You are on page 1of 18

1

HAYAL VE HAK KAT1 YA DA HAYAL N HAK KAT NE B TMEYEN YOLCULUK Dnya derindir, gnn hayal edebilece inden daha derin Nietzsche Temsil, politik bir meseledir. Kad nlar, kendilerini ve karlar n tan mlama ve kendilerini ilgilendiren konulardaki kararlara kat lma iktidar ndan yoksun olduklar zaman, t pk toplumda ikincil konumda olan di er gruplar gibi, ba kalar n n tan mlar na ve kararlar na uymak zorunda kal rlar. Bu tan mlar yapanlar, yani var olan toplumun muktedirleri erkektir ve do al olarak onlar n verdi i kararlar da o unlukla gene onlar n karlar n yans t r. Bunun, kas tl ve bilinli bir bask sreci olmas gerekmez; e er kad nlar n ev iinde annelik ve e lik grevini yerine getirmeleri binlerce y ld r do al kabul edilmi se, kad nlar n do al olarak irket yneticisi ya da in aat ustas olamayacaklar d nlyorsa ya da kendilerini erkeklere gzel gstermeye abalamalar ndan daha do al bir olmad taraf ndan iselle tirilecek ve kar l eyin varsay l yorsa, elbette bu d nce ve nyarg lar hem erkekler hem de kad nlar nda erkek egemenli inin me rulu unu sa lamaya

hizmet edecektir. Bu, yzlerce y ld r, erkeklerin kendi egemen konumlar n sorgulama gere i duymamalar n n da zeminini olu turur. Ne de olsa her ey do ald r, yani olmas gerekti i gibi Bu do alla t rma sayesinde, erkekler ev i lerinin ve ocuk bak m n n usand r c i lerinden muaf tutulurlar; kamusal ve siyasal alanda ne kavu urlar; d nce, kltr ve sanat retimine odaklan rlar. K sacas , kad nlar lml bedenler do urarak soyu yeniden retmek gibi a a bir i le u ra rlarken erkekler lmsz uygarl k rnleri yarat rlar ve Platondan Aristotelese, oradan Ortaa n lanetli Havvas n her trl ktl n sorumlusu tutan kilise babalar na ve gnmzde de Freud ve Lacana varan bir sreklilikte bu uygarl k yaratma i levi, erkeklerin do al stnl nn me rula t r c gerekesi say l r.

Osmanl -Trk kad n hareketinin ncs say lan Fatma Aliye Han m n Ahmet Mithat Efendiyle birlikte roman n (1894) ve ok yerinde bir seimle bu serginin ba l .

yazd

Ebed teki: Kad n Bu yakla mda, kad n erke in tekisi olarak kurgulan r ve ba ms z znelli i inkr edilir. Lacanc bir bak a s ndan, kad nlar n tarihsel grnmezli i ve n nesnele tirilmeleri, kad n n simgesi oldu u varsay lan eksiklik ve yoklukla; kad nl

(femininit) birle ik erkek znelli i zerinde olu turdu u tehditle; merkez, gl, ayr cal kl erkek ile ili kisinde kad n n statsnn teki olarak tan mlanmas yla ba lant l d r. Bu teki, erke in temsil etti i uygarl k, kltr ve ak la kar denetimsiz do an n ve igdlerin, duygular n y k c l yla ili kilendirilir. ok gerilere giden ve insanl k tarihindeki en istikrarl ve srekli kal plardan birini olu turan bu ili kilendirme, kad nlar n toplumsal denetimini ve s n rland r lmas n me rula t rmak iin kullan l r. Bu denetimin, en eski a lardan bu yana, tecavz ve iddetten psikolojik bask ya ve ev iine kapat lmaya dek uzanan ve gnmzde de eksilmeden devam eden ok e itli biimleri vard r. Ataerkil ideoloji daha ilk ekillenme a amas ndan itibaren erke i rasyonellik

(ak l/zihin), uygarl k ve kltrle, buna kar l k kad n irrasyonellik (sa uzun akl k sa!), do a ve duygusall k ile zde le tirir. Luce Irigaray, bu rasyonel/duygusal, do al/uygar dikotomilerinin (ikile imlerinin), kad nlar n znelli inin inkar edilmesi yoluyla erkek zne iin grece istikrarl nesneler kurgulanmas na olanak veren zemini olu turdu una dikkat eker.(1) Varolu u terimlerle ifade edecek olursak, ataerkil ideoloji kad n kendinde varl k (en soi) olarak ikinlikle (immanence), maddeyle, do ayla, bedenle; erke i ise, kendisi iin varl k (pour soi) olarak a k nl kla (transcendence), bilinle, ruhla, uygarl kla zde le tirerek kendi znelik konumunu gvence alt na almaktad r. Tek tanr l dinlerin ve Bat felsefe gelene inin devral p iyice sistemle tirdi i bu anlay , Ayd nlanman n Kartezyen rasyonel insan soyutlamas nda yetkin ifadesine kavu ur. Bu soyut ve genelle mi gibi grnen insan asl nda beyaz Avrupal ve burjuva oldu u kadar, hatta ondan nce, erkektir. Bu a dan, Bat modernle mesinin ve ulus-devlet yaratma srecinin en gerilimli ve eli kili mcadele alanlar ndan birinin, kad n n ve di il olan n d lanmas zerine kurulu bu insan (ve yurtta ) tan m n n kapsam n n kad nlar da iine alacak hale geni letilmesi olmas na sanayile me, faydac a rmamak gerekir. nk yeni ykselen kal p yarg lar de i tirmez; tersine kar tl klar n kapitalizm de toplumsal cinsiyete ili kin ayr mc

bireycilik ve ulus-devlet, bir arada, kamusal/zel ayr m n n

derinle mesine, bu da arzu/ak l, di il/eril, duygusal/rasyonel vb. kutupla m

daha bile keskinle mesine yol aar. Bylelikle, kamusal ile zel aras ndaki ayr m, ulusdevletin kurumlar nda onaylamas n bulan bir bask ve iktidar yap s olu turur.(2) Kad n n madde ve toprakla (ikinlikle) ili kilendirilmesi, yabanc egemenli ine kar mcadele eden milliyeti hareketlerin ok s k ba vurdu u bir sembolizmdir. Vatan n tecavze u ram , namusu btn ve saf bir bakire, milli hareketin ise onu kurtaracak ve sonunda yeni devleti kurarak onu zgrle tirecek (ve me ru bir biimde kendisiyle evlenecek?!) erkek kahraman olarak tasavvur edilmesi, milli davan n di ille tirilmesi anlam na gelir. Yeni ulusdevletin ataerkilli i, kad nl k metaforundan, hem modernle me amac a s ndan hem de milli birlik ve dzenin istikrar n n sa lanmas a s ndan simgesel bir e olarak yararlan r. Kad nlar hem cemaat merkezli (geleneksel), hem de devlet merkezli (modern) politikalar n nesnesi durumundad rlar ve bu nedenle modernle meye gei dnemlerini her iki cins a s ndan farkl ekillerde okumak mmkndr.

