You are on page 1of 106

ANKARA UNIVERS/TES/

ILAHIYAT FAKULTESI YAYINLARI

LXXVI

MUTEZLE'NN DO UU VE KELMI GRLERI

Dr. Kemal IIK


A. . Ilahiyat Fakltesi Kelm Asistan

ANKARA

N I VERS I TESI

B ASIM EV . 1967

ANKARA NIVERSITESI

LH YAT FAKLTES YAYINLAIj[ LXXVI

MUTEZLE'NN DOUU VE KELAMI GRLERI

Dr. Kemal IIK


A. . lhiyat Fakltesi Kelm Asistan

ANKARA

NIVERSITESI

BASIMEV

1967

Bu eser, Ord. Prof. Hilmi Ziya lken, Prof. Dr. _Ne et aatay ve Prof. M. Tayyip Oki'den kurulu juri tarafndan 1964 Aralk ay nda doktora tezi olarak kabul edilmitir.

NDEK LER
Sayfa NSZ GIRI Birinci Blm MUTEZ LE'NN DO UUNU HAZIRLAYAN SEBEPLER 1- Mslmanlar Arasndaki Dini ve Siyasi htilaflar 2- Yabanc Din ve Kltrlerin Tesiri 3- Felsefi Cereyanlarm Tesiri kinci Blm MUTEZ LE'N N DO U U, GELI MESI VE KMESI I- Mutezile'nin Do uu 1- Mutezile'nin Do duu Yer ve Tarihi 2- Mutezile Deyimi Hakknda leri Srlen e itli Fikirler 3- Mutezile'nin Di er Isimleri a) Ehl al-Adl va't-Tevhid b) al-Kaderiyye 50 50 50 52 56 56 57 59 28 28 34 45 5 7

II- Mutezile'nin Geli mesi ve kmesi nc Blm MUTEZLE'NN KELMI GR LERI


I-Mutezile'nin Be Prensibi 1- at-Tevhid 2- al-Adl (Adalet) 3- al-Va'd va'l -Vaid 4- al-Menzile beyne'l -Menzileteyn 5- al-Emr bil-Ma'rnf va'n-Nehy ani'l -Mnker II- Mutezile'nin Di er Gr leri 1- Allah'n Grlp Grlmemesi 2- Kur'an'n Yaratlm Olup Olmamas 3- Husun ve Kubuh 4- Akl ve Nakil Meselesi

67 67 67 69 71 72 72 73 73 75 77 79

SONU B BLYOGRAFYA INDEKSLER

81 84
90

NSZ

Kelm tarihinde Mutezile okulu nemli bir yer i gal eder. Gerek tevhid sistemleri ve gerekse hr d nceyi temsil etmeleri bakmndan dikkati eker. Ayrca aklc bir yol izlemi olduklar iin de slam leminde kltr tarihi ynnden byk bir nem ta r. te genel karakterlerini birka cmle ile belirtme e altmz "Mut e zile" adnn ve okulunun do uu hakknda imdiye kadar dilimizde yazlm ilmi mnada eserler hemen hemen yok denecek derecede az olduu gibi, mevcut eserlerde de Mutezile'nin Douu ve Kelnti Grleri ok sathi bir ekilde belirtilme e ahlmtr. Bu sebeple biz "Mutezile'nin Do uu ve Kelmi Gr leri" konusunu doktora tezi olarak seerken, her eyden nce bu gerekleri gz nnde tutmay ve konuyu buna gre ilemeyi ama edindik. Elimizden geldii kadar gerek arapa bas lm kaynaklardan ve gerekse konu ile ilgili yazmalardan faydalanma a altk. Bu konuyu ilerken zaman zaman kymetli tavsiye ve tevcihlerinden azami derecede istifade etme e altm sayn Hocam Prof. Dr. Neet a atay'a, ayrca ilgisini esirgemiyen say n Do. Dr. brahim Agh ubuku'ya ve baz kaynaklar teminde bize kolayl k gsteren Ktphane mdrmz saym hsan nan'a burada te ekklerimi ifade etmeyi zevkli bir bor bilirim.

Kemal IIK

GIRI

slam kltr tarihinde Kelm ilmiyle ilgili meseleleri ilk defa akl n ve felsefenin altnda incelemek ve bylece bu ilme allmn hilafna, yeni bir yn vermek cesaretini gsteren Mutezile frkasmn ya ad asr, slam dncesine e itli fikir cereyanlarnn hkim olduu ve itikadi konularda nemli birtak m olaylarn cereyan etti i kritik bir devreye raslar. Ba langta Arap Yarmadas'mn kk bir ehrinde doan slmiyet, hzla gelimi , yaylm ve nihayet bu adann da hudutlarm a arak birok lkeleri, kavimleri ve bunlara mensup milliyetleri, inanlar, Adet ve kltrleri ba ka baka olan birtak m yabanc unsurlar sinesinde toplam ve bylece kozmopolit bir toplum meydana gelmi tir. slam dini ve itikad ile ilgili konularn en geni ekliyle sz konusu edildii ve bu hususta byk mcadele ve mnaka alarm cereyan etti i bu devrenin zelliklerinden ve bu arada Mutezile f rkasnn douuna tesir eden e itli fakt-rlerden ileride daha tafsilth bir ekilde bahsedilecektir. Ancak, slmiyetin ba langcndan bu devreye kadar geen zaman iinde itikdi konularn ve genel olarak bu konular kapsayan Kelm ilminin geirmi olduu eitli safhalara temas etmemiz, tezimize konu te kil eden "Mutezile'nin Douu ve Kelmi Gr leri" nin ve bu sistemin ana kaynaklarnn ak bir ekilde anlalmasma yardmc olaca kansnday z. Her eyden nce una i aret etmek lz mdr ki, Kelm ilmi Tek Tanr ( Monothe'isme ) fikrinden do mutur. Bunun iin bu ilme "Tevitid ilmi" de denmitir. Tevhid, Allah'n birlii esasna dayandna gre, slmiyetten nce gelip gemi btn dinlerde de bu mnada bir bilimin, yani bir Tanr dncesinin varln kabul etmek laz mdr. Tarih boyunca btn Peygamberler ve sekin din adamlar daima bu prensibi savunmu lar, beeriyeti bu inan ve bu lk etrafnda toplama a, onlara her eyin stnde ezdi ve ebedi bir yarat cnn varhn kabul ettirme e al 7

mlardr. Bu itibarla, Tanr dncesiyle ilgili hkmler hibir devirde ve hibir Peygamberin eriatnda de imemitir. lk Peygamber Adem A. S. n bu husustaki inanc ne ise, ondan sonra gelen btn Peygamberlerin de inanlar ayni olmutur. Kur'an- Kerim'de bununla ilgili hkmler a k bir ekilde beyan olunmu ve kuvvetli delillerle de teyid edilmitir2. nsanlar olular itibariyle phecidirler. Her eye, zellikle tanrsal bilgilere ek ve phe ile bakmak onlarn karakteristik ve do al vasflarndan biridir. Bununla beraber, bir stn varl n, bir yaratcmn da varln hissetmek ve kabul etmek ihtiyac kendilerinde Mildir. te bundan dolay, her devirde ve her Peygamberin mmetinde, dini telkin ve ir atta bulunmakla mkellef dini liderlerin, bu devi yerine getirmekte izlemi olduklar metodun yetersiz olmas ve zellikle akli delillere gerekli nemi vermemi olmalar, bu gibi davetlerin o u zaman insanlar tarafndan pheyle karlanmasna ve bunun yan sra doal olan dini ihtiyalarn giderilmesi iin Tek Tanr yannda, ok tanr dncesi gibi birtakm inanlarm do masna sebep olmutur. Bunun bariz rneklerinden birisini, islmiyetin do usundan nce Arap Yarmadasnda cereyan eden olaylarda ve burada ya yan Cahiliyye a araplarnn inan durumunda grmek mmkndr. slam gnei, bu blgede ok tanr cln (PolytMisme) hkmran olduu bir devirde do du. Geri Cahiliyye a diye adlandrdmz bu devirde araplar aras nda Hristiyanlk ve Yahudilik gibi semavi dinlere mensup insanlar yok ede ildi. Fakat bunlarn adedi saylabilecek kadar ok az ve manduttu. Bunlar n dnda kalan byk o unluk ise putperest idi 3 . Kendi yaratklar' olan ve ekseriya insan gvdesi veya yzn andran, hazan da heykel halini alan bir kaya, bir ta paras ve benzeri gibi maddelerden maml birtak m putlara tapyor ve bunlar kendilerine mabd olarak ittihaz ediyorlard 4. Araplar tapm olduklar bu ilhlarm yan sra stn bir yarat cnn, her eye kadir olan bir Tanr nn varlna da inamyorlards. Fakat zannedildi i gibi, onlar bu inanlarn -biraz nce zikredilenler
1 Bk. Muhammed Abduh, Risaletu't- Tevhid, s. 5, Msr 1351; Ali Hasaballah, Muliis. 88, Kahire 1373 / 1952. 2 Bk. smail Hakk (zmirli), Yeni lim-i Kelam, C. 1, s. 22, stanbul 1339-1341. 3 Bk. Ali Mustafa al-Gurabi, Tarilu'l -Frak al islimiyye, s. 8, Msr 1378 /1959. 4 Tafsiltt iin bk. Hism b. Kelbi, Kitabu'l-Asn im, Ahmet Zeki Pasa ne ri, s. 6 vd. Kahire 1343 /1924; Ord Prof. Hilmi Ziya illken, isln D ncesine Giri I, s. 35, stanbul 1954. 5 Kur'an- Kerim'de onlarn bu inanlarna dellet eden birok yetler vard r: Bk. Mesel: Ankebiit Sresi, yet: 63; Mu'minfn Sresi, yet: 85-90; Zmer Sresi, yet: 8. dart fi

bir tarafa Yahudi veya H ristiyan dinlerinden alm deillerdi. 6 Gerek u ki, onlar byle bir stn kudretin varl n daha nce Hz. brahim ve smail devirlerinde renmilerdi 7 . Ancak, onlarn bu Tek Tanr dncesi, gerek bir inanc n neticesi deildi. Bunun iindir ki onlar hibir zaman Allah'a kar layk olduu derecede sayg duymamlar ve O'nun hakk nda mnaka aya dahi girimekten daima ka nmlardr8 . zet olarak Cahiliyye a nda araplar n inan durumu bu merkezde idi. Bir taraftan Allah' n varlna inanrken, di er taraftan kendilerine Allah'tan daha yakn zannettikleri birtak m putlardan yardm umuyor ve onlara ibadet ediyorlard . Gerekte onlar, bu ilhlarm Allah' n yer yzndeki halifeleri, o ullar veya kzlar olduklarna9 , binaenaleyh onlarn da mstakil birer tanr olup", Allah katnda efaatc ve arac olduklarna 11 inamyor ve "Biz onlara, sadece bizi Allah'a yakla trsnlar diye ibadet ediyoruz" " diyorlard . Bununla beraber onlar n putlarna kar duymu olduklar sayg ve hrmetleri de o kadar derin deildi. Hatt onlarn baz gnlk ileri ters gitti i zaman ok kere bunlara kzld ve lanet edildi i de olurdu". nan ile ilgili konularn bylesine kark ve eliik bir durum arzetti i bir srada Hz. Muhammed yeni risletiyle tebli olundu.
6 Bk. C. Brockelmann, slam Milletleri Ve Devletleri Tarihi, eviren: Prof. Dr. Ne et aatay, s. 10, Ankara 1954. 7 Bk. Prof. Dr. Ne et aatay, Islmdan nce Arap Tarihi Ve Cahiliyye a , s. 95-96, Ankara 1963; Muhammed al-Hudari Bey, Muhadart Tarihi'l -Uman al-Islmiyye C. I, s. 54 vdd. Kahire 1376; Ahmet Mithat, Tarih-i Edyn, Ahmet Hamdi Aksekili ne ri. C. I, s. 165, stanbul 1329. 8 Bk. Ord. Prof. Hilmi Ziya lken, andan eser, s. 36; Do. Dr. brahim Agh ubuku Gazzali Ve Suphecilik, s. 7, Ankara 1964; De Lacy O'leary, slam Dncesi Ve Tarilteki Yeri, evirdiler: H. Yurdayd n ve Y. Kitluay, s. 30, Ankara 1959. 9 Kur'an- Kerln'in "his Sresinde, Allah'n ocuu olmad bildirilinekte ve onlarn bu davas kesin olarak red edilmektedir. Keza, Mu'minn Sresinin 91 nci ayeti de bunu teyid etmektedir. 10 Sd Sresi, ayet 5 de Hz. Muhammed iin onlar n, "gerekten Tanrlar bire mi indirdi? Dorusu bu pek tuhaf bir ey" dedikleri beyn olunmaktad r. 11 Kur'an- Kerim onlarn bu iddialarn iddetle reddetmektedir. Bk. Ra'd Sresi, ayet: 33; Fhr, ayet: 40; az-Zamah eri, al-Kef, C. II, s. 264, C. III, s. 488, Kahire 1365 / 1946; a-Sevkni, Fethu'l -Kadir, C. IV, s. 344, Msr 1349; Seyyid Kutub, Fi Ziliili'l Kur'an, C. XI, s. 65. Msr (Tarihsiz). 12 Bk. Zmer Sresi, ayet: 3; Muhammed al-Hudari Bey, ayni eser, s. 55; Dr. Hseyin Atay, Kur'an'a Gre man Esaslar, 35 vd. Ankara 1%1. 13 Bk. Dr. Filip H'ri Hitti, Tarihu'l Arap, Muhammed Mebrak Nfi' tercmesi, s. 115,

Kahire 1949; Do. Dr. brahim A ubuku, ayni eser, s. 7.

Onun bize getirmi olduu bu yeni dinle, Cahilliyye a ok tanr sistemi kknden ykld : Nitekim Hz. Peygambere Mekke'de nazil olan ayeti kerimelerde. Cenab- Hak, Kendisini bize yle tamtmaktadr: "De ki: 0 Allah bir tektir ; en Byk merci sadece O'dur; 0, do mam ve dourmamtr; ve O'na hi kimse e it olanaz"". Grld gibi, Hz. Muhammed'in insanlara retmi olduu Allah fikri Islmiyetten nceki Tanr dncesinden tamamen farkl dr. Zira bu yeni dinin temeli, hlas sresinin manalandrd Tek Allah prensibine dayanmaktad r. Bundan dolay Cahiliyye a araplar, esas gayeleri ne olursa olsun, tapm olduklar putlar ilh derecesine ykseltip, Allah'a efik ko malarndan dolay kendilerine "mrik" ad verilmi ve Hz. Peygamberin risletini ve onun getirmi olduu yeni Allah d ncesini inkr edenlere de "kafir" denmi tir. Bu itibarla, islmiyette Kelime-i ehatlet esas klim ye Mslman olabilme, ancak bu kelimenin ihtiva etmi olduu mnalara inanarak sylenmesi artna ba lanmtr15 . H z . Mu hamm e .d'in daveti, ba langta u esas nokta zerinde toplanyordu: 1O, Allah'n elisi olup btiip insanlar hak dine davetle grevlendirilmi olan bir Peygamberdir. 2Araplar aras nda yaygn olan putlara tapma deti art k ilga edilmitir. Bundan byle her trl ibdet, ancak kainat yoktan yar eden, eriki ve benzeri bulunmayan Ulu Tanr'ya yaplacak ve ancak O'ndan yardm umulacak ve ba lanma dilenecektir". Kur'an- Kerim'de bu iki esasa birden i aret edilerek yle denmektedir: "De ki : "Ben de ancak sizin gibi bir insanm. Bana Tanrnn ancak bir Tek Tanr olduu vayholunuyor. Onun iin hepiniz O'na ynelin, O'ndan balanma dileyin; Allah'a ortak koanlarn vay haline!". 3Ya am olduumuz bu hayattan sonra ebedi bir hayat vard r. Her insan ldkten sonra tekrar dirilecek ve dnyadaki amelinin hesab kendisinden sorulacakt r. Ameli iyi olan insan, layk olduu mkfata nail olacak, kt olan ise mstahak oldu u cezaya arptrlacaktr. Gerekte putperest olan araplar, byle bir hayat n varlna inanmadk14 Plds Sresi, ayet: 1-4.
15 Kur'an- Kerim'de kelime-i ehadeti ifade eden, "La ildhe Plalldh, Muhammedu'r -Resiilullah" (Allah'tan ba ka Tanr yoktur, Muhammed O'nun elisidir.) tbirinin birinci blm Muhammed ve Saffdt surelerinde, ikinci blm ise Feth suresinde varid olmutur. Bk.

Muhammed Sresi, ayet: 19; Saffdt Sresi, ayet: 35; Feth Sresi, ayet: 29.Keza bk. Dr. Hseyin Atay, anlan eser, s. 14. 16 Bk. Hi am . Kelbi, anlan eser, Ahmet Zeki Pa a Onsz s. 22. 17 Fussilet Sresi, ayet: 6.

10

lar gibi, lmden sonra tekrar dirileceklerine de bir trl ak l erdiremiyor ve yle diyorlard :" "rm kemikleri kim yaratacak ?" 19 . "Biz lp toprak ve bir ytn kemik oldu umuzda mi diriltilece iz?" 20 .
"Hayat ancak bu dnyadaki hayatm zdan ibarettir ; biz tekrar dirilecek deiliz" 21. Kur'an- Kerimde bunlardan ba ka, onlarn bu inan ve

iddialarna dellet eden daha birok ayetler mevcuttur 22 . Hz. Peygamber ba langta ve bilhassa risletinden sonra Mekke'de ikamet etmi olduu on sene zarfnda bu esaslar dahilinde davetine devam ederek, insanlar ahm olduklar sapklk ve gaflet deryas ndan kurtulup do ru yola ynelme e, dnya ve hiret ayd nl& ve saadete kavumaa a rd ; mrikler tarafndan nne karlan btn engellere, karlam olduu byk glklere ve imkans zhklara ra men, ylmadan usanmadan bu mukaddes davay savunarak Allah' n emirlerini yerine getirme e alt . Btn bunlara ra men, Mekke mriklerinden pek az bu davete icabet ederek islam dinini kabul etti 23 . "Fakat Yahudilerle olan yak n temaslar dolaysiyle Tek, Allah gibi mcerret mefhumlarla nsiyeti olan Medine'lilerin, Akabe'de tezahr eden peygambere yaknlklar neticesi vuku bulan hicretten sonra Islmiyet byk bir hzla yaylma& ve geli me e balad"24 . Ve bylece islamiyet, ksa bir mddet sonra cihan uml bir din halini ald25. Biz burada, islamiyetin do usundan genel bir din hviyetini al neaya kadar geirmi olduu eitli safhalardan, zellikle siyasi, tarihi, sosyal ve kltrel geli im ve de iimlerden ve bunlarn genel olarak insanlar zerindeki e itli etkilerinden bahsetmek ve bylece konuyu uzatmak istemiyoruz. nk btn bunlar, ba l bana mstakil birer konu te kil edebilecek bir' niteliktedir. Ancak, ksaca unu sylemek isteriz ki, islmiyet btn insanh a yeni bir dnya ve hiret nizam ve anlay getirmitir. Bu nizamla
18 Tafsilt iin bk. W. Montgomery Watt, Hazret-i Muhammed, eviren: Hayrullah rs, s. 29, 30 vdd. stanbul 1963; Al Mustafa al-Gurbl, anlan eser, s. 8-9. 19 Bk. 20 Bk. Ysin Sresi, yet: 78. yet: 82. Mu'minn Sresi,

21 Bk. En'm Sresi, yet: 29. 22 Bk. Mesel: srti Sresi, yet: 49, 98; Sfft Sresi, yet: 16, 53; Yaka, yet: 47; Nazik, yet: 11. 23 Bk. Ali Mustafa al-Gurbi, anlan eser, s. 9; Muhammed abIludari Bey, andan eser, s. 71 vdd. 24 Bk. Dr. Ya ar Kutluay, skimiyetie Dikcli Mezheplerin Douu, s. 14, Ankara 1959. 25 Tafsilt iin bk. T. W. Arnold, rti.eir-z islam Tarihi, M. Halil Halid tercmesi, s. 31-35, stanbul 1343; John Davenport, Hazret-i Muhammed ve Kur'an-e Kerim, mer Rza (Do rul), s. 54-61, stanbul 1347/1928. eviren:

11

btn insan topluluklarmn stnde yepyeni bir mslman topluluu vcut bulmu tur. Bu yeni toplumda, herkes istisnas z Allah'n huzurunda e ittir; her trl cins, rk ve aslet gibi mefhum ve ayr lklar gzetilmeksizin her insan yekdi eriyle e it hak ve salhiyetlere sahiptir. E er bu yeni dinde, Allah kat nda insanlar aras nda bir de er ls varsa, bu da, ferdin Allah'a olan takva ve ba llk derecesiyle kaim olmasdr. " phesiz Allah kat nda en deerliniz, O'na kar, gelmekten en ok sak nanzdr"26. Bu dinde, daha nce Arap Yar madasn'da ve bilhassa Mekk'de grld gibi, aile ve kabile asabiyetine yer yoktur. nsanlar ancak bilgi, iktidar ve kymetleriyle birbirinden stndr. Bunun bariz rneklerinden biri, Mekke gibi bir ehre yirmi ya nda bir gencin vali olarak tayin edilmesi ve mer b . al-H at ab gibi bir kahraman n, henz mslman olmu bir insamn emri altnda ekinmeden ve tereddd etmeden arp m ve bunu gayet normal bir hareket olarak kar lam olmasdr. Yine, hicretin 35 inci ylnda Msr valiliinden azledilen b. al s, halife Osman b . Affan' n yamna gelerek kendisine, ailesinden, ana ve babas nn asletinden bahsederek vnmek istemesi zerine, Halifenin onu "bu ekilde kendini medhetmek Cahiliyye adetlerindendir; seni bundan menederim" 27 szyle azarlamas , is1amiyetin bu prensibini te'kid eden di er bir rne i tekil etmektedir28 . Btn bunlarn yan sra, islamiyet akla ve tefekkiire byk bir nem ve de er vermi ve onu n plana geirmi tir. Bundan dolay Kur'an- Kerim hitab daima ve do rudan doruya akla tevcih etmi ,ondan dnmek suretiyle gerein ara trlmasn ve daha nce araplar arasnda yaygn olan birtakm batl inan ve 'geleneksel adetlerin terkedilmesini istemitir. "Eer Biz bu Kur'an'', bir da indirmi olsaydk, a sen onun, Allah korkusuyla ba eerek nasl para para oldu unu grrdn. Bu misalleri insanlar dii nsnler diye veriyoruz" 29 . "Bu insanlar devenin nasl yaratldna, gn nasl ykseltildi ine, dalarn nasl dikildiine, yerin nasl yayldna bir bakmazlar m ?". ".... phesiz d nen kimseler iin bunda ibretler ve deliller vardr'''. "Allah, akhnz kullanasnz diye size Cyetlerini gsterir". "Gklerde ve yerin
26 Hueurt Sresi, yet: 13. 27 Bk. Ib Kesr, al-Bidye ve'n-Nihilye, C. VII, s. 170, Msr 1351/1932. 28 Bk. Dr. Ya ar Kutluay, anlan eser, s. 15-16. 29 Hafi. Sresi, yet: 21. 30 Gsiye Sresi, ayet: 17-20. 31 Ra'd Sresi, yet: 3, 4; B ikara, yet: 164; Nah, yet: 12;Rrn, yet: 24. 32 Bakara Sresi, yet: 73.

12

yaratlmasnda, gece ile gndzn birbiri ardnca gelmesinde....' d nen insanlar iin deliller vard r". Grld gibi Kur'an- Kerim, dnmeyi ve fikir beyan etmeyi baz nfuzlu ve mevki, sahibi ahslarn inhisarndan karp genelletirmi ve umuma temil etmitir. Islam dininde, akl sahibi her insan, kinattaki nmtenhi olaylar ve bizzat kendi yaradhndaki hikmet ve sebepleri dnmek ve incelemek suretiyle gere e ula mandr. Bu konu ile ilgili olarak Kur'an- Kerim'de elliden fazla yerde misaller verilmi ve "dnmek" ve "aldetmek" emredilmitir. Islmiyetin be eriyete sunmu olduu ve Kur'an- Kerim'de de ifadesini bulan yeni imn esaslar, dine itikat ynnden kesin bir ekil ve anlam vermi tir. Bu esaslara Kur'an- Kerim'de ya do rudan do ruya i aret edilerek inanlmas emredilmi , yahut inananlar vlm , inkr edenler ise yerilmitir. Kur'an- Kerim'de bu esaslar gayet ak ve seik bir ekilde ortaya koyan yetlere hemen her yerde raslamak mmkndr. Bununla beraber, islmiyetin daha ilk gnlerinde bile inanla ve birtakm er'i meselelerle ilgili olarak mslmanlar aras nda zaman zaman baz mnaka alar cereyan etmi ve bunun bir neticesi olarak da eitli grler ve fikir ayrlklar' ortaya kmtr. Balangta basit gibi grnen bu ayrlklar, daha sonralar , zellikle Islmiyetin geni lemesiyle birok taraftarlar sinesinde toplayan ve ba l bana kaim birer mezhep halini almtr. Bunun nedenlerini veya bu neticeyi do uran sebebleri anlayabilmemiz iin, daha Hz. Peygamber devrinden itibaren itikcli konular n geirmi olduu eitli safhalara ksaca temas etmemiz gerekmektedir. Hz. Muhammed'in asr , henz Cahiliyye a gelenek ve greneklerinden yeni kurtulmu olan araplar bir araya getirmek, onlar bir fikir, bir inan etrafnda toplamak ve bylece henz do makta olan Islm devletini kuvvetli ve sa lam temeller zerine kurmak amacn gden, imn esaslarmn tesbit edildii ve er'i hkmlerin vazedildi i bir devirdi. Peygamber henz aralar nda oldu undan, mslmanlar dinin esaslarn ve bununla ilgili er'i hkmleri renmek iin bizzat kendisine bavuruyor, vahiy ve Kur'an- Kerim'in altnda aradklarn buluyor ve bylece mklleri halledilmi oluyordu". Esasen mslmanlar anlamakta glk ektikleri, renmek istedikleri konu33 Bakara Sresi; yet: 164. 34 Bk. Alt Hasaballah, anlan eser, s. 88 vd.

13

lar ye her trl mkllerini Peygambere sormakla mkelleftiler. Kur'an- Kerim bu gere e iaret ederek yle demektedir: "Bir ey

hakk nda ihtilfa derseniz -Allah'a ve hiret gnne inantnsanzonun hallini Allah'a ve Peygambere brakn." Peygamberin ba lca grevi ise, bundan ba ka bir ey de ildi: "Allah'n indirdii Kitp ile aralarnda hkmet... Onlarn heveslerine uyma?' Peygamberin verdii
hkm kabul etmek te mslmanlarn imnla ilgili devlerinden biri idi: "Rabbime and olsun ki, aralarnda kan ihtilflarda seni hakem ta-

yin edip, sonra, haklarnda senin vermi olduun hkm gnl r zasiyle kabul etmedike onlar iman etmi olmazlar"37.
Kur'an- Kerim'in tetkinkinden de anla laca zere, Hz. Peygamberin do rudan do ruya muhatap oldu u sorular on kadar meseleyi ihtiva etmektedir". Bunlar genel olarak mslmanlar n pratik hayatlariyle ilgili amen ve fkhi meseleler olmakla beraber, bunlar n iinde Ruh'un mahiyeti, Zu'l-Karneyn, Ashabu'l-Kehf'in kimlikleri ve kyamet gnnn almetleri gibi, ba ka din mensuplarnn veya onlarn te vik ettii kimselerin tevcih etmi olduklar sorular da yer almaktad r. Yine Kur'an- Kerim ve hadislerin incelenmesinden anl yoruz ki, Hz. Peygamber zaman nda Kur'an- Kerim'de varid olan "muhkem"
ve "mteiibih" yetler hakknda da baz tartmalar olmutur. Muhkem 'ayetler, kesin anlaml , manalar de imiyen yetlerdir. Mte bih olanlar ise, de iik ve e itli mnalara gelebilen, anlay a gre de iebilenlerdir 39 . Kur'an- Kerim bu konuda yle demektedir: "Sana

Kitab' indiren O'dur. Onda Kitabn temelini tekil eden kesin anlaml (muhkem) yetler vard r. te kalplerinde erilik olanlar, srf fitne karmak, kendi arzular na gre yorunlamak iin onlarn mtebih olanlarna uyarlar. Oysa onlar yorumunu ancak Allah bilir40. ilimde derinle n
35 Nisa Sresi; ayet: 59. 36 Mide Sresi; yet: 49. 37 Nisa Sresi; ayet: 65. 38 Bu meseleler hakk nda bak: Rakam Sresi, yet: 215-217, 219, 220; I; KW, ayet 83; sr, yet: 85; Araf, ayet: 187. s. 245, 813, 814; 39 Bk. Zamaheri, anlan eser, G. I. s. 337, 338; As m Efendi, Kamus Tercmesi, C. IV, stanbul 1304-1305. Enfed, ayet:

40 Mfessirler, bu ayetin tefsiri hususunda ihtilafa d mlerdir. Onlarm bir ksm , ayette varid olan "Vdr-Rasilfn" tabirini bir nceki kelimeye, yani"illa'allah"deki Allah zerine atfetmek suretiyle "onlarn yorumunu ancak Allah ve bir de ilimde derinle mi, rusuh kesbetmi olanlar bilir" eklinde mana vermilerdir ki, bu manaya gre, bu gibi ayetlerin tevil edilmesi, yorumlanmas caizdir. Dier bir ksm ise, "illa'allah" da durarak "onlarn yorumunu ancak

Allah bilir. Rasihler ilimde yksek bir dereceye eri mi olanlar-ise: "Biz ona inandk, hepsi Rabbimizin kat ndandr, derler" eklinde mana vererek her trl te'vil ve yorumdan kamm lardr. Bu konuda Zamah er birinci grubun fikrini daha uygun grmektedir. Bk. Zamah eri, ayn eser, C. I., s. 338.

14

mi olanlar ise: "Biz ona inandk, hepsi Rabbimizin kat ndandr" derler"`". Bu yetle ilgili olarak Hz. Ai e'den rivayet edilen bir hadiste, Hz. Peygamberin mte abih yetlere uyanlardan sakm lmasm emrettii beyan olunmaktadr 42 ki, daha sonraki arihlere gre, sakmlmas gereken kimseler e itli mezhep tart malar srasnda benzeri ayetlerden, kendi grlerini takviye maksadiyle bol bol istifade eden H ariciler, Mut ezile ve Cehmiyye gibi frka mersuplandr43 . Mte abih ayetlerde, ilk nazarda zahiri manalar itibariyle tenzih anlayiyle uyumaz gibi grnen el, yz ve gz gibi daha ok insanlarla ilgili birtak m sfatlar ispat edilmektedir. Keza insan kaderi lehinde veya aleyhinde baz din ve mezheplere kar birtakm grler ileri srlmektedir.Fakat btn bunlara ra men, gerek Hz.Peygamber devrinde ve gerekse onu takip eden- drt halife devrinde bu konutla mslmanlar aras nda ciddi ihtilaflara yol aacak, onlar n dnce ve inan birli ini sarsacak herhangi bir fikir ve gr ileri srlmemi tir. Geri, biraz nce de sylediimiz gibi bu devirde, bu yetlerle ilgili olarak mslmanlar arasnda baz mnaka alar olmutu . Akl sahibi her insann, kendisini yakndan ilgilendiren bu gibi konular zerinde d nmesi gayet normal bir olaydr. Fakat bunlar hibir zaman, daha sonralar olduu gibi, "tebih" veya "tecsim" anlamnda bir mnaka a olmam , sadece bu ayetlerin tefsiri konusuna inhisar etmi tir. Ayrca, nakledilen baz hadislerde .de mte abihata raslanmas , o devirde olmasa bile, daha sonraki devirlerde mslmanlar bir hayli me gul etmitir". Bu devirde mslmanlar n zihnini me gul eden dier bir konu da, Kur'an- Kerimde varid olan "kader"le ilgili yetlerdir. "Kader" bilin41 ;4/4 mran Stiresi,yet : 7. in yet, Hz. Peygamberegelmi olan Neer an hristiyanlarmdan bir gurubun, "Siz Hz. sa Allah'n Kelim'idir diyorsunuz, bu bize kfidir" diyerek mugalataya sapmalar' zerine nazil olmu tur. Bk. al-Kadi Beydavi, Envra't-Tenzil ve. Esrru't-Te'vil, C. I, s. 193, stanbul 1285; Ali b. Ahmed al-Vahidl, Esbbu'n-Nuzill, s, 68, Msr 1315; Eb Ali
al-Fadl b. al-Hasan at-Tabersi, Macmau'l Beyn fi Tefsiri'l Kur'an, C. II, 1373. 42 Hz. Aie'nin rivayet etti i bu hadisin tamanu udur:" "Resulullah (S. A.) bana "Ya Kur'an'n yalnz mte abih ayetlerin uyanlar Ot-dnde-ki Allah onlar Kur'an'da zikretmistir- onlardan sakn, buyurdu". Bk. Ayni al-Hanefi, Umdetu'l Karl li erh Sahihi'l-Buhri, C, VIII, s. 516, stanbul 1308. s. 410, Tahran

43 Bk. Ayni eser, C. VIII, s. 517; Zeyneddin Ahmed Zebidl, Tecrid-i Sarilt, evirenler:
Ahmet Naim ve Prof. Kamil Miras, C. XI, s. 75, stanbul 1928-1945. 44 Mteabih hadislerle ilgili konular iin bk. bn Kuteybe, Te'vil Muhtelefi'l-Hadis, Msr 1326; ar-Razt, Essu't-Takdis Roma 1941. Msr 1328; bn " Frek, Beyn Mu kili'l-Ehtlis,

15

gibi, Allah tarafndan nceden tyin edilen "abnyaz s" mnasma gelmektedir.'" Geri Kur'an da geen "Kader" ve "Kadr" kelimelerine miktar, l, yani bir eyin bir lye gre tyin edilmesi, bir hikmet ve gayeye istinaden yap lmas " eklinde mna verenler vard r. Fakat gerek u ki, mslmanlarn ekseriyeti, bu kelimenin dellet etmi olduu mnamn, ancak nceden takdir ve tyin edilen "ahnyazs" olduu fikrini muhafaza edegelmi lerdir. Bu dncenin mslman topluluunu, daha sonralar nerelere kadar gtrd nden ileride sras geldike bahsedilecektir. Ancak, biraz nce de syledi imiz gibi, gerek Peygamber devrinde ve gerekse Hlef-i R a i din devirlerinde dier ihtilfh konularda oldu u gibi, bu mevzuda da nemli tartmalar olmamtr. nk Hz. Peygamber, her frsatta mslmanlar itikadi konularda mnaka aya girimekten iddetle menetmi , aralarmda fitne ve fesat tohumlann n salmasna, dolaysiyle tesis edilmi olan birlik ve beraberliin bozulmasna sebep olabilecek her trl ihtilf noktalarndan iddetle kanmalarn kendilerinden istemi tir. Bu gerei teyit etmesi bak mndan, Tirmizrnin Eb Hureyre'den nakletti i u hadis gayet nemlidir: "Bir gn baz arkadalarla kader konusunda tartyorduk. Hz. Peygamber yan mza gelip bizi bu halde grnce, fkesinden yz ate gibi kzararak bize: "Bununla m emrolundunuz, yoksa ben size bunu emretmek iin mi gnderildim? Sizden ncekiler buna benzer tart malar yznden helk oldular. Byle mnaka alar yapmaktan sizi katiyetle menederim." buyurdu". 47 Keza baka bir rivayette de Hz. Peygamber bu konu ile ilgili olarak, "Her mmetin meciisu. vardr. Bu mmetin mecuslar da "kader" yoktur, diyenlerdir. Onlarn hastalarn ziyaret etmeyin; cenzelerinde bulunmayn; nk bunlar Deccal n dostlardr" 48 demektedir. Hz. Ali'den rivayet edilen bir hadiste 'Hz. Peygamber yle demitir: " inizden hibiri yoktur ki, Allah onun mekn m Cennet veya Cehennem olarak yazmam olsun. Aralarndan biri, ya Resulallah! O
45 Bk. Edward E. Salisbury, Materials for the History of The Muhammadan Doctrine of Predestination and Free Will, JAOS, Vol. VIII. P. 115, New Haven 1866. 46 Bk. bn Fris Mu'cem Makyisi'l-Luga, C. V, s. 62-63, Msr 1366; bn Manzr, Listu'l-Arap, C. V, s. 75-78, Beyrut 1955, As m Efendi, anlan eser, C. II, s. 618; Ali Hasaballah, anlan eser, s.55.
,

dii

47 Sevkani, bu hadisle mslmanlar arasmda ihtilfa yol aacak her trl tart ma ve mnazaamn yasaklanm olduunu kaydetmektedir. Bk. a -Sevkimi,an /an eser, C. VIII. s. 120; Kez bk.: al-Herevi, Zemmu'l-Kelam va Ehlihi, C. I, Var. 14 A, ilh. Fak. Kt. Yazma, No: 7614; bnu'l -Arabi, erh Sahihi't-Tirmizi, C. II, s. 9, Msr 1350-1352; Ali Hasaballah, anlan

eser, s. 71.
48 Bk. Sunen'u E6 Dvud, C. II, s. 175, Kesteliye bask s, tarihsiz.

