You are on page 1of 110

cizgiliforum

Murat Mente _ Dublrn Dilemmas NDEKLER [NUH TUFAN] " Melodiler ve Mermiler 13 Srmeli Albino 15 Hayvanat Bahesi Yangnnda Halanan Suaygrlar Yanl Yerde Hata Yapmak 22 Tiyatrodaki ifritler 25 antaj Katalogu 28 Kaplana Postunu Ters Giydirmek 30 Taze Cenaze, Cezai Taziye 35 imknsz isteyen Yal Mteriler 36 Kahreden Hakaretler Listesi 41 Dello Malul Gelin 42 l Adamn Kya 44 isko Usul Adam Karma -45 Kolombiya Kravat -48 Yaser Arafat'la Ayn Boydayz 51 Dublrn Daniskas 54 Kaytsz artsz Merhamet 57 Charles Bronson'n om Azl Kars 61 Ksa p Tarihi 62 By iin Gereken Enerji 66 'Stten km Ak Kak'la Cinayet 69 Uan Hal Ykama Makinas .71 Kim bu VVhitcomb Judson? 77 Ayakalt Bir Yerde Ayakst Bir Sohbet .81 Alklar Eliinde Bir Buluma .84 Timsahla Baa kmann Yollar 85 Sarayda Alayan ocuk 88 Mobidik Soka'na Giri 90 Hayata Pamuk ipliiyle Bal Bez Bebek 94 Seri Katile ilham Veren Tablolar 97 aycnn Damarlarndaki Tavan Kan 99 "Yoksa Bu Yata lmden mi Korkuyorum?" 103 Elveda Baretta 107 Defolu Glge 110 Kont Dracula'nn imdat ars 112 Nuh'un Ta Gemisi 114 iftira Terapisi 116 [BRAHM KURBAN] 119 eyhle Randevu 121 Afili Filintalar 124 Orangutan Utandran ltimatom 127 Beberuhi Operasyonu 130 Baltazar'n lklar 132 Ltfen, Tehlike Halinde Maskenizi karnz 135 Hi Kimse Kalkta'daki Bir Panayrda

19

cizgiliforum
Baklanmak istemez 138 Allah'n "Teslim Ol!" ars ! 139 Dvmek art Oldu 143 Bolukta Yokluu Hilie Dntrmek 145 27 Bin Yllk Fetret Devri 147 Seccadede Diki Tutturmak 151 Dmanla Aramzda Sr Olarak Kalan Sava 155 Filozofun imza Yetkisini Gaspeden Kz 161 Silah Zoruyla Tanma 164 [HABP HOBO] A7 Yakay Baaryla Ele Vermek 169 Hostesleri Benim Yerime p 169 Kemik Torbasndaki Gizli Kamera 170 Kala Gz Arasnda insanlktan kmak 176 Kahramanlk Madalyas Alan Gvercinler 178 Yrtc, Seni ya Grmezlikten Gelir ya da Paralar 180 Pippo Zaza Ayamza Gelince Ayaklarmz Nasl Yerden Kesildi? 181 "Bu ehri Sitanbul ki bMisi Behdr Bir Sengine Tm Sicilya Mlk Fedadr" 184 Kahve ve Nkleer Bomba Yapabilen Dilber 186 zerinde Kulukaya Yattmz Bombalar 187 Gazetedeki Canl Yayn 188 Hobbit ile Geronimo 192 Yollar Baklanan Bahe 195 Otomatik Silah Kardelii 197 Yumurtadan kan Kpek 198 Baak Tr'n Redtettii Rol 201 Palyatif Palavralar 202 "Tik-Tak" Taktii 204 Samuraylar Kbus Grmez 205 Fareler Yumurtay Nasl alar? 209 patan Kocakar Sayesinde Cadyla Evlenmek. 214 [FERRUH FERMAN] 219 Buz Adam ve Fosil Kadn 221 Civardaki Hovarda 222 Aile ii Kr iddet Sayac 223 Fil Tezeine Hcum! 225 Buruuk Klotlar 227 Srlsklam k iftin l ahitleri 228 Vicdann Ceza Sahas 230 Hamile Kadnlarn Dourduu Tehlike 233 Evlatlk Acs 235 lde ay Kayla Kaz Yapma Cezas 237 Bir Uak Dolusu Bebek 239 Felein emberinden Motosikletle Gemek .241 Krmz Bikini Grm Boa Gibi 243 Mnzeviler Mahzeni'ndeki Mzik 244 Komadaki Komani 246 Vampirler Sigara imez 247

Sivrisinek ve Saz Arkadalar 248 Baklann Dier Yars Kimin Dilinin Altnda? 250 Cinayet Mahalline Koan Maktul Aday 252 [NUH TUFAN] 257 Bir Avu Mermi Daha 259 Parmak Hesab 261 NUH TUFANI Melodiler ve Mermiler Mzik deiince dans da deiir. [Takeshi Kitano] Adamn sol yananda Nike amblemi eklinde bir yara izi vard. Mr. Nike siyah bir takm elbise giymi ve yemin ederim papyon takmt. Krlam salar gayet gr grnyordu. Oturduu koltukta vahice bir kibirle ban geriye atm, duda tiksintiyle bklm, kalar smsk dmlenmiti. Hidiv Kasr'nn bahesinde toplanan jet sosyeteye mensup 150 kii bana glckler gnderirken, bu tanmadm adamn surat neden bir kindarlk abidesi gibiydi? Yoksa... yoksa o muydu?! Buraya leimi uzaya yollamak iin mi gelmiti? Al konumasn yapmak zere krsye davet edildiimde, hain sevgilim yanama bir pck kondurdu. Alklar eliinde, srtarak ktm krsde, cebimdeki konuma metnini bulana kadar vakit kazanmak iin hitap fasln biraz uzattm: "Muhterem misafirler..." Arkamdaki Kasr'n yanndan baheye geen Ferruh Ferman'a gzm takld. "Meziyetli leydiler..." Hayret! Onun bu gece aramza katlamayacan sanyordum. Ben zaten buraya onu temsilen gelmitim. "Hatrinas centilmenler..." O da ne? br taraftan bir Ferruh Ferman daha kageldi! "Civanlar, eski topraklar ve bilhassa sabiler..." Misafirlerin arasna birka saniye iinde en az 20 Ferruh Ferman katlmt! Besbelli yine halsinasyon gryordum. Sevdiim hain kadnla gzgze geldim. Kapal bir elbise giyerek beni artmt. Konuma metnini aramay braktm: "Bu harikulade yaz akamnda, ocuk bezinin mana ve ehemmiyetinden bahsedecek bir adam dinlemeyi tercih ettiiniz iin teekkr ederim." Nike Efendinin evresinde bir grup k fedai dolanyordu. lerinden biri, kulana eilip bireyler syleyince spor suratl ar adam etrafa baknd ve gizli bir komut verdi. "Evvela, itiraf etmeliyim ki, birounuz gibi ben de ocuk beziyle biraz ge tantm..." Szlerime devam edemedim. nk birdenbire Dead Can Dance'in Yulungds almaya balad. Dev hoparlrlerin sesi sonuna kadar almt. Ve Bay Nike'n adamlar ile Ferruh Fermanlar aym anda bellerindeki silahlar ekip birbirlerine kurun yadrmaya koyuldular! Ortalk cehenneme dnd. Jet sosyete, havada arpan jetler gibi darmadan olmutu. Fakat lklar duyulmuyordu, nk mzik silah seslerini bile bastryordu. Camlar tuzla buz oluyor, bahedeki sahipsiz orkestramn enstrmanlar krlp dklyor, masalar devriliyor, her yer kana bulamyordu. Tam bir katliamd bu. Gvdesine isabet eden mermi, iman bir kadm krlent gibi puflatt. Ferruh Fermanlardan biri omzundan vurulunca kendi ekseni etrafnda dnerek yere yld. Nike Bey'in bir adam koarken srtndan zmbalannca frlayp koca bir aaca yapt. Misafirlerden; hzla alkalamp patlayan ampanya ieleri gibi kpkl kan salyordu. Bu mzikal kapmamn tek seyircisi olarak, krsde donup kalmtm. Sevdiim kadm bulmalydm. Geri burada gebersem bile onun umursayaca yok ya, benim haat kalbim korkuyla deil akla arpyordu. Ve bu kurun yamurunun altndaki kan rmamda, kupkuru bir adam, tabancasn alnma dorultmu, cesetlerden oluan bir kprden bana doru kouyordu!.. Srmeli Albino Andolsun, Biz NuH'u kendi kavmine gnderdik ve o dokuzyzelli sene yaad. [Kuran, Ankebut Suresi / 14] Peygamberin otlatt kuzular kadar masumdu.

Ya da bana ilk anda yle gelmiti. Zira 'ilk an' ne kadar kalcysa, masumiyet de o kadar kakdr. zeri portakal, vine ve ilek resimleriyle kapl, yani Meyvendetta reklamyla ambalajlanm otobse yetimeye alyordu. ift katl otobs durdu, st katn penceresinden ona bakarken, kalbimin zemberei boald. Gzlerimi kapadm ve yanmdaki koltua oturmas iin dua ettim: "Allah'm, bunu dilediim iin ayp etmi olur muyum?!" Solumda biri belirdi fakat ilkten cesaret edip gzlerimi aamadm. Yine de o olduundan emindim. Sol gzm azck aralayp yana doru baktm: "Teekkrler Allah'm!" Elindeki kitabn kapanda Azize Katherina 'nn alman Dili yazlyd. Uyuma numaras yaptm, hafife kprdadm, "Ihmmm" gibi kk sesler kardm ve bir arabann aniden fren yaparak durmasyla sona eren bir kbusun n camndan frlarcasma uyandm. rkilerek bana dnd. Birbirimize baktk: mrmn gm ivisinin akld an! Bilincim ve vicdanm, zihnim ve gnlm, aklm ve kal bim, fikrim ve hissim... her bakmdan eitlenmiti. Kiisel ekinoksumu yayordum. Yzn doallkla kitaba gmd. Mahmurca bir ylklkla "Ltfen syler misiniz.." dedim, "horladmm?" Gzleri bir an kravatmdaki Kzlmaske desenine takld, ardmdan, patlam bir greyfurda benzeyen suratma bakt. akn grnyordu. Ani bir kararla "Hayr" dedi. Sudan km bir baln kurumlu azyla "Beni krmamak iin byle sylyorsunuz?" dedim. Cretimden ziyade albinoluuma denk geldiini farket- meme yetecek kadar anlaml bir tereddtten sonra yine "Hayr" dedi. Biri boynuma enjektrle tmarhane svs boaltyormu gibi yavaa kapatp atm gzlerimi. Ve kanla dolu bir siperde vurulmu gibi dmeden nce, acizce fakat kesin konutum: "Horlarsam... horlarsam burnumu tutar msnz? Burnumu... tutar msnz, ltfennn?.. Burnumuuummm. Bam cama eerek, uyuma numarasma tekrar baladm. Ksa bir sre sonra yal bozaylarm k uykularmda horladklar gibi horlamaya koyuldum! Ama ne horlamak. Horlamyor, adeta meydan okuyordum. Otobstekilerden kimileri isyan etti: "Nesi var bunun?!", "Biri uyandrsn u adam, hasta mdr nedir?!", "Hanmefendi, bu bey sizinle mi birlikte?"... Kzn dnyasn karartmtm. Yanmdan kalkp kaarak uzaklamak istiyordu, kesin, ama otobste bo koltuk kalmamt. Omzumu hafife drtt: "Uyann..." , Yal bozay horlayndan frtna bulutlarnn karlkl horlayna getim. O kadar iddial bir biimde horluyor- dum ki, bu dalda verilen dllerin tamamm almaya azmetmitim sanki. Kolumu iki eliyle kavrad ve beni sarsmaya balad: "Uyann, horluyorsunuz!" Cevabm kesindi: "Horrrrr!.." Derken cesaretini toplad ve beyaz sabundan yontulmu elini yavaa pembe burnuma doru uzatt. Ba parma ve iaret parmayla tam burun deliklerimi kapataca srada horlamay kesip gzlerimi sonuna kadar atm ve muzipe glmseyerek "Biliyordum!" dedim. Bana nefretle bakyordu; bir ceylan ne kadar nefret edebilir? Onu hayal krklna uratmtm, aramzdaki her ey bitmiti, artk bana "Hayr" bile demeyecekti besbelli. Yrtclm belgeleyen cmleyi kurdum: "Benim iin kendinizi tehlikeye attnz. Size borluyum. Bir kahveye ne dersiniz?" Nefreti annda irentiye dnt. Bir adatavam ne kadar irenebilir? "Ne..." Sanrm "Ne yapmaya alyorsunuz?" diyecekti.

Cebimden sol elimle beyaz bir kt mendil karp teslim bayra gibi salladm ve teki elimi uzatarak "Nuh" dedim. Donakalmt. "Adm sana sylemektense kulaklarndan kllar fkran bir engizisyon yargcma, satanist bir ebekenin kara liste fihristini tutan etil katibe ya da kuduz bir doberman srsne sylerim daha iyi" der gibi bakt... Malpigi tabakasnda melanin pigmenti sentezlenen herhangi biri olsaydm, gzlerime srme ekmemi ou kimse ho karlayacakt. Vampirler gibi ben de gn na duyarlym fakat gzlerimin yzmde bir ift rmcek gibi yanyana durmas insanlar panie srklyor. Cildim uuk pembe, tylerim bembeyaz; gelgeldim hi ama hi utanga deilim. Kstahlk etmekten bedensel bir kaderle men edilmitim ve buna canla bala direniyordum. Kendi kendime kar isyamm herkeste tiksinti uyandryordu... Bu bedenin iinde mebbet mahkumiyetimi artk ileme koymam gerekiyor... Stl kahve salar, asma dal omuzlarndan usulca akyordu. Gzlerindeki anlam, dnya savalarndan, okyanus hazinelerinden, kum frtnalarndan, meyve ormanlarndan derlenmiti. Dudaklar buzulda yetimi bir elmamn kabuklar kadar parlakt. Kalar kestane ekeriyle izilmiti. Burnu uygarlmz utandracak bir bynn rnyd. Dileri baka bir gezegenin ele gemez cevherleri, mcevherleri... Biim ve ifadenin mucizesiyle yorulmu bu yz karsnda, bir kobay ahr kakn gibi mhlanmtm. iimde ifritler kim bilir ne kazanlar kaynatyordu. imde bir masal ccesi, bir orman iniyle birlikte natrmort modellerini kemiriyordu. imdeki havai korsan silahm kalbime dayamt. Otobs, Kadky'e vard. Sakince toparlanp kalkarken onu seyrettim. Ardndan gitmem, ona "Hayatm boyunca bu am bekledim" filan demem gerekirdi. Samalamak daima belli bir esneklik dourur. Bu da tahmin edilemeyecek kadar ok kiinin iine gelir. Savalar da, evlilikler de, politik mitingler de bu esneklikten istifade eder. Yapamadm. Onu takip edemedim. Doar domaz reddedilmitim, hayatm boyunca yle ok kovulmutum ki, buna alk olduumdan emindim, fakat bu defa felein emberinden kamadm. Pembe burnumu kravatmla sildim. Bu barbarlm ro- bots bir centilmenlikle kaytl bir soukkanllkla karlayan Kzlmaske bana: "Felaketin her an ve her ynden gelebileceini anlarsan, kendini beenmiliinden kaynaklanan imdi ve buraya ilikin teessfnden uzaklaabilecek kadar hzlanrsn" dedi. Hayvanat Bahesi Yangnnda Halanan Suaygriar Austos gnei, patlam bir ddkl tencerenin frlayan kapa gibi stanbul'un tavanna yapmt. ehir, scaktan her ey bir anda kum olup akacakm, puf diye simsiyah bir le dnecekmiesine nlyordu. Yap yap asfalt yollardan, eri br beton binalardan, prizde unutulmu tleri andran arabalardan ykselen buhar perde perde yerle gk arama gerilmiti. Kadky rhtmmdaki bkkn kalabalkta sualt srngenleri gibi szlen tm erkekler Mecnun, tm kadnlar Leyla olup kmt. Kaytszlk dolu bir ba- layclk, mecalsizlikten kaynaklanan bir skunet, aym dertten mustarip olmann getirdii bir yaknlk; insanlara masals bir yumuaklk kazandrmt. Gne enerjisi, tm enerjilerini emmiti besbelli. Meteorolojik bir af ya da cezayla herkes masumlamt; polisler, zabtalar, itfaiyeciler, inzibatlar bile oyuncaklam, helvalam, sabunlamalard. Gemiler, vine reeline dnm denizin zerine kondurulmu kuru ekmek dilimleri. Herkes Cehennem'in eiine varmann umutsuzluundan doan bir tevekklle; anlam ve nemini yitirmi hareketlilie kendini brakm grnyordu. Subcomandante Marcos'un da dedii gibi, "Grne aldanmamak gerek." Mevsimin yanda kavrulan kitlenin hibir yesi hal-i hazrdaki ateli geveyie katlarak onu onaylamaktan geri durmuyordu, fakat kimsenin kaynar bir arnmaya kendini brakt yoktu. Hayvanat bahesi yangnnda halanan suaygriar!

Yanmdan geen bir sarnn effaf plastik bir borucuk- tan yaplm bileziinin iinde canl karmcalar vard. Mavi peruktu kambur bir kadnn gezdirdii mavi peruklu buldoun tasmasnda "Bu kadn beni byyle bu bale soktu, yardm edin!" yazlyd. Cep telefonuyla konuan bir adam, "Arnavutky'deyim" diyordu. Yaklap ate istedim, sigaram belinden kard bir 14'lyle yakt. Herkes, madrabazlara zg yntemlerle kamufle edilmi bir crm ittifak arm anonsluyordu. Ben onlara 'drst yalanc ahitler' bulan sadk su ortaklar olacaktm. Onlarn masumiyetlerinin en kesin kantna dnecektim. Mahhas bir yalan klnda hizmetlerine girecektim. Bktklar hayatlarm bana emanet edeceklerdi. aldklarndan kurtulmak iin hrsz yolu gzleyen hrszlarn imdadna koacaktm. Kendilerinden uzaklaarak kendilerine gelmelerini temin edecektim. Legal ve illegal olann aym oranda skc olduu bu ada, onlara ilenmemi bir su tr sunacaktm. Benim sayemde, su ilerken masumiyetlerini koruyacaklar, masumiyetlerini korurken su ileyeceklerdi. Hapishaneden kamalar iin dar kmalar gerekmeyecekti ve dar ktklarnda hapisten katklar asla anlalmayacakt. ntihar bile etseler, onlara canl ss verebilecek forml ele geirecektim... Benim adm, Nuh Tufan. nmzdeki perembe bir buldozerin zerine braklm bir demet papatya grrseniz, biliniz ki onu sizin iin oraya ben braktm, ekinmeden alnz. [Tamam, akayd.] nsanlarm ou, itirafn yerine iddiay, acziyetin yerine fkeyi, .aresizliin yerine avuntuyu koyarak ldryorlar vakitlerini. Bense ii akaya vurmadan edemiyorum. Sanrm bu genlerimde yok. nk, efsaneye gre, dedelerim hi de akac kiiler deilmi; babam hari btn atalarm elini kana bulam. Babam dahil hibiriyle tamma imkn bulamadm. Acaba babam da birilerini mhlam mdr? Genetik olarak ben de cinayet ileme eilimi tayor muyum? 2D mrm boyunca DNA'lanmdan kaacaksam, bunun matrak bir yolunu bulmam gerekir herhalde. yle de yaptm. Kimseyi ldrmemek iin herkesin katil ve/ya da maktul gibi yaad bir dnyada bulunmann tadn karmay denedim. Buraya kadar her ey yolunda. Saylr. Liseden snf arkadam olan, Allah'n sevgili kulu brahim Kurban, konservatuar binasnn nnde beni bekliyordu. Kumral, uzun boylu, zayf yapl, bebek yzl ve kaim sesli kardeim. " Selamnaleykm." Bu scakta kucaklatk. Biz hakikaten sk arkadaz. "Aleykmselam." brahim Kurban'm kalar her zamanki gibi atk. "ok beklettim mi?" Asla dakik olamadm ve srf bu yzden uzadka uzayan dostluklarm var. "Evet, ama bu bir rekor deil." brahim kadar az konuan ve hazrcevap biri zor bulunur. Lonca Caddesindeki Kumpas'a [Kum Pastanesi'nin, aramzdaki ksa ad] kadar yrrken tek kelime etmedik. Yalpalayarak yol alan felli garson, nmzden geerken tep- sisindeki bardaklar angrdatyordu. Arkasndan baknca, limonata dolu bardaklarn birinden dierine atlayp duran Japon balklarn grdm! Dndnde, tepsi gibi dz suratna buzlu bir tebessm yayp bo gzleriyle bize bakt. Bir sade, bir stl kahve istedik. Bu arada, pastanenin duvar ktlarnda mor kertenkeleler geziniyordu... Pekala... Bende atipik izofreni var ve srekli halsinasyonlar gryorum. Fakat hepsi bu. Yani garson felli olmayabilir, duvarlarda kertenkeleler cirit atmyor olsa gerek ve limonata bardaklarnda yzen Japon balklar da muhtemelen var deiller. Yine de bunlarn bir nemi yok. Halsinasyonlarla gerekleri [sanrm ounlukla] ayrdedebiliyorum ve ortal velveleye vermiyorum.

Ah benim anonim okurlarm; bazen yolda ya da herhangi bir yerde bir tandnza rastladnz fakat o esnada kendinizi hazr hissetmediiniz iin ya da baka bir nedenle o kimseyi grmezlikten geldiiniz vaki deil mi? Peki, daha soma, o kiiyi sahiden grdnz teyit edecek bir aratrma yapyor musunuz? Hayr, buna gerek duymuyorsunuz. nk daima gzlerinize inanyor ve nedense kendinize fazlasyla gveniyorsunuz. Grmeyi reddettiiniz o kimse ya bir hayalden ibaretse? Ya olmayan birine kar bilinli ve geici bir krlk iindeyseniz? mknsz m? Ne derseniz deyiniz, ok zayf ve kk de olsa byle bir ihtimal var. Kaytszlk, bir yoketme abasdr. Fakat bu, yoket- meye yeltendiimiz eyin varln kesin bir biimde kantlamaya yetmez, ite, ben de gerekliinden emin olmadm olaylar ve durumlardan dikkatimi esirgemeye zen gsteriyorum. Bylece insan iine kmam engelleyecek bir meguliyetten geri duruyorum. Bu kadar basit ve net. Ayrca, isa'mn mezarm Mslmanlardan kurtarmak zere yola kan Hal ordular da halsinasyonlar gryordu. Belki de hibiri Anadolu'yu grmedi! Hayr, Hallardan nefret ederim. Siz de zorbalarla intikamclar arasnda, her iki tarafn grd sanrlar arasndaki farka tekabl eden bir ayrm olduunu teslim edersiniz umarm. Yanl Yerde Hata Yapmak brahim Kurbann bana mhim bir ey aklayacam, fakat kahvesinden bir yudum almadan tek kelime etmeyeceini biliyordum. Acaba yine ne icat etmj.su? ibrahim Kurban bir yl kimya, bir yl tp blmlerinde okudu. Halen, gzel sanatlar fakltesinin heykel blmnde renci. Okulu hibir zaman ciddiye almad. Ye samrm onun da benim de asla diplomamz olmayacak. Ailesinin, Etiler'deki villasnn at katndaki dev bir sigara duman bulutunun iinde sabahtan akama kadar tasavvuf kitaplar ve izgi roman okuyor, bir yandan da acayip deneyler yapyor. Kitaplarn zerine spreyle uygulandnda tozlanmalarm engelleyen ve slatmayan bir sv hazrlamay; yapay zekl bir bilgisayar robotu yapmay; san rengini gnden gne deitiren bir sa boyas imal etmeyi baard. Beni arayp bulumak istediine gre, imdi de yeni icadndan sz edecek. Hah, kahveler de geldi. "Kurban'm anlat haydi, neler yaptn?" "Beni bover, sen anlat. plku amyor musun?" plk benim dkknm. zerinize afiyet, pten kan malzemeler satyorum. "Dkknda bunalyorum. Sras m imdi? Telefon edip 'bulumamz gerek' diyen sen deil miydin?" "Haklsn, fakat yarm saattir tek kelime etmedin. Bu normal deil." "Otobste bir kza rastladm," "Bu rastladn kanc 'hayatnn kadm' dersin? adan olan btn kadnlar idare edebileceini mi sanyorsun?" "Dalga geme. Bu kzn gerek olduundan bile emin deilim. Dnyaya onu grmeye gelmiim gibi hissediyorum. lk bakta nakavt etti beni. Ulalmaz bir gzellii var. Bu defa yanl yerde hata yaptm galiba..." brahim Kurban, szlerimi ll bir merhamet ifadesiyle dinliyordu. Sanki otobsteki kz da en az beni tand kadar tamyormu gibi bakyordu: "Ciddi misin sen?" "Ecel kadar." "Kz ne dedi?" "Reddetti." "Neyi?" "Senin en yalan arkadam. Komple reddetti yani." "Bu da geer." brahim Kurban'm teskin etme tarzma baylyorum. "nallah." brahim'in benimle neden bulumak istediini hl merak ediyorum, o halde varm: "Senden ne haber?" "Bir tr canl doku yaptm." "Canl doku mu? Ne canls, ne dokusu?"

"Anlatmas uzun srer, grmen gerek." brahim'in gzlerinde ender rastlanan bir prlt vard. Meraklanmtm: "Olsun, sen yine de dene." "TerminatYde Schwarzenneger makinayd fakat insan grnmndeydi, nk metal iskeletinin zerinde ne vard?" "Canl doku..." dedim ve Kumpas'm bahesinden yenierilerle dolu bir vagon geti. "Beni degmanlamyorsun ya?" brahim Kurban hisleri incitilmi bir mafya babas edasyla "Hayr." dedi. "Anlatsana Kurban, inam yalandnma." "Deri ve kllar yapay olarak retmekten sz ediyorum. Geri kllar iin peruk ve saire kullanlabilir. Deriyi hazrla rken de plastik hamuruna seyreltici kimyasallar kartm- yorum. Dermatolojinin ve estetik cerrahinin laboratuarlarda, muayenehanelerde ve ameliyathanelerde yaptm ben Xanadu'da [brahim Kurban'm at katma takt isim] yapyorum, hepsi bu. Herhangi birinin cepheden ve profilden ekilmi birer fotorafm Shaphantom programna aktardktan sonra, ayrntlar ieren boyutlu bir kalp hazrlama k zor olmuyor." Heyecanlanmtm: "Mesela Elvis Presley'nin maskesini yapabiliriz mi diyorsun?" "H-hm." "Peki Darkman filmindeki gibi ksa mrl m bu kalp?" "Hayr, o kadar dramatik deil... Evladiyelik yani." "Bir dakika. Sen imdi bana dilediimiz kiinin suratm kopyalayabileceimizi mi sylyorsun?" "Aynen yle. Yeter ki iki fotorafi olsun. cabnda el grnmnde, trnakl eldivenler de retebiliriz." "Vay canna!.." Tiyatrodaki ifritler 11 Mays gnyd. Amerikan uyruklu bir firmann alt ay evvel piyasaya srd Meyvertigo adl meyve sularyla ilgili haber, btn gazetelerin birinci sayfasndan anonslan- mt: "Meyvertigo'dan kurt kt!", "Genel mdr patlad: ftiraya uradk!", "renci velileri, ilkretim okullarnda cretsiz datlan Meyvertigo'ya dava at!", "Meyvertigo reklamlarnn yldz nl manken Tlin Tulyum 'Olanlara inanamyorum!' dedi", "Polis, Meyvertigo fabrikasna baskn dzenledi", "Meyvertigo dklyor"... Olaylar umduumdan ok daha hzl gelimiti. Sylenti ajansmn bylesine etkili olabileceini dnmemitim. Alt erkek ve drt kzdan oluan kk ekibim, koskoca bir firmay iflasn eiine srklemiti... Her ey birka hafta iinde olup bitmiti... Akas, korkmaya balamtm. ** Konservatuarda geirdiim nc senenin son gnleriydi. Aldm burslarla kt kanaat geiniyordum. evremdeki ocuklarn tamam denyoydu. [Denyo: Ortaoyununda budala tipi. Denilo da denir. Yaygarac, kendisine gsterilen msamahayla marm, kstah, arsz, kfrbaz, yzsz ve srnaktr. | Tiyatro sahnesinde bunalyordum. Fransz ynetmen Andre Antoine'm szn ettii 'drdnc duvar' hissetmiyordum bir trl. Seyirciyi yok sayamyor ve ondan hi hazzetmiyordum. Belki de mezarlklarda, tek bama oynamalydm. Zira iimden seyircileri mhlamak geiyordu her defasnda. Provalarda da kendimi hep aptal gibi hissediyordum. Tiyatro, asla bana gre deildi. Konstantin Stanislavski'nin zrva talimatlar beni cammdan bezdirmiti. Tekstleri okuyarak kiileri ve olaylar zihnimde canlandrmay seviyordum, fakat sahnede iimi byk bir samalk duygusu kaplyordu. Dahas, szmona elit bir sanat olan tiyatroya gnl verenlerin hemen hepsi bir ym batl inanca kendilerini kaptrmlard. Genel provann kusursuz olmamas gerekiyordu mesela. Srf bu salaka saplant yznden, tkrnda giden bir provada oyunun son cmlesi sylenmiyordu! Perdelerin kenarndan gizlice seyircilere bakmak yasakt, nk uursuzluk getirirdi! Hemen hi kimse

oyun balamadan nce birbirine iyi dileklerini sunmuyordu ki 'akac tanrlar' srpriz yapmasn! Kostmlerin cepleri 'uur getirici' zmbrtlarla doluydu: ste baa srlen kahverengi 'kaplan gz' ta [boanmaya yol amak gibi yan etkileri varm!], okanan eski metal paralar, plen minyatr nallar!.. fritler tarafndan kuatlmtk. Sahneye kmadan nce herhangi bir fetiist ilem yapmaym, acemiliime yoruluyordu: Lope De Vega'ya, Shakespeare'e, Marlowe'a, Ibsen'e, Moliere'e saygm sonsuzdu; gelgelelim artk tiyatro a kapanmt. Hayatm kendisi ylesine hileli hale gelmiti ki, tiyatroda ancak can ekime sahnelenebi- lirdi. 1907'de len ve son nefesinde "Benim yzmden tiyatrolar kapatmasnlar" diyen sve Kral Oscar'm can ekimesi mesela. Seyirci de sersemliinden geliyordu tiyatroya; bireylerin eksikliini duyuyordu; en ok da uzaktan kumanda aletinin. Bense makinal tfeksizlikten mustariptim; vahi biri saylmam, yine de seyircilere kurun dkmek iin can atyordum!.. Acbadem'de, katl bir evin giri katnda, Baretta ile birlikte kalyordum. Baretta'nm gerek adn hatrlamyorum imdi. Ksa boylu fakat kaslar gelimi bir ocuktu; ona Baretta lakabn ben takmtm. Robert Blake'nin can landrd Tony Baretta, 1970'li yllarm nl tv. dizisi kahramannn adyd. Klktan kla giren ve nne gelene "Gl olmaksn" diyen bir dedektifti. Sammy Davis Jr.'m seslendirdii Keep Your Eyes on the Sparrow arks ekinde balard film. Baretta, Fred adk papaamyla birkkte, New York City'deki King Edward Otek'nde kalrd. Bir sabah, srtmda mavi bornozumla banyodan ktm, yatanda oturan ve henz afyonu patlamam Baretta'ya dedim ki: "Para kazanmak iin ne yapmamz gerektiini buldum!" Baretta baygn gzlerle bana bakyordu. Bir ey sylemesini bekledim. "Zaman gelmiti Kaptan" diye mrldand. [Baretta ve konservatuardaki arkadalar bana hep 'Kaptan' derdi.] imde onu pataklama istei uyand. Bu apalla konutuum iin kabahat bendeydi. Kendimi tuttum ve sabrla fikrimi akladm: "Bana bak Baretta; biz ne i yapyoruz?" 'M ?" 'Yamkyorsun, biz tiyatrocuyuz." "Diyelim yleyiz, n'olacak?" "Fakat insanlar artk tiyatroya gitmiyorlar, tiyatrolar bir bir kapamyor, tiyatrocular sefalet iinde..." "Eeee?" Baretta salama, akkmdan geenleri aklamaya koyuldum: "Bir ajans kuracaz: Dedikodu ajans!" Baretta toparland. Battaniyeyi zerinden atp ayaklarm yataktan aaya sarktt. Canlanm, meraklanm, neelen - miti: "Dedikodu ajans m?" "Kesinlikle! Ayn ii yapan iki firma dn. Biz, bu firmalardan biriyle anlaacaz ve rakip firma aleyhine dedikodular, sylentiler reteceiz! "Tam olarak ne yapacaz yani?" "En kalabalk yerlerde, kendi yazdmz oyunlar sahneleyeceiz." antaj Katalogu ant-Ajans adl gayri resm bir ajans kurdum. Byk bir gazetenin i dnyas ilavesine "Sayn yetkili; rakibinizin canndan bezmesini istiyor musunuz? O halde bize adn syleyin!" eklinde bir ilan verdim. Birka firma ant-Ajans' arad. Yerli mal meyve suyu reticisi Meyvendetta'yla anlatk. Meyvertigo aleyhine sylentiler yayabilirsek, tam 10 bin dolar deyeceklerdi. Balang iin 2 bin dolar almtm. Baretta, okuldan 4 kz, 4 erkek renci buldu. ki.gecede metinleri yazdm. Provalar bizim evin salonunda yapld. Ve hafta sonu, vapurlarda, metrolarda, otobs duraklarnda, sinema kuyruklarnda, alveri merkezlerinde... piyeslerimizi sahnelemeye koyulduk. Ana tema, Meyvertigo'nun kurtlanm meyvelerden retildiiydi.

