You are on page 1of 214

STEFAN ZWEG KEND HAYATININ RN YAZANLAR CASANOVA STENDHAL TOLSTOY eviren: Dr.

AYDA YRKAN TRKYE BANKASI Kltr Yaynlar ::::::::::::::::: NDEKLER Stefan Zweig, Hayat ve Eserleri (Dr. Ayda Yrkan) nsz BLM Casanova Casanova Genlik Portresi Macera Peinde Koanlar Kltr ve Yetenek Sathiliin Felsefesi Homo Eroticus Karanlk Yllar Yallk Kendini Anlatma Dehas BLM Stendhal Yalan Syleme Zevki ve Gerek Sevgisi Portresi Hayatnn Filmi Bir -Benlik- ve Evren Sanat

De Voluptate Psychologica Otobiyografisi Stendhal'n Gnmz in Anlam ve nemi BLM Tolstoy Balang Portresi Hayat Dolu Oluu ve lm Korkusu Sanat Kendi Kendini Anlatmas Bunalm ve Deiim Szde Hristiyan Doktrini ve Yanl Olan Yanlar Fikirlerini Gerekletirmek in Yapt Sava Hayatnn Bir Gn Karar ve Deime Tanrya Doru Ka Son Sz ::::::::::::::::: STEFAN ZWEIG Hayat ve Eserleri Avusturyal yazar Stefan Zweig, Moravya'dan g ederek Viyana'ya yerlemi bir Yahudi ailenin ocuudur. Viyana'da domutur. Krlk bir yerden gelip Viyana'ya yerleen bu aile, bu ehrin zengin kltrne ksa bir sre ierisinde uymay baarmtr. Varlkl bir Yahudi ailesi olmak, teki burjuva Yahudi aileleri iin olduu gibi, bu aile iin de yeterli olmamtr. Aile, sanayiciliin yannda, toplum ierisinde saygnlk salayacak bir ile, bilim, kltr ve sanatla uramann da gerekli olduuna inand iin, byk olan babasnn yannda alrken, kk olan Zweig, kltr ve edebiyat alannda yorucu bir eitim grmee balamtr. ngilizce, Franszca, talyanca, Latince ve Yunanca renmitir. Daha sonra -byk adam-, -Herr Doktor- olmak zere niversiteye gnderilmitir. Viyana ve Berlin niversitelerinde felsefe renimi grmtr. Daha da nemlisi, gezdii, grd, yaad yerlerin, zellikle Viyana'nn bilim, kltr ve sanat ortamndan alabildiine yararlanmay bilmitir.

O zamann Viyana's, kraathaneleriyle, ktphaneleriyle, mzeleriyle, tiyatro ve opera binalaryla, mziiyle, niversitesiyle Avrupa'nn ok nemli bir kltr merkezidir; Avrupa kltrnn btn akmlarnn birletii ve kesitii bir yerdir. O zamann Viyana's, tarihi ve modern binalaryla, yeil ve bakml evresiyle gurur duyulan, insana huzur veren, sanat duygusu uyandran bir ehirdir. Parklarnda konserler verilen, opera ve konser salonlarnda kaliteli mzikler icra edilen bir yerdir. Bu ehir, Gluck'un, Haydn'n, Mozart'n, Beethoven'n, Schubert'in, Brahms'n, Johann Strauss ve ailesinin btn dnyaya seslendii ehirdir. Alban Berg'in, Schnberg'in yetitii ve yaad, Gustav Mahler'in, mzisyen ve orkestra efi olarak, mzik yapt yerdir. Buras, operet dnyasnn beiidir. Zweig, bu tarihi ve tabii gzellikler ierisinde bu sesleri duyarak bymtr. Dnn Dnyas (Die Welt von Gestern, 1942) adl eserinden rendiimize gre, nl besteci Johannes Brahms'n ocukken Zweig'n omzuna dosta elini koyduu, Gustav Mahler'in sokakta yrrken sk sk grld, Zweig'n Alban Berg ve Schnberg'le arkadalk ettii yerdir. Zweig'n geni mzik bilgisinin ve zevkinin kaynan bu kltrel evrede aramak gerekir. Nitekim, ksa zamanda ne kavuacak olan bu felsefe doktoruna, bu kltrl ve air ruhlu adama, zamann nl kompozitr Richard Strauss, Susan Kadn (Die Schweigsame Frau, 1935) adl operasnn libretto'sunu yazdracaktr. O zamann Avusturya's ve Viyana's, mziin, plastik sanatlarn yannda, nl fiziki filozoflarn, Ernst Mach'n, kendilerine mantk pozitivist diyen -Viyana evresi- filozoflarnn, Richard von Mises'in, Wittgenstein'n ve Karl Popper'n; sosyal bilimler alannda Karl Menger, Friedrich von Wieser, Ludwig von Mises, Schumpeter ve Schlesinger gibi iktisatlarn; Ludwig Gumplowicz, Othmar Spann, Hans Kelsen, Alfred Schutz ve Felix Kaufmann gibi, sistemlerini felsefi bir temele dayandran ok ynl hukuku ve sosyologlarn; kltr antropolojisinde Richard Thurnwald'n ve -kltr evresi- (Kulturkreis) incelemeleriyle tannan Wilhelm Schmidt'in ve Wilhelm Koppers'n yaad ve faaliyet gsterdii yerdir. Fikirleriyle btn dnyay etkilemi olan byle bir evrenin, hi phesiz, Zweig'n gelimesinde de byk bir pay olacaktr. Viyana, ayn zamanda, psikoloji ve psikiyatri alannda da byk -usta-larn; psikanalizde Freud ve arkadalarnn; ferdi psikolojide Adler'in; sosyometri, psikodrama ve grup psikoterapisi alannda Jacop Moreno'nun; dier psikoloji dallarnda ise Bhler'lerin, Brunswick'lerin ve Paul Lazersfeld'in yaad, yetitii veya dnyaya fikirlerini yayd yerdir. Zweig, bu evreye, zellikle Freud'la olan arkadalna, -insan ruhunun derinliklerine inmede stn baar gsteren- bu adama phesiz ok ey borlu olacaktr. Bat dillerine Ruh Hekimleri adyla evrilen byk bir kitap yazacak (Die Heilung durch den Geist, 1931) ve Freud'u psikolojinin bulgularn, herkesten nce, zellikle hikaye trnde yazm olduu eserlerinde ve biyografik tahlillerinde kullanacaktr. Bunlarn yannda, ktphanelerinde, hatta kraathanelerinde, kahvehanelerinde Almanca gazetelerin dnda Franszca, ngilizce, talyanca gazetelerin, belli bal sanat ve edebiyat dergilerinin bulunduu; hemen her yerde yeni felsefi ve edebi akmlarn tartld ve -Gen Viyana- grubunu oluturan Arthur Schnitzler, Herman Bahr, Richard Beer-Hofmann, Peter Altenberg

ve Hoffmannstahl gibi yazarlarn eitli edebi trleri ileyip Avrupa kltrne katt yerdir Viyana. Zweig, bu evrede kk yatan beri bu akmlar ve tartmalar izlemi, bu tartmalara katlmtr. Okul sralarnda, Latince gramer kitabnn i kapana Rilke'nin iirlerini yazmtr; sralarn ierisinde, gizli gizli, Nietzsche'yi ve August Strinberg'i okumutur. Daha on yedi yandayken Baudelaire'in ve Walt Whitmann'n btn iirlerini okumu ve bu iirlerin pek ounu ezberlemitir. Tiyatrolar dolam, hatta oynayacak eserlerin provalarn izlemitir. Viyana dndaki edebi evrelerle ve sanatlarla olan ilikilerini de, kurduu dostluklarla, yapt yolculuklarla, btn hayat boyunca srdrm, pekitirmi ve zenginletirmitir. Rilke, Paul Valery, Romain Rolland, Thomas Mann ve Gorki ile, nl heykeltra Rodin ile, byk talyan orkestra efi Toscanini ve Bruno Walter ile yakn dostluklar kurmutur. Paris'in sanat evrelerini yakndan tanmak frsatn bulmutur. ok gezmi, ok ey grmtr. Btn bu etkileri, bilim, felsefe, tarih, din, mitoloji, edebiyat ve sanat tarihi gibi alanlarda edinmi olduu bilgilerle birletirmi ve eserlerinde, byk bir kltr hazinesi halinde okuyucularna sunmay baarmtr. Zweig, verimli bir yazardr ve denedii edebi trler de ok eitlidir. Lirik iirler yazm ve bunlar Gm Teller (Silberne Saiten, 1901) ve lk elenkler (Die frhten Kranze, 1909) adlaryla yaymlamtr. Daha sonra, Die Gesammelten Gedichte (1924) adyla btn iirlerini bir araya toplamtr. Yazd iirlerle, lkesinde Bauernfeld byk iir dln kazanmtr. iir evirileri yapm; zellikle Charles Baudelaire'den, Paul Verlaine'den, Belikal air Emil Verhaeren'den ve John Keats'den iirler evirmitir. lk hretini de bu almalarna borludur. Trajedi ve dram trnde sahne eserleri yazmtr. lk piyesi Tersites'tir (1907). Troya savalarna katlm olan ve Homeros'un irkin, arpk bacakl, bir aya aksak, srt kambur, kafas dazlak bir insan olarak tarif ettii, Shakespeare'in Akha (Yunan) ordusunun soytars olarak grd bu adam, Zweig, savan nl kahramanlarna tercih etmitir; Akhilleus'u deil, lme yenik dm bir kii olarak Thersites'i benimsemi ve eserinde, yenilgiye urayann -ruh stnln- ilemeye alarak, hayat boyunca srdrecei bar tutumunu, ilk byk eseri olan bu piyesiyle dnyaya ilan etmitir. Deniz Kenarndaki Ev (Das Haus am Meer, 1912); Jeremias (1917) ve Yoksulun Kuzusu (Das Lamm des Armen, 1939) adl eserleri onun daha sonra yaymlad oyunlardr. Ayrca, piyes olarak, Ben Jonson'dan uyarlad Volpone (1927) adl bir eseri daha vardr. lk Macera (Erstes Erlebnis, 1911); Korku (Angst, 1922); Duygu atmalar (Verwirrung der Gefhle, 1927); btn dnyada ve Trkiye'deki evirilerinde tercih edildii ekliyle Acmak (Ungeduld des Herzens, 1938) ve Schachnovelle (1941) adl eserleri, onun hikaye, byk hikaye ve roman tarznda yazd en tannm eserleridir. Yazd mektuplar, nl fikir adamlaryla ve sanatlarla yapt yazmalar, lmnden sonra derlenmi ve yaymlanmtr. Hayatnn son yllarn geirdii Brezilya'da 1941 ylnda Brasilien adyla bir eser yazmtr. Birinci Dnya Sava ncesi Avrupa sosyal ve kltrel hayatn, zellikle Viyana'y anlatt ve bu arada kendi hayat hikayesini dile getirdii Dnn Dnyas (Die

Welt von Gestern, 1942) adl otobiyografik eseri, yazd en son eserdir. Zweig, zellikle biyografi alannda nemli eserler ortaya koymu; bu almalaryla pek ok nl kiinin renkli dnyasn gzlerimizin nne sermitir. Sonradan Baumeister der Welt ad ile bir araya getirdii Byk Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski (Drei Meister, 1919); Kendi indeki eytanla Savaanlar: Hlderlin, Kleist, Nietzsche (Der Kampf mit dem Damon, 1925); air-Kendi Hayatnn iirini Yazanlar: Casanova, Stendhal, Tolstoy (Drei Dichter ihres Lebens, 1928) adl eserleriyle, her birini bamsz birer kitap halinde yaymlad daha uzun soluklu Romain Rolland (1921); Fouche (1929); Marie Antoinette (1932); Maria Stuart (1935); Erasmus (Triumph und Tragik des Erasmus von Rotterdam, 1935); Calvin'e kar Castellio (Castellio gegen Calvin oder ein Gewissen gegen die Gewalt, 1936); Magellan (Magellan, Der Mann und seine Tat, 1938) adl eserleri ve lmnden sonra ayr bir cilt halinde yaymlanan Balzac (1946) adl biyografik incelemesi, Zweig'n esiz kltrn ve derin tahlil gcn ok ak bir ekilde gzler nne seren eserleridir. Dnya Fikir Mimarlar (Baumeister der Welt) evirisiyle, okuyucular, Zweig'n bu ad altnda toplad eserinde ele ald dokuz air, filozof, romanc, otobiyograf, psikolog ve ahlaknn ruh ve fikir zenginliini, bu insanlarn fikir dnyamza biim verirken ektikleri skntlar, yaadklar ruhi bunalmlar kendileri de yakndan izleme imkann bulacaklardr. Bu bakmdan, burada, bu kitaplarda ele alnm olan kiileri tantmay gereksiz buluyoruz. Zweig'n dier biyografik eserlerinde inceleme konusu ettii en nemli kiileri ise, ksa bir ekilde de olsa, tantmaya alacaz. Zweig'n yakn bir dostu olan Romain Rolland (1866-1944), romanlar, tiyatro eserleri, edebi kritikleri ve biyografileriyle n kazanm bir Fransz yazardr. Beethoven'n, Michelangelo'nun, Tolstoy'un ve Mahatma Gandhi'nin hayat hikayelerini yazmtr. Zweig da, Romain Rolland adl eseriyle onun hayat hikayesini lmszletirmee almtr. Marie Antoinette'te ise, Fransz ihtilalinin giyotine gnderdii talihsiz bir kralienin hayatn btn ayrntlar ile gzlerimizin nne sermitir. Zweig, bu eserini yazmadan nce, o dnemde yazlm btn gazete yazlarn ve mahkeme kaytlarn satr satr okumutur. Konusunun -houna gittiini- syledii Fouche adl eserinde, Milli Konvansiyonun bir yesini, 1799 ylndan 1815 ylna kadar geen bir dnem ierisinde zaman zaman zaptiye nazrl yapm olan bir adamn hayatn incelemitir. Fouche, acmasz tutumuyla, kurduu hafiyelik ve espiyonculuk sistemiyle ve kendisine menfaat salamak zere evirdii politik dmenlerle n yapm bir kiidir; Balzac'n -inanlmaz derecede keskin-grl- dedii bu adam, sonunda Fransa'dan srgn edilmitir. Marie Antoinette, Fouche ve Maria Stuart, Zweig'n tarihi ve siyasi olaylarla ilgili derin bilgisini ve o dnemlerin ruhunu zmlemekte gsterdii baary sergileyen eserleridir. 1466-1536 yllar arasnda yaam Hollandal hmanist dnr, filolog ve teolog Erasmus ise, dogmatik skolastisizme cephe alm, kendisini eklesiastik reforma, Yunan ve Latin kltrn tantmaya ve bu dilleri retmeye adam, Avrupa eitim sistemini derinden etkilemi bir kiidir. Zweig, bu eserinde, ann budalalklarn grm, ama onlar saduyu ile nleyememi olan bu byk hmanistin kiiliinde biraz da kendi portresini izmeye almtr.

Zweig'n deneme tarznda yazd Yldzn Parlad Anlar (Sternstunden der Menschheit, 1927) adyla Trkeye de evrilmi dier bir eseri ise, tarihe mal olmu kiilerin, kaiflerin, romanclarn ve airlerin hayatlarnn ok ksa birer blmn ele almaktadr. Minyatr biyografilerden, minyatr tarih sayfalarndan oluan bu ok popler eserinde, Zweig, bu insanlar iin iyi veya kt olan, ans ve ansszl olaanst airane bir slpla anlatmaktadr. Grld zere, Zweig'n eserlerinin ok byk bir blm, biyografi trnde yazlmtr. Gerekten de, Zweig'n en verimli ve en baarl olduu alan, bu alandr. Bu bakmdan, onun bu konudaki ustal ile ilgili ksa bir aklamada bulunmay gerekli gryoruz. Biyografi, edebi trler ierisinde en g olanlarndan biri, belki de en g olandr. Bu glk, her eyden nce, bakasn tanmann zorluundan kaynaklanr. Gndelik hayatta, sk sk grtmz, hatta her gn birlikte olduumuz ve bir arada uzun yllar geirdiimiz insanlar tanmada bile ou zaman glk ekeriz. Yirmi yl, otuz yl ayn at altnda yaayan, hatta ayn yata paylaan insanlarn bile birbirine yabanc olarak yaamalar ve birbirini tanyamadan bu dnyadan gp gitmeleri de ok mmkndr. Durum byle olunca, baka bir ada, baka bir lkede yaam, kltr, uygarl, rf ve adetleri, yaama kalplar, vb. gibi ayrt edici nitelikleri bizimkinden bsbtn ya da olduka farkl olan bir insann hayat hikayesini yazmaa kalkmak, adamakll g ve cretli bir itir. Biyografi yazmadaki ikinci glk, kendi iimizden kaynaklanr. Bir insann hayat hikayesini olanca gerei ile ortaya koymak, o insan iyi ve kt yanlar, kusurlar, zaaflar, gnlk skntlar ve problemleriyle olduu gibi anlatmak ne derece dorudur? Bir bakasnn hayatn ve ruhunu bu ekilde demee ve eelemee hakkmz var m? Bulduumuz ve gerek olarak nitelediimiz eyleri bakalarna ilan etmeye hakkmz var m? gibi birtakm ahlaki sorular sormak zorunda kalrz kendimize. Stefan Zweig'n, bu iki temel gl de byk lde yenebilecek zellikleri kendi kiiliinde bir araya getirmi olduunu gryoruz. lk olarak, Zweig, biyografisini yazaca kiilerin hayat zerinde ok geni kapsaml ve ok derin bir inceleme yapmaktadr. O kii ile ilgili her eit belgeyi toplamakta, kitaplarn, makalelerini, mektuplarn, hatralarn, hakknda yazlm her eit yazy, hatta fotoraflarn ve el-yazlarn byk bir sabr ve dikkatle incelemektedir; o insann hayatn ve kiiliini etkileyen btn bio-psiik etkenleri teker teker ele almakta ve tahlil etmektedir. Ayrca, o kiinin ierisinde yaad a, toplumu ve kltr evresini de, ayn titizlikle incelemektedir; Dostoyevski ve Tolstoy'u anlatrken, o dnemin Rus toplumunu ve Rus insann da inceden inceye tahlil etmektedir. Napoleon'un Fransa'snn, Balzac' nasl ekillendirdiini ve ynlendirdiini, Stendhal' nasl etkilediini ok ak bir ekilde gstermektedir. Dickens'i Victoria ann ngiltere'siyle birlikte, ngiliz burjuva toplumu ierisinde ele almaktadr. Casanova ile birlikte XV'inci yzyl Avrupa'snn belirli kesimlerinin yaama alkanlklarn, rf ve adetlerini ve kltrn de gzler nne sermektedir. Dier biyografileri iin de ayn eyi sylemek mmkndr: Hepsi, kltrel bir evre

ierisinde ve kltrel evre ile birlikte tahlil edilmektedir. Bu sayede, biyografik eserleri, btnyle ele alndnda, farkl birtakm kltrlerin birbiriyle karlatrld bir -kltr evresi- incelemesi grnmn vermektedir. Bu da Zweig'n biyografik tahlillerine daha fazla bir zenginlik ve derinlik kazandrmaktadr. kincisi, yukarda belirtilmi olduu zere, ok geni kltr ve bilgisi --Yunan ve Roma mitolojisindeki ve Kutsal Kitaptaki hikayeleri, sembolik anlamlarn ta derinden kavrayacak kadar, ok iyi bilmesi; zellikle felsefe, psikoloji ve psikanaliz alanndaki derin bilgisi-- Zweig' insan tabiatn tanmaya son derece yatkn bir hale getirmitir. Resim, heykel sanat, mimari ve musiki gibi sanat dallarn ok iyi bilmi olmas da, Zweig'n zaten kuvvetli olan sezgi gcn daha da arttrmtr: nk sanat bize gerekleri sezgi yoluyla aar. Bir sanat eserindeki gzellii ve gerei, aklmzla deil sezgimizle kavrarz. Zweig'n biyografik tahlillerinde sezgi gcnn oynad rol kmsememek gerekir. Ayrca, bu geni bilgi ve kltr hazinesini btnletirecek ve her eyi yerli yerine yerletirerek senteze ulaabilecek sistemli bir kafa yaps da vardr Zweig'da. Birbiriyle ilikili olaylar bir sistem ierisinde btnletirebilmektedir; birbiriyle hi ilikisi yokmu --ya da pek az ilikisi varm-- gibi grnen eyler arasnda iliki kurabilmektedir. Kutsal Kitaptan, mitolojiden, tarihten, sanatn eitli dallarndan verdii rnekler, tahlil ettii konular can alacak noktalarndan yakaladn aka seriyor gzlerimizin nne: Casanova ile Pan' veya Jpiter'i karlatrmas, Dostoyevski'yi karos'a, Stendhal' Silenos'a benzetmesi, Nietzsche'nin mzik besteleme denemeleriyle Tolstoy'un metafizik alanndaki fikir inalarn karlatrmas, Dostoyevski'nin romanlar ile Rembrandt'n tablolar arasnda yaknlk kurmas, Casanova ile Don Juan' ve Don Juan ile Nietzsche'yi ayr ayr alardan karlatrmas, vb. gibi birok rnek, Zweig'n edinmi olduu bilgi ve kltr nasl sindirmi olduunu gstermekle kalmyor; bu sayede, biyografik eserlerinin nasl bir zenginlik kazandn ve Bat kltrnn btn kaplarn bize ardna kadar atn da gsteriyor. Zweig'n biyografi alanndaki ustalnda rol oynayan nemli etkenlerden biri de, bakasn anlama konusunda kuvvetli bir empathy yeteneine sahip oluudur: Yani, kendisini bakasnn yerine koyabilme, bakasnn duygularn kendi iinde duyabilme ve bakas ile aynileebilme yetenei. Btn yazarlarda ve sanatlarda u veya bu derecede var olmas gereken bu yetenein Zweig'da ok kuvvetli, ayn zamanda ok yaygn olduunu gryoruz. Baz yazarlar --ok byk ve usta yazarlar olmakla beraber-- ancak belirli tiplerle aynileebilirler ve o tipleri ok iyi canlandrabilirler. Mesela, Dostoyevski, ancak problemli, hatta anormalliin snrnda olan erkek tiplerini canlandrmada olaanst bir baar gstermektedir. Buna karlk, kadn kahramanlar olduka zayf kalr. Balzac, yalnzca tutku adamlarn, haris insanlar ok iyi bir ekilde anlatr. Dickens ise burjuva snfnn kendi halinde iddiasz insanlarn. Oysa bir ehov, yal ve huysuz bir soylu beyefendiyi, dnyay umursamayan gen bir subay, kendini umutsuzlua kaptrm yal bir profesr, bir arabacy, bir Rus kylsn, dul bir burjuva kadnn, bir fahieyi, gen bir mrebbiyeyi, iine kapank kk bir olan, hatta bir kpei ayn emphaty duygusuyla kavramay ve gzlerimizin nnde canlandrmay baarabilmektedir. Zweig iin de ayn eyi sylemek mmkndr: Bunalmlar ierisindeki Dostoyevski'yi

ve Tolstoy'u, bencil bir Stendhal', usta bir hovarda, apkn ve dolandrc olan Casanova'y, haris bir Balzac', rahat seven ngiliz geleneinin ve burjuva hayatnn scakl ierisine rahata yerlemi Dickens'i, korkun bir yalnzlk ierisinde yaayan ve hayatn iddetli bir ruh knts ile noktalayan Nietzsche'yi, kendisini lm tutkusundan kurtaramayan ve sonunda intihar eden Kleist' ve uzun yllarn tmarhanede ve yalnz bana darack bir odada geiren Hlderlin'i, sanki ruhlarnn ierisine girmiesine anlayabilmekte ve ayn ustalkla anlatabilmektedir. Zweig'n bu derece deiik tiplerin anlatmnda bu derece baarl olmasn salayan ve empathy yeteneine sk skya bal olan baka bir zellii daha vardr: Bakasnn acsn kendi ierisinde hissetme ve bakas ile birlikte ac ekme yetenei; Franszcada ve ngilizcede compassion kelimesiyle karlanan bir acma duygusu; bizi bakalarnn aclar karsnda duyarl klan, onlarla birlikte ac ekmemize yol aan bir acma duygusu. Zweig bu sayede, inceledii kiilerin hepsinin ektii aclar anlayabiliyor, onlarn aclarna katlyor, dahas bu aclar bize de duyurtabiliyor: Yoksulluk, hor grlme, krek mahkumluu, srgn, sara hastal gibi dertlerin acsn eken Dostoyevski; aln, paraszln, borluluun, ykselme tutkusunun, para hrsnn penesinde kvranan Balzac'n skntlar; Dickens'in ocukken ekmi olduu aclar; Stendhal'n hayal krklklar, umutsuzluu ve ruh knts; Casanova'nn yallk yllarnda ektii yalnzlk, hor grlme ve aalanma; Tolstoy'un bunalml dnemindeki ruhi skntlar ve aclar; ruh kntlerinin ve lgnlklarnn tutsa olmu Nietzsche'nin ve Hlderlin'in, sefaletin penesinde kvranan Kleist'n aclar... Zweig, btn bu ac eken kiileri olaanst bir ekilde anlayabiliyor ve anlatabiliyor. Dahas, Zweig, yalnzca bakalarnn acsn paylamakla kalmyor, ac eken kiilere zel bir ilgi de duyuyor. Dnn Dnyas adl eserinde aka belirtmi olduu gibi, onu romanlarnda, uzun hikayelerinde ve biyografilerinde her zaman -aln yazsna yenilmi olanlar- ilgilendiriyor, bu gibi insanlar ekici buluyor. Nitekim, daha nce de belirtmi olduumuz gibi, Akhilleus'u deil, onun eliyle hayatn yitiren Thersites'i; gl ve muhteem kralie Elisabeth'i deil, talihsiz Maria Stuart' ve Marie Antoinette'i; baarl bir reformcu olan Luther'i deil, savamak iin yaratlmam olmas yznden sava kaybeden Erasmus'u; dini dncede reform yaparken her trl dnceyi yok etmi ya da kstlam olan acmasz Calvin'i deil, insan hayatnn dokunulmazln savunurken yenik den ve Cenevre'den srlen Castelllo'yu semi ve onlarn hayat hikayelerini yazmtr. Ve belki de hepsinden nemlisi, Zweig'n, hayat hikayelerini yazm olduu btn bu kiiler iin duyduu derin sevgidir: Hayat hikayelerini anlatt kiileri kusurlarna ramen seviyor ve bize de sevdiriyor. Balangta -bunlar ya da unlar sylemeseydi, daha iyi olurdu- gibi bir duyguya kaplyorsunuz ve yukarda sz konusu ettiimiz -bir insann ruhunu bu derece demee hakkmz var m?- sorusu dikiliyor karnza. Ama sonra, Zweig'n o akc ifadesine kaplp giderken, zaman zaman, yer yer, bu satrlarn sanki gz yalar ile yazlm olduunu hissediyorsunuz ve ister istemez sizin de gzleriniz yaaryor. Ve artk o kusurlar, o zaaflar grmez oluyorsunuz; daha dorusu, siz de, Zweig gibi, bu kusurlara ve zaaflara ramen seviyorsunuz o kiileri. Zweig'n sevgisi, yukardaki sorunun anlam ve nemini yitirmesine sebep oluyor.

Son olarak, Zweig'n ok zengin bir dil kullanmas, tasvirlerinde --mecaz, tepih, istiare, sembolik anlatm gibi-- her trl benzetmeye yer vermesi, anlatm biimindeki canllk ve hareketlilik, bir yazar olmaktan ok nerdeyse bir ressam gibi hareket etmesi, anlatt tiplerin renkli bir portresini canlandryor gzlerimizin nnde: Stendhal'n bastonuna dayanarak ar ve sarsak admlarla o ok sevdii bulvardan geiini, -gecenin bu ge saatlerinde, kalabalk sokan parldayan klar ierisinde yavaa kayp giden hznl ve siyah bir glge gibi- lmne doru adm adm ilerleyiini; -kaderin Bohemya'nn pis bir kesine frlatt- Casanova'nn, eski moda elbiseleri ierisinde, sylene sylene, homurdana homurdana, Dux atosundan ehre doru yryn veya buz gibi atonun ierisinde hizmetilere ve can dman Feltkirchner'e sverek fkeli fkeli dolamasn; Tolstoy'un malikanesinde geirdii -bir gn-; sabaha kar evden kan ve sonra kk bir istasyon binasnn fakir odacnda can veriini; Balzac'n sabahlara kadar kahve stne kahve ierek hummal bir ekilde almasn ve masann zerine tebeirle yuvarlaklar izip iine sevdii yemeklerin adn yazn; Dostoyevski'nin cenaze trenini; Dickens'in Pickwick'inin mavi fasikllerini bir an nce almak isteyen ngiliz halknn yollara dkln ve daha bu gibi yzlerce sahneyi, sanki bir film seyredermi gibi canlandrabiliyoruz gzlerimizin nnde. Ve artk btn bunlar gerek mi, deil mi diye sormuyoruz, hatta gerek olup olmamas da nemli gelmiyor: nk izilen kiilik tipine ylesine uyuyor ki bu sahneler, bu deilse bile bunun gibi bir sahne mutlaka gemitir diye dnyoruz ve eserlerini ok renkli bir kaleidoscope seyredermi gibi zevkle okuyoruz. Zweig'n eserleri btn dnyada byk bir n kazanm ve hemen btn eserleri ksa bir sre ierisinde ngilizceye ve Franszcaya evrilmitir; ve daha hayatta iken, kitaplarnn spanyolca, Portekizce, Norvee, Fince, Rusa, Letonyaca, ince, Bulgarca ve Ermenice olarak yaymlanmaa baladn grmtr. Zweig, bu mutluluu tatmtr. Adnn, Milletler Cemiyetinin -Cooperation intellectuelle- istatistiinde o sralarda dnyann en ok yabanc dile evrilen yazar olarak getiini grme mutluluuna da erimitir. Zweig, Trk okuyucusunun da yakndan tand bir yazardr. Milli Eitim Bakanlnn kinci Dnya Savann sonuna doru balatt eviri seferberliinin yaratt hava ile, Zweig'n eserleri de, zellikle 1950'lerden sonraki dnem ierisinde, youn bir ekilde Trkeye evrilmee balamtr. Merhamet veya Acmak adl roman ayr kii tarafndan; Amok ile Bir Kadnn Hayatnda Yirmi Drt Saat adl byk hikayesi iki ayr kii tarafndan; Bilinmeyen Bir Kadnn Mektuplar adl eseri ise, ufak tefek isim deiiklikleriyle drt ayr kii tarafndan Trkeye evrilmi ve deiik yaynevleri tarafndan tekrar tekrar baslmtr. Onun, Kadn ve Tabiat, Masalms Bir Gece, Ay Soka, Yakc Sr, ocuk Bahesi, Yrek knts, Satran ve Bunalm, Bir Kalbin lm, Mrebbiye, lnceye Kadar, Usta i, Korku, Kark Duygular, Alacakaranlk yks ve kizler adl hikayeleri ile byk hikayeleri de gene bu dnem ierisinde Trkeye evrilmi ve pek ok defa baslmtr. Zweig'n Dnn Dnyas adl otobiyografisi, Bir Politikacnn Portresi-Fouche, Rotterdam'l Erasmus'un Zaferi ve Trajedisi, Freud ve retisi-Psiko-Analiz, Yldzn Parlad Anlar

isimli denemeleri ile Friderike'ye Mektuplar' da Trkeye evrilmi ve zellikle Dnn Dnyas ile Yldzn Parlad Anlar adl eserleri deiik kitabevleri tarafndan tekrar tekrar baslmtr. Zweig, 1881 ylnda domutur. 1934 ylna kadar Viyana ve Salzburg'da yaamtr ve son yllar byk aclar ierisinde geen hayatna, Brezilya'da, 1942 ylnda ikinci kars ile birlikte intihar ederek son vermitir; tpk hayat hikayesini yazd Kleist gibi. Kleist da bir kadn arkada ile birlikte intihar etmitir. Kleist, penesine dt yoksulluun hznnden, acsndan ve iindeki gerilimden kurtulabilmek iin; Zweig ise, kinci Dnya Savann insanlar bezdiren boucu havasndan, vahetinden kurtulmak iin... Pasifist, hmanist ve Pan-Avrupa toplumu idealine inanm olan bu adam, topluca yaklan kitaplarnn acsna daha fazla dayanamam, -artk yorulduunu- syleyerek, kendine uygun bir vatan bulamad bu dnyadan, henz altm bir yandayken, kendi isteiyle ve Brezilya hkmetine teekkr ederek ebediyen ayrlmtr. Onun Kleist iin sylediklerini, kendisi iin de tekrarlamak mmkndr: -Goethe gibi gl ve hayatn efendisi olan kiilerin yannda, bazen, lmeyi beceren ve lmden, zaman aan bir iir yaratabilen biri de bulunmaldr.Dr. Ayda Yrkan ::::::::::::::::: NSZ nsanl incelemenin en uygun yolu, insan incelemektir. (Pope) Bu eser bundan nce yaymlanm olan iki kitabn hem kart, hem de tamamlaycsdr. Kendi indeki eytanla Savaanlar adl kitap, Hlderlin, Kleist ve Nietzsche'de eytani bir gle harekete geen ve kendini gerek dnyadan olduu kadar kendi kendinden de soyutlayarak sonsuzlua doru atlan trajik bir tabiatn deiik eklini ortaya koymutu. Byk Usta: Balzac, Dickens ve Dostoyevski ise, kendi romanlarnn -evreni- ierisinde, var olan gerein yanna ikinci bir gerek koyarak dnyay destanlara layk bir biimde yeniden ina eden tipleri canlandryordu. Burada, Kendi Hayatnn iirini Yazan air'de izlenen yol ise, bundan ncekilerde olduu gibi gerek dnyaya ya da sonsuzlua deil, yalnzca bu yazarlarn i dnyalarna gtrmektedir bizi. Onlar kendi sanatlarnn temel grevinin, byk evreni, hayatn ya da varln btnn anlatmak deil, dnyann nne kendi benliklerinin kk evrenini amak olduunu igdleriyle sezmilerdir: Hibir gerek onlar iin kendi varlklarnn gereinden daha nemli deildir: Ayn ekilde, bir dnya yaratan bir yazar, psikolojik bir deyimle -da-ynelik-, d dnyaya, evrene ynelen bir yazar, kendi kiiliini, grnmez hale getirecek ekilde, dnya ile ilgili dncelerinin objektiflii ierisinde erittii halde (Shakespeare bunun en gze arpan rneidir; kiilii bir efsane halini almtr), sbjektif olarak hisseden bir yazar, yani -ie-ynelik-, dnceleri kendi benliine doru evrilmi bir yazar, her eyin gayesini kendi iinde bulacak ve her eyden nce kendi hayatnn portresini izecektir. Hangi ekli seerse sesin, ister dram, destan, lirik iir, isterse otobiyografi olsun, bilind bir ekilde, her zaman kendi benliini, eserlerinin merkezi ve ortam haline getirecektir; anlatt eylerde her eyden nce kendini anlatacaktr.

Kendi kendisiyle uraan bu -ie-dnk- sanat tipini ve onun temel sanat biimi olan otobiyografiyi a karmak: air: Kendi Hayatnn iirini Yazanlar adn verdiimiz bu kitapta ulamak istediimiz gaye budur ite. Casanova, Stendhal ve Tolstoy: Bu adn bir araya getirilmesinin, ikna edici olmaktan ok, artc olduunu biliyorum. nsan her eyden nce, Casanova gibi ahlak kurallarn hie sayan bir adamn, uar bir apknn, pheli bir yazarn Tolstoy gibi ok byk bir ahlak ve kusursuz bir yaratc ile yan yana getirilebilmesi iin hangi deer llerinden hareket edildiini soracaktr kendine. Byle bir gruplandrma, hemen syleyelim ki, bu yazar ayn manevi dzeyde yan yana koymu olmay gerektirmez; tam tersine, bu isim basama, yani aadan yukarya doru yaplan bir sralamay, bunun sonucu olarak da ayn nitelikte, ama gittike ykselen bir varlk biimini dile getirir: Birbirine edeer olan varlk biimini deil, ayn yaratc fonksiyondan --yani insann kendisini anlatmasndan-kaynaklanan basama gstermektedir bu isimler. phesiz Casanova, kendini anlatmann ancak ilk basaman, en alt ve en ilkel basaman, yani -safdil- bir otobiyografiyi simgelemektedir; byle bir insan, hayat, henz d maceralarla, duyusal ve maddi zevklere bal maceralarla kartrr; hayatnn akn ve olaylarn, herhangi bir deerlendirme yapmakszn ve kendi kendini incelemeksizin aktarr. Stendhal ile birlikte insann kendini anlatmas bir st dzeye, -psikolojik- bir dzeye ular. Burada artk, kendi hayatn yalnzca gzler nne sermekle, basit bir curriculum vitae (bir hayat hikayesi) ile yetinilecek yerde, benlik kendini merak eder hale gelmitir; kendisini harekete geiren mekanizmaya dikkatle bakar, yapt ve yapmad eylerin nedenini ve niinini aratrr, psikolojik bir ereve ierisinde dramatik unsurlar bulmaya alr. Yeni bir gr-asnn balangcdr bu; benliin hem sje hem obje olarak grlmesi, hem i dnyann hem d dnyann biyografisidir. Gzlemde bulunan kii kendi kendisini gzlemektedir, insan kendi duygularn tahlil etmektedir: D hayatla birlikte ruhi hayat da yaratc bir biimde girmitir gr alanna. Son olarak Tolstoyun canlandrd tiple, bu manevi ie-bak ayn zamanda -ahlaki ve dini- bir adan kendi kendini anlatmakla en yksek noktasna ulamtr: Gzlemde bulunan kii yalnzca hayatn anlatmakla kalmaz, dikkatli bir psikolog olarak duygusal tepkileri ayr ayr incelemekle yetinmez, ayrca yeni bir ie-bak unsuru da ie karr: Vicdann acmasz gz her kelimeyi doru olup olmadna gre, her dnce biimini safl ve temizlii bakmndan, her duyguyu iddetinin sreklilii asndan ele alr: nsann kendini tanmas, yalnzca merak duygusu ile belirlenmi bir -kendi-kendini tahlil etme-nin snrlarn amtr: Bir vicdan yoklamas, bir yarg halini almtr: Yazar, kendi portresini izerken yalnzca insani grnlerinin biimini ve trn gz nne almakla kalmaz, bunlarn anlamn ve deerini de hesaba katar. Kendi portresini izen bu sanat tipi btn edebi sanat trlerinde ortaya kabilir, ama ancak bir tek alanda bunu en iyi ekilde yapabilir: Otobiyografide, kendi benliinin o byk destan ierisinde. Farknda olmakszn herkes bunun zlemini duyar, ama pek az insan bu konuda baarl olabilir: Btn edebi trler ierisinde otobiyografi, baarnn en az olduu tr olarak grnmektedir, nk en tehlikelisi odur. Yazarlar bu yola seyrek olarak bavururlar. Psikolojik gzlem de nadiren onunla boy lebilir, nk ruhun bilgisinin en derin labirentlerine

inebilmek iin edebiyatn dmdz, dolambasz yollarn kanlmaz bir ekilde terk etmesi gerekecektir. phesiz, burada, bir nszn dar erevesi ierisinde, otobiyografinin imkanlarn ve snrlarn tartmaya kalkmayacaz: Yalnzca ncelikle belirteceimiz birka nokta ile konuya aklk getirmeye alacaz. lk bakta, bir yazar iin en tabii ve en kolay grevin kendi biyografisini yazmak olduu sanlabilir. Gerekten de, kimin hayatn kendi hayatndan daha iyi tanyabilir ki? Hayatndaki her olay apak bir ekilde gzlerinin nne serilmitir, en derin srlarn bilmektedir, kendini en derin katlarna kadar grmektedir. u halde, bugnk ve gemiteki hayat ile ilgili -gereklerianlatabilmek iin, hatra defterinin sayfalarn kartrmaktan ve olup bitenleri kopya etmekten, kendisini d dnyadan ayran blmeleri bir yana itmekten baka bir eye ihtiya duymayacaktr bu da, piyes bir kere sahneye konulacak hale getirildikten sonra perdeleri amaktan daha zor bir i deildir. Dahas da var: Nasl fotoraf ekme var olan bir eyin sadece mekanik bir ekilde tespit edilmesi demekse, dolaysyla resim yapma yeteneini gerektirmiyorsa, insann kendini anlatmas iin de sanat olmas gerekmeyecek, dikkatli bir ekilde not tutmasn bilen biri bu i iin yeterli olacaktr; bylece herhangi bir yazarn kendi biyografisini yazabileceine, sevinlerini ve kederlerini edebi bir biimde dile getirebileceine prensip olarak inanmak gerekecektir. Ancak tarih bize gstermitir ki, sradan bir otobiyograf, hibir zaman tesadfen yaad olaylarn tankln yapmaktan teye gidememitir; psikolojik imajn, yani i dnyann portresinin da aktarlmas ise anlayl, usta sanatlarn varln gerektirir ve hatta bunlar arasnda da ancak pek az bylesine yce ve tehlikeli bir giriim iin yeterince donatlmtr. nk kendi varlnn gneli yzeyini terk eden bir insan iin, hatralarn aldatc ile aydnlanm glgeler diyarna inmekten, hayat dolu bir imdiki zamandan st iyice rtlm bir gemie dnmekten daha etin bir yol yoktur. Bile bile unuttuu eylerin ve yanlglarnn arasnda Faust'un Annelerle karlamasnda olduu gibi, kendi hayatnn imajlarnn ancak eski gerek varlklarnn simgeleri olarak cansz bir ekilde bolukta salland kendi mutlak yalnzl ierisinde, bu uurumlarn kenarndan dolanan dar ve kaygan patikadan el yordamyla inebilmesi iin ne byk bir cesaret gstermesi gerekecektir! u yce sz syleyebilme hakkn elde etmeden nce nasl bir kahramanca sabra ve serinkanlla ihtiya duyacaktr: -Vidi cor meum-. -Kalbimin derinliklerine indim-. Daha sonra ruhun derinliklerinden yaratn etin dnyasna, ie-baktan tekrar kendini anlatmaya dnmek ne kadar g olacaktr! Byle bir giriimin ne derece g olduunu en ak ve seik biimde gsteren ey, bu alanda baar kazanan kimselerin ok az oluudur: Bize, kendilerinin baarl bir psikolojik portresini sunmu olan yazarlarn says parmakla gsterilecek kadar azdr: stelik, kusursuz denebilecek bu eserlerin ierisinde de birok boluklar, atlanm noktalar, ustalkla araya sokuturulmu veya rtbas edilmi blmler vardr! Sanat alannda, en yaknmzda bulunan ey her zaman iin ulalmas en g olandr, en kolaym gibi grnen grev ise en ardr. Bir biyografi yazar iin, kendi ada olan veya olmayan herhangi birini anlatmak, hibir zaman kendi benliini tam olarak anlatmak kadar g bir i deildir. O halde nesilden nesile, hi durmadan, yeni yeni kimseleri, zlmesi hemen hemen imkansz olan bu probleme doru

iten ey nedir? phesiz, insan zorlayan temel bir igd: Kendini lmszletirmek iin duyulan doutan gelen bir istek. Her eyin kaypak ve geici olduu bir ortam ierisinde, deimeye, baka bir ekle dnmeye mahkum olan, zamann kar konulmaz ak ierisinde srklenip giden ve milyarlarca molekl arasnda kaybolmu bir moleklden baka bir ey olmayan insanolu, bilind bir ekilde (ve lmszlk sezgisi sayesinde) bu dnyadan gelip geiini kendisinden sonra yaamaya devam edecek birka kalc iz halinde brakmak istemektedir. Hatralarna can verme ve onlar devam ettirme abasnn bir tek ve hi deimeyen temel fonksiyonu, bir tek ve hep ayn kalan zlemi vardr: Kendi arkamzda, insanln durmadan gelien aac zerinde kk bir iz, ufak bir entik brakmak. Demek ki, otobiyografi; insann kendini devam ettirmek iin duyduu istein en iddetli eklinden baka bir ey deildir ve bu trn ilk denemeleri imajlara estetik bir biim vermek ve yazdan yararlanmak imkanndan yoksundur: Bir mezarn zerine konulmu byk bir ta paras, unutulmu kahramanlklar vmek iin kaba saba iaretlerle kaplanm tabletler (hatta zerine entikler alm aa kabuklar), ite otobiyografinin ilk denemeleri bu gibi yontma talarn ya da tahtalarn diliyle binlerce yln sessizlii ierisinden sesleniyorlar bize. Btn bu kahramanlk hikayelerinin bizim iin bilinmez, anlalmaz bir hale gelmesinden bu yana uzun bir zaman geti; ama burada, dillerini artk anlamadmz kavimlerin, kendilerini anlatmak, varlklarn srdrmek ve gelecek nesillere kendi hayatlarndan bir iz brakmak gibi bir istek duymalarna yol aan bir igd ile kar karya bulunduumuz aktr. Kendi varln srdrmek iin duyulan bilind ve belirsiz bir istek, her otobiyografinin kayna ve ilk sebebidir. Ancak daha sonra, yzlerce ve binlerce yl sonra, daha bilinli ve daha bilgili bir insanlk ierisinde, ikinci bir istek birinciye eklenecektir: nsann kendi benliini kefetmeye, kendini tanyabilmek iin kendi kendini tahlil etmeye duyduu ihtiya: e-bak. Augustinus'un ok gzel bir ekilde sylemi olduu gibi, -bir insan kendisi iin bir soru haline geldii- ve yalnzca kendisi iin buna bir cevap arad zaman, hayatnn akn --daha tam ve daha ak bir ekilde anlayabilmek iin-- tpk bir harita gibi serecektir kendi gzlerinin nne; kendini bakalarna deil her eyden nce kendine anlatmaya, aklamaya alacaktr: Hayatn anlatlmasyla izlenimlerin anlatlmas arasnda, bakalar iin izilen portreyle insann kendisi iin izdii tablo arasnda, objektif otobiyografi ile sbjektif otobiyografi arasnda, kendini bakalarna anlatma ya da aa vurmakla kendi kendisine anlatma arasnda (bugn bile btn otobiyografilerde hissedilen) yol ayrm ite bu noktada balar. Bu trlerden biri, her zaman bakalarna ak olmann zlemini duyar ve esas anlatm biimi, ister halkn karsna karak yaplsn, isterse bir kitap yazarak gereklesin, itiraftr; teki ise, kendi kendisiyle konuma eilimini gsterir ve hemen her zaman -gnlk notlartutmakla yetinir. Yalnzca Goethe, Stendhal, Tolstoy gibi, gerekten karmak bir insan tabiatnn rnekleri olan yazarlar kusursuz bir senteze ulamaya ve her iki tr ierisinde de kendilerini lmszletirmeye almlardr. u var ki, ie-bak, olduka kolay bir balangtan baka bir ey deildir; yalnzca kendisine ait olduu srece, bir gerein doru olarak kalabilmesi kolaydr. Sanatnn gerek sknts ancak kendisini aa vurmas ile balar; ancak o zamandr ki, itenlik, otobiyografi yazarndan kahramanlk bekler: nk

kendisinde var olan eyleri bakalarna iletme itepisi kadar ilkel olan baka bir igd daha vardr insanolunda: Bize, utan duygusunun sesi ile seslenen ilkel bir kendini koruma ve gizleme istei. Tpk ehvet duygusunun bir kadn kendini vermeye doru itmesi, ama bu konuda gsterdii duyarln onu kendini savunmak zorunda brakmas gibi, kendimizi bakalarna ama istei de, zihnimizde, i dnyamzn gizliliini korumay tleyen ahlaki bir utan duygusu ile savar. Bunun iindir ki, kendini en ok beenen insan (ve zellikle o), bir yandan kendi imajnn insanlar arasnda yaamaya devam etmesini isterken, bir yandan da bakalarna grnmek istedii lde gzel ve kusursuz olmadn hissederek, gizli irkinliklerinin, kusurlarnn ve zayf yanlarnn kendisiyle birlikte lp gitmesini arzu eder. Demek ki, utan duygusu her trl gerek otobiyografinin dmandr; bizi pohpohlayarak, kendimizi olduumuz gibi deil de olmay istediimiz ekilde gstermemize yol aacaktr. Kurnazlklar ve ikiyzllkleri ile, kendisine kar drst olmaya iten bir ekilde hazr olan yazar, i dnyasn gizlemeye, kt yanlarn rtbas etmeye, varlnn en derin katlarn bakalarnn gznden saklamaya sevk edecektir. Ressamn frasna, baz kk irkinlikleri (psikolojik bakmdan en nemli olanlarn) farknda olmadan atlamay veya onlar yalanlarla sslemeyi, birtakm ayrt edici nitelikleri ustaca bir renk dalm ile idealletirecek ekilde dzeltmeyi retecektir. Bu pohpohlamalara kendini kaptrma zayfln gsteren bir kimse, artk kendi portresini izecek yerde kendine vgler yadracak ya da kendi savunmasn yapacaktr. Bunun iindir ki, her bilinli otobiyografi, basit ve kaygsz bir hikaye olacak yerde, bo-gururumuzun ie karmasn nlemek iin srekli bir dikkat ve uyanklk gstermeyi, insann dnya karsnda uygun bir poz almak iin duyduu kanlmaz eilime kar iddetli bir savunmay gerektirir. Sanatnn itenlii burada zel bir cesaret gstermeyi zorunlu klar: Anlatlan eylerin doru olup olmad insann --ayn zamanda hem tank hem yarg, hem savc hem avukat olan-- kendi Ben'inden baka hibir kimse tarafndan denetlenemedii iin, son derece seyrek olarak rastlanan bir cesarettir bu. nsann bu ekilde kendi kendisini aldatmasna kar alan kanlmaz savata kullanabilecei herhangi bir gelimi silah olmad gibi, kendini koruyabilecei bir zrh da yoktur. Silah yapmnda gittike daha etkili bir merminin bulunmas nasl daha salam zrhlarn bulunmasndan sonra geliyorsa, ayn ekilde insan kalbinin bilgisi de yalanla birlikte geliir. Bir insan, yalana kesinlikle kapsn kapayacak olursa, o daha esnek ve sokulgan bir hal alacak ve kk aralklardan, atlaklardan ieri szabilecektir; foyasn daha iyi meydana karabilmek iin kendi kurnazlklarn ve oyunlarn incelemeye kalkan birine, daha ustaca hazrlanm birtakm yeni oyunlar tezgahlamay ve sahte tavrlar taknmay retecektir; tpk bir panter gibi, en beklenmedik anda birdenbire kahpece ortaya kabilmek iin kallelik edip glgeliklerde, kuytu yerlerde saklanacaktr: Kendine yalan syleme sanatnda ustalamann artmas, zekann ve ince psikolojik ayrmlar fark etme yeteneinin gelimesiyle birlikte gitmektedir. Bir insan, gerei beceriksizce ve kaba saba bir ekilde deitirdii srece syledii yalanlar ustalktan yoksundur ve kolayca ortaya karlabilir. Oysa ince zekal biri sz konusu olduu zaman, yalanlar da daha ince, daha ustalkl bir hal alrlar ve artk ancak bir psikolog tarafndan fark edilebilirler; bu durumda en aldatc, en cretli ekillere brnebilirler ve en tehlikeli

maskeleri de, her zaman, sanki dorunun ta kendisiymi gibi grnm olmalardr. Ylanlar nasl talarn ve kayalarn altndaki glge yerlerden holanrlarsa, yalanlar da daha ok, grnte kahramanca olan, ackl, byk itiraflarn glgesine snrlar. Hatralarda, bu hatralar anlatan kiinin kendisini aa vurduu ve kendine en cesur, en artc bir ekilde saldrd paralara gvenmekten dikkatle kanmalyz: Bu eit sert ve grltl itiraflar, belki de derin bir srr gizlemeye almaktadr. tirafta, hemen her zaman gizli bir zayfln belirtisi olan bir abartma vardr: nk, utancn acayip srr udur ki, insan kendisini gln hale getirecek en ufak bir zelliini aa vurmaktansa, en korkun ve en irkin kusurlarn seve seve itiraf edecektir: Alayc gllerden duyulan korku, her zaman iin, bir otobiyografiyi bozan en korkun tehlike olmutur. Jean Jacques Rousseau gibi o kadar iten bir ekilde geree gnl vermi olan bir insan, btn cinsel anormalliklerini pheli bir arlkla ilan edecek ve Emile adl eserin yazar olan bu adam, ocuklarn bir yetim-evine braktn pimanlk duyarak itiraf etmekten ekinmeyecektir. Grnte cesaretle yaplm olan bu itiraf, aslnda daha insanca, ama kendisi iin dayanlmas g bir gerei gizleme imkann vermitir ona: Belki de hibir zaman ocuu olmadn, nk ocuk sahibi olma gcnden yoksun olduunu. Tolstoy ise, hayat boyunca, byk rakibi Dostoyevski'ye deer vermeme ve ona kt davranma gibi bir kklk gsterdiini bir kere bile olsun itiraf etmektense, itiraflarnda kendisini sefihlikle, katillikle, hrszlkla, zina ile sulamay tercih edecektir. Hatralarla ilgili yazlarda kendine yalan sylemenin bavurduu en ustalkl, en yanltc strateji, bir itirafn arkasna snmak, bir itirafn ierisinde bir eyler gizlemektir. Gottfried Keller, bir zamanlar byle bir manevraya bavurduklar iin btn otobiyografi yazarlaryla iddetle alay etmiti: -Birisi --diyordu-- yedi temel gnah ilediini itiraf eder, ama sol elinde yalnzca drt parmak olduunu gizler; bir bakas da srtndaki btn illeri ve siilleri sayp dker, ama yalan yere yapt bir tankln vicdann rahatsz ettiini titizlikle saklar. Btn bunlar grdm zaman, hibir ey gizlemeden gerei sylediklerine inanan bu gibi kimselerle karlatm zaman, samimi bir insan var m acaba u yeryznde ve var olabilir mi diye sorarm kendime!Bir insann, otobiyografisinde mutlak gerei dile getirmesini beklemek, gerekten de, bu dnyada mutlak bir adalet, hrriyet ve kusursuzluk aramaya kalkmak kadar abes olacaktr. En gl bir karar, gereklere sayg gstermek iin duyulan en iddetli bir istek bile, daha iin banda bir kmazla kar karyadr; nk bize gerei gvenilir bir ekilde bilme imkann verecek bir organmz yoktur (bunu inkar edemeyiz); nk daha hayat hikayemizi anlatmaya balamadan nce, hatralarmz, vakalarn gerek imajlarn bozmaya balamtr bile. Ve nk hafzamz, yaadmz btn olaylarn, olduu gibi ve aslna uygun bir ekilde, silinmeyen bir mrekkeple, teker teker ve brokratik bir dikkat ve zenle kaydedildii bir kayt brosu deildir. -Hafza- dediimiz ey, kanmzn akndan ve onun dalgalanmalarndan, kanmzdaki her trl deiiklikten ve bakalamdan etkilenen canl bir eydir; gemiin btn izlenimlerinin tabii nitelikleri, deerleri ve ilk ekilleri ile bozulmadan sakland kusursuz bir saklama-arac, bir buzdolab deildir. Tek bir kelime ierisine sktrmak iin acele ettiimiz ve -hafza- dediimiz bu akc ve kaypak ey ierisinde, vakalar, tpk akp giden bir selin dibinde bulunan akl talar gibi birbirlerine arparlar,

bylece birbirlerini yontup cilalayarak tannmaz bir ekle brnrler; belli bir dzen ierisine girerler, birbirlerine uyum salarlar ve esrarl bir taklit gc sayesinde, en ince ayrmlarna varncaya kadar isteklerimize ayak uyduracak hale gelirler. Bu ekil deitirme ortam ierisinde hibir ey ya da hemen hemen hibir ey bozulmadan kalamaz; her yeni izlenim bir ncekini glgeler, her yeni hatra bir eskisini deitirir ve ou zaman bambaka ya da tam tersi bir grnm alacak derecede bozar. Stendhal, hatrlama gcnn bu sadakatsizliini ve mutlak bir tarihi geree ulama konusundaki kendi yeteneksizliini ilk olarak fark etmi olanlardan biridir. Byk Saint-Bernard'dan yaplan geiin onda uyandrd imajn yaanm bir olayn gerek hatras m olduunu, yoksa bu vakay canlandran bir gravrden mi aklnda kaldn ayrt edemediini itiraf etmi olmas bunun klasik bir rnei olarak verilebilir. Ve onun manevi varisi Marcel Proust, hafzamzn, olup bitenleri deitirme eilimi ile ilgili daha arpc bir rnek vermektedir bize: Genliinde, komedyen Berma'y en nl rollerinden birinde nasl grdn anlatmaktadr. Daha onu tanmadan nce, hayalinde canlandrmtr; ama onu grnce bu imaj tamamen ortadan kaybolmu ve dorudan doruya duyularndan edindii izlenimlerle karmtr; bu izlenimler ise yannda oturan kiinin grleriyle kararak daha bulank bir hal almtr; ertesi gn gazetelerde kan eletiriler imaja daha ok glge drm ve eklini bozmutur. Birok yllar sonra, ayn aktrisi ayn rolde tekrar grd zaman, kendisi de o da zamanla deitii iin, ilk ve -gerek- izlenimin hangisi olduunu hatrlamay baaramamtr. Proust'un hikayesi, hatralarmza gvenemeyeceimizi gsteren tipik bir rnek olarak grlebilir: Grnte her trl gerein kesin ls olan hatrlama gcmz, aslnda gerein dmandr. nk bir insan, kendi hayatn anlatmaya balamadan nce, kendi ierisinde, olup bitenleri yeniden canlandracak yerde yaratmaya alan bir organ ie karr; hafzamz, daha iin banda, iir yazma ve yaratmayla ilgili her trl grevi kendi zerine almtr: Konularn seilmesi, glge ve k dalm, paralarn organik bir btn oluturacak ekilde bir araya getirilmesi, vb. Hafzann bu yaratc gc sayesinde her otobiyografi, ister istemez, -insann kendi hayatnn iiri- haline gelir. ada zamanlarn en bilge insan olan Goethe, bu gerei fark etmitir; her trl geree ulamaktan kahramanca vazgeen otobiyografisinin bal, -iir ve Gerek-tir ve bu balk btn itiraflar iin uygun olacaktr. Hi kimse kendi hayat hakknda mutlak gerei anlatamadna gre, insann doruyu sylemek iin gsterecei aba, kiinin ahlaki ynden olabildiince drst olmasn gerektirecektir. Hi phesiz, Goethe'nin deyimiyle -sahte itiraf-, sub rosa itiraf, romann veya iirin saydam rts altnda, son derece kolaydr ve sanat asndan ou zaman, gerek yz ile ortaya km bir portreden daha etkileyicidir. Bir otobiyografi yazarndan yalnzca gerei deil, olanca plakl ile gerei anlatmas beklendii iindir ki, otobiyografi yazmak olaanst bir cesaret ister; gerekten de, bir insann ahlaki portresi ancak kendisi tarafndan izildii zaman tam ve kusursuz bir ekilde ortaya konmu olabilir. Bunu da ancak tecrbeli ve insan ruhunu tanyan bir yazar baarabilir; psikolojik bir portre izme sanatnn, sanatlarn sralan ierisinde bu kadar ge ortaya kmas bu yzdendir: Yalnzca amza ve gelecee ait bir sanattr o. Baklarn i dnyasna evirmeden nce, insann kendi ktalarn kefetmesi, kendi okyanuslarnn derinliklerine inmesi ve onlarn dilini renmesi gerekiyordu. Eski an, btn

bu esrarl yollarn varlndan haberi yoktu: O dnemin hatra yazarlar, Sezar ve Plutarkhos, olgular ve vakalar birbiri ardnca sralamakla yetinmiler, i dnyalarnn kaplarn bize amay bir an bile dnmemilerdi. nsann, baklarn kendi ruhuna doru evirebilmesi iin, daha nceden kendi varlnn bilincine varm olmas gerekir ve bu da ancak Hristiyanlkla birlikte balamtr. e-bak balatan Augustinus'un tiraflar' olmutur; ne var ki bu itiraflarda, byk piskoposun baklar, kendisinden ok, topluma ynelmitir; nk, kendi deiimini rnek olarak verip toplumu eitmeyi ve dine dndrmeyi umuyordu. Eseri, halk nnde yaplm bir itiraf olarak, ahlaki-dini bir kefaret olarak belli bir etkide bulunmaya ve teleolojik bir amaca ynelikti, dolaysyla kendi benliinde bir cevap ve anlam bulmaya almyordu. Rousseau gibi dikkati eken ve her trl engeli devirmeyi baaran bir ncnn, stlenmi olduu grevin yeniliinden rkm ve arm bir halde, srf kendi zevki iin bir otobiyografi yazd tarihe gelinceye kadar birka yzyl geecektir: -Hibir rnei olmayan bir ie balamay dnyorum (bu deyimleri kullanarak balyor almasna)... nsanlara tabiatn olanca gereklii ierisinde bir insan gstermek istiyorum ve bu insan 'ben' olacam-. Ama yeni bir ie el atan tecrbesiz birinin safl ierisinde -Benlii- blnmez bir birim, llebilen bir ey, -Gerei- ise elle tutulabilen ve yakalanabilen bir nesne (obje) olarak gryor; Kyamet Gnnn borazan ald zaman kitab elinde Yce Yarg'n nne kabileceine ve yle diyeceine safa inanyor: -te ben buydum-. Gnmzn kua, bu mutlu saflktan yoksundur; ruhun esrarl derinliinin ve karmaklnn daha tam, daha cesur bir bilgisine ulamtr: Kendini ta derinden tanmay istedii iin, gittike daha ince paralara ayrarak, gitgide daha cretli tahliller yaparak, dncelerini ve duygularn olanca plakl ile ortaya karmaya almaktadr. Stendhal, Hegel, Kierkegaard, Tolstoy, Amiel ve yiit Hans Jaeger otobiyografilerini yazmakla, insann kendisiyle ilgili bilgisinde bilinmeyen ktalar kefetmilerdir ve onlardan sonra gelenler de, psikoloji gibi daha gelimi bir arala donatlm olarak, yeni evrenimizin sonsuzluunu, yani insan ruhunun derinliklerini, blge blge, kat kat kefetmeye devam etmilerdir. Kendini teknie ve gerekilie kaptrm bir dnya ierisinde sanata yer olmadn tekrar tekrar iitip duranlar korkmasnlar. Sanat lmez, yalnzca yeni bir yn alr. nsanln efsanelerden kaynaklanan anlatma ya da tasvir etme sanat bir gn gelip naslsa ortadan kalkacakt: Hayal kurmann en gl olduu dnem ocukluk dnemidir; milletler de ayn ekilde hayatlarnn afanda kendi efsanelerini ve sembollerini ortaya koyarlar. Bugn bilginin ak ve kesin otoritesi, hayal dnyasnn gittike azalan ve yok olmaya yz tutan gcnn yerini almtr; artk serbest ve cretli bir masal olmaktan karak ruhun kesin bir bilgisine dnmeye balad aka belli olan ada romanda bol bol objektiflie rastlanmaktadr. iirle bilimin bu birlii ierisinde sanat hi de boulmu deildir ve biz yalnzca ok eski bir ban yeniden balanmasna tank oluyoruz; nk bilim Hesiodos ve Herakleitos'un anda daha yeni yeni ortaya kmaya balarken, henz bir iirden, karanlk bir szden, pheli bir varsaymdan baka bir ey deildi. Binlerce yllk bir ayrlktan sonra, ite artk aratrma ruhu ile hayal gc yeniden birleiyor; iir artk masal dnyalarn anlatacak yerde, bugn yalnzca insanlmzn sihrini anlatyor bize. Gcn, artk bilinmeyen lkelerden alamyor nk btn tropik lkeler

ve kutuplar kefedilmitir, denizlerin derinliklerine varncaya kadar yeryzndeki hayvanlarn ve bitkilerin harika dnyas tam olarak incelenmitir. Her eyin llp biildii, her eyin bir ad ve bir rakamla gsterildii dnyamzda efsanenin artk yldzlardan baka snacak bir yeri kalmamtr. Her zaman iin bilginin susuzluunu duyan ruh da, ayn ekilde gitgide ieriye, kendi srlarna doru dnmek zorundadr. L'internum aeternum, kendi benliimizin sonsuzluu, ruhun evreni, sanata hala bitip tkenmek bilmeyen alanlar ayor. Kendini tanmaya, kendi ruhunu tanmaya almak, gelecekte, her zaman daha cretli zm yollarna gtren, ama daha ustalam insanlmzn hibir zaman zemedii bir problem olarak kalacaktr. Salzbourg, 1928 ::::::::::::::::: BLM CASANOVA -O (Casanova) bana, hr bir insan, bir dnya vatanda olduunu syledi.(Muralt'n Albrecht von Haller'e yazd 21 Haziran 1760 tarihli mektup) Casanova, dnya edebiyat ierisinde zel bir yeri olan, ei benzeri grlmemi bir -baar-y simgeler, nk bu nl arlatan, tpk Pontius'un (Pontius: sa Peygambern yarglanmasnda oynad rolle tannan Roma Valisi. Mahkum edecek bir sebep bulamadn aka sylemesine ramen Hz. sa'y krbalatyor ve armha gerdiriyor. Bir rivayete gre, daha sonra Hristiyan oluyor ve azizlik payesini kazanyor.) Credo'ya (Credo: Hristiyan aments. (Latince, -inanyorumanlamna geliyor.) Havariler tarafndan tespit edilmi ilk ve temel dini kurallar btn.) girii gibi, haksz bir ekilde girmitir yaratc dncenin Pantheon'una. Gerekten de, bir air olarak soyluluu, birtakm harfleri kstaha yan yana dizerek uydurduu Seingalt valyesi nvan kadar botur: Herhangi bir hanmn erefine, yatakla oyun masas arasnda alelacele karalad birka msra, hoa gidebilecek ssl psl laflar olmaktan teye geememitir. Isocameron'u, bu topik roman canavarn, sonuna kadar okuyabilmek iin, eek postuna brnm bir kuzu kadar sabrl olmak gerekir ve bizim u safdil Giacomo'muz felsefe yapmaya kalkt zaman da esnememek iin, insann enesini skca kapamasndan baka yapabilecei bir ey yoktur. Evet, Casanova, iirin soyluluundan o kadar uzaktr ki, Gotha'da (1763-1944 yllar arasnda, Gotha'da, Franszca ve Almanca olarak yaymlanan Almanak.) olduu gibi iir alannda da bir asalaktan baka bir ey deildir: Herhangi bir hakk ve nvan olmad halde iir yazmaya kalkm biridir, o kadar. Ama hayat boyunca gstermi olduu cret sayesinde, sefil bir komedyenin olu, sabk bir papaz, bir asker kaa, kat oyununda hile yapan biri ve -nl bir apkn- olan bu adam (Paris polis mdr onun ayrt edici zelliklerini bu ekilde tanmlyor), imparatorlar ve krallarla sk fk olmay ve hayatnn sonunda da soylularn sonuncusu olan Prens de Ligne'in kollarnda lmeyi baaryor; yine ayn cretle, serseri hayali, dtan bakld zaman kk ho bir ruhtan, bir unus ex multis'den (sradan bir insandan), zamann kasrgas

ierisinde dalp gidecek bir para klden baka bir ey olmad halde, lmszlerin arasna girmeyi beceriyor. Ama ne tuhaf ey, Arkadiya'nn btn o nl ve yce airleri, onun yurtta olan -tanrsal- Metastasio, soylu Parini ve btn teki airler, ktphanelerin karmakark yn ierisinde filologlara yem olurken, onun ad, saygl bir glmseme ile, bugn btn dudaklarda yaamaya devam ediyor. Ve bir ak lyada's olan eseri de byk bir olaslkla, Gerusalemme liberata ve Pastor fido gibi artk hi kimsenin okumad o eski saygdeer eserler ktphanelerde tozlar altnda unutulup gittikten ok sonra bile yaamaya ve tutkulu okuyucular bulmaya devam edecektir. Bu madrabaz oyuncu, cretli bir hamle ile, Dante ve Boccacio'dan bu yana, talya'nn btn airlerini mat etmitir. Daha da tuhaf olan, bylesine byk bir kazan elde edebilmek iin Casanova'nn hibir eyini tehlikeye atmam olmasdr; lmszln bedelini dpedz ondan armtr. Bu kumarbaz adam, gerek bir sanatnn szle anlatlmas mmkn olmayan sorumluluunu, karanlklar iinde, toplumdan uzak, btn gn, scack ten zevklerinin dnyasnn altnda, almann maden ocanda yaplan o ar ii hibir zaman aklna getirmemitir. Bir ey yaratmann verdii endieli zevki tanmad gibi, onun ac bir paras olan ve hi dinmeyen bir susuzlua benzeyen gerekletirme arzusunu da bilmemektedir; ekilleri gerek bir esneklie ve fikirleri prl prl bir kesinlie ulatrmak iin duyulan sessiz ve zorunlu, ama hibir zaman tatmin edilemeyen isteklerden de haberi yoktur. Uykusuz geirilmesi gereken geceleri, skntlar ierisinde, bir kle gibi alp kelimeleri dilin merceinden geirerek, anlamlar l l, tertemiz ve tpk bir gkkua gibi prl prl ortaya kncaya kadar onlar trplemekle geen gnleri bilmez; airin ar iinden --ok ve eitli olmakla birlikte gzle grlmeyen ve mkafatsz kalan, ou zaman da ancak birka nesilden sonra anlalan ar iinden-- haberi olmad gibi, hayatn scaklndan ve eitli imkanlarndan kahramanca vazgeiinden de haberi yoktur. O, Casanova, (Tanr bilir, nasl?) hayat her zaman kolay bir hale getirmenin yolunu bulmutur; neesinin en ufak bir krntsn, zevklerinin en kk bir parasn, uykusunun bir saatini, keyfinin bir dakikasn bile o acmasz lmszlk tanrasna feda etmemitir; hayat boyunca, an ve ne ulamak iln en ufak bir aba gstermemitir, yine de bu mutlu faninin avularna bol bol dmtr an ve n. Cebinde bir altn lira ve aknn kandilinde bir para ya olduunu hissettii srece, gerek dnya onun nne, oyalansn diye, nezaketle birka kemik frlatt srece, bu zevk dkn, sanatla --o atk kal hayaletle-- iliki kurmay ya da parmaklarn ciddi bir ekilde mrekkebe bulamay aklndan bile geirmemitir. Ancak herkes ona kapsn kapad zaman, kadnlar onunla alay ettii, yapayalnz kald, dilenecek hale geldii, gten dt, artk ypranm bir bedenin glgesinden baka bir ey olmad zaman, ask yzl bir ihtiyar olarak, eski hayatnn yerine koyabilecei bir ey aram ve almaya snmtr; oyalanacak bir eyi olmad iin, dileri dklm uyuz bir kpek gibi, can skntsndan, honutsuzluktan kanarak, bu altmna gelmi Casaneus-Casanova, sfr tketmi bir halde, sylene sylene, homurdana homurdana, hayatn anlatmaya koyulmutur. Hayatn anlatyor ve btn edebi eseri de bundan ibaret,

ama dorusunu sylemek gerekirse ne hayat! Be roman, yirmi komedi, bir yn ksa ve uzun hikaye, fkralar ve tadna doyum olmayan ilgin durumlar ve olaylar bolluu; btn bunlar, son derece olgun zmler gibi, hayatla dolup taan bir tek varln pres makinasndan geirilmi: Burada, sanatnn ve yaratcnn dzenleyici yardmna ihtiya gstermeyen kusursuz bir sanat eserinin btnlne ve yapsna sahip olan bir hayat karsndayz. Bylece, kazand an ve nn, nce insan tedirgin eden srr, en ikna edici ekilde a km oluyor; nk Casanova'nn dehasn gsteren ey hayatn anlatma ve yazma biimi deil, yaama biimidir. Yaamak, bu zevk dkn sanatnn hem atlyesi, hem de ilk maddesi ve eklidir; ve o, yazarlarn genellikle nesir ya da iir yazmak iin kullandklar yaratc atein tmn, kendini bu gerek ve orijinal sanat eserine vermek iin harcamtr; bu eserin gereklemesinin her anna, henz belirsiz olan her trl imkanna alabildiine dramatik bir grnm vermeye tutkulu bir ekilde karar vererek, yaratc gcnn hepsini bu amala kullanmtr. Bir bakasnn icat etmek zorunda kald eyi, o kendi soluu ile hissetmitir; baka birinin kafasnda tasarlam olduu eyi, o, scak ve ehvetli bedeniyle gerekletirmitir; bunun iindir ki, burada, kalemin ve hayal gcnn, gerei sonradan sslemesine gerek yoktur: ekil bakmndan tam anlamyla dramatik olan byle bir hayatn ierisinde herhangi bir an' yakalamas yeter. ann hibir yazar (o gnden bu yana, belki de Balzac'n dnda, hemen hibir yazar) Casanova'nn gerekten yaad kadar deiik olaylar ve durumlar icat edememitir; ve yzyllk bir sre ierisinde bile bu derece cretli iniler ve klarla akp giden gerek bir hayat da yoktur. Manevi z ya da bilginin derinlii bakmndan deil de, yaanm olgular bakmndan onun biyografisini mesela Goethe'ninki, Jean-Jacques Rousseau'nunki ya da teki adalarnn biyografileriyle karlatrmaya alalm: Yaratc bir iradenin egemenlii altnda, belli bir gayeye yneltilmi olan bu hayat hikayeleri, Casanova'nn bir rmak gibi kprp akan ve onun gibi kendini tabii akna brakan mrnn yannda --amar deitirir gibi, lke, ehir, meslek, evre ve kadn deitiren, her yere abucak alan ve her yerde beklenmedik deiik olaylarla karlaan bu maceraperestin mrnn yannda-- bize ne kadar snrl, olaylar bakmndan ne kadar ksr, mekan bakmndan ne kadar dar ve sosyal evre bakmndan ne kadar taral gelir! Casanova'nn edebiyat alannda amatr olmas gibi onlar da zevk alannda amatrdrler. Gerekten de, fikir adamnn trajedisi buradadr: Hayat olanca genilii ve ehveti ile tanmak iin yaratld ve bunu yapabilmek iin yanp tututuu halde, yine de grevine bal kalmak, iinin klesi olmak, kendisi iin koyduu devlere boyun emek, dzenin ve dnyann tutsa olmak zorundadr. Her gerek sanat, hayatnn byk bir blmn yalnzlk ierisinde ve kendisiyle yarat sreci arasndaki dello ile geirir; hayatn arzu edilen eitliliini tatmak, sanat iin, ancak yaratn aynas ierisinde mmkndr. Yalnzca yaamak iin yaayan, yaratc olmayan, zevk almakla yetinen bir kimse hr olabilir ve lgnca yaayabilir. Kendisine birtakm gayeler koyan bir insan, gzel maceralarn yanndan geip gider: Bir sanat ou zaman yaamak frsatn kard eyleri anlatr. Sanatnn yaptnn tam tersini yaparak kendilerini dizginsiz bir ekilde zevke brakanlara gelince, onlarda da hayatlarnn

eitli olaylar zerinde uzun uzun ileyip onlara bir ekil verme gc yoktur. Kendilerini yaadklar ann ierisinde kaybederler ve bylece bu an btn teki insanlar iin kaybolup gider; oysa sanat en kk eyi bile ebediletirmeyi bilir. Bunun iindir ki, bu iki tip insann gayeleri verimli bir ekilde birbirini tamamlayacak yerde, birbirinden uzaklamaktadr: Birinin arab yoktur, tekininse kadehi. zlemeyen bir elimedir bu: Hareket ve zevk adamlarnn btn airlerden ok daha fazla anlatacak eyleri, yaanm tecrbeleri vardr, ama anlatmay beceremezler. Buna karlk, yaratclar da uydurmak, icat etmek zorundadrlar, nk bir hikaye konusu olabilecek yaanm tecrbeleri ou zaman yeterli deildir. airlerin ilgi ekici bir hayat hikayesi olmas seyrek olarak grld gibi, gerekten etkileyici bir hayat hikayesine sahip olan kiilerin onu anlatabilmesi de nadiren grlr. te Casanova'nn eine hemen hi rastlanmayan, olaanst -baars- buradan ileri gelir: lk defa olmak zere, bir zevk ve tutku adam, her ann sonuna kadar tadn karmasn bilen, stelik kaderin kendisine akla hayale smaz maceralar ltfettii, eytani bir hafzas olan ve karakter bakmndan en ufak bir vicdani rahatszlk duymayan bir adam, olaanst hayatn anlatmay baarabilmitir hem de ahlaki kayglar yznden herhangi bir deiiklik yapmadan, iirle tatlandrmaya kalkmadan, felsefeyle ssleyip pslemeden, objektif bir ekilde, olduu gibi anlatabilmitir hayatn: Tutkulu, tehlikeli, serserilik ve arlklarla dolu, elenceli, baya, kstah ve saygsz, ama her zaman g ve enerjiyle ve beklenmedik eylerle dolu olarak... Ayrca, bunu, edebiyat hrsyla ya da dogmatik bir vnme duygusu ile, pimanlk veya kendini sergilemeye dnen bir itiraf nbetiyle deil, neeyle, keyifle, kaytsz bir ekilde yapmtr: Tpk bir meyhanede, aznda piposuyla bir masa banda oturan ve tarafsz bir ekilde kendisini dinleyenlere tuzlu, hatta biberli bir macera ziyafeti eken eski bir yal asker gibi. Burada konuan, gayretli bir yaratc ya da hayalci deil, btn airlerin ustas olan hayattr, esiz ilham kaynann olanca zenginlii ve inanlmaz derecede gl kanatlaryla hayatn ta kendisidir. Casanova'ya gelince, sanatdan beklenen en basit art yerine getirmekten baka bir ey yapmamaktadr: nanlmas mmkn olan eyleri inanlr hale getirmek. Bunu gerekletirebilmek iin, tuhaf bir Franszcaya ramen, sanat da, gc de yeterlidir. (Not dmeyi sevmem, yazl bir tartmaya girmeyi ise hi sevmem. Ama drst olabilme kaygs ile, u noktay belirtmek zorundaym: Casanova'nn nesrinin sanat deerini kesinlikle belirtebilmemiz iin gvenilir bir temelden, yani Hatralar'nn orijinal metninden bugn hala yoksun bulunuyoruz. Bizim bildiimiz, ne yazk ki, orijinal el-yazma nshaya sahip olanlarn, F.A. Brockhaus Yaynevi sahiplerinin, hibir garanti gstermeden, keyfi bir ekilde, yz yl nce bir Fransz profesrne yaptrdklar bir dzenlemedir. Artk hi olmazsa bilim adamlarna, Casanova'nn gerek metnine bir gz atma iznini vermekten daha tabii ne olabilir? Ve phesiz, btn lkelerin bilginleri ve eitli akademilerin yeleri byle bir iznin verilmesini iddetle desteklemektedirler. Ne var ki, Brockhaus'a kar tanrlarn sava amasnn bile yarar olamaz: Sahiplerinin kaprisleri ve inatl yznden orijinal metin firmann kasasnda kilitli olarak gzlerden uzak tutulmaktadr; bunun iin ve yalnzca bu keyfi davran yznden, dnya edebiyatnn en ilgin eserlerinden birini, ancak kaba bir ekilde bakasndan naklen okumak ve deerlendirmek gibi acayip bir olayla karlayoruz. Brockhaus Yaynevi, bugne kadar, sanata kar dmanca bir tutumdan baka bir ey olmayan bu inatln aklayabilecek akla uygun

sebepleri kamuoyuna sunmak zahmetine bile katlanmamtr. S.Z.) Ama damla hastal yznden sarsak ve titrek bir hale gelmi olan ve homurdanp duran bu ihtiyar, Dux'de, hibir i yapmadan aylk ald grevinde bulunduu sralarda, bir gn gelip de kr sakall tarihilerin ve filologlarn, XV'inci yzyln en deerli parmeni haline gelen hatralarnn zerine eileceklerini ve btn zn ilerine sindirebilmek iin uraacaklarn ryasnda grse inanmazd; ve bizim saf Giacomo'muz aynada kendini ne kadar beenirse beensin, lmnden yz yirmi yl sonra, bir zamanlar kendisine yasaklanm olan o sevgili Paris'inde bir -Casanova'clar Dernei-nin kurulacan --ve bu Dernein, yalnzca, vaktiyle kendisinin elinden kan her kat parasn, att her tarihi dorulamak ve bu kat paralar zerinde, bir zamanlar kendisi yznden o derece ho bir ekilde ad km olan kadnlarn ismini kefetmek amac ile kurulacan-- kendisine syleselerdi, bunu, o lanet olas dman, Kahya Feltkirchner'in kt bir akas olarak grrd. u halde, bu kendini beenmi adamn, bir gn gelip de bu derece nl olacan nceden hissetmemesini, dolaysyla ahlaki kayglara kaplmamasn, anlatt eyleri ssleyip pslemeye almamasn ve psikolojik tahlillere kendini kaptrmamasn mutlu bir tesadf olarak grelim; nk ancak belli bir amala hareket etmeyen bir insan, bylesine kaygsz bir itenlie ulaabilir ve yalnzca ilkel ve tabii eylerde rastlanabilen bir zellie sahip olabilir. Bu ihtiyar kumarc, Dux'de, alma masasna her zaman olduu gibi tembel tembel yaklayor --buras onun son oyun masasdr-- ve son kozunu oynayarak hatralarn kaderin suratna frlatyor: Sonra, baka bir dnyaya arld iin, bu atlmnn sonucunu grmeye vakit kalmadan, kalkyor yerinden. Ama ne olaanst bir ey! lmszlk ierisinde nlayan da yalnzca bu son atlm oluyor: Dux'deki o eski ktphaneci, artk kimsenin onu kovamayaca ekilde kart Voltaire'in ve baka byk airlerin yannda, lmszlk lkesine yerleiyor; onun hakknda yazlm daha bir yn kitap olacak orada, nk lmnn zerinden btn bir yzyl geip gittii halde hala hayatn anlayabilmi deiliz: Bu tkenmez materyel, yazarlarmza, hi durmadan, onun portresini yeniden izme isteini vermektedir. Evet, bu yal commediante in fortuna, kaderinin bu esiz komedyeni oyunu kazanmtr ve bu geree kar her trl itiraz, her trl tumturakl sz bounadr. Sayg duyduumuz bu dostumuzu, ahlak kurallarna aldr etmedii ve bu konuda ciddi davranmad iin hor grebilirler; tarihi olarak onun sylediinin tersini savunabilirler ve sanat olarak onu inkar edebilirler. Yapamayacaklar bir tek ey var: Onu yeniden ldremezler, nk btn airlere ve btn dnrlere ramen, dnya o zamandan bu yana onun hayatndan daha romanesk olan bir roman ortaya koyamad gibi, onunki kadar canl ve olaanst bir portre de yaratamamtr. ::::::::::::::::: GENLK PORTRES -Ne kadar yakkl bir erkek olduunuzu biliyor musunuz?(1764'de Sans-Souci'nin bahesinde Byk Friedrich'in birdenbire durup ona bakarak syledii szler)

Kk bakentlerden birinin tiyatrosundayz: arkc hanm syledii aryay pervaszca ykselen tiz bir sesle henz bitirmi; birdenbire boanan bir sanak gibi bir alk yamuru kaplam salonu; ama imdi ar bir tempoyla srp giden sahnedeki konumalar srasnda genel ilgi ve dikkat gevemi; gen zppe beyler localar ziyaret ediyorlar; hanmlar drbnleriyle oynuyor, gm kaklarla nefis jleler yiyorlar ve portakal renginde likrl erbetler iiyorlar; bu srada sahnede Harlekin, frl frl dnen Kolumbine'nin etrafnda gldrc pandomimlerini bol bol seriyor gzler nne, ama bo yere! Birdenbire baklar, merakla bir yabancya evriliyor: Rahat ve pervasz bir ekilde, zarif bir beyefendiye yaraan tam bir serbestlik ve rahatlkla, hi kimsenin tanmad bir bey, orkestra baladktan sonra giriyor ieriye. Gl bedeninin etrafnda, tpk bir hale gibi, zenginliin parlts var; zarif ilemelerle ssl bir brokar yelein zerini kvrmlarla saran kl renkli parlak kadifeden bir kostm giymi; pahal danteller ve srma eritler, Brksel tipi bir gs yakasnn kopalarndan balayarak ipek oraplara varncaya kadar, bir gala kostmnn ciddi grnmn sergiliyor. Elinde rahata tuttuu beyaz tyl bir tren apkas var; bu soylu yabancdan hafif ve ho bir glsuyu ya da son moda bir krem kokusu yaylyor etrafa ve imdi o, ilk sradaki koltuklardan birine rahata yerleiyor, srtn koltuun arkasna dayyor, yzklerle kapl eli, gururlu bir ekilde, ngiliz eliinden yaplm bir klcn zerinde duruyor. Genel bir ilgi uyandrdnn farknda deilmi gibi, altn sapl tek gzln kaldryor ve sahte bir kaytszlkla localar gzden geiriyor. Ne var ki, daha imdiden, btn koltuklarda ve btn sralarda, kk ehrin merak duygusu uyanm ve fsltlar balamtr: Bir prens mi, zengin bir yolcu mu? Balar birbirine yaklayor, sayg dolu bir fsltyla, yabancnn gsnden sarkan koyu krmz bir kurdelenin ucundaki elmaslarla evrili bir madalyadan sz ediyorlar (ylesine parlak talarla ssl ki, kimse bunun bir avu brtlenden daha pahal olmayan sradan, alelade bir nian olduunu anlamyor). Sahnedeki arkclar kendilerine duyulan ilginin azaldn hemen fark ediyorlar; konumalar daha gevek bir hal alyor, nk kemann ve viyolann arkasndan danszler kulislere kavermiler, kendi kendilerine -Acaba bize karl bir gece geirtecek ok zengin bir dk m?- diye sorarak onu dikkatle szyorlar. Ama salonda bulunan yzlerce seyirci, daha bu yabancnn srrn zemeden, kim olduunu kefedemeden, localardaki kadnlar, heyecandan akna dnm bir halde, baka bir eyi fark ediyorlar. Bu adam ne kadar yakkl! Ne kadar gzel ve erkeke bir grn var! Boylu poslu, geni omuzlu; dolgun ve adaleli elleri bir peneyi andryor; dimdik ve elik gibi erkeke grnnde kadns hibir iz yok; imdi orada ayakta duruyor, boynunu biraz ne emi, tpk saldrya gemeden nce bir boann yapt gibi. Yandan bakld zaman bu yz, bir Roma madalyonunu andryor, her izgi koyu renkli ban bakr zemini zerine madensi bir aklk ve seiklikle ilenmi gibi sanki. Zarif bir hareketle alnn yukar doru kaldryor. Hafife dalgal kestane rengi salarn arasndan birdenbire ortaya kan byle bir aln grseydi, btn airler hayran kalrd; burnu kstah ve pervasz bir kanca gibi kntl, gl kemiklerden olumu enesi de yle; ve onun altnda da iki ceviz byklnde bir Adem-elma's (saf kadnlar bunu gl bir erkekliin en gvenilir belirtisi olarak grrler); yzdeki her izginin bir sertlik, cret ve kararllk

ifade ettii inkar edilemez. Yalnzca dudaklar yumuak ve nemli; bu dolgun ehvetli ve krmz dudaklarn arasndan inci gibi dileri grnyor. Yakkl adam imdi yavaa yzn lo anfiteatra doru dndryor; biimli, gr kirpikli, kusursuz bir kavis izerek aralanm gz kapaklarnn altndan siyah gzbebekleri heyecanl ve sabrsz bir bakla parlyor: Av peinde koan ve birdenbire bir kartal gibi kurbannn zerine atlamaya hazr olan gerek bir avcnn baklar gibi... Ama henz yeni yeni tutumaya balayan bir alevle parlyor bu gzler, daha yakc bir ate haline gelmemi; localar gzden geiren ve erkeklere dikkat etmeksizin, sata hazr bir mal gibi kadnlarn bulunduu bu lo yuvalardaki scakl, plakl ve beyazl inceleyen bir eit gizli ate... Birbiri ardnca hepsini dikkatle gzden geiriyor, tpk maldan anlayan birinin bir seme srasnda yapt gibi; ve bu arada kadnlarn da onu dikkatle szdn hissediyor. O zaman ehvetli dudaklar biraz geviyor ve gneylilere has dolgun aznn kenarnda beliren hafif bir glmseme kar gibi beyaz dilerinin parlak dizisini aa vuruyor. Bu glmseme, henz zel bir kadna ynelmi deil, her zaman, hepsine, orada elbiselerinin altnda smscak ve plak bir ekilde gizli duran btn kadnlara ynelik. Ama ite tand bir hanm gryor; hemen bak onun zerinde duruyor ve daha bir an nce kstah bir aray iinde olan gzlerinde kadife gibi yumuak, l l bir parlt beliriyor; sol eli klcn brakyor, sa eliyle kocaman tyl apkasn tutarak, tandk birini grnce sylenmesi gereken nezaket szlerini sylemek zere ona doru yaklayor. Kendisine doru uzanan eli pmek iin adaleli boynunu zarif bir ekilde ne doru eerek ok byk bir saygyla kadna bir eyler sylyor; kadnn, bundan memnun olmakla birlikte, hafife gerilemesinden ve bocalar gibi olmasndan, erkein sesinin arioso'sundan ne kadar etkilendii, bu sesin nasl bir tatl yumuaklkla iine iledii belli oluyor, nk akn bir ekilde arkasna dnp yabancy yanndakilere tantyor: -Seingalt valyesi-. Reveranslar, nezaket gerei sylenen szler, kibar davranlar; ziyaretiye locada bir yer gsteriliyor, ama o bunu alakgnlllkle reddediyor ve bylece btn bu nazik sz al-veriinden sonra, konuma artk iyice canlanyor, Casanova sesini ykseltiyor ve syledii szler etraftan da duyulmaya balyor. Tpk komedyenler gibi, kelimelerin sonundaki sesli harfleri ark sylermiesine tatl bir ekilde uzatarak ve sessiz harfleri de iyice vurgulayarak, gittike daha fazla dikkati ekecek ve bitiik localardan da duyulacak ekilde gl ve tannan bir sesle konuuyor; nk ne kadar nkteli konutuunu, Franszcay ve talyancay ne kadar iyi bildiini ve sz arasnda sevgili Horatius'undan nasl sz ettiini kendisine kulak misafiri olmak isteyen yan localardaki kiilerin de duymasn istiyor. Tesadfen yaplan bir hareketmi gibi yzkl elini locann kenarna dayyor: Pahal dantellerle ssl kol kapaklar ve zellikle parmanda parlayan tek tal yzk uzaktan da grlebilsin diye. imdi oradaki baylara, elmas kakmal bir enfiye kutusunu uzatp, Meksika'dan getirtilmi enfiyesinden ikram ediyor. -Dostum spanya elisi bu enfiyeyi bana dn bir kurye ile gnderdidiyor (bu szleri bitiik locann teki ucundan bile iitiliyor); hanmlarn kavalyelerinden biri, kutuyu ssleyen minyatre hayran olduunu nazik bir ekilde belirtince de, rahat ve gevek bir tavrla, ama salondan da duyulacak kadar yksek bir sesle yle diyor: -Dostum ve ltufkar majesteleri Kln Prensinin bana bir armaan bu-.

Hibir zel niyeti yokmu gibi konuuyor, ama bu palavrac adam, bir yandan bu ekilde gsteri yapmaya devam ederken, bir yandan da, insanlar zerinde nasl bir etki uyandrdn anlayabilmek iin, yrtc baklarla hi durmadan sa solu kolluyor. Evet, herkes onunla megul; kadnlarn merak duygusunu zerine ektiini hissediyor; fark edildiini, kendisine hayran olduklarn ve sayg duyduklarn gryor ve bu onu daha da cretli hale getiriyor. Byk bir ustalkla, konumay bitiik locaya da aktarmay baaryor: Orada, prensin gzdesi olan ve Casanova'nn tam bir Parisli aksan ile konutuu Franszcasn mutlu bir ekilde dinleyen (bunu hissediyor) bir hanm var; gzel bir kadndan sz ederken, candan bir hareketle, dnp, nazik bir sz sylyor bu gzde hanma ve o da glmseyerek cevap veriyor. O zaman dostlarna da valyeyi bu kibar hanma tantrmaktan baka yapacak bir ey kalmyor. Oyun daha imdiden kazanlmtr. Yarn le yemeini ehrin en kibar kimseleriyle birlikte yiyecek; yarn akam da, saraylardan birinde, kk bir faraon (Bakara'ya benzeyen bir kat oyunu.) partisi nerecek ve ev sahiplerini soyup sovana evirecek; yarn geceyi bu gz kamatran kadnlardan biriyle geirecek; ve btn bunlar, serbest, kendine gvenen ve enerjik tavr, gl iradesi ve her eyi borlu olduu esmer yznn rahat, kendinden emin ve erkeke gzellii sayesinde gerekleecek: Kadnlarn glmsemesini ve parmandaki tek tal yz, elmasl saat zincirini ve kostmndeki srma eritleri, bankerlerdeki kredisini ve soylularn dostluunu ve hepsinden de gzel olan, hayatn sonsuz eitlilii ierisindeki hrln hep ona, o gzel esmer yzne, borlu. Bu arada, primadonna yeni aryasna balamaya hazrlanyor. Kusursuz bir sosyete adam olarak yapt konumalardan bylenmi olan kavalyeler tarafndan srarla davet edildikten, gzde hanma tiyatrodan karken refakat etme ltfuna da eritikten sonra, Casanova eilerek selamlyor onlar ve gidip yerine oturuyor, sol elini yine klcna dayyor, mzikten anlayan biri olarak arky dinleyebilmek iin gzel esmer ban ne doru uzatyor. Arkasnda, locadan locaya, gizli sorular ve cevaplar, azdan aza dolayor: -Seingalt valyesi-. Onun hakknda kimse baka bir ey bilmiyor, nereden geldiini, nereye gittiini, ne yaptn kimse bilmiyor; lo ve merakla dolu salonun her yannda mrltlar ve fsltlar halinde onun ad dolayor ve (dudaklar zerinde titreen grnmez bir alev gibi) bu ad sahneye, ayn ekilde onun kim olduunu merak eden arkclarn arasna da sryor. Ama birdenbire Venedikli gen bir dansz glmeye balyor: -Seingalt valyesi mi?- Ah! u madrabaza da bak! Brunella'nn olu Casanova bu, be yl nce, tatl szler syleyerek kz kardeimi batan karan adam, ihtiyar Bragadin'i elendiren soytar, arlatan, apkn ve macerac-. Ne var ki, kzcaz onun ktlklerinden pek de rahatsz olmu grnmyor, nk kulislerden Casanova'ya anlayla el sallyor ve parmaklarnn ucunu uh bir tavrla dudaklarna gtryor. O da onu fark ediyor ve hatrlyor: Ama korkacak bir ey yok, u soylu budalalara oynad bu kk oyunu bozmaya kalkmayacak, bu gece kendisiyle yatmay tercih edecek! ::::::::::::::::: MACERA PENDE KOANLAR -Bu kadn, senin tek ansnn, insanlarn

budalal olduunu biliyormu?(Casanova'dan, kat oyununda hile yapan Croce'ye) Yedi yl savandan Fransz devrimine gelinceye kadar geen eyrek yzyllk ksa bir sre ierisinde Avrupa'da tam bir skun egemen oluyor. Habsbourg'lar, Bourbon'lar ve Hohenzollern'ler savamaktan yorgun dmler. Burjuvalar, sessizlik ierisinde, kaln bir ttn dumannn arkasnda sakin sakin oturuyorlar; askerler salarnn ucunu pudralyor ve artk ie yaramaz hale gelmi silahlarn parlatyorlar; ac ekmi lkeler sonunda bir parack soluk alabiliyorlar. Ama sava olmaynca hkmdarlarn can sklyor. Btn Alman ve talyan kk prensleri ve daha bakalar, kck bakentlerinde lesiye sklyorlar ve kendilerine bir elence bulmak istiyorlar. Bu zavall prensler ve dkler, bykleri taklit ettikleri ve nemli iler yapabildikleri srece mutluydular, ama imdi, yeniden ina edilmesi henz bitmi ve hala souk ve rutubetli olan rokoko stili atolar ierisinde korkun derecede hznl bir hayat sryorlar; btn o gzel bahelerine, emelerine, limonluklarna, kale burlarna, galerilerine, av korularna ve hazinelerine ramen canlar sklyor. Halktan topladklar paralarla ve Paris'ten gelen dans hocalarndan arabuk rendikleri tavrlarla Trianon ve Versailles'a zeniyorlar ve byk ehir ya da bakent hayatn yaamak ve XV'nc Louis gibi bir kral olmak istiyorlar. Bunun iin duyduklar zlemle bir sanatsever ve dnr haline geldikleri bile oluyor; Voltaire ve Diderot ile mektuplayorlar; in porselenleri, Orta aa ait madalyonlar, barok tarznda sanat eserleri topluyorlar; Fransz komedyenlerini, talyan arkclarn ve danslarn evlerine davet ediyorlar ve yalnzca Weimar dk, isabetli bir hareketle, sarayna Schiller, Goethe ve Herder adlarn tayan birka Alman davet ediyor. Ayrca yaban domuzu avlar, su zerinde yaplan gsteriler ve tiyatro elenceleri birbirini izliyor, nk dnya kendini yorgun hissettii zamanlar, her seferinde, oyunlar, tiyatro, moda ve dans zel bir nem kazanr; prensler para harcama ve eit eit hnerler gsterme konusunda birbirleriyle yaryorlar ve birbirlerini hayran brakmak iin, elendirmesini en iyi bilen en ilgin kimseleri, en iyi danslar, mzisyenleri, hadm edilmi arkclar, filozoflar, simyaclar, horoz dv ustalarn ve org alanlar getirtiyorlar. Byle bir ak-arttrmaya, Gluck ve Haendel, Metastasio ve Hasse gibi kiiler kadar ruhlarla temas kuran kimseler ve hafif-merep kadnlar, hava fiekileri, byk avc-balar, libretto'cular ve bale hocalar da girebiliyorlar, yeter ki bu prensiklerden her biri, en iyi, en gzel, en moda olan eyi kendi saraynda grmek istesin, aslnda btn bunlar kendi zevkleri iin deil, yedi fersah tedeki komularn kzdrmak iin yapyorlar. Bylece trenler dzenlemede ustalam eitli kimselere ve eit eit trenlere, tatan yaplm bir tiyatro binasna ve opera salonlarna, sahnelere ve bale topluluklarna sahip olmaktan mutlu oluyorlar; imdi kk ehrin can skntsndan kurtulabilmek ve hepsi de birbirinin tpatp ei olan altm kadar soylunun yzne bakp durmaktan ileri gelen kanlmaz monotonlua gerek bir sosyete grnm verebilmek iin bir tek eyleri eksiktir: Soylu ziyaretiler, dikkati eken konuklar, hi durmadan dnyay dolap duran gezginler; btn bunlar, kasvetli kk ehrin ar potasna bir para canllk tohumu katacak ve sadece otuz soka olan bir bakentin boucu havasna, byk dnyadan bir para esinti getirecektir.

Herhangi bir saraydan byle bir istek gelince, haydi bakalm, abuk olun, abuk! Ve ite koup geliyorlar, karnlar yerde srnerek, yz kadar deiik maske takm ve deiik klkta insan, ufkun hangi noktasndan koup geldikleri, hangi ke bucaktan ktklar belli olmayan bir sr macerac! Hemen ertesi gn, bir posta arabas ve ngiliz faytonlar ile kp geliyorlar ve hemen, tembel tembel, en kibar otellerin en soylu grnen odalarn kiralyorlar. Herhangi bir ordunun, Hindistan ya da Moolistan ordusunun acayip niformalarn giymiler, kendilerine sahte mcevherlere benzeyen tumturakl adlar takmlar, tpk ayakkablarndaki ssl tokalar gibi sahte olan adlar. Btn dilleri konuabiliyorlar, btn prensleri ve byk adamlar tandklarn iddia ediyorlar; btn ordularda hizmet ettiklerini ve btn niversitelerde okuduklarn sylyorlar. Cepleri tasarlarla dolu; cretli vaatler dillerinden dmyor; piyangolar ve ek vergiler, devletler-aras antlamalar ve fabrikalar gibi konularla ilgili planlar yapyorlar; kadnlar, nianlar, hadm edilmi arkclar neriyorlar; kendi ceplerinde on altn bile olmad halde, karlarna kan herkese tinctura auri'nin (altn yapma sanatnn) srrn bildiklerini fsldyorlar. Her sarayda farkl bir teknie bavuruyorlar: Bazen esrarl bir ekilde kendilerine farmason ss veriyorlar, ya da masonlukta belli bir dereceye ulam biri imi gibi davranyorlar; bazen, para hrs ile yanp tutuan bir prensin yanndayken, simyada ve Teophrastus'un eserlerinde uzmanm gibi tavrlar taknyorlar. Zevk dkn bir prensin yannda, kendilerini drst faizciler, para kazanmay iyi bilen deneyimli kiiler, araclar, kadn bulucular olarak gsteriyorlar; savatan holanan bir prensin yannda ise casus olarak, ince ruhlu, dnce zevklerinden holanan bir prensin yannda da filozof ve air olarak boy gsteriyorlar; batl inanlar olanlara yldz fallar ile, abucak inananlara birtakm tasarlarla, oyunculara hileli katlarla ve saf kiilere kibar bir sosyete adam grnmyle yaklayorlar. Ama btn bunlar, kefedilmesi mmkn olmayan bir esrar ve yabancln anlalmaz halesiyle evrilmi ve onun cmbl kvrmlar altna gizlenmi, dolaysyla daha da ilgin bir hal alm. Bataklklarn zerinde grlen sahte alevler gibi birdenbire parlayarak ve tehlikeli bir ekilde ilgiyi kendi zerlerine ekerek, saraylarn skc ve acmtrak havas ierisinde titreimler yaratarak, l l bir halde, bir grnp bir kaybolan aldatc hayaletler gibi dans edercesine, orada burada dolayorlar. Saraya kabul ediliyorlar, insanlar onlarla oyalanyor, ama en ufak bir deer vermiyorlar; gerekten soylu olup olmadklarn, nian yz takm olan karlarnn sahici karlar olup olmadn, yanlarnda getirdikleri kzlarn gerekten bakire olup olmadn kendilerine dert etmiyorlar. nk zevk veren bir kii, bir prens iin hastalklarn en korkuncu olan can skntsn bir saat iin olsun databilen bir kii, maddeci bir felsefeyle bozulmu byle bir ahlak-d ortam ierisinde iyi karlanr ve ona hibir soru sorulmaz. Elendirdii ve kstaha almad srece, ona, tpk fahielere olduu gibi, isteyerek katlanlr. Bazen bu madrabazlar ve sanatlar gruhu, soylu bir tekmeyle dar atlr (mesela, Mozart'n bana geldii gibi), bazen balo salonundan hapishaneye yuvarlanrlar ve hatta, mparatorluk Tiyatrosu yneticisi Afflisio gibi krek mahkumluuna kadar debilirler. En ustalar kene gibi yaprlar, vergileri toplarlar, gzde bir fahienin sevgilisi ya da bir saray aftesinin ltufkar kocas, bir

beyzade, hatta bir baron olabilirler. Ama ou zaman, tencerenin dibi tutacak kadar beklememek akllln gsterirler, nk btn ekicilikleri yeni olularndan ve kim olduklarnn bilinmemesinden kaynaklanr; kat oyunlarnda byk bir kstahlkla hile yaparlarsa, ellerini lszce bakalarnn cebine daldrrlarsa, bir sarayda ok uzun bir sre kalrlarsa, bir gn birdenbire biri kp foyalarn meydana karabilir ve srtlarndaki kam izlerini ya da krek mahkumu damgasn herkese gsterebilir. Onlar daraacndan kurtarabilecek tek ey, sk sk yer deitirmektir; bu yzden bu dolandrclar, karanlk mesleklerinin gezgin ajanlar olarak, bir saraydan tekine giden ingeneler gibi, hi durmadan Avrupa'y dolarlar, bylece, btn bir XV'inci yzyl boyunca, Madrit'ten Petersburg'a, Amsterdam'dan Pressbourg'a, Paris'ten Napoli'ye doru hep ayn kiilerden oluan, grlmemi bir dzenbazlar srs kouup durmutur. Casanova'nn, her oyun masasnda ve her kk sarayda ayn dzenbaz arkadalara rastlamas --Talvis'ler, Afflisio'lar, Schwerin ve Saint-Germain gibi kimseler-- nceleri bir rastlant olarak grlebilir; oysa bu ii benimsemi kimseler iin bu ekilde sk sk yer deitirme zevk olmaktan ok, bir katr. Ancak pek az bir zaman iin gvenliktedirler; ancak birlikte hareket ettikleri zaman kendilerini koruyabilirler, nk hepsi birden tek bir aile olutururlar, malas ve belli bir simgesi olmayan bir farmasonlar topluluu, bir maceraclar grubu haline gelirler. Birbirleriyle karlatklar yerlerde, dzenbazlk sz konusu olduu zaman, karlkl olarak birbirlerini desteklerler; biri tekini kibarlar toplumuna tantrr ve oyun arkadan tand iin onun adn, sann ve nvann dorulam olur; kadn deitirirler, klk deitirirler, isimlerini deitirirler, dzenbazlklarnn dnda her eylerini deitirirler. Bu ekilde, saraylarn evresinde babo dolap duran btn bu komedyenler, danslar, mzisyenler, dolandrclar, sefihler, fahieler ve simyaclar (Cizvitler ve Yahudilerle birlikte), dar-kafal ve dar-grl yerlemi bir yksek soylular snf ile henz kendini kurtaramam belirsiz bir burjuvazi arasndaki biricik milletler-aras topluluk olarak dnyada yerlerini alyorlar. Ne birine ne de tekine girebiliyorlar, eitli snflar ve lkeler arasnda dolap duruyorlar; -ok deiik ve eitli- bir snf, bayraksz ve vatansz bir korsanlar grubu olarak oradan oraya gidip geliyorlar. Onlarla birlikte yeni bir a, yeni bir -bakalarn smrme sanat- balyor; artk savunmasz insanlar soymuyorlar, yolcu arabalarna saldrmyorlar, kendini beenmileri kandryorlar ve sersemlerin keselerine el atyorlar. Gl kaslardan kaynaklanan cesaretin yerine, onlarda zeka var; saldrganln iddeti, souk bir kstahlkla yer deitirmi; soyguncunun acmasz yumruunun yerini, psikolojinin ve sinirlerin en ince, en usta sanat alm. Para keselerine el atan bu yeni soygun biimi, dnya vatandal ve kibar tavrlarla ibirlii yapyor; bir zamanlar olduu gibi yakp ykacak ve ldrecek yerde, artk hileli oyun katlar ve sahte senetler kullanarak alyorlar. Onlarda hala, Yeni Hindistan'a doru yelken aanlarn ve btn ordularda cretli asker olarak alp meyva ve sebze bahelerini talan edenlerin, her ne pahasna olursa olsun hayatlarn drst burjuva hizmetleriyle kazanmak istemeyenlerin ve karlaacaklar tehlike ne olursa olsun ceplerini bir anda doldurmak isteyenlerin cretli kan var; yalnzca bavurduklar yollar, yntemler daha incelmi, dolaysyla yzleri ve grnleri

de daha ince ve zarif bir hal alm. Artk ar yumruklara, sarho yzlere, babo askerlerin komutanlarnn kaba saba hareketlerine rastlanmyor onlarda; elleri soylu bir ekilde yzklerle ssl ve kstah balarnn zerinde pudralanm bir peruka tayorlar. Drbnleriyle saa sola bakyorlar ve danslar gibi tek ayaklar zerinde frl frl dnmesini biliyorlar; komedyenler gibi tumturakl bir dil (parlando) kullanyorlar ve gerek bir filozofmu gibi derin dncelere dalm grnyorlar. Oyun masasnda, endieli baklarn pervaszca gizleyerek hile yapyorlar ve nkteli konumalar sayesinde kadnlar sahte aklarna ve sahte mcevherlerine inandryorlar. u inkar edilemez: Hepsinde, onlar sempatik hale getiren zekice bir tavr ve bir ruh bilgisi var; hatta aralarnda birka dahilie ulaabilmi. XV'inci yzyln ikinci yars onlarn en parlak a, altn a, klasik dnemleri olmutur; daha nce XV'nc Louis zamannda Fransa'nn en parlak yedi airi Fransz iirine nasl bir incelik ve gzellik kazandrmsa ve daha sonra Almanya'da o hayran olunacak Weimar dneminde dehann yaratc ekli nasl kalc bir deer tayan birka kiide toplanmsa, o sralarda da (XV'inci yzyln ikinci yarsnda) Avrupa dnyas zerinde ok byk bir arlatanln ve lmsz macerann yedi byk yldz zaferle parlamtr. ok gemeden prenslerin ceplerini boaltmak artk onlara yetmez olmutur; kstaha ve grlmemi bir ekilde an olaylarna karmlar ve dnya tarihinin byk ruletini dndrmeye balamlardr. Bakalarnn emrinde hizmet edecek ve boyun eecek yerde, kstaha n plana kmlardr; XV'inci yzyln ikinci yarsn bu maceraclarn oynad rol kadar ak ve seik bir ekilde belirleyen baka hibir ey yoktur. John Law, kaak rlandal, kard kat paralarla Fransz maliyesini patlama noktasna getirmitir. D'Eon, kadnla erkek arasnda, cinsiyeti ve hreti kukulu bu yaratk, milletler-aras politikaya yn vermitir. Yuvarlak kafal kk bir baron olan Neuhoff, gerekten Korsika kral ve gerek bir kral olmu, ama unu da eklemek gerekir ki, sonunda borlular hapishanesine dmtr. Cagliostro, Sicilyal gen kyl, hayat boyunca doru drst okuyup yazmay renemeyen bu adam, Paris'in nnde dize geldiini grm ve nl kolyesiyle (Tarihe -Kolye meselesiolarak gemi olan olay; XV'nc Louis dneminde, Kralie Marie Antoinette'in gzne girmek isteyen Kardinal Rohan, entrikac bir kadn olan Kontes de la Motte tarafndan kandrlyor. Kontes, Kardinale Kralienin 1.600.000 frank tutarnda bir kolye istediini, ama Kraln buna raz olmadn sylyor. Kardinal kolyeyi nl bir kuyumcudan alp, Kralieye versin diye Kontese teslim ediyor; ama kolye kayboluyor. Rohan demeyi yapamad iin mesele ortaya kyor. Rohan Paris'ten srlyor, Kontes ise kamlanyor ve kzgn demirle damgalanyor. Cagliastro'nun da bu ie bulat syleniyor, ayn ekilde o da Paris'ten srlyor.) bana orap recek ipi, kralln eline vermitir. Yal Trenck'in hikayesi en acklsdr, nk bu macerac, soylulara kar herhangi bir su ilemedii halde, sonunda ban giyotine vermi ve krmz balnn altnda bir hrriyet kahramannn ac roln oynamtr. Saint-Germain, (Saint-Germain: Olaanst hafzas ile XV'inci Louis'nin sarayn akna eviren ve birok yzyldan beri yaadn iddia eden macerac.) ya belli olmayan bu sihirbaz, Fransa kralnn alakgnll bir ekilde kendi nnde diz ktn grmtr ve doum tarihinin zlemeyen srr ile, bugn bile, bilimin abalarna meydan okumaktadr. Hepsinin elinde en gl insanlardakinden daha fazla g vard;

btn dnyann ilgisini ve dikkatini kendi zerlerine ekmilerdir, bilginleri bylemiler, kadnlar batan karmlardr; zenginleri soymular ve ne bir grev ne de bir sorumluluk almadan, politika alanndaki kuklalarn iplerini gizlice ekip durmulardr. Ve bunlarn sonuncusu olan --ama en kts olmayan-- bizim Giacomo Casanova'mz, bu loncann tarihini yazan ve kendini anlatrken btn tekileri de temsil eden bu adam, yzlerce baars ve maceras ile, bu unutulmaz ve unutulamyacak yedilinin, --her biri btn airlerden daha nl, ann btn politikaclarndan daha ok ey baarm, daha o zaman bile yitip gitmeye mahkum olan bir dnyaya ksa bir sre egemen olmu bu yedilinin-- en zevkli, en elenceli parasn oluturmaktadr. Gerekten de, Avrupa'daki bu akl sr ermez komedinin ve kstahln bu byk yeteneklerinin kahramanca a, topu topu otuz ya da krk yl srmtr; sonra onlarn en tam rnei, en kusursuz dehas, gerekten eytani bir macerac olan Napoleon'un kiiliinde kendi kendisini ykp tketmitir. Yetenein, oyun oynamaktan baka bir ey yapmad yerde, deha byk bir ciddilikle hareket eder; ikinci derecede rollerle yetinmez o, yalnzca kendisi iin, kendi yaratc roln oynamak iin, bir sahne olarak btn dnyaya sahip olmak ister. Bonaparte, bu meteliksiz kk Korsikal, Napoleon adn ald zaman, burada artk, Casanova-Seingalt ya da Balsamo-Cagliostro'da olduu gibi, kibar bir adamn maskesi altnda korkaka gizlenen biriyle deil, herkesin nnde gururlu bir ekilde kendi deerini kantlayan ve zafere ulamak iin kurnazla bavuracak yerde, onu kendi hakk olarak gren stn bir ruhla kar karya bulunuyoruz demektir. Btn bu yetenekli kiilerin dehas olan Napoleon'la birlikte, macera, bekleme odasndan karak saltanat tahtnn salonuna gemitir; Napoleon, maceray doruk noktasna kararak, yasa-d olan eyleri, glln yceliine ulatrm ve ksa bir sre iin Macera'nn bana, btn talarn en gzelini, Avrupa'nn tacn koyabilmitir. ::::::::::::::::: KLTR VE YETENEK -Bilgili, okumu bir kimse olduu syleniyor, ama gizli bilgiler ve hnerler bakmndan da zengin bir kafas var; ngiltere'de ve Fransa'da bulunmu, kibar beylerden ve hanmlardan yasa-d menfaatler salam, nk onun yaama biimi her zaman bakalarnn zararna yaamak ve arabuk inananlar kandrmakt. Casanova'y iyice tandnz zaman, onda, inanszln, yalann, utanmazln ve sefihliin korkun bir ekilde bir araya geldiini grrsnz.(Venedik Engizisyonunun gizli raporu, 1755)(Btn vatandalar zerinde aratrma, soruturma, yarglama ve her trl cezaya arptrma yetkisine sahip olan kiilik bir mahkeme, Kilise Engizisyonunun bir Devlet Engizisyonuna dnmesini ifade eden bu kurum, Venedik'te XV'inci yzyln sonuna kadar devam etmitir.)