Biz de insan de il miyiz? Bat da, kad nlar n e it insan ve zerk birey olma talebini ifade eden feminizmin do u u ile modernle me, burjuva devrimi ve rasyonel insan temel alan do al ve evrensel haklar teorisinin geli imi aras nda yak n bir ili ki oldu u a k; nk e itlik, zgrlk, karde lik bayra n ykselten burjuvazinin insan soyutlamas da, yzlerce y ll k gelene i srdrerek kad nlar d layan bir nitelik ta maktayd ve yeni olu makta olan ulus-devletin savundu u karde lik, kad nlar oy hakk n n d nda b rakmas n n a ka ortaya koydu u gibi, erkek karde likti (fraternit, brotherhood). Kad nlar, hem bu prati in hem de onun ard nda yatan liberal do al hukuk teorisinin ierdi i bu tutars zl fark edip ele tirmekte ve kendileri iin de do al haklar talep etmekte gecikmediler. Daha 17. yzy lda Mary Astell, e er mutlak hkmranl k devlet iin gerekli de ilse, nas l oluyor da aile iinde gerekli say l yor? [...] E er btn insanlar do u tan zgrse, nas l oluyor da kad nlar kle do uyor? diye hakl olarak soruyordu.(3) Byle bir zihinsel ve yap sal s n rlanm l k iinde kad nlar n henz btn yapabildi i, e itim hakk n talep etmekti. Bu hakk n talebi iin kulland klar argmanlar da ister istemez gene ataerkil toplumsal cinsiyet tan mlar na dayand r ld : Kad nlar n e itiminin gerekesi, ulusun analar s fat yla ulus-devlete sad k o ullar yeti tirebilmeleriydi!

rne in nl feminist nclerden Mary Wollstonecraft, 18. yzy lda, kad nlar n bir yandan hem toplum hem de erkekler taraf ndan ezildiklerini savunuyor ama e it e itim hakk talebini gene annelik i levine ve ulus-devletin ihtiyalar na dayand r yordu: E er ocuklar gerek anlamda yurtseverli in ne oldu unu anlayacak biimde e itileceklerse, annelerin birer yurtsever olmas gerekir. [...] Varmak istedi im sonu a kt r: Kad nlar rasyonel varl klara ve zgr yurtta lara dn trn; bunu gerekle tirdi inizde onlar k sa zamanda iyi zevceler ve anneler olacaklard r.(4) te yandan Wollstonecraft bu anlay n tesine de geebiliyor ve e lik ve annelik grevlerinin asl nda basit grevler oldu unu, nihai byk ama n ise kad n n kendi yeteneklerini ortaya karmak ve bilinli erdemlili in onuruna sahip olmak (5) oldu unu sylyordu. Bylelikle hem Ayd nlanman n Kant zerk insan ve ahlk anlay n savunuyor, hem de ayn zamanda Ayd nlanman n ierdi i cinsiyet ayr mc l n ve tutars zl ele tirmi oluyordu.

E itilmi kad nlar n ailenin ve ulusun daha iyi ve erdemli anneleri olacaklar tezi Osmanl toplumuna da yans yacak ve en gl ifadelerini 19. yzy l n sonlar yla 20. yzy l n ba lar nda bularak (Zincir-i cehl ve taassubu, maarifden ba ka hangi kuvvet k rabilir?... Rehberimiz hrriyet, mzahirimiz musavat olsun. Ya as n vatan ve millet, ya as n musavat ve hrriyet![6]), Cumhuriyetin kurucu ideolojisinde de, baz farkl l klarla, kendisine etkin bir yer edinecekti. Bu dnemde Osmanl toplumundaki e itim hamlesi ile bir feminist bilincin geli mesi aras ndaki ba lant a kt r. Osmanl kad nlar da ncelikle kad n n eksiksiz bir insan varl , bilinli bir zne olarak haklar n talep ediyorlar ve t pk kendilerinden nce Bat l gibi soruyorlard : El ayak, gz ak l gibi vas talarda bizim erkeklerden hemcinslerinin yapt

ne fark m z var? Biz de insan de il miyiz? Yaln z cinsimizin ayr olu u mu bu halde kal m za sebep olmu tur?(7) Osmanl kad nlar ve onlar hem destekleyip hem de sylemin ve prati in s n rlar n izen erkek ayd nlar da, kad n e itiminin gereklili ini Bat daki tart malara benzer biimde kad n n e ve annelik roln daha iyi yapabilmesi ile temellendiriyorlard .(8) Erkeklerin, kad n haklar ile ilgilenmeleri ne yeni bir eydi, ne de Osmanl ya zgyd. Bu ba lamda Fransada Condorcetyi, ngilterede John Stuart Milli, ABDde Seneca Falls Bildirgesinin kaleme al nmas na kat lan erkekleri hat rlamak yeterlidir. Burada, kad nlara haklar n n verilmesini engelleyen en nemli faktrn, erkek kibiri ve gururu oldu unu syleyen Mahmud Sad k Beyi anmadan gemek olmaz: Erkekler imdiye kadar kad nlar kendilerinden a a grmeyi itiyad edinmi ler; kad nlara nisbetle derebeyleri gibi, birok feyzle hukuk ve imtiyazat yed-i kudretlerinde (kendi glerinde) tutagelmi ler, bylece kibirli azametlerini

byttke bytm lerdir. En ziyade g olan bu kibiri k rmakt r Erkekler tamam yle bugn hak ve hrriyetlerine kendilerini lay k gryorlar, ben byle grmyorum. Mahmud Sad k, J.S.Millin ba kalar n klele tirenlerin kendilerinin klelikten kurtulamayaca n sav n yinelercesine, ancak kad nlara btn hukuk- insaniyyenin verildi i gn kendisinin de gerekten haklar n hak etmi olaca n d nmektedir.(9)

Osmanl Kad nlar Uyan yor Bat da kad nlar n kendilerine uygulanan ayr mc l n fark na var p seslerini

ykseltmelerine benzer bir sre, Osmanl toplumunda da elbette baz nemli farkl l klarlaya and . Osmanl toplumu, 18. yzy ldan ba layarak yzn Bat ya dnm durumdayd ve 19. yzy lda Bat dan esen rzgrlar, zellikle de Frans z devriminin yank lar , imparatorluk iindeki dn m ihtiyac yla birle erek toplumu etkilemeye ba lad . Gen Osmanl lar, daha sonra Gen Trkler hareketi burjuva demokratik d ncelerden esintiler ta yordu ve kad n sorununa ili kin gr lerin bu esintilerden etkilenmemesi mmkn de ildi. Oysa Osmanl toplumu, hl, sultan n rf hukukuyla da tamamlanan slam hukukunun, oldu u bir toplumdu. olduklar n varsay yordu. Kuranda kad nlar n hibir hakk n n bulunmad eriat n egemen sav elbette eriat ise, kad nlar n erkeklere gre do al olarak ikincil konumda

do ru de ildi; ama var olan haklar n erkeklerle e it say lmayan bir kesime tan nm oldu u da a kt . Her toplumda kad n n statsn belirten en nemli gstergeler olan aile, evlilik, bo anma, miras ve mlkiyete ili kin yasalar n ayr mc ieri i; Osmanl toplumundaki ka-g uygulamas ve cinsiyetlerin tecridiyle birlikte, kad nlar n kamusal alana k lar n byk lde engelleyen, izin verilen durumlar da inceden inceye dzenleyen ve denetleyen kurallarla peki tiriliyordu. slami yasan n egemen oldu u bu dzende, evin geimini sa lamakla ykml olmayan kad n n do al yeri, ailenin ve evin iiydi; kentsel mekan, cinsiyete gre ok keskin bir biimde ayr lm durumdayd . Tanzimata dek kad nlar konu alan uyar ve yasaklamalar n, ncelikle giyim-ku am ve kad nlar n gezinti yerlerindeki, al veri s ras ndaki davran lar n vb. dzenleyenler oldu u grlr. Ayn tr k s tlamalar n Tanzimat sonras nda kar lan yasalarda da varl n srdrd n biliyoruz.(10) Bu, kad n mahrem sayan ve n zorunluluk halleriyle s n rlayan, engellemedi i dolay s yla da kamusal alandaki varl

