You are on page 1of 450

Risale-i Nur Klliyatndan

Lemalar




Mellifi
Bedizzaman
Said Nursi Said Nursi Said Nursi Said Nursi
































Nereden: ENVAR NERYAT
Piyerloti Cad. Hacbey Apt. 10/3
Tel: 516 20 14 518 62 71
Fax: 516 20 42 ST.
Bask: Cihan Neriyat ve Matbaaclk
Tel: 507 27 33
1995 ST.

Her Hakk Mahfuzdur.

Risale-i Nur Klliyatndan
















Lemalar





Mellifi
Bedizzaman
Said Nursi Said Nursi Said Nursi Said Nursi































Diyanet leri Mavere Kurulunun 23.05.1956 gn ve saysz ehl-i vukuf raporuna
istinaden Afyon Ar Ceza Mahkemesince Bedizzaman Said Nursinin Kitab ve sair
evraklarnn kanuni mevzuata muhalif siyasi ve idari hibir mahzuru grlmemi
olmakla sz geen eserler 23.06.1956 gn ve 954/278 esas ve 955/218 karar sayl ve
kaziye-i muhkeme haline gelen beraet karariyle ve yine Isparta Sorgu Hakimliinin
11.09.1956 gn, 954/28 esas ve 956/65 karar sayl ve aynen kazye-i muhkeme haline
gelen meni muhakeme karariyle bilumum Nur Risaleleri sahiplerine iade edilmitir.

Her hakk mahfuzdur.







--- sh:(L:5) ----


_
_,.!.L!_.,._.,..-,.,.;!;;,...L!__...
_,.-,!,-,,.,,.!_..._.,_....
,,L-!_,-!,,,,.,..;!;_,.-_.!;.
,,L-!_.-!.;.;,,-;_,!,-.,..,.-
_.,!,._.._.,!,._..
...,_..._..!
[Otuzbirinci Mektub'un birinci ksm; her zaman, hususan marib ve ia'
ortasnda otuzer defa okunmas ok faziletli bulunan mezkr kelimat-
mbarekenin herbirinin ok envrndan birer nurunu gsterecek alt Lem'adr.]

Birinci Lem'a

Hazret-i Yunus bn-i Metta Al Nebiyyina ve Aleyhissalt
Vesselm'n mnacat, en azm bir mnacattr ve en mhim bir vesile-i
icabe-i duadr. Hazret-i Yunus Aleyhisselm'n kssa-i mehuresinin
hlsas: Denize atlm, byk bir balk onu yutmu. Deniz frtnal ve
gece dadaal ve karanlk ve her taraftan mid kesik bir vaziyette

--- sh:(L:6) --------------
_,.!.L!_.,._.,..-,.,.;!;
mnacat, ona sr'aten vasta-i necat olmutur. u mnacatn srr- azmi
udur ki: O vaziyette esbab bilklliye sukut etti. nki o halde ona necat
verecek yle bir zt lzm ki; hkm hem bala, hem denize, hem
geceye, hem cevv-i semaya geebilsin. nki onun aleyhinde "gece,
deniz ve hut" ittifak etmiler. Bu n birden emrine msahhar eden bir
zt onu sahil-i selmete karabilir. Eer btn halk onun hizmetkr ve
yardmcs olsa idiler, yine be para faideleri olmazd. Demek esbabn
tesiri yok. Msebbib-l Esbab'dan baka bir melce' olamadn
aynelyakn grdnden, srr- ehadiyet, nur-u tevhid iinde inkiaf ettii
iin u mnacat birdenbire geceyi, denizi ve hutu msahhar etmitir. O
nur-u tevhid ile hutun karnn bir taht-el bahr gemisi hkmne getirip ve
zelzeleli da-vari emvac deheti iinde; denizi, o nur-u tevhid ile
emniyetli bir sahra, bir meydan- cevelan ve tenezzhgh olarak o nur ile
sema yzn bulutlardan sprp, Kamer'i bir lmba gibi ba stnde
bulundurdu. Her taraftan onu tehdid ve tazyik eden o mahlukat, her
cihette ona dostluk yzn gsterdiler. T sahil-i selmete kt, ecere-i
yaktn altnda o ltf-u Rabbanyi mahede etti.
te Hazret-i Yunus Aleyhisselm'n birinci vaziyetinden yz
derece daha mdhi bir vaziyetteyiz. Gecemiz, istikbaldir. stikbalimiz,
nazar- gafletle onun gecesinden yz derece daha karanlk ve dehetlidir.
Denizimiz, u sergerdan kre-i zeminimizdir. Bu denizin her mevcinde
binler cenaze bulunuyor; onun denizinden bin derece daha korkuludur.
Bizim heva-y nefsimiz, hutumuzdur; hayat- ebediyemizi skp mahvna
alyor. Bu hut, onun hutundan bin derece daha muzrdr. nki onun
hutu yz senelik bir hayat mahveder. Bizim hutumuz ise, yz milyon
seneler hayatn mahvna alyor. Madem hakik vaziyetimiz budur; biz
de Hazret-i Yunus Aleyhisselm'a iktidaen, umum esbabdan yzmz
evirip dorudan doruya Msebbib-l Esbab olan Rabbimize iltica edip
_,.!.L!_.,._.,..-,.,.;!;
demeliyiz ve aynelyakn anlamalyz ki; gaflet ve dalaletimiz sebebiyle
aleyhimize ittifak eden istikbal, dnya ve heva-y nefsin zararlarn
def'edecek yalnz o zt olabilir ki; istikbal taht- emrinde, dnya taht-
hkmnde, nefsimiz taht- idaresindedir. Acaba Hlk- Semavat ve
Arz'dan baka hangi sebeb var ki, en ince ve en gizli hatrat- kalbimizi
bilecek ve bizim iin istikbali, hiretin icadyla klandracak ve
dnyann yzbin boucu emvacndan kurtaracak, h, Zt- Vcib-l
Vcud'dan baka
--- sh:(L:7) --------------
hibir ey, hibir cihette onun izni ve iradesi olmadan imdad edemez ve
halaskr olamaz. Madem hakikat- hal byledir. Naslki Hazret-i Yunus
Aleyhisselm'a o mnacatn neticesinde hutu ona bir merkb, bir taht-el
bahr ve denizi bir gzel sahra ve gece mehtabl bir latif suret ald. Biz
dahi o mnacatn srryla
_,.!.L!_.,._.,..-,.,.;!; demeliyiz.
,.;!;cmlesiyle istikbalimize, ,..-,.kelimesiyle dnyamza,
_,.!.L!_.,._.fkrasyla nefsimize nazar- merhametini
celbetmeliyiz. T ki, nur-u iman ile ve Kur'ann mehtabyla istikbalimiz
tenevvr etsin ve o gecemizin dehet ve vaheti, nsiyet ve tenezzhe
inklab etsin. Ve mtemadiyen mevt ve hayatn deimesiyle seneler ve
karnlar emvac stnde hadsiz cenazeler binip ademe atlan dnyamz ve
zeminimizde, Kur'an- Hakm'in tezghnda yaplan bir sefine-i maneviye
hkmne geen hakikat- slmiyet iine girip selmetle o denizin
stnde gezip, t sahil-i selmete karak hayatmzn vazifesi bitsin. O
denizin frtnalar ve zelzeleleri, sinema perdeleri gibi tenezzhn
manzaralarn tazelendirmekle, vahet ve dehet yerine, nazar- ibret ve
tefekkr keyiflendirerek okayp klandrsn. Hem o srr- Kur'anla, o
terbiye-i Furkaniye ile; nefsimiz bize binmeyecek, merkbumuz olup,
bizi ona bindirip, hayat- ebediyemizin kazanmasna kuvvetli bir
vastamz olsun.
Elhasl: Madem insan, mahiyetinin cmiiyeti itibariyle stmadan
mteellim olduu gibi, arzn zelzele ve ihtizazatndan ve kinatn
kyamet hengmnda zelzele-i kbrasndan mteellim oluyor. Ve naslki
hurdebn bir mikrobdan korkar; ecram- ulviyeden zuhur eden kuyruklu
yldzdan dahi korkar. Hem naslki hanesini sever, koca dnyay da yle
sever. Hem naslki kk bahesini sever, yle de hadsiz ebed Cennet'i
dahi mtakane sever. Elbette byle bir insann Mabudu, Rabbi, melcei,
halaskr, maksudu yle bir zt olabilir ki, umum kinat onun kabza-i
tasarrufunda, zerrat ve seyyarat dahi taht- emrindedir. Elbette yle bir
insan daima Yunusvari (A.S.)
_,.!.L!_.,._.,..-,.,.;!; demeye muhtatr.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.

--- sh:(L:8) --------------
kinci Lem'a
_
_,.-,!,-,,.,,.!_..._.,_....
Sabr kahraman Hazret-i Eyyb Aleyhisselm'n u mnacat,
hem mcerreb, hem tesirlidir. Fakat yetten iktibas suretinde bizler
mnacatmzda
_,.-,!,-,,.,,.!_. .._.,,
demeliyiz. Hazret-i Eyyb Aleyhisselm'n mehur kssasnn hlsas
udur ki:
Pek ok yara, bere iinde epey mddet kald halde, o hastaln
azm mkfatn dnerek kemal-i sabrla tahamml edip kalm. Sonra
yaralarndan tevelld eden kurtlar, kalbine ve diline ilitii zaman, zikir
ve marifet-i lahiyenin mahalleri olan kalb ve lisanna ilitikleri iin, o
vazife-i ubudiyete halel gelir dncesiyle kendi istirahat iin deil,
belki ubudiyet-i lahiye iin demi: "Ya Rab! Zarar bana dokundu,
lisanen zikrime ve kalben ubudiyetime halel veriyor." diye mnacat edip,
Cenab- Hak o hlis ve sfi, garazsz, lillah iin o mnacat gayet hrika
bir surette kabul etmi. Kemal-i fiyetini ihsan edip enva'- merhametine
mazhar eylemi. te bu Lem'ada "Be Nkte" var.
BRNC NKTE: Hazret-i Eyyb Aleyhisselm'n zahir yara
hastalklarnn mukabili bizim btn ve ruh ve kalb hastalklarmz
vardr. da, d ie bir evrilsek, Hazret-i Eyyb'den daha ziyade
yaral ve hastalkl grneceiz. nki ilediimiz herbir gnah,
kafamza giren herbir bhe, kalb ve ruhumuza yaralar aar. Hazret-i
Eyyb Aleyhisselm'n yaralar, ksack hayat- dnyeviyesini tehdid
ediyordu. Bizim manev yaralarmz, pek uzun olan hayat- ebediyemizi
tehdid ediyor. O mnacat- Eyybiyeye, o Hazretten bin defa daha ziyade
muhtacz. Bahusus naslki o Hazretin yaralarndan ne'et eden kurtlar,
kalb ve lisanna ilimiler; yle de; bizleri, gnahlardan gelen yaralar ve
yaralardan hasl olan vesveseler, bheler (nez billah) mahall-i iman
olan
--- sh:(L:9) ---------------
btn- kalbe iliip iman zedeler ve imann tercman olan lisann zevk-i
ruhansine iliip zikirden nefretkrane uzaklatrarak susturuyorlar. Evet
gnah kalbe ileyip, siyahlandra siyahlandra t nur-u iman karncaya
kadar katlatryor. Herbir gnah iinde kfre gidecek bir yol var. O
gnah istifar ile abuk imha edilmezse, kurt deil, belki kk bir
manev ylan olarak kalbi sryor. Mesel: Utandracak bir gnah gizli
ileyen bir adam, bakasnn ttlandan ok hicab ettii zaman, melaike ve
ruhaniyatn vcudu ona ok ar geliyor. Kk bir emare ile onlar inkr
etmek arzu ediyor. Hem mesel: Cehennem azabn inta eden byk bir
gnah ileyen bir adam, Cehennem'in tehdidatn iittike istifar ile ona
kar siper almazsa, btn ruhuyla Cehennem'in ademini arzu ettiinden,
kk bir emare ve bir bhe, Cehennem'in inkrna cesaret veriyor. Hem
mesel: Farz namazn klmayan ve vazife-i ubudiyeti yerine getirmeyen
bir adamn kk bir mirinden kk bir vazifesizlik yznden ald
tekdirden mteessir olan o adam, Sultan- Ezel ve Ebed'in mkerrer
emirlerine kar farznda yapt bir tenbellik, byk bir sknt veriyor ve
o skntdan arzu ediyor ve manen diyor ki: "Keki o vazife-i ubudiyeti
bulunmasa idi." Ve bu arzudan bir manev adavet-i lahiyeyi imam eden
bir inkr arzusu uyanr. Bir bhe, vcud-u lahiyeye dair kalbe gelse,
kat' bir delil gibi ona yapmaya meyleder. Byk bir helket kaps ona
alr. O bedbaht bilmiyor ki: nkr vastasyla, gayet cz' bir sknt
vazife-i ubudiyetten gelmeye mukabil, inkrda milyonlar ile o skntdan
daha mdhi manev skntlara kendini hedef eder. Sinein srmasndan
kap, ylann srmasn kabul eder. Ve hkeza.. bu misale kyas
edilsin ki ,,._..;,_ srr anlalsn.
KNC NKTE: Yirmialtnc Sz'de srr- kadere dair beyan
edildii gibi, musibet ve hastalklarda insanlarn ekvaya vecihle
haklar yoktur.
Birinci Vecih: Cenab- Hak, insana giydirdii vcud libasn
san'atna mazhar ediyor. nsan bir model yapm, o vcud libasn o
model stnde keser, bier, tebdil eder, tayir eder; muhtelif esmasnn
cilvesini gsterir. f ismi hastal istedii gibi, Rezzak ismi de al
iktiza ediyor. Ve hkeza...
..:,:.._.,..,..!,!..
kinci Vecih: Hayat musibetlerle, hastalklarla tasaffi eder, kemal
bulur, kuvvet bulur, terakki eder, netice verir, tekemml eder; vazife-i
hayatiyeyi yapar. Yeknesak istirahat deindeki hayat, hayr- mahz olan
vcuddan ziyade, err-i mahz olan ademe yakndr ve ona gider.
--- sh:(L:10) -------------
nc Vecih: u dr- dnya, meydan- imtihandr ve dr-
hizmettir; lezzet ve cret ve mkfat yeri deildir. Madem dr- hizmettir
ve mahall-i ubudiyettir; hastalklar ve musibetler, din olmamak ve
sabretmek artyla o hizmete ve o ubudiyete ok muvafk oluyor ve
kuvvet veriyor. Ve herbir saati, birgn ibadet hkmne getirdiinden
ekva deil, kretmek gerektir. Evet ibadet iki ksmdr: Bir ksm
msbet, dieri menf. Msbet ksm malmdur. Menf ksm ise,
hastalklar ve musibetlerle musibetzede za'fn ve aczini hissedip Rabb-
Rahmine ilticakrane tevecch edip, onu dnp, ona yalvarp hlis bir
ubudiyet yapar. Bu ubudiyete riya giremez, hlistir. Eer sabretse,
musibetin mkfatn dnse, kretse, o vakit herbir saati bir gn
ibadet hkmne geer. Ksack mr uzun bir mr olur. Hatt bir ksm
var ki, bir dakikas bir gn ibadet hkmne geer. Hatt bir hiret
kardeim, Muhacir Hfz Ahmed isminde bir ztn mdhi bir hastalna
ziyade merak ettim. Kalbime ihtar edildi: "Onu tebrik et. Herbir dakikas
birgn ibadet hkmne geiyor." Zten o zt sabr iinde krediyordu.
NC NKTE: Bir-iki Sz'de beyan ettiimiz gibi: Her
insan gemi hayatn dnse, kalbine ve lisanna ya "ah" veya "oh"
gelir. Yani ya teessf eder, ya "Elhamdlillah" der. Teessf dedirten,
eski zamann lezaizinin zeval ve firakndan ne'et eden manev
elemlerdir. nki zeval-i lezzet elemdir. Bazan muvakkat bir lezzet,
daim elem verir. Dnmek ise o elemi deiyor, teessf aktyor. Eski
hayatnda geirdii muvakkat lmn zevalinden ne'et eden manev ve
daim lezzet, "Elhamdlillah" dedirtir. Bu ftr haletle beraber,
musibetlerin neticesi olan sevab ve mkfat- uhreviye ve ksa mr,
musibet vastasyla uzun bir mr hkmne gemesini dnse sabrdan
ziyade, kreder. "Elhamdlillahi alkllihal sive-l kfri ve-d dalal"
demesi iktiza eder. Mehur bir sz var ki: "Musibet zaman uzundur."
Evet musibet zaman uzundur. Fakat rf- nsta zannedildii gibi skntl
olduundan uzun deil, belki uzun bir mr gibi hayat neticeler verdii
iin uzundur.
DRDNC NKTE: Yirmibirinci Sz'n birinci makamnda
beyan edildii gibi: Cenab- Hakk'n insana verdii sabr kuvvetini
evham yolunda datmazsa, her musibete kar kfi gelebilir. Fakat
vehmin tahakkmyle ve insann gafletiyle ve fni hayat bki tevehhm
etmesiyle sabr kuvvetini mazi ve mstakbele datp hl-i hazrdaki
musibete kar sabr kfi gelmez, ekvaya balar. deta (h) Cenab-
Hakk' insanlara ekva eder. Hem ok haksz bir surette ve divanecesine
ekva edip sabrszlk gsterir. nki gemi herbir gn, musibet ise
zahmeti gitmi,
--- sh:(L:11) -------------
rahat kalm; elemi gitmi, zevalindeki lezzet kalm; sknts gemi,
sevab kalm. Bundan ekva deil, belki mtelezzizane kretmek lzm
gelir. Onlara ksmek deil, bilakis muhabbet etmek gerektir. Onun o
gemi fni mr, musibet vastasyla bki ve mes'ud bir nevi mr
hkmne geer. Onlardaki lm vehim ile dnp bir ksm sabrn
onlara kar datmak, divaneliktir. Amma gelecek gnler ise madem
daha gelmemiler; ilerinde ekecei hastalk veya musibeti imdiden
dnp sabrszlk gstermek, ekva etmek, ahmaklktr. "Yarn, br
gn a olacam, susuz olacam" diye bugn mtemadiyen su imek,
ekmek yemek, ne kadar ahmakasna bir divaneliktir. yle de gelecek
gnlerdeki, imdi adem olan musibet ve hastalklar dnp, imdiden
onlardan mteellim olmak, sabrszlk gstermek, hibir mecburiyet
olmadan kendi kendine zulmetmek yle bir belhettir ki, hakknda efkat
ve merhamet liyakatn selbediyor.
Elhasl: Nasl kr, nimeti ziyadeletiriyor; yle de ekva,
musibeti ziyadeletirir hem merhamete liyakat selbeder. Birinci Harb-i
Umum'nin birinci senesinde, Erzurum'da mbarek bir zt mdhi bir
hastala giriftar olmutu. Yanna gittim, bana dedi: "Yz gecedir ben
bam yasta koyup yatamadm" diye ac bir ikayet etti. Ben ok
acdm. Birden hatrma geldi ve dedim: Kardeim, gemi skntl yz
gnn imdi srurlu yz gn hkmndedir. Onlar dnp, ekva etme;
onlara bakp kret. Gelecek gnler ise, madem daha gelmemiler.
Rabbin olan Rahmanurrahm'in rahmetine itimad edip, dvlmeden
alama, hiten korkma, ademe vcud rengi verme. Bu saati dn;
sendeki sabr kuvveti bu saate kfi gelir. Divane bir kumandan gibi
yapma ki: Sol cenah dman kuvveti onun sa cenahna iltihak edip ona
taze bir kuvvet olduu halde, sol cenahndaki dmann sa cenah daha
gelmedii vakitte, o tutar, merkez kuvvetini saa sola datp merkezi
zaf brakp, dman edna bir kuvvet ile merkezi harab eder." Dedim:
"Kardeim, sen bunun gibi yapma, btn kuvvetini bu saate kar tahid
et. Rahmet-i lahiyeyi ve mkfat- uhreviyeyi ve fni ve ksa mrn,
uzun ve bki bir surete evirdiini dn. Bu ac ekva yerinde ferahl bir
kret." O da tamamyla bir ferah alarak: "Elhamdlillah, dedi,
hastalm ondan bire indi."
BENC NKTE: mes'eledir.
Birinci Mes'ele: Asl musibet ve muzr musibet, dine gelen
musibettir. Musibet-i diniyeden her vakit dergh- lahiyeye iltica edip
feryad etmek gerektir. Fakat din olmayan musibetler, hakikat noktasnda
musibet deildirler. Bir ksm ihtar- Rahmandir. Naslki oban, gayrn
tarlasna
--- sh:(L:12) -------------
tecavz eden koyunlarna ta atp, onlar o tatan hissederler ki: Zararl
iten kurtarmak iin bir ihtardr, memnunane dnerler. yle de ok zahir
musibetler var ki; lah birer ihtar, birer ikazdr ve bir ksm keffaret-z
znubdur ve bir ksm gafleti datp, beer olan aczini ve za'fn
bildirerek bir nevi huzur vermektir. Musibetin hastalk olan nev'i, sbkan
getii gibi o ksm, musibet deil, belki bir iltifat- Rabbandir, bir
tathirdir. Rivayette vardr ki: "Ermi bir aac silkmekle nasl meyveleri
dyor, stmann titremesinden gnahlar yle dklyor."
Hazret-i Eyyb Aleyhisselm mnacatnda istirahat- nefs iin
dua etmemi, belki zikr-i lisan ve tefekkr- kalbye mani olduu zaman
ubudiyet iin ifa taleb eylemi. Biz, o mnacat ile -birinci maksadmz-
gnahlardan gelen manev ruh yaralarmzn ifasn niyet etmeliyiz.
Madd hastalklar iin ubudiyete mani' olduu zaman iltica edebiliriz.
Fakat mu'terizane, mtekiyane bir surette deil, belki mtezellilane ve
istimdadkrane iltica edilmeli. Madem onun rububiyetine razyz, o
rububiyeti noktasnda verdii eye rza lzm. Kaza ve kaderine itiraz
imam eder bir tarzda "Ah! Of!" edip ekva etmek; bir nevi kaderi
tenkiddir, rahmiyetini ittihamdr. Kaderi tenkid eden, ban rse vurur
krar. Rahmeti ittiham eden, rahmetten mahrum kalr. Krlm el ile
intikam almak iin o eli istimal etmek, nasl krlmasn tezyid ediyor.
yle de: Musibete giriftar olan adam, itirazkrane ekva ve merakla onu
karlamak, musibeti ikiletiriyor.
kinci Mes'ele: Madd musibetleri byk grdke byr, kk
grdke klr. Mesel: Gecelerde insann gzne bir hayal iliir. Ona
ehemmiyet verdike ier, ehemmiyet verilmezse kaybolur. Hcum eden
arlara ilitike fazla tehacm gstermeleri, lkayd kaldka dalmalar
gibi; madd musibetlere de byk nazaryla ehemmiyetle baktka byr.
Merak vastasyla o musibet cesedden geerek kalbde de kkleir, bir
manev musibeti dahi netice verir; ona istinad eder, devam eder. Ne vakit
o merak, kazaya rza ve tevekkl vastasyla izale etse, bir aacn kk
kesilmesi gibi madd musibet hafiflee hafiflee kk kesilmi aa gibi
kurur gider. Bu hakikat ifade iin bir vakit byle demitim:
Brak ey bare feryad, beladan kl tevekkl.
Zira feryad bela-ender, hata-ender beladr bil.
Eer bela vereni buldunsa, safa-ender, at-ender beladr bil.
Eer bulmazsan btn dnya cefa-ender, fena ender beladr bil.
Cihan dolu bela banda varken, ne barrsn kk bir beladan,
gel tevekkl kl!
Tevekkl ile bela yznde gl, t o da glsn. O gldke
klr, eder tebeddl.
--- sh:(L:13) -------------
Naslki mbarezede mdhi bir hasma kar glmekle; adavet
musalahaya, husumet akaya dner, adavet klr mahvolur. Tevekkl
ile musibete kar kmak dahi yledir.
nc Mes'ele: Her zamann bir hkm var. u gaflet
zamannda musibet eklini deitirmi. Baz zamanda ve baz ehasta
bela, bela deil, belki bir ltf-u lahdir. Ben u zamandaki hastalkl sair
musibetzedeleri (fakat musibet, dine dokunmamak artyla) bahtiyar
grdmden, hastalk ve musibet aleyhtar bulunmak hususunda bana
bir fikir vermiyor. Ve bana, onlara acmak hissini ras etmiyor. nki
hangi bir gen hasta yanma gelmi ise, gryorum; emsallerine nisbeten
bir derece vazife-i diniyeye ve hirete kar merbutiyeti var. Ondan
anlyorum ki: yleler hakknda o nevi hastalklar musibet deil, bir nevi
nimet-i lahiyedir. nki endan o hastalk onun dnyev, fni, ksack
hayatna bir zahmet ras ediyor. Fakat onun ebed hayatna faidesi
dokunuyor, bir nevi ibadet hkmne geiyor. Eer shhat bulsa, genlik
sarholuuyla ve zamann sefahetiyle elbette hastalk haletini muhafaza
edemeyecek, belki sefahete atlacak.

Htime
Cenab- Hak hadsiz kudret ve nihayetsiz rahmetini gstermek iin
insanda hadsiz bir acz, nihayetsiz bir fakr derceylemitir. Hem hadsiz
nuku-u esmasn gstermek iin insan yle bir surette halketmi ki,
hadsiz cihetlerle elemler ald gibi, hadsiz cihetlerle de lezzetler alabilir
bir makine hkmnde yaratm. Ve o makine-i insaniyede yzer let var.
Herbirinin elemi ayr, lezzeti ayr, vazifesi ayr, mkfat ayrdr. deta
insan- ekber olan lemde tecelli eden btn esma-i lahiye, bir lem-i
asgar olan insanda dahi o esmann umumiyetle cilveleri var. Bunda shhat
ve fiyet ve lezaiz gibi nfi' emirler, nasl kr dedirtir, o makineyi ok
cihetlerle vazifelerine sevkeder. nsan da bir kr fabrikas gibi olur.
yle de: Musibetlerle, hastalklarla, lm ile, sair mheyyi ve muharrik
rzalar ile o makinenin dier arklarn harekete getirir, tehyic eder.
Mahiyet-i insaniyede mnderic olan acz ve za'f ve fakr madenini
ilettiriyor. Bir lisan ile deil, belki herbir znn lisanyla bir iltica, bir
istimdad vaziyeti verir. Gya insan o rzalar ile, ayr ayr binler kalemi
tazammun eden mteharrik bir kalem olur. Sahife-i hayatnda veyahut
Levh-i Misal'de mukadderat- hayatn yazar, esma-i lahiyeye bir
ilnname yapar ve bir kaside-i manzume-i Sbhaniye hkmne geip,
vazife-i ftratn fa eder.
--- sh:(L:14) -------------

nc Lem'a
(Bu Lem'aya bir derece hiss ve zevk karm. Hiss ve zevkin
cokunluklar ise akln dsturlarn, fikrin mizanlarn ok dinlemediklerinden
ve mraat etmediklerinden bu nc Lem'a mantk mizanlar ile tartlmamal.)
_
;-,,!,,:-!!,,;,!..__
yetinin mealini ifade eden
_.,!,._.._.,!,._..iki cmlesi mhim iki
hakikat ifade ediyorlar. Ondandr ki: Naklerin resasndan bir ksm,
bu iki cmle ile kendilerine bir hatme-i mahsus yapp muhtasar bir
hatme-i Nakiye hkmnde tutuyorlar. Madem o azm yetin mealini bu
iki cmle ifade ediyor. Biz bu iki cmlenin ifade ettii iki hakikat-
mhimmenin birka nktesini beyan edeceiz.
BRNC NKTE: Birinci defa _.,!,._..bir
ameliyat- cerrahiye hkmnde kalbi masivadan tecrid ediyor, kesiyor.
yle ki: nsan, mahiyet-i cmiiyeti itibariyle mevcudatn hemen
eksersiyle alkadardr. Hem insann mahiyet-i cmiasnda hadsiz bir
istidad- muhabbet dercedilmitir. Onun iin insan da umum mevcudata
kar bir muhabbet besliyor. Koca dnyay bir hanesi gibi seviyor. Ebed
Cennet'e bahesi gibi muhabbet ediyor. Halbuki muhabbet ettii
mevcudat durmuyorlar, gidiyorlar. Firaktan daima azab ekiyor. Onun o
hadsiz muhabbeti, hadsiz bir manev azaba medar oluyor. O azab
ekmekte kabahat, kusur ona aittir. nki kalbindeki hadsiz istidad-
muhabbet, hadsiz bir cemal-i bkiye mlik bir zta tevcih etmek iin
verilmi. O insan s'-i istimal ederek o muhabbeti fni mevcudata
sarfettii cihetle kusur ediyor, kusurun cezasn, firakn azabyla ekiyor.

--- sh:(L:15) -------------
te bu kusurdan teberri edip o fni mahbubattan kat- alka
etmek, o mahbublar onu terketmeden evvel o onlar terketmek cihetiyle
Mahbub-u Bki'ye hasr- muhabbeti ifade eden
_.,!,._..olan birinci cmlesi: "Bki-i Hakik yalnz sensin.
Masiva fnidir. Fni olan elbette bki bir muhabbete ve ezel ve ebed bir
aka ve ebed iin yaratlan bir kalbin alkasna medar olamaz." manasn
ifade ediyor. "Madem o hadsiz mahbubat fnidirler, beni brakp
gidiyorlar; onlar beni brakmadan evvel ben onlar
_.,!,._..demekle brakyorum. Yalnz sen bkisin ve senin
ibkan ile mevcudat beka bulabildiini bilip itikad ederim. yle ise senin
muhabbetinle onlar sevilir. Yoksa alka-i kalbe lyk deiller." demektir.
te bu halette kalb, hadsiz mahbubatndan vazgeiyor. Hsn ve
cemalleri stnde fnilik damgasn grr, alka-i kalbi keser. Eer
kesmezse, mahbublar adedince manev cerihalar oluyor. kinci cmle
olan _.,!,._..o hadsiz cerihalara hem merhem, hem tiryak
oluyor. Yani: _.. "Madem sen bkisin, yeter; hereye bedelsin.
Madem sen varsn, herey var." Evet mevcudatta sebeb-i muhabbet olan
hsn ve ihsan ve kemal, umumiyetle Bki-i Hakik'nin hsn ve ihsan
ve kemaltnn iarat ve ok perdelerden gemi zaf glgeleridir; belki
cilve-i esma-i hsnann glgelerinin glgeleridir.
KNC NKTE: nsann ftratnda bekaya kar gayet edid bir
ak var. Hatt her sevdii eyde kuvve-i vhime cihetiyle bir nevi beka
tevehhm eder, sonra sever. Ne vakit zevalini dnse veya grse,
derinden derine feryad eder. Btn firaklardan gelen feryadlar, ak-
bekadan gelen alamalarn tercmanlardr. Eer tevehhm- beka
olmazsa muhabbet edemez. Hatt denilebilir ki: lem-i bekann ve ebed
Cennet'in bir sebeb-i vcudu, u mahiyet-i insaniyedeki o iddetli ak-
bekadan kan gayet kuvvetli arzu-yu beka ve beka iin ftr umum
duadr ki, Bki-i Zlcelal o edid sarslmaz ftr arzuyu, o tesirli kuvvetli
umum duay kabul etmitir ki, fni insanlar iin bki bir lemi halketmi.
Hem hi mmkn mdr ki: Ftr- Kerim, Hlk- Rahm, kk
midenin cz' arzusunu ve muvakkat bir beka iin lisan- hal ile duasn
hadsiz enva'- mat'umat- leziziyenin icadyla kabul etsin de, umum nev-i
beerin pek byk bir ihtiyac- ftrden gelen pek iddetli bir arzusunu ve

--- sh:(L:16) -------------
kll ve daim ve hakl ve hakikatl, kalli, halli, bekaya dair gayet
kuvvetli duasn kabul etmesin? H, yzbin defa h. Kabul etmemek
mmkn deildir. Hem hikmet ve adaletine ve rahmet ve kudretine hibir
cihetle yakmaz. Madem insan bekaya ktr, elbette btn kemalt,
lezzetleri, bekaya tabidir. Ve madem beka, Bki-i Zlcelal'e mahsustur
ve madem Bki'nin esmas bkiyedir ve madem Bki'nin yineleri
Bki'nin rengini, hkmn alr ve bir nevi bekaya mazhar olur. Elbette
insana en lzm i, en mhim vazife; o Bki'ye kar alka peyda etmektir
ve esmasna yapmaktr. nki Bki yoluna sarfolunan herey, bir nevi
bekaya mazhar olur. te o ikinci _.,!,._..cmlesi bu
hakikat ifade ediyor. nsann hadsiz manev yaralarn tedavi etmekle
beraber, ftratndaki gayet iddetli arzu-yu bekay onunla tatmin ediyor.
NC NKTE: u dnyada zamann, fena ve zeval-i
eyadaki tesirat gayet muhteliftir. Ve mevcudat ise mtedhil daireler
gibi birbiri iinde iken, hkmleri zeval noktasnda ayr ayr oluyor.
Naslki saatin saniyelerini sayan dairesi, dakikay ve saati ve gnleri
sayan daireleri zahiren birbirine benzer, fakat sr'atte birbirine muhaliftir.
yle de: nsandaki cisim, nefis, kalb, ruh daireleri yle mtefavittir.
Mesel: Cismin bekas, hayat, vcudu; bulunduu bir gn, belki bir saat
olduu ve mazi ve mstakbeli madum ve meyyit bulunduu halde, kalbin
hazr gnden ok gn evvel, ok gn sonraki zamana kadar daire-i
vcudu ve hayat genitir. Ruhun hazr gnden seneler evvel ve seneler
sonraki bir daire-i azme, daire-i hayatna ve vcuduna dhildir.
te bu istidada binaen hayat- kalb ve ruhye medar olan marifet-
i lahiye ve muhabbet-i Rabbaniye ve ubudiyet-i Sbhaniye ve marziyat-
Rahmaniye cihetiyle bu dnyadaki fni mr, bki bir mr tazammun
eder ve ebed ve bki bir mr intac eder ve bki ve lyemut bir mr
hkmne geer. Evet Bki-i Hakik'nin muhabbet, marifet, rzas yolunda
bir saniye, bir senedir. Eer onun yolunda olmazsa, bir sene bir saniyedir.
Belki onun yolunda bir saniye, lyemuttur, ok senelerdir. Ve dnya
cihetinde ehl-i gafletin yz senesi, bir saniye hkmne geer. Mehur
byle bir sz var ki: ..,.!..,.._,.!..yani:
"Firakn bir saniyesi, bir sene kadar uzundur ve visalin bir senesi, bir
saniye kadar ksadr." Ben bu fkrann btn btn aksine diyorum ki:
Visal, yani Bki-i Zlcelal'in rzas dairesinde livechillah bir saniye visal,
deil yalnz byle bir sene, belki daim bir pencere-i visaldir.

--- sh:(L:17) -------------
Gaflet ve dalalet firak iinde deil bir sene, belki bin sene, bir saniye
hkmndedir. O szden daha mehur u sz var:
;.,.,.,-;_...,-!,.;.-....;_.,.!_,
hkmmz teyid ediyor. Mehur evvelki szn sahih bir manas budur
ki: Fni mevcudatn visali madem fnidir, ne kadar uzun da olsa yine ksa
hkmndedir. Senesi, bir saniye gibi geer; hasretli bir hayal ve esefli bir
r'ya olur. Bekay isteyen kalb-i insan bir sene visalde, yalnz bir
saniyecikte ancak zerre gibi bir zevkini alabilir. Firak ise saniyesi bir
sene deil, senelerdir. nki firakn meydan genitir. Bekay isteyen bir
kalbe, firak endan bir saniye de olsa, seneler kadar tahribat yapar. nki
hadsiz firaklar ihtar eder. Madd ve sfl muhabbetler iin btn mazi ve
mstakbel, firakla doludur.
u mes'ele mnasebetiyle deriz: Ey insanlar! Fni, ksa, faidesiz
mrnz; bki, uzun, faideli, meyvedar yapmak ister misiniz? Madem
istemek insaniyetin iktizasdr, Bki-i Hakik'nin yoluna sarfediniz.
nki Bki'ye mteveccih olan ey, bekann cilvesine mazhar olur.
Madem her insan gayet iddetli bir surette uzun bir mr ister, bekaya
ktr ve madem bu fni mr, bki mre tebdil eden bir are var ve
manen ok uzun bir mr hkmne geirmek mmkndr. Elbette
insaniyeti sukut etmemi bir insan, o areyi arayacak ve o imkn bilfiile
evirmeye alacak ve tevfik-i hareket edecek. te o are budur: Allah
iin ileyiniz, Allah iin grnz, Allah iin alnz. "Lillah,
livechillah, lieclillah" rzas dairesinde hareket ediniz. O vakit sizin
mrnzn dakikalar, seneler hkmne geer.
Bu hakikata iareten Leyle-i Kadir gibi bir tek gece, seksen ksur
seneden ibaret olan bin ay hkmnde olduunu Nass- Kur'an gsteriyor.
Hem bu hakikata iaret eden ehl-i velayet ve hakikat beyninde bir dstur-
u muhakkak olan "bast- zaman" srryla ok seneler hkmnde olan
birka dakikalk zaman- Mi'rac, bu hakikatn vcudunu isbat eder ve
bilfiil vukuunu gsteriyor. Mi'racn birka saat mddeti, binler seneler
hkmnde vs'ati ve ihatas ve uzunluu vardr. nki o Mi'rac yoluyla,
beka lemine girdi. Beka leminin birka dakikas, u dnyann binler
senesini tazammun etmitir. Hem u hakikata bina edilen beyn-el evliya
kesretle vuku bulmu olan "bast- zaman" hdiseleridir. Baz evliya bir
dakikada, bir gnlk ii grm. Bazlar bir saatte, bir sene vazifesini
yapm. Bazlar bir dakikada, bir hatme-i Kur'aniyeyi okumu
olduklarn rivayet edip ihbar ediyorlar. Byle ehl-i hak ve sdk, bilerek
kizbe elbette tenezzl etmezler. Hem o derece hadsiz ve kesretli
--- sh:(L:18) -------------
bir tevatrle "bast- zaman" (Haiye) hakikatn aynen mahede ettikleri
medar- bhe olamaz. u "bast- zaman" herkese musaddak bir nev'i,
r'yada grnyor. Bazan bir dakikada insann grd r'yay, geirdii
ahvali, konutuu szleri, grd lezzetleri veya ektii elemleri
grmek iin yakaza leminde bir gn, belki gnler lzmdr.
Elhasl: nsan endan fnidir. Fakat beka iin halkedilmi ve bki
bir ztn yinesi olarak yaratlm ve bki meyveleri verecek ileri
grmekle tavzif edilmi ve bki bir ztn, bki esmasnn cilvelerine ve
naklarna medar olacak bir suret verilmitir. yle ise byle bir insann
hakik vazifesi ve saadeti: Btn cihazat ve btn istidadatyla o Bki-i
Sermed'nin daire-i marziyatnda esmasna yapp, ebed yolunda o
Bki'ye mteveccih olup gitmektir. Lisan _.,!,._..dedii
gibi; kalbi, ruhu, akl, btn letaifi "Hve-l Bki, Hve-l Ezeliyy-l
Ebed, Hve-s Sermed, Hve-d Daim, Hve-l Matlub, Hve-l Mahbub,
Hve-l Maksud, Hve-l Mabud" demeli.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
...L-,..,..;...-';..,
--------------------------------------------------------
(Haiye): ,_-,.....,!!.,..,!,,,.._.,.
yetiyle
.-.,..,,_,.....,,.,_.,!,yeti "tayy-
zaman" gsterdii gibi,
;,.-.....!.,,.....;, yeti de "bast- zaman"
gsterir.









--- sh:(L:19) -------------

Drdnc Lem'a
"Minhac-s Snne" bu risaleye lyk grlmtr.
("Mes'ele-i mamet" bir mes'ele-i fer'iye olduu halde, ziyade
ehemmiyet verildiinden bir mesail-i imaniye srasna girip, lm-i Kelm'da ve
usl-d dinde medar- nazar olduu cihetle, Kur'ana ve imana ait hizmet-i
esasiyemize mnasebeti bulunduundan cz' bahsedildi.)
_
_,-,.....,..,,.,:..._.,.,,....!
_.!;.,,-,.',,_,...!.,:,..
,,L-!_,-!,,,,.,..;!;_,.-
_,.!_...!;,,..,:...;_

u yet-i azmenin ok hakaik-i azmesinden bir iki
hakikatna "ki Makam" ile iaret edeceiz.
Birinci Makam
"Drt Nkte"dir.
BRNC NKTE: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n
mmetine kar kemal-i efkat ve merhametini ifade ediyor. Evet rivayet-
i sahiha ile maherin dehetinden herkes hatt enbiya dahi "nefs, nefs"
dedikleri zaman, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm "mmet,
mmet" diye re'fet ve efkatini gsterecei gibi, yeni dnyaya geldii
zaman ehl-i kefin tasdikiyle vlidesi onun mnacatndan "mmet,
mmet"



--- sh:(L:20) -------------
iitmi. Hem btn tarih-i hayat ve nerettii efkatkrane mekrim-i
ahlk, kemal-i efkat ve re'fetini gsterdii gibi; mmetinin hadsiz
salavatna hadsiz ihtiya gstermekle, mmetinin btn saadetleriyle
kemal-i efkatinden alkadar olduunu gstermekle hadsiz bir efkatini
gstermi. te bu derece efkatli ve merhametli bir rehberin snnet-i
seniyesine mraat etmemek, ne derece nankrlk ve vicdanszlk olduunu
kyas eyle.
KNC NKTE: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm, kll ve
umum vazife-i nbvvet iinde baz husus, cz' maddelere kar azm bir
efkat gstermitir. Zahir hale gre o azm efkati, o husus cz' maddelere
sarfetmesi, vazife-i nbvvetin fevkalde ehemmiyetine uygun gelmiyor.
Fakat hakikatta o cz' madde, kll umum bir vazife-i nbvvetin medar
olabilecek bir silsilenin ucu ve mmessili olduundan, o silsile-i azmenin
hesabna onun mmessiline fevkalde ehemmiyet verilmi. Mesel: Resul-i
Ekrem Aleyhissalt Vesselm Hazret-i Hasan ve Hseyin'e kar
kklklerinde gsterdikleri fevkalde efkat ve ehemmiyet-i azme,
yalnz cibill efkat ve hiss-i karabetten gelen bir muhabbet deil, belki
vazife-i nbvvetin bir hayt- nuransinin bir ucu ve veraset-i Nebeviyenin
gayet ehemmiyetli bir cemaatinin menei, mmessili, fihristesi cihetiyledir.
Evet Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm, Hazret-i Hasan' (R.A.)
kemal-i efkatinden kucana alarak ban pmesiyle; Hazret-i Hasan'dan
(R.A.) teselsl eden nuran nesl-i mbarekinden Gavs- A'zam olan ah-
Geylan gibi ok mehdi-misal verese-i nbvvet ve hamele-i eriat-
Ahmediye (A.S.M.) olan ztlarn hesabna Hazret-i Hasan'n (R.A.) ban
pm ve o ztlarn istikbalde edecekleri hizmet-i kudsiyelerini nazar-
nbvvetle grp takdir ve istihsan etmi ve takdir ve tevike almet olarak
Hazret-i Hasan'n (R.A.) ban pm. Hem Hazret-i Hseyin'e kar
gsterdikleri fevkalde ehemmiyet ve efkat, Hazret-i Hseyin'in (R.A.)
silsile-i nuraniyesinden gelen Zeynelbidn, Cafer-i Sadk gibi eimme-i
lan ve hakik verese-i Nebeviye gibi pek ok mehdi-misal zevat-
nuraniyenin namna ve Din-i slm ve vazife-i risalet hesabna boynunu
pm, kemal-i efkat ve ehemmiyetini gstermitir. Evet Zt-
Ahmediyenin (A.S.M.) gayb-aina kalbiyle, dnyada Asr- Saadetten ebed
tarafnda olan meydan- hari temaa eden ve yerden Cennet'i gren ve
zeminden gkteki melaikeleri mahede eden ve zaman- dem'den beri
mazi zulmatnn perdeleri iinde gizlenmi hdisat gren, hatt Zt-
Zlcelal'in r'yetine mazhar olan nazar- nuransi, em-i istikbal-bnsi,
elbette Hazret-i Hasan ve Hseyin'in arkalarnda teselsl eden aktab ve
eimme-i verese ve mehdileri grm ve onlarn umumu namna balarn
pm. Evet Hazret-i Hasan'n (R.A.) ban pmesinden, ah-
Geylan'nin hisse-i azmesi var.
--- sh:(L:21) -------------
NC NKTE: _,.!_...!; yetinin bir kavle
gre manas: "Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm, vazife-i risaletin
icrasna mukabil cret istemez, yalnz l-i Beytine meveddeti istiyor."
Eer denilse: Bu manaya gre karabet-i nesliye cihetinden gelen bir faide
gzetilmi grnyor. Halbuki, ,:,....,:.,; srrna
binaen karabet-i nesliye deil, belki kurbiyet-i lahiye noktasnda vazife-i
risalet cereyan ediyor?
Elcevab: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm, gayb-aina
nazaryla grm ki: l-i Beyti, lem-i slm iinde bir ecere-i nuraniye
hkmne geecek. lem-i slmn btn tabakatnda kemalt- insaniye
dersinde rehberlik ve mridlik vazifesini grecek ztlar, ekseriyet-i
mutlaka ile l-i Beytten kacak. Teehhddeki mmetin "l"
hakkndaki duas ki,
..-....,.,_..,..-....,._.._,,.!
.,-..,.-,. ,,,,_..,,,,_..,,...
dir. Makbul olacan kefetmi, yani naslki millet-i brahimiye'de
ekseriyet-i mutlaka ile nuran rehberler Hazret-i brahim'in (A.S.)
linden, neslinden olan enbiya olduu gibi; mmet-i Muhammediyede de
(A.S.M.) vezaif-i azme-i slmiyette ve ekser turuk ve mesalikinde
Enbiya-i Ben-srail gibi, Aktab- l-i Beyt-i Muhammediyeyi (A.S.M.)
grm. Onun iin _,.!_...!;,,..,:...;_
demesiyle emrolunarak, l-i Beyte kar mmetin meveddetini istemi.
Bu hakikat teyid eden dier rivayetlerde ferman etmi: "Size iki ey
brakyorum. Onlara temessk etseniz, necat bulursunuz. Biri: Kitabullah,
biri: l-i Beytim." nki Snnet-i Seniyenin menba ve muhafz ve her
cihetle iltizam etmesiyle mkellef olan l-i Beyttir.
te bu srra binaendir ki; Kitab ve Snnete ittiba nvanyla bu
hakikat- hadsiye bildirilmitir. Demek l-i Beytten, vazife-i risalete
murad: Snnet-i Seniyesidir. Snnet-i Seniyeye ittiba terkeden, hakik
l-i Beytten olmad gibi, l-i Beyte hakik dost da olamaz.
Hem mmetini l-i Beytin etrafnda toplamak arzusunun srr
udur ki: Zaman


--- sh:(L:22) -------------
getike l-i Beyt ok tekessr edeceini izn-i lah ile bilmi ve
slmiyet za'fa deceini anlam. O halde gayet kuvvetli ve kesretli bir
cemaat- mtesanide lzm ki, lem-i slmn terakkiyat- maneviyesinde
medar ve merkez olabilsin. zn-i lah ile dnm ve mmetini l-i
Beyti etrafna toplamasn arzu etmi. Evet l-i Beytin efrad ise, itikad
ve iman hususunda sairlerden ok ileri olmasa da, yine teslim, iltizam ve
tarafgirlikte ok ileridedirler. nki slmiyete ftraten, neslen ve
cibilliyeten tarafdardrlar. Cibill tarafdarlk zaf ve ansz, hatt haksz
da olsa braklmaz. Nerede kald ki, gayet kuvvetli, gayet hakikatl, gayet
anl, btn silsile-i ecdad baland ve eref kazand ve canlarn
feda ettikleri bir hakikata tarafdarlk, ne kadar esasl ve ftr olduunu
bilbedahe hisseden bir zt, hi tarafdarl brakr m? Ehl-i Beyt, ite bu
iddet-i iltizam ve ftr slmiyet cihetiyle Din-i slm lehinde edna bir
emareyi, kuvvetli bir brhan gibi kabul eder. nki ftr tarafdardr.
Bakas ise, kuvvetli bir brhan ile sonra iltizam eder.
DRDNC NKTE: nc Nkte mnasebetiyle alarla
Ehl-i Snnet ve Cemaatin medar- niza, hatt akaid-i imaniye kitablarna
ve esasat- imaniye srasna girecek derecede bytlm bir mes'eleye
ksaca bir iaret edeceiz. Mes'ele udur:
Ehl-i Snnet Ve Cemaat der ki: "Hazret-i Ali (R.A.), Hulefa-i
Erbaa'nn drdncsdr. Hazret-i Sddk (R.A.) daha efdaldir ve hilafete
daha mstehak idi ki, en evvel o geti." alar derler ki: "Hak, Hazret-i
Ali'nin (R.A.) idi. Ona hakszlk edildi. Umumundan en efdal Hazret-i
Ali'dir. (R.A.)" Davalarna getirdikleri delillerin hlsas: Derler ki:
Hazret-i Ali (R.A.) hakknda vrid ehads-i Nebeviye ve Hazret-i Ali'nin
(R.A.) "ah- Velayet" nvanyla ekseriyet-i mutlaka ile evliyann ve
tarklerin mercii ve ilim ve ecaat ve ibadette hrikulde sfatlar ve
Hazret-i Peygamber Aleyhissalt Vesselm ona ve ondan teselsl eden
l-i Beyte kar iddet-i alkas gsteriyor ki; en efdal odur, daima
hilafet onun hakk idi, ondan gasbedildi.
Elcevab: Hazret-i Ali (R.A.) mkerreren kendi ikrar ve yirmi
seneden ziyade o hulefa-i selseye ittiba ederek onlarn eyhlislml
makamnda bulunmas, alarn bu davalarn cerhediyor. Hem hulefa-i
selsenin zaman- hilafetlerinde ftuhat- slmiye ve mcahede-i a'da
hdiseleri ve Hazret-i Ali'nin (R.A.) zamanndaki vakalar, yine hilafet-i
slmiye noktasnda alarn davalarn cerhediyor. Demek Ehl-i Snnet
Ve Cemaatn davas, haktr.
Eer denilse: a ikidir. Biri; a-i velayettir, dieri; a-i
hilafettir. Haydi bu ikinci ksm garaz ve siyaset kartrmasyla haksz
olsun. Fakat birinci ksmda garaz ve siyaset yok. Halbuki
--- sh:(L:23) -------------
a-i velayet, a-i hilafete iltihak etmi, yani; ehl-i turuktaki evliyann bir
ksm Hazret-i Ali'yi (R.A.) efdal gryorlar. Siyaset cihetinde olan a-i
hilafetin davalarn tasdik ediyorlar.
Elcevab: Hazret-i Ali'ye (R.A.) iki cihetle baklmak gerektir. Bir
ciheti; ahs kemalt ve mertebesi noktasndan. kinci cihet: l-i Beytin
ahs- manevsini temsil ettii noktasndandr. l-i Beytin ahs- manevsi
ise, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n bir nevi mahiyetini
gsteriyor. te birinci nokta itibariyle Hazret-i Ali (R.A.) bata olarak
btn ehl-i hakikat, Hazret-i Ebubekir ve Hazret-i mer'i (R.A.) takdim
ediyorlar. Hizmet-i slmiyette ve kurbiyet-i lahiyede makamlarn daha
yksek grmler. kinci nokta cihetinde Hazret-i Ali (R.A.) ahs-
manev-i l-i Beytin mmessili ve ahs- manev-i l-i Beyt, bir hakikat-
Muhammediyeyi (A.S.M.) temsil ettii cihetle, mvazeneye gelmez. te
Hazret-i Ali (R.A.) hakknda fevkalde senakrane ehads-i Nebeviye, bu
ikinci noktaya bakyorlar. Bu hakikat teyid eden bir rivayet-i sahiha var ki;
Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm ferman etmi: "Her Nebinin nesli
kendindendir. Benim neslim, Ali'nin (R.A.) neslidir."
Hazret-i Ali'nin (R.A.) ahs hakknda sair hulefadan ziyade
senakrane ehadsin kesretle intiarnn srr udur ki: Emevler ile
Haricler, ona haksz hcum ve tenkis ettiklerine mukabil Ehl-i Snnet Ve
Cemaat olan ehl-i hak, onun hakknda rivayat ok nerettiler. Sair Hulefa-i
Raidn ise, yle tenkid ve tenkise ok maruz kalmadklar iin, onlar
hakkndaki ehadsin intiarna ihtiya grlmedi. Hem istikbalde Hazret-i
Ali (R.A.) elm hdisata ve dhil fitnelere maruz kalacan nazar-
nbvvetle grm, Hazret-i Ali'yi (R.A.) me'yusiyetten ve mmetini onun
hakknda s'-i zandan kurtarmak iin .;._.-.;.,._.gibi
mhim hadslerle Ali'yi (R.A.) teselli ve mmeti irad etmitir.
Hazret-i Ali'ye (R.A.) kar a-i velayetin ifratkrane muhabbetleri
ve tarkat cihetinden gelen tafdilleri, kendilerini a-i hilafet derecesinde
mes'ul etmez. nki ehl-i velayet meslek itibariyle, muhabbet ile
mridlerine bakarlar. Muhabbetin e'ni ifrattr. Mahbubunu makamndan
fazla grmek arzu ediyor ve yle de gryor. Muhabbetin taknlklarnda
ehl-i hal mazur olabilirler. Fakat onlarn muhabbetten gelen tafdili, Hulefa-
i Raidn'in zemmine ve adavetine gitmemek artyla ve usl-i slmiyenin
haricine kmamak kaydyla mazur olabilirler. a-i hilafet ise; araz-
siyaset, iine girdii iin, garazdan, tecavzden kurtulamyorlar, itizar
hakkn kaybediyorlar. Hatt
,.._-,!__..,-!;cmlesine msadak


--- sh:(L:24) -------------
olarak Hazret-i mer'in (R.A.) eliyle ran milliyeti ceriha ald iin,
intikamlarn hubb-u Ali suretinde gsterdikleri gibi, Amr bn-l s'n
Hazret-i Ali'ye (R.A.) kar hurucu ve mer bn-i Sa'dn Hazret-i
Hseyin'e (R.A.) kar feci muharebesi, mer ismine kar iddetli bir gayz
ve adaveti alara vermi. Ehl-i Snnet ve Cemaate kar a-i velayetin
hakk yoktur ki, Ehl-i Snneti tenkid etsin. nki Ehl-i Snnet, Hazret-i
Ali'yi (R.A.) tenkis etmedikleri gibi cidd severler. Fakat hadse tehlikeli
saylan ifrat- muhabbetten ekiniyorlar. Hadse Hazret-i Ali'nin (R.A.)
as hakkndaki sena-y Nebev, Ehl-i Snnete aittir. nki istikametli
muhabbetle Hazret-i Ali'nin (R.A.) alar, ehl-i hak olan Ehl-i Snnet ve
Cemaattir. Hazret-i sa Aleyhisselm hakkndaki ifrat- muhabbet, Nasara
iin tehlikeli olduu gibi; Hazret-i Ali (R.A.) hakknda da o tarzda ifrat-
muhabbet, hads-i sahihte tehlikeli olduu tasrih edilmi.
a-i velayet eer dese ki: Hazret-i Ali'nin (R.A.) kemalt-
fevkaldesi kabul olunduktan sonra Hazret-i Sddk' (R.A.) ona tercih
etmek kabil olmuyor.
Elcevab: Hazret-i Sddk- Ekber'in ve Faruk-u A'zam'n (R.A.)
ahs kemaltyla ve veraset-i nbvvet vazifesiyle zaman- hilafetteki
kemalt ile beraber bir mizann kefesine, Hazret-i Ali'nin (R.A.) ahs
kemalt- hrikasyla, hilafet zamanndaki dhil bilmecburiye girdii elm
vakalardan gelen ve s'-i zanlara maruz olan hilafet mcahedeleri beraber
mizann dier kefesine braklsa, elbette Hazret-i Sddk'n (R.A.) veyahut
Faruk'un (R.A.) veyahut Zinnureyn'in (R.A.) kefesi ar geldiini Ehl-i
Snnet grm, tercih etmi. Hem Onikinci ve Yirmidrdnc Szlerde
isbat edildii gibi: Nbvvet, velayete nisbeten derecesi o kadar yksektir
ki; nbvvetin bir dirhem kadar cilvesi, bir batman kadar velayetin
cilvesine mreccahtr. Bu nokta-i nazardan Hazret-i Sddk- Ekber'in
(R.A.) ve Faruk-u A'zam'n (R.A.) veraset-i nbvvet ve tesis-i ahkm-
risalet noktasnda hisseleri taraf- lahden ziyade verildiine, hilafetleri
zamanlarndaki muvaffakyetleri Ehl-i Snnet ve Cemaate delil olmu.
Hazret-i Ali'nin (R.A.) kemalt- ahsiyesi, o veraset-i nbvvetten gelen o
ziyade hisseyi hkmden iskat edemedii iin, Hazret-i Ali (R.A.)
eyheyn-i Mkerremeyn'in zaman- hilafetlerinde onlara eyhlislm
olmu ve onlara hrmet etmi. Acaba Hazret-i Ali'yi (R.A.) seven ve
hrmet eden ehl-i hak ve snnet, Hazret-i Ali'nin (R.A.) sevdii ve cidd
hrmet ettii eyheyni nasl sevmesin ve hrmet etmesin? Bu hakikat bir
misal ile izah edelim. Mesel: Gayet zengin bir ztn irsiyetinden
evldlarnn birine yirmi batman gm ile drt batman altun veriliyor.
Dierine be batman gm ile be batman altun veriliyor. brne de
batman gm ile be batman altun verilse; elbette hirdeki

--- sh:(L:25) -------------
ikisi endan kemmiyeten az alyorlar, fakat keyfiyeten ziyade alyorlar. te
bu misal gibi eyheynin veraset-i nbvvet ve tesis-i ahkm- risaletinden
tecelli eden hakikat- akrebiyet-i lahiye altunundan hisselerinin az bir
fazlal, kemalt- ahsiye ve velayet cevherinden ne'et eden kurbiyet-i
lahiyenin ve kemalt- velayetin ve kurbiyetin ouna galib gelir.
Mvazenede bu noktalar nazara almak gerektir. Yoksa ahs ecaat ve
ilmi ve velayeti noktasnda birbiri ile mvazene edilse, hakikatn sureti
deiir. Hem Hazret-i Ali'nin (R.A.) ztnda temessl eden ahs- manev-i
l-i Beyt ve o ahsiyet-i maneviyede veraset-i mutlaka cihetiyle tecelli
eden hakikat- Muhammediye (A.S.M.) noktasnda mvazene edilmez.
nki orada Peygamber Aleyhissalt Vesselm'n srr- azmi var.
Amma a-i hilafet ise, Ehl-i Snnet ve Cemaate kar
mahcubiyetinden baka hibir haklar yoktur. nki bunlar Hazret-i Ali'yi
(R.A.) fevkalde sevmek davasnda olduklar halde tenkis ediyorlar ve s'-i
ahlkta bulunduunu onlarn mezhebleri iktiza ediyor. nki diyorlar ki:
"Hazret-i Sddk ile Hazret-i mer (R.A.) haksz olduklar halde Hazret-i
Ali (R.A.) onlara mmaat etmi, a stlahnca takiyye etmi; yani
onlardan korkmu, riyakrlk etmi." Acaba byle kahraman- slm ve
"Esedullah" nvann kazanan ve sddklarn kumandan ve rehberi olan bir
zt, riyakr ve korkaklk ile ve sevmedii ztlara tasannu'krane muhabbet
gstermekle ve yirmi seneden ziyade havf altnda mmaat etmekle
hakszlara tebaiyeti kabul etmekle muttasf grmek, ona muhabbet deildir.
O eit muhabbetten Hazret-i Ali (R.A.) teberri eder. te ehl-i hakkn
mezhebi hibir cihetle Hazret-i Ali'yi (R.A.) tenkis etmez, s'-i ahlk ile
ittiham etmez. yle bir hrika-i ecaate korkaklk isnad etmez ve derler ki:
"Hazret-i Ali (R.A.), Hulefa-i Raidn'i hak grmeseydi, bir dakika tanmaz
ve itaat etmezdi. Demek ki onlar hakl ve racih grd iin, gayret ve
ecaatini hakperestlik yoluna teslim etmi."
Elhasl: Hereyin ifrat ve tefriti iyi deildir. stikamet ise hadd-i
vasattr ki, Ehl-i Snnet Ve Cemaat onu ihtiyar etmi. Fakat maatteessf
Ehl-i Snnet Ve Cemaat perdesi altna Vehhablik ve Hariclik fikri ksmen
girdii gibi, siyaset meftunlar ve bir ksm mlhidler, Hazret-i Ali'yi
(R.A.) tenkid ediyorlar. H, siyaseti bilmediinden hilafete tam liyakat
gstermemi, idare edememi diyorlar. te bunlarn bu haksz
ittihamlarndan Alevler, Ehl-i Snnete kar ksmek vaziyetini alyorlar.
Halbuki Ehl-i Snnetin dsturlar ve esas mezhebleri, bu fikirleri iktiza
etmiyor belki aksini isbat ediyorlar. Hariclerin ve mlhidlerin tarafndan
gelen byle fikirler ile Ehl-i Snnet mahkm olamaz. Belki Ehl-i Snnet,
Alevlerden ziyade Hazret-i Ali'nin (R.A.) tarafdardrlar. Btn
hutbelerinde, dualarnda Hazret-i Ali'yi (R.A.) lyk olduu sena

--- sh:(L:26) -------------
ile zikrediyorlar. Hususan ekseriyet-i mutlaka ile Ehl-i Snnet Ve
Cemaat mezhebinde olan evliya ve asfiya, onu mrid ve ah- velayet
biliyorlar. Alevler, hem Alevlerin hem Ehl-i Snnetin adavetine
istihkak kesbeden Haricleri ve mlhidleri brakp, ehl-i hakka kar
cephe almamaldrlar. Hatt bir ksm Alevler, Ehl-i Snnetin inadna
snneti terkediyorlar. Her ne ise bu mes'elede fazla syledik. nki
lemann beyninde ziyade medar- bahsolmutur.
Ey ehl-i hak olan Ehl-i Snnet ve Cemaat! Ve ey l-i Beytin
muhabbetini meslek ittihaz eden Alevler! abuk bu manasz ve
hakikatsz, haksz, zararl olan niza aranzdan kaldrnz. Yoksa imdiki
kuvvetli bir surette hkmeyleyen zndka cereyan, birinizi dieri
aleyhinde let edip ezmesinde istimal edecek. Bunu malub ettikten
sonra, o leti de kracak. Siz ehl-i tevhid olduunuzdan uhuvveti ve
ittihad emreden yzer esasl rabta-i kudsiye mabeyninizde varken,
iftirak iktiza eden cz' mes'eleleri brakmak elzemdir.
* * *

kinci Makam
,.,..;!;_,.-_.!;.
,,L-!_,-!,,,
yetinin ikinci hakikatna dair olacak. [*]
* * *









[*]: Bu kinci Makam, Onbirinci Lem'a olarak te'lif edilmitir.




--- sh:(L:27) -------------

Beinci Lem'a
(1) _,!,-.,..,.- yetinin gayet mhim bir
hakikatn onbe mertebe ile beyan edecek bir risale olacakt. Fakat
hakikat ve ilimden ziyade, zikir ve tefekkr ile mnasebetdar olduundan
imdilik te'hir edildi. endan Onbirinci Lem'a olan "Mirkat-s Snneti ve
Tiryak- Maraz-l Bid'a" namndaki gayet mhim bir risale Beinci Lem'a
namyla bidayeten yazlmt. Fakat o risale, onbir nkte-i mhimmeye
inksam ettiinden Onbirinci Lem'aya girdi. Beinci Lem'a akta kald.
* * *
Altnc Lem'a
(2),,L-!_.-!.;.;,,-;cmlesinin ifade
ettii ok ytn mhim hakikatn yine onbe-yirmi mertebe-i fikriye ile
beyan edecek bir risale olacakt. Bu Lem'a da, Beinci Lem'a gibi,
nefsimde hissettiim ve harekt- ruhiyemde zikir ve tefekkrle
mahede ettiim mertebeler olduundan, ilim ve hakikattan ziyade zevk
ve hale medar olmak cihetiyle, hakikat lem'alar iinde deil, belki
hirlerinde yazlmas mnasib grld.
* * *
(1): Hazret-i stadmz Yirmidokuzuncu Arab Lem'ann Altnc
Babnn haiyesinde bu iki cmle hakknda: "Bu iki mbarek kelmn
meratibi, ilimden ziyade fikir ve zikir olduundan, Arab zikredildi" diye
beyanda bulunmaktadr.
Bedizzaman'n Hizmetkrlar
(2): Hazret-i stadmz Yirmidokuzuncu Arab Lem'ann Altnc
Babnn haiyesinde bu iki cmle hakknda: "Bu iki mbarek kelmn
meratibi, ilimden ziyade fikir ve zikir olduundan, Arab zikredildi" diye
beyanda bulunmaktadr.
Bedizzaman'n Hizmetkrlar

--- sh:(L:28) -------------

Yedinci Lem'a
Sure-i Feth'in hirindeki yetin yedi nevi ihbar- gaybsine dairdir.
_
,,-!.-..!_.-..!-!..,,!!., _...!
;.-;_,...,,:.',,_,..-._,....;
_.!.,,.-.,!.;,._._--..-,!..,.-
._.!_...,,L,! -!_., _.,!.!.,_.,
-._.!,,.,..-..,,._.,
-.,.-..- ,,,,,,.,...-,..:!_....
,_.,,,_,..,....,,_..;
_,,_,-.;_,,...,,.!_,,...,!..-.!
,-- ._.._.....-... .,,...L_,-
..., .._.!..,,..:!,,.,-,!_,,!
..,L.,,.,.-.,,..,.-!..!
Sure-i Feth'in bu yetinin ok vcuh-u i'caz vardr. Kur'an-
Mu'ciz-l Beyan'n on vcuh-u klliye-i i'caziyesinden ihbar- bilgayb
vechi, u yette yedi-sekiz vecihle grnyor.




--- sh:(L:29) -------------
BRNCS: .,,!!.,_...!il hir.. Feth-i
Mekke'yi vukuundan evvel kat'iyyetle haber veriyor. ki sene sonra haber
verdii tarzda vukubulmutur.
KNCS: .,,.-.,!.;,._._--ifade ediyor ki:
Sulh-u Hudeybiye, endan zahiri slm aleyhinde grlm ve Kureyler
bir derece galib grnm olduu halde manen Sulh-u Hudeybiye,
manev byk bir fetih hkmnde olacak ve sair ftuhatn da anahtar
olacak diye ihbar ediyor. Filhakika, Sulh-u Hudeybiye ile endan madd
kln, klfna muvakkaten konuldu. Fakat Kur'an- Hakm'in barika-sa
elmas klnc kt, kalbleri, akllar fethetti. Musalaha mnasebetiyle
birbiriyle ihtilat ettiler. Mehasin-i slmiyet, envr- Kur'aniye, inad ve
taassubat- kavmiye perdelerini yrtarak, hkmn icra ettiler. Mesel:
Bir dhiye-i harb olan Hlid Bin Velid ve bir dhiye-i siyaset olan Amr
bn-l s gibi, malubiyeti kabul etmeyen ztlar, Sulh-u Hudeybiye ile
cilvesini gsteren seyf-i Kur'an onlar malub edip, Medine-i
Mnevvere'ye kemal-i inkyad ile slmiyete gerdendde-i teslim
olduktan sonra Hazret-i Hlid, bir "Seyfullah" ekline girdi ve ftuhat-
slmiyenin bir klnc oldu.
MHM BR SUAL: Fahr-l lemn ve Habib-i Rabb-l
lemn Hazret-i Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n Sahabelerinin,
mrikne kar Uhud'un nihayetinde ve Huneyn'in bidayetinde
malubiyetinin hikmeti nedir?
ELCEVAB: Mrikler iinde, o zamanda saff- Sahabede
bulunan ekbir-i Sahabeye istikbalde mukabil gelecek Hazret-i Hlid gibi
ok ztlar bulunduundan, anl ve erefli olan istikballeri nokta-i
nazarnda btn btn izzetlerini krmamak iin, hikmet-i lahiye,
hasenat- istikbaliyelerinin bir mkfat- muaccelesi olarak mazide onlara
vermi, btn btn izzetlerini krmam. Demek mazideki Sahabeler,
mstakbeldeki Sahabelere kar malub olmular. T o mstakbel
Sahabeler, berk-i syuf korkusuyla deil, belki barika-i hakikat evkiyle
slmiyete girsin ve o ehamet-i ftriyeleri ok zillet ekmesin.
NCS: ;.-;kaydyla ihbar ediyor ki: "Sizler
emniyet-i mutlaka iinde K'beyi tavaf edeceksiniz." Halbuki Ceziret-l



--- sh:(L:30) -------------
Arab'daki bedevi akvam, ou dman olmakla beraber, Mekke etraf ve
Kurey kabilesi ksm- a'zam dman iken, yakn bir zamanda hi havf
hissedilmezken K'beyi tavaf edeceksiniz ihbaryla Ceziret-l Arab' itaat
altna ve btn Kurey'i slmiyet iine ve emniyet-i tmme
vaz'edilmesine, delalet ve ihbar eder. Aynen haber verdii gibi vukua
gelmitir.
DRDNCS:
._.!_...,,L,!-!_.,_.,!.!.,_.,_.!
Kemal-i kat'iyyetle ihbar ediyor ki: "Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm'n getirdii din, umum dinlere galebe alacak." Halbuki o
zamanda yzer milyon tebaas bulunan Nasara ve Yahudi ve Mecusi
dinleri ve Roma, in ve ran hkmeti gibi yzer milyon tebaas bulunan
cihangir devletlerin edyan- resmleri iken, kendi kk kabilesine kar
tam galebe edemeyen bir vaziyette bulunan Muhammed-i Arab
Aleyhissalt Vesselm'n getirdii din, umum dinlere galib ve umum
devletlere muzaffer olacan ihbar ediyor. Hem gayet vuzuh ve
kat'iyyetle ihbar ediyor. stikbal, o haber-i gaybyi, Bahr-i Muhit-i
ark'den Bahr-i Muhit-i Garb'ye kadar slm klncnn uzamasyla
tasdik etmitir.
BENCS:
_....-._.!,,.,..-.
.-..-,,,,,,.,...-,..:!
il hir... u yetin ba, Sahabelerin Enbiyadan sonra nev-i beer iinde
en mmtaz olduklarna sebeb olan secaya-y liye ve mezaya-y galiyeyi
haber vermekle, mana-y sarihiyle; tabakat- Sahabenin istikbalde
muttasf olduklar ayr ayr mmtaz has sfatlarn ifade etmekle beraber,
mana-y iarsiyle; ehl-i tahkike vefat- Nebevden sonra makamna
geecek Hulefa-y Raidn'e hilafet tertibi ile iaret edip her birisinin en
mehur medar- imtiyazlar olan sfat- hssay dahi haber veriyor. yle
ki: -._.!,maiyet-i mahsusa ve sohbet-i hssa ile ve en evvel vefat
ederek yine maiyetine girmekle mehur ve mmtaz olan Hazret-i Sddk'
gsterdii gibi, ,..:!_....ile istikbalde Kre-i Arz'n
devletlerini ftuhatyla titretecek ve adaletiyle zalimlere saika gibi iddet
gsterecek olan Hazret-i mer'i gsterir. Ve

--- sh:(L:31) -------------
,,.,...-,ile istikbalde en mhim bir fitnenin vukuu hazrlanrken
kemal-i merhamet ve efkatinden slmlar iinde kan dklmemek iin
ruhunu feda edip teslim-i nefs ederek Kur'an okurken mazlumen ehid
olmasn tercih eden Hazret-i Osman' da haber verdii gibi,
...,,_..;-.,.-..-,,,,saltanat ve
hilafete kemal-i liyakat ve kahramanlkla girdii halde ve kemal-i zhd
ve ibadet ve fakr ve iktisad ihtiyar eden ve rk ve scudda devam ve
kesreti herkese musaddak olan Hazret-i Ali'nin (R.A.) istikbaldeki
vaziyetini ve o fitneler iindeki harbleriyle mes'ul olmadn ve niyeti ve
matlubu fazl- lah olduunu haber veriyor.
ALTINCISI: ,.!_,,...,!.
fkras, iki cihet ile ihbar- gaybdir.
Birincisi: Hazret-i Peygamber Aleyhissalt Vesselm gibi mmi
bir zta nisbeten gayb hkmnde olan Tevrat'taki evsaf- Sahabeyi haber
veriyor. Evet Tevrat'ta -Ondokuzuncu Mektub'da beyan edildii gibi-
hirzamanda gelecek Peygamber'in Sahabeleri hakknda Tevrat'ta bu
fkra var: "Kudslerin bayraklar beraberlerindedir." Yani Onun
Sahabeleri ehl-i taat ve ibadet ve ehl-i salahat ve velayettirler ki, o
vasflar "kudsler" yani "mukaddes" tabiriyle ifade etmitir. Tevrat'n
pek ok ayr ayr lisanlara tercme edilmesi vastasyla o kadar tahrifat
olduu halde, u Sure-i Feth'in ,.!_,,...hkmn mteaddid
ytyla tasdik ediyor.
kinci cihet ihbar- gayb udur ki: ,.!_,,...fkrasyla
ihbar ediyor ki: "Sahabeler ve Tbinler, ibadette yle bir dereceye
gelecekler ki, ruhlarndaki nuraniyet, yzlerinde parlayacak ve
cebhelerinde kesret-i scuddan hasl olan bir htem-i velayet nev'inde
alnlarnda sikkeler grnecek." Evet istikbal bunu vuzuh ile ve kat'iyyet
ile ve parlak bir surette isbat etmitir. Evet o kadar acib fitneler ve
dadaa-i siyaset iinde, gece ve gndzde Zeynelbidn gibi bin rek'at
namaz klan ve Taus-u Yemen gibi, krk sene yats abdestiyle sabah
namazn eda eden ok mhim pek ok ztlar, ,.!_,,...srrn
gstermilerdir.

--- sh:(L:32) -------------
YEDNCS:
..-....,,...L_,-_,,_,-.;_,,...,
,..:!,,.,-,!_,,!,--._.._...
fkras, iki cihetle ihbar- gaybdir.
Birincisi: Nebiyy-i mmi'ye nisbeten gayb hkmnde olan,
ncil'in Sahabeler hakkndaki ihbarn ihbardr. Evet ncil'de,
hirzamanda gelecek Peygamber'in (A.S.M.) vasfnda
,!...,..-_.,,.-.
gibi yetler var. Yani: Hazret-i sa (A.S.) gibi klnsz deil, belki sahib-
s seyf bir peygamber gelecek, cihada memur olacak ve onun sahabeleri
dahi, klnl ve cihada memur olacaklardr. O kadb-i hadd sahibi, reis-i
lem olacak. nki ncil'in bir yerinde der: "Ben gidiyorum, t lemin
reisi gelsin." Yani: lemin Reisi geliyor. Demek oluyor ki; ncil'in bu iki
fkrasndan anlalyor ki: Sahabeler, endan mebdede az ve zaf
grnecekler. Fakat ekirdekler gibi nevnema bularak ykselip
kalnlap kuvvetleerek, kffarn gayzlarn onlara yutkundurup
boduracak vakitte, klnlaryla nev'-i beeri kendilerine msahhar edip,
reisleri olan Peygamber'in (A.S.M.) ise, leme reis olduunu isbat
edecekler. Aynen u Sure-i Feth'in yetinin mealini ifade ediyor.
kinci Vecih: u fkra ihbar ediyor ki: Sahabeler endan
azlndan ve za'fndan Sulh-u Hudeybiye'yi kabul etmiler; elbette, her
halde az bir zamandan sonra sr'aten yle bir inkiaf ve ihtiam ve
kuvvet kesbedecekler ki, ry-i zemin tarlasnda dest-i kudretle ekilen
nev-i beerin o zamanda gafletleri cihetiyle ksa, kuvvetsiz, nks,
bereketsiz snbllerine nisbeten gayet yksek ve kuvvetli ve meyvedar
ve bereketli bir surette oalacaklar ve kuvvet bulacaklar ve hametli
hkmetleri gbtadan, hasedden ve kskanlktan gelen bir gayz iinde
brakacaklar. Evet istikbal, bu ihbar- gaybyi ok parlak bir surette
gstermitir. u ihbarda haf bir ma daha var ki: Sahabeyi tavsifat-
mhimme ile sena ederken, en byk bir mkfatn va'di, makamca
lzm geldii halde, .,.-.kelimesiyle iaret ediyor ki: stikbalde
Sahabeler iinde fitneler


--- sh:(L:33) -------------
vastasyla mhim kusurlar olacak. nki mafiret, kusurun vukuuna
delalet eder. Ve o zamanda Sahabeler nazarnda en mhim matlub ve en
yksek ihsan, "mafiret" olacak ve en byk mkfat ise; afv ile,
mcazat etmemektir. .,.-.kelimesi, nasl bu latif imay gsteriyor.
yle de Surenin bandaki
,-...,,,.._.,....,!,.-,!
cmlesiyle mnasebetdardr. Surenin ba, hakik gnahlardan mafiret
deil; nki ismet var, gnah yok. Belki makam- nbvvete lyk bir
mana ile Peygamber'e mjde-i mafiret ve hirinde Sahabelere mafiret
ile mjde etmekle, o maya bir letafet daha katar.
te hir-i Feth'in mezkr yeti, on vcuh-u i'cazndan yalnz
ihbar- gayb vechinin ok vcuhundan yalnz yedi vechini bahsettik.
Cz'-i ihtiyar ve kadere dair Yirmialtnc Sz'n hirinde, u hirki
yetin hurufatnn vaziyetindeki mhim bir lem'a-i i'caza iaret edilmitir.
Bu hirki yet, cmleleriyle Sahabeye bakt gibi, kaydlaryla dahi yine
sahabenin ahvaline bakyor. Ve elfazyla, Sahabenin evsafn ifade
ettikleri gibi, hurufatyla ve o yetteki hurufatn tekerrr- adediyle yine
Ashab- Bedir, Uhud, Huneyn, Suffe, Rdvan gibi tabakat- mehure-i
Sahabede bulunan ztlara iaret ettikleri gibi, ilm-i cifrin bir nev'i ve bir
anahtar olan tevafuk cihetiyle ve ebced hesabyla daha ok esrar ifade
ediyor.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
Sure-i Feth'in hirindeki yetin mana-y iarsiyle verdii ihbar-
gayb mnasebetiyle; gelecek yette ayn haber, ayn mana-y iar ile
verdii mnasebetle bir nebze ondan bahsedilecek.

BR TETMME
,. ,!, _L_.,..,......,,...,!,
..!,_,,,.!_.,,,..,-._.!_.,.!,.
..,,,.!,_.-,_,-!..!,..,:!,_,.
Bu yetin beyannda binler nktelerinden "ki Nkte"ye iaret
edeceiz.
--- sh:(L:34) -------------
BRNC NKTE: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan mefahimiyle,
mana-y sarihiyle ifade-i hakaik ettii gibi; slblaryla, hey'atyla ok
man-i iariyeyi dahi ifade ediyor. Her bir yetin ok tabaka-i manalar
var. Kur'an, ilm-i muhitten geldii iin, btn manalar murad olabilir.
nsann cz' fikri ve ahs iradesiyle olan kelmlar gibi bir iki manaya
inhisar etmez.
te bu srra binaen yt- Kur'aniyenin ehl-i tefsir tarafndan
hadsiz hakaik beyan edilmi. Mfessirnin beyan etmedii daha ok
hakaik var. Ve bilhassa hurufatnda ve mana-y sarihinden baka,
iaratnda ok ulm-u mhimme vardr.
KNC NKTE: te bu yet-i kerime
..,,,.!,_.-, _,-!..!, ..,:!, _,...!,_,,,.!_.
tabiriyle, srat- mstakimin ehli ve hakik niam- lahiyeye mazhar nev-i
beerdeki taife-i Enbiya ve kafile-i Sddkn ve cemaat- heda ve esnaf-
slihn ve enva'- tbinin bulunduklarn ifade etmekle beraber, lem-i
slmiyette o be ksmn en mkemmelini dahi ayrca sarahaten
gsterdikten sonra o be ksmn imamlar ve bataki resalarn sft-
mehureleriyle zikretmekle onlara delalet edip ifade ettii gibi, ihbar-
gayb nev'inden bir lem'a-i i'caz ile o taifelerin istikbaldeki reislerinin
vaziyetlerini bir vecihle tayin ediyor. Evet _,,,.!_.naslki sarahatle
Hazret-i Peygamber Aleyhissalt Vesselm'a bakyor.
_,...!,fkrasyla Ebu Bekir-is Sddk'a bakyor. Hem Peygamber
Aleyhissalt Vesselm'dan sonra ikinci olduuna ve en evvel yerine
geeceine ve "Sddk" ismi, mmete ona nvan- mahsus ve
sddknlerin banda grneceine iaret ettii gibi,
..,:!,kelimesiyle Hazret-i mer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali
Rdvanullahi Aleyhim Ecman'i n beraber ifade ediyor. Hem
Sddk'tan sonra nbvvetin hilafetine mazhar olacaklarn ve de
ehid olacaklarn, fazilet-i ehadetleri de sair fezaillerine ilve
edileceini iaret ve gayb bir surette ifade ediyor.
_,-!..!,kelimesiyle Ashab- Suffe, Bedir, Rdvan gibi mmtaz
zevata iaret ederek
..,,,.!,_.-,
--- sh:(L:35) -------------
cmlesiyle mana-y sarihiyle onlarn ittibana tevik ve Tbinlerdeki
tebaiyeti ok merref ve gzel gstermekle, mana-y iarsiyle hulefa-i
erbaann beincisi olarak ve ..;_.--!;
hads-i erifin hkmn tasdik ettiren mddet-i hilafeti azlyla beraber
kymetini azm gstermek iin o mana-y iarsiyle Hazret-i Hasan
Radyallah Anh' gsterir.
Elhasl: Sure-i Feth'in hirki yeti, hulefa-i erbaaya bakt gibi,
bu yet dahi teyiden, ihbar- gayb nev'inden onlarn istikbaldeki
vaziyetlerine ksmen iaret suretiyle bakar. te Kur'ann enva'-
i'cazndan olan ihbar- gayb nev'inin lemaat- i'caziyesi yt-
Kur'aniyede o kadar oktur ki, hasra gelmez. Ehl-i zahirin krk elli yete
hasretmeleri, nazar- zahir iledir. Hakikatta ise binden geer. Bazan bir
yette drt be vecihle ihbar- gayb bulunur.
...L-,..,..;...-';..,
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
BU TETMMEYE KNC BR ZAH
(*)

u hir-i Feth'in iaret-i gaybiyesini teyid eden, hem Fatiha-i
erife'deki srat- mstakim ehli ve ,,,..,.-._.!.,
yetindeki murad kimler olduunu beyan eden, hem ebed-l bdn pek
uzun yolunda en nuran, nsiyetli, kesretli, cazibedar bir kafile-i rfekay
gsteren ve ehl-i iman ve ashab- uuru iddetle o kafileye tebaiyet
noktasnda iltihak ve refakata mu'cizane sevkeden u yet
_,...!,_,,,.!_.,,,..,-._.!_.,.!,.
..,,,.!,_.-, _,-!..!,..,:!,
yine hir-i Feth'in hirki yeti gibi lm-i Belgat'ta "maariz-ul kelm"



(*): Kardelerim her ikisini faydal bulmasndan, iki izah beraber kaydetmiler;
yoksa biri kfi idi.



--- sh:(L:36) -------------
ve "mstetbeat-t terakib" tabir edilen mana-y maksuddan baka iar ve
remz manalarla hulefa-i erbaa ve beinci halife olan Hazret-i Hasan'a
(R.A.) iaret ediyor. Gayb umrdan birka cihette haber veriyor. yle
ki:
Naslki u yet, mana-y sarihi ile nev'-i beerde niam- liye-i
lahiyeye mazhar olan ehl-i srat- mstakim olan kafile-i enbiya ve taife-
i sddkn ve cemaat- heda ve enva'- slihn ve snf- tbin;
"muhsinn" olduunu ifade ettii gibi, lem-i slmda dahi o taifelerin en
ekmeli ve en efdali bulunduunu ve Nebiyy-i hirzaman'n srr- veraset-
i nbvvetten teselsl eden taife-i verese-i enbiya ve Sddk- Ekber'in
maden-i sddkyetinden teselsl eden kafile-i Sddkn ve hulefa-y
selsenin ehadet mertebesiyle merbut bulunan kafile-i heda,
,.-!..!...,.._.!, srryla balanan cemaat-
slihn ve ,:,,-_.-,.;,-,..;_ srrn
imtisal eden ve Sahabelerin ve Hulefa-y Raidn'in refakatinde giden
esnaf- tbini ihbar- gayb nev'inden gsterdii gibi,
_,...!,kelimesiyle mana-y iar cihetinde Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'dan sonra makamna geecek ve halifesi olacak
ve mmete "Sddk" nvanyla hret bulacak ve sddkn kafilesinin
reisi olacak Hazret-i Ebu Bekir-is Sddk' ihbar ediyor.
..,:!,kelimesiyle Hulefa-y Raidn'den nn ehadetini haber
veriyor ve Sddk'tan sonra ehid, halife olacaklar. nki "heda"
cem'dir. Cem'in ekalli tr. Demek Hazret-i mer, Hazret-i Osman,
Hazret-i Ali (Radyallah Anhm) Sddk'tan sonra riyaset-i slmiyete
geecekler ve ehid olacaklar. Ayn haber-i gayb vukubulmutur. Hem
_,-!..!,kaydyla Ehl-i Suffe gibi taat ve ibadette Tevrat'n senasna
mazhar olmu ehl-i salahat ve takva ve ibadet, istikbalde kesretle
bulunacan ihbar etmekle beraber, ..,,,.!,_.-,cmlesi;
Sahabeye,






--- sh:(L:37) -------------
ilim ve amelde refakat ve tebaiyet eden Tbinlerin tebaiyetini tahsin
etmekle, ebed yolunda o drt kafilenin refakatlarn hasen ve gzel
gstermekle beraber; Hazret-i Hasan'n (R.A.) birka ay gibi ksack
mddet-i hilafeti, endan az idi. Fakat
..;_.--!;
hkmyle ve o ihbar- gaybiye-i Nebeviyenin tasdiki ile ve
_,..,L._,.._,_..,..,.._.-_. ;
hadsindeki mu'cizane ihbar- gaybi-yi Nebevyi tasdik eden; ve iki
byk ordu, iki cemaat- azme-i slmiyenin musalahasn temin eden ve
niza ortalarndan kaldran Hazret-i Hasan'n (R.A.) ksack mddet-i
hilafetini ehemmiyetli gsterip, hulefa-i erbaaya bir beinci halife
gstermek iin, ihbar- gayb nev'inden mana-y iarsiyle ve
..,,,.!,_.-,kelimesinde beinci halifenin ismine lm-i
Belgat'ta "mstetbeat-t terakib" tabir edilen bir sr ile iaret ediyor.
te mezkr iar ihbarlar gibi daha ok srlar var. Sadedimize
gelmedii iin imdilik kap almad. Kur'an- Hakm'in ok yt var ki,
herbir yet ok vecihlerle ihbar- gayb nev'indendir. Bu nevi ihbarat-
gaybiye-i Kur'aniye binlerdir.
...L-,..,..;...-';..,
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *











--- sh:(L:38) -------------



Htime

Kur'an- Hakm'in tevafuk cihetinden tezahr eden i'caz
nktelerinden bir nktesi udur ki: Kur'an- Hakm'de sm-i Allah,
Rahman, Rahm, Rab ve sm-i Celal yerindeki Hve'nin mecmuu, drtbin
ksurdur. _(Hesab- Ebced'in ikinci nev'i ki, huruf-u
heca tertibiyledir) o da drtbin ksur eder. Byk adedlerde kk
kesirler, tevafuku bozmadndan kk kesirlerden kat- nazar edildi.
Hem ,! tazammun ettii iki vav- atf ile beraber ikiyz seksen ksur
eder. Aynen Sure-i El-Bakara'nn ikiyz seksen ksur sm-i Celaline ve
hem ikiyz seksen ksur ytn adedine tevafuk etmekle beraber,
Ebced'in heca tarzndaki ikinci hesabyla, yine drtbin ksur eder. O da
yukarda zikri gemi be esma-i mehurenin adedine tevafuk etmekle
beraber _in kesirlerinden kat- nazar, adedine tevafuk
ediyor. Demek bu srr- tevafuka binaen ,!hem msemmasn
tazammun eden bir isimdir, hem El-Bakara'ya isim, hem Kur'ana isim,
hem ikisine muhtasar bir fihriste, hem ikisinin enmuzeci ve hlsas ve
ekirdei, hem _in mcmelidir. Ebced'in mehur
hesabyla _ism-i Rab adedine msavi olmakla beraber,
,,-,!_.-,!deki medded (,) iki (,) saylsa; o vakit dokuzyz
doksan olup, pek ok esrar- mhimmeye medar olup, ondokuz harfiyle
ondokuz bin lemin miftahdr.
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'da Lafza-i Celalin tevafukat-
latifesindendir


--- sh:(L:39) -------------
ki, btn Kur'anda sahifenin hirki satrn yukar ksmnda seksen Lafza-i
Celal, birbirine tevafukla bakt gibi, aaki ksmda da aynen seksen
Lafza-i Celal, birbirine tevafukla bakar. Tam o hirki satrn ortasnda
yine ellibe Lafza-i Celal, birbiri stne dp ittihad ederek gya ellibe
Lafza-i Celalden terekkb etmi birtek Lafza-i Celaldir. hirki satrn
banda yalnz ve baz harfli ksa bir kelime fasla ile yirmibe tam
tevafukla tam ortadaki ellibein tam tevafukuna zammedilince seksen
tevafuk olup, o satrn nsf- evvelindeki seksen tevafuka ve nsf-
hirdeki yine seksen tevafuka tevafuk ediyor. Acaba byle latif, zarif,
muntazam, mevzun, i'cazl bu tevafukat; nktesiz, hikmetsiz olur mu?
H, olamaz. Belki o tevafukatn ucuyla mhim bir define alabilir.
...L-,..,..;...-';..,
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
Said Nurs
* * *

Sekizinci Lem'a
Keramet-i Gavsiye Risalesidir. Sikke-i Tasdik-i Gayb mecmuasnda
ve teksir Lem'alar mecmuasnda neredilmitir.
* * *

Dokuzuncu Lem'a
Teksir Lem'alar mecmuasnda neredilmitir.



--- sh:(L:40) -------------


Onuncu Lem'a

efkat Tokatlar Risalesi
_
..,,.-.,,-_.,....._.._.-,
.,-...,,.,.,;!..._.,...
..,-!..',,,...,,.-,
yetinin bir srrn, hizmet-i Kur'aniyede arkadalarmn beeriyet
muktezas olarak sehiv ve hatalarnn neticesinde yedikleri efkat
tokatlarn beyan etmekle tefsir ediyor. Hizmet-i Kur'aniyenin bir silsile-i
kerameti ve o hizmet-i kudsiyenin etrafnda izn-i lah ile nezaret eden ve
himmet ve duasyla yardm eden Gavs- A'zam'n bir nevi kerameti beyan
edilecek. T ki, bu hizmet-i kudsiyede bulunanlar, ciddiyetlerinde,
hizmetlerinde sebat etsinler.
Bu hizmet-i kudsiyenin kerameti nevidir:
Birinci nev'i: O hizmeti ihzar etmek ve hdimlerini o hizmete
sevketmek cihetidir.
kinci ksm: Manileri bertaraf etmek ve muzrlarn errini
def'edip, onlar tokatlamaktr.
Bu iki ksmn hdiseleri oktur, hem ok uzundur. (*) Baka
vakte talikan, en hafif olan nc bir ksmdan bahsedeceiz.


(*): Mesel: Halk Partisi, Nur talebelerine verdikleri azab ve sknt ve
ihanetlerden, kendileri dnyada daha ziyade cezasn ektiler, aynn grdler.

--- sh:(L:41) -------------
nc ksm udur ki: Hizmette hlisen alanlara ftur geldii
vakit, efkatli bir tokat yerler, intibaha gelerek yine o hizmete girerler. Bu
ksmn hdisat, yzden fazladr. Yalnz yirmi hdiseden on ondrd
efkatli tokat yemiler, alt yedisi zecr tokat grmler.
BRNCS: Bu bare Said'dir. Her ne vakit hizmete ftur verir,
"neme lzm" deyip husus nefsime ait ilerle megul olduum zaman
tokat yemiim. Hem de kanaatm geliyor ki; ihmalimden tokat yedim.
nki hangi maksadm beni ifale sevketmi ise, onun aksi ile tokat
yerdim. Sair hlis arkadalarmn da yedikleri efkat tokatlar, dikkat ede
ede, benim gibi hangi maksad iin ihmal etmise, onun aksiyle efkat
tokatlarn yediklerinden kanaatmz gelmi ki: O hdiseler, hizmet-i
Kur'aniyenin kerametindendir.
Mesel: Bu bare Said, Van'da ders-i hakaik-i Kur'aniye ile
megul olduum miktarca eyh Said hdisat zamannda vesveseli
hkmet, hibir cihette bana ilimedi ve iliemedi. Vakta ki "neme lzm"
dedim, kendi nefsimi dndm. hiretimi kurtarmak iin Erek Da'nda
harabe maara gibi bir yere ekildim. O vakit sebebsiz beni aldlar
nefyettiler. Burdur'a getirildim. Orada yine hizmet-i Kur'aniyede
bulunduum miktarca, -o vakit menflere ok dikkat ediliyordu, her akam
isbat- vcud etmekle mkellef olduklar halde- ben ve hlis talebelerim
mstesna kaldk. Ben hibir vakit isbat- vcuda gitmedim, hkmeti
tanmadm. Orann valisi, oraya gelen Fevzi Paa'ya ikayet etmi. Fevzi
Paa demi: "Ona ilimeyiniz, hrmet ediniz!" Bu sz ona sylettiren,
hizmet-i Kur'aniyenin kudsiyetidir. Ne vakit nefsimi kurtarmak, yalnz
hiretimi dnmek fikri bana galebe etti. Hizmet-i Kur'aniyede muvakkat
ftur geldi; aks-i maksadmla tokat yedim. Yani, bir menfadan dierine
(Isparta'ya) gnderildim. Isparta'da yine hizmet bana getim. Yirmi gn
getikten sonra baz korkak insanlarn ihtarlaryla: "Belki bu vaziyeti
hkmet ho grmeyecek, bir para teenni etsen, daha iyi olur." dediler.
Bende tekrar yalnz kendimi dnmek hatras kuvvet buldu. "Aman
halklar gelmesin" dedim. Yine o menfadan dahi nc nefy olarak
Barla'ya verildim. Barla'da ne vakit bana ftur gelmi ise, yalnz kendimi
dnmek hatras kuvvet bulmu ise, bu ehl-i dnyann ylanlarndan,
mnafklarndan birisi bana musallat olmu. Bu sekiz senede seksen
hdiseyi, kendi bamdan getii iin hikye edebilirim. Usandrmamak
iin ksa kesiyorum.
Ey kardelerim! Bama gelen efkat tokatlarn syledim. Sizlerin
de banza gelen efkat tokatlarn, izin verseniz ve hell etseniz
syleyeceim. Gcenmeyiniz. Gcenen olursa ismini tasrih etmeyeceim.
KNCS: z kardeim ve en birinci ve yksek ve fedakr bir talebem
--- sh:(L:42) -------------
olan Abdlmecid'in Van'da gzel bir evi vard. daresi yerinde, hem
muallim idi. Hizmet-i Kur'aniyenin daha reval bir yeri olan hududa
gitmekliim iin arzumun hilafna olarak teebbs edenlere, itihadnca
gya menfaatim iin itirak etmedi, re'y vermedi. Gya ben hududa
gitseydim, hem hizmet-i Kur'aniye siyasetsiz, safi olmayacak, hem onu
Van'dan karacak idiler diye itirak etmedi. Maksadnn aksiyle efkatli
bir tokat yedi. Hem Van'dan, hem o gzel evinden, hem memleketinden
ayrld; Ergani'ye gitmeye mecbur kald.
NCS: Hizmet-i Kur'aniyenin pek mhim bir zs olan
Hulusi Bey, Eirdir'den memlekete gittii vakit, saadet-i dnyeviyeyi tam
zevkettirecek ve temin edecek esbab bulunduundan, bir derece srf uhrev
olan hizmet-i Kur'aniyede ftura yz gstermee dair esbab hazrland.
nki hem oktan grmedii peder ve vlidesine kavutu, hem vatann
grd, hem erefli, rtbeli bir surette gittii iin dnya ona gld, gzel
grnd. Halbuki hizmet-i Kur'aniyede bulunana; ya dnya ona ksmeli
veya o dnyaya ksmeli. T ihlas ile, ciddiyet ile hizmet-i Kur'aniyede
bulunsun.
te Hulusi'nin kalbi endan l-yetezelzel idi. Fakat bu vaziyet onu
ftura sevkettiinden efkatli tokat yedi. Tam bir-iki sene baz mnafklar
ona musallat oldular. Dnyann lezzetini de kardlar. Hem dnyay
ondan, hem onu dnyadan kstrdler. O vakit vazife-i maneviyesindeki
ciddiyete tam manasyla sarld.
DRDNCS: Muhacir Hfz Ahmed'dir. O kendisi sylyor:
Evet ben itiraf ediyorum ki: Hizmet-i Kur'aniyede hiretim nokta-i
nazarnda itihadmda hata ettim. Hizmete ftur verecek bir arzuda
bulundum. efkatli, fakat iddetli ve keffaretli bir tokat yedim. yle ki:
stadm yeni icadlara (*) tarafdar olmad iin -benim cmiim onun
komusudur; uhur-u selse geliyor, cmiimi terketsem hem ben ok sevab
kaybediyorum, hem mahalle namazszla alacak. Yeni usl yapmazsam
menedileceim. te bu itihada gre- ruhum kadar sevdiim stadmn
muvakkaten baka bir kye gitmesini arzu ettim. Bilmedim ki, o yerini
deitirse, baka bir memlekete gitse, hizmet-i Kur'aniyeye muvakkaten
ftur gelir. Tam o sralarda ben tokat yedim. efkatli, fakat yle dehetli
bir tokat yedim ki, aydr daha aklm bama gelmedi. Fakat
lillahilhamd, stadmn kat' ihbaryla, ona ihtar edilmi ki; o musibetin
her dakikas, bir gn ibadet hkmnde olduunu rahmet-i lahiyeden
midvar olabiliriz. nki o hata, bir garaza binaen deildi. Srf hiretimi
dnmek noktasnda o arzu geldi.

(*): Yani: Trke ezan gibi, eair-i slmiyeye muhalif bid'atlardr.
--- sh:(L:43) -------------
BENCS: Hakk Efendi'dir. imdi burada olmad iin,
Hulusi'ye vekalet ettiim gibi, ona da vekaleten derim ki: Hakk Efendi
talebelik vazifesini hakkyla fa ederken, ahlksz bir kaymakam geldi.
Hem stadna, hem de kendine zarar gelmemek iin, yazdklarn
saklad. Muvakkaten hizmet-i Nuriyeyi terketti. Birden bir efkat tokad
manasnda bin liray vermeye mkellef olacak bir dava bana ald. Bir
sene o tehdid altnda kald. T geldi, burada grtk, avdetinde hizmet-i
Kur'aniyeye talebelik vazifesine girdi. efkat tokadnn hkm kalkt,
tebrie etti. Sonra Kur'an yeni bir tarzda (Haiye) yazmak hususunda
talebelere bir vazife ald. Hakk Efendi'ye de hisse verildi. Elhak o,
hissesine sahib kt. Bir cz' gzel yazd, fakat derd-i maiet zaruretiyle
kendini mecbur bilip gizli dava vekaletine teebbs etti. Birden bir efkat
tokat daha yedi. Kalemi tutan parma, muvakkaten krld. Bu parmakla
hem dava vekaleti yapmak, hem Kur'an yazmak olmayacak diye, lisan-
mana ile ihtar edildi. Dava vekaletine teebbsn bilmediimiz iin
parmana hayret ediyorduk. Sonra anlald ki: Kuds, safi hizmet-i
Kur'aniye, gayet temiz kendine mahsus parmaklar baka ie kartrmak
istemiyor. Her ne ise... Hulusi Bey'i kendim gibi bildim, ona bedel
konutum. Hakk Efendi de aynen onun gibidir. Eer benim vekaletime
raz olmazsa, kendi tokatn kendi yazsn.
ALTINCISI: Bekir Efendi'dir. imdi hazr olmad iin; ben,
kardeim Abdlmecid'e vekalet ettiim gibi, onun itimad ve sadakatna
itimadm ve aml Hfz ve Sleyman Efendi gibi btn has dostlarmn
hkmlerine (bildiklerine) istinaden diyorum ki: Bekir Efendi, Onuncu
Sz' tab'etti. 'caz- Kur'ana dair Yirmibeinci Sz' yeni huruf
kmadan tab'etmek iin ona gnderdik. Onuncu Sz'n matbaa fiatn
gnderdiimiz gibi, onu da gndereceiz diye yazdk. Bekir Efendi,
benim fakr- halimi dnp matbaa fiat drtyz banknot kadar
olduunu mlahaza ederek ve kendi kesesinden vermek, belki Hoca raz
olmaz diye onun nefsi onu aldatt. Tab'edilmedi. Hizmet-i Kur'aniyeye
mhim bir zarar oldu. ki ay sonra dokuzyz lira hrszlarn eline geti.
efkatli ve iddetli bir tokat yedi. nallah ziyaa giden dokuzyz lira,
sadaka hkmne geti.
YEDNCS: aml Hfz Tevfik'tir. O kendisi diyor: Evet itiraf
ediyorum ki: Ben bilmeyerek ve yanl dnerek, hizmet-i Kur'aniyede
ftur verecek harektm sebebiyle iki efkatli tokat yedim. bhem
kalmad ki, bu tokat o cihetten geldi.

(Haiye): Tevafuk mu'cizesini gsterir bir surette demektir.
--- sh:(L:44) -------------
Birincisi: Lillahilhamd, benim hatt- arabiyem Kur'ana bir derece
uygun bir tarzda ihsan edilmiti. stadm en evvel cz' bana
yazdrmakla sair arkadalarma taksim etti. Kur'an yazmak itiyak,
risalelerin tebyiz ve tesvidindeki hizmetime arzumu krd. Hem arab
hatt bulunmayan sair arkadalara tefevvuk edeceim diye gururkrane
bir tavrda bulundum. Hatt stadm yazya ait bir tedbir bana syledii
vakit, "Bu i bana aittir" o vakit dedim; "Ben bunu biliyorum, ders
almaya ihtiyacm yoktur" gibi marurane syledim. te bu hatama gre
fevkalde hi hatra gelmeyen bir tokat yedim. En az arab hatt olan bir
kardeime (Hsrev'e) yetiemedim. Bizler btn hayret ettik. imdi
anladk ki; o bir tokattr.
kincisi: Ben itiraf ediyorum ki: Hizmet-i Kur'aniyedeki kemal-i
ihlas ve srf livechillah iin hizmeti, iki vaziyetim ihll ediyordu. iddetli
bir tokat yedim. nki ben bu memlekette garib hkmndeyim, garibim.
Hem ekva olmasn, stadmn en mhim bir dsturu olan iktisada ve
kanaata riayet etmediimden fakr- hale maruzum. Hodbin, marur
insanlarla ihtilata mecbur olduumdan -Cenab- Hak afvetsin-
mrvvetkrane bir surette riyaya ve tabasbusa da mecbur oluyordum.
stadm ok defa beni ikaz ve ihtar ve tekdir ediyordu. Maatteessf
kendimi kurtaramyordum. Halbuki Kur'an- Hakm'in ruh-u hizmetine
zd olan bu vaziyetimden eytan- cinn ve ins istifade etmekle beraber
hizmetimize de bir soukluk, bir ftur veriyordu.
te ben bu kusuruma kar iddetli, fakat inallah efkatli bir
tokat yedim. bhemiz kalmad ki; bu tokat, o kusura binaen gelmi. O
tokat da udur: Sekiz senedir ben, stadmn hem muhatab, hem
msevvidi, hem mbeyyizi olduum halde, sekiz ay kadar nurlardan
istifade edemedim. Bu hale hayret ettik. Ben de ve stadm da "Bu neden
byle oluyor?" diye esbab aryorduk. imdi kat' kanaatmz geldi ki: O
hakaik-i Kur'aniye nurdur, ziyadr. Tasannu, temelluk, tezelll
zulmetleriyle birleemiyor. Onun iin bu nurlarn hakikatlarnn meali,
benden uzaklayor tarznda bulunarak, bana yaban grnyor, yaban
kalyordu. Cenab- Hak'tan niyaz ediyorum ki: Bundan sonra Cenab-
Hak bana o hizmete lyk ihlas ihsan etsin, ehl-i dnyaya tasannu' ve
riyadan kurtarsn. Bata stadm olarak, kardelerimden dua rica
ediyorum.
Pr-kusur
aml Hfz Tevfik
SEKZNCS: Seyran'dir. Bu zt, Hsrev gibi Nur'a mtak ve
dirayetli
--- sh:(L:45) -------------
bir talebemdi. Esrar- Kur'aniyenin bir anahtar ve ilm-i cifrin mhim bir
miftah olan tevafukata dair Isparta'daki talebelerin fikirlerini istimza
ettim. Ondan bakalar, kemal-i evk ile itirak ettiler. O zt baka bir
fikirde ve baka bir merakta bulunduu iin, itirak etmemekle beraber,
beni de kat' bildiim hakikattan vazgeirmek istedi. Cidden bana
dokunmu bir mektub yazd. Eyvah dedim, bu talebemi kaybettim!
endan fikrini tenvir etmek istedim. Baka bir mana daha kart. Bir
efkat tokadn yedi. Bir seneye karib bir halvethanede (yani hapiste)
bekledi.
DOKUZUNCUSU: Byk Hfz Zhd'dr. Bu zt, Arus'taki
Nur talebelerinin banda nzrlar hkmnde olduu bir zaman, Snnet-i
Seniyeye ittiba ve bid'alardan itinab meslek ittihaz eden talebelerin
manev erefini kfi grmeyerek ve ehl-i dnyann nazarnda bir mevki
kazanmak emeliyle mhim bir bid'ann muallimliini deruhde etti.
Tamamyla mesleimize zd bir hata iledi. Pek mdhi bir efkat
tokadn yedi. Hanedannn erefini zr zeber edecek bir hdiseye maruz
kald. Fakat maatteessf Kk Hfz Zhd, hi tokada istihkak
yokken, o elm hdise ona da temas etti. Belki inallah o hdise, onun
kalbini dnyadan kurtarp tamamyla Kur'ana vermek iin bir ameliyat-
cerrahiye-i nfia hkmne geer.
ONUNCUSU: Hfz Ahmed (R.H.) namnda bir adamdr. Bu zt,
risalelerin yazmasnda iki sene tevikkrane bir surette bulunuyordu
ve istifade ediyordu. Sonra ehl-i dnya, zaf bir damarndan istifade etti.
O evk zedelendi. Ehl-i dnyaya temas etti. Belki o cihetle ehl-i dnyann
zararn grmesin, hem onlara szn geirsin ve bir nevi mevki kazansn
ve dar olan maietine bir shulet olsun. te hizmet-i Kur'aniyeye o
suretle o yzden gelen ftur ve zarara mukabil iki tokat yedi. Biri; dar
maietiyle beraber be nfus daha ilve edildi, perianiyeti ehemmiyet
kesbetti. kinci tokat: eref ve haysiyet noktasnda hassas ve hatt birtek
adamn tenkid ve itirazn ekemeyen o zt, bilmeyerek baz dessas
insanlar onu yle bir surette kendilerine perde ettiler ki, erefi zr zeber
oldu, yzde doksann kaybetti ve yzde doksan adam aleyhine evirdi.
Her ne ise... Allah affetsin, belki inallah bundan intibaha gelir, yine
ksmen vazifesine dner.
ONBRNCS: Belki rzas yok diye yazlmad...
ONKNCS: Muallim Galib'dir (R.H.). Evet bu zt, sadkane
ve takdirkrane, risalelerin tebyizinde ok hizmet etti ve hibir mkilt



--- sh:(L:46) -------------
karsnda za'f gstermedi. Ekser gnlerde geliyordu, kemal-i evk ile
dinliyordu ve istinsah ediyordu. Sonra kendine, otuz lira cret
mukabilinde umum Szler'i ve Mektubat' yazdrd. Onun maksad,
memleketinde neretmek ve hem hemehrilerini tenvir etmek idi. Sonra
baz dnceler neticesinde risaleleri tasavvur ettii gibi neretmedi,
sanda brakt. Birden elm bir hdise yznden bir sene gam ve gussa
ekti. Risalelerin neri ile ona adavet edecek resm birka dmanlara
bedel, zalim insafsz ok dmanlar buldu; bir ksm dostlarn kaybetti.
ONNCS: Hfz Hlid'dir (R.H.). Kendisi der: "Evet itiraf
ediyorum, stadmn hizmet-i Kur'aniyede nerettii srn tesvidinde
hararetli bir surette bulunduum zaman mahallemizde bir cmi imaml
vard. Eski kisve-i ilmiyemi, sar balamak niyetiyle muvakkaten o
hizmete ftur verip, bilmeyerek ekildim. Maksadmn aksiyle efkatli
bir tokat yedim. Sekiz-dokuz ay imamlk ettiim halde, mftnn ok
va'dlerine ramen, fevkalde bir surette sar saramadm. bhemiz
kalmad ki, o kusurdan bu efkatli tokat geldi. Ben stadmn hem bir
muhatab, hem bir msevvidi idim. Benim ekilmem ile tesvid hususunda
sknt ekmiti. Her ne ise... Yine kr ki; kusurumuzu anladk ve bu
hizmetin de ne kadar kuds olduunu bildik ve ah- Geylan gibi
arkamzda melek-i syanet gibi bir stad bulunduuna itimad ettik.
Ez'af-l ibad
Hfz Hlid
ONDRDNCS: Mustafa'nn kck " tokat"
yemeleridir.
Birincisi: Mustafa avu (R.H.) sekiz senedir bizim husus kk
cmie, hem sobasna, hem gazyana, hem kibritine kadar hizmet
ediyordu. Hatt gazyan ve kibritini sekiz senedir kendi kesesinden
sarfettiini sonra rendik. Cemaate, hususan Cuma gecelerinde gayet
zarur bir i olmaynca geri kalmyordu. Sonra ehl-i dnya onun safvet-i
kalbinden istifade ederek dediler ki: "Szler'in bir ktibi olan Hfz'n
sarna iliecekler. Hem gizli ezan, muvakkaten terkedilsin. Sen ktibe
syle, cebir grmeden evvel sar karsn." O bilmiyordu ki: Hizmet-i
Kur'aniyede bulunan birisinin sarn karmaa dair sz tebli etmek,
Mustafa avu gibi yksek ruhlulara pek ardr. Onlarn szlerini tebli
etmi. O gece r'yada ben gryordum ki: Mustafa avu'un elleri kirli,
kaymakam arkasnda olarak odama geldi. kinci gn ona dedim: Mustafa
avu, sen bugn kim ile grtn? Seni elin mlevves bir surette
kaymakamn arkasnda grdm. Dedi: "Eyvah! Bana byle bir sz,
muhtar syledi, ktibe syle. Ben arkasnda ne olduunu bilmedim."
Hem
--- sh:(L:47) -------------
ayn gnde bir okkaya yakn gazyan cmiye getirmi. Hi vuku
bulmayan, o gn kap ak kalm, bir kei yavrusu ieriye girmi, byk
bir adam gelmi, kei yavrusunun seccademe yakn brakt mzahrefat
ykamak iin, ibrikteki gazyan su zannedip btn o gazyan temizlik
yapyorum diye cminin her tarafna serpmi. Acaibdir ki, kokusunu
duymam. Demek o mescid lisan- hal ile Mustafa avu'a diyor: "Senin
gazyan bize lzm deil. Ettiin hata iin gazyan kabul etmedim."
diye iaret vermek iin o adama koku iittirilmedi. Hatt o hafta iinde
Cuma gecesinde ve birka mhim namazda, o kadar alt halde
cemaate yetiemiyordu. Sonra cidd bir nedamet, bir istifar ettikten
sonra safvet-i asliyesini buldu.
kinci Mustafalar: Kulenndeki kymetdar, alkan mhim bir
talebem olan Mustafa ile, onun ok sadk ve fedakr arkada Hfz
Mustafa'dr. (R.H.) Ben bayramdan sonra, ehl-i dnya bize sknt verip
hizmet-i Kur'aniyeye ftur vermemek iin imdilik gelmesinler, diye
haber gndermitim. ayet gelecek olurlarsa birer birer gelsinler. Halbuki
bunlar adam birden, bir gece geldiler. Fecirden evvel hava msaid ise
gitmek niyet edildi. Hi vuku bulmad bir tarzda hem Mustafa avu,
hem Sleyman Efendi, hem ben, hem onlar, zahir bir tedbiri
dnemedik, bize unutturuldu. Herbirimiz tekine brakp ihtiyatszlk
etti. Onlar fecirden evvel gittiler. yle bir frtna onlar iki saat
mtemadiyen tokatlad ki; bu frtnadan kurtulmayacaklar, diye tela
ettim. imdiye kadar bu kta ne yle bir frtna olmu ve ne de bu kadar
kimseye acmtm. Sonra Sleyman', ihtiyatszlnn cezas olarak
arkalarndan gnderip shhat ve selmetlerini anlamak iin
gnderecektim. Mustafa avu dedi: O gitse, o da kalacak. Ben de onun
arkasndan gidip aramak lzm. Benim arkamdan da Abdullah avu
gelmek lzm." Bu hususta "Tevekkelna alellah" dedik, intizar ettik.
SUAL: Has dostlarnza gelen musibetleri, tokat eseri deyip
hizmet-i Kur'aniyede fturlar cihetinde bir itab telakki ediyorsun.
Halbuki size ve hizmet-i Kur'aniyeye hakik dmanlk edenler, selmette
kalyorlar. Neden dosta tokat vuruluyor, dmana iliilmiyor?
ELCEVAB: ,,.,.:!,,,.;,.L!srrnca: Dostlarn
hatalar, hizmetimizde bir nevi zulm hkmne getii iin, abuk
arplyor. efkatli tokat yer, akl varsa intibaha gelir. Dman ise,
hizmet-i Kur'aniyeye zddyeti, mmanaat, dalalet hesabna geer.


--- sh:(L:48) -------------
Bilerek veya bilmeyerek hizmetimize tecavz, zndka hesabna geer.
Kfr devam ettii iin, onlar ekseriyetle abuk tokat yemiyorlar. Naslki
kk kabahatleri ileyenlerin, nahiyelerde cezalar verilir. Byk
kabahatleri de byk mahkemelere gnderilir. yle de: Ehl-i imann ve
has dostlarn hkmen kk hatalar, abuk onlar temizlemek iin
ksmen dnyada ve sr'aten verilir. Ehl-i dalaletin cinayetleri, o kadar
byktr ki: Ksack hayat- dnyeviyeye cezalar smadndan,
mukteza-y adalet olarak lem-i bekadaki mahkeme-i kbraya havale
edildii iin, ekseriyetle burada cezaya arplmyorlar.
te hads-i erifte
,.:!.,_..!_-..,..!
mezkr hakikata dahi iaret ediyor. Yani: Dnyada u m'min, ksmen
kusuratndan cezasn grd iin dnya onun hakknda bir dr-
cezadr. Dnya, onlarn saadetli hiretlerine nisbeten bir zindan ve
cehennemdir. Ve kfirler madem Cehennem'den kmayacaklar.
Hasenatlarnn mkfatlarn ksmen dnyada grdkleri ve byk
seyyiatlar te'hir edildii cihetle, onlarn hiretine nisbeten dnya,
cennetleridir. Yoksa m'min bu dnyada dahi kfirden manen ve hakikat
nokta-i nazarnda ok ziyade mes'uddur. deta m'minin iman,
m'minin ruhunda bir cennet-i maneviye hkmne geiyor; kfirin kfr,
kfirin mahiyetinde manev bir cehennemi atelendiriyor.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.















--- sh:(L:49) -------------


Onbirinci Lem'a
Mirkat-s Snneti ve Tiryaku Maraz-l Bid'a
_
_,-,.....,..,,.,:..._.,.,,....!
,,-,.',,_,...!.,:,..
(u yetin Birinci Makam, Minhac-s Snnet; kinci Makam,
Mirkat-s Snnettir.)
,.,..;!;_,.-_.!;.
,,L-!_,-!,,,
,:,,-_.-,.;,-,..;_
(Bu iki yet-i azmenin yzer nktesinden onbir nktesi icmalen beyan
edilecek)
BRNC NKTE: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm
ferman etmi:
.,,...,._........_..., .._.
Yani: "Fesad- mmetim zamannda kim benim snnetime
temessk etse, yz ehidin ecrini, sevabn kazanabilir." Evet Snnet-i
Seniyeye ittiba, mutlaka gayet kymetdardr. Hususan bid'alarn istils
zamannda


--- sh:(L:50) -------------
snnet-i seniyeye ittiba etmek daha ziyade kymetdardr. Hususan fesad-
mmet zamannda Snnet-i Seniyenin kk bir dbna mraat etmek,
ehemmiyetli bir takvay ve kuvvetli bir iman ihsas ediyor. Dorudan
doruya Snnete ittiba etmek, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'
hatra getiriyor. O ihtardan o hatra, bir huzur-u lah hatrasna inklab
eder. Hatt en kk bir muamelede, hatt yemek, imek ve yatmak
dbnda Snnet-i Seniyeyi mraat ettii dakikada, o di muamele ve o
ftr amel, sevabl bir ibadet ve er' bir hareket oluyor. nki o di
hareketiyle Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'a ittiban dnyor
ve eriatn bir edebi olduunu tasavvur eder ve eriat sahibi o olduu
hatrna gelir. Ve ondan ri-i hakik olan Cenab- Hakk'a kalbi
mteveccih olur, bir nevi huzur ve ibadet kazanr.
te bu srra binaen Snnet-i Seniyeye ittiba kendine det eden,
dtn ibadete evirir, btn mrn semeredar ve sevabdar yapabilir.
KNC NKTE: mam- Rabban Ahmed-i Faruk (R.A.) demi
ki: "Ben seyr-i ruhande kat'- meratib ederken, tabakat- evliya iinde en
parlak, en hametli, en letafetli, en emniyetli; Snnet-i Seniyeye ittiba,
esas- tarkat ittihaz edenleri grdm. Hatt o tabakann mi evliyalar,
sair tabakatn has velilerinden daha muhteem grnyordu." Evet
mceddid-i elf-i sni mam- Rabban (R.A.) hak sylyor. Snnet-i
Seniyeyi esas tutan, Habibullah'n zlli altnda makam- mahbubiyete
mazhardr.
NC NKTE: Bu fakir Said, Eski Said'den kmaya
alt bir zamanda, rehbersizlikten ve nefs-i emmarenin gururundan
gayet mdhi ve manev bir frtna iinde akl ve kalbim hakaik ierisinde
yuvarlandlar. Kh sreyyadan seraya, kh seradan sreyyaya kadar bir
sukut ve suud ierisinde alkanyorlard.
te o zaman mahede ettim ki: Snnet-i Seniyenin mes'eleleri,
hatt kk dblar, gemilerde hatt- hareketi gsteren kblenameli birer
pusula gibi, hadsiz zararl, zulmatl yollar iinde birer dme hkmnde
gryordum. Hem o seyahat- ruhiyede ok tazyikat altnda gayet ar
ykler yklenmi bir vaziyette kendimi grdm zamanda, Snnet-i
Seniyenin o vaziyete temas eden mes'elelerine ittiba ettike, benim btn
arlklarm alyor gibi bir hffet buluyordum. Bir teslimiyetle
teredddlerden ve vesveselerden, yani "Acaba byle hareket hak mdr,
maslahat mdr?" diye endielerden kurtuluyordum. Ne vakit elimi
ektiysem, bakyordum: Tazyikat ok. Nereye gittikleri anlalmayan ok
yollar var. Yk ar, ben de gayet cizim. Nazarm da ksa, yol da
zulmatl. Ne
--- sh:(L:51) -------------
vakit Snnete yapsam; yol aydnlayor, selmetli yol grnyor, yk
hafifleiyor, tazyikat kalkyor gibi bir halet hissediyordum. te o
zamanlarmda mam- Rabban'nin hkmn bilmahede tasdik ettim.
DRDNC NKTE: Bir zaman rabta-i mevtten ve
-,.!kaziyesindeki tasdikten ve lemin zeval ve fenasndan gelen
bir halet-i ruhiyeden kendimi acib bir lemde grdm. Baktm ki: Ben bir
cenazeyim, mhim byk cenazenin banda duruyorum.
Birisi: Benim hayatmla alkadar ve mazi kabrine giren zhayat
mahlukatn heyet-i mecmuasnn cenaze-i maneviyesi banda bir mezar
ta hkmndeyim.
kincisi: Kre-i Arz mezaristannda, nev-i beerin hayatyla
alkadar enva'- zhayatn heyet-i mecmuasnn mazi mezarna defnedilen
azm cenazenin banda bulunan, mezar ta olan bu asrn yznde abuk
silinecek bir nokta ve abuk lecek bir karncaym.
ncs: u kinatn kyamet vaktinde lmesi muhakkak-ul
vuku' olduu iin, nazarmda vaki' hkmne geti. O azm cenazenin
sekeratndan dehet ve vefatndan beht hayret iinde kendimi grmekle
beraber, istikbalde de muhakkak-ul vuku' olan vefatm, o zaman vuku
buluyor gibi grnd ve !;.ilhir.. srryla: Btn mevcudat,
btn mahbubat, benim vefatmla bana arkalarn evirip beni terkettiler,
yalnz braktlar. Hadsiz bir deniz suretini alan ebed tarafndaki istikbale
ruhum sevkediliyordu. O denize ister istemez atlmak lzm geliyordu.
te o pek acib ve ok hazn halette iken, iman ve Kur'andan gelen
bir mededle
,.,..;!;_,.-_.!;.
,,L-!_,-!,,,
yeti imdadma yetiti ve gayet emniyetli ve selmetli bir gemi hkmne
geti. Ruh, kemal-i emniyetle ve srurla o yetin iine girdi. Evet
anladm ki; yetin mana-y sarihinden baka bir mana-y iarsi, beni
teselli etti ki, sknet buldum ve sekinet verdi. Evet naslki mana-y





--- sh:(L:52) -------------
sarihi, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'a der: "Eer ehl-i dalalet
arka verip senin eriat ve snnetinden i'raz edip Kur'an dinlemeseler,
merak etme! Ve de ki: Cenab- Hak bana kfidir. Ona tevekkl ediyorum.
Sizin yerlerinize ittiba edecekleri yetitirir. Taht- saltanat hereyi
muhittir. Ne siler, hududundan kaabilirler ve ne de istimdad edenler
mededsiz kalrlar!" yle de mana-y iarsiyle der ki: Ey insan ve ey
insann reisi ve mridi! Eer btn mevcudat seni brakp fena yolunda
ademe giderse, eer zhayatlar senden mfarakat edip lm yolunda
koarsa, eer insanlar seni terkedip mezaristana girerse, eer ehl-i gaflet
ve dalalet seni dinlemeyip zulmata derse, merak etme! De ki: Cenab-
Hak bana kfidir. Madem o var, herey var. Ve o halde, o gidenler ademe
gitmediler. Onun baka memleketine gidiyorlar. Ve onlarn bedeline o
Ar- Azm sahibi, nihayetsiz cnud u askerinden bakalarn gnderir.
Ve mezaristana girenler mahvolmadlar, baka leme gidiyorlar. Onlarn
bedeline baka vazifedarlar gnderir. Ve dalalete denlere bedel, tark-
hakk takib edecek muti' kullarn gnderebilir. Madem yledir, o hereye
bedeldir. Btn eya, birtek tevecchne bedel olamaz! der.
te u mana-y iar vastasyla; bana dehet veren mdhi
cenaze, baka ekil aldlar. Yani: Hem Hakm, hem Rahm, hem dil,
hem Kadr bir Zt- Zlcelal'in taht- tedbir ve rububiyetinde ve hikmet
ve rahmeti iinde hikmet-nma bir seyeran, ibret-nma bir cevelan,
vazifedarane bir seyahat suretinde bir seyr seferdir, bir terhis ve
tavziftir ki, bylece kinat alkalanyor, gidiyor, geliyor!..
BENC NKTE:
,:,,-_.-,.;,-,..;_
yet-i azmesi, ittiba- Snnet ne kadar mhim ve lzm olduunu pek
kat' bir surette iln ediyor. Evet u yet-i kerime, kyasat- mantkye
iinde, kyas- istisna ksmnn en kuvvetli ve kat' bir kyasdr. yle
ki: Nasl mantka kyas- istisna misali olarak deniliyor: "Eer gne
ksa, gndz olacak." Msbet netice iin denilir: "Gne kt, yle ise
netice veriyor ki: imdi gndzdr." Menf netice iin deniliyor:
"Gndz yok, yle ise netice veriyor ki: Gne kmam". Mantka, bu
msbet ve menf iki netice kat'dirler. Aynen byle de: u yet-i kerime
der ki: "Eer Allah'a muhabbetiniz varsa, Habibullah'a ittiba edilecek.
ttiba edilmezse, netice veriyor ki: Allah'a muhabbetiniz yoktur."
Muhabbetullah varsa, netice verir ki: Habibullah'n Snnet-i Seniyesine
ittiba intac eder.
Evet Cenab- Hakk'a iman eden, elbette ona itaat edecek. Ve itaat
yollar iinde en makbul ve en
--- sh:(L:53) -------------
mstakimi ve en ksas, bil-bhe Habibullah'n gsterdii ve takib ettii
yoldur. Evet bu kinat bu derece in'amat ile dolduran Zt- Kerim-i
Zlcemal, zuurlardan o nimetlere kar kr istemesi, zarur ve
bedihdir. Hem bu kinat bu kadar mu'cizat- san'atla tezyin eden o Zt-
Hakm-i Zlcelal, elbette bilbedahe zuurlar iinde en mmtaz birisini
kendine muhatab ve tercman ve ibadna mbelli ve imam yapacaktr.
Hem bu kinat hadd hesaba gelmez tecelliyat- cemal ve kemaltna
mazhar eden o Zt- Cemil-i Zlkemal, elbette bilbedahe sevdii ve
izharn istedii cemal ve kemal ve esma ve san'atnn en cmi' ve en
mkemmel mikyas ve medar olan bir zta, her halde en ekmel bir vaziyet-
i ubudiyeti verecek ve onun vaziyetini sairlerine nmune-i imtisal edip
herkesi onun ittibana sevkedecek, t ki o gzel vaziyeti bakalarnda da
grnsn.
Elhasl: Muhabbetullah, Snnet-i Seniyenin ittiban istilzam edip
intac ediyor. Ne mutlu o kimseye ki, Snnet-i Seniyeye ittibandan hissesi
ziyade ola. Veyl o kimseye ki, Snnet-i Seniyeyi takdir etmeyip, bid'alara
giriyor.
ALTINCI NKTE: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm
ferman etmi:,..!_!._,!..._
Yani ,:..,:!,..,,! srr ile: Kavaid-i eriat- Garra ve
desatir-i Snnet-i Seniye, tamam ve kemalini bulduktan sonra, yeni
icadlarla o dsturlar beenmemek veyahut h ve kell, nks grmek
hissini veren bid'alar icad etmek, dalalettir, atetir.
Snnet-i Seniyenin meratibi var. Bir ksm vcibdir, terkedilmez. O
ksm, eriat- Garra'da tafsiltyla beyan edilmi. Onlar muhkemattr,
hibir cihette tebeddl etmez. Bir ksm da, nevafil nev'indendir. Nevafil
ksm da, iki ksmdr. Bir ksm, ibadete tabi Snnet-i Seniye ksmlardr.
Onlar dahi eriat kitablarnda beyan edilmi. Onlarn tayiri bid'attr.
Dier ksm, "db" tabir ediliyor ki, Siyer-i Seniye kitablarnda
zikredilmi. Onlara muhalefete, bid'a denilmez. Fakat db- Nebevye bir
nevi muhalefettir ve onlarn nurundan ve o hakik edebden istifade
etmemektir. Bu ksm ise (rf ve dt), muamelt- ftriyede Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'n tevatrle malm olan harektna ittiba etmektir.
Mesel: Sylemek dbn gsteren ve yemek ve imek ve yatmak gibi
hltn dbnn dsturlarn beyan eden ve muaerete taalluk eden ok
Snnet-i Seniyeler var. Bu nevi Snnetlere "db" tabir edilir. Fakat o
dba ittiba eden, dtn ibadete evirir, o dbdan mhim bir feyz alr.
En kk bir dbn mraat, Resul-i Ekrem Aleyhissalt
--- sh:(L:54) -------------
Vesselm' tahattur ettiriyor, kalbe bir nur veriyor. Snnet-i Seniyenin
iinde en mhimmi, slmiyet almetleri olan ve eaire de taalluk eden
Snnetlerdir. eair, deta hukuk-u umumiye nev'inden cem'iyete ait bir
ubudiyettir. Birisinin yapmasyla o cem'iyet umumen istifade ettii gibi,
onun terkiyle de umum cemaat mes'ul olur. Bu nevi eaire riya giremez
ve iln edilir. Nafile nev'inden de olsa, ahs farzlardan daha
ehemmiyetlidir.
YEDNC NKTE: Snnet-i Seniye, edebdir. Hibir mes'elesi
yoktur ki, altnda bir nur, bir edeb bulunmasn! Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm ferman etmi:
_,.._.-._,_..Yani: "Rabbim bana edebi, gzel bir
surette ihsan etmi, edeblendirmi." Evet siyer-i Nebeviyeye dikkat eden
ve Snnet-i Seniyeyi bilen, kat'iyyen anlar ki: Edebin enva'n, Cenab-
Hak habibinde cem'etmitir. Onun Snnet-i Seniyesini terkeden, edebi
terkeder. ,,L!,..,,,-.,._ kaidesine msadak
olur, hasaretli bir edebsizlie der.
Sual: Hereyi bilen ve gren ve hibir ey ondan gizlenemeyen
Allm-l Guyub'a kar edeb nasl olur? Sebeb-i hacalet olan haletler,
ondan gizlenemez. Edebin bir nev'i tesettrdr, mcib-i istikrah hlt
setretmektir. Allm-l Guyub'a kar tesettr olamaz?
Elcevab: Evvel: Sni'-i Zlcelal naslki kemal-i ehemmiyetle
san'atn gzel gstermek istiyor ve mstekreh eyleri perdeler altna
alyor ve nimetlerine, o nimetleri sslendirmek cihetiyle nazar- dikkati
celbediyor. yle de: Mahlukatn ve ibadn sair zuurlara gzel
gstermek istiyor. irkin vaziyetlerde grnmeleri, Cemil ve Mzeyyin
ve Latif ve Hakm gibi isimlerine kar bir nevi isyan ve hilaf- edeb
oluyor.
te Snnet-i Seniyedeki edeb, o Sni'-i Zlcelal'in esmalarnn
hududlar iinde bir mahz- edeb vaziyetini taknmaktr.
Sniyen: Naslki bir tabib, doktorluk noktasnda bir nmahremin
en nmahrem uzvuna bakar ve zaruret olduu vakit ona gsterilir. Hilaf-
edeb denilmez. Belki edeb-i Tb yle iktiza eder, denilir. Fakat o tabib,
recliyet nvanyla yahut vaiz ismiyle yahut hoca sfatyla o
nmahremlere bakamaz. Ona gsterilmesini edeb fetva veremez. Ve o
cihette ona gstermek, hayszlktr. yle de Sni'-i Zlcelal'in ok
esmas var. Herbir ismin ayr bir cilvesi var. Mesel: "Gaffar" ismi,
gnahlarn
--- sh:(L:55) -------------
vcudunu ve "Settar" ismi, kusuratn bulunmasn iktiza ettikleri gibi;
"Cemil" ismi de, irkinlii grmek istemez. "Latif, Kerim, Hakm, Rahm"
gibi esma-i cemaliye ve kemaliye, mevcudatn gzel bir surette ve
mmkn vaziyetlerin en iyisinde bulunmalarn iktiza ederler. Ve o esma-i
cemaliye ve kemaliye ise, melaike ve ruhan ve cinn ve insin nazarnda
gzelliklerini, mevcudatn gzel vaziyetleriyle ve hsn- edebleriyle
gstermek isterler.
te Snnet-i Seniyedeki db, bu ulv dbn iaretidir ve
dsturlardr ve nmuneleridir.
SEKZNC NKTE: _,.-_.!;. dan evvelki
olan ,.,,....! il hir.. yeti, Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm'n mmetine kar kemal-i efkat ve nihayet re'fetini
gsterdikten sonra, u !;.yetiyle der ki: "Ey insanlar! Ey
mslmanlar! Byle hadsiz bir efkatiyle sizi irad eden ve sizin
menfaatiniz iin btn kuvvetini sarfeden ve manev yaralarnz iin
kemal-i efkatle getirdii ahkm ve snnet-i seniyesiyle tedavi edip
merhem vuran efkatperver bir ztn bedih efkatini inkr etmek ve gz
ile grnen re'fetini ittiham etmek derecesinde onun snnetinden ve tebli
ettii ahkmdan yzlerinizi evirmek, ne kadar vicdanszlk, ne kadar
aklszlk olduunu biliniz! Ve ey efkatli Resul ve ey re'fetli Nebi! Eer
senin bu azm efkatini ve byk re'fetini tanmayp aklszlklarndan sana
arka verip dinlemeseler, merak etme! Semavat ve Arz'n cnudu taht-
emrinde olan, ar- azm-i muhitin tahtnda saltanat- rububiyeti hkmeden
Zt- Zlcelal sana kfidir. Hakik muti' taifeleri, senin etrafna toplattrr,
seni onlara dinlettirir, senin ahkmn onlara kabul ettirir!" Evet eriat-
Muhammediye ve Snnet-i Ahmediyede hibir mes'ele yoktur ki,
mteaddid hikmetleri bulunmasn. Bu fakir, btn kusur ve aczimle
beraber bunu iddia ediyorum ve bu davann isbatna da hazrm. Hem
imdiye kadar yazlan yetmi seksen Risale-i Nuriye, Snnet-i
Ahmediyenin ve eriat- Muhammediyenin (A.S.M.) mes'eleleri, ne kadar
hikmetli ve hakikatl olduuna yetmi seksen ahid-i sadk hkmne
gemitir. Eer bu mevzua dair iktidar olsa yazlsa, yetmi deil, belki
yedi bin risale o hikmetleri bitiremeyecek. Hem ben ahsmda bil-
mahede ve zevken, belki bin tecrbatm var ki; mesail-i eriatla snnet-i
seniye dsturlar, emraz- ruhaniyede ve akliyede ve kalbiyede, hususan
emraz- itimaiyede gayet nfi' birer devadr bildiimi ve onlarn yerine
baka felsef ve hikmetli mes'eleler tutamadn, bilmahede kendim
--- sh:(L:56) -------------
hissettiimi ve bakalarna da bir derece risalelerde ihsas ettiimi iln
ediyorum. Bu davamda tereddd edenler, Risale-i Nur eczalarna
mracaat edip baksnlar.
te byle bir ztn snnet-i seniyesine elden geldii kadar ittibaa
almak, ne kadar krl ve hayat- ebediye iin ne kadar saadetli ve
hayat- dnyeviye iin ne kadar menfaatli olduu kyas edilsin.
DOKUZUNCU NKTE: Snnet-i Seniyenin herbir nev'ine
tamamen bilfiil ittiba etmek, ehass- havassa dahi ancak myesser olur.
Ona bilfiil olmasa da, binniyet, bilkasd tarafdarane ve iltizamkrane talib
olmak, herkesin elinden gelir. Farz ve vcib ksmlara zten ittibaa
mecburiyet var. Ve ubudiyetteki mstehab olan Snnet-i Seniyenin
terkinde gnah olmasa dahi, byk sevabn zayiat var. Tayirinde ise,
byk hata vardr. dt ve muamelttaki Snnet-i Seniye ise, ittiba
ettike, o dt, ibadet olur. Etmese itab yok. Fakat Habibullah'n db-
hayatiyesinin nurundan istifadesi azalr. Ahkm- ubudiyette yeni icadlar
bid'attr. Bid'atlar ise, ,:..,:!,..,,! srrna mnaf
olduu iin, merduddur. Fakat, tarkatta evrad ve ezkr ve merebler
nev'inden olsa ve asllar Kitab ve Snnetten ahzedilmek artyla ayr ayr
tarzda, ayr ayr surette olmakla beraber, mkerrer olan usl ve esasat-
snnet-i seniyeye muhalefet ve tayir etmemek artyla, bid'a deillerdir.
Lkin bir ksm ehl-i ilim, bunlardan bir ksmn bid'aya dhil edip, fakat
"bid'a-i hasene" namn vermi. mam- Rabban Mceddid-i Elf-i Sni
(R.A.) diyor ki: "Ben seyr- slk-u ruhande gryordum ki: Resul-i
Ekrem Aleyhissalt Vesselm'dan merv olan kelimat nurludur, snnet-i
seniye ua ile parlyor. Ondan merv olmayan parlak ve kuvvetli virdleri
ve halleri grdm vakit, stnde o nur yoktu. Bu ksmn en parla,
evvelkinin en azna mukabil gelmiyordu. Bundan anladm ki; snnet-i
seniyenin ua, bir iksirdir. Hem o snnet, nur isteyenlere kfidir, harite
nur aramaa ihtiya yoktur."
te byle hakikat ve eriatn bir kahraman olan bir ztn bu
hkm gsteriyor ki: Snnet-i Seniye, saadet-i dreynin temel tadr ve
kemaltn madeni ve menbadr.
,. .!. .!_.,..,,,,.!
_..:!_...,..,.,!..-,,,!,........,


ONUNCU NKTE:
,:,,-_.-,.;,-,..;_
yetinde i'cazl bir caz vardr. nki ok cmleler, bu cmlenin
iinde dercedilmitir. yle ki: u yet diyor ki: Allah'a (celle celalh)
imannz varsa, elbette Allah' seveceksiniz. Madem Allah' seversiniz,
Allah'n sevdii tarz yapacaksnz. Ve o sevdii tarz ise, Allah'n sevdii
zta benzemelisiniz. Ona benzemek ise, ona ittiba etmektir. Ne vakit ona
ittiba etseniz, Allah da sizi sevecek. Zten siz Allah' seversiniz, t ki
Allah da sizi sevsin."
te btn bu cmleler, u yetin yalnz mcmel ve ksa bir
mealidir. Demek oluyor ki; insan iin en mhim l maksad, Cenab-
Hakk'n muhabbetine mazhar olmasdr. Bu yetin nassyla gsteriyor ki;
o matlab- a'lnn yolu, Habibullah'a ittibadr ve Snnet-i Seniyesine
iktidadr. Bu makamda " Nokta" isbat edilse, mezkr hakikat
tamamyla tezahr eder.
Birinci Nokta: Beer, ftraten u kinatn Hlkna kar hadsiz
bir muhabbet zerine yaratlmtr. nki ftrat- beeriyede cemale kar
bir muhabbet ve kemale kar peresti etmek ve ihsana kar sevmek
vardr. Cemal ve kemal ve ihsan derecatna gre, o muhabbet tezayd
eder. Akn en mnteha derecesine kadar gider. Hem bu kk insann
kck kalbinde, kinat kadar bir ak yerleir. Evet kalbin mercimek
kadar bir sandukas olan kuvve-i hfza, bir ktbhane hkmnde binler
kitab kadar yaz, iinde yazlmas gsteriyor ki: Kalb-i insan, kinat
iine alabilir ve o kadar muhabbet tayabilir. Madem ftrat- beeriyede
ihsan ve cemal ve kemale kar byle hadsiz bir istidad- muhabbet
vardr. Ve madem bu kinatn Hlk, kinatta tezahr eden sryla,
bilbedahe tahakkuku sabit olan hadsiz cemal-i mukaddesi; bu mevcudatta
tezahr eden nuku-u san'atyla bizzarure sbutu tahakkuk eden hadsiz
kemal-i kudssi; ve btn zhayatlarda tezahr eden hadsiz enva'- ihsan
ve in'amatyla bilyakn ve belki bilmahede vcudu tahakkuk eden
hadsiz ihsanat vardr. Elbette zuurlarn en cmii ve en muhtac ve en
mtefekkiri ve en mtak olan beerden, hadsiz bir muhabbeti iktiza
ediyor. Evet herbir insan, o Hlk- Zlcelal'e kar hadsiz bir muhabbete
mstaid olduu gibi, o Hlk dahi herkesten ziyade cemal ve kemal ve
ihsanna kar hadsiz bir mahbubiyete mstehaktr. Hatt insan-
m'minde hayatna ve bekasna ve vcuduna ve dnyasna ve nefsine ve
mevcudata kar trl trl muhabbetleri ve edid alkalar, o istidad-
muhabbet-i lahiyenin tereuhatdr. Hatt insann mtenevvi hissiyat-
edidesi, o istidad- muhabbetin istihaleleridir ve baka ekillere girmi
--- sh:(L:58) -------------
rehalardr. Malmdur ki, insan kendi saadetiyle mtelezziz olduu gibi,
alkadar olduu ztlarn saadetleriyle dahi mtelezziz oluyor. Ve kendini
beladan kurtaran sevdii gibi, sevdiklerini de kurtaran yle sever.
te bu halet-i ruhiyeye binaen; insan, eer her insana ait enva'-
ihsanat- lahiyeden yalnz bunu dnse ki: Benim Hlkm beni
zulmat- ebediye olan ademden kurtarp bu dnyada bir gzel dnyay
bana verdii gibi, ecelim geldii zaman beni i'dam- ebed olan ademden
ve mahvdan yine kurtarp bki bir lemde ebed ve ok aaal bir lemi
bana ihsan ve o lemin umum enva'- lezaiz ve mehasininden istifade
edecek ve cevelan edip tenezzh edecek zahir ve btn hassalar,
duygular bana in'am ettii gibi, ok sevdiim ve ok alkadar olduum
btn akarib ve ahbab ve ebna-y cinsimi dahi yle hadsiz ihsanlara
mazhar ediyor ve o ihsanlar bir cihette bana ait oluyor. Zira onlarn
saadetleriyle mes'ud ve mtelezziz oluyorum. Madem
;..-;.,,.;...;
srryla, herkeste ihsana kar peresti var. Elbette byle hadsiz ebed
ihsanata kar; kinat kadar bir kalbim olsa, o ihsana kar muhabbetle
dolmak iktiza eder ve doldurmak isterim. Ben bilfiil o muhabbeti
etmezsem de bil'istidad, bil'iman, binniyye, bilkabul, bittakdir, bil'itiyak,
bil'iltizam, bil'irade suretinde ediyorum, diyecek ve hkeza... Cemal ve
kemale kar insann gsterecei muhabbet ise, icmalen iaret ettiimiz
ihsana kar muhabbete kyas edilsin. Kfir ise, kfr cihetiyle hadsiz bir
adavet eder. Hatt kinata ve mevcudata kar zalimane ve tahkirkrane
bir adavet tayor.
kinci Nokta: Muhabbetullah, ittiba- Snnet-i Muhammediye
Aleyhissalt Vesselm' istilzam eder. nki Allah' sevmek, onun
marziyatn yapmaktr. Marziyat ise, en mkemmel bir surette Zt-
Muhammediyede (A.S.M.) tezahr ediyor. Zt- Ahmediyeye (A.S.M.)
harekt ve ef'alde benzemek, iki cihetledir:
Birisi: Cenab- Hakk' sevmek cihetinde emrine itaat ve marziyat
dairesinde hareket etmek, o ittiba iktiza ediyor. nki bu ide en
mkemmel imam, Zt- Muhammediyedir (A.S.M.).
kincisi: Madem Zt- Ahmediye (A.S.M.), insanlara olan hadsiz
ihsanat- lahiyenin en mhim bir vesilesidir. Elbette Cenab- Hak
hesabna, hadsiz bir muhabbete lyktr. nsan, sevdii zta eer
benzemek kabil ise, ftraten benzemek ister. te Habibullah' sevenlerin,
snnet-i seniyesine ittiba ile ona benzemeye almalar, kat'iyyen iktiza
eder.
--- sh:(L:59) -------------
nc Nokta: Cenab- Hakk'n hadsiz merhameti olduu gibi,
hadsiz bir muhabbeti de vardr. Btn kinattaki masnuatn mehasini ile
ve sslendirmesiyle kendini hadsiz bir surette sevdirdii gibi; masnuatn,
hususan sevdirmesine sevmek ile mukabele eden zuur mahlukat sever.
Cennet'in btn letaif ve mehasini ve lezaizi ve niamat, bir cilve-i
rahmeti olan bir ztn nazar- muhabbetini kendine celbe almak, ne
kadar mhim ve l bir maksad olduu bilbedahe anlalr. Madem nass-
kelmyla; onun muhabbetine, yalnz ittiba- Snnet-i Ahmediye
(A.S.M.) ile mazhar olunur. Elbette ittiba- Snnet-i Ahmediye (A.S.M.),
en byk bir maksad- insan ve en mhim bir vazife-i beeriye olduu
tahakkuk eder.
ONBRNC NKTE: " Mes'ele"dir.
Birinci Mes'ele: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n
Snnet-i Seniyesinin menba tr: Akvali, ef'ali, ahvalidir. Bu ksm
dahi, ksmdr: Feraiz, nevafil, dt- hasenesidir. Farz ve vcib
ksmnda ittibaa mecburiyet var; terkinde, azab ve ikab vardr. Herkes
ona ittibaa mkelleftir. Nevafil ksmnda, emr-i istihbab ile yine ehl-i
iman mkelleftir. Fakat, terkinde azab ve ikab yoktur. Fiilinde ve
ittibanda azm sevablar var ve tayir ve tebdili bid'a ve dalalettir ve
byk hatadr. dt- seniyesi ve harekt- mstahsenesi ise hikmeten,
maslahaten, hayat- ahsiye ve nev'iye ve itimaiye itibariyle onu taklid
ve ittiba etmek, gayet mstahsendir. nki herbir hareket-i diyesinde,
ok menfaat- hayatiye bulunduu gibi, mutabaat etmekle o db ve
detler, ibadet hkmne geer. Evet madem dost ve dmann ittifakyla,
Zt- Ahmediye (A.S.M.) mehasin-i ahlkn en yksek mertebelerine
mazhardr. Ve madem bil'ittifak nev-i beer iinde en mehur ve mmtaz
bir ahsiyettir. Ve madem binler mu'cizatn delaletiyle ve tekil ettii
lem-i slmiyetin ve kemaltnn ehadetiyle ve mbelli ve tercman
olduu Kur'an- Hakm'in hakaiknn tasdikiyle, en mkemmel bir insan-
kmil ve bir mrid-i ekmeldir. Ve madem semere-i ittibayla milyonlar
ehl-i kemal, meratib-i kemaltta terakki edip saadet-i dreyne vsl
olmulardr. Elbette o ztn snneti, harekt, iktida edilecek en gzel
nmunelerdir ve takib edilecek en salam rehberlerdir ve dstur ittihaz
edilecek en muhkem kanunlardr. Bahtiyar odur ki, bu ittiba- Snnette
hissesi ziyade ola. Snnete ittiba etmeyen, tenbellik eder ise, hasaret-i
azme; ehemmiyetsiz grr ise, cinayet-i azme; tekzibini imam eden
tenkid ise, dalalet-i azmedir.
kinci Mes'ele: Cenab- Hak Kur'an- Hakm'de:

--- sh:(L:60) -------------
,,L..-_.-!,.,
ferman eder. Rivayat- sahiha ile Hazret-i ie-i Sddka (R.A.) gibi
sahabe-i gzin, Hazret-i Peygamber Aleyhissalt Vesselm' tarif
ettikleri zaman "Hulukuhu-l Kur'an" diye tarif ediyorlard. Yani:
"Kur'ann beyan ettii mehasin-i ahlkn misali, Muhammed
Aleyhissalt Vesselm'dr. Ve o mehasini en ziyade imtisal eden ve
ftraten o mehasin stnde yaratlan odur."
te byle bir ztn ef'al, ahval, akval ve harektnn herbirisi, nev-
i beere birer model hkmne gemeye lyk iken, ona iman eden ve
mmetinden olan gafillerin, (snnetine ehemmiyet vermeyen veyahut
tayir etmek isteyen) ne kadar bedbaht olduunu divaneler de anlar.
nc Mes'ele: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm,
hilkaten en mutedil bir vaziyette ve en mkemmel bir surette
halkedildiinden, harekt ve sekenat, itidal ve istikamet zerine
gitmitir. Siyer-i Seniyesi, kat' bir surette gsterir ki: Her hareketinde
istikamet ve itidal zerine gitmi, ifrat ve tefritten itinab etmitir. Evet
Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm,
,,...,....
emrini tamamyla imtisal ettii iin, btn ef'al ve akval ve ahvalinde
istikamet, kat' bir surette grnyor. Mesel: Kuvve-i akliyenin fesad ve
zulmeti hkmndeki ifrat ve tefriti olan gabavet ve cerbezeden mberra
olarak, hadd-i vasat ve medar- istikamet olan hikmet noktasnda kuvve-i
akliyesi daima hareket ettii gibi; kuvve-i gazabiyenin fesad ve ifrat ve
tefriti olan korkaklk ve tehevvrden mnezzeh olarak, kuvve-i
gazabiyenin medar- istikameti ve hadd-i vasat olan ecaat- kudsiye ile
kuvve-i gazabiyesi hareket etmekle beraber; kuvve-i eheviyenin fesad
ve ifrat ve tefriti olan humud ve fcurdan musaffa olarak, o kuvvenin
medar- istikameti olan iffette, kuvve-i eheviyesi daima iffeti, a'zam
masumiyet derecesinde rehber ittihaz etmitir. Ve hkeza... Btn Snen-
i Seniyesinde, ahval-i ftriyesinde ve ahkm- er'iyesinde, hadd-i
istikameti ihtiyar edip zulm ve zulmat olan ifrat ve tefritten, israf ve
tebzirden itinab etmitir. Hatt tekellmnde ve ekl rbnde, iktisad
rehber ve israftan kat'iyyen itinab etmitir. Bu hakikatn tafsiltna dair
binler cild kitab te'lif edilmitir.
.,.;,.:.,.-!
srrnca, bu denizden bu katre ile iktifa edip, kssay ksa keseriz.
--- sh:(L:61) -------------
(,,L..-_.-!,.,),.,,L.,_-;,,.:._.._.._,,.!
.,, ..., ._........_...,.. _.:,._.!
....,.,!..._.!.!..-!!.,
-!...,_.,,...! ...;;!_..,.!
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.






