Casanova, bir macerac olduunu hibir zaman inkar etmemitir; tam tersine, Romallarn daha o zaman fark etmi olduklar gibi, her zaman aldanmaktan holanan bir dnya ierisinde aldanan biri olmaktansa aldatan biri olmay, krplmaktansa krpmay tercih ettiini syleyerek vnmtr. Kar kt tek bir ey vardr: Meyhanelerde rastlanan dolandrclar gruhundan biriyle, sradan bir baya adamla kartrlmak; birtakm budalalardan ince ve zarif bir ekilde ve ustalkla para szdracak yerde, insanlarn ceplerini kaba saba bir ekilde ve aka soymaya kalkan krek mahkumlar ve daraacn boylayacak kiilerle kartrlmak... Hatralar'nda, kat oyunlarnda hile yapan Afflisio ya da Talvis'le herhangi bir yerde (aslnda, ortak olarak evirdikleri ilerde) karlam olduunu itiraf etmek zorunda kald zaman, kendini onlardan ayr tutmaya zen gsteriyor; nk o ve onlar ayn planda i grmekle birlikte, her eye ramen, farkl dnyalardan geliyorlar. Casanova yukardan --kltrden-geliyor, tekiler ise aadan --hilikten--. Schiller'de, ahlaki bir gr-asndan hareket eden o eski renci --haydutlarn elebas olan Karl Moor-- su ortaklar olan Spiegelberg ve Schufterle'yi hor grr; nk kendisinin, dnyann alaklndan almak iin, byk bir ruh cokunluu ierisinde yapt eyi, tekiler kaba saba ve kanl bir meslek haline getirmilerdir. Casanova da, kendisiyle, o parlak ve tanrsal macera mesleini her trl gzellikten syran, yol yordam nedir bilmeyen hilekarlar gruhu arasndaki fark her zaman kuvvetle vurgulamaya alr. nk, aslnda, dostumuz Giacomo, burjuvalarn onur krc olarak niteledikleri, drst insanlarn ise isyan ettikleri byle bir meslek iin bir eit soyluluk nvannn, felsefi bir ayrmn gerekli olduunu ne srmektedir. arlatan bir insandaki komedi aknn, kirli bir i olarak deil de, ince bir sanat olarak grlmesini ve bu ekilde deerlendirilmesini istemektedir. Eer ona kulak verecek olursak, filozofun, yeryznde, btn sersemlerin zararna olmak zere elenmekten, kendini beenmileri kandrmaktan, saf kimseleri dolandrmaktan, cimrilerin ykn hafifletmekten, kocalar kzdrmaktan, ksaca tanrsal adaletin gnderdii biri olarak bu dnyann btn lgnlklarn cezalandrmaktan baka bir ahlaki ykmll yoktur. Aldatmak, onun iin, yalnzca bir sanat deil, yksek bir ahlaki grevdir ve bu grevi o, yasa-d yaayan cesur bir prens olarak, temiz bir vicdan ve esiz bir itenlikle yerine getirmektedir. Ve Casanova bize, paraya ihtiya duyduu ve almaktan korktuu iin deil de, yalnzca yaradl bakmndan ve kar konulmaz bir deha ile macerac olduunu syledii zaman ona inanmak gerekir. Babasnn ve annesinin tarafndan geen bir kaltmla, komedyen olarak, btn dnyay bir sahne, Avrupa'y ise kulis gibi gryor; blf yapmak, aldatmak, bakalarn kafese koymak, Casanova iin, daha nce Eulenspiegel'de (Till Eulenspiegel: XV'nc yzylda yaam, akacl ve hazr-cevapll ile n yapm bir kii. Fkralar aa Almanya'da hemen herkese bilinen bir kitapta toplanmtr. Almanya'nn Nasrettin Hocas olarak grlmektedir.) olduu gibi yerine getirilmesi gereken tabii bir fonksiyondur; Casanova, bir maskenin altna gizlenmenin ve soytarln karnavallara zg neesi olmadan yaayamaz. Drst mesleklerde, iyi gzle baklan, rahat mevkilerde yer alma frsat yz kere gemitir eline; ama en ekici ey bile onu tuttuu yoldan caydramaz, hibir ey onu ayartp burjuva hayatna altrmay baaramaz. Ona milyonlar veriniz, meslekler ve yksek mevkiler sununuz, kabul

etmeyecek ve her zaman ilk ve tabii ortamna dnmeyi tercih edecektir: Vatansz olarak kalmak ve ku gibi hafif olmak isteyecektir. Bylece, hakl olarak, kendini bir eit gururla teki dolandrclardan ayrt edebilir, nk hibir zaman umutsuzluk yznden deil, her zaman srf elence olsun diye bu yolu semitir; stelik, gerekten de, ne Cagliostro gibi pis kokulu bir kyl evinden kmtr, ne de Kont Saint-Germain gibi kim olduu, nereden geldii bilinmeyen biridir (o da herhalde pek iyi kokmuyordu). Messer Casanova, her ne olursa olsun, yasal bir ekilde dnyaya gelmitir ve olduka saygdeer bir ailedendir; annesi -La Burunella-, Avrupa'nn btn opera sahnelerinde baarl olmu ve hatta sonunda Dresden Krallk Tiyatrosu'ndan mr boyu emeklilik ayl almaya hak kazanm nl bir arkcdr. Erkek kardei Francesco'nun adn Raphael Mengs'in parlak rencisi olarak, her sanat tarihi kitabnda bulmak mmkndr: O zamanlar kendisi -tanrsal- olarak niteleniyordu ve o byk sava -makineleri-ne bugn bile her Hristiyanlk mzesinde rastlanmaktadr. Btn akrabalarnn ok onur verici meslekleri vard; avukat, noter ve papazlarn saygdeer giysilerini tamlard srtlarnda. Grlyor ki, Casanova'mz, hi de irkeften gelmi deildir: O da Mozart ve Beethoven gibi sanatla ili dl olan ayn burjuva snfndan gelmektedir. O da, onlar gibi, klasik dillerde ve Avrupa dillerinde kusursuz bir eitim grmtr; btn tuhaflklarna, lgnlklarna ve kadnlar vaktinden nce tanmasna ramen, parlak zekas ile, Latinceyi, Eski Yunancay, Franszcay, braniceyi kusursuz bir ekilde renmitir, bir para spanyolca ve ngilizce de bilmektedir; yalnzca Almancay, hatta otuz yl sonra bile, konumay bir trl baaramamtr. Matematikte olduu kadar felsefede de baarldr; teolog olarak, ilk defa on alt yandayken bir Venedik kilisesinde vaaz vermeye balamtr ve bir yl boyunca da San Samuele Tiyatrosu'nda kemanc olarak ekmeini kazanmtr. Padua'daki hukuk doktoras (bunu on sekiz yandayken aldn iddia ediyor), gerek midir, yoksa bize bir oyun mu oynamtr, bilemiyoruz? Bu nemli problem zerinde, bugn bile, nl Casanova'clar sa saa ba baa gelmektedirler; her ne olursa olsun, niversitelerde okutulan birok konuyu renmitir, nk kimyada, tpta, tarih, felsefe ve edebiyatta, zellikle astroloji, altn yapma sanat, simya gibi daha gizli kapakl olduklar iin daha ok kazan getiren bilgiler alannda olduka tecrbesi vardr. Ayrca, bu yakkl ve evik delikanl dansta, eskrimde, binicilikte ve kat oyunlarnda, kibar beylerin arasnda en ok dikkati eken biri olarak parlamaktadr; bu derece abuk ve iyi bir ekilde kazanlm bu saysz bilgilere bir de gerekten ei benzeri grlmemi bir hafzay --yetmi yllk bir mr boyunca hibir yz unutmayan, iittii, okuduu, syledii ya da grd eylerden hibirinin silinip gitmesine frsat vermeyen olaanst bir hafzay-- ekleyin, btn bunlarn bir araya gelmesi yle bir entelektel birikim yaratmtr ki, bu birikim sayesinde Casanova nerdeyse bir bilgin, nerdeyse bir air, nerdeyse bir filozof ve nerdeyse kibar bir bey haline gelmitir. Evet, ama ancak -nerdeyse-; ve bu -nerdeyse- kelimesi, Casanova'nn eitli yetenekleri ierisindeki boluu acmasz bir ekilde ortaya koyar. Gerekletirebildii her ey, ancak belli bir l ierisinde kalmtr; airdir, ama tam bir air deil; hrszdr, ama meslekten bir hrsz deil. En yksek dnce alanna dokunup

geer, krek mahkumluuna da dokunup geer, ama hibir yetenei, hibir meslei tam olarak gerekletiremez. Akla gelebilecek her konuda tam bir amatr, bir hevesli olarak, btn sanat ve bilim dallarnda pek ok ey bilir; inanlamyacak kadar ok ey bilir; gerekten yaratc olabilmesi iin kk bir ey eksiktir onda: rade, kararllk ve sabr. Bir yl ciddi bir ekilde alsayd, ondan daha iyi bir hukuku, daha akll bir tarihi olamazd; bu nl kafa ylesine bir aklk ve seiklikle, yle hzl iliyordu ki, herhangi bir bilim alannda profesr olabilirdi; ama Casanova hibir eyi tam olarak yapmay dnmemitir hi bir zaman; ciddi olan her ey, onun oyuncu tabiatna aykr dmektedir; tatsz ve monoton olan her trl faaliyet, yaama sarholuu ile badaamamaktadr. Hibir ey olmak istemiyor, her eymi gibi grnmek ona yetiyor: Grn, gerekten de, insanlar yanltr ve yanltmak ona her eyden daha ok zevk vermektedir. Budalalara herhangi bir eyi gerekmi gibi gsterebilmek iin, pek fazla bilimsel derinlie ihtiya olmadn biliyor; u ya da bu gibi bir konuda bir parack bir eyler bildii zaman hemen imdadna koacak olaanst bir yardmcs var: O ok byk soukkanll, utanmak nedir bilmeyen bir dolandrcnn pervaszl. Casanova'ya herhangi bir problemden sz edin, hibir zaman bu konuya yabanc olduunu itiraf etmeyecektir; hemen en ciddi ve en usta tavrn taknacaktr. Bir arlatan olarak dnyaya geldii iin, esen rzgara gre ustalkla yn deitirecektir; oyun katlarn ok iyi kartrmasn bilen biri olarak, arabuk her eyin altn stne getirecek ve en tehlikeli iten bile hemen her zaman yznn ak ile kacaktr. Paris'te Kardinal Bernis ona piyango dzenlemekte biraz bir eyler bilip bilmediini soruyor. Tabii, en ufak bir fikri bile yok, ama --yine tabii olarak-- her eye dokunup geen bu adam ciddi bir ekilde -evet- diyor ve bir komisyonun nnde, kendinden emin bir ekilde uzun uzun konuarak, sanki yirmi yllk tecrbeli bir bankermi gibi mali projeler hazrlyor. Valencia'da, bir talyan operas metni yazmas isteniyor: Casanova arabuk yazp bitiriyor. Mzik bestelemesi istenseydi, hi pheslz ustalkla eski operalardan paralar alarak onu da yapabilirdi. Rus mparatoriesine kendini takvimde yeni dzenlemeler yapan biri ve astronomi bilgini olarak tantyor; Kurland'da hemen orackta teknisyen oluvermi biri gibi madenleri denetliyor; Venedik Cumhuriyeti'nde, kendini kimyager olarak gsterip, ipei boyamak iin yeni bir yntem tavsiye ediyor; spanya'da, bir tarm uzman ve bir smrgeci imi gibi boy-gsteriyor ve mparator 'inci Joseph'e tefecilikle savamak iin geni bir alma sunuyor. Waldstein Dk iin komediler yazyor; Urfe Desi iin bir Diana aac ve simya alannda baka birtakm arlatanca eyler yapyor; Bn. Roumains'in evinde, Sleyman'n anahtar ile kasay ayor; Fransz hkmeti iin tahviller satn alyor; Augsbourg'da kendini Portekiz elisiymi gibi gsteriyor; Fransa'da bazen bir sanayici, bazen Krallk Hayvanat Bahesine yiyecek salayan biri olarak grnyor; Bolonya'da tbba kar hicivler yazyor; Trieste'de Polonya Krall tarihini yazyor ve lyada'y ottavarima (Ottavarima: Sekiz msradan oluan ve kafiyenin kullanld iir ktas. lk alt msra bir btn oluturuyor: 1, 3, 5'inci msralarla 2, 4, 6'nc msralar, kendi aralarnda ayr ayr kafiyeli. 7 ve 8'inci msralar bir beyit olarak birbiriyle kafiyeli.) halinde tercme ediyor. Ksaca, btn atlara binebildii halde, belli bir at yok, ama hepsinin stnde durabiliyor; ne attan dyor, ne de alay konusu oluyor.

Brakt yazlarn listesini kartracak olursak, evrensel bir filozofla, bir ansiklopedistle, yeni bir Leibniz'le karlatmz sanrz. te Odysseus ve Kirke operasnn yannda kocaman bir roman; ite kpn iki katnn alnmasyla ilgili bir deneme ve ite Robespierre'le politik bir konuma; ve biri kp da ondan, teolojik olarak Tanrnn varln kantlamasn ya da ruh temizliini vmek iin bir ilahi yazmasn isteseydi, bir dakika bile tereddt etmezdi. Her ne olursa olsun, ne kadar ok yetenek var onda! Bu yetenekler herhangi bir ynde, bilimde, sanatta, diplomaside, i alannda tam olarak gerekleebilseydi, olaanst sonular kabilirdi ortaya. Ama Casanova, kendi isteiyle, bu yeteneklerini anlk eyler iin har vurup harman savurmutur ve her ey olabilecek olan bu adam hibir ey olmamay, ama hr kalmay tercih etmitir. Hrlk, bamszlk, babo bir serserilik ona, yerlemi bir hayattan, herhangi bir meslek ierisinde oturup kalmaktan ok daha byk --son derece byk-- bir mutluluk vermitir. -Herhangi bir eyde donup kalma dncesi bana her zaman can skc gelmitir ve akla uygun bir hayat srmek, bana yle geliyor ki, tamamen tabiata aykrdr.Srekli olarak ne Fransa kralnn hizmetinde iyi cret alan bir piyango tahsildar, ne i adam, ne kemanc, ne de yazar olmay ister; bir yerde bir atn srtna atlar atlamaz gnlk trs giditen hemen can sklr; debdebesinden cesurca vazgeip, yere atlayarak, yolun zerinde karsna kacak ilk arabaya --kaderinin arabasna-- binmeyi bekler. Gerek mesleinin hibir meslee sahip olmamak, btn ileri ve bilimleri yzeyde kalacak ekilde denemek ve sonra tpk rol ve klk deitiren bir komedyen gibi baka bir alana gemek olduunu hisseder. Niin bir yerde donup kalsn ki? Hibir eye sahip olmak ve hibir eyi saklamak istemiyor, hibir ey olmak ve hibir ey edinmek istemiyor, nk onun iddetli tutkusunun istemi olduu ey, tek bir hayat deil, bir tek hayat ierisinde yz tanesini yaamak. Bunun iindir ki, hr olmak istiyor ve zenginlii, zevkleri, kadnlar, ne gvenlie ne de sreklilie gerek duymadan, ancak bir an iin arzu ediyor. Grillparzer'in o kadar iyi ifade etmi olduu eyi belli belirsiz hissederek evlerin ve bu dnyann nimetlerinin nnden glerek geebiliyor (nk btn bunlar her zaman bir bamlln ifadesidirler): nk tuttuun ey seni brakmaz Ve efendiyim derken, olursun uak. Oysa Casanova, kutsal tesadfn dnda kimsenin ua olmak istemiyor; evet, bu kutsal tesadf bazen onu sert bir ekilde sarsyor, ama her eye ramen, ona her zaman ve bol bol yeni srprizler hazrlyor; o da ona sadk kalabilmek iin, basit bir doktrinin snrlar ierisinde kalan hr dnceden ok daha fazlasna sahip olacak ekilde, en gevek balar bile hor grerek bir yana itiyor. -En byk hazinem, diyor gururla, kendi kendimin efendisi olmam ve felaketten korkmamam-. Bu cesur adama, kendisine takt Seingalt valyesi nvanndan daha ok onur veren bir dnce biimini dile getiren erkeke bir deyi! Bakalarnn kendisi hakknda ne dndklerini umursamyor; onlarn ahlaki engellerini grlmemi bir kaytszlkla ayor, geride kalanlarn fkesine ve saygsz izmeleriyle iek bahelerini ineyip getii durmu oturmu kimselerin kzgnlna aldr etmiyor.

Yaama sevincini, hibir zaman dinlenmede ve rahat bir tembellikte deil, yalnzca hareketin itici gcnde ve atlmda buluyor; bylece her trl engelden kolayca ve en ufak bir rahatszlk duymadan syrld ve daldan dala umaktan baka bir ama gtmeyen bir gr-asn benimsemi olduu iin, hep ayn meslein scack kozas ierisinde oturan drst insanlar ona ok gln geliyor: Kstaha kllarn akrdatan, ama generallerinden azar iittikleri zaman ezilip bzlen kumandanlar da, bir kitaptan tekine geerek, katlar, katlar ve yalnzca katlar kemirip duran kitap kurtlarndan baka bir ey olmayan bilginler de, para antalarnn zerinde endieli bir ekilde oturan ve kasalarnn nnde nbet tutan para-babalar da onda sayg uyandrmyor; hibir mevki, hibir lke, hibir niforma ona ekici gelmiyor. Hibir kadn onu kollar arasnda tutamaz, hibir prens onu kendi snrlar ierisinde alkoyamaz, hibir meslein monotonluu ierisinde skp kalamaz: Burada da, btn kurun damlar delip geer; (Zweig burada, Casanova'nn, dam kurunla kapl dkalk saraynn altndaki Venedik zindanlarndan kan hatrlatyor bize.) ryp kalmaktansa, hayatn tehlikeye atmay tercih eder. Bu ateli ve dayankl bedenin ierisinde, yetenek, g, cret ve dnce olarak insan yakp tututuran ve kamlayan her ne varsa, her zaman ve hepsini, ne idii belirsiz olan Kaderin --bu oyun ve deiiklik Tanrasnn-nne frlatr; bylece hayat hibir zaman tek bir kalp ierisinde donup kalmayacaktr; basn altndaki bir su gibi ekil deitirecek, bazen berrak bir fkrma ile gklere doru ykselecek, gne nlaryla ve sevinle parlayacak, bazen bir alayan gibi uuldayarak bir uurumun karanlklarna dklecektir. Emniyet Sand'na bavurmak zorunda kalan bu msrif adam, prenslerin masasndan hapishaneye derek, kadnlar batan karan biriyken basit bir koruyucu (Kumarhane ya da genelev koruyucusu.) haline gelerek, bir imek hz ile dmeye devam edecek, ama tekrar ykselecek ve bir elektrik akmnn btn gc ile yeni bir atlm yapacak, mutlu olduu zaman parltlar saacak, felaketle karlat zaman serinkanlln yitirmeyecek, her zaman ve her yerde cesaret ve gvenle dolup taacak. Gerekten de, cesaret, Casanova'nn uygulad yaama sanatnn gerek temelidir, ona verilmi en iyi yetenek budur: Hibir eyi gvenlik altna almaz, hayatn tehlikeye atmakla yetinir; Casanova ile birlikte, bir gn, tedbirli kimselerden oluan kalabaln ortasnda, cret gsteren birinin --her eyini tehlikeye atma cesaretini gsteren birinin-- ortaya ktn gryoruz: Kendini ve karsna kan her trl ans ve frsat tehlikeye atmaktan ekinmeyen biriyle karlayoruz. Ama kader kendisine meydan okuyan cretli kiileri sever, nk oyun onun tabii ortamdr. Kstahlara alkanlardan, atak kiilere sabrllardan daha ok ey verir; ayn ekilde, bu lsz adama da, genellikle btn bir nesle verdiinden ok daha fazla ey balamtr; onu yakalar ve drt bir yana srkler, btn lkeleri dolatrr, arabuk ykseklere karr ve atlmlarnn en gzelini yapmaya hazrland bir srada da ayana elme takar. Kadnlarla dllendirir ve oyun masasnda onunla alay eder; tutkularn harekete geirir ve tam gerekleecekleri anda ona oyun oynar. Ama hibir zaman onu brakmaz ve can skntsna kaplmasna frsat vermez; yorulmak nedir bilmeyen bu adam iin, bu kusursuz ve uysal oyun arkada iin, bkp usanmadan yeni yeni heyecanlar ve tehlikeler bulup icat eder. Bylece bu hayat geni, renkli, zengin, eitli deiikliklerle dolu, olaanst ve alaca bulaca bir hale gelir. Eine ancak birka yzylda bir rastlanabilecek

bir hayat! Ve yalnzca bu hayat anlatmakla, hibir zaman bir ey olmak istemeyen ve olmayan bu adam, hayatn ei benzeri grlmemi bir airi olmutur ve bu aslnda kendi isteiyle deil de, hayatn isteiyle gereklemitir. ::::::::::::::::: SATHLN FELSEFES -Filozof olarak yaadm.- (Casanova'nn son szleri) Aslnda, bu derece geni bir hayatta hemen her zaman pek az bir manevi derinlik vardr. Casanova gibi btn sularn zerinde evik ve becerikli bir ekilde dnp durabilmek iin, her eyden nce, bir mantar kadar hafif olmak gerekir. Ve bylece, dikkatle bakld zaman, onun bu derece hayranlk uyandran yaama sanatnn, zel bir olumlu g ya da erdemden deil, zellikle olumsuz bir eyden, hibir ahlaki dizginin bulunmayndan kaynakland grlecektir. nsanolunun zsu ile dolu, kanl canl ve tutkuyla dolup taan byle bir rneinin psikolojik otopsisi yaplacak olursa, ilk nce fark edilecek ey, hibir ahlaki organn bulunmaydr. Kalp, akcierler, karacier, kan, beyin, kaslar ve phesiz sperma kanallar, btn bunlar, Casanova'da en normal ve en gl ekilde gelimitir; yalnzca, -karakter- dediimiz esrarl oluum ierisinde genellikle ahlaki niteliklerin ve ahlaki grlerin topland ruhi noktada, Casanova'da tam bir boluk, havasz bir alan, yokluk ve hilikle karlamak insan artr. eit eit asitler ve amar sular ile silip temizleyerek, eitli neterlerle aarak ya da mikroskoplarla bakarak ne kadar incelersek inceleyelim, her bakmdan salkl olan bu organizmada, vicdan denilen zn, duyular dnyasn denetleyen ve dzenleyen bu benlik-st manevi eyin en ufak bir krntsna bile rastlayamayz. Bu salam ve ehvetli beden ierisinde, kabataslak bir ahlaki -sistem- bile kesinlikle yoktur. Casanova'nn hafifliinin ve dehasnn btn srr bununla aklanabilir: Bu mutlu adamn yalnzca ehvet duygusu vardr ve ruhu yoktur. Hibir kimseye ve hibir eye balanmad, hibir hedefe nian almad ve hibir vicdani kayg ile engellenmedii iin, belli bir gayeye doru yryen, ahlaki bir bask altnda bulunan, sosyal bir deere balanm olan ve ahlaki kayglarn ykn tayan btn insanlardan ok daha farkl bir tempo tutturabilmitir: Grlmemi atlm, ei benzeri olmayan esneklii buradan ileri gelir. Dnyay gemiyle dolaan bir gezgine benzeyen bu adam iin, kara ya da toprak diye bir ey yoktur. Hibir toprakta kalamaz, hibir lkenin yasalarna boyun emez, yalnzca tutkularnn avcs ve korsandr o; bu zelliinden tr, ne toplumun allm kalplarna uyar, ne sosyal szlemelere, ne de Avrupa ahlaknn allm kurallarna boyun eer. Baka insanlara kutsal ya da yalnzca nemli grnen eylerin, onun gznde bir metelik deeri bile yoktur. Ona ahlaki balarn ya da bu dnyadaki ykmllklerimizin neler olduunu aklamaya aln, bir Zenci metafizikten ne kadar anlarsa o da onlardan o kadar anlar. Ya vatan sevgisi? Bir dnya vatanda olarak, yetmi yl boyunca zel bir yata bile olmayan, her zaman orada burada yaayan bu adam, vatanseverlikle alay etmektedir. Ubi bene ibi patria (Nerde rahat edersen, vatann orasdr), ceplerini en iyi nerede doldurabiliyorsa ve yatana alaca kadnlar en kolay

nerede bulabiliyorsa, budalalar burnunun ucundan tutup en rahat nerede srkleyebiliyorsa ve hayatn tadn en ok nerede karabiliyorsa, orada ayaklarn rahata masann altna uzatr ve kendini evinde hisseder. Dine kar saygl olmak m? Herhangi bir inan sistemi kendisine en ufak bir menfaat salayacaksa eer, her trl dini benimseyecek, snnet olabilecek ya da inliler gibi san uzatp rebilecektir ve iinden de kendi dini olan Katoliklik kadar bu dinlerle de alay edecektir. Gerekten de, teki dnyaya inanmayan, yalnzca bu scak ve ateli hayata inanan bir insan iin din neye yarar ki? -Bu dnyann tesinde hibir ey olmamas ok mmkndr ya da hi deilse, ne olduunu zaman gelince reneceizdiye fikir yrtyor, olanca tembellii ve kaytszl ile... O halde, metafiziin, rmcek alarn andran btn dnce sistemlerine yuf olsun! Carpe diem, (Latin airi Horatius'un -Hayat ksadr, ondan yararlanmaya bakalm- anlamna gelen szleri.) bugnn tadn kar, her andan yararlan, her an bir zm salkm gibi sonuna kadar sk ve posasn da domuzlara at: Biricik ilkesi budur ite! Yalnzca duyular dnyasnda, grlebilen ve eriilebilen eylerin dnyasnda kalmak, her ann verebilecei en byk zevki ve tad --presten geirircesine-- elde etmek, ite Casanova'nn felsefesi budur ve bundan bir santimetre bile teye gemez; bunun iindir ki, burjuva ahlaknn insann ayana kstek olan btn kurun gllelerini, onuru, namusu, grevi, utanc ve sadakati, o an iin serbeste alp gelimesine engel olacak her eyi, glerek, bir yana frlatabiliyor. Gerekten de, onuru ne yapacak Casanova? Ona, iman Falstaff'n verdiinden daha ok deer vermiyor, onur, ne yemeye ne de imeye yarar diyen Falstaff'n ulam olduu geree itiraz edilemez! Ya da bir oturum srasnda, insanlarn hep gelecekteki an ve nden sz ettiklerini duyduunu, oysa bir sonraki neslin ngiltere'nin bugnk rahat ve refah iin ne yaptn pek merak ettiini aka syleme cesaretini gsteren u ngiliz Parlamento yesinden daha fazla deer vermiyor onur denilen eye. Bir zevk konusu deil ki onur; onu elinizde tutamazsnz, ama o, size ykledii birtakm grevler ve ykmllklerle zevkin tadn karr; dolaysyla, hibir ie yaramaz. nk Casanova'nn yeryznde, grevler ve ykmllkler kadar nefret ettii baka hibir ey yoktur. Cesur ve gl bedenine bol bol zevk duyma imkan salamak, kadnlara da mmkn olduu kadar ok nee iksiri vermek gibi tabii ve rahat ilerden baka bir grev tanmaz ve tanmak da istemez. Bunun iindir ki, ateli varlnn bakalar iin iyi mi yoksa kt m olduunu, onlara tatl m yoksa ac m geldiini, kendi davranlarn bir onursuzluk ya da utanmazlk olarak grp grmediklerini kendi kendisine sormak aklndan bile gemez. Utan, amma da acayip kelime, ne kadar anlalmaz bir kavram bu! Onun hayatnn szlnde byle bir kelime yoktur. En aa tabakadan birinin rahatl ile, herkesin nnde pantolonunu aa doru syrmaktan ekinmez; kahkahalar atarak en mahrem yerlerini gsterir; bir bakasnn kendisine ikence yaplsa bile itiraf edemiyecei eyleri, rahat rahat anlatmaktan korkmaz, yani dolandrclklarn, baarszlklarn, gln durumda kald olaylar, cinsel hastalklarn ve frengi tedavilerini... Ne var ki, gerei, Jean-Jacques Rousseau'nun yapt gibi dinleyicilerini daha iin banda fke ve ayplama ile kark bir aknla drecek ekilde, borazan alarak ilan edermi gibi anlatmaya

kalkmaz; kusursuz bir tabiilik ve saflkla anlatr, nk (anatomik tahlilimizin daha nce gstermi olduu gibi) ahlaki ayrmlar hissedebilecek her trl sinirden ve ahlaki kompleksleri yarglayabilecek her trt organdan yoksundur. Kat oyunlarnda hile yapt iin onu ayplayacak olurlarsa; ararak yle cevap verecektir: -Evet ama, o sralarda param yoktu da ondan.Bir kadn batan kard iin sulanacak olursa, glerek yle demekle yetinecektir: -Ama ben de ona ok hizmet ettim, ok zevk verdim.Utanp sklmadan drst burjuvalarn ve safdil arkadalarnn cebinden, biriktirmi olduklar paralar ard iin, en ufak bir zr bile gstermeye hi niyeti yoktur; tam tersine, Hatralar'nda, byk bir ustalkla yapm olduu dolandrclklarn anlatrken kstaha ahkam keser: -Bir budalay aldatmak, akla kar ilenen bir suun cn almaktr.- Kendini savunmaya kalkmaz, hibir eyden pimanlk duymaz ve bir Kutsal aramba gn, (Hristiyanlarda, Byk Perhiz'in ilk gn.) har vurup harman savurduu hayatna --tam bir iflasla, yoksullukla ve sefil bir bamllkla son bulan hayatna-- acyacak yerde, dileri dklm bu yal tilki, insan hayran brakan bir gurur ve kendini beenmilikle u satrlar yazyor: -Eer bugn zengin durumda olsaydm, kendimi sulu grrdm. Ama elimde avucumda hibir ey yok, her eyi harcadm; bu beni avutuyor ve hakl kartyor.- Tanr iin bir kenara hibir ey koymam, ahlaki kayglar uruna ve insanlar iin tutkularndan hibir ey feda etmemitir; kendisi iin de bakalar iin de bir eyler biriktirmemitir ve yetmi yllk bir mr boyunca, hatralarndan baka, hibir eyi saklamamtr. Bu msrif adam, ok kr ki hatralarn da bizlere armaan etmitir: Bu yzden elinde avucunda her ne varsa bylesine kolay harcad iin onu ayplamaya kalkmak bize dmez. Casanova'nn btn felsefesi rahata bir ceviz kabuuna sdrlabilir; byle bir felsefenin ba da, sonu da u ilkeye dayanr: Yalnzca bu dnya iin yaamak, kaygszca ve iinden geldii ekilde yaamak, belki de mmkn olan, ama hi de kesin olmayan teki dnyay veya ldkten sonra an ve n kazanmay dnerek gln duruma dmemek. Birtakm teorilerin, iinde yaanlan ann grnmn bozmalarna frsat vermemek, belli bir gayeye ya da nceden belirlenen bir amaca gre hareket etmemek, yalnzca kendi eilimine gre ve o an gz nnde tutacak ekilde hareket etmek. Dolaysyla, birtakm dncelerin ya da teorilerin bizi engellemesine meydan vermemek: Hikmetinden sual olunmaz bir Tanr, bir oyun masasndan baka bir ey olmayan u dnyay nmze koymu; burada elenmek istiyorsak, oyunun kurallarn olduu gibi kabul etmeliyiz, doru mu yanl m diye sormaya kalkmamalyz. Aslnda Casanova, bu dnya gerekten de olduundan bsbtn farkl olabilir mi, ya da byle olmas gerekir mi gibi bir problemin zerinde bir an bile dnmemitir. -nsanl sevin, ama onu bu haliyle, olduu gibi sevin- diyor, Voltaire'le konuurken. Evrenin yaratcsnn (hibir zaman akl erdiremiyeceimiz) ilerine karmamalyz, bu acayip eyden btnyle sorumlu olan odur; mayay kartrmamal ve ellerimizi bulatrmamalyz, yalnzca parmamz abucak uzatp hamurun iindeki zm tanelerini ekip karmalyz. Bakalarn ok fazla dnen bir kimse, kendisini unutur; dnyann gidiine hogryle bakmasn bilmeyen bir insan, kendi bacaklarnn felce uradn grr. Budalalarn smrlmesini, Casanova, bu dnyann dzeni olarak

grr; zeki kiilere gelince, dorusunu sylemek gerekirse, Tanr onlara hi de yardmc olmuyor, kendilerini savunmak yine kendilerine dyor. Madem ki, dnya bu derece kt dzenlenmi, kimileri lks arabalarda geziyor, ipek oraplar giyiyor, tekilerin ise hrt prt elbiselerinin altnda mideleri alktan gurulduyor, byle bir dnyada, akl banda bir adamn bir tek problemi olabilir: Lks bir arabaya binmek, nk insan bakalar iin deil, kendisi iin yaar. phesiz, burada bir hayli bencillik var, ama bir zevk felsefesi bencillik olmadan dnlebilir mi? Epikrcl sosyal konulara kar tam bir ilgisizlik olmadan dnmek mmkn mdr? Kendisi iin tutkuyla yaamak isteyen bir insan, btn teki insanlarn kaderine mantki olarak, ilgisiz kalmak zorundadr. Btn insanlara ilgisiz kalmak, her yeni gnn insanla ykledii byk problemlere ve insanlarn bana getirecei olaylara ilgisiz kalmak, ite Casanova yetmi yl boyunca byle yaamtr: Kendi zevkinden baka hibir eyle ilgilenmemitir. Ve gzlerini ap, merakla saa sola bakt zaman da, bunu yalnzca elenmek ve yararlanabilecei hibir eyi gzden karmamak iin yapmtr. Ama hibir zaman olup bitenlerden incinmemi, ne de Eyp gibi, Tanrya, olup bitenlerin niini ve nasl gibi yersiz sorular sormamtr; her olguyu yalnzca bir olgu olarak ele alm (ne byk bir duygu tasarrufu!), zerine -iyi- ya da -kt- gibi bir etiket yaptrmamtr. O'Morphi, on be yandaki u pis kk rlandal kz, daha o gn kirli bir yatakta yatarken ve iki florin gibi aalk bir para karlnda kzln seve seve satmaya hazrken, on be gn sonra Geyikli Park'n ierisindeki bir sarayda Fransa kralnn metresi olarak ve mcevherler ierisinde, yaknda ltufkar bir baronun kars olaca gn nasl bekliyorduysa, tpk onun gibi, Casanova da daha dn Venedik'in bir kenar mahallesinde sefil bir kemancyken, ertesi gn soylu bir beyefendinin damad ve parmaklarna elmas yzkler takm gen bir beyzade oluvermitir, btn bunlar, onun yalnzca merak duygusunu kamlayan eylerdir, hi de artc eyler deildir. Tanrm! Dnya byledir ite: Haksz ve mantksz; sonsuza kadar da byle srp gideceine gre bu ani ini-klar aklayabilmek iin karmak bir mekanizmaya ya da yerekimi kanununa benzeyen bir kanun bulmaya gerek yoktur. Yalnzca budalalar ve sersemler, rulet oyununda bir sistem kefetmeye alrlar, bu yzden de oyunun ekiciliini bozarlar; oysa gerek bir oyuncu (evrenin oyununda bile) beklenmedik eyleri, esiz ve srekli bir uyarc olarak grr. Ancak gagasyla ve trnaklaryla eeleyerek en iyi olan eyi arayp bulmak, ite btn bilgelik buradadr; insan yalnz kendisi iin filozof olmal, insanlk iin deil; ve bu da, Casanova iin gl olmak, agzl olmak, ahlaki bir rahatszlk duymamak ve bir saat sonrasn bile dnmeden dalgalarn oyunu ierisinde, gemekte olan an hzla yakalamak ve sonuna kadar tketmek anlamna gelir. nk yaanmakta olan ann tesindeki her ey, hibir dine bal olmayan bu yaman adam iin kesinlikle belirsizdir. Zevkleri sz konusu olunca, hibir zaman bir baka sefere ertelemez, nk yakalayabildiinden ve btn organlaryla kendine mal edebildiinden baka bir dnya dnemez: -Mutlu ya da mutsuz olsun, hayat insann sahip olabilecei tek iyi eydir ve hayat sevmeyen, ona layk deildir-. Ancak soluk almasn bilen, zevke zevkle karlk verebilen, yakc bir tene ateli bir tutkuyla

ve ayn derecede ateli okaylarla sarlan bir insan, ancak byle bir insan, metafizie kar kan bu ilkel tabiatl adama gerek ve ilgin grnmektedir. Bylece, Casanova'nn evren karsnda duyduu merak, organik olan eyle, insanla snrlanmtr: Hayat boyunca, belki de hibir zaman, yldzl gk kubbesine dnceli bir bakla bakmamtr ve tabiat da onda hibir ilgi uyandrmamtr; o derece hzla arpan bu kalp, tabiatn byklnden, sessizliinden ve insana verdii huzurdan hibir zaman etkilenmemitir. Bunu anlamak iin on alt ciltlik Hatralar'n yle bir kartrmak yeter: te delici baklaryla ve keskin duyularyla Avrupa'nn en gzel manzaralar arasnda dolap duran bir adam; Posilip'ten Toledo'ya, Cenevre Glnden Rus steplerine kadar her yeri gezen biri; ama bu bin kadar manzarann gzellii karsnda duyulan hayranl ifade eden bir tek satr bile yok Hatralar'nda. Askerlerle dolu bir meyhanedeki pis bir hizmeti kz, onun iin, Michelangelo'nun btn sanat eserlerinden daha deerlidir ve havasz bir handaki bir kat oyunu partisi, Sorrente sahilindeki bir gnbatmndan daha gzeldir. Tabiat ve mimari: Casanova onlar fark etmez bile, nk bizi Evrene balayan organdan, nk ruhtan tamamiyle yoksundur. afak vakti, zerlerine yer yer iy damlacklar serpilmi, sabah gneinin renk renk klar altnda l l parlayan tarlalar ve ayrlar, onun iin birtakm apal hayvanlarn dolat, prenslerin cepleri altnla dolsun diye kyllerin kan ter iinde, lesiye altklar herhangi bir yeil alandan baka bir ey deildir. nsan eliyle biimlendirilmi korular ve her iki yanna aalar dikilmi glgeli yollar, onu ancak bir kadnla gnl elendirebilecei gizli bir ke olarak ilgilendirir; ieklere ise yalnzca, arada srada birine hediye olarak verildii iin, bazen de bir sembol olarak ie yaradklar iin deer verir. Tabiatn amasz ve maksatsz gzelliine tamamiyle kapaldr bu adam. Casanova iin, dnyada yalnzca ehirler vardr: Kemerleriyle ve akamlar st kapal lks arabalarn --gzel kadnlar gizleyen bu karanlk ve sallantl yuvalarn-- dolat gezi yerleriyle; budalalar kafese koymak iin bir kat oyunu partisi yaplmasn zevkle bekleyen kahveleriyle; sizi kendilerine doru eken ve arabuk, geceyi birlikte geirebileceiniz yeni bir kadn bulma imkann veren operalar ve genelevleriyle; iir gibi soslar ve yahniler hazrlayan, insan mzik gibi etkileyen krmz ve beyaz araplar sunan ahlarn bulunduu otelleriyle ehirler... Bu zevk dkn adam iin dnyada yalnzca ehirler vardr, nk ans ve tesadf, beklenmedik olaylarn olaanst ve akla hayale smaz eitlilii ile ancak ehirlerde ortaya kabilir; nk nceden kestirilmesi mmkn olmayan eyler, en parlak ve en gz kamatrc eitleriyle, ancak ehirlerde gerekleebilir. Casanova, yalnzca ehirleri sever, nk insanlardan yaylan scaklk ancak ehirlerde younlar; kadnlar, Casanova'nn kendileriyle kurabilecei biricik ilikiye en uygun biimde, durmadan deien bir okluk ve eitlilik ierisinde, ancak ehirlerde bulunurlar; ve ehirlerin barnda onun en ok sevdii ey, saraylarn atmosferi ve lksdr; ehvet burada bir sanat halini alacak ekilde ycelir, nk ei bulunmaz bir ehvet dkn olduu halde, bizim geni gsl, salkl Casanova'mz, hi de kaba saba bir adam deildir. Ustaca sylenen bir ark onu heyecanlandrabilir; bir iir onu mutlu edebilir, akllca yaplan ho bir konuma, arabna scaklk katabilir; zeki kimselerle bir kitap zerinde konumak,

localarn loluu ierisinde, bir kadna hayranlkla eildii bir srada mzik dinlemek, btn bunlar, onun iin, hayatn bysn sihirli bir ekilde arttran eylerdir. Ama fazla hayale kaplmayalm: Casanova'daki bu sanat sevgisi, hibir zaman bir oyun olmaktan teye gitmez, hevesli bir kiinin duyabilecei tatl bir neenin snrlarn amaz: Ona gre, akl hayatn hizmetinde olmaldr, hayat hibir zaman akla hizmet etmemelidir. Sanat yalnzca ehvet duygusunu arttran eylerin en incesi ve en zarifi, duyular uyaran, ehvetin iini kolaylatran, tenin kaba zevkinden nce gelen ince bir zevk duyma imkan salayarak tutkuya saygl ve ihtiyatl bir balang olan ekici bir ara olarak grr ve yalnz bu bakmdan deer verir sanata. Arzu ettii bir kadna, bir jartiyerle birlikte vermek zere kk bir iir yazmaktan holanacaktr; onu ateli bir hale getirmek iin Ariosto'dan ezbere iirler okuyabilecektir; kibar insanlara kafal biri olduunu gstermek ve para antalarna el attn ustalkla gizleyebilmek iin, onlarla Voltaire ve Montesquieu zerinde ok akllca konumalar yapabilecektir; ama, bir para zahmet ekmeyi ve sebat gstermeyi gerektirdikleri zaman, dnyann anlamn aklayacak ekilde kendi balarna bir gaye olmak istedikleri zaman, bu gneyli ehvet dkn, ne sanattan ne de bilimden hibir ey anlamaz. Bu kumarbaz adam, igdsyle, her trl derinlii bir yana iter, nk yalnzca yzeyde olan eyi, varln kpn ve kokusunu, tesadfn bir yldrm gibi insann stne ken atrtsn duymak ister, her zaman ve sonsuza dek bir oyuncu, bir kumarbaz, sadece bir eylere heves duyan biridir o; dolaysyla insan rahatlatan bir kaygszlk ierisindedir, ciddilie hemen hi yer yoktur hayatnda ve her zaman hareket halindedir. Usta ressam Drer'in -Kader-i, nasl, yer yuvarla zerinde, tesadfn rzgar ve itilimiyle srklenerek, hibir yerde durup dinlenmeden, hibir eye bal kalmadan, plak ayaklaryla komaktan baka bir ey yapmyorsa, Casanova da ayn ekilde hibir zaman hibir eye balanmadan, belli bir ann ierisinde ve yalnzca hzl deiiklikler iin yaayarak hr bir ekilde koup durmaktadr hayatta. Deiiklik onun iin -zevkin tuzudurve zevk de, onun iin dnyaya anlam kazandran biricik eydir. Bylece bir su kelebei gibi hafif, bir sabun kp kadar bo olan ve parltsn olaylarn yansyan ndan alarak zamann ierisinde uup duran ve her zaman deien byle bir adam insan ancak bir kere yle bir yakalayabilir ve bir an iin avcunun iinde tutabilir; karakterinin zn oluturan eyi kavramak ise daha da gtr. Tam anlamyla sylemek gerekirse, Casanova nedir'? yi midir, kt mdr? ten midir, yalanc mdr? Bir kahraman mdr; yoksa bir dolandrc mdr? Evet! Vakte ve saate gre, bunlarn hepsidir: artlar ona rengini verir ve ierisinde yaad deiikliklerle birlikte deiir. Cebinde paras varsa, ondan daha kibar bir beyefendi yoktur. Byleyici bir canllkla, parlak bir grandezza (ruh ycelii) ile, yksek rtbeli bir papaz kadar sevimli, prenslerin yannda kalan ve onlara ufak tefek hizmetlerde bulunan bir beyzade gibi sefih bir ekilde etrafndakilere avu avu para datr (-para biriktirmek hibir zaman bana gre bir i deildir- demitir); soylu bir ev sahibi gibi, hi tanmad birini masasna davet eder, ona enfiye kutular hediye eder, dka altnlar verir, sayg gsterir ve zekasnn parltlar ile gzlerini kamatrr. Ama pantolonunun ipek cepleri boalmsa, czdannda denmemi senetlerin hrdadn hissediyorsa, galantuoma ile (Beyefendiyle) kat oynarken kazand parann iki katn ortaya srmeye kalkann vay haline! Birok kere size oyun oynayacak, sahte banknotlar srecek, sevgilisini satacak

ve en irkin, en kaba yollara bile bavurmaktan ekinmeyecektir. Oyun katlar gibi eit eit klklara girerek, bugn kibar insanlarn arasnda sevimli, zeki ve byleyici biri olduu halde, yarn aalk bir serseri olabilecektir; pazartesi gn Abelard'a yaraan bir zarafetle bir kadn iin yanp tutuurken, sal gn, sefih bir adam gibi, on sterlin karlnda onu herhangi bir lordun yatana atabilecektir. Hayr, Casanova'nn karakteri ne iyidir, ne de kt: Karakteri yoktur onun. Yzgeler memeli hayvanlara ne kadar yabancysa, karakter ve ahlaki z de ona o kadar yabancdr; o tr bir insann hi bilmedii eylerdir bunlar. Casanova'nn davranlar iin -ahlaka uygundur- diyemediimiz gibi -ahlaka aykrdr- da diyemeyiz; tabii olarak ahlak alannn dnda kalrlar: Kararlar, eklemlerinin kendiliinden yapm olduu hareketlerden, tepkileri ise sinirlerinden ve damarlarndan kaynaklanr, akl, mantk ve ahlaktan hibir ekilde etkilenmez. Bir yerde bir kadn kokusu ald m, kalbi lgnca atmaya balar; kr krne hareket eder, mizac onu nereye srklerse oraya gider. Bir oyun masas grr grmez, eli cebinde titremeye balar: Farknda olmadan ve istemeden parasn masann zerine frlatverir. Onu kzdrrsanz, damarlar patlayacakm gibi ier; az ac bir salg ile dolar, gzleri kan anana dner; yumruunu skar ve fkeden gz dnm bir halde saldrya geer, vatanda ve manevi kardei Benvenuta Cellini'nin deyimiyle, -come un bue-, fkeli bir boa gibi, kendisini kzdran kiinin stne atlr. Casanova, hareketlerinden hibir zaman sorumlu tutulamaz, nk onu harekete geiren ey kandr ve ateliliinin ilkel ve tabii nbetlerine kar hibir ey gelmez elinden: -Hibir zaman kendime hakim olamadm ve hibir zaman da olamyacam-. Ne dnebilir, ne de nceden tasarlayabilir; onu kurtarabilecek eytanca ve ou zaman dahice fikirler, ancak ba darda kald zaman gelir aklna; en kk bir i iin bile planlar ya da hesaplar yapmaz (yeterince sabr yoktur bunun iin). Btn nemli hareketlerinin, en budalaca atlmlar kadar en baarl dalaverelerinin de, hibir zaman kafasnda yapt bir hesaptan deil, her zaman birdenbire patlak veren bir ruh halinden kaynaklandna Hatralar'nda belki yz kere rastlayabiliriz. Bir gn, birdenbire, papaz cppesini srtndan karp atvermitir; askerken bir mahmuz darbesiyle birdenbire dman tarafna geip kendini tutuklatmtr; herhangi bir i bulmadan, hi kimseden bir tavsiye almadan, bu lkeler hakknda hibir bilgisi olmadan, hatta kendisine niinini ve nasln sormadan, kalkp Rusya'da ya da spanya'da almtr soluu. Btn kararlar namlunun ucundan frlayan bir mermi gibi, iradesinin dnda olarak, sinirlerinden, geici heveslerinden ve ok iddetli bir can skntsndan kaynaklanmaktadr. Ve bu kararlar onu, bir durumdan tekine ylesine beklenmedik bir ekilde frlatr ki, ou zaman kendisi bile rker ve gzlerini outurur. Hayatnn doluluunu belki de yalnzca bu cretli planszla borludur, nk more logico ile (mantk kurallarna gre), drst bir ekilde aratrp soruturarak ve hesaplar yaparak maceraya atlamazsnz ve yaamann bu derece akl almaz bir ustas olmak da, stratejik bir sisteme bal kalnarak gerekletirilemez. Btn gcn ve esnekliini yalnzca hibir zaman derin dnmemi olmasndan --tamamiyle, ahlak-d kaygszlndan-ald halde, Casanova'da uyank bir ruhun, dnceli bir karakterin ya da Faust'u veya Mefistofeles'i hatrlatan bir eylerin var

olduunu kantlayabilmek iin, yalnzca tutkular ve igdleriyle hareket eden bu adam bir hikaye ya da komedi kahraman olarak gstermeye alan btn yazarlarn harcadklar bu tuhaf abadan daha hatal bir ey olamaz. Kanna damlack duygusallk kartrn, ona vicdan ve sorumluluk duygusu verin, o artk Casanova olmaktan kacaktr; bilinmeyen, karanlk ynleriyle ona ilgin bir kimse grnmn verin, i dnyasnn temeline vicdani kayglar yerletirin, hemen bambaka bir insan haline gelecektir. nk bu sefih sosyete adamna, her zaman kaygsz bir ocuk olarak kalan, btn oyuncaklar, btn elenceleri, btn kadnlar, btn zevkleri ve bakalarnn para keselerini elde etmek isteyen bu adama, hibir zaman -iblis- denilemez: Casanova'y harekete getiren biricik eytani gcn, ok fazla burjuva kokan bir ad, kaba ve sngerimsi bir surat vardr: Ona olsa olsa -can sknts- adn verebiliriz. i bo olduu iin, ruhsal bir zden yoksun olduu iin, bir hilikten baka bir ey olmad iin, i dnyas btn gcn kuvvetini yitirmesin diye, durup dinlenmeden kendini d olaylarla doldurmas, beslemesi gerekir; alktan lmemek iin, macerann salayaca bol oksijenli havaya ihtiyac vardr: Henz elde edemedii eye, kendisi iin yeni olan eye duyduu iddetli ve onu iin iin kvrandran arzu buradan ileri gelir; her zaman birtakm olaylarn aln duyan bir adam belirleyen ve durmadan evreyi koklamasna ve ateli gzlerle etrafna bakmasna yol aan o agzl merak duygusu da buradan kaynaklanr. dnyas yaratc olmad iin, hi durmadan, hayatn beslemek imkann verecek bir eyi, bir maddeyi ele geirmesi gerekir; ama byle srekli bir ekilde her eye sahip olmak istemesi, gerekten yrtc olan bir adamda, mesela sonsuzlua duyduu susuzlukla birbiri ardnca lkeleri ve krallklar ele geirmek isteyen bir Napoleon'da, ya da kadnlar dnyasnn --baka bir sonsuzluun-- biricik hkmdar olabilmek iin btn kadnlar batan karmak isteyen bir Don Juan'da karmza kan eytanca nitelikten ok uzaktr. Basit bir zevk dkn olan Casanova, hibir zaman bu derece yksek, bu derece ar amalar peinde komaz; o yalnzca srekli olarak zevk duymak ister. Bir eylem adam ya da bir dnr gibi, banazca bir yanlgyla, duygunun tehlikeli gerilimlerine doru ynelmez o; zevkin tatl scaklndan, oyunun ve macerann kvlcmlar saan neesinden baka bir ey istemez, benliini megul etmek ve hayatnn temposunu arttrmak iin her zaman yeni, her zaman deiik maceradan baka bir ey istemez. zellikle yalnz kalmamak, bu buz gibi bolukta yalnz bana titrememek, tek bana olmamak ister. Elinde kendisini oyalayacak bir oyunca olmad zaman, Casanova'y dikkatle inceleyelim: Bu durumda, sessizlik ve sakinlik onun iin, hemen korkun bir huzursuzlua dnmektedir. Bir akam st yabanc bir ehre geliyor: Odasnda bir saat bile kendi kendine, ya da elinde bir kitapla yalnz bana kalamaz. Hemen keyi buca koklamaya balar, acaba tesadfn rzgar ona elenecek, oyalanacak bir eyler getirebilir mi, acaba hizmeti kz geceyi onunla geirerek yatan stabilir mi diye... Aada, herkesin oturduu salonda, otel mterilerinden kiminle olursa olsun konumaya balayacaktr; herhangi bir meyhanede ne idii belirsiz oyuncularla, kazand parann iki katn ne srerek kumar oynayacaktr; geceyi en sefil fahielerden biriyle geirecektir, kendi ierisindeki boluk, onu her yerde, kar konulmaz bir ekilde, canllara, insanlara doru itmektedir, nk canllnn ateini ancak bakalaryla temas ederek

alevlendirebilmektedir; kendi kendine, yalnz bana kald zaman, hi phesiz, dnyadaki en hznl, en skntl insanlardan biridir. (Hatralar'nn dnda kalan) yazlarndan ve Dux'de geirdii yalnzlk yllarndan anlyoruz bunu; oradayken -can sknts-ndan -Dante'nin, anlatmay unuttuu cehennem- diye sz etmitir. Bir topa nasl dnebilmek ve sihirli dansna devam edebilmek iin hi durmadan kamlanmak zorundaysa --aksi takdirde sefil bir halde yerlerde yuvarlanacaktr-- Casanova da iten bir atlm yapabilmek iin dtan drtklenmeye ihtiya duyar: Daha bir sr insan gibi, o da, iinde yaratc bir g olmad iindir ki macerac olmutur. Bu yzden, kendi iinde hayatn tabii gerilimi durduu anda, sun'i bir gerilim olan kumara veya oyuna bavurur. nk, oyun, hayatn geriliminin, dahice, ama kk apta bir tekrardr; sun'i bir tehlike ve kk apta bir kader yaratr: Bu bakmdan, on'da yaayan btn insanlarn snaca bir yer ve btn tembellerin ebedi elencesidir. Oyun sayesinde, duygunun ykselip alal, bir bardak suda frtnalar yaratr; bo anlar, skntl saatler rpermelerle, endie ve bekleyilerle dolar; belki de kadnn dnda baka hibir ey, yorgun erkei kendi kendisinden kurtarmay bylesine baaramaz: Oyun onu hayal rn bir macerann ortasna atar, bylece i dnyasnda oyalanacak bir eyi olmayan biri iin gerekli malzemeyi salar. Casanova, baka hi kimsenin olmad kadar klesi olmutur oyunun. Nasl ki, bir kadn grr grmez hemen onu arzu ediyorsa, ayn ekilde bir masann zerinde yuvarlanan paralar grr grmez de parmaklar titreyerek elini hemen cebine atar; hatta masada bankoyu tutan kiinin tannm bir hilekar --hile yapmada kendisi gibi usta biri-- olduunu fark etmi olsa bile, kaybedeceini bile bile, son altnn tehlikeye atmaktan ekinmez. nk (Hatralar'nda bu noktay usturuplu bir ekilde geitirmi olsa bile, polis arivleri o gnden bu yana gerei bol bol sermitir gzler nne) Casanova'nn kat oyunlarnda, ann en usta hilekarlar ve sahtekarlarndan biri olduuna phe yoktur; her eit aldatmacaya bavurmas ve ak ilikilerinde para karlnda araclk etmesi bir yana, ou zaman bu olaanst sanatla srdrmtr hayatn. Ama oyun tutkusunu, kendini tesadfn ve ansn eline brakmak iin duyduu lsz ve dizginlenmemi hrs en iyi gsteren ey, bakalarn soyup sovana eviren onun gibi bir adamn her zaman ve hi durmadan bakalar tarafndan soyulmaya frsat vermi olmasdr. Gelip geici erkeklere yalnzca sahte bir duygu olarak verdii eyi gerekten hissedebilmek iin gbela katland szde bir aktan kazand paray getirip belalsna veren bir fahie gibi, Casanova da, acemilerden kstaha ve utanmadan ald her eyi, madrabaz oyun arkadalar iin seve seve feda eder; yorucu bir dalavere ile elde ettii kazanc, her zaman meydan okuduu oyun katlarnn ansna brakarak, bir kere deil, yirmi kere, hatta yz kere tehlikeye atm ve kaybetmitir. Ama onu gerek ve tam bir oyuncu haline getiren ey, kazanmak iin deil (ne kadar monoton olurdu bu) oynamak iin oynam olmasdr: Tpk zengin olmak, burjuvalara zg bir hayatn rahat ve scakl ierisinde mutlu olmak iin deil de, yalnzca yaamak iin yaad gibi (burada da, var olmann tabii ortam ierisinde de bir oyuncudur o)... Hibir zaman tam bir geveme ve rahatlamaya ulamaya almaz, arad ey hep srekli bir gerilimdir, krmz ve siyahn, karo'nun ve as'n dar evresi ierisine sktrlm olan ebedi maceradr, sinirlerinin ve tutkusunun ateini

hissedebilmek iin gerekli olan atlmn --kaybetmek ya da kazanmak iin yapt atlmn-- verdii rperilerdir. Tpk damarlarn kaslp gevemesi gibi, evrenin yakc znn ie ekilip sonra tekrar darya verilmesi gibi, bir oyun masasnn banda kazanlar ve kayplar arasndaki bu arpc kartla da ihtiyac vardr, kadnlar elde etmeye de, reddetmeye veya geri evirmeye de ihtiyac vardr, hem zengin hem de yoksul olmaya ihtiyac vardr; sonsuza kadar srecek bir macera gerekir ona. Ve bir sinema eridi gibi eitli ve deiik bir hayatta bile, birdenbire olup biten eylerin, beklenmedik olaylarn ve frtnalarn arasnda ister istemez durgun dnemler de bulunaca iin, Casanova bu bo yerleri oyun katlarnn fatum'unun (belirleyecei kaderin) sun'i gerilimi ile doldurur; hayatnn birdenbire onu yukardan aaya frlatan eriler izmesi, sinirlerini sarsan bu kartlklar, paldr kldr hilie yuvarlanmalar, btn bunlarn hepsi, tesadfe bylesine bir fkeyle meydan okumu olmas yzndendir: Bugn cepleri altnla doludur, arabasnn arkasnda zel niforma giymi iki ua olan bir beyefendidir; ama ertesi gn mcevherlerini bir Yahudiye satacak ve pantolonlarn Emniyet Sand'na rehin olarak brakacaktr (bir aka deil bu, Zrich'de bu eit bir makbuz bulunmutur)! Ama bu yaman macerac, hayatn baka trl deil de, bu ekilde yaamak istiyor, birdenbire ortaya kan mutluluk ve keder patlamalar ile iddetle sarslan bir hayat istiyor: Bunun iindir ki, oyun masasna srlen son ve tek para gibi, ateli varln, hi durmadan kaderin nne frlatyor. Delloda, on kere, lmesine ramak kalmtr, on iki kere ar hapis cezasndan ve krek mahkumluundan kl pay kurtulmutur; milyonlar gelip gemitir cebinden ve o birka krnt olsun alkoyabilmek iin parman bile oynatmamtr. Ne var ki, kendini her zaman ve hep, btnyle ve btn oyunlara, btn kadnlara, btn anlara ve btn maceralara verdii iin, sonunda en iyi eyi kazanabilmitir: Bakalarna muhta olan sefil bir dilenci gibi ld halde, hayatn verebilecei btn imkanlardan, btn frsatlardan alabildiine yararlanmtr. ::::::::::::::::: HOMO EROTICUS -Kadnlar batan karan biri oldum mu hi? Hayr, ben yalnzca tabiatn tatl bysnn ie balam olduu anda oradaydm; hibir kadn da terk edip gitmi deilim, nk kalbim her birine sonsuza kadar kran duydu.(Arthur Schnitzler, Casanova Spa'da) Tanrnn yaratm olduu btn sanatlarda yalnzca bir hevesli, bir amatr olarak kalm ve ou zaman da baarsz olmutur; sama sapan msralar ve can skc felsefi denemeler yazmtr; yle byle keman almay renmi ve konumalarnda da, olsa olsa ansiklopedik bilgilerle yetinen biri olmaktan teye gidememitir. Ama eytann icat ettii faraon, kat oyunlar, biribi, zar atma, domino gibi oyunlarda, bakalarn aldatma, simya ve diplomasi gibi sanatlarda ok daha yetenekli olmutur. Ne var ki, Casanova, yalnzca ak oyununda doruk noktasna ulam ve ancak bu alanda bir usta, bir byc olduunu

kantlayabilmitir. Casanova'nn, baka alanlarda har vurup harman savurduu ve para para kalmaktan teye geemeyen yz kadar yetenei, burada kusursuz bir cinsel akn saf unsuru ierisinde sanki bir eit yaratc kimyasal ilemle, tek bir bileim oluturacak ekilde bir araya gelmitir; ne idii belli olmayan bu amatr adam, burada ve yalnzca burada, tartma gtrmez bir ekilde dahi olarak grnmektedir. Bedeni bile Kythera'lya (Kythera: Yunan Mitolojisinde, ak tanras Aphrodite'nin denizin kpklerinden doduktan sonra karaya kt ada; dolaysyla Kythera'l, Aphrodite'nin bir baka ad olarak kabul edilmektedir.) hizmet etsin diye yaratlm gibidir. Genellikle tutumlu olan Tabiat, grlmemi bir cmertlikle, potasnda tatllk, ehvet, kuvvet ve gzellik olarak her ne varsa, bu adama avu avu vermitir: Kadnlar, gerek bir adam, bir erkek, sevgili erkek cinsinin gl kuvvetli, sert ama yakc bir rneini --iri yapl ve kusursuz bir eklini-bir kere daha grme sevincini tadabilsinler diye... nk, eer Casanova'y, kadnlar fetheden bu adam, fizik bakmdan amzda moda olan ince-uzun yapl gzel bir erkek olarak gznzde canlandracak olursanz, yanlrsnz: Bu gzel, yakkl adam, bel uoma, Eski Yunan delikanllarna benzemez, hem de hi benzemez; damzlk bir erkek tipi olarak tanmlayabiliriz onu: Farnese Herkl'nnkine (Farnese Herkl' (Herakles'i): Bir zamanlar Farnese saraynda bulunan, bugn Napoli Milli Mzesi'nde sergilenen Herakles heykeli. Atinal heykeltra Glykon'un bir eseridir. .. 'inci yzylda yapld sanlmaktadr. Heykel, Herakles'i, iri yapl, adaleli ve plak olarak canlandrmaktadr.) benzeyen omuzlar, bir Romal savannkini andran kaslar ile, bir ingene delikanls gibi esmer gzelidir; cretli askerlerin banda bulunan bir komutan gibi sert ve kstahtr ve tylerle kapl bir orman tanrs gibi azgn ve atelidir. Gle dolup taan ateli bedeni elik gibi salamdr: Drt frengi, iki zehirlenme, bir dzine kl yaras, hapishanelerde ve spanya'daki pis kokulu zindanlarda geirdii skntl ve korkun yllar, Sicilya'nn scandan birdenbire Moskova'nn buz gibi havasna geiler, her zaman harekete gemeye hazr olan erkeklik gcnden hibir ey eksiltmemitir. Nerede olursa olsun, ne zaman olursa olsun baktaki bir kvlcm, evresinde bulunan bir kadnn uzaktan yapt herhangi bir fizik etki, yorulmak nedir bilmeyen bu cinsel gcn hemen alevlenmesine ve harekete gemesine yeter. Verimli bir eyrek yzyl boyunca, tabii hayatta talyan komedilerinin o efsanevi messer sempre pronto, -Bay Her-zaman-hazr- roln oynamtr; bkp usanmadan, yorulmadan kadnlara en cretli aklarnn bile yapamad kadar byk saylarla i grmeyi retmi ve krk yana gelinceye kadar da, Stendhal'n Ak zerine adl incelemesinde zel bir blm ayrmak gereini duyduu, yataktaki can skc fiyaskoyu sadece bakalarndan duymutur. Arzu ile harekete geince hibir zaman yorulmayan bir beden, durup dinlenmeden sinirli bir ekilde her eit kadnn yolunu gzleyen bir arzu, lgnca harcamasna ramen hibir zaman azalmayan bir tutku, varn younu ne srmekten korkmayan bir oyun hrs... Gerekten de, tabiat bir ustaya, beden olarak mr boyu kullansn diye bu derece ok telleri olan ve bu kadar iyi tasarlanm bir viola d'amore'yi, bir ak viyolasn, seyrek olarak verir. Ne var ki, herhangi bir alanda ustalamak, doutan gelen yetenein sonuna kadar geliebilmesi iin zel bir bedel demeyi gerektirir: Kendini bir eye tam olarak vermek, kesinlikle bir tek ey zerinde younlamak. Byle bir younlamann en

st derecesine ancak kendini bir tek tutkuya veren bir insan ulaabilir; yalnzca tek bir ynde ve tam olarak gerekleen bir younlama, tam anlamyla verimli olabilir; mzisyen iin mzik, air iin edebi form, cimri iin para ve sporcu iin rekor krma neyse, gerek bir ehvet adam iin de kadn odur (onu elde etmek iin kur yapmak, uyandrd arzu ve ona sahip olmak, vb.); kadn onun iin yalnzca en nemli ey deil, yeryznde elde etmek isteyecei biricik eydir. Tutkular arasndaki ebedi kskanlk yznden, kendini ancak ona, yalnzca ona vermesine, evrenin sonsuzluunu ve anlamn bir tek onda ve yalnzca onda bulmasna izin verilmitir. Drstlk nedir bilmeyen Casanova, kadn iin duyduu tutkuda kendine kar drst olmutur: Ona Venedik Devlet Bakanlarnn mhrl yzn, Fugger'lerin (XV, XV ve XV'nc yzyllarda yaam Augusbourg'lu bir banker aile.) hazinelerini, soyluluk nvanlarn, bir komutann ya da bir airin sahip olduu an ve n teklif edin, bir ev vermeyi ve bir aylk balamay vaad edin, o btn bu nemsiz ve deersiz sama sapan eyleri yeni bir kadnn teninin kokusu iin, kendini onun kollarna brakan --ama henz sahip olmad-- bir kadnn duyduu zevkle daha imdiden nemlenmi parlak baklar iin, kendini vermeye hazr olan bir kadnn o tatl grn ve o esiz an iin, elinin tersiyle bir yana itecektir. Dnyann btn vaatlerini, an ve onuru, mevki ve rtbeyi, elence, salk ve btn zevkleri, bir macera iin, hatta yalnzca bir macera imkan iin, piposundan kan duman gibi bir yana fleyecektir. nk bu ehvet oyuncusunun arzu etmek iin sevmeye ihtiyac yoktur; henz ortada olmayan, ama yaklatn hissettii bir macerann nsezisi, hayal gcn canlandrmakta ve ona nceden duyulan bir zevk ve tutku vermektedir. Yz kadar rnekten biri udur: kinci Cildin bandaki blm: Casanova ok nemli bir i iin bir posta arabasyla Napoli'ye gitmek zere yola kyor. Yolda, bir otelde, bitiik odadaki bir gurbet yatanda, bir Macar yzbasnn yannda, gzel bir kadn gryor; hayr, daha da byk bir lgnlk, gzel mi deil mi henz bilmiyor, nk rtnn altndaki bu kadn daha grmedi bile. Sadece bir kahkaha, bir kadn kahkahas duyuyor ve hemen burun delikleri titremeye balyor. Onun hakknda hibir ey bilmiyor, ekici mi, gzel mi yoksa irkin mi, gen mi yal m, kendini vermeye raz olur mu yoksa kar koyar m, serbest mi yoksa bal olduu birisi var m, btn bunlar bilmeden bavulunu bir keye frlatt gibi, btn tasarlarn da bir yana atyor; yola kmak iin hazr olan atlar arabadan zdryor ve yalnzca bu kck ve tmyle belirsiz macera frsat, her zaman her tesadf denemeye hazr olan bu oyuncunun akln bandan almaya yettii iindir ki, Parme'de kalyor. Grnte lgnca bir davran, ama Casanova her zaman ve her yerde bu ekilde davrand iin her eye ramen, en zel ve en tabii anlamyla bilgece bir ey; Casanova'nn tabiatna ve dnya grne uygun bir davran; nk Casanova tanmad bir kadnla geirecei bir saat iin, gndz, gece, sabah ya da akam, ne zaman olursa olsun her trl lgnl yapmaya kesinlikle hazrdr. Bir kadn arzu ettii zaman hibir kuvvet onu durduramaz, birini elde etmek istedii zaman karsna kabilecek hibir engelden korkmaz. u Alman belediye reisinin karsn --kendisi iin hi de zel bir nem tamayan ve hatta kendisini mutlu edip etmeyeceini bile bilmedii bu kadn-- tekrar grebilmek iin davetli olmad ve istenmediini de bildii halde, kstah bir tavrla, Kln'de, onu tanmayan bir toplulukta boy gstermi ve dilerini skarak ev sahibinin ineli szlerine ve orada bulunan baka kimselerin gllerine katlanmak zorunda kalmtr; ama bir aygr kzt zaman srtna inen kam darbelerini

hissedebilir mi ki? A ve souktan donmu bir halde, Casanova btn bir geceyi buz gibi bir mahzende, farelerin ve bceklerin arasnda geirebilir, yeter ki btn glklere ramen, afak vakti akn saatinin onun iin alabileceini umut etsin; bir dzine kadar kl darbesi, tabanca mermisi, hakaretler, kk dmeler, zorbalklar, hastalklar ve bu gibi eylerle karlama tehlikesini gze almtr ve btn bunlara bir Anadyomene (Aphrodite'nin bir baka ad; -Anadyomene-, -su yzne kan-, -dalgalardan doan- anlamna gelmektedir.) iin, gerekten sevilen bir kadn iin, ruhun btn atei ve duygularn olanca iddetiyle arzu edilen bir kadn iin katlanm deildir (bu yine de anlalabilirdi); hayr, -Bayan-Herkes- iin, -Bayan-Herhangi-biri-iin, eriebilecei her kadn iin, yalnzca kadn olduu, yani kar cinsten biri olduu ve onu bu kadar arzu ettii iin katlanmtr btn bunlara. Kadn bulmak iin araclk yapan herkes, her genelev koruyucusu, bu nl kadn avcsn rahat rahat soyup sovana evirebilir; mezhebi geni her koca, kzkardeini peke ekmeye hazr olan her erkek, onu en kirli ilere bulatrabilir: Bir kere ehvet duygusu uyanmaya grsn! Ama Casanova'nn ehvet duygusu zaten hep uyank deil mi ki, tam olarak ne zaman tatmin olabiliyor ki? Semper novarum rerum cupidus (her zaman yeni eylere istekli), her zaman yeni bir av peinde, bilinmeyenin bekleyii ierisinde ve arzular hi durmadan titreerek... Macerasz bir ehir onun iin ehir deildir ve kadnsz bir dnya da dnya deildir; tpk oksijene, harekete ve uykuya duyduu ihtiya gibi, bu erkek bedeni, yatanda her zaman yumuak ve ehvetli bir tene ihtiya duyar ve heyecanl ruhu da macerann insan oradan oraya srkleyen gerilimini arar. Kadn olmad m, hibir yerde ve hibir zaman kendini rahat hissedemez, bir ay, bir hafta, bir gn bile kadnsz olamaz. Cinsel perhiz, Casanova'nn szlnde, budalalk ve can sknts anlamna gelir. Bu derece gl bir itahla ve bu derece sk bir tketimle, kadnlar dnyasndaki fetihlerinin her zaman pek kaliteli olmamasna amamak gerekir. ehvet konusunda bylesine bir devekuu midesiyle, insann damak zevki gelimi, incelmi biri olamyaca, yalnzca agzl ve obur bir insan olarak kalaca aktr. Bunun iindir ki, Casanova tarafndan sevilmek iin zel bir tavsiye gerekli deildir, nk bu soylu beyefendinin sizi fark etmesi iin bir Gzel Helena veya bir bakire, temiz, namuslu, zeki, iyi yetimi ya da zellikle ekici bir kadn olmanz gerekmez; kolayca batan karlacak bu adam iin, ou zaman, kadn olmak, dii olmak, bir vagina olmak, ehvet duygusunu tatmin etmek iin tabiat tarafndan ekillendirilen kar cinsten biri olmak yeter. Gzellik, zeka, incelik, btn bunlar phesiz ho niteliklerdir, ama her eye ramen yalnzca kadn olmak gibi temel bir olgunun yannda ikinci dereceden, gln zellikler olmaktan teye gidemezler; nk Casanova'nn arzu ettii ve arad ey, her trl ekli ve ekilsizliiyle, her zaman yeni ve her zaman farkl olan kadnlktan baka bir ey deildir. Bu bakmdan, bu geni Geyikli Park' akla gelebilecek her trl romantik ve estetik kaygdan kesinlikle syrmak gerekir; profesyonel bir ehvet dknnde, yani hibir ayrm yapmadan kadn peinde koan birinde her zaman olduu gibi, Casanova'nn koleksiyonu da son derece karktr ve koleksiyonundaki paralarn deeri birbirine eit deildir, ve Tanr biliyor ki, gzelliklerin sergilendii bir mze hi deildir. Aslnda, Casanova'nn vatandalar olan Raffaello ve Guido Reni'nin frasna layk

olabilecek birka gzel ehre --yeni yeni gelimekte olan birka gen kzn ince ve tatl yz-- birka tane de Rubens'in izebilecei ya da Boucher tarafndan, tatl bir krmz ile ipek yelpazelerin zerine resimleri yaplabilecek birka kadn daha bulunabilir; ama bunlarn yannda neler yoktur ki: Darack ngiliz sokaklarnda dolaan fahieler, bunlarn yzndeki korkun krklklar ve ifadeleri ancak Hogarth'n keskin kalemi izebilir; Goya'nn hayal gcne ekici gelebilecek sefih ihtiyar cadlar; Toulouse-Lautrec'in slubunda hastalkl fahie yzleri; ask suratl Breughel'in holanabilecei kyl kadnlar ve hizmetiler, gzellik ve irkinliin, ruh inceliinin ve bayaln lgnca bir karm, alabildiine babo braklm ve hibir seme yaplmam gerek bir tesadfler panayr! nk tam bir ehvet dkn olan bu adamn zevkleri, ehvet sz konusu olduu zaman olduka kabadr ve arzusunun bir blm, insan rahatsz edecek ekilde, acayipliin ve sapkln ok telerine kadar uzanr. Bu eit srekli bir ak hayat, seme yapmak, tercih etmek nedir bilmez; bir sokak kesinden geen birini yakalar ve avucunun iine alr; ister berrak isterse bulank olsun, avlanma yasa konmu ya da konmam olsun her trl ayda ve nehirde ava kar. Her eit kaygdan yoksun olan ve hibir snr tanmayan byle bir ehvet dknl, namuslulukla veya yala ilgili herhangi bir ahlaki veya estetik engel tanmaz; yksek tabakadanm, alak tabakadanm, ok genmi ya da ok yalym, onun iin fark etmez. Casanova'nn maceralar, birtakm yasalarla dzenlenmi amzda onu hemen yarg karsna karacak ekilde, ok gen kzlarla balar ve bedenin artk korkun bir iskeletten baka bir ey olmad ileri yalara, yetmi yandaki u km Urfe Desine kadar srp gider (bir adamn, utanmadan gelecek nesillere yazl olarak brakt en korkun ak saatinin hikayesi belki de budur). Allm kalplara hibir ekilde uymayan bu Walpurgis gecesi, (Walpurgis gecesi: Halk arasnda yaygn olan efsanelere gre, byclerin ve cinlerin Almanya'daki Brocken danda (Harz dalarnn en yksei) toplandklar gece.) btn lkelerde ve toplumun btn snflar ierisinde frtnalar yaratmtr; ilk utancn rperiiyle yanp tutuan son derece temiz ve narin yzl gen kzlar, dantellerle ssl elbiseleri ierisinde mcevherleriyle l l parlayan kibar kadnlar, bu rondoya katlabilmek iin, toplumun bir yana ittii genelev kadnlarna ve tayfalarla dolu izbelerdeki korkun yaratklara telala ellerini uzatrlar: Alayc kambur kadn, hain topal kadn, kt kzlar, ateli yal kadnlar, bu eytani dansa btn bunlarn hepsi katlmaktadr. Teyze, hala scak olan yata yeenine brakr, annesi ise kzna; kadn bulmada araclk edenler, arzular her an uyank olan bu adamn evine kendi kzlarn getirirler ve mezhebi geni kocalar da kendi karlarn; askerlerle yatp kalkan fahieler, ayn gecenin ayn hzl zevkini kibar kadnlarla paylarlar. Evet, artk Casanova'nn ak alanndaki baarlarn, ister istemez, hep XV'inci yzyln nazik bir ekilde kur yapma alkanlklaryla ve her zaman zarif ve insana ekici gelen ak sahneleriyle ssleme alkanlndan vazgemeliyiz; burada hibir seme yapmayan bir ehvet dknn, en gze arpan kartlklar ile, olanca gerekliiyle, erkek ehvetinin her trl ahlakszlnn ve rezilliinin bir karm olarak grme cesaretini gstermemiz gerekir. Casanova'nnki gibi hibir seme yapmayan ve tkenmek nedir bilmeyen bir libido, engel tanmaz ve hibir frsat karmaz; her gn rastlanan trden eyler kadar, olaanst olanlar da ona ekici gelir; her trl anormallik ehvet duygusunu kamlar, en olmayacak eyler bile onu uyandrmaya yeter. Pis yataklar, kirli amarlar, ne idii belirsiz kokular, mteri bulan kiilerle arkadalklar, gizli ya da

zellikle arlm -seyirciler-, alavereli dalavereli iler ve bilinen hastalklar, btn bunlar, Avrupa'y, daha dorusu Avrupa'daki kadnlar dnyasn etiyle kemiiyle, her trl ekli ve her eit grnyle kucaklamak isteyen --Pan' (Pan: Ormanlarn, vahi tabiatn, srlerin ve obanlarn tanrsdr; dolaysyla, hayvan neslinin devamn ve retkenliini salayan tanrdr. nsan grnmnde olmasna ramen, kei ayaklaryla, kei boynuzlaryla ve kei sakalyla gl bir tekeyi andran bu tanr, kamtan yaplm kendi icad bir flt almasyla, gzel orman ve su perilerinin peinden komas ve onlarla oynamasyla tannr. Yunan Mitolojisinde, zellikle Syrinx ve Pitys adl perilerle ve ay tanras Selene ile olan ak maceralaryla nldr.) hatrlatan arzusu ile, tabii olanlar kadar akla hayale smaz yeniliklere de alk duyan, nerdeyse manyak denebilecek-- bu tanrsal boann, bu yeni Jupiter'in (Zeus (Romallarn deyimiyle Jupiter veya lupiter): Bulutlar deviren, gklerde grleyen, yldrmlar savuran bu tanr veya tanrlarn tanrs, lmszlerle olduu kadar, lmllerle kurduu ak ilikileriyle de n yapm ve bu sonuncu ilikilerden Yunan Mitolojisindeki nl kahramanlar dnyaya gelmitir. Kadnlar batan karmada byk bir ustalk gsteren Zeus, Europa'y ok gzel bir boa klna girerek kandrm ve karmtr. Bu birlemeden Girit kral Minos dnyaya gelmitir. Aetolia Kralnn gzel kzna beyaz bir kuu eklinde sokulmutur. Antiope'ye, kei ayakl bir Satyros klna girerek sahip olmutur. Saf ve lekesiz bir ekilde kalacana dair tanra Artemis'e sz vermi ve kendisini ona adam olan gzel peri kz Kallisto'yu ise, tanra Artemis klna brnerek kandrmtr.) umursamad eylerdir. Ama bu ehvet dknnn erkekliinde tipik bir zellik vardr: Kan dalga dalga, her zaman ve iddetle istedii kadar akp dursun, tabiatn izdii yataktan hibir zaman darya tamaz. Casanova'nn igds cinsel alann tabii snrnda birdenbire durur. Bir hadmn temas ona tiksinti verir ve ecinsel olanlar sopayla kovalar; btn ahlakszlklarn ve sapklklarn her zaman ve dikkati eken bir sadakatle, yalnzca kendi alannda, doutan uygun olduu ve olanca kusursuzluunu ortaya koyduu kadnlar dnyasnda gerekletirir. Ama burada, dorusunu sylemek gerekirse, taknl hibir snr, engel ve dizgin tanmaz; arzusu, hibir seme yapmadan, hibir eyi hesaplamadan ve hi durmadan, her yeni dii yaratk karsnda srekli olarak yenilenen ve hayvanlarn ayrt edici nitelii olan bir ehvet sarholuu ile her kadna doru ynelir. Ne var ki, Casanova'ya kadnlar zerinde grlmemi bir g veren ve onu nerdeyse kar konulmaz bir hale getiren ey de, ite bu sarholuk ve arzudaki bu tabiiliktir. Kanlarnn harekete getirdii ateli bir igdyle, kadnlar, Casanova'daki erkek hayvan, zerlerine doru atlayan ateli ve yakc varl hissederler; ve onun kendilerine sahip olmasna izin verirler, nk onlar da, ona btnyle sahip olurlar; kendilerini ona verirler, nk o da kendini tmyle onlara verir, tek bir kadna deil, oklua, her birinde var olan kadna, kendisi iin kar kutpu ve bir kartl ifade eden kadna... Kadnlar, kendi cinslerinin sezgisiyle, -ite kendisi iin bizden daha nemli hibir ey olmayan biri, teki erkeklere benzemeyen biri, bize ara sra ve geici bir ekilde kur yapmakla yetinmeyen, btn vaktini mesleinin grevlerine ve ilerine ayrmayan, evli bir erkek gibi fkeli, telal ve somurtkan olmayan bir erkek; ite sonunda, varlnn olanca iddetiyle hibir ey esirgemeden, hibir seme yapmadan ve duraksamadan kendini, tpk bir sel gibi, olanca cmertliiyle ayaklarmzn dibine atan bir adam- diye dnrler. Gerekten de Casanova kaytsz artsz bir ekilde kendini vermeyi bilir: Hangi kadn olursa olsun, srf kadn olduu iin ve o anda kadnla duyduu al giderdii iin, bedenindeki son ehvet damlasn ve cebindeki

son altn her zaman ve hi dnmeden ona feda etmeye hazrdr. nk kadnlar mutlu, ruhlar ummadklar bir eyle karlamann verdii aknlkla dolu, hayran, neeli ve bylenmi olarak grmek Casanova iin en byk zevktir. Paras olduu srece, her kadn, ince bir zevkle setii hediyelere boar; lksle ve cmertlikle onun gururunu okar, onu ok gzel bir ekilde giydirmekten, dantellerle sslemekten holanr, rplak soymadan nce, hibir zaman grmedii deerli eylerle, bol bol harcad paralarla ve tutkusunun aleviyle artmaktan holanr; sevdii kadnn zerine kannn olanca atei ile birlikte bir altn yamuru yadran gerek bir tanr, cmert bir Jupiter'dir (Argos Kral Akrisios, gzel kz Danae'nin ebedi olarak bakire kalmasn salayabilmek iin, onu, yer altnda ina ettirdii, her tarafn tun levhalarla kaplatt ve nbetilerle koruduu bir odaya kapatmtr. nk kzndan doacak erkek ocuun, tahtna sahip kacandan korkmaktadr. Ne var ki Zeus (Jupiter) bir altn yamuru eklinde gkten inmi, duvarlar tun levhalarla kapl olan odann tavannda bulduu bir delikten gzel bakirenin gsne ve gnlne bir yamur damlas eklinde dm ve onu hamile brakmtr; bu birlemeden nl kahraman Perseus dnyaya gelmitir. Titian, Zeus'un bir altn yamuru eklinde Danae'nin odasna szln, nl bir tablosunda tasvir etmitir.) o. Ve eer sonra ok gemeden bulutlar arasnda kayboluyorsa --bu bakmdan da Jupiter'e (Argos Kral Inakhos'un kz o, Zeus'un kars tanra Hera'nn (Juno veya uno'nun) Argos'taki tapnanda rahibedir. Zeus bu kz grm ve sevmitir. Bu kz nce, ryasnda, erkeklerin en ycesi olan Zeus kendisini zleyip dururken niin yalnz kaldna hayflanmaya balam, sonra da gkten bir bulut eklinde inip onu saran Zeus'a kendisini vermitir. Zeus, kars Hera'nn kskanlndan ve gazabndan koruyabilmek iin sevgilisi o'yu beyaz ve sevimli bir inee dntrmtr. Bu hikaye de, nl ressam Rubens'in bir tablosuna konu olmutur.) benzer-- (-kadnlar lgnca sevdim, ama hrl her zaman onlara tercih ettim-), bandaki hale bu yzden azalm deil, tersine, artmtr; nk bir frtna gibi grnp kaybolmas sayesinde, kadnlar bu esiz sarholuun ve terk ediliin, byle bir batan karln verdii hayranln, bir daha tekrarlanmayacak bu muhteem macerann hatrasn ta ilerinde saklarlar: Baka erkeklerle olduu gibi, sk sk yatp kalkmann aleladelii ve alkanlk yznden duyulan honutsuzlukla sonulanmayan byle bir macerann hatrasn... Bu kadnlarn hepsi, onun gibi bir adamn koca olarak, Celadon (Celadon: Fransz yazar Honore d'Urfe'nin Astree adl romannn kahraman. ekingen ve sadk bir aktr.) gibi sadk olamyacan bilirler: Her biri onu yalnzca ak olarak, bir gecelik bir ilah olarak, kanna ilemi biri olarak hatrlayacaktr. Hepsini terk edip gittii halde, hibiri Casanova'nn olduundan baka trl bir insan olmasn istemeyecektir: Bunun iin, Casanova, ancak olduu gibi kalmaldr, yani tutkusunun sadakatsizlii ierisinde, ama samimi ve iten. Bylece kadnlarn hepsini fethedecektir. Onun gibi birinin, olduundan baka trl grnmeye ve tumturakl szler sylemeye ihtiyac yoktur; batan karmak iin ar bir duygusalla kaan yapmackl tavrlar taknmasna ya da birtakm aldatmacalara bavurmasna gerek yoktur. Casanova'nn kendisini yalnzca tutkusuna brakmas yeter, btn ii bu tutku grecektir. Dolaysyla, sklgan delikanllarn, byle bir ustadan, baarsnn srrn renmek iin, on alt ciltlik bu Ars amandi'nin (ak sanatnn) sayfalarn kartrmalar bounadr; iir yazmak nasl iir sanat zerindeki incelemeleri okuyarak renilemezse, batan karma sanat da bu ekilde renilemez. Bu ustadan hibir ey alnamaz, hibir

ey renilemez, nk Casanova'nn zel olarak bavurduu birtakm oyunlar, kadnlar batan karmak ve fethetmek iin kulland zel teknikler yoktur. Onun srr, arzusunun itenliinde, tutkulu tabiatnn ilkel bir ekilde alp gelimesindedir. -tenlik- kelimesini kullandk, Casanova sz konusu olduu zaman bu kelime insana artc gelebilir. Ama una itiraz edilemez: Her trl oyunda hile yapan bu yaman dzenbazn, ak oyununda bir eit itenlik ve drstlk gsterdlini kabul etmek gerekir. Casanova'nn kadnlarla ilikisi gerekten drsttr, nk yalnzca cinsel ak ya da ehvet alannda kalr. Sylenmesi zc ama, akta yalan, her zaman, ancak yksek duygularn ie karmasyla balar. Yalnzca bedenden ibaret olan bu pervasz delikanl, kadnlar aldatmaz; en ar arzularn ve gerilimlerini, hibir zaman, tabiatn ulaabilecei snrn tesine geecek kadar abartmaz. Ancak ruh ve duygu --kendilerine zg nitelikleri gereince sonsuza doru kanat rpmak isteyen ruh ve duygu-- ie kart zamandr ki, her tutkuda bir abartma, yani yalanla sslenme eilimi grlr, bu da geici ilikilerimizin sonsuza kadar devam edeceine inanma gibi bir yanlgya yol aar. Oysa hibir zaman bedenin snrlarn amayan Casanova iin, sz verdii eyleri tutmak kolaydr; ehvetinin olaanst bolluu ve zenginlii sayesinde, zevke kar zevk, tene kar ten verir ve hibir zaman ruhi borlar altna girmez. Bu yzden, sahip olduu kadnlar post festum (enlikten sonra) platonik umutlarnda hayal krklna uram olduklar gibi bir duyguya kaplmazlar; nk bu havai adam, kadnlardan, yalnzca cinsel bir tatmin duymalarn istedii iin, vaat edici szlerle onlar duygunun sonsuzluuna srklemedii iin, hayal krklna dmelerine de hibir zaman meydan vermez. steyen, bu eit bir ehveti baya bir ak, yalnzca cinsel bir ak, bedene bal, ruhsuz ve hayvanca bir ak olarak nitelemekte serbesttir; ama Casanova'nn itenlii inkar edilemez. nk, gerekten de, bu sefih havai adam, kadnlar aka ve dorudan doruya arzu etmekle, onlara kar, tutkulu romantiklerden, byk aklardan daha drst ve daha iyi bir ekilde davranmam mdr? Yalnzca bir rnek verelim: ehveti aan bir ehvet duygusuna sahip olduunu iddia eden Faust, ruhunun cokunluu ierisinde gnee, aya, yldzlara yalvaran, Marguerite iin hissettii duyguya Tanry ve evreni kartran Faust, her eye ramen (Mefistofeles'in ok zaman nce ona bildirdii gibi), sonunda, on drt yandaki zavall kza, en maddi ekliyle ve tamamiyle Casanova'nn yapt biimde, en deerli hazinesini kaybettirmiyor mu? Goethe'nin ve Byron'un ardnda, artk krlm, yoldan km ve yreinden yaralanm yaratklardan baka bir ey olmayan bir sr kadn olduu halde --nk ok yksek ruhlu kimseler ve ok byk bir karakter sahibi olanlar, akta, ister istemez bir kadnn ruhunu ylesine geniletiyorlar ve o derece zenginletiriyorlar ki, o artk bu ateli soluktan payn alamaz hale geliyor, tekrar maddi kalbna girmesi mmkn olamyor-Casanova'nn yakcl kadnlarn ruhlarna hemen hi zarar vermemitir. Felaketlere yol amamtr o; pek ok kadn mutlu etmi ve hibirini histerik hale getirmemitir; ehvetten baka bir ey olmayan bir maceradan hepsi hibir ey kaybetmeden karlar ve gnlk hayatlarna, yani kocalarna ya da baka aklarna dnerler. Ama hibiri intihar etmez ve umutsuzlua kaplmaz; Casanova onlarn i dengelerini bozmaz, yalnzca yle bir dokunup geer, o kadar; nk dolayl birtakm yollara sapmadan,

doruca onlarn karsna kan, akl ve seiklii ierisinde tamamiyle salkl olan Casanova'nn tutkusu, kadnlarn kaderini etkileyecek kadar derinlere inmez. Btn kadnlarn zerinde tropikal bir rzgar gibi esip geer ve onlarda daha ateli bir ehvet duygusunun alp gelimesine yol aar. Onlar alevlendirir, ama yakp tketmez; yakp ykmadan fetheder onlar; batan karr, ama ahlaklarn bozmaz; ve ite Casanova'nn ak yalnzca derinin altndaki daha dayankl sinir ana dokunduu, gerek ruhun ok daha duyarl blmlerine erimedii iindir ki, onun zaferlerinden sonra korkun sarsntlar kmaz ortaya. Bunun iindir ki, Casanova, bir ak olarak, her trl eytanca karakterden yoksundur; hibir zaman bir alnyazsnn trajik kahraman, hatta problemli bir insan olmamtr; dnya sahnesinin gelmi gemi biricik ve en byk ak oyuncusu olarak kalmtr. Ama bu ruh yokluu, her kadn eteinin atelemeye yettii ve tamamiyle bedenle ilgili olan bu libido'ya -ak- adn vermenin mmkn olup olmad gibi kanlmaz bir soru sormaya gtrr bizi. Casanova'y, bu homo eroticus'u ya da erotismus'u, lmsz aklar olan Werther veya Saint-Preux ile karlatracak olursak, phesiz bu soruya -hayr- diye cevap vermek gerekir. Nerdeyse dini bir duyguya benzeyen bu duygu taknl, sevilen kiinin grnne, ayn zamanda, evrensel tabiattan ya da tanrsallktan bir eyler katan, ak sayesinde insann kendini amasna, ruhun genilemesine ve zenginlemesine yol aan byle bir duygu ilk gnden son gne kadar Casanova'ya yabanc kalmtr. Hatrlanmaya deer bir tek mektubunda, yazd bir tek msrada bile, yatakta geen saatleri aan gerek bir akn sarsntsna rastlanmaz; gerek bir tutku hissetme yetenei olduu bile phelidir Casanova'nn. nk tutku --Stendhal'n -tutku-akdedii ey-- her seferinde tek bir kiiye ynelmek bakmndan, Casanova'nn o gn karsna kan sradan birine ynelen libido'sunun kartdr; tutku, nadiren ortaya kar ve her zaman, oktan beri biriktirilmi, harcanmam duygusal glerin varln ve bu glerin sevilen kii karsnda bir yldrm gibi birdenbire serbest braklmasn gerektirir. Casanova ise, ateliliini ok srekli bir ekilde harcamaktadr; birdenbire akan bir imee benzeyen yksek bir gerilime sahip olamyacak kadar sk bir ekilde gevemekte ve rahatlamaktadr; onun yalnzca ehvetten oluan tutkusu, ancak tek bir kere ortaya kabilen yce bir tutkunun cokunluuna yabancdr. Bunun iindir ki, Henriette'in ya da gzel Portekizlinin gidiinden sonra, grnte korkun bir umutsuzlua dtne bakp kayglanmamak gerekir; tabancayla kendini vurmaya kalkmayacaktr ve gerekten de, iki gn sonra onu bir baka kadnn yannda ya da bir genelevde grrz. Rahibe C.C. artk Murano'dan gazinoya gelemedii ve onun yerine baka bir rahibe M.M. boy gsterdii zaman, Casanova insan artacak kadar abuk avunmaktadr; onun iin, kadnlardan biri tekinin yerini tutabilir ve bu yaman ehvet dknnn, sahip olduu pek ok kadndan hibirine tam olarak tutulmadn, kadnlarn ebedi okluuna, srekli bir deimeye ve macerann eitliliine tutkun olduunu anlamak g deildir. Hatta bir gn yle bir sz karmtr azndan: -Daha o zaman, akn az ya da ok iddetli bir merak duygusundan baka bir ey olmadn belli belirsiz hissetmitim-. Ve bunu daha iyi kavrayabilmek iin, bu tarifi alp, Almancada -merak- kelimesinin ne anlama geldiini tahlil etmek yeter; Neu-Gierde, her

zaman yeni (neu) olan bir eyin her zaman yeni olan arzusudur (neu Gier); yani hi durmadan deien kadnlarla hi durmadan deien yaantlardr. Casanova'nn arzusunu kamlayan ey ferdilik deil, cinsel akn (Eros'un) usuz bucaksz satran tahtas zerindeki bitip tkenmek bilmeyen deiikliktir. Onun bir kadn alp brak, soluk alp vermek kadar tabii ve kolay bir eydir ve yalnzca fonksiyonel olan byle bir zevk, bir sanat olarak Casanova'nn Hatralar'nda, sahip olduu bin kadar kadndan hibirinin gerekten canl bir psikolojik tablosunu vermemi olmasn aklayabilecektir: Aka konumak gerekirse, anlatt eyler, bizde, sevgililerinin yzne iyice bakmad, en azndan, in certo punlo (belli bir gr asndan) yle byle bakt phesini uyandrr. Onu coturan ve -atelendiren- zellikler gerek gneylilerde rastland ekilde, hep ayn eylerdir: Kadnlarda bir kylnn bile fark edebilecei, elle tutulabilecek, gzle grlebilecek kadar belirgin olan cinsel unsurlardr, her zaman ve (bkknlk verecek kadar) hep u -bembeyaz gs-, u -tanrsal yar-kreler-, u -Juno endam-, (Juno: Eski Yunanlarn Hera's ile bir tutulan ve Jpiter'in kars olan, gzelliiyle nl Romal tanra.) u -en gizli gzellikler-dir (ve btn bunlar, her zaman, deiik bir vesileyle olanca plaklyla anlatlmtr), yani bir hizmeti kzda, ehvetli bir lise rencisini tahrik edebilecek ne varsa odur. Bylece saylamyacak kadar ok Henriette, Irene, Babette, Mariuccia, Ermelin, Markolin, Ignazia, Lucia, Esther, Sara ve Klara'lardan (dorusu, yln her gn iin bir baka kadnn adndan sz etmek gerekecek), btn bu scak ve ehvetli kadn bedenlerinden, ten renginde bir jle'den, saylar ve rakamlardan, heyecanlardan ve sefahatten olumu belirsiz bir cmbl karmdan baka bir ey kalmamtr; olup bitenleri kavray biimi, tpk sabahleyin banda bir arlkla uyanan ve geceyi nerede, ne ierek ve kiminle birlikte geirdiini hatrlamayan bir sarhounkine benzer. liki kurduu yzlerce kadnla ilgili hatralarn anlatrken, onlarn hibir fizik zellii zerinde durmam, hele manevi zellikleri zerinde hi durmamtr; dolaysyla bu hatralarda tek tek kadnlar bu gibi zellikleriyle gz nnde canlandrmaya imkan verecek en ufak bir iz bile yoktur. Casanova sadece onlarn teninden zevk almtr, yalnzca derilerini hissetmitir ve yalnzca etleriyle tanmtr onlar. Bylece sanatn dakik l birimi, basit bir ehvet dkn ile gerek ak, her eyi elde edip hibir eyi saklamayanla, pek az bir ey elde edip ruhunun gcyle bu geici an srekli klan biri arasndaki byk fark, hayattan ok daha ak bir ekilde ortaya koyar. Stendhal'n, bu ak kahramannn --doruyu sylemek gerekirse-- orta-halli olmaktan teye geemeyen tek bir yaantsndan, yceltme olay (sublimation) sayesinde, Casanova'nn bin gecesinden ok daha fazla manevi z elde edilebilir; ve Eros'un insan nasl bir duygu derinliine ve ruhun ne kadar cokulu alanlarna gtrebileceini, Goethe'nin drt ktalk bir iiri, Casanova'nn on alt cildinden ok daha iyi anlatr bize. En yksek anlamyla grld zaman bile, Casanova'nn Hatralar' bir romandan ok istatistik bir rapor, bir iirden ok bir seyahatname, bir Codex eroticus, Batnn bir Kama-sutra's, (Kama: Hindu Mitolojisinde ak tanrsdr. Kama-sutra ise, akn kurallarndan ve sevime ekillerinden sz eden bir kitaptr ve Sanskrite olarak V-V'inci yzylllar arasnda yazld sanlmaktadr.) ten yolculuklarnn Odyssea's, ebedi Helena'ya ynelmi ebedi erkek azgnlnn lyada'sdr. Onlarn deeri niteliinden deil, okluundan kaynaklanr; tek bir vaka olarak deil, deiik vakalardan