Konservatuardan yrttmz kostmler ve makyaj malzemeleri sayesinde, dilediimiz kla girebiliyorduk. Dokuz gn sren teatral operasyonlarmzdan bazlar unlard: 1] Yal bir kadm, alveri merkezinde torunu [Baret- ta'nm 8 yandaki yeeni] ile gezmektedir. ocuk, elindeki Meyvertigo kutusundan vine suyu imektedir. Aceleyle yryen alml bir gen kz yanllkla ocua arpar ve Meyvertigo kutusu yere derek patlar. Kz zr dileyerek yerdeki kutuya eilir ve l basar. Dklm meyve suyunun iinde [elbette bizim koyduumuz] kurtuklar vardr!.. Yal kadm da yaygarann iddetine gc yettiince katkda bulunur. ocuk alamaktadr. Bilinli tketiciler gruhu, Meyvertigo kutusuna dehet iinde bakakalrlar; hatt bazlar satnaldklar Meyvertigolar iade etmek iin marketin yolunu tutar... 2] ki akrak gen kz, sk tk bir tramvay vagonunda yksek sesle konumaktadr. Kzlarn kahkahalarla kesilen sohbetleri, evredeki kalabalk tarafndan giderek younlaan bir dikkatle dinlenmektedir. Derken, kzlardan biri antasndan bir Meyvertigo kutusu karr ve tam iecekken arkada heyecanla uyarr: "Dur! Sakn ime! Mey- vertigo'da alan bir arkadam anlatt: Bunlar maliyeti drmek iin kurtlu ve hibir ie yaramayan meyveleri ok ucuza alyorlarm! Naslsa karton kutuda ne olduunu kimse grmyor! Suyu karlan meyvedeki kurdu da far- ketmek mmkn deil!.." 3] gen adam otobs duranda laflyorlar. Biri, belediyedeki i arkadalarnn birka gece nce Meyvertigo fabrikasna baskn dzenlediklerinden sz ediyor. Merakl dinleyicilerin akllarnda kalacak bir anlatmla, fabrikadaki meyve kasalarnda kaynaan kurtuklardan, bceklerden dem vuruyor!.. 4] Taksiye binilir ve 'Yahu, u Meyvertigo'nun kays sularndan aldm geen gn, bardaa bir boalttm, aklm bamdan gitti: Kays suyunda kurtuk paralar yzyordu! Hah, sada ineyim ofr bey..." denilir. 5] Sper marketteki en uzun kuyruun bulunduu kasaya doru elindeki Meyvertigo kutusuyla giden k, ortayal bir adam, kasiyere "Baka bir meyve suyu yok mu, ocuk yanllkla bunu atm sepete. Dn radyoda dinledim bunlarda kurtlu meyveler kullanlyormu?.." Sadece bir hafta sonra, Meyvertigo'nun kurtlar, tm Trkiye'nin, meyve suyunu azna srmeyenlerin bile dilindey- di. Berberlerin, taksi ofrlerinin, otobs yolcularnn, ayakkab boyaclarnn, ev kadnlarnn, rencilerin, banka nlerinde maa kuyruuna giren emeklilerin, devlet dairelerindeki memurlarn... favori konusu Meyvertigo'daki kurtuklard. Meyvertigo yetkilileri gazetelere tam sayfa ilanlar vererek, rnlerinde en kaliteli meyveleri kullandklarm duyurdular. Bu ilanlar, yalnzca Meyvertigo aleyhine sylentilerin artmasna yarad... Bir Meyvertigo yetkilisi, canl yaynda bir kutu Meyvertigo'yu bardaa boaltt ve bir dikite iti. Trk televizyon tarihinin en mide bulandrc sahnesiydi! Bir sr kusan oldu!.. Sonu itibariyle Meyvendetta'dan 10 bin dolan aldk. Parann byk bir ksmn elemanlara dattm. Artanyla da borlarm kapattm. ocuklar heyecanlanmt. ant-Ajans sayesinde keyi dnebileceimizi dnyorlard. Bense 11 Mays gn, leden sonra evime gelen kadroya, bu iin bittiini, abartrsak eer enseleneceimizi syledim. Olup bitenlerden kimseye bahsetmemelerini tembihledim. ant- Ajans yznden kim bilir ka Meyvertigo iisi iinden olacakt. Utan verici zaferimizi, Meyvertigo ierek kutladk. Bizde vicdan da, mide de yoktu. Allah alfetsindi... Kaplana Postunu Ters Giydirmek ki hafta iinde paralar suyunu ekti. Baretta, sokan karsnda, sa aprazdaki villada yaayan ihtiyar adama kafay takmt. Srekli gri takm elbiseyle dolaan ve gittii her yere Collie cinsi kpeini de gtren bu ihtiyarn kim olduu, nedense Baretta'y fazlasyla ilgilendiriyordu. Sanrm, Baretta, ant-Ajans projem sayesinde kazandm staty dengelemek istiyordu. Halbuki ben ant-Ajans vakasndan tr pimanlk duyuyor ve bunu aka sylyordum. Evet, kaplana postunu ters giydirmitim fakat bu nerden baksanz mptezelce bir eydi. Bir akam eve dndmde bamdan aa kaynar sular dkld: Komumuz olan ihtiyarn drt ayakl can yolda salonda kemik eklindeki kpek biskvilerinden yiyor, Baretta ve iki

su orta da bylenmi gibi [sa arka baca sargl] kpei seyrediyordu. Salona girdiimde drd birden suratma baktlar. Drdnn de kuyruu vard ve bir o yana bir bu yana sallanyordu! Suratm ta kesilmiti. Derhal salonu terkettim. Peimden gelen Baretta'yla birlikte yandaki odaya girdik. Ksk sesle sordum: "Ne demek imdi bu?" Baretta tiradn okudu: "Lassie'yi grdne sevinmedin mi?.. Bu kpek o moruun her eyi. Ona karsndan yadigar kalm. Gnlerdir adam takip ediyorum. Kpek seyretsin diye, kpeklerin barolde olduu filmlerin CD'lerini sa-, tmalyor. Tripleks villasnda kpeiyle birlikte yayor bu adam. Tek varisi, her eyi bu kpek. Adam kpee k, anlyor musun?! Bak, bir sorun karsa, 'Baheye girmiti, biz de eve aldk' deriz. Kaptan, eer istemiyorsan hemen gtrebilirim kpei. Fakat dndm ki..." "Ne yaptn, dndn m? Baretta biz sanatyz, kpek hrsz deiliz!" "Sen koskoca bir firmay yerle bir ederken sorun olmuyor fakat bana kk bir kpek karma iini ok gryorsun Kaptan?" "kisi farkl eyler. Ayrca ben yaptmla vnmyorum!" "Ben vnyor muyum?" "Kulaklarn a ve beni iyi dinle Baretta. Bunak komunun topal kpeini karmak seni zeki biri yapmaz, kendine olan saygn alnt bir kpek zerinden salayamazsn, anladn m?" "Ama kpek sahiden bizim baheye girmiti. Ben de ieri aldm sadece." "Yani, Lassie bu yaral haliyle bize misafirlie mi geldi?" "Hayr... Aslnda ieri girmek istemedi nce. Arkadalarn yardm etmesi gerekti..." Birden bir kanarya tmeye balad. Bu, kap zilinin sesiydi. "Ben bakarm" diye seslenerek kapya yneldim. Gelen, Lassie'nin gri takm elbiseli velisiydi. Hafife araladm kapdan adama uyuuk bir ifadeyle "Buyurun?" dedim. "Kpeimi aryorum." "Kpek mi?" "Kpeim Havana kayboldu da, grdnz m diye sormak istedim." Arkam dnp ieri baktm. Bizimkiler hayvancaz smsk kavramlard, Baretta da vargcyle kpein azm tutuyordu. Lassie inlemeyi baa m bil irse hap yutacaktk. "Hayr" dedim. Moruktan holanmamtm. Tenekeden yaplm giysisi, metalik salar, buz kr gzleri beni rahatsz etmiti. Eh, hepsi birbirinden apal olsa da arkadalarm ele vermek bana yakmazd. htiyar stelemedi. Hibir ey sylemeden, ayaklanm bir balk fosili gibi srtn dnp gitti. Kapy kapattm. Pencereden, adamn baheden kp evine yollamm izledik. Baretta, bilinmeyen telefonlar servisinden, ihtiyarn adresindeki telefonun numarasm rendi. Umur Samaz adma kaytl telefonu arad ve ihtiyardan tam 10 bin dolar istedi! "10 bin dolar Perembe akamna kadar hazrlamazsan kpek lr!" Baretta, son derece manidar bir isme sahip olan ihtiyara, bir hesap numaras vermiti. Adam 10 bin dolar bankaya yatracak, para ekildikten sonra kpek teslim edilecekti. Umur Samaz, Baretta'ya zorluk karmad, paray deyecek, polise filan da haber vermeyecekti. Yalnz, u anda elinde yeterince nakit yoktu. Havana'snm sesini duyabilir miydi? Baretta, Havana'mn kulam havaya kaldrp ahizeyi dayad. Havana, adeta bulunduu adresi tarif eder gibiydi: "Havu hawa-hav hev ev hav v vav u-uuu." Umur Samaz, Perembe akam Baretta'nm hesabna 5 bin dolar yard. Parann geri kalanm en ksa zamanda toparlayacan sylyor, Havana mdr. Lassie midir ne halt- sa, kpeciine zarar gelmemesi iin Baretta'ya yalvaryordu. Baretta, 5 bin dolarlk yarm yamalak zaferini kutluyordu; neyin zaferiydi bu? Bu pein zaferin ardmdan iddetli bir savan patlayacam seziyordum, fakat oturup olacaklar beklemekten baka bir ey gelmiyordu elimden. Bu arada, 'Hemire Baretta' tarafmdan yarama sk sk pansuman yaplan Havana bizim eve alm grnyordu. Tuvaletini

banyoya yapan bu asil hanmefendinin olanca titizliine ramen, evimize kesif bir kpek pislii kokusu dolmutu. Baretta, Havana'mn siyah incilerini klozete boaltmak yerine geceleyin arka baheye gizlice gmyordu. Havana, bizimkilerle birlikte kahvalt sofrasna oturuyor, oynuyor, ark sylyor, ar aksak da olsa dans ediyordu. Ben hari herkes Havana'mn Eukanuba marka biskvilerinden yiyordu. Szmona doyurucu olan bu it n, epey pahalya patlyordu. Baretta oyuncaa benzeyen eski bir drbnle Umur Samaz'm evini gzetliyordu. Umur Bey, sabahtan akama kadar bilgisayar karsmda, kah bireyler izliyor, kah yazyordu. lkemizdeki akranlar arasmda, bilgisayarla bu derece har neir olan ka kii vard acaba? Havana'y ykadk. Suyun ssn iyi ayarlayamam olmalydk ki kpek feryad bast ve evin iinde srlsklam koturmaya balad. Rehinemizin mahalleyi ayaa kaldrmasn engellemek iin firladm ve teybe rastgele bir kaset koyup sesini sonuna kadar atm. Kpek, kk bir bulut gibi evin her tarafn yamurlarken tyordu. Yaral bacakla bile hepimizden hzl koan kuukuuyu, Tom YVaits'in Rain Dogs arks eliinde kovalyorduk. Gnler de gnleri kovalad. Evden kamyorduk. En az iki kii, Havana'mn muhafzln yapyordu. Bizim efkatli ellerimizde yaras iyileen kpek baya semirmiti. Bir hafta kadar soma, Umur Samaz, Ba- retta'mn hesabma 2500 dolar daha yatrd. Kalan paray tez elden hazrlayacana yemin ediyordu. Birka gn daha geti ve bu defa Umur Amca, Havana fonuna 1250 dolar aktard! Mahalleli Umur Emmi, aka Zenon Paradoksu'nu hayata geiriyordu. Eleal Zenon'a gre, bir iin nce yars, soma, kalan ksmn yars, daha soma da kalan ksmm yars yaplrsa ve bu hep byle devam ederse, o i asla tamamlanmazd! Besbelli, Umur Samaz'm Havana'y umur- sad filan yoktu! Hdk Baretta, her gn Umur Samaz' aryor ve btn kibarlyla, fidye meselesini konuuyordu. Pisboaz Baretta, Umur Samaz'm bize 312 dolar 5 sent deyip kpeine kavuaca srada, fidye miktarm artrd: 5 bin dolar daha istiyordu; yoksa Umur Bey, Havana'mn cesedini bile gremezdi! Umur Samaz, yeni miktar derhal kabul etti ve ertesi gn Baretta'ya 2812 dolar 5 sent havale etti! Umur Samaz, sanki, Havana'ya bakmamz karlnda bize maa dyordu! Kpek bakcs olup kmtk. Havana ise evin iinde bsbtn bunalmt. Hayrsz babasyla yapt ender telefon konumalar da hayvancaz teselli etmeye yetmiyordu anlalan. Belki de bir ee ihtiyac vard? Bilemiyorduk. Kpek konusu bizi ayordu. Fakat ekmeimizi srtndan kazandmz hayvan dolatrmamz, ona temiz hava aldrmamz gerekiyordu; bu kesindi. Her sabah, sokamzda dev eofmanlar giymi buldog suratl kadnlar, fareden bozma kpeklerini gezdiriyorlard. Havana'mn sokaa kma yasam delmenin bir yolunu bulmalydk. Bir gece, saat 4 sularnda, Umur Samaz'm nc kattaki odasnn sndkten epey soma, Havana'y gizlice dar kardk. Ben, matmazelin tasmasm tutuyordum, Baretta da eilmi ve garip bir biimde kuyruuna eklenmiti. Tam demir kapdan dar kmtk ki kpek elimden kurtulup hzla ileri atld ve lgnca havlayarak bahe kapsna doru komaya balad! Alelacele ieriye katk. Salonun karanlnda, pencereden, Havana'mn takdire ayan bir gayretle yuvasna doru ilerleyiini seyrediyorduk. Nefes nefese kalmtk. Nankr it, bizi satmt. Komularm klar bir bir yanmt. Umur Samaz'm villas da akide ekeri gibi aydnlanm, Zenoncu moruk, k hzyla sokaa zplamt. Onu ilk defa pijamal, daha doru su kravatsz gryorduk. Demek yatarken karyormu. Ne yalan syleyeyim iim rahatlamt: Kpek konusunun kapanacam mit ediyordum. Havana ve Umur Samaz, mahalle sakinlerinin uyku akan merakl gzleri nnde kucaklatlar. Ve birden... Aklalmaz bir ey oldu. Aniden sokaa dalan siyah bir otomobilden, makinal tfekle ate ald: Ta ta ta ta ta ta tarrrrrrrrrrrrrrraaaaaaaaaaaaaaa- aa! Umur Samaz ve Havana, kpkl kanlar saarak, sarma dola, olduklar yere yldlar! Taze Cenaze, Cezai Taziye "nsan ldnde uzunca bir sre iin lr"

[Leon Bloy] Kimdi bu adamlar? Velinimetimiz Umur Samaz ve biricik Havanacmzdan ne istemilerdi? Asla renemedik. Peki ya Umur Samaz kimdi? Son model bir otomobilden alan atele ldrlmeyi hakketmek iin hangi ilemleri baaryla sonulandrmt? Bilmek imknsz. 4 dakika iinde mahallemiz siren sesleriyle alkalanmaya balad; nce polis arabalar dolutu sokaa, sonra da ambulans geldi. Biz Havana'dan kalan izleri o gece sratle yokettik. Kpek biskvilerinin tamamn hapur hupur yedik. Ben de yedim, berbatt. Acayip susatt. Havana'mn banyoda brakt hatralar klozete boaltp sifonu ektik. Ty my kalmasn diye, al sprgesiyle etraf karanlkta sprdk... Btn mahalle Umur Samaz'm ve Havana'mn cesetlerini grmek iin sokaa dkld. Aynaszlar villann etrafm filmlerdeki gibi sar naylon eritlerle evirmiti. Grg tanklarnn ifadelerini aldlar. Bizim eve de uradlar. Mahalledekilerin ou gibi biz de ldrlen adam ve kpeini tanmadmz, zgn olduumuzu ve ok korktuumuzu filan syle dik. gn sonra defnedilen Umur Bey'in cenazesine Baretta ve dier su ortaklarmz ile birlikte katldk. brahim Kurban da geldi tab; cenazeleri karmaz. Umur Bey'in, kpeiyle aym mezara gmlmeyi vasiyet ettiini renince ahali oke oldu. Ben de oke oldum. Demek bizim ihtiyar, kpee sahiden deer veriyormu! Cenaze namaz srasnda, yanmda duran orta boylu, gne gzlkl, pards- l adamla her naslsa mezarlkta da yanyana dtk. Adamn gne gzlnn altmdan, simsiyah parlayan bir gzya izgisi kvrlarak akyordu. Cenazede alayan- tek kii olmas hasebiyle, trensel ve dolaysyla budalaca bir edayla "Banz saolsun" diyerek ellerimi uzattm. Masonik bir tokalamadan soma, taziyelerimi matem ykl bir iniltiyle kabul etti. Gzlerinden akan zift yanaklarndan szlp pardssnden kayarak paalarma inen adama, sancl bir merakla sordum: "Merhumu tanr mydnz?" Asfalt alayan adam, lenle lmeye namzet olduunu d- avuran bir hngrtyle "Babamd!" deyiverdi ve boynuma sarlp zrl zrl alad. Kollaryla gvdemi mengene gibi skyordu. Gerek ac, inam yapay sevinten daha ok canlandrr. Siyah gzlklerinden fkran katranla beni boyamaya koyuldu... imknsz isteyen Yal Mteriler Alelacele toparlamp, yanan bir ormandan kaan tilkiler gibi Kumpas'tan frladk. brahim Kurban, kahvesini bitirmesine izin vermediim iin neeyle kark kzd. Hemen bir taksiye daldk. Takside, brahim Kurbanla u 'canl doku meselesini ayrntlaryla konuacak zamanmz oldu, zira ufku kpkrmz trafik lambalar kaplamt. brahim Kurban bir sigara yakt. Ben de yaktm. Paketi taksi ofrne uzattm; a-ha, o da ald bir tane. Yanmda biri sigara ya knca ben de otomatikman sigaraya davranyorum. Bir film seyrederken ya da roman okurken kahramanlardan biri sigara imeye balaynca ben de onlara katlyorum. Ve biricik okur, u anda sizin de sigaraya uzandnz gibi bir his var iimde. Sradanlm kamuflaj, tuhaflklara da doal bir grnm kazandryor. Boazii Kprs'nden kopan taksi Etiler'e doru yol alrken, radyoda Orhan Gencebay'm Hayat Kavgas arks almaya balad. brahim Kurbanlarn evinin nne geldiimizde ark henz bitmemiti. ofre paray saydm, fakat arabadan inmedik. ofr, soru soran gzlerle suratmza bakyordu. aret parmam dudaklarma gtrerek, "h" dedim. ark bitti. Biz taksinin arka kaplarn aym anda ap dar karken, brahim Kurban bam ieri uzatarak durumu ofre aklad: "Orhan Gencebay alarken arabadan inilmez kaptan." brahim Kurbanlarn evinin salonda bizi elini klcna atm bir eski zaman paas karlyor: 1 metreye 2 metre, tuval zerine yal boya. Kuyruklu piyanonun etrafndan dolanp Xanadu'ya kyoruz. L eklinde, kocaman bir oda buras. Tavan, kenarlara doru biraz alalyor. Enlemesine uzun iki pencereden birinin yannda balkona alan kap var. Tavana kadar ykselen kitaplklardan kitaplar tayor. ivit mavi kanepede ve kapa ak elbise

dolabmda bile kitaplar yl. zerinde son model bir bilgisayar olan eski tarz alma masas da kitaplardan grnmyor. Etrafmzda, renkli hamur topaklar yl kk metal leenler; yal svlarla dolu uzun cam ieler; peruklu plastik kelleler; incecik kablo yumaklar filan var. brahim Kurban bilgisayar ayor. "uraya ge." "N'oldu?" Tekrar ediyor: "uraya gesene." Eliyle, perdeleri ekili pencereyi iaret ediyor. Kprdamadan ayakta dikiliyorum ve yerdeki krlentleri, kitaplar, antalar kaldrarak bir ey arayan arkadam seyrediyorum: "Ne aryorsun?" "Hah!" diyor ve bilgisayarn arkasndaki dijital fotoraf makinesini kapt gibi yzme bakarak srtyor. Byk admlarla, az nce bana iaret ettii pencereye gidip perdeyi ayor: "Gel haydi!" "Ne, fotorafim m ekeceksin?" "Hem de hemen." Pencerenin nne geiyorum. brahim Kurban tam karmda. Birka adm geriliyor. Gzlerimi ksp dudaklarm bzyorum. brahim Kurban beni nazike uyaryor: "Yapma. Yzndeki hibir kas oynatmamaksn." Biri, zaten ak olan kapy tklatyor. Bulunduumuz yerden, gelenin kim olduunu gremiyoruz. Gen hizmeti kzn sesi duyuluyor: "brahim Bey, ne alrdnz?" brahim Kurban, fotoraf makinesinin arkasndan bana bakarken kza "ki kahve" diyor ve deklanre basyor "biri stl!" Grnmeyen hizmeti kz sessizlie gmlyor; yle ki ayak sesleri bile iitilmiyor. Saa dnyorum. brahim Kurban, bir kez daha fotorafm ekiyor. Biricik dostum, sanki o deklanre bastnda ben ortadan kaybolmuum gibi, konumay ve gz temasn kesip somurtuyor. Fotoraf makinesinin fiini bilgisayarn klavyesine takyor ve fotoraflarm monitre aktaryor. Allah'm ne de irkinim! Upuzun bir surat, sipsivri bir burun, bembeyaz salar, kalar, kirpikler! Ekranda kafam k izgilerinden ibaret bir ktleye dnyor ve ahenkli bir biimde dnmeye balyor. izgilerin uzunluklarn belirten saylar beliriyor. brahim Kurban bylenmi bir byc edasyla, ekrana bakarken, kablo yuman ve leenlerden birini yanna alyor. O srada kahveleri getiren hizmetiyi grnce aalyorum: Altmna merdiven dayam bir adam! Tepsiyi, stste dizilmi iki s ra kitabn zerine brakyor ve belirsiz bir selam verip kyor. Az nce duyduum gen kz sesi bu adamdan km olamaz ya?! Artk sadece gzlerim deil kulaklarm da beni yanltyor demek! ibrahim Kurban, hazrlad hamura yal bir sv ekliyor. Sonra, ters duran koca bir tavuk yumurtasna benzeyen bir cismi bu hamurla svyor. Elastik bir cetvelle sam solunu lt cismin evresine seyrek bir biimde incecik teller ryor. O urap dururken ben de kahvemi iip Metropoldeki Su/ adl kitab kartryorum. Ardndan, rmcek Acfcm'n 11 Eyll 2001'deki uakl saldrlar konu eden macerasn okuyorum. Tek kelimeyle berbat. rmcek Adam, bunak bir bar arkcs duyarlyla Amerika'ya hem at yakyor hem de mersiye sylyor. Drt saat kadar sonra brahim Kurban "Oldu galiba" diyor. Gidip bakyorum. Kafamn gzsz ve tysz kopyasn altmdan tutup kaldryor. "Bitti mi?" diye soruyorum. "Hayr, kurumas iin yarm saat kadar beklemek gerek" diyor. "Sonra?" "Sa sakal ekeceiz." brahim Kurban, birtakm yapay kl paralarm, duru bir svya koyuyor. Koyu boyas suya dalan kllar bembeyaz oluyor. brahim Kurban, cmbza benzeyen bir eyle tuttuu kl demetlerini kafaya yerletiriyor: Salar, kalar, kirpikler... Bu ilem epey uzun sryor fakat sonuta kafa iyiden iyiye bana benziyor. Soruyorum: "Dokunsam bir ey olur mu?"

Can yoldam, gvenli bir sesle "Hayr, hibir ey olmaz" diyor. "Peki, bu maskeyi nasl takacaksn?" brahim Kurban szl cevap vermektense masann ekmecesinden bir bisturi alyor ve kafay salarn balad yerden ense kkne kadar bir kerede kesiyor. Maskeyi ka lptan karyor, yzne geiriyor ve arkadan yaptryor. Anlalan bu canl grnml dokunun iinde yapkan bir tabaka var. yice yapsm diye de elleriyle salarm geriye doru taryor. Temkinli bir aknlkla onu seyrediyorum. Maskeyi avularyla yzne iyice bastryor ve aynamn karsna geip gz evrelerine ince ayar yapyor. Ve en yakn arkadam brahim Kurban birdenbire ikizim oluyor! "Harika!" diyorum. "Fakat gzler? Benim gzlerim kahverengi deil ki?" "Oras kolay," diyor, "renkli lens taknca her ey hallolur." Masann ekmecesini biraz kurcaladktan soma kk bir kutu karyor. Kutudaki lensleri gbela takyor ve uuk mavi gzlerini uuk mavi gzlerime dikiyor. Dakikalar sren bir 5 saniye boyunca ylece durup iki balk gibi birbirimize bakyoruz. "Al susam al!" anlamnda "Hass.ktir!" diye fsldyorum. . ./.;.' . ibrahim Kurban 'aynen' iade ediyor: "Hass.ktir!" im bir tuhaf oluyor. yi ki benden 10 cm. daha uzun. aresizce resmleiyorum: "Rica ederim kar unu." brahim Kurban' daha nce hi byle grmemitim: "Rica ederim kar unu." diyor. Bu rkn taklit oyununu derhal bozmalym. rlandal bir yazarn aforizmasn, makinal tfek hzyla sylyorum: "Yaptnz, bir budalamn bunu sizden beklediini dndnz iin yapyorsanz, onun sizden bunlar beklemesi de, sizin onun bunlar beklediini umduunuzu sanmasndan ileri geliyorsa, herkes istemedii bir eyi yapyor demektir. O zaman ortaya hakikaten budalaca bir durum kar." brahim Kurban maskeyi yznden dikkatle syrnca, neesinin gayet yerinde olduunu gryorum. Kanepedeki kitaplar yere koyduktan soma birer sigara yakp oturuyoruz. kimiz de aramzda duran maskeye kilitlenmi vaziyetteyiz. Sanki birbirimizle deil de maskeyle konuuyoruz: "Neler geiyor aklndan Nuh'um?" "mknsz isteyen yal mteriler bulmak." Kahreden Hakaretler Listesi Penalt dd gibi alan telefona elimi srmedim. Tele- sekreter devreye girdi: "Bahelerde patinaj / Sinyalden sonra mesaj!" Tiz sesli bir kadm, notunu baaryla kaydetti: "yi gnler, dergideki ilannz iin aramtm. Ltfen, no.'lu telefondan bizi araynz." siz saylrdm ve Trkiye'nin en byk irketlerinden evime telefonlar yayordu. Nice memleket evladma "Biz sizi ararz" deyip iyi gnler dileyen firmalardan ynla "Bizi arayn" mesaj alyordum. Patronlara hitap eden Jri stanbul'da yaynlanan matrak bir aylk dergiydi. Piyasada satlmayp sadece birkayz kiiye zel olarak iletilen bu derginin birok nshas p- lk'e dmt. evresindeki herkese emirler yadrmaktan yorulan kodamanlar Jiri'ye baylyor olmallard. Yazlardan birinin baln iyi harlyorum: Kahreden Hakaretler Listesi. Dergide bir parfm reklam m var, sayfada o parfmn kokusu olurdu, ciddiyim. Takm elbise reklamlarnda, sayfann bir yerinde kumatan bir para bulunurdu. Bu dergiye, dnya kadar para deyip kck bir ilan vermitik: AYN ANDA K YERDE BRDEN OLMANZ M GEREKYOR? BZ ARAYIN! Onlar da aryordu ite! Dello Malul Gelin

Hangi liman olursa olsun, yeter ki bizleri, erkeklerin kadnlardan korunduu bir tslam lkesine ulatrsn. [Bernard Shaw, Doktorun Dilemmas] len olmak zereydi. Bir kahve hazrlayp balkona ktm. Ahap binamn balkonu ylesine gcrdyordu ki, ayaklandm iiten ev sahibem Taliha Teyze, alt katn verandasndan seslendi: "Nuh, paam, Bakkal Baki'ye syle de beni ziyaret etsin." Allah'm, sesi nasl da Titanik'in enkazndan karlm bir kemamnki gibiydi. Taliha Teyze doksanm am, neeli bir kadmd. mrnn son demlerinde nasl neelenebiliyordu? Cumhuriyet tarihinin ilk dellosu onun erefine yapld iin belki de. Yl 1929... Trkiye Cumhuriyeti 6, Taliha Teyze 16 yanda. Krkna merdiven dayad halde hi evlenmemi bir miralay ile akl be kar havada bir klhanbeyi aym gnlerde Taliha Teyze'ye abay yakmlar. Klhanbeyi'nin ad brahim. Uzun boylu, geni omuzlu, kahverengi gzl, dalyan gibi bir adam. Taliha'dan vazgesin diye Miralay'a ltimatom ekmi. Koskoca Miralay, bu mnasebetsiz serseriyi delloya davet etmi. ki rakip, o zamanlar hlamur aalaryla kapl olan Kuzguncuk'ta ertesi sabah buluup bu bahsi ilelebet kapatmak hususunda mutabk kalmlar. Olaydan her naslsa haberdar olan Taliha da, mrebbiyesiyle birlikte Kuzguncuk'a gelerek, kendisi uruna canlarm ortaya koyan iki adamn kapmasn izlemek iin hlamur aalarndan birinin arkasma saklanm. Mevsim,k, yerde ince bir kar tabakas, kilim gibi serili. Mbarek, papatya gibi yumuack yamaktaym. Taliha geldiinde brahim de oraday- m ve ikide bir cepkenindeki kstekli saate bakp drt d- nyormu. Derken dev bir kratn srtnda, gkten inercesine dello mahalline intikal eden, alnnda sabah namazmn nuruyla, Miralay atmdan atlam ve tek kelime etmeden elindeki iki pitovdan birini brahim'e vermi! Zira, brahim hasmlarn yataanla halleder, delikli demirden pek hazzetmezmi. Etrafta kimsecikler yok. Trk ak tarihinin bu en ateli-silahl, en mhim annn biricik ahidi Taliha Teyzemiz! Mrebbiye, korkusundan olduu yerde pusmu, elleriyle kulaklarm tkam, gzlerini smsk yummu; Ta- liha'mn aklna uyduu iin bin piman. Taliha ise gzn krpmadan mstakbel zevcinin kim olacam tayin edecek kanl merasimi izliyor. Aktan kr olmu iki yiit, tpk filmlerdeki gibi, birbirlerine srtlarm dnmler, pitovlarn namlular ge bakyor. Attklar her adm sayyorlar: Bir! Taliha da sayyor: Bir! En ok da Miralay'n sesi kyor: ki! Taliha'mn bulunduu yerden Miralay'n yz net grnyor: ! brahim kadar yakld deil: Drt! Merhametli birine benziyor: Be! Taliha bu Miralay'm nesini cazip buluyor? Alt! Bilmiyor, fakat ite u andan itibaren Mira- lay' tutuyor: Yedi! brahim, Taliha'dan gitgide uzaklayor: Sekiz! Miralay iyice yaknma geliyor Taliha'nm: Dokuz! Miralay, Taliha'mn kalbine adm atyor: On! Dan! Ve brahim, Miralay' boazmdan vuruyor! Miralay'dan pskren kan hlamur aalarm krmzya boyuyor; kar kzla dnyor; brahim pitovu att gibi tabanlar yalyor. Miralay'm kahrl krat ahlanp karm tllerini yrarak kiniyor. Miralay sarsla sarsla can ekiiyor. Taliha, Miralay'a doru atlyor fakat mrebbiyesi kolundan tuttuu gibi talihsiz Taliha'y, mark, ku beyinli Taliha'y konaa koturuyor... Taliha, 1929'dan itibaren bir ak malul, bakire bir dul, bir dello gelini... olarak geiriyor mrn. Mbalaa etmeyelim, Taliha Teyzemiz drt kere evleniyor ve drt koca da Hakk'm rahmetine kavuuyor. brahim mi? Tevkifhaneyi boyluyor, bir daha da ondan haber alnamyor. Gelgelelim, Taliha Teyze, Miralay' unutamyor. Miralay'n boazmdaki mermi, onun kayp nikh yz... l Adamn Kya Umur Samaz ve Havana iftinin kurunlanmasndan soma, Acbadem'de oturamazdm. phe ekmemek iin birka hafta bekledim. Artk o meum sokaktan tanmalydm. ki cihanda yz glesi brahim Kurbanla birlikte bana kiralk ev ararken Kuzguncuk'ta iki katl ahap bir binaya rastladk, ieriye girdiimizde bizi kk bir meyve uvalm andran Taliha Teyze karlad. st kata kmakta artk zorla- myormu, kiraya vermeyi dnyormu fakat aym

zamanda ona hizmet edecek birilerini aryormu. Evli miymiim? Deilmiim. O takdirde baka ev bakmalymm. Adm neymi? Nuh'mu. Nuh muymu?! Yanmdaki delikanl kimmi? brahim'mi, arkadamm. brahim miymi?! Hele yle bir oturalmm. Bizimle birka kelam etsinmi. Evvel zaman iinde bir miralay, onun iin camm hie saym- m. ismi de zerime afiyet Nuh'mu! Yuh mu! Ne demiim? Yok bir eymi. Dahas varm: Ona kyan ylann ismi de ibrahim'mi! Ohaym be! Tam bu evin bulunduu yerde, nazenin Taliha uruna dello etmii ermi. Eee? Evi bana kiralayacak mym? Kiralamak ne kelime, ben onun evladymm! Yaasmm! Ak bama Taliha kuu konmumu! Annem-babam neredeymi? Ben doarken lmm annem. Babam da kaypmm. Yetimhanede bymmm. Beni devlet okutmumu. Taliha Teyze, senin ocuklarn varm mym? Olmazm mym, elbette varmm, lakin her biri baka bir diyarda; kimi ecnebi memleketlerde, kimi civar muhit - lerdeymimi. Seninle ilgilenmiyorlar mym? Alakadar oluyor, yanlarna buyur ediyorlarmm; fakat Taliha Teyzeciimizin, azametli bir hatranm zerine bina edilmi evceizden tanmas kabil deilmimi. isko Usul Adam Karma Taliha Teyze'nin 'dello-hane'sinin akordu bozuk merdivenlerini indim. Sallanan iskemlede hi sallanmadan ve bu kavurucu gnde dizlerinde ince bir battaniyeyle oturan Taliha Teyze'nin, irmik helvas elini ptm: "Gnaydn Tali- ha'nneciim!" "Ne gnaydn, len oldu paacm..." Taliha Teyze'ye reverans yaptktan soma, -be yorgun hlamur aacnn bulunduu baheyi rahvan geip bakkala doru yollandm. Bakkal Baki'ye Taliha Teyze'nin nazik talimatm ilettim; gazete, sigara, ekmek, yumurta, gazoz filan alp ktm. Bizim evin karsma park etmi beyaz bir Pe- ugeot'nun kaplar, Jri'nin sayfalar gibi ald ve iinden siyah takm elbiseli, gne gzlkl iki adam kt. Dorudan bana yneldiler. Biri, iaret parmam havaya kaldrarak "Beyefendi, bir dakika!" deyince, durdum. ki admda yanma geldiler. "Nuh Tufan siz misiniz?" "Hayr." "Biz Nuh Tufan' aryoruz." Cevap vermedim ve yrmeye baladm. Siyahl adamlardan biri yetiip beni omzumdan yakalad: "Bakn, Nuh Bey, size Ferruh Ferman Bey'in selamlar var." "ocukbezi kral Ferruh Ferman'n m?" "Kendileri bu akam sizinle tammak istiyor." Tek kelime etmeden bir mddet adamlar szdm. Anlalan o ki, soru sorulmadka konumamaya altrlmlard ve ben bir ey sormasam hibir ey sylemeyecekler, fakat gitmeme de izin vermeyeceklerdi. Ben de sordum: "Ferruh neden benimle konumak istiyor?" Solumda duran adam ceketinin cebinden kartt bir kt paras uzatt. Jri'nin 3 6. sayfas! Sa elimdeki poeti bacaklarmn arama sktrp sayfann tamamm kaplayan tabanca resmi ve kk puntolarla dizilmi reklam metnini ilgiyle inceledim. Arkadaki 37. sayfann bir kenarmda duran bizim minik ilanmza ise hi bakmadm. Sayfay iki yanndan tutarak adamlara gsterdim ve sahici bir silah ekmi gibi buyurgan bir ifadeyle "Gidelim!" deyiverdim. Sanki onlar beni karmyordu da ben onlar karyordum. kisi birden ahmaka bir memnuniyetle dilerini gsterdiler. n koltua oturdum. Poetteki paketten bir sigara karp yaktm: "Nereye gidiyoruz beyler?" Arabay kullanan adamn sa elinin orta parmamdaki kocaman kahverengi tal yze taklmt gzlerim. Yzk, bu robot klkl herifin ama-kapama dmesi olmalyd. Btn