--- sh:(L:62) -------------



Onikinci Lem'a
(Re'fet Bey'in iki cz' suali mnasebetiyle, iki nkte-i Kur'aniyenin
beyanna dairdir.)
...-_,.;.__.;, ..-,....
.,,.-,,,:.-_..,,:,.., .!
Aziz sddk kardeim Re'fet Bey! Senin bu msaadesiz
zamanmda suallerin, beni mkil bir mevkide bulunduruyor. Bu defaki
iki sualin endan cz'dir. Fakat iki nkte-i Kur'aniyeye mnasebetdar
olduklarndan ve Kre-i Arz'a dair sualiniz, Corafya ve
Kozmorafya'nn yedi kat zemin ve yedi tabaka semavata tenkidlerine
temas ettiinden, bana ehemmiyetli geldi. Onun iin sualin cz'iyetine
bakmayarak ilm ve kll bir surette, iki yet-i kerimeye dair iki nkte
icmalen beyan edilecek. Sen de cz' sualine kar ondan hisse alrsn.
BRNC NKTE: "ki Nokta"dr.
Birinci Nokta:
,.,.,,,.,,,_.-;._._.,
_,..!..!,._,,!;
yetlerinin srrnca: Rzk dorudan doruya Kadr-i Zlcelal'in elindedir
ve hazine-i rahmetinden kar. Herbir zhayatn rzk, taahhd-
Rabbansi altnda olduundan, alktan lmek, olmamak lzm gelir.
Halbuki

--- sh:(L:63) -------------
zahiren alktan ve rzkszlktan lenler ok grnyor. u hakikatn ve
u srrn halli udur ki: Taahhd- Rabban hakikattr. Rzkszlk
yznden lenler yoktur. nki o Hakm-i Zlcelal, zhayatn bedenine
gnderdii rzkn bir ksmn ihtiyat iin ahm ve iya suretinde iddihar
eder. Hatt bedenin her hceyresine gnderdii rzkn bir ksmn, yine o
hceyrenin bir kesinde iddihar eder. stikbalde hariten rzk gelmedii
zaman, sarfedilmek zere bir ihtiyat zahresi hkmnde bulundurur.
te bu iddihar edilmi ihtiyat rzk bitmeden evvel lyorlar.
Demek o lmek, rzkszlktan deildir. Belki s'-i ihtiyardan tevelld
eden bir det ve o s'-i ihtiyardan ve detin terkinden ne'et eden bir
marazla lyorlar. Evet zhayatn bedeninde ahm suretinde iddihar edilen
rzk- ftr, hadd-i vasat olarak krk gn mkemmelen devam eder. Hatt
bir marazn veya bir istirak- ruhan neticesinde iki krk geer. Hatt bir
adam, edid bir inad yznden Londra mahpushanesinde yetmi gn
shhat ve selmetle, hibirey yemeden hayat devam ettiini, on -imdi
otuzdokuz- sene evvel gazeteler yazmlar. Madem krk gnden yetmi
seksen gne kadar rzk- ftr devam ediyor ve madem Rezzak ismi, gayet
geni bir surette ry-i zeminde cilvesi grnyor ve madem hi mid
edilmedii bir tarzda, memeden ve odundan rzklar akyor, ba
gsteriyor. Eer pr-err beer, s'-i ihtiyaryla mdahale edip
karmazsa, her halde rzk- ftr bitmeden evvel, o zhayatn imdadna o
isim yetiiyor, alkla lme yol vermiyor. yle ise: Alktan lenler,
eer krk gnden evvel lseler, kat'iyyen rzkszlktan deildir. Belki
"Terk-l dt min-el mhlikt" srryla, s'-i ihtiyardan gelen bir det ve
terk-i detten ne'et eden bir illetten, bir marazdan ileri gelmitir. yle
ise: Alktan lmek olmaz, denilebilir. Evet bilmahede grnyor ki:
Rzk, iktidar ve ihtiyar ile maksen mtenasibdir. Mesel: Daha dnyaya
gelmeden evvel bir yavru, rahm- maderde ihtiyar ve iktidardan btn
btn mahrum olduu bir zamanda, azn kmldatacak kadar muhta
olmayacak bir surette rzk veriliyor. Sonra dnyaya geldii vakit, iktidar
ve ihtiyar yok, fakat bir derece istidad ve bilkuvve bir hissi olduundan,
yalnz azn yaptrmak kadar bir harekete ihtiya ile en mkemmel ve
en mugaddi ve hazm en kolay ve en latif bir surette ve en acib bir ftratta,
memeler musluundan azna veriliyor. Sonra iktidar ve ihtiyara bir
derece alka peyda ettike, o kolay ve gzel rzk, bir derece, ocua kar
nazlanmaa balar. O memeler emeleri kesilir, baka yerlerden rzk
gnderilir. Fakat iktidar ve ihtiyar, rzk takib etmeye msaid olmad
iin, Rezzak- Kerim peder ve vlidesinin efkat ve merhametlerini,
iktidar ve ihtiyarna yardmc gnderiyor. Her ne vakit iktidar ve ihtiyar
tekemml eder, o vakit rzk ona komaz ve koturulmaz.
--- sh:(L:64) -------------
Rzk yerinde durur. Der: "Gel beni ara ve bul ve al!" Demek rzk, iktidar
ve ihtiyar ile makusen mtenasibdir. Hatt ok risalelerde beyan etmiiz
ki: En ihtiyarsz ve iktidarsz hayvanlar, daha iyi yayorlar, daha iyi
besleniyorlar.
kinci Nokta: mknn enva' var. mkn- akl, imkn- rf,
imkn- di gibi ksmlar vardr. Bir hdise, eer imkn- akl dairesinde
olmazsa, reddedilir; imkn- rf dairesinde olmazsa dahi, mu'cize olur
fakat kolayca keramet olamaz. Eer rfen ve kaideten naziri bulunmazsa,
uhud derecesinde bir brhan- kat' ile ancak kabul edilir.
te bu srra binaen krk gn ekmek yemeyen Seyyid Ahmed-i
Bedevi'nin hrikulde halleri, imkn- rf dairesindedir. Hem keramet
olur, hem hrikulde bir deti de olabilir. Evet Seyyid Ahmed-i
Bedevi'nin (K.S.) acib ve istirakkrane hallerde bulunduu, tevatr
derecesinde naklediliyor. Krk gnde bir defa yemek yemesi, vaki'
olmutur. Fakat her vakit yle deil. Keramet nevinden baz defa
olmutur. Bir ihtimal var ki: Halet-i istirakyesi, yemeye ihtiya
grmedii iin, ona nisbeten det hkmne girmitir. Seyyid Ahmed-i
Bedevi (K.S.) nevinden ok evliyalardan bu tarz hrikalar mevsukan
rivayet edilmi. Madem Birinci Nokta'da isbat ettiimiz gibi; mddehar
rzk, krk gnden fazla devam eder ve o mikdar yememek, deten
mmkndr ve mevsukan hrika adamlardan o hal rivayet edilmitir.
Elbette inkr edilmeyecektir.
KNC SUAL mnasebetiyle iki mes'ele-i mhimme beyan
edilecek. nki Corafya ve Kozmorafya fenlerinin ksack kanunlaryla
ve darack dsturlaryla ve kck mizanlaryla Kur'ann semavatna
kamadklarndan ve ytn yldzlarndaki yedi kat manalar
kefedemediklerinden yeti tenkid, belki inkrna divanecesine
almlar.
Birinci Mes'ele-i Mhimme: Semavat gibi arzn da yedi tabaka
olmasna dairdir. u mes'ele, yeni zamann feylesoflarna hakikatsz
grnyor. Onlarn arza ve semavata dair olan fenleri kabul etmiyor.
Bunu vasta ederek baz hakaik-i Kur'aniyeye itiraz ediyorlar. Buna dair
muhtasaran birka iaret yazacaz.
Birincisi: Evvel: yetin manas ayrdr ve o manalarn efrad ve
msadaklar ayrdr. te o kll manann mteaddid efradndan bir ferdi
bulunmazsa, o mana inkr edilmez. Semavatn yedi tabakasna ve arzn
yedi katna dair mana-y kllsinin ok efradndan yedi msadak zahiren
grnyor. Sniyen: yetin sarahatnda "yedi kat arz" dememi.
_,..._,;_.,,.._,..-_.!
--- sh:(L:65) -------------
ilhir. yetin zahiri diyor ki: "Arz da o seb'a semavat gibi halketmi ve
mahlukatna mesken ittihaz etmi." Yedi tabaka olarak halkettim, demiyor.
Misliyet ise mahlukyet ve mahlukata meskeniyet cihetiyle bir tebihtir.
kincisi: Kre-i Arz her ne kadar semavata nisbeten ok kktr,
fakat hadsiz masnuat- lahiyenin meheri, mazhar, maheri, merkezi
hkmnde olduundan; kalb, cesede mukabil geldii gibi, Kre-i Arz
dahi, koca hadsiz semavata kar bir kalb ve manev bir merkez hkmnde
olarak mukabil gelir. Onun iin zeminin kk mikyasta eskiden beri yedi
(*) iklimi; hem Avrupa, Afrika, Okyanusya, iki Asya, iki Amerika
namlaryla maruf yedi kt'as; hem denizle beraber ark, garb, imal,
cenub, bu yzdeki ve Yeni Dnya yzndeki malm yedi kt'as; hem
merkezinden t kr- zahirye kadar hikmeten, fennen sabit olan muttasl
ve mtenevvi yedi tabakas, hem zhayat iin medar- hayat olmu yetmi
basit ve cz' unsurlar tazammun edip ve "yedi kat" tabir edilen mehur
yedi nevi kll unsuru; hem drt unsur denilen su, hava, nar, toprak (trab)
ile beraber, "mevalid-i selse" denilen maadin, nebatat ve hayvanatn yedi
tabakalar ve yedi kat lemleri; hem cinn ve ifrit ve sair muhtelif zuur ve
zhayat mahluklarn lemleri ve meskenleri olduu, ok kesretli ehl-i kef
ve ashab- uhudun ehadetiyle sabit yedi kat arzn lemleri; hem Kre-i
Arzmza benzeyen yedi kre-i uhra dahi bulunmasna, zhayata makarr ve
mesken olmasna iareten yedi tabaka yani yedi kre-i arziye bulunmasna
iareten Kre-i Arz dahi, yedi tabaka yt- Kur'aniyeden fehmedilmitir.
te yedi nevi ile yedi tarzda, arzn yedi tabakas mevcud olduu
tahakkuk ediyor. Sekizincisi olan hirki mana, baka nokta-i nazarda
ehemmiyetlidir; o yedide dhil deildir.
ncs: Madem Hakm-i Mutlak israf etmiyor, abes eyleri
yaratmyor. Ve madem mahlukatn vcudlar, zuur iindir ve zuurla
kemalini bulur ve zuurla enlenir ve zuurla abesiyetten kurtulur. Ve
madem bilmahede o Hakm-i Mutlak, o Kadr-i Zlcelal, hava unsurunu,
su lemini, toprak tabakasn hadsiz zhayatlarla enlendiriyor. Ve madem
hava ve su, hayvanatn cevelanna mani olmad gibi; toprak, ta gibi
kesif maddeler, elektrik ve rntgen gibi maddelerin seyrine mani
olmuyorlar. Elbette o Hakm-i Zlkemal, o Sni'-i Bzeval, Kre-i
Arzmzn merkezinden tut, t meskenimiz ve merkezimiz olan bu kr-
zahirye kadar birbirine muttasl yedi kll tabakay ve geni meydanlarn
ve lemlerini ve maaralarn bo ve hli brakmaz. Elbette onlar
enlendirmi.

(*): Seb'a ile beraber yedi kelimesi yedi kerre tevafuku pek gzel dm.

--- sh:(L:66) -------------
O lemlerin enlenmesine mnasib ve muvafk zuur mahluklar
halkedip orada iskn etmitir. O zuur mahluklar, mademki melaike
ecnasndan ve ruhan enva'larndan olmak lzm gelir. Elbette en kesif ve
en sert tabaka, onlara nisbeten, bala nisbeten deniz ve kua nisbeten
hava gibidir. Hatt zeminin merkezindeki mdhi ate dahi, o zuur
mahluklara nisbeti, bizlere nisbeten Gnein harareti gibi olmak iktiza
eder. O zuur ruhanler nurdan olduklar iin, nr onlara nur gibi olur.
Drdncs: Onsekizinci Mektub'da tabakat- Arzn acaibine
dair ehl-i kefin tavr- akl haricinde beyan ettikleri tasvirata dair bir
temsil zikredilmitir. Hlsas udur ki: Kre-i Arz, lem-i ehadette bir
ekirdektir; lem-i misaliye ve berzahiyede bir byk aa gibi,
semavata omuz omuza vuracak bir azamettedir. Ehl-i kefin Kre-i
Arzda ifritlere mahsus tabakasn bin senelik bir mesafe grmeleri, lem-i
ehadete ait Kre-i Arzn ekirdeinde deil, belki lem-i misaldeki
dallarnn ve tabakalarnn tezahrdr. Madem Kre-i Arzn zahiren
ehemmiyetsiz bir tabakasnn byle baka lemde azametli tezahrat var;
elbette yedi kat semavata mukabil yedi kat denilebilir ve mezkr
noktalar ihtar iin caz ile i'cazkrane bir tarzda yt- Kur'aniye,
semavatn yedi tabakasna kar bu kck arz mukabil gstermekle
iaret ediyor.
kinci Mes'ele-i Mhimme'dir:
_,,_.,_,;,_, .!,. .!!_,. l hir...
,,...__:,,.._,._,.... .!_!_..,
u yet-i kerime gibi mteaddid yetler, semavat yedi sema
olarak beyan ediyor. arat-l 'caz tefsirinde eski Harb-i Umum'nin
birinci senesinde cephe-i harbde ihtisar mecburiyetiyle gayet mcmel
beyan ettiimiz o mes'elenin yalnz bir hlsasn yazmak mnasibdir.
yle ki:
Eski hikmet, semavat dokuz tasavvur edip, lisan- er'de, Ar ve
Krsi yedi semavat ile beraber kabul edip acib bir suretle semavat tasvir
etmitiler. O eski hikmetin dh hkemasnn aaal ifadeleri, nev-i
beeri ok asrlar mddetince tahakkmleri altnda tutmular. Hatt ok
ehl-i tefsir, ytn zahirlerini onlarn mezhebine gre tevfik etmeye
mecbur kalmlar. O suretle Kur'an- Hakm'in i'cazna bir derece perde
ekilmiti. Ve hikmet-i cedide nam verilen yeni felsefe ise, eski
felsefenin

--- sh:(L:67) -------------
mrur u ubura ve hark u iltiyama kabil olmayan semavat hakkndaki
ifratna mukabil tefrit edip, semavatn vcudunu deta inkr ediyorlar.
Evvelkiler ifrat, sonrakiler tefrit edip hakikat tamamyla
gsterememiler. Kur'an- Hakm'in hikmet-i kudsiyesi ise, o ifrat ve
tefriti brakp hadd-i vasat ihtiyar edip der ki: Sni'-i Zlcelal, yedi kat
semavat halketmitir. Hareket eden yldzlar ise, balklar gibi sema iinde
gezerler ve tesbih ederler. Hadste ..:._.... .!denilmi.
Yani: "Sema, emvac karardade olmu bir denizdir."
te bu hakikat- Kur'aniyeyi yedi kaide ve yedi vecih mana ile
gayet muhtasar bir surette isbat edeceiz.
Birinci Kaide: Fennen ve hikmeten sabittir ki: Bu haddi yok feza-
y lem, nihayetsiz bir boluk deil, belki "esr" dedikleri madde ile
doludur.
kincisi: Fennen ve aklen, belki mahedeten sabittir ki: Ecram-
ulviyenin cazibe ve dafia gibi kanunlarnn rabtas ve ziya ve hararet ve
elektrik gibi maddelerdeki kuvvetlerin nairi ve nkili, o fezay dolduran
bir madde mevcuddur.
ncs: Madde-i esriye, esr kalmakla beraber, sair maddeler
gibi muhtelif teekklta ve ayr ayr suretlerde bulunduu tecrbeten
sabittir. Evet naslki buhar, su, buz gibi hava, myi, camid nevi eya,
ayn maddeden oluyor. yle de: Madde-i esriyeden dahi yedi nevi
tabakat olmasna hibir mani-i akl olmad gibi, hibir itiraza medar
olmaz.
Drdncs: Ecram- ulviyeye dikkat edilse grnyor ki: O ulv
lemlerin tabakatnda muhalefet var. Mesel: Nehr-s Sema ve Kehkean
namyla maruf, Trke "Samanyolu" tabir olunan bulut eklindeki daire-i
azmenin bulunduu tabaka, elbette sevabit yldzlarn tabakasna
benzemiyor. Gya tabaka-i sevabit yldzlar, yaz meyveleri gibi yetimi,
ermiler. Ve o Kehkean'daki bulut eklinde grlen hadsiz yldzlar ise,
yeniden yeniye kp ermeye balyorlar. Tabaka-i sevabit dahi, sadk bir
hads ile Manzume-i emsiye'nin tabakasna muhalefeti grnyor. Ve
hkeza yedi manzumat ve yedi tabaka, birbirine muhalif bulunmas, hiss
ve hads ile derkolunur.
Beincisi: Hadsen ve hissen ve istikraen ve tecrbeten sabit
olmutur ki: Bir maddede tanzim ve tekil dse ve o maddeden baka
masnuat yaplsa, elbette muhtelif tabaka ve ekillerde olur. Mesel: Elmas
madeninde tekilt balad vakit, o maddeden hem remad yani hem kl,
hem kmr, hem elmas nevileri tevelld ediyor. Hem mesel: Ate,
--- sh:(L:68) -------------
teekkle balad vakit; hem alev, hem duman, hem kor tabakalarna
ayrlyor. Hem mesel: Mvellid-l m, mvellid-l humuza ile
mezcedildii vakit, o mezcden hem su, hem buz, hem buhar gibi tabakalar
teekkl ediyor. Demek anlalyor ki bir madde-i vhidde tekilt dse,
tabakata ayrlyor. yle ise: Madde-i esriyede Kudret-i Ftra tekilta
balad iin, elbette ayr ayr tabaka olarak ,.._,._,.
srryla yedi nevi semavat ondan halketmitir.
Altncs: u mezkr emareler, bizzarure semavatn hem
vcuduna, hem taadddne delalet ederler. Madem kat'iyyen semavat
mteaddiddir ve Muhbir-i Sadk, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n lisanyla
yedidir der; elbette yedidir.
Yedincisi: Yedi, yetmi, yedi yz gibi tabirat, slb-u Arabde
kesreti ifade ettii iin, o kll yedi tabaka ok kesretli tabakalar havi
olabilir.
ELHASIL: Kadr-i Zlcelal, esr maddesinden yedi kat semavat
halkedip tesviye ederek, gayet dakik ve acib bir nizam ile tanzim etmi ve
yldzlar iinde zer'edip ekmitir. Madem Kur'an- Mu'ciz-l Beyan,
umum ins cinnin umum tabakalarna kar konuan bir hutbe-i
ezeliyedir. Elbette nev-i beerin her bir tabakas, herbir yt-
Kur'aniyeden hissesini alacak ve yt- Kur'aniye, her tabakann fehmini
tatmin edecek surette ayr ayr ve mteaddid manalar zmnen ve iareten
bulunacaktr. Evet hitabat- Kur'aniyenin vs'ati ve man ve iaratndaki
genilii ve en mi bir avamdan en has bir havassa kadar derecat-
fehimlerini mraat ve mmaat etmesi gsterir ki; herbir yetin herbir
tabakaya bir vechi var, bakyor.
te bu srra binaen, "yedi semavat" mana-y kllsinde yedi
tabaka-i beeriye, muhtelif yedi kat manay fehmetmiler. yle ki:
,.._,._,.yetinde, ksa nazarl ve dar fikirli bir tabaka-i
insaniye, hava-y nesimnin tabakatn fehmeder. Ve Kozmorafya ile
sersemlemi dier bir tabaka-i insaniye dahi, elsine-i enamda seb'a-i
seyyare ile mehur yldzlar ve medarlarn fehmeder. Daha bir ksm
insanlar kremize benzer zevil-hayatn makarr olmu semav yedi kre-i
heri fehmeder. Dier bir taife-i beeriye, Manzume-i emsiye'nin yedi
tabakaya ayrlmasn, hem Manzume-i emsiye'mizle beraber yedi
manzumat- musiyeyi fehmeder. Daha dier bir taife-i beeriye, madde-
i esriyenin teekklt yedi tabakaya ayrlmasn fehmeder. Daha geni
fikirli bir tabaka-i beeriye, yldzlarla yaldzlanp, btn
grnen gkleri bir sema sayp, onu bu dnyann semasdr diyerek,
bundan baka alt tabaka-i semavat var olduunu fehmeder. Ve nev-i
beerin yedinci tabakas ve en yksek taifesi ise; semavat- seb'ay, lem-
i ehadete mnhasr grmyor. Belki avalim-i uhreviye ve gaybiye ve
dnyeviye ve misaliyenin birer muhit zarf ve ihatal birer sakf olan yedi
semavatn var olduunu fehmeder.
Ve hkeza bu yetin klliyetinde mezkr yedi kat tabakann yedi
kat manalar gibi daha ok cz' manalar vardr. Herkes fehmine gre
hissesini alr ve o maide-i semaviyeden herkes rzkn bulur.
Madem o yetin byle pek ok sadk msadaklar var. imdiki
aklsz feylesoflarn ve serseri Kozmorafyalarnn, inkr- semavat
bahanesiyle byle yete taarruz etmesi, haylaz ahmak ocuklarn
semavattaki yldzlara bir yldz drmek niyetiyle ta atmasna benzer.
nki yetin mana-y kllsinden bir tek msadak sadksa, o kll mana
sadk ve hak olur. Hatt vaki'de bulunmayan, fakat umumun lisannda
mtedavil bulunan bir ferdi, umumun efkrn mraat iin o kllde dhil
olabilir. Halbuki, hak ve hakik ok efradn grdk. Ve imdi bu insafsz
ve haksz Corafyaya ve sersem ve sermest ve sarho Kozmorafyaya
bak! Nasl bu iki fen hata ederek, hak ve hakikat ve sadk olan kll
manadan gzlerini yumup ve ok sadk olan msadaklar grmeyerek;
hayal bir acib ferdi, mana-y yet tevehhm ederek yete ta attlar;
kendi balarn krdlar, imanlarn uurdular!...
Elhasl: Kraat- seb'a, vcuh-u seb'a ve mu'cizat- seb'a ve
hakaik-i seb'a ve erkn- seb'a zerine nzil olan Kur'an semasnn o
yedier tabakalarna, cinn ve eyatn hkmndeki itikadsz madd fikirler
kamadklarndan ytn ncumunda ne var, ne yok bilmeyip yalan ve
yanl haber verirler. Ve onlarn balarna o ytn ncumundan mezkr
tahkikat gibi ahablar inerler ve onlar yakarlar. Evet cinn fikirli
feylesoflarn felsefesiyle o semavat- Kur'aniyeye klmaz. Belki ytn
yldzlarna, hikmet-i hakikiyenin mi'racyla ve iman ve slmiyetin
kanatlaryla klabilir.
,.,!..,!...._._.._,,.!
_.._.!_.,!,-.,-,!_..,.,.!,.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
..,.,._,_,;,,..!,,.,,.!
_,.;..; ,;,.!..- ,-...,,!..,!
--- sh:(L:70) -------------

Onnc Lem'a

",,,!;.L,:!_...." srrna dairdir.
_
,..,_,..,:!,,._.,..,,_,
;,,.-;,,
(eytandan istiaze srrna dairdir. "On aret" yazlacak. O iaretlerin
bir ksm, mteferrik bir surette Yirmialtnc Sz gibi bir ksm risalelerde beyan
ve isbat edildiinden burada yalnz icmalen bahsedilecek.)
BRNC ARET: Sual: eytanlarn kinatta icad cihetinde
hibir medhalleri olmad, hem Cenab- Hak rahmet ve inayetiyle ehl-i
hakka tarafdar olduu, hem hak ve hakikatn cazibedar gzellikleri ve
mehasinleri ehl-i hakka meyyid ve mevvik bulunduu, hem dalaletin
mstekreh irkinlikleri ehl-i dalaleti tenfir ettikleri halde, hizb-
eytann ok defa galebe etmesinin hikmeti nedir? Ve ehl-i hak, her vakit
eytann errinden Cenab- Hakk'a snmasnn srr nedir?
Elcevab: Hikmeti ve srr udur ki: Ekseriyet-i mutlaka ile dalalet
ve err, menfdir ve tahribdir ve ademdir ve bozmaktr. Ve ekseriyet-i
mutlaka ile hidayet ve hayr, msbettir ve vcuddir ve imar ve tamirdir.
Herkese malmdur ki: Yirmi adamn yirmi gnde yapt bir binay, bir
adam, bir gnde tahrib eder. Evet btn z-y esasiyenin ve erait-i
hayatiyenin vcuduyla vcudu devam eden hayat- insan, Hlk-
Zlcelal'in kudretine mahsus olduu halde; bir zalim, bir uzvu
kesmesiyle, hayata nisbeten adem olan mevte o insan mazhar eder.
Onun iin "Et-tahrib eshel" durub-u emsal hkmne gemi.



--- sh:(L:71) -------------
te bu srdandr ki: Ehl-i dalalet, hakikaten zaf bir kuvvet ile pek
kuvvetli ehl-i hakka bazan galib oluyor. Fakat ehl-i hakkn yle muhkem
bir kal'as var ki, onda tahassun ettikleri vakit, o mdhi dmanlar
yanaamazlar, bir halt edemezler. Eer muvakkat bir zarar verseler,
_,....!,.-!, srryla ebed bir sevab ve menfaatle o zarar telafi
edilir. O kal'a-i metin, o hsn- hasin ise, eriat- Muhammediye (A.S.M.)
ve snnet-i Ahmediyedir (A.S.M.).
KNC ARET: Sual: err-i mahz olan eytanlarn icad ve
ehl-i imana taslitleri ve onlarn yznden ok insanlar kfre girip
Cehennem'e girmeleri, gayet mdhi ve irkin grnyor. Acaba Cemil-i
Aleltlak ve Rahm-i Mutlak ve Rahman- Bil-Hakk'n rahmet ve cemali,
bu hadsiz irkinliin ve dehetli musibetin husulne nasl msaade ediyor
ve nasl cevaz gsteriyor?
u mes'eleyi oklar sormular ve oklarn hatrna geliyor.
Elcevab: eytann vcudunda cz' erler ile beraber bir ok
makasd- hayriye-i klliye ve kemalt- insaniye vardr. Evet bir
ekirdekten koca bir aaca kadar ne kadar mertebeler var; mahiyet-i
insaniyedeki istidadda dahi ondan daha ziyade meratib var. Belki
zerreden emse kadar dereceleri var. Bu istidadatn inkiafat, elbette bir
hareket ister, bir muamele iktiza eder. Ve o muameledeki terakki
zenbereinin hareketi, mcahede ile olur. O mcahede ise, eytanlarn ve
muzr eylerin vcuduyla olur. Yoksa, melaikeler gibi insanlarn da
makam sabit kalrd. O halde insan nev'inde, binler enva' hkmnde
snflar bulunmayacak. Bir err-i cz' gelmemek iin bin hayr
terketmek, hikmet ve adalete mnafdir. endan eytan yznden ekser
insanlar dalalete giderler. Fakat ehemmiyet ve kymet, ekseriyetle
keyfiyete bakar, kemmiyete az bakar veya bakmaz. Naslki bin ve on
ekirdei bulunan bir zt, o ekirdekleri toprak altnda bir muamele-i
kimyeviyeye mazhar etse; ondan on tanesi aa olmu, bini bozulmu. O
on aa olmu ekirdeklerin o adama verdii menfaat, elbette bin
bozulmu ekirdein verdii zarar hie indirir. yle de: Nefs ve
eytanlara kar mcahede ile, yldzlar gibi nev-i insan ereflendiren ve
tenvir eden on insan- kmil yznden o nev'e gelen menfaat ve eref ve
kymet, elbette haerat nev'inden saylacak derecede sfli ehl-i dalaletin
kfre girmesiyle insan nev'ine verecei zarar hie indirip gze
gstermedii iin, rahmet ve hikmet ve adalet-i lahiye, eytann
vcuduna msaade edip tasallutlarna meydan vermi.
--- sh:(L:72) -------------
Ey ehl-i iman! Bu mdhi dmanlarnza kar zrhnz: Kur'an
tezghnda yaplan takvadr. Ve siperiniz, Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm'n Snnet-i Seniyesidir. Ve silhnz, istiaze ve istifar ve hfz-
lahiyeye ilticadr.
NC ARET: Sual: Kur'an- Hakm'de ehl-i dalalete kar
azm ekvalar ve kesretli tahidat ve ok iddetli tehdidat, akln zahirine
gre adaletli ve mnasebetli belgatna ve slbundaki itidaline ve
istikametine mnasib dmyor. deta ciz bir adama kar, ordular tahid
ediyor. Ve onun cz' bir hareketi iin, binler cinayet etmi gibi tehdid
ediyor. Ve mflis ve mlkte hi hissesi olmad halde mtecaviz bir erik
gibi mevki verip ondan ekva ediyor. Bunun srr ve hikmeti nedir?
ELCEVAB: Onun srr ve hikmeti udur ki: eytanlar ve eytanlara
uyanlar, dalalete slk ettikleri iin, kk bir hareketle ok tahribat
yapabilirler. Ve ok mahlukatn hukukuna, az bir fiil ile ok hasaret
veriyorlar. Naslki bir sultann byk bir ticaret gemisinde bir adam az bir
hareketle, belki kk bir vazifeyi terketmekle, o gemi ile alkadar btn
vazifedarlarn semere-i sa'ylerinin ve netice-i amellerinin mahvna ve
ibtaline sebebiyet verdii iin, o geminin sahib-i zan, o siden, o gemi ile
alkadar olan btn raiyetinin hesabna azm ikayetler edip dehetli tehdid
ediyor ve onun o cz' hareketini deil, belki o hareketin mdhi
neticelerini nazara alarak ve o sahib-i zann ztna deil, belki raiyetinin
hukuku namna dehetli bir cezaya arpar. yle de: Sultan- Ezel ve Ebed
dahi, Kre-i Arz gemisinde ehl-i hidayetle beraber bulunan ehl-i dalalet
olan hizb- eytann zahiren cz' hatiatlaryla ve isyanlaryla pek ok
mahlukatn hukukuna tecavz ettikleri ve mevcudatn vezaif-i liyelerinin
neticelerinin ibtal etmesine sebebiyet verdikleri iin, onlardan azm ikayet
ve dehetli tehdidat ve tahribatlarna kar mhim tahidat etmek, ayn-
belgat iinde mahz- hikmettir ve gayet mnasib ve muvafktr. Ve
mutabk- mukteza-y haldir ki; belgatn tarifidir ve esasdr ve israf-
kelm olan mbalaadan mnezzehtir. Malmdur ki; byle az bir hareketle
ok tahribat yapan dehetli dmanlara kar gayet metin bir kal'aya iltica
etmeyen, ok perian olur.
te ey ehl-i iman! O elik ve semav kal'a: Kur'andr. ine gir,
kurtul.
DRDNC ARET: Adem err-i mahz ve vcud hayr- mahz
olduunu, ehl-i tahkik ve ashab- kef ittifak etmiler. Evet ekseriyet-i
mutlaka ile hayr ve mehasin ve kemalt, vcuda istinad eder ve ona raci'
olur. Sureten menf ve adem de olsa, esas sbutdir ve vcuddir. Dalalet
ve err ve musibetler ve masiyetler ve belalar gibi btn irkinliklerin esas,

--- sh:(L:73) -------------
mayesi; ademdir, nefiydir. Onlardaki fenalk ve irkinlik, ademden
geliyor. endan suret-i zahirde msbet ve vcud de grnseler, esas
ademdir, nefiydir. Hem bilmahede sabittir ki: Bina gibi bir eyin
vcudu, btn eczasnn mevcudiyetiyle takarrur eder. Halbuki onun
harabiyeti ve ademi ve in'idam, bir rknn ademiyle hasl olur. Hem
vcud, her halde mevcud bir illet ister. Muhakkak bir sebebe istinad eder.
Adem ise, adem eylere istinad edebilir. Adem birey, madum bireye
illet olur.
te bu iki kaideye binaendir ki: eytan- ins cinnin kinattaki
mdhi sr- tahribkraneleri ve enva'- kfr ve dalalet ve err ve
mehaliki yaptklar halde, zerre mikdar icada ve hilkate mdahaleleri
olmad gibi, mlk- lahde bir hisse-i itirakleri olamyor. Ve bir
iktidar ve bir kudretle o ileri yapmyorlar, belki ok ilerinde iktidar ve
fiil deil, belki terk ve atalettir. Hayr yaptrmamakla, erleri yapyorlar.
Yani, erler oluyorlar. nki mehalik ve err, tahribat nevinden olduu
iin, illetleri, mevcud bir iktidar ve fil bir icad olmak lzm deildir.
Belki bir emr-i adem ile ve bir artn bozulmasyla koca bir tahribat olur.
te bu sr, Mecusilerde inkiaf etmedii iindir ki; kinatta
"Yezdan" namyla bir hlk- hayr, dieri "Ehriman" namyla bir hlk-
err itikad etmilerdir. Halbuki onlarn Ehriman dedikleri mevhum ilah-
err, bir cz'-i ihtiyaryla ve icadsz bir kesble erlere sebebiyet veren
malm eytandr.
te ey ehl-i iman! eytanlarn bu mdhi tahribatna kar en
mhim silhnz ve cihazat- tamiriyeniz istifardr ve "Ez billah"
demekle Cenab- Hakk'a ilticadr. Ve kal'anz Snnet-i Seniyedir.
BENC ARET: Cenab- Hak, Ktb- Semaviyede beere
kar u Cennet gibi azm mkfat ve Cehennem gibi dehetli mcazat
gstermekle beraber ok irad, ikaz, ihtar, tehdid ve tevik ettii halde;
ehl-i iman, bu kadar esbab- hidayet ve istikamet varken hizb- eytann
mkfatsz irkin zaf desiselerine kar malub olmalar, bir zaman beni
ok dndryordu. Acaba iman varken, Cenab- Hakk'n o kadar
iddetli tehdidatna ehemmiyet vermemek nasl oluyor? Nasl iman
gitmiyor? ..,-.;.;.L,:!.,; srryla eytann gayet zaf
desiselerine kaplp Allah'a isyan ediyor. Hatt benim arkadalarmdan
bazlar, yz hakikat dersini kalben tasdik ile beraber benden iittii ve
bana kar da fazla hsn- zann ve irtibat varken, kalbsiz ve bozuk bir
adamn ehemmiyetsiz ve riyakrane iltifatna kapld, onun lehinde benim
aleyhimde bir vaziyete geldi. Fesbhanallah dedim,
--- sh:(L:74) -------------
insanda bu derece sukut olabilir mi? Ne kadar hakikatsz bir insan idi,
diye o bareyi gybet ettim, gnaha girdim. Sonra sbk iaretlerdeki
hakikat inkiaf etti, karanlkl ok noktalar aydnlatt. O nur ile
lillahilhamd, hem Kur'an- Hakm'in azm tergibat ve tevikat tam
yerinde olduunu, hem ehl-i imann desais-i eytaniyeye kaplmalar,
imanszlktan ve imann zafliinden olmadn, hem gnah- kebairi
ileyen kfre girmediini, hem Mu'tezile mezhebi ve bir ksm Hariciye
mezhebi "Gnah- kebairi irtikb eden kfir olur veya iman ve kfr
ortasnda kalr." diye hkmlerinde hata ettiklerini, hem benim o bare
arkadam da yz ders-i hakikat bir herifin iltifatna feda etmesi,
dndm gibi ok sukut ve dehetli alaklk olmadn anladm.
Cenab- Hakk'a krettim, o vartadan kurtuldum. nki sbkan
dediimiz gibi, eytan cz' bir emr-i adem ile insan mhim tehlikelere
atar. Hem insandaki nefis ise, eytan her vakit dinler. Kuvve-i eheviye
ve gazabiye ise, eytan desiselerine hem kbile, hem nkile iki cihaz
hkmndedirler.
te bunun iindir ki, Cenab- Hakk'n "Gafur", "Rahm" gibi iki
ismi, tecelli-i a'zamla ehl-i imana tevecch ediyor. Ve Kur'an- Hakm'de
Peygamberlere en mhim ihsan, mafiret olduunu gsteriyor ve onlar,
istifar etmeye davet ediyor._kelime-i kudsiyesini her
sure banda tekrar ile ve her mbarek ilerde zikrine emretmesiyle,
kinat ihata eden rahmet-i vasiasn melce ve tahassngh gsteriyor ve
.-... emriyle "Ez billahi mineeytanirracm" kelimesini siper
yapyor.
ALTINCI ARET: eytann en tehlikeli bir desisesi udur ki:
Baz hassas ve safi-kalb insanlara tahayyl- kfryi tasdik-i kfrle
iltibas ettiriyor. Tasavvur-u dalaleti, dalaletin tasdiki suretinde gsteriyor.
Ve mukaddes ztlar ve mnezzeh eyler hakknda gayet irkin hatralar
hayaline gsteriyor. Ve imkn- ztyi, imkn- akl eklinde gsterip
imandaki yaknine mnaf bir ekk tarzn veriyor. Ve o vakit o bare
hassas adam, kendini dalalet ve kfr iine dtn tevehhm edip
imandaki yakninin zil olduunu zanneder, ye'se der, o ye'sle eytana
maskara olur. eytan hem ye'sini, hem o zaf damarn, hem o iltibasn
ok ilettirir, ya divane olur yahud "heri bad bad" der, dalalete gider.
eytann bu desisesinin mahiyeti ne kadar esassz olduunu, baz
risalelerde beyan ettiimiz gibi, burada icmalen bahsedeceiz. yle ki:

--- sh:(L:75) -------------
Naslki yinede ylann sureti srmaz ve atein misali yandrmaz ve
murdarn aksi, telvis etmez. yle de: Hayal veya fikir yinesinde
kfriyatn ve irkin akisleri ve dalaletin glgeleri ve etimli irkin szlerin
hayalleri, itikad bozmaz, iman tayir etmez, hrmetli edebi krmaz.
nki mehur kaidedir ki: Tahayyl- etm, etm olmad gibi, tahayyl-
kfr dahi, kfr deil ve tasavvur-u dalalet de dalalet deil. mandaki
ekk mes'elesi ise, imkn- ztden gelen ihtimaller, o yakne mnaf deil
ve o yakni bozmaz. lm-i usl-i dinde kavaid-i mukarreredendir ki:
_.!;_,.,!_..;_.!;.:.;;
Mesel: Barla Denizi su olarak yerinde bulunduuna yaknimiz
var. Halbuki ztnda mmkndr ki; o deniz, bu dakikada batm olsun ve
batmas mmkinattandr. Bu imkn- zt, madem bir emareden ne'et
etmiyor, zihn bir imkn olamaz ki, ekk olsun. nki yine ilm-i usl-i
dinde bir kaide-i mukarreredir ki:
_,!._.._..!,,-!,...-!.,,.;
Yani: "Bir emareden gelmeyen bir ihtimal-i zt ise, bir imkn- zihn
olmaz ki, bhe verip, ehemmiyeti olsun." te bu desise-i eytaniyeye
maruz olan bare adam, hakaik-i imaniyeye yaknini, byle zt imknlar
ile kaybediyor zanneder. Mesel: Hazret-i Peygamber Aleyhissalt
Vesselm hakknda beeriyet itibariyle ok imkn- ztiye hatrna geliyor
ki, imann cezm yaknine zarar vermez. Fakat o, zarar verdi zanneder,
zarara der.
Hem bazan eytan, kalb stndeki lmmesi cihetinde Cenab- Hak
hakknda fena szler syler. O adam zanneder ki; onun kalbi bozulmu ki,
byle sylyor. Titriyor. Halbuki onun titremesi ve korkmas ve adem-i
rzas delildir ki: O szler, kalbinden gelmiyor, belki lmme-i
eytaniyeden geliyor veya eytan tarafndan ihtar ve tahayyl ediliyor.
Hem insann letaifi iinde tehis edemediim bir-iki latife var ki,
ihtiyar ve iradeyi dinlemezler; belki de mes'uliyet altna da giremezler.
Bazan o latifeler hkmediyorlar, hakk dinlemiyorlar, yanl eylere
giriyorlar. O vakit eytan o adama telkin eder ki: "Senin istidadn hakka ve
imana muvafk deil ki, byle ihtiyarsz btl eylere giriyorsun. Demek
senin kaderin, seni ekavete mahkm etmitir." O bare adam, ye'se
dp, helkete gider.
te eytann evvelki desiselerine kar m'minin tahassngh:
Muhakkikn-i asfiyann dsturlaryla hududlar taayyn eden hakaik-i
imaniye ve muhkemat- Kur'aniyedir. Ve hirdeki desiselerine kar;
istiaze

--- sh:(L:76) -------------
ile, ehemmiyet vermemektir. nki ehemmiyet verdike, nazar- dikkati
celbettirip byr, ier. M'minin byle manev yaralarna tiryak ve
merhem, Snnet-i Seniyedir.
YEDNC ARET: Sual: Mu'tezile imamlar, errin icadn err
telakki ettikleri iin, kfr ve dalaletin hilkatini Allah'a vermiyorlar.
Gya onunla Allah' takdis ediyorlar. "Beer kendi ef'alinin hlkdr"
diye dalalete gidiyorlar. Hem derler: "Bir gnah- kebireyi ileyen bir
m'minin iman gider. nki Cenab- Hakk'a itikad ve Cehennem'i tasdik
etmek, yle gnah ilemekle kabil-i tevfik olamaz. nki dnyada gayet
cz' bir hapis korkusuyla kendini hilaf- kanun hereyden muhafaza eden
adam, ebed bir azab- Cehennem'i ve Hlk'n gazabn nazar-
ehemmiyete almayacak derecede byk gnahlar ilerse, elbette
imanszla delalet eder."
Elcevab: Birinci kkn cevab udur ki: Kader Risalesi'nde izah
edildii gibi: Halk- err, err deil; belki kesb-i err, erdir. nki halk
ve icad; umum neticelere bakar. Bir errin vcudu, ok hayrl neticelere
mukaddeme olduu iin, o errin icad, neticeler itibariyle hayr olur,
hayr hkmne geer. Mesel: Atein yz hayrl neticeleri var. Fakat
baz insanlar s'-i ihtiyaryla atei kendilerine err yapmakla "Atein
icad erdir" diyemezler. yle de: eytanlarn icad, terakkiyat- insaniye
gibi ok hikmetli neticeleri olmakla beraber, s'-i ihtiyaryla ve yanl
kesbiyle eytanlara malub olmakla, "eytann hilkati erdir" diyemez.
Belki o, kendi kesbiyle kendine err yapt. Evet kesb ise, mbaeret-i
cz'iye olduu iin, husus bir netice-i erriyenin mazhar olur; o kesb-i
err, err olur. Fakat icad, umum neticelere bakt iin; icad- err, err
deil, belki hayrdr.
te Mu'tezile bu srr anlamadklar iin, "Halk- err erdir ve
irkinin icad irkindir" diye Cenab- Hakk' takdis iin errin icadn ona
vermemiler, dalalete dmler. .,,.,,-,..!.,olan bir rkn-
imanyi tevil etmiler.
kinci kk ki: "Gnah- kebireyi ileyen, nasl m'min kalabilir?"
diye suallerine cevab ise; evvel sbk iaretlerde onlarn hatas kat' bir
surette anlalmtr ki, tekrara hacet kalmamtr. Sniyen: Nefs-i
insaniye, muaccel ve hazr bir dirhem lezzeti; meccel, gaib bir batman
lezzete tercih ettii gibi, hazr bir tokat korkusundan, ileride bir sene
azabdan daha ziyade ekinir. Hem insanda hissiyat galib olsa, akln
muhakemesini dinlemez. Heves ve vehmi hkmedip, en az ve
ehemmiyetsiz
--- sh:(L:77) -------------
bir lezzet-i hazray, ileride gayet byk bir mkfata tercih eder. Ve az
bir hazr skntdan, ileride byk bir azab- mecceleden ziyade ekinir.
nki tevehhm ve heves ve hiss, ileriyi grmyor belki inkr ediyorlar.
Nefs dahi yardm etse, mahall-i iman olan kalb ve akl susarlar, malub
oluyorlar.
u halde kebairi ilemek, imanszlktan gelmiyor, belki hiss ve
hevesin ve vehmin galebesiyle akl ve kalbin malubiyetinden ileri gelir.
Hem sbk iaretlerde anlald gibi; fenalk ve hevesat yolu,
tahribat olduu iin gayet kolaydr. eytan- ins cinn abuk insanlar o
yola sevkediyor. Gayet cy- hayret bir haldir ki: lem-i bekann nass-
hadsle sinek kanad kadar bir nuru, ebed olduu iin, bir insann
mddet-i mrnde dnyadan ald lezzet ve nimete mukabil geldii
halde; baz bare insanlar, bir sinek kanad kadar bu fni dnyann
lezzetini, o bki lemin, bu fni dnyasna deer lezzetlerine tercih edip,
eytann arkasnda gider.
te bu srlar iindir ki; Kur'an- Hakm, m'minleri pek ok tekrar
ve srar ile, tehdid ve tevik ile gnahtan zecr ve hayra sevkediyor.
Bir zaman Kur'an- Hakm'in bu tekrar ile iddetli iradat bana bu
fikri verdi ki; bu kadar mtemadi ihtarlar ve ikazlar, m'min insanlar
sebatsz ve hakikatsz gsteriyorlar. nsann erefine yakmayacak bir
vaziyet veriyorlar. nki bir memur, mirinden ald bir tek emri
itaatine kfi iken, ayn emri on defa sylese, o memur cidden gcenecek.
Beni ittiham ediyorsun, ben hain deilim, der. Halbuki en hlis
m'minlere Kur'an- Hakm musrrane mkerrer emrediyor. Bu fikir
benim zihnimi kurcalad bir zamanda iki sadk arkadalarm vard.
Onlar eytan- insnin desiselerine kaplmamak iin pek ok defa ihtar ve
ikaz ediyordum. "Bizi ittiham ediyorsun" diye gcenmiyorlard. Fakat
ben kalben diyordum ki: "Bu mtemadiyen ihtarlarmla bunlar
gcendiriyorum, sadakatszlkla ve sebatszlkla ittiham ediyorum."
Sonra birden sbk iaretlerde izah ve isbat edilen hakikat inkiaf etti. O
vakit o hakikatla hem Kur'an- Hakm'in tam mutabk- mukteza-y hal ve
yerinde ve israfsz ve hikmetli ve ittihamsz bir surette srar ve tekrarat
yaptn ve ayn- hikmet ve mahz- belgat olduunu bildim. Ve o sadk
arkadalarmn gcenmediklerinin srrn anladm.
O hakikatn hlsas udur ki: eytanlar tahribat cihetinde
sevkettikleri iin, az bir amel ile ok erleri yaparlar. Onun iin tark-
hakta ve hidayette gidenler, pek ok ihtiyat ve iddetli saknmaya ve
mkerrer ihtarata ve kesretli muavenete muhta olduklarndandr ki,
Cenab- Hak o tekrarat cihetinde binbir ismi ile ehl-i imana muavenetini
takdim ediyor ve binler merhamet ellerini
--- sh:(L:78) -------------
imdadna uzatyor. erefini krmyor, belki vikaye ediyor. nsann
kymetini kk drtmyor, belki eytann errini byk gsteriyor.
te ey ehl-i hak ve ehl-i hidayet! eytan- ins cinnnin mezkr
desiselerinden kurtulmak aresi: Ehl-i Snnet ve Cemaat olan ehl-i hak
mezhebini karargh yap ve Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n muhkemat
kal'asna gir ve Snnet-i Seniyeyi rehber yap, selmeti bul!..
SEKZNC ARET: Sual: Sbk iaretlerde isbat ettiniz ki:
Dalalet yolu, kolay ve tahrib ve tecavz olduu iin, oklar o yola slk
ediyorlar. Halbuki sair risalelerde kat' deliller ile isbat etmisiniz ki:
Kfr ve dalalet yolu o kadar mkiltl ve suubetlidir ki, hi kimse ona
girmemek gerekti ve kabil-i slk deil. Ve iman ve hidayet yolu o kadar
kolay ve zahirdir ki, herkes ona girmeli idi.
ELCEVAB: Kfr ve dalalet iki ksmdr. Bir ksm amel ve fer'
olmakla beraber, iman hkmlerini nefyetmek ve inkr etmektir ki, bu
tarz dalalet kolaydr. Hakk kabul etmemektir, bir terktir, bir ademdir, bir
adem-i kabuldr.
te bu ksmdr ki, risalelerde kolay gsterilmi. kinci ksm ise,
amel ve fer' olmayp, belki itikad ve fikr bir hkmdr. Yalnz imann
nefyini deil, belki imann zddna gidip bir yol amaktr. Bu ise, btl
kabuldr, hakkn aksini isbattr. Bu ksm, imann yalnz nefyi ve nakzi
deil, imann zdddr. Adem-i kabul deil ki kolay olsun, belki kabul-
ademdir. Ve o ademi isbat etmekle kabul edilebilir.
,,.;,.-!kaidesiyle: Ademin isbat elbette kolay deildir.
te sair risalelerde imtina derecesinde suubetli ve mkiltl
gsterilen kfr ve dalalet bu ksmdr ki, zerre mikdar uuru bulunan, bu
yola slik olmamak lzmdr. Hem bu yol, risalelerde kat' isbat edildii
gibi o kadar dehetli elemleri var ve boucu karanlklar var ki; zerre
mikdar akl bulunan, o yola talib olmaz.
Eer denilse: Bu kadar elm ve karanlkl, mkiltl yola nasl
ekser insanlar gidiyorlar?
Elcevab: ine dm bulunuyorlar, kamyorlar. Hem
insandaki nebat ve hayvan kuvveleri, akibeti grmedikleri,
dnemedikleri ve o insandaki letaif-i insaniyeye galebe ettikleri iin,
kmak istemiyorlar ve hazr ve muvakkat bir lezzetle mteselli
oluyorlar.



--- sh:(L:79) -------------
Sual: Eer denilse: Dalalette yle dehetli bir elem ve bir korku
var ki; kfir, deil hayattan lezzet almas, hi yaamamas lzm geliyor.
Belki o elemden ezilmeli ve o korkudan d patlamal idi. nki
insaniyet itibariyle hadsiz eyaya mtak ve hayata k olduu halde,
kfr vastasyla mevtini bir i'dam- ebed ve bir firak- lyezal ve zeval-
i mevcudat ve ahbabnn vefatlarn ve btn sevdiklerini i'dam ve
mfarakat- ebediye suretinde gz nnde daima kfr vastasyla gren
insan, nasl yaayabilir? Nasl hayattan lezzet alabilir?
Elcevab: Acib bir malata-i eytaniye ile kendini aldatr, yaar.
Sur bir lezzet alr zanneder. Mehur bir temsil ile onun mahiyetine iaret
edeceiz. yle ki:
Deniliyor: Deve kuuna demiler: "Kanatlarn var, u!" O da
kanatlarn ksp, "ben deveyim" demi, umam. Fakat avcnn tuzana
dm. Avc beni grmesin diye ban kuma sokmu. Halbuki koca
gvdesini darda brakm, avcya hedef etmi. Sonra ona demiler:
"Madem deveyim diyorsun, yk gtr!" O zaman kanatlarn avermi,
"Ben kuum" demi, ykn zahmetinden kurtulmu. Fakat hmisiz ve
yemsiz olarak avclarn hcumuna hedef olmu. Aynen onun gibi; kfir,
Kur'ann semav ilnatna kar kfr- mutlak brakp mekuk bir kfre
inmi. Ona denilse: "Madem mevt ve zevali, bir i'dam- ebed biliyorsun;
kendini asacak olan daraac gz nnde... Ona her vakit bakan, nasl
yaar? Nasl lezzet alr?" O adam, Kur'ann umum vech-i rahmet ve
mull nurundan ald bir hisse ile der: Mevt i'dam deil, ihtimal beka
var. Veyahud deve kuu gibi ban gaflet kumuna sokar, t ki ecel onu
grmesin ve kabir ona bakmasn ve zeval-i eya ona ok atmasn!
Elhasl: O mekuk kfr vastasyla deve kuu gibi mevt ve
zevali i'dam manasnda grd vakit Kur'an ve semav kitablarn iman-
bil'hirete dair kat' ihbarat ona bir ihtimal verir. O kfir, o ihtimale
yapr, o dehetli elemi zerine almaz. O vakit ona denilse: "Madem
bki bir leme gidilecek; o lemde gzel yaamak iin teklif-i diniye
meakkatini ekmek gerektir." O adam ekk-i kfr cihetiyle der: "Belki
yoktur; yok iin neden alaym?" Yani: Vakta ki o hkm- Kur'ann
verdii ihtimal-i beka cihetiyle i'dam- ebed lmndan kurtulur; ve
mekuk kfrn verdii ihtimal-i adem cihetiyle teklif-i diniye meakkati
ona mteveccih olur, ona kar kfr ihtimaline yapr, o zahmetten
kurtulur. Demek bu nokta-i nazarda, m'minden ziyade bu hayatta lezzet
alr zannediyor. nki teklif-i diniyenin zahmetinden ihtimal-i kfr ile
kurtuluyor ve lm- ebediyeden ise ihtimal-i iman


--- sh:(L:80) -------------
cihetiyle kendi zerine almaz. Halbuki bu malata-i eytaniyenin hkm,
gayet sath ve faidesiz ve muvakkattr.
te Kur'an- Hakm'in kffarlar hakknda da bir nevi cihet-i
rahmeti vardr ki; hayat- dnyeviyeyi onlara Cehennem olmaktan bir
derece kurtarp bir nevi ekk vererek, ekk ile yayorlar. Yoksa hiret
cehennemini andracak bu dnyada dahi manev bir cehennem azab
ekeceklerdi ve intihara mecbur olacaklard.
te ey ehl-i iman! Sizi i'dam- ebedden ve dnyev ve uhrev
cehennemlerden kurtaran Kur'ann himayeti altna m'minane ve
mu'temidane giriniz ve Snnet-i Seniyesinin dairesine teslimkrane ve
mstahsinane dhil olunuz, dnya ekavetinden ve hirette azabdan
kurtulunuz!
DOKUZUNCU ARET: Sual: Hizbullah olan ehl-i hidayet,
bata Enbiya ve onlarn banda Fahr-i lem Aleyhissalt Vesselm, o
kadar inayet ve rahmet-i lahiye ve imdad- Sbhaniyeye mazhar
olduklar halde, neden ok defa hizb- eytan olan ehl-i dalalete malub
olmular? Hem Htem-l Enbiya'nn gne gibi parlak nbvvet ve
risaleti ve iksir-i a'zam gibi tesirli i'caz- Kur'an vastasyla irad ve
cazibe-i umumiye-i kinattan daha cazibedar hakaik-i Kur'aniyenin
komuluunda ve yaknnda olan Medine mnafklarnn dalalette
srarlar ve hidayete girmemeleri ne iindir ve hikmeti nedir?
Elcevab: Bu iki k mdhi sualin halli iin, derince bir esas
beyan etmek lzm gelir. yle ki:
u kinat Hlk- Zlcelalinin hem cemal, hem celal iki ksm
esmas bulunduundan ve o cemal ve celal isimler, hkmlerini ayr
ayr cilvelerle gstermek iktiza ettiklerinden, Hlk- Zlcelal kinatta
ezdad birbirine mezcedip birbirine mukabil getirip ve birbirine
mtecaviz ve mdafi' bir vaziyet verip, hikmetli ve menfaattar bir nevi
mbareze suretine getirip, ondan zdlar birbirinin hududuna geirip
ihtilafat ve tegayyrat meydana getirmekle kinat kanun-u tegayyr ve
tahavvl ve dstur-u terakki ve tekmle tbi' kld iin; o ecere-i
hilkatn cmi' bir semeresi olan insan nev'inde o kanun-u mbarezeyi
daha acib bir ekle getirip btn terakkiyat- insaniyeye medar bir
mcahede kapsn ap, hizbullaha kar meydana kabilmek iin hizb-
eytana baz cihazat vermi.
te bu srr- dakik iindir ki, enbiyalar ok defa ehl-i dalalete
kar malub oluyor. Ve gayet za'f u aczde olan dalalet ehli, manen gayet
kuvvetli olan ehl-i hakka muvakkaten galib oluyorlar ve mukavemet
ediyorlar. Bu acib mukavemetin srr- hikmeti udur ki: Dalalette ve
--- sh:(L:81) -------------
kfrde hem adem ve terk var ki, pek kolaydr, hareket istemez. Hem
tahrib var ki, ok sehildir ve sandr; az bir hareket yeter. Hem tecavz
var ki, az bir amel ile oklarna zarar verip, ihafe noktasnda ve
firavuniyet cihetinden onlara bir makam kazandrr. Hem akibeti
grmeyen ve hazr zevke mbtela olan insandaki nebat ve hayvan
kuvvelerin tatmini, telezzz, hrriyeti vardr ki, akl ve kalb gibi letaif-i
insaniyeyi insaniyetkrane ve akibet-endiane olan vazifelerinden
vazgeiriyorlar. Ehl-i hidayet ve bata ehl-i nbvvet ve bata Habib-u
Rabb-il lemn olan Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n meslek-i
kudssi, hem vcud, hem sbut, hem tamir, hem hareket, hem hududda
istikamet, hem akibeti dnmek, hem ubudiyet, hem nefs-i emmarenin
firavuniyetini, serbestliini krmak gibi esasat- mhimme
bulunduundandr ki, Medine-i Mnevvere'de bulunan o zamann
mnafklar, o parlak gnee kar yarasa kuu gibi gzlerini yumup, o
cazibe-i azmeye kar eytan bir kuvve-i dafiaya kaplp, dalalette
kalmlar.
Eer denilse: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm madem
Habib-i Rabb-l lemn'dir. Hem elindeki hak ve lisanndaki hakikattr.
Ve ordusundaki askerlerin bir ksm melaikedir. Ve bir avu su ile bir
orduyu sular. Ve drt avu buday ve bir olan etiyle bin adam
doyuracak bir ziyafet verir. Ve kffar ordusunun gzlerine bir avu
toprak atmakla o bir avu topraktan her kffarn gzne bir avu toprak
girmesiyle onlar karr. Ve daha bunun gibi bin mu'cizat sahibi olan bir
Kumandan- Rabban, nasl oluyor Uhud'un nihayetinde ve Huneyn'in
bidayetinde malub oluyor?
Elcevab: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm, nev-i beere
mukteda ve imam ve rehber olarak gnderilmitir. T ki, o nev'-i insan,
hayat- itimaiye ve ahsiyedeki dsturlar ondan rensin ve Hakm-i
Zlkemal'in kavanin-i meietine itaata alsnlar ve desatir-i hikmetine
tevfik-i hareket etsinler. Eer Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm,
hayat- itimaiye ve ahsiyesinde daima hrikuldelere ve mu'cizelere
istinad etseydi, o vakit imam- mutlak ve rehber-i ekber olamazd.
te bu sr iindir ki, yalnz davasn tasdik ettirmek iin arasra
indelhace, mnkirlerin inkrn krmak iin mu'cizeler gsterirdi. Sair
vakitlerde naslki herkesten ziyade evamir-i lahiyeye itaat etmitir. yle
de: Hikmet-i Rabbaniye ile ve meiet-i Sbhaniye ile tesis edilen
detullah kavaninine herkesten ziyade mraat ve itaat ederdi. Dmana
kar zrh giyerdi, "Sipere giriniz!" emrederdi. Yara alrd, zahmet
ekerdi. T tamamyla hikmet-i lahiye kanununa ve kinattaki eriat-
ftriye-i kbraya mraat ve itaat gstersin.
--- sh:(L:82) -------------
ONUNCU ARET: blis'in en mhim bir desisesi: Kendini,
kendine tabi olanlara inkr ettirmektir. u zamanda, hususan
maddiyyunlarn felsefeleriyle zihni bulananlar, bu bedih mes'elede
tereddd gsterdikleri iin, eytann bu desisesine kar bir-iki sz
syleyeceiz. yle ki:
nsanlarda eytan vazifesini gren cesedli ervah- habise
bilmahede bulunduu gibi, cinnden cesedsiz ervah- habise dahi
bulunduu, o kat'iyyettedir. Eer onlar madd cesed giyseydiler, bu erir
insanlarn ayn olacaktlar. Hem eer bu insan suretindeki ins eytanlar
cesedlerini karabilse idiler, o cinn iblisler olacaktlar. Hatt bu iddetli
mnasebete binaendir ki, bir mezheb-i btl hkmetmi ki: "nsan
suretindeki gayet erir ervah- habise, ldkten sonra eytan olur."
Malmdur ki: A'l bir ey bozulsa, edna bir eyin bozulmasndan daha
ziyade bozuk olur. Mesel: Naslki st ve yourt bozulsalar, yine
yenilebilir. Ya bozulsa, yenilmez, bazan zehir gibi olur. yle de:
Mahlukatn en mkerremi, belki en a'ls olan insan, eer bozulsa, bozuk
hayvandan daha ziyade bozuk olur. Mteaffin maddelerin kokusuyla
telezzz eden haerat gibi ve srmakla zehirlendirmekten lezzet alan
ylanlar gibi, dalalet bataklndaki erler ve habis ahlklar ile telezzz ve
iftihar eder ve zulmn zulmatndaki zararlardan ve cinayetlerden lezzet
alrlar; deta eytann mahiyetine girerler. Evet cinn eytann vcuduna
kat' bir delili, ins eytann vcududur.
Sniyen: Yirmidokuzuncu Sz'de yzer delil-i kat' ile ruhan ve
meleklerin vcudunu isbat eden umum o deliller, eytanlarn dahi
vcudunu isbat ederler. Bu ciheti o Sz'e havale ediyoruz.
Slisen: Kinattaki umr-u hayriyedeki kanunlarn mmessili,
nzr hkmnde olan meleklerin vcudu, ittifak- edyan ile sabit olduu
gibi, umr-u erriyenin mmessilleri ve mbairleri ve o umrdaki
kavaninin medarlar olan ervah- habise ve eytaniye bulunmas, hikmet ve
hakikat noktasnda kat'dir; belki umr-u erriyede zuur bir perdenin
bulunmas daha ziyade lzmdr. nki Yirmiikinci Sz'n banda
denildii gibi: Herkes, hereyin hsn- hakiksini gremedii iin, zahir
erriyet ve noksaniyet cihetinde Hlk- Zlcelal'e kar itiraz etmemek ve
rahmetini ittiham etmemek ve hikmetini tenkid etmemek ve haksz ekva
etmemek iin, zahir bir vastay perde ederek, t itiraz ve tenkid ve ekva,
o perdelere gidip, Hlk- Kerim ve Hakm-i Mutlak'a tevecch etmesin.
Naslki vefat eden ibadn ksmesinden Hazret-i Azrail'i kurtarmak iin
hastalklar ecele perde etmi. yle de: Hazret-i Azrail'i (A.S.) kabz-
ervaha perde edip, t merhametsiz tevehhm edilen o haletlerden gelen
ekvalar, Cenab- Hakk'a tevecch etmesin. yle de: Daha ziyade bir
kat'iyyetle erlerden ve fenalklardan gelen itiraz ve tenkid,
--- sh:(L:83) -------------
Hlk- Zlcelal'e tevecch etmemek iin, hikmet-i Rabbaniye, eytann
vcudunu iktiza etmitir.
Rbian: nsan kk bir lem olduu gibi, lem dahi byk bir
insandr. Bu kk insan, o byk insann bir fihristesi ve hlsasdr.
nsanda bulunan nmunelerin byk asllar, insan- ekberde bizzarure
bulunacaktr. Mesel: Naslki insanda kuvve-i hfzann vcudu, lemde
Levh-i Mahfuz'un vcuduna kat' delildir. yle de: nsanda kalbin bir
kesinde lmme-i eytaniye denilen bir let-i vesvese ve kuvve-i
vhimenin telkinatyla konuan bir eytan lisan ve ifsad edilen kuvve-i
vhime, kk bir eytan hkmne getiini ve sahiblerinin ihtiyarna zd
ve arzusuna muhalif hareket ettiklerini hissen ve hadsen herkes nefsinde
grmesi, lemde byk eytanlarn vcuduna kat' bir delildir.
Ve bu lmme-i eytaniye ve u kuvve-i vhime, bir kulak ve bir
dil olduklarndan, ona fleyen ve bunu konuturan haric bir ahs-
erirenin vcudunu ihsas ederler.
ONBRNC ARET: Ehl-i dalaletin errinden kinatn
kzdklarn ve anasr- klliyenin hiddet ettiklerini ve umum mevcudatn
galeyana geldiklerini, Kur'an- Hakm mu'cizane ifade ediyor. Yani:
Kavm-i Nuh'un bana gelen tufan ile semavat ve arzn hcumunu ve
Kavm-i Semud ve d'in inkrndan hava unsurunun hiddetini ve Kavm-i
Firavun'a kar su unsurunun ve denizin galeyann ve Karun'a kar
toprak unsurunun gayzn ve ehl-i kfre kar hirette
.,-!_.,,...:
srryla Cehennem'in gayzn ve fkesini ve sair mevcudatn ehl-i kfr
ve dalalete kar hiddetini gsterip iln ederek gayet mdhi bir tarzda ve
i'cazkrane ehl-i dalalet ve isyan zecrediyor.
Sual: Ne iin byle ehemmiyetsiz insanlarn ehemmiyetsiz
amelleri ve ahs gnahlar, kinatn hiddetini celbediyor?
Elcevab: Baz risalelerde ve sbk iaretlerde isbat edildii gibi:
Kfr ve dalalet, mdhi bir tecavzdr ve umum mevcudat alkadar
edecek bir cinayettir. nki hilkat-i kinatn bir netice-i a'zam, ubudiyet-
i insaniyedir ve rububiyet-i lahiyeye kar iman ve itaatla mukabeledir.
Halbuki ehl-i kfr ve dalalet ise, kfrdeki inkryla, mevcudatn ille-i
gayeleri ve sebeb-i bekalar olan o netice-i a'zam reddettikleri iin,
umum mahlukatn hukukuna bir nevi tecavz olduu gibi, umum
masnuatn yinelerinde cilveleri tezahr eden ve masnuatn kymetlerini,
yinedarlk cihetinde l eden esma-i lahiyenin cilvelerini inkr ettikleri

--- sh:(L:84) -------------
iin, o esma-i kudsiyeye kar bir tezyif olduu gibi, umum masnuatn
kymetini tenzil ile o masnuata kar bir tahkir-i azmdir. Hem umum
mevcudatn herbiri birer vazife-i liye ile muvazzaf birer memur-u
Rabban derecesinde iken, kfr vastasyla sukut ettirip, camid, fni,
manasz bir mahluk menzilesinde gsterdiinden, umum mahlukatn
hukukuna kar bir nevi tahkirdir.
te enva'- dalalet derecatna gre az ok kinatn
yaratlmasndaki hikmet-i Rabbaniyeye ve dnyann bekasndaki
makasd- Sbhaniyeye zarar verdii iin, ehl-i isyana ve ehl-i dalalete
kar kinat hiddete geliyor, mevcudat kzyor, mahlukat fkeleniyor.
Ey cirmi ve cismi kk ve crm ve zulm byk ve ayb ve
zenbi azm bare insan! Kinatn hiddetinden, mahlukatn nefretinden,
mevcudatn fkesinden kurtulmak istersen, ite kurtulmann aresi:
Kur'an- Hakm'in daire-i kudsiyesine girmektir ve Kur'ann mbellii
olan Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n Snnet-i Seniyesine
ittibadr. Gir ve tabi ol!
ONKNC ARET: Drt sual ve cevabdr.
Birinci Sual: Mahdud bir hayatta, mahdud gnahlara mukabil,
hadsiz bir azab ve nihayetsiz bir Cehennem nasl adalet olur?
Elcevab: Sbk iaretlerde, hususan bundan evvelki Onbirinci
aret'te kat'iyyen anlald ki: Kfr ve dalalet cinayeti, nihayetsiz bir
cinayettir ve hadsiz bir hukuka tecavzdr.
kinci Sual: eriatta denilmitir ki: "Cehennem ceza-y ameldir,
fakat Cennet fazl- lah iledir." Bunun srr- hikmeti nedir?
Elcevab: Sbk iaretlerde tebeyyn etti ki: nsan, icadsz bir
cz'-i ihtiyar ile ve cz' bir kesb ile, bir emr-i adem veya bir emr-i
itibar tekil ile ve sbut vermekle mdhi tahribata ve erlere sebebiyet
verdii gibi, nefsi ve hevas daima erlere ve zararlara meyyal olduu
iin, o kk kesbin neticesinden hasl olan seyyiatn mes'uliyetini, o
eker. nki onun nefsi istedi ve kendi kesbiyle sebebiyet verdi. Ve err
adem olduu iin, abd ona fil oldu. Cenab- Hak da halketti. Elbette o
hadsiz cinayetin mes'uliyetini, nihayetsiz bir azab ile ekmeye mstehak
olur. Amma hasenat ve hayrat ise, madem ki vcuddirler; kesb-i insan
ve cz'-i ihtiyar onlara illet-i mcide olamaz. nsan, onda hakik fil
olamaz. Ve nefs-i emmaresi de hasenata tarafdar deildir, belki rahmet-i
lahiye onlar ister ve kudret-i Rabbaniye icad eder. Yalnz insan, iman
ile, arzu ile, niyet ile sahib olabilir. Ve sahib olduktan sonra, o hasenat


--- sh:(L:85) -------------
ise, ona evvelce verilmi olan vcud ve iman nimetleri gibi sbk hadsiz
niam- lahiyeye bir krdr, gemi nimetlere bakar. Va'd-i lah ile
verilecek Cennet ise, fazl- Rahman ile verilir. Zahirde bir mkfattr,
hakikatta fazldr. Demek seyyiatta sebeb, nefistir; mcazata bizzt
mstehaktr. Hasenatta ise sebeb Hak'tandr, illet de Hak'tandr. Yalnz,
insan iman ile tesahub eder. "Mkfatn isterim" diyemez, "Fazln
beklerim" diyebilir.
nc Sual: Beyanat- sbkadan da anlalyor ki; seyyiat,
intiar ve tecavz ile taaddd ettiinden, bir seyyie bin yazlmal, hasene
ise vcud olduu iin maddeten taaddd etmediinden ve abdin icadyla
ve nefsin arzusuyla olmadndan hi yazlmamal veya bir yazlmal idi.
Neden seyyie bir yazlr, hasene on ve bazan bin yazlr?
Elcevab: Cenab- Hak, kemal-i rahmet ve cemal-i rahmiyetini o
suretle gsteriyor.
Drdnc Sual: Ehl-i dalaletin kazandklar muvaffakyet ve
gsterdikleri kuvvet ve ehl-i hidayete galebeleri gsteriyor ki; onlar bir
kuvvete ve bir hakikata istinad ediyorlar. Demek ya ehl-i hidayette za'f
var, ya onlarda bir hakikat var?
Elcevab: H... Ne onlarda hakikat var, ne ehl-i hakta za'f
vardr. Fakat maatteessf kasr-n nazar muhakemesiz bir ksm avam
tereddde dp vesvese ediyorlar, akidelerine halel geliyor. nki
diyorlar: "Eer ehl-i hakta tam hak ve hakikat olsayd, bu derece
malubiyet ve zillet olmamak gerekti. nki hakikat kuvvetlidir.
,.._.-;,.--!olan kaide-i esasiye ile, kuvvet haktadr.
Eer o ehl-i hakka mukabil galibane gelen ehl-i dalaletin hakik bir
kuvveti ve bir nokta-i istinad olmasayd bu derece galibiyet ve
muvaffakyet olmamak lzm gelecekti?"
Elcevab: Ehl-i hakkn malubiyeti kuvvetsizlikten,
hakikatszlktan gelmedii, sbk iaretlerle kat' isbat edildii gibi; ehl-i
dalaletin galebesi kuvvetlerinden ve iktidarlarndan ve nokta-i istinad
bulmalarndan gelmedii, yine o iaretlerle kat' isbat edildiinden; bu
sualin cevab, sbk iaretlerin heyet-i mecmuasdr. Yalnz burada
desiselerinden ve istimal ettikleri bir ksm silhlarna iaret edeceiz.
yle ki:
Ben kendim mkerreren mahede etmiim ki: Yzde on ehl-i
fesad yzde doksan ehl-i salah malub ediyordu. Hayretle merak ettim,
tedkik ederek kat'iyyen anladm ki: O galebe kuvvetten, kudretten
gelmiyor,
--- sh:(L:86) -------------
belki fesaddan ve alaklktan ve tahribden ve ehl-i hakkn ihtilafndan
istifade etmesinden ve ilerine ihtilaf atmaktan ve zaf damarlar tutmaktan
ve alamaktan ve hissiyat- nefsaniyeyi ve araz- ahsiyeyi tahrik
etmekten ve insann mahiyetinde muzr madenler hkmnde bulunan fena
istidadlar ilettirmekten ve an eref namyla riyakrane nefsin
firavuniyetini okamaktan ve vicdanszca tahribatlarndan herkes
korkmasndan geliyor. Ve o misill eytan desiseler vastasyla
muvakkaten ehl-i hakka galebe ederler. Fakat _,....!,.-!, srryla,
,.._.-;,.--!dsturuyla: Onlarn o muvakkat gelebeleri,
menfaat cihetinden onlar iin ehemmiyetsiz olmakla beraber, Cehennem'i
kendilerine ve Cennet'i ehl-i hakka kazandrmalarna sebebdir.
te dalalette, iktidarszlar muktedir grnmeleri ve
ehemmiyetsizler hret kazanmalar iindir ki, hodfru, hretperest,
riyakr insanlar ve az bir eyle iktidarlarn gstermek ve ihafe ve zrar
cihetinden bir mevki kazanmak iin ehl-i hakka muhalefet vaziyetine
girerler. T grnsn ve nazar- dikkat ona celbolunsun. Ve iktidar ve
kudretle deil, belki terk ve ataletle sebebiyet verdii tahribat ona isnad
edilip, ondan bahsedilsin. Naslki byle hret divanelerinden birisi,
namazgh telvis etmi, t herkes ondan bahsetsin. Hatt ondan lanetle de
bahsedilmi de, hretperestlik damar kendisine bu lanetli hreti ho
gstermi diye darb- mesel olmu.
Ey lem-i beka iin yaratlan ve fni leme mbtela olan bare
insan!
_,;,... .!,,,..,:.. yetinin srrna dikkat et,
kulak ver! Bak ne diyor! Mefhum-u sarihiyle ferman ediyor ki: "Ehl-i
dalaletin lmesiyle insan ile alkadar olan semavat ve arz, onlarn
cenazeleri stnde alamyorlar, yani onlarn lmesiyle memnun
oluyorlar." Ve mefhum-u iarsiyle ifade ediyor ki: "Ehl-i hidayetin
lmesiyle semavat ve arz, onlarn cenazeleri stnde alyorlar, firaklarn
istemiyorlar" nki ehl-i iman ile btn kinat alkadardr, ondan
memnundur. Zira iman ile Hlk- Kinat' bildikleri iin, kinatn
kymetini takdir edip hrmet ve muhabbet ederler. Ehl-i dalalet gibi tahkir
ve zmn adavet etmezler.
Ey insan, dn! Sen alkllihal leceksin. Eer nefis ve eytana
tabi isen, senin komularn, belki akrabalarn senin errinden kurtulmak
iin mesrur olacaklar. Eer Ez billahi mineeytanirracm deyip, Kur'ana
ve Habib-i Rahman'a tabi isen; o vakit semavat ve arz ve mevcudat,


--- sh:(L:87) -------------
herkesin derecesine nisbeten, senin derecene gre senin firakndan
mteessir olup manen alarlar. Ulv bir matem ile ve hametli bir teyi'
ile, kabir kapsyla girdiin beka leminde senin derecene nisbeten senin
iin bir hsn- istikbal var olduuna iaret ederler.
ONNC ARET: " Nokta"dr.
Birinci Nokta: eytann en byk bir desisesi: Hakaik-i
imaniyenin azameti cihetinde dar kalbli ve ksa akll ve kasr fikirli
insanlar aldatr, der ki: "Bir tek zt, umum zerrat ve seyyarat ve ncumu
ve sair mevcudat btn ahvaliyle tedbir-i rububiyetinde eviriyor, idare
ediyor deniliyor. Byle hadsiz acib byk mes'eleye nasl inanlabilir?
Nasl kalbe yerleir? Nasl fikir kabul edebilir?" der. Acz-i insan
noktasnda bir hiss-i inkr uyandryor.
Elcevab: eytann bu desisesini susturan sr: "Allah Ekber"dir.
Ve cevab- hakiksi de "Allah Ekber"dir. Evet "Allah Ekber"in ziyade
kesretle eair-i slmiyede tekrar, bu desiseyi mahvetmek iindir. nki
insann ciz kuvveti ve zaf kudreti ve dar fikri, byle hadsiz byk
hakikatlar "Allah Ekber" nuruyla grp tasdik ediyor ve "Allah
Ekber" kuvvetiyle o hakikatlar tayor ve "Allah Ekber" dairesinde
yerletiriyor ve vesveseye den kalbine diyor ki: Bu kinatn gayet
muntazamca tedbir ve tedviri bilmahede grnyor. Bunda iki yol var:
Birinci yol: Mmkndr, fakat gayet azmdir ve hrikadr. Zten
byle hrika bir eser, bir hrika san'at ile, ok acib bir yol ile olur. O yol
ise: Mevcudat belki zerrat adedince vcudunun ahidleri bulunan bir Zt-
Ehad ve Samed'in rububiyetiyle ve irade ve kudretiyle olmasdr.
kinci yol: Hibir cihet-i imkn olmayan ve imtina' derecesinde
mkiltl ve hibir cihette makul olmayan irk ve kfr yoludur. nki
Yirminci Mektub ve Yirmiikinci Sz gibi ok risalelerde gayet kat' isbat
edildii zere: O vakit kinatn herbir mevcudunda ve hatt herbir
zerresinde bir uluhiyet-i mutlaka ve bir ilm-i muhit ve hadsiz bir kudret
bulunmak lzm geliyor. T ki, mevcudatta bilmahede grnen nihayet
derecede nizam ve intizam ve gayet hassas mizan ve imtiyaz ile
mkemmel ve mzeyyen olan nuku-u san'at vcud bulabilsin.
Elhasl: Eer tam lyk ve tam yerinde olan azametli ve kibriyal
rububiyet olmazsa, o vakit her cihete gayr- makul ve mmteni bir yol
takib etmek lzm gelecek. Lyk ve lzm olan azametten kamakla,
muhal ve imtinaa girmeyi, eytan dahi teklif edemez.
kinci Nokta: eytann mhim bir desisesi: nsana kusurunu itiraf



--- sh:(L:88) -------------
ettirmemektir. T ki, istifar ve istiaze yolunu kapasn. Hem nefs-i
insaniyenin enaniyetini tahrik edip, t ki nefis kendini avukat gibi
mdafaa etsin; deta taksirattan takdis etsin. Evet eytan dinleyen bir
nefis, kusurunu grmek istemez; grse de, yz tevil ile tevil ettirir.
.,.,,.__...,!_,.,
srryla: Nefsine nazar- rza ile bakt iin aybn grmez. Aybn
grmedii iin itiraf etmez, istifar etmez, istiaze etmez; eytana maskara
olur. Hazret-i Yusuf Aleyhisselm gibi bir Peygamber-i lan,
_,,-,..;..!..,..;_..!;_...'_,..,
dedii halde, nasl nefse itimad edilebilir? Nefsini ittiham eden, kusurunu
grr. Kusurunu itiraf eden, istifar eder. stifar eden, istiaze eder.
stiaze eden, eytann errinden kurtulur. Kusurunu grmemek o
kusurdan daha byk bir kusurdur. Ve kusurunu itiraf etmemek, byk
bir noksanlktr. Ve kusurunu grse, o kusur kusurluktan kar; itiraf etse,
afva mstehak olur.
nc Nokta: nsann hayat- itimaiyesini ifsad eden bir
desise-i eytaniye udur ki: Bir m'minin bir tek seyyiesiyle, btn
hasenatn rter. eytann bu desisesini dinleyen insafszlar, m'mine
adavet ederler. Halbuki Cenab- Hak hairde adalet-i mutlaka ile mizan-
ekberinde a'mal-i mkellefni tartt zaman, hasenat seyyiata galibiyeti,
malubiyeti noktasnda hkmeyler. Hem seyyiatn esbab ok ve
vcudlar kolay olduundan, bazan bir tek hasene ile ok seyyiatn rter.
Demek bu dnyada, o adalet-i lahiye noktasnda muamele gerektir. Eer
bir adamn iyilikleri fenalklarna kemmiyeten veya keyfiyeten ziyade
gelse, o adam muhabbete ve hrmete mstehaktr. Belki kymetdar bir
tek hasene ile, ok seyyiatna nazar- afv ile bakmak lzmdr. Halbuki
insan, ftratndaki zulm damaryla, eytann telkiniyle, bir ztn yz
hasenatn bir tek seyyie yznden unutur, m'min kardeine adavet eder,
gnahlara girer. Nasl bir sinek kanad gz stne braklsa; bir da
setreder, gstermez. yle de insan garaz damaryla, sinek kanad kadar
bir seyyie ile da gibi hasenat rter, unutur; m'min kardeine adavet
eder, insanlarn hayat- itimaiyesinde bir fesad leti olur.
eytann bu desisesine benzer dier bir desise ile, insann
selmet-i fikrini ifsad ediyor, hakaik-i imaniyeye kar shhat-
muhakemeyi bozuyor ve istikamet-i fikriyeyi ihll ediyor. yle ki:
Bir hakikat- imaniyeye dair yzer delail-i isbatiyenin hkmn,
nefyine
--- sh:(L:89) -------------
delalet eden bir emare ile krmak ister. Halbuki kaide-i mukarreredir ki:
"Bir isbat edici, ok nefyedicilere tereccuh ediyor." Bir davaya msbit bir
ahidin hkm, yz nflere racih olur. Bu hakikata bu temsil ile bak.
yle ki:
Bir saray, yzer kapal kaplar var. Bir tek kap almasyla, o
saraya girilebilir, teki kaplar da alr. Eer btn kaplar ak olsa, bir
iki tanesi kapansa, o saraya girilemeyecei sylenemez.
te hakaik-i imaniye o saraydr. Herbir delil, bir anahtardr, isbat
ediyor, kapy ayor. Bir tek kapnn kapal kalmasyla o hakaik-i
imaniyeden vazgeilmez ve inkr edilemez. eytan ise, baz esbaba
binaen, ya gaflet veya cehalet vastasyla kapal kalm olan bir kapy
gsterir; isbat edici btn delilleri nazardan iskat ediyor. "te, bu saraya
girilmez, belki saray deildir, iinde birey yoktur." der kandrr.
te ey eytann desiselerine mbtela olan bare insan! Hayat-
diniye, hayat- ahsiye ve hayat- itimaiyenin selmetini dilersen ve
shhat- fikir ve istikamet-i nazar ve selmet-i kalb istersen; muhkemat-
Kur'aniyenin mizanlaryla ve Snnet-i Seniyenin terazileriyle a'mal ve
hatratn tart ve Kur'an ve Snnet-i Seniyeyi daima rehber yap ve
",,,!;.L,:!_...." de, Cenab- Hakk'a ilticada bulun.
te bu on iaret, on anahtardr. Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n
en hirki suresi ve ",,,!;.L,:!_...."in mufassal ve
madeni olan
,,-,!_.-,!,...,-..
_.!,_._..!!_..!,.._..!,,.._
_..!,.-!_._..!,,.__._.!_..-!
Suresinin hsn- hasni ve kal'a-i metininin kapsn o on anahtarla a,
gir, selmeti bul!
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
_,..,:!,,._.,..,,_,
;,,.-;,,,..,
* * *


--- sh:(L:90) -------------

Ondrdnc Lem'a
(ki Makamdr. Birinci Makam iki sualin cevabdr.)

...-_,.;.__.;, ..-,....
.,,.-,,,:,..,.!
Aziz sddk kardeim Re'fet Bey!
Sevr ve Hut'a dair sorduun sualin baz risalelerde cevab vardr.
O nevi suallere gre cevab Yirmidrdnc Sz'n nc Dal'nda Oniki
Asl namyla oniki kaide-i mhimme beyan edilmitir. O kaideler ehads-
i Nebeviyeye dair muhtelif tevilata dair birer mehenktirler ve ehadse
gelen evham def'edecek mhim esaslardr. Maatteessf imdilik
snuhattan baka ilm mesail ile itigalime mani baz haller var. Onun
iin sualinize gre cevab veremiyorum. Eer snuhat- kalbiye olsa,
bilmecburiye megul oluyorum. Bazan suallere, snuhat tevafuk ettii
iin cevab verilir, gcenmeyiniz. Onun iin herbir sualinize lyknca
cevab veremiyorum. Haydi bu defaki sualinize ksa bir cevab vereyim.
Bu defaki sualinizde diyorsunuz ki: "Hocalar diyorlar: Arz, kz
ve balk stnde duruyor. Halbuki Arz, muallakta bir yldz gibi
gezdiini Corafya gryor. Ne kz var ve ne de balk?"
Elcevab: bn-i Abbas (R.A.) gibi ztlara isnad edilen sahih bir
rivayet var ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'dan sormular:
"Dnya ne stndedir?" Ferman etmi: ,-!,,.!_..Bir
rivayette bir defa ,.!_..demi, dier defada ,-!_..demitir.
Muhaddislerin bir ksm, srailiyattan alnma ve eskiden beri nakledilen
hurafevari hikyelere bu hadsi tatbik etmiler. Hususan Ben srail
limlerinin mslman olanlarndan bir ksm, ktb- sbkada "Sevr ve
Hut"
--- sh:(L:91) -------------
hakknda grdkleri hikyeleri, hadse tatbik edip, hadsin manasn acib
bir tarza evirmiler. imdilik bu sualinize dair gayet mcmel esas ve
vecih sylenecek.
Birinci Esas: Ben srail lemasnn bir ksm mslman olduktan
sonra, eski malmatlar dahi onlarla beraber mslman olmu, slmiyete
malolmu. Halbuki o eski malmatlarnda yanllar var. O yanllar,
elbette onlara aittir, slmiyete ait deildir.
kinci Esas: Tebih ve temsiller, havastan avama getike, yani
ilmin elinden cehlin eline dtke, mrur-u zamanla hakikat telakki
edilir. Mesel: Kklmde Kamer tutuldu. Ben vlideme dedim:
"Neden ay byle oldu?" Dedi: "Ylan yutmu." Dedim: "Daha
grnyor?" Dedi: "Yukarda ylanlar cam gibi olup, ilerinde bulunan
eyi gsterirler." Bu ocukluk hatrasn ok zaman tahattur ediyordum.
Ve der idim ki: "Bu kadar hakikatsz bir hurafe, vlidem gibi cidd
ztlarn lisannda nasl geziyor?" diye dnrdm. T, felekiyat fennini
mtalaa ettiim vakit grdm ki: Vlidem gibi yle diyenler, bir tebihi
hakikat telakki etmiler. nki derecat- emsiyenin medar olan
"mntkat-l bruc" tabir ettikleri daire-i azme, menazil-i Kameriyenin
medar bulunan mail-i Kamer dairesi birbiri stne gemekle, o iki daire
herbiri iki kavis eklini vermi; o iki kavise felekiyyun lemas latif bir
tebih ile byk iki ylan nam olan "tinnineyn" namn vermiler.
te o iki dairenin tekatu' noktasna, ba manasna "re's", dierine
kuyruk manasna "zeneb" demiler. Kamer re'se ve ems zenebe geldii
vakit felekiyyun stlahnca "haylulet-i Arz" vuku bulur. Yani Kre-i Arz
tam ikisinin ortasna der, o vakit Kamer hasfolur. Sbk tebih ile
"Kamer, tinninin azna girdi" denilir.
te bu ulv ve ilm tebih, avamn lisanna girdike, mrur-u
zamanla, Kamer'i yutacak koca bir ylan eklini alm.
te Sevr ve Hut namyla iki byk melek, bir tebih-i latif-i kuds
ile ve manidar bir iaretle Sevr ve Hut namyla tesmiye edilmiler. Kuds,
ulv lisan- nbvvetten umumun lisanna girdike, o tebih hakikata
inklab etmi, deta gayet byk bir kz ve dehetli bir balk suretini
almlar.
nc Esas: Naslki Kur'ann mteabihat var; gayet derin
mes'eleleri temsilt ile ve tebihatla avama ders veriyor. yle de: Hadsin
mteabihat var; gayet derin hakikatlar me'nus tebihatla ifade eder.
Mesel: Bir iki risalede beyan ettiimiz gibi: Bir vakit huzur-u Nebevde
gayet derin bir grlt iitildi. Ferman etti ki: "Yetmi senedir
yuvarlanp, bu dakikada Cehennem'in dibine den bir tan
grltsdr."
--- sh:(L:92) -------------
Birka dakika sonra birisi geldi, dedi: "Yetmi yandaki mehur mnafk
ld." Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n gayet belig temsilinin
hakikatn iln etti.
Senin sualin cevabna imdilik " vecih" sylenecek.
Birincisi: Hamele-i Ar ve Semavat denilen melaikenin birinin
ismi "Nesir" ve dierinin ismi "Sevr" olarak drt melaikeyi, Cenab- Hak
ar ve semavata saltanat- rububiyetine nezaret etmek iin tayin ettii
gibi, semavatn bir kk kardei ve seyyarelerin bir arkada olan Kre-i
Arz'a dahi iki melek, nzr ve hamele olarak tayin etmitir. O meleklerin
birinin ismi "Sevr" ve dierinin ismi "Hut"tur. Ve o nam vermesinin srr
udur ki: Arz iki ksmdr: Biri, su; biri toprak. Su ksmn enlendiren
balktr. Toprak ksmn enlendiren, insanlarn medar- hayat olan
ziraat, kz iledir ve kzn omuzundadr. Kre-i Arz'a mekkel iki
melek, hem kumandan, hem nzr olduklarndan, elbette balk taifesine
ve kz nev'ine bir cihet-i mnasebetleri bulunmak lzmdr. Belki,
...,.-!,o iki melein lem-i melekt ve lem-i misalde sevr ve
hut suretinde temesslleri var. (Haiye) te bu mnasebete ve o nezarete
iareten ve Kre-i Arz'n o iki mhim nevi mahlukatna imaen lisan-
mu'ciz-l beyan- Nebev,
,-!,,.!_.._,;
demi, gayet derin ve geni bir sahife kadar mes'eleleri havi olan bir
hakikat, gayet gzel ve ksa birtek cmle ile ifade etmi.
kinci Vecih: Mesel naslki denilse: "Bu devlet ve saltanat hangi
ey zerinde duruyor?" Cevabnda: ,..!,, .!_..denilir. Yani
"Asker klncnn ecaatine, kuvvetine ve memur kaleminin dirayetine ve
adaletine istinad eder." yle de: Kre-i Arz madem zhayatn meskenidir
ve zhayatn kumandanlar da insandr ve insann ehl-i sevahil ksmnn
ksm- a'zamnn medar- taayyleri balktr ve ehl-i sevahil olmayan
ksmnn medar- taayyleri, ziraatle kzn omuzundadr ve

(Haiye): Evet Kre-i Arz, bahr-i muhit-i havade bir sefine-i Rabbaniye ve
nass- hadsle hiretin bir mezraas, yani fidanlk tarlas olduundan, o camid ve
uursuz byk gemiyi o denizde emr-i lah ile, intizam ile, hikmet ile yzdren,
kaptanlk eden melaikeye "Hut" nam ve o tarlaya izn-i lah ile nezaret eden
melaikeye "Sevr" ismi ne kadar yakt zhirdir.


--- sh:(L:93) -------------
mhim bir medar- ticareti de balktr. Elbette devlet, seyf ve kalem
stnde durduu gibi; Kre-i Arz da, kz ve balk stnde duruyor
denilir. Zira ne vakit kz almazsa ve balk milyon yumurtay birden
dourmazsa, o vakit insan yaayamaz, hayat sukut eder, Hlk- Hakm
de Arz' harab eder.
te Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm, gayet mu'cizane ve
gayet ulv ve gayet hikmetli bir cevab ile:
,-!,,.!_.._,;demi. Nev-i insannin hayat, ne kadar
cins-i hayvannin hayatyla alkadar olduuna dair geni bir hakikat, iki
kelime ile ders vermi.
nc Vecih: Eski Kozmorafya nazarnda Gne gezer.
Gne'in her otuz derecesini, bir bur tabir etmiler. O burlardaki
yldzlarn aralarnda birbirine rabtedecek faraz hatlar ekilse, birtek
vaziyet hasl olduu vakit, baz esed (yani arslan) suretini, baz terazi
manasna olarak mizan suretini, baz kz manasna sevr suretini, baz
balk manasna hut suretini gstermiler. O mnasebete binaen o burlara
o isimler verilmi. u asrn Kozmorafyas nazarnda ise, Gne
gezmiyor. O burlar bo ve muattal ve isiz kalmlar. Gne'in bedeline
Kre-i Arz geziyor. yle ise o bo, isiz burlar ve yukardaki muattal
daireler yerine, yerde Arz'n medar- senevsinde kk mikyasta o
daireleri tekil etmek gerektir. u halde buruc-u semaviye, Arzn medar-
senevsinden temessl edecek. Ve o halde Kre-i Arz her ayda buruc-u
semaviyenin birinin glgesinde ve misalindedir. Gya Arz'n medar-
senevsi bir yine hkmnde olarak semav burlar, onda temessl
ediyor.
te bu vehile Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm, sbkan
zikrettiimiz gibi bir defa ,.!_..,bir defa ,-!_..demi. Evet
mu'ciz-l beyan olan lisan- nbvvete yakr bir tarzda gayet derin ve
ok asr sonra anlalacak bir hakikata iareten bir defa
,.!_..demi. nki Kre-i Arz, o sualin zamannda Sevr Burcu'nun
misalinde idi. Bir ay sonra yine sorulmu, ,-!_..demi. nki o
vakit Kre-i Arz, Hut Burcu'nun glgesinde imi.
te istikbalde anlalacak bu ulv hakikata iareten ve Kre-i
Arz'n

--- sh:(L:94) -------------
vazifesindeki hareketine ve seyahatna imaen ve semav burlar, Gne
itibariyle muattal ve misafirsiz olduklarna ve hakik ileyen burlar ise,
Kre-i Arz'n medar- senevsinde bulunduuna ve o burlarda vazife
gren ve seyahat eden Kre-i Arz olduuna remzen
,-!,,.!_..demitir.
,.!.,..,
Baz ktb- slmiyede sevr ve huta dair acib ve haric-i akl
hikyeler, ya srailiyattr veya temsilttr veya baz muhaddislerin
teviltdr ki, baz dikkatsizler tarafndan hads zannedilerek Resul-i
Ekrem Aleyhissalt Vesselm'a isnad edilmi.
...L-,..,..;...-';..,
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
KNC SUAL: l-i Ab hakkndadr.
Kardeim; l-i Ab hakkndaki cevabsz kalan sualinizin ok
hikmetlerinden yalnz bir tek hikmeti sylenecek. yle ki: Resul-i
Ekrem Aleyhissalt Vesselm, giydii mbarek absn, Hazret-i Ali
(R.A.) ve Hazret-i Fatma (R.A.) ve Hazret-i Hasan ve Hseyn'in (R.A.)
stlerine rtmesi ve onlara bu suretle
,,,L,,,L,,,,!__,!,:..,.,!
yetiyle dua etmesinin esrar ve hikmetleri var. Srlarndan
bahsetmeyeceiz. Yalnz vazife-i risalete taalluk eden bir hikmeti udur
ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm, gayb-aina ve istikbal-bn
nazar- nbvvetle otuz krk sene sonra Sahabeler ve Tbinler iinde
mhim fitneler olup kan dkleceini grm. inde en mmtaz
ahsiyetler, abs altnda olan o ahsiyet olduunu mahede etmi.
Hazret-i Ali'yi (R.A.) mmet nazarnda tathir ve tebrie etmek ve Hazret-i
Hseyn'i (R.A.) ta'ziye ve teselli etmek ve Hazret-i Hasan' (R.A.) tebrik
etmek ve musalaha ile mhim bir fitneyi kaldrmakla erefini ve mmete
azm faidesini iln etmek ve Hazret-i Fatma'nn zrriyetinin tahir ve
merref olacan ve Ehl-i Beyt nvan- lsine lyk olacaklarn iln
etmek iin o drt ahsa kendisiyle beraber "Hamse-i l-i Ab" nvann
baheden o aby


--- sh:(L:95) -------------
rtmtr. Evet endan Hazret-i Ali (R.A.) halife-i bilhak idi. Fakat
dklen kanlar ok ehemmiyetli olduundan mmet nazarnda tebriesi ve
beraeti, vazife-i risalet hasebiyle ehemmiyetli olduundan, Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm, o suretle onu tebrie ediyor. Onu tenkid ve tahtie
ve tadlil eden Haricleri ve Emevlerin mtecaviz tarafdarlarn skta
davet ediyor. Evet Haricler ve Emevlerin mfrit tarafdarlar Hazret-i Ali
(R.A.) hakkndaki tefritleri ve tadlilleri ve Hazret-i Hseyn'in (R.A.)
gayet feci cier-sz hdisesiyle alarn ifratlar ve bid'alar ve
eyheyn'den teberrileri, ehl-i slma ok zararl dmtr.
te bu ab ve dua ile Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm,
Hazret-i Ali (R.A.) ve Hazret-i Hseyn'i (R.A.) mes'uliyetten ve
ittihamdan ve mmetini onlar hakknda s'-i zandan kurtard gibi,
Hazret-i Hasan' (R.A.) yapt musalaha ile mmete ettii iyiliini
vazife-i risalet noktasnda tebrik ediyor ve Hazret-i Fatma'nn (R.A.)
zrriyetinin nesl-i mbareki, lem-i slmda Ehl-i Beyt nvann alarak
l bir eref kazanacaklarn ve Hazret-i Fatma (R.A.)
,,,!;.L,:!_..,.,.,,..,._.,
diyen Hazret-i Meryem'in vlidesi gibi zrriyete ok merref olacan
iln ediyor.
,,;_,.L!_,,,L!!_..,..-....,._.._,,.!
_,.,.,-;_,.,:.! _..-.!.-_..,
















--- sh:(L:96) -------------

kinci Makam

_in binler esrarndan alt srrna dairdir.
htar : Besmelenin rahmet noktasnda parlak bir nuru, snk
aklma uzaktan grnd. Onu, kendi nefsim iin nota suretinde
kaydetmek istedim. Ve yirmi-otuz kadar srlar ile, o nurun etrafnda bir
daire evirmek ile avlamak ve zabtetmek arzu ettim. Fakat maatteessf
imdilik o arzuma tam muvaffak olamadm. Yirmi-otuzdan, be-altya
indi.
"Ey insan!" dediim vakit, nefsimi murad ediyorum. Bu ders
kendi nefsime has iken, ruhen benimle mnasebetdar ve nefsi nefsimden
daha hyar ztlara belki medar- istifade olur niyetiyle, "Ondrdnc
Lem'ann kinci Makam" olarak mdakkik kardelerimin tasviblerine
havale ediyorum. Bu ders akldan ziyade kalbe bakar, delilden ziyade
zevke nzrdr.
_
_.,.._..,,,.._!_.!_..!.,.,!.
,,-,!_.-,!,..,
u makamda birka sr zikredilecektir.
Birinci Sr: "Bismillahirrahmanirrahm"in bir cilvesini yle
grdm ki: Kinat smasnda, arz smasnda ve insan smasnda birbiri
iinde birbirinin nmunesini gsteren sikke-i rububiyet var. Biri:
Kinatn heyet-i mecmuasndaki teavn, tesand, teanuk, tecavbden
tezahr eden sikke-i kbra-i uluhiyettir ki, "Bismillah" ona bakyor.
kincisi: Kre-i Arz smasnda nebatat ve hayvanatn tedbir ve terbiye ve
idaresindeki teabh, tenasb, intizam, insicam, ltuf ve merhametten
tezahr eden sikke-i kbra-i Rahmaniyettir ki, "Bismillahirrahman" ona
bakyor. Sonra insann mahiyet-i cmiasnn smasndaki letaif-i re'fet ve
dekaik- efkat ve uaat- merhamet-i lahiyeden tezahr eden sikke-i
ulya-i Rahmiyettir ki, "Bismillahirrahmanirrahm" deki "Errahm"


--- sh:(L:97) -------------
ona bakyor. Demek "Bismillahirrahmanirrahm" sahife-i lemde bir
satr- nuran tekil eden sikke-i ehadiyetin kuds nvandr ve kuvvetli
bir haytdr ve parlak bir hattdr. Yani "Bismillahirrahmanirrahm"
yukardan nzul ile semere-i kinat ve lemin nsha-i musaggaras olan
insana ucu dayanyor. Feri Ar'a balar. nsan ara kmaa bir yol olur.
kinci Sr: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan, hadsiz kesret-i mahlukatta
tezahr eden vhidiyet iinde ukl bomamak iin, daima o vhidiyet
iinde ehadiyet cilvesini gsteriyor. Yani, mesel naslki Gne, ziyasyla
hadsiz eyay ihata ediyor. Mecmu-u ziyasndaki Gne'in ztn
mlahaza etmek iin gayet geni bir tasavvur ve ihatal bir nazar lzm
olduundan; Gne'in ztn unutturmamak iin, herbir parlak eyde
Gne'in ztn aksi vastasyla gsteriyor ve her parlak ey, kendi
kabiliyetince Gne'in cilve-i ztsiyle beraber ziyas, harareti gibi
hassalarn gsteriyor ve her parlak ey Gne'i btn sftyla
kabiliyetine gre gsterdii gibi; Gne'in ziya ve hararet ve ziyadaki
elvan- seb'a gibi keyfiyatlarnn her birisi dahi, umum mukabilindeki
eyleri ihata ediyor. yle de: _..;_..!.!, -temsilde hata
olmasn- ehadiyet ve samediyet-i lahiye, herbir eyde, hususan zhayatta,
hususan insann mahiyet yinesinde btn esmasyla bir cilvesi olduu
gibi.. vahdet ve vhidiyet cihetiyle dahi, mevcudat ile alkadar herbir
ismi btn mevcudat ihata ediyor. te vhidiyet iinde ukl bomamak
ve kalbler Zt- Akdes'i unutmamak iin, daima vhidiyetteki sikke-i
ehadiyeti nazara veriyor ki, o sikkenin mhim ukdesini irae eden
"Bismillahirrahmanirrahm"dir.
nc Sr: u hadsiz kinat enlendiren, bilmahede
rahmettir. Ve bu karanlkl mevcudat klandran, bilbedahe yine
rahmettir. Ve bu hadsiz ihtiyacat iinde yuvarlanan mahlukat terbiye
eden, bilbedahe yine rahmettir. Ve bir aacn btn heyetiyle meyvesine
mteveccih olduu gibi, btn kinat insana mteveccih eden ve her
tarafta ona baktran ve muavenetine koturan bilbedahe rahmettir. Ve bu
hadsiz fezay ve bo ve hl lemi dolduran, nurlandran ve enlendiren,
bilmahede rahmettir. Ve bu fni insan ebede namzed eden ve ezel ve
ebed bir zta muhatab ve dost yapan, bilbedahe rahmettir.
Ey insan, madem rahmet byle kuvvetli ve cazibedar ve sevimli
ve mededkr bir hakikat- mahbubedir. "Bismillahirrahmanirrahm" de. O
hakikata yap ve vahet-i mutlakadan ve hadsiz ihtiyacatn elemlerinden
kurtul ve o Sultan- Ezel ve Ebed'in tahtna yana ve o rahmetin

--- sh:(L:98) -------------
efkatiyle ve efaatyla ve uaatyla o Sultan'a muhatab ve halil ve dost
ol! Evet kinatn enva'n hikmet dairesinde insann etrafnda toplayp
btn hacatna kemal-i intizam ve inayet ile koturmak, bilbedahe iki
haletten birisidir: Ya kinatn herbir nev'i kendi kendine insan tanyor,
ona itaat ediyor, muavenetine kouyor. Bu ise yz derece akldan uzak
olduu gibi, ok muhalt intac ediyor. nsan gibi bir ciz-i mutlakta, en
kuvvetli bir Sultan- Mutlak'n kudreti bulunmak lzm geliyor. Veyahut
bu kinatn perdesi arkasnda bir Kadr-i Mutlak'n ilmi ile bu muavenet
oluyor. Demek kinatn enva', insan tanyor deil, belki insan bilen ve
tanyan, merhamet eden bir ztn tanmasnn ve bilmesinin delilleridir.
Ey insan! Akln bana al. Hi mmkn mdr ki: Btn enva'-
mahlukat sana mteveccihen muavenet ellerini uzattran ve senin
hacetlerine "Lebbeyk! dedirten Zt- Zlcelal seni bilmesin, tanmasn,
grmesin? Madem seni biliyor, rahmetiyle bildiini bildiriyor. Sen de
onu bil, hrmetle bildiini bildir. Ve kat'iyyen anla ki: Senin gibi zaf-i
mutlak, ciz-i mutlak, fakir-i mutlak, fni, kk bir mahluka bu koca
kinat msahhar etmek ve onun imdadna gndermek; elbette hikmet ve
inayet ve ilim ve kudreti tazammun eden hakikat- rahmettir. Elbette
byle bir rahmet, senden kll ve hlis bir kr ve cidd ve saf bir
hrmet ister. te o hlis krn ve o safi hrmetin tercman ve nvan
olan "Bismillahirrahmanirrahm"i de. O rahmetin vusulne vesile ve o
Rahman'n derghnda efaat yap. Evet rahmetin vcudu ve tahakkuku,
Gne kadar zahirdir. nki nasl merkez bir nak, her taraftan gelen
atk ve iplerin intizamndan ve vaziyetlerinden hasl oluyor. yle de: Bu
kinatn daire-i kbrasnda binbir ism-i lahnin cilvesinden uzanan
nuran atklar, kinat smasnda yle bir sikke-i rahmet iinde bir htem-i
rahmiyeti ve bir nak- efkati dokuyor ve yle bir htem-i inayeti
nescediyor ki, Gne'ten daha parlak kendini akllara gsteriyor. Evet
ems ve Kamer'i, anasr ve maadini, nebatat ve hayvanat bir nak-
a'zamn atk ipleri gibi o binbir isimlerin ualaryla tanzim eden ve hayata
hdim eden ve nebat ve hayvan olan umum vlidelerin gayet irin ve
fedakrane efkatleriyle efkatini gsteren ve zevilhayat hayat-
insaniyeye msahhar eden ve ondan rububiyet-i lahiyenin gayet gzel ve
irin bir nak- a'zamn ve insann ehemmiyetini gsteren ve en parlak
rahmetini izhar eden o Rahman- Zlcemal, elbette kendi istina-i
mutlakna kar, rahmetini ihtiyac- mutlak iindeki zhayata ve insana
makbul bir efaat yapm. Ey insan, eer insan isen
"Bismillahirrahmanirrahm" de. O efaaty bul!
Evet ry-i zeminde drtyz bin muhtelif ayr ayr nebatatn ve
hayvanatn taifelerini, hibirini unutmayarak, armayarak, vakti vaktine
--- sh:(L:99) -------------
kemal-i intizam ile hikmet ve inayet ile terbiye ve idare eden ve kre-i
arzn smasnda htem-i ehadiyeti vaz'eden; bilbedahe belki bilmahede,
rahmettir ve o rahmetin vcudu, bu kre-i arzn smasndaki mevcudatn
vcudlar kadar kat' olduu gibi, o mevcudat adedince tahakkukunun
delilleri var. Evet zeminin yznde yle bir htem-i rahmet ve sikke-i
ehadiyet bulunduu gibi, insann mahiyet-i maneviyesinin smasnda dahi
yle bir sikke-i rahmet vardr ki, kre-i arz smasndaki sikke-i merhamet
ve kinat smasndaki sikke-i uzma-y rahmetten daha aa deil. deta
binbir ismin cilvesinin bir nokta-i mihrakyesi hkmnde bir cmiiyeti
var.
Ey insan, hi mmkn mdr ki: Sana bu smay veren ve o
smada byle bir sikke-i rahmeti ve bir htem-i ehadiyeti vaz'eden zt
seni babo braksn, sana ehemmiyet vermesin, senin harektna dikkat
etmesin, sana mteveccih olan btn kinat abes yapsn, hilkat
eceresini meyvesi rk, bozuk, ehemmiyetsiz bir aa yapsn? Hem hi
bir cihetle bhe kabul etmeyen ve hi bir vechile noksaniyeti olmayan,
gne gibi zahir olan rahmetini ve ziya gibi grnen hikmetini inkr
ettirsin? H!..
Ey insan! Bil ki: O rahmetin arna yetimek iin bir mi'rac var. O
mi'rac ise "Bismillahirrahmanirrahm"dir. Ve bu mi'rac ne kadar
ehemmiyetli olduunu anlamak istersen, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n
yzondrt surelerinin balarna ve hem btn mbarek kitablarn
ibtidalarna ve umum mbarek ilerin mebde'lerine bak. Ve Besmelenin
azamet-i kadrine en kat' bir hccet udur ki: mam- afi (R.A.) gibi ok
byk mtehidler demiler: "Besmele tek bir yet olduu halde
Kur'anda yzondrt defa nzil olmutur."
Drdnc Sr: Hadsiz kesret iinde vhidiyet tecellisi, hitab-
.,-.:. demekle herkese kfi gelmiyor. Fikir dalyor.
Mecmuundaki vahdet arkasnda Zt- Ehadiyet'i mlahaza edip
_,-...:.,.,-.:. demee kre-i arz vs'atinde bir kalb
bulunmak lzm geliyor. Ve bu srra binaen cz'iyatta zahir bir surette
sikke-i ehadiyeti gsterdii gibi, herbir nevide sikke-i ehadiyeti
gstermek ve Zt- Ehad'i mlahaza ettirmek iin htem-i rahmaniyet
iinde bir sikke-i ehadiyeti gsteriyor; t klfetsiz herkes her mertebede
_,-...:.,.,-.:. deyip dorudan doruya Zt- Akdes'e

--- sh:(L:100) -----------
hitab ederek mteveccih olsun. te Kur'an- Hakm bu srr- azmi ifade
iindir ki, kinatn daire-i a'zamndan mesel semavat ve arzn
hilkatinden bahsettii vakit birden en kk bir daireden ve en dakik bir
cz'den bahseder; t ki, zahir bir surette htem-i ehadiyeti gstersin.
Mesel: Hilkat- semavat ve arzdan bahsi iinde hilkat- insandan ve
insann sesinden ve smasndaki dekaik- nimet ve hikmetten bahis aar.
T ki, fikir dalmasn, kalb boulmasn, ruh Mabudunu dorudan
doruya bulsun. Mesel:
,:.!,,:...!..-,_,;,,. .!.-._.,
yeti mezkr hakikat mu'cizane bir surette gsteriyor.
Evet hadsiz mahlukatta ve nihayetsiz bir kesrette vahdet sikkeleri,
mtedhil daireler gibi en bynden, en kk sikkeye kadar enva' ve
mertebeleri vardr. Fakat o vahdet ne kadar olsa yine kesret iinde bir
vahdettir. Hakik hitab tam temin edemiyor. Onun iin, vahdet arkasnda
ehadiyet sikkesi bulunmak lzmdr. T ki, kesreti hatra getirmesin.
Dorudan doruya Zt- Akdes'e kar kalbe yol asn. Hem sikke-i
ehadiyete nazarlar evirmek ve kalbleri celbetmek iin o sikke-i ehadiyet
stnde gayet cazibedar bir nak ve gayet parlak bir nur ve gayet irin
bir halvet ve gayet sevimli bir cemal ve gayet kuvvetli bir hakikat olan
rahmet sikkesini ve rahmiyet htemini koymutur. Evet o rahmetin
kuvvetidir ki, zuurun nazarlarn celbeder, kendine eker ve ehadiyet
sikkesine sal eder. Ve Zt- Ehadiye'yi mlahaza ettirir ve ondan
_,-...:.,.,-.:. deki hakik hitaba mazhar eder. te
"Bismillahirrahmanirrahm" Fatiha'nn fihristesi ve Kur'ann mcmel bir
hlsas olduu cihetle, bu mezkr srr- azmin nvan ve tercman
olmu. Bu nvan eline alan, rahmetin tabakatnda gezebilir. Ve bu
tercman konuturan, esrar- rahmeti renir ve envr- rahmiyeti ve
efkati grr.
Beinci Sr: Bir hads-i erifte vrid olmu ki:
_.-,!.,_..;...;.-;-ev kema kal- Bu hadsi,
bir ksm ehl-i tarkat, akaid-i imaniyeye mnasib dmeyen acib bir
tarzda tefsir etmiler. Hatt onlardan bir ksm ehl-i ak, insann sma-y
manevsine bir suret-i Rahman nazaryla bakmlar. Ehl-i tarkatn bir
ksm- ekserinde sekr ve ehl-i akn ounda istirak ve iltibas
olduundan, hakikata muhalif telakkilerinde belki mazurdurlar. Fakat,
akl banda
--- sh:(L:101) -----------
olanlar, fikren onlarn esas- akaide mnaf olan manalarn kabul
edemez. Etse hata eder. Evet btn kinat bir saray, bir ev gibi
muntazam idare eden ve yldzlar zerreler gibi hikmetli ve kolay eviren
ve gezdiren ve zerrat muntazam memurlar gibi istihdam eden Zt-
Akdes-i lah'nin eriki, naziri, zdd, niddi olmad gibi,
,,.,!_,. .!,._..._,! srryla sureti, misli, misali,
ebihi dahi olamaz. Fakat,
,,:-!,,-!,_,;,,. .!__..;_..!!,
srryla, mesel ve temsil ile, uunatna ve sft ve esmasna baklr.
Demek mesel ve temsil, uunat nokta-i nazarnda vardr. u mezkr
hads-i erifin ok makasdndan birisi udur ki: nsan, ism-i Rahman'
tamamyla gsterir bir surettedir. Evet sbkan beyan ettiimiz gibi,
kinatn smasnda binbir ismin ualarndan tezahr eden ism-i Rahman
grnd gibi, zemin yznn smasnda rububiyet-i mutlaka-i
lahiyenin hadsiz cilveleriyle tezahr eden ism-i Rahman gsterildii
gibi, insann suret-i cmiasnda kk bir mikyasta zeminin smas ve
kinatn smas gibi yine o ism-i Rahman'n cilve-i etemmini gsterir
demektir. Hem iarettir ki: Zt- Rahmanurrahm'in delilleri ve yineleri
olan zhayat ve insan gibi mazharlar, o kadar o Zt- Vcib-l Vcud'a
delaletleri kat' ve vzh ve zahirdir ki, Gne'in timsalini ve aksini tutan
parlak bir yine parlaklna ve delaletinin vuzuhuna iareten "O yine
Gne'tir" denildii gibi, "nsanda suret-i Rahman var" vuzuh-u
delaletine ve kemal-i mnasebetine iareten denilmi ve denilir. Ve ehl-i
Vahdet-l Vcud'un mutedil ksm "L Mevcude ill Hu" bu srra binaen,
bu delaletin vuzuhuna ve bu mnasebetin kemaline bir nvan olarak
demiler.
...-,,,-,!_.-,!,.-,,-,._.-,.,,.!
...,,,.,.,-,,...
_,.,.,...-,,...,,-,!_.-,! ,.,,.
Altnc Sr: Ey hadsiz acz ve nihayetsiz fakr iinde yuvarlanan
bare insan! Rahmet ne kadar kymetdar bir vesile ve ne kadar makbul
bir efaat olduunu bununla anla ki: O rahmet, yle bir Sultan-
Zlcelal'e vesiledir ki, yldzlarla zerrat beraber olarak kemal-i intizam ve
itaatla -beraber- ordusunda hizmet ediyorlar. Ve o Zt- Zlcelal'in ve o
Sultan- Ezel ve Ebed'in istina-i ztsi var ve istina-i mutlak iindedir.
--- sh:(L:102) -----------
Hi bir cihetle kinata ve mevcudata ihtiyac olmayan bir Ganiyy-i Alel-
tlaktr. Ve btn kinat taht- emir ve idaresinde ve heybet ve azameti
altnda nihayet itaatte, celaline kar tezellldedir. te rahmet seni ey
insan! O Mstani-i Alel-tlak'n ve Sultan- Sermed'nin huzuruna
karr ve ona dost yapar ve ona muhatab eder ve sevgili bir abd
vaziyetini verir. Fakat nasl sen Gne'e yetiemiyorsun, ok uzaksn;
hibir cihetle yanaamyorsun. Fakat Gnein ziyas Gne'in aksini,
cilvesini, senin yinen vastasyla senin eline verir. yle de: O Zt-
Akdes'e ve o ems-i Ezel ve Ebed'e biz endan nihayetsiz uzaz,
yanaamayz. Fakat onun ziya-i rahmeti, onu bize yakn ediyor.
te ey insan! Bu rahmeti bulan, ebed tkenmez bir hazine-i nur
buluyor. O hazineyi bulmasnn aresi: Rahmetin en parlak bir misali ve
mmessili ve o rahmetin en belig bir lisan ve delll olan ve Rahmeten
lil-lemn nvanyla Kur'anda tesmiye edilen Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'n snnetidir ve tebaiyetidir. Ve bu Rahmeten lil-
lemn olan rahmet-i mcessemeye vesile ise, salavattr. Evet salavatn
manas, rahmettir. Ve o zhayat mcessem rahmete rahmet duas olan
salavat ise, o Rahmeten lil-lemn'in vusulne vesiledir. yle ise sen
salavat kendine, o Rahmeten lil-lemn'e ulamak iin vesile yap ve o
zt da rahmet-i Rahman'a vesile ittihaz et. Umum mmetin Rahmeten
lil-lemn olan Aleyhissalt Vesselm hakknda hadsiz bir kesretle
rahmet manasyla salavat getirmeleri, rahmet ne kadar kymetdar bir
hediye-i lahiye ve ne kadar geni bir dairesi olduunu parlak bir surette
isbat eder.
Elhasl: Hazine-i rahmetin en kymetdar prlantas ve kapcs
Zt- Ahmediye Aleyhissalt Vesselm olduu gibi, en birinci anahtar
dahi: "Bismillahirrahmanirrahm"dir. Ve en kolay bir anahtar da
salavattr.
_..,..,_,,-,!_.-,!,.,,.-,,.!
..,-, ,..-,,..._,.!.-.!.-,...,_.
.,..,.-.-,...-,,_,-..-,!_..,
_,.,..-_. :._..-,_.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.


--- sh:(L:103) -----------

Onbeinci Lem'a
Risale-i Nur Klliyatnn Szler, Mektubat ve Ondrdnc Lem'aya
kadar olan ksmnn fihristesidir. Her ksmn fihristesi, yani Szler ksmnn
fihristesi, Szler Mecmuasnda bulunduundan, Mektubat ve Lem'alarn da
kendilerine ait fihristeleri o mecmualarn hirlerine ilhak edildiinden burada
yazlmad.
* * *

Onaltnc Lem'a
...-_,.;.__.;, ...
.,,.-,,,:,.., .!
Aziz sddk kardelerim Hoca Sabri, Hfz Ali, Mes'ud,
Mustafalar, Hsrev, Re'fet, Bekir Bey, Rd, Ltfler, Hfz Ahmed,
eyh Mustafa vesaire... Sizlere merakl ve medar- sual olmu "Drt
Kk Mes'ele"yi malmat kabilinden muhtasar bir surette beyan
etmeklie kalbimde bir hatra hissettim.
BRNCS: Kardelerimizden aprazzade Abdullah Efendi gibi
baz adamlar, ehl-i keiften rivayeten bu geen Ramazanda Ehl-i Snnet
ve Cemaat iin bir ferec, bir ftuhat olacan haber verdikleri halde
zuhur etmedi. Byle ehl-i velayet ve keif, neden hilaf- vaki' haber
veriyorlar? Benden sordular. Ben de birden snuhat kabilinden olarak
verdiim cevabn muhtasar udur:
Hads-i erifte vrid olmutur ki: "Bazan bela nzil oluyor;
gelirken karsna sadaka kar, geri evirir." u hadsin srr gsteriyor
ki: Mukadderat,
--- sh:(L:104) -----------
baz eraitle vukua gelirken geri kalr. Demek ehl-i kefin muttali olduu
mukadderat mutlak olmadn, belki baz eraitle mukayyed
bulunduunu ve o eraitin vuku bulmamasyla o hdise de vukua
gelmiyor. Fakat o hdise, ecel-i muallak gibi Levh-i Ezel'nin bir nevi
defteri hkmnde olan Levh-i Mahv-sbat'ta mukadder olarak yazlmtr.
Gayet nadir olarak Levh-i Ezel'ye kadar keif kar. Ekseri oraya
kamyor. te bu srra binaen, geen Ramazan- erifte ve Kurban
Bayramnda ve daha baka vakitlerde istihraca binaen veya kefiyat
nev'inden verilen haberler, muallak olduklar eraiti bulamadklar iin
vukua gelmemiler ve haber verenleri tekzib etmiyorlar. nki mukadder
imi, fakat art gelmeden o da vukua gelmemi. Evet Ramazan- erifte
bid'alarn ref'ine Ehl-i Snnet ve Cemaatin ekseriyetle hlis duas bir art
ve bir sebeb-i mhim idi. Maalesef cmilere Ramazan- erifte bid'alar
girdiinden, dualarn kabulne sed ekip ferec gelmedi. Naslki sbk
hadsin srryla: Sadaka, belay ref' eder. Ekseriyetin hlis duas dahi,
ferec-i umumyi cezbeder. Kuvve-i cazibe vcuda gelmediinden, ftuhat
da verilmedi.
KNC MERAKLI SUAL: Bu iki ay zarfnda heyecanl bir
vaziyet-i siyasiye karsnda bana, hem alkadar olduum ok
kardelerime kav bir ihtimal ile ferah verecek bir teebbs etmek
lzmken, o vaziyete hi ehemmiyet vermeyerek bilakis beni tazyik eden
ehl-i dnyann lehinde olarak bir fikirde bulundum. Baz ztlar hayret
iinde hayrette kaldlar. Dediler ki: "Sana ikence eden bu mbtedi' ve
ksmen mnafk bataki insanlarn takib ettikleri siyaseti nasl gryorsun
ki ilimiyorsun?" Verdiim cevabn muhtasar udur ki: Bu zamanda ehl-i
slmn en mhim tehlikesi, fen ve felsefeden gelen bir dalaletle kalblerin
bozulmas ve imann zedelenmesidir. Bunun are-i yegnesi: Nurdur, nur
gstermektir ki, kalbler slah olsun, imanlar kurtulsun. Eer siyaset
topuzuyla hareket edilse, galebe alnsa, o kfirler mnafk derecesine
iner. Mnafk, kfirden daha fenadr. Demek, topuz byle bir zamanda
kalbi slah etmez. O vakit kfr kalbe girer, saklanr; nifaka inklab eder.
Hem nur, hem topuz.. ikisini, bu zamanda benim gibi bir ciz yapamaz.
Onun iin btn kuvvetimle nura sarlmaa mecbur olduumdan, siyaset
topuzu ne ekilde olursa olsun bakmamak lzm geliyor. Amma madd
cihadn muktezas ise; o vazife imdilik bizde deildir. Evet ehline gre
kfirin veya mrtedin tecavzatna sed ekmek iin topuz lzmdr. Fakat
iki elimiz var. Eer yz elimiz de olsa, ancak nura kfi gelir. Topuzu
tutacak elimiz yok!..
NC MERAKLI SUAL: Bu yaknda ngiliz ve talya gibi
ecnebilerin bu hkmete ilimesiyle, eskiden beri bu vatandaki hkmetin
--- sh:(L:105) -----------
hakik nokta-i istinad ve kuvve-i maneviyesinin menba olan hamiyet-i
slmiyeyi tehyic etmekle eair-i slmiyenin bir derece ihyasna ve
bid'alarn bir derece def'ine medar olaca halde, neden iddetle harb
aleyhinde ktn ve bu mes'elenin asayile halledilmesini dua ettin ve
iddetli bir surette mbtedilerin hkmetleri lehinde tarafdar ktn? Bu ise,
dolaysyla bid'alara tarafgirliktir?
Elcevab: Biz, ferec ve ferah ve srur ve ftuhat isteriz. Fakat
kfirlerin klnc ile deil. Kfirlerin klnlar balarn yesin; klnlarndan
gelen faide bize lzm deil. Zten o mtemerrid ecnebilerdir ki,
mnafklar ehl-i imana musallat ettiler ve zndklar yetitirdiler. Hem harb
belas ise hizmet-i Kur'aniyemize mhim bir zarardr. Bizim en fedakr ve
en kymetdar kardelerimizin ekserisi krkbeten aa olduundan, harb
vastasyla vazife-i kudsiye-i Kur'aniyeyi brakp askere gitmeye mecbur
olacaktlar. Benim param olsa, hsn- rzam ile, byle kymetdar
kardelerimin herbirisini askerlikten kurtarmak iin, bedel-i nakdiye bin lira
kadar da olsa, verirdim. Byle yzer kymetdar kardelerimizin hizmet-i
Kur'aniye-i Nuriyeyi brakp madd cihad topuzuna el atmakta, yzbin lira
kendi zararmz hissediyordum. Hatt Zeki'nin bu iki sene askerlii, belki
bin lira kadar manev faidesini kaybettirdi. Her ne ise... Kadr-i Kll-i ey,
bir dakikada bulutlarla dolmu cevv-i havay sprp temizleyerek,
semann berrak yznde ziyadar gnei gsterdii gibi, bu zulmatl ve
rahmetsiz bulutlar da izale edip hakaik-i eriat gne gibi gsterir ve ucuz
ve dadaasz verebilir. Onun rahmetinden bekleriz ki, bize pahal
satmasn. Batakilerin balarna akl ve kalblerine iman versin, yeter. O
vakit kendi kendine i dzelir.
DRDNC MERAKLI SUAL: Diyorlar ki: Madem sizin
elinizdeki nurdur, topuz deildir; nura kar muaraza edilmez ve nurdan
kalmaz ve nurun izharndan zarar gelmez. Neden arkadalarnza ihtiyat
tavsiye ediyorsunuz? ok nurlu risaleleri halklara gsterilmesini
men'ediyorsunuz?
Bu suale kar cevabn muhtasar meali udur ki: Balardaki balarn
ou sarho, okumaz. Okusa da anlamaz. Yanl mana verip iliir.
limemesi iin, akl bana gelinceye kadar gstermemek lzm geliyor.
Hem ok vicdansz insanlar var ki, garaz veya tama' veyahud havf cihetiyle
nuru inkr eder veya gzn kapar. Onun iin kardelerime de tavsiye
ediyorum ki: htiyat etsinler, n-ehillerin eline hakikatlar vermesinler. Hem
ehl-i dnyann evhamn tahrik edecek ilerde bulunmasnlar. (Haiye)

(Haiye): Cidd bir mes'eleye vesile olabilecek bir latife: Dnk gn sabahleyin bir
dostumun damad Mehmed yanma geldi. Mesrurane, bearetkrane dedi ki:
--- sh:(L:106) -----------
Htime
Bugn Re'fet Bey'in bir mektubunu aldm. Lihye-i erife hakkndaki
suali mnasebetiyle diyorum ki: Hadse sabittir ki, Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'n Lihye-i Saadetinden den salarn taneleri
mahduddur. Otuz krk tane veya elli altm tane gibi az bir mikdarda iken,
binler yerde Lihye-i Saadetin salar bulunmas, beni bir zaman ok
dndrd. O vakit hatrma gelmi ki: Lihye-i Saadet, yalnz Lihye-i
erifin salarndan ibaret deil, belki re's-i mbarekinin tra olduka hibir
eyini kaybetmeyen Sahabeler, o nurlu ve mbarek ve daim yaayacak
salar muhafaza etmiler. Onlar binlerdir. imdiki mevcuda msavi
gelebilirler. Yine o vakit hatrma geldi ki: Acaba her cmide bulunan,
sened-i sahih ile bu sa Hazret-i Risalet'in sa olduu sabit midir ki, ona
kar ziyaret makul olabilsin? Birden hatra geldi ki: O salarn ziyareti,
vesiledir. Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'a kar salavat getirmeye
sebeb ve bir hrmet ve muhabbete medardr. Vesilelik ciheti o eyin ztna
bakmaz, vesilelik cihetine bakar. Onun iin eer bir sa hakik olarak
Lihye-i Saadet'ten olmazsa, madem zahir hale gre yle telakki edilmi ve
o vesilelik vazifesini yapyor ve hrmete ve tevecche ve salavata vesile
oluyor; kat' sened ile o san ztn tehis ve tayin lzm deildir. Yalnz,
aksine kat' delil olmasn, yeter. nki telakkiyat- mme ve kabul-
mmet, bir nevi' hccet hkmne geer. Baz ehl-i takva byle ilerde, ya
takva veya ihtiyat veya azimet noktasnda iliseler de, husus iliirler. Bid'a
da deseler, bid'a-i hasene nev'inde dhildir. nki vesile-i salavattr. Re'fet
Bey mektubunda diyor: "Bu mes'ele ihvanlar beyninde medar- mnakaa
olmu." Kardelerime tavsiye ediyorum ki: nikaka ve iftiraka sebebiyet
veren mnakaa etmesinler. Yalnz mdavele-i efkr suretinde niza'sz
mbahaseye alsnlar.
...-_,.;.__.;, ..-,....
.,,.-,,,:,.., .!
Aziz sddk Senirkent'li kardelerim brahim, kr, Hfz
Bekir, Hfz Hseyin, Hfz Receb Efendiler!

"Senin bir kitabn Isparta'da tab'etmiler, oklar okuyorlar." Ben dedim: "O, yasak olan
tab' deil belki mstensihle baz nshalar alnm ki hkmet ona birey demez." Hem
dedim: "Sakn bunu senin dostun olan iki mnafa syleme. Onlar byle birey aryorlar
ki, bahane etsinler." te kardelerim, bu adam endan bir dostumun damaddr; o
mnasebetle benim de ahbabm saylr. Fakat berberlik mnasebetiyle vicdansz muallim
ve mnafk mdrn dostudur. Orada kardelerimizden birisi bilmeyerek yle sylemi.
yi oldu ki, en evvel geldi, bana haber verdi. Ben de tenbih ettim, fenaln n alnd. Ve
teksir makinas binler nshalar bu perde altnda neretti.
--- sh:(L:107) -----------
Hfz Tevfik ile gnderdiiniz mes'eleye mlhidler eskiden
beri iliiyorlar.
Birincisi:
..-_,._,,-..,_.:!,,-._.._.-
yetin ifade ettii zahir manasna gre: Gnein, hararetli ve amurlu bir
eme suyunda gurub ettiini grm, diyor.
kincisi: Sedd-i Zlkarneyn nerededir?
ncs: hirzamanda Hazret-i sa'nn (A.S.) geleceine ve
Deccal' ldreceine dairdir.
Bu suallerin cevablar uzundur. Yalnz muhtasar bir iaretle deriz
ki: yt- Kur'aniye, slb-u Arabiye zerine ve zahir nazara gre
umumun anlayaca bir tarzda ifade ettii iin, ok defa tebih ve temsil
suretinde beyan ediyor.
te
..-_,._,,-
yani Gne'in, hararetli ve amurlu bir eme gibi grnen Bahr-i Muhit-
i Garb'nin sahilinde veya volkanl, alevli, dumanl dan gznde gurub
ettiini Zlkarneyn grm. Yani: Zahir nazarda Bahr-i Muhit-i Garb'nin
sevahilinde, yazn iddet-i hararetiyle etrafndaki bataklk hararetlenmi,
tebahhur ettii bir zamanda o buhar arkasnda byk bir eme havzas
suretinde uzaktan Zlkarneyn'e grnen Bahr-i Muhit'in bir ksmnda
Gne'in zahir gurubunu grm. Veya volkanl, ta ve toprak ve maden
sularn kartrarak fkran bir dan banda yeni alm ateli
gznde, semavatn gz olan Gne'in gizlendiini grm.
Evet Kur'an- Hakm'in mu'cizane belgat- ifadesi bu cmle ile
ok mesaili ders veriyor. Evvel: Zlkarneyn'in marib tarafna seyahat,
iddet-i hararet zamannda ve bataklk tarafna ve Gne'in gurub avanna
ve volkanl bir dan fkrmas vaktine tesadf ettiini beyan etmekle,
Afrika'nn tamam istils gibi ok ibretli mes'elelere iaret eder.
Malmdur ki: Grnen hareket-i ems, zahirdir ve Kre-i Arz'n mahf
hareketine delildir; onu haber veriyor. Hakikat- gurub murad deildir.
Hem eme, tebihtir. Uzaktan byk bir deniz, kk bir havuz gibi
grnr. Hararetten kan sis ve buharlar ve bataklklar arkasnda
grnen bir denizi, amur iinde bir emeye tebihi ve Araba hem
eme,


--- sh:(L:108) -----------
hem Gne, hem gz manasnda olan _,.kelimesi, esrar- belgata
gayet manidar ve mnasibdir. (Haiye) Zlkarneyn'in nazarnda uzaklk
cihetiyle yle grnd gibi, Ar- A'zam'dan gelen ve ecram-
semaviyeye kumanda eden semav hitab- Kur'an, bir misafirhane-i
Rahmaniyede sirac vazifesini gren msahhar Gne'i Bahr-i Muhit-i
Garb gibi bir eme-i Rabbande gizleniyor demesi, azametine ve
ulviyetine yakyor ve mu'cizane slbu ile, denizi hararetli bir eme ve
dumanl bir gz gsterir. Ve semav gzlere yle grnr.
Elhasl: Bahr-i Muhit-i Garb'ye amurlu bir eme tabiri,
Zlkarneyn'e nisbeten uzaklk noktasnda o byk denizi bir eme gibi
grm. Kur'ann nazar ise hereye yakn olduu cihetle, Zlkarneyn'in
galat- his nevindeki nazarna gre bakamaz, belki Kur'an semavata
bakarak geldiinden Kre-i Arz' kh bir meydan, kh bir saray bazan bir
beik, bazan bir sahife gibi grdnden; sisli, buharl koca Bahr-i Muhit-
i Atlas- Garb'yi bir eme tabir etmesi, azamet-i ulviyetini gsteriyor.
kinci Sualiniz: Sedd-i Zlkarneyn nerededir? Ye'cc, Me'cc
kimlerdir?
Elcevab: Eskiden bu mes'eleye dair bir risale yazmtm. O vaktin
mlhidleri onunla mlzem olmulard. imdilik hem o risale yanmda
yoktur, hem kuvve-i hfzam ta'til-i egal etmi, yardm etmiyor. Hem
Yirmidrdnc Sz'n nc Dal'nda bir nebze bu mes'eleden
bahsedilmi. Onun iin bu mes'elenin yalnz iki nktesine gayet
muhtasar bir iaret edeceiz. yle ki:
Ehl-i tahkikin beyanna gre, hem Zlkarneyn nvannn
iaretiyle, Yemen padiahlarndan Zlyezen gibi "z" kelimesiyle
balayan isimleri bulunduundan bu Zlkarneyn, skender-i Rum
deildir. Belki Yemen padiahlarndan birisidir ki, Hazret-i brahim'in
zamannda bulunmu ve Hazret-i Hzr'dan ders alm. skender-i Rum
ise, miladdan takriben yz sene evvel gelmi, Aristo'dan ders alm.
Tarih-i beer, muntazam surette bin seneye kadar gidiyor. Bu nks ve
ksa tarih nazar,

(Haiye): ..-_,._deki _,. tabiri, esrar- belgata latif bir manay
remzen ihtar ediyor. yle ki: "Sema ve yz, Gne gzyle zeminin
yzndeki cemal-i rahmeti seyirden sonra, zemin dahi deniz gzyle yukardaki
azamet-i lahiyeyi temaay mteakib; o iki gz birbiri iine kapanrken, ry-i
zemindeki gzleri kapyor." diye mu'cizane bir kelime ile hatrlatyor ve gzler
vazifesine paydos iaretine iaret ediyor.
--- sh:(L:109) -----------
Hazret-i brahim zamanndan evvel doru olarak hkmedemiyor. Ya
hurafe-vari, ya mnkirane, ya gayet muhtasar gidiyor. Bu Yemen
Zlkarneyn, tefsirlerde eskiden beri skender namyla itiharnn sebebi, ya
o Zlkarneyn'in bir ismi skender'dir ki, skender-i Kebir ve Eski
skender'dir. Veyahut yt- Kur'aniyenin zikrettii hdisat- cz'iyeler;
kll hdisatn ular olduu cihetle:
Zlkarneyn olan skender-i Kebir'in nbvvetkrane iradatyla
akvam- zalime ile milel-i mazlume ortasnda hail ve gaddarlarn
garetlerine mani olacak mehur sedd-i in'in binasn kurduu gibi;
skender-i Rum misill mteaddid cihangirler ve kuvvetli padiahlar,
madd cihetinde ve manev lem-i insaniyetin padiahlar olan bir ksm
enbiya ve baz aktab dahi manev ve irad cihetinde o Zlkarneyn'in
arkasnda gidip iktida edip, mazlumlar zalimlerden kurtaracak arelerin
mhimlerinden olan dalar ortalarnda sedleri (Haiye) , sonra dalar
balarnda kal'alar kurmular. Ya bizzt madd kuvvetleriyle veyahud
irad ve tedbirleriyle tesis etmiler. Sonra ehirlerin etrafnda surlar ve
ortalarnda kal'alar, t son are olan krkikilik toplar ve kal'a-i seyyar gibi
diritnavtlar yapmlar. Hatt ry-i zeminin en mehur seddi ve ka gnlk
uzak bir mesafe tutan Sedd-i ini Kur'an lisanyla Ye'cc ve Me'ccn ve
tabir-i dierle tarih lisannda Manur ve Mool denilen ve lem-i
beeriyeti ka defa zr zeber eden ve Himalaya Dalar'nn arkasndan
kan ve arktan garba kadar harab eden akvam- vahiye ve garetkr
milletlerin Hind ve in'deki akvam- mazlumeye tecavzlerini durdurmak
iin o Himalaya silsilelerine yakn iki da ortasnda uzun bir sed yapt ve
o akvam- vahiyenin kesretle hcumlarna ok zaman mani olduu gibi,
Kafkas dalarnda Derbent cihetinde yine apulcu garetgir akvam-
Tatariyenin hcumunu durdurmak iin Zlkarneyn-misal eski ran
padiahlarnn himmetiyle sedler yaplmtr. Bu neviden ok sedler var.
Kur'an- Hakm umum nev-i beer ile konutuu iin, zahiren bir hdise-i
cz'iyeyi zikredip, umum o hdiseye benzer hdisat ihtar ederek
konuuyor.
te bu nokta-i nazardandr ki, Sedd'e ve Ye'cc ve Me'cce dair
rivayetler ve akval-i mfessirn, ayr ayr gidiyor.
Hem Kur'an- Hakm, mnasebat- kelmiye cihetinde bir
hdiseden uzak bir hdiseye intikal eder. Bu mnasebat dnmeyen
zanneder ki, iki hdisenin zamanlar birbirine yakndr. te Sedd'in
harabiyetinden kyametin kopmasn Kur'ann haber vermesi, kurbiyet-i
zaman cihetiyle
(Haiye): Ry-i zeminde mrur-u zamanla da eklini alm, tannmayacak bir
surete gelmi ok sun' sedler vardr.
--- sh:(L:110) -----------
deil, belki mnasebat- kelmiye cihetinde iki nkte iindir: Yani bu sed
nasl harab olacak, yle de dnya harab olacaktr. Hem naslki ftr ve
lah sedler olan dalar metindir, ancak kyametin kopmasyla harab
olurlar; yle de bu sed dahi da gibi metindir, ancak dnyann harab
olmasyla hk ile yeksan olabilir. nklabat- zaman tahribat yapsa da,
ou salam kalr demektir. Evet Sedd-i Zlkarneyn'in klliyetinden bir
ferdi olan Sedd-i in binler sene yaad halde daha meydanda duruyor.
nsann eliyle zemin sahifesinde yazlan, mcessem, mtehaccir, manidar
tarih-i kadmden uzun bir satr olarak okunuyor.
nc Sualiniz: Hazret-i sa Aleyhisselm'n Deccal'
ldrmesi, hem Birinci Mektub'da ve hem Onbeinci Mektub'da gayet
muhtasar ve size kfi bir cevab vardr.
...-_,.;.__.;, ...
.,,.-,,,:,.., .!
Aziz, fedakr, sddk, vefadar kardelerim Hoca Sabri (R.H.) ve
Hfz Ali (R.H.); "Mugayyebat- Hamse"ye dair Sure-i Lokman'n
hirindeki yetin hakknda mhim sualinize gayet mhim bir cevab
isterken, maatteessf imdiki halet-i ruhiyem ve ahval-i maddiyem o
cevaba msaid deildir. Yalnz sualinizin temas ettii bir iki noktaya
gayet mcmel iaret edeceiz. u sualinizin meali gsteriyor ki, ehl-i
ilhad tarafndan tenkid suretinde mugayyebat- hamseden yamurun
gelmek vaktine ve rahm- maderdeki ceninin keyfiyetine itiraz edilmi.
Demiler ki: "Rasadhanelerde bir letle yamurun vakt-i nzul
kefediliyor. Onu da, Allah'tan bakas da biliyor. Hem rntgen uayla
rahm- maderdeki ceninin mzekker, mennes olduu anlalyor. Demek
mugayyebat- hamseye ttla kabildir?"
Elcevab: Yamurun vakt-i nzul bir kaideye merbut olmad
iin, dorudan doruya meiet-i hssa-i lahiye ile bal ve hazine-i
rahmetten husus iradeye tbi' olduunun bir srr- hikmeti udur ki:
Kinatta en mhim hakikat ve en kymetdar mahiyet; nur, vcud ve hayat
ve rahmettir ki, bu drt ey perdesiz, vastasz, dorudan doruya kudret-
i lahiye ve meiet-i hssa-i lahiyeye bakar. Sair masnuatta zahir esbab,
kudretin tasarrufuna perde oluyorlar. Ve muttarid kanunlar ve kaideler,
bir derece irade ve meiete hicab oluyor. Fakat vcud, hayat ve nur ve
rahmette o perdeler konulmam. nki perdelerin srr- hikmeti


--- sh:(L:111) -----------
o ide cereyan etmiyor. Madem vcudda en mhim hakikat, rahmet ve
hayattr; yamur, hayata mene ve medar- rahmet, belki ayn- rahmettir.
Elbette vesait perde olmayacak. Kaide ve yeknesaklk dahi, meiet-i
hssa-i lahiyeyi setretmeyecek; t ki her vakit, herkes, hereyde kr ve
ubudiyete ve sual ve duaya mecbur olsun. Eer bir kaide dhilinde
olsayd, o kaideye gvenip kr ve rica kaps kapanrd. Gne'in
tulunda ne kadar menfaatler olduu malmdur. Halbuki muttarid bir
kaideye tbi' olduundan, Gne'in kmas iin dua edilmiyor ve
kmasna dair kr yaplmyor. Ve ilm-i beer o kaidenin yoluyla yarn
Gne'in kacan bildii iin, gaibden saylmyor. Fakat yamurun
cz'iyat bir kaideye tbi' olmad iin, her vakit insanlar rica ve dua ile
dergh- lahiyeye ilticaya mecbur oluyorlar. Ve ilm-i beer, vakt-i
nzuln tayin edemedii iin, srf hazine-i rahmetten bir nimet-i hssa
telakki edip hakik krediyorlar.
te bu yet, bu nokta-i nazardan yamurun vakt-i nzuln,
mugayyebat- hamseye idhal ediyor. Rasadhanelerdeki letle, bir
yamurun mukaddematn hissedip vaktini tayin etmek, gaibi bilmek
deil, belki gaibden kp lem-i ehadete takarrb vaktinde baz
mukaddematna ttla suretinde bilmektir. Nasl, en haf umr-u gaybiye
vukua geldikte veyahud vukua yakn olduktan sonra hiss-i kabl-el vuku'un
bir nev'iyle bilinir. O, gayb bilmek deil; belki o, mevcudu veya
mukarreb-l vcudu bilmektir. Hatt ben kendi asabmda bir hassasiyet
cihetiyle yirmidrt saat evvel, gelecek yamuru bazan hissediyorum.
Demek yamurun mukaddemat, mebadileri var. O mebadiler, rutubet
nev'inden kendini gsteriyor, arkasndan yamurun geldiini bildiriyor.
Bu hal, aynen kaide gibi, ilm-i beerin gaibden kp daha ehadete
girmeyen umra vusule bir vesile olur. Fakat daha lem-i ehadete ayak
basmayan ve meiet-i hassa ile rahmet-i hassadan kmayan yamurun
vakt-i nzuln bilmek, ilm-i Allm-l Guyub'a mahsustur.
Kald ikinci mes'ele: Rntgen uayla rahm- maderdeki ocuun
erkek ve diisini bilmek ile ,.-,;_..,.-, yetinin meal-i
gaybsine mnaf olamaz. nki yet yalnz zkret ve nset keyfiyetine
deil, belki o ocuun acib istidad- husussi ve istikbalde kesbedecei
vaziyetine medar olan mukadderat- hayatiyesinin mebadileri, hatt
smasndaki gayet acib olan sikke-i Samediyet muraddr ki, ocuun o
tarzda bilinmesi, ilm-i Allm-l Guyub'a mahsustur. Yzbin rntgen-
misal fikr-i beer birlese, yine o ocuun umum efrad- beeriyeye kar
birer almet-i farikas bulunan yalnz hakik sma-y vechiyesini
kefedemez.
--- sh:(L:112) -----------
Nerede kald ki sma-y vechsinden yz defa daha hrika olan
istidadndaki sma-y manevyi kefedebilsin. Bata dedik ki: Vcud ve
hayat ve rahmet, bu kinatta en mhim hakikatlardr ve en mhim
makam onlarndr. te onun iin o cmi' hakikat- hayatiye, btn
incelikleriyle ve dekaikiyle irade-i hssaya ve rahmet-i hssaya ve
meiet-i hssaya bakmalarnn bir srr udur ki: Hayat, btn cihazatyla
ve cihatyla kr ve ubudiyet ve tesbihin mene ve medar
olduundandr ki, irade-i hssaya hicab olan yeknesaklk ve kaidelik ve
rahmet-i hssaya perde olan vesait-i zahiriye konulmamtr. Cenab-
Hakk'n rahm- maderdeki ocuklarn sma-y madd ve manevlerinde iki
cilvesi var:
Birisi: Vahdetini ve Ehadiyetini ve Samediyetini gsterir ki, o
ocuk za-y esasde ve cihazat- insaniyenin enva'nda sair insanlarla
muvafk ve mutabk olduu cihetle, Hlk ve Sniinin vahdetine ehadet
ediyor. O cenin bu lisan ile baryor ki: "Bana bu sma ve zay veren
kim ise, btn esasat- zada bana benzeyen btn insanlarn snii dahi
O'dur. Ve hem btn zhayatn snii O'dur."
te rahm- maderdeki ceninin bu lisan, gayb deil, kaideye ve
ttrada ve nev'ine tabi olduu iin malmdur, bilinebilir. lem-i
ehadetten lem-i gayba girmi bir daldr ve bir dildir.
kinci cihet: Sma-y istidadiye-i hususiyesi ve sma-y vechiye-i
ahsiyesi lisanyla Sniinin ihtiyarn, iradesini ve meietini ve rahmet-i
hassasn ve hibir kayd altnda olmadn, barp gsteriyor. Fakat bu
lisan, gayb-l gaybdan geliyor. lm-i ezelden bakas, kabl-el vcud
bunu gremiyor ve ihata edemiyor. Rahm- maderde iken bu smann
binde bir cihazat grnmekle, bilinmiyor!
Elhasl: Ceninin sma-y istidadsinde ve sma-y vechiyesinde
hem delil-i vahdaniyet var, hem ihtiyar ve irade-i lahiyenin hcceti
vardr. Eer Cenab- Hak muvaffak etse, mugayyebat- hamseye dair baz
nkteler yazlacaktr. imdilik bundan fazla vaktim ve halim msaade
etmedi, htime veriyorum.
_.,!_.,!
Said Nurs
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *


--- sh:(L:113) -----------

Onyedinci Lem'a
(Zhre'den gelmi "Onbe Nota"dan ibarettir.)

_
Mukaddime

Oniki sene evvel (*) inayet-i Rabbaniye ile, marifet-i lahiyede bir
hareket-i fikriye ve bir seyahat- kalbiye ve bir inkiafat- ruhiyede
tezahr eden baz lemaat- tevhidiyeyi Arab olarak Notalar suretinde
Zhre, u'le, Habbe, emme, Zerre, Katre gibi risalelerde kaydetmitim.
Uzun bir hakikatn yalnz bir ucunu gstermek ve parlak bir nurun yalnz
bir uan irae etmek tarznda yazldndan, yalnz kendi kendime birer
hatra ve birer ihtar eklinde olduundan, bakalarnn istifadesi mahdud
kalmt. Hususan en mmtaz ve en has kardelerimin ksm- a'zam
Arab okumamlar. Bunlarn srar ve ilhahyla o Notalarn, o Lem'alarn
ksmen izahl ve ksmen ksa bir mealini Trke olarak yazmaa mecbur
oldum. u Notalar ve Arab risaleler, Yeni Said'in en evvel hakikat
ilminden bir derece uhud suretinde grd iin tayir edilmeden
mealleri yazld. Onun iin baz cmleler sair Szlerde de zikredilmekle
beraber burada da zikrediliyor; ve bir ksm gayet mcmel olmakla
beraber izah edilmiyor, t letafet-i asliyesini kaybetmesin.
BRNC NOTA: Kendi nefsime hitaben demitim: Ey gafil
Said! Bil ki: u lemin fenasndan sonra sana refakat etmeyen ve
dnyann harabyla senden mfarakat eden bir eye kalbini balamak
sana lyk deildir. Hususan senin asrnn inkrazyla seni terkedip arka
eviren ve bahusus berzah seferinde arkadalk etmeyen ve hususan seni
kabir
(*): Oniki sene evvel denilen tarih; Hicri 1340, Miladi 1921 seneleridir.
--- sh:(L:114) -----------
kapsna kadar teyi' etmeyen, hususan bir iki sene zarfnda ebed bir
firak ile senden ayrlp gnahn senin boynuna takan, hususan senin
ramna olarak husul annda seni terkeden fni eylerle kalbini
balamak, kr- akl deildir. Eer akln varsa; uhrev inklabatnda,
berzah etvarnda ve dnyev inklabatnn msademat altnda ezilen,
bozulan ve ebed seferde sana arkadala muktedir olmayan ileri brak,
ehemmiyet verme, onlarn zevalinden kederlenme. Sen kendi mahiyetine
bak ki: Senin latifelerin iinde yle bir latife var ki, ebedden ve ebed
zttan bakasna raz olamaz. Ondan bakasna tevecch edemiyor,
masivasna tenezzl etmez. Btn dnyay ona versen, o ftr ihtiyac
tatmin edemez. O ey ise, senin duygularnn ve latifelerinin sultandr.
Ftr- Hakm'in emrine muti' olan o sultanna itaat et, kurtul!..
KNC NOTA: Hakikatdar bir r'yada grdm ki, insanlara
diyordum: "Ey insan! Kur'ann desatirindendir ki, Cenab- Hakk'n
masivasndan hibir eyi ona taabbd edecek bir derecede kendinden
byk zannetme. Hem sen kendini hibir eyden tekebbr edecek
derecede byk tutma. nki mahlukat, mabudiyetten uzaklk noktasnda
msavi olduklar gibi, mahlukiyet nisbetinde de birdirler."
NC NOTA: Ey gafil Said! Bil ki: Galat- his nev'inden
gayet muvakkat dnyay lyemut ve daim gryorsun. Etrafna ve
dnyaya baktn zaman bir derece sabit ve mstemir grdnden, fni
nefsini de o nazar ile sabit telakki ettiinden, yalnz kyametin
kopacandan dehet alyorsun. Gya kyametin kopmasna kadar
yaayacaksn gibi, yalnz ondan korkuyorsun. Akln bana al. Sen ve
husus dnyan, daim zeval ve fena darbesine maruzsunuz. Senin bu
galat- hissin ve malatan u misale benzer ki:
Bir adam elinde olan yinesini bir hane veya bir ehre veya bir
baheye kar tutsa; misal bir hane, bir ehir, bir bahe o yinede
grnr. Edna bir hareket ve kk bir tegayyr yinenin bana gelse, o
misal hane ve ehir ve bahede herc merc ve karklk der. Hariteki
hakik hane, ehir ve bahenin devam ve bekas sana faide vermez. nki
senin elindeki yinedeki hane ve sana ait ehir ve bahe, yalnz yinenin
sana verdii mikyas ve mizan iledir. Senin hayatn ve mrn, yinedir.
Senin dnyann direi ve yinesi ve merkezi, senin mrn ve hayatndr.
Her dakikada o hane ve ehir ve bahenin lmesi mmkn ve harab
olmas muhtemel olduundan, her dakika senin bana yklacak ve senin
kyametin kopacak bir vaziyettedir. Madem yledir; sen, bu hayatna ve
dnyana, ekemedikleri ve kaldramadklar ykleri ykletme!..