16

halde almak neye yarar? Diye sorunca, Hz. Peygamber cevaben: al n herkese alt ey kolaylatrlr, dedi ve sonra u yetleri okudu: 49 "Elinde bulunan verenin, Allah'a kar gelmekten sak nanin, en gzel sz olan Allah'n birliini dorulayann ilerini kolaylatrrz. Fakat, cimrilik eden, kendini Allah'tan mstani sayan, en gzel sz yalanlayan kimsenin de gl e uramasn kolaylatrrz" 5). Anlalyor ki, Hz. Peygamber itikadi konular n mnaka asn iddetle red etti i halde, baz mslmanlarn bu gibi mevzularda dnmesi, zihinlerinde baz istifhamlarn belirmesi nlenememi tir. Fakat bu dnce hibir zaman renme veya aydnlanma arzusu hudutlarm amamtr. Esasen mslmanlar da henz bu konular zerinde fazlaca durmay lzumlu grmyor ve buna ihtiya da hissetmiyorlard . Hz. Peygamberin aralarnda olmas, yukardaki hadisde de grld gibi, onlara her zaman gerekli a klamalarda bulunmas , ayrca yetlerin nzil oldu u ahvl ve artlara iyice vakf olmalar , merak ve endielerinin giderilmesi bakmndan kendilerine kfi geliyordu. Gerekte bu gibi konularn tad mnalara tam olarak vak f olmak, zellikle hadislerde geen dini mnadaki takdir ile "fatalizm" arasndaki fark tefrik etmek kolay de ildi". Bundan dolay Hz. Pey gamberin bu mevzulardaki ir d ve emirlerine, bilhassa imn, islm ve benzeri gibi dini esaslar tyin ve izah eden hadislerine tereddt etmeksizin uymak, onlara inanmak, kendilerini son derece tatmin etmee kfi geliyor, kalplerini emniyet, huzur ve ne e ile dolduruyordu. Hz. mer, di er bir varyantta da Eb l Hureyre'den nakledilen bir hadis 52, -ki buna ayni zamanda "Cibril hadisi" de denmektedirHz. Paygamberin bu gibi konular mslmanlara nas l izah etti ini gstermesi ve bilhassa "Kader'e inanmnn imn esaslarnn blnmez bir paras olduunu belirtmesi bakmndan byk bir nem ta maktadr. Hz. mer yle demektedir: "Bir gn, Hz. Peygamber'in yan nda oturduumuz bir srada, Peygamberin huzuruna, imdiye kadar hi grmediimiz ve hi birimizin tammad , beyaz elbiseli, siyah sal bir adam girdi. Peygamber'in yan na yakla arak selm verdikten sonra kar49 Bk. Salahu'l-Buhari, C. VII, s. 212; Sahib Muslim, C. VIII, s. 46-47; Sunen'u Ebi Davud, s. 177-178; Taberi, Cmi'u'l -Beyan, C. XXX, s. 124, Msr 1374; 7 inci C. den sonra 1321 basks. 50 Leyl Sresi, yet: 5-10. 51 Bk. Helmar Ringgren, Studies in Arabian Fatalizm, s. 117, Uppsala 1955. 52 Bk. Sahib Muslim, C. I, s. 28-31; bn Hacer al-Askalni, Fethu'l-Beiri li erh

-Buhtiri, C. I, s. 105-110, Msr, Bulak basks 1300-1301; Sahihu'l-Buhari, C. I, s. 18; bn Haldn, ifu's-Stia li Tehzibi'l-Mesail, Muhammed b. Tavit at -Tanel' nsz, s. Nz, stanbul 1957; Ali Hasaballah, anlan eser, s. 58.

17

sna geip oturdu ve ona yle dedi: "Ya Muhammed! slam nedir ?" Peygamber: " slam, Allah'n birliine, Muhammed'in O'nun elisi olduuna ehadet etmek, namaz klmak, zekt vermek, Ramazan orucunu tutmak, kudretin yetti i takdirde Beytullah' haccetmektir" dedi. Adam doru syledin dedi ve sordu: " man nedir ?" Peygamber cevap verdi: "man, Allah'a, Meleklerine, Kitaplarma, Peygamberlerine, Ahiret gnne, Kader'in iyi veya kt, tatl veya ac Allah tarafndan olduuna inanmaktr". Doru syledin dedi ve sordu: " hsan nedir ?" Peygamber, " hsan, Allah'a O'nu grr gibi ibadet etmekdir. Sen O'nu grmyorsan da O seni gryor." dedi.... Adam ayrldktan hemen sonra Hz. Peygamber, arkan za dnn ve ona bakn dedi. Bir de bakt k ki, ne adam var, ne de ondan herhangi bir eser! Bunun zerine Hz. Peygamber bize dnerek, "Bu Cihr il idi; size dininizi retmek iin gelmiti" dedi"". Hz. Peygamber'in devrini takip eden Hlef -i Ra i din devri, zellikle nc halife O s m an b . Affan (01m. H. 35 /M. 655)' n devrine kadar nispeten sakin gemi , Peygamber devrinde oldu u gibi, akideyle ilgili hususlar mnaka a konusu yaplmamtr. Esasen bu devirde mslmanlar, btn glerini daha ok slmiyetin genileyebilmesi ve kuvvetlenebilmesi iin yap lan savalara hasretmiler, dolaysiyle bu gibi meselelerin mnaka asna frsat dahi buImam lardr. Sonra Hz. Peygamber'in devrine hkim olan zihniyeti oldu u gibi devam ettirmek isteyen muhafazakar mslmanlar n bu konudaki
53 Bu hadisin bize retmi olduu dier nemli bir husus da, insanlar n imanca birbirlerine eit olmadklar keyfiyetidir. Gerekte insanlar, gerek islamiyeti bir akide olarak kabulde ve gerekse onun getirmi olduu hkmlerle amel etmekte e itlidirler. O halde, onlar n da Allah katndaki dereceleri, imanlar ve amelleri nisbetinde e itli olmaldr; kendilerine dereceleriyle mtenasip isimler verilmelidir. te bundan dolay bu hadis, mslmanlar genel olarak dereceye ay rmaktadr: 1 "islam" derecesi: IsUimiyetin be artn kabul eden her insan bu dereceyi ihraz etmi ve kendisinin "mslim" veya "mslman" adyla almas hakkm kazanmtr. Hz. Peygamber baz hadislerinde, "Islam' n biri ehadet, dieri amel, yani bedeni hareketler olmak zere iki unsurdan meydana geldiini zikretmitir. 2 "man" derecesi: Bu derece, insan n duygulanacak derecede sa lam ve kuvvetli bir inanca sahip olmasdr. man, yalmz kalple, ytni ruhla ilgili olduundan d grn yoktur. Bu itibarla, kimin gerekten iman sahibi oldu unu anlamak mmkn de ildir. Halbuki, "slam" In bir Unsuru da amel oldu undan, bununla ilgili bedeni hareketleri yerine getiren her insan, srf bu d grne gre, "mslman" saylr. O halde byle bir inanan " slam" derecesinden stn olmas, sahiplerine de "m'min" adnn verilmesi adalet-i ilhiye iktizas ndandr. 3 nc ve en stn derece ise, "hsan" derecesidir ki bu derece sahibi, yni "muhsin"in imanm tam olarak yaamasdr. Rabbini grr gibi O'na ibadet etmesidir. Gazzali bunlara "ayn al-yakin" ve "hakk al-yltin" adn vermektedir. Bk. al-Gazzlt, Faysalu't-Tafrika beyne

Ehli'l -slam va'z -Zandaka, s. 82, Msr 1325/1907;

al-A ara, s. 96, Msr 1343; bn

Haldim, anlan eser. s. Nz; Dr. Hseyin Atay, anlan eser, s. 3-4,

18

rol de byk olmutur. Onlara gre, Kur'an- Kerim veya hadislerde varid olan "e itli anlaml" veya "Kader"le ilgili yet ve hadislerin yorumunu yapmak, bunlar zerinde tart mak veya fikir yrtmek, mslmanlar hataya drebilir ve selefin yolundan ay rabilirdi. O halde takip edilmesi gereken en do ru yol, yalnz rivayetlere ba l kalarak, nasslarn tam olduu zahiri mnalarm dna kmamakt . Onlar bu konuda yle diyorlard : "Biz Allah' n varlna ve birliine inanyoruz. Lfzlarn daha ileri mnasna gitmek bizi hataya d rebilir. Esasen bundan fazlas m bilmek de bize farz de ildir. Bizim mkellef olduumuz ey, sadece habere oldu u gibi inanmaktr. Eer bu haberleri tevil veya tefsir yoluna gidecek olursak, bu mnalar ve szler, bizim kavlimiz olmaktan ileri gidemiyecektir. Oysa bunlar "Allah' n Kavli"dir. Bizim kavlimiz ise, daima hataya mruzdur. O halde bu gibi hareketlerden iddetle kanmamz lzmdr"54. Selefin bu tutumunu teyid eden birok haberler vard r. Biz burada sadece, ehemmiyetine binaen birka na temas etmekle yetinece iz: Bir gn M lik b. En e s (lm. H. 179 /M. 795)' e bir adam gelerek, "Rahman Ar a istiv etti" 55 yetindeki "istiv" n n keyfiyetini sorunca, derhal Mlik'in ba yere d t; alnnda ter taneleri birikmi olduu halde bir mddet sonra ba n kaldrarak: " stiv mehul de ildir; keyfiyetini anlamak mmkn de ildir; ona inanmak vaciptir; onun hakknda soru sormak bidattr; dedi ve adamn, bulunduu meclisten derhal atlmasn emretti" 56 . Keza, ayni yet hakknda Mlik b. Enes'in hocas, Rabiatu'r-Ra'y (Qlm. H. 136 /M. 753)'e ne d nd sorulunca, Mlik'in cevab na benzer bir cavap vermi ve yle demi tir: " stiv'nn keyfiyeti mehuldur. stiv gayri mkuldr. Bana ve . sana d en ona mutlak imand r" 57 . Halife mer b. al-H at t b (lm. H. 24 /M. 644)' n "Kader" konusundaki tutumu, bu devire hkim olan d nceyi belirtmesi ve teyid etmesi bakmndan nemlidir: Hicretin 17 nci y lnda am seferine kan Halife mer, orada bir veba salg niyle karlanca derhal kendisiyle birlikte askerlerinin de geri ekilmesini emretmi ti. Bunun zerine E b Ub eyd e b. al- Cerrah kendisine, "Allah' n kaderinden mi firar ediyorsun?" Dedi i zaman ona verdi i cevap gayet ilgi ekici olmu tur: "Evet Allah' n kaderinden yine Allah' n kaderine ka yorum" 58 .
54 Bk. bnu'l -Arabi, anlan eser, s. 5. 55 Th Saresi, ilyet: 5. 56 Bk. al-Beyhaki, Kitb al-Esma va's-S ft, s. 408, Msr 1358. 57 M: al-Beyhaki, ayni eser, s. 408-409. 58 Bk. Taberi, Tarihu'l -Umem va'l-Mulak, C. II, s. 158-159, Kahire 1357/1939; ibn al-Esir, al-Kmil fi't-Tarih, C. II, s. 392, Msr 1349.

19

te selefin, ba ka bir deyimle hadis dili veya nakilcilerin itikadi konulardaki tutumu bu merkezde idi. Onlar daha sonralar bu d ncelerinde o kadar ileri gittiler ki, kendilerinden ba ka trl dnen, nasslar yorumlayan, akli deliller kullanan btn bilginlere kar cephe alarak, onlar zndklkla, bidatlkla itham etmekten bile ekinmemilerdir. 59 Selef dedi imiz bu cereyan sahipleri, kendi gr lerini genel olarak u noktalarda topluyorlard :

1Takclis: Allah', cismiyet vesaire gibi anna lyk olmayan her


trl noksan s fatlardan tenzih etmek.

2 Tasclik: Kur'an- Kerim ve hadislerde varid oldu u gibi, Allahn btn kemal s fatlarn mnaka a etmeden veya bu konuda herhangi bir yorumda bulunmadan olduu gibi kabul etmek ve bunlara iman etmek. 3Aczi itiraf: Kur'an- Kerim veya hadislerde geen mte bih ve benzeri gibi nasslar n karsnda aczi itiraf etmek ve bunlar n manalarn' aratrmann kendi grev ve yetkilerinin s mrn atna inanmak. 4Sltett: Bu gibi nasslar hakk nda soru sormamak, mnaka a yapmamak ve tam bir slditu ihtiyar etmektir. nk bu konularla ilgili herhangi bir soru, herhangi bir tart ma akidenin zayflamasna, tehlikeye girmesine sebep olabilir. Hatt baz hallerde sahibini bilmiyerek kfr'e kadar da gtrebilir.

5intsdk: Bu gibi nasslar zerinde akli istidll veya teviller yapmamak, yorumlarda bulunmamak.

6Kef: Kalbi bozacak her trl d nce ve ara trmadan kanmak.

7 Teslim : Marifet ehline kendini teslim etmek, bu konuda onlarn erh ve izahlar na tereddt etmeksizin uymak."
Gazz ali (lm. H. 505 /M. 1111) gibi hr d nceli baz byk slm bilginlerinin dahi, zaman zaman kendilerini kap lmaktan kurtaramadklar selefin bu muhafazakr cereyam 61 henz gelimekte
,

59 Bu cereyam ak bir ekilde belirten ve en byk Kelm bilginlerini dahi itham eden rivyetlerle dolu birok eseler telif edilmi tir Bunlara misl iin bk. abllerevi, Zemmu'l

-Kelm va Ehlihi, ilhiyat Fak. Kt. Yazma No: 7614. Kez bu konu iin bk. bnu'l-Kayyim alCavziyye, gsetu'l-Lehfn, C. II, s. 139, Kahire 1939. 60 Bk. Gazzli, liciinu'/-Aviim an s. 4-5, stanbul 1287; Dr, Ltfi Do an, Ehli Snnet Kelm nda E'ar Mektebi, s. 10-11, Ankara 1961. 61 Bk. Gazzli, ayni eser, s. 4.

20

ve yeni yeni filizlenmekte olan islmiyetin gerektirdi i artlar icab , balangta belki do ru olabilirdi. Esasen daha nce de syledi imiz gibi, gerek Hz. Peygamber ve gerekse onu takip eden Hlefa-i Ra idin devirlerinde itikadi konularda srarla takip edilen tutumlu yolun ana hedefi de bundan ba ka bir ey de ildi. Fakat zamanla cihan ml bir din halini alan, birok yabanc din ve kltrleri iine alan Islam topluluu, zellikle akla ve d nceye byk bir nem ve de er veren Islam dini bu nazariyelerin mahkilmu olamazd . Nitekim, bu muhafazakr cereyana kar duran, onun bu tutumuna iddetle hcum eden, nasslann akl n altnda ilmi bir ekilde yorumlanmasn ve aklanmasn ngren aklc bir cereyan meydana kt . Bunlarn sistemli ve devaml hcumlarna maruz kalan Ehli Snnet, baka bir deyimle Nakilciler, zamanla eski klasik tutumlar n deitirmek ve geli en, her an de ime istidad gsteren yeni islam toplumunun zorunlu k ld artlara uymak mecburiyetinde kald lar. te bunun bir sonucu olarak da Snni Kerim Sistemi do mu oldu. Yukarda rne ini verdiimiz Herevi 62 gibi, baz muhafazakr Islam bilginlerinin, balangta Kelm ilmini ve onunla i tigal edenleri iddetle yermelerine, hatta onlar bidatlkla, zndklkla itham etmelerine ra men, bu gn elimizde mevcut Kelmla ilgili eserlerin, hemen hemen hepsinin daha giri ksmnda bu filmin en erefli, en stn bir bilim oldu unun srarla kaydedildi ini grrz. Tabii olarak bu, geli menin ve d eien artlarn bir icabdr. Balangta iddetle kanmalarna ra men, bugn akla uygun ve nasslarn gerek anlamlarna halel getirmeyecek ekilde tevil yapmyan Ehli Snnet limi hemen hemen yok gibidir. phesiz, Nakilcilerin kart kutbunu te kil eden ve bu gelimede en byk rol oynayan aklclarn banda, Kelm ilminin ilk esaslar n koyan, onu gerekten sistematik bir bilim haline getiren Mut e zile frkas bulunuyordu." Konumuzu te kil eden bu frkann bu babtaki byk hizmetlerinden ileride tafsilatiyle bahsedilecektir. Ancak burada unu ifade etmek isteriz ki, Mutezile frkasnn douunu hazrlayan faktrlerin ba nda gerek itikadi, gerekse siyasi, Islam camias nda zaman zaman zuhur eden birtak m ihtilaflar yer almaktad r. Buraya kadar, bu ihtilaflarn bir yzn te kil eden itikadi konularn, Cahiliyye andan nc Halife Osman' n devrine kadarki durumundan zet olarak bahsetmi bulunuyoruz. Bundan sonraki duruma, zellikle Hz. Osman'n ehid edilmesiyle meydana kan duruma, Mutezilenin do62 Bk. Zemmu'l -Katd n ve Ehlihi, Yazma. 63 Bk. Muhammed Ebd Zahra,

-Meziihib al- isliimiyye, C. I, s. 14, Msr, tarihsiz; Taftazdal,

s. 19, Msr, tarihsiz; Akaid, s. 16, stanbul 1308.

21

uuna tesir eden faktrlerden bahsederken temas edilecektir. Ancak bu konuyu kapatmadan nce, daha Hz. Peygamberin hastal sras nda zuhur eden ve ba langta basit gibi grnmesine ra men, daha sonralar mslmanlar aras nda kan byk ihtilaflarn, dolaysiyle vcut bulan e itli f rka ve mezheplerin gerek bir nvesini te kil ettiine inandunz birtakm ayrlmalara ksaca temas etmenin, konuyu tamamlamas bakmndan, faydal olaca kansndayz.

"lk ltilciflar" adn verebilece imiz bu ayrlmalar, zet olarak u noktalarda toplan yordu:
1 bn Abbas'tan rivayet edilen bir hadise gre: Hz. Peygamberin vefatlarna sebep olan hastal klar iddetlendii zaman, yannda bulunan ashabna: "Bana bir kalem ve ka t getirin, size son vasiyetimi yazdraym ki, benden sonra ihtilafa ve sap kla dmeyesiniz" dedi". Bunun zerine orada bulunan mslmanlar aras nda birtakm ihtilaflar ba gsterdi. Onlardan baz lar , Peygamber'in bu szlerinin ancak geirmekte olduu hastaln iddetinden has l olan ate in veya geirmi olduu bir krizin tesiriyle sylenmi olabilece ini, esasen kendilerine Kur'an ve Snnetin rehberlik edece ini, binaenaleyh byle bir eye lzum olmadn 65 sylerken, dier bir ksm da onun bu son emrinin yerine getirilmesinde ve vasiyetinin yaz yla tesbit edilmesinde israr ediyordu. Peygamber'in huzurunda kan bu mnaka ann byme e istidat gsterdii ve grltlerin o ald bir anda, baz sahabiler, acaba Peygamber bunlar gerekten hastal nn tesiriyle mi syledi? Kendisine bir daha soralm, diyorlar. Ayni haberde, yap lan bu istifsarn sonucunda Peygamberin kendilerine: "Beni kendi halime b rakn; benim imdi bulunduum yer, sizin beni a rdnz yerden daha iyidir"; ba ka bir rivayette de: "Yan mdan uzakla n, benim yanmda mnazaa etmek uygun de ildir" 66 dedii ve daha sonra da kendilerine vasiyette bulunduu, bunlardan birisinin, Arap Yar madasnda hibir gayri mslimin ikametine msaade edilmemesi; di erinin, e itli kabileler tarafndan gnderilen elilerin kendi zaman nda oldu u gibi hrmetle, nezaketle karlanmalar ve kendilerine lay k bir ekilde a rlanmalar ; nc64 Bk. Taberi, Tarihn'l--Umem, C. II, s. 436; Sallihu'l-Buhri, C. VII, s. 9; Muslim, al-Cmiu's-Salih, C. III, s. 125, Kahire 1375 /1955; Mevlana ibli, slam Tarihi (Asr-t Sadet), ev. mer Rza (Do rul), C. II, s. 758-759, stanbul 1346 /1928; Herevi, ayni eser, C. I, V. 30 B. 65 Bu dncede olanlarn banda, o anda orada bulunan Hz. mer bulunuyordu. O, Peygamber'in, belki de iyi d nmeden veya uuruna sahip olmadan verece i kararlar, dini meseleleri tehlikeye sokar, kanaat nda idi. Bk. C. Brockelmann, anlan eser, s. 36; ibli, anlan

eser, C. II, s. 759. 66 Bk. Sahiltu'l-B thri, C. I, s. 3'1; C. VII, s. 9; C. VIII, s. 161.

22

snn ise, rvisi tarafndan unutuldu u veya kasden sylenmedi i zikredilmektedir 67


.

Bu rivayetler, daha sonralar Ehli Snnet ile iiler aras nda byk bir ihtilaf konusu olmu tur. iilere gre, Peygamber kalem ve ka t istemekle, vasiyetini yazd rmak istemi ve Hz. Ali'nin kendisine halef tayin etmi olduunu anlatmak istemi tir. Ehli Snnet ise, bu konuda Peygamber'in o sradaki halet-i ruhiyesinin tesiri altmda bu szleri sylediini, Kur'an- Kerim'in tamamlanmasiyle yeniden kaydedilecek bir ey kalmadn, esasen " bu gn size dininizi tamamlad m" 68 kerimesinin bunu teyid etti ini, bu itibarla Hz. mer'in Peygam- ayet-i ber'in fazla rahats z edilmesini istemedi ini sylemek suretiyle ii'. lerin tezini rtmeye al mlardr. Hz. A. i e'den gelen ve Peygamber'in son saatlerinde herhangi bir talimat veya bir halef tayin etmedi ine dair di er bir haber de Ehli Snnetin bu gr n teyid eder mahiyettedir 69. Baka bir varyantta da Hz. Peygamber'in ancak Kur'an- Kerim'i vasiyet etti i zikredilmektedir". 2 Hz. Peygamber'in, henz ok gen ve tecrbesiz olan s am e b. Zeyd (01m. H. 54 / M. 673)'i Suriye seferine kacak slam ordusunun kumandanlna tyin etmesi, mslmanlar aras nda honutsuzluk yaratmt . Onun dirayet ve kudreti hakk nda phe ediliyordu. zellikle, ordu daha sefer haz rl ile me gul iken Peygamber'in ani hastal mslmanlarn endi esini bir kat daha artt rmt . Bu durumu haber alan ve ordunun da sefere kmakta gecikti ini gren Peygamber, iddetli rahatszlna ramen mimbere karak mslmanlara: "same'nin ordusu derhal sefere kacakt r; siz bu gn Vsame hakk nda sylediklerinizi, daha nce onun babas Zeyd 71 hakknda da sylemitiniz; e er babas tyin edildi i vazifeye lay k idiyse, -same de onun kadar bu greve layktr" dedi. Bundan sonra evine dnen Peygamber'in hastal daha da vahimle miti. Ashab ne yapaca n bilmiyordu. Bir ksm Peygamber'in emrine uymay tavsiye ederken, bir ksm da Muhammed'in hastah artt ; onu nasl bu halde brakp gideriz; bir mddet daha neticeyi bekliyelim, diyorlard . Fakat Hz.
67 Bk. Taberi, anlan eser, C. II, s. 436 vd.; ibli anlan eser, C. II, s. 759-760. 68 Maide Siresi, ayet: 4. 69 Bk. -Buheri, C. III, s. 186; L. Caetani, isllm Tarihi, ev. Hseyin Cahit (Yaln), C. VIII, s. 37-38, stanbul 1924-1927. 70 Bk. Caetani, ayni eser, C. VIII, s. 38; Buhri, C. III, s. 186. 71 Zeyd b. al-115rise, H. 11 /M. 632 yl martnda Muta'da ehid dmtr. Bk. C. Brockelmann, anlan eser, s. 35-36.
,

23

E bil Bekir'in Peygamber'in emrine uyulmas nn zaruri oldu u fikri zerinde israr etmesi, onun emrine uyman n her zaman hay rl ve bereketli sonular verdi ini aklamas zerine sme ordusu hareket
etti 72 .

3 Hz. Peygamber (01m. H. 11 /M. 632) vefat edince mslmanlarn bir ksm korku ve mitsizli e kapldlar. Hatt baz lar onun ldne ve lebilece ine inanmak istemiyorlard . Hz. mer gibi dini btn bir Islam by bile, kendisini bu cereyana kapt rm ve byk bir tela ve heyecan iinde yle diyordu: "Kim Hz. Muhammed ld derse, onu u klcmla ldrrm. O ancak Meryem'in o lu sa'nn ge kaldrl gibi semaya ykselmitir". Bunun zerine Hz. Ebi1 Bekir derhal ie mdahele ediyor ve mimbere karak mescidde toplanan mslmanlara, Peygamberin de di er insanlar gibi lece ini bildiren u ayeti okuyor: "Ey Muhammed! phesiz sen de leceksin, onlar da lecekler" 73 ve yle diyor: "Kim Muhammed'e tap yorsa, bilsin ki o art k lm tr. Kim Muhammed'in Allah'na ibadet ediyorsa, bilsinki O diridir, hi lmiyecektir" 74 ve hemen arkas ndan da "Muhammed ancak bir

Peygamber'dir. Ondan nce de Peygamber'ler gemiti. Olr veya ldrlrse geriye mi dneceksiniz? Geriye dnen, Allah'a hibir zarar vermez. Allah kredenlerin mkfattn verecektir" 75 yetini okuyor. Hz.
Eb Bekir'in sars lmaz bu inanc ve kudreti sayesinde mslmanlar mutlak bir aknlk ve sap klktan kurtulmu oluyorlar. Hatt Hz. mer, "Eb Bekir bu ayeti okuyuncaya kadar, sanki daha nce onu hi duymaru gibiydim" demekten kendisini alam yor76. 4 Hz. P eyg amb er'in defnedilece i yer konusunda da ihtilaf edildi. Ashabdan baz lar, bilhassa muhacirlerin ileri gelenleri onun do duu, byd , kendisine ilk defa risaletinin tebli edildii, smail (A. S.) gibi ecdadmn son ikametgah , zellikle mslmanlarn gece ve gndz tevecch etmi olduklar Beytullah'n bulunduu yer olmas sebebiyle Mekke'ye gmlmesini isterken, Ansr'da hicret ve nusret yeri olmas hasebiyle Medine'ye defnedilmesinde israr ediyordu. Ba ka bir gurup ise, ceddi Hz. brahim'in ve di er Peygamber'lerin defne72 Bk. bn Hiam, as-Siretu'n-Nebeviyye, C. IV, s. 299-300, Msr 1355 /1936; Sahihu'lBuliri, C. IV, s. 213; Sahih Muslim, C. VII, s. 130-131; Sibli, anlan eser, C. II, s. 762. 73 Zmer Suresi, ayet,: 30. 74 Bk. Sahihu'l Bulairi, C. IV, s. 194. 75 mran Suresi, yet: 144. 76 Bk. al-Baddi, al-Fark Beyne'l -Firak, s. 14-15, Kahire 1367 /1948; bn Sa'd, atTabakeitu'l-Kbr, C, IV, s. 82-88, Kahire 1358; Ebn'l Muzaffer al-isferyini, at-Tahsil- fi'dDin, s. 12, Kahire 1359/1940; at-Taberi, anlan eser, C. II, s. 442 vdd; bn. FIism, anlan eser, C. IV, s. 305-306; Muhammed al-lludari Bey, Muhadart Umem, C. I, s. 157.

24

dildii yer olmas gerekesiyle Kuds'e gmlmesini istiyordu. Mnaka alarn byd bir srada Hz. Ebil Bekir'in mdahele edip Peygamber'in, "Peygamberler ancak ldkleri yerde defnedilirler" 77 hadisini okumas ile mslmanlar sknet buluyor ve ittifakla Hz. Muhammed'in ld yer olan Hz. Ai e'nin odasna gmlmesine karar veriliyor". 5 Hz. Peygamber'in vefat ndan sonra mslmanlarn karlatklar en nemli ihtilaf konularndan biri de immet meselesi olmu tur. Ansr "Sakife Beni Saide" mevkiinde toplanarak, imam n kendilerinden olmas gerekesiyle S a' d b. Ub de'ye biat etmek isterken, Kurey liler de halifenin ancak kendilerinden olabilece ini sylyorlard . nc bir gurup ise, bu mhim makam n Peygamber'in mensup bulundu u Beni Him'den bakasna tevdi edilemiyece i fikrini ileri srerek, hilafet makamna Ali b. EM T lib'in getirilmesini istiyordu 79 . Bu konuda yap lan mnaka alar o kadar iddetli oluyordu ki, hatt bir ara kh ekenler bile oldu. Bu durumu haber alan Eb Bekir ile mer'in toplant mahalline yetimeleriyle, patlak verecek olan byk bir hadirenin nne geilmi oluyordu. Zira Ebil Bekir her zaman oldu u gibi, byk dirayet ve kudreti ile burada da duruma hkim olmu ve toplantda bulunanlara Peygamber'in, " mamlar Kurey liler aras ndan olur" 80 ndaki hadisini okumu ve onlardan bu hadise uyularak Kurey - anlm lilerden birini imam olarak semelerini istemi tir. Bunun zerine mesele daha ok bymeden kapanm ve Eb Bekir'e biat edilmi tir". Bu mesele ba langta hernekadar halledilmi gibi grndyse de, gere in byle olmadn bize daha sonraki devirler a k bir ekilde gstermi tir. Zira slm tarihi boyunca mslmanlar en ok me gul eden, zellikle zaman zaman devletin ba na byk gaileler aan, onu tehlikeli durumlara sokan ba lca mesele, imamet konusu olagelmi tir 82. Hatt, bu meseleyi devletin otoritesine kar gelmek, onun me ruiyetini tanmamak iin bir vesile olarak kullanmak isteyenlerin yan sra, bunu, aslnda tali bir mesele olmas na ra men, itikadi bir konu
77 Bu hadisin eitli varyantlar iin bk. Ibn Sa'd, anlan eser, C. IV, s. 108 vdd. 78 Bk. al-E 'arl, Makahitu'l-isliimiyyin, C. I, s. 36, Kahire 1369/1950, al-Isferayint,

andan eser, s. 12; al-Ba ddI, andan eser, s. 15, Sibli, andan eser, C. II, s. 769. 79 Bk. M. Eb Zahra, al-tsliimiyye, C. I, s. 26-27. 80 Bk. Muslim, al-Clniu's-Sahih, C. VI, s. 2-4; Saldhu'l -Buletri, C. VIII, e. 104-105. 81 Bk. As-ehristni, al-Milel Va'n- Nihal, C. I, s. 24, Kahire 1381 /1961; al-E 'ari, andan eser, C. I, s. 39-41; L. Caetani, andan eser, C. VIII, s. 61-64; Ibn Hi tn, anlan eser, C. IV, s. 306-312. 82 Bk. anlan eser, s. 15; al-E 'ari, anlan eser, C. I, s. 38; as- ehristni, al-Milel, C. I, s. 24.

25

haline getirmek suretiyle s rf kendi ki isel menfaatlerine alet etmek isteyen baz insanlarn mevcudiyeti her devirde grlm tr. 6 Hz. Peygamber'in vefat ndan sonra baz kimseler zekt vermekten imtin ettiler.Bunun zerine, bunlar hakk nda takip edilmesi gereken yol hususunda Sahabrler ihtilafa d tler. Bir ksm bunlarla harbetmenin do ru olmayaca n sylerken, dier bir ksm onlarla sava mann zaruri oldu u fikri zerinde srar ettiler. Birinci gr savunan Hz. mer, ikinci tezin sahibi Hz. Eb Bekir'e: "Peygamber "Allah'tan ba ka Tanr yoktur, deyinceye kadar insanlarla savamak iin emrolundum; bunu syledikleri an, benim iin mallar ve canlar dokunulmaz olur" dedi i halde sen nasl olur da bunlarla savarsn ?" dedii zaman, EVI Bekir ona cevaben: "Evet, ama Hz. Peygamber hemen bu hadisin arkas ndan "ancak hakkiyle syleyenler" demedi mi? Bunu hakkiyle sylemenin bir art da phesiz nainaz klmak ve zekt vermektir 83; onlar bu vecibeleri hakkiyle yerine getirmedike, bu dokunulmazla kavu mu olamazlar. Bu -itibarla namaz ile zekt birbirinden ayrmak isteyen bu gibi insanlara kar sonuna kadar mcadele etmek, benim ba lca devlerimden biridir" dedi. Neticede, Eb Bekir'in bu rivyeti ve gr , gerek mer ve gerekse ba langta onun_ dncesinde bulunan mslmanlar taraf ndan do ru bulunarak, zekt vermek istemiyenlerle mcadele edilmesi kararla trld". Bunlardan baka bu devirde, Fedek 85 ve Kur'an'n toplanmas " gibi daha baz mevzularda da ihtilaf edildi. Keza, daha Hz. Peygamberin lmnden nce ve sonra vukua gelen baz irtidad olaylar, zellikle
83 Bu hadisin birok varyantlar vardr. Bk. Salaliu'l-Buhriri, C. II, s. 109-110; Muslim, al-Clmiu's- Sahih, C. I. s. 38-39 ve ba lca hadis kitaplar . 84 Bk. a- ehristni, andan eser, C. I, s. 25; al-E 'ari, anlan eser, C. I, s. 36-37. 85 Fedek, Medine'nin kuzeyine d en kk bir Yahudi ky idi. Hayber vak'asmda yahudiler malup olunca, kendi akibetleri hakknda endie ve korkuya kap lan ky halk, buray mukavemet etmeksizin, kendi r zalariyle Hz. Peygamber'e teslim etmi lerdi. Bylece buras peygamber'in ahsi mlkiyetin intikal etmi oluyordu. O, hayat boyunca burann gelirini kendi ailesine ve "Beni H im " den muhta olanlara sarfetmi ti. Fakat kendisi vefat edince, bu mesele Mslmanlar arasnda ihtilaf konusu oldu. Neticede "Peygamberler miras b rakma zlar" anlamndaki hadise uyularak, bu yerin miras olarak Hz. Fatma'ya verilmesi red edildi. Bk. a-ehrist i, ayni eser, C. I, s. 25. 86 Kur'an'n toplanmas meselesi, Hz. Eb Bekir ile Hz. mer aras nda tartma konusu olmutur. mer, hafizlarm harplerde l!) say larnn azalmas dolaysiyle' kurulacak ehil bir komisyona Kur'an'n toplanma i inin havale edilmesini isterken, Eb Bekir, Hz. Peygambain hayatta iken byle bir ey yapmad gerekesiyle bu teklifi red etmek istedi. Fakat, sonunda dier mslmanlarn da srar ile Eb Bekir ikna edildi ve Kur'an ' n toplanmasna karar verildi. I te bugn elimizde bulunan metin, Hz. Osman' n hilfeti srasnda toplanmas tamamlanan Kur'andr. Bk. C. Brockelma, andan eser, s. 66; Sahihu'l Buldiri C. VI, s. 98-100.

26

Tuleyha b. Huveylid, Mseyleme al-Kezzb ve Secah hint al-Haris gibi Peygamberlik iddias nda bulunan 87 birtakm insanlarn meydana kmas, mslmanlar bir hayli u ratrd . Fakat btn bunlar, o zamanki mslmanlarn azim ve gayretleriyle, daha ok geni lemeye frsat bulamadan nlendi. Esasen bu ihtilaflar, daha nce de syledi imiz gibi, daha ok fikhi ve fer-i meseleler etraf nda toplanyordu. Din'in esas ve akidenin btnl hakknda - baz irtidad olaylar ha4ciddi bir ihtilaf yoktu". Bununla beraber bu kprdanlar, her ne kadar basit de grnse, mslman topluluunun gelece i hakknda bize k tutan birer belge mahiyetinde olmutur. Byk bir ihtimalle Hz. Peygamber, daha hayatta iken .bu istikbali grm ve e itli varyantlarla nakledilen "Benim mmetim 73 frkaya ayrlacak; bunlar n bir tanesi hari, hepsi Cehennem'e gidecektir. Kurtulacak olan benim ve ashab mn yolunda olan frkadr" 89 , hadisini irad buyurmu olacaktr. Bu hadis'in sa lamhk derecesini incelemek veya e itli varyantlarm aratrmak konumuz dndadr. u kadar var ki, gerek sahib, gerekse muallel olsun, daha sonralar slam camias nda bu hadisin mana ve ruhuna uyan bir durumun has!' oldu u gzmzn nnde bir gerek olarak durmaktad r. te bundan sonra plana gre inceleyece imiz konu, bu durumun ortaya kard bariz rneklerden birini te kil etmektedir.

87 Sahte Peygamberler konusu iin bak ma: C. Broekelmann, ayni eser, s. 47-48; al-Badadi, anlan eser, s. 15-16; Dr. Bahriye ok, Islam Tarihinde Ilk Sahte Peygamberler, Ankara 1957. 88 Bk. Yusuf Ziya (Yrkan), ehristni, Darulfmln. 5-6, s. 208, Istanbul 1927. 89 Bu hadis'in e itli varyantlar iin baknz: al-Bagddi, anlan eser, s. 9 vdd. Keza bk. Ibnul Esir al-Cezeri, Camiu'/-Usd, C. X, s. 407, Kahire 1368/1949-1374 /1955; as- irvni, Fak. Mec. Sene 2, Say :

Riseiletun fiBeyni'l-Firakal-Muhtelife, V. 2 A, Sleymaniye Ktb. Lleli Bl.Yazma, No: 2237; Eb Muhammed Osmn b. Abdillah b al-Hasan al-Irki al-Hanefi, Tarilu'l-Firak al-Islmiyye, V. 3 A -4 A, Sleymaniye Ktb. Yazma, No: 791.

27 -

BIRINCI BLM MUTEZILE'NIN DOUUNU HAZIRLAYAN SEBEPLER Bunlar genel olarak noktada toplamak mmkndr: 1 Mslmanlar arasndaki dini ve siyasi ihtildflar: Hz. Peygamber ve onu takip eden iki halife devrinde mslmanlar arasnda hkm srmekte olan sknet, birlik ve beraberlik nc Halife Osman b. Aff n' n mdafaas z ve muhakemesiz bir ekilde ldrlmesiyle sona erdi. Onun hilfet devresi, H. 23-29 /M. 643-649 ve 30-35 / 650-655 yllar arasnda olmak zere iki ksma ayrlr ki, birbirine e it olan bu iki devreden birincisini te kil eden ilk alt yllk sre "iyi idare sistemi", di eri ise" gayri merfluk ve karklk" la vasflandrdnutr". Biz burada, Hz. Osman' n hilfetinin ikinci yarsnda fiilen ba gsteren z t cereyanlar n ve nihayet onun katliyle sonulanan hareketlerin nedenlerini inceleyecek de iliz. Esasen buna vaktimiz de msait deildir. Ancak burada unu ifade etmek isteriz ki, Abdullah b. S eb e 91 gibi bir islam d mamnn, Islam kisvesi altnda kyam edip bizzat
90 Bk. H. A. R. Gibb ve J. H. Kramers, Uthman maddesi, Shorter Encyclopedia of slam, s. 616 vd., Leiden ve London 1961; G. Levi Della Vida, Osman b. Affan maddesi, Islam Ansiklopedisi, Cz. 95, s. 430, stanbul 1962. 91 Abdullah b. Sebe, annesine nisbetle Ibnu's-Savd lkabiyle de amlinaktad r. Kendisi aslen yahudi olup, Sana'da do duu rivayet edilir. Hz. Osman' n devrinde mslman olmu tur. Daha *sonra Msr'a giderek, orada Osman idaresinden m teki olan kimselere iltihak etmi tir. Msr'dan Medine'ye gelen ve Osman' n katline sebeb olan 5000 ki ilik heyetin ba nda bulunmu ve kafi hdisesinde byk bir rol oynanu tr Kendisi, Silliin ar bir kolu olan Sebeiyye firkasnn kurucusu, ba ka bir deyimle "gult" n mmessili sayhr. bn Kuteybe, Onun Rafzrlerden olup, ilk defa dinden kan kimse olduunu syler. Keza, Ebb'l Muzaffer al-Isferayini, Sebeiyye'nin Rafizilerin gulatndan olduu fikrindedir. Onun Islm leminde ihdas etmi olduu fitne ve fesad ksaca gurupta toplamak mmkndr: 1 Peygamber'in Ali'yi kendisine vasi ve halef olarak tyin etmi olduunu ilk defa syleyen odur. Ona gre, Peygamber'den sonra Ali'nin imameti nass ile sabittir.