meydana gelmi olmas bakmndan, manevi anlam dolaysyla deil, yalnzca eitli olmas bakmndan deer tar. Ama ite bu yaanm tecrbelerin okluu yznden ve fizik baarlar karsnda duyulan hayranlktan tr, hemen her zaman yalnzca krlan rekora dikkat eden ve manevi gc seyrek olarak hesaba katan dnyamz, Giacomo Casanova'y ak alannda kazanlan zaferlerin simgesi haline getirmi ve adn, konuma ve yaz dilinde belli bir tipi ifade etmek iin kullanarak ona an ve nnn en deerli tacn vermitir. -Casanova- deyince btn Avrupa dillerinde, kar konulmaz bir kavalye, kadnlara alk duyan biri, batan karma sanatnda ustalam bir erkek anlalr ve kadnlarla ilgili efsanede Gzel Helena, Phryne, (Phryne: .. V'nc yzylda yaam, gzelliiyle nl Yunan fahie. Apelles'in Anadyomene resmi iin, Paraxiteles'in Knidos Aphrodite'si heykeli ve daha birok Aphrodite heykeli iin modellik etmitir.) Ninon de Lenclos (Ninon de Lenclos: Fransa'da (1680-1705) an en nl erkeklerini yazarlar, sanatlar, dnrler, vb. zekas ve gzelliiyle kendisine ekmeyi bilen ve evinde yapt davetlerle n kazanan edebiyat ve sanat merakls salon kadn.) neyse, erkeklerle ilgili efsanede de Casanova odur. nsanlk, her zaman, bir gnlk milyonlarca srfeden lmsz bir tip yaratabilmek iin, genel bir olay tek bir kiinin kk ve zl ekli ya da kalb ierisine sktrmak zorunda kalmtr; bylece bu Venedikli aktrn olu, btn alarda ak kahramannn simgesi olarak grlmek gibi beklenmedik bir onur kazanmtr. zerinde ykseldii bu kskanlacak heykel kaidesini, efsanevi denebilecek bir baka arkadala paylamak zorunda olduu dorudur; onun yannda, daha soylu bir aileden gelen, mizac bakmndan daha karanlk, davranlar ise daha eytanca olan spanyol rakibi Don Juan da yer almaktadr. Kadnlar batan karmada ustalam olan bu iki erkek arasndaki gizli kartla ou zaman dikkat ekilmitir (nce ve bildiim kadaryla en iyi ekilde Oscar, A.-H. Schmitz tarafndan); ama Leonardo da Vinci ile Michelangelo, Tolstoy ile Dostoyevski, Platon ile Aristoteles arasndaki manevi kartlk teden beri nasl bitip tkenmek bilmeyen bir inceleme konusu olmusa --nk her nesil bu kartl psikolojik bakmdan yeniden ele almaktadr-- ehvet dknlnn bu iki grn arasndaki karlatrma da ayn ekilde verimli bir alan olmutur. nk her ikisi de ayn hedefe yneldikleri halde, her ikisi de bir atmaca gibi kadnlar avlamaya altklar halde, kendilerinden rken ya da korkuyla kark bir zevk duyarak kaan kadnlar srsnn peinden hi durmadan kotuklar halde, var olu ve davran biimleri bakmndan bsbtn farkl bir trden gelirler. Rahat ve yaamasn bilen, hibir ilke ve dizgin tanmayan Casanova'nn tersine, Don Juan, smsk bir ekilde bir kast ierisine hapsolmutur; bir hidalgo (spanyol beyzadesi), soylu bir bey, bir spanyol ve isyan ettii zaman bile, duygusal bakmdan bir Katoliktir o. Pur sangre (saf kan) bir spanyol olarak, btn dncesi duygularndan kaynaklanr ve -onur- kavramnn etrafnda dnp durur. Bir Orta a katolii olarak, farknda olmakszn, tenle ilgili her eyin -gnah- olduunu ne sren Kilisenin grn paylamaktadr. Evlilik-d ak, Hristiyanln bu yce gr-asndan bakld zaman, eytanca bir ey (bu da onu iki misli tahrik edici hale getirir), Tanrya kar olan, yasak olan bir ey, tenin bir sapkl demektir --damarlarnda hala Rnesans'n kvlcml kan dolaan, hr dnceli Casanova'y btn kalbiyle gldrecek bir dnce-- ve dii de, kadn da bu gnahn

aracdr: Kadn her yan ile ve tm varlyla -ktlk-ten baka bir ie yaramaz. Tabiat ve var oluu bile bir batan karclk ve tehlikedir; bunun iin, kadndaki en kusursuz erdem bile bir grnten, bir yanlgdan ve ierisindeki ylan gizlemek iin taklan bir maskeden baka bir ey deildir. Don Juan, eytann kzlar olarak grd kadnlarn hibirinin saflna ve temizliine inanmaz; her birinin, elbisesinin altnda, plak ve batan karlmaya yatkn olduunu bilir. Ve mille e tre (bin ) rnekle, kadnn bu zayflnn maskesini drmek, yanlarna yaklalmazm gibi tavrlar taknan btn bu hanmefendilerin (donas), grnte sadk olan bu elerin, bu takn yar-ocuklarn, kendilerini Tanrya adam bu rahibelerin (sa'nn nianllarnn), istisnasz hepsinin yataa atlabileceini ve bu -Kilise melekleri-nin, -yatakta bir maymun-dan baka bir ey olmadklarn, kendine, dnyaya ve Tanrya kantlamak ister; bu fkeli kadn avcsn, tutkulu batan karma denemelerini hi durmadan tekrarlamaya iten ey ite budur ve yalnzca budur. Bunun sonucu olarak, Don Juan' kadn cinsinin bu amansz dmann bir amorosa, (bir ak) kadnlarn dostu olan biri olarak grmek kadar abes bir ey olamaz, nk o, hibir zaman hibir kadna iten bir ak ve eilim duymamtr; tersine, onu eytanca bir ekilde kadnlara doru iten ey, bir erkek olarak duyduu ilkel bir nefret veya kindir. Onlar kollarna almas, hibir zaman onlara sahip olmak istedii iin deil, onlardan bir eyler koparmak, en deerli eylerini, yani onurlarn ellerinden almak iindir. Duyduu zevk, Casanova'da olduu gibi sperma kanallarndan gelecek yerde, beyninden kaynaklanmaktadr, nk bu sadist ruh, her kadnda, her zaman, kadnl yaralamak, kk drmek ve utan verici bir durumda brakmak ister; duyduu zevk tamamiyle dolayl bir zevktir; kirlettii, kk drd ve bylece tpk bir hizmeti kadnn duyabilecei trden baya ve kaba bir cinsel zevk duyurtarak maskesini drd her kadnn daha sonra kendini kaptraca umutsuzluu dnerek duyduu inanlmaz bir zevktir. Bu yzden peine dt avn batan karlmasyla ilgili blm Don Juan'da byk bir glkle geliir (en abuk soyunan kadn en iyisi olarak gren Casanova'nn tersine olarak); bir kadn ne kadar eriilmezse, onu ele geirmek olasl ne kadar azsa, Don Juan iin kesin zafer o derece deerlidir ve iddiasn kesin ve ikna edici bir ekilde kantlayacak niteliktedir; kar koymann olmad yerde, Don Juan' kadnlara doru yneltecek hibir itici-g yok demektir: Ancak eytanca bir kk drme isteiyle, iletecei gnahla, evlilik bann tek bir kere ve bir daha tekrarlanamyacak ekilde bozulmasyla, gen bir kz batan karp temizliini, tazeliini, bakireliini yok etmek ya da bir rahibenin onurunu inemekle tahrik olabilen bu adam, Casanova gibi, bir fahienin evinde ya da bir genelevde dnmek mmkn deildir. Don Juan, bir kadna sahip olduu zaman, tecrbe bitmitir; batan karlan kadn, gerekten de bir eit muhasebeci olarak grevlendirdii Leporello'sunun tuttuu hesapta bir rakam ve bir numaradan baka bir ey deildir artk. Geceyi --tek bir geceyi-- birlikte geirdii sevgilisine, son bir kere, efkatle bakmay hibir zaman dnmez; nk avc nasl ldrd hayvann yannda kalmazsa, bu profesyonel batan karc da tecrbe bittikten sonra, kurbannn yannda kalmaz; daha uzaa, daha uzaklara gitmesi, hep yeni avlar peinde komas, mmkn olduu kadar ok av yakalamaya almas gerekir, nk onun temel igds (ve bu onun yzne eytanca bir ifade verir)

ona hibir zaman bitmeyecek bir grev ve bir tutku vermitir: Btn kadnlar zerinde evrensel bir snama yapmak ve bylece kadn cinsinin alalmaya veya dmeye mahkum olduunu kesinlikle kantlamak. Don Juan'n ehveti, hibir ekilde huzura ve zevke ulamaya almaz; hibir huzura ve zevke ulaamaz; erkek olarak, sanki bir kan davas gdermiesine, kadna kar sonsuz bir sava amtr ve eytan da bu sava iin en iyi, en kusursuz silahlar vermitir ona: Zenginlik, genlik, soyluluk, yakkllk ve en nemlisi de su katlmam, buz gibi bir duygusuzluk. Gerekten de, onun souk teknii ile yenilgiye uradklar anda, kadnlar Don Juan'da eytann ta kendisini grrler; daha ertesi gn, alayc glyle, tutkularnn zerine buz gibi bir du etkisi yapan (Mozart bunu lmsz bir ekilde dile getirmitir) bu kanck adamdan, kadnlarn bu can dmanndan, bir gn nceki aklarnn olanca iddetiyle nefret ederler. Zayf davrandklar iin utanrlar, kendilerini aldatan, doru yoldan saptran, sonra da bir yana atan bu alak adama kar duyduklar aresiz fkeleri ierisinde, kzgn, kudurmu, lgna dnm bir hale gelirler ve onunla birlikte btn erkek cinsinden de nefret ederler. Hepsi, Anna'lar, Elvira'lar onun hesapl kkrtmalarna, srarlarna dayanamayp kendilerini brakm olan bin kadn, kadnlklar ierisinde, manevi ynden ebediyen zehirlenmi olarak kalrlar. Kendilerini Casanova'ya vermi olan kadnlar ise tam tersine, onun ateli okaylarn zevkle hatrlayarak bir Tanrya duyulduu ekilde kran duyarlar ona; nk Casanova, yalnzca onlarn duygularndan hibir ey almamakla, kadn olarak onlar yaralamamakla kalmam, ayn zamanda hayatlarna yepyeni bir gvenlik getirerek dllendirmitir onlar. eytani Don Juan'n ok byk bir ayp, hayvanca bir azgnlk, eytani bir an, kadnca bir zaaf ve bir bayalk olarak gstermeye alt eyin, yani bedenlerin ateli birlemesinin, kendini bu ekilde ateli bir tutkuya brakmann, Casanova, o efkatli magister artium eroticarum (ak sanatnn ustas), kadn tabiatnn en tatl grevi ve gerek anlam olduunu retmitir onlara. Kendini erkee vermenin deil, vermemenin, bedenin kutsal ruhuna kar, Tanrnn isteine uygun olan tabiatn anlamna kar ilenen bir gnah olduunu gstermitir, gl bir erkek bedenine sahip olan bu Epikrc tatl papaz, ikna edici bir ekilde onlara byle demektedir; ve Casanova onlara kar minnet duyduu, onlarn gsterdii heyecana ayn heyecanla cevap verdii iindir ki, kadnlar da her trl sululuk duygusundan ve kendilerini dizginleyen her eyden kurtulmulardr. Hafif ve ak bir elle, bu yar-kadnlar (nk ancak kendilerini ona verdikten sonra tam anlamyla kadn olacaklardr) elbiselerinden olduu kadar her trl sklganlk ve korkudan da syrmakta, soymaktadr; kendisini mutlu ederek, onlar da mutlu etmektedir; onlar, duymu olduklar zevkin sululuundan, kendi minnettar cokusu ile kurtarmaktadr. nk Casanova, ancak zevki bir kadnla paylat zaman ve bu zevki birlikte olduu kadnn sinirlerinde ve damarlarnda hissettii zaman tam olarak haz duymaktadr: -Zevkin bete drd, benim iin, her zaman kadnlar mutlu etmek olmutur.- Zevk duymak iin, zevkin karlkl olmasna ihtiyac vardr, tpk baka birinin sevmek iin sevilmeye ihtiya duymas gibi; ve onun Herkl gibi gl bedeni, kendinden ok, kucaklad kadn tketmek ve ona zevk vermek ister. ehvette bakasn bu kadar dnen birinin, basit bir zevk duymak iin iddete ya da kurnazla bavurmak istemesi, akl almaz bir ey olurdu ve Casanova hibir zaman spanyol

rakibi gibi, kaba ve sportif bir sahip olma arzusu ile deil, yalnzca verme arzusu ile harekete gemitir. Bunun iindir ki, hakkn vermek gerekirse, onu bir -batan karc- olarak deil, yeni ve etkileyici bir oyunu balatan biri olarak grmeliyiz: yle bir oyun ki, mmkn olsayd, Casanova, uyuukluktan serseme dnm ve birtakm engeller, adetler ve ahlak kurallar yznden gszlemi btn insanlar bu oyuna srklemek isterdi, her yerde olduu gibi, akta da her trl ykten kurtulmay ve deiikliin verdii sarholuu aryordu o. Ancak ahlaki kayglarn bulunmay, insan bu dnyayla ilgili eitli yklerden ve ksteklerden kurtarabilir; gerekten de, kendini ona veren her kadn daha fazla kadn olur, nk daha bilgili, daha ehvetli, daha hr bir hale gelir; kendi bedeninde, o zamana kadar ilgisiz kald, artc zevk kaynaklarnn bulunduunu kefeder, eski utan perdelerini aralayarak ilk defa olmak zere, kendi plaklnn gzelliini fark eder; kadnlnn zenginliini renmitir artk. Sanki rahat ve sakin bir cmertlik ustas, Casanova'ya kendini esirgememeyi, bol bol vermeyi, zevke kar zevk vermeyi ve kendi duyularnn vermi olduu heyecandan baka bir aklayc sebep aramamay retmi gibidir. Bylece, dorusunu sylemek gerekirse, kadnlar kendisi iin deil, onlarn sevinle kabul ettikleri yepyeni bir zevki onlara -mjdelemek- iin elde etmitir; bunun iindir ki, kadnlar da kendilerini mutlu eden bu mezhebe hemen yeni mritler aramaya balamlardr: Abla, kk kz kardeini, harika bir kurban sunmak zere bu tapnaa getirir; anne, kzn bu tatl retmenin ellerine brakr; her ak kadn, bir baka kadn, bu cmert tanrnn trenine ve dansna katlmaya zorlar. Don Juan tarafndan batan karlan her kadn, nasl kadnlar arasndaki kardelikten kaynaklanan yanlmaz bir igdyle, Don Juan'n kur yapt her yeni kadn, bu kadn dmanna kar (ve her zaman bo yere) uyaryorsa, Casanova'nn sevgilileri de kskanlk nedir bilmeden, kadn cinsine gerekten tapan bu adam birbirlerine tavsiye ederler; ve Casanova nasl her kadnda evrensel kadnl seviyorsa, onlar da Casanova'nn kiiliinde, evrensel erkei ve tutku ustasn simgeleyen bir adam severler. Demek ki Casanova, bir sihirbazn, mistik bir ak bycsnn zaferini deil, iyi ve salkl gll ile tabiatn zaferini simgeler. Erkeklik: te onun btn srr burada gizlidir. Arzularnda tabii, duygularnda iten ve samimi olduu iin, aka kusursuz bir saduyu getirmi, tam ve adil bir hayati denge salamtr. Kadnlar kutsalln gne kadar ykseltmez o; onlar bir ehvet eytan olarak da grmez, yalnzca bu dnyayla ilgili bir ekilde sever ve arzu eder, btn oyunlar ierisinde en zevkli olann birlikte oynayabilecei bir oyun arkada, erkek gcnn ve zevkinin Tanr tarafndan verilmi ve istenmi tamamlayc bir ekli olarak sever onlar. Btn duygusal aklardan daha cokulu ve daha tutkulu olduu halde, ak fikrini, dnyann anlam haline getirecek, yldzlarn u minicik yer-yuvarlamzn etrafnda dnp durmasn aka balayacak, mevsimlerin bu yzden gelip getiini, btn insanln bu yzden yaadn ve ldn iddia edecek kadar abartmaz; dindar Novalis'in deyimiyle, -Amen de I'univers- (evrenin aments) yapmaya kalkmaz; salkla ve drstlkle dolup taarak, Eski an hr bakyla, Eros'u bu dnyadaki zevklerin en gzeli ve en by olarak grmekle yetinir. Bylece Casanova, ak, duygusal aklarn kartm olduu

yksekliklerden ve gkyznden alarak insanlarn arasna indirmitir: Cesareti ve zevk duyma istei olan herkes, her kadnda ak bulabilir ve Rousseau'nun, Franszlar iin akta duygusall, Werther'in ise Almanlar iin tutkuda hzn icat ettii bir srada, Casanova, cokulu hayat ile, dnyann ykn azaltmak iin her zaman gerekli olan en iyi, en uygun ara olarak -paienakn verdii huzuru ve rahatl gklere karmtr. ::::::::::::::::: KARANLIK YILLAR -Hayatmda birok kere, tabiatma ters den ve anlayamadm birtakm eyler yaptm! Ne var ki, hibir ekilde kar koyamyacam gizli bir gle harekete geirilmitim.- (Casanova, Hatralar) Hakkn vermek gerekirse, bu byk -batan-karc-ya kadnlarn bu kadar az kar koymu olmalarn ayplamamalyz, nk bizler bile, onunla karlatmz zaman, her seferinde, onun yaama sanatnn ekiciliine ve tutkusuna kaplp gideriz. Dorusu, unu itiraf etmemiz gerekir ki, bir erkein, Casanova'nn Hatralar'n fkeyle kark bir haset duymadan okumas kolay deildir. Zaten, bunlar olmasayd bile, erkeklere vergi bir macera igdsyle, paral ve uzmanlam bir an gndelik hayatndan kap kurtulmak isteini iddetle duyduumuz anlarda, kendimizi ka kere bask altnda hissetmiizdir ve iimiz ne kadar daralmtr. te o zaman, katlanlmas g olan bu tatminsizlik anlarnda, bu maceracnn lgn hayat, her eyi sinirlerinin olanca gcyle yakalama, kucaklama ve her eyden alabildiine zevk alma yetenei, btn hayat vahi bir ekilde son damlasna kadar iine sindiren Epikrcl, bizlerin, dnce alannda yaptmz gelip geici gezintilerden ok daha gerek ve ok daha bilgece gelir bize; felsefesi de, Schopenhauer'in canskc btn doktrinlerinden ve Kant babann buz gibi dogmatizminden daha canl grnr. nk, byle anlarda, onunkiyle karlatrdmz zaman, ancak birtakm vazgemeler pahasna gerekleen ve eitli basklarla dolu olan hayatmz ne kadar yoksul, ne kadar zavall gelir! Ve ahlaki ilkelerimiz ile manevi tutumumuzun nasl bir bedeli olduunu, bizlere neye mal olduunu ac ac anlarz: Her trl itenliimizi yitirme pahasna... Bu yeryzndeki geici varlmz belirli kalplar ierisine sokup katlatrdmz iindir ki, iddetle zerimize doru gelen ve hibir seme yapmayan vahi tesadften kendimizi korumak amacyla evrenin dalgalarnn alkantlarna kar birtakm setler kuruyoruz. Kanlmaz bir kaderle, kendimizi sonsuza dek srdrmeye ve imdiki ann, imdiki saatin snrlarn amaya altmz zaman, her seferinde, o ann, o saatin, imdiki canllndan bir eyler koparm oluyoruz; zaman aan bir eylere ulaabilmek iin, i dnyamzdaki youn glerden bir kenara ayrdmz her ey, ard-dncesiz bir hayatn verdii zevkten bir eyler eksiltiyor. nyarglarmz ve pimanlklarmz var; kendi kendimizi hapseden varlklar olarak attmz her admda, vicdanmzn zincirlerine balanm glleleri akrdata akrdata ardmzda srkleyip duruyoruz, bunun sonucu olarak da ok ar admlarla yryoruz; oysa Casanova'nn hibir yk tamayan kalbi, hafif bir elle btn kadnlar kolayca yakalyor, btn lkelerin zerinden uuyor, tesadfn hzla sallanan salncana biniyor,

her trl cennete ve cehenneme doru atlyor. Dolaysyla --ve sakn kimse buna itiraz etmeye kalkmasn-- hibir erkek, gerekten erkekse eer, Casanova'nn Hatralar'n, baz anlarda, yaama sanatnn bu nl ustas karsnda kendini hayattan tat almayan biri gibi hissetmeden ve ona haset duymadan okuyamaz; ve bazen de, daha dorusu yz kere, bir Goethe, bir Michelangelo ya da bir Balzac olmaktansa, Casanova olmay tercih eder. Balangta bu ho adamn zelliklerine, kendini filozof olarak gsteren bu dzenbazn farfaralna biraz souk bir ekilde glmsemi olsa bile, altnc, onuncu, ya da on ikinci ciltten sonra, onu insanlarn en bilge olan, yzeyde kalan bir hayat zerine kurduu felsefesini ise btn doktrinlerin en akllcas ve en ekicisi olarak grme eilimini gsterir. Ama ok kr ki, vaktinden nce gelien bu hayranlktan bizi kurtaran da yine Casanova'nn kendisidir. nk onun yaama sanat klavuzunda tehlikeli bir boluk vardr: Yall unutmutur. Onunkisi gibi yalnzca duyusal ve duygusal alana ynelmi olan Epikrc bir zevk alma teknii, ancak gen duyular iin, zsu ile dolu, gl ve taze bir beden iin geerlidir ve kandaki ate artk eskisi gibi abucak tutumad anda, zevk felsefesi de buhar olup gider, tatsz tuzsuz bir et halamas gibi arabuk sour. Byle bir Epikrc hayat, insan ancak taze kaslar, salam, parlak ve bembeyaz dilerle srdrebilir; ama diler dklmeye balad ve duyular iflas ettii zaman, insann vay haline! nk bu bencil ve ho felsefe birdenbire bir fiyaskoya dnr. Kaba zevklere dkn biri iin, hayatn erisi kanlmaz bir ekilde aaya doru kvrlacaktr, nk har vurup harman savuran biri, bir kenara yedek bir eyler koymadan yaar, btn scakln o an iin harcar ve kaybeder; oysa bir dnce adam --grnte bir eylerden vazgemi olmasna ramen, tpk bir akmlatr gibi kendi iinde srekli bir scaklk biriktiren ve kendini dnceye adayan bir insan-- yllarn alalan glgeleri ierisinde bile ve ou zaman ok ileri yalara kadar (Goethe'de olduu gibi) ekil deitirmeye, birtakm yceltmeler yapmaya, ak ve seik bir ekilde dnmeye ve baz gerekleri birdenbire kavramaya yatkndr; kan scakln yitirdii zaman bile, hayat yeni klara ve dnce alanndaki beklenmedik sevinlere ulaabilir ve fikirlerle diledii gibi oynayp oyalanmas, beden gcnn azalmasn telafi eder. Ama yalnzca ten hazlarna ynelen, harekete geebilmek iin somut gereklere ihtiya duyan ve ancak olaylarn itici gc ile iten gelen bir atlm yapabilen bir insan, kuru bir dere yatandaki bir deirmen ark gibi birdenbire duruverir. Yalanmak, onun iin, yeni bir dneme gemek deil, hilie ulamaktr; acmasz bir alacakl gibi davranan hayat, iddetli duyularla ok erken ve ok abuk harcanm olan eyleri faiziyle birlikte geri ister. Bylece Casanova'nn bilgelii, mutluluu ile birlikte bitmitir ve mutluluu da genliiyle birlikte sona ermitir; gzel olduu, gl olduu ve zaferler kazand srece bilgedir o. Krk yana gelinceye kadar insan onu gizli gizli kskanm olsa bile, bu yatan sonra ancak merhamet duyar ona. nk, Venedik'in btn karnavallarndan daha canl ve daha renkli olan Casanova'nn karnaval, Byk Perhiz'in ilk gnn (Katoliklerin Kutsal arambas: Paskalyaya kadar sren perhiz dneminin ilk gn.) akla getiren hznl bir gnle vaktinden nce ve hazin bir ekilde son bulmutur. Tpk yalanan bir yzde beliren krklklar gibi, eit eit zevklerle dolu hayatnn hikayesine yava

yava glgeler dmeye balamtr; zaferleri gittike azalmtr; skntlar gnden gne artmtr; gitgide artan bir sklkla (phesiz, her seferinde susuzdur!) sahte banknotlar, rehine konulan mcevherler gibi ilere bulamaya balamtr; prenslerin saraylar, gitgide kaplarn ona kapamaya balamlardr. Onu daraacna gnderebilecek bir tutuklamadan, bir-iki saat nce harekete gemesi sayesinde kl pay kurtularak geceleyin ve sisler ierisinde Londra'dan kamak zorunda kalmtr; Varova'dan bir cani gibi kovulmutur, Viyana ve Madrit'ten snr d edilmitir; Barcelona'da krk gn hapiste kalmtr; Floransa'dan kovulmutur; Paris'te, ok sevdii bu ehri hemen terk etmesi, ona kraln mhrn tayan bir srgn belgesiyle bildirilmitir. Artk kimse Casanova'y istememektedir; herkes onu, krklere dadanan bir gve gibi grmekte ve bir kenara itmektedir. nsan nce aknlk ierisinde sorar kendine, btn dnyann, eski gzdesine kar birdenbire bu kadar sert ve acmasz davranabilmesi iin adamcaz ne gibi bir ktlk yapt diye? Bir hainlik mi etti, bir ihanette mi bulundu? Sevimli olmakla birlikte insanda bir para kuku uyandran karakteri mi deiti ki, herkes byle birdenbire ondan uzaklayor? Hayr, o ayn kald; hep ayn kalacak, son nefesine kadar gz-boyayc ve arlatan, herkesi elendirmesini bilen, nkteli bir insan olarak kalacak; yalnzca yapm olduu hamleleri olaanst bir ekilde gl ve youn bir hale getiren zelliini kaybetmeye balad: Yani, kendine olan gvenini, genliin insana zafer duygusu veren bilincini. Nerede gnah ilediyse, cezas da oradan geldi: nce kadnlar terk etti, o zamana kadar sevmi olduklar bu adam; Londra'da kk ve sefil bir Dalila, muzip bir afte, bu ak devine ldrc darbeyi indirdi. Buras, Hatralar'n en gzel blmdr; nk en gerek ve en insani olan blm --hayran olunacak kadar heyecanl bir tonla belirlenmi, dolaysyla insan heyecanlandran ve en kritik dnemi anlatan blm-- budur. Kadnlar batan karmada o kadar usta olan bu adam, hayatnda ilk defa olmak zere bir kadn tarafndan aldatlmtr, hem de namuslu olduu iin onu reddeden, eriilmez, soylu bir kadn tarafndan deil, madrabaz kk bir fahie, onu lgna eviren, cebindeki btn paray eken ve buna ramen hilekar bedenine bir parack olsun yaklama frsat vermeyen gen bir fahie tarafndan... Bol bol verdii paraya ramen hor grlerek bir yana itilmek, hakarete uramak, br yandan bu kk kahpenin, Casanova'nn o derece tutkulu bir ekilde para ile, kurnazlkla ve srarla bo yere elde etmeye alt eyi, bedava olarak, sersem ve kstah bir berber rana verdiini grmek, Casanova'nn kendine duymu olduu gvene ldrc bir darbe olmutur ve o andan sonra da, zaferler kazanm gururlu bir erkek grnm, gvensiz ve kararsz bir hal almaya balamtr. Krk yandayken, kendisine dnyada zaferle ilerleme imkann vermi olan motrn artk teklemeye baladn ve durma tehlikesi gsterdiini korkuyla fark etmek zorunda kalmtr. -Bana en ok ac veren ey, genellikle, yalln yaklamakta olduunu gsteren zayflk belirtilerinin ortaya kmaya baladn kendi kendime itiraf etmek zorunda kalmam oldu. Gen ve gzel olduunu bilmenin insana vermi olduu o mutlu gvenlik duygusunu artk kaybetmitim-. Oysa, kendine gveni olmayan, kadnlarn ban dndrmeye her zaman hazr olan stn erkeklik gcn kaybetmi, gzellikten, gllkten, paradan yoksun bir Casanova nedir ki? Ne istediini bilerek ve mutlaka zafer kazanacana inanarak alml bir ekilde orada burada dolama

yeteneini kaybetmi bir Casanova, bu dnyadaki oyunda btn kozlarn elden karm bir Casanova nedir ki? -Yan ban alm bir bey- diye cevaplyor bu soruyu kendi kendine ve hznle, -mutluluk artk onun yanndan bile gemiyor, kadnlarsa hi ilgilenmiyor-, kanad krk bir ku, erkeklik gcn tketmi bir erkek, mutsuz bir ak, paras olmayan bir oyuncu, kuvvetini ve yakklln yitirmi bir beden... Zaferin ve tek amac zevk olan bir hayat biliminin btn borazanlar susar susmaz, felsefesine kk bir tehlikeli kelime, -vazgeme- kelimesi giriveriyor. -Kendimi kadnlara sevdirebildiim zamanlar geti artk; onlardan vazgemem ya da ltuflarn satn almam gerekiyor-. Bir Casanova'nn hibir zaman kavrayamyaca -vazgeme- dncesi acmasz bir gerek halini alyor; nk kadnlar satn alabilmek iin paras olmas gerek, oysa ona para salayan teden beri hep kadnlar olmutu! Bu mutlu-dng artk yrmyor; oyun bitti artk, her trl macerann ustas olan bu adam iin bundan byle can skc bir ciddilik balyor ve bylece yal Casanova, zavall Casanova, bir zevk adam olmaktan karak bir asalak halini alyor; bu dnyada olup biten her eye merak duyan biriyken, casusluk yapacak hale geliyor, bir oyuncuyken bir hilekar ve bir dilenci, neeli bir arkadaken, yalnzla mahkum bir yazar ve kaba saba akalar yapmaktan teye gldemeyen bir insan olup kyor. nsana heyecan veren bir manzara: Saysz ak savalarnn eski kahraman olan Casanova silahlarn brakyor; bir zamanlar, cretli bir oyuncu ve ei benzeri grlmemi bir kstah olan bu adam tedbirli ve alakgnll olmaya balyor; byk commediante in fortuna (kaderinin byk komedyeni), baarl oyunlarn sergiledii sahneden yavaa, gizlice ve sessizce ekiliyor. -Artk iinde bulunduu duruma uygun gelmediini- syleyerek ssl psl elbiseler giymekten vazgeiyor; yzklerinden, elmas tokalarndan ve deerli enfiye kutularndan vazgetii gibi, o harika gururunu da bir yana brakyor, felsefesini hileli bir oyun kad gibi bir kenara frlatyor. Genlikleri solup gitmi fahieleri ister istemez ara-bulucu kadnlar haline getiren, oyuncular dzenbaz, maceraclar anak-yalayc olmaya zorlayan hayatn acmasz ve kar konulmaz kanunu nnde yal bir insan olarak boyun eiyor. Damarlarndaki kan eski scakln kaybettiinden beri, eskiden kendini dnya vatanda olarak gren bu adam, bir zamanlar o kadar sevdii evrenin sonsuzluunun ortasnda birdenbire souktan titremeye ve vatannn zlemini duymaya balyor. Bir zamanlar o kadar gururlu olan o (hayatn soylu bir ekilde bitirmeyi bilmeyen zavall Casanova), sulu ban pimanlkla ne doru eiyor ve Venedik Governo'sundan iler acs bir biimde af diliyor: Engizisyonculara dalkavuka yazlm yazlar gnderiyor; Venedik hkmetine yneltilmi saldrlara kar bir refutazione, vatanseverlik kokan bir hicviye yazyor ve bu yazsnda, bir zamanlar kendisinin de o derece acl gnler geirdii zindanlarn -temiz haval yerler- ve nerdeyse bir insanlk cenneti olduunu sylemeye utanmyor. Hatralar'nda, hayatnn bu hznl dnemleriyle ilgili hibir ey yoktur: Hatralar, bu utan verici yllar anlatmadan biter. Casanova, belki de yznn kzardn gizlemek iin, karanla gmlr ve bu da bizi nerdeyse mutlu etmektedir; nk ak ve oyun alanlarnn bu yiit savasnn, asalak bir glge gibi, gbela oradan oraya rklendiini grmek ne kadar zcdr ve ibii dm bir horozdan, sesini yitirmi bir arkcdan baka bir ey olmayan byle bir Casanova, teden beri haset edip durduumuz o neeli adamn, bir zamanlar onca zaferler kazanm teki Casanova'nn yannda ne kadar acnacak haldedir!

Daha sonra, birka yl boyunca, Venedik'in Merceria'sndan iri yapl, krmz yzl bir beyin ar ar getii grlr: Kl kyafeti iyi deildir, insanlarn neler konutuunu dikkatle dinler, pheli kiileri gzetlemek iin meyhanelerde oturur ve akamlar da engizisyonculara bitip tkenmek bilmeyen raporlar karalayp durur. Bu alaka raporlar Angelo Pratolini imzasn tar; bu adn altnda, cezas balanm bir mahkum gizlidir ve imdi kkrtc bir ajan ve sradan bir casus olarak, birka altn iin, hi tanmad kimseleri, genliinde ok iyi tand ve anlatarak herkese de tannmasn salad zindanlara gndermektedir. Evet, o derece ssl ve gsterili bir ekilde giyinen Seingalt valyesi, kadnlarn gzdesi olan ve onlar batan karmay ok iyi bilen bu olaanst apkn, herkesi hor gren aalk bir muhbirden, meteliksiz bir alaktan baka bir ey olmayan Pratolini haline gelivermitir. Bir zamanlar elmas yzklerle ssl elleri kirli ilere bulamtr; ac ve zehirli yazlar yazarak nne geleni karalamakta, saa sola amur atmaktadr; yle ki, sonunda Venedik hkmeti bile, ortal kartran ve gerekten can skmaya balayan bu adamn poposuna bir tekme atp ondan kurtulmutur. Bundan sonraki yllar hakknda herhangi bir bilgimiz yok ve bu hazin enkaz ynnn, tam bir derbederlie dmeden nce hangi kirli yollardan getiini kimse bilmiyor; yalnzca eski maceracnn son bir defa olmak zere Avrupa'da babo dolatn, soylulara yaranmaya altn, zenginleri pohpohladn, eski hilelerine bavurduunu biliyoruz: Sahtekarlk, gizli kapakl birtakm dolaplar evirme ve araclk gibi entrikalar... Ne var ki, genliinin koruyucu tanrlar olan pervaszl ve kendine olan gveni artk onu terk etmitir; kadnlar, yzndeki krklklara bakp alayl bir ekilde glmektedirler; artk hibir baar kazanamamaktadr; hayatn ise gbela kazanabilmektedir: Onu Viyana'da bir elinin yannda sekreter olarak gryoruz (belki de yeniden casuslua balamtr), iler acs bir ekilde birtakm yazlar karalayp durmaktadr, btn Avrupa ehirlerinin istenmeyen ve ie yaramaz bir konuundan baka bir ey deildir artk, polis onu her yerden arabuk ve srekli olarak kovmaktadr. O sralarda Viyana'da Graben'in kzlarndan biriyle evlenmek ister: Bu bayann kazanl mesleinden yararlanarak kendine snacak bir yer bulabilmek iin... Ama burada da baarszla urar. Sonunda Paris'te, ok zengin bir Kont, gizli bilimlere merakl olan Kont Waldstein, haline acyarak, asalak olarak sokulduu bir masadan kaldrp frtnann bir yana att, dalgalarn bu hazin oyuncan, kydan kyya srklenen airi Dux'deki atosuna gtrr. aptan dm, ama her zaman insan elendirmesini bilen bu alayc geveze, Kontu oyalamaktadr; bylece, ona yardm olsun diye Dux'e ktphaneci olarak, baka bir deyimle bir eit soytar olarak almtr onu; ylda bin florine (dorusunu sylemek gerekirse, hep alacakllar tarafndan el konulan bu para karlnda) -bu acayip yarat- satn almtr ve Casanova, on yl boyunca orada yaam, daha dorusu can ekimitir.

Dux'de, birdenbire, yllar boyunca birikmi glgelerin arasndan Casanova'nn bir grnts, daha dorusu Casanova'y hatrlatan bir hayal, onun mumyas denebilecek kurumu, zayflam, kemikleri km, fkesinden baka bir eyi kalmam, mzeye konulacak acayip bir yaratk kvermitir ortaya ve Kont onu misafirlerine gstermekten holanmaktadr. Snm bir yanarda diye dnyorlar, insan elendiren zararsz bir adamcaz, gneylilere has fke nbetleri onu kabalatryor ve Bohemya'daki bu kafeste can skntsndan yava yava tkeniyor. Ama o eski dzenbaz, bir kere daha herkesi kandryor, nk herkes onun iinin bitik olduunu, tabuta girmeyi ve mezarln yolunu tutmay beklemekten baka yapacak bir ii olmadn sanrken, o hatralar ile hayatn yeni batan ina ediyor ve bylece bu kurnaz macerac lmszle atlayveriyor. ::::::::::::::::: YALILIK -Altera nunc rerum facies, me quaero, nec adsum, non sum, gui fueram, non putor esse: fui.- (Yallk resminin altna konulmu olan not) 1797-1798: Devrimin kanl sprgesi, kibar ve zarif yzyl sona erdiriyor. Fransa Kral ve Kraliesinin kafalar, giyotin sepetindedir artk ve on dzine kadar prens ve prensik, ayn zamanda Venedik engizisyoncular, kk bir Korsikal general tarafndan cehennemin dibine gnderilmitir. Artk Ansiklopedi, Voltaire ve Rousseau okunmuyor; insanlar artk sava tiyatrosunun byk glkler pahasna yazlm olan bltenlerini okuyorlar. Karnavallar nasl bittiyse, rokoko da sona erdi; kabark elbiselerin, pudral perukalarn, gm tokal ayakkablarn ve Brksel dantellerinin a geip gitti. Artk insanlar kadife kostmler deil, yalnzca niformalar ya da burjuva elbiseleri giyiyorlar. Ama tuhaf bir olay, yeni bir an baladn fark etmeyen biri var; kk bir yal adam, orada, ok uzaklarda, Bohemya'nn cra bir kesinde yayor: Hoffmann'n masallarndaki valye Gluck'u hatrlatan biri, renk renk tyl bir kua benzeyen, altn dmeli kadife bir ceketi, sar ve ypranm bir dantel yakas, ipek oraplar, iekli jartiyerleri ve beyaz tyl bir gala apkas olan bir adam, gpegndz, orada, yava admlarla ilerliyor, Dux atosundan ayn ad tayan ehre giden eri br kaldrmlardan iniyor. Bu acayip yaratn sa biimi hala eskisi gibi, aslnda iyi pudralanmam (artk hizmetisi yok!) ve titreyen eli 1740'da kraln saraynda kullanlan trden, altn balkl eski tarz bir bastona tantanal bir ekilde dayanm. Evet, Casanova'dr bu, daha dorusu onun mumyas; yoksullua, ksknle ve frengiye ramen hala yayor. Teni parmene dnm, kancaya benzeyen burnu tpk bir ku gagasn andryor, hafife seyiren ve sk sk tkren bir azn stne doru uzanm; gr kalar karmakark ve aarm; btn bunlar yalln, bozulmann, tozlu kitaplar arasnda ve fkeler ierisinde kuruyup kalmann belirtisi. Yalnzca kmr gibi kara gzleri, hala eski canlln koruyor; yar kapal gz kapaklarnn arasndan keskin ve hain bir parlt gelip geiyor, ama ne saa bakyor ne sola; sadece kendi kendine syleniyor ve homurdanyor, nk Casanova'nn keyfi yerinde deil; kader onu Bohemya'nn bu pis kesine, bu gbre ynnn zerine frlattndan beri artk keyfi hi yerinde deil.

Gzlerini etrafna evirmek neye yarar? Bu sersem budalalar, patates yemekten baka bir ey bilmeyen bu koca azllar, burunlarn kylerinin pisliinden hibir zaman karmayan ve kendisini --bir zamanlar Polonya saraynda bir marealin karnna bir kurun skan ve Papann elinden altn mahmuz niann alan Seingalt valyesini-- doru drst selamlamay bile bilmeyen bu Alman asll Bohemyallarn suratna bakmaya bile demez. Ve daha da can skc olan, kadnlar da artk ona sayg gstermiyor. Kyller gibi kaba saba glmemek iin elleriyle azlarn kapatyorlar ve niin gldklerini de biliyorlar: nk hizmeti kadnlar, ihtiyar gut hastasnn, ellerini onlarn eteklerinin altna soktuunu ve anlalmaz bir dille kulaklarna budalaca eyler fsldadn papaza anlatmlar. Ama btn bu aa tabaka, atoda ellerine dt o lanet olas hizmeti gruhunun, -tekmelerine katlanmak zorunda kald bu eeklerin-, zellikle kahya Feltkirchner ve onun ua Widerholt'un yannda hi kalr. Alaklar! Dn yine, bile bile, orbasna ok fazla tuz koydular ve makarnasn yaktlar. Isacameron'unun portresini duvardan indirerek, gtrp tuvalete astlar; aalk yaratklar, Kontes Roggendorf'un ona verdii siyah benekli kk kpeini, Melampyge'yi, dvmeye cret ettiler, hem de zavall sevgili hayvanck tabii bir ihtiyacn odaya yapt diye. Ah! btn bu aalk insanlar hapse attrabilecei ve bu gibi saygszlklara ve kstahlklara katlanacak yerde, kemiklerini ezip bulamaca evirinceye kadar zerlerinde tepinebilecei o gzel gnler nerede kald? imdi, u Robespierre'in yznden ayaktakm n plana geti; Jacobin'ler her eyi bozdu ve ite kendisi de kimseyi sracak gc kalmam sefil bir yal kpee dnd. O halde gn boyu szlanmak, sylenmek, homurdanmak neye yarar? Yaplacak en iyi ey bu avam gruhunun suratna tkrmek, odasna kp Horatius'unu okumak. Ama bugn btn fkesi uup gitti; mumyaya dnm olan yal adam, tpk bir kukla gibi, telala odadan odaya koup duruyor. Bir zamanlar saraylarda giydii eski elbisesini giyiyor, nianlarn takyor, en ufak bir toz kalmayacak ekilde stn ban bir gzel fralyor, nk o kibar halli Kont, o gn geleceini bildirmiti; bu sevimli Kont, Teplitz'den gelirken Linge Prensi ile birlikte birka soylu beyefendiyi de yannda getirecekti. Franszca konuacaklard ve u kskan hizmeti srs, dilerini gcrdatarak ona, Casanova'ya hizmet etmek zorunda kalacakt; dn yaptklar gibi, kpein nne bir kemik paras frlatrcasna berbat bir orba verecek yerde nnde eilerek, yemek tabaklarn, gerektii ekilde ona doru uzatacaklard. Evet, leyin, soylu Avusturyallarla birlikte olacakt. Bay Voltaire'in bile deer verdii ve bir zamanlar imparatorlarn ve krallarn sayg duyduu deerli bir filozofla yaplacak gzel bir sohbete hala deer veren ve onu sayg ile dinlemeyi bilen bu soylu kiilerle birlikte o byk masada oturacakt. Belki de, kadnlar ekilir ekilmez, -Kont hazretleri ve Prens hazretleri- Hatralar'n el-yazmas metninden bir para okumasn rica edeceklerdi; evet, bana rica edecekler, anlyor musun alak Feltkirchner! Soylu Waldstein Kontu ve Mareal Ligne Prensi esiz bir ilgi uyandran Hatralar'mdan kk bir blm okumam rica edecekler ve belki de okuyacam; -belki- diyorum! nk hi kimsenin ua deilim ben ve kimseye boyun emek zorunda da deilim; u hizmeti gruhundan, ayaktakmndan biri deilim ki ben; burada misafirim ve ktphaneciyim, kontlar ve

prenslerle eit durumdaym: Bunun ne demek olduunu bilemezsiniz siz, aalk Jacobin'ler! Ama onlara birka fkra anlatacam, huzurlarnda! (cospetto!) Hocam Bay Crebillon'un anlatt gibi ho fkralar ya da Venediklilere zg nkteli fkralar: Kibar ve soylu beyleriz biz, kendi aramzdayz ve ince ayrmlar fark etmeyi biliriz. Glnecek; Fransa Kralnn saraynda olduu gibi ba dndren scak Burgonya arab iilecek; savatan, simyadan, kitaplardan sz edilecek ve zellikle bu ihtiyar filozoftan, dnya ve kadnlar hakknda bir eyler anlatmas istenecek. Sska ve hrn kk bir kuu andran Casanova, gzleri hainlik ve gururla parlayarak, kaplar ardna kadar alm salonlarda heyecanla dolayor. Niannn hann etrafndaki sahte talar (gerek deerli talar oktan beri bir ngiliz Yahudisinin elinde) temizliyor; salarn zenle pudralyor ve aynann karsna geip, bir zamanlar XV'inci Louis'nin saraynda yapld ekilde reveranslar ve yerlere kadar eilme denemeleri yapyor (insan bu kaba saba kimselerin yannda btn kibar tavrlar ve hareketleri unutuyor). Kemiklerinin endie verecek ekilde takrdad doru; insan yarm yzyl boyunca emektar bedenini eit eit posta arabalar ierisinde Avrupa'da oraya buraya srklemise, bunun bir cezas olacak elbet ve kimbilir kadnlar da bu bedenden ne kadar zsu aldlar! Ama hi deilse tepede, beynin kutusunda, zeka henz kuruyup gitmedi; bu beyefendileri hala elendirebilecek ve kendi deerini onlara kabul ettirecek. Recke prensesine zarif bir ekilde -hogeldiniz- diyebilmek iin, iyi cins bir parmen kat zerine, yuvarlak harfli yazsyla ve birok sslemeler yaparak Franszca bir iir kopya ediyor; ayrca bir amatr tiyatrosu iin yazlm yeni komedisinin zerine ssl psl bir ithaf yazyor: Burada, Dux'de bile grg kurallarn unutmam; ve iyi bir kavalye olarak, edebiyatla ilgilenen bir topluluu nasl karlayacan biliyor. Ve gerekten de, arabalar geldii ve Casanova gut'lu ayaklar ile yksek basamaklardan kamburu km bir halde indii zaman, Waldstein Kontu ve misafirleri apkalarn, mantolarn ve krklerini karmlar, kaytsz bir tavrla, hizmetilere uzatyorlar; ama onu, Casanova'y, kibar beylere yakacak ekilde kucaklyorlar, nl Seingalt valyesi olarak onu davetlilere tantryorlar, edebi deerlerini vyorlar ve kadnlar masada onun yannda oturabilmek iin birbirleriyle yar ediyor. Daha tabaklar sofradan kalkmadan ve henz pipolar tttrlmeye balamadan, tpk nceden dnd gibi, Prens, insan olaanst bir ekilde etkileyen otobiyografisinin nasl gittiini soruyor ve hanmlar ve beyler, hep birlikte, bir gn kesinlikle n kazanacak bu Hatralar'dan bir blm okumasn rica ediyorlar. Ltufkar velinimetinin, Kontlarn en sevimlisinin isteini nasl geri evirebilir ki? Ktphaneci bey telala odasna kyor ve on be adet byk boy olarak katlanm kat forma arasndan ipek bir kurdeleyle gzelce balanm olan birini almaya gidiyor: nemli bir blm bu, bir odada toplanm kiiler arasnda ve kadnlarn nnde rahata okunabilecek seyrek blmlerden biri: Venedik zindanlarndan ka. Bu esiz maceray ka kere ve kimlere okumad ki! Bavyera Prensine, Kln Prensine, ngiliz soylularna ve Varova sarayndaki kimselere... Ama grsnler bakalm, bir Casanova, Zindanlar adl eseri bunca grlt koparan u Bay Trenck'den ne kadar farkl bir ekilde anlatacak o zindanlar! nk, geenlerde, birka heyecanl vaka, byk ve artc birka kark olay daha katt onlara ve sonuna da ilahi Dante'den

alnm ok gzel bir para ekledi. Okuyuunun mkafat olarak bir alk tufan kopuyor, Kont sol eliyle Casanova'nn cebine gizlice bir rulo dka altn koyarken, br eliyle de onu kucaklayp pyor, bu paraya da gerekten ihtiyac olacak, nk btn dnya onu unuttuu halde, alacakllar burada bile, dnyann teki ucunda kaybolmu bu atoda bile peini brakmyorlar. Gerekten de, baknz, Prenses onu kutlad ve herkes onun nl aheserinin yaknda tamamlanmas iin kadeh kaldrd srada, birka iri gz ya damlas nasl da yanaklarndan szlyor! Ama daha ertesi gn, ne yazk ki, atlar koumlarn sabrszlkla akrdatmaya balyor ve arabalar kapda bekliyor, nk soylu Beyefendiler Prag'a gidecekler ve Ktphaneci Bey kere, nazik bir ekilde, o ehirde bir sr nemli ve acele ii olduunu ima ettii halde, kimse onu yanna almyor. Tatan yaplm bir sandukay andran bu kocaman, souk ve hava cereyan ile dolu atoda kalmak ve daha arabalarn kaldrd toz yatmadan, yeniden, yerli yersiz, byk altndan budalaca glmeye balayan hizmetilerin eline bakmak zorunda kalyor. evresini hep yabani, grgsz insanlar sarm, Franszca ya da talyanca konuabilecek, Ariosto ve Jean-Jacques'dan sz edebilecek hi kimse yok ve o, u yksekten atp tutan ariv farelerine, Bay Opiz ve Czaslau'ya, ya da hala onunla mektuplamak ltfunu esirgemeyen u iyi yrekli hanmefendilere mektup yazmakla geiremez ki btn zamann! Ar ve uyuturucu bir can sknts kl renkli bir duman gibi, yeniden bo odalara yaylmaya balyor ve dn unuttuu gut hastal, iki kat artm bir iddetle yal adamn ayaklarna ac veriyor. Skntl bir ekilde srtndaki ssl elbiseleri karyor, souktan szlayan kemiklerini kaln ynden yaplm eritlerle ssl Trk tipi sabahl ile sarp sarmalyor; homurdanarak, hatralarnn biricik snana doru --alma masasna doru-- srkleniyor. Orada yl duran byk boy katlanm beyaz katlarn yannda yontulmu kalemler bekliyor kendisini ve katlar daha imdiden sabrszlkla hrdyor sanki. O zaman, iini ekerek oturuyor ve titrek bir elle, hi durmadan ilerleyerek, hayatnn hikayesini yazmaya devam ediyor. (Onu bu ekilde davranmaya iten can skntsndan Tanr raz olsun!) nk bir l kafasn hatrlatan bu alnn arkasnda, bu kurumu derinin altnda (tpk sert kabuunun iindeki bembeyaz yumuak bir ceviz gibi) olaanst bir hafza canlln, tazeliini koruyor ve alp gelimeye devam ediyor. Alnla kafann arka blm arasna skm bu kk kemikli alann iindeki her ey, hala el dememi ve yerli yerine yerletirilmi bir ekilde duruyor: Kvlcmlar saan gzlerin, geni ve soluyan burun deliklerinin, salam ve agzl ellerin bin kadar macera ierisinde byk bir ustalkla yakalad ve ele geirdii her ey olduu gibi duruyor. Ve gut hastal yznden arlam olan elleri, gnde on saat kaz tynden kalemini katlar zerinde koturan elleri, bir zamanlar ehvetle okad btn o przsz kadn bedenlerini hatrlyor (-on saat ve benim iin bu saatler on dakika gibi abuk geiyordu-). Masann zerinde eski metreslerinden gelen sararm mektuplar, notlar, sa bukleleri, hesap pusulalar ve hatralar karmakark bir ekilde duruyor ve snm bir alevin zeri nasl gm renkli bir dumanla kaplanrsa, burada da, gemiin bu solmu izlerinin stnde mis gibi kokan grlmez bir bulut dalgalanp duruyor. Bu renkli hayaller dnyasnn ierisinden, her kucaklama, her pck, her terk edi yeniden

canlanyor: Hayr! Byle bir hatrlama bir i deil, bir zevk, -bir zamanlar duymu olduu zevkleri hatrlamann verdii bir zevk-. Gut'lu ihtiyarn gzleri parlyor, dudaklar gsterdii gayret ve heyecanla titriyor; yava sesle birtakm kelimeler, yars uydurulmu, yars gemiten ekip karlm szler mrldanyor; elinde olmakszn eski sesini taklit ediyor ve yapt akalara glyor. Yemeyi, imeyi, yoksulluu, sefaleti, hor grlmeyi ve gszl, yalln verdii btn korkular ve kederleri unutuyor, bylece hayalinde ve hatralarn aynasnda genleiyor, yeniden canlanyor; Henriette, Babette, Therese, glerek ona doru yaklayorlar ve o, bir eit ruh arma sanat sayesinde, belki de bir zamanlar gerekten hissetmi olduundan daha ok zevk duyuyor onlarn varlndan. Ve bylece yazyor, hi durmadan yazyor, yllar nce bedeninin olanca ateiyle olduu gibi, imdi de parmaklar ve kalemiyle kendini maceralarn akna brakyor; kendi kendine bir eyler mrldanarak ve glerek bir aa bir yukar gidip geliyor ve artk bugnk kaderini, alnyazsn dnmyor. Kapnn nnde aalk hizmetiler srtarak soruyorlar: -u yal lgn talyan, kiminle glyor byle ierde?- Onun kakl ile alay etmek iin, kahkahayla glerek parmaklarn alnlarna gtrp o bilinen iareti yapyorlar, sonra arap mahzenine gitmek iin paldr kldr merdivenlerden iniyorlar ve yal adam at katndaki odasnda yapayalnz brakyorlar. Dnyadaki hi kimse, uzaktakiler kadar yaknda olanlar da onun hakknda hibir ey bilmiyor artk. Yal ve fkeli atmaca, orada, Dux'teki kulesinin tepesinde, bir buzdann sivri ucunda oturuyormu gibi, kimsenin tanmad, bilmedii biri olarak ylece oturuyor ve 1798 Hazirannn sonunda, ypranm kalbi durduu ve bir zamanlar yzlerce kadn tarafndan tutkuyla kucaklanm olan zavall bedeni topraa verildii zaman, Kilisedeki kayt defterinde onun gerek adnn ne olduu bile belli deildir artk. -Venedikli Casaneus- diye yazld, oysa ad bu deildi. -84 yandayd- deniyordu, o da doru deildi; onun en yaknnda bulunanlar bile pek az tanyorlard onu. Kimse mezaryla ilgilenmedi, yazlaryla da kimse ilgilenmedi, bedeni rd gitti, kflenmi mektuplar unutuldu, ciltler dolusu eseri de unutuldu; onlar alan ama ilgilenmeyen ellerde kimbilir nereye gitti? 1798'den 1822'ye kadar geen eyrek yzyllk sre ierisinde hi kimse lmn sessizliine bylesine gmlmemitir. Bir zamanlar, btn canllar ierisinde en canls o olduu halde, kimse bu kadar l olmamtr. ::::::::::::::::: KENDN ANLATMA DEHASI -Yalnzca cesaret sahibi olmak yeter.- (nsz) Hayat bir macerayd, tekrar hayata dn de maceral oldu! 13 Aralk 1820'de (Casanova'y artk kim hatrlard ki!) Brockhaus Yaymcs, hi tanmad Bay Gentzel adl birinden, ayn ekilde hi tanmad bir Sinyor Casanova'nn yazd Hayatmn Hikayesi, 1797'ye Kadar adl bir eseri yaymlamak isteyip istemeyeceini soran bir mektup ald. Yaymc, byk boy katlara yazlm metni getirtti ve bu iten anlayan kimselere okuttu: Ne kadar heyecanlandklarn bir dnn! O zaman bu el-yazmas metin hemen satn alnd, Almancaya evrildi, belki de fazla ak sak olan yerleri incir yapraklaryla rtlerek byk lde

deitirildi ve kullanlma amacna uygun bir hale getirildi. Drdnc ciltten sonra, kazand baar yle bir grlt kopard, ylesine bir skandal yaratt ki, Parisli becerikli bir korsan yaymc Franszcadan Almancaya evrilmi olan eseri tekrar Franszcaya evirtti, bu da eserin iki kat bozulmasna yol at. O zaman Brockhaus Yaynevi de harislie kaplarak, Almanca eviriye yeni bir Franszca eviri ekledi. Ksaca, tekrar hayata dnen Giacomo, saken dolap durduu btn lkelerde ve btn ehirlerde hibir zaman olmad kadar canl bir ekilde tekrar yaamaya balad; yalnzca kendi eliyle yazlm olan metin, Brockhaus'larn kasasna trenle gmld; yirmi yl boyunca bu ciltlerin hangi gizli ve dolambal yollardan getiini, ne kadarnn kaybolduunu, hangi blmlerin karldn, ne derece bozulduunu ve deitirildiini belki de yalnz Tanr ve Brockhaus'lar biliyor; Casanova'ya layk bir miras: Olup biten her eyde derin bir esrar, macera, aldatclk ve dolandrclk kokusu var; ama btn alarn en pervasz ve en gl macera romanna sahip oluumuz yine de ne kadar olaanst bir ey! Casanova'nn kendisi bile bu hilkat-garibesinin yaymlanacana hibir zaman ciddi bir ekilde inanmamtr. -Yedi yldan beri hatralarm yazmaktan baka bir ey yapmyorum --diye itiraf ediyor romatizmal kei-- ve byle bir ie kalktma ok piman olmama ramen, onu tamamlamak yava yava bende bir ihtiya haline geldi. Ama hayat hikayemin yaymlanp da gn na kabileceini umut etmeden yazyorum, nk yalnzca aalk sansrn --dnceyi bask altnda tutan bu mekanizmann-hibir zaman onun baslmasna izin vermeyeceini dnmekle kalmyorum, hayatmn son hastalnda btn defterlerimi kendi gzlerimin nnde yakacak kadar akl banda olacam umuyorum.- ok kr ki, Casanova, kendi kendisine sadk kalm ve hibir zaman akl banda olmamtr; kendi deyimiyle -yznn dolayl bir ekilde kzarmas-, yani yz kzarmad iin utan duymu olmas, hayal gcn alabildiine iletmesine ve gnde on saat yazarak, her gn, gzel yuvarlak yazs ile yeni yeni katlar doldurmasna engel olmamtr. Ksaca, hatralar, -ldrmamak ya da kederden --Waldstein Kontunun atosunda onunla birlikte bulunan o aalk ve kskan kiiler yznden ektii aclar ve skntlarn verdii kederden-- lmemek iin biricik are- olmutur. Tanr akna! Hatralarn yazmak iin ne kadar sudan bir sebep! Byle bir giriim yalnzca can skntsna kar bir silah, dncenin kabuk balamasna kar bir are olarak grlebilir mi, diye itiraz edilecektir gvensizlikle. Edebi yarat harekete geiren ve ona hz veren bir etken olarak can skntsn kk grmek hakszlk olur; Don Quichotte'u, Cervantes'in zindanda geirdii yllara borluyuz; Stendhal'n en gzel sayfalarn, Civita Vecchia'daki srgnlk yllarna ve belki Divina Comedia'y bile yalnzca Dante'nin ehirden kovulmu olmasna borluyuz. (Eer Floransa'da kalsayd, msralk ktalar yazacana, kl ve balta kullanarak kan zerine yazacakt); hayatn en renkli imajlar ancak karanlk odalarda, sun'i olarak karartlm bir mekan ierisinde doar. Eer Waldstein Kontu, Giacomo'muzu yanna alp Paris'e ya da Viyana'ya gtrseydi, onu iyice besleseydi ve kadnlarn teninin kokusunu duyurtsayd, eer zeki ve nkteli bir insan olduu iin salonlarda ona saygdeer bir yer verilseydi, bu nefis hikayeler, bir fincan kakao ve bir kadeh likrl erbetle birlikte yaplan sohbetler arasnda kaybolup gidecekti ve hibir zaman yazlamyacakt. Ama ite yal tilki, Bohemya'daki

o atoda, yapayalnz ve souktan donmu bir halde oturuyor ve sanki daha imdiden yzn ller diyarna evirmi gibi, olup bitenleri anlatyor. Dostlar lp gitmi, maceralar unutulmu, duygular scakln yitirmi; kendisi de unutulmu bir hayalet gibi, atonun yabanc ve souk salonlarnda dolap duruyor; hibir kadn onu grmeye gelmiyor, hi kimse artk ona deer vermiyor, sayg gstermiyor, kimse onu dinlemiyor; bu yzden, ihtiyar byc, yaadn yalnzca kendine kantlamak iin --hi deilse bir zamanlar yaam olduunu kantlamak iin--vixi ergo sum- (yaadm, o halde varm) bir kere daha gizli bir sanata bavurarak gelip gemi gnlerdeki kimseleri, olduu gibi canlandryor hayalinde ve tekrar zevk duyabilmek iin, eskiden duymu olduu zevkleri anlatyor. Karn a olanlar, kzaran etin kokusuyla beslenirler, savatan yara alarak dnen eski askerler ve eski aklar ise kendi maceralarn anlatmaktan holanrlar. -Hatrlarken, yeni bir zevk duyuyorum ve eski dertlerime glyorum, nk artk onlar hissetmiyorum.Gemiin -sihirli fenerini- (Sihirbaz feneri: Cam zerine izilmi ekillerin bytlm imajn bir ekran zerine yanstan optik cihaz. Projeksiyon aletinin ilkel ekli.) yal adamn bu ocuka oyuncan, Casanova yalnzca kendisi iin altryor, hatralarn renkli hayalleri sayesinde bugnn ve bugnk sefaletini unutmak istiyor. Baka hibir ama gtmyor, yalnzca bunu dnyor ve ite byle bir tam kaytszlk, herkese ve her eye kar ilgisiz olma gibi genellikle olumsuz olarak nitelenebilecek bir tavr taknd iindir ki, eseri, otobiyografi olarak esiz bir psikolojik deer kazanyor. nk hayatn anlatmaya kalkan bir insan, bunu hemen her zaman belli bir ama gderek, bir tiyatro sahnesindeymi gibi yapar; bir sahneye kmtr, karsnda seyirciler vardr, kendini ilgin gstermek iin ister istemez klna kyafetine, haline tavrna dikkat eder, davranlarnn sonularn hesaplar ve hatta ou zaman zel bir gayeye ulamaya alr. Benjamin Franklin, hayatn, insanlar aydnlatmak, onlara bir eyler retmek iin yazd bir kitap; Bismarck, belgesel bir eser; Jean-Jacques Rousseau, etki ve heyecan uyandracak bir kitap; Goethe, bir sanat eseri ve romantik bir iir halinde sermitir gzler nne; Napoleon, Sainte-Helene'de, hayatn, bir heykel ya da bir ant gibi tunlatrarak hakl gstermeye almtr. ster ahlak, isterse tarih ya da edebiyat alannda olsun, hepsi, tarihi kiiliklerinin bilincine varm olduklar iin, daha hatralarn yazmaya balamadan nce, izdikleri portrenin belli bir etki uyandrmasn istemilerdlr; dolaysyla, sorumluluk duygusu hepsinde ar basmtr veya onlar engellemitir. nl kiiler kendi hayatlarn anlatrken hibir zaman hr deildirler, nk hayatlarnn imaj, saysz insann hatralarnda ya da hayallerinde daha nceden belirmi bir imajla karlatrlmaktadr; bylece onlar, ister istemez, portrelerini, daha nce ekillenmi bir efsaneye uygun gelecek ekilde izmek zorundadrlar. nl insanlar, nl olduklar iindir ki, lkelerini, ocuklarn, ahlak, sayg ve eref gibi kavramlar hesaba katma ykmlln duyarlar; farknda olmakszn, yan gzle, geici kiiliklerinin ssl bir ekilde yansd aynaya bakarlar; bu yzden pek ok eye balanm olan bir insan, her zaman ve birok kere kendisini dizginlemek zorunda kalr. Casanova ise, artk hi kimseye kar hibir ykmllk duymad, ne unutmu olduu gemile ne de inanmad gelecekle artk hibir ba kalmad iin, snrsz bir hrln ve tannmam

biri olmann vermi olduu rahatln lksnden bol bol yararlanabilir; aile ve ahlakla ilgili kayglar da, belli bir amaca ulama isteinden ileri gelen kayglar da onu rahatsz etmez. ocuklarn, guguk kuunun yumurtalar gibi, yabanc yuvalarda brakmtr; birlikte yatt kadnlar, talyan, spanyol, ngiliz ya da Alman topraklar altnda oktan ryp gitmitir; hibir lke, hibir vatan, hibir din onu rahatsz etmez. Allah kahretsin, ekinecek, kollayacak kimi var ki? Kendisini kollamasna ise hi gerek yok. Anlatt eylerin artk ona ne yarar olabilir ne de zarar; daha imdiden bir lden fark kalmam, iyilie ve ktle, deer verilmeye ve hor grlmeye, alklara ve fkelenmelere artk aldrmyor; insanlarn hafzasnda artk onun yeri yoktur; artk ierisine iyice gmlm olduu kabuunun altnda gizli ve gzlerden uzak bir ekilde parlayan l bir yldzdan baka bir ey deildir. O zaman -Niin gerei yazmayaym?- diye soruyor kendine, -nsan hibir zaman kendini aldatmaz ve ben de yalnzca kendim iin yazyorum.Gerei sylemek, Casanova iin, ruhun ve dncenin derinliklerinde kaybolmak, varlnn psikolojik dehlizlerini amak deil, yalnzca hibir utan duymamak, hibir engel tanmamak, hibir rahatszlk duygusuna kaplmamak demektir. Elbiselerini karyor, rahatlyor, plak bir halde, kurumu bedenini bir kere daha ehvetin yakc dalgasna brakyor, gerekte ya da hayalde var olan seyircilere hi aldr etmeden, neeli ve pervasz bir ekilde hatralarnn iinde yzp duruyor. Bir kumandan, bir edebiyat, bir air olarak, an ve n ya da onur kazanmak iin anlatmyor maceralarn; tpk bir avarenin, bir serserinin kavgalarn, dvlerini anlatt gibi, ya da yalanmakta olan hznl bir fahienin bir zamanlar sevierek geirdii saatleri anlatmas gibi anlatyor yani utan ya da ahlaki bir kaygdan kaynaklanan herhangi bir dizginleme sz konusu olmadan, rahata anlatyor. -Non erubesco evangelium- (ncil'den utanmyorum), itiraflarmdan yzm kzarmyor, ite Hayatmn Hikayesi adl kitabnn bana konulacak anlaml cmle! Bbrlenmiyor, gelecee doru pimanlkla bakmyor; olup bitenleri dorudan doruya, aka, aklna geldii gibi anlatyor. Kitabnn dnya tarihinin en tabii, en yaln rneklerinden biri olmasna, ehveti bir istatistik belgeden sz edermi gibi objektif bir ekilde anlatmasna, tpk eski ada olduu gibi ahlak-d bir itenlikle anlatmasna amamak gerekir: Byle bir itenlie ancak u amatac spanyol Contreras'n (herkese bilinen) hayat hikayesinde rastlanabilir. Zariflikten holanan kimselere bazen kaba saba bir ehvet dkn olarak grnmesinin, Lucien'deki gibi bir kstahlkla karmza kmasnn ve tpk kendini beenmi bir atletin gururu ile cinsel gcn ok belirgin bir ekilde gzler nne sermi olmasnn hi nemi yok; bu ekilde hibir utan duymadan kendini olanca plaklyla gstermi olmas, ehvetle ilgili tehlikeli noktalar korkaka bir elabukluu ile geitirmekten veya hadmlara zg bir zariflikle anlatmaktan bin kere daha iyidir. Casanova'nn aka ve dorudan doruya, byk bir zevkle ve salkl bir nee ile anlatt eyleri --ehvetli bir adamn byk bir itenlikle anlatt eyleri-- kendi anda ak zerine yazlm baka denemelerle karlatracak olursak, mesela, bir Grecourt'un, bir Crebillon'un pembe renkli ve mis kokulu tatsz tuzsuz apknlk hikayeleriyle veya Eros'un zavall bir oban klna brnd ve akn tahrik edici birtakm hareketlerden baka bir ey olmad --ocuk sahibi olma ve frengiye yakalanma gibi tehlikelerin bulunmad zarif kk bir oyundan baka bir ey olmad-- u Faublas'n eseriyle karlatracak olursak, Casanova'nn eserindeki

insani ve tabii unsurlar tam olarak deerlendirebiliriz. Bir erkein duyduu cinsel ak, Casanova'da, su perilerinin oyun oynarken ayaklarn serinlettikleri ak mavi kk bir mitolojik akarsu deil, tabiatn barndan kan, yzeyinde btn evreni yanstan, dibinde ise dnyann olanca amurunu ve baln srkleyen ok byk bir rmaktr; kendi hayat hikayesini yazan hibir kimsenin yapamad ekilde, Casanova, erkein cinsel igdsnn vahi taknln, Pan'nkine benzer bir tutku ve atelilikle anlatmaktadr. te --diyorsunuz-- sonunda, erkein aknda ten ve ruhun tam olarak birbirine kartn gsterme cesaretine sahip olan biri; yalnzca duygusal ilikileri deil, grg kurallarn inemeden itiraf edilebilecek tutkular deil, ayn zamanda, fuhun kol gezdii sokak maceralarn, sadece bedenle ilgili olan cinsel gerekleri, tam bir erkein, gerek bir erkein getii btn cinsel dehlizleri de anlatma cesaretini gsteren biri! Kendi hayat hikayelerini yazan baka byk yazarlarn, Goethe'nin veya Rousseau'nun bize kendilerini anlatrken itenlikten ya da samimilikten bsbtn yoksun olduklarn sylemek istemiyoruz; ama olup bitenleri tam olarak anlatmamak veya baz konular susarak geitirmek gibi bir samimiyetsizlik de vardr. Goethe de, Rousseau da (bekli de cesur Hans Jaeger bir yana, itiraflarn yazm olan btn teki yazarlar gibi) ak hayatlarnn pek fazla ekici olmayan, yalnzca cinsel olan blmleri sz konusu olunca susmaya zen gsterirler, bilinli bir ekilde onlar unuturlar ya da hemen baka bir konuya geerler; yalnzca Claire'ler veya Marguerite'lerle yaadklar ve idealletirdikleri duygusal ya da tutkulu aklarn uzun uzun anlatrlar. Hayat hikayelerini anlatrken bize yalnzca halka ak gezi yerlerinde kollarna takp dolamaktan utan duymayacaklar, ahlaki ynden yeterince temiz olan kadnlardan sz ederler; teki kadnlar ise, korkaka ve tedbirli bir ekilde, darack sokaklarn ve arka merdivenlerin karanl ierisinde brakrlar. Ama bu yzden erkein cinsel aknn tam ve gerek imajn farknda olmakszn bozarlar ve sslerler. Goethe, Tolstoy, hatta kendini erdemli bir kii olarak gstermeye kalkmayan Stendhal, yalnzca cinsel olan saysz maceralarna ve Venus vulgivaga ile ilgili olan, tensel, ok fazla tensel akla ilgili olan deneyimlerine, sanki yzleri kzaryormuasna yle bir dokunup geerler; ve eer pervasz itenlii ve olaanst hayaszl ile btn perdeleri kaldran u apkn Casanova olmasayd, dnya edebiyat erkek cinselliinin kusursuz bir itenlikle ve olanca ayrntsyla anlatlm tam bir grnmnden yoksun kalacakt. Casanova'da ehvetin cinsel mekanizmasnn ileyiini olanca plakl ile gryoruz; tenin dnyasn olanca amuru, bal ve sefihlii ierisinde bile grmemiz mmkn oluyor; ukurlar ve uurumlar da grebiliyoruz: Macera peinde koup duran, oyunda hile yapmaktan ekinmeyen bu avare ve karaktersiz adam, btn airlerimizden daha cesur bir itenlikle kyor karmza; nk evreni, bakalarnn yapt gibi yalnzca idealletirilmi, sanki kimyasal bir ilemle btn kirli unsurlarndan arndrlm bir gerek olarak deil, gzelliin ve irkinliin, ruhun ve kaba ehvetin i ie girdii karmak bir btn olarak gsteriyor bize. Casanova, cinsel alanda (insexualibus), yalnzca gerei sylemekle kalmyor (ne byk bir fark var arada!), btn gerei sylyor; onun bize sunmu olduu ak tablosu, gerein ta kendisidir ve gerei bu kadar tam ve doru birr ekilde dile getirmek de yalnzca Casanova'ya nasip olmutur. Casanova m doruyu syleyecek? Filologlarn fkeli bir ekilde

iskemlelerinden kalktklarn duyar gibi oluyorum. Onlar u son elli yl boyunca Casanova'nn tarihi yanllarna kar mitralyz atei amlar ve birok byk yalann yakalamlardr. Ama yava olun, yava olun! phesiz hile yapmada usta olan ve palavracl meslek haline getiren bu yalanc adam, Hatralar'nda da tpk oyun katlarn kartrrken yapt gibi bir para hile yapmtr; dzelmek nedir bilmeyen bu dzenbaz, kaderini dzeltmi ve ou zaman ok ar hareket eden tesadf hzlandrmtr. ehvet duygusunu kamlamak iin yapt yahniye, artk ondan mahrum kald iin keskinlemi olan hayal gcnn salad tm imkanlarla tuz, biber ve garnitr eklemi, onu ssleyip pslemitir ve belki de bunu bazen farknda olmadan yapmtr. Gerekten de, sk sk anlatlan yalanlar ve sslemeler, hafza iin yava yava doru hale gelirler ve gerek bir hikayeci sonunda anlatt eylerin uydurma m yoksa gerek mi olduunu artk bllemez. unu unutmayalm ki, Casanova, yerinde bir deyimle, hayat boyunca bir eit rapsod (Rapsod: Eski Yunanistan'da ehirden ehire dolaarak Homeros'un iirlerini okuyan arkclar.) olarak kalmtr; konuma sanatyla, sz sylemede gsterdii ustalkla, olaanst maceralarn anlatmasyla byk kiilerin desteini kazanmtr ve bir zamanlar atodan atoya dolaan arkclar, daha fazla ilgi uyandrabilmek iin eserlerine nasl hep yeni yeni blmler eklemilerse, Casanova da, ayn ekilde, maceralarn sslemek zorunda kalmtr. Mesela, Zindanlardan kann hikayesini anlatt zamanlar, bu hikayeyi daha ilgin bir hale getirebilmek iin her seferinde yeni bir heyecanl vaka uydurmak zorunda kalm ve bylece kendini gittike daha fazla abartmaya kaptrmtr. Bizim u saf Giacomo'muz, lmnden yz elli yl sonra, Casanova'nn hayat hikayesine zel bir ilgi duyan ve bir polis hafiyesi gibi alan birinin, her tarihi dorulamak, her karlamay kontrol etmek iin hala btn belgeleri, mektuplar, arivleri kartrp duracan ve ortaya kard her yalan, bulduu her yanl iin, bilimin deneiyle parmaklarna iddetle vuracan nereden bilebilirdi? phesiz, Casanova'nn tarihleri bir para zayf, yani abuk krlr dklr trden ve onlara ok sert bir biimde dokunacak olursak en elenceli hikayeler de onlarla birlikte, tpk bir frme ile yklp giden iskambil katlarndan yaplm atolar gibi yklp gider. Bylece, stanbul'daki romantik gnl macerasnn, belki de Dux'deki yal adamn bir ehvet ryasndan baka bir ey olmad ve zavall Cardinal de Bernis'i ak arkada ve seyircisi olarak gzel rahibe M.M. ile olan macerasna uydurma bir ekilde katt nerdeyse kantlanmtr. O sralarda baka yerlerde olduklar kesinlikle bilinen nemli kiilere Paris'te ve Londra'da rastladn iddia etmitir; Urfe Markizinin lm tarihini on yl nceye almtr, nk o, kendisini rahatsz etmektedir; veya dncelerinin iine gmlm olarak, Zrich'ten kalkp Einsiedeln Manastrna kadar yapt bir gezintiyi anlatrken otuz bir kilometrelik yolu bir saat ierisinde, yani bir otomobil hzyla aldn sylemitir; oysa otomobil o zamanlar henz icat edilmemiti. Hayr, Casanova'y gerei en ufak ayrntlarna varncaya kadar ortaya koymaya alan titiz bir aratrc ya da gvenilir bir tarihi olarak grmemek gerekir ve bilim, bizim saf Casanova'mz ne kadar yakndan incelerse, ona yaplan tenkitler de o derece artmaktadr. Ne var ki, btn bu kk aldatmacalar, kronolojik hatalar, uydurmalar ve farfaralklar, bile bile yaplan ve ou zaman kolayca aklanabilen bu unutmalar, Casanova'nn Hatralar'nda anlatm olduu hayatta btnyle var olan ve baka hibir yerde eine rastlanmayan olaanst dorularn yannda

hi kalr. Sanatnn, ayrntlar sz konusu olunca, olup bitenleri zaman ve mekan ierisinde bir noktada toplama ve younlatrma ve bylece olgular daha anlaml bir hale getirme gibi tartma gtrmez bir hakk vardr ve Casanova da hi phesiz bu haktan bol bol yararlanmtr; ama btn bunlar onun itenlii, akszll, btnyle hayata ve kendi ana bakndaki akl ve seiklii yannda nedir ki? Yalnzca kendisi deil, ama btn bir yzyl birdenbire capcanl bir ekilde sahneye kyor: atmalarn kvlcmlar ile parlayan ve elektrikle ykl dramatik blmler ierisinde, toplumun ve milletlerin btn sosyal snflar ve eitli durumlar, btn manzaralar ve eit eit evreler --ei benzeri grlmemi bir rf ve adetler ve zellikle kt adetler ve alkanlklar tablosu-- karmakark bir halde ve capcanl bir ekilde beliriyor gzlerimizin nnde. Geri Casanova'y olaylarn ok fazla derinine inmedii iin, yce bir gr asndan hareket etmedii iin, Stendhal ya da Goethe gibi eitli sosyal gruplarn birok zelliini dikkatle inceleyerek ve zerinde dnp tanarak zetlemedii iin sulayabiliriz; ama onun olaylara bu ekilde bakm olmas (ve yalnzca bu bak tarz), yani gzlemlerinin bu sathi nitelii --olaylarn ierisinde, sada ve solda en ilgin, en merakl olan ne varsa doymak bilmez bir ekilde ona bakmakla yetinmesidir ki-- Casanova'nn grme yeteneine, uygarlk tarihi iin bu derece belgesel bir deer kazandrabilmitir. Casanova, hibir zaman, olup bitenlerin niinini ve nasln aklamaya almaz ve bunun iin de, olaylarn btnnn canl niteliini bozmaz; hayr, o her eyi dzensiz bir ekilde, serbest bir halde, hibir ayrm ve seme yapmadan, hibir kalba dkmeden, rastgele bir ekilde birbirine karm bir halde, olanca gereklii ierisinde brakr. Casanova'da her ey ayn derecede nemlidir. Yeter ki onu elendirsin (onun dnyasnda var olan biricik deer ls budur). Ahlakta da, gerek dnyada da byk ve kk diye bir ayrm yapmaz; iyi ve kt diye bir ayrm yapmaz. Bunun iindir ki, Byk Friedrich'le olan konumasn, on sayfa nce anlatt, kk bir fahie ile yapt konumadan daha ayrntl ya da daha heyecanl bir ekilde anlatmayacaktr. mparatorie Katharina'nn klk saray ile Paris'in genelevlerinden birini ayn objektiflikle ve ayn titizlikle anlatacaktr. Faraon oyununda ka yz dka altn kazandn veya bir gecede Dubois'sna ya da Helene'ine ka defa sahip olduunu belirtmeye ne kadar nem veriyorsa, Voltaire'le yapt konumay edebiyat tarihine kazandrmaya da o kadar nem verir; dnyadaki hibir eye ahlaki ya da estetik bir anlam vermez. Casanova'nn dnyasnn bu derece gzel ve tabii bir ekilde dengeli oluu da buradan ileri gelir. Dnce bakmndan, Casanova'nn Hatralar' hayatn en ilgin manzaralar arasnda dolaan herhangi bir akll yolcunun notlarndan baka bir ey olmad iin, bu hatralarda felsefi bir nitelik aramamak gerekir; dolaysyla Casanova'nn Hatralar', olsa olsa tarihi bir Baedeker, (Karl Baedeker: XX'uncu yzylda, turistik rehberler yaymlayan bir Alman kitaps ve yaymcs.) XV'inci yzyln bir Cortigiano'su, skandal yaratan bir sylenti, dnyann belli bir ann gnlk hayatndan alnm bir kesittir. Sradan, alelade hayat ve bylece XV'inci yzyln kltrn, balolarn, tiyatrolarn, kahvelerini, otellerini, oyun salonlarn, genelevlerini, av partilerini, manastrlarn ve kalelerini hi kimse bize Casanova'dan daha iyi bir ekilde tantmamtr. Onun sayesinde o dnemde insanlarn nasl yolculuk ettiklerini, nasl ve neler yediklerini, oyunlarn, danslarn, nerede oturduklarn, nasl

sevdiklerini ve elendiklerini biliyoruz; rf ve adetlerini, grg kurallarn, konuma ve yaama biimlerini reniyoruz. Ve bu ei benzeri grlmemi olgular btnne, objektif ve gnlk gerekler ynna, yirmi kadar roman doldurmaya yetecek ve btn bir hikayeci nesline, (bir hikayeci nesli ne kelime, on hikayeci nesline) malzeme kayna olacak eit eit insan yzlerinin kasrgaya tutulmuasna dnp duran o karmakark grnm ekleniyor. Grlmemi bir bolluk! Askerler ve prensler, papalar ve krallar, haydutlar ve hilekarlar, tccarlar ve noterler, hadmlar, kadn-bulucular, arkclar, bakireler ve fahieler, yazarlar ve filozoflar, bilgeler ve lgnlar bir yazarn bir eserin dar erevesi ierisinde hibir zaman toplayamad en ekici ve en zengin insan koleksiyonu. Ve ayn zamanda her insann i dnyasn anlatrken belli bir boluk brakm, hibirini psikolojik ynden tam olarak incelememi ve psikolojinin imkanlarndan sonuna kadar yararlanmamtr. Casanova, bir gn Opitz'de, psikolojik yetenein, -insanlarn i-yzlerini tanma- sanatnn kendisinde bulunmadn yazmtr; yle ki o zamandan beri saylamyacak kadar ok yazarn, bu gneyli adamn bandan topladklar zmlerle ra yapm olmasna amamak gerekir. Yzlerce roman ve piyes en iyi kahramanlarn ve en ilgin yerlerini Casanova'nn eserine borludurlar ve bugn bile bu maden oca hala tkenmi deildir. On kadar nesil Forum Romanum'dan nasl yeni binalar kurmak iin talar aldysa, ayn ekilde edebiyatla uraan birka nesil de dikecekleri heykellerin kaidelerini ve insan figrlerini, cmertlerin cmerti olan bu adamn kitabndan almaya devam edecektir. Ama Hatralar'daki en canl, en unutulmaz insan figr, bir model, bir rnek ve herkese tannan bir insan tipi haline gelmi olan Casanova'nn kendisidir: Rnesans insan ile en ada dolandrcnn, ne idii belirsiz dzenbazla dahinin, airle maceraperestin, hibir zaman hayranlk duymaktan bkmayacamz o cretli karmdr. Yurtta Colleoni'yi (Bartolomeo Colleoni: XV'inci yzylda talya'da yaam bir cretli asker komutan. Venedik'te, Verrocchio tarafndan yaplm, kendisini at zerinde gsteren bir heykeli vardr.) zengilerinin zerinde dimdik bir ekilde gsteren tun heykeli gibi Casanova da, hayatn ortasnda ayaklarn birbirinden ayrm olarak kstaha duruyor ve yzyllarn tesinden, meydan okurcasna, alaylara ve ayplamalara ilgisiz, ylece bakyor: Casanova, yzne dik dik baklmasndan, ayplanmaktan, tenkit edilmekten, alay edilmek ya da hor grlmekten sradan bir insan kadar bile korku duymuyor; hibir gizlisi sakls yok, aslnda insan onu, bu elik gibi apkn, erkekliin bu dev gibi ve tkenmek nedir bilmeyen rneini kendi kardelerinden ve kuzenlerinden ok daha iyi tanyor, kalbine ve hatta erkeklik bezlerine varncaya kadar tanyor. Onu psikolojik ynden titizlikle incelemenin, onda birtakm gizli itici-gler ve srlar aramann hibir yarar yoktur; her zaman ak ve seik bir ekilde konuur ve pantolonunun n yrtmacna varncaya kadar btn dmeleri aktr. Teklifsizce, hibir rahatszlk duymadan ve dolambal szlere sapmadan, okuyucuyu neeyle kolundan tutar, en plak ve en ak sak hikayelerini ona byk bir ustalkla anlatr; odasna, ak duran yatana, arlatanlk eczanesine ve dzenbazlk laboratuvarna kadar gtrr onu. En tanmad kimselere, hibir ekilde rtbas etmeksizin metresini ve kendi cinsel hayatn gsterir. Kat oyunlarnda en cretli hilelerini yaparken ya da en kirli ilere bulamken glerek kendini gzler nne sermekten ekinmez, ama bunu Kral Candaule'nin

(Candaule: Lidya Kral. Karsnn gzelliiyle bbrlendii iin, onu plak olarak gen oban Gyges'e seyrettiriyor. Kars da bunu fark ederek, Gyges'i, kocasn ldrmeye ve onun yerine kral olmaya zorluyor. (.. V'inci yzyl.) ince ve zarif sapkl ile, yapt iten bbrlenen bir sapklkla deil, tam anlamyla gerek olan bir safdillikle, hibir dizgin tanmayan, Havva'y cennette plak olarak gren, ama iyi ile kty, ahlakla ahlakszl ayrt etmemize imkan veren o korkun elmay yemeyen bir tabiat ocuunun doutan gelen olaanst saflyla yapar. Her zaman olduu gibi burada da kusursuz hikayeciyi yaratan ey tabiiliktir. Casanova, kendisini o derece tabii ve rahat bir ekilde, ylesine bilind bir serbestlikle anlatmtr ki, en usta bir psikolog bile, bu arada onun portresini izmeye alan bizler de, onu bu kadar canl bir ekilde anlatmay hibir zaman baaramazdk. Bu esiz akszllk sayesinde, burada, bir karakteri en gizli fizyolojik zelliklerine varncaya kadar iyice tanyabiliyoruz. Onu, hayatnn eit eit durumlar ierisinde ancak optik bir aracn salayabilecei bir aklk ve seiklikle grebiliyoruz: Mesela, fkeden kudurduu ve alnndaki fke damarnn mavileerek itii bir srada, azna dolan ac salyay yutmamak iin, bir hayvannkini andran beyaz dilerini gcrdatt bir srada; ayn ekilde, bir tehlike karsnda bulunduu zaman, prl prl bir zekann varln gsteren kstah yznn hemen bir maske takmasna deitii, dudaklarnda kmseyen souk bir glmsemenin belirdii ve elinin titremeden klcna dayand bir srada... Tpk bunun gibi, topluluk ierisinde ve byk salonlarda boy-gsterirken: Kendini beenmi bir halde bbrlenip dururken, kibirle gsn kabartrken, baklar gurur ve cretle parlarken, sakin sakin konuurken ve ayn zamanda ehvet dolu baklarla laubali bir ekilde kadnlar gzden geirirken... Gen bir adam olarak veya dileri dklm bir enkaz yn halinde, o btn canllyla ve bedeniyle hep bizim yanmzdadr; ve Hatralar' okuyan bir insan, bunca yl nce lm olan Casanova'ya eer bir ke-banda rastlam olsayd yz bin kii arasnda onu tanyabilirdi, gibi bir izlenime kaplr; yazar, air ve psikolog olmayan birinin, kendi portresini hayatn olanca scakl ile bylesine canlandrd grlmemitir. Ne Werther'i ile Goethe, Ne Kohlhaas' ile Kleist, ne Saint-Preux ve Heloise'i ile Jean-Jacques Rousseau, ne Casanova'nn adalarndan herhangi biri, ne de baka bir yazar Casanova gibi ele avuca smayan bir adamn kendi portresine verdii bu somut canll hibir kahramanna vermeyi baaramamtr; ve btn dnya edebiyat ierisinde, sanat olmayan, daha dorusu yalnzca yaama biimi bakmndan sanat olan bir adamn kendi portresini bu derece tam ve kusursuz bir ekilde izmesine de nadiren rastlyoruz. Bunun iin, pheli yeteneine burun kvrmann, yasalara aykr olan davrann ahlak adna mahkum etmenin, ya da felsefesinin sefaletini ineli szlerle eletirmeye kalkmann yarar yoktur. Hayr, hibir eye yaramaz bu, nk u Giacomo Casanova, tpk birok kere daraacn boylamasna ramak kalm olan Villon (Franois Villon: Maceral bir hayat srm ve birok defa daraacn boylamaktan kl pay kurtulmu bir Fransz airi (1431-1463). ada lirik Fransz airlerinin ilki olarak kabul edilir.) gibi ve karanlk bir hayat srm baka kimseler gibi, her eye ramen dnya edebiyatna girmitir ve nk ahlaka nem vermesi ile tannm saysz airlerden ve yarglardan ok daha uzun bir sre yaamaya devam edecektir. Hayatta olduu gibi post festum olarak da (enlik bittikten sonra da) btn

estetik kurallarn sama olduunu gstermi, ahlakn temel kitabn kstaha bir yana frlatmtr; nk yaratm olduu etkinin bu kadar uzun bir sre devam etmi olmas, edebi lmszln kutsal tapnaklarna girebilmek iin insann zellikle yetenekli, alkan, drst, soylu ve kibar olmas gerekmediini kantlamtr. Casanova insann edebiyat olmadan da dnyann en elenceli romann yazabileceini ve tarihi olmadan da belli bir an en kusursuz tablosunu izebileceini, nk, son tahlilde, nemli olan eyin, tutulan yol deil yaratlan etki olduunu, ahlakllk deil gllk olduunu gstermitir. Her gl duygu, utan kadar utanszlk da, karakter sahibi olmak kadar karaktersiz olmak da, iyilik kadar ktlk de, ahlakllk kadar ahlakszlk da yaratc olabilir: Ebedilii salayan ey, ruhun ekli deil, insanla ilgili zelliklerin okluu ya da bolluudur. nsan ebedi klan ey, hayatn youn bir biimde yaam olmasdr ve bir insann hayat ne kadar gl ve canlysa, birlik ve tutarla ne derece sahipse, kendi kendini gerekletirmede o derece baarldr. lmszlk, ahlak ve ahlakszlk, iyi ve kt arasnda fark gzetmez; yalnzca eserleri ve gleri lmekle yetinir; insandan saflk-temizlik deil, birlik ve btnlk ister; bir rnek ve orijinal bir karakter olmasn bekler. lmszlk iin ahlak bir hitir, hayat olanca iddetiyle ve youn bir ekilde yaamak ise her eydir. ::::::::::::::::: BLM Stendhal YALAN SYLEME ZEVK VE GEREK SEVGS -Yzme bir maske takacam ve ismimi deitireceim ve bunu severek, isteyerek yapacam.- (Bir mektuptan) Stendhal kadar yalan syleyen ve herkesi aldatmaktan holanan pek az yazar vardr; yine pek az yazar gerei ondan daha iyi ve daha derin bir ekilde dile getirebilmitir. Klk deitirmeleri ve aldatmacalar saylamyacak kadar oktur. Daha kitaplarn amadan nce, kapan zerinde deiik bir klkta grnr size, nk Henri Beyle gerek adn hibir zaman aka sylemez. Bazen kendisine kk bir soyluluk nvan verir, bazen -Cesar Bombet- olur ya da adnn ba harflerine esrarl bir A.A. (-Eski dari Mahkeme yesi- anlamna gelen -Ancien Auditeur-n ba harfleri.) ekler: Bu harflerin arkasnda ar bir alakgnlllkle kendini gizleyen bir -eski idari mahkeme yesi-nin bulunabilecei kimin aklna gelirdi ki! Ancak takma bir adn perdesi altnda kendini gvenlikte hissetmektedir. Kendine bir gn -Avusturya Hkmeti Emeklisi- lakabn takyor, bir baka sefer -eski svari subay- diyor; ou zaman da vatandalar iin anlalmaz olan Stendhal adn kullanyor, (bylece lmszletirdii kk bir Prusya ehrinden ald bir ad). Bir tarih mi belirtiyor, doru olmadna yemin edebilirsiniz. Parme Manastr'nn nsznde bu kitabn 1830'da ve Paris'ten 1200 fersah tede yazldn m sylyor, bu muziplik aslnda bu roman 1839'da ve Paris'in gbeinde yazm olmasna engel deildir. Stendhal'n anlatt vakalar da birbirleriyle pervaszca eliirler. Bir otobiyografide, tumturakl bir ekilde, Wagram, Aspern ve Eylau savalarn grdn bildirmitir; bunun bir kelimesi bile doru deildir.

Gnlnde kesinlikle kantlanmtr bu: Ayn saatlerde sakin ve rahat bir ekilde Paris'teydi. Bir seferinde, Napoleon'la yapm olduu uzun ve nemli bir konumadan sz etmiti: Ama ne yazk ki, baka bir ciltte -Napoleon'un kendisi gibi delilerle konumadgibi ok daha inandrc bir itirafta bulunmutu. Stendhal'da, sylenmi olan her ey ok byk bir ihtiyatla kabul edilmelidir ve yle grnyor ki, polis korkusu ile sistemli bir ekilde yanl tarih att ve her seferinde baka bir takma adla imzalad mektuplarna inanmamak gerekir. Can istedii gibi Roma'y m geziyor? Gittii yeri Orvieto olarak gstereceine phe yoktur. Szde Besanon'dan m yazyor? Gerekte o gn Grenoble'dayd? Bazen yl, ou zaman ay, hemen her zaman imza yalan yanl belirtilmitir. Gayretli biyograflar imdiye kadar iki yzden fazla hayali imzas olduunu ortaya karmlardr. Stendhal (yani Henri Beyle), mektuplarn bazen Cottinet, Dominique, don Flegme, Gaillard, A.L. Feburier, Baron Dormant, A.L. Champagne ve hatta de Lamartine ya da Jules Janin olarak imzalamaktadr. Bazlarnn sand gibi onu bu tr samalklar yapmaya iten ey yalnzca o korkun Avusturya zaptiye nazrlndan duyduu korku deil, blf yapmak, artmak, klk deitirmek, saklamba oynamak iin duymu olduu igdsel bir ihtiyatr. Stendhal, ortada belli bir sebep olmakszn, yalnzca kendini ilgin gstermek ve gerek kimliini gizlemek iin yalan sylemekten holanr; birtakm takma adlar ve yanltc, aldatc bilgileri, tpk parldayan bir me gibi, kendi kiiliinin etrafnda ustaca dndrp durur ve bunu yalnzca saygsz insanlar kendisine pek fazla sokulmasn diye yapar. Yalana we entrikaya duyduu tutkulu sevgiyi zaten hibir zaman gizlememitir: Bir gn bir mektupta dostlarndan birinin onu -alak bir yalancdan baka bir ey deilsin- diye iddetle sulad satrlar okurken, sayfann kenarna tam bir serinkanllkla -doru- diye not dmtr. Hayali hizmet yllarnn idari belgeleri ierisinde, bazen Bourbon'lara, bazen Napoleon'a ne kadar bal olduu konusunda, neeli bir kstahlk ve alayc bir nee ile atp tutmaktadr; resmi olsun, zel olsun btn mektuplar ve yazlar yanllarla dolup tamaktadr. Ve aldatmacalarnn sonuncusu --bir yalan syleme hastal rekoru!-- vasiyetinde belirtmi olduu isteine uygun olarak, Montmartre mezarlndaki mezar tann zerine kazlmtr; orada bugn bile u yanltc kelimeleri okumak mmkndr: -Arrigo Beyle, Milanolu-. Tam bir Fransz ismi olan Henri Beyle adn tayan ve (bu yzden o kadar fkelenmesine ramen) ne yazk ki, bir tara ehri olan Grenoble'da domu olan birinin mezar zerinde byle yazmaktadr. lmn karsna bile maskeyle kmak istemitir: Romantik bir kla brnerek grnmtr ona da. Bununla birlikte, kendini gizlemekte usta olan bu adamn yapt ekilde, dnyaya kendisi hakknda bunca gerei itiraf edebilmi olan pek az insan vardr. Stendhal, yalan sevgisinde olduu kadar, gerek sevgisinde de ayn cesareti gstermeyi bilmitir. nsan artan, ou zaman rkten ve hibir dizgin tanmayan bir akszllkle, bakalarnn kendi bilinlerinin eiine varr varmaz susmaya veya rtbas etmeye alacaklar en mahrem yaantlarndan bazlarn ve kendisi zerinde yapm olduu baz gzlemleri cesaretle ve yksek sesle herkese bildirmi olan ilk kiidir o; utan duygusu yznden, en acmasz ikencelerin bile ou kere insanlarn azndan skp alamyaca her eit itiraf, hr bir ekilde ve titiz bir gerek saygs ile yapmaktadr. Sosyal ahlakn btn engellerini olaanst bir kolaylkla amakta, iimizdeki yargcn bize koymu olduu her trl

snrn ve engelin tesine geebilmektedir. Hayatta rkek, kadnlarn yannda ekingen olduu ve gizlendii siperin arkasndan kendini savunduu halde, eline kalemi alr almaz cesur bir hal almaktadr; bu durumda artk hibir engel onu durduramaz, tam tersine: Kendi ierisinde bir kar koyma eilimine rastlad anda, her seferinde, onu benliinden skp karmakta ve en byk bir objektiflikle inceden inceye tahlil etmektedir. Hayatta onu en ok rahatsz eden eyi psikoloji alannda en iyi ekilde yenebilmitir. Bylece, 1820'de, sezgisinin nderlii sayesinde, psikanalizin karmak ve hnerli aralar ile ancak yz yl sonra skp de yeniden kurduu ruhi mekanizmann en ince kilitlerinden birini dahice bir ans eseri olarak krmay baarmtr: Psikolog olarak doduu, her trl zihin jimnastiine alk olduu iin, ar admlarla ilerleyen bilimin nne geen cesareti, ona birdenbire yz yllk bir srama yaptrmtr. Ve Stendhal kendi gzlemlerinden baka hibir laboratuvar kullanmam, bilinmeyene srayabilmek iin hibir kat teoriden destek almamtr: Biricik arac, ok iddetli, son derece keskin bir merak duygusudur ve eserini deerli klan ey de, gerei sylemek iin gsterdii o elik gibi cesaret ve kamuoyunu kmsemi olmasdr. Duygularn dikkatle gzlemekte ve hissettiklerini aka ve kstaha dile getirmektedir: Kendine gveni ne kadar pervaszsa, o da o kadar rahattr, ne derece mahrem konularla ilgiliyse, o da o derece tutkuludur. Daha ok en baya, en gizli duygularn tahlil etmekten holanr: Babasna kar duyduu kinle ka kere ve nasl bir banazlkla vndn, babasnn lm haberini alnca keder duyabilmek iin bir ay boyunca gerekten gayret gsterdiini nasl bir alayla anlattn hatrlamamz yeter. En zor itiraflarn, cinsel azaplarn, kadnlarn yanndaki srekli baarszln, snrsz gururunun karlat bozgunlar, btn bunlar, kurmay heyetinde bulunan bir haritacnn dikkati ve titizliiyle serer okuyucunun gzleri nne: Stendhal, kendisinden nce hi kimsenin bylesine bir akszllkle aklamaya ya da sr saklamay bilmeyen katlara dkmeye cesaret edemedii baz mahrem srlarn, bir klinik doktorunun soukkanllyla itiraf etmektedir bize. Stendhal'n nemi ve deeri, psikolojinin en deerli bulularndan birkan, bencil ve souk zekasnn berrak kristali ierisinde sonsuza dek kalacak ekilde yerletirmekten ve onlar gelecek nesiller iin saklamaktan kaynaklanr. Yalan syleme sanatnn bu olaanst ustas olmasayd, duygularn evreni ve onlarn gizli dnyas hakknda bildiimiz gerekler daha az olurdu. Bylece, grnte insana elimeli gibi gelen bir olgu aklanm oluyor: Stendhal, gerei kefetmedeki ustaln, tamamiyle kendini gizleme bilimine, yalan syleme tekniine borludur. Bir gn, ruh bilgisini en fazla gelitiren eyin, can skc bir aile evresi ierisinde yaamak ve ocukluundan bu yana hep olduundan baka trl grnmek zorunda kalmak olduunu itiraf etmitir. Gerekten de, ancak ne kadar kolay yalan sylediini ve bir duygunun daha kalpten dudaklara karken nasl bir hzla klk deitirdiini ve sahte bir grn aldn yz kere kendisinde fark etmi olan bir insan, yalnzca bu sahte grnlere ve gsterilere alm olan bir insan, -yalan sylememek iin ne kadar dikkatli olmak gerektiini- bilir (ve gerekten samimi ve drst olan insanlardan ok daha iyi bilir). Kendi kendini tahlil ettii saysz denemeleri ierisinde, bu ateli ve tecrbeli ruh, bir duygunun kendisine dikkat edildiini hisseder etmez hemen nasl tedirgin olduunu ve kendini gizlediini, yle ki her duyguyu, bilincin kaypak ak ierisinde geip giderken, tpk oltasna taklan bir bal kancadan kurtulmasn diye iddetle

kendine doru eken bir balknn cretli ve ani hareketiyle arabuk yakalamak gerektiini fark etmitir; gerei, kendisine dikkatle bakldndan phelenmedii iin bilincin eiinde plak bir halde grnme tehlikesini gze ald bir anda yakalamak gerekir. Kendi duygularn gzlemek, bilinaltna snmadan nce ya da baka bir klk altnda kendilerini gizlemeden nce onlar kat zerine dkmek, bu usta ve tutkulu gerek avcsnn zel zevki buydu ite ve o, bu avn salam olduu sevin dakikalarnn, tpk bir av hayvan gibi seyrek olarak ele getiini ve son derece deerli olduunu bilecek kadar zekiydi. nk, tuhaf olan ey, pek az insann, hayat boyunca geree u yalan ustas Stendhal kadar sayg gstermi olmasdr; geree her ke banda rastlanmadn, kaba ellerin kendisini okamasna raz olarak ya da tatllkla yola getirilerek kendini hemencecik gn na karmadn ok iyi biliyordu; -kalbin bu usta ve becerikli Odysseus'u-, gereklerin maaralarda yaadklarn, ktan rktklerini, yanl atlan bir admn onlar kardn ve yakalamak istediimiz anda elimizden arabuk kap kurtulduklarn biliyordu: Onlara yaklaabilmek iin sessiz admlarla yrmek gerekir, yumuak ve hafif ellere ve karanlklar delip gemeye alk olan gzlere sahip olmak gerekir. Ve her eyden nce de merakl bir insan, tutkulu bir aratrc ve gzlemci olmak gerekir; ama bu tutku, zekann egemen olduu bir tutku olmaldr ve ruhun kanatlaryla desteklenmelidir. Stendhal'n deyimiyle ruhun karanlk duvarlarn ve sinirlerin karmak an en kk ayrntsna varncaya kadar yoklama ve deme cesaretini gstermek gerekir: Ancak bu ekilde baz baz, ok kk ama zl bululara ulalabilir; en aa dereceden ama kesin gerekleri, basit zekalarn kendi teorilerinin bo kafesi ierisine hapsettiklerini sandklar, sistemlerinin o byk mezar ierisinde etrafn duvarla rdklerine inandklar o hibir zaman ele gemeyen ve eriilmeyen gerein kk paralarn ve blmlerini yakalamak mmkn olabilir. Szde pheci olan Stendhal, aslnda geree ok daha fazla deer vermitir; geree ne kadar az rastlandn ve onun ne kadar ksa mrl olduunu biliyordu; zellikle, onun evcil bir ku gibi kafese kapatlamyacan, ne satlabileceini ne de satn alnabileceini, gerein ancak iin srrn bilenlere kendini gsterdiini biliyordu. Bulduu gereklere byk bir deer verdii iin Stendhal bunlar hibir zaman aa vurmad gibi, gklere karmaktan da kanmtr; onun iin nemli olan tek ey, kendisi iin ve kendine kar ak-yrekli ve iten olmakt. Bakalarna yalan sylemesindeki kstahl da buradan kaynaklanyordu; tam anlam ile bencil olan ve tutkulu bir ekilde kendi kendini tahlil eden bu adam, evresindekilere bir eyler retme gereini hibir zaman duymam, onlara kendisiyle ilgili bilgiler verme ihtiyacn ise hi mi hi duymamtr. Tam tersine, budalaca bir tecesssle karlamasn ve kendi ruhunun derinliklerine inen yollar ve esrarl dehlizleri rahat ve sakin bir ekilde kazabilsin diye, btn dikenlerini ve zehirli inelerini kartmtr. Bakalarn yanltmak, onun iin, her zaman yepyeni bir zevk kayna olmutur; kendine kar drst olmak ise sonsuza kadar srecek gerek bir tutku halini almtr. Ama -yalancnn mumu yatsya kadar yanardemiler, onun yalanlarnn mumu da yaad srece yand, bulduu ve ortaya koyduu gerekler ise o ldkten sonra da yaamaya devam etti. Bir zamanlar kendisine kar samimi olan sonsuza kadar da samimi kalmtr. Srrn aa vuran ise onu herkese aklamtr.