--- sh:(L:115) -----------
DRDNC NOTA: Bil ki: Ekseriyetle Ftr- Hakm'in
detidir, ehemmiyetli ve kymetdar eyleri aynyla iade ediyor. Yani, ekser
eyann misliyle tazelenmesi, mevsimlerin tebeddlnde, asrlarn
deimesinde o kymetdar ehemmiyetli eyleri aynyla iade ediyor. Yevm
ve senev ve asr hairlerin umumunda, u kaide-i detullah ekseriyetle
muttarid grnyor. te bu sabit kaideye binaen deriz: Madem fnunun
ittifakyla ve ulmun ehadetiyle, hilkat eceresinin en mkemmel
meyvesi insandr. Ve mahlukat iinde en ehemmiyetli insandr. Ve
mevcudat iinde en kymetdar insandr. Ve insann bir ferdi, sair
hayvanatn bir nev'i hkmndedir. Elbette kat' bir hads ile hkmedilir ki,
hair ve ner-i ekberde beerin herbir ferdi aynyla, cismiyle, ismiyle,
resmiyle iade edilecektir.
BENC NOTA: u notada Avrupa fnunu ve medeniyeti, Eski
Said'in fikrinde bir derece yerletii iin, Yeni Said harekt- fikriyede
seyrettii zaman, Avrupa'nn fnun ve medeniyeti, o seyahat- kalbiyede
emraz- kalbiyeye inklab ederek ziyade mkilta medar olduundan,
bilmecburiye Yeni Said zihnini silkeleyip, mzahref felsefeyi ve sefih
medeniyeti atmak isterken, kendi ruhunda Avrupa'nn lehinde ehadet
eden hissiyat- nefsaniyeyi susturmak iin, Avrupa'nn ahs- manevsi ile
bir cihette gayet ksa, bir cihette uzun, gelecek muhavereye mecbur
olmutur.
Yanl anlalmasn, Avrupa ikidir:
Birisi, sevlik din-i hakiksinden ald feyz ile hayat- itimaiye-i
beeriyeye nfi' san'atlar ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fnunlar
takib eden bu birinci Avrupa'ya hitab etmiyorum. Belki felsefe-i tabiiyenin
zulmetiyle, medeniyetin seyyiatn mehasin zannederek, beeri sefahete ve
dalalete sevkeden bozulmu ikinci Avrupa'ya hitab ediyorum. yle ki:
O zaman, o seyahat- ruhiyede, mehasin-i medeniyet ve fnun-u
nfiadan baka olan malayani ve muzr felsefeyi ve muzr ve sefih
medeniyeti elinde tutan Avrupa'nn ahs- manevsine kar demitim:
Bil ey ikinci Avrupa! Sen sa elinle sakm ve dalaletli bir felsefeyi
ve sol elinle sefih ve muzr bir medeniyeti tutup dava edersin ki, beerin
saadeti bu ikisi iledir. Senin bu iki elin krlsn ve u iki pis hediyen senin
ban yesin ve yiyecek.
Ey kfr kfran datp nereden bedbaht ruh! Acaba hem
ruhunda, hem vicdannda, hem aklnda, hem kalbinde dehetli
musibetlerle musibet-zede olmu ve azaba dm bir adamn cismiyle,
zahir bir surette aldatc bir znet ve servet iinde bulunmasyla saadeti
mmkn olabilir mi? Ona mes'ud denilebilir mi? y grmyor musun ki,
bir adamn cz' bir emirden me'yus olmas ve vehm bir emelden midi
--- sh:(L:116) -----------
kesilmesi ve ehemmiyetsiz bir iten inkisar- hayale uramas sebebiyle
tatl hayaller ona aclayor, irin vaziyetler onu tazib ediyor, dnya ona dar
geliyor, zindan oluyor. Halbuki senin eametinle, kalbinin en derin
kelerinde ve ruhunun t esasnda dalalet darbesini yiyen ve o dalalet
cihetiyle btn emelleri inktaa urayan ve btn elemleri ondan ne'et
eden bir bare insana hangi saadeti temin ediyorsun? Acaba zil, yalanc
bir cennette cismi bulunan ve kalbi, ruhu cehennemde azab eken bir
insana mes'ud denilebilir mi? te sen bare beeri byle batan kardn,
yalanc bir cennet iinde cehennem bir azab ektiriyorsun.
Ey beerin nefs-i emmaresi! Bu temsile bak, beeri nereye
sevkettiini bil. Mesel bizim nmzde iki yol var. Birisinden gidiyoruz.
Gryoruz ki, her adm banda bare ciz bir adam bulunur. Zalimler
hcum edip maln, eyasn gasbederek kulbeciini harab ediyorlar,
bazan da yaralyorlar. yle bir tarzda ki, acnacak haline sema alyor.
Nereye baklsa hal bu minval zere gidiyor. O yolda iitilen sesler,
zalimlerin grltleri, mazlumlarn alaylar olduundan umum bir
matem, o yolu kaplyor. nsan, insaniyet cihetiyle gayrn elemiyle
mteellim olduundan, hadsiz bir eleme giriftar oluyor. Halbuki vicdan bu
derece teellme tahamml edemediinden; o yolda giden, iki eyden
birisine mecbur olur. Ya insaniyetten tecerrd edip ve nihayetsiz vaheti
iltizam ederek yle bir kalbi tayacak ki, kendi selmetiyle beraber
umumun helketi onu mteessir etmesin veyahud kalb ve akln
muktezasn ibtal etsin.
Ey sefahet ve dalaletle bozulmu ve sev dininden uzaklam
Avrupa! Deccal gibi birtek gz tayan kr dehan ile ruh-u beere bu
cehennem haleti hediye ettin! Sonra anladn ki: Bu yle ilsz bir illettir
ki, insan a'l-y illiyynden, esfel-i safilne atar. Hayvanatn en bedbaht
derecesine indirir. Bu illete kar bulduun il, muvakkaten ibtal-i his
hizmeti gren cazibedar oyuncaklarn ve uyutucu hevesat ve
fantaziyelerindir. Senin bu ilcn, senin ban yesin ve yiyecek! te beere
atn yol ve verdiin saadet, bu misale benzer.
kinci yol ki: Kur'an- Hakm, hidayetiyle beere hediye etmitir.
yledir: Gryoruz ki o yolun her menzilinde, her meknnda, her
ehrinde bir Sultan- dil'in mstakim askerleri her tarafta bulunuyorlar,
geziyorlar. Arasra o Sultan'n emriyle o askerlerin bir ksmn terhis
ediyorlar. Silhlarn, atlarn ve mr levazmatlarn alyorlar, onlara izin
tezkeresini veriyorlar. O terhis olunan neferler, endan nsiyet ettikleri at
ve silhlarn teslim alnmasndan zahiren mahzun oluyorlar. Fakat hakikat
noktasnda terhisle mferrah olup, Sultan'n ziyaretine ve padiahn
payitahtna dnmesi ve padiah ziyaret etmesi cihetinde gayet memnun
oluyorlar. Bazan terhis memurlar acem bir nefere rastgeliyorlar.
--- sh:(L:117) -----------
Nefer onlar tanmyor. "Silhn teslim et!" diyorlar. Nefer diyor: "Ben
padiahn askeriyim, onun hizmetindeyim; sonra onun yanna gideceim.
Siz neci oluyorsunuz? Eer onun izin ve rzasyla gelmi iseniz, gz ve
ba stne geldiniz, emrini gsteriniz; yoksa ekiliniz, benden uzak
olunuz. Ben tek bamla kalsam, sizler binler dahi olsanz, yine sizinle
deceim. Kendi nefsim iin deil, nki nefsim benim deil, benim
sultanmndr. Belki bendeki nefsim ve silhm, mlikimin emanetidir.
Emaneti muhafaza ve Sultanmn haysiyetini himaye ve izzetini vikaye
iin size ba emeyeceim!
te o ikinci yoldaki medar- srur ve saadet olan binler ahvalden
bu hal bir nmunedir. Sair ahvali sen kyas et. Btn o ikinci yolun
seferinde, tevelldat namnda sevin ve enlikle bir tahidat ve sevkiyat-
askeriye vardr ve vefiyat namnda srur ve muzka ile terhisat- askeriye
grnyorlar. te Kur'an- Hakm beere bu yolu hediye etmitir. Bu
hediyeyi kim tam kabul etse, byle iki cihann saadetine giden bu ikinci
yoldan gider. Ne gemi eyden mahzun ve ne de gelecek eyden havf
eder.
Ey ikinci bozuk Avrupa! Senin rk ve esassz esaslarnn bir
ksm unlardr ki: "En byk melekten en kk semee kadar her bir
zhayat kendi nefsine mliktir ve kendi zt iin alr ve kendi lezzeti iin
abalar. Onun bir hakk- hayat var. Gaye-i himmeti ve hedef-i maksad,
yaamak ve bekasn temin etmektir." diyorsun. Ve Hlk- Kerim'in
kerem dsturlarndan ve erkn- kinatta kemal-i itaatla imtisal edilen
dstur-u teavnle, nebatat hayvanatn imdadna ve hayvanat insanlarn
yardmna komasndan tezahr eden o umum kanunun rahmane,
kerimane cilvelerini cidal zannedip, "Hayat bir cidaldir" diye ahmakane
hkmetmisin. Acaba o dstur-u teavnn cilvesinden olan zerrat-
taamiyenin, kemal-i evk ile beden hceyrelerinin gdalandrlmas iin
komalar nasl cidaldir? Nasl bir arpmaktr? Belki o imdad ve o
komak, Kerim bir Rabb'in emriyle bir teavndr. Hem rk bir esasn:
"Herey kendi nefsine mliktir" diyorsun. Hibir ey kendi nefsine mlik
olmadna kat' bir delil udur ki: Esbabn iinde en erefi ve ihtiyar
noktasnda en geni iradelisi, insandr. Halbuki bu insann dnmek,
sylemek ve yemek gibi en zahir ef'al-i ihtiyariyesinden yz cz'nden
onun dest-i ihtiyarna verilen ve daire-i iktidarna giren yalnz mekuk tek
bir cz'dr. Byle en zahir fiilin yz cz'nden bir cz'ne mlik olmayan,
nasl kendine mliktir denilir? Byle en eref ve ihtiyar en geni, bu
derece hakik tasarruftan ve temellkten eli balanm bulunsa; "Sair
hayvanat ve cemadat kendi kendine mliktir" diyen, hayvandan daha
ziyade hayvan ve cemadattan daha ziyade camid ve uursuz olduunu
--- sh:(L:118) -----------
isbat eder.
Seni bu hataya atp bu vartaya dren, bir gzl dehandr. Yani
hrika, menhus zekndr. O kr dehan ile, hereyin Hlk olan Rabbini
unuttun, mevhum bir tabiata isnad ettin, srn esbaba verdin, o Hlkn
maln btl mabud olan tagutlara taksim ettin. u noktada ve o dehan
nazarnda her zhayat, herbir insan, tek bayla hadsiz a'daya kar
mukavemet etmek ve nihayetsiz hacatn tahsiline abalamak lzm geliyor.
Ve zerre gibi bir iktidar, ince tel gibi bir ihtiyar, zil lem'a gibi bir uur,
abuk sner u'le gibi bir hayat, abuk geer dakika gibi bir mr ile, o
hadsiz a'daya ve hacata kar dayanmaya mecbur oluyor. Halbuki o bare
zhayatn sermayesi, binler matlublarndan birisine kfi gelmiyor.
Musibete giriftar olduu zaman; sar, kr esbabdan baka derdine derman
beklemiyor, ,._;_,.:!......, srrna mazhar oluyor.
Senin karanlkl dehan, nev-i beerin gndzn geceye kalbetmi.
Yalnz o skntl, zulml ve zulmetli geceye sndrmak iin; yalanc,
muvakkat lmbalarla tenvir ettin. O lmbalar srur ile beerin yzne
tebessm etmiyorlar. Belki beerin alanacak ac hallerindeki eblehane
glmesine, o klar mstehziyane glp eleniyor. Herbir zhayat senin
akirdlerin nazarnda zalimlerin hcumuna maruz, miskin birer
musibetzededirler. Dnya bir matemhane-i umumiyedir. Dnyadaki
sadlar lmlerden, elemlerden gelen vaveyllardr. Senden tam ders alan
akirdin, bir firavun olur. Fakat en hasis eye ibadet eden ve menfaat
grd her eyi, kendine rab telakki eden bir firavun-u zelildir. Hem
senin akirdin mtemerriddir. Fakat bir lezzeti iin nihayet zilleti kabul
eden miskin bir mtemerriddir. Hasis bir menfaat iin eytann ayan
per derecede alaklk gsterir. Hem cebbardr fakat kalbinde bir nokta-i
istinad bulamad iin, ztnda gayet ciz bir cebbar- hodfrutur. O
akirdin gaye-i himmeti, hevesat- nefsaniyeyi tatmin ve hamiyet ve
fedakrlk perdesi altnda kendi menfaat- nefsini arayan ve hrs ve
gururunu teskin etmeye alan bir dessastr. Nefsinden baka cidd olarak
hibir eyi sevmiyor. Hereyi nefsine feda ediyor. Amma Kur'ann hlis ve
tam akirdi ise, bir abddir. Fakat a'zam- mahlukata kar da ubudiyete
tenezzl etmez ve Cennet gibi en byk ve a'zam bir menfaati gaye-i
ubudiyet yapmaz bir abd-i azizdir. Hem halim selimdir. Fakat Ftr-
Zlcelalinden bakasna, izni ve emri olmadan tezellle tenezzl etmez bir
halim-i lhimmettir. Hem fakirdir fakat onun Mlik-i Kerim'i ona ileride
iddihar ettii mkfat ile bir fakir-i mstanidir. Hem zaftir fakat kudreti
nihayetsiz olan Seyyidinin kuvvetine istinad eden bir zaf-i kavdir ki,
Kur'an hakik bir akirdine cennet-i ebediyeyi
--- sh:(L:119) -----------
dahi gaye-i maksad yaptrmad halde; bu zil fni dnyay ona gaye-i
maksad hi yapar m? te iki akirdin himmetlerinin ne derece birbirinden
farkl olduunu anla!
Hem felsefe-i sakmenin akirdleriyle Kur'an- Hakm'in
tilmizlerinin hamiyetkrlk ve fedakrlklarn bununla mvazene
edebilirsiniz. yle ki:
Felsefenin akirdi, kendi nefsi iin kardeinden kaar, onun
aleyhinde dava aar. Kur'ann akirdi ise, semavat ve arzdaki umum slih
ibad kendine karde telakki ederek, gayet samim bir surette onlara dua
eder ve saadetleriyle mes'ud oluyor ve ruhunda edid bir alkay onlara
kar hisseder. Hem en byk ey olan Ar ve ems'i, msahhar birer
memur ve kendi gibi bir abd, bir mahluk telakki eder.
Hem iki akirdin ulviyet ve inbisat- ruhlarn bundan kyas et ki:
Kur'an, kendi akirdlerinin ruhuna yle bir inbisat ve ulviyet verir ki;
doksan dokuz taneli tesbihe bedel, doksan dokuz Esma-i lahiyenin
cilvelerini gsteren doksan dokuz lemlerin zerratn, birer tesbih taneleri
olarak akirdlerinin ellerine verir. "Evradlarnz bununla okuyunuz." der.
te Kur'ann tilmizlerinden ah- Geylan, Rufa, azel (R.A.) gibi
akirdleri, virdlerini okuduklar vakit dinle, bak! Ellerinde silsile-i zerrat,
katarat adedlerini, mahlukatn aded-i enfasn tutmular, onunla evradlarn
okuyorlar. Cenab- Hakk' zikir ve tesbih ediyorlar. te Kur'an- Mu'ciz-l
Beyan'n mu'cizane terbiyesine bak ki: Nasl edna bir kederle ve kk bir
gam ile ba dnp sersemleen ve kk bir mikroba malub olan bu
kk insan, terbiye-i Kur'an ile ne kadar teli ediyor. Ve ne derece letaifi
inbisat eder ki: Koca dnya mevcudatn, virdine tesbih olmakta ksa
gryor. Ve Cennet'i zikir ve virdine gaye olmakta az grd halde, kendi
nefsini Cenab- Hakk'n edna bir mahlukunun stnde byk tutmuyor.
Nihayet izzet iinde, nihayet tevazuu cem'ediyor. Felsefe akirdlerinin
buna nisbeten ne derece pest ve aa olduunu kyas edebilirsin.
te felsefe-i sakme-i Avrupaiyeden yek-em olan dehasnn
yanl grd hakikatlar; iki cihana bakan, gayb-aina parlak iki gz ile
iki leme nazar eden, beer iin iki saadete iki eliyle iaret eden hda-y
Kur'an der ki: "Ey insan! Senin elinde bulunan nefis ve maln senin
mlkn deil, belki sana emanettir. O emanetin mliki, hereye kadr,
hereyi bilir bir Rahm-i Kerim'dir. O senin yanndaki mlkn senden
satn almak istiyor. T senin iin muhafaza etsin, zayi' olmasn. leride
mhim bir fiat sana verecek. Sen muvazzaf ve memur bir askersin. Onun
namyla al ve hesabyla amel et. Odur ki, muhta olduun eyleri sana
rzk olarak gnderiyor ve senin tkatn yetmedii eylerden seni muhafaza
eder. Senin u hayatnn gayesi, neticesi; o Mlik'in esmasna ve uunatna
bir mazhariyettir. Sana bir musibet geldii vakit, de:
--- sh:(L:120) -----------
;-,,!..,.!.. Yani: Ben mlikimin hizmetindeyim. Ey
musibet! Eer onun izin ve rzasyla geldin ise, merhaba, safa geldin!
nki elbette bir vakit ona dneceiz ve onun huzuruna gideceiz ve ona
mtakz. Madem herhalde bir zaman bizi hayatn teklifinden zad
edecektir. Haydi ey musibet! O terhis ve o zad etmek, senin elinle olsun,
razym. Eer benim emanet muhafazasnda ve vazifeperverliimi
tecrbe suretinde sana emir ve irade etmi, fakat sana teslim olmaklma
izin ve rzas olmazsa; benim tkatm yettike, emin olmayana Mlikimin
emanetini teslim etmem!" der.
te binden bir nmune olarak, deha-y felsefnin ve hda-y
Kur'annin verdikleri derslerin derecelerine bak. Evet iki tarafn hakikat-
hali sbkan beyan edilen tarz ile gidiyor. Fakat hidayet ve dalalette
insanlarn dereceleri mtefavittir. Gafletin mertebeleri muhteliftir.
Herkes her mertebede bu hakikat tamamyla hissedemez. nki gaflet,
hissi ibtal ediyor. Ve bu zamanda yle bir derecede ibtal-i his etmi ki, bu
elm elemin acsn ehl-i medeniyet hissetmiyorlar. Fakat hassasiyet-i
ilmiyenin tezaydyle ve her gnde otuzbin cenazeyi gsteren mevtin
ikazatyla o gaflet perdesi paralanyor. Ecnebilerin tagutlaryla ve
fnun-u tabiiyeleriyle dalalete gidenlere ve onlar krkrne taklid edip
ittiba edenlere binler nefrin ve teessfler!
Ey bu vatan genleri! Firenkleri taklide almaynz! y,
Avrupa'nn size ettikleri hadsiz zulm ve adavetten sonra, hangi akl ile
onlarn sefahet ve btl efkrlarna ittiba edip emniyet ediyorsunuz? Yok!
Yok! Sefihane taklid edenler, ittiba deil, belki uursuz olarak onlarn
safna iltihak edip kendi kendinizi ve kardelerinizi i'dam ediyorsunuz.
gh olunuz ki, siz ahlkszcasna ittiba ettike, hamiyet davasnda
yalanclk ediyorsunuz!.. nki u surette ittibanz, milliyetinize kar
bir istihfaftr ve millete bir istihzadr!..
,,....!.,.!_!,.,...
ALTINCI NOTA: Ey kfirlerin okluklarndan ve onlarn baz
hakaik-i imaniyenin inkrndaki ittifaklarndan telaa den ve itikadn
bozan bare insan! Bil ki: Kymet ve ehemmiyet, kemmiyette ve aded
okluunda deil. nki insan eer insan olmazsa, eytan bir hayvana
inklab eder. nsan, baz firenkler ve firenk-merebler gibi ihtirasat-
hayvaniyede terakki ettike, daha iddetli bir hayvaniyet mertebesini alr.
Sen gryorsun ki; hayvanatn kemmiyet ve aded itibariyle hadsiz

--- sh:(L:121) -----------
bir okluu varken, ona nisbeten insan gayet az iken, umum enva'-
hayvanat stnde sultan ve halife ve hkim olmutur. te muzr kfirler ve
kfirlerin yolunda giden sefihler, Cenab- Hakk'n hayvanatndan bir nevi
habislerdir ki, Ftr- Hakm onlar dnyann imareti iin halketmitir.
M'min ibadna ettii nimetlerin derecelerini bildirmek iin, onlar bir
vhid-i kyas yapp, akibetinde mstehak olduklar Cehennem'e teslim
eder.
te kffarn ve ehl-i dalaletin bir hakikat- imaniyeyi inkr ve
nefyetmelerinde kuvvet yoktur. nki nefiy srryla ittifaklar kuvvetsizdir.
Bin nefyediciler, birtek hkmndedir. Mesel: Btn stanbul ahalisi,
Ramazann banda ay' grmediinden nefyetse, iki ahidin isbatyla o
cemm-i gafrin nefiy ve ittifak sukut eder. Madem kfrn ve dalaletin
mahiyeti nefiydir ve inkrdr, cehildir ve ademdir, kffarn kesret ile
ittifak ehemmiyetsizdir. Ehl-i hakkn, hak ve sabit ve sbutu isbat olunan
mesail-i imaniyede uhuda istinad eden iki m'minin hkm, hadsiz o ehl-i
dalaletin ittifakna racih olur, galebe eder. Bu hakikatn srr udur ki:
Nefyedenlerin davalar sureten bir iken, mteaddiddir; birbiriyle ittihad
edemez ki kuvvetlensin. sbat edicilerin davalar ittihad ediyor, birbirinden
kuvvet alr. nki gkteki hill-i Ramazan grmeyen der ki: "Benim
nazarmda ay yoktur; benim yanmda grnmyor." Bakas da,
"Nazarmda yoktur" der. Daha bakas da yle der. Herbiri kendi nazarnda
"yoktur" der. Herbirinin nazarlar ayr ayr ve nazara perde olan esbab dahi
ayr ayr olabildii iin, davalar da ayr ayr olur; birbirine kuvvet
veremez. Fakat isbat edenler demiyor ki: "Benim nazarmda ve gzmde
hill var." Belki "Nefs-l emirde, gn yznde hill vardr, grnr" der.
Grenler btn ayn davay ve "nefs-l emirde vardr" der. Demek btn
davalar birdir. Nefyedenlerin nazarlar ayr ayr olduundan, davalar da
ayr ayr olur. Nefs-l emre hkmedemiyorlar. nki nefs-l emirde nefiy
isbat edilmez. nki ihata lzmdr.
.,L.,::.;,,.;.L.!,.-!,
bir kaide-i usldr. Evet bireyi dnyada var desen, yalnz o eyi
gstermek kfi gelir. Eer yok deyip nefyetsen, btn dnyay eleyip
gstermek lzm gelir ki, t o nefiy isbat edilsin.
te bu srra binaen; ehl-i kfrn bir hakikat nefyetmesi ise, bir
mes'eleyi halletmek veyahud dar bir delikten gemek veyahud bir
hendekten atlamak misalindedir ki; bin de, bir de, birdir. nki birbirine
yardmc olamaz. Fakat isbat edenler nefs-l emirde hakikat- hale
baktklar iin, mddealar ittihad ediyor. Kuvvetleri birbirine yardm eder.
Byk bir tan kaldrmasna benzer ki, ne kadar eller yapsa daha ziyade
kaldrmas kolay olur ve birbirinden kuvvet alr.

YEDNC NOTA: Ey mslmanlar dnyaya iddetle tevik eden
ve san'at ve terakkiyat- ecnebiyeye cebr ile sevkeden bedbaht hamiyet-
fru! Dikkat et, bu milletin bazlarnn din ile balandklar rabtalar
kopmasn! Eer byle ahmakane krkrne topuzlarn altnda bazlarn
dinden rabtalar kopsa, o vakit hayat- itimaiyede bir semm-i katil
hkmnde o dinsizler zarar verecekler. nki mrtedin vicdan tamam
bozulduundan, hayat- itimaiyeye zehir olur. Ondandr ki, ilm-i uslde
"Mrtedin hakk- hayat yoktur. Kfir eer zimm olsa veya musalaha
etse, hakk- hayat var" diye usl-i eriatn bir dsturudur. Hem mezheb-i
Hanefiyede, ehl-i zimmeden olan bir kfirin ehadeti makbuldr. Fakat
fsk merdud- ehadettir, nki haindir.
Ey bedbaht fsk adam! Fsklarn kesretine bakp aldanma ve
"Ekseriyetin efkr benimle beraberdir" deme! nki fsk adam, fsk
isteyerek ve bizzt taleb edip girmemi; belki iine dm kamyor.
Hibir fsk yoktur ki, slih olmasn temenni etmesin ve mirini ve
reisini mtedeyyin grmek istemesin. ll ki, el'iyaz billah irtidad ile
vicdan tefessh edip, ylan gibi zehirlemekten lezzet alsn.
Ey divane ba ve bozuk kalb! Zanneder misin ki, "Mslmanlar
dnyay sevmiyorlar veyahud dnmyorlar ki, fakr- hale dmler ve
ikaza muhtatrlar; t ki dnyadan hissesini unutmasnlar." Zannn
yanltr, tahminin hatadr. Belki hrs iddetlenmi, onun iin fakr- hale
dyorlar. nki m'minde hrs, sebeb-i hasarettir ve sefalettir.
,..-,.-_,-!
durub-u emsal hkmne gemitir. Evet insan dnyaya aran ve
sevkeden esbab oktur. Bata nefis ve hevas ve ihtiya ve havass ve
duygular ve eytan ve dnyann sur tatll ve senin gibi kt
arkadalar gibi ok dleri var. Halbuki bki olan hirete ve uzun hayat-
ebediyeye davet eden azdr. Eer sende zerre mikdar bu bare millete
kar hamiyet varsa ve ulvv- himmetten dem vurduun yalan olmazsa,
hayat- bkiyeye yardm eden azlara imdad etmek lzm gelir. Yoksa o az
dleri susturup, oklara yardm etsen eytana arkada olursun.
y zanneder misin; bu milletin fakr- hali, dinden gelen bir zhd
ve terk-i dnyadan gelen bir tenbellikten ne'et ediyor. Bu zanda hata
ediyorsun. Acaba grmyor musun ki, in ve Hind'deki Mecusi ve
Berahime ve Afrika'daki zenciler gibi, Avrupa'nn tasallutu altna giren
milletler bizden daha fakirdirler. Hem grmyor musun ki, zarur kuttan
ziyade mslmanlarn elinde braklmyor. Ya Avrupa kfir zalimleri
veya Asya mnafklar, desiseleriyle ya alar veya gasbediyor. Sizin
cebren byle ehl-i iman mimsiz medeniyete sevketmekteki maksadnz,
--- sh:(L:123) -----------
eer memlekette asayi ve emniyet ve kolayca idare etmek ise, kat'iyyen
biliniz ki; hata ediyorsunuz, yanl yola sevkediyorsunuz. nki itikad
sarslm, ahlk bozulmu yz fskn idaresi ve onlar iinde asayi
temini, binler ehl-i salahatn idaresinden daha mkildir. te bu esaslara
binaen ehl-i slm, dnyaya ve hrsa sevketmeye ve tevik etmeye muhta
deildirler. Terakkiyat ve asayiler, bununla temin edilmez. Belki
mesalerinin tanzimine ve mabeynlerindeki emniyetin tesisine ve teavn
dsturunun teshiline muhtatrlar. Bu ihtiya da, dinin evamir-i
kudsiyesiyle ve takva ve salabet-i diniye ile olur.
SEKZNC NOTA: Ey sa'y ve ameldeki lezzet ve saadeti
bilmeyen tenbel insan! Bil ki:
Cenab- Hak, kemal-i kereminden, hizmetin mkfatn, hizmet
iinde dercetmitir. Amelin cretini, nefs-i amel iine koymutur. te bu
sr iindir ki, mevcudat hatt bir nokta-i nazarda camidat dahi, evamir-i
tekviniye tabir edilen husus vazifelerinde, kemal-i evk ile ve bir eit
lezzet ile evamir-i Rabbaniyeyi imtisal ederler. Ardan, sinekten, tavuktan
tut; t ems ve Kamer'e kadar her ey kemal-i lezzetle vazifesine
alyorlar. Demek hizmetlerinde bir lezzet var ki, akllar olmadndan
akibeti ve neticeleri dnmeden, mkemmel vazifelerini fa ediyorlar.
Eer desen: Zhayatta lezzet kabildir, cemadatta nasl evk ve
lezzet olabilir?
Elcevab: Cemadat kendi hesablarna deil, onlarda tecelli eden
esma-i lahiye hesabna bir eref, bir makam, bir kemal, bir gzellik, bir
intizam isterler, aryorlar. O vazife-i ftriyelerinin imtisalinde, Nur-ul
Envr'n isimlerine birer ma'kes, birer yine hkmne getiinden
tenevvr eder, terakki eder. Mesel: Naslki bir katre su, bir zerrecik cam
paras ztnda ziyasz, ehemmiyetsiz iken, sfi kalbiyle Gne'e yzn
evirse, o vakit o ehemmiyetsiz, ziyasz katre ve cam paras, Gne'in bir
nevi ar olup senin yzne de tebessm eder. te bu misal gibi, zerrat ve
mevcudat, cemal-i mutlak ve kemal-i mutlak sahibi olan Zt- Zlcelal'in
isimlerine vazifeperverlik cihetinde yine olmalaryla, o katre ve zerrecik
ie gibi gayet aa bir dereceden gayet yksek bir derece-i zuhura ve
tenevvre kyorlar. Madem vazife cihetinde gayet nuran ve yksek bir
makam alyorlar; lezzet mmkn ve kabil ise, yani hayat- mmeden
hissedar iseler, gayet lezzet ile o vazifeleri gryorlar, denilebilir.
Vazifede lezzet bulunduuna en zahir bir delil, sen kendi za ve
duygularnn hizmetlerine bak. Herbiri beka-i ahs ve beka-i nev' iin
ettikleri hizmetlerinde ayr ayr lezzetleri var. Nefs-i hizmet, onlara bir
telezzz
--- sh:(L:124) -----------
hkmne geiyor. Hatt hizmeti terketmek, o uzvun bir nevi azabdr.
Hem en zahir bir delil dahi, horoz veya yavrulu tavuk gibi
hayvanatn vazifelerinde gsterdikleri fedakrane ve merdane
vaziyetleridir ki, horoz a olduu halde tavuklar nefsine tercih edip
bulduu rzka onlar arr; yemez, onlara yedirir. Ve bir evk ve iftihar ve
telezzz ile o vazifeyi grd, grnr. Demek o hizmette, yemekten
fazla bir lezzet alr.
Hem kk yavrularna obanlk eden tavuk dahi, yavrularnn
hatr iin ruhunu feda eder, ite atlr. Kendini a brakp onlar doyurur.
Demek o hizmette yle bir lezzet alr ki; alk acsna ve lmek elemine
tereccuh eder, ziyade gelir. Hayvan vlideler yavrularn, kk iken
vazifeleri bulunduundan lezzetle himayeye alr. Byk olduktan sonra
vazife kalkar, lezzet de gider. Yavrusunu dver, elinden taneyi alr. Yalnz,
insan nev'indeki vlidelerin vazifeleri bir derece devam eder. nki
insanlarda za'f u acz itibariyle daima bir nevi ocukluk var, her vakit de
efkate muhtatr. te umum hayvanatn horoz gibi obanlk eden
erkeklerine ve tavuk gibi vlidelerine bak, anla ki; bunlar kendi hesabna
ve kendileri namna, kendi kemalleri iin o vazifeyi grmyorlar. nki
hayatn, vazifede lzm gelse feda ediyorlar. Belki vazifeleri, onlar o
vazife ile tavzif eden ve o vazife iinde rahmetiyle bir lezzet derceden
Mn'im-i Kerim'in hesabna ve Ftr- Zlcelal'in namna gryorlar.
Hem nefs-i hizmette cret bulunduuna bir delil de udur ki:
Nebatat ve ecar, bir evk u lezzeti ihsas eden bir tavr ile Ftr- Zlcelal'in
emirlerini imtisal ediyorlar. nki datt gzel kokular ve mterilerin
nazarn celbedecek znetlerle sslenmeleri ve snblleri ve meyveleri iin
rynceye kadar kendilerini feda etmeleri, ehl-i dikkate gsterir ki:
Onlarn, emr-i lahnin imtisalinden yle bir lezzetleri var ki; nefsini
mahvedip rtyor.
Bak, banda ok st konserveleri tayan Hindistan cevizi ve incir
gibi meyvedar aalar, rahmet hazinesinden lisan- hal ile st gibi en gzel
bir gday ister, alr, meyvelerine yedirir; kendi bir amur yer. Nar aac
sfi bir arab, hazine-i rahmetten alp meyvesine yedirir; kendisi amurlu
ve bulank bir suya kanaat eder.
Hatt hububatta dahi snbllenmek vazifesinde zahir bir itiyak
grnr. Naslki dar bir yerde hapsedilen bir zt, bir bostana, geni bir yere
kmay mtakane ister. yle de: Hububatta, snbllenmek vazifesinde
yle srurlu bir vaziyet, bir itiyak grnyor. te "Snnetullah" tabir
edilen, kinatta cereyan eden bu srl uzun dsturdandr ki: siz, tenbel,
istirahatla yaayan ve rahat deinde uzananlar, ekseriyetle sa'yeden,
alanlardan daha ziyade zahmet ve sknt eker. nki

--- sh:(L:125) -----------
daima isizler mrnden ikayet eder; elence ile abuk gemesini ister.
Sa'yeden ve alan ise; kirdir, hamdeder, mrn gemesini istemez.
,._..-!_.. .!,.,.._.:._..-!_,...!
kll dsturdur. Hem o sr iledir ki: "Rahat, zahmette; zahmet, rahattadr"
cmlesi darb- mesel olmutur. Evet cemadata dikkatle nazar edilse:
Bilkuvve yalnz istidad ve kabiliyet cihetinde nks kalp inkiaf
etmeyenlerin, gayet bir itihad ve sa'y ile inbisat edip bilkuvveden bilfiil
suretine gemesinde, mezkr snnet-i lahiye dsturuyla bir tavr
grnyor. Ve o tavr iaret eder ki: O vazife-i ftriyede bir evk ve o
mes'elede bir lezzet vardr. Eer o camidin umum hayattan hissesi varsa,
evk kendisinin olur; yoksa, o camidi temsil eden, nezaret eden eye aittir.
Hatt bu srra binaen denilebilir: Latif, nazik su incimad emrini ald
vakit, yle iddetli bir evk ile o emre imtisal eder ki, demiri akk eder,
paralar. Demek brudet ve taht-es sfr souun lisanyla az kapal
demir kaptaki suya "Genilen!" emr-i Rabbansini tebliinde, iddet-i evk
ile kabn paralar, demiri bozar, kendisi buz olur. Ve hkeza.. hereyi
buna kyas et ki, gnelerin deveranndan ve seyr seyahatlarndan tut, t
zerrelerin mevlev gibi devretmelerine ve dnmelerine ve ihtizazlarna
kadar kinattaki btn sa'y hareket, kanun-u kader-i lah zerine
cereyan ediyor. Ve dest-i kudret-i lahden sudr eden ve irade ve emir ve
ilmi tazammun eden emr-i tekvin ile zuhur eder. Hatt herbir zerre, herbir
mevcud, herbir zhayat, bir nefer askere benzer ki; orduda muhtelif
dairelerde, o neferin ayr ayr nisbetleri, vazifeleri olduu gibi; herbir
zerre, herbir zhayatn dahi yledir. Mesel: Senin gznde bir zerre,
gzn hceyresinde ve gzde ve asab- vechiyede ve bedenin erayin tabir
edilen damarlarnda, birer nisbeti ve o nisbete gre birer vazifesi ve o
vazifeye gre birer faidesi vardr. Ve hkeza hereyi ona kyas et. Buna
binaen herbir ey, bir Kadr-i Ezel'nin vcub-u vcuduna iki cihetle
ehadet eder:
Biri: Tkatnn binler derece fevkinde vazifeleri grmekteki acz-i
mutlak lisanyla o Kadr'in vcuduna ehadet eder.
kincisi: Herbir ey, nizam- lemi tekil eden dsturlara ve
mvazene-i mevcudat idame eden kanunlara tatbik-i hareket etmekle, o
Alm-i Kadr'e ehadet eder.
nki zerre gibi bir camid, ar gibi kk bir hayvan, Kitab-
Mbin'in mhim ve ince mes'eleleri olan nizam ve mizan bilmez. Camid
bir zerre, ar gibi kk bir hayvan nerede? Semavat tabakalarn bir defter
sahifesi gibi ap, kapayp toplayan Zt- Zlcelal'in elindeki Kitab-
--- sh:(L:126) -----------
Mbin'in mhim ince mes'elelerini okumak nerede? Eer sen divanelik
edip; zerrede, o kitabn ince hurufatn okuyacak kadar bir gz
bulunduunu tevehhm etsen; o vakit o zerrenin ehadetini redde
alabilirsin. Evet Ftr- Hakm, Kitab- Mbin'in dsturlarn gayet
gzel bir surette ve muhtasar bir tarzda ve has bir lezzette ve mahsus bir
ihtiyata icmal edip derceder. Herey yle has bir lezzet ve mahsus bir
ihtiya ile amel etse, o Kitab- Mbin'in dsturlarn bilmeyerek imtisal
eder. Mesel: Hortumlu sivrisinek dnyaya geldii dakikada hanesinden
kar; durmayarak insann yzne hcum eder, uzun assyla vurur, b-
hayat fkrtr, ier. Hcumdan kamakta, erkn- harb gibi meharet
gsterir. Acaba bu kk, tecrbesiz, yeni dnyaya gelen mahluka bu
san'at ve bu fenn-i harbi ve su karmak san'atn kim retmi ve nerede
renmi? Ben, yani bu bare Said itiraf ediyorum ki: Eer ben o
hortumlu sinein yerinde olsaydm; bu san'at, bu kerr u ferr harbini ve su
karmak hizmetini ok uzun dersler ve ok mteaddid tecrbelerle ancak
renebilirdim.
te ilhama mazhar olan ar, rmcek ve yuvasn orap gibi
yapan blbl gibi hayvanat bu sinee kyas et. Hatt nebatat da aynen
hayvanata kyas edebilirsin. Evet Cevvad- Mutlak (Celle Celaluhu), her
ferd-i zhayatn eline lezzet midadyla ve ihtiya mrekkebiyle yazlm
bir tezkereyi vermi. Onunla evamir-i tekviniyenin proramn ve
hizmetlerinin fihristesini tevdi' etmitir. Bak o Hakm-i Zlcelal'e; nasl
Kitab- Mbin'in dsturlarndan ar vazifesine ait mikdarn bir tezkerede
yazm, arnn bandaki sandukaya koymutur. O sandukann anahtar
da, vazifeperver arya has bir lezzettir. Onunla sandukay aar,
proramn okur, emri anlar, hareket eder. _-.!_!,,_-,,
yetinin srrn izhar eder. te eer bu Sekizinci Nota'y tamam iittin ve
tam anladnsa, bir hads-i iman ile .__..-,,-., nin bir
srrn,
...-_,.;.__.;, nin bir hakikatn,
;:,_!,.;..,.,..,....
nun bir dsturunu,
;-,,!,.__,:....,_.!;.-,.
nun bir nktesini anlarsn.
--- sh:(L:127) -----------
DOKUZUNCU NOTA: Bil ki: Nev'-i beerde nbvvet,
beerdeki hayr ve kemaltn fezlekesi ve esasdr. Din-i Hak, saadetin
fihristesidir. man, bir hsn- mnezzeh ve mcerreddir. Madem u
lemde parlak bir hsn, geni ve yksek bir feyiz, zahir bir hak, faik bir
kemal grnyor. Bilbedahe hak ve hakikat, nbvvet iindedir ve
Nebiler elindedir. Dalalet, err ve hasaret; onun muhalifindedir.
Mehasin-i ubudiyetin binlerinden yalnz buna bak ki: Nebi
Aleyhisselm, ubudiyet cihetiyle muvahhidnin kalblerini d ve cuma ve
cemaat namazlarnda ittihad ettiriyor ve dillerini bir kelimede cem'
ediyor. yle bir surette ki: u insan, Mabud-u Ezel'nin azamet-i
hitabna, hadsiz kalblerden ve dillerden kan sesler, dualar, zikirler ile
mukabele ediyor. O sesler, dualar, zikirler birbirine tesand ederek ve
birbirine yardm edip ittifak ederek yle geni bir surette Mabud-u
Ezel'nin uluhiyetine kar bir ubudiyet gsteriyor ki; gya Kre-i Arz
kendisi o zikri sylyor, o duay ediyor ve aktaryla namaz klyor ve
etrafyla semavatn fevkinde izzet ve azametle nzil olan ...!.,
emrini, Kre-i Arz imtisal ediyor. Bu srr- ittihad ile, kinat iinde bir
zerre gibi zaf, kk bir mahluk olan u insan, ubudiyetin azameti
cihetiyle Hlk- Arz ve Semavat'n mahbub bir abdi ve Arz'n halifesi,
sultan ve hayvanatn reisi ve hilkat- kinatn neticesi ve gayesi oluyor.
Evet eer namazlarn arkasnda hususan bayram namazlarnda bir anda
Allah Ekber diyen yzer milyon insanlarn sesleri, lem-i gaybda ittihad
ettikleri gibi, lem-i ehadette dahi birbiriyle ittihad edip itima etse,
Kre-i Arz tamamyla byk bir insan olup, azametine nisbeten byk
bir sad ile syledii Allah Ekber'e msavi geldiinden, o muvahhidnin
ittihad ile bir anda Allah Ekber demeleri, Kre-i Arz'n byk bir
Allah Ekber'i hkmne geiyor. deta bayram namazlarnda lem-i
slmn zikr tesbihiyle zemin zelzele-i kbraya mazhar olup, aktar u
etrafyla Allah Ekber deyip, kblesi olan K'be-i Mkerreme'nin samim
kalbiyle niyet edip, Mekke azyla, Cebel-i Arefe diliyle Allah Ekber
diyerek, o tek kelime etraf- Arz'daki umum m'minlerin maara-misal
azlarndaki havada temessl ediyor. Birtek Allah Ekber kelimesinin
aks-i sadsyla hadsiz Allah Ekber vuku bulduu gibi, o makbul zikir ve
tekbir, semavat dahi nlatp berzah lemlerine de temevvc ederek sad
veriyor. te bu Arz' byle kendine scid ve bid ve ibadna mescid ve
mahluklarna beik ve kendine msebbih ve mkebbir eden Zt-
Zlcelal'e, yerin zerrat adedince hamd ve tesbih ve tekbir edip ve
mevcudat adedince hamd ediyoruz ki;
--- sh:(L:128) -----------
bize bu nevi ubudiyeti ders veren Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm'na mmet eylemi.
ONUNCU NOTA: Bil ey gafil, mevve Said! Cenab- Hakk'n
nur-u marifetine yetimek ve bakmak ve yt ve ahidlerin yinelerinde
cilvelerini grmek ve berahin ve deliller mesamatyla temaa etmek
iktiza ediyor ki; senin stnden geen, kalbine gelen ve aklna grnen
herbir nuru tenkid parmaklaryla yoklama ve tereddd eliyle tenkid etme!
Sana klanan bir nuru tutmak iin elini uzatma; belki gaflet esbabndan
tecerrd et, onlara mteveccih ol, dur. nki ben mahede ettim ki:
Marifetullahn ahidleri, brhanlar eittir.
Bir ksm: Su gibidir; grnr, hissedilir, lkin parmaklarla
tutulmaz. Bu ksmda hayalttan tecerrd etmek, klliyetle ona dalmak
gerektir. Tenkid parmaklaryla tecesss edilmez; edilse akar, kaar. O b-
hayat, parma mekn ittihaz etmez.
kinci ksm: Hava gibidir; hissedilir, fakat ne grnr, ne de
tutulur. Ona kar sen yzn, azn, ruhunla o rahmet nesimine kar
tevecch et, kendini mukabil tut, tenkid elini uzatma, tutamazsn.
Ruhunla teneffs et. Tereddd eliyle baksan, tenkid ile el atsan, o yrr
gider; senin elini mesken ittihaz etmez, ona raz olmaz.
nc ksm ise: Nur gibidir; grnr, fakat ne hissedilir, ne de
tutulur. yle ise kalbinin gzyle, ruhunun nazaryla kendini ona
mukabil tut ve gzn ona tevcih et, bekle; belki kendi kendine gelir.
nki nur; el ile tutulmaz, parmaklar ile avlanmaz, belki o nur ancak
basiret nuruyla avlanr. Eer hars ve madd elini uzatsan ve madd
mizanlarla tartsan, snmese de gizlenir. nki yle nur, maddde hapse
raz olmad gibi, kayda da giremez, kesifi kendine mlik ve seyyid
kabul etmez.
ONBRNC NOTA: Bil ki: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n
ifadesinde ok efkat ve merhamet var. nki muhatablarn ekserisi,
cumhur-u avamdr. Onlarn zihinleri basittir. Nazarlar dahi dakik eyleri
grmediinden, onlarn besatet-i efkrn okamak iin tekrar ile,
semavat ve arzn yzlerine yazlan yetleri tekrar ediyor. O byk
harfleri kolaylkla okutturuyor. Mesel: Semavat ve arzn hilkati ve
semadan yamurun yadrlmas ve arzn dirilmesi gibi bilbedahe okunan
ve grnen yetleri ders veriyor. O huruf-u kebire iinde kk harflerle
yazlan ince yta nazar ndiren evirir, t zahmet ekmesinler. Hem
slb-u Kur'ande yle bir cezalet ve selaset ve ftrlik var ki: Gya
Kur'an bir hfzdr; kudret kalemiyle kinat sahifelerinde yazlan yt
okuyor. Gya Kur'an, kinat kitabnn kraatdr ve nizamatnn tilavetidir
ve
--- sh:(L:129) -----------
Nakka- Ezelsinin uunatn okuyor ve fiillerini yazyor. Bu cezalet-i
beyaniyeyi grmek istersen, hyar ve mdakkik bir kalb ile, Sure-i
Amme ve ,..!,!..,,.!_ yetleri gibi fermanlar dinle!..
ONKNC NOTA: Ey bu Notalar dinleyen dostlarm! Biliniz
ki; ben hilaf- det olarak, gizlemesi lzm gelen Rabbime kar kalbimin
tazarru' ve niyaz ve mnacatn bazan yazdmn sebebi; lm, dilimi
susturduu zamanlarda, dilime bedel kitabmn sylemesinin kabuln
rahmet-i lahiyeden rica etmektir. Evet ksa bir mrde, hadsiz
gnahlarma keffaret olacak, muvakkat lisanmn tvbe ve nedametleri
kfi gelmiyor. Sabit ve bir derece daim olan kitabn lisan daha ziyade o
ie yarar. te on sene (Haiye) evvel, dadaal bir frtna-i ruhiye
neticesinde, Eski Said'in glmeleri, Yeni Said'in alamalarna inklab
edecei hengmda; genliin gaflet uykusundan ihtiyarlk sabahyla
uyandm bir anda, u mnacat ve niyaz Arab yazlmtr. Bir ksmnn
Trke meali udur ki:
Ey Rabb-i Rahmim ve ey Hlk- Kerimim! Benim s'-i
ihtiyarmla mrm ve genliim zayi' olup gitti. Ve o mr ve genliin
meyvelerinden elimde kalan, elem verici gnahlar, zillet verici elemler,
dalalet verici vesveseler kalmtr. Ve bu ar yk ve hastalkl kalb ve
hacaletli yzmle kabre yaknlayorum. Bilmahede gre gre gayet
sr'atle, saa ve sola inhiraf etmeyerek, ihtiyarsz bir tarzda, vefat eden
ahbab ve akran ve akaribim gibi kabir kapsna yanayorum. O kabir, bu
dr- fniden firak- ebed ile ebed-l bd yolunda kurulmu, alm
evvelki menzil ve birinci kapdr. Ve bu balandm ve meftun olduum
u dr- dnya da, kat' bir yakn ile anladm ki; hliktir gider ve fnidir
lr. Ve bilmahede iindeki mevcudat dahi, birbiri arkasndan kafile
kafile gp gider, kaybolur. Hususan benim gibi nefs-i emmareyi
tayanlara u dnya ok gaddardr, mekkrdr. Bir lezzet verse, bin elem
takar ektirir. Bir zm yedirse, yz tokat vurur.
Ey Rabb-i Rahmim ve ey Hlk- Kerimim!
,,,_srryla ben imdiden gryorum ki: Yakn bir zamanda
ben kefenimi giydim, tabutuma bindim, dostlarmla veda eyledim.
Kabrime tevecch edip giderken, senin dergh- rahmetinde, cenazemin
lisan- haliyle, ruhumun lisan- kaliyle bararak derim: El-Aman el-
Aman! Y Hannan! Y Mennan! Beni gnahlarmn hacaletinden kurtar!
te kabrimin bana ulatm, boynuma kefenimi takp kabrimin banda
uzanan cismimin
(Haiye): Bu risalenin te'lifinden on sene evvel.
zerine durdum. Bam dergh- rahmetine kaldrp btn kuvvetimle
feryad edip nida ediyorum: El-Aman el-Aman! Y Hannan! Y Mennan!
Beni gnahlarmn ar yklerinden halas eyle! te kabrime girdim,
kefenime sarldm. Teyi'ciler beni brakp gittiler. Senin afv rahmetini
intizar ediyorum. Ve bilmahede grdm ki: Senden baka melce' ve
mence' yok. Gnahlarn irkin yznden ve masiyetin vahi eklinden ve
o meknn darlndan btn kuvvetimle nida edip diyorum: El-Aman,
el-Aman! Y Rahman! Y Hannan! Y Mennan! Y Deyyan! Beni irkin
gnahlarmn arkadalklarndan kurtar, yerimi genilettir. lah! Senin
rahmetin melceimdir ve Rahmeten lil-lemn olan Habib'in senin
rahmetine yetimek iin vesilemdir. Senden ekva deil, belki nefsimi ve
halimi sana ekva ediyorum. Ey Hlk- Kerimim ve ey Rabb- Rahmim!
Senin Said ismindeki mahlukun ve masnuun ve abdin hem si, hem ciz,
hem gafil, hem cahil, hem all, hem zelil, hem msi', hem msinn, hem
ak, hem seyyidinden kam bir kle olduu halde, krk sene sonra
nedamet edip senin derghna avdet etmek istiyor. Senin rahmetine iltica
ediyor. Hadsiz gnah ve hatiatlarn itiraf ediyor. Evham ve trl trl
illetlerle mbtela olmu. Sana tazarru' ve niyaz eder. Eer kemal-i
rahmetinle onu kabul etsen, mafiret edip rahmet etsen; zten o senin
nndr. nki Erhamrrhimnsin. Eer kabul etmezsen, senin
kapndan baka hangi kapya gideyim? Hangi kap var? Senden baka
Rab yok ki, derghna gidilsin. Senden baka hak Mabud yoktur ki, ona
iltica edilsin!.."
,,,.,..!_,:!,-,! ,,;:.-,,.;!;
;!;;.,,,.!_ ,.,-;_,:!
,..,,.._!.- _.,.,..-. ;.,,
ONNC NOTA: Medar- iltibas olmu olan be mes'eledir.
Birincisi: Tark- hakta alan ve mcahede edenler, yalnz kendi
vazifelerini dnmek lzm gelirken, Cenab- Hakk'a ait vazifeyi
dnp, harektn ona bina ederek hataya derler. Edeb-d Din Ve-d
Dnya Risalesi'nde vardr ki: Bir zaman eytan, Hazret-i sa
Aleyhisselm'a itiraz edip demi ki: "Madem ecel ve herey kader-i lah
iledir; sen kendini bu yksek yerden at, bak nasl leceksin." Hazret-i sa
Aleyhisselm demi ki:
,,,.-;.,-.!_,!,..,.,,.-;.! ;Yani: "Cenab-
Hak abdini tecrbe eder ve der ki: Sen byle yapsan sana byle yaparm,
greyim seni yapabilir misin? diye tecrbe eder. Fakat
--- sh:(L:131) -----------
abdin hakk yok ve haddi deil ki, Cenab- Hakk' tecrbe etsin ve desin:
Ben byle ilesem, sen byle iler misin? diye tecrbevari bir surette
Cenab- Hakk'n rububiyetine kar imtihan tarz s'-i edebdir, ubudiyete
mnafdir."
Madem hakikat budur, insan kendi vazifesini yapp Cenab-
Hakk'n vazifesine karmamal.
Mehurdur ki: Bir zaman slm kahramanlarndan ve Cengiz'in
ordusunu mteaddid defa malub eden Celaleddin-i Harzemah harbe
giderken, vzeras ve etba ona demiler: "Sen muzaffer olacaksn,
Cenab- Hak seni galib edecek." O demi: "Ben Allah'n emriyle, cihad
yolunda hareket etmeye vazifedarm, Cenab- Hakk'n vazifesine
karmam; muzaffer etmek veya malub etmek onun vazifesidir." te o
zt bu srr- teslimiyeti anlamasyla, hrika bir surette ok defa muzaffer
olmutur.
Evet insann elindeki cz'-i ihtiyar ile iledikleri ef'allerinde,
Cenab- Hakk'a ait netaici dnmemek gerektir. Mesel:
Kardelerimizden bir ksm ztlar, halklarn Risale-i Nur'a iltihaklar
evklerini ziyadeletiriyor, gayrete getiriyor. Dinlemedikleri vakit
zaflerin kuvve-i maneviyeleri krlyor, evkleri bir derece snyor.
Halbuki stad- Mutlak, Mukteda-y Kll, Rehber-i Ekmel olan Resul-i
Ekrem Aleyhissalt Vesselm, _,!;,.,!_...., olan
ferman- lahyi kendine rehber-i mutlak ederek, insanlarn ekilmesiyle
ve dinlememesiyle daha ziyade sa'y gayret ve ciddiyetle tebli etmi.
nki ..:_._.,_:!,,,,-_._.,;,.
srryla anlam ki: nsanlara dinlettirmek ve hidayet vermek, Cenab-
Hakk'n vazifesidir. Cenab- Hakk'n vazifesine karmazd.
yle ise; ite ey kardelerim! Siz de, size ait olmayan vazifeye
harektnz bina etmekle karmaynz ve Hlknza kar tecrbe
vaziyetini almaynz!
kinci Mes'ele: Ubudiyet, emr-i lahye ve rza-y lahye bakar.
Ubudiyetin dsi emr-i lah ve neticesi rza-y Hak'tr. Semerat ve
fevaidi, uhreviyedir. Fakat ille-i gaiye olmamak, hem kasden
istenilmemek artyla, dnyaya ait faideler ve kendi kendine terettb
eden ve istenilmeyerek verilen semereler, ubudiyete mnaf olmaz. Belki
zafler iin mevvik ve mreccih hkmne geerler. Eer o dnyaya ait
faideler ve

--- sh:(L:132) -----------
menfaatlar; o ubudiyete, o virde veya o zikre illet veya illetin bir cz'
olsa; o ubudiyeti ksmen ibtal eder. Belki o hasiyetli virdi akm brakr,
netice vermez. te bu srr anlamayanlar, mesel yz hasiyeti ve faidesi
bulunan Evrad- Kudsiye-i ah- Nakibend'yi veya bin hasiyeti bulunan
Ceven-l Kebir'i, o faidelerin bazlarn maksud-u bizzt niyet ederek
okuyorlar. O faideleri gremiyorlar ve gremeyecekler ve grmeye de
haklar yoktur. nki o faideler, o evradlarn illeti olamaz ve ondan,
onlar kasden ve bizzt istenilmeyecek. nki onlar fazl bir surette, o
hlis virde talebsiz terettb eder. Onlar niyet etse, ihlas bir derece
bozulur. Belki ubudiyetten kar ve kymetten der. Yalnz bu kadar var
ki; byle hasiyetli evrad okumak iin zaf insanlar bir mevvik ve
mreccihe muhtatrlar. O faideleri dnp, evke gelip; evrad srf rza-
y lah iin, hiret iin okusa zarar vermez. Hem de makbuldr. Bu
hikmet anlalmadndan; oklar, aktabdan ve selef-i slihnden merv
olan faideleri grmediklerinden bheye der, hatt inkr da eder.
nc Mes'ele:
.,.,,.-.,!,..-.,._.!_.
Yani: "Ne mutlu o adama ki, kendini bilip haddinden tecavz etmez."
Nasl bir zerre camdan, bir katre sudan, bir havuzdan, denizden,
kamerden seyyarelere kadar gnein cilveleri var. Herbirisi kabiliyetine
gre gnein aksini, misalini tutuyor ve haddini biliyor. Bir katre su,
kendi kabiliyetine gre "Gne'in bir aksi bende vardr" der. Fakat "Ben
de deniz gibi bir yineyim" diyemez. yle de: Esma-i lahiyenin
cilvesinin tenevvne gre, makamat- evliyada yle meratib var. Esma-i
lahiyenin herbirisinin bir gne gibi kalbden Ar'a kadar cilveleri var.
Kalb de bir Ar'tr, fakat "Ben de Ar gibiyim" diyemez. te ubudiyetin
esas olan, acz ve fakr ve kusur ve naksn bilmek ve niyaz ile dergh-
uluhiyete kar secde etmeye bedel, naz ve fahr suretinde gidenler;
zerrecik kalbini Ar'a msavi tutar. Katre gibi makamn, deniz gibi
evliyann makamatyla iltibas eder. Kendini o byk makamata
yaktrmak ve o makamda kendini muhafaza etmek iin tasannuata,
tekellfata, manasz hodfrulua ve birok mkilta der.
Elhasl: Hadste vardr ki:
;...-!;;.!.-!,.,;.!.-!;_..!,.
,,L.,L-_..;..-.!,;..-.!;;...-!,.,

--- sh:(L:133) -----------
Yani: Medar- necat ve halas, yalnz ihlastr. hlas kazanmak ok
mhimdir. Bir zerre ihlasl amel, batmanlarla hlis olmayana
mreccahtr. hlas kazandran harektndaki sebebi, srf bir emr-i lah ve
neticesi rza-y lah olduunu dnmeli ve vazife-i lahiyeye
karmamal. Hereyde bir ihlas var. Hatt muhabbetin de ihlas ile bir
zerresi, batmanlarla resm ve cretli muhabbete tereccuh eder. te bir zt
bu ihlasl muhabbeti byle tabir etmi:
,,.._-,_,-..,,-!_.._..,!.....,
Yani: "Ben muhabbet zerine bir rvet, bir cret, bir mukabele, bir
mkfat istemiyorum. nki mukabilinde bir mkfat, bir sevab istenilen
muhabbet zaftir, devamszdr." Hatt hlis muhabbet, ftrat- insaniyede
ve umum vlidelerde dercedilmitir. te bu hlis muhabbete tam
manasyla vlidelerin efkatleri mazhardr. Vlideler o srr- efkat ile,
evldlarna kar muhabbetlerine bir mkfat, bir rvet istemediklerine
ve taleb etmediklerine delil; ruhunu, belki saadet-i uhreviyesini de onlar
iin feda etmeleridir. Tavuun btn sermayesi kendi hayat iken,
yavrusunu itin azndan kurtarmak iin -Hsrev'in mahedesiyle-
kafasn ite kaptrr.
Drdnc Mes'ele: Esbab- zahiriye eliyle gelen nimetleri, o
esbab hesabna almamak gerektir. Eer o sebeb ihtiyar sahibi deilse -
mesel hayvan ve aa gibi- dorudan doruya Cenab- Hak hesabna
verir. Madem o, lisan- hal ile Bismillah der, sana verir. Sen de Allah
hesabna olarak Bismillah de, al. Eer o sebeb ihtiyar sahibi ise; o
Bismillah demeli, sonra ondan al, yoksa alma. nki
,..,.,.,!.....;, yetinin mana-y sarihinden
baka bir mana-y iarsi udur ki: "Mn'im-i Hakik'yi hatra getirmeyen
ve onun namyla verilmeyen nimeti yemeyiniz!" demektir. O halde hem
veren Bismillah demeli, hem alan Bismillah demeli. Eer o Bismillah
demiyor fakat sen de almaya muhta isen; sen Bismillah de, onun ba
stnde rahmet-i lahiyenin elini gr, kr ile p, ondan al. Yani
nimetten in'ama bak, in'amdan Mn'im-i Hakik'yi dn. Bu dnmek
bir krdr. Sonra o zahir vastaya istersen dua et. nki o nimet onun
eliyle size gnderildi.
Esbab- zahiriyeyi peresti edenleri aldatan; iki eyin beraber
gelmesi veya bulunmasdr ki, "iktiran" tabir edilir, birbirine illet
zannetmeleridir. Hem bir eyin ademi, bir nimetin madum olmasna illet
olduundan,
--- sh:(L:134) -----------
tevehhm eder ki: O eyin vcudu dahi, o nimetin vcuduna illettir.
krn, minnetdarln o eye verir, hataya der. nki bir nimetin
vcudu, o nimetin umum mukaddematna ve eraitine terettb eder.
Halbuki o nimetin ademi, birtek artn ademiyle oluyor. Mesel: Bir
baheyi sulayan cetvelin deliini amayan adam, o bahenin kurumasna
ve o nimetlerin ademine sebeb ve illet oluyor. Fakat o bahenin
nimetlerinin vcudu, o adamn hizmetinden baka, yzer eraitin vcuduna
tevakkufla beraber, illet-i hakik olan kudret ve irade-i Rabbaniye ile
vcuda gelir. te bu malatann ne kadar hatas zahir olduunu anla ve
esbab-perestlerin ne kadar hata ettiklerini bil!
Evet iktiran ayrdr, illet ayrdr. Bir nimet sana geliyor; fakat bir
insann sana kar ihsan niyeti, o nimete mukarin olmu; fakat illet
olmam. llet, rahmet-i lahiyedir. Evet o adam ihsan etmeyi niyet
etmeseydi, o nimet sana gelmezdi. Nimetin ademine illet olurdu. Fakat
mezkr kaideye binaen; o meyl-i ihsan, o nimete illet olamaz. Ancak yzer
eraitin bir art olabilir. Mesel: Risale-i Nur'un akirdleri iinde Cenab-
Hakk'n nimetlerine mazhar baz ztlar (Hsrev, Re'fet gibi), iktiran illetle
iltibas etmiler; stadna fazla minnetdarlk gsteriyorlard. Halbuki
Cenab- Hak onlara ders-i Kur'ande verdii nimet-i istifade ile,
stadlarna ihsan ettii nimet-i ifadeyi beraber klm, mukarenet vermi.
Onlar derler ki: "Eer stadmz buraya gelmeseydi, biz bu dersi
alamazdk. yle ise onun ifadesi, istifademize illettir." Ben de derim: "Ey
kardelerim! Cenab- Hakk'n bana da sizlere de ettii nimet beraber
gelmi, iki nimetin illeti de rahmet-i lahiyedir. Ben de sizin gibi iktiran
illetle iltibas ederek, bir vakit Risale-i Nur'un sizler gibi elmas kalemli
yzer akirdlerine ok minnetdarlk hissediyordum. Ve diyordum ki:
Bunlar olmasayd, benim gibi yarm mmi bir bare nasl hizmet edecekti?
Sonra anladm ki, sizlere kalem vastasyla olan kudsi nimetten sonra, bana
da bu hizmete muvaffakyet ihsan etmi. Birbirine iktiran etmi, birbirinin
illeti olamaz. Ben size teekkr deil, belki sizi tebrik ediyorum. Siz de
bana minnetdarla bedel, dua ve tebrik ediniz."
Bu drdnc mes'elede, gafletin ne kadar dereceleri bulunduu
anlalr.
Beinci Mes'ele: Naslki bir cemaatn mal bir adama verilse zulm
olur. Veya cemaata ait vakflar bir adam zabtetse zulmeder. yle de:
Cemaatn sa'yleriyle hasl olan bir neticeyi veya cemaatn haseneleriyle
terettb eden bir erefi, bir fazileti, o cemaatn reisine veya stadna
vermek; hem cemaata, hem de o stad veya reise zulmdr. nki
enaniyeti okar, gurura sevkeder. Kendini kapc iken, padiah zannettirir.
Hem kendi nefsine de zulmeder. Belki bir nevi irk-i hafye yol aar. Evet

--- sh:(L:135) -----------
bir kal'ay fetheden bir taburun ganmetini ve muzafferiyet ve erefini,
binbas alamaz. Evet stad ve mrid, masdar ve menba telakki
edilmemek gerektir. Belki mazhar ve ma'kes olduklarn bilmek lzmdr.
Mesel: Hararet ve ziya, sana bir yine vastasyla gelir. Senden Gne'e
kar minnetdar olmaya bedel, yineyi masdar telakki edip, Gne'i
unutup, ona minnetdar olmak, divaneliktir. Evet yine muhafaza
edilmeli, nki mazhardr. te mridin ruhu ve kalbi bir yinedir.
Cenab- Hak'tan gelen feyze ma'kes olur, mridine aksedilmesine de
vesile olur. Vesilelikten fazla feyiz noktasnda makam verilmemek
lzmdr. Hatt baz olur ki, masdar telakki edilen bir stad, ne
mazhardr, ne masdardr. Belki mridinin safvet-i ihlasyla ve kuvvet-i
irtibatyla ve ona hasr- nazar ile o mrid baka yolda ald fyuzat,
stadnn mir'at- ruhundan gelmi gryor. Naslki baz adam,
manyetizma vastasyla bir cama dikkat ede ede lem-i misale kar
hayalinde bir pencere alr. O yinede ok garaibi mahede eder.
Halbuki yinede deil, belki yineye olan dikkat-i nazar vastasyla
yinenin haricinde hayaline bir pencere alm gryor. Onun iindir ki,
bazan nks bir eyhin hlis mridi, eyhinden daha ziyade kmil olabilir
ve dner eyhini irad eder ve eyhinin eyhi olur.
ONDRDNC NOTA: Tevhide dair drt kk remizdir.
Birinci Remiz: Ey esbabperest insan! Acaba garib cevherlerden
yaplm bir acib kasr grsen ki, yaplyor. Onun binasnda sarfedilen
cevherlerin bir ksm yalnz in'de bulunuyor. Dier ksm Endls'te, bir
ksm Yemen'de, bir ksm Sibirya'dan baka yerde bulunmuyor. Binann
yaplmas zamannda ayn gnde ark, imal, garb, cenubdan o cevherli
talar kolaylkla celbolup yapldn grsen; hi bhen kalr m ki; o
kasr yapan usta, btn Kre-i Arz'a hkmeden bir hkim-i
mu'cizekrdr.
te herbir hayvan, yle bir kasr- lahdir. Hususan insan, o
kasrlarn en gzeli ve o saraylarn en acibidir. Ve bu insan denilen
sarayn cevherleri; bir ksm lem-i ervahtan, bir ksm lem-i misalden
ve Levh-i Mahfuz'dan ve dier bir ksm da hava leminden, nur
leminden, anasr leminden geldii gibi; hacat ebede uzanm, emelleri
semavat ve arzn aktarnda intiar etmi, rabtalar, alkalar dnya ve
hiret edvarnda dalm bir saray- acib ve bir kasr- garibdir.
te ey kendini insan zanneden insan! Madem mahiyetin byledir;
seni yapan ancak o zt olabilir ki: Dnya ve hiret birer menzil, arz ve
sema birer sahife, ezel ve ebed dn ve yarn hkmnde olarak tasarruf
eden bir zt olabilir. yle ise insann mabudu ve melcei ve halaskr o
olabilir ki; arz ve semaya hkmeder, dnya ve ukba dizginlerine mliktir.
--- sh:(L:136) -----------
kinci Remiz: Baz eblehler var ki, gnei tanmadklar iin, bir
yinede gnei grse, yineyi sevmeye balar. edid bir his ile onun
muhafazasna alr. T ki iindeki gnei kaybolmasn. Ne vakit o
ebleh; gne, yinenin lmesiyle lmediini ve krlmasyla fena
bulmadn derketse, btn muhabbetini gkteki gnee evirir. O vakit
anlar ki, yinede grlen gne; yineye tbi deil, bekas ona
mtevakkf deil.. belki gnetir ki, o yineyi o tarzda tutuyor ve onun
parlamasna ve nuruna meded veriyor. Gnein bekas onunla deil; belki
yinenin hayatdar parlamasnn bekas, gnein cilvesine tbidir.
Ey insan! Senin kalbin ve hviyet ve mahiyetin, bir yinedir.
Senin ftratnda ve kalbinde bulunan edid bir muhabbet-i beka, o yine
iin deil ve o kalbin ve mahiyetin iin deil.. belki o yinede istidada
gre cilvesi bulunan Bki-i Zlcelal'in cilvesine kar muhabbetindir ki,
belhet yznden o muhabbetin yz baka yere dnm. Madem
yledir. "Ya Bki Ente-l Bki" de. Yani madem sen varsn ve bkisin;
fena ve adem ne isterse bize yapsn, ehemmiyeti yok!..
nc Remiz: Ey insan! Ftr- Hakm'in senin mahiyetine
koyduu en garib bir halet udur ki: Bazan dnyaya yerleemiyorsun.
Zindanda boaz sklm adam gibi "of, of" deyip dnyadan daha geni
bir yer istediin halde, bir zerrecik bir i, bir hatra, bir dakika iine girip
yerleiyorsun. Koca dnyaya yerleemeyen kalb ve fikrin, o zerrecikte
yerleir. En iddetli hissiyatnla o dakikack, o hatrackta dolayorsun.
Hem senin mahiyetine yle manev cihazat ve latifeler vermi ki;
bazlar dnyay yutsa tok olmaz. Bazlar bir zerreyi kendinde
yerletiremiyor. Ba, bir batman ta kaldrd halde; gz, bir sa
kaldramad gibi; o latife, bir sa kadar bir skleti, yani gaflet ve
dalaletten gelen kk bir halete dayanamyor. Hatt bazan sner ve lr.
Madem yledir; hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir
kelime, bir dane, bir lem'a, bir iarette, bir pmekte batma! Dnyay
yutan byk letaiflerini onda batrma. nki ok kk eyler var, ok
bykleri bir cihette yutar. Nasl kk bir cam parasnda; gk,
yldzlaryla beraber iine girip garkoluyor. Hardal gibi kk kuvve-i
hfzanda, senin sahife-i a'malin ekseri ve sahaif-i mrn alebi iine
girdii gibi; ok cz' kk eyler var, yle byk eyay bir cihette
yutar, istiab eder.
Drdnc Remiz: Ey dnyaperest insan! ok geni tasavvur
ettiin senin dnyan, dar bir kabir hkmndedir. Fakat, o dar kabir gibi
menzilin duvarlar ieden olduu iin birbiri iinde in'ikas edip gz
grnceye kadar geniliyor. Kabir gibi dar iken, bir ehir kadar geni
grnr.
--- sh:(L:137) -----------
nki o dnyann sa duvar olan gemi zaman ve sol duvar olan
gelecek zaman, ikisi madum ve gayr- mevcud olduklar halde, birbiri
iinde in'ikas edip gayet ksa ve dar olan hazr zamann kanadlarn
aarlar. Hakikat hayale karr, madum bir dnyay mevcud zannedersin.
Nasl bir hat, sr'at-i hareketle bir sath gibi geni grnrken, hakikat-
vcudu ince bir hat olduu gibi; senin de dnyan hakikata dar, fakat
senin gaflet ve vehm hayalinle duvarlar ok genilemi. O dar
dnyada, bir musibetin tahrikiyle kmldansan, ban ok uzak
zannettiin duvara arparsn. Bandaki hayali uurur, uykunu karr. O
vakit grrsn ki: O geni dnyan; kabirden daha dar, kprden daha
msaadesiz. Senin zamann ve mrn, berkten daha abuk geer; hayatn,
aydan daha sr'atli akar.
Madem dnya hayat ve cisman yaay ve hayvan hayat
byledir; hayvaniyetten k, cismaniyeti brak, kalb ve ruhun derece-i
hayatna gir. Tevehhm ettiin geni dnyadan daha geni bir daire-i
hayat, bir lem-i nur bulursun. te o lemin anahtar, marifetullah ve
vahdaniyet srlarn ifade eden "L lahe llallah" kelime-i kudsiyesiyle
kalbi sylettirmek, ruhu ilettirmektir.
ONBENC NOTA: mes'eledir.
Birinci Mes'ele: sm-i Hafz'in tecelli-i etemmine iaret eden
.,,.,.,...._.-_.,.,,,-.,.,...._.-_.
yetidir. Kur'an- Hakm'in bu hakikatna delil istersen, Kitab- Mbin'in
mistar stnde yazlan u kinat kitabnn sahifelerine baksan, ism-i
Hafz'in cilve-i a'zamn ve bu yet-i kerimenin bir hakikat- kbrasnn
naziresini ok cihetlerle grebilirsin. Ezcmle: Aa, iek ve otlarn
muhtelif tohumlarndan bir kabza al. O muhtelif ve birbirine muhalif
tohumlarn cinsleri birbirinden ayr, nevileri birbirinden baka olan iek
ve aa ve otlarn sandukalar hkmnde olan o kabzay karanlkta ve
karanlk ve basit ve camid bir toprak iinde defnet, serp. Sonra mizansz
ve eyay farketmeyen ve nereye yzn evirsen oraya giden basit su ile
sula. Sonra senev harin meydan olan bahar mevsiminde gel, bak!
srafil-vari melek-i ra'd; baharda nefh-i sur nev'inden yamura barmas,
yer altnda defnedilen ekirdeklere nefh-i ruhla mjdelemesi zamanna
dikkat et ki, o nihayet derece kark ve karm ve birbirine benzeyen o
tohumcuklar, ism-i Hafz'in tecellisi altnda kemal-i imtisal ile hatasz
olarak Ftr- Hakm'den gelen evamir-i tekviniyeyi imtisal ediyorlar. Ve
yle tevfik-i hareket ediyorlar ki; onlarn o hareketlerinde


--- sh:(L:138) -----------
bir uur, bir basiret, bir kasd, bir irade, bir ilim, bir kemal, bir hikmet
parlad grnyor. nki gryorsun ki; o birbirine benzeyen
tohumcuklar, birbirinden temayz ediyor, ayrlyor. Mesel bu tohumcuk,
bir incir aac oldu. Ftr- Hakm'in nimetlerini balarmz stnde nere
balad. Serpiyor, dallarnn elleri ile bizlere uzatyor. te bu, ona sureten
benzeyen bu iki tohumcuk ise, gn k namndaki iek ile, herca
meneke gibi iekleri verdi. Bizler iin sslendi. Yzmze glyorlar,
kendilerini bizlere sevdiriyorlar. Daha buradaki bir ksm tohumcuklar,
bu gzel meyveleri verdi ve snbl ve aa oldular. Gzel tad ve koku ve
ekilleri ile itihamz ap, kendi nefislerine bizim nefislerimizi davet
ediyorlar ve kendilerini mterilerine feda ediyorlar. T nebat hayat
mertebesinden, hayvan hayat mertebesine terakki etsinler. Ve hkeza..
kyas et. yle bir surette o tohumcuklar inkiaf ettiler ki, o tek kabza,
muhtelif aalarla ve mtenevvi ieklerle dolu bir bahe hkmne geti.
inde hibir galat, kusur yok. ,L_._,_,.,!_,.
srrn gsterir. Herbir tohum, ism-i Hafz'in cilvesiyle ve ihsanyla ona
pederinin ve aslnn malndan verdii irsiyeti; iltibassz, noksansz
muhafaza edip gsteriyor. te bu hadsiz hrika muhafazay yapan Zt-
Hafz, kyamet ve hairde hafziyetin tecelli-i ekberini gstereceine kat'
bir iarettir. Evet bu ehemmiyetsiz, zil, fni tavrlarda bu derece
kusursuz, galatsz hafziyet cilvesi bir hccet-i katadr ki; ebed tesiri ve
azm ehemmiyeti bulunan emanet-i kbra hamelesi ve arzn halifesi olan
insanlarn ef'al ve sr ve akvalleri ve hasenat ve seyyiatlar, kemal-i
dikkatle muhafaza edilir ve muhasebesi grlecek. y bu insan
zanneder mi ki, ba bo kalacak? H!.. Belki insan, ebede meb'ustur ve
saadet-i ebediyeye ve ekavet-i daimeye namzeddir. Kk-byk, az-
ok her amelinden muhasebe grecek. Ya taltif veya tokat yiyecek. te
hafziyetin cilve-i kbrasna ve mezkr yetin hakikatna ahidler hadd
hesaba gelmez. Bu mes'eledeki gsterdiimiz ahid; denizden bir katre,
dadan bir zerredir.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *
Onsekizinci Lem'a
Teksir Lem'alar ve Sikke-i Tasdik-i Gayb mecmuasnda
neredilmitir.
--- sh:(L:139) -----------

Ondokuzuncu Lem'a
ktisad Risalesi

(ktisad ve kanaate, israf ve tebzire dairdir.)

_
,.;,,,.
u yet-i kerime, iktisada kat' emir ve israftan nehy-i sarih
suretinde gayet mhim bir ders-i hikmet veriyor. u mes'elede "Yedi
Nkte" var.
BRNC NKTE: Hlk- Rahm, nev-i beere verdii
nimetlerin mukabilinde kr istiyor. sraf ise kre zddr, nimete kar
hasaretli bir istihfaftr. ktisad ise, nimete kar ticaretli bir ihtiramdr.
Evet iktisad hem bir kr- manev, hem nimetlerdeki rahmet-i lahiyeye
kar bir hrmet, hem kat' bir surette sebeb-i bereket, hem bedene perhiz
gibi bir medar- shhat, hem manev dilencilik zilletinden kurtaracak bir
sebeb-i izzet, hem nimet iindeki lezzeti hissetmesine ve zahiren
lezzetsiz grnen nimetlerdeki lezzeti tatmasna kuvvetli bir sebebdir.
sraf ise, mezkr hikmetlere muhalif olduundan, vahim neticeleri vardr.
KNC NKTE: Ftr- Hakm, insann vcudunu mkemmel
bir saray suretinde ve muntazam bir ehir misalinde yaratm. Azdaki
kuvve-i zaikay bir kapc, a'sab ve damarlar telefon ve telgraf telleri gibi
(kuvve-i zaika ile, merkez-i vcuddaki mide ile bir medar-
muhabereleridir) ki; aza gelen maddeyi o damarlarla haber verir.
Bedene, mideye lzumu yoksa "Yasaktr!" der, dar atar. Bazan da
bedene menfaat olmamakla beraber zararl ve ac ise; hemen dar atar,
yzne tkrr.


--- sh:(L:140) -----------
te madem azdaki kuvve-i zaika bir kapcdr; mide, cesedin
idaresi noktasnda bir efendi ve bir hkimdir. O saraya veyahut o ehre
gelen ve sarayn hkimine verilen hediyenin yz derece kymeti varsa,
kapcya bahi nev'inden ancak be derecesi muvafk olur, fazla olamaz.
T ki; kapc gururlanp, batan kp vazifeyi unutup, fazla bahi veren
ihtillcileri saray dhiline sokmasn. te bu srra binaen, imdi iki lokma
farzediyoruz. Bir lokma, peynir ve yumurta gibi mugaddi maddeden krk
para; dier lokma, en a'l baklavadan on kuru olsa.. bu iki lokma, aza
girmeden, beden itibariyle farklar yoktur, msavidirler; boazdan
getikten sonra, cesed beslemesinde yine msavidirler belki bazan krk
paralk peynir daha iyi besler. Yalnz, azdaki kuvve-i zaikay okamak
noktasnda yarm dakika bir fark var. Yarm dakika hatr iin krk paradan
on kurua kmak, ne kadar manasz ve zararl bir israf olduu kyas
edilsin. imdi, saray hkimine gelen hediye krk para olmakla beraber,
kapcya dokuz defa fazla bahi vermek, kapcy batan karr, "Hkim
benim" der. Kim fazla bahi ve lezzet verse onu ieriye sokacak, ihtill
verecek, yangn karacak, "Aman doktor gelsin, hararetimi teskin etsin,
ateimi sndrsn." dedirmeye mecbur edecek. te iktisad ve kanaat,
hikmet-i lahiyeye tevfik-i harekettir. Kuvve-i zaikay kapc hkmnde
tutup, ona gre bahi verir. sraf ise; o hikmete zd hareket ettii iin
abuk tokat yer, mideyi kartrr, itiha-y hakikyi kaybeder. Tenevv-
et'imeden gelen sun' bir itiha-y kzibe ile yedirir, hazmszla sebebiyet
verir, hasta eder.
NC NKTE: Sbk ikinci nktede, kuvve-i zaika kapcdr
dedik. Evet ehl-i gaflet ve ruhen terakki etmeyen ve kr mesleinde ileri
gitmeyen insanlar iin bir kapc hkmndedir. Onun telezzz hatr iin
israfata ve bir dereceden on derece fiata kmamak gerektir. Fakat, hakik
ehl-i krn ve ehl-i hakikatn ve ehl-i kalbin kuvve-i zaikas -Altnc
Sz'deki mvazenede beyan edildii gibi, kuvve-i zaikas- rahmet-i
lahiyenin matbahlarna bir nzr ve bir mfetti hkmndedir. Ve o
kuvve-i zaikada taamlar adedince mizancklarla nimet-i lahiyenin enva'n
tartmak ve tanmak; bir kr- manev suretinde cesede, mideye haber
vermektir. te bu surette kuvve-i zaika, yalnz madd cesede bakmyor.
Belki kalbe, ruha, akla dahi bakt cihetle midenin fevknde hkm var,
makam var.
sraf etmemek artyla ve srf vazife-i kraniyeyi yerine getirmek
ve enva'- niam- lahiyeyi hissedip tanmak kayd ile ve meru olmak ve
zillet ve dilencilie vesile olmamak artyla, lezzetini takib edebilir. Ve o
kuvve-i zaikay tayan lisan, krde istimal etmek iin leziz taamlar
tercih edebilir. Bu hakikata iaret eden bir hdise ve bir keramet-i
Gavsiye:
Bir zaman Hazret-i Gavs- A'zam eyh Geylan'nin (K.S.)
terbiyesinde, nazdar ve ihtiyare bir hanmn bir tek evld bulunuyormu.
O muhterem ihtiyare, gitmi olunun hcresine; bakyor ki, olu bir para
kuru ve siyah ekmek yiyor. O riyazattan za'fiyetiyle vlidesinin efkatini
celbetmi. Ona acm. Sonra Hazret-i Gavs'n yanna ekva iin gitmi.
Bakm ki, Hazret-i Gavs kzartlm bir tavuk yiyor. Nazdarlndan
demi: "Ya stad! Benim olum alktan lyor. Sen tavuk yersin!"
Hazret-i Gavs tavua demi: "Kum biiznillah!" O pimi tavuun
kemikleri toplanp, tavuk olarak yemek kabndan dar atldn,
mutemed ve mevsuk ok ztlardan Hazret-i Gavs gibi keramat- hrikaya
mazhariyeti dnyaca mehur bir ztn bir kerameti olarak manev
tevatrle nakledilmi. Hazret-i Gavs demi: "Ne vakit senin olun da bu
dereceye gelirse, o zaman o da tavuk yesin." te Hazret-i Gavs'n bu
emrinin manas udur ki: Ne vakit senin olun da ruhu cesedine, kalbi
nefsine, akl midesine hkim olsa ve lezzeti kr iin istese, o vakit leziz
eyleri yiyebilir...
DRDNC NKTE: "ktisad eden, maiete aile belasn
ekmez" mealinde ..._.,-;hads-i erifi srryla: ktisad
eden, maiete aile zahmet ve meakkatini ok ekmez. Evet iktisad, kat'
bir sebeb-i bereket ve medar- hsn- maiet olduuna o kadar kat'
deliller var ki, hadd hesaba gelmez. Ezcmle: Ben kendi ahsmda
grdm ve bana hizmet ve arkadalk eden ztlarn ehadetleriyle
diyorum ki: ktisad vastasyla bazan bire on bereket grdm ve
arkadalarm grdler. Hatt dokuz sene -imdi otuz sene- evvel benimle
beraber Burdur'a nefyedilen reislerden bir ksm, paraszlktan zillet ve
sefalete dmemekliim iin, zekatlarn bana kabul ettirmee ok
altlar. O zengin reislere dedim: "Geri param pek azdr; fakat
iktisadm var, kanaata almm. Ben sizden daha zenginim." Mkerrer
ve musrrane tekliflerini reddettim. Cy- dikkattir ki: ki sene sonra, bana
zekatlarn teklif edenlerin bir ksm iktisadszlk yznden borlandlar.
Lillahilhamd onlardan yedi sene sonra, o az para iktisad bereketiyle bana
kfi geldi; benim yz suyumu dktrmedi, beni halklara arz- hacete
mecbur etmedi. Hayatmn bir dsturu olan "nstan istina" mesleimi
bozmad.
Evet iktisad etmeyen, zillete ve manen dilencilie ve sefalete
dmee namzeddir. Bu zamanda israfata medar olacak para, ok
pahaldr. Mukabilinde bazan haysiyet, namus rvet alnyor. Bazan
mukaddesat- diniye mukabil alnyor, sonra menhus bir para veriliyor.
Demek manev yz lira zarar ile, madd yz paralk bir mal alnr. Eer
iktisad edip hacat- zaruriyeye iktisar ve ihtisar ve hasretse
--- sh:(L:142) -----------
_,..!..!,._,,!; srryla,
.,,,_..;_,;_._...,
sarahatyla; ummad tarzda yaayacak kadar rzkn bulacak. nki u
yet taahhd ediyor. Evet rzk ikidir:
Biri hakik rzktr ki, onunla yaayacak. Bu yetin hkm ile o
rzk, taahhd- Rabban altndadr. Beerin s'-i ihtiyar karmazsa, o
zarur rzk her halde bulabilir. Ne dinini, ne namusunu, ne izzetini feda
etmee mecbur olmaz.
kincisi: Rzk- mecazdir ki, s'-i istimalt ile hacat- gayr-
zaruriye hacat- zaruriye hkmne geip, grenek belasyla tiryaki olup,
terkedemiyor. te bu rzk, taahhd- Rabban altnda olmad iin; bu
rzk tahsil etmek, hususan bu zamanda ok pahaldr. Bata izzetini feda
edip zilleti kabul etmek, bazan alak insanlarn ayaklarn pmek kadar
manen bir dilencilik vaziyetine dmek, bazan hayat- ebediyesinin nuru
olan mukaddesat- diniyesini feda etmek suretiyle o bereketsiz menhus
mal alr. Hem bu fakr u zaruret zamannda, a ve muhta olanlarn
elemlerinden ehl-i vicdana rikkat-i cinsiye vastasyla gelen teellm; o
gayr- meru bir surette kazand para ile ald lezzeti, vicdan varsa
aclatryor. Byle acib bir zamanda, bheli mallarda, zaruret
derecesinde iktifa etmek lzmdr. nki
.,..,...,,,.!;
srryla: Haram maldan, mecburiyetle zaruret derecesini alabilir; fazlasn
alamaz. Evet muztar adam, murdar etten tok oluncaya kadar yiyemez.
Belki, lmeyecek kadar yiyebilir. Hem yz a adamn huzurunda, kemal-
i lezzet ile fazla yenilmez.
ktisad, sebeb-i izzet ve kemal olduuna delalet eden bir vaka:
Bir zaman, dnyaca sehavetle mehur Htem-i T, mhim bir
ziyafet veriyor. Misafirlerine gayet fazla hediyeler verdii vakit, lde
gezmeye kyor. Bakar ki: Bir ihtiyar fakir adam, bir yk dikenli al ve
gevenleri beline yklemi; cesedine batyor, kanatyor. Htem ona dedi:
Htem-i T, hediyelerle beraber mhim bir ziyafet veriyor. Sen de oraya
git; be kuruluk al ykne bedel be yz kuru alrsn." O muktesid
ihtiyar demi ki: "Ben, bu dikenli ykm izzetimle ekerim, kaldrrm.
Htem-i T'nin minnetini almam." Sonra, Htem-i T'den sormular:


--- sh:(L:143) -----------
"Sen kendinden daha civanmerd, aziz, kimi bulmusun?" Demi: "te o
sahrada rast geldiim o muktesid ihtiyar benden daha aziz, daha yksek,
daha civanmerd grdm."
BENC NKTE: Cenab- Hak kemal-i kereminden, en fakir
adama en zengin adam gibi ve gedaya (yani fakire) padiah gibi, lezzet-i
nimetini ihsas ettiriyor. Evet bir fakirin, kuru bir para siyah ekmekten
alk ve iktisad vastasyla ald lezzet, bir padiahn ve bir zenginin
israftan gelen usan ve itahszlk ile yedii en a'l baklavadan ald
lezzetten daha ziyade lezzetlidir. Cy- hayrettir ki, baz msrif ve
mbezzir insanlar, byle iktisadclar "hsset" ile ittiham ediyorlar.
H... ktisad, izzet ve cmertliktir. Hsset ve zillet, ehl-i israf ve
tebzirin zahir merdane keyfiyetlerinin i yzdr. Bu hakikat teyid
eden, bu risalenin te'lifi senesinde Isparta'da hcremde cereyan eden bir
vaka var. yle ki:
Kaideme ve dstur-u hayatma muhalif bir surette, bir talebem iki
buuk okkaya yakn bir bal, bana hediye kabul ettirmeye srar etti. Ne
kadar kaidemi ileri srdm, kanmad. Bilmecburiye, yanmdaki
kardeime yedirmek ve aban- erif ve Ramazanda o baldan iktisad ile
otuz krk gn adam yesin ve getiren de sevab kazansn ve kendileri de
tatlsz kalmasn diyerek, "Alnz" dedim. Bir okka bal da benim vard. O
arkadam, geri mstakim ve iktisad takdir edenlerdendi. Fakat her
ne ise, birbirine ikram etmek ve herbiri tekinin nefsini okamak ve
kendi nefsine tercih etmek olan bir cihette ulv bir haslet ile iktisad
unuttular. gecede iki buuk okka bal bitirdiler. Ben glerek dedim:
"Sizi, otuz krk gn o bal ile tadlandracaktm. Siz, otuz gn e
indirdiniz. fiyet olsun." dedim. Fakat, ben kendi o bir okka balm
iktisad ile sarfettim. Btn aban ve Ramazanda hem ben yedim, hem
lillahilhamd o kardelerimin her birisine iftar vaktinde birer kak
(Haiye) verip, mhim sevaba medar oldu. Benim halimi grenler, o
vaziyetimi belki hsset telakki etmilerdir. teki kardelerimin gecelik
vaziyetlerini bir civanmerdlik telakki edebilirler. Fakat hakikat
noktasnda, o zahir hsset altnda ulv bir izzet ve byk bir bereket ve
yksek bir sevab gizlendiini grdk. Ve o civanmerdlik ve israf altnda,
eer vazgeilmese idi, bir dilencilik ve gayrn eline tama'krane ve
muntazrane bakmak gibi, hssetten ok aa bir haleti netice verir idi.
ALTINCI NKTE: ktisad ve hssetin ok fark var. Tevazu,
naslki ahlk- seyyieden olan tezelllden manen ayr ve sureten benzer
bir
(Haiye): Yani, byke bir ay ka iledir.
--- sh:(L:144) -----------
haslet-i memduhadr. Ve vakar, naslki kt hasletlerden olan
tekebbrden manen ayr ve sureten benzer bir haslet-i memduhadr. yle
de:
Ahlk- liye-i Peygamberiyeden olan ve belki kinattaki nizam-
hikmet-i lahiyenin medarlarndan olan iktisad ise, sefillik ve bahillik ve
tama'krlk ve hrsn bir halitas olan hsset ile hi mnasebeti yok.
Yalnz, sureten bir benzeyi var. Bu hakikat teyid eden bir vaka:
Sahabenin Abadile-i Seb'a-y Mehuresinden olan Abdullah bn-i
mer Hazretleri ki; halife-i Resulullah olan Faruk-u A'zam Hazret-i
mer'in (R.A.) en mhim ve byk mahdumu ve sahabe limlerinin
iinde en mmtazlarndan olan o zt- mbarek ar iinde, al-verite,
krk paralk bir mes'eleden, iktisad iin ve ticaretin medar olan emniyet
ve istikameti muhafaza iin iddetli mnakaa etmi. Bir sahabe ona
bakm. Ry-i zeminin halife-i zan olan Hazret-i mer'in
mahdumunun krk para iin mnakaasn acib bir hsset tevehhm
ederek o imamn arkasna dp, ahvalini anlamak ister. Bakt ki Hazret-i
Abdullah hane-i mbarekine girdi. Kapda bir fakir adam grd. Bir
para elendi; ayrld, gitti. Sonra hanesinin ikinci kapsndan kt, dier
bir fakiri orada da grd. Onun yannda da bir para elendi; ayrld,
gitti. Uzaktan bakan o sahabe merak etti. Gitti o fakirlere sordu: "mam
sizin yannzda durdu, ne yapt?" Herbirisi dedi: "Bana bir altun verdi." O
sahabe dedi: "Fesbhanallah! ar iinde krk para iin byle mnakaa
etsin de, sonra hanesinde ikiyz kuruu kimseye sezdirmeden kemal-i
rza-y nefisle versin!" diye dnd, gitti, Hazret-i Abdullah bn-i
mer'i grd. Dedi: "Ya mam! Bu mkilimi hallet. Sen arda byle
yaptn, hanende de yle yapmsn." Ona cevaben dedi ki: "ardaki
vaziyet iktisaddan ve kemal-i akldan ve al-veriin esas ve ruhu olan
emniyetin, sadakatn muhafazasndan gelmi bir halettir; hsset deildir.
Hanemdeki vaziyet, kalbin efkatinden ve ruhun kemalinden gelmi bir
halettir. Ne o hssettir ve ne de bu israftr."
mam- A'zam, bu srra iaret olarak
.,.;_,,-;..,,-!_.,.;
demi. Yani: "Hayrda ve ihsanda (fakat mstehak olanlara) israf
olmad gibi, israfta da hibir hayr yoktur."
YEDNC NKTE: sraf, hrs intac eder. Hrs, neticeyi verir.
Birincisi: Kanaatszlktr. Kanaatszlk ise sa'ye, almaya evki
krar. kr yerine ekva ettirir, tenbellie atar. Ve meru, hell, az mal

--- sh:(L:145) -----------
(Haiye) terk edip; gayr- meru, klfetsiz bir mal arar. Ve o yolda
izzetini, belki haysiyetini feda eder.
Hrsn ikinci neticesi: Haybet ve hasarettir. Maksudunu karmak
ve istiskale maruz kalp, teshilt ve muavenetten mahrum kalmaktr. Hatt
,..-,.-_,-!
yani "Hrs, hasaret ve muvaffakyetsizliin sebebidir." olan darb- mesele
msadak olur. Hrs ve kanaatn tesirat, zhayat leminde gayet geni bir
dstur ile cereyan ediyor. Ezcmle: Rzka muhta aalarn ftr
kanaatlar, onlarn rzkn onlara koturduu gibi; hayvanatn hrs ile
meakkat ve noksaniyet iinde rzka komalar, hrsn byk zararn ve
kanaatn azm menfaatn gsterir. Hem zaf umum yavrularn lisan-
halleriyle kanaatlar, st gibi latif bir gdann ummad bir yerden onlara
akmas ve canavarlarn hrs ile noksan ve mlevves rzklarna saldrmas;
davamz parlak bir surette isbat ediyor. Hem semiz balklarn vaziyet-i
kanaatkranesi, mkemmel rzklarna medar olmas; ve tilki ve maymun
gibi zeki hayvanlarn hrs ile rzklar peinde dolamakla beraber kfi
derecede bulmamalarndan clz ve zayf kalmalar, yine hrs ne derece
sebeb-i meakkat ve kanaat ne derece medar- rahat olduunu gsterir.
Hem Yahudi Milleti hrs ile, riba ile, hile dolab ile rzklarn zilletli ve
sefaletli, gayr- meru ve ancak yaayacak kadar rzklarn bulmas ve
sahraniinlerin (yani bedevilerin) kanaatkrane vaziyetleri, izzetle
yaamas ve kfi rzk bulmas; yine mezkr davamz kat' isbat eder.
Hem ok limlerin (Haiye-1) ve ediblerin (Haiye-2) zekvetlerinin
verdii bir hrs sebebiyle fakr- hale dmeleri ve ok aptal ve
iktidarszlarn, ftr kanaatkrane vaziyetleri ile zenginlemeleri kat' bir
surette isbat eder ki: Rzk-
(Haiye): ktisadszlk yznden mstehlikler oalr, mstahsiller azalr. Herkes gzn
hkmet kapsna diker. O vakit hayat- itimaiyenin medar olan "san'at, ticaret, ziraat"
tenakus eder. O millet de tedenni edip sukut eder, fakir der.
(Haiye-1): ran'n dil padiahlarndan Nuirevan- dil'in veziri, aklca mehur lim
olan Bzrcmehr'den (Bzrg-Mihr) sormular: "Neden lema, mera kapsnda
grnyor da; mera lema kapsnda grnmyor. Halbuki ilim, emaretin fevkndedir?"
Cevaben demi ki: "lemann ilminden, merann cehlindendir." Yani; mera, cehlinden
ilmin kymetini bilmiyorlar ki, lemann kapsna gidip ilmi arasnlar. lema ise;
marifetlerinden mallarnn kymetini dahi bildikleri iin mera kapsnda aryorlar. te
Bzrcmehr, lemann arasnda fakr ve zilletlerine sebeb olan zekvetlerinin neticesi
bulunan hrslarn zarif bir surette tevil ederek nazikane cevab vermitir.
Hsrev
(Haiye-2): Bunu teyid eden bir hdise: Fransa'da ediblere, iyi dilencilik yaptklar iin
dilencilik vesikas veriliyor.
Sleyman Rd

--- sh:(L:146) -----------
hell, acz ve iftikara gre gelir; iktidar ve ihtiyar ile deil. Belki o rzk-
hell, iktidar ve ihtiyar ile maksen mtenasibdir. nki ocuklarn
iktidar ve ihtiyar geldike rzk azalr, uzaklar, sakilleir.
_..;,.....!hadsinin srryla; kanaat, bir define-i hsn-
maiet ve rahat- hayattr. Hrs ise, bir maden-i hasaret ve sefalettir.
nc Netice: Hrs ihlas krar, amel-i uhreviyeyi zedeler.
nki bir ehl-i takvann hrs varsa, tevecch- ns ister. Tevecch-
ns mraat eden, ihlas- tmm bulamaz. Bu netice ok ehemmiyetli, ok
cy- dikkattir.
Elhasl: sraf, kanaatszl intac eder. Kanaatszlk ise almann
evkini krar, tenbellie atar; hayatndan ekva kapsn aar,
mtemadiyen ekva ettirir. (Haiye) Hem ihlas krar, riya kapsn aar.
Hem izzetini krar, dilencilik yolunu gsterir. ktisad ise, kanaat intac
eder. _.._.,._._.,.hadsin srryla; kanaat, izzeti intac
eder. Hem sa'ye ve almaya teci' eder. evkini ziyadeletirir, altrr.
nki mesel bir gn alt. Akamda ald cz' bir crete kanaat
srryla, ikinci gn yine alr. Msrif ise; kanaat etmedii iin, ikinci
gn daha almaz. alsa da evksiz alr. Hem iktisaddan gelen
kanaat; kr kapsn aar, ekva kapsn kapatr. Hayatnda daima kir
olur. Hem kanaat vastasyla insanlardan istina etmek cihetinde
tevecchlerini aramaz. hlas kaps alr, riya kaps kapanr.
ktisadszlk ve israfn dehetli zararlarn geni bir dairede
mahede ettim. yle ki: Ben, dokuz sene evvel mbarek bir ehre
geldim. K mnasebetiyle o ehrin menabi-i servetini gremedim. -Allah
rahmet etsin- orann mfts birka defa bana dedi: "Ahalimiz fakirdir."
Bu sz benim rikkatime dokundu. Be alt sene sonraya kadar daima o
ehir ahalisine acyordum. Sekiz sene sonra yazn yine o ehre geldim.
Balarna baktm. Merhum mftnn sz hatrma geldi. Fesbhanallah
dedim, bu balarn mahsult ehrin hacetinin pek fevkndedir. Bu ehir
ahalisi pek ok zengin olmak lzmgelir. Hayret ettim. Beni aldatmayan
ve hakikatlarn derkinde bir rehberim olan bir hatra-i hakikatla anladm:
ktisadszlk ve israf yznden bereket kalkm ki, o kadar menabi-i
servetle beraber o merhum mft "Ahalimiz fakirdir" diyordu.

(Haiye): Evet, hangi msrif ile grsen ekvalar iiteceksin. Ne kadar zengin
olsa da, yine dili ekva edecektir. En fakir, fakat kanaatkr bir adamla grsen;
kr iiteceksin.

--- sh:(L:147) -----------
Evet zekat vermek ve iktisad etmek, malda bittecrbe sebeb-i bereket
olduu gibi; israf etmek ile zekat vermemek, sebeb-i ref'-i bereket
olduuna hadsiz vakat vardr.
slm hkemasnn Eflatunu ve hekimlerin eyhi ve feylesoflarn
stad, dh-i mehur Ebu Ali bn-i Sina, yalnz tb noktasnda
,.;,,,. yetini yle tefsir etmi. Demi:
_..,:!,._,.!_.-,.-._, .,,!_,L!,-.
_,!,,..,.;_...:!, ,.-_.-,,. ;
,.-L!_..,.-L!,.-._.;.-._..!_..
Yani: "lm-i Tbb' iki satrla topluyorum. Szn gzellii
ksalndadr. Yediin vakit az ye. Yedikten sonra drt-be saat kadar
daha yeme. ifa, hazmdadr. Yani, kolayca hazmedecein mikdar ye.
Nefse ve mideye en ar ve yorucu hal, taam taam stne yemektir."
(Haiye)
Cy- hayret ve medar- ibret bir tevafuk: ktisad Risalesini,
acem olarak be-alt ayr ayr mstensih, ayr ayr yerde, ayr ayr
nshadan yazp birbirinden uzak, hatlar birbirinden ayr, hi elifleri
dnmeyerek yazdklar her bir nshann elifleri; duasz ellibir, dua ile
beraber ellite tevafuk etmekle beraber; ktisad Risalesi'nin tarih-i te'lif
ve istinsah olan Rumice ellibir ve Arab elli tarihinde tevafuku ise,
bhesiz tesadf olamaz. ktisaddaki bereketin keramet derecesine
ktna bir iarettir. Ve bu seneye, "Sene-i ktisad" tesmiyesi lyktr.
Evet zaman iki sene sonra bu keramet-i iktisadiyeyi, kinci Harb-i
Umumiyede her taraftaki alk ve tahribat ve israfatla ve nev-i beer ve
herkes iktisada mecbur olmasyla isbat etti.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *




(Haiye): Yani vcuda en muzr, drt be saat fasla vermeden yemek yemek
veyahut telezzz iin mtenevvi yemekleri birbiri stne mideye doldurmaktr.

--- sh:(L:148) -----------


Yirminci Lem'a
hlas hakknda

(Onyedinci Lem'ann Onyedinci Notasnn yedi mes'elesinden, be noktadan
ibaret olan ikinci mes'elesinin birinci noktas iken, ehemmiyetine binaen
Yirminci Lem'a oldu.)
_
_.!!...-..,..-!.,..:!,,!..!,...
_!.-!_.!.!;
yetiyle ve
;...-!;;.!.-!,.,;.!.-!;_..!,.
,,L.,L-_..;..-.!,;..-.!;;...-!,.,

-ev kema kal- hads-i erifi, ikisi de ihlas ne kadar slmiyette mhim bir
esas olduunu gsteriyorlar. Bu ihlas mes'elesinin hadsiz nktelerinden
yalnz "Be Nokta"y muhtasaran beyan ederiz.
Tenbih: Bu mbarek Isparta'nn medar- kran bir hsn-
tli'idir ki, ondaki ehl-i takva ve ehl-i tarkat ve ehl-i ilmin -sair yerlere
nisbeten- rekabetkrane ihtilaflar grnmyor. Geri lzm olan hakik
muhabbet ve ittifak yoksa da, zararl muhalefet ve rekabet de baka
yerlere nisbeten yoktur.
--- sh:(L:149) -----------
BRNC NOKTA:
Mhim ve mdhi bir sual: Neden ehl-i dnya, ehl-i gaflet, hatt
ehl-i dalalet ve ehl-i nifak rekabetsiz ittifak ettikleri halde; ehl-i hak ve
ehl-i vifak olan ashab- diyanet ve ehl-i ilim ve ehl-i tarkat, neden
rekabetli ihtilaf ediyorlar? ttifak ehl-i vifakn hakk iken ve hilaf ehl-i
nifakn lzm iken, neden bu hak oraya geti ve u hakszlk uraya
geldi?
Elcevab: Bu elm ve feci' ve ehl-i hamiyeti alattracak hdise-i
mdhienin pek ok esbabndan, yedi sebebini beyan edeceiz.
BRNCS: Ehl-i hakkn ihtilaf hakikatszlktan gelmedii gibi,
ehl-i gafletin ittifak dahi hakikatdarlktan deildir. Belki ehl-i dnyann
ve ehl-i siyasetin ve ehl-i mekteb gibi hayat- itimaiyenin tabakatna dair
birer muayyen vazife ile ve has bir hizmet ile megul taifelerin,
cemaatlerin ve cem'iyetlerin vazifeleri taayyn edip ayrlm. Ve o vezaif
mukabilindeki alacaklar maiet noktasndaki madd cret ve hubb-u ch
ve an eref noktasnda tevecch- nstan alacaklar (Haiye) manev
cret taayyn etmi, ayrlm. Mzahame ve mnakaay ve rekabeti
intac edecek derecede bir itirak yok. Onun iin, bunlar ne kadar fena bir
meslekte de gitseler, birbiriyle ittifak edebilirler. Amma ehl-i din ve
ashab- ilim ve erbab- tarkat ise, bunlarn herbirisinin vazifesi umuma
bakt gibi, muaccel cretleri de taayyn ve tahassus etmedii ve
herbirinin makam- itimade ve tevecch- nsta ve hsn- kabuldeki
hissesi tahassus etmiyor. Bir makama oklar namzed olur. Madd ve
manev herbir crete ok eller uzanabilir. O noktadan mzahame ve
rekabet tevelld edip; vifak nifaka, ittifak ihtilafa tebdil eder.
te bu mdhi marazn merhemi, ilc ihlastr. Yani hakperestlii
nefisperestlie tercih etmekle ve hakkn hatr, nefsin ve enaniyetin
hatrna galib gelmekle _..;_,; srrna mazhar olup,
nstan
(Haiye): htar: Tevecch- ns istenilmez, belki verilir. Verilse de onunla
holanlmaz. Holansa ihlas kaybeder, riyaya girer. an eref arzusuyla
tevecch- ns ise; cret ve mkfat deil, belki ihlasszlk yznden gelen bir
itab ve bir mcazattr. Evet amel-i slihin hayat olan ihlasn zararna tevecch-
ns ve an eref, kabir kapsna kadar muvakkat olan bir lezzet-i cz'iyeye
mukabil, kabrin br tarafnda azab- kabir gibi nho bir ekil aldndan;
tevecch- ns arzu etmek deil, belki ondan rkmek ve kamak lzmdr.
hretperestlerin ve an eref peinde koanlarn kulaklar nlasn.


--- sh:(L:150) -----------
gelen madd ve manev cretten istina etmekle
(Haiye)_,!;,.,!_....,
srrna mazhar olup.. hsn- kabul ve hsn- tesir ve tevecch- ns
kazanmak noktalarnn Cenab- Hakk'n vazifesi ve ihsan olduunu ve
kendi vazifesi olan teblide dhil olmadn ve lzm da olmadn ve
onunla mkellef olmadn bilmekle ihlasa muvaffak olur. Yoksa ihlas
karr.
KNC SEBEB: Ehl-i dalaletin zilletindendir ittifaklar, ehl-i
hidayetin izzetindendir ihtilaflar. Yani ehl-i gaflet olan ehl-i dnya ve
ehl-i dalalet, hak ve hakikata istinad etmedikleri iin zaf ve zelildirler.
Tezelll iin, kuvvet almaya muhtatrlar. Bu ihtiyatan, bakasnn
muavenet ve ittifakna samim yaprlar. Hatt meslekleri dalalet ise de,
yine ittifak muhafaza ederler. deta o hakszlkta bir hakperestlik, o
dalalette bir ihlas, o dinsizlikte dinsizdarane bir taassub ve o nifakta bir
vifak yaparlar, muvaffak olurlar. nki samim bir ihlas, erde dahi olsa
neticesiz kalmaz. Evet ihlas ile kim ne isterse Allah verir. (Haiye-1)
Amma ehl-i hidayet ve diyanet; ve ehl-i ilim ve tarkat, hak ve
hakikata istinad ettikleri iin ve herbiri bizzt tark- hakta yalnz
Rabbisini dnp, tevfikine itimad ederek gittiklerinden, manen o
meslekten gelen izzetleri var. Za'f hissettii vakit; insanlarn yerine
Rabbisine mracaat eder, meded ondan ister. Mereblerin ihtilafyla,
zahir merebine muhalif olana kar muavenet ihtiyacn tam hissetmiyor,
ittifaka ihtiyacn gremiyor. Belki hodgmlk ve enaniyet varsa, kendini
hakl ve muhalifini haksz tevehhm ederek; ittifak ve muhabbet yerine,
ihtilaf ve rekabet ortaya girer. hlas karr, vazifesi zr zeber olur.
(Haiye): Sahabelerin sena-i Kur'aniyeye mazhar olan "sar" hasletini kendine rehber
etmek. Yani: Hediye ve sadakann kabulnde bakasn kendine tercih etmek ve hizmet-
i diniyenin mukabilinde gelen menfaat- maddiyeyi istemeden ve kalben taleb etmeden,
srf bir ihsan- lah bilerek, nstan minnet almayarak ve hizmet-i diniyenin mukabilinde
de almamaktr. nki hizmet-i diniyenin mukabilinde dnyada bir ey istenilmemeli ki,
ihlas kamasn. endan haklar var ki, mmet onlarn maietlerini temin etsin. Hem
zekata da mstehaktrlar. Fakat bu istenilmez, belki verilir. Verildii vakitte, hizmetimin
cretidir denilmez. Mmkn olduu kadar kanaatkrane baka ehil ve daha mstehak
olanlarn nefsini kendi nefsine tercih etmek,
..-,,;.!,,,..._..;,, ,
srrna mazhariyetle, bu mdhi tehlikeden kurtulup ihlas kazanabilir.
(Haiye-1): Evet, .,.,,.._. bir dstur-u hakikattr. Klliyeti geni ve
genilii mesleimize de amil olabilir.

--- sh:(L:151) -----------
te bu mdhi sebebin verdii vahim neticeleri grmemenin
yegne aresi, "dokuz emirdir."
1 - Msbet hareket etmektir ki; yani kendi mesleinin
muhabbetiyle hareket etmek. Baka mesleklerin adaveti ve bakalarnn
tenkisi, onun fikrine ve ilmine mdahale etmesin; onlarla megul
olmasn.
2 - Belki daire-i slmiyet iinde hangi merebde olursa olsun,
medar- muhabbet ve uhuvvet ve ittifak olacak ok rabta-i vahdet
bulunduunu dnp ittifak ederek...
3 - Ve hakl her meslek sahibinin, bakasnn mesleine
ilimemek cihetinde hakk ise: "Mesleim haktr yahud daha gzeldir"
diyebilir. Yoksa bakasnn mesleinin hakszln veya irkinliini ima
eden, "Hak yalnz benim mesleimdir" veyahut "Gzel benim
merebimdir" diyemez olan insaf dsturunu rehber etmek.
4 - Ve ehl-i hakla ittifak, tevfik-i lahnin bir sebebi ve diyanetteki
izzetin bir medar olduunu dnmekle...
5 - Hem ehl-i dalalet ve hakszlk -tesand sebebiyle- cemaat
suretindeki kuvvetli bir ahs- manevnin dehasyla hcumu zamannda; o
ahs- manevye kar, en kuvvetli ferd olan mukavemetin malub
dtn anlayp ehl-i hak tarafndaki ittifak ile bir ahs- manev
karp o mdhi ahs- manev-i dalalete kar, hakkaniyeti muhafaza
ettirmek.
6 - Ve hakk, btln savletinden kurtarmak iin...
7 - Nefsini ve enaniyetini
8 - Ve yanl dnd izzetini
9 - Ve ehemmiyetsiz rekabetkrane hissiyatn terketmekle ihlas
kazanr, vazifesini hakkyla fa eder. (Haiye)
NC SEBEB: Ehl-i hakkn ihtilaf, himmetsizlikten ve
aalktan ve ehl-i dalaletin ittifak, ulvv- himmetten deildir. Belki
ehl-i hidayetin ihtilaf, ulvv- himmetin s'-i istimalinden ve ehl-i
dalaletin ittifak, himmetsizlikten gelen za'f ve aczdendir. Ehl-i hidayeti,
ulvv- himmetten s'-i istimale ve dolaysyla ihtilafa ve rekabete
sevkeden, hiret nokta-i nazarnda bir haslet-i memduha saylan hrs-
sevab ve
(Haiye): Hatt hads-i sahihle, hirzamanda sevlerin hakik dindarlar ehl-i Kur'an ile
ittifak edip, mterek dmanlar olan zndkaya kar dayanacaklar gibi; u zamanda
dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakikat, deil yalnz dinda, meslekda, kardei olanlarla
samim ittifak etmek, belki Hristiyanlarn hakik dindar ruhanleri ile dahi, medar-
ihtilaf noktalar muvakkaten medar- mnakaa ve niza' etmeyerek mterek dmanlar
olan mtecaviz dinsizlere kar ittifaka muhtatrlar.
--- sh:(L:152) -----------
vazife-i uhreviyede kanaatszlk cihetinden ileri geliyor. Yani: "Bu sevab
ben kazanaym, bu insanlar ben irad edeyim, benim szm dinlesinler."
diye, karsndaki hakik kardei ve cidden muhabbet ve muavenetine ve
uhuvvetine ve yardmna muhta bir zta kar rekabetkrane vaziyet alr.
"akirdlerim ne iin onun yanna gidiyorlar? Ne iin onun kadar
akirdlerim bulunmuyor?" diye, enaniyeti oradan frsat bulup, mezmum
bir haslet olan hubb-u cha temayl ettirir, ihlas karr, riya kapsn aar.
te bu hatann ve bu yarann ve bu mdhi maraz- ruhannin ilc
udur ki: Cenab- Hakk'n rzas ihlas ile kazanlr. Kesret-i etba' ile ve
fazla muvaffakyet ile deildir. nki onlar vazife-i lahiyeye ait olduu
iin istenilmez; belki bazan verilir. Evet bazan bir tek kelime sebeb-i necat
ve medar- rza olur. Kemmiyetin ehemmiyeti o kadar medar- nazar
olmamal. nki bazan bir tek adamn irad, bin adamn irad kadar rza-
i lahye medar olur. Hem ihlas ve hakperestlik ise, Mslmanlarn
nereden ve kimden olursa olsun istifadelerine tarafdar olmaktr. Yoksa,
"Benden ders alp sevab kazandrsnlar" dncesi, nefsin ve enaniyetin
bir hilesidir.
Ey sevaba hrsl ve a'mal-i uhreviyeye kanaatsz insan! Baz
Peygamberler gelmiler ki, mahdud birka kiiden baka ittiba edenler
olmad halde, yine o peygamberlik vazife-i kudsiyesinin hadsiz cretini
almlar. Demek hner, kesret-i etba' ile deildir. Belki hner, rza-y
lahyi kazanmakladr. Sen neci oluyorsun ki, byle hrs ile "Herkes beni
dinlesin" diye vazifeni unutup, vazife-i lahiyeye karyorsun? Kabul
ettirmek, senin etrafna halk toplamak Cenab- Hakk'n vazifesidir.
Vazifeni yap, Allah'n vazifesine karma. Hem hak ve hakikat dinleyen
ve syleyene sevab kazandranlar, yalnz insanlar deildir. Cenab-
Hakk'n zuur mahluklar ve ruhanleri ve melaikeleri kinat doldurmu,
her taraf enlendirmiler. Madem ok sevab istersin, ihlas esas tut ve
yalnz rza-y lahyi dn. T ki senin azndan kan mbarek
kelimelerin havadaki efradlar; ihlas ile ve niyet-i sadka ile hayatlansn,
canlansn, hadsiz zuurun kulaklarna gidip onlar nurlandrsn, sana da
sevab kazandrsn. nki mesel sen "Elhamdlillah" dedin; bu kelm,
milyonlarla byk kk "Elhamdlillah" kelimeleri, havada izn-i lah ile
yazlr. Nakka- Hakm abes ve israf yapmad iin, o kesretli mbarek
kelimeleri dinleyecek kadar hadsiz kulaklar halketmi. Eer ihlas ile,
niyet-i sadka ile o havadaki kelimeler hayatlansalar, lezzetli birer meyve
gibi ruhanlerin kulaklarna girer. Eer rza-y lah ve ihlas o havadaki
kelimelere hayat vermezse, dinlenilmez; sevab da yalnz azdaki
kelimeye mnhasr kalr. Seslerinin ziyade gzel olmadndan,
dinleyenlerin azlndan sklan hfzlarn kulaklar nlasn!..
--- sh:(L:153) -----------
DRDNC SEBEB: Ehl-i hidayetin rekabetkrane ihtilaf,
akibeti dnmemekten ve kasr- nazardan olmad gibi; ehl-i dalaletin
samimane ittifaklar, akibet-endilikten ve yksek nazardan deildir. Belki
ehl-i hidayet; hak ve hakikatn tesiriyle, nefsin kr hissiyatna
kaplmayarak; kalbin ve akln dr-endiane temayltna tabi olmakla
beraber, istikameti ve ihlas muhafaza edemediklerinden, o yksek makam
muhafaza edemeyip ihtilafa dyorlar. Ehl-i dalalet ise: Nefsin ve hevann
tesiriyle, kr ve akibeti grmeyen ve bir dirhem hazr lezzeti bir batman
ilerideki lezzete tercih eden hissiyatn mukteziyatyla, birbirine samim
olarak, muaccel bir menfaat ve hazr bir lezzet iin iddetli ittifak ediyorlar.
Evet dnyev ve hazr lezzet ve menfaat etrafnda aa, kalbsiz
nefisperestler samim ittifak ve ittihad ediyorlar. Ehl-i hidayet, hirete ait ve
ileriye mteallik semerat- uhreviyeye ve kemalta, kalb ve akln yksek
dsturlaryla mteveccih olduklar iin, esasl bir istikamet ve tam bir ihlas
ve gayet fedakrane bir ittihad ve ittifak olabilirken; enaniyetten tecerrd
edemedikleri iin, ifrat ve tefrit yznden, ulv bir menba- kuvvet olan
ittifak kaybedip, ihlas da krlr ve vazife-i uhreviye de zedelenir. Kolayca
rza-y lah de elde edilmez.
Bu mhim marazn merhemi ve ilc: "El-hubbu fillah" srryla,
tark- hakta gidenlere refakatla iftihar etmek ve arkalarndan gitmek ve
imamlk erefini onlara brakmak ve o Hak yolunda kim olursa olsun
kendinden daha iyi olduunun ihtimaliyle enaniyetinden vazgeip ihlas
kazanmak ve ihlas ile bir dirhem amel, ihlassz batmanlar ile amellere racih
olduunu bilmekle ve tbiiyeti dahi sebeb-i mes'uliyet ve hatarl olan
metbuiyete tercih etmekle o marazdan kurtulur ve ihlas kazanr, vazife-i
uhreviyesini hakkyla yapabilir.
BENC SEBEB: Ehl-i hidayetin ihtilaf ve adem-i ittifak
za'flarndan olmad gibi; ehl-i dalaletin kuvvetli ittifak da kuvvetlerinden
deildir. Belki ehl-i hidayetin ittifakszl, iman- kmilden gelen nokta-i
istinad ve nokta-i istinaddan ne'et eden kuvvetten ileri geldii gibi; ehl-i
gaflet ve ehl-i dalaletin ittifaklar, kalben nokta-i istinad bulmadklar
itibariyle za'f ve aczlerinden ileri gelmitir. nki zafler ittifaka muhta
olduklar iin, kuvvetli ittifak ederler. Kavler ihtiyac tam
hissetmediklerinden, ittifaklar zaftir. Arslanlar, tilkiler gibi ittifaka muhta
olmadklar iin ferd yayorlar. Yaban keiler, kurdlardan muhafaza iin,
bir sr tekil ederler. Demek zaflerin cem'iyeti ve ahs- manevsi kav
olduu gibi, (Haiye) kavlerin cem'iyeti ve ahs- manevsi ise zaftir.
(Haiye): Avrupa komiteleri iinde en iddetlisi ve en tesirlisi ve bir cihette en kuvvetlisi,
cins-i latif ve zaf ve nazik olan kadnlarn Amerika'daki Hukuk ve Hrriyet-i Nisvan
Komitesi olduu; hem milletler iinde az ve zaf olan Ermenilerin komitesi, gsterdikleri
kuvvetli fedakrane vaziyetle bu mddeamz teyid ediyor.
--- sh:(L:154) -----------
Bu srra bir iaret-i latife ve zarif bir nkte-i Kur'aniyedir ki ferman etmi:
...!_...,.,
Menneslerin cemaatine, iki katl mennes olduu halde, mzekker fiili
olan ,.buyurmas; hem ,,.;,!. buyurmakla mzekkerlerin
cemaatine, mennes fiili olan ,!.tabiriyle, latifane iaret ediyor ki:
Zaf ve halim ve yumuak kadnlarn cem'iyeti kuvvetleir, sertlik ve
iddet kesbedip bir nevi reculiyet kazanr. Mzekker fiilini iktiza
ettiinden ...,.,tabiriyle, gayet gzel dm. Kav erkekler ise,
hususan bedevi a'rab olsa; kuvvetlerine gvendikleri iin cem'iyetleri zaf
olup hem ihtiyatkrlk, hem yumuaklk vaziyetini aldndan, bir nevi
kadnlk hasiyeti takndklar iin, mennes fiilini iktiza ettiinden
,,.;,!.mennes fiiliyle tabiri tam yerindedir. Evet ehl-i hak
gayet kuvvetli bir nokta-i istinad olan iman- billahtan gelen tevekkl ve
teslim ile, bakalara arz- ihtiya edip, muavenet ve yardmlarn istemez.
stese de gayet fedakrane yapmaz. Ehl-i dnya, dnya ilerinde hakik
nokta-i istinadlarndan gaflet ettiklerinden, za'f ve acze dp, iddetli bir
surette yardmclara ihtiyacn hisseder; samimane, belki fedakrane
ittifak ederler.
te ehl-i hak, ittifaktaki hak kuvvetini dnmediklerinden ve
aramadklarndan, haksz ve muzr bir netice olan ihtilafa derler. Haksz
ehl-i dalalet ise; ittifaktaki kuvveti, aczleri vastasyla hissettiklerinden,
gayet mhim bir vesile-i makasd olan ittifak elde etmiler.
te ehl-i hakkn bu haksz ihtilaf maraznn merhemi ve ilc:
,:-,,.,.:...,..;,
yetindeki iddetli nehy-i lah, _..!,,,!_...,.-, yetinde
hayat- itimaiyece gayet hikmetli emr-i lahyi dstur-u hareket etmek ve
ihtilafn slmiyete ne derece zararl olduunu ve ehl-i dalaletin ehl-i
hakka galebesini ne derece teshil ettiini dnp, kemal-i za'f ve acz ile,
o ehl-i hakkn kafilesine



--- sh:(L:155) -----------
fedakrane, samimane iltihak etmektir; ahsiyetini unutmakla riya ve
tasannudan kurtulup, ihlas elde etmektir.
ALTINCI SEBEB: Ehl-i hakkn ihtilaf nmerdliklerinden,
himmetsizliklerinden, hamiyetsizliklerinden olmad gibi; gafletli ehl-i
dnyann ve ehl-i dalaletin, hayat- dnyeviyeye ait ilerde samimane
ittifaklar dahi merdlikten, hamiyetten, himmetten deildir. Belki, ehl-i
hakkn ekseriyetle hirete ait olan faideleri dnmekle, o ehemmiyetli ve
kesretli mes'elelere hamiyeti, himmeti, merdlii inksam eder. Hakik
sermaye olan vaktini bir mes'eleye sarfetmedii iin, meslekdalaryla
ittifak muhkemlemiyor. nki mes'eleler ok, daire dahi genitir.
Gafletli ehl-i dnya ise, yalnz hayat- dnyeviyeyi dndklerinden,
btn hissiyatyla ve ruh u kalbiyle iddetli bir surette hayat-
dnyeviyeye ait mes'elelere sarlr. Ve o mes'elede ona yardm edene
kuvvetli yapr. Ve hakikat nokta-i nazarnda be paraya demeyen ve
ehl-i hak ona on para kymet vermeyen mes'elelere, divane olmu elmas
bir yahudinin be paralk cam parasna be lira fiat verdii gibi, beyz
lira kymetindeki vaktini o mes'eleye hasreder. Elbette bu kadar fiat verip
ve iddetli hissiyat ile sarlmak, btl yolunda dahi olsa samim bir ihlas
olduundan, o mes'elede muvaffak olur ve ehl-i hakka galebe eder. Bu
galebe neticesinde ehl-i hak zillete ve mahkmiyete ve tasannua ve riyaya
dp, ihlas kaybeder. O nmerd, himmetsiz, hamiyetsiz bir ksm ehl-i
dnyaya dalkavukluk etmee mecbur olur.
Ey ehl-i hak! Ey hakperest ehl-i eriat ve ehl-i hakikat ve ehl-i
tarkat! Bu mdhi maraz- ihtilafa kar birbirinizin kusurunu
grmeyerek, yekdierinizin aybna kar gznz yumunuz!
..,,,.-.!.,,..,
edeb-i Furkan ile edebleniniz! Ve haric dmann hcumunda dhil
mnakaat terketmek ve ehl-i hakk sukuttan ve zilletten kurtarmay en
birinci ve en mhim bir vazife-i uhreviye telakki edip, yzer yt ve
ehads-i Nebeviyenin iddetle emrettikleri uhuvvet, muhabbet ve teavn
yapp; btn hissiyatnzla ehl-i dnyadan daha iddetli bir surette
meslekdalarnzla ve dindalarnzla ittifak ediniz.. yani, ihtilafa
dmeyiniz. Byle kk mes'eleler iin kymetdar vaktimi sarfetmekten
ise, o ok kymetli vaktimi zikir ve fikir gibi kymetdar eylere
sarfedeceim deyip ekilerek, ittifak zafletirmeyiniz. nki bu manev
cihadda kk mes'ele zannettiiniz, ok byk olabilir. Bir neferin, bir
saatte mhim ve husus erait dhilindeki nbeti bir sene ibadet hkmne
bazan gemesi gibi; bu ehl-i hakkn malubiyeti zamannda, manev
--- sh:(L:156) -----------
mcahede mesailinde, kk bir mes'eleye sarfolunan senin kymetdar bir
gnn, o neferin o saati gibi bin derece kymet alabilir, bir gnn bin gn
olabilir. Madem livechillahtr; o iin kne byne, kymetli ve
kymetsizliine baklmaz. hlas ve rza-y lah yolunda zerre, yldz gibi
olur. Vesilenin mahiyetine baklmaz, neticesine baklr. Madem neticesi
rza-y lahdir ve mayesi ihlastr; o kk deildir, byktr.
YEDNC SEBEB: Ehl-i hak ve hakikatn ihtilaf ve rekabetleri,
kskanlktan ve hrs- dnyadan gelmedii gibi; ehl-i dnyann ve ehl-i
gafletin ittifaklar dahi, civanmerdlikten ve uluvv- cenabdan deildir.
Belki ehl-i hakikat, hakikattan gelen ulvv- cenab ve ulvv- himmet ve
tark- hakta memduh olan msabakay tam muhafaza edemediklerinden
ve nehillerin girmesi yznden bir derece s'-i istimal ettiklerinden;
rekabetkrane ihtilafa dp hem kendine, hem cemaat- slmiyeye
ehemmiyetli zarar olmu. Ehl-i gaflet ve ehl-i dalalet ise, meftun olduklar
menfaatlerini karmamak ve menfaat iin peresti ettikleri reislerini ve
arkadalarn kstrmemek iin, zilletlerinden ve nmerdliklerinden,
hamiyetsizliklerinden; mutlak arkadalaryla, hatt den ve hain ve muzr
olsalar dahi, hlisane ittihad.. hem menfaat etrafnda toplanan ne ekilde
olursa olsun erikleriyle samimane ittifak ederler. Samimiyet neticesi
olarak istifade ederler.
te ey musibetzede ve ihtilafa dm ehl-i hak ve ashab-
hakikat! Bu musibet zamannda ihlas kardnzdan ve rza-y lahyi
mnhasran gaye-i maksad yapmadnzdan, ehl-i hakkn bu zillet ve
malubiyetine sebebiyet verdiniz. Umr-u diniye ve uhreviyede rekabet,
gbta, hased ve kskanlk olmamal ve hakikat nokta-i nazarnda olamaz.
nki kskanlk ve hasedin sebebi; bir tek eye ok eller uzanmasndan
ve bir tek makama ok gzler dikilmesinden ve bir tek ekmei ok
mideler istemesinden mzahame, mnakaa, msabaka sebebiyle gbtaya,
sonra kskanla derler. Dnyada bir ey-i vhide oklar talib
olduundan ve dnya dar ve muvakkat olmas sebebiyle insann hadsiz
arzularn tatmin edemedii iin, rekabete dyorlar. Fakat, hirette tek
bir adama beyz sene (Haiye) mesafelik bir Cennet ihsan edilmesi
(Haiye): Mhim bir taraftan ehemmiyetli bir sual: Rivayette gelmi ki; Cennet'te bir
adama beyz senelik bir Cennet verilir. Bu hakikat akl- dnyevnin havsalasnda nasl
yerleir?
Elcevab: Naslki bu dnyada herkesin dnya kadar husus ve muvakkat bir
dnyas var. Ve o dnyann direi onun hayatdr. Ve zhir ve btn duygularyla o
dnyasndan istifade eder. Gne bir lmbam, yldzlar mumlarmdr der. Baka
mahlukat ve zruhlar bulunmalar, o adamn mlikiyetine mani olmadklar gibi, bilakis
onun husus dnyasn enlendiriyorlar, znetlendiriyorlar. Aynen yle de, fakat binler


--- sh:(L:157) -----------
ve yetmi bin kasr ve huriler verilmesi ve ehl-i Cennet'ten herkes kendi
hissesinden kemal-i rza ile memnun olmas iaretiyle gsteriliyor ki,
hirette medar- rekabet birey yoktur ve rekabet de olamaz. yle ise,
hirete ait olan a'mal-i slihada dahi rekabet olamaz; kskanlk yeri
deildir. Kskanlk eden ya riyakrdr, a'mal-i sliha suretiyle dnyev
neticeleri aryor veyahud sadk cahildir ki, a'mal-i sliha nereye baktn
bilmiyor ve a'mal-i slihann ruhu, esas ihlas olduunu derketmiyor.
Rekabet suretiyle evliyaullaha kar bir nevi adavet tamakla, vs'at-
rahmet-i lahiyeyi ittiham ediyor. Bu hakikat teyid eden bir vaka:
Eski arkadalarmzdan bir adamn, bir adama kar adaveti vard.
O adamn yannda senakrane onun dman amel-i slihle, hatt
velayetle tavsif edildi. O adam kskanmad, sklmad. Sonra birisi dedi:
"Senin o dmann cesurdur, kuvvetlidir." Baktk ki o adamda iddetli bir
kskanlk ve bir rekabet damar uyand. Ona dedik: "Velayet ve salahat
hadsiz bir hayat- ebediyenin prlantas gibi bir kuvvet ve bir yksekliktir.
Sen buna bu cihette kskanmadn. Dnyev kuvvet kzde ve cesaret
canavarda dahi bulunmakla beraber, velayet ve salahata nisbeten; bir di
cam parasnn elmasa nisbeti gibidir." O adam dedi ki: "Bir noktaya, bir
makama ikimiz bu dnyada gzmz dikmiiz. Oraya kmak iin
basamaklarmz da kuvvet ve cesaret gibi eylerdir. Onun iin kskandm.
hiret makamat hadsizdir. O burada benim dmanm iken, orada benim
samim ve sevgili kardeim olabilir."
Ey ehl-i hakikat ve tarkat! Hakka hizmet, byk ve ar bir
defineyi tamak ve muhafaza etmek gibidir. O defineyi omuzunda
tayanlara ne kadar kuvvetli eller yardma kosalar daha ziyade sevinir,
memnun olurlar. Kskanmak yle dursun, gayet samim bir muhabbetle
o
derece yksek, herbir m'min iin binler kasr ve hurileri ihtiva eden has bahesinden
baka, umum Cennet'ten beyz sene geniliinde birer husus Cennet'i vardr. Derecesi
nisbetinde inkiaf eden hissiyatyla, duygularyla Cennet'e ve ebediyete lyk bir surette
istifade eder. Bakalarn itiraki onun mlikiyetine ve istifadesine noksan vermedikleri
gibi, kuvvet verirler. Ve husus ve geni Cennetini znetlendiriyorlar. Evet, bu dnyada
bir adam, bir saatlik bir baheden ve bir gnlk bir seyranghtan ve bir aylk bir
memleketten ve bir senelik bir mesireghta seyahatndan; azyla, kulayla, gzyle,
zevkiyle, zaikasyla, sair duygularyla istifade ettii gibi; aynen yle de, fakat bir saatlik
bir baheden ancak istifade eden bu fni memleketteki kuvve-i mme ve kuvve-i zaika,
o bki memlekette bir senelik baheden ayn istifadeyi eder. Ve burada bir senelik
mesireghtan ancak istifade edebilen bir kuvve-i bsra ve kuvve-i smia orada beyz
senelik mesireghndaki seyahattan; o hametli, batan baa znetli memlekete lyk bir
tarzda istifade eder. Her m'min derecesine ve dnyada kazand sevablar, haseneler
nisbetinde inbisat ve inkiaf eden duygularyla zevk alr, telezzz eder, mstefid olur.
--- sh:(L:158) -----------
gelenlerin kendilerinden daha ziyade olan kuvvetlerini ve daha ziyade
tesirlerini ve yardmlarn mftehirane alklamak lzm gelirken,
nedendir ki rekabetkrane o hakik kardelere ve fedakr yardmclara
baklyor ve o hal ile ihlas kayor. Vazifenizde mttehem olup, ehl-i
dalaletin nazarnda, sizden ve sizin mesleinizden yz derece aa olan,
din ile dnyay kazanmak ve ilm-i hakikatla maieti temin etmek, tama'
ve hrs yolunda rekabet etmek gibi mdhi ittihamlara maruz
kalyorsunuz. Bu marazn are-i yegnesi: Nefsini ittiham etmek ve
nefsine deil, daima karsndaki meslekdana tarafdar olmak. Fenn-i
db ve lm-i Mnazara'nn lemas mabeynindeki hakperestlik ve insaf
dsturu olan u: "Eer bir mes'elenin mnazarasnda kendi sznn hakl
ktna tarafdar olup ve kendi hakl ktna sevinse ve hasmnn
haksz ve yanl olduuna memnun olsa, insafszdr." Hem zarar eder.
nki hakl kt vakit o mnazarada bilmedii bir eyi renmiyor,
belki gurur ihtimaliyle zarar edebilir. Eer hak hasmnn elinde ksa;
zararsz, bilmedii bir mes'eleyi renip, menfaatdar olur, nefsin
gururundan kurtulur. Demek insafl hakperest, hakkn hatr iin nefsin
hatrn kryor. Hasmnn elinde hakk grse, yine rza ile kabul edip,
tarafdar kar, memnun olur.
te bu dsturu ehl-i din, ehl-i hakikat, ehl-i tarkat, ehl-i ilim
kendilerine rehber ittihaz etseler, ihlas kazanrlar. Ve vazife-i
uhreviyelerinde muvaffak olurlar. Ve bu feci' sukut ve musibet-i
hazradan rahmet-i lahiye ile kurtulurlar.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.














--- sh:(L:159) -----------

Yirmibirinci Lem'a
hlas hakknda

(Onyedinci Lem'ann Onyedinci Nota'snn yedi mes'elesinden
Drdnc Mes'elesi iken, ihlas mnasebetiyle Yirminci Lem'ann kinci
Nokta's oldu. Nuraniyetine binaen Yirmibirinci Lem'a olarak Lemaat'a girdi.)

Bu Lem'a lakal her onbe gnde bir defa okunmal.
_
_,....!., ,:-,,.,.:...,..;,
.,,. ._.,.-.,.,,,_._..
,...._..,,.:;,
Ey hiret kardelerim ve ey hizmet-i Kur'aniyede arkadalarm!
Bilirsiniz ve biliniz: Bu dnyada, hususan uhrev hizmetlerde en mhim
bir esas, en byk bir kuvvet, en makbul bir efaat, en metin bir nokta-i
istinad, en ksa bir tark- hakikat, en makbul bir dua-y manev, en
kerametli bir vesile-i makasd, en yksek bir haslet, en safi bir ubudiyet:
hlastr. Madem ihlasta mezkr hassalar gibi ok nurlar var ve ok
kuvvetler var.. ve madem bu mdhi zamanda ve dehetli dmanlar
mukabilinde ve iddetli tazyikat karsnda ve savletli bid'alar, dalaletler
ierisinde bizler gayet az ve zaf ve fakir ve kuvvetsiz olduumuz halde,
gayet ar ve byk ve umum ve kuds bir vazife-i imaniye ve hizmet-i
Kur'aniye omuzumuza ihsan- lah tarafndan konulmu; elbette
herkesten



--- sh:(L:160) -----------
ziyade btn kuvvetimizle ihlas kazanmaya mecbur ve mkellefiz ve
ihlasn srrn kendimizde yerletirmek iin gayet derecede muhtacz.
Yoksa hem imdiye kadar kazandmz hizmet-i kudsiye ksmen zayi'
olur, devam etmez; hem iddetli mes'ul oluruz.
,...._..,,.:;,
yetindeki iddetli tehdidkrane nehy-i lahye mazhar olup, saadet-i
ebediye zararna manasz, lzumsuz, zararl kederli, hodfruane, sakil,
riyakrane baz hissiyat- sfliye ve menafi'-i cz'iyenin hatr iin ihlas
krmakla; hem bu hizmetteki umum kardelerimizin hukukuna tecavz,
hem hizmet-i Kur'aniyenin hizmetine taarruz, hem hakaik-i imaniyenin
kudsiyetine hrmetsizlik etmi oluruz.
Ey kardelerim! Mhim ve byk bir umr-u hayriyenin ok
muzr manileri olur. eytanlar o hizmetin hdimleriyle ok urar. Bu
manilere ve bu eytanlara kar, ihlas kuvvetine dayanmak gerektir. hlas
kracak esbabdan; ylandan, akrepten ekindiiniz gibi ekininiz. Hazret-i
Yusuf Aleyhisselm
_,,-,..;..!..,..;_..!;
demesiyle, nefs-i emmareye itimad edilmez. Enaniyet ve nefs-i emmare
sizi aldatmasn. hlas kazanmak ve muhafaza etmek ve manileri
defetmek iin, gelecek dsturlar rehberiniz olsun.
BRNC DSTURUNUZ: Amelinizde rza-y lah olmal. Eer
o raz olsa, btn dnya ksse ehemmiyeti yok. Eer o kabul etse, btn
halk reddetse tesiri yok. O raz olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse
ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadnz halde, halk-
lara da kabul ettirir, onlar da raz eder. Onun iin, bu hizmette dorudan
doruya yalnz Cenab- Hakk'n rzasn esas maksad yapmak gerektir.
KNC DSTURUNUZ: Bu hizmet-i Kur'aniyede bulunan
kardelerinizi tenkid etmemek ve onlarn stnde faziletfruluk
nev'inden gbta damarn tahrik etmemektir. nki nasl insann bir eli
dier eline rekabet etmez, bir gz bir gzn tenkid etmez, dili kulana
itiraz etmez, kalb ruhun aybn grmez.. belki birbirinin noksann ikmal
eder, kusurunu rter, ihtiyacna yardm eder, vazifesine muavenet eder;
yoksa o vcud-u insann hayat sner, ruhu kaar, cismi de dalr. Hem
naslki bir fabrikann arklar birbiriyle rekabetkrane uramaz,
birbirinin nne tekaddm edip tahakkm etmez, birbirinin kusurunu
grerek tenkid edip sa'ye evkini krp atalete uratmaz. Belki btn
istidadlaryla,
--- sh:(L:161) -----------
birbirinin hareketini umum maksada tevcih etmek iin yardm ederler,
hakik bir tesand bir ittifak ile gaye-i hilkatlerine yrrler. Eer zerre
mikdar bir taarruz, bir tahakkm karsa; o fabrikay kartracak,
neticesiz akm brakacak. Fabrika sahibi de o fabrikay btn btn krp
datacak.
te ey Risale-i Nur akirdleri ve Kur'ann hizmetkrlar! Sizler ve
bizler yle bir insan- kmil ismine lyk bir ahs- manevnin zalaryz..
ve hayat- ebediye iindeki saadet-i ebediyeyi netice veren bir fabrikann
arklar hkmndeyiz.. ve sahil-i selmet olan Dr-s Selm'a mmet-i
Muhammediyeyi (A.S.M.) karan bir sefine-i Rabbaniyede alan
hademeleriz. Elbette drt ferdden bin yz onbir kuvvet-i maneviyeyi
temin eden srr- ihlas kazanmak ile, tesand ve ittihad- hakikye
muhtacz ve mecburuz. Evet elif ittihad etmezse, kymeti var. Srr-
adediyet ile ittihad etse, yz onbir kymet alr. Drt kerre drt ayr ayr
olsa, onalt kymeti var. Eer srr- uhuvvet ve ittihad- maksad ve ittifak-
vazife ile tevafuk edip bir izgi stnde omuz omuza verseler, o vakit
drtbin drtyz krkdrt kuvvetinde ve kymetinde olduu gibi.. hakik
srr- ihlas ile, onalt fedakr kardelerin kymet ve kuvvet-i maneviyesi
drt binden getiine, pek ok vukuat- tarihiye ehadet ediyor. Bu srrn
srr udur ki: Hakik, samim bir ittifakta herbir ferd, sair kardelerin
gzyle de bakabilir ve kulaklaryla da iitebilir. Gya on hakik
mttehid adamn herbiri yirmi gzle bakyor, on aklla dnyor, yirmi
kulakla iitiyor, yirmi elle alyor bir tarzda manev kymeti ve
kuvvetleri vardr. (Haiye)
NC DSTURUNUZ: Btn kuvvetinizi ihlasta ve hakta
bilmelisiniz. Evet kuvvet haktadr ve ihlastadr. Hakszlar dahi,
hakszlklar iinde gsterdikleri ihlas ve samimiyet yznden kuvvet
kazanyorlar. Evet kuvvet hakta ve ihlasta olduuna bir delil, u
hizmetimizdir. Bu hizmetimizde bir para ihlas, bu davay isbat eder ve
kendi kendine delil olur. nki yirmi seneden fazla kendi memleketimde
ve stanbul'da ettiimiz hizmet-i ilmiye ve diniyeye mukabil, burada
sizinle yedi-sekiz senede yz derece fazla edildi. Halbuki, kendi
memleketimde ve stanbul'da burada benimle alan kardelerimden
yz, belki bin derece
(Haiye): Evet srr- ihlas ile samim tesand ve ittihad, hadsiz menfaate medar olduu
gibi; korkulara hatt lme kar en mhim bir siper, bir nokta-i istinaddr. nki lm
gelse, bir ruhu alr. Srr- uhuvvet-i hakikiye ile rza-y lah yolunda, hirete mteallik
ilerde, kardeleri adedince ruhlar olduundan biri lse, "Dier ruhlarm salam
kalsnlar; zira o ruhlar her vakit sevablar bana kazandrmakla manev bir hayat idame
ettiklerinden ben lmyorum" diyerek, lm glerek karlar. "Ve o ruhlar vastasyla
sevab cihetinde yayorum, yalnz gnah cihetinde lyorum" der, rahatla yatar.
--- sh:(L:162) -----------
fazla yardmclarm varken, burada ben yalnz, kimsesiz, garib, yarm
mmi, insafsz memurlarn tarassudat ve tazyikatlar altnda yedi-sekiz
sene sizinle ettiim hizmet; yz derece eski hizmetten fazla muvaffakyeti
gsteren manev kuvvet, sizlerdeki ihlastan geldiine kat'iyyen bhem
kalmad. Hem itiraf ediyorum ki: Samim ihlasnzla, an eref perdesi
altnda nefsimi okayan riyadan beni bir derece kurtardnz. nallah tam
ihlasa muvaffak olursunuz, beni de tam ihlasa sokarsnz. Bilirsiniz ki,
Hazret-i Ali (R.A.) o mu'cizevari kerametiyle ve Hazret-i Gavs- A'zam
(K.S.), o hrika keramet-i gaybiyesiyle, sizlere bu srr- ihlasa binaen
iltifat ediyorlar ve himayetkrane teselli verip hizmetinizi manen
alklyorlar. Evet hi bhe etmeyiniz ki, bu tevecchleri, ihlasa binaen
gelir. Eer bilerek bu ihlas krsanz, onlarn tokadn yersiniz. Onuncu
Lem'adaki efkat tokatlarn tahattur ediniz. Byle manev kahramanlar
arkanzda zahr, banzda stad bulmak isterseniz
,,..._..;,,,
srryla ihlas- tmm kazannz. Kardelerinizin nefislerini nefsinize;
erefte, makamda, tevecchte, hatt menfaat- maddiye gibi nefsin houna
giden eylerde tercih ediniz. Hatt en latif ve gzel bir hakikat- imaniyeyi
muhta bir m'mine bildirmek ki; en masumane, zararsz bir menfaattir.
Mmkn ise, nefsinize bir hodgmlk gelmemek iin, istemeyen bir
arkada ile yaptrmas hounuza gitsin. Eer "Ben sevab kazanaym, bu
gzel mes'eleyi ben syleyeyim" arzunuz varsa, endan onda bir gnah ve
zarar yoktur. Fakat mabeyninizdeki srr- ihlasa zarar gelebilir.
DRDNC DSTURUNUZ: Kardelerinizin meziyetlerini
ahslarnzda ve faziletlerini kendinizde tasavvur edip, onlarn
erefleriyle kirane iftihar etmektir. Ehl-i tasavvufun mabeyninde "fena
fi- eyh, fena fi-r resul" stlahat var. Ben sofi deilim. Fakat onlarn bu
dsturu, bizim meslekte "fena fi-l ihvan" suretinde gzel bir dsturdur.
Kardeler arasnda buna "tefani" denilir. Yani, birbirinde fni olmaktr.
Yani: Kendi hissiyat- nefsaniyesini unutup, kardelerinin meziyat ve
hissiyatyla fikren yaamaktr. Zten mesleimizin esas uhuvvettir. Peder
ile evld, eyh ile mrid mabeynindeki vasta deildir. Belki hakik
kardelik vastalardr. Olsa olsa bir stadlk ortaya girer. Mesleimiz
"Haliliye" olduu iin, merebimiz "hllet"tir. Hllet ise, en yakn dost ve
en fedakr arkada ve en gzel takdir edici yolda ve en civanmerd karde
olmak iktiza eder. Bu hlletin ss-l esas, samim ihlastr. Samim ihlas
kran adam, bu hlletin gayet yksek kulesinin bandan sukut eder. Gayet
derin bir ukura dmek ihtimali var. Ortada tutunacak yer bulamaz.
--- sh:(L:163) -----------
Evet yol iki grnyor. Cadde-i Kbra-y Kur'aniye olan u
mesleimizden imdi ayrlanlar, bize dman olan dinsizlik kuvvetine
bilmeyerek yardm etmek ihtimali var. nallah Risale-i Nur yoluyla
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n daire-i kudsiyesine girenler; daima nura,
ihlasa, imana kuvvet verecekler ve yle ukurlara sukut etmeyeceklerdir.
Ey hizmet-i Kur'aniyede arkadalarm! hlas kazanmann ve
muhafaza etmenin en messir bir sebebi, rabta-i mevttir. Evet ihlas
zedeleyen ve riyaya ve dnyaya sevkeden, tul-i emel olduu gibi; riyadan
nefret veren ve ihlas kazandran, rabta-i mevttir. Yani: lmn
dnp, dnyann fni olduunu mlahaza edip, nefsin desiselerinden
kurtulmaktr. Evet ehl-i tarkat ve ehl-i hakikat, Kur'an- Hakm'in
;.,.,,.,,,.,. ,.!.._.._
gibi yetlerinden ald dersle, rabta-i mevti slklarnda esas tutmular;
tul-i emelin menei olan tevehhm- ebediyeti o rabta ile izale etmiler.
Onlar faraz ve hayal bir surette kendilerini lm tasavvur ve tahayyl
edip ve ykanyor, kabre konuyor farz edip; dne dne nefs-i emmare
o tahayyl ve tasavvurdan mteessir olup uzun emellerinden bir derece
vazgeer. Bu rabtann fevaidi pek oktur. Hadste
,..!,..,.,,.
-ev kema kal- yani "Lezzetleri tahrib edip aclatran lm ok
zikrediniz!" diye bu rabtay ders veriyor. Fakat mesleimiz tarkat
olmad, belki hakikat olduu iin, bu rabtay ehl-i tarkat gibi faraz ve
hayal suretinde yapmaa mecbur deiliz. Hem meslek-i hakikata uygun
gelmiyor. Belki akibeti dnmek suretinde, mstakbeli zaman- hazra
getirmek deil, belki hakikat noktasnda zaman- hazrdan istikbale fikren
gitmek, nazaran bakmaktr. Evet hi hayale, faraza lzum kalmadan bu
ksa mr aacnn bandaki tek meyvesi olan kendi cenazesine
bakabilir. Onunla yalnz kendi ahsnn mevtini grd gibi, bir para
br tarafa gitse, asrnn lmn de grr; daha bir para br tarafa
gitse, dnyann lmn de mahede eder, ihlas- etemme yol aar.
kinci Sebeb: man- tahkiknin kuvvetiyle ve marifet-i Snii
netice veren masnuattaki tefekkr- imanden gelen lemaat ile bir nevi
huzur kazanp, Hlk- Rahm'in hazr nzr olduunu dnp, ondan
bakasnn tevecchn aramayarak; huzurunda bakalarna bakmak,
meded aramak o huzurun edebine muhalif olduunu dnmek ile o
riyadan kurtulup ihlas kazanr. Her ne ise.. bunda ok derecat, meratib
var. Herkes
--- sh:(L:164) -----------
kendi hissesine gre ne kadar istifade edebilse, o kadar krdr. Risale-i
Nur'da riyadan kurtaracak, ihlas kazandracak ok hakaik
zikredildiinden ona havale edip, burada ksa kesiyoruz.
hlas kran ve riyaya sevkeden pek ok esbabdan iki-n
muhtasaran beyan edeceiz:
Birincisi: Menfaat- maddiye cihetinden gelen rekabet, yava yava
ihlas krar. Hem netice-i hizmeti de zedeler. Hem o madd menfaati de
karr. Evet hakikat ve hiret iin alanlara kar bu millet bir hrmet
ve bir muavenet fikrini daima beslemi. Ve bilfiil onlarn hakikat-
ihlaslarna ve sadkane olan hizmetlerine bir cihette itirak etmek
niyetiyle, onlarn hacat- maddiyelerinin tedarikiyle megul olup,
vakitlerini zayi' etmemek iin, sadaka ve hediye gibi madd menfaatlerle
yardm edip, hrmet etmiler. Fakat bu muavenet ve menfaat istenilmez,
belki verilir. Hem kalben arzu edip muntazr kalmakla lisan- hal ile dahi
istenilmez, belki ummad bir halde verilir. Yoksa ihlas zedelenir. Hem
,...._..,,.:;,
yetinin nehyine yanar, ameli ksmen yanar. te bu madd menfaati
arzu edip muntazr kalmak, sonra nefs-i emmare hodgmlk cihetiyle, o
menfaati bakasna kaptrmamak iin, hakik bir kardeine ve o husus
hizmette arkadana kar bir rekabet damar uyandrr. hlas zedelenir,
hizmette kudsiyeti kaybeder. Ehl-i hakikat nazarnda sakl bir vaziyet
alr. Ve madd menfaati de kaybeder. Her ne ise.. bu hamur ok su
gtrr, ksa kesip yalnz hakik kardelerimin iinde srr- ihlas ve
samim ittifak kuvvetletirecek iki misal syleyeceim.
Birinci Misal: Ehl-i dnya, byk bir servet ve iddetli bir kuvvet
elde etmek iin, hatt bir ksm ehl-i siyaset ve hayat- itimaiye-i
beeriyenin mhim milleri ve komiteleri, itirak-i emval dsturunu
kendilerine rehber etmiler. Btn s'-i istimalat ve zararlaryla beraber,
hrika bir kuvvet, bir menfaat elde ediyorlar. Halbuki itirak-i emvalin
ok zararlaryla beraber, itirakle mahiyeti deimez. Herbirisi umuma -
geri bir cihette ve nezarette- mlik hkmndedir, fakat istifade edemez.
Her ne ise.. bu itirak-i emval dsturu a'mal-i uhreviyeye girse; zararsz
azm menfaate medardr. nki btn emval, o itirak eden herbir ferdin
eline tamamen gemesinin srrn tayor. nki naslki drt be adamdan
itirak niyetiyle biri gazya, biri fitil, biri lmba, biri ie, biri kibrit
getirip lmbay yaktlar. Herbiri tam bir lmbaya mlik oluyor. O itirak
edenlerin herbirinin bir duvarda byk bir yinesi varsa,

--- sh:(L:165) -----------
herbirinin noksansz, paralanmadan birer lmba oda ile beraber
yinesine girer. Aynen yle de: Emval-i uhreviyede srr- ihlas ile itirak
ve srr- uhuvvet ile tesand ve srr- ittihad ile terik-l mesa.. o itirak-i
a'malden hasl olan umum yekn ve umum nur herbirinin defter-i
a'maline bitamamiha girecei ehl-i hakikat mabeyninde mehud ve
vaki'dir ve vs'at- rahmet ve kerem-i lahnin muktezasdr.
te ey kardelerim! Sizleri inallah menfaat- maddiye rekabete
sevketmeyecek. Fakat menfaat- uhreviye noktasnda bir ksm ehl-i
tarkat aldandklar gibi, sizin de aldanmanz mmkndr. Fakat ahs,
cz' bir sevab nerede; mezkr misal hkmndeki itirak-i a'mal
noktasnda tezahr eden sevab ve nur nerede?
kinci Misal: Ehl-i san'at, netice-i san'at ziyade kazanmak iin,
itirak-i san'at cihetinde mhim bir servet elde ediyorlar. Hatt diki
ineleri yapan on adam, ayr ayr yapmaa almlar. O ferd
almann her gnde yalnz ine, o ferd san'atn meyvesi olmu.
Sonra terik-l mesa dsturuyla on adam birlemiler. Biri demir getirip,
biri ocak yandrp, biri delik aar, biri ocaa sokar, biri ucunu sivriltir ve
hkeza herbirisi ine yapmak san'atnda yalnz cz' bir ile megul olup,
itigal ettii hizmet basit olduundan vakit zayi' olmayp, o hizmette
meleke kazanarak, gayet sr'atle iini grm. Sonra, o terik-i mesa ve
taksim-i a'mal dsturuyla olan san'atn semeresini taksim etmiler.
Herbirisine bir gnde ineye bedel yz ine dtn grmler.
Bu hdise ehl-i dnyann san'atkrlar arasnda, onlar terik-i mesaye
sevketmek iin dillerinde destan olmutur.
te ey kardelerim! Madem umr-u dnyeviyede, kesif
maddelerde byle ittihad, ittifak ile neticeler, byle azm yekn faideler
verir; acaba, uhrev ve nuran ve tecezzi ve inksama muhta olmayarak
ve fazl- lah ile herbirisinin yinesine umum nur in'ikas etmek ve herbiri
umumun kazand misil sevaba mlik olmak, ne kadar byk bir kr
olduunu kyas edebilirsiniz! Bu azm kr, rekabetle ve ihlasszlk ile
karlmaz.
hlas kran ikinci mani: Hubb-u chtan gelen hretperestlik
saikasyla ve an eref perdesi altnda tevecch- mmeyi kazanmak,
nazar- dikkati kendine celbetmekle enaniyeti okamak ve nefs-i
emmareye bir makam vermektir ki, en mhim bir maraz- ruh olduu
gibi "irk-i haf" tabir edilen riyakrla, hodfrulua kap aar, ihlas
zedeler.
Ey kardelerim! Kur'an- Hakm'in hizmetindeki mesleimiz
hakikat ve uhuvvet olduu ve uhuvvetin srr; ahsiyetini kardeler iinde
fni
--- sh:(L:166) -----------
edip (Haiye) , onlarn nefislerini kendi nefsine tercih etmek"
olduundan, mabeynimizde bu nevi hubb-u chtan gelen rekabet tesir
etmemek gerektir. nki mesleimize btn btn mnafdir. Madem
kardelerin erefi umumiyetle her ferde ait olabilir; o byk eref-i
manevyi, ahs, hodfruane, rekabetkrane, cz' bir erefe ve hrete
feda etmek; Risale-i Nur akirdlerinden yz derece uzak olduu
midindeyim. Evet Risale-i Nur akirdlerinin kalbi, akl, ruhu; byle
aa, zararl, sfl eylere tenezzl etmez. Fakat herkeste nefs-i emmare
bulunur. Baz da hissiyat- nefsiye damarlara iliir. Bir derece hkmn;
kalb, akl ve ruhun ramna olarak icra eder. Sizlerin kalb ve ruh ve
aklnz ittiham etmem. Risale-i Nur'un verdii tesire binaen itimad
ediyorum. Fakat nefs ve heva ve hiss ve vehim bazan aldatyorlar. Onun
iin, bazan iddetli ikaz olunuyorsunuz. Bu iddet, nefs ve heva ve hiss
ve vehme bakyor; ihtiyatl davrannz. Evet eer mesleimiz eyhlik olsa
idi, makam bir olurdu veyahut mahdud makamlar bulunurdu. O makama
mteaddid istidadlar namzed olurdu. Gbtakrane bir hodgmlk
olabilirdi. Fakat mesleimiz uhuvvettir. Karde kardee peder olamaz,
mrid vaziyetini taknamaz. Uhuvvetteki makam genitir. Gbtakrane
mzahameye medar olamaz. Olsa olsa, karde kardee muavin ve zahr
olur; hizmetini tekmil eder. Pederane, mridane mesleklerdeki
gbtakrane hrs- sevab ve ulvv- himmet cihetiyle ok zararl ve
hatarl neticeler vcuda geldiine delil: Ehl-i tarkatn o kadar mhim ve
azm kemaltlar ve menfaatleri iindeki ihtilafatn ve rekabetin verdii
vahim neticelerdir ki; onlarn o azm, kuds kuvvetleri bid'a rzgrlarna
kar dayanamyor.
nc Mani: Korku ve tama'dr. Bu mani dier bir ksm
manilerle beraber Hcumat- Sitte'de tamamyla izah edildiinden ona
havale edip, Cenab- Erhamrrhimn'den btn esma-i hsnasn efaat
yapp niyaz ediyoruz ki: "Bizleri ihlas- tmme muvaffak eylesin...
mn..."
_,..-.!:..,._....-_-;.,.-,,.!
_,._,._,..-.!
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *
(Haiye): Evet bahtiyar odur ki; kevser-i Kur'anden szlen tatl, byk bir
havuzu kazanmak iin, bir buz paras nev'indeki ahsiyetini ve enaniyetini o
havuz iine atp eritendir.
--- sh:(L:167) -----------
Bir ksm kardelerime husus bir mektubdur
Yazda usanan ve ibadet aylar olan uhur-u selsede sair evrad,
be cihetle ibadet saylan (Haiye) Risale-i Nur yazsna tercih eden
kardelerime iki hads-i erifin bir nktesini syleyeceim.
Birincisi: ..,:!........-!...;,-ev kema kal-
Yani: "Maherde lema-i hakikatn sarfettikleri mrekkeb, ehidlerin
kanyla mvazene edilir; o kymette olur."
kincisi:
.,,...,._........_..., .._.
-ev kema kal- Yani: "Bid'alarn ve dalaletlerin istils zamannda Snnet-
i Seniyeye ve hakikat- Kur'aniyeye temessk edip hizmet eden, yz
ehid sevabn kazanabilir." Ey tenbellik damaryla yazdan usanan ve ey
sofi-mereb kardeler! Bu iki hadsin mecmuu gsterir ki: Byle
zamanda hakaik-i imaniyeye ve esrar- eriat ve Snnet-i Seniyeye
hizmet eden mbarek hlis kalemlerden akan siyah nur veya b- hayat
hkmnde olan mrekkeblerin bir dirhemi, hedann yz dirhem kan
hkmnde yevm-i maherde size faide verebilir. yle ise, onu
kazanmaya alnz.
Eer deseniz: Hadste "lim" tabiri var, bir ksmmz yalnz
ktibiz.
Elcevab: Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul
ederek okuyan; bu zamann mhim, hakikatl bir limi olabilir. Eer
anlamasa da, madem Risale-i Nur akirdlerinin bir ahs- manevsi var,
bhesiz o ahs- manev bu zamann bir limidir. Sizin kalemleriniz ise,
o ahs- manevnin parmaklardr. Kendi nokta-i nazarmda liyakatsz
olduum halde, haydi hsn- zannnza binaen bu fakire bir stadlk ve
tebaiyet noktasnda bir lim vaziyetini verdiinizden balanmsnz. Ben
mmi ve kalemsiz olduum iin, sizin kalemleriniz benim kalemim
saylr, hadste gsterilen ecri alrsnz.
Said Nurs
(Haiye): Bu kymetli mektubda stadmzn iaret ettii be nevi ibadetin
kendilerinden izahn taleb ettik. Aldmz izah aaya yazlmtr.
1 - En mhim bir mcahede olan ehl-i dalalete kar manen mcahede etmektir.
2 - stadna ner-i hakikat cihetinde yardm suretiyle hizmet etmektir.
3 - Mslmanlara iman cihetinde hizmet etmektir.
4 - Kalemle ilmi tahsil etmektir.
5 - Bazan bir saati bir sene ibadet hkmne geen tefekkr olan ibadeti
yapmaktr.
Rd, Hsrev, Re'fet
--- sh:(L:168) -----------

Yirmiikinci Lem'a

..-,....