durumlarda da kat bir biimde denetlemeye al an (11) bir anlay t r. Dolay s yla, Osmanl

toplumunda temsili resim ve zellikle canl varl k tasvirleri yapma konusundaki dinsel yasa a man n zorlu una, kad nlar a s ndan bir de zel alan n d na kma zorlu u eklenir. Tanzimat sonras ndaki yenile me hareketi ba lam nda e itim alan nda gerekle tirilen hamleler, kad nlar da etkiledi. 1862de ilk k z r diyesinin ve 1869da k zlar iin zorunlu s byan mekteplerinin a lmas , 1870de ilk kad n mdire atanmas ve ayn y l k z retmen okulunun a lmas nemli ad mlard r. Ayn dnemde ayd n evrelerde, gazete ve dergilerde kad n konusunda yo un tart malar da ba lar. Osmanl toplumunda erkeklerin kad n sorununa zel ilgi duymalar n n nemli bir nedeni, kendileri modernle me abas iinde olan orta ve st s n f erkeklerinin, e leri birbirine yabanc la t ran geleneksel kad n-erkek ili kilerinden ve grc usulyle evlenmelerden duyduklar , edebiyata da yans yan, samimi ho nutsuzluktur. Entelektel ve toplumsal/siyasal ya ama erkeklerin egemen oldu u bir durumda ise kad nlar n erkeklerin deste ini aramalar do ald r. Ancak, Osmanl feministleri aras nda bu anlay n tesine geenler ve erkeklerin glge etmemesini isteyenler de yok de ildir: Evet, Osmanl erkeklerinden baz lar bizi, biz kad nlar mdafaa ediyorlar,

gryoruz, te ekkrler ediyoruz! Hatta Doktor Abdullah Cevdet Bey gibi kendisini s n f m z n bir vekil-i mdafii zan edenlere dahi tesadf ediyoruz. Biz Osmanl kad nlar kendimize mahsus inceli imiz, kendimize mahsus adat ve adab m z vard r; bunu erkek muharrirler, bir kad n n anlayaca ruhla anlamazlar, ltfen bizi kendimize b raks nlar... Biz kad nlar hukukumuzu bizzat kendi itihad m zla mdafaa edebiliriz... Erkekler bizi daima mahkm, daima esir etmi lerdir. Erkekler yznden ekmekte oldu umuz zulmn defini bugn biz erkeklerin mrvvetinden istemeye tenezzl eder miyiz?(12) Osmanl da kad nlar, dergi ve gazeteler kararak, bu yay n organlar ndaki tart malara, konaklar ve hay r dernekleri vb. yerlerdeki toplant lara kat larak bir kamusal alan yarat lmas na ve geni letilmesine katk da bulundular. Bu olgu, kad n hareketi ile sivil toplumun olu umu ve geli imi aras ndaki ba vurgulamak bak m ndan da nemlidir. Kamusal alana girmenin btn zorluklar na kar n, Osmanl kad nlar bireysel zgrlk ve onun temeli olan zerklik talebini son derece etkileyici biimde dile getirdiler. Mkerrem Belk s Han m n u szleri Wollstonecraft n szn etti i basit devlerin tesine geen nihai byk amaa gnderme yapar gibidir: Hakk- insaniyelerinden vazgeen veyahut haklar m z n, ihtiyalar m z n bir k sm verilmiyor diye hepsini b rakan, hibir ey istemeyen hem irelerimiz varm ! Zarar yok, ben

yine vazife-i vataniye-i insaniyemi kemal-i ifa edece im. Hi kimse istemesin, yaln z ba ma ben isteyece im. Onu istememek insanl ma bence bir h yanettir. (13)

Bu, herhangi bir arasall k konumundan de il de do rudan hakk- insaniyeden kaynaklanan e itlik talebi, zerk bir insan varl de ildir! , gerek bir birey olma talebinin hayk r lmas d r ve bir kez dile getirildikten sonra toplumda yank bulmamas da mmkn

Kad nlar s n rlar zorluyor II. Me rutiyet, ne kad nlara ne de toplumun geri kalan kesimine beklenen zgrlkleri getirmedi: ama gene de var olan greli zgrlk ortam ndan kad nlar da paylar n ald lar ve bu ortamdan kamusal alana daha ok kabilmek iin yararland lar. 19. yzy l n ikinci yar s nda Osmanl da ba layan ve kad nlar da ieren e itim hamlesi sayesinde k z okullar ilk mezunlar n vermi , bylece okumu ve ayd n kad nlar n say s nda nemli bir art meydana gelmi tir. Bu dnemde, baz s tmyle kad nlar taraf ndan kar lan 40 kadar kad n dergisi ile kad n-erkek ili kilerini konu alan ve sorgulayan 300e yak n kitap yay nlan r.(14) Daha nemlisi kad nlar rgtl hak mcadelesine giri irler, birbiri ard nca kad n dernekleri kurulur. Balkan sava lar n n, sonra da I. Dnya Sava n n patlak vermesiyle giderek artan say da kad n al ma hayat na girer. zellikle 1908 sonras nda kad nlar n esas mcadelesi, eriat n s n rlar n zorlayarak kamusal alana kmak, e itim olanaklar n geni letmek, kamuda al ma hakk n kazanmak, k sacas kendilerini toplumdan ay ran duvarlar y kmakt r. Bu a dan en arp c rneklerden biri, Osmanl Mdafaa-i Hukuk-i Nisvan

Cemiyetinin mcadelesi sonucunda Bedra Osman Han m ve arkada lar n n Osmanl Dersaadet Telefon Anonim irketine kabul edilmeleridir. Bu kad nlar aras nda, Sabiha Ziya Bengta n bstn yapt (Muvahhit) han m da vard r. kinci bir nemli rnek de nas Darlfnununun kurulmas ve daha sonra, karma e itime geilmesi iin mcadele verilmesiydi. 1914 y l n n ubat ay nda, kad nlar n yksek tahsil yapma talebinin sonucu olarak, Darlfnunda onlara ek dersler konur, ayn y l n Eyll ay nda nas Darlfnunu a l r. Gene ayn dnemde, kad nlar n gzel sanatlar e itimi talebi de dikkate al narak nas Sanayi-i Nefise Mektebikurulur. nas sanayi-i Nefise Mektebinin , Trk tiyatrosunun en nemli isimlerinden Bedia