::::::::::::::::: PORTRES -irkinsin, ama anlaml bir yzn var.- (Gagnon daydan, gen Henri Beyle'e) Richelieu sokandaki kk at odas alaca karanlkt. Yaz masasnn stnde iki mum yanyor, Stendhal leden beri roman zerinde alyordu. Birdenbire kalemini elinden frlatyor: Bugn yeterince alt. imdi gevemek, dar kmak, kendisini yenilemek, insanlar arasna karmak, karlkl konumalarn cokusu ierisinde ve kadnlarn arasnda taze bir kuvvet bulmak ihtiyacn duyuyor. Hazrlanmaya balyor, giyiniyor, perukasn dzeltiyor: Aynaya son bir kere gz atyor. Kendisine bakyor ve hemen dudann kenarnda ac ve alayc bir gl beliriyor: Hayr, kendini hi beenmiyor. irkin ve sradan bir buldok kafas, yusyuvarlak, krmz, burjuvalarnki gibi ablak bir surat! Ah! Bu taral yzn ortasna yaylm, delikleri birbirinden uzak u sivilceli koca burnundan ne kadar nefret ediyor! Ama gzler pek fena deil gibi: Siyah ve parlak; endie dolu bir merak yansyor gzlerinde; ne var ki, bunlar da ok kk, kaba saba ve drt ke bir alnn zerinde yer alan kaln kalarnn altna ok fazla gmlm; bu yzden, bir zamanlar askerdeyken, kendisine takma bir ad taklarak -inli- denmiti. Bu yzde iyi denebilecek baka bir eyler var m acaba? Stendhal ii fke ile dolup taarak kendini incelemeye devam ediyor. yi olan, zarif olan hibir ey yok, ruh canlln gsteren hibir ey yok, her ey kaba saba ve baya, her ey enli ve kaln, her ey en kt ekliyle -korkun bir burjuva!Ve koyu renk bir sakaln evreledii u yuvarlak ba, belki de, bu kaba saba bedenin ierisindeki en iyi ey, nk hemen enesinin altndan balayan boynu kendisini boan smsk yakadan darya tayor ve o baklarn daha aalara indirmeye cesaret edemiyor, nk u aptal gbeinden ve Henri Beyle adn tayan, ama arkadalarnn hep -gezer-kule- diye seslendikleri bu hantal ktleyi o derece zahmetle tayan irkin ksa ayaklarndan ylesine nefret ediyor ki! Stendhal hala aynada kendisini avutabilecek bir eyler aryor. Mesela, ellerine, evet, kadnlarnki gibi incecik, yumuack, sivri ve cilal trnakl ellerine gzel denilebilirdi: Sahibinin zeki ve kibar biri olduunu gsteriyor bu eller; ayn ekilde bir gen kznki gibi yumuak ve nazik teni de efkatli bir ruh iin belli bir soyluluun, belli bir duyarlln belirtisi olabilirdi. Ama bir erkekte bu gibi ayrntlar kim grr, kim fark eder ki? Kadnlar yalnzca yze ve bedene rabet ederler ve o, teden beri biliyor ki, kendisinin yz de bedeni de, aresiz bir ekilde, aa tabakadan bir insannkine benziyor. Augustin Filon onun iin -Ba tpk bir demecininki gibi- demiti; Monselet ise onu -Yz, bir ecza depocusunun yzn andran bir diplomat- olarak tanmlamt; ne var ki, Stendhal, bu eletirileri bile ok yumuak, ok dosta buluyor; gzlerini acmasz aynaya dikip fkeyle unlar sylyor: -Macellaio italiano-, bir talyan kasabnn yz! Bu iman ve hantal gvde hi deilse sert ve erkeke olabilseydi! Geni omuzlar baz kadnlara gven verir ve bu kadnlarn yannda, baz saatlerde, bir kazak, bir salon zppesinden daha baarl olur. Ama ne acnacak ey, o kendisindeki bu salamln,

bu kabaln, bu kanl canl, gl kuvvetli grnmn bir aldatmacadan ve sahte bir grnten baka bir ey olmadn biliyor. Bu iri kym bedenin ierisinde, son derece keskin, nerdeyse hastalkl denebilecek kadar duyarl bir sinir demeti rperiyor ve titreiyor; btn doktorlar onu -duyarlk bakmndan bir hilkat garibesi- olarak gryorlar ve aryorlar. Ve --kader ite!-- bunca yan ve imanln altna hapsedilmi bir kelebein ruhunu tayor sanki! Herhalde kt bir peri, daha o beikteyken ruhunu deitirmi olmal; nk marazi bir ar duyarlkla donatlm olan bu ruh, kendisini saran u kaln bedenin ierisinde, en ufak bir heyecan sz konusu olduu zaman bile nasl da titriyor, nasl da rperiyor! Stendhal'n oturduu odann bitiiinde bir pencere mi ald, boydan boya ince damarlarla kapl derisi nasl bir iddetle rperiyor; bir kap birdenbire -at- diye mi kapand, btn sinirleri paralanyormuasna yerinden sryor; kt bir koku onu bayltabilir; bir kadnn yaknl ise allak bullak eder, endielendirir, sklgan bir hale getirir ya da budala gibi grnmek korkusuyla kaba ve yakksz hareketler yapmasna yol aar. Anlalmaz bir karm! Bu derece keskin ve arabuk etki altnda kalan bir duyarlk iin bunca ete, bunca yaa, bunca imanla ne gerek vard, bir yk arabacsna yakan bu hantal kemik yapsna ne gerek vard? Bu kadar kaln, bu kadar hantal, ekicilikten bu derece yoksun olan bir beden bu kadar narin, karmak ve arabuk uyarlabilen bir ruhla niin birleti? Stendhal aynann nnden ekiliyor. D grnn deitirmenin imkansz olduunu genliinden beri biliyor o. Terzisi bile buna bir are bulamad, ona, yeleinin altna giydii, bylece karnn ustalkl bir ekilde klten bir korse yapan ve bacaklarnn gln ksaln kapatmak iin Lyon ipeinden o nl klotpantolonlarn diken gerek bir sihirbaz olduu halde terzisi bile bir are bulamad; uzun zamandan beri krlamakta olan favorilerine erkeke bir esmerlik veren boya da ie yaramad; plak ban saklayan gzel peruka da ie yaramad; srmayla ilenmi zarif konsolos niformas da ie yaramad. Bu gibi areler ve ufak tefek hileler size ancak bir parack yardmc olabilir ve eki-dzen verebilirler; ya, imanl ve dazlakl gizleyebilirler. Ama hibir kadn caddeden geerken dnp ona bakmayacak, Bayan Renal'n Julien'ine veya Bayan Chasteller'in Leuwen'ine bakt gibi insan sarho eden bir cokuyla gzlerini onun gzlerine doru evirmeyecek. Hayr, kadnlar ona hibir zaman aldr etmedi, ne vaktiyle gen bir temenken, ne de imdi ya balayp imanlam bedenin ruhunu hapsettii ve yallk yznden alnndaki salarn dkld u sralarda. Kendine eziyet etmek neye yarar? Oyunu kaybetti! Byle bir yzle kadnlarla birlikte mutlu olmaya imkan yok ve baka bir mutluluk da yok. Bununla birlikte bir tek are var: Zeki olmak, esnek ve ekici bir zekaya sahip olmak, ilgi uyandrmak, dikkati yzden ieriye doru ekmek, gzel konuarak ve evresinde aknlk yaratarak gzleri kamatrmak ve batan karmak. -Yetenekli kiiler gzellikten yoksun olularn avutacak bir ey bulabilirler-. nsann gzellikten nasibini almam byle bir yz olursa, kadnlar zeka ile elde etmek, duyularn kamlayacak bir gzellik olmadna gre, sinirlerini ta derinden uyararak merak duygularn krklemek gerekir. Demek ki, duygusal kadnlarn yannda hznl, hoppalarn yannda kstah biriymi gibi grnmeli ve bazen de tersini yapmal; her zaman uyank, her zaman zarif ve nkteli olmal. -Bir kadn elendirin, ona sahip olursunuz.- Bir zayflktan, bir can skntsndan ustaca yararlanmal, buz gibiyken

ateliymi gibi, yanp tutuurken soukmu gibi davranmal, artc bir ekilde deimeli, oyunlara, hilelere bavurarak aknlk yaratmal, hi durmadan bakalarndan farkl olduunu gstermeli ve her eyden nce de hibir frsat karmamal, herhangi bir baarszlktan rkmemeli, nk kadnlar ou zaman bir erkein yzn unuturlar: Titania, (Titania: Shakespeare'in Bir Yaz Gecesi Ryas adl eserindeki peri kraliesi. Periler ah Oberon'un yapt bynn etkisiyle, bana eek kafas geirmi bir dokumacya ak olur.) o esrarl yaz gecesinde bir eek kafasn pmemi miydi? Stendhal, bana modaya uygun bir apka geiriyor, sar eldivenlerini alyor ve aynaya bakarak alayc ve souk bir biimde glmsemeye alyor. Evet, bu akam Bayan T...'nin yanna byle alayc, kstah, uar ve ayn zamanda souk bir yz ifadesi taknarak kacak: nemli olan ey, kendini ilgin gstermek, arpc bir etkide bulunmak, gz kamatrmak, u korkun yz gzel konumann maskesi altna gizlemek. Gereken ey, artmak, ilk bakta dikkati kendi zerine ekmek, iindeki sknty ve umutsuzluu, grltl-patrtl birtakm palavralarla rtbas etmek. Daha merdivenleri karken heyecan yaratacak bir giri hayal etmiti: Hizmetinin, kendisini Cesar Bombet adl bir tccar olarak bildirmesini salayacak; ve salona girince de geveze ve grltc bir yn tccar roln oynayacak, kimseye sz hakk tanmayacak, btn bunlar elenceli bulan topluluun merakn tamamiyle kendi zerine ekinceye kadar ve kadnlar onun yzne alncaya kadar hayali ileri zerinde parlak ve kstah bir ekilde uzun uzun konumaya devam edecek. Sonra duyular canlandran tatl ve elenceli fkralardan oluan prl prl bir demet, imanln gizlemeye yardm edecek karanlk bir ke, bir-iki kadeh pun; ve belki de, belki de kadnlar onu gece yarsnda artk ekici bulacaklardr. ::::::::::::::::: HAYATININ FLM 1799. Grenoble'dan Paris'e giden posta arabas Nemours konaklama yerinde duruyor. Heyecanl insanlardan olumu bir kalabalk, duvar ilanlar, gazeteler: Dn, Paris'te, gen General Bonaparte, Cumhuriyet'e bir darbe indirmi, Directoire' devirmi ve kendini Konsl ilan etmi. Btn yolcular heyecanl heyecanl tartyorlar; yalnzca geni omuzlu, krmz yanakl on alt yalarnda bir delikanl bu konumalara pek az bir ilgi gsteriyor. Onun iin Cumhuriyet olmu, Konsllk olmu ne fark eder? Szde, politeknik okuluna girmek iin, aslnda taradan kamak, bakent hayatn yaamak iin Paris'e gidiyor. Ah! Paris, Paris! Bu mthi kelime gzlerinin nnde renk renk hayallerin canlanmasna yol ayor. Paris lks, zarafet, canllk, rahatlk, nee, -Tarann tam tersi-, hrriyet ve her eyden nce kadnlar, birok kadnlar demektir. Belki de romantik bir ekilde, birdenbire onlardan biriyle tanabilecek; gen, gzel, zarif, kibar (kimbilir, belki de Grenoble'dayken uzaktan uzaa ekinerek sevdii komedi aktristi Victorine Cubly'ye benzeyen) biriyle tanabilecek; ban alm giden atlarn nne atlarak, paralanm arabasnn iinden onu kurtaracak; onun iin byk eyler yapacak, o da onun metresi olacak, diye hayaller kuruyor. Araba sarslarak, vaktinden nce gelien bu hayalleri acmaszca paralayarak yoluna devam ediyor. Delikanl, manzaraya yle bir gz atmakla yetiniyor, yol arkadalaryla ancak bir-iki

kelime konuuyor, hayali Don Juan servenlerden, baarlardan, kadnlardan baka bir ey grmyor, u harika Paris'ten baka bir ey dnmyor. Posta arabas, sonunda, ehrin giriindeki bariyerde duruyor. Mutfak kokularnn etrafa yayld ve ilerinden sefaletin szd ok yksek iki ev dizisinin arasna skm eri br sokaklarn kaldrm talar zerinde, araba tekerleklerinin kard grltden geilmiyor! Hayal krklna urayan delikanl, hayallerinin lkesini dehetle seyrediyor. Paris bu mu? -Yalnzca bu mu?- Daha sonralar bu son szleri sk sk tekrarlayacaktr: lk arpmadan sonra; ordu ile Saint-Bernard'dan getikleri srada; ilk ak gecesinde... Bu derece cokulu hayallerden sonra, takn romantik isteklerinin yannda, -gerekher zaman souk ve yavan kalmaktadr. Saint Dominique sokanda sradan bir otel. Orada, beinci katta, bir hapishane hcresi gibi darack ve karanlk bir at odasnda, kk bir at penceresinden baka bir penceresi olmayan ve en karanlk, en hznl duygularn filizlenmesine gerekten elverili olan bu yerde, gen Henri Beyle, matematik kitaplarna bir kerecik bile gz atmadan birka hafta kalyor. Saatler boyunca, bo bo, sokaklarda dolayor, kadnlara bakyor: Romallarn giysilerini hatrlatan son moda elbiseleri ierisinde byle yar plak bir halde ne kadar ekici grnyorlar! Aklar ile nasl sevimli bir ekilde akalayorlar. Glmesini nasl da biliyorlar, bu ne zariflik, ne rahatlk! Ama tara kokan yeil paltosuyla bu beceriksiz ve sklgan olan, onlarn hibirine yaklamaya cesaret edemiyor; phesiz, zariflikten pek az nasibi var, cesareti ise daha da az, sokak fenerlerinin etrafnda dolaarak kendilerini dk bir cretle gelene geene peke eken u satlk kzlardan birine bile yaklamay gze alamyor ve fkeyle dolup taarak, kendisinden daha cretli olan genlere haset duyuyor. Ne bir dostu var, ne kimseyle gryor, ne de alyor: Bir servenle karlamay bekleyerek, hayaller kurarak sokaklar boyunca hznl hznl dolayor; dncelerine ylesine gmlm ki, sk sk bir arabann altnda kalmaktan kl pay kurtuluyor. En sonunda, cesareti krlm bir halde, bir sevginin scakln duymak ve tatl szler iitmek ihtiyacyla akrabalarna, zengin Daru'lara gidiyor. Ona iyi davranyorlar, ieriye davet ediyorlar, gzel evlerine alyorlar. u var ki, akrabalar da taradan gelmiler --Henri Beyle iin kara bir leke, nerdeyse asli bir gnah bu-- ve o bu yzden onlar bir trl af edemiyor; burjuva hayat sryorlar, zenginlik ve refah iinde yayorlar, oysa kendisi metelie kurun atyor, bu da onu fena halde fkelendiriyor. Surat ask, akn ve beceriksiz bir halde ve onlara kar gizli bir dmanlk duyarak oturuyor sofralarna ve sevilmek iin duyduu ateli zlemi, alayc ve inat bir suskunluk altnda gizliyor... Yal Daru'lar onun hakknda in aparte (kendi kendilerine) -can skc, nankr, kstah herifin biri- diye sylenmilerdir her halde. Akamn ge saatlerinde, ailenin kahraman, Pierre, yorgun ve bitkin bir halde Sava Bakanl'ndan dnyor, azn bile aacak hali yok: Pierre Daru (daha sonra Kont Daru) gl Bonaparte'n sa elidir ve onun askeri planlarn yalnzca o bilmektedir. Eer iinden gelen heves ve eilimlerine gre hareket etmi olsayd, bu sava adam, kk airin (yani Stendhal'n) pekala meslekda olabilirdi (oysa imdi onu, inat bir sessizlie brnd iin, sersemin biri, kafas almayan bir budala olarak gryor); nk Pierre Daru bo zamanlarnda Horatius'u Franszcaya eviriyor, felsefi yazlar yazyor; daha sonra --srtndan niformasn kardktan sonra-- bir Venedik tarihi yazacaktr; ama

imdilik gelecein Napoleon'unun glgesi altnda ok daha yksek bir grevi yerine getirmektedir. alrken yorulmak nedir bilmedii iin, gndzlerini de, gecelerini de, kurmay heyetinin gizli brosunda planlar hazrlamak, hesaplar yapmak, mektuplar yazmakla geirmektedir; btn bunlarn hangi gayeye yneldiini kimse bilmiyor. Gen Henri Beyle ondan zellikle u yzden nefret etmitir: nk Pierre Daru onun ilerlemesine yardmc olmak istemitir. Oysa o, ilerlemek istemiyor, kendini aryor, kendini bulmak istiyor. Ama gnlerden bir gn Pierre Daru bizim gen tembeli yanna aryor; kendisiyle birlikte hemen Bakanla gidecektir, ona bir i bulmutur. Daru'nun sk gzetimi altnda, bizim koca olan sabahn saat onundan gecenin saat birine kadar hi durmadan mektuplar yazyor, raporlar yazyor, bildiriler yazyor. Parmaklarna kramplar giriyor. Bu fkeli yazmalarn neye yarayacan bilmiyor, ama dnya yaknda renecektir: Marengo ile balayp mparatorlukla son bulan talya seferine farknda olmakszn yardmc olmutur. Sonunda danman srr aklyor: Sava ilan ediliyor. Gen Henri Beyle rahat bir nefes alyor: ok kr Tanrya! Ba belas Daru genel karargaha gidecektir, u iren mektup yazma angaryasndan kurtulmutur, bu korkun ii yapmaktansa savaa razdr. Sava, dnyada en ok nefret ettii iki eye tercih etmektedir: almak ve can sknts. Mays, 1800. Bonaparte'n talya seferine kacak ordusunun art ktas Lozan'da. Baz svari subaylar atlarn birbirine yaklatrmlar, glyorlar ve ylesine glyorlar ki, kasketlerinin zerindeki tyler sallanyor. Gln bir manzara: Eer terkisine balanm torbalarn nnde, iki bklm olmu, yar sivil yar askeri kyafette ksa bacakl, iman bir gen, tpk bir maymun gibi, zayf bir ksran boynuna sarlm, bu acemi biniciye yeri ptrmeye ahdetmi olan inat hayvanla bouup duruyor. Karnna dayanan uzun svari klc hi durmadan zavall hayvann sarsna arpyor ve onu o kadar kzdryor ki, sonunda aha kalkyor ve ani bir srayla drt nala koarak biare svarisini, hendeklerden atlaya atlaya, tarlalara doru srklyor. Subaylar mthi eleniyorlar. Sonunda, Yzba Burelvillers merhamete gelip -Ko, u serseme yardm et- diye sesleniyor emir erine. Emir eri drtnala sryor atn, ustaca vurduu birka krba darbesiyle serke hayvan durduruyor; sonra dizginlerinden tutup, utantan ve fkeden kpkrmz olmu acemi svariyi geri getiriyor. Henri Beyle, -Benden ne istiyorsunuz?- diye, fkeyle soruyor yzbaya; teden beri hayali ok geni olan gen adam bu iin ya tutuklanma, ya da dello ile sonulanacan dnyor. Ama akac yzba, onun gl Daru'nun kuzenlerinden biri olduunu renir renmez, nazik bir tavr taknyor, ona arkadalk teklif ediyor ve orduya yeni kaydolan bu ne idii belirsiz askere imdiye kadar neler yaptn soruyor. Henri kzaryor: Bu kaba saba adama, Cenevre'de, Jean-Jacques Rousseau'nun doduu evin nne gidip aladn itiraf etmesine imkan yok. Gl ve kstah biriymi gibi davranyor, cesur bir insan roln yle beceriksiz bir ekilde oynuyor ki, herkes ondan holanyor. Subaylar daha sonra ona, dizginleri ikinci ve nc parman arasnda tutma ve klcn uygun bir ekilde kuanma sanatn --bylesine yce bir sanat!-- ve daha baka birka meslek srrn retiyorlar. Ve Henri Beyle, hemen, kendini

bir asker ve bir kahraman olarak grmeye balyor. Kendini bir kahramanm gibi hissediyor veya hi deilse, cesaretinden kimsenin phe etmesine izin vermiyor. Beceriksizce bir soru sormaktansa ya da azndan skntl bir -ah!- veya -of!- karmaktansa, dilini koparsnlar daha iyi, diye dnyor. Byk Saint-Bernard'dan yaplan o nl geiten sonra, eerinin zerinde yle bir dnyor ve nerdeyse hor gren bir tavrla, yzbaya u her zamanki sorusunu soruyor: -Hepsi bu mu?Bard Kalesinde, birka top at duyunca, bir kere daha arm gibi davranyor: -Sava bu mu? Yalnzca bu mu?- Ama ne de olsa barut kokusunu duymu, hayattaki bakirlik ya da el dememilikten birini yitirmiti. imdi tekini de yitirme sabrszl iinde atn iddetle mahmuzlayp talya'ya doru sryor; ve bu ksa askerlik servenini tamamlayarak, usuz bucaksz bir servenden baka bir ey olmayan aka doru kouyor. Milano, 1801. Porta Orientale'nin yaknndaki Corso. Sava Piomonte'li kadnlar tutsaklktan kurtard! Franszlar lkeyi igal ettikten bu yana, kk arabalar ile her gn dar kyorlar, mavi gn altnda, prl prl parlayan sokaklarda yzlerini tlle rtmeden serbeste dolayorlar, arada bir duruyorlar, sevgilileriyle ya da kavalyeleriyle konuuyorlar, pervasz gen subaylara tatl tatl glmsyorlar, yelpazeleriyle oynuyorlar ve onlarla ieklerin ak ve seik dili zerinde konuuyorlar. Corso'nun aalarnn ksa glgelerinin arasna gizlenmi on yedi yanda gen bir subay, bu zarif kadnlara zlemle, istekle bakyor. Evet, Henri Beyle, hibir savaa katlmadan, birdenbire, altnc hafif svari blne astemen olarak girmiti; insan ok gl ve nfuzlu Daru'nun kuzeni olunca hibir ey imkansz deildi. Fransz hafif svarilerinin parlak miferini ssleyen at-kuyruu ensesinde dalgalanp duruyor; beyaz svari paltosunun altndan byk klcnn korkun akrts duyuluyor; izmelerinin arkasndaki mahmuzlar ngrdyor. Daha dn iri yar, hantal bir delikanldan baka bir ey olmad halde, gerek bir asker, bir sava gibi grnyor imdi. Dorusunu sylemek gerekirse, her gn Corso'ya gelip klcn kaldrmlarn zerinde akrdatarak istekli gzlerle kadnlara baka baka, bir aa bir yukar dolaacak yerde, Avusturyallar Mincio'nun tesine srmek iin blyle birlikte olmalyd. Ne var ki, daha on yedi yandayken bile alelade, sradan eylerden holanmyordu; kl kullanmann pek az bir zeka gerektirdiini arabuk anlamt. nsan byk Daru'nun kuzeni olunca, ar bir askeri grev yklenecek yerde, Milano'da, bu aydnlk konaklama yerinde kalabilirdi; gerekten de adrl karargahta ne kur yaplacak gzel kadnlar vard, ne de zellikle Scala: Cimarosa'nn operalaryla, byk ve nl kadn arkclaryla o ilahi Scala. Henri Beyle, gerek genel karargahn, yukar talya'nn bataklklarnn ortasndaki bir adrn altna ya da Casa Bovara'nn genel kurmay brosuna deil, buraya kurmutu. Akam oldu mu, Scala'nn be katl localarnn yava yava aydnland, kadnlarn, incecik ipek kumatan yaplm elbiseleri ierisinde piu che seminuda, yar plak bir halde ieriye adm attklar ve parlak niformal subaylarn onlarn gz kamatran omuzlarna doru eildikleri bir saatte, operaya ilk gelen her zaman o olurdu. Ah! u talyan kadnlar ne kadar gzeldiler, ne kadar neeli ve sevimliydiler ve Bonaparte'n Milanolu kocalara ac ektirmek --ama

ayn zamanda onlarn ykn hafifletmek-- iin beraberinde elli bin gen adam getirmi olmasna ne kadar memnundular! Ne yazk ki, onlardan hibiri, bu elli bin erkein ierisinden Grenoble'lu Henri Beyle'i semeyi henz dnmyordu. Zaten u ehvetli Angela Pietragrua, uha tccarnn u tombul kz --plak beyaz omuzlarn misafirlerin gzleri nne sermekten ve subaylarn bykl dudaklarna pckler kondurmaktan holanan u kz-- bu yuvarlak yzl, siyah, parlak ve ekik gzl delikanlnn kendisini sevdiini nereden bilebilirdi? Hi de kat-yrekli olmayan bu gen kz, Henri Beyle'in eriilmez bir tanray dnyormu gibi hi durmadan kendisini dndn ve bu romantik akn, onu --bu tombul kk burjuva kzn-- bir gn lmszletireceini nasl tahmin edebilirdi? Gerekten, her akam, br subaylarla birlikte faraon oynamaya o da geliyordu onun evine; sessiz ve silik bir halde bir kede oturuyor ve o, onunla konutuu zamanlar sapsar oluyordu. Ama bir kerecik bile olsun kzn elini tutmu muydu, dizlerini onunkilere dedirmi miydi, kck bir pusula bile yazm myd ve tapt bu kadna bir mi piace (seni beeniyorum, senden holanyorum diye) fsldam myd? teki Fransz hafif svari subaylarnn daha ak bir tavr taknm olmalarna alt iin, dolgun gsl Angela, gen Beyle'i ancak yle byle fark ediyor; bylece, beceriksiz gen adam, onun ltfuna ulama frsatn elden karyor ve kadnn, kendisini arzu eden herkese akn sunmaktan ne kadar mutlu olduunu da fark edemiyor. nk uzun klcna ve konlar da doru kvrk izmelerine ramen, Henri Beyle, her zaman Paris'te olduu kadar rkektir ve sklgan Don Juan henz bakirliini korumaktadr. Her akam kendi kendine, artk kesin bir atlm yapacana sz veriyor, erdemli ve namuslu bir kadn batan karabilmek iin yaa kendisinden byk olan arkadalarnn verdii tleri defterine zenle not ediyor; ama ilahi sevgilisinin yannda olur olmaz, hayalinde kendini bir Casanova olarak canlandran delikanl, kendine olan gvenini hemen yitiriyor, bocalyor ve bir gen kz gibi kzaryor. Sonunda, tam bir erkek olabilmek iin, bakirliinden kurtulmaya karar veriyor. Karsna ilk kan fahie (daha sonra notlarnda -kim olduunu ve nasl biri olduunu hi hatrlamyorum- diye yazmtr) onun kurban ettii ey iin bir sunak ta oluyor; ama ne yazk ki, kadn bu armaan can skc bir armaanla dyor: Sanldna gre bakomutan Bourbon'un adamlarnn talya'ya getirmi olduu ve o zamandan beri bu lkede -Fransz hastal- denilen hastal, bu Fransza geri veriyor. Bylece Mars'n (Mars: Romallarn sava tanrsdr. Yunan Mitolojisindeki Ares'in karl olarak, Eski Roma'da byk sayg grmtr. Vens (Aphrodite), kocas olan irkin ve topal tanr Hephaistos'u Ares'le aldatmtr. Aphrodite (Vens): Ak ve gzellik tanrasdr. Saf ve ideal akn tanras olduu kadar, ehvetin, para ile satn alnan aklarn, genelev patronlarnn ve fahielerin de tanrasdr. Abydos'da, ak-evleriyle nl Ephesos'da ve btn Korinthos'da ona ibadet edilirdi ve bu ehirlerde yaayan fahieler de onun rahibeleriydi.) hizmetkar, tatl Vens'e kurban sunmak isterken uzun yllar boyunca acmasz Mercurios'a (Mercurius: Eski Yunan'da tanrlarn habercisi olan Hermes'le bir tutulan bir Roma tanrsdr. Habercilerin, yolcularn, zellikle tccarlarn canlarn, hak ve menfaatlerini koruyan bir tanrdr. Tahl ticaretinin, sonradan her trl ticaretin yapld yer olan Aventine'de bir tapna vardr. Orada kendisine adaklar adanr, zellikle horoz kurban edilirdi.) hara vermek zorunda kalyor. Paris. 1803. Tekrar sivil hayata dnen Stendhal, yine beinci katta bir at odasnda oturuyor. Artk ne kl var, ne kasket

ty, ne mahmuz, ne de niforma eridi; temenlik belgesini bir keye atyor. Asker roln oynamaktan bkp usanmt: -yice doydum bu hayata- diyordu. Deil mi ki, bu lgnlar ona pis kokulu yerlerde ciddi bir i yaptrmak istemilerdi, atn kendisine tmar ettirmiler ve onu itaat etmeye zorlamlard? Henri Beyle hemen kat. Hayr, itaat etmek bu dik-kafal adamn yapaca ey deildi. En byk mutluluu -kimseye emir vermemek ve hi kimsenin emri altna girmemekti-. Bakana istifasn gnderdi ve ayn zamanda kendisine para gndermesi iin cimri babasna mektup yazd; babas da --kitaplarnda yerin dibine batrd ve notlarnda alayc bir ekilde -u babam-, -u soysuz- diye sz ettii ve hi phesiz, olunu, Henri Beyle'in kadnlara kar duyduu ayn beceriksiz ve tutuk sevgiyle seven babas da-- ona biraz para gnderdi. phesiz az bir ey, ama kendine uygun bir elbise yaptrmasna, ssl kravatlar almasna ve komediler yazmak zere beyaz kat satn almasna yetecek kadar bir para yine de. nk yeni verdii bir kararla, Henri Beyle piyes yazacakt artk. lk olarak Corneille ve Moliere'den bir eyler renebilmek iin sk sk Comedie Franaise'e gitmeye balad. Sonra, ikinci bir inceleme alan olarak, gelecein bir piyes yazar iin ok nemli olan bir konuyu, kadnlar tanma sanatn renmesi gerekiyordu; sevmeli, sevilmeli, kendisini seven -gzel bir ruh-, -seven bir ruh- bulmalyd. Bylece, kk Adele Rebuffel'e kur yapmaya balad ve mutsuz bir akn romantik mutluluunu son damlasna kadar tatt; ok kr ki, (gnlnde bu deyimi kullanyor bu olay iin) Adele'in ehvetli annesi haftada birka kere onu en maddi, en cismani zevklerle avutuyordu. O bunu ok elenceli ve retici buluyordu; ama yeterli deildi. Vakit kaybetmeden, gnlnn yce tanrasn aramalyd. Sonunda Comedie Franaise'in kk bir aktristi olan Louason, onun iddetli tutkusunu kendisinin zerine ekti ve balangta ona baka bir ey vermeksizin vglerini kabul etmek ltfunda bulundu. u var ki, Henri Beyle, en ok, bir kadn kendisini reddettii zaman ak oluyordu ve ok gemeden bu yirmi yandaki delikanlnn kalbini iddetli bir alev sard. Marsilya, 1803. artc, hemen hemen inanlmaz bir deiiklik. Henri Beyle bu mu, Napoleon'un ordusunun eski temeni, Parisli salon zppesi ve daha dnk air? Maunier ve Ortaklar, Smrge rnleri, Toptan ve Perakende Ticaret adl Firmann darack zemin katndaki bir tabure zerine oturmu siyah gmlekli rak sahiden o mu? Marsilya Limanna kan pis bir dar sokan ortasnda, keskin bir zeytinya ve incir kokusunun havay kaplad bu dkkanda oturan sahi o mu? Daha dn en yce duygularn msralara dken, ama bugn kuru zm, kahve, eker ve un satan, mterilere fikir veren ve vergi memurlaryla tartan o yce ruh bu mu? Evet, ta kendisi, yuvarlak yz ve inat haliyle ite o! Nasl Tristan sevgili Isolde'sine yaklaabilmek iin dilenci klna girdiyse ve nasl prensesler Hal Seferlerinde sevgili valyelerinin yannda olabilmek, onlarla birlikte gidebilmek iin maiyet beylerinin klna brndlerse, Henri Beyle de ayn ekilde davranyor, hatta daha da kahramanca bir harekette bulunuyor: Marsilya Tiyatrosu'yla anlama imzalam olan Louason'u ile birlikte olabilmek iin smrge rnleri satan bir dkkanda raklk yapyor, bir rak paras oluyor. Gn boyu parmaklar una ve ekere bulanm olsa da ne kar? Akamlar sevgilisini almak iin tiyatroya gidiyor ve onu yatana

gtryor ya; ehir dna ktklar zaman bu gen, narin bedenin Akdeniz'in dalgalar arasnda dnp durduunu seyrederken, ilk defa olmak zere, bir kadna sahip olma gururunu duyuyor ya! Ne tatl anlar, ne byk bir mutluluk! Ama romantik bir insan iin idealine ok fazla yaklamak kadar tehlikeli bir ey yoktur. nsan o zaman bu ryalar ehri Marsilya'nn, gneylilerin ellerini kollarn oynatarak yaptklar grltl patrtl konumalara ramen, tpk Grenoble gibi, bir tara ehrinden baka bir ey olmadn ve sokaklarnn da Paris'in sokaklar kadar kirli ve pis kokulu olduunu fark eder. Kalbinin tanrasyla birlikte yaarken, bu tanrann, gzel olmakla birlikte aslnda aptaln biri olduunu da hayal krkl ile fark eder ve ondan sklmaya balar: Sonunda, Henri Beyle, Marsilya Tiyatrosu'nun, tanrasnn iine son vermesine ve kadnn bir sabah Paris'e doru kanat rpmasna memnun olur; bir yanlgdan kurtulmutur, ama o, yorulmaz avc, ertesi gn bir baka yanlgnn, baka bir hayalin peine decektir. Brounschweig, 1806: Yeni bir i, yeni bir kyafet. Saygdeer Almanlar, Bay von Strombeck ya da Braunschweig sosyetesinin baka bir nl simasyla sokaktan geen Henri Beyle'i, Byk Ordu'nun idari ve mali ilerden sorumlu olan yetkili subayn eilerek selamlyorlar. Ama, affedersiniz, artk ismi Henri Beyle deil, kk bir dzeltme yapmamza izin verin: Almanya'ya geldiinden ve bu derece yksek bir grevi stlendiinden beri, imzasn Henri -de- Beyle olarak atyor. Dorusunu sylemek gerekirse, Napoleon ona bir soyluluk nvan vermemiti, sava srasnda, kuzeni Daru'dan ancak olduka rahat ve epeyce para getiren grevler alm olan bu gevek ve isteksiz savann gsne en kk bir eref nian ya da baka bir nian takmamt; ama iyi bir gzlemci olduu iin bizim delikanl, birtakm nvanlarn, iyi yrekli, saf Almanlar zerinde baln sineklere yapt etkiyi yaptn arabuk fark etmitir. stelik bir sr gzel ve ekici sarn kzn sizi dansa davet ettii yksek sosyetede, kimse alelade, baya bir burjuva olarak tannmak istemezdi. Bu -de- eki, alfabenin bu iki harfi, niformann prltsna olaanst bir prestij kazandracakt. Ne var ki, Bay Henri Beyle'e g bir grev dyordu: Dzeni salamak ve devam ettirmek iin, korkun derecede yklp yaklm olan bu tara ehrinden alt milyonluk bir vergi almak zorundayd. Bu iin altndan arabuk ve ustalkla kalkmasn bildi; bu arada bilardo oynamay, ava gitmeyi ve daha tatl birtakm zevkleri de ihmal etmedi. Sarn ve soylu Minna'nn yannda platonik ak ihtiyacn giderirken, bir yandan da ahbaplarndan birinin ltufkar bir kadn arkada gecelerini avutuyor ve daha kaba arzularn tatmin ediyordu; bylece yine hoa vakit geirmeye balamt. Austerlitz ve Jena'nn gnei altnda kan ter iinde abalayp duran btn o generallere ve mareallere gpta duymay aklndan bile geirmeden sakin ve rahat bir ekilde cephe gerisindeydi: Okuyor, Almanca msralar Franszcaya eviriyor ve kz kardei Pauline'e harika mektuplar yazyordu. Yaama bilgisini yava yava bir sanat haline getirerek, btn sava alanlarnn bu ge kalm ziyaretisi, sanat eletirmeni ve sanat merakls, dnyay tanmay ve onu daha iyi, daha dikkatli bir biimde incelemeyi rendii lde kendi bamszln da arttryor ve kendi i dnyasna daha fazla eiliyor, bylece d dnya ile i dnyasn kusursuz bir ekilde badatrmay beceriyordu.

Viyana, 31 Mays 1809. Sabahn erken saatlerinde karanlk ve yar yarya bo -Schottenkirche-. Yas tutan birtakm yal kadnlar ve erkekler, matem elbiseleri ierisinde, en nde diz kmler: Bunlar Rohrau'lu iyi kalpli baba Haydn'n akrabalardr. Sevgili Viyana'snn zerinde birdenbire slk almaya balayan Fransz yangn bombalar, bu km ve rkek ihtiyarcn korkudan lmesine sebep oluyor. Milli Marn bestecisi bir vatansever olarak yle mrldanarak lyor: -Tanr mparator Franz' korusun.- Ve istilac ordunun grltl kargaas ierisinde, bir ocuunki kadar hafif olan nan Gumpendorf varolarndaki kk evden alp alelacele mezarla gtrmek gerekiyor. Ayn gn, her ey olup bittikten sonra, Viyanal mzisyenler, ustalarnn dini blgesindeki kiliseye (Schottenkirche) giderek tantanal bir ayin yapyorlar. Onun erefine pek ok kimse dman igalindeki evlerinden kp kendini tehlikeye atyor: Ludwig von Beethoven, ok ksa bacaklar, ac eken yzyle bu orijinal insan da belki o ayindeydi; belki Franz Schubert adl Lichtental'l on iki yandaki olan da koroda teki genlerle birlikte ark sylyordu. Ama o anda kimse yanndakine dikkat etmiyor; nk birdenbire, tepeden trnaa niformasn kuanm ve yle grnyor ki, yksek rtbeli bir Fransz subay ieriye giriyor; yannda da srmal bir Akademi elbisesi giymi biri var. Kalabalk, elinde olmadan yle bir rperiyor: stilaclar, bu tatl ve iyi kalpli Haydn'a son bir kere sayglarn sunmalarna engel mi olacaklar acaba? Hayr, hi de deil: Byk Ordu'nun askeri mahkeme yesi Bay Henri -de- Beyle, tamamen zel bir sfatla gelmi: Karargahta, tesadfen Mozart'n Requiem'inin de bu trenin programnda olduunu duymu. Mozart' veya Cimarosa'y dinlemek iin, Mars'n bu isteksiz hizmetkar at zerinde yz fersahlk yol gitmeyi gze alabilecektir ve ok sevdii bu ustalarn krk -mesure- (Mesure: Bir mzik parasnn eit zaman birimlerine blnmesi.) krk bin insann ld tarihi bir savatan daha deerlidir onun iin. ok dikkatli bir ekilde, sralardan birine usulca oturuyor ve ok ar bir ritmle balayan mzii dinliyor. Tuhaf ey, Requiem'den bir ey anlamyor: ok grltl buluyor onu; bu -onun- Mozart' deil; Mozart'n hafif, rahat, insann iini ferahlatan mzii deil bu. Sanat tam bir aklk ve seikliin ve melodinin snrlarnn tesine getii ve insan sesini ap da ebediyen var olan tabiatn daha vahi ve disiplinsiz sesini benimsedii zaman Henri Beyle artk byle bir sanatn anlamn kavrayamyor. Ayn ekilde, akam Karntnertor Tiyatrosu'nda, -Don Juan- da kolay kolay anlayamyacaktr; ve eer hi tanmad Ludwig von Beethoven kendi tutkusunun frtnalarn onun nnde olanca hz ve uultusu ile estirmi olsayd, Stendhal bu yce kargaadan en az, Weimar'daki o byk meslekda Goethe kadar rkerdi. Ayin bitince, Henri Beyle, neeli bir yzle, parlak niformas ierisinde gururlu bir tavrla kyor kiliseden ve mezarlarn arasnda dolayor; bu gzel ve bakml Viyana'y seviyor, kuzeyde, yukarda oturan Almanlar gibi ar, skc dnceleri kafalarnda evirip evirmeden tatl bir mzik yapan Viyana halkn da seviyor. Aslnda bu saatte grevi banda olmal ve ordunun -levazmileriyle uramalyd; ama btn bunlar onun iin ikinci derecede nemli olan eylerdir. Kuzeni Daru bir kz gibi alp duruyor ya; Napolyon da yaknda zafer kazanacak: ok kr ki, Tanr, almay seven bu gibi adamlar yaratm. Onlar alt iindir ki, insan hoa vakit geirmeye zaman ayrabiliyor. Genliinden beri, nankrlk sanatnda eytana ta kartacak

bir ustalk gsteren kuzen Beyle, daha kolay ve rahat bir grev yklenmeyi tercih ediyor: O sralarda Viyana'da bulunan Bayan Daru'yu, kocas kendini byk bir alma hrsna kaptrd iin avutma grevini seve seve zerine alyor. Size iyilik eden birinden alabilmek iin, karsna bol bol sevgi gstermekten daha iyi bir yol var mdr? Ata binip beraberce Prater'e gidiyorlar; bahe ierisinde gllelerle delik deik olmu kk bir kk, aralarndaki yaknln giderek artmasna tank oluyor. Sanat galerilerini, hazineleri ve soylularn debdebeli atolarn geziyorlar ve rahat arabalarla yolculuk ederken bazen Macaristan'a kadar gittikleri bile oluyor; oysa bu sralarda Wagram'da kan gvdeyi gtryor ve yiit Daru kan ter iinde saa sola koturup duruyor. Henri Beyle, leden sonralarn aka ayryor, akamlarn ise Karntnertor Tiyatrosu'nda hi durmadan mzik dinleyerek, zellikle Mozart' dinleyerek geiriyor. Srtna yetkili bir subay niformas geirmi olan bu tuhaf adam, yava yava u gerei anlamaya balyor: Kendisi iin hayatn tad da, anlam da sanattr. 1810-1812, Paris. mparatorluun parlak yllar. Her ey gitgide daha da harika oluyor. Paras var ve yapacak hibir ii yok; kadnlarn tatl bir ekilde araya girmesi sayesinde, dantay yesi ve imparatorlua ait eya deposunun yneticisi oluyor. (Allah bilir, hi de hak etmedii halde.) ok kr ki Napoleon, dantay yelerinden ciddi bir i istemiyor, bu sayede yrye yrye uzun gezintiler yapacak bo zamanlar oluyor, hatta arabayla da dolayorlar. nk Henri Beyle, bu beklenmedik grevler sayesinde cebi para grd iin, imdi gzel, prl prl bir fayton satn alm, Foy kahvesinde kahvalt ediyor, Paris'in en usta terzisinden giyiniyor, kuziniyle gizli bir ak hayat yayor ve stelik (genliinin ideali olarak!) Bereyter adl bir arkcy kendine metres olarak tutuyor. Otuz yandayken, kadnlarn yannda, yirmi yandakinden daha baarl olmas ne tuhaf! Onlara souk davranld lde, kadnlarn daha ateli olmasn nasl aklamal? Zavall yoksul renciye o kadar irkin grnen Paris de, imdi yava yava onun houna gitmeye balyor; gerekten de hayat gzelleiyor. Ve en gzeli de u: Paras ve bo zaman var; yle ok bo zaman var ki, srf kendi zevki iin, yalnzca sevgili talya'sn hatrlayabilmek iin, bu lkeyle ilgili bir kitap, resim tarihi yazyor. zellikle, onun yapt gibi, insan drtte n baka kitaplardan arr da gerisini fkralar ve birtakm tuhaf hikayelerle doldurursa, bir sanat tarihi yazmak o kadar kolay ki! Her eye ramen fikir hayat ile yakndan ilgilenmek ve bundan zevk duymak ona byk bir sevin veriyor ve Henri Beyle, belki de bir gn, yalannca, gemii ve tand kadnlar hatrlamak iin kitaplar yazabileceini dnyor. Ama imdi neye yarar bu? Hayat, kat karalamakla geirilemeyecek kadar zengin ve gzel. 1812-1813. Beklenmedik kk bir engel. Napoleon yeni bir savaa giriyor; bu sefer binlerce kilometre tede. Ama Rusya, bu uzak ve acayip lke, turist Henri Beyle'in teden beri sregelen merak duygusunu kamlyor: Kremlin'i ve Moskovallar grmek ve prensesin hesabna Dou'da yolculuk etmek ne byk bir frsat; phesiz, ordunun gerisinde, rahata ve her trl tehlikeden uzak, tpk daha nce talya'y, Almanya'y ve Avusturya'y gezip dolat gibi. Marie-Louise ona, hametli kocasna yazlm mektuplarla dolu bir anta veriyor; bu mahrem mektuplar, hzl arabalar ve soua kar her

trl nlemin alnd kzaklarla Moskova'ya gtrmeye resmen grevlidir. Sava yakndan bakld zaman ona korkun derecede can skc geldii iin --Beyle, bunu daha nceki tecrbeleriyle biliyor-- kendini oyalayacak bir eyler gtryor yannda: Resim Tarihi'nin yeil kartondan kapak taklm on iki ciltlik el yazs metninin bir nshasn ve birok yllar nce yazmaya balad bir komediyi; gerekten de insann kendi iiyle uraabilmesi iin bir genel karargahtan daha iyi bir yer olabilir mi? stelik Talma ve Byk Opera da Moskova'ya gelecekler, sklmaya pek vakti olmayacak; ayrca, yeni bir deiiklik olarak baka kadnlar --Rus kadnlarn ve Polonyal kadnlar-- tanyacak. Beyle yolda, yalnzca bir tiyatro eserinin ya da bir operann sahneye konulduu yerlerde duruyor: Savata bile, yolculukta bile, mzikten vazgeemiyor; nereye giderse gitsin hep sanatla birlikte olmas gerek. Ama Rusya'da onu hepsinden daha artc bir sahne bekliyor: Bakent Moskova alevler ierisinde! Neron'dan bu yana hibir airin seyretmedii byk bir manzara! Ne var ki, Henri Beyle bu ackl konu zerinde lirik iirler yazmyor ve mektuplarnda bu can skc olayla ilgili pek az bir eyler anlatyor: Hayatn tadn karmay iyi bilen bu adam, dnyadaki btn askeri kargaalara, on -mesure-lk bir mzik parasndan veya iyi bir kitaptan daha az nem veriyor; bir kalbin hafife rperii onu Borodino'daki top ateinden daha ok heyecanlandryor ve o zaten kendi hayat hikayesinden baka bir hikayeden pek holanmyor. O byk yangndan Voltaire'in gzel ciltli bir eserini kurtaryor ve onu Moskova hatras olarak yannda gtrmeyi dnyor. Ne var ki, sava ve k bu sefer geri hizmettekileri de fena halde sktryor. Berezina nlerinde, askeri mahkeme yesi Beyle, yine zenle tra olmaya vakit bulabiliyor (orduda, bu eit eyleri dnen tek subayn o olduundan hi phe edilmesin), daha sonra kmeye balayan kprden arabuk ve byk tehlikeler ierisinde gemesi gerekiyor. Gnlk notlarn tutuu defteri, Resim Tarihi, o harika Voltaire'i, at, krk ve kaputunu iine koyduu antas Kazaklarn elinde kalyor. Srtnda yrtk prtk elbiseleri, kirler ierisinde, soluk solua, derisi souktan atlak atlak olmu bir halde Prusya'ya snyor. Orada ilk dnd ey opera oluyor. tekiler kendilerini toparlayabilmek iin nasl banyoya dalyorlarsa, o da mzie dalyor. Henri Beyle iin Rusya Seferi ve Byk Ordu'nun yok olmas iki suare arasndaki bir -ara-dan --bir intermezzo'dan-- baka birey deil: Sefere karken Dresden'deki -Matrimonio Secretoile dnte Koenigsberg'deki -Clemenzia di Tito- arasnda... Milano, 1814-1821. Tekrar sivil hayata dnen Henri Beyle, savatan kesinlikle bkmtr. Yakndan bakld zaman btn savalar birbirine benziyor, hepsi size ayn eyi gsteriyor: Yani hibir ey... Btn bu grevlerden, devlerden, vatanlardan ve katliamlardan, bo yazmalardan ve subaylardan bkp usanmtr. Napoleon, bir fke lgnl ierisinde, savamak iin duyduu lgnca bir hrsla Fransa'y tekrar ele geirebilir, ama artk ne kimseye emretmek ne de kimseden emir almak isteyen askeri mahkeme yesi Bay Henri Beyle'in yardmna gvenmesin. O artk tek bir ey istiyor, en tabii, ama en g olan eyi: Yaamak, artk kendi hayatn yaamak istiyor! Daha yl nce Napoloen'un allagelmi iki sava arasnda izinli olarak, cebinde iki bin frankla, bir ocuk gibi mutlu

talya'ya gitmiti: Onu son saatine kadar hibir zaman terk etmeyen bir pimanlk duygusu, genliinin vatan zlemi, o sralarda iinde iyice yer etmiti; -genlii- ise, talya demekti, talya ve kk astemenin rkek ve ekingen bir akla sevdii Angela Pietragrua demekti; arabas o eski geitleri amaya balar balamaz birdenbire ve kar konulmaz bir ekilde onu hatrlyor. Akamleyin Milano'ya varyor. arabuk elini yzn ykyor, elbiselerini deitiriyor ve mzik dinlemek iin gnlnn vatanna, Scala'ya gidiyor. Ve gerekten de, kendi deyimiyle, -mzik, ak uyandryor-. Ertesi sabah Angela'ya kouyor, geldiini haber veriyor: O ise her zamanki gzelliiyle karlyor onu, nezaketle selamlyor, ama onu tanmyor. -Henri Beyle- diyerek tantyor kendini; bu isim de ona bir ey hatrlatmyor. O zaman ona Joinville'i ve teki arkadalarn hatrlatyor. Sonunda, ka kere ryalarna girmi olan o sevgili yz bir glmseme ile aydnlanyor. -Ah! Evet! Ella e il Cinese -Siz o inlisiniz!- Angela'nn romantik sevgilisinden tek hatrlayabildii ey, bu alayc takma ad oluyor. Ne var ki, Henri artk on alt yanda ekingen bir gen deil: Arzudan ba dnm bir halde, ona dnk ve bugnk tutkusunu cesaretle anlatyor. O ise aryor: -Bunu bana niye sylemediniz?diye soruyor. Yce-kalpli bir kadn iin bu derece nemsiz olan bu kk eyi ona seve seve verirdi; ama daha vakit var ve ok gemeden bizim romantik, phesiz on bir yllk bir gecikmeyle, Angela Pietragrua'ya kar kazand bu ak zaferinin tarihini pantolon asksnn zerine iletecektir: 21 Eyll, sabahn on bir buuu. Ama onu bir kere daha Paris'e aryorlar, 1814'de ve bu sonuncusu oluyor. Bu sava lgn Korsikalnn adna taradaki ileri ekip evirmek ve lkesini savunmak zere arlyor Paris'e. ok kr ki --evet, ok kr ki, nk Henri Beyle gibi kt bir Fransz vatanda bir yenilgi pahasna da olsa, bu iren katliamlarn bitmesine ok seviniyor-- dman imparator Paris'e giriyorlar. Demek ki pek az bir zaman sonra, btn grevlerinden ve vatanndan sonsuza dek kurtulacak, sonunda ve kesin olarak talya'ya gidebilecek. Yalnzca mzie, sanata ve aka ayrlan, gevezelik etmek ve yazmakla geirilen harika yllar! Evet, ayn zamanda, o yce-kalpli Angela gibi utan verici bir ekilde sizi aldatan ya da gzel Mathilde gibi ekingenliinden tr size teslim olmak istemeyen metreslerin yannda akp giden yllar. Yine de kendi -Benliini- kefettii ve gittike daha gl bir ekilde hissettii yllar; her akam Scala'da, mzikle yepyeni bir g kazand; ann en byk airi Byron'la konuma zevkini tatt; ve Napoli ile Ravenna arasnda birikmi olan sanat ve dnce kltrnn btn hazinelerinden bol bol nasibini ald yllar: Kimseye baml olmamas, ona engel olabilecek herhangi bir kimsenin bulunmamas, kendi kendisinin efendisi olmas ve ok gemeden de kendi hocas haline gelmesi: Esiz hrriyet yllar: -Evviva la liberta!- -Yaasn Hrriyet! Evviva la liberta! Hayr, talya'da artk hrriyetten sz etmek doru deil: Bu tek kelime imdi Avusturyal yetkili baylar tehlikeli bir ekilde kzdryor. Artk kitap da yazmamal. nk Haydn'n Hayat gibi arma olduu apak bir eser de olsa ya da talyan Resim Tarihi veya Roma, Napoli, Floransa gibi drtte baka yazarlardan kopya edilse de btn bu kitaplarda, insan farkna varmadan yazdklarnn tuzunu biberini karabilir, bu da gnn efendilerinin hassas genizlerini fena halde rahatsz

edebilir. ok gemeden amansz sansr grevlisi Wabruschek, Viyana'daki zaptiye nazr Sedlnitzky'ye gnderdii raporda bu kitaplarda -bir sr sakncal para olduunu- bildiriyor. Kritik zekal, bamsz bir insan olduu iin Beyle, hemen, Avusturyallar tarafndan bir karbonaro, (Karbonaro: XX'uncu yzylda, talyan Birliini kurmak iin oluturulan gizli bir siyasi dernein yesi.) talyanlar tarafndan ise bir casus olarak grlme tehlikesiyle karlayor, ksaca ok gemeden, yeni bir hayal krklna daha uruyor. stelik hr olmak iin zellikle gerekli olan bir ey var: Para. Ve o -soysuz- babas (Beyle'in onu daha saygl bir dille and pek grlmemitir), o derece cimri ve alkan olduu halde, ld zaman u kt oluna en ufak bir gelir bile brakmamakla oldum bittim ne kadar sersem bir adam olduunu kesinlikle kantlamtr. Nereye gitmeli? nsan Grenoble'da bouluyor; ve Bourbon'larn ablak ve prsm suratlar paralarn stn sslediinden beri, artk sava alanlarnn gerisindeki o gzel gezintiler dnemi de bitti. O halde biz de Paris'e, at arasndaki odamza dnelim ve bugne kadar bir zevkten ve hevesli bir insan iin bir oyalanmadan baka bir ey olmayan eyi kendimize i edinelim: Kitap yazalm, hi durmadan kitap yazalm. Paris, 1828-Bayan de Tracy'nin, filozofun karsnn evinde bir salon. Geceyars. Mumlar nerdeyse bitmek zere. Erkekler vist (Vist: Drt kii ile oynanan bir eit kat oyunu.) oynuyorlar. Bayan de Tracy, kanapeye oturmu bir markiz ve arkada ile dereden tepeden konuuyor. Ama ev sahibesi kendini tam olarak konumaya veremiyor ve her an kulan kabartyor. Arkasnda, bitiik odada, minenin nnde ne idii belirsiz bir grlt patrt var; nce bir kadnn tiz kahkahas ve bir erkein bas sesle haykr, daha sonra fkeli birtakm lklar: -Yo, hayr, bu kadar da fazla!- Sonra ayn kadnn yeniden ykselen, ama arabuk tuttuu kahkahas. Bu durum Bayan de Tracy'yi sinirlendiriyor: phesiz, yine u korkun Beyle, hanmlara ak sak hikayeler anlatyordur. Aslnda zeki ve ince ruhlu, insan elendirmesini bilen, hatta tuhaf bir adam, ama artistlerle sk fk oluu, zellikle u talyan kadn Bayan Pasta ile dp kalkmas davranlarn bozmu. Bayan de Tracy, konutuu hanmlardan zr diliyor ve misafirine grg kurallarn hatrlatmak zere bitiik odaya kouyor. Gerekten de, ite orada, imanln gizlemek iin minenin glgesine snm elinde bir pun kadehi, harl harl, bir svarinin bile yzn kzartacak fkralar anlatyor. Hanmlar sanki kalkp gitmek istiyorlarm gibi davranyorlar, glerek kar kyorlar, ama gitmiyorlar, merak duygularn srekli olarak uyank tutan nl hikayeciden bylenmi gibi olduklar yerde kalyorlar. Ablak ve krmz yz ve parlak gzleriyle iyi niyetli ve muzip bir Silen'e (Silenos: Yunan Mitolojisinde, satyr'lerin (tabiat simgeleyen cinlerin) babas. Yass burunlu, irkin, koca gbekli, ama akll ve bilge bir yal adam olarak canlandrlr. Yalanm satyr'lere de genellikle Silen denilir.) benziyor Henri Beyle; ama Bayan de Tracy yaklanca, onun kendisine ne kadar sert baktn grp birden bire susuyor; kadnlar da bunu frsat bilip glerek kayorlar. ok gemeden mumlar snyor, uaklar etrafa kt bir balmumu kokusu yayan mealeleri tayarak misafirleri merdivenlerden indiriyorlar: Kapda -drt araba bekliyor, hanmlar kocalaryla birlikte arabalara biniyorlar; Beyle yalnz bana ve bezgin bir halde kala kalyor orada. Kimse onu arabasna alp

gtrmyor, kimse onu davet etmiyor. Kadnlarn gznde artk hikayeler anlatmaktan baka bir ie yaramyor: Kontes Curial pasaportunu vermi eline. Eskisi gibi bir arkcy metres tutacak paras da yok: Gittike yalanyor. Kasm yamuru altnda, bezgin bir halde Richelieu sokandaki evine doru ar ar yryor. Elbiseleri kirlenirmi, ne umurunda; daha terzinin borcunu bile demedi. Derin derin iini ekiyor. Aslnda hayatnn en iyi blm geip gitti, artk bu hayata bir son vermek gerek. Hznle kyor merdivenleri en st kata kadar (son zamanlarda sk sk soluu da kesiliyor), yakyor, hesaplarn ve katlarn gzden geirmeye balyor. Ackl bir bilano: Hibir eyi kalmam, kitaplar para getirmiyor, Ak zerine adl kitab on ylda topu topu on yedi nsha satt. (Yaynevi sahibi bir gn nce -Bu kitap da kutsal m ne, nk kimse ona dokunmuyor-, demiti, alayl bir ekilde.) Gnde sadece be franklk bir geliri var, yakkl ve canl bir gen iin belki de iyi bir para bu. Ama hrriyeti ve kadnlar seven orta yal iman bir adam iin acnacak bir gelir. Henri Beyle bir sayfa kat alyor ve bu hznl ay ierisinde drdnc defa olmak zere vasiyetini yazyor: -Aada imzas olan ben, oturmakta olduum Richelieu Soka, no. 71'deki otelde bana ait olan her eyi kuzenim Bay Romain Colomb'a braktm bildiririm. Doruca mezarla gtrlmeyi istiyorum... Cenaze masraflar otuz frank gemesin.- Ve ek olarak da unu yazyor: -Bu ilerin ona verecei tm skntlar iin dostum R.Colomb'dan zr dilerim. Byle bir kanlmaz olay yznden kendini zmemesini zellikle rica ederim.-Kanlmaz olay-: Yarn dostlar, alnnn ortasna bir kurun sklm olarak onu l bulduklar ve st-kapal bir ekilde sylenmi bu szleri hatrladklar zaman, ne demek istediini anlayacaklar. Ama ok kr ki, Henri Beyle bu gece yorgun, intiharn erteliyor ve sabahleyin dostlar onu ziyarete geliyorlar. Onlardan biri odada dolarken masann zerinde beyaz bir kat gryor; stnde yalnzca bir tek kelime, tek bir ad var: Julien. -Nedir bu?- diye soruyor merakla. -Ah, evet! diye cevap veriyor Stendhal, bir roman yazmak istemitim.- Dostlar heyecanlanyorlar, bozulmu olan moralini dzeltiyorlar ve o ertesi gn ciddi bir ekilde ie koyuluyor. Julien adn silip yerine, daha sonra lmszleecek bir isim yazyor balk olarak: Krmz ve Siyah. Gerekten de, o gn Henri Beyle'in sonu oluyor ve sonsuza dek yaayacak yeni bir adam douyor: Ad, Stendhal. Civita-Vecchia, 1831. Yeni deiiklikler. Gambot'lar sayg gsterisi olarak top at ile selamlyorlar, bayraklar ho geldin der gibi rzgarda dalgalanyor: Fransz diplomatlarnn giydii ssl bir niforma ierisinde iri yapl bir adam tam o srada vapurdan iniyor. Msaade ediniz! lemeli yelei, eritli pantolonu ile bu bey Fransz Konsolosu Bay Henr Beyle'dir. Toplum ierisindeki bir kargaa, bir kere daha yksek bir mevkie gelmesine frsat vermi; nce sava, imdiyse Temmuz Devrimi. u budala Bourbon'lara sebatla kar kmasnn mkafat bu: Kadnlarn srarl tavsiyelerinin de yardmyla, ok gemeden Trieste Konsolosluuna atanyor. Ne yazk ki, Bay de Metternich, u -can skc kitaplar-n yazarn bu greve uygun bulmadn syleyerek bu atamay onaylamay reddediyor. Bu yzden Henri Beyle daha az houna gidecek bir greve, Fransa'y Civita-Vecchia'da temsil etme grevine atanyor; ama olsun, Civita-Vecchia yine de talya demek ve on be bin franklk bir maa da var stelik!

Civita-Vecchia'y harita zerinde hemen bulamazsanz yznz kzarmasn! Btn talyan ehirlerinin en sefili, en kts, ateli hastalklarn kuluka yuvas olan korkun bir frn, eski Romallarn kadrgalarn grm dar ve kumlu bir liman, bo ve ssz bir ehir; insan byle bir ehirde ryp gider ve -skntdan patlar-. Konsolos beyin, krek mahkumlarnn konaklama yeri olan bu ehirde en ok holand ey Roma'ya giden yoldur; nk yalnzca on yedi fersahtr ve Bay Beyle, hemen, ilerinin imkan verdiinden ok daha sk olarak kullanmaya karar verir bu yolu. phesiz, almas gerekecektir, raporlar yazacak, diplomasiyle uraacak, alma yerinde bulunmak zorunda kalacaktr; ama D leri'ndeki eekler onlara gnderdii yazlar okumuyorlar ki! Zekasn, brokratlar iin bou bouna harcamak neye yarar? Her eyi, yardmcs u aalk Lusimaque Caftangiu Tavernier'ye, kendisinden nefret eden u aalk hayvana ve sk sk broya gelmediini kimseye sylemesin diye eref madalyas ile taltif etmek zorunda kald u terese brakmak daha iyi olmaz m? Henri Beyle, burada da, iini kolay tarafndan alyor. Bir airi u korkun bataklklarn ortasna gnderen bir devleti aldatmak, bu akszl bencil adama bir grevmi gibi geliyor; zeki kimselerle birlikte Roma'nn sanat galerilerini gezmek, bir bahane bulup Paris'e kamak, burada oturup da yava yava, ama kesin olarak aptallamaktan daha iyi deil mi? nsan her gn antikac Bucci'ye gidebilir mi, hi durmadan cahil asilzade taslaklar ile gevezelik edebilir mi? Hayr, kendi kendisiyle konusun daha iyi. Gidip birka cilt eski vakayiname alyor ve en gzel hikayelerini karyor bu vakayinamelerden; elli yanda, ihtiyarlam, ama ruhunun ne kadar gen kaldn anlatyor. Evet, en iyi are bu: imdiki zaman unutmak iin geriye, tekrar kendi iine dnyor; ve anlatm olduu o eski ekingen delikanl, bugnn iko konsolosundan ylesine uzak ki, yazarken sanki baka birini kefedermi gibi oluyor. Bylece Henri Beyle, baka bir deyimle Stendhal, bu H.B.'nin, Bu Henri Brulard'n kim olduunu kimse anlamasn diye ifreli bir dille kaln kaln defterler doldurarak, kendi genliini anlatyor; ve herkesin unuttuu bu adam, yeniden genleerek, kendini unutuyor. Paris, 1836-1839. Yeni bir mucize! Yeniden hayata dn, tekrar a, aydnla kavuma. Tanr, kadnlardan raz olsun, bu dnyadaki her gzel ey onlardan geliyor! imdiki bakan nl Kont de Mole'yi ylesine pohpohladlar ki, Fransa'nn Civita-Vecchia konsolosu olduu halde haftalk bir tatil iznini yldr srdrme cretini gsteren ve hala grevinin bana dnmeyi dnmeyen devlet memuru Henri Beyle'in bana buyruk davranna gz yummaya raz oldu. Evet, ite yldan beri, konsolos, o bataklk yuvasnda oturacak yerde, sakin ve rahat bir ekilde Paris'te oturuyor, kendisinin yerine o dzenbaz Yunan eek gibi altryor, ama ayln almaya devam ediyor. Bo zaman var, keyfi yerinde, yeniden insanlarn arasna karmaya balam; ve ekine ekine yeni ak ilikileri kurmaya alyor. Houna giden eyleri yapyor ve zellikle imdilerde hayatn en gzel taraf olarak grd eyi: Otel odasnda aa yukar gezinerek romann dikte etmeyi --Parme Manastr'n--. nsan hibir i yapmadan dolgun bir maa alrsa, Bay Chauteaubriand gibi dokunakl yazlar yazan bir gevezeye yz binlerce frank deyip de, sizden birka kuruu esirgeyen u budala yaymclara da bo verebilir. ann zevkine kar kp, iinde ne buhur, ne de muhabbet iei

kokusu bulunan bir roman yazma lksn karlayabilir, nk artk hrdr Henri Beyle. Ve o, yeryznde, ancak hrriyetin egemen olduu bir gkyznn altnda yaayabilirdi. Ama bu gkyz birdenbire bulutlarla kaplanyor: Koruyucusu Kont de Mole, bu yiit ve ho grl bakan --bir gn gelecek heykeli dikilecek!-- grevinden alnyor. Yeni seilen biri, bir asker, Mareal Soult D leri'nin bana getiriliyor. O, Stendhal' tanmyor, ama yllk kdem cetvelinde, Fransa'y Papa'nn devletlerinde temsil etmek iin cret alan ve yldan beri Paris'deki tiyatrolarn koltuklarna kurulup keyfine bakan bir konsolosun, Henri Beyle adl birinin bulunduunu gryor. General nce aryor, sonra rapor yazacak yerde yaamaya bakan bu tembel memura fkeleniyor. Vakit kaybetmeden grevine dnmesi iin hemen kesin bir emir veriyor. Henri Beyle airlii brakp, sylene sylene konsolos niformasn tekrar geiriyor srtna: Ellisine gelmi bu adam, yorgun argn ve isteksiz bir ekilde o cehennem gibi scak yere, srgn hayatna dnyor ve bunun son gidii olduunu da hissediyor. Paris, 22 Mart 1842. ri yar, hantal bir adam sevgili bulvarnn zerinde glkle srklyor kendini. k bir salon adam gibi giyinip de buralara geldii ve zarif bastonunu elinde evirip evirerek gelip geen kadnlar seyrettii o mutlu gnler nerede kald? Bugn titreyen kolu, her adm atnda kaln bir bastona dayanyor. Bir yl ierisinde Stendhal ne kadar da yalanm! Bir zamanlar prl prl olan baklar, imdi morarm ve arlam gz kapaklarnn altnda snp gitmi gibi; sinirli bir ekilip bzlme azn yana doru ekip duruyor. Bir zamanlar Milano'da alm olduu o ilk ak armaannn ac hatras olarak bir inme, ksmi bir fel geirdi; kan aldlar, ilalar ve pomatlarla cann yaktlar ve en sonunda, bakan, hastann Civita-Vecchia'dan ayrlmasna izin verdi. Ama imdi artk Paris'in ne nemi var? Balzac'n Parme Manastr zerine yazd cokulu yaznn, an ve eref ieinin yeni yeni amaya balayan bu rkek goncasnn, lmn kemikli parmaklar ile dokunduu, -daha imdiden hiliin ve yokluun kenarlarnda dolaan- bu adam iin ne nemi var? Acnacak halde olan bu canl cenaze, yorgun ve bitkin, evine doru srklenip gidiyor, hzla geen, prl prl, lks arabalara, tembel tembel konuarak gezinip duranlara, k elbiseleri iinde ona srtnp geen hafif merep kadnlara yle bir gz atmakla yetiniyor: Stendhal, artk kalabalk sokan parldayan klar ierisinde, gecenin bu ge saatlerinde, yavaa kayp giden hznl, siyah bir glgeden baka bir ey deil. Birdenbire bir kalabalk toplanyor: ri yapl adam D leri Bakanl'nn nnde yere yklyor ve boylu boyunca seriliyor yolun zerine, baklar sabitlemi, gzleri yuvalarndan frlam gibi ve yz mosmor kesilmi: kinci bir kriz ve bu sefer ldrc bir kriz, iini bitiriyor. Yavaa hrldyor; boazn skan yakasn ayorlar, bir eczaneye gtryorlar, sonra kk odasna karyorlar: Oraya buraya katlar, notlar salm, yarm kalan eserleri ve gnlk notlarn yazd defterler... Onlardan birinde acayip bir ekilde dorulanan bir kehanet var: -Bence sokak ortasnda lmenin gln bir yan yok; yeter ki insan bunu bile bile yapm olmasn.1842, Sandk.

Civita-Vecchia'dan Fransa'ya gnderilen kocaman bir sandk talya boyunca yava yava yoluna devam ediyor. Onu, Stendhal'n kuzeni ve vasiyetini yerine getirmekle ykml olan Romain Colomb'a gtryorlar; Colomb, yalnzca len akrabasna duyduu sayg ile (gazetelerin, lm haberleri stunlarnda alt satrlk yer verdikleri u len adamla baka kim ilgilenir ki?) bu orijinal adamn eserlerini toplu halde yaymlamak istiyor. Sand ayor, aman Tanrm! Nasl bir kat yn, gizli iaretler ve ifrelerle dolu iinden klmaz bir karklk, kendini oyalamak iin yazlar yazan bir yazarn karalad karmakark bir sr kat! En kolay ve en okunakl yazlm el-yazmalarndan birkan seiyor aralarndan, temize ekmek iin; sonunda, bu vefal adam da usanyor: Uramaktan vazgeerek -Yaplacak bir ey yok-, diye yazyor Lucien Leuwen adl romann stne; Stendhal'n otobiyografisi olan Henri Brulard' da ayn ekilde, bu da ie yaramaz diye bir yana itiyor. imdi btn bu karmakark kat ynn ne yapmal? Colomb hepsini yeniden sanda koyuyor ve sand Stendhal'n bir genlik arkadana, Crozet'ye yolluyor; o da Grenoble Ktphanesi'ne gnderiyor. Orada, ktphanelerde geer olan eski kurallara gre her faskl etiketleniyor, numaralanyor, gereken ekilde damgalanyor ve kataloglanyor: Resquiescat in pace! (Huzur iinde uyusun!) Altm byk cilt, Stendhal'n btn hayatnn eseri, kendi elleriyle yaratm olduu hayatlar, btn bunlar imdi, byk bir kitap mezarlnda yatyor ve toz, onlar rahat rahat rtebilir. nk krk yl boyunca, hi kimse, bu yazl kat ynn uykudan uyandrmak iin elini toza bulamaya kalkmayacaktr. Paris, Kasm 1888. Nfus artm, ehir bym; Paris'de imdi yrmekten holanmayan alt milyona yakn bacak var: Bu yzden, omnibs irketi, Montmartre'a gtren yeni bir hat kurmay dnyor. Ne yazk ki, can skc bir engel kyor karsna: Monmartre mezarl; ama ada teknik bu gibi engellerin aresini bulabilir. Yayalara, llerin zerinden gemek imkann verecek bir kpr yaplacaktr. almalar srasnda ister istemez birka mezar bozuluyor ve bu vesileyle, drdnc srada, 11 numarada bir mezar bulunuyor; adamakll harap olmu, unutulmu ve zerinde tuhaf bir yaz olan bir mezar: -Arrigo Beyle, Milanolu, visse, scrisse, amo- (yaad, yazd, sevdi). (-Sanat- adl blmn ilk paragrafnn sonuna doru verilmi olan bilgiye gre mezartann zerindeki bu yazdaki srann yle olmas gerekiyor: Scrisse, amo, visse. Ama orijinal Almanca metinde ve Franszca eviride bu ekilde olduu iin, ben de olduu gibi braktm.) Bu mezarlkta bir talyan'n ii ne? Tuhaf bir yaz, tuhaf bir adam! O zaman birisi, bir zamanlar Henri Beyle adl bir Fransz yazarnn, mezar tana bu ismin yazlmasn istediini hatrlyor. Hemen bir komite kuruluyor, zerine tekrar eski yaznn yazlaca yeni bir mezar ta almak iin biraz para toplanyor. Bylece, 1888'de krk alt yllk bir karanlktan sonra, unutulmu olan isim, birdenbire yepyeni bir parlt ile, artk iskelet haline gelmi olan cesedin zerinde parlamaya balyor. Garip bir rastlant olarak, ayn yl, Stryenski adl gen bir dil profesrnn yolu Grenoble'a dyor; korkun derecede can skld iin, bu ehrin ktphanesini kartryor ve tozla kaplanm bir yn eski el-yazmas metin buluyor. Yazlar skmeye ve okumaya balyor. Okuduka, ilgisi artyor; bir yaymc aryor,

buluyor; Gnlk, Henri Brulard, Lucien Leuwen ve onlarla birlikte gerek Stendhal ilk defa olarak gn na kyor. Gerek adalar, bu karde ruhu coku ile tanyorlar, nk o, eserini kendi kuann insanlar iin yazmamt, gelecek kuak iin yazmt: Kitaplarnda, birok kere -1880'e doru n kazanacamdiye yazyordu. Bir zamanlar aresizlik ierisinde bolua frlatlm bir sz, bugnse insan artacak kadar doru! Hatrasnn yeniden canland bir srada, eserleri de gemiin karanlklarndan syrlp kyor. Genellikle szlerine pek gvenilmeyen Stendhal, bir gn gelip yeniden hayat bulacan ve bunun hangi ylda olacan nceden kestirebilmitir; her zaman bir airdir o, burada ise ayn zamanda bir kahindir. ::::::::::::::::: BR -BENLK- VE EVREN -Hoa gitmesi mmkn deildi, ok farkl biriydi.Henri Beyle'deki yaratc ikilik, birbirine hi benzemeyen iki yardan oluan ve birbiriyle hi anlaamayan ana-babasndan kalan bir mirastr. Cherubin Beyle --sakn bu kk ad, aklnza Mozart' getirmesin!-- babas, ya da olunun ve can dmannn deyimiyle -soysuz- babas, kelimenin tam anlamyla dar-kafal, taral bir burjuva, cimri, kat bir mantkla hareket eden, parann bysne kaplm, Flaubert'in ve Balzac'n bize btn plakl ile anlatt taral burjuvann tipik bir rneiydi; Henri Beyle, bu babadan yalnzca iri yar iman beden yapsn deil, ayn zamanda, damarlarnda dolaan kana ve sinirlerinin titreimine varncaya kadar tm benliine ilemi bir zellii --bencil bir ekilde -kendine-dkn- olma gibi bir zellii-- de almt. Taral bir aileden gelen annesi Henriette Gagnon'un ise, tersine, romantik bir mizac vard. Lamartine onun iin iirler yazabilirdi ya da Jean-Jacques Rousseau iin duygulu bir kadn rnei olabilirdi: Mzii seven, tutkulu, gneylilere zg bir ekilde ten zevklerine dkn efkatli bir tabiat vard. Gen yata len bu anneden, Henri Beyle, ak tutkusunu, ar duygusalln, sinirlerinin ac veren ve -kadnca- denebilecek duyarln almtr. Kendi iinde savaan bu iki akmn etkisiyle, bir o yana bir bu yana ekilen ve iki kart karakterin rn olan bu acayip yaratk, hayat boyunca babasndan ald kaltmla annesinden ald kaltm arasnda, gerekilikle romantizm arasnda gidip gelecektir: Bu yzden gelecein yazar Henri Beyle'in her zaman farkl iki grn ve iki ayr dnyas olacaktr. Gen Henri'nin duygular arabuk belirlendi: Kendi kendisine itiraf etmi olduu gibi, annesini, acayip ve tutkulu bir sevgiyle seviyor; -baba-sndan ise, kskanlk ve hor grmeden ileri gelen, duygusuz, alayc ve zalim bir spanyol kiniyle nefret ediyordu. Hibir edebi eser, psikanalize, Oedipus kompleksi konusunda, Stendhal'n otobiyografisi olan Henri Brulard'n ilk sayfalar kadar iyi bir rnek veremez. Ama vaktinden nce gelien bu gerginlik birdenbire son buluyor, nk yedi yandayken lm annesini elinden alyor ve on alt yana geldiinde Grenoble'dan ayrlmak zere posta arabasna bindii zaman, i dnyasnda, babasn artk lm biri olarak gryor: O gnden sonra, kininin ve sessiz kmsemesinin yk altnda, kendi ierisinde, babasn ldrm olduunu dnyor. Ama, olunun nefretinin klleri altna gmlmekle birlikte, baba Beyle, bu inat, dzenli ve souk burjuva, olunun iinde yaamay srdrecek ve

lmne kadar da onu rahatsz etmeye devam edecektir. Elli yl boyunca ruhlar birbirine dman olan bu iki soy, Beyle'ler ve Gagnon'lar, pozitif dnceyle romantik ruh, biri tekini yenmeyi baaramadan, Stendhal'n iinde savap duracaktr. O, bir an iin, annesinin gerek oludur; bir an sonra, bazen ayn anda, babasnn oludur. Bazen ekingen ve rkektir, bazen sert ve alaycdr; bazen romantik bir coku ile doludur, bazen de kukucu, ve usta bir hesapdr; bazen hznl bir mzik-severdir, bazen amansz bir mantkdr; gz ap kapayncaya dek geen bir an iinde, Kuzey rzgar ile Gney rzgar ruhunda at kotururlar, birbirlerine saldrrlar ve kuvvetlerini dengelerler. Duygu, akl bastrr; akl da duyguyu bask altna alr: Zafer hibir zaman kesinlikle bu iki alandan birinin ya da tekinin deildir. Aklla kalp arasnda teden beri srp giden atmada, Stendhal denilen o byk psikolojik sava alannda yaplan sava kadar gzeline ok az rastlanr. Ama unu hemen belirtelim ki, bu sava Stendhal' ykmamtr: Bir eit ahlaki kaytszlk, souk ve uyank bir merak duygusu, onun Epikrc tabiatn, gerekten ac olan her trl kaderden korumutur. Bu dikkatli ve yapc ruh, hayat boyunca, btn kt ve ykc glerden uzak durmay bilmitir, nk aklyla benimsemi olduu ilk grev, kendi varln korumaktr; ve gerek savalarda, Napoleon'un savalarnda nasl cephe gerisinde kalmay, patlayan silahlardan uzak durmay bildiyse, ayn ekilde bu savata da --yani kendi iindeki savata da-- Stendhal hcuma kalkan ve lm-kalm sava veren bir asker olmaktansa bir gzlemci olarak gvenli bir yerde kalmay tercih etmitir. atmalarnn her birini hayati bir problem haline getirmeye alan bir Pascal'n, bir Nietzsche'nin, bir Kleist'n ahlaki adan yapm olduklar o yce fedakarln zerresi bile yoktur Stendhal'da; kendi iindeki atmann etkisini duymakla birlikte, Stendhal, manevi gvenliinin arkasna snarak, bu atmadan, estetik bir gsteriymi gibi yararlanmakla yetinir: Varl hibir zaman bu atmalardan allak bullak olmayacaktr, ikiliinden hibir zaman nefret etmeyecektir; hatta bu ikilii sevmektedir. Stendhal'n keskin ve amansz zekas, kendisi iin deerli olan bir eydir, nk dnyay tanmasna imkan vermektedir ve heyecan sarsntlarnn ortasnda ona ak ve kesin ller salamaktadr. Ama br yandan, Stendhal, duygularnn taknln, ar duyarln da sevmektedir; nk bu da, gnlk hayatn tatsz monotonluunu gidermekte ve nk bu ani heyecanlar, tpk mzik gibi, ruhuna, bedeninin dar klfndan kurtularak sonsuza ulamak imkann vermektedir. Tabiatnn her iki eiliminde de var olan tehlikeyi ayn ekilde bilmektedir: Zekann tehlikesi, onun en yce anlarn ksrlatrmak ve souk bir hale getirmek, duygununki ise onu, tutarszlkta ve gerek-d alanda ok uzaklara srklemek ve bylece hayat iin gerekli olan aklk ve seiklii bulandrmaktr. Elinde olsayd, ruhun bu iki grnnden her birine tekinin niteliklerini alamak isterdi: Stendhal hi durmadan, duygularn aklla badatrmaya gayret edecek, aklna ise tutku katmaya alacaktr, hayat boyunca, bu ilgin ve duygulu adamn derisi altnda iki kii yer alacaktr: Romantik bir kafa adam ile akla, kafaya nem veren bir romantik. Yalnzca bu sayededir ki, Stendhal, gerek benliini ortaya koyabilmitir. Bu ikilik olmasayd zekasnn verimlilii de dk olurdu, duygularnn lirik iddeti de: Hayatnn en gl anlarn, ilkel atmalarnn bir arada ve i ie gemi olmasna borludur. Bir gn kendisi iin yle demiti: -Heyecan duymad zamanlar,

kafas da almyordu-. Yani duygular harekete gemeden doru drst dnmesi imkanszd, ama kalbinin atlarn hemen dzene sokamazsa tam olarak hissetmesi de mmkn deildi. Hayat deerlendirmesine imkan veren temel art olarak hayal kurmay gklere karmaktadr (-en sevdiim ey hayal kurmakt-), ama bunun kart olan bir ey --yani ak ve seik bir ekilde gerei grme yetenei-- olmakszn da yaayamyacaktr (-ak ve seik olarak gremezsem, btn dnyam yok olur-). Hem keskin-grl bir kafa adam, hem de cokun bir idealist olmak ona ayn derecede gereklidir ve zellikle btn varlnda yanklanan bu kart kutuplarn ehvetli titreimine ihtiyac vardr. Goethe nasl genellikle zevk denilen eyin -duyusal zevklerle akl arasnda yer aldn- dnyorsa, Stendhal da dnyann gzelliini ancak tenin ve ruhun ateli bir ekilde birlemesi sayesinde hissetmektedir. Kendisindeki manevi elektriklenmeyi, sinirlerindeki karncalanmay ve kvlcmlanmay yaratan eyin kendi ierisindeki kartlklarn devaml bir srtmesi olduunu biliyor. Stendhal'n bir kitabn, bir sayfasn okurken hissettiimiz o takn ve uyarmlarla dolu canll kendisine veren eyin yine o olduunu biliyor; yaratc gcn, s ve k reten gcn, canllnn bu ekilde bir kutuptan tekine kayarak yer deitirmesine borludur; ve bu yksek gerilimi srdrmek iin tutkuyla alan da, her zaman uyank olan denge igdsdr. O kadar ok ve o derece zengin psikolojik gzlemleri arasnda u akla uygun uyar da vardr: Kaslarmz, gevemesinler diye, nasl srekli bir jimnastie ihtiya duyarlarsa, ruhi glerimiz de ayn ekilde egzersiz yapmaya, gelitirilmeye ve eitilmeye ihtiya duyarlar. Stendhal, bu gelitirme iini, herhangi bir kimsenin yapabileceinden ok daha byk bir sebatla yapmaktadr. Gerek uruna aaca savata, tabiatnn iki ar ucunu srekli bir dikkatle korumaya almaktadr: Tpk sanatnn, kullanm olduu aleti, askerin ise silahlarn sevgiyle korumaya almas gibi. Manevi benliini gelitirme egzersizlerini hibir zaman aksatmamaktadr. Duygusal gerginliini, -manevi gerilimini- iinde saklayabilmek ve koruyabilmek iin, heyecanlanma yeteneini her akam operada mzik dinleyerek canlandrmaktadr; ve yalannca da, her zaman yeni ak ilikileri kurarak kalbinin heyecanla arpmasn srdrmektedir. Zaman zaman zayflk belirtisi gsteren hafzasn glendirebilmek iin zel egzersizler yapmay kendisine bir kural olarak koymutur; kendi kendisini tahlil etme alkanln edinerek alglama gcn keskinletirmektedir, tpk sabahlar usturasn biler gibi. Her gn, kitaplardan ya da konumalardan -daarcn doldurabilecek birtakm yeni fikirlertoplamaya dikkat etmekte, kendi kendini eitmektedir; kendi kendini coturmakta ve her zaman daha ustalam, daha etkili bir gce ulaabilmek iin kendisini disiplin altna sokmaktadr; bkp usanmadan zekasn keskinletirmekte, duygularn esnekletirmektedir. Kendi kendini mkemmelletirmek iin byk bir bilgi ve ustalkla kullanm olduu bu teknik sayesinde, Stendhal kendisinde olaanst yetenekler gelitirmitir. Bu derece incelmi, ayn zamanda bu kadar keskin bir duyusal sinir merkezine, bu derece ak ve kat bir mantkla birlemi bylesine ince ve rkek bir duyarla rastlayabilmek iin, edebiyat alannda geriye doru yarm yzyllk bir dn yapmak gerekecektir. Aslnda, nerdeyse derinin altna yapm gibi duran bu derece duyarl sinirlere ve bu kadar uyank duyulara sahip olmak cezasz kalamazd; incelik, abuk etkilenmeyi gerektirir ve sanat iin bir nimet, bir ltuf olan ey, sanat iin hemen her zaman bir ac kayna olur. Stendhal, olaanst gelimi bu stn yaratk,

evresi yznden ne kadar ac ekiyor, bu iler acs ve gz yal yzyldan nasl bir fkeyle kendini uzak tutuyor! Her trl dnce hantall onu incitiyor, ynlarn ruh tembellii ona bir kabus gibi geliyor; bir peri masalnda, yz tane ku ty iltenin ve yorgann altndaki bir bezelye tanesini hisseden prenses gibi, o da yersiz bir szden, yanl bir davrantan rahatsz oluyor. Kaba bir biimde yaplm her trl abartma, her eit sahte romantizm, tutarsz ve kark olan her ey, onun yanlmaz igds zerinde, buzun hasta bir di zerinde yapt etkiyi yapyor. nk gerek ve tabii olan eylere ar derecede gelimi ve keskinlemi bir tutku ile bal olmas ve ruh alanndaki bilgi ve deneyimi yznden, bakalarnn duygularndaki fazlalktan da, azlktan da, aleladelikten de yapmacktan da, ayn ekilde ac duyuyor (-Baya olandan da, sahte olandan da lesiye nefret ederim-). ok yavan bir duygusalln ya da tumturakl bir dokunaklln ifadesi olan basit bir cmle, bir kitab okuma zevkini bozabilir; beceriksiz bir hareket de, ayn ekilde, en gzel ak serveninin tadn karabilir. Bir gn, Napoleon'un savalarndan birini heyecanla seyrediyor: Toplarn gmbrts ile sarslan, gnbatmnn beklenmedik renkleriyle alev alev yanan, kanl bulutlarn ortasndaki bu ldrc kargaalk onun sanat ruhunda kar konulmaz bir sinirli sarholuk duygusu yaratyor. Titreyerek, heyecandan sarslarak duruyor orada. Birdenbire yanndaki bir general ne yazk ki, bu heybetli manzaray tumturakl bir dille tanmlamaya kalkyor: -Devlerin sava- diyor komutan, yanndakine, honutlukla. Sradan bir duygusallktan kaynaklanan bu sz, Stendhal'n her trl hissetme imkann annda yok ediyor. Kendini hayal krklna uram ve aldatlm hissederek ve u kaba saba adama lanetler yadrarak fkeyle arabuk uzaklayor oradan. Bir cmle ierisindeki en ufak bir zevksizlik, bir duygunun dile getiriliindeki herhangi bir yanllk onu isyan ettiriyor. Kark bir dnce, fazladan sylenmi gereksiz bir sz, her eit duygusal gsteri, duyarl nerdeyse deha derecesine varm olan bu adamda nefret ve tiksinme duygular uyandryor; bu yzden, zellikle tatsz ve yavan bir romantizme (Chateaubriand) ya da szde-kahramanl dile getiren bir romantizme (Victor Hugo) brnm olan adalarnn sanatndan tat alamyor; bunun iindir ki, pek az insana katlanabiliyor. u var ki, ayn zamanda kendine kar da ar bir duyarlk gstermektedir. Zevksizliini her yakalaynda, gereksiz yere sesini ykselttiini, kendini duygusalla, belirsizlie ve kt-niyetlilie kaptrdn her fark ediinde, tpk sert bir retmen gibi kendi kendini cezalandrmaktadr. Her zaman uyank olan amansz ve acmasz akl, en babo ryalarna varncaya kadar hep onun yanndadr ve utan duygusunu gizleyen maskeyi ekip karmaktadr. Bir sanatnn kendini bu derece drst olmaya zorlamas eine pek az rastlanan bir olaydr; bir gzlemcinin kendi ruhunun labirentlerini ve dolambalarn bu derece acmasz bir ekilde gzleyiine de seyrek olarak rastlanr. Stendhal, kendini bu derece iyi tand iindir ki, kendi dehasnn ve meziyetinin, sinirlerinin ve ruhunun bu ar duyarlndan ileri geldiini, ama bu ar duyarln, ayn zamanda, kendisi iin bir tehlike yarattn da herkesten daha iyi bilmektedir (-bakasna yle bir dokunup geen ey, beni lesiye yaralar-). Bu yzden, genliinden beri -bakalar- Stendhal'a kendi benliinin negatif bir kutbu olarak grnmlerdir; ruh bakmndan ylesine yabanc bir soydan gelen varlklar ki, onlarla her eit karlkl konuma, her trl anlama imkanszdr. Daha Grenoble'da iken, beceriksizlii ve ekingenlii yznden ask suratl biri olup

kan gen Henri, okul arkadalarnn bilinsiz neelerini grltl bir ekilde aa vurduklarn grerek bu farkll --insanlarla kendisi arasndaki farkll-- hissetmiti; daha sonra talya'da, astemen Beyle, bunu daha byk bir acyla fark edecektir: Onlar taklit etmeyi beceremedii iin, Milano'lu kadnlarn houna gitmesini bilen ve kllarn kendilerine yakacak ekilde akrdatp duran teki subaylara hasetle kark bir hayranlk duyacaktr. Ama o zamanlar, zayfln, kzarp bozarmalarn, suskunluunu, sklganln ve her eyden arabuk etkilenmesini erkeklere yaramayan kusurlar olarak --ve acnacak bir aalk belirtisi olarak-gryor ve btn bunlardan utan duyuyordu. Yllar boyunca, tabiatn zorlamaya, adi ve baya kimseleri taklit ederek yksek sesle vnmeye, srf kaba saba arkadalarna benzemek ve kendini onlara saydrabilmek iin sama sapan kabadaylklar yapmaya almtr: Gln ve bo bir giriim... Ancak yava yava, birok zahmet ve ac pahasnadr ki, bu heyecanl adam, aresiz farkllnda hznl bir ekicilik bulabilmitir. ekingenlii ve en olmayacak yerde kendini kaptrd utan nbetleri yznden kadnlarn yannda son derece anssz olduu iin, keskin ve canl zekas ile, baarszlnn sebeplerini aratrmaya balamtr: Psikolog, uyanmtr. Stendhal, merak duygusunu kendine yneltmi ve kendisini kefetmeye balamtr. nce insanlarn oundan farkl olduunu, daha zayf bir yaps olduunu, daha duyarl ve anlayl olduunu fark etmitir. evresindekilerden hibiri bylesine bir iddetle hissetmemekte, kimse bylesine ak ve seik bir biimde dnmemektedir; hi kimse, ona her an en ince duyumlar fark etme imkann veren, ama en ufak bir uygulamaya bile gemesini engelleyen byle bir acayip karmdan olumamtr. phesiz bu gibi -stn yaratklartrnden olan baka insanlar da vardr. Byle olmasayd, Montaigne'i nasl anlayabilirdi? Bu keskin zekay, yavan ve baya olan her eyi kk gren ve son derece akll olan bu adam, eer kendisi de onun gibi olmasayd, nasl anlayabilirdi? Eer ayn ruh hafiflii onda da olmasayd, Mozart' nasl hissedebilirdi? Bylece Stendhal, otuz yalarnda, ilk defa olmak zere, kendisinin insanln kusurlu bir rnei olacak yerde, tpk deerli talarn bir sr sradan tatan oluan bir karm ierisinde bulunmas gibi, eitli milletlere ve lkelere dalm -imtiyazl varlklarneine ok az rastlanan ve ok soylu rkndan gelen zel bir rnei olabileceinden phelenmeye balamtr. Kendini bu -mutlu aznln- yurtta imi gibi hissetmektedir (bir Fransz olarak deil; o bu yurttalk ban kendisine ok dar gelen bir elbise gibi srtndan atvermitir); daha incelmi manevi organlar ve daha duyarl sinirlerle donatlm insanlarn hibir zaman kaba saba bir yn ya da abalayp duran bir sr halinde bir araya toplanmad, gzle grlmez bir dnyann ocuudur o: Yeryzne ancak zaman zaman bir haberci gnderen bir dnyann ocuu. Kitaplar yalnz onlara --bu mutlu aznla, eine az rastlanan bu insanlara, gzleri ve kulaklar keskin, arabuk kavrayan, basit aklamalara ihtiya duymakszn okumasn bilen, en ufak bir belirtiyi kalpten gelen bir sezgiyle anlayan insanlara-yalnz onlara seslenmektedir; kendi an aarak, kitaplarnn aynasnda ruhunun srlarn yalnz onlara amaktadr. evresinde bulunan ve gzleri yalnzca afilerin kocaman ve atafatl harflerini seebilen, yalnzca yal ve baharatl yemeklerin tadna varabilen u baya ve grltc aa snf kk grmeyi rendiinden beri, btn bu insanlarn onun iin ne nemi var? Julien adl kahramanna -Bakalar umurumda deil!- dedirtecektir gururla. Aslnda, bu kmseme haykr kendi kalbinden

kopup gelmektedir. Hayr, bu derece baya, bu kadar aalk bir toplum ierisinde, bu uyuuk, kaln kafal yaratklarn arasnda baar kazanamad iin utanmamal; -hoa gitmenin temel yasas eitliktir-, bu aalk insanlarn ulaabilecei bir yerde olabilmek iin onlarla ayn hamurdan olmak gerekir. Ama ok kr ki, o kendisinin -olaanst bir yaratk-, -stn bir yaratk-, apayr bir varlk, srden bir koyun deil tek ve farkl bir yaratk olduunu hissediyor. Grnteki btn kk dmelere, ynetici kadroda grev almada gecikmesine, kadnlarn yanndaki baarszlna, edebi eserlerinin hibir baar kazanamamasna ramen, Stendhal kendi tekliini ve biricikliini kefettiinden beri, btn bunlar kendi stnlnn kantlar olarak gryor ve bir eit zafer duygusu ile bundan zevk alyor. Aalk duygusu, kar konulmaz bir ekilde, tam bir gurur duygusuna dnmtr; Stendhal'n bu gurur duygusu ince bir ihtiyatllkla dolu, yalnzca ruhun srlarn bilenlerin hissedebilecei, kaytszlk ve huzurla i ie gemi olaanst bir duygudur. imdi artk her trl topluluktan uzak durmaktadr ve -karakteri zerinde ilemekten-, manevi grnn daha belirgin hale getirmekten baka bir kaygs yoktur. Herkesin bu derece birbirine benzedii bir toplumda, yalnzca anormalliin bir deeri vardr, -ancak bir para olaanst olan kimselerde ilgin bir eyler bulunabilir-; demek ki orijinal olalm, sebat edelim, kendi iimizdeki bu -herkesten farkl olma-, bu acayiplik tohumunun gelimesine frsat verelim. Lalelere merakl amatr bir Hollandalnn en nadide lale trn yetitirebilmek iin gstermi olduu aba, Stendhal'n kendi kartlklarn ve orijinalliini gelitirmek iin gsterdii abann yannda hi kalr; o, bu zelliklerini -Beylisme- adn verdii kendi manevi varl ierisinde saklamaktadr: Henri Beyle'i bozmadan, deitirmeden, olduu gibi yine Henri Beyle'in iinde saklama sanatndan oluan bir felsefeden baka bir ey deildir bu. Kendi etrafn acayiplikler ve aldatmacalardan oluan dikenli bir itle evirmitir; gizli hazinesinin, yani benliinin etrafnda tpk bir cimri gibi kskanlkla nbet tutmakta, ancak zaman zaman dostlarndan birine kk bir pencerenin demir parmaklklar arasndan ieriye yle bir gz atmak iin izin vermektedir. Kendisini insanlardan daha fazla uzaklatrabilmek iin, bilerek ve isteyerek ana kar kmakta ve tpk kahraman Julien gibi -btn toplumla sava halinde- yaamaktadr. air olarak ekli kmser ve Medeni Kanunu gerek bir iir sanatnn eseri olarak ilan eder; asker olarak, sava hor grr; diplomat olarak tarihle ac ac alay eder; bir Fransz olarak Franszlarla alay eder. Kendisine yaklamasnlar diye, insanlarla kendisi arasna dikenli tel rgler gerer ve drt bir yanna hendekler kazar. Bu ekilde, her trl askeri, edebi ve diplomatik baary kendisine yasaklamtr, ama bu da onun gururunu arttrmaya yaramtr: -Artk srden bir hayvan deilim, demek ki bir hiim-; bu aa tabakadan insanlarn, bu deersiz insanlarn gznde bir hi olmay tercih eder. Onlarn snflaryla, meslekleriyle, vatanlar veya soylaryla hibir bakmdan uyuamad, badaamad iin mutludur; herkese aykr den bir -iki-ayakl- olarak, aalk srnn arasndan geen byk yoldan baarya doru komaktansa, yalnz bana kendi yolundan gitmek onu heyecanlandrr. Arkada kalmak daha iyidir, insanlardan uzak durmak, yalnz kalmak daha iyidir. Ama hr olmak, hr kalmak! Ve Stendhal, hr kalmay, kendini her trl etkiden ve baskdan kurtarmay, dahilere yaraan bir ekilde bilmitir. Bazen ihtiya yznden herhangi bir grevi kabul etmek ya da srtna bir niforma geirmek zorunda kaldysa, kendinden verdii ey, ancak ekmeini kazand bu ii elden karmamak iin gerekenin en az olmutur, bir

kymk bile fazlasn vermemitir. Fonksiyonlar, grevi, yapt iin tr ne olursa olsun, beceriklilii ve kurnazl sayesinde hrln ve bamszln korumay bilmitir. Kuzeni onun srtna Fransz hafif svarilerinin ceketini mi geirtti? Kendini hi de bir asker olarak hissetmiyor. Romanlar m yazyor? Edebiyat meslek haline getirip kendini satmyor. Srmal bir diplomat niformas m giymek zorunda kald? alma masasnn nnde oturan adam, gerek Henri Beyle ile fizik grnnden baka ortak yn olmayan bir Henri Beyle'dir. lerine ya da grevlerine, gerek varlndan bir parack olsun vermemitir hibir zaman; subay olarak ya da konsolos olarak hayatlarn paylat kimseler, onun Fransz edebiyatna onur verecek bir yazar olduunu hibir zaman anlamamlardr. Hatta, edebiyat alanndaki nl meslekdalar bile (Balzac'n dnda) Henri Beyle'i yalnzca insanlar elendiren ho sohbet bir adam, kendi topraklar zerinde amatrce avlanmaktan holanan eski bir asker olarak grmlerdir. D dnyaya bu derece kapal bir manevi yalnzlk ierisinde yaayan tek yazar belki de Schopenhauer'dir: O da, psikoloji alannda ada ve by olan Stendhal gibi dnyadan uzak ve dtan bakldnda ayn baarszlkla ve orijinal oluundan duyduu ayn gururla yaam ve almtr. Buraya kadar ele almadmz bir konuya, kendi trnde tek olan Stendhal'c zle ilgili blme geliyoruz. Bu zn temsil ettii olaanst unsurun kimyasal analizi, zelliklerini bozulmadan ve canl bir biimde saklama istei Henri Beyle iin varlnn tek ve gerek hedefi olmutur. Kiilie arlk veren dnya grn, hayat karsnda taknm olduu tavrdan kaynaklanan ve pek de normal olmayan bylesine bir -kendini-sevme- davrann hibir zaman inkar etmemitir; tersine, kendini dnyann merkezi olarak grmesiyle vnmektedir ve buna, bbrlenerek, meydan okuyarak, yeni bir ad vermektedir: Egotizm (ben'cilik). Burada bir dizgi hatas yok ve bunu o soysuz kardei, o kaba saba, aa tabakadan kelimeyle, egoizm'le (bencillik) kartrmamaya ok dikkat etmek gerekir. Bencillik, bakasna ait eyleri hibir kural tanmadan kendine mal etmek ister, eli uzundur onun, bakalarnn maln almak ister, yz hasetle krmtr. Kt yreklidir, cimridir, doymak nedir bilmez ve birtakm dnce zevkleri olduu zaman bile baya duygularnn kabalndan kendini kurtaramaz. Stendhal'n ben'cilii ise, kimseden bir ey almak istemez: Soylulara yakan bir kk grme ile, paray para hrs olanlara, mevkileri haris insanlara, madalya ve kurdeleleri her ne pahasna olursa olsun baar kazanmak isteyenlere ve hretin sabun kp gibi arabuk snen baloncuklarn da edebiyat adamlarna brakr, varsn bunlarla mutlu olsunlar! Sahte parltlara duyduklar akla kle gibi yerlere eilenleri ya da onlara doru atlanlar, kendilerini baz nvanlarla ssleyenleri, birtakm nianlarla bezeyenleri, dnyay diledikleri gibi ynettiklerine kesinlikle inanarak, kk ve byk gruplar kuranlar kmseyen bir glmsemeyle tepeden trnaa szer, habeant! habeant! (hepsi sizin olsun!) der onlara, alayl bir ekilde, en ufak bir kskanlk, en kk bir haset duymakszn: Ne bulurlarsa ceplerine tktrsnlar, ikembelerini doldursunlar! Stendhal'n ben'cilii, tutkulu bir savunma mekanizmasdr; kimsenin toprana admn atmaz, ama hi kimsenin kendi eiinden adm atmasna da izin vermez. Kendi etrafna rd in Seddinin arkasna snarak d etkilere kar --bakasnn fikirlerini, inanlarn, yarglarn pasif bir ekilde benimsemeye kar-korur kendini; dnya ile kendisi arasndaki zel sava, centilmenler arasnda yaplan, ama halk tabakasndan olan kimselerin

kabul edilmedii bir dello ile zmler. Ben'ciliinin tek haris yan, Henri Beyle adl adama insanlardan tamamen ayr bir yer ayarlamak, deerli orkidesinin, yani kiiliinin rahata geliebilmesi iin bir sera salamaktr. nk Stendhal grlerini, eilimlerini, tutkularn ve lgnlklarn kendi ierisinde ve yalnzca kendisi iin gelitirmek ister. nsanlarn bir kitaba, bir olaya, ne derece ilgi gsterdiklerini bilmenin onun iin hibir nemi ve gerei yoktur; bir olgunun gnlk olaylar, tarih, hatta ebedilik zerindeki etkilerini kmser; yalnzca kendi houna giden eylere -gzel- der, ilk bakta hakl grd eyleri -doru-, beenmedii eyleri -deersiz- olarak niteler. Dnceleri yznden ierisine dt bu mutlak yalnzlktan hi de endieye kaplmaz; tersine, yalnzlk onu mutlu eder ve gururunu arttrr: -Bakalar umurumda deil!- Julien'in bu cmlesi, in aestheticis, ben'ci Stendhal'a da uygun dmektedir. Ama bu noktada belki de pek fazla dnmeden yle bir itirazda bulunulacaktr: Bu ruh halini ifade edebilmek iin -ben'cilikgibi tumturakl bir kelimeye ne gerek var? nsann gzel bulduu eye gzel demesi ve hayatn kendi zevkine gre ayarlamas dnyadaki en tabii ey deil mi? phesiz yle ve buna inanmak isteriz; ama dikkatle bakacak olursak, tam bir ruh bamszl ile dnmeyi ve hissetmeyi kim baarabilmitir ki? Hatta bir kitap, bir tablo, bir olay hakknda, kiiselmi gibi grnen bir yargya dayanarak belli bir gre ulaanlar arasnda bile, bu grlerini btn bir aa ve btn dnyaya kar kendi istekleriyle aklama cesaretini kim gsterebilir? Hepimiz kendimize itiraf etmek istediimizden ok daha byk lde --ve bilind olarak-- bakalarnn etkisi altnda kalrz: amzn havas cierlerimizin, hatta kalbimizin en derin katlarna kadar girer, yarglarmz ve grlerimiz, onlarla birlikte var olan bir sr baka gr biimi ile srtrler, onlarn etkisiyle, fark edilemeyecek ekilde anrlar ya da krelirler; kamuoyunun telkinleri, tpk radyo-elektrik dalgalar gibi, grlmeksizin, atmosferi katederler; demek ki, insann tabii tepkisi kiiliini gerekletirmek deil, kendi grn, ierisinde yaam olduu an grne uydurmak, byk ounluun duygusu nnde eilmek, onunla uzlamak, ona teslim olmaktr. Eer insanlarn ezici bir ounluu bu derece hareketsiz bir uyumluluk gstermeseydi, milyonlarca insan igdsyle ya da tembellik yznden kendi fikirlerinden, kiisel grlerinden vazgemeseydi, u dev makine oktan durmu olurdu. Demek ki, kendi iradesini, milyonlarca atmosferin manevi basksna kar koyabilmek iin, insann zel bir gce, ba-kaldrabilecek bir cesarete sahip olmas gerekir ve ne kadar az insanda vardr bu! Hatta stn bir enerjiye de sahip olmak gerekir. Bir insan, orijinalliini savunabilmek iin eine ok az rastlanan ve iyice gelitirilmi birtakm gleri kendinde toplam olmaldr: Dnya hakknda gvenilir bir bilgi, arabuk kavrayan bir zeka, mezhepleri ve partileri iddetle kmseme, pervasz ve ahlak-d bir kaytszlk ve her eyden nce de cesaret, kat cesaret, sarslmaz ve salam bir cesaret, kendi grne sahip olma cesareti. Tpk birok yarmaya girmi, usta ve kurnaz bir eskrimci gibi kendi benliinin savunmasnda korkusuz ve kusursuz bir valye olan Stendhal, herkesten daha ben'ci --btn ben'cilerden daha ben'ci-- olan bu adam, bu cesarete sahipti: Onun kendi ana pervaszca kar ktn, yarm yzyl boyunca beklenmedik manevralar ve ani saldrlarla herkese kar tek bana savatn ve btn bunlar parlak gururundan baka bir zrh olmadan,

ou zaman yaral olarak, ald birok gizli yaradan kanlar akarak, ama son ana kadar ayakta kalmay baararak, kiiliinden ve kararllndan hibir ey kaybetmeden gerekletirmi olmasn grmek insana kuvvet veriyor. Kartlk onun tabii ortam, bamszlk ise ehvet derecesine varan bir tutkusuydu. Her eye fkeyle kar kan bu adamn nasl bir cret ve kstahlkla kamuoyuna meydan okuduunu, nasl bir pervaszlkla onu kkrttn gsteren yz kadar rnek vardr. Herkesin sava ryalar grd bir ada, cesaretin sadece bando efinin aldrd paralar ile birlikte dnld bir Fransa'da (-Franszlar cesareti ancak bando efinin aldrd hava ile birlikte dnebiliyorlar-), Stendhal, Waterloo Savan karmakark kuvvetlerin birbirine girdii bir kargaa olarak tanmlyor, Rusya seferi srasnda korkun derecede skldn hi duraksamadan ilan ediyor (tarih yazarlarnn tarihi bir destan olarak gklere kardklar o Rusya seferini!). Metresini tekrar grmek iin talya'ya yapaca bir yolculuun, onun iin vatannn kaderinden daha nemli olduunu ve Mozart'n bir parasnn kendisini politik bir bunalmdan ok daha fazla ilgilendirdiini sylemekten ekinmiyor. -Savata yenilmi olmak umurumda bile deil-, Fransa'nn yabanc askeri birlikler tarafndan igal edilmi olmasna bo veriyor; nk uzun zamandan beri Avrupal olmay semi biri ve bir dnya vatanda olarak, askeri zaferlerin lgnca oradan oraya srayn, gnn modas olan fikirleri, vatanseverlikleri (-glnlklerin en aptalcas-) ve milliyetilikleri bir an bile nemsemiyor; yalnzca kendi manevi benliinin gelimesi ve gereklemesiyle urayor. Ve btn bunlar ylesine bir serinkanllkla, dnyay allak bullak eden o korkun felaketlerin ortasnda o derece tabii bir ekilde sylyor ki, insan onun Gnln okurken, anlatm olduu btn bu unutulmaz tarihi olaylara sahiden tank oldu mu acaba diye soruyor kendine? Aslnda, bir anlamda, Stendhal orada deildi: ster savata, isterse bir ynetici koltuunda olsun, o yalnzca kendisiyle birlikte olmutur. Bakalaryla birlikte alt, birlikte dnd halde, kendisini heyecanlandrmayan olaylara ruhu ile katlma ykmlln hibir zaman duymamtr. Tpk Yllk'larnda nemli tarihi gnler olarak yalnzca in'le ilgili baz bilgilere yer veren Goethe gibi, Stendhal da, ann en acl gnlerinde sadece en mahrem uralarndan sz etmitir; ann tarihi ile kendi tarihinin alfabesi de farkldr, kelimeleri de. Bunun iindir ki, o, kendi evresinde olup biten eylerin pek az gvenilir bir tan, ama kendi i dnyasnn esiz bir gzlemcisidlr; tam, kusursuz ve esiz bir ben'ci olan Stendhal iin her olay, yeryznde olup bitenlerin, bir defa iin dnyaya gelmi ve bir daha hi gelmeyecek olan Stendhal-Beyle adl tek bir insan zerinde yaratt heyecandan baka bir ey deildir. Kendini dnyann merkezi olarak gren bu cesur ve inat ben'ciden daha byk bir inatla, daha kkl ve daha banaz bir ekilde, srf kendisi iin yaayan ve kendi benliini byle bir ustalkla gelitiren baka bir sanat belki de yoktur. Ama ite bu vahi yalnzlk sayesinde, kaplarn bylesine bir dikkatle smsk kapam olmas sayesinde, Stendhal'n varlnn z bize kadar bu derece el-dememi bir halde --tabii ve ok zel kokusuyla, bu derece katksz bir ekilde-- kalabilmitir. Yalnzlk insann olduu gibi kalmasn salar; reine iinde fosillemi bir bcek gibi, bir kaya zerindeki tarih-ncesi bir erelti otunun izi gibi, Stendhal'n benlii de, ben'ciliinin koyduu barikatlar sayesinde, ann ykc, -birletirici- ve ayrc etkilerinden kendini koruyabilmi ve btn orijinallii ierisinde olduu gibi kalabilmitir. ann damgasn yememi olan bu adamda, tipik

bir insann, psikolojlk ynden apayr, eine az rastlanan, ince bir rneini bulmak bize dyor. Gerekten de, Fransa'da, bu yzyln hibir eseri, hibir karakteri bu derece gze arpacak ekilde taze, yeni ve el-dememi olarak kalmamtr; Stendhal andan uzak durduu iindir ki, eserlerinin ya yoktur; yalnzca i dnyasnda yaad iindir ki, bize bu derece canl grnr. Bir insan kendini btnyle vererek de, tamamiyle kendi iine kapanarak da insanla ayn hizmette bulunabilir; Stendhal kendi benliini koruyarak insani gerein geici bir parasn evrimin selinden korumutur. Bir insan kendi a ile birlikte yaad lde a ile birlikte lp gider. Oysa gerek zn ne kadar kendine saklarsa, gelecek nesillere ondan o kadar bir eyler kalr. ::::::::::::::::: SANATI -Dorusunu sylemek gerekirse, yazdklarm okutacak kadar yetenekli olduumdan pek emin deilim. Bazen yazmaktan ok byk bir zevk duyuyorum. Hepsi bu.- (Stendhal'dan Balzac'a) Stendhal kendini hibir eye vermemitir, ne baka birine, ne bir meslee, ne bir ie. Ve kitaplar, romanlar, hikayeler, psikolojik eserler yazarken de kendini anlatmaktan ve ou zaman da kendini, kendisine anlatmaktan baka bir ey yapmamtr; yazma tutkusu da yalnzca kendi benliinin hizmetindedir: Stendhal, hatralarnda, hayatnn en byk ii olarak, zevk duyduu eylerden baka bir ey yapmam olmasyla, ancak zevk duyduu srece yaz yazmaya devam etmesiyle, sanata da ancak hayattaki en byk gayelerine --yani -diletto-suna, zevk ald eylere, kendine kar duyduu sevgiye-- hizmet ettii lde hizmet etmesiyle vnmektedir. Demek ki, ona -sanat merakls- diyebilirdik: Bir zamanlar sanatla uramay bir zorunluluk yznden ya da bir menfaat salamak iin deil de, yalnzca bir zevk, bir elence, merak duyulan, sevilen bir ey, bir -diletto- arac olarak seen entelektel soylu kiileri tanmlamak iin kullanlan bu kelimenin o ilk yce anlam, sanat meslek edinmi olanlarn bo-gururu yznden bozulmam olsayd, Stendhal iin -sanat merakls- deyimini pekala kullanabilirdik. Stendhal'n edebiyat alannda artk btn dnya tarafndan kabul edilen nemine bakp da, onun yazarlk -mesleine- zel bir sayg duyduunu sananlar byk bir hata ilemi olurlar. Aman Tanrm! Kendisini bir edebiyat adam, meslekten bir yazar sandklarn grseydi nasl bir fkeye kaplrd! Onun vasiyetini yerine getirmekle ykml olan kii, Henri Beyle'in son isteini yerine getirmeyerek mezartana, kendi yetkisine dayanarak, u edebi szleri yazdrmtr: -Scrisse, amo, visse- (Yazd, sevdi, yaad); oysa vasiyetnamede aka yle bir sra belirtilmiti: -Visse, scrisse, amo(Yaad, yazd, sevdi). nk Stendhal, semi olduu cmleye sadk kalacak ekilde, hayat, yazma sanatnn stnde tuttuunu herkes sonsuza dek bilsin istemiti. Zevk almak onun iin yaratmaktan daha nemliydi, hayat ise urat eylerden daha gerekli, daha temelli bir eydi; yazmak onun iin kiisel gelimesinin oyalayc bir fonksiyonundan baka bir ey deildi; can skntsna kar kulland birok kuvvet ilacndan sadece biriydi: Bunu kabul etmemek, onu yanl tanmak demektir. Hayattan zevk almay bilen bu tutkulu adam iin, edebiyat olsa olsa kiiliinin arzi bir ifade ekliydi, temel bir ifade ekli kesinlikle deildi.