Isparta'nn dil valisine ve adliyesine ve zabtasna.. en mahrem ve
en has ve hlis kardelerime mahsus olarak yirmiiki sene evvel Isparta'nn
Barla nahiyesinde iken yazdm gayet mahrem bu risaleciimi Isparta
milletiyle ve hkmetiyle alkadarln gsterdii iin takdim ediyorum.
Eer mnasib grlse, ya yeni veya eski harfle daktilo ile birka nsha
yazlsn ki, yirmibe otuz senedir esrarm arayanlar ve tarassud edenler de
anlasnlar ki; gizli hibir srrmz yok. Ve en gizli bir srrmz, ite bu
risaledir; bilsinler!
Said Nurs

arat- Selse

Onyedinci Lem'ann Onyedinci Notasnn nc Mes'elesi
iken suallerinin iddet ve mulne ve cevablarnn kuvvet ve
parlaklna binaen, Otuzbirinci Mektub'un Yirmiikinci Lem'as
olarak Lemaat'a kart. Lem'alar bu Lem'aya yer vermelidirler.
Mahremdir; en has ve hlis ve sadk kardelerimize mahsustur.
_
;,.-,_.._._.,
,..__:!_-..,._!.
Bu Mes'ele " aret"tir.

--- sh:(L:169) -----------
BRNC ARET: ahsma ve Risale-i Nur'a ait mhim bir
sual.
oklar tarafndan deniliyor ki: Sen, ehl-i dnyann dnyasna
karmadn halde, nedendir ki, her frsatta onlar senin hiretine
karyorlar. Halbuki hibir hkmetin kanunu, trik-d dnya ve
mnzevilere karmyor?
Elcevab: Yeni Said'in bu suale kar cevab skttur. Yeni Said:
"Benim cevabm kader-i lah versin" der. Bununla beraber
mecburiyetle, emaneten istiare ettii Eski Said'in kafas diyor ki: Bu
suale cevab verecek, Isparta vilayetinin hkmetidir ve u vilayetin
milletidir. nki bu hkmet ve u millet, benden ok ziyade bu sualin
altndaki mana ile alkadardrlar. Madem binler efrad bulunan bir
hkmet ve yzbinler efrad bulunan bir millet benim bedelime
dnmeye ve mdafaa etmeye mecburdur. Ben neden lzumsuz olarak
mddeilerle konuup mdafaa edeyim. nki dokuz senedir ben bu
vilayetteyim; gittike daha ziyade dnyalarna arkam eviriyorum.
Hibir halim de mestur kalmam. En gizli, en mahrem risalelerim dahi
hkmetin ve baz meb'uslarn ellerine gemi. Eer ehl-i dnyay telaa
ve endieye drecek dnyev bir karmak halim ve kartrmak
teebbsm ve fikrim olsayd, bu vilayet ve kazalardaki hkmet, dokuz
sene dikkat ve tecesss ettikleri halde ve ben de ekinmeyerek yanma
gelenlere esrarm beyan ettiim halde, hkmet bana kar skt edip
ilimediler. Eer milletin ve vatann saadetine ve istikbaline zarar
verecek bir kabahatim varsa, dokuz seneden beri valisinden tut, ky
karakol kumandanna kadar kendilerini mes'ul eder. Onlar kendilerini
mes'uliyetten kurtarmak iin, hakkmda habbeyi kubbe yapanlara kar,
kubbeyi habbe yapp beni mdafaa etmeye mecburdurlar. yle ise bu
sualin cevabn onlara havale ediyorum.
Amma u vilayetin milleti, umumiyetle benden ziyade beni
mdafaa etmek mecburiyetleri undandr ki; bu dokuz senedir hem
karde, hem dost, hem mbarek olan bu milletin hayat- ebediyesine ve
kuvvet-i imaniyesine ve saadet-i hayatiyesine bilfiil ve maddeten tesirini
gsteren yzer risalelerle altmz ve hibir dadaa ve zarar, hi
kimseye o risaleler yznden gelmedii ve hibir garazkrane tereuhat-
siyasiye ve dnyeviye grlmedii ve "Lillahilhamd" u Isparta vilayeti,
eski zamann am- erifinin mbarekiyeti ve lem-i slmn medrese-i
umumsi olan Msr'n Cmi-l Ezher'i mbarekiyeti nev'inden, kuvvet-i
imaniye ve salabet-i diniye cihetinde bir mbarekiyet makamn Risale-i
Nur vastasyla kazanarak; bu vilayette, imann kuvveti lkaydla ve
ibadetin itiyak sefahete hkim olmasn ve umum vilayetlerin
--- sh:(L:170) -----------
fevknde bir meziyet-i dindaraneyi Risale-i Nur bu vilayete
kazandrdndan, elbette bu vilayetteki umum insanlar, hatt faraza
dinsizi de olsa, beni ve Risale-i Nur'u mdafaaya mecburdur. Onlarn ok
ehemmiyetli mdafaa haklar iinde, benim gibi vazifesini bitirmi ve
"Lillahilhamd" binlerle akirdler benim gibi bir cizin yerinde alm
ve alt hengmda, ehemmiyetsiz cz' hakkm beni mdafaaya
sevketmiyor. Bu kadar binlerle dava vekilleri bulunan bir adam, kendi
davasn kendi mdafaa etmez.
KNC ARET: Tenkidkrane bir suale cevabdr.
Ehl-i dnya tarafndan deniliyor ki: Sen neden bizden kstn? Bir
defa olsun hi mracaat etmeyip skt ettin? Bizden iddetli ekva edip
"Bana zulmediyorsunuz!" diyorsun. Halbuki bizim bir prensibimiz var,
bu asrn muktezas olarak husus dsturlarmz var. Bunlarn tatbikini sen
kendine kabul etmiyorsun. Kanunu tatbik eden zalim olmaz, kabul
etmeyen isyan eder. Ezcmle: Bu asr- hrriyette ve bu yeni baladmz
cumhuriyetler devrinde, msavat esas zerine tahakkm ve tagallb
kaldrmak dsturu, bizim bir kanun-u esasmiz hkmne getii halde,
sen kh hocalk, kh zhidlik suretinde tevecch- mmeyi kazanarak,
nazar- dikkati kendine celbederek, hkmetin nfuzu haricinde bir
kuvvet, bir makam- itima elde etmeye altn, zahir halin ve eski
zamandaki macera-y hayatnn delaletiyle anlalyor. Bu hal ise, -
imdiki tabir ile- burjuvalarn mstebidane tahakkmleri iinde ho
grnebilir. Fakat bizim tabaka-i avamn intibahyla ve galebesiyle
tezahr eden tam sosyalizm ve bolevizm dsturlar, bizim daha ziyade
iimize yarad iin; o sosyalizm dsturlarn kabul ettiimiz halde,
senin vaziyetin bize ar geliyor, prensiplerimize muhalif dyor. Onun
iin sana verdiimiz skntdan ekvaya ve ksmeye hakkn yoktur?
Elcevab: Hayat- itimaiye-i beeriyede bir r aan, eer
kinattaki kanun-u ftrata muvafk hareket etmezse; hayrl ilerde ve
terakkide muvaffak olamaz. Btn hareketi err ve tahrib hesabna geer.
Madem kanun-u ftrata tatbik-i harekete mecburiyet var; elbette ftrat-
beeriyeyi deitirmek ve nev-i beerin hilkatindeki hikmet-i esasiyeyi
kaldrmakla, mutlak msavat kanunu tatbik edilebilir. Evet ben, neseben
ve hayata avam tabakasndanm. Ve mereben ve fikren "msavat-
hukuk" mesleini kabul edenlerdenim. Ve efkaten ve slmiyetten gelen
srr- adalet ile, burjuva denilen tabaka-i havassn istibdad ve
tahakkmlerine kar eskiden beri muhalefetle alanlardanm. Onun
iin btn kuvvetimle adalet-i tmme lehinde, zulm ve tagallbn ve
tahakkm ve istibdadn aleyhindeyim.
--- sh:(L:171) -----------
Fakat nev-i beerin ftrat ve srr- hikmeti, msavat- mutlaka
kanununa zddr. nki Ftr- Hakm, kemal-i kudret ve hikmetini
gstermek iin, az bir eyden ok mahsult aldrr ve bir sahifede ok
kitablar yazdrr ve birey ile ok vazifeleri yaptrd gibi, beer nev'i ile
de binler nev'in vazifelerini grdrr.
te o srr- azmdendir ki: Cenab- Hak, insan nev'ini binler
nevileri snbl verecek ve hayvanatn sair binler nevileri kadar tabakat
gsterecek bir ftratta yaratmtr. Sair hayvanat gibi kuvalarna,
latifelerine, duygularna hadd konulmam; serbest brakp hadsiz
makamatta gezecek istidad verdiinden, bir nevi iken binler nevi
hkmne getii iindir ki, arzn halifesi ve kinatn neticesi ve zhayatn
sultan hkmne gemitir.
te nev-i insann tenevvnn en mhim mayesi ve zenberei;
msabaka ile, hakik imanl fazilettir. Fazileti kaldrmak, mahiyet-i
beeriyenin tebdiliyle, akln sndrlmesiyle, kalbin ldrlmesiyle,
ruhun mahvedilmesiyle olabilir. Evet u hrriyet perdesi altnda mdhi
bir istibdad tayan u asrn gaddar yzne arplmaya lyk iken ve
halbuki o tokada mstehak olmayan gayet mhim bir ztn yanl olarak
yzne savrulan kmilane u szn:
Ne mmkn zulm ile, bdd ile, imha-y hrriyet;
al idraki kaldr, muktedirsen demiyetten.
Sznn yerine, bu asrn yzne arpmak iin ben de derim:
Ne mmkn zulm ile, bdd ile, imha-y hakikat;
al kalbi kaldr, muktedirsen demiyetten.
Veyahut:
Ne mmkn zulm ile, bdd ile, imha-y fazilet;
al vicdan kaldr, muktedirsen demiyetten.
Evet imanl fazilet, medar- tahakkm olmad gibi, sebeb-i
istibdad da olamaz. Tahakkm ve tagallb etmek, faziletsizliktir. Ve
bilhassa ehl-i faziletin en mhim merebi, acz ve fakr ve tevazu ile hayat-
itimaiye-i beeriyeye karmak tarzndadr. "Lillahilhamd" bu mereb
stnde hayatmz gitmi ve gidiyor. Ben kendimde fazilet var diye fahr
suretinde dava etmiyorum. Fakat nimet-i lahiyeyi tahdis suretinde,
kretmek niyetiyle diyorum ki: Cenab- Hak fazl u keremiyle, ulm-u
imaniye ve Kur'aniyeye almak ve fehmetmek faziletini ihsan etmitir.
Bu ihsan- lahyi btn hayatmda "Lillahilhamd" tevfik-i lah ile u
millet-i slmiyenin menfaatine, saadetine sarfederek; hibir vakit vasta-
i tahakkm ve tagallb olmad gibi; ekser ehl-i gaflete matlub


--- sh:(L:172) -----------
olan tevecch- ns ve hsn- kabul- halk dahi, mhim bir srra binaen
benim menfurumdur; onlardan kayorum. Yirmi sene eski hayatm zayi'
ettii iin onlar kendime muzr gryorum. Fakat Risale-i Nur'u
beenmelerine bir emare biliyorum, onlar kstrmyorum.
te ey ehl-i dnya! Dnyanza hi karmadm ve
prensiplerinizle hibir cihet-i temasm bulunmad ve dokuz sene
esaretteki bu hayatmn ehadetiyle yeniden dnyaya karmaya hibir
niyet ve arzum yokken, bana eski bir mtegallib ve daima frsat
bekleyen ve fikr-i istibdad ve tahakkm tayan bir adam gibi yaplan
bunca tarassud ve tazyikiniz, hangi kanun iledir? Hangi maslahat iledir?
Dnyada hibir hkmet byle fevk-al kanun ve hibir ferdin tasvibine
mazhar olmayan bir muameleye msaade etmedii halde, bana kar
yaplan bu kadar bed muamelelere, yalnz deil benim ksmem, belki
eer bilse nev-i beer kser, belki kinat ksyor!..
NC ARET: Malatal divanecesine bir sual.
Bir ksm ehl-i hkm diyorlar ki: Madem sen bu memlekette
duruyorsun; u memleketin cumhur kanunlarna inkyad etmek lzm
gelirken sen neden inziva perdesi altnda kendini o kanunlardan
kurtaryorsun? Ezcmle; imdiki hkmetin kanununda, vazife haricinde
bir meziyeti, bir fazileti kendine takp, onunla bir ksm millete tahakkm
edip nfuzunu icra etmek, msavat esasna istinad eden cumhuriyetin bir
dsturuna mnafdir. Sen neden vazifesiz olduun halde elini
ptryorsun? Halk beni dinlesin diye hodfruane bir vaziyet
taknyorsun?
Elcevab: Kanunu tatbik edenler evvel kendilerine tatbik ettikten
sonra bakasna tatbik edebilirler. Siz kendinize tatbik etmediiniz bir
dsturu bakasna tatbik etmekle, herkesten evvel siz dsturunuzu,
kanununuzu kryorsunuz ve kar geliyorsunuz. nki bu msavat-
mutlaka kanununun bana tatbikini istiyorsunuz. Ben de derim: Ne vakit
bir nefer, bir mirin makam- itimasine karsa ve milletin o mire
kar gsterdikleri hrmet ve tevecche itirak ederse ve onun gibi o
tevecch ve hrmete mazhar olursa veyahut o mir, o nefer gibi
dileirse ve o neferin snk vaziyetini alrsa ve o mirin vazife
haricinde hibir ehemmiyeti kalmazsa.. hem eer, en zeki ve bir ordunun
muzafferiyetine sebebiyet veren bir erkn- harb reisi, en aptal bir neferle
tevecch- mmede ve hrmet ve muhabbette msavata girerse; o vakit
sizin bu msavat kanununuz hkmnce bana yle diyebilirsiniz:
"Kendine hoca deme! Hrmeti kabul etme! Faziletini inkr et!
Hizmetine hizmet et! Dilencilere arkada ol!"
--- sh:(L:173) -----------
Eer deseniz: Bu hrmet ve makam ve tevecch, vazife banda
olduu vakte mahsustur ve vazifedarlara hastr. Sen vazifesiz bir adamsn;
vazifedarlar gibi milletin hrmetini kabul edemezsin!
Elcevab: Eer insan yalnz bir cesedden ibaret olsa ve insan
dnyada lyemutane daim kalsa ve kabir kaps kapansa ve lm
ldrlse, o vakit vazife yalnz askerlik ve idare memurlarna mahsus
kalrsa; sznzde dahi bir mana olurdu. Fakat madem insan yalnz
cesedden ibaret deil. Cesedi beslemek iin; kalb, dil, akl, dima
koparlp o cesede yedirilmez, onlar imha edilmez. Onlar da idare ister.
Ve madem kabir kaps kapanmyor ve madem kabrin br
tarafndaki endie-i istikbal her ferdin en mhim mes'elesidir. Elbette
milletin itaat ve hrmetine istinad eden vazifeler, yalnz milletin hayat-
dnyeviyesine ait itima ve siyas ve asker vazifelere mnhasr deildir.
Evet yolculara seyahat iin vesika vermek bir vazife olduu gibi,
ebed tarafna giden yolculara da hem vesika, hem o zulmatl yolda nur
vermek yle bir vazifedir ki, hibir vazife o vazife kadar ehemmiyetli
deildir. Byle bir vazifenin inkr, lmn inkryla ve her gn
-,.!davasn, cenazelerinin mhryle imza edip tasdik eden
otuzbin ahidin ehadetini tekzib ve inkr etmekle olur. Madem manev
hacat- zaruriyeye istinad eden manev vazifeler var. Ve o vazifelerin en
mhimmi, ebed yolunda seyahat iin pasaport varakas ve berzah
zulmatnda kalbin cep feneri ve saadet-i ebediyenin anahtar olan
imandr ve imann ders ve takviyesidir. Elbette o vazifeyi gren ehl-i
marifet herhalde kfran- nimet suretinde kendine edilen nimet-i lahiyeyi
ve fazilet-i imaniyeyi hie sayp, sefihler ve fsklarn makamna sukut
etmeyecektir. Kendini, aalarn bid'alaryla, sefahetleriyle
bulatrmayacaktr!.. te beenmediiniz ve msavatszlk zannettiiniz
inziva bunun iindir.
te bu hakikatla beraber, beni ikence ile taciz eden sizin gibi
enaniyette ve bu kanun-u msavat krmakta firavunluk derecesinde ileri
giden mtekebbirlere kar demiyorum. nki mtekebbirlere kar
tevazu, tezelll zannedildiinden, tevazu etmemek gerektir. Belki ehl-i
insaf ve mtevazi ve dil ksmna derim ki: "Ben felillahilhamd kendi
kusurumu, aczimi biliyorum. Deil mslmanlar stnde mtekebbirane
bir makam- ihtiram istemek, belki her vakit nihayetsiz kusurlarm,
hiliimi grp, istifar ile teselli bulup, halklardan ihtiram deil, dua
istiyorum. Hem zannederim benim bu mesleimi, benim btn
arkadalarm biliyorlar. Yalnz bu kadar var ki: Kur'an- Hakm'in hizmeti
--- sh:(L:174) -----------
esnasnda ve hakaik-i imaniyenin dersi vaktinde o hakaik hesabna ve
Kur'an erefine o makamn iktiza ettii izzet ve vakar- ilmiyeyi ders
vaktinde muhafaza edip, bam ehl-i dalalete ememek iin, o izzetli
vaziyeti muvakkaten taknyorum. Zannederim, ehl-i dnyann
kanunlarnn haddi yoktur ki, bu noktalara kar kabilsin!
Cy- hayret bir tarz- muamele: Malmdur ki; her yerde ehl-i
maarif, marifet ve ilim noktasnda muhakeme eder. Nerede ve kimde
marifet ve ilmi grse, meslek itibariyle ona kar bir dostluk ve bir
hrmet besler. Hatt dman bir hkmetin bir profesr bu memlekete
gelse, ehl-i maarif, onun ilim ve marifetine hrmeten onu ziyaret ederler
ve ona hrmet ederler. Halbuki ngiliz'in en yksek meclis-i ilmiyesinin,
Meihat- slmiye'den sorduu alt sualin cevabn, altyz kelime ile
Meihat- slmiye'den istedikleri zaman, bura maarifinin hrmetsizliine
urayan bir ehl-i marifet, o alt suale alt kelime ile mazhar- takdir olmu
bir cevab veren ve ecnebilerin en mhim ve hkemalarn en esasl
dsturlarna hakik ilim ve marifetle muaraza edip galebe alan ve
Kur'andan ald kuvvet-i marifet ve ilme istinaden Avrupa feylesoflarna
meydan okuyan ve hrriyetten alt ay evvel stanbul'da hem lemay ve
hem de mekteblileri mnazaraya davet edip kendisi hi sual sormadan
suallerine noksansz olarak doru cevab veren (Haiye) ve btn hayatn
bu milletin saadetine hasreden ve yzer risale, o milletin Trke olan
lisanyla neredip o milleti tenvir eden.. hem vatanda, hem dinda, hem
dost, hem karde bir ehl-i marifete kar en ziyade sknt veren ve
hakknda adavet besleyen ve belki hrmetsizlik eden; bir ksm maarif
dairesine mensub olanlarla az bir ksm resm hocalardr. te gel bu hale
ne diyeceksin? Medeniyet midir? Maarifperverlik midir? Vatanperverlik
midir? Milliyetperverlik midir? Cumhuriyetperverlik midir? H! H!
Hi hibirey deil. Belki bir kader-i lahdir ki, o kader-i lah, o ehl-i
marifet adamn dostluk mid ettii yerden adavet gsterdi ki, hrmet
yznden ilmi riyaya girmesin ve ihlas kazansn.
Htime
Kendimce cy- hayret ve medar- kran bir taarruz:
Bu fevkalde enaniyetli ehl-i dnyann enaniyet iinde o kadar
hassasiyet var ki, eer uuren olsa idi, keramet derecesinde veyahud
byk
(Haiye): Yeni Said diyor ki: u makamda Eski Said'in iftiharkrane syledii
u szlere ben itirak etmiyorum. Bu risalede sz ona verdiim iin
susturamyorum. Enaniyetlilere kar bir para enaniyetini gstersin diye skt
ediyorum.

--- sh:(L:175) -----------
bir deha derecesinde bir muamele olurdu. O muamele de udur: Kendi
nefsim ve aklm bende hissetmedikleri bir para riyakrane enaniyet
vaziyetini, onlar enaniyetlerinin hassasiyet mizanyla hissediyorlar gibi,
iddetli bir surette ben hissetmediim enaniyetimin karsna kyorlar.
Bu sekiz dokuz senede, sekiz dokuz defa tecrbem var ki, onlarn
zalimane bana kar muamelelerinin vukuundan sonra, kader-i lahyi
dnp "Ne iin bunlar bana musallat etti" diye nefsimin desiselerini
aryordum. Her defada, ya nefsim uursuz olarak enaniyete ftr
meyletmi veyahud bilerek beni aldatm, anlyorum. O vakit kader-i
lah, o zalimlerin zulm ierisinde hakkmda adalet etmi, derdim.
Ezcmle: Bu yazn arkadalarm gzel bir ata beni bindirdiler. Bir
seyrangha gittim. uursuz olarak nefsimde hodfruane bir keyf arzusu
uyanmakla ehl-i dnya yle iddetli o arzumun karsna ktlar ki,
yalnz o gizli arzuyu deil, belki ok itihalarm kestiler. Hatt ezcmle,
bu defa Ramazandan sonra, eski zamanda gayet byk, kuds bir imamn
bize kar gayb kerametiyle iltifatndan sonra kardelerimin takva ve
ihlaslar ve ziyaretilerin hrmet ve hsn- zanlar iinde -ben
bilmeyerek- nefsim mftehirane, gya mteekkirane perdesi altnda
riyakrane bir enaniyet vaziyetini almak istedi. Birden bu ehl-i dnyann
hadsiz hassasiyetle ve hatt riyakrln zerrelerini de hissedebilir bir
tarzda, birden bana ilitiler. Ben Cenab- Hakk'a krediyorum ki,
bunlarn zulm bana bir vasta-i ihlas oldu.
;,,.-;,,,..,_,..,:!,,._.,..,,
_..,..-,_.L.-_,L.-!,,-..,.-...-.,,.!
,_., ;...;,_-!,_.,;.L,:!,_..!,_.
_,._,._,.;.,-L!_,!.!_
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.








--- sh:(L:176) -----------

Yirminc Lem'a
Tabiat Risalesi

(Onyedinci Lem'ann Onaltnc Notas iken, ehemmiyetine binaen
Yirminc Lem'a olmutur. Tabiattan gelen fikr-i kfryi dirilmeyecek bir
surette ldryor; kfrn temel tan zr zeber ediyor.)


htar

u notada, Tabiiyyunun mnkir ksmnn gittikleri yolun i yz
ne kadar akldan uzak ve ne kadar irkin ve ne derece hurafe olduu,
lakal doksan muhali tazammun eden dokuz muhal ile beyan edilmi.
Sair risalelerde o muhaller ksmen izah edildiinden; burada gayet
muhtasar olmak haysiyetiyle, baz basamaklar tayyedilmitir. Onun iin,
birdenbire, bu kadar zahir ve aikre bir hurafeyi nasl bu mehur kl
feylesoflar kabul etmiler, o yolda gidiyorlar, hatra geliyor. Evet onlar,
mesleklerinin i yzn grememiler. Hem hakikat- meslekleri ve
mesleklerinin lzm ve muktezas odur ki; yazlm herbir muhalin
ucunda beyan edilen o irkin ve mstekreh ve gayr- makul (Haiye)
hlsa-i mezhebleri, mesleklerinin lzm ve zarur muktezas olduunu
gayet bedih ve kat' brhanlarla bhesi olanlara tafsilen beyan ve isbat
etmeye hazrm.


(Haiye): Bu risalenin sebeb-i te'lifi; gayet mtecavizane ve gayet irkin bir tarz
ile hakaik-i imaniyeyi tezyif edip, bozulmu akl yetimedii eye hurafe deyip,
dinsizlii tabiata balayarak, Kur'ana hcum edilmesidir. O hcum ise, iddetli
bir hiddeti (kalbe) kaleme verdi ki, iddetli ve galiz tokatlar o mlhidlere ve
haktan yz eviren btl mezheblilere yedirdi. Yoksa Risale-i Nur'un meslei,
nezihane ve nazikane ve kavl-i leyyindir.
--- sh:(L:177) -----------
_
_,;,,..!,..,_,,..,,!.
u yet-i kerime, istifham- inkr ile "Cenab- Hak hakknda ekk
olmaz ve olmamal" demekle; vcud ve vahdaniyet-i lahiye, bedahet
derecesinde olduunu gsteriyor.
u srr izahtan evvel bir ihtar:
1338'de Ankara'ya gittim. slm ordusunun Yunan'a galebesinden
ne'e alan ehl-i imann kuvvetli efkr iinde, gayet mdhi bir zndka
fikri, iine girmek ve bozmak ve zehirlendirmek iin dessasane altn
grdm. Eyvah dedim, bu ejderha imann erknna iliecek! O vakit, u
yet-i kerime bedahet derecesinde vcud ve vahdaniyeti ifham ettii
cihetle ondan istimdad edip, o zndkann ban datacak derecede
Kur'an- Hakm'den alnan kuvvetli bir brhan, Arab risalesinde yazdm.
Ankara'da, Yeni Gn Matbaas'nda tab'ettirmitim. Fakat maatteessf
Arab bilen az ve ehemmiyetle bakanlar da nadir olmakla beraber, gayet
muhtasar ve mcmel bir surette o kuvvetli brhan tesirini gstermedi.
Maatteessf, o dinsizlik fikri hem inkiaf etti, hem kuvvet buldu.
Bilmecburiye, o brhan Trke olarak bir derece beyan edeceim. O
brhann baz paralar, baz risalelerde tam izah edildiinden; burada
icmalen yazlacaktr. Sair risalelerde inksam etmi olan mteaddid
brhanlar, bu brhanda ksmen ittihad ediyor; herbiri bunun bir cz'
hkmne geiyor.

Mukaddime

Ey insan! Bil ki, insanlarn azndan kan ve dinsizlii imam
eden dehetli kelimeler var. Ehl-i iman, bilmeyerek istimal ediyorlar.
Mhimlerinden tanesini beyan edeceiz:
Birincisi: "Evcedeth-l esbab" Yani, "esbab bu ey'i icad ediyor."
kincisi: "Teekkele binefsihi" Yani, "kendi kendine teekkl
ediyor, oluyor, bitiyor."



--- sh:(L:178) -----------
ncs: "ktezath-t tabiat" Yani, "tabidir, tabiat iktiza edip
icad ediyor."
Evet madem mevcudat var ve inkr edilmez. Hem her mevcud
san'atl ve hikmetli vcuda geliyor. Hem madem kadm deil, yeniden
oluyor. Herhalde ey mlhid! Bu mevcudu, mesel bu hayvan ya
diyeceksin ki, esbab- lem onu icad ediyor; yani esbabn itimanda o
mevcud vcud buluyor.. veyahud o kendi kendine teekkl ediyor..
veyahud tabiat muktezas olarak, tabiatn tesiriyle vcuda geliyor.. veyahud
bir Kadr-i Zlcelal'in kudretiyle icad edilir. Madem aklen bu drt yoldan
baka yol yoktur, evvelki yol muhal, battal, mmteni', gayr- kabil
olduklar kat' isbat edilse; bizzarure ve bilbedahe drdnc yol olan tark-i
vahdaniyet, eksiz bhesiz sabit olur.
AMMA BRNC YOL K: Esbab- lemin itimayla tekil-i
eya ve vcud-u mahlukattr. Pek ok muhalatndan yalnz tanesini
zikrediyoruz.
BRNCS: Bir eczahanede, gayet muhtelif maddelerle dolu,
yzer kavanoz ieler bulunuyor. O edviyelerden, zhayat bir macun
istenildi. Hem hayatdar hrika bir tiryak onlardan yaplmak cab etti.
Geldik, o eczahanede, o zhayat macunun ve hayatdar tiryakn oklukla
efradn grdk. O macunlardan herbirisini tedkik ettik. Gryoruz ki: O
kavanoz ielerden herbirisinden, bir mizan- mahsusla, bir iki dirhem
bundan, drt dirhem tekinden, alt yedi dirhem bakasndan ve hakeza..
muhtelif mikdarlarda eczalar alnm. Eer birinden, bir dirhem ya noksan
veya fazla alnsa o macun zhayat olamaz, hasiyetini gsteremez. Hem o
hayatdar tiryak da tedkik ettik. Herbir kavanozdan bir mizan- mahsus ile
bir madde alnm ki, zerre mikdar noksan veya ziyade olsa, tiryak
hassasn kaybeder. O kavanozlar elliden ziyade iken, herbirisinden ayr bir
mizan ile alnm gibi, ayr ayr mikdarda eczalar alnm. Acaba hibir
cihette imkn ve ihtimal var m ki, o ielerden alnan muhtelif mikdarlar,
ielerin garib bir tesadf veya frtnal bir havann arpmasyla
devrilmesinden, herbirisinden alnan mikdar kadar yalnz o mikdar aksn,
beraber gitsinler ve toplanp o macunu tekil etsinler? Acaba bundan daha
hurafe, muhal, btl birey var m? Eek muzaaf bir eeklie girse, sonra
insan olsa, "Bu fikri kabul etmem" diye kaacaktr.
te bu misal gibi; herbir zhayat, elbette zhayat bir macundur ve
herbir nebat, hayatdar bir tiryak gibidir ki; ok mteaddid eczalardan, ok
muhtelif maddelerden, gayet hassas bir l ile alnan maddelerden terkib
edilmitir. Eer esbaba, anasra isnad edilse ve "esbab icad etti" denilse;
aynen eczahanedeki macunun, ielerin devrilmesinden vcud bulmas
gibi, yz derece akldan uzak, muhal ve btldr.

--- sh:(L:179) -----------
Elhasl: u eczahane-i kbra-y lemde, Hakm-i Ezel'nin mizan-
kaza ve kaderiyle alnan mevadd- hayatiye, hadsiz bir hikmet ve
nihayetsiz bir ilim ve hereye amil bir irade ile vcud bulabilir. "Kr,
sar, hududsuz, sel gibi akan kll anasr ve tabayi' ve esbabn iidir"
diyen bedbaht, "O tiryak- acib, kendi kendine ielerin devrilmesinden
kp olmutur" diyen divane bir hezeyanc, sarho bulunan bir ahmaktan
daha ziyade ahmaktr. Evet o kfr; ahmakane, sarhoane, divanece bir
hezeyandr.
KNC MUHAL: Eer herey, Vhid-i Ehad olan Kadr-i
Zlcelal'e verilmezse, belki esbaba isnad edilse lzm gelir ki; lemin pek
ok anasr ve esbab, herbir zhayatn vcudunda mdahalesi bulunsun.
Halbuki sinek gibi bir kk mahlukun vcudunda, kemal-i intizam ile
gayet hassas bir mizan ve tamam bir ittifak ile, muhtelif ve birbirine zd,
mbayin esbabn itima, o kadar zahir bir muhaldir ki, sinek kanad
kadar uuru bulunan, "Bu muhaldir, olamaz!" diyecektir. Evet bir sinein
kck cismi, kinatn ekser anasr ve esbab ile alkadardr; belki bir
hlsasdr. Eer Kadr-i Ezel'ye verilmezse, o esbab- maddiye onun
vcudu yannda bizzt hazr bulunmak lzm; belki onun kck
cismine girmek gerektir. Belki cisminin kk bir nmunesi olan
gzndeki bir hceyresine girmeleri cab ediyor. nki sebeb madd ise,
msebbebin yannda ve iinde bulunmas lzm geliyor. u halde, iki
sinein ine ucu gibi parmaklar yerlemeyen o hceyrecikte erkn-
lem ve anasr ve tabayiin, maddeten iinde bulunup, usta gibi iinde
altklarn kabul etmek lzm geliyor.
te, Sofestanin en eblehleri dahi, byle bir meslekten
utanyorlar.
NC MUHAL: .-!_.;,..;.-!kaide-i
mukarreresiyle: "Bir mevcudun vahdeti varsa, elbette bir vhidden, bir
elden sudr edebilir." Hususan o mevcud, gayet mkemmel bir intizam
ve hassas bir mizan iinde ve cmi' bir hayata mazhar ise, bilbedahe
sebeb-i ihtilaf ve kemeke olan mteaddid ellerden kmadn; belki
gayet Kadr, Hakm olan bir tek elden ktn gsterdii halde; hadsiz
ve camid ve cahil, mtecaviz, uursuz, karmakarklk iinde, kr, sar
esbab- tabiiyenin karmakark ellerine, hadsiz imknat yollar iinde ve
itima ve ihtilat ile, o esbabn krl, sarl ziyadeletii halde; o
muntazam ve mevzun ve vhid bir mevcudu onlara isnad etmek, yz
muhali birden kabul etmek gibi akldan uzaktr. Haydi bu muhalden kat'-
nazar, esbab- maddiyenin elbette tesirleri, mbaeretle ve temasla
--- sh:(L:180) -----------
olur. Halbuki o esbab- tabiiyenin temaslar, zhayat mevcudlarn
zahirleriyledir. Halbuki gryoruz ki; o esbab- maddiyenin elleri
yetimedii ve temas edemedikleri o zhayatn btn, on defa zahirinden
daha muntazam, daha latif, san'ata daha mkemmeldir. Esbab-
maddiyenin elleri ve letleriyle hibir cihetle yerleemedikleri, belki tam
zahirine de temas edemedikleri kck zhayat, kck hayvancklar,
en byk mahluklardan daha ziyade san'ata acib, hilkata bedi' bir
surette olduklar halde, o camid, cahil, kaba, uzak, byk ve birbirine zd
olan sar, kr esbaba isnad etmek, yz derece kr, bin derece sar
olmakla olur!..
AMMA KNC MES'ELE: "Teekkele binefsihi"dir. Yani:
Kendi kendine teekkl ediyor. te bu cmlenin dahi ok muhalat var.
ok cihetle btldr, muhaldir. Nmune iin muhaltndan tanesini
beyan ederiz.
BRNCS: Ey muannid mnkir! Senin enaniyetin seni o kadar
ahmaklatrm ki, yz muhali birden kabul etmeyi, bir derece
hkmediyorsun. nki sen mevcudsun. Ve basit bir madde ve camid ve
tegayyrsz deilsin. Belki, daima tecedddde olarak, gayet muntazam
bir makine ve hrika ve daima tahavvlde bir saray gibisin. Senin
vcudunda her vakit zerreler alyorlar. Senin vcudun kinatla,
hususan rzk mnasebetiyle, hususan beka-i nev'i itibariyle alkadar ve
al-verii vardr. Senin vcudunda alan zerreler, o mnasebat
bozmamak ve o alkadarl krmamak iin dikkat ediyorlar. ylece
ihtiyatla ayaklarn atyorlar. Gya btn kinata bakyorlar. Senin
mnasebatn kinatta grp yle vaziyet alyorlar. Sen zahir ve btn
duygularnla, o zerrelerin, o hrika vaziyetine gre istifade edersin. Eer
sen vcudundaki zerreleri, Kadr-i Ezel'nin kanunuyla hareket eden
kck memurlar veya bir ordusu veya kalem-i kaderin ular, herbir
zerre bir kalem ucu veya kalem-i kudretin noktalar, herbir zerre bir
nokta olduunu kabul etmezsen; o vakit senin gznde alan herbir
zerreye yle bir gz lzm ki, senin mecmu-u cesedinin her tarafn
grmekle beraber, mnasebetdar olduun btn kinat dahi grecek bir
gz ve btn senin mazi ve mstakbel ve nesil ve asln ve anasrnn
menbalarn ve rzknn madenlerini bilecek, tanyacak yz dh kadar bir
akl vermek lzm geliyor. Senin gibi bu mes'elelerde zerre kadar akl
olmayann bir zerresine bin Eflatun kadar bir ilim ve uur vermek, bin
derece divanece bir hurafeciliktir!..
KNC MUHAL: Senin vcudun bin kubbeli hrika bir saraya
benzer ki; her kubbesinde talar, direksiz birbirine babaa verip,
muallakta
--- sh:(L:181) -----------
durdurulmu. Belki senin vcudun, bin defa bu saraydan daha acibdir.
nki o saray- vcudun, daima kemal-i intizamla tazelenmektedir.
Gayet hrika olan ruh, kalb ve manev letaiften kat- nazar, yalnz
cesedindeki herbir za, bir kubbeli menzil hkmndedir. Zerreler, o
kubbedeki talar gibi birbirleriyle kemal-i mvazene ve intizam ile
babaa verip, hrika bir bina, fevkalde bir san'at, gz ve dil gibi acib
birer mu'cize-i kudret gsteriyorlar. Eer bu zerreler, u lemin ustasnn
emrine tbi' birer memur olmasalar; o vakit herbir zerre, umum o
ceseddeki zerrelere hem hkim-i mutlak hem herbirisine mahkm-u
mutlak, hem her birisine misil hem hkimiyet noktasnda zd, hem yalnz
Vcib-l Vcud'a mahsus olan ekser sftn masdar, menba, hem gayet
mukayyed hem gayet mutlak bir surette olmakla beraber, srr- vahdetle
yalnz bir Vhid-i Ehad'in eseri olabilen gayet muntazam bir masnu-u
vhidi o hadsiz zerrata isnad etmek; zerre kadar uuru olan, bunun pek
zahir bir muhal belki yz muhal olduunu derkeder.
NC MUHAL: Eer senin vcudun, Vhid-i Ehad olan
Kadr-i Ezel'nin kalemiyle mektub olmazsa ve tabiata, esbaba mensub
matbu' ise, o vakit senin vcudundaki bir hceyre-i bedenden tut, birbiri
iinde daireler misill, binler mrekkebler adedince tabiat kalblarnn
bulunmas lzm gelir. nki mesel bu elimizdeki kitab eer mektub
olsa, bir tek kalem, ktibinin ilmine istinad edip, btn onlar yazar. Eer
o, mektub olmazsa ve onun kalemine verilmezse, kendi kendine olmu
denilse veya tabiata verilse, o vakit matbu' kitab gibi, herbir harfi iin
ayr bir demir kalem lzmdr ki tab'edilsin. Naslki matbaada hurufat
adedince demir harfler bulunur, sonra o harfler vcud bulur; o vakit bir
tek kaleme bedel, o hurufat adedince kalemler bulunmas lzm gelir.
Belki o hurufat iinde bazan olduu gibi, kk kalem ile bir byk
harfte bir sahife -ince hatla- yazlm ise, binler kalem bir tek harf iin
lzm geliyor. Belki birbirinin iine girip muntazam bir vaziyetle, senin
cesedin gibi bir ekil alyorsa, o vakit herbir dairede, herbir cz' iin, o
mrekkebat adedince kalplar lzm geliyor. Haydi, yz muhal iinde
bulunan bu tarz, mmkn desen dahi, bu muntazam san'atl demir
harfleri ve mkemmel kalplar ve kalemleri yapmak iin, yine bir tek
kaleme verilmezse, o kalemler, o kalplar, o demir harflerin yaplmas
iin, onlarn adedlerince yine kalemler, kalplar ve harfler lzm. nki
onlar da yaplmlar ve onlar da muntazam san'atldrlar. Ve hakeza
mteselsilen gittike gidecek...
te sen de anla! Bu yle bir fikirdir ki; senin zerratn adedince
muhalat ve hurafeler, iinde bulunuyor. Ey muannid muattl! Sen de utan,
bu dalaletten vazge!
--- sh:(L:182) -----------
NC KELME: "ktezath-t tabiat" Yani; tabiat iktiza
ediyor, tabiat yapyor. te bu hkmn ok muhalat var. Nmune iin
n zikrediyoruz.
BRNCS: Eer mevcudatta, hususan zhayatta grnen
basrane, hakmane olan san'at ve icad, ems-i Ezel'nin kalem-i kader ve
kudretine verilmezse, belki kr, sar, dncesiz olan tabiata ve kuvvete
isnad edilse lzm gelir ki; tabiat, icad iin hereyde hadsiz manev
makine ve matbaalar bulundursun; veyahud hereyde, kinat halk ve
idare edecek bir kudret ve hikmet dercetsin. nki nasl emsin cilveleri
ve akisleri, zemin yzndeki zerrecik cam paralarnda ve katrelerde
grnyor. Eer o misal ve aks gneikler, semadaki tek gnee isnad
edilmese, lzm gelir ki; bir kibrit ba yerlemeyen bir zerrecik cam
parasnda tabi, ftr ve gnein hasiyetlerine mlik, zahiren kk,
manen ok derin bir gnein haric vcudunu kabul ederek, zerrat-
zcaciye adedince tabi gneleri kabul etmek lzm geldii gibi.. -aynen
bu misal gibi- mevcudat ve zhayat dorudan doruya ems-i Ezel'nin
cilve-i esmasna verilmezse, herbir mevcudda, hususan herbir zhayatta
hadsiz bir kudret ve irade ve nihayetsiz bir ilim ve hikmet tayacak bir
tabiat, bir kuvveti, deta bir ilah iinde kabul etmek lzm gelir. Bu tarz-
fikir ise, kinattaki muhalatn en btl, en hurafesidir. Hlk- Kinat'n
san'atn, mevhum, ehemmiyetsiz, uursuz bir tabiata veren insan, elbette
yz defa hayvandan daha hayvan, daha uursuz olduunu gsterir.
KNC MUHAL: Eer gayet intizaml, mizanl, san'atl,
hikmetli u mevcudat; nihayetsiz Kadr, Hakm bir zta verilmezse, belki
tabiata isnad edilse, lzm gelir ki; tabiat, herbir para toprakta,
Avrupa'nn umum matbaalar ve fabrikalar adedince makineleri,
matbaalar bulundursun.. t, o para toprak, mene' ve tezgh olduu
hadsiz iekler ve meyvelerin yetimelerine ve tekillerine medar
olabilsin. nki iekler iin sakslk vazifesini gren bir kse toprak
iine tohumlar nbetle atlan umum ieklerin birbirinden ok ayr olan
ekil ve heyetlerini tekil ve tasvir edebilir bir kabiliyeti, bilfiil
grlyor. Eer Kadr-i Zlcelal'e verilmezse; o vakit, o ksedeki
toprakta, herbir iek iin manev, ayr, tabi bir makinesi bulunmazsa,
bu hal vcuda gelemez. nki tohumlar ise nutfeler ve yumurtalar gibi,
maddeleri birdir. Yani mvellid-l ma, mvellid-l humuza, karbon,
azotun intizamsz, ekilsiz, hamur gibi halitasndan ibaret olmakla
beraber, hava, su, hararet, ziya dahi, herbiri basit ve uursuz ve hereye
kar sel gibi bir tarzda gittiinden, o hadsiz ieklerin tekilleri ayr ayr
ve gayet muntazam ve san'atl olarak
--- sh:(L:183) -----------
o topraktan kmas, bilbedahe ve bizzarure iktiza ediyor ki; o ksede
bulunan toprakta, manen Avrupa kadar, manev ve kk mikyasta
matbaalar ve fabrikalar bulunsun. T ki, bu kadar hayatdar kumalar ve
binler ayr ayr nakl mensucatlar dokuyabilsin.
te tabiiyyunlarn fikr-i kfrleri, ne derece daire-i akldan hari
saptn kyas et. Ve tabiat mcid zanneden insan suretindeki ahmak
sarholar "mtefennin ve akllyz" diye dava ettikleri halde, akl ve
fenden ne kadar uzak dtklerini ve mmteni' ve hibir cihetle mmkn
olmayan bir hurafeyi kendilerine meslek ittihaz ettiklerini gr, gl ve
tkr!
Eer desen: Mevcudat, tabiata isnad edilse byle acib muhaller
olur, imtina' derecesinde mkilt olur; acaba Zt- Ehad u Samed'e
verildii vakit, o mkilt nasl kalkyor? Ve o suubetli imtina, o
shuletli vcuba nasl inklab eder?
Elcevab: Birinci muhalde naslki gnein cilve-i in'ikas, kemal-i
shuletle, klfetsiz en kk zerrecik camidden tut, t en byk bir
denizin yzne kadar feyzini ve tesirini misal gneiklerle gayet
kolaylkla gsterdikleri halde, eer gneten nisbeti kesilse; o vakit
herbir zerrecikte, tabi ve bizzt bir gnein haric vcudu imtina
derecesinde bir suubetle olabilmesi, kabul edilmek lzm gelir. yle de;
herbir mevcud, dorudan doruya Zt- Ehad u Samed'e verilse; vcub
derecesinde bir shulet, bir kolaylk ile ve bir intisab ve cilve ile, herbir
mevcuda lzm herbir ey, ona yetitirilebilir. Eer o intisab kesilse ve o
memuriyet babozuklua dnse ve herbir mevcud kendi bana ve
tabiata braklsa, o vakit imtina' derecesinde yzbin mkilt ve suubetle
sinek gibi bir zhayatn, kinatn kk bir fihristesi olan gayet hrika
makine-i vcudunu icad eden, iindeki kr tabiatn, kinat halk ve idare
edecek bir kudret ve hikmet sahibi olduunu farzetmek lzm gelir. Bu
ise bir muhal deil, belki binler muhaldir.
Elhasl: Naslki Zt- Vcib-l Vcud'un erik ve naziri mmteni'
ve muhaldir. yle de: rububiyetinde ve icad- eyada bakalarnn
mdahalesi, erik-i zt gibi mmteni' ve muhaldir.
Amma ikinci muhaldeki mkilt ise mteaddid risalelerde isbat
edildii gibi, eer btn eya Vhid-i Ehad'e verilse; btn eya, bir tek
ey gibi shuletli ve kolay olur. Eer esbaba ve tabiata verilse, bir tek
ey, umum eya kadar mkiltl olduu, mteaddid ve kat' brhanlarla
isbat edilmi. Bir brhann hlsas udur ki: Naslki bir adam, bir
padiaha askerlik veya memuriyet cihetiyle intisab etse, o memur ve o
asker o intisab kuvvetiyle, yzbin defa kuvvet-i ahsiyesinden fazla ilere
--- sh:(L:184) -----------
medar olabilir. Ve padiah namna bazan bir ah esir eder. nki
grd ilerin ve yapt eserlerin cihazatn ve kuvvetini kendi
tamyor ve tamaya mecbur olmuyor. O intisab mnasebetiyle,
padiahn hazineleri ve arkasndaki nokta-i istinad olan ordu; o kuvveti,
o cihazat tayor. Demek grd iler, ahane olarak bir padiahn ii
gibi; ve gsterdii eserler, bir ordu eseri misill hrika olabilir. Naslki
karnca, o memuriyet cihetiyle Firavun'un sarayn harab ediyor. Sinek o
intisab ile, Nemrud'u gebertiyor. Ve o intisab ile, buday tanesi gibi bir
am ekirdei, koca am aacnn btn cihazatn yetitiriyor. (Haiye)
Eer o intisab kesilse, o memuriyetten terhis edilse, yapaca ilerin
cihazatn ve kuvvetini, belinde ve bileinde tamaa mecburdur. O
vakit, o kck bileindeki kuvvet mikdarnca ve belindeki cephane
adedince i grebilir. Evvelki vaziyette gayet kolaylkla grd ileri bu
vaziyette ondan istenilse, elbette bileinde bir ordu kuvvetini ve belinde
bir padiahn cihazat- harbiye fabrikasn yklemek lzm gelir ki;
gldrmek iin acib hurafeleri ve masallar hikye eden maskaralar dahi
bu hayalden utanyorlar!..
Elhasl: Vcib-l Vcud'a her mevcudu vermek, vcub
derecesinde bir shuleti var. Ve tabiata icad cihetinde vermek, imtina'
derecesinde mkil ve haric-i daire-i akliyedir.
NC MUHAL: Bu muhali izah edecek baz risalelerde
beyan edilen iki misal:
Birinci Misal: Btn sr- medeniyetle tekmil ve tezyin edilmi,
hl bir sahrada kurulmu, yaplm bir saraya; gayet vahi bir adam
girmi, iine bakm. Binlerle muntazam san'atl eyay grm.
Vahetinden, ahmaklndan, hariten kimse mdahale etmeyip, o saray
iinde o eyadan birisi, o saray mtemilatyla beraber yapmtr diye
taharriye balyor. Hangi eye bakyor; o vahetli akl dahi kabil
grmyor ki, o ey bunlar yapsn. Sonra o sarayn tekilat proramn ve
mevcudat fihristesini ve idare kanunlar iinde yazl olan bir defteri
grr. endan elsiz ve gzsz ve ekisiz olan o defter dahi, sair iindeki
eyler gibi, hibir kabiliyeti yoktur ki o saray tekil ve tezyin etsin. Fakat
muztar kalarak, bilmecburiye, eya-y here nisbeten, kavanin-i ilmiyenin
(Haiye): Evet, eer intisab olsa; o ekirdek, kader-i lahden bir emir alr, o
hrika ilere mazhar olur. Eer o intisab kesilse; o ekirdein hilkati, koca am
aacnn hilkatinden daha ziyade cihazat ve iktidar ve san'at iktiza eder. nki
dadaki -kudret eseri olan- mcessem am aacnn btn zalar ve cihazatyla,
o ekirdekteki kader eseri olan manev aata mevcud bulunmas lzm gelir.
nki o koca aacn fabrikas, o ekirdektir. indeki kader aa, kudretle
harite tezahr eder, cisman am aac olur.
--- sh:(L:185) -----------
bir nvan olmak cihetiyle, o sarayn mecmuuna bu defteri mnasebetdar
grdnden, "te bu defterdir ki, o saray tekil, tanzim ve tezyin edip
bu eyay yapm, takm, yerletirmi." diyerek vahetini; ahmaklarn,
sarholarn hezeyanna evirmi.
te aynen bu misal gibi; hadsiz derecede misaldeki saraydan daha
muntazam, daha mkemmel ve btn etraf mu'cizane hikmetle dolu u
saray- lemin iine, inkr- uluhiyete giden tabiiyyun fikrini tayan
vahi bir insan girer. Daire-i mmkinat haricinde olan Zt- Vcib-l
Vcud'un eser-i san'at olduunu dnmeyerek ve ondan i'raz ederek,
daire-i mmkinat iinde kader-i lahnin yazar bozar bir levhas
hkmnde ve kudret-i lahiyenin kavanin-i icraatna tebeddl ve tegayyr
eden bir defteri olabilen ve pek yanl ve hata olarak "tabiat" nam verilen
bir mecmua-i kavanin-i dt- lahiye ve bir fihriste-i san'at-
Rabbaniyeyi grr. Ve der ki: "Madem bu eya bir sebeb ister, hibir
eyin bu defter gibi mnasebeti grnmyor. endan hibir cihetle akl
kabul etmez ki; gzsz, uursuz, kudretsiz bu defter, rububiyet-i
mutlakann ii olan ve hadsiz bir kudreti iktiza eden icad yapamaz. Fakat
madem Sni'-i Kadm'i kabul etmiyorum; yle ise en mnasibi, bu defter
bunu yapm ve yapar diyeceim" der. Biz de deriz:
Ey ahmak-ul humakadan tahammuk etmi sarho ahmak! Ban
tabiat bataklndan kar, arkana bak; zerrattan, seyyarata kadar btn
mevcudat, ayr ayr lisanlarla ehadet ettikleri ve parmaklaryla iaret
ettikleri bir Sni'-i Zlcelal'i gr.. ve o saray yapan ve o defterde sarayn
proramn yazan Nakka- Ezel'nin cilvesini gr, fermanna bak,
Kur'ann dinle.. o hezeyanlardan kurtul!..
kinci Misal: Gayet vahi bir adam muhteem bir kla dairesine
girer. Gayet muntazam bir ordunun umum beraber talimlerini,
muntazam hareketlerini grr. Bir neferin hareketiyle; bir tabur, bir alay,
bir frka kalkar, oturur, gider; bir ate emriyle ate ettiklerini mahede
eder. Onun kaba, vahi akl, bir kumandann, devletin nizamatyla ve
kanun-u padiah ile kumandasn anlamayp, inkr ettiinden, o
askerlerin iplerle birbiriyle bal olduklarn tahayyl eder. O hayal ip,
ne kadar hrikal bir ip olduunu dnr; hayrette kalr. Sonra gider..
Ayasofya gibi gayet muazzam bir cmie, Cuma gnnde dhil olur. O
cemaat- mslimnin, bir adamn sesiyle kalkar, eilir, secde ederek
oturduklarn mahede eder. Manev ve semav kanunlarn mecmuundan
ibaret olan eriat ve eriat sahibinin emirlerinden gelen manev
dsturlarn anlamadndan, o cemaatn madd iplerle balandn ve o
acib ipler onlar esir edip oynattn tahayyl ederek en vahi insan
suretindeki canavar
--- sh:(L:186) -----------
hayvanlar dahi gldrecek derecede maskaral bir fikirle kar, gider.
te ayn bu misal gibi: Sultan- Ezel ve Ebed'in hadsiz cnudunun
muhteem bir klas olan u leme ve o Mabud-u Ezel'nin muntazam bir
mescidi olan u kinata; mahz- vahet olan, inkrl fikr-i tabiat tayan
bir mnkir giriyor. O Sultan- Ezel'nin hikmetinden gelen nizamat-
kinatn manev kanunlarn, birer madd madde tasavvur ederek ve
saltanat- rububiyetin kavanin-i itibariyesi ve o Mabud-u Ezel'nin eriat-
ftriye-i kbrasnn, manev ve yalnz vcud-u ilmsi bulunan ahkmlarn
ve dsturlarn birer mevcud-u haric ve madd birer madde tahayyl
ederek, kudret-i lahiyenin yerine, o ilim ve kelmdan gelen ve yalnz
vcud-u ilmsi bulunan o kanunlar ikame etmek ve ellerine icad vermek,
sonra da onlara "tabiat" namn takmak ve yalnz bir cilve-i kudret-i
Rabbaniye olan kuvveti, bir zkudret ve mstakil bir kadr telakki etmek;
misaldeki vahiden bin defa aa bir vahettir!..
Elhasl: Tabiiyyunlarn, mevhum ve hakikatsz tabiat dedikleri
ey, olsa olsa ve hakikat- hariciye sahibi ise; ancak bir san'at olabilir,
Sni' olamaz. Bir naktr, Nakka olamaz. Ahkmdr, hkim olamaz. Bir
eriat- ftriyedir, ri' olamaz. Mahluk bir perde-i izzettir, Hlk olamaz.
Mnfail bir ftrattr, Ftr bir fil olamaz. Kanundur, kudret deildir;
kdir olamaz. Mistardr, masdar olamaz.
Elhasl: Madem mevcudat var. Madem Onaltnc Nota'nn
banda denildii gibi; mevcudun vcuduna, taksim-i akl ile drt yoldan
baka yol tahayyl edilmez. O drt cihetten nn -herbirinin zahir
muhaller ile butlan, kat' bir surette isbat edildi. Elbette bizzarure ve
bilbedahe drdnc yol olan vahdet yolu, kat' bir surette isbat olunuyor.
O drdnc yol ise; bataki
_,;,,. .!,..,_
yeti, eksiz ve bhesiz bedahet derecesinde Zt- Vcib-l Vcud'un
uluhiyetini ve her ey dorudan doruya dest-i kudretinden ktn ve
Semavat ve Arz kabza-i tasarrufunda bulunduunu gsteriyor.
Ey esbabperest ve tabiata tapan bare adam! Madem hereyin
tabiat, herey gibi mahluktur; nki san'atldr ve yeni oluyor. Hem her
msebbeb gibi, zahir sebebi dahi masnu'dur. Ve madem hereyin
vcudu, pek ok cihazat ve letlere muhtatr. O halde, o tabiat icad
eden ve o sebebi halkeden bir Kadr-i Mutlak var. Ve o Kadr-i Mutlak'n
ne ihtiyac var ki ciz vesaiti, rububiyetine ve icadna terik etsin. H!


--- sh:(L:187) -----------
Belki dorudan doruya msebbebi, sebeb ile beraber halkederek, cilve-i
esmasn ve hikmetini gstermek iin, bir tertib ve tanzim ile zahir bir
sebebiyet, bir mukarenet vermekle, eyadaki zahir kusurlara,
merhametsizliklere ve noksaniyetlere merci' olmak iin, esbab ve tabiat
dest-i kudretine perde etmi; izzetini o suretle muhafaza etmi. Acaba bir
saati, saatin arklarn yapsn; sonra saati arklarla tertib edip tanzim
etsin, daha m kolaydr? Yoksa hrika bir makineyi, o arklar iinde
yapsn; sonra saatin yaplmasn o makinenin camid ellerine versin, t saati
yapsn, daha m kolaydr? Acaba imkn haricinde deil midir? Haydi o
insafsz aklnla sen syle, sen hkim ol! Veyahud bir ktib; mrekkeb,
kalem, kd getirdi. Onunla kendi bizzt o kitab yazsa, daha m
kolaydr? Yoksa o kd, mrekkeb, kalem iinde o kitabdan daha san'atl,
daha zahmetli, yalnz o tek kitaba mahsus olarak bir yaz makinesi icad
etsin; sonra o uursuz makineye "Haydi sen yaz" desin de kendi
karmasn, daha m kolaydr? Acaba yz defa yazdan daha mkil deil
midir?
Eer desen: Evet bir kitab yazan makinenin icad, o kitabdan yz
defa daha mkildir. Fakat o makine, ayn kitabn bir ok nshalarn
yazmasna vasta olmak cihetiyle, belki bir kolaylk var?
Elcevab: Nakka- Ezel, hadsiz kudretiyle nihayetsiz cilve-i
esmasn her vakit tazelendirmekle, ayr ayr ekilde gstermek iin,
eyadaki teahhuslar ve husus smalar yle bir surette halketmitir ki;
hibir mektub-u Samedan ve hibir kitab- Rabban, dier kitablarn ayn
aynna olamyor. Alkllihal, ayr manalar ifade etmek iin, ayr bir smas
bulunacak. Eer gzn varsa, insann smasna bak, gr ki; zaman-
dem'den imdiye kadar, belki ebede kadar, bu kk smada, za-y
esasde ittifak ile beraber, herbir sma, umum smalara nisbeten, herbirisine
kar birer almet-i farikas var olduu kat'iyyen sabittir. Bunun iin herbir
sma, ayr bir kitabdr. Yalnz san'atn tanzimi iin ayr bir yaz takm ve
ayr bir tertib ve te'lif ister. Ve maddelerini hem getirmek, hem
yerletirmek ve hem de vcuda lzm olan hereyi dercetmek iin, btn
btn baka bir tezgh ister. Haydi, farz- muhal olarak tabiata bir matbaa
nazaryla baktk. Fakat bir matbaaya ait olan tanzim ve basmak, yani
muayyen intizamn kalba sokmaktan baka, o tanzimin icadndan, icadlar
yz derece daha mkil bir zhayatn cismindeki maddeleri, aktar-
lemden mizan- mahsusla ve has bir intizamla icad etmek ve getirmek ve
matbaa eline vermek iin, yine o matbaay icad eden Kadr-i Mutlak'n
kudret ve iradesine muhtatr. Demek bu matbaalk ihtimali ve farz, btn
btn manasz bir hurafedir.
te bu saat ve kitab misalleri gibi; Sni'-i Zlcelal, Kadr-i Klli
ey',
--- sh:(L:188) -----------
esbab halketmi; msebbebat da halkediyor. Hikmetiyle, msebbebat
esbaba balyor. Kinatn harektnn tanzimine dair kavanin-i
detullahtan ibaret olan eriat- ftriye-i kbra-y lahiyenin bir cilvesini
ve eyadaki o cilvesine, yalnz bir yine ve bir ma'kes olan tabiat-
eyay, iradesiyle tayin etmitir. Ve o tabiatn vcud-u haricye mazhar
olan vechini, kudretiyle icad etmi ve eyay o tabiat zerinde halketmi,
birbirine mezcetmi. Acaba gayet derecede makul ve hadsiz brhanlarn
neticesi olan bu hakikatn kabul m daha kolaydr.. -acaba vcub
derecesinde lzm deil midir?- Yoksa camid, uursuz, mahluk, masnu,
basit olan o sebeb ve tabiat dediiniz maddelere, herbir ey'in vcuduna
lzm hadsiz cihazat ve lt verip hakmane, basrane olan ileri kendi
kendilerine yaptrmak m daha kolaydr? Acaba imtina' derecesinde,
imkn haricinde deil midir? Senin, o insafsz aklnn insafna havale
ediyoruz.
Mnkir ve tabiatperest diyor ki: Madem beni insafa davet
ediyorsun. Ben de diyorum ki; imdiye kadar yanl gittiimiz yol, hem
yz derece muhal, hem gayet zararl ve nihayet derecede irkin bir
meslek olduunu itiraf ediyorum. Sbk tahkikatnzdan zerre mikdar
uuru bulunan anlayacak ki; esbaba, tabiata icad vermek mmteni'dir,
muhaldir. Ve hereyi dorudan doruya Vcib-l Vcud'a vermek
vcibdir, zarurdir. Elhamdlillahi ale-l iman deyip iman ediyorum.
Yalnz bir bhem var. Cenab- Hakk'n Hlk olduunu kabul
ediyorum; fakat baz cz' esbabn ehemmiyetsiz eylerde icada
mdahaleleri ve bir para medh sena kazanmalar, saltanat-
rububiyetine ne zarar verir? Saltanatna noksaniyet gelir mi?"
Elcevab: Baz risalelerde gayet kat' isbat ettiimiz gibi;
hkimiyetin e'ni, mdahaleyi reddetmektir. Hatt en edna bir hkim, bir
memur; daire-i hkimiyetinde olunun mdahalesini kabul etmiyor.
Hatt hkimiyetine mdahale tevehhmyle, baz dindar padiahlar -
halife olduklar halde- masum evldlarn katletmeleri, bu "redd-i
mdahale kanunu"nun hkimiyette ne kadar esasl hkmettiini
gsteriyor. Bir nahiyede iki mdrden tut, t bir memlekette iki padiaha
kadar, hkimiyetteki istiklaliyetin iktiza ettii "men'-i itirak kanunu"
tarih-i beerde ok acib herc merc ile kuvvetini gstermi. Acaba ciz
ve muavenete muhta insanlardaki miriyet ve hkimiyetin bir glgesi,
bu derece mdahaleyi reddetmeyi ve bakasnn mdahalesini
men'etmeyi ve hkimiyetinde itirak kabul etmemeyi ve makamnda
istiklaliyetini nihayet taassubla muhafazaya almay gr, sonra
hkimiyet-i mutlaka rububiyet derecesinde ve miriyet-i mutlaka uluhiyet
derecesinde ve
--- sh:(L:189) -----------
istiklaliyet-i mutlaka ehadiyet derecesinde ve istina-y mutlak kadiriyet-
i mutlaka derecesinde bir Zt- Zlcelal'de, bu redd-i mdahale ve men'-i
itirak ve tard- erik, ne derece o hkimiyetin zarur bir lzm ve vcib
bir muktezas olduunu kyas edebilirsen et.
Amma ikinci k bhen ki: Baz esbab, baz cz'iyatn baz
ubudiyetlerine merci' olsa, o Mabud-u Mutlak olan Zt- Vcib-l
Vcud'a mteveccih zerrattan seyyarata kadar mahlukatn
ubudiyetlerinden ne noksan gelir?
Elcevab: u kinatn Hlk- Hakm'i kinat bir aa hkmnde
halkedip, en mkemmel meyvesini zuur ve zuurun iinde en cmi'
meyvesini insan yapmtr. Ve insann en ehemmiyetli, belki insann
netice-i hilkati ve gaye-i ftrat ve semere-i hayat olan kr ve ibadeti; o
Hkim-i Mutlak ve mir-i Mstakil, kendini sevdirmek ve tanttrmak
iin kinat halkeden o Vhid-i Ehad, btn kinatn meyvesi olan insan
ve insann en yksek meyvesi olan kr ve ibadetini baka ellere verir
mi? Btn btn hikmetine zd olarak, netice-i hilkati ve semere-i kinat
abes eder mi? H ve kell... Hem hikmetini ve rububiyetini inkr
ettirecek bir tarzda mahlukatn ibadetlerini bakalara vermeye rza
gsterir mi, hi msaade eder mi? Ve hem hadsiz bir derecede kendini
sevdirmeyi ve tanttrmay ef'aliyle gsterdii halde, en mkemmel
mahlukatnn kr ve minnetdarlklarn, tahabbb ve ubudiyetlerini
baka esbaba vermekle kendini unutturup, kinattaki makasd- liyesini
inkr ettirir mi? Ey tabiat-perestlikten vazgeen arkada! Haydi sen
syle!
O diyor: Elhamdlillah, bu iki bhem hallolmakla beraber,
vahdaniyet-i lahiyeye dair ve Mabud-u Bilhak o olduuna ve ondan
bakalar ibadete lyk olmadna o kadar parlak ve kuvvetli iki delil
gsterdin ki, onlar inkr etmek, Gne'i ve gndz inkr etmek gibi bir
mkberedir.
Htime

Tabiat fikr-i kfrsini terkeden ve imana gelen zt diyor ki:
Elhamdlillah, benim bhelerim kalmad; yalnz merakm mcib olan
birka sualim var.
Birinci Sual: ok tenbellerden ve trik-s saltlardan iitiyoruz;
diyorlar ki: Cenab- Hakk'n bizim ibadetimize ne ihtiyac var ki,
Kur'anda ok iddet ve srar ile ibadeti terkedeni zecredip Cehennem gibi
dehetli bir ceza ile tehdid ediyor. tidalli ve istikametli ve adaletli
--- sh:(L:190) -----------
olan ifade-i Kur'aniyeye nasl yakyor ki, ehemmiyetsiz bir cz' hataya
kar, nihayet iddeti gsteriyor?
Elcevab: Evet Cenab- Hak senin ibadetine, belki hibir eye
muhta deil. Fakat sen ibadete muhtasn, manen hastasn. badet ise,
manev yaralarna tiryaklar hkmnde olduunu ok risalelerde isbat
etmiiz. Acaba bir hasta, o hastalk hakknda, efkatli bir hekimin ona
nfi' illar iirmek hususunda ettii srara mukabil, hekime dese: "Senin
ne ihtiyacn var, bana byle srar ediyorsun?" Ne kadar manasz
olduunu anlarsn.
Amma Kur'ann, terk-i ibadet hakknda iddetli tehdidat ve
dehetli cezalar ise; naslki bir padiah, raiyetinin hukukunu muhafaza
etmek iin; di bir adamn, raiyetinin hukukuna zarar veren bir hatasna
gre, iddetli cezaya arpar. yle de; ibadeti ve namaz terk eden adam,
Sultan- Ezel ve Ebed'in raiyeti hkmnde olan mevcudatn hukukuna
ehemmiyetli bir tecavz ve manev bir zulm eder. nki mevcudatn
kemalleri, Sni'a mteveccih yzlerinde tesbih ve ibadet ile tezahr eder.
badeti terkeden, mevcudatn ibadetini grmez ve gremez, belki de inkr
eder. O vakit ibadet ve tesbih noktasnda yksek makamda bulunan ve
herbiri birer mektub-u Samedan ve birer yine-i esma-i Rabbaniye olan
mevcudat; l makamlarndan tenzil ettiinden ve ehemmiyetsiz,
vazifesiz, camid, perian bir vaziyette telakki ettiinden, mevcudat
tahkir eder; kemaltn inkr ve tecavz eder. Evet herkes, kinat kendi
yinesiyle grr. Cenab- Hak insan kinat iin bir mikyas, bir mizan
suretinde yaratmtr. Her insan iin, bu lemden husus bir lem vermi.
O lemin rengini, o insann itikad- kalbsine gre gsteriyor. Mesel;
gayet me'yus ve matemli olarak alayan bir insan, mevcudat alar ve
me'yus suretinde grr; gayet srurlu ve ne'eli, mjdeli ve kemal-i
ne'esinden glen bir adam, kinat ne'eli, gler grd gibi;
mtefekkirane ve cidd bir surette ibadet ve tesbih eden adam,
mevcudatn hakikaten mevcud ve muhakkak olan ibadet ve tesbihatlarn
bir derece kefeder ve grr. Gafletle veya inkrla ibadeti terkeden adam;
mevcudat, hakikat- kemaltna tamamyla zd ve muhalif ve hata bir
surette tevehhm eder ve manen onlarn hukukuna tecavz eder. Hem o
trik-s salt, kendi kendine mlik olmad iin, kendi mlikinin bir abdi
olan kendi nefsine zulmeder. Onun mliki, o abdinin hakkn, onun nefs-i
emmaresinden almak iin, dehetli tehdid eder. Hem netice-i hilkat ve
gaye-i ftrat olan ibadeti terkettiinden, hikmet-i lahiye ve meiet-i
Rabbaniyeye kar bir tecavz hkmne geer. Onun iin cezaya arplr.
Elhasl: badeti terkeden, hem kendi nefsine zulmeder; -nefsi ise,
Cenab- Hakk'n abdi ve memlukdr- hem kinatn hukuk-u kemaltna
--- sh:(L:191) -----------
kar bir tecavz, bir zulmdr. Evet naslki kfr, mevcudata kar bir
tahkirdir; terk-i ibadet dahi, kinatn kemaltn bir inkrdr. Hem
hikmet-i lahiyeye kar bir tecavz olduundan, dehetli tehdide, iddetli
cezaya mstehak olur.
te bu istihkak ve mezkr hakikat ifade etmek iin, Kur'an-
Mu'ciz-l Beyan mu'cizane bir surette o iddetli tarz- ifadeyi ihtiyar
ederek, tam tamna hakikat- belgat olan mutabk- mukteza-y hale
mutabakat ediyor.
kinci Sual: Tabiattan vazgeen ve imana gelen zt diyor ki:
Her mevcud, her cihette, her iinde ve her eyinde ve her e'ninde
meiet-i lahiyeye ve kudret-i Rabbaniyeye tbi' olmas, ok azm bir
hakikattr. Azameti cihetinde dar zihinlerimize skmyor. Halbuki
gzmzle grdmz bu nihayet derecede mebzuliyet, hem hilkat ve
icad- eyadaki hadsiz shulet, hem sbk brhanlarnzla tahakkuk eden
vahdet yolundaki icad- eyada nihayet derecede kolaylk ve shulet, hem
nass- Kur'an ile beyan edilen
..-,_..;,:.-;,,:..-..
,,,,.,!_..;.. .!,...,
gibi yetlerin sarahaten gsterdikleri nihayet derecede kolaylk, o
hakikat- azmeyi, en makbul ve en makul bir mes'ele olduunu
gsteriyorlar. Bu kolayln srr ve hikmeti nedir?
Elcevab: Yirminci Mektub'un Onuncu Kelimesi olan
,..___..,
beyannda, o sr gayet vzh ve kat' ve mukni' bir tarzda beyan edilmi.
Hususan o mektubun zeylinde daha ziyade vuzuh ile isbat edilmi ki;
btn mevcudat, Sni'-i Vhid'e isnad edildii vakit, bir tek mevcud
hkmnde kolaylar. Eer Vhid-i Ehad'e verilmezse; bir tek mahlukun
icad, btn mevcudat kadar mkilleir ve bir ekirdek, bir aa kadar
suubetli olur. Eer Sni'-i Hakiksine verilse, kinat bir aa gibi ve aa
bir ekirdek gibi ve Cennet bir bahar gibi ve bahar bir iek gibi
kolaylar, shulet peyda eder. Ve bilmahede grnen hadsiz
mebzuliyet ve ucuzluun ve her nev'in shuletle kesret-i efrad
bulunmasnn ve kesret-i shulet ve sr'atle muntazam, san'atl, kymetli
mevcudatn kolayca vcuda gelmesinin srlarna


--- sh:(L:192) -----------
medar olan ve hikmetlerini gsteren yzer delillerinden ve baka
risalelerde tafsilen beyan edilen bir ikisine muhtasar bir iaret ederiz.
Mesel: Naslki yz nefer, bir zabitin idaresine verilse; bir neferin, yz
zabitin idarelerine verilmesinden yz derece daha kolay olduu gibi, bir
ordunun tehizat- askeriyesi; bir merkez, bir kanun, bir fabrika ve bir
padiahn emrine verildii vakit, deta kemmiyeten bir neferin tehizat
kadar kolaylat gibi.. bir neferin tehizat- askeriyesi; mteaddid
merkezlere, mteaddid fabrikalara, mteaddid kumandanlara havalesi de,
deta bir ordunun tehizat kadar kemmiyeten mkiltl oluyor. nki
bir tek neferin tehizat iin, btn orduya lzm olan fabrikalarn
bulunmas gerektir.
Hem bir aacn srr- vahdet cihetiyle, bir kkte, bir merkezde, bir
kanun ile mevadd- hayatiyesi verildiinden; binler meyve veren o aa,
bir meyve kadar shuletli olduu bilmahede grnr. Eer vahdetten
kesrete gidilse, herbir meyveye lzm mevadd- hayatiye baka yerden
verilse; herbir meyve, bir aa kadar mkilt peyda eder. Belki aacn
bir enmuzeci ve fihristesi olan bir tek ekirdek dahi, o aa kadar
suubetli olur. nki bir aacn hayatna lzm olan btn mevadd-
hayatiye, birtek ekirdek iin de lzm oluyor.
te bu misaller gibi, yzler misaller var gsteriyorlar ki; vahdette,
nihayet derecede shuletle vcuda gelen binler mevcud, irkte ve
kesrette, bir tek mevcuddan daha ziyade kolay olur. Sair risalelerde bu
hakikat iki kerre iki drt eder derecede isbat edildiinden, onlara havale
edip, burada yalnz bu shulet ve kolayln ilim ve kader-i lah ve
kudret-i Rabbaniye nokta-i nazarnda gayet mhim bir srrn beyan
edeceiz. yle ki:
Sen bir mevcudsun. Eer Kadr-i Ezel'ye kendini versen; bir
kibrit akar gibi, hiten, yoktan, bir emirle, hadsiz kudretiyle, seni bir
anda halkeder. Eer sen kendini ona vermezsen, belki esbab- maddiyeye
ve tabiata isnad etsen; o vakit sen, kinatn muntazam bir hlsas,
meyvesi ve kk bir fihristesi ve listesi olduundan; seni yapmak iin,
kinat ve anasr ince elek ile eleyip hassas llerle aktar- lemden
senin vcudundaki maddeleri toplamak lzm gelir. nki esbab-
maddiye yalnz terkib eder, toplar. Kendilerinde bulunmayan; hiten,
yoktan yapamadklar, btn ehl-i akl yannda musaddaktr. yle ise,
kk bir zhayatn cismini aktar- lemden toplamaya mecbur olurlar.
te vahdette ve tevhidde ne kadar kolaylk ve irkte ve dalalette
ne kadar mkilt var olduunu anla!
kincisi: lim noktasnda hadsiz bir shulet vardr. yle ki:
--- sh:(L:193) -----------
Kader, ilmin bir nevidir ki, hereyin manev ve mahsus kalb
hkmnde bir mikdar tayin eder. Ve o mikdar- kader, o ey'in vcuduna
bir pln, bir model hkmne geer. Kudret icad ettii vakit; gayet
shuletle o kader mikdar stnde icad eder. Eer o ey muhit ve hadsiz
ve ezel bir ilmin sahibi olan Kadr-i Zlcelal'e verilmezse; -sbkan
getii gibi- binler mkilt deil, belki yz muhalat ortaya der. nki
o mikdar- kader ve mikdar- ilm olmazsa; binler haric ve madd
kalplar, kck bir hayvann cesedinde istimal edilmek lzm gelir.
te vahdette nihayetsiz kolaylk ve dalalette ve irkte hadsiz
mkiltn bir srrn anla;
,,,,.,!_..;.. .!,...,
yeti, ne kadar hakikatl ve doru ve yksek bir hakikat ifade ettiini
bil!.
nc Sual: Eskiden dman, imdi dost olan mhtedi diyor ki:
u zamanda ok ileri giden feylesoflar diyorlar ki: "Hiten hibirey icad
edilmiyor ve hibirey i'dam edilmiyor; yalnz bir terkib bir tahlildir ki,
kinat fabrikasn ilettiriyor."
Elcevab: Nur-u Kur'an ile mevcudata bakmayan feylesoflarn en
ileri gidenleri bakmlar ki, tabiat ve esbab vastasyla bu mevcudatn
teekklt ve vcudlarn -sbkan isbat ettiimiz tarzda- imtina'
derecesinde mkiltl grdklerinden, iki ksma ayrldlar.
Bir ksm Sofesta olup, insann hassas olan akldan istifa ederek,
ahmak hayvanlardan daha aa derek, kinatn vcudunu inkr
etmeyi; hatt kendilerinin vcudlarn dahi inkr etmesini; dalalet
mesleinde esbab ve tabiatn icad sahibi olmalarndan daha ziyade kolay
grdklerinden hem kendilerini, hem kinat inkr edip, cehl-i mutlaka
dmler.
kinci gruh bakmlar ki; dalalette, esbab ve tabiat mcid olmak
noktasnda, bir sinek ve bir ekirdein icad, hadsiz mkilt var ve tavr-
akln haricinde bir iktidar iktiza ediyor. Onun iin bilmecburiye icad
inkr ediyorlar, "yoktan var olmaz" diyorlar ve i'dam da muhal
gryorlar, "var yok olmaz" hkmediyorlar. Yalnz harekt- zerrat ile,
tesadf rzgrlaryla bir terkib ve tahlil ve dalmak ve toplanmak
suretinde bir vaziyet-i itibariye tahayyl ediyorlar. te sen gel,
ahmakln ve cehaletin en aa derecesinde, en yksek akll kendini
zanneden adamlar, gr; ve dalalet, insan ne kadar maskara ve sfli ve
echel yaptn bil; ibret al!
Acaba her senede, drtyz bin enva' birden zemin yznde
--- sh:(L:194) -----------
icad eden ve semavat ve arz alt gnde halkeden ve alt haftada, her
baharda, kinattan daha san'atl, hikmetli zhayat bir kinat ina eden bir
kudret-i ezeliye, bir ilm-i ezelnin dairesinde, plnlar ve mikdarlar
taayyn eden mevcudat- ilmiyeyi gze gstermeyen bir ecza ile yazlan
ve grnmeyen bir yazy gstermek iin srlen bir ecza misill, gayet
kolay o madumat- hariciye olan mevcudat- ilmiyeye vcud-u haric
vermeyi o kudret-i ezeliyeden uzak grmek ve icad inkr etmek; evvelki
gruh olan Sofestalerden daha ziyade ahmakane ve cahilanedir. Bu
bedbahtlar, ciz-i mutlak ve yalnz bir cz'-i ihtiyarden baka ellerinde
olmayan firavunlam kendi nefisleri, hibir eyi i'dam ve yok
edemediklerinden ve hibir zerreyi, bir maddeyi, hiten, yoktan icad
edemediklerinden ve gvendikleri esbab ve tabiatn ellerinde hiten icad
gelmedii cihetle, ahmaklklarndan diyorlar: "Yoktan var olmaz, var da
yok olmaz" deyip, bu btl ve hata dsturu, Kadr-i Mutlak'a temil etmek
istiyorlar.
Evet Kadr-i Zlcelal'in iki tarzda icad var. Biri; ihtira' ve ibda'
iledir. Yani hiten, yoktan vcud veriyor ve ona lzm her eyi de hiten
icad edip eline veriyor. Dieri; ina ile, san'at iledir. Yani kemal-i
hikmetini ve ok esmasnn cilvelerini gstermek gibi ok dakik
hikmetler iin, kinatn anasrndan bir ksm mevcudat ina ediyor. Her
emrine tbi' olan zerratlar ve maddeleri, rezzakyet kanunuyla onlara
gnderir ve onlarda altrr. Evet Kadir-i Mutlak'n iki tarzda, hem ibda'
hem ina suretinde icad var. Var yok etmek ve you var etmek; en
kolay en shuletli, belki daim, umum bir kanunudur. Bir baharda,
yz bin enva'- zhayat mahlukatn ekillerini, sfatlarn, belki
zerratlarndan baka btn keyfiyat ve ahvallerini hiten var eden bir
kudrete kar, "you var edemez!" diyen adam, yok olmal!..
Tabiat brakan ve hakikata geen zt diyor ki: Cenab- Hakk'a
zerrat adedince kr ve hamd sena ediyorum ki, kemal-i iman
kazandm, evham ve dalaletlerden kurtuldum; ve hi bir bhem de
kalmad.
;..;,..,,.;_._...!..-!
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.




--- sh:(L:195) -----------

Yirmidrdnc
Lem'a
Tesettr hakknda

(Onbeinci Nota'nn kinci ve nc Mes'eleleri iken, ehemmiyetine
binaen Yirmidrdnc Lem'a olmutur.)

_
_,.._,...!....,,..,,,,;__,.!.,.
_,,,_._,,..

il hir... yeti, tesettr emrediyor. Medeniyet-i sefihe ise, Kur'ann bu
hkmne kar muhalif gidiyor. Tesettr, ftr grmyor, "bir esarettir"
diyor. (*)
Elcevab: Kur'an- Hakm'in bu hkm tam ftr olduuna ve
muhalifi gayr- ftr olduuna delalet eden ok hikmetlerinden, yalnz
"drt hikmet"ini beyan ederiz.
Birinci Hikmet: Tesettr, kadnlar iin ftrdir ve ftratlar iktiza
ediyor. nki kadnlar hilkaten zaf ve nazik olduklarndan, kendilerini
(*): Mahkemeye kar ve mahkemeyi susturan lyiha-i Temyiz'in
mdafaatndan bir para:
"Ben de Adliyenin mahkemesine derim ki: Bin yz elli senede ve her
asrda yz elli milyon insanlarn hayat- itimaiyesinde en kuds ve hakik ve
hakikatl bir dstur-u lahyi, yz elli bin tefsirin tasdiklerine ve ittifaklarna
istinaden ve bin yz elli sene zarfnda gemi ecdadmzn itikadlarna
iktidaen tefsir eden bir adam mahkm eden haksz bir karar, elbette ry-i
zeminde adalet varsa, o karar red ve bu hkm nakzedecektir!.."
--- sh:(L:196) -----------
ve hayatndan ziyade sevdii yavrularn himaye edecek bir erkein
himaye ve yardmna muhta bulunduundan, kendini sevdirmek ve
nefret ettirmemek ve istiskale maruz kalmamak iin, ftr bir meyli var.
Hem kadnlarn on adedden alt-yedisi ya ihtiyardr, ya irkindir ki;
ihtiyarln ve irkinliini herkese gstermek istemezler. Ya kskantr;
kendinden daha gzellere nisbeten irkin dmemek veya tecavzden ve
ittihamdan korkar, taarruza maruz kalmamak ve kocas nazarnda
hyanetle mttehem olmamak iin, ftraten tesettr isterler. Hatt dikkat
edilse, en ziyade kendini saklayan ihtiyarlardr. Ve on adedden ancak iki-
tanesi bulunabilir ki; hem gen olsun, hem gzel olsun, hem kendini
gstermekten sklmasn. Malmdur ki; insan sevmedii ve istiskal ettii
adamlarn nazarndan sklr, mteessir olur. Elbette ak-saklk
kyafetine giren gzel bir kadn, bakmasna holand nmahrem
erkeklerden onda iki varsa, yedi sekizinden istiskal eder. Hem
tefahhu ve tefessh etmeyen bir gzel kadn, nazik ve seri-t teessr
olduundan, maddeten tesiri tecrbe edilen belki semlendiren pis
nazarlardan elbette sklr. Hatt iitiyoruz; ak-saklk yeri olan
Avrupa'da ok kadnlar, bu dikkat-i nazardan sklarak, "Bu alaklar bizi
gz hapsine alp skyorlar" diye polislere ekva ediyorlar. Demek
medeniyetin ref'-i tesettr, hilaf- ftrattr. Kur'an'n tesettr emri ftr
olmakla beraber, o maden-i efkat ve kymetdar birer refika-i ebediye
olabilen kadnlar, tesettr ile sukuttan, zilletten ve manev esaretten ve
sefaletten kurtaryor.
Hem kadnlarda, ecnebi erkeklere kar ftraten korkaklk,
tahavvf var. Tahavvf ise, ftraten tesettr iktiza ediyor. nki sekiz
dokuz dakika bir zevki cidden aclatracak sekiz dokuz ay ar bir veled
ykn zahmet ile ekmekle beraber, hamisiz bir veledin terbiyesiyle
sekiz dokuz sene, o sekiz dokuz dakika gayr- meru zevkin belasn
ekmek ihtimali var. Ve kesretle vaki olduundan, cidden iddetle
nmahremlerden ftrat korkar ve cibilliyeti saknmak ister. Ve tesettr ile
nmahremin itihasn amamak ve tecavzne meydan vermemek, zaf
hilkat emreder ve kuvvetli ihtar eder. Ve bir siperi ve kal'as araf
olduunu gsteriyor. Mesmuatma gre: Merkez ve payitaht- hkmette,
ar iinde, gndzde, ahalinin gzleri nnde, gayet di bir kundura
boyacs, dnyaca rtbeten byk bir adamn ak bacakl karsna bilfiil
sarkntlk etmesi, tesettr aleyhinde olanlarn haysz yzlerine bir amar
vuruyor!..
kinci Hikmet: Kadn ve erkek ortasnda gayet esasl ve iddetli
mnasebet, muhabbet ve alka; yalnz dnyev hayatn ihtiyacndan ileri
gelmiyor. Evet bir kadn, kocasna yalnz hayat- dnyeviyeye mahsus
--- sh:(L:197) -----------
bir refika-i hayat deildir. Belki hayat- ebediyede dahi bir refika-i
hayattr. Madem hayat- ebediyede dahi kocasna refika-i hayattr; elbette
ebed arkada ve dostu olan kocasnn nazarndan gayr bakasnn
nazarn kendi mehasinine celbetmemek ve onu darltmamak ve
kskandrmamak lzm gelir. Madem m'min olan kocas, srr- imana
binaen onun ile alkas hayat- dnyeviyeye mnhasr ve yalnz hayvan
ve gzellik vaktine mahsus muvakkat bir muhabbet deil; belki hayat-
ebediyede dahi bir refika-i hayat noktasnda esasl ve cidd bir
muhabbetle, bir hrmetle alkadardr. Hem yalnz genliinde ve
gzellik zamannda deil, belki ihtiyarlk ve irkinlik vaktinde dahi o
cidd hrmet ve muhabbeti tayor. Elbette ona mukabil, o da kendi
mehasinini onun nazarna tahsis ve muhabbetini ona hasretmesi mukteza-
y insaniyettir. Yoksa pek az kazanr, fakat pek ok kaybeder.
er'an koca, karya kfv olmal, yani birbirine mnasib olmal.
Bu kfv ve denk olmak, en mhimmi diyanet noktasndadr. Ne mutlu o
kocaya ki; kadnnn diyanetine bakp taklid eder, refikasn hayat-
ebediyede kaybetmemek iin mtedeyyin olur.
Bahtiyardr o kadn ki; kocasnn diyanetine bakp "ebed
arkadam kaybetmeyeyim" diye takvaya girer.
Veyl o erkee ki; sliha kadnn ebed kaybettirecek olan sefahete
girer. Ne bedbahttr o kadn ki; mttaki kocasn taklid etmez, o mbarek
ebed arkadan kaybeder.
Binler veyl o iki bedbaht zevc ve zevceye ki; birbirinin fskn ve
sefahetini taklid ediyorlar. Birbirine atee atlmasnda yardm ediyorlar!..
nc Hkmet: Bir ailenin saadet-i hayatiyesi; koca ve kar
mabeyninde bir emniyet-i mtekabile ve samim bir hrmet ve
muhabbetle devam eder. Tesettrszlk ve ak-saklk, o emniyeti
bozar, o mtekabil hrmet ve muhabbeti de krar. nki ak-saklk
klna giren on kadndan ancak bir tanesi bulunur ki, kocasndan daha
gzeli grmediinden, kendini ecnebiye sevdirmeye almaz. Dokuzu,
kocasndan dahi iyisini grr. Ve yirmi adamdan ancak bir tanesi,
karsndan daha gzelini grmyor. O vakit o samim muhabbet ve
hrmet-i mtekabile gitmekle beraber, gayet irkin ve gayet alaka bir
his uyandrmaya sebebiyet verebilir. yle ki: nsan, hemire misill
mahremlerine kar ftraten ehevan his tayamyor. nki mahremlerin
smalar, karabet ve mahremiyet cihetindeki efkat ve muhabbet-i
meruay ihsas ettii cihetle; nefs, ehevan temaylat krar. Fakat
bacaklar gibi er'an mahremlere de gstermesi caiz olmayan yerlerini
ak-sak brakmak, sfl nefislere gre gayet irkin bir hissin
uyanmasna sebebiyet verebilir.
nki mahremin smas mahremiyetten haber verir ve nmahreme
benzemez. Fakat mesel ak bacak, mahremin gayryla msavidir.
Mahremiyeti haber verecek bir almet-i farikas olmadndan, hayvan
bir nazar- hevesi, bir ksm sfl mahremlerde uyandrmak mmkndr.
Byle nazar ise, tyleri rpertecek bir sukut-u insaniyettir!..
Drdnc Hkmet: Malmdur ki; kesret-i nesil herkese
matlubdur. Hibir millet ve hkmet yoktur ki, kesret-i tenasle tarafdar
olmasn. Hatt Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm ferman etmi:
,.;,:_._..,,.:-..-ev kema kal- Yani: "zdiva
ediniz; oalnz. Ben kyamette, sizin kesretinizle iftihar edeceim."
Halbuki tesettrn ref'i, izdivac teksir etmeyip, ok azaltyor. nki en
serseri ve asr bir gen dahi, refika-i hayatn namuslu ister. Kendi gibi
asr, yani ak-sak olmasn istemediinden bekr kalr, belki de fuhua
slk eder. Kadn yle deil, o derece kocasn inhisar altna alamaz.
nki kadnn -aile hayatnda mdr- dhil olmak haysiyetiyle
kocasnn btn malna, evldna ve hereyine muhafaza memuru
olduundan- en esasl hasleti sadakattr, emniyettir. Ak-saklk ise bu
sadakat krar, kocas nazarnda emniyeti kaybeder, ona vicdan azab
ektirir. Hatt erkeklerde iki gzel haslet olan cesaret ve sehavet
kadnlarda bulunsa, bu emniyete ve sadakata zarar olduu iin, ahlk-
seyyiedendir, kt haslet saylrlar. Fakat kocasnn vazifesi, ona
hazinedarlk ve sadakat deil, belki himayet ve merhamet ve hrmettir.
Onun iin, o erkek inhisar altna alnmaz. Baka kadnlar da nikh
edebilir.
Memleketimiz Avrupa'ya kyas edilmez. nki orada dello gibi
ok iddetli vastalarla ak-saklk iinde namus bir derece muhafaza
edilir. zzet-i nefis sahibi birisinin karsna pis nazarla bakan, boynuna
kefenini takar, sonra bakar. Hem memalik-i bride olan Avrupa'daki
tabiatlar, o memleket gibi brid ve camiddirler. Bu Asya, yani lem-i
slm kt'as, ona nisbeten memalik-i harredir. Malmdur ki; muhitin,
insann ahlk zerinde tesiri vardr. O brid memlekette, souk
insanlarda hevesat- hayvaniyeyi tahrik etmek ve itihay amak iin ak-
saklk, belki ok s'-i istimalata ve israfata medar olmaz. Fakat seri-t
teessr ve hassas olan memalik-i harredeki insanlarn hevesat-
nefsaniyesini mtemadiyen tehyic edecek ak-saklk, elbette ok s'-i
istimalata ve israfata ve neslin za'fiyetine ve sukut-u kuvvete sebebdir. Bir
ayda veya yirmi gnde ihtiyac- ftrye mukabil, her birka gnde kendini
bir israfa mecbur zanneder. O vakit, her ayda onbe gn kadar hayz gibi
arzalar mnasebetiyle kadndan tecennb etmeye mecbur olduundan,
nefsine malub ise fuhiyata da meyleder.
--- sh:(L:199) -----------
ehirliler; kyllere, bedevilere bakp tesettr kaldramaz. nki
kylerde, bedevilerde, derd-i maiet megalesiyle ve bedenen almak
ve yorulmak mnasebetiyle, hem ehirlilere nisbeten nazar- dikkati az
celbeden masume ii ve bir derece kaba kadnlarn ksmen ak olmalar,
hevesat- nefsaniyeyi tehyice medar olamad gibi; serseri ve isiz
adamlar az bulunduundan, ehirdeki mefasidin onda biri onlarda
bulunmaz. yle ise onlara kyas edilmez.
..-,....
Ehl-i iman hiret hemirelerim olan kadnlar taifesi ile bir muhaveredir
Baz vilayetlerde taife-i nisadan samim ve hararetli bir surette
Nurlara kar alkalarn grdm ve haddimden pek ziyade, onlarn
Nurlara ait derslerime itimadlarn bildiim sralarda, mbarek Isparta'ya
ve manev Medreset-z Zehra'ya nc defa geldiim zaman iittim ki;
o mbarek hiret hemirelerim olan taife-i nisa, benden bir ders
bekliyorlarm. Gya vaaz suretinde cmilerde onlara bir dersim olacak.
Halbuki ben drt be vecihle hastaym ve hem perian, hatt konumaya
ve dnmee iktidarsz bulunduum halde, bu gece iddetli bir ihtar ile
kalbime geldi ki; madem onbe sene evvel genlerin istemeleriyle
Genlik Rehberi'ni onlar iin yazdn ve pek ok istifade edildi. Halbuki
hanmlar taifesi, genlerden daha ziyade bu zamanda yle bir rehbere
muhtatrlar. Ben de bu ihtara kar gayet perian ve za'f u aczimle
beraber " Nkte" ile gayet muhtasar baz lzumlu maddeleri, o
mbarek hemirelerime ve manev gen evldlarma beyan ediyorum.
BRNC NKTE: Risale-i Nur'un en mhim bir esas efkat
olmasndan, nisa taifesi efkat kahramanlar bulunmalar cihetiyle daha
ziyade Risale-i Nur'la ftraten alkadardrlar. Ve lillahilhamd, bu ftr
alkadarlk ok yerlerde hissediliyor. Bu efkatteki fedakrlk, hakik bir
ihlas ve mukabelesiz bir fedakrlk manasn ifade ettiinden, imdi bu
zamanda pek ok ehemmiyeti var. Evet bir vlide veledini tehlikeden
kurtarmak iin hibir cret istemeden ruhunu feda etmesi ve hakik bir
ihlas ile vazife-i ftriyesi itibariyle kendini evldna kurban etmesi
gsteriyor ki; hanmlarda gayet yksek bir kahramanlk var. Bu
kahramanln inkiaf ile; hem hayat- dnyeviyesini, hem hayat-
ebediyesini




--- sh:(L:200) -----------
onunla kurtarabilir. Fakat baz fena cereyanlarla, o kuvvetli ve kymetdar
seciye inkiaf etmez veyahut s'-i istimal edilir. Yzer nmunelerinden
bir kk nmunesi udur: O efkatli vlide, ocuunun hayat-
dnyeviyede tehlikeye girmemesi, istifade ve fayda grmesi iin her
fedakrl nazara alr, onu yle terbiye eder. "Olum paa olsun" diye
btn maln verir; hfz mektebinden alr, Avrupa'ya gnderir. Fakat o
ocuun hayat- ebediyesi tehlikeye girdiini dnmyor ve dnya
hapsinden kurtarmaa alyor, Cehennem hapsine dmesini nazara
almyor. Ftr efkatin tam zdd olarak o masum ocuunu, hirette
efaat olmak lzm gelirken davac ediyor. O ocuk, "Niin benim
imanm takviye etmeden bu helketime sebebiyet verdin?" diye ekva
edecek. Dnyada da terbiye-i slmiyeyi tam almad iin, vlidesinin
hrika efkatnn hakkna kar lykyla mukabele edemez, belki de ok
kusur eder. Eer hakik efkat s'-i istimal edilmeyerek, bare veledini
haps-i ebed olan Cehennem'den ve i'dam- ebed olan dalalet iinde
lmekten kurtarmaya o efkat srr ile alsa; o veledin btn ettii
hasenatnn bir misli, vlidesinin defter-i a'maline geeceinden,
vlidesinin vefatndan sonra her vakit hasenatlar ile ruhuna nurlar
yetitirdii gibi, hirette de deil davac olmak, btn ruh u can ile
efaat olup ebed hayatta ona mbarek bir evld olur.
Evet insann en birinci stad ve tesirli muallimi, onun vlidesidir.
Bu mnasebetle ben kendi ahsmda kat' ve daima hissettiim bu manay
beyan ediyorum:
Ben bu seksen sene mrmde, seksen bin ztlardan ders aldm
halde, kasem ediyorum ki; en esasl ve sarslmaz ve her vakit bana dersini
tazeler gibi merhum vlidemden aldm telkinat ve manev derslerdir ki;
o dersler ftratmda, deta madd vcudumda ekirdekler hkmnde
yerlemi. Sair derslerimin o ekirdekler zerine bina edildiini, aynen
gryorum. Demek bir yamdaki ftratma ve ruhuma, merhum
vlidemin ders ve telkinatn, imdi bu seksen yamdaki grdm
byk hakikatler iinde birer ekirdek-i esasiye mahede ediyorum.
Ezcmle; meslek ve merebimin drt esasndan en mhimi olan
efkat etmek ve Risale-i Nur'un da en byk hakikat olan acmak ve
merhamet etmeyi, o vlidemin efkatl fiil ve halinden ve o manev
derslerinden aldm yaknen gryorum. Evet bu hakik ihlas ile hakik
bir fedakrlk tayan vlidelik efkati s'-i istimal edilip, masum
ocuunun elmas hazinesi hkmnde olan hiretini dnmeyerek,
muvakkat fni ieler hkmnde olan dnyaya o ocuun masum yzn
evirmek ve bu ekilde ona efkat gstermek, o efkat s'-i istimal
etmektir.
--- sh:(L:201) -----------
Evet kadnlarn efkat cihetiyle bu kahramanlklarn hibir cret
ve hibir mukabele istemeyerek, hibir faide-i ahsiye, hibir gsteri
manas olmayarak ruhunu feda ettiklerine, o efkatn kck bir
nmunesini tayan bir tavuun yavrusunu kurtarmak iin arslana
saldrmas ve ruhunu feda etmesi isbat ediyor.
imdi terbiye-i slmiyeden ve a'mal-i uhreviyeden en kymetli ve
en lzumlu esas, ihlastr. Bu eit efkatteki kahramanlkta o hakik ihlas
bulunuyor.
Eer bu iki nokta o mbarek taifede inkiafa balasa, daire-i
slmiyede pek byk bir saadete medar olur. Halbuki erkeklerin
kahramanlklar mukabelesiz olamyor; belki, yz cihette mukabele
istiyorlar. Hi olmazsa an eref istiyorlar. Fakat maatteessf bare
mbarek taife-i nisaiye, zalim erkeklerinin erlerinden ve
tahakkmlerinden kurtulmak iin, baka bir tarzda, za'fiyetten ve acizden
gelen baka bir nevide riyakrla giriyorlar.
KNC NKTE: Bu sene inzivada iken ve hayat- itimaiyeden
ekildiim halde baz Nurcu kardelerimin ve hemirelerimin hatrlar
iin dnyaya baktm. Benimle gren ekseri dostlardan, kendi ailev
hayatlarndan ekvalar iittim. "Eyvah!" dedim. nsann hususan
mslmann tahassngh ve bir nevi cenneti ve kk bir dnyas aile
hayatdr. Bu da m bozulmaa balam dedim. Sebebini aradm. Bildim
ki: Nasl, slmiyetin hayat- itimaiyesine ve dolaysyla din-i slma
zarar vermek iin genleri yoldan karmak ve genlik hevesatyla
sefahete sevketmek iin bir iki komite alyormu. Aynen yle de;
bare nisa taifesinin gafil ksmn dahi yanl yollara sevk etmek iin bir
iki komitenin tesirli bir surette perde altnda altn hissettim. Ve
bildim ki: Bu millet-i slma bir dehetli darbe, o cihetten geliyor. Ben de
siz hemirelerime ve genleriniz olan manev evldlarma kat'iyyen
beyan ediyorum ki: Kadnlarn saadet-i uhreviyesi gibi, saadet-i
dnyeviyeleri de ve ftratlarndaki ulv seciyeleri de bozulmaktan
kurtulmann are-i yegnesi, daire-i slmiyedeki terbiye-i diniyeden
baka yoktur!.. Rusya'da o bare taifenin ne hale girdiini iitiyorsunuz.
Risale-i Nur'un bir parasnda denilmi ki: Akl banda olan bir adam;
refikasna muhabbetini ve sevgisini, be on senelik fni ve zahir hsn-
cemaline bina etmez. Belki kadnlarn hsn- cemalinin en gzeli ve
daimsi, onun efkatine ve kadnla mahsus hsn- sretine sevgisini
bina etmeli. T ki, o bare ihtiyarladka, kocasnn muhabbeti ona
devam etsin. nki onun refikas, yalnz dnya hayatndaki muvakkat bir
yardmc refika deil, belki hayat- ebediyesinde ebed ve sevimli bir
refika-i hayat
--- sh:(L:202) -----------
olduundan, ihtiyarlandka daha ziyade hrmet ve merhamet ile birbirine
muhabbet etmek lzm geliyor. imdiki terbiye-i medeniye perdesi
altndaki hayvancasna muvakkat bir refakattan sonra ebed bir mfarakata
maruz kalan o aile hayat, esasyla bozuluyor.
Hem Risale-i Nur'un bir cz'nde denilmi ki: Bahtiyardr o adam
ki; refika-i ebediyesini kaybetmemek iin sliha zevcesini taklid eder, o da
slih olur. Hem bahtiyardr o kadn ki; kocasn mtedeyyin grr, ebed
dostunu ve arkadan kaybetmemek iin o da tam mtedeyyin olur; saadet-
i dnyeviyesi iinde saadet-i uhreviyesini kazanr. Bedbahttr o adam ki;
sefahete girmi zevcesine ittiba eder; vazgeirmeye almaz, kendisi de
itirak eder. Bedbahttr o kadn ki; zevcinin fskna bakar, onu baka bir
surette taklid eder. Veyl o zevc ve zevceye ki; birbirini atee atmakta
yardm eder. Yani; medeniyet fantaziyelerine birbirini tevik eder.
te, Risale-i Nur'un bu mealdeki cmlelerinin manas budur ki: Bu
zamanda aile hayatnn dnyev ve uhrev saadetinin ve kadnlarda ulv
seciyelerin inkiafnn sebebi, yalnz daire-i eriattaki db- slmiyetle
olabilir.
imdi aile hayatnda en mhim nokta budur ki; kadn, kocasnda
fenalk ve sadakatszlk grse, o da kocasnn inadna kadnn vazife-i
ailevsi olan sadakat ve emniyeti bozsa, aynen askerdeki itaatn bozulmas
gibi, o aile hayatnn fabrikas zr zeber olur. Belki o kadn, elinden
geldii kadar kocasnn kusurunu slaha almaldr ki, ebed arkadan
kurtarsn. Yoksa o da, kendini aklk ve saklkla bakalara gstermee
ve sevdirmee alsa, her cihetle zarar eder. nki hakik sadakat
brakan, dnyada da cezasn grr. nki nmahremlerin nazarndan
ftrat korkar, sklr, ekilir. Nmahrem yirmi erkein onsekizinin
nazarndan istiskal eder. Erkek ise, nmahrem yz kadndan ancak
birisinden istiskal eder, bakmasndan sklr. Kadn o cihette azab ektii
gibi, sadakatszlk ittiham altna girer; za'fiyetiyle beraber, hukukunu
muhafaza edemez.
Elhasl; naslki kadnlar kahramanlkta, ihlasta efkat itibariyle
erkeklere benzemedikleri gibi, erkekler de o kahramanlkta onlara
yetiemiyorlar; yle de o masum hanmlar dahi, sefahette hibir vecihle
erkeklere yetiemezler. Onun iin ftratlaryla ve zaf hilkatleriyle
nmahremlerden iddetli korkarlar ve araf altnda saklanmaa kendilerini
mecbur bilirler. nki erkek, sekiz dakika zevk ve lezzet iin sefahete
girse, ancak sekiz lira kadar birey zarar eder. Fakat kadn sekiz dakika
sefahetteki zevkin cezas olarak dnyada dahi sekiz ay ar bir yk
karnnda tar ve sekiz sene de o hmisiz ocuun terbiyesinin meakkatine
girdii iin sefahette erkeklere yetiemez, yz derece fazla cezasn
--- sh:(L:203) -----------
eker. Az olmayan bu nevi vukuat da gsteriyor ki; mbarek taife-i
nisaiye, ftraten yksek ahlka mene' olduu gibi, fsk u sefahette dnya
zevki iin kabiliyetleri yok hkmndedir. Demek onlar daire-i terbiye-i
slmiye iinde mes'ud bir aile hayatn geirmee mahsus bir nevi
mbarek mahlukturlar. Bu mbarekleri ifsad eden komiteler
kahrolsunlar!.. Allah bu hemirelerimi de bu serserilerin erlerinden
muhafaza eylesin, mn.
Hemirelerim! Mahremce bu szm size sylyorum: Maiet
derdi iin; serseri, ahlksz, firenkmereb bir kocann tahakkm altna
girmektense, ftratnzdaki iktisad ve kanaatla, kyl masum kadnlarn
nafakalarn kendileri karmak iin almalar nev'inden kendinizi
idareye alnz, satmaa almaynz. ayet size mnasib olmayan bir
erkek ksmet olsa, siz ksmetinize raz olunuz ve kanaat ediniz. nallah
rzanz ve kanaatinizle o da slah olur. Yoksa imdiki iittiim gibi,
mahkemelere boanmak iin mracaat edeceksiniz. Bu da, haysiyet-i
slmiye ve eref-i milliyemize yakmaz!
NC NKTE: Aziz hemirelerim; kat'iyyen biliniz ki:
Daire-i meruann haricindeki zevklerde, lezzetlerde; on derece onlardan
ziyade elemler ve zahmetler bulunduunu Risale-i Nur yzer kuvvetli
delillerle, hdisatlarla isbat etmitir. Uzun tafsilat Risale-i Nur'da
bulabilirsiniz.
Ezcmle: Kk Szlerden Altnc, Yedinci, Sekizinci Szler ve
Genlik Rehberi benim bedelime sizlere tam bu hakikat gsterecek.
Onun iin daire-i meruadaki keyfe iktifa ediniz ve kanaat getiriniz. Sizin
hanenizdeki masum evldlarnzla masumane sohbet, yzer sinemadan
daha ziyade zevklidir. Hem kat'iyyen biliniz ki; bu hayat- dnyeviyede
hakik lezzet, iman dairesindedir ve imandadr. Ve a'mal-i slihann her
birisinde bir manev lezzet var. Ve dalalet ve sefahette, bu dnyada dahi
gayet ac ve irkin elemler bulunduunu Risale-i Nur yzer kat' delillerle
isbat etmitir. deta imanda bir Cennet ekirdei ve dalalette ve sefahette
bir Cehennem ekirdei bulunduunu, ben kendim ok tecrbelerle ve
hdiselerle aynelyakn grmm ve Risale-i Nur'da bu hakikat tekrar ile
yazlm. En edid muannid ve mu'terizlerin eline girip; hem resm ehl-i
vukuflar ve mahkemeler o hakikat cerhedememiler. imdi sizin gibi
mbarek ve masum hemirelerime ve evldlarm hkmnde
kklerinize, bata Tesettr Risalesi ve Genlik Rehberi ve Kk
Szler benim bedelime sizlere ders versin.
Ben iittim ki; benim size cmide ders vermekliimi arzu
ediyorsunuz. Fakat benim perianiyetimle beraber hastalm ve ok
esbab, bu
--- sh:(L:204) -----------
vaziyete msaade etmiyor. Ben de sizin iin yazdm bu dersimi okuyan
ve kabul eden btn hemirelerimi, btn manev kazanlarma ve
dualarma Nur akirdleri gibi dhil etmee karar verdim. Eer siz benim
bedelime Risale-i Nur'u ksmen elde edip okusanz veya dinleseniz, o
vakit kaidemiz mucibince; btn kardeleriniz olan Nur akirdlerinin
manev kazanlarna ve dualarna da hissedar oluyorsunuz.
Ben imdi daha ziyade yazacaktm; fakat ok hasta ve ok zaf ve
ok ihtiyar ve tashihat gibi ok vazifelerim bulunduundan, imdilik bu
kadarla iktifa ettim.
_.,!_.,!
Duanza muhta kardeiniz
Said Nurs


























--- sh:(L:205) -----------


Yirmibeinci Lem'a
Yirmibe devadr

(Hastalara bir merhem, bir teselli, manev bir reete, bir iyadet-l
mariz ve gemi olsun makamnda yazlmtr.)

htar ve tizar

Bu manev reete, btn yazdklarmzn fevknde bir sr'atle
(Haiye) te'lif edildii gibi; hem umuma muhalif olarak tashihata ve
dikkate vakit bulmayarak, te'lifi gibi gayet sr'atle, ancak bir defa
nazardan geirildi. Demek msvedde-i evvel hkmnde mevve
kalmtr. Kalbe ftr bir surette gelen hatrat, san'atla ve dikkatle
bozmamak iin, yeniden tedkikata lzum grmedik. Okuyan ztlar,
hususan hastalar baz nho ibarelerden veyahud ar kelimelerden ve
ifadelerden sklp gcenmesinler, bana da dua etsinler.
_
;-,,!..,.!..!.,,..,,..._.!
_,.:,,.,..,_,..,_..-L_.!,
u Lem'ada, nev-i beerin on ksmndan bir ksmn tekil eden
musibetzede
(Haiye): Bu risale, drt buuk saat zarfnda te'lif edilmitir.
Evet Rd, Evet Re'fet, Evet Hsrev, Evet Said
--- sh:(L:206) -----------
ve hastalara hakik bir teselli ve nfi' bir merhem olabilecek yirmibe
devay icmalen beyan ediyoruz.
BRNC DEVA: Ey bare hasta! Merak etme, sabret. Senin
hastaln sana dert deil belki bir nevi dermandr. nki mr bir
sermayedir, gidiyor. Meyvesi bulunmazsa zayi' olur. Hem rahat ve
gafletle olsa, pek abuk gidiyor. Hastalk, senin o sermayeni byk
krlarla meyvedar ediyor. Hem mrn abuk gemesine meydan
vermiyor, tutuyor, uzun ediyor.. t meyveleri verdikten sonra brakp
gitsin. te, mrn hastalkla uzun olmasna iareten bu darb- mesel
dillerde destandr ki; "Musibet zaman ok uzundur, safa zaman pek ksa
oluyor."
KNC DEVA: Ey sabrsz hasta! Sabret, belki kret. Senin bu
hastaln, mr dakikalarn birer saat ibadet hkmne getirebilir. nki
ibadet iki ksmdr. Biri msbet ibadettir ki; namaz, niyaz gibi malm
ibadetlerdir. Dieri menf ibadetlerdir ki; hastalklar, musibetler
vastasyla musibetzede, aczini, za'fn hisseder. Hlk- Rahmine iltica
eder, yalvarr. Hlis, riyasz, manev bir ibadete mazhar olur. Evet
hastalkla geen bir mr, Allah'tan ekva etmemek artyla, m'min iin
ibadet sayldna rivayat- sahiha vardr. Hatt baz sbir ve kir
hastalarn bir dakikalk hastal, bir saat ibadet hkmne getii ve baz
kmillerin bir dakikas bir gn ibadet hkmne getii, rivayet-i sahiha
ve kefiyat- sadka ile sabittir. Senin bir dakika mrn, bin dakika
hkmne getirip, sana uzun mr kazandran hastalktan teekki deil,
teekkr et.
NC DEVA: Ey tahammlsz hasta! nsan bu dnyaya
keyf srmek ve lezzet almak iin gelmediine, mtemadiyen gelenlerin
gitmesi ve genlerin ihtiyarlamas ve mtemadiyen zeval ve firakta
yuvarlanmas ahiddir. Hem insan, zhayatn en mkemmeli, en yksei
ve cihazata en zengini, belki zhayatlarn sultan hkmnde iken, gemi
lezzetleri ve gelecek belalar dnmek vastasyla, hayvana nisbeten en
edna bir derecede, ancak kederli, meakkatli bir hayat geiriyor. Demek
insan, bu dnyaya yalnz gzel yaamak iin ve rahatla ve safa ile mr
geirmek iin gelmemitir. Belki azm bir sermaye elinde bulunan insan,
burada ticaret ile, ebed daim bir hayatn saadetine almak iin
gelmitir. Onun eline verilen sermaye de mrdr. Eer hastalk olmazsa,
shhat ve fiyet gaflet verir, dnyay ho gsterir, hireti unutturur. Kabri
ve lm hatrna getirmek istemiyor, sermaye-i mrn bd-i heva bo
yere sarfettiriyor. Hastalk ise, birden gzn atrr. Vcuduna ve
cesedine der ki: "Lyemut deilsin, babo deilsin,
--- sh:(L:207) -----------
bir vazifen var. Gururu brak, seni yaratan dn, kabre gideceini bil,
yle hazrlan." te hastalk bu nokta-i nazardan hi aldatmaz bir nsih ve
ikaz edici bir mriddir. Ondan ekva deil, belki bu cihette ona teekkr
etmek; eer fazla ar gelse, sabr istemek gerektir.
DRDNC DEVA: Ey ekvac hasta! Senin hakkn ekva
deil krdr, sabrdr. nki senin vcudun ve za ve cihazatn, senin
mlkn deildir. Sen onlar yapmamsn, baka tezghlardan satn
almamsn. Demek bakasnn mlkdr. Onlarn mliki, mlknde
istedii gibi tasarruf eder. Yirmialtnc Sz'de denildii gibi, mesel
gayet zengin, gayet mahir bir san'atkr; gzel san'atn, kymetdar
servetini gstermek iin, miskin bir adama modellik vazifesini
grdrmek maksadyla, bir crete mukabil, bir saatik zamanda, murassa
ve gayet san'atl diktii bir gmlei, bir hulleyi o fakire giydirir. Onun
stnde iler ve vaziyetler verir. Hrika enva'- san'atn gstermek iin
keser, deitirir, uzaltr, ksaltr. Acaba u cretli miskin adam, o zta
dese: "Bana zahmet veriyorsun, eilip kalkmakla verdiin vaziyetten
bana sknt veriyorsun, beni gzelletiren bu gmlei kesip ksaltmakla
gzelliimi bozuyorsun" demeye hak kazanabilir mi? Merhametsizlik,
insafszlk ettin diyebilir mi? te aynen bu misal gibi, Sni'-i Zlcelal
sana ey hasta! Gz, kulak, akl, kalb gibi nuran duygularla murassa
olarak giydirdii cisim gmleini, esma-i hsnasnn naklarn
gstermek iin, ok hlt iinde seni evirir ve ok vaziyetlerde seni
deitirir. Sen alkla onun Rezzak ismini tandn gibi, f ismini de
hastalnla bil. Elemler, musibetler bir ksm esmasnn ahkmn
gsterdikleri iin, onlarda hikmetten lem'alar ve rahmetten ualar ve o
uaat iinde ok gzellikler bulunuyor. Eer perde alsa, tevahhu ve
nefret ettiin hastalk perdesi arkasnda, sevimli gzel manalar bulursun.
BENC DEVA: Ey maraza mbtela hasta! Bu zamanda
tecrbemle kanaatm gelmitir ki; hastalk bazlara bir ihsan- lahdir, bir
hediye-i Rahmandir. Bu sekiz dokuz senedir, liyakatsz olduum halde,
baz gen ztlar, hastalk mnasebetiyle dua iin benimle grtler.
Dikkat ettim ki; hangi hastalkl genci grdm, sair genlere nisbeten
hiretini dnmeye balyor. Genlik sarholuu yok. Gaflet iindeki
hayvan hevesattan bir derece kendini kurtaryor. Ben de bakyordum,
onlarn tahamml dhilindeki hastalklarn bir ihsan- lah olduunu
ihtar ederdim. Derdim ki: "Kardeim, senin bu hastalnn aleyhinde
deilim, hastalk iin sana kar bir efkat hissedip acmyorum ki dua
edeyim. Hastalk seni tam uyandrncaya kadar sabra al ve hastalk
vazifesini bitirdikten sonra Hlk- Rahm inallah sana ifa verir." Hem
derdim:
--- sh:(L:208) -----------
"Senin bir ksm emsalin shhat belasyla gaflete dp, namaz terkedip,
kabri dnmeyip, Allah' unutup, bir saatlik hayat- dnyeviyenin zahir
keyfi ile, hadsiz bir hayat- ebediyesini sarsar, zedeler, belki de harab
eder. Sen hastalk gzyle, her halde gidecein bir menzilin olan kabrini
ve daha arkasnda uhrev menzilleri grrsn ve onlara gre
davranyorsun. Demek senin iin hastalk, bir shhattr. Bir ksm
emsalindeki shhat, bir hastalktr."
ALTINCI DEVA: Ey elemden teekki eden hasta! Senden
soruyorum; gemi mrn dn ve o mrde gemi lezzetli safa
gnleri ve bela ve elemli vakitlerini tahattur et. Herhalde ya oh, ya ah
diyeceksin. Yani, ya elhamdlillah kr veyahud v-hasret, v-esef
kalbin veya lisann diyecek. Dikkat et, sana oh elhamdlillah kr
dediren, senin bandan gemi elemler, musibetlerin dnmesi, bir
manev lezzeti deiyor ki; senin kalbin kreder. nki elemin zevali,
lezzettir. O elemler, o musibetler zevaliyle, ruhta bir lezzet irsiyet
brakm ki, dnmekle deilse, ruhtan bir lezzet akyor, krler
takattur ediyor. Sana v-esef, v-hasret dedirten, eski zamanda
geirdiin lezzetli ve safal o hallerdir ki; zevalleriyle, senin ruhunda
daim bir elem irsiyet brakp, ne vakit dnsen, o elem yine deiliyor,
esef ve hasret aktyor. Madem bir gnlk gayr- meru lezzet, bazan bir
sene manev elem ektiriyor. Ve muvakkat bir gnlk hastalkla gelen
elem, ok gnler manev lezzet-i sevabla beraber, zevalindeki hals ve
kurtulmaktan gelen manev lezzet vardr. Senin bandaki imdilik bu
muvakkat hastaln neticesi ve i yzndeki sevab dn, "Bu da geer
yahu!" de, ekva yerinde kret.
ALTINCI DEVA: (Haiye) Ey dnya zevkini dnp
hastalktan zdrab eken kardeim! Bu dnya eer daim olsa idi ve
yolumuzda lm olmasayd ve firak ve zevalin rzgrlar esmeseydi ve
musibetli, frtnal istikbalde manev k mevsimleri olmasayd; ben de
seninle beraber senin haline acyacaktm. Fakat madem dnya bir gn
bize haydi dar diyecek, feryadmzdan kulan kapayacak, o bizi dar
komadan biz bu hastalklar ikazatyla imdiden onun akndan
vazgemeliyiz. O bizi terketmeden, kalben onu terke almalyz. Evet
hastalk bu manay bize ihtar edip der ki: "Senin vcudun tatan,
demirden deildir. Belki daima ayrlmaya msaid muhtelif maddelerden
terkib edilmitir. Gururu brak, aczini anla, mlikini tan, vazifeni bil,
dnyaya ne iin geldiini
(Haiye): Ftr bir surette bu lem'a tahattur ettiinden, altnc mertebede iki deva
yazlm. Ftrliine ilimemek iin ylece braktk, belki bir sr vardr diye
deitirmedik.
--- sh:(L:209) -----------
ren" kalbin kulana gizli ihtar ediyor. Hem madem dnyann zevki,
lezzeti devam etmiyor. Hususan meru olmazsa hem devamsz, hem
elemli, hem gnahl oluyor. O zevki kaybettiinden hastalk bahanesiyle
alama; bilakis hastalktaki manev ibadet ve uhrev sevab cihetini dn,
zevk almaya al.
YEDNC DEVA: Ey shhatnn lezzetini kaybeden hasta! Senin
hastaln shhatteki nimet-i lahiyenin lezzetini karmyor, bilakis
tattryor, ziyadeletiriyor. nki bir ey devam etse tesirini kaybeder.
Hatt ehl-i hakikat mttefikan diyorlar ki:
......,-..,;...
yani: "Herey zddyla bilinir." Mesel, karanlk olmazsa k bilinmez,
lezzetsiz kalr. Souk olmazsa hararet anlalmaz, zevksiz kalr. Alk
olmazsa, yemek lezzet vermez. Mide harareti olmazsa, su imesi zevk
vermez. llet olmazsa, fiyet zevksizdir. Maraz olmazsa, shhat
lezzetsizdir. Madem Ftr- Hakm insana her eit ihsann ihsas etmek
ve herbir nevi nimetini tattrmak ve insan daima kre sevketmek
istediini, u kinatta eit eit hadsiz enva'- nimeti tadacak tanyacak
derecede gayet ok cihazat ile insan techiz etmesi gsteriyor ki; elbette
shhat ve fiyeti verdii gibi; hastalklar, illetleri, dertleri de verecektir.
Senden soruyorum: "Bu hastalk senin banda veya elinde veya midende
olmasayd; sen, ban, elin, midenin shhatindeki lezzetli, zevkli nimet-i
lahiyeyi hissedip kreder miydin? Elbette kr deil, belki
dnmeyecektin; uursuz o shhat gaflete belki sefahete sarfederdin."
SEKZNC DEVA: Ey hiretini dnen hasta! Hastalk, sabun
gibi, gnahlarn kirlerini ykar, temizler. Hastalklar, keffaret-z znub
olduu hads-i sahih ile sabittir. Hem hadste vardr ki: "Ermi aac
silkmekle nasl meyveleri der; imanl bir hastann titremesi de, yle
gnahlar silker." Gnahlar, hayat- ebediyede daim hastalklardr. Bu
hayat- dnyevde dahi kalb, vicdan, ruh iin manev hastalklardr. Sen
eer sabredip ekva etmezsen, u muvakkat bir hastalk ile daim pek ok
hastalklardan kurtuluyorsun. Eer gnahlar dnmyorsan, yahud
hireti bilmiyorsan veya Allah' tanmyorsan, sende yle dehetli bir
hastalk var ki; milyon defa sendeki bu kk hastalktan daha byktr.
Ondan feryad et. nki btn dnyann mevcudatyla kalbin, ruhun ve
nefsin alkadardr. Mtemadiyen firak ve zeval ile o alkalar kesilip,
sende hadsiz yaralar alr. Bahusus hireti bilmediin iin, lm i'dam-
ebed tahayyl ettiinden -deta- gya yara bere iinde,

--- sh:(L:210) -----------
dnya kadar hastalkl bir vcudun var. te en evvel hadsiz yaral ve
hastalkl bu byk manev vcudun hadsiz hastalklarna kat' il ve
kat' ifa verici bir tiryak olan iman ilcn aramak ve itikadn dzeltmek
gerektir ki, o ilc bulmakta en ksa yol, bu madd hastaln yrtt
gaflet perdesinin altnda sana gsterdii aczin ve za'fn penceresiyle, bir
Kadr-i Zlcelal'in kudretini ve rahmetini tanmaktr. Evet Allah'
tanmayann dnya dolusu bela banda vardr. Allah' tanyann dnyas
nurla ve manev srurla doludur. Derecesine gre iman kuvvetiyle
hisseder. Bu imandan gelen manev srur ve ifa ve lezzet altnda, cz'
madd hastalklarn elemi erir, ezilir.
DOKUZUNCU DEVA: Ey Hlkn tanyan hasta!
Hastalklardaki elem ve tevahhu ve korkmak ise; hastalk bazan lme
vesile olduu cihetindendir. lm, nazar- gaflet ve zahir cihetinde
dehetli olduundan, ona vesile olabilen hastalklar korkutuyor, tela
veriyor.
Evvel bil ve kat' iman et ki: "Ecel mukadderdir, tegayyr
etmez." ok ar hastalarn banda alayanlar ve shhatleri yerinde
olanlar lmler, o ar hastalar ifa bulup yaamlar.
Sniyen: lm, sureten grnd gibi dehetli deil. ok
risalelerde gayet kat', eksiz, bhesiz bir surette, Kur'an- Hakm'in
verdii nur ile isbat etmiiz ki: Ehl-i iman iin lm, vazife-i hayat
klfetinden bir terhistir; hem dnya meydanndaki imtihanda, talim ve
talimat olan ubudiyetten bir paydostur; hem teki leme gitmi yzde
doksandokuz ahbab ve akrabasna kavumak iin bir vesiledir; hem
hakik vatanna ve ebed makam- saadetine girmeye bir vastadr; hem
zindan- dnyadan bostan- cinana bir davettir; hem Hlk- Rahminin
fazlndan, kendi hizmetine mukabil ahz- cret etmeye bir nbettir.
Madem lmn mahiyeti hakikat noktasnda budur; ona dehetli bakmak
deil, bilakis rahmet ve saadetin bir mukaddemesi nazaryla bakmak
gerektir. Hem ehlullahn bir ksmnn lmden korkmalar, lmn
dehetinden deildir. Belki daha fazla hayr kazanacam diye, vazife-i
hayatn idamesinden kazanacaklar hayrat iindir. Evet ehl-i iman iin
lm, rahmet kapsdr. Ehl-i dalalet iin, zulmat- ebediye kuyusudur.
ONUNCU DEVA: Ey lzumsuz merak eden hasta! Sen,
hastaln arlndan merak ediyorsun. O merakn, senin hastaln
arlatrr. Hastaln hafiflemesini istersen, merak etmemeye al.
Yani hastaln faidelerini, sevabn ve abuk geeceini dn, merak
kaldr, hastaln kkn kes. Evet merak, hastal ikiletirir; madd
hastaln altnda merak ile manev bir hastal kalbine verir; madd
hastalk ona
--- sh:(L:211) -----------
dayanr, devam eder. Eer teslimiyetle, rza ile, hastaln hikmetini
dnmekle o merak gitse, o madd hastaln mhim bir kk kesilir,
hafifleir, ksmen gider. Hususan evhamla bir dirhem madd hastalk,
bazan merak vastasyla on dirhem kadar byr. Merak kesilmesiyle, o
hastaln onda dokuzu gider. Merak, hastal ziyade ettii gibi, hikmet-i
lahiyeyi ittiham ve rahmet-i lahiyeyi tenkid ve Hlk- Rahminden
ekva hkmnde olduu iin, aks-i maksadyla tokat yer, hastaln
ziyadeletirir. Evet naslki kr nimeti ziyadeletirir.. yle de ekva;
hastal, musibeti tezyid eder. Hem merakn kendisi de bir hastalktr.
Onun ilc, hastaln hikmetini bilmektir. Madem hikmetini, faidesini
bildin; o merhemi meraka sr, kurtul. Ah yerine oh de, v-esef yerine
"Elhamdlillahi alkllihal" syle.
ONBRNC DEVA: Ey sabrsz hasta karde! Hastalk, hazr bir
elemi sana vermekle beraber; evvelki hastalndan bugne kadar o
hastaln zevalindeki bir lezzet-i maneviye ve sevabndaki bir lezzet-i
ruhiye veriyor. Bugnden, belki bu saatten sonraki zamanda hastalk yok,
elbette yoktan elem yok; elem olmazsa teessr olamaz. Sen yanl bir
surette tevehhm ettiin iin sabrszlk geliyor. nki bugnden evvel
btn hastalk zamannn maddsi gitmekle, elemi de beraber gitmi;
kendindeki sevab ve zevalindeki lezzet kalm. Sana kr ve srur vermek
lzm gelirken, onlar dnp mteellim olmak ve sabrszlk etmek
divaneliktir. Gelecek gnler daha gelmemiler. Onlar imdiden dnp,
yok bir gnde, yok olan bir hastalktan, yok olan bir elemden tevehhm
ile dnp mteellim olmak, sabrszlk gstermekle, mertebe yok
yoa vcud rengi vermek, divanelik deil de nedir? Madem bu saatten
evvelki hastalk zamanlar ise srur veriyor. Ve madem yine bu saatten
sonraki zaman madum, hastalk madum, elem madumdur. Sen, Cenab-
Hakk'n sana verdii btn sabr kuvvetini byle saa sola datma; bu
saatteki eleme kar tahid et; "Y Sabr!" de, dayan.
ONKNC DEVA: Ey hastalk sebebiyle ibadet ve evradndan
mahrum kalan ve o mahrumiyetten teessf eden hasta! Bil ki: Hadse
sabittir ki; mttaki bir m'min, hastalk sebebiyle yapamad daim
virdinin sevabn, hastalk zamannda yine kazanr. Farz, mmkn
olduu kadar yerine getiren bir hasta, sabr ve tevekkl ile ve farzlarn
yerine getirmekle o ar hastalk zamannda sair snnetlerin yerini, hem
hlis bir surette, hastalk tutar. Hem hastalk, insandaki aczini, za'fn
ihsas eder. O aczin lisanyla ve za'fn diliyle halen ve kalen bir dua ettirir.
Cenab- Hak, insana hadsiz bir acz ve nihayetsiz bir za'f vermi.. t ki
daim bir surette dergh- lahiyeye iltica edip niyaz etsin, dua etsin.
--- sh:(L:212) -----------
, ',...;!_,,:',-.._ yani "Eer duanz olmazsa ne
ehemmiyetiniz var" yetin srryla insann hikmet-i hilkat ve sebeb-i
kymeti olan samim dua ve niyazn bir sebebi hastalk olduundan, bu
nokta-i nazardan ekva deil, Allah'a kr etmek ve hastaln at dua
musluunu, fiyeti kesbetmekle kapamamak gerektir.
ONNC DEVA: Ey hastalktan ekva eden bare adam!
Hastalk bazlara ehemmiyetli bir definedir, gayet kymetdar bir hediye-i
lahiyedir. Her hasta, kendi hastaln o neviden tasavvur edebilir.
Madem ecel vakti muayyen deil; Cenab- Hak, insan yeis-i mutlak ve
gaflet-i mutlaktan kurtarmak iin, havf u reca ortasnda ve hem dnya ve
hem hireti muhafaza etmek noktasnda tutmak iin, hikmetiyle eceli
gizlemi. Madem her vakit ecel gelebilir; eer insan gaflet iinde
yakalasa, ebed hayatna ok zarar verebilir. Hastalk gafleti datr,
hireti dndrr, lm tahattur ettirir, ylece hazrlanr. Baz yle bir
kazanc olur ki; yirmi senede kazanamad bir mertebeyi yirmi gnde
kazanyor. Ezcmle, arkadalarmzdan -Allah rahmet etsin- iki gen
vard. Biri lama'l Sabri, dieri slmky'l Vezirzade Mustafa. Bu iki
zt, talebelerim iinde kalemsiz olduklar halde, samimiyette ve iman
hizmetinde en ileri safta olduklarn hayretle gryordum. Hikmetini
bilmedim. Vefatlarndan sonra anladm ki; her ikisinde de ehemmiyetli
bir hastalk vard. O hastalk iradyla, sair gafil ve feraizi terkeden
genlere bedel, en mhim bir takva ve en kymetdar bir hizmette ve
hirete nfi' bir vaziyette bulundular. nallah iki senelik hastalk
zahmeti, milyonlar sene hayat- ebediyenin saadetine medar oldu. Ben
onlarn shhat iin baz ettiim duay, imdi anlyorum dnya itibariyle
beddua olmu. nallah o duam, shhat- uhreviye iin kabul olunmutur.
te bu iki zt, benim itikadmca, on senelik bir takva ile elde
edilecek bir kazan kadar bir kr buldular. Eer ikisi, bir ksm genler
gibi shhat ve genliine gvenip, gaflet ve sefahete atlsaydlar; lm de
onlar tarassud edip tam gnahlarnn pislikleri iinde yakalasayd; o
nurlar definesi yerine, kabirlerini akrepler ve ylanlar yuvas
yapacaklard.
Madem hastalklarn byle menfaati var, ondan ekva deil
tevekkl, sabr ile, belki kredip, rahmet-i lahiyeye itimad etmektir.
ONDRDNC DEVA: Ey gzne perde gelen hasta! Eer
ehl-i imann gzne gelen perdenin altnda nasl bir nur ve manev bir
gz olduunu bilsen "Yzbin kr Rabb- Rahmime" dersin. Bu
merhemi
--- sh:(L:213) -----------
izah iin bir hdise syleyeceim. yle ki: Bana sekiz sene kemal-i
sadakatla hi gcendirmeden hizmet eden Barla'l Sleyman'n halasnn,
bir vakit gz kapand. O sliha kadn, bana kar haddimden yz derece
fazla hsn- zan ederek, "Gzmn almas iin dua et" diyerek, cmi
kapsnda beni yakalad. Ben de, o mbarek ve meczube kadnn
salahatn duama efaat yapp, "Ya Rabbi, onun salahat hrmetine
onun gzn a" diye yalvardm. kinci gn Burdur'lu bir gz hekimi
geldi, gzn at. Krk gn sonra yine gz kapand. Ben ok mteessir
oldum, ok dua ettim. nallah o dua, hireti iin kabul olmutur. Yoksa
benim o duam, onun hakknda gayet yanl bir beddua olurdu. nki
eceli krk gn kalmt. Krk gn sonra -Allah rahmet etsin- vefat eyledi.
te o merhume, krk gn Barla'nn haznane balarna rikkatli
ihtiyarlk gzyle bakmasna bedel; kabrinde, Cennet balarn krkbin
gnlerde seyredeceini kazand. nki iman kuvvetli, salahat iddetli
idi. Evet bir m'min gzne perde ekilse ve gz kapal kabre girse,
derecesine gre, ehl-i kuburdan ok ziyade o lem-i nuru temaa edebilir.
Bu dnyada nasl ok eyleri biz gryoruz, kr olan m'minler
grmyorlar. Kabirde o krler, iman ile gitmi ise, o derece ehl-i
kuburdan ziyade grr. En uzak gsteren drbnlerle bakar nevinde,
kabrinde derecesine gre Cennet balarn sinema gibi grp temaa
ederler.
te byle gayet nurlu ve toprak altnda iken gklerin stndeki
Cennet'i grecek ve seyredecek bir gz, bu gzndeki perde altnda
kr ile sabr ile bulabilirsin. te o perdeyi senin gznden kaldracak,
o gzle seni baktracak gz hekimi, Kur'an- Hakm'dir.
ONBENC DEVA: Ey h enin eden hasta! Hastaln
suretine bakp h! eyleme. Manasna bak oh! de. Eer hastaln manas
gzel birey olmasa idi, Hlk- Rahm en sevdii ibadna hastalklar
vermezdi. Halbuki hads-i sahihte vardr ki:
_..;._..;..,!,;,..,,.;._..!.
-ev kema kal- yani: "En ziyade musibet ve meakkate giriftar olanlar,
insanlarn en iyisi, en kmilleridirler." Bata Hazret-i Eyyb
Aleyhisselm, enbiyalar sonra evliyalar ve sonra ehl-i salahat ektikleri
hastalklara birer ibadet-i hlisa, birer hediye-i Rahmaniye nazaryla
bakmlar; sabr iinde kretmiler. Hlk- Rahm'in rahmetinden gelen
bir ameliyat- cerrahiye nev'inden grmler. Sen ey h u fizar eden
hasta! Bu nuran kafileye iltihak etmek istersen, sabr iinde kret.
Yoksa ekva etsen,
--- sh:(L:214) -----------
onlar seni kafilelerine almayacaklar. Ehl-i gafletin ukurlarna dersin!..
Karanlkl bir yolda gideceksin. Evet hastalklarn bir ksm var ki; eer
lmle neticelense, manev ehid hkmnde ehadet gibi bir velayet
derecesine sebebiyet verir. Ezcmle ocuk dourmaktan gelen hastalklar
(Haiye) ve karn sancsyla, gark ve hark ve taun ile vefat eden, ehid-i
manev olduu gibi, ok mbarek hastalklar var ki, velayet derecesini
lmle kazandrr. Hem hastalk, dnya akn ve alkasn
hafifletirdiinden, vefat ile dnyadan, ehl-i dnya iin gayet elm ve ac
olan mfarakat tahfif eder; bazan da sevdirir.
ONALTINCI DEVA: Ey skntdan ekva eden hasta! Hastalk,
hayat- itimaiye-i insaniyede en mhim ve gayet gzel olan hrmet ve
merhameti telkin eder. nki insan vahete ve merhametsizlie
sevkeden istinadan kurtaryor. nki
_.-...,;_-L,!;...;;
srryla, shhat ve fiyetten gelen istinada bulunan bir nefs-i emmare,
yan- hrmet ok uhuvvetlere kar hrmeti hissetmez. Ve yan-
merhamet ve efkat olan musibetzedelere ve hastalkllara merhameti
duymaz. Ne vakit hasta olsa, o hastalkta aczini ve fakrn anlar, lyk-
hrmet olan ihvanlarna ihtiram eder. Ziyaretine gelen veya ona yardm
eden m'min kardelerine kar hrmeti hisseder. Ve rikkat- cinsiyeden
gelen efkat- insaniye ve en mhim bir haslet-i slmiye olan
musibetzedelere kar merhameti hissedip, onlar nefsine kyas ederek,
onlara tam manasyla acr, efkat eder, elinden gelse muavenet eder, hi
olmazsa dua eder, hi olmazsa er'an snnet olan keyfini sormak iin
ziyaretine gider, sevab kazanr.
ONYEDNC DEVA: Ey hastalk vastasyla hayrat
yapamamaktan ekva eden hasta! kret, hayratn en hlisinin kapsn
sana aan, hastalktr. Hastalk mtemadiyen hastaya ve Lillah iin
hastaya bakclara sevab kazandrmakla beraber, duann makbuliyetine en
mhim bir vesiledir. Evet hastalara bakmak ehl-i iman iin mhim sevab
vardr. Hastalarn keyfini sormak, fakat hastay skmamak artyla ziyaret
etmek, snnet-i seniyedir; keffaret-z znub olur. Hadste vardr ki:
"Hastalarn duasn alnz, onlarn duas makbuldr." Bahusus hasta,
akrabadan olsa, hususan peder ve vlide olsa, onlara hizmet mhim bir
ibadettir, mhim bir sevabdr. Hastalarn kalbini honud etmek, teselli
(Haiye): Bu hastaln manev ehadeti kazandrmas, lohusa zaman olan krk
gne kadardr.