28

ynettii menfi hareketlerin ve devlete kar ayaklanmalarn balad bu devreye gayri me rluk vasfn vermek kanatimizce do ru bir hareket de ildir. Bu olsa olsa belirli bir gayeyi istihdaf eden yersiz ve haksz bir isnattan ba ka bir ey. de ildir. stinad edilen sebepler ne olursa olsun, Hz. Osman' n bylesine feci bir ekilde ldrlmesi, mslmanlar aras nda byk bir anar i yaratt. Daha nce slam camiasnda teesss eden birlik ve beraberlik bu hadiseyle inkiraza urad . Mslmanlar aras nda doan ciddi ihtilaflar ve ayrlmalar, o u zaman taraflar aras nda silahl atmaya kadar vard. H. 36 /M. 656 ylnda vukua gelen Cemel vak'as nda Hz. Peygamber'in damad Ali b. Ebi Tlib (lm. H. 41 /M. 661) ile e i Hz. i e ve taraftarlar amansz bir harbe tutu tu. Neticede Hz. Ali zaferi elde etti. Fakat her iki taraf ta byk bir zayiat verdi. Hz. :Lki e'nin taraftarlarndan T al h a ve Z b e y r gibi birok slam bykleri bu vak'ada ldrld. :Aie ise, meyus bir halde Medine'ye dnd; orada mnzevi bir hayata ekildi ve H. 59 /M. 678 ylnda 64 yanda oldu u halde hayata gzlerini kapad 92. Bundan sonra H. 37 /M. 657 y lnda Sffin'de vuku bulan Ali ve Muviye (01m, H. 60 /M. 679) mcadelesi de hazin neticeler do urdu". zellikle iki taraf aras nda cereyan eden sava durdurmak amaciyle hkem olarak tyin edilen E b Ms al- A ' ari (lm. H. 60 /M. 657) ve Am r b. al-As (lm. H. 43 /M. 663)' n hkmlerinin her iki tarafa da kabule yan grlmemesi, bu mcadelenin iddetlenmesine ve buna ilveten de yeni anla mazlklarn do masna sebep oldu. Hariciye frkas ite bu sava n sonucunda meydana kt . Sia'mn a r bir kolu olan Sebeiyye frkas ise, daha nce zuhur etmi ve Hz. Osman' n
2 Hz. Peygamber'in ve Hz. Ali'nin, ldiikten sonra tekrar dnyaya rcii edeceklerini ilk defa ortaya atan odur. 3 Hz. Ali'nin lmedi ini, onun g e ekildiini, gk grltlerinin onun sesi, simselderin onun kudret ve satveti oldu unu, onda ilh bir kudretin sakh bulundu unu, en sonunda yer yzne inerek dnyay adaletle dolduraca m, ktlkleri kknden kaz yaca m ilk defa syleyen yine bu adamd r. Kendisinin Ali tarafndan Medin'e nefyedildi i bilinmekte ise de, hayatnn nasl ve ne zaman sona erdi i mehuldr. Bk. M. Th. Houtsma, Abdullah b. Saha maddesi, . sl. Ans. C. I, s. 40, st. 1950; al-Es'ari, anlan eser, Muhammed Muhyiddin Abdu'l -Hamid n sz, s. 11 12; Navbahti, Fraku'-ia, s. 20, list. 1931; M. G. S. Hodgson, Abdullah b. Saba, Encyclopedia of slam, New Serie, V, Fas. I, P. 51, Leiden 1954; Ibr Kuteybe, al-Maarif, s. 266, Msr 1353/1934; al-Isferyini, andan eser, s. 72; Dr. Taha Hseyin, al-Fitnatu'l Kbre , Osman, C. I, s. 131 vd., Kahire 1951. 92 Bk. C. Brockelmann, anlan eser, 68-69. 93 Bk. Do. Dr. Ibrahim Agh ubuku, anlan eser, s. 7-8.

29

ehid edilmesinde byk bir rol oynamt . Bu itibarla bu frka mensuplarna Osman'n gerek katilleri nazariyle bak ld ." slam leminde zuhur eden bu fitne hareketleri gn getike geli ti. Bu yzden mslmanlar n temiz- kanlar bol bol akt . Daha nce grlmeyen byk gnahlar ilendi. Islm dininin yasaklad icram hareketlerine giri ildi. Mslmanln en ulu ve en muhterem alSiyetlerinden biro u bu hal:liselerde hayatlar m kaybetti. Islm birli i paralanarak mslmanlar ufak ufak gurup ve frkalara ayrld. Bunlar birbirlerini tekfir etmekten ve lnetlemekten ekinmedi. Fthat hareketleri bu i eki meler yznden durdu. Gerekten durum ok nazikti. Bu durumu gren baz byk din bilginleri buna bir are arama, bir kar yol bulma abasna dt. Her lim, irtikp edilen byk gnahlar hakknda Kur'an ve Snnet'e dayanarak kendi gr ne gre hkmler verdi; fakat verilen hkmler eli ti, dnce ve grler ayrld ; meseleyi halledecek bir nokta zerinde ittifak edilemedi. Mslman bilginlerini bu derece me gul eden byk gnahn mahiyeti ne idi? imdi onu grelim: Byk gnah (Kebire) n iki ksma ayrldnda btn islm bilginleri ittifak etmektedirler. 1Allah'a erik komak : En byk gnah ite budur. Buna, "Kebire-i mutlaka" yani mutlak byk gnah denmektedir 95. Bu gnah ileyen ebedi. olarak Cehennemde kalr. "Allah Kendisine ortak ko may balamaz; bundan bakasn dilediine balar. Allah'a ortak koan kimse, phesiz byk bir gnahla iftira etmi olur"". Bu yeti te'kiden Peygamberimiz bir hadisinde yle diyor: "Allah'a ortak ko ar olduu halde len kimse Cehennemliktir" 97 . Keza Peygamber'e soruldu: "En byk gnah nedir? Peygamber "Allah'a ortak ko maktr" dedi". 2 Ortak komanm dfmunda olan byk gnahlar: Bunlar, kasden insan ldrme, zin etme, ana baba hakk na tecavz, yalan yere ahitlik, yetimin malna tecavz, faiz yeme gibi fiillere uyan gnahlard r99 . Burada gze arpan husus, haks z yere insan
94 Bk. Julius Wellhausen, al -Hamirie Va's-ia, Abdurrahman Bedevi Tere. s. 25, Kahire 1958; M. erefeddin, slamda lk Fikri Hareketler ve Dini Mezhepler, Darulfiintin, Fak. Mec. Sene: 4, Say : 14, s. 3, Istanbul 1930. 95 Bk. mer an-Nesefi, al-Akiiidu'n-Nesefiyye, 96 Nisti Sresi, yet: 48. 97 Bk. Salah Muslim, C. I. s. 65. 98 Bk. Sahil& Muslim, C.I, s. 63. 99 Bk. s. 117, Kahire 1319.

Ayni eser,

s. 63-64.

30

ldrme ile zina suuna terettp eden gnah ve cezan n, dierlerine nazaran daha byk olmas dr. nk Kur'an- Kerim bu iki hususu hemen Allah'a ortak koma fiilinden sonra zikretmektedir: "O kimseler
ki, Allah' n yannda baka Tanr tutup ona yalvarmazlar, Allah'n haram k ld cana haksz yere k ymazlar, zin etnezler..' ,1 oo. Ayetin siya-

kndan da anlald gibi, bu gibi fiilen irtikp edenler, di erlerine nispetle daha byk bir gnah i lemi olmaktadrlar. Bu mesele slam frkalar arasnda byk bir tart ma konusu oldu. Ehli Snnete gre, irk'in dnunda olan byk gnah i leyen kimse mu'nindir. I ledii byk gnah kendisini imandan kamad gibi kfre de sokmaz; nk hala kendisinde iman n esasm tekil eden tasdik mevcuttur; o sadece i ledii gnah nispetinde ceza grecekt ir ol . Hariciler ise, Ehli Snnetin bu gr n red ederek yle diyorlar: Byk veya kk, mutlak surette gnah i leyen kafirdir; Cehennemde ebedi olarak kalacakt r"-2. nk onlara gre iman ile amel ayr lmaz bir btndr; amel iman tamamlayan bir czdr " 3 ; o halde amele mukarin olmayan bir iman n hibir kymeti yoktur" 4. Hariciler Ehli Snnete kar bu fikri savunurlarken 1 ", M r ci ede Haricilerin grne itiraz ediyor ve kendilerine has yeni bir rle ortaya kyorlard . Onlara gre dinin esas ve temeli imandr, amel deildir; gnahla imana bir zarar gelmeyece i gibi, yaplan taatn da inanmayana bir faydas yoktur. O halde byk gnah i leyen mu'min100 Furkn Sresi, ayet: 68.
101 Bk. Zhdi Hasan Crullah, al-Mu'tezile, s. 15, Kahire 1366 /1947. 102 Bk. Nesefi, anlan eser, s. 117-118; Eb Muhammed Osman al- rak? al-Hanefi, Ta-

al-islimiyye, var. 13 b. 103 Bk. Hannl-Fhnri ve Halil al-Cerr, Tarihu'l-Felsefe al-Arabiyye, C. I, s. 137-138,
Beyrut 1957." 104 Harici fkralar arasnda bu konuda ihtilaf vardr. Bunlardan Ezirika'ya gre, byk veya kk gnah ileyen mrik olup, kendisiyle birlikte ailesinin-ve ocuklar nn da katli, vaciptir; nk m riklerin ocuklar da mriktir. Bylece muhaliflerinin ocuklarnun ldrlmesini tecvi etmi oluyorlar. Safariyye genel olarak onlarn griine uymakta ise de, ocuklarn ldrlmesi keyfiyetinde onlardan ayr bnaktadr. Nece llt 'a gre ise, ilenen gnahn tahrimi hususunda mmet icm etmi ;.e', bu gnahn mrtekibi kfir ve milriktir. E er ihtilaf konusu ise, bu husustaki hkm fakihlere terk edilir. Onlar n kendi ictihadlariyle verecekleri ahkma gre hkmedilir. Bk. al-Ba dadi, andan eser, s. 70 vd.; Hannal-Fhri ve Halil al-Cerr, 138. 105 Tafsilt iin bk. William Thomson, Kharijitism and the Kharijites, Macdonald Presentation Volume, 1933, ayr basm.

ayni eser, e. 137

31

dir. Onlar bu hkm vermekle beraber, gnah i leyen kimsenin mstahak olduu cezay aklamaktan imtin ederek, bunu ldkten sonra Allah'n onun hakknda verece i hkme brakmay daha uygun bulmulardr i 6 . Bu konudaki fikir ayrlklar' gnden gne geli ti; hatt bu konu ile ilgili olarak mescitlerde ve sair yerlerde a k oturumlar ve mnazaralar tertip edilme e balad . phesiz bunlarn en me hurlar Basra mescidlerinde tertip edilen halkalar, zellikle Hasan al - B asrrnin halkas olmutur. Hasan al-Basrrye gre byk gnah i leyen mnafktr 107, fakat al-Ba ddi (lm. H. 429 /M. 1037) onun bu hkmn, daha sonralan iddetle tenkid etmi ve mnafkn, kfrn aklayan bir kfirden daha tehlikeli ve daha zararl olduunu sylemitir " 8 . Gerekte, bu meselenin halledilmesi iin ortaya at lan fikirler hibir taraf tatmin etme e kfi gelmiyordu. Ehli Snnet'in hkmnde grlen teshl'e kar lk, Haricilerin gr byk bir iddet ve kasvet vasfm tayordu. Mrcie ise, bu i i Allah'a havale etmekle yetiniyor ve kesin bir hkm vermekten kam yordu. Hasan al- Basrrnin gr de yetersiz ve zay f bir hkm olarak vas flandrlyordu. O halde baka bir hal aresi aramak lz md . te bu hal aresini buldu unu iddia ederek, Hasan al- Basrrnin talebesi V s l b. At ortaya yeni bir gr att . Genel olarak onun bu husustaki gr u noktada toplanyordu: "Amel imam!' bir cz'dr 109 ; m'minler, kfirler ve mnafklar hakknda Kur'an- Kerim ve hadislerde varid olan hkmler, byk gnah ileyen kimse hakknda uygulanamaz; nk bu gibi insanlar mezkr ahkmn mulne girmemektedir ". 0 halde bunlar n durumuna uyan ba ka bir hkm vermek lz mdr ki, bu da Kebireyi ileyenin ne m'min, ne de kfir olmyaca , ancak onun iman makam ile kfr makam aras nda nc bir makamda bulunaca keyfiyetidir "'. te bylece Vs l'n ahsnda Mutezile'nin me hur "alMenzile Beyne'l-Menzileteyn" nazariyesi ortaya km oldu. Vsl'a gre iman ile kfr aras nda bulunan gnahkr, tvbe ederse tekrar iman makamna avdet eder; tvbe etmeden lrse, kfr makam na
106 Bk. a-ehristnt, anlan eser, C. I, s. 139. 107 Bk. Eb'l-Hseyin. b. Osman. al- Hayyt, Kittbu'l-intisar. s. 164,Kahire 1344 /1925; an-Neseff, s. 119. 108 Bk,
anlan eser, s. 70.

109 Bk. Nesefi, anlan eser, s. 117. 110 Bk. al-Hayyt, anlan eser, s. 167. 111 Bk. al-Hayyt, ayni eser, s. 164-168.

32

dahil olmu olur 112 . Vsl byle bir insana "fs k" demekte H' ve tvbe etmeden lrse, fs klndan dolay Cehenneme girece ini ve orada ebedi olarak kalaca n sylemektedir 114 . Grld gibi, Vsl bir taraftan byk gnah i leyen ne mu'mindir, ne de kfir derken, di er taraftan Hariciler'in gr ne uyarak bu kimsenin ebedi olarak Cehennemde kalaca n sylemekle kendi kendini nakzetmi olmaktadr. Baddi bu gere e i aret ederek Vs l'n szlerinde ak bir elime olduunu zikretmitir " 5 . Her halde kendisi de daha sonra bu tenkuzu idrk etmi olacak ki, byle bir insan n cezas nn kfirlere nisbetle daha hafif, derecesinin de onlar n derecesinden daha stn olaca n sylemek lzumunu hissetmitir " 6 . V s l bu nazariyesini hilfet konusunda mnazaa eden taraflara da tatbik etti. Bu as rda mslmanlar bu hususta da ihtilaf halinde idi. Ali taraftarlar , ona kar gelenleri, onunla harbedenleri ve nihayet hakk olan hilfetten kendisini al koyanlar iddetle yererek, onlar kfr ve zndklkla itham ederlerken, Muviye taraftarlar da camilerde Ali'ye aka lanet ediyorlard . Hariciler Cemel yakas nda Ali'ye kar harbedenlerin kfir olduklar n, Ali'nin onlarla sava makta hakl bulunduunu, fakat Sffin yakasnda ba langta hakl olmasna ra men "tahldn" meselesini kabul etmekle, onun da kfir oldu unu iddia ediyorlard. Ehli Snnet ise, her iki vak'ada harbeden iki taraf n da mslman oldu una, Ali'ye kar harbedenler aras nda her ne kadar asi veya hatal insanlar bulunmu olsa da, bunlarn hatalarnn veya isyanlarnn kfre ve fiska mncer olmayaca na inanyorlard. Mr ci e'ye gelince, onlar her iki tarafn da mslman olduunu sylyor ve bunlar hakknda verilecek hkm hirete irc etmekle yetiniyorlard . Vs l bu fikirlerin hi birisini kabul etmedi. Ona gre, iki taraftan birisi muhakkak surette fs k ve hataldr, fakat bunu tyin etmek gtr. Bu itibarla her iki taraf n da ahadetini kabul etmek caiz de ildir" 7 . Vsl'n arkada Amr. b . Ub ey d daha ileriye giderek her iki tarafn da fsk olduunu sylemi ve ahadetlerini kabul etmemi tir."'
112 Bk. Fuzli, Matlau'l-hildid, Esat Co an ve Kemal I k tere, s. 73, Ankara 1962; ve Arapa asil, s. 87. 113 Bk. Zuhdi Hasan Crrullah, anlan eser, s. 17; Neseri, anlan eser, s. 119. 114 Bk. Ahmed Emin, s. 297, Kahire 1370/1950. 115 Bk. anlan eser, s. 71. 116 Bk. a -ehristni, anlan eser, C. I, s. 48. 117 Bk. a- ehristni, anlan eser, C. s I, s. 49. 118 Bk. al-Ba dkli, anlan eser, s. 72.

33

te Mutezile frkas , bu gibi konularn en geni ekliyle tartld bir devirde do du. Mslmanlarn kar lam olduklar bu problemler, bu frkann do uuna tesir eden en byk faktrlerden biri oldu unda phe yoktur nk bu m kller, onlar da dier frka mensuplar gibi ilgilendirmi ve bilhassa byk arkiyatc ilim adam Prof. Nyb er g'in de i aret etti i gibi" 9, bu konuda herkesin ittifak edebilece i veya en az ndan taraflar n eliik dnce ve fikirlerini telif etmee yarayacak bir hal tarz , bir forml bulmak amaciyle ortaya at ldlar. te bu dncenin bir sonucu olarak da "al-Menzile Beyne'lMenzileteyn" nazariyesi meydana km oldu". Mutezile'nin ilk ve en mehur prensiplerinden birini te kil eden bu konu hakk nda ileride daha geni bilgi verilecektir. 2 Yabanc din ve kltrlerin tezini: Arap Yarmadas 'nda do an islmiyet byk bir hzla geliti. Ksa bir sre iinde birok lkeler zaptedildi. H. 14-21 /M. 635-641 y llar arasnda Suriye, Msr, Irak ve ran byk Islam devletinin birer eyaleti haline geldim. Daha sonralar ve bilhassa Emeviler ve Abbasiler devrinde bu yeni devletin hudutlar , douda Maverannehir, bat da Simali Afrika ve hatt Ispanya'ya kadar uzad . Tabii olarak Islam d ncesine bu fetihlerin nemli etkileri oldu. Yabanc din ve kltrlere sahip birok unsurlar Islam toplumuna girdi. Suriye ve M sr'da Hristiyan ve Yahudi dinleri hkim bir durumda iken, Irak ve Iran'da da MediSbie, Zerdt, Mezdekiyye ve Seneviyye gibi 122 birtakm batl inanlar yayg n bir halde idi. Mslmanlar fethettikleri bu lkelerde, karlatklar bu kadar e itli din ve inan sahipleri ile bir arada yaamak ve onlarla devaml te rik-i mesi yapmak zorunlulu unda idiler. Bunun bir sonucu olarak, baz mslmanlar kendilerini onlar n tesirine kaptrma a ve bylece onlar n baz inanlar da Islmiyete s zmaa balad. Bu tesirler e itli yol ve ekillerde oldu. Mesela bu din mensuplarndan bazlar , kendi dinlerini b rakarak islamiyeti kabul etmelerine ra men, eski inanlarndan tamamiyle s yrlmaa ve bunlarn etkisinden kendilerini kurtarma a muvaffak olamad ."' nk bir insan n eski
119 Bk. Hayyt'm al-indstir adl eserine Prof. Nyberg tarafmdan yazilan nsz, s. 51. 120 Bk. Zuhdi Hasan Crullah, andan eser, s. 20. 121 Bk. Do. Dr. brahim Agh ubuku, Gazzttli ve phecilik, s. 8. 122 Tafsilt iin bk. a - ehristni, andan eser, C. I, s. 233 vdd; Prof. Dr. W. Barthold, isltn Medeniyeti Tarihi, ev: Prof. Dr. M. Fuad Kprl, s. 15, Ankara 1963. 123 Bk. Ali Hasaballah, an /an eser, s. 91.

34

akidesini, zamanla zihninde ve ruhunda yer edip btn benli ini saran bir inanc, her ne kadar bat l da olsa, birden terketmesi kolay de ildi. te bundan dolay bu yeni mslmanlar, bilerek veya bilmeyerek, yahut kt bir niyetle eski inanlar ndan baz larn slmiyete soktu ve bunlar mslmanlar aras nda yayd . Bunlardan baz lar slmiyeti, inandndan de il fakat mal ve hret gibi baz kiisel dnce ve ahsi karlara istinaden kabul ederken, dier bazlar da srf slmiyeti iinden ykmak ve bylece eski dinlerinin intikamn alm olmak iin bu dine giriyordu. Gerekten slm kisvesi altnda gizlenen bu insanlar n, slmiyete ne derece byk zararlar dokunduunu, mslmanlarn siyasi ve itikadi birlik ve beraberliklerini paralamak hususunda nas l sinsice ve sistemli bir ekilde altklarn, daha sonraki devirler a ka bize gstermi tir'. Bunlardan ba ka birok gayri mslim de kendi esas din ve inanlarna ba l olarak kalmay tercih etti. Esasen slm dini de, gerekli olan cizye dendike buna mni olmuyordu. Mslmanlarla bir arada ya ayan bu insanlar, tecrbe ve bilgilerinden dolay zamanla devletin e itli daire ve vazifelerinde grevlendirildi. Bylece mslmanlar n bunlarla olan temas ve ili kileri gn getike s klat . Fikirler ve grler teati edildi. Fakat mslmanlar n onlardan aldklar verdiklerinden ok oldu. Bu yabanc unsurlar kanaliyle slmiyete, daha nce mslmanlarn syleme e cesaret edemedikleri birok nemli teolojik meseleler sokuldu. Bunlar a ka mnaka a edilmee balad . Bu gibi problemlere, mslmanlar aras ndan akl ve istidll yoluyla bir hal aresi bulmak cesaretini gsterenler oldu. te bunlarn banda, gerek slam Kelmnn messisi saylan Mutezile frkas bulunuyordu. Bu frkamn do uunda Yahudilerin de baz etkileri oldu u anlalmaktadr. Baz kaynaklara gre, Kur'an' n mahlk oldu u fikrini ilk defa ortaya atanlar onlard r. bn Es ir'e gre bu meseleyi ilk defa ortaya atan, daha nce de Tevrat' n mahlk oldu unu syleyen ve Peygamber'in en byk d man Lebid b. al-As am'd r. Onun bu fikrini slmiyette ilk defa kitap halinde ne retme e cesaret eden ise, k z kardeinin o lu ve zndkl ile mruf "T 1 ut" olmu tur 125 . Hatib alBaddi (01m. H. 463 /M. 1070)'nin de kaydetti ine gre, Kur'an' n mahlk olduunu iddia edenler aras nda bulunan B i r al-Merrisi
124 Bk. Ali Hasaballah, ayni eser, s. 92-93. 125 Bk. Ibnu'l-Esir, fi't -Tarih, C. VII. s. 49, Leiden 1283-1293.

35

(lm. H. 218 /M. 833)'nin babas , Klfe'li bir yahudi boyacs idi126. bn Kuteybe'den rivayet edilen bir habere gre, Kur'an' n mahlk olduunu ilk defa syleyen, yahudi Abdullah b. Sebe'in koyu taraftan al-Mugire b. Said al- cli (lm. H. 119/M. 737)'dir 127 . Grld gibi, Mutezile'nin douunda Yahudilerin baz tesirleri olmutur. Fakat bu tesir, H ristiyanln tesirine nispetle kmsenecek derecededir. Biraz nce de syledi imiz gibi, slam devletinin hudutlannn genilemesi ile bu devletin tab'as haline gelen Hristiyan toplumuna baz imtiyazlar tannm , hatt bunlarn bilgi ve tecrbe bakmndan ileri gelenleri, devletin en yksek kademelerine dahi tyin edilerek kendilerine nemli mevkiler sa lanmtr. Bu cmleden olarak Halife Muviye, Rum H ristiyanlarndan S ergun (Sergius) b. Man s r'u kendisinin zel sekreterli ine, yni bu gn hususi kalem mdrl diyebilece imiz ok nemli bir makama tayin etti 128. Muaviye ldkten sonra da ayni makamda kalarak kendisini devlet ilerinden ziyade araba, musikiye ve spora hasreden 129 Ye zid (lm. H. 64 /M. 683)'in m avirliini yapt l". Bundan sonra bu vazife, o lu St. John of Damascus (Yahya veya Yuhanna'd-Dima ki)'a intikal etti. Bir mddet bu vazifede kald ktan sonra, H. 112 /M. 730 y lnda bu grevden ayrlarak Kuds yak nlarnda bulunan St. Sabas manast rna ekilmi ve geri kalan mrn dini ve teolojik eserler yazmakla geirmitir. St. John H. 56 /M. 675 ylnda am'da do mu olmasna ramen, lm hakknda kesin bir tarih tesbit edilememi tir. genel olarak bu tarih, M. 741 ile 754 y llar arasnda de imektedirm. St. John yapt ilmi almalar meyannda yazd "Bilgi Kayna" adl risalesi, ona ark kilisesinin en byk do matii hretini kazandrm , eseri daha sonralar ok me hur olmu ve mteaddid defalar Latinceye tercme edilmi tir. Bu eser ksmdr: Birinci ksmda Aristo'nun fikirleri teolojiye tatbik edilmekte, ikinci ksmda "zndklklar" ad altnda kendi zamanna kadar sregelen tart ma ve mnakaalar anlatlmakta, nc ksmda ise, Ortodoks bir Kelm gr tedvin edilmektedir 132 . Gerekten St. John ark kilisesinin en nl ve en
126 Bk. Ahmed K Ali abllatib al-Ba dLidi, Tarih Badad, C. VII, s. 61, Kahire 1332/ 1913. 127 Bk. Ibn Kuteybe, Uy(nu'l -Ahbr, C. II, s. 148-149, Kahire 1343-1349/ 1925-1930. 128 Bk. Emul. Esir, anlan eser, C. IV, s. 7; Tabari, Tarihu'l Umen, C. VI, s. 183; Zuhdi Hasan Crullah, an lan eser, s. 23. 129 Bk. C. Brockelmann,

islam Milletleri, s. 79.

130 Bk. Taberi, anlan eser, C. VI, s. 194, 199; Ibnu'l-Esir, anlan eser, C. IV, s. 17. 131 Bk. Encyclopedia Britannica, John of Damascus mad., C. XIII, s. 102-103, 1953. 132 Bk. Dr. Ya ar Kutluay, islmiyette Bilmeli Mezheplerin Do uu, s. 61-62.

36

muhterem ahsiyetlerinden biri oldu u gibi, ark Hristiyan leminde de en byk bir Kelm bilgini olarak gze arpmaktadir" 3 . Onun zamannda Ortodoks Kelm sisteminin zirveye ula m olduunu, yazm olduu eserlerin o undan anlamak mmkndiir 134. O, bu eserlerinde dini inanlar n byk bir titizlikle savunurken daha ok akli istidll yollarna tevessl etti ve felsefi metodlarla dvas m kazanma a aht . Onun mensup olduu "Rum Ortodoks Kilisesi tarafndan ilenip ortaya konulan ve bilhassa kendisi tarafndan tedvin edilmi bulunan Allah akidesi, mslmanlar Allah'n basit isimlerinden O'nun sfatlarn aratrmaa seveketti"" 5 . Bu hususu, T. H. Weir de biraz deiik bir ifade ile teyid etmektedir" 6. Keza Mc Giffert bu konuyu incelerken, St. John'un yazm olduu eserleri aras nda Hristiyan dinini savunan ve bir mslman arapla bir h ristiyamn karlkl muhavere ve mnaka as eklinde kaleme alnm olan bir eserin mevcudiyetinden de bahsetmektedir 137 ki, bu asrda mslmanlarla hristiyanlar aras nda cereyen eden mnaka a ve mnakaalarn mahiyetini bize gstermesi bak mndan nemlidir Emevi devletinin ilk devirlerinde yap lmasnda bir saknca grlmeyen, hatt baz hallerde bizzat Halife tarafndan te vik ve te'yid gren bu gibi mnaka alar hernekadar bir mddet iin durdurulmu sa da, daha sonralar bu mnaka alarn tekrar ba lad ve zellikle Halife M e' m n (lm. H. 218 /M. 833) zaman nda btn iddetiyle devam etmi olduu grlmektedir. "Nefhu't-Tib" adli eserde Me'mn'un huzurunda Harrn rahibi ve St. John'un talebesi E b Kurra (lm. H. 211 /M. 826) ile al-Attbi aras nda is (A S ) hakkn da iddetli bir mnaka ann cereyan etti i zikredilmektedir 138 . Keza, daha nce me hur Hristiyan airi al- Ah t a l'in Emevi saraylar na kadar girme e muvaffak olup, hatt bu saraylar n resmi airi sfatn alm ve zellikle Ye zi d b . Muviye'nin, Emevi hanedan= d manlarna kar savunmada byk lde ona itimad etmi olmas, bu devirde mslmanhristiyan mnasebetlerinin kuvvet derecesini gs133 Bk. A. C. Mc Giffert, A History of Christian Thought Early and Eastern, s. 308, London 1932. 134 Bk. A. C. Mc Giffert, ayni eser, s. 331. 135 Bk. D. B. Macdonald, "Allah" maddesi, Islm Ansiklopedisi, C. I, s. 368, stanbul 1950. 136 Bk. T. H. Weir, Muhammadanism, Encyclopedia of Religion and Ethics, C. VIII, s. 899-900, New York 1951. 137 Bk. A. C. Mc Giffert, andan eser, s. 310. 138 Bk. Ebu'l -Abbs Ahmed al-Makkari, Nefhu't-Tib, C. 111,8.153, Kahire 1279 /1862.

37

teren dier bir rne i te kil etmektedir 139 . Bunlara ilveten, mslmanlarn hristiyanlann tesiri alt nda kaldklarna ve bunlarn baz fikirlerini alp slmiyete soktuklanna dair daha birok varyantlar mevcuttur. al-Agani'de zikredildiine gre, me hur arap airi al A' kaderiyeci olup, bu fikri Hira'da oturan Nasrni ibadilerinden alm tr. Ayrca kendi rvisinin de ibadilerden oldu u sylenmektedir" A' 'nn kaderiyeci oldu u, bu konuda sylemi olduu mehur bir iirinden de anlalmaktadri". M akriz rnin kaydetti ine gre, slmiyette "kader" meselesini ilk defa ortaya atan Ma'be d al-Cuhani (lm. H. 80 /M. 699), bu fikri Eb Yfnus Senseveyh (al- Esvri) ad nda bir hristiyandan almtr'42. bn Nub t e ise ba ka bir gr ortaya atarak, islmiyette "kader" konusunda ilk defa konu amn Irakl bir hristiyan iken mslman olan, sonra da irtidad eden bir ahs olduunu ve Ma'bed'in de bu fikri muhtemelen ondan alm olacan sylemektedir 143 . bn Kuteybe de Ma'bed'den sonra kader konusunda en byk yeri i gal eden G a yl n ad - D ima krnin kpti olduunu syleyerek, kendisine "Gayln alKpri," adn vermektedir 144 ki, bylece onun da H ristiyan asll oldu u anlatlmak istenmektedir. Kader konusunda ileri srlen bu e itli gr lerin doruluk derecesi, kanatimizce mnaka aya de er bir mevzudur. nk her eyden nce bu fikirleri nakleden kaynaklarda gze arpan husus, bunlar n daha sonralar yazlm eserler olmas dr. Sonra byk bir ihtimalle Kaderiyeciler, d manlar tarafndan Hristiyanlara taklidle ve onlar n tesiri altnda kalmakla da kasden itham edilmi olabilirler. Fakat gerek u ki, Hristiyanlarm istita (g) ve irde hrriyeti gibi konulardaki grleriyle, Kaderiyecilerin bu meselelerdeki gr leri aras nda byk lde bir uygunluk, bir tevfuk vard r. Bu itibarla, bir H ristiyan tesirinin mevcudiyetini syleyenleri de, bu gere in altnda hakli bulmamak mmkn de ildir. Btn dier faktrler nazara al nmasa bile, sadece St. John ve onun talebesi Eb Kurra gibi H ristiyan Ortodoks Kelme larmn mslmanlar arasnda bulunmas, byle bir tesiri icra etme e kfi gelece inde phe yoktur.
139 Bk. -Ferec ahisfahni, al-Agni, C. XIV, 117, Kahire 1323/1905. 140 Bk. al-Isfahani, ayni eser, C, VIII, s. 76. 141 Bk. A. S. Tritton, Muslim Theology, s. 54, London 1947; bn abd Rabbih, al-liedu'lFerkl, C. I, s. 205, Kahire 1293/1876. 142 Bk. al.Makrz, al-Hitat, C. IV, s. 181, Msr 1324-1326. 143 Bk. bn Nubte Serhu'l-Uyn erh Rislet bn Zeydn, s. 157, Kahire 1278 /1861. 144 Bk. bn Kuteybe, Kitbu'l-Marif, s. 166, 207.

38

Durum bu zaviyeden incelenecek olursa, Mutezile f rkasnn da bu yabanc tesirlerin dnda kalmad, hatt bu frkann do uunda bu etkilerin byk bir rol oynam olduu kendiliinden meydana km olur. Bizzat Halife Me'mn'un huzurunda Mutezile alimleri ile St. John of Damascus'un me hur talebesi Eb Kurra aras nda dini konularda iddetli mnaka a ve mcadelelerin cereyan etmi olduunu biliyoruz. Bu itibarla, Mutezile'nin genel olarak St. John'un ve zellikle onun halefi Eb Kurra'n n baz fikirlerini alm veya kader, s fat ve isimlerin nefyi, irade hrriyeti, te'vil ve tefsir 145 gibi baz konularda onlarn tesiri altnda kalm olmas muhtemeldir. nk Mutezile'nin bu hususlardaki gr leri ile, gerek St. John ve gerekse onun halefinin gr leri aras nda byk bir benzerlik vard r. te bundan dolay garp bilginleri, byle bir tesirin mevcudiyetinden srarla bahsetmi olacaklardr. Bu konuda me hur arkiyat bilgin T. J. de Bo er, genel olarak slam dncesi zerinde Hristiyan dncesinin byk bir etkisi bulunduunu, zellikle irade ve ihtiyar gibi meseleler zerinde ilk konuan mslmanlarn bunlar Hristiyan ' 46 hocalarndan renmi olmalar gerektiini sylerken, Macdon al d'da bu d nceyi teyid eden bir mtalaa yrterek, slam Kaderiyecilerinin geni lde Yunan teolojisinden faydalanm olduklarn sylyor 147 . Fakat daha sonra bu tesirlerin Mutezile'nin do uunda ne derece etkili oldu unda mbala edilmemesi ve bu hususta ifrata ka lmamas gerekti ini de sylemekten kendisini alam yor 148 . Bu fikri destekleyen di er bir arkiyatc da Von Kr emer'dir.. Ona gre Mutezile, Yunan teolojisinin, zellikle bu kltr temsil eden St. John ve onun talebesi Eb Kurra'n n tesiriyle do mutur 149 . nk o as rda kilise babalar, irade hrriyeti ve Allah'n ezdi sfatlar hususunda daimi bir mcadele halinde idiler; muhtemelen onlar n bu konudaki d nceleri, Suriye'nin mslmanlar tarafndan fethedilmesinden sonra Mutezile'ye de gemi olabilir. Von Kremer bu gr e delil olarak Cehennem azab nn inkar konusunda kilise babalarnn grleriyle ", Cehm b. Safvn' n Cennet ve Cehennem'in ebedi olmad gibi, ehlinin de hareketlerinin sonlu oldu u yo145 Bk. Zuhdi Hasan Crullah, anlan eser, s. 26-31. 146 Bk. Prof. Dr. T. J. de Beor, slamda Felsefe Tarihi, eviren Dr. Yaar Kutluay, s. 31-32, Ankara 1960. 147 Bk. D. B. Macdonald, Development of Muslim Theology, Jurisprudence and Constitutionel Theory, s. 13, New York 1903. 148 Bk. Ayni eser, s. 132 vd. 149 Bk. Nicholson, A Literary History of the Arabs, adl eserden naklen, s. 220-221, London 1907. 150 Bk. Ahmed Emin, Duha'l- slm'dan naklen, C. I, s. 344 vd., Kahire 1357 /1938.

39

lundaki gr aras ndaki byk benzerli i gstermektedir ". Bilindii gibi Mutezile mensuplar ,daha sonralar Cehmiye frkasnn bu grn alarak biraz de iik bir tarzda, yani "Cennet ve Cehennem ebedi olmakla beraber ehlinin hareketleri son bulacak, lezzet veya elemi tanktan sonra cmid bir cisim halinde ebediyen orada kalacakt r" eklinde kendilerine maletmi lerdir "2. Burada i aret edilmesi gereken husus, Mutezile'nin bu yabanc tesirlerin yan sra, dahili baz ideolojilerin de etkisi alt nda kalm olabilece i keyfiyetidir. Daha Mutezile'nin bir sistem olarak do uundan nce, Hristiyan ve Yahudi dinlerini inceleyen ve bu dinlerle ilgili baz itikadi konular alarak bunlar mnaka a mevzuu yapan bu ideoloji sahipleri, mslmanlarn daha nce syleme e cesaret edemedikleri birtakm gr lerle ortaya ktlar. Bylece slmiyette ilk defa itikadi konular ciddi bir ekilde tart lmaa balad. Kader ve Kur'an' n mahlk olup olmad meselesi gnn konusu haline geldi. Allah' n sfatlar, insann yapma gc ( stita) ve irade hrriyeti gibi mevzular zerinde fikirler yrtlme e balad 153 . te bu asrda ilk defa Kur'an' n mahla (yaratlm), oldu unu ileri sren Ca'd b. Dirhem (lm. H. 124 /M. 741) oldu 154. Cehm b. S afv n (lm. H. 128 /M. 745) bu konuda ve daha birok konularda onu takip etti i". Cehm 156 ayni zamanda, insan n hibir iradesinin
151 Bk. al-Ba dadi, anlan eser, s. 128; a -Sehristni ,al-Milel, C. I, s. 87-88; bn Hazm, al-Fisal fi'l-Milel, C. IV, s. 83, Kahire 1317-1321. 152 Bk. bn Hazm, ayni eser, ayni yer; bn Kuteybe, Te'vil Muhtelefi'l-Hadis, s. 55. 153 Bk. Do. Dr. Ibrahim Agh ubuku, Gazzali ve phecilik, s, 0-11. 154 Ca'd b. Dirhem bu sznden dolay, Hiam b. Abdu'l-Melik (Hilafet sresi: H. 105-125 /M. 723-742) zamannda Irak valisi Halid b Abdullah al- Kasri tarafndan Halifenin emriyle ldrlm tr. am'da ikamet eden Ca'd' n Mervn b. Muhammed'in hocas olduu ve ona Kur'an'n yaratlm olduu fikrini telkin etti i sylenir. Oldrl hakknda e itli rivayetler vard r. Fakat ittifak edilen nokta, yukar daki szne ilaveten, Hz. brahim'in "Halilullah" ve Msa'nm da "Kelimullah" sfatlarn inkr etmesinden dolay, kurban bayram hutbesini mteakip mimberden inen Hlid b. Abdillah al-Kasri tarafndan Kfe mescidinde kurbanlk koyun gibi boynu kesilmek suretiyle ldrlm olmasdr. Tafsilt iin bk. Ibn'ul-Esir, mil fi't-Tarih, C. V, s. 704; Ali Hasaballah, anlan eser, s. 91; bn Nubte, Serhu'l-Uyn, s. 159; A. S. Tritton, Muslim Theology, s. 54-55; bn al-Hanbeli, Sezertu'z - Zeheb, C. I, s. 169, Kahire 1350 /1931. 155 Bk. bn al-Hanbeli, ayni eser, C. I, s. 169; bn Nubte, ayni eser, s. 159. 156 Cehm b. Safvn aslen Horasanh idi. Kiife'de ikamet etti i sralarda Ca'd b. Dirhem ile kar lat ve ondan baz fikirlerini ald. Rivayete gre bir mddet de al Hris b. Sureyc'in vezirliini yapt. En sonunda Horasan'da Haris ile beraber Emevi'lere kar giriilen kyam hareketine itirak etmi olduundan, Emeviler tarafndan yakalanarak ldrlm tr. Onun fikirlerinin daha ok Horasan'da yay lm olduu sylenmektedir. Bk. M. erefeddin, Kelm Sa yalar, Darulfilniin hah Fak. Mecmuas , say : 24, s. 19, stanbul 1932; A. S. Tritton, anlan eser, s. 55; a- ehristni, al-Milel, C. I, s. 86; al-Ba dadi, al Fark, s. 128; bn Kayyim alCevziyye, igeisetu'l -Lehfn, M. Hmid al-Faki ne ri, C. II, s. 177, Kahire 1939; Ahmed Emin, Fecru'l s. 286-287.