skolar gibi, soruma soruyla karlk verdi: "Nereye gittiimizin ne nemi var?" ve ekledi: "Bu, sanzn doal rengi mi, yoksa boya m?" Yzn kahverengi parlak tamda peyda olan, iki hafta nce otobste rastladm kzn yzne hafife eilerek, ben de skolar gibi soruya soruyla mukabele ettim: 'Yakm m?" Yzkteki kz da sko kt: "Sanla ilgilenmem mi gerekir?" olr, arka koltuktaki arkadana seslenerek: "Sen ne dersin?" Arka koltuktaki sko "Salar boya m ki? Kalarla kirpikler de beyaz, hepsini mi boyatm yani?" Konuma tamamiyle sorularla yryordu; iyice Iskola- mtk; bir tek ekose kiklerimiz eksikti. Direksiyondaki dangalak: "Neden kendisine sormuyorsun?" Arka koltuktaki ebleh: "Boya deil, haksz mym?" Yzkteki dilber glmeye balad. Onu ilk defa glerken gryordum. Gzlerimi kzdan ayrmadan soru sorma sram savdm: "Ne yani, sizce ben albino muyum?" ki hrt bir azdan: "Albino ne demek?" Yzkteki pili aklmdan geenleri okuyordu: "Kt adamlarn cehaleti sayesinde acaba ka kiinin mr uzamtr?" "Albinonun anlamm bilmiyor musunuz?" Robot olr bam 180 derece evirerek arkaya bakt ve kader ortaklar yine ayn anda konutular: "Nerden bilelim?" Ksa bir sessizlik oldu. Gayda gibi ttm: "Tahmin hakknz kullanmaya ne dersiniz?" olr, aptalca bir tedbirlilik sergiledi: "Ayp bir ey mi?" Yzkteki yosma, otobste olanlar unutmakla kalmam, benden holanmaya balamt: "Bunu niin yapyorsun?" Konuyu, bir aynn aniden otomobilin nne kmas gibi deitirdim: "u yze bakabilir miyim?" Kz biraz huzursuzland. Araba yavalad, sigaram klle bastrarak sndrdm, adam vargcyle aslarak yz karmaya alrken, kz upuzun bir lk att! Nihayet avucumun iindeydi... Yz yavaa orta parmama taktm ve kahverengi tam iindeki gcenik kz huuyla ptm! Gzlerimi atmda kz yokolmutu! Ve iki fedai bana gne gzlklerinin zerinden acyarak bakyorlard. "Yzk pmek eski bir isko geleneidir, haberiniz yok mu?" Arkadaki merakl mongol: "sko musunuz?" "Sakncas m var?" Dantel gibi ilenmi bir demir kapdan getik ve Glas- gow'daki Victoria dnemine ait yaplar andran bir maliknenin ekim alanna girdik. Yz sahibine verdim. Araba, kafas kesik bir kuu gibi akarak sessizce durdu. Kolombiya Kravat nsanlar bir gn geriye bakacaklar ve benim 20. yzyla hayat verdiimi syleyecekler. [Kanndeenjack] Biz yetimler intikam itiyakyla doluyuzdur. Deheti dengelemeye yatknzdr. Bakalarnn lerini de almaya hevesleniriz. Yetimlik bize kanl doalamalar yapma creti verir. Sulamakla ya da su ilemekle kaybolmayan bir masumiyet imtiyazna sahibizdir. tiraf etmeliyim ki, aziz okur, benim mrm, her birini gebertmek istediim insanlarla aramdaki buzdalarm eritmeye almakla geiyor. Mesela zenginlerden nefret ediyorum, ne yapaym, elimde deil. O restoran srngenleri, fiyaka kumkumalar, yapmack kasvetin mymnt bekileri, ticari bir iveyle konuan zehirli papaanlar, hileli bir nee iinde gevi getiren bunak vampirler, modann ipiyle kuyuya ineri kibirli cambazlar, tatile gebe frlamalar, alaturka bir sadizmle zvanadan kanlar, alafranga bir mazoizmle yl- klaanlar... Hepsine

teker teker Kolombiya kravat takmak istiyorum! [Kolombiya kravat: Meksika mafyasnn uygulad bir cezalandrma biimi: Kurbann grtlana bir delik alr ve dili bu delikten sarktlr. ] Geri zamanla esnekletim. Ulalmas ve vazgeilmesi en zor nimetin skunet olduunu anladm galiba. Tamam, zenginlere merhamet duyacak kadar gl deilim hl, fakat saylarn artndaki bounahm eiini grebiliyorum. brahim Kurbaridan rendiim kadanyla, yeil banknotlar kamuflajdan baka bir eye yaramyor: Aptall, beceriksizlii, acizlii, yalnzl kamufle ediyorlar... Ayrca, yetimlik zaman amna uramaz, haddizatnda yetim olmayanlar da yetimlie doru seyreder. Yani kimsesizlik, kimsenin tekelinde deildir: Kainat ve tarihin bekleme salonunda biraz soluklanyoruz, ounlukla da admz annslanmadan kainata ve tarihe gmlyoruz... Ve hepimiz biliyoruz: Dostlarmz, biz caddenin kenarnda alevler iinde yanarken, karya geip stmze iemeye enen kimselerdir. Demem o ki, insan sevgisiyle dolu deilim, [d] olmam da gerekmez. Yine de centilmenlii drstle tercih ederim. Drstlk ounlukla kibre varr. Centilmenler; kindarln ve fevriliin intikamla badamadm bilirler. Hayatta baarl olmann iki yolu olduu syleniyor: 1] ansl olmak. 2] Hile yapmak. Bense dayankl olmay tercih ederim. nk dayankllk kadar kkrtc hibir ey yoktur. Bu yzden, u 'Intolerance Attention Deficit Hyper Disorder' dedikleri hastala yakalanmay istemiimdir hep. Ne yazk ki bu hastala somadan yakalanlmyor, bu hastalkla douluyor, o da 10 milyonda 1! Hastamz hibir acy hissetmiyor. Parmaklar kesilse, bacaklar krlsa, kollar yansa, kafas yanlsa, ka alsa... vz gelip trs gidiyor! Gazetede okumutum, Londra'da yaayan 9 yandaki Calum Clark'a, arkadalaryla birlikte top oynarken otomobil arpm, fakat ocuk ayak bilei krld ve bamdan kan fk r- d halde glerek oyuna devam etmi. Bedensel ac nedir bilmeyen Clark'nbir zellii de asla alamamasym... A-ha. Ben de asla alamyorum. Tam da bu yzden yetimhanedeki ve yetitirme yurdundaki dayak grevlilerin, o irenlik lanetine tutulmu kanck kabadaylarn ka kere hmna uradm. Vcudumda iz brakmamak iin beni katlamp sopa ekline sokulmu imento torbasyla dverlerdi. Usuz bucaksz bir zavalll rtbas etmek iin ve sanrm aalk bir zevk alma umuduyla bavurduklar vaheti; yulaf gibi sessiz bir kaytszlkla karlardm. Onlardan tiksiniyordum, hl tiksiniyorum; bu tiksinti sayesinde birey oldum ben. Bu arada, dayak yemekle souktan donmak arasmda bir benzerlik olduunu dnmmdr hep. kisi de insann uykusunu getiriyor. Btn bunlan biraz da sklarak anlatyorum. nk, amzda, bir ey anlatmann nemi kalmad. Sr dnemi kapand. Alenilik salgm yznden, medyatik ifaat ve tehir lgnl yznden, monotonluun sistemletirilmesi yznden... her ey otomatikman pornografkleti. effafln ilkeselletirilmesi de yaplan ilerin faziletliligine duyulan gvenin aa kmasn kolaylatraca yerde, arszln rahata ilanma vard. Merak preslendi, bereketini yitirdi. Her ey uluorta olunca, sebepsizlik ve sonusuzluk neet etti ve kanksand. Grnmek de saklanmak da byk birer mesele haline geldi. Mehur mu oldunuz, demek ki yanl anlaldnz. Kayplara m kartnz, bu sizin sorununuz. Ferruh Ferman'm, benim gerekten bir srrm, stelik paylalabilecek kadar taze bir srrm olduunu mit ettiinden eminim. Bir suu gizlice ilemenin imknszlna direnmenin ne byk sevap olduunu o da az-ok biliyor olmal. Yoksa beni ne diye kartsn? Bakalm ocuk bezi satarak b.k gibi para kazanan bu 'bay tezekli sakal' ile anlaabilecek miyiz? Yeni bir ey yapmamn modas getiine gre, bakalm kim kime Kolombiya kravat takacak? Yaser Arafat'la Ayn Boydayz Karlatmz herkes, biz beenelim beenmeyelim, bizi icat eder. [Adam Phillips]

Ferruh Ferman, salona fiek gibi dald. Elini tokalamaya hazr bir biimde uzatm, hzla yaklayordu. Yznde ift cilal bir smt. Gayri ihtiyari ayaa kalktm. Tokalatk. Bu teknii beden dili uzmanlarndan filan kapm olmalyd. "Ho-ho-ho-ho-ho-hogeldiniz NNNNuh Bey, ra-ra-ra-rar- rahatnza bakn lllltfen." Vay canna!? Dk lordu kekemeymi! Onu birka kere televizyonda grmtm fakat kekelemiyordu. "Ho buldum." Anlalan, televizyonda sylediklerini prompter'dan okumutu ya da ezberlemiti. Kekemelerin ark syleyebildikleri bilinir; kekeme oyuncularn tiyatro sahnesinde dktrdkleri de... Ferruh Ferman'm sivribiber yeili gzleri var: Yznden; pusmu, saldrya hazr bir kedinin gln fakat esrarl fiyakasn yanstan gzler. Gzlerinin altmda mor nikh ekeri torbacklar. Frlak elmack kemikleri, uzun favoriler, ksack top sakal... Dzgn fakat nursuz bir surat. Yine de gl onu aniden masum bir sincaba dndryor. Vaziyetin farknda olmal ki, ikide bir glmsyor. pek kravatyla dev ikembesini rtenlerden deil; ince yapl. O da benim gibi, Yaser Arafat'la aym boyda [1,69 cm. ]. "Si-si-si-sizi buraya ne-ne-neden gggggeeetirdigimizi me- rakk-ediyorr-olmalssnz? " "Evet." Adam kekelemeyi kesmezse konuamayacam farkettim. "Bennnn de merakk ediyorum dorusu." "Neyi?" "Ayn anda iki yerde birden olmaktan sz ediyorsunuz," Eee? Ne ki bu imdi? Dmdz konutu, teklemedi? "na-na- na-nasll olacak bbu i?" Ortaokuldayken bir kza k olmutum: Pembe Pepe. Kz harbiden pepeydi, yani dudak harflerini sylemekte zorlanyordu. Kekemeler ise damak harflerini telaffuzda glk ekerler. Ah Pembecik, nasl da ufarak, cimcime, drtgz bir kzcazd; ailesi yoksul mu yoksuldu. Herkesin, o snr tanmayan ocuk acmaszlyla dalga getii Pembe, benimle konuurken teklemiyordu. nk szl snavlarda, sorulacak konular ezberliyor ve okulun bahesinde bana anlatyordu. En kazk sorularma bile ak diye cevab yaptryordu. rnek: "Pembe Prenses, Pembe Prenses syle bana, galeyana gelmi bir topluluun, bir kimseyi gebertene kadar dvmesi demek olan 'lin' kelimesinin kkeni nedir?" Pembe, incecik sesiyle bir solukta cevab aklatyor: "Lin szc, 1742-1820 yllar arasnda yaam bir yzbann, William Lynch'in admdan geliyor. Pittsylvania'da [Virginia] yarglk yapan Lynch, blgedeki haydutlar gemi azya alnca, yani sulular nizami yollarla cezalandrmak suretiyle suu nleme imkn kalmaynca yeni bir yntem gelitirdi: evresine toplad silahl adamlarla birlikte izini srd ve ele geirdii apulcular k hzyla yarglayarak orackta 'lin' ediyordu. Lynch, torunlarna brakt adnn, bu infaz biimine verilmesinden pek holanmamt, fakat milletin az torba deildi ki bzsnd!" Bravo Pembe Pepe! Seni sska sevgili! Nkleer fizik cads olduunu duydum. Evlenip soyadndan kurtuldun mu Pembecik? Pepelikten istifa ettin mi? Hl ryalarnda smf arkadalarm lin ediyor musun? Seni alklarla uurluyorum prenses, bahtn ak olsun !.. Ferruh Ferman evremde soru iareti ekline girmi bir ylan gibi tslayarak dnyordu. nemli meseleleri 'ko-ko- ko-konuurken oturamyor, anladk. "i ok, zaman az olan insanlara sunduumuz zel bir hizmet bu" dedim. Ferruh Ferman, karmda znk diye durdu; gle bir kmseyicilikle gzlerini bana dikmi, belli ki iinden sa tellerimi sayyordu. Kekemeliin bir yoksul hastal olduunu sanrdm. Kekemelik baarya giden yolu tkad iin, zengin bir kekemeye rastlamak zordur. Hele ki Ferruh Ferman gibi bir iadamnn kekelemesi alacak ey. "By m yapyorsunuz, nnn-nnn-nedir yani?"

Salondaki her ey kahverengiydi; samdaki duvar byk lde kapatan Grant Wood'un Baharn Uyan adl tablosunun rprodksiyonu hari. Tablonun orijinalinden en az 2.5 kat byk olmalyd. Belli ki Ferruh Ferman abartdan holamyordu. "Hayr." Buraya zorla getirilmitim ve biraz ardan almaya hakkm vard. Ferruh Ferman zr dilercesine: "Ne iersssiniz?" "Siz ne ierseniz onu?" Ferruh Ferman telefonun bir tuuna bast ve "ki orta kahve!" buyurdu. Kapris yapmak bana gre deil. Ferruh Ferman'a kzgn da deildim zaten. Galiba karlmak houma gitmiti. Ayrca, arlatamn teki samlmak da istemiyordum. Konuya girdim: "Sizin klnza giriyoruz, Ferruh Bey. Yani yznzn bir kopyasn hazrlyoruz, sizin gibi giyiniyoruz ve gitmek istemediiniz davetlere katlyoruz, yolunuzu bekleyenleri ziyaret ediyoruz filan. Bir tr 'gndelik hayat dublrl' bu. Skcl, nemine ar basan ilerinizi, sizin adnza halledecek bir dublrnz oluyor yani. sterseniz, dublrnzn yaptklar hakknda rapor da yazabiliriz. Fakat ncelikle, hem sizin hem de bizim iin gvence nitelii tayacak bir protokol imzalamalyz. Ve tabii ki alkanlklarn , tandnz insanlar, o insanlarla kur duunuz ilikinin biimini ayrntlaryla renmemiz gerekiyor." "Ya - ya - ya y- ya y- ya n i aslnda aym anda iki yerde olamyorum?" "Maalesef hayr. Reklammz sizi lzumundan fazla umutlandrmamtr umarm." Kap iki kere almd ve ieriye elinde tepsiyle kiremit suratl bir kz szld. Kahveleri masaya braktktan sonra Grant Wood'un tablosuna girdi ve yemyeil tarlalarda yryerek uzaklat! Ferruh Ferman, kaynar kahveyi bir dikite iti: "Ta-ta-ta- tamam, ka-a-kkabul ediyorum." "Neyi?" "Benim ye-ye-ye-y-yerime ge-g-gemenizi." Dublrn Daniskas Darda hava Mikail'i bile terletecek kadar scakt. Buram buram fiyasko kokan iimize baladk. brahim Kurbanla birlikte, Ferruh Fermarim, iklimi elektronik olarak ayarlanan maliknesindeyiz. Ferruh Ferman yine ieriye taz gibi dalyor ve ellerini am, srtarak bize kouyor. "Ho-Ho- H oh- H og eldiniz!" "Hobulduk" diyorum. brahim Kurban mrlyor. Zengin arkadam, Ferruh Ferman'm yapmack cokusundan hi etkilenmiyor. Ben niye yle deilim? Glenle glyor, alayanla alyorum? imdi somurtsam, bu defa ibrahim Kur- ban'a uymu olacam... Buldum! Ben altm kalpli bir serseriyim. Tabii ya. Baka ne olacaktm? Yoldan km bir dervi; 'jamais vu'ya [Jamais vu: Sk sk yaad bir eyi ilk defa yayormu duygusuna kaplmak.] tutulmu bir profesyonel; bonkrce iletiimsel avanslar veren bir tevazu amelesi; karizmasn istikrarl bir dierkamlkla rtbas ederek ta- 54 yin edici pasiflie varan bir mistiim... Ferruh Ferman bize, dili dndnce, neden bir dublre ihtiya duyduunu anlatt: Cenaze trenlerinde ok sklyordu ve geni mi geni evresinde zrt prt birileri lyordu. Dnlerde bunalyor, midesine kramplar giriyordu. Huzurevindeki annesini zlese de, grmeye dayanamyordu. Tmarhanedeki kz kardeinin her grmede kriz geirerek saa sola saldrmasndan tr ac duyuyordu. Bir de anlamsz ve nemsiz maksatlarla kapsna dayanan ziyaretiler vard. Btn bu davetlerden, ziyaretlerden kanabilirdi aslnda, fakat o zaman da huzursuzluk yakasn brakmyordu. Gvenebilecei bir dublr sayesinde, hem sorumluluk duygusundan hem de vicdani kaslmalardan kurtulmas mmkn olacakt. Dosyalar masaya yayyorum ve Ferruh Ferman' soru yamuruna tutuyorum. Sevdii/sevmedii tandklar, renkler, yemekler, iekler, arklar, kyafetler, kitaplar, hayvanlar, markalar, sporlar, filmler, iecekler, eyalar, oyunlar, kokular, sreli yaynlar, fkralar, meknlar, taklar, nller... Verdii cevaplar elimdeki ktla fa yazyorum, ibrahim Kurban da omuz kamerasyla bizi ekiyor. Ferruh Fer- man'm doum gnn [31 Ocak

1966], okuduu okullar [stanbul niversitesi, Arkeoloji Blm'nden mezunmu], evlilik yldnmn [22 Temmuz - 1993], boanma yldnmn [29 Ekim 1998], askerlik anlarn, aile yelerinin adlarn, onlarla ilikilerini, koleksiyon yapp yapmadn [silah fetiisti], bir enstrman alp almadn [keman], ne sklkta banyo yaptn, svp svmediini, ka saat uyuduunu, hangi danslar bildiini, kronik bir hastal olup olmadn [psikiyatra gidiyor, nadiren]... ksacas hakknda hemen her eyi kaydediyorum. Tatbikat balyor: Onu salonun iinde kilometrelerce yrtyoruz, koturuyoruz; gldryoruz, kzdryoruz, inciyoruz, yalvartyoruz, korkutuyoruz, alatyoruz, uzun uzun kekeletiyoruz, dahas uyutuyoruz; ona gazete okutuyoruz, ark syletiyoruz, ayakkab balatyoruz, sigara iirtiyoruz, yaz yazdryoruz, lk attryoruz ve btn bunlar brahim Kurban kameraya alyor. Ferruh Ferman'm hi itiraz etmeden, her dediimizi yapmasndan hem huylanyor hem de holanyorum. Adam, tam bir kararllkla ve gvenle hayatn bize ayor. taatkar bir rehine gibi... Fiyata da itiraz etmiyor: Anlama yrrle girer girmez 10 bin dolar ve onun yerine getiimiz her gn iin 1000 dolar! Her ey, bir rdein yellenmesinden bile daha kolay olup bitiyor. Ferruh Ferman'm gardrobunda ne varsa, smokinden donuna kadar aynsndan birer tane alyoruz. Yirmi ift 41 numara ayakkab [onun ayaklar 40 numara], bir dzine kol saati, birka gne gzl, be apka, czdanlar, yzkler, kalemler... Aile fotoraflarnn bulunduu eski albmden bir kopya kardk ve akrabalarn isimlerini, Ferruh Ferman'm nesi olduklarn, bu insanlarla mnasebetinin niteliklerini tek tek not ettik. Ayrca, ayn anda iki kiinin kullanabildii bir cep telefonu hatt ayarladk. Yani Sirkeci'de bir elektronikiye, telefondaki dijital yongann bir kopyasn karttrdk. Gerektiinde, telefonda Ferruh Ferman'seslendirebilecektim... Drt gn sonra ayn salonda Ferruh Ferman' bekliyoruz, tbrahim Kurban, salonun ortasnda ayakta duruyor. Bense perdenin arkasna saklanyorum. Ferruh Ferman, her zamanki gibi ieriye girer girmez hzla brahim Kur- ban'a yneliyor. El skyorlar. Perdenin arkasndan kyorum ve Ferruh Ferman'a doru elimi uzatarak sratle yaklayorum. Adam sersemlemi bir halde bakakalyor. Bu iyiye iaret. Balerin admlaryla evremde dnerek, ne eilmi bir ekilde beni inceliyor. Ben ona baktmda Ferruh Ferman' gryorum, fakat o bana baktmda kendini gryor! Ayna karsnda bedenini seyretmenin ok tesinde bir ey bu onun iin, her halinden belli. "Na-na-na-na-ssl iyi ggrrnyor muyum?" diyorum. Grtlama yaptrlm elektronik bant sayesinde Ferruh Ferman'm o nezleli sesini karabiliyorum. "Ha-hah-hah-harika!" Ferruh Ferman, nee oku yayor. Ne de olsa bu guano mikadosunun tahtma oturabilecek donanma kavumu, dublrn daniskas olmutum... Kravatm gevetiyorum ve boynumun altna kadar inen maskeyi yzmden gbela syryorum. Ellerim hl Ferruh Ferman'm elleri; gzlerim, bembeyaz suratmda srtan bir ift yavru kurbaa. Ferruh Ferman, brahim Kurban'a dnyor ve ahmaklara zg o su katma ykselmi aresizlikle: "Annemi uzun zamandr g-g-g-grmyorum." Kaytsz artsz Merhamet Hipokrat Huzurevi'nin otomatik kapsndan geince, annemin avucumdaki fotorafna bir kez daha gz attm. "Ferruuuh!" Ksa koridorun baland lobide ar ekimde cvldaan ve bir uyuturucu mptelasnn yatak odasma salm buruuk giysilere benzeyen ihtiyarlar arasndan bir kadn ayakta kollarn am bekliyor.

"Anne!" Hayatmda ilk kez bir kadma anne diyorum. Sadaki danma memuresinin bir i kazas izi gibi duran glmsemesini yakalyorum. Memure, ak eliyle bende balayp annemde biten bir jest yaparak buyur ediyor beni. Uarak, Ferruh Ferman'm annesi Feride Ferman'm yamna varyorum, elimdeki iek demetini ve hediye paketini koltua atp kadma sarlyorum. Feride Ferman, alamakl bir sesle "Olummm!" kiilik koltua iliiyoruz, dier ihtiyarlarn ou, sanki onlara evlatlarnn hayrszln hatrlatmak iin gelmiim gibi surat asyorlar. Bazlarnn, annesini hem bu lks hapishaneye kapatp hem de glckler saarak ziyaret eden benim ieklerle bezeli ikiyzllm takdir ettikleri anlalyor. Sesi kslm televizyonda, kat kat etekler giymi Latin Amerikal kzlar hoplayp zplyorlar. Sehpalardan birinde, eski bir mecmua; kapanda Etna Yanardann resmi; resmin zerinde iri harflerle "Yanarda yamacnda kayak keyfi" yazs gzme arpyor. htiyarlarn hepsi kambur... Blnerek mi oalyorlar ne? Fonda ksk sesli bir radyo yaym: "imdi de ahtapot evcilletirme sanatnn piri Alper Kamu'nun, cinci hoca Mntekim Gcrbey ve zel dedektif Ah Muhsin nl iin setii akademik nitelikli bir ark geliyor... Jefferson Airplane'in nakavt edici ic- rasyla... White Rabbitl." Biri hi durmadan aym kartryor. zerine bahse girilmi gibi, ksrklerin ard arkas kesilmiyor. ksrme yarn kazanan dedeciin azndan kvlcmlar salyor: Kel kafasn ileri geri sallayarak yle bir ksryor ki, sonunda azndan lavlar pskryor ve karsndaki koltukta uyuklayan, ropdambrl moruk alev alyor! Olaya kimse tepki vermediine gre, mesele yok. Pepsi mavisinin ve detejan reklam ltsnn hakim olduu lobide, vey annemin z olu olarak konuya giriyorum: "Na-na-na-s-slsn anne? " Annem, Taliha Teyze'den en az 20 ya kk. Bamda gevek bir earp, grld kadaryla salar knal, gzler Ferman yeili, az da burun da kck... 40 yl boyunca itii sigara onu esmerletirmi. Derisi incelmi yznde 0.5 ulu kalemle izilmi izgiler, zarif ellerinde birka lm benei: "Ara sra mafsallarm aryor ya, iyi saylrm Ferruh'um. Sen daha sk gelsen, daha iyi olacam." "Bundan sonra da-da-d-daha sk ge-ge-g-geleceim anne." "Hep byle diyorsun ama gelmiyorsun. Erman' da getir." Erman da kim? Tabii bunun zerinde durmuyorum: "Nasl istersen anne." Annem yzm avularnn arasna alyor: "Zayfladn m sen?" Nazike tutup aaya ekerek elerini maskemden uzak- latryorum: "Ha-ha-hah-ha-hayr. Ha-ha-hah-hatt kilo aldm." Annem yeleinin cebinden kard gzlklerini takyor ve efkat dolu bir pheyle gzlerime dikiyor gzlerini: "Tueciim, sen syle, bu ocuk zayflamam m?" Birdenbire koca kafal, prtlek gzl bir kadm beliriyor koltuun arkasmda. Hormon alm bir orman cinini andran, bombeli [ve belki de aslen Bombayl] bir kocakar. Bylesine yal ve iman birine, stelik bir asr nce, Tue adm hangi ileri grl zat vermi acaba? Tue boynunu uzatarak bana yalandan bakyor ve "rrraaaaak!" diye bir tokat patlatyor! Neredeyse maskem suratmdan frlayacak oluyor. Kendime gelemeden Tue yanaklarm skmaya balyor: "Bir deri bir kemik bu be! Senin velede iyi bakmyorlar Ferido!" Dozer operatr Tuge'nin elinden ucuz kurtuluyorum. Ellerimle yzm kapatyorum; gzlerimin altmdan burnumun kenarlarma doru parmaklarm bastnrak, maskemin kabarp kabarmadm kontrol ediyorum; dudaklarm ieri ekerek azm kapatyorum. Tue, amar suyunda bekletilmi traktr tekeri gibi yuvarlanarak uzaklayor. Annem gzleri dolu dolu glmsyor. "Ah benim kk Ferruh'um, Tue'yi duydun deil mi?" "Du-du-du-du-duymaz mym? Duydum anne."

Annem tatl tatl konuuyor. Efsunlanm gibi, findik kabuu azna dalyor gzlerim. Ne dediini duymadan dinliyorum annemi. Alnn krtryor, bam iki yana sallyor. Ryada gibiyim. Ellerimi okuyor annem. Onu kucaklayp bu sper lks hapishaneden karmak geiyor iimden. Et- rafimda dsel bir uultu. Annemin yznde stl kahve gibi lk tebessm. Televizyondaki Latin Amerikal dans kzlar lobiye iniyorlar. Kzlardan biri, elindeki sprgeyle bir yandan dans ederken bir yandan da ropdambrl ihtiyarn scak kllerini spryor. Annem yavaa kolumu svazlyor. Tim Burton'm Hayalet Svari filminde gibiyim. evremde sar-dilsizler, ahenkli, imlas dzgn jestler ve mimiklerle bin yllk masallar anlatyorlar sanki. "Ferruh Bey misiniz?" Bu soru beni dalp gittiim dsel akntdan syrp kendime getiriyor. Oturduum yerde sinek gibi dnyorum "ZZZZZZZZZZZ" ve "Ziyadesiyle" diyorum; iki metre tede, boynuna asl steteskobu, beyaz nl, prl prl gzl ve Supradyn tabletleri eklindeki gzleriyle duran kadn doktora. Doktor, duralayp cevabmn anlamn tartyor ve belli ki, 'bir kelimeden bir ey olmaz' kararma varyor: "kmadan nce sizinle bir dakika grebilir miyiz?" "Tabii ki." Feride Ferman'la aramzdaki ana-oul muhabbeti bam dndryor. Annesiz bymenin ne demek olduunu daha iyi anlyorum. Kaytsz artsz merhamet ne kadar besleyici, doyurucu bir gdaym meer. Annemin kuru ttn yapra ellerini vecdle pyorum... , Charles Bronson'n om Azl Kars Eer karna kendini Charles Bronson sanan bir mteri ya da grevli karsa, tabancann kabzasyla burnunu patlat! [Bay Beyaz - Quentin Tarantino, Rezervuar Kpekleri] ikinci katta, kapsndaki levhada Dr. Jpiter Majestik - Geri- atri Uzman yazl odaya girdim. "Merhaba Jpiter Hanm." Mteveffa aktr Charles Bronson'n Bay Majestik adl bir filmi vard; ocukken, yetimhaneye trenle balanan televizyonda seyretmitim. Doktoru, ister istemez, Charles Bronson'n kars olarak alglyordum! "Ferruh Bey, size nasl syleyeceimi bilemiyorum ama..." Dr. Majestik, birden deney faresi gibi sessizleti. Doktorlarn asl ii buydu: lk kez karlatklar kimselere kara haber vermek. Ceketimin cebinden ksa Camel [Ferruh Ferman'm tercihi; ben Muratti ierim] paketini karp Bayan Majestik'e sigara tuttum. alar gibi aceleyle ald. Doktor'un sigarasm yaktm. "zlerek syleyin" dedim. Aptallamt. "Korkarm, anneniz Alzheimerli" diye kestirip att. "Ya-yani, annemin bunadm m s-s-s-s-sylyorsu- nuz?" "ki aydr burada grev yapyorum ve anneniz benimle her defasnda yeniden tanyor." "Fakat beni ha-h-hatrlyor?" "Balangta, sadece yeni rendikleri bilgileri unuturlar" sigaradan derin bir nefes ekti. fledii dumanda, Charles Bronson'm silueti belirdi. Ben de Bay Majestik'e doru fle- dim cierlerimdeki dumam. Doktor Jpiter'le birlikte, du mandan bir Charles Bronson yaptk; stelik o da sigara iiyordu! mz, ylece, Ferruh Ferman'm annesinin bunamasna istinaden t karmadan yere bakarak sayg duruunda bulunduk. im szlyordu. Neden soma, Bayan Ma- jestik'in odasmdan, Bay Majestik'le birlikte ktk. Ksa p Tarihi Gary Fleder'n Things To Do In Denver When You're Dead [Sen lnce Denver'da Yaplacak ler] filminden km, Beyolu'nda, stiklal Caddesi'ni arnlyordum. Fena halde ackmtm, bireyler yesem iyi olacakt. evremde yryen insanlarn balarnn zerinde

elmalar gryordum. Tandk bir ses duydum: "Kaptan!" Baretta'yd. Biraz lafladk. Uzun zamandr konservatuara adm attm yoktu. Acba- dem'den ayrlp Taliha Teyze'nin Kuzguncuk'taki evine tandmdan beri de Baretta'yla grmemitik. Baretta bir mddet sada solda srtm, soma da babas aniden vefat etmi. zmir'deki evlerini satmlar; annesi ve aabeyiyle birlikte ili'de bir apartman dairesine yerlemiler. Beni yemee davet etti. nce ayak diredim, Baretta srar edince kabul ettim. Baretta'nm annesi, albino olduum iin bana kanserli fi- lanmm gibi davrand; ona, limon beyaz tylerim ve muamba pembesi suratmla her an lecekmi gibi grndmden eminim. efkatli ve cmert bir kadmd. Yemekleri de son derece lezzetliydi. Gelgelelim tabam bir tuhaft: Etil iekler gibi bir kapamp bir alyordu. Yemei kaklayabilmek iin taban ak olduu an\ kollamam ve hzl davranmam gerekti... Baretta, birlikte geirdiimiz sene boyunca binlerce kez olduu gibi, gzlerimin beni yine yanlttn farketmiti, fakat durumu annesine aktrmad. Birka saat soma her ey iin teekkr edip Baretta ve an nesiyle vedalatm. Bir mucize olmazsa onlar bir daha hi gremeyeceimi biliyordum. Fakat ne yazk ki kahredici bir mucize olacak ve geberesice Baretta'yla ksa bir sre soma tekrar karlaacaktm... Asansr bozuktu; beinci kattan aa paldr kldr inerken, ikinci katta klar snd. Ben elektrik dmesini ararken, 6 numaral dairenin kaps ald, 30'larnda gzel bir kadn tesirli bir doallkla: "Gen adam, rica etsem..." elinde bir p poeti tutuyordu "karken bunu konteymra atar msn?" Karga sesimi gizlemek iin apknca fsldadm: "eref duyarm." Poeti kaptm; kuduz bir zebramn srtn- daym gibi zplaya zplaya aa indim. Konteymrm kapam atmda bir ygm eski fakat gcr kitapla karlatm. Poeti yere brakp kitaplar pten kardm: Binbir Balkan Bys, empanze Dal, Tabutta Papatya Yetitirmek, Kahin Adaylar iin Klavuz... Konteymra boalttm p poetini ters evirdim ve kitaplar iine doldurdum. O gnn akam Kuzguncuk'ta brahim Kurban'a kitaplar gsterirken kararm akladm: "Konservatuara devam edemiyorum, tiyatro bana gre deil zaten. ant-Ajans gibi alengirli ilere kalkmayacam. Efendi gibi dkkn aacam." Sadan soldan bor har denkletirdiim -be kurula Kadky'de, burjuvalarn birinden kp dierine girdikleri kafeterya ve barlarm srala nd Soyut Sokak'ta dknt bir dkkn kiraladm. 50 metrekarelik, tahta demeli, dikdrtgen eklindeki bu dkkn ksa srede Ray Bradbury'nin Tiyatrosunu evirecektim. Ve tpk Ray Bradbury gibi, ben de insanlara etraftaki vr /vr hakknda esrarengiz hikyeler anlatacaktm. Zenginlerin okuduu birka 'life style' dergisine kk ilanlar verdim: "pleri kartrmak istiyorsunuz. Herkes ister. PLK'te bulualm.", "Cannz plkte bulmadnz fakat PLK'te cannz ne isterse bulacaksnz.", "pe at mayn, bize satn!", "p adamlar, p kadnlar, yuvanza dnn! PLK'e!" "pleriniz deerinde alnr-satlr!" stanbul'da ne kadar hurdac, eskici varsa hepsini tek tek gezdim. Gztepe'nin yukarsndaki mahallelerde kmelenmi hurdaclarla konutum. skdar'a iner iken ara sokaklardan birinde derme atma bir arda yuvalanm eskicileri buldum, hepsiyle anlatm. Maltepe civarnda demiryolunun kenarnda saclarla evrili meknlarnda binbir eit matbuat, metal eyay, inam hayrete drecek eitlilikteki zmbrtlar istiflemi, sonradan grme alkoliklerle teatide bulundum. Topkap surlarnn glgesine kurulan ingene adrlarna gittim. Kzlderili kabile reislerini andran eflerle mafyatik bir trensellik iinde abuk sabuk mukaveleler yaptm. Hepsine kartvizitimi verdim. Onlara sadece kitaplar, ss eyalarm, plaklar filan deil, plkten kan ya da kendileri satnalmasa pe gidecek ne varsa pein para deyerek alabileceimi syledim. Hibiri bana gvenmiyor ve daha nemlisi, ne yapmaya altm anlamamann sancsyla kvranyorlard. Onlara krl bir i neriyor- dum, gene de en iyi ihtimalle benden korkup saygl davranabilirlerdi. nsanlarn pe yollad sprntler

arasmda sr ykl, paha biilmez eyler olabilecei ihtimali akllarna taklyor fakat neyin ne kadar deerli olabileceini asla bilemiyorlard. Bu konuda kimse onlara gerei sylemiyordu. Kald ki yeni bir ey renme yeteneinden de mahrumdular. te, bu tip sua eilimli ve cahil insanlardan oluan bir ticari a rmtm evreme. Ellerine geen her eyi fabrikalara kiloyla satmaktansa ya da koca ehrin bir- iki semtinde kurulan eskici pazarlarma tamaktansa bana getireceklerdi... ebekeyi kurmutum. Bir ay iinde plk' ne ararsanz bulabileceiniz acayip ve cazip bir iyeri haline getirmitim. plker, ilerinde biriken metan gaz yznden patlyor ve bu patlamalarda binalar p ynlar altmda kayboluyor, insanlar lyordu. Kimi ruh hastalar, yaadklar yeri, plerden bulduklan pisliklerle tka basa doldurup 'p ev' haline getiriyorlard. Bense iyi biliyordum ki plklerin patlamas ile sper-marketlerin bombalanmas arasmda farktan ok benzerlik vard. Her ev, tketim lgnlyla satma lnm lzumlu lzumsuz rnlerle giderek daralmaktayd. Pekala ie yarayabilecek eyler pe atlmasa, stanbul'daki btn evler yaanmaz hale gelebilirdi. Sz konusu ie yarar eyler zerine bir i kurmutum ve iyi de yapmtm. lkin insanlar irentiyle yaran bir merakla geliyorlard dkknma. plk'ten sahiden ireniyorlar myd? Bence hayr. Yolda yrrken rastladklar p kartran kimselere gizliden gizliye imreniyorlard. pler belirsizlikler ve imknlarla doluydu. Milyonlarca p torbas arasmda kim bilir ne defineler vard?.. plklerde anca yiyecek artklar; tketilmi rnlerin ambalajlar; krlm, bozulmu vr zvr; yrtk, ypranm giysiler... filan bulunur zannedenler kesinlikle yanlyor. Bizzat bana pte bulunmu kstekli saatler, plastik oyuncaklar, diki setleri, tabancalar, afrodizyak haplar, kedi mamalar, sa kurutma makineleri; yabanc dil eitim setleri, deri antalar, metal taklar [kolye, yzk, halhal, kpe, toka, bilezik, knye... vs.], irili ufakl radyolar, imzal nl fotoraflar, kravatlar, ev terlikleri; DVD'ler; emsiyeler, sustallar, di fralar, akmaklar, el fenerleri, papyonlar, matkaplar, protez kollar, yalboya tablolar, gne gzlkleri, filarlar, paletler... getirildi. lkesel olarak, son kullanma tarihi gemi rnleri almyordum. Genellikle, hi kullanlmam, ambalaj almam eyleri tercih ediyordum. Bana getirilen eyalar temizliyor, onaryor, gerektiinde tamircilere gnderiyordum. Yine de pten 'drlm' zmbrtlarn gizemi yokolmuyordu; bunu istemiyordum zaten. Kymeti bilinmemi, birilerinin atp kurtulmak istedii bunca teberinin okunaksz macerasn mterilerim kafalarna gre yeniden yazyorlard. Bu konuda onlara ben de yardm ediyordum. plk, yeni eya satnalmaya g yetiremeyenlerin alveri ettikleri bir dkkn olmad gibi, antika merakllarnn uradklar trden bir yer de saylmazd. Dkknmda- ki her para, hangi yne frlatlrsa frlatlsn benim ayaklarmn dibine, avucuma, bama den bir nevi bumerangd. By iin Gereken Enerji Yal bir adam bastonundan m ayracaksn? [Gandalf-J.R.R. Tolkien, Yzklerin Efendisi - tki Kule] Kadn, tren tekeri byklndeki apkasmn nnden sarkan tl peeyi kaldrd ve beni sust yakalam gibi: "Borges seversiniz, deil mi?" "Tab ki... Sizin iin baka ne yapabilirim?" Bu kadm grseniz, en fazla otuz yamda sanrdnz, fakat kalbm basarm krkm oktan amt. Gen grnmesinin sebebi [hi kuku yok ki]; 120 gram kabuklar soyulmu bademi havanda dverek un haline getirmesi; 1 yumurtann akn, rpmakszm, bu una ekleyip kartrmas; 1 ya da 2 orba ka glsuyu ilave ederek macun haline getirdii bu karm cildine [bilhassa yzne] srerek 10 dakika kadar bekletmesiydi. Macundan maskeyi kardnda, cildi daha gergin, bambaka biri oluyordu.