--- sh:(L:215) -----------
vermek, mhim bir sadaka hkmne geer. Bahtiyardr o evld ki; peder
ve vlidesinin hastalk zamannda, onlarn seri-t teessr olan kalblerini
memnun edip hayr dualarn alr. Evet hayat- itimaiyede en muhterem
bir hakikat olan peder ve vlidesinin efkatlerine mukabil, hastalklar
zamannda kemal-i hrmet ve efkat-i ferzendane ile mukabele eden o iyi
evldn vaziyetini ve insaniyetin ulviyetini gsteren o vefadar levhaya
kar, hatt melaikeler dahi "Mallah, Brekllah" deyip alklyorlar.
Evet hastalk zamannda, hastalk elemini hie indirecek gayet ho ve
ferahl, etrafnda tezahr eden efkatlerden ve acmak ve merhametlerden
gelen lezzetler var. Hastann duasnn makbuliyeti, ehemmiyetli bir
mes'eledir. Ben otuz-krk seneden beri, bendeki kulun denilen bir
hastalktan ifa iin dua ederdim. Ben anladm ki, hastalk dua iin
verilmi. Dua ile duay, yani dua kendi kendini kaldrmadndan
anladm ki, duann neticesi uhrevdir; (Haiye) kendisi de bir nevi
ibadettir ve hastalk ile aczini anlayp dergh- lahiyeye iltica eder. Onun
iin otuz senedir ifa duasn ettiim halde, duam zahir kabul
olmadndan, duay terketmek kalbime gelmedi. Zira hastalk, duann
vaktidir; ifa, duann neticesi deil. Belki Cenab- Hakm-i Rahm ifa
verse, fazlndan verir. Hem dua, istediimiz tarzda kabul olmazsa makbul
olmad denilmez. Hlk- Hakm daha iyi biliyor, menfaatimize hayrl ne
ise onu verir. Bazan dnyaya ait dualarmz, menfaatimiz iin
hiretimize evirir, yle kabul eder. Her ne ise... Hastalk srryla
hulusiyet kazanan, hususan za'f u aczden ve tezelll ve ihtiyatan gelen
bir dua kabule ok yakndr. Hastalk byle hlis bir duann medardr.
Hem dindar olan hasta, hem hastaya bakan m'minler de bu duadan
istifade etmelidirler.
ONSEKZNC DEVA: Ey kr brakp ekvaya giren hasta!
ekva, bir haktan gelir. Senin bir hakkn zayi' olmam ki ekva
ediyorsun. Belki senin stnde hak olan ok krler var, yapmadn.
Cenab- Hakk'n hakkn vermeden, haksz bir surette hak istiyorsun gibi
ekva ediyorsun. Sen, kendinden yukar mertebelerdeki shhatl olanlara
bakp ekva edemezsin. Belki sen, kendinden shhat noktasnda aa
derecelerde bulunan bare hastalara bakp kretmekle mkellefsin.
Senin elin krk ise, kesilmi ellere bak! Bir gzn yoksa, iki gz de
olmayan a'malara bak! Allah'a kret. Evet nimette kendinden yukarya
bakp ekva etmeye hi kimsenin hakk yoktur. Ve musibette herkesin
hakk, kendinden musibet noktasnda daha yukar olanlara bakmaktr ki
kretsin.
(Haiye): Evet, bir ksm hastalk duann sebeb-i vcudu iken, dua hastaln
ademine sebeb olsa, duann vcudu kendi ademine sebeb olur; bu da olamaz.
--- sh:(L:216) -----------
Bu sr baz risalelerde bir temsil ile izah edilmi. cmali udur ki: Bir zt,
bir bareyi, bir minarenin bana karyor. Minarenin her basamanda
ayr ayr birer ihsan, birer hediye veriyor. Tam minarenin banda da en
byk bir hediyeyi veriyor. O mtenevvi hediyelere kar ondan teekkr
ve minnetdarlk istedii halde; o hrn adam, btn o basamaklarda
grd hediyeleri unutup veyahud hie sayp kretmeyerek yukarya
bakar. Keki bu minare daha uzun olsayd, daha yukarya ksaydm, ne
iin o da gibi veyahud teki minare gibi ok yksek deil deyip ekvaya
balarsa, ne kadar bir kfran- nimettir, bir hakszlktr. yle de: Bir insan
hilikten vcuda gelip, ta olmayarak, aa olmayp, hayvan kalmayarak,
insan olup, mslman olarak, ok zaman shhat ve fiyet grp, yksek
bir derece-i nimet kazand halde, baz rzalarla, shhat ve fiyet gibi
baz nimetlere lyk olmad veya s'-i ihtiyaryla veya s'-i istimaliyle
elinden kard veyahud eli yetimedii iin ekva etmek, sabrszlk
gstermek, aman ne yaptm byle bama geldi diye rububiyet-i lahiyeyi
tenkid etmek gibi bir halet; madd hastalktan daha musibetli, manev bir
hastalktr. Krlm el ile dmek gibi, ikayetiyle hastaln
ziyadeletirir. kl odur ki:
;-,,!..,.!..!.,,..,,..._.!
srryla teslim olup sabretsin; t o hastalk, vazifesini bitirsin gitsin.
ONDOKUZUNCU DEVA: Cemil-i Zlcelal'in btn isimleri
esma-l hsna tabir-i Samedansiyle gsteriyor ki, gzeldirler. Mevcudat
iinde en latif, en gzel, en cmi' yine-i Samediyet de hayattr. Gzelin
yinesi gzeldir. Gzelin mehasinlerini gsteren yine gzelleir. O
yinenin bana o gzelden ne gelse, gzel olduu gibi; hayatn bana
dahi ne gelse, hakikat noktasnda gzeldir. nki gzel olan o esma-l
hsnann gzel naklarn gsterir. Hayat, daima shhat ve fiyette
yeknesak gitse, nks bir yine olur. Belki bir cihette adem ve yokluu ve
hilii ihsas edip sknt verir. Hayatn kymetini tenzil eder. mrn
lezzetini skntya kalbeder. abuk vaktimi geireceim diye, skntdan
ya sefahete, ya elenceye atlr. Hapis mddeti gibi, kymetdar mrne
adavet edip, abuk ldrp geirmek istiyor. Fakat tahavvlde ve
harekette ve ayr ayr tavrlar iinde yuvarlanmakta olan bir hayat,
kymetini ihsas ediyor, mrn ehemmiyetini ve lezzetini bildiriyor.
Meakkatte ve musibette dahi olsa, mrn gemesini istemiyor. "Aman
Gne batmad, ya gece bitmedi" diye skntsndan of! of! etmiyor. Evet
gayet zengin ve isiz, istirahat deinde hereyi mkemmel bir efendiden
sor; ne haldesin? Elbette, aman vakit gemiyor, gel bir e-be oynayalm,
veyahud
--- sh:(L:217) -----------
vakti geirmek iin bir elence bulalm, gibi mteellimane szleri ondan
iiteceksin.. veyahud tul-i emelden gelen, bu ey'im eksik, keki u ii
yapsaydm gibi ekvalar iiteceksin. Sen bir musibetzede veya ii ve
meakkatli bir halde olan bir fakirden sor; ne haldesin? Akl banda ise
diyecek ki: "krler olsun Rabbime, iyiyim, alyorum. Keki abuk
Gne gitmeseydi, bu ii de bitirseydim. Vakit abuk geiyor, mr
durmuyor gidiyor. Vaka zahmet ekiyorum, fakat bu da geer, herey
byle abuk geiyor." diye, manen mr ne kadar kymetdar olduunu,
gemesindeki teessfle bildiriyor. Demek meakkat ve almakla, mrn
lezzetini ve hayatn kymetini anlyor. stirahat ve shhat ise, mr
aclatryor ki, gemesini arzu ediyor.
Ey hasta karde! Bil ki, baka risalelerde tafsiltyla kat' bir surette
isbat edildii gibi; musibetlerin, erlerin, hatt gnahlarn asl ve mayesi
ademdir. Adem ise erdir, karanlktr. Yeknesak istirahat, skt, sknet,
tevakkuf gibi haletler ademe, hilie yaknl iindir ki, ademdeki
karanl ihsas edip sknt veriyor. Hareket ve tahavvl ise vcuddur,
vcudu ihsas eder. Vcud ise hlis hayrdr, nurdur. Madem hakikat budur;
sendeki hastalk, kymetdar hayat safiletirmek, kuvvetletirmek, terakki
ettirmek ve vcudundaki sair cihazat- insaniyeyi o hastalkl uzvun
etrafna muavenetdarane mteveccih etmek ve Sni'-i Hakm'in ayr ayr
isimlerinin naklarn gstermek gibi, ok vazifeler iin, o hastalk senin
vcuduna misafir olarak gnderilmitir. nallah abuk vazifesini bitirir
gider. Ve fiyete der ki; sen gel, benim yerimde daim kal, vazifeni gr, bu
hane senindir, fiyetle kal.
YRMNC DEVA: Ey derdine derman arayan hasta! Hastalk iki
ksmdr. Bir ksm hakik, bir ksm vehmdir. Hakik ksm ise f-i
Hakm-i Zlcelal, kre-i arz olan eczahane-i kbrasnda, her derde bir deva
istif etmi. O devalar ise, dertleri isterler. Her derde bir derman
halketmitir. Tedavi iin illar almak, istimal etmek merudur. Fakat
tesiri ve ifay, Cenab- Hak'tan bilmek gerektir. Derman o verdii gibi,
ifay da o veriyor. Hzk mtedeyyin hekimlerin tavsiyelerini tutmak,
ehemmiyetli bir iltr. nki ekser hastalklar s'-i istimalttan,
perhizsizlikten ve israftan ve hatiattan ve sefahetten ve dikkatsizlikten
geliyor. Mtedeyyin hekim, elbette meru bir dairede nasihat eder ve
vesayada bulunur. S'-i istimalttan, israfattan men'eder, teselli verir. Hasta
o vesaya ve o teselliye itimad edip hastal hafifleir, sknt yerinde bir
ferahlk verir. Amma vehm hastalk ksm ise; onun en messir ilc,
ehemmiyet vermemektir. Ehemmiyet verdike o byr, ier. Ehemmiyet
vermezse klr, dalr. Naslki arlara ilitike, insann bana rler,
aldrmazsan dalr. Hem karanlkta gzne sallanan bir ipten

--- sh:(L:218) -----------
gelen bir hayale ehemmiyet verdike byr. Hatt bazan onu divane gibi
karr; ehemmiyet vermezse, di bir ipin ylan olmadn grr,
bandaki telana gler. Bu vehm hastalk ok devam etse, hakikata
inklab eder. Vehham ve asab insanlarda fena bir hastalktr. Habbeyi
kubbe yapar; kuvve-i maneviyesi krlr. Hususan merhametsiz yarm
hekimlere veyahud insafsz doktorlara rastgelse, evhamn daha ziyade
tahrik eder. Zengin ise mal gider; yoksa ya akl gider veya shhat gider.
YRMBRNC DEVA: Ey hasta karde! Senin hastalnda
madd elem var, fakat o madd elemin tesirini izale edecek ehemmiyetli
bir manev lezzet seni ihata ediyor. nki peder ve vliden ve akraban
varsa, oktan beri unuttuun gayet lezzetli o eski efkatleri senin
etrafnda yeniden uyanp, ocukluk zamannda grdn o irin nazarlar
yine grmekle beraber; ok gizli perdeli kalan etrafndaki dostluklar,
hastaln cazibesiyle yine sana kar muhabbetdarane baktklarndan,
elbette onlara kar senin bu madd elemin pek ucuz der. Hem sen
mftehirane hizmet ettiin ve iltifatlarn kazanmasna altn ztlar,
hastaln hkmyle sana merhametkrane hizmetkrlk ettiklerinden,
efendilerine efendi oldun. Hem insanlardaki rikkat-i cinsiyeyi ve efkat-i
nev'iyeyi kendine celbettiinden, hiten ok yardmc ahbab ve efkatli
dost buldun. Hem ok meakkatli hizmetlerden paydos emrini yine
hastalktan aldn, istirahat ediyorsun. Elbette senin cz' elemin, bu
manev lezzetlere kar seni ekvaya deil, teekkre sevketmelidir.
YRMKNC DEVA: Ey nzul gibi ar hastalklara mbtela
olan karde! Evvel sana mjde ediyorum ki; m'min iin nzul mbarek
saylyor. Bunu oktan ehl-i velayetten iitiyordum. Srrn bilmezdim.
Bir srr yle kalbime geliyor ki: Ehlullah, Cenab- Hakk'a vsl olmak
ve dnyann azm manev tehlikelerinden kurtulmak ve saadet-i
ebediyeyi temin etmek iin, iki esas ihtiyaren takib etmiler:
Birisi: Rabta-i mevttir. Yani: Dnya fni olduu gibi, kendisi de
iinde vazifedar fni bir misafir olduunu dnmekle, hayat- ebedsine
o suretle almlar.
kincisi: Nefs-i emmarenin ve kr hissiyatn tehlikelerinden
kurtulmak iin, illeler ile, riyazetlerle nefs-i emmarenin ldrlmesine
almlar.
Sizler ey yar vcudunun shhatn kaybeden karde! Sen
ihtiyarsz ksa ve kolay ve sebeb-i saadet olan iki esas sana verilmi ki;
daima senin vcudunun vaziyeti, dnyann zevalini ve insann fni
olduunu


--- sh:(L:219) -----------
ihtar ediyor. Daha dnya seni boamyor, gaflet senin gzn
kapayamyor. Ve yarm insan vaziyetinde bir zta, nefs-i emmare elbette
hevesat- rezile ile ve nefsan mtehiyat ile onu aldatamaz, abuk o
nefsin belasndan kurtulur.
te m'min srr- iman ile ve teslimiyet ve tevekkl ile, o ar
nzul gibi hastalktan az bir zamanda, ehl-i velayetin illeleri gibi istifade
edebilir. O vakit o ar hastalk ok ucuz der.
YRMNC DEVA: Ey kimsesiz, garib, bare hasta!
Hastalnla beraber kimsesizlik ve gurbet, sana kar en kat kalbleri
rikkate getirirse ve nazar- efkati celbederse; acaba Kur'ann btn
surelerinin balarnda kendini Rahman-ur Rahm sfatyla bize takdim
eden ve bir lem'a-i efkatyla umum yavrulara kar umum vlideleri, o
hrika efkatyla terbiye ettiren ve her baharda bir cilve-i rahmetiyle
zemin yzn nimetlerle dolduran ve ebed bir hayattaki Cennet, btn
mehasiniyle bir cilve-i rahmeti olan senin Hlk- Rahmine iman ile
intisabn ve onu tanyp hastaln lisan- acziyle niyazn, elbette senin bu
gurbetteki kimsesizlik hastaln, hereye bedel onun nazar- rahmetini
sana celbeder. Madem o var, sana bakar, sana herey var. Asl gurbette,
kimsesizlikte kalan odur ki; iman ve teslimiyetle ona intisab etmesin
veya intisabna ehemmiyet vermesin.
YRMDRDNC DEVA: Ey masum hasta ocuklara ve
masum ocuklar hkmnde olan ihtiyarlara hizmet eden hasta bakclar!
Sizin nnzde mhim bir ticaret-i uhreviye var. evk ve gayret ile o
ticareti kazannz. Masum ocuklarn hastalklarn, o nazik vcudlara bir
idman, bir riyazet ve ileride dnyann dadaalarna mukavemet
verdirmek iin bir rnga ve bir terbiye-i Rabbaniye gibi, ocuun hayat-
dnyeviyesine ait ok hikmetlerle beraber ve hayat- ruhiyesine ve
tasaffi-i hayatna medar olacak byklerdeki keffaret-z znub yerine,
manev ve ileride veyahud hirette terakkiyat- maneviyesine medar
rngalar nev'indeki hastalklardan gelen sevab, peder ve vlidelerinin
defter-i a'maline, bilhassa srr- efkatle ocuun shhatn kendi shhatna
tercih eden vlidesinin sahife-i hasenatna girdii, ehl-i hakikata sabittir.
htiyarlara bakmak ise; hem azm sevab almakla beraber, o ihtiyarlarn ve
bilhassa peder ve vlide ise, dualarn almak ve kalblerini honud etmek
ve vefakrane hizmet etmek, hem bu dnyadaki saadete, hem hiretin
saadetine medar olduu rivayat- sahiha ile ve ok vukuat- tarihiye ile
sabittir. htiyar peder ve vlidesine tam itaat eden bahtiyar bir veled,
evldndan ayn vaziyeti grd gibi; bedbaht bir veled eer ebeveynini

--- sh:(L:220) -----------
rencide etse, azab- uhrevden baka, dnyada ok felketlerle cezasn
grd, ok vukuatla sabittir. Evet ihtiyarlara, masumlara, yalnz
akrabasna bakmak deil; belki ehl-i iman (madem srr- imanla uhuvvet-
i hakikiye var) onlara rastgelse, muhterem hasta ihtiyar ona muhta olsa,
ruh u canla ona hizmet etmek slmiyetin muktezasdr.
YRMBENC DEVA: Ey hasta kardeler! Siz gayet nfi' ve
her derde deva ve hakik lezzetli kuds bir tiryak isterseniz, imannz
inkiaf ettiriniz. Yani tvbe ve istifar ile ve namaz ve ubudiyetle, o
tiryak- kuds olan iman ve imandan gelen ilc istimal ediniz. Evet
dnyaya muhabbet ve alka yznden gya deta ehl-i gafletin dnya
gibi byk, hasta, manev bir vcudu vardr. man ise, o dnya gibi zeval
ve firak darbelerine, yara ve bere iinde olan o manev vcuduna birden
ifa verip; yaralardan kurtarp, hakik ifa verdiini pek ok risalelerde
kat' isbat etmiiz.
Banz artmamak iin ksa kesiyorum. man ilc ise, feraizi
mmkn olduka yerine getirmekle tesirini gsteriyor. Gaflet ve sefahet
ve hevesat- nefsaniye ve lehviyat- gayr- merua, o tiryakn tesirini
meneder. Hastalk madem gafleti kaldryor, itihay kesiyor, gayr-
meru keyflere gitmeye mani oluyor; ondan istifade ediniz. Hakik
imann kuds illarndan ve nurlarndan tvbe ve istifar ile, dua ve
niyaz ile istimal ediniz. Cenab- Hak sizlere ifa versin, hastalklarnz
keffaret-z znub yapsn. mn mn mn...
;!_..,.!....,.,!..._.!.!..-!!.,
-!...,_.,,....! ...;
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
;.;,..,.,,.,,..!,...-....,._.._,,.!
,..,,-,!_..,.,.,.,,.. ;,.,.,..,








--- sh:(L:221) -----------
.,..._:!,Meali: "Bu kitab her derde dermandr."
Tevafukat- latifedendir ki; Re'fet Bey'in birinci tesvidden gayet sr'atle
yazd nsha ile beraber, Hsrev'in yazd dier bir nshada, ihtiyarsz
hi dnmeden, satr balarnda gelen elifleri saydk; aynen bu
.,..._:!,cmlesine tevafuk ediyor. (Haiye-1) Hem bu
risalenin mellifinin Said ismine, bir tek fark ile yine tevafuk ediyor.
(Haiye-2) Yalnz risalenin nvanna ait yazdaki bir elif hesaba dhil
edilmemitir.
Cy- hayrettir ki: Sleyman Rd'nn yazd nsha, hi elif
hatra gelmeden ve dnmeden, 114 elif, 114 ifa-y kudsiyeyi
tazammun eden, 114 suver-i Kur'aniyenin adedine tevafukla beraber
.,..._:!,eddeli lm bir saylmak cihetiyle, 114 harfine
tamtamna tevafuk ediyor.
* * *
Yirmibeinci Lem'ann Zeyli
Onyedinci Mektub olup, Mektubat Mecmuasna idhal edildiinden
buraya dercedilmedi.
* * *












(Haiye-1): Sonradan yazlan ihtarn iki elifi bu hesaba dhil olamayaca iin
dhil edilmemitir.
(Haiye-2): Madem Keramet-i Aleviyede ve Gavsiye'de, Said'in hirinde nida
iin vaz'edilmi bir elif var, Said olmu; belki fazla olan bu elif, o elife
bakyor.
Re'fet, Hsrev


--- sh:(L:222) -----------

Yirmialtnc Lem'a

htiyarlar Lem'as

(Yirmialt rica ve ziya-y teselliyi cmi'dir.)

HTAR: Herbir "rica"nn banda manev derdimi gayet elm ve
sizi mteessir edecek derecede yazdmn sebebi: Kur'an- Hakm'den
gelen ilcn fevkalde tesirini gstermek iindir. htiyarlara ait bu Lem'a,
drt cihetle hsn- ifadeyi muhafaza edememi.
Birincisi: Sergzet-i hayatma ait olduu iin, o zamanlara
hayalen gidip o halette yazldndan; ifade, intizamn muhafaza
edemedi.
kincisi: Sabah namazndan sonra gayet yorgunluk hissettiim bir
zamanda, hem sr'ate mecburiyet tahtnda yazldndan ifadede
mevveiyet dm.
ncs: Yanmda daim yazacak bulunmadndan, yanmda
bulunan ktibin de Risale-i Nur'a ait drt be vazifesi olmakla,
tashihatna tam vakit bulamadmzdan intizamsz kald.
Drdncs: Te'lifin akabinde ikimiz de yorgun olarak, manay
dikkatle dnemeyerek, gayet sath bir tashihle iktifa edildiinden, tarz-
ifadede elbette kusurlar bulunacak. lcenab ihtiyarlardan, ifadedeki
kusurlarma nazar- msamaha ile bakmak; ve rahmet-i lahiye bo olarak
dndrmedii mbarek ihtiyarlar, ellerini dergh- lahiyeye atklar
vakit bizi de dualarnda dhil etsinler.




--- sh:(L:223) -----------
_
.,.-...,_.....,,..,.,,,.-,,._-,,
.,,_,!_-.,_..,L-!_, _.,,,.
.,.,,,..._,!,

u Lem'a yirmialt ricadr.

BRNC RCA: Ey sinn-i kemale gelen muhterem ihtiyar
kardeler ve ihtiyare hemireler! Ben de sizin gibi ihtiyarm. htiyarlk
zamannda arasra bulduum ricalar ve o ricalardaki teselli nuruna sizi
de terik etmek arzusuyla, bamdan geen baz hlt yazacam.
Grdm ziya ve rastgeldiim rica kaplar, elbette benim nks ve
mevve istidadma gre grlm, alm. nallah sizlerin safi ve
hlis istidadlarnz, grdm ziyay parlattracak; bulduum ricay daha
ziyade kuvvetletirecek.
te gelecek o ricalarn ve ziyalarn menba, madeni, emesi;
imandr.
KNC RCA: htiyarla girdiim zaman; bir gn gz
mevsiminde, ikindi vaktinde, yksek bir dada dnyaya baktm. Birden
gayet rikkatli ve hazn ve bir cihette karanlkl bir halet bana geldi.
Grdm ki; ben ihtiyarlandm, gndz de ihtiyarlanm, sene de
ihtiyarlanm, dnya da ihtiyarlanm. Bu ihtiyarlklar iinde dnyadan
firak ve sevdiklerimden iftirak zaman yaknlatndan, ihtiyarlk beni
ziyade sarst. Birden rahmet-i lahiye yle bir surette inkiaf etti ki; o
rikkatli hzn ve firak, kuvvetli bir rica ve parlak bir teselli nuruna
evirdi. Evet ey benim gibi ihtiyarlar! Kur'an- Hakm'de yz yerde
"Errahmanurrahm" sfatlaryla kendini bizlere takdim eden ve daima
zeminin yznde merhamet isteyen zhayatlarn imdadna rahmetini
gnderen ve gaybdan her sene bahar hadsiz nimet ve hediyeleriyle
doldurup rzka muhta bizlere yetitiren ve za'f u acz derecesi nisbetinde
rahmetinin cilvesini ziyade gsteren bir Hlk- Rahmimizin rahmeti, bu
ihtiyarlmzda en byk bir rica ve en kuvvetli bir ziyadr. Bu rahmeti
bulmak, iman ile o Rahman'a intisab etmek ve feraizi klmakla ona itaat
etmektir.
--- sh:(L:224) -----------
NC RCA: Bir zaman genlik gecesinin uykusundan
ihtiyarlk sabahyla uyandm vakit kendime baktm; vcudum kabir
tarafna bir initen koar gibi gidiyor. Niyazi-i Msr'nin
Gnde bir ta bina-y mrmn dt yere,
Can yatar gafil, binas oldu viran bhaber...
dedii gibi, ruhumun hanesi olan cismimin de hergn bir ta dmekle
ypranyor ve dnya ile beni kuvvetli balayan midlerim, emellerim
kopmaya baladlar. Hadsiz dostlarmdan ve sevdiklerimden mfarakat
zamannn yaknlatn hissettim. O manev ve ok derin ve devasz
grnen yarann merhemini aradm, bulamadm. Yine Niyazi-i Msr gibi
dedim ki:
Dil bekas, Hak fenas istedi mlk- tenim,
Bir devasz derde dtm, ah ki Lokman bhaber! (Haiye)
O vakit birden merhamet-i lahiyenin lisan, misali, timsali,
delll, mmessili olan Peygamber-i Zan Aleyhissalt Vesselm'n
nuru ve efaati ve beere getirdii hediye-i hidayeti, o dermansz hadsiz
zannettiim yaraya gzel bir merhem ve tiryak oldu. Karanlkl ye'simi,
nurlu bir ricaya evirdi.
Evet ey benim gibi ihtiyarln hisseden muhterem ihtiyar ve
ihtiyareler! Biz gidiyoruz, aldanmakta faide yok. Gzmz kapamakla
bizi burada durdurmazlar, sevkiyat var. Fakat gafletten ve ksmen de ehl-
i dalaletten gelen zulmat evhamlaryla bize firakl ve karanlkl grnen
berzah memleketi, ahbablarn mecmadr. Bata efiimiz olan Habibullah
Aleyhissalt Vesselm ile btn dostlarmza kavumak lemidir. Evet
bin yz elli senede, her sene yz elli milyon insanlarn sultan ve
onlarn ruhlarnn mrebbisi ve akllarnn muallimi ve kalblerinin
mahbubu ve her gnde _...!.,, .!srrnca, btn o mmetinin
iledii hasenatn bir misli, sahife-i hasenatna ilve edilen ve u
kinattaki makasd- liye-i lahiyenin medar ve mevcudatn
kymetlerinin telisinin sebebi olan o Zt- Ahmediye Aleyhissalt
Vesselm, dnyaya geldii dakikada "mmet mmet" rivayet-i sahiha
ile ve kef-i sadkla dedii gibi, maherde herkes "nefs nefs" dedii
zaman, yine
(Haiye): Yani: Benim kalbim btn kuvvetiyle beka istedii halde; hikmet-i
lahiye, cesedimin harabiyetini iktiza ediyor. Hekim-i Lokman da aresini
bulamad dermansz bir derde dtm.



--- sh:(L:225) -----------
"mmet mmet" diyerek en kuds ve en yksek bir fedakrlk ile, yine
efaatyla mmetinin imdadna koan bir ztn gittii leme gidiyoruz.
Ve o gnein etrafnda hadsiz asfiya ve evliya yldzlaryla klanan yle
bir leme gidiyoruz.
te o ztn efaat altna girip ve nurundan istifade etmenin ve
zulmat- berzahiyeden kurtulmann aresi: Snnet-i Seniyeye ittibadr.
DRDNC RCA: Bir zaman ihtiyarla ayak bastmdan,
gafleti idame ettiren shhat- bedenim de bozulmutu. htiyarlkla
hastalk, mttefikan bana hcum etti. Bama vura vura uykumu
kardlar. oluk ocuk, mal gibi beni dnya ile balayacak alkalar da
yoktu. Genlik sersemliiyle zayi' ettiim sermaye-i mrmn
meyvelerini; btn gnahlar, hatiatlar grdm. Niyazi-i Msr gibi feryad
eyleyerek dedim:
Bir ticaret yapmadm, nakd-i mr oldu heba,
Yola geldim lkin gm cmle kervan bhaber.
Alayp naln edip dtm yola tenha garib,
Dde giryan, sne biryan, akl hayran bhaber.
O vakit gurbette idim. Me'yusane bir hzn ve nedametkrane bir
teessf ve istimdadkrane bir hasret hissettim. Birden Kur'an- Mu'ciz-l
Beyan imdada yetiti. Bana o kadar kuvvetli bir rica kapsn at ve yle
hakik bir teselli ziyasn verdi ki, o vaziyetimin yz derece fevkindeki
ye'si dahi izale eder ve o karanlklar databilirdi.
Evet ey benim gibi dnya ile alkalar kesilmeye balayan ve
dnya ile balanan ipleri kopmaya yz tutan muhterem ihtiyar ve
ihtiyareler! Bu dnyay en mkemmel ve muntazam bir ehir, bir saray
hkmnde halkeden bir Sni'-i Zlcelal, mmkn mdr ki; o ehirde, o
sarayda en ehemmiyetli misafirleriyle ve dostlaryla konumasn,
grmesin. Madem bilerek bu saray yapm ve irade ve ihtiyar ile
tanzim ve tezyin etmi; elbette naslki "yapan bilir" yle de "bilen
konuur". Madem bu saray, bu ehri bize gzel bir misafirhane ve
ticaretgh yapm; elbette bize kar mnasebatn ve bizden arzularn
gsterecek bir defteri, bir kitab bulunacaktr.
te o kuds defterin en mkemmeli; krk vecihle mu'cize ve her
dakikada hi olmazsa yz milyonun dillerinde gezen, nur serpen ve
herbir harfinde asgari olarak on sevab ve on hasene ve bazan onbin ve
bazan Leyle-i Kadir srryla bir harfine otuzbin hasene ve meyve-i
Cennet ve nur-u berzah veren Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'dr. Bu makamda
ona rekabet edecek kinatta hibir kitab yoktur ve hibir kimse
gsteremez. Madem bu elimizdeki Kur'an, Semavat ve Arz'n Hlk-
Zlcelalinin rububiyet-i mutlakas
--- sh:(L:226) -----------
noktasndan ve azamet-i uluhiyeti cihetinden ve ihata-i rahmeti
canibinden gelen kelmdr, fermandr; bir maden-i rahmetidir. Ona
yap. Her derde bir deva, her zulmete bir ziya, her ye'se bir rica, iinde
vardr.
te bu ebed hazinenin anahtar imandr ve teslimdir ve onu
dinleyip kabul etmek ve okumaktr.
BENC RCA: Bir zaman ihtiyarlmn mebdeinde, bir inziva
arzusuyla, stanbul'un boaz tarafndaki Yua Tepesi'nde, yalnzlkla
ruhum bir istirahat arad. Bir gn o yksek tepede, daire-i ufka, etrafa
baktm. Gayet hazn ve rikkatli bir levha-i zeval ve firak, ihtiyarln
ihtaryla grdm. ecere-i mrmn krkbeinci senesi olan krkbeinci
dalndaki yksek makamndan, t hayatmn aa tabakalarna nazar
gezdirdim. Grdm ki; o aada, herbir dalnda, herbir senenin zarfnda
sevdiklerimden ve alkadarlarmdan ve tantklarmdan hadsiz cenazeler
var. Ve o firak ve iftiraktan gelen gayet rikkatli bir manev teessrat
iinde, Fuzul-i Badad gibi, mfarakat eden dostlar dnerek enn
edip:
Vasln ydeyledike alarm,
T nefes var ise kuru cismimde feryad eylerim.
diyerek bir teselli, bir nur, bir rica kapsn aradm. Birden, hirete iman
nuru imdada yetiti. Hi snmez bir nur, hi krlmaz bir rica verdi.
Evet ey benim gibi ihtiyar kardeler ve ihtiyare hemireler!
Madem hiret var ve madem bkidir ve madem dnyadan daha gzeldir
ve madem bizi yaratan zt hem Hakm, hem Rahm'dir.. ihtiyarlktan
ekva ve teessf etmemeliyiz. Bilakis ihtiyarlk, iman ile ibadet iinde
sinn-i kemale gelip, vazife-i hayattan terhis ve lem-i rahmete istirahat
iin gitmeye bir almet olduu cihetle ondan memnun olmalyz.
Evet nass- hads ile; nev-i beerin en mmtaz ahsiyetleri olan
yz yirmidrt bin enbiyann icma' ve tevatr ile; ksmen uhuda ve
ksmen hakkalyakne istinaden, mttefikan hiretin vcudundan ve
insanlarn oraya sevkedileceinden ve bu kinatn Hlknn kat'
va'dettii hireti getireceinden haber verdikleri gibi, onlarn verdikleri
haberi keif ve uhud ile ilmelyakn suretinde tasdik eden yz yirmidrt
milyon evliyann o hiretin vcuduna ehadetleriyle ve bu kinatn Sni'-i
Hakminin btn esmas bu dnyada gsterdikleri cilveleriyle, bir lem-i
bekay bilbedahe iktiza ettiklerinden; yine hiretin vcuduna delaletiyle;
ve her sene baharda, ry-i zeminde ayakta duran hadd hesaba gelmez
lm aalarn cenazelerini Emr-i Kn Feyekn ile ihya edip Ba's
Ba'de-l mevt'e
--- sh:(L:227) -----------
mazhar eden ve hair ve nerin yzbinler nmunesi olarak nebatat
taifelerinden ve hayvanat milletlerinden yz bin nevileri har
nereden hadsiz bir kudret-i ezeliye ve hesabsz ve israfsz bir hikmet-i
ebediye ve rzka muhta btn zruhlar kemal-i efkatle gayet hrika bir
tarzda iae ettiren ve her baharda az bir zamanda hadd hesaba gelmez
enva'- znet ve mehasini gsteren bir rahmet-i bkiye ve bir inayet-i
daimenin bilbedahe hiretin vcudunu istilzam ile ve u kinatn en
mkemmel meyvesi ve Hlk- Kinat'n en sevdii masnuu ve kinatn
mevcudatyla en ziyade alkadar olan insandaki edid, sarslmaz, daim
olan ak- beka ve evk-i ebediyet ve ml-i sermediyet, bilbedahe iaret
ve delaletiyle bu lem-i fniden sonra bir lem-i bki ve bir dr- hiret ve
bir dr- saadet bulunduunu o derece kat' bir surette isbat ederler ki,
dnyann vcudu kadar, bilbedahe hiretin vcudunu kabul etmeyi
istilzam ederler. (Haiye) Madem Kur'an- Hakm'in bize verdii en
mhim bir ders, "iman- bil'hiret"tir ve o iman da bu derece kuvvetlidir
ve o imanda yle bir rica ve bir teselli var ki; yz bin ihtiyarlk bir tek
ahsa gelse, bu imandan gelen teselli mukabil gelebilir. Biz ihtiyarlar
"Elhamdlillahi al kemal-il iman" deyip, ihtiyarlmza sevinmeliyiz.
ALTINCI RCA: Bir zaman elm bir esaretimde, insanlardan
tevahhu edip Barla Yaylasnda am Da'nn tepesinde yalnz kaldm.
Yalnzlkta bir nur aryordum. Bir gece, o yksek tepenin bandaki
yksek bir am aacnn stndeki st ak odackta idim. drt
gurbeti birbiri iinde ihtiyarlk bana ihtar etti. Altnc Mektub'da izah
edildii gibi; o gece ssz, sessiz, yalnz aalarn hrtlarndan ve
hemhemelerinden gelen hazn bir sad, bir ses rikkatime, ihtiyarlma,
gurbetime ziyade dokundu. htiyarlk bana ihtar etti ki; gndz nasl u
siyah bir kabre tebeddl etti, dnya siyah kefenini giydi, yle de; senin
mrnn gndz de geceye ve dnya gndz de berzah gecesine ve
hayatn yaz da lmn k gecesine inklab edeceini kalbimin kulana
(Haiye): Evet, sbut bir emri ihbar etmenin kolayl ve inkr ve nefyetmenin
gayet mkil olduu, bu temsilden grnr. yle ki: Biri dese: "Meyveleri st
konserveleri olan gayet hrika bir bahe, Kre-i Arz zerinde vardr." Dieri
dese: "Yoktur." sbat eden, yalnz onun yerini veyahut baz meyvelerini
gstermekle kolayca davasn isbat eder. nkr eden adam, nefyini isbat etmek
iin, btn Kre-i Arz' grmek ve gstermekle davasn isbat edebilir. Aynen
yle de: Cennet'i ihbar edenler, yzbinler tereuhatn, meyvelerini, srn
gsterdiklerinden kat- nazar.. iki ahid-i sadkn sbutuna ehadetleri kfi
gelirken; onu inkr eden hadsiz bir kinat, hadsiz ebed zaman temaa etmek ve
grmek ve eledikten sonra inkrn isbat edebilir, ademini gsterebilir.
te ey ihtiyar kardeler! man- hiretin ne kadar kuvvetli olduunu
anlaynz.
--- sh:(L:228) -----------
syledi. Nefsim bilmecburiye dedi: Evet ben vatanmdan garib olduum
gibi, bu elli sene zarfndaki mrmde zeval bulan sevdiklerimden ayr
dtmden ve arkalarnda onlara alayarak kaldmdan, bu vatan
gurbetinden daha ziyade hazn ve elm bir gurbettir. Ve bu gece ve dan
garibane vaziyetindeki hazn gurbetten daha ziyade hazn ve elm bir
gurbete yaknlayorum ki, btn dnyadan birden mfarakat zaman
yaknlatn ihtiyarlk bana haber veriyor. Bu gurbet gurbet iinde ve bu
hzn hzn iindeki vaziyetten bir rica, bir nur aradm. Birden iman-
billah imdada yetiti. yle bir nsiyet verdi ki; bulunduum muzaaf
vahet bin defa tezauf etse idi, yine o teselli kfi gelirdi.
Evet ey ihtiyar ve ihtiyareler! Madem Rahm bir Hlkmz var;
bizim iin gurbet olamaz. Madem o var, bizim iin herey var. Madem o
var, melaikeleri de var. yle ise bu dnya bo deil, hl dalar, bo
sahralar Cenab- Hakk'n ibadyla doludur. Zuur ibadndan baka, onun
nuruyla, onun hesabyla ta da aac da birer munis arkada hkmne
geer; lisan- hal ile bizim ile konuabilirler ve elendirirler. Evet bu
kinatn mevcudat adedince ve bu byk kitab- lemin harfleri
saysnca vcuduna ehadet eden ve zruhlarn medar- efkat ve rahmet
ve inayet olabilen cihazat ve mat'umat ve nimetleri adedince rahmetini
gsteren deliller, ahidler, bize Rahm, Kerim, Ens, Vedud olan
Hlkmzn, Sniimizin, Hmimizin derghn gsteriyorlar. O derghta
en makbul bir efaat, acz ve za'ftr. Ve acz ve za'fn tam zaman da,
ihtiyarlktr. Byle bir dergha makbul bir efaat olan ihtiyarlktan
ksmek deil, sevmek lzmdr.
YEDNC RCA: Bir zaman ihtiyarln balangcnda, Eski
Said'in glmeleri Yeni Said'in alamalarna inklab ettii hengmda,
Ankara'daki ehl-i dnya, beni Eski Said zannedip oraya istediler; gittim.
Gz mevsiminin hirlerinde Ankara'nn benden ok ziyade ihtiyarlanm,
ypranm, eskimi kal'asnn bana ktm. O kal'a, tahaccr etmi
hdisat- tarihiye suretinde bana grnd. Senenin ihtiyarlk mevsimiyle
benim ihtiyarlm, kal'ann ihtiyarl, beerin ihtiyarl, anl Osmanl
Devleti'nin ihtiyarl ve Hilafet saltanatnn vefat ve dnyann
ihtiyarl; bana gayet hazn ve rikkatli ve firkatli bir halet iinde, o
yksek kal'ada gemi zamann derelerine ve gelecek zamann dalarna
baktrd ve baktm. Birbiri iinde beni ihata eden drt-be ihtiyarlk
karanlklar iinde, Ankara'da en kara bir halet-i ruhiye hissettiimden,
(Haiye) bir nur, bir teselli, bir rica aradm.
Saa, yani mazi olan gemi zamana bakp
(Haiye): O zaman bu halet-i ruhiye Faris bir mnacat suretinde kalbe geldi,
yazdm. Ankara'da Hubab Risalesi'nde tab' edilmitir.
--- sh:(L:229) -----------
teselli ararken; bana mazi, pederimin ve ecdadmn ve nev'imin bir mezar-
ekberi suretinde grnd, teselli yerine vahet verdi. Sol tarafm olan
istikbale derman ararken baktm. Grdm ki: Benim ve emsalimin ve nesl-i
tinin byk ve karanlkl bir kabri suretinde grnd, nsiyet yerine dehet
verdi. Sa ile soldan tevahhu edip hazr gnme baktm. O gafletli ve
tarihvari nazarma o hazr gn, yarm lmekte ve hareket-i mezbuhanedeki
zdrab eken cismimin cenazesini tayan bir tabut suretinde grnd.
Sonra bu cihetten dahi me'yus olunca, bam kaldrp mrmn aacnn
bana baktm. Grdm ki; o aacn tek bir meyvesi var, o da benim
cenazemdir; o aa stnde duruyor, bana bakyor. O cihetten dahi tevahhu
edip bam aaya edim, o mr aacnn aasna, kkne baktm.
Grdm ki: O aada olan toprak, kemiklerimin toprayla, mebde-i
hilkatimin topra birbirine karm bir surette ayaklar altnda ineniyor
grdm. O da derman deil, belki derdime dert katt. Sonra mecburiyetle
arkama baktm. Grdm ki; esassz, fni olan dnya, hilik derelerinde ve
yokluk zulmatnda yuvarlanp gidiyor. Derdime merhem ararken, zehir
ilve etti. O cihette dahi hayr gremediimden n tarafma baktm; ileriye
nazarm gnderdim. Grdm ki; kabir kaps tam yolumun stnde ak
grnp, azn am bana bakyor. Onun arkasnda ebed tarafna giden
cadde ve o caddede giden kafileler uzaktan uzaa nazara arpyor.
Ve bu alt cihetten gelen dehetlere kar bana nokta-i istinad ve
silh- mdafaa olacak, cz' bir cz'-i ihtiyarden baka birey elimde yok.
O hadsiz a'da ve hesabsz muzr eylere kar tek bir silh- insan olan o
cz'-i ihtiyar; hem nks, hem ksa, hem ciz, hem icadsz olduundan,
kesbden baka birey elinden gelmez. Ne gemi zamana geebilir, t ondan
bana gelen hznleri sustursun ve ne de istikbale hull edebilir, t ondan
gelen korkular men'etsin. Gemi ve geleceklere ait emellerime ve
elemlerime faidesi olmadn grdm.
Bu alt cihetten gelen dehet ve vahet ve karanlk ve me'yusiyet
iinde rpndm hengmda, birden Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n semasnda
parlayan iman nurlar imdada yetiti. O alt ciheti o kadar tenvir edip
klandrd ki; grdm o vahetler, o karanlklar yz derece tezauf etse
idi, yine o nur, onlara kar kfi ve vfi idi. Btn o dehetleri birer birer
teselliye ve o vahetleri birer birer nsiyete evirdi. yle ki:
man, o vahetli gemi zamann mezar- ekber suretini yrtp,
nsiyetli bir meclis-i mnevver ve bir mecma-i ahbab olduunu
biaynelyakn, bihakkalyakn gsterdi. Hem iman, bir kabr-i ekber suretinde
nazar- gaflete grnen gelecek zaman, sevimli saadet saraylarnda bir
ziyafet-i Rahmaniye meclisi suretinde biilmelyakn gsterdi. Hem iman,
nazar- gaflete bir tabut vaziyetinde grnen hazr zaman ve o hazr gnn
tabutiyet eklini krp, o hazr gn uhrev bir ticaretgh dkkn ve aaal
--- sh:(L:230) -----------
bir misafirhane-i Rahman suretinde bilmahede gsterdi. Hem iman,
nazar- gafletle mr aacnn banda cenaze eklinde grnen tek
meyvesi cenaze olmadn, belki ebed bir hayata mazhar ve ebed bir
saadete namzed olan ruhumun, eskimi yuvasndan, yldzlarda gezmek
iin ktn biilmelyakn gsterdi. Hem iman; kemiklerimle, mebde-i
hilkatimin topra, ayak altnda ehemmiyetsiz mahvolmu kemikler
olmadn; belki o toprak, rahmet kaps ve Cennet salonunun bir perdesi
olduunu srr- iman ile gsterdi. Hem iman; nazar- gafletle, arkamda,
hilikte, yokluk karanlnda yuvarlanan dnyann vaziyetini srr- Kur'an
ile gsterdi ki; o zahir zulmatta yuvarlanan dnya ise; vazifesi bitmi,
manasn ifade etmi, neticelerini kendine bedel vcudda brakm bir
ksm mektubat- Samedaniye ve sahaif-i nuku-u Sbhaniye olduunu
gsterdi. Dnyann mahiyeti ne olduunu biilmelyakn bildirdi. Hem
iman, ileride gzn ap bana bakan kabri ve kabrin arkasnda ebede
giden caddeyi, nur-u Kur'an ile gsterdi ki; o kabir, kuyu kaps deil,
belki lem-i nurun kapsdr. Ve o yol ise; hilie ve ademistana deil,
belki vcuda, nuristana ve saadet-i ebediyeye giden yol olduunu tam
kanaat verecek bir derecede gsterdiinden, dertlerime hem derman, hem
merhem oldu. Hem iman, o elinde pek cz' bir kesb bulunan cz' bir cz'-
i ihtiyar yerine, o hadsiz dman ve zulmetlere kar, gayr- mtenah bir
kudrete istinad etmek ve hadsiz bir rahmete intisab etmek iin o cz'-i
ihtiyarnin eline bir vesika veriyor.. belki de iman, o cz'-i ihtiyarnin
elinde bir vesika oluyor. Hem o cz'-i ihtiyar olan silh- insan, geri
ztnda hem ksa, hem ciz, hem noksandr. Fakat naslki bir asker, cz'
kuvvetini devlet hesabna istimal ettii vakit, binler derece kuvvetinden
fazla iler grr; yle de srr- imanla o cz' cz'-i ihtiyar, Cenab- Hak
namna onun yolunda istimal edilse, beyz sene geniliinde bir Cennet'i
dahi kazanabilir. Hem iman, gemi ve gelecek zamana nfuz edemeyen o
cz'-i ihtiyarnin dizginini cismin elinden alp, kalbe ve ruha teslim eder.
Ruh ve kalbin daire-i hayat ise, cisim gibi hazr zamana mnhasr
olmadndan, pek ok seneler maziden, pek ok seneler istikbalden daire-
i hayatna dhil olduundan; o cz'-i ihtiyar, cz'iyetten kp klliyet
kesbeder. Zaman- mazinin en derin derelerine kuvvet-i iman ile
girebildii ve hznlerin zulmetlerini def'edebildii gibi; nur-u iman ile
istikbalin en uzak dalarna kadar kar, korkular izale eder.
te ey benim gibi ihtiyarlk zahmetini eken ihtiyar ve hemire
ihtiyareler! Madem elhamdlillah biz ehl-i imanz ve madem imanda bu
kadar nurlu, lezzetli, sevimli, irin defineler var ve madem ihtiyarlmz
bizi bu definenin iine daha ziyade sevkediyor.. elbette imanl ihtiyarlktan
ekva deil, belki binler teekkr etmeliyiz.
--- sh:(L:231) -----------
SEKZNC RCA: htiyarln almeti olan beyaz kllar sama
dt bir zamanda, genliin derin uykusunu daha ziyade kalnlatran
Harb-i Umum'nin dadaalar ve esaretimin kemekelikleri ve sonra
stanbul'a geldiim vakit; ehemmiyetli bir an eref vaziyeti, hatt
Halifeden, eyhlislmdan, Bakumandandan tut, t medrese talebelerine
kadar haddimden ok ziyade bir hsn- tevecch ve iltifat gsterdikleri
cihetle, genlik sarholuu ve o vaziyetin verdii halet-i ruhiye, o uykuyu
o derece kalnlatrmt ki; deta dnyay daim, kendimi de lyemutane
dnyaya yapm bir vaziyet-i acibede gryordum.
te o zamanda, stanbul'un Bayezid cmi-i mbarekine,
Ramazan- erifte, ihlasl hfzlar dinlemeye gittim. Kur'an- Mu'ciz-l
Beyan, semav yksek hitabyla beerin fenasn ve zhayatn vefatn
haber veren gayet kuvvetli bir surette ,.!.._.._
fermann, hfzlarn lisanyla iln etti. Kulama girip, t kalbimin iine
yerleip, o pek kaln gaflet ve uyku ve sarholuk tabakalarn para para
etti. Cmiden ktm. Daha oktan beri bamda yerleen o eski uykunun
sersemliiyle birka gn bamda bir frtna, dumanl bir ate ve
pusulasn arm gemi gibi kendimi grdm. yinede sama baktka,
beyaz kllar bana diyorlar: "Dikkat et!" te o beyaz kllarn ihtaryla
vaziyet tavazzuh etti. Baktm ki; ok gvendiim ve ezvakna meftun
olduum genlik elveda diyor ve muhabbetiyle pek ok alkadar
olduum hayat- dnyeviye snmeye balyor ve pek ok alkadar ve
deta k olduum dnya, bana "Uurlar olsun" deyip, misafirhaneden
gideceimi ihtar ediyor. Kendisi de "Allah'a smarladk" deyip, o da
gitmeye hazrlanyor. Kur'an- Mu'ciz-l Beyan ,.!.._.._
yetinin klliyetinde: "Nev-i insan bir nefistir, dirilmek zere lecek. Ve
Kre-i Arz dahi bir nefistir, bki bir surete girmek iin o da lecek.
Dnya dahi bir nefistir, hiret suretine girmek iin o da lecek!" manas,
yetin iaretinden kalbe alyordu.
te bu halette vaziyetime baktm ki; medar- ezvak olan genlik
gidiyor, mene-i ahzan olan ihtiyarlk yerine geliyor. Ve gayet parlak ve
nuran hayat gidiyor; zahir karanlkl dehetli lm, yerine gelmeye
hazrlanyor. Ve o ok sevimli ve daim zannedilen ve gafillerin maukas
olan dnya, pek sr'atle zevale kavuuyor grdm. Kendi kendimi
aldatmak ve yine bam gaflete sokmak iin, stanbul'da haddimden ok
fazla grdm makam- itimanin ezvakna baktm, hibir faidesi
olmad.
--- sh:(L:232) -----------
Btn onlarn tevecch, iltifat, tesellileri; yaknmda olan kabir kapsna
kadar gelebilir, orada sner. Ve hretperestlerin bir gaye-i hayali olan
an erefin ssl perdesi altnda sakil bir riya, souk bir hodfruluk,
muvakkat bir sersemlik suretinde grdmden, anladm ki; beni imdiye
kadar aldatan bu iler, hibir teselli veremez ve onlarda hibir nur yok.
Yine tam uyanmak iin, Kur'ann semav dersini iitmek zere,
yine Bayezid Cmiindeki hfzlar dinlemeye baladm. O vakit o semav
dersten .._.!,:, il hir.. nev'inden kuds fermanlarla
mjdeler iittim. Kur'andan aldm feyz ile hariten teselli aramak deil,
belki dehet ve vahet ve me'yusiyet aldm noktalar iinde teselliyi,
ricay, nuru aradm. Cenab- Hakk'a yzbin kr olsun ki; ayn- dert
iinde derman buldum, ayn- zulmet iinde nuru buldum, ayn- dehet
iinde teselliyi buldum. En evvel herkesi korkutan, en korkun tevehhm
edilen lmn yzne baktm.. nur-u Kur'an ile grdm ki: lmn
peesi geri karanlk, siyah, irkin ise de; fakat m'min iin asl smas
nurandir, gzeldir grdm. Ve ok risalelerde bu hakikat kat' bir surette
isbat etmiiz. Sekizinci Sz ve Yirminci Mektub gibi ok risalelerde izah
ettiimiz gibi; lm i'dam deil, firak deil, belki hayat- ebediyenin
mukaddemesidir, mebdeidir ve vazife-i hayat klfetinden bir paydostur,
bir terhistir, bir tebdil-i mekndr. Berzah lemine gm kafile-i ahbaba
kavumaktr. Ve hkeza bunlar gibi hakikatlar ile lmn hakik gzel
smasn grdm. Korkarak deil, belki bir cihetle mtakane mevtin
yzne baktm. Ehl-i tarkata rabta-i mevtin bir srrn anladm.
Sonra herkesi zevaliyle alatan ve herkesi kendine meftun ve
mtak eden ve gnah ve gaflet ile geen ve gemi genliime baktm; o
gzel ssl araf (elbisesi) iinde, gayet irkin, sarho, sersem bir yz
grdm. Eer mahiyetini bilmeseydim birka sene beni sarho edip
gldrmesine bedel, yz sene dnyada kalsam beni alattracakt. Naslki
ylelerden birisi alayarak demi:
,,:.!_-...,,-....-,.,:!,,!
Yani: "Keki genliim bir gn dnseydi, ihtiyarlk benim bama ne
kadar hazn haller getirdiini ona ekva edip syleyecektim." Evet bu zt
gibi genliin mahiyetini bilmeyen ihtiyarlar, genliklerini dnp,
teessf ve tahassrle alyorlar. Halbuki genlik, eer ehl-i kalb, ehl-i
huzur ve akl banda ve kalbi yerinde bulunan m'minlerde olsa, ibadete
ve hayrata ve ticaret-i uhreviyeye sarfedilse; en kuvvetli bir vesile-i ticaret
ve gzel ve irin bir vasta-i hayrattr. Ve o genlik, vazife-i diniyesini
bilip s'-i
--- sh:(L:233) -----------
istimal etmeyenlere; kymetdar, zevkli bir nimet-i lahiyedir. Eer
istikamet, iffet, takva beraber olmazsa ok tehlikeleri var.
Taknlklaryla, saadet-i ebediyesini ve hayat- uhreviyesini zedeler,
belki hayat- dnyeviyesini de berbad eder. Belki bir iki sene genlik
zevkine bedel, ihtiyarlkta ok seneler gam ve keder eker. Madem ekser
insanlarda genlik zararl dyor, biz ihtiyarlar Allah'a kretmeliyiz ki,
genlik tehlikelerinden ve zararlarndan kurtulduk. Herey gibi, elbette
genliin dahi lezzetleri gidecek. Eer ibadete ve hayra sarfedilmi ise; o
genliin meyveleri onun yerinde bki kalp, hayat- ebediyede bir
genlik kazanmasna vesile olur.
Sonra ekser nsn k ve mbtela olduu dnyaya baktm. Nur-u
Kur'an ile grdm ki; birbiri iinde kll dnya var. Birisi esma-i
lahiyeye bakar, onlarn yinesidir. kinci yz hirete bakar, onun
mezraasdr. nc yz, ehl-i dnyaya bakar, ehl-i gafletin
mel'abeghdr. Hem herkesin bu dnyada koca bir dnyas var. deta
insanlar adedince dnyalar birbiri iine girmi. Fakat herkesin husus
dnyasnn direi, kendi hayatdr. Ne vakit cismi krlsa, dnyas bana
yklr; kyameti kopar. Ehl-i gaflet, kendi dnyasnn byle abuk
yklacak vaziyetini bilmediklerinden, umum dnya gibi daim zannedip
peresti eder. Bakalarnn dnyas gibi abuk yklr, bozulur, benim de
husus bir dnyam var. Bu husus dnyam, bu ksack mrmle ne faidesi
var diye dndm. Nur-u Kur'an ile grdm ki: Hem benim, hem herkes
iin, u dnya muvakkat bir ticaretgh ve hergn dolar boalr bir
misafirhane ve gelen geenlerin al-verii iin yol stnde kurulmu bir
pazar ve Nakka- Ezel'nin teceddd eden (hikmetle yazar bozar) bir
defteri ve her bahar bir yaldzl mektubu ve herbir yaz bir manzum
kasidesi ve o Sni'-i Zlcelal'in cilve-i esmasn tazelendiren, gsteren
yineleri ve hiretin fidanlk bir bahesi ve rahmet-i lahiyenin bir
iekdanl ve lem-i bekada gsterilecek olan levhalar yetitirmeye
mahsus muvakkat bir tezgh mahiyetinde grdm. Bu dnyay bu surette
yaratan Hlk- Zlcelal'e yzbin krettim. Ve anladm ki; dnyann,
hirete ve esma-i lahiyeye bakan gzel i yzlerine kar nev-i insana
muhabbet verilmiken, o muhabbeti s'-i istimal ederek fni, irkin,
zararl, gafletli yzne kar sarfettiinden,
.,L-__,.,..!,-hads-i erifinin srrna mazhar olmular.
te ey ihtiyar ve ihtiyareler! Ben Kur'an- Hakm'in nuruyla ve
ihtiyarlmn ihtaryla ve iman dahi gzm amasyla bu hakikat
grdm ve ok risalelerde kat' brhanlarla isbat ettim. Kendime hakik
bir teselli
--- sh:(L:234) -----------
ve kuvvetli bir rica ve parlak bir ziya grdm. Ve ihtiyarlma memnun
oldum ve genliin gitmesinden mesrur oldum. Siz de alamaynz ve
krediniz. Madem iman var ve hakikat byledir; ehl-i gaflet alasn, ehl-i
dalalet alasn.
DOKUZUNCU RCA: Harb-i Umum'de esaretle, Rusya'nn ark-
imalsinden, ok uzak olan Kosturma vilayetinde bulunuyordum. Orada
Tatarlarn kk bir cmisi, mehur Volga Nehri'nin kenarnda
bulunuyordu. Oradaki arkadalarm olan esir zabitler iinde sklyordum.
Yalnzlk istedim; darda izinsiz gezemiyordum. Tatar mahallesi,
kefaletle beni o Volga Nehri'nin kenarndaki kk cmiye aldlar. Ben
yalnz olarak cmide yatyordum. Bahar da yakn. O imal kt'asnn pek
ok uzun gecelerinde ok uyank kalyordum. O karanlk gecelerde ve
karanlkl gurbette, Volga Nehri'nin hazn rltlar ve yamurun rikkatli
pltlar ve rzgrn firkatli esmesi, beni derin gaflet uykusundan
muvakkaten uyandrd. Geri daha kendimi ihtiyar bilmiyordum, fakat
Harb-i Umum'yi gren ihtiyardr. Gya
.,,;.!!_--..
srrna mazhar olarak, yle gnlerdir ki; ocuklar ihtiyarlandrd
cihetle, krk yanda iken, kendimi seksen yanda bir vaziyette buldum.
O karanlkl uzun gece ve hazn gurbet ve hazn vaziyet iinde hayattan ve
vatandan bir me'yusiyet geldi. Aczime, yalnzlma baktm, midim
kesildi. O halette iken Kur'an- Hakm'den imdad geldi; dilim
_,!,-.,..,.-
dedi, kalbim de alayarak dedi:
;..;,...,.,-.,._,,,.
_,!,.,.,,-...,..,
Ruhum dahi vatanmdaki eski dostlar dnp o gurbette vefatm
tahayyl ederek, Niyazi-i Msr gibi dedim:
Dnya gamndan geip, yoklua kanat ap,
evk ile her dem uup, arrm dost, dost!
diye, dostlar aryordu. Her ne ise... O hznl, rikkatli, firkatli uzun
gurbet gecesinde, dergh- lahde za'f u aczim o kadar byk bir efaat
ve vesile oldu ki, imdi de hayretteyim. nki birka gn sonra, gayet
hilaf- me'mul bir surette, yayan gidilse bir senelik mesafede, tek bamla
Rusa bilmediim halde firar ettim. Za'f u aczime binaen gelen

--- sh:(L:235) -----------
inayet-i lahiye ile hrika bir surette kurtuldum. T Varova ve
Avusturya'ya urayarak stanbul'a kadar geldim ki, bu surette kolaylkla
kurtulmak pek hrika olmutu. Rusa bilen en cesur ve en kurnaz
adamlarn muvaffak olamadklar, ok teshilt ve ok kolaylkla, o uzun
firar seyahat bitirdim. Fakat o Volga Nehri kenarndaki cmideki
mezkr gecenin vaziyeti bana bu karar verdirmi ki; bkiye-i mrm
maaralarda geireceim. Bu insanlarn hayat- itimaiyesine karmak
artk yeter. Madem sonunda yalnz kabre gideceim; yalnzla almak
iin, imdiden yalnzl ihtiyar edeceim, demitim. Fakat maatteessf,
stanbul'daki cidd ve ok ahbab ve stanbul'un aaal hayat-
dnyeviyesi, hususan haddimden ok fazla bana tevecch eden an
eref gibi neticesiz eyler, o kararm muvakkaten bana unutturdular.
Gya o gurbet gecesi, hayatmn gznde nurlu siyahlkt. Ve stanbul'un
beyaz aaal gndz, o hayat gzmn nursuz beyaz idi ki, ileriyi
gremedi, yine yatt.. t iki sene sonra Gavs- Geylan Ftuh-ul Gayb
kitabyla tekrar gzm atrd.
te ey ihtiyar ve ihtiyareler! Biliniz ki; ihtiyarlktaki za'f u acz,
rahmet ve inayet-i lahiyenin celbine vesiledir. Ben kendi ahsmda ok
hdiselerle mahede ettiim gibi, zeminin yzndeki rahmetin cilvesi de
gayet zahir bir tarzda bu hakikat gsteriyor. nki hayvanatn en ciz ve
en zafi, yavrulardr. Halbuki rahmetin en irin ve en gzel cilvesine
mazhar, yine onlardr. Bir aacn bandaki yuvada bir yavrunun aczi;
annesini en muti' bir nefer gibi -rahmetin cilvesi- istihdam ediyor. Etraf
gezer, rzkn getirir. Ne vakit o yavru kanatlarnn kuvvetlenmesiyle
aczini unutsa, vlidesi ona "Sen git rzkn ara" der, daha onu dinlemez.
te bu srr- rahmet, yavrularn hakknda cereyan ettii gibi, za'f u
acz noktasnda yavrular hkmne geen ihtiyarlar hakknda da cridir.
Bana kanaat- kat'iyye verecek derecede tecrbeler vardr ki; nasl
ocuklarn aczlerine binaen rahmet tarafndan rzklar hrika bir surette
memeler musluklarndan gnderiliyor ve akttrlyor.. yle de;
masumiyet kesbeden imanl ihtiyarlarn rzklar da, bereket suretinde
gnderiliyor. Hem bir hanenin bereket direi, o hanedeki ihtiyarlar
olduu; hem bir haneyi belalardan muhafaza edici, iindeki beli
bklm masum ihtiyarlar ve ihtiyareler bulunduu (Haiye) hads-i
erifin bir paras olan
.,.,!,:,..,.!_,!_,:!;!,
yani: Beli
(Haiye): Hadsin tamam:_.,!;.,,.!,_,!,.,,!;!,il hir.ev kema kal
--- sh:(L:236) -----------
bklm ihtiyarlarnz olmasayd, belalar sel gibi zerinize
dklecekti." diye ferman etmekle, bu hakikat isbat ediyor.
te madem ihtiyarlktaki za'f u acz, bu derece rahmet-i lahiyenin
celbine medardr; ve madem Kur'an- Hakm
...,!_...,...-,,:!:..._-.,..
,.!_....,!_.-,..,;..,!_,..,,.;,
,,-_..,,....,.-,,,_,.-,!_.
yetiyle, be cihetle gayet mu'cizane bir surette ihtiyar peder ve vlideye
kar hrmete ve efkate evldlar davet ediyor; ve madem slmiyet dini,
ihtiyarlara hrmet ve merhameti emrediyor; ve madem insaniyet ftrat,
ihtiyarlara kar hrmet ve merhameti iktiza ediyor.. elbette biz ihtiyarlar,
genlik itihasyla olan muvakkat bir zevk-i madd yerine, manev ve
daim ve mhim inayet-i lahiyeden ve rikkat-i cinsiyeden gelen rahmet
ve hrmet ve rahmet ve hrmetten ne'et eden ezvak- ruhaniyeyi
alyoruz. O halde biz bu ihtiyarlmz, yz genlie deimemeliyiz.
Evet ben kendim sizi temin ediyorum ki: "Eski Said'in on senelik
genliini bana verseler, ben imdi Yeni Said'in bir senelik ihtiyarln
vermeyeceim." Ben ihtiyarlmdan razym, siz de raz olmalsnz.
ONUNCU RCA: Bir zaman esaretten geldikten sonra,
stanbul'da bir iki sene yine gaflet galebe etti. Siyaset havas, nazarm
nefsimden kaldrp fka datm iken, bir gn stanbul'un Eyb Sultan
kabristannn dereye bakan yksek bir yerinde oturuyordum. stanbul
etrafndaki fka baktm. Birden, bakyorum benim husus dnyam vefat
ediyor, baz cihette ruh ekiliyor gibi bir halet-i hayaliye bana geldi.
Dedim: "Acaba bu kabristann mezar talarndaki yazlar mdr ki, bana
byle hayal veriyor" diye nazarm ektim. Uzaa deil, o kabristana
baktm, kalbime ihtar edildi ki: "Bu senin etrafndaki kabristann yz
stanbul iinde vardr. nki yz defa stanbul buraya boalm. Btn
stanbul'un halkn buraya boaltan bir Hkim-i Kadr'in hkmnden
kurtulup mstesna kalamazsn, sen de gideceksin." Ben kabristandan
kp, bu dehetli hayal ile Sultan Eyb Cmisinin mahfelindeki kk
bir odaya ok defa girdiim gibi, bu defa da girdim. Dndm ki; ben
cihette misafirim; bu menzilcikte misafir olduum gibi, stanbul'da da
misafirim, dnyada da misafirim. Misafir, yolunu dnmeli.



--- sh:(L:237) -----------
Naslki bu odadan kacam, bir gn de stanbul'dan da kacam, dier
bir gn de dnyadan kacam.
te bu halette, gayet rikkatli ve firkatli elemli bir hzn ve gam
kalbime, bama kt. nki ben yalnz bir-iki dostu kaybetmiyorum;
stanbul'da binler sevdiim dostlarmdan mfarakat gibi, ok sevdiim
stanbul'dan da ayrlacam. Dnyada yzbinler dostlarmdan iftirak gibi,
ok sevdiim ve mbtela olduum o gzel dnyadan da ayrlacam, diye
dnrken, yine kabristann o yksek yerine gittim. Arasra sinemaya -
ibret iin- gittiimden; bana, stanbul iindeki insanlar, o dakikada
sinemada gemi zamann glgelerini hazr zamana getirmek cihetiyle,
lm olanlar ayakta gezer suretinde gsterdikleri gibi aynen ben de o
vakit grdm insanlar, ayakta gezen cenazeler vaziyetinde grdm.
Hayalime dedim ki: "Madem bu kabristanda olanlardan bir ksm sinemada
gezer gibi grlyor; ileride kat'iyyen bu kabristana girecekleri, girmi gibi
gr; onlar da cenazelerdir, geziyorlar." Birden Kur'an- Hakm'in nuruyla ve
Gavs- A'zam eyh-i Geylan Hazretlerinin iradyla, o hazn halet, srurlu
ve ne'eli bir vaziyete inklab etti. yle ki: O hazn hale kar Kur'andan
gelen nur byle ihtar etti ki; senin, imal-i arkde, Kosturma'daki
gurbetinde bir iki esir zabit dostun vard. Bu dostlarn her halde stanbul'a
gideceklerini biliyordun. Sana birisi dese idi: "Sen stanbul'a m gideceksin,
yoksa burada m kalacaksn?" Elbette zerre mikdar akln varsa, stanbul'a
ferah ve srurla gitmesini kabul edecektin. nki bin birden dokuzyz
doksandokuz ahbabn stanbul'dadrlar. Burada bir iki tane kalm, onlar da
oraya gidecekler. Senin iin stanbul'a gitmek; hazn bir firak, elm bir
iftirak deil. Hem de geldin, memnun olmadn m? O dman
memleketindeki pek karanlk uzun gecelerinden ve pek souk frtna
klarndan kurtuldun. Bu gzel (dnya cenneti gibi) stanbul'a geldin.
Aynen yle de; senin kklnden bu yana kadar, sevdiklerinden yzde
doksandokuzu sana dehet veren kabristana gmler. Bu dnyada kalan
bir iki dostun var, onlar da oraya gidecekler. Dnyada vefatn firak deil,
visaldir; o ahbablara kavumaktr. Onlar, yani o ervah- bkiye, eskimi
yuvalarn toprak altnda brakp bir ksm yldzlarda, bir ksm lem-i
berzah tabakatnda geziyorlar diye ihtar edildi.
Evet bu hakikat Kur'an ve iman o derece kat' bir surette isbat
etmitir ki; btn btn kalbsiz, ruhsuz olmazsa veyahud dalalet kalbini
bomam ise, gryor gibi inanmak gerektir. nki bu dnyay hadsiz
enva'- ltuf ve ihsanyla byle tezyin edip mkrimane ve efikane
rububiyetini gsteren ve tohumlar gibi en ehemmiyetsiz cz' eyleri dahi
muhafaza eden bir Sni'-i Kerim ve Rahm; masnuat iinde en mkemmel
ve en cmi', en ehemmiyetli ve en ok sevdii masnuu olan insan, elbette
ve bilbedahe sureten
--- sh:(L:238) -----------
grnd gibi byle merhametsiz, akibetsiz i'dam etmez, mahvetmez,
zayi' etmez. Belki bir iftinin topraa serptii tohumlar gibi, baka bir
hayatta snbl vermek iin, Hlk- Rahm o sevgili masnuunu bir rahmet
kaps olan toprak altna muvakkaten atar. (Haiye)
te bu ihtar- Kur'anyi aldktan sonra, o kabristan, stanbul'dan
ziyade bana nsiyetli oldu. Halvet ve uzlet, bana sohbet ve muaeretten
daha ziyade ho geldi. Ben de Boaz tarafndaki Saryer'de, bir halvethane
kendime buldum. Gavs- A'zam (R.A.) Ftuh-ul Gayb'yla, bana bir stad
ve tabib ve mrid olduu gibi, mam- Rabban de (R.A.) Mektubat'yla,
bir enis, bir mfik, bir hoca hkmne geti. O vakit ihtiyarla
girdiimden ve medeniyetin ezvakndan ekildiimden ve hayat-
itimaiyeden syrldmdan pek ok memnun oldum. Allah'a krettim.
te ey benim gibi ihtiyarlk iine giren ve ihtiyarln ihtaryla
vefat ok tahattur eden ztlar! Kur'ann verdii ders-i iman nuruyla,
ihtiyarl ve vefat ve hastal ho grmeliyiz, belki bir cihette
sevmeliyiz. Madem iman gibi hadsiz derecede kymetdar bir nimet bizde
vardr; ihtiyarlk da hotur, hastalk da hotur, vefat da hotur. Nho
birey varsa; o da gnahtr, sefahettir, bid'atlardr, dalalettir.
ONBRNC RCA: Esaretten geldikten sonra, stanbul'da
amlca tepesinde bir kkte, merhum biraderzadem Abdurrahman ile
beraber oturuyorduk. Bu hayatm, hayat- dnyeviye cihetinde bizim
gibilere en mes'udane bir hayat saylabilirdi. nki esaretten
kurtulmutum, Dr-l Hikmet'te meslek-i ilmiyeme mnasib en l bir
tarzda ner-i ilme muvaffakyet vard. Bana tevecch eden haysiyet ve
eref, haddimden ok fazla idi. Mevkice stanbul'un en gzel yeri olan
amlca'da oturuyordum. Hem hereyim mkemmeldi. Merhum
biraderzadem Abdurrahman gibi gayet zeki, fedakr, hem bir talebe, hem
hizmetkr, hem ktib, hem evld- maneviyem beraberdi. Dnyada
herkesten ziyade kendimi mes'ud bilirken yineye baktm; samda,
sakalmda beyaz kllar grdm. Birden esarette, Kosturma'daki cmideki
intibah- ruh yine balad. Onun eseri olarak, kalben merbut olduum ve
medar- saadet-i dnyeviye zannettiim hlt, esbab tedkike baladm.
Hangisini tedkik ettimse, baktm ki; rktr, alkaya demiyor, aldatyor.
O sralarda en sadakatli zannettiim bir arkadamda, umulmadk bir
sadakatsizlik ve hatra gelmez bir vefaszlk grdm. Hayat-
dnyeviyeden bir rkmek geldi. Kalbime dedim: "Acaba ben btn btn
aldanm mym? Gryorum ki; hakikat noktasnda acnacak halimize,
pek ok insanlar gbta
(Haiye): Bu hakikat; iki kerre iki drt eder derecesinde sair risalelerde, hususan Onuncu
ve Yirmidokuzuncu Szlerde isbat edilmitir.
--- sh:(L:239) -----------
ile bakyorlar. Btn bu insanlar divane mi olmular, yoksa imdi ben
divane mi oluyorum ki, bu dnyaperest insanlar divane gryorum?" Her
ne ise... Ben, ihtiyarln verdii iddetli intibah cihetinde, en evvel
alkadar olduum fni eylerin fniliini grdm. Kendime de baktm,
nihayet-i aczde grdm. O vakit, beka isteyen ve beka tevehhmyle
fnilere mbtela olan ruhum btn kuvvetiyle dedi ki: "Madem cismen
fniyim, bu fnilerden bana ne hayr gelebilir? Madem ben cizim, bu
cizlerden ne bekleyebilirim? Benim derdime are bulacak bir Bki-i
Sermed, bir Kadr-i Ezel lzm." diyerek taharriye baladm.
O vakit hereyden evvel, eskiden beri tahsil ettiim ilme mracaat
edip, bir teselli, bir rica aramaya baladm. Maatteessf o vakte kadar ulm-
u felsefeyi, ulm-u slmiye ile beraber havsalama doldurup o ulm-u
felsefeyi pek yanl olarak maden-i tekemml ve medar- tenevvr
zannetmitim. Halbuki o felsef mes'eleler ruhumu ok fazla kirletmi ve
terakkiyat- maneviyemde engel olmutu. Birden Cenab- Hakk'n rahmet
ve keremiyle Kur'an- Hakm'deki hikmet-i kudsiye imdada yetiti. ok
risalelerde beyan edildii gibi; o felsef mes'elelerin kirlerini ykad,
temizlettirdi. Ezcmle: Fnun-u hikmetten gelen zulmat- ruhiye, ruhumu
kinata boduruyordu. Hangi cihete baktm, nur aradm; o mes'elelerde nur
bulamadm, teneffs edemedim. T Kur'an- Hakm'den gelen ve "L lahe
lla Hu" cmlesiyle ders verilen tevhid, gayet parlak bir nur olarak btn o
zulmat datt; rahatla nefes aldm. Fakat nefs ve eytan, ehl-i dalalet ve
ehl-i felsefeden aldklar derse istinad ederek, akl ve kalbe hcum ettiler.
Bu hcumdaki mnazarat- nefsiye lillahilhamd kalbin muzafferiyetiyle
neticelendi. ok risalelerde ksmen o mnazaralar yazlm. Onlara iktifa
edip, burada yalnz binde bir muzafferiyet-i kalbiyeyi gstermek iin, binler
brhandan birtek brhan beyan edeceim. T ki, genliinde hikmet-i
ecnebiye veya fnun-u medeniye nam altndaki ksmen dalalet, ksmen
malayaniyat mes'eleleriyle ruhunu kirletmi, kalbini hasta etmi, nefsini
martm bir ksm ihtiyarlarn ruhunda temizlik yapsn. Tevhid hakknda
eytan ve nefsin errinden kurtulsun. yle ki:
Ulm-u felsefiyenin vekaleti namna nefsim dedi ki: Bu kinattaki
eyann, tabiatyla bu mevcudata mdahaleleri var. Herey bir sebebe
bakar. Meyveyi aatan, hububat topraktan istemeli. En cz', en kk bir
ey'i de Allah'tan istemek ve Allah'a yalvarmak ne demektir?
O vakit nur-u Kur'an ile srr- tevhid, u gelecek surette inkiaf etti.
Kalbim o mtefelsif nefsime dedi: "En cz' ve en kk ey; en byk ey
gibi, dorudan doruya btn bu kinat Hlknn kudretinden gelir ve
hazinesinden kar. Baka surette olamaz. Esbab ise bir perdedir. nki en
ehemmiyetsiz ve en kk zannettiimiz mahluklar, bazan san'at ve hilkat
cihetinde en bynden
--- sh:(L:240) -----------
daha byk olur. Sinek tavuktan san'ata ileri gemezse de, geri de
kalmaz. yle ise byk kk tefrik edilmeyecek. Ya btn esbab-
maddiyeye taksim edilecek veyahud btn birden birtek zta
verilecektir. Birinci k muhal olduu gibi, bu k vcibdir, zarurdir.
nki bir tek zta, yani bir Kadr-i Ezel'ye verilse; madem btn
mevcudatn intizamat ve hikmetleriyle vcudu kat' tahakkuk eden ilmi,
hereyi ihata ediyor.. ve madem ilminde hereyin mikdar taayyn
ediyor.. ve madem bilmahede her vakit hiten, nihayetsiz shuletle,
nihayetsiz san'atl masnular vcuda geliyor.. ve madem o Kadr-i Alm'in
bir kibrit akar gibi emr-i Kn Feyekn ile hangi ey olursa olsun icad
edebildiini, hadsiz kuvvetli deliller ile, ok risalelerde beyan ettiimiz
ve hususan Yirminci Mektub ve Yirminc Lem'ann hirinde isbat
edildii gibi, hadsiz bir kudreti var; elbette bilmahede grlen
hrikulde shulet ve kolaylk, o ihata-i ilmiyeden ve azamet-i kudretten
geliyor. Mesel naslki gze grlmeyen eczal bir mrekkeple yazlan
bir kitaba, o yazy gstermeye mahsus bir ecza srlse; o koca kitab,
birden herbir gze vcudunu gsterip kendini okutturur. Aynen yle de;
o Kadr-i Ezel'nin ilm-i muhitinde, hereyin suret-i mahsusas bir
mikdar- muayyen ile taayyn ediyor. O Kadr-i Mutlak emr-i Kn
Feyekn ile, o hadsiz kudretiyle ve nafiz iradesiyle, o yazya srlen ecza
gibi, gayet kolay ve shuletle kudretin bir cilvesi olan kuvvetini o
mahiyet-i ilmiyeye srer, o eye vcud-u haric verir; gze gsterir,
nuku-u hikmetini okutturur. Eer btn eya birden o Kadr-i Ezel'ye
ve Alm-i Klli ey'e verilmezse; o vakit sinek gibi en kk bir eyin
vcudunu, dnyann ekser nevilerinden husus bir mizan ile toplamak
lzm gelmekle beraber, o kk sinein vcudunda alan zerreler o
sinein srr- hilkatini ve kemal-i san'atn btn dekaikiyle bilmekle
olabilir. nki esbab- tabiiye ile esbab- maddiye, bilbedahe ve umum
ehl-i akln ittifakyla, hiten icad edemez. yle ise, her halde onlar icad
etse, elbette toplayacak. Madem toplayacak, hangi zhayat olursa olsun,
ekser anasr ve enva'ndan nmuneler, iinde vardr. deta kinatn bir
hlsas, bir ekirdei hkmndedir. Elbette o halde bir ekirdei btn
bir aatan, bir zhayat btn ry-i zeminden ince elekle eleyip ve en
hassas bir mizan ile lp toplattrmak lzm geliyor. Ve madem esbab-
tabiiye cahildir, camiddir; bir ilmi yoktur ki bir pln, bir fihriste, bir
model, bir proram takdir etsin, ona gre manev kalba gelen zerrat
eritip dksn; t dalmasn, intizamn bozmasn.



--- sh:(L:241) -----------
Halbuki hereyin ekli, heyeti hadsiz tarzlarda olabildii iin, hadsiz
hadd hesaba gelmez ekaller, mikdarlar iinde, bir tek ekil ve
mikdarda sel gibi akan anasrn zerreleri dalmayarak, muntazaman,
mikdarsz, kalpsz birbiri stnde kitle halinde durdurmak ve zhayata
muntazam bir vcud vermek; ne derece imkndan, ihtimalden, akldan
uzak olduu grnyor. Elbette kimin kalbinde krlk yoksa, grr. Evet
bu hakikata binaen
!-..!,.....-_!;,._.;.._.!;
bu yet-i azmenin srryla (Haiye) btn esbab- maddiye toplansa,
onlarn ihtiyarlar da olsa, bir tek sinein vcudunu ve o vcudun
cihazatn mizan- mahsusla toplayamazlar. Toplasalar da, o vcudun
mikdar- muayyenesinde durduramazlar. Durdursalar da, daima
tazelenmekte olan ve o vcuda gelip alan zerrat, muntazaman
altramazlar. yle ise; bilbedahe esbab, bu eyaya sahib kamazlar.
Demek sahib-i hakikleri bakadr. Evet yle bir sahib-i hakikleri var ki;
..-,_..;,:.-;,,:..-..
yetinin srryla, btn zeminin yzndeki zhayat, bir sinein ihyas
kadar kolay yapar. Bir bahar, birtek iek kolaylnda icad eder. nki
toplamaa muhta deil. Emr-i Kn Feyekn'e mlik olduundan ve her
baharda hadsiz mevcudat- bahariyenin madde-i unsuriyesinden baka,
hadsiz sft ve ahval ve ekallerini hiten icad ettiinden ve ilminde
hereyin pln, modeli, fihristesi ve proram taayyn ettiinden ve btn
zerrat onun ilim ve kudreti dairesinde hareket ettiklerinden, kibrit akar
gibi hereyi nihayet kolaylkla icad eder. Ve hibir ey, zerre mikdar
hareketini armaz. Seyyarat muti' bir ordusu olduu gibi, zerrat dahi
muntazam bir ordusu hkmne geer. Madem o kudret-i ezeliyeye
istinaden hareket ediyorlar ve o ilm-i ezelnin dsturuyla alyorlar; ite
o eserler, o kudrete gre vcuda gelir. Yoksa o kk, ehemmiyetsiz
ahsiyetlerine bakmakla o eserler klmez. O kudrete intisab kuvvetiyle
bir sinek, bir Nemrud'u gebertir. Karnca, Firavun'un sarayn harab eder.
Zerre gibi kk am tohumu, da gibi koca bir am aacnn ykn
omuzunda tayor. Bu hakikat ok risalelerde isbat ettiimiz gibi,



(Haiye): Yani Allah'tan baka btn ardnz ve ibadet ettiiniz eyler
toplansalar, bir sinei halkedemezler.
--- sh:(L:242) -----------
naslki bir nefer, askerlik vesikasyla padiaha intisab noktasnda yzbin
defa kendi kuvvetinden fazla, bir ah esir etmek gibi eserlere mazhar
olur. yle de herey, o kudret-i ezeliyeye intisabyla, yzbin defa esbab-
tabiiyenin fevkinde mu'cizat- san'ata mazhar olabilir.
Elhasl; hereyin nihayet derecede hem san'atl, hem shuletli
vcudu gsteriyor ki, muhit bir ilim sahibi olan bir Kadr-i Ezel'nin
eseridir. Yoksa yzbin muhal iinde, deil vcuda gelmek, belki imkn
dairesinden kp, imtina' dairesine girecek ve mmkn suretinden kp,
mmteni' mahiyetine girecek ve hibir ey vcuda gelmeyecek, belki de
vcuda gelmesi muhal olacaktr.
te bu gayet ince ve gayet kuvvetli ve gayet derin ve gayet zahir
bir brhan ile eytann muvakkat bir akirdi ve ehl-i dalaletin ve ehl-i
felsefenin bir vekili olan nefsim sustu. Ve lillahilhamd, tam imana geldi.
Ve dedi ki: Evet bana yle bir Hlk ve Rab lzm ki, en kk hatrat-
kalbimi ve en haf niyazm bilecek ve en gizli ihtiyac- ruhumu yerine
getirdii gibi, bana saadet-i ebediyeyi vermek iin, koca dnyay hirete
tebdil edecek ve bu dnyay kaldrp hireti yerine kuracak, hem sinei
halkettii gibi semavat da icad edecek, hem Gne'i semann yzne bir
gz olarak akt gibi bir zerreyi de gzbebeimde yerletirecek bir
kudrete mlik olsun. Yoksa sinei halkedemeyen, hatrat- kalbime
mdahale edemez, niyaz- ruhumu iitemez.. semavat halketmeyen,
saadet-i ebediyeyi bana veremez. yle ise benim Rabbim odur ki; hem
hatrat- kalbimi slah eder, hem cevv-i havay bulutlarla bir saatte
doldurup boaltt gibi, dnyay hirete tebdil edip, Cennet'i yapp,
kapsn bana aar; "Haydi gir" der.
te ey nefsim gibi bedbahtlk neticesinde bir ksm mrn
nursuz felsef ve ecnebi fnununa sarfeden ihtiyar kardelerim! Kur'ann
lisanndaki mtemadiyen "L lahe ll Hu" ferman- kudssinden ne
kadar kuvvetli ve ne kadar hakikatl ve hibir cihette sarslmaz ve
zedelenmez ve tegayyr etmez kuds bir rkn- imanyi anlaynz ki,
nasl btn manev zulmat datr ve manev yaralar tedavi eder.
Bu uzun maceray, ihtiyarlmn rica kaplar iinde derci, deta
ihtiyarmla olmad. stemiyordum, belki usandracak diye ekiniyordum.
Fakat, bana yazdrld diyebilirim. (Her ne ise, sadede dnyorum.) Sa
ve sakalmdaki beyaz kllarn ve bir vefadarn sadakatszl neticesinde o
aaal ve zahiren tatl ve ssl stanbul'un hayat- dnyeviyesinin
ezvakndan bana bir nefret geldi. Nefs, meftun olduu ezvakn yerinde
manev ezvak arad. Bu ehl-i gafletin nazarnda souk ve ar ve nho
grnen ihtiyarlkta, bir teselli, bir nur istedi. Felillahilhamd
--- sh:(L:243) -----------
Cenab- Hakk'a yzbin kr olsun, btn o hakikatsz, tatsz, akibetsiz
ezvak- dnyeviye yerine; hakik, daim ve tatl ezvak- imaniyeyi "L
lahe ll Hu"da ve nur-u tevhidde bulduum gibi.. ehl-i gafletin
nazarnda souk ve sakil grnen ihtiyarl, o nur-u tevhid ile ok hafif
ve hararetli ve nurlu grdm. Ey ihtiyar ve ihtiyareler! Madem sizlerde
iman var ve madem iman klandran ve inkiaf ettiren namaz ve niyaz
var; ihtiyarlnza ebed bir genlik nazaryla bakabilirsiniz. nki
onunla ebed bir genlik kazanabilirsiniz. Hakik souk ve sakil ve irkin
ve zulmetli ve elemli olan ihtiyarlk ise; ehl-i dalaletin ihtiyarlklardr,
belki de onlarn genlikleridir. Onlar alamal, onlar "v-esef v-
hasret" demeli. Sizler, ey muhterem imanl ihtiyarlar! "Elhamdlillahi
alkllihal" deyip mesrurane kretmelisiniz.
ONKNC RCA: Bir zaman Isparta vilayetinin Barla
nahiyesinde nefy nam altnda, ikenceli bir esaretle yalnz ve kimsesiz
bir kyde ihtilattan ve muhabereden men'edilmi bir vaziyette hem
hastalk, hem ihtiyarlk, hem de gurbet iinde gayet perian bir halde
iken; Cenab- Hak kemal-i merhametinden, Kur'an- Hakm'in
nktelerine, srlarna dair benim iin medar- teselli bir nur ihsan etmiti.
Onunla o ac, elm, hazn vaziyetimi unutmaya alyordum. Vatanm,
ahbabm, akaribimi unutabiliyordum. Fakat v-hasret birisini
unutamyordum. O da hem biraderzadem, hem manev evldm, hem en
fedakr talebem, hem en cesur bir arkadam olan merhum Abdurrahman
idi. Alt yedi sene evvel benden ayrlmt. Ne o benim yerimi biliyor ki
yardma kosun, teselli versin ve ne de ben onun vaziyetini biliyordum
ki, onunla muhabere edeyim, dertleeyim. Benim bu ihtiyarlk vaziyeti
zamanmda; yle fedakr, sadk birisi bana lzmd. Sonra birden birisi
bana bir mektub verdi. Mektubu atm grdm ki: Abdurrahman'n
mahiyetini tam gsterir bir tarzda bir mektub ki, o mektubun bir ksm
Yirmiyedinci Mektub'un fkralar iinde, zahir kerameti gsterir bir
tarzda dercedilmitir. O mektub beni ok alattrm ve el'an da
alattryor. Merhum Abdurrahman o mektubla pek cidd ve samim bir
surette; dnyann ezvakndan nefret ettiini ve en byk maksad bana
yetiip kklnde benim ona baktm gibi, o da ihtiyarlmda bana
hizmet etmekti. Hem dnyada benim hakik vazifem olan ner-i esrar-
Kur'aniyede, muktedir kalemiyle bana yardm etmekti. Hatt mektubunda
yazyordu: "Yirmi otuz risaleyi bana gnder, herbirisinden yirmi otuz
nsha yazp ve yazdracam." diyordu. O mektub, bana dnyaya kar
kuvvetli bir mid verdi. Deha derecesinde zekya mlik ve hakik evldn
ok fevkinde bir sadakat ve irtibatla bana hizmet edecek byle cesur bir
talebemi buldum
--- sh:(L:244) -----------
diye; o ikenceli esareti, o kimsesizlii, o gurbeti, o ihtiyarl unuttum. O
mektubdan evvel iman- bil'hirete dair tab'ettirdiim Onuncu Sz'n bir
nshas eline gemiti. Gya o risale ona bir tiryak idi ki; alt yedi sene
zarfnda ald btn manev yaralarn tedavi etti. Gayet kuvvetli ve
parlak bir iman ile ecelini bekliyor gibi bana o mektubu yazm. Bir iki ay
sonra Abdurrahman vastasyla yine mes'udane bir hayat- dnyeviye
geirmek tasavvurunda iken "v-hasret" birden onun vefat haberini
aldm. Bu haber o derece beni sarst ki, be senedir daha o tesir
altndaym. O vakit bulunduum ikenceli esaret ve yalnzlk ve gurbet ve
ihtiyarlk ve hastalm; on derece onlarn fevkinde bana bir firkat, bir
rikkat, bir hzn verdi. Benim merhume vlidemin vefatyla husus
dnyamn yars, onun vefatyla vefat etmi diyordum. Abdurrahman'n
vefatyla da, bki kalan teki yar dnyam da vefat etti grdm.
Dnyadan btn btn alkam kesildi. nki o dnyada kalsayd; hem
dnyadaki vazife-i uhreviyemin kuvvetli bir medar ve benden sonra tam
yerime geecek bir hayr-l halef ve hem de bu dnyada en fedakr bir
medar- teselli, bir arkadam olabilirdi.. ve en zeki bir talebem, bir
muhatab ve Risale-i Nur eczalarnn en emin bir sahibi ve muhafz
olurdu. Evet insaniyet itibariyle byle bir zayiat, benim gibi insanlara ok
hirkatlidir, yandryor. Geri zahiren tahammle alyordum, fakat
ruhumda iddetli frtna vard. Eer arasra Kur'ann nurundan gelen
teselli teskin etmeseydi, benim iin dayanmak mmkn olamayacakt. O
zaman Barla derelerine, dalarna yalnz gidip geziyordum. Hl yerlerde
oturup o teessrat- hazne iinde, eski zamanda Abdurrahman gibi sadk
talebelerimle geirdiim mes'udane hayat levhalar sinema gibi
hayalimden getike, ihtiyarlk ve gurbetin verdii sr'at-i teessr
mukavemetimi kryordu. Birden
;-,,!,,:-!!,,;,!..__
yet-i kudsiyenin srr inkiaf etti. Bana "Ya Bki Ente-l Bki! Ya Bki
Ente-l Bki!" dedirtti ve onunla hakik teselli verdi. Evet ben o hl
derede, o hazn halette, bu yet-i kudsiyenin srryla, Mirkat-s Snne
Risalesinde iaret edildii gibi, kendimi byk cenaze banda grdm:
Biri: Ellibe yama kadar, ellibe lm ve hayat- mrmde
defnedilmi Saidlerin kabri stnde, bir mezar ta olarak kendimi
grdm.
kinci cenaze: Zaman- dem'den (A.S.) beri, benim hemcinsim
ve nev'im vefat edip mazi kabrinde defnedilmi olan o byk cenazenin
banda mezar ta hkmnde olan bu asrn yznde gezer, karnca gibi
kk bir zhayat suretinde kendimi grdm.
--- sh:(L:245) -----------
nc cenaze ise; insanlar gibi her sene dnya yznde seyyar
bir dnyann vefatyla byk dnya da bu yetin srryla vefat edecei,
hayalimin nnde tecessm etti.
te Abdurrahman'n vefatnn hznnden gelen bu dehetli
manay btn btn aydnlattracak ve hakik teselli ve snmez nur
verecek bu yet-i kerime, mana-y iarsiyle imdada yetiti.
,.,..;!;_,.-_.!;.
,,L-!_,-!,,,
Evet bu yet bildirdi ki: Madem Cenab- Hak var, o hereye bedeldir.
Madem o bkidir, elbette o kfidir. Birtek cilve-i inayeti, btn dnya
yerini tutar. Ve bir cilve-i nuru, mezkr byk cenazeye manev hayat
verir. Cenazeler olmadn, belki vazifelerini bitirmi baka lemlere
gitmi olduklarn gsteriyor. nc Lem'ada bu srrn izah getiinden
ona iktifaen burada yalnz derim ki:
,,;,!..__
il hir... yetinin mealini gsteren iki defa "Ya Bki Ente-l Bki! Ya
Bki Ente-l Bki!" beni, gayet elm o hazn haletten kurtard. yle ki:
Birinci defa "Ya Bki Ente-l Bki" dedim, dnya ve dnyadaki
Abdurrahman gibi hadsiz alkadar olduum ahbablarn zevalinden ve
rabtalarm kopmasndan ne'et eden hadsiz manev yaralar iinde bir
ameliyat- cerrahiye nev'inde bir tedavi balad.
kinci defa "Ya Bki Ente-l Bki" cmlesi; btn o hadsiz,
manev yaralara hem merhem, hem tiryak oldu. Yani sen bkisin; giden
gitsin, sen yetersin. Madem sen bkisin, zeval bulan hereye bedel bir
cilve-i rahmetin kfidir. Madem sen varsn, senin varlna iman ile
intisabn bilen ve srr- slmiyetle o intisaba gre hareket eden insana
herey var. Fena ve zeval, mevt ve adem bir perdedir, bir tazelenmektir;
ayr ayr menzillerde gezmek hkmndedir diye dnp, tamamyla o
hirkatli, firkatli, hazn, elm, karanlkl, dehetli halet-i ruhaniye; srurlu,
ne'eli, lezzetli, nurlu, sevimli, nsiyetli bir halete inklab etti. Lisanm ve
kalbim, belki lisan- hal ile btn zerrat- vcudum "Elhamdlillah"
dediler.
te o cilve-i rahmetin binden bir cz' udur ki: Ben o
hznghm olan dereden ve o hzn-engiz haletten Barla'ya dndm.
Baktm ki,

--- sh:(L:246) -----------
Kulenl Mustafa namnda bir gen, benden ilm-i hale ait abdest ve
namaza dair birka mes'eleyi sormak iin gelmi. O vakit misafirleri
kabul etmediim halde, onun ruhundaki ihlas ve ileride Risale-i Nur'a
edecei kymetdar hizmeti, (Haiye-1) gya hiss-i kabl-el vuku' ile
ruhum o gencin ruhunda okudu. Onu geriye evirmedim, kabul ettim.
(Haiye-2) Sonra tebeyyn etti ki, Risale-i Nur hizmetinde ve benden
sonra hayr-l halef olarak, bir vris-i hakik vazifesini tam yerine
getirecek olan Abdurrahman yerine, Cenab- Hak Mustafa'y nmune
olarak bana gndermi ki; senden bir Abdurrahman aldm, mukabilinde
bu grdn Mustafa gibi otuz Abdurrahman o vazife-i diniyede sana
hem talebe, hem biraderzade, hem evld- manev, hem karde, hem
fedakr arkada vereceim. Evet lillahilhamd otuz Abdurrahman' verdi.
O vakit dedim: Ey alayan kalbim! Madem bu nmuneyi grdn ve
onunla o manev yaralarn en mhimini tedavi etti; sair btn seni
mteessir eden yaralar da tedavi edeceine kanaatn gelmelidir.
te ey benim gibi ihtiyarlk zamannda gayet sevdii evldn
veya akrabasn kaybeden ve beline yklenmi ihtiyarln ar ykyle
beraber firaktan gelen ar gamlar da bana yklenen ihtiyar kardeler
ve ihtiyare hemireler! Benim vaziyetimi anladnz ki sizinkinden ok
iddetli
(Haiye-1): te o Mustafa'nn kk kardei olan Kk Ali kendi gzel, shhatl
kalemiyle yedi yzden ziyade Nur Risalelerini yazmakla tamamyla bilfiil bir
Abdurrahman olduu gibi, mteaddid Abdurrahman'lar da yetitirdi.
(Haiye-2): Elhak, o yalnz kabule deil, belki istikbale lyk (Haiye) olduunu
gsterdi.
(Haiye): Risale-i Nur'un birinci akirdi Mustafa'nn istikbale liyakatna dair stadmn
hkmn tasdik eden bir hdise: Kurban arefesinden bir gn evvel stadm gezmeye
gidecekti. At getirmek zere beni gnderdii zaman, stadma dedim:
"Sen aaya inme, ben kapy arkasndan rtp odunluktan kacam."
stadm: "Hyr" dedi; "Sen kapdan k" diyerek aaya indi. Ben kapdan ktktan
sonra kapy arkasndan srgledi. Ben gittim, kendisi de yukarya kt. Sonra yatm_
Bir mddet sonra Kulenl Mustafa, Hac Osman'la beraber gelmiler. stadm hi
kimseyi kabul etmiyordu ve etmeyecekti. Hususan o vakit iki adam beraber hi yanna
almaz geri evirirdi. Halbuki bu makamda bahsedilen kardeimiz Kulenl Mustafa,
Hac Osman'la gelince, kap gya lisan- hal ile ona demi ki: "stadn seni kabul
etmeyecek fakat ben sana alacam" diyerek arkasndan srglenmi kap kendi
kendine Mustafa'ya alm. Demek stadmn onun hakknda "Mustafa istikbale
lyktr" diye syledii sz istikbal gsterdii gibi, kap da buna ahid olmutur.
Hsrev
Evet Hsrev'in yazd dorudur, tasdik ediyorum. Kap bu mbarek
Mustafa'y benim bedelime hem istikbal etti, hem de kabul etti.
Said Nurs

--- sh:(L:247) -----------
iken, madem byle bir yet-i kerime tedavi etti, ifa verdi; elbette Kur'an-
Hakm'in eczahane-i kudsiyesinde, umum dertlerinize ifa verecek
illar vardr. Eer iman ile ona mracaat edip ve ibadetle o illar
istimal etseniz, belinizde ve banzdaki o ihtiyarln ve gamlarn ar
ykleri gayet hafifleecektir.
Bu mebhasn uzun yazlmasnn srr ise, merhum Abdurrahman'a
ziyade dua-y rahmet ettirmek dncesidir. Sizi usandrmasn. Hem sizi
belki ziyade mteellim edecek en ackl ve nefret verip rktecek en
dehetli yaram, gayet nho, elm bir surette size gstermekten
maksadm: Kur'an- Hakm'in kuds tiryak ne derece hrikulde bir il
ve parlak bir nur olduunu gstermektir.
ONNC RCA: (Haiye) Bu ricada sergzet-i hayatmn
mhim bir levhasndan bahsedeceimden, herhalde bir derece uzun
olacak. Usanmamanz ve gcenmemenizi arzu ediyorum. Harb-i
Umum'de, Rus'un esaretinden kurtulduktan sonra, stanbul'da iki sene
Dar-l Hikmet'te hizmet-i diniye beni orada durdurdu. Sonra Kur'an-
Hakm'in iradyla ve Gavs- A'zam'n himmetiyle ve ihtiyarln
intibahyla stanbul'daki hayat- medeniyeden usan ve aaal hayat-
itimaiyeden bir nefret geldi. Dssla tabir edilen itiyak- vatan hissi
beni vatanma sevketti. Madem leceim, vatanmda leyim diye Van'a
gittim. Hereyden evvel, Van'da Horhor denilen medresemin ziyaretine
gittim. Baktm ki; sair Van haneleri gibi onu da Rus istilsnda Ermeniler
yakmlard. Van'n mehur kal'as ki, da gibi yekpare tatan ibarettir.
Benim medresem onun tam altnda ve ona tam bitiiktir. Benim
terkettiim yedi sekiz sene evvel, o medresemdeki hakikaten dost,
karde, enis talebelerimin hayalleri gzmn nne geldi. O fedakr
arkadalarmn bir ksm hakik ehid dier bir ksm da o musibet
yznden manev ehid olarak vefat etmilerdi. Ben alamaktan kendimi
tutamadm ve kal'ann t medresenin stndeki iki minare yksekliinde
medreseye nzr tepesine ktm, oturdum. Yedi sekiz sene evvelki
zamana hayalen gittim. Benim hayalim kuvvetli olduu iin, beni o
zamanda hayli gezdirdi. Etrafta kimse yoktu ki, beni o hayalden evirsin
ve o zamandan eksin. nki yalnz idim. Yedi sekiz sene zarfnda,
gzm atka bir asr zaman gemi kadar bir tahavvlt gryordum.
Baktm ki benim medresemin etrafndaki ehir ii Kal'a dibi mevkii,
btn batan aaya kadar yandrlm, tahrib edilmi. Evvelki
grdmden imdiki grdme, gya iki yz sene sonra dnyaya
gelip, yle hazn nazarla
(Haiye): Latif bir tevafuktur ki, bu Onnc Rica'nn bahsettii medrese
hdisesi on sene evvel oldu.
--- sh:(L:248) -----------
baktm. O hanelerdeki adamlarn ou ile dost ve ahbab idim. Ksm-
a'zam Allah rahmet etsin muhaceret ile vefat etmiler, gurbette perian
olmulard. Hem Ermeni mahallesinden baka Van'n btn
mslmanlarnn haneleri tahrib edilmi grdm. Benim kalbim en
derinden szlad. O kadar rikkatime dokundu ki, binler gzm olsayd
beraber alayacakt. Ben, gurbetten vatanma dndm; gurbetten
kurtuldum zannediyordum. "V-esef", gurbetin en dehetlisini vatanmda
grdm. Onikinci Rica'da bahsi geen Abdurrahman gibi, ruhumla pek
alkadar yzer talebelerimi, dostlarm kabirde ve o ahbablarn yerlerini
harabezar grdm. Eskiden beri hatrmda olan bir ztn bir fkras vard,
tam manasn gremiyordum.. o hazn levha karsnda tam manasn
grdm. Fkra budur:
,...-,,_!....!.,!,.,..,.,-;,...;!
yani: "Eer dostlardan mfarakat olmasayd, lm ruhlarmza yol
bulamazd ki gelsin alsn." Demek en ziyade insan ldren, ahbabdan
mfarakattr. Evet hibir ey beni o vaziyet kadar yandrmam,
alatmam. Eer Kur'andan, imandan meded gelmeseydi; o gam, o keder,
o hzn ruhumu uuracak gibi tesirat yapacakt. Eskiden beri irler
iirlerinde, ahbablaryla grtkleri menzillerin mrur-u zamanla
harabeghlarna alamlar. Bunun en firkatli levhasn da ben gzmle
grdm. ki yz sene sonra gayet sevdii dostlarn mahall-i ikametine
urayan bir adamn hznyle; hem ruhum, hem kalbim gzme yardm
edip aladlar. O vakit, gzmn nnde harabezara dnm yerlerin,
gayet ma'mur ve enlikli ve ne'eli ve srurlu bir surette bulunduu zaman,
yirmi seneye yakn en tatl bir hayatta tedris ile, kymetdar talebelerimle
geirdiim hayatmn o irin safahat, birer birer sinema levhalar gibi
canlanp grnerek, sonra vefat edip gider tarznda, hayali gzmn
nnde epey zaman devam etti. O vakit ehl-i dnyann haline ok taaccb
ettim. Nasl kendilerini aldatyorlar? nki o vaziyet, dnyann tam fni
olduunu ve insanlar da iinde misafir bulunduunu bilbedahe gsterdi.
Ehl-i hakikatn mtemadiyen, dnya gaddardr, mekkrdr, fenadr,
aldanmaynz demeleri ne kadar doru olduunu gzmle grdm. Hem
insan nasl cismiyle, hanesiyle alkadardr; yle de, kasabasyla,
memleketiyle belki dnyasyla alkadar olduunu kendim de grdm.
nki ben vcudum itibariyle ihtiyarlk rikkatinden iki gzmle alarken,
medresemin yalnz ihtiyarl deil, belki vefatndan dolay on gzle
alamak istiyordum. Ve o irin vatanmn yar lmesiyle yz gzle
alamaya ihtiyacm vard. Rivayet-i hadste vardr ki; her sabah bir melaike
aryor ,,-.!.,,..!,.!yani "lmek iin tevelld
--- sh:(L:249) -----------
edip dnyaya gelirsiniz, harab olmak iin binalar yapyorsunuz." diyor.
te bu hakikat, kulamla deil gzmle iitiyordum. Evet o
vaziyetim o vakit beni nasl alattrm; on senedir hayalim, o vaziyete
uradka yine alyor. Evet binler sene yaam o ihtiyar kal'ann
bandaki menzillerin harab olmas ve onun altndaki ehrin sekiz sene
zarfnda sekiz yz sene kadar ihtiyarlanmas ve kal'a altndaki gayet
hayatdar ve mecma-i ahbab olan medresemin vefat, umum Osmanl
Devleti'nde btn medreselerin vefatn gsteren cenazesinin manev
azametine iareten koca Van kal'asnn yekpare ta, ona bir mezar ta
olmu. deta o medresedeki sekiz sene evvel benimle beraber bulunan
merhum talebelerim, kabirlerinde benimle beraber alyorlar. Belki o
kasabann harabe duvarlar, dalm talar benimle beraber alyorlar ve
onlar alyor gibi grdm. Ben o vakit anladm ki, vatanmdaki bu gurbete
dayanamayacam; ya ben de kabre onlarn yanna gitmeliyim veyahud
dada bir maaraya ekilip ecelimi orada beklemeliyim diye dndm.
Dedim: Madem dnyada byle tahamml edilmez, sabr-iken,
mukavemetsz, yandrc firkatler var. Elbette mevt, hayata racihtir.
Hayatn bu ar vaziyeti ekilir derdlerden deildir. O vakit cihat- sitte
denilen alt cihete nazar gezdirdim, karanlkl grdm. O iddet-i
teessrden gelen gaflet bana dnyay korkun, bo, hl, bama yklacak
bir tarzda gsterdi. Ruhum ise, dman vaziyetini alan hadsiz belalara kar
bir nokta-i istinad ararken ve ruhta ebede kadar uzanan hadsiz arzular
tatmin edecek bir nokta-i istimdad taharri ederken ve o hadsiz firak ve
iftiraktan ve tahrib ve vefattan gelen hzn ve gama kar teselli beklerken,
birden Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n
,,:-!,,-!,_,;,,. .!_...!_,.
,..___.., ,,.,_,-_,;, ,..!,.. !
yetinin hakikat tecelli etti. O rikkatli, firkatli, dehetli, hznl hayalden
beni kurtard, gzm atrd.
Baktm ki, meyvedar aalarn balarndaki meyveleri tebessm
eder bir tarzda bana bakyorlar; bize de dikkat et, yalnz harabezra bakp
durma diyorlard. Bu yet-i kerimenin hakikat byle ihtar ediyordu ki:
Van sahrasnn sahifesinde misafir olan insanlarn eliyle yazlan ve ehir
suretini alan sun' bir mektubun, Rus istils denilen dehetli bir sel
belasna dp silinmesi neden seni bu kadar mteessir ediyor? Asl Mlik-
i Hakik ve hereyin sahibi ve Rabbi olan Nakka- Ezel'ye bak ki; bu Van
sahifesinde mektubat, kemal-i aaa ile eski zamanda grdn vaziyeti
yine devam edip yazlyorlar.

--- sh:(L:250) -----------
O yerler bo, harab, hl kalm diye alamalarn, Mlik-i Hakiksinden
gaflet ve insanlar misafir tasavvur etmemekten ve mlik tevehhm etmek
yanlndan ileri geliyor. Fakat o yanllktan ve o yakc vaziyetten bir
hakikat kaps ald. Ve o hakikat tam kabul etmeye nefis hazrland. Evet
naslki bir demir atee sokulur; t yumuasn, gzel ve menfaatdar bir ekil
verilsin. yle de o hzn-engiz halet ve o dehetli vaziyet ate oldu,
nefsimi yumuatt. Kur'an- Mu'ciz-l Beyan, mezkr yetin hakikatyla,
hakaik-i imaniyenin feyzini tam ona gsterdi, kabul ettirdi. Evet
lillahilhamd u yetin hakikat, iman feyziyle (Yirminci Mektub gibi
risalelerde kat' isbat ettiimiz gibi) herkesin kuvvet-i imaniyesi nisbetinde
inkiaf eden yle bir nokta-i istinad ruha ve kalbe verdi ki, o vaziyetin
dehetinden yz derece ziyade korkun, zararl musibetlere kar gelebilir
bir kuvveti, iman- billahtan verdi. Ve yle ihtar etti ki: Senin Hlkn olan
u memleketin Mlik-i Hakiksinin emrine herey msahhardr, hereyin
dizgini onun elindedir, ona intisabn yeter.
O Hlkma dayanp tandktan sonra, dman suretini alan btn
eyler, dmanlklarn terkettiler; alattran hazn haller, beni
ne'elendirmeye baladlar. Hem ok risalelerde kat' brhanlarla da isbat
ettiimiz gibi, o hadsiz arzulara kar iman- bil'hiretten gelen nur ile yle
bir nokta-i istimdad verdi ki; deil kck ve muvakkat, ksa, dnyev
ahbablara kar arzu ve rabtalarma, belki ebed-l bdda, lem-i bekada,
saadet-i ebediyede hadsiz uzun arzularma kfi gelebilir bir nokta-i
istimdad verdi. nki bir cilve-i rahmetiyle, muvakkat bir misafirhanesi
olan bu dnyann bir menzili olan u zeminin yznde, o misafirlerini bir
iki saat sevindirmek iin, bahar sofrasnda hadd hesaba gelmez san'atl,
irin nimetlerini, her baharda ihsan edip bir kahvalt hkmnde o
misafirlere yedirdikten sonra, mesken-i ebedlerinde sekiz daim Cennet'i
hadsiz bir zamanda, hadsiz enva'- nimetiyle doldurup ibadna ihzar eden
bir Rahmanurrahm'in rahmetine iman ile istinad edip, intisabn bilen
elbette yle bir nokta-i istimdad bulur ki; en edna derecesi, hadsiz ebed
emellere meded verip idame eder. Hem o yetin hakikatyla, imann
ziyasndan gelen nur yle parlak bir surette tecelli etti ki; o zulmatl olan
cihat- sitteyi gndz gibi aydnlattrd. nki bu medresem ve bu ehirde
talebe ve dostlarmn arkalarnda kalp alamak vaziyetini yle
aydnlattrd ki: Ahbabn gittikleri lem karanlkl deil, yalnz yerlerini
deitirdiler; yine greceksiniz diye ihtar etti. Alamay tamamen
kestirdi. Ve dnyada onlarn yerine geecek ve benzeyecek olanlar
bulacam ifham etti. Evet lillahilhamd hem vefat eden Van medresesini
Isparta medresesiyle ihya edip, oradaki ahbablar dahi, daha ok, daha
kymetdar talebeler ve ahbablarla manen ihya etti. Hem bildirdi ki; dnya
bo, hl olmadn ve harab
--- sh:(L:251) -----------
olmu bir memleket suretini yanl tasavvur ettiimi, belki Mlik-i
Hakik hikmetinin iktizasyla, sun' insanlarn levhasn deitiriyor,
mektubunu tazelendiriyor. Bir aacn bir ksm meyvelerini kopardka
yerine yine baka meyvelerin geldii gibi, nev-i beerde bu zeval ve firak
dahi bir teceddddr, tazelenmektir. man noktasnda, ahbabszlktan
gelen elmane bir hzn deil, belki baka gzel bir yerde grmek
zere ayrlmaktan gelen, lezizane bir hzn veren bir tazelenmektir. Hem
o dehetli vaziyetten, kinatn mevcudatnn karanlkl grnen yzn
aydnlatt. Ben de o vakit o halete kretmek istedim, arab u fkra geldi;
tam o hakikat tasvir etti. yle ki dedim:
.....,..,.....!;..;._...!..-!
_,.....,-...-.., _,....._,:-.
_,-,.._,._,,,.._,.-,.
Yani: "O iddetli haletin tesirinden gelen gaflet ile, kinatn
mevcudat bir ksm dman ve ecnebi (Haiye) bir ksm mdhi
cenazeler, dier ksm ise, kimsesizlikten alayan yetimler suretinde;
gafil nefsime tevehhm ile gsterilen bu korkun levhay, nur-u iman ile
aynelyakn grdm ki: O ecnebi, dman grnenler birer dost
kardetirler. Ve o mdhi cenazeler ise; ksmen hayatdar ve nsiyetkr ve
ksmen vazifeden terhis edilenlerdir. Ve o alayan yetimlerin vaveyllar
ise zikir ve tesbihin zemzemeleri olduunu nur-u iman ile grdmden,
o hadsiz nimetlerin menba olan iman bana veren Hlk- Zlcelal'e
hadsiz hamdediyorum. Ve bu dnyada, bu dnya kadar byk husus
dnyamdaki btn mevcudat, hamd ve tesbihat- lahiyede tasavvur ve
niyetim ile istimal etmek bir hakkm olduu nokta-i nazarndan, btn o
mevcudatn her birisinin ve umumunun lisan- halleriyle beraber
Elhamdlillahi al nur-il iman deriz" demektir. Hem o gafletkrane halet-
i mdhieden hie inen ezvak- hayat ve btn btn ekilip kuruyan
emeller ve en dar bir daire iinde skp kalan belki mahvolan ahsma
ait nimetler, lezzetler birden (baka risalelerde kat' bir surette isbat
ettiimiz gibi) nur-u iman ile kalbin etrafndaki o dar daireyi yle
genilettirdi ki, kinat iine ald ve o Horhor bahesinde kurumu ve
lezzetini karm nimetler yerinde, dr- dnya ve dr- hireti birer
sofra-i nimet ve birer tabla-i rahmet ekline getirdi. Gz, kulak, kalb gibi,
on deil, yz cihazat- insaniyenin herbirini, gayet uzun bir el suretinde,
her m'minin derecesi nisbetinde o iki sofra-i Rahman'a uzatp,
(Haiye): Yani zelzele, frtna, tufan, taun, ate gibi.
--- sh:(L:252) -----------
her tarafndan nimetleri toplayacak bir tarzda gsterdiinden; hem bu ulv
hakikat ifade, hem o hadsiz nimete kr iin o vakit byle demitim:
_,...._,..!,..!;..;,._....-!
..-_.._:!.-,!,.-.!_.
.!.-;...::..!.,,.:!.-..,...,...
Yani: "Dnya ve hireti nimet ve rahmetle doldurmu bir surette,
hakik m'minlerin nur-u iman ve slmiyetle inkiaf ve inbisat etmi btn
hassalarnn elleriyle o iki muazzam sofradan istifadeyi temin eden ve
gsteren nur-u iman nimetinin mukabiline, o iman bana veren Hlkma,
btn zerrat- vcudumla dnya ve hiret dolusu hamd ve kr, elimden
gelse yaparm" demektir. Madem iman bu lemde bu tesirat- azmeyi
yapar; elbette dr- bekada yle semerat ve fyuzat olacak ki, bu
dnyadaki akl ile onlar ihata edilmez ve tarif edilmez.
te, ey benim gibi ihtiyarlk mnasebetiyle pek ok dostlarn firak
aclarn eken ihtiyar ve ihtiyareler! Sizin en ihtiyarnz her ne kadar
zahiren benden yal ise de, manen ben onlardan daha ziyade ihtiyarlm
tahmin ediyorum. nki ftratmda rikkat- cinsiye ile acmak hissi ziyade
bulunduundan, kendi elemimden baka binler kardelerimin elemlerini de
o efkat srryla ektiimden, yzler sene yaam gibi ihtiyarm. Ve siz ne
kadar firak belasn ekmi iseniz, benim kadar o belaya maruz
kalmamsnz. nki olum yoktur ki yalnz olumu dneyim. Bendeki
ftr olan bu ziyade acmaklk ve efkat, binler Mslman evldlarnn,
hatt masum hayvanlarn teellmlerine kar dahi bir rikkat, bir elem, o
srr- efkat ile hissediyordum. Husus bir hanem yoktur ki fikrimi yalnz
ona hasredeyim; belki bu memleket ile ve belki lem-i slmn kt'asyla
hanem gibi, hamiyet-i slmiye noktasnda alkadarm. Ve o iki byk
hanedeki dindalarmn elemleriyle mteellim ve firaklaryla mahzun
oluyorum!..
te btn ihtiyarlmdan ve firak belalarndan gelen teessratma,
bana nur-u iman tam kfi geldi; krlmaz bir rica, kopmaz bir mid, snmez
bir ziya, bitmez bir teselli verdi. Elbette sizlere ihtiyarlktan gelen karanlk
ve gaflet ve teessrat ve teellmata; iman kfi ve vfidir. Asl en karanlkl
ve en nursuz ve tesellisiz ihtiyarlk ve en elm ve mdhi firak, ehl-i
dalaletin ve ehl-i sefahetin ihtiyarlklardr ve firaklardr. O rica ve ziya ve
teselli veren iman zevketmek ve tesiratn hissetmek iin, ihtiyarla lyk
ve slmiyete muvafk ubudiyetkrane bir tavr- uurdarane taknmakla
olur. Yoksa genlere benzemeye almak ve onlarn
--- sh:(L:253) -----------
sarhoa gafletlerine ban sokup ihtiyarln unutmakla deildir.
,:.,:,:_.,:!,,,,:!,: ,:_.,:.,,,-
-ev kema kal- mealindeki hadsi dnnz. Yani: "Genlerinizin en
iyisi, temkinde ve sefahetlerden ekilmekte ihtiyarlara benzeyenlerdir.
Ve ihtiyarlarnzn en fenas, sefahette ve ban gaflete sokmakta
genlere benzeyenlerdir."
Ey kardelerim ihtiyarlar ve hemire ihtiyareler! Hads-i erifte
vardr ki: "Altm yetmi yalarnda ihtiyar bir m'min, dergh-
lahiyeye elini kaldrp dua ederken, rahmet-i lahiye onun elini bo
dndrmeye hicab ediyor." Madem rahmet size kar byle hrmet
ediyor.. siz de rahmetin bu hrmetini ubudiyetinizle ihtiram ediniz.
ONDRDNC RCA: Drdnc ua olan yet-i Nuriye-i
Hasbiye'nin bann hlsas diyor ki: Bir zaman ehl-i dnya beni
hereyden tecrid ettiklerinden, be eit gurbetlere dmtm.
Skntdan gelen bir gaflet ile, Risale-i Nur'un teselli verici ve meded
edici nurlarna bakmayarak, dorudan doruya kalbime baktm ve
ruhumu aradm. Grdm ki; gayet kuvvetli bir ak- beka ve edid bir
muhabbet-i vcud ve byk bir itiyak- hayat ve hadsiz bir acz ve
nihayetsiz bir fakr, bende hkmediyordu. Halbuki mdhi bir fena, o
bekay sndryor. O haletimde, yank bir irin dedii gibi dedim:
"Dil bekas, Hak fenas istedi mlk- tenim
Bir devasz derde dtm, h ki Lokman bhaber."
Me'yusane bam edim; birden
_,!,-.,..,.-
imdadma geldi, "Beni dikkatle oku!" dedi. Ben de gnde beyz defa
okudum. Okuduka, yalnz ilmelyakn ile deil, aynelyakn ile ok
kymetdar envrndan dokuz mertebe-i hasbiye bana inkiaf etti.
Birinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Bendeki ak- beka;
bendeki bekaya deil, belki sebebsiz ve bizzt mahbub olan kemal-i
mutlak sahibi, Zt- Zlkemal'in ve Zlcelal'in bir isminin cilvesinin
mahiyetimde bir glgesi bulunduundan, ftratmda o Kmil-i Mutlak'n
varlna ve kemaline ve bekasna mteveccih olan muhabbet-i ftriye,
gaflet yznden yolunu arm, glgeye yapm, yinenin bekasna
k olmutu,
_,!,-.,..,.-
geldi, perdeyi kaldrd.
--- sh:(L:254) -----------
Grdm ve hissettim ve hakkalyakn zevkettim ki; bekamn lezzeti ve
saadeti, aynen ve daha mkemmel bir tarzda Bki-i Zlkemal'in bekasna
ve benim Rabbim ve lahm olduuna, tasdik ve imanmda ve iz'anmda
vardr. Bunun edillesi, zevil-ehsas hayrette brakacak gayet derin ve
dakik oniki hemhemler ve uur-u imanlar ile Risale-i Hasbiye'de beyan
edilmitir.
kinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Ftratmdaki hadsiz aczimle
beraber, ihtiyarlk ve gurbet ve kimsesizlik ve tecridim iinde; ehl-i
dnya desiseleriyle, casuslaryla bana hcum ettikleri hengmda kalbime
dedim: "Elleri bal, zaf ve hasta bir tek adama ordular taarruz ediyor.
Benim iin bir nokta-i istinad yok mu?" diye
_,!,-.,..,.-
yetine mracaat ettim. Bana o yet bildirdi ki; intisab- iman
vesikasyla Kadr-i Mutlak yle bir Sultan'a intisab edersin ki; zemin
yznde her baharda drtyzbin milletten mrekkeb nebatat ve hayvanat
ordularnn btn cihazatlarn kemal-i intizam ile vermekle beraber,
bata insan olarak, hayvanatn muazzam ordusunun btn erzaklarn,
deil meden insanlarn son zamanlarda kefettikleri et ve eker ve sair
taamlarn hlsalar gibi, belki yz derece o meden hlsalardan daha
mkemmel ve btn taamlarn her nev'inden tohum ve ekirdek denilen
Rahman hlsalara koyup; ve o hlsalar dahi, onlarn piirmelerine ve
inbisatlarna dair kader tarifeler iinde sarp, muhafaza iin kk
sandukalara koyup, tevdi' eder. O sandukalarn icad, "Kn" emrinde
bulunan "kf-nun" fabrikasndan o kadar abuk ve kolay ve oklukla olur
ki; Kur'an der: "Hlk emreder, meydana gelir." Madem sen, intisab-
iman tezkeresiyle byle bir nokta-i istinad bulabildiinden, hadsiz bir
kuvvete ve kudrete dayanabilirsin. Ben de yetten bu dersimi aldka
yle bir kuvve-i maneviyeyi buldum ki; deil imdiki dmanlarma,
belki dnyaya meydan okuyabilir bir iktidar- iman hissederek, btn
ruhumla beraber
_,!,-.,..,.-
dedim.
nc Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Ben o gurbetler ve
hastalklar ve mazlumiyetlerin tazyikiyle dnyadan alkam kesilmi
bularak, ebed bir dnyada ve bki bir memlekette daim bir saadete
namzed olduumu iman telkin ettii hengmda; tahassr aktan

--- sh:(L:255) -----------
"of! of!"dan vazgeip, beaet izhar eden "oh! oh!" dedim. Fakat bu
gaye-i hayal ve hedef-i ruh ve netice-i ftratn tahakkuku, ancak ve ancak
btn mahlukatnn btn harektlarn ve sekenatlarn ve ahval ve
a'mallerini, kavlen ve fiilen bilen ve kaydeden ve bu kck ve ciz-i
mutlak nev'-i insan kendine dost ve muhatab eden ve btn mahlukat
stnde bir makam veren bir Kadr-i Mutlak'n hadsiz kudretiyle ve
insana nihayetsiz inayet ve ehemmiyet vermesiyle olabilir, diye
dnrken bu iki noktada, yani byle bir kudretin faaliyeti ve zahiren bu
ehemmiyetsiz insann hakikatl ehemmiyeti hakknda imann inkiafn
ve kalbin itminann veren bir izah istedim. Yine o yete mracaat ettim.
Dedi ki: "..,.-daki ..ya dikkat edip, senin ile beraber lisan- hal ve
lisan- kal ile ..,.-y kimler sylyorlar, dinle!" emretti. Birden
baktm ki, hadsiz kular ve kuuklar olan sinekler ve hesabsz hayvanlar
ve nihayetsiz nebatlar ve gayetsiz aalar dahi benim gibi lisan- hal ile
_,!,-.,..,.- manasn ydediyorlar ve herkesin ydna
getiriyorlar ki; btn erait-i hayatiyelerini tekeffl eden yle bir vekilleri
var ki, birbirine benzeyen ve maddeleri bir olan yumurtalar ve birbirinin
misli gibi katreler ve birbirinin ayn gibi habbeler ve birbirine mabih
ekirdeklerden kularn yzbin eitlerini, hayvanlarn yzbin tarzlarn,
nebatatn yzbin nev'ini ve aalarn yzbin snfn yanlsz, noksansz,
iltibassz, ssl, mizanl, intizaml, birbirinden ayr farikal bir surette
gzmz nnde, hususan her baharda gayet ok, gayet kolay, gayet
geni bir dairede, gayet oklukla halkeder, yapar bir kudretin azamet ve
hameti iinde beraberlik ve benzeyilik ve birbiri iinde ve bir tarzda
yaplmalaryla vahdetini ve ehadiyetini bize gsterir ve byle hadsiz
mu'cizat ibraz eden bir fiil-i rububiyete, bir tasarruf-u Hallakyete
mdahale ve itirak mmkn olmadn bildirir diye anladm. Her
m'min gibi benim hviyet-i ahsiyemi ve mahiyet-i insaniyemi anlamak
isteyenler ve benim gibi olmak arzu edenler ..,.-daki ..cem'iyetinde
bulunan enenin, yani nefsimin tefsirine baksnlar. Ehemmiyetsiz, hakir ve
fakir grnen vcudum -her m'minin vcudu gibi- ne imi, hayat ne
imi, insaniyet ne imi, slmiyet ne imi, iman- tahkik ne imi,
marifetullah ne imi, muhabbet nasl olacakm? Anlasnlar, dersini
alsnlar!..

--- sh:(L:256) -----------
Drdnc Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Bir vakit ihtiyarlk,
gurbet, hastalk, malubiyet gibi vcudumu sarsan rzalar, bir gaflet
zamanma rastgelip iddetle alkadar ve meftun olduum vcudumu,
belki mahlukatn vcudlarn "ademe gidiyor" diye elm bir endie
verirken, yine bu yet-i Hasbiyeye mracaat ettim. Dedi: "Manama
dikkat et ve iman drbniyle bak!" Ben de baktm ve iman gzyle
grdm ki: Bu zerrecik vcudum, her m'minin vcudu gibi hadsiz bir
vcudun yinesi ve nihayetsiz bir inbisat ile hadsiz vcudlar
kazanmasna bir vesile ve kendinden daha kymetdar bki, mteaddid
vcudlar meyve veren bir kelime-i hikmet bulunduunu ve mensubiyet
cihetiyle bir an yaamas, ebed bir vcud kadar kymetdar olduunu
ilmelyakn ile bildim. nki uur-u iman ile bu vcudum Vcib-l
Vcud'un eseri ve san'at ve cilvesi olduunu anlamakla, vahi evhamdan
ve hadsiz firaklardan ve hadsiz mfarakat ve firaklarn elemlerinden
kurtulup; mevcudata, hususan zhayatlara taalluk eden ef'al ve esma-i
lahiye adedince uhuvvet rabtalaryla mnasebet peyda eylediim btn
sevdiim mevcudata muvakkat bir firak iinde daim bir visal var
olduunu bildim. te iman ile ve imandaki intisab ile, her m'min gibi,
bu vcudum dahi hadsiz vcudlarn firaksz envrn kazanr; kendi gitse
de onlar arkada kaldndan kendisi kalm gibi memnun olur.
Hlsa: lm firak deil, visaldir, tebdil-i mekndr, bki bir
meyveyi snbl vermektir.
Beinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Yine bir vakit hayatm ok
ar erait ile sarsld ve nazar- dikkatimi mre ve hayata evirdi.
Grdm ki: mrm koarak gidiyor, hirete yaknlam. Hayatm dahi
tazyikat altnda snmeye yz tutmu. Halbuki Hayy ismine dair risalede
izah edilen hayatn mhim vazifeleri ve byk meziyetleri ve kymetdar
faideleri byle abuk snmeye deil, belki uzun yaamaa lyktr, diye
mteellimane dndm. Yine stadm olan _,!,-.,..,.-
yetine mracaat ettim. Dedi: "Sana hayat veren Hayy- Kayyum'a gre
hayata bak!" Ben de baktm, grdm ki: Hayatmn bana bakmas bir ise,
Zt- Hayy- Kayyum'a bakmas yzdr; ve bana ait neticesi bir ise,
Hlkma ait bindir. u halde marz-i lah dairesinde bir an yaamas
kfidir, uzun zaman istemez.
Bu hakikat drt mes'ele ile beyan ediliyor. l olmayanlar
veyahud diri olmak isteyenler, hayatn mahiyetini ve hakikatn ve hakik
hukukunu o drt mes'ele iinde arasnlar, bulsunlar ve dirilsinler!..

--- sh:(L:257) -----------
Hlsas udur ki: Hayat, Zt- Hayy- Kayyum'a baktka ve
iman dahi hayata hayat ve ruh olduka, beka bulur hem bki meyveler
verir, hem yle ykseklenir ki, sermediyet cilvesini alr, daha mrn
ksalna ve uzunluuna baklmaz.
Altnc Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Mfarakat- umumiye
hengmnda olan harab- dnyadan haber veren hirzaman hdisat iinde
mfarakat- hususiyemi ihtar eden ihtiyarlk ve hir mrmde bir
hassasiyet-i fevkalde ile ftratmdaki cemalperestlik ve gzellik sevdas
ve kemalta meftuniyet hisleri inkiaf ettikleri bir zamanda, daim
tahribat olan zeval ve fena ve mtemadi tefrik edici olan mevt ve adem,
dehetli bir surette bu gzel dnyay ve bu gzel mahlukat hrpaladn,
para para edip gzelliklerini bozduunu; fevkalde bir uur ve teessr
ile grdm. Ftratmdaki ak- mecaz, bu hale kar iddetli galeyan ve
isyan ettii zamanda bir medar- teselli bulmak iin yine bu yet-i
Hasbiyeye mracaat ettim. Dedi: "Beni oku ve dikkatle manama bak!"
Ben de Sure-i Nur'daki _,;,,. .!,. il hir... yetinin
rasathanesine girip imann drbniyle bu yet-i Hasbiye'nin en uzak
tabakalarna ve uur-u iman hurdebni ile en ince esrarna baktm,
grdm: Naslki yineler, ieler, effaf eyler, hatt kabarcklar; Gne
ziyasnn gizli ve eit eit cemalini ve o ziyann elvan- seb'a denilen
yedi renginin mtenevvi gzelliklerini gsteriyorlar ve teceddd ve
teharrkleriyle ve ayr ayr kabiliyetleriyle ve inkisaratlaryla o cemal ve
o gzellikleri tazeletiriyorlar ve inkisaratlaryla Gne'in ve ziyasnn ve
elvan- seb'asnn gizli gzelliklerini gzel izhar ediyorlar. Aynen yle
de: ems-i Ezel ve Ebed olan Cemil-i Zlcelal'in cemal-i kudssine ve
nihayetsiz gzel esma-i hsnasnn sermed gzelliklerine yinedarlk
edip cilvelerinin tazelenmesi iin bu gzel masnu'lar, bu tatl mahluklar,
bu cemalli mevcudat, hi durmayarak gelip gidiyorlar; kendilerinde
grnen gzellikler ve cemaller, kendilerinin mal olmadn, belki
tezahr etmek isteyen sermed ve mukaddes bir cemalin ve daim tecelli
eden ve grnmek isteyen mcerred ve mnezzeh bir hsnn iaretleri ve
almetleri ve lem'alar ve cilveleri olduunun pek ok kuvvetli delilleri
Risale-i Nur'da tafsilen izah edilmi. Burada o brhanlardan tanesi,
ksaca gayet makul bir surette zikredilmitir, diye beyana balar. Bu
risaleyi gren herbir zevk-i selim ashab hayrette kalmakla beraber
kendilerinin istifadelerinden baka, gayrilerinin de istifadelerine
almay lzm buluyorlar. Hususan ikinci brhanda be nokta beyan
ediliyor. Akl rk, kalbi bozuk olmayan, her halde takdir ve tahsin ve
--- sh:(L:258) -----------
tasvib ile "Mallah Fetebrekllah" diyecek; fakir, hakir grlen
vcudunu teli ettirecek.. hrika bir mu'cize olduunu derk ve tasdik
edecek.
ONBENC RCA: (Haiye) Bir zaman Emirda'nda ikamete
memur ve tek bama menzilde deta bir haps-i mnferid ve bana ok
ar gelen tarassudlar ve tahakkmler ile bana ikence vermelerinden
hayattan usandm, hapisten ktma teessf ettim. Ruh u canmla
Denizli Hapsi'ni arzuladm ve kabre girmeyi istedim. Ve "hapis ve kabir,
bu tarz- hayata mreccahtr" diye ya hapse veya kabre girmeye karar
verirken, inayet-i lahiye imdada yetiti; kalemleri teksir makinesi olan
Medreset-z Zehra akirdlerinin ellerine, yeni kan teksir makinesini
verdi. Birden Nur'un kymetdar mecmualarndan her tanesi, bir kalem ile
be yz nsha meydana geldi. Ftuhata balamalar, o skntl hayat
bana sevdirdi, "Hadsiz kr olsun" dedirtti. Bir miktar sonra Risale-i
Nur'un gizli dmanlar ftuhat- Nuriyeyi ekemediler. Hkmeti
aleyhimize sevkettiler. Yine hayat bana ar gelmeye balad. Birden
inayet-i Rabbaniye tecelli etti. En ziyade Nurlara muhta olan alkadar
memurlar, vazifeleri itibariyle msadere edilen Nur Risalelerini kemal-i
merak ve dikkatle mtalaa ettiler. Fakat Nurlar onlarn kalblerini kendine
tarafdar eyledi. Tenkid yerinde takdire balamalaryla, Nur Dershanesi
ok genilendi; madd zararmzdan yz derece ziyade menfaat verdi,
skntl telalarmz hie indirdi. Sonra gizli dman mnafklar,
hkmetin nazar- dikkatini benim ahsma evirdiler. Eski siyas
hayatm hatrlattrdlar. Hem adliyeyi, hem maarif dairesini, hem
zabtay, hem dhiliye vekaletini evhamlandrdlar. Partilerin cereyanlar
ve komnistlerin perdesinde anaristlerin tahrikatyla o evham
genilendi. Bizi tazyik ve tevkif ve ellerine geen risaleleri msadereye
baladlar. Nur akirdlerinin faaliyetine tevakkuf geldi. Benim ahsm
rtmek fikriyle, bir ksm resm memurlar, hi kimsenin inanmayaca
isnadlarda bulundular. Pek acib iftiralar iaaya altlar. Fakat kimseyi
inandramadlar. Sonra pek di bahanelerle, zemheririn en iddetli souk
gnlerinde beni tevkif ederek, byk ve gayet souk ve iki gn sobasz
bir kouta tecrid-i mutlak iinde hapsettiler. Ben kk odamda gnde
ka defa soba yakar ve daima mangalmda ate varken, za'fiyet ve
hastalmdan zor dayanabilirdim. imdi, bu vaziyette hem souktan bir
stma, hem dehetli bir sknt ve hiddet iinde
(Haiye): Nur'un te'lif zaman sene evvel bitmi olmasndan, bu Onbeinci
Rica, ileride bir Nurcu tarafndan htiyarlar Lem'asnn tekmiline -te'lifine-
me'haz olmak zere yazld.