Paris'e ayak basan gen adam, safdil bir idealist olarak, bir gn bir yazar olmay, phesiz nl bir yazar olmay hayal etmiti: Ama on yedi yandayken kim byle bir hayal kurmamtr ki? Bu dnemde iki- felsefi deneme yazmaya girimi, hibir zaman bitiremiyecei manzum bir komediye balamtr; btn bunlar yaparken ne pek fazla bir ate vard iinde, ne de gl bir hrs; daha sonra, on drt yl boyunca, edebiyat bsbtn unutmutur; ata biner veya brosunda alr, caddelerde dolar, sevdii kadnlara hznl bir ekilde bou bouna kur yapar ve edebiyattan ok, resim ve mzikle urard. 1814'de para sknts ektii bir srada, atna varncaya kadar neyi varsa satmak zorunda kaldna can sklarak, takma bir adla arabuk Haydn'n Hayat'n yazmtr, daha dorusu, utanp sklmadan, bir talyan yazardan armtr: Kendisini bu derece bir pervaszlkla soyan u tanmad adam iin --u -Bay Bombet- iin-- -Hrsz var!- diye vaveyla koparan zavall Carpanini'den... Daha sonra bir talyan resim tarihi yaymlamtr; bunu da ayn ekilde baka kitaplardan arm ve ierisine birka fkra sktrmtr; sonunda, ksmen kendisine para getirdii iin, ksmen de yazmaktan zevk ald ve eit eit takma isimler altnda herkesi kandrmaktan holand iin bugn sanat tarihisi, yarn iktisat (Sanayiciler Arasnda Alnan Gizli Bir Karar), baka bir gn edebi estetik uzman (Racine ve Shakespeare) veya psikolog (Ak zerine) kesilmitir. Bu rastgele denemelerden sonra, yazmann pek o kadar g bir i olmadn ok gemeden anlamtr. nsan zeki oldu mu ve fikirler arabuk dudaklarndan dkld m, konuma ile yazma arasndaki fark gerekten pek az; konumakla, syleyip bakasna yazdrmak arasndaki fark ise daha da az; nk kitaplarn ister kendisi yazsn, isterse bir yandan dnp bir yandan syleyerek bakasna yazdrsn, Stendhal o sralarda ekle aldr etmemektedir; edebiyat olsa olsa deiik bir hoa vakit geirme arac olarak grmektedir. Eserlerinin zerine gerek adn koyma ihtiyacn duymamas bile, bu konuda hrsl olmadn gstermeye yeter. Eski svari subay kitap yazmay kendisine layk bir i olarak grmemektedir, nk Stendhal burjuva deerlerine hibir zaman nem vermemitir. Ama o bunu, bir fikir adamnn gsteri iin yapmak zorunda kald ve gerek bir tutku ile balanabilecei bir ey olarak da grmez. Zaten, bir ii ve paras olduu srece Yksek dari Mahkeme yesi Bay Henri Beyle, yazar Stendhal'la pek az ilgilenir ve onu kendi varlnn gizli bir kesinde saklar. Ancak krk yana gelince, daha sk bir ekilde almaya balamtr. Niin? Daha hrsl, daha tutkulu, daha sanatsever olduu iin mi? Hi de deil. Yalnzca daha imanlamtr, nk eyer stnde oturmaktansa yaz masasnn banda oturmak ona daha rahat gelmektedir, nk --ne yazk ki-- kadnlarn yannda daha az baarldr; ok daha az paras, ama daha ok vakti ve kaybedecek zaman vardr: Ksaca, -can skntsn gidermek iin- eski ilalarn yerini tutacak baka ilalara ihtiyac vardr. Bir zamanlar gr ve karmakark olan salarnn yerini nasl bir peruka aldysa, roman da imdi Henri Beyle iin hayatn yerini almtr, gerek servenlerinin azln, kurduu eit eit hayallerle gidermektedir; hatta Stendhal sonunda yaz yazmay elenceli bulmaya balam ve kendisini btn o budala salon gevezelerinden daha ho, daha nkteli bir konuma arkada olarak grmtr. i ok fazla ciddiye almamanz ve para kazanma istei ya da harislik yznden kaleminizi Parisli yazarlarnki gibi aa bir dzeye indirmemeniz artyla, roman yazmak bir ben'ciye yaraan ho, salkl ve ok soylu bir oyalanma

eklidir; Stendhal'n yalandka gitgide daha byk bir zevk duyduu zarif ve kafay pek fazla megul etmeyen bir vakit geirme eklidir. ok yorucu bir i de deildir. Msvedde yapmakszn, bir roman ay ierisinde, karlnda pek fazla ey istemeyen bir yazcya syleyip yazdrmakta, bylece btn zamann ve abasn bu ie harcamaya gerek kalmamaktadr. stelik, insan kendini gstermeden dmanlarna ineli szler frlatmak, insanlarn bayal ile alay etmek imkann bulduu iin keyiflenebilirdi de; bir maske altna gizlenip, kendini ele vermeden, karnza kan herhangi bir budalann srtmasna katlanmak zorunda kalmadan, ruhunun en scak duygularn, tannmam bir gen adamn duygular imi gibi aklamak imkann da bulabilirdi. Onurunuzun lekelenmesine meydan vermeden tutkulu olabilirdiniz ve yal olduunuz halde, yznz kzarmadan, bir delikanl gibi hayaller kurabilirdiniz. Bylece yaratmak, Stendhal iin bir zevk halini alyor ve yava yava, hayattan zevk almasn bilen bu adamn en zel ve en derin sevinci oluyor. Ama Stendhal, byk bir sanat ya da edebiyat eseri yarattn sanma gibi bir izlenime hibir zaman kaplmamtr. Balzac'a, -Hayran olduum eylerden sz ediyordum ve bir roman yazma sanatn hi dnmemitim- diye itiraf ediyor, akszllkle; ekle, eletiriye, halka, gazetelere, lmszle bo veriyor; tam bir ben'ci olduu iin, yaz yazarken kendisinden ve duyduu zevkten baka bir ey dnmyor ve sonunda, elli yalar civarnda, acayip bir keifte bulunuyor: Kitaplaryla para kazanmas da mmknm meer! Evet, az bir para, ama bamsz bir ekilde, kendini kltmeden ve satmadan, insanlarla dp kalkarak onurundan bir eyler yitirmeden, bir amire hesap vermek zorunda kalmadan... Ve bu, mutluluunu iki katna karyor: nk Henri Beyle'in en byk ideali, her zaman iin, yalnzlk ve bamszlk olarak kalacaktr. Zaten kitaplar yle byle bir baar kazanyor; insanlarn midesi bu derece yavan bir ekilde hazrlanm, duygusallkla salalanmam bir yemee alk deil ki! Yaratt eserler iin bir baka okuyucu ktlesi hayal etmek zorunda kalyor: Uzak bir gelecekte, 1880 ya da 1900 yllar civarnda ortaya kacak sekin bir grup, mutlu bir aznlk. Ama adalarnn ilgisizlii Stendhal' pek zmyor, evresini kk grd iin baka trl de olamazd; aslnda, kitaplar, kendi kendisine yazd mektuplardan baka bir ey deil ki! Kendi benliini kamlamak ve herkesten daha deerli olan u biricik varl, Henri Beyle'i daha zeki, daha akll, daha bilgili klmak amacn gden duygusal yaantlardan baka bir ey deil ki kitaplar! Kadnlar onu, ekingen bir delikanlyken ya da iko bir adamken reddetmilerdi: te imdi burada kendisini ince uzun ve yakkl bir delikanl olarak hayal etmesine hibir engel yok; bir Julien'in ya da bir Fabrice'in klna girebilir ve bir zamanlar ekinerek sevdii kadnlara, gen Henri'nin hibir zaman sylemeye cesaret edemedii szleri pervaszca onlara syletebilir. D leri Bakanl'ndaki u hayvanlar, herhangi bir diplomatik harekette bulunmasna frsat vermemilerdi; imdi burada entrikac dehasn, -Makyavelizmini-, alabildiine serbest brakabilir, zlmesi mmkn olmayan, arap sana dnm entrikalar evirebilir ve karmak manevi mcadelelere giriebilir, budalalkla alay adebilir ve budalal simgeleyen eyleri atee verebilir. Sevdii lkelerden cokuyla sz etmesi, Milano'da geirdii unutulmaz gnleri yeniden canlandrmas da mmkndr; zamanla Stendhal, kendi yalnz ve her eyden uzaklam olan benliini dnya ile ilikili hale getirmenin, ama gerek dnya kadar kaba ve baya olmayan,

ruhunun isteklerine daha uygun gelen, daha tutkulu, daha ateli, ayn zamanda daha uyank, daha parlak ve daha hr bir dnya ile ilikili hale getirmenin ok byk bir sevin kayna olduunu anlyor. -Bakalar umurumda deil!- Stendhal yalnz kendisi iin yazyor. Yalanan Epikrc, yeni bir zevk kayna buluyor kendine, son ve en byk zevkini buluyor. Yazmak, masasnn bana geip iki mum nda, yukarda, at arasndaki odasnda; ve bylece kendi ruhu ile ve kendi dnceleriyle ba baa yapt bu mahrem konumalar, sonunda onun iin btn kadnlardan, hayatn teki zevklerinden, Foy Kahvesinden, salon tartmalarndan, hatta mzikten bile daha nemli, daha gerekli bir hale geliyor. lk idealini, en eski idealini, yalnzlkta zevki ve zevkte yalnzl, ancak elli yalarnda sanatta bulabiliyor. phesiz ge kalan, geciken bir sevin bu, akamn alaca karanlnda gelen bir sevin ve daha imdiden bir para tevekklle karm, buulanm bir sevin. Stendhal'n edebi cokusu, hayatna yaratc bir yn veremeyecek kadar ge, ok ge kmtr ortaya; yalnzca onun yava yava can ekimesine bir ahenk katm ve son vermitir. Krk yedi yandayken, Stendhal ilk romann, Krmz ve Siyah' yazmaya balamtr (daha nce yazd Armance ciddiye alnamaz); elli bir yandayken Lucien Leuwen'i, elli alt yandayken de Parme Manastr'n... Bu roman, onun edebi gcn tketmeye yetmitir; hareket noktalar bakmndan ele alndnda aslnda tek bir roman, tek ve ayn servenin deiik eklidir bu romanlar: Gen Henri Beyle'in ruhunda olup bitenlerin hikayesi, yalandka kendi iinde snp gitmesine frsat vermek istemedii, tersine, hi durmadan yeniden canlandrmak istedii genliinin hikayesi. birden, kendisinden sonra gelen ve onu kk gren Flaubert'in bir romannn u bal altnda toplanabilirdi. Duygusal Eitim. Julien, azarlanarak, hrpalanarak bym bir kyl ocuu, Fabrice, kk bir Marki, Lucien Leuwen bir bankerin olu, souk bir yzyln ierisine ayn ateli ve snrsz idealizmle atarlar admlarn. de Napoleon'a, kahramanla, bykle ve hrriyete tutkundur; ar derecede duyarl olular yznden, her eyden nce, gerek hayatn verebileceinden daha yksek, daha manevi, gklere doru kanat ama imkann veren bir hayata ulamaya almaktadrlar. Her nn de kalpleri karmakarktr, bakirdir; kadnlara kar aa vurulmam tutkularla ve hayatn yavanlnn ve maddiliinin henz soutamad bir genlik romantizmi ile doludur. Buz gibi ve dman bir toplumun ortasnda, insann kalbindeki atei saklamas, aklarn inkar etmesi, gerek tabiatn gizlemesi gerektiini byk bir ac ile fark ettikleri zaman, her nn de uyan ok ac olmutur; itenlikle yaptklar atlmlar, paradan baka bir ey dnmeyen bir an bayalna, -bakalarnn- burjuvalara zg korkusuna ve adiliine --Stendhal'n bu ebedi dmanna-- arparak krlmtr. Yava yava dmanlarnn kurnazlklarn, kk gizli tertipler yapma sanatn, ustaca hesaplar, entrika bilimini renmeye balarlar, bozuk ahlakllar, yalanclar, sosyete adamlar olup karlar ve souklarlar, ya da, daha da kts, keskin zekal, tpk yalanan Stendhal gibi mantkl ve bencil bir hale gelirler; ksaca gerekle uzlarlar ve gerek manevi alanlarndan --genliklerinden ve saf idealizmlerinden-- itildiklerini hissetmi olmann acsn duyar duynnaz geree uyum salarlar. te elli yana gelmi olan Henri Beyle, kalbi hala gsnde arpan o eski sklgan ve ateli gen adamn adna --inanla

dolu ve ekingen gen adamn adna-- -yirmi yandaki hayatnyeni bir tutkuyla tekrar yaamak iin yazmtr bu romanlar. Bilgili, souk ve tuttuu yolun yanl olduunu anlayp hayal krklna uram bir ruhla, bu romanlarda kalbinin genliini anlatmaktadr; gerei aka gren bir sanat olarak, hayatn ilk yllarnn o sonsuz romantizmini dile getirmektedir. Romanlar, insan artacak bir ekilde, kendi tabiatndaki o ilkel kartl zetlemektedir: Genlii heyecanlandran o yce kargaalk, onun romanlarnda, olgun bir adamn zekasnn parlaklyla anlatlmaktadr; yazarn akl ile kalbi arasndaki, gerekilikle hayal gc arasndaki o lesiye sava, insanlarn hafzasnda Marengo, Austerlitz ve Waterloo kadar lmsz olan bu unutulmaz savata (yani Julien'in, Fabrice'in ve Lucien Leuwen'in savalarnda) belli bir sonuca balanmaktadr. Kaderleri, soylar ve karakterleri ok farkl olmakla birlikte, Stendhal'n bu gen kahraman duygusal adan birbirinin kardeidirler: Bu kahramanlarn yaratcs, kendi tabiatnda romantik olan her ne varsa, onlara aktarmtr ve onlarda filizlenmesine imkan vermitir. Ayn ekilde onlarn rakibi de aslnda tek bir insandr: Kont Mosca, banker Leuwen ve Kont de la Mole, bunlar da hep Henri Beyle'dir, ama batan aa dnce kesilmi; bir entelektel, ge kalm bir adam, akln aktif nlarnn zamanla her trl idealizmi krelttii ve yok ettii akllanm bir ihtiyar... Bu kii, hayatn, gen bir adam sonunda ne hale getirdiini, -her bakmdan cokun ve heyecanl olan delikanlnn nasl yava yava her eyden bktn ve akln bana topladn(Henri Beyle'in kendi hayat ile ilgili dncesidir bu) sembolik bir ekilde gstermektedir. Bu adamda kahramanlk atei snmtr, bir amaca ulamak iin izlenen akllca yollar ve pratik areler, o byleyici yar sarholuk haline galebe almtr, genlik yllarnn tutkusunun yerini, souk bir ak almtr. Onlar dnyay ynetmektedirler: Kont Mosca bir prenslii, banker Leuwen Borsay, Kont de la Mole diplomasiyi; ama ipleri bakalarnn elinde olan kuklalardan holanmazlar; insanlar ok yakndan tandklar, zayflklarn ve kusurlarn ok iyi bildikleri iin hor grrler onlar. phesiz gzellie ve kahramanla hala deer verirler, ama yalnzca deer verirler; ve durmadan hayal kuran, ama hibir hayalini gerekletiremeyen genliin karanlk, bulank ve beceriksiz cokusuna yeniden ulaabilmek iin, btn baarlarndan seve seve vazgemeye hazrdrlar. Antonio'ya --Tasso gibi gen ve ateli bir airin yannda duran, duyulardan ve souk tecrbelerden baka bir ey olmayan u kibar Antonio'ya-benzeyen bu adamlar, hayatn (iirini deil de) nesrini yazan bu adamlar, bazen yardma koarak, bazen dmanca bir tavr taknarak, gen rakiplerini hem hor grrler, hem de onlara gizli gizli haset ederler: Tpk akln duyguya, gerein hayale kar oluu gibi. Stendhal'n dnyas, insann kaderinin bu iki ebedi kutpu arasnda, belirsiz ve ocuka bir gzellik ihtiyac ile gerek bir gce ulamak iin gsterilen salam, alayc ve stn bir irade arasnda geliir. nsan hayatnn kaderini belirleyen bu iki u arasnda --genlikle yallk, romantizmle gerek arasnda-- duygu dalgalar, destani bir kaynama ierisinde alkalanp dururlar. Kadnlar, bu gen adamlarda ekingen ve yakc arzular uyandrrlar, onlarn iddetli tutkularna uygun titreimlerle cevap verirler. Tatmin edilmemi ihtiyalarnn fkesini ahenkli bir yumuaklkla yattrrlar. Stendhal'n kadnlar --tutkularnda bile soylu kalmasn bilen Bayan de Renal, Bayan de Chasteller, Des de

Sanseverina gibi kadnlar-- erkeklerin ruhunda saf, temiz, prl prl bir alev tututururlar, ama onlarn yce fedakarl bile, sevgililerinin ruhundaki o ilk safl ve temizlii koruyamaz, nk bu gen adamlar hayatta ileriye doru attklar her admda, insanlarn adiliinin bata ierisine biraz daha gmlrler. Kadnlarn karsnda, iyiliiyle ruhu ycelten, ferahlatan kadnlarn bu kahramanca dnyas karsnda, her zaman olduu gibi, baya bir gerek dnya dikiliyor: Souk ve kt ruhlu kk entrikaclarn, haris adamlarn, ksaca Stendhal'n aleladelie kar duyduu o vahi kmsemeyle nasl grmek istiyorsa o ekilde grd insanlarn kaba alkanlklarnn dnyas... Kadnlara romantik genliinin gzleriyle bakp onlar idealletirdii halde, her zaman aka ak olan yal bir erkek olarak, tapm olduu bu ilaheleri, efkatle dolu bir hareketle, kahramanlarnn adna kalbinin semalarndan indirdii halde, ayn zamanda, aa vurmad bir fkeyle, konunun ak ierisine, tpk mezbahaya gtrlen bir sr gibi, bir yn aalk insan da sokmutur. Onlar alaklk ve namussuzluun amuru ile yourmutur: Yarglar, dava vekillerini, kk bakanlar, gsteri yapan subaylar, salon gevezelerini ve baya dedikoducular... Her biri ayr ayr ele alndnda, amur gibi yapkan ve istenilen ekle girebilen kimselerdir; ama srekli bir alnyazs, btn bu sfrlar bir araya geldii zaman bir say olutursunlar istiyor ve dnyada her zaman olduu gibi, byk olan her ne varsa bosunlar istiyor. Bylece, onun destanlara yaraan slubu ierisinde, hayal kurmaktan hibir ekilde vazgemeyen bir insann ac hzn, hayal krklna uram birinin zehir gibi ac alay ile yer deitiriyor. Stendhal, gerek dnyay nasl kinle anlatyorsa, hayal dnyasn, ideal dnyay da kendi tutkusunun canl ateiyle anlatyor; her iki alanda da usta bir yazar, hem gerek bir kafa, hem de gerek bir kalp adam olarak.. Ama Stendhal'n romanlarna bu zel deeri ve gzellii veren ey, hayatn ge yllarnda yazlm eserler olmalar, hala taze olan hatralardan ve daha imdiden yaratc bir hale gelmi hayallerden olumalar, duygu bakmndan gen, dnce bakmndan belirgin bir ekilde stn olmalardr. nk bir tutkunun gzellii ve anlam ancak aradan belli bir zaman getikten sonra yaratc bir ekilde aklanabilir. -Tutkunun iddetli heyecanlar ierisinde bulunan bir insan, ince ayrmlar fark edemez-, duygusunun kaynan ve snrlarn bilemez. Cokularn belki de takn bir lirizmle anlatabilir, ama onlar ak ve seik bir ekilde yorumlamak ve aklamak gelmez elinden. Gerek bir tahlil, tutkuyu am olmay gerektirir, her zaman ak ve seik bir ekilde grmeyi, serinkanll ve uyank bir dnceyi gerektirir; aradan uzun bir zaman gemesini ve yazarn kaleminin ok gl olmasn zorunlu klar. te Stendhal'n romanlar bu i ve d artlar olaanst bir ekilde birletirmektedir; kendi duygularn bilen usta bir sanatdr o; hala tutkusunun etkisi altndadr, ama artk onu anlayacak ve bir eser halinde da aktaracak ve d dnya ile snrlandracak durumdadr. Stendhal iin romann en ekici, en ho yan, -i dnyay-, yeniden yaad tutkusunun -iini- gzleyebilmektir; d olaylar ve roman teknii ise, sanat iin pek nemli deildir ve o bunu ou zaman daha nce hibir hazrlk yapmadan gerekletirir (hatta bir blmn sonuna geldiinde, bir sonraki blmde neler olup biteceini hibir zaman bilmediini itiraf etmitir); karakterler gibi, blmler de --onun ilk ve en devaml okuyucularndan biri olan Goethe'nin daha nce dikkati ekmi olduu gibi-- romann btnyle her zaman pek uyumazlar ve ou zaman geree uygun dmezler. unu aka belirtelim: Romanlarnn sadece melodramatik olan blmleri,

herhangi bir kimse tarafndan yazlm olabilirdi. airi, biz tam olarak ancak, kahramanlarnn tutku ierisinde olduklar anda hissedebiliriz. Eserlerinin sanat gcne ve heyecan verici bir bykle ulamas, yalnzca iteki dalgalanmalar sayesinde mmkn olur. En gzel sayfalar onun ruhunun varln sezdiimiz blmlerdir; en yceleri, bu ekingen ve gizli ruhu, kahramanlarnn szlerine ve hareketlerine dkt, kendi atmalarn kahramanlarna aktard sayfalardr. Bylece, Parme Manastr'nda Waterloo Sava ile ilgili olarak anlatt eyler, aslnda talya'da geen genlik yllarnn dahice bir zetinden baka bir ey deildir. Tpk onun gibi, Fabrice adl kahraman da talya'ya gittii zaman, ruhunda varln hissettii kahramanlk eilimini sava alanlarnda bulabilmek iin Napoleon'a doru koar; ama gerek, onun ideal dncelerini birbiri ardnca yok eder. nsann iini heyecanla rperten svari hcumlarna katlacak yerde, kendini birdenbire ada savalarn anlamsz kargaal ierisinde bulur; Byk Ordu'ya katlacak yerde, kaba ve hayasz bir yn askerin arasna karr; kahramanlarla karlaacak yerde, askeri niformalar iinde de tpk sivil elbiseleri iinde olduu kadar sradan ve baya insanlarla karlar. Onda, bu gibi honutsuzluk anlar, usta bir elle a kartlmtr: Hibir sanat, u yeryznde ruhun cokunluunun gerein yavanl karsnda hi durmadan nasl bozguna uradn ve sonunda nasl yorgun dtn ve usandn ondan daha gl bir ekilde anlatamamtr. Onun psikolojik dehas, ancak duyular ile beyninin arasnda bir akm olutuu ve Stendhal'n ikili kiiliinln sahneye kt belirli bir anda zafere ular. Yalnzca romanlarndaki kahramanlara kendi servenlerini yaatt zamandr ki, sanat olarak sanatn aar; anlatt eyler ancak kendisininkine yakn bir ruhun duygularyla ilgili olduu zaman kusursuzlua ular. Otobiyografisinin gizli anahtar, ayn zamanda sanatnn da srrdr: -Heyecan duymad zaman, ruhsuzdu.Fakat ne tuhaf ey: Romanc olarak Stendhal'n ne pahasna olursa olsun bizden saklamak istedii sr da budur. Okuyucularndan biri, u hayal rn Julien'e, Lucien'e ve Fabrice'e ruhunu nasl da plak bir ekilde aktarm olduunu kefedecek ve buna glecek diye d kopmaktadr; dikkati ekecek kadar belirgin olan bu ahlaki utan duygusunun gerei olarak, bu portrelerde kendi ruhunun tellerinden birinin titretiinden kimse phelenmemelidir. Bunun iindir ki Stendhal, o destan gibi eserlerinde, bile bile souk bir tavr taknr; sanki uzak bir romantik serveni sadece objektif bir ekilde anlatyormu gibidir; bile bile buz gibi bir slup kullanr, -kuru olabilmek iin elinden geleni yapar- ya da daha dorusu kuru -grnebilmek- iin; nk yazarn heyecani katksn belli etmemek amacyla bile bile yapt bu secco'ya, bu kuru anlatma kanmak iin insann ok kaln-kafal olmas gerekir. Aslnda Stendhal --herkesten daha tutkulu olan bu adam-- romanlarnda hibir zaman souk bir slup kullanm deildir; hayatta nasl duygularn belli etmemek iin umutsuzca rpndysa, eserlerinde de ayn umutsuzlukla, heyecann, sakin ve soukkanl bir slup arkasnda gizlemeye alr. Duygularn teklifsizce herkese amak, bu ll ve ar derecede duyarl adam iin, tpk bir yaray hayaszca gzler nne sermek gibi tiksinti verici bir eydir; kendi iine kapank olduu iin, duygusal titreimlerden, anlatan kiinin heyecandan boulan alamakl sesinden, edebiyata komedi oyuncularnn atafatl slubunu getiren Chateaubriand'n -tumturakl slubundan- nefret eder. Gz yalarn gstermektense duygusuz grnmek, yufka-yrekli grnmektense merhametsizmi gibi grnmek,

air ruhlu grnmektense mantkl biriymi gibi grnmek daha iyidir! Bylece, her sabah, almaya balamadan nce, kendisini kuru ve souk bir sluba altrmak iin Medeni Kanunu okuduu rivayetini yaymtr ortaya, kulaklarmz bununla yeterince doldurmulard. Ama Stendhal, bununla idealinin kuru bir sluba ulamak olduunu sylemek istemiyordu; aslnda, -abartmal mantk sevgisiyle-, aklk ve seiklie kar duyduu tutkuyla, yalnzca --yle bir deyim kullanacak olursak-- tabloyu bozmayacak ekilde geri planda kalan, kendini belli etmeyen bir sluba ulamaya alyordu: -slup berrak bir cila gibi olmaldr; zerine srld renkleri ya da olgular ve dnceleri bozmamaldr.Kelimeler, talyan operalarnn -ara nameleri-ne benzeyen sslerle bezenip lirik bir ekilde ortaya kmamal, tersine, arka planda kalmal; tpk kibar bir adamn --bir centilmenin-- kusursuz elbisesi gibi gze arpmamal ve ruhun heyecanlarn tam olarak ve ak ve seik bir biimde dile getirmekle yetinmeli. -Ak ve seik bir biimde-: nk Stendhal iin btn i buradadr. Onun Galyallara zg aklk ve seiklik igds belirsiz, bulank, dokunakl, atafatl, tumturakl olan her eyden nefret eder ve zellikle de Jean-Jacques Rousseau'nun Fransz edebiyatna getirdii u bencil duygusallktan nefret eder... En kark duygularda bile akla ve geree ulamak ister, kalbin en karanlk dolambal yollarn bile aydnla kavuturmak ister. -Yazmak-, onun iin -anatomi yapmak-, yani her karmak duyguyu, btn unsurlarna varncaya kadar bir bir tahlil etmek, s derecesini lmek, tpk bir doktorun hastasnn durumunu dikkatle izlemesi gibi tutkularn dikkatle gzden geirmek demektir. nk hayatta olduu gibi sanatta da verimsiz olan tek ey karklktr. Cokunluu ierisinde aklnn karmasna frsat veren, gz kapal olarak kendini tutkularna brakan bir insan, duyduu zevkin sarholuu ierisinde, zevkin en yce eklini, manevi eklini tadamaz: Zevkte, bilgiye ulamak... Ancak kendi varlnn derinliini tam olarak aratran bir insan, bu zevki gerekten ve iddetle duyabilir; ancak kendi bunalmn dikkatle inceleyen bir insan, duygusunun gzelliini fark edebilir. Ksaca, Stendhal, zihni uyank tutmay, kalbin cokunluk ierisindeyken, cokunluk halinin yar sarholuu ierisindeyken bize aklam olduu eyler zerinde dnmeyi neren Perslerin o eski bilgece tavrn uygulamaktadr. Ruhu ile, tutkusuna canla bala hizmet eden bu adam, ayn zamanda mant ile, tutkusunun efendisidir. Kalbini kefetmek, aklyla tutkularnn srlarn aratrmak: te Stendhal iin uyulmas gereken kural budur. Ve kalbinden doan ocuklar da, yani kahramanlar da tpk onun gibi dnrler. Onlar da kr bir duygu ile bilinmeyen bir alana srklenmek ve aldanmak, yanlmak istemezler; dikkatle gzlemek, denetlemek, derinletirmek ve tahlil etmek isterler; duygularn yalnzca hissetmek deil, ayn zamanda anlamak da isterler. Hibir safha, hibir deiiklik onlarn dikkatinden kaamaz ve her an kuku ierisinde, heyecanlarnn samimi mi yoksa sahte mi olduunu, bu heyecanlarnn arkasnda daha derin bir duygunun gizlenip gizlenmediini aratrrlar. Kalplerini denetlemeyi bilen, duygularn souk ve dikkatli bir ekilde gzden geiren bu adamlar, sevdikleri zaman, ierisinde bulunduklar atmosferin basncn lerek, hi durmadan kendilerine unlar sorarlar: -Daha imdiden ak m oldum ona? Onu hala seviyor muyum? Bu ak bana nasl bir duygu veriyor ve niin daha fazlasn vermiyor? Sevgim gerek mi yoksa zorlama m? Sevgimin gerek olduuna kendimi inandrmaya m alyorum, kendi kendime bir komedi mi oynuyorum?- Hi durmadan heyecanlarnn nabzn

lerler ve duygusal slarnn ykselme erisindeki en ufak bir kesintiyi hemen fark ederler. Kendi kendilerini tahlil ederek, bakalarna verdikleri eyleri acmasz bir dikkatle kontrol ederler, duygu tketimlerini souk ve mekanik bir kesinlikle deerlendirirler. Tpk bir sel gibi kabarp coan servenlerinin kysnda bile hep -yle dnd-, -kendi kendine byle dedi- gibi szler hikayenin heyecanl akn bozar; kaslardaki en ufak bir kaslma, en kk bir sinirsel bzlme ya da ekilme, tpk bir doktor ya da fizyoloun yapt gibi, bunun akla uygun bir nedenini aratrmalarna yol aar. Bu kahramanlarda, Stendhal'daki acayip ikilii olaanst bir ekilde dile getiren ey, duygularn hesaplamalar, bir i konusunda olduu kadar bir tutku konusunda da dndkten sonra karar vermeleridir. Mesela, Krmz ve Siyah'n nl ak sahnesinin anlatlna baknz: Bir gen kzn kendini bir erkee verecei o heyecanl dakikada bile, Stendhal'n kahramanlarnn ne kadar soukkanl, ne kadar dikkatli ve keskin-grl olduklarn greceksiniz. Julien, sabahn birinde, gen kzn annesinin ak penceresinin yanna dayanm bir merdivenden Matmazel de la Mole'un odasna kabilmek iin hayatn tehlikeye atmtr, romantik bir kalbin hayal ettii hesapl ve tutkulu bir hareket! Mathilde, byk bir heyecan ierisinde -Nihayet gelebildiniz msy- demitir. Julien ok sklgandr, nasl davranacan bilememektedir, ak yoktur kalbinde. aknl ierisinde, cesaret gstermesi gerektiini dnr, Mathilde'i pmeye alr. Gen kz ise onu iterek 'Yazklar olsun!' der. Bu ekilde geri evrildiine memnun olan Julien arabuk etrafna bir gz atar.- te, Stendhal'n kahramanlarnn en cretli servenlerinin ortasnda bile nasl bir soukkanllkla ve ne kadar bilinli bir ekilde dndklerini gsteren bir rnek. imdi sahnenin gerisini okuyalm. Heyecanna ramen, iyice dndkten sonra, marur gen kzn kendisini babasnn sekreterine nasl verdiini. -Mathilde ona 'sen' diye hitap etmeye, onunla senli-benli olmaya alyordu. Bir sevgi ifadesi tamayan bu senli-benlilik Julien'in hi de houna gitmemiti, kendini mutlu hissetmeyiine ayordu. Mutluluk duyabilmek iin akln kulland; bu derece gururlu ve vglerinde her zaman ll olan bu gen kzn kendisine deer verdiini gryordu; bu ekilde dnnce, gururunun okanm olmasndan ileri gelen bir mutluluk duydu.- Bylece, bir -dnce- sayesinde, bir -kavray- sayesinde, en ufak bir sevgi duymakszn, en kk blr ateli atlm olmakszn, kafas ile ak olan bu gen adam romantik bir metresi batan karmtr; gen kz ise her ey olup bittikten hemen sonra, harfi harfine yle der iinden: -Ona bir eyler sylemem gerek, bir kadnn a ile konumas uygun olur.- Bize sadece unu sormak kalyor: Bu eit bir kur yapma grlm mdr? Stendhal'a gelinceye kadar, ak heyecanlarnn ortasnda kendilerini bylesine bir serinkanllkla kontrol eden ve bylesine bir soukkanllkla dnen, stelik, Stendhal'n teki kahramanlar gibi hi de souk tabiatl olmadklar halde bu ekilde hareket eden kahramanlar yaratmaya cesaret eden baka bir yazar var mdr acaba? Ama burada, Stendhal'n duygusal itepileri paralara ayrmaya ve ruhun ateliliini derecelere blerek lmeye kadar varan psikolojik anlatm sanatnn zne dokunmu oluyoruz. Stendhal hibir zaman bir tutkuyu -btnyle- ele almam, hep ayrntlar zerinde durmutur; bunun sonucu olarak da, her ayrnt bir byte altnda imi gibi ya da ar ekimle dondurulmu gibi incelenebilmektedir. Gerek dnyada, beklenmedik, dzensiz ve sarsntl bir ekilde olup biten eyleri, Stendhal'n o dahilere yaraan tahlilci dncesi sonsuz derecede kk blmlere ayrr; zihnimiz daha iyi kavrayabilsin

diye, insan ruhunda olup bitenleri, ustaca bir ekilde yavalatarak serer gzlerimizin nne. Stendhal'n romanlarnda konunun ak (ve o bu noktada bir yenilik getirmitir), somut bir zamanda deil, yalnzca ruhi bir zamanda geer; gerek servenlerin alannda deil, kalbi ve beyni birbirine balayan sinirlerin titreen a zerinde olup biter. Stendhal'la birlikte, ilk defa olmak zere, destani sanat, bilinaltnn fonksiyonel hareketlerini aklamaya almtr. Daha sonra psikolojiyle edebiyat birletirecek olan -deneysel roman- an Stendhal'n Krmz ve Siyah adl eseri amtr. Duygularn bu derece bilimsel bir ekilde incelenmesine alk olmayan adalarnn, Stendhal'n bu yeni sanatn, ruhi sreleri iirden uzak, kaba saba ve mekanik bir ekilde anlatan, dolaysyla, maddiletiren bir sanat olarak grmelerine ve beenmemelerine amamak gerekir; Balzac (bakalarndan sz etmeyelim), en ufak bir duyguyu bytme ve bir tek grnyle inceleme alkanln monomanie derecesine kadar gtrd halde, Stendhal, henz ocukluk anda bulunan bir psikolojinin belirsiz olarak, genel bir ad altnda, -ak- ad altnda toplad bu acayip hastaln minicik etkenleri ve tayclar olan tutku tohumlarn ve basillerini, mikroskop altnda byk bir sebatla incelemektedir; onu ilgilendiren ey akn, ak ierisindeki deiik ekilleri, aka olan eilimi belirleyen duygu moleklleridir. phesiz bu yava tahlil yntemi, bir anlatmn srekliliinden ve ateliliinden bir eyler kaybetmesine yol aar; ve Stendhal'n romanlarndaki birok paralarda bir laboratuvarn plakl ve bir okul dershanesinin soukluu vardr; ne var ki btnyle mantn snrlar ierisinde kalan sanat, tutkulu bir ekilde aydnla kavuma abas, ruhta olup bitenleri apak bir biimde grme istei Balzac'nkinden daha az verimli deildir. Kurmu olduu dnyann yaps, ruhlar daha iyi kavrayabilmek iin kulland dolambal bir aratr, kahramanlarna verdii biim ise kendi portresinin bir taslandan baka bir ey deildir. nk Stendhal, kelimenin yce, en yce anlamyla bencil olduu iin, tutkularn daha fazla glendirmek ve gelitirmek zere kahramanlarna dn verir; insan tanmak istemesi kendini daha iyi tanyabilmek iindir. Stendhal hibir zaman sanat sanat iin yapmam, bir eyler retmekten duyulan objektif zevki hibir zaman tatmam, yalnzca sanat ak uruna hibir ey ortaya koymam ya da yaratmamtr. Kendini dnyann merkezi olarak gren bu adam, fikir bakmndan kendine ak olmann ustas olan bu adam, kendini hibir zaman dnyaya vermemi, iten gelen bir duygu ile dnyayla birlemek istememi, kollarn aarak -Gel ey dnyann ruhu, dol iime!- diye haykrmamtr; cokulu bir ekilde kendinden geme duygusuna yabanc olduu iin, Stendhal, bu derece gl ve sanat zekasna ramen, mistik glerini yalnzca insandan alacak yerde evrendeki o ilk byk kargaalktan (kaostan) alan bir sanat sz konusu olduu zaman, baka yazarlarn sanatn anlayamamaktadr. Dev gibi olan her ey onu panie uratmakta, evrenden kaynaklanan her duygu tam anlamyla insan olan bu adam rktmektedir. Bunun iindir ki Rembrandt, Beethoven, Goethe gibi frtnal bir gzellii ve karanlk bir anlam olan sanatlar, bu aydnlk zekaya kaplarn aamazlar; gzellii, ancak ahenk kurallarna bal ve snrlar belli olan ekiller altnda anlayabilir: Mzisyenler arasnda Mozart ve Cimarosa gibi ahenkli bir berrakla ulaanlar; ressamlar arasnda ise Rafaello ve Le Guido gibi kolay anlalabilen bir gzellie erienleri anlayabilir. Devler, byk azaplar ierisinde kvrananlar, fkeden barlarn yrtanlar, eytan tarafndan kkrtlanlar

ona tamamiyle yabancdr. u grltl evrenin ierisinde onun ateli merakn yalnzca insanlk eker ve insanln ierisinde de yalnzca tek, biricik ve anlalmaz bir varlk olan Stendhal! Onu incelemek iin yazar olmutur; yaratcl, ona ekil vermek isteinden kaynaklanr. Dehasyla en kusursuz sanatlardan biri olmakla birlikte, Stendhal, kiisel olarak, sanata hibir zaman hizmet etmemitir; sanat yalnzca ruhun titreimlerini lmek ve bunu mzie dntrmek iin en kusursuz manevi ara olarak kullanmtr. Sanat onun iin hibir zaman bir gaye olmamtr, yalnzca biricik ve ebedi gayesine ulamak iin bir ara olmutur: Kendi benliini kefetmek, kendi kendisini tanma mutluluuna ulamak. ::::::::::::::::: DE VOLUPTATE PSYCHOLOGICA -Gerek tutkum, bilmek ve hissetmektir. Hibir zaman tatmin edemedim bu tutkumu.Bir gn, bir toplantda, kibar bir burjuva Stendhal'a yaklar, tatl ve nazik bir ekilde, tanmad bu beyefendinin mesleinin ne olduunu sorar. Bizim alaycnn dudaklarnda hemen muzip bir glmseme belirir, ufak gzleri kstahlkla parldar ve yapmack bir alakgnlllkle cevap verir: -Ben, insan kalbinin gzlemcisiyim-. phesiz burada, aakalm bir burjuvaya blf yapm olma zevkinden kaynaklanan alayc bir szden baka bir ey yok; bununla birlikte, bu alayc cevapta bir hayli gerek pay da var; nk Stendhal, hayat boyunca hibir eyi ruhi olgular dikkatle incelerken gsterdii bylesine bir sebatla ve bu derece sistemli bir ekilde incelememitir. Hibir ey ona -beyinlerin iini grmek- kadar ekici gelmemi, onu bu derece srekli bir ekilde ilgilendirmemitir. phesiz onu, gelmi gemi alarn en byk psikolou olarak selamlayabiliriz, insan ruhunu en iyi, en derin ekilde tanyan bir kii olarak duygusal astronominin ada Kopernik'i olarak onu gklere karabiliriz. Bununla birlikte, Stendhal, mesleinin psikoloji olduunu ancak glmseyerek syleyebilirdi ve bu da tam bir aklama ya da deerlendirme olamazd. Gerekten de, meslek deyince her zaman, belli bir amaca ynelik ve insann kendini tam olarak verdii zel bir faaliyet alann anlarz. Oysa Stendhal, insan ruhu ile ilgili aratrmalarn hibir zaman belli bir amala, birilerine bir eyler retmek ii yapmamtr; deyim yerindeyse, -yle bir gelip geerken-, orada burada dolarken, elenip oyalanrken yapmtr. Daha nce belirtmitik, ama ak ve seik olabilme kaygs ile bir kere daha hatrlatmamza izin verilsin ltfen: Stendhal'da sk bir alma abas, kat bir objektiflik, bir alma tutkusu ya da karakterinin ayrt edici bir nitelii olarak alma evki olduunu sanmak, onun karakterini yanl anlamak, onu son derece yanl deerlendirmek ve yanl tanmak olur. nsana tuhaf gelecek kadar her eyi hafife alan bu zevk adam, -hayatn tek ii zevktircmlesini ilke edinmi olan bu adam, tutkularn hibir zaman ok sistemli ve programl bir ekilde incelememi, sadece merak ettii iin, kalbinin en gizli sevinci olarak, gayesizce ve kendini zorlamadan incelemitir: Bir sanat olarak, kendi eserinin zorlayc kanununa, bir Baudelaire'in, bir Flaubert'in gstermi olduu yumuak-ballkla hibir zaman boyun ememitir. Birtakm kahramanlar yaratt zaman bunu yalnzca o kahramanlarda kendini ve dnyay daha gl bir ekilde yaayabilmek iin yapmtr; ayn ekilde, yolculuklar yapt zaman da, eitli lkeleri

bir naturalist ya da dikkatli bir kaif, titiz bir gzlemci olarak deil, bir turist olarak, manzaralardan, oralarn halkndan ve yabanc kadnlardan holanan bir gezgin gibi dolamtr. Tpk bunun gibi psikolojiye de kendini hibir zaman bir uzman olarak, bir bilgin gibi vermemitir (bilgin deildi o); bilgiye hibir zaman bir Nietzche'nin derin ve azap verici bilme hrsyla ya da bir Tolstoy'un duyduu bir eit ahlaki kefaret ihtiyacyla sarlmamtr. Bilgi de tpk sanat gibi, Stendhal iin, daha iddetli bir eit beyin zevkinden baka bir ey deildir ve o bilgiyi bir grev olarak deil, zihni oyalayan eylerin en marifetlisi olarak sevmektedir. Bunun iindir ki, eilimlerinin ve abalarnn her birinde zarif bir nee notas, kaytsz bir nota, neeli ve uucu bir eyler, bir alevin hafifliine ve yakc scaklna benzeyen bir eyler titreip durur. Yapt ii srarla srdren, alkan, titiz ve dikkatli bir Alman bilginine benzetemeyiz onu; Pascal ve Nietzche gibi geree duyduklar susuzlukla harekete geen o tutkulu bilgi avclarna da benzetemeyiz. Stendhal'n dncesi, -ampanyal- bir dnceden duyulan zevktir, bilmenin verdii insanca bir zevktir, aydnlk ve ahenkli duyularn birbirine kart bir yar-sarholuk halidir, eine az rastlanan gerek bir renme arzusudur, voluptas psychologica'dr, psikoloji zevkidir. Stendhal, bir psikoloun duyabilecei bu zevki, bu sihirli zevki herkesten daha ok hissetmitir ve bu tutkusunun, bu kafa zevkinin nerdeyse klesi olmutur; ama kalbin srlarnn onda yaratt bu zarif sarholuk ne kadar gzeldir! Onun psikoloji bilimi, ne kadar kolaydr ve ruhu nasl da yceltmektedir! Stendhal'da yalnzca son derece duyarl olan sinirlerin, ince ve keskin duyularn aracl iledir ki, merak duygusu, canl varlklarn nefis manevi zn byk bir incelikle yakalayabilmek iin duyargalarn uzatmaktadr. Bu esnek kafa, nesneleri iddetle ele geirmek ihtiyacn duymaz, olaylar bir sistemin kadrosu ierisine sokabilmek amacyla onlara hibir zaman Prokrustes (Prokrustes: Yunan Mitolojisinde, Atina'da Megara yolu zerinde, gelip geen yolcular soyan ve onlara ikence eden bir ekiya. Biri uzun, teki ksa olmak zere iki yata varm. Uzun boylular ksa yataa yatrr, ayaklarn kesermi; ksa boylular ise uzun yataa yatrr, ayaklarndan eke eke uzatrm.) gibi ikence etmez: Stendhal'n tahlillerinde ani bulularn beklenmedik bys, apansz ortaya kan rastlantlarn elenceli yenilii vardr. Onun o soylu ve yiit fethetme istei, bilginin peinden koarak kendini yormayacak ve iz sren av kpeklerine benzeyen kantlar srsn bilginin peine takmayacak kadar gururludur; olgular byk bir titizlikle paralara ayrmaktan, ilerini demekten nefret eder, bunu barsaklar demek (Eski Roma'da, kesilen kurbanlarn barsaklarn eeleyerek fal bakan rahiplerin yapt bir ie benzetiyor.) gibi iren bir i olarak grr. Duyarl oluu, estetik deerler sz konusu olduu zaman olaylara yaklamndaki incelik, onu her trl sert hareketten alkoyar. Nesnelerin gzel kokusu, zlerinden fkran o ince buu, evreye saldklar en hafif manevi k, Stendhal'n dahilere zg alc gcne onlarn gizli zlerinin srlarn ve niteliklerini aklamaya yeter; en ufak bir kprt ona duygular kefettirir, ksa bir tarihi hikayede btn bir tarihi grr, gzel bir szde, bir vecizede insan bulur. En kaypak, en belirsiz bir ayrnt, en kk bir rnek, nesnelerin temelini kavramas iin yeter ona. Psikolojide en nemli olan eylerin, zellikle en nemsiz gzlemler, -kk gerekler- olduunu bilir. -Orijinallik ve gereklik yalnzca ayrntlardadr-, demitir, banker Leuwen; Stendhal da -hakl olarak, ayrntlardan holanan- bir an yntemini gururla ver; gelecek yzyln insanlarnn, psikoloji alanndaki incelemeleri artk bo, karmak ve ok baya varsaymlardan hareket ederek deil, erefle

yrteceklerini hisseder. Kant' izleyenlerin, Schelling'in, Hegel'in ve hepsinin, profesrlk kisvesi altnda, krslerine kp, birtakm hokkabazlklarla dnyay kendilerine hayran braktklar bir srada, bilgiye ak olan bu yalnz adam, byk ve gl sava gemilerini andran dev gibi felsefi sistemler ann kesinlikle kapandn ve dncenin okyanusunda yalnzca kk gizli olgularn dikkatle incelenmesini simgeleyen denizalt torpillerinin egemen olduunu daha o zaman anlamtr. Ama nasl bir yalnzlk ierisinde yrtyor o derin nceden-grme bilimini, onca uzmann ve kaytsz yazarn arasnda! Ne kadar yalnz, ann diplomal deerli psikologlarna nasl da nclk ediyor! Varsaymlarla dolu bir anta tamad iin hafif bir admla onlar nasl da geiyor! Dnce savann, fethetmek ve boyunduruk altna almak iin herhangi bir istek duymakszn kefe km bir askeri olarak bilgiyi aramak onun iin bir oyun, bir spor, kendini tanma sevincinden baka bir ey deildir: -Ne ayplyorum, ne de onaylyorum, yalnzca dikkatle inceliyorum-. O da, felsefeye iirsel bir anlayla yaklaan manevi kardei Novalis gibi yalnzca bilginin -iek tozu-ndan --rzgarn rastgele datt, ama bereketin unsurlarn ve gelecekte kk salacak sistemlerin tohumlarn tayan bu tozdan-- holanyor. Stendhal, her zaman duygunun gzle grlemeyen mikroskopik deimelerini, ilk defa ekle girmeye balad o ksack an gzlemekle yetinmitir. Ancak o zamandr ki, hayatn stne eilerek, ruhla bedenin birleme vaktinin geldiini, skolastiklerin tumturakl bir ekilde -evrenin bilmecesi- dedikleri eyi hissetmektedir: En ufak bir alg ile, en byk geree ulamaktadr. Bunun iin Stendhal'n psikolojisi, ilk bakta,dnceyi ince ince ileyen mikroskopik bir sanat, inceliklerle dolu bir oyunmu gibi gelir insana; nk her yerde, romanda bile Stendhal'n bulular, gzlemleri ve grleri, hemen hi farkedilmeyen titreimlere dayanr. Ne var ki, ufack, ama tam ve doru bir algnn duygularn igdsel dnyasna btn teorilerden daha fazla k tutacana sarslmaz (ve hakl) bir inanc vardr: -Kalp, hissedilmekten ok, anlalr.- Ruhun deimelerini tpk bedenin ateini termometreyle lermi gibi, en gizli belirtilerine bakarak izlemeyi renmek gerekir: Ruhun karanlklarn aratrmak iin, bilimin elinde, bu dank ve geici alglardan daha gvenilir bir ara yoktur. -Gvenilir bir ekilde doru olan yalnzca izlenimlerdir-. u halde, birtakm kanunlarn, ama genel deil de, yalnzca tek tek kanunlarn ortaya kabilmesi iin, anlalmas ya da sadece kefedilmesi gereken ve her trl gerek psikolojinin ekiciliini ve gzelliini oluturan manevi bir dzene ulaabilmek iin, insann, hayat boyunca be ya da alt dnce zerinde byk bir dikkatle, uzun uzun durmas yetecektir. Stendhal, ok yararl olan bu gibi kk noktalara, sonsuzca dikkatimizi ekmitir; daha sonra birou apak bir geree dnen, yani insan ruhunu bir sanat gzyle ele alan her trl incelemenin ilkesi haline gelen bu tek tek, ama zl bulular sonsuzca sermitir gzlerimizin nne. Ne var ki, kefeden bir kii olarak, bulularn hibir zaman kendisi deerlendirmemitir; aklna gelen fikirleri karmakark, dzensiz bir ekilde, hatta snflandrmadan katlarn zerine dkmtr: Mektuplarnda, Gnlnde ve romanlarnda, bu verimli tohumlarn, oraya buraya bir para serpildiini ve kaytsz bir ekilde, aratrcnn ansna terk edildlini gryoruz. Btn psikolojik eseri, birka dzine cmleden ve romanlarnn birka blmnden oluur: Gzlemlerini birbirine balamak zahmetine nadiren katlanr ve onlar hibir zaman gerek bir dzene, kat bir teoriye ulaacak

ekilde bildirmez. Ak zerindeki eseri bile, birtakm paralardan, cmlelerden ve fkralardan oluan bir potpuridir. Bunun iindir ki, incelemesine Ak adn verecek yerde, dikkatli davranp Ak zerine demitir, yani -Ak zerine Syleiler- anlamna gelecek bir ad koymutur. Gevek bir ekilde eline ald kalemiyle olsa olsa iki ya da temel ayrma iaret ediyormuasna, tutkudan doan ak, ten akn, ince bir zevkten kaynaklanan ak birbirinden ayrm ya da bir teorinin douunu ve ln sanki kalem darbesiyle taslak halinde vermekten baka bir ey yapmamtr (zaten kitabn kurun kalemle yazmtr). Baz noktalara dikkati ekmek, tahminlerde bulunmak, fkralar ve elendirici sohbetlerle kark birtakm yumuak varsaymlar (insann elini kolunu balamayan varsaymlar) ortaya atmakla yetinmitir. Stendhal, derin bir dnr, bir dnceyi sonuna kadar gtren bir dnr, bakalar iin dnen bir dnr olmay hibir zaman istememitir; tesadfen kefettii bir eyi sonuna kadar gtrmek zahmetine hibir zaman katlanmamtr. Byk bir gayret gstermeyi gerektiren uzun soluklu almalar, dnceleri derinletirmeyi, ince eleyip sk dokumay, byk ve dzenli bir yap kurmay gerektiren almalar, ruhun bu gevek ve kaygsz -turist-i, byk bir cmertlikle psikolojinin iilerine brakmaktadr. Gerekten de, btn bir Fransz nesli, onun hafif bir el hareketiyle sanki oltaya yem takyormuasna dikkati ektii etkenlerin ounu yorumlamaya almtr. Akn billurlamas ile ilgili nl teorisinden (ak duygusunun douunu, -Salzbourg'daki dala-, tuzlu suya batrlan ve bir anda parlak kristallerle kaplanan dala benzeten teorisinden) bir yn psikolojik roman tremitir. Irkn ve evrenin sanat zerindeki etkisi konusunda sz gelii belirttii birka nokta zerine, Taine, kendisine felsefe alannda n salayan ar ve zor anlalan bir varsaym kurmutur. Oysa Stendhal, hazrlk yapmadan konuma ve yazma konusunda dahice bir ustalk gsteren bu tembel adam, psikoloji alanndaki incelemesini, para para birtakm yazlardan ve gzel szlerden teye gtrmemitir; o bu konuda Fransz atalarnn, Pascal, Chamfort, La Rochefoucauld ve Vauvenargues'n rencisidir: Onlar da, her trl gerein kaypak niteliine kar duyduklar benzer bir sayg duygusuyla, grlerini hibir zaman birtakm ilkeler halinde bir araya toplamamlardr. Stendhal, bulularn, insanlara uygun gelecekler mi, gelmeyecekler mi, kendi anda m gerek olarak kabul edilecekler yoksa yzyl sonra m diye bir kayg duymakszn, kaytsz bir ekilde dker katlara. Kendinden nce bir bakas bunlardan sz etti mi, ya da baka biri daha sonra sz edecek mi diye bir endie de duymaz: Soluk alr gibi, kolay ve rahat bir ekilde dnr, gzlemde bulunur, konuur ve yazar. Bu hr dnr, hibir zaman kendine taraftar aramam, dncelerini ya da inanlarn paylaacak birilerini bulmaya almamtr; gittike daha derin ve keskin bir ekilde grmek, gitgide daha ak ve seik olarak dnmek mutlu olmas iin yeterlidir. nsann her trl temel sevinci gibi, onun bu dnce sevinci de bakalarna kar cmerttir ve onlara da geer. Ama Stendhal'n uzman ya da pratisyen olarak alan btn psikologlardan daha stn olduunu gsteren bir ey vardr: O, bu kalp bilimini, bir meslek olarak, mesleki bir ciddilikle deil, bir sanat olarak ele almakta ve bu alandaki almalarn yalnzca zevk iin yapmaktadr. Nietzche gibi, onun da dncesi yalnzca keyifli olmakla kalmaz; ayn zamanda, bazen ekicilikle kark bir pervaszla da brnr; bunun iin gerek'le oynayacak ve bilgiyi nerdeyse iddetli bir tensel hazla sevecek kadar

gl ve cesurdur. nk Stendhal'n dnce gc yalnzca beyninden kaynaklanmaz: Hayat ak ve seik olarak kavrayan bir dnce olduu iin, varlnn btn hayati zleri dncesinin ta ilerine kadar girmi ve onu etkilemitir. Bu dncede ehvetin yakcl ve alayn ac tuzu, acmasz yaantlarn hnc ve hainliin biberi hissedilir; nice gnelerin nda snan, btn lkelerin havasn soluyan bir ruhun varl hissedilir; gelimenin susuzluunu duyan bir hayatn, krk yllk maceralarn doyuramad ve bktrmad bir hayatn zenginlii hissedilir. Hayatla dolup taan ve kpkler halinde darya doru akan bu hafif ruh nasl da parlyor ve kabna samyor! Ama azndan birer birer dklen bu gzel szler aslnda kadehinin kenarndan taan ruhunun hazinelerinden kopan birka damladan baka bir ey deil! Gerek Stendhal'a ait olan eyler, ta ieride, ancak lmn krabilecei o parlak kadehin iinde, el-dememi, taptaze ve yakc bir ekilde olduu gibi duruyor. Yine de, darya doru taan bu birka damlada, dnceye ait olan eylerin sarho edici, aydnlatc ve uyarc etkisi var; tpk iyi bir ampanya gibi, kalbimizin tembel ritmini hzlandryor ve hantallam olan yaama duygumuzu kamlyor. Stendhal'n psikolojisi, iyi eitilmi bir kafann geometrisi deil, bir varln younlam z, gerek bir insann dnen zdr: Stendhal'n gereklerini bu derece gerek yapan, yarglarn bu derece ak ve seik hale getiren, bulularn bu derece genel bir ilgiye ak ve zellikle bu kadar orijinal, ayn zamanda srekli klan ey de budur. Bir gayeye ynelen her ey, gayesi iinde donup kalr, belli bir tarih tayan her ey, kendi ann ierisine hapsolur. Fikirler ve teoriler, Homeros'un Hades'indeki glgeler gibi, belirsiz hayaletlerden, orada burada dolap duran hayallerden baka bir ey deildirler: Konuma yeteneine ve belli bir yze sahip olabilmeleri ve insanlara bir eyler syleyebilmeleri iin, insan kanyla slanmalar gerekir. ::::::::::::::::: OTOBYOGRAFS -Kimdim? Kimim? Ne diyeceimi bilemiyorum bu konuda.Kendini bu derece artc bir ustalkla anlatabilmek iin, kendinden baka hocas olmamtr Stendhal'n. -nsan tanmak iin, kendini tanmak yeter. nsanlar tanmak iin de onlarla temas kurmak gerekir-, demitir bir gn. Stendhal'n psikolojisi, her zaman kendisinden kaynaklanr. Her zaman kendine ve yalnzca kendine ynelir. Ama bir tek kiinin etrafnda dolanan bu yolun zerinde, insani varln her trl problemine rastlamak mmkndr. Stendhal, kendini tahlil etmeyi daha ocukluk yllarnda renmeye balamtr. Tutkuyla sevdii annesini lm ondan vakitsiz bir ekilde koparp gtrnce, evresinde soukluktan ve dmanlktan baka bir ey grmez olur. Kimse fark etmesin diye duygularn saklamak ve rtbas etmek zorunda kalr ve her zaman -olduundan baka trl- grnd iin de, erken bir yata -klelere zg sanat- renir: Yalan sylemeyi! Bir keye bzlp susarak, tabiatn yapt bir yanllk yznden aralarnda dnyaya geldiini hissettii bu kaba saba ve yobaz tarallarn karsnda iine kapanarak somurttuu anlar; babasn, teyzesini, hocasn, kendisine acmaszca davranan ve hkmeden

btn bu insanlar gzetlemekle geirir ve duyduu kin baklarna vahi bir aclk verir; yalnzlk, insan her zaman, kendine ve bakalarna kar daha dikkatli bir hale getirir. Bylece, daha gen yata insanlar haince gzlemeyi, acmaszca maskelerini drmeyi, gzetlemeyi, ezilenlerin bavurduu her trl kurnazl, ierisine dtkleri adan kap kurtulabilecekleri bir delik arayan ve her insanda bir zayf taraf bulmaya alan klelerin ve tutsaklarn bllimini renir. Kendini savunma zorunluluu yznden ve hi kimsenin onu anlamam olmasnn verdii sknt ile, dnyayla ilgili objektif incelemesinden nce, psikoloji alannda g kazanr. Daha balangta bu derece korkun bir eitimden geen bu rencinin yukar snflardaki dersleri ok daha uzun bir zaman alm, aslnda hayat boyunca srmtr; ak ve kadnlar onun niversitesi olmutur. Bllindii gibi (ve kendisi de bu hazin gerei inkar etmiyor), Stendhal, bir ak kahraman, ak alannda fetihler yapan, zaferler kazanan biri deildir; her ne kadar, ou zaman Don Juan'm gibi grnmekten holanyorsa da, bir Don Juan hi deildir. Merimee, Stendhal' her zaman ak olarak grdn, ama hemen her zaman da talihsiz bir ak olarak grdn anlatr: Kendisi de, -Genellikle hep mutsuz bir ak oldum- diye itiraf etmek zorunda kalyor; ve hatta Napoleon'un ordusunda, kadnlarla bu derece az iliki kurmu olan baka bir subayn bulunmadn da ekliyor szlerine. Ne var ki, gl kuvvetli babasndan ve ateli annesinden kalan bir miras olarak, kar konulmaz bir ehvet duygusu ve -ateli bir mizacvardr ve tutkulu baklarn kadnlardan ayramamaktadr. Ama onlardan her birini, -Acaba elde edebilir miyim?- diye, mizacnn olanca sabrszl ile ne kadar incelerse incelesin, kendi alayndan olan bir arkadann bir kadn batan karmann en iyi yolunun ne olduunu bildiren -reetesini- czdannda ne derece bir zenle saklarsa saklasn (bir kadn kendine ak etmenin en kolay yolu nedir diye soran birine, o arkada tumturakl bir ekilde yle cevap vermitir: -nce ona sahip olun-), bu sahte erkeke tavra ramen, Stendhal, hayat boyunca -hznl bir ak valyesiolarak kalmtr. Evinde, yaz masasnn banda, sava alanndan uzak olduu bir srada, nceden zevk duymasn bilen bu tipik zevk dkn, ak stratejisinde epeyce baarldr (-ondan uzaktayken cesareti vardr ve her eye cret edeceine yemin eder-); Gnlne, o sradaki ilahesinin kar koyma gcn ne zaman kracan dakik bir kesinlikle not ettiini gryoruz (ki gn ierisinde ona sahip olacam), ama onun yannda olur olmaz, bir Casanova olmay arzu etmi olan bu adam, artk sklgan bir kolej rencisinden baka bir ey deildir. lk hcum denemesi hemen her zaman (kendisinin de itiraf ettii gibi) yumuamaya balayan kadnn karsndaki erkein duyduu gizli bir rahatszlkla son buluyor. En uygun andaki en gzel atlmlarn, can skc bir ekingenlik tam anlamyla engelliyor. Zarif bir apkn gibi hareket etmesi gerekirken -ekingen ve budalacadavranyor, yumuak ve duygusal olmas gerekirken alayc oluyor; ksaca, yapt hesaplar ve duyduu heyecan yznden en gzel frsatlar berbat ediyor ve elden karyor. Fazlasyla ince ruhlu ve duyarl oluu onu hantal ve beceriksiz bir hale getiriyor; te yandan, dnyaya vakitsiz gelmi olan bu romantik adam, duygusal ve -safdil- bir insan olarak grnme korkusu ile, hsar paltosu altnda, sert ve hantal bir kaba grnmn altnda -yumuakln gizliyor.- Kadnlarn yanndaki fiyaskosu, hayatnn gizli umutsuzluu buradan ileri geliyor, en sonunda arkadalar da bunu fark edip dillerine doluyorlar. Stendhal, hayat boyunca

hibir eyi ak alannda byk zaferler kazanmak kadar iddetle istememitir (-Ak benim en byk iim, daha dorusu biricik iim olmutur her zaman-); ve hayatnda hibir kimseye, ne bir filozofa, ne bir aire, hatta ne de Napoleon'a, hibir gnl alc taktie ya da psikolojik hileye bavurmadan saysz kadn elde etmi olan days Gagnon'a ya da kuzeni Daru'ya gsterdii saygy gstermemitir (daha dorusu srf bu yzden onlara sayg duymutur, nk Stendhal, kadnlarn yannda baar kazanmay en fazla engelleyen eyin, duygusal bakmdan onlara ok fazla balanmak olduunu yava yava anlamaya balamtr). En sonunda yle demitir: -Kadnlarn arasnda baarl olabilmek ve onlar elde edebilmek iin bir bilardo partisini kazanmak iin gsterilenden daha fazla bir aba harcamamak gerekir-. Ona gre, kendi hatas da buradan ileri gelmektedir: Benliinin ar duyarl yapsndan, ok fazla duygusal oluundan kaynaklanmaktadr bu yzden, hcuma gemek iin gerekli olan sertliin btn enerjisi yok olup gitmektedir (-Lovelace'n yeteneine hibir zaman sahip olamyacak kadar duyarl bir insanm-) ve Stendhal'n yazar, sanat ve diplomat olacak yerde, kadnlar batan karan biri olmay yz kere tercih etmesine ramen, buna ulaamamasnn sebebi de budur. Bir Don Juan olarak ne kadar baarsz olduu dncesi, Stendhal'n hi aklndan kmaz: Hibir zaman, hibir problem zerinde bu derece fazla, bu derece srarl bir ekilde durmamtr. Ne var ki, duyarlnn en gergin alarna varncaya kadar yapt bu kusursuz incelemeyi, kendine gvenmeyen --bir ak olarak kendine gvenmeyen-- benliinin sinirli yapsna borludur (ve biz de buna borluyuz). Psikolojiye olan yatknlnda en ok aktaki baarszlklarnn ya da bu alanda pek az bir zafer kazanm olmasnn rol oynadn sylyor (topu topu alt ya da yedi zafer kazanmtr ve bunlar da ounlukla nceden fethedilmi yerler ya da isteyerek teslim edilmi kalelerdir). Bakalar gibi akta ans olsayd, hi durmadan kadn ruhunu incelemek, en ince, en ayrntl noktalarna varncaya kadar kadn ruhunun eitli grnlerini dikkatle gzlemek zorunda kalmazd: Stendhal, kendi ruhunu tahlil etmeyi de kadnlarn yannda renmitir; duygularn bask altna almas, burada da, gzlemciyi, inceledii konuyu kusursuz bir ekilde bilen biri haline getirmitir. Ama bu sistemli kendini-tahlil srecinin, Stendhal' vaktinden nce gelien anormal bir yetenekle kendini anlatmaya yneltmesinin zel ve ok acayip bir sebebi daha vardr: Kendini btnyle tanmak isteyen bu adam, her eyi unutmaktadr. Stendhal'n kt bir hafzas vardr, daha dorusu dik-bal ve kaprisli, her ne olursa olsun gvenilmez bir hafzas vardr ve bunun iindir ki elinden kalem hiblr zaman eksik olmaz. Kitaplarn kenarndaki boluklara, kat paralarna, mektuplara, Gnlne hi durmadan notlar yazar. nemli bir olay unutma ve bylece hayatnn (sistemli ve srekli bir ekilde zerinde alt bu biricik aheserinin) aknda bir kopukluk yaratma korkusu, en kk bir vakay, en ufak bir heyecan hemen yazmasnn sebebidir. Kontes Curial'e yazd bir mektubun, yer yer gz yalaryla kesilen bir ak mektubunun zerine, bir evrak memurunun souk objektiflii ile, ilikilerinin balad ve bittii tarihleri yazmtr; Angela Pletragrua -bozgununun- saatini, annda not etmitir. Ruhunun en gizli srlarn ve kahvalts, kitaplar, ykatt amarlar iin harcad paralar ayn dakiklikle kada geirmektedir. Hi durmadan her eyi not etmektedir. ou zaman, ancak kalemi eline ald zaman dnmeye balad izlenimi uyanr. Son olarak

da, altm-yetmi ciltlik ve akla hayale gelebilecek her trl yaz tarznda --edebi yazlar, mektuplar, fkralar halinde (bunlarn ancak bir blm yaymlanmtr)-- yazlm -kendi portrelerinide bu sinirli yaz yazma-manisine borluyuz. Demek ki burada, iindekileri darya dkme ve kendini aka ortaya koyma gibi bo bir ihtiya deil, Stendhal'n biyografisinin bize bu derece tam bir ekilde saklam olduu, o yeri doldurulmaz Stendhal'c zn bir damlas bile, hafzasnn gszl yznden yitip gitmesin diye duyduu bencil bir korku sz konusudur. Henri Beyle, hafzasnn bu acayip zelliini, kendisiyle ilgili her eyde olduu gibi, ak ve seik bir keskin-grllkle tahlil etmitir. nce, hafza ile ilgili yeteneklerinin aslnda kendi ben'i ile ilgili olduunu --baka trl de olamazd zaten-- kendi ben'ini ilgilendirmeyen her eyi kaytszlkla blr yana ittiini fark ediyor. Kiisel olarak ona ait olmayan, kalbine sivri bir ula kazlmam olan her ey, hibir iz brakmadan silinip gidiyor. Bunun iindir ki, ruhuna yabanc olan eyleri pek az hatrnda tutabiliyor: Rakamlar, tarihleri, yerleri, en nemli tarihi vakalarn ayrntlarn tamamen unutuyor; metreslerine ya da dostlarna (Byron ve Rossini bile olsa) ne zaman rastlam olduunu hatrlamyor; hatralarn bazen bile bile, bazen elinde olmayarak kartryor ve yeniden dzenliyor. Ama bu kusurunu inkar edecek yerde, hi duraksamadan itiraf ediyor: -Doruyu sylediimi, ancak duygularm sz konusu olduu zaman iddia edebilirim.- Stendhal'da nesneler, ancak kendisi zerinde bir izlenim brakt srece gereklik kazanyor (-nesneleri olduklar gibi anlattm iddia etmiyorum, yalnzca benim zerimdeki etkilerini anlatyorum-). Stendhal iin -nesnelerin kendi balarna- var olmadklarn ve ancak ruhi bir uyarmda bulunduklar lde onun gznde bir varlk kazandklarn bundan daha iyi kantlayacak hibir ey olamaz: Ancak o zaman, hafzas, grlmemi bir dakiklik ve hzla ilemeye balar; Napoleon'la konuup konumadndan hi de emin olmayan ve Saint-Bernard geitiyle ilgili hatrasnn yaanm bir olayla m ilgili olduunu, yoksa bu askeri olaydan on yl sonra grd bir gravrden mi aklnda kaldn bilemeyen bu ayn Stendhal, bir kadnn kaamak olarak yapt bir iareti, ses tonundaki bir deiiklii, bir hareketi, kendisini etkilemi olduu srece prl prl bir aklk ve seiklikle hatrlamaktadr. Hafzas iin l olabilecek ey bir darbenin zel arl deil, kendisi zerinde brakt izlenimdir. zlenimin bulunmad yerde, durgun ve youn bir sis perdesi ou zaman yllar boyunca ylece birikir kalr, ayn ekilde izlenimin ok kuvvetli olduu yerde de, hafza yetenekleri yok olur. Belki yz kere ve zellikle hayatnn en etkileyici anlarnda (Paris'e yolculuu, ilk ak gecesi), unu ya da bunu hatrlayamadn fark ediyor, -nk izlenim ok iddetliydi-. Bir ienin patlamas nasl onu tuzla buz ediyorsa, Stendhal'da da heyecann ok fazla oluu, izlenimi atomlara blnm bir hale getiriyor. Bylece, hafzas ve gemii hatrlama imkanlar yalnzca ruhi ayrntlara dayanyor. Demek ki, Stendhal'da hatrann oluumu, bir yandan kalbinin duygusal bir heyecandan etkilenmi olmasna baldr, te yandan ok iddetli bir tutkunun etkisi altnda olmamasn gerektirir. Bunun dnda, Stendhal'n hafzas (ve ayn zamanda yetenei) hibir zaman kusursuz deildir. Yalnzca duyguyla ilgili izlenimler onda bir hatra brakr; gemie geri dnmesi dnceleriyle deil ancak duygular ile mmkn olabilir. Tarihi bir tank olamaz o: Vakalarn akn saptrarak, ruhun bir tepkisi sayesinde yeniden ina edebilir. -Hayatn icat eder-. Gerekleri yeniden

bulacak yerde, kalbinin hatralarna bavurur. Bu yzden otobiyografisinde, romandan bir eyler vardr; ayn ekilde romanlarnda da otobiyografiden bir eyler olduu sezilir. Her iki durumda da Stendhal'n eserleri, romanlatrlm bir gerektir. Bunun iindir ki, Stendhal'da kesinlik ancak ayrntdadr; kendi dnyasn, Goethe'nin bize iir ve Hakikat adl eseriyle brakm olduu kadar geni bir ekilde anlatmasn ondan hibir zaman beklememelidir. Otobiyografi yazar olarak Stendhal, mizacna uygun gelecek ekilde, ister istemez bir empresyonist, bir izlenimcidir ve yalnzca para para eyler verebilir bize; alelacele karalanm notlar onun tabii yaz eklidir: Yllar boyunca her gn tuttuu Gnlnde, geliigzel alnm notlarla ve ufak bir iki kalem darbesiyle portresinin ancak taslan izer; phesiz bu Gnl kendisi iin tutmaktadr (-byle bir Gnlk, yalnzca onu yazan iindir-); ya da daha dorusu --Stendhal sz konusu olunca, belirsizliklerin, sapmalarn, karklklarn hibir zaman son bulmamas, insana elenceli bir eymi gibi gelir-- o bu gnl iki benliin kullanmas iin yazmtr: Birincisi yazan ve yazmaktan zevk duyan benlik, 1801'in benlii; ikincisi gelecein Stendhal'nn, yani hayatn kendisine anlatmak ve gstermek istedii kiinin benlii (-Bu Gnlk, eer 1821'de hala hayatta ise Henri iin yazlmtr. Bugn yaayan Henri'nin haline bakp da, ona ileride glme frsat vermek istemiyorum-). On dokuz yandaki bu genci kendini aramaya, kendini aklamaya ve kusursuz bir hale getirmeye (-insan tanmak ve heyecanlandrmak sanatnda kusursuz bir hale getirmeye-) iten dizginlenmemi igd, gelecein daha akll bir benliinin, -daha gvenilir bir Henri-nin, -hayatnn hikayesine hizmet edecek bu hatralar- kendisine sunmak istedii daha serinkanl ve souk bir Stendhal'n denetimi altna girmiti daha o zaman; sanki bu yeni yetme gen, insann bir gn gelip, bir otobiyografi btnnn unsurlarn tutkuyla arayacan iyice biliyormu gibi. Burada Stendhal'n dehasnn esrarl grnlerinden biriyle karlayoruz: imdiki benlii gelecekteki benlie sunmak iin nceden hazrlk yapyor, bunu nasl ve ne ekilde gerekletireceini henz bilmedii iin de en uygun olan yolu seiyor: lk olarak, ayr ayr ruh hallerinden her birini tespit ediyor, sonra materyel topluyor, en deerli, en iten izlenimleri bir araya getiriyor. Elinin altndaki hibir eyi karmayarak, btn -kk gerek olgular- yazarak, -hi- denebilecek eyleri, daha sonra tecrbeli yetikin adamn kum saatinde akp giden zaman lmesine yarayacak btn bu kum taneciklerini biriktirerek kendini gelecek iin btnyle ve olduu gibi saklayabiliyor. Not alalm, diyor Stendhal kendi kendine; bu kk heyecanlar daha scackken, avucumuzda tuttuumuz bir kuun kalbi gibi henz endieyle rpnrken kaydedelim. Onlarn uup gitmesine frsat vermeyelim, yakalayalm ve hepsini saklayalm; hafzamza --akp giderken her eyi altst eden ve srkleyip gtren bu asi rmaa-- gvenmeyelim! Gereksiz eyleri, dncenin basit oyuncaklarn dolabmza karmakark bir ekilde tkmaktan ekinmeyelim: Kimbilir belki bir gn, yetikin Stendhal, bir zamanlar kalbinde yer tutmu olan u acayip ve alelade eylere, belki de daha byk bir ilgiyle ynelecektir? te gen Henri'yi ruhun bu kk anlk-pozlarn zenle toplamaya ve saklamaya iten igdnn dahice nitelii buradadr; daha sonra olgun ve yetikin adam, akll ve bilgili bir psikolog ve stn bir sanat olarak, minnet duygusuyla ve yapt ii iyice bilerek, genliinin o geni tablosu zerinde --Henri Brulard adn verdii otobiyografisinde, ocukluunun o romans ve olaanst, ama gecikmi tablosu zerinde-- btn bu dank izlenimleri

yerli yerine yerletirecektir. Gerekten de Stendhal, genliini manevi ynden yeniden dzenleme iine ok ge, veda etme vaktinin geldiini hznle hissettii bir ann lirizmi iinde balamtr. Hayatnn gnbatmnda, Roma'daki Saint-Pierre Kilisesinin merdivenlerine oturmu bir adam, gemii zerinde derin dncelere dalyor. ki ay sonra elli yanda olacaktr: Genlik, kadnlar ve ak ebediyen bitti demektir bu. imdi kendine yle sorma vakti geldi att: -Kimim ben? Kimdim?- Kalbini eeleyerek ritmini hzlandrmaya, onu heyecanlara ve maceralara hazrlamaya alt zamanlar geldi geti; imdi durmas, gemiteki benliine geri dnmesi gerekiyor ve artk ileriye, bilinmeyene doru bakmasna gerek yok. Ve akam vakti, elilikteki can skc bir partiden dner dnmez (skc bir parti, nk artk kadnlarn ilgisini ekemiyor ve btn bu tatsz konumalardan da bkp usand), Stendhal birdenbire u karar veriyor: -Hayatm yazmam gerek! Ve bu i bittikten sonra, iki- yl ierisinde, belki de, nasl bir insan olduumu sonunda anlamay baarabilirim: Neeli mi hznl m, akll m budala m, cesur mu korkak m? Ve zellikle mutlu muydum yoksa mutsuz mu?- Eski duygularn ac ac dnerek, artk yalanan Stendhal, genliinin nsezilerini gerekletirmeye, hayatn yazmaya, kendisini bir btn haline getirmeye ve bylece kiiliinin tamamlanm bir portresini izerek kendini kusursuz bir ekilde tanmaya karar veriyor. Proje kolayd, ama yklendii grev ok bykt. Bu Henri Brulard'da (birtakm saygsz ve mnasebetsiz kimseler kp da kendisini tanmasnlar diye, ifreli bir dille yazd bu eserde) Stendhal, -yalnzca gerei sylemeyi- nerdi kendine. Ama geree sadk kalmann ne kadar g olduunu biliyordu, kendine kar drst olmann, bo-gururun kurduu eitli tuzaklar arasndan, stelik bu derece zayf ve yola gelmez bir hafzayla, ustaca syrlp gemenin ne kadar g olduunu biliyordu. Gemiin bu karanlk labirenti ierisinde kendini nasl bulacak, sahte klar gerek ktan nasl ayracak, her ke banda sizi bekleyen maskeli yalanlardan nasl kurtulacakt? Psikolog Stendhal, ok fazla ltufkar hafzasnn kendisinin nne srd sahte paralara kanmamak, yanllardan kanmak iin, ilk ve belki de son defa olmak zere kendisinin kulland bir yntem buldu: Kaleminin ucuna ne gelirse yazacak ve tekrar okumayacak, zerinde dnmeyecek (-kendimi rahat brakmay, skmamay ve hibir zaman silip bozmamay ilke edindim-), bo-gurur yznden yalan sylememek iin ilk defa kada dkt eyin iyi olduuna inanacak. Her trl kaygy ve utanc bir kenara itecek, sansr mekanizmasnn, iindeki yargcn uyanmasna ve engellemesine frsat vermeden srlarn beklenmedik bir anda aa vuracak. Sanatya, slubunu gzelletirmek, szlerini ssleyip pslemek iin zaman brakmayacak. Bir ressam olarak deil de, anlk fotoraflar eken bir fotoraf gibi alacak. lkel heyecan her zaman zel haliyle, sun'i bir poz almasna, sahneye karm gibi bir kla brnmesine ve kendini gstermek istercesine gzlemciye doru dnmesine frsat vermeden dile getirecek. Bylece, Stendhal, hatralarnda, sanki bir yaknna mektup yazyormu gibi, her trl slup kaygsndan, her trl sanat ynteminden uzak durmutur: -Yalan sylemeden ve umarm, kendimi aldatmadan, bir dosta mektup yazar gibi zevkle yazyorum bunu-. Rousseau gibi ustalkla yalan sylememek iin, bile bile, gzellii itenlie, sanat psikolojiye feda etmitir.

Aslnda, yalnzca estetik adan bakldnda, Henri Brulard ve Bir Ben'cinin Hatralar'nn bir sanat deeri olduu phelidir. Stendhal, burada, aklndan geen hatralar arabuk bir araya toplam, yerli yerinde olup olmadklarn dnmemitir. Not defterlerinde olduu gibi, burada da yce olanla baya olan yan yanadr, genel olan eyler en gizli gereklerle yer deitirir ve unutkanlk yznden konunun dalmas, heyecanl bir etkinin parlakln glgeler. Ama ite bu serbestlik, eserlerinin bu dzensizlii, bir yn gerei gzlerimizin nne serer: yle ki, tek tek alndnda, bu gereklerden her biri, yazarn ruhu hakknda bize kocaman bir kitabn veremeyecei kadar bilgi verir. Annesine kar duyduu tutkulu sevgi, babas iin duyduu o vahi ve lesiye nefret gibi herkesin bildii bu ak itiraflar --bakalarnda bilinaltnn kvrmlar ierisinde korkaka saklanacak olan bu itiraflar-eer i dnyann sansrnn denetiminden geseydi, hibir zaman gn yz gremezlerdi. Ancak duygulara -gzelleecekve -ahlaki bir grnm alacak- ya da yz kzartc bir utanla kendilerini rtecek zaman brakmad iindir ki, kendisi gibi abuk davranmayan birinin elden karabilecei bu duygular en kritik anda yakalayabilmektedir: plak, tamamen plak, bir parack pudra bile srnmeksizin... En kark duygular, olduklar haliyle, birdenbire kada dkyor ve insanlarn gzleri nne seriyor. Ne kadar tuhaf ve ac azaplarla ve nasl bir iddetli fkeyle sarslyor bu kk ocuun kalbi! Gen Henri'nin, bu fkeli kimsesiz ocuun; teyzesi Seraphie'nin (kendi deyimiyle, -mutsuz ocukluunun zerine ken iki eytandan birinin-, teki babasyd), nefret ettii teyzesinin ldn duyunca -diz kp Tanrya krettii- o sahne unutulabilir mi? Bununla birlikte, biraz sonra (Stendhal'da duygular sk sk birbirine karr), sz arasnda, bir gn bu eytann, bir an iin (dakik bir ekilde anlatyor), ocukluunun vaktinden nce gelimi cinsel arzularn tahrik ettiini sylyor. Ne esrarl bir karm var bu ilkel duygularda, bu iinden klmaz karkl dzene koyabilmek iin nasl bir ustalk gerekir ve bu derece samimi itiraflarda bulunabilmek iin ne kadar cesur olmal insan! Stendhal'dan nce insan ruhunun ne derece eitli katlardan olutuu hibir zaman ya da hemen hi anlalmamt; tam anlamyla birbirinin kart olan, birbiriyle hibir ekilde uyuamayan eylerin sinirlerimizin ucunda nasl birbirine dokunduklar, ocuun embriyon halindeki ruhunda, alaklkla en yksek dzeyde yce-kalpliliin, kabalk ve sertlikle yumuakln tohumlarnn ince tabakalar halinde, birbiri zerine katlanm sayfalar halinde nasl birlikte yer aldklar hibir zaman fark edilmemiti. Tesadfen ortaya kan bu bululardan sonra, otobiyografi alannda analiz yntemi gerekten balamtr; Stendhal, varln oluturan eitli tabakalarn birbirine kartn, birbiri ardnca ve st ste yer aldn kesinlikle hissettii iin Jean-Jacques Rousseau gibi kendini belli bir kalba dkmeye almamtr. Bir vazo parasna veya ta zerine ilenmi bir ekilden kalan izgilere bakarak, u ya da bu jeolojik tabakaya sahne olmu alar sezmeyi baaran bir arkeolog gibi, Stendhal da, en kk alglar sayesinde, insan ruhuna egemen olan sonsuz gleri, insan ruhunu eiten ve ona acmaszca eziyet eden eyleri, insan ruhunun atmalarn ve mcadelelerini kefedebiliyor; bylece kaytsz bir ekilde gn na kard ve yeniden ina ettii eyler sayesinde kendinden sonra gelecek ve onun izinden gidecek kimselere ve gzlemcilere, en cretli bulularn yolunu am oluyor. Stendhal'dan nce, kendi iine merakla bakan bir insann, kendini tahlil etmede bir dahi olan bu adam kadar bereketli ve retici eyler ortaya koyduu hibir zaman grlmemitir.

ekil ve yapya, gelecek kuaklara ve edebiyata, ahlak ve eletiriye kar gsterilen bu geveklik ve kaytszlk, bencil bir denemeden baka bir ey olmayan Henri Brulard' ruh hayatyla ilgili esiz bir belge haline getirmitir. Stendhal, romanlarnda yine de sanat olmaya alr; burada ise, kendini tanma isteiyle harekete geen bir insandan baka bir ey deildir. izdii portrede, paralardan oluan bir eserin anlatlmas mmkn olmayan ekicilii ve hazrlanmadan yazlan bir kitabn itenlii vardr; kiiliinin esrarl ekiciliini iimizde capcanl tutan ey, portresinin belirsiz ve tamamlanmam olmasdr. nsan, hi durmadan onun bulmacalarn zmeye alr, onu daha iyi tanyabilmek iin anlamaya urar. Yaanm tecrbelerini ustalkla dile getirmeyi bilen bu deha, onunla boy lmek isteyen yeni yeni kimseleri hi durmadan kendisini izlemeye yneltir: Glge ve k oyunlaryla ortaya koyduu --hem ateli hem de souk olan, duygu ve zekayla titreen-- ruhunun bugn bile, insanlar zerinde iddetli bir etkide bulunmaya devam etmesinin sebebi budur; Stendhal, kendini inceleyerek, yeni nesillere, renmek iin duyduu iddetli istei ve -insan kalbini inceleyen biri- olarak kendi bilimini alam ve insana, kendini sorguya ekmenin ve dikkatle gzlemenin verdii byk sevinci retmitir. ::::::::::::::::: STENDHAL'IN GNMZ N ANLAM VE NEM -1900'e doru anlayacaklar beni.- (Stendhal) Stendhal, bir srayta btn bir yzyl, on dokuzuncu yzyl amtr; hzn on sekizinci yzyldan, Diderot ve Voltaire'in kaba materyalizminin yzylndan alp, bizim psiko-fizyolojik amzn, psikolojinin bir bilim haline geldii amzn ortalk yerine sramtr. Nietzsche'nin dedii gibi -ona baz noktalarda eriebilmek, onu ok fazla etkileyen problemlerden bazlarn zebilmek iin iki kuan geip gitmesi gerekmitir-. Eseri, scaklndan hemen hibir ey yitirmemi ve hemen hi eskimemitir; vaktinden nce kefettii eylerin byk bir blmnn kesinlikle doru olduu ve nceden grd pek ok eyin gereklemek zere bulunduu anlalmtr. nce adalarnn gerisinde kald halde, sonunda, Balzac'n dnda, hepsini gemitir; sanat yntemleri bakmndan ne kadar birbirlerine kart olurlarsa olsunlar, yalnzca bu iki adam, Stendhal ve Balzac, kendi alarn, kendilerinden sonra da devam ettirebilmilerdir: Balzac, sosyal tabakalar ve onlarn allak bullak oluunu, parann egemenliini, o zamanki toplumun siyasal mekanizmasn byte altnda inceleyerek; Stendhal ise insan paralara ayrarak ve -psikologlardan daha nce davranp, olup bitenlere yle bir gz atma ve gerekleri kavrama yetenei sayesinde- inceden inceye tahlil ederek... Toplumun gelimesi Balzac' hakl karmtr, ada psikoloji de Stendhal'; nk bir zamanlar onlarn ok abartmal ya da ok kkm gibi gelen lleri, bugnn toplumuna ve insanna olaanst bir ekilde uygun gelmektedir. Balzac'n keskin dnya gr, amz nceden hissetmi, Stendhal'n sezgisi ise ada insan nceden grebilmitir. nk Stendhal'n kahramanlar, biziz: Kendi i dnyalarna bakmay beceren, psikolojide uzmanlam, bilmekten mutlu olan, ahlaki n-yarglardan kurtulmu, ar derecede duygulu, bilgi zerindeki souk teorilerden bkp usanm ve kalplerinin

atndan baka hibir eyi bilmek istemeyen yepyeni insanlar. Tek bana olan varlk, bizim iin artk bir hilkat garibesi, romantiklerin arasnda yapayalnz kalan Stendhal'in kendini hissetmi olduu gibi -zel bir vaka- deildir; nk o zamandan bu yana, psikoloji ve psikanaliz, zlemeyeni zmek ve srlar a karmak iin bir sr keskin ara vermitir elimize. Bununla birlikte, -sezgisi olaanst kuvvetli olan bu varlk- (Nietzsche onu birok kere byle tanmlamtr), birok defa, posta arabalar ann ta telerinden ve imparatorluk niformasnn altndan bize kendini duyurmutur. Dogmatizme kar oluu, vaktinden nce gelien Avrupacl, toplumun mekanik bir aklcla dnmesinden duyduu dehet, her trl baya ve tumturakl kahramanlktan nefret etmesi, btn bunlarn hepsi bugn iin de yeni ve geerli olan eylerdir. Duygular abartmal bir ekilde dile getirmeyi aka hor grmekte ne kadar hakldr ve kendi an nasl da bizim amz ierisinde grebilmitir! zel yaantlar sayesinde edebiyat alannda izdii yollar ve brakt izler saylamyacak kadar oktur. Stendhal'n Julien'i olmasayd Dostoyevski'nin Raskolnikov'u olamazd; Waterloo Savayla ilgili olarak anlatt eyler bu konuda klasik bir rnek ortaya koymu olmasayd, Tolstoy'un Borodino Sava hayal edilemezdi. Szleri ve eserleriyle Nietzsche'ye bu derece derin bir dnce sevinci vermi olan pek az insan vardr. Stendhal'n hayat boyunca bo yere arad bu -stn varlklar-, -bu karde ruhlar- sonunda ona gelmilerdir! Dnya vatandaln semi olan bamsz ruhunun kabul edebilecei biricik vatan --kendisine benzeyen kimseler tarafndan kurulmu bu -gecikmi- vatan-- sonunda ona sonsuza dek vatandalk hakkn ve vatanda adn vermitir. Ona kardee kucak aan Balzac'n dnda, Stendhal'n kuandan olan hi kimse, dnce ve duygu bakmndan bize bu kadar yakn deildir; psikolojik bir arac olan kitap sayesinde, souk katlar sayesinde, hayali bize tandk geliyor ve sanki canlanacakm gibi duruyor karmzda: Fosforlu klarla parlayarak ve esrarla dolup taarak, birtakm srlar yaratarak ve baz srlar aklayarak, kendi ierisinde kusursuz, yine de tamamlanmam bir halde, ama canl, capcanl olarak duruyor. Gelecek kuaklar yalnzca kendi alarnn bir kenara ittii insanlara byk bir istekle atlrlar ve ruhun en kk, en ince titreimleri, zaman ierisinde en uzun dalgalarn oluumuna yol aarlar. ::::::::::::::::: BLM Tolstoy BALANGI -nemli olan ey, bir insann ulat ahlaki kusursuzluk deil, buna nasl ulam olduudur.- (Tolstoy Yallk Gnl) -Uz lkesinde bir adam yayordu. Tanrdan korkuyor ve ktlkten uzak duruyordu; ve yedi bin kuzudan, bin deveden, be yz eekten oluan bir srs ile pek ok hizmetisi vard. Ve o, Dou'da oturanlarn en tantanals, en debdebelisiydi.Eyp'n hikayesi byle balar: Tanrnn ona yumruunu kaldrd ve o vurdum duymaz rahatlndan uyansn da, ruhu aclar ierisinde Tanrnn karsnda snava girsin diye ona belalar

yadrd ana gelinceye kadar mutluluk ierisinde yaayan Eyp'n hikayesi... ann ve lkesinin en tantanal, en debdebeli adam olan Leon Nikolayevi Tolstoy'un manevi hayatnn hikayesi de byle balar. O da dnyann gl ve zengin kiilerinden biri olarak -st tabaka-ya kurulmu, babadan kalan eski evinde rahata yayordu. Bedeni salk ve kuvvetle dolup tayordu. Onu seven bir gen kzla evlenmiti ve bu kz ona on ocuk vermiti. Ellerinin ve ruhunun yaratt eserler lmszle ulamt ve ann zerinde parldayp duruyordu: Yasnaya Polyana kylleri, gl efendileri kendilerinin nnden atn drt nala srp geerken byk bir saygyla eiliyorlard ve btn dnya da onun parldayan nnn karsnda saygyla eiliyordu. Tanrnn kendini snamaya kalkmasndan nceki Eyp gibi, Tolstoy iin de, isteyecek, arzu edecek baka hibir ey yoktu; ve bir gn, bir mektubunda insanolunun syleyebilecei en cretli kelimeleri yazd: -Tam bir mutlulua ulam bulunuyorum.Ama bir gece, birdenbire, btn bunlarn anlam ve deeri uup gidiverdi. Bu alkan adam almaktan nefret etti, karsna yabanclat, ocuklarna ilgi duymaz oldu. Geceleri, karmakark bir hale gelmi olan yatandan kalkyor; durup dinlenmeden, tpk bir hasta gibi, bir aa bir yukar dolap duruyor; gndzleri ise hibir ey yapmadan, ellerini bile kprdatmadan, gzlerini bir noktaya dikip, alma masasnn banda ylece oturuyor. Bir seferinde, silahn kendine evirmesin diye, alelacele merdivenlerden kp av tfeini dolaba kilitliyor; bazen gs paralanyormuasna inliyor, bazen de karanlk odasnda tpk bir ocuk gibi hkra hkra alyor. Artk kendisine gelen hibir mektubu amyor, hibir dostunu kabul etmiyor. Oullar, birdenbire kederli bir hal alan bu adama rkek rkek bakyorlar; kars ise umutsuzlukla bakyor. Birdenbire olan bu deimenin sebebi ne? Gizli bir hastalk m kemirmeye balad hayatn? Veba m kt bedeninin zerine? Bana bir felaket mi geldi? Herkesten daha gl olan Leon Nikolayevi Tolstoy'un birdenbire neesini yitirmesi ve Rusya'nn en byk adamnn bylesine ac bir ekilde kederli ve skntl bir hale dmesi iin, gerekten, ne oldu acaba? Ve ite cevab: Hibir ey! Ona hibir ey olmad ya da ok daha korkun bir ey oldu: O, hilik'le, karlat! Tolstoy; nesnelerin arkasndaki hilii fark etti. imdi ruhunda bir paralanma var: Kendi iinde dar ve karanlk bir yark, bir atlak meydana geldi; ve o, bu bolukta, smscak ve capcanl hayatmzn arkasndaki yabanc, souk, karanlk ve kavranlmaz bir eyin bulunduunu gryor ve rkek baklarn, gelip geici olan eylerin arkasndaki bu ebedi hilikten ayramyor. Bir insan bir kere gzlerini bu uuruma dikti mi bir daha baka bir yne eviremez; bir karanlk ker zerine; hayatn ve renkleri artk onun iin snm demektir. Glmsemesi aznn kenarnda donup kalr; parmaklarnn ucundan rperen kalbine varncaya kadar souu ta iinde hissetmeden hibir eye dokunamaz olur; bu hilii, bu -yokluu- dnmeden hibir eye bakamaz... Daha bir dakika nce canl ve uyank bir halde bulunan duygular iin her ey solmutur ve deerini yitirmitir; an ve n uup giden bir dumandan baka bir ey deildir; sanat lgnlarn bir oyunudur; para bir cruftan, scack ve salkl insan bedeni bile kurtuklarn barnd bir yerden baka

bir ey deildir; gzle grlmeyen bu karanlk az, dnyadaki her trl iyi ve gzel eyin tadn ve yumuakln emip yok etmitir. Bir faninin gzleri nnde, yaratklarn duyduu o ilkel endie ile, bu hilik bir kere ald m, Edgar Alan Poe'nun her eyi iine ekip yutan o -girdabn-, Pascal'n ruhun her trl yceliini aan o derin -uurumunu- insan bir kere grd m, btn dnya ayaklarnn altnda sallanmaya balar. Gizlemeye ve saklamaya almak bounadr: inizi kemiren bu karanl tanrsal ve kutsal bir ey olarak nitelemek de bir ie yaramaz. Karanlk ukuru ncil'in sayfalar ile rtmeye almakta da yarar yoktur; bu karanlklar her trl kad delip geer ve Kilisenin mumlarn sndrr; dnyann kutuplarndan gelen buz gibi bir souk, insanlarn syleyebilecei scak szlerle de stlamaz. Bu ar ve ldrc sessizlii giderebilmek amacyla --tpk ormandaki ocuklarn korkularn gizlemek iin ark sylemeleri gibi-- yksek sesle vaaz vermeye balamak da bir ie yaramaz: O sessiz hilik ya da yokluk, bilin zerinde ve insann kurtulmak iin gsterdii bilinli abalar zerinde amanszca hkm srmeye devam eder. Hibir irade; hibir bilgelik bu hilii korkun bir ekilde hissetmi olup da ii kararan bir insan rahatlatamaz, huzura kavuturamaz. Dnya ileriyle geen hayatnn elli drdnc ylnda, Tolstoy, ilk defa olmak zere, bu byk hiliin kendi kaderi ve btn insanln ortak kaderi olduunu fark etmitir. Ve o andan sonra da, lnceye kadar, kendi varlnn arkasndaki bu kavranlmaz uuruma gzlerini dikmekten baka bir ey yapmamtr. Ama, gzlerini bu yne evirdii zaman bile, bir Leon Tolstoy'un bak yine keskinliini korumutur: amzn bir insanda grm olduu en keskin ve ruhun dnyasna en fazla girebilmi bir baktr onunkisi. Szle anlatlmas mmkn olmayan bir eye kar bu derece byk bir gle sava aan birine hibir zaman rastlanmamtr; kaderin insanolunun nne koyduu probleme, kendi kaderini sorgulayan insanln problemine hi kimse bu derece kararl bir ekilde kar koymamtr. Nesnelerin tesinden gelen ve ruhu yava yava kemiren bu bo bakn acsn kimse onun kadar korkun bir ekilde hissetmemitir; hi kimse buna Tolstoy'dan daha yce bir ekilde katlanmamtr; nk burada, uyank bir bilin sayesinde, nesnelerin tesinden gelen o siyah gzbebeinin karanlk sorusuna, sanatnn gl bir gzlemci olan keskin ve cesur gzleri ekinmeden bakabilmitir. Leon Tolstoy, bir an bile, kaderin ac oyunu karsnda gzlerini yummam ya da baklarn korkaka aa indirmemitir: ada sanatmzn en uyank, en iten, en salam, en yanlmaz gzleridir onlar. Dolaysyla, kavranlamyan bir eye bile yaratc bir anlam vermek ve bir kenara itilmesi mmkn olmayan eyin gerekliini kabul etmek iin gsterilen bu kahramanca abadan daha byk hibir ey yoktur. Yirminci ya ile ellinci ya arasnda geen otuz yl boyunca Tolstoy, eserlerini yaratarak, kaygsz-tasasz ve hr bir ekilde yaamtr. Ellinci ya ile lnceye kadar geen otuz yl boyunca ise yalnzca, insan aklnn kavrayamayaca bir eyi, hayatn anlamn kavramak ve renmek iin yaamtr. Kendisine bu korkun grevi --gerek uruna at savata, yalnzca kendini deil btn insanl da kurtarma grevini-- ykledii gne gelinceye kadar ii kolayd. Byle bir greve girimesi, onu bir kahraman --nerdeyse kutsal bir kii, bir aziz-- yapmtr; bu yolda can vermesi ise btn insanlar arasnda insan adn tamaya en

layk olan haline getirmitir. ::::::::::::::::: PORTRES -Yzm, sradan bir kylnn yzyd.Ak alanlardan ok, gr aalarn bulunduu ormanlar andran bir yz: ine girilmesine imkan vermeyecek ekilde, btn kaplarn kapatm. Rzgarda dalgalanan ve ancak ok yal kiilerde grlen kocaman bir sakal, dalga dalga yanaklarn yukarsna doru kyor, birok yllar boyunca, ehvetli az rtyor ve tpk bir aa kabuu gibi koyu renk atlaklar olan derinin sertliini gizliyor. Alnnn n tarafnda, parmak kalnlnda ve aa kkleri gibi birbirine karm gr kalar bir al ynn andryor. Birbirine dolam gr salar ise bann zerinde alkalanp duruyor: Her yerde, Pan'da olduu gibi, ilkel dnyann bolluunu dile getiren sert, sk ve tropikal bir kl yn ykseliyor. Tpk Michelangelo'nun Musa'snda, erkeklerin en erkeksi olann canlandran bu heykelde olduu gibi, Tolstoy'un yznde de, baklarmz nce, yalnzca Tanr-babann kocaman sakaln akla getiren beyaz kpkl dalgay fark edebiliyor. Demek ki, bu ekilde gizlenmi bir yzn zn ve plak halini ruhumuzla kefedebilmek iin, yz hatlarn, sk ve gr bir bitki ynn andran bu kllardan ayklayp karmak gerek (tysz, sakalsz genlik resimleri, yz olduu gibi ortaya karacak bu plastik ileme ok yardmc olmaktadr). Bunu yapyoruz ve rkyoruz. nk bu gen adamn, bu ruh adamnn yznn kaba saba bir grn var ve bir kylnnkinden hi de farkl deil. Deha burada, oturma ve i yeri olarak, is ve dumandan kararm sefil bir kulbeyi, gerek bir Rus kibitka'sn semi; bu byk ruhun oturaca yeri izen bir Eski Yunan Demiourgos'u (Demiourgos: Eski Yunan'da -zanaatkar- anlamna kullanlan bir kelime. Platon'un Timaios diyalounda ele ald ekliyle, fizik dnyaya biim veren ikinci derecede bir tanr. Platon'a gre, balangtaki chaos'u bir cosmos haline dntren Demiourgos, var olan eyleri dzene koymu, onlara biim vermi, ama onlar yaratmamtr.) deil, yapt ie pek aldrmayan bir ky dlgeri. Orada her ey kaba saba bir ekilde yontulmu; gzleri simgeleyen kck pencerelerin zerindeki alnn dar kirileri, kalaslara benzeyen kaba saba tahtalardan olumu; derisi yalnzca toprak ve kilden yorulmuasna yal ve donuk. Gzellikten yoksun bu drtgenin ortasnda kocaman burun delikleri olan geni ve sanki bir yumruk darbesiyle ezilmi gibi duran yass bir burun; kark salarn arkasnda, biimsiz ve sarkk kulaklar, kk yanaklarn ukurlar arasnda kaln dudakl, glmeyen bir az: Manevi niteliklerden yoksun alelade, sradan, nerdeyse baya denebilecek yz hatlar. Bir iinin yzn andran bu hznl yzn, her yannda glge ve karanlk, aleladelik ve hantallk var, hibir yerde bir atlm ve zlem, bir para k --Dostoyevski'nin alnnn mermer kubbesinde olduu gibi-- yrekli, cesur bir manevi ykseli yok. Hibir yere bir para k szmyor, bir parlt yansmyor; aksini iddia etmek gerekleri deitirmek, yalan sylemek olur. Hayr! Kanlmaz bir ekilde orada yalnzca kaba saba ve btn kaplarn kapam bir yz gryoruz; buras bir tapnak deil, dnce iin karanlk, kasvetli, neesiz ve her trl gzellikten yoksun bir hapishane ve gen Tolstoy, daha o zamanlar, yznn kusurlu