Kadm, tavandan apka karan birine>bakarcasna akn grnyordu. "Borges... Ajantinli nl bir yazar. Onu tanmyor olamazsnz?" "Tanyorum bayan. u, 'Allah sana bir limon verdiyse, onu skp limonata yapmalsn' diyen adam. Onunla aramzda ya fark olduunu inkr etmiyorum fakat doum gnlerimiz aym. Ve... bildiklerimin ounu onun kitaplarndan rendim" Kahkahas yarm kald kadnn. Meydan okurcasna, apkasn kard. "Borges ile Adolfo Bioy Casares'in birlikte yazdklar ve takma isimle yaynladklar tah Ac Sular adl hikyede, plerden karlan eylerin satld bir dkkndan bahsedilir. Sanrm byle bir dkkn ama fikrini oradan aldnz?" "Biliyordum... Gnn birinde, hakikat hesabna alan bir dedektifin foyam meydana karacam biliyordum." "Borges'i tanmyorsunuz, deil mi?" "Sizi tandm kadar bile mi?" "Dert etmeyin. O da birok hikyesini Dou edebiyatndan okuduklar zerine kurmutur." "Mvekkiliniz hakknda byle konumaym bence." "Borges'in avukat deilim. llerle ilgili davalara br dnyamn mahkemelerinde baklr, bilirsiniz." "Haklsnz... Buradan satnalmak istediiniz bir ey var m?" "Ne tavsiye edersiniz?" "u bastonu." "Baston mu? Hayat yolunda daha uzun sre bastonsuz yryebilirim. Neyi ima etmeye alyorsunuz?" "Bu, Borges'in 1982'de stanbul'a geldiinde kald Uyurgezerler Oteli'nde unuttuu bastondur, hanmefendi." "Hi sanmyorum." "Sizi ikna etmeye uraacak deilim. Fakat..." "Fakat ne? Buradaki her ey pten ktysa, Borges'in bastonunun pte ne ii vard?" "Boges ve gen kars oteli terkettikten sonra oday temizlemeye gelen kadm bastonu buldu..." "Glkle yryen bir adam yola karken bastonunu nasl unutur, syler misiniz?" "Kars, Kapal ar'da gezerlerken Borges iin yeni bir sopa almt: Sedef ilemeli, ahane bir as. Buenos Aires'ten alnm bu baston ise bir kenara brakld ve muhtemelen yatan arkasma dt. Malum, ou kimse otel odasmdan bireyler arr; kimileri de otellerde bireyler unutmay sever. Borges, ikinci gruba giren ender ahsiyetlerdendi." "lgin... Devam edin." "Temizliki kadm, yerleri silerken yatan altnda bulduu bastonu resepsiyon grevlisine teslim etti. O da alp eve gtrd. Borges'in nl bir yazar olduunu duymutu, fakat bu bastonla kimsenin ilgileneceine ihtimal vermiyordu. Derken, Borges'in bastonu, bir sre, Uyurgezerler Ote- li'nin resepsiyon grevlisinin kaynpederi tarafmdan kullanld. Kaynpeder, vakit namazlarm klmak iin mahalledeki camiye gidip gelirken, Borges'in bastonuna yaslanyordu." "Bu bastona yani?" "Kesinlikle." "Sonra?" "Bir k gn, caminin bitiiindeki Kur'an kursunda okuyan bir ocuk bahedeki yapraklar sprp uvala dol- duruyordu. O srada, Borges'in bastonunu kullanan aksakal camiden km, bahe kapsna doru yryordu. amurda aya kayd ve dt. Orada bulunan birka kii, yapraklar spren ocuk da dahil, ihtiyarn yamna kotu. Adamn durumu ktyd. Hastaneye kaldrdlar. Borges'in bastonu ise caminin bahesinde, amurun iinde unutuldu. Yapraklar spren ocuk bastonu ald ve biraz oynadktan soma, uvala tkp pe

att. Yaprak uvalnn bulunduu konteynr kartran bir ingene kadm, uval alabilmek iin yapraklar dkt. uvalla birlikte bastonu da ald. Bas ton, kadnn eskicilik yapan kocasna geti. Koca da bastonu bana satt..." "Siz mthi bir yalancsnz!" Bastonu kadma uzattm ve ona zerindeki yazy okumasn syledim; kadm evirdi evirdi ve muhtemelen ucu yaklm bir ineyle kaznm kck Cuando Pedro Macao quien me hab'a elaborado con una monotonia llena de inspiration y entregado a mi dueho, al mas honesto mentiroso del mundo, el calendario mostraba el ano 1971 en Buenos Aires [Beni ilham dolu bir tekdzelik iinde biimleyen Pedro Macao, sahibime yani dnyann en drst yalancsna teslim ettiinde Buenos Aires'te takvimler 197l'i gsteriyordu] yazsn okuyunca afallad: "Fakat bu imknsz!" "Borges der ki" dedim, olanca gizemini stme aldm kadma, "mknsz, reddedilmi mmkndr ve kuzeye gidildike imknszlar oalr." Kadm sylediklerimi anlamyor gibiydi. Burnundan kmaya alan minik salyangoza gzlerimi dikerek szlerimi tamamladm: "Suyun suda kayboluu gibi, hakikati bulmak uruna kaybolmay gze almak... En nemli ayrmlar hep en belirsiz olanlardr." apkasm takp dzeltti. Peesini indirdi, st dudama tutunan salyangozu drmemeye zenir gibi sakince mrldand: "Eletirmek iin gereken enerji, by iin gerekenden ok daha fazladr. stelik, birok eyin yannda mesela cahillerin sulama, dahilerin itiraf tutkusu; tabiatm, arln byden yana koyduunu gsterir." 'Stten km Ak Kakla Cinayet brahim Kurbanla beraber plkteyiz. Can yoldam sessiz sedasz, Rus-Japon Harbi'nden bahseden Osmanlca bir kitab kartryor. Ortayal alkolik bir palyao, mfetti edasyla kapdan giriyor. Bu adam gzm bir yerden sryor ama nerden? Habire, aznn stnde nc bir dudak gibi duran kzl byklaryla oynuyor. "u emsiye, gcr gcr; o da m plkten kt?" "Evet beyefendi. Onu vck vck, le kokulu atklarn arasmda bulmutuk." "Enteresan. Temiz grnyor." "Tamir grd ve dezenfekte edildi." "Kimindi dersiniz?" "Bence... zal dneminde Londra'daki Trk bykeliliinde grev yapm bir diplomata ait." brahim Kurban, kitaptan bam kaldrp nce bana, soma adama bakyor. Adam, brahim Kurban'a kaamak bir bak frlattktan sonra bana kalarn kaldrp dudak bkerek soruyor: "Emin misiniz?" "Emin olmam m gerekir?" "Mterilerinizi yanltmaya hakknz yok..." "Kimseyi yanltmyorum efendim. Sadece, ehemmiyetsiz bir muammaya zararsz acayiplik takviye ediyorum." 'Ya bir bakasma aitse? Sizce byle bir ihtimal yok mu?" "Kime mesela?" "Nerden bileyim, otobs durama yrrken kalp krizi geiren emekli bir felsefe retmenine mesela?" "Siz nasl uygun grrseniz." "Hh, sama." "Oras kesin." "Neden byle bir dkkn iletiyorsunuz? Belediyeye bavurup bizzat p olamadnz iin mi?" "Hah-hah-hah-hah-hay!" "Glmeyin, aka yapmyorum."

"p olmay hi dnmemitim dorusu. Daha nce aklma gelseydi, bu dkkn amam gerekmeyebilirdi." "Pekala... emsiyeyi alyorum." "Merakm balayn ama... Yazn ortasnda emsiyeyi ne yapacaksnz?" "emsiye zaten 'gnelik' demek." 'Yani gnee kar m kullanacaksnz?" "Bu, aramzda kalsn." "Ne?" "nmzdeki 12 hafta iinde saanak bekliyorum." "Hakl olabilirsiniz. Tedarikli olmakta fayda var." Herif kay koparmt. Yaplacak bir ey yoktu. Tam kapdan karken eikte durdu ve omzunun stnden bakarak soukkanllkla itiraf etti: "lk defa plkten bir ey alyorum." "Sizi kutlarm." Bana gre, herkes gzden karlm bir 'su kant'na sahip olma midiyle geliyordu plk'e. Cinayet aletlerinin yamsra, adi sularda kullanlan aralar da pe atldnda stten km ak kak stats kazanmyor mu? dudakl mteri de, ben de iyi biliyorduk ki, diplomat bu meum emsiyeyle Gney Asyal bir dans kz yaralamt ya da emekli felsefe retmeni bir kediyi dverek ldrmt. Uan Hal Ykama Makinas "Ka yandasnz?" "Onsekiz" "Hmmm, onsekiz... dilimizdeki en gzel kelime." "nsanlarla hep byle mi konuursunuz?" "Evet. Biri Shakespeare'le aym gezegende yaadmz hatrlamak." Gzlerim kzn ayaklarna takl kald. Botla- nndaki amur, yerdeki kk haly mahvetmiti. 'Ya siz?" Utanmadan kzn ayaklarna bakmaya devam ediyordum: "Yrmiyedi." "Hay aksi, galiba halnz hatrdm." "nemi yok. lk kez lekelenmiyor." Gzlerimle haly taryordum, nk kz ylece durduu halde, grnmez biri hzl hzl yryormuasma amurlu ayakizleri oalyordu! Aslnda, zerindeki desenler iyice silinmi ve klrengi bir paavraya dnm olan hah, bana imdi tastamam amura boyanm grnyordu. "Galiba" dedi kz, "halya ok deer veriyorsunuz?" "Baka arem yok. nk bu hah sahiden ok deerli." "Neden? Yoksa tarih bir ran hals m bu?" "Tam stne bastnz." "O halde buraya nasl geldi? pten km olamaz, deil mi?" "1700'l yllarn balarnda, Tebriz'de dokunmu... ve tabii ki pten kt." "Beni kandryorsunuz." "Bu hah, stanbul'a, III. Ahmet zamannda, air Nedim her ne kadar 'stanbul'un bir tana, tm Acem mlk fedadr' filan demise de, Tebriz'den getirtilmitir. Yl 1722'ydi. iran'da iilerle Snniler arasndaki kanl atmalar sryordu. Kargaadan istifade eden Osmanl ordusu ran'a girdi ve baz ehirleri ele geirdi. Tebriz bunlardan biriydi. Sleyman adl bir sipahi, camm balad bir Acem'in hediyesi olan ve ite imdi zerinde durduunuz u hahc atnn terkisine att..." "Atnn zerinde bir hah olduu halde savat, yle mi?" "I la yr, hayr. Geri blgedeki karldk A730'lara kadar srd. ran'a tekrar asker gndermek gerekti. stanbul alkalanyordu: Dedikodular, iftiralar, efsaneler iyice birbirine

karmt. ran hkmdar Nadir ah'm askerlerinin, bizimkileri feci ekilde bozguna uratt syleniyordu. Hemedan muhafz Abdurrahman Paa, 60 bin askeri brakp kamt. ranllar Hemedan'a ve Tebriz'e dalmlar ve Osmanl askerlerini kltan geirmilerdi. stanbul'da kulaktan kulaa ses hzyla yaylan bir hikyeye gre, dman taralndan burunlar, kulaklar kesilen binlerce sipahi ve yenieri Trabzon'dan gemilere bindirilmiti. Nevehirli brahim Paa, malul gazilerle dolu bu gemilerin istanbul'a varmasn ve faciamn anlalmasn nlemek iin, kaptanlara rvet vermi, bylece dipleri kasten delinen gemiler Karadeniz'de batrlmt!" "Osmanl tarihi hep ilgimi ekmitir. Fakat btn bunlarn halmzla ne ilgisi var?" "Sipahi Sleyman ran'daki vahi savatan sa kurtuldu, nk iler rndan kmadan nce, henz kontrol Osmanl'dayken, stanbul'a durumu bildirmek zere gnderilmiti. 1722'nin son gnlerinde, Anadolu'ya durmakszn yaan yamurun ve karm iinden geen srlsklam bir at bir adam ve bir hah stanbul'a vard. Saray'a ilettii mjdeye, altnla mukabele edilen sipahi Sleyman, skdar'da bir kke yerleti." "Sipahi Sleyman diye biri yok, deil mi? Btn bunlar uyduruyorsunuz. Bana masal anlatyorsunuz. Deil mi?" "Hayr. Niye masal anlatacakmm? Haldan sz almken, gerei bilmek istersiniz diye dndm." "Haly uuruyorsunuz fakat. Dahas siz de uuyorsunuz." "Benimle byle konumayn kk hanm." Kzn hem sinirli hem de merakl hali; beni hem meraklandryor hem de sinirime dokunuyordu. "Sizinle daha nce tantk m?" Yerdeki halnn rengi siyaha dnmt. Ve galiba kzn kafasn da fazla tlemitim. Haly satmalaca filan yoktu besbelli. "Hayr. Prensip itibariyle 18 yamdan kk kimselerle tanmam." Beni bir an gzlerindeki nefretle imekledi, fakat hemen balad ve yznde yeniden bir merak ifadesi belirdi. Gzleri neredeyse lacivertti. Bylesini daha nce hi grmemitim. Salar kapkarayd. Elimi ceketimin cebine daldrdm ve bir sigara karp baparmamla iaret parmamn arasnda tuttum. Kzn yzn incelerken sigaray kk bir hareketle azma frlatp dudaklarmla yakaladm. Beni ilgiyle izliyordu. Sigaray yaktm, derin bir nefes ektikten sonra: "Hah, miras yoluyla nesilden nesile aktarld. Kimsenin onu yeterince umursadm sanmyorum. Tarihin kurun dalgalar arasnda yzen bu hall, en son, Tevikiye'de bir apartman dairesinin lo holnde karaya oturdu." Zifirileen hah bir batakla dnmt ve kz, gzlerimin nnde, halnn iine ekiliyordu! Ayak bilekleri halnn iinde kaybolmutu. "Eeee?" Yerinde bir soruydu. Birka saniye kazanmak iin sigaramdan bir nefes daha ektim: "Tevikiye'deki dairede oturan emekli ziraat mhendisi, bu halnn zerinde karsn baklad!" Kz, dizlerine kadar batmt ve bundan etkilenmi grnmyordu. Bozuntuya vermeden szlerimi srdrdm: "Kadn o kadar drdrcyd ki, adam sonunda zvanadan kt ve elini kana bulad. Kan halya da bulat tabii. Adam, sipahi Sleyman'n, can balayarak ald ve at srtnda stanbul'a getirdii kk halya; 250 yl sonra bir gece vakti cann ald karsn sard ve arabasnn bagajna tad. Cesedi, Erenky'n yukarsna den ingene mahallesindeki batakla brakt, fakat halya kyamamt. Tam oradan ayrlacakken, az tede iki ien ve karanln iinden ona bakan birka kiiyi farketti. Haly arabaya atamadan orackta brakt ve gaza basp evine dnd." "Adam yakaland m?" "Asla." Kz, beline kadar halya gmlmt: "Peki btn bunlar siz nasl bitebiliyorsunuz?" "Hikyeyi tamamlamama izin verin."

"zinsizin." "Yal mhendis evine dnd ve ertesi gn polisi arad. Karsnn sabahleyin pazara gittiini ve hl dnmediini syledi. ocuklar olmamt: Kadndan hibir iz yoktu. Mhendis, mesleki bir titizlikle olay rtbas etmiti. mrnn geri kalan 15 yln, eskiden olduu gibi zgn grnerek geirmek onun iin zor olmad..." Kz, gs hizasna kadar batt halda hi kprdamadan beni dinliyordu: "Albinolarm hayal gcnn bu kadar geni olabileceine ihtimal vermezdim" dedi. Albino olduumun hatrlatlmas canm skt. "Batakln kenarndaki ingenelerden biri haly alp evine gtrd. Suskun fakat her an olay karabilecek tiplerden, Ferdi admda bir hurdacyd. Bu adam bana sk sk bireyler getirip satar. Bir gn onu bulmam gerekti. Gittim baktm, hurdalkta yoktu. Oradaki bir ocuk beni Ferdi'nin yaad gecekonduya gtrd. Eikte ayakst konutuk. Af buyurun, ok skmtm ve tuvaleti kullanmak iin msaade istedim. Ellerimi ykamak zere banyoya getiimde yerde bu haly grdm; slakt. karken, banyodaki haly bana satmas m teklif ettim. O da kabul etti..." Boazma kadar halya gmlm olan kz, sakin hareketlerle yzeye kt. Halmm kysndaki antasn ald ve kapya yneldi: "Neden ve nasl yaptnz bilemiyorum fakat bundan hi holanmadm." "Ne demek istiyorsunuz?" "Ne dediimi anladnzdan eminim!" "Tamam, hikye uydurmacayd. Siz de yutmadnz... Oysa sizin yerinizde kim olsa szlerime kanard!" Sesimdeki alayc ton kzn rahatszln artrmt: "Hik yeniz uydurmaca deildi! nsanlarla daha ak konumaksnz! Byle tuhaf imalar beni fitil ediyor!" "Ne imas? nanm size hibir ey ima etmedim. Bu hak- nm pten kt doru, fakat gerisini tamamiyle kafadan attm. Anlamyor musunuz? Tekrar et deseniz hikyeyi tekrarlayamam bile!" "Yemin edin?!" Bam geriye attm ve sa elimin st kenaryla boazm batan baa bir kerede kesiyor gibi yaparak, yukarya pck gnderdim. Bu, ocukken, yetimhanede rendiim ve inandmc bir yemin etme biimiydi. Kz hl bana kukuyla bakyordu: "Benim adm Sabiha" dedi. "lk defa ad Sabiha olan biriyle tanyorum." Beni duymamt sanki: "Babamn ad Sleyman ve soyadmz da Sipahi!" Afallamtm. Tesadfn ine dekiydi bu! Kz, onu daha nceden tandm ve kendisine akayla kark sarkntlk ettiimi sanmt. Ya da beni kekliyordu. Utanm gibi yaptm: "Ltfen zrm kabul edin." "Neden zr dikyorsunuz imdi? Hani hikye uydurmacayd?" "yle olmas iin elimden geleni yaptm, fakat szlerimin tmyle yalan olmasn salamay her zaman baara- myorum." Kim Bu Whitcomb Judson? Biraz arlatanlk, iyi kullanlrsa, zekya da yarar. [Giovanni Papini, Bakasnn Yerine ntihar Etmek] Fonda, Modest Mussorgsky'nin Bir Sergiden Tablolafi alyordu. brahim Kurbanla evimdeki eski koltuklara yaylmtk. Sanki dilimizi yutmutuk da stne sigara iiyorduk. plk'n kapma kilit vurmutum. Ferruh Ferman olmak, hayatm tersyz etmiti: ksz ve yetimken, Alz- heimern bir anneye kavumutum. Albino olmamann tadna varmtm. Tamam, kekeliyordum ama kimse bu yzden beni kmseyemiyordu.... imdi yeniden Kuzguncuk'taki evimdeydim ve Nuh Tufan'dim ite. brahim Kurban'a "Dikkat ettin mi,

Ferruh Ferman, Ricardo Darin'e ne ok benziyor... Whitcomb Judson' da andryor" dedim. "Ricardo Darin, Nueve Reinas'taki Marcos deil mi? " "Ta kendisi." "Peki, Whitcomb Judson kim?" "Whitcomb Judson' tanmyor musun?" ibrahim Kurban, olanca serinkanhigyla "Hayr, tanmyorum. Fakat klar sayarsan, belki doru cevab bulabilirim." "Pekala..." oturduum yerde toparlandm ve biraz dndkten soma Whitcomb Judson'm kim olabileceine dair klar hzla sralamaya koyuldum: "a] 1840'larda Eskimo kpekleriyle Rus tazlarm iftle- tirerek ngiliz emniyet tekilatna byk faydalan dokunan polis kpei trn elde eden bir avu. "b] 1956 Melbourne Olimpiyatlarnda Macar rakibine kafa atarak havuza kan bulatran Yeni Zelandal su topu oyuncusu. "c] nsan, boa nefes tketmemeli' diyen jazz trompetisi. lm deindeyken son nefesini trompete fleyebil- mek iin baucundakilerden yardm istedii rivayet olunur. "] Eski ngiltere Babakam Margaret Thatcher' baarsz bir suikast giriimiyle onurlandran rlandal piyanist. "d] 1890'da yrrle giren bat tarz Japon anayasasn hazrlayan kurula bakanlk eden hukuku. "e] 1970'te, Channel 40'de card yaymda ceketinden bir tabanca karp kendini vuran haber sunucusu. Elemann son sz "Channel 40, haberleri en hzl veren kanaldr. imdi bir ilke daha tamk olacaksnz..." olmutu! "f] Entomolojiyi [bcekbilim] politika ve sosyolojiyle harmanlam bilim adam. ktidara Yryen Bcekler adl kitab mehurdur. Ayrca, kefettii bcek trlerine, akrabalarnn isimlerini vermitir. "g] Kanadal heykeltra. Meslekta olan ikiz kardeiyle birlikte, yaadklar kasabada ikamet eden herkesin heykelini yapmt. Deliler, mahkumlar, zrller, bebekler de dahil tam 1039 kiinin heykeli, kasabaya serpitirilmiti. 1964'te kasaba nfusu, heykel saysma eitti. Kasabann ad 'Statues Town' [Heykeller ehri] olarak deitirildi. Staues Town'daki heykel bolluu enteresan olaylara yol amt. Kasabada kavgalardan heykeller de nasibini alyordu. Bir kimse dmann kkrtmak, utandrmak, meraklandrmak, tehdit etmek filan istediinde, gizlice onun heykelini tahrip ediyordu. Zamanla, kasaba "Heykel Savalar" olarak da bilinen iddetli atmalara sahne oldu. Sanki heykeller birbirleriyle arpyordu. Yrede, 'heykel muhafzl' diye kazanl bir meslek tredi. Srf, heykeli dikilsin diye birok insan kasabaya g etmiti. Judson kardeler, gmenlerin heykelini yapmaya yanamaymca, blgeye heykeltralar da g etti! llerin byk bir ksm, heykelinin baucuna dikilmesini ya da yanma gmlmesini vasiyet ediyordu. Yllar getike, ou kimse "Bu heykel artk bana benzemiyor, yenisi yaplsn" diye tutturuyordu... "] Sessiz sinema dneminde drt filmde Frankenstein roln oynayan aktr. "h] Salaklarn Sava Ve Budalalarn Bar romanyla yaygn bir nefret uyandrm yazar. "] 1986'da uzay mekii Challenger infilak ettiinde iinde bulunan talihsiz astronotlardan biri. "i] 1997'de, Papa II. Jean Paul'n idrar tahlili sonularm yaynlayarak, dini btn Hristiyanlarn sokaklara dklmesine sebep olan gazeteci. "j] iirlerinden ziyade, atalarmdan miras kalan ve zenginletirmek iin elinden geleni yapt kepe koleksiyonuyla tannan Galli bir air. "k] 17. yzylda, Britanya'da grlen byclk ve cadlk davalarna bakan nl bir yarg. "1] Birka gn nce Belfast'ta vaak ii ierek ayin yaparken yakalanan bir satanist tarikat cemaatinin efi. "m] Amerikal kan verme rekortmeni. Hayat boyunca 499,5 litre kan vermitir. 1959'da baklanarak ldrlmeseydi, 500 litreyi amas iten bile deildi. Vicdanszlar, altn yumurtlayan tavuu 'kesmiler'!

"n] Buzdalarm bombalayarak talim yapan Eskimo sava pilotu. "o] Mississippi'nin Periloushill blgesindeki ormanda, ylda bir kez dzenlenen ve yalnzca kr jokeylerin katla - bildii geleneksel at yarlarnda stste 13 sene [her defasnda bir baka atm srtnda] birinci gelen ampiyon. "] Mattel adl firmay dava ederek 1 milyon dolar tazminat kazanan aile reisi. BayJudson, kk kz Judy'e, Mat- tel'in yemek yiyen oyuncak bebeklerinden satmalmt. Bebek, azna dedirilen plastik cipsleri filan srarak koparyor ve ineyip yutuyordu. Kk Judy, televizyon seyre derken ii geen babasn uyandnmaya alrken bebekle drtm, bebek de adamcazn burnunu kapmt! "p] Kedilerden nefret eden besteci. yle ki, evinin penceresinden komularnn kedilerine yay gerip ok atard! Kraliyet orkestras onun bestelerini repertuara almad. nk kediler majestenin aklm elmiti. "r] 1490'da Fransa kylarna aknlar dzenleyen Osmanl donanmasnn bandaki Piri Reis'in tayfalarndan biri suda bir potkal buldu. ieyi krp iindeki kd okudu: 'Gemi yamyor! Ve biz ruhlarmz Tanr'ya emanet ediyoruz!.. Binba Whitcomb Judson -1488, Biscayne Krfezi.' "s] 1913'te ilk 'kare bulmaca'y dzenleyen tembel muhabir. Ksa zamanda tm Avrupa ve Amerika'y saran bulmaca lgnl, szlk satlarnn patlamasma yol amt. "] XVI. yzyl Avrupa'snn en uzun sakall adam olarak tannan mimar. Elinde bir amdanla merdivenden inerken sakalma taklp yuvarland ve ld. amdandaki mumlar sakaln tututurduu iin, tabuta parlak bir suratla girdi, "t] Uak tayan denizaltnn mucidi, "u] Charles Darwin'in kuzeni. dam mahkumlarn asmakta kullanlacak ipin ideal uzunluu ve kalnln hesaplam, konuyla ilgili bir bror yaymla m tr. "] 32 sene boyunca hastalarmm azmdan skt 28 bin rk dii biriktiren di hekimi. Bu dileri, az salnn nemini vurgulamak amacyla sergilemiti. "v] Geliofobi [glme korkusu], koulrofobi [palyaodan korkma] ve haptofobiden [dokunulmaktan korkma] mustarip stand-up'. "y] ABD'de hayvanlar aras spor msabakalar dzenleyen organizatr. Her yl Ekim'in ilk 4 gn yaplan msabakalarda 300 kadar hayvan atletizm, jimnastik, yksek atlama, halat ekme, diree trmanma, buz pateni, su balesi, voleybol, basketbol ve futbol dallarnda yaryor. Fil, at, kei, domuz, leopar, ay, maymun, kpek, devekuu ve leyleklerin katld oyunlarn alnda geen yl ABD bayra bir papaan tarafndan gndere ekilmiti. "z] 1934 Mays'mda Polly Hamilton adl garson kzn tanp iliki kurduu yakkl. Polly ile YVhitcomb'un birliktelii 22 Temmuz akamna kadar srd. nk, klar sinemadan karken, gen adam polisler tarafmdan kurunland. Whitcomb Judson diye biri gerekte yoktu. Adammz, FBI tarafndan bir numaral halk dmam ilan edilen, yzlerce silahl soygun yapm gangster John Dillinger'dan bakas deildi! Polly'e kendini Whitcomb Judson olarak tantmt!" ibrahim Kurban tatl bir yorgunlukla sordu: "Yani, Whitcomb Judson diye biri yok mu?" "Var tabii ki." "Kimmi?" "klardan birini semeyecek misin?" "ovunla beni etkiledin. Artk gerei duymak hakkm." "Whitcomb Judson, fermuarn mucidi. 21 Eyll 1922'de ldnde, Chicago'da btn fermuarlar yarya indirilmi." brahim Kurban samimi bir ifadeyle glmsyordu. Telefon alnca glmsemesi yavaa silindi. Ayakalt Bir Yerde Ayakst Bir Sohbet

Arayan, Ferruh Ferman'd: "Nuh Bey?" "Evet?" "Merhaba. Si-si-si-si-ssizze ihtiyacm var. Ku-kuk-kuzze- nim e-eee-e-evleniyor." Elimde kablosuz telefonla odamn iinde volta atarken, brahim Kurban'la birbirimize bakyorduk: "Bugn m?" "Evet." "Nerede, ne zaman?" "--raan Saray'nda, a-a-a-a-akam saat do-do-do- kuzda." Kolumdaki saat 18.45'i gsteriyordu. "Peki, tam 21'de orada gerekleirim." "Ya-ya-ya-yalnz bir ey daha var." "Nedir?" "K-k-k-kz arkadamla birlikte gi-gi-gitmenizi i-istiyo- rum." "Bize bir kz arkadanz olduunu sylememitiniz, Ferruh Bey?" "Kzla yeni ta-ta-tan-ntm, va-va-vak-vak-vaktim olmad." Kabz Ferruh Ferman beni huylandryordu. Yeni sevgilisiyle kmam talep etmesi, ekstra bir tuhaflkt. "Nasl isterseniz... Peki bu ansl kzla nasl buluacam?" Bu cmledeki oynakl ge farkettim. Yani kz Fer- ruh'un sevgilisi olduundan tr m yoksa benimle buluaca iin mi anslyd? Ne demek istemitim? "Ad, Di-Di-Di-Dilara Di-Di-Di-D-Dilemma." Ferruh Ferman bana 'ansl' Dilara Dilemma'mn cep telefonu numarasn verdi. Aslnda kzla henz muhabbeti koyulatrmamlar, fakat i ciddiymi. Bana gveniyormu. Ferruh Fer- man'm bana itimat etme biimi, kendimi emniyette hissetmemi engelliyordu. Ortak kullandmz cep telefonunu kapattm syledi; bendekini portmantodan alp atm. Cep telefonu amnda almaya balad. Dilara Dilemma aryordu. "Merhaba ta-tatatlm?".deyiverdim, dier hattaki patronumun kadmna! Karmda oturan brahim Kurban, sanki kendisine sylemiim gibi aalad. Elimden geleni yapmtm fakat Dilara Dilemma sesimi biraz yadrgamt, zira boazmda Ferruh Ferman'm sesini karmam salayan elektronik bant yoktu. "Merhaba, sevgilim." Ferruh Ferman'a, fsltyla durumu akladktan sonra cep telefonunu kulama deil, dier telefonun vericisine dayadm. Bylece Dilara Dilemma'mn sylediklerini Ferruh Ferman da duyabiliyordu. Ferruh'un sylediklerini ise sadece ben duyuyordum. Ferruh Ferman, kza saat sekizde Pandora Palas'm ay salonunda bulumay nermemi buyurdu. Cep telefonunu yeniden kulama gtrerek Dilara Dilemma'ya teklifi kekeledim. Kzn sylediklerini patrona dinletiyor, soma da kza patronun talimatna uygun cevaplar veriyordum. Hileli bir santraldim. brahim Kurban halime bakp kkrdyordu; inann, bu nadiren olur. Dilara Dilemma telefonu kapattktan soma Ferruh Ferman'dan kz tarif etmesini rica ettim. Buna hi gerek olmadm ve elimi abuk tutmam syledi. Biri mzklk yapmaya baladnda, oyunun ad deimeli; bizim oyunumuzda ise, grne baklrsa herkes mzkyd... Ferruh Ferman'dan kopyasm aldmz fotoraf albmnden bu akam evlenecek talihsiz kuzenin fotorafm buldum. Dne katlmas kuvvetle muhtemel sryle akrabann eski ve yeni grnmlerini kontrol ettim. Fotoraf albmleri zamanla bir mezarlk tutanama dner. Hi karlamadm bu insanlarn yzleri, benim iin zaten llere ait gibiydi ve bu akam hepsi hortlayacakt! Derhal hazrlanmaya koyuldum. Issey Miyake parfm srndm, boazma elektronik band yaptrdm, maskemi zenle kafama geirdim, lenslerimi taktm. nl modac dris Terzi'nin elinden km bir gmlein zerine kuruni bir Gucci takm elbise giydim. brahim Kurbanla birlikte dan ktk. Bahede Taliha Teyze ve bir adamla karlanca biraz panie

kapldm. brahim Kurban hatrm sormasa, Taliha Teyze'nin bizimle ilgilenecei yoktu. Ayakst biraz lafladk. Adam, delici baklaryla beni kevgire evirdi. Taliha Teyze'nin kim bilir hangi kocasmdan olan ve uzun zamandr grmedii oullarndan biriymi: Talha! Ona ilk defa rastlyordum. Talha, Ferruh Ferman' bir yerlerden tanyor olmalyd; yoksa bana neden bu kadar dikkatli baksm- d? in tuhaf, benim de gzm onu bir yerden sryordu. Talha, uaktan der gibi sordu: "Siz de mi st katta kalyorsunuz?" Hafife gldm ve her ihtimale kar kekeleyerek cevapladm: "Ha-ha-ha-ha-hayr." Taliha Teyze'nin karsna Ferruh Ferman klnda ktm iin ar bir mahcubiyet duyuyordum. Sahil yolunda bir mddet brahim Kurbanla birlikte yrdkten soma, Ferruh Ferman'm ofrne telefon edip onu Baba Balk Restoram'mn nnde beklediimi syledim ve bir an nce gelip beni almasn emrettim. brahim Kurban, dikkatli olmam tembihledi ve arabamn gelmesine kalmadan bir taksiye atlayp gitti. brahim Kurban'm bindii taksi az tede krmz a takldnda, benim arabam da nmde durdu. Arka koltua oturdum, "Pandora Palas'a" dedim. Taksiyi sollarken brahim Kurbanla birbirimize baktk. ok acayip bir durumdu. Kameralarm nnden geen sulular gibi sol elimi yzme kapayp sa elimle zafer iareti yaptm. Alklar Eliinde Bir Buluma Pandora Palas'm muazzam ay salonuna girdiimde, garsonlarn efi nazike eilerek "eref verdiniz Ferruh Bey" dedi. Dnp bakmayarak, verdiim erefi geri mi aldm, ikiye mi katladm bilemiyorum. Gzlerimle salonu taradm: nl tiyatrocular, airler, yazarlar, sinemaclar, arkclar, iadamlar [ki grne baklrsa ben de onlardan biriydim] masalar doldurmutu. Bu kalabalkta Dilara Dilemma'y nasl bulabilirdim? Kulam, salonun uultusunu dengeleyen Leonard Co- hen'in Dance Me arksndayd. Gzlerimi yumup kollarm atm ve "Dance me to you're beauty with a burning violin..." diye yksek sesle arky sylemeye koyuldum. Salondaki uultu giderek azalyordu, herkesin gzlerini zerimde hissediyordum. Leonard Cohenle det yapyordum ve... bir kadn gelip boynuma sarld. Gzlerimi atm, memleketin mehur zevat, kim olduunu bilmedii bir kadna sarlan beni ve kime sarld hakknda yandan kadm seyre dalmt. Yetitirme yurdunda kaldm yllardan beri iirlerini severek okuduum ihtiyar bir delikanl air ayaa kalkp bizi alklamaya balaynca, btn salon peyderpey ona katld. Gz ucuyla, samda duran ef garsona baktm, o da alklyordu. Kollarmdaki gen kadnn Dilara Dilemma olmasn umuyordum. Burann artist mdavimlerinden biri de olabilirdi pekala; hatt, arknn mesajm stne alnan eski karm, yani Ferruh Ferman'm eski kars!?... Alklar kslnca kzla zlp birbirimize baktk. Dilara Dilemma deildi! Bu yz, birka hafta otobste rastlayp, Allah biliyor ya, ilk bakta gnlm kaptrdm ve bana pas vermeyen kza aitti! Timsahla Baa kmann Yollar Hatalarm kategorize edebilirsin fakat standardize edemezsin. Bense ikisini de yapamyordum. Kz elimden tuttu ve beni masasna gtrd. Yoksa, sahiden Dilara Dilemma myd? Bunu anlamann birka yolu vard. Cep telefonunu aldrabilirdim mesela. Fakat gerek kalmad. Garson geldi ve sordu "Ne alrdnz Ferruh Bey?" Kza dnp "Ben bir kapuino ieceim, ya sen hayatm?" dedim. Kz hayretler iinde kalmt: "Ferruh! Kekelemedin?!" Vay canna, demek oydu: "Hipnoz tedavisi gryorum" deyiverdim. "Hipnoz tedavisi mi? Bir saat nce telefonda konuurken kekeliyordun fakat?" "Bu konuda bana yardm eden uzman, aym zamanda ofrlm yapyor. Buraya gelirken arabada bir seans ge- ge-ge-gerekletirdik."