40

mevcut olmadn, her eyin Allah tarafndan nceden takdir edilmi olduunu, kulun takdir edilen fiili yapma a mecbur oldu unu da iddia etti. Bylece onun ahsnda Cebriyye ve ismine nisbetle de Cehmiyye frkas domu oldu. Yine bu asrda kader meselesi hakknda ilk sz M a'b e d al Cuh ani (lm. H. 80 /M. 699) syledi ' 57. Dier bir rivayette ise, bu konuda ilk sz syleyenin am'da ikamet eden ve Halife Mu v iy e b. Yezid'in hocas bulunan mer al-Makss (01m. H. 80/M. 699) adnda birisi oldu u sylenir; ayni varyantta bu adam n Emeviler tarafndan Halifeyi ifsad ithamiyle ldrld zikredilirm Daha sonra da Gayl n ad- Dim a ki 159 M'bed'in yolunu takip etti ve o da kaderi inkr ederek insann tam bir irade hrriyetine sahip oldu unu, kendi fiil ve hareketlerini yaratma kudretini haiz bulundu unu ileri srdii 6. Bylece de "Kaderiyeciler" ad verilen sistem vcut bulmu oldu. te byle eliik cereyanlarm arp t bir as rda, Kaderiyecilerin merkezi olarak bilinen Basra ehrinde 161 Mutezile teolojik bir sistem olarak ilk defa slam tarihindeki yerini alm oldu. Bu frkann douunda, iinde bulunduklar eitli fikri cereyanlarm byk lde etkili olduunda phe yoktur. Bu gere i ak bir ekilde teyid eden husus, savunduklar prensiplerin, genellikle biraz nce de indiimiz sistem157 Ma'bed al-Cuhani, Ilk defa bu konuyu Basra'da ortaya att . Kendisinin Hasan alBasrrnin meclisine devam etti i ve bata Amr b. Ubeyd olduu halde Basra'h birok mslmanlarn kendisine tabi oldu u sylenir. Fakat kader'le ilgili mnaka alar byyp, mslmanlar arasnda fitne ve ayrlmalar yaratma a balaynca, kendisinin Halife Abdulmelik b Mervan'n emriyle Haccac tarafndan armha gerilmek suretiyle ldrld rivayet edilir. Ba ka bir rivayette ise ldrlmesinin, Abdurrahman b. al-E 'as ile beraber devlete kar kyam hareketine i tirak gibi siyasi bir sua istinat etti i zikredilir Bk. al-Makrizi, al-Hitat, C. IV, s. 181 vd.; al-Hafz emseddin az- Zehebi, Mizeinu'l- ' tidal fi Nakdi'r -Rical, C. III, s. 183, Kahire 1325 /1907; Ahmed Emin, Fecru'l -s/dm, s, 285. 158 Bk. Zuhdi Hasan Carullah, anlan eser, s. 34. 159 Gaylan ad-Dima krnin tam ismi, Ebil Mervn Geyln b. Muslim'dir. Babas Osman b. Affn'm klesi idi. Kendisi Hi am b. Abdlmelik'in hilafeti s rasnda am'a geldi. Daha nce de Halife mer b. Abdlaziz'in kendisini huzuruna a rp, kader konusunda bizzat imtihan ettii, Halifenin kendisini ldrmek istemesine ra men tvbe etmek suretiyle can m kurtarm olduu da rivayet edilmektedir. Fakat Halife mer k Abdlaziz'in lmyle tvbesini bozarak tekrar eski inancma dnen Gayln, Halife Hi am tarafndan elleri, ayaklar kestirilmek suretiyle ldrlm , sonra da am kapsnda armha gerdirilmi tir. Dier bir rivayette de diri olarak arnuha gerildi i sylenir. Bk. Ibn Nubte, anlan eser, s. 157-158; Ibn Kuteybe, Ki-

tlbu'l -Maarif, s. 166, Kahire 1300 /1882 ;A. S. Tritton, anlan eser, s. 55, 59; Ahmed Emin, Fecru'l islam, s. 285. 160 Bk. Ibn Kuteybe, Te'vil Muhtelefi'l Hadis, s. 98, Kahire 1344. 161 Bk. az-Zehebi, Miziinu'l -.Vadeli, C. II, s. 207.

41

lerin, gr lerine uygun olarak, hatt baz istisnalar bir tarafa, bu grlerin karmndan meydana gelmi olmasdr. Mesela onlar kader meselesinde tamamiyle Kaderiyecilerin gr lerine itirak ederlerken, Cehmiyye'nin birok prensiplerini almakla beraber, sadece "cebr" konusunda onlardan ayrlmlardr. Bu itibarla Mutezile'yi bu iki sistemin, zellikle Kaderiyye'nin gerek varisi olarak nitelendirmek mmkndr. Mutezile'nin do uuna tesir eden millerden birini de, slam dini ve akidesini yabanc din ve cereyanlara kar savunma gayretinde aramak lazmdr. Biz daha nce Hristiyan ve Yahudi dinlerinin slam toplumunda oynad byk rollerden, zellikle S t . John ve Abdullah b . S eb e gibi, bu din mensuplar nn slam d ncesindeki nemli etkilerinden ve sebep olduklar zarar veya faydalardan ana hatlariyle bahsetmitik. Fakat daha nce temas etmedi imiz ranllarn, slam toplumu ve dncesi zerindeki etkilerinin, di er yabanc unsurlara nispetle daha tehlikeli ve daha y kc olduunda phe yoktur. Ksa bir sre iinde byk slam imparatorlu unun bir eyaleti haline gelen %dini devleti, sadece eski an ve hretini kaybetmekle kalmad ; ayni zamanda islam'dan nceki ran'n snf nizamn ve dinini de kaybetmi oldu. Eski Zerdt dini yerine islamiyetin getirdi i yeni Monotheizme (Bir Allah'a inan) akidesi kaim oldu' 62. Fakat bir zamanlar Cahiliyye a araplarn Irak ve Yemen'de hakimiyetleri alt na alm ve daima kendilerini araplardan stn bir rk olarak grm olan Farslar, slam ftuhat karsnda uradklar bu yenilgeyi kolay kolay unutamad lar. Kendilerini tahtlarndan ve dinlerinden eden mslmanlara byk bir kin ve nefretle bakma a ve onlardan ilk frsatta intikam alma yollarn arat rmaa baladlar. Islam devletinin siyasi btnln ykmak ve slam dini ve akidesini de ifsad etmek amaciyle trl vesile ve metodlara ba vurdular. bn Ha z m'inde i aret ettii gibil63, hileye bavurmann hedefe ula mak iin en emin ve en kestirme bir yol oldu u hususunda ittifak ettiler. Bylece onlardan bir ksm inanmad halde Islamiyeti kabul etmi olarak grnd. Ehli Beyte byk bir sevgi gsterisinde bulunuldu. H z. Ali'ye ba hhk ve muhabbet kisvesi alt nda ilk "teeyyu" hareketi ba lad. Ona birtakm vasflar verildi. Odun, Peygamber'in gerek varisi ve nassla tayin edilmi halifesi oldu u iddia edilerek, ondan bu hakk alanlar veya ona kar gelenler tekfir edildi 164 . Bunun bir sonucu olarak ta msl162 Bk. W. Barthold, slam Medeniyeti Tarihi, s. 43 vd. 163 Bk. bn Hazm, al-Fisal fi'l -Milel, C. II, s. 115; al-MakrIzi, al-Hitat, C. IV, s. 190. 164 Bk. al- Ba dd'i, al- Fark, s. 22 vd.

<-

42

manlar aras nda byk tart ma ve ayrlmalar ba gsterdi. Aralarndaki birlik ve dzen bozuldu. slam akidesi byk bir sars nt geirdi. Dinde olmayan birtakm bat l inanlar dinin esaslar gibi gsterildi. Baz mslmanlarn "zanadka" ad altnda topladklar bu cereyan sahipleri, gerekten slmiyet iin byk bir tehlike arzetme e balamt . Bunlara kar mcadele etmek ve saf slam akidesini her trl bid'at ve sap klklarn tehlikesinden korumak gerekiyordu. te ilk defa bu hakikati gren Mutezile frkas oldu. slmiyeti tehdid eden bu byk tehlikenin hangi kanallardan geldi ini ve hangi kaynaklardan beslendiini bakalarndan nce ke feden bu frka mensuplar , dou larnn en nemli sebeplerinden biri oldu unda phe etmedi imiz byk bir mcadeleye giri ti. Bu konuda birok prensipler vazedildi; birok eserler vcuda getirildi. Telif edilen bu eserlerin o u, daha ok Rafizilik, Meefsilik, Cebriyye, Seneviyye, Naturalist ve Materyalist gibi sapk cereyanlara kar bir reddiye eklinde kaleme al nd . Grlyor ki onlar, as l tehlikenin Hristiyan ve Yahudi kaynaklarndan ziyade, Farslardan geldi ine inanyorlard . Bu itibarla Mutezile mensuplarnn, slam akidesinin mdafaas hususunda yapt klar me hur mnazara ve mnaka alarn ekserisinin, byk has mlar Farslarla olduunda phe yoktur 165 . ada bilgin Ahmed E min'de bu gr teyid ederek, Mutezile'nin do uunun srf islmi sebeplere dayandn, Von Kremer'in iddia etti i gibi, Yunan ilhiyat nn tesiriyle olmadn sylemekte ve buna delil olarak itizl prensiplerinin ekserisinin H ristiyanlara kar de il, fakat Farslara reddiye olarak vazedilmi olduunu zikretmektedir'". Bu mukaddes mcadeleye kat lan Mutezile mensuplar nn banda phesiz bu frkann kurucusu V sil b . At geliyordu. Onun muhalifleriyle yapt mnazaralarm yan sra, bu konuda birok eserler verdi i ve mesela Manilie kar yazd "al-Elf Mesele fi'r-Redd aleelMeneviyye" adl eserinin sadece birinci cildinde seksenden fazla meseleye temas etti i zikredilir 167 Bu gr teyid eden Mutezile'nin ikinci ahs Amr b. Ubeyd de, Gulk- Sia, Hariddik, Zanadika, Natf ralist ve Materyalist gibi sap k cereyanlara hkim olan gr leri en iyi ekilde bilen, bunlara en iyi ve en susturucu reddiyeleri verebilen yegane ahsn Vsl olduunu sylemektedir" 8 .
165 Bk. Zuhdi Hasan Crullah, anlan eser, s. 38. 166 Bk. Ahmed Emin, Dula'l islam, C. I, s. 346. 167 Bk. Ahmed b. Yahya b. al-Murtad, al-Munye va'l-Emel, s. 21 vd, Haydarabad 1316/1902. 168 Bk. bn al-Murtad, ayni eser, s. 18.

43

V s l, inand bu mcadeleyi sadece memleketi olan Basra'da yapmakla yetinmiyordu; ayni zamanda taraftarlar n gurup ve heyetler halinde ba ka memleketlere gnderdi i gibi, kendisinin de hazan bu seferlere kat ld ve slam imparatorlu unun e itli blgelerinde karlat muhalifleriyle yapt mnazara ve mnaka alar neticesinde, onlardan bir o unu savunduu prensiplere inand rma a muvaffak oluyordu 169 . Vsl'dan sonra, onun izdi i yl zerinde yryen ve onun metoduyla mcadeleye devam eden di er Mutezile byklerinin de bu konudaki ba arlar byk olmutur. Reisleri Vs l gibi, muhalifleriyle yaptklar me hur mnazaralarn ve elde ettikleri byk ba arlarn yan sra, bu konu ile ilgili olarak birok eserler de vcuda getirmi lerdir. Bu cmleden olarak, Ebu'l Hzeyl al-Allf' n altm tan fazla eser yazd 10 , Bi r b. al- M u't e mir'in s rf muhaliflerine ve din d manlarna kar telif etti i bir risalenin krkbin beyti ihtiva etmi olduu, "' Peygamber'in risletinin en byk savunucusu say lan C h z'n da 172 muhaliflerine reddiye olarak sekiz ve itizl prensiplerini savunan alt byk eser telif etti i 13 zikredilir Mutezile mensuplar nn bu alandaki hizmetleri gerekten say larmyacak kadar oktur; onlar n, bu hizmetleri if ederken giri tikleri byk mcadele, genellikle slam akidesini ve inand klar itizl prensiplerini dmanlarna kar savunma amacn gden iki esasl noktada toplan yordu. Onlar slam dini ve akidesini savunurlarken hernekadar Meesilik, Cebriyye ve Zanadka gibi sapk cereyanlara daha ok nem vermi olarak grnyorlarsa da, gerekte onlar n bu mcadelesi daha umumi bir mna ifade ediyor, Yahudilik veya Hristiyanl k gibi slam dncesi ve akidesi zerinde zararl olabilecek her trl cereyam da iine al yordu. Chz'n Hristiyan ve Yahudilere reddiye olarak yazd eserler, bu gr teyid eden birer belge mahiyetindedir 174. itizl prensiplerinin mdafaas na gelince, Mutezile'nin bu konu zerinde byk bir titizlikle durdu unu gryornz. Onlar kuvvetle inand klar prensiplerini harici tehlike ve hcumlara kar iddetle mdafaa ederlerken, ayni zamanda kendi bnyeleri iinde de herhangi bir i kprdam a veya
169 Tafsilat iin bakm z: Ykt al-Hamavi, Mu'remu'l-Udeb, C. XIX, s. 249, Kahire 1357 /1938; bn al- Murtad, al-Munye, s. 19-21, 26, 51. 170 Bk. bn al-Murtad, al -Munye, s. 25. 171 Bk. bn al-Murtad, ayni eser, s. 30. 172 Bk. al-Hayyt,
al-ntisar, s. 154. 173 Bk. Ykt al-Hamavi, ayni eser, C. XVI, s. 107-110.

174 Bk. Ykt al-Hamavi, ayni eser, C. VI, s. 107-108.

44

vazedilen genel kurallara ayk r bir d ncenin meydana kmasna asla msaade etmemilerdir " 5 . bn ar R av en di (01m. H. 293 /M. 905), bn Hit ve F adl al- H az za' gibi ba langta itizal prensiplerini savunan kimselerin, sonradan bu prensiplere ayk r birtakm grler ileri srmelerinden dolay Mutezile toplulu undan atlmalar, bunlarn hiynetle, hatt "mulhid" olmakla sulandrlmalar , bu gere in bariz rneklerinden biridir 76 . Dier taraftan Halifelerin, slam dinini yabanc ideolojilere kar savunma hususunda byk lde bu frka mensuplarna itimad etmi olmalar, onlarn bu alandaki byk hizmet ve de erlerine dellet eden ba ka bir rne i te kil etmektedir 177 . Mutezile'nin, bu mcadeleyi yaparken, zaman zaman byk glk ve imkanszhklarla kar latn , hatt bu u urda hayat n bile kaybedenlerin bulundu unu ve hasmlar tarafndan kendilerine, sylemedikleri veya inanmad klar birtakm sz ve fikirlerin isnad edildiini bizzat kendi kaynaklarndan reniyoruz. Mesela, Caluz'm Mutezile'nin fazilet ve hizmetlerinden bahseden ve ayni zamanda Raf zilere 178 bir reddiye mahiyetini ta yan "Facrilatu'l -Mu'tezile" adl eserine kart, bn R av en di'nin yazd ve "Facrihatu'l -Mu'tezile" adl eseri bile, bu frkann karlat glkleri ve ona isnad edilen kas tl grleri anlatma a kafi gelir. Daha sonra da, al- H ayy t (01m. H. 300 /M. 912)'n bn ar -Ravendrye bir reddiye olarak yazd "Kitbu'l - ntisr" adl eseri, Mutezile'nin slam akidesinin savunulmas hususundaki de erli hizmetlerinden ve muhaliflerine kar giritikleri byk mcadelelerden en iyi ekilde bahseden ve bunlar en ak bir ekilde belirten kymetli bir eser olarak gstermek mmkndr. 3 Felsefi cereyanlarn tesiri: Yabanc din ve inanlara kar slam akidesinin savunucusu olarak ortaya at lan Mutezile'nin, bu grevi hakkiyle yerine getirebilmesi iin karlat baka bir gl daha yenmesi gerekiyordu. Bu da a da bilimlerin, zellikle felsefi cereyanlar n yaratt duruma intibak zorun175 Bk. bn an-Nedim, al-Fihrist, s. 255, Kahire 1344; al-Hayyt, 92, Beyrut 1380 /1961; al-Hayyt, ayni eser, s. 102, 149; Adam Mez, al-Hadaretu'l Arapaya eviren: M. Abdulhadi Eb Ride, C. II, s. 97-98, Kahire 1947 /1948. 177 Bu konu iin bk. Eb Osmn Amr b. Bahr

s. 65.

176 Bk. bn al-Murtad, Kitb Tabak& al-Mutezile, Susanna Diwald -Wilzer ne ri, s.

al-Beyan ve't-Tebyin, Abdusse-

lm M. Hrun neri, C. I, s. 25-26 vd, Kahire 1367-68/1948-49; bn Abd Rabbih,

Feda, C. I, s. 207, 218; bn al-Murtad, al-Munye, s. 42. 178 Bk, al-Hayyt, ayni eser, s. 105-106.

45

luluu idi. Daha nce de syledi imiz gibi, slam ftuhat geliip birok lkeler slam imparatorlu unun birer paras haline gelince, mslmanlar fethettikleri bu yerlerde e itli din ve kltrlerle kar karya gelmilerdi. Hkimiyetleri altna aldklar yabanclarn ounluu, eski medeniyet ve kltrn temsilcisi olup byk lde felsefi ve aldi bilimlere nfuz etmi , eski filozoflarn eserlerine bihakkm vak f olmu kimselerdi. Daha mslmanlarn Msr, Suriye, Irak ve Iran topraklarn igalinden nce bu lkelerde Yunan, Iran, Sryani ve Hint kltr biliniyordul". nk M sr ile Suriye arki Roma mparatorluu'nun ve kltrnn varisi saylan Bizans mparatorlu u'na tabi birer eyalet halinde idi. Tabii olarak Bizans kltrnn tesirinde kalan bu lkelerde geni lde bir ilmi hareket gze arp yordu. Bu blgelerde bilimsel aratrmalar iin yksek okullar tesis ediliyor ve buralarda felsefe ve fen dersleri gibi akl ve tecrbi ilimler okutuluyordu. Bu okullarda ayrca teolojik meselelerin de incelenmesine byk bir yer veriliyor ve akln altnda bunlarn halledilmesine allyordu. skender mparatorlu u'nun y klmasndan sonra Atina'daki alimlerin Msr'a Batlamyus Soter tarafndan davet edilmeleriyle te ekkl eden skenderiye okulu, Hristiyan tefekkrnn ilk byk merkezi saylyordu. Bu okul, kurulu undan sonra birok istihleler geirmi tilso. islamiyetin do uundan biraz nce, burada hernekadar daha ok astronomi, t p ve kimya gibi msbet ilimlere nem verilmi olarak grnyorsa da, daha nceleri bu okulun byk bir teolojik harekete sahne oldu unda phe yoktu. Bu hareketin ba nda ise, Yahudi dinini felsefeyle telif etmek isteyen byk Yahudi filozofu Philon (M. O. 20 /M. S. 40) geliyordu'". Philon, daha nceki filozoflarda mevcut olan Tek Tanrc bir temayle sahip olmakla beraber, felsefenin daha fazla teolojik olmas meselesi zerinde kuvvetle durmaktadr. Efltun'cu ekol'e n planda yer verildi i skenderiye okulunda o, Efltun'dan mlhem olarak, Allah' n btn varhklarm en hay rls veya ilk hayr (hayr evvel) olarak vasflandrmakta 182 ve kainatn ilk sebebi olarak ebedi, de imez, ihtirassz, dnya fenomeninin ok stnde bir Tek Allah akidesi fikrini ortaya atmaktadr. Onun bu felsefi monoteizm anlay, and-i Atik'in telkkisine uymakla beraber ondan
179 Bk. Ord. Prof. Hilmi Ziya Men, slam Medeniyetinde Tercmeler ve tesirler, s. 64, 102, stanbul 1948. 180 Bk. Ord. Prof. Hilmi Ziya Illken, Uyants Devirlerinde Tercmenin Rol, s. 40 vd. Istanbul 1935. 181 Bk. Zuhdi Hasan Crullah, anzlan eser, s. 47. 182 Bk. Emile Br6hier, al-Aru'd-Diniyye ve'l-Felsefiyye li Philon al-iskenderi, Arapaya evirenler: Dr. M. Yhsuf Msa ve Dr. Abdlhalim an-Neeehr, s. 104 vd. Kahire 1954.

46

ne 'et etmemektedir. "Doktrininin ba lca zellikleri, ilk sebeb'in mutlak birlii, mutlak hakikati, ebediyeti ve de imezliidir'n". skenderiye'de zuhur eden bu felsefi ve teolojik cereyan n akisleri Suriye okullarnda da grld. zellikle teolojik meselelerde byk bir rol oynayan ve Yunan ilimlerinin merkezi haline gelen Antakya okulu (kuruluu: M.S. 270) bunlarn banda geliyordu. Burada retilen bilimler iinde E fl t un felsefesi ve hitbet sanat nemli bir yer i gal ediyordu. Dier taraftan bu okulda yap lan teolojik aratrma ve incelemeler neticesinde Nestri ve Yakb gibi birtak m Hristiyan frkalar teekkl etti. Daha sonra Nusaybin (kurulu u: M.S. 320) okulunun kuruluu ile Yunan ilimleri yeniden Kuzey Suriye'de canland . Nihayet M.S. 363 de ranllar tarafndan kurulan Ruha (Urfa) okulu ile Helenizmin Asya ilerine sokulmas salanm oldu. Burada Sryni dilinin yannda Yunanca da mecburi olarak retiliyordu". Bu okulda ayrca Aristo felsefesi ve yeni Efltuncu d ncelerin de okutulmas nemli bir yer i gal ediyorduus. Mildi alt nc asrda Kisr E n erv an (M. 531 /578) tarafndan kurulan Cundisapur (Cundi apur) okulunun da, Hint ve Yunan kltrnn Iran'da sratle yay lmasnda byk etkileri oldu. Yunancadan, Hinteden ve Sryniceden Pehlevi diline birok eserler tercme edildi. Bylece buras e itli kltrlerin birle tii ve Hristiyan ve Mectisi dinlerinin de kar karya geldii nemli bir kltr merkezi halini ald . Bu okulun ok uzun bir mddet ya ad, hatt burada bulunan bilginlerden birisinin Halife M a n sr' u tedavi etmek zere H. 148 /M. 765 de Ba dad'a davet edildi i ve daha sonra da Abbasi halifeleri tarafndan bu gelene in devam ettirildi i rivyet edilir186 . Dier nemli bir kltr merkezi de, phesiz arap fethinden ok nce mevcut olan Harran okulu idi. Burada da yeni Efltuncu ve Pythagoras'c felsefe okutuluyordu. Mslmanlar daha Emeviler devrinde bu kltrlerle ilgilenme e balad . Yunani bilgilerle u ra an Y e zi d I. 'in o lu H li d (lm. H. 85 /M.704)'e astronomi, t p ve kimyaya ait baz tercme eserler isnat edilir"'. Mslmanlar aras nda hzla gelien bu ilim hareketlerinin sonucunda Basra ve Kfe birer kltr merkezi haline geldi. H. 132 /M. 749 da
183 Bk. De Lacy O'Leary, andan eser, s. 6-7 vd; Harry Austryn Wolfson, Philon, C. I. s. 227--9 vd., Massachusete 1948; Dr. Ya ar Kutluay, andan eser, s. 9-10. 184 Bk. Do. Dr. Ibrahim Agh ubuku, andan eser, s. 8. 185 Bk. Hann'l -Feluiri ve Halil al-Cerr, anlan eser, C. II, s. 8. 186 Bk. Cemel ad -Din Eb'l -Hasan al

Ilblir al - Ulenti bi Akbar al-Hukem,

s. 71-72, Kahire 1326 /1908.


187 Bk. Prof. Dr. W. Berthold, andan eser, s. 26-27.

47

Emevi devleti d p yerine Abbasilerin gemesiyle ilim hareketlerinin arlk merkezi Ba dad oldu. Bu devirde ilim hareketlerine kar ilgi ok artt . Daha M ans r'un halifeli i zamannda (H. 137-159 /M. 754775) balayan tercme faaliyetleri h zla geliti. zellikle H. 198 /M. 813 de Me'mun'un halife olmasiyle Yunanca'dan, Pehlevice'den ve bilhassa Sryanice'den Arapaya bir ok eserler tercme edildi. Daha sonra H. 217 /M. 832 de Me'mun tarafndan kurulan Beytul-Hikme'nin de bu alanda byk rolleri oldu. H. 232 /M. 846 da halife olan Mt e v ekk il tarafndan da daha nce ba layan bu tercme faaliyeti byk bir destek grd ve bylece onun zaman nda da birok yabanc eserler Arapaya aktar lm oldu'". te byle bir ortamda zuhur eden Mutezile mensuplar , kendilerini bu yeni duruma uydurmak zorunlulu unda kaldlar. Bylece yabanc kltrlere, zellikle Yunan felsefesine duyduklar ilgi gn getike artt . itikadi konular sadece nakle dayanmay p, ayni zamanda akl n ve felsefenin altnda inceleme e ve bunlar mutlak llere gre tefsir ve te'vil etme e baladlar. Gerek u ki, slam dininin savunucusu olarak ortaya at lan Mutezile, bu dinin gerekti i gibi savunulmas nn ancak has mlarnn kullandklar metod ve silahlar kullanmakla kabil olabilece ine inanyordu. te bu inancn bir neticesi olarak, kendilerini yabanc kltrlere, zellikle Yunan felsefesine kar byk bir ilgi gstermi olarak grmekteyiz. Biraz nce de syledi imiz gibi, Mansr ve Me'mun devirlerinde giriilen tercme faaliyetleri, felsefi d ncelerin renilmesine duyulan byk ihtiyatan do mu olmas muhtemeldir. M ak r i'nin kaydettigine gre, Me'mun'un hilfetini takip eden birka sene iinde, Yunanca'dan ve baka dillerden Arapa'ya birok eserler tercme edilmi ve Mutezile mensuplar bunlar byk bir itiyakla okumu "9 ve kendilerini dmanlarma kar savunmada, bu eserlerden edindikleri bilgilerden geni lde faydalanm lardr. ehr ist i'ye gre bu eserlerden ciddi bir ekilde faydalanan ilk Mutezile mensubu, Yunan filozoflarnn birok eserlerini okuyan ve onlarn grlerini Mutezile'nin grleriyle ba datrma a alan Naz z m olmu tur 19. Bundan sonra onu da bakalar takip etmi ve bylece Mutezile, felsefe ile dini uzlatrma a al an teolojik sistemlerin ilki olarak slam tarihindeki gerek yerini alm tr 91 .
188 Bk. Ord. Prof. Hilmi Ziya Iilken, islm Medeniyetinde Tercme ve Tesirler, s. 102-103. 189 Bk. al-Makrizi, al-Hitat, C. IV , s. 183. 190 Bk. as- ehristni, al-Milel, C. I, s. 53-54; Ibn Nubte, andan eser, s. 120. 191 Tafsilat iin bk. al-Hayyt, - ntisr, Prof. Nyberg nsz. s. 58.

48

Mutezile 'bu tutumu ile yaln z slm dinini savunmakla kalmam , fakat ayni zamanda bu dinin esaslar n, felsefi metotlarla en iyi ekilde aklayan ve bunlar birok yabanc milletlere de kabul ettirme e muvaffak olan bir frka olarak tebarz etmi tir. Mutezile'nin balangta srf slmiyeti savunmak amaciyle felsefeye ynelmi olduunda phe yoktur. Ancak bu davran , onlarn hayatnda yeni bir r at gibi, dncelerinde de birtak m nemli gelime ve de imelere sebep olmutur ki, bunlar iki noktada toplamak mmkndr: 1 Mutezile Yunan felsefesine tamamiyle vak f olup, bu ilmin inceliklerine nfuz edince, bu kltre kar derin bir alka ve a r derecede bir sevgi duyma a ba lad. Yunan filozoflarma kar duyulan sevgi ve ba llk gn getike artt . Szlerine oldu u gibi inanlmaa, hatt o u zaman bunlara din esaslar nn tamamlaycs nazariyle baklmaa ba lad192. Bylece slam tarihinde ilk defa din ile felsefenin uzlatrlmas ve ba datrlmas meselesi ortaya km oldu. Mutezilenin gerekten byk gayret sarfetti i bu mesele, daha sonralar Kindi (lm. Hicri 252, Mildi 866 ylndan sonra), F ar ab I (lm. H. 339 / M. 950) ve bni Sin (lm. H. 428 /M. 1036) gibi de erli slam filozoflar tarafndan da ele al nm ve Mutezile'nin gr lerine uygun olarak bu meselenin halledilmesine allmtr. 2 Felsefeye duyulan bu yak n ilginin bir neticesi olarak, Mutezile yava yava teolojik meselelerden, zellikle zerlerine ald klar dini grevlerinden uzakla maa ve daha ok felsefi meselelerle ilgilenme e vlerini ihhalamlardr. Bunun bir neticesi olarak zamanla as l gremal etmiler ve kendilerini cevher, aran ve atom gibi s rf felsefi meselelere vermilerdir. Grld gibi, slm dini ile felsefeyi uzla trmaa al an ve kendisini ar derecede felsefi cereyanlara kapt ran Mutezile, byk lde Yunan felsefesinin tesiri alt nda kalm '", grlerinin ekserisi bu felsefenin kar mndan meydana gelmi ve bu da tabiatiyle slam kltrnde byk izler b rakma a sebep olmu tur 194. Bununla beraber, daha sonraki slm filozoflar na ilk defa izleyecekleri yolu gsteren ve onlarn yolunu aydnlatan bir me le vazifesi gren bu frka mensuplarna, slmiyetin ilk filozoflar adn verme i ve slm akidesi hususunda if ettikleri de erli hizmetlerinden dolay kendilerini daima hay rla ydetmeyi, layk olduklar bir hakk yerine getirmek bak mndan gerekli bulmaktayz.
192 Bk. De Lacy O' Leary, Arabic Thought and its Place in History, s. 123, London 1922. 193 Bk. Nicholson, andan eser, s. 369. 194 Bk. De Lacy O'Leary, Arabic Thought..., s. 123.

49

K NC BLM

MUTEZLE'NN DOUU, GELIMESI VE KMESI I Mutezile'nin Douu:


Bu sistemin do u unu, ana hatlariyle u ksmda inceleme e al acaz : 1 Mutezile'nin doduu yer ve tarihi : Mutezile'nin dini mnada bir ekol olarak ortaya k tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Bu konuda Arap kaynaklar ndan renebildiimiz husus, bu sistemin ilk defa Basra'da Vas l b. At al-Gazzal' n Hasan al- Basrrnin meclisinden ayr lmasiyle balam olmasdr. Bilindii gibi Hasan al-Basri, Hicri 110, Mildi 728 tarihinde vefat etmi tir195 . Mutezile frkasnn kurucusu olan V s l b. At (lm. H. 131 / M. 748) ile Amr b. Ub ey d (lm. H. 144 /M. 761)'in do um tarihleri ise, Hicri 80, Mildi 699 yl 196 olduuna gre, byle bir fikri harekete yirmi yandan nce balam olmalar dnlemez. Buna gre Mutezile'nin, Hicri ikinci yz yhn balarnda 197, byk bir ihtimalle Hicri 100-110, Miladi 718-728 y llar arasnda do mu olmas gerekmektedir. bn al-Murtad ise, bu tarihi daha ileriye gtrerek Hz. Peygamber'e kadar dayand rmakta ve delil olarak da, Vas l-n Hz. Ali'nin olu Muhammed b. al-Hanefiyye (lm. H. 81 /M. 700 y lndan sonra) tarafndan yetitirildiini ve dolaysiyle Kelm ilmini, zellikle itizal fikrini ondan alm olduunu ileri srmektedir 198 . al-H ri zmi (lm. H. 383 /M. 993) de bu gr teyid eder mahiyette Eb Ha im Abdullah'n, babas bn al-Hanefiyye'nin ilmi derecesi hakk nda soru195 Bk. bn. Hallikn, Vefeytit al--A'yan, C. I, s. 355, Kahire 1367/1948. 196 Bk. bn Hallikn, ayni eser, C. III, s. 132; Ykfit al-Hatnavi, Mu'remu'l-Udebti, C. XIX, s. 243. 197 Bk. al. Makrizi, al-Hitat, C. IV, s. 183. 198 Bk. bn al-Murtad, Tabak& al-Mu'tezile, s. 7.

50

lan bir soruya: "Bunu takdir etmeniz iin sadece Va s l ve Amr b. Ubeyd'in ilmi derecelerine bakmanz bile kfidir" dedi ini zikretmektedir 199 ki, biz zahirde birbirini tamamlyor gibi grnen bu her iki rivyetin de do ruluk derecesi hususunda hakl olarak pheye dmekteyiz. Bizi bu d nceye sevkeden sebeplerin ba nda, Muhammed b. al -Hanefiyye'nin lm ile Vasl'n doum tarihleri aras nda grlen eliik durum gelmektedir. Biz biliyoruz ki Vas l, H. 80 / M. 699 ylnda do mutur. bn al-Hanefiyye'nin lm tarihi ise, daha nce de i aret etti imiz gibi, H.81 /M. 700 ile H. 83 / M. 702 y llar arasnda deimektedir. Hatt bunu H. 72 /M. 691 veya 73 /692 olarak kaydedenler de vard r 200 . Buna gre Vasl'n Kelm ilmini veya itizal fikrini bizzat bn al-Hanefiyyye'den alm olmas imkanszdr. Fakat, daha sonra ehristni'Mn de teyid etti i gibi 201 , onun bu fikri - bn al-Murtada'nn gr kabul edildii takdirde - bn al-Hanefiyye'nin o lu Eb Ha im Ab dullah'dan alm olmas akla daha uygun gelmektedir. bn al-Mur t a d a'mn Mutezile'nin nesebini, Vasfi, Ebti Ha im, Muhammed b. al-Hanefiyye ve Ali b. Eb Talib kanallar ile Hz. Muhammed'e dayandrmas hususunda me hur arkiyatc. Adam Mez, bu nesebin daha sonralar iiler tarafndan uydurulmu olabileceini ileri srmekte ve buna delil olarak, Hicri drdnc yz y lda bunlardan, bir o unun Mutezile mezhebine girmi olduunu gstermektedir 202 . Baka bir rivayette de, Vas l'n itizal fikrini Hasan al-Basri'den alm olduu 203 zikredilmekte ve buna delil olarak da Hasan al-Basrrnin, kaderi nefy ve adl gibi itizal prensiplerini ihtiva eden bir risleyi Halife Abdlmelik b. Mervan'a gndermi olmas gsterilmektedir 24. Dier taraftan bizzat Vas l'n da Amr. b. Ubeyd'e yazd bir rislede kendisinin Hasan al-Basrrnin mezhebi zere olu unu zikretmi olmas, bu gr teyid eden ba ka bir belge olarak vas flandrlmaktadr25 . Bu rivyetlerin bize *etmi solduu husus, Vasl'n, hernekadar "Murtekib-i kebire" hususunda Hasan al-Basri'den ayr lm olarak grnyorsa da, kader meselesi gibi di er baz prensiplerde onun grne uymu olabilece i keyfiyetidir.
199 Bk. Eb Bekr

Resil al-Hrizmi, s. 50, Kahire 1312/1894.


C. III, s. 312.

200 Bk. bn Hallikn, Vefeytu'l-A'yn,

201 Bk. as- ehristni al-Milel va'n -Nihal, C. I, s. 49. 202 Bk. Adam Mez, anlan eser, C. I, s. 332-333. 203 Bk. a- ehristni, anlan eser, C. I, s. 47, 49. 204 Bk. bn al-Murtad, al-Munye Va'l -Emel, s. 205 Bk. bn Abd Rabbih, andan eser, C. I, s. 208. 12-14.

51

2 Mutezile deyimi hakk nda ileri srlen eitli fikirler Mutezile'nin do duu yer ve tarihi bylece tesbit ettikten sonra, imdi de bu frkaya verilen e itli isimleri, zellikle "Mutezile" kelimesi hakknda ileri srlen e itli grleri inceleyelim: Elimizdeki kaynaklardan reniyoruz ki, dini anlamda Mutezile deyiminin ortaya k genel olarak sebebe dayanmaktad r: 1) Vsl b. At'nn Hasan al-Basrrnin meclisinden ayr larak, arkada Amr b. Ubeyd ile byk gnah (Kebire) i leyenlerin kfr ile iman arasnda mutavass t bir yerde (al-Menzile beyne'l -Menzileteyn) kalp mutlak surette ne mmin ve ne de kfir olmad klarn sylemeleri zerine, Hasan al-Basrrnin bunlar hakk nda, "kad kavle'l-umme" yni Ehli islmn grnden ayrldlar demi olmas , dier bir rivyette de, ayni sebepten dolay Hasan al-Basrrnin meclisinden uzakla trlan Vsl iin onun, "kad i'tezele anna'l-Vs l" yani Vsl bizden ayrld demesi, Vsl'n ve onun gibi hareket edenlerin "itizl edenler" anlamna "Mutezile" ad ile andmalar na sebep olmutur" 6 . Bu gr byk slam bilgini Ahmed E min'in de i aret etti i gibi, birka ynden tenkid etmek mmkndr: a Vsl'n veya Amr b. Ubeyd'in Basra mescidinde bir meclisten dier bir meclise intikal etmi olmas, bir frkaya isim olacak kadar nemli bir olay de ildir; byle bir tesmiyenin arazla de il, fakat cevherle, esasla daha ok ilgili olmas gerekir. b Bu konuda rvilerin ihtilf etmi olmalar da, bu grn zafiyetine dellet eden bir sebep olarak gsterilebilir. Mesel bunlardan bazlar ayrlma hdisesini Vs l'a isnad ederken, baz lar da bu olay Amr b. Ubeyd'e isnad etmektedir. Bundan ba ka bunlar Mutezile ismiyle ilk defa anamn, -Hasan al-Basri oldu unu syleyenlerin yan sra, bunu Katde b. Dime as-Seddsi (lm. H. 117 /M. 735)'ye nisbet edenler de vard r. Bu gr ileri sren bn H allik n, bir gn Basra mescidine giren Katde'nin, Hasan al-Basrrnin meclisinden ayr larak mescidin bir k esinde ayr bir topluluk meydana getiren Amr b. Ubeyd ile arkada larnn konumalarn iidince -kr olduundan206 Bk. Muhammed b. an-Nu'mn al-Mufid, Evil al-Maktilt fi'l-Mezhib -Muhtrt, s. 4-7, Tebriz 1371; M. erefeddin, Kaderiyye yahut Mutezile, Darulfmln Ilhiyat Fak. Mecmuas, say : IV, s. 5, stanbul 1930; al-Bagddi, al-Fark beyne'l-Firak, s. 71; al-isferyini, anlan eser, s. 64-65; as- ehristni, al-Milel, C. I, s. 48; Hann'l- Fhri ve Halil aI-Cerr, anlan eser, C. I, s. 140-141; bn al-Murtad, Tabak& al-Mutezile, s. 3; Ahmed Emin, Fecru'ls. 288 vd.; Do. Dr. brahim Agh ubuku, Mutezile Ve Ak l Meselesi, A. Ilhiyat

r.