kurulu una giden yolu aan ise, sadece devletin iradesi de il,ayn zamanda kad nlar n talepleridir. Darlmuallimat n resim rencilerinin, Sanayi-i Nefisenin y l sonu [erkek] renci sergisini gezerken eserleri inceleyebilmek iin gen kad nlar n son derece simgesel bir hareketle peelerini kald rmalar ve gzel sanatlar e itiminden mahrum olu lar n protesto etmeleri, dnemin e itimli kad nlar n n s n rlar y kma konusundaki isteklerini sergilemek a s ndan ok anlaml d r. Bir sre sonra, kad n ve erkek niversitelerinin birle tirilmesi gndeme gelir. Burada Maarif Nezaretinin grn te kulland gereke bina yoklu udur, ancak tart malar tecedddperverler ile muhafazakarlar aras ndaki daha derin bir at maya i aret eder. Dini geleneksel gr , modernle me ad alt nda yap lanlar n kad n Cahiliye dnemindeki (nesne) konumuna ekti i iddia ederken, kad nlar ve baz ayd nlar bu d nceleri bat l, rm ve irticai olarak nitelendirirler. Sabiha Zekeriyan n (Sertel) ifadesiyle, Darlfnunlar n birle tirilmesi meselesi asri hayat n icab d r. nce ift vardiyal renime ba lan r ama bu durumda bile baz hocalar, kap da nbeti bulundurarak, dersleri karma i lerler. Sorun, 1920de, yani henz Cumhuriyet ilan edilmemi ken k z rencilerin, e itimde cinsiyet ayr m n Divan n n (Senatosunun) ald protesto amac yla kendi s n flar n boykot edip erkek dershanelerine devam etmeleriyle zlr. Bu fiili durum, 16 Eyll 1921 tarihinde Darlfnun bir kararla resmiyet kazan r ve nas Darlfnunu kapat larak imdi, daha nce somut duvarlarla 1921-22 y l ndan itibaren karma e itime geilir.15 Geri belki bir mekansal duvar y k lm t r ama dzende yaratt birbirlerinden ayr lan kad n ve erkeklerin kamusal alanda bir araya gelmesinin ataerkil endi eyi hafifletmek ve toplumun genel ahlak n ve kad nlar n iffetini korumak ezeli kayg s yla iki cinsiyet aras na grnmez duvarlar ve manevi s n rlar ekilmesi elzem hale gelmi tir. Bu nedenle kad nlar n hal ve harekat zerine (hep oldu u gibi) s k kurallar konur, harekt- gayr afifane, yani iffetsiz davran larla sulanan k z renciler cezaland r l r, hatta okuldan uzakla t r lanlar bile olur. Ayr ca, cinsiyet rollerinin de i memi oldu unun, cinsiyete dayal nizam n bozulmad rencilerin dzenli ve titiz not tutma al kanl n n iyice vurgulanmas gerekir: Kad n onlar n cinsiyetlerinden kaynaklanan

do al bir durum olarak kar lan rken, en m kil mebahise ak l erdirebilmeleri hayret verici bulunur.16 Devran de i mekte de olsa, kadim do a/kltr ayr m na dayand r lan cinsiyet hiyerar isinin yerli yerinde durdu unu herkese hat rlatmak, erkekler a s ndan nemini korumaktad r! Daha ok gezmek, uzaklara, telere gitmek

Kendilerini zel alana ve k s tl rollere hapsederek zerk birey ve yurtta olma hakk ndan mahrum eden bir dzene ba kald ran kad nlar bir yandan kendilerine kapal olan kamusal alan n s n rlar n zorlay p belirsizle tiriyorlar, di er yandan da hep daha fazlas n n hayalini kuruyorlard . lk kez ua a binen kad n olarak bilinen Belk s evket han m n bu deneyime ili kin izlenimleri ve duygular , Osmanl kad nlar n n kurdu u zgrle me hayalini dokunakl bir biimde yans t r: Fakat yere nzul etti imiz zaman gnlmde bir mahzunluk vard . Kalbim, ruhum daha ok gezmek, hatta uzaklara, telere gitmek istiyordu. Evet hem irelerim bu seyahat ke ke pek ok devam etseydi17 Belk s evketin hayalini kurdu u telerin ne oldu unu ise, Me rutiyet dnemindeki nl Beyaz Konferanslar n konu mac lar ndan Fatma Nesibe Han m n szleri a ka ortaya koyuyor: Evet, han mlar, emin olunuz biz byle kalmayaca z.Bir gn, byk bir gn gelecek ki ykseklerde grd mz ve korktu umuz her ey, basd m z yerlerde srnecek; btn bu messesat bir vehimdir, bir dumand r; k r lacak ve uacak. Yerine o zaman as l bir gne , bir ziya, bir hararet ba layacak.Snenler hep hayaldir ve hakikat ebedi bir uledir.18 (ab.) Cumhuriyet, ama gene ataerkil Art k iman ettik ki, hayat m z iyi bir hayat de ildir...Art k kad nl k byle ya amayacakt r ve ya ayamaz. Buna katiyyen emin olunuz diyen Osmanl kad nlar , a r sava ko ullar nda, giderek paralanmakta olan imparatorlu un iinde bulundu u durumun da etkisiyle, Gen Trklerin yayd ulusalc d ncelerin ve karlar n bilincinde yurtta lar haline gelmekteydiler. Gerekten de Trk milliyeti ideolojisi, kad n n kurtulu unu daha geni bir toplumsal devrimin nko ullar ndan biri say yor, buna kar l k Gen Trklerin kad n-erkek e itli ini savunan d nceleri, Osmanl feminizminin yolunu a yordu. Ancak, bu dnem kad n hareketinin zgl niteli ini olu turan milliyeti ideolojinin derin etkisinin, ayn zamanda, kad nlar n ba ms z bir kimlik olu turma perspektifini glgeleyici bir etki de yaratt n da unutmamak gerekir.19 sonras nda, art k kad nlar iin medeni ve siyasal haklar Cumhuriyet

gndemdedir. Cumhuriyet Halk F rkas ndan nce kurulan ve Kad nlar Halk F rkas ad n ta yan rgtn ba kan Nezihe Muhittinin a ka ifade etti i gibi, kad nlar bunu kendi mcadeleleri ile hak ettikleri kan s ndad rlar ve Cumhuriyetin in as na e it bireyler olarak kat lmaya taliptirler: Trk kad n , lkesinin yeniden do u unu payla mal d r. Biz, Trk kad nlar , toplumsal ve siyasal ya amda hak etti imiz yeri almal y z; kurtulu sava ndaki zveri ve hizmetlerimiz bize bu hakk veriyor. Sava sonras n n ekonomik ko ullar ve erkek nfustaki azalma, kad nlar n ekonomik ve kamusal ya ama kat lmalar a s ndan ayr ca elveri li bir ortam yaratm t . Bu ko ullarda,