--- sh:(L:259) -----------
rpnrken, bir inayet-i lahiye ile bir hakikat kalbimde inkiaf etti. Manen:
"Sen hapse Medrese-i Yusufiye nam vermisin; hem Denizli'de
skntnzdan bin derece ziyade hem ferah, hem manev kr, hem oradaki
mahpuslarn Nurlardan istifadeleri, hem byk dairelerde Nurlarn ftuhat
gibi neticeler, size ekva yerinde binler krettirdi, herbir saat hapsinizi ve
skntnz, on saat ibadet hkmne getirdi; o fni saatleri bkiletirdi.
nallah bu nc Medrese-i Yusufiyedeki musibetzedelerin Nurlardan
istifadeleri ve teselli bulmalar, senin bu souk ve ar skntn
hararetlendirip, sevinlere evirecek ve hiddet ettiin adamlar eer
aldanmlarsa bilmeyerek sana zulmediyorlar. Onlar hiddete lyk deiller.
Eer bilerek ve garazla ve dalalet hesabna seni incitiyorlar ve ikence
yapyorlarsa, onlar pek yakn bir zamanda, lmn i'dam- ebedsiyle
kabrin haps-i mnferidine girip, daim skntl azab ekecekler. Sen
onlarn zulm yznden hem sevab, hem fni saatlerini bkiletirmeyi,
hem manev lezzetleri, hem vazife-i ilmiye ve diniyeyi ihlas ile yapmasn
kazanyorsun!" diye ruhuma ihtar edildi. Ben de btn kuvvetimle
"Elhamdlillah" dedim. nsaniyet damaryla o zalimlere acdm. "Ya
Rabbi! Onlar slah eyle!" diye dua ettim.
Bu yeni hdisede, ifademde Dhiliye Vekaletine yazdm gibi, on
vecihle kanunsuz olduu ve kanun namna kanunsuzluk eden o zalimler -
asl sulu onlar olmas gibi- yle bahaneleri aradlar; iitenleri gldrecek
ve hakperestleri alattracak iftiralar ve uydurmalaryla ehl-i insafa
gsterdiler ki; Risale-i Nur'a ve akirdlerine ilimeye, kanun ve hak
cihetinde imkn bulamyorlar, divanelie sapyorlar.
Ezcmle: Bir ay bizi tecesss eden memurlar, birey bahane
bulamadklarndan bir pusla yazp ki: "Said'in hizmetkr bir dkkndan
rak alm, ona gtrm." O puslay imza ettirmek iin hi kimseyi
bulamayp, sonra yaban ve sarho bir adam yakalamlar, tehdidkrane
"Gel bunu imza et!" demiler. O da demi: "Tvbeler tvbesi olsun, bu
acib yalan kim imza edebilir?" Onlar, puslay yrtmaa mecbur etmi.
kinci bir nmune: Bilmediim ve imdi dahi tanmadm bir zt,
atn beni gezdirmek iin vermi, ben de rahatszlm iin teneffs kasd
ile, ekser gnlerde, yazda bir-iki saat gezerdim. O at ve araba sahibine elli
liralk kitab vermeye sz vermitim. T, kaidem bozulmasn ve minnet
altna girmeyeyim. Acaba bu ide hi bir zarar ihtimali var m? Halbuki "O
at kimindir?" diye, elli defa bizlerden hem vali, hem adliyeciler, hem zabta
ve polisler sordular. Gya byk bir hdise-i siyasiye ve asayie temas
eden bir vakadr. Hatt bu manasz sorularn kesilmesi iin, iki zt
hamiyeten biri "At benimdir" dieri "Araba benimdir" dedikleri iin ikisini
de benimle beraber tevkif ettiler. Bu nmunelere

kyasen, ok ocuk oyuncaklarna seyirci olup glerek aladk ve anladk
ki: Risale-i Nur'a ve akirdlerine ilienler, maskara olurlar.
O nmunelerden latif bir muhavere: Benim tevkif kdmda
sebeb, emniyeti ihll suu yazldndan, ben daha o puslay grmeden
mddeiumuma dedim: "Seni geen gece gybet ettim." Emniyet mdr
hesabna beni konuturan bir polise: "Eer bin mddeiumum ve bin
emniyet mdr kadar bu memlekette emniyet-i umumiyeye hizmet
etmemi isem - defa- Allah beni kahretsin" dedim.
Sonra bu srada, bu soukta, en ziyade istirahata ve memee ve
dnyay dnmemee muhta olduum bir hengmda, garaz ve kasd
ihsas eder bir tarzda, beni bu tahammln fevkinde bu tehcir ve tecrid ve
tevkif ve tazyike sevkedenlere, fevkalde ibirar ve kzmak geldi. Bir
inayet imdada yetiti. Manen kalbe ihtar edildi ki: "nsanlarn sana
ettikleri ayn- zulmlerinde, ayn- adalet olan kader-i lahnin byk bir
hissesi var ve bu hapiste yiyecek rzkn var. O rzkn seni buraya ard.
Ona kar rza ve teslim ile mukabele lzm. Hikmet ve rahmet-i
Rabbaniyenin dahi byk bir hissesi var ki, bu hapistekileri nurlandrmak
ve teselli vermek ve size sevab kazandrmaktr. Bu hisseye kar, sabr
iinde binler kretmek lzmdr. Hem senin nefsinin bilmediin
kusurlaryla onda bir hissesi var. O hisseye kar istifar ve tvbe ile,
nefsine "Bu tokata mstehak oldun" demelisin. Hem gizli dmanlarn
desiseleriyle baz safdil ve vehham memurlar ifal ile o zulme sevketmek
cihetiyle, onlarn da bir hissesi var. Ona kar Risale-i Nur'un o
mnafklara vurduu dehetli manev tokatlar, senin intikamn tamamen
onlardan alm. O, onlara yeter. En son hisse, bilfiil vasta olan resm
memurlardr. Bu hisseye kar, onlarn Nurlara tenkid niyetiyle
bakmalarnda, ister istemez bhesiz iman cihetinde istifadelerinin hatr
iin
_..!_._,.-!,.,-!_,...:!,
dsturuyla; onlar afvetmek, bir ulvvcenablktr." Ben de bu hakikatl
ihtardan kemal-i ferah ve kr ile, bu yeni Medrese-i Yusufiyede
durmaa, hatt aleyhimde olanlara yardm etmek iin kendime mcib-i
ceza zararsz bir su yapmaa karar verdim. Hem benim gibi yetmibe
yanda ve alkasz ve dnyada sevdii dostlarndan, yetmiten ancak
hayatta bei kalm ve onun vazife-i nuriyesini grecek yetmi bin nur
nshalar bki kalp serbest geziyorlar. Ve bir dile bedel, binler dil ile
hizmet-i imaniyeyi yapacak kardeleri, vrisleri bulunan benim gibi bir
adama kabir, bu hapisten yz derece ziyade hayrldr. Ve bu hapis dahi,
haricinde hrriyetsiz tahakkmler altndaki serbestiyetten yz derece daha
rahat, daha faidelidir.
--- sh:(L:261) -----------
nki haricinde, tek bayla yzer alkadar memurlarn tahakkmlerini
ekmee mukabil, hapiste yzer mahpuslarla beraber yalnz mdr ve
bagardiyan gibi bir-iki ztn, maslahata binaen hafif tahakkmlerini
ekmee mecbur olur. Ona mukabil, hapiste ok dostlardan kardeane
taltifler, teselliler grr. Hem slmiyet efkati ve insaniyet ftrat, bu
vaziyette ihtiyarlara merhamete gelmesi, hapis zahmetini rahmete
eviriyor diye, hapse raz oldum.
Bu nc mahkemeye geldiim srada za'fiyet ve ihtiyarlk ve
rahatszlktan ayakta durmaa skldmdan, mahkeme kapsnn
haricinde bir iskemlede oturdum. Birden bir hkim geldi, hiddet etti,
"Neden ayakta beklemiyor?" ihanetkrane dedi. Ben de ihtiyarlk
cihetinden, bu merhametsizlie kzdm. Birden baktm; pek ok
mslmanlar, kemal-i efkat ve uhuvvetle merhametkrane bakp
etrafmzda toplanmlar, datlmyorlar. Birden "iki hakikat" ihtar edildi:
Birincisi: Benim ve Nurlarn gizli dmanlarmz, benim
istemediim halde hakkmdaki tevecch- mmeyi krmak ile Nur'un
ftuhatna sed ekilir diye, baz safdil resm memurlar kandrp, ahsm
millet nazarnda rtmek fikriyle, ihanetkrane byle muameleye
sevketmiler. Buna kar inayet-i lahiye, Nurlarn iman hizmetine
mukabil, bir ikram olarak, o bir tek adamn ihanetine bedel, bu yz adama
bak! Hizmetinizi takdir ile efkatkrane acyarak alkadarane sizi istikbal
ve teyi' ediyorlar. Hatt ikinci gn, ben mstantk dairesinde
mddeiumumun suallerine cevab verirken, hkmet avlusunda mahkeme
pencerelerine kar bin kadar ahali kemal-i alka ile toplanp lisan- hal ile
"Bunlar skmaynz!" dediklerini, vaziyetleriyle ifade ediyorlar gibi
grndler. Polisler onlar datamyordular. Kalbime ihtar edildi ki: Bu
ahali, bu tehlikeli asrda tam bir teselli ve sndrlmez bir nur ve kuvvetli
bir iman ve saadet-i bkiyeye bir doru mjde istiyorlar ve ftraten
aryorlar ve Nur Risalelerinde aradklar bulunuyor diye iitmiler ki,
benim ehemmiyetsiz ahsma, imana bir para hizmetkrlm iin
haddimden ok ziyade iltifat gsteriyorlar.
kinci hakikat: Emniyeti ihll vehmiyle bize ihanet etmek ve
tevecch- mmeyi krmak kasdyla tahkirkrane aldanm mahdud
adamlarn bed muamelelerine mukabil, hadsiz ehl-i hakikatn ve nesl-i
tinin takdirkrane alklamalar var, diye ihtar edildi. Evet komnist
perdesi altnda anaristliin, emniyet-i umumiyeyi bozmaa dehetli
almasna kar, Risale-i Nur ve akirdleri iman- tahkik kuvvetiyle bu
vatann her tarafnda o mdhi ifsad durduruyor ve kryor. Emniyeti ve
asayii temine alyor ki, pek ok bir kesrette ve memleketin
--- sh:(L:262) -----------
her tarafnda bulunan Nur talebelerinden, bu yirmi senede alkadar -
drt mahkeme ve on vilayetin zabtalar, emniyeti ihlle dair bir
vukuatlarn bulmam ve kaydetmemi. Ve vilayetin insafl bir ksm
zabtalar demiler: "Nur talebeleri manev bir zabtadr. Asayii
muhafazada bize yardm ediyorlar. man- tahkik ile; Nur'u okuyan her
adamn kafasnda bir yasaky brakyorlar, emniyeti temine alyorlar."
Bunun bir nmunesi Denizli Hapishanesidir. Oraya Nurlar ve o mahpuslar
iin yazlan Meyve Risalesi girmesiyle, drt ay zarfnda ikiyzden
ziyade o mahpuslar yle fevkalde itaatli, dindarane bir salah- hal aldlar
ki; drt adam ldren bir adam, tahta bitlerini ldrmekten
ekiniyordu. Tam merhametli, zararsz, vatana nfi' bir uzuv olmaya
balad. Hatt resm memurlar, bu hale hayretle ve takdirle bakyordular.
Hem daha hkm almadan bir ksm genler dediler: "Nurcular hapiste
kalsalar, biz kendimizi mahkm ettireceiz ve ceza almaya alacaz; t
onlardan ders alp onlar gibi olacaz. Onlarn dersiyle kendimizi slah
edeceiz." te bu mahiyette bulunan Nur talebelerini, emniyeti ihll ile
ittiham edenler, herhalde ve gayet fena bir surette aldanm veya
aldatlm veya bilerek veya bilmeyerek anaristlik hesabna hkmeti
ifal edip bizleri eziyetlerle ezmeye alyorlar. Biz bunlara kar deriz:
Madem lm ldrlmyor ve kabir kapanmyor ve dnya
misafirhanesinde yolcular gayet sr'at ve telala kafile kafile arkasnda,
toprak arkasna girip kayboluyorlar; elbette pek yaknda birbirimizden
ayrlacaz. Siz zulmnzn cezasn dehetli bir surette greceksiniz. Hi
olmazsa mazlum ehl-i iman hakknda terhis tezkeresi olan lmn, i'dam-
ebed dar aacna kacaksnz. Sizin dnyada tevehhm- ebediyetle
aldnz fni zevkler, bki ve elm elemlere dnecek.
Maatteessf gizli mnafk dmanlarmz, bu dindar milletin yzer
milyon veli makamnda olan ehidlerinin, kahraman gazilerinin kanyla
ve klncyla kazanlan ve muhafaza edilen hakikat- slmiyete bazan
"tarkat" namn takp ve o gnein tek bir ua olan tarkat merebini, o
gnein ayn gsterip, hkmetin baz dikkatsiz memurlarn aldatp,
hakikat- Kur'aniyeye ve hakaik-i imaniyeye tesirli bir surette alan Nur
talebelerine "tarkat" ve "siyas cem'iyeti" namn vererek aleyhimize
sevketmek istiyorlar. Biz hem onlara, hem onlar aleyhimizde
dinleyenlere, Denizli mahkeme-i dilesinde dediimiz gibi deriz:
"Yzer milyon balarn feda olduklar bir kuds hakikata, bamz
dahi feda olsun. Dnyay bamza ate yapsanz, hakikat- Kur'aniyeye
feda olan balar, zndkaya teslim-i silh etmeyecek ve vazife-i
kudsiyesinden vazgemeyecekler inallah!"
--- sh:(L:263) -----------
te ihtiyarlmn sergzetliinden gelen arlara ve
me'yusiyetlere, imandan ve Kur'andan imdada yetien kuds teselliler ile bu
ihtiyarlmn en skntl bir senesini, genliimin en ferahl on senesine
deitirmem. Hususan hapiste farz namazn klan ve tvbe edenin herbir
saati, on saat ibadet hkmne gemesiyle ve hastalkta ve mazlumiyette
dahi herbir fni gn, sevab cihetinde on gn bki bir mr
kazandrmasyla, benim gibi kabir kapsnda nbetini bekleyen bir adama
ne kadar medar- krandr, o manev ihtardan bildim. "Hadsiz kr
Rabbime" dedim; ihtiyarlma sevindim ve hapsime raz oldum. nki
mr durmuyor, abuk gidiyor. Lezzetle, ferahla gitse, lezzetin zevali elem
olmasndan, hem teessf, hem krszlkle, gafletle, baz gnahlar
yerinde brakr, fni olur gider. Eer hapis ve zahmetli gitse, zeval-i elem
bir manev lezzet olmasndan, hem bir nevi ibadet sayldndan, bir cihette
bki kalr ve hayrl meyveleriyle bki bir mr kazandrr. Gemi
gnahlara ve hapse sebebiyet veren hatalara keffaret olur, onlar temizler.
Bu nokta-i nazardan, mahpuslardan farz klanlar, sabr iinde kr
etmelidirler.
ONALTINCI RCA: Bir zaman ihtiyarlk vaktinde, Eskiehir
hapsinden -bir sene cezay ekip- ktm. Beni Kastamonu'ya nefyettiler.
Polis karakolunda iki- ay misafir ettiler. Benim gibi sadk dostlaryla
grmekten sklan bir mnzevi ve kyafetinin tebdiline tahamml
etmeyen bir adam, byle yerlerde ne kadar azab eker anlalr. te ben bu
me'yusiyette iken, birden inayet-i lahiye ihtiyarlmn imdadna geldi. O
karakoldaki komiser, polislerle beraber sadk dost hkmne getiler. Hibir
vakit apkay bama koymay ihtar etmedikleri gibi; benim hizmetilerim
misill, istediim zaman beni ehrin etrafnda gezdiriyordular. Sonra o
karakolun karsnda Kastamonu'nun Medrese-i Nuriyesine girdim,
Nurlarn te'lifine baladm. Feyzi, Emin, Hilmi, Sadk, Nazif, Salahaddin
gibi Nur'un kahraman akirdleri, Nurlarn neri, teksiri iin o medreseye
devam ettiler. Genlikte eski talebelerimle geirdiim kymetdar
mzakere-i ilmiyeyi daha parlak bir surette gsterdiler. Sonra gizli
dmanlarmz baz memurlar ve bir ksm enaniyetli hocalar ve eyhleri
aleyhimize evhamlandrdlar. Bizi, Denizli Hapsine be alt vilayetlerden
gelen Nur talebelerini, o Medrese-i Yusufiyede toplanmaa vesile oldular.
Bu Onaltnc Rica'nn tafsilt, Kastamonu'dan gnderip Lhika'ya geen
ve Denizli Hapsinde oradaki kardelerime gizli gnderdiim kk
mektublar ve mahkemesindeki Mdafaa Risalesi'dir ki; bu ricann
hakikatn parlak gsteriyorlar. Tafsiltn lhikaya, mdafaama havale
edip, gayet ksa iaret edeceiz.
Ben mahrem ve mhim mecmualar, hususan Sfyan'a ve Nur'un
kerametlerine
--- sh:(L:264) -----------
dair risaleleri kmr ve odunlar altnda sakladm; t benim vefatmdan
veya bataki balar hakikat dinleyip akllarn balarna aldktan sonra
neredilsinler diye msterihane dururken, birden taharri memurlar ve
mddeiumumun muavini, menzilimi bastlar. O gizli ve ehemmiyetli
risaleleri, odunlarn altndan kardlar. Hem beni tevkif edip Isparta
hapishanesine, shhatm muhtell bir halde gnderdiler. Ben pek ok
mteellim ve Nurlara gelen o zarardan dehetli mteessir iken, bir inayet-i
lahiye imdadmza yetiti. O gizlenmi ve ehl-i hkmet onlar okumaa
ok muhta olan o ehemmiyetli risaleleri kemal-i merak ve dikkatle
okumaa balayp, byk resm daireler deta bir Dershane-i Nuriye
hkmne geti. Tenkid fikriyle takdire baladlar. Hatt Denizli'de, hi
haberimiz yokken, fevkalde perde altnda matbu' yet-l Kbra'y resm
ve gayr- resm pek ok adamlar okudular, imanlarn kuvvetlendirdiler.
Bizim hapis musibetimizi hie indirdiler. Sonra bizi Denizli Hapsine
aldlar. Beni tecrid-i mutlak iinde ufunetli, rutubetli souk bir koua
soktular. htiyarlk, hastalk ve benim yzmden masum arkadalarmn
zahmetlerinden bana gelen ok teellm ve Nurlarn ta'til ve
msaderesinden gelen ok teessf ve sknt iinde rpnrken, birden
inayet-i Rabbaniye imdada yetiti. Birden o koca hapishaneyi bir
Dershane-i Nuriyeye evirip bir Medrese-i Yusufiye (A.S.) olduunu isbat
ederek, Medreset-z Zehra kahramanlarnn elmas kalemleriyle Nurlar
intiara balad. Hatt o ar erait iinde Nur'un kahraman, drt ay
zarfnda yirmiden ziyade Meyve ve Mdafaat Risalesi'nden yazd. Hem
hapiste, hem harite ftuhata baladlar. O musibetteki zararmz byk
menfaatlere ve skntlarmz sevinlere evirdi.
,:!,,-,..,,:;_.. srrn tekrar gsterdi. Sonra
birinci ehl-i vukufun yanl ve sath zabtlara binaen aleyhimizde iddetli
tenkidleri ve Maarif Vekili'nin dehetli hcumuyla beraber aleyhimizde bir
beyanname neretmesiyle, hatt baz haberlerle bir ksmmzn i'damna
alld hengmda, bir inayet-i Rabbaniye imdadmza yetiti. Bata
Ankara ehl-i vukufunun iddetli tenkidlerini beklerken, takdirkrane
raporlar, hatt be sandk Nur Risalelerinde be on sehiv bulduklar halde,
mahkemede onlarn sehiv ve yanl gsterdikleri noktalar ayn- hakikat
olduunu ve onlarn sehiv ve yanl dedikleri maddelerde kendileri sehiv
ettiklerini isbat ettiimiz gibi, be yaprak raporlarnda be on sehiv ve
yanllarn gsterdik. Ve yedi makamata gnderdiimiz Meyve ve
Mdafaaname Risaleleri ve Adliye Vekaletine gnderilen Nur'un umum
risaleleri, hususan mahremlerin dokunakl ve iddetli tokatlarna mukabil
tehdidkrane iddetli emirler beklerken gayet mlayimane,
--- sh:(L:265) -----------
hatt tesellikrane Bavekil'in bize gnderdii mektubu gibi, musalaha
tarznda ilimemeleri kat' isbat etti ki: Risale-i Nur'un hakikatlar inayet-i
lahiye kerametiyle, onlar malub edip kendini onlara iradkrane
okutturmu, o geni daireleri bir nevi dershane yapm, ok mtereddid ve
mtehayyirlerin imanlarn kurtarm ve bizim skntlarmzdan yz derece
ziyade manev ferah ve faide verdi. Sonra gizli dmanlar beni zehirlediler
ve Nur'un ehid kahraman merhum Hfz Ali benim bedelime hastahaneye
gitti ve benim yerimde berzah lemine seyahat eyledi, bizi me'yusane
alattrd. Ben bu musibetten evvel Kastamonu'nun danda bararak
mkerrer defa dedim: "Kardelerim! Ata et, arslana ot atmaynz." Yani her
risaleyi herkese vermeyiniz; t, bize taarruz edilmesin. Yaya gidilse yedi
gn uzakta Hfz Ali (Rahmetullahi Aleyh), manev telefonuyla iitiyor
gibi ayn vakit bana yazyor ki: "Evet stadm, Risale-i Nur'un bir
kerametidir ki; ata et, arslana ot atmaz. Belki ata ot, arslana et atar ki, o
arslan hocaya hlas Risalesi'ni verdi." Yedi gn sonra mektubunu aldk,
hesab ettik; ayn zamanda, ben dada barrken, o da garib szleri
mektubunda yazyormu.
te Nur'un byle bir manev kahramannn vefat ve gizli
mnafklarn aleyhimizde desiselerle bizi cezalandrmaya almalar ve
benim zehirli hastalmdan dolay beni de hastahaneye resm emirle
mecbur etmek endiesi bizi skarken, birden inayet-i lahiye imdada geldi.
Mbarek kardelerimin hlis dualaryla zehirin tehlikesi gemi ve
o merhum ehidin kuvvetli emarelerle, kabrinde Nurlarla megul olmas ve
sual meleklerine Nurlar ile cevab vermesi ve onun bedeline ve onun
sisteminde Nurlara alacak Denizli Kahraman Hasan Feyzi
(Rahmetullahi Aleyh) ve arkadalar perde altnda tesirli bir surette
hizmetleri ve dmanlarmzn dahi, mahpuslarn birden Nurlarla slah
olmalar cihetinde hapisten kmamza taraftar olmas; ve Ashab- Kehf
misill Nur akirdleri o skntl ilehaneyi Ashab- Kehf ve eski zaman
ehl-i riyazatnn maaralarna evirmesi ve istirahat- kalble Nurlarn
nerine ve yazmasna sa'yleriyle, inayet-i Rabbaniyenin imdadmza
yetitiini isbat etti.
Hem kalbime geldi ki: Madem mam- A'zam gibi eazm-
mtehidn hapis ekmi ve mam- Ahmed bn-i Hanbel gibi bir mcahid-
i ekbere, Kur'ann bir tek mes'elesi iin hapiste pekok azab verilmi. Ve
ekva etmeyerek kemal-i sabr ile sebat edip o mes'elelerde skt etmemi.
Ve pek ok imamlar ve allmeler, sizlerden pekok ziyade azab verildii
halde, kemal-i sabr iinde kredip sarslmamlar. Elbette sizler Kur'ann
mteaddid hakikatlar iin pek byk sevab ve kazan aldnz halde, pek
az zahmet ektiinize binler teekkr etmek borcunuzdur. Evet

--- sh:(L:266) -----------
zulm- beer iinde bir cilve-i inayet-i Rabbaniyeyi ksaca beyan
edeceim:
Ben yirmi yanda iken tekrar ile derdim: "Eski zamanda
maaralara ekilen trik-d dnyalar gibi hir mrmde ben de bir
maaraya, bir daa ekilip, insanlarn hayat- itimaiyesinden
kacam." Hem eski Harb-i Umum'de ark- imaldeki esaretimde
karar vermitim ki: "Bundan sonra mrm maaralarda geireceim.
Hayat- siyasiyeden ve itimaiyeden syrlacam. Artk karmak yeter."
derken, inayet-i Rabbaniye, hem adalet-i kaderiye tecelli ettiler.
Kararmdan ve arzumdan ok ziyade hayrl bir surette ihtiyarlma
merhameten o mutasavver maaralarm hapishanelere ve inzivalara ve
yalnzlk iinde ilehanelere ve tecrid-i mutlak menzillerine evirdi. Ehl-i
riyazet ve mnzevilerin dalardaki maaralarnn ok fevkinde "Yusufiye
Medreseleri" ve vaktimizi zayi' etmemek iin tecridhaneleri verdi. Hem
maara faide-i uhreviyesini, hem hakaik-i imaniye ve Kur'aniyenin
mcahidane hizmetini verdi. Hatt ben azmetmitim ki; arkadalarmn
beraetlerinden sonra bir su gsterip, hapiste kalacam. Hsrev ve Feyzi
gibi mcerredler benim yanmda kalsn ve bir bahane ile insanlarla
grmemek ve vaktimi lzumsuz sohbetlerle ve tasannu' ve hodfruluk
ile geirmemek iin tecrid kouunda bulunacam. Fakat kader-i lah
ve ksmetimiz, bizi baka ilehaneye sevkettiler.
,:!,,-,..,,:;_...,..-.._,,-!
srryla, ihtiyarlma merhameten ve hizmet-i imaniyede daha ziyade
altrmak iin ihtiyar ve kudretimizin haricinde bu nc Medrese-i
Yusufiyede vazife verildi.
Evet inayet-i lahiye, ihtiyarlma merhameten; kuvvetli ve gizli
dman bulunmayan genliime mahsus olan maaralarm,
hapishanenin tecrid-i mnferid menzillerine evirmesinde hikmet ve
hizmet-i Nuriyeye ehemmiyetli faidesi var:
Birinci hikmet ve faide: Nur talebelerinin bu zamanda
toplanmalar; zararsz olarak, Medrese-i Yusufiyede olur. Ve birbirini
grp sohbet etmek, harite masrafl ve bheli olur. Hatt benimle
grmek iin bazlar krk-elli liray sarfederek gelip, ya yirmi dakika
veya hi grmeden dner giderdi. Ben baz kardelerimi yakndan
grmek iin, hapsin zahmetini severek kabul ederdim. Demek hapis
bizim iin bir nimettir, bir rahmettir.
kinci hikmet ve faide: Bu zamanda Nurlarla hizmet-i imaniye,
her

--- sh:(L:267) -----------
tarafta ilnatla ve muhta olanlarn nazar- dikkatlerini celbetmekle olur.
te hapsimizle Nurlara nazar- dikkat celbolunur, bir ilnat hkmne
geer. En ziyade muannid veya muhta olanlar onu bulur, imann
kurtarr ve inad krlr, tehlikeden kurtulur ve Nur'un dershanesi
genilenir.
nc hikmet ve faide: Hapse giren Nur talebeleri birbirinin
hallerinden, seciyelerinden, ihlas ve fedakrlklarndan ders almalaryla
beraber, Nurlar hizmetinde dnyev menfaatleri daha aramazlar.
Evet Medrese-i Yusufiyede ok emarelerle her sknt ve zahmetin
on, belki yz misli madd ve manev faideler ve gzel neticeler ve imana
geni ve hlis hizmetler, gzleriyle grdklerinden, tam ihlasa muvaffak
olurlar, daha cz' ve husus menfaatlere tenezzl etmezler.
Bu ilehanelerin bana mahsus bir letafeti ve hazn fakat tatl bir
vaziyeti var. yle ki:
Ben genlik zamannda bizim memlekette grdm eski
medresenin ayn vaziyetini gryorum. nki vilayet-i arkyede eski
det medrese talebelerinin bir ksmnn tayinatlar dardan geliyordu.
Ve baz medreseler, iinde piiriyorlard. Ve daha ka cihette bu
ilehaneye benziyorlard. Ben de lezzetli bir tahassr iinde buraya
baktka o eski genlik ve irin zamana hayalen gidiyorum ve ihtiyarlk
vaziyetlerini unutuyorum.
* * *
Yirmialtnc Lem'ann Zeyli
Yirmibirinci Mektub olup, Mektubat Mecmuasna idhal edildiinden
buraya dercedilmedi.
* * *

Yirmiyedinci Lem'a
Eskiehir Mahkeme Mdafaas olup, teksir Lem'alar mecmuasnda
ve ksmen de Tarihe-i Hayat'ta neredilmitir.
* * *



--- sh:(L:268) -----------

Yirmisekizinci
Lem'a
[Baz ksmlar buraya dercedilen bu risalenin tamam, teksir Lem'alar
mecmuasnda neredilmitir.]

kinci Nkte

_
;,.,-,!;_.;,_-!,..-..,
;.-L;.,..,_,,_.,,...,..
_,..!..!,._,,!;
u yet-i kerimenin zahir manas ok tefsirlerin beyanna gre
yksek i'caz- Kur'anyi gstermediinden, ok zaman zihnime iliiyordu.
Kur'ann feyzinden gelen gayet gzel ve yksek manalarndan vehini
icmalen beyan edeceiz.
Birincisi: Cenab- Hak, Resulne ait olabilecek baz halleri,
Resuln tekrim ve terif noktasnda bazan kendine isnad eder.
te burada da: "Resulm size vazife-i risalet ve tebli-i ubudiyet
hizmetine mukabil sizden bir ecr ve cret ve mkfat, bir it'am istemez."
manasnda, "Ben sizi ibadet iin halketmiim; bana rzk vermek ve it'am
etmek iin deil." mealindeki yet, Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm'a ait it'am ve irzak murad etmek gerektir. Yoksa gayet bedih
bir malmu i'lam kabilinden olur; i'caz- Kur'ann belgatna uygun
gelmez.
--- sh:(L:269) -----------
kinci Vecih: nsan rzka ok mbtela olduu iin, rzka almak
bahanesi, ubudiyete mani tevehhm edip, kendine bir zr bulmamak
iin yet-i kerime diyor ki: "Siz ubudiyet iin halkolunmusunuz. Netice-
i hilkatiniz ubudiyettir. Rzka almak, emr-i lah noktasnda bir nevi
ubudiyettir. Benim mahlukatm ve rzklarn deruhde ettiim nefisleriniz
ve iyaliniz ve hayvanatnzn rzkn tedarik etmek, deta bana ait rzk ve
it'am ihzar etmek iin yaratlmamsnz. nki Rezzak benim. Sizin
mteallikatnz olan ibadmn rzkn ben veriyorum. Siz bunu bahane
edip ubudiyeti terketmeyiniz!" Eer bu mana olmazsa Cenab- Hakk'a
rzk vermek ve it'am etmek muhaliyeti bedih ve malm olduundan,
i'lam- malm kabilinden olur. lm-i Belgat'ta bir kaide-i mukarreredir
ki: Bir kelmn manas malm ve bedih ise, o mana murad deil, onun
bir lzm, bir tbii muraddr. Mesel, sen birisine desen: "Sen hfzsn."
O, malmunu i'lam kabilinden olur. Demek maksud manas budur ki:
"Ben senin hfz olduunu biliyorum." Bildiimi bilmedii iin ona
bildiriyorum.
te bu kaideye binaen, yet Cenab- Hakk'a rzk vermeyi ve
it'am etmeyi nefyetmekten kinaye olan mana udur: "Bana ait olup ve
rzklarn taahhd ettiim mahlukatma rzk yetitirmek iin
halkolunmamsnz. Belki asl vazifeniz ubudiyettir. Evamirime gre
rzka abalamak da bir nevi ibadettir."
nc Vecih: Sure-i hlas'ta naslki
.!,!,..,!
zahir manas malm ve bedih olduundan, o manann bir lzm
muraddr. Yani: "Vlide ve veledi bulunanlar, ilah olamazlar." manasnda
ve Hazret-i sa (A.S.) ve zeyr (A.S.) ve melaike ve ncumlarn ve gayr-
hak mabudlarn uluhiyetlerini nefyetmek kasdyla ezel ve ebed
manasnda Cenab- Hakk'n .!,!,..,! gayet bedih ve malm
hkmettii gibi, aynen onun gibi, bu misalimizde de "rzk ve it'am
kabiliyeti olan eya, ilah ve mabud olamazlar" manasnda Mabudunuz
olan Rezzak- Zlcelal sizden kendine rzk istemez ve siz onu it'am iin
yaratlmamsnz mealindeki yet; rzka muhta ve it'am edilen
mevcudat, mabudiyete lyk deiller, demektir.
Said Nurs
* * *


--- sh:(L:270) -----------
_
;..,,
Re'fet, ;..,,yet-i celilesindeki ;..kelimesinin
manasn merak edip sormas mnasebetiyle ve hapiste sabah
namazndan sonra sairler gibi yatmasndan gelen rehavet dolaysyla,
elmas gibi kalemini atalete uratmamak iin yazlmtr. Uyku
nevidir:
Birincisi: Gayluledir ki, fecirden sonra t vakt-i kerahet bitinceye
kadardr. Bu uyku, rzkn noksaniyetine ve bereketsizliine hadse
sebebiyet verdii iin, hilaf- snnettir. nki rzk iin sa'yetmenin
mukaddematn ihzar etmenin en mnasib zaman, serinlik vaktidir. Bu
vakit getikten sonra bir rehavet rz olur. O gnk sa'ye ve dolaysyla
da rzka zarar verdii gibi, bereketsizlie de sebebiyet verdii, ok
tecrbelerle sabit olmutur.
kincisi: Feyluledir ki, ikindi namazndan sonra maribe kadardr.
Bu uyku mrn noksaniyetine, yani uykudan gelen sersemlik cihetiyle o
gnk mr nevm-ld, yar uyku, ksack bir ekil aldndan madd bir
noksaniyet gsterdii gibi, manev cihetiyle de o gn hayatnn madd ve
manev neticesi ekseriya ikindiden sonra tezahr ettiinden, o vakti uyku
ile geirmek, o neticeyi grmemek hkmne getiinden, gya o gn
yaamam gibi oluyor.
ncs: Kayluledir ki, bu uyku snnet-i seniyedir. Duha
vaktinden, leden biraz sonraya kadardr. Bu uyku, gece kyamna
sebebiyet verdii iin snnet olmakla beraber, Ceziret-l Arab'da vakt-z
zuhr denilen iddet-i hararet zamannda bir ta'til-i egal, det-i kavmiye
ve muhitiye olduundan, o snnet-i seniyeyi daha ziyade
kuvvetlendirmitir. Bu uyku, hem mr, hem rzk tezyide medardr.
nki yarm saat kaylule, iki saat gece uykusuna muadil gelir. Demek
mrne hergn bir buuk saat ilve ediyor. Rzk iin almak
mddetine, yine bir buuk saati lmn kardei olan uykunun elinden
kurtarp yaatyor ve almak zamanna ilve ediyor.
Said Nurs
* * *


--- sh:(L:271) -----------
"Bu da gzeldir"
,.,.,,..,.!!,.!!
cmlesi, namaz tesbihatnda okunurken inkiaf eden latif bir nkteyi
uzaktan uzaa grdm. Tamamn tutamadm, fakat iaret nev'inden bir
iki cmlesini syleyeceim. Grdm ki: Gece lemi, dnyann yeni
alm bir menzili gibidir. Yats namaznda o leme girdim. Hayalin
fevkalde inbisatndan ve mahiyet-i insaniyenin btn dnya ile
alkadarlndan, koca dnyay o gecede bir menzil gibi grdm.
Zhayatlar ve insanlar o derece kldler, grnmeyecek derecede
kldler. Yalnz o menzili enlendiren ve nsiyetlendiren ve
nurlandran tek ahsiyet-i maneviye-i Muhammediyeyi (A.S.M.) hayalen
mahede ettim. Bir adam yeni bir menzile girdii zaman, menzildeki
ztlara selm ettii gibi, "Binler selm (Haiye) sana Ya Resulallah!"
demeye bir arzuyu iimde coar buldum. Gya btn ins cinnin
adedince selm ediyorum, yani sana tecdid-i biat, memuriyetini kabul ve
getirdiin kanunlarna itaat ve evamirine teslim ve taarruzumuzdan
selmet bulacan selm ile ifade edip, benim dnyamn eczalar, zuur
mahluklar olan umum cinn ve insi konuturup, herbirerlerinin namna
bir selm, mezkr manalarla takdim ettim. Hem o getirdii nur ve hediye
ile, benim bu dnyam tenvir ettii gibi, herkesin bu dnyadaki
dnyalarn tenvir ediyor, nimetlendiriyor diye, o hediyesine kirane bir
mukabele nev'inden "Binler salavat sana insin!" dedim. Yani senin bu
iyiliine kar biz mukabele edemiyoruz, belki Hlkmzn hazine-i
rahmetinden gelen ve semavat ehlinin adedince rahmetler sana gelmesini
niyaz ile kranmz izhar ediyoruz, manasn hayalen hissettim.
O Zt- Ahmediye (A.S.M.) ubudiyeti cihetiyle -halktan Hakk'a
tevecch hasebiyle- rahmet manasndaki salt ister. Risaleti cihetiyle -
Hak'tan halka elilii haysiyetiyle- selm ister. Naslki cinn ve ins
adedince selma lyk ve cinn ve ins adedince umum tecdid-i biat
takdim ediyoruz. yle de, semavat ehli adedince, hazine-i rahmetten
herbirinin namna bir salta lyktr. nki getirdii nur ile herbir eyin
kemali grnr
(Haiye): Zt- Ahmediyeye (A.S.M.) gelen rahmet, umum mmetin ebed zamandaki
ihtiyacatna bakyor. Onun iin gayr- mtenah salt yerindedir. Acaba, dnya gibi
koca, byk ve gafletle karanlkl, vahetli ve hl bir haneye birisi girse; ne kadar
tedehh, tevahhu, tela eder; ve birden o haneyi tenvir ederek enis, munis, habib,
mahbub bir Yaver-i Ekrem sadrda grnp, o hanenin Mlik-i Rahm-i Kerimini o
hanenin her eyasyla tarif edip tanttrsa ne kadar sevin, nsiyet, srur, k, ferah
verdiini kyas ediniz. Zt- Risaletteki salavatn kymetini ve lezzetini takdir ediniz!
--- sh:(L:272) -----------
ve herbir mevcudun kymeti tezahr eder ve herbir mahlukun vazife-i
Rabbaniyesi mahede olunur ve herbir masnu'daki makasd- lahiye
tecelli eder. Onun iin herbir ey, lisan- hal ile olduu gibi, lisan- kali
de olsayd, "Essalt vesselm aleyke y Resulallah" diyecekleri kat'
olduundan biz umum onlarn namna
_-!..-,.,.,,..,. !!,.!!
,-.!,,..!..-,_.;,
manen deriz.
,...,,..,..,..._.;,,.:,
Said Nurs
* * *
Aziz kardeim!
Vahdet-l vcuda dair bir para izahat istiyorsunuz. Bu mes'eleye
dair Otuzbirinci Mektub'un bir Lem'asnda, Hazret-i Muhyiddin'in bu
mes'eledeki fikrine kar gayet kuvvetli ve izahl bir cevab vardr.
imdilik bu kadar deriz ki:
Bu mes'ele-i vahdet-l vcudu imdiki insanlara telkin etmek,
cidd zarar verir. Naslki tebihat ve temsiller, havassn elinden avamn
eline ve ilmin elinden cehlin eline girse, hakikat telakki edilir. (Haiye)
yle de vahdet-l vcud mes'elesi gibi hakaik-i ulviye, ehl-i gaflet ve
esbab iine dalan avamlara girse, tabiat telakki edilir ve mhim zarar
verir:
Birincisi: Vahdet-l vcudun merebi, Cenab- Hak hesabna
kinat deta inkr etmek iken, avama girdike, gafil avamlara, hususan
maddiyyun fikirleriyle lde olan fikirlere girdike, kinat ve maddiyat
hesabna uluhiyeti inkr yoluna gider.



(Haiye): Naslki iki melaike, tebihin srr mnasebetiyle Sevr ve Hut tesmiye
edilen, avamca koca bir kz ve koca bir balk telakki edilmitir.






--- sh:(L:273) -----------
kincisi: Vahdet-l vcud merebi, masiva-y lahnin
rububiyetini o derece iddetle reddeder ki, masivay inkr ve ikilii
ref'ediyor. Deil nfus-u emmarenin, belki herbir eyin mstakil
vcudunu grmemek iken, bu zamanda fikr-i tabiatn istilsyla ve gurur
ve enaniyetin nefs-i emmareyi iirmesiyle ve hireti ve Hlk bir derece
unutmak cihetiyle baz nfus-u emmare kk birer firavun, deta nefsini
mabud ittihaz etmek istidadnda bulunan insanlara vahdet-l vcudu
telkin etmek, nefs-i emmareyi "el'iyaz billah" yle martr ki, ele avuca
smaz.
ncs: Tegayyr, tebeddl, tecezzi, tahayyzden mukaddes,
mnezzeh, mberra, muall olan Zt- Zlcelal'in vcub-u vcuduna ve
tekadds ve tenezzhne muvafk dmeyen tasavvurata sebebiyet verir
ve telkinat- btlaya medar olur. Evet vahdet-l vcuddan bahseden;
fikren seradan sreyyaya karak, kinat arkasnda brakp nazarn Ar-
A'l'ya diken, istirak bir surette kinat madum sayp hereyi dorudan
doruya kuvvet-i iman ile Vhid-i Ehad'dan grebilir. Yoksa kinatn
arkasnda durup kinata bakan ve nnde esbab gren ve ferten nazar
eden, elbette esbab iinde boulup, tabiat bataklna dmek ihtimali
var. Fikren Ar'a kan, Celaleddin-i Rum gibi diyebilir: "Kulan a!
Herkesten iittiin szleri, ftr fonoraflar gibi Cenab- Hak'tan
iitebilirsin." Yoksa, Celaleddin gibi bu derece yksee kamayan ve
Fer'ten Ar'a kadar mevcudat yine eklinde grmeyen adama, "Kulak
ver, herkesten Kelmullah' iitirsin" desen, manen Ar'tan Fer'e sukut
eder gibi, hilaf- hakikat tasavvurat- btlaya giriftar olur!..
,.,;,,!,,,..!..;,-.,,.-_,,.,_
,.:._.,,.,...,;_._.._.;.-,.
..,,_...,, ..,.. .;
;!;,!_
Said Nurs
Bir Suale Cevab
Mustafa Sabri ile Musa Bekuf'un efkrlarn mvazene etmek iin
vaktim msaid deildir. Yalnz bu kadar derim ki: "Birisi ifrat etmi,
dieri tefrit ediyor." Mustafa Sabri geri mdafaatnda Musa Bekuf'e
nisbeten


--- sh:(L:274) -----------
hakldr, fakat Muhyiddin gibi ulm-u slmiyenin bir mu'cizesi bulunan
bir zt tezyifte hakszdr. Evet Muhyiddin, kendisi hd ve makbuldr.
Fakat her kitabnda mhd ve mrid olamyor. Hakaikte ok zaman
mizansz gittiinden, kavaid-i Ehl-i Snnete muhalefet ediyor. Ve baz
kelmlar, zahiri dalalet ifade ediyor fakat kendisi dalaletten mberrdr.
Bazan kelm kfr grnr, fakat sahibi kfir olamaz. Mustafa Sabri bu
noktalar nazara almam. Kavaid-i Ehl-i Snnete taassub cihetiyle baz
noktalarda tefrit etmi. Musa Bekuf ise, ziyade teceddde taraftar ve
asrlie mmaatkr efkryla ok yanl gidiyor. Baz hakaik-i
slmiyeyi yanl teviller ile tahrif ediyor. Ebu-l Al-i Maarr gibi merdud
bir adam, muhakkiknlerin fevkinde tuttuundan ve kendi efkrna
uygun gelen Muhyiddin'in Ehl-i Snnete muhalefet eden mes'elelerine
ziyade tarafdarlndan, ziyade ifrat ediyor.
..._,!_._....,.-!.L.,,-:_.!_,-.,.
yani: "Bizden olmayan ve makammz bilmeyen, kitablarmz
okumasn, zarar grr." Evet bu zamanda Muhyiddin'in kitablar,
hususan vahdet-l vcuda dair mes'elelerini okumak, zararldr.
Said Nurs
* * *
_
Nev-i beerin alanacak glmelerine, endie-i istikbal ve akibet-
bnlik adesesiyle, gayet aaal bir gece bayramnda, hapishane
penceresinden bakarken, nazar- hayalime inkiaf eden bir vaziyeti beyan
ediyorum. Sinemada, eski zamanda mezaristanda yatanlarn vaziyet-i
hayatiyeleri grnd gibi, yakn bir istikbalde mezaristan ehli
olanlarn, mteharrik cenazelerini grm gibi oldum. O glenlere
aladm. Birden bir tevahhu, bir acmak hissi geldi. Aklma dndm,
hakikattan sordum: "Bu hayal nedir?" Hakikat dedi ki: "Elli sene sonra,
bu kemal-i ne'e ile glen ve elenen zavalllardan, elliden bei, beli
bklm yetmi yal ihtiyarlar gibi; krkbei, mezaristanda rm
bulunacaklar. O gzel smalar, o ne'eli glmeler, zdlarna inklab etmi
olacaklar. ,,,_kaidesiyle; madem yaknda gelecek eylerin
gelmi gibi grlmesi bir derece hakikattr; elbette grdn hayal
deildir. Madem


--- sh:(L:275) -----------
dnyann gafletkrane glmeleri, byle alanacak ac hallerin perdesidir
ve muvakkat ve zevale maruzdur; elbette bare insanlarn ebedperest
kalbini ve ak- bekaya meftun olan ruhunu gldrecek, sevindirecek,
meru dairesinde ve mteekkirane, huzurkrane, gafletsiz, masumane
elencelerdir ve sevab cihetiyle bki kalan sevinlerdir. Bunun iindir ki,
bayramlarda gaflet istil edip, gayr- meru daireye sapmamak iin,
rivayetlerde zikrullaha ve kre ok azm tergibat vardr. T ki;
bayramlarda o sevin ve srur nimetlerini kre evirip, o nimeti idame
ve ziyadeletirsin. nki kr, nimeti ziyadeletirir, gafleti karr.
Said Nurs
* * *

_
..!..,..;_..!;
Meali: (Haiye) "Nefis daima kt eylere sevkeder." yetinin,
hem de
,,,._,_.!,...:,.._..
mana-y erifi: "Senin en zararl dmann nefsindir." hadsinin bir
nktesidir.
Tezkiyesiz nefs-i emmaresi bulunmak artyla kendi nefsini
beenen ve seven adam, bakasn sevmez. Eer zahir sevse de samim
sevemez, belki ondaki menfaatini ve lezzetini sever. Daima kendini
beendirmeye ve sevdirmeye alr ve kusuru nefsine almaz; belki
avukat gibi kendini mdafaa ve tebrie eyler. Mbalaalar ile, belki
yalanlarla nefsini medh tenzih ederek deta takdis eder ve derecesine
gre ,!.-_. yetinin bir tokadn yer. Temeddh ve
sevdirmesi ise, aks-l amel ile istiskali celbeder, souk drtr. Hem
amel-i uhrevde ihlas kaybeder, riyay kartrr. Akibeti grmeyen ve
neticeleri dnmeyen ve lezzet-i hazraya mbtela olan hisse ve heva-y
nefse malub olup, yolunu arm hissin fetvasyla, bir saat lezzet iin
bir sene hapiste yatar. Bir dakika gurur veya intikam yznden on sene
ceza grr. deta ders ald Amme Cz'n bir tek ekerlemeye

(Haiye): Bu parann da, herkese faidesi var.
--- sh:(L:276) -----------
satan heva bir ocuk gibi, elmas kymetinde bulunan hasenatn, hissini
okamak iin ve hevasn memnun etmek iin ve hevesini tatmin etmek
iin, ehemmiyetsiz cam paralar hkmndeki lezzetlere, enaniyetlere
vesile edip, krl ilerde hasaret eder.
;...;,_-!,_.,;.L,:!,_..!,_...L.-,,.!
* * *

SUAL: Ksa bir zamandaki kfre mukabil, hadsiz bir zaman
Cehennem'de hapis nasl adalet olur?
ELCEVAB: Sene, yz altmbe gn hesabyla, bir dakikada
katl, yedi milyon sekiz yz seksen drt bin dakika hapis iktizas kanun-u
adalet iken; bir dakika kfr, bin katl hkmnde olduundan, yirmi sene
mrn kfrle geiren ve kfr ile len bir adam, kanun-u adaletle elli
yedi trilyon ikiyz bir milyar iki yz milyon sene beerin kanun-u
adaletiyle hapse mstehak olur. Elbette ..,,_.!.- adalet-i
lah ile vech-i muvafakat bundan anlalyor.
Birbirinden gayet uzak iki adedin srr- mnasebeti udur ki: Katl
ve kfr, tahrib ve tecavz olduu iin, gayre tesirat yapar. Bir dakikada
katl, lakal zahir dete gre onbe sene maktuln hayatn selbeder, onun
yerine hapse girer. Bir dakika kfr, binbir esma-i lahyi inkr ve
nukularn tezyif ve kinatn hukukuna tecavz ve kemaltn inkr ve
hadsiz delail-i vahdaniyeti tekzib ve ehadetlerini reddetmek
olduundan.. kfiri, binler seneden ziyade esfel-i safilne atar,
_.!.-de hapseder.
Said Nurs
* * *

Manidar bir tevafuk-u latife
Risale-i Nur akirdlerini ittiham ettikleri ve cezalarn istedikleri
163. maddesine, Risale-i Nur mellifinin medresesine, yzelli bin lira
verilmesine dair lyihann, 200 meb'ustan 163 meb'usun adedine tevafuk
edip, manen o tevafuk diyor ki: Hkmet-i Cumhuriyenin 163 meb'usun
takdirkrane imzalar, 163. madde-i kanuniyenin hkmn, onun
hakknda ibtal ediyor.


--- sh:(L:277) -----------
Hem yine manidar bir tevafukat- latifedendir ki, Risale-i Nur'un
128 paras, 115 para kitab ediyor. Risale-i Nur'un akirdlerinin ve
mellifinin mebde-i tevkifi olan 27/Nisan/1935 tarihi ile, mahkemenin
karar ve hkm tarihi olan 19/Austos/1935 tarihi olmasna nazaran, 115
gn olup, Risale-i Nur kitablar adedine tevafuk etmekle beraber, istintak
edilen, 115 sulu gsterilen ehasn da adedine tam tamna tevafuk ettii
gibi.. gsteriyor ki: Risale-i Nur mellifinin ve akirdlerinin bana gelen
musibet, bir dest-i inayetle tanzim ediliyor. (Haiye)
* * *

Bu Lem'ann banda mam- Ali (R.A.), Risale-i Nur'a iaret
ettiinden, bir kardeimiz heyecanl bir itiyakla Risale-i Nur'a, Elmas,
Cevher, Nur ismini takp tekrar ederek yazmt. Bu Lem'ann hirinde
derci mnasib grld:
Takva dairesinde bulunan talebe deli de olsa, acaba Risale-i
Nur'un ve kymetli elmasn nurundan ayrlabilir mi? yle tahmin ederim
ki: Risale-i Nur'un bu ciz talebeniz kadar kerametini, faziletini, lezzetini
yiyen, tatl meyvesinden koparan nadirdir. Hem bu kadar cizliim ile
beraber, Risale-i Nur'a hizmet edemediim halde gstermi olduunuz
tevecche medyun-u kranm. Binaenaleyh Risale-i Nur'dan bendeniz
deil, hi bir talebeniz o mbarek elmastan ve lezzetten ayrlamaz.
Affnza maruren Risale-i Nur'un bu defaki taharriyatnda iki kerameti
meydana aynen kmtr. Hapishane ierisinde polis, jandarma ve
gardiyanlar mdhi arama yaparken, o esnada hi kimse grmeden, yedi
sekiz yanda, hemiremin mahdumu, mekteb antasnn ierisine Risale-
i Nur'un nshalarn koyarak alp gitmitir. Arama, bendenizin odasnda
idi. ocuk odaya geldi, odada tela grnce, odann bir tarafnda ayrca
duran Risale-i Nur'lar antasna koydu ve ierideki memurlarn hibirisi
farkna varmad, ocua da birey demediler. Fedakr ocuk doruca
vlidesine gidiyor. "Daymn daima bize okuduu Risale-i Nur'lar
getirdim. Bunlar alacaklarm. Ben onlarn haberi olmadan, onlar baka
mektub, kitab kartrrlarken aldm, antama koydum. Bunlar iyice bir



(Haiye): Cy- dikkattir ki: Risale-i Nur akirdlerinin tevkiflerinin bir ksm
25/Nisan/1935 tarihinde balam olup, kararnamede sulu gsterilen 117 kimse
ise de, ikisinin ismi mkerrer olmasna nazaran bu suretle akirdlerin adedi 117
adedine o ksmn tevkifinden hkm tarihine kadar 117 gn olmakla tevafuk
edip, evvelki tevafukata bir letafet daha katmtr.
--- sh:(L:278) -----------
yere koyunuz, muhafaza ediniz. Ben bunlarn okunmasn ok seviyorum.
Daym bize bunlar okuyordu. O okurken ben baka bir halet
kesbediyordum." diye vlidesine sylyor ve mektebine avdet ediyor. Bu
sayede Elmas, Cevher, Nurlar ele gememi oluyor. Bu keramet deil de
nedir? Kur'an bir mu'cize deil de nedir? Acaba bu fazilet, acaba bu
lezzet, acaba bu Elmas, Cevher, hangi te'lifatta vardr ki, bu Elmas,
Cevher, Nurlar, imdiye kadar hangi ztn azndan dklmtr. Ben
de; hapis deil, bu Elmas, Cevher, Nurlar iin her an, her dakika, her
fedakrl memnuniyetle kabul ederim. Benden sonra bu Elmas, Cevher,
Nurlar yoluna evldm Emin de btn hayatn sarfetmeye hazrdr.
te bu Elmas, Cevher, Nur'un ikinci kerametini isbat ile,
yandan sekiz yana kadar akrabalarm ve evldm, bu Elmas, Cevher,
Nurlar iin fedakrane ve bu yolda hayatlarn hi dnmeden feda
edeceklerini isbat ederim. nki bu Elmas, Cevher, Nur'u okurken hepsi
bama topland. Onlar sevdim ve birer ay verdim; bu Elmas, Cevher,
Nur'u okumaa devam ettim. Hepsi birden "Bu nedir? Bu yaz nasl
yazdr?" sordular. Ben de dedim: "Bu Elmas, Cevher, Nur'dur!" diye
bunlara okumaa baladm. Onuncu Sz' okurken saatler gemi.
ocuklar merakndan, anlayamadklar zaman hemen bendenize
soruyorlard. Ben de bu Elmas, Cevher, Nur'u onlarn anlayabilecei
ekilde izah ederken ocuklarn renkleri, renk renk oluyordu ve
gzelleiyordu. Bendeniz de ocuklarn yzne baktka hepsinde ayr
ayr nurlu Said gryordum. Suallerinde "Nur hangisi? Cevher hangisi ve
Elmas hangisi?" diye sorduklarnda; "Evet Nur, bunu okumaktr. Bak
sizde bir gzellik meydana geldi." Onlar da birbirinin yzne baktlar
tasdik ettiler. "Ya elmas nedir? Bu szleri yazmaktr." O zaman, yani
yazdnz zaman sizin yazlarnz elmas gibi kymetli olur. Tasdik ettiler.
"Ya cevher nedir? te o da bu kitabdan aldnz imandr." Hepsi birden
ehadet getirdiler. Bu sohbette drt saat gemi, bendeniz farkna
varmadm.
te Elmas, Cevher, Nur budur dedim. Tasdik ettiler. Hepsi birden
bana bakyorlard ve "Bunu kim yazd?" diyorlard.
ciz talebeniz
efik
* * *
Zeki'nin R'yas
Bu sabah r'yamda, stanbul'un Tophane sahiline benzer saf ve
berrak bir deniz kenarndaym. Kuluk zamannda olduunu zannettiim
Gne'in ziyas, o derya-y azmin zerinde ho parltlar husule getiriyor.
Ben deryaya mteveccihim. Denizin orta ve cenubu tarafndan yze
--- sh:(L:279) -----------
yze sahile gelen bir gen, omuzundaki bir saban sahile kard. Orada
btn kardelerimize (tahliyeden sonra) istikbal edilmekteler iken, sahil
boyunu takiben, garbdan dolu dizgin iki atl geliyor. "stad geliyor!"
dediler. Bu izdiham yarld, hi durmakszn bu mhib yaz atl ve esmer
ehreli iki zt, arka doru uzaklatlar. Ben, o deryaya dalmak zere
iken uyandm.
Zeki
* * *
Tarafgirane Ve Risale- Nur'a Rakibane Sylenen Szlere
Mukabildir.
Ger medhetmekse tefahurla kendinizi maksadn
Risale-i Nur'un en snk yldznn peykisiniz
Zinhar seyyare zannetme kardeim, Risale-i Nur'un
Arz deil, fitab dahi peykidir onun
Pek yaknda parlayacaktr lemde Risale-i Nur
Snmez, belki gizlenir, zira nurun al nur
Bir nur ki, bahr- hakikat ve mahz- hidayettir o
_.._.,_ .!.,.!,.-_. y oku.
Hak'tan olmaz ikayet, belki maksad hikyet
er'in zere giderken Hakk'a malm
Risale-i Nur'a ki, eylemitim hem de hizmet
Risale-i Nur ki, Aliyy-l Murtaza ve Gavs- A'zam
Celcelutiye'de ve baz kasaidde etmiler iaret
Risale-i Nur ki, urvet-l vska, lenfisam
Temessk etmitim zira, hem hidayet ve ayn- hakikat
Koydular bizleri ki, orada durmutu Yusuf Aleyhisselm
Hem de beraberimizde idi Hazret-i stad.
Halil brahim
* * *









--- sh:(L:280) -----------
Yirmisekizinci Lem'ann
Yirmisekizinci Nktesi
_
,-.,..__.;..,_..;.!_!;-..;
,.,.,-,..L-!L-_.;,,,..,,!,
_,..,:.!..,....-,_,....,..!....!..,..!,
gibi yetlerin mhim bir nktesi, ehl-i dalaletin bir tenkidi mnasebetiyle
beyan edilecek. yle ki:
Cinn ve eytann casuslar, semavat haberlerine kulak hrszl
yapp, gayb haberleri getirerek, khinler ve maddiyyunlar ve baz
ispirtizmaclar gibi, gaibden haber vermelerini, nzul- vahyin
bidayetinde vahye bir bhe getirmemek iin onlarn o daim casusluu,
o zaman daha ziyade ahablarla recm ve men'edildiine dair olan mezkr
yetler mnasebetiyle gayet mhim bal bir suale muhtasar bir
cevabdr.
Sual: u gibi yetlerden anlalyor ki, cz' ve bazan ahs bir
hdise-i gaybiyeyi de haber almak iin, gayet uzak bir mesafe olan
semavat memleketine casus eytanlarn sokulmas ve o ok geni
memleketin her tarafnda o cz' hdisenin bahsi varm gibi; hangi
eytan olsa, hangi yere sokulsa, yarm yamalak o haberi iitecek,
getirecek diye bir manay akl ve hikmet kabul etmiyor. Hem nass-
yetle, semavatn stnde bulunan Cennet'in meyvelerini baz ehl-i risalet
ve ehl-i keramet, yakn bir yerden alr gibi alyormu. Bazan yakndan
Cennet'i temaa ediyormu diye nihayet uzaklk nihayet yaknlk iinde
bir mes'eledir ki, bu asrn aklna smaz? Hem cz' bir ahsn cz' bir
ahvali; kll ve geni olan semavat memleketindeki Mele-i A'l'nn
medar- bahsi olmas, gayet hakmane olan tedvir-i kinatn hikmetine
muvafk gelmiyor? Halbuki bu mes'ele de hakaik-i slmiyeden
saylyor?
Elcevab: Evvel: Onbeinci Sz namndaki bir risalede, "yedi
basamak" namnda, yedi kat' mukaddeme ile,



--- sh:(L:281) -----------
_,..,:.!..,....-,_,....,..!....!..,..!,
yetinin ifade ettii, yldzlarla eytan casuslarnn semavattan ref' u tard,
yle bir surette isbat edilmi ki, en muannid maddiyyunu dahi ikna' eder,
susturur ve kabul ettirir.
Sniyen: Bu uzak zannedilen o hakikat- slmiyeyi, ksa
zihinlere yaknlatrmak iin bir temsil ile iaret edeceiz. Mesel: Bir
hkmetin daire-i askeriyesi memleketin arknda ve daire-i adliyesi
garbnda ve daire-i maarifi imalinde ve daire-i ilmiyesi cenubunda ve
daire-i mlkiyesi ortasnda bulunsa; telsiz telefon, telgrafla, gayet
muntazam bir surette her daire alkadar olduu vaziyetleri grse, haber
alsa; deta umum o memleket, adliye dairesi olduu halde, asker
dairesidir ve mlkiye dairesi olduu gibi, ilmiye dairesi oluyor.
Hem mesel: Mteaddid devletler ve ayr ayr payitahtlar
bulunan hkmetlerin bazan oluyor ki, mstemlekt cihetiyle veya
imtiyazat haysiyetiyle veya ticaretler mnasebetiyle bir tek memlekette
ayr ayr hkimiyetlikleri bulunur. Raiyet ve millet bir olduu halde,
herbir hkmet, kendi imtiyaz cihetiyle, o raiyetle mnasebetdardr.
Birbirinden ok uzak o hkmetlerin muamelat, birbirine temas ediyor.
Her hanede birbirine yaknlayor ve her adamda itirakleri oluyor. Cz'
mes'eleleri, temas noktalarndaki cz' bir dairede grlr. Yoksa her
cz' bir mes'ele, daire-i klliyeden alnmyor, fakat o cz' mes'elelerden
bahsedildii zaman, dorudan doruya daire-i klliyenin kanunuyla
olduu cihetiyle daire-i klliyeden alnyor gibi ve o dairede medar-
bahsolunmu bir mes'ele ekli verilir tarzda ifade edilir.
te bu iki temsil gibi, semavat memleketi, payitaht ve merkez
itibariyle gayet uzak olduu halde, Arz memleketinde insanlarn
kalblerine uzanm manev telefonlar olduu gibi, semavat lemi, yalnz
lem-i cismanye bakmyor; belki lem-i ervah ve lem-i melektu
tazammun ettiinden, bir cihette perde altnda lem-i ehadeti ihata
etmitir. Hem lem-i bkiden ve dr- bekadan olan Cennet dahi, hadsiz
uzaklyla beraber, yine o daire-i tasarrufat, perde-i ehadet altnda, her
tarafta nuran bir surette uzanm, yaylm. Sni'-i Hakm-i Zlcelal'in
hikmetiyle, kudretiyle, naslki insann banda yerletirdii duygularnn
merkezleri ayr ayr olduu halde, herbiri umum o vcuda, o cisme
hkmediyor ve daire-i tasarrufuna alabiliyor. yle de; bu insan- ekber
olan kinat dahi, mtedhil ve birbiri iinde bulunan daireler gibi, binler
lemleri ihtiva ediyor. Onlarda cereyan eden ahvalin ve hdiselerin kll
ve cz'iyeti ve hususiyeti ve azameti cihetiyle medar- nazar olur, yani o
--- sh:(L:282) -----------
cz'ler, cz' ve yakn yerlerde ve kll ve azametliler kll ve byk
makamlarda grlr. Fakat bazan cz' ve husus bir hdise, byk bir
lemi istila eder. Hangi kede dinlenilse, o hdise iitilir. Ve bazan da
byk tahidat, dmann kuvvetine kar deil, belki izhar- hamet iin
yaplr. Mesel: Hdise-i Muhammediye (A.S.M.) ve vahy-i Kur'ann
hdise-i kudsiyesi, umum semavat memleketinde, hatt o memleketin her
kesinde en mhim bir hdise olduundan, dorudan doruya ok uzak
ve ok yksek olan koca semavatn burlarna nbetdarlar dizilip,
yldzlardan mancnklar atarak, casus eytanlar tard ve def'ediyorlar
vaziyetinde gstermek ve ifade etmekle, vahy-i Kur'annin derece-i
hametini ve aaa-i saltanatn ve hibir cihette bhe girmeyen derece-i
hakkaniyetini ilna bir iaret-i Rabbaniye olarak, o vakitte ve o asrda
daha ziyade yldzlar drlyormu ve atlyormu. Kur'an- Mu'ciz-l
Beyan dahi, o iln- tekvinyi tercme edip iln ediyor ve o iaret-i
semaviyeye iaret eder. Evet bir melaikenin frmesiyle uurulabilir olan
casus eytanlar, byle bir iaret-i azme-i semaviye ile, melaikelerle
mbareze ettirmek, elbette o vahy-i Kur'annin hamet-i saltanatn
gstermek iindir. Hem bu hametli olan beyan- Kur'an ve azametli
tahidat- semaviye ise; cinnlerin, eytanlarn, semavat ehlini
mbarezeye ve mdafaaya sevkedecek bir iktidarlar, bir mdafaalar
bulunduunu ifade iin deil, belki kalb-i Muhammedden (A.S.M.) t
semavat lemine, t Ar- A'zam'a kadar olan uzun yolda, hibir yerde
cinn ve eytann mdahaleleri olmamasna iaret iin, vahy-i Kur'an,
koca semavatta, umum melaikece medar- bahsolan bir hakikattr ki, bir
derece ona temas etmek iin, eytanlar t semavata kadar kmaya
mecbur olup, hibir eye muvaffak olamayarak recmedilmesiyle iaret
ediyor ki; kalb-i Muhammedye (A.S.M.) gelen vahy ve huzur-u
Muhammediyeye (A.S.M.) gelen Cebrail ve nazar- Muhammedye
(A.S.M.) grnen hakaik-i gaybiye, salam ve mstakimdir, hibir
cihetle bhe girmez diye Kur'an- Mu'ciz-l Beyan mu'cizane haber
veriyor.
Amma Cennet'in uzaklyla beraber lem-i bekadan olduu halde
en yakn yerlerde grlmesi ve bazan ondan meyve alnmas ise; evvelki
iki temsil srryla anlald gibi, bu lem-i fni ve lem-i ehadet ise
lem-i gayba ve dr- bekaya bir perdedir. Cennet'in merkez-i kbras
uzakta olmakla beraber, lem-i misal yinesi vastasyla her tarafta
grnmesi mmkn olduu gibi, hakkalyakn derecesindeki imanlar
vastasyla, Cennet'in bu lem-i fnide -temsilde hata olmasn- bir nevi
mstemlekeleri ve daireleri bulunabilir ve kalb telefonuyla yksek ruhlar
ile muhabereleri olabilir, hediyeleri gelebilir.
--- sh:(L:283) -----------
Amma bir daire-i klliyenin cz' bir hdise-i ahsiye ile megul
olmas, yani khinlere gayb haberleri getirmek iin eytanlar, t
semavata kp kulak veriyorlar, yarm yamalak yanl haberler
getiriyorlar diye tefsirlerdeki ifadelerin bir hakikat u olmak gerektir ki:
Semavat memleketinin payitahtna kadar gidip o cz' haberi almak
deildir. Belki cevv-i havaya dahi mul bulunan semavat memleketinin
-tebihte hata yok- karakol haneleri hkmnde baz mevkileri var ki, o
mevkilerde Arz memleketi ile mnasebetdarlk oluyor; cz' hdiseler
iin, o cz' makamlardan kulak hrszl yapyorlar. Hatt kalb-i insan
dahi o makamlardan birisidir ki, melek-i ilham ile eytan- husus o
mevkide mbareze ediyorlar. Ve hakaik-i imaniye ve Kur'aniye ve
hdisat- Muhammediye (A.S.M.) ise, ne kadar cz' de olsa, en byk,
en kll bir hdise-i mhimme hkmnde en kll bir daire olan Ar-
A'zam'da ve daire-i semavatta -temsilde hata olmasn- mukadderat-
kinatn manev ceridelerinde nerolunuyor gibi her kede medar-
bahsoluyor, diye beyan ile beraber, kalb-i Muhammed'den (A.S.M.) t
daire-i Ar'a varncaya kadar ise, hibir cihetle mdahale imkn
olmadndan, semavat dinlemekten baka, eytanlarn aresi
kalmadn ifade ile, vahy-i Kur'an ve nbvvet-i Ahmediye (A.S.M.)
ne derece yksek bir derece-i hakkaniyette olduunu ve hibir cihetle
hilaf ve yanl ve hile ona yanamak mmkn olmadn, gayet beligane
belki mu'cizane iln etmek ve gstermektir.
Said Nurs

















--- sh:(L:284) -----------


Yirmidokuzuncu
Lem'a

_
fade-i Meram

On seneden beri kalbim, aklm ile imtiza edip Kur'an- Mu'ciz-
l Beyan'n
_,,:..,!, ;,,:..,,.-!;,,:..,:.-!
_,;,,. .!.-..,,...
;,,:..,.!,.;
gibi yetler ile emrettii tefekkr mesleine tevik ettii ve
.....,._.,,-...,:. hads-i erifi bazan bir saat tefekkr
bir sene ibadet hkmnde olduunu beyan edip, tefekkre azm tevikat
yapt cihetle, ben de bu on seneden beri meslek-i tefekkrde akl ve
kalbime tezahr eden byk nurlar ve uzun hakikatlar kendime
muhafaza etmek iin iarat nev'inden baz kelimat o envra delalet
etmek iin deil, belki vcudlarna iaret ve tefekkr teshil ve intizam
muhafaza iin vaz'ettim. Gayet muhtelif Arab ibarelerle kendi kendime o
tefekkrde gittiim zaman o kelimat lisanen zikrediyordum.
Bu uzun zamanda ve binler defa tekrarnda ne bana usan
geliyordu ve ne de verdii zevk noksanlayordu ve ne de onlara ihtiyac-
ruh zil

--- sh:(L:285) -----------
oluyordu. nki btn o tefekkrat, yt- Kur'aniyenin lemaat
olduundan; ytn bir hassas olan usandrmamak ve halvetini
muhafaza etmek hassasnn bir cilvesi, o tefekkr yinesinde temessl
etmitir.
Bu hirde grdm ki: Risale-i Nur'un eczalarndaki kuvvetli ukde-
i hayatiye ve parlak nurlar, o silsile-i tefekkratn lem'alardr. Bana
ettikleri tesiri baka ztlara da edecei dncesiyle, hir mrmde
mecmuunu kaleme almak niyet etmitim. Geri ok mhim paralar
risalelerde dercedilmitir; fakat heyet-i mecmuasnda baka bir kuvvet ve
kymet bulunacaktr.
hir-i mr muayyen olmad iin, bu hapisteki mahkmiyetim
ve vaziyetim lmden daha beter bir ekil aldndan, hir-i hayat
beklemiyerek, kardelerimin srar ve ilhahlar ile, tayir etmeyerek, o
silsile-i tefekkrat "yedi bab" stnde yazld.
[Bu Lem'ann dier alt bab, teksir Lem'alar mecmuasnda
neredilmitir.]
,,,,._,!..!,.,!
Otuz mertebesinden yedi mertebeyi zikredeceiz. O
mertebelerden mhim bir ksm, Yirminci Mektub'un kinci Makamnda
ve Otuzikinci Sz'n kinci Mevkfnn hirinde ve nc Mevkfnn
evvelinde izah edilmitir. u mertebelerin hakikatn anlamak isteyenler,
o iki Sze mracaat etsinler.
!_:,!,.!,.-.,!_.!.!.. -!_, _!,;,,.!
!_:,!,,..!_,,
,,,:.,,,,.!_._!,
__.,,!_,.-.,,,,!
,..!'_,.,!!.-!.....,.,.._
,...:!.,..;...;_._.!




--- sh:(L:286) -----------
,..!,!.;...;,....,.,..,...:!,.,
,._...,,-.!,!.-!.,,,,:!,!.-!:..
...- .-..,,.L.,,:.!...,.,.:.
.,,.,!...:..:.,,:.!.:.....,,.,!
_,...L-,,,._.-,...:._.-.....
..:-..-.,L.._..-,..:-,,L:.
.-;_.-._..-..-! .,::._
..-,-..:..,;,_:!_:._.:.
_!,L...,..,,--....;,,.-!_._
,.L.._...L..,.-...!._,,....!.,.
..L.!,._.L.;,_...L..,._.L.
..-_.L._._.-_...L.-.,_.L.;.._.
.-,_.L.,.,.._...L.L.-_.L._.._...L.
_.-.!.....,:.!,.,:!..,.L..._...L.
..-!,-..!,,_.....!.-!.,,-..-.!
!,...-!_,.L.!,,.-!,..L.!.,..!_.-.!
..,;_...;..-..-,:!,.,.:!_,..L.
_!,..,..!..-.!,.-.!.,...:!..-.!






--- sh:(L:287) -----------
,...:!..-.!..,.:.!...;_..;
.-!._....;_-,,-:!..,..!,
,,.:.!,-.,,-,.._.-.-!_-.!.
,,-.!,.,.,-!.,.,.;,..
.,,!_.;_:.;.,.:!_!-,..!
_.,,.;.,,.:.,,,.,.,,...:.;
,,.,.!_._,;,,,--!_._..,!,,,..!
_.,,.!L..,,,L.!_..,.!,
,...-!_ ;,..,.!_...!
,,.!,L.;,..,.-.,,..,.,...,....;
_!,..!.,;,..-.,_..._.-!
_.-!,,._,L.,:!_,,!....!
_.,.,,..,;,....,_...
,..-,.,.,-!_....!,...!,,....
_ ;,.,.,L..,-.,,-.!..!
,.-!_...-;;:;.-!_!..,;_....
..!_.._,...-;;:_.L.!
.....!.,.!_.._,.-!.!_!_..-!
,,,..!,,.L.!.,-.!_!.,.!_
.-!,.,.,!,.!,..:.,!_,.-.,
.,,L.....L._,;...,.:.!
,,.,.;_!..,;...._,.,...!..:.!
.L.!,.-!_...-;,,..,.:!

--- sh:(L:288) -----------
_!,.!...,;,-;:;.-._:,!;,
_-.!,,!,._!.,..-!
;.:-,_....;,._!.,.,.:!

_,.!_.

_;..-,_.;_:...-!_
(1): _;: Mevcud demektir. (2): _,.!: Adem-i srf demektir.
....;,....,.!,.-!_...!_._.-
_..-!,!..!_,,.!_,,
_:.;.,.:!,,:!_,L.-;,..
._.-!___...,.-!_._.;
_,;_.,:...,,._...,-_..!
L.-.!,,._..-!,!..!,.-,,..-!,
_.,...,..,-!_.,._,,.!
..,:! ;,!._.,.,.__..L...,,
.,..-,.!.-....,.,..,.-...
-....!,.,..,.-...!..,:!,.-...
;,.,,...,..;.-.,.:-,.!.
,..!..-.,..!_..__.,,!.,.
,....,,.....,.,,..._,;,
..,..,..-,,!;,..,:!_._.-....,,,.!.
_...!,..,,_,....,,.....,.
,.:._.,,,.!_..,,,.,......
;_...,:!,-....,..-_,.-.
..,_!.,.;.!,..-....!..,:!

--- sh:(L:289) -----------
,..!_..__.,..-_...,..;,
,,;.!_....!....,......
_!,,.!_._,.!,,...!!..,!_.
_!,..!_._...!.!_, ,,.,.!
,.,-,.,L..,,!,..-:.!
!..,;..:.,-.!:.,.:,:!.,
,.,.;..,!.,,,;,_,-.;,!.
.,!_,!,!,;.,..!.,._..,,,.--;
,.,.;.,.,.;_..__..-,,.
..__,!._.;...;,.,.-.,-.,,
,:!,_;.,.,.-;!.-,,._.
;...:::..-,.,;.,,.._.,:.!,
_.;,.-.,.,.-_.,;,.,;,,.!
;_:.,:_,.._.,.-!.,..!_.
..-;_.:,,...-!,,..,,,!;:
_:.;..:,..!,_,;!.-!,,!,
,;.L..!_.,_.!.,L!;:;
_.!,..!,,L-!,!_.!_...!,.,!
;.L...!..,,,!.-.!.._.._.,
,.,.;;:;_:.;,!...L.._
_.!.,,L!,..,!,-.!,,._....,.!
_.!,.,.;,..!.,-..!,-..!..._
.,'....,,.....,..,!,.,.,,!..L._..,..!
--- sh:(L:290) -----------
.,..___.,,!_: ,...!,,.!
,,:-!_...!,,.-!_-!.....,
,.,;,..!.._.!,,-,!_.-,!
,,--.,...:!;..._.-!,,;,
,..,.!..,.,!.,,.._-.,.
....!,..,-!..,.,...!.,..!....!
_,-_,;..-_.,:..!,,..!
..,..!,.,;..,.,,,.!.,,:-_..-.
.....-!..;.._.,..!,..;,
,,,..,:...:.!.,,-,_.-,,.-,
,..,,,._- ;..._.-,:._...
.__:,,..___....,,,:.
_,.......,.-,.___.,.,,..
,_,..!,,-.!,,,.!,._!,..!.
_....!,,.,_....!,,,,:!,,,-.!,,,.:!
,,--..,,,.,,...!,..!_,
_...!,!. ;_...,:,,:-_..-.
..,,.-.,,!.,...;,...:.;__..,.
,,:-!,,-!,,,.-!_-!
.-.,,:..,..-_-_.;.-,.
..-,,,...:-,..,.,,L.,L,:-.
,..!_,..,..-.!,...._,,.
_...,..,-!_,.,.....!_,:.

--- sh:(L:291 -----------
,..,.!,,.,,-:!,...,,,L!
.L!_,,.....-._,-...,,--.
,.,.;_-.,..;.,_.,.,;,.,
,.,;.,.-_..,.L.;_,,,.-.;..._
.,.,.,-,.-.!,...;_..,.!!,-,
,_-.!;..._.-;..-,-,_.-,..
;.-!,,..!,;,-!,_,,!,;.. .;
,,--.,.,;,,,-!,,..;,,,.,!,
_,,.-,!...-..!_,-.:-!
....,-;,._.L!...-!
.__:,,..___...,- ;.
.-!,,.-!,.-,!..___.,.,,..
.,.,!._.:!.,..!,_..!,,,..!,
,.._..;,-!._,;,.,,!.,-.!,
,,.,!.,..!,_..!,,,..!,.-!.
,,..,.:!,.L_..-!..,.,..;,
_,.._..,.:!,. ;..,..!,,.,,..!
,_..!_,...!..-!...,....-!
_...!.:-!.,._,....-!_!,,..!
;..:-!,.-.,,,..!,.-!_
_!,,L._,-!_!,L.!,.:_:!!.-
_.,,.;....!,,.;.;.,
,...:!..,!,.,:,!.,-:!..-
,..!,,..!!.-!,,.;....!,
_.,..-.!_...!,.;.,.!,,.!.
,...:!.._,-;;...;..:-!..
.._,:-.!,,:..!,,.;,..!
,_-.!,_.,.!,,,-.!,,..!
_.!,.,,,.,,,...:!..,!..-.!
;!;: ..L..:!,.-!_.,;
-....,...._,...,_.,,
.!_,_.,-.. _-....,.,.
_,,,...!!..,!_.,!..!
(Haiye-1) .!..!,,.! __.,,
,,.-!,...!,..!.....,.,.._
,-..!_,.!,L.!,,:!,..!,,:-!
_,.-!_.-..!,,-,!_.-,!.,-..!.,.!
_!,;_...!.L.!,..:!,,..-!,.
,.,,,...:!....-.._.!
,.,.,..!....-..,,..,.,.-
..,..L-_,;...,.,,.,,
;,.:-,,..,,..,,,L...,.,
,.,_....:-,....,_..
,.,,,.,.,-....,.,..,,;,
.L!.L!,,,;,,,,L..,.
,,.;,.-.,.-,...,,-,.,,
(Haiye-1): Bu nc Mertebe, cz' bir iei ve gzel bir kadn nazara alyor. Koca
bahar bir iektir, Cennet dahi bir iek gibidir, o mertebenin mazharlardrlar. Ve lem
gzel ve byk bir insan ve huriler nev'i ve ruhanler taifesi ve hayvanlar cinsi ve insan
--- sh:(L:292 -----------
snf herbiri manen gzel bir insan hkmnde, bu mertebenin gsterdii esmay
safahatyla gsteriyor.
--- sh:(L:293) -----------
..-,.-,,..-.,..-,_,._.,
,..,_..,.,..,.-.!;,,..,,.. -
,.L.!,!.,.,.,.!,......,:_...
,.-!,,..!,._..,..-!_.-,,._.
,..;,._..,.-.;,,._.,,,.;,
_.,..!,,,.,.!_...,-.,.;,,.;,
,,._.,,.!_,.!_.,.!_.-.!
;,.L!,..-! ;_..,,!,,_ .,L!
_._.,.L.!,....,!,,!,..:!
;..-!.,-.!,..-.!;.,_.,_.;., ,
,-..,.!_.,.!.!,.!..- .!
,_.:.!_-.!_...,!.,._.: .!,;.
_.:.!,.;_...,,,.!.,._.:.!_-.!
,._.:.!,.;,_.:.!_...!,
_.:.!!,_.:.!!_..,,
;.:!,_.:.!;.:!_..,,.
,.!,.._.._,.,!.,._.:.!
_,.,!-!,,.!.,...
,.-!.,,!_: -,!,,.!,
_.!_!,;,,:-!,.-!,:-!,..-!
,.,..._,...:!...,-;.,._.
..,,....,..,..:-,..,:.

--- sh:(L:294) ----------
.,.,,...,..._,...,.L.,.,.
,...,.-.,.,..-,,. ..._,..
,..,,.....,...L..,..,:..
,.,.,.-,.,,.-,.,,...,.,,.:,..
.___,-:!-..!;..,.,...-
,..!,....,...!.,....,..._..
_...!..-!,.,..,L._..-!.:-!.
_,,;,.,..,L._-.!.-,!,.,..,,
,,--!..,-!,.,.,,_...:!..;,
,.,...!,.!;':.!.,.,,L.-..!
_.-,,.,.,..,.-_...!_..- .!
__...!:-!,.,!,,_._:-..!,..-!
.,.._,.L!,.-.;,..,-.!.,,.
.,..!,.,....-,_...,..__..,
.,..,.!,,:-!,,..!,.,,__!...!
__.:.!,.L..;,.,..,-!.,:!,,.!,
.,.,.,.L.._.,.-!,..-!,.,..,,,,-
.,.-._.-,...._.-..,.-!,
.,:-!,..-:.!,....,..._!_.,.-
.,..-...,.,...:...,..-,.._.
,....!.!.,.,_.,..,.,,..._..
_.,-:;,,-_.,,..-;,,-_.
..L.!..!,.,,!.L.,-_..,.,.
.,-._,.._..L.!.,..!,.,.-.;.-._

--- sh:(L:295) -----------
_.,-.!,-:!,..._.,.L!..,-!,
.!,,....!.,,,-__.:.!,. L..;,.,.,
,,.!..,.-,,.__..;,,,-..!,,-!,,-.!
.,.._,!,..!,,,.!..-..!.-...!
;...,,L.!.,.,.-;...,...-..;.....!
_,..,.!, ,.,:!,.....!,.,,L.
,.,..,.;.....;,.,,._,.L..;,.,..,.
.,.,.,.,,,..._,.!.,-.,,...,-!;
.,-.......-.!,.,!..,,.,, .,
.,.,.,,.,!-,.,..',...:,
_,.-,,,:-,..,,...,..,..,..
.-,.,.,.-.,.,...-,,,,.,,
.,.,,...,.-,.,....,.,-,
.-,,-,,.:,,,.L_.!.-!
_.-.__..:._.,.:.__..
,.,._,,.,.,,_:,-...,.-.
,,.__,--,;,-__,-,
_,,.-,.,.._,_,,.,__,..
,;:.. ;.,L.!.!,,L,;,_..!
,,.,.,,,-!.;.:.!:.,.
_,..!,_.:!_...,,-,!_L,,,!
.,...!_,,-!,.,..!.,-
,!.....,.,,;!;,,

--- sh:(L:296) -----------
,..!_-!.,,(*) : ...-!,,.!
,.-!,,;.._.!,,.,!,..!
..L.,.,!_,,,,,.,.!,:!
_...,.,:,.,.,,.,. ..-,
_.._...,.,,.L..-:-_..
,..L..:-_..,..:-,. :--.,
...,.,,, ....!_!,,L.,._!_....
.:._,,....!,_!,L.,_!...,,
...,.:-_...:-_,-.:._
_:-:-..!;,_...-!,.L.._..,_
,!.-.!,..!.,-.,.._,.,,..!_.,.!.,,.
.L.._,.!_;_.-,!-!_,,.!.,.-. ..
,..!_-!,!.,!.-!.,,..!..,..
,;..........,..,.,.__:,,..
.,...___..,.,_:,!.:,!..
,..;,_:.;..,,.L,-...L.
;,..,.,,!.__.:!...,
!.,,..;,_:.;,!..,, -
,..L..,.,.,-.,..,...!!.-
,,;.,-.,.-.__:,,...,,,.!.
;..,;_:,.-!,!..-,,.,..!_.
.,:!,,.-!,.._..,..;_:.
_,._..:..,.,.!..-;,...!,
(*): Otuzikinci Sz'n Birinci Mevkf'nn zeylinde ve Yirminci Mektub'un kinci Makam'nda
izah edilmitir.
--- sh:(L:297) -----------
,..,;,.,,.!,...L..;_.,..!
,...!,...-!,..-!,:-!,.L..!
,.;,.,...!,.;,.L...!,.;
,....!,....;,....!_,,;,.,-.!
;,;,,.,..;,....,.,.!,.....;
,....L.!!,.!,;..;,,.L..;,
;,.__:,,-!,.,....-_..
,.,,,-!,L.!,.-_.,.-;
,.,,.-!,,...._:!_.! ;_..
,...,,,.-!,.,,.....,;_.!
!;.,.._!.,-_..;...;-._.-!;.
-,.!,...!.-,.._..;...;..-
_.:!-:-_!....!.,.!_,,.!.,-.
...,.,,-!,_..,.,.!.._
;_:.;.__:!.,.,.__:,,..
,,'.,..! ;..,.,:.;,.._.-.
.-., _.-..,; ;,!.,,.,.-! ;
_!.-.,.,_...:!...,;.,
.,..',.,!-,..,;,.,.,..-..-,..,.,.-,
_..,....,.,.-,,..!,,L..,-.
.,.-!_,L!_,_.,..,.-.!,,-!,...:.;_,
,,.!_.,-,:.!,;...-; _,_.,
.,.,,_,;_.;,.L.!.,..:..!

--- sh:(L:298) -----------
;,_.,:.!_..-!_..-!;,,.!.,
,..L...!,....-.!,..!.-
_.,.,-;...;.....-!...,!_.,-!
,-:!,.,,!_.-,-,,L!,.L.!
_.- ;_..,.,.!_.....!....
.,:.,.,.,.-,.,..,-,.__
_..,;,_._...,; ;..:..-,.
_...,,,.!.,.....;,....__.
_.,.. ;,!..-.-,.,-.. ;
,..._.....:.!.,:-!,..-:.!
.-!_...!,!. ;_..,..L...,.
,:-,..:.._-..,.,..-._...-;
,,.-!_-!,!. ;..,!_.,..
,..!.__:!.,.,.__:,,...,.!
.,.!,!.,.,.,.-,.....,,.,-.
.,;,,.!_....,.,,,....
_.._.,,!;,..._-.,.-.,..!
.,..!,._,,._..;.,.-.!
,_,..!,,-.!,,,.!.,,!,..!._,....
_.:!,_,-!,,,,:!,,,-.!,,,.:!
,,.!,,!.-!,;...;,_:!,.,-!,
....!,,..:!,,.,.!,.,-:!
,.L..;...,:,....;,,.L..;,.,.!,
_.L.!,.,..;,.L.!;,;,.L.!
...,.,...L.!.,.:!,!,.!,.,.!
--- sh:(L:299) -----------
.:-,.-;_.-,..-!,.,.-!
,..,.,,..!..,.,.,-.!,,!
,_,-.!,..,,,-.!,..,.,..!
__..!_!_..!,-!,...:-
_.,.-;.,.-!,,!_,.-;_,,..!
_..!..-!.L-!,;...;,....
.,-!,.,.! ;.:-.,L.!,;.,.!
,.!,;...;,,,-.!,_,..!,_,-!,
_:!,_.!,,-.!_.!,_.,.,!
_.,-:!,,!.-!,,,,:!,,,.:!,_.:!,
,...-.!....-...-,..;.;'.-
.-.!...!.,.,-..!.:.!...;.
_.,-.!;:;.,,,.!...,.- .!
.,-.!,..._,.,!..-.!!.-.,..,
.,.-;,...,,...,...-.!_
,,.,,,_.!.,..!...:-_,...
,.,.:!:.,,.,,..,.-.;,.,,-!
,-!_...:.!.:-!;,-.. ;..:
-.._.!,_.,.,!,,;,,..,.!
,..!.-_...:.!.L-!;,
.-...-,.,!,!._.:!,,-.!...
_,.!,.-.!..-_.!,_....,
_,.-._.!,_..,,!.,,-.;,
,.... ;..:_..:,.,,!,-.
!.!_,-,..,;..-_!,.!
,;.-..!,,....!_::.!._,::.!_.,.!_
.,..,..._,.-!.,-._.!,,-!
,-!_;.,,,.!,_L.!.,.,,!.,.,;
--- sh:(L:300) -----------
.,._!,..!.,,.!_.,,.,.!_,...,.-!
;!;,..,L.,!_,... :!!.-
,,..,L.,!_: ....!,,.!
,,:-!,..-!.....,.,..___.
_.!_!,;;.L..!.-;.-!,,.-!,...!
,..L._..,.,._.,.,!-!..
...,..:-,!..,.,, .,L.,.,,.
_.-!...-,..-,,.,,L., ,.,
_.;:!__,.-;....:.!.__.,:!
..,_,.!,,,L..!,;,,.!,,.L .!.,.
..,_,,.!,..:!,_,,.!,..;_.;..
,,-!.,.,.,.,,,:-!,,.-!,.-!;....
_;,,.!,!._.,.L.!,!..,,,,-,!
_.!;,,.;...,,..;,!._.,..:!,!.
.,_._,-;..,!,;:!_
(Haiye-2)..,;_.._;;;..,-!,,_, ;....,_!
;.._,,;..._,,,;..-,,L.,_.-,.,.
_,-;,,,;,.;_.- ;: _.-!
,_;,_,...!,.,.!_!_,...!,-!
,.-!,,.;,_,....!,_...!,_..!
,.L!,.;_.-,_,,.!,..;_!;,,:.!
(Haiye-2): Bu Mertebe-i Sadise, sair mertebeler gibi yazlsayd pek ok uzun
olacakt. nki mam- Mbin, Kitab- Mbin ksa ifade ile beyan edilemez.
Otuzuncu Sz'de bir nebze zikredildiinden burada kitabeten ksa kesip, derste
izahat verdik.
--- sh:(L:301) -----------
;,,:,-!_.._..,;_.._..,!,
,.,L..,-:,...:!._,,.!,..:!_!
.,-_....,-:!....,..,!.._
..,.,.!.,.,..,,...:!..-!,,
_.!..!,.,.,_.,!,,-!.,-:!
.-.,..,.,,._...,!.,.,,..,,.
_,...!,.,.!..,,._..!,.,.
.,.! ;.:,-;,,,;,.;_.-.!;,,L.
..,,.:-!,,.L..;,..:,.;..!,
_::,,..._.-._.,,.,-,
.,..,.__.!.,,._,..!,.,-:!
_,..!,..,-;,.;_.-.!,,L.
.,,-,..,..,...:-!,..:,,..!
,..:.._::.!,-,..,,.,,,..,
,,...,..!,...,,,..,..,., -:!
_.-.!,,L..,-:!,..,,,,-_::
_,,.!,,.L..;,..:.,.L,.L!, .;
.-,..,..L....-.,...:-!,
..-!,.:-!,..:.,...,..._..,.
_..,!,.;_.-.!,,L..,-:!,._..,
,.-.!,,-.!,,..!,,.L..;,..:,
,..:...-.!....;_!..,-!.._,,
_,.-.,...,-:!,._.. ;.,.L ..;
,,-.,-.,!, ;..:;,;,,.L..;..
_,,.!,..;_!;,,:,.-..,,.,-,
.,...,-..!,,-..-.,.. ;,!.
--- sh:(L:302) -----------
..:_,,.!,..:!_!;,,:,.L..;.._.,..
..-.!_.!_!,,:;...;_,.L.-!,.! ;
,,..!,,.;,..! ;,!.,..,.,
_..,!,,.L!,_,,.!,..;_!.,-__;,,:
,,-!.,-:!.._.._._,,.!,..:!_!;,.,
,...:!.,-,.,.,...., .,,..._,; .,-
.,!...,....;...;.,-,.,,,.,.,.
_.!,.,,,.;!;,.,.!.-,_.:,
,,,._!,.:;_.;,..L.!,.-!_.,;
__.,,!_(Haiye-3) : -..!,,.!
,-!,.-.!_...!_-!.....,.,.._
,...:!.._.!,,;_._.,.!,.!
,!.-,.,.,.,..,..,.,...
,..L-,...,.,.-_._..;!
,!..,..,.,.-.,.,.,.,..
,._,.-_!,;..:!_...!..,!
_...,,.,.!,,.:.!.,.-,
_.,..,.-,.,,....,!.-!_._,;
.,,.!,.L.!...-!,.L_..,,.,.,.
_..,:!___...,.,,....L.!
,.-!,.,..!,..!,.,,.!_,,;_,.
(Haiye-3): Bu esma-i mbareke drbnleri ile, mevcudattaki cilveleri altnda
ef'al-i lahiye ve srna bakmakla, Msemma-i Zlcelal'e intikal edilir.
--- sh:(L:303) -----------
_,.-..,.;,..,!,;,..,,.;_.,.,.!
,,....,,,..,,,,.:,,,..,.-
.-!,,;,_,;_.,,,.._:!..
,,-L.!,,..,_..-;..,...!,
,.;,..,,,.,.,.,!,,....
,.:!,-.!,..,,,.,.!,,.:.!
;_...!,!...,__.!,...!
.,.,..:.,,..,..!..
;!;,!_.,.,..,....,.,

tizar
Bu Arab Lem'a, yeni yazl Lem'alar arasna girmesi dolaysyla, sahife
numaralar, kitabn numaralar ile takib edilmesi mecburiyetinde kalndndan
Araba sahife numaras takibine uymamas cihetinin, nazar- msamaha ile
karlanmas rica olunur.


--- sh:(L:304) -----------

Otuzuncu Lem'a
Otuzbirinci Mektub'un Otuzuncu Lem'as ve Eskiehir
Hapishanesinin bir meyvesi, "Alt Nkte"dir.

Denizli Medrese-i Yusufiyesinin bir ders-i a'zam "Meyve
Risalesi" olduu ve Afyon Medrese-i Yusufiyesinin kymetdar bir ders-i
ekmeli "Elhccetzzehra" olmas gibi.. Eskiehir Medrese-i
Yusufiyesinin gayet kuvvetli bir ders-i a'zam da, ism-i a'zam tayan alt
ismin alt nktesini beyan eden bu Otuzuncu Lem'adr.
(sm-i A'zam'dan Hayy- Kayyum'a dair parada pek derin ve
geni mes'eleleri herkes birden bilemez ve zevk etmez, fakat hissesiz de
kalmaz.)

Birinci Nkte

sm-i Kudds'n bir nktesine dairdir.
[Bu Kudds Nktesi, Otuzuncu Sz'n Zeylinin Zeyli olmas
mnasibdir.]
_
;,...!,-....,_,;,
yetinin bir nktesi ve bir sm-i A'zam veyahud sm-i A'zam'n alt
nurundan bir nuru olan "Kudds" isminin bir cilvesi aban- erif'in
hirinde, Eskiehir Hapishanesi'nde bana grnd. Hem mevcudiyet-i
lahiyeyi kemal-i zuhurla, hem vahdet-i Rabbaniyeyi kemal-i vuzuhla
gsterdi. yle ki, grdm: Bu kinat ve bu Kre-i Arz, daim iler bir
byk fabrika ve her vakit dolar boalr bir han, bir misafirhanedir.
Halbuki byle ilek fabrikalar, hanlar ve misafirhaneler; mzahrefatla,
enkazlarla, sprntlerle ok kirleniyorlar, bulak oluyorlar ve ufunetli
--- sh:(L:305) -----------
maddeler her tarafnda terakm ediyorlar. Eer pek ok dikkatle
baklmazsa ve tanzif edilmezse ve sprlp temizlenmezse iinde
durulmaz, insan onda boulur. Halbuki bu fabrika-i kinat ve misafirhane-i
Arz o derece pk, temiz ve naziftir ve o kadar kirsiz ve bulakszdr ve
ufunetsizdir ki, bir lzumsuz ey ve bir menfaatsiz madde ve tesadf bir
kir bulunmaz, zahir bulunsa da, abuk bir istihale makinesine atlr,
temizlenir. Demek bu fabrikaya bakan zt, ok iyi bakyor. Ve bu
fabrikann yle tanzifi bir sahibi var ki, o koca fabrikay ve o byk saray
kk bir oda gibi sprtr, temizler, tanzim ve tanzif eder. Ve o pek
byk fabrikann bykl nisbetinde mzahrefat ve enkazndan kalma
kirli maddeleri, sprntleri bulunmuyor. Belki bykl nisbetinde,
temizliine ve nezafetine dikkat ediliyor. Bir insan, bir ayda ykanmazsa ve
kk odasn sprmezse ok kirlenir, pislenir. Demek bu saray-
lemdeki pklk, safilik, nuranlik, temizlik; mtemadiyen hikmetli bir
tanziften, bir dikkatli tathirden ileri geliyor. Ve eer o daim tathir ve
sprmek ve dikkat ile bakmak olmasayd, bir senede btn hayvanlarn
yzbin milletleri Arz'n yznde boulacaklard.
Ve semavatn fezasnda, tahribe ve mevte mazhar olan krelerin ve
peyklerin, belki yldzlarn enkazlar, bamz ve dier hayvanatn
balarn, belki Kre-i Arz'n ban, belki dnyamzn ban kracaklard.
Dalar byklndeki talar bamza yadracaklard ve bizi bu vatan-
dnyevmizden karacaklard. Halbuki eskiden beri o yukar lemlerdeki
tahrib ve tamirden, medar- ibret olarak yalnz birka semav talar dm
ise de hi kimsenin ban krmam.
Hem zeminin yznde her sene mevt ve hayatn deimeleri ve
dmeleri yznden yzbinler hayvanat milletlerinin cenazeleri ve
ikiyzbin nebatatn taifelerinin enkazlar, berr ve bahrin yzlerini
fevkalde yle kirleteceklerdi ki; zuur, o yzleri deil sevmek, k
olmak belki yle irkinlikten nefret edip mevte ve ademe kaacaklard. Bir
ku kolayca kanatlarn ve bir ktib rahata sahifelerini temizledii gibi, bu
tayyare-i Arz'n ve bu tuyur-u semaviyenin kanatlar ve bu kitab- kinatn
sahifeleri de ylece temizleniyor, gzelleiyor ki; hiretin hadsiz
gzelliini grmeyen ve imanla dnmeyen insanlar, dnyann bu
temizliine, bu gzelliine k olurlar, peresti ederler.
Demek bu saray- lem ve bu fabrika-i kinat, sm-i Kudds'n bir
cilve-i a'zamna mazhardr ki, o tanzif-i kudsden gelen emirleri, deil
yalnz denizlerin kil-l lahm tanzifatlar ve karalarn kartallar, belki
kurdlar ve karncalar gibi cenazeleri toplayan shhiye memurlar dahi
dinliyorlar. Belki o kuds evamir-i tanzifiyeyi, bedende cereyan eden
kandaki kreyvat- hamra ve beyza dahi dinleyip, bedenin hceyratnda
tanzifat
--- sh:(L:306) -----------
yaptklar gibi; nefes dahi o kan tasfiye eder, temizler. Ve o emri; gz
kapaklar, gzleri temizlemek ve sinekler, kanatlarn sprmek iin
dinledikleri gibi, koca hava ve bulut dahi dinler. Hava zeminin sathna,
yzne konan toz toprak gibi sprntlere fler, tanzif eder. Bulut sngeri,
zemin bahesine su serper, toz topra yattrr. Sonra gkyzn ok
zaman kirletmemek iin, abuk sprntlerini toplayp kemal-i intizamla
ekilir, gizlenir. Gn gzel yzn ve gzn, silinmi ve sprlm,
parl parl parlar gsteriyor. Ve o evamir-i tanzifiyeyi yldzlar, unsurlar,
madenler, nebatlar dinledikleri gibi, btn zerreler dahi dinliyorlar ki,
hayret-engiz tahavvlt frtnalar iinde o zerreler nezafete dikkat
ediyorlar. Bir yerde lzumsuz toplanmyorlar, kalabalk etmiyorlar.
Mlevves olsalar, abuk temizleniyorlar. En temiz ve en nazif ve en parlak
ve en pk vaziyetleri; en gzel, en saf, en latif suretleri almak iin, bir dest-
i hikmet tarafndan sevkolunuyorlar.
te bu tek fiil, yani tek hakikat olan tanzif; sm-i Kudds gibi bir
ism-i a'zamdan, kinatn daire-i a'zamnda grnen bir cilve-i a'zamdr ki,
dorudan doruya mevcudiyet-i Rabbaniyeyi ve vahdaniyet-i lahiyeyi
esma-i hsnasyla beraber, Gne gibi geni ve drbn gibi olan gzlere
gsterir.
Evet Risale-i Nur'un ok cz'lerinde kat' brhanlarla isbat edilmi
ki: sm-i Hakem ve sm-i Hakm'in bir cilvesi olan fiil-i tanzim ve nizam,
ve sm-i Adl ve dil'in bir cilvesi olan fiil-i tevzin ve mizan ve sm-i
Cemil ve Kerim'in bir cilvesi olan fiil-i tezyin ve ihsan ve sm-i Rab ve
Rahm'in bir cilvesi olan fiil-i terbiye ve in'am; bu daire-i a'zam- lemde,
herbiri bir tek hakikat ve bir tek fiil olduklarndan, bir tek ztn vcub-u
vcudunu ve vahdetini gsteriyorlar. Aynen yle de: sm-i Kudds'n bir
mazhar ve bir cilvesi olan fiil-i tanzif ve tathir dahi, o Zt- Vcib-l
Vcud'un hem gne gibi mevcudiyetini, hem gndz gibi vahdaniyetini
gsteriyorlar. Ve mezkr tanzim, tevzin, tezyin, tanzif misill o ef'al-i
hakmane, a'zam dairede vahdet-i nev'iyeleri noktasnda bir tek Sni'-i
Vhid'i gsterdikleri gibi; esma-i hsnann ekserisinin, belki binbir
esmann herbirinin byle birer cilve-i a'zam, bu daire-i a'zamda vardr. Ve
o cilveden gelen fiil, bykl nisbetinde vuzuh ve kat'iyyetle Vhid-i
Ehad'i gsterir.
Evet hereyi kanun ve nizamna itaat ettiren hikmet-i mme ve
hereyi sslendirip yzn gldren inayet-i amile ve her eyi sevindirip
memnun eden rahmet-i vasia ve zhayat her eyi beslendirip lezzetlendiren
rzk- umum-i iae ve her eyi umum eyaya mnasebettar ve mstefid ve
bir derece mlik eden hayat ve ihya gibi kinatn yzn gldren,
klandran bedih hakikatlar ve vahdan fiiller; ziya gnei gsterdii gibi,
birtek Zt- Hakm, Kerim, Rahm,
--- sh:(L:307) -----------
Rezzak, Hayy ve Muhy'yi bilbedahe gsteriyorlar. Eer herbiri birer
brhan- bahir-i vahdaniyet olan o yzer geni fiillerden tek birisi Vhid-i
Ehad'e verilmezse, yzer vecihte muhaller lzm gelir. Mesel: Onlardan
deil hikmet, inayet, rahmet, iae, ihya gibi bedih hakikatlar ve vahdan
deliller, belki yalnz tanzif fiili kinat Hlkna verilmezse, o vakit ehl-i
dalaletin o meslek-i kfrsinde lzm gelir ki: Ya tanzif ile alkadar
zerreden, sinekten tut t unsurlara, yldzlara kadar btn mahlukatn her
biri koca kinatn tezyinini ve tevzinini ve tanzimini ve tanzifini bilecek,
dnecek ve ona gre davranacak bir kabiliyette olacak.. veyahud
Hlk- lem'in sft- kudsiyesi kendisinde bulunacak.. veyahud bu
kinatn tezyinat ve tanzifat ve vridat ve masarfnn mvazenelerini
tanzim etmek iin, kinat byklnde bir meclis-i meveret
bulundurulacak ve hadsiz zerreler, sinekler, yldzlar o meclisin zalar
olacak ve hkeza.. bunlar gibi hurafeli, safsatal yzer muhaller
bulunacak. T ki, her tarafta grnen ve mahede olunan umum ve
ihatal ulv tezyin ve tathir ve tanzif vcud bulabilsin. Bu ise bir muhal
deil, belki yzbin muhal ortaya girer. Evet eer gndzn ziyas ve
zemindeki umum parlak eylerde temessl eden hayal gneikler
Gne'e verilmezse ve bir tek Gne'in cilve-i in'ikasdr denilmezse, o
vakit zemin yznde parlayan btn cam paralarnda ve su katrelerinde
ve karn ieciklerinde, belki havann zerrelerinde birer hakik Gne
bulunmak lzm gelir. T ki, o umum ziya vcud bulabilsin.
te hikmet dahi bir ziyadr.. rahmet-i muhita bir ziyadr.. tezyin,
tevzin, tanzim, tanzif muhit birer ziyadrlar ki, o ems-i Ezel'nin
ualardrlar. te gel, bak; dalalet ve kfr nasl hi klmaz batakla
girer. Ve dalaletteki cehalet, ne derece ahmakane olduunu gr,
"Elhamdlillahi al din-il slm ve kemal-il iman" de.
Evet kinat sarayn tertemiz tutan bu ulv, umum tanzif; elbette
sm-i Kudds'n cilvesi ve muktezasdr. Evet naslki btn mahlukatn
tesbihatlar sm-i Kudds'e bakar; yle de btn nezafetlerini de, Kudds
ismi ister. (Haiye) Nezafetin bu kuds intisabndandr ki;

;..;_..L.!
hadsi, nezafeti imann nurundan saym.
_,,L..!,-,_,.!,-;
yeti dahi, tahareti muhabbet-i lahiyenin bir medar gstermi.
(Haiye): Kt hasletler, btl itikadlar, gnahlar, bid'alar; manev kirlerden olduklarn
unutmamalyz.
--- sh:(L:308) -----------

Otuzuncu Lem'ann kinci Nktesi
,.-.,..;!,....,.,-.....;.__.;,
yetinin bir nktesi ve bir ism-i a'zam veyahud ism-i a'zamn alt
nurundan bir nuru olan "Adl" isminin bir cilvesi, Birinci Nkte gibi
Eskiehir Hapishanesinde uzaktan uzaa grnd. Onu yaknlatrmak
iin yine temsil yoluyla deriz:
u kinat yle bir saraydr ki, o sarayda mtemadiyen tahrib ve
tamir iinde alkalanan bir ehir var.. ve o ehirde her vakit harb ve hicret
iinde kaynayan bir memleket var.. ve o memlekette her zaman mevt ve
hayat iinde yuvarlanan bir lem var. Halbuki o sarayda, o ehirde, o
memlekette, o lemde o derece hayret-engiz bir mvazene, bir mizan, bir
tevzin hkmediyor, bilbedahe isbat eder ki: Bu hadsiz mevcudatta olan
tahavvlt ve vridat ve masarf; herbir anda umum kinat grr, nazar-
teftiinden geirir bir tek ztn mizanyla llr, tartlr. Yoksa
balklardan bir balk bin yumurtack ile ve nebatattan haha gibi bir
iek yirmi bin tohum ile ve sel gibi akan unsurlarn, inklablarn
hcumuyla iddetle mvazeneyi bozmaya alan ve istil etmek isteyen
esbab babo olsalard veyahud maksadsz serseri tesadf ve mizansz
kr kuvvete ve uursuz zulmetli tabiata havale edilseydi, o mvazene-i
eya ve mvazene-i kinat yle bozulacakt ki; bir senede, belki bir
gnde herc merc olurdu. Yani: Deniz karmakark eylerle dolacakt,
taaffn edecekti; hava, gazat- muzrra ile zehirlenecekti; zemin ise bir
mezbele, bir mezbaha, bir batakla dnecekti. Dnya boulacakt.
te cesed-i hayvannin hceyratndan ve kandaki kreyvat-
hamra ve beyzadan ve zerratn tahavvltndan ve cihazat- bedeniyenin
tenasbnden tut, t denizlerin vridat ve masarfna.. t zemin altndaki
emelerin gelir ve sarfiyatlarna.. t hayvanat ve nebatatn tevelldat ve
vefiyatlarna.. t gz ve baharn tahribat ve tamiratlarna.. t unsurlarn ve
yldzlarn hidemat ve harektlarna.. t mevt ve hayatn, ziya ve zulmetin
ve hararet ve brudetin deimelerine ve dmelerine ve
arpmalarna kadar o derece hassas bir mizan ile ve o kadar ince bir
l ile tanzim edilir ve tartlr ki, akl- beer hibir yerde hakik olarak
hibir israf, hibir abes grmedii gibi; hikmet-i insaniye dahi, hereyde
en mkemmel bir intizam, en gzel bir mevzuniyet gryor ve
gsteriyor.

--- sh:(L:309) -----------
Belki, hikmet-i insaniye o intizam ve mevzuniyetin bir tezahrdr, bir
tercmandr.
te gel, Gne ile muhtelif oniki seyyarenin mvazenelerine bak.
Acaba bu mvazene, Gne gibi, Adl ve Kadr olan Zt- Zlcelal'i
gstermiyor mu? Ve bilhassa seyyarattan olan gemimiz yani Kre-i Arz,
bir senede yirmidrt bin senelik bir dairede gezer, seyahat eder. Ve o
hrika sr'atiyle beraber zeminin yznde dizilmi, istif edilmi eyay
datmyor, sarsmyor, fezaya frlatmyor. Eer sr'ati bir para tezyid
veya tenkis edilseydi, sekenesini havaya frlatp fezada datacakt. Ve
bir dakika, belki bir saniye mvazenesini bozsa, dnyamz bozacak;
belki bakasyla arpacak, bir kyameti koparacak. Ve bilhassa zeminin
yznde nebat ve hayvan drtyz bin taifenin tevelldat ve vefiyata ve
iae ve yaaya rahmane mvazeneleri; ziya gnei gsterdii gibi, bir
tek Zt- Adl Rahm'i gsteriyor. Ve bilhassa o hadsiz milletlerin hadsiz
efradndan bir tek ferdin zas, cihazat, duygular o derece hassas bir
mizanla birbiriyle mnasebetdar ve mvazenettedir ki; o tenasb, o
mvazene, bedahet derecesinde bir Sni'-i Adl Hakm'i gsteriyor. Ve
bilhassa her ferd-i hayvannin bedenindeki hceyratn ve kan
mecralarnn ve kandaki kreyvatn ve o kreyvattaki zerrelerin o derece
ince ve hassas ve hrika mvazeneleri var, bilbedahe isbat eder ki:
Hereyin dizgini elinde ve hereyin anahtar yannda ve birey bireye
mani olmuyor.. umum eyay bir tek ey gibi kolayca idare eden bir tek
Hlk- Adl Hakm'in mizanyla, kanunuyla, nizamyla terbiye ve idare
oluyor. Harin mahkeme-i kbrasnda mizan- azm-i adaletinde cinn ve
insin mvazene-i a'mallerini istib'ad edip inanmayan, bu dnyada
gzyle grd bu mvazene-i ekbere dikkat etse, elbette istib'ad
kalmaz.
Ey israfl, iktisadsz.. ey zulml, adaletsiz.. ey kirli, nezafetsiz
bedbaht insan! Btn kinatn ve btn mevcudatn dstur-u hareketi
olan iktisad ve nezafet ve adaleti yapmadndan, umum mevcudata
muhalefetinle, manen onlarn nefretlerine ve hiddetlerine mazhar
oluyorsun. Neye dayanyorsun ki; umum mevcudat zulmnle,
mizanszlnla, israfnla, nezafetsizliinle kzdryorsun? Evet sm-i
Hakm'in cilve-i a'zamndan olan hikmet-i mme-i kinat, iktisad ve
israfszlk zerinde hareket ediyor; iktisad emrediyor. Ve sm-i Adl'in
cilve-i a'zamndan gelen kinattaki adalet-i tmme, umum eyann
mvazenelerini idare ediyor ve beere de adaleti emrediyor. Sure-i
Rahman'da


--- sh:(L:310) -----------
;,,.!_-L;;,,.!_.,,.,-,....!,
;,,.!,,.-;,...!.;,!.,,
yetindeki drt mertebe, drt nevi mizana iaret eden drt defa "mizan"
zikretmesi, kinatta mizann derece-i azametini ve fevkalde pek byk
ehemmiyetini gsteriyor. Evet hibir eyde israf olmad gibi, hibir
eyde de hakik zulm ve mizanszlk yoktur. Ve sm-i Kudds'n cilve-i
a'zamndan gelen tanzif ve nezafet, btn kinatn mevcudatn
temizliyor, gzelletiriyor. Beerin bulak eli karmamak artyla, hibir
eyde hakik nezafetsizlik ve irkinlik grnmyor.
te hakaik-i Kur'aniyeden ve desatir-i slmiyeden olan "adalet,
iktisad, nezafet" hayat- beeriyede ne derece esasl birer dstur olduunu
anla. Ve ahkm- Kur'aniye ne derece kinatla alkadar ve kinat iine
kk salm ve sarm bulunduunu ve o hakaik bozmak, kinat bozmak
ve suretini deitirmek gibi mmkn olmadn bil!. Ve bu ziya-y
a'zam gibi; rahmet, inayet, hafziyet misill yzer ihatal hakikatlar hari,
hireti iktiza ve istilzam ettikleri halde, hi mmkn mdr ki: Kinatta
ve umum mevcudatta hkmferma olan rahmet, inayet, adalet, hikmet,
iktisad ve nezafet gibi pek kuvvetli ihatal hakikatlar; harin ademiyle ve
hiretin gelmemesiyle merhametsizlie, zulme, hikmetsizlie, israfa,
nezafetsizlie, abesiyete inklab etsinler? H, yzbin defa h! Bir
sinein hakk- hayatn rahmane muhafaza eden bir rahmet, bir hikmet;
acaba hari getirmemekle umum zuurlarn hadsiz hukuk-u hayatlarn
ve nihayetsiz mevcudatn nihayetsiz hukuklarn zayi' eder mi? Ve tabiri
caiz ise, rahmet ve efkatte ve adalet ve hikmette hadsiz hassasiyet ve
dikkat gsteren bir hamet-i rububiyet; ve kemaltn gstermek ve
kendini tanttrmak ve sevdirmek iin bu kinat hadsiz hrika
san'atlaryla, nimetleriyle sslendiren bir saltanat- uluhiyet, byle hem
umum kemaltn, hem btn mahlukatn hie indiren ve inkr ettiren
hairsizlie msaade eder mi? H! Byle bir Cemal-i Mutlak, byle bir
kubh-u mutlaka bilbedahe msaade etmez. Evet hireti inkr etmek
isteyen adam, evvelce btn dnyay btn hakaikyla inkr etmeli.
Yoksa, dnya btn hakaikyla, yzbin lisanla onu tekzib ederek bu
yalannda yzbin derece yalancln isbat edecek. Onuncu Sz kat'
delillerle isbat etmitir ki; hiretin vcudu, dnyann vcudu kadar kat'
ve bhesizdir.
* * *

--- sh:(L:311) -----------

sm-i A'zam'n alt nurundan nc nuruna iaret eden

nc Nkte
.:-!.,,_,,._!_.
yetinin bir nktesi ve bir sm-i A'zam veya sm-i A'zam'n alt nurundan
bir nuru olan "sm-i Hakem"in bir cilvesi Ramazan- erifte grld. Ona
yalnz bir iaret olarak "Be Nokta"dan ibaret nc Nkte acele olarak
yazld; msvedde halinde kald.
nc Nkte'nin Birinci Noktas: Onuncu Sz'de iaret
edildii gibi: sm-i Hakem'in tecelli-i a'zam u kinat yle bir kitab
hkmne getirmi ki, her sahifesinde yzer kitab yazlm.. ve her
satrnda yzer sahife dercedilmi.. ve her kelimesinde yzer satr
mevcuddur.. ve her harfinde yzer kelime var.. ve her noktasnda kitabn
muhtasar bir fihristecii bulunur bir tarza getirmitir. O kitabn sahifeleri,
satrlar, t noktalarna kadar yzer cihette nakkan, ktibini yle
vuzuhla gsteriyor ki; o kitab- kinatn mahedesi, kendi vcudundan
yz derece daha ziyade ktibinin vcudunu ve vahdetini isbat eder. nki
bir harf, kendi vcudunu bir harf kadar ifade ettii halde; ktibini bir satr
kadar ifade ediyor. Evet bu kitab- kebirin bir sahifesi, zemin yzdr. O
sahifede nebatat, hayvanat taifeleri adedince kitablar, birbiri iinde,
beraber, bir vakitte, yanlsz, gayet mkemmel bir surette bahar
mevsiminde yazld gzle grnyor. Bu sahifenin bir satr, bir
bahedir. O bahede bulunan iekler, aalar, nebatlar adedince
manzum kasideler; beraber, birbiri iinde, yanlsz yazldn
gzmzle gryoruz. O satrn bir kelimesi iek am, meyve vermek
zere yapran vermi bir aatr. te bu kelime; muntazam, mevzun,
ssl yaprak, iek ve meyveleri adedince Hakem-i Zlcelal'in medh
senasna dair manidar fkralardr. Gya iek am her aa gibi, o aa
dahi nakkann medhelerini teganni eden manzum bir kasidedir.
Hem gya Hakem-i Zlcelal, zeminin meherinde tehir ettii
antika ve acib eserlerine binler gzle bakmak istiyor.
Hem gya o Sultan- Ezel'nin o aaca verdii murassa' hediye ve
nianlar ve formalar, husus bayram ve resm-i kad olan baharda
padiahn nazarna arzetmek iin yle mzeyyen, mevzun, muntazam,
manidar bir ekil alm ve yle hikmetli bir ekil verilmitir ki; herbir
ieinde, herbir meyvesinde birbiri iinde ok vecihler ve delillerle
nakkann
--- sh:(L:312) -----------
vcuduna ve esmasna ehadet ederler. Mesel: Herbir iekte, herbir
meyvede bir mizan var. Ve o mizan, bir intizam iinde.. ve o intizam,
tazelenen bir tanzim ve tevzin iinde.. ve o tevzin ve tanzim, bir znet ve
san'at iinde.. ve o znet ve san'at, manidar kokular ve hikmetli tatlar
iinde bulunduundan; herbir iek, o aacn iekleri adedince Hakem-i
Zlcelal'e iaretler ediyor. Ve bu bir kelime olan bu aata, bir harf
hkmnde olan bir meyvede bulunan bir ekirdek noktas, btn aacn
fihristesini, proramn tayan kk bir sandukadr. Ve hkeza.. buna
kyasen kinat kitabnn btn satrlar, sahifeleri byle sm-i Hakem ve
Hakm'in cilvesiyle yalnz herbir sahifesi deil, belki herbir satr ve
herbir kelimesi ve herbir harfi ve herbir noktas, birer mu'cize hkmne
getirilmitir ki; btn esbab toplansa, bir noktasnn nazirini getiremezler,
muaraza edemezler. Evet bu Kur'an- Azm-i Kinat'n herbir yet-i
tekviniyesi, o yetin noktalar ve hurufu adedince mu'cizeler
gsterdiklerinden, elbette serseri tesadf, kr kuvvet, gayesiz, mizansz,
uursuz tabiat hibir cihetle o hakmane, basrane olan has mizana ve
gayet ince intizama karamazlar. Eer karsaydlar, elbette kark eseri
grnecekti. Halbuki hibir cihette intizamszlk mahede olunmuyor.
nc Nkte'nin kinci Noktas: "ki Mes'ele"dir.
Birinci Mes'ele: Onuncu Sz'de beyan edildii gibi.. nihayet
kemalde bir cemal ve nihayet cemalde bir kemal, elbette kendini grmek
ve gstermek, tehir etmek istemesi; en esasl bir kaidedir. te bu esasl
dstur-u umumye binaendir ki; bu kitab- kebir-i kinatn Nakka-
Ezel'si, bu kinatla ve bu kinatn herbir sahifesiyle ve herbir satryla,
hatt harfleri ve noktalaryla kendini tanttrmak ve kemaltn bildirmek
ve cemalini gstermek ve kendisini sevdirmek iin en cz'den en kllye
kadar herbir mevcudun mteaddid lisanlaryla cemal-i kemalini ve
kemal-i cemalini tanttryor ve sevdiriyor.
te ey gafil insan! Bu Hkim-i Hakem-i Hakm-i Zlcelali
Velcemal, sana kar kendisini herbir mahlukuyla byle hadsiz ve parlak
tarzlarda tanttrmak ve sevdirmek istedii halde, sen onun tanttrmasna
kar imanla tanmazsan ve onun sevdirmesine mukabil ubudiyetinle
kendini ona sevdirmezsen ne derece hadsiz muzaaf bir cehalet, bir
hasaret olduunu bil, ayl!..
kinci Noktann kinci Mes'elesi: Bu kinatn Sni'-i Kadr ve
Hakm'inin mlknde itirak yeri yoktur. nki hereyde nihayet
derecede intizam bulunduundan, irki kabul edemez. nki mteaddid
eller bir


--- sh:(L:313) -----------
ie karrsa, o i karr. Bir memlekette iki padiah, bir ehirde iki vali, bir
kyde iki mdr bulunsa; o memleket, o ehir, o kyn her iinde bir
karklk balayaca gibi.. en edna bir vazifedar adam, o vazifesine
bakasnn mdahalesini kabul etmemesi gsteriyor ki; hkimiyetin en
esasl hassas, elbette istiklal ve infiraddr. Demek intizam vahdeti ve
hkimiyet infirad iktiza eder. Madem hkimiyetin bir muvakkat glgesi,
muavenete muhta ve ciz insanlarda byle mdahaleyi reddederse elbette
derece-i rububiyette hakik bir hkimiyet-i mutlaka, bir Kadr-i Mutlak'ta
btn iddetiyle mdahaleyi reddetmek gerektir. Eer zerre kadar
mdahale olsayd, intizam bozulacakt. Halbuki bu kinat yle bir tarzda
yaratlm ki; bir ekirdei halketmek iin, bir aac halkedebilir bir kudret
lzmdr. Ve bir aac halketmek iin de kinat halkedebilir bir kudret
gerektir. Ve kinat iinde parmak kartran bir erik bulunsa, en kk bir
ekirdekte de hissedar olmak lzm gelir. nki o, onun nmunesidir. O
halde, koca kinatta yerlemeyen iki rububiyet, bir ekirdekte, belki bir
zerrede yerlemek lzm gelir. Bu ise, muhalatn ve btl hayalatn en
manasz ve en uzak bir muhalidir. Koca kinatn umum ahval ve
keyfiyatn mizan- adlinde ve nizam- hikmetinde tutan bir Kadr-i
Mutlak'n aczini, hatt bir ekirdekte dahi iktiza eden irk ve kfr ne
kadar hadsiz derecede muzaaf bir hilaf, bir hata, bir yalan olduunu.. ve
tevhid ne derece hadsiz muzaaf bir derecede hak ve hakikat ve doru
olduunu bil, "Elhamdlillahi ale-l iman" de!..
nc Nokta: Sni'-i Kadr, sm-i Hakem ve Hakm'iyle bu lem
iinde binler muntazam lemleri dercetmitir. O lemler iinde en ziyade
kinattaki hikmetlere medar ve mazhar olan insan, bir merkez, bir medar
hkmnde yaratm. Ve o kinat dairesinin en mhim hikmetleri ve
faideleri, insana bakyor. Ve insan dairesi iinde dahi, rzk bir merkez
hkmne getirmi. lem-i insande ekser hikmetler, maslahatlar; o rzka
bakar ve onunla tezahr eder. Ve insanda uur ve rzkta zevk vastasyla
sm-i Hakm'in cilvesi parlak bir surette grnyor. Ve uur-u insan
vastasyla kefolunan yzer fenlerden herbir fen, Hakem isminin, bir
nevide bir cilvesini tarif ediyor. Mesel Tb Fenninden sual olsa: "Bu
kinat nedir?" Elbette diyecek ki: "Gayet muntazam ve mkemmel bir
eczahane-i kbradr. inde herbir il gzelce ihzar ve istif edilmitir."
Fenn-i Kimya'dan sorulsa: "Bu Kre-i Arz nedir?" Diyecek: "Gayet
muntazam ve mkemmel bir kimyahanedir." Fenn-i Makine diyecek:
"Hibir kusuru olmayan gayet mkemmel bir fabrikadr." Fenn-i Ziraat
diyecek: "Nihayet derecede mahsuldar, her nevi hububu vaktinde yetitiren
muntazam bir tarladr ve mkemmel bir bahedir." Fenn-i Ticaret diyecek:
"Gayet muntazam bir sergi ve ok intizaml bir pazar ve mallar
--- sh:(L:314) -----------
ok san'atl bir dkkndr." Fenn-i ae diyecek: "Gayet muntazam, btn
erzakn enva'n cmi' bir anbardr." Fenn-i Rzk diyecek: "Yzbinler leziz
taamlar beraber kemal-i intizam ile iinde piirilen bir matbah- Rabban ve
bir kazan- Rahmandir." Fenn-i Askeriye diyecek ki: "Arz bir ordughtr.
Her bahar mevsiminde yeni taht- silha alnm ve zemin yznde
adrlar kurulmu drtyz bin muhtelif milletler o orduda bulunduu
halde; ayr ayr erzaklar, ayr ayr libaslar, silhlar, ayr ayr talimatlar,
terhisatlar kemal-i intizamla hibirini unutmayarak ve armayarak, birtek
Kumandan- A'zam'n emriyle, kuvvetiyle, merhametiyle, hazinesiyle gayet
muntazam yaplp, idare ediliyor." Ve Fenn-i Elektrik'ten sorulsa, elbette
diyecek: "Bu muhteem saray- kinatn dam, gayet intizaml, mizanl
hadsiz elektrik lmbalaryla tezyin edilmitir. Fakat o kadar hrika bir
intizam ve mizan iledir ki: Bata Gne olarak Kre-i Arz'dan bin defa
byk o semav lmbalar, mtemadiyen yandklar halde mvazenelerini
bozmuyorlar, patlak vermiyorlar, yangn karmyorlar. Sarfiyatlar hadsiz
olduu halde, vridatlar ve gazyalar ve madde-i itialleri nereden
geliyor? Neden tkenmiyor? Neden yanmak mvazenesi bozulmuyor?..
Kk bir lmba dahi muntazam baklmazsa, sner. Kozmorafyaca Kre-
i Arz'dan bir milyondan ziyade byk ve bir milyon seneden ziyade
yaayan Gne'i (Haiye) kmrsz, yasz yandran; sndrmeyen
Hakm-i Zlcelal'in hikmetine, kudretine bak. "Sbhanallah" de. Gne'in
mddet-i mrnde geen dakikalarnn irat adedince "Mallah,
Brekllah, Lilahe ll Hu" syle. Demek bu semav lmbalarda gayet
hrika bir intizam var ve onlara ok dikkatle baklyor. Gya o pek byk
ve pekok kitle-i nariyelerin ve gayet ok kanadil-i nuriyelerin buhar
kazan ise, harareti tkenmez bir Cehennem'dir ki, onlara nursuz hararet
veriyor. Ve o elektrik lmbalarnn makinesi ve merkez fabrikas, daim
bir Cennet'tir ki, onlara nur ve k veriyor. sm-i Hakem ve Hakm'in
cilve-i a'zamyla, intizamla yanmaklar devam ediyor. Ve hkeza... Bunlara
kyasen yzer fennin herbirisinin kat' ehadetiyle, noksansz bir intizam-
ekmel iinde hadsiz hikmetler, maslahatlarla bu kinat tezyin edilmitir. Ve
o hrika ve ihatal hikmetle, mecmu-u kinata verdii intizam ve
hikmetleri, en kk bir zhayat ve bir ekirdekte kk bir mikyasta
dercetmitir. Ve malm ve bedihdir ki; intizam ile gayeleri
(Haiye): Acaba dnya sarayn sndran Gne sobasna veyahud lmbasna ne kadar
odun ve kmr ve gazya lzm olduu hesabedilsin. Her gn yanmas iin -
Kozmorafya'nn szne baklsa- bir milyon Kre-i Arz kadar odun ynlar ve binler
denizler kadar gazya gerektir. imdi dn; onu odunsuz, gazsz daim klandran
Kadr-i Zlcelal'in hametine, hikmetine, kudretine Gne'in zerreleri adedince
"Sbhanallah, Mallah, Brekllah" de.
--- sh:(L:315) -----------
ve hikmetleri ve faideleri takib etmek; ihtiyar ile, irade ile, kasd ile, meiet
ile olabilir; baka olamaz. htiyarsz, iradesiz, kasdsz, uursuz esbab ve
tabiatn ii olmad gibi, mdahaleleri dahi olamaz. Demek bu kinatn
btn mevcudatndaki hadsiz intizamat ve hikmetleriyle iktiza ettikleri ve
gsterdikleri bir Fil-i Muhtar', bir Sni'-i Hakm'i bilmemek veya inkr
etmek, ne kadar acib bir cehalet ve divanelik olduu tarif edilmez. Evet
dnyada en ziyade hayret edilecek birey varsa, o da bu inkrdr. nki
kinatn mevcudatndaki hadsiz intizamat ve hikmetleriyle, vcud ve
vahdetine ahidler bulunduu halde; onu grmemek, bilmemek, ne derece
krlk ve cehalet olduunu, en kr cahil de anlar. Hatt diyebilirim ki; ehl-
i kfrn iinde, kinatn vcudunu inkr ettiklerinden ahmak zannedilen
Sofestaler, en aklllardr. nki kinatn vcudunu kabul etmekle Allah'a
ve Hlkna inanmamak kabil ve mmkn olmadndan, kinat inkra
baladlar. Kendilerini de inkr ettiler. "Hibir ey yok" diyerek akldan
istifa ederek, akl perdesi altnda sair mnkirlerin hadsiz aklszlklarndan
kurtulup, bir derece akla yanatlar.
Drdnc Nokta: Onuncu Sz'de iaret edildii gibi: Bir Sni'-i
Hakm ve gayet hikmetli bir usta, bir sarayn herbir tanda yzer hikmeti
hassasiyetle takib etse, sonra o saraya dam yapmayp boubouna harab
olmasyla takib ettii hadsiz hikmetleri zayi' etmesini hibir zuur kabul
etmedii.. ve bir Hakm-i Mutlak, kemal-i hikmetinden bir dirhem kadar
bir ekirdekten yzer batman faideleri, gayeleri, hikmetleri dikkatle takib
ettii halde; da gibi koca aaca bir dirhem kadar bir tek faide, bir tek
kk gaye, bir tek meyve vermek iin o koca aacn pek ok masarfn
yapmakla, kendi hikmetine btn btn zd ve muhalif olarak msrifane
bir sefahet irtikb etmesi hibir cihetle imkn olmad gibi; aynen yle
de; bu kinat saraynn herbir mevcudatna yzer hikmet takan ve yzer
vazife ile tehiz eden, hatt herbir aaca meyveleri adedince hikmetler ve
iekleri adedince vazifeler veren bir Sni'-i Hakm, kyameti
getirmemekle ve hari yapmamakla, btn hadd hesaba gelmeyen
hikmetleri ve nihayetsiz vazifeleri manasz, abes, bo, faidesiz zayi' etmesi,
o Kadr-i Mutlak'n kemal-i kudretine acz-i mutlak verdii gibi; o Hakm-i
Mutlak'n kemal-i hikmetine hadsiz abesiyet ve faidesizlii ve o Rahm-i
Mutlak'n cemal-i rahmetine nihayetsiz irkinlii ve o dil-i Mutlak'n
kemal-i adaletine nihayetsiz zulm vermek demektir. deta kinatta
herkese grnen hikmet, rahmet, adaleti inkr etmektir. Bu ise, en acib bir
muhaldir ki; hadsiz btl eyler, iinde bulunur. Ehl-i dalalet gelsin, baksn;
girecei ve dnd kendi kabri gibi, kendi dalaletinde ne derece
dehetli bir zulmet, bir karanlk ve ylanlarn,
--- sh:(L:316) -----------
akreplerin yuvas bir kuyu olduunu grsn. Ve hirete iman ise, Cennet
gibi gzel ve nuran bir yol olduunu bilsin, imana girsin.
Beinci Nokta: "ki Mes'ele"dir.
Birinci Mes'ele: Sni'-i Zlcelal, sm-i Hakm'in muktezasyla,
hereyde en hafif sureti, en ksa yolu, en kolay tarz, en faideli ekli
ehemmiyetle takib ettii gsteriyor ki; israf, abesiyet, faidesizlik, ftratta
yoktur. sraf ise, sm-i Hakm'in zdd olduu gibi; iktisad, onun lzmdr
ve dstur-u esasdr.
Ey iktisadsz israfl insan! Btn kinatn en esasl dsturu olan
iktisad yapmadndan, ne kadar hilaf- hakikat hareket ettiini bil!
,.;,,,.
yeti; ne kadar esasl, geni bir dsturu ders verdiini anla!..
kinci Mes'ele: sm-i Hakem ve Hakm, bedahet derecesinde
Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n risaletine delalet ve istilzam
ediyor denilebilir. Evet madem gayet manidar bir kitab, onu ders verecek
bir muallim ister. Ve gayet gzel bir cemal, kendini grecek ve
gsterecek bir yine iktiza eder. Ve gayet kemalde bir san'at, tehirci bir
delll ister. Elbette herbir harfinde yzer manalar, hikmetler bulunan bu
kitab- kebir-i kinatn muhatab olan nev-i insan iinde elbette bir
rehber-i ekmel, bir muallim-i ekber bulunacak. T ki, o kitabda bulunan
kuds ve hakik hikmetleri ders verecek.. belki kinattaki hikmetlerin
vcudunu bildirecek.. belki kinatn hilkatindeki makasd- Rabbaniyenin
zuhuruna, belki husulne vesile olacak.. ve umum kinatta Hlk
tarafndan gayet ehemmiyetle izharn irade ettii kemal-i san'atn,
cemal-i esmasn bildirecek, yinedarlk edecek.. ve o Hlk, btn
mevcudatla kendini sevdirmek ve zuur mahluklarndan mukabele
istediinden, o zuurlarn namna birisi o geni tezahrat- rububiyete
kar geni bir ubudiyet ile mukabele edip, berr ve bahri cezbeye
getirecek, Semavat ve Arz' nlatacak bir velvele-i tehir ve takdis ile, o
zuurlarn nazarn, o san'atlarn Sni'ine evirecek.. ve kuds dersler ve
talimatla btn ehl-i akln kulaklarn kendine evirecek bir Kur'an-
Azman'la, o Sni'-i Hakem-i Hakm'in makasd- lahiyesini en gzel
bir surette gsterecek.. ve btn hikmetlerinin tezahrne ve tezahrat-
cemaliye ve celaliyesine kar en ekmel bir mukabele edecek bir zt,
Gne'in vcudu gibi bu kinata lzmdr, zarurdir. Ve yle eden ve en
ekmel bir surette o vazifeleri yapan, bilmahede Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'dr.

--- sh:(L:317) -----------
yle ise; Gne ziyay, ziya gndz istilzam ettii derecede; kinattaki
hikmetler, risalet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) istilzam eder.
Evet naslki sm-i Hakem ve Hakm'in cilve-i a'zam ile, a'zam
derecede risalet-i Ahmediyeyi iktiza ediyor; yle de esma-i hsnadan
Allah, Rahman, Rahm, Vedud, Mn'im, Kerim, Cemil, Rab gibi ok
isimlerin herbiri, kinatta grnen bir cilve-i a'zamla, a'zam derecede ve
mertebe-i kat'iyyette risalet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) istilzam ederler.
Mesel: sm-i Rahman'n cilvesi olan rahmet-i vasia, o Rahmeten
lil-lemn ile tezahr eder. Ve sm-i Vedud'un cilvesi olan tahabbb-
lah ve taarrf- Rabban, o Habib-i Rabb-l lemn ile netice verir,
mukabele grr. Ve sm-i Cemil'in bir cilvesi olan btn cemaller; yani
cemal-i zt, cemal-i esma, cemal-i san'at, cemal-i masnuat dahi, o yine-i
Ahmediyede grlr, gsterilir. Ve hamet-i rububiyet ve saltanat-
uluhiyetin cilveleri dahi, o delll- saltanat- rububiyet olan Zt-
Ahmediyenin risaletiyle bilinir, grnr, anlalr, tasdik edilir. Ve
hkeza... Bu misaller gibi ekser esma-i hsnann herbiri, risalet-i
Ahmediyeye birer parlak brhandr.
Elhasl: Madem kinat mevcuddur ve inkr edilmiyor; elbette
kinatn renkleri, znetleri, klar, ziyalar, san'atlar, hayatlar, rabtalar
hkmnde olan hikmet, inayet, rahmet, cemal, nizam, mizan, znet gibi
mehud hakikatlar, hibir cihetle inkr edilmez. Madem bu sfatlarn,
fiillerin inkr mmkn deildir; elbette o sfatlarn mevsufu ve o fiillerin
fili ve o ziyalarn gnei olan Zt- Vcib-l Vcud, Hakm, Kerim,
Rahm, Cemil, Hakem, Adl dahi hibir cihetle inkr edilmez ve inkr
kabil olmaz. Ve elbette o sfatlarn ve o fiillerin medar- zuhurlar, belki
medar- kemalleri, belki medar- tahakkuklar olan rehber-i ekber,
muallim-i ekmel ve delll- a'zam ve tlsm- kinatn keaf ve yine-i
Samedan ve Habib-i Rahman olan Muhammed Aleyhissalt
Vesselm'n risaleti hibir cihetle inkr edilmez. lem-i hakikatn ve
hakikat- kinatn ziyalar gibi, bunun risaleti dahi kinatn en parlak bir
ziyasdr.
..-,.!,..!,-,!_..,,..
,..;,,.,,.;,,..
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *

--- sh:(L:318) -----------
Otuzuncu Lem'ann
Drdnc Nktesi
_
.-_
yetinin bir nktesi ve Vhid ve Ehad isimlerini tazammun eden bir ism-i
a'zam veya ism-i a'zamn alt nurundan bir nuru olan "Ferd" isminin bir
cilvesi, evval-i erif'te Eskiehir Hapishanesi'nde bana grnd. O
cilve-i a'zamn tafsiltn Risale-i Nur'a havale edip, burada muhtasar
"Yedi aret"le, sm-i Ferd'in tecelli-i a'zamyla gsterdii tevhid-i
hakikyi, gayet muhtasar beyan edeceiz.
Birinci aret: Ferd ism-i a'zam, a'zam bir tecelli ile kinatn
heyet-i mecmuasna ve herbir nev'ine ve herbir ferdine birer sikke-i
tevhid, birer htem-i vahdaniyet koyduunu, Yirmiikinci Sz ile
Otuznc Mektub tafsilen gstermilerdir. Burada yalnz sikkeye
iaret edeceiz.
Birinci Sikke: Ferdiyet cilvesi, kinat yznde yle bir sikke-i
vahdet koymutur ki, kinat tecezzi kabul etmez bir kll hkmne
getirmitir. Btn kinata tasarruf edemeyen bir zt, hibir cz'ne hakik
mlik olamaz. O sikke de udur: Kinatn mevcudat, enva'lar, en
muntazam bir fabrika arklar gibi birbirine muavenet eder; birbirinin
vazifesini tekmile alr. yle bir tesand, yle birbirine muavenet, yle
birbirinin sualine cevab vermek ve birbirinin imdadna komak ve
birbirine sarlmak, birbiri iine girmek suretiyle yle bir vahdet-i vcud
tekil ediyorlar ki; bir insann cesedindeki unsurlar gibi, birbirinden
kabil-i tefrik olmaz. Bir unsurun dizginini tutan, umumun dizginlerini
tutamazsa, o tek unsurun dizginini zabtedemez.
te kinatn smasndaki bu teavn, tesand, tecavb, teanuk; pek
parlak bir sikke-i kbra-y vahdettir.
kinci Sikke: Zeminin yznde ve bahar smasnda yle bir
parlak htem-i ehadiyet ve sikke-i vahdaniyet sm-i Ferd'in cilvesiyle
grnyor ki, Kre-i Arz'n yznde btn zhayat btn efradyla ve
ahval ve uunatyla idare etmeyen ve umumunu birden grmeyen ve
bilmeyen ve icad etmeyen bir zt, icad cihetinde hibir eye
karmadn isbat ediyor. O sikke de udur: Zeminin yznde madeni
maddelerin, unsurlarn ve camidat mahlukatn gayet muntazam, fakat
gizli sikkelerinden
--- sh:(L:319) -----------
kat'- nazar; yalnz ikiyzbin hayvanat taifelerinin ve ikiyzbin nebatat
enva'nn atk ipleriyle dokunan nakl u sikkeye bak ki: Birden bahar
mevsiminde, zeminin yznde, birbiri iinde, beraber, ayr ayr ekilleri,
ayr ayr hizmetleri, ayr ayr rzklar, ayr ayr cihazatlar; hibirini
armayarak, yanl etmeyerek, nihayet karklk iinde nihayet
derecede temyiz ve tefrik ile, gayet hassas bir mizanla herbir eye lzm
olan hereyleri klfetsiz tam vaktinde umulmad yerden verildiini
gzmzle grdmzden, zeminin smasnda o keyfiyet, o tedbir, o
idare yle bir htem-i vahdaniyet ve yle bir sikke-i ehadiyettir ki; btn
o mevcudat birden, hiten icad edip beraber idare etmeyen bir zt;
rububiyet ve icad cihetiyle hibir eye karamaz. nki karm olsa, o
hadsiz geni mvazene-i idare bozulacak. Fakat insanlarn o kavanin-i
rububiyetin hsn- cereyanlarna yine emr-i lah ile sur bir hizmeti var.
nc Sikke: nsann yznde.. belki, insann yz yle bir
sikke-i ehadiyettir ki, dem zamanndan t kyamete kadar gelmi ve
gelecek btn efrad- insaniye birden nazar- mtalaasnda bulunmayan
ve herbirine kar o tek yzde birer almet-i farika koymayan ve o kk
yzde hadsiz almet-i farika brakmayan bir sebeb, bir tek insann
yzndeki htem-i vahdaniyete icad cihetiyle el uzatamaz. Evet insann
yzne o sikkeyi koyan zt, elbette btn efrad- insaniye nazar-
uhudunda ve daire-i ilmindedir ki, herbir insann smas gz, kulak, az
gibi za-y esasde birbirine benzedii halde, birer almet-i farika ile,
hibirisine tamam benzemez. Naslki o smada gz, kulak gibi zalarn
umum efradnda birbirine benzedii, o nev-i insann Snii bir, vhid
olduuna ehadet eden bir sikke-i tevhiddir; yle de: Hukuk-u
insaniyenin muhafazas iin sair enva'n fevkinde olarak, o smalarda
birbirine iltibas olmamak ve birbirinden tefriki iin, hikmetli pek ok
almet-i farika ile iftiraklar, o Sni'-i Vhid'in iradesini, ihtiyarn ve
meietini gstermekle beraber, ayr ve ok dakik bir sikke-i ehadiyet
oluyor ki; btn insanlar, hayvanlar, belki kinat halketmeyen bir zt,
bir sebeb o sikkeyi koyamaz.
kinci aret: Kinatn lemleri, enva'lar ve unsurlar yle birbiri
iine girift olarak girmitir ki, kinatn heyet-i mecmuasna mlik
olmayan bir sebeb, hibir nev'ine, hibir unsuruna hakik tasarruf
edemez. deta sm-i Ferd'in cilve-i vahdeti, btn kinat bir vahdet
iine alm; herey o vahdeti iln ediyor. Mesel: Bu kinatn lmbas
olan Gne'in bir olmas, umum kinat birinin olmasna iaret ettii gibi;
zhayatlarn evik ve alak hizmetileri olan hava unsuru bir olmas.. ve
alar olan ate bir olmas.. ve zemin bahesini sulayan bulut sngeri bir
--- sh:(L:320) -----------
olmas.. ve umum zhayatn imdadna yetien yamur bir olmas ve her
yere yetimesi.. ve ekser hayvanat ve nebatat taifelerinin herbirisi umum
zemin yznde serbest yaylmalar, vahdet-i nev'iyeleri ve meskenleri bir
bulunmas; gayet kat' bir surette iaretler, ehadetlerdir ki: Meskenleri ile
beraber umum o mevcudat, bir tek ztn mal olduuna delalet ederler.
te buna kyasen, btn kinatn byle birbirine girift olan
enva'lar mecmu kinat yle bir kll hkmne getirmitir ki, icad
cihetiyle tecezzi kabul etmez. Umum kinata hkm gemeyen bir sebeb,
rububiyet cihetiyle ve icad keyfiyetiyle hibir eye hkmedemez ve bir
tek zerreye rububiyetini dinlettiremez.
nc aret: sm-i Ferd'in tecelli-i a'zamyla kinat birbiri
iinde hadsiz mektubat- Samedaniye hkmne getirip, her mektubda
hadsiz htem-i vahdaniyet ve pek ok mhr- ehadiyet baslm gibi,
herbir mektubun kelimat adedince ehadiyet mhrlerini tayor ve o
mhrlerin adedince ktibini gsteriyor. Evet herbir iek, herbir meyve,
herbir ot, hatt herbir hayvan, herbir aa birer mhr- ehadiyet ve birer
sikke-i Samediyet olduklarn ve bulunduklar mekn ise bir mektub
suretini almas cihetiyle herbiri bir imza eklini alr; o meknn ktibini
gsteriyor. Mesel: Bir bahede bir sar iek, o bahe nakkann bir
mhr hkmndedir. O iek mhr kimin ise, btn zemin yzndeki o
nevi iekler, o ztn kelimeleri hkmnde olduuna ve o bahe dahi
onun yazs olduuna, ak bir surette delalet ediyor. Demek oluyor ki;
herbir ey, umum eyay Hlkna isnad edip, a'zam bir tevhide iaret
ediyor.
Drdnc aret: sm-i Ferd'in cilve-i a'zam gne gibi zahir
olmakla beraber, vcub derecesinde bir makuliyet ve hadsiz bir
kolaylkla kabul edilir. Ve o cilvenin muhalifi ve zdd olan irk, nihayet
derecede mkil ve akldan gayet derecede uzak, belki muhal ve mmteni
derecesinde olduunu isbat eden ok brhanlar, Risale-i Nur'un
eczalarnda beyan edilmi. imdilik o delillerdeki o noktalarn tafsilatn
o risalelere havale edip, yalnz " Nokta"sn burada beyan edeceiz.
Birincisi: Onuncu ve Yirmidokuzuncu Szlerin hirlerinde
icmalen ve Yirminci Mektub'un hirinde tafsilen gayet kat' brhanlar ile
isbat etmiiz ki: Zt- Ferd ve Ehad'in kudretine nisbeten en byk ey'in
icad, en kk birey gibi kolaydr. Bir bahar, bir iek gibi shuletle
halkeder. Binler harin nmunelerini her baharda gzmz nnde
kolaylkla icad eder. Byk bir aac, kk bir meyve gibi rahata idare
eder.