Fak. Dergisi, 1964 says, s. 51, Ankara.

52

Hasan al-Basrrnin meclisi zannederek, kendisinin bu meclise kat ldn, fakat biraz sonra yan ldn anlaynca derhal oradan ayrlarak, "bunlar ancak itizl eden kimselerdir" dediini ve bu tarihten itibaren de bunlara ve bunlar gibi d nenlere "Mutezile" dendi ini sylemektedir207 . e lmi Kelm ile ilgili eserlerin o unda muayyen bir ah stan bahsedilirken, o Mutezili bir gr e sahiptir veya itizal ehlindendir, eklinde birtakm, ifade tarzlarnn kullanlm olmas, Mutezile deyiminin belirli prensipleri bulunan bir mezhebin ismi oldu una ve bu ismin bir meclisten di er bir meclise intikal gibi, cismi bir hareketin ok stnde nemli bir anlam ta dna dellet eden di er bir rne i tekil etmektedir208 . 2) bn al-Murtad ise, bu ismin kn baka bir ekilde ta'lil etmekte ve Vas l ile arkadalarna Mutezile denmesinin gerek sebebi olarak, bunlarn daha nce byk gnah i leyenler hakknda ileri srlen sapk veya en az ndan bid'atlkla vasflandrlabilecek birtakm dnce ve gr lerden ayrlm olmalarn gstermektedir 209 . Daha nce de i aret etti imiz gibi, "Mrcie" byk gnah i leyen kimsenin mmin olduunu sylemekle beraber, bu husustaki kesin hkm hirete ertelerkn, Hariciler'in bir kolu olan Ezarika onun kfir oldu uunu sylyordu. Hasan al-Basrrnin de bu husustaki gr , onun munafk olduu merkezinde idi. Vas l'n bid'atlkla vasflandrlan btn bu gr lere muhalefet ederek "byk gnah i leyen ne m'mindir, ne de kfirdir, ancak o fas ktr" teziyle ortaya at l, kendisinin ve onun gibi dnenlerin "Mutezile" ismiyle anilmalarma sebep oldu. 3) al-Mes'di (Ohn. H. 345 /M. 456)'ye gre bu frka mensuplarna Mutezile denmesinin sebebi, "byk gnah i leyenin mminlerden ve kfirlerden ayr lm olduunu sylemelerindendir 2" ki, bu grn dierlerine nisbetle gere e daha yakn olduu dnlebilir. Bunlardan ba ka ada bilgilerden baz lar da, bu deyimin kna ba ka bir sebep arama abas na dm olarak gryoruz. Mesela Goldzihe r, bu toplulu a Mutezile denmesinin gerek sebebi olarak Vas l ve Amr b. Ubeyd gibi, bu frkann ilk kurucularnn insanlardan ve dnya nimetlerinden tamamiyle uzakla arak zahidne bir hayat tercih
207 Bk. bn Hallikn, Vefeyiit al-A'yein, C. III, s. 248-249; Zuhdi Hasan Crullah,
drllan eser, s. 2-3.

208 Bk. Ahmed Emin, Fecru'l sle m, s. 288. 209 Bk. bn al-Murtad, Tabakeit al-Mu'tezile, s. 5. 210 Bk. EbU'l Hasan Ali Al-Mes'ildi, Murec az-Zeheb va Ma idin al-Cevher, C. III, s. 235, Kahire 1367/1948; Ahmed Emin, andan eser, s. 289; Zuhdi Hasan Crullah, anlan eser, s. 3.

53

etmi olmalarn gstermektedir 2". Ahmet Emin de ba langta hernkadar bu ismin ihtida eden Yahudi kaynaklar ndan gelmi olabilece ini ileri srmse de, daha sonra bu fikrinden vaz gemi olduunu sylemek lzumunu hissetmitir. 212 Genel olarak, e itli islmi kaynaklarn "Mutezile" isminin k hakknda ileri srd fikirleri, i te bu noktalarda toplamak mmkndr. Fakat bizzat Mutezile'nin bu husustaki d ncesi nedir? Gerekte onlar kendilerine verilen bu ismi sevmediklerini ve bunu kendilerine bir isim olarak tatminkr bulmad klarn, her frsatta "Ehl al-Adl Va't -Terhicl" gibi baka bir ismi kendilerine yaktrma abas na dmelerinde grmekteyiz. Onlarr byle bir d nceye sevkeden faktrlerin banda, phesiz e itli zamanlarda bu ismin mruz kald kt tefsir ve yorumlarn yam sra, kendilerine hcum etmek iin muhalifleri tarafndan daima bir koz ve istinadgh olarak kullan lm olmas gelmektedir. B a d drnin onlar hakknda "Icm-i -Gmmet'ten ayrldklar iin kendilerine Mutezile dendi" 2" demesi bile, onlar bu isimden soutmaa, hatt nefret ettirme e kfi gelece inde phe yoktur. Fakat, zamanla bu deyimin kendilerine has bir isim oldu unu ve bundan kurtulmamn imkns zlm gren Mutezile, hi olmazsa bu ismin mdafaasn yapmann, bunun fazilet ve stnlklerinden bahsetmenin kar bir yol oldu una kanaat getirdi. te bundan dolay bn al-Murtad, Ba dadVnin gr n iddetle yererken, bu ismin ba kalar tarafndan de il, fakat bizzat Mutezile taraf ndan ihdas edilmi olduunu, onlarn her zaman? zellikle slmiyetin ilk yz ylnda daima " cma-i mmet" ile amel etmi olduklarn, ayrldklar hususlarn sadece sapk ve gere e uygun olmayan gr ve d ncelere inhisar etmi olduunu sylemektedir " 4 ki, bununla Mutezile isminin kn daha nce de dyledi imiz gibi, onlarn her trl bid'at ve sap klklardan ayrlm olmalarna balamak istemektedir. bn al-Murtad daha sonra Mutezile isminin faziletini ve bereketini baz nakli delillerle de ispat etme e almakta ve rnek olarak u yet ve hadisleri zikretmektedir:

"Sizi Allah'tan ba ka taptklarnzla brakp sizden ayr hrm...


211 Bk. Ignaz Goldziher, al-Akide va' -Seria Mils, A. Hasan Abdu'l-Kdir ve Abdu'l-Aziz Abd al-Hakk, e. 100 vd., Kahire 1959.

215;

Arapaya evirdiler: M. Yfisuf

212 Bk. Ahmed s. 289; M. erefeddin, Kaderiye yahut Mutezile, Darulfnfin ilhiyat Fak. Mec. say : XV, s. 5-6; Zuhdi Hasan Carullah, anlan eser, s. 3-4. 213 Bk. al-Fark beyne'l Firak, s. 71.

214 Bk. 'bn al-Murtad, 'Tabak& al-Mu'tezile; s. 5; al-Munye Va'l Emel s. 2, 4. 215 Meryem Sresi, yet: 48.

54

"Putperestlerin sylediklerine sabret, yanlarndan giizellikle ayrl "9216.


Burada o, bu ayetlerin ta d mnalar gere ince, kendi gr ve dncelerine muhalif olanlarn hakiki tevhid ehli olmadklarn gstermek iin, kendilerine "Mutezile" adn vermi olduklarna i aret etmek istemektedir217 . O, ayni zamanda bu ismi, "senden uzakla an hayra der" ve Sfyn as-Sevri'den rivyet edilen "Benim mmetim yetmi ksur frkaya ayrlacak; bunlarn iinde en do ru yolda olan Mutezile frkasdr" hadislerinden iktisap etmi olduklarn da ileri srmektedir"'. Mutezile isminin men ei hakknda ileri srlen btn bu gr lerden u iki sonuca varmamz mmkndr: 1) "Mutezile" deyimi ilk defa Hasan al-Basri ve talebeleri Vasfi b. At ile Amr b. tbeyd'in ahslarnda vcut bulmu tur. 2) tizal kelimesi s rf dini meselelerle ilgili bir tabir olup, ancak bu konular iine almaktadr. Bu iki sonucun do ruluk derecesi kanaatimizce mnaka aya deer bir konudur. slam tarihi ile ilgili kaynaklar, bize bu kelimenin daha slmiyetin ilk gnlerinde dahi bol bol kullanlm olduunu gstermektedir ki, bundan da bu kelimenin dini vechesinin yan sra, daha nceleri siyasi bir anlamda da kullanlm olduunu anlamaktayz. Gerekten, ba langta bu anlamda kullan lan "Mutezile" sz, tarafs z bir topluluu ifade ediyordu. zellikle H z . O sm a n' n katlinden sonra meydana gelen Cemel ve Sffin savalarna itirak etmeyen ve bu sava larn kahramanlar olan Hz. Ali, Hz. Aie ve Muviye taraflar ndan hi birine iltizam etmeyen tarafs z kimselere "Mutezile" deniyordu 219 . Bunlar arasnda Abdullah b. mer b. al-Hattb, Muhammed b. Mesleme alAnsari ve ()same b. Zeyd b. Harise gibi, her iki tarafa hrmet eden ve daha ok ibadetle me gul olan tarafs z ve saygdeer mslmanlar vard . Yine bu asrda Hz. Hasan ile Hz. Muviye aras nda cereyan eden mcadelede tarafs z kalan, ilim ve ibadetle u ra an kimselere de "Mutezile" adnn verildii zikredilir 22
216 Mzzemmil Sresi, yet: 10.

217 Bk. M. erefeddin, Kaderiye yahut Mutezile, say XV. s. 5. 218 Bk. bn al-Murtad, Tabak& al-Mu'tezile, s. 2. 219 Bk. an-Nevbahti, andan eser, s. 25-26; Ahmed Emin, Fecru'l slam, s. 290; Ali Mustafa al-Gni-abi, anlan eser, s. 48 vd. 220 Bk. Kahire 1369/1949. }Itiseyn al-Malatl, at-Tenha va'r Radd <itti Ehli'l-Ehv va'l-Bida, s. 3,

55

Btn bunlardan reniyoruz ki, bu kelime daha Hasan al Basrrnin ekol te ekkl etmeden bir as r nce de mslmanlar aras nda kullanlmtr. Bu itibarla Vasfi b. Ata'nn kurmu olduu frkaya bu ismin verilmi olmas, kanaatimizce yeni bir bulu olmaktan ziyade, eski ismin yeniden ihya edilmi bir eklinden ibarettir221 . Daha nce bilinen ve zel bir anlam ta yan bu kelimenin, Vas l'n Basra mescidinde bir keden di er bir keye intikal neticesi km olduuna inanmak cidden g bir meseledir. 3 Mutezile'nin dier isimleri : Mutezile'ye verilen di er isimlerin yek lnu bir hayli kabarktr. Umumiyetle has mlar tarafndan kendilerine isnad edilmi olan bu isimler arasnda, bizzat kendilerinin de be endikleri ve benimsedikleri baz isimler vardr. Fakat bunlar be enmedikleri, hatt nefret ettikleri dier isimlere oranla ok az bir say y ifade etmektedir. Bunlar zel isimler ve m terek, yani bu toplulu un umumunui iine alan isimler olmak zere iki ksma ayrmak mmkndr. Biz burada zel isimlerden bahsetmek istemiyoruz. nk bunlar ya Mutezile'nin e itli frkalarndan birinin zel ismi veya byk nemi olmayan ikinci derecedeki inanlarn birinden tremedir 222 . Biz burada daha ok temel prensipleriyle yakndan ilgili bulunan umumi anlamdaki isimlerinden bahsetmek istiyoruz ki, bunlar ehemmiyet derecelerine gre yle bir tasnife tabi tutmak mmkndr. a) Ehl al-Adl va't-Tevhid : Mutezile'nin en ok be endii isim ite budur. Onlara gre, ilahi adaleti ve Allah' n gerek birli ini en iyi ekilde anlayan ve ispat eden kimseler olmalar itibariyle, kendilerine bu byk hizmetleriyle mtena221 Bu mesele iin bk. W. Montgomery Watt, The Political Attitudes of the Mu'tezilah, Journal of the Royal Asiatic Society of Great Britain and Ireland, say : 1-2, s. 57, London 1963. 222 al-Makrid, al Hitat adl eserinde Mutezile'ye verilen bu e it isimlerden tafsilatb bir ekilde bahsetmi tir. Bunlarn en nemlileri:

1- al-Harkiyye: Kfirler ancak bir defa yanacaklar diyenler, 2- al Mufniyye: Cennet ve Cehennem'in sonlu oldu unu syleyenler, 3- al-Vk fiyye: Xur'an'm yarat lnu olduu hususunda tavakkufu, susmay tercih
edenler,

4- al-Lafziyye : Kur'an'n lafularmn gayri mahlbk oldu unu syleyenler, 5- al-Multezime : Allah'n her yerde, her meknda bulundu unu syleyenler, 6- al-Kabriyye : Kabir azblm inkr edenler. Bk. al-Makrid, anlan eser, C. IV, s. 169.

56

sip bir isim verilmelidir. Bu da ancak "Ehl al -Adl va't-Tevhid" olabilir. Gerekten Mutezile bu ismi kendisine iar edinmi olarak grnyor. Esasen al-Mukbili,' a - ehristni 224 ve al-Makdisi ' 25 gibi slm bilginleri de; onlar n kendilerini daima bu isimle yadetmi olduklarn zikrediyorlar. ad-D amiri'de, Kelmc lardan baz larnn kendilerine "Ehl al-Adl va't-Tevhid" adn verdiklerini sylyor 226 ki, bu sznden sadece 1/1utezile'yi kasdetmi olduunda phe yoktur. bn al -Kayyim al-Cevziyye ise, bunlar iin sadece "Ehl alAdl" veya "al-Adliyye" tabirini kullanrken2^7, bn al-Murtad bunu "al-Adliyye va'l-Muvahhide" olarak tamamlamaktad r228 . Keza, al K alk a andi Mutezile'nin kendilerini "Ehl al- Adl va't-Tevhid" ile adlandrmalarnn sebebi olarak, onlarn "al-Adl" sz ile kaderi inkr edip, insana kendi fiilini yaratma kudreti vermi ve bylece Allah'a er isnadndan Kendisini tenzih etmi olduklarna, Tevhid ile de, Allah'n btn kadim sfatlarn nefyetmek suretiyle O'nun hakiki birli ini ispat ettiklerine inanm olmalarn gstermektedir 229. Mutezile'nin bu isme bu derece byk bir nem vermi olmas , kanaatimizce bunun ihtiva etti i gzel mnann yan sra, savunduklar prensiplerin en nemli iki unsurunu te kil etmi olmasndan ileri gelmektedir. Mutezile'nin kendisine yaktrd ve intisap etmekle eref duyduu dier bir isim de, phesiz "Ehl al-Hakk"tr nk onlara gre do ru yolda olan sadece kendileridir; ba kalar ise, dallet ve sap klk iinde yzmektedir. te bundan dolay hasmlarna Cebriyye, Kaderiy ye, Mebbihe ve Haeviyye gibi birtakm isimler vermilerdir23. b) al-Kaderiyye : Mutezile ayni zamanda "al-Kaderiyye" lkabiyle de amlmaktadr 231 . B a ddi'ye gre, onlara bu isim "insan n kendi fiilini takdir
223 Bk. Sglih al-Mukbili, 4 5-416, Kahire 1331 /1912. 224 Bk. asehristni, al-Milel

amih fi siir al-Hakk alt'l-AScr va'l-Me yih, s. 300,

s. 43. s. 37, Leiden 225 Bk. emsu'd-Din al-Makdisi, Ahsen at Taksim f Ma'rifeti'l 1324/1906. 226 Bk. Kemlu'd-Din ad-Damiri, Haytitu'l-Hayavn al-Kbr, C. I, s. 12, Kahire 1324 / 1906.

1-Mum:ila, C. I,

227 Bk. bn al-Kayyim al-Cevziyye, Muhtasar as-Savtlik al-Mursele al'l Cehmiyye va' 116-117, Kahire 1380. 228 Bk. bn al-Murtaa, Tabak:It al-Mu'tezile, s. 2. C. XIII, s. 251, Kahire 1337 /1918. 229 Bk. Ahmed al-Kalkasandi, Subh 230 Bk. al-Mukbili, andan eser, s. 300. 231 Bk. as- ehristni,

al-Milel va'n-Nihal, s. 43.

57

ve yaratma kudretine sahip oldu unu ve Allah'n kulun fiili zerinde bir etkisi bulunmadn ileri srmelerinden dolay , Ehli Snnet tarafndan verilmitir232. M a c don ald da Kaderiyye tbirinin "insan n kendi fiilini takdir etme, yaratma gcne sahip olmas " fikrinden domu olduunu sylemekle 233 , yukardaki gr teyit etmi olarak grnmektedir. Gerekte, Kaderiye'nin bir sistem olarak Mutezile'nin te ekklnden nce kurulmu olduu bilinmektedir. Bu sistemi kuranlarm banda, daha nce de syledi imiz gibi, Ma'bed al- Cuhani ve Gayln adDimaki gibi ilk Kaderiyyeciler geliyordu234. Daha sonra Mutezile tarafndan da Kader konusunda seleflerinin izledikleri yolun izlenmesi, ayni zamanda Gayln ad-Dima ki'nin de kendilerinden oldu u tezinin ortaya atlmas, bu frka mensuplarna "al- Kaderiyye" adnn verilmesine sebep oldu. te bundan dolay Badadi ve bn Kuteybe Kadeririyye ve Mutezile'den bahsederken, daima bunlardan bir f rka gibi hahsetmiler ve aralarnda hibir fark bulunmad n sylemilerdir 235 . Mutezile ise, bu ismi iddetle reddetmekte ve bunun, Kaderin-hayr veya er - Allah'tan oldu unu syleyenlere itlk olunmasm n daha doru olacan ileri srmektedir 236. Baka bir deyimle Mutezile, Allah'a kaderi isnad edenler, O'ndan bunu nefyedenlerden daha ok bu lkaba lyktr 237 derken, bn Kuteybe de Allah'tan kudreti selbedip kula vermi olmalarndan dolay, bunlarn Kaderiyye lkabiyle amlmalarmn zorunlu oldu unu sylemekte ve bu gr n, "bir eyi kendi nefsine isnad eden kimse, onunla andmal dr" szyle perinlemek istemektedir238. Mutezile'nin bu isimden nefret etmesinin di er bir sebebi de, Hz. Peygamber'den rivyet edilen "Kaderiyeciler bu mmetin Medisileridir; onlarn hastalarn ziyaret etmeyin; ldkleri zaman da cenazelerinde bulunmayn" 239 melindeki hadisdir. Baz rivyetler bu hadisin
232 Bk. al-Baddi, al-Fark beyne'l-Firak, s. 71. 233 Bk. D. B. Macdonald, Development of Muslim Theology... s. 128. s. 17. 234 Bk. al-FIayyt, andan eser, s. 127; bn al-Murtad, Tabakeit

235 Bk. al-Baddi, Kira Usul ad-Din, C. I, s. 94, 135, 137, 142, 146, 176, stanbul 1346;

al-Fark beyne'l-Firak, s. 20, 56, 62, 71, 72, 74, 94; bn Kuteybe, Kitdb al-Madrif, s. 207. 236 Bk. Eb'l -Hasan Ali b. isruil al-E 'ari, Kitabu'l biine an Usul adDiyne, s. 61. Haydarabd 1367/1948; a -ehristni, al Milel va'n Nihal, C. I, s. 43.
237 Bk. al-E'ari, s. 61. s. 98. va'n Nihal, C. I, s. 43; bn Ku238 Bk. bn Kuteybe, Te'vil Muhtelefi'l-Hadis, 239 Ilk. al-E'ari, al-bne, s. 61; a - ehristni,

teybe, Te'vil Muhtelefi'l-Hartis, s. 96, 98; al-Kalka andi, andan eser, C. XIII, s. 251.

58

tad m.anann, "iyilik Allah'tan, ktlk kuldand r" veya "iyilii Allah, ktl de eytan yarat r" diyen Mutezile'ye uydu unu, nk onlar bu sz sylemekle Dualistler (Seneviyye)' in ve Medisiler'in bu konudaki gr lerini benimsemi olduklarn ve bundan dolay da kendilerine Mecasi veya Seneviyye lakab nn verilmi olduunu zikretmekteclir". te Mutezile'nin" Kaderiyye" ismini iddetle reddetmesi, daha ok kendisini Mecasilik isnadndan kurtarma abas ndan ileri gelmitir. Mutezile'nin bunlardan ba ka, "al-Cehmiyye" 241, "al- Muattile" 242, "al-Haviric" 243 ve "al- Vaidiyye" 244 gibi daha birok isim ve lakaplar vardr. Fakat daha nce de syledi imiz gibi, bunlarn iinde en ok beendikleri ve kendilerine isim olarak lay k grdkleri sadece "Ehl al-Adl va't - Tevhid" ile "Mutezile" deyimlerinden ibarettir. Bilindi i gibi, bunlardan birincisi bizat kendileri taraf ndan ihdas edilmi , dieri ise bakalar _tarafndan kendileiine verilmi tir; fakat bu isimden kurtulma midini kesince, btn gleriyle bunun savunmas n yapmlar ve fazilet ve bereketinden bahsetmi lerdir. , Sonu olarak unu syliyebiliriz: nsann sosyal yap sna hkim olan birtakm prensip ve kurallar, fertlerin en ok sevdikleri isim veya lkaplarla anlmalarn gerektirdi ine gre, Islam toplulu unda byk bir yer igal eden bu sistemin de ikiden fazla ismi bulunmad n sylemek gerekir. Bunlar da, "Mutezile" ve zellikle " Ehl al-Adl va't-Tev-

hid"dir

II Mutezile'nin Geli mesi ve kmesi: Mutezile isminin menei ne olursa olsun, dini bir sistem olarak Basra'da doduu kesin olan itizali fikirler sratle geli ti. Daha Emeviler devrinde bile baz halifeler bu fikirlerin tesiri alt nda kald. Bu cmleden olarak, Emevi hanedan= son Halifeleri Ye z i d b. al:Velid (01m. H. 126 /M. 743) ve Mer v an b . Muhammed (hilafet
andan eser, C. IV, s. 169; bn Kuteybe, Te'vil, s. 5. 241 Bk. bn Teymiyye, Kitetb Bugyet al-Murtd fi'r Redd al'l-Mutefelsife v'l-Karmita va'l -Btudyye, s. 67, 68, 69, Kahire 1329; bn Kayyim al-Cevziyye, as-Savik al-Mursele, C. I, s. 158, 177; Cennilu'd-Din al-Ksimi, Tarih al-Cehmiyye va'l -Mu'tezile, s. 44, Kahire 1331.
240 Bk.

Kelm, Alfred Gu242 Bu konu iin bk. a- ehristni, Kittib Nihyet artkdm fi illanme ne ri, s. 123, London 1934; bn al Esir, andan eser, C. V. s. 171; bn Kayyim, as-SaC. I, s. 116. 243 Bk. Zuhdi Hasan Crullah,

andan eser, s. 9.

244 Bk. al-Hayyt, anlan eser, s. 126.

59

sresi: H. 127-132 /M. 744-749) bu mezhebi resmen kabul etmi idi245 . Esasen Mervn, Kur'an' n yarat lm olduu ve Kalder'in nefyi gibi konulardaki d ncelerini daha nce Ca'd b. Dirhem'den alm olduundan, ona nispetle kendisine "Mervn al-Ca'di" de deniyordu 246. Enevi devleti ykhp yerine Abbas hilafeti geince Mutezile'nin durumuda nemli geli meler oldu. Eb ii. Ca'fer al-M ansiir'un hilafeti (H. 136-158 /M. 753-774) s rasnda bizzat Halife tarafndan destek gren bu frkann nfuzu, Mehdrnin hilfete (H. 158-169 /M. 774-785) gemesiyle k rlr gibi oldu. nk bu Halife muhaliflerin, zellikle Zanadika'n n amansz dman' idi. Bu yzden Salih b. Abdal-Kuddils (01m. H. 167 / M. 783) ve zaman n mehur airi Be r b. Eiird (01m. H. 168 /M. 784) gibi birok kimse ldrld 24j. H r un er- R e d hilafet makamm eline geirince (H. 170-193 / M. 786-808), Mutezile yeniden geni bir nefes almaa muvaffak oldu. Onun zamannda Yahya b. Hamza al-Hadrami (01m. H. 183 / M. 799) gibi mehur bir Kaderiyeci am kadlna tayin edildi 248 . Bundan baka Reid itizal fikirleriyle mruf birok ahsiyeti etrafnda toplyarak, onlarn fikirlerinden istifade etti. Mutezile her ne kadar bu hkmdarn zamannda geni bir selahiyet ve .kudrete sahip olarak hatt hasmlarndan hanlarn' srgn ettirebilecek derecede grn-_ yorsa da, gerekte onlar kendi fikir ve gr lerini aka yaymaa cesaret edemiyorlard . Buna sebep Halife'nin gerekten dindar olmas , din ve akideyle ilgili hususlarda byk bir titizlik gstermesi idi 249. Bununla beraber, Re id'in onlara gsterdi i yaknlk sayesinde saray'a kadar nfuz etme e muvaffak oldular; bylece mslmanlar aras ndaki hret ve kuvvetleri de bir hayli artm oldu. Fakat Halife Emin tahta geince (H. 193-198 /M. 808-813), Mutezile daha nce sa lad nfuzundan birok eyler kaybetti. nk Emin dini meselelerde babasndan daha ok titiz ve bu konularda asla msamaha gstermeyen bir hkmdar idi; hatt onun zamamnda Zanadika'dan birok kimse hapsedilmi ve bunlardan baz lar da eitli ceza ve ikencelere maruz
245 Bk. M. erefeddin, Kaderiyye Yahut Mutezile, XV, s. 6; Ahmed Emin, Duha'l-slm, C. III, s. 90. 246 Bk. bn al-Esir, anlan eser, C. V, s. 171, 174. 247 Bk. Ahmed b. Ca'fer Tarih al-Yakdhi, C. II, s. 482, Leiden 1302 /1884; at-Taberi, Tarilu'lUmem, C. VI, s. 389-390; ad Da niri, anlan eser, C. I, s. 27; Ilmi anlan eser, C. I, s. 247-248. , 248 Bk. az-Zehebi, anlan eser, C. III, s. 285. 249 Bk. Zuhdi Hasan Carullah, anlan eser, s. 161 vd.; al-Hatib al-Ba ddi, Tarih Baddd, C. VII, s. 64. Darulfnfin ,Fak. Mec. say :

60

kalmt 25. Mutezile'nin iinde bulunduu bu kritik durum, Emin'in ldrlp yerine karde i Me ' m n (lm. H. 218 / M. 833)'un gemesiyle (H. 198 /M. 813) sona erdi. Hicri 198-232, Miladi 813-846 yllar aras Mutezile'nin alt n a oldu. zellikle Me'mun gibi bir halife'nin Mutezile'yi resmen mezhep edinmesi, itizali fikirlerin esasl bir surette mslmanlar aras nda yaylmasn salad" 251 . Bu devirde Eb Huzeyl (lm. H. 235 /M. 849), Bi r b. Mu'temir (01m. H. 210/M. 825), Nazzam (lm. H. 231/ M. 849), C all z (lm. H. 255 /M. 868) ve Cubb ai (01m. H. 303 /M. 915) gibi de erli bilginler yetiti. Bunlarn, zellikle Smme b E res (01m. H. 213/M. 828), Elya Huzeyl ve Kad Ahmed b. Ebi Du' d (lm. H. 240 / M. 854) gibi me hur Mutezile bilginlerinin tesiri altnda kalan Me'mun 152 , ilk defa H. 212 /M. 827 ylnda Kur'ann yaratlm olduu fikrini kabul etti ini resmen ilan etti. Bundan bir mddet sonra, yani H. 218 /M. 833 ylnda da btn mslmanlar bu fikri kabul etme e zorlamas 2" ve bu konuda baz alimleri sorguya ekmesi, Islam tarihinde ilk defa"mihne"ad verilen ac ve zdraph bir devrin balamasna sebep oldu. Bu meseleden dolay sorguya ekilen, e itli ceza ve ikencelere maruz b raklan ilim adamlarnn banda Ahmed b. Hanbel (01m. H. 241 /M. 855) geliyordu. Bu zat, Kur'an' n nahla olduu fikrini kabul etmemesi sebebiyle trl i kencelere maruz kalm, hatt bir ara parangaya dahi vuzulmu tur. Her sorgu aras nda krbalanmak suretiyle 28 ay devam eden bu durum, ancak Altevekkil'in hilafeti ile son bulmutur254. Me'mun'dan sonra halife olan Mu't as m (H. 218-227 /M. 833 841) da selefinin yolunda yrd. Esasen Me'mun kendisine daha nce, Kur'an'n mahlk olduu fikrini mslmanlar aras nda yaymaa devam etmesini ve her i inde, zellikle bu konuda Ahmed b. Eb Du'd'a
250 Bk. Zuhdi Hasan Crullah andan eser, s. 162. 251 Bk. Corei Zeydn, Medeniyet-i islmiyye Tarihi, eviren: Zeki Megmiz, C. III, s. 283-286, stanbul 1328-1330; Do. Dr. brahim Agh ubuku;

Mutezile Ve Ak l Meselesi,

Ankara niversitesi, lhiyat Fak. Der. 1964 say s, s, 52, Ankara. 252 Bk. a-Sehrist'ni, al-Milel va'n Nihal, C. 1, s. 70, 71; al-Ba ddi, al-Fark beyne'lFirak, s. 103; ad Damiri, andan eser, C. I, s. 72; bn Hallikn, ayn eser, C. I, s. 64; al-Hatib al-Badadi, Tarih Badat!, C. IV, s. 142; as-Subki, Tabakt a- afiiyye al-Kbr, C. I, s. 206, Kahire 1324. 253 Bk. as-Subki, andan eser, C. I, s. 218. 254 Bk. Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, - lel va Ma'rifeti'r-Ricl, Dr. Talat Koyiit nsz, C. I, s, 8, Ankara 1963; bn al-Cevzi, Menkib al- mam Ahmed b. Hanbel, s. 315, 317, 400, Kahire 1349; az- Zehebl, Duvel al-islam, C, I, s, 102, Haydarabd 1337; Zuhdi Hasan Crullh, anlan eser, s. 169 vd; Ahmed Emin, Dultt'l slam, C. III, s. 178 vd.

61

geni lde itimat etmesini vasiyet etmi ti255 . Bylece Mu'tas m, kardeinin vasiyetine de uyarak devletin en yksek kademelerine Mutezile'ye mensup kimseleri getirdi; devletin idaresinde onlar n gr ve fikirlerine n planda yer verdi. Ahmed b. Ebi Du'ad' Kad-. Kudt makamna getirmesi ve onun bilgisi dnda hibir ii yapmamas256, bu zatn devlet iinde byk bir nfuz ve kudret sa lamasna sebep oldu. Gerketen Ahmed b. Ebf Du.'ad' n Mu'tasm zerindeki nfuzu, Me'mun'la kyaslanamyacak kadar bykt. Bylece, Me'mun'un devrinde ba layan ve zellikle bu zat n byk bir rol oynad "mihne" devrine btn iddetiyle devam edildi. Halife V s k'm devri (H. 227-232 /M. 841-846) ba lad zaman, Mutezile'nin kuvvet ve kudreti zirvesine ula mt . Vask'n da selefleri gibi Mutezile'nin tesiri alt nda kalmas, btn gcyle itizali fikirleri desteklemesi ve bilhassa Ahmed b. Ebi Du'ad' n tevikiyle selefleri. ni aratacak ekilde "mihne" yi meydana getiren olaylara devam etmesi, mslmanlar arasndaki huzursuzlu un artmas na ve kendisine kar duyulan nefretin ziyadele mesine, hatt halk taraf ndan kendisinin tekfir edilmesine bile sebep oldu 257. Bu yzden devlete, zellikle Halifeye kar baz kyam hareketleri vuku bulmu ise de, bunlar zamamnda meydana karlarak, daha ok byme e frsat verilmeden bastrld ve msebbibleri de en iddetli cezalara arpt rld . V s k'n Hicri 232, Miladi 846 ylnda vefat etmesi ve yerine Mtevekkil'in gemesi (H. 232-247 /M. 846-861) ile Mutezile'nin parlak devri sona ermi ve bylece de onun k devresi baklam oldu2 58 . Esasen, Mutezile'nin bu devirde Halifeler zerinde kurma a muvaffak olduu basknn bir sonucu olarak, itizli fikirlerin kabul edilmesi iin geni halk kitlelerinin zorlanmas , devletin resmi organlar vastasiyle halkn buna mecbur klnmas ve bilhassa bu yolda baz Islam bilginlerine kar eitli ceza ve i kencelerin uygulanmas , mslmanlarn itizali prensiplerin kar snda durmasna ve bu d nce sahiplerinden uzaklamasma sebep olmutu. zellikle Hicri 300, Miladi 912 y lna doru Eb 'l Hasan al-E 'arl (01m. H. 330 /M. 441) gibi de erli bir ilim adamnn 259 itizalden vazgeip Snni bir sistem olan E 'ari ekoln kurmas, Mutezile iin gerekten a r bir darbe oldu.
255 Bk. ad-Dn -airi, andan eser, C. I, s. 73; bn Hallikn, andan eser, C. I, s. 67. 256 Bk. bn Hallikn, anlan eser, C. I, s. 67. 257 Bk. Ebu'l -Hasan Ali al-Mes'di, at-Tenbil va'l-hrt s. 361, Leiden 1311 /1893; f, bn al-Esir, andan eser C. VII, s. 8. 258 Bk. Ahmed Emin, Zuhru'/- sliim, C. I, s. 38 vdd. Kahire 1365; Zuhdi Hasan Crullah,

anlan eser, s. 179 vdd.


259 Es'arrnir hal teremesi iin bakuuz: bn Hallikn, anlan eser, C. II, s. 446-447.

62

Bundan sonra Mutezile hernekadar zaman zaman varl n hissettirme e muvaffak olmu sa da, bu uzun bir mddet devam etmedi. Bu cmleden olarak, Hicri 4. yz y lda ii olan Bveyh o ullarmn hakimiyeti ele alarak Halifeler zerinde nfuz kurmalar 260, Mutezile'nifir nfuzunun yeniden canlanmas na sebep oldu. Bu devirde baz ii akidelerine de uyan Mutezile, Ummn, Bahreyn, H lzistan ve zellikle Irak gibi baz lkelerde geni bir halk kitlesinin deste ini kazanmaa ve nfuzunu buralarda da yayma a muvaffak oldu. Mutezile mezhebi zerine amel eden Bveyhi Sultan' A diid a d-D evle (01m. H. 372 /M. 982)'nin, S hib b . Abb d (lm. H. 385 /M. 995)' vezret makam na getirmesiyle Mutezile'nin hreti bsbtn artt 261 . nk son derece otoriter bir idare sistemi kurma a muvaffak olan bu vezir, babas al-Hasan b. Abb ad b. Abbas'tan ald 262 itizal prensiplerine inan yor ve bunlar btn gcyle yaymaa alyordu. Onun kuvvetli deste i sayesinde Mutezile daha nce kaybetti i hret ve itibarna yeniden kavutu. Mutezile mensuplar devletin en yksek kademelerine getirildi. Bylece Bveyhilerin merkezi say lan Rey, daha nce Me'mun ve Mu'tasm devirlerinde Ba dad'a hakim olduklar gibi, Mutezilenin hkm altna girmi oldu. Fakat Mutezile'ye hibir zaman Ahmed b. Ebi Du'ad'f aratmam olan Sahib b Abbd lnce, itizali cereyan yeniden gzden dt. Buna ilaveten Buveyhilerin de zay flamaa ba lamas ve bunu frsat bilen Halife al-Kadir Billh (01m. H. 422 / M. 1030)'n da Mutezile'ye kar cephe almas , hatt onlar her frsatta tekfir etmesi 263 bu sistemin k n hzlandran millerden biri oldu. Dier taraftan. Snni olan Gazneli Mahmud (01m. H.421 / M. 1030)'un da, H. 420 /M. 1029 ylnda Bveyhilerin Merkezi say lan Bey'i igal ederek, bu ehrin emin olan F ahr p,dLDevle'nin o lu Me c d a d-De vle'yi bertaraf etmesi 264, snniliin hakiki bir zaferi, itizali sisteminde bir hezimeti oldu. Burada bulunan Mutezile mensuplar Horasan taraflarma hatt felsefe ve ilm-i nc'm gibi aldi ilimlerle ilgili btn 'eserler yak lmak suretiyle imh edildi265 .
260 Bk. Prof. Dr. W. Barthold-Prof. Dr. Fuad Kprl, isltim Medeniyeti Tarihi, s. 48-49; Zuhdi Hasan Crullah, andan eser. s. 212. 261 Bk. Do. Dr. Ibrahim Agh ubuku, Mutezile ve Ak l Meselesi, ilh. Fak. Der. s. 52. 262 Bk. Ykut al-Hamavi, Mucem al-Udeb l C. VI, s. 172, 247. 263 Bk. al-Hatib al-Bagddi, Tarih Badad, C. IV, s. 37 vd. 264 Bk. Ibn al-Esir, anlan eser, C. IX, s. 261. P . 265 Bk. Ayni eser, C. IX, s. 262; Zuhdi Hasan Carullah, anlan eser, s. 213.