10

kad n n e itimi ve meslek sahibi olmas , bir devlet politikas olarak benimsendi ve kad nlar bylece, yzy llard r d lanm olduklar alanlara ve mesleklere girme hakk n elde ettiler. Bu ku kusuz ok nemliydi. Ne var ki, 19. Yzy lda kurduklar , e it insan ve zerk birey olma hayali, tam anlam yla hakikate dn medi. Burada sorun, baz yazarlar n sav olan, Trk modernle mesinin bireyi temel almamas ndan ibaret de ildir; sorulmas gereken soru, bireyi temel alsayd , durumun kad nlar a s ndan farkl olup olmayaca d r. Ulus-devlette kad nlar formel olarak yurtta kabul edilseler bile, somut di il varl klar olarak, hibir zaman erkeklerle ayn anlamda birey say lmazlar. nk somut [bedenle mi ] kimli i ciddiye almak, eril niter bireyin bir yana b rak lmas n ve biri eril di eri di il iki ki iye yer a lmas n gerektirir.20 Oysa vatan n bir kad n bedeni olarak temsil edildi i ulusu sylemde erkeklerin birli ine dayanan bir ulusal kimlik in a edilmesi21, kad nlar n somut olarak de il ancak simgesel olarak ulusa dahil olabilmesi sonucunu verir. Nitekim, Osmanl mparatorlu undan Cumhuriyete gei srecini bir ulus-devlet ve modernle me projesi olarak okudu umuzda, milliyeti/modernle meci sylemin genel niteliklerine uygun bir grnmle kar la r z. Osmanl devleti ve onun ideolojik/dinsel temeli olan slamiyet, toplumsal cinsiyet farkl l na cinsel tecrit (segregasyon) yoluyla dikkat ekse ve onu bir simgesel gsterge olarak kullansa bile, cinsiyeti bir gsterge sistemine referans sistematize eden, milliyeti projedir.22 Ayn zamanda, eski stat toplumundan yeni szle me toplumuna gei in bir ifadesi olan ulus-devletin projesi, kad nlara atfedilen geleneksel rollerin modern biimler alt nda srdrlmesini sa lamakt r. Art k kad nlar iin do ru olan davran kal plar n belirleyen sadece din, ya da gelenek de il, nemli lde ulusdevletin kendisidir. Bu nedenle, ulus-devletin kad nlar n hayat n dzenleyen projeleri, devlete ba l l n ve resmi ideolojinin nemli bir bile eni haline gelir. Tarih, sreklilikler ile kopu lar n birlikteli idir; kltr, ideoloji ve genel olarak zihniyet dnyas sz konusu oldu unda ise, sreklilikler zellikle nem kazan r. Bu a dan bak ld nda cumhuriyet Trkiyesinde hem feminizmin, hem de anti-feminizmin, n syleyebiliriz. Trk modernle mesinde, rolnn verilmesi, di er Osmanl n n miras n gl bir ekilde yans tt

kad nlara bir yandan Bat l la ma ve modernle menin ta y c l a s ndan de il, daha yap sal zellikler a s ndan da geerlidir.

yandan da bu roln s n rlar n n erkekler taraf ndan s k ca izilmi olmas , yaln zca zihniyet Cumhuriyet toplumu ile Osmanl toplumu aras ndaki en nemli kopu , gerekten de, kad nlar n kamusal alana kmalar nda ve giderek siyasal haklara da sahip yurtta lar haline gelmelerinde ya an r. Heideggerci bir ifadeyle, kad n n toplumsal ya ama f rlat l olarak de erlendirilebilecek bu kopu , toplumda travma yaratacak kadar derindir, dolay s yla ataerkil

11

zihinsel ve yap sal srekliliklerle evrilerek hafifletilmesi gerekir.Yukar da da de inildi i gibi, mekansal duvarlar n a a ya ekilmesi, manevi duvarlar n yukar ya ekilmesiyle dengelenmeye al l r. Bu, slami ataerkili in yerini Bat l ataerkilli in, ya da daha net bir ifadeyle, ulus-devlet ataerkilli inin almas d r ve eskinin yeniyle, geleneksel cinsiyeti varsay m ve kurallar n ulusu, sekler ayr mc l klar ve yeni toplumsal cinsiyet kal plar yla eklemlenmesinin ilgin bir rne ini olu turur. Ulus temelindeki Cumhuriyete geilirken daha geni bir slami kimli e kar Trk ulusal bilincini ykseltmeye al an Kemalist rejimin kad nlar n zgrle mesine ili kin abalar , ulus in as ve laikle meye ynelik daha kapsaml siyasal projenin bir paras olarak, hem Osmanl devletinin teokratik kal nt lar n n ortadan kald r lmas n n, hem de yeni bir cumhuriyeti yurtta kimli inin yerle tirilmesinin nemli bir esiydi. Dolay s yla, Kemalist dnemin yeni kad n , gemi le kopu un belirgin bir simgesi ve rejimin ikonografisinde arp c bir figr haline geldi. Bunun, ulusu/Kemalist ideolojiyi iselle tiren ve hem meslek kad nlar hem de yurtseverler olarak kendilerine yeni bir kimlik in a etmeye al an btn bir kad n ku a n n toplumsalla mas nda belirleyici bir etkisi oldu u sylenebilir. Asi de, itaatkr da olsa hep kskn! Kad n sanat ve ressamlar n bir yandan Avrupaya tahsile gnderilmeleri ve onlar n grnrlk ve ba ar s n n Cumhuriyetin ba ar s olarak sunulmas , di er yandan lke iinde zellikle erkek sanat kamuoyu taraf ndan pek de ciddiye al nmamalar , rejimin kad nlara kar ikircikli tutumunun ilgin bir yans mas d r. Cumhuriyet gazetesinin 26 Aral k 1928 tarihli nshas nda nc kad n ressam Mihri han ma ili kin haber, meslek sahibi kad nlar n Cumhuriyet a s ndan ta d klar simgesel neme k tutar: Mihri han m uzun mddettir talyada Roma Sanayi-i Nefise Akademisinde al m k ymetli bir Trk sanatkar d r. Birok gzel eserler meydana getiren kudretli f ras n n ibda etti i tablolar bizi tan mayan, hatta bir Trk ressam han m n mevcudiyetine bile inanmayan Amerikal lara gstermek iin ta oralara kadar gitmesi ayan te ekkrdr. Mihri han m gzel eserleriyle Amerikada Trkiye ve Trkler lehine byk, kuvvetli ve messir bir propaganda yapm oluyor.23 Ayn Mihri han m n daha sonra yurt d nda unutulmu luk ve yokluk iinde Cumhuriyetin kskn k zlar ndan biri olarak lmesine bigne kalan da gene ayn Cumhuriyettir! Bireysellik ve zgnlk abalar e itli ele tirmenler taraf ndan taklitilikle sulan p Elif Nacinin vatanda Trke konu ! sylemiyle azarlanan24 Mstakiller grubuna dahil olan, ba ms zl k ve zgnlk inad yla kendisi olmak serveninde asi niteli ini hak eden Hale Asaf n kaderi de farkl de ildir. lmnden sonra Fikret Adilin yapt , sanat n n

12

eserlerinin bir araya getirilmesi ve an s na bir sergi dzenlenmesi a r s n n sessizlikle kar lanmas rastlant olmasa gerek.25 Ancak burada ilgin olan, Cumhuriyet onlara yer amakta isteksiz davransa da bu asi k zkarde lerin, dayat lan tan mlara isyan etmek sayesinde her eye ra men kendilerini tarihe yazmay ba armalar na kar l k, dekan n de indi i, ncelikle ideal e ve anne ve sonra ba ar l bir ressam olarak toplumda rnek kad n profili izen itaatkar k z karde sanat lar n ayn eyi yapamam olmalar d r.26 Cumhuriyetin yeni kad n kal b n belirlemeye giri enlerin, kendilerine Yeni Adam ad n verseler bile, hi de yeni olmayan bir erkek kimli i izdikleri a kt r. Resm ideoloji kad nlar n kamusal alana kmalar ndan, meslek sahibi olarak ev d nda al malar ndan, hatta sanat da olabilmelerinden yanayd ama her eyin de bir s n r vard ! Aliye Berger gibi s n rlar a p sergi yar malar nda birinci seilmek (Yap Kredi Bankas n n 1954 yar mas ) snr a mak de il de neydi? Bizzat (modernle meci) erkek ressamlar n buna kar nda, gelenekselci kal p ile gsterdikleri ve dekan n hezeyan olarak nitelendirdi i tepki, tam da bunun rne idir. Zaten dnemin kad n alg lamas na biraz daha yak ndan bak ld modernle meci kal p aras nda, toplumsal cinsiyet rolleri a s ndan temel bir farkl l k olmad grlr. Kemalist erkeklerin hayalindeki yeni kad n da hl, ailevi, itimai, milli vazifelerini benimseyen ve ba kalar iin ya ayan bir varl kt r, yani hl kendisi iin varl k de il, kendinde varl k! Kad n n en belirgin meziyeti, fedakarl ve feragatidir. Erkeklerin bu konudaki a k szllkleri, sorgulanmayan bir egemenlik ve iktidar konumuna zg creti yans tmaktad r: Bize gre, kad n ne kadar di er mevcutlar iin fedakar olur, ne dereceye kadar bir erke in hayatta muvaffakiyetini temin eyleyecek ihtiras ve kuvveti verebilir ve ocu u iin bir muhabbet oca kuvvet ve ahengi de o nisbette ziyade olur.27 haline gelebilirse o kadar mesut, cemiyetin