olduunu biliyor. Beden yaps ile ilgili herhangi bir imal sz -onun cann skyor-; -bu derece yass bir burnu, bu kadar kaln dudaklar ve bylesine kk gri gzleri olan biri iin bu dnyada mutlu olmann- hiblr zaman mmkn olamyacan dnyor. Bunun iindir ki, gen adam, ok erken bir yata, bu irkin yz hatlarn, siyahmtrak bir sakaln kaln maskesi altnda gizlemeye almtr; ancak ok daha sonraki zamanlarda yallk, bu sakal gm gibi parlatacak ve saygdeer bir hale sokacaktr. Yalnzca hayatnn son on yl bu karanlk bulutlar databilmitir; ancak sonbahar akamnn ierisindedir ki, bu ackl manzarann stne, irkinliini giderebilecek bir gzellik n debilmitir. Tolstoy'da, deha, ebedi yolculuunu srdren deha, konaklayacak bir han olarak kaba saba bir eve yerlemitir: Sradan bir insann, rastgele bir Rus'un yzne... Bu yzn arkasnda bir dnr, bir yazar, bir yaratc dnda her trl insann var olabileceini dnebiliriz. ocukken de, genken de, yetikin, hatta yal bir insan olarak da Tolstoy, her zaman binlerce insandan biri, sradan biri olduu izlenimini uyandrmtr. Her elbise, her trl balk ona uygun gelir: Bylesine kiiliksiz bir Rus yz ile bir bakanlar kurulu toplantsna bakanlk da edilebilir, serserilerin bulunduu lo bir meyhanede sarho da olunabilir; arda ekmek de satlabilir, ipek elbiseler giymi bir bapiskopos gibi, kilisedeki ayinde, diz km insan kalabal da kutsanabilir; byle bir yz hibir yerde, hibir meslekte, hibir elbise iinde, Rusya'nn hibir yerinde yabanclk ekmez. Tolstoy renci olduu sralarda, arkadalarna iki su damlasnn birbirine benzedii gibi benzemektedir; subay olduu zaman, kl kuanm herhangi bir subaydan fark yoktur; bir ky beyefendisi olduu zaman da, rastgele bir taral soyludan farkszdr. Arabada, beyaz sakall uann yanna oturduu zaman, srcnn yerinde oturan bu iki ihtiyardan hangisinin kont, hangisinin arabac olduunu kestirebilmek iin Tolstoy'un resmini iyice incelemek gerekmektedir; kyllerle konutuunu gsteren bir resimde, eer insan Tolstoy'u tanmyorsa, ayaktakmnn ortasndaki u -Lew-in bir kont olduunu ve etrafn saran btn u Gregor, van, lya ve Piyotr'lardan milyonlarca kere stn olduunu hibir zaman kestiremez. Bu adamn btn teki insanlardan farksz olduu sylenebilir; sanki deha onda halkn klna girmitir: Yznde ylesine bir anonimlik havas vardr ki! Btn Rusya'y kendi iinde barndrd iin Tolstoy'un kendisine ait bir yz yoktur; sadece bir Rus yzdr onunki. Grn de onunla ilk defa karlaan hemen herkesi nce hayal krklna uratr. Onlar buraya ok uzaklardan gelmilerdir, trenle ve Toula'dan sonra da arabayla; imdi misafir salonundalar, saygyla evin efendisini bekliyorlar; her biri, insanda sayg uyandran --etkileyici-- biriyle karlaacan hayal ediyor ve daha imdiden onu heybetli, tantanal, efendilere yaraan upuzun sakall, uzun boylu, gururlu, devle dehann tek bir kiide birletii bir adam olarak canlandryorlar kafalarnda. Bekleyiin rpertisi her birinin omzuna kyor. Balar ister istemez, daha imdiden, bir an sonra grecekleri uzun boylu saygdeer ihtiyar efendinin nnde eiliyor. Sonunda kap alyor ite... Ve ne gryorlar? Ufak tefek, tknaz bir adam kk admlarla giriyor ieriye, yle de hzl giriyor ki sakal dalgalanyor; sonra aakalm ziyaretinin nnde sevimli bir glmseyile duruyor. Neeyle, abuk abuk onunla konumaya balyor; rahat bir hareketle ona elini uzatyor. Ziyaretiler, fena halde rkm bir halde, bu

eli skyorlar: Nasl? Bu kck sevimli, neeli adam, -kar gibi beyaz sakall bu evik kk baba- Leon Nikolayevi Tolstoy mu? Daha nce byk adamn heybetli grnn beklerken duymu olduklar rperti kayboluyor ve cesaretlerini toplayarak yzne bakyorlar. Ama bu ekilde dikkatle onu szenler birdenbire donup kalyorlar. Kalarn karmakark al ynnn arkasna saklanm bir panter gibi, gri bir bak birdenbire onlarn stne atlyor. Bu nl kiinin yzn bir gn bir kere grm olanlarn hepsi, hibir resmin en ufak bir fikir bile veremeyecei bu baktan, Tolstoy'un bu beklenmedik bakndan sz etmektedirler. elik gibi sert ve parlak olan bu bak bir bak gibi iliyor ilerine. Kmldamak, ondan kurtulmak mmkn deil; herkes, hipnotizmaya tutulmuasna, bir sonda gibi insann iini deen ve ac veren bu bakn, varlnn en derin katlarna kadar sokulmasna katlanmak zorunda. Onun karsnda snabilecek hibir yer yok: nsann kendini gizlemek iin kuand her trl zrh, bir mermi gibi delip geiyor, bir elmas gibi btn camlar kesiyor. Hi kimse (Turgenyev, Gorki ve daha yzlerce kii bunu dorulamtr), hi kimse Tolstoy'un bu delici bak karsnda yalan syleyemez. Ama bu gzlerin aratrc sertlii ancak bir an srer, iris'in buzlar hemen zlr, gri bir k parlar, belli belirsiz bir glmseme oradan oraya atlar ya da tatl ve iyilikle dolu bir parlt maya balar. Bulutlarn sular zerindeki glgesi gibi, duygulardaki her trl deiiklik, bu sihirli gzbebekleri zerinde, durup dinlenmeksizin oynar durur. fke, buz gibi bir imek halinde fkrr bu gzlerden; honutsuzluk, souk ve parlak bir kristal gibi dondurur onlar; iyilik gne gibi parldatr ve tutku alevlendirir. Kaskat kesilmi azda hibir kprt olmakszn, yalnzca iten gelen bir n etkisiyle glmseyebilir bu esrarl yldzlar; ve mzik onlar duygulandrd zaman, tpk bir kylnn gzleri gibi -akr akr alayabilirler-. Manevi bir zevkle parldayabilirler ve birdenbire, hznn glgesi altnda kederle kararabilirler, daha sonra bzlrler ve anlalmaz bir hale gelirler. Souk ve acmasz bir ekilde gzlemde bulunabilirler, bir neter gibi kesebilirler ve bir rntgen n gibi derinlere kadar girebilirler, hemen ardndan da neeli bir merakn gz-alc parltsyla dolup taabilirler; bir insan alnnn altnda parlayan gelmi gemi gzler ierisinde -en iyi, en gzel konumasn bilen- bu gzler, duygunun btn dillerini konuabilirler. Ve, her zaman olduu gibi, bunu ifade edecek en iyi kelimeyi yine Gorki bulmutur: -Bu gzlerin iinde, Tolstoy'un yz tane gz daha vardr.Yalnzca bu gzler sayesindedir ki, Tolstoy'un yz, bir dehann varln aa vurur. Bu bak-adamnn aydnlk gc, bu gzlerin binlerce kk deiiklii yanstan yzeylerinde toplanmtr: Tpk dnce-adam olan Dostoyevski'nin gzelliinin, alnnn mermer profilinde olmas gibi. Tolstoy'un yznn gerisi, sakaldan ve al gibi kllardan oluan blm, bu parlak, sihirli ve manyetik talarn deerli maddesini gizlemek iin koruyucu bir alandan, bir rtden baka bir ey deildir; bu parlak talar dnyay kendi ilerine ekerler ve sonra nlar halinde darya yanstrlar; amzn bildii en berrak, en belirgin yanstc, evreni kendilerinde yanstan bu gzlerdir. Bu merceklerin gremiyecei kadar kk hibir ey yoktur: Bir ok gibi, ucu buca olmayan bir ykseklikten, kaan bir farenin stne saldran bir akbaba gibi, bu gzler, her ayrntnn stne atlrlar, ayn zamanda yeryznn tm ufuklarn da gr alanlarnn iine alabilirler. Dncenin

doruk noktalarnda bir meale gibi parlayabilirler ve ruhun karanlklar ierisinde rahata hareket edebilirler. nsann ban dndren bir ykseklikte Tanry fark edebilmek iin yeterince ate ve saflk vardr bu kvlcml kristallerde ve ayn zamanda hilie ya da yoklua --bu Medusa bana-- (Medusa: Yunan Mitolojisine gre, Gorgon'lar ad verilen kz kardeten en etkili olannn ad. Medusa, salar ylanlardan olumu, korkun baklaryla her eyi taa eviren bir ifrittir. Tanr Hermes'in ve bilgelik tanras Athena'nn yardmyla Perseus adl kahraman tarafndan ba kesilerek ldrlr. Perseus, g --veya yeri g birbirinden ayran direkleri-- omuzlarnda tayan Atlas', Medusa'nn kesik ban ona gstererek talatrp koca bir da haline getirmitir.) bakabilecek ve sizi ta gibi donduracak yzn dikkatle inceleyecek cesaret de vardr. Bu gzler iin belki de bir tek eyin dnda hibir ey imkansz deildir: Bo durmak, sakin ve saf bir nee iinde, ryann verdii honutluk ve mutluluk ierisinde yar uykulu bir halde kalmak. nk, kar konulmaz bir ekilde, gz kapaklar daha alr almaz, bu gzler bir avn peine dmek zorundadr, amanszca uyanktrlar, hayallere acmaszca kapaldrlar. Her trl yanlgy delip geer, her trl yalann maskesini drr, her eit inanc yok ederler: Gerei gren bu gzlerin nnde her ey rplaktr. Dolaysyla, eer bir gn Tolstoy bu elik gri haneri kendine doru kaldracak olursa korkun bir ey olurdu bu, nk kalbinin en derin yerine kadar girip ldrc bir yara aard orada. Byle bir gze sahip olan bir kimse gerei grr; dnya ve btn bilgiler onun olur. Ama insan bu eit gzlerle --her zaman doruyu gren, her zaman uyank olan bu gzlerle-- mutlu olamaz. ::::::::::::::::: HAYAT DOLU OLUU VE LM KORKUSU -Uzun bir zaman, ok uzun bir zaman yaamak istiyorum ve lm dnmek airlere ve ocuklara vergi bir korkuyla dolduruyor iimi.- (Genlik mektubu) lkel bir salk. Yz yl yaamak iin yaratlm bir beden. Salam ve ilikle dolup taan kemikler, boum boum olmu kaslar, gerek bir ay kuvveti: Gen Tolstoy, yere uzanarak, iri yar bir askeri tek eliyle havaya kaldrabilir. Esnek tendon'lar: Beden eitimi salonunda, hz almakszn, en yksek ipten kolayca atlayabilir; bir balk gibi yzer, bir Kazak gibi ata biner, bir kyl gibi orak bier. Demir gibi salam olan bu beden, zihin yorgunluundan baka bir yorgunluk bilmez. Gergin sinirlerinden her biri ar bir titreim halindedir ve tpk bir Toledo klc gibi hem esnek, hem dayankldr; duyu organlarnn hepsi keskin ve uyanktr. Bu hayat gcnn etrafn eviren surlarn herhangi bir yerinde ne bir gedik vardr, ne bir boluk, ne bir yark, ne bir eksik, ne bir kusur ve bunun sonucu olarak da hibir ciddi hastalk, sanki yontma tatan yaplm bu bedene girmeyi baaramamtr hibir zaman: Tolstoy'un inanlmaz beden gc, her trl zayfla kar siperlerle evrilmitir, yalla kar, surlarla korunmutur. Ei-benzeri olmayan bir canllk, bir hayat gc: Gr bir sakalla, bir barbar, bir kyl sakal ile epeevre sarlm bu yzle, kutsal kitaplara layk bu erkeke grnmle karlatrldnda, ada sanatlarn hepsinde kadnca veya gen zppeleri andran

bir eyler olduu grlr. Tolstoy gibi yaratc gcn ihtiyarlk ana kadar srdrenler bile, hatta onlar bile, her zaman hareket halinde ve hep bir eylerin peinde olan zihnin ar ykn tayan bedenlerinin yorulduunu ve yalandn grmlerdir. Doum gn onunkiyle ayn gne rastlayan, 28 Austosta doan, dolaysyla ayn burca giren ve dnyay yaratc bir gr asndan grmek bakmndan ona ok yakn olan ve ayn ekilde seksen yana kadar yaamay srdren Goethe bile, daha altm yandayken imanlam, ktan rker olmu ve uzun zamandan beri, dikkatle kapatlm penceresinin nnde oturup kalmtr. Bir deri bir kemik kalm ve bir insandan ok bir kargaya benzeyen, yaz masasnn banda kargack burgack yazlarla katlar dolduran Voltaire; her taraf kaskat kesilmi ve yorgun bir halde, tpk mekanik bir mumya gibi Koenigsberg'deki aal yolunda bir aa bir yukar dolaan Kant... Oysa Tolstoy, kuvvetle dolup taan bu yal adam, souktan kpkrmz kesilen bedenini hala buzlu suya daldryor ve su iinde birtakm hareketler yapyor, bahede koturup duruyor, tenis oynarken topun peinden evik bir ekilde kouyor. Altm yedi yanda bisiklete binmeyi renme merakna kaplyor. Yetmi yandayken ayana patenleri takp parlak ve kaygan pistin zerinde evik hareketlerle kayyor; seksen yandayken her gn kaslarn glendirmek iin beden eitimi egzersizleri yapyor ve seksen iki yandayken, lme son derece yaklat bir srada, yirmi verstlik bir mesafeyi drt nala gittikten sonra birdenbire duran ya da deprenmeye balayan ksrann srtnda hala krbacn aklatabiliyor. Hayr, hi kimseyi onunla karlatrmak mmkn deil; XX'uncu yzyl, dnyann ilk alarna yaraan byle bir canlln eine rastlamamtr. Son lifine varncaya kadar zsu ile dolu bu dev meenin bir tek kk bile kurumadan, dallar yallk yllarnn gklerine ulaabilmitir. Gzleri, lnceye kadar keskinliini korumutur: Tolstoy ata bindii zaman, merakl baklar, aalarn kabuklar zerinde srnerek yryen en kk bir bcei bile fark eder ve ahinin uuunu izleyebilmek iin gzle ihtiyac yoktur. Kulaklar iyi iitir ve geni, hemen hemen hayvans burun delikleri her trl kokuyu zevkle, ehvetle iine eker: lkbaharda yapt gezintiler srasnda, buzlar zlen topran kokusuna karan keskin gbre kokusunu birdenbire iine ekince, ak sakall ihtiyar her zaman bir eit sarholua tutulur; ve hatrasnda, gemi zamanlarn seksen ilkbahar hala capcanl durmaktadr: Onlardan her biri, tek bir gzel kokudan olumu bu koku dalgasnn iine kendine zg o ilk buuyu ve kendi canlln katmtr; hissetmi olduu duygu ylesine iddetli, yle heyecan vericidir ki, birden gzleri yaarr. ok ar kyl izmeleri ierisindeki gl avc ayaklar, nemli topran her yannda geni admlarla dolayor; salam ellerinde ihtiyarlarda grlen titreme yok; veda mektuplarndaki yazsnda, hala genlik yllarnn iri harfleri ve harflerin ucundaki o ocuka kvrmlar var. Zihni de, tpk tendon'lar ve sinirleri gibi, olaanst bir ekilde bozulmadan kalm: Konuurken prl prl, gz kamatrc ve bakalarndan stn; korkun derecede kuvvetli olan hafzas, en ufak ayrntlara varncaya kadar her eyi iinde saklyor, hibir eyi unutmuyor; yllarn sert eesi hibir ayrnty trplemiyor veya silmiyor; bakalar ile att zaman, her seferinde, fke hala yal adamn kalarn atmasna yol ayor, azn yuvarlaklatrarak hala tiz bir kahkaha atabiliyor; orijinal tasvirlere bol bol yer veren bir dil kullanyor, hala scak

olan kan tatmin olmak istiyor. Kreutzer Sonat zerindeki bir tartma srasnda yetmi yandaki Tolstoy'a, birisi -sizin yanzda ehvetten el ekmek kolay- deyince, kaslar boum boum olan bu yal adam, gzleri fke ve gururla imekler akarak yle diyor: -Doru deil bu, tenim hala gl, hala mcadele etmek zorundaym.Hibir zaman solmayan, yorulmak nedir bilmeyen yaratc gcn, ancak bu derece kusursuz bir canllkla aklayabiliriz. Dnya ileriyle geirdii altm yl boyunca bir tek yl bile ksr, verimsiz olmamtr. Zihni hibir zaman dinlenmemi, olaanst bir ekilde uyank duran ve hi durmadan alan duyarl uykuya dalmam ya da uyuklamamtr. Tolstoy, iyice yalanncaya kadar, gerekten hasta olmak nedir bilmemitir; gnde on saat alan bu iinin yapt i, bkknlk ve yorgunluk yznden, hibir zaman ciddi bir ekilde kesintiye uramamtr; arap ya da kahve gibi uyarclara bavurma ihtiyacn hibir zaman duymamtr; etle ya da alkolle iini stma ihtiyacn da duymamtr; disiplin altna alnm olan duyular o derece salkldr ki ve o derece cokulu bir ekilde atlm yapmaya hazrdr ki, ylesine esnek bir ekilde gergin ve yle youn bir gle doludur ki, en ufak bir temas onlar harekete geirebilir ve tek bir damla onlar tarmaya yeter. Gl sal, onun duyarl bir derisi olmasna engel deildir, bu derece ar bir uyarlma yetenei olmasayd, nasl sanat olabilirdi ki? Sinirlerinin tularna ihtiyatla dokunmak gerekir, nk onlarn gsterecei tepkinin iddeti her trl heyecan tehlikeli hale getirmektedir. Bunun iindir ki (tpk Goethe ve Platon gibi) mzik onu rktmektedir, nk duygularnn derin ve esrarl dalgalarn ok fazla uyarmaktadr; mzik onu ok iddetli bir ekilde etkilemektedir. -zerimde korkun bir etkisi var- demitir: Ve gerekten de, ailesi rahat ve keyifli bir ekilde mzik dinlemek iin piyanonun etrafnda topland zaman, Tolstoy'un burun delikleri titremeye balar, savunma durumuna geer gibi kalar atlr; -boaznda tuhaf bir skma-'duyar ve birdenbire, dnp kapya doru gider, nk gzlerinden yalar fkrmaktadr. -Bu mzik de benden ne istiyor?- demitir bir gn, mziin kendisi zerindeki etkisinden korku duyarak. Mziin, ondan bir eyler istediini fark ediyor, hibir zaman vermemeye kararl olduu eyi, duygularn gizli dolabnn bir kesinde gizledii bir eyi ondan skp alabileceini hissediyor ve ite ta iinde gl bir kaynama, her trl set'i, engeli aabilecek bir tama meydana geliyor. Kuvveti ve arl ile onu rkten, ne olduu belirsiz ok gl bir ey onu heyecanlandrmaya balyor; iradesine ramen, varlnn ta derinlerinde bir ehvet dalgasna kapldn ve kydan uzaklara doru srklendiini hissediyor. Ayn ekilde, belki de yalnzca onun fark ettii bu arlk yznden cinsel igdsnden de nefret ediyor (ya da rkyor). Bylece, kadna kar, tek bana yaayan keilerde rastlanan bir kin, salkl bir adam iin tabii olmayan bir kin duyuyor. Kadn ona -ancak annelik ilerine gmld ya da erdemli bir haldeyken veya yalanp saygdeer bir kii olduu zaman zararsz ve tehlikesiz- grnyor; yani -hayat boyunca bedenin byk bir kusuru ve zaaf olarak grd- bu ehveti at zaman... Eski Yunanlarn kart olan bu adam iin, bu szde Hristiyan iin, bu zoraki kei iin, mzik gibi, kadn da, ktl simgeliyor; ona gre her ikisi de, uyandrdklar ehvet duygusuyla, -bizi cesaret, kararllk, akl ve adalet gibi doutan gelen niteliklerimizden- alkoyuyorlar;

-Peder- Tolstoy'un daha sonra vaaz verirken syleyecei gibi, bizi -ten gnahlarna- gtryorlar. -Ondan bir eyler istiyorlar-, -vermek istemedii eyleri- istiyorlar; uyandrmaktan korktuu tehlikeli bir eye dokunuyorlar. Burada korkun bir ehvet duygusunun sz konusu olduunu kestirebilmek iin byk bir zihni aba harcamaya gerek yok; yle bir ehvet duygusu ki, yllarca sren bir sava sonunda, ylmaz bir enerjiyle o bunu bask altna alabilmi, ama bsbtn bomay baaramamtr; bask altna alnm, boyundurua vurulmu, yenilgiye uratlm, krbalanarak sindirilmi olan bu duygu Tolstoy'un varlnn grlmeyen bir kesinde, peneleri titreyerek, gzaltnda tutulmad ilk anda sramaya hazr bir halde, bzlp kalmtr. Mzik: te iradenin ba geviyor ve -hayvan- daha imdiden ayaklanmaya balyor. Kadnlar: te igdlerin vahi srs uluyor ve kafesinln parmaklklarn zorluyor. Tolstoy'daki bu Pan'a zg erkeklii, iinde saklad ve genliinde vahi arlklar halinde alabildiine serbest brakt (ehov'la konuurken kendisini -yorulmak bilmez bir ehvet dkn- olarak nitelemiti), daha sonra krk yl boyunca duvarlar arasna hapsettii, ama bsbtn gmemedii o insan hayvann azgnla varan ateini, ancak kendisini heyecanlandran yaln ve tabii, salkl ve sakin bir ehvet duygusu karsnda duyduu iddetli bir rperme ve yalnzca keilerin duyabilecei lgnca bir endie sayesinde kefedebilirlz. Tolstoy'un tam anlamyla ahlaki olan eseri ierisindeki bir tek ey, son derece salkl olan bu adamn ehvet duygusunun, hayat boyunca hep ar bir halde kaldn gsterir bize: -Kadn-dan, bu batan karc yaratktan duyduu korku, tek balarna lde yaayan keileri akla getiren ve onu, gzlerini baka tarafa evirmeye zorlayan, ama aslnda gze arpacak kadar ar olan arzularndan kaynaklanan ve Hristiyanlnkini de aan ve insann zerine byk bir gmbrtyle ken bir korku... Her zaman ve her yerde ayn ey hissedilir: Tolstoy, kendinden, ay gibi kuvvetli oluundan korktuu kadar baka hibir eyden korkmamtr; olaanst salndan sk sk duyduu mutluluun sarholuu, kanlmaz bir ekilde, duyularnn dizginlenmemi, hayvani gcnden duyduu dehetle glgelenmitir. phesiz o bunlar, baka hibir kimsenin yapamyaca ekilde bask altna alabilmitir; ama Rus olmann, her eyde ar giden bir milletin olu, bir halk adam olmann, arlkta banazla kadar varmann, ar ularn klesi olmann cezasz kalmayacan bilmektedir. Bunun iindir ki, akl banda olan iradesi, bedenini alabildiine yorar. Duyularn bunun iin srekli olarak oyalamaya alr, onlara tarlalar, zararsz oyunlar, ak havay ve eitli zevkleri sunar, beslenebilsinler diye. Orak kullanabilmek ve saban srebilmek iin gstermi olduu vahi bir aba ile kaslarn bitkin bir hale getirir; beden hareketleri yaparak, yzerek, ata binerek yorar onlar: lerindeki zehri kartabilmek ve onlar zararsz hale getirebilmek iin, tehlikeli gcn, zel hayatndan kararak darya doru iter: Tabiata yaylsn da, i hayatnda iradesinin kuvvetiyle dizginledii ey orada alabildiine zincirlerinden boansn diye... Bu yzden en byk tutkusu av olmutur: Burada, btn duyularn --ister aydnln, isterse karanln ocuklar olsunlar-babo brakabilmektedir. Moskoval atalarndan ve belki de Tatar atalarndan, eski gebe atllardan ve vahi savalardan kalan ok eski igdler, her zaman bask altnda tuttuu kannda

olanca iddetiyle canlanmaktadr. Pan'a zg ehvet duygusu ban kaldrr ve alevlenir. Henz bir havari haline gelmemi olan Tolstoy, ter iinde kalan atlarn kokusundan, lgnca av partilerinden, sinirlerini gergin bir hale getiren koulardan ve avn peinde fkeyle at srmekten sarho olur ve hatta (acmay, merhameti, bakalarnn aclarn ta iinde duymay daha sonra en ar ekline vardracak biri iin anlalmaz bir ey) vurulan, kanlar iinde yere serilen, sabit ve krgn baklar ile gkyzn seyrediyormu gibi yatan av hayvannn hissettii korkudan ve ektii ikenceden byk bir keyif duyar. Bir gn, bir sopa darbesiyle bir kurdun kafatasn paralad srada -can ekien hayvann ektii acy seyrederken gerek bir ehvet duygusuna kaplyorum- diye itiraf etmitir; kana duyulan susuzluun zafere ulat bu itici-g sayesinde, Tolstoy'un (lgn genlik yllar dnda) hayat boyunca bask altnda tuttuu btn vahi igdlerini kefedebiliyoruz. Ahlaki dncelerle avdan oktan vazgetii bir dnemde bile, krlarda birdenbire bir tavann kamaya baladn grr grmez, elinde olmayarak, sanki hemen tfeine davranacakm gibi, hala elleri titremektedir: Zincirlerini zorlayan igdsel yaratn, kan dkc hayvann belirtisidir bu. Ama Tolstoy, teki tutkular gibi bu tutkusunu da byk bir enerjiyle ve sebatla bask altna alabilmitir; sonunda, tensel eylerin duyularna verdii zevk, yalnzca hayat seyretmek ve anlatmakla yetinmeye dnmtr ama bunda da ne byk, ne kadar derin bir zevk vardr! Duyularn hr tabiata at zaman, alabildiine almaktan nasl da sarho oluyorlar ve nasl komaya, dalga dalga yaylp avlarn yakalamaya balyorlar! Onlar coturmak ve tututurmak iin ne kadar da az ey gerekiyor! Gzel bir atn yanndan getii zaman her seferinde nasl da az kulaklarna varyor; parmaklarnn altnda hayvann pt pt atan kann hissedebilmek iin, scack, ipek gibi boynuna eliyle vurarak okad zaman nerdeyse bir ehvet duygusuna kaplyor: Katksz bir ekilde hayvani olan her ey onu coturuyor. Srf narin bedenlerinin zarafetini grebilmek iin, saatlerce hayran hayran gen kzlarn dans ediini seyredebilir; gzel bir erkee, gzel bir kadna rastlad zaman da durur, konumasn yarda keser, yalnzca neeli aknln tatmin etmek ve coku ile yle haykrmak iin: -nsann gzellii olaanst bir ey!- nk Tolstoy, canl hayatn topland bir yer, iine eken ve yanstan bir yzey, tatl havay soluyan ve binlerce kaynaktan beslenen bir organ ve smscak akan kann klf olarak seviyor bedeni; hayatn anlam ve ruhu olarak, tenle ilgili btn scak titreimleri ile seviyor. Sanatnn mzik aletini sevmesi gibi seviyor bedeni; bedeni varl insann en tabii ekli olarak seviyor ve kendini de, belirsiz bir dille konuan dayanksz ruhundan ok, ilkel bedeniyle seviyor. Her trl ekil altnda seviyor onu, balangtan sonuna kadar ve her zaman seviyor; ve onun bu kendini-sevme tutkusunu bilinli olarak ilk defa fark etmesi hayatnn ikinci ylna kadar geri gidiyor (burada herhangi bir yanllk sz konusu deildir). Tolstoy'da, her hatrann, tpk zamann dalgalarnn altnda kalan bir aklta gibi, ne kadar net, ne derece ak ve seik bir ekilde kaldn anlatabilmek iin bu nokta zerinde durmak gerekir. Goethe ve Stendhal, ancak yedi ya da sekiz yalarndaki izlenimlerini hatrladklar halde, Tolstoy, daha iki yandayken, birtakm karmak izlenimleri, ilerde bir sanat olduu zamanki kadar kuvvetle hissedebiliyordu; bu izlenimlerde, duyularnn

zenginlii ve eitlilii aka belli oluyordu. Bedeniyle ilgili ilk izlenimlerini anlatan u satrlar okuyun: -Tahta bir banyo teknesi iinde oturuyordum, benim iin yepyeni ama ho bir koku sarmt etrafm: Bedenimi ovaladklar bir svnn kokusu. Bu, hi phesiz, beni temizlemek iin kullanlan kepekli suyun kokusuydu; izlenimin yenilii beni etkiledi ve ben ilk defa, kck bedenimi, gsmn n tarafnda gzle grlebilen kaburga kemiklerimi, dadmn esmer ve gergin yanaklarn ve elbisesinin svanm kollarn, scak ve buharl kepekli suyu ve suyun prtsn, zellikle kk ellerimi banyo teknesinin i yznde gezdirdike cilal yzeyin bende uyandrd izlenimi memnunlukla fark ettim.imdi ltfen bu ocukluk hatralarn tahlil edelim ve duyu alanlarna gre snflayalm; o zaman Tolstoy'un iki yanda bir ocuun minicik kozas ierisinde, evresindeki dnyay ne kadar tam ve kusursuz bir ekilde algladn grp aracaz: Onu temizleyen kiiyi gryor; kepein kokusunu duyuyor; bu yeni izlenimi hemen fark ediyor; suyun scakln hissediyor; grlty iitiyor; tahta teknenin cilal yzeyine dokunuyor ve eitli sinir liflerinin ayn anda aldklar btn bu izlenimleri, ocuk, btn hayati duyularn toplu olarak gerekletii ortak bir yzey olarak kendi bedeniyle ilgili genel bir -memnunlua- dntrebiliyor. Duyularnn, nasl bir vaktinden nce gelimeyle, vantuslarn daha o yata hayata yaptrdklarn, ocuun d dnyadan ald eitli duyumlarn nasl bir gle, nasl bir bilinli kesinlikle, daha o yata ak ve seik izlenimlere dntn aka gryoruz. ocuk olgunluk ana ulat, duyular gelitii ve glendii, alglar bilinle bilendii ve sinirleri hayata duyduu merakla gerildii zaman, yetikin bir hale gelen bu organizmann, her izlenime nasl bir dakiklik ve iddet kazandrabilecei kolayca tahmin edilebilir. te o zaman, oynamaya alan ocua, darack banyodaki minicik bedenini hissettiren bu ilkel rahatlk duygusu gelierek vahi ve nerdeyse lgnca bir yaama zevkine dnecektir; ve bir zamanlar o kk ocukta olduu gibi, tek bir sarholuk duygusu ierisinde dars ile ierisi, dnya ile benlik, tabiatla hayat birleecektir. Gerekten de, benliin bu sarholuu, nesnelerin evrenselliiyle birleerek, olgunluk ana gelmi olan Tolstoy'da sk sk iddetli bir taknla yol amaktadr; bu taknl anlayabilmek iin, bu gl adamn bazen geceleyin kalktn ve ormana gidip dnyay seyrettiini (o dnya ki, kendisini, herkesten daha ak ve seik olarak ve daha byk bir iddetle alglasn diye, milyonlarca canlnn arasndan onu semitir); sanki canl ve uultulu havann iinde, ruhunu heyecanlandran sonsuzluu yakalayabilirmi gibi, birdenbire cokulu bir hareketle gsn iirdiini, kollarn yana doru atn ya da evrenin bykl karsnda duyduu heyecan en kk eyde de duyarak, ayaklar altnda ezilmi bir deve dikenini sevgi ve efkatle yerden kaldrp dorultmak veya bir yusufuk bceinin gz kamatrc oyununu tutkuyla seyretmek iin eildiini; daha sonra da, dostlarnn ona baktn grerek, gzlerinin yaardn gstermemek iin arabuk arkasn dndn okumak yeter. Hibir ada air, Walt Whitman bile, bu dnyayla ve ten zevkleriyle ilgili organlarn fizik ehvetini bu derece kuvvetle hissetmemitir; ada airler arasnda hibiri, ebediliin barndan, bylesine bir aklk ve seiklikle, btn ayrntlar (nesnelere ayn zamanda bakarak, dokunarak ve onlar koklayarak) ekip karmamtr: Takn ehvet duygusunun atei ve bir eski a tanrs gibi her

yerde -hazr ve nazr oluundan- kaynaklanan bykl ile bunu baaran yalnzca bu Rus olmutur. imdi onun u gururlu ve heyecanl szn anlayabiliriz: -Ben, tabiatn ta kendisiyim.Dall budakl kocaman bir aaca benzeyen bu Rus, evren iinde ayr bir evren olan bu adam, kendi Moskova toprana kk salmt: Bunun iindir ki, gl salamln hibir ey sarsamayacak sanlrd. Ama toprak da bazen bir depremin etkisiyle sallanabilir; bazen Tolstoy da, salam gvenliinin ortasnda, media in vita (hayatn ortasnda), sendeler. Birdenbire baklar donup kalr, duyular titrek bir hal alr ve nlerinde boluktan baka bir ey bulamaz olur, nk gr alanna, duyularyla kavrayamyaca bir ey girmitir; hayatn ve bedenin smscak doluluunun ve tamlnn dnda kalan bir ey; sinirlerinin tmyle gerilmesine ramen anlayamad bir ey; bu dnyaya ait bir nesne olmad, kendi iine ekip belli bir karm haline getirebilecei bir madde olmad iin bir duyu adam olan Tostoy'un eriebilecei alann dnda kalan bir ey onu mutlu klan ve duyarlna ak olan her eyin arkasna acayip bir glge yanstan bir ey; kendisine dokunulmasn, arlnn llmesini istemeyen ve her zaman bir susuzluk, bir kanmazlk duyan dnya-duygusu ierisinde yer almay istemeyen bir ey. Gerekten de olaylar dnyasnn yuvarlak mekann birdenbire paralayan bu korkun dnceyi nasl kavramal? Hayatn alaya alaya akan ve soluk solua kalm bu duyularnn bir gn sar ve dilsiz olacaklarn, ellerin bir deri bir kemik kalacan ve duyarln yitireceini, imdi kan dolam ile smscak olan u plak ve salam bedenin kurtlara yem olabileceini ve ta gibi souk bir iskelet haline geleceini akla ve hayale nasl sdrmal? Hayatn arkasnda duran bu siyah ey, bu hilik, insann kendini savunmasna imkan tanmayan ve hibir zaman ak ve seik olarak kavrayamyacamz bu ey, bugn veya yarn onun iine de girerse ne olacak? Duyularmzla kavrayamyacamz bu varlk, zsu ve kuvvetle dolup taan onun gibi birinin iine de girerse ne olacak? lml olma dncesi aklna her geliinde Tolstoy'un kan sanki damarlarndan ekilmektedir. Onunla ilk karlat zaman henz bir ocuktu: Annesinin cesedinin yanna getirmilerdi onu; daha dn canl olduu halde, imdi souk ve kat bir hale gelmi bir ey uzanyordu orada. Bu grn seksen yl boyunca unutamamtr; oysa o zaman neler olup bittiini ne dncesiyle, ne de duygusuyla kavrayabilmi deildi. Ama bu be yandaki ocuk bir lk atm, korkun bir dehet l atm ve lgnca bir panie kaplarak, sanki korkunun btn Erinys'leri (Erinys'ler: Yunan Mitolojisinde, gnahkar insanlarn pelerine taklp kalplerine korku salan ve onlara vicdan azab ektiren ruhlar veya tanralardr; zellikle analarn, babalarn ldren kimselerin pelerine derek, ana-baba ahn ve cn almakla grevlidirler.) peindeymi gibi odadan kamt. ster kardeinin, isterse babasnn ya da teyzesinin lm sz konusu olsun, lm dncesi, her seferinde, bir ok ve boulma duygusu halinde, zerine ayn iddetle kmtr: Buz gibi souk olan bu el, her seferinde boazn skm, srtn rpertmi ve sinirlerini parampara hale getirmitir. 1869'da, bunalmdan nce, ama bunalma yakn bir zamanda, byle bir beklenmedik saldry -insann kann donduran bir korku- (onun deyimidir bu) olarak nitelemitir. -Yatmaya alyordum, ama yataa uzanr uzanmaz, bir korku dt iime, bir

dehet duygusuna kapldm ve bu yzden yataktan kalkmak zorunda kaldm. Kusmadan nce hissedilen bir eit bulantyla kark bir skntyd bu; bir ey varlm para para ediyordu sanki, ama bsbtn yok etmiyordu. Bir kere daha uyumaya altm, ama korku hala oradayd, insann iini yakan ve kann donduran bir korku; birey varlm paralyordu, ama ayn zamanda sktryordu.- Korkun olay tamamlanmt: lm, Tolstoy'un bedenine parman dokundurmadan nce, hayatnn gerekten son bulmasndan krk yl nce, lmn nsezisi canl ruha girmiti ve onu oradan kovmak hibir zaman mmkn olmayacakt. Byk bir endie, btn gece yatann ba ucundan ayrlmad; yaama sevincini can alacak noktasndan kemiriyor, kitaplarnn sayfalar arasna giriyor ve daha imdiden rmeye balayan karanlk dncelerini para para ediyordu. Tolstoy'daki lm korkusunun, tpk hayat dolu oluu gibi, insan-st olduu grlyor. Bunu, mesela Edgar Allan Poe'nun nevrastenik korkusuna, Novalis'in ehvetli ve mistik rperiine, Lenau'nun melankolisine benzeyen sinirli bir korku olarak nitelemek doru olmaz: Cesaret gsterip bu korkunun adn koymak gerekir. Burada vahi ve yaln bir korku, katksz bir dehet, bir endie kasrgas, yok olma tehlikesi ierisindeki hayat igdsnn panie kaplmas sz konusudur. Tolstoy, dnen bir adam olarak, gl ve yiit bir zeka olarak korkmuyor lmden; kpkzl hale gelmi demirle dalanmasna ve bundan byle bu korkunun tutsa haline gelerek, btn varl ile titriyor, tiz lklar atyor ve kendine hakim olamyor. Korkusu hayvani bir dehet ve aknlkla kark bir rkme, ok gibi bir ey: nsan eklindeki tm yaratklarn ilkel korkusu, tek bir ruhta birlemi btn nesillerin duyduu lgnca bir korku bu. Bu dnceye kendini kaptrmak istemiyor, direniyor, ama duyduu dehetten dizlerinin ba zlyor, nk unu unutmayalm ki, Tolstoy bu korkuya hazrlksz olarak, son derece sakin bir hayatn ortasnda yakalanmtr; bir ay kadar gl bu Moskoval iin hayatla lm arasnda bir gei dnemi olmamtr. Son derece salkl olan bu adam iin lm kesinlikle yabanc bir eydir; oysa sradan bir insan iin, genellikle, hayatla lm arasnda ou zaman alabilen bir kpr vardr: Hastalk. nsanlarn ou, elli yalarna doru, gizli bir halde lmn bir parasn tarlar ilerinde; onun varl artk kendilerinin dnda olan bir ey, bir srpriz deildir: Bu yzden, lmn ilk byk saldrs karsnda bu derece savunmasz bir ekilde rpermezler. Gzleri bir bez paras ile kapatlarak idam kazna balanan ve yaylm ateini bekleyen, her hafta sara nbetlerinin penesine den bir Dostoyevski, aclara alkn olduu iin, salkla dolup taan, dolaysyla lm aklna bile getirmeyen birinden ok daha byk bir cesaretle gsleyebilir lm dncesini. Ayn ekilde, hibir eyle giderilemeyen ve nerdeyse utan verici olan bu korkunun glgesi, lm kelimesi yavaa sylendii zaman bile, lm dncesini yle bir aklndan geirdii zaman bile titremeye balayan Tolstoy'da olduu kadar byk bir iddetle dondurmayacaktr Dostoyevski'nin kann. Hayatn btn deerini ancak kendi benliinin alp gelimesinde, -yaama sarholuu-nda bulan bir insan iin hayat gcnn en ufak bir ekilde azalmas bir eit hastalktr (Tolstoy daha otuz alt yandayken kendini -yal bir adam- olarak gryordu). Bu yzden bu yeni izlenim, yer yer, bir mermi gibi delip gemitir onu.

Ancak varl bylesine bir yaama gcyle hisseden bir insan, bunun tamamlaycs olan bir olayla, yokluktan da bu derece bir iddetle rker; yalnz bu kadar ar bir salk, ok daha gl olan lmn gereklii karsnda byle bir korku duyacaktr. Ne var ki, burada, eytani bir yaama gc ayn ekilde eytani olan bir korkuya kar ayakland iin, Tolstoy'da varlkla yokluk arasnda bylesine bir devler sava, belki de dnya edebiyatndaki en byk sava patlak vermitir. nk yalnzca dev gibi insanlar, devlere yaraan bir kar koyma gsterirler: Tolstoy gibi otoriter bir adam, bir irade-atleti, hilik ya da yokluk karsnda kolayca teslim olmaz veya cesaretini kaybederek, kiliselerin kaps arkasnda, kendine bir snak aramaz: lk oktan hemen sonra, kendini toparlar, birdenbire stne atlayan bu dman yenmek iin kaslarn glendirir; hayr, onunkisi gibi takn ve esnek bir yaama gc, savamadan teslim olmaz. Bylece, ilk korkusundan syrlr syrlmaz felsefenin siperinin arkasna ekiliyor, kprlerini kaldryor ve mantnn cephaneliinden ald gllelerle, grlmeyen dman geri pskrtyor. Kk grme, onun ilk savunma aracdr: -lmle ilgilenemem; bunun balca sebebi, hayatta olduum srece onun var olmamasdr.lme -gvene layk olmayan- adn veriyor ve -lmden deil de, yalnzca lm korkusundan korktuunu- iddia ediyor gururla; hi durmadan (otuz yl boyunca!) lmden korkmadn, lm endieyle dnmediini sylyor; ama bu szleri, elli iki yandan sonra, elinde olmadan, hep lm problemiyle uramas ve bunu sathi bir ekilde deil de, -ruhunun olanca kuvvetiyle- yapm olmas gereiyle eliiyor. Bununla birlikte, o, kimseyi aldatmyor, kendini bile aldatmyor. Bu korkunun ilk saldrsndan sonra, maddi ve manevi huzurunda bir gedik aldna phe yoktur; btn sinirleri ve btn dnceleri bu saldrlarn insafna kalmtr ve Tolstoy, elli yandan sonra, ancak bir zamanlar kendi hayatna duyduu gvenin ykntlar zerinde savamaktadr. Ve lm dncesinin sabit bir fikre dnmesinden kurtulmak iin ne derece aba harcarsa harcasn, onun elinden kurtulmasnn imkansz olduunun bilincine de o derece varmaktadr. Adm adm geri ekilerek, bunun yalnzca bir -hayalet-, -bo bir korku- olmadn, birtakm szlerle rktlemeyen ok saygdeer bir dman olduunu itiraf etmek zorunda kalyor. O zaman Tolstoy, insann, kanlmaz bir ekilde lme mahkum olduu dncesiyle birlikte yaamaya devam etmesinin mmkn olup olamyacan aratryor: lme kar savaarak yaamak mmkn olmadna gre, lmle birlikte yaamak mmkn olamaz m acaba, diye soruyor? Bu yeni k sayesinde, Tolstoy'un lmle olan ilikilerinde ikinci bir safha, bu sefer verimli bir safha alyor. Artk onun varlndan -kurtulmaya- almyor; artk bilgelik sayesinde onu bir yana itebilecei ya da iradesinin kuvvetiyle dncelerinin dnyasnn dnda tutabilecei gibi bir yanlgya dmyor; onu kendi varlna sokmaya alyor, yaama duygusuyla birletirmeye, kanlmaz olan eye kar kendini dayankl bir hale getirmeye, ona -almaya- alyor. lm altedilemez, yenilemez; bu hayat dolu dev, lm kabul etmek zorunda kalyor, ama lm korkusunu deil! Bunun iin, bundan byle btn gcn bu korkuyu yenmek iin kullanyor. spanya'da Trappe tarikatndan olan papazlarn, ilerindeki her trl korkuyu yok edebilmek iin tabutlarda uyumalar gibi, Tolstoy da her gn iradesini kullanarak yapt srekli egzersizlerle, kendi kendine telkinde bulunarak, hi ara vermeden bir memento mori uyguluyor (lm hatrlyor); lmden korkmadan, hi durmadan lm dnmeye

zorluyor kendini. Gnlndeki her not esrarl harfle balyor: S.j.v. (-Si je vis-, yaarsam eer); yllar boyu her ayn banda bunu belirtiyor, kendine bunu hatrlatyor; -lme yaklayorum-. lmle yz yze gelmeye altryor kendini; alkanlk, yabanc olan eylerin keskinliini gideriyor ve korkuya galebe alyor. Bylece, lmle otuz yl savatktan sonra, nce kendisine yabanc gelen bu dnceyi benimsiyor ve dman, bir eit dost haline geliyor. Tolstoy, onu kendine doru ekiyor, kendi iine alyor; lm, hayatnn manevi bir unsuru haline getiriyor ve bylece ilkel endie, -sfra eit- oluyor. Olgunlam, bilgelemi olan insan, kendini korkutan o eski hayalin yzne skunetle, hatta isteye isteye bakyor; -lm zerinde dnmemeli, ama onu hibir zaman gzden karmamal. O zaman btn hayat daha ciddi, daha nemli ve gerekten de daha verimli ve neeli bir hal alyor-. Zorunluluk, bir erdem olmutur; Tolstoy (sanatnn her zaman bavurduu are!) korkusunu, objektif bir hale getirerek yenmitir; lm ve lm korkusunu baka yaratklara, eserlerindeki kahramanlara aktararak, her ikisini de kendinden uzaklatrmtr. Bylece, balangta onu yok etmek ister gibi grnen ey, hayat derinletirmesine yaram, hi beklenmedik bir olayla, sanatna byk bir ycelik kazandrmtr; nk lmn bir alnyazs olduunu hissettiinden bu yana, lmn ne demek olduunu bilmektedir; endieli aratrmalar sayesinde, hayalinde bin kere ldn grebilmesi sayesinde, canllarn en tutkulusu olan o, lm en iyi ekilde anlatan --girdisini ktsn en iyi bilen-biri, lmle ilgili eyleri zihinlerinde canlandran gelmi gemi kiilerin en ustas haline gelmitir. Gerekle yz yze gelmeden nce duyulan endie, btn imkanlar ateli bir ekilde sorguya eken, hayal gcnn kanatlarna sahip olan ve en ince sinir dalmna varncaya kadar her eye bir ruh veren endie, hi phesiz, sessiz ve vurdum duymaz salktan daha yaratcdr. Durum byle olunca, birok yllardan beri capcanl duran, insan bylesine rperten, bylesine bir panik ierisine sokan bir endienin ne demek olduunu, bir dnce-devinin kutsal aknlnn ve korkusunun, horror et stupor'unun ne demek olduunu varn siz dnn! (Byle bir korku ve aknlk sayesinde, Tolstoy, fizik bakmdan yok olmann btn belirtilerini tanmtr, Thanatos'un (Thanatos: Yunan Mitolojisine gre, lm simgeleyen tanrdr. Gece'nin (Nyx'in) olu Uyku'nun (Hypnos'un) ise erkek kardeidir. Bu iki kardein birbirlerinden hibir zaman ayrlmadklar ve Yeralt Dnyas'nn (Tartaros'un) derinliklerinde yaadklar kabul edilirdi. Thanatos, insanlarn arasnda, elinde ldrc bir kl tutarak ve siyah bir rtye brnerek dolard.) elik kaleminin lecek olan bedenin zerine izdii her izgiyi, her belirtiyi tanmtr, karanlklara gmlen ruhun her rperiini ve her trl dehetini duymutur. Sanat, edinmi olduu bu bilgisiyle cotuunu hissetmektedir. Korkun l ile van lyi'in lm: -stemiyorum, istemiyorum-, Levine kardein ackl sonu, romanlarndaki eitli lmler, - lm-, her zaman tetikte bulunan zihnin, bilincin snrlarn aarak aaya doru bakmas, Tolstoy'un en byk psikolojik deerini oluturan btn bu dnce faaliyetleri --eer ondaki bu korkun sarsnt olmasayd, btn varln delip geen bu deheti kendisi hissetmemi olsayd, her an uyank duran bir iddet ve gvensizlikten oluan ve bu dnyay aan bu yeni rperi olmasayd-btn bunlar anlalmaz olarak kalrd. Ancak, sanat iin kararan bir saln, tkenmek nedir bilmeyen bir k kayna ile oluturduu kartlk ierisindedir ki, en ince dnce ayrm, en kk fizik deime, renkleri derece derece aan fra darbeleriyle,

bylesine bir netlikle izilebilir; yalnzca duyduu korku yznden en derin atomlarna varncaya kadar btn gcn yitirmi olan bir kuvvet, uyank kalabilmek iin btn varlyla bylesine titreyebilir. Sempati duymak, her zaman iin, daha nce hissetmi olmak demektir: Tolstoy'un bu yz kadar lm anlatabilmesi iin, allak bullak olmu ruhunda, daha nceden, lmle yz kere karlamas, lm yz kere yaamas ve hissetmesi gerekirdi. Varln birdenbire bu ekilde kararmas ierisinde ilk bakta insana anlamszm gibi gelen eydir ki, Tolstoy gibi bir sanatda yepyeni bir anlamn kvlcmlarn tututurmutur; nk yalnzca endiesi, bir nseziden oluan endiesi, onun sanatn, sathi olandan, basit gzlemlerden ve gerein kopyas olmaktan syrarak bilginin derinliklerine kadar ulatrmtr; Rubens'e zg duyusal bir objektifliin taml sayesinde, ona reten bu endiedir ite; Rembrandt'ta rastladmz ac glgelerin ortasnda, ieriden gelen ve metafizik olarak nitelenebilecek bu ona reten bu endiedir. Tolstoy lm, hayat dolu bir varlk olarak, herkesten daha iddetli bir biimde yaam olduu iindir ki, hepimiz iin de, hi kimsenin yapamad ekilde, capcanl bir hale getirebilmitir. Yaratc bir insan iin her bunalm kaderin bir armaandr. Bylece, Tolstoy'un sanatnda olduu gibi, manevi tavrnda ve dnya felsefesinde de yeni ve daha yksek bir denge kurulmutur. Kartlklar birbirine karmtr: Yaama isteinin, ac kart ile (yani lm korkusu ile) olan korkun atmas, yerini, bilgece ve uyumlu bir anlamaya brakmtr: Tolstoy'un yallk yllarnn kahramanca alaca karanl ierisinde, yava yava snen hayatla, glgeleri yaklaan lm dalga dalga, gzel ve verimli bir biimde birbirine karmtr. Sonunda yatm olan duygu, Spinoza'nn anlad anlamda, o yce saatin (son saatin) korkusuyla umudu arasndaki katksz bir denge ierisinde tam olarak huzura kavumutur: -lmden korkmak iyi deildir; lm istemek de iyi deildir. nsan terazinin kolunu yle ayarlamal ki, ibre hep dikey dursun ve iki kefeden biri ar basmasn. yi yaamann en iyi artlar bunlardr-. Ac uyumsuzluk sonunda uyumlu bir hal almtr. Yal Tolstoy artk lmden nefret etmemektedir ve ona kar bir sabrszlk da gstermemektedir, artk ondan kamamakta, ona kin beslememektedir. Grlmeyen, ama daha imdiden var olan bir eser zerinde alarak, kafasnda nceden birtakm hazrlklar yapan bir sanat gibi, tatl dncelere dalp hayaller kurmaktadr. Bunun iindir ki, uzun zamandan beri korktuu bu son saat onun iin tam bir ltuf olmutur: Hayat gibi byk olan, eserlerinin en gzeli olacak bir lmn ltfu... ::::::::::::::::: SANATI -Yaratmann verdii zevkten baka gerek bir zevk yoktur. ster kalem yaplsn, isterse izme, ekmek veya ocuk, yaratma olmadan gerek bir zevk duymaya imkan yoktur; yaratmann dnda, hibir zevk yoktur ki, endieyle, acyla, vicdan azab ve utanla karmam olsun.- (Tolstoy'un mektubu) Edebi bir eser, ancak bize hayal rn bir eser olduunu

unutturduu ve gerein ta kendisiymi gibi geldii zaman kusursuzlua ulam demektir. Tolstoy'da bu yce yanlg sk sk gerekleir. Anlatt eyler somut gerein renklerine ylesine brnmlerdir ki, onlarn hayal rn olduunu ve kahramanlarnn gerek olmadn dnmeye hibir zaman cesaret edemeyiz. Tolstoy'u okurken, alm olan bir pencereden gerek dnyaya bakmaktan baka bir ey yapmadmz izlenimine kaplrz. Bu bakmdan, eer btn yazarlar Tolstoy gibi olsalard, sanatn son derece kolay bir ey olduunu, sanattaki gerein ok tabii bir ey olduunu, edebi bir eser yazmann var olan eylerin tpatp bir kopyasn karmaktan --fazla bir zihni aba harcamay gerektirmeyen bir kopyasn karmaktan-- baka bir ey olmadn ve bunun iin de, Tolstoy'un deyimiyle syleyecek olursak, yalnzca -olumsuz bir nitelik-, -yalan sylememek- gerektiini rahata dnebilirdik. nk Tolstoy'un eseri byk bir aklk ve seiklikle tpk bir manzarann saf tabiilii ile, asl kadar gerek olan yeni bir tabiatm gibi zengin ve capcanl bir ekilde gzlerimizin nne serilir. lham Furor'unun (cokunluun ya da taknln) btn esrarl gleri, yaratmann ateinin, ou zaman mantk-d olan pervasz hayal gcnn fosforlu hayallerinin btn esrarl gleri, yaratc airin btn ilkel unsurlar Tolstoy'un destani eserinde yoktur ve gereksiz grnmektedir: Burada ba dnm bir eytann deil, aba gstermeden yaratan, basit bir gzlem yntemiyle dikkatle inceleyerek ve tabiatta var olan eylerin tam bir rneini, yani gerein bir kopyasn kararak yaratan, ak ve seik bir ekilde grebilen soukkanl bir adamn var olduunu dnmek zorunda kalrz. Ama burada, sanatnn kusursuzluu, ondan minnet ve kranla yararlanan dnceyi yanltmaktadr, nk gerei anlatmaktan daha zor, ak ve seik olmaktan daha g ne vardr? Kendi el yazsyla yazd msveddeler, Leon Tolstoy'un kolayca yazma gibi bir ayrcal olmadn, en sabrl, en dikkatli, en hayran olunacak iilerden biri olduunu ve dnyayla ilgili kocaman fresklerinin, her biri kendi iinde bir parack renk unsuru tayan saysz kk talarn yan yana konmasyla, yani byk bir dikkat ve titizlikle yaplan milyonlarca ayrntl gzlemin bir araya getirilmesiyle oluturulmu, sanatla ve emekle gerekletirilmi bir mozaik olduunu kantlamaktadr. izgilerin netliinin arkasnda, hayaller gren bir insanla ilikisi olmayan birinin, her portreye nce byk bir zenle bir kat boya sren, oranlar dikkatle lp bien, her izgiyi ve her kenar ihtiyatla izen, daha sonra, bile bile yapt bir glge-k oyunuyla destani masaln hayatn yla aydnlatmadan nce birbiri ardnca renk tonlarn seen eski Alman ressamlar gibi, yavaa ve objektif olarak hareket eden bir sabr ustasnn srarl ve kararl almas gizlidir. Sava ve Bar, iki bin sayfalk bu koca destan, yedi defa gzden geirilip dzeltilmitir; bu eserle ilgili taslaklar ve notlar byk sandklar doldurabilirdi. En ufak bir tarihi olay, her somut ayrnt dikkat ve zenle belgelendirilmitir; Borodino Savan anlatt sahneye objektif bir kesinlik kazandrabilmek iin, Tolstoy, at zerinde, elinde kurmay haritas olayn getii yerde iki gn dolamtr; hayatta kalan birinin azndan, olaylar sslemeye yarayacak ufak bir ayrnty renebilmek iin trenle fersahlarca yol katetmitir. Yalnzca btn kitaplar ve ktphaneleri kartrmakla kalmam, ufack bir gerek paras daha ele

geirebilmek iin soylu ailelere sorular sormu, zel mektuplardan ve bilinmeyen belgelerle dolu arivlerden de yararlanmtr. Bu ekilde yllar boyunca, on binlerce, yz binlerce kck gzlem, tpk cva damlacklar gibi toplanm, biriktirilmi, sonunda yava yava ve onlar birletirecek herhangi bir eye ihtiya olmakszn, bir araya gelmiler, birbirlerine karmlar, bylece yuvarlak, tam ve kusursuz bir btn yaratmlardr. Gerek uruna yaplan bu sava tamamland zaman da, akla ve seiklie ulamak iin yaplan sava balamtr. Baudelaire gibi, bu lirik sanatnn iirlerinin her msranda yapm olduu gibi, Tolstoy da, kusursuz bir iinin titizlii ile, nesrini trplemi, cilalam ve ilemitir; ekile dvm, oyma kalemiyle oymutur. ki bin sayfalk eserin ierisinde yerini bulamam bir tek cmle, tam olarak yerine oturmam bir tek sfat, onu ylesine endielendiriyor ki, korkuya kaplp, provalar Moskova'ya basmcya gnderdikten sonra, sz konusu olan yerde uyumlu bir deiiklik yapabilmek iin basky durdursun diye ona telgraf ekiyor. Bu ilk basl nsha, daha sonra tekrar dncenin imbiinden geiriliyor; bir kere daha eritiliyor, bir kere daha kalba dklyor; gelmi gemi zamanlar ierisinde zahmet ekilmeden ulalm bir sanat var olmusa eer, bu yazarn --Tolstoy'un-- sanat deildir o. Yedi yl boyunca Tolstoy gnde sekiz saat, on saat alabilmektedir; bunun iindir ki, sinirlerinin son derece salam olmasna ramen, bu adamn, her byk romanndan sonra bir ruh knts geirmesine amamak gerekir; midesi birdenbire almaz hale geliyor, duyular bulanklayor ve bocalamaya balyor; byk bir eserini tamamlad zaman her seferinde, bir rahatszlk ve yetersizlik duygusuna, bir eit bunaltc hzn duygusuna kaptryor kendini; her trl uygarlktan uzak bir yere, mutlak bir inzivaya ekilmesi, bir kulbede yaayarak ve kmz kr yaparak manevi dengesini yeniden kazanabilmek iin Baschik'lerin yanna steplere gitmesi gerekiyor. Homeros'un kardei olan bu destani dehann, kusursuz ve tabii bir ekilde anlatmasn bilen, kayalklardan akan su gibi berrak ve nerdeyse halktan biri gibi ilkel olan bu yazarn iinde ac eken ve tatmin olmam bir sanat vardr. Bununla birlikte --ve bu tanrsal bir ltuftur-- eserin kusursuz canll iinde yaratn gl belli olmamaktadr. Tolstoy'un nesri, okurken artk sanatn varln hissetmediimiz bu nesir, amzn ortasnda ve ayn zamanda alarn tesinde, tabiat gibi ebedi, balangc ve ya olmayan bir ey olarak grnmektedir. Hibir yerde belli bir an damgasn tamaz; Tolstoy'un romanlarndan birka, zerinde yazarn ad bulunmadan, bir okuyucunun eline ilk defa geecek olsayd, hi kimse bu eserlerin hangi on yllk dnem iinde, hatta hangi yzylda yaratlm olduunu sylemeye cesaret edemezdi; nk her trl zaman aan bir anlatm biimiyle yazlmtr bu eserler, htiyar'daki veya nsana Ne kadar Bir Toprak Gerek? adl eserdeki halk efsaneleri, Ruth'la Eyp'n ada olabilirler, matbaann icadndan bin yl nce ve yaznn ilk alarnda hayal edilmi olabilirler. van lyi'in lm, Polikuka ya da Ketenbezi len Adam, XX'uncu yzyla ait olabilecei gibi XX'inci ve XXX'uncu yzyla da ait olabilir; nk Stendhal'da, Rousseau'da veya Dostoyevski'de olduu gibi, adalarnn ruhu ya da belli bir an havas deil, btn alarn herhangi bir gelimeye bal olmayan ilkel ruhu ve duyarl, yeryznn soluu, sonsuzluk karsndaki insann ilkel endiesi ve yalnzl hissedilir bu eserlerde; ve btn bunlar insanlk iin deimeyen bir mekann barnda --onun edebi faaliyetinin yer ald bir mekann barnda-- gerekletii iin, Tolstoy'un hep ayn dzeyde

kalan tartlmaz ustal zaman yok eder. Anlatma sanatn hibir zaman renmek zorunda kalmam, bildii eyleri de hibir zaman unutmamtr; tabii dehas gelime ve kme, ilerleme ve gerileme nedir bilmez. Yirmi drt yandaki gen adamn Kazaklar adl kitabndaki manzara tasvirleri de, altm yandayken yazd Yeniden Dou adl eserindeki o unutulmaz ve prl prl Paskalya sabah da, btn sinirlerin hissedebilecei ayn tazelii, elle tutulabilen, gzle grlebilen, belli bir ekle sokulabilen organik ve inorganik dnyann ayn canlln gzler nne sererler. Ayn objektif kusursuzluk yarm yzyl boyunca srp gitmitir; sarp kayalar nasl Tanrnn huzurunda srekli bir ekilde ba dik, vakur ve hi kprdamadan ylece duruyorlarsa, Tolstoy'un eserleri de deien ve kararsz zamann ortasnda dimdik ykselmektedir. Ne var ki, bu deimez kusursuzluk --dolaysyla sbjektif bir unsurun ie karmad kusursuzluk-- sayesinde, Tolstoy'un eserinde sanatnn canl varln sezmek mmkndr; Tolstoy bize vakalar icat eden biri olarak deil de, dorudan doruya, yani dolaysz gerei ustaca anlatan biri olarak grnr. Bunun iindir ki Tolstoy'u air olarak nitelemekte ou zaman ekingen davranlr, nk bu -kanatl- kelime, sylenilen ey ne olursa olsun, farkl bir varlk biimini, insanln ycelmi bir eklini, efsane ve sihirle esrarl bir ilikisi olan birini, kavranlmas mmkn olmayan gerekleri bir hayal sarholuu ierisinde, Pythia'ya (Phytia: Yunan Mitolojisine gre, tanr Apollon'un etkisiyle kendinden geerek syledii kopuk kopuk cmlelerle gaipten haber veren kadn kahin.) vergi, kopuk kopuk szlerle azndan karan cokulu bir varl belirtmek iin kullanlr; szle ifade edilemeyen eyi ahenk sayesinde, olduu gibi, rlplak ortaya koyan ve bir ruhun varln dile getiren semboller sayesinde, kavranlamyan eyleri aka anlatabilen, sezgi ile dolup taan bir dehay belirtmek iin kullanlr. Oysa Tolstoy hi de -yce bir dnyann- adam deildir; bu dnyann berisine kk salmtr, yeryznn tesine deil; bu dnyayla ilgili her eyin zdr o; hibir yerde duyularn, elle tutulabilen, dokunulabilen eylerin dar alann amaz; ama bu alann iinde nasl bir mkemmellie ulamtr! Baka insanlarn sahip olduundan farkl nitelikler, iir ve sihirle ilgili nitelikler yoktur onda; onunkiler sradandr, ama son derece gldr: Daha youn bir ruha sahip olmakla yetinir, normal bir insandan daha ak ve seik, daha geni ve daha bilinli bir ekilde grr, iitir, koklar ve hisseder, daha uzun bir zaman ve daha mantkl bir ekilde hatrlar; daha hzl ve daha byk bir ustalk ve aklkla dnr; ksaca her insani nitelik, onun grlmemi derecede kusursuz bir ekilde ileyen organizmas ierisinde sradan bir insannkinden yz kat daha iddetli bir hal almtr. Ama Tolstoy, normalin snrn hibir zaman amamtr (bunun iindir ki, Tolstoy'a -dahi- demeye cesaret edenler pek azdr; oysa Dostoyevski iin bu kelimeyi rahata kullanmak mmkndr); mistik dnyaya, peygamberlere zg bir dnyaya, iinde yaadmz dnyann tesinde yer alan bu alanlara --cokulu bir adamda, bir hayal adamnda bazen bir yark, atlak ya da bir at penceresinden ateten bir mesajn parladn grdmz bu alanlara-- hibir zaman girmemitir; Tolstoy'un edebi faaliyeti hibir zaman -Esrarl- bir g, -Bilinmeyen- bir g tarafndan harekete geirilmemitir. Tolstoy'un akl ve seiklii, herkes tarafndan anlalabilir olmas buradan ileri gelir, nk yeryzne bal olan bu hayal gc, -somut hatralarn- tesinde, insanln ortak snrlarnn dnda kalan bir eyler yaratmak

istememitir; bunun iindir ki, sanat her zaman iin objektif, pozitif, ak ve seik, insani bir sanat, gnlk hayatn yla aydnlanan bir sanat, -potansiyel halde olan- bir gerek olarak kalacaktr. Tolstoy, eserlerini bir air olarak yazmamtr, hayal gcyle sihirli dnyalar yaratmamtr, gerek olan eyleri -anlatmak-la yetinmitir: Anlatt zaman da, bir sanatnn deil, objelerin konutuunu duyar gibi oluruz. nsanlar ve hayvanlar, onun dnyasndan, kendi hareketlerinin tabii ritmine uygun olarak, alkn olduklar zel yaama-yerlerinden rahata karm gibi grnrler bize; onlarn arkasnda, daha abuk hareket etmelerini salamak ve itelemek iin, Dostoyevski'nin yapt gibi, kahramanlarn --lklar atarak ve ateler ierisinde tutkularnn meydanna atlsnlar diye-- iddetle kamlayan heyecanl bir air yoktur. Tolstoy anlatrken, soluu hissedilmez. Tpk dalk blgelerde yaayanlarn yksek bir daa trmanrken yaptklar ekilde hareket eder: Yava yava, dzenli olarak, derece derece, srayp atlamadan, sabrszlanmadan, yorulmadan, zayflk belirtisi gstermeden; ve kalbinin atlar hibir zaman sesine yansmaz; Tolstoy'un peinden gittiimiz zaman duyduumuz esiz huzur buradan ileri gelir. Tolstoy'da, Dostoyevski'de olduu gibi, hayranln gz kamatrc kvrmlar boyunca bir imek hzyla srklenmeyiz; birdenbire uurumlarn ba dndrc derinliklerine atlamayz; kanatlanarak, akla hayale smaz bir rya alemine doru umayz: Tolstoy'un sanat karsnda, tpk bilimin karsnda olduumuz gibi, gzlerimiz, her eyi ok iyi grecek ekilde apaktr. Sendelemeyiz, phe duymayz, yorulmayz, onun gl elinin gsterdii ynde, destanlarndan oluan byk da ktleleri boyunca, adm adm, basamak basamak trmanrz; ufkumuz geniledike, gr alanmz da geniler. Olaylar yava yava geliir; uzaklar azar azar aydnlanr, ama btn bunlar tkr tkr ileyen bir saat arknn amazl ierisinde olup biter; tpk sabahleyin gne dounca, bir manzarann derinliinden gn klarnn ar ar ykselii gibi... Tolstoy, dnyamzn ilk alarnn destan airleri gibi --yer yer dolap iirler okuyan, dini arklar syleyen, tarihi hikayeler anlatan airler gibi-- anlatt eyleri tabii bir sadelikle anlatr bize: Sabrszln henz insanlarn dnyasnda boy-gstermedii; tabiatn kendi yaratklarndan henz ayrlmad; insann gr-asndan kurulmu aamal bir dzenin, insana en yksek payeyi verecek ekilde, hayvanlar, bitkileri ve talar insanlardan ayrmad, tam tersine en knden en byne kadar her eye ayn saygnn gsterildii ve ayn tanrsalln uyguland alarda olduu gibi... Gerekten de, Tolstoy nesnelere evrensel bir gr-asndan bakmaktadr, yani antropomorfik bir adan (her yerde, her eyde insan bularak, her eye insanm gibi davranarak) bakmaktadr ve ahlak sz konusu olduu zaman hi de eski Yunanlara benzemeyen bu adamn, bir sanat olarak, izlenimleri tam anlamyla bir panteist'inki gibidir. Tolstoy iin can ekien bir kpein uluyarak kvranmas ile gs nianlarla ssl bir generalin lm ya da rzgarn devirdii ve kurumaya yz tutmu bir aacn yok oluu arasnda fark yoktur. Gzellii ve irkinlii, hayvanl ve insanl, temizlii ve pislii, sihirli olanla insani olan, btn bunlar, hep ayn bakla --onlara ruh veren ve resmini izmek istermi gibi bakan bir gzle-- fark eder. Tek ve ayn dnceyi iki ekilde belirtecek olursak, onun insan m -tabiat- haline getirdiini, yoksa tabiat

m insanlatrdn sormak, kelimelerle oynamak olurdu. Bunun iindir ki, bu dnyann hibir alan ona kapal deildir: Duyarl, bir bebein pespembe bedeninden, iten ypranm bir beygirin gevek derisine ya da bir kylnn pamuklu elbisesinden, en hametli komutann tren niformasna varncaya kadar her yere girebilir; her bedenle, her ruhla ili dl olabilir; her yerde tand bir lkedeymi gibidir ve insani varln ruhunun ve teninin en derin katlarna varncaya kadar her yere sokulabilen, her trl esrar zebilen inanlmaz bir gvenirlik ve dorulukla her yerden izlenimler toplayabilir. ou zaman, kadnlar, bu adamn nasl olup da en gizli ve en kiisel duygularn bylesine anlatabildiini, sanki derilerinin altna girmiesine, annelerin gsnden stn fkrmasna yol aan o bask ve gerilmeyi nasl dile getirebildiini veya ilk defa baloya giden bir gen kzn plak kollar zerinde iseleyen yamur gibi yaylan o ho serinlik duygusunu anlatmay nasl baarabildiini dehetle sormulardr. Ve eer, dncelerini bildirmek iin hayvanlar da konuabilseydi, Tolstoy'un, bir av kpeinin bir ulluun kokusunu ald zaman hissettii acyla kark iddetli zevki veya bir yarta kouya balama iareti verildii anda saf kan bir atn ancak hareketleriyle aa vurabildii o -dnceyle kark igdlerini-, nasl bir korkun sezgiyle kefedebildiini sorarlard. Bunu fark edebilmek iin Anna Karennina'daki av partisi hikayesini okumak yeter. Oradaki btn gzlemler, sezgiden kaynaklanan bir aklk ve seiklie ulamtr ve anlatm deeri bakmndan Buffon'dan Fabre'a varncaya kadar tm hayvan ve bcek bilginlerinin deneyimlerinden daha deerlidir. Tolstoy'un gzlem yeteneindeki kusursuzluk ya da tamlk, dnyada var olan eyler arasnda fark gzetmez: Sevgisinin tercih ettii zel bir ey yoktur. Bu yanlmaz gz iin Napoleon'un insan olarak deeri, en aa insannkinden daha fazla deildir ve bu aa insan da, peinden gelen kpekten ya da bu kpein penelerinin dokunduu tatan daha nemli ve deerli deildir. Bu dnyann snrlar ierisindeki her ey, insan ve madde, bitkiler ve hayvanlar, erkekler ve kadnlar, yallar ve ocuklar, komutanlar ve kyller, hepsi Tolstoy'un duyu organlarnda, ayn billurumsu ve deimez kla duyusal titreimlerini brakrlar ve sonra oradan ayn dzenle yeniden darya yansrlar. Bu, Tolstoy'un sanatna yanlmaz tabiatn eitliinden bir eyler vermekte ve destani hikayelerine, bize her zaman Homeros'u hatrlatan bir ritm, denizin monoton ama yce ritmini katmaktadr. Gr alan bu derece geni olan ve bu derece kusursuz bir ekilde gren bir insan, uydurmak, icat etmek zorunda deildir; bu derece airane bir biimde gzlem yapmasn bilen birinin, airlerin yapt gibi hayal etmeye ihtiyac yoktur. Tolstoy, hayat boyunca, duyular ile gzlemekten ve grdkleri zerinde uzun uzun ilemekten baka bir ey yapmamtr. Gerei aan hayal ona yabancdr. Onun sanat yukarlardan gelmez; ie doru ynelmitir; bir gn ok gzel bir ekilde belirtmi olduu gibi, bu sanat yksek yerler stnde dikilen bir bina deil, derinliklere doru inen bir yapdr. Bir hayal adam olan Dostoyevski'nin tersine objektif bir sanat olarak, olaanstne ulaabilmek iin gerein eiini amak zorunda kalmamtr hibir yerde; vakalarn, bu dnyann tesindeki hayali bir yerden almam, cretli ve pervasz dehlizlerini, alelade bir toprakta, sradan insanlarn dnyasnda kazmakla yetinmitir. Dahas, insanlk ierisinde de Tolstoy anormal ve patolojik kiilere dikkatini evirmek istememitir, hatta, Shakespeare ve Dostoyevski'nin yapt gibi, daha

da ileriye giderek, esrarl bir sihirle, Tanr ile hayvan arasnda yer alan yeni basamaklar, Ariel'ler ve Alyoa'lar, Caliban'lar ve Karamazov'lar yaratmamtr. Yalnzca Tolstoy'un ulaabildii bu derinlikte en sradan, en alelade bir gen kyl bile gizli bir ekicilie brnmtr: Ruhun derin katlarnda kazm olduu dehlizlerine girebilmek iin basit bir kyl, bir asker, bir sarho, bir kpek, bir at, herhangi bir ey, hibir kiilii olmayan, normal ve sradan olanlarn iinde kaybolup giden bir ey olmak yeter onun iin, ince ve deerli ruhlarla hibir ortak yan olmayan, en sradan, rastgele bir insani materyel olmak yeter; ve o, tam anlamyla sradan olan bu kiilere grlmemi, iitilmemi bir karakter verecektir: Onlar gzelletirerek deil de, derinletirerek. Grmenin tamlndan ya da kusursuzluundan baka bir teknik bilmez o; yalnzca gerein yaln, kesin ve keskin aracna bavurur; ama bu sk orman (yani gerei) her olayda, her objede yle byk bir gle delip geer ki, insan, bu dnyann iinde daha derin bir dnya, henz hibir madencinin kefetmedii psikolojik bir tabaka bulunduunu aknlkla fark eder. Onun yaratc gcn harekete geiren ey, hayaller deil, gereklerdir; tpk bir heykeltra gibi, onun da, bir biim yaratabilmek iin topraa, taa veya kile ihtiyac vardr; bir mzisyen iin olduu gibi, havadaki bir titreim onun iin hibir zaman yeterli deildir. Dolaysyla, Tolstoy'un hibir zaman iir yazmam olmasna amamak gerekir; airane olan ey, tabiat gereince, bu yaman gerekinin kar kutbunda yer alr. Sanat yalnzca tek bir dili konuur, gerein dilini ve onun snr buradadr; ne var ki, o bu dili o zamana kadar hibir yazarn yapamad ekilde kusursuz olarak konumay bilir, bykl de buradadr. Tolstoy iin gzellik ve gerek tek ve ayn eydir. Bylece, bir kere daha ve zet olarak syleyecek olursak, o btn sanatlarn en ak ve seik grenidir, ama hayaller gren, gaipten haber veren biri deildir; -gerei anlatanlarn- en kusursuzu, en mkemmeli odur, ama yaratc bir air deildir. Grlmemi boyutlar ve eitlilii olan dnyasn kurabilmek iin, bu dnyayla ilgili, maddi aralardan baka bir arac yoktur: Objektif duyarln be duyusu, alacak kadar canl, incelmi, hzl ve keskin olan bu aralar, her eye ramen bedenin mekaniine baldrlar. Dostoyevski'nin yapt gibi sinirlere, Hlderlin'in veya Shelley'in yapt gibi hayallere bavurarak ulamaz Tolstoy en hzl alglarna; bir k kaynandan kan nlara benzeyen duyularnn birbiriyle uyumlu bir ekilde almas sayesinde ular. Bu duyular, tpk arlar gibi, ona hi durmadan, gzlemin her zaman yeni olan renklerinin iek tozunu getirirler ve bu iek tozlar, daha sonra, tutkulu bir objektifliin mayalanmas ierisinde, sanat eserinin altn renkli sv baln olutururlar. Yalnzca uysallk, ak ve seik bir ekilde grme ve akustik bir incelikle belirlenmi olan olaanst duyular; gl ve duyarl sinirleriyle insan varlnn en karanlk kvrmlar ierisine bir kedi gibi zarif ve sinsi bir ekilde sokuluveren canl ve tedbirli duyular; yalnzca ar derecede uyarlabilen ve nerdeyse hayvans bir gle, bir sezgiyle donatlm olan duyular, bu dnyadaki her olaydan, duyusal bir zden olumu bu esiz yn ekip karabiliyor ve daha sonra, hayal dnyasna kanat amay bilmeyen bu sanatnn esrarl kimyas btn bunlar tpk bitkilerin ve ieklerin uucu kokusunu sabrla damtan kimyacnn yapt gibi ar ar, psikolojik malzemeye dntrebiliyor. Tolstoy'un anlatt eylerin olaanst sadelii, her zaman, grlmemi

derecede eitli ve saylamyacak kadar ok gzlemden ileri gelmektedir. nk bir insann dncelerini ve duygularn bilebilmek iin, Tolstoy, ilk i olarak, insann en gizli niteliklerinin ve ayrntlarnn her birinde, her kvrmnda ve her trl deime yeteneinde onun fizik zelliklerini incelemek zorundadr. Romanlarnn dnyasna damtma srecini uygulamadan nce, ilk olarak, tpk bir doktor gibi, genel bir muayene ile, insanlarn eit eit fizik zelliklerinin bir listesini kararak, ie balamaktadr. Bir gn bir dostuna yle yazmtr: -Bu hazrlk almasnn, tohum serpmek istediim tarlay daha nceden srmek zorunluluunun bana ne kadar g geldiini bilemezsiniz. Yazmay dndnz ok byk bir eserin, henz oluum halinde bulunan btn kahramanlarnn bana neler gelebileceini hi durmadan dnmeniz ve kafanzda canlandrmaya almanz gerekten g; bu derece ok vakay gz nnde canlandrmak, sonra bunlarn iinden milyonuncusunu semek korkun derecede g bir ey.- Hayal kurmakla ilgili olmaktan ok, mekanik olan ve her zaman bir yn ayrnty tek bir birimde younlatrmaktan oluan bu sre her kii iin tekrarlandna gre, istenilen ekle ulalmadan nce, bu sabr deirmeninde ne kadar kum tanesinin tlmesi ve birbirine kartrlmas gerektii aka grlecektir. Bir roman yazabilmek iin, Tolstoy, bin kadar durum ve insan tipi arasndan bir seme yapmak zorundadr; sonra, her zel tipi tam ve kesin bir psikolojik eriye gre yourmadan nce, saysz kk gzlemlerle fizik olarak ekillendirmesi gerekir; nk Tolstoy'da bir insan yznn oluumu, saysz fizik belirtilerin katlmasyla mmkn olur. Her insani varlk yzlerce ayrntnn sonucudur ve her ayrnt da sonsuz derecede kk baka olgularn gzlenmesinin sonucu olarak ortaya kar; nk Tolstoy karakteri aklamaya yardmc olan her belirtiyi, bir bytein souk ve yanlmaz kesinlii ile derinletirir. Holbein gibi, mesela az, izgileri yan yana getirip birletirerek izer; st dudak, trl anormallii ile alt dudaktan farkldr; dudaklarn birletii yerde, baz ahlaki duygularla birlikte giden her titreim tam olarak kaydedilir; glmsemenin ekli, fkenin azn kenarnda yapt kvrm bir heykeltran yapt gibi llr; daha sonra yava yava bu aza bir renk verilir; dolgun mu gergin mi olduu, grlmeyen bir parman dokunuu ile yoklanr; azn zerindeki byn kk glgesi bile bile snrlandrlmtr. Bununla birlikte, bu zellik, aza kaba, ehvetli bir grnm vermektedir; ve daha sonra da btn bunlara azn zel fonksiyonu, dilin ritmi ve imdi bu azn kiiliine uygun den bir ses tonu eklenir. Bylece tek bir az iin yaplm olan ey, Tolstoy'un tahlillerinin anatomik atlas ierisinde, nerdeyse insan endieye dren bir dakiklik ve kesinlikle, burun, yanaklar, ene ve salar iin de yaplr; bir ayrnt, baka bir ayrntyla iki arkn dilerinin birbirine gemesi gibi smsk birleir ve grme, iitme ve hareket etmeyle ilgili btn bu gzlemler, bir kere daha, sanatnn grlmeyen laboratuvarnda, birbirleriyle karlatrlr, birbiriyle uyumlu hale getirilir; nk parmaklardaki ifade, matematik bir kesinlikle, baknkine uymaldr; buna karlk, bak da glle ahenk halinde olmal ve gl, ayn ekilde, belli bir konuma tarzna uygun dmelidir: fade ekillerinin hepsinde o insann teklii ve birlii fark edilebilsin diye, btn bunlarn birbirine uymas gerekir. Daha sonra dzenleyici sanat bu inanlmaz ayrntlar btnnden, kkl olan ekip karr; alacak kadar ok olan btn bu ayrntlar seme'nin szgecinden geirilir,

bylece ikinci dereceden olanlar ayklanp, yalnzca z belirleyenler kalr. Gzlemlerin bu ekilde israf edilmesine kar, niteliklerin kullanlmasnda ok byk bir tutumluluk grlr, ama alkonan bu ok az ey, kitap boyunca bir damga gibi tekrarlanr durur: Okuyucu romandaki kiilerden her birisiyle ilgili dnceye, onu belirleyen bir imaj katncaya kadar... Qualis artifex! (Nasl bir sanat!) Anlatnda, iradenin deil de tesadfn iiymi gibi grnen eyin arkasnda, nasl bir bilgince ustalk var! Gerekten de, bu srecin mekanizmasn ayrntlarna varncaya kadar tahlil etmek ve grnte insana sanattan yoksunmu gibi gelen Tolstoy'da, kahramanlarnn apak bir ekilde belirlenmi olan birliinin ya da btnlnn, artc bir gzlem okluunun younlamasndan kaynaklandn kantlamak iin ayr bir kitap yazmak gerekir. Duyulardan gelen her ey nerdeyse geometrik bir kesinlikle belirlendii zaman, fizik zellikler tamamland zaman, Golem (Golem: Tamamlanmam veya henz tam anlamyla ekillendirilmemi, embriyon halinde olan eylere verilen ad. Kutsal Kitaba gre, tozdan veya amurdan yaratlm olan Adem, henz insan klna sokulmadan veya ruh verilmeden nce bir -golem- olarak kabul ediliyordu.) bir imaj olarak tasarlanm olan insan, konumaya, soluk almaya ve yaamaya balar. Tolstoy'da ruh, her zaman, derinin, kaslarn ve sinirlerin a ierisine hapsedilmitir. Tolstoy'un o dahi kart ve tamamlaycs olan ve gaipten haber veren Dostoyevski'de ise, tam tersine, ferdileme ruhta balar: Dostoyevski'de temel unsur ruhtur ve o kendi kaderine kendi gcyle ekil verir; bedense, onun parlak ve alevli ekirdeinin etrafnda baya, gsz ve srfe halinde bir klftan baka blr ey deildir. Hatta manevileme srecinin ar bir dzeyde olduu anlarda, ruh, bedeni kucaklayabilir ve ykseklere karabilir, duygu alanlarna, saf bir cokunluk, bir kendinden gei haline kadar ykseltebilir. Ak ve seik bir ekilde gzlemde bulunan ve grd eyleri tam olarak anlatmasn bilen bir sanat olan Tolstoy'da ise, ruh asla uamaz, rahat bir soluk bile alamaz. Beden, her zaman, olanca arl ve katl ile ruha aslr durur; yerekiminin acmasz kanunu ile hep onu aalara doru eker. Bunun iindir ki, Tolstoy'un kanat amaya en elverili olan kahramanlar bile, hibir zaman Tanrya doru ykselemezler, kendilerini topraktan ekip karamazlar ve bu dnyadan kurtaramazlar; yk tayan hamallar gibi, adm adm, srtlar kendi bedenlerinin arl altnda eilmi gibi, bu dnyaya ait olan yanlarnn ar yk altnda belleri bklm bir halde, kutsallamaya ve gnahlardan arnmaya doru, yava yava ve glkle trmanrlar. Tanrnn kelebei olan u Psyche (ruh), hibir zaman doruca alk olduu lkeye --Platon'un lkesine-- dnemez; kendini gnahlardan temizlemesi ve ykn hafifletebilmesi iin savaarak ekil deitirmesi ve krizalit haline dnmesi gerekir; ierisine girdii her insani varln asli bir gnah gibi baml olduu bu dnyevi bedenin arlndan kurtulmak, ruh iin imkanszdr. Belki de Tolstoy'daki ackl karanln bir ksm, byle bir stnlkten, bedenin ruh zerindeki egemenliinden kaynaklanmaktadr; nk gkyzne doru kanat rpmasn bilmeyen bu neesiz sanat, yeryznde yaadmz, lmle kuatldmz, smsk bal olduumuz bedenimizin arlndan kap kurtulmamzn mmkn olmadn, ackl bir ekilde hatrlatr bize, media in vita (hayatn ortasnda) bizi sktran hilik ve yoklukla evrildiimizi, gerein tutsa olduumuzu ve hibir k yolumuz olmadn hatrlatr. Turgeniyev, bir gn Tolstoy'a -Size daha fazla

ruh zgrl dilerim- diye yazmt. Tolstoy'un kahramanlarnda bulmak istediimiz ey de budur ite: Manevi ynden biraz daha yukarlara kma, biraz daha fazla ahlaki bir ycelme gc, huzura ya da sevince ya da kaytszla veya hi deilse, daha saf, daha berrak dnyalar hayal etme yeteneine doru bir atlm yapabilmek iin gerek ve fizik dnyadan kendini kurtarma gc... Bu sanat, ksaca bir sonbahar sanat olarak nitelenebilir: Manzaralar belirleyen her izgi Rus stepinin gz alabildiine uzanp giden dmdz ufku zerinde bir bak gibi keskin ve ak bir ekilde ykselir, soluk renkli ormanlardan, solan ve geip giden eylerin ac kokusu yaylr. Manzarann stnde hlyal bir ekilde glmseyen hibir bulut yoktur; gne de grnmez ortalkta ve nerdeyse varlndan pheye der insan; bu yzden Tolstoy'daki bu souk k kalplerde hibir gerek scaklk uyandrmaz: Ruhlarda, pek yaknda ieklerin ve kalplerin alacan mjdeleyen tutkulu bir umutla birlikte giden ilkbaharn ndan ok farkl bir etki yaratr bu sakin k. Tolstoy'un manzaralarnda her zaman bir sonbahar izlenimi hissedilir: Yaknda k gelecek; lm, tabiat penesine alacak, yaknda btn insanlar, iimizdeki ebedi insana varncaya kadar hepsi, yok olacak. Ryasz, hlyasz, hayalsiz, korkun derecede bo ve hatta Tanrsz bir dnyadr onunkisi (Tolstoy, hayatn varlk sebebi olarak Tanry, ok daha sonra sokacaktr kendi Evrenine, tpk Kant'n, Devletin varlk sebebini aklarken yapm olduu gibi); acmasz gereinden baka bir k, ayn ekilde acmasz olan aklk ve seikliinden baka bir aydnlk yoktur onda. Belki de Dostoyevski'deki manevi hava nce insann zerine daha ac bir ekilde ker, Tolstoy'un eserlerindeki her eyi kaplayan bu souk aydnlktan daha bunaltc gelir; ne var ki, Dostoyevski'de, hayranlk ve coku imekleri zaman zaman geceyi yrtar ve hi deilse birka saniye kalpler hayallerle dolu bir gkyzne doru ykselir. Tolstoy'un sanat ise, ne bir coku tanr, ne de bir avuntu; her zaman, su gibi berrak ve onun gibi hi de uyarc olmayan kutsal bir ciddilik ierisindedir; hayran olunacak berrakl ierisinde insan suyun dibini grebilir, ama grlen eyler ruhu ne tam bir hayranlk, ne de coku ile doldurur. Tolstoy gibi hayal kuramayan, hayalin kanatlaryla imdiki zamann stne kamayan, yeryznden kurtulmu bir gzelliin verdli cokunluu bilmeyen (bu gzellik, gerein yannda, ona gereksiz grnecektir) biri, tabiat tarafndan kuatldmz, bedenimize bal olduumuzu, ksaca, tamamiyle bu dnyaya bal bir kaderimiz olduunu ve ruhun kendi karanlklarndan kurtulmasn salayan hrln hibir ekilde bize verilmemi olduunu, yce bir ekilde hissettirmekten baka bir ey yapamyacaktr. Tolstoy'un sanat --tpk bilim gibi-- amansz ve her eyi delip geen objektiflii ile insan ciddi ve dnceli bir hale getirir, ama hibir zaman mutluluk vermez. O halde, her eyi herkesten ok daha ak ve seik bir ekilde gren bu dnr, gzlerinin yaratm olduu bu acmasz eserin, hayalin insan rahatlatan parlak ndan, sevincin kurtarc atlmlarndan ve musikinin bysnden yoksun byle bir sanatn bu kadar skntl, needen ve ekicilikten bylesine yoksun oluu konusunda acaba ne dnyordu? Aslnda, kendi sanatndan hibir zaman holanmamt, nk bu sanat ne kendisine ne de bakalarna bir mutluluk duygusu ve hayat karsnda olumlu bir tavr taknma imkan vermemitir. Gerekten de, bu acmasz gzbebeinin karsnda, var olan eylerin hepsi

nasl da korkun bir umutsuzluk davran gsteriyor! Ruh, kendisini eviren mekann iinde hkm sren l sessizliin ortasnda, bedeni harekete getiren ve tirtir titreyen kck bir mekanizmadan baka bir ey deil; tarih, rastgele ortaya kan olaylarn gayesiz bir kaosu; insan, ancak ksa bir sre iin hayatn scak klfna brnm, dolap duran bir iskelet ve btn bu aklanamyan, dzensiz arklar, akp giden bir su gibi veya solan yapraklar gibi bo! Gnlk hayatn bu kasvetli ak zerinde hibir zaman (bir soluk alacak kadar zaman bile) bir para mzik duyulmuyor; bu ezici hilikten ya da yokluktan kabilmek iin en ufak bir atlm bile olmuyor; bu acayip sre ierisinde gzel bir eyler grp de birazck glmsemeye imkan yok: Hep bu karanlklarn amanszca objektif ve acmasz anlatm, hep bu lgnca oyunun tahlili, hep bu ac, donuk ve kapal az ve herhangi bir avutucu hayalle kendini aldatmak istemeyen, her zaman sert ve dnceli bir ekilde uyank duran gzler. Bylece, otuz yl boyunca karanlk tablolar izdikten sonra, Tolstoy'un, birdenbire artk insanla bu dnyadaki alnyazsndan kurtulu yolu olmadn acmaszca ve kederli bir ekilde gstermekle yetinmemesini, hayatna, insanl bu kabustan kurtarma gibi bir yn vermek ve insan hayatn daha kolay bir hale getirmek istemesini, -insanlar arasnda daha iyi ve daha yce duygular uyandran- bir sanatn zlemini duymasn anlamak ok mu g acaba? Kendisinin de, umudun gm lir'ine, en hafif titreimi insanln barnda sevgi ve efkatle yanklanmaya balayan bu lir'e dokunmak istediini anlamak, kurtarc bir sanatn, bizi bu dnyayla ilgili btn balarn kasvetli basksndan kurtaracak bir sanatn zlemini duyduunu anlamak ok mu g? Ama bouna. Tolstoy'un gzleri, amansz bir aydnlkla, her zaman ak ve seik bir ekilde grebilen ve ar derecede uyank olan gzleri, hayat ancak olduu gibi, yani lmn glgesinin egemen olduu, k kaps olmayan karanlk bir yer olarak grebilir; aldanmak istemeyen bu sanat, ruhlara hibir zaman gerek bir avuntu veremez. Bunun iindir ki, gerek hayat ancak trajik bir ekilde grebildiine ve zihninde bu ekilde canlandrabildiine gre, yalanan Tolstoy'da -hayatn kendisini deitirmek-, insanlar daha iyi klmak, onlara -ahlaki bir ideal sayesinde bir avuntu imkan salamak-, mekanik yasalara bal olan, karanlk tensel maddelerinin (yani bedenlerinin) zerinde yalnzca ruhtan meydana gelmi bir gkyz yaratmak istei domu olabilir ve gerekten de bu ikinci dneminde, sanat Tolstoy, yalnzca hayat tasvir etmekle kalmyor: Bilinli bir ekilde -sanat iin bir anlam, ahlaki bir grev- aryor ve sanatn, ruhun ycelmesine ve ahlakl olmasna hizmet etmesini neriyor. Romanlarnda ve hikayelerinde, bundan byle, yalnzca dnyay olduu gibi canlandrmak, olduu gibi anlatmakla yetinmeyip, iyi insanlar, yeni ve gerekli bir insanln nclerini, gerein ne olduunu henz kavramam olan baya kimselerden kesin ve sembolik bir ekilde ayrarak, yepyeni bir dnya yaratmak, bylece -eitici- bir etkide bulunmak istiyor. Tolstoy, bu dnemde, artk yalnzca oyalayc ve estetik bir deer tamakla kalmayan, -bir eyler telkin etmek-, yani kt yola sapm okuyucuya birtakm rneklerle bir mesaj vermek ve sunmu olduu canl rneklerle onu iyi yola girmeye tevik etmek isteyen zel birtakm sanat eserleri ortaya koymaya balyor: Bu Tolstoy artk yalnzca hayatn airi deildir, ayn zamanda, hayat yarglayp adaleti yerine getirecek bir yarg dzeyine ykselmitir. Kamu yararna hizmet etme amacn gden bu doktriner

eilim, daha Anna Karennina'da bile kendini hissettirmektedir; bu eserde, henz bilind ve belirsiz bir ekilde, ahlakl olan ve olmayan kahramanlar kader iki gruba ayrmtr. Vronski ve Anna, ehvet dkn, inansz ve kendilerini tutkularnn bencilliine kaptrm olan bu yaratklar -cezalandrlr-, ruhun tedirginliklerinin araf ierisine atlrlar; Kitty ile Levine ise, tersine, huzurun gklerine doru ykselirler. Uzun zamandan beri doru bildii yoldan ayrlmam olan bu ciddi tahlilci, ilk defa olmak zeredir ki, kendi yaratt kahramanlarn tarafn tutmaya ya da onlara cephe almaya alyor; nk artk urunda savaaca bir gayesi vardr. Ahlaki bir gaye... Pedagoglarn yapt gibi, bu ekilde, inancnn temel noktalarnn altn izme eilimi, yazlarna nlem iaretleri ve trnak iaretleri serpme eilimi, sanattan sapmay dile getiren bu doktriner istek, gittike kendini daha hogrsz bir ekilde gstermeye balyor. En sonunda, Kreutzer Sonat'nda ve Yeniden Dou'ta ahlaki bir teolojinin plakln ancak ince bir giysi rtebiliyor ve hikayeler artk tam anlamyla vaiz'in amacna hizmet ediyor. Tolstoy iin sanat, yava yava kendi bana bir gaye, zel bir ama olmaktan kyor ve o artk -bu gzel yalan,- -geree- hizmet ettii, daha nce olduu gibi gerei --zihnin ve duyularn gereini-- ifade ettii iin deil, ona gre en yksek gerei, bunalmnn ona aklam olduu manevi ve dini gerei ortaya koyduu iin seviyor. Bundan byle Tolstoy, -iyi kitaplar- deyince, bir sanat eseri olarak kusursuz olanlar deil, byk dnceleri ve insanln dehasn ifade edenleri deil, sanat deerleri ne olursa olsun, -iyi-yi destekleyenleri --daha sabrl, daha yumuak, daha Hristiyan, daha yce kalpli, daha sevgi dolu ve daha sosyal olmalar iin insanlara yardm edenleri-- anlyor: yle ki, sradan bir yazar olan u iyi yrekli Auerbach', -zararl bir yaratk- olarak grd Shakespeare'den daha nemli buluyor. Tolstoy'da deer lleri gitgide sanatnn ellerinden karak; ahlak doktrincisinin ellerine geiyor: nsanln portresini izen esiz sanat, insanl dzeltmek isteyen reformcunun ve ahlaknn nnde, bilinli ve saygl bir ekilde eilerek geri ekiliyor. Ne var ki, tanrsal bir nitelik tayan her ey gibi hogrsz ve kskan olan sanat, kendisini inkar edenden cn alr; onu kendisinden stn olduu sanlan bir gce baml klmak ve hizmet ettirmek istendii zaman, her seferinde iddetle geri ekilir, en sevdii ustas sz konusu olduu zaman bile. Bylece, Tolstoy'un tarafszlndan vazgeip de doktriner olduu yerlerde, izdii portrelerin ilkel duyarl hemen zayflyor ve soluyor; gri ve souk bir k, hkm verme gcnn , her yere bir sis perdesi ekiyor; mantn alannn dna kamayan gereksiz szlerin arasnda sendeliyoruz ve ayamz sryor; bir k yolu bulabilmek iin el yordamyla, glkle ilerliyoruz. Daha sonralar, ahlaki bir banazlkla, ocukluk Hatralar ile Sava ve Bar', ustaca yazlm olan bu eserleri --yalnzca estetik bir amaca hizmet ettikleri iin, yani -aa dzeyden bir zevk- verdikleri iin-- -sradan, nemsiz ve kt- kitaplar olarak nitelemesine ramen, aslnda bunlar Tolstoy'un aheserleridir; kitaplar arasnda insanlar ahlaki ynden dzeltme amacn gdenler ise en noksan, en kusurlu olanlardr. Tolstoy kendini -ahlaki despotluuna- ne derece brakrsa, dehasnn temel unsurundan, duyusal gerekten o derece uzaklar, diyalektiin bulutlar ierisindeki lkesinde kaybolur ve sanat olarak da o derece kark bir hal alr; Antaios (Antaios: Yunan Mitolojisine gre, deniz tanrs Poseidon ile Gaia'nn (Yer'in) oludur. Son derece gl olan

bu dev yaratk, btn gcn kuvvetini anas olan topraktan alrm, dolaysyla yere bast srece onu yenmek mmkn deilmi, nk anas ona tekrar tekrar g verirmi. Bu yzden, dnyay bu gibi devlerden ve belal yaratklardan temizlemekle grevli olan Herakles, bu devi, ancak ayaklarn yerden keserek boabilmitir.) gibi o da btn gcn topraktan almaktadr. Tolstoy, duyularla kavranabilen dnyaya o harika gzleriyle, bir elmas paras gibi keskin olan gzleriyle bakt srece, en ileri yalarna kadar bir dahi olarak kalmtr; metafizik alannda, bulutlar ierisinde, el yordamyla ilerledii zaman ise, bykln korkun derecede yitirmitir; kaderin, yalnzca, ar admlarla u kat topramzn zerinde yrmek iin, bu topra srmek ve ilemek iin, onu tanmas ve amzdaki hibir dnrn yapamyaca ekilde anlatmas iin yaratt byle bir sanatnn nasl bir zoraki inatlkla, manevi alanda umaya ve szlmeye kalktn grmek insan heyecanlandryor. Btn eserlerde ve btn alarda hi durmadan tekrarlanan ac bir atma: Sanat eserine daha fazla bir otorite kazandran ey, yani belli bir inanca ulam olma ve bakalarn da ikna etme istei, ou zaman sanatnn zararna oluyor. Gerek sanat bencildir; kendisinin ve kendi gelimesinin dnda hibir ey tanmaz ve gerek bir sanat, eserini adam olduu insanl deil, yalnzca eserini dnmelidir. Bunun iindir ki Tolstoy da, hibir acma duygusunun etkisi altnda kalmadan ve bu yzden yolunu armadan, kaytsz ve acmasz bir ekilde, objektif ve yanlmaz bir gzle, duyularn dnyasn iledii srece, sanat olarak en byk deeri tamaktadr. Acyan, merhamet eden, eserleriyle yardm etmek, dzeltmek, yneltmek ve bir eyler retmek isteyen biri haline gelir gelmez, sanat, insana heyecan veren gcn yitirmekte ve kendisi de, alnyazs gereince, yaratm olduu kiilerden ok daha ackl bir duruma dmektedir. ::::::::::::::::: KEND KENDN ANLATMASI -Hayatmz tanmak, kendimizi tanmak demektir.- (Tolstoy'dan Russanov'a, 1903) Acmasz bir ekilde dnyaya ynelmi olan bu sert bak, yazarn kendisine doru evrildii zaman da ayn acmaszl gsterir. Tolstoy'un tabiat, i dnyamzda da d dnyamzda da, aydnlktan yoksun olan bir eyi, bulutlu ya da karanlk noktalar kabul etmez: Bylece, sanat olarak, bir aac ya da rkm bir kpein bzlme hareketini incelerken en ince ayrmlar ok byk bir aklk ve seiklikle izlemeye alm olan bir kimse, kendisindeki belirsiz bir karkla ve bulankla hibir zaman katlanamyacaktr. Bunun iindir ki Tolstoy, bilmek iin duyduu o temel susuzluu, balangtan beri ve hi durmadan kendisine de uygulamtr: On dokuz yandayken Gnlne, -kendimi ta derinden tanmak istiyorum- diye yazmtr. O andan sonra da, seksen yana gelinceye kadar, ruhunun nasl bir ey olduunu sormaktan geri kalmamtr. Btn insanlara kar olduu gibi kendine kar da acmasz olduu iin, Tolstoy, benliinin klinik gzleminin neteri altnda, btn dncelerini ve duyarlnn btn sinirlerini henz scakken, katlamadan gzden geirmitir; hayattan, canllktan yana olan bu dev adam, yaadn ne kadar gl bir ekilde hissediyorsa, kendini de ylesine byk bir aklk ve seiklikle tanmak istemitir. Tolstoy gibi gerei renmeyi iddetle arzu eden birinin, tutkulu bir

otobiyograf olmamas mmkn deildi. u var ki, dnyay anlatmaya altmz zaman olup bitenlerin tersine olarak, insann kendi benliini anlatmas hibir zaman bir tek sanat eserinde tam olarak gerekleemez. Yaratc, ister gzlemin isterse hayal gcnn rn olsun yabanc bir insan tipini, eserinin ierisinde eriterek, tam olarak soyutlayabilir: Gbek ba doar domaz kesilmitir ve bylece yaratlan tip, dnce alannda bamsz bir hayat yaayacaktr. O artk annesiyle kendisi arasndaki gbek ba koparlm bir ocuk gibidir; kendi banadr ve bamszdr; sanat onun zerinde ileyerek ve onu yaratarak ondan kurtulmutur. Oysa benlik, anlatlarak, tasvir edilerek soyutlanamaz, nk onun srekli hareketlerini aklayabilmek iin tek bir imaj yeterli deildir. Bunun iindir ki, benliin byk ressamlar hayatlar boyunca kendi portrelerini tekrar tekrar izerler; ister Drer, isterse Rembrandt ya da Titien olsun, hepsi aynann karsna geip ilk genlik eserlerine balarlar ve elleri artk kendilerine hizmet edemez hale gelinceye kadar bu ie devam ederler; nk kendi yzlerindeki kalc ve deimez olan ey kadar, deien ve hareketli olan unsurlar da onlara ekici gelir ve bylece gemite izilmi olan portre, hi durmadan, srekli bir ak ierisinde bulunan zamann dalgalaryla rtlr. Bylece gerein byk bir ressam olan Tolstoy, kendi portresini izmekten de geri kalmamtr. Kendisini, kesin olduuna inand bir insan tipi halinde izer izmez (ister Nehludov, Bezuhov isterse Pierre veya Levin olsun) tamamlam olduu eserde kendi yzn tanyamamtr ve yeni bir ekle ulaabilmek iin tekrar ie balamas gerekmitir. Tolstoy, ruhunun glgesinin peinden yorulmak nedir bilmez bir ekilde kotuka, benlii de ondan kamaya devam etmitir: Bir eit manevi bir katr bu ve her zaman yeniden balayan ve hibir zaman tamamlanmayan bu ikili kouda Tolstoy'un gl iradesi, hi durmadan kazanma ihtiyacn duymaktadr. Devlere yaraan bir alma ile geen altm yl boyunca, Tolstoy'un ortaya koyduu her eserde, kendisiyle ilgili bir tasla yanstan bir karakter vardr mutlaka. Ve bu karakterlerden hibiri, bu adamn usuz bucaksz geniliini tek bana kucaklamay baaramamtr; ancak romanlar, hikayeleri, Gnlkleri ve mektuplar bir btn olarak ele alnd zaman, yazarn tam bir portresini verebilmektedirler ve o zaman bu portre, amz ierisinde, bir insann kendisiyle ilgili olarak izdii en tam, zerinde en fazla ilenmi, en ak ve seik, en srekli portre olarak grnmektedir. Tolstoy, yoktan yaratan, icat eden bir sanat olmad iin, ancak yaanm ve gzlenmi olan eyleri yeniden yaratabildii iin, kendi benliini gr alanndan hibir zaman uzaklatramamtr. Umutsuzlua decek kadar -egosantrik- olduu iin (yani her eyi kendisiyle birlikte dnd iin, hibir eyi kendisinden soyutlayamad iin), cokunluk anlarnda bile kiilik duygusunu hibir zaman kaybetmez; ak ve seik bir ekilde grme yetenei, en tutkulu anlarda bile hibir zaman yitip gitmez. Tolstoy hibir zaman, bir an bile, kendi kiiliinden kurtulamaz ve kendini unutamaz (kendi benliinin onu bu derece rahatsz eden glgesinden kurtulabilmek iin neler vermezdi); yaamas iin gerekli olan ortama, tabiata bile brakamaz kendini. -Beni her yandan kuatt zaman seviyorum tabiat; ne var ki, benim de orada, tabiatn ortasnda olmam gerekiyor. Ilk, tatl rzgarlar beni dalga dalga sard ve sonra sonsuz ufuklara doru

uzaklat zaman, yere oturunca, parmaklarmn arasnda sktm yumuak ot filizlerinin, geni ayrlar nasl yemyeil bir hale getirdiini grdm zaman seviyorum.- Grlyor ki, en gzel manzara bile, duyarl iin, ortasnda kendisinin --her trl hareketin deimez arlk merkezi olan benliinin-- bulunduu bir daire ve n kme'sinden baka bir ey deildir; ayn ekilde, btn manevi dnya da onun kiiliinin ve ruhunun etrafnda dnp durmaktadr. Bu, onun kendini beenmi, kibirli, kendine dkn olmas ve kendisini dnyann merkezi olarak grmesi demek deildir; tersine, kendi benliinin bilincine varm olmasna ramen, hibir insan kendi manevi deeri konusunda onun kadar gvensizlik duymamtr; yalnzca dev gibi gl bedenine, kendi benliinden soyutlamalar yapma imkann vermeyen kiisel izlenimlerinin hapishanesine ok fazla gmlmtr; kader, kanatlar olmayan bu ruhtan, ryaya doru, hayale doru, bu topran dnda kalan bir eylere doru uup kama yeteneini esirgemitir. Yorulmadan ve kar konulmaz bir ekilde, ou zaman istemedii halde ve --her zaman-- uyank duran iradesine ramen kendini incelemek, gzlemek, bitip tkeninceye kadar kendi kendini aklamak, gece gndz kendi hayatn kollamak ve kendi hayatnn banda nbet tutmak zorunda kalmtr. Tpk kannn damarlarnda dolamaktan veya kalbinin gsnde kt kt atmaktan ya da dncelerinin kafasnda dnp durmaktan yorulmamas gibi, otobiyografi tutkusunun bir an bile durup dinlenmemesi de buradan ileri gelir. Edebi bir eser yaratmak, onun iin, hep kendini yarglamak ve kendini anlatmak demektir. yle ki, kendini anlatabilmek iin Tolstoy'un denemedii bir anlatm ekli yoktur: Basit, sade bir anlatm, hatralarn objektif ve mekanik bir ekilde yeniden gzden geirilmesi, pedagojik bir anlatm ekli, ahlaki denetim, ahlaki sulama ve iini dkme... Kendi benliini dizginleme ve kamlama arac olarak kendini anlatma, estetik ve dini bir faaliyet olarak otobiyografi, kendini ister plak, isterse maskeli bir ekilde ortaya koyma imkann veren btn bu denemeleri, btn bu harekete-getirici kuvvetleri, insan artacak kadar eitli olan btn bu anlatm ekillerini ayrntl olarak belirtmeye imkan yoktur; yalnz bir tek ey kesindir, o da Tolstoy'un, amzn, hakknda en fazla belgeye sahip olduumuz kiisi olmasdr; ayn zamanda elimizde en fazla fotoraf olan kii de odur. Gnl sayesinde, on yedi yanda bir gen olduu zamanki halinden tutun da seksen yandaki ihtiyar haline varncaya kadar bilgi edinebiliyoruz; genlik tutkularn, evliliinin trajedisini, en gizli dncelerini, en lgnca ve en sradan davranlarna varncaya kadar onunla ilgili her eyi tam bir kesinlikle biliyoruz, nk Tolstoy -kaplar ve pencereleri ardna kadar ak tutarak- ynetmekten holanr kaderini -az sk skya kapal- yaam olan Dostoyevski ile onun arasnda bu noktada da tam bir kartlk vardr. Varln rplak ortaya koyan bu arlk sayesindedir ki, hareketlerinin ve att admlarn hepsini biliyoruz, uzun mrnn en basit ve en nemsiz olaylarn bile, saysz resimlerinin bize gstermi olduu fizik portresi kadar tam ve kesin bir ekilde biliyoruz: Bazen kunduracda ve kyllerle konuurken, bazen at stnde ve saban banda, alma masasnda ve tenis oynarken, bazen karsyla, dostlaryla, torunuyla birlikteyken, hatta uyurken ve lm yatanda... Ayrca, Tolstoy'un kendisi tarafndan yazlm --gerek ruh, gerekse beden zellikleriyle ilgili bilgiler veren-- bu esiz yazlar ve belgeler, evresindeki kimselerin, karsnn, kznn, sekreterlerinin, kendisiyle rportaj yapanlarn ve ara sra kendisini ziyaret edenlerin, saysz hatralar ve notlaryla da dorulanmtr: Tolstoy'la

ilgili hatralarn zerine yazld katlar imal etmek iin kullanlm olan aalar bir araya getirecek olsak, sanrm, bir Yasnaya Polyana orman daha kurulurdu. Bir airin bilinli olarak bu derece ak bir ekilde yaad hibir zaman grlmemitir ve kendi benliklerini insanlara daha fazla tantm olanlara da nadiren rastlanmaktadr. Goethe'den bu yana, i ve d gzlemler sayesinde, Tolstoy'unki kadar ok belgeye sahip olduumuz baka hi kimse yoktur. Kendini dikkatle incelemek iin duyduu bu ihtiya, Tolstoy'da, bilincinin ilk uyand zamana kadar geri gider. Konumay renmesinden uzun zaman nce, pespembe ve beceriksiz ocuk bedeni ierisinde kendini gstermeye balam ve szlerin artk dilini yormaktan vazgetii, solan dudaklarnn ise bolukta ancak belli belirsiz bir soluk ald lm yatanda, seksen yandayken son bulmutur. Ama, bu byk zaman aral ierisinde, bir an bile, konumadan ya da yazmadan gememitir. On dokuz yanda, daha okulu bitirir bitirmez, Tolstoy, Gnlk Notlarn yazmak iin bir defter satn almtr. -Hibir zaman bir gnlk tutmamtm --diye yazyor-- nk bunun yararl bir ey olduunu sanmyordum; ama imdi yeteneklerimin gelimesiyle uratm iin, bu ekilde gelimemin akn izleyebileceim; bu Gnlk, yaama kurallarn da iine almal ve gelecekte yapacam eyleri de oraya yazmalym.- Henz sakallar kmam bu delikanlda ileride bir dnya pedagogu olacak Tolstoy'un tohumlar, demek daha o zamandan vard; ve o, hayat, daha bandan beri sistemli ve ciddi bir ekilde yrtlmesi gereken -ciddi bir i- olarak gryodu. Tpk bir tccar gibi, nce grevleriyle ilgili bir bilano yapmaya koyuldu, tasarlar ve ileriyle ilgili -borlarn ve imkanlarn- bir bir tespit etti. Bu gen adam, daha o zamandan, kiiliinin, sermayeye katt payn farkndayd. Varlnn ilk envanterini yapar yapmaz, -zel bir kiiolduunu ve -zel bir grevi- olduunu anlamt; ama ayn zamanda, daha yar-ocuk olduu halde, tembellie, geici heveslere, sabrszla ve ehvete yatkn olan tabiatna ahlaki bir mecra verebilmek iin ne byk bir irade gc gerekeceini de biliyordu. Sihirli bir aklk ve seiklikle gerei grebilen bir igdyle, vaktinden nce gelien bu psikolog, en kt kusurlarn, tipik bir ekilde Ruslara vergi arlktan kaynaklanan kusurlarn, ruhunun dankln, zaman nasl bouna harcadn ve bask altna alamad fkesini de fark etmiti. Bylece, hibir gn belli bir kar salamadan gemesin diye, gnlerinin her birinin verimliliini denetleyecek bir ara icat ediyor: Gnl, nce, pedagojik bakmdan ilerlemesini hzlandracak, kendini ta derinden tahlil etmesini salayacak ve -kendi hayat banda nbet tutacak-tr (Tolstoy'un bu deyimini aklmzdan karmamalyz). Acmasz bir hogrszlkle, bu gen ocuk, gnlerinden birinin sonucunu yle zetliyor: -leden saat ikiye kadar Bigiev'le, uluorta konuarak, bbrlenerek ve kendime yalan syleyerek. kiyle drt arasnda jimnastik: Az bir dikkat ve sabrla. Drtten altya kadar, yemek ve yararsz al-veriler. Evde hi yaz yazmadm: Tembellik; Wolkonski'ye gitsem mi gitmesem mi, karar veremedim; orada pek az bir konuma: Alaklk. Kt bir ekilde davrandm: Alaklk, bo-gurur, sersemlik, zayflk, tembellik-. Tolstoy'un gen elinin nasl bir acmaszlkla kendi boazna sarldn gryoruz ve bu acmaszlk altm yl boyunca srecektir; on dokuz yanda olduu gibi, seksen iki yandaki Tolstoy da, krbacn hala tepesinden eksik etmeyecektir; Yallk Gnlnde de, ayn acmaszlkla, kendine kar