Fakat Seluklu Sultan Tu rul Bey (lm. II. 455 /M. ..1063)'in H. 429 /M. 1037 de Rey'i i gal etmesi ve H. 447 /M. 1055 y lnda da Badad'a kadar ula mak 266 suretiyle nfuzunun Islam lkesinde art"nam, Mutezile'nin de yeniden y ldznn parlamas na sebep oldu. Bu hususta en byk rol, phesiz Turul. Beyin veziri Amid al-mlk Eb Nasr Muhammed b. tMansr al-Knderi (lm. H. 456 /M. 1063) oynaIliti. Zira Turul Beyin nezdinde byk bir yeri ve kymeti olan bu vezir, Mutezile mezhebinin en hararetli mdafilerinden biri idi. Bu sebeple, bir taraftan Mutezile mensuplar m devletin en yksek kademelerine getirirken, di er taraftan da EU Snnet ve bilhassa E 'ari'ler aleyhinde hareket ediyor ve onlar lnetlemek iin mimberlerde hutbe ler verdiriyordu. 267 Bylece Horasan'da ba layan Mutezile- E 'ari'ler mcadelesi, ksa bir sre iinde Horasan, am, Hicaz ve Irak'a da sirayet etti. E 'ari byklerinin trl ceza ve i kencelere maruz b rakld bu byk fitne, H. 455 /M. 1063 ylnda Alp Arslan (lm. H. 465 /M. 1072)'n saltanat eline geirmesi ve gzden d en Amid al-mlk'n de H. 456 /M. 1063 ylnda feci bir ekilde ldrlmesi ile sona erdi 268 . Bu tarihten itibaren E 'arilik yeniden canlanma a ve byk bir hzla yaylmaa balad . Zira Alp Arslan' n vezarete getirdi i Ni zm al-Mlk (lm. H. 485 /M. 1092) koyu bir E 'ari oldu u ilme ve ilim adamlarna byk bir de er veren bir zat idi. Bu sebeple Imam al-Haremeyn al- Cveyni (01m. H. 478 /M. 1085) ve E bil H mid al-Gaz z alt (01m. H. 505 /M. 1111) gibi, E 'ari okuluna mensup olan ilim adamlar byk lde onun destek ve yardmlarna mazhar oldular. Bunlar n yan sra, Ba dad ve Ni abilr'da kurdu u Nizmiyye medreseleri gibi, Snni ve zellikle E 'ari sistemleri zerine retim yapan daha birok medreseler in ettirdi270. Bylece devletin resmi mezhebi haline geldi. Art k Snnilie malup olduunda phe olmayan ve Snni sistemin yaygn bulunduu Badad ve civarnda tutunmas imkansz hale gelen itizal hareketleri, Harizm taraflarna kayd. Burada Mutezile mezhebinin yay lmasnda, ilim ve fazla ile hret yapmi olan Mahmt d b. Cerir al-Isfahani (01m. H. 507 /M. 1113 ) byk bir rol oynad . Onun bu hareketi, daha sonra rencisi Mahmd az-Zamah eri (lm. H. 538 /M. 1143) tarafndan
266 Bk. bn Hallikn, anlan eser, C. II, s. 64 vd. Kahire 1275. 267 Bk. as-Subki, anlan eser, C. II, s. 270; bn al-Esir, anlan eser, C. I, s. 21. 268 Bk. bn al-Esir, anlan eser, C. X, s. 18-21. 269 . Bk. ,yas-Subki, anlan eser, C. III, s. 137. 270 Bk. Ayni eser, C. III, s. 90.

64

devam ettirildi 271 . Zamah eri, bu konuda if etti i byk hizmetlerinin yan sra, "al - Kef art Hakik Gavmiz at - Tenzil" adl byk tefsirini de itizl prensiplerine uygun olarak te'lif etti 272 .
,

Mutezile reislerinin sonuncusu olarak, bundan birka as r sonra Hrizm'de itizli fikirlerin yay lmasna al an ve Timurleng'in yakn arkada bulunan me hur bilgin Abd al- C ebb r b. Abd Allah al-H ri z mi (01m. H. 805 /M. 1402)'yi gryoruz. Daha sonra da itizli cereyanlarn Sia'nn 273 bir kolu olan Zeydiyye tarafndan ksmen yiirtld anla lmaktadr. bn al-Murtad (01m. H. 840 /M. 1436) gibi bir Zeydi imamnn, Mutezile'yi savunmas ve yaymak istemesi de bu gere i teyid etmektedir. Bugn dahi Sia'n n ve zellikle Yemen'de yayg n bulunan Zeydiyye'nin baz nemli itizli fikirleri ya att bilinen bir gerektir 274 . te Mutezile bylece do up geliti; daha sonra da u rad e itli bask ve hcumlara dayanamay p, bir sistem olarak tarihe kar t . Mutezile'nin yklnn gerek sebeplerini renmek istersek, bunlar baka yerde de il, fakat yine bu sistemin iinde aramam z lazmdr. Dnce zgrl nn savunucusu olarak ortaya kan bu frka mensuplar, daha sonra bunu kendileri gibi d nmeyenler ve onlarn izinde yrmeyenler iin ok grdler. Me'mun gibi, baz halifelerin himyesinde mezheplerini mslmanlara zorla kabul ettirme abas na dtler. Kendilerine kar gelmek cesaretini gsterenler iin en iddetli ceza ve i ikenceler uyguland . slam tarihinde ilk defa "mihne" denilen ac ve zdrabl bir devir ortaya km oldu. Mslmanlar, bunun bir sonucu olarak iki z d kutba ayr ld : Bunlardan biri akl n plnda tutarak, dini hkmleri buna gre te'vil ve tefsir etmeye al rken, di eri de, naklin her ey oldu unu ve Kur'an' n ezeliyetini btn gcyle savunuyordu. Bu durumun, slmiyetin varl iin ciddi bir tehlike arzetti i bir s rada, Mutezile'nin d man olarak bilinen M t ev e kkil'in hilfet makamna gelmesiyle ikinci gurubu te kil eden Snni sistem byk bir hmi bulmu ve birinci gurubun mmessili say lan Mutezile'nin de kara gnleri ba lam oldu. Bylece, onlarn bir zamanlar Snnili e kar
271 Bk. Celal ad-Din as-Suyti, Bugyetu'l- Vu' f Tabak& al-Lugaviyyin s. 386-388, Kahire 1326/1908. 272 Bk. Hann'l-Fahri ve Halil al-Cerr, anlan eser, C. I, s. 166. 273 la ve Mutezile ilikisi iin baknz: W. Montgomery Watt, the Political Attitudes of the M n'tezilah, JRAS, 1963 April, s. 49-51. 274 Bk. Hannal Fahnri ve Halil al-Cerr, an lan eser, s. 166; Zuhdi Hasan Crullah,

anlan eser, s. 218-220; Do. Dr. brahim Agh ubuku, Mutezile ve Ak l Meselesi, Ankara niversitesi Hah. Fak. Der. 1964 say s , s. 52 vdd.

65

kullanm olduklar bask ve ikence siyaseti, imdi de muhalifleri tarafndan kendilerine kar kullanlmaa balad . Baka bir deyimle Mutezile artk ektiini bime e balamt 2". Kendisine kar giriilen bu misilleme hareketlerine uzun mddet dayanamayan Mutezile, en sonunda, prensiplerini savunurken uygulad metodun kurban olarak tarihe intikal etti. Fakat bu sistemin slam dncesine kazand rm olduu gerekler, gnmze kadar devam edegelmi ve bunlar slam dnrlerinin en kymetli hazineleri olmu tur.

275 Bk. Hann81-Fiikari ve Halil al-Cerr, antlan eser, C. I, s. 165-166; Ahmed Emin, Duha'l-sliim, C. III, s. 198 vdd.

66

NC BLM MUTEZILE'NIN KEL:4,MI GR LERI I Mutezile'nin Be Prensibi: te yukardanberi do uunu, gelimesini ve k n izah etti imiz Mutezile mezhebinin balca kelmi grleri arasnda, zellikle be prensip diye anlan meseleler nemli bir yer i gal eder. Bu be prensibin konular u meselelerdir: 1 at-Tevkid, 2 al-Adl, 3 al-Va'd va'1Vaki, 4 al-Menzile beyne'l-Menzileteyn, 5 al-Amr bi'l -Ma'rtf va'n Neyh ani'l -Mnker. imdi bu be prensibi birer birer Mutezile a sn, dan inceliyelim:

1 at-Tevhid :
Mutezile, tevhid meselesine en ok nem veren Kelm okuludur. Onlara gre Allah birdir, e i ve benzeri yoktur. Allah' n bir olmas ve p'nun kadim bulunmas, Allah'a mahsus en zel bir s fattr.E er Allah'n kdemi hricinde O'na e itli sfatlar isnad edilirse, birok tabii varl klann mevcudiyeti kabul edilmi olur ki, bu da Allah' n birlii gere ine aykr olur. Allah, bu alemi yoktan yaratm ve her eyin ilk prensibi olmutur. Bu ilk prensibin nedeni ve sebebi yoktur. Allah sebepsiz olarak var oland r. O'nun s fatlar beerin sfatlanna asla benzemez. E er byle bir benzetme yap hrsa, Allah'la kul aras nda m abehet has l olur. Bu sebeple Mutezile, Allah'a mahsus di er zati sfatlar te'vil etme yoluna sapmtr. Mutezile'ye gre Allah zatiyle haydt, zatiyle semi'dir, zatiyle basir'dir, zatiyle kadir'dir, zatiyle mrid'dir ve zatiyle limdir 276 Kur'an'da geen Allah' n bu sfatlar, Allah'n zatnn dnda kabul edilirse, e itli kadimlerin, yni e itl ilhlarm varl da
.

276 Bk. al-Cuveyni, Kitb neredenler; Dr. M. Y0suf Ms5 ve AB Abd al-Mun'im Abd al--Hamid, s. 79, Kahire 1369 /1950.

67

kabul edilmi olur. Byle bir faraziye ise tevhid sistemine ayk rdr. yle ise Allah'n kdemi hari, dier zati s fatlar te'vil etmek zaruridir 277
.

Mutezile'nin bylece anlad zati sfatlar, Kelm okullar nda eitli mnaka alara ve mnazaralara sebeb olmu tur. Daha nce de i aret ettiimiz gibi, Mutezile'den nce gelen Selefiler Allah' n sfatlar hakknda tefsir ve tevile giri mekten ekinmi lerdir. Hatt Allah' n, mte bih ayetlerde geen el, yz ve istiv gibi s fatlar hakknda soru sorulmasn bile bid'at saymlardr. Selefiler Allah' n sfatlaarm olduu gibi kabul ederlerdi. Fakat slam alemine szan felsefi d nceler ve yabanc fikirler neticesinde, Kelmc lar Allah'n sfatlar hakknda ileri srlen gr ler zerinde durmak zorunda kald lar. Hatta okadar ki fakih olan E b H an if e (01m. H. 150 /M. 767) bile, al-Fkh al-Ekber adl eserinde Allah' n sfatlar zerinde fikirler yrtt. Allah' n zati s fatlarnn O'nun ayni de, gayri de olmadm syledi278 . Eb Han if e'nin tohum halinde ekti i bu fikri, daha sonra Ehli Snnet Kelamclarndan E ' ari (lm. H. 330 /M. 941) ve M turi di (01m. H. 333 /M. 944) gelitirdi. Allah'n bir olduu gere ini tekzip etmemek iin onlar da Allah' n zati sfatlarnn, O'nun zatnn ne aynidir, ne de gayridir dediler 279 . Bununla beraber Mutezile'nin takip etti i yol, tevhid asndan Kelm tarihinde nemli bir yer tutar. Mutezile ak lc bir metoda sahip olduu iin, btn kelmi meseleleri ak l lsne uydurmaa al mt". Kur'an'da davalar na uygun gelen yetleri aynen kabul etmi lerdir. Davalarna uygun grlmeyen nasslar ve sfatlar te'vil ederek, akli bir esasa uydurma a almlardr. Burada, Allah'm sfatlarn tevil ederek Allah'n birliini ispatlamalar da, onlarn akli metoda ve bilhassa mant a verdikleri nemin neticesidir. E er Allah'n zatmn dnda kadim bir hayy veya semi sfat bulunsayd, kadimler o alacandan tevhid fikri rtlm olurdu. Bu ise, slam dncesinin
277 Tevhid meselesi iin bak mz: aa- ehristni, al-Milel va'nNihal, C. I, s. 44 vdd; Zuhdi Hasan Crullah, anlan eser, s. 60 vdd; M. Eb Zahra, -slmiyye, C. I,

Islam and Christian Theology, Part I, Volum 2, s. 21, London 1947; Hanna'l-Fahri ve Halil al-Cerr, anlan eser, s. 145 vdd. 278 Bu konu iin baknz: -Munteh, erhu'l-Fkh al -Ekber, s. 5-6, Istanbul; Ebil Hanife, Fkh- Ekber ve Izalu, eviren: Sabit 'Unal, Ankara 1957. 279 Bk. Eb'l Hasan al-E 'ari, Kitb al-Luma'fi'r-Redd al Ehl az-Zayg va'l-Bida; s. 11s. 149-150; al-Badadi al-Fark beyne'l -Firak, s, 68-70; J. Windrow Sweetman, 14, Msr 1955; Dr. Ltfi Do an, anlan eser, s. 31.

68

temel prensibi olan Allah' n birlii gere ine aykr der. O halde Allah' n sfatlarm te'vil etmek zorunludur. 2 al-Adl (Adalet) : Mutezile adalete de ok nem vermi tir. Bu sebeple, daha nce de belirtti imiz gibi "adliyye" ve "Ashb al-Adl" isimleriyle de anlmlardr. Mutezile'nin adalete nem vermeleri yle fikirler yrtmeleri neticesinde vuzuha varmtr: nsan hrdr. nsan kendi fiilini kendisi yapar. Allah kullarna bir eyi yap p yapmama gcn vermi tir. E er insan her hangi bir eyi yapmak hrriyetine sahip de ilse, o insann iledii kt veya iyi amellerden dolay ceza veyahut sevap grmesi manasz olur. E er Allah insanlar muayyen fiilleri yapma a zorl am farzedilirse, Allah' n o fiillerden dolay bir insan cezalandrmas zulm olur280 . Halbuki Allah adildir; kullarna hibir eyde hakszlk etmez. O halde, Allah' n bu adaleti icab insanlarn irade hrriyetinin bulunmas da lazmdr. Irade hrriyeti bulunmayan bir insan n sorumlu tutulmas , Allah'n hikmetine ve adaletine asla yak maz. Nitekim Kur'an' Kerim'de bulunan birok ayetler, insan n hareket hrriyetine sahip olduunu ve Allah' n adaleti yerine getirece ini aka belirtiyor: " phesiz Allah hibir kimseye zerre kadar haks zlk etmez ; zerre miktar bir iyilik olursa, onun sevabn kat kat artrr. Ona, Kendi cdnibinden pek byk bir mkfat verir" 28 . "Allah onlara zuliim ediyor deildir. Fakat onlar kendi kendilerine zulm ediyorlar" 282 . " phesiz Allah insanlara hibir eyde zulm etmez. Lkin insanlar kendi kendilerine zulmederler"2". "yle bir gnden saknn ki, hepiniz o gn Allah'a dndrleceksiniz. Sonra herkese kazand tastamam verilecektir. Onlara hakszlk da edilmeyecektir" 284 . "Allah hibir kimseye gcnn yetece inden bakasn yklemez. Herkesin kazand hayr kendi yararna, yapt er de kendi zararnadir, ,285
280 Bk. Dr. Albert Nas l Nader, Felsefetu'l-M'u'tezile, C. I, s. 99, Msr 1950; Hannal -Fahlari ve Halil al-Cerr, anlan eser s. 149-150; Do. Dr. brahim Agah ubuku, Mutezile Ve

Ak l Meselesi, A. . nah Fak. 1964 says, s. 53. 281 Nis Sresi, ayet: 40. 282 Teybe Sresi, ayet: 70 ve Bam Sresi, ayet: 9. 283 Yiinus Sresi, ayet: 44. 284 Bakara Sresi, yet: 281. 285 Bakara Sresi, ayet: 286.

69

"Herkes sadece kendi kazanc na bahdr"286 .

Mutezile'nin adalet prensibi siyasi bak mdan da nemli bir anlam tamaktadr. Zira insanlarn kendi fiillerini bizzat yaratm olmalar prensibi kabul edildi i takdirde, halka zulmeden hkmdarlar n Allah indinde sorumlu olaca esas da kabul edilmi olur. Birok hkmdarlar yapt klar kt flleri kadere hamlederek, kendilerini sorumluluktan kurtarmak isterler. Mutezile ise irade hrriyetini kabul etmekle, ktlk yapan siyaset adamlar nn da, Allah'n adaleti icab hirette ceza grece ini ima ediyordu.
,

Mutezile'nin Allah' n adaleti prensibinden hareket ederek kabul ettii hrriyet fikri, serbest d ncenin geli mesi, islm leminde tembelliin ve miskinliin nlenmesi bakmndan da ayrca zel bir anlam tar. Daha nce de i aret etti imiz gibi, C e hm b. S afvn tarafndan savunulan Cebriyye okulu her eyi Allah'n iradesine hamlediyor ve insanlar bir robot gibi kabul ediyordu 287 . Cebriyyeciler insanlar n Allah tarafndan yaratlm fiilleri ilemee mecbur olduklarn ileri sryorlard. Hatt o kadar ki, insan n havada rzgara tabi olan bir ty gibi, Allah'n iradesine tabi oldu unu sylyorlard . Bu trl dnce tarz , slm leminde akli geli menin ve ilmi almalarn gelimesini nleyici mahiyette idi. Mutezile ise insana hrriyet tammakla, slam dininin cemiyet hayatna verdii nemi benimsemi oluyordu. Her mslmann tembellikten kanan, almaa ve aratrmaa balanan kimse olarak cemiyet iinde ya amasm ama ediniyordu. Mutezile bu prensibi ile, talim siyaset adamlar na dahi ar bir darbe vurmu oluyor ve onlar vicdani muhesebeye davet etmi oluyordu. Mutezile'nin kurmu olduu bu sistem, daha sonra E ' arrnin tenkitlerine mruz kald . E 'ari, flleri klli iradesiyle Allah' n yarattn ve insanlarn da o yarat lm flleri kesbetti ini syledi 288 . Eanlayna gre kesb, insamn gcnn makdre iktiramd r289. Bu trl d nce tarz ise bir nevi mutavasst Cebriyyeciliktir. M turidi ise, bu hususta E 'ari'nin izinden yrmekle beraber, Mutezile'nin fikirlerine de tamamen yabanc kalmamt. Mturidi
286 Tfir Sresi, Lyet: 21. 287 Bk. al-Isferyini, andan eser, s. 96. 288 Bk. al-Es'ari, Kitub al-Lum, s. 69 vdd. 289 Bk. Ismail Hakk (tzmirli), Yeni ilmi Keldm, C. I, s. 110.

70

Allah'n klli iradesini kabul etmitir. Fakat kesbi de yle anlamtr: "Kesb kulun bir eye niyet ve azmetmesi ile has l olur" 29. Grlyor ki, insan hrriyeti meselesinde Ehli Snnet okullar daha muhafazakar olmakla beraber, Mutezile hamleci ve cesur ad mlar atmtr. 3 al- Va' d va'l-Vaid: al-Va'd va'l -Vaid, iyi i ler ileyenin hirette sevapland rlmas, kt amelde bulunanlar n ise hirette ceza grmesi anlam ndadr2". Bu prensip, daha nce a kladmz adalet prensibinin bir sonucudur. yi ilerde bulunann hirette sevap grmemesi, Allah' n adaletine yakmaz. Keza kt ameller yapan n ceza grmemesi, Allah' n adaletine dair daha nce bahsetti imiz yetlere ayk r d er. Yce Allah Kur'an' Kerimde yap lmas iyi olan veya kt olan hususlar aklamtr. Kullarm vazifesi de Allah' n yaplmasn ho grd ilekleri yapmak, buna mukabil Allah' n beenmedii fiillerden de ka nmaktr. Grlyor ki, Mutezile al-Va'd va'l -Vaid prensibini kabul etmekle, cemiyet iindeki dzenin sa lamlamasna yardm etmek istemitir. Bu prensibe gre her insan, yapt iyi veya kt amelin kar ln ahirette muhakkak grece i iin hareketlerini kontrol etmek zorunluluundadr.

al' Va'd va'l -Vaid prensibinin bize anlatt dier bir anlam da,
amelin imana dahil olmasdr. Mutezile'ye gre ameli terk eden ve sadece iman sahibi olan bir kimsenin hirette durumu kt olacakt r. Bu sebeple onlar iman , ikrar, bilgi ve amel diye tanmlamlard r. Bu demektir ki, Mutezile'ye gre taklid yoluyla edinilen iman n da bir kymeti yoktur. Mutezile kendi aklc sistemi icab imana bilgiyi de katmtr. Demek oluyor ki insan, dil ile ikrar etmek, iyi amellerde bulunmak ve akl ile islamn temel prensipleri olan Allah ve peygamber fikrine ula mak suretiyle gerek iman bulmu olur. Hatta Mutezile'den baz kollar, insann, iledii kt fiillerden dolay hirette ceza grece ini aklen bilmesi gerekti i tezini savunmutur292 .
290 Bk. smail Hakk ( zmirli), ayni eser, C. I, s. 110 vd; M. Eb Zahra, s. 302. 291 Bu konu iin baknz Ahmed Emin, Duha'l-sliin, C. III, s. 61 vdd; Zuhdi Hasan airullah, anlan eser, s. 51; a- ehristni, al -Milel va'n-Nihal, C. I, s. 45. 292 Bk. al-E'ari, Maklt al-slaniyyln, C. I, s. 308.

71

4 al-Menzile beyne'l-Menzileteyn al-Menzile beyne'l-Menzileteyn, daha nce de syledi imiz gibi, iki manevi yer aras nda orta bir yerdir. Demek oluyor ki, byk gnah ileyen ne kfirdir, ne de m'mindir. Byle bir kimse fs ktr; tvbesiz ld takdirde Cehennemde ebediyyen kal r. u kadar var ki Cehennemdeki azap derecesi kfirinkinden daha hafif olur 293 . Mutezile'nin bu prensibi, tvbesiz len byk gnah sahibinin m'min, mslim ile kfir arasnda bir manevi dereceye sahip -oldu unu gstermektedir. Bu trl d nce tarz Kelm tarihinde yaln z Mutezileye mahsustur ve Mutezile'nin temel prensiplerinden birini te kil etmektedir. Bilindii gibi Hayric kebire i leyeni kfir addeder 294 . Murcie ise iman sahibine byk olsun, kk olsun, gnahlar n hibir zarar vermeyece ini ileri srer. Ehli Snnet'e gelince, onlar byk gnah i leyeni mslim ve fakat fs k addederler. Ehli Snnet'in gr ne gre kebire ileyen, hirette cezas n grdkten sonra iman sahibi oldu u iin Cennete girebilir. Burada dikkatimizi eken husus, bu gr ler aras nda Mutezile'nin Havric ile Murcie aras nda orta bir yol tutmu olmasdr. Hatt kebire ileyen tvbe etti i takdirde, Allah'n rahmetine de nail olabilir. Mutezile, ne Hariciler gibi kat bir grn sahibi olmu , ne de Murcie gibi slami prensipleri hafife alm tr. Onlarn takip ettikleri yol, slmn koyduu esaslara s k skya ba l olmak emelinden ileri gelmi tir. Ancak, Mutezile te'vile bazan lzumundan fazla nem verdi i iin Selefilerin izinden ayrlmtr. Bu hususta phesiz, Mutezile'den sonra kurulmu olan E 'ari okulunun gr leri Selefilerinkilere daha yak ndr. 5 al-Emr bi'l va'n Nehy ani'l -Mnker :

Mutezile Kur'an Kerim'de iyi amellerin emir buyruldu u ve kt amellerin yasakland d ncesinden hareket ederek, al -Emr bi'lMa'rr va'n-Nehy ani'l-Mnker'i vacip saymtr. Yni her mslfu mann iyilii emretmesi ve ktl de yasaklamas icabeder. Mutezile
293 Bk. Nesefi, s. 117; al-Hayyk, andan eser, s. 164 vdd; Ahmed Emin, Fec-

ru'l

s. 297; as-Sehristni, al-Milel va'n-Nihal, C. I, s. 48; an-Nesefi, Tabsiratu'l-Edille,

var. 309 a, Sleymaniye Ktb. Laleli Bl., Yazma No: 2162; W. Montgomery Watt, Free Will

and Predestination in Early islam, s. 63, London 1948. 294 Bk. al-Iraki al-Hanefi, andan eser, var. 13 b; Nesefi,

s. 117 vdd.

72

bu dncesine kaynak olarak Kur'an'dan baz ayetler de gstermi tir. Mesela: "Sizden yle bir cemaat bulunmaltdtr ki herkesi hayra davet
etsinler, iyilii emretsinkr, ktlkten saktnd rmaga altstnlar" 295

ayeti, Mutezile'nin gr n teyid, eder mahiyettedir. Mutezile al-Emr bi'l -Ma'rf va'n -Nehy ani'l-Mnker prensinibini kabul etmekle, cemiyet iinde s k bir kontrol taraftar olmutur. Kendi prensiplerine kar gelenlere a r hcumlarda bulunmutur. yilii emrediyorum diye kendi te'vil ve gr lerini bakalarna zorla kabul ettirmek yolunu tutmu tur. Bunun bir misali olarak daha nce de belirttiimiz gibi, Halife Me'mun zaman nda Kur'an' n mahlk olduu tezini kabul etmeyen Ahmed b. H anb el'in takibata u ramasn zikredebiliriz. Mutezile bu prensinbini uygularken di er mezhep saliklerini gcendirmitir. Mutezile'nin bu prensibi icab yapt sert k lar, daha sonra onun taraftarlar = azalmas na da yol am tr 296
.

II Mutezile'nin Dier Grleri Bylece, Mutezile'nin slam Kelmnda tannm olan be prensibini incelemi ve tahlil etmi bulunuyoruz. Fakat Mutezile'nin kelmi gr leri sadece bu be prensipten ibaret de ildir. Bu be prensip yannda Allah'n grlp grlmemesi, Kur'an' n yaratlp yaratlmam olmas, husun ve kubuh meselesi, ak l ve nakil meselesi de Mutezilenin zerinde durdu u problemlerdir. Mutezile'nin Kelm tarihindeki fikri sistemini tam olarak belirtebilmek iin bu problemler zerinde de durmamz gerekmektedir. 1 Allah' n grlp grlmemesi : Mutezile prensip olarak yine Allah' n bir oldu u ve benzeri bulunmad esasndan hareket ederek, Allah' n hirette gzle grlemiyeceini iddia etmitir. nk onlara gre Allah cisimlere benzemez. Gzle grnen bir ey, cisimlere bir bak mdan benzemi saylr. Allah'n gzle grlece ini syleyenler, O'nu cisimler gibi grlecek bir varl k olarak vasflandrm olurlar. Halbuki Mutezile tevhid prensiplerinin icab olarak, Allah'n sfatlarnn beerin ve cisimlerin sfatlarna benzemedi ini aklarmlardr. O halde Allah' n gzle grlmesi, Mutezile'ye gre mantk' olarak imkanszdr.
295 mran Sresi, ayet: 104. 296 Bk. Zuhdi Hasan Crullah, andan eser, s. 52-59; al-Gurbi, andan eser, s. 68; Hanan Flniri ve Halil al-Cerr, andan eser, C. I, s. 151; Do. Dr. Ibrahim Agh ubuku, Mutezile Ve Akil Meselesi, A. i, lh Fak. Der. 1964 says, s. 55.

73

Mutezile bu akli d ncelerine mesned olarak nakli deliller de gsterir. zellikle 'u yetin Allah' n gzle grlemiyece ine delil olduunu ileri srerler: "O'nu gzler idrk edemez, halbuki 0 gzleri idrk
eder"297
.

Ehli Snnet okulu ise, Allah' n hirette gzle grlece ine inanr. Ehli Snnet buna delil olarak da, "Yzler vard r, o gn taptazedir ; Rablerini grecektir" 298 , melindeki ayeti gsterir. Bu gr lerini ayrca u yetlerle de teyid etmek isterler: "Rabbim Kendini bana gster, Seni greyim" 299; "Allah arz ve se nclvatn nfrudur" ". Bu son iki yetten birincisinden Hz. M s a'n n Allah' grmek istedi ini anlamaktayz. Bir p3ygamber olan Hz. Ms'n n imkansz olan bir eyi istemeyece i meydandadr. Dier sonuncu yete gelince, Allah'dan "Nfr" diye hahsetmitir. Nili- ise phesiz gzle grlr. Dolaysiyle bu da Allah' n gzle grlece ini ispat eden bir delildir. Ehli Snnet'den E 'ari'ler, yukar daki dncelerden hareket ederek, "O'nu gzler idrk edemez. Halbuki 0 gzleri idrak eder" yetinin hkmnn bu dnyaya rci oldu unu ve bu yetten Allah' n sadece bu dnyada grlemiyece i anlamnn karlmas lazm geldiini syler. nk, Kur'an' Kerim'in yetleri aras nda tenakuzun bulunmas imkanszdr. Bu son yetin, Allah' n hirette grlemiyece i anlamnda olduunu iddia etmek, daha nce zikretti imiz ayetlerin ruhuna aykr der. Gerek Nr ayeti olsun, gerek Hz. Msa ile ilgili ayet olsun ve gerekse yzlerin Rablerine bakaca m bildiren ayet olsun, Allah' n hirette grlece ini beyan etmi tir. Bu sebeple "O'nu gzler idrk edemez" anlamndaki ayetin hkm, sadece bu dnya iindir. K sacas , Ehli Snnet'e gre Allah bu dnyada grlmez, fakat hirette mutlak surette grlecektir". Mutezile ise, kendi fikirlerinde israr eder. Allah' n grlemiyece ini, yetleri te'vil ederek belirtme e alr. Mesela, Kyamet sresinde geen " Nezra" sin "grc, bakc" manasnda deil, bekleme manasnda anlar. Yine ayni srenin sz geen yetindeki "ila" harfi cerrine "niam", nimetler manas verir. Bylece Mutezile ayetin m297 En'm Sresi, yet: 103 22-23. 298 Klymet Sresi, yet: 299 Arf Sresi, ayet: 139. 300 Nar Sresi, yet: 35. 301 Bu meseleler iin bakiruz: as- ehristni, al-Milel va'nNihal, C. I, s. 45; Albert N. Nder, andan eser, s. 112 vd.; al--E 'ari, al-Lum, s. 61-68; Dr. Ltfi Do an, andan eser, s. 44-45; al-Gazzali, al-licdsd Haz.: Do. Dr. brahim Agh ubuku ve Dr. HiiseYin Atay, s. 60 vd. Ankara 1962; Zuhdi Hasan Crullah, andan eser s. 79-83.

74

nasn, "yzler Rablarnn nimetlerini bekleyicidir" diye te'vil eder. Mutezile bununla da yetinmeyerek "Allah arz ve semvat n narudur" melindeki yete de, Ehli Snnet'in anlay na zd bir mana verir. yetteki "'It r" sznn "mnevvir" anlam nda olduunu syler. Byle olunca da Mutezile'ye gre ayetin manas , "Allah arz ve semavat n nurlandncsdr" demek olur. Hz . Masa ile ilgili yete cevap olarak inen... "Lenterni" ilahi hitabndaki anlamn ise, Allah'n ebediyyen grlemiyece i manasnda oldu unu syler. Grlyor ki Mutezile, kendi gr n ispatlamak iin mant ki mtalalar yrtt gibi, nakli delilleri de te'vil ederek akla uydurmaa almtr. Onlarn Allah'n gzle grlemiyece ini iddia etmeleri, te'vilci ve ak lc sistemlerinin bir sonucudur. 2 Kur'an'n yaratlm olup olmamas : Mutezile'nin Kur'an' n yaratlm olduunu iddia eettiine ahit olmaktayz. Mutezile'yi byle bir iddiaya srkleyen ba lca sebep tevhid sistemleridir. Mutezile'ye gre Allah' n sadece zat kadimdir. Allah'n zat dnda O'na kadim bir sfat haraledilirse, tevhid sistemi bozulur. nk Allah'n zatndan ba ka kadim varlklar var demek olur. Halbuki Allah haricinde hibir varl k kadim de ildir. O halde, Allah'n kelm olan Kur'an' Kerim de kadim olamaz. Dolaysiyle Kur'an' n yaratlm olmas zorunludur. Bundan ba ka Allah'n kelm olan Kur'an, harf ve sesten meydana gelmektedir. Byle bir ey ise ya cisimdir, ya da arazdr. Ne cismin, ne de araz n kadim olmad mlumdur302. Allah istedii zaman, zatnn haricinde olan bir mahalde yaratt kelmla konu ur. te bylece Allah' n kelmm mahlak sayan Mutezile'ye kar , Elli Snnet okulunu temsil eden E 'ari ve Maturidi okullar amansz hcumlara gemi tir. Bu okullardan, zellikle E 'arrnin temsil etti i Kelm cereyamm benimseyenler, Allah' n kelammn kadim olduunu ispatlama a al mlardr. Hatta Mutezile'nin, Allah' n kelm olan Kur'an'n mahlk olduu hakkndaki fikirleri, Tevrat' yaratlm sayan Yahudilerden aldklarn ileri srm lerdir 303 . E ' ari' ye gre All a h' n kelm hdis
302 Bk. a- ehristni, Nihlyetu'l-ikdm, s. 288, 324; al-Es'arl, Makillt al- slamiyyin, C. I, s. 191-193. 303 Bk. as-Subkl, Tabak& a- fyye, C. I, s. 207; D. B. Maedonald, Development of Muslim Theology, s. 146.

75

olamaz. E er hadis olsayd , kelm ya Allah' n zatnda, ya zatmn dnda veyahut da kendi kendine kaim olurdu. Allah' n kelm zatnda hadis olamaz. Zira Allah' n zat olaylara mahal olacak bir yer de ildir. Olaylar daima de iir. Allah'n zat ise deikenlikten mnezzehtir. O halde, Allah'n kelm Allah'n zatnda hadis olmad gibi, zatmn dnda hadis olmu tur diye bir iddia da ileri srlemez. nk byle bir iddia, Allah'n kelm ile O'ndan gayri bir varln emir vermi ve nehyetmi olmasn icap ettirir. Bu ise mant ksz bir dnce olur. Son olarak Allah'n Kendi kelmn Kendi zat dnda, yalnz bana kaim olmak zere yaratm olmas tezi kalyor. Bu tezin de do ruluu kabul edilemez. nk kelm Allah' n sfatdr; sfat bir mevs lfa muhtatr. Sfatn mevsitfu da Allah't r. O halde Allah' n kelm hadis deildir. O ancak kadimdir. E ' ari bu dncesine nakli delil olarak u ayeti gsterir:" Bir eyin olmas n istediimiz zaman, szmz ancak ona ol (kun) dememizden ibarettir"304. Bu yette grld gibi yaratlan her ey, Allah'n "kun" emri ile hadis olmutur. Kun emri ise, Kur'an' Kerim'in nasslarndan bir paradr. Demek ki, yaratmadan nce Allah' n kelm mevcuttu. nk Allah'n yetleri ile kun sz ayni mahiyeti ta r3". Mutezile bu fikirleri asla kabul etmez. Bu fikirlere kar Allah'n baz yetlerinin mensuh olmas gere inden hareket eder. Kur'an' Kerim'in baz yetleri di er hzlarm neshetmitir. Bu gsterir ki Kur'an kadim de ildir nk kadim olan bir ey neshedilemez ve yok olamaz. Mutezile dier bir mant ki delil olarak u fikri ileri srer: E er Allah'n kelm kadim olsayd, Allah, insanlar ve dier yaratklar yok iken emir verici ve nehyedici olurdu. Byle bir hal ise Allah' n amna yakmaz ve O'nun hakknda hafiflik olurdu. O halde, Allah' n kelm Mutezile'ye gre kadim de ildir. Mutezile kendi davas n ispatlamak iin nakli delillerden de istifade etmek ister. Onlar Zuhruf siiresinin "Biz onu anlayas nz diye arapa bir Kur'an yaptk" 36 melindeki yetini davalarna delil
304 Nahl Sresi, yet: 40. 305 Kur'an'm kadim veya hdis oldu u konusu iin bakma: al-Luma, s. 33 vdd; al-Ba ddi, al-Fark beyne'l -Firak, s. 68; Zuhdi Hasan rullah, andan eser, s. 75-76; Albert N. Nder, anlan eser, s. 103 vdd; EM'," Mansr Mturidi, Ak id Risalesi, eviren: Prof. Yusuf Ziya Yrelkan, s. 15-16, stanbul 1953; Dr. Ltfi Do an, andan eser, s. 32-34. 306 Zuhruf Sresi, yet: 3.

76

gsterirler. Bu yeti te'vil ederek, yapmak manas na gelen "Cealn" fiilini yaratmak anlamnda anlarlar 30 7 . Grlyor ki, Mutezile kendi davas n ispat etmek iin hem akli delilden faydalanma a alm ve hem de nakli te'vil yoluna sapm tr. Mutezile'nin Kur'an' mahlk saymas, tevhid sistemlerinin ve akli grlerinin bir sonucu olmu tur diyebiliriz. 3 Husun ve kubuh : Genel olarak, Mutezile'ye gre Allah' n eriattan nce aklen bilinmesi icabeder 308 . Hatt onlar, bir eyin iyi (husun) veya kt (kubuh) olduunun aklen bilinmesi lazm geldii tezini savunurlar. nk derler: Hadiseler aras nda sebep ve netice ba lants vardr. Allah, hikmeti icab, bir eyi dier bir eyin sebebi olarak yaratm tr. Kinatta olanlar sebepsiz meydana gelemezler. Ak l bu sebepleri bulma a ve ' bir eyin iyi veya kt olduunu tyin etme e muktedirdir" 9 . eriat ise, akln bulabilece i iyi veya kt eyleri sadece tesbit eder. Mutezile'ye gre akl olgunlu a erimi kimse, herhangi bir eyin bizatihi iyi veya kt oldu unu eriattan nce tyine muktedirdir. Mutezile'nin bu aklc tutumuna E 'ariyye okulu muhalefet etmi tir. E 'ari ve onu takip edenler, btn dini vazifelerin sem'i oldu unu sylemilerdir. Onlara .gre ak l, hdiseleri ve dini kurallar zaruri kl maz; hibir ameli, iyi veya kt diye bildirmez lahi emirlerin iyili i veya ktl aklla de il, eriatla bilinir Hibir ey, zat itibariyle iyi veya kt de ildir. Bir eyi Allah emratiyse iyidir; e er bir eyi Allah nehyettiyse, o ey ktdr". Maturidi ise, bu konuda Mutezile ile E ' ari aras nda, fakat Mutezile'ye daha yakn bir yol tutar. Ona gre bir ey kendi zat itibariyle, ya iyidir veya ktdr. Ak l bir eyin iyi veya kt oldu unu bilebilir. Mturidi, husun ve kubuh mevzuunda akl n ve naklin oynad rol yle zetler: a eriata hacet kalmaks zn, sadece ak lla iyilii bilinen eyler.
307 Mturik11 Zuhruf suresinin 19. yetine dayanarak, "Cealn" flinin yarattk anlamnda olmadm syler. 308 Bk. al-Bagcladi, al-Fark beyne'l-Firak, s. 70, 121; al-Curcnt, erh al-Mavkif, s. 620-621, stanbul 1286.

s. 50 vdd, Kahire 1953. s. 71-72, 100; as- ehristni, al-Milel va'n-Nihal, C. I, s. 167; Do. Dr. brahim Agh ubuku, Mutezile Ve Ak l Meselesi, A. . lh. Fak. Der. 1964 says,
309 Bu konu iin bk. Dr. HaMide Gurbe, 310 Bk. al-E 'ari, al-Luma, s. 59.