Yeni Kad n n hayal k r kl Dnemin tek parti rejiminin otoriter niteli i ba lam nda yeni kad n n da ataerkil ve tek tip bir (ikincil) yurtta imgesiyle s n rland r lmas , hem zerk bir kad n hareketinin geli mesini, hem de kad nlar n simge konumuna itilip kendi kimliklerini tan mlama olanaklar n k s tlad . Kad nlar n simge olarak kullan lmas yeni bir ey olmad gibi, yaln zca Trkiye Cumhuriyetine zg de de ildir. Kad nlar, hangi erevede olursa olsun, genellikle kendilerini gerekten tan mlamayan anlamlar n temsil edilmesinde ara olarak kullan l rlar. Kad nlar n geleneksel olarak dinsel, ailesel ya da ulusu de erlerin ta y c s olarak gsterilmeleri, bazen onlara yksek bir stat ve sayg nl k kazand rabilir; ne var ki, bu durum,

13

onlar n erkekler taraf ndan belirlenmi imge ve kurallara hapsedilmesini nlemez. Sz konusu imge ve kurallar kad nlar taraf ndan iselle tirildi indeyse, onlar belki de her eyden daha fazla bask alt nda tutar. Bu nedenle, kad nlar n kendi kaderlerini belirleme mcadelesi, ka n lmaz olarak, kendilerine dayat lm yarat lmas n ierir. Peki, ya bu yap lamazsa? O zaman, zeki ve d nen bir kad n n kendisini onulmaz eli kiler iinde paralanm hissetmesi ve t pk Adalet A ao lunun lmeye Yatmak adl roman n n gibi lmeye yatmas ka n lmaz olur! Roman, btnyle, kahraman Ayselin yapt kimlik tan mlar ndan kurtulup alternatif tan mlar

1930lar n sonu ve 1940larda Kemalist ideolojinin egemen oldu u Trkiye toplumunda yeni kad n tipi olan Ayselin kendisine bir yer edinme ve kimlik olu turma aray n n yksdr. Bir bilim insan olan Aysel, e itlik ve ak lc l k ilkeleriyle yeti mi , btn hayat n zsel insanl noktada, n kan tlamak ve rnek bir yurtta olmak abas yla geirmi oldu u halde, bir hibir zaman erkeklerin tan mlad kad n kimli inin cenderesinden s n rlamalar znde a amayaca n , ve evresindeki

kurtulamayaca n , cinsiyetinin dayatt (e it oldu unu sand

) erkekler iin her zaman teki olarak kalaca n anlar.

Dnemin e itlik sylemi, gerisinde yatan e itsizli i gizlemeye yetmemekte ve ynetici sekinlerin olanca modern grnme abalar na ra men ataerkil de er yarg lar ndan vazgemedikleri ve geleneksel cinsiyet rollerini dn trmeye hi de niyetli olmad klar anla lmaktad r. Buysa, yeni dnemin yeni kad n n , karma k duygular iinde paralanm ve engellenmi bir k s zl k iinde b rakmaktad r. A ao lunun roman , Cumhuriyetin ilk ku ak kad nlar n n egemen ulusu ideolojiyi ne denli iselle tirdiklerini ama ayn zamanda, pek de anlayamad klar bir biimde, ulus in as projesinin d nda b rak lmalar sonucunda u rad klar hayal k r kl n arp c bir biimde yans tmakta ve Benedict Andersonun, ulusun her zaman, derin, yatay bir (eril) yolda l k biiminde tahayyl edildi ine ili kin kavray na tan kl k etmektedir. Bu tahayylde kad nlar n, ulusal siyasal yap ya ancak simgesel olarak kat lmalar na yer vard r. Kad nlar, zerk birey olma hayalinin hakikate dn ece ini umduklar Cumhuriyet dneminde kendilerine kamusal alan ve e itim olanaklar yla birlikte e itli meslekleri aan yeni rejimin de erlerini nemli lde iselle tirdiler ama di er yandan s n rlanman n getirdi i hayal k r kl n da hep ya ad lar.Sanat ve edebiyat tarihi, Cumhuriyetin erken n ya ay p ele tirel tavr n na da tan kl k eder.28 Ancak her iki tipin de, dneminde itaatkr k z karde ler kadar, bu hayal k r kl srdren kskn ve asi k zkarde lerin varl

zne olma mcadelesini srdrd n ve zerk bireylik hayalini hakikate evirmek iin, kendi bildiklerince, mcadele ettiklerini hat rlamak gerekir.

14

Farkl l k, fark yarat r Kad n sanat lar ise bir yandan yarat c l klar n zgrle tirmeye ve setikleri u ra n biemsel sorunlar yla ba etmeye al rken ayn zamanda da kamusal alana f rlat lm l n, yani zel hayat n d na kman n sorunlar yla da hesapla mak zorundad rlar. Buradaki en zorlu mcadele, ku kusuz, kendilerine biilen simge/nesne konumundan karak znele mek ve temsil sorununu zmektir, nk Ahu Antmenin i aret etti i gibi, sanat tarihimizin imgele tirdi i kad n, [hl] kendi deneyimlerinin znesi de ildir. 29Sorun, hem gerek zneler, ba ms z ve zerk bireyler olabilmek, hem de bunu sanat retimine yans tabilmektir. Bu hi de kolay bir i de ildir; nk kad n sanat da di er kad nlar gibi bir yandan e itli s n rlamalar, ikincille tirmeler vb. ile ku at lm t r, ayn zamanda da bu s n rlamalar ve Cumhuriyetin kendisine ykledi i a da toplumun simgesi olma grevini nemli lde iselle tirmi durumdad r. Ayn anda hem ideal e ve anne, hem namusu btn iffetli kad n, hem de ba ar l sanat olmak zorundad r. Buna ra men, bu serginin de ortaya koydu u gibi, her dnemde kendilerini farkl ve zgn biimlerde ifade edebilmeleri az msanacak bir ba ar de ildir. zellikle portre ve otoportrelerde kendini gsteren, Pelvano lunun deyi iyle, hem i dnyalar n yans t lmas hem de bunun kad n olmakla birle tirilebilmesi30; grnrde olan n, kendisine dayat lan n arkas na geme abas , kad n sanat lar n kendilerini ortaya koyma arzusunu yans t yor ve kad n olmak yani farkl l k, fark yarat yor . Sanat lar, kendilerini gettola t rmamak abas iinde kad n sanat yaftas n reddetmekte hakl olsalar bile, gerek iinde bulunduklar sanat ortam n n iktidar ili kileri, gerekse kendi retimlerinde yans yabilen farkl toplumsalla man n yol at zellikler, (toplumsal cinsiyet) farkl l n n fark yaratt n ortaya koyuyor. 31 Bir a da l k gsterisi olarak nitelendirilebilecek erken dnem nlerinde izlenebilen cinselli in s n rland r lm l ve erotikle tirilmemesi ise, ortal a f rlat lm kad n sanat n n kendisine empoze edilen iffetlilik kayg s n iselle tirdi ini akla getiriyor. Gene de, gerek ya am yla gerekse yap tlar yla kendisi olmaya cesaret eden kad n sanat lar n varl (Hale Asaf, Semiha Berksoy, Aliye Berger ilk akla gelenler), s n rlara cesur konumlar n da habercili ini meydan okuma gelene inin Osmanl kad nlar ndan Cumhuriyete devreden miras na tan kl k ediyor ve gnmz kad n sanat lar n n bugn vard yap yor. a n tan olarak kad n sanat lar na i aret eden Ahu Antmen, bunu hem [yeni] kad n Trkiyenin kad n meselesiyle ilgilenen ve sanat da toplumsal bir mcadele olarak alg layan kad n sanat larla olduka ge tan t hareketinin gecikmesine, hem de kad n sanat lar n kad n hareketine eklemlenmemi