-alak, kt, tembel- gibi yaralayc szler kullanmaktadr: Yorgun bedeni, iradesinin Ispartallara vergi disiplinine tam olarak boyun emedii zamanlarda... lk saatten son saatine kadar, Tolstoy kendi hayat banda nbet tutmutur, grevinin klesi olan sert bir Prusya astsubay gibi, kendine uygulad disiplinin klesi olarak, kusursuzluk yolunda ilerleyebilmek iin, azarlarla, tehditlerle ve acmasz dipik darbeleriyle tembellii ve geveklii kendinden uzaklatrmaya almtr. Ama vaktinden nce gelien ahlak gibi, Tolstoy'un iindeki sanat da, hemen hemen ayn zamanda, kendi portresini izme ihtiyacn duymutur ve yirmi yandayken (dnya edebiyatndaki tek rnek budur) ciltlik bir otobiyografiye balamtr; Tolstoy'un ilk bak, aynadaki grntsne bakarmasna kendine ynelmitir. Dnya hakknda henz hibir ey bilmeyen bu gen adam, yirmi yandayken, sanatnn konusu olarak kendi hayat hikayesini, ocukluunu seiyor. Tpk Drer'in on iki yandayken gm kalemi yakalayp rastgele bir kat zerine bir gen kznkine benzeyen, henz tecrbenin krtrmad ince yzn izmesi gibi, sakal yeni yeni kmaya balayan ve Kafkasya'nn bir kalesinde topu olarak grev yapan astemen Tolstoy da, ayn ocuksu davranla, -ocukluunu-, -ilk genlik yllarn- ve -delikanllk yllarn- anlatma merakna kaplyor. Kimin iin yazm olduunu bilmeye almyor o zamanlar ve edebiyat, gazeteleri, halk henz hi dnmyor. Hatralarn anlatrken kendini kendisine aklamak ihtiyacn duyuyor ve bu belirsiz itepinin belli bir gayesi yok; daha sonra nem verecei eyin tersine olarak, -ahlaki bir kaygnn yla da aydnlanmyorbu itepi. Bu kk Kafkas subay kesinlikle bir igdyle hareket ediyor; merak ve can skntsyla, tam bir amatr gibi kat zerine kendi lkesinin ve ocukluunun imajlarnn bir taslan iziyor; daha sonra Tolstoy'u Kurtulu Ordusu'nun bir eit havarisi haline getirecek olan bu deimenin henz farknda deil; bir -dnm-n, -iyiye doru- olan bir dnmn farknda deil; bakalarna yararl bir rnek olsun diye, -genliinin korkularngl bir bildiri halinde ilan etmek iin de zorlamyor kendini. Hayr, birine yararl olmak iin deil, yalnzca dncenin retici bir oyunu olarak, bu gen adam, --o zamana kadar yalnzca tek bir olay yaam olan, yani -kendisinde, ocukluun ilk genlik yllarna kadar srdn- fark eden bu gen adam-kck varln, ilk izlenimlerini, babasn, annesini, akrabalarn, eiticilerlni, insanlar, hayvanlar ve tabiat anlatyor ve yalnzca belli bir gayenin peinden komayanlarda rastlanan olaanst bir itenlik sayesinde baarl da oluyor. Bu huzur dolu anlat biimi, daha sonra Leon Tolstoy olacak sistemli yazarn ciddi ve derin tahlillerinden ne kadar uzak, sonsuz denecek kadar uzak! O Leon Tolstoy ki, durumu gereince, herkesin karsna bir tvbekar olarak, sanatlarn karsna bir sanat, Tanrnn karsna bir gnahkar ve kendisinin karsna da bir alakgnlllk rnei olarak kmak zorunluluunu hissedecektir! Oysa bu hikayeleri anlatan kii, yabanc bir yerde kendi lkesinin scak evresini ve uzun zamandan beri yitip gitmi olan o tatl yzleri zleyen ve btn akamlarn oyun masasnda geirmek istemeyen gen bir beyzadeden baka biri deildir. Beklenmeyen ey gerekleince, gayesizce yazlm olan bu otobiyografi edebiyat alannda ona bir n salaynca, Leon Tolstoy, -yetikin yllarnn- hikayesini yazmaktan hemen vazgeiyor; nl yazar, tannmam yazarn anlatm biimini hibir zaman bulamyor; olgunluk andaki usta, kendi portresini hibir zaman bu kadar tam ve canl bir ekilde izmeyi baaramyor. Gerekten

de, bir sanatnn karsnda bir halk ktlesinin bulunmu olmasnn salad avantaj ne olursa olsun, sanat iin, her zaman, yeri doldurulamayan bir kayp vardr: Yalnz kendisi iin konuan o safln yitirilmi olmas, huzurundan ve sadeliinden bir eyler yitirme, ancak anonimliin (bilinmemenin, tannmamann) karanl ierisinde mmkn olabilen o ocuksu itenliin uup gitmesi. Edebiyatn tam bir klesi haline gelmemi her insan iin, an ve n kazanmayla birlikte ruhun daha byk bir utan duymaya balad grlr; yalnzca tannmayan birinin, herkesin merak duygusunu kendi stne ekip henz yaralanmam birinin sahip olduu bu itenlii, tiyatroya yaraan sahte ya da yalanc bir eyler bozmasn diye, yazarn zel hayat bir maskenin ardna gizlenmelidir. Gen Tolstoy iin basit bir oyun olan tam ve sistemli bir otobiyografi dncesinin yeniden sanatnn zihnini megul etmesi iin bir yarm yzyl gemesi gerekecektir (Tolstoy'da rakamlar Rus lkesi kadar byktr). Ama, kendini dini dncelere kaptrdktan sonra bu grev ne kadar deiik bir ekil almtr! Artk yalnzca kendini tanmaya deil, ayn zamanda btn dnyann eitilmesine ve deitirilmesine ynelik insani, ahlaki ve pedagojik bir kutsal grev olmutur. -nsann kendi hayatn mmkn olduu kadar doru bir ekilde anlatmas, her insan iin byk bir deer tar ve btn insanlar iin de son derece yararl olmas gerekir-, diyor, ciddilikle. Ve seksen yanda bir ihtiyarken, bu konuda kesinlikle hakl kmak iin, byk bir titizlik ve dikkatle hazrlanmaya balyor; ne var ki -geree tam olarak uyan byle bir otobiyografinin, eserlerinin on iki cildini dolduran ve hi de hak etmedii halde insanlar tarafndan nemli olarak grlen btn bu sanat gevezeliklerinden daha yararl olduunu- dnmesine ramen, ie balar balamaz, vazgeiyor. Gerekten de, yllar boyunca kendi hayatn daha iyi tandka, gerei deerlendirmesine imkan veren l de daha belirgin bir hale geliyor ve insandan daha fazla ey bekliyor. Gerek olan her eyin, anlalmas g ve deimeye yatkn eitli ekillere brndn anlyor ve yirmi yandaki gen adam bir ayna gibi parlak yzeyler zerinde kaygszca ve grltl bir ekilde patinaj yapmaktan ekinmedii halde, kendi sorumluluunun bilincine varm olan yetikin adam, kendini korkular ierisinde buluyor ve gerei arayan ve neyle karlaacan bilen biri olarak, cesaretini yitirerek geri ekiliyor. -Kanlmaz bir ekilde her otobiyografiye giren sahteliklerden ve yetersizliklerdenkorkuyor; -dpedz bir yalan olmasa bile, byle bir hikayenin iyi olan eyleri sistemli bir ekilde a karan, kt olan eyleri ise karanlkta brakan sahte bir aydnlkla yalanc bir hale gelmesinden- korkuyor. Ve akszllkle yle diyor: -Buna karlk, plak gerei yazmaya ve hayatmdaki hibir kt hareketi gizlememeye karar verdiim zaman da, byle bir otobiyografinin yapaca etkiden rktm.- Bir ahlak haline gelen ve artk yalnzca bakalarn ve bakalarnn zerinde yapaca etkiyi dnen Tolstoy, byle bir giriimin tehlikelerini inceledike, -bencilllin Kharybdis'iyle(Kharybdis: Messina Boaznda bir kayann dibinde meydana geldiine inanlan efsanelemi aknt veya girdap. Yunan Mitolojisine gre, zerinde incir aac bulunan byk bir kayann dibinde yaad varsaylan korkun bir grlt ile denizin dalgalarn yutan ve her gn defa bunlar tekrar, gerisin geriye kusan kadn klndaki deniz canavar.) temiz ve samimi bir ruhun -ok fazla akszllnn Skylla's(Skylla: Messina Boaznda Kharybdis'in karsna den bir yerde bulunan byk bir deniz kayal. Yunan Mitolojisine gre, byk bir resif'in karanlk oyuuna sadece balar darda kalacak ekilde

yerlemi, alt devasa boynu, korkun dileri, alt kafas ve on iki aya bulunan, balklar, ay balklarn, yunuslar yakalayp yutan, gemilere saldran, kadn grnmndeki deniz canavar. nl kahraman Odysseus, gemisiyle Kharybdis'in nnden geerken anafora kaplp bsbtn yok olmamak iin, alt gemicisini Skylla'ya kaptrmay gze almtr. -Kharybdis'ten kaarken Skylla'ya yakalanmak- Bat dillerinde sk sk kullanlan ve Trkede -yamurdan kaarken doluya tutulmak- anlamna gelen bir deyimdir.) arasnda iin iinden syrlmann imkanszln daha iyi anlyor; -iyilik ve ktlk asndan- yazmay dnd ve Tolstoy'un kendi benliini tehlikeli bir ekilde aklayarak, hayatnn -btn adiliini ve utancn- olduu gibi ortaya dkmeyi tasarlad bu ahlaki otobiyografi projesi, tam ve kesin gerek iin duyduu sayg yznden gerekleememitir. Ama bu kayba ok fazla zlmeyelim, nk bu dnemle ilgili olarak elimizde bulunan yazlar, mesela tiraflar sayesinde, geirdii dini bunalmdan sonra, Tolstoy'da, geree ulama ihtiyacnn, kendini kamlamak iin duyduu bir eit banazca ehvete dntn (tpk kendilerini kamlayan dini tarikata mensup olanlardaki gibi) ve bu yllarda yaplan her aklamann kendisine kar savurduu iddetli hakaretler halini aldn kesinlikle biliyoruz. Bu son yllarn Tolstoy'u, artk yalnzca kendini anlatmak deil, insanlarn nnde kendini kltmek, -itiraf etmekten utan duyduu eyleri sylemek- istiyordu ve bylece, kendisi hakknda yine kendisi tarafndan izilen bu kesin tablo, yazarn szde -alaklklarnn- ve gnahlarnn tehir kazna sk skya balanm olmas yznden, byk bir olaslkla gerei bozmu olacakt. Ayrca, bundan vazgeebiliriz de, nk Tolstoy'un btn hayatn kapsayan baka bir belge var elimizde, Goethe'nin dnda, bir airin kendisi hakknda brakt belki de en tam belge; bunun Goethe'de olduu gibi tek bir eserde toplanmad dorudur, ama romanlarnn, mektuplarnn ve Gnlklerinin btn ierisinde, arada herhangi bir kopukluk veya eklenti olmakszn eitli eserlere dalmtr. Hemen hemen Rembrandt'n yapt kadar sk bir ekilde, her zaman kendi benliiyle megul olan Tolstoy, ayr ayr dnemlerde, kendini eserlerinde, her seferinde kolayca tanyabileceimiz eitli tipler halinde izmitir; bu derece uzun hayat boyunca, d hayatnn hibir nemli safhas ve i hayatnn hibir bunalml dnemi yoktur ki, gerek airlerin yapt gibi sembolik bir ekilde baka birinin hayatnda canlanmam olsun. Kazaklar'daki soylu astemen Olenin, Moskova'nn hznnden ve tembelliinden kurtulabilmek iin tabiata ve bir meslee snan ve bylece benliini bulmak isteyen Olenin, elbisesindeki en ufak bir ayrma, yzndeki en ufak bir kra varncaya kadar, tp tpna gen topu yzbas Tolstoy'un ayndr. Sava ve Bar'daki arkanl, dnceli Pierre Bezuhov ve onun daha sonraki kardei, ky beyzadesi Levin, hayatn anlamn bulmak iin yanp tutuan ve Tanry arayan Levin, Anna Karennina'daki Levin, fizik yaplarna varncaya kadar, bunalmdan hemen nceki Tolstoy'un inkar edilmez bir ekilde ayndrlar. Peder Serge'nin papaz giysisi altnda, kutsallk uruna savaan nl yazar herkes tanyacaktr; eytan'da yalanmakta olan Tolstoy'un ehvetli bir maceraya nasl kar koyduunu, en belirgin tipi olan (btn eserlerinde byle bir tipe rastlanmaktadr) Prens Nehludov'da, btn niyetlerini ve ahlaki davranlarn yanstt vicdannn bu yaratc aynasnda, ideal Tolstoy'u, olmak istedii ve i dnyasnn en derin katlarnda gizledii erkek tipini gryoruz.

Karanlklar erisindeki Ik'daki Sarizin bile, o derece saydam bir maske takmakta ve Tolstoy'un aile hayatnn trajedisinin her sahnesini o derece aa vurmaktadr ki, bugn bile bu rol oynayan aktr byk yazarn maskesini takar. Tolstoy kadar geni bir insan tabiat, kendini bir sr kahramana datmak zorunda kalmtr; ancak onlar inceleyerek ve gruplandrarak, portreden portreye geerek, eserinin usuz bucaksz ak ierisinde hepsini bir araya getirdiimiz zaman, yazarn karmak imajn, kusursuz bir ekilde canlandrmak imkann buluruz. Bunun iindir ki, Tolstoy'un eserlerini ak ve seik bir ekilde ve keskin bir gzle okumasn bilen biri iin, her trl biyografi, onu anlatan her eit belge, kelimenin tam anlamyla, gereksizdir; nk Tolstoy'u dtan bakarak inceleyen hibir kimse, ifadedeki aklk ve seiklik bakmndan, kendi benliini dikkatle inceleyen bu gzlemciyi aamaz. O bizi, en tehlikeli atmalarnn ortasna gtrr, en gizli duygularn aklar bize; Goethe'nin iiri gibi Tolstoy'un nesri de, btn bir hayat boyunca, imajdan imaja geerek gelien ve birbirini tamamlayan bir tek ve byk itiraftan baka bir ey deildir. Tolstoy'un eserinin, nesir yazan sanatlarn bize brakm olduu otobiyografilerin banda gelmesini salayan bu srekliliktir ite. Onun otobiyografisinde, Casanova'nn tek bir paradan oluan ya da Stendhal'n para para, oraya buraya serpilmi otobiyografisine benzeyen bir ey yoktur. Tpk glgenin bedenin peinden gitmesi gibi, Tolstoy da yaratm olduu kiilerde hi durmadan kendini izlemekte, kendini bulmaya almaktadr. Dorusunu sylemek gerekirse, bu yntem, kendisini canl bir ekilde gstermek iin duyulan bu ihtiya, hibir sanatya yabanc deildir. Alabildiine verimli olan ve ok ynl bir kaderin olanca ykn tayan bu adam, karlat her olay sayesinde daha da verimli ve bereketli bir hale gelen bu adam, her zaman bir air olarak kalm, yaratt eylerde kendisini sarho eden cokular kadar, barn delip geen bunalmlar da retmitir. Ne var ki, sanatlarn birou, Stendhal'n Fabrice'inde, Gottfried Keller'in Henri le Vert'inde, Joyce'un Stefan Dedalus'unda olduu gibi, insanlarn nne tek ve srekli bir maskeyle kmlardr. Tolstoy ise, srekli ve grlmemi deimeleri yznden her on ylda bir portresine yeni bir ekil vermitir; bylece biz onu deimez ve tek bir kiilik olarak deil, ocuk ve gen, kaygsz bir astemen, mutlu bir e, onu Tanrya doru ykselten bunalmnda yeni bir Sal ve Paulus (Paulus: sa'nn havarilerinin en nemlilerinden biri ve Yeni Ahitteki on drt mektubun yazar. Hristiyan olmadan nceki ad Sal veya Saoul. Yahudiyken ilk Hristiyanlara kar kmas ve onlara zulmetmesi ile tannyor. Bir gn, am'a gidip oradaki Hristiyanlar katletmek iin yola kyor; ama yolda bir hayal gryor ve bu hayal onu iddetle etkileyerek Hristiyanl kabul etmesine sebep oluyor. Sonra da, sa'nn havarilerinden biri haline geliyor.) sava ve nerdeyse kutsal bir kii, huzurlu ve kendi kendini sakinletiren bir ihtiyar olarak tanyoruz, hi durmadan deien, yine de her zaman ayn kalan bir adam olarak gryoruz; tek ve deimez bir fotorafla ortak hibir yan olmayan, hi durmadan gelien ve akp giden bir film eridindeki portreler gibi... Bununla birlikte, yazarn eseri olan bu canl portreler dizisine, kendisi hakknda yazd dncelerden oluan byk tamamlayc kaynaklar da katmak gerek: Gnden gne, saatten saate, lnceye kadar onun uyank ruhuna elik eden Gnln ve mektuplarn. yle ki, bu derece eitli grnleri olan

bu manevi dnya ierisinde, bo ve kefedilmemi bir yer, bir terra incognita hemen hemen hi yoktur. Btn sosyal sorunlar, aileyle, edebiyatla, destanla ilgili sorunlar, geici ya da metafizik problemler orada tartlr. Goethe'den beri, bir airin zihni ve ahlaki fonksiyonunu bu derece tam ve kesin bir ekilde yerine getirdii hibir zaman grlmemitir. Bu olaanst hayatn ierisinde, Tolstoy, normal ve salkl bir adam, hibir tuhaf ya da patolojik yan olmayan birini, rknn kusursuz bir rneini, ruh ve beden dengesinin sembol olan, her an ve ayn soluk ierisinde hem ebedi benlii hem de evrensel -biz-i temsil eden bir adam canlandrd iin, Goethe'de olduu gibi onda da, bu derece belgelenmi bir hayatn ak ierisinde, insanln bir zetini buluyoruz. ::::::::::::::::: BUNALIM VE DEM -Bir insann hayatndaki en nemli olay, kendi benliinin bilincine vard andr; bu olayn sonular en byk iyilie de yol aabilir, en korkun eylere de.- (Kasm 1898) Manevi yaratn ak ierisinde her tehlike bir ltuf, her engel, bir yardm ve insan kurtarabilecek bir uyarcdr, nk bilinmeyen gleri ortaya karmak ve yenilemek iin bir aratr. Eer bir varln dnya zerinde etkili olmas gerekiyorsa, durgunlamamas gerekir, nk ruhun gc, her trl fizik g gibi, hareketten ve deiiklikten kaynaklanr; bir air iin halinden honut olma, mekanik olarak yaplan bir i ve kolayca izlenen bir yol kadar tehlikeli bir ey yoktur. Tolstoy meslek hayat boyunca insana kendi benliini unutturan bu rahatl, insani varln bu mutluluunu, sanaty tehdit eden bu tehlikeyi ancak bir kere tatmtr. Onu kendi benliine doru gtrecek hac seferi boyunca, tatmin olmak nedir bilmeyen ruhu, seksen yllk bir hayat ierisinde ilk defa olmak zere on alt yllk bir dnemde huzura kavuabilmitir; evlendii tarihten iki romann, Sava ve Bar ile Anna Karennina'y bitirdii tarihe kadar geen zaman ierisinde, Tolstoy kendisiyle ve eseriyle bar halinde yaamtr. On yl boyunca (1865-1878) Gnl, vicdannn bir eit nbetisi olan Gnl de susmutur; Tolstoy, mutluluu ierisinde kendini btnyle eserine vermi ve artk kendini deil, yalnzca dnyay gzlemekle yetinmitir. Yaratmakla urat iin, problemler atmamtr ortaya: Yedi ocuk ve en gl destani eserleri olan iki eser yaratmtr; ancak o zaman Tolstoy btn teki insanlar gibi kaygsz bir ekilde, ailenin burjuvalara zg ve onurlu bencillii ierisinde, mutlu ve tatmin edilmi olarak yaayabilmitir; nk -olup bitenlerin nedeni ve niiniyle ilgili korkun sorudan- kurtulmutur. -Artk kendi durumum zerinde derin derin dnmyorum (her trl derin dnce son bulmutu) ve izlenimlerimin temelinde bulunan eyin ne olduunu aratrmyorum; ailemle olan ilikilerimde, dnmeden hissetmekle yetiniyorum. Bu durum bana, son derece byk bir dnce hrl salyor.Bir sanat olarak yapt uzun hazrlklarn ve almalarn dzenli ak, benliin kritik bir gzle incelenmesiyle engellenmiyor; ahlaki kiiliinin nnde nbet tutan amansz nbeti uyuklayarak bir yana ekiliyor ve sanaty hareketlerinin serbest akna,

duyularnn kusursuz oyununa brakyor. Tolstoy bu yllar ierisinde ne kavumutur; servetini drt katna karm, ocuklarn yetitirmi, evini geniletmitir; ama mutlu olmakla yetinmek, an ve nden gna getirmek, zenginlie gark olmak bu ahlak dehasnn uzun sre katlanabilecei eyler deildi. Her edebi yarattan sonra asl iine, kendi kusursuzluu zerinde almaya dnecektir ve hibir Tanr onun kulana Zorunluluun sesini duyurtmad iin ona doru tek bana gidecektir. Hibir d olay ona Kaderin soluunu hissettirmedii iin kendi trajik olayn, kendi iinde yaratacaktr. nk hayat (ve zellikle de bu kadar gl bir hayat) her zaman alkantl bir halde kalmak ister. Kaderin dnyann bulunduu taraftan gelen dalgas durur durmaz, ruh fkracak yeni bir kaynak bulabilmek iin kendi iini eelemeye ve kazmaya balar: Varln devri hareketi donup kalmasn diye. Elli yana yaklarken Tolstoy'un hissettii, adalarn akna eviren ve bir trl aklayamadklar ey, yani birdenbire sanattan uzaklaarak dini konulara dnmesi, hibir zaman olaanst bir olay olarak grlmemelidir; burada bir anormallik aramak bouna olacaktr. Olaanst olan ey, Tolstoy'da her zaman olduu gibi, hissedilen izlenimlerin iddetidir. Gerekten de, hayatnn ellinci ylnda Tolstoy'da kendini gsteren deime, birok insanda, daha az iddetli olduu iin dikkati ekmeyen bir olaydan baka bir ey deildir: Bedeni ve ruhi organizmann yaklaan ihtiyarla kanlmaz bir ekilde uyum salamas, sanatnn -bunalml bir dnemi- dir, o kadar! Ruhi bunalmnn balangcn kendisi yle zetliyor: -Hayat durdu ve hznl bir hal ald.- Elli yandaki Tolstoy, plazmann esnekliini yitirmeye balad ve ruhun donup kalma tehlikesiyle karlat kritik gelimesinin l noktasna ulamtr. Duyular artk, yaratc hcrenin yumuak ktlesine eskisi kadar gl bir ekilde girmeyi baaramyor; yava yava krlaan salarn rengi gibi, izlenimlerin rengi de soluyor. Goethe'nin de ayn ekilde bize bildirmi olduu gibi, bu ikinci dnemin balarnda, smscak duyularn dzenli ileyii, souk bir pres makinesinde donuk kavramlar haline geliyor: zl olan ey geici bir eye, portre sembole, ok renkli yaratma yetenei dncelerin kalplam bir snflamasna dnyor. Ruhun her trl derin deimesinde olduu gibi, burada da, yeni bir insann ortaya k, nce hafif bir fizik rahatszlk veriyor; yabanc bir eyin yaklatn haber veren belirsiz bir duygu, henz bilinmeyen bir ey. Ruhun buz gibi souk endiesi, bir eylerin eksildiini ya da azaldn bildiren korkun bir korku tedirgin ruhu birdenbire rpertiyor ve son derece duyarl sinirlere sahip olan bedenin sismograf, gelmekte olan sarsnty hemen kaydediyor. (Geirmi olduu deiimlerin her birinde Goethe'nin mistik hastalklar!) Ama burada henz yeni yeni kefedilmeye balayan bir alana giriyoruz; karanlklardan gelen bu saldry ruh henz aklayamazken ve anlalmayan bir tehlike karsnda duyulan rkek bir duygu ile titrerken, organizmada, daha imdiden, psiko-fizik bir tepki olarak, savunma mekanizmas almaya balamtr; ve btn bunlar, ne zekann ne de insan iradesinin herhangi bir rol olmakszn, yalnzca tabiatn akl ermez bir nceden-grme yetenei sayesinde gereklemektedir. nk, nasl ki, daha souklar balamadan ok nce, hayvanlarn bedeni birdenbire scack bir k krk ile kaplanyorsa, yalln gelmek zere olduunu bildiren ilk belirtilerde de, en yksek nokta alr

almaz, insan ruhu yeni bir koruyucu kla brnr, manevi bir giysiyle, koruyucu bir klfla rtlr: Akam vaktinde gnein nn yava yava ekilmeye balad bir srada yp de donmasn diye... Bedenden ruha geen, kayna belki de salg bezlerinin hcrelerinde olan ve yaratc retimin son titreimlerine varncaya kadar yaylan bu derin tepki, ergenlik ann tam tersi olarak nitelemek istediim bu tehlikeli dnem, manevi bir sarsnt olarak, bir miza deiiklii halinde ortaya kar ve tpk ergenlik dnemi gibi bir bunalm olarak grnr; ne var ki, fizik grnleri asndan yeni yeni incelenmeye balanan bu olayn ruhi grnleri zerinde hemen hi durulmamtr. Ya dneminin daha gze arpacak ekilde ve daha klinik bir vaka olarak, gzle grlebilecek belirtilerle seyrettii kadnlarda, hi deilse baz gzlemler yapmak mmkn olabilmitir; oysa erkekte, ayn ya deiiklii olay daha ok beyinde cereyan eder ve yaratm olduu manevi sonularla birlikte, hala psikoloji biliminin altnda incelenmeyi beklemektedir. nk bu tehlikeli dnm noktas, erkek iin, hemen her zaman byk deiikliklerin, bir air ve bir dnrn yapabilecei trden yceltmelerin (sublimation) ortaya kmasna elverili olan bir dnemdir: Kan soumaya balayan varl korumak istermiesine gelen, duyularn bozulmasn manevi bir glenmeyle telafi eden, benlik duygusunun zayflamasn, hayati imkanlarn azalmasn dnya bilincinin artmasyla gideren her ey bu dnemde ortaya kar. Ergenlik an tehlikeli bir biimde atlatanlar iin ayn ekilde tehlikeli, ateli bir mizac olanlar iin ayn derecede iddetli, yaratc olanlar iin ayn derecede verimli olan bu kritik dnem, bylece, dnce bakmndan yaratc olan bir an balangcdr: Farkl bir biimde de olsa, dnce faaliyetinin yeniden kazanlmas, en yksek noktas ile en alt noktas arasnda gidip gelmesidir. Btn byk sanatlarda bu kanlmaz bunalm anna rastlyoruz, ama bu bunalm dnemi hibirinde, Tolstoy'da olduu, kadar iddetli bir ekilde, bir yanardan patlak vermesi gibi ortaya kmyor ve bu derece ykc olmuyor. Olumlu bir adan, kolaya kaan bir objektiflik asndan bakldnda Tolstoy'un bana gelenler aslnda ok normaldir: Yalnzca yalandn hissediyor, hepsi bu. Birka diini kaybediyor, hafzas zayflyor. Bazen zihnine bir yorgunluk kyor: Elli yandaki bir insan iin sradan, gnlk olaylardr bunlar. Ama Tolstoy, kuvvetle dolup taan bu adam, iinden byk ve zengin kaynaklarn fkrd bu insan tabiat, sonbaharn bu ilk esintisiyle, kendini solup gitmi ve lmek zereymi gibi hissetmektedir. yle dnyor: -nsan artk yaama sarholuunu duyamaz hale geldiyse, yaamas mmkn deildir.- Hayati glerinin zayfladn ve soumaya baladn gsteren ilk belirtilerle birlikte, olaanst salkl olan bu adam kendini nevrastenik bir ruh kntsne, aknln verdii bir tedirginlie kaptryor; hemen silahlarn indiriyor ve teslim oluyor. Ne uyuyabiliyor, ne yaz yazabiliyor, ne de dnebiliyor: -Ruhum uyukluyor ve uyanamyor; iyi deilim, cesaretim yok.-Can skc ve tatsz Ana Karennina- nn sonu, peinden srkledii bir zincir gibi... Birdenbire salar krlayor; alnnda krklklar oluuyor, midesi isyan bayran ekiyor, eklemleri zayflyor. Kasvetli bir hareketsizlik ierisine gmlyor ve -hibir eyin artk onu neelendiremiyeceini, hayattan bekledii hibir ey kalmadn, yaknda leceini- sylyor ve Gnlnde birbiri ardnca u iki kesin eyden sz ediyor: nce -lm korkusu-ndan

ve daha sonra, birka gn getikten sonra, -yalnz bana lmek gerektii-nden (Tolstoy'un metninde Franszca olarak yazlm bu cmleler). Oysa lm, onun canllndan, hayat dolu oluundan sz ederken aklamaya altm gibi, bu hayat dolu dev iin dncelerin en korkuncudur; bu yzden, kuvvetinin korkun ann birka noktasnda bir geveme, bir zlme olduunu fark eder etmez btn varl titremeye balyor. Ne var ki, kendi benliini dahilere zg bir ekilde tanyabilen bu adam, sonun yaklatn bildiren bir eyin kokusunu ald zaman bsbtn de yanlm olmuyor; nk bu bunalmda ilkel Tolstoy'dan gerekten de bir eyler lyor: Kuvvetle dolup taan adam deil de, dnyay objektif ve deimez bir veri olarak kabul eden, kendi bedeni kadar gerek ve onun gibi kendisine ait bir ey olarak gren hr ve kaygsz sanatdr can veren. O zamana gelinceye kadar Tolstoy, dnyaya metafizik anlamnn ne olduunu hibir zaman sormamt; bir sanatnn, modelini seyretmesi gibi seyretmiti d dnyay ve olup bitenleri bir ocuun tabii neesiyle karlamt; resimlerini izdii olaylar her zaman uysal bir ekilde onun karsnda duruyorlard ve yaratc ellerinin okamalarna ve kucaklamalarna kar koymuyorlard. Birdenbire bu objektif ve artistik seyredi, hayat yeniden yaratmak amacn gden bu bak, gvensizlikle dolu olan ruh iin imkansz hale geliyor; o saf ve temiz birlik yklyor, evrenle benlik arasnda birdenbire souk ve kfl byk bir uurum alyor. Nesneler Tolstoy'a artk ayn yaknl gstermiyorlar, kendilerini ona tmyle vermiyorlar. Kendisinden bir eyler sakladklarn, bir yanlarn, arka taraflarn, glge gibi bir eylerini gizlediklerini, karanlk, tehlikeli, szle anlatlamyan bir eyler gizlediklerini biliyor; insanlarn en iyi ekilde greni, hayatta bir srrn bulunduunu seziyor, hayatn, yalnzca maddi duyular ile kavrayamyaca bir anlam olmasndan pheleniyor; hayatn derin karanlklarnda var olan eyi kavrayabilmek iin, yepyeni bir araca, daha gelimi bir araca, daha bilinli ve dnceli bir gze ihtiyac olduunu anlyor. ster istemez, bundan byle, her olayn manevi anlamn aramak ve birbirine en yabanc olan eylerde bile ortak bir kaderin varln ve ban grmek zorunda kalyor. rnekler, iteki bu byk deimeyi daha somut bir ekilde aklama imkann verecektir. Sava srasnda Tolstoy yz kere insanlarn ldn grm, ama onlar ldrme hakkna sahip olup olmadmz kendine sormakszn, o insanlarn kanl sonlarn, bir ressam ya da air olarak veya yalnzca ekillerin grntsn hassas bir ekilde kaydeden bir retinaya sahip bir gz olarak canlandrm ve anlatmtr. Oysa imdi Fransa'da bir sulunun bann giyotinin altndan yuvarlandn grr grmez, iinde btn insanla ba-kaldran ahlaki bir g hissediyor. Bir efendi, bir baron, bir kont olarak, bin kere, atla kyllerinin yanndan gemi, hayvann drt nala geii onlarn elbiselerini toza bularken, klelerinin verdii alakgnll selamlar, kaytszlkla, tabii ve apak bir eymi gibi kabul etmiti. Ama imdi, onlarn yalnayak olduklarn, yoksul olduklarn, her trl haktan yoksun rkek bir hayat srdklerini fark ediyor ve u endie verici soruyu soruyor kendine: Onlarn yoksulluu ve sefaleti karsnda kaytsz kalmaya hakk var m? Moskova'da pek ok defa, kza, souktan donmu bir sr dilencinin yanndan grltl bir ekilde geip gitmiti ve o ban bile evirip bakmam, onlara en ufak bir dikkat bile gstermemiti; yoksulluk, sefalet, zulm, askerlik, hapishaneler, Sibirya, btn bunlar onun iin kn yaan kar ya da fdaki su kadar tabii olan olgulard; ama imdi bir saym srasnda, birdenbire uyanan zihni, ii snfnn korkun

durumunda, kendi zenginliine kar bir sulama gryor. nsanlar yalnzca -incelenecek ve gzlenecek- basit bir materyel olarak grecek yerde onlarn arlarna kulak vermeye ve kardee birtakm ykmllkler yklenmeye baladndan beri, lmden ald mesajla kendi kaderinin tm insanlarn kaderine --zerlerinde lmn glgesinin dolat btn insanlarn kaderine-- bal olduunu anladndan beri, varln o sakin ve resmi yaplacak kadar gzel olan dzeni, vicdanndaki depremin sallantlaryla sarslm ve ruhunun zerine yklmtr; artk hayat sanatnn souk gzleriyle seyredemez olmutur; her olayn anlamnn ya da anlamszlnn, hakl ya da haksz oluunun nereden kaynaklandn hi durmadan kendine sormak zorundadr artk; insanlarla ilgili her eyi, artk kendi benliiyle olan ilikisi bakmndan, egosantrik olarak ya da kendi i dnyasna yanstarak deil, sosyal olarak, kardee, da ynelerek hissetmektedir; herkesle ve her bir insanla olan birliinin bilinci, onu bir hastalk gibi -yakalamtr-. -Dnmemeli: ok ac bir ey bu-, diye iini ekmektedir. imdi, vicdannn gz alr almaz, insanln ektli ac, temel ac, bundan byle, geri dnlmez bir ekilde, en kiisel ii olmutur. Hilikten, yokluktan duyduu mistik korku onu varln yeni bir gzlemcisi, yepyeni bir yaratc haline getirmitir; sanat, kendi benliinden bsbtn vazgeerek, dnyasn bir kere daha ve bu sefer ahlak yasasna gre yeni batan kurma grevini yklenmitir. lmn egemen olduunu sand yerde, yeniden douun mucizesi gereklemitir; tm insanln, yalnzca sanat olarak deil, btn insanlar ierisinde -insan- adn tamaya en layk olan olarak sayg duyduu yeni bir Tolstoy domutur. Ama o zamanlar, kn bu ezici annda, -uyan-tan nce gelen o belirsiz anda (Tolstoy daha sonra, sakinletii zaman, o andaki durumunu bir endie ve tedirginlik hali olarak nitelemitir) akn bir halde bulunan yazar, bu alt-st oluun bir gei dnemi olduunu henz sezemiyor. Vicdan aydnlanmadan nce, kendini tam anlamyla krm gibi hissediyor, etrafnda kaostan --karklktan-- ve k yolu olmayan bir geceden baka bir ey grmyor. Dnyas yklmtr; dehetten yar boulmu bir halde akn akn karanla bakyor ve orada hibir iaret, hibir belirti gremiyor. -Hayat bu kadar korkunsa, ne diye yaamal?- diye soruyor kendine; bylece Eski Ahitteki Vaiz'in ebedi sorusunu ortaya atm oluyor. Tarlamz lm iin srmekten baka bir ey yapamyacaksak, ne diye zahmete katlanmal? Umutsuz bir ekilde, dnya denen bu karanlk mahzenin duvarlarn yokluyor, bir yerlerde bir k yolu var m, bir kurtulu aresi var m, bir k kvlcm, yldzlar kadar uzak bir umut var m diye? Ve hi kimsenin ona dardan bir kurtulu ve aydnlk getiremeyeceini grnce, onu boan bu karanlklardan kabilmek iin, sistemli ve yntemli bir ekilde yava yava bir dehliz kazyor. Bylece 1879'da bir kat zerine -bilinmeyen sorular- olarak unlar yazyor: a) Niin yaamal? b) Hayatmn ve bakalarnn hayatnn sebebi ne? c) Hayatmn ve bakalarnn hayatnn gayesi ne? d) Kendi iimde hissettiim u iyilik ve ktlk ikilii ne anlama geliyor ve niin var?

e) Nasl yaamalym? f) lm nedir? Kendimi nasl kurtarabilirim? -Kendimi nasl kurtarabilirim?- -Nasl yaamalym?- Tolstoy'un att korkun lk, bunalmn penelerinin, arpan kalbinden skp kard lk buydu ite! Ve bu lk bundan byle, otuz yl boyunca, dudaklar gcn yitirinceye kadar nlayp duracaktr. Duyulardan gelen mutluluk mesajna artk inanmyor! Sanat onu avutmuyor, kaytszlk uup gitmi, genliinin ateli sarholuu acmasz bir ekilde dalm; hiliin derinliklerinden, hayatn etrafnda dnp duran lmn grnmez lkesinden gelen buz gibi bir souk her yan kaplam. -Kendimi nasl kurtarabilirim?- Bu lk gitgide daha iddetli, daha tutkulu bir hal alyor, nk grnte anlamdan yoksunmu gibi duran bu dnyann bir anlam olmamas mmkn deil, phesiz ellerimizle tutamyacamz, gzlerimizle gremeyeceimiz, bilimle lp biemeyeceimiz bir anlam bu, ama her trl gerein stnde olan bir anlam. nk akl yalnz bana ancak hayat anlamak iin yeterlidir, lm anlamak iin deil; bunun iindir ki, o zamana kadar bir nihilist olan bu adam, kavranlmaz olan kavrayabilmek iin yepyeni ve ok farkl bir manevi yetenein var olmas gerektiini anlyor; ve bir duyu adam olan bu inansz adam, korkunun yiyip bitirdii, dehetin parampara ettii bu dizginlenemeyen yaratk bu yetenei kendi iinde bulamad iin, media in vita (hayatn ortasnda), yolunun ortasnda, birdenbire, alakgnlllkle Tanrnn nnde diz kyor, elli yl boyunca kendisini son derece mutlu etmi olan dnya-bilimini hor grerek bir yana atyor ve iinden doan bir inanla, ateli bir ekilde yle yalvaryor: -Bana bu gc ver Tanrm ve bakalarnn da onu bulmasna yardmc olmam sala ltfen!::::::::::::::::: SZDE HIRSTYAN -Yazk! Yalnzca Tanrnn huzurunda yaamak ne kadar g, yerin altna gmlm ve oradan hibir zaman kamyacaklarn bilen insanlar gibi yaamak ne kadar g! Ve kimse onlarn nasl yaam olduklarn bilmeyecek! Ama gerekiyor, byle yaamak gerekiyor, nk yalnzca byle bir hayata hayat denebilir. Yardm et bana Tanrm!- (Tolstoy, Gnlk, Kasm 1900) -Bana inan ver Tanrm- diye umutsuzca haykryor Tolstoy, Tanrya, o zamana kadar inkar ettii Tanrya. Ama yle grnyor ki, Tanr, kendi iradesinin ortaya kmasn alakgnlllkle bekleyecek yerde, onu bu derece iddetle isteyenlerden kendini esirgiyor. nk Tolstoy, inanca ulamaya alrken de, temel kusuru olan o tutkulu sabrszl gsteriyor yine. stemek yetmiyor ona; hayr, hemen kendisine verilmesi gerek, bir gecede, phelerinin balta girmemi orman ierisinde bir yer aabilmek iin, hazr ve kullanlabilir bir balta gibi hemen verilmesi gerek; nk soylu efendi, hizmetilerinin kendisinin her dediini arabuk yerine getirmelerine alm; ve gz ap kapayncaya kadar geen bir zaman ierisinde, keskin gzleri ve hassas kulaklaryla ona dnyann btn bilgisini aktaran duyular da martm

onu; iradeli; kaprisli ve bir efendiye bal olmayan bu adam sabrla beklemek istemiyor. Yukardan gelen n yava yava kendi ierisine szlmesini grmek iin sabr ve sebatla derin dncelere dalan bir kei gibi beklemek istemiyor; hayr, kararan ruhunda gn nn aydnlnn hemen grnmesini istiyor. Ateli ruhu, bir tek sramayla, bir tek atlmla btn engelleri aarak, -hayatn anlamn- kavramak, -Tanry tanmak-, -Tanry dnmek- istiyor, kutsalla kar nerdeyse saygszlk denebilecek bir cretle byle yazyor. nanc, Hristiyan olmay, alakgnll olmay, Tanrda var olmay hemen renmek istiyor. imdi kr sal yal biri olduu halde, Yunanca ve braniceyi nasl abucak ve kolayca reniyorsa, btn bunlar da ayn abukluk ve kolaylkla renebilmeyi umuyor, alt ay ierisinde ya da hi deilse, hzla geen bir yl ierisinde birdenbire pedagog, teolog ya da sosyolog olmak istiyor! Ama insann iinde inanmaya yatkn olmasn salayacak en ufak bir tohum bile yoksa, birdenbire nereden bulacak inanc? Bir gece ierisinde nasl olup da merhametli, iyi, alakgnll ve Fransisken rahipleri gibi yumuak olacak? Elli yl kadar bir sre boyunca bilinli ve adamakll sert bir nihilist olarak, dnyay titiz bir gzlemcinin hogrsz gzyle yargladktan ve dnyada kendi benliinden daha nemli ve gerekli hibir ey bulamadktan sonra, btn bunlar nasl baaracak? Ta gibi sert olan bu iradeyi, bir anda, insanlar iin duyulan hogrl bir sevgiye nasl dntrecek? Btn varln stn bir gce, btn evreni yneten bir gce teslim etmekten baka bir ey olmayan inanc nerede bulacak, nerede renecek? phesiz, daha nceden inan sahibi olanlarn ya da hi deilse sahip olduklarn sananlarn yannda, diyor Tolstoy kendi kendine: Mater orthodoxa'nn, iki bin yldan beri sa'nn yzn saklayan Kilisenin yannda. Leon Tolstoy hemen (nk bu sabrsz adam, kendine bir an bile sre tanmyor) ikonalarn nnde diz kyor, oru tutuyor, manastrlar ziyaret ediyor, papazlar ve piskoposlarla tartyor ve ncil'i sayfa sayfa okuyup yutuyor. yl sreyle tam bir inanca ulaabilmek iin kendini zorluyor; ama Kilisenin havas, onun daha imdiden donmu ruhuna bo bir buhur kokusu ile buz gibi bir rpermeden baka bir ey vermiyor. ok gemeden, hayal krklna urayarak, Ortodoks Kilisesinin doktriniyle kendisi arasndaki kapy ebediyen kapatyor. Hayr, Kilisenin gerek bir inanc yok, daha dorusu, hayat iksirini kurutuyor, israf ediyor ve sahte bir hale getiriyor. Bu yzden daha teleri aratryor: Belki de, filozoflar, dnce ustalar, -hayatn anlam- dediimiz bu korkun eyi daha iyi biliyorlardr. O zamana kadar duyularn alannn dnda kalan. her eye yabanc olan Tolstoy, tutkuyla, nerdeyse fkeyle, karmakark ve dzensiz bir ekilde, btn alarn filozoflarn okumaya balyor (birounu da sindiremeyecek, anlayamyacak kadar abuk okuyor);. nce her hznl ruhun ebedi yolda olan Schopenhauer'i okuyor, sonra Sokrates'i, Platon'u, Muhammet'i, Confucius'u, Lao-Tse'yi, mistikleri, Stoallar, septikleri ve Nietzsche'yi okuyor. Ama ok gemeden kitaplar kapatyor. Kitaplarda da, bu dnyay ak ve seik olarak grme imkann verecek farkl bir ara yok, kendisinin sahip olduundan, nesneleri ac ac seyreden bu keskin zekann sahip olduundan farkl bir ara yok; onlar da bilmekten ok, soru soruyorlar; onlar da Tanrda huzur bulmay deil, Tanry tanmann sabrszln

dile getiriyorlar. Endieli bir ruhun huzura kavumas iin deil, dnce iin birtakm sistemler yaratyorlar; avuntu deil, bilgi veriyorlar. Aclar iinde kvranan ve derdine bilimsel yolla are bulamayan bir hasta, iyileebilmek iin nasl yal kadnlarn hazrlad ilalara (kocakar ilalarna) ve kylerdeki kaplcalara bavurursa, ayn ekilde Tolstoy da, Rusya'nin bu en byk fikir adam da, hayatnn ellinci ylnda, gerek inanc onlardan renebilmek iin kyllerin, -halkn- yanna gidiyor, cahillerin yannda bilgelii renebilmek iin... Evet, kitaplarn bozmad bu okuma-yazma bilmeyen insanlar, ite onlar, fakirler ve bahtszlar, ikayet etmeden ac ekenler, lm kaplarn alnca, hayvanlar gibi bir keye bzlp sessizce yatanlar, dnmedikleri iin phe de etmeyenler, sancta simplicitas olanlar (kutsal sadelik)... Btn bu insanlarn herhalde bildikleri bir sr olmal, aksi takdirde yoksulluun demir boyunduruu altna balarn bylesine bir tevekklle eemezlerdi. Saflklar iinde, keskin bir dncenin ve bilgeliin bilmedii bir eyi bilmi olmalar gerek ve bu yzden de zeka bakmndan geri olmalarna ramen, ruh bakmndan bizden daha ilerideler. -Bizim yaama biimimiz yanl, onlarnki doru- diye dnyor Tolstoy; bunun iindir ki, Tanr, onlarn sabrl hayat ierisinde ak ve seik bir ekilde gsteriyor kendini; oysa bilimin susuzluunu duyan dnce, -havai ve ehvetli agzll- ile, bizi, kalpten gelen n gerek kaynandan uzaklatryor. Eer bir avuntular olmasayd, ilerinde kurtarc bir sihirli ot yeermeseydi, bu derece sefil bir hayata bylesine bir huzur, kaytszlk ve neeyle katlanamazlard: Kendi ilerinde bir sr, bir inan, onlar hayatlarnn kurun gibi arlnn stne ykselten bir eyler gizli olmal. Basit insanlar sayesinde, yalnzca onlar sayesinde, -Tanrnn halk- sayesinde, diyor Tolstoy, zekalar zayf olan, alabildiine bir alakgnlllkle, saf bir ekilde kendilerini ie veren bu insanlar sayesinde -doru- olan hayat renebiliriz, acmasz bir hayata ve ondan daha da acmasz olan bir lme katlanmay ve byk bir sabr gstermeyi renebiliriz. O halde, dosdoru onlara gidelim ve onlarla birlikte yaayarak, tanrsal srr bu insanlardan renelim. Soylu giysilerimizi karalm ve kyllerin gmleini geirelim srtmza, nefis yemeklerle donanm masalardan veya yararsz kitaplardan uzaklaalm: Bundan byle bedenimizi yalnzca tertemiz otlarla, hayvanlarn nefis style besleyelim, ruhumuz da yalnzca alakgnlllkle ve saf bir sadelikle beslensin. Bylece, Yasnaya Polyana'nn efendisi, dahas, manevi bakmdan binlerce insandan stn olan Leon Nikolayevi Tolstoy, saban srmeye balyor, geni srtna fy vurup emeden su tayor ve kyllerinin arasnda yorulmak nedir bilmez bir gayretle alarak baaklar biiyor. Anna Karennina'y ve Sava ve Bar' yazan el, imdi kendisinin bitii kundurasnn tabanna ziftli kundurac biz'ini sokup karyor, odasnn tozlarn spryor ve elbiselerini dikiyor. -Kardeleri-ne arabuk yaklamal, onlarla hemen sk fk olmal; nemli olan ey bu. Leon Tolstoy yalnzca iradesinin geici bir gayretiyle -halk-tan biri olmay ve bylece -Tanrnn istedii gibi bir Hristiyan- olmay umuyor. Henz yar-kle olan kylleri bulmak iin kye iniyor; onlar evine davet ediyor; ve kyller, ar kunduralaryla cilal parkeler zerinde hantal hantal yryorlar; -barin-in, -ltufkar efendileri-nin kendileri iin kt bir ey dnmediini, korktuklar gibi vergileri ve iftlik kiralarn

yine arttrmayacan, ama tuhaf ey (tedirgin bir ekilde birbirlerine bakarak balarn sallyorlar) yalnzca onlarla Tanr zerinde konumak istediini anlaynca rahat bir soluk alyorlar. Yasnaya Polyana'nn iyi yrekli kylleri, efendilerinin bir kere daha buna benzer bir ey yaptn hatrlyorlar; o zaman Kont hazretleri okulla megul olmutu ve bir yl boyunca okula gelip ocuklara ders vermiti (daha sonra bu iten sklmt). Peki ama imdi ne istiyor? Onun konumasn gvensizlikle dinliyorlar; nk baka bir kla brnm olan bu nihilist, alakgnllln srrn ve inanca nasl ulaabileceini renebilmek iin, Tanrya doru ykselme savanda gerekli olan stratejiyi renebilmek iin, tam bir casus gibi sokuluyor -halk-n arasna. Ama bu zoraki kazanlar ancak sanata ve sanatnn iine yaryor; Tolstoy, en gzel efsanelerini, o kyl hikayecilere borludur; dili kyllerin safa tebihler yapmak iin kullandklar kelimelerle daha fazla bir zenginlik ve gzellik kazanyor. Ruh sadeliinin srr ise renilemez; Dostoyevski, Anna Karennina yaymland srada, Tolstoy'un portresi olan Levin iin peygamberce bir sezgiyle yle demiti: -Levin gibi adamlar, istedikleri kadar uzun bir sre halkla beraber yaasnlar, hibir zaman halktan biri olamazlar: Kendini beenme ve irade gc ne derece hevesli olursa olsun, halka kadar inme arzusunu ta iinden duymak ve bunu baarmak iin yeterli deildir.- Dahice bir nsezi ile gerei gren bu adam, burada, Tolstoy'un iradesinde meydana gelen deiikliin psikolojik merkezine parmak basyor ve ondaki zorlamay, umutsuz bir insann szde Hristiyanln ve doutan gelen tabii bir sevgiden deil de, ruhun umutsuzluundan kaynaklanan bu halk-kardeliinin, halka kar duyulan bu yaknln gerek yzn ortaya karyor. Gerekten de, bir dnr, bir fikir adam olan Tolstoy, kendisini kaba saba bir insan ve bir kyl haline getirmek iin var gcyle ne kadar urarsa urasn, her eye kucak aan o geni felsefesinin yerine, hibir zaman bir Rus kylsnn snrl ruhunu koyamyacaktr; onun gibi hep gerein peinde koan bir ruh, hibir zaman bir kmrcnn kark ve belirsiz inancnn dzeyine inemeyecektir. Verlaine'in yapt gibi, hcresinde birdenbire diz kp de -Tanrm bana sadelik ve basitlik ver!demek, gsmzde hemen alakgnllln gm dalnn ieklenmesi iin yeterli deildir: nsan retmi olduu eyleri nce gerekten yaamal, gerekten yle olmal'dr. Acma duygusunun esrarl gcyle halkla iliki kurma ve vicdann byk bir dindarlktan duyduu tatmin, bir ruhun ierisine bir anda, tpk bir elektrik konta gibi birdenbire yerleemez. Kyl gmleini srtna geirmek, kvas imek, tarlalar bimek, eitliin btn bu d grnleri, bir oyun oynarmasna kolayca gereklese bile, ruh kendisinin kaba saba bir hale getirilmesine hibir zaman frsat vermez; bir insann ak ve seik bir ekilde grme yetenei de, keyfimiz yle istiyor diye, bir gaz alevi gibi kslamaz. Bir zihnin parlakl, kl gc doutan gelen ve bozulmayan bir eydir, bir insann kaderi ve gzelliidir; insan iradesini aan, onun tesinde olan bir gtr bu ve her zaman uyank kalma gibi en yksek grevini yerine getirememe tehlikesiyle kar karya bulunduunu hisseder etmez, eskisinden de parlak bir hal alr. Doutan gelen bilgimizi ruh arma egzersizleriyle bir derece bile arttrmak ve daha stn bir bilime ykselmek nasl mmkn deilse, ayn ekilde, zihnimizin de, iradenin ani bir hareketiyle, basitlie doru bir derece bile olsun inmesi mmkn deildir.

Tolstoy'un, ok gemeden, bir iradenin --kendisininki gibi gl de olsa-- bir gece ierisinde dncesindeki karmakl bir nitevo'nun basitliine indirmesinin mmkn olmadn anlamamas imkanszd; ve u olaanst sz ondan baka hi kimse (aslnda, daha sonra) syleyemezdi: -Dnceye kar zora bavurmak, gnei balkla svamaya benzer: Gnein klarn neyle rtmeye alrsak alalm, her zaman ste kacaklardr.- Her zaman hakl kmak isteyen efendinin sert, kavgac ve otoriter dncesinin saf ve srekli bir alakgnlllk duygusuna yatkn olmadn sonunda kabul etmek zorunda kalmtr. Kyller de, --her ne kadar kendileri gibi giyinmi de olsa ve grnte onlarn alkanlklarn paylasa da-- Tolstoy'u hibir zaman gerekte kendilerinden biri olarak grrnemilerdir; herkes Tolstoy'un bu davrann tam bir deime olarak deil, yalnzca bir klk deitirme olarak grmtr. Yaknlar, kars, ocuklar, babuka, gerek dostlar (profesyonel Tolstoy'cu deildi bunlar) daha iin bandan beri -Rus milletinin bu byk airinin- kendi tabiatna aykr bir alana --fikir hayatndan yoksun bir alana-- nasl bir ateli tutkuyla inmeye altn gvensizlik ve honutsuzlukla seyrediyorlard (Turgenyev, lm yatanda yazd bir mektupta, vaaz vermekten vazgeip sanata dnmesi iin yalvaryordu ona). Tolstoy'un ruhi bunalmlarnn trajik kurban olan kars, o zaman ona, u akla uygun szleri sylemiti: -nceleri, inancn olmad iin endieli olduunu sylyordun. imdi, madem ki 'inancm var' diyorsun, peki niin mutlu deilsin?- Basit ve reddedilmesi mmkn olmayan bir fikir yrtme. Gerekten de, Tolstoy'un, halkn Tanrsna dndkten sonra, bu inan sayesinde ruh huzuruna kavutuunu, Tanrda huzur bulduunu ve halinden honut olduunu gsterecek hibir belirti yoktu ortada; tam tersine, doktrininden sz etmeye balar balamaz, ruhundaki pheyi iddetli saldrlarla, inancndaki kararszl ise ac ve keskin ifadelerle gizlemeye alt hissediliyordu. Bu Tanrya dn dnemi ierisinde Tolstoy'un btn hareketleri ve btn szleri, hoa gitmeyen bir iddetle, sahte, grltl, kavgac ve banazca bir eylerle belirlenmiti. Hristiyanl, yksek perdeden atp tutan bir dindarlkt; alakgnlll, bir gsterie dnyor ve abartmal bir ekilde kendini alaltmasnda Tolstoy'un eski gururundan bir eyler --tersine evrilmi bir gururun izleri-- hissediliyordu. Bunu anlayabilmek iin, eski hayatna tkrerek ve hakaretler yadrarak dine dnn -kantlamak- istedii itiraflarnn nl pasajn okumak yeter: -Savata insanlar ldrdm; dello ettim; kyllerden zorla alnm paray kat oynayarak har vurup harman savurdum ve onlar acmaszca cezalandrdm; hafif merep kadnlarla zina yaptm ve kocalar aldattm. Yalan, hrszlk, zina, sarholuk, her eit kaba ve sert davran, btn bu utan verici hareketleri yaptm; bana yabanc olan hibir su kalmad.- Ve bir sanat olduu iin bu szde sularn kimse hogrmesin diye, halkn karsnda grltl itiraflarna devam ediyor: -Bu sre ierisinde, yalnzca bo-gurur, kazanma istei ve kibir yznden edebiyatla uratm. an ve ne ve zenginlie ulamak iin, bende iyi olan ne varsa bomak zorunda kaldm ve gnah ileyecek kadar alalttm kendimi-. Bunlar, phesiz, ahlaki duygusall ierisinde, korkun derecede ifa edici ve heyecan verici szlerdir. Ama, elimizi kalbimizin zerine koyup unu kabul etmeliyiz ki, hi kimse Tolstoy'un

kendi kendisini sulayan bu szlerine dayanarak, onu -baya ve sulu bir adam-, banazca bir kendini kltme susuzluu ierisinde kendisi iin demi olduu gibi, bir -bit- olarak grmemitir: Sava srasnda, grevini yerine getirerek bataryasna hizmet etti diye, ya da ok kuvvetli bir yaradl olduu iin bekarken birtakm genlik lgnlklar yapt diye, kimse onu bu ekilde sulamaya kalkmamtr. Burada, daha ok, hoa gitmeyen bir bart-art izlenimi yok mu? Pimanl ar bir dereceye vardrarak, her ne pahasna olursa olsun kendisinde birtakm gnahlar bulmaya alan son derece heyecanl bir vicdann varl sezilmiyor mu? Eserlerinden birindeki bir uan, katil olmad halde kendini katil olarak gstermek istemesi gibi, burada da, -ha' yklenmek- iin, yani aclara katlanmak, ac ekmek istedii iin, ilemedii birtakm sular icat eden, itiraftan sarho olmu bir ruhla kar karya deil miyiz? Tolstoy'un kendi kendisine zorla kabul ettirdii bu ihtilal, dokunakl ve grltl-patrtl kendini kltme ve kendine kar kantlar arama istei, bu sarslm ruhta sakin ve huzurlu bir alakgnllln bulunmadn ya da henz bulunmadn gstermiyor mu? Bu -yeni- Tolstoy, yine de, ama ters bir anlamda, bir zamanlar -insanlarn nnde an ve ne- ulamay en stn gaye olarak gren ayn adam deil mi? Her ne olursa olsun, kendini bylesine alaltmas hi de alakgnll bir ekilde olmamtr; tam tersine, tutkuya kar alm bu keilere vergi savatan daha tutkulu bir ey hayal edilemez. Ruhunda, henz belirsiz bir halde, kk bir inan kvlcm bulur bulmaz, bu sabrsz adam btn insanl atee vermek istiyor: Tpk, daha balarndaki vaftiz suyu kurumadan, baltay kapp, o zamana kadar kutsal saydklar mee aalarn devirmek isteyen ve dine dnmemi olan komu kavimleri yangnlar ve katliamlarla krp geiren vahi Alman prensleri gibi... Dev gibi bir atlmla, Titan'lara (Titanlar: Kronos (Gk) ile Gaia'nn (Yer'in) ocuklardr. Yunan Mitolojisine gre, ilk tanrlar soyundan olan gururlu yaratklardr. Bu tanrlar, Olympos'lu tanrlar ile on yl ylmadan savamlar. Birbirlerinin stne byk kayalar frlatarak dvmler. Titanlar, dalar st ste yarak Olympos dana trmanmaya kalkmlar. Zeus, ancak, bu gururlu, azimli ve inat tanrlar, yer altndan gn na kard yz kollu azgn devlerin yardmyla yenilgiye uratabilmi.) yaraan bir irade gcyle, Tolstoy inancn zerine atlyor. Ama onu gerekten ele geirdiini ve fethettiini gsteren hibir kant yok. nk, eer inan Tanrda huzur bulmaksa ve Hristiyan olmak sakin ve sabrl bir ekilde yaamaksa, bu yce sabrsz hibir zaman inanmam, tatmin olmak nedir bilmeyen bu tutkulu adam hibir zaman Hristiyan olmam demektir. Eer dini duyguya ulamak iin duyulan ok byk bir zleme din ad verilebilirse ve Tanrya ulamak iin duyulan yakc bir arzu Hristiyan olmak iin yeterliyse, ancak o zaman Tanry arayan ve ebediyen huzursuz olan bu adam inanm biri olarak grebiliriz. Ne var ki, bu baar tam olarak gereklemedii ve Tolstoy'un ulam olduu dini inan kesinlikten yoksun olduu iindir ki, geirdii bunalm sembolik bir anlam kazanm ve kiisel bir olay olmaktan kmtr: ok kuvvetli bir iradeyle donatlm bir adamn bile kendi benliinin ilkel eklini yok edemeyeceini, gl bir hareketle kendi karakterini, bunun tam tersi olan baka bir karaktere dntremeyeceini gsteren ve hibir zaman hatrdan kmayacak bir rnek olmutur. Bize verilmi olan hayat biimi daha iyi bir hale getirilebilir, yontulabilir, dzeltilebilir

ve phesiz, ahlaki tutku, bilinli ve sebatl bir alma sayesinde, iimizdeki iyi eyleri ve ahlaki duygular gelitirebilir, kuvvetlendirebilir, ama karakterimizin temel izgilerini hibir zaman bsbtn silemez, bedenimizi ve ruhumuzu bambaka bir yapsal dzene gre yeniden biimlendiremez. Geri Tolstoy, -sigara ime alkanlndan vazgeer gibi bencillikten de vazgeilebileceini- ya da sevme yeteneinin -kazanlabileceini- ve inancn -zorla elde edilebileceini- sylyor, ama ortaya kan sonu, Tolstoy'un nerdeyse bir lgnlk haline dnen olaanst abasn yalanc karyor. nk, fkeli bir adam olan, -en ufak bir itirazla karlat zaman gzlerinde imekler akan- Tolstoy'un, zoraki bir ekilde dine dndkten sonra, arabuk sosyal, sevimli, yumuak ve iyi bir Hristiyan olduunu, -Tanrnn hizmetkar- ve -insan kardelerinin bir kardeiolduunu dorulayan hibir ey yoktur. Geirdii -deime-, fikirlerini, grlerini, szlerini deitirmitir, ama tabiatnn en derin katlarnda herhangi bir deiiklik olmamtr (-doarken birlikte getirdiin yasaya uymak zorundasn, ondan hibir zaman kurtulamazsndiyor Goethe); -uyan-tan nce de, sonra da ayn huzursuzluk ve ac ekmek iin duyduu ayn susuzluk, endieli ruhunu karartmtr: Tolstoy, tatmin olmak iin doan insanlardan deildi. Sabrszl yznden, Tanr ona hemen -vermemitirinanc; daha otuz yl, hayatnn son saatine kadar savamas gerekmitir. Tuttuu am yolunu (am Yolu: Paulus'un, ilk Hristiyanlar katletmek iin am'a giderken yolda grd bir hayalden etkilenerek Hristiyanl kabul etmesi ve sa'nn sadk bir mridi olmasndan kaynaklanan bir deyim. Fikirlerimizi, duygularmz, grlerimizi birdenbire deitiren ani bir ilham belirtmek iin kullanlr.) ne bir gecede alabilmitir, ne de bir ylda: Son nefesini verinceye kadar, hibir cevap onun iin yeterli olmayacak, hibir inan onu tatmin etmeyecektir ve son anna kadar hayat onun iin esrarn koruyacaktr. yle ki, -hayatn anlamn- arayan Tolstoy, hibir aklayc cevap bulamamtr; dini tedirginliini giderebilecek bir inancn huzuru ona hibir zaman verilmemitir: Tanrya doru yapt gl ve tutkulu atlm, hedefine ulaamamtr. Ne var ki sanat, kendi iindeki herhangi bir uyumsuzluu yenmeyi baaramad zaman, her seferinde bir kurtulu aresi bulur: Acsn, skntsn da yanstabilir, btn insanla yayabilir ve ruhunu rahatsz eden problemi evrensel bir problem haline getirebilir. Bylece, Tolstoy da, kendi bunalmnn bencil korku ln iddetlendiriyor: -Halim ne olacak?- l ok daha glenerek -Halimiz ne olacak?- haline geliyor. Kendi inat ruhunu ikna edemedii iin, bakalarn ikna etmek istiyor. Kendini deitiremedii iin, insanl deitirmeye alyor. Btn alarda btn dinler byle domutur; dnyadaki her ilerlemeyi (en derin grl insan olan Nietzsche bunu iyi bilir) kendi ruhunun ierisinde bir tehlikenin varln duyan bir insann, uursuz problemi kendinden uzaklatrabilmek iin onu tm insanlarn ortasna frlatt, bylece bir tek kiinin huzursuzluunu evrensel bir huzursuzluk haline dntrd bir -kendinden kama- olayna borluyuz. Byk tutkular ve yanlmak nedir bilmeyen gzleri olan, sert ve ateli kalbinden pheyi skp atamayan bu adam, bir Fransisken rahibinin ruhuna sahip, dindar bir Hristiyan olamamtr, hibir zaman olamamtr; ama inan yokluunun verdii azab bildii iindir ki, ada zamanlarn en banaz giriiminde bulunmutur: Dnyay nihilizmin verdii acdan kurtaracan, kendisinin hibir zaman olmad ekilde, daha inanl bir hale

getireceini iddia etmitir. -Hayatn umutsuzluundan kendini kurtarmann tek yolu, benliini evrene yanstmaktr.- Bylece Tolstoy'un ac eken ve bilgeliin susuzluunu duyan benlii, kendisine aman vermeyen korkun soruyu uyarc bir lk ve bir doktrin halinde btn insanlarn gzleri nne sermitir. ::::::::::::::::: DOKTRN VE YANLI OLAN YANLARI -Gereklemesi iin btn hayatm feda edebileceim byk bir fikir dodu kafamda: Yeni bir dinin kurulmas, sa'nn dininin, ama her trl dogmadan ve mucizeden arnm olarak kurulmas fikri.- (Tolstoy, Genlik Gnl, 5 Mart 1855) Doktrininin temeline, insanla verdii -mesaj-nn temeline, Tolstoy, ncil'den ald bir sz koyuyor: -Ktle kar koymaynzve bu sz yaratc bir ekilde yorumluyor: -Ktle, iddet kullanarak kar koymaynz-. Bu cmle, st-kapal bir ekilde, Tolstoy'un btn ahlak sistemini iine alr: Byk sava, elindeki bu sapanla ann duvarna ylesine bir kuvvetle, acyla titreyen vicdannn olanca ahlaki iddetiyle ve ylesine bir sz ustalyla talar frlatmtr ki, bugn bile, yaratt sarsnt hala kendini hissettirmektedir. Bu saldrnn manevi etkisini, btn kapsamyla lmek imkanszdr: Brest-Litowsk'dan sonra, Ruslarn, kendi istekleriyle silahlarn aa indirmeleri, Gandhi'nin -kar-koymama- politikas, savan ortasnda Romain Rolland'n bar arsnda bulunmas, adlar bile bilinmeyen saysz insanlarn vicdanlar zerine konan baskya kahramanca direnmeleri, lm cezasna kar alan sava, yeni an birbirinden ayr ve aralarnda herhangi bir balant yokmu gibi grnen btn bu hareketleri, gl itilimlerini Leon Tolstoy'un mesajna borludurlar. ster ara olarak, silah olarak, ya da hak olarak, isterse herhangi bir sebeple (milletler, dinler, rklar ya da mlkiyet iin) savunmaya hizmet etme amacn gden szde tanrsal bir kurum olarak bugn nerede iddete kar sava almsa, insanla doru ynelen ahlaki duygunun kan dkmeyi reddettii, sava suunu onaylamad ve Orta an -yumruk hakk-na kadar geri giderek askeri bir zaferi tanrsal bir adaletin ifadesi olarak grmek istemedii her yerde, bugn bile her yerde, her ahlak devrimcisi Tolstoy'un otoritesinde ve tutkusunda kardee bir kuvvetin dorulandn grmektedir. Kilisenin souk formllerinin, Devletin ya da artk sadece ematik olarak i gren pas tutmu adaletin haris iddialarnn nnde eilecek yerde, biricik ahlaki mahkeme olarak kendini insanln kardee duygusuna brakan bamsz bir vicdan, her yerde, Devletin yanlmaz gc olarak grlen ada papaln ferdin ruhu zerinde hak iddia edemeyeceini savunan ve insanlarn her biri her zaman yalnzca kalbiyle yarglasn, diye onlarn insani tarafna seslenen Tolstoy'un --Luther'inkini andran-- rnek hareketine bavurabilir. Peki ama, Tolstoy'a gre, iddete bavurmadan savamamz gereken bu -ktlk- nedir? Yalnzca iddetin kendisi, insann iinde bulunan iddet: Pazlarn, politik ekonominin, milli refahn, etnik zlemlerin ve smrgelerin geniletilmesinin iler

acs kl altnda gizlese de, insann gl olma igdsyle kan dkme igdsn deiik bir kla sokup felsefi bir ideal ve bir vatanseverlik ideali haline getirmek iin btn ustaln kullansa da, bizi aldatmasna frsat vermememiz gereken iddet... En gz kamatrc, en yce kla girmi ekillerinde bile, iddet, insanlarn birbirlerine daha kardee davranmalarna yardmc olacak yerde, belli bir grubun gcn ve uzlamazln arttrmaktan ve bylece dnyadaki eitsizlii srdrmekten baka bir ie yaramaz. Gerekten de, iddet, sahip olmay, maddi servetler kazanmay ve bunlar hi durmadan arttrmay amalar. Oysa Tolstoy iin, her trl eitsizlik mlkiyetle balar. Gen beyzadenin Brksel'de, Proudhon'la saatlerce vakit harcam olmas bouna deildir. O zamanlar btn sosyalistlerin en radikali olan Tolstoy, Marx'dan da nce, u postulat' ortaya atmtr: -Her trl ktln ve her trl acnn kk mlkiyettir ve her eye bol bol sahip olanlarla, hibir eyleri olmayanlar arasnda atma kma tehlikesi vardr-. nk, tutunabilmek, devam edebilmek iin, mlkiyetin ister istemez savunma durumuna gemesi, hatta saldrgan olmas gerekir. Mlkiyeti elde edebilmek iin olduu kadar, sahip olunan eyleri arttrmak ve onlar savunmak iin de iddet zorunludur. Bunun iindir ki, mlkiyet, kendini korusun diye, Devleti yaratm, Devlet de, kendi varln gvenlik altna almak iin, laik gcn organize ekillerini, orduyu, adaleti, -yalnzca mlkiyeti korumaya yarayan btn bu bask sistemlerini- yaratmtr; kendini Devlete baml klan ve onu tanyan bir insan, ruhunu bu kuvvet ilkesine teslim etmi demektir. Tolstoy'un anlayna gre, grnte bamsz olan adamlar --fikir adamlar-- bile, ada Devlette, farknda olmakszn, yalnzca kk bir ayrcalkl grubun sahip olduklar eyleri korumalarna yardmc olurlar; sa'nn Kilisesine varncaya kadar her ey (-gerek anlamyla Devlete kar ayaklanan- Kilise bile), -yalanc doktrinlerle-, silahlar kutsayarak, kurulu dzene (hakszlktan baka bir ey olmayan kurulu dzene) kantlar salayarak en ciddi grevinden uzaklam, bunun sonucu olarak da formller halinde donup kalm ve teden beri srp gelen adetler ve alkanlklar halinde soysuzlamtr. br yandan, yazarlar da, hrriyetin ocuklar, vicdann avukat ve insan haklarnn savunucusu olarak dnyaya gelmi olan yazarlar da, kk fildii kulelerini kurmakla ve -vicdanlarn uyutmakla- yetiniyorlar. Demokrat, iyilemesi mmkn olmayan eyi iyiletirmeye alyor; devrimciler de, olup bitenleri tam olarak kavrayan ve dnyann yanl dzenini batan aa ykmak isteyen biricik kuvvet olan onlar bile, kartlarnn ldrc silahn kullanmak gibi bir hataya dyorlar ve -ktlk- ilkesinin, yani iddetin devam etmesine imkan vererek, dahas onu kutsayarak, adaletsizliin srp gitmesine yol ayorlar. Bu anarist iddialar gz nnde tutulduunda, Devletin ve var olan sosyal dzenin temelinde, yalanc ve bozuk bir eyler var demektir; bu yzden Tolstoy, hkmet eklini dzeltebilmek iin, demokratlarn, insanseverlerin, barlarn ve devrimcilerin nerdii her eyi yetersiz ve yararsz buluyor ve iddetle reddediyor. Gerekten de hibir Duma (Duma: Rus Parlamentosu.), hibir parlamento, (daha az olaslkla hibir devrim) milleti iddetin -ktlndenkurtaramaz: Salam olmayan bir temel zerine kurulmu bir evi salamlatrmak mmkn deildir; ancak onu terk edebilir, bir bakasn ina edebiliriz. ada Devlet de kardelik zerine deil, kuvvet ilkesi zerine kurulmutur: Tolstoy iin, bu yzden kanlmaz bir ekilde kmeye mahkumdur; sosyalizmin ve liberalizmin btn bu gevezelikleri, onun can ekimesini uzatmaktan

baka bir ie yaramaz. Deitirilmesi gereken ey, milletle hkmet arasndaki politik iliki deil, insanlarn kendisidir; Devletin yapt iddetli basknn yerine, kardelikten oluan ve iten gelen ahlaki bir ba her toplulua salamlk kazandrmaldr. Ama bu ahlaki ve dini kardelik, yurttalar zerine ken imdiki bask eklinin yerini almadka, Tolstoy, gerek bir ahlaklln ancak Devletin dnda, partilerin dnda, tek tek insanlarn vicdannn gzle grlmeyen esrarl alannda mmkn olabileceini ne sryor. Devlet, iddet demek olduuna gre, ahlaktan esinlenen bir insan Devletle aynilememelidir. Gereken ey, dini bir devrimdir, her vicdanl insann, iddet zerine kurulmu bir topluluun zincirlerinden kurtulmu olmasdr. Bunun iindir ki, Tolstoy'un kendisi de Devlet ekillerinin dnda kalmaya kararldr ve vicdannn emretmedii her trl grevden ahlaki ynden bamsz olduunu sylemektedir. -Yalnzca bir millete ya da bir Devlete ait olduunu ya da herhangi bir hkmetin tebaas olduunukabul etmek istememektedir; Ortodoks Kilisesinden ayrlmakta, bugnk toplumun yaratt herhangi bir kuruma ya da adalete bavurmaktan prensip olarak vazgemektedir: iddet zerine kurulmu bu Tanrnn belas Devletle herhangi bir ilikisi olmasn diye... Kardelik zerine verdii vaazn yumuakl, syleyi biimindeki Hristiyanca alakgnlllk havas, ncil'e bavurmas, onun sosyal tenkidinin nitelii konusunda --ann, her trl yerlemi inanca kar kan en pervasz adam olan Tolstoy'un, arn otoritesine, Kiliseye ve topluma zorla kabul ettirilen her eit baskya nasl bir g ve kararllkla sava at konusunda-- bizi yanltmamaldr. Onun doktrini, devlete kar olan doktrinlerin en ateli, en iddetli olandr, bir insann kendini, var olan her eyden bsbtn koparm olmasn ifade eder: Yasalar, kurallar, adetler, ahlak, mlkiyet gibi... Troki ve Lenin, teorik olarak, Tolstoy'un -her ey deimelidirilkesinden bir adm daha teye gitmemilerdir; ve tpk -insanlarn dostu- olan Jean-Jacques Rousseau'nun daha sonra Fransz Devrimi'nin krall devirecei dehlizleri yazlaryla hazrlamas gibi, yumuakln havarisi olarak grmekten holandmz bu anarist de, hibir Rusun baaramad ekilde, arlk dzeninin ve kapitalist dzenin temel kulelerini kuvvetle sarsmtr. phesiz Rousseau nasl 1793 devrimcilerinin yaptklarn grseydi fkeye kaplrd diye dnyorsak, ayn ekilde Tolstoy da phesiz, Boleviklerin kullandklar yntemleri sulard, nk partilerden nefret ediyordu (yazlarnda yle dememi miydi: -Zaferi kazanan parti hangisi olursa olsun, otoritesini devam ettirebilmek iin yalnzca bugn iin geerli olan iddet yollarna bavurmakla kalmayacak, yenilerini de icat etmek zorunda kalacaktr-). Bununla birlikte, olaylar doru bir ekilde deerlendirecek bir tarih anlay, bir gn gelecek, Tolstoy'un bu bolevizmin en iyi ncs olduunu ve devrimcilerin tm bombalarnn, Rus otoritesini, bu adamn --herkesten daha byk olan bu adamn-vatannn ilk bakta yenilmezmi gibi grnen glerine kar, ar'a, Kiliseye ve mlkiyete kar aka ba-kaldrmas kadar sarsmadn dorulayacaktr. nk, tehisleri ile en byk deha rneini simgeleyen Tolstoy, uygarlmzn temelinde bulunan yapm hatasn, yani Devletin insanlk ve insan toplumu zerine deil, zalimlik ve egemenlik zerine kurulduunu kefettii gnden beri, btn diyalektik iddetini ve o byk ahlaki gcn, hi durmadan tekrarlanan saldrlar halinde, Rusya'daki dzene kar yneltmekten bir an bile geri durmamtr. stemedii halde, devrimin Winkelried'i (Arnold von Winkelried: svireli vatansever. 1386 ylndaki Sempach savanda Avusturyallara kar yaplan svari

hcumuna nclk etmitir; rivayete gre, sava srasnda Avusturyallarn frlatt mzraklara kar gsn siper ederek dman saflarnda bir gedik am, savan kazanlmasn ve svire'nin bamszla kavumasn salamtr.) olmu, sosyal bir dinamit, her eyi ykp deviren ilkel ve temel bir g haline gelmi ve bylece, Rus dehasna den kutsal grevi igdsel bir ekilde yerine getirmitir. nk her Rus dncesi, ina etmeden nce kkten ykmak zorundadr; ve Rus dnrlerinin, yakc ve cokulu bir umutsuzlukla yeni bir inancn peine dmeden nce nihilizmin en karanlk yollarna dalmalar, rastgele bir olay, bir tesadf deildir. Ruslarda, dnr, air ve eylem adam, biz Avrupallar gibi lml dzeltmelere, yumuak nlemlere bavurmaz; tersine, problemlere, kocaman baltasn sallayan oduncularn iddetiyle ve tehlikeli deneyimlerin vermi olduu bir cesaretle saldrr. Zafer ak iin, bir Rostopin (Fedor Vasiliyevi Rostopin: Rus politikacs. 1812 ylnda Moskova valisiyken, Franszlarn ehre girii srasnda Moskova'y atee vermitir.) dnyann harika bir ehri olan Moskova'y batan baa yakmaktan ekinmez; ayn ekilde Tolstoy da (bu bakmdan Savonarola'ya benzer) (Girolama Savonarola: 1452-1498 yllar arasnda yaam talyan din adam. deal bir Hristiyan devleti kurabilmek iin vaazlar vermitir ve bu vaazlarnda toplum ierisindeki ahlak bozukluunu ynetici snfn yaad sefih hayat, her trl lks, ruhban snfnn dnya zevklerine olan dknln iddetle tenkit etmitir. Onun tevikiyle, -bo-gurur- eseri olarak grlen eyler (mcevherler, lks elbiseler, ahlak bozucu olarak grlen kitaplar, resimler, vb.) odun ynlarna atlp yaklmtr. Papa V'nc Alexander'a aka cephe alm ve onun dmanln kazanmtr. Bu yzden afaroz edilmi, eitli ikencelere uram, aslm ve yaklmtr.) yeni ve daha iyi bir teoriyi hakl karmak iin uygar insanln tm nimetlerini, bilimi olduu kadar sanat da odun ynna atp yakmakta tereddt etmez. Dindar bir hayalperest olduu iin, bu saldrlarnn yaratabilecei sonular gzden karm olabilir; phesiz, bu derece geni bir temelin birdenbire kmesinin ne kadar hayata mal olacan hesap etmeye hibir zaman cesaret edememitir. Ruhunun olanca kuvvetiyle ve inanlarndan bir nebze bile amadan Devletin sosyal binasnn stunlarn sarsmakla yetinmitir. Ne var ki, byle bir Samson (Samson: Kutsal Kitapta sz edilen brani yarglardan biri. Filistinlilere kar savam, kahramanca iler baarmtr. Olaanst gl olan bu adam, sevgilisi Dalida'nn (Delilah'n) ihanetine urayarak dmanlarnn eline esir dm ve gzleri oyulmutur. Kapatld Dogan tapnann stunlarn ykarak, dini bir tren iin tapnakta bulunan Filistinlilerle birlikte ykntlar arasnda kalarak lmtr.) yumruklarn stunlara dayad zaman, en byk binalarn ats bile ker. Bunun iindir ki, acaba Tolstoy boleviklerin yapt devrimi ne derece onaylard, yoksa ona kar sava m aard diye, gemie dnlerek yaplacak her trl tartma bouna olacaktr: nk, Rusya'daki karkl, onun gereksiz zenginlie, lkse ve mlkiyete kar karak verdii vaazlar, brorlerinin yaratt grlt ve hiciv yazlarnn bombardman kadar hibir eyin krklemedii apak bir gerektir. amzn hibir tenkidi, hatta Almanlara zg bir nitelikle yalnzca kltrl insanlara seslenen ve cokulu, tumturakl slubu yznden halk ktleleri zerinde etkili olamyaca sanlan Nietzsche'ninki bile, ruhlar bu kadar allak bullak etmemi ve halk ounluunun inancn bu derece sarsmamtr: Kendi isteine ve iradesine kar, Tolstoy'un imaj, btn alar iin, byk devrimcilerin, birtakm gleri yere devirenlerin ve dnyay deitirenlerin gzle grlmeyen Pantheon'unda yer almtr.

steine ve iradesine kar: nk Tolstoy, tek tek insanlara ynelen ve Hristiyanca bir nitelik tayan kendi devrimini ve anarizmini, eyleme ve iddete dayanan btn devrimlerden ak ve seik bir ekilde ayrmtr. Olgun Baaklar'da yle yazyor: -Devrimcilerle karlatmz zaman sk sk, onlarla birletiimizi sanmak gibi bir yanlgya deriz. Bizim gibi onlar da yle haykryorlar: Devlete paydos, mlkiyete paydos, eitsizlie paydos! Ve buna benzer bir sr ey daha. Bununla birlikte, onlarla bizim aramzda byk bir fark var: Hristiyan iin, Devlet yoktur; onlarsa Devleti yok etmek isterler. Hristiyan iin btn insanlar eittir; onlarsa eitsizlii ykmak isterler. Devrimciler hkmetle dardan savarlar; Hristiyanlk ise savamaz, Devletin temellerini ieriden ykar.- Grlyor ki Tolstoy, Devleti iddete bavurarak ykmak istemiyor, ondan para para, tek tek bir eyler kopararak, btn organizmann gsz dp kendi kendine kmesini istiyor. Ne var ki, sonu ayn kalyor: Her trl otoritenin yok edilmesi; ve Tolstoy, bir mr boyu, tutkulu bir ekilde bu davaya hizmet etmitir. Ayn zamanda yeni bir dzen, bir Devlet Kilisesi istedii ve bugnk Devletin sosyal ve pozitif bann yerine dini bir ba koymak istedii de dorudur. Daha insanca ve daha kardee bir hayatn dinini kurmak, eski ve yeni ncil'i birletirmek, ilk Hristiyanlarnkini Tolstoy'un Hristiyanlna kartran bir ncil yaratmak istiyor. Onun yeni bir manevi dzen kurmak iin yapt bu almay tam olarak deerlendirebilmek iin uygarln dahi tenkitisi ve bir zamanlar duyular ile bu dnyaya ynelen deha ile, kararsz, yetersiz, kaprisli ve tutarsz bir ahlak olan dnr Tolstoy arasnda ok ak ve seik bir ayrm yapmak gerekir; o Tolstoy ki, artk eskiden yapm olduu gibi, geici bir pedagoji nbeti ierisinde, yalnzca Yasnaya Polyana kyllerinin ocuklarna ders retmek istemekle kalmyor, korkun bir felsefi kolaylkla, -doru- olan tek hayat biiminin byk Alfabesini btn Avrupa'ya retmek istiyor. Duyularn dnyasnda kald ve dahi organlaryla insanln yapsn inceden inceye tahlil ettii srece, Tolstoy'un nnde ne kadar eilsek az gelir; ama duyularnn artk hibir eyi kavrayamad, gremedii ya da kendine mal edemedii, o yce antenlerinin tmnn bo yere boluu yoklayp durduu metafizik alanna kanat rpmak istedii zaman, o ocuksu safl karsnda insan nerdeyse korkuya kaplr. Bu nokta zerinde ne kadar durulsa azdr; mzik bestelemeye kalkan Nietzsche --dehasna ramen-- nasl bir yanlgya dtyse, Tolstoy da, teorik ve sistemli bir filozof olarak ayn ekilde iler acs bir ekilde yanlgya dmtr. Kelimelerin melodisi bakmndan verimli ve olaanst olan Nietzsche'nin mzik yeteneinin, mzikal seslerin yani mzik bestesinin bamsz alanna girer girmez acnacak kadar baarsz olmas gibi, Tolstoy'un gl akl da, duyusal tenkit alanndan karak teoriye ve soyut eylere ynelme tehlikesini gze alr almaz parlakln yitirmektedir. Bu fark, tek ve ayn eserde grmek mmkndr; mesela, Ne Yapmalyz? adl sosyal tenkit yazsnda: Yaznn birinci blmnde, objektif bir ekilde ve tecrbeye dayanlarak, Moskova'nn sefil mahalleleri okuyucuyu soluk solua brakan bir ustalkla anlatlmaktadr. Hibir sosyal tenkit, bu dnyadaki herhangi bir objeyi, bu sefil evleri ve bu kurban edilmi insanlar anlatan Tolstoy'un yazs kadar dahice anlatmay hibir zaman --ya da hemen hibir zaman-baaramamtr. Ama ikinci blmde, topist Tolstoy, tehisten tedaviye geer gemez ve szde iyiletirme nerilerinde bulunmaya kalkar kalkmaz, her kavram bulank bir hal almaktadr, izgiler birbirine karmaktadr, acelecilikten fikirler birbirini ezip gemektedir; ve Tolstoy pervasz olduu lde, bu karklk,

bir problemden baka bir probleme geerken daha da artmaktadr, ve pervaszlnn nereye varacan da Tanr bilir! Hibir felsefe eitimi olmad halde, rktc bir saygszlkla, incelemelerinde, yldzlardan rlm zincirlerle sonsuzlukta asl duran ve hibir zaman zlemeyecek btn problemlere saldrmaktadr ve onlar, jelatin gibi kolayca eriyen bir eymiesine -zmlenebilir- hale getirdiini sanmaktadr. Bu sabrsz ruh, bunalm geirdii srada, tpk bir krk mantoyu srtna geirir gibi nasl arabuk bir -inanca- brndyse ve bir gecede alakgnll ve Hristiyan oluverdiyse, imdi de, dnyay eittiini sanan yazlarnda, -elabukluu ile bir orman yaratmak- istiyor; ve 1878'de hala umutsuzlukla -bu dnyadaki hayatmzn hibir anlam yoktur- diye haykrd halde, yalnzca yl kadar bir zaman sonra, dnyann btn srlarn zen evrensel teolojisini yararlanmamz iin hazr bir halde sunuyor bizlere. phesiz, bu kadar acele bir ekilde ortaya atlan varsaymlardaki her elime, bylesine -hzl- bir dnr ister istemez rahatsz edecektir; bu yzden Tolstoy, srarla kulaklarn tkayarak --her trl mantkszl bir yana iterek ve btn problemlerin kesin zmyle pheli bir telala uzlaarak-- retisini srdrmektedir. Hi durmadan -kantlamak- zorunu duyan bir insann inanc ne kadar gvensizdir! Elde kant olmad zaman ncil'in bir szn, biricik, rtlemez ve en son kant olarak, tam vaktinde ortaya atan bir dnce ne kadar mantk-d ve gszdr! Tolstoy'un doktriner incelemelerinin (baz ayrntl noktalarn, kanlmaz bir ekilde, dahice bir nitelik tamasna ramen) dnya tarihi ierisindeki en tatsz banaz eserler arasnda yer aldn sylemek iin yeterince kuvvetli deyimler bulmak imkanszdr; telal, kark, kendini beenmi ve keyfine gre hareket eden ve hatta (Tolstoy gibi bir gerek adam iin korkun bir grnmdr bu), evet hatta drst olmayan bir dncenin kt rnekleridir bunlar. nk, sanatlarn en samimisi, en iteni olduu halde, bir ahlak rnei, yce bir ahlak havarisi olan Tolstoy, nerdeyse kutsallk dzeyine ulam olan bu byk adam, teorik bir dnr olarak kt ve sahte bir oyuncudur. Felsefi torbasnn iine ruhun sonsuz evrenini sokuturabilmek iin, nce btn problemleri, iskambil katlar gibi ince ve kolayca kullanlabilir hale getirmekten baka bir ey olmayan kaba bir hokkabazlkla ie balyor. Daha sonra, ocuka bir basitlikle ilk olarak -insan- kavramn, sonra -iyi-, -kt-, -gnah- ,-ehvet-, -kardelik- ve -inankavramlarn belirliyor. Sonra katlar keyifli keyifli kartryor, -sevgi-yi koz olarak ekiyor ve ite bakn kazand! Milyonlarca insan nesli tarafndan incelenmi olan evrenin btn problemleri, bir saatik bir zaman ierisinde, Yasnaya Polyana'daki yaz masasnn stnde zmleniyor; ve yal adam akndr, gzleri bir ocuun gzleri gibi prl prldr, yal dudaklar mutlulukla glmsemektedir; -her ey ne kadar da basitmi!- diye armtr ve aknl uzun srmtr. O halde, bin yldan beri, bin kadar lkede, bin tabut iinde yatan btn filozoflarn ve dnrlerin, btn -gerein ncil'de olduunu-, gne gibi parlayan bu gerei fark edecek yerde, kafalarn bu derece ac bir ekilde ve bylesine karmak dncelerle yormu olmalarn nasl aklamal? Ancak Tanrnn 1878'inci ylnda, kendisi sayesinde, Leon Nikolayevi sayesinde, -bin sekiz yz yldan beri ilk defa olmak zere, bu gerein tam olarak anlalm olmasnve en sonunda tanrsal mesajn -zerini rten tozlardan- temizlenmesini nasl aklamal? (Bunlar onun kendi szleridir!)