--- sh:(L:321) -----------
Eer mteaddid esbaba havale edilse, herbir meyve, bir aa kadar masrafl
ve mkilatl.. ve bir iek, bir bahar kadar zahmetli ve suubetli olur. Evet
naslki bir ordunun tehizat- askeriyesi bir kumandann emriyle bir
fabrikada yaplsa; o ordunun tehizat, deta bir tek neferin tehizat gibi
kolaylar. Eer her neferin cihazat ayr ayr fabrikada yaplsa ve idare-i
askeriyesi vahdetten kesrete girse; o vakit herbir nefer, ordu kadar
fabrikalar ister.
Aynen yle de eer herey Zt- Ferd ve Ehad'e verilse; btn bir
nev'in hadsiz efrad, bir tek ferd gibi kolay olur. Eer esbaba verilse; herbir
ferd, o nev' kadar mkilatl olur. Evet vahdet de, ferdiyet de; hereyin o
Zt- Vhid'e intisabyla olur ve ona istinad eder. Ve bu istinad ve intisab
ise; o ey iin hadsiz bir kuvvet, bir kudret hkmne geebilir. O vakit,
kk bir ey, o intisab ve istinad kuvvetiyle, binler derece kuvvet-i
ahsiyesinin fevkinde iler grebilir, neticeler verebilir. Ve ok kuvvetli
olan Ferd ve Ehad'e istinad ve intisab etmeyen bir ey, kendi ahs
kuvvetine gre, kk iler grebilir ve neticesi ona gre klr. Mesel:
Naslki babozuk, gayet cesur, kuvvetli bir adam, kendi cephanesini ve
zahresini beraberinde ve belinde tamaa mecbur olduundan, ancak on
adam dmanna kar muvakkat dayanabilir. nki ahs kuvveti o kadar
eser gsterebilir. Fakat, askerlik tezkeresiyle bir kumandan- a'zama intisab
ve istinad eden bir adam; kendi menabi-i kuvvetini ve erzak deposunu
kendisi ekmedii ve tamaa mecbur olmad iin, o intisab ve istinad,
onun iin tkenmez bir kuvvet, bir hazine hkmne getiinden; malub
den dman ordusunun bir mirini, belki binler adamla beraber, o
intisab kuvvetiyle esir edebilir.
Demek vahdette, ferdiyette; bir karnca bir Firavun'u, bir sinek bir
Nemrud'u, bir mikrop bir cebbar o intisab kuvvetiyle malub edebildii
gibi; nohut tanesi kklnde bir ekirdek dahi da gibi heybetli bir am
aacn omuzunda tayabilir. Evet naslki bir kumandan- a'zam, bir neferin
imdadna bir orduyu gnderebilir haysiyetiyle ve o neferin arkasnda bir
orduyu tahid edebildii cihetiyle; o nefer, bir ordu kendisinin arkasnda
manen bulunuyor gibi bir kuvvet-i maneviye ile pek byk ilere,
kumandan namna mazhar olur. yle de: Sultan- Ezel, Ferd ve Ehad
olduundan -hibir cihetle ihtiya yok, eer faraza ihtiya olsa- hereyin
imdadna btn eyay gnderir ve herbir eyin arkasna kinat ordusunu
tahid eder ve herbir ey kinat kadar bir kuvvete dayanr ve herbir eye
kar btn eya -faraza eer ihtiya olsa- o Kumandan- Ferd'in kuvveti
hkmne geebilir. Eer Ferdiyet olmazsa, herbir ey btn bu kuvveti
kaybeder, hi hkmne sukut eder; neticeleri dahi hie iner.
te gzmzle her vakit mahede ettiimiz bu ok hrika eserlerin
gayet kk ehemmiyetsiz eylerden tezahr, bilbedahe Ferdiyet ve
--- sh:(L:322) -----------
Ehadiyeti gsteriyor. Yoksa hereyin neticesi, meyvesi, eseri; o eyin
maddesi ve kuvveti gibi klerek hie inecekti. Ve gzmz nndeki
gayet kymetdar eylerin gayet derecede ucuzluu ve nihayet derecede
mebzuliyeti, hi kalmayacakt. imdi krk para ile alacamz bir kavunu,
bir nar; krk bin lira ile de yiyemezdik. Evet dnyadaki btn shulet,
btn ucuzluk, btn mebzuliyet; vahdetten gelir ve Ferdiyete ehadet
eder.
kinci Nokta: Mevcudat iki vecihle icad ediliyor. Biri; "ibda' ve
ihtira'" tabir edilen hiten icaddr. Dieri; "ina ve terkib" tabir edilen
mevcud olan anasr ve eyadan toplamak suretiyle ona vcud vermektir.
Eer cilve-i Ferdiyete ve srr- Ehadiyete gre olsa, hadsiz derece bir
shulet, belki vcub derecesinde bir kolaylk olur. Eer Ferdiyete
verilmezse, hadsiz derece mkil ve gayr- makul, belki imtina'
derecesinde bir suubet olacak. Halbuki kinattaki mevcudat, nihayet
derecede klfetsiz olarak ve shuletle ve kolaylkla gayet mkemmel bir
surette vcuda gelmeleri, cilve-i Ferdiyeti bilbedahe gsteriyor ve herey
dorudan doruya Zt- Ferd-i Zlcelal'in san'at olduunu isbat ediyor.
Evet eer btn eya Ferd-i Vhid'e verilse, bir kibrit akar gibi,
eserleriyle azameti anlalan o nihayetsiz kudretiyle hiten icad eder ve
ihatal nihayetsiz ilmiyle hereye manev bir kalp hkmnde bir mikdar
tayin eder. Ve o yine-i ilmindeki hereyin suretine ve plnna gre
kolayca herbir eyin zerreleri o kalb- ilm iine yerleir, muntazaman
vaziyetlerini muhafaza ederler. Eer etraftan zerreleri toplamak lzm
gelse de, ilm kanunlarn ve kudretin ihatal dsturlar cihetiyle; o
zerreler, kanun-u ilm ve sevk-i kudret ile balanmalar haysiyetiyle
muti' bir ordunun neferat gibi muntazaman kanun-u ilm ve sevk-i
kudret ile gelip o eyin vcudunu ihata eden kalb- ilm ve mikdar-
kader iine girip kolayca vcudunu tekil ederler. Belki yinedeki aksin
fotoraf vastasyla kt stne vcud-u haric giymesi veyahud
grnmeyen bir yaz ile yazlan bir mektuba gsterici maddeyi srmekle
grnmesi gibi, Ferd-i Vhid'in ilm-i ezelsinin yinesinde bulunan
mahiyet-i eya ve suver-i mevcudata gayet shuletle, kudret onlara
vcud-u haric giydirir ve lem-i manadan lem-i zuhura getirir, gzlere
gsterir. Eer Ferd-i Vhid'e verilmezse, bir sinein vcudunu ry-i
zeminin etrafndan ve anasrndan gayet hassas bir mizanla toplamak,
deta yeryzn ve unsurlar eleyip her taraftan o mahsus vcudun
mahsus zerrelerini getirerek san'atl vcudunda muntazam yerletirmek
iin madd kalb, belki zalar adedince kalblar bulunmak ve o
vcuddaki duygular ve ruh gibi ince, dakik, manev letaifi dahi mizan-
mahsusla manev lemlerden celbetmek lzm gelir.
--- sh:(L:323) -----------
te bu surette bir sinein icad, kinat kadar mkilatl olur; yz
derece mkil mkil iinde, belki muhal muhal iinde olacak. nki
Hlk- Ferd'den baka hibir ey, hiten ve ademden icad edemediine
btn ehl-i din ve ehl-i fen ittifak ediyorlar. yle ise esbab ve tabiata
havale edilse, hereye, ekser eyadan toplamak suretiyle vcud verilebilir.
nc Nokta: Eer btn eya, bir Zt- Ferd-i Vhid'e verilse,
bir tek ey gibi kolay olmasna; eer esbaba ve tabiata havale edilse, bir
tek eyin vcudu, umum eya kadar mkilatl olduuna iaret eden,
baka risalelerde izah edilen bir iki temsili, muhtasaran beyan edeceiz.
Mesel: Bir zabite, bin nefere ait vaziyet ve idare havale edilse ve
bir nefer de on zabitin idaresine verilse.. o bir neferin idaresi, bir taburun
idaresinden on derece daha mkilatl olur. nki ona emredenler,
birbirine mani olurlar. Bir kemeke ile o nefer hibir istirahat yzn
grmeyecek. Hem bir taburdan matlub vaziyet ve netice, birtek zabite
havale edilse; klfetsiz, kolayca o neticeyi istihsal eder ve o vaziyeti
verebilir. Eer o vaziyeti almay ve o neticeyi istihsal etmeyi, o taburdaki
basz, mirsiz, avusuz neferata havale edilse, o matlub vaziyeti ve
neticeyi almak iin ok karklk iinde mnakaalarla ancak nks bir
sureti, mkilatla tahsil edebilir.
kinci Temsil: Mesel Ayasofya gibi kubbeli bir cmiin
kubbesindeki talarn durdurmak vaziyeti ve muallakta durdurmas bir
ustaya verilse, o vaziyeti onlara kolayca verebilir. Eer o vaziyete
girmesi, talara havale edilse, herbir ta umum talara hem hkim-i
mutlak, hem mahkm-u mutlak olmak lzm gelir. T ki, birbirine
babaa verip, muallakta durabilsinler. O halde o ustann kolayca grd
iini grmek iin yz usta kadar, yz derece iinden daha ziyade iler
grlecek, sonra o vaziyetler alnacak.
nc Temsil: Mesel Kre-i Arz, Zt- Ferd-i Vhid'in bir
memuru, bir neferi olduundan, yalnz o birtek nefer, o tek ztn tek
emrini dinledii iin, mevsimlerin husul ve gece ve gndz vakitlerinin
vcudu ve semavattaki ulv ve hametli harektn zuhuru ve sinemavari
semav levhalarn tebdili gibi neticeleri istihsal iin Arz gibi bir tek nefer,
bir tek ztn bir tek emrini almakla, o vazifenin ne'esinden gelen bir
cazibe ile meczub mevlev gibi semaa kalkar, btn o muhteem
neticelerin husulne ve zuhuruna vesile olur. Gya o tek nefer, kinat
yzndeki muhteem manevraya bir kumandanlk eder. Eer hkimiyet-i
uluhiyeti ve saltanat- rububiyeti umum kinat ihata eden ve hkm ve
emri umum mevcudata geen bir Zt- Ferd'e verilmezse; o halde o
neticeleri, o semav manevray ve arz mevsimleri tahsil etmek iin Kre-i
--- sh:(L:324) -----------
Arz'dan bin defa byk milyonlarla yldzlar ve kreler, milyonlar sene
uzun bir mesafeyi her yirmidrt saatte, herbir senede gezmekle o neticeler
gsterilebilir. te Kre-i Arz gibi bir tek memur, meczub bir mevlev gibi
mihveri ve medar stnde iki hareketle hasl olan o hametli neticelerin
husul ise, vahdette ne derece hadsiz shulet olduuna bir misal olmas
gibi, ayn neticeleri kazanmak iin milyonlar defa o hareketten daha mkil
ve hadsiz uzun yollar ile o neticeleri kazanmak ne derece mkilatl, belki
muhal olduuna; irk ve kfrn yolunda ne derece muhaller, btl eyler
bulunduuna misaldir.
Esbaba tapanlarn ve tabiatperestlerin cehaletlerine bu misal ile bak.
Mesel: "Bir zt hrika bir fabrikann veya acib bir saatin veya muhteem
bir sarayn veya mkemmel bir kitabn gayet muntazam bir surette
eczalarn, arklarn fevkalde san'atyla hazr ettikten sonra, kendisi
kolayca o eczalar terkib edip iletmeyerek, belki ok uzun masraflarla o
eczalar kendi kendine ilemek ve o usta yerine fabrikay, saray, saati
yapmak, kitab yazmak iin herbir cz', herbir ark, hatt kd, kalemi
birer hrika makine hkmne getiriyor. Ve tehirini ok istedii btn
hnerlerini, kemaltn izhara vesile olan o stadln ve san'atn onlara
havale ediyor" diye zannetmek, ne derece akldan uzak ve cehalet
olduunu anlarsn! Aynen yle de; esbaba ve tabiatlara icad isnad edenler,
muzaaf bir cehalete derler. nki tabiatlarn ve sebeblerin stnde dahi
gayet muntazam bir eser-i san'at var; onlar da sair mahlukat gibi
masnu'durlar. Onlar yle yapan zt, onlarn neticelerini dahi yapar,
beraber gsteriyor. ekirdei yapan, onun stnde aac o yapar; ve aac
yapan, onun stnde meyveleri dahi o icad eder. Yoksa ayr ayr
tabiatlarn, sebeblerin vcuda gelmeleri iin, yine muntazam baka
tabiatlar, sebebleri isteyecekler. Ve hakeza gitgide nihayetsiz, manasz,
imknsz bir silsile-i mevhumat mevcud kabul etmek lzm gelir. Bu ise,
cehaletlerin en antikasdr.
Beinci aret: ok yerlerde kat' delillerle isbat etmiiz ki:
Hkimiyetin en esasl hssas; istiklaldir, infiraddr. Hatt hkimiyetin zaf
bir glgesi; ciz insanlarda dahi, istiklaliyetini muhafaza etmek iin, gayrn
mdahalesini iddetle reddeder ve kendi vazifesine bakasnn karmasna
msaade etmez. ok padiahlar bu redd-i mdahale haysiyetiyle masum
evldlarn ve sevdii kardelerini merhametsizce kesmiler. Demek,
hakik hkimiyetin en esasl hssas ve infikak kabul etmez bir lzm ve
daim bir muktezas; istiklaldir, infiraddr, gayrn mdahalesini reddir.
te bu ok esasl hssa iindir ki, rububiyet-i mutlaka
derecesindeki hkimiyet-i lahiye, gayet iddetle irki ve itiraki ve
mdahale-i gayr

--- sh:(L:325) -----------
reddettiinden, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan dahi, gayet hararetle ve iddetle
ve pek ok tekrar ile tevhidi gsterip; irki, itiraki azm tehdidlerle
reddediyor.
te rububiyetteki hkimiyet-i lahiye, tevhid ve vahdeti kat' bir
surette iktiza ettii ve gayet kuvvetli bir dyi ve gayet iddetli bir
mukteziyi gsterdii gibi, kinat yzndeki nihayet derecede mkemmel
ve mecmu-u kinattan, yldzlardan tut t nebatat, hayvanat, maadin.. t
cz'iyat ve efrada ve zerrelere kadar grnen intizam- ekmel ve insicam-
ecmel; o ferdiyete, o vahdete hibir cihetle bhe getirmez bir ahid-i
dil, bir brhan- bahirdir. nki gayrn mdahalesi olsa, bu gayet hassas
nizam ve intizam ve mvazene-i kinat elbette bozulacakt ve
intizamszlk eseri grnecekti. ....!;,!..,,;.!
yetinin srryla, bu hrika mkemmel nizam- kinat karacakt ve
fesada girecekti. Halbuki ,L_._,_,.,!_,. yetiyle
zerrattan t seyyarata, ferten t ara kadar hibir cihetle kusur ve noksan
ve mevveiyet eseri grlmediinden, gayet parlak bir surette, bu
nizam- kinat ve u intizam- mahlukat ve u mvazene-i mevcudat,
sm-i Ferd'in cilve-i a'zamn gsterip vahdete ehadet eder. Hem cilve-i
ehadiyet srryla, en kk bir zhayat mahluk, kinatn bir misal-i
musaggaras ve kk bir fihristesi hkmnde olduundan; o tek zhayata
sahib kan, btn kinat kabza-i tasarrufunda tutan zt olabilir. Ve bir
ekirdek, hilkate bir aatan geri olmad; ve bir aa, kk bir kinat
hkmnde olduu.. herbir zhayat dahi, kk bir kinat ve kk bir
lem hkmnde olduundan; bu srr- ehadiyet cilvesi, irk ve itiraki
muhal derecesine getiriyor.
Bu kinat, o sr ile; deil yalnz tecezzi kabul etmez bir klldr;
belki mahiyete, inksam ve itiraki ve tecezzisi imknsz ve mteaddid
elleri kabul etmez bir kll hkmne getiinden; ondaki herbir cz', bir
cz' ve bir ferd hkmnde; ve o kll dahi, bir kll hkmnde
olduundan, hibir cihetle itirakin imkn olmuyor. Bu sm-i Ferd'in
cilve-i a'zam; hakikat- tevhidi, bu srr- ehadiyetle bedahet derecesinde
isbat ediyor.
Evet kinatn enva'lar birbiri iine girift olmas ve kenetlemesi
ve herbirinin vazifesi umuma bakt cihetle; kinat rububiyet ve icad
noktasnda tecezzi kabul etmez bir kll hkmne getirdii misill;
kinatta faaliyet gsteren ef'al-i umumiye-i muhita dahi, birbirinin iinde
tedahl cihetiyle, yani mesel hayat vermek fiili iinde, ayn anda iae
--- sh:(L:326) -----------
ve terzk fiili grnyor. Ve o iae, ihya fiilleri iinde ayn zamanda o
zhayatn cesedini tanzim, tehiz fiilleri mahede olunuyor. Ve o iae,
ihya, tanzim, tehiz fiilleri iinde; ayn vakitte tasvir, terbiye ve tedbir
fiilleri nazara arpyor. Ve hakeza.. byle muhit ve umum ef'alin birbiri
iine tedahl ve girift olmas.. ve ziyadaki yedi renk gibi imtiza belki
ittihad etmesi haysiyetiyle ve o ef'alin herbiri mahiyete bir birlik ve
vahdet iinde ekser mevcudata ihatas ve mul.. ve vahdan birer fiil
olduundan, her halde filinin bir tek zt olmas.. ve herbiri umum
kinat istila etmesi.. ve sair ef'al ile muavenetdarane birlemesi
itibariyle, kinat tecezzi kabul etmez bir kll hkmne getirdii gibi;
zhayat mahluklarn herbirisi, kinatn bir ekirdei, bir fihristesi, bir
nmunesi hkmnde olduundan, kinat rububiyet noktasnda tecezzi ve
inksam imkn haricinde bir kll hkmne getirmitir. Demek kinat
yle bir klldr ki; bir cz'e Rab olmak, umum o klle Rab olmakla olur.
Ve yle bir klldir ki; herbir cz', bir ferd hkmne geip, bir tek ferde
rububiyetini dinlettirmek, umum o kllyi msahhar etmekle olabilir.
Altnc aret: Ferdiyet-i Rabbaniye ve vahdet-i lahiye, btn
kemaltn (Haiye) medar, esas olduu ve kinatn hilkatindeki
hikmetlerin ve maksadlarn menei ve madeni olduu gibi, zuur ve
zakln, hususan insanlarn metalibinin ve arzularnn husul bulmasnn
menba ve are-i yegnesidir. Eer ferdiyet olmazsa, beerin btn
metalib ve arzular snecek. Hem hilkat- kinatn neticeleri hie inecek,
hem mevcud ve muhakkak olan ekser kemaltn in'idamna vesile olacak.
Mesel: nsanda en edid ve sarslmaz ve ak derecesinde bir arzu-yu
beka var. Ve o matlab vermek iin, btn kinat srr- ferdiyetle
kabzasnda tutan ve bir menzili kapayp br menzili amak gibi kolay
bir surette dnyay kapayp hireti aabilir bir zt, o arzu-yu bekay
yerine getirebilir. Ve bu arzu gibi, ebede uzanm ve kinatn etrafna
yaylm, beerin binler arzular, srr- ferdiyete ve hakikat- tevhide
baldrlar. Eer o ferdiyet olmazsa; onlar olmaz, akm kalrlar. Ve
vahdetle btn kinata birden tasarruf eden bir Zt- Ferd olmazsa, o
matlablar yerine gelmez. Faraza gelse de ok nks olur.
te bu srr- azm iindir ki: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan, tevhid ve
ferdiyeti
(Haiye): Hatt hadsiz kemal ve cemal-i lahnin tahakkukuna en zahir brhan ve en
kuvvetli bir delil, vahdettir. nki kinatn snii Vhid-i Ehad bilinse, btn kinattaki
kemalt ve cemaller, o Sni-i Vhid'de bulunan kuds kemaltn ve cemallerin glgeleri
ve cilveleri ve iaretleri ve tereuhatlar olduu bilinecek. Yoksa kinatn kemalt ve
cemalleri, mahlukata ve uursuz bir ksm esbaba ait kalacakt. O vakit akl- beer
nazarnda kemalt- lahiyenin hazine-i sermediyesi anahtarsz, mehul kalrd.
--- sh:(L:327) -----------
pek ok tekrar ile, kuvvetli bir hararetle, yksek bir halvetle ders verdii
gibi; btn enbiya ve asfiya ve evliya en byk zevklerini ve saadetlerini;
kelime-i tevhid olan "L lahe ll Hu"da buluyorlar.
Yedinci aret: te bu tevhid-i hakikyi btn meratibiyle en
mkemmel bir surette ders veren, isbat eden, iln eden Muhammed
Aleyhissalt Vesselm'n risaleti, elbette o tevhidin kat'iyyeti
derecesinde sabit olmak lzm gelir. nki madem daire-i vcudun en
byk hakikat olan tevhidi btn hakaikyla o zt ders veriyor.. elbette
tevhidi isbat eden btn brhanlar; dolaysyla onun risaletini ve
vazifesinin hakkaniyetini ve davasnn doruluunu dahi kat' isbat eder
denilebilir. Evet byle binler hakaik-i liyeyi cem'eden, Ferdiyet ve
Vahdaniyeti hakkyla kefedip ders veren bir risalet; gayet kat' bir
surette o tevhid, o Ferdiyetin muktezasdr ve lzmdr. Onlar, onu her
halde isterler.
te o vazifeyi tamtamna yerine getiren Zt- Ahmediye
Aleyhissalt Vesselm'n ahsiyet-i maneviyesinin derece-i
ehemmiyetine ve ulviyetine ve bu kinatn bir gnei olduuna ehadet
eden pek ok delillerden, sebeblerden tanesini nmune olarak beyan
ediyoruz.
Birincisi: Umum mmet, umum asrlarda iledikleri umum
hasenatn bir misli "Es-sebeb ke-l fil" srrnca, Zt- Ahmediye
Aleyhissalt Vesselm'n sahife-i hasenatna getii gibi; umum mmet,
her gnde ettikleri salavat duasnn kat' makbuliyeti cihetiyle, o hadsiz
dualarn iktiza ettikleri makam ve mertebeyi dnmekle, ahsiyet-i
maneviye-i Muhammediye Aleyhissalt Vesselm'n bu kinat iinde
nasl bir gne olduu anlalr.
kincisi: lem-i slmn ecere-i kbrasnn menei, ekirdei,
hayat, medar olan mahiyet-i Muhammediye Aleyhissalt Vesselm'n
fevkalde istidad ve cihazatyla, lem-i slmiyetin maneviyatn tekil
eden kuds kelimat, tesbihat, ibadat en evvel btn manalaryla
hissedip yapmaktan gelen terakkiyat- ruhiyesini dn; habibiyet
derecesine kan ubudiyet-i Muhammediyenin (A.S.M.) velayeti, sair
velayetlerden ne kadar yksek olduunu anla!
Bir zaman bir tek tesbihin, bir tek namazda, Sahabelerin tarz-
telakkisine yakn bir surette bana inkiaf, bir ay kadar ibadet derecesinde
ehemmiyetli grnd. Sahabelerin yksek kymetini onunla anladm.
Demek bidayet-i slmiyede kelimat- kudsiyenin verdii feyiz ve nurun
baka


--- sh:(L:328) -----------
bir meziyeti var. Tazelii haysiyetiyle baka bir letafeti, bir taraveti, bir
lezzeti var ki; gaflet perdesi altnda mrur-u zamanla gizlenir, azalr,
perdelenir. Zt- Muhammediye (A.S.M.) ise, onlar menba-
hakiksinden (Zt- Akdes'ten) turfanda, taze olarak, fevkalde istidadyla
alm, emmi, massetmi. Bu srra binaen o zt; bir tek tesbihten,
bakasnn bir sene ibadeti kadar feyiz alabilir.
te bu nokta-i nazardan Zt- Muhammediye Aleyhissalt
Vesselm'n, haddi ve nihayeti olmayan meratib-i kemaltta ne derece
terakki ettiini kyas et.
ncs: Bu kinatn Hlk, bu kinattaki btn makasdnn
en ehemmiyetli medar nev-i insan olduundan ve btn hitabat-
Sbhaniyenin en anlayl bir muhatab nev-i beer olduundan; o nev-i
beer iinde en mehur, en namdar ve sryla ve icraatyla en
mkemmel, en muhteem ferd olan Zt- Muhammediyeyi (A.S.M.) o
nev' namna, belki umum kinat hesabna kendine muhatab eden Zt-
Ferd-i Zlcelal, elbette onu hadsiz kemaltta hadsiz feyzine mazhar
etmitir.
te bu nokta gibi ok noktalar var. Kat' bir surette isbat
ederler ki; ahsiyet-i maneviye-i Muhammediye (A.S.M.), kinatn
manev bir gnei olduu gibi, bu kinat denilen Kur'an- Kebir'in yet-i
kbras ve o Furkan- A'zam'n ism-i a'zam ve sm-i Ferd'in cilve-i
a'zamnn bir yinesidir. Kinatn umum zerratnn umum zamanlarndaki
umum dakikalarnn btn irelerine darbedilip, hasl- darb adedince o
Zt- Ahmediyeye salt selm, nihayetsiz hazine-i rahmetinden
inmesini, Zt- Ferd-i Ehad-i Samed'den niyaz ediyoruz!..
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *











--- sh:(L:329) -----------

Otuzuncu Lem'ann Beinci Nktesi

_
;.,..-_,;_,-,,.-,,._!,L..
,..___.., _.!_,-.!,!.
yet-i azmenin ve
,.;,....-.;,,.!_-!;!;
yet-i azmin bir nktesi ile, sm-i A'zam veyahud sm-i A'zam'n iki
ziyasndan bir ziyas veya alt nurundan bir nuru olan sm-i Hayy'n bir
cilvesi, evval-i erif'te, Eskiehir Hapishanesi'nde, uzaktan uzaa
aklma grnd. Vaktinde kaydedilmedi. Ve abuk o kuds kuu
avlayamadk. Tebaud ettikten sonra, hi olmazsa baz remizlerle o
hakikat- ekberin ve nur-u a'zamn baz ualarn muhtasaran
gstereceiz.
Birinci Remiz: sm-i Hayy ve sm-i Muhy'nin bir cilve-i
a'zamndan olan "Hayat nedir? Ve mahiyeti ve vazifesi nedir?" sualine
kar fihristevari cevab udur ki:
Hayat, u kinatn en ehemmiyetli gayesi.. hem en byk
neticesi.. hem en parlak nuru.. hem en latif mayesi.. hem gayet szlm
bir hlsas.. hem en mkemmel meyvesi.. hem en yksek kemali.. hem
en gzel cemali.. hem en gzel zneti.. hem srr- vahdeti.. hem rabta-i
ittihad.. hem kemaltnn menei.. hem san'at ve mahiyete en hrika bir
zruhu.. hem en kk bir mahluku bir kinat hkmne getiren
mu'cizekr bir hakikat.. hem gya kinatn kk bir zhayatta
yerlemesine vesile oluyor gibi; koca kinatn bir nevi fihristesini o
zhayatta gstermekle beraber, o zhayat ekser mevcudatla mnasebetdar
ve kk bir kinat hkmne getiren en hrika bir mu'cize-i kudrettir.
Hem en byk bir kll kadar -hayat ile- kk bir cz' bylten ve bir
ferdi dahi kll gibi bir lem hkmne getiren ve rububiyet cihetinde
kinat tecezzi ve itiraki ve inksam kabul etmez bir kll ve bir kll
hkmnde gsteren fevkalde hrika bir san'at- lahiyedir. Hem kinatn
mahiyetleri

--- sh:(L:330) -----------
iinde Zt- Hayy- Kayyum'un vcub-u vcuduna ve vahdetine ve
ehadiyetine ehadet eden brhanlarn en parla, en kat'si ve en
mkemmeli.. hem masnuat- lahiye iinde en hafsi ve en zahiri, en
kymetdar ve en ucuzu, en nezihi ve en parlak ve en manidar bir nak-
san'at- Rabbaniyedir. Hem sair mevcudat kendine hdim ettiren nazenin,
nazdar, nazik bir cilve-i rahmet-i Rahmaniyedir. Hem uunat- lahiyenin
gayet cmi' bir yinesidir. Hem Rahman, Rezzak, Rahm, Kerim, Hakm
gibi ok esma-i hsnann cilvelerini cmi' ve rzk, hikmet, inayet, rahmet
gibi ok hakikatlar kendine tabi eden ve grmek ve iitmek ve hissetmek
gibi umum duygularn menei, madeni bir acube-i hilkat-i Rabbaniyedir.
Hem hayat, bu kinatn tezgh- a'zamnda yle bir istihale makinesidir
ki, mtemadiyen her tarafta tasfiye yapyor, temizlendiriyor, terakki
veriyor, nurlandryor.. Ve zerrat kafilelerine, gya hayatn yuvas olan
cesedi o zerrelere vazife grmek, nurlanmak, talimat yapmak iin bir
misafirhane, bir mekteb, bir kladr. deta Zt- Hayy ve Muhy, bu
makine-i hayat vastasyla; bu karanlkl ve fni ve sfli olan lem-i
dnyay latifletiriyor, klandryor, bir nevi beka veriyor, bki bir leme
gitmeye hazrlattryor. Hem hayatn iki yz, yani mlk, melekt
vecihleri parlaktr, kirsizdir, noksanszdr, ulvdir. Onun iin perdesiz,
vastasz, dorudan doruya dest-i kudret-i Rabbaniyeden ktn aikre
gstermek iin, sair eya gibi zahir esbab hayattaki tasarrufat- kudrete
perde edilmemi bir mstesna mahluktur. Hem hayatn hakikat, alt
erkn- imaniyeye bakp, manen ve remzen isbat eder. Yani: Hem Vcib-
l Vcud'un vcub-u vcudunu ve hayat- sermediyesini, hem dr-
hireti ve hayat- bkiyesini, hem vcud-u melaike, hem sair erkn-
imaniyeye pek kuvvetli bakp iktiza eden bir hakikat- nuraniyedir. Hem
hayat, btn kinattan szlm en safi bir hlsas olduu gibi,
kinattaki en mhim bir maksad- lah ve hilkat- lemin en mhim
neticesi olan kr ve ibadet ve hamd ve muhabbeti netice veren bir srr-
a'zamdr.
te, hayatn bu mezkr yirmidokuz ehemmiyetli ve kymetdar
hassalarn ve ulv ve umum vazifelerini nazara al. Sonra bak. Muhy
isminin arkasnda, sm-i Hayy'n azametini gr. Ve hayatn bu azametli
hassalar ve meyveleri noktasndan, sm-i Hayy nasl bir sm-i A'zam
olduunu bil. Hem anla ki; bu hayat, madem kinatn en byk neticesi ve
en azametli gayesi ve en kymetdar meyvesidir; elbette bu hayatn dahi
kinat kadar byk bir gayesi, azametli bir neticesi bulunmak gerektir.
nki aacn neticesi meyve olduu gibi, meyvenin de ekirdei
vastasyla neticesi, gelecek bir aatr. Evet bu hayatn gayesi ve neticesi
hayat- ebediye olduu gibi bir meyvesi de, hayat veren Zt- Hayy ve
--- sh:(L:331) -----------
Muhy'ye kar kr ve ibadet ve hamd ve muhabbettir ki; bu kr ve
muhabbet ve hamd ve ibadet ise; hayatn meyvesi olduu gibi, kinatn
gayesidir. Ve bundan anla ki; bu hayatn gayesini "rahata yaamak ve
gafletli lezzetlenmek ve heveskrane nimetlenmektir" diyenler, gayet
irkin bir cehaletle; mnkirane, belki de kfirane, bu pek ok kymetdar
olan hayat nimetini ve uur hediyesini ve akl ihsann istihfaf ve tahkir
edip, dehetli bir kfran- nimet ederler.
kinci Remiz: sm-i Hayy'n bir cilve-i a'zam ve sm-i Muhy'nin
bir tecelli-i eltaf olan bu hayatn Birinci Remiz'deki fihristesi zikredilen
btn mertebeleri ve vasflar ve vazifeleri beyan etmek, o vasflar
adedince risaleler yazmak lzm geldiinden, Risale-i Nur'un eczalarnda o
vasflarn, o mertebelerin, o vazifelerin bir ksm izah edildiinden, ksmen
tafsilat Risale-i Nur'a havale edip, burada birka tanesine muhtasaran
iaret edeceiz.
te, hayatn yirmidokuz hssalarndan yirminc hssasnda
yle denilmitir ki: Hayatn iki yz de effaf, kirsiz olduundan, esbab-
zahiriye, ondaki tasarrufat- kudret-i Rabbaniyeye perde edilmemitir.
Evet bu hassann srr udur ki; kinatta geri hereyde bir gzellik ve
iyilik ve hayr vardr; ve err ve irkinlik gayet cz'dir ve vhid-i
kyasdirler ki, gzellik ve iyilik mertebelerini ve hakikatlarnn
tekessrn ve taadddn gstermek cihetiyle, o err ise hayr ve o kubh
dahi hsn olur. Fakat zuurlarn nazar- zahirsinde grnen zahir
irkinlik ve fenalk ve bela ve musibetten gelen ksmekler ve ekvalar
Zt- Hayy- Kayyum'a tevecch etmemek iin; hem akln zahir nazarnda
hasis, pis grnen eylerde, kuds mnezzeh olan kudretin bizzt ve
perdesiz onlar ile mbaereti, kudretin izzetine mnaf gelmemek iin,
zahir esbablar o kudretin tasarrufatna perde edilmiler. O esbab ise; icad
edemiyorlar, belki haksz olan ekvalara ve itirazlara hedef olmak ve izzet
ve kudsiyet ve mnezzehiyet-i kudreti muhafaza iindirler. Yirmiikinci
Sz'n kinci Makamnn Mukaddemesinde beyan edildii gibi; Hazret-i
Azrail (A.S.), kabz- ervah vazifesi hususunda Cenab- Hakk'a mnacat
etmi. Demi: "Senin kullarn benden ksecekler." Cevaben ona denilmi:
"Senin vazifen ile vefat edenlerin ortasnda hastalklar ve musibetler
perdesini brakacam; vefat edenler sana deil, belki itiraz ve ekva
oklarn o perdelere atacaklar." Bu mnacatn srrna gre; lmn ve
vefatn ehl-i iman hakknda hakik gzel yzn grmeyen ve ondaki
rahmetin cilvesini bilmeyenlerin ksmeleri ve itirazlar Zt- Hayy-
Kayyum'a gitmemek iin Hazret-i Azrail'in (A.S.) vazifesi de bir perde
olduu gibi, sair esbablar dahi zahir perdedirler. Evet izzet-i azamet ister
ki, esbab perdedar- dest-i kudret ola akln nazarnda.. fakat vahdet ve
--- sh:(L:332) -----------
celal ister ki; esbab, ellerini eksinler tesir-i hakikden... Fakat hayatn
hem zahir, hem btn, hem mlk, hem melekt vecihleri kirsiz,
noksansz, kusursuz olduundan; ekvalar ve itirazlar davet edecek
maddeler onda bulunmad gibi, izzet ve kudsiyet-i kudrete mnaf
olacak pislik ve irkinlik olmadndan, dorudan doruya perdesiz
olarak Zt- Hayy- Kayyum'un "ihya edici, hayat verici, diriltici" isminin
eline teslim edilmilerdir. Nur da yledir, vcud ve icad da yledir. Onun
iindir ki; icad ve halk dorudan doruya, perdesiz, Zt- Zlcelal'in
kudretine bakar. Hatt yamur bir nevi hayat ve rahmet olduundan,
vakt-i nzul bir muttarid kanuna tabi klnmam; t ki, her vakt-i
hacette eller dergh- lahiyeye rahmet istemek iin alsn. Eer yamur,
Gne'in tulu gibi bir kanuna tabi olsayd; o nimet-i hayatiye, her vakit
rica ile istenilmeyecekti.
nc Remiz: Yirmidokuzuncu hassasnda denilmitir ki;
kinatn neticesi hayat olduu gibi; hayatn neticesi olan kr ve ibadet
dahi, kinatn sebeb-i hilkati ve ille-i gaiyesi ve maksud neticesidir. Evet
bu kinatn Sni'-i Hayy- Kayyum'u bu kadar hadsiz enva'- nimetiyle
kendini zhayatlara bildirip sevdirdiine mukabil, elbette zhayatlardan o
nimetlere kar teekkr ve sevdirmesine mukabil sevmelerini ve
kymetdar san'atlarna mukabil medh sena etmelerini ve evamir-i
Rabbaniyesine kar itaat ve ubudiyetle mukabele edilmelerini ister.
te bu srr- rububiyete gre teekkr ve ubudiyet, btn enva'-
hayatn ve dolaysyla btn kinatn en ehemmiyetli gayesi
olduundandr ki, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan pek ok hararetle ve iddetle
ve halvetle kr ve ibadete sevkediyor. Ve ibadet Cenab- Hakk'a
mahsus ve kr ona lyk ve hamd ona hastr diye ok tekrar ile beyan
ediyor. Demek bu kr ve ibadet dorudan doruya Mlik-i Hakiksine
gitmek lzm olduunu ifade iin, hayat btn uunatyla perdesiz
kabza-i tasarrufunda tutmasna delalet eden
,.,.!,_,.!..-!,,,.,_,-_.!,
;:,_!,.....,._...,,.,_,-_.!
.,..-_,;_,-,
gibi yetler; pek sarih bir surette vastalar nefyedip, dorudan doruya
hayat Hayy- Kayyum'un dest-i kudretine mnhasran veriyor. Evet
minnetdarlk ve teekkr davet eden ve muhabbet ve sena hissini tahrik
eden, hayattan sonra rzk ve ifa ve yamur gibi vesile-i kran eyler

--- sh:(L:333) -----------
dahi dorudan doruya Zt- Rezzak- f'ye ait olduunu; esbab ve
vesait bir perde olduunu
_,.:,,.,.., _,..!..!,._,,!
L....-_.,,-!,,._.!,
gibi yetler ile "Rzk, ifa ve yamur, mnhasran Zt- Hayy-
Kayyum'un kudretine hastr." Perdesiz, ondan geldiini ifade iin kaide-i
nahviyece almet-i hasr ve tahsis olan
_,,!_.!
ifade etmitir. llara hsiyetleri veren ve tesiri halkeden ancak o f-i
Hakik'dir.
Drdnc Remiz: Hayatn yirmisekizinci hassasnda beyan
edilmitir ki; hayat, imann alt erknna bakp isbat ediyor; onlarn
tahakkukuna iaretler ediyor. Evet madem bu kinatn en mhim neticesi
ve mayesi ve hikmet-i hilkat hayattr; elbette o hakikat- liye, bu fni,
ksack, noksan, elemli hayat- dnyeviyeye mnhasr deildir. Belki
hayatn yirmidokuz hassasyla mahiyetinin azameti anlalan ecere-i
hayatn gayesi, neticesi ve o ecerenin azametine lyk meyvesi, hayat-
ebediyedir ve hayat- uhreviyedir; tayla ve aacyla, toprayla hayatdar
olan dr- saadetteki hayattr. Yoksa bu hadsiz cihazat- mhimme ile
tehiz edilen hayat eceresi; zuur hakknda, hususan insan hakknda
meyvesiz, faidesiz, hakikatsz olmak lzm gelecek.. ve sermayece ve
cihazata sere kuundan mesel yirmi derece ziyade ve bu kinatn ve
zhayatn en mhim yksek ve ehemmiyetli mahluku olan insan, sere
kuundan saadet-i hayat cihetinde yirmi derece aa dp en bedbaht,
en zelil bir bare olacak. Hem en kymetdar bir nimet olan akl dahi,
gemi zamann hznlerini ve gelecek zamann korkularn dnmekle
kalb-i insan mtemadiyen incitip bir lezzete dokuz elemleri
kartrdndan, en musibetli bir bela olur. Bu ise, yz derece btldr.
Demek bu hayat- dnyeviye, hirete iman rknn kat' isbat ediyor ve
her baharda harin yz binden ziyade nmunelerini gzmze
gsteriyor. Acaba senin cisminde, senin bahende ve senin vatannda
hayatna lzm ve mnasib btn levazmat ve cihazat hikmet ve inayet
ve rahmetle ihzar eden ve vaktinde yetitiren, hatt senin midenin beka
ve yaamak arzusuyla ettii husus ve cz' olan rzk duasn bilen ve
iiten ve hadsiz leziz taamlarla o duann kabuln gsteren ve mideyi

--- sh:(L:334) -----------
memnun eden bir Mutasarrf- Kadr, hi mmkn mdr ki; seni
bilmesin ve grmesin ve nev-i insann en byk gayesi olan hayat-
ebediyeye lzm esbab ihzar etmesin ve nev-i insann en byk, en
ehemmiyetli, en lyk ve umum olan beka duasn hayat- uhreviyenin
inasyla ve Cennet'in icadyla kabul etmesin ve kinatn en mhim
mahluku, belki zeminin sultan ve neticesi olan nev-i insann ar ve feri
nlatan umum ve gayet kuvvetli duasn iitmeyip kk bir mide kadar
ehemmiyet vermesin, memnun etmesin, kemal-i hikmetini ve nihayet
rahmetini inkr ettirsin? H.. yzbin defa h!..
Hem hi kabil midir ki; hayatn en cz'sinin pek gizli sesini
iitsin, derdini dinlesin ve derman versin ve nazn eksin ve kemal-i itina
ve ihtimam ile beslesin ve ona dikkatle hizmet ettirsin ve byk
mahlukatn ona hizmetkr yapsn; ve sonra en byk ve kymetdar ve
bki ve nazdar bir hayatn gk sads gibi yksek sesini iitmesin ve
onun ok ehemmiyetli beka duasn ve nazn ve niyazn nazara almasn.
deta bir neferin kemal-i itina ile tehizat ve idaresini yapsn; ve muti' ve
muhteem orduya hi bakmasn.. ve zerreyi grsn, Gne'i grmesin..
sivrisinein sesini iitsin, gk grltsn iitmesin? H.. yzbin defa
h!..
Hem hibir cihetle akl kabul eder mi ki; hadsiz rahmetli,
muhabbetli ve nihayet derecede efkatli ve kendi san'atn ok sever ve
kendini ok sevdirir ve kendini sevenleri ziyade sever bir Zt- Kadr-i
Hakm, en ziyade kendini seven ve sevimli ve sevilen ve Sniini ftraten
peresti eden hayat ve hayatn zt ve cevheri olan ruhu, mevt-i ebed ile
i'dam edip, kendinden o sevgili muhibbini ve habibini ebed bir surette
kstrsn, darltsn, dehetli rencide ederek srr- rahmetini ve nur-u
muhabbetini inkr etsin ve ettirsin? Yzbin defa h ve kell!.. Bu
kinat cilvesiyle sslendiren bir cemal-i mutlak ve umum mahlukat
sevindiren bir rahmet-i mutlaka, byle hadsiz bir irkinlikten ve kubh-u
mutlaktan ve byle bir zulm- mutlaktan, bir merhametsizlikten, elbette
nihayetsiz derece mnezzehtir ve mukaddestir.
NETCE: Madem dnyada hayat var, elbette insanlardan hayatn
srrn anlayanlar ve hayatn s'-i istimal etmeyenler, dr- bekada ve
Cennet-i bkiyede, hayat- bkiyeye mazhar olacaklardr. menn.
Ve hem naslki yeryznde bulunan parlak eylerin Gne'in
akisleriyle parlamalar ve denizlerin yzlerinde kabarcklar ziyann
lem'alaryla parlayp snmeleri, arkalarndan gelen kabarcklar yine
hayal gneiklere yinelik etmeleri bilbedahe gsteriyor ki; o lem'alar,
yksek bir tek Gne'in cilve-i in'ikasdrlar ve Gne'in vcudunu
muhtelif diller
--- sh:(L:335) -----------
ile ydediyorlar ve k parmaklaryla ona iaret ediyorlar. Aynen yle de:
Zt- Hayy- Kayyum'un Muhy isminin cilve-i a'zam ile berrin yznde
ve bahrin iinde zhayatlarn kudret-i lahiye ile parlayp, arkalarndan
gelenlere yer vermek iin "Ya Hayy!" deyip perde-i gaybda gizlenmeleri;
bir hayat- sermediye sahibi olan Zt- Hayy- Kayyum'un hayatna ve
vcub-u vcuduna ehadetler, iaretler ettikleri gibi.. umum mevcudatn
tanziminde eseri grnen ilm-i lahye ehadet eden btn deliller ve
kinata tasarruf eden kudreti isbat eden btn brhanlar ve tanzim ve
idare-i kinatta hkmferma olan irade ve meieti isbat eden btn
hccetler ve kelm- Rabban ve vahy-i lahnin medar olan risaletleri
isbat eden btn almetler, mu'cizeler ve hakeza yedi sft- lahiyeye
ehadet eden btn delail; bil'ittifak Zt- Hayy- Kayyum'un hayatna
delalet, ehadet, iaret ediyorlar. nki nasl bir eyde grmek varsa,
hayat da var; iitmek varsa, hayatn almetidir; sylemek varsa, hayatn
vcuduna iaret eder; ihtiyar, irade varsa hayat gsterir.. aynen yle de;
bu kinatta sryla vcudlar muhakkak ve bedih olan kudret-i mutlaka
ve irade-i amile ve ilm-i muhit gibi sfatlar btn delailleriyle Zt- Hayy-
Kayyum'un hayatna ve vcub-u vcuduna ehadet ederler ve btn
kinat bir glgesiyle klandran ve bir cilvesiyle btn dr- hireti
zerratyla beraber hayatlandran hayat- sermediyesine ehadet ederler.
Hem hayat, "melaikeye iman" rknne dahi bakar, remzen isbat
eder. nki madem kinatta en mhim netice hayattr ve en ziyade intiar
eden ve kymetdarl iin nshalar teksir edilen ve zemin misafirhanesini
gelip geen kafilelerle enlendiren zhayatlardr.. ve madem Kre-i Arz bu
kadar zhayatn enva'yla dolmu ve mtemadiyen zhayat enva'larn
tecdid ve teksir etmek hikmetiyle her vakit dolar boanr ve en hasis ve
rm maddelerinde dahi kesretle zhayatlar halkedilerek bir maher-i
huveynat oluyor.. ve madem hayatn szlm en safi hlsas olan uur
ve akl ve en latif ve sabit cevheri olan ruh, bu Kre-i Arz'da gayet kesretli
bir surette halkolunuyorlar; deta Kre-i Arz, hayat ve akl ve uur ve
ervah ile ihya olup yle enlendirilmi... Elbette Kre-i Arz'dan daha latif,
daha nuran, daha byk, daha ehemmiyetli olan ecram- semaviye; l,
camid, hayatsz, uursuz kalmas imkn haricindedir. Demek gkleri,
gneleri, yldzlar enlendirecek ve hayatdar vaziyetini verecek ve
netice-i hilkat- semavat gsterecek ve hitabat- Sbhaniyeye mazhar
olacak olan zuur, zhayat ve semavata mnasib sekeneler, her halde srr-
hayatla bulunuyorlar ki, onlar da melaikelerdir.
Hem hayatn srr- mahiyeti "Peygamberlere man" rknne bakp
remzen isbat eder. Evet madem kinat, hayat iin yaratlm ve hayat

--- sh:(L:336) -----------
dahi Hayy- Kayyum-u Ezel'nin bir cilve-i a'zamdr, bir nak- ekmelidir,
bir san'at- ecmelidir. Madem hayat- sermediye, Resullerin
gnderilmesiyle ve Kitablarn indirilmesiyle kendini gsterir. Evet eer
Kitablar ve Peygamberler olmazsa, o hayat- ezeliye bilinmez. Naslki bir
adamn sylemesiyle, diri ve hayatdar olduu anlalr; yle de bu kinatn
perdesi altnda olan lem-i gaybn arkasnda syleyen, konuan, emir ve
nehyedip hitab eden bir ztn kelimatn, hitabatn gsterecek,
Peygamberler ve ellerinde nzil olan Kitablardr. Elbette kinattaki hayat,
kat' bir surette Hayy- Ezel'nin vcub-u vcuduna kat' ehadet ettii gibi;
o hayat- ezeliyenin uaat, celevat, mnasebat olan "rsal-i Rusl" ve
"nzal-i Ktb" rknlerine bakar, remzen isbat eder. Ve bilhassa risalet-i
Muhammediye (A.S.M.) ve vahy-i Kur'an, hayatn ruhu ve akl
hkmnde olduundan, bu hayatn vcudu gibi, hakkaniyetleri kat'dir
denilebilir.
Evet naslki hayat, bu kinattan szlm bir hlsadr.. ve uur ve
his dahi hayattan szlm, hayatn bir hlsasdr.. akl dahi uurdan ve
histen szlm, uurun bir hlsasdr.. ve ruh dahi, hayatn hlis ve safi
bir cevheri ve sabit ve mstakil ztdr; yle de madd ve manev hayat-
Muhammediye (A.S.M.) dahi, hayat ve ruh-u kinattan szlm hlsat-
l hlsadr.. ve risalet-i Muhammediye dahi (A.S.M.), kinatn his ve
uur ve aklndan szlm en safi hlsasdr, belki madd ve manev
hayat- Muhammediye (A.S.M.), srnn ehadetiyle hayat- kinatn
hayatdr.. ve risalet-i Muhammediye (A.S.M.), uur-u kinatn uurudur
ve nurudur.. ve vahy-i Kur'an dahi, hayatdar hakaiknn ehadetiyle hayat-
kinatn ruhudur ve uur-u kinatn akldr. Evet, evet, evet... Eer
kinattan risalet-i Muhammediyenin (A.S.M.) nuru ksa, gitse; kinat
vefat edecek.. eer Kur'an gitse, kinat divane olacak ve Kre-i Arz
kafasn, akln kaybedecek, belki uursuz kalm olan ban bir seyyareye
arpacak, bir kyameti koparacak.
Hem hayat, "iman- bil'kader" rknne bakyor, remzen isbat eder.
nki madem hayat, lem-i ehadetin ziyasdr ve istil ediyor ve vcudun
neticesi ve gayesidir ve Hlk- Kinat'n en cmi' yinesidir ve faaliyet-i
Rabbaniyenin en mkemmel enmuzeci ve fihristesidir, temsilde hata
olmasn, bir nevi proram hkmndedir. Elbette lem-i gayb -yani mazi,
mstakbel- yani gemi ve gelecek mahlukatn hayat- maneviyeleri
hkmnde olan intizam ve nizam ve malmiyet ve mehudiyet ve taayyn
ve evamir-i tekviniyeyi imtisale mheyya bir vaziyette bulunmalarn srr-
hayat iktiza ediyor. Naslki bir aacn ekirdek-i aslsi ve kk ve
mntehasnda ve meyvelerindeki ekirdekleri dahi aynen aa gibi bir
nevi hayata mazhardrlar. Belki aacn kavanin-i hayatiyesinden

--- sh:(L:337) -----------
daha ince kavanin-i hayat tayorlar. Hem naslki bu hazr bahardan
evvel gemi gzn brakt tohumlar ve kkler, bu bahar gittikten
sonra, gelecek baharlara brakaca ekirdekler, kkler, bu bahar gibi
cilve-i hayat tayorlar ve kavanin-i hayatiyeye tabidirler. Aynen yle
de; ecere-i kinatn btn dal ve budaklaryla herbirinin bir mazisi ve
mstakbeli var. Gemi ve gelecek tavrlarndan ve vaziyetlerinden
mteekkil bir silsilesi bulunur. Her nevi ve her cz'nn ilm-i lahiyede
muhtelif tavrlar ile mteaddid vcudlar bir silsile-i vcud-u ilm tekil
eder. Ve vcud-u haric gibi o vcud-u ilm dahi, hayat- umumiyenin
manev bir cilvesine mazhardr ki, mukadderat- hayatiye, o manidar ve
canl elvah- kaderiyeden alnr. Evet lem-i gaybn bir nev'i olan lem-i
ervah, ayn- hayat ve madde-i hayat ve hayatn cevherleri ve ztlar olan
ervah ile dolu olmas, elbette mazi ve mstakbel denilen lem-i gaybn
bir dier nev'i de ve ikinci ksm dahi, cilve-i hayata mazhariyetini ister
ve istilzam eder. Hem herbir eyin vcud-u ilmsindeki intizam- ekmeli
ve manidar vaziyetleri ve canl meyveleri, tavrlar; bir nevi hayat-
maneviyeye mazhariyetini gsterir. Evet hayat- ezeliye gneinin ziyas
olan bu cilve-i hayat, elbette yalnz bu lem-i ehadete ve bu zaman-
hazra ve bu vcud-u haricye mnhasr olamaz; belki herbir lem,
kabiliyetine gre o ziyann cilvesine mazhardr; ve kinat btn
lemleriyle o cilve ile hayatdar ve ziyadardr. Yoksa nazar- dalaletin
grd gibi muvakkat ve zahir bir hayat altnda herbir lem, byk ve
mdhi birer cenaze ve karanlkl birer virane lem olacakt.
te "kadere ve kazaya iman" rkn dahi, geni bir vecihte srr-
hayatla anlalyor ve sabit oluyor. Yani naslki lem-i ehadet ve
mevcud hazr eya, intizamlaryla ve neticeleriyle hayatdarlklar
grnyor, yle de lem-i gaybdan saylan gemi ve gelecek mahlukatn
dahi manen hayatdar bir vcud-u manevleri ve ruhlu birer sbut-u
ilmleri vardr ki, Levh-i Kaza ve Kader vastasyla o manev hayatn
eseri, mukadderat namyla grnr, tezahr eder.
Beinci Remiz: Hem hayatn onaltnc hassasnda denilmi ki:
Hayat bireye girdii vakit, o cesedi bir lem hkmne getirir; cz' ise
kll gibi, cz'ye dahi kll gibi bir cmiiyet verir. Evet hayatn yle bir
cmiiyeti var; deta umum kinata tecelli eden ekser esma-i hsnay
kendinde gsteren bir cmi' yine-i ehadiyettir. Bir cisme hayat girdii
vakit, kk bir lem hkmne getirir; deta kinat eceresinin bir nevi
fihristesini tayan bir nevi ekirdei hkmne geiyor. Naslki bir
ekirdek, onun aacn yapabilen bir kudretin eseri olabilir; yle de en
kk bir zhayat halkeden, elbette umum kinatn Hlkdr.
--- sh:(L:338) -----------
te bu hayat, bu cmiiyetiyle en gizli bir srr- ehadiyeti kendinde
gsterir. Yani naslki azametli gne, ziyasyla ve yedi rengiyle ve
aksiyle gnee mukabil olan herbir katre suda ve herbir cam zerresinde
bulunuyor.. yle de; herbir zhayatta kinat ihata eden esma ve sft-
lahiyenin cilveleri beraber onda tecelli ediyor. Bu nokta-i nazardan
hayat; kinat, rububiyet ve icad cihetinde inksam ve tecezzi kabul etmez
bir kll hkmne, belki itiraki ve tecezzisi imkn haricinde bulunan bir
kll hkmne getirir. Evet seni yaratan, btn nev-i insan yaratan zt
olduunu, bilbedahe senin yzndeki sikkesi gsteriyor. nki mahiyet-i
insaniye birdir, inksam gayr- mmkndr. Hem hayat vastasyla ecza-
y kinat onun efrad hkmne ve kinat ise, nev'i hkmne geer; sikke-
i ehadiyeti mecmuunda gsterdii gibi, herbir cz'de dahi o sikke-i
ehadiyeti ve htem-i samediyeti gstererek irk ve itiraki her cihetle
tardeder.
Hem hayatta san'at- Rabbaniyenin yle fevkalde hrika
mu'cizeleri var ki, btn kinat halkedemeyen bir zt, bir kudret; en
kk bir zhayat halkedemez. Evet bir nohut tanesinde btn Kur'an
yazar gibi; amn gayet kk bir tohumunda koca am aacnn
fihristesini ve mukadderatn yazan kalem, elbette semavat yldzlarla
yazan kalem olabilir. Evet bir arnn kk kafasnda kinat bahesindeki
iekleri tanyacak ve ekser enva'yla mnasebetdar olacak ve bal gibi bir
hediye-i rahmeti getirecek ve dnyaya geldii gnde erait-i hayat
bilecek derecede bir istidad, bir kabiliyeti, bir cihaz derceden zt;
elbette btn kinatn Hlk olabilir.
Elhasl: Hayat naslki kinatn yznde parlak bir sikke-i
tevhiddir ve herbir zruh dahi hayat noktasnda bir sikke-i ehadiyettir ve
hayatn herbir ferdinde bulunan nak- san'at, bir mhr- samediyettir ve
zhayatlarn adedince bu kinat mektubunu Zt- Hayy- Kayyum ve
Vhid-i Ehad namna hayatlaryla imza ediyorlar ve o mektubda tevhid
mhrleri ve ehadiyet htemleri ve samediyet sikkeleridirler.. yle de;
hayat gibi, herbir zhayat dahi, bu kitab- kinatta birer mhr-
vahdaniyet olduu gibi, herbirinin yznde ve smasnda birer htem-i
ehadiyet konulmutur. Hem naslki hayat, cz'iyat adedince ve zhayat
efrad saysnca Zt- Hayy- Kayyum'un vahdetine ehadet eden imzalar
ve mhrlerdir.. yle de; ihya ve diriltmek fiili dahi, efrad adedince
tevhide imza basyor. Mesel: hyann bir ferdi olan ihya-y Arz, gne
gibi parlak bir ahid-i tevhiddir. nki baharda zeminin dirilmesinde ve
ihyasnda yz bin enva'n ve her nev'in hadsiz efrad beraber, birbiri
iinde, noksansz, kusursuz, mkemmel, muntazam ihya edilir ve
dirilirler. Evet byle bir tek fiil ile hadsiz muntazam fiilleri yapan, elbette
--- sh:(L:339) -----------
btn mahlukatn Hlkdr ve btn zhayatlar ihya eden Hayy-
Kayyum'dur ve rububiyetinde itiraki mmkn olmayan bir Vhid-i
Ehad'dir.
imdilik hayatn hassalarndan bu kadar az ve muhtasar yazld;
baka hassalarn beyan ve tafsilatn Risale-i Nur'a ve baka zamana
havale ediyoruz.
Htime
sm-i a'zam herkes iin bir olmaz, belki ayr ayr oluyor. Mesel
mam- Ali Radyallah Anh'n hakknda; "Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem,
Adl, Kudds" alt isimdir. Ve mam- A'zam'n ism-i a'zam: "Hakem,
Adl" iki isimdir. Ve Gavs- A'zam'n ism-i a'zam, "Ya Hayy!"dr. Ve
mam- Rabban'nin ism-i a'zam "Kayyum" ve hakeza.. pek ok ztlar
daha baka isimleri, ism-i a'zam grmlerdir.
Bu Beinci Nkte sm-i Hayy hakknda olduu mnasebetiyle,
hem teberrk, hem ahid, hem delil, hem kuds bir hccet, hem
kendimize bir dua, hem bu risaleye bir hsn- htime olarak Resul-i
Ekrem Aleyhissalt Vesselm, Ceven-l Kebir namndaki mnacat-
a'zamnda marifetullahta gayet yksek ve gayet cmi' derecede marifetini
gstererek byle demitir. Biz de hayalen o zamana gidip, Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'n dediine "mn!" diyerek, ayn mnacat
kendimiz de sylyor gibi, sad-y Muhammed Aleyhissalt Vesselm
ile deriz:
_-_.-_-._-__,_-.
._,,:;_.!_-._-..._,!_.!_-.
_-,.:;_.!_-._-_!_..-;_.!_-.
_.!_-._-_,,._.!_-.
_.!_,-_.!_-._-__,,
,.;_.!_-.
_,.,..!_...-.;..;;..;,.;!;.,..-,.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *


--- sh:(L:340) -----------
Otuzuncu Lem'ann Altnc Nktesi
sm-i Kayyum'a bakar.
sm-i Hayy'n bir hlsas, Nur emesi'nin bir zeyli olmu; bu
sm-i Kayyum dahi, Otuzuncu Sz'n zeyli olmas mnasib grld.
TZAR: Bu ok ehemmiyetli mes'eleler ve ok derin ve geni
sm-i Kayyum'un cilve-i a'zam, hem muntazaman deil, belki ayr ayr
lem'alar tarznda kalbe hutur ettiinden, hem gayet mevve ve acele ve
tedkiksiz msvedde halinde kaldndan elbette tabirat ve ifadelerde ok
noksanlar, intizamszlklar bulunacaktr. Mes'elelerin gzelliklerine,
benim kusurlarm balamalsnz.
HTAR: sm-i a'zama ait nkteler, a'zam bir surette geni, hem
gayet derin olduundan, hususan sm-i Kayyum'a ait mes'eleler ve
bilhassa Birinci ua (Haiye) maddiyyunlara bakt iin, daha ziyade
derin gittiinden, elbette her adam her mes'eleyi her cihette anlamaz.
Fakat herkes her mes'eleden bir derece hisse alabilir. "Bir ey btn elde
edilmezse, btn btn elden karlmaz." kaidesiyle, "bu manev
bahenin btn meyvelerini koparamyorum" diye vazgemek kr- akl
deildir. nsan ne kadar koparsa, o kadar krdr. sm-i a'zama ait
mes'elelerin ihata edilmeyecek derecede genileri olduu gibi, akl
grmeyecek derecede inceleri de vardr. Hususan sm-i Hayy ve
Kayyum'a ve bilhassa hayatn iman erknna kar remizlerine ve bilhassa
Kaza ve Kader rknne hayatn iaretine ve sm-i Kayyum'un Birinci
uana herkesin fikri yetimez, fakat hissesiz de kalmaz; belki herhalde
imann kuvvetlendirir. Saadet-i ebediyenin anahtar olan imann
kuvvetlemesi ehemmiyeti ok azmdir. mann bir zerre kadar kuvveti
ziyade olmas, bir hazinedir. mam- Rabban Ahmed-i Faruk diyor ki:
"Bir kk mes'ele-i imaniyenin inkiaf, benim nazarmda yzler ezvak
ve kerametlere mreccahtr."
_
_,;,,..!.,!...! .__,:....,
._... .,-.....;.__.;,
.,.,...-;
(Haiye): Bu risaleyi okuyan eer mtefennin deilse, Birinci ua okumasn
veya hirde okusun; ikinciden balasn.
--- sh:(L:341) -----------
gibi kayyumiyet-i lahiyeye iaret eden yetlerin bir nktesi ve ism-i a'zam
veyahud ism-i a'zamn iki ziyasndan ikinci ziyas veyahud ism-i a'zamn
alt nurundan altnc nuru olan Kayyum isminin bir cilve-i a'zam, Zilkade
aynda aklma grnd. Eskiehir hapishanesindeki msaadesizliim
cihetiyle o nur-u a'zam elbette tamamyla beyan edemeyeceim, fakat
Hazret-i mam- Ali (R.A.), Kaside-i Ercuze'sinde "Sekine" nam- lsiyle
beyan ettii ism-i a'zam ve Celcelutiye'sinde pek muhteem isimlerle ism-i
a'zam iinde bulunan o alt ismi en a'zam, en ehemmiyetli tuttuu iin ve
onlarn bahsi iinde kerametkrane bize teselli verdii iin bu sm-i
Kayyum'a dahi, evvelki be esma gibi, hi olmazsa muhtasar bir surette
"Be ua" ile, o nur-u a'zama iaret edeceiz.
Birinci ua: Bu kinatn Hlk- Zlcelali Kayyum'dur. Yani
biztihi kaimdir, daimdir, bkidir. Btn eya onunla kaimdir, devam eder
ve vcudda kalr, beka bulur. Eer kinattan bir dakikack olsun o nisbet-i
kayyumiyet kesilse, kinat mahvolur. Hem o Zt- Zlcelal'in
kayyumiyetiyle beraber Kur'an- Azman'da ferman ettii gibi
._..._,!
dr. Yani ne ztnda, ne sftnda, ne ef'alinde naziri yoktur, misli olmaz,
ebihi yoktur, eriki olmaz. Evet btn kinat btn uunatyla ve
keyfiyatyla kabza-i rububiyetinde tutup, bir hane ve bir saray hkmnde
kemal-i intizam ile tedbir ve idare ve terbiye eden bir Zt- Akdes'e misil
ve mesl ve erik ve ebih olmaz, muhaldir. Evet bir zt ki, ona yldzlarn
icad zerreler kadar kolay gele.. ve en byk ey en kk ey gibi
kudretine msahhar ola.. ve hibir ey hibir eye, hibir fiil hibir fiile
mani olmaya.. ve hadsiz efrad, bir ferd gibi nazarnda hazr ola.. ve btn
sesleri birden iite.. ve umumun hadsiz hacatn birden yapabile.. ve
kinatn mevcudatndaki btn intizamat ve mizanlarn ehadetiyle hibir
ey, hibir hal, daire-i meiet ve iradesinden hari olmaya.. ve hibir
meknda olmad halde, herbir yerde ve herbir meknda kudretiyle,
ilmiyle hazr ola.. ve herey ondan nihayet derecede uzak olduu halde, o
ise hereye nihayet derecede yakn olabilen bir Zt- Hayy- Kayyum-u
Zlcelal'in elbette hibir cihetle misli, naziri, eriki, veziri, zdd, niddi
olmaz ve olmas muhaldir. Yalnz mesel ve temsil suretinde uunat-
kudsiyesine baklabilir. Risale-i Nur'daki btn temsilt ve tebihat, bu
mesel ve temsil nev'indendirler.
te byle misilsiz ve Vcib-l Vcud ve maddeden mcerred ve
mekndan mnezzeh ve tecezzisi ve inksam her cihetle muhal ve
tegayyr ve tebeddl mmteni ve ihtiya ve aczi imkn haricinde olan bir
Zt- Akdes'in kinat safahatnda ve tabakat- mevcudatnda tecelli
--- sh:(L:342) -----------
eden bir ksm cilvelerini ayn- Zt- Akdes tevehhm ederek bir ksm
mahlukatna uluhiyetin ahkmn veren ehl-i dalalet insanlarn bir ksm, o
Zt- Zlcelal'in baz eserlerini tabiata isnad etmiler. Halbuki Risale-i
Nur'un mteaddid yerlerinde kat' brhanlarla isbat edilmi ki: Tabiat bir
san'at- lahiyedir, Sni' olmaz.. bir kitabet-i Rabbaniyedir, ktib olmaz..
bir naktr, nakka olamaz.. bir defterdir, defterdar olmaz.. bir kanundur,
kudret olmaz.. bir mistardr, masdar olmaz.. bir kabildir, mnfail olur; fil
olmaz.. bir nizamdr, nzm olamaz.. bir eriat- ftriyedir, ri' olamaz.
Farz- muhal olarak en kk bir zhayat mahluk tabiata havale
edilse, "bunu yap" denilse; Risale-i Nur'un ok yerlerinde kat' brhanlarla
isbat edildii gibi, o kk zhayatn zalar ve cihazatlar adedince
kalplar, belki makineler bulundurmak gerektir; t ki, tabiat o ii grebilsin.
Hem maddiyyun denilen bir ksm ehl-i dalalet, zerrattaki
tahavvlt- muntazama iinde hallakyet-i lahiyenin ve kudret-i
Rabbaniyenin bir cilve-i a'zamn hissettiklerinden ve o cilvenin nereden
geldiini bilemediklerinden ve o kudret-i samedaniyenin cilvesinden gelen
umum kuvvetin nereden idare edildiini anlayamadklarndan, madde ve
kuvveti ezel tevehhm ederek, zerrelere ve hareketlerine sr- lahiyeyi
isnad etmeye balamlar. Fesbhanallah! nsanlarda bu derece hadsiz
cehalet olabilir mi ki, mekndan mnezzeh olmakla beraber herbir yerde
herbir eyin icadnda hereyi grecek, bilecek, idare edecek bir tarzda
bulunur bir vaziyetle yapt fiilleri ve eserleri; camid, kr, uursuz,
iradesiz, mizansz ve tesadf frtnalar iinde alkanan zerrata ve
harektna vermek, ne kadar cahilane ve hurafetkrane bir fikir olduunu,
zerre kadar akl bulunanlarn bilmesi gerektir. Evet bu herifler vahdet-i
mutlakadan vazgetikleri iin, hadsiz ve nihayetsiz bir kesret-i mutlakaya
dmler; yani bir tek ilah kabul etmedikleri iin, nihayetsiz ilahlar
kabul etmeye mecbur oluyorlar. Yani bir tek Zt- Akdes'in hassas ve
lzm- ztsi olan ezeliyeti ve hlkyeti, bozulmu akllarna
stramadklarndan; o hadsiz, nihayetsiz camid zerrelerin ezeliyetlerini,
belki uluhiyetlerini kabul etmeye mesleklerince mecbur oluyorlar...
te sen gel, echeliyetin nihayetsiz derecesine bak! Evet
zerrelerdeki cilve ise; zerreler taifesini Vcib-l Vcud'un havliyle,
kudretiyle, emriyle muntazam ve muhteem bir ordu hkmne getirmitir.
Eer bir saniye o Kumandan- A'zam'n emri ve kuvveti geri alnsa, o ok
kesretli camid, uursuz taife, babozuklar hkmne gelecekler; belki btn
btn mahvolacaklar.
Hem insanlarn bir ksm gya daha ileri gryor gibi, daha ziyade
cahilane bir dalaletle Sni'-i Zlcelal'in gayet latif, nazenin, muti',
msahhar

--- sh:(L:343) -----------
bir sahife-i icraat ve emirlerinin bir vasta-i nakliyat ve zaf bir perde-i
tasarrufat ve latif bir midad (mrekkeb)- kitabeti ve en nazenin bir hulle-i
icadat ve bir maye-i masnuat ve bir mezraa-i hububat olan "esr"
maddesini, cilve-i rububiyetine yinedarlk ettii iin masdar ve fil
tevehhm etmiler. Bu acib cehalet, hadsiz muhalleri istilzam ediyor.
nki esr maddesi, maddiyyunlar boduran zerrat maddesinden daha latif
ve eski hkemann sapland heyula fihristesinden daha kesif, ihtiyarsz,
uursuz, camid bir maddedir. Bu hadsiz bir surette tecezzi ve inksam eden
ve nkillik ve infial hassasyla ve vazifesiyle tehiz edilen bu maddeye,
belki o maddenin zerreden ok derece daha kk olan zerrelerine;
hereyde hereyi grecek, bilecek, idare edecek bir ihtiyar ve bir iktidar ile
vcud bulan fiilleri, eserleri isnad etmek, esrin zerreleri adedince yanltr.
Evet mevcudatta grnen fiil-i icad yle bir keyfiyettedir ki;
hereyde, hususan zhayat olsa, ekser eyay ve belki umum kinat
grecek, bilecek ve kinata kar o zhayatn mnasebatn tanyacak, temin
edecek bir iktidar ve ihtiyardan geldiini gsteriyor ki, madd ve ihatasz
olan esbabn hibir cihetle fiili olmaz. Evet -srr- Kayyumiyetle- en cz'
bir fiil-i icad, dorudan doruya btn kinat Hlknn fiili olduuna
delalet eden bir srr- a'zam tayor. Evet mesel bir arnn icadna
tevecch eden bir fiil, iki cihetle Hlk- Kinat'a hususiyetini gsteriyor.
Birincisi: O arnn btn emsalinin btn zeminde, ayn zamanda
ayn fiile mazhariyetleri gsteriyor ki: Bu cz' ve husus fiil ise, ihatal
ry-i zemini kaplam bir fiilin bir ucudur. yle ise; o byk fiilin fili ve
o fiilin sahibi kim ise, o cz' fiil dahi onundur.
kinci cihet: Bu hazr arnn hilkatine tevecch eden fiilin fili
olmak iin, o arnn erait-i hayatiyesini ve cihazatn ve kinatla
mnasebatn temin edecek ve bilecek kadar pek byk bir iktidar ve
ihtiyar lzm geldiinden, o cz' fiili yapan ztn, ekser kinata hkm
gemekle ancak o fiili yle mkemmel yapabilir.
Demek en cz' fiil, iki cihetle Hlk- Klli ey'e has olduunu
gsterir.
En ziyade cy- dikkat ve cy- hayret udur ki: Vcudun en
kuvvetli mertebesi olan "vcub"un ve vcudun en sebatl derecesi olan
"maddeden tecerrd"n ve vcudun zevalden en uzak tavr olan
"mekndan mnezzehiyet"in ve vcudun en salam ve tegayyrden ve
ademden en mukaddes sfat olan "vahdet"in sahibi olan Zt- Vcib-l
Vcud'un en has hssas ve lzm- ztsi olan ezeliyeti ve sermediyeti;
vcudun en zaf mertebesi ve en incecik derecesi ve en mtegayyir,
mtehavvil
--- sh:(L:344) -----------
tavr ve en ziyade mekna yaylm olan hadsiz, kesretli bir madd madde
olan esr ve zerrat gibi eylere vermek ve onlara ezeliyet isnad etmek ve
onlar ezel tasavvur etmek ve ksmen sr- lahiyenin onlardan ne'et
ettiini tevehhm etmek, ne kadar hilaf- hakikat ve vaka muhalif ve
akldan uzak ve btl bir fikir olduu, Risale-i Nur'un mteaddid
cz'lerinde kat' brhanlarla gsterilmitir.
kinci ua: "ki Mes'ele"dir.
Birinci Mes'ele: sm-i Kayyum'un bir cilve-i a'zamna iaret eden
.,.,...-;._... ,.;,....-.;
_,;,,. .!.,!...!
gibi yetlerin iaret ettii hakikat- a'zamn bir vechi udur ki: u
kinattaki ecram- semaviyenin kyamlar, devamlar, bekalar; srr-
Kayyumiyetle baldr. Eer o cilve-i Kayyumiyet bir dakikada yzn
evirse, bir ksm Kre-i Arz'dan bin defa byk milyonlarla kreler,
feza-y gayr- mtenah boluunda dalacak, birbirine arpacak, ademe
dklecekler. Naslki mesel: Havada -tayyareler yerinde- binler
muhteem kasrlar kemal-i intizamla durdurup seyahat ettiren bir ztn
kayyumiyet iktidar, o havadaki saraylarn sebat ve nizam ve devamlar
ile llr.. yle de: O Zt- Kayyum-u Zlcelal'in madde-i esriye iinde
hadsiz ecram- semaviyeye nihayet derecede intizam ve mizan iinde
srr- kayyumiyetle bir kyam, bir beka, bir devam vererek, bazs Kre-i
Arz'dan bin ve bir ksm bir milyon defa byk milyonlarla azm kreleri
direksiz, istinadsz, bolukta durdurmakla beraber, herbirini bir vazife ile
tavzif edip gayet muhteem bir ordu eklinde "Emr-i Kn Feyekn"den
gelen fermanlara kemal-i inkyadla itaat ettirmesi, sm-i Kayyum'un
a'zam cilvesine bir l olduu gibi, herbir mevcudun zerreleri dahi,
yldzlar gibi srr- kayyumiyetle kaim ve o sr ile beka ve devam
ediyorlar. Evet bir zhayatn cesedindeki zerrelerin herbir zaya mahsus
bir heyet ile kme kme toplanp dalmadklar ve sel gibi akan
unsurlarn frtnalar iinde vaziyetlerini muhafaza edip dalmamalar ve
muntazaman durmalar, bilbedahe kendi kendilerinden olmayp, belki
srr- kayyumiyetle olduundan; herbir cesed muntazam bir tabur, herbir
nevi muntazam bir ordu hkmnde olarak btn zhayat ve mrekkebatn
zemin yznde ve yldzlarn feza leminde durmalar ve gezmeleri gibi,
bu zerreler dahi hadsiz dilleriyle srr- kayyumiyeti iln ederler.



--- sh:(L:345) -----------
kinci Mes'ele: Eyann srr- kayyumiyetle mnasebetdar
faidelerinin ve hikmetlerinin bir ksmna iaret etmeyi, bu makam iktiza
ediyor.
Evet hereyin hikmet-i vcudu ve gaye-i ftrat ve faide-i hilkat ve
netice-i hayat er nevidir:
Birinci nevi, kendine ve insana ve insann maslahatlarna bakar.
kinci nevi, daha mhimdir ki: Herey, umum zuur mtalaa
edebilecek ve Ftr- Zlcelal'in cilve-i esmasn bildirecek birer yet, birer
mektub, birer kitab, birer kaside hkmnde olarak manalarn hadsiz
okuyucularna ifade etmesidir.
nc nevi ise, Sni'-i Zlcelal'e aittir, ona bakar. Hereyin
faidesi ve neticesi kendine bakan bir ise, Sni'-i Zlcelal'e bakan yzlerdir
ki, Sni'-i Zlcelal kendi acaib-i san'atn kendisi temaa eder; kendi cilve-
i esmasna, kendi masnuatnda bakar. Bu a'zam nc nevide, bir saniye
kadar yaamak kfidir.
Hem hereyin vcudunu iktiza eden bir srr- kayyumiyet var ki,
nc ua'da izah edilecek.
Bir zaman tlsm- kinat ve muamma-y hilkat cilvesiyle
mevcudatn hikmetlerine ve faidelerine baktm, dedim: "Acaba bu eya
neden byle kendini gsteriyorlar, abuk kaybolup gidiyorlar?" Onlarn
ahsna bakyorum; muntazam, hikmetli giyinmi, giydirilmi,
sslendirilmi, sergiye temaagha gnderilmi. Halbuki bir iki gnde,
belki bir ksm birka dakikada kaybolup; faidesiz boubouna gidiyorlar.
Bu ksa zamanda bize grnmelerinden maksad nedir? diye ok merak
ediyordum. O zaman mevcudatn, hususan zhayatn dnya dershanesine
gelmelerinin mhim bir hikmetini ltf-u lah ile buldum. O da udur:
Herey, hususan zhayat, gayet manidar bir kelime, bir mektub, bir kaside-
i Rabbandir; bir ilnname-i lahdir. Umum zuurun mtalaasna mazhar
olduktan ve hadsiz mtalaaclara manasn ifade ettikten sonra, lafz ve
hurufu hkmndeki suret-i cismaniyesi kaybolur. Bir sene kadar bu
hikmet bana kfi geldi. Bir sene sonra masnuatta ve bilhassa zhayatlarda
bulunan ok hrika ve pek ince san'atn mu'cizeleri inkiaf etti. Anladm
ki: Bu ok ince ve ok hrika olan dekaik- san'at, yalnz zuurlarn
nazarlarna ifade-i mana iin deildir. Geri herbir mevcudu, hadsiz
zuurlar mtalaa edebilir. Fakat hem onlarn mtalaas mahduddur, hem
de herkes o zhayatn btn dekaik- san'atna nfuz edemezler. Demek
zhayatlarn en mhim netice-i hilkat ve en byk gaye-i ftrat, Zt-
Kayyum-u Ezel'nin kendi nazarna, kendi acaib-i san'atn ve verdii
rahmane hediyelerini ve ihsanlarn arzetmektir. Bu gaye ise, ok zaman
bana kanaat verdi ve ondan anladm ki: Her mevcudda,
--- sh:(L:346) -----------
hususan zhayatlarda hadsiz dekaik- san'at bulunmas, Zt- Kayyum-u
Ezel'nin nazarna arzetmek, yani Zt- Kayyum-u Ezel kendi san'atn
kendisi temaa etmek olan hikmet-i hilkat, o byk masarfa kfi
geliyordu. Bir zaman sonra grdm ki: Mevcudatn ahslarnda ve
suretlerindeki dekaik- san'at devam etmiyor; gayet sr'atle tazeleniyor,
tebeddl ediyor; nihayetsiz bir faaliyet ve bir hallakyet iinde tahavvl
ediyorlar. Bu hallakyet ve bu faaliyetin hikmeti elbette o faaliyet
derecesinde byk olmak lzm geliyor, diye tefekkre baladm. Bu defa
mezkr iki hikmet kfi gelmemeye baladlar, noksan kaldlar. Gayet
merak ile ayr bir hikmeti aramaya ve taharriye baladm. Bir zaman
sonra, lillahilhamd Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n feyzi ile, srr-
kayyumiyet noktasnda azm hadsiz bir hikmet, bir gaye grnd. Ve
onun ile "tlsm- kinat" ve "muamma-y hilkat" tabir edilen bir srr-
lah anlald. (Yirmidrdnc Mektub'da tafsilen beyan edildiinden,
burada yalnz icmalen iki- noktasn nc ua'da zikredeceiz.)
Evet srr- kayyumiyetin cilvesine bu noktadan baknz ki; btn
mevcudat ademden karp, herbirisini bu nihayetsiz fezada
.,.,,...,,-,. .!_,_.!
srryla durdurup, kyam ve beka verip, umumunu byle srr-
kayyumiyetin tecellisine mazhar eyliyor. Eer bu nokta-i istinad olmazsa;
hibir ey kendi bayla durmaz. Hadsiz bir bolukta yuvarlanp ademe
sukut edecek.
Hem naslki btn mevcudat, vcudlar ve kyamlar ve bekalar
cihetinde Kayyum-u Zlcelal'e dayanyorlar; kyamlar onunladr.. yle
de: Mevcudatn keyfiyat ve ahvalinde binler silsilelerin; (temsilde hata
olmasn) telefon, telgraf silsilelerinin merkezi ve santral direi hkmnde
olan srr- kayyumiyette
.,.;_,,!,
srryla, ular baldr. Eer o nuran nokta-i istinada dayanmazlarsa,
ehl-i aklca muhal ve btl olan binler devirler ve teselsller lzm
gelecek; belki, mevcudat adedince btl olan devirler ve teselsller lzm
gelir. Mesel: Bu ey (hfz veya nur veya vcud veya rzk gibi) bir
cihette buna dayanr, bu da tekine, o da ona.. gitgide herhalde nihayetsiz
olamaz, bir nihayeti bulunacak. te, btn byle silsilelerin mntehalar,
elbette srr- kayyumiyettir. Srr- kayyumiyet anlaldktan sonra, o
mevhum silsilelerde birbirine dayanmak rabtas ve manas kalmaz,
kalkar; herey dorudan doruya srr- kayyumiyete bakar.
--- sh:(L:347) -----------
nc ua:
.,..!,.- ;._,_
.__,:...., ..:...-
.,..-_,;_,-,,.-,,._!,L..
gibi yetlerin iaret ettikleri hallakyet-i lahiye ve faaliyet-i Rabbaniye
iindeki srr- kayyumiyetin bir derece inkiafna, bir iki mukaddeme ile
iaret edeceiz.
Birincisi: u kinata baktmz vakit gryoruz ki: Zaman
seylinde mtemadiyen alkanan ve kafile kafile arkasndan gelip geen
mahlukatn bir ksm, bir saniyede gelir, der-akab kaybolur. Bir taifesi,
bir dakikada gelir, geer. Bir nev'i, bir saat lem-i ehadete urar, lem-i
gayba girer. Bir ksm bir gnde, bir ksm bir senede, bir ksm bir
asrda, bir ksm da asrlarda bu lem-i ehadete gelip, konup; vazife
grp gidiyorlar. Bu hayret verici seyahat ve seyeran- mevcudat, o sefer
ve seyelan- mahlukat yle bir intizam ve mizan ve hikmetle sevk idare
edilir ve onlara ve o kafilelere kumandanlk eden yle basirane,
hakmane, mdebbirane kumandanlk ediyor ki; btn akllar faraza
ittihad edip bir tek akl olsa, o hakmane idarenin knhne yetiemez ve
kusur bulup tenkid edemez.
te bu hallakyet-i Rabbaniyenin iinde; o sevimli ve sevdii
masnuatn hususan zhayatlarn hibirine gz atrmayarak lem-i gayba
gnderiyor, hibirine nefes aldrmayarak dnyadaki hayattan terhis
ediyor, mtemadiyen bu misafirhane-i lemi doldurup misafirlerin rzas
olmayarak boaltyor; kalem-i kaza ve kader, Kre-i Arz' yazar bozar
tahtas gibi yaparak ,,.,_,-cilveleriyle mtemadiyen Kre-i
Arz'da yazlarn yazar ve o yazlar tazelendirir, tebdil eder. te bu
faaliyet-i Rabbaniyenin ve bu hallakyet-i lahiyenin bir srr- hikmeti ve
esasl bir muktezisi ve bir sebeb-i dsi, mhim ubeye ayrlan hadsiz,
nihayetsiz bir hikmettir.
O hikmetin birinci ubesi udur ki: Faaliyetin her nev'i cz'
olsun, kll olsun bir lezzet verir. Belki her faaliyette bir lezzet var. Belki
faaliyet ayn- lezzettir. Belki faaliyet, ayn- lezzet olan vcudun
tezahrdr ve ayn- elem olan ademden tebaud ile silkinmesidir. Evet
her kabiliyet sahibi, bir faaliyetle kabiliyetinin inkiafn lezzetle takib
eder. Herbir istidadn faaliyetle tezahr etmesi, bir lezzetten gelir ve bir
lezzeti netice verir. Herbir kemal sahibi,
--- sh:(L:348) -----------
faaliyetle kemaltnn tezahrn lezzetle takib eder. Madem herbir
faaliyette byle sevilir, istenilir bir kemal, bir lezzet vardr ve faaliyet
dahi, bir kemaldir ve madem zhayat leminde daim ve ezel bir hayattan
ne'et eden hadsiz bir muhabbetin, nihayetsiz bir merhametin cilveleri
grnyor ve o cilveler gsteriyor ki, kendini byle sevdiren ve seven ve
efkat edip ltuflarda bulunan ztn kudsiyetine lyk ve vcub-u
vcuduna mnasib o hayat- sermediyenin muktezas olarak hadsiz
derecede (tabirde hata olmasn) bir ak- lahut, bir muhabbet-i kudsiye,
bir lezzet-i mukaddese gibi uunat- kudsiye o Hayat- Akdes'te var ki, o
uunat byle hadsiz faaliyetle ve nihayetsiz bir hallakyetle kinat daima
tazelendiriyor, alkalandryor, deitiriyor.
Srr- kayyumiyete bakan hadsiz faaliyet-i lahiyedeki hikmetin
ikinci ubesi: Esma-i lahiyeye bakar. Malmdur ki herbir cemal sahibi,
kendi cemalini grmek ve gstermek ister; herbir hner sahibi, kendi
hnerini tehir ve iln etmekle nazar- dikkati celbetmek ister ve sever; ve
hneri gizli kalm bir gzel hakikat ve gzel bir mana, meydana kmak
ve mterileri bulmak ister ve sever. Madem bu esasl kaideler, hereyde
derecesine gre cereyan ediyor; elbette Cemil-i Mutlak olan Zt-
Kayyum-u Zlcelal'in binbir esma-i hsnasndan herbir ismin, kinatn
ehadetiyle ve cilvelerinin delaletiyle ve naklarnn iaretiyle, her
birisinin herbir mertebesinde hakik bir hsn, hakik bir kemal, hakik bir
cemal ve gayet gzel bir hakikat, belki herbir ismin herbir mertebesinde
hadsiz enva'- hsnle hadsiz hakaik-i cemile vardr. Madem bu esmann
kuds cemallerini irae eden yineleri ve gzel naklarn gsteren
levhalar ve gzel hakikatlarn ifade eden sahifeleri, bu mevcudattr ve bu
kinattr. Elbette o daim ve bki esma, hadsiz cilvelerini ve nihayetsiz
manidar naklarn ve kitablarn; hem msemmalar olan Zt- Kayyum-u
Zlcelal'in nazar- mahedesine, hem hadd hesaba gelmeyen zruh ve
zuur mahlukatn nazar- mtalaasna gstermek ve nihayetli mahdud bir
eyden nihayetsiz levhalar ve bir tek ahstan pek ok ahslar ve bir
hakikattan pek kesretli hakikatlar gstermek iin, o ak- mukaddes-i
lahye istinaden ve o srr- kayyumiyete binaen, kinat umumen ve
mtemadiyen cilveleriyle tazelendiriyorlar, deitiriyorlar.
Drdnc ua:
Kinattaki hayret-nma faaliyet-i daimenin hikmetinin nc
ubesi udur ki: Herbir merhamet sahibi, bakasn memnun etmekten
mesrur olur; herbir efkat sahibi, bakasn mesrur etmekten memnun olur;
herbir muhabbet sahibi, sevindirmeye lyk mahluklar sevindirmekle
sevinir; herbir lcenab zt, bakasn mes'ud etmekle lezzet alr; herbir
--- sh:(L:349) -----------
dil zt, ihkak- hak etmek ve mstehaklara ceza vermekte hukuk
sahiblerini minnetdar etmekle keyiflenir; hner sahibi herbir san'atkr,
san'atn tehir etmekle ve san'atnn tasavvur ettii tarzda ilemesiyle ve
istedii neticeleri vermesiyle iftihar eder.
te bu mezkr dsturlarn herbiri birer kaide-i esasiyedir ki,
kinatta ve lem-i insaniyette cereyan ediyorlar. Bu kaidelerin esma-i
lahiyede cereyan ettiklerini gsteren misal, Otuzikinci Sz'n kinci
Mevkfnda izah edilmitir. Bir hlsas bu makamda yazlmas mnasib
olduundan, deriz:
Naslki mesel gayet merhametli, sehavetli, gayet kerim lcenab
bir zt, ftratndaki l seciyelerin muktezasyla byk bir seyahat
gemisine, ok muhta ve fakir insanlar bindirip, gayet mkemmel
ziyafetlerle, ikramlarla o muhta fakirleri memnun ederek denizlerde
Arz'n etrafnda gezdirir ve kendisi de onlarn stnde, onlar mesrurane
temaa ederek o muhtalarn minnetdarlklarndan lezzet alr ve onlarn
telezzzlerinden mesrur olur ve onlarn keyiflerinden sevinir, iftihar eder.
Madem byle bir tevziat memuru hkmnde olan bir insan, byle cz' bir
ziyafet vermekten bu derece memnun ve mesrur olursa.. elbette btn
hayvanlar ve insanlar ve hadsiz melekleri ve cinleri ve ruhlar, bir sefine-i
Rahman olan Kre-i Arz gemisine bindirerek; ry-i zemini, enva'-
mat'umatla ve btn duygularn ezvak ve erzakyla doldurulmu bir sofra-i
Rabbaniye eklinde onlara amak ve o muhta ve mteekkir ve minnetdar
ve mesrur mahlukatn aktar- kinatta seyahat ettirmekle ve bu dnyada bu
kadar ikramlarla onlar mesrur etmekle beraber, dr- bekada
Cennetlerinden herbirini ziyafet-i daime iin birer sofra yapan Zt- Hayy-
Kayyum'a ait olarak o mahlukatn teekkrlerinden ve
minnetdarlklarndan ve mesruriyetlerinden ve sevinlerinden gelen ve
tabirinde ciz olduumuz ve me'zun olmadmz uunat- lahiyeyi,
"memnuniyet-i mukaddese" "iftihar- kuds" ve "lezzet-i mukaddese" gibi
isimlerle iaret edilen man-i rububiyettir ki, bu daim faaliyeti ve
mtemadi hallakyeti iktiza eder.
Hem mesel bir mahir san'atkr, plksz bir fonoraf yapsa, o
fonoraf istedii gibi konusa, ilese; san'atkr ne kadar mftehir olur,
mtelezziz olur; kendi kendine "Mallah" der. Madem icadsz ve sur bir
kk san'at, san'atkrnn ruhunda bu derece bir iftihar, bir memnuniyet
hissi uyandrrsa, elbette bu mevcudatn Sni'-i Hakm'i, kinatn
mecmuunu, hadsiz namelerin enva'yla sad veren ve ses verip tesbih
eden ve zikredip konuan bir musik-i lahiye ve bir fabrika-i acibe
yapmakla beraber, kinatn herbir nev'ini, herbir lemini ayr bir san'atla ve
ayr san'at mu'cizeleriyle gstererek zhayatlarn kafalarnda birer fonoraf,
--- sh:(L:350) -----------
birer fotoraf birer telgraf gibi ok makineleri, hatt en kk bir kafada
dahi yapmakla beraber herbir insan kafasna, deil yalnz plksz fonoraf,
birer yinesiz fotoraf, bir telsiz telgraf, belki bunlardan yirmi defa daha
hrika, her insann kafasnda yle bir makineyi yapmaktan ve istedii
tarzda ileyip neticeleri vermekten gelen iftihar- kuds ve memnuniyet-i
mukaddese gibi manalar ve rububiyetin bu nev'inden olan ulv uunat;
elbette ve herhalde bu faaliyet-i daimeyi istilzam eder.
Hem mesel bir hkmdar- dil, ihkak- hak iin mazlumlarn
hakkn zalimlerden almakla ve fakirleri kavlerin errinden muhafaza
etmekle ve herkese mstehak olduu hakk vermekle lezzet almas, iftihar
etmesi, memnun olmas; hkmdarln ve adaletin bir kaide-i esasiyesi
olduundan, elbette Hkim-i Hakm, Adl-i dil olan Zt- Hayy-
Kayyum'un btn mahlukatna, hususan zhayatlara "hukuk-u hayat" tabir
edilen erait-i hayatiyeyi vermekle.. ve hayatlarn muhafaza iin onlara
cihazat ihsan etmekle.. ve zafleri kavlerin errinden Rahmane himaye
etmekle.. ve umum zhayatlarda bu dnyada ihkak- hak etmek nev'i
tamamen ve hakszlara ceza vermek nev'i ise ksmen srr- adaletin
icrasndan olmakla.. ve bilhassa mahkeme-i kbra-y hairde adalet-i
ekberin tecellisinden hasl olan ve tabirinde ciz olduumuz uunat-
Rabbaniye ve man-i kudsiyedir ki, kinatta bu faaliyet-i daimeyi iktiza
ediyor.
te bu misal gibi; esma-i hsnann umumunda, herbirisi bu
faaliyet-i daimede byle kuds baz uunat- lahiyeye medar
olduklarndan, hallakyet-i daimeyi iktiza ederler. Hem madem her
kabiliyet, herbir istidad, inbisat ve inkiaf edip semere vermekle bir
ferahlk, bir genilik, bir lezzet verir.. hem madem her vazifedar, vazifesini
yapmak ve bitirmekle, vazifesinden terhisinde byk bir rahatlk, bir
memnuniyet hisseder.. ve madem bir tek tohumdan bir ok meyveleri
almak ve bir dirhemden yz dirhem kr kazanmak, sahiblerine ok sevinli
bir halettir, bir ticarettir. Elbette btn mahlukattaki hadsiz istidadlar
inkiaf ettiren ve btn mahlukatn kymetdar vazifelerde istihdam ettikten
sonra terakkivari terhis ettiren, yani unsurlar, madenler mertebesine;
madenleri, nebatlar hayatna; nebatlar, rzk vastasyla hayvanlarn
derece-i hayatna; ve hayvanlar insanlarn uurkrane olan yksek
hayatna karyor.
te herbir zhayatn zahir bir vcudunun zevaliyle;
(Yirmidrdnc Mektub'da izah edildii gibi) ruhu, mahiyeti, hviyeti,
sureti gibi pek ok vcudlarn arkasnda braktran ve yerinde vazife
bana geiren faaliyet-i daime ve hallakyet-i Rabbaniyeden ne'et eden
man-i kudsiyenin ve rububiyet-i lahiyenin ne kadar ehemmiyetli
olduklar anlalr.
--- sh:(L:351) -----------
Mhim bir suale kat' bir cevab: Ehl-i dalaletten bir ksm diyorlar
ki: "Kinat bir faaliyet-i daime ile tayir ve tebdil eden ztn, elbette
kendisinin de mtegayyir ve mtehavvil olmas lzm gelir."
Elcevab: H!.. Yzbin defa h!.. Yerdeki yinelerin
tegayyr, gkteki Gne'in tegayyrn deil, bilakis cilvelerinin
tazelendiini gsterir. Hem ezel, ebed, sermed, her cihete kemal-i
mutlakta ve istina-y mutlakta, maddeden mcerred, mekndan,
kayddan, imkndan mnezzeh, mberra, muall olan bir Zt- Akdes'in
tegayyr ve tebeddl muhaldir. Kinatn tegayyr, onun tegayyrne
deil, belki adem-i tegayyrne ve gayr- mtehavvil olduuna delildir.
nki mteaddid eyleri intizamla daim tayir ve tahrik eden bir zt,
mtegayyir olmamak ve hareket etmemek lzm gelir. Mesel; sen ok
iplerle bal ok glleleri ve toplar evirdiin ve daim intizamla tahrik
edip vaziyetler verdiin vakit, senin yerinde durup tegayyr ve hareket
etmemekliin gerektir. Yoksa o intizam bozacaksn.
Mehurdur ki: ntizamla tahrik eden, hareket etmemek ve devam
ile tayir eden, mtegayyir olmamak gerektir; t ki o i intizamla devam
etsin.
Sniyen: Tegayyr ve tebeddl; hudstan ve tekemml etmek
iin tazelenmekten ve ihtiyatan ve maddlikten ve imkndan ileri
geliyor. Zt- Akdes ise hem kadm, hem her cihete kemal-i mutlakta,
hem istina-y mutlakta, hem maddeden mcerred, hem Vcib-l Vcud
olduundan; elbette tegayyr ve tebeddl muhaldir, mmkn deildir.
Beinci ua: ki mes'eledir:
Birinci Mes'elesi: sm-i Kayyum'un cilve-i a'zamn grmek
istersek, hayalimizi btn kinat temaa edecek; biri, en uzak eyleri;
dieri, en kk zerreleri gsterecek iki drbn yapp birinci drbnle
bakyoruz, gryoruz ki: sm-i Kayyum'un cilvesiyle, Kre-i Arz'dan bin
defa byk milyonlar kreler, yldzlar, direksiz olarak havadan daha latif
olan madde-i esriye iinde ksmen durdurulmu, ksmen vazife iin
seyahat ettiriliyor. Sonra o hayalin hurdebni olan ikinci drbniyle,
kk zerrat grecek bir suretle bakyoruz. O srr- kayyumiyetle,
zhayat mahlukat- Arziyenin herbirinin zerrat- vcudiyeleri, yldzlar
gibi muntazam bir vaziyet alp hareket ediyorlar ve vazifeler gryorlar.
Hususan zhayatn kanndaki "kreyvat- hamra ve beyza" tabir ettikleri
zerrelerden teekkl eden kck ktleleri, seyyar yldzlar gibi,
mevlevvari iki hareket-i muntazama ile hareket ediyorlar gryoruz.



--- sh:(L:352) -----------
Bir hlsat-l hlsa: (Haiye) sm-i a'zamn alt ismi, ziyadaki
yedi renk gibi imtizac ederek tekil ettikleri ziya-y kudsiyeye bakmak
iin, bir hlsann zikri mnasibdir. yle ki:
Btn kinatn mevcudatn byle durduran, beka ve kyam veren,
sm-i Kayyum'un bu cilve-i a'zamnn arkasndan bak: sm-i Hayy'n
cilve-i a'zam, o btn mevcudat- zhayat cilvesiyle u'lelendirmi,
kinat nurlandrm, btn zhayat mevcudat cilvesiyle yaldzlyor.
imdi bak: sm-i Hayy'n arkasnda sm-i Ferd'in cilve-i a'zam, btn
kinat enva'yla, eczasyla bir vahdet iine alyor; hereyin alnna bir
sikke-i vahdet koyuyor; her eyin yzne bir htem-i ehadiyet basyor;
nihayetsiz ve hadsiz dillerle cilvesini iln ettiriyor. imdi sm-i Ferd'in
arkasndan sm-i Hakem'in cilve-i a'zamna bak ki; yldzlardan zerrelere
kadar, hayalin iki drbniyle temaa ettiimiz mevcudatn herbirisini,
cz' olsun, kll olsun, en byk daireden en kk daireye kadar,
herbirine lyk ve mnasib olarak meyvedar bir nizam ve hikmetli bir
intizam ve semeredar bir insicam iine alm, btn mevcudat
sslendirmi, yaldzlandrm. Sonra sm-i Hakem'in cilve-i a'zam
arkasndan bak ki, sm-i Adl'in cilve-i a'zamyla (kinci Nkte'de izah
edildii vechile) btn kinat mevcudatyla, faaliyet-i daime iinde yle
hayretengiz mizanlarla, llerle, tartlarla idare eder ki; ecram-
semaviyeden biri, bir saniye de mvazenesini kaybetse; yani sm-i Adl'in
cilvesi altndan ksa, yldzlar iinde bir herc merce, bir kyamet
kopmasna sebebiyet verecek. te btn mevcudatn daire-i a'zam,
Kehkean'dan yani Samanyolu tabir edilen mntka-i kbradan tut, t kan
iindeki kreyvat- hamra ve beyzann daire-i hareketlerine kadar herbir
dairesini, herbir mevcudunu hassas bir mizan, bir l ile biilmi bir
ekil ve bir vaziyetle batan baa yldzlar ordusundan, t zerreler
ordusuna kadar btn mevcudatn "Emr-i Kn Feyekn"den gelen
emirlere kemal-i msahhariyetle itaat ettiklerini gsteriyor. imdi sm-i
Adl'in cilve-i a'zam arkasndan (Birinci Nkte'de izah edildii gibi) sm-
i Kudds'n cilve-i a'zamna bak ki; kinatn btn mevcudatn yle
temiz, pk, sfi, gzel, ssl, berrak yapar gsterir ki; btn kinata ve
btn mevcudata Cemil-i Mutlak'n hadsiz derecede cemal-i ztsine
lyk ve nihayetsiz gzel olan esma-i hsnasna mnasib olacak gzel
yineler eklini vermitir.
Elhasl: sm-i a'zamn bu alt ismi ve alt nuru, kinat ve
mevcudat ayr ayr gzel renklerde, eit eit naklarda, baka baka
znetlerde bulunan yaldzl perdeler iinde mevcudat sarmtr.
(Haiye): Otuzuncu Lem'ann alt risaleciinin esas ve mevzuu ve ism-i
a'zamnn srrn tayan alt mukaddes isimlerin gayet ksa bir hlsalardr.
--- sh:(L:353) -----------
Beinci ua'nn kinci Mes'elesi: Kinata tecelli eden
kayyumiyetin cilvesi, vhidiyet ve celal noktasnda olduu gibi, kinatn
merkezi ve medar ve zuur meyvesi olan insanda dahi, kayyumiyetin
cilvesi ehadiyet ve cemal noktasnda tezahr var. Yani naslki kinat srr-
kayyumiyetle kaimdir.. yle de sm-i Kayyum'un mazhar- ekmeli olan
insan ile, bir cihette kinat kyam bulur; yani kinatn ekser hikmetleri,
maslahatlar, gayeleri insana bakt iin, gya insandaki cilve-i
kayyumiyet, kinata bir direktir. Evet Zt- Hayy- Kayyum, bu kinatta
insan irade etmi ve kinat onun iin yaratm denilebilir. nki insan,
cmiiyet-i tmme ile btn esma-i lahiyeyi anlar, zevkeder. Hususan
rzktaki zevk cihetiyle pek ok esma-i hsnay anlar. Halbuki melaikeler,
onlar o zevk ile bilemezler.
te insann bu ehemmiyetli cmiiyetidir ki: Zt- Hayy- Kayyum,
insana btn esmasn ihsas etmek ve btn enva'- ihsanatn tattrmak iin
yle itihal bir mide vermi ki, o midenin geni sofrasn hadsiz enva'-
mat'umatyla kerimane doldurmu. Hem bu madd mide gibi hayat da bir
mide yapm. O hayat midesine duygular, eller hkmnde gayet geni bir
sofra-i nimet am. O hayat ise, duygular vastasyla, o sofra-i nimetten
her eit istifadeler ile, teekkratn her nev'ini yapar. Ve bu hayat
midesinden sonra bir insaniyet midesini vermi ki, o mide, hayattan daha
geni bir dairede rzk ve nimet ister. Akl ve fikir ve hayal, o midenin elleri
hkmnde, semavat ve zemin geniliinde, o sofra-i rahmetten istifade
edip kreder. Ve insaniyet midesinden sonra hadsiz geni dier bir sofra-i
nimet amak iin, slmiyet ve iman akidelerini, ok rzk ister bir manev
mide hkmne getirip, onun rzk sofrasnn dairesini mmkinat dairesinin
haricinde geniletip, esma-i lahiyeyi de iine alr klmtr ki, o mide ile
sm-i Rahman' ve sm-i Hakm'i en byk bir zevk-i rzk ile hisseder.
"Elhamdlillahi al Rahmaniyyetihi ve al Hakmiyyetihi" der ve hakeza..
bu manev mide-i kbra ile hadsiz nimet-i lahiyeden istifade edebilir ve
bilhassa o midedeki muhabbet-i lahiye zevkinin daha baka bir dairesi var.
te Zt- Hayy- Kayyum, insan btn kinata bir merkez, bir
medar yaparak, kinat kadar geni bir sofra-i nimet insana atnn ve
kinat insana msahhar ettiinin ve kinatn insan ile mazhar olduu srr-
kayyumiyetle bir cihette kaim olduunun hikmeti ise, insann mhim
vazifesidir.
Birincisi: Kinatta mnteir btn enva'- nimeti insanla tanzim
etmek ve insann menfaat ipiyle tesbih taneleri gibi tanzim eder,
nimetlerin iplerinin ularn insann bana balar, rahmet hazinelerinin
umum eitlerine insan bir liste hkmne getirir.
--- sh:(L:354) -----------
kinci Vazifesi: Zt- Hayy- Kayyum'un hitabatna, insan
cmiiyeti haysiyetiyle en mkemmel muhatab olmak ve hayretkrane
san'atlarn takdir ve tahsin etmekle en yksek sesli bir delll olmak ve
uurdarane teekkratn btn enva'yla, btn enva'- nimetine ve eit
eit hadsiz ihsanatna kr ve hamd sena etmektir.
nc Vazifesi: Hayat ile, cihetle Zt- Hayy- Kayyum'a ve
uunatna ve sft- muhitasna yinedarlk etmektir.
Birinci Vecih: nsan kendi acz-i mutlakyla, Hlknn kudret-i
mutlakasn ve derecatn; ve aczin dereceleriyle, kudretin mertebelerini
hissetmektir. Ve fakr- mutlakyla rahmetini ve rahmetinin derecelerini
idrak etmek ve za'fyla onun kuvvetini anlamaktr. Ve hakeza.. noksan
sfatlaryla Hlknn evsaf- kemaline mikyasvari yine olmak. Gecede
nurun daha ziyade parlamasna nazaran, gece zulmetinin elektrik
lmbalarn gstermee mkemmel bir yine olduu gibi, insan dahi
byle nks sfatlaryla kemalt- lahiyeye yinedarlk eder.
kinci Vecih: nsan, cz' iradesiyle ve azck ilmiyle ve kck
kudretiyle ve zahir mlikiyetiyle ve hanesini bina etmesiyle, bu kinat
ustasnn mlikiyetini ve san'atn ve iradesini ve kudretini ve ilmini,
kinatn bykl nisbetinde anlar, yinedarlk eder.
nc Vecih'teki yinedarln iki yz var:
Birisi, esma-i lahiyenin ayr ayr naklarn kendinde
gstermektir. deta insan, cmiiyetiyle kinatn kk bir fihristesi ve
bir misal-i musaggaras hkmnde olup, umum esmann naklarn
gsteriyor.
kinci yz, uunat- lahiyeye yinedarlk eder. Yani kendi
hayatyla Zt- Hayy- Kayyum'un hayatna iaret ettii gibi, kendi
hayatnda inkiaf eden sem' ve basar gibi duygularn vastasyla, Zt-
Hayy- Kayyum'un sem' ve basar gibi sfatlarna yinedarlk eder,
bildirir. Hem insan hayatnda bulunan ve inkiaf etmeyen ve his ve
hassasiyet suretinde galeyan eden ve kesretli bir surette olan ok ince
hayat duygular, manalar ve hisler vastasyla, Zt- Hayy- Kayyum'un
uunat- kudsiyesine yinedarlk eder. Mesel: O hassasiyet iinde;
sevmek, iftihar etmek, memnun olmak, mesrur olmak, mferrah olmak
gibi manalar ile Zt- Akdes'in kudsiyetine ve gna-y mutlakna mnasib
ve lyk olmak artyla, o neviden olan uunatna yinedarlk eder.
Hem insan, naslki hayat- cmiasyla Zt- Zlcelal'in sft ve
uunatna bir mikyas- marifettir ve cilve-i esmasna bir fihristedir ve
uurlu bir yinedir.. ve hakeza ok cihetlerle Zt- Hayy- Kayyum'a
yinedarlk
--- sh:(L:355) -----------
eder. yle de: nsan, u kinatn hakaiklerine bir vhid-i kyasdir, bir
fihristedir, bir mikyastr ve bir mizandr. Mesel: Kinatta Levh-i
Mahfuz'un gayet kat' bir delil-i vcudu ve bir nmunesi, insandaki
kuvve-i hfzadr ve lem-i misalin vcuduna kat' delil ve nmune,
kuvve-i hayaliyedir (Haiye) ve kinattaki ruhanlerin bir delil-i vcudu
ve nmunesi, insandaki kuvvelerdir ve latifelerdir ve hakeza... nsan,
kk bir mikyasta, kinattaki hakaik-i imaniyeyi uhud derecesinde
gsterebilir.
te insann mezkr vazifeler gibi ok mhim hizmetleri var.
Cemal-i bkiye yinedir, kemal-i sermedye delll- mazhardr ve rahmet-
i ebediyeye muhtac- mteekkirdir. Madem cemal, kemal, rahmet
bkidirler ve sermeddirler; elbette o cemal-i bkinin yine-i mtak ve o
kemal-i sermednin delll- k ve o rahmet-i ebediyenin muhtac-
mteekkiri olan insan, bki kalmak iin, bir dr- bekaya girecek ve o
bkilere refakat iin ebede gidecek ve o ebed cemal ve o sermed kemal
ve daim rahmete, ebed-l bdda refakat etmek gerektir, lzmdr. nki
ebed bir cemal, fni bir mtaka ve zil bir dosta raz olmaz. nki
cemal, kendini sevdii iin, sevmesine mukabil muhabbet ister. Zeval ve
fena ise, o muhabbeti adavete kalbeder, evirir. Eer insan ebede gidip
bki kalmazsa, ftratndaki cemal-i sermedye kar olan esasl muhabbet
yerine adavet bulunacaktr. Onuncu Sz'n haiyesinde beyan edildii
gibi: Bir zaman bir dnya gzeli, bir kn huzurundan karyor. O
adamdaki ak, birden adavete dnyor ve diyor ki: "Tuh!.. Ne kadar
irkindir" diyerek, kendine teselli vermek iin cemalinden ksyor,
cemalini inkr ediyor. Evet insan bilmedii eye dman olduu gibi, eli
yetimedii veyahut tutamad eylerin adavetkrane kusurlarn arar,
deta dmanlk etmek ister. Madem btn kinatn ehadetiyle Mahbub-
u Hakik ve Cemil-i Mutlak, btn gzel esma-i hsnasyla kendini
insana sevdiriyor ve insanlarn kendini sevmelerini istiyor; elbette ve her
halde, kendisinin hem mahbubu, hem habibi olan insana ftr bir adaveti
verip derinden derine kendinden kstrmeyecek.. ve ftraten en ziyade
sevimli ve muhabbetli ve peresti iin yaratt en mstesna mahluku
olan insann ftratna btn btn zd olarak bir gizli adaveti, insann
(Haiye): Evet naslki insann anasrlar, kinatn unsurlarndan; ve kemikleri,
ta ve kayalarndan; ve salar nebat ve ecarndan; ve bedeninde cereyan eden
kan ve gznden, kulandan burnundan ve azndan akan ayr ayr sular,
Arz'n emelerinden ve maden sularndan haber veriyorlar, delalet edip onlara
iaret ediyorlar. Aynen yle de; insann ruhu lem-i ervahtan ve hfzalar Levh-
i Mahfuz'dan ve kuvve-i hayaliyeleri lem-i misalden.. ve hkeza herbir cihaz
bir lemden haber veriyorlar. Ve onlarn vcudlarna kat' ehadet ederler.
--- sh:(L:356) -----------
ruhuna vermeyecek. nki insan, sevdii ve kymetini takdir ettii bir
Cemal-i Mutlak'tan ebed ayrlmaktan gelen derin yarasn; ancak ona
adavetle, ondan ksmekle ve onu inkr etmekle tedavi edebilir. te
kfirlerin Allah'n dman olmas, bu noktadan ileri geliyor. yle ise,
herhalde o Cemal-i Ezel, kendisinin yine-i mtak olan insan ile ebed-
l bd yolunda seyahatnda beraber bulunmak iin, alkllihal bir dr-
bekada bir hayat- bkiyeye insan mazhar edecek.
Evet madem insan ftraten bir Cemal-i Bki'ye mtak ve muhib
bir surette halkedilmitir.. ve madem bki bir cemal, zil bir mtaka raz
olamaz.. ve madem insan bilmedii veya yetiemedii veya tutamad
bir maksuddan gelen hzn ve elemden teselli bulmak iin, o maksudun
kusurunu bulmakla, belki gizli adavet etmekle kendini teskin eder.. ve
madem bu kinat, insan iin halkedilmi ve insan ise marifet ve
muhabbet-i lahiye iin yaratlm.. ve madem bu kinatn Hlk,
esmasyla sermeddir.. ve madem esmalarnn cilveleri daim ve bki ve
ebed olacaktr; elbette ve herhalde insan, bir dr- bekaya gidecek ve bir
hayat- bkiyeye mazhar olacaktr. Ve insann kymetini ve vazifelerini
ve kemaltn bildiren rehber-i a'zam ve insan- ekmel olan Muhammed-i
Arab Aleyhissalt Vesselm, insana dair beyan ettiimiz btn
kemalt ve vazifeleri en ekmel bir surette kendinde ve dininde
gstermesiyle gsteriyor ki: Nasl kinat insan iin yaratlm ve
kinattan maksud ve mntehab insandr; yle de, insandan dahi en byk
maksud ve en kymetdar mntehab ve en parlak yine-i Ehad ve Samed,
elbette Ahmed-i Muhammed'dir.
..,...-..-, .!,..!!_..,,..
.,:-.,,._-..,.,,-,. _.-,..
,,,,-.,-,,,:-!,..,-,...._,..,..
_..!, ,...,-,_..-!,...-,,,;
_,.;...;,_-!,_.,;.L,:!, _...L.-,L.;
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.





--- sh:(L:357) -----------

Otuzbirinci Lem'a
ualara inksam etmi olup, ualarn on te'lif edilmi, bir
ksm henz te'lif edilmemitir. "ualar" nam altnda mstakil bir
mecmua halinde neredilecektir. (*)

Otuzikinci Lem'a
Eski Said'in en son te'lifi ve yirmi gn Ramazanda te'lif edilen,
kendi kendine manzum gelen "Lemaat" risalesidir. "Szler"
Mecmuasnda neredilmitir.

Otuznc Lem'a
Yeni Said'in en evvel hakikattan uhud derecesinde kalbine zahir
olan ve Arab ibaresinde Katre, Habbe, emme, Zerre, Hubab, Zhre,
u'le ve onlarn zeyillerinden ibarettir. "Risale-i Nur Klliyatndan
Mesnev-i Nuriye" ismi altnda intiar etmitir.
(*): Bilhere stadmzn tensibi ile Ondrdnc ua Afyon Mahkemesi
Mdafaas ve mektublar ve Onbeinci ua ise "Elhccetzzehra" olarak
tesmiye edilmi ve neredilmitir.
Bedizzaman'n Hizmetkrlar



--- sh:(L:358) -----------





Mnacat

Ya lah ve ya Rabb! Ben imann gzyle ve Kur'ann talimiyle
ve nuruyla ve Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n dersiyle ve sm-i
Hakm'in gstermesiyle gryorum ki: Semavatta hibir deveran ve
hareket yoktur ki; byle intizamyla senin mevcudiyetine iaret ve delalet
etmesin. Ve hibir ecram- semaviye yoktur ki; sktuyla grltsz
vazife grerek direksiz durmalaryla, senin rububiyetine ve vahdetine
ehadeti ve iareti olmasn. Ve hibir yldz yoktur ki; mevzun hilkatyla,
muntazam vaziyetiyle ve nuran tebessmyle ve btn yldzlara
mmaselet ve mabehet sikkesiyle senin hamet-i uluhiyetine ve
vahdaniyetine iaret ve ehadette bulunmasn. Ve oniki seyyareden hibir
seyyare yldz yoktur ki; hikmetli hareketiyle ve itaatli msahhariyetiyle
ve intizaml vazifesiyle ve ehemmiyetli peykleriyle senin vcub-u
vcuduna ehadet ve saltanat- uluhiyetine iaret etmesin!..
Evet gkler; sekeneleriyle, herbiri tek bayla ehadet ettikleri
gibi, heyet-i mecmuasyla derece-i bedahette, -ey zemin ve gkleri
yaratan yaratc!- senin vcub-u vcuduna yle zahir ehadet.. -ve ey
zerrat, muntazam mrekkebatyla tedbirini gren ve idare eden ve bu
seyyare yldzlar manzum peykleriyle dndren, emrine itaat ettiren!-
senin vahdetine ve birliine yle kuvvetli ehadet ederler ki, gn
yznde bulunan yldzlar saysnca nurani brhanlar ve parlak deliller o
ehadeti tasdik ederler. Hem bu safi, temiz, gzel gkler; fevkalde
byk ve fevkalde sr'atli ecramyla muntazam bir ordu ve elektrik
lmbalaryla sslenmi bir saltanat donanmas vaziyetini gstermek
cihetiyle, senin rububiyetinin hametine ve hereyi icad eden kudretinin
azametine zahir delalet.. ve hadsiz semavat ihata eden hkimiyetinin ve
herbir zhayat kucana alan rahmetinin hadsiz geniliklerine kuvvetli
iaret.. ve btn mahlukat- semaviyenin btn ilerine ve keyfiyetlerine
taalluk eden ve avucuna alan, tanzim eden ilminin hereye ihatasna ve
hikmetinin her ie mulne bhesiz ehadet ederler.




--- sh:(L:359) -----------
Ve o ehadet ve delalet o kadar zahirdir ki; gya yldzlar, ahid olan
gklerin ehadet kelimeleri ve tecessm etmi nurani delilleridirler. Hem
semavat meydannda, denizinde, fezasndaki yldzlar ise; muti' neferler,
muntazam sefineler, hrika tayyareler, acaib lmbalar gibi vaziyetiyle,
senin saltanat- uluhiyetinin aaasn gsteriyorlar. Ve o ordunun
efradndan bir yldz olan gneimizin seyyarelerinde ve zeminimizdeki
vazifelerinin delalet ve ihtaryla, gnein sair arkadalar olan yldzlarn
bir ksm hiret lemlerine bakarlar ve vazifesiz deiller; belki bki olan
lemlerin gneleridirler.
Ey Vcib-l Vcud! Ey Vhid-i Ehad! Bu hrika yldzlar, bu acib
gneler, aylar; senin mlknde, senin semavatnda, senin emrin ile ve
kuvvetin ve kudretin ile ve senin idare ve tedbirin ile teshir ve tanzim ve
tavzif edilmilerdir. Btn o ecram- ulviye, kendilerini yaratan ve
dndren ve idare eden birtek Hlk'a tesbih ederler, tekbir ederler, lisan-
hal ile "Sbhanallah, Allah Ekber" derler. Ben dahi onlarn btn
tesbihatyla seni takdis ederim. Ey iddet-i zuhurundan gizlenmi ve ey
azamet-i kibriyasndan ihtifa etmi olan Kadr-i Zlcelal! Ey Kadir-i
Mutlak! Kur'an- Hakminin dersiyle ve Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm'n talimiyle anladm: Naslki gkler, yldzlar, senin
mevcudiyetine ve vahdetine ehadet ederler.. yle de; cevv-i sema
bulutlaryla ve imekleri ve ra'dlar ve rzgrlaryla ve yamurlaryla,
senin vcub-u vcuduna ve vahdetine ehadet ederler.
Evet camid, uursuz bulut, b- hayat olan yamuru, muhta olan
zhayatlarn imdadna gndermesi, ancak senin rahmetin ve hikmetin
iledir. Kark tesadf karamaz. Hem elektriin en by bulunan ve
fevaid-i tenviriyesine iaret ederek ondan istifadeye tevik eden imek
ise, senin fezadaki kudretini gzelce tenvir eder. Hem yamurun
gelmesini mjdeleyen ve koca fezay konuturan ve tesbihatnn
grltsyle gkleri nlatan ra'dat dahi, lisan- kal ile konuarak seni
takdis edip, rububiyetine ehadet eder. Hem zhayatlarn yaamasna en
lzumlu rzk ve istifadece en kolay ve nefesleri vermek, nfuslar
rahatlandrmak gibi ok







--- sh:(L:360) -----------
vazifeler ile tavzif edilen rzgrlar dahi; cevvi deta bir hikmete binaen
"levh-i mahv ve isbat" ve "yazar, ifade eder, sonra bozar tahtas" suretine
evirmekle, senin faaliyet-i kudretine iaret ve senin vcuduna ehadet
ettii gibi, senin merhametinle bulutlardan sap zhayatlara gnderilen
rahmet dahi; mevzun, muntazam katreleri kelimeleriyle, senin vs'at-i
rahmetine ve geni efkatine ehadet eder.
Ey Mutasarrf- Fa'al ve ey Feyyaz- Mtel! Senin vcub-u
vcuduna ehadet eden bulut, berk, ra'd, rzgr, yamur; birer birer
ehadet ettikleri gibi, heyet-i mecmuasyla keyfiyete birbirinden uzak,
mahiyete birbirine muhalif olmakla beraber, birlik, beraberlik, birbiri
iine girmek ve birbirinin vazifesine yardm etmek haysiyetiyle, senin
vahdetine ve birliine gayet kuvvetli iaret ederler. Hem koca fezay
maher-i acaib yapan ve baz gnlerde birka defa doldurup boaltan
rububiyetinin hametine ve o geni cevvi, yazar deitirir bir levha gibi
ve skar ve onunla zemin bahesini sulattrr bir snger gibi tasarruf eden
kudretinin azametine ve herbir eye mulne ehadet ettikleri gibi;
umum zemine ve btn mahlukata cevv perdesi altnda bakan ve idare
eden rahmetinin ve hkimiyetinin hadsiz geniliklerine ve hereye
yetimelerine delalet eder. Hem fezadaki hava, o kadar hakmane
vazifelerde istihdam ve bulut ve yamur, o kadar almane faidelerde
istimal olunur ki; hereye ihata eden bir ilim ve hereye amil bir hikmet
olmazsa, o istimal, o istihdam olamaz.
Ey Fa'aln Lim Yrid! Cevv-i fezadaki faaliyetinle her vakit bir
nmune-i hair ve kyamet gstermek, bir saatte yaz ka ve k yaza
dndrmek, bir lem getirmek, bir lem gayba gndermek misill
uunatta bulunan kudretin; dnyay hirete evirecek ve hirette uunat-
sermediyeyi gsterecek iaretini veriyor.
Ey Kadr-i Zlcelal! Cevv-i fezadaki hava, bulut ve yamur, berk
ve ra'd; senin mlknde, senin emrin ve havlin ile, senin kuvvet ve
kudretinle msahhar ve vazifedardrlar. Mahiyete birbirinden uzak olan
bu feza mahlukat, gayet sr'atli ve ni emirlere ve abuk ve acele
kumandalara itaat ettiren mir ve hkimlerini takdis ederek, rahmetini
medh sena ederler.







--- sh:(L:361) -----------

Ey Arz ve Semavatn Hlk- Zlcelali! Senin Kur'an- Hakminin
talimiyle ve Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n dersiyle iman
ettim ve bildim ki: Nasl semavat yldzlaryla ve cevv-i feza
mtemilatyla senin vcub-u vcuduna ve senin birliine ve vahdetine
ehadet ediyorlar. yle de: Arz btn mahlukatyla ve ahvaliyle senin
mevcudiyetine ve vahdetine, mevcudat adedince ehadetler ve iaretler
ederler. Evet zeminde hibir tahavvl ve aa ve hayvanlarnda her
senede urbasn deitirmek gibi hibir tebeddl -cz' olsun, kll olsun-
yoktur ki; intizamyla, senin vcuduna ve vahdetine iaret etmesin. Hem
hibir hayvan yoktur ki, za'fiyet ve ihtiyacnn derecesine gre verilen
rahmane rzkyla ve yaamasna lzumu bulunan cihazatnn hakmane
verilmesiyle, senin varlna ve birliine ehadeti olmasn. Hem her
baharda gzmz nnde icad edilen nebatat ve hayvanattan hibir tanesi
yoktur ki, san'at- acibesiyle ve latif znetleriyle ve tam temeyyzyle ve
intizamyla ve mevzuniyetiyle seni bildirmesin. Ve zemin yzn
dolduran ve nebatat ve hayvanat denilen kudretinin hrikalar ve
mu'cizeleri; mahdud ve maddeleri bir ve mteabih olan yumurta ve
yumurtacklardan ve katrelerden ve habbe ve habbeciklerden ve
ekirdeklerden; yanlsz, mkemmel, ssl, almet-i farikal olarak
yaratllar, Sni'-i Hakmlerinin vcuduna ve vahdetine ve hikmetine ve
hadsiz kudretine yle bir ehadettir ki, ziyann gnee ehadetinden daha
kuvvetli ve parlaktr. Hem hava, su, nur, ate, toprak gibi hibir unsur
yoktur ki, uursuzluklaryla beraber, uurkrane, mkemmel vazifeleri
grmesiyle, basit ve istil edici, intizamsz, heryere dalmakla beraber,
gayet muntazam ve mtenevvi meyveleri ve mahsulleri hazine-i gaybdan
getirmesiyle, senin birliine ve varlna ehadeti bulunmasn.
Ey Ftr- Kadr! Ey Fettah- Allm! Ey Fa'al-i Hallak! Nasl Arz,
btn sekenesiyle Hlknn Vcib-l Vcud olduuna ehadet eder.. yle
de: Senin -ey Vhid-i Ehad, ey Hannan- Mennan, ey Vehhab- Rezzak!-
vahdetine ve ehadiyetine, yzndeki sikkesiyle ve sekenesinin
yzlerindeki sikkeleriyle ve birlik ve beraberlik ve birbiri iine girmek ve
birbirine yardm etmek ve onlara bakan rububiyet isimlerinin ve
fiillerinin bir olmak cihetinde, bedahet derecesinde senin vahdetine ve
Ehadiyetine ehadet,





--- sh:(L:362) -----------

belki mevcudat adedince ehadetler eder. Hem nasl zemin bir ordugh,
bir meher, bir talimgh vaziyetiyle.. ve nebatat ve hayvanat frkalarnda
bulunan drtyz bin muhtelif milletlerin ayr ayr cihazatlar muntazaman
verilmesiyle, senin rububiyetinin hametine ve kudretinin hereye
yetimesine delalet eder; yle de: Hadsiz btn zhayatn ayr ayr
rzklar, vakti vaktine kuru ve basit bir topraktan, rahmane, kerimane
verilmesi ve hadsiz o efradn kemal-i msahhariyetle evamir-i
Rabbaniyeye itaatleri, rahmetinin hereye muln ve hkimiyetinin
hereye ihatasn gsteriyor. Hem zeminde deimekte bulunan mahlukat
kafilelerinin sevk idareleri, mevt ve hayat mnavebeleri ve hayvan ve
nebatatn idare ve tedbirleri dahi, hereye taalluk eden bir ilim ile ve
hereyde hkmeden nihayetsiz bir hikmetle olabilmesi, senin ihata-i
ilmine ve hikmetine delalet eder. Hem zeminde ksa bir zamanda hadsiz
vazifeler gren ve hadsiz bir zaman yaayacak gibi istidad ve manev
cihazat ile techiz edilen ve zemin mevcudatna tasarruf eden insan iin,
bu talimgh- dnyada ve bu muvakkat ordugh- zeminde ve bu
muvakkat meherde; bu kadar ehemmiyet, bu hadsiz masraf, bu
nihayetsiz tecelliyat- rububiyet, bu hadsiz hitabat- Sbhaniye ve bu
gayetsiz ihsanat- lahiye, elbette ve herhalde bu ksack ve hznl mre
ve bu kark kederli hayata, bu belal ve fni dnyaya smaz. Belki
ancak baka ve ebed bir mr ve bki bir dr- saadet iin olabildii
cihetinden, lem-i bekada bulunan ihsanat- uhreviyeye iaret, belki
ehadet eder.
Ey Hlk- Klli ey! Zeminin btn mahlukat, senin mlknde,
senin arznda, senin havl kuvvetinle ve senin kudretin ve iradetin ile ve
ilmin ve hikmetin ile idare olunuyorlar ve msahhardrlar. Ve zemin
yznde faaliyeti mahede edilen bir rububiyet, yle ihata ve mul
gsteriyor ve onun idaresi ve tedbiri ve terbiyesi yle mkemmel ve yle
hassastr ve her taraftaki icraat yle birlik ve beraberlik ve benzemeklik
iindedir ki, tecezzi kabul etmeyen bir kll ve inksam imknsz bulunan
bir kll hkmnde bir tasarruf, bir rububiyet olduunu bildiriyor. Hem
zemin btn sekenesiyle beraber, lisan- kalden daha zahir hadsiz
lisanlarla Hlkn takdis ve tesbih ve nihayetsiz nimetlerinin lisan-
halleriyle Rezzak- Zlcelalinin hamd ve medh senasn ediyorlar.





--- sh:(L:363) -----------

Ey iddet-i zuhurundan gizlenmi ve ey azamet-i kibriyasndan
istitar etmi olan Zt- Akdes! Zeminin btn takdisat ve tesbihatyla;
seni kusurdan, aczden, erikten takdis ve btn tahmidat ve senalaryla
sana hamd ve krederim.
Ey Rabb-l Berri Ve-l Bahr! Kur'ann dersiyle ve Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'n talimiyle anladm ki: Nasl gkler ve feza ve
zemin senin birliine ve varlna ehadet ederler.. yle de: Bahrler,
nehirler ve emeler ve rmaklar, senin vcub-u vcuduna ve vahdetine
bedahet derecesinde ehadet ederler. Evet bu dnyamzn menba- acaib
buhar kazanlar hkmnde olan denizlerde hibir mevcud, hatt hibir
katre su yoktur ki; vcuduyla, intizamyla, menfaatyla ve vaziyetiyle
Hlkn bildirmesin. Ve basit bir kumda ve basit bir suda rzklar
mkemmel bir surette verilen garib mahluklardan ve hilkatlar gayet
muntazam hayvanat- bahriyeden, hususan bir tanesi, bir milyon
yumurtacklar ile denizleri enlendiren balklardan hi birisi yoktur ki,
hilkatyla ve vazifesiyle ve idare ve iaesiyle ve tedbir ve terbiyesiyle
yaratanna iaret ve Rezzakna ehadet etmesin.
Hem denizde kymetdar, hasiyetli, znetli cevherlerden hi birisi
yoktur ki, gzel hilkatyla ve cazibedar ftratyla ve menfaatli hasiyetiyle
seni tanmasn, bildirmesin. Evet onlar birer birer ehadet ettikleri gibi;
heyet-i mecmuasyla, beraberlik ve birbiri iinde karmak ve sikke-i
hilkatte birlik ve icada gayet kolay ve efrada gayet okluk
noktalarndan, senin vahdetine ehadet ettikleri gibi; arz, toprayla
beraber bu kre-i arz kuatan muhit denizlerini muallakta durdurmak ve
dkmeden ve datmadan gnein etrafnda gezdirmek ve topra istila
ettirmemek ve basit kumundan ve suyundan, mtenevvi ve muntazam
hayvanatn ve cevherlerini halketmek ve erzak ve sair umrlarn kll
ve tam bir surette idare etmek ve tedbirlerini grmek ve yznde
bulunmak lzm gelen hadsiz cenazelerinden hibirisi bulunmamak
noktalarndan, senin varlna ve Vcib-l Vcud olduuna mevcudat
adedince iaretler ederek ehadet eder. Ve senin saltanat- rububiyetinin
hametine ve hereye muhit olan kudretinin azametine pek zahir delalet
ettikleri gibi, gklerin fevkindeki gayet byk ve muntazam yldzlardan,
t denizlerin dibinde bulunan gayet kck ve intizamla iae edilen
balklara




--- sh:(L:364) -----------

kadar hereye yetien ve hkmeden rahmetinin ve hkimiyetinin hadsiz
geniliklerine delalet.. ve intizamatyla ve faideleriyle ve hikmetleriyle ve
mizan ve mevzuniyetleriyle, senin hereye muhit ilmine ve hereye amil
hikmetine iaret ederler. Ve senin bu misafirhane-i dnyada yolcular iin
byle rahmet havuzlarn bulunmas ve insann seyr seyahatna ve
gemisine ve istifadesine msahhar olmas iaret eder ki; yolda yaplm
bir handa, bir gece misafirlerine bu kadar deniz hediyeleriyle ikram eden
zt, elbette makarr- saltanat- ebediyesinde yle ebed rahmet denizleri
bulundurmu ki, bunlar onlarn fni ve kk nmuneleridirler. te
denizlerin byle gayet hrika bir tarzda arzn etrafnda vaziyet-i
acibesiyle bulunmas ve denizlerin mahlukat dahi, gayet muntazam idare
ve terbiye edilmesi bilbedahe gsterir ki; yalnz senin kuvvetin ve
kudretin ile ve senin irade ve tedbirin ile, senin mlknde, senin emrine
msahhardrlar. Ve lisan- halleriyle Hlkn takdis edip "Allah Ekber"
derler.
Ey dalar zemin sefinesine hazineli direkler yapan Kadr-i
Zlcelal! Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n talimiyle ve Kur'an-
Hakminin dersiyle anladm ki, nasl denizler acaibleriyle seni tanyorlar
ve tanttryorlar.. yle de: Dalar dahi, zelzele tesiratndan zeminin
sknetine ve iindeki dhil inklabat frtnalarndan sktuna ve
denizlerin istilasndan kurtulmasna ve havann gazat- muzrradan
tasfiyesine ve suyun muhafaza ve iddiharlarna ve zhayatlara lzm olan
madenlerin hazinedarlna ettii hizmetleriyle ve hikmetleriyle seni
tanyorlar ve tanttryorlar. Evet dalardaki talarn enva'ndan ve
muhtelif hastalklara il olan maddelerin aksamndan ve zhayata,
hususan insanlara ok lzm ve ok mtenevvi olan madeniyatn
ecnasndan ve dalar, sahralar iekleriyle sslendiren ve meyveleriyle
enlendiren nebatatn esnafndan hibirisi yoktur ki; tesadfe havalesi
mmkn olmayan hikmetleriyle, intizamyla, hsn- hilkatyla,
faideleriyle.. hususan madeniyatn tuz, limontuzu, sulfato ve ap gibi
sureten birbirine benzemekle beraber tadlarnn iddet-i muhalefetiyle..
ve bilhassa nebatatn basit bir topraktan eit eit enva'laryla, ayr ayr
iek ve meyveleriyle, nihayetsiz Kadr nihayetsiz Hakm, nihayetsiz
Rahm ve Kerim bir Sniin vcub-u vcuduna bedahetle ehadet ettikleri
gibi;




--- sh:(L:365) -----------

heyet-i mecmuasndaki vahdet-i idare ve vahdet-i tedbir ve mene' ve
mesken ve hilkat ve san'ata beraberlik ve birlik ve ucuzluk ve kolaylk
ve okluk ve yaplmakta abukluk noktalarndan, o Sniin vahdetine ve
ehadiyetine ehadet ederler.
Hem naslki dalarn yznde ve karnndaki masnu'lar, zeminin
her tarafnda, herbir nevi ayn zamanda, ayn tarzda, yanlsz, gayet
mkemmel ve abuk yaplmalar ve bir i bir ie mani olmadan, sair
neviler ile beraber kark iken, kartrmakszn icadlar; senin
rububiyetinin hametine ve hibir ey ona ar gelmeyen kudretinin
azametine delalet eder; yle de: Zeminin yzndeki btn zhayat
mahluklarn hadsiz hacetlerini, hatt mtenevvi hastalklarn, hatt
muhtelif zevklerini ve ayr ayr itihalarn tatmin edecek bir surette,
dalarn yzlerini ve ilerini muntazam ecar ve nebatat ve madeniyatla
doldurmak ve muhtalara teshir etmek cihetiyle, senin rahmetinin hadsiz
geniliine ve hkimiyetinin nihayetsiz vs'atine delalet.. ve toprak
tabakat iinde, gizli ve karanlk ve kark bulunduu halde; bilerek,
grerek, armayarak, intizamla, hacetlere gre ihzar edilmeleriyle,
senin hereye taalluk eden ilminin ihatasna ve herbir eyi tanzim eden
hikmetinin btn eyaya mulne ve illarn ihzarat ve maden
maddelerin iddiharatyla rububiyetinin rahmane ve kerimane olan
tedabirinin mehasinine ve inayetinin ihtiyatl letaifine pek zahir bir
surette iaret ve delalet ederler.
Hem bu dnya hannda misafir yolcular iin, koca dalar
levazmatlarna ve istikbaldeki ihtiyalarna muntazam ihtiyat deposu ve
cihazat anbar ve hayata lzumu olan ok definelerin mkemmel mahzeni
olmak cihetinde iaret, belki delalet, belki ehadet eder ki; bu kadar
kerim ve misafirperver ve bu kadar hakm ve efkatperver ve bu kadar
kadr ve rububiyetperver bir Sniin, elbette ve herhalde, ok sevdii o
misafirleri iin, ebed bir lemde, ebed ihsanatnn ebed hazineleri
vardr. Buradaki dalara bedel, orada yldzlar o vazifeyi grrler.
Ey Kadir-i Klli ey! Dalar ve iindeki mahluklar senin
mlknde ve senin kuvvet ve kudretinle ve ilim ve hikmetinle msahhar
ve mdahhardrlar. Onlar bu tarzda tavzif ve teshir eden Hlkn takdis
ve tesbih ederler.
Ey Hlk- Rahman ve ey Rabb-i Rahm! Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'n talimiyle ve



--- sh:(L:366) -----------

Kur'an- Hakminin dersiyle anladm: Naslki sema ve feza ve arz ve
deniz ve da, mtemilt ve mahluklaryla beraber seni tanyorlar ve
tanttryorlar.. yle de: Zemindeki btn aa ve nebatat, yapraklar ve
iekleri ve meyveleriyle, seni bedahet derecesinde tanttryorlar ve
tanyorlar. Ve umum ecarn ve nebatatn cezbedarane hareket-i zikriyede
bulunan yapraklarndan ve znetleriyle Sniinin isimlerini tavsif ve tarif
eden ieklerinden ve letafet ve cilve-i merhametinden tebessm eden
meyvelerinden herbirisi, tesadfe havalesi hibir cihet-i imkn olmayan
hrika san'at iindeki nizam ve nizam iindeki mizan ve mizan iindeki
znet ve znet iindeki naklar ve naklar iindeki gzel ve ayr ayr
kokular ve kokular iindeki meyvelerin muhtelif tatlaryla, nihayetsiz
Rahm ve Kerim bir Sniin vcub-u vcuduna bedahet derecesinde
ehadet ettikleri gibi, heyet-i mecmuasyla, btn zemin yznde birlik
ve beraberlik, birbirine benzemeklik ve sikke-i hilkatte mabehet ve
tedbir ve idarede mnasebet ve onlara taalluk eden icad fiilleri ve
Rabban isimlerde muvafakat ve o yzbin enva'n hadsiz efradlarn
birbiri iinde armayarak birden idareleri gibi noktalaryla, o Vcib-l
Vcud Sniin bilbedahe vahdetine ve ehadiyetine dahi ehadet ederler.
Hem naslki onlar senin vcub-u vcuduna ve vahdetine ehadet
ediyorlar.. yle de; ry-i zeminde drt yz bin milletlerden teekkl eden
zhayat ordusundaki hadsiz efradn yzbinler tarzda iae ve idareleri;
armayarak, kartrmayarak mkemmel yaplmasyla, senin
rububiyetinin vahdaniyetteki hametine ve bir bahar bir iek kadar
kolay icad eden kudretinin azametine ve hereye taallukuna delalet
ettikleri gibi, koca zeminin her tarafnda, hadsiz hayvanatna ve
insanlara, hadsiz taamlarn eit eit aksamn ihzar eden rahmetinin
hadsiz geniliine.. ve o hadsiz iler ve in'amlar ve idareler ve iaeler ve
icraatlar kemal-i intizamla cereyanlar ve herey hatt zerreler o emirlere
ve icraata itaat ve msahhariyetleriyle, hkimiyetinin hadsiz vs'atine
kat' delalet etmekle beraber o aalarn ve nebatlarn ve herbir yaprak ve
iek ve meyve ve kk ve dal ve budak gibi herbirisinin herbir eyini,
herbir iini bilerek, grerek, faidelere, maslahatlara, hikmetlere gre
yaplmakla, senin ilminin her eye ihatasna ve hikmetinin hereye
mulne pek zahir bir surette delalet ve hadsiz parmaklaryla iaret
ederler. Ve senin gayet kemaldeki cemal-i san'atna ve nihayet cemaldeki
kemal-i nimetine hadsiz dilleriyle



--- sh:(L:367) -----------

sena ve medhederler. Hem bu muvakkat handa ve fni misafirhanede ve
ksa bir zamanda ve az bir mrde, ecar ve nebatatn elleriyle, bu kadar
kymetdar ihsanlar ve nimetler ve bu kadar fevkalde masraflar ve
ikramlar iaret belki ehadet eder ki: Misafirlerine burada byle
merhametler yapan kudretli, keremkr Zt- Rahm, btn ettii masraf
ve ihsan, kendini sevdirmek ve tanttrmak neticesinin aksiyle, yani
btn mahlukat tarafndan "Bize tattrd, fakat yedirmeden bizi i'dam
etti" dememek ve dedirmemek ve saltanat- uluhiyetini iskat etmemek ve
nihayetsiz rahmetini inkr etmemek ve ettirmemek ve btn mtak
dostlarn mahrumiyet cihetinde dmanlara evirmemek noktalarndan,
elbette ve her halde ebed bir lemde, ebed bir memlekette, ebed
brakaca abdlerine, ebed rahmet hazinelerinden, ebed Cennetlerinde,
ebed ve Cennet'e lyk bir surette meyvedar ecar ve iekli nebatlar
ihzar etmitir. Buradakiler ise, mterilere gstermek iin nmunelerdir.
Hem aalar ve nebatlar, umumen yaprak ve iek ve
meyvelerinin kelimeleriyle seni takdis ve tesbih ve tahmid ettikleri gibi, o
kelimelerden herbirisi dahi ayrca seni takdis eder. Hususan meyvelerin
bedi' bir surette, etleri ok muhtelif, san'atlar ok acib, ekirdekleri ok
hrika olarak yaplarak o yemek tablalarn aalarn ellerine verip ve
nebatlarn balarna koyarak zhayat misafirlerine gndermek cihetinde,
lisan- hal olan tesbihatlar, zuhurca lisan- kal derecesine kar. Btn
onlar senin mlknde, senin kuvvet ve kudretinle, senin irade ve
ihsanatnla, senin rahmet ve hikmetinle msahhardrlar ve senin herbir
emrine muti'dirler.
Ey iddet-i zuhurundan gizlenmi ve ey kibriya-y azametinden
tesettr etmi olan Sni'-i Hakm ve Hlk- Rahm! Btn ecar ve
nebatatn, btn yaprak ve iek ve meyvelerin dilleriyle ve adediyle;
seni kusurdan, aczden, erikten takdis ederek hamd sena ederim.
Ey Ftr- Kadr! Ey Mdebbir-i Hakm! Ey Mrebbi-i Rahm!
Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n talimiyle ve Kur'an- Hakm'in
dersiyle anladm ve iman ettim ki; nasl nebatat ve ecar seni tanyorlar,
senin sft- kudsiyeni ve esma-i hsnan bildiriyorlar.. yle de:
Zhayatlardan






--- sh:(L:368) -----------

ruhlu ksm olan insan ve hayvanattan hibirisi yoktur ki; cisminde gayet
muntazam saatler gibi ileyen ve ilettirilen dhil ve haric zalaryla ve
bedeninde gayet ince bir nizam ve gayet hassas bir mizan ve gayet
mhim faideler ile yerletirilen lt ve duygularyla ve cesedinde gayet
san'atl bir yapl ve gayet hikmetli bir tefri ve gayet dikkatli bir
mvazene iinde konulan cihazat- bedeniyesiyle, senin vcub-u
vcuduna ve sfatlarnn tahakkukuna ehadet etmesin. nki bu kadar
basirane nazik san'at ve uurkrane ince hikmet ve mdebbirane tam
mvazeneye, elbette kr kuvvet ve uursuz tabiat ve serseri tesadf
karamazlar ve onlarn ii olamaz ve mmkn deildir. Ve kendi
kendine teekkl edip yle olmas ise, yz derece muhal iinde muhaldir.
nki o halde herbir zerresi; herbir eyini ve cesedinin teekkln, belki
dnyada alkadar olduu hereyini bilecek, grecek, yapabilecek deta
ilah gibi ihatal bir ilim ve kudreti bulunacak. Sonra tekil-i cesed ona
havale edilir ve kendi kendine oluyor denilebilir. Ve heyet-i
mecmuasndaki vahdet-i tedbir ve vahdet-i idare ve vahdet-i nev'iye ve
vahdet-i cinsiye ve umumun yzlerinde gz, kulak, az gibi noktalarda
ittifak cihetinde mahede edilen sikke-i ftratta birlik ve herbir nev'in
efrad smalarnda grlen sikke-i hikmette ittihad ve iaede ve icadda
beraberlik ve birbirinin iinde bulunmak gibi keyfiyetlerinden hibirisi
yoktur ki, senin vahdetine kat' ehadette bulunmasn! Ve herbir ferdinde,
kinata bakan btn isimlerin cilveleri bulunmakla, vhidiyet iinde
senin ehadiyetine iareti olmasn.
Hem naslki insan ile beraber hayvanatn, zeminin btn yznde
yaylan yzbin enva', muntazam bir ordu gibi tehiz ve talimat ve itaat
ve msahhariyetle ve en kkten t en bye kadar, rububiyetin
emirleri intizamla cereyanlaryla o rububiyetinin derece-i hametine ve
gayet oklukla beraber gayet kymetli ve gayet mkemmel olmakla
beraber gayet abuk yaplmalar ve gayet san'atl olmakla beraber gayet
kolay yapllaryla kudretinin derece-i azametine delalet ettikleri gibi;
arktan garba, imalden cenuba kadar yaylan mikroptan t gergedana
kadar, en kck sinekten t en byk kua kadar btn onlarn
rzklarn yetitiren rahmetinin hadsiz vs'atine ve herbiri emirber nefer
gibi vazife-i ftriyesini yapmak ve zemin yz her baharda, gz
mevsiminde terhis edilenler yerinde yeniden taht- silha alnm bir
orduya ordugh olmak cihetiyle, hkimiyetinin



--- sh:(L:369) -----------

nihayetsiz geniliine kat' delalet ederler. Hem naslki hayvanattan
herbirisi, kinatn bir kk nshas ve bir misal-i musaggar hkmnde
gayet derin bir ilim ve gayet dakik bir hikmetle, kark eczalar
kartrmayarak ve btn hayvanlarn ayr ayr suretlerini armayarak,
hatasz, sehivsiz, noksansz yaplmalaryla, ilminin hereye ihatasna ve
hikmetinin hereye mulne, adedlerince iaretler ederler; yle de:
Herbiri birer mu'cize-i san'at ve birer hrika-i hikmet olacak kadar san'atl
ve gzel yaplmasyla, ok sevdiin ve tehirini istediin san'at-
Rabbaniyenin kemal-i hsnne ve gayet derecede gzelliine iaret ve
herbirisi, hususan yavrular gayet nazdar, nazenin bir surette
beslenmeleriyle ve heveslerinin ve arzularnn tatmini cihetiyle, senin
inayetinin gayet irin cemaline hadsiz iaretler ederler.
Ey Rahmanrrahm! Ey Sadk-ul Va'd-il Emin! Ey Mlik-i
Yevmiddin! Senin Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselmnn talimiyle
ve Kur'an- Hakminin iradyla anladm ki: Madem kinatn en
mntehab neticesi hayattr.. ve hayatn en mntehab hlsas ruhtur.. ve
zruhun en mntehab ksm zuurdur.. ve zuurun en cmii insandr.. ve
btn kinat ise, hayata msahhardr ve onun iin alyor.. ve
zhayatlar, zruhlara msahhardr, onlar iin dnyaya gnderiliyorlar.. ve
zruhlar, insanlara msahhardr, onlara yardm ediyorlar.. ve insanlar
ftraten Hlkn pek cidd severler ve Hlklar onlar hem sever, hem
kendini onlara her vesile ile sevdirir.. ve insann istidad ve cihazat-
maneviyesi, baka bir bki leme ve ebed bir hayata bakyor.. ve insann
kalbi ve uuru, btn kuvvetiyle beka istiyor.. ve lisan, hadsiz dualaryla
beka iin Hlkna yalvaryor; elbette ve herhalde, o ok seven ve sevilen
ve mahbub ve muhib olan insanlar dirilmemek zere ldrmekle, ebed
bir muhabbet iin yaratm iken, ebed bir adavetle gcendirmek olamaz
ve kabil deildir. Belki baka bir ebed lemde mes'udane yaamas
hikmetiyle, bu dnyada almak ve onu kazanmak iin gnderilmitir.
Ve insana tecelli eden isimlerin, bu fni ve ksa hayattaki cilveleriyle
lem-i bekada onlarn yinesi olan insanlarn, ebed cilvelerine mazhar
olacaklarna iaret ederler.
Evet, ebednin sadk dostu, ebed olacak. Ve Bki'nin yine-i
zuuru, bki olmak lzm gelir.





--- sh:(L:370) -----------

Hayvanlarn ruhlar bki kalacan ve Hdhd- Sleyman
(A.S.) ve Neml'i ve Naka-i Slih (A.S.) ve Kelb-i Ashab- Kehf gibi baz
efrad- mahsusa; hem ruhu, hem cesediyle bki leme gidecei ve herbir
nev'in arasra istimal iin birtek cesedi bulunaca rivayet-i sahihadan
anlalmakla beraber; hikmet ve hakikat, hem rahmet ve rububiyet yle
iktiza ederler.
Ey Kadr-i Kayyum! Btn zhayat, zruh, zuur senin mlknde,
yalnz senin kuvvet ve kudretinle ve ancak senin irade ve tedbirinle ve
rahmet ve hikmetinle, rububiyetinin emirlerine teshir ve ftr vazifelerle
tavzif edilmiler. Ve bir ksm, insann kuvveti ve galebesi iin deil,
belki ftraten insann za'f ve aczi iin, rahmet tarafndan ona msahhar
olmular. Ve lisan- hal ve lisan- kal ile Sni'lerini ve Mabudlarn
kusurdan, erikten takdis ve nimetlerine kr ve hamd ederek, herbiri
ibadet-i mahsusasn yapyorlar.
Ey iddet-i zuhurundan gizlenmi ve ey azamet-i kibriyasndan
perdelenmi olan Zt- Akdes! Btn zruhlarn tesbihatyla seni takdis
etmek niyet edip
_-.__...!_._-_..,..-,.
diyorum.
Ya Rabb-el lemn! Ya lahe-l Evvelne Ve-l hirn! Ya Rabb-es
Semavat- Ve-l Aradn! Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n
talimiyle ve Kur'an- Hakm'in dersiyle anladm ve iman ettim ki: Nasl
sema, feza, arz, berr ve bahr, ecer, nebat, hayvan; efradyla, eczasyla,
zerratyla seni biliyorlar, tanyorlar ve varlna ve birliine ehadet ve
delalet ve iaret ediyorlar; yle de: Kinatn hlsas olan zhayat ve
zhayatn hlsas olan insan ve insann hlsas olan enbiya, evliya,
asfiyann hlsas olan kalblerinin ve akllarnn mahedat ve kefiyat
ve ilhamat ve istihracatyla, yzer icma' ve yzer tevatr kuvvetinde bir
kat'iyyetle senin vcub-u vcuduna ve senin vahdaniyet ve ehadiyetine
ehadet edip, ihbar ediyorlar. Mu'cizat ve keramat ve yakn
brhanlaryla, haberlerini isbat ediyorlar.






--- sh:(L:371) -----------

Evet kalblerde, perde-i gaybda ihtar edici bir zta bakan hibir
hatrat- gaybiye; ve ilham edici bir zta baktran hibir ilhamat- sadka;
ve hakkalyakn suretinde sft- kudsiye ve esma-i hsnan kefeden
hibir itikad- yakne; ve enbiya ve evliyada bir Vcib-l Vcud'un
envrn aynelyakn ile mahede eden hibir nurani kalb; ve asfiya ve
sddknde, bir Hlk- Klli ey'in yt- vcubunu ve berahin-i
vahdetini ilmelyakn ile tasdik eden, isbat eden hibir mnevver akl
yoktur ki, senin vcub-u vcuduna ve sft- kudsiyene ve senin
vahdetine ve ehadiyetine ve esma-i hsnana ehadet etmesin, delaleti
bulunmasn ve iareti olmasn. Ve bilhassa btn enbiya ve evliya ve
asfiya ve sddknin imam ve reisi ve hlsas olan Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'n ihbarn tasdik eden hibir mu'cizat- bahiresi
ve hakkaniyetini gsteren hibir hakikat- liyesi ve btn mukaddes ve
hakikatl kitablarn hlsat-l hlsas olan Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n
hibir yet-i tevhidiye-i katas ve mesail-i imaniyeden hibir mes'ele-i
kudsiyesi yoktur ki, senin vcub-u vcuduna ve kuds sfatlarna ve senin
vahdetine ve ehadiyetine ve esma ve sftna ehadet etmesin ve delaleti
olmasn ve iareti bulunmasn!..
Hem naslki btn o yzbinler muhbir-i sadklar, mu'cizatlarna
ve keramatlarna ve hccetlerine istinad ederek, senin varlna ve
birliine ehadet ederler; yle de: Hereye muhit olan Ar- A'zam'n
klliyat- umrunu idareden, t kalbin gayet gizli ve cz' hatratn ve
arzularn ve dualarn bilmek ve iitmek ve idare etmeye kadar cereyan
eden rububiyetinin derece-i hametini.. ve gzmz nnde hadsiz
muhtelif eyay birden icad eden hibir fiil bir fiile, bir i bir ie mani
olmadan, en byk bir eyi en kk bir sinek gibi kolayca yapan
kudretinin derece-i azametini icma' ile, ittifak ile iln ve ihbar ve isbat
ediyorlar.
Hem naslki bu kinat zruha, hususan insana mkemmel bir
saray hkmne getiren









--- sh:(L:372) -----------
ve cenneti ve saadet-i ebediyeyi cinn ve inse ihzar eden ve en kk bir
zhayat unutmayan ve en ciz bir kalbin tatminine ve taltifine alan
rahmetinin hadsiz geniliini.. ve zerrattan t seyyarata kadar btn enva'-
mahlukat emirlerine itaat ettiren ve teshir ve tavzif eden hkimiyetinin
nihayetsiz vs'atini haber vererek, mu'cizat ve hccetleriyle isbat ederler;
yle de: Kinat, eczalar adedince risaleler iinde bulunan bir kitab- kebir
hkmne getiren ve Levh-i Mahfuz'un defterleri olan mam- Mbin ve
Kitab- Mbin'de btn mevcudatn btn sergzetlerini kaydedip yazan
ve umum ekirdeklerde umum aalarnn fihristlerini ve proramlarn ve
zuurun balarnda btn kuvve-i hfzalarda, sahiblerinin tarihe-i
hayatlarn yanlsz, muntazaman yazdran ilminin hereye ihatasna; ve
herbir mevcuda ok hikmetleri takan, hatt herbir aata meyveleri
saysnca neticeleri verdiren; ve herbir zhayatta zalar, belki eczalar ve
hceyratlar adedince maslahatlar takib eden; hatt insann lisann ok
vazifelerde tavzif etmekle beraber, taamlarn tatlar adedince zevk olan
mizancklar ile tehiz ettiren hikmet-i kudsiyenin herbir eye mulne;
hem bu dnyada nmuneleri grlen celal ve cemal isimlerinin tecellileri
daha parlak bir surette ebed-l bdda devam edeceine ve bu fni lemde
nmuneleri mahede edilen ihsanatnn daha aaal bir surette Dr-
Saadette istimrarna ve bekasna ve bu dnyada onlar gren mtaklarn
ebedde dahi refakatlarna ve beraber bulunmalarna bil'icma', bil'ittifak
ehadet ve delalet ve iaret ederler.
Hem yzer mu'cizat- bahiresine ve yt- katasna istinaden, bata
Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm ve Kur'an- Hakm'in olarak, btn
ervah- neyyire ashab olan enbiyalar ve kulb-u nuraniye aktab olan
evliyalar ve ukl- mnevvere erbab olan asfiyalar; btn suhuf ve ktb-
mukaddesede, senin ok tekrar ile ettiin va'dlerine ve tehdidlerine
istinaden ve senin kudret ve rahmet ve inayet ve hikmet ve celal ve cemalin
gibi kuds sfatlarna ve e'nlerine ve izzet-i celaline ve saltanat-
rububiyetine itimaden ve kefiyat ve mahedat ve ilmelyakn itikadlaryla,
saadet-i ebediyeyi cinn ve inse mjdeliyorlar. Ve ehl-i dalalet iin
Cehennem bulunduunu haber verip iln ediyorlar ve iman edip ehadet
ediyorlar.
Ey Kadr-i Hakm! Ey Rahman- Rahm! Ey Sadk-ul Va'd-il
Kerim! Ey izzet ve azamet ve celal sahibi Kahhar- Zlcelal! Bu kadar
sadk dostlarn ve bu kadar va'dlerini ve bu kadar sft ve uunatn tekzib
edip, saltanat- rububiyetinin kat' mukteziyatn ve sevdiin ve onlar dahi
seni tasdik ve itaatle kendilerini sana sevdiren hadsiz makbul ibadnn
hadsiz dualarn ve davalarn reddederek, kfr ve isyan ile ve seni
va'dinde tekzib etmekle, senin azamet-i kibriyana dokunan ve izzet-i
celaline

--- sh:(L:373) -----------
dokunduran ve uluhiyetinin haysiyetine ilien ve efkat-i rububiyetini
mteessir eden ehl-i dalalet ve ehl-i kfr, harin inkrnda tasdik etmekten
yzbin derece mukaddessin ve hadsiz derece mnezzeh ve lsin!
Byle nihayetsiz bir zulmden, bir irkinlikten senin nihayetsiz
adaletini ve cemalini ve rahmetini takdis ediyorum!
,,,..;!...._!.-,..-,.
yetini, vcudumun btn zerrat adedince sylemek istiyorum! Belki
senin o sadk elilerin ve o doru delll- saltanatn hakkalyakn,
aynelyakn, ilmelyakn suretinde senin uhrev rahmet hazinelerine ve lem-
i bekada ihsanatnn definelerine ve dr- saadette tamamyla zuhur eden
gzel isimlerinin hrika gzel cilvelerine ehadet, iaret, bearet ederler.
Ve btn hakikatlarn mercii ve gnei ve hmisi olan "Hak" isminin en
byk bir ua, bu hakikat- ekber-i hariye olduunu iman ederek, senin
ibadna ders veriyorlar.
Ey Rabb-l Enbiya Ve-s Sddkn! Btn onlar senin mlknde,
senin emrin ve kudretin ile, senin irade ve tedbirin ile, senin ilmin ve
hikmetin ile msahhar ve muvazzaftrlar. Takdis, tekbir, tahmid, tehlil ile
Kre-i Arz' bir zikirhane-i a'zam, bu kinat bir mescid-i ekber hkmnde
gstermiler.
Ya Rabb ve ya Rabb-es Semavat Ve-l Aradn! Ya Hlk ve ya
Hlk- Klli ey! Gkleri yldzlaryla, zemini mtemilatyla ve btn
mahlukat btn keyfiyatyla teshir eden kudretinin ve iradetinin ve
hikmetinin ve hkimiyetinin ve rahmetinin hakk iin, nefsimi bana
msahhar eyle! Ve matlubumu bana msahhar kl! Kur'ana ve imana
hizmet iin, insanlarn kalblerini Risale-i Nur'a msahhar yap! Ve bana ve
ihvanma, iman- kmil ve hsn- htime ver. Hazret-i Musa
Aleyhisselm'a denizi ve Hazret-i brahim Aleyhisselm'a atei ve Hazret-i
Davud Aleyhisselm'a da, demiri ve Hazret-i Sleyman Aleyhisselm'a
cinni ve insi ve Hazret-i Muhammed Aleyhissalt Vesselm'a ems ve
Kamer'i teshir ettiin gibi, Risale-i Nur'a kalbleri ve akllar msahhar kl!..
Ve beni ve Risale-i Nur talebelerini, nefis ve eytann errinden ve kabir
azabndan ve







--- sh:(L:374) -----------

Cehennem ateinden muhafaza eyle ve Cennet-l Firdevs'te mes'ud kl!
mn, mn, mn!..
_,.!.-!,,.!..-!;,,..,-,
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *
Kur'andan ve mnacat- Nebeviye olan Ceven-l Kebir'den
aldm bu dersimi, bir ibadet-i tefekkriye olarak, Rabb- Rahmimin
derghna arzetmekte kusur etmisem, kusurumun afv iin Kur'an ve
Ceven-l Kebir'i efaat ederek rahmetinden afvm niyaz ediyorum.
Said Nurs




























--- sh:(L:375) -----------


Fihrist



BRNC LEM'A: 5
Hazret-i Yunus Aleyhisselm'n mnacat- mehuresi olan
,.;!;;,...L!__...
_,.!.L!_.,._.,..-,.
yetinin bir srr- mhimmini ve bir hakikat- azmesini beyan ederek;
herbir insan, bu dnyada, Hazret-i Yunus Aleyhisselm'n bulunduu
vaziyette -fakat byk mikyasta- olduunu beyan eder. Hazret-i Yunus
Aleyhisselm'a "hut, deniz, gece" ne ise; her insan iin nefsi, dnyas,
istikbali de odur.
KNC LEM'A: 8
Hazret-i Eyyb Aleyhisselm'n mnacat- mehuresini beyan
eder.
_,.-,!,-,,.,,.!_. .._.,_....








--- sh:(L:376) -----------
yetinin mhim bir srrn ve azm bir hakikatn "Be Nkte" ile tefsir
edip, btn musibetzedelere manev bir tiryak ve gayet nfi' bir il
hkmnde bir risaledir. Bu risale, madd musibetleri, ehl-i iman iin
musibetlikten karyor. Asl ehemmiyetli musibet, kalbe ve ruha gelen
dalalet musibetleri olduunu beyan ettii gibi; musibetzedelerin mr
dakikalar ehl-i sabr ve kr hakknda ibadet saatleri hkmne geip
ekva kapsn kapar, daima kr kapsn aar bir risaledir.
NC LEM'A: 14
;-,,!,,:-!!,,;,!..__
yetinin mhim iki hakikatn,
_.,!,._.._.,!,._..
olan mehur iki cmlenin ifade ettikleri iki hakikat- mhimme ile tefsir
ediyor. Beka iin halkedilen ve bekaya k olan ruh-u insan, Bki-i
Zlcelal'e kar mnasebet-i hakikiyesini bilse, fni mrn bki bir
mre tebdil eder. Saniyeleri seneler hkmne getiini ve Bki-i
Zlcelal'i tanmayan ruh-u insann seneleri, saniyeler hkmnde
olduunu beyan edip isbat eden kymetdar bir risaledir. Fenay fena
gren ve bekay merak edenler, bu risaleyi merakla okumal.
DRDNC LEM'A: 19
Minhac-s Snne namnda gayet mhim bir risaledir. Ehl-i a ve
Ehl-i Snnet mabeyninde en mhim bir mes'ele-i ihtilafiye olan mes'ele-i
imameti gayet vzh ve kat' bir surette hall fasleder.















--- sh:(L:377) -----------
_,-,.....,..,,.,:..._.,.,,....!
_.!;.,,-,.',,_,...!.,:,..
,,L-!_,-!,,,,.,..;!;_,.-
_,.!_...!;,,..,:...;_
yt- azmenin ok hakaik-i azmesinden iki byk hakikatn "Drt
Nkte" ile tefsir ediyor. Bu risale, Ehl-i Snnet ve Cemaata, hem
Alevlere gayet kymetdar ve menfaatdardr; hakikaten Mihnac-s
Snne'dir. Snnet-i Seniyenin yolunu, o mes'elede tam beyan eder.
BENC LEM'A: 27
Te'lif edilmemitir. Bak sahife 27'ye.
ALTINCI LEM'A: 27
Te'lif edilmemitir. Bak sahife 27'ye.
YEDNC LEM'A: 28
Sure-i Feth'in hirinde
_
,,-!.-..!_.-..!-!..,,!!.,_...!
;.-;_,...,,:.',,_,..-._,....;
_.!.,,.-.,!.;,._._--..-,!..,.-
._.!_...,,L,! -!_., _.,!.!.,_.,
-._.!,,.,..-..,,._.,
-.,.-..- ,,,,,,.,...-,..:!_....
,_.,,,_,..,....,,_..;
_,,_,-.;_,,...,,.!_,,...,!..-.!
,-- ._.._.....-... .,,...L_,-
..., .._.!..,,..:!,,.,-,!_,,!
..,L.,,.,.-.,,..,.-!..!
--- sh:(L:378) -----------
olan yet-i azmeden on vcuh-u i'caziyeden yalnz ihbar- bilgayb
vechinden sekiz ihbarat- gaybiyeyi beyan ediyor; u yet, tek bayla
bir mu'cize-i bahire olduunu isbat ediyor. Tetimmesinde,
_,...!,_,,,.!_.,,,..,-._.!_.,.!,.
..,,,.!,_.-, _,-!..!,..,:!,
yetinin mhim bir nkte-i i'caziyesini, Sure-i Feth'in hirindeki yetin
ayn ihbar- gaybsi nev'inden, gayb ihbarlarna iaret eder.
Htimesinde, Kur'an- Hakm'in tevafukat cihetinde i'caz
nktelerinden gayet parlak bir nkte-i i'caziyesini beyan edip; Kur'an
Fatiha'da, Fatiha Besmele'de, Besmele Elif Lm Mim'de bir cihette
dercedildiini beyan ediyor. Hem en mnteir ve



























--- sh:(L:379) -----------
mtedavil derkenar Mushaflarda Lafzullah'n tevafukat- latife-i
i'caziyesinden birisi udur ki: Sahifenin hirki satrnn yukar ksmnda
btn Kur'anda seksen ve aa ksmnda yine Lafza-i Celal birbiri
stnde seksen olup tevafuk ederek gelmesi ve sahifeler arkasnda tam
muvafakatla birbirini gstermesi, deta seksen adedden bir tek Lafza-i
Celal tezahr etmesi.. hem hirki satrn tam ortasnda ellibe ve banda
yirmibe, beraber yine seksen ederek; bu seksen, o iki seksene
seksenlikte tevafuk ettikleri gibi, iki yz krk tevafukat- latife yalnz
sahifenin hirki satrlarnda bulunmas gsteriyor ki; Kur'an-
Azman'n hem yt, hem kelimat, hem hurufat herbiri, ayr ayr
medar- i'caz olduklar gibi, kelimatn naklar ve hatlar dahi ayr bir
u'le-i i'caza mazhar olduunu beyan eder.
SEKZNC LEM'A: 39
Baka bir mecmuada neredildiinden buraya dercedilmedi.
DOKUZUNCU LEM'A: 39
Baka bir mecmuada neredildiinden buraya dercedilmedi.
ONUNCU LEM'A: 40
_
..,,.-.,,-_.,....._.._.-,
.,-...,,.,.,;!..._.,...
..,-!..',,,...,,.-,
yetinin bir srrn, hizmet-i Kur'aniyede arkadalarmn beeriyet
muktezas olarak sehiv ve hatalarnn neticesinde yedikleri












--- sh:(L:380) -----------
efkat tokatlarn beyan etmekle tefsir ediyor.
Evet bu risale, iki ksm olarak yazlm. Birinci ksmda; has ve
sadk Kur'an hizmetkrlarnn sehiv ve hatalar neticesinde yedikleri
tenbihkrane efkat tokatlar.. ikinci ksmda; zahir dost ve kalbi muarz
olanlarn bilerek verdikleri zarara mukabil, zecirkrane yedikleri
tokatlarndan bahsedilecekti. Fakat lzumsuz bazlarn hatrlarn rencide
etmemek iin, yzer hdisattan birinci ksmn yalnz onbe adedinden
bahsedildi. kinci Ksm imdilik yazlmad. Tokat yiyen, kendi imza ve
tasdiki tahtnda, kabul ederek yazmtr. Ben be tokat yedim, yazdm.
Nefsim gibi telakki ettiim Abdlmecid ile Hulusi'ye vekaleten yazdm.
tekilerin bir ksm kendileri yazdlar; bir ksm, hakknda yazlan
grdler, kabul ettiler. Nmune nev'inden olarak onlarla iktifa ettik.
Yoksa hdisat oktur. Bununla kat'iyyen kanaatmz gelmitir ki; bu
hizmetimizde babo deiliz. Mhim bir nazar altndayz ve dikkatli bir
inayet nazarndayz ve kuvvetli hfz u himayet tahtndayz. O risalenin
hirinde, ,,.,.:!,,,.;,.L!srrna dair mhim bir hakikat
beyan edilerek, hizmetimize zulm nev'inden ilien mlhidler, bu
dnyada tokadn yiyecekler ve ksmen yediklerini; ve zndka ve dalalet
hesabna ilienler abuk tokat yemeyip te'hir edildiinin sebeb ve
hikmetini beyan ediyor.
ONBRNC LEM'A: 49
"Mirkat-s Snne ve Tiryaku Maraz-l Bid'a" namyla gayet mhim bir
_
_,-,.....,..,,.,:..._.,.,,....!
,,-,.',,_,...!.,:,..
,:,,-_.-,.;,-,..;_







--- sh:(L:381) -----------
yetlerinin gayet mhim iki hakikatn "Onbir Nkte" ile tefsir ediyor.
BRNC NKTE
.,,...,._........_...,.._.
hads-i erifinin srrn beyan ediyor.
KNC NKTE: mam- Rabban (R.A.), "Snnet-i Seniyenin
ittiba; en hametli, en letafetli, en emniyetli tarkattr" demesine dairdir.
NC NKTE: Snnet-i Seniyenin ehemmiyeti hakknda
mam- Rabban'nin hkmn tasdik ettiini beyan ediyor.
DRDNC NKTE: -,.!hakikatnn kapsyla, gayet
acib bir lem-i manevye ait bir seyahat- ruhiyeyi beyan ediyor.
BENC NKTE:
,:,,-_.-,.;,-,..;_
yetinin sarahatyla: Muhabbetullah, kat' bir kyas- mantk ile, Snnet-i
Seniyenin ittiban inta ettiine dairdir.
ALTINCI NKTE:
,..!_!._,!..._
hadsinin mhim bir srrn ve
,:..,:!,..,,!
