77

b Yine eriata hacet kalmaks zn, sadece ak lla ktl bilinen eyler. c yilii veya ktl pheli olan eyler. Bu gibi eyler aklla halledilemedii iin ancak eriatla bilinir Ancak Maturidi, teklifin ak l yoluyla deil, ilahi emirle vacip olduu inancndadr. Halbuki Mutezile'ye gre, bir eyi yapmak veya nehyetmek aldn teklifi ile olur. Mutezile Allah' n fuzali bir i yapmadn, her fiilinde bir hikmet bulundu unu ve btn fiillerini hikmeti icab iledi ini sylemitir.Allah'n hikmeti, kullarna en iyiyi (aslah) yapmasm icap ettirir. E er Allah kullar iin en iyi olan eyi yapmazsa, cimrilik ve hafiflik etmi olur3n. Byle bir durum ise, Allah' n amna asla yakmaz. O halde Allah' n, kullar iin aslah olan ilemesi vaciptir. 'in Mutezile'nin bu aklc tutumu, yine E'arili muhalefeti ile kar lat. E 'ariler Mutezile'nin tezini rtmek iin yle bir faraziye ortaya atmlardr: Bulua ermemi ve Islam fitrat zerinde lm bir ocuk d neKeza, bunun gibi bulu a ermi bir mslim ile bulu a ermi bir kfiri dnelim ithirette, islamn icabn yerine getirmi olan bulua ermi mslim kimsenin durumunun iyi olaca ve sevap grece i meydandadr. Bu kimsenin manevi derecesi, phesiz bulu a ermeyen mslim ocu un derecesinden daha stn olacakt r. 0 vakit mslim ocuk Allah'a yle bir soru tevcih edebilir: "Ey Rabbim! E er bana lmeden nce bulua erdirecek frsat verseydin, Senin yolunda al r, derecemi ykseltirdim" melinde szler sarfedebilir. O zaman bu ocu a Allah tarafndan yle bir cevap verilebilir: "E er sen daha fazla ya asaydn gnah ilerdin. Senin hakknda erken lmek, en hayrl idi." Bu durumla ilgili olarak bulu a ermi olan kfir yle bir itirazda bulunabilir: "Ey Allah' m! Beni Cehenneme attn; e er beni de mslim ocuk gibi erken ldrseydin, gnah i lemek frsatn bulamazdm ve imdi de Cehennem'de yatmaktan kurtulurdum"" 2 . E ' arrnin byle bir itiraz , Allah zerine aslah vacip gren Mutezile'yi g durumda b rakmtr. M t ur di ise Allah'n, fiillerini bir hikmete gre yapt ve yapaca inancndadr.Fakat Maturidi Allah' n, ayni zamanda, byle bir hikme311 Bk._111turid1, Aktlid Risalesi, 312 Bk. al-Gazzll, al-iktisd fi'l Mutezile Ve Akd Meselesi, s. 60. s. 21. s. 184-185; Do. Dr. brahim Agh ubuku,

78

te gre hareket etmek mecburiyetinde olmad m da ilave eder. nk Allah muriddir, hrdr ve istedi ini yapcdr. Ayni zamanda mecburiyet fikri, Allah' n irade hrd.yetine aykrdr "3 . Grlyor ki, Allah'n, filleri ve aslah ilemesi konusunda Ehli Snnet okulunun fikirleri, Mutezile'yi g durumda b rakr mahiyettedir. Bunun bir sebebi de, Ehli Snnet okulunun tan nm simas E arrnin, evvelce Mutezil'i oldu u iin, onlarn dt buhranlar ok iyi bilmesidir. 4 Ak l ve nakil meselesi : slam tefekkr tarihinde akla en ok nem veren okullardan birisi phesiz Mutezile okuludur. Mutezile, gerek hr d ncenin sosyal hayatta oynad rol, gerekse akln bilgi edinmek ve vahyi te'vil etmek konusunda oynad rol zerinde yeteri kadar durmu tur. Mutezile'den El) <1'1 - Hu z e yl (lm. H. 235 /M. 849) "4 akl ilim kazanma ve insanlarn kendisini baka yaratklardan, baka yaratklar' da birbirinden ay rma melekesidir" demi tir 3". Cubb af. ise, akl ilim diye anlayarak yle bir tarif yapmtr:" " nsan, akh ile bir delinin ilemekten ekinmiyece i fiilen yapmaktan kendisini muhafaza eder" " 6. Umumiyetle Badad okulundan yeti en Mutezili dnrler, akh, "ilim kazanmak melekesi" diye tarif etmi lerdir. Bu demektir ki akl, phenin giderilmesi ve onun yerine sa lam bilginin ikamesi iin hizmet eden bir d nce tarzdr. Mehur Mutezili d nrlerinden C ah" z, ak lla tartlmayan hibir bilginin yakin ifade etmeyece ini ve her eyin sebebini aramann insana mahsus bir zellik oldu unu beyan eder Btn bunlardan u sonuca varmak mmkndr: Akhn ilim kazanmakta rol oynayan bir nazara taraf olduu gibi, insan deliden ve i gd ile hareket eden ba ka yaratklardan ayran bir meleke olarak, ameli taraf da vardr.
313 Bk. M. Ebl Zahra,

- slmiyye, s. 298499.

314 Bk. Ibn Nedim, al-Fihrist, s. 251. 315 Bk. Albert N. Nader, Le Systkne Philosophique des Mutezile, s. 239, Beyrouth 1956. Bu eserden Sayn Do. Dr. brahim Agh ubuku'nun yard mlar ile faydalandk. Kendisine burada tesekkr bir bor bilirim. 316

Bk. al Gurbl, andan eser, s. 245.


-

317 Bk. al-Cluz, Kitab al-Hayvn. C. VI, s. 36-37, 39, M sr 1947.

79

Akhn dini konularda oynad rol de byktr. Mesela, Mutezile'den Na zzam "akll bir insan eriattan evvel, d nce ile Allah'n varln bulmaldr" demitir 3 ". E b Huz eyl bu konuda Nazz am'dan da ileri gitmi tir. Gerek Allah'n ve gerekse O'nu tanmaa yarayan bilgilerin, zorunlu olarak aklla bilinece ini ileri srmtr. Tannm Mutezili frkalardan birini temsil eden Sm am e (lm. H. 213 /M. 828) ise, btn bilgilerin ak l ve dnce yolu ile bilinebilecei kansndadr. Smme'ye gre akli olgunlu a eriip, Allah' akh ile bulamyan kimse iin er'i teklif yoktur. C'fer b. Mbe er (lm. H. 234/M. 848) ve Cfer b. Harb (lm. H. 236/M. 850) gibi Mutezili dnrler ise, Allah' n sfatlarnn ve dini hkmlerin aklen bilinmesi laz m geldii fikrini savunmu lardr. Btn bunlar gsteriyor ki, Mutezili d nrler, islam n temel prensibi olan Allah fikrinin ve O'nun er'i tekliflerinin ancak aklla bilinebilece i tezini ileri srm lerdir" 9. Onlar, akl ile nakil arasnda bir elime olduu zaman, nakli akla uydurma a almlardr. Bunun iin de takip ettikleri yol, daima te'vil metodu olmu tur. Onlara gre eriat, baz pheli fillerin ahlaki bak mdan tesbitinde rol oynar. Yine eriat, batan aklin halledemiyece i teferrata dair meseleleri de halleder. eriat aklla bilinenleri tamamlar ve a klar. Mutezile'den baz dnrler hadis kriti i meselesi zerinde de durmulardr. Bu cmleden olarak Call z ve Na z z m, tek bir haber (had) in salam bir delil olamyaca fikrini savunmulardr. Mutezile'nin bu aklc tutumu, -Kelam tarihinde ilhama mazhar olduunu iddia eden ve bu ahsi iddialarna gre frka kuran birok hullcu ve tenasuhcu dini cereyanlar sndrme e yardm etmitir. Mesela Kerrmiye frkasmn kurucusu bn al-K err am (01m. H. 256 /M. 869) gibi, ilham bir delil sayan kimselerin tezlerini Mutezile rtme e muvaffak olmutur. nk ilham ferdidir; itimai bir olay deildir. Yine Mutezile'nin bu aklc tutumu, Davud b. Ali al-isf hani (lm. H. 270/M. 883)'nin kurdu u Zahiriyye mezhebinin gelimesini de nlemi tir. nk Zhiriyye mezhebi nasslarm tevil edilemiyecei, onlarn srf zahiri anlamlar na kymet vermek laz m geldii tezini savunmu tur. Mutezile'nin aklda fazla ileri gitmesi, daha sonra Ehli Snnet okulu tarafndan baz meselelerde iddetli tenkitlere u ramtr.
318 Nazzm iin baknz: bn Nedim, al-Fihrist, s. 252. 319 Bk. al-Ba ddi, al-Fark beyne'l -Firak, s. 70; as- ehristni, al-Milel, va'n-Nihal, C. I, s. 62, 102; Zuhdi Hasan Carullah, anlan eser, s. 107-110.

80.

SONU

Btn bu incelemelerimizden anla lyor ki, Mutezile Kelm tarihinde akli bir sistem takip etmi ve hr d ncenin temsilcisi olmutur. Nitekim Islam d ncesinde Yunan felsefesiyle ilgilenmek ve felsefeyi sevmek temayl Mutezile ile ba lamtr. Mutezile okuluna mensup olan dnrler, zamanlarnda yap lan ticari ve siyasi irtibat sayesinde Yunan kltrnden haberdar olmu lardr. Esasen islam devletinin hudutlan iine giren Suriye ve iran, eski kltrlerin be ii haline gelmiti. Antakya, Ruha (Urfa), Harran, Cundi apur ve Nusaybin okullar Mutezile'nin sisteminin kurulmas nda nemli roller oynamtr. Yine Islam d ncesi tarihinde tercme faaliyetleri de, Mutezilenin iktidarda bulundu u sralarda hzlanmtr. Mutezili Halife Me'mun ilmi ve ilim adamlarn korumutur. Onun devrinde Islam alemi akla dayanan reformcu bir hamle iinde olmu tur. Hatt biraz da cr'etkar'ane te ebbslerle nakil akla uydurulma a allmtr. Geri Mutezile'nin bu tutumu, Kur'an ve Snnete s k skya ba l kalmak isteyen Ehli Snnet tarafndan a r tenkitlere u ramtr. Fakat biz burada tamamen tarafs z bir gr le, Mutezile'nin kurdu u sistem zerinde durmaktay z: Mutezile, Tevhid esasn akli bir yolla izah etmi tir. Allah'n bir olduunun sadece Kur'an da yaz l olduu iin de il, aklla da bilinmesi gerektiini sylemitir. Hatt Allah' n eriattan nce bilinmesi laz m geldiini ve ancak akli olgunlu a eren kimsenin mes'ul olaca m ileri srmlerdir. Tevhid sistemleri icab , Allah'n sfatlarn te'vil etmilerdir. Allah'a mahsus yegane s fatn kdem olduunu beyan etmi lerdir. Allah'n zat dnda ezdi sdatlarm kabulnn irke varaca m belirtmilerdir. Bu sebeble de Allah' n ezdi sfatlarn, Allah zat ile limdir, zatiyle basirdir eklinde te'vil etmi lerdir. 81

Yine Mutezile tevhid sistemleri icab , Allah'n kelmnn, yani Kur'an'n yarat lm olduunu ileri srm tr nk onlara gre Kran kadim kabul edilirse, Allah'dan gayri bir kadim'in daha varl iddia edilmi olur. Mutezile Tevhid sistemine dayanarak, Allah' n hirette gzle grlemiyece ini ileri srmtr. nk onlara gre, Allah' n gzle grlmesi demek cisme benzemesi demektir. Allah ise; cismi s fatlardan mnezzehtir; hibir eyin ei ve benzeri de ildir. Mutezile'nin slm dncesine getirdi i en nemli yeniliklerden biri de, insamn kendi fiilini kendisinin yaratmas dr. Mutezile'den nce bu dnce henz bir sistem haline gelmemi ti. Mutezile "adalet" prensibinden hareket ederek, Allah' n insanlar iradelerinde hr b raktn beyan etmi tir. Onlara gre, Allah' n hirette ceza veya sevap verebilmesi iin, insanlar n fiillerini kendi iradeleriyle yapm olmalar gerekir. Allah' n adaleti bunu icap ettirir. Mutezile'nin byle bir d nceyi savunmas , slm dncesi tarihinde nemli sonular do urdu: Siyasi alanda idarecilere, kendi fiillerinden dolay mes'ul olacaklar hatrlat lm oluyordu. Bylece Mutezile keyfi idareye son vermek ve sosyal adaleti yerine getirmek te ebbsnde bulunmutu. Yine Mutezile'nin adalet prensibinin sonucu olarak, ferdi te ebbse nemli surette yer verilmi oluyordu. Mslmanlarn her eyi Allah'a ve kadere yklemek zihniyeti nlenme e allyordu. Ksacas kendi fiilini kendisinin yaratt n dnen insan, Mutezile'ye gre tenbellikten kurtulacakt . Son olarak zerinde duraca mz bir husus da, Mutezil'nin " lliyet" prensibini kabul etmesidir. Mutezile'ye gre, Allah lemi yarat rken klli kanunlar da koymutur. Kainttaki hdiseler birbirinin sebebi olarak meydana gelmektedir. Her eyin son nedeni Allah't r. Fakat Allah' n koydu u hikmet kab, sebep-netice ba lants vardr. E 'ari ise, Mutezile'nin bu tezine kar koymu ve lliyet prensibini kabul etmemitir. E 'ariyye'ye gre her hdise, detullah icab meydana gelmektedir. Allah dilerse, tedenberi sebep - netice gibi grdmz hdiseleri ba ka trl yaratabilir. Grlyor ki, Mutezile lemin yoktan yarat ldn ve onun Allah tarafndan koyulmu klli kanunlarla idare edildi ini beyan etmi tir.

82

Bylece de, insanln her eyin sebebini ara trmasna ve medeniyetce gelimesine yardmc olmak istemitir. Szn z, Mutezile, baz kollarnn takn baz iddialar bir tarafa braklrsa, akln ve ilmin gelimesine yardm eden nemli bir dnce

sistemi kurma a muvaffak olan ilk okul olarak slam tarihindeki yerini almtr.

83

BBLYOGRAFYA

1 Abduh, Muhammed:

Rislet at-Tevhid,

Kahire 1351.

2 Atay, Hseyin: Kur'an'a Gre man Esaslar, Ankara 1961. 3 Arnold, T, W.: Intitir- slam Tarihi, M. Halil Halit Tere. stanbul 1343. 4 Al-Ayni, Muhammed b. Ahmed b. Difsa: Umdet al-Kari Li erh Sahih al-Buhri, stanbul 1308. 5 al-Badadi, Eb Mansr Abdu'l-Kallir b. Tahir: al-Fark beyn al-Firak, Kahire 1367/1948. 6 al-Badadi: Kitb Usl ad-Din, stanbul 1346/1928. 7 Barthold, W: slam Medeniyeti Tarihi, Balang ve Dzeltmeler: Prof. Dr. M. Fuad Kprl, Ankara 1963. 8 al-Beylaki, Eb Bekr Ahmed b. al-Hseyin b. Ali: Kitb

va's-S fiit, Msr 1358.

9 Brhier, Emil: al-Aru'd-Diniyye Va'l -Felsefiyye, M. Ysuf Ms ve Abd al-Halim anNemli'. Tere., Kahire 1954. 10 Brockelmann, C.: slam Milletleri ve Devletleri Tarihi. I, Prof. Dr. Neet aatay Tere., Ankara 1954, 11 al-Bull:44 Elfi Abdillah Muhammed b. smail: Salah al-Buldiri, stanbul 1319 12 al- alm, Eb Osman Amr b. Bahr: al-Beyn va't-Tebyin, Kahire 1367/1368.

13

Kitb al-Hayvan, Abdu's-Selam Muhammed Harfn neri, Kahire 1947. al-Mu'tezile, Kahire 1366/1947.

14 Carullah, Zuhdi Hasan:

15 Caetani, L.: slam Tarihi, eviren: Hseyin Cahit (Yal n), stanbul 1924-1927. 16 al-Cureani, as-Seyyid a-Serif: erh al-Mevkif, stanbul 1286. 17 al-Cuveyni, Imam al-Haremeyn: Kitb al-Irad, M. Yilsuf Msa ve Ali Abd al-Mun'im Abd al-Hamid neri, Kahire 1950. 18 aatay, Neet: Islmdan nce Arap Tarihi Ve Cahiliyye a , 2. Bask, Ankara 1963. 19 ubuku, brahim Agh: Gazzali ve phecilik, Ankara 1964. 20 ubuku, brahim Agah: Mutezile ve Ak l Meselesi, Fakltesi Dergisi, 1964 says, Ankara. Ankara

iiniversit,:si Ilahiyat

21 Davenport, John: Hazret-i Muhammed ve Kur'an- Kerim, eviren: mer Rza (Dorul), stanbul 1347/1928. 22 ad-Damiri, Kemal ad-Din: Hay& al-Hayavn al-Kbr, Kahire 1324/1906. 23 De Boer, T. J.: slamda Felsefe Tarihi, eviren: Dr. Yaar Kutluay, Ankara 1960. 24 Doan, Ltfi: Ehli Snnet Kelm nda E'ari Mektebi, Ankara 1961.

84

25- Ebil Davud: Sunan Ebi Dvud, Kestelliye Basks. 26- Ebil Hanife: Fkh- Ekber ve Izah , eviren: Sabit Unal, Ankara 1957. 27- EU al-Munteh: ark al-Flch'l-Ekber, stanbul. 28- Eb Zahra, Muhammed:

Tarih

-Islmiyye,

Kahire

29- Ebf Zahra, Muhammed: al-Mezhibu'l-Islmiyye, Kahire. 30- Efendi, Asm: 1367/1948. 32- al-E'ari: Kitb al-Lum fi'r-Redd alti Ehl az-Zayg Va'l-Bida', Msr 1955. 33- al-E'ari:

Kamus Tercmesi,

stanbul 1304-1305.

31- al-E'ari, Ekili Hasan Ali b. smail: Kitb al bne an-Usl ad-Diyane, Haydarabad

Maklt al-slmiyyin,

Kahire 1369/1950.

34- Emin, Ahmed: Duha'l -slam, Kahire 1357-1368. 35- Emin, Ahmed: 36- Emin, Ahmed:

Fecru'l -slm, Kahire 1370/1950. Zuhru'l-sltim,


Kahire 1365/1946.

37- Encyclopedia Britannica, 1953. 38- al-Fahtiri, Hann ve Halil al-Cerr: Tarih al-Felsefe al-Arabiyye, Beyrut 1957. 39- Fuzli, Matlau'l-Itikd fi Ma'rifeti'l-Mabda'i va'l Ma'd, M. b. Tavit at-Tanci ne ri ve Esat Co an, Kemal I k tercmesi, Ankara 1962. 40- al-Gazzali, Ebil Hamid Muhammed b. Muhammed: Faysal at-Tefrika beyne Ehli'l- slam

va'z- Zandaka,

Msr 1325 /1907.

41- al-Gazzali: lcm al-Avcim an- lmi'l-Kelm, stanbul 1287. 42- al-Gazzali: 1962. 43- al-Gazzali:

fi'l -Ptikd, brahim Agah ubuku ve Hseyin Atay ne ri, Ankara al-Kavid al-A ra,
Msr 1343.

44- Gibb, H. A. R. and J. H. Kramers: Shorter Encyclopedia of Islam, Leiden 1961. 45- Goldziher, ignaz: al-Akide va' - eria fi'l -Islam, Arpaaya eviren: M. Ysuf Msa, Ali Hasan Abd al-Kclir ve Abd al-Aziz Abd al-Hakk, Kahire 1959. 46- Gurabe, Hamilde:

al-E'ari, Kahire. Tarih al-Frak al-Islmiyye. Kahire 1378 /1959.

47- al-Gurabi, Ali Mustafa:

48- Hasaballah, Ali: Muhadart fi Ilmi't-Tevhid, Kahire 1372/1952. 49- al-Hamavi, Yakat: Mu'cem al -Udeb, Kahire 1357 /1938. 50- al-Hanbeli, /bn al-tmad: Sezert az-Zeheb fi Ahbr men Zeheb, Kahire 1350/1931.

d, Kahire 1332/1913. 51- al-Hatib al-Badadi, Ahmed b. Ali: Tarih Bacle


52- al-Harizmi, Elfi Bekr: Resil al-Hrizni, Kahire 1312/1894. 53- al-Hayyat, Nyberg neri, Kahire 1344/1925. 54- al-Herevi, na smail Abdillah b. Muhammed b. Ali: Kitb Zemmi'l-Kelm, lah. Fak. Ktb. Yapma No: 7614. 55- Hitti, Filip Had: Tarih al-Arab, Arapaya eviren: Muhammed Mebrk Nfi, Kahire 1949. 56- Hodgson, M.G.S.: Abdullah b. Saba Mad., Encyclopedia of slam, New Serie, Leiden 1954. 57- Houtsma, M.Th.: Abdullah b. Saba Mad., slam Ansiklopedisi, stanbul 1950. 58- al-Hudari Bey, Muhammed: Multclarat Tarih al-Umem al-Islmiyye, Kahire 1370. .

-Hseyn Aldu'r-Rahim b. Muhammed b. Osman: Kitb al'Intiscir, Dr.

85

59- Hseyin, Taha: al-Fitnetu'l-Kubr I, Osman, Kahire 1951. 60- bn AM Rabbih, Eb Omer Ahmed b. Muhammed: Kitb al-Ilcli'l-Ferid, Kahire 19481956 ve 1293 /1876 basks . 61- bn al-Arabi: erh Sahih at-Tirmizi, Msr 1350-1352. 62- !bn al-Cevzi, ks . 64- bn Faris, Ebf'l -Hseyn Ahmed: Mu'cem Maktiyis al-Luga, Msr 1366. 65- bn Frek, Ahmed b. Muhammed: Beyn M kili'l-Elcidis, Roma 1941. 66- bn Hacar al-Askalni: Fethu'l -Bari Li erh Sahh al-Buheiri, Msr 1300-1301. 67- bn Haldn: ifeiu's -Sil Li Tehzibi'l -Mesil, M. b. Tavit at-Tanei ne ri, stanbul 1958. 68- bn Hallikan: Vefeyt al-A'y in va Enbau Ebni'z- Zamn, Muhammed M. Abd al-Hamid neri, Kahire 1367 /1948. 69- bn Hanbel, Ahmed b. Muhammed: Kitb al-Hel va Ma'rifet ar-Rical, Dr. Talat Koyi it ve Dr. smail Cerraho lu ne ri, Ankara 1963. 70- bn Hazin, Ela Muhammed Ali b. Ahmed: Kitb al-Fisal fi'l-Milel va'l -Ehv' va'n-Nihal, Kahire 1317-1321. 71- bn Hiam: as-Siret an -Nebeviyye, Kahire 1380. 73- bn Kayyim al-Cevziyye: Igsetu'l -Lehfn min Masyid a - eytan, Muhammed Hamid al-Faki ne ri, Kahire 1939. 74- bn al-Kelbi, -Munzir Hiam b. Muhammed: Kitb al-Esnm, Ahmed Zeki Pa a neri, Kahire 1343 /1924. 75- bn Kesir: al-Bideiye va'n -Nihye fi't-Taril, Msr 1351 /1932 76- bn Kuteybe, EM Muhammed Abdillah b. Muslim: Kitb Te'vil Muhtelefi'l -Hadis, Kahire 1344 /1925. 77- bn Kuteybe: Msr 1355 /1936. -Ferec: Mentikib al- mam Ahmed b. Hanbel, Kahire 1349 /1930.

63- bn al-Esir, Ebl -Hseyn Ali:

fi't-Tarih, Msr 1348 ve Leiden 1283-1293 bas-

72- bn Kayyim al-Cevziyye: Muhtasar as-Savik al-Mursele al'l-Cehmiyye va'l -Muattila,

Kitb al-Maiirif, Kahire 1300 /1882.

78- Ilm Kuteybe:" Kitb Uyn al-Ahliir, Kahire, 1343-1349 /1925-1930. 79- "bn Manza: Lisrki al-Arap , Beyrut 1955. 80- bn al-Murtad, Ahmed b. Yahya: Kitb Tabak& al-Mu'tezile, Susanna Diwald -Wilzer neri, Beyrut 1380 /1961. 81- bn al-Mutada: al- Munye va'l -Emel, Haydarabad 1316 /1902. 82- bn an-Nedim: al-Fihrist, Kahire 1348 ve Matbaat al- stikame basks . 83- bn Nubte: Serhu'l-Uyn erh Rislet bn Zeydn, Kahire 1278 /1861. 84- !bn Sa'd:

at-Tabak, t al-Kubr, Kahire 1358.

85- bn al-Esir al-Cezeri: Cd niu'i -Usl min Ehticlisi'r-Resl, M. Hamid al-Faki ne ri, Kahire 1368-1374/1949-1955, 86- bn Teymiyye: Bugyetu'l -Murtd fi'r -Redd alei'l-Mutefelsife va'l- -Karmita va'l-Bt niyye, Kahire 1329. 78- al-Iraki al- Hanefi, EM Muhammed Osman b. Abdillah b. al-Hasan: Tarih al-Firak al-

Islmiyye, Sleymaniye Ktb. Yazma No: 791.

86

88- slam Ansiklopedisi. stanbul Maarif Bas mevi.


89- al-Isfahni, Ebill-Ferec:

al Agiini, Kahire 1323.

90- al-Isferayini, Ebil'l -Muzaffer: at-Tabsir fi'd-Din, Kahire 1359 /1940. 91- izmirli, Ismail Hakk : Yeni 1285. 93- al-Kalkaandi, Ahmed: Subhu'l-A's, Kahire 1337. 94- al-Kasmi, a -eyh Cemal ad-Din: Kitb 1326. 96- Kutub, as-Seyyid: fi Zill al-Kur'an, Msr. 97- Kutluay, Yaar: Islmiyette Itikadi Mezheblerin Do um, Ankara 1959. 98- Macdonald, D. B.: Allah, slam Ansiklopedisi, stanbul 1950.

lmi Kelm, stanbul 1339-1341.

92- al-Kadi Beydavi, Eb Said Abdillah b. mer: Envru't-Tenzil va Esrru't-Te'vil, stanbul

va'l-Mu'tezile.

Msr 1331.

95-al-Kfti, Cemal ad-Din EL-al-Hasan: Kitb Ihbr al-Ulemil bi ahbr al-Hukem, Kahire

99- Macdonald, D. B.: Development of Muslim Theology, Jurisprudence and ConstLutional Theory, New-York 1903. 100- Mc Giffert, A.C.: A History of Christian Thought Early and Eastern, London 1932. 101- al-Makdisi, emseddin: Ahsen at-Taksim fi 102- al-Makrizi: Kitb al Hitat al-Makriziyye, Kahire 1324-1326. 103- al-Malati, Eb'l Leiden 1324.

at-Tenbil va'r-Redd al Ehli'l-Ahva'ca'l-Bidet, Kahire 1369 /1949.

104- Mturidi, Eb Mansr: Akid Rislesi, eviren: Yusuf Ziya Yrkan, stanbul 1953. 105al-Mes'fidi, Ebill -Hasan: at -Tenbih va'l - srf, Leiden 1311 /1893.

106- al-Mes'di: Murii c az -Zeheb va Madin al-Cevher, Kahire 1367 /1948. 107- Mez, Adam: al-Hadrat al-slmiyye fi'l Karn ar-Riibi'al-Hicri, Arapaya eviren: MuEbn Ride. Kahire 1947-1948. hammed Abd 108- Mithat, Ahmed: Tarih-i Edyn, Ahmed Hamdi Aksekili ne ri, stanbul 1329. 109- al-Mufid, Muhammed b. an-Nu' ikn: Evil al-Maklt fi'l-Mezhib va'l riz 1371. 110- al-Mukbili, a- eyh Salih: al-lm as-Samih, 111- al-Makkari, Ebill-Abbas -Ahmed: 1279 /1862. 112- Nder, Albert Nasri: Felsefet al-Mu'tezile, Iskenderiye 1950. Beyrouth 1956. Kahire 1331 /1912. Kahire
-

MuJtnit, Teb-

Nefhu't-Tip min Gusn al-Endehls ar-Ratib,

113- Niider, Albert N.: Le 'Systkne Philesophique des Mutezile, 2162. 115- an-Nesefi: stanbul 1931. 117- Nieholson: A Literary History of the Arabs, London 1907. 118- an-Nisabari, Eb'l -Huseyn Muslim b. 1333 ve Kahire 1375 /1955 bask s .
s

114- an-Nesefi, Ebii'l-Muin: Tabsiratu'l -Edille, Sleymaniye Ktb, Lleli Blm, Yazma No:

ari-1%>eseffiyye, Kahire 1319. Kitb Firak as-Sia, H. Ritter ne ri,

116- an-Nevbahti, Eb l Muhammed al-Hasan b.

al-Cmiu's -Sahih, stanbul 1331-

119- O' Leary, De Lacy: Arabic Thought and its Place in ,History, London 1922.

87

120 O 'Leary, De Lacy: Islam Dncesi ve Tarihteki Yeri, evirdiler: Hseyin Yurdayd n ve Ya ar Kutluay, Ankara, 1959. 121 ar-Razi, Fahreddin: Esas at-Takdis fi'l-Kelm, Msr 1328.

122 Ringgren, Helmar: Studies in Arabian Fatalism, Uppsala 1955. 123 Salisbury, Edward E.: Matarials for the History of the Muhammadan Doctrine of Predes-

tination and Free Will, Jaos, Vol VIII, New Haven 1866.
124 as-Subki, Eb Nasr Abd

Tabakt a- afiyye al-Kubr, Msr 1324.

125 Sweetman, J. Windrow: Islam and Christian Theology, London 1947. 126 as-Suyilti, al-Hafz Celleddin: Bugyet al-Vua fi Tabakta al-Lugaviyyin, va'n -Nuht, Kahire 1326 /1908. 127 as- ehristni, Ebin-Feth Muhammed b. Abd al-Kerim b. Ebi Bekr Ahmed: al-Milel va'n

-Nihal, Kahire 1381-1961 ve Matbaatu'l-Ezher basks.


128 a- ehristani: Kitb Nihayetu'l -licdm fi 1934. Fak. Mec. stanbul 1930. 130 erefeddin, M.: Kaderiyye yahut Mutezile, Darulfnn, Bal. Fak. Mec. stanbul 1930.

-Kelm, Alfred Guillaume ne ri, London

129 erefeddin, M.: slamda Ilk Fikri Hareketler ve Dini Mezhepler, Darulfnfn, Ilahiyat

131 erafeddin, M.: Kelm Sava lar, Darulfnn, Bak Fak. Mec., stanbul 1932. 132 ibli, Mevlana: Islam Tarihi (Asrt Saadet), mer Rza (Do rul) Tere., stanbul 1346 /1928. 133 a-irvni, Muhammed Nuri b. Ali: Risaletun Sleymaniye Ktb. Laleli, Yazma No: 2237. 134 as-evki:li, Muhammed b. Ali b. Muhammed: Feth al-Kadir, Msr 1349. ' 135 at-Taberi, Ebl Ca'fer Muhammed b. 1374; 7. C. ten sonra 1321 bask s . 136 at-Taberi, Ebil Ali al-Fadl b. -al-Hasan: Mec nau'l-Beytin fi Tefsiri'l-Kur'an, Tahran 1373. 137 at-Taberi, Ebil Ca'fer Muhammed b. Cerir: Tarih al-Umem va'l-Mulk, Kahire 1357 /1939. 138 at-Taftaziini, Sa'dettin Mes'ud b. mer: erh al-Akaid, stanbul 1308. 139 Tritton, A. S.: Muslim Theology, 140 Thomson, 1933, ayr basm. 141 "ok, Bahriye: Islam Tarihinde lk Sahte Peygamberler, Ankara 1957. 142 lken, Hilmi Ziya: Islam Dncesine Giri, stanbul 1954. 143 lken, Hilmi Ziya: Islam Medeniyetinde Tercmeler ve Tesirler, stanbul 1948. 144 lken, Hilmi Ziya: Uyan Devirlerinde Tercmenin Rol, stanbul 1935. 145 al-Vahidi, Ali b. Ahmed: Esbabu'nNuzl, Msr 1315. 146 Wolfson, Harry Austryn: London 1947.

fi Beyan al-Firak al-Muhtelife,

Cmiu'l -Beyan an Te'vil al-Kur'an, Msr

Kharijitism and the Kharijites, Macdonald Presentation Volume,

Philon, Massachusets 1948.

147 Watt, W. Montgomery: Free Will and Predestnation in Early slam, London 1948. 148 Watt, W. Montgomery: Hazret-i Muhammed, eviren: Hayrullah rs, stanbul 1963. 149 Watt, W. Montgomery: The Political Attitudes of the Mu'tezilah, (JRAS) 1963 April, London 1963. 150 Welhausen, 1958.

al-Hayal-k va'- ia, Arapaya eviren: Abdurrahman Bedevi, Kahire

88

151Weir, T.H.: Muhamnadanism, Encyclopedia of Religion and Ethics, New York 1951. 152Vida, G. Levi Della: Osman b. Affn Mad. islm Ansiklopedisi, stanbul 1962. 153al-Ya'kfbi, Ahmed b. Ca'fer: Tarih al-Ya'kbi, Leiden 1302/ 1884. 154az-Zamaheri, Mahmud b. mer: al-Ketif an-Hakik Gecemiz at- Tenzil, Kahire 1365/
1946.

155Zebidi, Zeynuddin Ahmed: Tecrid-i Sarih Tercmesi, evirenler: Ahmed Naim -Kamil
Miras, stanbul 1928-1945.

156az-Zehebi,al-Hafus emseddin: Mizn al rtidl fi Nakdi'r-Ricl, Kahire 1325/1907. 157az-Zehebi:


Duvel
Haydarabad 1337/1918.

158Zeydan, Corei: Medeniyet-i islmiye Tarihi, eviren: Zeki Me miz, stanbul 1328-1330. 159Ziya, Yusuf: ehristni, Darulfnan, fitih. Fak. Mec., stanbul 1927.

89

ZEL ISIM VE TERMLER NDEKS *

A Abbas!: 34, 47, 48, 60. Abduh, Muhammed: 8. Abdul-Aziz Abd al-Hakk: 54. Abdullah b. mer b. al-Hattb: 55. Abdullah b. Sebe': 28, 36, 42. Abdulmelik b. Mervn: 41, 51. Abdurrahman b. al-E 'as: 41. Abdusselm M. Harun: 45. Aczi itiraf: 20. Adalet: 69, 70, 71. Adem (A.S.): 8. Adetullah: 82. Adl: 51, 54, 56, 57, 67, 69. al-Adliyye: 57, 69. al-Adliyye va'l-Muvahhide: 57. Add ad-Devle: 63. Afrika: 34. Ahad: 80 A. Hasan Abdu'l-Kadir: 54. Ahd-i Atik: 46. Ahiret: 18, 33, 71, 72, 73, 74, 78, 82. Ahmed b. Ebi Du'd (Kad ): 61, 62, 63. Ahmed Emin: 33, 39, 40, 41, 43, 52, 53, 54, 55, 60, 61, 62, 66, 71, 72. Ahmed b. Muhammed b. Hanbel: 61, 73. Ahmed Naim: 15. Ahmet Mithat: 9. Ahmet Zeki Pa a: 8, 10. al-Ahtal: 37. kie (Hz.): 15, 23, 25, 29, 55. Akabe: 11. Akl: 79, 80.

Akletmek: 13. Aksekili, Ahmet Hamdi: Aln yazs : 16. 9.

Ali (Hz.): 16, 23, 28, 29, 33, 42, 50, 51, 55. Ali Abd al-Mun'im Abd al-Hamid: 67. mran Sresi: 15, 24, 73. Alim: 67, 81. Allah: 7, 9, 10, 11, 12, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 24, 26, 30, 31, 32, 37, 39, 40, 41, 4, 54, 56, 57, 58, 59, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, -74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82. Allah'a Alp irk ko mak: 19. 64. 30. Allah'n Kavli: Arslan:

Amel: 18, 31, 32, 54, 71, 72, 77. Ameli ve Fkhi meseleler: 14. Ank' al-Mlk Eb Nasr Muhammed Mansr al- Knderi: 64. Amr b. al-As: 12, 29. Amr b. Ubeyd: 33, 41, 43, 50, 51, 52, 53, 55. Ankebt Sresi: 8. Ansal.: 24, 25. Antakya: 47, 81. Arf Sresi: 14, 74. Arap: 8, 10, 50. Arap Yarmadas : 7, 8, 12, 22, 34. Arapa: 48, 76. Araz: 75. 11. Aristo: 36, 47. Arnold, T. W.: Ar : 19. Ashilbu'l-Adl: 69. b.

* Bu indeksi hazrlamak iin kymetli yard mlarn esirgemiyen Ktphane Mdrmz sayn Ihsan inan'a te ekkrlerimi sunmay zevkli bir bor bilirim.

90

Ashbu'l- Kehf: 14. Asm Efendi: 14, 16. Aslah: 78. Asya: 47. al-A' : 38. Atay, Hseyin: 9, 18, 74. Atina: 46. al-Attbi: 37. Ayn al-yakiu: 18. Ayni al-Hanefi: 15. Azap: 72. B Badad: 47, 48, 63, 64, 79. al-Baddi: 24, 25, 27, 31, 32, 33, 40, 42, 52, 54, 57, 58, 61, 68, 76, 77, 80. Bahreyn: 63. Bakara Sresi: 12, 13, 14, 69. Barthold, W.: 34, 42, 47, 63. Basir: 67, 81. Basra: 32, 41, 44, 47, 50, 52, 56. Batlamyus Soter: 46. Bedevi, Abdurrahman: 30. Beni Haim: 25, 26. Be r b. Brd: 60. Beydavi (Kad): 15. al-Beyhaki: 19. Beytu'l-Hikme: 48. Beytullah 18, 24. Bid'at: 20. 21, 53, 54. Bilgi: 71, 79. Bir al-Merrisi: 35. Bir b. al-Mu'temir: 44, 61. Bizans: 46. BrC'hier, Emile: 46. Brockelmann, C.: 9, 22, 23, 26, 27, 29 36. al-Buhri: 17, 22, 23, 24, 25, 26. Bveyh: 63. Bveyhiler: 63. Byk gnah: 30, 31, 32, 33, 52, 53, 72. C Ca'd b. Dirhem: 40, 60. Caetani, L.: 23, 25. Ca'fer b. Harb. 80. Ca'fer b. Mbe er: 80. al-Chz, Eb Osman Amr b. Bahr: 44, 45, 61, 79, 80.