15

olmas na ba l yor. Ancak kad n sanat lar n retiminin, kad n hareketinden etkilenmesi iin arada organik bir ba bulunmas art de il. Bence,1980 sonras nda kad n sanat lar n daha grnr hale gelmesi ile ayn dnemde ekillenen feminist hareket ve teori aras nda dolayl da olsa ba var. rne in daha nce de kendini var etmeye al mak ba lam nda izlenebilen kimlik kayg s n n, 80lerden itibaren kad n sanat lar taraf ndan bilinli bir biimde sorunsalla t r lmas , son y llarda ise ele tirelli in artarak cinsiyet kal plar n n sorgulanmas n n belirginle mesi bunu yans t yor. Nas l ki kad n hareketinin talepleri 1980lerde kk bir evreyle s n rl yken bugn ok daha geni bir kesime yay lm durumdaysa, Cumhuriyet modernle mesine feminist d nr ve tarihilerin ynelttikleri ele tiri de, asl nda san landan ok daha etkili oldu. Bugn ilgin biimde bir yandan feminizm szc nden ka n l rken, bir yandan da feminist sylemin ve taleplerin o u toplumun gndelik kullan m na girmi durumda. rne in kad na ynelik iddetin, evlilik ii tecavzn, rtnme ve a lman n bireylikle ili kisinin, cinsiyet s n rlar n n belirsizle mesinin anlam n n vb. ancak 1980lerin sonunda feministlerin mcadelesiyle telaffuz edilmeye ba lad kad n hareketiyle organik ili kinin olup olmamas de il! Kad n sanat lar n veriminde do rudan bir ideolojik/siyasal ba lanma bulunmasa da (asl nda bunun istisnalar da yok de ildir), ele tirel bilin dzleminde a a ve iinde ya ad klar topluma tan kl k ettikleri ok a k. Ba ta kimlik olmak zere her trl ayr mc l kla, e itsizlikle, cinsellik ve cinselli in bar nd rd iktidar ili kileriyle, gn yaratt sorunlarla, kent ve kentlili in olumlu ve olumsuz yanlar yla, ekolojik dengenin bozulmas n n yol at felaketlerle, geleneksel cinsiyet kal plar ve nyarg lar yla hesapla yorlar; stelik, bu hesapla may iyice cesur bir biimde ve slup e itlili i iinde yap yorlar. Ben var m diyen otoportrelerden (rne in Bedia Gleryzn, Hale Asaf n, Eren Eybo lunun, Frumet Tekta n otoportrelerinde bu ne kadar belirgin!), Cande er Furtunun Suskunlar adl sessiz kad n imgelerine, Fsun Onurun kimli i ve iktidar sorunsalla t ran isimsiz adl i ine, Nur Koak n Cahidelerine kadar bu sergideki birok i kad nl k ve kendilik konumuyla ve bu konumu belirleyip s n rlar n izen (eril) iktidarla hesapla yor. Kezban Arca Bat bekinin Kafes adl i i, Hale Tengerin Sikkimden A a Ekol, Gl Ilgaz n D , Kas mpa a kran Moral n genelevi, Ekin sal o lunun Uzotu, n hat rlayan pek yok. Ama bunun ok fazla nemi de yok; nk aslolan o bilincin, sylemin ve taleplerin yayg nla mas ,

ataerkil iktidar n gl ve cesur ele tirileri de il mi? Glay Semercio lunun K rm z Lale ve K rm z Bo luku, Gne Terkolun Arzu Yalay p Geti Bandosu eril cinsellik dayatmas n n yap skmn yap p kad nlar n erotizme sahip k n yans tm yor mu? Gene gen ku ak sanat lar n kad nl a ve erkekli e ili kin kodlarla i ledikleri diki li imgeler hem

16

mizaha, hem de kad nlar n gsteri siz bir ekilde, srekli tekrarlayarak yapt klar ve gelip geicilikle belirlenen alakgnll i lerine ve varolu lar na son derece bilinli bir gnderme de il mi? Btn bu izlekler feminist teori ve pratik a s ndan siyasal bir ierik ta yor ve temsilin politikli ine bir kez daha tan kl k ediyor. Hayal ve Hakikat sergisi, Trkiyenin modernle me sorununa oldu u kadar, bu sorunla i ie olan, kad nlar n znele me mcadelesine, kendilerine dayat lan s n rlamalara duyduklar tepkiye, e itlilik ve derinlik ieren bir ayna tutuyor. Bu aynada grdklerimiz o u zaman iimizi burksa ve bizi tedirgin etse de, cesur bir serveni gzler nne seriyor ve bizi verili durumu ele tirmeye ve de i tirmeye a r yor. Bu servenin bence temel zelli i, Belk s evket han m n bir yzy l nce uma metaforuyla dile getirdi i zgrle me arzusudur. Bu arzunun, Belk s evketten Aydan Murtezao luna dek, yani yz y ld r yak c l yitirmemesi kar s nda hayal k r kl kad nlar n n ba latm bitmeyecektir. Fatmagl Berktay ndan bir ey na kap lmamak gerekir. Ne de olsa zgrlk, Goethenin

dedi i gibi, her ku ak taraf ndan yeniden kazan lmak zorundad r ve bu anlamda Osmanl oldu u hayalin hakikatine yolculuk, giderek derinle ecek ama

1 Akt. Toril Moi, Sexual/Textual Politics, Routledge, 1985, s. 95. 2 Bryan Turner, The Body and Society, Explorations in Social Theory, Oxford, 1984. 3 Mary Astell, Reflections Upon Marriage (1700) .Akt. Juliett Mitchell, Kad n ve E itlik, Kad n ve E itlik, der. J. Mitchell, A. Oakley, Pencere Yay nlar , stanbul, 1998, s.32. 4 Mary Wollstonecraft, A Vindication of the Rights of Woman with Strictures on Political and Moral Subjects, 1792, s. viii, 312. 5 5. ayn yerde, s..51. 6 Cemiyet-i Hayriye-i Nisvaniye ve Sergide Zekiye Han mefendinin Nutkundan, Kad n, 10 Kanun-i Evvel, 1324, no.10, s.12-14; akt. Serpil ak r, Osmanl Kad n Dernekleri, Toplum ve Bilim, Say 53, Bahar 1991, s.141. 7. 1868de yay na ba layan Terakki gazetesinde yazan Rabia han m; akt. Serpil ak r, Osmanl Kad n Hareketi, Metis, 2011, 1. Bask , s.24. lgin olan, bu sorunun Cumhuriyet sonras nda da sorulmak zorunda olmas d r: Resimli Ay dergisinin temsilcisi Sabiha Sertel, bir dava dolay s yla avukata vekalet vermek zere gitti i broda, kad n oldu u iin ahitli inin geersiz olmas ve sorunun matbaan n getir-gtr i lerine bakan bir delikanl n n getirilerek zlmesi kar s nda, ben insan de il miyim? diye hayk rmaktad r: Ben intihap hakk m istemezden evvel, insanl k hakk m istiyorum. Katib-i adil odas nda bana dairemdeki alelade memura verdi i insanl k hakk m benden esirgeyen kanundan iddiam, benim de her fert gibi grmek ve grd m