--- sh:(L:382) -----------
yetinin bir hakikatn tefsir ediyor.
YEDNC NKTE: Snnet-i Seniyenin herbir mes'elesi altnda
bir edeb bulunduunu beyan eder. "Allm-l Guyub'a kar edeb ve hicab
nasl olabilir ve ne demektir?" sualine kar, gzel bir cevabdr.
SEKZNC NKTE: Snnet-i Seniyenin bir ksm efkat-i
Ahmediyenin (A.S.M.) tereuhat olduu gibi, Zt- Ahmediye
Aleyhissalt Vesselm'n nasl bir maden-i efkat olduunu gsteriyor.
DOKUZUNCU NKTE: Snnet-i Seniyenin herbir nev'ine
tamamen bilfiil ittiba etmek, ehass- havassa mahsus olduu halde;
herkes niyeti ile ve kasd ile ve tarafdarane ve iltizamkrane ve
takdirkrane talib olmakla, o ittiba- tmmeden tam hissedar olabilir. Ehl-
i tarkatn ezkr ve evrad ve merebleri, esasat- Snnete muhalefet
etmemek artyla bid'ata dhil olmadn, olsa olsa bid'a-i hasene
olduunu beyan eder.
ONUNCU NKTE:
,:,,-_.-,.;,-,..;_
Muhabbet-i lahiyeye ve o muhabbetin neticesinde Snnet-i Seniyenin
ittibana dair, nokta ile, gayet merak-aver ve mhim ve gzel beyanat
var. Hatt kitabn naknda u Onuncu Nkte'nin bir ua- kerametini,
tevafukla nazara gsteriyor.
ONBRNC NKTE: Zt- Ahmediyenin Snnet-i Seniyesinin
menba; hem akvali, hem ahvali, hem ef'ali olduunu ve herbirisi hem
farz, hem nevafil, hem dt aksamna inksam ettiini ve Kur'anda
,,L..-_.-!,.,
srryla, nev'-i beer iinde manen ve ruhen olduu gibi, mizac-
cismansinin cihetiyle dahi en mutedil noktasnda ve kuva-y cismaniye
ve nefsiyede nokta-i itidalin vasatnda ve kemalinde










--- sh:(L:383) -----------
bulunan ferd-i ferd, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm olduunu
isbat ediyor. Bu risale dahi, bata denildii gibi, bir tiryak- enfa' ve bir
iksir-i a'zamdr.
ONKNC LEM'A: 62
_,..-_.!_,..!..!,._,,! ;
;..-.!_,.,,.;,,.._,..._,;_.,,..
.....__:..-. ;,,..___..
yetlerinin, ehl-i Fennin ve imdiki Corafyac ve Kozmorafyaclarn
medar- tenkidleri olmu iki hakikatn, "ki Nkte" ile tefsir ediyor.
BRNC NKTE: Umum rzk dorudan doruya Kadr-i
Zlcelal'in elinde olduunu ve hazine-i rahmetinden ktn beyan
ederek, rzkszlktan lmek olmadn isbat eder.
KNC NKTE: Kre-i Arz'n, mnkir Corafyac feylesoflarn
ramna olarak, yedi vecihle yedi tabaka olduunu ve semavat dahi,
Kozmorafyac feylesoflarn ramna olarak, yedi vecihle yedi tabaka
olduunu isbat eder. Bu risale, yle geveze mlhidlere bir licamdr, yani
gemdir.
ONNC LEM'A: 70
"Hikmet-l stiaze" namyla maruf, gayet kymetdar ve kuvvetli
ve hakikatl bir risaledir.
_.!,_._..!!_..!,.._..!,,.._
_..!,.-!_._..!,,.__._.!_..-!
Suresinin en mhim bir hakikatn,












--- sh:(L:384) -----------
,..,_,..,:!,,._.,..,,_,
;,,.-;,,
yetinin mhim bir hikmetini ve
,,,!;.L,:!_....
in en mhim bir srrn "On aret" ile tefsir ederek, on anahtarla
_..!,,.._n kal'a-i hasinine girmek iin kap aar,
tahassngh gsterir.
BRNC ARET: "eytanlarn kinatta icad cihetinde hi
medhalleri olmad ve dalaletin mstekreh irkinlikleri ehl-i dalaleti
tenfir ettikleri halde ve Cenab- Hak rahmet ve inayetiyle ehl-i hakka
tarafdar olduu ve hak ve hakikatn cazibedar gzellikleri, ehl-i hakk
meyyid ve mevvik bulunduu halde; hizb- eytann ok defa
hizbullaha galebe etmesinin hikmeti nedir?" diye suale kar gayet kat'
ve vzh bir cevabdr.
KNC ARET: "err-i mahz olan eytanlarn icad ve ehl-i
imana taslitleri ve onlarn yznden ok insanlarn kfre girip
Cehenneme girmelerine, Cemil-i Aleltlak ve Rahm-i Mutlak ve
Rahman- Bilhakk'n rahmet ve cemali, bu hadsiz irkinliin ve bu
dehetli musibetin husulne nasl msaade ediyor ve ne iin cevaz
gsteriyor?" diye sualine kar gayet kuvvetli ve mukni' bir cevabdr.
NC ARET: "Kur'an- Hakm'de, ehl-i dalalete kar
azm ekvalar ve kesretli tahidat ve ok iddetli tehdidat; akln zahirine
gre, adaletli ve mnasebetli belgatna ve slbundaki itidaline ve
istikametine mnasib dmyor? deta ciz bir adama kar ordular
tahid ediyor; ve mflis ve mlkte hissesiz ciz bir adama, kuvvetli bir
erik mevkii verir gibi ondan ekvalar etmenin srr ve hikmeti nedir?"
diye sualine kar, gayet kat' ve ehemmiyetli bir cevabdr.








--- sh:(L:385) -----------
DRDNC ARET: Adem err-i mahz ve vcud hayr- mahz
olduundan; mehasin ve kemalt vcuda ve erler ve musibetler ademe
istinad ettiini ve ondan ne'et ettiini beyan ediyor.
BENC ARET: Cenab- Hak Ktb- Semaviyede beere
kar Cennet gibi azm bir mkfat ve Cehennem gibi dehetli bir
mcazat gstermekle beraber, ok irad ve mkerrer ikaz ve defaatla
ihtar ve mteaddid tehdid ve tevik ettii halde, hizb- eytann irkin
ve mkfatsz ve zaf desiselerine kar, ehl-i imann malub olmalarnn
srr nedir?" diye mdhi suale kar mukni' bir cevabdr.
ALTINCI ARET: eytanlarn en tehlikeli ve kesretli bir
desisesi olan "tasavvur-u kfr"yi "tasdik-i kfr" suretinde, "tasavvur-u
dalalet"i "tasdik-i dalalet" tarznda gstermesiyle, hassas ve safi-kalb
insanlar tehlikelere atmasna mukabil, ilm ve mantk ve hakikatl bir
cevabdr.
YEDNC ARET: Mu'tezile imamlar, errin icadn err
telakki ettikleri iin, kfr ve dalaletin icadn Allah'a vermeyip, gya
onunla Allah' takdis ediyorlar. Mu'tezilenin bu mhim mes'elelerine ve
Mecusilerin hlk- erri ayr telakki etmelerine kar gayet kuvvetli ve
mantk bir cevab- mskit.. hem "Gnah- kebireyi ileyen, m'min
kalamaz!" diyen Mu'tezile ve bir ksm Hariclere kar gayet makbul ve
mukni bir cevabdr.
SEKZNC ARET: "Baz risalelerde kat' delillerle isbat
edilmi ki; kfr ve dalalet yolu o kadar mkiltl ve suubetlidir ki, hi
kimse ona girmemek gerekti ve kabil-i slk deildir. man ve hidayet
yolu o kadar zahir ve kolaydr ki, herkes ona girmeli idi, dediiniz halde;
bu Hikmet-l stiaze'de, dalaletli yolun kolay ve tahrib ve tecavz olduu
iin oklar o yola slk ettiini beyann, birbirine muhalif oluyor, vech-i
tevfiki nedir?" sualine kar gayet merak-aver ve mantk ve kat' bir
cevab olmakla beraber, "Dalalette o kadar dehetli bir elem ve korku var
ki, kfir deil hayatndan lezzet almas, belki hi yaamamas lzm
gelirken, ehl-i imandan ziyade









--- sh:(L:386) -----------
kendini hayatta mes'ud grmesinin srr nedir?" diye sualine kar gayet
gzel bir temsil ile tam kanaat getirir bir cevabdr.
DOKUZUNCU ARET: "Hizbullah olan ehl-i hidayet, bata
enbiya ve onlarn banda Fahr-i lem Sallallah Tel Aleyhi Vesellem,
o kadar inayat- lahiyeye ve imdadat- Sbhaniyeye mazhar olduklar
halde, neden hizb- eytana kar bazan malub olmular. Hem Htem-
l Enbiya'nn gne gibi parlak nbvveti ve risaletinin komuluunda
bulunan Medine mnafklarnn dalalette srarlar ve hidayete
girmemeleri ne iindir ve hikmeti nedir?" diye suale kar herkesi
alkadar edecek gzel ve kuvvetli bir cevabdr.
ONUNCU ARET: blis'in kendini kendine tabi olanlara inkr
ettirmek suretindeki desise maskesini yrtarak, (blis'in) pis ve mlevves
yzn gsterip, vcudunu isbat eder.
ONBRNC ARET: Ehl-i dalaletin errinden kinat
kzdklarn ve anasr- klliye hiddet ettiklerini ve umum mevcudat
manen galeyana geldiklerini, Kur'an- Hakm mu'cizane ifade ettiine
dair merak-aver bir beyandr.
ONKNC ARET: Drt sual ve cevabdr. "Mahdud bir
hayatta mahdud gnahlara mukabil hadsiz bir azab ve nihayetsiz bir
Cehennem nasl adalet olur?" Hem "eriatta denilmitir ki: Cehennem,
ceza-y ameldir; fakat Cennet, fazl- lah iledir. Bunun hikmeti nedir?"
Hem "Seyyiat intiar ve tecavz ettiinden, bir seyyie bin yazlmak,
hasene bir yazlmak lzm gelirken; seyyienin bir, hasenenin on
yazlmasnn srr nedir?" Hem "Ehl-i dalaletin kazandklar muvaffakyet
ve gsterdikleri kuvvet, ehl-i hidayette bir za'f ve hakikatszlk
olduundan mdr?" diye drt suale gayet ksa ve kuvvetli drt cevabdr.
ONNC ARET: " Nokta"dr.
Birincisi: eytann en byk bir desisesi, hakaik-i imaniyenin
azameti cihetinde, dar kalbli ve ksa akll ve kasr fikirli insanlar
aldatmasna mukabil, tamamyla eytan- cinn










--- sh:(L:387) -----------
ve insyi de susturacak bir cevabdr.
kinci Nokta: eytan, kusurlu insana kusurunu itiraf etmemek ile
istifar ve istiaze yolunu kapayp, enaniyeti tahrik ederek, avukat gibi,
nefsini mdafaa ettirir. deta nefsini taksirattan takdis ettirmesine
mukabil, herkesi ikna' edecek bir cevabdr. Kusurunu grmemek, o
kusurdan daha byk bir kusur bulunduunu ve kusurunu grmek,
kusuru kusurluktan karmak olduunu beyan eder.
nc Nokta: nsann hayat- itimaiyesini ifsad eden en
mhim bir desise-i eytaniye; "m'minin bir tek seyyiesiyle hasenatn
rtmek" ile o m'mine kar adavet ettirmeye mukabil, mizan- ekberde
adalet-i mutlaka-i lahiyenin tecellisindeki dstur ile; herkese lzumlu,
hususan hadd-l mizac ve mkil-pesend insanlara, kymetdar ve hakl
ve kuvvetli bir cevabdr.
te u risale on iaret ile eytan- ins ve cinnnin on hcum
yollarn kapad gibi; _..!,,.._Suresinin kal'a-i
metininde tahassun etmek iin on anahtar olup, on kapy ehl-i imana
aar.
u Hikmet-l stiaze Risalesi'nin iki mhim kardei var. Birisi
Yirmidokuzuncu Mektub'un Altnc Risalesi olan "Hcumat- Sitte",
mhim bir kal'a olduu gibi; ikinci bir kardei olan Yirmialtnc
Mektub'un "Hccet-l Kur'an Aleeytan Ve Hizbihi" namndaki risalesi
dahi bir hsn- hasindir. Bu risale birbiriyle mnasebetdardr. Ve ehl-i
imana bu zamanda ok lzumlu olduunu ihtar ediyorum. Fakat u
risaleler tamamyla Kur'ana sadk olanlarn ellerine verilebilir. Bid'a ve
dalalete tarafdar veya siyasetilie mbtela olanlarn ellerine vermemek
gerektir. Bilhassa "Hcumat- Sitte", ierisinde Eski Said'in iddetli lisan
kart iin, en has ve en sadk kardelerime mahsustur. imdilik












--- sh:(L:388) -----------
hakk dinlemek ve kabul etmek istidadnda olmayanlara gsterilmemesini
tavsiye ediyorum. Hem de "arat- Seb'a", "Hcumat- Sitte" gibi
imdilik havassa mahsustur.
ONDRDNC LEM'A: 90
"ki Makam"dr.
BRNC MAKAM: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'dan
sorulmu ki: "Arz ne stnde duruyor?" Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm ferman etmi:
,-!,,.!_..Yani "kz ve balk stnde duruyor." u hadse
dair ok mnakaat vardr. Corafyaclar, h bu hadsi inkr ediyorlar.
te bu hadsin hakik manasn vecihle, bu risalenin Birinci
Makam yle bir tarzda beyan ediyor ki; mnkirlerin zerre mikdar insaf
varsa ve Corafyaclarn hakka kar zerre mikdar iz'anlar bulunsa, bu
hadsi, bahir bir mu'cize-i Ahmediye (A.S.M.) sayacaklardr. nki o
cevab hem hakik ve kat', hem manidardrlar.
KNC MAKAM:
_
in en mhim be-alt srlarn tefsir ediyor. Ve
_
Kur'ann bir hlsas ve bir fihristesi ve miftah olduunu gsterdii gibi;
Artan fere kadar uzanm bir hatt- kuds-i nuran olmakla beraber,
saadet-i ebediye kapsn aan bir anahtar ve her mbarek eye feyiz ve
bereket veren bir menba'- envr olduunu beyan eder. Bu kinci Makam,
en birinci risale olan "Birinci Sz"e bakar. deta, Risale-i Nur eczalar
bir daire hkmnde olup; mntehas ibtidasna
_
hatt- mbarekiyle ittihad ediyor. Ve bu makamda "Alt Sr"







--- sh:(L:389) -----------
yerine otuz yazlacakt. imdilik alt kald. Ksadr, fakat gayet byk
hakaik tazammun ediyor. Bunu dikkatle okuyan;
_
ne kadar kymetdar bir hazine-i kudsiye olduunu anlar.
ONBENC LEM'A: 103
Risale-i Nur Klliyatnn Szler, Mektubat ve Ondrdnc
Lem'aya kadar olan ksmnn fihristesidir. Her ksmn fihristesi, yani
Szler ksmnn fihristesi, Szler Mecmuasnda bulunduundan,
Mektubat ve Lem'alarn da kendilerine ait fihristeleri o mecmualarn
hirlerine ilhak edildiinden burada yazlmad.
ONALTINCI LEM'A: 103
Mesail-i mhimmeden baz mesail hakknda sorulan suallerin
cevablarn muhtevidir. yle ki; en bata, merak-aver "Drt Sual"e
cevabdr.
BRNCS: "Ehl-i Snnet Ve Cemaat hakknda bir ferec ve bir
ftuhat olaca hakknda ehl-i kefin verdii haberlerin zuhur etmemesi
nedendir?" diye sorulmasna mukabil, gayet gzel bir cevabdr.
KNCS: "Risale-i Nur'un mellifi, kendisini iddetli tazyikat
altnda tutan ehl-i dnyann aleyhinde bulunmas lzm gelirken, onlara
maddeten ilimemesinin sebebi nedir?" sualine gayet latif bir cevabdr.
NCS: "ngiliz ve talyan gibi hkmetlerin bu hkmetle
muharebe etmek istemelerine kar, neden iddetli bir surette harb
aleyhinde bulunuyorsunuz? Halbuki bu gibi hdiseler, milletin kuvve-i
maneviyesinin menba olan hamiyet-i slmiyeyi tehyic etmekle, eair-i
slmiyenin ihyasna ve bid'alarn ref'ine bir derece medar olur." diye
vaki' sualine verilen pek letafetli bir cevabdr.













--- sh:(L:390) -----------
DRDNCS: "Neden elinizdeki nurlu risaleleri herkese
gstermemek iin, arkadalarnza ihtiyat tavsiye ediyorsunuz? Ve neden
halklar bu nurlarn feyizlerinden mahrum ediyorsunuz?" sualine verilen
pek ho, pek gzel bir cevabdr.
Htime'sinde, Lihye-i Saadet hakknda sorulan bir suale kar
bheleri izale eden gayet mukni' bir cevabdr.
Daha sonra, eskiden beri mlhidlerin ilitikleri mes'eleye dair
sorulan suallere verilen cevabdr.
BRNC SUAL:
..-_,._,,-..,_.:!,,-._.._.-
yet-i kerimesinin meali olan: "Zlkarneyn, Gnei hararetli ve amurlu
bir eme suyunda gurub ettiini grm?"
KNC SUAL: Sedd-i Zlkarneyn nerededir? Ve Ye'cc ve
Me'cc kimlerdir?
NC SUAL: Hazret-i sa Aleyhisselm, hirzamanda gelip
Deccal' ldreceine dair suallere o kadar ulv cevablar verilmi ki; hem
ehl-i imann imanlarn takviye eder, hem belgatyla edibleri susturur,
hem de mlhidleri ilzam ederek tokatlar.
Nihayetinde, Mugayyebat- Hamse'den yalnz ikisi hakknda
sorulan mhim bir suale ehemmiyetli bir cevabdr.
Rd
ONYEDNC LEM'A: 113
Zhre'den gelmi "Onbe Nota"dan ibarettir.
BRNC NOTA: Nefs-i insaniyetin mbtela olduu fil ve nfil
eylerin, etvar- lem zerinde hakikatlarn gsterip, kalbin rabtasn
kesip, yzn beka ve hirete evirir.
KNC NOTA: Bir dstur-u Kur'an olan tevazuu emir ve
tekebbrden men'eder.










--- sh:(L:391) -----------
NC NOTA: ,,,_srryla; mevtin hakikatn,
gzel ve ayn- hakikat bir temsil ile ap, uzun emelleri ve elemleri keser.
Hayy u Kayyum u Bki u Daim ve Biyedih-il Hayr'a her umru teslim
eder.
DRDNC NOTA: Muttarid bir kanun-u detullah olan
mevsimlerin, asrlarn deimesinde, ekser eyann aynen iade ve
tazelenmesiyle, ecere-i kinatn en mkemmel meyvesi olan insann,
mevsim-i har-i ekberde aynen iade edileceini, kat'iyyen isbat eder.
BENC NOTA: u asr- felket ve helketin en byk
musibeti olan ve dinsizlie giden medeniyet-i sakmenin i yzn ve
yzndeki peeyi ve cehennem-nmun mahiyetini, hda-y Kur'an ile
mvazene suretiyle aar, gsterir. Ehl-i iman ona temaylden iddetli
tenfir ettirip, sri bir vebay tehis ile, eczahane-i Kur'aniyeden zemzem-i
tiryak iirir.
ALTINCI NOTA: Nefis ve eytann en byk hile ve
desiselerinden olan; kfirlerin okluklarn ve onlarn baz hakaik-i
imaniyenin inkrndaki ittifaklarn vesvese suretiyle gstererek,
bheleri ve dine kar lkaydl, ayn- hak ve hakikat bir temsil ile
kknden kesen ve Tb-i Cennet olan iman aacn yetitiren mcerreb
bir iksir-i nurandir.
YEDNC NOTA: Hayat- itimaiye-i slmiyenin muzr bir
mikrobu olan ve terakkiyat- ecnebiyede saadet zannedilen, zulml ve
zulmetli ihtirasat- dnyevye ehl-i iman sevkeden sahtekr
hamiyetfrular, Kur'ann elmas klncyla ldrerek, irtidada yz tutan
veyahud mertebe-i fska inen ehl-i iman, Kur'an- Hakm'in
hastahanesine alr, tedavi eder.
SEKZNC NOTA: .__..-,,-.,nin bir srrn,
...-_,.;.__.;,nin bir hakikatn,








--- sh:(L:392) -----------
;:,_!,.;..,.,..,....
nun bir dsturunu,
;-,,!,.__,:....,_.!;.-,.
nin bir nktesini tefsir edip, kinatta zerreden emse kadar herey bir
vazife ile mkellef olup, btn sa'y hareketleri kanun-u kader ile
cereyan ettiini; ve Cenab- Hak kemal-i kereminden, hizmet iinde
mkfat olarak bir lezzet dercettiini isbat ve izah ile.. mevcudatn en
mkemmeli ve zhayatn reisi ve Arz'n halifesi olan insan, tenbellik edip
gaflete derse; cemadattan daha camid, sinekten ekirgeden daha kansz
olacan ikaz ve inzar ile, insanlar vazife-i ftriyelerine sevkedip,
uluhiyet-i mutlakay isbat eder.
DOKUZUNCU NOTA: Cenab- Hak kemal-i keremiyle, en
byk eyi en kk eyde dercettii cihetle; kinattaki hayr ve
kemalt, ecere-i kinatn meyvesi ve ekirdei olan, nev'-i insann
hakikatn tayan Nebilerde gsterdiini; ve Nebilere intisab eden, hayr
ve kemalta, nura ve srura kaca gibi, ubudiyet cihetiyle de, bir zerre
gibi kk bir mahluk olan insann, fihristiyet ve o intisab cihetiyle,
azndan kan "Allah Ekber" sads, Kre-i Arz'n byk bir "Allah
Ekber"i hkmne getiini, hakkalyakn bir beyan ile, hakkn saadetini,
imann hsn- kemalini bilbedahe izhar edip.. dalalet, er, hasaret; dinin
muhalifinde olduunu kat' isbat eder.
ONUNCU NOTA: Cenab- Hakk'n nur-u marifetine yetimek ve
bakmak; ve yt ve ahidlerin yinelerinde berahin ve delillerin
emarelerini grmek eit olup.. bir ksm, su gibi; ikinci ksm, hava
gibi; nc ksm, nur gibi olup.. takarrbn tarifini ve bu'diyetin
vartalarn beyan eder.
ONBRNC NOTA: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n ifadesindeki
efkat ve merhametin hikmetini, hem slb-u Kur'aniyedeki cezalet ve
selasetteki ftrlii gsterir.
ONKNC NOTA:
.;_,.
kavl-i erifine



--- sh:(L:393) -----------
imtisalen, ,,,_srryla mevtin ve kabrin mahiyetini gsterip,
serke nefs-i emmarenin dizginini eker. Hem ksa bir mr ve muvakkat
bir hayatta, bu acib asrda, saadet-i ebediyeye en yarayl amel ve en
makbul hizmet ve en devaml sevab, "imann takviyesine medar Risale-i
Nur talebelerinin tarznda ulm-u imaniyeye almak" olduunu beyan
eden ve ehl-i ilim ve ehl-i kalemi ikaz eden bir dstur-u hakikattr.
ONNC NOTA: Medar- iltibas olmu "Be Mes'ele"dir.
Birincisi:
..:_._.,_:!,,,,-_._.,;,.
srryla, tark- hakta alan ve mcahede edenler yalnz kendi vazifesini
dnp, Cenab- Hakk'n vazifesine karmamalar lzm geldiini; ve
iddet-i hrs yznden, vazife-i ubudiyet ve memuriyeti, miriyet ve
mabudiyetle iltibas edenlere kar tefrik edip, haddini tecavz eden
insana makamn gsteren, herkese lzumlu bir mes'eledir.
kinci Mes'ele: Ubudiyetin menei, emr-i lah; ve neticesi, rza-
y lah; ve semerat ve fevaidi, uhreviye olduunu; ve dnyaya ait
faideler ve semereler ve menfaatler, ubudiyete, vird ve zikre illet veya
illetin bir cz' olsa, ubudiyeti ksmen ibtal ettiini beyan ile srr-
ubudiyetin hikmetini ders veren ok mhim ve lzumlu bir mes'eledir.
ncs:
.,.,,.-.,!,..-.,._.!_.
hads-i kudssinin mukaddes dsturunu gzel bir temsil ile izah edip,
ubudiyetin esas olan acz, fakr ve kusur ve naksn bilmek ve niyaz ile
dergh- lahnin rahmet kapsn almak lzm geldiini; hem her amelde
bir ihlas ciheti olduundan, insan hareketinde rza-y lahyi dnp,
vazife-i lahiyeye karmamasyla a'l-y illiyyne kacan yol gsteren
mhim bir mes'eledir.









--- sh:(L:394) -----------
Drdnc Mes'ele:
,..,.,.,!.....;,
yetinin mana-y iarsiyle, Mn'im-i Hakik'yi hatra getirmeyen ve onun
namyla verilmeyen nimeti yemek ve almak caiz olmadn; eer muhta
ise, esbab- zahiriyenin ba zerinde Mn'im-i Hakik'nin rahmet elini
grp, "Bismillah" deyip alnacan; hem esbab- zahiriyeyi peresti
edenleri aldatan iki eyin beraber gelmesi veya bulunmas olan iktiran,
illet zannetmelerini gzel ve mukavemetsz izahla, yzleri Mn'im-i
Hakik'ye evirir.
Beinci Mes'ele: Bir cemaatin sa'yleriyle hasl olan bir netice
veya erefi, o cemaatn reisine veya stadna vermek; hem cemaate, hem
de o stad ve reise zulm olduu gibi.. Cenab- Hakk'n nur u feyzine
ma'kes ve vesile ve vasta olan stadn, masdar ve muktedir ve menba
telakki edilmemek lzm geldiini, gzel bir temsil ile isbat edip,
hakikat- hale pencere ap gsterir.
ONDRDNC NOTA: Tevhide dair drt kk remizdir.
Birinci Remiz: Dar nazarl, kasr fikirli ve muhakemesiz akll,
esbab-perest insann nazarn vahdaniyet-i lahiyenin delillerine evirip,
gzel bir temsil zerinde "L ilahe illallahu vahdehu l erike leh" der,
tevhidi isbat eder.
kinci Remiz: _.,!,._..nin bir srrn tefsir edip,
ak- mecazye mbtela olan insana, ak- hakikyi ve Mabud-u Bilhakk'
gsterir.
nc Remiz: Hayat- bkiyeye ve sermed manzaralara
namzed, yksek makamda halkolunan istidadat













--- sh:(L:395) -----------
ve letaif-i insaniye, bazan hi ender hi olan heva-y nefse esir
bulunduundan, ikaz ve inzar ile insan teyakkuza sevkeden byk bir
hakikatn kk bir ucudur.
Drdnc Remiz: Uzun emellerden ve gemi ve gelecek
elemlerden ruh ve kalbi gzel bir temsil ile kurtarp, "L ilahe llallah"
kelime-i kudsiyesinin ifayab ve rahmetbah hazinesine teslim eder.
ONBENC NOTA: " Mes'ele"dir.
Birincisi: sm-i Hafz'in tecelli-i etemmine iaret eden
.,,.,.,...._.-_.,.,,,-.,.,...._.-_.
yetiyle, Hafz-i Zlcelal'in Kre-i Arz tarlasnda ezel ilmiyle halkedip
zer' ettii tohumlar, kesif toprak iinde ve iddet-i brudet karsnda
mukavemetsiz, nihayetsiz zaf ve kk olduklar halde muhafaza edip,
har-i baharde baka bir lemden gelmiler gibi, evamir-i tekviniyeye
imtisal ile gelmeleriyle, emanet-i kbra hamelesi ve Arz'n halifesi ve
kinatn meyvesi olan insanlarn ef'al ve sr ve akvalleri ve hasenat ve
seyyiatlar muhafaza edilip harin sabahnda meydan- muhasebeye
getirileceini kat' isbat edip, hari baz sebebler neticesi baid gren
insanlara, bilmahede nmunesini gsterir.
Hfz Ali
ONSEKZNC LEM'A: 138
Baka bir mecmuada neredildiinden buraya dercedilmedi.
ONDOKUZUNCU LEM'A: 139
,.;,,,.yet-i kerimesini "Yedi Nkte" ile
tefsir eden, iktisad emredip, israf ve tebzirden nehyeden ve bilhassa bu
asrdaki beere












--- sh:(L:396) -----------
gayet mhim bir ders-i hikmet veren, kymetdar ve ok mbarek bir
risaledir.
BRNC NKTE: Cenab- Hak, beere ihsan ettii bilcmle
nimetlerin mukabilinde beerden ancak bir "kr" istediini; iktisad,
hem nimetlere kar bir ihtiram, hem Cenab- Hakk'a bir kr- manev,
hem nimetin bereketlenmesine bir vesile olduunu.. israf ise; Mn'im-i
Hakik'nin nimetlerine bir hrmetsizlik ve bir tahkir olmakla, vahim
neticeleri bulunduunu beyan eder.
KNC NKTE: Vcud-u beer bir saray, mide bir efendi,
azdaki kuvve-i zaika bir kapc, et'imenin verdii lezzetler birer bahi
olduunu gstererek; vcudun idaresi iktisad ile temin edildiini, israf ise
mvazenesizlii ve hastalklar tevlid ettiini beyan eder.
NC NKTE: Kuvve-i zaika, madd cesede inhisar
etmekten ziyade; akla, ruha ve kalbe baktndan, israf etmemek, zillet ve
sefalete dmemek ve o kuvve-i zaikay tayan lisan krde istimal
etmek artyla leziz taamlarn tercih ve takib edilebileceini; ve bu
hakikat, hrika kuvve-i kudsiye sahibi ah- Geylan (K.S.) Hazretlerinin
ihya-y emvat keramet-i azmesiyle izah edilerek; ruh cesede, kalb nefse,
akl mideye hkim olduktan sonra, krn mnteha derecelerine vsl
olmakla mmkn olduunu beyan eder.
DRDNC NKTE: ktisad sebeb-i bereket olduundan
muktesidlerin hayatlar izzetle getiini; israf edenlerin her vakit sefalete,
hatt dilencilie kadar dtklerini, hatt haysiyet ve namuslarn ve hatt
mukaddesat- diniyelerini bile feda ettiklerini; ve iktisadn menafi'-i
azmesini ve israfn dehetli zararlarn ve sehavetin gzellii iinde bir
oduncu ihtiyarn istinasn zikrederek, iktisadn kymet ve izzetini,
sehavetin fevkine karr.
BENC NKTE: Gayet merak-aver bir bal vakasyla,
iktisaddaki izzet ve bereketin ve israftaki sefalet ve mahrumiyetin bir
srrn, pek hakikatl bir surette izah eder.










--- sh:(L:397) -----------
ALTINCI NKTE: Hsset ile, hssetten ayr olan iktisad haslet-i
memduhasn, Hazret-i mer'in olu Hazret-i Abdullah'n (R.A.) bir
vakasyla yle izah eder ki; iktisadn hsset olmadn ve israftan ayr
olan sehavetin derece-i kemalini gsterir.
YEDNC NKTE: sraf hrs, hrs kanaatsizlii, kanaatsizlik
haybet ve hasareti ve hem ihlas karmakla a'mal-i uhreviyeyi zedelemek
gibi mhim neticeyi tevlid ettiini; ve zekvetleri yznden maruf
ediblerin dilencilie kadar tenezzl ettiklerini ve bir ksm limlerin hrs
yznden dk- maiete giriftar olduklarn temsillerle o kadar gzel izah
eder ki, fevkinde beyan ve izah tasavvur edilemez.
Hsrev
YRMNC LEM'A: 148
-!.,..:!,,!..!,...il hir.. yet-i kerimesiyle,
;...-!;;.!.-!,.,;.!.-!;_..!,.
;..-.!;;...-!,.,
,,L.,L-_..;..-.!,
hads-i erifi mucibince, slmiyette ihlas en mhim bir esas olduunun
srrn, hadsiz nktelerinden "Be Nokta" ile tefsir ve izah eder.
BRNC NOKTA: "Ehl-i dnya ve ehl-i gaflet ve ehl-i dalalet
ve ehl-i nifak rekabetsiz bir surette ittifak ettikleri halde, neden ehl-i hak
ve ehl-i hidayet rekabetli ihtilaf ediyorlar?" diye vaki' pek mhim ve pek
mdhi ve ehl-i hak ve ehl-i hamiyeti hakikaten kan alattran bu suale,
ok esbabdan yedi sebeb ile cevab verilmitir. yledir:
Ehl-i hak ve ehl-i hidayetin ihtilafat; hakikatsz, zelil
olduklarndan ve himmetsiz, aa ve akibeti dnmeyerek kasr-n










--- sh:(L:398) -----------
nazar olduklarndan ve kskan ve dnyaya hars olduklarndan olmad
gibi.. ehl-i gaflet ve ehl-i dalaletin de kuvvetli ittifaklar, hakikatl ve
akibeti dndklerinden ve yksek nazarl olduklarndan olmadn o
kadar l bir slbla ve hakikatl bir ifade ile beyan ve izah eder ki;
"Fesbhanallah, sebebleri bilinmediinden, her an iin yz elli milyon
fedakr tebaas bulunan bu l slmiyet, nasl olmu da hepsi yz elli
milyonu tecavz etmeyen ve lmden dehetli korkan drt firenk
hkmetin elinde esir olmular? Hem yle bir esaretle mahkm
edilmiler ki, -Allah! Allah!- her frsatta yle dehetli enaatlar yaplm
ki; Engizisyon mezalimine rahmet okutacak ikenceler, bare ehl-i
slma tatbik edilmi; gzyalarna bedel, damarlarndan mtemadiyen
kanlar akttrlm; bir denek cezaya mukabil, ehl-i hamiyetin boyunlar,
gaddar zalimlerin elleriyle koparlm, atlm; o bare mslman
hamiyet-perverlerinin bir ksm daraalarna aslm, hayatlarna htime
verilmi, dnyann ufuklarnda merhametsizce tehir edilmi.. hem hayat-
dnyevleri para para edilmi, hem hayat- uhreviyeleri zedelenmi;
bir ksmnn ise her iki hayatlar ve saadetleri birden imha edilmi...
Nedendir?" diye vaki' olacak sualin cevablar, elmas hazinesine deer
kymetindeki bu risalenin Birinci Noktasnn verdii izahatn
neticesinden anlalmaktadr.
te bu zavall mslmanlar hak ve hakikat mesleinde
giderlerken, hataya ve yanla dmeleri yznden ihlaslar zedelenmi,
aralarna rekabet girmi, beynlerindeki ittifak ve ittihad yerine tefrika ve
ihtilaf girmi.. binnetice, bu haller tedavi edilmemi, bu marazlar tevess
etmi; bu halleri gren ehl-i dalalet, ehl-i slmn bu ihtilafat ve
tefrikasn ganmet bilmi, desiselerle lem-i slma hcum etmiler,
zavall ehl-i slm pek mdhi bir esaret altna almlar, mahvetmek iin
almlar. te asrlardan beri yz elli milyon ehl-i slm, zincirler
altnda, her gn, her saat, her an inim inim inleten haletlerin sebebleri, bu
risalenin Birinci Noktasyla pek hakikatl bir surette izah edilmi. Fakat
heyhat! Zaman ve zemin msaid deilmi ki, be noktadan yalnz bir
noktas yazlm; dierleri te'hir edilerek, yazlmam.
Hsrev







--- sh:(L:399) -----------
YRMBRNC LEM'A: 159
_
_,....!., ,:-,,.,.:...,..;,
.,,. ._.,.-.,.,,,_._..
,...._..,,.:;,
yetlerini tefsir eder. Her amel-i hayrda, hususan uhrev hizmetlerde
ihlasn en mhim bir esas olduunu bildiren ok kymetdar bir risaledir.
Bu risale, evvel bu mdhi zamandaki Kur'an hdimleriyle konuarak
der ki: "Dehetli dmanlar karsnda, iddetli tazyikat altnda, mdhi
dalaletler ve savletli bid'alar iinde, sizler gayet az ve gayet zaf ve fakir
ve kuvvetsiz olduunuz halde, gayet ar ve gayet byk ve umum ve
kuds bir vazife-i imaniye ve hizmet-i Kur'aniye, srf bir ihsan- lah
olarak, Cenab- Hak tarafndan omuzlarnza konulmutur. yle ise,
herkesten ziyade ihlas kazanmaa ve onun srlarn kendinizde
yerletirmee mecbur ve mkellef olduunuzu bilmelisiniz. Ve ihlas
zayi' eden esbabdan iddetle kamalsnz." der ve ihlas kazanmak iin
drt dsturu beyan eder.
Birinci dstur: "Dorudan doruya rza-y lahyi maksad
yapmalsnz" der.
kinci dstur: Rekabetsiz, tahakkmsz, gbtasz, ataletsiz,
hakik bir tesand ile, faaliyetlerini umum maksada tevcih ederek alan
bir fabrikann arklar gibi olmalsnz, der. Ve saadet-i ebediyeyi netice
veren ve mmet-i Muhammediyeyi (A.S.M.) dnya ve hirette sahil-i
selmete karan bir sefine-i Rabbaniyede hizmet ettirildiiniz iin ihlasa,
ittifaka, tesande samimiyetle sarlmalsnz diye emreder.
nc dstur: Hem birka misal ile ihlasn bir srr-
mhimmini izah eder; hem mam- Ali (R.A.) ve ah- Geylan







--- sh:(L:400) -----------
(R.A.) gibi kuds, hrika kahramanlarn, Nur talebelerinin balarnda
stad ve arkalarnda yardmc olarak, her vakit hazr olduklarnn vechini
beyan eder.
Drdnc dstur: Kardeler arasnda "tefani" srrn, yani
"karde kardete fni olmak" esasn ikame eder.
Ve ihlas kuvvetlendiren bir vastann "rabta-i mevt" olduunu ve
zedeleyen sebeblerin "riya ve tul- emel" gibi merdud hasletler olduunu
bildirir.
hlas kazanmann ikinci sebebi; daima huzur-u lahde olduunu
dnmektir. Bu suretle hem riyadan kurtulma aresini, hem kazanlan
ihlasta ok meratib olduunu beyan eder.
Daha sonra, ihlas kran sebeblerden maniden birincisinin
"madd menfaatler" olduunu; ve a'mal-i uhreviyedeki terik-i mesade
muazzam menfaat olduunu; hem bu uhrev kazan, dnyev eriklerin
kazanlar gibi olmayp, tecezzi ve inksam etmeden, noksansz olarak,
fazl- lah ile, terakm eden sevab ve yeknlerinin bir misli, itirak eden
ferdlerin her birinin defter-i a'maline aynen gireceini beyan ederek,
rekabet ve ihlasszlkla bu ticaretin karlmamasn tavsiye eder. Maniin
ikincisi, ihlas kran ve en mhim bir maraz- ruh olup irk-i hafye yol
aan "tevecch- mme"den iddetli kamay ve bu gibi marazlara
ehemmiyet verilmemesini ehemmiyetle emreder. nc mani'de de
korku ve tama' yznden gelecek zararlar ile ihlasn krlacan
bahsederek, bu hususta Hcumat- Sitte'de izahat- kfiye verildiinden,
o kymetdar risaleye havale edilmekle htime verilen, irin ve latif ve ok
l ve misilsiz ve herkesin muhta olduu bir risale-i mbarekedir.
Hsrev
BR KISIM KARDELERME HUSUS BR
MEKTUBDUR: 167
Bid'alarn istilas zamannda, Snnet-i Seniyeye ittiban
ehemmiyetini ve Risale-i Nur'u yazmann "be nevi ibadet olduunu"
bildiren kymetdar bir mektubdur.









--- sh:(L:401) -----------
YRMKNC LEM'A: 168
_
;,.-,_.._._.,
,..__:!_-..,._!.
gibi yetlerle, iaret ile, Risale-i Nur mellifine ve Risale-i Nur'a ait
oklar tarafndan deniliyor ki: "Sen ehl-i dnyann dnyasna
karmadn halde, nedendir ki, herbir frsatta senin hiretine
karyorlar? Hatt hibir hkmet trik-id dnya ve mnzevilere
karmyor?" mealinde bir suale kar, gayet gzel cevab veriyor.
BRNC ARET: Risale-i Nur mellifi ve Risale-i Nur, btn
ehl-i imann, hususan Isparta vilayetinin manev terakkiyatlarna ve
imanlarnn inbisatna mhim bir medar olduundan; bu sualin cevabn,
din ve eriat namna, haklarn mdafaaya mecbur olduklarndan,
dinsizlere kar mdafaa vazifesi, insanlarn, hususan Isparta Vilayetinin
insanlarnn haklar olduunu kat' gsterir.
KNC ARET: Tenkid ve istifsarkrane, mimsiz medeniyet
tarafndan denilen: "Sen neden bizden kstn ve bize mracaat
etmiyorsun? Halbuki bizim prensibimiz var. Bu asrn muktezas olarak
husus dsturlarmz var. Bunlarn tatbikini, sen kendine ve ehl-i imana
kabul etmiyorsun. Halbuki bu Cumhuriyetler devrinde tahakkm ve
tegallb kaldrmak dsturu var. Halbuki sen, hocalk ve inziva perdesi
altnda nazar- dikkati celbetmekliin ve hkmetin rejimi hilafna
altn, macera-y hayatn gsteriyor. Bu senin halin burjuvalara
mahsustur. Bizim, avam tabakasnn intibah ile sosyalizm ve bolevizm
dsturlarn tatbik etmek, iimize yaryor. Prensiplerimize muhalif ve
burjuva denilen tabaka-i havassn istibdad ve tahakkmleri altnda adalet-
i mahzay kabul etmek ar geliyor." gibi suallerine kar:
Ne mmkn zulm ile, bdd ile imha-y hakikat
al kalbi kaldr, muktedirsen demiyetten.








--- sh:(L:402) -----------
dsturuyla Cenab- Hakk'n fazl- keremiyle ulm-u imaniye ve
Kur'aniyeyi fehmetmek faziletini ihsan ettiini; ve bu ihsan kaldrmaa
uraan, insan suretinde eytanlar olduunu; birka mhim misal ile, ehl-
i ilhad ve ksmen mnafklar bu fevkalkanun muameleyi hibir hkmet
ve hibir ferdin tasvibine mazhar olmayan bu muameleye Cumhuriyet
Hkmeti msaade etmediini; deil yalnz Risale-i Nur mellifi, eer
fehmetse nev-i beer kseceini ve anasrn hiddetlendiini gstermekle,
gayet gzel bir cevab veriyor.
NC ARET: ki sualin cevabdr.
Birincisi: Ehl-i Felsefe, zndka hesabna diyorlar ki: "Bizim
memleketimizde bulunan bir adam, mecburi Cumhuriyetin kanunlarna
inkyad edecektir. Halbuki sen, vazifesiz olduun halde, halklarn
tevecchn kazanmak istiyorsun." demelerine kar bir mskit cevab
veriyor ki, onlarn foyalarn ortaya karp ne olduklarn gsteriyor.
kinci Sual: "Tevecch- ns ve mevki-i mmeyi kazanmak,
bizim vazifedarlarmza mahsus olup, sen vazifesiz bir adam olduundan,
tevecch- ns ve mevki-i mmeyi size ho grmyoruz?" demelerine
kar: Eer insan, bir cesedden ibaret olsayd, lyemutane dnyada kalsa
ve kabir kaps kapansa ve lm ldrlse; o vakit vazifeler, yalnz
madd askerlik ve idare memurlarna mahsus kalrd. Halbuki byle
manev ve gayet mhim ve btn beeri alkadar eden bir vazifenin
inkr; "Elmevt Hak" davasn, hergn cenazelerinin mhryle imza
edip tasdik eden otuzbin ahidin ehadetini tekzib ve inkr etmek ile olur.
Madem inkr ve tekzib etmek muhaldir; yle ise, manev hacat-
zaruriyeye istinad eden manev ok vazifeler var olduunu, gzel ve
mhim bir iki temsil ile izah ve isbat eder.
u risalenin htimesinde, "Enaniyetli ehl-i dnyann her iinde o
kadar hassasiyet var ki; eer uurlar olsayd, deha derecesinde bir
muamele olurdu." diye ehl-i imana onlarn o hassasiyet ve desiselerine
aldanmamalarn tavsiye ile, onlarn bu hali bir istidrac olduunu haber
verir.
Kk Ali








--- sh:(L:403) -----------
YRMNC LEM'A: 176
Otuzbirinci Mektub'un Yirminc Lem'as olan "Tabiat
Risalesi"dir. Tabiattan gelen fikr-i kfryi, dirilmeyecek bir surette
ldren ve kfrn temel tan zr zeber eden ve ok irkin ve
mstekreh ve gayr- makul mudll efkr, insafl kafilelerden tardedip,
karan ve saadet-i ebediyenin o hakikatl yollarn pek ehemmiyetli, ok
irin ve gayet zevkli bir surette aarak, dellileriyle, brhanlaryla isbat
eden ve mellifine ebed rahmet okunmasna vesile olan, l, gayet
kymetdar bir risaledir. Bu risale, _,;,,. .!,..,
_,,..,,!.yet-i kerimesinin bir tefsir-i vzh olup,
"Cenab- Hak hakknda ek olamaz ve olmamal" demekle, vcud ve
vahdaniyet-i lahiyeyi bedahet derecesinde gsterir. u srr izahtan
evvel, bir ihtar ile, binyz otuzsekiz senesinde ordu-yu slmn
Yunan'a galebesinden ne'e alan ehl-i imann kuvvetli efkr iine gayet
mdhi bir zndka fikri girmek zere iken, o zndka mefkresinin ban
datmak gayesiyle Ankara'da Araba olarak tabedilmi olan bu risalenin,
sonra aynen Trkeye tercme edildiini hatrlatr.
MUKADDEME: nsanlarn azndan kan ve dinsizlii imam
eden ve ehl-i imann bilmeyerek istimal ettikleri kelimelerin en
mhimlerinden tanesini beyan eder.
Birinci Kelime: "Evcedeth-l Esbab" yani esbab- lem icad
ediyor.
kinci Kelime: "Teekkele Binefsihi" yani kendi kendine oluyor.
nc Kelime: "ktezath-t Tabiat" yani tabiat iktiza edip,
yapyor.
Bu dehetli kelimelerin, lakal doksan muhalat tazammun
eden er muhalden dokuz muhal ile, atklar yolu tamamen
kapayarak, drdnc yol olan "Tark-i Vahdaniyet" ile, bilcmle









--- sh:(L:404) -----------
mevcudat, bir Kadr-i Zlcelal'in kudretiyle vcud bulduunu, hakik ve
letafetli temsilleriyle isbat eder.
BRNC KELME: "Evcedeth-l Esbab" Tekil-i eya, esbab-
lemin itimayla vcud bulmasnn pek ok muhalatndan tanesini
zikreder.
Birincisi: "Her hangi bir zhayatn icad Vhid-i Ehad'e
verilmeyip, esbabdan taleb edilse; bir eczahane-i kbrada mevcud
kavanozlarn iindeki maddelerin garib bir tesadf eseri veya esen
rzgrlarn kavanozlar arpp devirerek iindeki maddelerin akmas ve
bir yere toplanmas" temsiliyle gsterilen vcud-u eyay esbaba vermek
itikadnn hadsiz muhaliyetini, beyan eder.
kinci Muhal: Mevcudattan bir sinein inas Vcib-l Vcud'a
verilmeyip, esbab- lem yapyor denilse; kinatn ekserisiyle alkadar
olan bu sinein herbir zerresini; gzne, kulana, kalbine ve cesedine
yerletirmek iin, erkn- lemi ve anasr ve tabayii, usta gibi, o sinein
hem zahirinde hem btnnda altrmak lzm geliyor. Bu muhal,
Sofestaileri dahi eblehane meslekleri iinde utandryor.
nc Muhal: "Bir vhidin vahdeti varsa, her halde bir elden
sudr ettii" kaidesiyle, u mkemmel intizam ve u hassas mizan ve u
cmi' hayata mazhar olan bir mevcud, eer Vhid-i Ehad'in bir masnuu
kabul edilmezse; camid, cahil, kr, sar, uursuz, karmakark hadsiz
esbabn kartrc elleri arasnda ina edildii ve nihayetsiz imknat
yollar iinde gayet mkemmel ve nihayet hassas ve cmi' bir hayata
mlik olarak vcudu kabul edilse, yzler muhali birden kabul etmek
imknszln ve eekleri dahi eeklikleri iinde gldrecek derecede
akldan uzakln gsterir.
KNC KELME: "Teekkele Binefsihi" yani kendi kendine
teekkl ediyor. u muhalin btl olduunu gsteren ok muhalatlardan
muhali, nmune olarak zikrediyor.











--- sh:(L:405) -----------
Birincisi: Her mevcud, basit bir madde olmad gibi camid ve
tegayyrsz dahi olmadndan; ve hem de zerrelerden teekkl ettirilmi
gayet acib bir makine ve gayet hrika bir saray olmakla beraber, zahir ve
btn duygularla mcehhez bulunduundan, kinatla alkas vardr. te
herbir mevcud Hlk- Klli ey'e isnad edilmeyip, "kendi kendine
teekkl ediyor" denilse; o vakit herbir mevcudun herbir zerresine, bir
Eflatun'a bedel binler Eflatun kadar ilim ve uur vermek gibi hurafecilik
ve divaneliin en byklerinin ortasna dtn beyan edip, isbat eder.
kincisi: Herbir mevcud, bilhassa ferd-i insan; birbiri iinde
yerletirilmi binler kubbeli bir saray ve herbir kubbesi binler zerratn
babaa vermesiyle teekkl etmi acib nakl garib bir san'at- hrika
olduu halde, "Bu masnuat bir Sni'-i Vhid'in eser-i san'at deildir,
kendi kendine teekkl ediyor" denilse, hadsiz ve hudud altna alnmayan
zerrat- vcudiye adedince muhaller ortaya kar ki; bu mefkre
sahiblerini cehlin en mntehasnda oturtarak, echeliyetle techil eder.
nc Muhal: Sni'-i Zlcelal'in icad olan herbir masnu,
kalem-i kader-i ezelnin bir mektubu olmazsa, "esbab- lem icad ediyor"
denilse; o vakit o esbab, evvela o masnuun bedenindeki hceyrelerinden
tut, binler mrekkebat adedince tabiat kalplar, demir kalemleri ve
harfleri ve hatt bu demir harfleri ve kalemleri ve kalplar dkmek iin
birok fabrikalar ve bu fabrikalarn inas iin, keza fabrikalarn vcudu
lzm gelir. Ve hakeza bu teselsl gittike gidecek. Bu nmtenah
muhalat intac eden bu fikri kabul edenler, bu hakikattan yedikleri
silleden aylp, bu fikirlerinden vazgemelidirler, der.
NC KELME: "ktezath-t Tabiat" yani tabiat iktiza
ediyor. Bu idll edici mudll fikrin pek ok muhalatndan muhalinin
Birincisi udur ki: ems-i Ezel'nin kalem-i kader ve kudreti
olan almane, basrane, hakmane san'at- icad, o Zt-












--- sh:(L:406) -----------
Zlcelal'e verilmezse hem kr, hem sar, hem aklsz, hem dncesiz
bir tabiata verilse; o tabiat, bu masnuat yapmak iin, ya hereyde hadsiz
manev makine ve matbaalar bulunduracak veyahud hereyde kinat
halkedip idare edecek bir kudret ve hikmeti dercedecektir. Bu ise, her bir
mevcudda hadsiz bir kudret ve irade ve nihayetsiz bir ilim ve hikmet
tayacak bir tabiat veya bir kuvveti ve deta bir ilah, iinde kabul
etmek lzm gelir ki; bu ise, kinattaki muhalatn en btl ve hurafenin
en yalan bir ekli olduunu ve Hlk- Kinat'n sft- kudsiyesinin
tecelliyatna "tabiat" nam verenler, hayvanlardan yz derece aa
olduunu gsterir.
kincisi: Gayet intizaml ve mizanl ve hikmetli olan u
mevcudat, nihayetsiz Kadr ve Hakm bir ztn icaddr denilmezse,
tabiata verilse, o vakit tabiat, nebatatn menei ve meskeni olan ve
nebatata sakslk vazifesini gren bir para toprakta, milyarlar adedince
ayr ayr makinalar ve matbaalar yerletirmeli ki; o toprak, her trl
nebatatn menei ve meskeni olabilsin ve hayatlarna lzm her trl
ihtiyalarn muayyen mikdarlar dhilinde verebilsin. te bu hurafeyi ve
hadsiz muhalat netice veren bu mefkreyi tayanlarn eekliklerine
bakarak, yzlerine tkrerek, der: Bu suubetli ve mkilatl acib
muhalatn, nasl shuletli vcuda inklab ettii hakkndaki suale hakikatl
ve gayet makul bir cevab verilmitir.
ncs: ki misali var.
Birincisi: Hl bir sahrada kurulmu gayet mkemmel ve
mzeyyen bir saraya giren vahi bir adamn misaliyle izah edilen bir
hakikattr. yle ki: O saraydan daha muntazam, daha mkemmel ve her
taraf mu'cizat- hikmetle doldurulmu olan u lem saraynn iine,
uluhiyeti inkr eden vahi tabiiyyunlar girerler. Grdkleri mevcudatn,
daire-i mmkinat haricinde olan Zt- Vcib-l Vcud'un eser-i san'at
olduunu dnmeyerek; daire-i mmkinat iinde bulunan ve kudret-i
lahiyenin tebeddl ve tegayyr eden icraat kanunlarnn bir defteri
hkmndeki mecmua-i kavanin-i detullaha ve bir fihriste-i san'at-
Rabbaniye olan lah kanunlara yanllkla








--- sh:(L:407) -----------
"tabiat" namn verip, eyann icadn ona tahmil ederek, ylece
ahmakane bir btl yola girerler ki, ahmakln mntehasnda en byk
ahmaklk niann gslerine kendi elleriyle takarlar.
nc Muhalin ikinci misali: Gayet muhteem bir klaya ve
gayet muazzam bir cmiye giren vahi bir adamn misaliyle temsil edilen
ikinci bir hakikattr. Sultan- Ezel ve Ebed'in hadsiz cnudunun
muhteem bir klas ve muazzam bir mescidi olan u kinata, tabiat
fikirli mnkirler girerler. Bakarlar ki; btn mevcudat i banda
vazifededirler. Sni'-i Zlcelal'in Zt- Akdesinden i'raz ettiklerinden,
Hlk- Zlcelal'in bir cilve-i Rabbaniyesi olan kuvvetini mstakil bir
kadir telakki ederek manev kanunlarn birer madd madde tasavvur
etmekle beraber, o kanunlarn ellerine icad vererek "tabiat" namn
taktklarndan, btn grdkleri u hrikulde mevcudat tabiata isnad
edip, vahilerin en vahisi olduklarn iln ederler.
te taksim-i akl ile; mevcudun vcud bulmas iin drt yoldan
baka yol olmadndan, bu yollar hadsiz ve hesabsz muhalleri cab eden
dokuz muhal ile kapatlarak, bilbedahe ve bizzarure, drdnc yol olan
vahdet yolu kat' bir surette sabit olur. Ve herbir mevcudun vcudu,
dorudan doruya Zt- Vcib-l Vcud'un dest-i kudretinden ktn
ve semavat ve arz, kabza-i kudretinde olduunu gsterir. Esbab-perest ve
tabiata sapanlarn gittikleri ve gremedikleri yollarnn i yzn
gsterdikten sonra onlar insafa davet eden ve mesleklerini terkettiren
gayet izahl ve ok irin ve gayet latif bir beyandan sonra, sorulan iki
bheli sualin birincisine, "redd-i mdahale ve men'-i itirak
kanunlar"nn muktezasyla; ikincisine de Hlk- Zlcelal btn btn
hikmetine zd olan netice-i hilkati ve semere-i kinat abesiyete eviren
ve hikmet-i rububiyetini inkr ettirecek bir tarz olan mahlukatn
ibadetlerini ve bilhassa insann kr ve ubudiyetini bakalara vermeye
rza gstermedii gibi, msaade dahi etmediini izah eden gayet gzel
cevablarla mukabele edilmitir.
Htimesinde, tabiat fikr-i kfrsini terkeden ve imana gelen ztn,
merak-aver sualinden:








--- sh:(L:408) -----------
Birincisi: "Tenbelliklerinden dolay namaz terkedenlerin
Cehennem gibi bir azab ile tehdid edilmelerinin sebebi nedir?"
kincisi: "Gzle grlen bu nihayet derecede mebzuliyet ve icad-
eyadaki intizaml suret, hem vahdet yolundaki nihayet derecede kolaylk
ve shulet, hem nass- Kur'anla
..-,_..;,:.-;,,:..-..
,,,,.,!_..;.. .!,...,
gibi yetlerin nihayet derecede gsterdikleri kolayln srr ve hikmeti
nedir?"
ncs: "Kinat fabrikasnn ilettirilmesi bir terkib ve tahlil
neticesi olduunu ve hiten birey i'dam edilmedii gibi hiten birey de
icad edilmez diyen feylesoflarn bu szleri nasldr?" demesine kar, pek
dakik ve ok derin ve gayet yksek ve ok geni ve nihayet derecede
mukni' ve mskit olarak serdettii delail-i akliye ile, esbaba tapan ve
tabiat bataklnda boulanlar kurtaran ve halen o mesleklerinde
bulunanlar utandran gayet hakikatl ve musb cevablar vardr.
Hseyin
YRMDRDNC LEM'A: 195
"Drt Hikmet"i hvidir.
_
_,...!....,,..,,,,;__,.!.,.
_,,,_._,,.._,..
ilh... gibi yetlerle, Kur'an- Hakm tesettr emrediyor. Sefih ve mimsiz
medeniyetin ise, Kur'ann bu hkmne kar muhalif gittiini ve tesettr
ftr grmediinden, "bir esarettir" deyip dinsizcesine bir sualine kar
Kur'an- Hakm'in bu hkm








--- sh:(L:409) -----------
tam yerinde olup, belki esaret olmayp tesettrn ftr olduunu ok
tecrbe ve misallerle izah ve isbat edip, onlar iskat ve tesettre kat'
emrediyor.
BRNCS: Kadnlarn ftrat tesettr iktiza ediyor. nki
hilkaten zafe ve nazik olduundan, kendi hayatndan ziyade ocuklarn
himayeye ftraten bir meyli bulunduundan, onu himaye edene kar
kendini gzel gstermek ve nefret ettirmemeye ve ittihama maruz
kalmamak iin ftr bir meyli bulunduunu.. hem kadnlarn ondan alts
ya ihtiyar, ya irkin olmak cihetiyle, irkinliini herkese gstermek
istemediini.. hem gzellerden kendini gstermekten sklmayanlar,
ancak ondan bir-iki olup, dierleri ise pis ve ehevan ve sakil insanlarn
nazarlarndan istiskal ettiinden, kendini gstermek istemediini.. ve
Kur'an- Hakm'in tesettre emri ftr olmakla beraber, o nazik ve zafeyi,
bir refika-i ebediye olabilmesi iin, tesettrle zahir ve btn zilletten ve
manev bir esaretten kurtaryor diye gayet gzel bir cevabla gaddar
medeniyeti iskat ediyor.
KNC HKMET: Erkek ve kadn arasnda iddetli bir
muhabbet, yalnz bu hayat- dnyeviyenin ihtiyacndan ileri gelmediini,
belki ebed bir hayatta cidd bir arkada olmak iin, o muhabbeti hir
mre kadar devam ettii ve etmesi lzm geldii cihetle o kadnn, ebed
arkada olan kocasnn ebed arkadalndan mahrum kalmamak iin
tesettr kat'iyyen ve ftraten iktiza ettiini; ve sefih, gaddar medeniyetin
"gayr- ftr ve esarettir" demelerini iskat etmekle beraber, tesettre kat'
emrediyor.
NC HKMET: Aile saadeti, kadn ve koca mabeyninde
bir emniyet-i mtekabile ve samim bir muhabbetle devam ettiini; ve
tesettrszlk o emniyet ve muhabbeti bozduunu ve krdn; ve ak-
sak kadnn ondan bir tanesi, kocasndan daha iyisini grmediinden,
kendini bakalara gstermek istemediinden; ve yirmi adamdan ancak bir
tanesi karsndan daha gzelini grmediinden, ak-saklk ve hayvan
nazarlar o emniyeti ve muhabbeti krdn; hatt o hayvan, sfl ve pis
grnmek, akrabalk misill olanda dahi o








--- sh:(L:410) -----------
emniyeti krdn; ve o plak bacakla grn akraba misill olanda
dahi o emniyeti krdn; ve o plak bacakla grnmesi, akrabann
mahremiyeti dahi gayr- mahrem olduunu gayet kat' bir surette isbat
eder.
DRDNC HKMET: Kesret-i nesil her cihetle matlub olup,
her millet ve her hkmet buna tarafdar olduu, hatt Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm
,.;,:_._..,,.:-..
yani "zdivac ediniz. Ben, sizin okluunuzla iftihar ederim."
buyurmasn; tesettrszlk izdivac oaltmayp, pek azalttn, nki
serseri asr bir gen dahi refikasnn gayet namuslu olmasn istediini; ve
kadn ise, erkein oluk ve ocuk ve malna ve hereyine dhil muhafz
olduundan, kadnda sadakat ve emniyet lzm olduunu; tesettrszlk
ve ak-saklk ve hayszlk ise, o sadakat ve emniyeti krdndan,
erkee vicdan azab ektirdiini ve kadnlarda ecaat ve sehavet o
sadakat ve emniyeti ihll ettiini; ve memleketimizin Avrupa'ya kyas
edilemeyeceini, eer kyas edilse, neslin za'fna ve kuvvetin sukutuna
sebeb olacan; ve ehirliler kyllere kyas edilemeyeceini, nki
kyller maiet megalesiyle uratndan, san'at ile itigal eden
ehirliler onlara kyas edilemeyeceini ve daha ok hikmetlerini gayet
kat' isbat eder.
Rd
EHL- MAN HRET HEMRELERM OLAN
KADINLAR TAFES LE BR MUHAVEREDR: 199
Risale-i Nur'un mhim bir esas efkat olmas ve kadnlar
taifesinin efkat kahramanlar bulunmalar cihetiyle ftraten Risale-i
Nur'la alkalar bulunduunu, fakat baz fena cereyanlarla o kymetli
seciyenin s'-i istimal edildiini.. ve kadnlarn saadet-i uhreviyesi gibi,
saadet-i dnyeviyelerinin de are-i yegnesi, daire-i slmiyedeki terbiye-
i diniye olduunu izah eden kymetli bir mektubdur.
YRMBENC LEM'A: 205








--- sh:(L:411) -----------
"Yirmibe Deva"y havidir. Bu risale,
;-,,!..,.!..!.,,..,,..._.!
gibi yetler, ehl-i imann musibetleri musibet olmadn, belki bir ihtar-
Sbhan ve iltifat- Rahman olduunu gsterir gayet mukni' bir tefsir ve
o ehl-i imann on ksmndan bir ksmn tekil eden musibetzedelere kar
manev bir tiryak ve gayet nfi' bir eczahane gibi olduunu, hatt herbir
deva, ayr ayr binler eit illar gibi hasiyetlerini gsteren bir eczahane
hkmnde ve Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n eczahane-i kbras olan
_,.:,,.,..,_,..,_..-L_.!,
gibi ifa hakkndaki yzer ytn srr- tesirine ifal, deval bir mbarek
ma'kes ve bir m-i zemzeme-i Kur'an hkmnde olduunu gsterir.
BRNC DEVA: nsann hastal zahiren bir nevi dert gibi ise
de, dert deil, belki bir nevi derman olduunu ve mr sermayesi shhat
ve fiyet ve istinadan gelen bir gafletle zayi' olduundan, hastalk o
zayiat meyvedar bir mre evirdiini haber verir gayet gzel bir devadr.
KNC DEVA: badet iki ksm olup, bir ksm msbet ibadettir
ki, namaz ve niyaz gibi malm ibadetler olup, dieri menf ibadettir ki,
hastalklar insana aczini, za'fn hissettirdiinden, hlis, riyasz manev
bir ibadet olduunu.. ve bu hastalklarn, Allah'tan ekva etmemek
artyla, m'min iin bir dakikas bir saat hkmne getiini ve baz
kmillerin hastalklarnn bir dakikas bir gn ibadet hkmne getiini
rivayet-i sahiha ve kefiyat- sadka ile sabit olduunu bildirir gayet
mhim bir devadr.
NC DEVA: nsan bu dnyaya keyf srmek ve lezzet iin
gelmediine, mtemadiyen gelenlerin gitmesi ve genlerin











--- sh:(L:412) -----------
ihtiyarlanmas ve mtemadiyen zeval ve firakta yuvarlanmas ahid
olduunu.. hem insan zhayatn en mkemmeli ve cihazata en zengini
olduundan, geen lezzetleri ve gelecek belalar dndnden, kederli
ve skntl bir hayat geirdiini; hastalk ise, salk ve fiyet gibi gaflet
vermediinden, dnyay ho gstermeyip o tahatturlarn elemlerinden
vazgeirdiinden, hi aldatmaz bir vaiz ve bir mrid hkmnde
olduunu gsterir bir mbarek devadr.
DRDNC DEVA: nsan, hastalktan ekva deil, hastala
sabretmesi lzm olduunu gsterir. nki o, cihazatn kendi yapmayp
ve baka bir yerden de satn almadndan; ve mlk sahibi, bahesini
apalamak, bellemek ve budamak gibi ezalarla, o sayede gzel bir
mahsul aldndan; o eza, o ban hakknda eza deil, belki mahsulnn
yetimesine medar olduundan, ikayete hi hakk olmadn gsterdii
gibi; insann da, hastalkla yaplan tasarruftan ikayet deil, tahammle
mecbur olduunu, iddetli olduu zaman "Ya Sabur" deyip, sabr ile
mukavemet edileceini haber veriyor.
BENC DEVA: Bu zamanda, hususan genler hakknda;
hastalk o genleri genlik sarholuundan men'ettii iin, onlarn
hakknda o hastalk, manev bir shhat ve fiyet olduunu haber verir
gayet irin bir devadr.
ALTINCI DEVA: Musibetin gitmesiyle manev bir lezzet
geleceini gsterir. nki "Elemin zevali lezzettir" diye, o elemli
musibetler, zeval ile ruhta bir lezzet irsiyet braktn gayet gzel haber
verir mhim bir devadr. Hatt bu devann ehemmiyetindendir ki;
te'lifatnda iki kerre ayn numara tekerrr etmesi ve ylece kaydedilmesi,
ehemmiyetini isbat eder.
YEDNC DEVA: Hastalk, insann shhatindeki nimet-i
lahiyenin lezzetini karmyor, bilakis tattryor. nki bir ey devam
etse tesirini kaybeder, usan verir. Hatt ehl-i hakikat demiler:
......,-..,;...
yani "Herey zddyla bilinir" "Souk olmazsa hararet anlalmaz" diye
makul ve irin bir devadr.







--- sh:(L:413) -----------
SEKZNC DEVA: Hastalk, imanl bir insann hiretini geri
brakmyor, belki daha ziyade terakki ettiriyor. nki hastalk, sabun
gibi, gnahlar siler, temizler; gzel bir keffaret-z znub olduu hads-i
erifle sabit olduunu; hem imanl olan bir insann madd hastal
manev hastalklardan kurtardn; ahs- zahirsinin hatasyla ahs-
manevsi hasta olduundan zahir hastal o hatalardan geri koyup,
manev istifara sebeb olduundan, o madd hastalk ok byk bir
hazine olduunu bildirir.
DOKUZUNCU DEVA: Cenab- Hakk' tanyan bir insan iin,
lme sebeb olan hastalktan korkmak olmadn; ve lm, insann
tand ve bildii btn ehl-i iman olan ahbablarna kavumak olduunu;
hem lm mukadder olup, bazan hastalkllarn yanndaki sa insanlarn
lmesi ve hastalarn sa kalmas; hem lm, vazife-i hayattan bir paydos
ve bir rahat olduunu ve ehl-i dalalet iin gayet korkun bir zulmat-
ebediye olduunu bildiren gayet mlayimane gzel bir devadr.
ONUNCU DEVA: nsann hastal, merak ettike gayet
arlaaca, hususan evhaml bir hastann bir dirhem zahir hastal,
merak vastasyla on dirhem olacan, hem merak da ayrca bir hastalk
olduunu haber veren mhim bir devadr.
ONBRNC DEVA: Hastalk insana hazr bir elem verdiinden,
evvelce geirmi olduun hastalktan sonra hibir elem kalmayp, hemen
lezzeti bu na kadar devam ettiini hatrlayp, o andaki hastaln hazr
eleminden kurtulmak ile, bulunduun dakikadan sonra zamann nasl
geleceini bilmediinden, ondan korkmamak lzm olduunu; hem yok
bir zamanda, yok bir eleme, yok bir hastala vcud rengi vermek
manasz olduunu; ve sabr kuvvetini saa ve sola datmak faide
vermediinden, btn kuvvetiyle hazr zamana dayanmak lzm
olduunu haber veren en a'l bir devadr.
ONKNC DEVA: Hem insan hastalk sebebiyle ibadet ve
evradndan mahrum kaldna teessf etmemesine; sabr ve tevekkl ve
namazn klmak artyla, o hastalkta, ibadet ve evradnn sevab aynen
ve daha hlis bir surette verilecei







--- sh:(L:414) -----------
hadse sabit olduu; ve insan o sayede aczini ve za'fn bildiinden,
btn cihazatnn lisan- hal ve lisan- kaliyle dergh- lahiyeye iltica
etmesine sebeb olduundan,
,',...;!_,,:',-.._
srrn anlattndan, ikayet deil, kretmek lzm olduunu gsterir.
ONNC DEVA: Hastalktan ikayet edilmeyeceini; ve
hastalk bazlarna bir define olduunu; ve ecel muayyen olmadndan,
her vakit havf u rica ortasnda bulunmak lzm olduunu; ve lm insan
gaflet iinde yakalamak ihtimali bulunduundan, hastalk onun hiretini
dndrmek cihetiyle gayet gzel bir nsih olduunu gsterir mhim bir
devadr.
ONDRDNC DEVA: Hem ehl-i imann gz hastal perdesi
altnda -yani kr olmasnda- pek mhim bir nur ve manev byk bir gz
olup, birka sene dnyann hazinane fni bir gzelliini fni bir surette
seyredecek fni bir gze bedel, krk gz kuvvetinde ebed gzler ile ebed
bir surette Cennet'te Cennet levhalarn seyretmesi daha evl olacan
beyan eder.(Haiye)
ONBENC DEVA: Hastaln suretine bakp "ah!" eylemek
caiz olmadn, belki manasna baklsa "oh!" diye manev lezzetler
aktacan; nki manev sevab lezzeti olmasayd, Cenab- Hak en
sevdii kullarna hastal vermezdi diye hads-i erifte
_..;._..;..,!,;,..,,.;._..!.








(Haiye): Bu devann tesirindendir ki: Misafireten bir kye gittiimde; orada
gzsz Mehmed Aa isminde bir zt, gznn hastalndan ikayeti zerine,
yanmda bulunan Hastalar Risalesi'nin Ondrdnc Devasn okuyunca, onun
manev tesiriyle o zt dedi: "Keki ben bu sevab ve manev bu kazanc; bana
aan bu hastalmdan ikayet etmeseydim." diye nedametkrane, bir kr
kapsna dnd. Onun iin o hastalk, onun hakknda bir rahmet-i lahiye
olduunu kat' anlad.


--- sh:(L:415) -----------
-ev kema kal- hads-i erifinin srrn; ve baz hastalklar ehid makamn
kazandracan, bahusus kadnlarn lohusa zamannda krk gn zarfnda
vefat ederlerse ehid olacaklarn en gzel bir surette haber verir.
ONALTINCI DEVA: Hastalk, hayat- itimaiye-i insaniyede en
mhim olan hrmet ve merhameti telkin ettiini, nki shhat ve fiyet,
nefs-i emmareye, her cihete istina gsterdiinden; hastalk, o istina
yerine hrmet ve merhameti hissettirdiinden, rikkat-i cinsiyesine kar
bir efkat celbetmeye vesile olacan gsteren gayet gzel ve en irin ve
lezzetli bir devadr.
ONYEDNC DEVA: nsan, hastalk vastasyla, hayrat
yapamadndan mteessir olmak caiz olmadn; nki en mhim
hayrat hastalkta dahi bulunduunu, hatt hastalara bakmak bile en
mhim hayr ve sadaka hkmne geeceini; nki iman olan bir
hastann hatrn sormak ve gzel teselli etmek, hususan ana ve baba olsa,
onlarn dualarn kazanmak en a'l bir hayrat ve sadaka olduunu, pek
mhim bir tarzda gsterir.
ONSEKZNC DEVA: nsan kr brakp ekvaya gitmeye ve
bir hakknn zayi' olmasndan ikayete hi hakk olmadn; nki senin
stnde Cenab- Hakk'n ok nimetleri olmak cihetiyle, onlarn kr
hakkn fa etmediinden dolay Cenab- Hakk'a kar bir hakszlk
ettiini; hem sen shhat noktasnda kendinden aadaki barelere
bakmak lzm olduunu, yani bir parman, bir elin, bir gzn yoksa; iki
parma, iki eli, iki gz olmayanlara bakmak lzm olduunu, nki sen
hilikten vcuda gelip, ta, aa ve hayvan olmayp insan olup slm
nimetini ve shhat ve fiyet grp yksek bir dereceye nail olduun
halde, baz arzalarla ve kendi s'-i ihtiyarnla ve s'-i istimalinle elinden
kardn ve elin yetimedii nimetlerden ekva etmek, sabrszlk
gstermek bir kfran- nimet olduunu gsterir bir devadr.
ONDOKUZUNCU DEVA: Cemil-i Zlcelal'in btn isimleri,
"Esma-i Hsna" tabir-i Samedansiyle gzel olduklarn










--- sh:(L:416) -----------
ve mevcudat iinde en latif, en cmi' yine-i Samediyet de hayat
olduunu; ve gzelin yinesi gzel olduunu; ve gzelliklerini gsteren
gzelleeceini ve o yineye de o gzelden ne gelse, gzel olduunu; ve
hayat daima shhat ve fiyet ve yeknesak gitse, nks bir yine olacan;
ve hastalkl bir uzvun etrafnda, Sni'-i Hakm sair zalar o uzva
muavenetdarane tevecch ettirip, naklarn ve vazifelerini gstermek
iin o hastal misafireten gnderip, vazifesi bittikten sonra yerini yine
fiyete brakp gittiini isbat eder.
YRMNC DEVA: Hastalk iki ksm olup; bir ksm hakik, bir
ksm vehm olduunu; hakik ksmna f-i Zlcelal Kre-i Arz
eczahane-i kbrasnda her derde bir deva istif ettiini; ve o devalar ise,
dertleri istediinden, onlar istimal etmek meru olduunu, fakat devann
tesirini Cenab- Hak'tan bilmek lzm olduunu; vehm hastala
ehemmiyet verilmeyecei, ehemmiyet verildike fazlalaacan,
ehemmiyet verilmezse hafif geeceini gzel bir temsil ile isbat eder.
YRMBRNC DEVA: Hastalkta madd bir elem olup, o
elemi izale edecek manev bir lezzet ihata ettiini; ve zahiren peder ve
vlide ve akrabalarn efkatleri, onun etrafnda hastalk cazibesiyle, ona
kar muhabbetdarane baktndan, o elem ok ucuz dtn; madd ve
manev ok yardmclar bulunduundan, ikayet deil, kretmek lzm
olduunu isbat eder.
YRMKNC DEVA: Nzul gibi ar hastalklar, m'min iin
pek mbarek sayldn; ve ehl-i velayete mbarekiyeti mehud
olduunu; ve Cenab- Hakk'a vsl olmak iin iki esasla gidildiini; nzul
gibi hastalklar ise, o iki esasn hssasn verdiini; o iki esasn birisi;
"rabta-i mevt" (yani dnyann fni olduunu bildii gibi, kendinin de
fni ve vazifedar bir misafir olduunu gsterir.) kincisi: Nefs-i
emmarenin ve kr hissiyatn tehlikelerinden kurtulmak iin, bir ksm
ehl-i iman ilelerle nefs-i emmareyi ldrdklerinden, hayat-
ebediyelerini bu suretle kazandklarn; ve nzul gibi hastalklarda ayn o
hssa bulunduundan, o hastalk onun iin gayet ucuz dtn isbat
edip gsterir.







--- sh:(L:417) -----------
YRMNC DEVA: Hastalk, gurbette ve kimsesizlikte
bulunduu zaman, o kimsesizlii cihetiyle, kendine en kat kalblerin dahi
rikkatini celbettiini; ve Kur'ann btn surelerinin balarnda
"Errahmanurrahm" sfatyla kendini bize takdim eden Allah, bir lem'a-i
efkatyla, umum yavrularn yardmna vlidelerini koturduunu; ve her
baharda, bir cilve-i rahmeti ile nimetlerini bize gnderdiini; ve o
nimetlere nail olmak, iman ve intisabla ve onu tanmakla olduunu; ve o
gurbet ve kimsesizlikteki hastalk ise, Cenab- Hakk'n nazar-
merhametini celbettireceini, ehemmiyetli haber verir.
YRMDRDNC DEVA: Masum ocuklara ve masum gibi
ihtiyar hastalara bakan ve hizmet edenlerin hakknda uhrev byk bir
ticaret olduunu; ve o nazik ocuklarn hastalklar, ileride hayat-
dnyann dadaalarna tahamml iin birer rnga-i Rabbaniye
olduunu; ve o rngalardan gelen sevab ve cret, onlara bakanlarn ve
bilhassa vlidelerinin defter-i a'maline yazldn; ve bu hakikatn ehl-i
hakikata mehud olduunu; ve bilhassa ihtiyar peder ve vlide ve akraba
gibi ihtiyarlarn dualarn almak, hiretin saadetine medar olduunu; ve
onlara bakanlarn da, ileride kendi evldlarndan ayn vaziyeti greceini
ve bakmadklar cihetle, neticede azab- uhrev olduu gibi, dnyaca da
ok felketlere maruz kaldklar ve kalacaklar vukuat ile sabit olduunu;
ve akrabas olmazsa bile, yine onlara bakmak slmiyetin iktizasndan
olduunu gayet kat' isbat eder.
YRMBENC DEVA: Btn hastalklarn gayet nfi' ve
manev bir devas ve hakik ve kuds bir tiryak ise, imann inkiaf
olduunu; tvbe ve istifar ve namaz ve ubudiyet ile, o tiryak- kuds
olan iman ve imandan gelen ilcn istimal edilmesi lzm olduunu; ehl-i
gafletin zeval ve firak darbeleriyle yaralanan manev byk dnyalarnn
tedavisi, kuds bir tiryak olan imann ifa vermesiyle yaralardan
kurtulacaklarn ve o iman ilcnn tesiri ise feraizi yapmak ile olduunu;
ve sefahet ve hevesat- nefsaniye ve lehviyat- gayr- merua, o tiryakn
tesirini men'ettiini gze gsterip, gayet kat' bir surette izah ve isbat
eder.
Hfz Mustafa (R.H.)







--- sh:(L:418) -----------
YRMALTINCI LEM'A: 222
.,.-...,_.....,,..,.,,,.-,,._-,,
.,,_,!_-.,_..,L-!_, _.,,,.
.,.,,,..._,!,
Yirmialtnc Lem'a, "Yirmialt Rica"dr.
BRNC RCA: Hereyin asl, nuru, ziyas, menba, madeni,
emesi iman olduunu; hereyden evvel, o kuds, mnezzeh, muall
nuru kazanmaya almak lzm geldiini beyan eden kymetli, cazl bir
ricadr.
KNC RCA: Hakikatta sabi hkmnde olan ihtiyarlar,
ihtiyarlkta Hlk- Rahm'e iman ve intisab ve itaatla, sabiler gibi
"Rahmanurrahm" isimlerinin mazhar olacan tebir eden nur-efan bir
hakikattr.
NC RCA: Nev-i beerin ister istemez mbtela olduu
sevkiyat- berzahiye ve inklabat- uhreviyede, iki cihann serveri ve
enbiyann seyyidi ve rahmet ve merhamet-i lahiyenin timsali olan
Peygamber-i Zanmz Habibullah Aleyhissalt Vesselm'n Snnet-i
Seniyesine ittiba ile selmet ve necat bulunacan beyan eder.
DRDNC RCA: Dnyadan alkalar kesilmeye balayan
ihtiyar ve ihtiyarelerin, yaknlatklar kabir kapsn dndkleri ve o
zahiren karanlkl grnen lemleri, nuruyla tenvir eden ve aydnlatran
ve insana bir harfi on sevab ve hayr; ve bazan yz ve bazan bin sevab ve
hayr kazandran ve hazine-i rahmetin miftah olan Kur'an- Mu'ciz-l
Beyan' nur-u iman ile dinleyip, evamirine itaat ve nevahisinden itinab
edenlerin lem-i ebedde mferrah olacaklarn mjdelemekle, ok
kuvvetli bir rica kapsn gsterir.
BENC RCA: Her ferdde ve her ahsta cz'-kll tesirini
gsteren teselli-i iman- bilhiret, ihtiyarlara daha azm










--- sh:(L:419) -----------
ve kuvvetli bir rica ve teselli verdii iin, ihtiyarl emniyetli bir sefine-i
Rabbaniye bilip sevmek ve honud olmak ve Cenab- Hakk'a kr ve
hamd edilmesini tavsiye eder.
ALTINCI RCA: Nur-u iman ile, kinatn tabakalar ve arzn
mevcudat ve mahlukat, munis birer arkada gibi Hlk- Rahm'e
ehadet edip, gurbet ve vaheti ve zulmeti izale ettii gibi; ihtiyarlkla,
hayatyla refakat eden eylerin mfarakat zamannda kitab- lemin
harfleri saysnca ahidleri; ve zruhlarn medar- efkat ve rahmet ve
inayet olan cihazat ve mat'umat ve nimetleri adedince rahmetin delilleri
bulunan ve en makbul bir efaat olan acz ve za'fn drbnyle ve
ihtiyarlk gzyle grleceinden, ihtiyarlktan ksmek deil, ihtiyarl
sevmekle, rica yolunu gsterir.
YEDNC RCA: Fni dnyaya eblehane bki ss veren ve
payitaht- hkmette grlen bina-y evham alt cihetten rtp,
dalaletten gelen mdhi zulmeti, nur-u Kur'an ve srr- iman ile datp,
bare musibetzede ihtiyarlar evham ve behat vdilerinden karp
sahil-i selmete ve rahmet-i Rahman'a yetitiren mcahid bir ricadr.
SEKZNC RCA: Cenab- Hak kemal-i keremiyle ve
nihayetsiz re'fet ve efkatyla, ebed ve ebed bir hayat iin halkettii nev'-
i insan nisyan- mutlaktan kurtarmak iin, Kur'an- Azman'da
,.!.._.._
ferman- kudsiyesiyle her nefsin lmn haber verdii gibi, o lmn
bir emaresi ve bir mjdecisi ve insann daim arkada ve hocas olan
salarnn aarmasyla, ba aa olmaa hazrlanm olan ve gaflete
daim meyyal ve fniye mbtela olan insan, srr- iman ve nur-u Kur'an
ile gaflet uykusundan ikaz edip, kuvvetli bir rica dsturunu eline verir.
DOKUZUNCU RCA: Acz ve za'f bilfiil tadan ve hissiyat
cihetinde ocuklar ve yavrular hkmne geen ihtiyarlk rahmet ve
inayet-i lahiyenin celbine vesile olduu gibi, emr-i Kur'an ve iaret-i
Nebeviye ile (A.S.M.) kkleri, hrmet








--- sh:(L:420) -----------
ve merhamet ve efkatle emirber neferler gibi etrafnda toplayan ve bu
suretle hem Hlk- Kerim'in tevecchne mazhar, hem insanlarn hizmet
ve yardmna medar olan ihtiyarlktan raz olmakla, rica kapsn aar.
ONUNCU RCA: Kur'an- Hakm'in nuruyla, hakikat ve vaki'-l
hal olan mevt, hayata tercih edilip sevildii gibi; lem-i Berzahta olan
emvatn, elbette dnyada muvakkat misafirler olup, onlar da oraya
gidecek olan insanlardan ziyade nsiyet ve lfete lyk olduu, imanl
ihtiyarlk gzyle yaknen mahede edildiinden; imanl ihtiyarln
byk bir nimet-i lahiye olduunu ve bazan seyr slk ile derecat-
evliya gibi yksek makam ile tebir ve mjde ve srur veren kuvvetli bir
ricadr.
ONBRNC RCA: htiyarln susmaz bir delll olan beyaz
kllarn ikazyla, ebed tevehhm edilen vcudun, baka bir leme
namzed olup fnilii ve baz vefadar zannedilen vefaszlarn darbesiyle,
btn alkadarlarn alka-i kalbe demedii grlerek, bir melce, bir
istinadgh taharriler neticesinde, Kur'an- Hakm'in lisanndan kan "L
ilahe ill Hu" ferman- kudsiyesi imdada yetiip, kinatta esbab ve bu
asrn yolunu artan tabiat bataklnn hiliini ve aslsz bir evham-
kfr olduunu gsteren ayn- hakikat bir iki temsil ile; zerreden emse
kadar, felekten melee kadar, sinekten semee, hayalden hayata kadar
kabza-i tasarrufunda ve ihata-i ilminde olan bir Kadr-i Ezel'nin vcub-u
vcudunu isbat edip, nur-u imana vesile olan kuvvetli bir rica kapsn
ihsan eder.
ONKNC RCA: Rahmetullahi aleyh Abdurrahman'n vefat
zerine,
;-,,!,,:-!!,,;,!..__
yet-i kudsiyesinin srryla, "Ya Bki Entel Bki" "Ya Bki Entel Bki"
hakikatyla,









--- sh:(L:421) -----------
,.,..;!;_,.-_.!;.
,,L-!_,-!,,,
yetinin tesellisiyle birtek cilve-i inayeti btn dnya yerini tutan ve
birtek cilve-i nuru btn zulmeti izale eden Bki-i Zlcelal ve Sermed-i
Zlkemal ve Rahm-i Zlcemal'in tevecch bki ise, yeter. Gidenler
onun bki mlkne gittiini ve yerlerine aynn gnderdiini ve
gndereceini vaki' bir hakikatla gsterip, ekseriyetle iftirak ve hasrete
mbtela olan ihtiyarlarn yzlerini bir Bki-i Zlcelal'e eviren, zulmeti
nura tebdil eden, kalblere iman nuru baheden elektrik-misal bir ricadr.
ONNC RCA: Harb-i Umum'de Van ehrinin, Rus'un
istil etmesi ve ihrak etmesiyle harabezr olmas ve ekser ahalisinin
ehadet ve muhaceretle kaybolmas ve Medrese-i Horhor'un harab olup
vefat iinde, bu memlekette kapanan ve vefat eden btn medreselerin,
Horhor'un banda duran ve yekpare bir ta olan Van Kal'as kabir ta
olarak grnmesi zerine, Van Kal'asnn banda, iddet-i me'yusiyet ve
matem iinde iken, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n
,,:-!,,-!,_,;,,..!_...!_,.
,,.,_,-_,;,,. .!,..!
,..___..,
yetinin hakikat tecelli edip; o rikkatli, hirkatli, dehetli hlttan
kurtarp; nazar fka, yt- kinata baktrp, misafir insanlarn eliyle
yazlan sun' bir mektubun silinmesi yerine, Nakka- Ezel'nin herbir
harfinde bir kitab yazl, silinmez ve solmaz koca kinat kitabn hediye
etmesi ve okutturmasyla izale edip, bilhere de Medrese-i Horhor yerine
Isparta'y medrese; ve mfarakat eden talebe ve dostlara bedel daha ok
talebe ve dostlar vermesiyle, srr- hikmetini ve rahmetini ve efkatini
gsteren bir Rabb- Rahm'in derghna yaknlaan ve o derghta makbul
birer abd olan imanl ihtiyarlarn dnyann ehval-i muhavvifanesinden
mkedder ve me'yus olmamalarn; o kuds iman ve msellem slmiyeti
ihsan eden




--- sh:(L:422) -----------
bir Muhsin-i Kerim'e nihayetsiz hamd ve krle lisanmzn zevkini ve
ubudiyet ve itaatle ruhumuzun evkini tavsiye eden kymetdar bir ricadr.
Hfz Mustafa
Rahmetullahi aleyhi rahmeten vasiaten
ONDRDNC RCA: Ehl-i dnya, stadmz hereyden
tecrid edip, be eit gurbet iinde bulunduu bir vakitte, gayet kuvvetli
bir ak- beka ve iddetli bir muhabbet-i vcud ve byk bir itiyak-
hayat ve hadsiz bir acz ve nihayetsiz bir fakrn kendisinde hkmettiini
grp, me'yusane olarak ban edii zaman,
_,!,-.,..,.-
yet-i Hasbiyesi imdadna yetierek, "Beni dikkatle oku" demesi
zerine.. gnde be yz defa okuduunu ve okuduka bu yetin ok
kymetli nurlarndan dokuz mertebe-i Hasbiyenin yalnz ilmelyakn ile
deil aynelyakn inkiaf ettiini...
Birinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Ondaki ak- beka, mutlak
kemal sahibi Zt- Zlcelal ve Zlcemal'in bir isminin, bir cilvesinin
mahiyetindeki bir glgesine yapt anda,
_,!,-.,..,.-
yeti gelerek perdeyi kaldrdn.. ve kendisindeki beka lezzetinin ve
saadetinin daha mkemmel bir tarzda Bki-i Zlkemal'in bekasnda ve
ona olan tasdik ve imanda bulunduunu hissetmi ve hakkalyakn zevk
aldn ifade etmitir.
kinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: stadmz ihtiyarlk, gurbet
ve kimsesizlik ve tecrid iinde bulunduu ve ehl-i dnya desiseleriyle ve
casuslar ile ona hcum ettikleri zaman, "Eli bal, zaf ve hasta bir tek
adama ordular taarruz ediyor. Benim iin bir nokta-i istinad yok mu?"
diye kalbine hitab edip
_,!,-.,..,.-
yetine mracaat ettii zaman,







--- sh:(L:423) -----------
bu yet ona: "ntisab- iman vesikasyla Kadr-i Mutlak olan yle bir
Sultan'a intisab edersin ki: Drt yz bin milletten mrekkeb nebatat ve
hayvanat ordular, onun emri altnda ve kabza-i tasarrufunda bulunan
hadsiz bir kudret ve kuvvet sahibine dayanabilirsin" diye manev bir ders
verdiini ve o dersle deil imdiki dmanlara, belki btn dnyaya
meydan okuyabilir bir iktidar- iman hissettiini ve btn ruhuyla
beraber
_,!,-.,..,.-
dediini ifade etmitir.
nc Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Ebed bir dnyada ve bki
bir memlekette, daim bir saadete namzed olduunu, fakat bu gaye-i
hayal ve hedef-i ruh ve netice-i ftratn tahakkuku, ancak mahlukatn
btn harektlarn ve hereylerini bilen ve kaydeden bir Kadr-i
Mutlak'n hadsiz kudretiyle olabildiini dnrken, kalbine itminan
veren bir izah istediini ve yine o yete mracaat ettiinde, o yet ona:
..,.- daki ..ya dikkat edip, senin ile beraber lisan- hal ve lisan- kal
ile ..,.-y kimler sylyorlar diye emredince; btn nebatat ve
hayvanatn lisan- hal ile
_,!,-.,..,.-
in manasn ydettiklerini grdn ve kudretin azamet ve hametini,
mevcudatta nasl temaa ettiini ifade etmitir.
Drdnc Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Kendi vcudu, belki
btn mahlukatn vcudlar ademe gidiyor diye elm bir endiede iken,
yine bu yet-i Hasbiyeye mracaat ettiini ve iman drbni ile
baktnda; lmn firak deil visal olduunu, bir tebdil-i mekn ve bki
bir meyvenin snbllenmesi olduunu beyan etmitir.
Beinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Hayatn abuk snmesi
teellmne kar, yet-i Hasbiyeden ald imdad ile der: Hayat, Zt-
Hayy- Kayyum'a baktka ve iman dahi hayata






--- sh:(L:424) -----------
hayat ve ruh olduka; beka bulur, hem bki meyveler verdii iin, mrn
ksalna ve uzunluuna baklmayacan izah etmitir.
l olmayanlar veya diri olmak isteyenler, hayatn mahiyetini ve
hakikatn anlamay arzu edenler, Drdnc ua'daki bu mertebenin drt
mes'elesine baksnlar, dirilsinler.
Altnc Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Daim tahribat olan zeval
ve fena; ve mtemadiyen ayrc olan lm ve adem, dehetli bir surette
bu gzel dnyay ve bu gzel mahlukat hrpaladn, para para edip
gzelliklerini bozduunu grmesi zerine, ftratndaki ak- mecaz, bu
hale kar iddetli galeyan ve isyan ettii zamanda, bir medar- teselli
bulmak iin, bu yet-i Hasbiyeye mracaat ettiinde "Beni oku ve
dikkatle manama bak!" demesi zerine, Sure-i Nur'daki
_,;,,. .!,.
yetinin rasadhanesine girip, imann drbniyle bu yet-i Hasbiyenin en
uzak tabakalarna baktn beyan etmekte ve drbnle grd esrar
zikretmektedir.
Bu gzel masnular, bu tatl mahluklar, bu cemalli mevcudat;
Cemil-i Zlcelal'in cemal-i kudssine ve nihayetsiz gzel esma-i
hsnasnn sermed gzelliklerine yinedarlk ettiklerini ve Risale-i
Nur'un eczalarnda ok kuvvetli delillerle bunlarn izah edildiini beyan
etmektedir.
ONBENC RCA: Bu rica Denizli hapsinden sonra, Nurlarn
teksirle baslarak intiar zerine, ftuhat- Nuriyeyi ekemeyen gizli
dman mnafklar; trl desise ve iftiralarla, hkmeti aleyhe evirerek,
Nur Risalelerini msadere ettirip, tedkik edilmesi neticesinde; deil
tenkid edip dmanlk gstermek, belki tedkik eden memurlarn
kalblerini de fethederek, tenkid yerine takdir ettirdiini.. ve bu hdise
Nur dershanelerinin genilemesine sebeb olduunu.. ve bir mddet sonra
gizli din dmanlar, pek di bahanelerle, zemheririn en iddetli
gnlerinde stadmz tevkif ettirerek; byk, gayet souk, sobasz bir
kouta hapsettiklerini ve bu hapiste inayet-i lahiye ile bir hakikat
inkiaf ederek, Nurlarn hapishane dhilinde







--- sh:(L:425) -----------
ve haricinde intiar ve ftuhatndan dolay binlerce krettiini ve ruhuna
"Sen onlarn zulm yznden hem sevab, hem fni saatlerini
bkiletirmeyi, hem manev lezzetleri, hem vazife-i ilmiye ve diniyeyi
ihlas ile yapmasn kazanyorsun" diye ihtar edilmesi zerine, btn
kuvvetiyle "Elhamdlillah" diye dua ettiini gayet gzel beyan
etmektedir.
Bu ricann sonunda, Risale-i Nur talebeleri, iman- tahkik
kuvvetiyle, bu vatann her tarafnda anaristlii durdurduunu, umum
emniyeti ve asayii muhafaza ettiklerini.. ve yirmi senedir memleketin
her tarafndaki Nur talebelerinin hi birisinin emniyeti ihlle dair bir
vukuatlarnn bulunmadn.. ve hatt insafl bir ksm zabta
memurlarnn "Nur talebeleri manev bir zabtadr, asayii muhafazada
bize yardm ediyorlar, iman- tahkik ile nuru okuyan her adamn
kafasnda bir yasak brakyorlar, emniyeti temine alyorlar." diye
olan itiraflarn.. ve trl isnad ve iftiralarla, Kur'an ve iman nuruna sed
ekmek isteyenlere kar, stadmzn "Yz milyon balarn feda
olduklar bir kuds hakikata, bamz dahi feda olsun. Dnyay bamza
ate yapsanz, hakikat- Kur'aniyeye feda olan balar, zndkaya teslim-i
silh etmeyecek ve vazife-i kudsiyeden vaz gemeyecekler inallah!"
dediini beyan etmektedir.
ONALTINCI RCA: Mahrem ve mhim mecmualar, hususan
Sfyan'a ve Nur'un kerametlerine dair olan risaleler, zaman gelince
neredilsin diye sakland halde.. bir aramada, o risaleler bulunduu
yerden karlm ve stadmz hasta bir halde tevkif edilerek
hapishaneye gtrldn.. ve stadmz mteellim ve Nur'lara gelen
zarardan mteessir iken, birden inayet-i lahiye imdada yetierek,
mahrem risaleleri okuyan resm dairelerin, bir dershane-i Nuriye
hkmne geip risaleleri takdirle karladklarn ve yine Denizli
hapsinde ihtiyarlk, hastalk ve masum arkadalara gelen zahmetlerden
elem ve teessr iinde iken, birden inayet-i Rabbaniye yetierek,
hapishaneyi bir dershane-i Nuriyeye evirip, bir Medrese-i Yusufiye
(A.S.) olduunu isbat ederek Medreset-z Zehra kahramanlarnn elmas
kalemleri ile Nurlarn intiara balamasn.. ve gizli dmanlarn
stadmz nasl zehirlediklerini.. ve onun yerine merhum Hfz Ali'nin
ehid olarak Berzah lemine





--- sh:(L:426) -----------
seyahat eylemesi zerine; hepsi mteellim ve mteessir halde iken, yine
birden inayet-i lahiye imdada yetierek, stadmzdan zehir tehlikesinin
gemesi ve merhum ehidin kabirde Nurlarla megul olarak, sual
meleklerine Nurlarla cevab vermesi.. ve onun bedeline Denizli
Kahraman Hasan Feyzi Rahmetullahi Aleyh ve arkadalarnn hizmete
girmesi.. ve mahpuslarn Nurlarla slah olmalar gibi ok emarelerle,
inayet-i Rabbaniyenin yetitiini ifade ettikten sonra, genliinde hir
mrn maarada geirmek arzusuna mukabil; bu maaralarn
hapishanelere, inzivalara, ilehanelere, mutlak tecrid hcrelerine evrilip,
Yusufiye medreseleri olarak Kur'an ve imann hakikatlarna mcahidane
bir surette hizmet ettirdiini.. ve o ileli hapislerde, hikmet ve hizmet-i
Nuriyeye ehemmiyetli fayda bulunduunu beyan eden ehemmiyetli
bir ricadr.
YRMYEDNC LEM'A: 267
Baka bir mecmuada neredildiinden buraya dercedilmemitir.
YRMSEKZNC LEM'A: 268
"Yirmisekiz Nkte" olup; bir ksm bu mecmuaya dercedilmi,
dierleri baka bir mecmuada neredildiinden buraya dercedilmemitir.
YRMKNC NKTENN KNCS: 268
;,.,-,!;_.;,_-!,..-..,
;.-L;.,..,_,,_.,,...,..
_,..!..!,._,,!;
yet-i kerimesinin gayet gzel ve yksek manalarndan vechini
icmalen beyan etmi.
Birinci Vecih: yetteki it'am ve irzak, Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'a ait olduunu,









--- sh:(L:427) -----------
kinci Vecih: Rzka almak bahanesini, ubudiyete mani'
tevehhm ederek zr bulmak isteyenlere, gayet gzel bir cevab verir.
Bu yetten kinaye olan mana: "Bana ait olup, rzklarn taahhd ettiim
mahlukatma rzk yetitirmek iin halkolunmamsnz. Belki asl
vazifeniz ubudiyettir. Evamirime gre rzka abalamak da bir ibadettir."
der.
nc Vecih: Sure-i hlas'taki
.!,!,..,!
yet-i kerimesini misal alarak "rzk ve it'am kabiliyetinde olan eya, ilah
ve mabud olamazlar; mabudiyete lyk deiller" manasn beyan
etmektedir.
Uykunun nevilerini, vakitlerini ve Snnet-i Seniyeye muhalif ve
muvafk uyku zamanlarn beyan eden mhim bir mektub: 270
Yats namaz tesbihatndan sonra
,.,.,,..,.!!,.!!
cmlesini okurken; bu dnya hanesini enlendiren, nsiyetlendiren,
nurlandran ahsiyet-i maneviye-i Muhammediyeyi nasl mahede
ettiini.. ve onun getirdii nur ve hediyelere kar kirane bir mukabele
olarak btn cinn ve insin ona hadsiz salt selm getirmeleri lzm
geldiini ifade eden gayet latif bir mektub: 271
Hazret-i Muhyiddin'in Vahdet-i Vcud merebini imdiki
insanlara telkin etmekte mhim zararn bulunduunu beyan eden
gayet mhim bir mektub: 272
Yine Muhyiddin-i Arab ve Vahdet-i Vcud hakknda mnakaa
mevzuu olan bir suale verilen ilm, mcmel bir cevab: 273
Bir bayramda, gayr- meru dairede glp elenen elli zavallnn,
elli sene sonraki hallerini nasl mahede ettiini beyan eden gayet gzel
bir ibret levhas: 274









--- sh:(L:428) -----------
Nefs-i emmareye uymann zararlarn ta'dad ederek, nefse iddetli
bir tokat mahiyetinde tesirli bir yaz: 275
Ksa bir zamandaki kfre mukabil hadsiz bir Cehennem azabnn
nasl hakik adalet olduunu beyan eden mukni' bir cevab: 276
MANDAR BR TEVAFUK-U LATFE: 276
Risale-i Nur'un makbuliyetine ve inayet-i lahiyeye mazhariyetine
dair manal tevafuklar.
MASUM KALBLERE NURLARIN NASIL AKSETTN
ANLATAN SAMMANE, NURLU BR MEKTUBDUR: 277
ZEKNN R'YASI: 278
Mjdeli ve manal hayrl bir r'yadr.
TARAFGRANE VE RSALE- NUR'A RAKBANE
SYLENEN SZLERE MUKABLDR: 279
Risale-i Nur'un yksekliini ve makbuliyetini ifade eden manzum
bir kasidedir.
YRMSEKZNC LEM'ANIN YRMSEKZNC
NKTES: 280
_
,-.,..__.;..,_..;.!_!;-..;
,.,.,-,..L-!L-_.;,,,..,,!,
_,..,:.!..,....-,_,....,..!....!..,..!,
yet-i kerimesinden anlald zere: Cz' ve bazan ahs gayb
hdiseleri haber almak iin, gayet uzak bir mesafe olan












--- sh:(L:429) -----------
semavat memleketine casus eytanlarn sokulmas ve o ok geni
memleketin her tarafnda, o cz' hdisenin bahsi varm gibi, hangi
eytan olsa, hangi yere sokulsa, yarm yamalak o haberi iitmesi ve
getirmesi aklen ve hikmeten nasl kabul edilebilir?
Hem yet-i kerimeye gre baz peygamberler ve evliyalar,
semavatn stnde bulunan Cennet'in meyvelerini yakn bir yerden alr
gibi alyormu. Ve bazan yakndan Cennet'i temaa ediyorlarm. Nihayet
derecede uzak bir eyin, nihayet derecede yakn olmas, bu asrn aklna
nasl sar?
Hem cz' bir ahsn, cz' bir ahvali, kll ve geni olan semavat
memleketindeki Mele-i A'l'da mevzubahis olmas, kinatn idaresindeki
gayet hakmane hikmete nasl muvafk geliyor? diye sorulan bu bal
suale, gayet ilm, akl ve mukni' cevablar tazammun eder.
YRMDOKUZUNCU LEM'A- ARABYE: 284
Risale-i Nur'un iinde, lisan- Cennet ve slb-u Muhammed
(Aleyhissalt Vesselm) ve tarz- Kur'an- bahayi-i rahmet ile
meydan- zuhura gelerek "Tefekkrname" ismiyle msemma olan bu
Lem'ann bir ksm, nmune olarak bu mecmuaya dercedilmi olup,
tamam teksir Lem'alar mecmuasnda neredilmitir.
OTUZUNCU LEM'A: 304
"Sekine" nam- lsiyle tabir edilen ve herbiri bir sm-i A'zam
olan veyahud alts birden sm-i A'zam bulunan Esma-i Hsnadan "Ferd,
Hayy, Kayyum, Hakem, Adl, Kudds" ism-i eriflerine ait pek ok
kymetdar ve Risale-i Nur'un aheserlerinden biri olan bu Lem'a, yksek
bir ifade ve ok ince hakikatlarla kaleme alnm; hem ok derin mesail-i
vahdaniyet, azametli genilikleriyle tefhim edilmi; hem pek briz bir
surette mevcudiyet-i lahiyeye iaret eden u hayretengiz faaliyet ile,
mdebbiriyet-i Rabbaniye o kadar gzel izah edilmi ki, h ne olurdu, bu
risalenin hakikatlarnn a'makna ulamak yle dursun, sathn olsun bari
grebilseydim. Heyhat!










--- sh:(L:430) -----------
Kasr fehmime baklmayarak, bu risale, hissesine isabet eden bir
kardeimizin seferber halinde bulunmas mazeretinden dolay bana
gnderilmiti. Liyakatszlmla beraber perian halim byle bir aheseri
fihristeye idhal edebilecek surette hlsa etmeye kfi gelmediinden,
mahcubiyetle emre itaat ediyorum.
Bu kymetdar Lem'a, "Alt Nkte-i Mhimme"ye inksam
etmitir.
BRNC NKTE: 304
;,...!,-....,_,;,_
yetinin bir nktesi ve "Kudds" sm-i A'zamnn bir cilvesi olup; hem
mevcudiyet-i lahiyeyi kemal-i zuhur ile, hem vahdaniyet-i lahiyeyi
kemal-i vuzuh ile gstermektedir. Evet u muntazam kinat ve u
azametli gayet byk fabrika; btn mevcudatyla hummal bir faaliyet
iinde mtemadiyen almasyla beraber, kinatn her tarafn tertemiz
tutan, kirli ve bulak maddelerden, lzumsuz olarak hibir tarafta hibir
ey bulundurmayan, u azametli seyyarattan tut, t zerrata kadar her
mevcud, Kudds- A'zam'dan gelen emirlere mheyya ve mnkad olarak
gayet fa'al ve gayet hrika bir istihale makinesi haline getirilmekle, u
azametli kinat ve btn unsurlar batan baa cennetnmun
gzellikleriyle, kendilerini enzar- leme arzediyorlar. Ve u kasr-
lemdeki masnuatn cebhelerinde mahede edilen u dilruba gzellik ve
gayet mstahsen temizlik; btn enzar istihsanla kendilerine
celbediyorlar ve Sni'lerini takdir ve tahsinlerle medh sena ettiriyorlar.
Bu Kudds- A'zam ism-i erifinin tecelli-i a'zamndan kk bir
cilvesini aaal bir surette gsteren ve u kn brid ve hain ehresi
altndan kan bahar mevsimine bak: Nasl iekler am, huri misali
libaslar giymi, gzellemi, tertemiz olmu btn aalar ve zmrd
gibi yeillenmi zemin yz, btn heyetleriyle, kendilerini btn enzara
arzediyorlar. Camid ve uursuz maddeler, az bir zaman iinde; istihale
grm, zeminden ykselmi, nur-u hayatla sslenmi, snds-misal
gzelliklerle kendilerini Sni'lerinin nazarna takdim ediyorlar. Bu
vaziyet karsnda; deil yalnz ins ve cinn,







--- sh:(L:431) -----------
ruhanler ve melaikeler de hayran oluyorlar. "Mallah, Brekllah! Bu
ne hayret verici gzellik ve temizlik!" deyip Sni'-i Zlcelallerini takdis,
tahmid ve temcid edip, rki' ve scid oluyorlar. te bu fiil-i tanzif, dier
ef'al-i lahiye gibi, vahdaniyet ve mevcudiyet-i lahiyeyi bedahet
derecesinde isbat edip gstermektedir.
KNC NKTE: 308
,.-.,..;!,....,.,-.....;.__.;,
yetinin bir nktesi ve "Adl" ism-i a'zamnn bir cilvesidir. yle ki: u
kinat mtemadiyen tahrib ve tamir iinde alkalanmakta, her vakit harb
ve hicret iinde kaynamakta, her zaman mevt ve hayat iinde
yuvarlanmaktadr. Bu hayret-engiz tebeddlt ve tahavvlt ise, dehetli
cirmlerin intizaml hareketlerinden; ve Kre-i Zeminin yzndeki drt
yz bin nebat ve hayvan zhayatn muntazaman iae ve terbiyelerinden;
ve sel gibi akan kartrc ve istilac unsurlarn gayet muntazam
vazifelerinden; ziya ve zulmetin, scak ve souun, hayat ve mematn
dmelerine varncaya kadar btn eya yle bir mizan- adalet iinde
istikbalden gelip, hale urayarak, maziye akp gidiyor ki; Fesbhanallah,
insafl ve dikkatli bir nazarla bu lem sarayna bakan her ferd-i insan,
muhakkak olarak diyecek: "Bu saray- lemin Snii; bu saray- lemi,
Adl isminin a'zam tecellisine mazhar etmekle beraber, hem vhiddir,
hem de yle mizan- adaletle iler gryor ki, en ehemmiyetsiz ve en
kk, kymetsiz telakki edilen eylerde dahi irke yer brakmyor ve
irkin bu mizan- adalete sokulmasna zerre kadar msaade etmiyor. Hem
bu pek hrika intizam- ekmel iindeki gayet hassas mizan- adalete,
elbette bu kinatn Sni'-i Zlcelalinden bakas mdahale edemeyecek."
Hem btn esbab o Sni'-i Zlcelal'in dest-i kudretinin bir perdesi
olduunu anlayacak. Ve o Sni'-i Zlcemal'in hem vhid olduuna, hem
mevcudiyetine; hayranlk iinde, gnein vcuduna inand gibi iman
edecek.
NC NKTE: 311
.:-!.,,_,,._!_.







--- sh:(L:432) -----------
yetinin bir nktesi ve "Hakem" ism-i a'zamnn bir cilvesi olup, "Be
Nokta" ile izah edilmitir.
Birinci Nokta: sm-i Hakem'in tecelli-i a'zam u kinat yle bir
kitab- kebir hkmne getirmitir ki; o kitab- kebirin zemin yz, bir
sahifesi; ve her mzeyyen bahe, bir satr; ve her ssl iei ve yaprakl
aac, bir kelimesi suretinde halketmitir. O halde, u kinat batan baa
Hakm-i Zlcelal'in eserleriyle sslenmi. Hem kendi san'atn kendisi
mahede edip, hem de nmtenah gzlerle birbirine baktran; ve birbiri
iinde ok deliller ve vecihlerle nakkann vcuduna ehadet eden ve
daima mizan ve intizam iinde tazelenen; ve her kk bir ekirdekte
koca bir aac derceden; ve herbir aata koca kinatn fihristesini
yerletiren; ve her bahar sahifesini murassa' nian ve mnakka
hediyelerle ssleyip, huzurunda resm-i geit ettiren; ve her an bu
masnuatnn lisanyla medh senasn teganni ettiren bu azametli ve
hikmetli kudrete, hangi tesadfn haddi var ki, parmak uzatabilsin.
kinci Nokta: "ki Mes'ele"dir.
Birinci Mes'ele: Nihayet kemalde bir cemal ve nihayet cemalde
bir kemal, kendini grmek ve gstermek istemesine ve tanttrp
sevdirmesine mukabil, iman ile onu tanmay ve ubudiyetle kendini ona
sevdirmeyi ders veriyor.
kinci Mes'ele: Btn kuvvetiyle irki reddedip kabul etmeyen
bu hikmetli intizam- mkemmel, hem vahdeti, hem istiklal ve infirad
iktiza ettiini izah etmekle beraber, koca kinat umum ahval ve
keyfiyatyla mizan- adl ve nizam- hikmetinde tutan bir Kadr-i Mutlak'a
irk ve kfr ile acz isnad etmek ne kadar byk bir hata ve tevhid ile
iman etmek, ne kadar doru hak ve hakikatl bir mukabele olduunu
bildiriyor.
nc Nokta: Sni'-i Kadr, ism-i Hakem ve Hakm'iyle,
kinatta en ziyade hikmetlere medar ve mazhar kld insan; bir merkez,
bir medar hkmnde yaratm. Ve insan dairesi iinde de rzk bir merkez
hkmne getirmi. nsanda uur ve rzkta zevk vastasyla ism-i
Hakem'in parlak bir surette cilvesinin grndn; ve yzer fenlerden
her bir





--- sh:(L:433) -----------
fennin bir cihette ism-i Hakem'in cilvesini tarif ettiini; (mesel Fenn-i
Tb, Fenn-i Kimya, Fenn-i Ziraat, Fenn-i Ticaret ve hakeza...) bu fenlerin
herbirisinin kat' ehadetleriyle, ihtiyar ve irade, kasd ve meieti gsteren
bu hadsiz intizamat ve hikmetleri o Sni'-i Hakm umum kinata verdii
gibi, en kk bir zhayatta ve en kk bir ekirdekte dahi
dercetmesiyle, Zt- Akdesinin fil-i muhtar olduunu; ve herey onun
emriyle vcud bulduunu; ve onu bilmemek ve tanmamak ne kadar acib
bir cehalet ve divanelik olduunu izah ediyor.
Drdnc Nokta: Sni'-i Hakm, herbir mevcuduna takt yzler
hikmeti, o mevcudlarn nihayet hassasiyetiyle tavzif ettii yzler
vazifelerinden pek ok faide ve gayeleri nihayet dikkat ile takib ettii
halde, onun cemal-i rahmet ve kemal-i adaletine ve nihayet derecede
hikmetine zd olan; ve rahmet ve adaletini inkr ettiren hairsizlie hibir
cihetle msaade etmediini beyan ediyor.
Beinci Nokta: "ki Mes'ele"dir.
Birinci Mes'ele: Ftratta israf ve abesiyet ve faidesizlik
bulunmadndan,
,.;,,,.yet-i kerimesiyle, iktisadsz hareket
edenleri tehdid eder.
kinci Mes'ele: Cenab- Hakk'n "Hakem ve Hakm" isimleri, bir
cihette Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n risaletine delalet ve
istilzam ettiklerini; ve esma-i hsnadan ok isimlerin dahi, herbiri bir
cihette, cilve-i a'zamyla, a'zam derecede ve mertebe-i kat'iyyette risalet-
i Ahmediyeyi (A.S.M.) istilzam ettiklerini, pek parlak bir surette izah
ediyor.
DRDNC NKTE: 318
.-_yetinin bir nktesi, Vhid ve Ehad isimlerini
tazammun eden "Ferd" ism-i a'zamnn tecelli-i a'zamna dair tevhid-i
hakikyi gsteren "Yedi aret"tir.








--- sh:(L:434) -----------
Birinci aret: sm-i Ferd'in kinat heyet-i mecmuasnda
koyduu hadsiz htemlerden sikkeye iaret eder.
Birinci Sikke: Kinatn mevcudatnda ve enva'larnda grnen ve
bir sikke-i kbra-y ehadiyet olan "teavn, tesand, tecavb, teanuk"
sikkesidir.
kinci Sikke: Zeminin yznde her bahar mevsiminde mahede
edilen, drt yz bin nebat ve hayvan enva'n atk ipleriyle dokunan
htem-i vahdaniyettir.
nc Sikke: Hazret-i dem'den t kyamete kadar gelmi ve
gelecek btn insanlarn aza-y esasde bir olan smalarndaki sikke-i
vahdaniyettir.
kinci aret: sm-i Ferd'in cilve-i vahdeti, kinatn btn
enva'larn ve unsurlarn yle bir surette birbirine girift etmekle
birbirinin iine almtr ki; mecmu-u kinat tecezzi kabul etmez bir kll
hkmne getirdii ve ok birliklerle vahdaniyeti iln ettiini gsteriyor.
nc aret: Yine sm-i Ferd'in cilve-i a'zam, kinat yle
birbiri iine girmi hadsiz mektubat- Samedaniye hkmne getirmitir
ki; herbir mektubda hadsiz htem-i vahdaniyet baslm ve herbir
mektub, kelimat adedince ktibini bildiren ehadiyet mhrlerini
tadn gsteriyor.
Drdnc aret: sm-i Ferd'in gne gibi zahir cilve-i a'zamn
gayet makul ve hadsiz kolaylkla kabul ettiren ve irkin muhaliyetini ve
nihayet derecede akldan uzak olduunu gsteren brhanlardan
tanesini beyan ediyor.
Birincisi: Zt- Ferd'in hadsiz kudretine nisbeten en byk eyin
icad, en kk bir eyin icad gibi kolay ve shuletli olduunu; bir
bahar, bir iek kadar ve bir aac, bir meyve kadar rahata icad edip
idare ettiini; ve bu keyfiyet-i icad eer mteaddid esbaba verilse,
vahdetten kesrete girildii iin, en kk bireyin icad, en byk
bireyin icad gibi pek ok masrafl, pek ok mkiltl, pek ok zahmetli
olduunu temsilleriyle isbat eder.
kincisi: Mevcudatn icad ya ibda' ve ihtira' suretiyle hiten ve
yoktan olacak veyahud ina ve terkib suretiyle anasr







--- sh:(L:435) -----------
ve eyadan toplamakla olacak. Bu iki surette; icad- eya Zt- Ferd-i
Vhid'e verilmez de esbabdan istenilse, hadsiz derece mkilatl ve
suubetli ve gayr- makul, belki de pek ok muhalat inta edecek. Eer
cilve-i ferdiyete ve srr- ehadiyete verilse; bir kibrit akar gibi,
eserleriyle azameti anlalan nihayetsiz kudretiyle, hiten ve ademden
veyahud anasr ve eyadan toplamak suretiyle yine-i ilmindeki muayyen
ilm kalplarla, hadsiz derece kolaylkla ve shuletle eyann icad edildii
grlecek.
ncs: Eer btn eyann icad bir Zt- Ferd-i Vhid'e
verilse, birtek ey gibi kolay olduunu; ve eer esbaba ve tabiata havale
edilse, birtek eyin vcudu umum eya kadar mkilatl olduunu,
irin temsil ile izah eder.
Birinci Temsil: Bin nefere ait bir vaziyet ve idare, o bin neferi
idare eden bir zabite havale edilse ve bir nefer de on zabitin idaresine
verilse, bin neferin idaresinin ne kadar kolay olduunu ve bir neferin
idaresinin ne kadar mkilatl olduunu..
kinci Temsil: Ayasofya gibi kubbeli bir cmiin kubbesindeki
talarn muallakta durmalar ve o vaziyeti tekil etmeleri talardan
istenilse, nihayet derecede suubetli olduunu; ve bir ustadan o vaziyet
istenilse, nihayet derecede kolay olduunu..
nc Temsil: Kre-i Arz, Zt- Ferd-i Vhid'in bir memuru
olarak hareket etse, o hareketten hasl olan hametli ve azametli
neticelerin gayet shuletle husul- vahdetteki kolayl gsterdii gibi;
irk ve kfr yolunda ayn neticeleri istihsal etmek iin, Kre-i Arz'dan
milyonlar defa byk, hadsiz hesabsz cirmleri hududsuz bir mesafede
Kre-i Arz'n etrafnda, hem Kre-i Arz'n mihver-i yevmsi zerindeki
devri gibi yirmi drt saatte bir defa; hem mihver-i senevsi zerindeki
devri gibi her senede bir defa dolatrmak gibi suubet ve mkilatn en
dehetlisi olan bir vaziyetini kabul etmek lzm geldiini.. ve esbab ve
tabiata icad verenler "kitab, saat, fabrika ve saray misalleriyle"
echeliyetlerin en antikasn irtikb ettiklerini izah eder.
Beinci aret: Mdahale-i gayr iddetle reddeden;








--- sh:(L:436) -----------
hkimiyet-i lahiyedir.
....!;,!..,,;.!
yetinin srryla ve
,L_._,_,.,!_,.
yetinin iaretiyle, zerrattan seyyarata kadar, ferten Ar'a kadar hibir
cihette kusur ve futur, noksaniyet ve mevveiyet eseri grlmemesi,
Ferdiyetin cilve-i a'zamn gsterip, vahdete ehadet eder.
Altnc aret: Btn kemaltn medar ve esas; ve kinatn
hilkatndaki hikmetlerin ve maksadlarn menei ve madeni; ve zuur ve
zakln, hususan insann metalib ve arzularnn husul bulmasnn menba
ve are-i yegnesi, Ferdiyet-i Rabbaniye ve vahdet-i lahiye olmasdr.
Yedinci aret: Tevhid-i hakikyi btn meratibiyle en ekmel bir
surette ders verip isbat eden ve iln eden Muhammed Aleyhissalt
Vesselm'n risaleti, o tevhidin kat'iyyeti derecesinde sabit olduunu
izahla beraber; ahsiyet-i maneviye-i Muhammediye Aleyhissalt
Vesselm'n derece-i ehemmiyet ve ulviyetine ehadet eden pek ok
delillerden tanesini zikreder.
Birincisi: _...!.,, .!srryla, umum mmetinin btn
zamanlarda iledikleri hasenatn bir misli defter-i hasenatna gemekle ve
hususan her gnde umum mmetin ettikleri salavat duasnn kat'
makbuliyeti cihetiyle; o hadsiz dualarn iktiza ettikleri makam ve
mertebeyi dndrmekle ahsiyet-i maneviye-i Muhammediyenin
(A.S.M.) kinat iinde nasl bir gne olduu anlaldn..
kincisi: Mahiyet-i Muhammediye (A.S.M.) lem-i slmiyetin
ecere-i kbrasnn menei, ekirdei, hayat, medar olduundan,
fevkalhad istidad ve cihazatyla lem-i slmiyetin maneviyatn tekil
eden kuds kelimat, tesbihat, ibadat en evvel btn manalaryla
hissedip yapmasndan gelen terakkiyat- ruhiyesini dndrp, habibiyet
derecesine kan ubudiyet-i Muhammediyenin (A.S.M.) velayeti, sair
velayetlerden






--- sh:(L:437) -----------
ne kadar yksek olduunu anlatr. O Ztn (A.S.M.) hadd nihayeti
olmayan meratib-i kemaltta ne derece terakki ettiini bildirir.
ncs: Zt- Ferd-i Zlcemal btn nev-i beer namna, belki
umum kinat hesabna Zt- Muhammediye Aleyhissalt Vesselm'
kendine muhatab ittihaz etmekle; elbette onu hadsiz kemaltta hadsiz
feyzine mazhar ettiini ve ahsiyet-i maneviye-i Muhammediye
Aleyhissalt Vesselm, kinatn manev bir gnei ve bu kinat denilen
Kur'an- Kebir'in yet-i kbras ve o Furkan- A'zam'n ve ism-i a'zamn
ve ism-i Ferd'in cilve-i a'zamnn bir yinesi olduunu ders verir.
BENC NKTE: 329
_
;.,..-_,;_,-,,.-,,._!,L..
,..___.., _.!_,-.!,!.
yet-i azmesiyle
,.;,....-.;,,.!_-!;!;
yet-i azminin bir nktesi ve "Hayy" ism-i a'zamnn bir cilvesi olup,
muhtasaran "Be Remiz" iinde gsterilmitir.
Birinci Remiz: sm-i Hayy ve sm-i Muhy'nin cilve-i a'zamndan
olan "Hayat nedir? Mahiyeti ve vazifesi nedir?" sualine kar, fihristevari,
yirmi dokuz mertebede, iki sahife ierisinde, yle gzel bir surette cevab
verilerek tarif edilmitir ki; bu nasl acib bir izah, bu nasl fesahatl bir
tarz- beyan, bu nasl garib bir tabirattr ki, misli grlmemi. nsan, bu
hakikatlarn gzelliklerine meftun oluyor; hayretinden parmaklarn
sryor; daha fevkinde tarif tasavvur edilemiyor; takdir ve tahsinler
iinde tefekkre dalyor.











--- sh:(L:438) -----------
kinci Remiz: Hayatn yirmi dokuz hassasndan yirmi nc
hassasnda, hayatn iki yznn de effaf ve parlak olduunun ve ondaki
tasarrufat- kudret-i Rabbaniyeye esbab- zahiriye perde edilmemesinin
srrn izah ediyor.
nc Remiz: Kinatn neticesi hayat olduu gibi, hayatn
neticesi olan kr ve ibadet de, kinatn sebeb-i hilkat ve maksud
neticesi olduundan, kinatn Sni'-i Hayy- Kayyum'u, hadsiz
nimetleriyle kendini zhayatlara bildirip sevdirmesine mukabil,
zhayatlardan teekkr istemesi ve sevmesine mukabil sevmelerini ve
kymetdar san'atlarna kar medh sena etmelerini istediini; ve herbir
zhayatn hayat dorudan doruya, vastasz olarak Zt- Hayy-
Kayyum'un dest-i kudretinde olduunu bildiriyor.
Drdnc Remiz: Hayat, imann alt erkn olan
,..!.,,-;,,!.,..,,,.,.:...,.,..
rknlerine bakp isbat ettiini o kadar latif bir tarzda ders veriyor, izah
ediyor ki; o belgat- ifade, insan hayran ediyor.
Beinci Remiz: Birinci Remzin onaltnc hassasnda zikredilen:
Hayat bireye girdii vakit, o cesedi bir lem hkmne getirdiini; cz'
ise kll gibi, cz' ise kll gibi bir cmiiyet verdiini ok gzelliklerle
gayet irin bir tarzda izah ediyor. Hem htimesinde, ism-i a'zam baz
evliya iin ayr ayr olduunu beyan ediyor.
ALTINCI NKTE: 340
Kayyumiyet-i lahiyeye bakan yetlerin bir nktesine ve
"Kayyum" ism-i a'zamnn bir cilve-i a'zamna, muhtasar olarak "Be
ua" ile iaret eder.
Birinci ua: Bu kinatn Hlk- Zlcelal'i bizatihi Kayyum'dur,
Daim'dir, Bki'dir. Btn eya onun Kayyumiyetiyle kaimdir, devam
eder, vcudda kalr, beka bulur. O nisbet-i Kayyumiyet bir an kesilse,
btn eya birden mahvolur. eriki









--- sh:(L:439) -----------
ve naziri yoktur. Maddeden mcerred, mekndan mnezzeh, tecezzi ve
inksam muhal, tegayyr ve tebeddl mmteni; ihtiya ve aczi imkn
haricinde bir Zt- Akdes'in bir ksm cilvelerini, bir ksm ehl-i dalalet
kimseler, zerrattaki tahavvlt- muntazama iinde hissettikleri hayret-
engiz Hallakyet-i lahiyenin ve Kudret-i Rabbaniyenin cilve-i a'zamnn
nereden geldiini bilemediklerinden ve Kudret-i Samedaniyenin
cilvesinden gelen umum kuvvetin nereden idare edildiini
anlayamadklarndan, madde ve kuvveti ezel tevehhm etmeleriyle
atklar inkr- uluhiyet mesleklerindeki yollarnn i yzn gsteren ve
hak ve hakikat mesleinin letafetli yzn srr- Kayyumiyetin tecelli-i
a'zamyla izah edip, btn gzelliiyle meydana karan gayet dakik ve
ok amik ve pek geni bir ifade ile, tabiiyyun ve maddiyyun mesleklerini
ibtal edip, onlar techil eden ve utandran l bir beyandr.
kinci ua: "ki Mes'ele"dir.
Birincisi: Hadd hesabsz ecram- semaviyenin, nihayetsiz
derecede intizam ve mizan iinde, srr- Kayyumiyetle kyam ve beka ve
devamlar; ve emr-i "Kn Feyekn"den gelen emirlere kemal-i
inkyadlar, sm-i Kayyum'un a'zam cilvesine bir l olduu gibi..
herbir zhayatn cesedini tekil eden zerrelerin, o cesedin her azasnda o
azaya gre toplanmalar; ve sel gibi akan ve frtnalar iinde alkanan
unsurlarn, dalmayarak o cesedde muntazaman durmalar; ve o emr-i
lahiyeye inkyadlar, srr- Kayyumiyeti iln eden hadsiz diller olduunu
beyan eder.
kinci Mes'elesi: Eyann srr- Kayyumiyetle mnasebetdar
faide ve hikmetlerine iaret eden pek ok enva'ndan nev'ine iaret
eder.
Birinci Nevi: Eyann kendisine ve insana ve insann
maslahatlarna bakar.
kinci Nevi: Hem umum zuurun mtalaasna bakar, hem
Ftrnn esmasn bildiren birer yet ve birer kaside olduunu hadsiz
okuyucularna ifade etmesine bakar.









--- sh:(L:440) -----------
nc Nevi: Dorudan doruya Sni'-i Zlcelal'e bakar. te bu
nc nevide bir saniye kadar yaamak kfi olmakla beraber,
.,.,,...,,-,. .!_,_.!
yetinin iaretiyle; kayyumiyet-i lahiye, hadsiz ecrama ve nihayetsiz
zerrata nokta-i istinad olduunu ve bilcmle mevcudatn keyfiyat ve
ahvalinde binler silsilelerin ular
.,.;_,,!,
iaretiyle srr- Kayyumiyete bal bulunduunu i'ar eder.
nc ua: Hallakyet-i lahiye ve Faaliyet-i Rabbaniye
iindeki srr- Kayyumiyetin bir derece inkiafna iaret eden
mukaddemelerin birincisi: Zaman seylinde mtemadiyen alkanan ve gz
atrmadan, nefes aldrmadan lem-i ehadetten lem-i gayba gnderilen
bu mahlukatn, bu hayret verici seyahat ve seyeran, mhim ubeye
ayrlan hadsiz ve nihayetsiz bir hikmetten ileri geliyor.
Birinci ubesi: Faaliyetin herbir nevi, cz' olsun kll olsun, bir
lezzetin netice vermesi srryla -tabirde hata olmasn- Zt- Hayy-
Kayyum'da bulunan bir ak- lahutnin ve bir muhabbet-i kudsiyenin ve
bir lezzet-i mukaddesenin uunat, hadsiz faaliyetle ve nihayetsiz
hallakyetle kinat mtemadiyen tazelendirip alkalandrdn..
kinci ubesi: Herbir cemal ve hner sahibi, kendi cemalini ve
hnerini sevmesi ve tehir edip iln etmesi kaidesiyle Cemil-i
Zlkemal'in binbir esma-i hsnasndan herbir isminin herbir
mertebesinde hadsiz enva'- hsn ile hadsiz hakaik-i cemile
bulunmasndandr ki, o ak- mukaddese-i lahiye, o srr- Kayyumiyete
binaen kinat mtemadiyen deitirip tazelendirdiini..
nc ubesi, hem Drdnc ua: Her merhamet ve efkat
sahibi ve her lcenab olan zt, bakalarn memnun ve mesrur etmekten,
sevindirip mes'ud etmekten lezzet almas; ve her dil zt, ihkak- hak
etmekten keyflenmesi; ve her hner sahibi san'atkr, yapt san'atn
tehir etmekten ve san'atnn istedii tarzda ileyerek arzu ettii neticeleri
vermesiyle






--- sh:(L:441) -----------
iftihar etmesi kaidelerine binaen, bu kinatn Sni'-i Hakm'i binbir esma-
i hsnasnn hadd nihayeti olmayan gzelliklerine bu mevcudat mazhar
etmek iin bu kinat byle acib bir hallakyet-i daime ve hayret-engiz bir
faaliyet-i Sermediye iinde srr- Kayyumiyet ile mtemadiyen
tazelendirip tecdid ettiini pek garib, pek irin, pek latif, gayet ho bir
ifade ile izah ediyor. Ve bir ksm ehl-i dalaletin, "Kinat byle tayir ve
tebdil eden ztn, kendisinin de mtegayyir ve mtehavvil olmas lzm
gelmez mi?" diye sorduklar suale; bilakis Zt- Zlcelal'in mtegayyir ve
mtehavvil olmamas lzm geldiini gayet kat' bir surette beyan eden
bir cevabla mukabele edilmitir.
Beinci ua: ki Mes'eledir.
Birinci Mes'ele: sm-i Kayyum'un cilve-i a'zamna baktrmak
iin, hayal iki drbnden biriyle, en uzaklarda esr maddesi iinde srr-
Kayyumiyetle durdurulmu; ksmen tahrik, ksmen tesbit edilmi
milyonlar azametli cirmleri ve dier drbnle zhayat mahlukat-
arziyenin zerrat- vcudiyelerinin vaziyet ve hareketlerini temaa ettirir.
Hlsas: Bu alt ism-i a'zam birbiriyle imtizac ettiklerinden,
btn kinatn btn mevcudatn byle durduran, beka ve kyam veren
ism-i Kayyum cilve-i a'zam arkasnda tecelli eden ism-i Hayy'n btn o
mevcudat hayat ile klandrdn.. ve ism-i Hayy'n arkasnda tecelli
eden ism-i Ferd'in, o mevcudat bir vahdet iine alp yzlerine birer
htem-i ehadiyet bastn.. ve ism-i Ferd'in arkasnda tecelli eden ism-i
Hakem'in, o mevcudat meyvedar bir nizam ve hikmetli bir intizam ve
semeredar bir insicam iine alp sslendirdiini.. ve ism-i Hakem'in
cilvesi arkasnda tecelli eden ism-i Adl'in, o mevcudat yldzlar
ordusundan t zerreler ordusuna kadar gayet hassas bir mizan- adl iinde
tutarak emr-i "Kn Feyekn"den gelen emirlere kemal-i inkyad ile itaat
ettirdiini.. ve ism-i Adl'in cilvesi arkasnda tecelli eden sm-i
Kudds'n, o mevcudat, Cemil-i Mutlak'n cemal-i ztna ve nihayetsiz
gzel olan esma-i hsnasna lyk ve mnasib olacak gayet gzel yineler
ekline getirdiini gsteriyor.









--- sh:(L:442) -----------
kinci Mes'ele: Kayyumiyetin, vhidiyet ve celal noktasnda
kinatta tecellisi olduu gibi, ehadiyet ve cemal noktasnda insanda dahi
cilvesinin tezahrat olduunu; ve bu tecelli ile Zt- Zlcemal'in, beere,
melaikelerin fevkinde ettii ihsanatn ve o ihsanatn cmiiyetini ve
yksekliini ve geniliini izah eder. Ve kinat bir sofra-i nimet edip,
insana teshir etmesinin; ve kinatn, insanla mazhar olduu srr-
Kayyumiyetle bir cihette kaim olduunun hikmeti, insann mhim
vazifesinden ileri geldiini ta'dad eder. Ve insann o mhim
vazifesinden nc vazifesinde, vecihle Zt- Hayy- Kayyum'a
yinedarlk ettiini anlatr. Ve bu yinedarlk ettii vecihlerden nc
vecihteki yinedarlnn da iki yz olduunu; birinci yzyle esma-i
lahiyeye, ikinci yzyle de uunat- lahiyeye yinedarlk ettiini emsali
nmesbuk bir talkat- lisan ile ifade ediyor ki, beerin dhlerini dahi bu
hakikatlara meftun edip hayran eder.
Hsrev
MNACAT: 358
Cenab- Hakk'a ilmelyakn ve hatt aynelyakn derecesinde
iktisab- marifet ederek ubudiyetin (kema hiye hakkha) iktiza ettii acz
ve fakr- tamm izhar ederek dergh- lahiyeye iltica ve huzur-u
Rahman'a takarrb gibi mezaya-y insaniyeyi bihakkn talim; ve dnya ve
mfihaya mlik ve kenz-i mahfye mutasarrf olan Ekrem-i Enbiya
(aleyhi ekmelttahiyyat) efendimizin mnacatndan ve Kur'an- Mu'ciz-l
Beyan'n tesbih ve tahmid ve sena ve duaya mnhasr yediyz aded
ytndan me'huz nazirsiz u mnacatn menba- manevsi, evvel bata
hilkat- lem hakknda yt- addeden ve yet-i celileden; sniyen,
Ceven-l Kebir'in binbir esmasndan hilkat- mevcudatla mnasebetdar
birka ukdelerinden; slisen, "ilim ehrinin kaps" tabir-i senaiye-i
Nebeviyesine bihakkn mazhar mam- Ali Kerremallah Vecheh
Radyallah Anh'n ecram- semaviye ve mevcudat- arziye ile vcub-u
vcud, Vhid-i Ehad'i isbat ettii muhteem bir hitabeyi mukteda-bih
ittihaz ederek mevzu ve gaye-i maksad o kadar ta'mik ve tevzi eder ki,
bu hakaika ait takdirat ancak mellifinin lisan ve kalemine menut ve
mtevakkf olup, yalnz mkerreren sadr olan emre mutavaat niyet ve
kasdyla r' edilen u fihristte deriz:






--- sh:(L:443) -----------
Birinci Fkrada: Semavattaki deveran ve bu kesret iindeki acib
sknetle kemal-i faaliyet, Mabud-u Bilhak olan Vcib-l Vcud Vhid-i
Ehad'e delalet ettiini;
kinci Fkrada: Fezann bulut, imek, yldrm, rzgr,
yamurlarla faaliyet ve icraat- hayret-efzas yine mezkr bikll-i lisan
olan Vcib-l Vcud, Vhid-i Ehad'e dll bulunduunu;
nc Fkrada: Unsurlar sair mtemiltyla ve Kre-i Arz
umum mahlukatyla ve teferruatyla;
Drdnc Fkrada: Edille-i sbka gibi, denizler, nehirler,
pnarlar maruf bikll-i ihsan olan Vcib-l Vcud, Vhid-i Ehad'e delalet
ettiini;
Beinci Fkrada: Geen ehadet gibi; dalar, zelzele tesiratndan
zeminin muhafaza ve sknetine ve iindeki inklabat frtnalarndan
selmetine ve denizlerin istilsndan halsna; hem havann muzr
gazlardan tasfiyesine ve sularn iddiharna ve zhayatlara lzm
maddelerin hazinedarlna ettii hizmetler ve hikmetler ile Vcib-l
Vcud'un vcuduna ve vahdetine ehadet ettiini;
Altnc Fkrada: Geen deliller gibi, zemindeki aalarn ve
nebatatn; yapraklar, iekler ve meyvelerin cezbedarane hareket-i
zikriyeleri ve kemal-i shuletle giydirilen cihazat ve znetleri bilbedahe
vcub-u vcud ve vahdet-i Bari'ye delalet ettiini;
Yedinci Fkrada: Keza zruhun ve hususan nev-i beerin
cisimlerinde mevcud ve muntazam saatler ve makineler gibi ileyen ve
ilettirilen dhil ve haric za ve cevarih ve bilhassa havass- hamse-i
zahire gibi kemal-i faaliyetle i gren duygularyla vahdaniyeti isbat
ettiini;
Sekizinci Fkrada: Kinatn hlsas olan insan ve insann
zbdesi olan enbiya ve evliya ve asfiyann hlsalar olan kalblerinin ve
akllarnn mahedat ve kefiyat ve ilhamat ve











--- sh:(L:444) -----------
istihracatyla, yzler icma ve tevatr kuvvetinde ve kat'iyyetinde vcub-u
vcud ve vahdet-i lahiyeye ehadet ettiklerini kemal-i vuzuh ile beyan
ve tahaccr etmi kalbleri slah, hem Cenab- Kibriya'ya mnacat olan u
yekta ravza-i hakikat, htime-i tazarru' ve niyazn yle balar ki:
Ya Rabb ve ya Rabb-es Semavati Ve-l Aradn! Ya Hlk ve ya
Hlk- Klli ey! Gkleri yldzlaryla, zemini mtemiltyla ve btn
mahlukat btn keyfiyatyla teshir eden kudretinin ve iradetinin ve
hikmetinin ve hkimiyetinin ve rahmetinin hakk iin, nefsimi bana
msahhar eyle! Ve matlubumu bana msahhar kl! Kur'ana ve imana
hizmet iin, insanlarn kalblerini Risale-i Nur'a msahhar yap! Ve bana
ve ihvanma iman- kmil ve hsn- htime ver! Hazret-i Musa
Aleyhisselm'a denizi ve Hazret-i brahim Aleyhisselm'a atei ve
Hazret-i Davud Aleyhisselm'a da, demiri ve Hazret-i Sleyman
Aleyhisselm'a cinni ve insi ve Hazret-i Muhammed Aleyhissalt
Vesselm'a ems ve Kamer'i teshir ettiin gibi, Risale-i Nur'a kalbleri ve
akllar msahhar kl! Ve beni ve Risale-i Nur talebelerini, nefis ve
eytann errinden ve kabir azabndan ve Cehennem ateinden muhafaza
eyle ve Cennet-l Firdevs'te mes'ud kl! mn, mn.
Kelimat- niyaziyeleriyle ihtitam eden u mnacat, ehl-i imann
lzme-i gayr- mfark olmaa ok lyk olduu aikr olmasndan,
ziyade izaha lzum grlmedi.
M. Sabri (Rahmetullahi Aleyh)
* * *

















--- sh:(L:445) -----------
Sekizinci Lem'ann Fihristesinden Bir Para
arat- gaybiye hakknda bir yaz ve bir takriz.
,,...,.... ve .,-.,_.,,.. yetlerinin
bir nkte-i gaybiyesini, Gavs- A'zam Seyyid Abdlkadir-i Geylan'nin
bir keramet-i gaybiyesiyle tefsir ediyor. Mtevatir keramat- hrikaya
mazhar olan o Sultan-l Evliya mematnda, ayn hayatnda olduu gibi,
mridleriyle alkadar olduu, ehl-i kef ve ehl-i velayete kabul edilmi.
te o zt sekiz yz sene mukaddem, izn-i lah ile kerametkrane bu
zamanmz grm; yani ona gsterilmi. Bu dadaal ve fitneli
zamanda, ona mensub bir ksm Kur'an hizmetkrlarna teselli verip,
teci' ve tevik etmek suretinde bir mehur kasidesinin hirinde be satr
iinde onbe cihetle ayn haberi veriyor. Hem lm-i Cifr'in -drt
vechiyle o be satrn manas, hem kelimat, hem hurufun adedi birbirini
teyid ederek ayn hdiseyi haber verdiinden, kat'iyyet derecesinde,
dikkat edenlere kanaat vermi.
Malmdur ki: stikbalden haber veren enbiya ve evliya
;,,-!,.-;yasana kar hrmet ve teeddb iin, iaretler
ve rumuzlarla iktifa etmiler. Baz bir iaret, baz iki iaret, en kuvvetlisi
be-alt iaretle ayn hdiseyi gstermiler. Halbuki Gavs- A'zam, bu
zamandaki hizmet-i Kur'aniyenin heyetini iaret edip, iinde bir hdimini
sarahat derecesinde gsteriyor. u risale iindeki imzalar ile gsterildii
gibi, hizmet-i Kur'aniyedeki arkadalarma itirakim var. Bir ksm benim
imzam iledir. Bir ksm onlarn tasvib ve istihraclaryla ve tasdikleriyle
olduundan; bana ait haddimden fazla hisseyi, onlarn hatrlar iin kabul
ettim. Yoksa o risalenin banda sylediim gibi, bunda yle bir hisse-i
erefe hakkm yoktur.
On sene mukaddem o kaside-i gaybiyeyi grmtm; ve bana
manev bir ihtar gibi, "Dikkat et!" diye kalbime geliyordu. O hatray iki
cihetle dinlemiyordum:








--- sh:(L:446) -----------
Birincisi: Benim ehemmiyetli bir ksm mrm, an eref
perdesi altnda hubb-u ch zehiriyle zehirlenip ld iin, yeniden bu
suretle nefs-i emmareye dier bir eref kaps amak istememekti.
kinci Cihet: Bu muannid zamanda bedih davalar ve zahir
hccetleri kabul etmeyenlere kar byle iaret-i gaybiye nev'inden
hodfruane bir tarzda izhar etmek houma gitmiyordu. En nihayet
esaretimin sekizinci senesinde ve en ikenceli ve en skntl bir zamanda
gayet kuvvetli bir tevike muhta olduumuzdan bana ihtar edildi ki:
"Bunu, tahdis-i nimet ve bir kr- manev nev'inden izhar et. Hem
korkma, kanaat verecek derecede kuvvetlidir!"
O risalenin banda dediim gibi, bunu izharda en mhim
maksadm; esrar- Kur'aniyeye ait olan risalelerin makbuliyetine Gavs-
A'zam imza basmas nev'inden olduudur.
kinci Maksadm: O kuds stadmn kerametini izhar etmekle,
keramat- evliyay inkr eden mlhidleri iskt edip; hizmet-i Kur'aniyeye
fturlar verecek ok esbaba maruz ve ok avaika hedef olan
arkadalarmn kuvve-i maneviyesini takviye ve evklerini tezyid ve
fturlarn izale etmek idi.
Benim iin bir nevi hodfruluk nevinden olduu iin
ehemmiyetli zarardr. Fakat o zararm, stadmn ve arkadalarmn
hatr iin kabul ettim.
Bu Keramet-i Gavsiye risalesi tedricen istihrac edildii iin birka
para oldu ve tetimmelere inksam etti. Gittike birbirini tenvir ve teyid
ettike vuzuh peyda ediyor. aratn bazsnda za'fiyet varsa da sair
arkadalarnn ittifakndan ald kuvvet o za'f izale eder. Hatt cy-
hayrettir ki; o be satrn hirinde, her birinin mertebesini ve has bir
sfatn ima etmek suretinde onbeten fazla hizmet-i Kur'aniyedeki
mhim kardelerimi gsteriyor. Bu risalede, Keramet-i Gavsiye
mnasebetiyle birka ehemmiyetli mes'eleler ve birka mhim hakikatlar
beyan edilmitir.
Bu risaleyi herkese tavsiye etmiyorum ve izin vermiyorum. Belki
safvet ve insaf ve ihlas ve hususiyeti bulunan kardelerime msaade
ediyorum. Hem banda olan maksadlarm dnerek yle baksn. Beni,
bir kerametfruluk vaziyetinde tasavvur etmesin.





--- sh:(L:447) -----------
Yirmisekizinci Lem'ann Fihristesinden Bir Para
BRNC NKTE: Hazret-i mam- Ali Radyallah Anh,
Kaside-i Ercuze'sinde
,,L.,,L.,-..,-
deyip, bu zamanda tamim edilen ecnebi harflerine bakp, bu cmledeki
harflerin cifr ve ebced rakamlarnn bu zamana parmak basmalaryla
vaki' cereyan- kfriyaneye iaret ettii gibi; hem Ercuze'sinde, hem
Ercuze'yi teyid ve takviye eden Kaside-i Celcelutiye'sinde sarahata yakn
,,.,._, .!_,......,,.,.!_,....
fkrasyla, o cereyann karsnda vcudu ziyasyla anlalan ve zulmetin
pek iddetli ve sisli, yakc dehetine kar snmeyen ve gittike zulmeti
yararak dnyay ziyalandrmaya alan Risale-i Nur'a ve mellifine
husus iltifatn
,.-.,..,.;,,.!_..-,,,.,.;._,.
deyip, hirzamana kadar Risale-i Nur'un bedi' bir surette k vermesini
ve yanmasn dua ve niyaz eden ve Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n en
mhim bir akirdi ve ulmunun birinci nairi olan Hazret-i mam- Ali
Radyallah Anh, bidayet-i slmda Kur'ann aleyhine alan ok
kaplara kar mbarek ism-i a'zam efi' tutup kahramanane ve merdane
hakaik-i eriat ve esas- slmiyeti muhafazaya alt gibi,
hirzamanda btn btn Kur'ana muhalefet eden zndka cereyanna
kar, ayn ism-i a'zam efi' ve melce' ve tahassngh ittihaz edip
cerhedilmez Kur'ann i'cazndan gelen ve htem-i mu'cizeyi gsteren
Risale-i Nur'un snmez nuruyla ve susmaz lisanyla ecaatkrane
mukabele ve mukavemet edip, yerin yzn yakp ok iekleri kurutan
zndka nrn, ism-i a'zamn kibriyal, azametli nuruyla ve sm-i Rahman
ve Rahm'in efkatli ve re'fetli tecellisinden nebean eden b- hayat ile
sndren; ve yanan yerlerde kuruyan nehir ve ba ieklerine mukabil,
dalarda ve krlarda







--- sh:(L:448) -----------
sema yamuru ve rahmetiyle hararete mtehammil ve iddet-i brudete
dayankl iekleri yetitiren Risale-i Nur'u grmesi ve efkatkrane ve
tesellidarane ve kerametkrane bakmas, Hazret-i mam- Ali
Radyallah Anh'n makam- velayetinin iktiza ettiini hakkalyakn
gsterir.
Hem Kaside-i Celcelutiye'nin bir kerameti olan
.,.__.!,.;_..-.,
dan balayan drt satrda kuvvetli emare ve delilden:
Birinci Emare: .,.__.!,.;_..-.,cifir ve
ebced hesabyla bin yz elli senesi ki, Risale-i Nur akirdlerinin en
skntl bir zamanna ve o zamanda "Sekine" tabir edilen sm-i A'zam,
yetmi bir yet ile yz yetmi bir defa daim vird eden Risale-i Nur
Mellifinin isimlerine tevafuk srryla parmak basmas, o zamanda sm-i
A'zam hmil Risale-i Nur Mellifinin hususiyetini ve selmetle
kurtulacaklarn tebir etmekle iaret ettiini; Lillahilhamd, selmet ile
kurtulmalar, keramet-i Aleviyeyi tasdik ettiini...
kinci Emare:
-;,,,.-,_-;,_..
fkrasyla, eski Harb-i Umumye itirak ile yara, bereye ve nihayetsiz
korkulara maruz kalp, nihayet Rusya'ya esir giden; hem dehetli bir
harb-i hirzamanda mhim bir vazife ile mkellef edilip, ylandan daha
zehirli akreplerin bulunduu bir memlekete den; ve gece gndz
ylanlarla harbeden Risale-i Nur mellifine
-;,,,.-,_-;,_..
ile iltifatn ve manev syanet ve muhafaza ve imdadn haber veriyor.
nc Emare: gz mevsiminde medar- teselli
keramettir.
Birincisi: Gavs- A'zam Radyallah Anh,
.,-._,-...-..!,!_,..__.,..
tabiriyle onbe emare-i kaviye ile;
kinci gzde, ayn mevsimde, Hazret-i Ali Radyallah Anh,



--- sh:(L:449) -----------
;..,!,!.!.,..., tabiriyle kuvvetli delillerle;
nc gzde, _.!,.;_..-.,il hir diye yine
Hazret-i Ali Radyallah Anh kerametkrane Risale-i Nur mellifine
bakp; Sekiz, Onsekiz, Yirmisekizinci Lem'alar olan risalelerin kuvvetli
ve i'cazl te'lifleriyle havfe den ve teselliye muhta olan Risale-i Nur
akirdlerinin alt yedi defa _-;kelimeleriyle korkularn izale edip
teci' etmeleri, Kur'an hizmetkrlarna bir ikram- lah olduunu gsterir.
Hem ,,,;,_,,fkrasnn yine evvelki fkralar gibi muhatab
Said-n Nurs olduundan, "Y Said-n Nurs! Karla, kama!" deyip
teci' ediyor.
NETCE: Dokuz "hem hem"lerin gsterdii dokuz hakikatn,
Risale-i Nur'da ve mellifinde bilfiil icras ve bilmahede grnmesi..
hatt dmanlarnn tasdikiyle de sabittir ki: Hazret-i Ali Radyallah
Anh'n Kaside-i Ercuze ve Celcelutiye'sindeki iddetli alkadarln
murad ettii bir Vris-i Nebi ve Mukavvi-i Din ve Hmil-i sm-i A'zam
olan Risale-i Nur ve mellifi olduu.. (nki btn dnya meydandadr
ve btn nidalar iitiyoruz; ekseriya hareketleri gryoruz ki) hak ve
hakikatte yanlmayan ve Kur'ann hukukunu emrolunduu gibi tevilsiz
muhafazaya alan "Risale-i Nur"dur diye ekk ve bhesiz olarak
Hazret-i Ali Radyallah Anh'n muhatab o olduunu kat' isbat eder.
Hfz Ali (Rahmetullahi Aleyh)














--- sh:(L:450) -----------
,,-,!_.-,!,.
_-..,.,,-,._.-,..
_,..,...,:-.,,.
sm-i A'zam'n hakkna ve Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n hrmetine
ve Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n erefine.. Lem'alar
Mecmuasn bastranlar ve mbarek yardmclarn ve Risale-i Nur
talebelerini Cennet-l Firdevs'te saadet-i ebediyeye mazhar eyle. mn!
Ve hizmet-i imaniye ve Kur'aniyede daima muvaffak eyle. mn! Ve
defter-i hasenatlarna Lem'alar Mecmuasnn herbir harfine mukabil bin
hasene yazdr. mn! Ve Nurlarn nerinde sebat ve devam ve ihlas ihsan
eyle. mn!
Ya Erhamerrhimn!.. Umum Risale-i Nur akirdlerini iki cihanda
mes'ud eyle. mn! ns ve cinn eytanlarn erlerinden muhafaza eyle.
mn! Ve bu ciz ve bare Said'in kusuratn affeyle. mn!
Umum Nur akirdleri namna
Said Nurs

You might also like