Dilara Dilemma'ya rastlamak beni oke etmiti. Oysa, vcudumda tek bir romantik hcre bile yok sanrdm. nsan aptal durumuna dmekten kurtulmann garantisini sesini kesmekte aramak fakat nerde bende o yetenek. Dilara Dilemma'ya durmadan bireyler anlatyordum. Ferruh Fermanla ihkileri hakknda doru dzgn bir fikrim yoktu; yine de ona itenliin snrlarn zorlayan szler sylyordum: "Dilara, sana ylesine kesin, mutlak, sabit, bitimsiz, sarslmaz, deimez... bir akla balym ki, bu beni basit bir adam yapyor!" Dilara Dilemma'mn karsnda, hamamdaki bir kr kadar savunmaszdm. Benim iin artk mdafaa-i nefs hayal olmutu... Dilara Dilemma, saakl kirpiklerinin arasndan ayiei gibi bana bakyor. O kadar sevinliyim ki aklma hibir ey gelmiyor; samasapan akalar yapyorum: "Zayflamak iin ata biniyorum." "A-a, ie yaryor mu peki?" "Evet, at 20 kilo verdi." Dilara Dilemma siyah gece elbisesinin iinde bembeyaz bir gln dumam gibi incecik. Kafamn iinin boaldm ve kalbimin byyerek tm gvdemi kapladm hissediyorum. Ona bir timsahla nasl baa kabileceini anlatyorum! Timsahla eer sert bir zeminde karlatysa, timsahn srtna kp boynuna bastrmas gerektiini sylyorum. Timsahn gzlerini kapamay baarabilirse, hayvann sakin- leeceine deiniyorum. Timsah, azyla bir uzvunu kapp 86 brakmazsa, burnuna vurmasn tembihliyorum. "Burunlarna vurulduunda timsahlar azlarm aarlar" diyorum. Timsahn saldrsndan kk bir yarayla bile kurtulsa, derhal tbbi yardm almas gerektiini, nk timsahlarn azlarnda bol miktarda patojen olduunu vurguluyorum. "Bilirsin, timsahlar ne bulsalar yerler ve suyun derinliklerine inebilmek iin iri talar yutarlar..." Dilara Dilemma glde yryen pembe flamingolar gibi glmsyor. Bu glmseme benim sonum olacak! Akbabann 3 Gn [3 Days Of The Condor] filminden bahsediyorum, Dilara Dilemma'ya, Faye Dunaway'e benzediini filan sylyorum. Filmin, birbiri hakknda ok az ey bilen insanlar arasndaki romantik ve cinai ilikileri konu ettiini belirtiyorum. Diyorum ki "Film, James Crady'nin romanndan uyarlanm; gelgeldim romamn ad Akbabann 6 Gn!" Dilara Dilemma, Akbabann 3 Gnnde, Fay Dunaway'in Robert Redford'u dinledii gibi dinliyor beni: Kalbi beyninden daha hzl alan biri gibi. Pandora Palas'tan ayrlmadan nce, ihtiyar delikanl airin yamna gidip, kendisinden aldm alkn bana mrmn sonuna kadar yeteceini sylyorum. Darda, gkyzne bakyorum ve Dilara Dilemma'ya hava raporu sunuyorum: "u anda havada 17 bin uak var." Dilara Dilemma koluma giriyor, bende bir deiiklik olduunu sylyor. "Hani, 'senin gibilerin sokaa kmas yasaklanmak' , demitim ya? Ne zaman? Demek 'asl Ferruh'a laf sokmu! Kalarm atyorum: "Evet?" "Yanlm olabilirim." "Hmmm?.." "Tamam, senden af diliyorum Ferruh'um." "Ben de senden af diliyorum Dilara..." Bana sk sk "Ferruh'um" diye hitap etmesinden biraz mteessir oluyorum. Aslnda o kadar da kt deil. Benim iin mhim olan Dilara Dilemma ile birarada bulunmak. Haddizatnda ak, insann kendinden gemesi artna bal deil midir? Sarayda Alayan ocuk Arabann arka koltuunda Dilara Dilemma konuurken ben prl prl bir sersemlikle dinliyordum: "Ferruh'um, beni kuzeninin dnne gtrmeyi ne zaman planladn?.. likimizi evrenden gizlediini samyordum... Ani kararlara baylrm..."

ragan Saray'na girdiimizde, yzlerce ift gz bize bakyordu. Buraya ilk geliimdi ve kendimi lanetlenmi gibi hissediyordum. Bu doald. Ne de olsa lanetli bir sarayd buras. Sarayn planlarn izen Mimar Nikoos Balyan 1858'de lmt. Sarayn inaat Mimar Serkis Balyan ve Agop Balyan tarafndan 1863'n ilk gnlerinde balatldnda, sahildeki Mevlevi dergah yktrlm ve evliya mezarlarnn stne temel atlmt! Sultan Abdlaziz, bir rivayete gre bu sarayda, cinayetimsi bir intiharla, byk aclar iinde, aynalar, avizeleri krarak lmt! Sadece '1876 senesinin 93 gn' tahtta kalan padiah V. Murad, [1904'e kadar] 27 sene 11 ay 29 gn raan Saray'nda mahpus kalm, darya adm atamamt! Daha sonra Meclis-i Mebusan binas olarak kullanlan saray, 1910'un 18 Ocak akam yanmaya balad! Yangnn abuk farkedil- mesine ramen, esrarengiz bir k rzgr, saray evire evire alevlerle sard sarmalad!.. Saraym kllerine hrszlar t ve ykntlarn iindeki ou erimi altm gm kaptlar. Enkazn yamalanmas aylar srd! Saraym bahesinde bulunan iki aslan heykeli, yangndan birbuuk yl soma Dolmabahe Saray bahesine gnderildi. Aslanlar, 88 halen Dolmabahe Saray'ndalar... I. Dnya Sava sonunda, stanbul'un igal altnda bulunduu dnemde harabe saray bir Fransz istihkam ktas kulland. Cumhuriyetin ilamndan soma 4 Mart 1924'te Halifeliin kaldrlmasyla, stanbul'da Osmanl Hanedam'na ait kk ve kasrlarda byk bir talan yaand. raan Saray da bu talandan nasibini ald. BJK'li futbolcular ellerinde baltalarla saraym bahesine daldlar, ulu aalan kan revan iinde yere serdiler ve atklar boluu futbol sahas haline getirip top teptiler! 1946'da, altn bulmak iin saraym zeminini kazan bir istihkam yzbas, karsma kan evliya mezarlarm darmadan etti! Ayn yl karlan bir kanunla saray stanbul Belediyesine brakld. 1987'de, Kempinski adl yabanc bir irket tarafmdan restorasyona baland. 1992'de saray, raan Palace Otel Kempinski olup kmt... Fakat sarayda kalanlarn gece yarsndan soma, gaipten, alayan bir ocuk sesi duyduklar sylenir... Belki de bir yolunu bulup raan Saray'm kundaklama- lydm. Biraz neelenmek, kederli hortlaklarn da hakkyd? te buradaydk. V Murad'dan bir asr soma, sarho olma sras bize gelmiti. Herkes anlamszlk derecesinde kt. Orkestra, Oul Johann Strauss'un Mavi Tuna valsini alyor, Trk milleti dans ediyordu. Vals yapanlarn arasmda dnen Mevleviler gryordum. Ferruh Ferman'm fotoraf albmnden uyarlanm kimselere elimi uzatp dilerimi gste- riyordum. Dilara Dilemma ile tammak istiyorlar, ben de onlar krmyordum. Nihayet damad tebrik etme frsat buldum. Lamdan frlam bir penguen gibi k sayordu. Karsmda durup srtarak ellerimi iki yana atm ve ona sarldm! Kulana fsldadm: "Ke-ke-ke-ke-k-kendini medenice mahvetmenin ge-ge-ge-g-geleneksel yolunu buldun ha? Te-te-t-tebrikler!" O da bir yandan etrafa bakmarak, aznn kenaryla ko nutu: "Eceline mi susadm sen? Kz hemen uur buradan. Rza Silahhpoda grrse, ikinizin de leini uzaya yollar!" Rza Silahhpoda da kimdi? Bir zamanlar TRT ekrannda romantik arklar syleyen centilmen piyanist, bizi nallamay neden iteindi? Bunu kuzenime soramazdm. Bir an geline baktm. Dnya ahret bacm olsun, pek hamm hanmckt. Rza Silahhpoda'nm gazabmdan kamam gerektii iin, geline baklanm bir karpuz gibi glmseyerek el sallamakla yetindim. Gelin hapnd! Dnde hapnan gelin, herkes bilir ki, hamiledir. Dilara Dilemma, saylar gittike artan Mevlevilerce kuatlmt; hemen yanna kotum ve peimden gelmesini syledim. Gzlerini bizden ayrmayan Mevlevilerin gvdeleri kafalarmdan bamsz olarak hzla dnyordu. lerinden biri Rza Silahhpoda olabilir miydi? O gece, Dilara Dilemma beni Kadky'deki evine gtrd. Bu daireye yeni tanm. Benimle tammak, ona tek bana bir eve kmas iin gereken cesareti [muhtemelen nakit olarak] vermi. Dilara Dilemma'mn maskemi farketme- sini nlediysem de, bunu nasl

yaptm size anlatacak deilim saym okur. nk, Gustave Flaubert'in de dedii gibi "Geceyarsmdan sonra yaplan her ey edebe aykrdr." Mobidik Soka'na Giri Sabahleyin gzlerimi atmda Dilara Dilemma kayplara karmt. Bana brakt notta "RUHumun FER, ylesine iten horluyordun ki, uyandrmaya gnlm el vermedi..." yazlyd! , Maskeyi, elektronik band, eldivenleri, lensleri kardm ve soluu Ferruh Ferman'm maliknesinde aldm. Kapy aan uak, "Beyefendi'nin bana iletilmek zere brakt bir zarf tututurdu elime. Bir taksiye atladm ve brahim Kurban' aradm: "Kurban, b.ku yuttuk birader, sana geliyorum." "Hayrdr, ne oldu?" Zarf yrttm. inden bir tomar para ve bir not kt: "Nuh Bey, sizden rapor bekliyorum. Beni u telefondan arayabilirsiniz: " brahim Kurban'm sesi endieliydi: "Nuh'um iyi misin, neler oluyor?" "Ne olduunu bilmiyorum. Ferruh Ferman'm bize anlatmad eyler var." ofr aynadan bana bakyordu. brahim Kurban yine sordu: "Nendesin imdi?" ofre "Burdan sola" dedim, brahim Kurban'a da "Sizin sokaa giriyoruz." brahim Kurban' yllardr tanrm ve onun bu kadar hzl hareket ettiini hi grmemitim. Eleman, Mobidik Soka- 'na zpkn gibi sapland. Ulus civarmda bir ay bahesine gittik. brahim Kurban, ofre beklemesini syledi. Bu samayd aslnda, nk ortalk taksi kaymyordu. Yine de sesimi karmadm. Arkadanz ne kadar zenginse, size o kadar pahalya malolur. Birer kahve istedik. ofr de az tedeki bir masaya kurulmu, manzaray seyrediyordu. Olup bitenleri brahim Kurban'a anlatmaya balamtm ki, "Rza Silahhpoda m?!" biricik dostum, Rza Silahhpoda adm duyar duymaz app kald. "Evet ya, Rza Silahhpoda. Kuzenin sylediinden, Ferruh Ferman'la Dilara Dilemma'y birarada grmemesi gereken biri olduu anlalyor." "yi de, bu gezegende bir tek Rza Silahhpoda var, o da sanatm piyanoyla icra eden bir halk ozan?" "Dne kadar ben de yle samyordum fakat demek ki ikinci bir Rza Silahhpoda varm. Daha bir silahl, daha bir poda yani." "Peki, Rza Silahhpoda, Ferruh Ferman'm Dilara Dilem- ma'yla biraraya gelmesini neden istemiyormu?" "Nerden bileyim. Fakat Dilara Dilemma'mn kim olduunu asla tahmin edemezsin." "Buna gerek de yok, deil mi?" "Birka hafta nce, Kumpas'ta bir kzdan bahsetmitim." "Otobste rastladn kz m?" brahim Kurban'm gerek bir hafzas var. "Evet. Dilara Dilemma ite o kz; Ferruh Ferman'm sevgi- lisiymi!" "Vay canna!.." brahim Kurban elini enesine gtrd, gzlerini bolukta gezdirdi ve "imdi evlere dalalm. Sen Ferruh Ferman'la konu, ben de... bir-iki kk iim var, onlar halledeyim tamam m?" dedi. "Nasl istersen." Beikta sahilinde ben taksiden atladm, brahim Kurban, vedalarken "Allah'a emanet ol" dedi. "Beni merak etme" deyip iskeleye doru yrdm. skele binasnn arkasmdan bir balina ba grnyordu. Bu, skdar vapurundan baka bir ey olamazd; balina jetonu almak iin gieye kotum... * it * Ferruh Ferman, telefonda, dnn nasl getiini sordu. Ben de ona Rza Silahlpoda'y sordum. Rza Silahlpo- da'nm nl bir piyanist olduunu syledi. Bu cevap kesinlikle yanl

ve byk ihtimalle de yaland; yine de stelemedim. Dilara Dilemma ise Mimar Sinan niversitesi'nden yeni mezun bir ressamm. Ferruh Ferman'la konumamza akama doru bulutuumuz Dr. Tornado'nun merkez binasnda devam ettik. Dilara Dilemma'ya kar hislerinin mahiyetinden ve younluundan emin olmadndan dem vuruyordu. u sralar hibir eyden emin olamyormu. Dr. Tornado'nun gelirleri giderek artmasna ramen, tmarhanedeki bacsnn intihara teebbs etmesi de dahil birok ey Ferruh Ferman' fazlasyla hassaslatrm. Psikiyatr, bir sre iten gten el ekmesini tavsiye ediyormu. O da, en azndan nmzdeki Pazar'a, yani Dr. Tornado'nun 10. kurulu yldnmnn kutlanaca geceye kadar kendisinin yerine gememi istiyordu. Kutlama hazrlklar srerken, ileri brakp gitmesi ancak benim sayemde mmkn- m. Bu sre zarfnda Dilara Dilemma da dahil her eyi idare edebileceimden eminmi. Ferruh Ferman olmak grndnden daha riskli bir eydi, gelgeldim Dilara Dilemma ile bir hafta birlikte vakit geirebilmek iin 7 parmam verebilirdim. Ferruh Ferman, birazdan yola kacam, mmkn mertebe onun evinde kalmam istediini filan syledi. Halinde bilmecemsi bir hava vard. Galiba kendini akll sanan bir serseri olduumu dnyordu. nk kendini akll sanan bir serseriydi. Rza Silahhpoda'ya beni yem olarak sunacakt. Fakat benim Rza Silahhpoda ve saz arkadalarm altetmem hafinde btn suun kendisine yklacam aklna bile getirmiyordu! Ferruh Ferman, cep telefonunu kapatt. Bendekini atm. u andan itibaren, yeryznde insanlar Ferruh Ferman' aramaya ktklarnda yalnzca beni bulacaklard. O akam Ferruh Ferman'dan duyduum en son sz u oldu: "Gster kendini"! Halbuki ben dublrdm ve kendimi gizleyip onu gstermek iin para alyordum. Kendimi gsterirsem, bundan en ok Ferruh Ferman zararl kard. Eve giderken, brahim Kurban beni Ferruh Ferman'm cep telefonundan arad! Demek ki mesaide olduumdan emindi. Fakat nasl? "Nuh, iyi misin?" "yiyim Kurban'm, ya sen?" "Ferruh Ferman, Rza Silahhpoda hakknda bir ey syledi mi?" "Hayr." "Nereye gidiyorsun?" "Eve. Taliha Teyze merakla n m tr" "Yarn ne yapacaksn?" "Erkenden ie yollanacam. Ben bir ocuk bezi kralym ve Trkiye'nin drt bir yanndaki bebelerin imdadna komam gerekiyor." Hayata Pamuk ipliiyle Bal Bez Bebek Taliha Teyze verandada, parlayan bir armudun nda oturuyordu. XIX. yzyldan kalma bir sessizlik. Pudra ekeri Taliha Teyzeciim benim. Ne kadar mtevekkil, hayata pamuk ipliiyle bal gle bir bez kukla gibi... Yallarn da bir zamanlar gen, hatt ocuk olduklarm dnmek ok zordur. Taliha Teyze yle deil. Asaletinden hi taviz vermemesine ramen, belki tam da bu yzden, genlii bsbtn silinmemi; gzlerinde kaytl... Taliha Teyze'nin gn ar urayan bir hizmetisi var. Gelip yemek yapar, etraf temizler ve sanrm Taliha Teyze'nin banyo yapmasna yardm eder. Buzdolabmdan, hizmeti kadnn hazrlam olduu yaprak sarmasn, ezogelin orbasm filan karp verandadaki kk masay donattm. Sofraya oturduk. Taliha Teyze ifal sevecenliiyle sordu: "Paam nerelerdesin, grnmyorsun? " 'Yeni bir i buldum Taliha Teyzeciim. Biraz fazla vaktimi alyor." > "Bin yaa. Ne iiymi bu bakalm?" "Dr. Tornado ocuk bezi firmasnda alyorum." "Allah muvaffakiyetler versin paam. sabet olmu. Artk ocuk bezlemeyi ren. Bakarsm dnya evine girersin?"

"Talih'anneciim, ocuk bezlemiyorum ben yneticiyim.." "Yneticisin diye ocuklarnla alakadar olmayacak msn kerata?" "Olurum, niye olmayaym? Fakat ben evli deilim ki?" "Ben de onu diyorum. mr boyu bekr kalacak deilsin ya? Yok mu etrafnda helal st emmi bir kz?" Taliha Teyze damar bulmutu. Kendimi tutamayp ona Dilara Dilemma'dan sz ettim: "Aslna bakarsan, pastrize st emmi bir kz var, Taliha Teyze. Sk dur, her an elini pmeye getirebilirim." "l! Bak beni de heyecanlandrdn Nuh'um. Senin mrvvetini grmeden gmeyeyim ahirete, elini abuk tut." Acaba sahiden de Dilara Dilemma'y Taliha Teyze'yle ta- mtrabilecek miydim? Kz beni deil, Ferruh Ferman' seviyordu! "Azndan yel alsn Taliha Teyze. Ben sensiz ne yaparm sonra?" Taliha Teyze baka bir eyi merak ediyordu: "Seviyor musun onu?" "Hem de nasl." "Fevkalade! Unutma Nuh'um, ak, insann ahsiyetini pekitirir. nk hayatn manas, ak bohasnda gelen bir hediyedir. Mevcudiyetinin hakkm vermek, hi deilse mazeretini bulmak isteyen insan yalnzca aka mracaat edebilir..." *** Dr. Tornado binasnda, Pazar gn yaplacak kutlamamn hazrlklar sryor, herkes harl harl alyordu. Ferruh Ferman'm makam koltuunda oturuyordum ve ikide bir personelden birileri gelip son durumu bildiriyordu. Yz- seksendokuz kiilik davetliler listesini gzden geirdim. Programda yapacam konuma metnini okudum. Geri konuacak kii bizzat Ferruh Ferman'd fakat neler samalayacam okumak keyifliydi. hracat cetvelini, son aydaki gelir grafiini, rnmzn yer ald yeni sat noktalarn, tatili ertelenen personelin hangi tarihlerde izne kacan... gsteren belgeleri inceledim. Derken, yeni reklam kampanyamz hakknda bilgi vermek zere, kii geldi. ki gen adam ve bir gen kadm. Sylediklerine gre, Dr. Tornado'nun bir izgi film kahraman olarak ortaya kmasnn tam zamamyd: Dr. Tornado ve Saint Bernard cinsi kpei Bruno bebeklerin mutluluu iin alyor. Zortos adl psikopat bilimadam ve irkin kpei Kirpis, dnyadaki bebeklerin altlarm kirletmeleri iin urarken, Dr. Tornado ve Bruno bebeklerin yardmna komaya kendilerini adamlar. Kran krana bir mcadele, mthi maceralar... Harika bir fikirdi bu. Ben de, Dr. Tornado oyuncaklar, kitaplar hazrlayalm, dedim. Bir de, Dr. Tornado gerek bir doktor olarak Trkiye'yi dolamalyd. Daha dorusu, rnlerimizin satld her ilde, muayyen vakitlerde baz doktorlar 0-4 ya aras ocuklar cretsiz muayene edebilirlerdi, paras neyse verirdik. Ayrca, bir Dr. Tornado telefon hatt kursak, 24 saat aralksz aranabilen bu numaradan, kk ocuklarn salyla ilgili sorular cevaplayan doktorlara ulalsa hi fena olmazd. Sylediklerimi not alan reklamclar fikirlerimi neeyle onayladlar. Ayrntlar bilahare konuacaktk. Reklam filmini bir an nce hazrlamalarm isteyip elemanlar uurladm. ** Dilara Dilemma'y deli gibi zlediysem de ancak leden soma arayabildim: "Akm?" "Merhaba canm. Hi aramayacaksn sandm." "Pazar gn firmann 10. yldnm kutlamas var, o yzden iler ok youn. Frtnann biraz yatmasn beklemem gerekti." "Hmmm, tebrikler. Bana kutlamadan bahsetmemitin?" "Bebek kakasndan elde edilen enejiyle dnen arklarn hzlan erefine dans edip ark syleyeceiz... Dorusunu istersen biraz utan verici." "Kolay gelsin. Baka ne diyebilirim?" "Akam sinemaya gidelim mi?" "yi ama sen sinemadan holanmazsn ki?"

"O eskidendi, Sine-i Millet Sinemas'nda Fabian Bi- elinsky'nin Nueve Reinas ' gsteriliyor, hem filmdeki Marcos yani Ricardo Darin bana ikizim kadar benziyor, ne dersin?" "Allah derim." "De tabii ya." "Ha, bir ara da senin kekemelikten kurtuluunu kutlama- hyz?" "Evet... Hipnoz tedavisi ie yaryor. Sadece, kendi konumama younlamaktan kanmam gerekiyor. Azma geleni sylemeliymiim!" "Ne yani, herkes azna geleni syledii iin mi kekelemiyor?" "Galiba evet. Ben heceleri ve harfleri syleyemiyorum. Dikkatli konuanlar, kelime ya da cmle leinde tkezledikleri iin kekelemi saylmyorlar." Seri Katile ilham Veren Tablolar Dilara Dilemma ile harika vakit geiriyorduk. Resim sergilerinden tiyatrolara kouyorduk. Sinemalardan uup kitaplara konuyorduk. Arabay ben kullanyordum. Onunla konuurken, kelimelerimi zenle 'seiyordum': "Ak, insann ahsiyetini pekitirir. nk hayatm manas, ak bohasnda gelen bir hediyedir. Mevcudiyetinin hakkn vermek, hi deilse mazeretini bulmak isteyen insan yalnzca aka mracaat edebilir..." Dilara Dilemma'ya birok ey anlatyordum fakat hibiri dorudan doruya yaadklarmla ilgili deildi. Zira Ferruh Ferman'm hayat hakknda bildiklerimin anlatlmaya msait bir yam yoktu. Dilara Dilemma da bana en ok resimden, ressamlardan bahsediyordu. Byk sanat eserlerinin tadma varmamzn nndeki en zorlu engelin, alkanlklarmz ve nyarglarmz deitirmek konusundaki isteksizliimiz olduunu sylyordu. 1800'l yllarn ikinci yarsna kadar yaplan resimlerde koan atlarm, drt ayaklar da havada, yay gibi gerildii grlrm. Theodore Gericault'un Epsom At Yarlar adl tablosu, bunun nl rneklerinden biriymi. 19. yzyln sonlarna doru, atlarm koarkenki her hareketinin anbean fotoraf ekilmeye balandnda, hibir zaman drt ayaklarnn da birden havada olmad anlalm. Ressamlar, atlarm utuu resimler yapmay brakmla r ve bu da resim severleri ve eletirmenleri huzursuz etmi... Resim sanat renklere ve biimlere dair basmakalp hkmlerimizi tahrik ederek bizi kendi iimizde cereyan eden bir maceraya srklermi. Kalp resmi ile insan kalbi hi de birbirine benzemiyormu. Yldzlarn da keleri filan yokmu. Diyelim bir kadnn resmi, cazibesini o kadma borlu olmama- lym. Aksi takdirde sanatm salt taklitten ibaret, yavan ve hatt soysuz bir ey olmasndan kamlamazm. Kadmn biimi ve z ile kadmn resminin biim ve z ayr dzlemlere ait olgularm. Dilara Dilemma'mn sylediine gre, Picasso spanya'mn gneyinde bir evi beenmi ve evin bir resmini yapp sahibine vermi; karlnda da evi alm!.. Trk resminin atas eker Ahmet Paa, Colona Krfezinde karaya oturmu bir gemiyi kurtarm!.. 26 yamda resim yapmaya balayp 36 yamda da intihar eden Van Gogh, bu sre zarfnda 800'den fazla resim yapm... Yali Pieter Bruegel, yapt her resme elik edecek bir iir yazarm... Matisse'in Bateau [Gemi] adl tablosu, 1961'de New York'taki Modern Sanat Mzesinde, bir yanllk sonucu iki ay boyunca baaa olarak asl kalm; 12 bin ziyaretinin hibiri bu terslii farketme- mi... Antonio Bin, bir 'Mona Lisa makinasym! 300'den fazla Mona Lisa taklidi yapm ve bunlar hi de ucuza git- miyormu... Ben de resim bilgimi ortaya dkyorum: "spanya'da Salvador Dali hayram bir seri katil, kadnlar kesip bierek Da- li'nin resimlerindeki ekillere sokuyordu!.." Osman Hamdi Bey'in Kaplumbaa Terbiyecisi adl resmindeki kaplumba- a'nm admn 'Tosbadad' olduunu ne sryorum: "Hayvancaz Badat'tan getirilmi olmal..." Toy bir kvanla "Kalbm basarm" diyorum "John Wismont Jr. adl ressam tanmyorsun?" Neeli bir kukuyla soruyor: "Kimmi?" "Dnyann en 'sul ressam. 50.000'e yakn suluboya resim yapm!.."

Abartyorum: "Srrealizm, resim sanatmn mayasnda var: Filler daima olduklarndan kk, pireler ise byk iziliyor!" aycnn Damarlarndaki Tavan Kan Aklma esti, Dilara Dilemma'y elinden tutup, senelerdir uramadm Curnata Kraathanesine gtrdm. Buras, kolonlarla dolu olduu iin, insana aym anda hem ssz hem de kalabalk hissi veriyor. ayc Mecnun sordu: "Buyurunuz efendim, ne arzu edersiniz?" Halbuki, lisedeyken okulu krp geldiimizde "ocuklar, aylar iip kayoruz, tamam?" derdi. Onu hemen tamdm, nk gzme her defasnda tavan kulakl biri olarak grnyordu! Eskiden kalma bir rahatlkla "ki ay, Mecnun Aga!" deyiverdim. ayc Mecnun bir an afalladysa da, esnaf arballyla "Hemen beyefendi" diyerek abucak uzaklat. Dilara gle, akn ve kukulu: "Ferruh, buraya daha nce hi gelmi miydin?" "Hayr hayatm." "yleyse adama neden 'Mecnun Aga' dedin?" "Azmdan kat." "Bazen ok garipleiyorsun Ferruh." ayc Mecnun kulaklarn sallayarak aylar masamza mekanik ve seri hareketlerle brakt. Dilara Dilemma adamn ardndan "Teekkrler!.. Mecnun Aga." Eleman geri dnd ve kulaklarna kadar kzarm yzn yere eerek mrldand: "Afiyet olsun." Dilara Dilemma ocuklar gibi endi: "Buray sevdim Ferruh Aga!" aylarmz yudumlarken, Dilara'nn arkasndaki uzak masalardan birinde tek bana oturan adama gzm takld. Uzun salarn arkadan balam, ksa sakall, kpkrmz bir tirt giymi olan bu aina zat ngilizce bir kitap okuyordu: Kurt Vonnegut Jr.'m Cat's Crade'n [Kedi Beii]. Bir sigara yaktm. Tetikteydim. Birazdan glecekti naslsa. Ve gld! Muamba gibi dmdz olan yz, glnce muamba gibi kr buru oldu! Bu gln mucidi ve tek sahibi lise sralarnda tanma erefine eritiim Forvet Samet'tir. "Ball papatyam, birazdan dneceim" deyip masadan kalktm. "Nereye Ferruh?" "Bir.yere kaybolma, gzm stnde." diyerek glmsedim ve kolonlarn arasnda slalom yaparak k kapsnn yanndaki tuvalete yneldim. Tuvalette alelacele ceketimi, kravatm, maskemi, eldivenlerimi, grtlamdaki band, lensleri kardm. Cep telefonumu kapattm. Eyalarm ceplerine doluturduum ceketi, ii dna gelecek ekilde katladm. Beyaz salarm d- 100 zeltmek iin baktm aynada... a-a-a-aynad-da Fe-Fe-Fe- Ferrrruh Fe-Ferman'm surat ya-yay-yansyordu! Kafam kesinlikle yerinde deildi! Hay Allah! Delirmek iin ok kt bir yer ve uygunsuz bir zamand! Ceketimin cebindeki maskeyi kontrol edecek oldum fakat bundan hemen vazgetim; nk maskede kendi yzm grmekten korktum! Aynadan gzlerimi kararak, lalettayin hareketlerle salarm hafife slatp dzelttim ve tuvaletten tydm. Sarslmtm. Saklana saklana yaklatm Forvet Samet'in masasnn dibindeki kolonun arkasndan bam hafife uzatp ksk sesle hrldadm: "Hey! Afili Filinta!" Forvet Samet beikten den kedi gibi ban kaldrd, beni gzleriyle yakalad anda yz krklarla doldu ve gzleri parlad: "Nuh!" "Yaaa!" Ceketimi sandalyeye koydum. Hasretle kucaklatk. "Gzlerime inanamyorum! Nuh, sensin! Manyak herifi" Forvet Samet'le lise maceralarmz yd ettik. [Srt bize dnk olan Dilara Dilemma, oturduu yerden etraf kolaan ederek Ferruh'u ararken geriye dnp bir an yzme bakyor!] Arkadalarmzn kulaklarn nlattk. [Dilara Dilemma cep telefonunu kurcalyor.] Forvet Samet, ngiliz Edebiyatina sardrm.