Demek ki bundan byle, btn aclar ve btn azaplar son bulacaktr; insanlar hayat yaamann ne kadar kolay ve basit olduunu ister istemez anlayacaklardr: Rahatszlk veren her ey bir kenara frlatlr; sanat, kltr, din, evlilik ortadan kaldrlr; yle ki, -ktlk- ve -gnah- sonsuza dek zmlenmi olur ve eer herkes kendi topran kendisi srerse, kendi ekmeini kendisi yourursa ve kunduralarn kendisi biip dikerse, ne mlkiyet kalr ortada, ne Devlet, ne otorite: Yalnzca Tanrnn yeryzndeki saf ve temiz egemenlii kalr. Demek ki, -Tanr sevgidir ve sevgi de hayatn gayesidir.- O halde, btn kitaplar bizden uzak olsun! Artk ne dnmek, ne de zihni bir aba harcamak gerek! -Sevgi- her eye yeter ve yarndan tezi yok gerekleebilir. -Yeter ki insanlar istesinler-. Tolstoy'un evrensel teolojisini, temel unsurlaryla, olduu gibi, btn ierii ile birlikte anlatrken abartmaya kald dnlebilir. Ama ne yazk ki deil: Aslnda kendisi, dine yeni dnm bir adamn gsterdii abayla, o derece iler acs bir ekilde her eyi abartyor ki, kantlarnn sallantl alannn dna kabilmek iin, bylesine bir put-krcln iddetine kaptryor kendini. Doktrininin temel dncesi, iddete bavurmamay neren ncil'i ne kadar gzel, ne kadar ak ve reddedilmesi kesinlikle mmkn deil! Tolstoy, hepimizden, hogrl ve alakgnll bir ruha sahip olmamz istiyor. Sosyal tabakalamann gittike artan eitsizliinin yarataca kanlmaz atmay nleyebilmek iin aadan gelen devrime, kendi isteimizle yukardan balayarak kar kmamz tlyor: Yani, vakit ok ge olmadan, ilk Hristiyanla yaraan bir yumuaklkla iddeti bir yana itmemizi tlyor. Zenginler servetini, fikir adamlar kendini beenmiliini feda etmeli, yazarlar fildii kulelerinden kmal ve anlayla halka yaklamal; hepimiz tutkularmz, -hayvani benliimizibask altna almalyz ve alma isteinin yerine, o kutsal verme yeteneini gelitirmeliyiz iimizde. Hi phe yok ki bunlar, dnyann btn ncil'leri tarafndan btn alarda ne srlm yce istekler, ebedi istekler, insanln kusursuzlua ulaabilmesi iin ebediyen yenilenmesi gereken istekler. Ne var ki, lsz derecede sabrsz olan Tolstoy, gerek dindar kiiler gibi burada yalnzca bir postulat, insann en yksek ahlaki idealinin postulat'n grmekle yetinmiyor; bu ruh yumuaklnn hemen ve btn insanlarda gereklemesini fkeyle istiyor. Bizleri daha abuk ikna edebilmek iin de, tutkulu dehas en fkeli abartmalara kaptryor kendini; onun emrini dinleyip abucak her eyden vazgememizi, duygularmzla bal olduumuz her eyi feda etmemizi, terk etmemizi istiyor; (altm yanda olan Tolstoy) genlerden cinsel isteklerine gem vurmalarn istiyor (oysa olgun bir erkekken kendisi bunu hibir zaman yapamamt); fikir adamlarndan sanata ve dnceyle ilgili eylere ilgisiz kalmalarn, hatta onlar hor grmelerini istiyor (oysa kendisi btn hayatn bunlara vermiti); ve bize hemen, bir imek hz ile, kltrmzn ierisine dm olduu bo-gururlarn anlamszln kabul ettirebilmek iin, fkeli yumruklaryla btn manevi dnyamz ykyor. Yalnzca kusursuz bir keilii bize daha ekici gsterebilmek iin, btn ada kltrmz, sanatlarmz, airlerimizi, tekniimizi ve bilimimizi rezil ediyor ve kaba saba abartmalara, apak yalanlara bavuruyor; bakalarna serbeste saldrabilsin diye de, her zaman, nce kendini kltyor, kendine hakaretler yadryor. Bylece en yce ahlaki niyetleri, yok yere kard vahi bir

grlt-patrt ile bozuyor: yle bir grlt-patrt ki, en ar abartmalardan kanmad gibi, en ar yanlglara dmekten de ekinmiyor. Her zaman, yannda, kendisini her gn muayene eden zel bir doktoru bulunan Leon Tolstoy'un, tbb ve doktorlar -yararsz eyler-, hayat bir -gnah-, mlkiyeti -gereksiz bir lks- olarak grdne insan nasl inanabilir? Eserleri bir ktphanenin bir blmn dolduran kendisi gibi bir adam, bir -asalak-, bir -bit- gibi mi yaamtr? Hayatn, anlatt ekilde mi geirmitir? -Yemek yiyorum, gevezelik ediyorum, dinliyorum, tekrar yiyorum, yazyorum ve okuyorum, yani yeniden konuuyorum ve dinliyorum, sonra yine yemek yiyorum, oyun oynuyorum, yiyorum ve tekrar konuuyorum; sonra yine yiyorum ve yatmaya gidiyorum!- Peki, Sava ve Bar ve Anna Karennina byle mi yaratld? Chopin'in bir sonatnn alndn iitir iitmez gz yalarn tutamayan onun gibi birisi iin mzik, dar kafal Quaker'ler (Quaker: Daha ok ngiltere ve Amerika Birleik Devletleri'nde yaygn olan dini bir tarikat.) iin olduu gibi, eytann gaydasndan baka bir ey olmayabilir mi? Beethoven' gerekten de -ehvetli bir batan karc- olarak m gryor? Shakespeare'in dramlar onun iin -kesinlikle anlamsz- m? Nietzsche'nin eserleri -kaba saba, tumturakl ve bo bir gevezelik- ten baka bir ey deil mi? Ya da Pukin'in eserleri -yalnzca insanlara sigara kad salamaya yaryor-, yle mi? Herkesten daha parlak bir ekilde hizmet ettii sanat onun iin yalnzca -tembel insanlarn lks- m ve terzi Gria ile kundurac Piyotr, gerekten de, onun iin Turgenyev'den ya da Dostoyevski'den daha stn bir estetik yargda bulunabilecek kimseler mi? Genliinde -yorulmak nedir bilmeden zina ilemi- ve daha sonra evlilik yatanda da on ocuk yaratm onun gibi biri, btn genlerin, onlara yapt arlardan etkilenerek namuslu ve temiz kiiler haline geleceklerine ve kendilerini hadm ettireceklerine sahiden inanyor mu? Grlyor ki Tolstoy, fke ierisinde her eyi abartyor ve abartmas da, vicdan azab ekmesinin mantki bir sonucu: -Kantlar-n iine geldii gibi yonttuunu fark etmesinler diye... Bazen bu grltl-patrtl anlamsz sz ynnn srf abartmal oluu yznden yklp gittii nsezisinin bir k gibi, bilincinin her zaman iin uyank olan derin katlarna kadar szld de dorudur: -Kantlarm kabul edeceklerinden, hatta zerinde ciddi bir ekilde tartacaklarndan pek umudum yok- diye yazmt birgn ve son derece haklyd. nk, szde hogrl olan bu adamla herhangi bir tartmaya girmek nasl mmkn deilse (-onu ikna etmek hibir zaman mmkn deildir- diye iini ekiyor kars; -gururu hibir zaman bir hatasn itiraf etmesine imkan vermez- diyor en iyi dostu), ayn ekilde, Beethoven' ya da Shakespeare'i Tolstoy'a kar -savunmak- da akllca bir ey olmazd: Tolstoy'u sevenler, bu yal adam, mantnn zayfln ok ak bir ekilde aa vurduu zaman grmemezlikten gelirlerse daha iyi olurdu. Ciddiye alnmay hak eden her insan, Tolstoy'un bu teolojik patlaylar karsnda, hayat manevi deerlerle donatmak iin yaplan iki bin yllk savatan sanki bir gaz musluunu kapatrm gibi birdenbire vazgemeyi ve en kutsal deerlerimizi pe atmay bir an bile dnmemitir. nk, tam da Nietzsche gibi bir dnrn ortaya kt Avrupa'mz, yalnzca dnce zevklerinin bu eziyetli dnyay oturulabilir hale getirdiini dnen Avrupa, Tanr ahittir ki, basit bir ahlaki emirle, birdenbire kabalamak, hayvanlamak ve barbarlamak iin en ufak bir istek duymuyordu; uysal bir ekilde kibitka'nn altna girmek ve dnce alanndaki parlak bir

gemii, -sulu- bir hata imi gibi inkar etmek de istemiyordu. rnek bir ahlak olan ve vicdan kahramanca savunan Tolstoy'u, bir sinir krizini evrensel bir felsefeye ve bunalml bir dnemin skntsn politik ekonomiye dntrmek iin umutsuz abalar harcayan bu adamla kartrmayacak kadar saygl olmutur Avrupa ve her zaman da byle olacaktr; byle bir sanatnn kahramanca hayatndan kaynaklanan byk ahlaki itilimlerle, teoriye snm u fkeli ihtiyarn, kaba saba bir kyl gibi kltr bir eit frklkle yok etmek isteyiini her zaman birbirinden ayracaz. Tolstoy'un ciddilii ve arball, bizim kuan vicdann ei benzeri grlmemi derecede derinletirmitir; oysa insann ruhunu kerten teorileri, yaama sevincine yaplan grlmemi bir suikasttir; kltrmz yeniden canlandrlmas mmkn olmayacak ilkel bir Hristiyanla kadar geri gtrmek isteyen mnzevi bir keiin eilimini dile getirmektedir ve artk Hristiyan olmayan, dolaysyla Hristiyanl am olan bir ruhun hayal rndr. -nsann kendini tutmasnn (nefsine hakim olmasnn) btn hayat belirledii-ne, bu dnyayla ilgili tutkularmz bask altna alp kendimizi yalnzca grevlerden ve ncil'in szlerinden ykml klmamz gerektiine inanmyoruz: Sevincin yaratc ve hayat verici gcn unutmak isteyen ve duyularmzn serbest oyunlarn, hatta hepsinin en ycesi ve en gzeli olan sanat bile snrlamak ve ksteklemek amacn gden bir ndere gvenmiyoruz. Dnce ve tekniin zaferlerinden, Bat uygarlnn bize brakt eylerden hibirini terk etmek istemiyoruz, hibirini, ne kitaplarmz, ne sanat eserlerimizi, ne ehirlerimizi, ne de bilimimizi: Elle tutulabilen, gzle grlebilen gereimizin bir paracn, bir -taneciini- bile brakmak istemiyoruz, hele bizi steplere ve dnce bakmndan zayflamaya --ahmakla-- gtrecek, geriletecek ve ruhumuzu kertecek bir sistem iin hibir eyimizden vazgemek istemiyoruz. br dnyadaki mutluluumuz iin, bugnk hayatmzn gz kamatrc zenginliini, ne idii belirsiz, dar ve snrl bir basitlikle dei-toku etmek istemiyoruz. lkel olmaktansa -gnahkar olma-y, budala olup ncil'in istedii gibi namuslu ve drst olmaktansa tutkulu olmay tercih ediyoruz. Bunun iindir ki, Avrupa, Tolstoy'un sosyolojik teoriler ynn edebiyatla ilgili eski belgelerin bulunduu dolaba tkvermitir. nk en yksek dini ekliyle bile, hatta bu derece byk bir deha tarafndan sunulmu olsa bile, gerileme ve gericilik hibir zaman yaratc olamaz ve tek bir insann ruhundaki kargaadan doan ey, hibir zaman evrensel ruhtaki kargaal zemez. Bir kere daha ve kesin olarak tekrarlayalm: amzn en gl tenkitisi olan Tolstoy, tenkitleriyle am olduu tarlaya, Avrupa'nn gelecei iin tek bir tohum bile ekememitir ve bu bakmdan tam bir Rustur o, kendi rknn ve kendi soyunun dehasdr. Gerekten de, son yzyln Rusya iin anlam ve grevi, kutsal bir endieyle ve dizginlenmemi bir tutkuyla, btn ahlaki derinlikleri aratrmak, btn sosyal problemleri demek ve kklerine varncaya kadar olduu gibi ortaya karmak olmutur. Ve onlarn dahi sanatlarnn ortak eseri nnde sonsuz bir sayg ile eiliyoruz. Birok eyi daha derinden hissediyorsak, baka birtakm eyleri daha kesin olarak biliyorsak, amzn problemleri ve insanln ebedi problemleri bize eskisinden daha iddetli, daha ac ve daha acmasz grnyorsa, bunu Rusya'ya ve Rus edebiyatna borluyuz; eski gerekleri aarak yepyeni bir geree ulamak imkann veren o yaratc endieyi de Rus edebiyatna borluyuz. Her Rus dncesi, zihnin bir mayalanmasdr,

esnek ve patlayc bir gtr, ama Spinoza'nn, Montaigne'in ve birka Alman dnrnki gibi aklayc deildir; dnyann manevi ufkunun genilemesine olaanst bir ekilde katkda bulunur; ve hibir ada sanat, ruhumuzu, Tolstoy'un ve Dostoyevski'nin yapt gibi dememi, eelememitir. Ama ne o, ne de teki, yeni bir dzen yaratabilmemiz iin bize yardm etmemilerdir ve kendi kargaalarndan, ruhlarnn sonsuz kargaasndan, bize dnyann anlamn verebilecek bir cevaba ulamaya altklar zaman da, onlarn bulduu zm yolunu kabul etmemiizdir. nk her ikisi de, Tolstoy da, Dostoyevski de, nlerinde bir uurum gibi alan nihilizmden duyduklar korkudan kurtulabilmek iin, ilkel bir endieyle, dini bir cevaba sarlmlardr; her ikisi de, kendi ilerindeki uurumun dibine dmemek iin, Hristiyanln hana bir kle gibi smsk tutunmulardr; ve Nietzsche'nin yldrmnn eski korkularn yaratt btn tanrlar para para ederek havay temizledii ve Avrupalnn eline, kutsal bir eki gibi, kendi gcne ve hrlne olan inanc tututurduu bir srada, Tolstoy ve Dostoyevski, Rus dnyasn bulutlarla rtmlerdir. Akl almaz bir grnm: Kendi vatanlarnn en gl dnrleri olan Tolstoy ve Dostoyevski, her ikisi de, birdenbire korkuya kaplmlardr; her ikisi de esrarl bir rpertiyle eserlerinde ayn ha', Rus ha'n, havaya kaldrmlar, her ikisi de sa'y --farkl bir sa'y-- ken bir dnyaya yardm edecek bir Koruyucu ve Kurtarc olarak imdada armlardr. Orada, ayakta duruyorlar, krslerinde ve kar karya: Dncelerinde olduu kadar hayatlarnda da birbirine kart olan fkeli iki Orta a keii gibi: Dostoyevski, esasl bir gerici, otokrasinin --iktidarn mutlak ekilde tek bir kiinin elinde topland bir ynetim biiminin-- savunucusu, sava ve terr tlyor, byk bir tutkuyla kendini her eye egemen olan kuvvetin sarholuuna brakyor; onu zindanlara atan arn hizmetkar, dnyay fethedecek emperyalist bir Kurtarcya tapyor. Onun karsnda Tolstoy, ayn banazlkla, tekinin gklere kard eylerle alay ederek, teki nasl mistik bir ekilde kul-kleyse, bu da ayn mistiklikle anarist; ar bir katil olarak, Kiliseyi ve Devleti hrsz olarak tehir direine balayp savaa lanetler savurarak ve ncil'i elinden, sa'y dilinden drmeyerek duruyor Dostoyevski'nin karsnda. Ama her ikisi de, sarslm ruhlarn dolduran esrarl bir korkuyla, dnyay bir alakgnlllk ve ahmaklk ierisine itiyorlar. Bu iki dnrde nasl bir gelecekten haber verme yetenei olmal ki, milletlerinin zerine, bu derece iddetli bir ekilde, kendi esrarl korkularn yaymay baarabiliyorlar: Dnyann sonu ve kyamet gnyle ilgili bir sezgi, ayaklarnn altndaki Rus toprann en korkun sarsntlara gebe olduunu hisseden ve gelecei gren bir bilim olmal bu herhalde. Aslnda airin grevi ve fonksiyonu, ann havasnda gizlenen atei ve bulutlardaki frtnay nceden hissetmek, yeni bir an douundan nce gelen heyecana kendini kaptrp ac ekmek deil midir? Her ikisi de tvbeyi ve kefareti tleyen fkeli peygamberler olarak ve sevgiden sarho bir halde, can ekien bir dnyann eiinde l l parlayarak ve aclar ierisinde ylece duruyorlar orada ve hala, sarsntlar artk ok yaklam byk felaketi nlemeye alyorlar: Eski Ahdin dev gibi karakterleri onlar, amz bylelerini bir daha grmedi. Ne var ki, olacak eyleri nceden hissetmekle birlikte, olaylarn akn deitirmek ellerinden gelmiyor. Dostoyevski devrimle

alay ediyor ve ite, cenaze treninin hemen ardndan ar silip gtren bomba patlyor. Tolstoy savaa lanetler savuruyor ve yeryznde sevginin egemen olmasn istiyor, oysa tabutunun zerindeki toprak daha drt kere bile yeermeden karde katlinin en korkuncu dnyay kana buluyor. Hor grd sanat ve kahramanlar zaman aabiliyor, oysa doktrini, rzgarn ilk frnde bir sabun kp gibi snp gidiyor. Kurmu olduu Tanr krallnn kne, sevgi doktrininin tam bir bozguna urayna tank olmamtr; ama phesiz sezmitir, nk hayatnn son ylnda, dostlarnn arasnda sakin sakin otururken ua ona bir mektup getiriyor; mektubu ayor ve unlar okuyor: -Hayr Leon Nikolayevi, ben sizin gibi, insanlar arasndaki ilikilerin ancak sevgiyle dzeltilebileceini dnemiyorum. Yalnzca iyi yetimi ve karnlarn her zaman doyurabilen insanlar bu ekilde konuabilirler. Ama ocukluklarndan bu yana alk eken ve hayatlar boyunca zalimlerin boyunduruu altnda eilen insanlar iin ne diyeceksiniz? Onlar klelikten kurtulmaya alacaklar ve bu uurda savaacaklardr ve size lmnzn arifesinde unu sylyorum ki, Leon Nikolayevi, dnya yine kana boulacak ve bu sefer yalnzca efendileri --kadn erkek ayrm yapmakszn-- ldrmekle ve paralamakla kalmayacaklar, onlarn ocuklarn da ldrecekler ki dnyada artk onlardan korkacak bir ey kalmasn. O zaman artk hayatta olmayacanza zlyorum, nk hatanz kendi gzlerinizle grebilmenizi isterdim. Sakin bir lm dilerim size.Bir kasrgaya benzeyen bu mektubu kimin yazdn kimse bilmiyordu. Troki, Lenin ya da Schlusselburg kalesinde pinekleyen herhangi bir devrimci olabilir miydi? Bunu hibir zaman bilemeyeceiz. Ama belki de bu andan itibaren Tolstoy, doktrininin, gerein karsnda bo ve yararsz olduunu, bir duman gibi dalp gideceini, vahi ve grltl tutkunun, insanlar arasnda, kardee bir iyilikten her zaman daha gl olacan anlamt. Tanklar, bize, Tolstoy'un yznde ciddi bir ifadenin belirdiini anlatyorlar; mektubu alyor ve dnceli bir halde odasna ekiliyor: Kt bir nsezinin souk kanad, kr sal bana dokunup gemi gibi sanki... ::::::::::::::::: FKRLERN GEREKLETRMEK N YAPTII SAVA -Felsefe zerinde on cilt kitap yazmak, bir tek ilkeyi uygulamaktan daha kolaydr.- (Tolstoy, Gnlnden, 1847) Tolstoy'un bu dnemde hi durmadan gzden geirdii ncil'de, u peygamberce cmleyi heyecan duymadan okumas mmkn deildi: -Rzgar eken, frtna bier-; nk imdi kendi hayatnda onu byle bir kader bekliyordu. Bir insann, dahas gl bir ruhun, kendi iindeki endieyi dnyaya yaymas hibir zaman cezasz kalamazd: syan, binbir ekilde, geri teperek dnp kendi gsne arpacakt. Bugn, tartmalar oktan scakln yitirmi olduu iin, ilk arsndan balayarak, Tolstoy'un mesajnn Rusya'da, hatta btn dnyada nasl bir banazca umut yarattn kestirmemiz mmkn deildir: phesiz ruhlarn bir isyanyd bu, btn bir milletin bilincinin gl bir uyanyd. Byle bir etkiden rken hkmetin Tolstoy'un tartmal yazlarn hemen yasaklamas bounayd; bu yazlar daktiloda karlm

kopyalar halinde elden ele dolayordu; darda yaplan basmlar sayesinde kaak olarak yurda sokuluyordu ve Tolstoy yerlemi dzenin unsurlarna, Devlete, ara ve Kiliseye pervasz bir ekilde saldrdka, insan kardelerine, ateli bir ekilde, daha iyi bir sosyal dzen kurmak istedike, her trl kurtulu mesajna ak olan insanln kalbi byk bir heyecanla ona doru dnyordu. nk demiryollarna ve telgrafa ramen, mikroskopa ve tekniin btn sihirli bulularna ramen, manevi dnyamz, insanl daha yksek bir ahlaki dzeye ulatracak bir kurtarcnn bekleyii iindedir hala, tpk sa'nn, Muhammet'in ve Buda'nn zamannda olduu gibi: Bir ndere ve bir eiticiye doru hi durmadan yenilenen bir zlem, mucizelere kar sonsuz bir susuzluk duyan ktlelerin ruhunda, srekli olarak titreir ve yaamaya devam eder. Bunun iin, bir insan, tek bir kii, birtakm vaatlerde bulunarak insanla seslendii zaman, bu inan susuzluunun duyarl sinirine dokunmu olur ve ayaa kalkma cesaretini gstererek her trl sorumluluktan daha ar olan u sz sylemeye cret eden, -Ben, gerei biliyorum- diyebilen biri, her zaman, kendini feda etmeye hazr sonsuz bir yedek kuvvet bulur karsnda. Bylece, Tolstoy, bir havari gibi mesajn bildirdii anda, btn Rusya'da manevi bir gle dolu milyonlarca bak, yzyln sonunda, ona doru evrildi. Bizim iin uzun zamandan beri yalnzca bir psikolojik belge olan tiraf, sanki Cebrail'in sa'nn doacan Meryem'e mjdelemesine benzeyen bir habermi gibi, inanl genliin ban dndrd. Byk bir sevinle, ite en sonunda gl ve hr bir adam, dahas, Rusya'nn en byk airi, imdiye kadar yalnzca her eyden yoksun olanlarn ikayet ettii, yalnzca yar-klelerin gizlice mrldand eyi, aka ve yasal bir hak olarak istiyor, diye haykrdlar: Yani, dnyann bugnk dzeni hakszlktr, ahlak-ddr, dolaysyla byle bir dzen savunulamaz, yeni ve daha iyi bir dzen ekli bulmak gerekir. Bylece, btn honutsuz insanlara beklenmedik bir itici-g verilmi oldu ve bu da profesyonel lafazanlarn azndan deil de, otoritesinden ve drstlnden kimsenin phe etmeye cesaret edemeyecei, bamsz ve hibir zaman yoldan karlamyacak bir adamn azndan kan szlerle gerekleti. Bu adamn kendi hayatnn rneiyle, sosyal varlnn her hareketiyle insanlara yol gstermek istediinden sz ediliyordu: Kont olduu halde ayrcalklarndan vazgemek istiyor, zengin olduu halde maln-mlkn terk etmek istiyor ve bu dnyann bykleri arasnda en by o olduu halde, alakgnlllkle, her trl ayrm bir yana iterek, beden gc ile alan halk topluluu ierisinde yer almak istiyor: Yeter ki, iddete dayanan arln yerine, sevginin tanrsal krall sonunda bu dnyaya egemen olabilsin. Bahtszlarn ve her eyden yoksun olanlarn bu yeni kurtarcsnn mesaj kyllere ve okuma-yazma bilmeyenlere kadar ulayor; ilk mritleri daha imdiden toplanyorlar; Tolstoy'cular mezhebi, efendilerinin szn yerine getirmeye balyor ve onlarn arkasnda da, ou zaman hayal krklna uram, saylamyacak kadar ok bir ezilenler ktlesi, acaba bu samimi adam kendileri iin bir umut, bir yardm yolu bulabildi mi diye tetikte bekliyor. Ve bylece, sanki onlara kutsal bir haber vermiesine, Tolstoy'un karsnda milyonlarca kalp, milyonlarca gz parldyor ve artk evrensel bir nem kazanm olan her hareketini, hayatnn her olayn doymak bilmez bir hrsla, dikkatle izliyor. -nk o renmitir; bize de retecektir.-

Ama, tuhaf ey, Tolstoy, milyonlarca ve milyonlarca insan kendi hayatnn izinden beklenmedik ve artc bir ekilde srklemekle yklenmi olduu byk sorumluluu balangta fark etmemi grnyordu. phesiz, byle bir hayat doktrininin, insan kutsal bir haberci olarak ortaya kt zaman, kat zerinde souk harfler halinde kalamyacan, bakalarna rnek olacak ekilde, kendi hayatnda gereklemesi gerektiini bilecek kadar keskin-grlyd. Ne var ki (balangta iledii hata da buydu), sosyal ve ahlaki retilerini sathi bir ekilde kendine uygulayarak, bu retilerin gerekleebilir olduunu sembolik bir ekilde gstermekle yeterince i yapm olduunu dnyordu. Bylece efendi ile hizmetileri arasnda d grn bakmndan farklar olmasn diye bir kyl gibi giyiniyor; orak ve sabanla tarlalarda alyor ve kendisinin (Tolstoy'un) tarlada almay, ekmeini kazanmak iin yaplan kaba ve namuslu ii aa bir i olarak grmediini objektif bir ekilde kantlasn da herkes bunu anlasn ve yapt iten utanmasn diye, bu klkta, Rjepin'e resmini yaptryor: Madem ki Leon Tolstoy, herkesin bildii gibi, bu ekilde hareket etmeye ihtiyac olmad halde ve dehas dolaysyla bu gibi ykmllklerin bsbtn dnda kalabilecei halde, bu ii yapmay sevinle kabul ediyor, o halde kimsenin yapt iten utanmasna gerek yok demektir. Ruhunu mlkiyetin -gnah- ile daha fazla kirletmemek iin, maln-mlkn, varn-younu (daha bu dnemde yarm milyon rubleyi ayor), karsnn ve ailesinin zerine geiriyor ve bundan byle eserlerinin karl olarak ne para alyor, ne de parann yerini tutacak herhangi bir ey. Sadaka datyor, kendisine bavuran en basit, en tannmam kimselere zaman ayryor: Ya onlar evine kabul ediyor, ya da onlara mektup yazyor; yeryzndeki her trl hakszlk ve adaletsizlikle, kardee yardmlarda bulunarak ve sevgi ile urayor. Ne var ki, ok gemeden kendisinden daha fazla ey istediklerini kabul etmek zorunda kalyor; inanl kiilerden oluan o byk kaba ktle --hem de btn ruhu ile ulamak istedii bu -halk- tabakas-- yalnzca manevi bir anlam tayan bu alakgnlllk sembolleriyle yetinmiyor, Leon Tolstoy'dan daha baka eyler de bekliyor: Her eyini kaybetmesini ve kendi sefaletini ve felaketini tam olarak paylamasn istiyor. Yalnzca din uruna ac ekenlerdir ki, gerek inanlara sahip kiiler yaratabilirler ve insanlar gerekten ikna edebllirler (bunun iin, her dinin balangcnda, her zaman, kendini tmyle feda etmi bir insan vardr); yalnzca baz noktalara iaret etmekle ya da baz vaatlerde bulunmakla yetinen biri bunu baaramaz. Oysa Tolstoy'un, doktrininin uygulanma imkann arttrabilmek iin o zamana kadar yapm olduu btn ey, basit bir alakgnlllk davranndan, dini adan iyi-niyetli olduunu gsteren sembolik bir hareketten baka bir ey deildi: Tpk, Katolik Kilisesinin Papaya ya da inanc kuvvetli olan hkmdarlara, Kutsal Perembe gn, yani ylda bir kere, on iki ihtiyarn ayaklarn ykama zorunluluunu yklemesi gibi. Burada, halka anlatlmak ve gsterilmek istenen ey, en basit, en adi iin bile yeryznn en byk kiileri tarafndan yaplamyacak kadar adi ve baya olmaddr. Ama bu yllk kefaret hareketiyle, Papa ya da Avusturya imparatoru ve spanya kral nasl glerinden birey kaybetmiyorlar ve hi de hamamda hizmet eden genlere benzemiyorlarsa, ayn ekilde byk yazar Tolstoy da, bir saat kadar kundurac biri ve kalpla urat diye kundurac olamaz; iki saat tarlada alt diye hi de kyl olmad gibi, servetini ailesine devretti diye de gerek bir dilenci haline gelemez. Tolstoy, nce, doktrininin uygulanabilir olduunu gstermekten baka bir ey yapmamtr, ama doktrinini gerekten yaamamtr. Oysa (derin

bir igd ile) sembol yeterli bulmayan ve ancak tam bir fedakarlkla ikna edilebilen halk, Leon Tolstoy'dan, mritlerinin --her zaman olduu gibi-- efendilerinden ok daha sk, daha kat ve harfi harfine uyguladklar doktrinini, gerekten uygulamasn beklemiti. Ziyaretilerin, kendi isteiyle fakir olmu peygambere yaptklar hac ziyareti srasnda, teki soylulara ait malikanelerde olduu gibi, burada da Yasnaya Polyana kyllerinin sefalet iinde srndklerini, oysa onun, Leon Tolstoy'un, eskisi gibi ziyaretilerini, byk bir malikane sahibi olarak Kontlara yaraan bir evde kabul ettiini grnce ve bylece onun da -halktan, en gerekli eylerini trl hilelerle alan insanlarn snfna- ait olduunu anlaynca birdenbire hissettikleri hayal krkl buradan ileri gelmektedir. Maln-mlkn devretmi olduunu byk bir grlt-patrt ile ilan etmesi, onlara, gerek bir vazgeme gibi gelmiyor, her eyini terk etmi olmasn, yoksulluk olarak grmyorlar; nk yazarn eskisi gibi hayatn btn kolaylklarndan ve rahatlklarndan yararlanmaya devam ettiini gryorlar; hatta tarma ve kunduracla ayrd saatler de onlar tatmin etmiyor. Yal bir kyl -Bu da ne biim adam, tledii eyin tam tersini yapyor- diye fkeyle homurdanyor; renciler ve gerek komnistler, onun davran ile doktrini arasndaki bu pheli kartlk zerinde daha da sert bir ekilde fikir yrtyorlar. Tolstoy'un belirsiz tavrnn yaratt hayal krkl, yava yava teorilerine en ok inanm taraftarlarn da sarmaya balyor. Mektuplar ve sk sk kaba saldrlar, gitgide artan bir iddetle, ya doktrinini inkar etmeye, ya da yalnzca ara sra verdii rneklerle deil, artk harfi harfine uygulamaya aryor onu. Btn bu tenkitler ve azarlardan rken Tolstoy, kendisinin ayaklandrd bu isteklerin ne kadar byk olduunu sonunda fark ediyor; mesajna canllk verecek olan eyin szler deil yalnzca olgular olduunu, propaganda iin verdii rneklerle yetinmeyip hayatn bsbtn deitirmesi gerektiini anlyor. Halkn nndeki bir krs zerine --XX'uncu yzyln en yksek krss zerine-- kp da kendini yeni alarn habercisi olarak ilan eden biri, an ve nn projektrlerinden gelen kuvvetli bir kla aydnlatlm olan ve milyonlarca ift gzle dikkatle izlenen biri, her trl zel ve kolay hayattan kesinlikle vazgemelidir. Grlerini sembollerle aa vurmas yetmez, geerli bir kant olarak kendini tam olarak ve gerekten feda etmesi gerekir. Bylece Tolstoy, grlerini dnyaya ilan ederken aklnn ucundan bile geirmedii kiisel bir ykmllk altna girdiini gryor: -nsanlarn size kulak vermesi iin, gerei, ac ekerek ve hatta lmle pekitirmek gerekir.Gcne kuvvetine gvenemeyen, ruhunun en derin katlarna kadar skntyla dolu olan Tolstoy, rpererek ve endieler ierisinde kvranarak, doktrininin kendisine yklemi olduu ha' srtna vuruyor: Bundan byle, kaytsz artsz bir ekilde, inanlarn hayatnn her hareketiyle dorulamak zorundadr ve artk alayc ve geveze bir dnyann ortasnda dini inanlarnn kutsal bir hizmetkar olmaldr. -Kutsal- bir hizmetkar: Btn alayl gllere ramen kelime sylenmitir artk. nk, pozitivist olan amzda, hi phe yok ki, kutsal kii nce bsbtn sama ve imkanszm gibi gelir; bugne uymayan, gelip gemi Orta aa ait bir eymi gibi gelir. u var ki, her manevi tipin lml olan taraf, kltrel

ekli ve sembolleridir; tip ise, bir kere bu dnyadaki eyler arasna katld m, Tarih adn verdiimiz benzerliklerin sonsuz oyunu ierisinde zorunlu ve mantkl olarak tekrar tekrar sahneye kar. Her zaman ve her dnemde insanlar, kutsall zlemek zorunda kalacaklardr, nk insanln din duygusu bu yce manevi ekle hi durmadan ihtiya duyar ve dolaysyla onu yaratmaya alr; yalnzca maddi kalb, insani deiikliklere gre ister istemez deiik olacaktr. Varl, manevi bir atele kutsallatrma anlaymzn, Hristiyan azizlerinin hayat hikayeleriyle (Lagende Doree) hibir ilgisi olmad gibi, l papazlarnn mrn bir stun zerinde geirmek, vb. gibi sert ve kat yntemleriyle de ilgisi yoktur; nk kutsal kii imajn, teologlarn ruhani meclislerinin ya da papay seen kardinaller meclisinin yapm olduklar tanmlamalardaki btn unsurlardan uzun zamandan beri syrm bulunuyoruz. Bugn kutsallk, bizim iin, yalnzca kahramanl, dini bir yaant olarak benimsenmi bir fikir uruna kendi hayatndan tam olarak vazgeme anlamna gelen bir kahramanl ifade eder. Dnce cokunluu, Sils-Maria'nn tanr-katilinin -dnyay inkar eden- yalnzl ya da Amsterdam'daki elmas yontucusunun dokunakl tokgzll, bizim iin, kendini kamlayanlar tarikatndan olan banaz birinin cokusundan hi de aa deildir. Hatta, mucizeler alannn tesinde, yaz makinesi ve elektrik anda, a garkolmu ve kalabalk insan ynlarnn gezip dolat enine-boyuna gelimi ehirlerimizde, vicdann etten ve kemikten bir tan olarak, dnce bakmndan kutsal olan birine rastlamak da hala mmkndr; u var ki, seyrek olarak karmza kan bu hayran olunacak varlklar, bu dnyaya ait her trl dknln tesinde, tanrsal ve yanlmaz yaratklarm gibi grmek zorunda deiliz artk; tam tersine, bu yce -deneyimcileri-, bu cretli ruhlar, aslnda, bunalmlar ve savalar iindeyken seviyoruz ve en ok da, yanlmalarna ramen deil de, yanldklar iin seviyoruz onlar. nk bizim kuamz, kutsal kiilerine, bu dnyann tesinden gelen, Tanr tarafndan gnderilmi eliler olarak deil, insanlar ierisinde bu dnyaya en fazla ait olan kimseler olarak sayg gstermek istiyor. Bu yzden, Tolstoy'un, kendi hayatna bakalarna rnek olacak bir biim vermek iin giritii korkun denemede bizi en ok etkileyen ey, onun kararszlklardr; onun kanlmaz baarszl, bize, her trl kutsallktan daha ok heyecan veren bir ey olarak grnyor. Doktrinine hibir ekilde inanmasak bile, bu yzden ektii aclar, tasarlarnn yceliine inandryor bizi. Bylece, Tolstoy, vicdanndaki ebedi ekilleri gerekletirebilmek iin hayatn geici ve allm ekillerinden vazgeme gibi kahramanca bir greve giritii anda, hayat, ister istemez, ac bir grnm alyor: Nietzche'nin ba-kaldrmas ve knden beri grdklerimizin hepsinden daha ackl bir hale geliyor. nk, aileyi, soyluluu, mlkiyeti ve ann yasalarn simgeleyen her eyden bu derece iddetli bir ekilde kopma byk bir yara almadan, kendini ve yaknlarn ok ac bir ekilde yaralamadan gerekleemezdi. Ama Tolstoy acdan korkmuyor; tam tersine, gerek bir Rus olarak, yani her eyde arla kaan bir insan olarak, her trl ac denemeye kendini isteyerek sunmakla kalmyor, itenliinin somut bir kant olarak gerek azaplarn susuzluunu da duyuyor. Srd rahat hayattan, uzun zamandr, yorulmu usanmt, yavan aile mutluluundan, eserlerinin getirdii an ve nden, adalarnn gsterdii saygdan tiksinmiti: indeki yaratc g, bilind bir ekilde, daha gergin ve daha deiik bir kaderin zlemini duyuyor artk; insanln ilkel glerine,

yoksullua, sefalete ve geirdii bunalmdan sonra ilk defa olmak zere yaratc anlamn kavrad straba --ac ekmeye-daha ok yaklamak istiyor. Alakgnlllkle ilgili tasarlarnn drstln herkesin nnde kantlamak iin, ne evi, ne paras, ne de ailesi olan, pis, sefil, hor grlm, Devletin zulmettii, Kilisenin kabul etmedii bir insann en aa dzeydeki hayatn yaamak istiyor. Kitaplarnda en nemli yaama biimi, manevi ynden verimli olan biricik yaama biimi olarak anlatt bir hayat, yani vatan olmayan, hibir eyi olmayan ve bir sonbahar yapra gibi rzgarn nne katt bir insann hayatn yaamak istiyor. Tolstoy (burada byk bir sanat olan Tarihin, yine dahice ve alayc antitezlerinden birini ortaya attn gryoruz) iradesinin olanca gcyle, Dostoyevski'nin --Tolstoy'un kar kutbunun-istemeden boyun edii kaderin tpksn yaamak istiyor. nk Dostoyevski, kaderin olanca zalimliine ve katlna katlanmak, Tolstoy'un pedagojik bir amala, ac eken biri olmak isteiyle katlanmay arzu ettii her trl gzle grlebilir acy ekmek zorunda kalmtr. Gerek bir yoksulluk, insana azap veren, yakp kavuran ve her trl sevinci yok eden bir yoksulluk, Dostoyevski iin Nessos'un gmlei (Nessos: Yunan Mitolojisine gre, at-adam Nessos, Herakles'in kars Deianeira'y karp tecavze yeltendii bir srada Herakles tarafndan atlan zehirli bir okla vurularak ldrlr. Nessos, lrken, Herakles'ten cn alabilmek iin, yarasndan akan kan Deianeira'ya vererek onu kandrr: Bu kana bulam bir gmlei Herakles'e giydirdii takdirde, kocasnn akna ebediyen sahip olabileceine inandrr. Bir tren srasnda, Nessos'un kannn bulat gmlei giyen Herakles, zehir vcuduna iledike yanmaya, dayanlmaz aclar ierisinde kvranmaya balar. Vcuduna yapm olan bu gmlei, etlerini paralayarak karmaya, skp atmaya alrsa da baaramaz. Sonunda, dalardan kkleriyle birlikte skp kard koca am aalarndan oluturduu ok byk bir odun ynnn alevleri arasna atlayarak hayatna son verir. Bilmeyerek kocasnn lmne sebep olan Deianeira da intihar eder.) olmutur. Dnyann btn lkelerinde vatansz biri olarak dolap durur, hastalk bedenini kemirir, arn askerleri onu idam kazna srklerler ve sonra Sibirya'nn zindanlarna atarlar; Tolstoy'un doktrinini kantlamak, sosyal idealine ulamak iin ihtiya duyduu her ey, Dostoyevski'ye bol bol verilmiti; oysa o derece istedii halde bu ac ikinin bir damlas bile bu Yeni Havarinin dudaklarna dememiti. Gerekten de, Tolstoy'un ac ekme istei hibir zaman gereklememitir. Alayc bir kader, her yerde, acya gtren yollar kesmitir. Yoksul olmak, servetini insanla datmak, bundan byle eserlerinden ve yazlarndan para almamak istiyordu; oysa ailesi buna izin vermiyordu ve kendisi istemese de byk serveti yaknlarnn ellerinde hi durmadan artyordu. Yalnzl zlyordu, ama kazanm olduu an ve n, evini rportajclar ve merakl kimselerle dolduruyordu. Hor grlmek isterdi, ama kendini kltp alalttka, eserini gzden drmeye altka ve itenliinden phe ettike, insanlar ona daha ok sayg gsteriyorlard. Bask tavanl, isli bir kulbede, kimsenin tanmad ve rahatsz etmedii bir kyl olarak yaamak isterdi veya sokaklarda bir yolcu ve bir dilenci gibi dolap durmak isterdi: Ailesi ona zenle bakyor ve ona azap verecek ekilde, herkesin nnde, onaylamadn aka bildirdii tekniin btn imkan ve kolaylklarn, oturduu odalara varncaya kadar sokuyordu. Zulm grmek, hapsedilmek ve krbalanmak isterdi (-hrriyet ierisinde yaamak benim iin ok g- diye yazmt): Yetkililer ona yumuak davranyorlar, yalnzca mritlerini krbalatmak ve Sibirya'ya gndermekle yetiniyorlard.

Bu yzden sonuna kadar gidiyor ve artk cezalandrlsn, srlsn, mahkum edilsin, inanlaryla isyan etmi olmasnn cezasn herkesin nnde eksin diye ara hakaret ediyor. Ama 'inci Nikola, onu ikayet eden bakana yle cevap veriyor: -Ltfen Leon Tolstoy'a dokunmayn; onu bir kurban haline getirmek istemiyorum-. Oysa Tolstoy'un istedii buydu. Doktrininin ciddiliini ve itenliini insanlarn nnde kantlayabilmek iin son yllarnda hep -kurban- olmak, ac eken bir din kurban olmak istemiti, ama Kader bunu engellemiti: yle ki, ac ekmek iin byk bir susuzluk duyan bu adamn bana herhangi bir felaket gelmesin diye baz haince nlemler almaya kadar vardrmt ii. Hcresinin kauukla kapl duvarlarna byk bir fkeyle kendini arpp duran bir lgn gibi, Tolstoy, an ve nnn gzle grlmeyen hapishanesi ierisinde rpnp duruyor; kendi isminin iine tkryor, Devleti, Kiliseyi ve btn gleri kkrtacak korkun hareketler yapyor, ama onu terbiyeli bir ekilde, apkalar ellerinde dinliyorlar, ona zararsz ve soylu bir deli imi gibi davranyorlar. Apak bir eylemde bulunmay, kesin bir kant vermeyi, gze arpan bir kurban olmay hibir zaman baaramyor. Samimi olma, iten olma isteiyle gerek arasna, kaderin btn darbelerini yumuatsn diye ve onun ac ekmesini engellemek iin, eytan, Tolstoy'un an ve nn yerletirmiti sanki. Peki ama nasl oluyor da --diye soruyor mritleri gvensizlikle ve kartlar alayl bir ifadeyle-- nasl oluyor da Leon Tolstoy, bu zc elimeye kararl bir ekilde son vermiyor? Rportajclar ve fotoraflar neden kovmuyor evinden? Eserlerinin ailesi tarafndan satlmasna niin gz yumuyor? Kendi iradesini yerine getireceine, neden hep evresindekilerin isteklerine gre hareket ediyor? Oysa onlar, Tolstoy'un retilerini hie sayarak, zenginlik ve konforun dnyann en byk nimetleri olduunu kesinlikle ilan ediyorlar. Szn ksas, aka ve hibir pheye yer vermeyecek ekilde niin vicdannn emirlerine gre hareket etmiyor? Tolstoy, insanlarn kendisine sorduu bu korkun soruya hibir zaman cevap vermemi ve hibir zaman kendini balatacak bir zr bulmaya da kalkmamtr; tersine, doktrini ile hayat arasndaki gze arpan elimeyi tenkit edenlerden hibiri, bu konuda Tolstoy'un kendisi kadar kat davranmamtr. 1908'de Gnlne yle yazyor: -Benim hakkmda sanki bir bakasndan sz ediyorlarm gibi yle dendiini iitseydim: Lks iinde yaayan, kyllerden elinden geldii kadar ok ey alan, onlar hapse attran ve ayn zamanda Hristiyanl reten ve tleyen, be kopek'lik sadakalar datan ve baya bir harekette bulunduu zaman her seferinde karsnn arkasna saklanan bir adamdr, dendiini duysaydm, byle bir adam, en ufak bir vicdan rahatszl duymadan, aalk biri olarak nitelerdim. Ve ite bana da byle demeliler ki, kendimi bu dnyann bo eylerinden kurtarabileyim ve yalnzca ruhun hayatn yaayabileyim-. stei ile davran arasndaki elime konusunda kimsenin Tolstoy'u aydnlatmasna gerek yoktu: Bu elime hi durmadan, her gn ruhunu yaralyordu. Gnlnde, u soru kor haline gelmi kzgn bir demir ubuk gibi vicdanna sapland zaman, -Syle, Leon Tolstoy, doktrininin ilkelerine gre mi yayorsun? diye sorduu zaman fke ve umutsuzluk ierisinde yle cevap veriyor: -Hayr, utantan lyorum, suluyum ve hor grlmeyi hak ettim-. Herkesin nnde inancn aka itiraf ettikten sonra, ahlaki ve mantki bakmdan, onun iin mmkn olan tek bir yaama

biimi olduunu ok iyi biliyordu: Evini terk etmek, soyluluk nvanndan vazgemek, sanatn brakmak ve -Rusya'nn yollarna dp bir gezgin gibi dolap durmak-. Ama o, bir havari olarak bu son karar vermeyi hibir zaman baaramad, oysa son derece gerekliydi, nk akla uygun tek karar buydu. Ne var ki, Tolstoy'un zayflnn bu srr, ilkelerini koyduu radikalizmi kendi hayatnda gerekletirmeyi baaramay, bence onun en gzel tarafdr. nk kusursuzluk ancak insani olan eyleri atmz zaman mmkndr: Kutsal bir kii, hatta yumuakl tleyen bir havari, kat olabilmelidir; kutsalla ulaabilmek iin babasn ve anasn, eini ve ocuklarn kaytsz bir ekilde terk etmeyi, nerdeyse insan-st ve insanlk-d olan byle bir eyi mritlerinden isteyebilmelidir; kusursuz ve tutarl bir hayat ancak yapayalnz bir insann plak mekan ierisinde gerekleebilir, hibir zaman bakalaryla iliki ve balant kurarak deil. Bunun iindir ki, btn alarda, kutsal kiinin tuttuu yol, kendisine uygun biricik ev ve biricik ocak olarak onu le gtrmtr. yle ki, Tolstoy da eer doktrininin ar sonularn kendi hareketleriyle gerekletirmek istiyorsa, yalnzca Devletin ve Kilisenin balarndan deil, daha dar, daha scak, insan daha sk bir ekilde kavrayan aile balarndan da kurtulmu olmalyd; ama buna eriebilmek iin, otuz yl boyunca, gereken gc bulamad kendinde. ki defa evden kat ve her ikisinde de geri dnd, nk allak bullak olan karsnn intihar edebilecei dncesi, onun btn gcn felce uratyordu; soyut fiklrleri uruna bir tek insani varl bile feda etmeye karar veremiyordu (manevi hatas ve ahlaki gzellii de buradan ileri geliyor). ocuklaryla bozumaktansa ve karsn lme itmektense, sadece maddi dnyaya bal bir topluluun ezici dam altnda inleyerek kalmay ve buna katlanmay tercih ediyordu; umutsuzca savayor, ama birtakm iddetli hareketlerle ailesini yaralamayacak kadar insanca bir davranla, baz nemli sorunlarda, mesela vasiyetname ya da kitaplarnn sat ile ilgili sorunlarda, her zaman boyun eiyor ve bakalarna ac vermektense kendisi ac ekmeyi tercih ediyordu. Kaya gibi sert bir kutsal kii olmaktansa, ac eken kusurlu bir insan olarak kalmakla yetiniyordu. Bylece, halkn gznde, lml ve itenlikten yoksun bir insan olmasnn kusuru ona, yalnzca ona aitti ve bu yzden onu ayplyorlard. Bundan byle her ocuun onunla alay etmeye hakk olduunu, her drst insann ondan phelenmeye ve mritlerinden her birinin onu yarglamaya hakk olduunu biliyordu; btn bu karanlk yllar boyunca Tolstoy'un sabrnn bykl, kendisini samimiyetsizlikle suladklar zaman, hibir ey sylemeden, herhangi bir zr bulmaya almadan, smsk kapal, gergin bir azla, btn sulamalar kabullenmi olmasndan kaynaklanr. 1898'de Gnlne heyecanla yle yazyor: -inde bulunduum durum belki de insanlara sahteymi gibi grnyor, belki de byle olmas zorunludur.- Ve yava yava, geirdii ac denemenin zel anlamn kavramaya balyor: Yani, zafer kazanmadan ac ekmi olmasnn, kendini savunmadan ve zr bulmaya almadan hakszla katlanm olmasnn, yllar boyu kaderinden istemi olduu gibi halkn nnde ac eken biri olmaktan daha nemli ve ok daha fazla ac veren bir davran olduunu anlamaya balyor. -ou zaman ac ekmeyi ve acmaszca davranlara katlanmay istedim, ama bu benim o zamanlar gevek ve tembel olduumu, kendim gayret gsterecek yerde bakasn altrmak istediimi, yani sadece kendi bama ac ekecekken, bakasnn bana eziyet etmesini beklediimi gsterir-, diye yazyor. nsanlarn en sabrsz olan bu

adam, bir srayta seve seve kendini en byk aclarn ortasna atabilecekken, bir odun ynnn zerinde kendini nerdeyse zevkle yaktracakken, kendisi iin ok daha zor bir deneyden gemesi gerektiini biliyor: Kllenmi bir atein stnde yava yava yanma, onu tanmayanlarn kendisini hor grmelerine ve iin asln bilen vicdannn ebedi huzursuzluuna katlanma. Bakalarna rnek olacak bir hayat srmekten baka bir amac olmayan yce grevini yerine getirmesine imkan olmadn, kutsal ve ilkelerine uygun bir hayat yaamaktan baka bir ey olmayan en gizli isteini gerekletiremeyeceini hi durmadan anlamak zorunda kalyor; btn bir insanlktan istedii eyi, kendi hayatnda gerekletirme gcn bulamadn sonsuz bir utanla itiraf etmek zorunda kalyor. Onu kemiren bu gizli strap, Tolstoy'a, son yllarnda, her trl d kahramanlktan, yaama biiminde gereklemesi gereken doktrinine tutarl bir ekilde ve harfi harfine sadk kalmaktan ok daha fazla ac vermitir. Kendisi iin btn bunlardan daha acmasz olan ey ise, Tolstoy'un, kendi benliini amansz bir ekilde kefeden bu dehann, kendi isteinin samimiliinden phe etmi olmasdr. Kartlarnn bazen gizlice mrldandklar eyi, yani dnyann kurtarcs ve insanln havarisi olma gibi ackl bir rol, drst bir ruhla deil de, kendi benliini honut etmek iin kendine kar rol yaparak, yalnzca bo-gururunu ve bbrlenme duygusunu tatmin etmek iin benimsemi olduu phesini, bu korkun pheyi, Tolstoy, yalnz bana olduu bir srada manevi hayatn gzden geirirken acmasz bir ekilde dile getirmitir. Byk bir itenlie ulaabilmek iin Tolstoy'un kendi vicdanna ne derece eziyet ettiini bilmek isteyenler, Tolstoy ldkten sonra katlar arasnda bulunan ve Peder Serge bal altnda kan hikayesini okumaldrlar. St. Tharese nasl, grd hayallerden rkerek, gnah kard papaza, endieyle, bu hayallerin kendisine Tanr tarafndan m, yoksa belki de gururunu snamak iin; Tanrnn kart olan eytan tarafndan m gnderildiini sorduysa, Tolstoy da, bu hikayede, doktrininin ve insanlarn karsndaki davrannn gerekten tanrsal, yani ahlaki ve iyi bir kaynaktan m geldiini, yoksa bo-gurur, an ve n kazanma tutkusu ve bakalar tarafndan vlme arzusu gibi eytanca bir duygunun eseri mi olduunu soruyor kendine. Bu kutsal kiide, Tolstoy, saydam bir rtye brnm olarak kendisini, Yasnaya Polyana'daki kendi durumunu anlatyor: Kendisinin yanna nasl inananlar, merakllar, ona hayran olan gezginler geliyorsa, mucizeler yaratan bu keiin yanna da hayranlar ve tvbekarlar geliyor. Ama vicdan bakmndan, Tolstoy'un bir kopyas olan bu adam da, tpk onun gibi, mritlerinin yaratt grltnn ortasnda, herkesin kutsal bir kii olarak sayg gsterdii kendisi gibi birinin gerekten kutsal bir kiinin kalbine sahip olup olmadn soruyor kendine. yle soruyor: -Yaptm eylerin ne kadarn Tanr sevgisi iin yaptm ve ne kadarn yalnzca insanlarn sevgisi uruna yaptm?Ve Tolstoy, Peder Serge'nin azndan, ac ac yle cevap veriyor: -Ruhunun derinliklerinde, eytann, Tanrya doru ynelmi abalarnn yerine yalnzca insanlar arasnda an ve n kazanma istei gibi baka bir itici-g koyduunu hissediyordu; bunu hissediyordu, nk eskiden, yalnzlnda, kimse onu rahatsz etmedii zamanlar nasl mutlu oluyorduysa, imdi bu yalnzlk onun iin bir azap halini almt. Ziyaretilerin kendini rahatsz ettiklerini, yorulduunu hissediyordu, ama her eye ramen, kalbinin en derin kelerinde, onu bol bol vdklerini iitmek houna gidiyordu. Kendini manevi ynden glendirmesi ve dua etmesi iin gittike daha az zaman kalyordu; kendini bir

kaynan, kk ama canl bir su kaynann fkrd bir yere benzetiyordu: Bu su kendi gsnden kyor ve onun iinden darya doru akyordu; ama imdi su artk birikemiyordu, nk yoldan gelip geen susam kimseler itiip kakarak onun yanna kouyorlard; her eyi ayaklaryla iniyorlard, bu yzden artk amurdan baka bir ey kalmamt... imdi iinde artk ne sevgi vard, ne alakgnlllk, ne de saflk ve temizlik-. te kendisine kar gsterdii byle bir kararllk ve sertlikle, Tolstoy, kutsal bir kii --bir aziz-- olarak grlebileceine inanmak istemiyordu: Kendini ancak, arayan, el yordamyla ilerlemeye alan biri, kusurlar ierisinde ve byk bir glkle Tanrya doru gitmeye abalayan bir adam olarak gryordu. Byk bir endie ierisinde, kendi benzerinin azndan yle soruyordu kendine: -Peki ama, burada Tanrya hizmet etmek iin duyulan bir istek yok mu?- Ve bu soruya verilen cevabn, acmasz bir kesinlik ve iddetle, Kutsalln btn kaplarn u gmbrtl szlerle kapamasna ramen, -Evet byle bir istek vard, ama an ve nle kirlendi ve bozuldu; benim gibi, insanlar arasnda an ve n kazanmak iin yaam olan biri iin Tanr yoktur- demesine ramen, ken bir maden dehlizinin ucundaki hafif bir k gibi, bir umut hafife titreip durmaktadr: -Ama onu aramak istiyorum-. -Onu aramak istiyorum.- Bu szde, Tanry bulmak deil aramak, insanln zlemini duyduu cevab kesinlikle ve aka sylemek deil, hi kimsenin daha nce yapmad ekilde, daha fazla bir drstlk ve acmaszlkla yeni sorular ortaya atmak, yeni problemler koymak iin insanla yardm etmek isteyen Tolstoy'un ve kaderinin en iten iradesini gryoruz. Tolstoy kutsal bir kii, dnyay kurtaracak bir peygamber olamamtr, hatta kendi hayatna bile ak ve seik bir biim verememitir: Her zaman, bakalar gibi bir insan olarak kalmtr, baz anlarda byklk, ycelikle dolu ve bir an sonra baya, kendini yalana kaptrm, zayflklar, kusurlar ve kararszlklar olan, ama her zaman kusurlarn arabuk fark eden ve ei-benzeri olmayan bir tutkuyla kusursuzlua doru yrmeye alan bir insan olarak... Kutsal bir kii deil, ama kutsal bir irade ve istek; tam olarak inanm biri deil, ama dev gibi bir inanma gc; sakin, huzurlu ve kusursuzluu ierisinde dnceye dalm tanrsal bir grnt deil, hibir zaman tatmin olmayan, durup dinlenmek nedir bilmeyen, daha saf, daha temiz bir ekle ulaabilmek iin her gn, her saat, sonsuza kadar savaan bir insanln sembol... ::::::::::::::::: HAYATININ BR GN -Ailem ierisinde rahat deilim, nk yaknlarmn duygularn paylaamyorum. Onlar sevindiren her eyi, okul snavlarn, yksek tabakadan kimseler arasnda baar kazanmay, al-verileri, btn bunlar ben onlar iin bir ktlk ve bir felaket olarak gryorum, ama bunu onlara sylememeliyim. Aslnda syleyebilirim ve syledim de, ama bu szlerimden kimse bir ey anlamad.- (Tolstoy, Gnlk)

Dostlarnn sylediklerinden ve kendi itiraflarndan rendiimize gre, Tolstoy'un binlerce gnnden birini bakn nasl canlandryorum kafamda. Sabahn erken bir saati: Uyku, yava yava, yal adamn gz kapaklar arasndan akp gidiyor; uyanyor, evresine baknyor; sabahn pencerelerini henz renklendirmeye balam, gn balyor; dnce de derin karanlklardan uyanyor; ve hissettii ilk duygu mutlu bir aknlk: -Hala yayorum-: Dn akam, her akam olduu gibi, bir daha kalkamyacana alakgnlllkle raz olarak uzanmt yatana. Lambann titrek altnda, Gnlne, ertesi gnn tarihinden nce, u harfi s.j.v. (si je vis: eer yaarsam) harflerini yazmt yine; ve ne harika bir ey, hayat bir kere daha ona ltfetmiti; yayor, soluk alyor ve sal da yerinde. Tanrdan gelen bir selam gibi, havay cierlerine ekiyor ve gri renkli gzlerinin olanca al ile iine sindiriyor. Minnetle dolup taarak kalkyor yal adam; rplak soyunuyor ve buzlu suyun etkisiyle, her zaman gl olan bedeni kpkrmz bir hale geliyor. Bir beden eiticisinin neesiyle gvdesini eip bkyor, doruluyor, akcierleri szlayncaya ve eklemleri atrdayncaya kadar bu hareketlere devam ediyor, sonra iyice esneklemi bedenine gmleini ve sabahln geiriyor; pencereleri ayor, odasn spryor, trdayan atee, tr tr sesler kararak yanan odunlar atyor, bylece kendi kendinin hizmetisi ya da ua olarak kendi ilerini kendisi gryor. Sonra kahvaltya iniyor: Sofya Andreyevna, kzlar, sekreteri, birka dostu daha imdiden oradadrlar; ay semaverde fokurduyor. Sekreteri, bir tepsi zerinde, eitli mektuplar, dergiler ve kitaplardan oluan ve dnyann drt kesinden gelen kark bir yn getiriyor ona. Tolstoy, honutsuzlukla bakyor bu kat ynna. -vgler ve can skc eyler- diye dnyor iinden. Her ne olursa olsun rahatsz edici eyler. nsan, kendisiyle ve Tanryla daha fazla yalnz kalabilmeliydi, her zaman dnyann merkezinde rol almamalyd; kendini rahatsz eden ve dikkatini datan, kendini beenmi, kibirli, kurumlu bir hale getiren, itenliini bozan btn eyleri bir yana itebilmeliydi. Kendini datmamak ve kendini beenme gibi bir gnahn ruhuna girmesine frsat vermemek iin bunlarn hepsini sobaya atmak daha iyi olurdu. Ama merak duygusu baskn kyor; ricalardan, tenkitlerden, yalvarp yakarmalardan, i nerilerinden, ziyaret haberlerinden ve tutarsz gevezeliklerden oluan bu karmakark yn parmaklarnn ucuyla yle bir kartryor. Bir Brahman, Hindistan'dan, Buda'y yanl anladn yazyor ona; krek cezasna arptrlm bir sulu, hayatnn hikayesini anlatyor ve kendisine t vermesini istiyor; genler ona ne yapacaklarn bilemez bir halde, dilenciler ise umutsuzluk ierisinde sesleniyorlar; herkes alakgnlllkle ona bavuruyor, kendi deyimleriyle, kendilerine yardm edebilecek biricik insan olarak, dnyann vicdan sanki oymu gibi, ona el uzatyorlar. Alnndaki krklklar daha da derinleiyor. -Onlara, nasl yardm edebilirim? diye soruyor kendine, kendime bile yardm edecek gcm yok ki benim! Her gn orada burada dolayorum, bu anlalmaz hayata daha kolay katlanabilmek

iin yeni bir anlam aryorum ve kendimi aldatmak iin gerek hakknda tumturakl szler sylyorum. Btn bu insanlarn bana gelip yle haykrmalar ne artc ey: -Leon Nikolayevi, bize hayat ret!- Btn yaptm yalandan, farfaralktan ve hokkabazlktan baka bir ey deil; aslnda uzun zamandan beri tkenmi bir haldeyim, nk kendimi harcadm, kendi iime dneceime, kendimi binlerce ve binlerce insana dattm; susacak ve gerein iten gelen sesini sessizce dinleyecek yerde, hi durmadan konutum. Ama bana gvenen insanlar hayal krklna uratamam; onlara cevap vermem gerekir.Bir mektubu tekilerden daha uzun bir sre tutuyor elinde; onu iki kere, kere okuyor: Bir yandan arap ierken bir yandan da su imeyi tledii iin kendisine kzan ve hakaretler yadran bir renciden geliyor bu mektup; artk evini terk etmesinin, maln-mlkn kyllere datmasnn ve Tanrnn yolunda hacca giden bir gezgin gibi yollara dmesinin zaman gelmitir. -Hakk var, diye dnyor Tolstoy, vicdanm gibi konuuyor. Ama kendime aklayamadm eyi ona nasl aklayabilirim? Beni kendi adma sulad ve tenkit ettiine gre kendimi nasl savunabilirim?Mektubu alyor ve hemen cevap vermek zere, alma odasna gitmek iin yerinden kalkyor. Kapda sekreter yine ona doru geliyor ve le zeri Times muhabirinin onunla mlakat yapmak zere geleceini hatrlatyor, kabul edip etmeyeceini soruyor. Tolstoy'un yz kararyor. -Hep bu can skc iler! Benden ne istiyorlar? Yalnzca, budalalarn baklarn hayatmn zerine ekmek iin. Syleyeceim eylerin hepsi yazlarmda var; okuma bilen herkes onlar anlayabilir.Ama her eye ramen, gururdan ileri gelen bir zayflkla abucak raz oluyor: -Peki, diyor, ama yalnzca yarm saat-: Ve daha alma odasnn eiinden admn atar atmaz, vicdan homurdanmaya balyor: -Yine niin raz oldum? Salarm krlat ve lme iki adm kald halde, hala bo bir gururla hareket ediyorum ve kendimi insanlarn bo gevezeliklerine brakyorum; beni verek benden bir ey istedikleri zaman her seferinde zayf davranyorum. Gizlenmeyi, susmay ne zaman reneceim? Yardm et bana Tanrm, yardm et!Sonunda kendi kendisiyle yalnzdr. Odasnn plak duvarlarnda asl duran bir orak, bir trmk ve bir balta vardr; cilal parke zerinde, kaba saba bir masann nnde, bir koltuktan ok bir kte benzeyen ar bir koltuk konmu; alma odas, bir kei hcresiyle kyl odas arasnda bir ey. Dnk almas tamamlanmam bir halde, masasnn stnde onu bekliyor: -Hayat zerine dnceler-. Tekrar okuyor, siliyor, deitiriyor, tekrar gzden geirip dzeltiyor. Hzla ve bir ocuunki gibi olduka iri harflerle yazyor, sonra duruyor. -ok fazla yzeyde kalyorum ve ok sabrszm. Tanr konusunda ak ve seik bir fikrim olmad halde, kesinlie henz ulaamadm ve dncelerim her gn deitii halde, nasl oluyor da Tanrdan sz edebiliyorum? Anlatlmas mmkn olmayan

Tanrdan ve sonsuza dek anlalamyacak hayattan sz ederken nasl olur da kesin ve herkesin anlayabilecei bir dille konuabilirim? Yapmaya altm ey, gcm ayor. Aman Tanrm, nceleri, edebi eserler yazdm sralarda ne kadar gvenle yryordum; hayat insanlara, Tanrnn bizim nmze koyduu ekliyle sunuyordum, imdi benim gibi akn ve tedirgin bir yal adamn gerek olduuna inanmak istedii ekliyle deil! Kutsal bir kii deilim ki ben, hayr, hi de byle biri deilim ve insanlara bir eyler retmeye kalkmamam gerekir; yaratm olduu dnyay grebilsin diye, Tanrnn, binlerce kimseninkinden daha iyi duyular, daha keskin gzler verdii biriyim ben, yalnzca buyum. Ve belki de imdi bu derece anlamsz bir ekilde lanetlediim bu sanata hizmet etmekten baka bir ey yapmadm sralarda daha iyiydim ve geree daha yakndm!Duruyor ve elinde olmayarak etrafna bakyor; imdi gizli gizli zerinde alt romanlarn saklam olduu ekmeceyi ap onlar alrken sanki birisi onu gzetleyecekmi gibi (nk herkesin nnde sanatla alay etmi ve sanat -gereksiz bir eyve bir -gnah- olarak hor grmt). te insanlardan saklad eserleri, Hac Murat ve Kayp Bilet; onlar kartryor ve birka sayfa okuyor. Gzleri parlyor. -Evet, iyi olmu, diyor. Tanr, onun yaratt evreni anlataym diye ard beni, dncelerini kefedeyim diye deil. Sanat ne kadar gzel, edebi yarat ne kadar saf ve temiz, felsefi dnce ise ne kadar ac verici! O zamanlar, bu sayfalar yazdm sralarda ne kadar mutluydum! Aile Mutluluu'nda o ilkbahar sabahn anlatrken gz yalar dkyordum; ve hatta o gece Sofya Andreyevna, prl prl yanan gzlerle, gelip beni pmt. Eseri temize ekerken, durmak ve bana teekkr etmek zorunda kalmt ve btn gece ok mutluyduk, hayatmz boyunca mutluyduk. Ama imdi artk geriye dnemem; insanlar hayal krklna uratmaya hakkm yok, izilmi olan yolda ilerlemeye devam etmem gerekiyor, nk ruhlar kederler ierisinde, benden t ve yardm bekliyorlar. Durmam mmkn deil ve gnlerim de sayl.ini ekiyor ve sevgili katlarn tekrar ekmeceye gizliyor; para ile i gren bir sekreter gibi, sessiz ve keyifsiz, felsefi incelemelerini yazmaya balyor, aln kr kr ve enesini ylesine emi ki, beyaz sakal da tpk kalemi gibi, hrtl bir ekilde katlarn zerinde gidip geliyor. Sonunda le oldu! Bugn yeterince alt! Kalemini brakyor; bir srayta yerinden kalkyor ve kk evik admlaryla helezoni merdivenden aa iniyor. Orada, seyis, Delire'i, sevgili ksran hazr bekletiyor. Bir srayta atlyor eerin stne ve yaz yazarken iki bklm olan gvdesi imdi geviyor, rahatlyor; daha byk, daha gl, daha gen, daha canl grnyor; dosdoru, bir Kazak gibi hr ve hafif, ince bacakl atn ormana doru koturuyor. Beyaz sakal rzgarda dalgalanyor. Tarlalarn kokusunu daha kuvvetle iine ekebilmek iin, yalanan bedeninde hayat, capcanl hayat duyabilmek iin azn alabildiine ayor; ve harekete geen kannn duyduu iddetli bir haz, scak ve tatl bir ekilde parmaklarnn ucuna varncaya kadar, uuldayan kulaklarna varncaya kadar, yansyor damarlarnda. Ormana girecei srada, ilkbahar gnei altnda, kapank tomurcuklarn nasl atn, bir nak gibi zarif, ince ve hafife titreen

bir yeillik halinde gkyzne doru nasl yseldiini bir kere daha grmek iin birden bire duruyor. Atnn sarsn iddetle mahmuzlayarak kayn aalarna doru sryor onu. Bir ahininki gibi keskin gzleri, birbiri arkasna, iki ayr ynde giden ve mikroskopik bir dizi oluturan karncalarn bir aacn kabuu zerinde inip ktklarn heyecanla fark ediyor: Aa inenler karnlarn iyice doyurmular, yukar kanlar ise ufack ve darya doru kntl incecik azlaryla aacn un ufak olmu paralarn yakalamaya alyorlar. Kr sal ihtiyar, dakikalarca orada kalyor, hi kprdamadan ve hayran hayran, kkl ierisinde byk olan bu manzaray seyrediyor; scak gz yalar sakaln slatyor. Tabiatn bu tanrsal aynas ne kadar olaanst bir ey! Her zaman yeni harikalarla dolu, hem sessiz, hem de insana ok ey sylyor; her zaman canl ve sessizliinde btn dncelerden ve sorulardan daha ok bilgelik var! Altnda, at sabrszlkla soluyor. Tolstoy derin dncelerinden uyanyor; gl dizleriyle ksrann brlerini sktryor, imdi de rzgarn esiinde ateli bir heyecan duyabilsin ve duyularnn tutkusunu hissedebilsin diye sryor atn. Mutlu bir ekilde, hibir ey dnmeden drtnala gidiyor; bylece, ksran brlerinde parlak bir ter tabakas belirinceye kadar yirmi fersah yol alyor. Sonra, sakin bir trsla, eve doru eviriyor atn. Gzleri l l, ruhu adamakll hafiflemi. ocukken dolat bu ormanlardan, alk olduu ayn yolu izleyerek, altm iki yldan beri geip durduu iin mutlu ve sevinlidir. Ama kye yaklat srada, prl prl olan yz birden kararyor. Grmeyi iyi bilen gzleriyle dikkatle tarlalara bakyor: Burada, kendi toprann ortasnda, iyi baklmam, kendi haline braklm, itleri rm ve yars da, herhalde yakmak iin sklm ve srlmemi bir arazi paras var. Sebebini sormak iin fkeyle ilerliyor, atnn zerinde. Kapdan st ba kir-pas iinde, plak ayakl, salar karmakark ve ban nne emi bir kadn kyor; yar plak iki- ocuk korkuyla onun yrtk elbisesinin eteklerine yapmlar ve arkadan, bask tavanl ve isli kulbenin ierisinden bir drdncsnn alayp bard duyuluyor. Kalarn atarak, byle bir ihmalin sebebini soruyor. Kadn, alamakl bir sesle, kopuk kopuk bir eyler anlatyor. Alt haftadan beri kocas hapisteymi, odun ald iin tutuklanm, onun gibi kuvvetli ve alkan bir adam olmadan toprakla nasl urasnm, kocas yalnzca ihtiya yznden byle hareket etmek zorunda kalm, olup bitenleri Kont Hazretleri ok iyi bilirmi: Kt rn, vergilerin arttrlmas, kiralar, vb. ocuklar, annelerinin aladn grerek, onlar da yaygara koparmaya balyorlar; Tolstoy, abucak elini cebine gtryor ve kadnn baka bir aklamada bulunmasna frsat vermeden ona biraz para veriyor ve sonra, bir kaak gibi, hzla uzaklayor oradan. Yz kederli bir hal alm ve neesi uup gitmi olarak... -te benim topram zerinde olup bitenler, karma ve ocuklarma verdiim deil, benim topram. Ama ne diye hep korkaka, karmn arkasna saklanyorum ve onu kendime siper olarak alyorum? Malm-mlkm aileme devretmem, herkesi aldatmak iin oynanan bir komediden baka bir ey deil; nk benim karnm nasl kyllerin yapt ile doyuyorsa, benimkiler de paralarn bu yoksulluktan salyorlar. unu ok iyi biliyorum: Oturduum evin yapmnda kullanlan her tula, bu klelerin aln teriyle piirilmitir, onlarn etleriyle ve yorgunluklaryla yorulmutur.

Benim olmayan bir eyi, topra sren ve ileyen bu kyllerin arazisini nasl olur da karma ve ocuklarma verebilirim? Tanrnn nnde utan duymam gerekir, ben ki, Leon Tolstoy olarak, hep Tanrnn adna insanlara adil olmay tledim durdum; oysa her gn, penceremden, bakalarnn sefaletini seyretmekten baka bir ey yapmadm.Yzn fke bryor; ve ta stunlarn arasndan efendilerin oturduu evin avlusuna girerken yz daha da kararyor. Parlak dmeli bir ceket giymi olan uak ve seyis onun attan inmesine yardm etmek iin kouyorlar. Kendi kendine, alayl bir ekilde -Klelerim- diyor, utan iinde ve kendini sulayarak. Geni ve byk yemek salonunda, uzun masa iek gibi tertemiz, bembeyaz rtsyle ve zerinde gm takmlaryla onu bekliyor; Kontes, kzlar, oullar, sekreteri, zel doktoru, bir Fransz hanm, bir ngiliz hanm, birka komu, mrebbi olarak alan devrimci bir gen ve sonra ngiliz muhabir, hepsi oradalar. eitli insanlardan oluan bu kalabalk, onu grnce sevinle yle bir dalgalanyor. O ieri girince saygyla hepsi susuyorlar. Tolstoy, ciddi bir yzle ve soylu bir nezaketle misafirleri selamlyor ve tek bir sz sylemeden oturuyor. zel giysili bir uak, et yemeyen bir kii olarak Tolstoy'a pahal sebzelerle hazrlanm nefis yemeini sunduu zaman (yabanc lkelerden getirilmi ve zenle hazrlanm kukonmazlar), elinde olmadan, yrtk prtk elbiseleri ierisindeki o kadn, kendisine on kopek verdii o kadn dnyor. Ask bir yzle oturuyor ylece ve ruhunu deiyor: -Byle yaayamyacam ve yaamak da istemediimi bir anlasalar artk, zel giysili uaklarla evrilmi, gm tabaklar ierisinde drt trl yemek ve btn bu gibi gereksiz eylerle ve bakalar kendileri iin en gerekli eyleri bile bulamadklar halde... Oysa hepsi onlardan bir tek fedakarlk beklediimi biliyor: Yalnzca lksten vazgemelerini, Tanrnn; insanlarn arasnda egemen olmasn istedii eitlie kar ilenmi korkun bir gnahtan baka bir ey olmayan u lksten vazgemelerini istiyorum sadece. Ne yazk ki, yatam ve hayatm paylaan karm, dncelerimi de ayn ekilde paylaacak yerde, onlara dman kesiliyor. Boynuma aslm bir deirmen ta o, beni sahte ve yalanc bir hayata srkleyen ve vicdanma yk olan bir arlk. Elimi kolumu baladklar bu balar oktan kesip atmalydm. Onlarla ne al-veriim var artk benim? Onlar benim hayatm bozuyorlar, ben de onlarnkini; hibir yarar olmayan biriyim ben burada, kendime de herkese de yk oluyorum.Elinde olmayarak, dmanca bir tavrla, dikkatini fkesinden uzaklatrp, gzlerini karsna, Sofya Andreyevna'ya eviriyor. -Tanrm ne kadar da yalanm ve salar ne kadar aarm! Onun da aln kr kr olmu, keder onun da solmu dudaklarnn kenarnda aaya doru kvrlan izgiler meydana getirmi.Ve yal adamn ruhunu birdenbire bir efkat dalgas kaplyor. -Tanrm, diye dnyor, ne kadar kederli, ne kadar hznl bir hali var, oysa ben onu hayatma soktuum zaman ne kadar gen, neeli ve saft! Bir insan mr kadar bir zamandr, krk-krk be yldr birlikte yayoruz: Onu bir gen kz olarak aldm zaman ben yar yarya ypranmtm ve o bana on ocuk verdi. Eserlerimi yazarken bana yardmc oldu, ocuklarm emzirdi ve ben onu ne hale soktum? Umutsuz bir kadn, nerdeyse

bir lgn, her zaman ar derecede heyecanl, hayatna son vermesin diye uyku ilalarn saklamak gerekiyor, onu ylesine mutsuz ettim ki! Oullarma gelince, biliyorum, beni sevmiyorlar, urada oturan kzlarmn ise genliini kemiriyorum ve sekreterlerim her szm not ediyorlar: Ve ne sylersem syleyeyim, at gbresini gagalayan sereler gibi sylediim eyleri eeleyip duruyorlar; ve mumyam insanlk mzesinde saklayabilmek iin pelesenk melhemini ve gzel bir koku verecek olan buhuru daha imdiden bir kutu iinde hazr tutuyorlar. Ve ite u ahmak ngiliz, elinde not defteriyle, ona hayatn srrn aklayaym diye bekliyor. Korkun srlarla dolu ve temizlikten, saflktan yoksun olan bu ev, bu masa Tanrya ve geree kar ilenmi bir gnah; ve ben darya frlayp kendi yoluma gideceime, burada byle bir hava ierisinde oturup kalyorum, kendimi rahat ve scack hissediyorum. lsem, benim iin de, onlar iin de daha iyi olurdu. ok uzun zamandr yayorum, ama gerek anlamyla yeterince yaamadm: Aslnda vaktim geleli ok oldu.zel giysili uak ona bir tabak yemek daha getiriyor. Etraf ssl bir kremayla evrilmi ve buzda soutulmu ekerli meyvalar. Elinin tersiyle taba itiyor. -Beenmedin mi? yi deil mi?- diye soruyor, endieyle, Sofya Andreyevna, saf kadncaz, -Senin iin ok mu ar?Ama Tolstoy ac ac cevap vermekle yetiniyor: -Benim iin ok ar olan ey, bunun bu kadar iyi oluu.Oullar sknt ile birbirlerine bakyorlar; kars aryor; rportaj iin gelen gazeteci, bu vecizeyi aklnda tutmaya alyormu gibi dikkat kesiliyor. Sonunda yemek bitiyor; kalkyorlar ve salona geiyorlar. Tolstoy gen devrimciyle tartyor; o da, ona sayg duymakla birlikte sert ve pervasz cevaplar veriyor. Tolstoy'un gzlerinde imekler akyor; sert bir ekilde, sarslarak, nerdeyse bararak konuuyor; bir zamanlar ava ve tenise nasl tutkuyla bal idiyse, imdi de her tartma, kar konulmaz bir tutkuyla onu avucunun iine alyor. Birdenbire fkeye kapldn fark ediyor. Kendini alakgnll olmaya zorluyor ve glkle sesini alaltp yle diyor: -Ama belki de yanlyorum: Tanr, kendi dncelerini insanlara datt ve hi kimse, syledii eylerin tanrsal dnceler mi, yoksa kendi dnceleri mi olduunu bilmiyor.Ve konuyu deitirmek iin, bakalarna yle bir arda bulunuyor: -Haydi gidip bahede biraz dolaalm.Ama nce yine ksa bir duru. atonun d merdivenlerinin karsndaki yal kayn aacnn altnda, -yoksullar aac-nn altnda, halk tabakasndan ziyaretiler, dilenciler, tarikatlar, -karanlkta olanlar-, Tolstoy'u bekliyorlar. Yirmi millik bir evreden yollara dp bir t ya da bir para para alabilmek iin buralara kadar gelmiler. Orada, gneten yanarak, yorgunluktan bitkin bir halde, kunduralar toz toprak iinde ayakta duruyorlar.

-Efendi hazretleri-, -barin- yaklanca, birka Rus usul yerlere kadar eiliyor. Tolstoy hzl ve evik bir admla onlara doru gidiyor. -Bir isteiniz, bir diyeceiniz mi var?-unu diyecektim, yce efendimiz...-Ben 'efendi' deilim..Tanrdan baka kimse 'efendi', deildirdiyor Tolstoy, serte. Kylck, korkuyla, kasketlni ellerinde evirip eviriyor; sonunda acele acele birtakm kark sorular soruyor: Toprak bundan byle sahiden kyllerin mi olacak, kendisine den tarlay ne zaman alabilecek, vb.? Tolstoy sabrszlkla cevap veriyor: Ak ve seik olmayan her ey onu fkelendiriyor. Sonra sra bir orman bekisine geliyor: O da, Tanryla ilgili eit eit sorular ortaya atyor. -Okuman var m?- diye soruyor Tolstoy, -evet- cevabn alnca da, Ne Yapmalyz? adl yazsn bulmasn sylyor ve onu gnderiyor. Daha sonra birbiri ardnca dilenciler yaklayorlar. Daha imdiden sabrszlanm olan Tolstoy, her birine beer kopek verip arabuk bandan savyor onlar da. Arkasn dnerken, gazetecinin, sadaka verdii srada kendisinin fotorafn ektiini fark ediyor. Yz yeniden kederli bir hal alyor. -te bak, beni nasl canlandryorlar kafalarnda, ben, yce-kalpli Tolstoy, kyllerin yannda, ben, iyi-kalpli, merhametli, soylu ve yardmsever adam! Ama kalbimin iini grebilselerdi, hibir zaman iyi olmadm, yalnzca iyi bir insan olmay renmek iin aba harcadm bilirlerdi. Beni gerekten megul eden tek ey kendi benliim. Hibir zaman yardmsever biri olmadm; btn hayatmda, yoksullara, bir zamanlar, Moskova'da, kumarda bir gecede kaybettiim parann yarsn bile vermedim. Alk ektiini bildiim halde, Dostoyevski'ye, onu bir ay iin, belki de sonuna dek kurtaracak iki yz ruble para gndermek hibir zaman aklmdan gemedi. Ve btn bunlara ramen beni vmelerine, insanlarn en soylusu olarak gklere karmalarna katlanyorum; oysa daha balangcn balangcnda olduumu biliyorum!Bahede dolamaya gitmek iin acele ediyor ve dalga dalga gr sakall bu kk evik ihtiyar o kadar sabrsz bir ekilde kouyor ki, tekiler onu ancak izleyebiliyorlar. nk artk konumak deil, kaslarn, tendon'larn esnekliini hissetmek, tenis oynayan kzlarna, beden hareketlerinin kvraklna ve saflna bir gz atmak sz konusu. Her hareketi ilgiyle izliyor ve baarl her vurutan sonra gururla glyor; sonra duyular yatm ve daha sakin bir halde, hafif ve gzel kokulu yosunlar arasnda yryne devam ediyor. Sonunda, tekrar alma odasna geliyor, biraz okuyor, bir para dinleniyor: Orada, tek bana, mein kapl divann zerine uzanm, yalln ykn hissettii bir srada sessizce unlar dnyor: -Yine de iler yolunda saylr; lmden hala bir hortlak gibi korktuum o dnem, o korkun dnem nerede? Kendimi lmden gizlemeye ve saklamaya altm o dnem? imdi artk hi korkmuyorum: Hatta, ona bu kadar yaklatm iin kendimi iyi hissediyorum.Tekrar kalkyor, dnceleri, sessizlik ierisinde, kovandan

kan arcklar gibi yorlar kafasna. Bazen kurun kalemle abucak bir kelime yazyor, sonra yazd eye uzun uzun ve ciddi bir ekilde bakyor. O zaman, kendisiyle ve dnceleriyle yalnz bana kalm olan yal ve yorgun adamn yzne bir gzellik geliyor: Hayal ve dnce szlp duruyor bu yzde. Akam, bir kere daha salona gidiyor: almasn bitirmi olarak. Piyanist dostu Goldenweiser, bir eyler alabilir miyim diye soruyor. -Memnun olurum, memnun olurum-, diye cevap veriyor Tolstoy, piyanoya dayanyor, uyumlu seslerin bysne kendini nasl kaptrdn kimse grmesin diye elleriyle gzlerinin stn kapatyor. Gzleri yumulu ve gs derin derin soluk alarak dinliyor. Ne tuhaf ey, o derece iddetle saldrd mzik, kulaklarnda olaanst bir ekilde yanklanyor ve iinde yumuak duygular uyandryor: Btn o kat ve yorucu dncelerinden sonra, ruhuna bir yumuaklk ve iyilik veriyor. -Nasl oldu da sanat hor grebildim?, diye dnyor. nsan sanatta da avuntu bulamazsa, nerede bulabilir? Her dnce insann iini karartyor, her trl bilim ruhu bulandryor ve Tanrnn varln, sanatnn szlerinden ve imajlarndan baka nerede hissedebiliriz? Ey, Beethoven, Chopin, sizler benim kardelerimsiniz; baklarnzn artk iimde tam bir huzura kavutuunu hissediyorum ve insanln kalbi, benim kalbimde atyor: Sizleri hor grdm iin beni balayn kardelerim.Mzik tiz bir blmle sona eriyor, herkes alklyor ve ksa bir duraksamadan sonra Tolstoy da alklyor. Huzursuzluu gemitir. Tatl bir glmsemeyle orada toplanan gruba katlyor ve ho konumalardan zevk alyor; sonunda, huzur ve sessizlie benzer bir ey saryor etrafn; eitli grnleriyle gn bitmi gibi grnyor. Ama yatmaya gitmeden nce bir kere daha alma odasna uruyor. Gn bitmeden nce, Tolstoy, son olarak kendisiyle hesaplaacaktr; her zaman olduu gibi, hayatnn her annn hesabn tutacaktr. Gnl ak durmaktadr; bu beyaz sayfalar, kendisine bakan vicdannn gzleri gibidir. Tolstoy, geip giden gnn her saati zerinde dnyor ve her birini yarglyor. Kylleri, kendisinin yol at sefaleti dnyor ve atla yapt gezinti srasnda bu sefaletin nnden, gz-boyama kabilinden biraz para vermekten baka bir yardmda bulunmakszn nasl geip gittiini dnyor. Dilencilere kar sabrszca davrandn, kars iin kat ve haince dnceler beslediini hatrlyor; btn bu gnahlar kitabna, sulama kitabna, geiriyor ve fkeli bir kalemle u yargy yazyor: -Yine gevek davrandm ve ruh tembelliine braktm kendimi. Yeterince iyilik yapmadm. nsanln yerine, evremdeki insanlar sevmek gibi g bir ii gerekletirmeyi henz renemedim: Yardm et bana, Tanrm, yardm et-. Sonra yine ertesi gnn tarihi ve o esrarl s.j.v. harfleri. Artk ileri bitmi, gn sona ermitir. Yal adam, omuzlar km bir halde bitiik odaya geiyor; gmleini ve ar izmelerini karyor ve arlam bedenini yataa atyor; her zamanki gibi nce lm dnyor. eit eit renkli kelebekler gibi yeni yeni dnceler kpr kpr dnp duruyor bann zerinde, ama yava yava, gittike daha derin karanlklara gmlen bir ormann iinde kaybolup gidiyor hepsi. Uyku, yaklaan glgesiyle onu sarmak zere.

Ama ite, birdenbire korkuyla rperiyor: Bir ayak sesi duymad m? Evet, birisi yandaki odada, alma odasnda, yavaa ve gizlice yryor; grlt yapmamaya dikkat ederek, yar plak bir halde hemen frlyor yataktan ve alev alev yanan gzlerini anahtar deliine yaptryor. Bitiik odada k var. Birisi elinde bir lambayla girmi ieri ve yaz masasn kartryor, vicdanyla yapt konumalar, vicdannn szlerini okumak iin Gnl'nn sayfalarn eviriyor: Kars, Sofya Andreyevna. En mahrem srlarna varncaya kadar gzetliyor onu bir casus gibi; Tanryla bile yalnz brakmyorlar onu; her yerde, evinde, hayatnda, ruhunda hep insanlarn merakl ve agzl baklaryla evrili. Elleri fkeden titriyor; nerdeyse kapy ap ona ihanet eden karsnn stne atlamak iin eli kapnn tokmana gidecekken, son anda duruyor ve fkesini yeniyor: -Belki bu da beni snamak iin gnderilen ac bir denemedirdiye dnyor. Tekrar yatana doru srklyor kendini, sessizce ve yklm bir halde; kendi iini kurumu bir kaynak gibi gryor. Ve bylece daha uzun bir sre uyank kalyor: O, Leon Nikolayevi Tolstoy, ann en byk ve en gl adam, kendi evinde ihanete uram, pheler ierisinde kvranarak ve yalnzlndan rpererek... ::::::::::::::::: KARAR VE DEME -lmszle inanmak iin insann burada, bu dnyada lmsz bir hayat yaam olmas gerekir.- (Tolstoy, Gnlk, 6 Mart 1896) 1900. Leon Tolstoy, yetmi iki yanda, XX'inci yzyln eiinden admn atmtr. Dncesi her zaman uyank olan, ama daha imdiden bir efsane kahraman haline gelen yiit yal adam, kusursuzlua doru giden yolunda ilerliyor. Dnyann bu yal gezgininin yz, bembeyaz sakalyla, eskisinden daha yumuak bir ekilde parlyor; yava yava sarmtrak bir renk alm ve bir parmen gibi saydamlam derisi, saysz krklklar ve eski Germen harflerine benzeyen izgilerle kaplanm. Eski gerginliini kaybetmi dudaklarnn kenarnda, imdi sk sk, sabrl ve kaderine raz olmu bir glmseme beliriyor; al gibi kalarnn fkeyle atld da seyrek olarak grlyor; yal ve fkeli Ademolunun yznde artk daha hogrl ve sanki deimi gibi bir ifade var. Hayat boyunca onu fkeli ve ele avuca smaz biri olarak gren erkek kardei, -Ne kadar da iyileti!- diye ayor; gerekten de, gl tutkusu snmeye balam; savamaktan ve kendine ikence etmekten yorulmu; ruhu artk skuna kavumu, rahat bir nefes alm sanki ve kendine sk sk dinlenme imkan tanyor; akamn son ierisinde, yz bir iyilik parltsyla aydnlanyor; bir zamanlar, seyrederken insann iine sknt veren bu yzde imdi dokunakl bir ifade var: Bu adamn grlmemi derecede kendine zg gzellii, bu ihtiyarn byklkten, bilgiden ve balama'dan kaynaklanan ycelii en belirgin ve en stn ekliyle ortaya kabilsin diye, tabiat eyrek yzyl boyunca hi durmadan almak zorunda kalm sanki. Tolstoy'un

gerek portresi olarak insanla kalan miras da, ite bu eklini deitirmi yz ifadesidir. Bylece, gelecek nesiller onun ciddi ve sakin yznn imajn sayg ile saklamaya devam edeceklerdir. Yiit insanlarn yzn ou zaman bozan ve bir eyler alp gtren yallk, onun karanlk, kasvetli yzne kusursuz bir ycelik, bir heybet veriyor. Sertlik, byklk haline gelmi; tutku, yumuakla dnm, iddet ve katlk, sakin bir iyilik ve her eye kar gsterilen kardee bir anlay halini alm. Gerekten de, yal sava artk bartan baka bir ey istemiyor: -Tanryla ve insanlarla barmak-; en acmasz dman olan lmle barmak istiyor. ok kr ki, o korkun hayvanca korku, lm karsnda duyduu o iddetli korku geti artk; yal adam, sakin bir bakla, karlamaya ve kabul etmeye hazr olarak bakabiliyor artk yaklaan sona. -Yarn artk hayatta olmayabileceimi dnyorum; her gn bu dnceye kendimi daha fazla altrmaya alyorum ve gittike de alyorum.- Uzun zaman onu tedirgin eden ve kvrandran bu iddetli korkudan yakasn kurtarr kurtarmaz yaratc gcne tekrar kavumas olaanst bir ey! Goethe nasl akamn son nda bilimsel uralarndan yz evirerek -esas iine- dndyse, t ve ahlak Tolstoy da ayn ekilde, inanlmaz bir yata, yetmile seksen yalar arasnda, uzun zamandan beri inkar ettii sanata dnmtr; geen yzyln en gl yazar --ve eskisi kadar parlak bir ekilde-- yeniden domutur. Hayatnn izledii korkun erinin stne pervaszca bir izgi eken yal adam, Kazaklk yllarnda geen bir olay zerinde dnyor ve Hac Murat', silahlar ve savalarla nlayan bu destan, bu lyada'y, en kusursuz gnlerinde olduu gibi sade ve yce bir ekilde anlatt bu kahramanlk efsanesini yaratyor. Canl Cenaze'nin ackl hikayesi, ustaca yazlm Balodan Sonra ve Korney Vasiliyev adl hikayeleri ve daha birok kk efsane, ask yzl ahlaknn ortadan kayboluunu ve sanatnn dnn tantanal bir ekilde doruluyor; ge bir dnemde yazlm bu eserlerin hibir yerinde, ihtiyar bir adamn gcn yitirmi ve yazmaktan yorulmu elini hissetmeyiz, nk bu hikayelerin nesri, her zaman berrak bir ekilde ruhun yce derinliklerine varncaya kadar akar durur, tpk zamann ar ve tannan dalgas sonsuzluun uurumuna dermi gibi. Byk ihtiyarn, armak ve yanlmak nedir bilmeyen gri bak, insanlarn hi durmadan deien kaderini inceler. Hayat yarglayan adam tekrar air olmutur ve bir zamanlar iddial bir doktrinci olan kii, yalln o hayran olunacak itiraflarnda, tanrsalln kavranlmazl nnde saygyla eilmektedir: Hayatn yce sorunlarn zmek iin gstermi olduu gururlu ve sabrsz merak duygusunun yerini, sonsuzluun bize her zaman daha yakn olan dalgasnn altsna alakgnll bir ekilde kulak verme istei almtr. Gerekten daha bilge, daha iyi bir insan olmutur Leon Tolstoy, ama hala yorulmamtr; ilkel bir dnyada yaayan bir kyl gibi yorulmak nedir bilmeden --yen ellerinden kalemi dnceye kadar-- Gnlnde, dncelerinin tarlasn eeleyip durmaktadr. nk kaderin, son anna kadar gerek uruna savama grevini ykledii bu adamn henz huzura kavumamas gerekiyor. Son bir alma, en kutsal alma tamamlanm olmaldr ve bu artk hayatla deil, Tolstoy'un yaklaan lmyle ilgilidir; bu dev gibi yaratcnn son ii, onun gibi bir adama yaraacak ve bakalarna rnek olacak bir lm hazrlamaktr; ve ite geriye

kalan olanca gcn, yce bir ekilde bu i iin harcyor. Tolstoy, eserlerinin hibirisi zerinde bu kadar uzun zaman, bylesine bir tutkuyla almamtr; hibir problemi kendi lm kadar derin bir ekilde ve bylesine dnerek incelememitir: Kendi kendisini kolay kolay tatmin edemeyen bir sanat olan Tolstoy, bu eseri temiz ve lekesiz bir ekilde, en son ve en insanca eseri olarak insanla iletmek istemektedir. Temiz, yalansz ve kusursuz bir ekilde lebilmek iin yaplan bu mcadele, bara ulaamayan bu yetmilik adamn geree ulamak iin srdrd savata son ve kesin, ayn zamanda en ac meydan sava halini almtr, nk kendi kanna, kendi kanndan olanlara kar savamas sz konusudur burada. imdi bize aklanmas zor gelen bir ekingenlikle hayat boyunca hi durmadan erteledii son bir hareketi gerekletirmesi gerekiyor: Malndan-mlknden kesinlikle ve geri dnlmesi mmkn olmayacak ekilde vazgemesi. Tpk son ve kesin bir meydan savandan kanmak isteyen ve korkun dmann srekli bir geri ekilme stratejisi ile yeneceini uman Kutuzov gibi, Tolstoy da, servetinden kesinlikle vazgemeyi hep korkuyla ertelemi ve vicdannn elinden kurtulabilmek iin de -hareketsiz kalmann bilgeliine- snmtr. Eserlerinin haklarndan vazgemek iin yapt her giriim, hatta lmnden sonras iin bile olsa, ailesinin en iddetli itirazlaryla karlamtr; o ise bu kar koymay yenemeyecek kadar zayf ve aslnda ok insanca davranmtr; bylece yllar boyu, kendisi en ufak bir paraya bile dokunmamak ve gelirlerini kullanmamakla yetinmitir; ama (kendini bu ekilde sulayan odur) -bu ekingenliin temelinde, benim prensip olarak her trl mlkiyeti inkar etmi olmam ve insanlarn nnde duyduum sahte utantan tr, yani beni tutarszlkla sulamasnlar diye mal varlma kaytsz kalmam gibi bir durum vard-. Her biri baarszlkla sonulanan ve ailenin yakn evresi ierisinde bir trajediye dnen her trl giriimden sonra, her seferinde, vasiyetiyle ilgili kesin ve dnlmez karar kendinden uzaklatryordu ve onu belirsiz bir tarihe erteliyordu. Ama 1908'de seksen yanda iken ve ailesi, O'nun jbilesinden yararlanarak eserlerinin tam olarak yeniden yaymlanmasn tasarlarken, her trl mlkiyete aka dman olan Tolstoy'un artk hareketsiz kalmas mmkn deildi; Leon Tolstoy, seksen yanda, aka ortaya karak, kesin bir sava amak zorundayd. Bylece, Yasnaya Polyana, iki dnyaya yaylan bir an ve nn batmakta olan gneinin parlad ve Ruslarn hacca gidercesine ziyaret ettikleri bu yer, kapal kaplarn arkasnda, Tolstoy'la ailesi arasndaki bir savaa sahne oluyor; para gibi adi, baya bir ey sz konusu olduu iin bu sava daha da acmasz ve korkun bir hal alyor; Gnlndeki ac lklar bu savan deheti hakknda ancak pek zayf bir fikir verebilir: -Ah! u pis ve sulu mlkiyetten kurtulmak ne kadar da g!- diye iini ekiyor o gnlerde (25 Temmuz 1908), nk ailenin yars, trnaklarn geirerek yakalam olduu bu mal-mlk iin ekiip duruyorlar. En kt trden romanlarda rastlanan sahneler oluyor. Zorlanan ekmeceler, kartrlan dolaplar, gizlice dinlenen konumalar, vesayet altna alma denemeleri, en ac sahnelerle yer deitiriyor: Karsnn intihar giriimleri ve Tolstoy'un evden kama tehditleri gibi... Tolstoy'un deyimiyle -Yasnaya Polyana cehennemi-nin kaplar alyor. Ama, bu ar azaplar ierisinde Tolstoy sonunda kesin bir karara varabiliyor

ve lmezden birka ay nce, lmnn temizliini ve drstln salayabilmek iin, artk belirsizliklere ve pheye yer vermemeye; ocuklarna, manevi servetini (yani kitaplarndan elde ettii serveti) reddedilmesi mmkn olmayacak ekilde btn insanla devrettiini bildiren bir vasiyetname brakmaya karar veriyor. Bu son drst hareketini yerine getirebilmek iin de son bir yalan daha gerekiyor. Kendi evinde onu gzetlediklerini ve dikkatle izlediklerini hissettii iin, seksen iki yandaki bu ihtiyar, atna biniyor, sanki komu ormanda, Grumont'un ormannda, yle bir gezinti yapacakm gibi evden kyor ve orada, ormanda, bir aa ktnn zerinde --amzn en dramatik an-Tolstoy, tann ve sabrszlkla burunlarndan soluyan atlarn nnde, kendisi ldkten sonra da isteine ve iradesine geerlik ve otorite kazandracak kad sonunda imzalyor. Ksteklerini karp atmtr; son ve kesin adm attn dnmektedir. Oysa daha g, daha nemli ve daha zorunlu bir hareket daha yapmas gerekmektedir. nk bu drst vicdann insanlk iin yanp tutuan barnanda hibir sr gizli kalamazd. pheler ve fsltlar darya szyor ve her keye sokuluyor, damla damla birikip delikler ayor, oradan oraya akp gidiyor ve ok gemeden ailesi Tolstoy'un birtakm gizli nlemler aldn reniyor. Anahtarlar uydurarak ekmecelerdeki ve dolaplardaki srlar zmeye alyorlar, bir iz bulabilmek umuduyla Gnlnn sayfalarn kartryorlar; Kontes, eer kocasna gizlice yardm eden o nefret ettii erkov ziyaretlerini kesmezse kendini ldrecei tehdidinde bulunuyor. Tolstoy, tutku, hrs, kin ve heyecanla dolu bu ortamda son sanat eserini gerekletiremeyeceini anlyor ve -manevi ynden, belki de en parlak, esiz denecek kadar gzel bu deerli dakikalarn elinden alacaklar- diye korkuyor. O zaman, duygusal varlnn derinliklerinden bir kere daha u dnce ortaya kyor: Kusursuzlua ulaabilmek iin, ncil'in istedii gibi, karsn ve ocuklarn terk etmesi, kutsalla ulaabilmek iin de mlkiyet ve kazantan vazgemesi gerekiyor. Daha nce iki kere evden kamt. Birincisi 1884'teydi, ama yolun yarsnda gcn yitirmi ve doum sanclar eken karsnn yanna dnmek zorunda kalmt ve ayn gece kars ona bir kz dourmutu. imdi onun yannda olan, vasiyetnamesini koruyan ve son yolculuunda ona yardm etmeye hazr olan kz Aleksandra'y. Daha sonra 1897'de bir kere daha evden kam ve vicdannn ona verdii emri bildiren u lmsz mektubu brakmt karsna: -Kamaya karar verdim, nk, ilk olarak, yam ilerledike bu hayat bana daha ar geliyor ve yalnzl gittike artan bir kuvvetle zlyorum. kincisi, ocuklar bydler ve evde benim varlma artk gerek kalmad... nemli olan ey, altm yana gelince ormanlara kaan yerlileri taklit etmek; yalla ulaan her dindar insan son yllarn, akalara ve oyuna, dedikodulara ve tenise deil, Tanrya ayrmak ister. Ayn ekilde, imdi ben de yetmi yana girdiime gre, vicdanmla uyum halinde yaamak iin, ya da --bu kesinlikle mmkn deilse eer-hi deilse hayatmla inancm arasndaki ac ve keskin uyumsuzluktan kurtulabilmek iin, ruhumun olanca gcyle, huzurun ve yalnzln zlemini ekiyorum.Ama insanlk taraf ar basarak, bu sefer de geri gelmitir. nk kendi isteklerini gerekletirecek kadar kuvvetli deildi, istedii hayat yaamak iin duyduu eilimin ars yeterince gl deildi. imdi, bu ikinci katan on yl sonra ve ilk katan iki kere on yl sonra, uzaklarn korkun ekicilii, her

zamankinden daha ok ac veren bir hal alyor; demir gibi salam bu vicdan, esrarl bir gcn itici kuvvetini hissediyor. 1910 ylnn Temmuz aynda Tolstoy, Gnlne yle yazyor: -Kamaktan baka yapacak bir ey yok benim iin ve imdi bunu ciddi ekilde dnyorum: Hristiyanlm imdi gstermem gerekiyor! C'est le moment ou jamais (Tolstoy'un metninde bu kelimeler Franszca yazlm: imdi ya da hibir zaman). Burada kimsenin bana ihtiyac yok. Yardm et bana, Tanrm; aydnlat beni; tek bir ey yapmak istiyorum, senin iradeni yerine getirmek, benimkini deil. Bunu yazyorum ve kendime soruyorum: Gerekten doru mu bu? Senin nnde, bu ekilde yapmack yapmyor muyum acaba? Bana yardm et, sana yalvaryorum, ltfen yardm et!- Ama yine karar veremiyor; bakalarnn kaderiyle ilgili olarak duyduu korku, onu hep istediini yapmaktan alkoyuyor; istedii ey aslnda bir su mu diye korkuyor hep ve rpererek kendi ruhunun stne eiliyor, kendi iinden gelen bir ar duyacak m ya da yukardan gelen bir haber var m, kendi iradesinin bir trl karar veremedii ve dolambal yollara sapt byle bir durumda kendisine -emir verecek- bir mesaj var m acaba diye kulak kesiliyor. Kendini verdii ve bilgeliine gvendii anlalmaz iradenin nnde, diz kerek dua eder gibi, Gnlnde, endiesini ve tedirginliini itiraf ediyor. Bu bekleyi, alev alev yanan vicdannda tpk bir humma nbeti gibi; arpan kalbinin sesine bu ekilde kulak vermesi btn varlnn sarslmas gibi bir ey ve daha imdiden, kaderin onu iitmediini ve iinin tesadfe kaldn dnyor. O zaman, tam ve uygun bir saatte, kendi iinde parlak bir ses, efsanenin o eski sesi nlyor: -Kalk ve dorul, paltonu ve asan al!- Ve Tolstoy tekrar kendini toparlyor ve mkemmellie ulamak zere yola koyuluyor. ::::::::::::::::: TANRIYA DORU KAI -nsan, Tanrya ancak yapayalnzken yaklaabilir.- (Tolstoy, Gnlk) 28 Ekim 1910, sabahn saat alts olabilir; gecenin karanl hala aalarn arasndan kamam; Yasnaya Polyana'daki atonun etrafnda birtakm glgeler acayip bir ekilde dolanp duruyorlar. Anahtarlar tkrdyor, kaplar hafife gcrdyor. Ahrda arabac grlt yapmamaya ar bir dikkat gstererek atlara koum vuruyor; iki odada, hayaletlere benzeyen endieli glgeler var; ksk fenerlerin altnda ekmecelerden ve dolaplardan, el yordamyla eit eit paketleri alyorlar, sonra ak kaplardan yavaa dar szlyorlar ve fsldaarak bahedeki aalarn amurlu kklerine taklarak sendeleye sendeleye yryorlar. Evin nnden geen yoldan sapan bir araba sonunda kapya yanayor. Neler oluyor? Hrszlar m girdi atoya? arn polisleri, bir arama yapmak iin bu pheli yazarn evini mi kuatyorlar? Hayr, eve gizlice giren filan yok; yalnzca Leon Nikolayevi Tolstoy, bir hrsz gibi, doktoruyla birlikte, hayatnn hapishanesinden kayor. Bir kere daha, geceleyin, karsn, katlarn kartrrken yakalad ve o zaman birdenbire, elik gibi sert ve sinirli bir ekilde, -ruhunu terk etmi olan- karsn terk etmeye, nereye olursa olsun kamaya, kendine uygun olan, kendisi iin gerekli olan lm arayarak Tanrya doru, kendine doru kamaya karar

verdi. Birdenbire, geceliinin stne paltosunu giyiyor, bana kaba saba bir kasket geiriyor, ayaklarna kauuk ayakkablarn giyiyor, yanna da sahip olduu eyadan yalnzca kendini insanlara anlatabilmesi iin ruhunun ihtiya duyduu eyleri alyor: Gnln, bir kurun kalem ve bir kam kalem. stasyonda karsna yine alelacele bir mektup yazyor ve mektubu ona arabacyla yolluyor: -Genellikle benim yamdaki ihtiyarlarn yapt eyi yaptm ben de; hayatmn son gnlerini yalnzlk ve sessizlik ierisinde geirebilmek iin bu dnyevi hayat terk ediyorum.Sonra trene biniyor ve nc mevki bir kompartmann pis bir srasna oturuyor, mantosuna sarlm bir halde, doktoruyla birlikte, Leon Tolstoy, Tanryla ba baa kalabilmek iin ite byle kayor. Ama artk kendisine Leon Tolstoy demiyor. Daha nce iki dnyann hkmdar olan V.Charles'n, bir manastr hcresine kapanmak iin gcn simgeleyen her eyden kendi isteiyle vazgemesi gibi, Tolstoy da, parasndan, evinden, an ve nnden baka, ismini de terk ediyor; imdi ad T. Nikolayev'dir. Kendine yeni bir hayat sunmak isteyen ve temiz ve drst bir lme ulamaya alan bir insann uydurduu bir isimdir bu. Sonunda, btn balar koparlmtr; imdi bilmedii yollarda dolaan bir gezgin olabilir, kendi doktrinine ve iten bir ekilde verdii sze hizmet edebilir. amardino Manastrnda rahibe olan kz kardeiyle vedalayor: Bu iki zayf yal glge, yalnzln verdii huzur ve ahenk ierisinde bambaka bir kla girmi, yumuak, tatl keilerin arasnda yan yana oturuyorlar; iki gn sonra kz --baarszlkla sonulanan o ilk ka gecesinde dnyaya gelen kz-- geliyor. Ama burada, bu snakta da kendini rahat hissetmiyor; tannacandan, izleneceinden, yakalanacandan ve kat o kark ve sahte hayata tekrar geri gtrleceinden korkuyor. 31 Ekim'de, sabahn saat drdnde birdenbire kzn uyandryor ve daha uzaa, nereye olursa olsun, Bulgaristan'a, Kafkasya'ya, yabanc lkelere, insanlarn ve an ve nn artk kendisine ulaamyaca, sonunda yalnz kalabilecei, kendini ve Tanry bulaca yerlere gitmek iin srar ediyor. Ama hayatnn ve doktrininin korkun dman olan an ve n --ona eziyet etmek ve onu snamak iin yaratlm olan bu ifrit-henz kurbannn peini brakmyor. Dnya sevgili Tolstoy'unun yalnzca Tolstoy'a ait olmasna, iradesinin bilerek ve isteyerek vermi olduu karar gerekletirmesine frsat vermiyor. Daha kaak, kasketini alnna eip, kompartmanna yerlemeden yolculardan biri byk ustay tanyor; ve hemen trendeki herkes bunu reniyor; srr meydana kyor; ok gemeden, darda vagonun kaps nnde, onu grmek iin erkekler ve kadnlar toplanyorlar. nsanlarn yanlarnda tadklar gazetelerde, zindanndan kaan bu deerli vahi yaratk hakknda stun stun yazlar yaymlanyor; artk kim olduu ortaya km ve etraf kuatlmtr; bir kere daha ve son defa olmak zere, an ve n, Tolstoy'un, mkemmellie giden yolunu kesmitir. Homurdanan trenin gittii yollar boyunca uzanp giden telgraf telleri vzr vzr iliyor ve saa sola telgraflar yadryor; polis her istasyona haber veriyor; btn memurlar seferber ediliyor; ailesi, onun iin zel trenler hazrlattryor, Moskova'dan, St. Petersburg'dan, Nijni Novgorod'dan, rzgar glnn drt ynnden gelen gazeteciler onun peine dyor, kaan bir av hayvannn peine der gibi. Saint Synode, tvbekara ulamak iin bir papaz gnderiyor ve birdenbire yabanc bir bey trene biniyor ve hi durmadan, her seferinde baka bir klkla kompartmann nnden geiyor. Bu da bir dedektiftir: Hayr, an ve n, mahpusunun

kap kurtulmasna frsat vermiyor. Leon Tolstoy kendisiyle yalnz kalamaz ve kalmamaldr; insanlar onun kendisine ait olmasna ve kendini kutsallatrmasna katlanamyorlar. Tren snra geldii zaman, bir memur Leon Tolstoy'u nezaketle selamlyor ve gemesine izin vermiyor. Ama birdenbire kz, ihtiyarn vcudunun bir rpermeyle sarsldn fark ediyor. Tkenmi bir halde srtn sert tahta srann arkalna dayyor. Titreyen varlnn her tarafndan ter fkryor ve alnndan da ter boanyor. Kanndan kan bir humma, bir hastalk --onu kurtarmak iin-- zerine kyor. Ve lm, kendisine ikence edenlerin baklarndan onu gizlemek iin daha imdiden karanlk mantosunu geriyor. Kk bir tren istasyonu olan Astapova'da, durmak gerekiyor; hasta daha uzaa gidemeyecek. Onu misafir edebilecek ne bir saray var, ne bir otel, ne de bir han. Ne yapacan aran istasyon efi, istasyona ait tek katl ahap evin ierisindeki alma odasn teklif ediyor (buras o zamandan beri hacca gidercesine ziyaret edilen bir yer olmutur). Souktan titreyen ihtiyar oraya gtryorlar ve birdenbire her ey, tpk hayal ettii gibi gerek oluveriyor: te bask tavanl, ar bir havayla ve kapal yerlere zg bir koku ve yoksullukla dolu kk oda. te demir karyola, gaz lambasnn ksk ; kat lks ve konfor bu sefer ok uzaklarda. Can ekiirken, son anlarnda, her ey tpk o derece iten bir ekilde istemi olduu gibi; temizlenmi, arnm, yce bir sembol sayesinde lm onun sanat eline tam olarak boyun eiyor. Doktrinini muhteem bir ekilde dorulayan, insanlarn haset duygusunun artk sarsamyaca, bozamyaca ve ykamyaca bu lmn yce binas, ilkel alara yaraan sadeliiyle, birka gn ierisinde gklere doru ykseliyor. Darda, kapal kapnn nnde, soluk solua ve byk bir agzllkle an ve n bouna nbet tutuyor, gazeteciler ve merakllar, gzcler, polisler ve jandarmalar, Saint Synode'un gnderdii papaz ve arn gnderdii subaylar bo yere bekliyorlar ve itiip kakyorlar; onlarn utanmadan yarattklar bu grltl kargaa, bu yce ve kesin yalnzla kar bir ey yapamaz artk. Can ekien ihtiyarn yannda yalnzca kz --doktoru ve bir dostu ile birlikte-- nbet tutuyor; alakgnll ve sakin bir sevgi, onu sessizce kuatyor. Ba ucundaki masann stnde gnlk notlarn yazd defteri duruyor --sesini Tanrya duyurabilmek iin kulland bir ara olan defteri-- ama ateli elleri artk kalemi tutamyor. Bunun iin, soluk solua, nerdeyse snmeye yz tutan bir sesle son dncelerini kzna yazdryor; -insann kendini snrl bir paras olarak hissettii bu snrsz btne ve bu btnn zaman, mekan ve madde ierisindeki grnne-Tanr- adn veriyor ve yeryzndeki varlklar arasndaki birliin ancak sevgiyle gerekleebileceini ne sryor. lmnden iki gn nce, en stn gerei, ulalmaz gerei kavrayabilmek iin btn duyularn gergin bir hale getiriyor ve sonra, bu prl prl beynin zerine yava yava karanlk kyor. Darda, insanlar merakl ve saygsz bir ekilde kaynap duruyorlar. O artk onlarn varln fark etmiyor. Pencerenin nnde, gzlerinden sel gibi boanan yalarla, kars Sofya Andreyevna, odann iine bakmaya, krk sekiz yldr birlikte olduu insann yzn, uzaktan da olsa bir kerecik daha grmeye alyor: Ama Tolstoy artk onu fark etmiyor. Hayatla ilgili eyler, onun iin gitgide yabanclayor, kan, atlayan damarlarnda gittike daha ar ve daha koyu bir ekilde dolayor. 4 Kasm

gecesi, son bir kere daha kendine geliyor ve iini ekiyor: -Peki ama, kyller nasl lyorlar?- diye soruyor. Bu lmsz adama lm ancak 7 Kasmda ulayor. Bembeyaz bir haleyle sslenmi ba yastklara gmlyor, gzleri snp gidiyor, o gzler ki, dnyay herkesten daha ak ve seik bir ekilde grebilmilerdi. Ve ite ancak o zaman, sabrsz arayc, en sonunda gerei ve tm hayatn anlamn kavrayabiliyor. ::::::::::::::::: SON SZ -nsan ld, ama dnya karsnda taknm olduu tavr insanlar etkilemeye devam ediyor ve yalnzca hayatta olduu zamanki gibi de deil, daha da byk bir gle; ve salnda ne derece akll ve sevgiyle dolu idiyse, etkisi de o kadar fazla oluyor ve her canl ey gibi durmadan, sonsuza dek geliiyor.- (Tolstoy'un mektubu) Maxim Gorki bir gn Tolstoy iin -bir insanlk rnei- demiti. Esiz bir gerei yanstan bir sz. nk o da, hepimiz gibi, ayn dayanksz amurdan yorulmu, ayn dnyasal kusurlara sahip olan, ama bu kusurlarn ok daha derinden bilen ve bu yzden daha ok ac eken bir insand. Leon Tolstoy, ann teki insanlarndan farkl trden biri deildi; ne de onlardan daha yksekti. Yalnzca biroklarndan daha fazla insand, daha ahlakl, daha canl, daha anlayl, daha uyank ve daha tutkuluydu, evrenin yaratcsnn atlyesinde hazrlanm olan ve gzle grlmeyen o ilkel eklin ok daha ak ve seik bir rneiydi. Hepimizin varlnn temelinde, bu ebedi insan imajnn, ou zaman yle byle fark edilen, ama yine de belirsiz olan bir tasla vardr: Tolstoy'un hayatta yapmak istedii temel i, ortaya koymak istedii temel eser, bu ebedi insan imajn saf, temiz ve kusursuz bir ekilde gerekletirmekti, hibir zaman tam olarak gerekletirilemiyecek ve bitirilemiyecek, bu yzden daha da kahramanca bir nitelik kazanan eser buydu ite! Esiz bir ruh itenlii sayesinde, insann en yce eklini arad ve ona ulamaya alt. Onu, kendi vicdannn derinliklerinde, insann ancak kendini yaralayarak inebilecei derinliklerde arad, sordu, soruturdu. rnek bir ahlaki deha olarak, amansz bir ciddilik, acmasz bir sertlikle, kaytsz artsz bir ekilde eeleyip durdu ruhunu: Bu ilkel imaj dnyasal kabuundan ekip karabilmek ve her birimizin abalarnn yneldii bir gaye olarak insann Tanrya daha ok benzeyen ve daha yce eklini btn insanla gsterebilmek iin yapt bunu. Durup dinlenmeden, hibir zaman tatmin olmadan, sanatna, ekillerin basit oyunundan duyulan katksz sevinci tatma imkann vermeden, hibir eyden korkmayan bu sanat, hayat boyunca, kendi benliini anlayarak, tanyarak, kusursuz bir hale getirmek gibi byk bir ie, byk bu esere verdi kendini. Goethe'den bu yana, hibir air, kendini ve ayn zamanda ebedi insan bize bu ekilde gsterememitir. Ama Leon Tolstoy'un byle bir safla, temizlie ve bilgiye ulama isteinin kendi hayatyla birlikte son bulmas yalnzca grntedir: Geen yzyln bizimkine devrettii sonuncu byk sembol olan kahraman grnts imdi de etkisini srdryor. Onun bu dnyadaki varlnn tanklar olarak, keskin gzlerine

bakm olan, kardee eline dokunmu olan birok insan var hala dnyada; bununla birlikte Leon Tolstoy'un hayat, daha imdiden nesiller ve nesiller boyunca srp gidecek bir efsane olmutur: Alakgnlllkten kaynaklanan bir sevginin gcn ilan eden yeni bir efsane. nk insanlk, uup giden zamann ierisinde, her zaman, ebedilii arayan ahlak duygusunun simgesi haline getirebilecei bir rnek, bir sembol bulmaya alr ve kendi gcn kantlamak iin de kalabaln ierisinden hepsinden daha gl olan birini seer. radesini, ancak aba gsteren ve tutkuyla aratran bir insanla birletirir; bilimi ve gerei; ancak gerei arayan bir insanda bulabilir. :::::::::::::::::

You might also like