Cahiliyye a : 8, 9. 10, 11, 13, 21, 42. Cealn: 77. Cebr: 42. Cebriyye: 41, 43, 44, 57, 69. Cehennem: 16, 27, 30, 31, 33, 39, 40, 56, 72, 78. Cehm b. Safvn: 39, 40, 69. al-Cehmiyye: 15, 40, 41, 42, 57, 59. Cemel Vak'as : 29, 33, 55. Cenab- Hak: 10. Cennet: 16, 39, 40, 56, 72. al-Cerr, Halil: 31, 47, 52, 65, 68, 69. Ceza: 70, 71, 72, 82. Cibril: 18. Cibril hadisi: 17. Cisim 75. Cizye: 35. Corci Zeydn: 61. Co an, Esat: 33. Cubbi: 61, 79. Cundisapur: 47, 81. al-Curcni: 77. al-Cuveyni: 67.

aatay, Ne et: 5, 9. ok tanrclk: 8. ubuku, brahim Agh: 5, 9, 29, 34, 40, 47, 52, 61, 63, 65, 69, 73, 74, 77, 78, 79.

D
Davenport, John: 11. Dvud b. Ali al-Isfahani: 80. De Boer, T. J.: 39. Deccal: 16. Della Vida, G. Levi: 28. ad-Damiri, Kemlu'd-Din: 57, 60, 61, 62. Diwald-Wilzer, Susanna: 45. Do an, Ltfi: 20, 68. 74, 76. (Dorul), mer Rza: 11, 22. Dualist: 59. Dnmek: 13. E Eb Bekir: 24, 25, 26. Eb Dvud: 16, 17. Eb'l-Ferec al-Isfahni: 38. Eb Hanife: 68.

91

Eb Haim Abdullah 50 51. Eb Hureyre: 16. 17. Eb'l-Hzey1 al-Allf: 44, 61, 79, 80. Eb Kurra: 37, 38, 39. Eb'l-Muntaha: 68. Eb Ms al-A'ari: 29. EM]. Ride, M. Abdulhadi: 45. Eb Ubeyde b. al-Cerrah: 19. Eb Ynus Senseveyh (al-Asvari): 38. Eb Zahra, Muhammed: 21, 25, 68, 71, 79. Eflatun: 46, 47. Ehl al-Adl va't-Tevhid: 54, 56, 57, 59. Ehl-i Beyt: 42. Ehlu'l- Hakk: 57. Ehl-i Islam: 52. Eh]-i Snnet: 21, 23, 31, 32, 33, 58, 64, 67, 71, 72, 74, 75, 79, 80. Eli: 18. Emeviler: 34, 37, 40, 41, 47, 48, 59, 60. Emin (Halife): 60, 61. al-Emr bil-Ma'rff va'n-Nehy ani'l-Munker: 67, 72, 73. En'm Sresi: 11, 74. Enfal Sresi: 14. Enuervan: 47. al-E'ari, Eb'l-Hasan Ali b. Ismail: 25, 26, 29, 58, 62, 67, 70, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 78. 79, 82. E'ariler: 64, 74, 78. E'ariyye: 77, 82. Ezrika: 31, 53. F Fadl al-Hazz: 45. Fahr ad-Devle: 63 al-Fahri, Hanna: 31. 47, 52, 65, 66, 68, 69. al-Faki, M. Hamid: 40. Farabi: 49. Fars: 42, 43. Fask: 33, 53, 72. Fatalizm: 17. Fatma (Hz): 26. Fatr Sresi: 9. Fedek: 26. Felsefe: 49, 63. Fkll meseleler: 14, Fsk: 33. Ftri: 8.

Furkn Sresi: 31. Fussilet Sresi: 10. Fuzuli: 33. G Giye Sresi: 12. Gayln ad-Dima ki, Eb Mervn Gayln b. Muslim: 38, 41, 58. Gayri me rluk ve kan klk: 28. Gazne: 63. al-Gazzali, Eb Hamid: 18, 20, 64, 74. Gibb, H. A. R.: 28. Goldziher, Ignaz: 53, 54. Guillaume, Alfred: 59. Gult: 28. Gulat- ia: 43. Gurbe, Hamiide: 77. al-Gurabi, Ali Mustafa: 8, 11, 55, 79. Gnah: 30, 31.

Hac: 18. Haccac: 41. Hdis: 75, 76. al-Hadrami, Yahya b. Hamza: 60. Hakk akyakin: 18. Halid b. Abdillah al-Kasri: 40.

Hlid (b. Yezid I.): 47.


Halil Halid, M.: 11. Halilullah 40 Harizm: 64, 65. al-Harizmi, Abdal-Cebblir b. Abd Allah: 50, 51, 65. Harici: 15, 31, 32, 33, 43, 53, 72. Hariciyye: 29. al-Haris b. Sureyc: 40. al-Harkiyye: 56. Harrn: 37, 47, 81. Hrun ar-Re id: 60. Hasaballah, Ali: 8, 13, 16, 17, 34, 35, 40. Hasan (Hz).: 55. al-Hasan b. Abbd b. Abbas: 63. Hasan al-Basri: 32, 41, 50, 51, 52, 53, 55, 56. Haeviyye: 57. Har Sresi: 12. al-Hatib al-Ba cladi Ahmed b. Ali: 35, 36, 60, 61, 63.

92

al-Havaric: 59, 72. Hayber: 26. Hayr: 57, 58, 69, 73. Hayri evvel: 46. Hayy: 67, 68. al-Hayyt, Ebfi'l-Huseyn b. Osman: 32, 34, 44, 45, 48, 58, 59, 72. al-Herevi: 16, 20, 21. Helenizm: 47. Hristiyan: 8, 9, 15, 34, 36, 37, 38, 39, 40, 42, 43, 44, 46, 47. Hicaz: 64. Hilafet: 33. Hint: 46, 47, Hinte: 47 Hira: 38. Hi am b. Abd al-Melik: 40, 41. Hitti, Filip IMA: 9. Hodgson, G. S.: 29. Horasan: 40, 63, 64. Houtsma, M. Th.: 29. Hucurt Sresi: 12. al-Hudari, Muhammed Bey: 9, 11, 24. Hull: 80. Husun: 73, 77. Hlzistan: 63. Raidin: 16, 18, 21.

bn al-Hanbeli: 40. bn al-Hanefiyye: 50, 51. bn Hazm 40, 42. bn Hiam: 24, 25. bn Kayyim al-Cavziyye: 20, 40, 57, 59. bn Kelbi, Hiam: 8, 10. bn al-Kenan": 80 bn Kesir: 12. 1bn Kuteybe: 15, 28, 29, 36, 38, 40, 41, 58, 59. bn Manzr: 16. bn al-Murtada, Ahmed b. Yahka: 43, 44, 45, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 57, 58, 65. bn an-Nedim: 45, 79, 80. bn Nubte: 38, 40, 41, 48. bn ar-Ravendi: 45. Tbn Sa'd: 24, 25. bnu's- Savda: 28. bn Sin: 49. bn Teymiyye: 59. bn Zeydn: 38. brahim (Hz).: 9, 24, 40. cma: 31, 54, hlas Sresi: 9, 10. Ihsan: 18. kral.: 71. Ila: 74. Ilham: 80. Ilim: 79.

Irak: 34, 38, 40, 42, 46, 63, 64. al-Iraki al- Hanefi, Eb Muhammed Osman: 27, 31, 72. I k, Kemal: 33.

lk hayr: 46. Ilk Ihtilaflar: 22. lliyet prensibi: 82. mam: 25. mam al-Haremeyn al-Cuveyni: 64.

Ibadi: 38. bn Abbas: 22. bn Abd Rabbih: 38, 45, 51. ibnu'l-Arabi: 16, 19. bn al-Cevzi: 61. bn al-Esir: 19, 27, 35, 36, 40, 59, 60, 62, 63, 64. bn Faris: 16. bn Frek: 15. bn Hacer al-Askalni: 17. bn Mit: 45 bn Haldn: 17, 18. bn Hallikan: 50, 51, 53, 60, 61, 62, 64.

Imamet: 28. man: 18, 31, 32, 52. Imsak: 20. nan, Ihsan: 5. irade hrriyeti: 38, 39, 40, 69, 70, 79. Iran: 34, 42, 46, 47, 81. rtidad: 26. Isa (Hz): 15, 24, 37. al-isferayini, Ebu'l-Muzaffer: 24, 25, 28, 29, 52, 70. skender: 46. Iskenderiye: 46, 47. slam: 7, 8, 11, 17, 18, 20, 21, 24, 25, 27, 28, 29, 30, 31, 34, 35, 36, 39, 41, 42,

93

43, 44, 45, 46, 48, 49, 52, 54, 55, 57, K yamet Sresi: 74. 59, 61, 62, 64, 65, 66, 68, 70, 71, 72, 73, 78, 79, 80, 82, 83. Islmiyet: 7, 8, 10, 11, 12, 13, 18, 21, 34, 35, 38, 40, 42, 43, 46, 48, 65. Ismail (Hz): 9, 24. spanya: 34. lira. Sresi: 14. Istitaa: 38, 40. stiva: 19. Itizal: 43, 44, 50, 52, 53, 55, 61, 63, 64. yi idare sistemi: 28. Iyilik: 59, 72, 73, 77, 78. zmirli, smail Hakk : 8, 70, 71. al-Kindi: 49. Kisr: 47. Kitap: 14, 18. Koyiit, Talat: 61. Kprl, Fuad: 34, 63. Ktlk: 59, 70, 72, 73, 77, 78. Kramers, J. H.: 28. Kubuh: 73, 76. al-Kuddiis, Salih b. Abdillah: 60. Kudret: 58. Kuds: 25, 36. Kilfe: 36, 40, 47. Kun: 76. Kur'an- Kerim: 8, 9, 10; 11, 12, 13, 14, 15, 16, 19, 20, 22, 23, 26, 30, 31, 32, 35, 36, 40, 56, 60, 61, 65, 67, 68, 69, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 81, 82. Kurey : 25. K utluay, Ya ar: 9, 11, 12, 36, 39, 47. Kfr: 3, 32, 33, 52. Klli irade: 70, 71. KWH kanunlar: 82. L al-Lafziyye: 56. La ilahe Illallah, Muhammedu'r-Reslullah: 10. Laleli: 72. Latince: 36. Lebid b. al-A'sam: 35. Lenterni: 75. Leyl Sresi: 17. M Ma'bed al-Cuhani: 38, 41, 58. Macdonald, D. B.: 31, 37, 39, 58, 75.

K
Kabin azab : 56. al-Kabriyye: 56. Kader: 16, 17, 18, 19, 38, 39, 40, 41, 42, 51, 57, 58, 60. Kaderiyye: 38, 39, 41, 42, 57, 58, 59. Kad-i Kudt: 62. Kadim: 67, 68, 75, 76, 82. Kadir: 67. al-Kadir Billah: 63. Kad rtezel Kavle'l-Umme: 52. Kad i'tezele anna'l-Vas l: 52. Kadr: 16. Kfir: 10, 31, 32, 33, 53, 56, 72, 78. Kalka andi, Ahmed: 57, 58. al-Kasimi, Cemalu'd-Din: 59. Katde b. Dime as- Seddsi: 52. Kavl: 19. Kebire: 30, 32, 52, 72. Kebire-i mutlaka: 30. Kef: 20. Kehf Sresi:: 14.

Kelam: 5, 7, 20, 21, 35, 36, 37, 38, 51, 53, Mc Giffert, A. C. : 37. 57, 67, 68, 72, 73, 75, 76, 80, 81, 82. Mahmd b. Cerir al-Isfahani: 64 Kelim: 15. Kelimullah: 40. Kelime-i Sahadet: 10. Kerrmiyye: 80. Kesb: 70, 71. Kdem: 67, 68. Cemalu'd-Din Eb'l-Hasan: 47. al-Kpti: 38. Kyamet gn: 14. Mahmud (Gazneli): 63. Maide Sresi: 14, 23. al- Makdisi, emsu'd-Din: 57. al-Makkari, Ebl-Abbas Ahmed: 37. al-Makrizi: 38, 41, 42, 48, 50, 56, 59. al-Maksiis, mer: 41. al-Malati, Eb'l- Hasan: 55. Malik b. Enes: 19. Mani: 43,

94

al-Mansr, Ebti Ca'fer (Halife): 47, 48, 60. Materyalist: 43. al-Mturidi, Eb Mansr: 68; 70, 75, 76, 77, 78. Mtvernnehr: 34. Meod ad-Devlet 63. Mecusi: 34, 43, 44, 47, 58, 59. Medin: 29. Medine: 11, 24, 26, 28, 29. Mekke: 10, 11, 12, 24. Mehdi: 60. Melek: 18. Me'mn: 37, 39, 48, 61, 62, 63, 65, 73, 81. al-Menzile beyne'l-Menzileteyn: 32, 34, 52, 67, 72. Mervn al-Ca'di: 60. Mervn b. Muhammed: 40, 59, 60. Meryem: 24. Meryem Sresi: 5'4. al-Mes'fdi: 53, 62. Mez, Adam: 45, 51. Mezdekiyye: 34. Msr 12, 28, 34, 46, Mihne: 61, 62, 65. Miras, ICmil 15. Monoth6isme: 7, 42. M. erefeddin (Yaltkaya): 30, 40, 52, 54, 55, 60. al-Muattile: 57, 59. Muviye: 29, 33, 36, 55. Muviye b. Yezid: 41. al-Mufid,--Muhammed b. Nu'mtn: 52. al-Mufniyye: 56. al- Mugire b. Said al-icli: 36. Muhacir: 24. Muhammed (Hz.): 9, 10, 13, 18, 23, 24, 25, 51. Muhammed b. al-Hanefiyye: 50, 51. Muhammed Mebrk T: 9. Muhammed b. Mesleme al-Anstri: 55. Muhammed Muhyiddin Abd al-Mamid: 29. Muhammed Sresi: 10. Muhkem: 14. Muhsin: 18. al-Mukbili, Slih: 57. Mulhid: 45. Mu'ninn Sresi: 8, 9 11.

Murid: 67, 19.


Ms (Hz.): 40, 74, 75 Muslim: 17, 22, 24, 25, 26, 30. Mu'tasm: 61, 62, , 63. Mutezile: 5, 7, 15, 21, 28, 32, 34, 35, 36, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 48, 49, 50, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 70, 71, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, Mutlak byk gnah: 30. al-Muvahhide: 57. M'min: 18, 31, 32, 33, 53, 72. Mnafk: 32, 53, Mrcie: 31, 33, 53, 72. Mrtekib-i Kebire: 51. Mseyleme al-Kezzb: 27. Mslim: 18, 72, 78. Mslman: 18. Mebbihe: 57. Mfik: 10, 31. Mtestbih:- 14, 15, 20. Mtevekkil: 48, 61, 62, 65. Mzzemmil Sresi: 55.
-

39, 51, 61, 72, 83.

N
Nder, Albert Nas l': 69, 74, 76, 79. Nahl Sresi: 76. Nakil: 79, 80. Nakilciler: 21. Namaz: 18, 26. Nasrani: 38. Naturalist: 43. Nzra: 74. Nzizt Sresi: 11. Nazzm: 48, 61, 80. an-Neccr, Abdu'l-Halim: 46. Necedt: 31. Necrn: 15. an-Nesefi, mer: 30, 31, 32, 33, 72. Nehr: 76. Nestrt: 47. Neybahti: 29, 55. Niam: 74. Nicholson: 39, 49. Nis Sresi: 14, 30, 69. Nitibur: 64. Nizm al-Mlk: 64. Nizmiyye medresesi: 64.

95

Nh Sresi: 12. Nr: 74, 75. Nr Sresi: 74. Nusaybin: 47, 81. Nyberg: 34, 48.

Sa'd b. Ubde: 25.


Safariyye: 31. Safft Sresi: 10, 11: Shib b. Abbd: 63. St. John of Damascus: 36, 37, 38, 39, 42. St. Sabas: 36. Saktfe Beni Saide: 25. Salisbury, Edward E: 16. San'a: 28. Sasani: 42. Sebeiyye: 28, 29. Sebep-netice balants : 82. Secah bint al-Haris: 27. as-Seddsi, Kafade b. Diame: 52. Seluk: 64. Selef: 19, 20, 67, 72. Semi: 67, 68.

0
O'Leary, De Lacy: 9, 47, 49. Ortodoks: 36, 37. Osman b. Affn: 12, 18, 21, 26, 28, 29, 30, 41, 55.

mer b. Abdulaziz: 41. mer b. al-Hattb: 12, 17, 19, 22, 23, 24, 25, 26. rs, Hayrullah: 11.

P
Pehlevi: 47, 48. Peygamber: 7, 8, 10, 11, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 35, 42, 44, 50, 58. Philon: 46. Polyth6sme: 8. Pythagoras: 47.

Seneviyye: 34. 43, 59. Sergun (Sergius) b. Mansr: 36. Sevap: 82. Seyyid Kutub: 9. Sfat ve isimlerin nefyi: 39. Sffin: 29, 33, 55. as-Subki: 61, 64, 75. Sunni kelm sistemi: 21. Suriye: 34, 39, 46, 47, 81.

R
Rabb: 15, 18, 74, 75, 78. Rabiatu'r-Ra'y: 19. Ra'd Sresi: 9, 12. Rafzi: 28, 43, 45. Rahman: 19. Ramazan: 18. ar-Razi: 15. Reslullah (S.A.): 15, 16. ar-Resid, Harun: 60. Rey: 63. Ringgren, Helmar: 17. Rislet: 44. Roma ( ark: 46. Ruh: 14. Ruha (Urfa): 47, 81. Rum: 36, 37. Rm Sresi: 12, 69. S Sbie: 34. Sd Sresi: 9.

as-Suyti, Celalu'd-Din: 65. Stifyan as-Seyri: 55. Sldit: 20. Sleymaniye Ktphanesi: 27, 72. Smme b. E res: 61, 80. Snnet: 22, 30, 31, 81. Snni: 62, 64, 65. Sryani: 46, 47, 48. Sweetman, J. Windrow: 68. am: 19, 36, 40, 41, 64. arki Roma: 46. ehadet: 18. as- ehristni: 25, 26, 40, 48, 51, 52, 57, 58, 59, 61, 68, 71, 72, 75, 77, 80. er: 57, 58, 69. eriat: 77, 78, 80. as- evkani 9, 16. eytan: 59. ia: 29, 65. ibli, Mevlana: 22, 23, 24.

96

ii: 23, 51, 63. 5i:ilik: 9R, irk: 3o, as- irvani: 27.

trsame b. Zeyd: 23, 24. Usame b. Zeyd b. Harise: 55.

Vacip: 78. T Taat: 31. Taberi: 17, 19, 22, 23, 24, 36, 60. at-Tabersi, al-Fadl b. al-Hasan: 15. Taftazni: 21. Taha Hseyin: 29. Taha Sresi: 19. Tahkim: 33. Tahrim: 31. Takas: 20. Talha: 29. Talt: 35. at-Tanci, Muhammed b. Tavit: 17. Tanr : 7, 8, 10, 26, 31. Tasdik: 20. Tecsim: 15. Tefsir: 39, 48, 65. Tek Tanr : 7, 8, 9, 46. Tensuh: 80, Teslim: 20. Tebih: 15. Teeyyu: 42. Teybe Sresi: 69. Tevhid: 7, 55, 56, 57, 67, 68, 73, 75, 77, 81,82. Te'vil: 21, 39, 48, 65, 67, 68, 69, 74, 77, 79, 80, 81. Tevrat: 35, 75. Thomson, William 31. Timurleng: 65. Tirmizi: 16. Tvbe: 32, 33, 72. Tritton, A.S.: 38, 40, 41. Turul Bey: 64. Tuleyha b. Huveylid: 27. Tr Sresi: 70. Watt, W. Montgomery: 11, 56, 65, 72. Weir, T.H.: 37. Wolfson, Harry Austryn: 47. Wellhausen, Julius: 30. Y Yahudi: 8, 9, 11, 26, 28, 34, 35, 36, 40, 42, 43, 44, 46, 54, 75. Yahya (St. John of Damascus) ad-D maki: 36. al-Ya'kiibl, Ahmed b. Ca'fer: 47, 6u. Yakt al-Hamavi: 44, 50, 63. Yaln, Hseyin Cahit: 23. Yasin Sresi: 11. Yemen: 42, 65. Yezid (b. Muaviye): 36, 37, 47. Yezid b. al-Velid: 59. Yrkan, Yusuf Ziya: 27, 76. Yuhanna ad-D maski: 36. Yunan: 39, 43, 46, 47, 48, 49, 81. Yunanca: 47, 48. Yurdaydn, Hseyin: 9. al-Va'd val-Vaid: 67, 71. al-Vhidi, Ali b. Ahmed: 15. Vahiy: 13, 79. al-Vaid: 67, 71. al-Vaidiyye: 59. Vaka Sresi: 11. al-Vakfiyye: Va'r-Rasih'n: Vask: 62. Vasfi b. At al-Gazzal: 32, 33, 43, 44, 50, 51, 52, 53, 55, 56. Von Kremer: 39, 43. 56 14.

U
Ummn: 63. Urfa: 47, 81.

Ynus Sresi: 69. Yiisuf Msa, M.: 46, 54, 67.

Z
Zahiriyye: 80. az-Zamahseri, Mahmd: 9, 14, 64, 65. Zanadika: 43, 44, 60.

nok, Bahriye: 27. mi Ziya: tllken, Hi18, 9, 46, 48.

97

Zat: 76, 81. Zati Sfatlar: 67, 68. Zebidi, Zeynu'd-Din Ahmed: 15. az-Zehehi, al-Hafz Zektt: 26. Zeki Megamiz: 61. Zerdt: 34, 42. Zeyd b. al-Hal-ise: 23. Zeydiyye: 65. emsu'd-Din: 41, 60.

Zndk: 20, 21, 33, 35, 36. Zin: 31. Zuhdi Hasan Carullah 31, 33, 34, 36, 39, 41, 43, 46, 53, 54, 59, 60, 61, 62, 63, 65, 68, 71, 73, 74, 76, 80. Zuhruf Sresi: 76, 77. Zu'l-Karneyn: 14. Zbeyr: 29. Zmer Sresi: 8, 9, 24.

98

EVRLEN 'AYETLER INDEKS!

A
"Allah, aklmz kullanasuuz diye size ayetTerini gsterir." (Bakara Sresi, ayet: 73): 12. "Allah arz ve semavat n nrudur." (Nr Sresi, ayet: 35): 74. "Allah hi bir kimseye gcnn yetece inden bakasn yklemez. Herkesin kazand hayr kendi yararna, yapt er de kendi zarannadr." (Bakara Sresi: ayet: 286): 69. "Allah Kendisine ortak ko may balamaz; bundan bakasn dilediine balar. Allah'a ortak ko an kimse, (Nis Sresi, ayet: 48): 30. "Allah onlara zulm ediyor de ildir. Fakat onlar kendi kendilerine zulm ediyorlar." (Teybe Sresi, yet: 70 ve Rfm Sresi, yet: 9): 69. "Allah'n indirdii Kitap ile aralar nda hkmet.... Onlarn heveslerine uyma." (Mide Sresi, ayet: 49): 14. phesiz byk bir gnahla iftira etmi olur."

"Biz onu anlayasnz diye arapa bir Kur'an yaptk." (Zuhruf Sresi, yet: 3):76. "Biz lp toprak ve bir yn kemik olduumuzda m diriltilece iz?" (Mu'minfn Sresi, ayet: 82): 11. bu gn size dininizi tamamladm." (Mide Sresi, ayet: 4): 23. "Bu insanlar devenin nas l yaratldna, gn nasl ykseltildiine, dalarn nasl dikildiine, yerin nasl yayldna bir bakmazlar m ?" (Ga iye Sresi, ayet: 17-20): 12. "rm kemikleri kim yaratacak?" (Yasin Sresi. ayet: 78): 11.

D
"De ki: "Ben de ancak sizin gibi bir insan n. Bana Tanrmn ancak bir Tek Tanr olduu vahyolunuyor. Onun iin hepiniz O'na ynelin, O'ndan ba lanma dileyin. Allah'a ortak ko anlarm vay haline!" (Fussilet Sresi, ayet: 6): 10. "De ki: O Allah bir tektir; en byk merci sadece O'dur; O, do mam ve dourmamtr; ve O'na hi kimse e it olamaz." ( hlas Sresi, yet: 1-4): 10.

B
"Bir ey hakknda ihtilafa derseniz- Allah'a ve hiret gnne inanmsamz- onun hallini Allah'a ve Peygambere b rakn." (Nisa Sresi, ayet: 59): 14. "Bir eyin olmasn istedi imiz zaman, szmz ancak ona ol (kun) dememizden ibarettir." (Nahl Sresi, ayet: 40): 76. "Biz onlara, sadece bizi Allah'a yakla trsullar diye ibadet ediyoruz." (Zmer Sresi:, ayet: 3): 9.

E
"Eer Biz bu Kur'an' bir daa indirmi olsaydk, sen onun Allah korkusuyla ba eerek nasl para para oldu unu grrdn. Bu misalleri insanlar d nsnler diye veriyoruz." (Ha r Sresi, ayet: 21): 12.

99

"Elinde bulunam verenin, Allah'a kar gelmekten saknamn, en gzel sz olan Allah'm birli ini dorulayamn i lerini kolaylatr nz. Fakat, cimrilik eden, kendini Allah'tan msta ni sayan ,en gzel sz yalanlayan kimsenin de gle uramasn kolaylatrrz." (Leyl Sresi, yet: 5-10): 17. "Ey Muhammed! phesiz sen de leceksin, onlar da lecekler." (Zmer Sresi, ayet: 30): 24. G "Gerekten tanr lar' bire mi indirdi? Do rusu bu pek tuhaf bir ey!" (Sd Sresi, yet: 5): 9. "Gklerde ve yerin yarat lmasnda, gece ile gndzn birbiri ard nca gelmesinde.. dnen insanlar iin deliller vard r." (Bakara Sresi, yet: 164): 13.

kese kazand tastamam verilecektir. Onlara hakszlk da edilmeyecektir." (Bakara Sresi, ayet: 281): 69.

P
"Putperestlerin sylediklerine sabret, yanlanndan gzellikte aynl!." (Mzzemmil Sresi, yet: 10): 55.

R
"Rabbim Kendini bana gster, Seni greyiyim." (Arif Sresi, yet: 139): 74. "Rabbime and olsun ki, aralar nda kan ihtilflarda seni hakem tayin edip, sonra, haklarnda senin vermi olduun hkm gnl rzasyle kabul etmedike onlar imn etmi olmazlar." (Nisa Sresi, yet: 65): 14. "Rahman Ara istiva etti." (Th Sresi, yet: 5): 19. S "Sana Kitab' indiren O'dur. Onda Kitab n temelini te kil eden kesin anlaml (muhkem) ayetler vard r. te kalplerinde e rilik olanlar srf fitne karmak, kendi arzularma gre yorumlamak iin onlarn mte abih olanlanna uyarlar. Oysa onlarn yorumunu ancak Allah bilir. limde derinle mi olanlar ise "Biz ona inandk, hepsi Rabbimizin katndandr" derler." (Al-i mran Sresi, ayet: 7): 15. "Sizden yle bir cemaat bulunmaldr ki herkesi hayra davet etsinler, iyili i emretsinler, ktlkten sak ndrmaa ahsnlar." (Abi mran Sresi, ayet, 104): 73. "Sizi Allah'tan ba ka taptklarunzla brakp sizden ayrlrm..." (Meryem Sresi, ayet: 48): 54. "phesiz Allah katnda en de erliniz. O'na kar gelmekten en ok sak nanzdr." (Hucurt Sresi, yet: 13): 12. ... phesiz d nen kimseler iin bunda ibretler ve deliller vard r." (Ra'd Sresi,

H
"Hayat ancak bu dnyadaki hayat mzdan ibarettir; biz tekrar dirilecek de iliz." (En'm Sresi, yet: 29): 11. "Herkes sadece kendi kazanc na baldr." (Tr Sresi, ayet: 21): 70.

M
"Muhammed ancak bir Peygamberdir. Ondan nce de Peygamberler gemi ti. Olur veya ldrlrse geriye mi dneceksiniz? Geriye dnen, Allah'a hibir zarar vermez. Allah kredenlerin mkafann verecektir. (.A.1-i mran Sresi, ayet: 144): 24. O "O kimseler ki, Allah'n yamnda baka tanr tutup ona yalvarmazlar, Allah' n haram kld cana haksz yere kymazIar, zina etmenler...." (Furkan Sresi, ayet: 68): 31. "O'nu gzler idrk edemez, halbuki O gzleri idrk eder." (En'm Sresi, yet: 103): 74. "yle bir gnden sakmn ki, hepiniz o gn Allah'a dndrleceksiniz. Sonra her-

100

ayet,: 3, 4; Bakara, ayet: 164; Nfh, yet: 12; Rm, yet: 24): 12. " phesiz Allah hi bir kimseye zerre kadar hakszlk etmez; zerre miktar bir iyilik olursa, onun sevab n kat kat art m. Ona, kendi cnibinden pek byk bir mkfat verir." (Nisa Sresi, yet: 40): 69.

" phesiz Allah insanlara hi bir eyde zulm etmez Lkin insanlar kendi kendilerine zulmederler." (Ynus Sresi, ayet: 44): 69. Y "Yzler vardr, o gn taptazedir. Rablerini greeektir." (Kyamet Sresi, ayet: 22-23): 74.

101

KITAP ISIMLERI INDEKS'

A
Abdullah b. Saba (Hodgson, M.G.S.): 29. Andullah b Saba (Houtsma, M.Th.): 29. al-Agni, 38. Ahsen at- Taksim ft Ma'rifeti'l-Akflim: 57. an-Nesefiyye: 30, 32, 72. Akid Rislesi: 76, 78. al- Akide va' - eria fi'l- Islam: 54. Allah (D. B. Macdonald): 37. Ankara niversitesi Ilhiyat Fakltesi Dergisi: 52, 61, 65, 69, 73, 77. Arabic Thought and 49. al-Aru'd- Diniyye va'l-Felsefiyye li Philon al- Iskenderi: 46. Asr- Saldet: 22. ts Place in History:

E
Ehli Snnet Kelmnda E'ari Mektebi: 20. al-Elf Mesele fi'r-Redd al'l - Mneviyye: 43. Encyclopedia Britannica: 36. Encyclopedia of Islm, New Sefie: 29. Encyclopedia of Religion and Ethics: 37. Envirdt-Tenzil va Esrru't-Tevil: 15. Esasu't-Takdis fil-Kelm: 15. Esbbu'n-Nuzl: 15. al-E'ari: 77. Evil al-Maklt fi'l-Mezhib val-Muhtrt: 52.

F
Fadihatu'l-Mu'tezile: 45. Fadilatu'l-Mu'tezile: 45. al-Fark beyne'l-Firak: 24, 40, 42, 52, 54,

B_
al-Beyn va't-Tebyin: 45. al-Bidye va'n-Nihye: 12. Bilgi Kayna : 36. Bugyetu'l-Vut f Tabakiit al-Lugaviyyin va'n-Nulat: 65.

58, 61, 76, 77. Faysalu't-Tefrika beyne Ehli'l-Islm va'zZandaka: 18. Fecru'l-Islm: 33, 40, 41, 52, 53, 54, 55, 72. Fethu'l-Bari li Felsefetu'l-Mu'tezile: 69. erh Sahlhi'l-Buhri: 17.

C
Cmiu'l-Beyn fi Tefsiri'l-Kur'an: 17. al-Cmiu's-Sahih: 22, 25, 26. Cmiu'l-Usl: 27.

Fethul-Kadir: 9. al-Fkhu'l-Ekber: 68. Firaku'- ia: al-Fihrist: 45, 79, 80. al-Fisal fi'l-Milel val-Ehvg va'n-Nihal: 40, 42. al-Fitnatu'l-Kbr: 29. Fi Zilli'l-Kur'an: 9. Free Will and Predestination in Early Islm: 72.

D
Darulfnun Ilhiyat Fakltesi Mecmuas : 27, 30, 40, 52, 54, 60. Development of Muslim Theology, Jurisprudence and Constitutionel Theory: 39, 58, 75. Duha'1- islm: 39, 43, 60, 61, 66, 71.

G
Gazzli ve phecilik: 9, 34, 40.

102

E
al-Hadaretu'l- Islmiyye: 45. va'- ia: 30. Hayatu'l- Hayavn al-Kbr: 57. Hazret-i Muhammed: 11. Hazret-i Muhammed ve Kur'an- Kerim: 11. al- Hitat: 38, 41, 42, 48, 50, 56. A History of Cristian Thought Early and Eastern: 37.

al-Kavaid al-A ara : 18. Kelm Sava lar : 40. al-Ke f an Hakik Gavamiz at - Tenzil: 9, 65. Kharijitism and the Kharijites: 31. Kitabu'l-Asnam: 8. Kitb Bugyet al-Murtd fi'r-Redd tefelsife val-Karamita va'l-Btiniyye: 59. Kitabu'l-Esma va's-S firt: 19. Kitilbu'l- Hayvan: 79.

gasetu'l-Lehfn: 20, 40. hbaru'l-Ulema bi Ahbr al-Hukem: 47. al-kdu'l-Ferid: 38, 45. al-ktisad fi'l- Ptikad: 74, 78. ileamul-Avam an Uran-Kelm: 20. al-lmu'-amih fi isar al-Hakk alag-itba' va'1- Me yih: 57. ntiar- slam Tarihi: 11. slam Ansiklopedisi: 28, 29, 37. slam and Christian Theology: 68. slam Dncesi ve Tarihteki Yeri: 9. Islam Dncesine Giri : I.: 8. slam Medeniyeti Tarihi: 34, 42, 63. slam Medeniyetinde Tercmeler ve Tesirler: 46, 48,. slam Milletleri ve Devletleri Tarihi: 9, 36. slam Tarihi: 23. slam Tarihi: (Asr- Saadet): 22. slam Tarihinde Ilk Sahte Peygamberler: 27. slamda Felsefe Tarihi: 39. slamda lk Fikri Hareketler ve Dini Mezhepler: 30. islamdan nce Arap Tarihi Ve Cahiliyye a : 9. slannyette tikadi Mezheplerin Do uu: 11, 36.

Kitabu'l-ibane an Usl ad-Diyne: 58. Kitabu'l- lel va Ma'rifeti'r-Rical: 61 Kitabu'l-Intisar: 32, 45, 48. Kitabu'l- r ad: 67. Kitabu'l-Lnna' fi'r-Redd ala Ehl az-Zayg val-Bida' 68, 70, 74, 76, 77. Kitabu'l-Maarif: 29, 38, 41, 58. Kitb Nihayet al- kdam f ilmi'l- Kelm: 59, 75. Kitb Tabakt al-Mu'tezile: 45; 50, 52, 53, 54, 55, 57, 58. Kitb Usl ad-Din: 58. Kur'an'a Gre man Esaslar : 9.

L
Lisanu'l- Arab: 16. a Literary History of the'Arabs: 39.

M
Macmau'l- Beyan Il Tefsiri'l- Kur'a : 15. Makalatul- islamiyyin: 25, 71, 75. Materials for the History of the Muhammedan Doctrine of Predestination and Free Will: 16. Matlaul-tikad: 33. Medeniyet-i islamiyye Tarihi: 61. Menakib al- mam Ahmed b. Hanbel: 61. al-Mezahibu'l-islmiyye: 21, 71, 79. al-Milel va'n-Nihal: 25, 40, 48, 51, 52, 58, 61, 68, 71, 72, 74, 77, 80. Mizanu'l-rtichil f Nakdi'r-Rical: 41. Mu'cemu'l-Udeb: 44, 50, 63. Mu'cem Makayisi'l:-Luga: 16. Muhadart fi 24. Muhammadanism: 37. lmrt-Tevhid: 8. Muhadart Tarihi'l-Umem . al-slmiyye: 9.

JAOS: 16. John of Damascus: 36. JRAS: 65. Journal of the Royal Asiatic Society of Great Britain and Ireland: 56.

K
Kaderiyye Yahut Mutezile: 52, 54, 55, 60. al-Kamil fi't-Taril : 19, 35, 40. Kmus Tercmesi: 14.

103

Muhtastr as- Savaik al- Mursele va'l-Muattila: 57, 59. al-Munye va'l-Emel: 43, 44, 45, 51, 54. Murcu'z-Zeheb va Madin al- Cevher: 53. Muslim Theology: 38, 40. Mukilu'l-Ehadis: 15. al-Mu'tezile: 31. Mutezile ve Akl Meselesi: 52, 61, 63, 65, 69, 73, 77, 78. N Nefhu't-Tib: 37. 0 Osman b. Affan: 28, 29.

erh Sahihrt-Tirmizi: 16. ezeratu'z-Zeheb: 40. Li Tehzibil-Mesail: 17.

T
at-Tabakatu'l-Kbra: 24. Tabakiltu' - afiiyye al-Kbr- 61, 75. at-Tabsir fi'd- Din: 24. Tabsiratu'l-Edille: 72. Tarihu'l-Arab: 9. Tarih Bagdad: 36, 60, 61, 63. Tarihu'l- Cehmiyye va'l-Mu'tezile: 59. Tarih-i Edyan: 9. Tarihu'l-Felsefe al-Arabiyye: 31. Tarihu'l- Firak al-Islamiyye (Ali Mustafa al-Gurabi): 8. Tarihu'l- Firak al-Islmiyye: 27, 31. Tarihur-Mezabibrl-Isla niyye: 21, 25, 68. Tarihu'l-Umem Tarihu'l-Ya'kbi: 60. Tecrid-i Sarih: 15. at-Tenbih ve'l- 'gal': 62. at-Tenbih va'r- Radd ara : 55. Muhtelifil-Hadis: 15, 40, 41, 58, 59, 75. U Umdetu'l- Karl li erh Sahihrl- Buhari: 15. Uthman: 28. Uyam Devirlerinde Tercmenin Rol: 46. V Vefeyatu'l-A'yan: 50, 51, 53. Mulk: 19, 22, 36, 60.

P
Philon: 47. the Political Attitudes of the Mutezilah: 56, 65.

R
Resil al-Hrizmi: 51. Risktun mine'l-Akaid fi Beyani'l-Firak al-Muhtelife: 27. Risletu't-Tevhid: 8.

Sahihu'l-Buhari: 17, 22, 23, 24, 25, 26. Salih Muslim: 17, 24, 30. Serhu'l-Uyn erh Rislet bn Zeydan: 38, 40. Shorter Encyclopedia of Islam: 28. as-Siretu'n-Nebeviy ye: 24. Studies in Arabien Fatalism: 17. Subhu'l-A' : 57. Sunen Ebi Davud: 16, 17. Le Systeme Philosophique de Mu'tezile: 79. ehristni: 27, 32, 33, 34, 40. erhu'l- Akid: 21. erhu'l-Fkh'l- Ekber: 68. erhu'l- Mavakif: 77. Yeni

Y
Kelm: 8, 70.

Z
Zemmu'l- Kelam va Ehlihi: 16, 20, 21. Zuhru'llslam: 62.

104

You might also like