ayc Mecnun tepemizde bitiveriyor. Beni grnce "Nuh?" Ayaa kalkp, kulaklar ne eilmi olan 'Mecnun Aga'nn elini skyorum. Forvet kendini tantnca Mecnun app kalyor: "Koca adam olmusun evlat. Salar, sakal... Sylemesen ldr Allah karamazdm valla..." Ben hi deimemiim: "Ayn o eski limonlu kar ocuk!" Kapdan girdiimi farketmemi? Bugn ok acayip geiyormu. u kar masadaki adam ile kadm da ona demin "Mecnun Aga" demi! Hangi adam? Hayret, az nce buradaym?.. ayc Mecnun hafiften sitem ediyor: "Kolar, arada uraym, buralar bo brakmayn." Ve masamzdan ayrlyor. Forvetle 15 dakikada yllar zetledik. [Sanki, Dilara Di- lemma'nm oturduu masa ile bizim masamz ayr zamanlara aitmi gibi bir duygu yaylyor iime.] Forvet'in yz bir krt pir krt, dzelmiyor! [Dilara Dilemma gz gre gre, buhar tten, ince belli bir ay bardana dnyor!] Forvet'ten msaade isteyip kalktm. Beceriksizce vedalatk. [Dilara1 mn kzl effaf gvdesinde ay tortular, eker tozlar ngr mngr harmanlanyor!] Ayrlrken Forvet Samet'in yzndeki krklar azald: "Nuh Tufan, bu dnyada tek Afili Filinta' var, o da..." Szn keserek "Eski bir in atasz ne der bilirsin Forvet..." dedim. "Nerden bileyim? Ben, Fu muyum?" Yzne gene kpk- rk bir glck yayld... Tuvalette, Ferruh Ferman kostmm giydim ve aparto- par Dilara Dilemma'mn yanma dndm. "Nereye kayboldun Ferruh?" "Ellerimi ykadm." Dilara Dilemma kskn ocuk azyla "Beni bir daha tek bama brakp gitme ltfen." "Bir yere gitmedim ki sevgilim? stesem de gidemem zaten." *** Dilara Dilemma'ya kadife bir bornoz hediye ediyorum: "Ykandka beni hatrla. ltifatlar iinde hakikate en yakn duranlar belki de aym zamanda bir itiraf olanlarndan ziyade, sr olarak verilenleridir. kisi arasndaki fark ak: tiraf, kamuya ynelik olabilir [Kalabalk bir banliyde adamn biri yanndaki kumral kzcaz iaret ederek haykryor: "Hey millet, bu fsta m!"]. Srlar yle mi ya? Her ey, Dilara Dilemma ile aramzda kalsn isterdim. Dnya aramzda kalsm, tarih aramzda kalsm, kelimeler aramzda kalsm... "Yoksa Bu Yata lmden mi Korkuyorum? Ferruh Ferman'la arada bir telefonda konuuyordum. Firmada yaptm ilerin tamamn takdirle karlyordu. Kararlarm sorgulamaktan adeta ekiniyordu. Ferruh Ferman adma glmsyor, kekeliyor, yemek yiyor, kahve iiyor, sigara tttryor, imza atyor, el skyor, emirler yadryor, brifingler alyor, raporlar okuyor, toplantlar dzenliyor, havaalannda yabanc iadamlarn karlyor, partilere katlyor, dnlere elenk gnderiyordum. Tmarhanedeki kz kardei Ferah' birka kez ziyaret ettim. Kz, bana her defasnda en az on kere "Babam nasl?" diye soruyordu. "Babam n'apyor, babam iyi mi, babamdan haber var m, babam ne alemde, babam eskisi gibi mi?.." Ben de hep "Bildiim kadaryla hl l" diyordum ve kahkahay basyordu. Bir keresinde Ferruh Ferman sfatyla mahkemeye bile gittim. zleyici olarak... Maske yzme kaynamt... Dilara Dilemma hakknda Ferruh Ferman'm azm aryorum. Kz meselesini tekrar dndn ve ciddi bir ilikilerinin olamayacam anladm sylyor. Hem Dilara Dilemma ona uygun deilmi, hem de Ferruh Ferman kendisini byle bir ilikiye hazr hissetmiyormu... Ferruh Ferman hayatm bana devrediyordu. Ve anlalan o ki, bana devrettii hayat ona ksa geliyordu. O akam Dilara Dilemma'y evine braktktan soma Kadky'e gidip sahaflar arsn gezmeye koyuldum. Ergin Gnce adnda bir aire ait, 1964'te baslm Genclmek diye bir

kitap buldum. u iirdeki grm geirmilik, ocuksu- luk, ferahlk ve alayclk karm beni cezbetti: ADSIZ Admz bahenin kelerinde sakl Yeminimiz szmz sevgimiz Bu sar ktta katl Gne ite orda bayram yeri Sularda ilk cemre Gkte bir leylek buluyorum Nedir beni dalgnla gtren ehirden dnnce onu bulamamak m Yoksa bu yata lmden mi korkuyorum Bahenin iinden annemin kahkahas. Genclmek'i ceketimin cebine tktm. Yryerek, Soyut Sokak'a ktm. Uzun zamandr eiini amadm p- lk'n nnde biraz soluklandm. Bir sigara karp kibritle yaktm. Kibrit alevi dkknn camndan yansynca, ieride bireylerin kprdadn farkettim. Dikkatle baktmda, elinde bastonla dans eden bir kadm ve onun etrafmda dnp duran uan halnn zerinde bir kz grdm. Kulamda, Denizkz Eftalya Sadi Haninim [1891-1939] Kadkyl arks. Orada yle ne kadar beklediimi bilmiyorum. Ve... Zbam! akama yediim smsk bir yumruk ayaklarm yerden kesti! Birbirinin tpatp kopyas, ipince, upuzun, pardsl, gece vakti gne gzl takm, ltr apkal drt adam etrafm sarmt. Dtm yerde dirseklerimin zerinde doruldum. Beynim zonkluyordu. Hangisi olduunu anlayamadm fakat ilerinden biri metalik bir sesle konutu: "Rza Silahhpoda'n selam var Ferruh Bey." Ayaa frladm. Yumruklarm skp gardm aldm. Adamlar ok tuhaf bir ey yapmm gibi, robotsu bir aknlkla birbirlerine baktlar. Kalbim alarma gemiti. Ergin Gne'nin msrai kafamn iinde yanklanyordu: Yoksa bu yata lmden mi korkuyorum? dm patlatan ey, drt kiiyle dvmek zorunda kalmak deil, dvn sebepsizliiydi. Samda duran adam olduu yerde zplayarak suratma yle bir tekme att ki, neredeyse kellem uuyordu! Yanaklarm, dilerim, dudaklarm paralanmt. Azmn iine dolan yap yap kan yutuyordum. Bolua ar ekimde gevek bir yumruk uzattm. Biri bileimi yakalad gibi beni savurdu. Sendelerken brme bir kundura topuu akld. ahane bir dayak yiyordum. Adamlar bu ii ok iyi biliyorlard. eneme inen bir kroeyle gzlerim bsbtn karard. at! ut! Dan! Dun! Bam! Gm! Pat! Kt! Az dilerimden biri mermi gibi uup gitti! Pestilim kmt. Nefes almakta zorlanyordum. Ellerimi ne doru uzatp iki yana salladm. Heriflere yalvaracaktm fakat sesim kesilmiti, konua- myordum. Her taralm karncalanmaya balamt. Esrarengiz kung-fi statlarndan aldm dersin ikinci yarsnda vcudum uyumu, uykum gelmiti. Artk darbelerin acsn hissetmiyordum. O arbedede uzunca esnedim. Yava yava adamlarn siluetlerini semeye baladm. Dkknn iinde dans eden kadm ve uan halyla gezen kza gzm takld. Eh, hi olmazsa onlarn keyfi yerindeydi. Azl hasmlarm, oturduum yerden kalkmam bekliyorlard. Sanrm beni biraz daha pataklayacaklard. Kaburgalarmn krldndan emin olmak istiyorlard. Maskeyle yzmn arasmda ince bir kanl ter tabakas yaylyordu. Glkle ayaa kalktm. Dizlerimin titremesine engel olamyordum. "Rza..." diye brdm "Rza Silahlpoda'ya syleyin..." azmdan Rza Silahlpoda ad knca, adamlar ne dediimi duymak iin dikkat kesildiler. "Syleyin Rzacma, selamn aldm. Aleykmselam, aleykmselam..." Derin derin soluyordum. Tam karmda duran msr koan, bana doru bir adm atp yumruklarn skt. Daha fazla kung-fi istemi yordum. Yoksa bu yata lmden mi korkuyorum ? Birden bir kahkaha ortal aydnlatt. Tpk beni hrpalayan gizemli beyler gibi giyinmi bir adam peyda oldu. Dierleri beni brakp aramza yeni katlan elemana hcum ettiler. Kurtarcm, drt kung-fu stadm mthi dv tekniiyle elden geirmeye balad. ndekinin yumruunu bloke ederken arkadakine tekme sallyor, yandan saldranlardan birinin gsne dirsek atarken dierinin boynuna elinin

kenaryla vuruyordu. Geri geri yryerek bir duvara yaslandm. Birka el de silah sesi duyuldu. Rza Silahlpoda'nn adamlar benden beter olmulard. Ferruh Ferman'm da koruyucular olabileceini hesaba katmalydlar oysa. Bense baylmak zereydim... Gzlerimi atmda uuyordum. Adamn birinin beni omzunda tadm ayrmsadm. Baygn bir sesle "Msait bir yerde inecek var" dedim. Nefes nefese kalm olan vatanda yry temposunu bozmakszn "Merak etmeyin Nuh Bey, gvendesiniz" deyince afalladm. Kimdi bu marifetli yabanc, mehul kahraman, le hamal? Adm nereden biliyordu? Ferruh Ferman'm gnderdii biri olmasnd? "Beni derhal aa indirin, imdi!" der demez ayaklarm yere dedi. Yzne baktm. Bu ipince, upuzun, pardsl, gece vakti gne gzl takm, ftr apkal adam dierlerinden ayrmak imknszd. Sinirli ve mteekkir bir ifadeyle sordum: "Kimsiniz siz?" Muzip bir sesle cvldad: "Asl siz kimsiniz?" Aptallm zerimdeydi: "Ben, Ferruh Ferman'm!" "O zaman ben de James Bond'um!" dedi ve 'ciyuvvv!' yandaki sokaa dalp kayboldu. Elveda Baretta Karanlkta ayaklarm sryerek yrrken maskemi kontrol ettim. Gzlerimin evresindeki kk yrtklardan kan szyordu. Burnum da kanamt. Kuytu bir yerde bir konteynrm kapam atm. p poetlerinden birine kafamdan syrdm maskeyi, ellerimden kardm eldivenleri, lenslerimi, kana boyanm ceketimi tktm. Ceketin yan cebindeki kitabn n kapa da kanlanmt. Dorusu, Genclmek adnn etrafnda kan lekeleri fena durmuyordu. Kitab, karnmn stne gelecek ekilde pantolonuma sktrdm. Ferruh Ferman' pe yollamtm ve geriye bedenimin yknts kalmt. "plk' hl iletiyor olsaydm ve bu maske, eldivenler, lensler, kanl ceket bana getirilseydi..." diye dnrken, boa- zmdaki band da sktm ve cep telefonuyla brahim Kurban' aradm. "Kurban, az nce bama neler geldi asla tahmin edemezsin." "Saldrya m uradn, iyi misin?" "Evet, nasl bildin?" "Nendesin?" " Kadky'deyim." "Beyolu'na geebilir misin Nuh'um?" "Araba srecek durumda deilim. Taksiyle gelirim." "25 dakika soma Sine-i Millet Sinemasinm nnde bulualm." Sine-i Millet Sinemasina doru yrrken eikte dikilen brahim Kurban' grdm ve elimi kaldrdm. Yanma koup koluma girdi: "Neler oldu?" "Drt kiiydiler." "Seni fena tartaklamlar..." "Dayak bana ilemez, biliyorsun." Alnm imi, gzlerim morarm, dudaklarm yarlmt fakat ferahlamtm. Sanki pataklanmamtm da masaj yaptrmtm! "Kimmi bu adamlar?" "Rza Silahlpoda'nm kung-fucu elileri!" "Maskeyi syrsaydn ya yznden. O zaman kavga biterdi?" "O patrtda aklma bile gelmedi, stelik buna gerek de kalmad." "Ellerinden nasl kurtuldun?" "Rza Silahlpoda'nm fedaileri beni yani Ferruh Ferman' tahtal kye yollamak zereyken bir cengaver meydana frlayp hepsinin icabna bakt!" "Tandn biri mi bu cengaver?" "Hayr, stelik herifiolu bana 'Nuh Bey' diye hitap etti!" "Hmmm..."

brahim Kurban'a tutunarak ilerliyordum. Kahve imek iin uygun bir yer ararken bir bar tabelas gzme arpt. zerinde bir tabanca ve papaan resmi bulunan tabelada 'Baretta' yazyordu! brahim Kurban da ben de iki imiyorduk fakat otomatikman Baretta'nm kapsmdan ieri daldk. Yksek sesle, Erkin Koray'm Sarho Gibiyim arks alyordu. Tahminimiz doru kt: Buras bizim Baretta'ya aitti. Baretta beni grnce "Kaptan! kr kavuturana!" diye haykrd. Barn giriinde, ayakst konuuyorduk. "Baretta, n'aber? brahim Kurban'la tamyorsunuz deil mi?" "Merhaba" diyerek brahim Kurban'a elini uzatt Baretta. brahim Kurban Baretta'nm elini tek kelime etmeden skt. Barm lo nda yzmdeki ilikleri, rkleri nihayet farkeden Baretta: "I Iayrdr Kaptan, ne bu hal?" "Attan dtm." Baretta, vahim bir durumla kt bir espri arasmda kaldnda kt espriyi tercih edenlerdendi. Kahkahay koyverdi. Duvarlar, Baretta filminin afileriyle kaplyd: "Barmen oldun demek?" "Ya. ay filan oldu buray aal. Meer senin Baretta amma mehurmu, mterilerin ou tanyor!" Barm yukarsna aslm bir kafeste, beyaz bir papaan sallanyordu! Bizim Baretta ii sk tutmutu. Geip oturduk. Baretta da bize elik etti. Nefes almakszn konuuyordu. ler yava yava yoluna giriyormu. Hayatnn kadnyla tanm. Annesi nce bara da kza da kar km fakat sonradan durumu benimsemi... brahim Kurban da ben de sklmtk. Bir ey olsa da Baretta artk iine dnse diye bekliyorduk ve bir ey oldu... Kapdan ieri Dilara Dilemma girdi! oke olmutum. Mor gzlerimi Dilara Dilemma'dan ay- ramyordum. Baretta'nm sesini vzlt eklinde duyuyordum. Dilara Dilemma gzlerimin iine bakarak bize yneldi. Allak bullak olmutum. Kz beni tanmyordu ki. Yani, Ferruh Ferman klnda olmadm halde neden bana bakarak yanma geliyordu? Dilara Dilemma ellerini Baretta'nm omuzlarna koydu, Baretta da dnp kza bakt: "Ah, sevgilim ho- geldin, bak seni kimle tantracam. Bu, sana szn ettiim 'Kaptan' yani sahnedeki asi, yani Nuh Tufan." Sanki biri kafam koparp boynumdan ieriye kezzap boaltm gibi iliklerime ileyen bir ac duydum. Birka saat nce yediim sopa, bunun yannda solda sfr kalrd ve hi kuku yok ki yzm le gibi kzarmt. Bana elini uzatt ve "Dilara Dilemma" diyerek zoraki glmsedi. Otobste rast- latmz ve Curnata'da bana bakt am hatrlamyor gibiydi. Nasl hatrlasn, suratm tannacak gibi deildi. brahim Kurban'la uzaktan selamlatlar. Kz, elini Baretta'nm omzundan aa sarktmt; kzn parmaklarm okayan Baretta kanc msaade isteyip kalkt. Dilara Dilemma ile birbirlerinin beline sarlarak bankonun arkasma getiler. Bizim bulunduumuz yerden sadece balar grnyordu. Kpek hrsz erefsiz Baretta ile ikiyzl Dilara Dilemma glerek syleiyorlard. organlarm oraca kusarak lmek istiyordum. Ya da daha iyisi, rastgele ate ap nme geleni gebertmekti. Ellerim titriyordu. brahim Kurban "Neyin var?" diye sorunca hl dnyada olduumu aynmsadm. "Dilara Dilemma u anda burada" dedim. "Ciddi misin?" dedi fakat etrafa bakmad. Onun srprizler karsndaki direncini hep takdir etmiimdir. "u anda Baretta'nm yannda" derken halanm lahana gibi kendimi saldm. Duvarlardaki afilerden bir dzine Baretta bana ate ediyordu; zaten yara bere iindeydim, imdi de delik deik olmutum. brahim Kurban konumuyordu. Besbelli o da ne diyeceini armt. "Grdn gibi ben hayati bir iflas yayorum. Senden ne haber?" "Hi."

brahim Kurban az konuan, mbarek bir zattr. Fakat benim bam belaya girdii zamanlarda dilinin dm zlrd. Son gnlerde deiti. Biricik dostum, bana "Dikkatli ol", "Allah yardmcn olsun", "Kendine mukayyet ol"... demekle yetiniyor ya da derin dncelere dalyordu. Gnl Yazar'm apkn Kz arks eliinde ayaklandk. Gvdemdeki kurun deliklerinden kanlar fkryordu. "Kaptan ne abuk kalktnz?" diye seslenen Baretta'ya son szm syledim: "Elveda Baretta." Dilara Dilemma'nm yznde noktasz bir soru iareti gibi yarm yamalak bir ifade vard. I Defolu Glge Baretta czama yakalansa ve ben de onu krbalasam, belki biraz yatabilirdim. Her krba darbesinde Baretta'nm v- 110 cudundan et yongalar kopup etrafa salsa... Baretta'nm bir kabahati yok aslnda... En dorusu, Dilara Dilemma'nm dilini kesip anahtarlk yapmakt... Ferruh Ferman' da bir duvara ivileyip, bir dzine mancnkla bebek dks atarak iini bitirmek uygun bir ceza olabilirdi... hanetin hakiki eletirisi mezar talarma yazlr. Gelgele- lim kendi aclarmz bizi bakalarnn yalanlarndan daha ok yanltabilir. Aptalln konsantrasyonu ve zeti, cezalandrma konusundaki ataklkta ortaya kar. imdi ben de bilgece dncelerin ykn srtmdan atp kendimi inkr edercesine dehet samak istiyorum. Oysa vahet neden acelecilikle birlikte yrsn ki? Vahetin tab niteliini g- zard etmemek gerek. Beeri skunet ise, ou zaman, otomatik bir erteleme dzeneinin ilemesinden elde edilir. Aynca, ben de mesleimin temeline przsz hileleri koymam mydm? nsanlarn amatr desiselerinden tr bylesine tahrik olmaya hakkm var myd? Aka peinen atfettiimiz ycelik yznden, onun basit bir bileim olduunu gzden karyoruz. Kaderin beni srkledii bitkisel labirentte, kanl bir uzay banyosuyla itigal ederken, mstesna bir ltulla karma karlm Dilara Dilemma'ya mesuliyet ykl bir teslimiyetle balanmaktan baka arem var myd? Elbette vard! Fakat dehann ayak izlerini yalnzca kurallarn inendii yerde grme kuralna uymutum. Kesinliin de mulakln da aym oranda delirtici olduunu kesinlikle unutmu ve bylece mulakln hizmetine girmitim. Halbuki, ak, uygarlmz tekil eden ksrdnglerden ayr dnmek iin hibir sebep yoktu, yok. Dilara Dilemma bana deil, Ferruh Ferman'a ihanet ediyordu. Ben sadece dublrdm. Anonimdim. Defolu bir glgeydim. Bakasnn lanetini stlenerek para kazanan, trlak bir frlamaydm. Yasak satcsydm. Kendi namma k ol mak yle dursun, lemezdim bile. Kendimi yaklp tlerek un haline getirilmi bir le gibi hissediyordum. Koleradan lm ve veballar mezarlna gmlmtm. Ne barbarca bir ironi! Ftursuzca risk almaktan bitap dmtm. Tam anlamyla iki yzlydm ve riya dolu bir fedakarlk jestiyle yanardan azndan atlyordum ite... Kont Dracuia'nn imdat ars Artk, Ferruh Ferman'm yerinde olmak istemiyordum, fakat Nuh Tufan'la geri dnmeye de katlanamazdm. Kendime gelmek ya da kendimden kamak gibi yeteneklerim yoktu. Muallaktaydm. Canavarlamann eiindeydim yani. Yetimhanedeyken, albino olduum iin kimse beni evlat edinmeye yanamamt. Belki de bu yzden, gazetelerdeki, evcil hayvan arama ilanlar hep ilgimi ekmitir. Kimileri kedilerine, kpeklerlerine, maymunlarna e bulmak istediini kimileri de yavrular satacam filan duyurur. Bu ilanlar okurken insamn kendisini hayvan gibi hissetmekten kamamamas [kendimden biliyorum] aalk bir tiryakiliktir. En kts de bahis konusu hayvann albino olduunu belirten ilanlardn... brahim Kurbanla birbirimizi unutmu bir halde srterken bir gazete aldm. Ben infilak etmek zereyken hayatm hl akp gittiini grp iyice hmlanacam biliyordum. Arka

sayfadaki haberi aynen aktaryorum: Kont Dracula evlatlk aryor... Korku filmlerine, romanlara hatt efsanelere konu olan Kont Dracula, zrriyetini devam ettirecek bir kiiyi evlat edinmek istiyor... Romanya'nn Transilyanya blgesinde ikamet eden Dracula ailesinin yaayan son yesi olan 62 yandaki Prens Kretzulesco Ottomar Rodolph Vlad Dracula ve einin hi ocuu olmad. Dracula soyadnn srmesi, kltr ve mirasnn korunup sonraki nesillere aktarlabilmesi iin Kont Dracula ve ei bir evlat edinmeye karar verdi. ngiliz Independent gazetesine aklama yapan Kont Dracula diyor ki: "Dracula soylu bir aileydi. Evlat edineceimiz kiide iyi bir eitim aryoruz. Ve elbette ki yaa benden kk olmal! ilgilenenler, bana resimli ve ak kimlik bilgilerinin yazl olduu bir mektup gndersinler. "Aslnda, Kont Dracula da bir evlatlk] Almanya'da Ottomar Berbig olarak doan Dracula, bir zamanlar Berlin'de antikaclk yapyormu. Mterisi Prenses Kretsulesco Caradja ve ei Prens Vlad onu evlat edinmi. Bylece Ottomar Berbig, Kont Dracula olmu!.. Zavall Dracula! Karizmatik vampirin soyu kurumu! Dracula'hk 'babadan oula' deil, 'babalktan evlatla' geiyor! Tama kan ile deirmeni dndrmeye alyorlar! Takma dili; Bermuda ortu ve Hawaii tirt giyen, antika tozu yutmu, kel ve az sarmsak kokan canavarn albino bir evlatla hayr diyemeyeceini dnyorum. stelik ben onlar gibi ii ne halfe alrm ne de pikinlie vururum. Siyah takmm ve tl pelerinimi giyer, her sabah mahzendeki tabutuma uzanr, sarmsaktan uzak durur, yarasalarla konuur, dilerimi sivriltir, gneten kaar, geceleri insan avna kar ve kan ierim! Vampir yarasalar, drt ayakl hayvanlarn kanm emer ve bir orba ka kanla doyarlar; ben iki ayakl hayvanlar tercih eder ve her gn 8 litre marjn doldururum. Vampir yarasalar, diyelim bir ahra dalp bir atm kamm emdiler mi, gelecek sefer yine aym ata hcum ederler. Ben eitleme yaparm, emperyalist bir vampir olurum. Albino Dracula! Kendime olan nefretimi Dracu- ia'nm ayaa dm mirasyla birletirdim mi, insanolu vahet neymi grr! Boynunu srdm herkes beyaza keser! Albinoluu bulac hastalk katma ykseltirim! Zombi efektli intikam ve lanet salgm! Bu arada yzme gzme biraz kan gelir!.. Ferruh Ferman' srrm mesela! Biraz da o bana benzesin! Dilara Dilemma'y di izleriyle nikhlarm kendime! Baretta ile gze gz, 'die di'bir dello... Dracula ailesi beni evlat edinemez, ancak, ben onlarn tepeden inen aile reisi olurum! Efsaneye kendi rengimi katarm!.. Gazeteyi katlayp koltuumun altna sktrdm. Gzlerimden naylon iplik gibi yalar szlyordu, kahretsin! Yrdke siyah pelerini dalgalanan brahim Kurban'a, Ferruh Ferman maskesini, eldivenleri ve lensleri pe attm syledim. Onun, "Ferruh Ferman' bover, hepsini unut gitsin" filan demesini bekliyordum, fakat bu gece beklenmedik olaylarn gecesiydi: "Merak etme, yedekleri var" dedi. brahim Kurban, neden yedek maske yapmt acaba? Bunu ona sormadm. Soru soracak takatim yoktu. Nuh'un Ta Gemisi "Ben Cuma namazma gidiyorum. Bir saat iinde dnerim." dediimde, sekreterin gzleri fal ta gibi ald. Ortaky Camii'nde, Allah'a ciddi ciddi yalvardm: 'Y Rabbim, senin huzuruna bu klkta ktm iin beni bala. Haddimi atm seziyorum Allah'm. Kabalk ettiimin farkndaym, zgnm. Sana bu yapay elleri aarak dua ediyorum, fakat bunu kstahlmn deil, acizliimin bir delili say. Tarumar yreime bak Y Rabbim; senin lt- funla, [sanrm] hl bana ait olan yreime bak..." Ortaky Camii karadan koptu ve Boaz'm sularmda yzmeye balad. "Belki de senin nazarnda sevimliliimi gitgide kaybediyorum Allah'm. Ne olur, Ferruh Ferman'm gnahlarnn cezasm da bana ektirme. Benimkilerin yeterince ok olduu malum..." 150 yandaki cami, az kalsm bir ilebe tosluyordu. Eer arpsayd, herhalde 1894 depremin - dekinden ok daha byk bir hasara urard. "Allah'm hibir zaman sana kulluk etmeye gereken zeni gsteremedim. u sralar iinde bulunduum belal tuhaflkta bunun

pay olduunu anlayabiliyorum. Galiba kendime hem fazla acdm hem de fazla gvendim. Bilinli ya da bilinsizce ilediim btn gnahlarla ilgili olarak, affina smyorum. Gsm samimiyetle, mitle ve ferahlkla doldur..." Kulama bir kibrit sesi alnd ve Ortaky Camii denizin ortasnda yanmaya balad! Bu ilk defa olmuyordu, 1984'te de yanmt! raan Saray gibi, bu cami de Mimar Nikoos Balyan'm 'yam' eserlerindendi... "Y Rabbim, bizi Hazret-i Muhammed'in hatrma yarattm, onun hatrna yaat. Bizi bu dnyann kbuslarmdan koru. 'Biz' diyorum, fakat hemen hi kimsem yok Allah'm, iimi karartan bu kimsesizlik duygusundan beni kurtar. Rabbim, vaktiyle bu kk caminin zemini boalm da tam 80 bin ton harla doldurularak salamlatrlm. Sen de beni salamlatr. Yardmn olmadan ayakta duramam Allah'm." Alevlerin arasmda, suyun zerinde gezinen cami, Kz Kulesi'nin evresini dolandktan soma, ait olduu yere dnyordu. "Allah'm, Dilara Dilemma'ya k olmakla iyi etmedim galiba. Her konuda olduu gibi, bu konuda da inayetine muhtacm. Beni ok zor bir durumda brakt, fakat ona sahiden kzamyorum Allah'm, sen de kzma..." Vapur gibi tten cami kor haline gelmiti ve ben de scaktan erimek zereydim. "Az nce kimsesizlikten sz ettim, fakat brahim Kurban'a hakszlk etmi olmak istemem Y Rabbim, o ok klas bir adam; varsa eer, onun da gnahlarm affet. brahim Kurban'a, dostluundan tr mteekkirim ve onun gibi bir dost verdiin iin de sana krediyorum Allah'm. Uzun zamandr dua etmiyordum Allah'm, imdiyse enem ald; yine de doru ve elzem konulara girememi olabileceimden kukulanyorum. Gemi de, gelecek de senin elinde Allah'm. Bilgi sana ait. u halde, hakkmda hayrl olam vermen iin yalvaryorum..." Cami tekrar kyya yanarken, dev bir kitabn sayfas gibi alan byk bir dalga yangm sndrd. Bam kaldmp etrafma baktmda kimsecikler yoktu. Camiden karken, merdivenlerde oturan bir adama rastladm. Cool Hand Luke filmindeki Paul Newman'i andm- yordu. O da camiyi [gemiyi] en son terkedenlerdendi demek. Ksk sesle "Allah kabul etsin" dedim. Adam sa elini kalbinin zerine koyarak beni bayla selamlad. Miuccia Prada'mn tuzu kuru sersemler iin tasarlad ayakkablarm giyerken beni seyretti. Ferruh Ferman'm tamd biri olabilir miydi? Hi sanmyorum. Ne olur ne olmaz, tedbirli bir ifadeyle glmseyip basamaklar indim ve karaya ayak bastm! iftira Terapisi "Neyin var Ferruh'um?" Dilara Dilemma gece vakti ehirde yolunu kaybetmi pandalar gibi safderun grnyor. kimiz adma da derin bir utan duyuyorum: "Hi. Gayet iyiyim." Dilara Dilemma bir menye bir bana bakyor. Azmn kenaryla "Bugn mende yokum" diye geveliyorum. Duymuyor. "Sana bir srprizim var." Dilara Dilemma'mn gzlerinin ii glyor. "Hi sanmyorum." "Evet var" diyor ve masamn altmdan kard dikdrtgen bir hediye paketi sunuyor bana. Paketi zenle ayorum. inden, sol alt kesinde Dilara Dilemma'mn imzas bulunan bir Ferruh Ferman portresi kyor! Bu kadar da fazla. Sevinmi grnme zahmetine girmiyorum. Resimdeki suratta zaten yeterince sevinli bir ifade var... Dilara Dilemma'y sahiden anlayamyorum. Ferruh Ferman' seviyor olamaz. Btn bunlar para iin mi yani? Deer mi? Baretta'ya meftun mu peki? Zayf bir ihtimal. Bu kzn sorunu ne? Ona ne diye gnlm kaptrdm ki? Neden bo yere ac ekiyorum?.. Zihnime o kadar ok zehirli soru yor ki hafife glmsyorum: "Te-te-te-t-teek- kr ederim." Allah'm! Bu defa sahiden kekeledim! Hipnoz tedavisi mavalm uydurduumdan beri kekeme numaras yapmay brakmtm oysa! "Benim iin zevkti." "Tahmin edebiliyorum."

"Cann bir eye mi sklyor, anlatsana? Resmi beenmedin mi yoksa?" Uzamp kzn ellerini tutuyorum. "Sen olmasaydn Dilara, batan savma bir eskiz olarak kalacaktm. Resmi inan ok beendim. Gerekten kyak bir srpriz..." derken, yzmdeki maskeyi syrsam, Dilara Dilemma srprizin kralm grecek. Tabii ki byle bir ie kalkmyorum. Resme tekrar bakyorum. Tuval zerine yal boya. ereve de harika dorusu. Her ne kadar Ferruh Ferman klnda olsam da, kendimi grmemek gibi bir avantaja sahiptim. Fakat imdi bu resim, hem Dilara Dilemma'mn, hem benim ikiyzllmze iaret ediyordu... Maskemin ardndaki usuz bucaksz bolukta tek ba- naydm. ktm ve akmn her kelimesi yaland. nk dilimi rehin brakmtm. Yaptm her ey sahteydi. Ruhumu da bedenimi de kiraya vermitim. Kendime borlanmtm. Ve galiba lnceye kadar bu borcun faizini deyecektim. Her glck bir fiyasko, her iltifat bir asparagas, her hediye bir skandaldi... Yine de idare ediyordum. Yalnzsan yalanlar sana ila gibi gelir, iftiralar senin iin bir terapidir. Dilara Dilemma ile aramzdaki ak karlkl bir iftiradan ibaretti. Baba Balk Restoram'nm garsonu levrek tabaklarm masamza brakyor. Biz yiyoruz, Ferruh Ferman bakp yutkunu yor. itahm yok. Dilara Dilemma'nn kulandan kan kelebei izliyorum. Dier kulaktan da bir kelebek uuyor. Dilara Dilemma usul usul yemeini yerken, kulaklarndan skn eden rengrenk, irili ufakl kelebekler, salarna, omuzlarna, kollarna konuyor. Derken, Dilara Dilemma kelebeklerden grnmez oluyor. Bir yudum su iiyorum ve kelebekler kz [prrrrrrr!] uurup gtryor! IBRAHIM KURBAN eyhle Randevu Lincoln Brower, 5 ay nce "25 yldr kelebeklerle ilgileniyorum. Hayatmda byle bir ey grmedim" demiti. Souk ve frtna yznden Meksika'da 'monarch' tr 270 milyon kelebek lmt. Bilhassa Sierra Chincua ve Rosario blgelerinde gkten yamur gibi yaan l kelebekler, yer yer 30 cm. kalnlnda ynlar oluturmutu!.. Erenky'deki dergahn kk, eyasz odasmda eyhimle babaayz. Scak. Ve ben dnyamn br ucunda souktan len kelebekleri kovalyorum. eyhin yznde Mona Lisa'vari bir ifade: Glmsyor mu, zgn m anlayamyorum; hi konumuyor. Ben de sesimi karmadan ylece bekliyorum, fakat duygularm da dncelerim de karman orman. eyh, ihtimaml bir babacanlkla sessizlii ayor: "brahim, muhterem biraderim, seni dinliyorum, buyur, anlat." "Efendim, ben byk bir fenalk yaptm!" Sesim bir gidip bir gelmiti. "Canm kardeim; beni ltfen doru anla..." eyh szn tamamlamad, galiba ona rahip muamelesi yaparak gnahmdan bahsetmemi istemiyordu. "Nasihate ihtiyacm var..." diyerek niyetimi belirttim. "Pekala, ne tr bir fenalkm bu?" "En yakn dostumun ba belada ve ben onu ikaz etmedim!" "Cam m tehlikede?" "Evet." "Nasl yani?" "Rza Silahhpoda onu ldrtecek..." "Piyanist Rza Silahhpoda m?" "I Iayr efendim. Mafya babas Rza Silahhpoda." "Neden?" eyhin bu basit sorusu, olaylar anlatmamn zorluunu kafama dank ettirdi. "nk onu bakas zannediyor." "Mafya babas, senin arkadam birisiyle ldresiye kartryor ve sen bunu biliyorsun fakat ne arkadan ne de Bay Silahhpoda durumun farkna varyor, yle mi?" eyhte dedektif hamuru vard.

"Aynen yle efendim." Ksa bir aradan sonra eyh kalenderce soruyor: "brahimci- gim, ben yal bir adamm, benimle dalga gemiyorsun ya?" "Estafurullah efendim. "Peki, nasl oluyor da sen bir mafya liderinin niyetlerini renebiliyorsun brahim?" "Bir gizli ajan syledi efendim." "Gizli ajan bunu sana niin syledi?" "Sylemeseydi onu ldrecektim, efendim." "Hay Allah! Peki durumu arkadama niye aklamyorsun?" "Gizli ajana sz verdim." eyh sabrla beni anlamaya alyordu. Olup bitenleri 122 nakletmekte glk ekiyordum. eyhin isabetli sorular olmasa, bsbtn tkamp kalacaktm. Hemen her eyi ortaya dktkten soma, eyh, ilerin hayrla tamamna ermesi iin dua etmemi tavsiye etti. Onun tabiriyle "hayati bir sr" tayordum. "Ve srlar, esas itibariyle hayati" idiler. Gizli ajann vazifesinde muvaffak olmamas halinde her ey mah- volabilirdi. Bu olaym btnne bakldnda, evvela, "teva- zudan taviz vermenin cezasma uram" idik... Dolaysyla, tadm srr sahiplenmem kolay deildi... Gene sustu. Beste yapan bir flamenko arkcs gibi, trnaklarm sakallarnda gezdiriyordu. Konsantre olmutu. Derken gfteyi tlatt: "Bazen yalnzca imknsz gerekleir." Sakal resitalini ksa kesen eyh bana bir hikye anlatt: "Kr bir adam varm, fakat gnlk ilerini yapmakta glk ekmez, gren kimselerin rahatlyla hareket edermi. Mesela baston kullanmaz, bir eye ulamas gerektiinde el yordamyla hareket etmeden, kolayca, dorudan uzamrm. evresindeki insanlar ona, kr olduu halde bu hareket kolaylna nasl erdiini sk sk sorsalar da, bizimki cevap vermekten kamrm. Bir gn, sevgilisi srar etmi: 'De bana artk, krlk seni engellemiyor, nasl? Srrm nedir?' Kr adam cevap vermi: 'Benim gzlerimin kenarlarnda bana klavuzluk eden iki sihirli ko vardr. Ben yrrken kolar nme dp ynm, yolumu tayin ederler; bir yerden mi gemem gerekiyor, beni aralarma alp oradan geirirler; bir cismi tutmam icap ettiinde onun yanlarnda dururlar...' Adam, devamla sevgilisine demi ki: 'Sevgilim, sana kolardan sz ettiim iin onlardan biri yok oldu; birinin yok olduunu sylediim iin dieri de yok oldu.' Ve o gnden soma, btn krler gibi el yordamyla, baston yardmyla geirmi mrn..." Ayrlrken, her zamanki gibi elini pmeye yeltendiysem de, eyhim buna msaade etmedi. Bir nebze teskin olmuILI m, zira el yordamyla yol almak zorunda kalmn sebebi hakknda bir fikrim vard artk. Afili Filintalar Gemiin bana neler hazrladn bilmiyorum. [Abdlhak Eb Reydl Bu yl bir lm ilamnda kendi adnza rastlamanz ihtimali 744'te 1 Telefonunuzun dinlenilmesi ihtimali 18'de 1 Bir sabunun okltist bir trenle denize atlmas eklinde icra edilen ve dmamn sabunla birlikte erimesine yol at vehmedilen u sabun bysnden yaptrmanz ihtimali 19 binde 1 l bir at srklemek zorunda kalmanz ihtimali 3119'da 1 Uan bir ejderha grmeniz ihtimali 44 milyonda 1 Siz imleri sularken ya da arabamz ykarken yamur yamas ihtimali 17'de 1 ocuunuzun bilgisayar oyununda bir mafya kurarak yaadnz ehri ele geirmesi ve sanal olarak sizin de aralarnda bulunduunuz binlerce insan katletmesi ihtimali 97'del Bir ey gerekte ne zaman balar bilinmez. Nuh'la bylesine yakn arkada olmamz salayan ey neydi, bilemiyorum. Lise l'deydik. Herkes, snfmza yeni gelen Nuh Tufan'n bembeyaz tyleriyle alay etmek iin yaryordu.