17
bilmek kabiliyetine sahip oldu umu kabul etmesidir. Resimli Ay, Temmuz 1927, cilt:4, no. 41-5, s.1; akt. Tlay alim Baran, Resimli Ayda Kad n, Toplumsal Tarih, Mart 1999, Say 63, s.7-8. 8 Bu a dan Burcu Pelvano lunun Sema U urcandan aktard , ailelere k zlar n nas R diyesine

gndermeye te vik etmek iin kullan lan gerekeler ilgintir ve Bat da daha nceye tarihlenen gerekelerle benzerlik ta maktad r: e itim gren k zlar daha itaatkar, iffetli ve kanaatkar olacak ve bylece ailelerine refah ve saadet getireceklerdir! (Bkz. Pelvano lu, Kad n ,E itim ve Sanat). 9 Sabah gazetesinde yazan Mahmud Sad k Beyden aktaran Mehmet Zeki,Kad nlar Hakk- ntihab,Kad nlar Dnyas , 30 May s 1330 (19 Nisan 1908), no. 145, s.10-11, Osmanl Kad n Hareketi, s. 400. 10 Mehmet . Alkan, Tanzimat dneminde kart lan ve gnmzn Polis vazife ve selahiyetleri kanununa benzetilebilecek yasada kad nlar n al veri iin dkkanlara girmelerinin ve dkkanda oturmalar n n, erkeklere zg gezinti yerlerine girmelerinin, geceleri sokakta dola malar n n yasakland Yaz 1990, s.88. 11 al an diyorum, nk btn toplumlarda oldu u gibi Osmanl da da kad nlar kendilerine uygulanan yasak ve s n rlamalar delmenin e itli yollar n bulabiliyorlard . Bu konuda bir kar la t rma iin bkz. Fatmagl Berktay, Ortaa da Kad nlar, Politikan n a r s , stanbul Bilgi niversitesi Yay nlar , 2011 (2. Bask ). 12 13 Kad nlar Dnyas , 14 May s 1329, no.93, s.2; akt. S.ak r,a.g.e., s. 157. 14 Irvin Cemil Schick, II.Me rutiyet Dneminde Osmanl Matbuat Kapitalizmi, Cinsiyet ve Cinsellik,Bedeni, Toplumu, Kainat Yazmak, leti im, 2011. 15 Bu konuda bkz. Bahar Bask n, II. Me rutiyette Kad n E itimine Ynelik Bir Gir im: nas Darlfnunu,SBF Dergisi, II. Me rutiyet zel Say s , 38, Mart 2008. 16 Ayn yerden 17 Belk s evket, Uarken, Kad nlar Dnyas , 30 Te rin-i Sani, 1329, no.120, s.2-3; akt. S.ak r, Osmanl Kad n Hareketi , Metis, 2011, (2.bask ), s.115. 18 ; Fatma Nesibe Han m, Beyaz Konferans, Kad n, 7 Kanun-i Sani,1327,no.14,s.13-19;akt. S.ak r, age.,s.124. 19 Bu konuda bkz. Fatmagl Berktay, Osmanl dan Cumhuriyete Feminizm, Tarihin Cinsiyeti, Metis, 2010, 3. Bas m. 20 Carole Pateman, The Sexual Contract, Politiy Press, 1988.,s.224. 21 Nationalisms and Sexualities, eds. Andrew Parker, Mary Russo, Doris Sommer, and patricia Yaeger, Routledge, 1992, Introduction, s.1-12. 22 Duygu Kksal, The Politics of Cultural Identity in Turkey: Nationalist Perspectives in the Writings of K. Tahir, C. Meri and A. lhan, yay nlanmam doktora tezi, Univ. Of Texas at Austin, 1996, s.37. 23 Akt. B. Pelvano lu, Hale Asaf, Trk Resim Sanat nda Bir Dnm Noktas , YKY, 2007, s. 68. 24 Elverir ki mahalli olsun, elverir ki samimi olsun.Bizim mstakil arkada lar n te hir ettikleri resimler Frans zca, Almanca, talyanca konu uyorlar. Vatanda Trke konu al m!, Elif Naci, Mstakillerin n aktar yor. Tanzimattan Sonra Kad n n Hukuksal Stats ve Devletin Evlilik Srecine Mdahalesi zerine, Toplum ve Bilim, Say 50,

18
Sergisi, Milliyet Gazetesi, 27 ubat 1931, s.4; akt. Pelvano lu, Hale Asaf, s. 56. Bireysellik ve zgnlk

abas n n bizim hem geleneksel hem de milliyeti kltrmzde ayn lde sevilmemesini saptamak ba l ba na ilgintir. Ayr ca, 1932de Halkevlerinin kurulmas ndan sonra Mstakil sergilerin sekteye u ramas ve giderek Halkevi ressamlar na dn meleri de resmi ideolojinin sadece kad nlar de il, btn toplum zerindeki egemenli ine i aret etmektedir. 25 B. Pelvano lu, Hale Asaf, s. 109. Bu monografinin ancak 2000lerde ve dikkat ekici bir olgunluk ve bilinle yaz labilmi olmas n kendi ba na anlaml buluyorum. 26 Ayla dekan, mgenin Dn m, Hayal ve hakikat Sergi katalogu. 27 Duygu Kksal, 1930lar ve 40larda Kad n, Cinsiyet ve Ulus, Toplumsal Tarih, Mart 1998, say 51, s. 39;ayr ca, Cumhuriyet ayd nlar n n bilinalt na ilgin bir yolculuk iin bkz. Duygu Kksal, Ismay l Hakk Baltac o lu, nk lap ve Terbiye: Ulusun ocuklu u, Toplumsal Tarih, Mart 1997, say 40. 28 Cumhuriyetin asi k z nitelemesini, Ay e Durakba a, Halide Edip, Trk Modernle mesi ve Feminizm adl kitab nda ( leti im, 2000) yapar. Bu konuda ayr ca bkz. Fatmagl Berktay, Osmanl Trk Modernle mesinin Etkin ve Kskn znesi Kad nlara Bir rnek: Halide Edip Ad var, Politikan n a r s , stanbul Bilgi niversitesi Yay nlar , 2011, 2. Bask . 29 Bkz. Antmenin bu kitaptaki a da Sanat nclerinin Kimlikleri Neden Pembe? makalesi 30 Pelvano lu bu nitelemeyi Hale Asaf rne inde yap yor (age, s.149) ama bence kolayl kla bu sergide yer alan portre ve otoportreler iin genelle tirilebilir. 31 Bu konuda bkz. Levent al ko lunun bu kitaptaki makalesi.

You might also like