"Hey ihtiyar senin ne iin var burada?" Nuh neeli bir fkeyle cevaplyordu: "Sana eskatoloji hakknda bilgi vermeye geldim!" "Ha? O da ne ulan?" "Hmmm, meraklsn, bu iyi. renmenin ilk art merak etmektir." Kzn biri cesurca bir aka yapp Nuh'un pimaniye topa gibi bembeyaz salarna hafife vurmutu. Nuh amnda arkaya dnp hrn bir ifadeyle kzn gzlerine baknca, kz pimaniye gibi dalp eriyerek "Pardon, kendimi tutmalydm" dedi. Nuh, unutulmaz bir karlk verdi: "Bence baban kendini tutmalyd!" Hocalar da Nuh'a laf atp azlarnn paym alyorlard. Corafya dersine giren patavatsz, beyinsiz ve talihsiz kadn: "amar suyu kazanma m dtn sen, ne bu hal?" "Demek amar iinden anlyorsunuz hocam?" "Ne biim konuuyorsun sen?! Ben imdi sana amar gsteririm!" "Btn snfn nnde mi?" Snftakiler, Nuh'un yaratt benzersiz gerilimden tr serseme dndkleri iin en komik diyaloglara bile glemi- yorlard. Nuh okulumuzdaki tek albinoydu ve bu zellii sayesinde geri zekllar mknats gibi ekiyordu. lk gnlerde, yoklama srasnda benim adm okunduunda dnp bakyordu. Ben de onun farkndaydm tabii, fakat yanna gidip konumaya ekmiyordum. nk daima hiddetli ve alaycyd; bu da beni tedirgin ediyordu. Aynca, yetitirme yurdunda kalmas, kimsesiz olmas yznden, galiba onu olduundan da gl biri olarak alglyordum. Ailem sapklk derecesinde zengin olduu iin, sululuk duygusu hep ye- deimdeydi. Nuh'un yz hatlar keskindi, ince yaplyd, yakkl bir ocuktu; hl yledir. Nuh hakknda okulda acayip dedikodular dolayordu: "Anne-babasn kendisi ldrmken tutun da, "Ailesi siyasi sebeplerle 15 sene nce svire'ye kam ve devlet Nuh'a el koymu"a kadar... Bir gn okulun bahesinde kavga kt. 5-6 kii birden Nuh'a saldryordu. stelik, aralarnda, okuldaki en irikym ocuk olan Kazulet Mithat da vard. Nuh, lgn bir enejiyle dvrken haykryordu: "Ebleh p.ler!" Bir yumruk akanda patlyordu: "G.tlek dangalaklar!" Karnna bir diz gei- riyordu: "Et yavaklar!" "Gerzek p.zevenkler! Korkak ko- kanalar! Os.ruklu or.spular!.." Ard arkas kesilmeyen kfrleri yedike coan ocuklarn yumruklarndan, tekmelerinden etkilenmiyor gibiydi. Etrafa biriken kalabalk, kavgay heyecanla seyrediyor, kfrleri duyabilmek iin t karmyordu: "Hepinizin gsne delik ap cierlerinize ieyeceim!" Nuh'un burnu kanyordu, eski ceketi yrtlmt, sol gz morarmt, gene de dimdik ayaktayd. Onu dven ocuklar da dahil herkes Nuh'tan korkmaya balamt. Kavga hi bitmeyecek gibiydi, Nuh bir trl pes etmiyordu. Bu kapma, Nuh'un dayankllk testine, kfr ovuna dnmt. Kzlardan bazlar l kopard. Dayanamayp araya girdim: "Durun! 1 kiiye 6 kii ul- lanmaya utanmyor musunuz?!" Nefes nefese kalm ocuklardan biri "O da kfr etmesin!" Nuh bunu duyar duymaz ocua zel bir kfr sallad: "Seni faist htrf b.k uval!" Nuh'u yakalayp kenara ektim ve elimle azm kapattm. Kazulet hdke glerek Nuh'u iaret etti "Manyak ulan bu." Kazulet'e hak vermemek imknszd, fakat birka hafta soma Kazulet de, ben de ite bu manyak albinonun kurduu Afili Filintalar etesinin yesi olacaktk! Nuh'la birlikte sahildeki parka kadar yryp bir banka oturduk. Yzndeki kanlar kurumu, ince ve yrtk bir maskeye dnmt. cebinden bir sigara paketi karp bana uzatt; bylece sigara imeye baladm. Unutmadan sylemeliyim ki, Nuh kfrbaz deildi. Kavga srasnda svmesini, bir anlamazl iyice belirginletirme arzusuna balyorum. nsanlar hakir grd iin deil, onlara ok kzd iin; ve anlamn yeri, anlamann zemini iyice darald zaman sverdi. nsanlarn kfrlere ilgi duyduklarm, halbuki kfr etmenin ou zaman bir

mnasebetsizliin [iletiimsizliin] kamt olduunu biliyordu. Ta o zamanlarda bile Nuh ikide bir centilmenlikten bahsederdi. Centilmenliin zppelik anlamna gelmediini; intizam, titizlii, zarafeti retme ve/ya da korumaya dayal hakiki bir gz- peklik demek olduunu iddia ederdi. Orangutan Utandran ltimatom Tarih dersimize giren ve aym zamanda mdr muavini olan ve de Hitchcock'un Sapk filmindeki Norman Bates'i andran Ruhi Bebe o gn her zamankinden daha korkun grnyordu. Elindeki ktta yazlanlar yksek sesle okumaya balad: 1] Hocalarm talebelere barmalarm yasaklyoruz. 2] Hocalarm talebelere plak elle ya da herhangi bir cisimle vurmalarm yasaklyoruz. 3] Hocalarm talebelere hakaret etmeleri ve svmeleri de kesinlikle yasaktr. 4] Hocalarn talebeleri alaya almalar ve tehdit etmeleri, tarafmzdan, kati surette yasaklanmtr. 5] Derse geciken talebelerin, mazeretlerini nazike beyan ettikleri halde, derse alnmamalar sz konusu olamaz. 6] Hocalar, verdikleri dersi, kavranlmas zor bir bilmeceye dntrerek kendilerini ve talebeleri aalamaktan men edilmilerdir. 7] Hocalar, talebelere, talebenin msaadesi olmad takdirde, "sen" deil, "siz" diye hitap edecekler. Talebelere saygszlk edilmesi yasaktr. 8] Ders verdii konuyu bilmeyen hocalarn okluu dikkat ekmektedir. Hocalara derslerine almalarn emrediyoruz. Tembel hoca istemiyoruz. 9] Bundan soma talebeler hocalara her ay not verecektir. Yaryl sonunda geer not alamayan hocalar cezalandrlacaktr. 10] Bu bildiri, siz orangutanlar anlayasmz diye ok basit cmlelerle yazlmtr. Talebe haklarna sayg gstermeyenler, orangutanlkta srar ettiklerini izhar etmi saylacak ve disiplin kurulumuza sevkedileceklerdir. Bizden nefret ettiinizi ve bu metni, nefretinizi ifade etmek iin bahane olarak kullanacanz biliyoruz. Sava isterseniz, biz hazrz. Fakat bar istiyorsanz, artlarmza uymaktan baka areniz olmadm kafanza sokmanz gerek. mza: Afili Filintalar Nuh Tufan'm kaleme ald bu ltimatomu retmenler odasnn kapma asmtk. Tarih hocas Ruhi Bebe nam- dier Beberuhi de hi teklemeden okumay baarmt. Snftaki herkes glmemek iin kendini zor tutuyordu. Beberuhi ise sinir kpne dnmt: "Utan verici! Kim yazd bunu?! Hangi erefsiz?! retmenler Gn'nde bize bunu mu hediye ediyorsunuz?! Hocalarnza, her gn sizin iin canm diine takan, tertemiz, alkan insanlara byle mi teekkr ediyorsunuz?!" Snftan t kmyordu. Beberuhi hrsndan alayacak gibiydi: "Ne yapacaksnz, bizi dvecek misiniz?! Atatrk'n izinden giden nesil bunu yazar m?!" Derin derin soluyordu. Yanmda oturan Nuh yksek sesle sordu: "Hocam, Atatrk' bu ie kartrmasak, sizce de daha iyi olmaz m?" Beberuhi, nedense hi phelenmedii Nuh'a "Fakat Nuhcugum, evladm, grmyor musun, retmenlere 'orangutan' demiler?!" Nuh, Beberuhi'yi teskin edercesine "Evet. Fakat burada bir paradoks var. Eer orada yazlanlara hak veriyorsanz, snfta 'erefsiz' kelimesini kullanmamalydnz. Hak vermiyorsanz, yine uluorta 'erefsiz' diyerek metne az ya da ok hakllk kazandrmamalydnz, yanlyor muyum?" Beberuhi, Nuh'un sylediklerinden bir ey anlamamt. "Ben, bunu yazan kimse ona erefsiz diyorum!" diye haykrd ve kendi sesiyle coarak ekledi: "erefsiz, kaz kafal, alak, eolueek!"

Srann altmdan Nuh'un ceketini tuttum ve hafife aa ektim. Afili Filintalar'm efi, Beberuhi'nin tahrikine kaplsn istemiyordum. "Bence," dedi Nuh gayet sakin bir edayla "siz mesaj almamsnz." Beberuhi huylanmt: "Yoksa bunu sen mi yazdn?" "Bunun bir nemi yok. Ortada bir eylem ve bir mesaj var. Siz bu eylemin ve mesajm muhataplarmdan birisiniz. Bizi de iin iine katmak istiyorsanz, o zaman bize sz hakk vermelisiniz. Smftakilerin fikrini sormuyorsunuz. Herkesin sizin dndklerinizi dnmek ve hissettiklerinizi hissetmek zorunda olmadm gzden karyorsunuz. Ben ahsen, metnin, slubu ile ierii arasmda bir ayrm yapmakszn, baz kritik hususlar dile getirmede isabet kaydettii fikrini tamaya yatknm." Beberuhi'nin beyni bulutlanmt: "Bunu kimin yazdm bulacaz ve camna okuyacaz!" Nuh, Beberuhi'ye acyan gzlerle bakyordu. Herif tam bir morondu. Snftan sesler ykselmeye balad: "Suluyu bulana dl de verecek misiniz?", "Belki de hocalardan biri yazmtr?!", "in iine orangutanlarn katlmas hayvan haklarna aykr gibi?!", "O deil de, Atatrk'e ok ayp etmiler!", "Hakaret, alay, tehdit ve dayakla ilgili szler bence kyak!", "Afili Filintalar kimmi yahu? 'Biz yakklyz' filan m demeye getiriyorlar?"... Alamakl olan Beberuhi birden bard: "Kesin sesinizi!" Beberuhi Operasyonu Bu yl farkna varmakszn [mesela uykunuzda] bir bcek yemeniz ihtimali 3'te 1 Bir kamera akasna maruz kalmanz ihtimali 3250'de 1 Sigaray brakmanz ihtimali 24'te 1 Gezegen dna seyahate kan astronot tandnzn yemeyip size getirdii, son kullanma tarihi gemi kanguru dili konservesinden zehirlenmeniz ihtimali 3,5 milyarda 1 Aa dikmeniz ihtimali 4791'de 1 Kuafrn kulanz kesmesi ihtimali 171'de 1 Aynadaki grntnzle konumamz ihtimali 2'de 1 "Bir penguen geliir arr lr." msran ezberlemeniz ihtimali 70 binde 1 Afili Filintalar'm olaan toplantlarm; stunlarla dolu, geni ve nezih bir mekn olan Curnata Kraathanesi'nde yapyoruz. 7 kiiyiz: Nuh Tufan, Kazulet Mithat, Vampir Sultan [etenin tek kz yesi], Forvet Samet, Uzi Muzaffer, Fu I Fuat'm ksaltmas] ve ben. Biz, 18 yandan kkler giremez yazl levha karmzda, angn ungur aylarmz ka- rtmrken, stunlarn arasmdan ayc 'Mecnun Aga' ikide bir "ocuklar, aylar iip kayoruz, tamam?" deyip kayboluyor. Vampir Sultan: "Beberuhi kzn mhlayalm!" Bu kzn imdi dii olduuna inanamyorum. stelik eh ok ha- lifmi! Oysa lisedeyken ok ard, eh de, vcudunun geri kalam da. "Eski bir in atasz der ki, 'Kaplan ile geyik dost olamaz.' Beberuhi'nin iini grmezsek geyik oluruz!" Bu konuan Fu. Her olaya ve duruma uygun eski in ataszleri bilirdi. imdi belki de in'dedir? Nuh, gzlerini Forvet'e eviriyor. Forvet, kr buru g- 130 lmsyor: "Gebertelim gitsin." Bu cani ruhlu ocuk imdi ngiliz Edebiyat uzman. Uzi Muzaffer "Beberuhi'yi ben hallederim!" diyor. Tehlikeyi seven dostumuz, bugn bir eyiz maazasnn sahibi! Kazulet soruyor: "Hocalarn hepsini okamamz gerekecek, nasl yapacaz Nuh?" Canm Kazulet, askerde bir kaza kurunuyla vuruldu. Nuh sigarasmdan bir nefes ekiyor, aymdan bir yudum alyor ve "Tamam. Beberuhi'yi haklayacaz" diyor. ki gn sonra, mat bir yamur yayordu ve Beberuhi okula aynal bir gzlkle geldi! nk morarttmz gzleri grnsn istemiyordu. Kt, hava erken kararyordu; Beberuhi'nin Cihangir'deki dairesinin bulunduu binaya girmitik. Apartman bolu- undaki kk pencereden yolunu gzlyorduk. Bizi ok bekletmedi. Sokak lambasnn nda belirdi. Zapzayft, her admda krlp dklyor ve

yeniden toparlamyordu. Onu marizlemek hi de zor olmayacakt. D kapdan girdiinde kzlck sopalarm hazrladk. Elektrik dmesini at, fakat giriteki alteri indirdiimiz iin aydnl aydnlatamad. Trabzann zerinden, snp duran akmam aka aka yol almaya alan Beberuhi'yi grebiliyorduk. Birinci katn merdivenini yarlad srada aniden stne atldk. akma elinden ffrlad. Cinler gibi tepesine mtk. Korkudan akln karacakt: "Haaaaaeyyyaaaaaaaaaaa- aahhhhhhhaaaaa!" Byk bir evk iinde Beberuhi'nin kafasma, kollarna, kaburgalarna, bacaklarna sopayla vuruyorduk. ylesine trsmt ki kalp atlar apartmann iinde yanklanyordu. Beberuhi'nin dersinden hep tam not almtm ve ite imdi onu hastanelik etme operasyonuna katlmtm. Bunu bilse herhalde insan, dnya ve hayat hakkndaki fikirleri kkten deiirdi. Darbelerimize direne- meyen Beberuhi merdivende geriledikten soma sendeleyip yere kapakland. Kesik kesik soluyor ve dehet iinde inliyordu. Kabuu krlm iri bir bcek gibi vck vck olmutu; ellerini oynatarak kafasm korumaya alyordu. Ve galiba alyordu. Herif slak bir sngere dnmt. Onu ylece brakp d kapya kotuk. Forvet Samet bir ey unutmu gibi gerisin geri seirtti ve Beberuhi'nin suratma iki yumruk indirdi. d b.kuna karan Beberuhi zbarm- t. Apartmandan knca hzl admlarla uzaklatk. Her ey 30 saniye iinde olup bitmiti. Beberuhi vakas okulda byk yank uyandrd. Hocalar her derste olay knadklarn beyan ediyorlard. Panie kaplmlard. Talebeler ise birbirlerine sr verir gibi yalan syleyerek "Ben de Afili Filintalar'danm" diyorlard. Hatt baz avalaklar, kendilerini Afili Filintalar'm efi, genel sekreteri, szcs filan ilan edip eteye ye kaydetmeye balamlard. [Niin? Kzlara hava atmak iin!] Bunu tespit eden hocalar da bizimle hi alakas olmayan ocuklarla bo yere urap durdular. Mdr odasma arlan sank talebeler ounlukla yalvararak, sadece arkadalarna aka yaptklarn, Beberuhi'yi dven ebekeyle hibir ilgileri olmadn sylyorlard. Biz durumdan ikyeti deildik. Bir anda efsaneye dnmtk. Beberuhi de yava yava toparlanyordu, fakat bir daha hi Afili Filintalar'dan sz etmedi. Demek ki hocalar dayaktan anlyordu. Baltazar'n lklar Kimya hocas Rezzan Baltazar'm zerine dmyasal sv boca ettiimiz gnn ertesinde iler bsbtn rndan kt. nce, byk bir giysi maazasna telefon edip bir hocamza hediye eki vermek istediimizi bildirmitik. Onlar da bunu memnuniyetle kabul ettiler. Forvet Samet'in ehir d ndan gelen kuzini maazaya gidip n deme yapt. Maazadan bir yetkili, bizim admza Rezzan Baltazar'a telefonla "Talebeleriniz size u kadar liralk bir hediye eki dzenlettiler. Dilediiniz zaman gelip maazamzdan dilediiniz giysiyi alabilirsiniz" dedi. Dul Rezzan Baltazar, koa koa hediyesini almaya gitti. Biz maazann karsnda bir otomobilin iinde bekliyorduk. Rezzan Baltazar ieri girince Vampir Sultan da peinden gitti. Baltazar soyunma kabininde yeni elbisesini denerken Vampir Sultan kabinin stndeki boluktan "arrr!" diye aaya bir kova plastik boya tutkal dkt ve "Afili Filintalar" yazl kk ktlar sap kat! Baltazar'm lklar dardan duyuluyordu. Ertesi gn okula geldiinde surat tahri olmu, uzun salar iyice ksalm ve bylece daha da irkinlemiti. Okulumuza polisler, gazeteciler, psikiyatrlar geldi. Okulun ad 'Afili Filintalar Lisesi' olmutu artk. Zavall Baltazar, bitmek tkenmek bilmeyen bir alama krizine tutulmutu. Srekli maymunlar gibi alyordu. Yanna gelen gazetecilere alyordu; girdii snflarda alyordu, polislere sarlp alyordu. Kimyasal silah, Rezzan Baltazar'da korkun yan etkilere yol am, onun sadist kiiliini deitirmiti. Ta kalbi yumuam, gz pnarlarnn buzu zlmt... Polis de bir ey bulamad. Nuh Tufan' da sorgulamlar- d, fakat Beberuhi'nin tartakland gece bizim evde, Baltazar'm boyand gn de Fu ve Uzi Muzalfer'le birlikte sinemada

olduunu kantlamas zor olmamt. nk, Baltazar maazaya giderken birka sokak tedeki sinemadan bilet almtk. Benden phelenilmiyordu nk ben yetim ve/yahut yoksul deildim. Zengin bir ailem olduu iin bana ayrcalk tannmasndan ireniyordum. Risksiz bir hayat yaamanm utancyla boulmam iin herkes elinden geleni yapyordu. Aalk bir dokunulmazlm vard... Bu arada, retmenler odasnn kapsna astmz ve Beberuhi'nin okuduu ltimatom metni bir gazetede yaymland. Televizyon haberlerinde okundu. Dergilerde alntland ve hakknda birok ke yazs yazld: "iddete eilimli bir gen nfus vard ortada. Byklere sayg kalmamt. Eitim ve retimin kutsallnn silinmesi medyanm kabahatiydi. Aileler ocuklaryla daha yakndan ilgilenmeliydiler. retmenler arasnda da baz rk elmalar yok deildi hani. retmen maalar ok dkt; geim derdi, idealizmi trplyordu. Eitim sistemimiz zeki rencileri 'kesmiyordu'. Yazarmz da talebeyken baz hocalar halamak istemiti fakat nasip olmamt..." Alili Filintalar olarak byk bir aknla yol amtk, fakat bizi artan eyler de oldu: Klmz kprdatmadmz halde okulumuzdaki baka hocalar da talebelerin hmna urad! Dayak matematiki, kfrbaz ngilizceci, psikopat felsefeci... kanan btn kabadaylara dersleri veriliyordu. Baz hocalarm otomobillerinin tekerlekleri patlatlyor, camlar krlyordu! Zaman zaman snflarda aramalar yaplr oldu. Kesici aletler, hatt ateli silahlar filan bulmay umuyorlar, fakat ruj, sigara ve ak mektuplaryla yetinmek zorunda kalyorlard. Resim hocasnn, okulumuzdaki iddeti gereke gstererek silah tama ruhsat ald duyuldu. Snflara belinde silahla giriyordu kak. Hocalar iyice paranoyak olup kmlard. Birbirlerinden de rkyorlard artk. Byk bir ksm herhangi bir baka okula tayin edilmek iin bavuruda bulundu. Yani, Afili Filintalar ruhu okula sindi. Hocalar en ok da telefonla tehdit ediliyorlard: "Gebereceksin kpek!" , "Kimsiniz?" "Sonun geldi!" "Bakn, galiba bir yanllk var, kimi aramtnz?" "dlek sapk, senin pestilini karacaz!" "Bir hata yapyorsunuz..." "Hatay sen yaptn, cezan ekeceksin!" "Ben n'aptm size, benden ne istiyorsunuz?" "Nefes almaman!" "Ortada byk bir karklk..." "Karklk filan yok. Sen de yok olacaksn!" "Fakat... kimsiniz siz?" "Afili Filintalar!" Hocalarm ou, areyi rencilere "siz" diye hitap etmekte buldular! Kimileri de "Ben kimseden korkmam" filan diyordu fakat ihtiyat elden brakmyor, kurallara uyuyordu. Nuh, okulda bir devrim yapmt. Btn bunlar batan hesaplam myd acaba? Belki evet, belki hayr. Mhim olan, problem karmakt; zm naslsa bulunurdu. Ltfen, Tehlike Halinde Maskenizi karnz Bu yl, anne-babanzn sizi bir zamanlar evlat edinmi yabanclar olduu haberini almanz ihtimali 13 binde 1 Huzursuz bacak sendromuna yakalanmanz ihtimali 1530'dal Zamanmda demediiniz kredi kart borcunuza bankann faiz uygulamas ihtimali l'de 1 Haprrken bir kaburganzn krlmas ihtimali 22 mil- yon'da 1 Uak tuvaletinde oturduunuz yerden sifonu ekince oluan vakum nedeniyle klozete yapp kalmanz ihtimali 75 milyonda 1 Bir kartaln penelerinden kayan kaplumbaanm kafanza derek lmnze neden olmas ihtimali 2 milyar 500 milyonda 1 Bir aratrmada denek olarak kullanlmanz ihtimali 87'de 1

eyhimi ziyarete, Gizli Ajan'la tantmn ertesi gn gitmitim. Eve dndmde Nuh kageldi. Skca sarlarak biricik dostumu kucakladm: "Hayrola Nuh'um, Ferruh'un koltuunda olman gerekmiyor mu?" "Mola ve-ve-ve-ve-rrrdim. Te-te-te-tekrar d-d-d-nnne- cegim." Glmsedim: "Niye kekeliyorsun, dilini de dinlendirsen ya?" "G-g-g-grmyorrr musun, Kurban'm, ben a-a-aaar- tk Ferruh Ferman'm! Sa-sa-sa-sasayende ta-ta-ta-tabii." "Belki bu o kadar da iyi bir fikir deil" deyiverdim. "N'oldu? Bir ey mi var?" Nuh'la oturup birer kahve aldk. Her zamankinden farkl olarak sade kahve istemiti ve bir Camel yakt. Ferruh Ferman roln abartmt. Gizli Ajan, Nuh'a bir ey sylemememi tembihlemiti fakat dayanamadm; ona, Rza Silahlpoda admda belal bir herifin Ferruh'u haklamak istediini akladm: "Anlayacan, bu Ferruh denen yavak seni yem olarak kullanyor." Nuh biraz huzursuzlanm ve dalgnlamt. Cam skldnda hep byle dalp gider; yzndeki maske, zerindeki giysiler, bunu deitirmemiti. Kendine geldikten soma sakince kekeledi: "Beni i-i-i-iiiyi di-di-di-dinle Kurban, ne ya-yaya-yaptmn fa-fa-fa-far- kndaym. Hibir ey olmayacak." Dilara Dilamma'mn Nuh'u kr etmiti belli ki. "raan'daki dnde Ferruh'un kuzeni Rza Silahlpo- da'dan bahsetmemi miydi? Sana vurulacaksn diyorum Nuh'um! kar u maskeyi ve bir daha da' takma! Anlamyor musun, seni ldrecekler!" "Na-na-na-nnnasl bu kadar ke-ke-ke-kesin kokkkkonu- abiliyorsun?" "Bak, sakn Pazar gnk kutlamada da Ferruh'un yerine geme, duydun mu beni, lmek istemezsin deil mi?" "Ta-ta-ta-tab ki istemem." "O halde Ferruh'u bul ve bu iin bittiini syle." "Birka gn daha, sa-sa-sa-sadece birkkka g-g-gn?" "Hayr sakn byle bir hata yapma Nuh'um. Bak, dinle beni..." "Ne?" "Ferruh'un yerine bir bakas da geebilir. Bir profesyonel?" Nuh duraksad. "Professssyonnel mi?" "Evet, Gizli Servis'ten bir ajan mesela?" "Gi-Gi-Gi-G-Gizzli Se-Servis'in n-ne i-i-ilgisi var?" "Evet de Nuh'um, Dilara'ya da durumu aklarz?.." "Ha-Ha-Ha-Hayr. Bunu ka-k-kabul edemem." "Neden?" "Kurban'm i-i-i-imdi gitmem ge-ge-ge-gerek. "diyerek ayakland. Onu yolcu ederken kendine mukayyet olmasn tembihledim ve "En azmdan, tehlike halinde makseyi kar, tamam m?" dedim. "Eyvallah" deyip birka adm gittikten soma dnd ve elini kaldrarak seslendi: "Ta-ta-ta-tatasalanma." Arkasndan bir sre baktm. En yakn arkadamn grnts, benim yzmden btnyle deimiti. Daha da beteri, hayat tehlikedeydi. Ona bir ey olursa, kendimi asla affetmezdim... Hi Kimse Kalkta'daki Bir Panayrda Baklanmak stemez Hayatta her eyi elde etmekten baka eyler de olmal. [Haliz Hamza el-Hayat, Avantadan Lavanta]

Hedefe ulaan, her eyi skalamtr! ok paraya sahip olanlarn o acayip huzursuzluklar bundan. Ve tabii mangr tomarlar, inam yoksulluun belalarmdan korumaz: Nefret emer, sululuk duygusu salglarsnz. Kafanzn iinde paranoid polaroid fotoraflar uuur: Bahvan zambaklarn iinden glmseyerek selam veriyor - FLA - Grtlanza saplad bahe makasm amaya alarak, zor yoldan boynunuzu koparmay deniyor! ofr gnn ilk klaryla arabay siliyor - FLA - Deilmi arka koltuu srt derinizle yamyor! Boyac, baharn renklerini beton yzeye uyguluyor - FLA - Kimyasal svlarla seyrelttii beyninizi duvardaki atlaa dolduruyor! FLA - Hemirenin elinde piyano teli! FLA - Can ekime zaman! Amn lezzetli zehirleri servise hazr! FLA - Kuafrnzn kefil olduu sprey jle orta vadede kafa derinizi gnee karyor! FLA - Aile doktorunun tedavisi hastalktan daha ok ac veriyor! FLA - Majr depresyon geiren yzme hocas, konserve kapayla bileklerini kesmek iin sizin havuzu seiyor! FLA - Dilencinin yal ceketinin altnda bir tabanca grnyor! FLA - Kleptoman hizmeti her seferinde, manevi deeri byk olan kk eyalar aryor!.. Para, hedefleri hem bytyor hem de yaknlatryor, doru. Yani aptallar sevince boacak gelimelere zemin tekil ediyor. Nakdiniz oksa aptallk peinen yapyor yakanza. Benim ailem aptallardan oluuyor. Byk hedeflere ynelmek, her bakmdan kabalktr. stelik faniliin iddetini artran bir ey para. Ve parayla 'asalet' olmaz. Eb Zerr Gifari'den daha asil bir tek para babas dnebiliyor musunuz? Biliyorum, arkadalarm bana srf evimizdeki dviz rezervinin grkemi yznden asla "Ibo" demediler. Snftaki adama "Ibo" diyorlard halbuki. "Ibo" diye arlmaktan hi holanmazdm, bu kesin fakat ite admn akeyle sigortalanm olmas da canm skyordu. Hi kimse, Kalkta'daki bir panayrda baklanmay istemez; hi kimse "Ne gzel mezar, keke benim olsa" demez ve Kahraman Terzi masalm hi kimse unutamaz!.. Allah'n "Teslim 01!" ars Tm insanla kahve smarlamak... Aklmdan geen bu. [Mansur Mervan] Alphonse Allais'nin Hakiki Bir Paris Hadisesi balkl hikyesi beni hasta ediyor: ki gen sevgili, gnn birinde, dieri tarafndan nasl aldatldm bildiren birer mektup alr. Sevgilisinin vefaszlndan emin olmak isteyen kadmn o gece dzenlenecek olan maskeli baloya gitmesi yeterli olacaktr, nk mektupta erkein o baloya Arlequin kostmyle gelecei yazldr. Erkee gnderilen mektupta da benzer eyler anlatlmtr: "Femekn adresteki maskeli baloya gittiinizde sevgilinizi Kongo Pirogu klnda greceksiniz." Maskeli baloda herkes lgnca elenirken, ekil dikleri kede can skntsndan geberen iki kiiden biri Kongo Pirogu, dieri ise Arlequin'dir. Erkek sonunda kadn dansa davet eder. Gece, birbirlerinin maskelerini paraladklar bir garsoniyerde son bulur... "aknlktan kk dillerini yuttular" zira "Maskeler dtnde ne kadn o kadmd, ne de erkek o erkek!" in rengi deimiti. Ferruh Ferman maskesinin altmda Nuh'u bulabileceimden emin deildim artk. nsan, ne ise o olduunu inkr eden ya m tktr. Srprizlerden holanyoruz. Dnyaya gelmek bizim iin srpriz deeri tamyor pek. Oysa lm ounlukla bir srpriz olarak tecrbe ediyoruz. Azrail'i bir tr 'srpriz melei' sanyoruz.

Maskenin arkasmda aradnz kiiyi bulamama ihtimali nedir bilemiyorum. Azrail nce size mi yoksa bana m urar onu da bilemiyorum okur kardeim. Fakat nmzdeki 100 yl iinde siz de ben de % 100 lm olacaz. Elinizdeki kitabn bu sayfasna gnn tarihini yazmanz rica ediyorum. Bu cmlelerin anlamn pekitirmek iin yardmnza ihtiyacm var: Bir kalem bulun ve tarihi yazn ltfen. Srpriz; zayf ve/ya da hesaba katlmayan bir ihtimalin gereklemesidir. Bu yl diyet yapmanz ihtimali 5'te 1 Diyeti bozmamz ihtimali l'de 1 Den bir uam kafanza arpmas ihtimali 25 milyonda 1 Acktnzda karnnz doyurmak iin bir Mc Donald's ubesine dalmanz ihtimali 50'de 1 Bir ameliyat iin hastaneye kaldrlmanz ihtimali 12'de 1 Evinizin yanmas ihtimali 560'da 1 Yiyeceinize katlm kimyasal bir maddeye alerjik reaksiyon gstermeniz ihtimali 1000'de 1 ekile ivi akarken parmanza vurmanz ihtimali 3 binde 1 Bir ylann sizi srmas ihtimali 40 binde 1 En yakn arkadanzn sizi gizlice takip etmesi ihtimali... Dr. Tornado binasnn karsnda eski model bir Vol- vo'nun iinde oturmu, binaya girip kanlar seyrediyorduk. Nuh sabah erkenden gelip iinin bana gemiti ve besbelli akama kadar arabada nbet tutacaktk. Cuma vaktine doru Nuh dar kt ve Ortaky Camii'ne kadar yrd. Yryen birini otomobille hele ki yoku aa izlemek sahiden zor ve skntl bir i. nsan kendini kapka gibi hissediyor. Sal veriliyordu. Sanki Nuh'un cenazesine gidiyorduk; Volvo da bir cenaze arabas kadar yava yol alyordu. Ben ikide bir arabadan inip yryor, sonra tekrar arabaya biniyordum. Nuh her an arkasn dnebilir ve beni grebilirdi. Fakat tammasma imkn yoktu, nk Cool Hand Lke filmindeki Paul Newman'm maskesini takmtm. Geri, Cool Hand Lufee"u Nuh ok severdi, yani aslnda tebdil-i kyafet eyle- misem de grnmm dikkat ekiciydi. Ne yazk ki aklma Paul Newman'dan daha iyi bir model gelmemiti. Oysa Nuh'un 15 metre arkasmda yrrken, Turgut zatay maskesinin daha mnasip olabileceini dnyordum. Daha ok dnp daha yava hareket etmek gerekirdi. Terbiyenin art budur. Fakat asayii salamak sz konusu olduunda, sulu adaylarndan daha az dnp onlardan daha hzl hareket etmek mecburiyetindeydik... Allah'n "Teslim ol!" arsna uymutuk. Ortaky Ca- mii'nde, srdam olan Gizli Ajarila. birlikte Ferruh Ferman klkl Nuh'un arkasndaki safta duruyorduk. Nuh ne eilmi, huu iinde hutbeyi dinliyordu. Kibirden sz eden ha tip, Nuh Peygamberin uyanlar karsmda byklk taslayan kavminin tufanla helak olduunu syledi ve Kur'an- Kerm'den ilgili baz ayetleri okudu: Andolsun, biz Nuh'u kavmine gnderdik. [Onlara:] "Sizi aka uyaryorum. Allah'tan bakasna kulluk etmeyin. Size [mstakbel] ac bir gnn azabnn gelmesinden korkuyorum" [dedi]. Kavminin, ileri gelenlerinden olan inkarclar: "Bizce sen de yalnzca bizim gibi bir beerden baka bir ey deilsin; sana, aramzdaki s grl, en sefillerden bakasnn uyduunu grmyoruz ve sizin bize bir stnlnz de grmyoruz. Aksine, bize gre sizler yalancsnz" dedi. [???] [Nuh] dedi ki: "Ey Kavmim, ben sizden buna karlk bir mal istemiyorum. Bana yalnzca Allah ecir verecektir. Ben iman edenleri kovacak deilim. Onlar hakikaten Rablerine kavuacaklar. Ancak benim nazarmda siz, cahillik etmekte olan bir kavimsiniz." ]...] "Ben size Allah'n hazineleri yanmdadr demiyorum, gayb da bilmiyorum. Melek olduumu sylemiyorum ve sizin aalk saydnz kiilere, Allah asla bir hayr vermez de demiyorum. Onlarn ilerindekini Allah daha iyi bilir. [...] Dediler ki: "Ey Nuh, bizimle ekiip-durdun, bu ekimede ileri de gittin. Eer doru sylyorsan, bize

vaadettiini [tufan] getir [de grelim.]" Dedi ki: "Eer dilerse, onu size Allah getirir ve siz [O'nu] aciz brakacak deilsiniz." [Hud Suresi 25-33] Hatip sk bir elemana benziyordu: "Aziz kardelerim! Allah'n raz olduu kiiye tufan bile bir smaktr... lah emirle ykselen sular gn izgisiyle birlese bile mminler korkudan emin, o gemide scak ryalar iinde uyurlar... Tufann kabaran dalgalar Cehennem alevlerinin yeryzndeki sudan izdmleridir... nananlar iin her ada bir Nuh'un Gemisi vardr... Her an tabiatm iinde ve uzaym derinliklerinde; mikro ve makro alemlerde nice tufanlar cereyan etmekte, olup bitmekte, fakat insanolu bunu deerlendirmeye bir trl yanamamakta..." Cuma namaz bittikten soma cemaat camiyi terketmeye balad fakat Nuh yerinden kprdamyordu. Gizli Ajanla birbirimize baktk. Caminin ortasnda mz kalmtk. Biz kapya yneldiimizde Nuh hl Ferruh Ferman'm yzn ellerine gmm ylece oturuyordu. Dar knca Gizli Ajan ar admlarla gidip bir sokak lambasnn nnde durdu; ben de merdivene meldim. Nuh'u bekliyoruz... Rza Silahlpoda'nm adamlar her an ortaya kp Nuh'a yeniden Kaldrabilirler... Hatip gzel sylemiti: "nananlar iin her ada bir Nuh'un Gemisi vardn." Amenna. Acaba yzmzdeki bu tuhaf maskelerle, bizi kurtaracak bir gemiye binebilecek miydik?.. Dvmek art Oldu Zakkum aacndan zm bekleme / Klcm knda uzun bekletme. [bn Hazm el-Kurtub, Gvercin Gerdanl] Bu yl bir ateli silah satmalmamz ihtimali 17'de 1 Televizyonda grnmeniz ihtimali 119'da 1 Kafanza bir kuun dksnn isabet etmesi ihtimali 250'de 1 Depresyona girmeniz ihtimali 9'da 1 Yataktan derek lmeniz ihtimali 2 milyonda 1 Einiz ya da sevgiliniz tarafndan terkedilmeniz ihtimali 24te 1 Birinin sizi bir bakas sanarak konumaya balamas ihtimali: 44te 1 Merhum aktr Turgut zatay'm [25 Haziran 2002 gn 75 yanda lmt] maskesini yaptm ve taktm. Trk sinemasnn Erol Ta'tan sonraki en kt adam olan zatay'm, 1960'l yllardaki grntsn esas almtm. Biraz tuhaf ama Turgut zatay'm edebiyatla ilgili biri olduunu dnmmdr hep. Galiba, Tutunamayanlafm kahramanlarndan Turgut zben'in adyla yazar Ouz Atay'm ad birleince Turgut zatay ad elde edilebilecei iin. Her neyse. Gnlerden cumartesiydi. Sokaklarda denizanalar gibi salman kalabalklar. 10-12 yalarmda bir ocuk yoluma kt: "Yakld aabeyim, n'olur bana bir ekmek paras..." Bu sz bir yerden hatrlyordum. Tabii ya, bir filmde, tam da bu yalarda bir dilenci ocuk, Turgut zatay'a aym eyi sylyordu: "Yakld aabeyim, n'olur bana bir ekmek paras..." Hangi filmdi? Sokaklar Yanyor [1965], lm Temizler, Dvmek art Oldu [1966], Cehennemde Bo Yer Yok [1968], Namlunun Uundasn [1971], lme Yalnz Gidilir [1976], yoksa Sulular Cehennemi [1979] mi?.. Galiba, Dvmek art Oldu'dayd bu sahne. Acaba ocuun filmden haberi var myd? Neden mesela "Allah rzas iin bir sadaka" deil de, 'Yakld aabeyim, n'olur bana bir ekmek paras..." demiti? Karmdaki, fakir ama sinemasever bir dilenci miydi? Ben de o sahnede Turgut zatay'm ocua syledii szle karlk verdim: "Suratma bak bcrk... Sence ben vicdanl bir adama benziyor muyum?" Ufaklk, roln iyi ezberlemiti: "Ne yalan syleyeyim aabey, ylan surat var sende." Asabice srttm: "u fukara hergele tohumuna da balan..." Cebimden rastgele bir banknot karp ocua uzattm. ocuk paramn ucunu tuttu fakat ben brakmadm. Tpk filmdeki gibi tekrar yzme bakt. "imdi yaylan ba

kalm, boboaz kerata!" deyip paray braktm. ocuk da sapandan kurtulan ta gibi seke seke uzaklat. Bolukta Yokluu Hilie Dntrmek eyh pr dikkat, karacalara sinsi sinsi yaklaan itay izliyordu. [sme lbn Mnkz, bretler Kitab] Girdiiniz lokantann bir yerinde Karnca Duas'nm asl olmas ihtimali 2'de 1 Nuh, Dilara Dilemma'ya srlsklam kt. Ne yazk ki ak hayalin ocuu, hayal krklnn annesidir. Dilara onu aldatt halde Nuh kzdan kopamyordu. Dilara'nn aldatt kii tam olarak Nuh deildi tabii ve belki de bu durum can yoldam aym anda hem kahrediyor hem de teselli ediyordu. yle ya, Nuh da Dilara'y kandryordu. stelik, byk ihtimalle Dilara, Ferruh'la tammadan nce de Baretta ile beraberdi. Bu durumda boynuzlanan asl kii Baretta'dan bakas deildi. Btn bunlar dnmek bile insanm midesini bulandryor. Ak, kalbi vurduu kadar mideyi de vuruyor. Cumartesi gecesi Nuh ve Dilara birlikte yemee ktlar. Baba Balk Restoram'nda, elma ekeri nda oturuyorlard. Bir kadnla bir erkek babaa kalmca ne olur bilirsiniz: Her iki taraf da yzeysel veya derin phelerinden kurtulmak iin, bilinli bir kararszla bavurur. Dilara, Nuh'a bir resim hediye etti. Turgut zatay'm garson versiyonu olarak masaya levrek tabaklarn brakrken, sandalyeye oturtulmu resmin, Ferruh Ferman'm portresi olduunu grdm ve bamdan aa kaynar sular dkld. Nuh bu kadarm hakketmiyordu. Gizli Ajcmla birlikte lanetli kumrular, yani Nuh ile Dilara'y uzaktan seyrediyoruz. Gizli Ajaria, soruyorum: "Sence nereye varacak bu iin sonu?" "Biz bir btnz" diyor. "Sen, ben, Nuh, Dilara, Ferruh, Rza, Baretta, Taliha Teyze, Umur Samaz, Havana, Pippo Zaza. Hepimiz bir btnz." "Ben bu iin sonu..." Nuh, Dilara'nn ellerini tutuyor ve szn devamm getiremiyorum. Gizli Ajan: "Btn bunlar kyamet alameti brahim. Senin benden daha iyi bilmen lzm..." "Ne bakmdan? Yani biz neden bir btnz sence ve nasl bir kyamet alameti bu?" "Hibirimiz kendimiz olmaya almyoruz. Hele sen! u haline bak. Turgut zatay'dan ne istedin?" "Haklsn galiba. Bizim ortak zelliimiz... Bolukta, yokluu hilie dntrmeye abalyoruz." "Samaladn m brahim yoksa bana m yle geldi?" Dilara masadan kalkp tuvalete yneldi. Nuh, Ferruh'un portresiyle bireyler konumaya balad. Anlalan yine ha- lsinasyot gryordu. Kim bilir Ferruh ona ne diyordu? Gizli Ajan enesiyle Nuh'u iaret etti ve ciddiyetle "Bu ocua hayranm. Hastal bile byk bir yetenein rn gibi" dedi. Dalgmlamtm. "Nuh'a hep imrenmiimdir. Fakat ak lm tehlikesi iinde yaamak zorunda kalmas beni zyor" diye saykladm. "Byle konuma" dedi Gizli Ajan, "hibir akta umuda yer, sebebe lzum yoktur." , 27 Bin Yllk Fetret Devri Bir szn doruluu ile inandrcl arasnda hibir balant yoktur. [eyh Rdvan el-lcaz, Mlemma Dilemma] Bu yl eksi 15 derece soukta, bir senfoni orkestrasnn verdii ak hava konserini dinlemeniz ihtimali 18 milyon 600 binde 1 100 yandaki bir bayan srcnn otomobiliyle sizin aracnza arpmas ihtimali 1 milyar 180 milyonda 1 Bir uurumdan aa bakmanz ihtimali 684'te 1 Dilerinizi firalarken di firasn kazayla yutmanz ihtimali 11 milyonda 1 Kasaptan dana eti diye bir insann bbrek, yrek ve/yahut karacierini satmalmanz ihtimali 85 milyonda 1

Okuduunuz romanda, olaylarm akyla ilgisiz blmlerin bulunmas ihtimali 2'de 1 Okumay izgi-romanlardan rendim. Hl izgi-roman okurum. Nuh bu yzden benimle alay eder: "Zagor oku- maktansa Roy Lichtenstein'm resimleri, H.R Lovecraft'm hikyeleri, John Carpenter'm filmleriyle ilgilenirim daha iyi." "Johannes Vermeer'in resimleri, Saki'nin hikyeleri, Sam Peckinpah'm filmlerine ne dersin?" filan derim. Nuh steler: "izgi-roman devri kapand. XVIII. yzyln ikinci yarsnda balad ve XX. yzyln son eyreinde bitti bu i." "Yanlyorsun" derim "izgi-romann bir sanat olmadm sylemek istiyorsun; onu kk ve meyvesi olmayan bir ey sanyorsun'"" "Oysa, aratrmac gazeteci Clark Kent'in bu konuda syleyecekleri var, ha?" "Superman'den benim de nefret ettiimi biliyorsun Nuh'um" derim. Bunu iitmekten ocuka bir honutluk duyar, gzlerinden anlarm. "Pekala Avukat Daredevil, sizi dinliyorum?" Nuh beni kkrtmay baarr. Eer bir damarnz varsa mutlaka bulur ve ona basar. Kkrtlnca iddial konuurum: "izgi-roman dnyamn en eski sanatdr." "ok fevrice sylenmi bir slogana benziyor bu" der ve ekler: "Ve btn feveranlar gibi ilgin." ddiann ardmdan izah gelmeli: "Maara sanatmm stra- tigrafik olarak tarihlendirilmi en eski rnekleri Fransa'da Perigord, Les Elzies yaknlarndaki La Ferrassie'de bulunan, M.. 25.000 ylndan kalma hayvan resimleri ve sembolleridir, ispanya Altamira'daki, bizonlarn tasvir edildii maara resimleri de Buzul a'na, M.. 15.000'lere aittir. Bu resimlerin avclar tarafndan yapldklar gr yaygn bir kabul grmtr; dolaysyla bir hadiseyi, bir maceray temsil ettikleri rahatlkla sylenebilir. Vahi bir bizonla, dev bir atla karlamann, arpmamn heyecanm yanstan izimler. Yani bugnk kriterlere gre resimden ziyade izgi- romann muhtevasyla rten eyler!" Nuh beni, iddiam pekitirmeye zorlar: "Kurban'm sen imdi bana, 20.000 sene nce yaam maara adamlarnn izgi-roman iine el attklarm m sylyorsun?" "Onlara 'maara adam' demek doru mu bilemiyorum. Fakat yaptklar ey evet izgiromand." Nuh kastl bir kahkaha koyuverir, ben ciddiyetimi muhafaza etmeye alrm: "Bugn izgi-roman dnyasndaki hareketliliin ticari nitelii yznden bylesi teorik tahlillere kimse ynelmi- yor, doru. O yzden sylediklerim sana komik geliyor." Nuh maaradan firlayan bir at gibi kiner: "Evet, haklsn, szlerin bana 'komik' geliyor!" Nuh Tufan, dans eder ya da dvr gibi konuur. Onunla konumay srdrmek iin yine onun yntemlerini kullanmanz gerekir. Ben de yle yaparm: "Nuh Tufam'mn M.. 3000 civarnda vuku bulduu tahmin ediliyor. Dn ki, maara duvarlarndaki izgi-roman rnekleri Tufan'a ramen bsbtn silinmemitir." Nuh birdenbire konumanm 'rotasn' deitirir: "Maara izgi-romanlar... Martin Mystere, rmcek Adam ve Aste- rix'in maceralarma maara yetitirmek zor olacakt ve bu sebeple 27.000 sene sren bir fetret devri yaand yle mi? Milyarlarca izgi-roman okuru da figratif resim, tiyatro ve mzikle yetinmek zorunda kald! Ne de olsa orkestralar, tiyatro oyuncular ve ressamlar maara gibi zel bir mekna ihtiya duymuyordu. Oda orkestralar vard mesela, fakat maara orkestras yoktu!" Nuh'un suyuna giderim, boulmamak iin: "Biliyor musun, aslnda Martin Mystere'den ok da hazzetmiyorum. Bir kere, Martin Mystere ok dz bir tip. Karizmatik deil. Su- perman'i andryor." Nuh 'dalga dalga' stme gelir: "Bunu o da biliyor mu?" "Martin Mystere'i bir 'entelektel izgi-romam' yapan eyin de, zannedildii gibi maceralarnda Dante'nin, Erich Fromm'un, Malcolm X'in, Borges'in, Leonardo Da Vin- ci'nin,

Oscar Wilde'in... adlarnn gemesi, hatt bu ve benzeri kiilerin birok maceraya bizzat katlmalar deildir." Nuh aksi bir adam olsa da kolay meraklanr: "Nedir peki, ekselans?" Mesela Baron Munchausen'in Syledii Dorular adl macerada grnen yaymevi editr, Jean Baudrillard model alnarak izilmitir. Bakire Uzayllar Operasyonu'ndaki keman virtz rol Wittgenstein'a verilmitir. Adorno, Vampirlerin Hamam Se/as'nda kuu otaran bir meczup olarak grnr. Toltek Hkmdarnn Zehirli Kahvaltsnda kara haber elisi olarak grnen Sebastian, Cioran'm ta kendisidir! Bycler Sendtfeas'nda Ivan lllich bahvan oynar. Yzyllar nce Kaybettiimiz Dmanlarda Canetti kr bir cerrahtr..." Kinlileri her konumasnda kukularm dile getirir. Nuh da onlardan biri: 'Ya beni iletiyorsun ya da Martin Myste- re'deki tipleri filozoflara benzetme konusunda kiisel bir yetenee sahipsin?!" "Sen de En Son kna Olacak Kii 'talk show'unun sunucusu gibisin. Bu durumu kefeden ben deilim. Harvard'da hazrlanm Martin Mystere'in Hizmetindeki Okumu Adamlar balkl bir tezden okudum bunlar." "Bu dediin doru bile olsa, ne anlam var ki? Mesela Ivan lllich Okulsuz Toplum 'ur yazar olarak yeterince dikkate deer deil mi ki, bir de onun bahvan versiyonuyla muhatap olalm?" "Bak Nuh, bu adamlar iinde Baudrillard hari hibiri yaamyor. Zaten hibiri aktr deil. Diyelim bir sinema filminde grnmelerine imkn yok. Tamam, Wittgenstein'in hayatm anlatan filmler ekildi, ekilebilir, fakat bizzat Wittgenstein'm rol ald bir film ekilemez. izgi-romamn gc burada. Sinemann, resmin, tiyatronun hatta edebiyatn imknlarndan ok daha fazlasna sahip. Bunu grmek istemezsen, izgi-romam yeniyetmelerin eline terkedersin. Nitekim yle de oluyor. izgi-romanlar arasmda hibir ayrm gzetmeden hepsinin stn iziyorsun. Fakat aym radikal tavr sinema, resim ya da roman karsmda gstermi- yorsun, deil mi?" "Hakl olabilirsin. Fakat bunda belki de izgi-romamn dier sanat dallaryla temasnn zayf olmasnn da pay vardr?" "Aslnda tam olarak yle de deil. Dikkatini esirgemezsen izgi-romanla dier trler arasndaki etkileimi grebi lirsin. Mesela, Quentin Tarantino'nun Pulp Fiction filmi tm dnyada byk bir beeni toplad. Entelekteller de sevinle selamladlar. te bu filmdeki bir sahne aynen Martin Mystere'in Savar Kaderini Deitiren Pinpon Kazas macerasmdan aparlmtr!" Nuh kulaklarna inanamaz: "ylemi? Hangi sahne?" "Mr. Wolfun Vincent Vega ve Jules Winnfield'i ykad sahne. Vincent, yanllkla arka koltuktaki genci vurur. Ju- les'la birlikte Jimme'den yardm isterler. nk arabamn arkas kanla kark beyin paralaryla dolmutur. Jimmie, Mr. Wolfu arr. Wolf, arabay Vjncent ve Jules'a temizletir. Soma da onlar soyup bahe sulama hortumuyla ykar, nk iki serserinin de st ba kan iindedir. Jimmie, Mr. Wolf a aynen yle der: 'Salar kuru kald!' Bu sahne, o nl diyaloglar da dahil, Martin Mystere'den alntlanm tr." Seccadede Diki Tutturmak Biz ermilerin en byk sorunu, 24 saat ermi kalamamaktr. [eyh bdlaziz Azam, Final Fsltlar] Bu ylki doum gn pastamzdan dans eden bir canavar kmas ihtimali 3,5 milyarda 1 Bir maymunun frlatt bir cisimle yaralanmanz ihtimali 8 binde 1 Nama/a balaman/ ihtimali 37'de 1 Albino [nur topu gibi] bir ocuunuzun olmas ihtimali 20 binde 1 Evinizin sincaplar tarafndan istila edilmesi ihtimali 210 milyonda 1

Babam kibar adamdr. Gururumu incitmemeye zen gsterir. Namaz klmaya balamam onu arttysa da ibadet etme kararma sayg duyuyordu. Dedem lm deindey- ken, babama "Olum, hayatm boyunca sizin iin altm ve byk bir servet kazandm. imdi bu dnyadaki her eyin bo olduunu aka gryorum. Fakat ne are, geciktim. Benim babam dindar biriydi. Be vakit namaz klard. Kur'an okurken ld. Senden ricam, Azrail iyice yanma sokulmadan nce kulluunun icaplarn yerine getirmeye bak. Bu konuda beni rnek almaktan, bana benzemekten sakn. Gryorsun, ben lyorum. Mal mlk sana brakyorum. Fakat zgnm. ki rekat namaz, bir gnlk oru yannda paramn bir deeri yok, bilesin..." eklinde uzayp giden bir nasihatte bulunmutu. Babam, dedemin vasiyet niteliindeki nasihatine uyup arada bir namaz klsa da, maalesef seccadede diki tutturamad. Benim durup dururken "Bu gen yata" adrvanlara, mescitlere komam, aile iinde huzursuzlua neden oldu. Sakal brakmam hi ho karlanmad. Hayr, trajedi filan yaamadm. Yine de giderek tuhaflatm dnlyor ve benim iin endie ediliyordu. Komikti tabii. Balangta ev halkna durumu aklamamtm. Bana neler olduunu anlayamyorlard. Kk halamn kocas E- ber Enite'nin uzman gr dorultusunda, uyuturucu kullandmdan phelendiler! Komiser yardmcs Eber Enite, narkotik masasmda zaferden zafere komutu. kide bir "Biliyor musunuz, oda parfmleri kafa yapyor; biliyor musunuz, ar kesicilerden fazla alrsanz uarsnz; biliyor musunuz, kola bamllk yapyor..." filan derdi. Ona gre ben de kafay ttslyordum. Ne de olsa belirtiler aymyd! Uyuturucu kullanan bir gencin arkada evresi deiir: Sk sk Erenky'deki dergaha gidiyordum. Partilere uram - yordum. Oysa eskiden yle bir grnrdm... Aile ilikileri azalr, odasnda yalnz kalmay tercih eder. Aile toplantlarna katlmyordum. Tatile de kmamtm. Misafirlere hogeldiniz bile demez olmutum. Okul baars ve okula devam azalr: Okula zaten pek gitmezdim. Bu yl da baka bir faklteye gemitim. Ne olacakt benim halim? Daha fazla para harcad grlr: Bizimkiler bunu lecek durumda deillerdi. Bir-iki nemli yatrm yapmtm tabii. eyhnme'mn ta bask bir nshasm satmalmtm. Sahh-i Buhari, Elmalk Hamdi Yazr'n tefsiri, Hayat-s Sahabe gibi baz lzumlu kitaplar edinmitim. Gn iinde bazen neeli, sakin, bazen fkeli, saldrgan davranlar sergiledii gzlenir: nsanlk hali. Doum gnm hatrlayp srpriz bir kutlama dzenlemilerdi. Kadehler benim erefime kaldrldnda biraz kprdm. Mankenlik ajansmdan teklif alan kuzinimi, Porche'sini beenime sunan daym, Bodrum'da sper bir 'beach club' kefettiini syleyen teyzemi... terslemitim. Gzleri kanlanr: Okumam gereken kitaplarn saysmda ciddi bir art olmutu. Uyuturucu kullanan gen bitkindir: Bitkin benim gbek admd. Dnyaya geldiimde de bitkindim. Ailem yeni far- kediyordu. Dalgndr: Ezberlemem gereken ayetler vard. Uyuklar: Yamhyorlard. Sadece evremdeki grntlerin bir ksmna bakmaktan vazgemitim. Uyumakta glk eker: Sabah namazma kalkyordum. Konuma zorluklan yaar: enebaz biri deildim zaten. Sorular da cevaplamaz olmutum, o ayr... Bir gn Eber Enite beni karsna ald: "brahim, son zamanlarda sen... ok deitin." "Hangimiz deimiyoruz ki enite; hayat bu." u cmledeki polisiye tada bakn: "Fakat sen biraz, nasl desem, an ulara kayyorsun brahim." "Enite, sr tutar msn?"

"Ayp ettin." Eber Enite'nin sr mr tutamayacam, bu konumay btn ayrntlaryla halama ve dierlerine anlatacam biliyordum. "Bundan ay nce bir ayine katldm." "Ne ayini?" "Bilirsin ite, seks ve uyuturucu grla gidiyordu..." Bu aslnda Nuh'un taktiiydi. Yani insanlar oke edecek hikyeler uydurarak, ilerin baka ynlere kayp rndan kmasn salamak. Eber Enite nasl da meraklanmt. Hayatm israf etmi kimselere zg i bir merak: "Neler sylyorsun brahim, ciddi misin?!" 'Ya." Sallamaya devam ettim: "Kafam iyiydi. Her ey bir anda oldu..." "Ne oldu?" "Kimseye sylemeyeceksin, deil mi?" "Bana gvenebilirsin." Baka iim yokmu gibi bir polise gvenecektim. Enite bana aptal muamelesi yapyordu. stelik kendi evimde. Dudam srarak yere bakyordum. tiraf avcs Eber Enite'ye istediini vermitim. Kollarmda ine izleri yoktu. Belki de eroini burun yoluyla alyordum. Ecstasy haplar yutuyor olmam ihtimali daha yksekti. Joint tttryor da olabilirdim. Kokain? Henz erkendi. kiyle bile bam ho deilken nasl da narkotik tuzaa dmtm. Bu gidile omurilik soanm kuruyacakt. Cahillik ite. Kendimi tutamayp kahkahay bastm. Uyuturucu kullanan gen dengesizdir, durduk yerde glmeye balar. Eber Enite endieli gibi: "Anlat bana brahim, neler oluyor?" "Ezan okunuyor enite. Ben camiye gideceim. Akam namaz klmay biliyorsan sen de gel istersen?" Dmanla Aramzda Sr Olarak Kalan Sava Filozofun mesuliyetten kama yetenei, onu barbardan ayran en kaln izgidir. [Ziya bin Ziyad, alnt Uzay] Bu yl estetik operasyon geirmeniz ihtimali 1247'de 1 Satmaldgmz parfmn idrar kartrlarak seyreltilmi olmas ihtimali 1247'de 1 Bir nlden imza almanz ihtimali 1247'de 1 Polise dil karmanz ihtimali 1247'de 1 Bir kuyuya ta atmanz ihtimali 1247'de 1 Teori trapezcisi, kuram bileyici, analiz tozutucu, felsefe distribtr, kaos arabulucusu, iddia santrali, entelektel levazmc, literatr ifrecisi, doktrin didikleyicisi, tefekkr tatlandrc, postmodern ekirge, eletiri reaktr, tez kamatrc Fransz Jean Baudrillard; bir zel niversitede konferans vermek zere stanbul'a gelmiti. 11 Eyll 2001 Sah gn Manhattan'daki kiz Kuleler'e yolcu uaklaryla dal yaplm ve bylece yuvarlak azl entelekteller, her konumada her eye sfirdan balama geleneinden kopup negatif bir blgeye gemilerdi. Ona gre, bu hcumlar, 'olay' olgusunun gereklemesine, alglanna ve yorumlanmasna ilikin dntrc etkiler uyandrm ve de 'sanal'm lmcl fonksiyonlarm aa karmt. Bugn de stanbul'da bu konuyu konuacak; sorular cevaplayacakt. Nuh Tufan, Jean Baudrillard okumay ok sever. Konferansa gidiyoruz. Trafik skk. Arabann CD pla- yer'ma bir CD koyarken "imdi de, aclann teorisyeni Jean Baudrillard'n sevdii arklar programm sunuyoruz. lk olarak Tanju Okan sylyor, Koy Koy" diyorum. Nuh saz ahyor: "Baudrillard'n felsefi markaj, kavran155 mas g bir komedi tema'sdr. Onun yazdklar, bir vantriloun kahkahalan gibi 'gsterisiz'dir. Bir yanl anlamalar evreninde felsefe protokolne, teori diplomasisinin kurallarna harfiyen uyan, tebdil-i kyafetle gezen silahl bir yeralt palyaosudur. Dmanlarnn arasmda yaamakta fakat sava bir sr olarak saklamaktadr. mknsz ve

anlamsz, aktel iddete dikkat ekerek pazarlk konusu eder. are yoktur. aresizliin ykn tamak iin gerekli artlar da ortadan kalkmtr. O halde tasarmlarda bile iktidarszln damgas vardr. Hakikate ynelik cinai suun failleri kaybolmutur. Her tartmann sadece ileyii veya yaps deil, varl da tartma konusudur. tiraf, iddia, itiraz sfrla arplmtr. Srprizler, oklar, bir tr insanlk gdas haline gelmitir. Felakete talip kitleler ile tehdit reten iktidarn aras almtr; nk her ikisi de aym yerekimsiz uzay paylamaktadr. Her ey bynn erevesine oturmutur. By, kaosun yan etkisi olarak belirmektedir. Yani bir failden yoksundur. Bu artlarda felaket tellalnn tatl arksna kulak kesilmek dinlendirici olabilir. Terristi sust yakalamak iin camm vermek hi de fena bir alveri olmayabilir. Gerekler evrenini yutan sanal evrenin sentetik krsal kesimindeki dijital barakalarda aysz yllar, haftasz aylar, gnsz haftalar, vakitsiz gnler boyunca tatil yaplabilir. Neden ile sonucun iddetli geimsizliinden doan kriz srecine uyum salaymzn herhangi bir nedeni ya da sonucu olmasn beklemeyelim. Kimin robot, kimin deli, kimin sulu, kimin mutant olduunu saptama imknna sahip deiliz. Medyatik yzey ve hzn getirdii yokedici eitlik sistemi tam bir eitlii hedeflemi grnyor.,Yani tam bir yokedii... Btn bunlar samasapan defanslar!" Nuh'un bu cazip fakat karmak laflarm anlamaya alyorum: "Asl mesele Baudrillard'm felaket tellak olmas m?" Nuh hi beklemeden cevap veriyor: "Hayr. Zaten, Baud- rillard bir felaket tellak saylmaz. Kanserden, cinayetten, cinsel sapmalardan, lmcl virslerden, ekonomik klerden, komplolardan filan bahseder. Buna karlk, sylemesi ayp, mesnetsiz bir akademik tevekkhe, bir kaz oban neesiyle ve komadaki bir dilencinin nesnelkiyle vaziyeti idare eder. Adeta her ey iin ge kalnmtr. 'Olay' giderilmi, geriye yalnzca 'durum', baka bir deyile hasar tespiti yapma vazifesi kalmtr. Bu da, diyelim enkaz altndaki herkes oktan ruhunu teskm ettii iin batan savma da yaplabilir, manyakka varan bir titizkkle de." "Seni anlamyorum Nuh, Baudrillard sence tam olarak ne yapyor?" "brahimciim, Baudrillard'a kalrsa felaket zaten iinde bulunduumuz sradan kouharm ad. Ufukta daha byk ykmlar var, tamam; gelgelelim yaklaan belalar karlamamz asla gerekmeyecek nk hakhazrda zaten lyz." "l myz?" "Evet. Tbben lmemi olabiliriz fakat mesela sosyo-pok- tik bakmdan lyz ite. Bir tr zombiyiz yani." "Bunu Baudrillard m sylyor, sen mi sylyorsun?" "Bilmiyorum. Baudrihard felaketlerin envanterini karyor fakat i direnmeye geldi mi sus pus oluyor." "Ne yani, adam militan m olsun?" "Gerein poktik, ekonomik, sanatsal, cinsel vesaire eklinde kategorilere aynlmasmdaki sakncay Baudrikard benden daha iyi bildii halde, bu ayrmlara boyun eiyor. Hayr ve evet kehmelerini kullanmayan birine neden, nasl gveneyim?" "Bilmem? Onun yazdklarm hi karmyorsun. Sylediklerin tutarsz be Nuh'um." "Evet, yle grnyor ama yle deil. Pozisyonunu tasvip etmediin bir dnr takip ederek, onun tespit ve tahlillerini gndemine alabilirsin. Bu, senin kendi dncelerini oluturmana imkn salayabilir. Yani sadece katldmz yaklamlarla megul olmamz hem mmkn deil hem de zorunlu deil. stelik, Baudrillard sahiden sk bir eleman." "te geldik." Arabay kampusun otoparkna brakyorum. Girite bir basn masas var. Yani konferans izlemeye gelen basn mensuplarm karlayan grevlilerin oturduklar bir masa bu. Nuh, dorudan onlara yaklayor. Yzne bir meslek hastal belirtisi olarak yaylm glmsemesiyle bir kz soruyor: "Basndan msnz?"

Nuh: "Evet?" Kz: "u formu doldurun ltfen." Nuh formu alyor ve balyor yazmaya. Ad: Nuh Tufan. Grevi: ef. Bal bulunduu yaym: Kanserli Centilmenler, imza:... Kz, Nuh'a bir dosya veriyor. Dosyann iinde bir basn bildirisi ve Baudrillard'n konuma metni var. Levhalar ve akkan kalabal izleyerek konferans salonunu buluyoruz. Girite tam bir izdiham yaamyor. Protokol davetlileri iin ayrlan en ndeki iki sra dmda btn koltuklar bir anda doluyor. nsanlar ayakta dikiliyorlar ya da bulunduklar yere, basamaklara filan oturuyorlar. Protokol koltuklarnn banda bekleyen sarn kzn yanma glkle vanyoruz. Kza sessizce "Merhaba, ben Yale ni- versitesi'nde Msy Baudrillard'n simlasyon kuram hakknda bir tez hazrlyorum. Bu da tez dammamm Mr. Man- nikin. uraca oturamaz myz?" diyerek beyaz-tesi Nuh'u iaret ediyorum. "Ah, yle mi, buyurun" diyor koltuk muhafiz sarn. "Thank you" diyerek glmsyor Nuh. Ve geip oturuyoruz. Bize, simltane tercmeyi dinleye bilmemiz iin elektronik kulaklklar veriliyor. Baudrillard geliyor. Elemanm kitaplarm Trke'ye eviren Ouz Ozon krsye kp biraz lakndadktan soma Msy Baudrillard' sahneye davet ediyor. Baudrillard Franszca konuurken, biz kulaklktan Trke mealini dinliyoruz. Tercme, Nuh'un ald dosyadaki metnin ayms. Yani tercman konumayla uyumlu bir ekilde elindeki metni okuyor. Baudrillard sahnede bir nevi grsel efekt olarak duruyor. 45 dakika sonra sorulara geiliyor. Biri, Baudrillard'a Matrix filmindeki 'Mimar' roln oynamay neden reddettiini soruyor. O da glerek cevaphyor: "Abartmayalm ltfen. Beni Wachowski Biraderler'in ncs gibi alglamayn. Zaten bana rol filan da teklif edilmedi." Bunun zerine Nuh kulama eiliyor: "Kalbm basarm, Matrix'te rol almas teklif edilseydi kabul ederdi." "okfesatsn Mr. Manikkin." Derken, Nuh, Baudrillard'a soru sormak iin el kaldran k izin istiyor. Protokol muhafz sarn, Nuh'a bir mikrofon veriyor. Bu defa Baudrillard kulaklk takyor, nk sorular Trke soruluyor. Sarn, Nuh'a yani Mr. Manikkin'e dikkatle bakyor. Nuh'un azmdan kan ilk kelimeyle birlikte foyamz da meydana kyor: "Bizler, Trk okurlarnz olarak sizin iin endieleniyoruz baym. Syleminizin merkez esi olarak srekli kten sz ediyorsunuz. Emperyalist dehet, aktel terr, kresel oklar, postmodern epi- demik hastalklar, standart yanlsamalar, zamann hzlanna bal olarak ortaya kan infilak gelenei, sanatsal abaya sinen komplo gibi balklarn altm dolduruyorsunuz. Okurlarnza herhangi bir mjde verememek sizi hznlen- diriyor mu? zgn bir filozof musunuz? Cretimi balayn, fakat, kurbanlarn bile su orta olduunu sylediiniz ykmlar karsnda nesnellii korumaya almanz ne anlama gelir?" Baudrillard idmanl: "Teekkr ederim. Gelgeldim benim psikolojik durumumla ilgilenmeniz iin bir sebep gremiyorum. Bunun bir yarar olacam sylemek de zor. lemekte olan sisteme direnmek sz konusuysa, zlmek, dnce retmekten daha verimli bir hazrlk saylabilir mi? Dorusu bundan emin olamyorum. Aynca keder benim branm deil. Kiisel olarak elbette ideolojik grlere sahibim ve bazen hislendiim de oluyor. Yine de mesela sizin tabirinizle Trk halknn bunlara ilgi duymas iin bir sebep gremiyorum. Size bir sr vereyim mi? Artk kapitalizmin ne olduunu anlayamyorum. Dnya gc, terrizmden birok bakmdan faydaland. Daha da kts terr iselletirdi. Kr sistemi, sermaye dolam kendi kendini tkettii zaman terr ila niyetine datmaya baladnda gerek etki aa kar. Zira sistem glendike knlganlayor. nk bir yanda srekli g kaybedenler, br yanda giderek gcn artranlar var. Glnn zaaf, kanlmaz bir

biimde, zaylin zaafmdan daha belirgin. Bu artlarda hareketsizlik bile, kreselleen ykclk karsnda otomatik bir boyunei, nesnel bir su ortakl anlamna kavuuyor. Bylece bir kimsenin piman, zgn, baygn olmas sregiden ilemleri aksatmyor. nsan ilikilerini anlaml klan ayrmlar bile kolayca silinebiliyor. Bugn dnya gc taralndan, bombalar eliinde ihra edilen demokrasinin ncelikli etkisi bylelikle aa kyor. Sistem her eyi otomatikman kendi karma hizmet eder hale getirebiliyor. Gz dolduran kreselleme kartl da bundan muaf-deil. Her ne kadar teselli edici olmasa da, hepimizi abluka altma alan zmszl kayda geirmek gerek." Protokol muhafz sarnla gzlerimizi bkbirimizden karyoruz. Nuh'a soruyorum: "Cevab tatmin edici buldun mu?" 'Yar sonrasnda ampanya iirilen ngiliz atlar gibi hissediyorum kendimi." Filozofun imza Yetkisini Gaspeden Kz Nihayet soru cevap fasl da bitiyor ve Fransz, sandalyesinden kalkyor. antamdan iki kitap karyorum: aresiz Stratejiler ve Cool Anlar. Nuh: "Ne, yoksa Fransz'a kitaplar imzalatmay m dnyorsun?" "Ben beceremem, sen imzalat, biri sana biri bana." Nuh kitaplar kapt gibi sahneye yneliyor. Onun yaklatn gren Baudrillard hemen ynn deitiriyor. Adam saldrya uramaktan korkuyor sanki. Baudrillard'a elik eden Ouz Ozon, kitap imzalatmak isteyen birka kiiden kitaplar alyor ve "Tamam, bunlar sonra aaya gndereceim" deyip kulise seirtiyor. Son anda Nuh da emanetleri Ouz Ozon'a teslim ediyor. Salondan kyoruz ve fuayede sigara ierek bekliyoruz. Ne gelen var ne giden. Baudrillard'n imzalamas iin kitaplarm Ouz Ozon'a teslim eden dierleri nerede acaba? ki kz bize yaklayor. Kzlardan biri: "Siz imzalanmas iin kitap teslim etmi miydiniz?" "Evet?" Kz elindeki kitab, Simgesel Dei Toku Ve lm ' gstererek: "Biz de imzalatmak istiyoruz da..." Nuh dalgasn geiyor: "Bize mi imzalatacaksnz?" Kz ciddi ciddi cevap veriyor: "Hayr, siz nasl alacaksnz kitaplar?" Nuh: "Bilmem? Gitti gzelim kitaplar. Tuzaa drldk." Bu arada gen bir ocuk kageliyor. O da Ouz Ozon'a kitap teslim etmi. Birbirimizden ayrlmamaya karar veriyoruz. Kitaplarm imza iin brakan dierleri yok ortalkta. Sonunda beyaz gmlekli, siyah pantolonlu bir kz kageliyor: "mzalanmas iin kitap verenler siz misiniz?" "Biziz?" "Beni takip edin." Kzn peine dyoruz. Koridorlardan geerken Nuh kza taklyor: "Aslnda siz de imzalayabilirdiniz kitaplar." "Ay olur mu hi yle ey?" "Neden olmasn? nemli olan bugnn amsm yaatmak deil mi? mzanzn altna tarih de atarsanz hele, ahane olur." Kz besbelli ne Baudrillard' tamyor ne de kitap imzalamann anlamndan haberdar. Pafr pufur glyor. Merdivenleri kyoruz. Grevli kz kendinden emin bir sesle: "Siz burada bekleyin" Bu arada dier kzlar da ellerindeki kitaplar imzalatmak iin grevli kza vermek istiyorlar. O da "Hayr, bunu yapamam, yetkim yok" diye kestirip atyor. Nuh nerisini yineliyor: "Siz imzalayn yleyse." Bu defa hepimiz bir Nuh'a bir de grevliye bakyoruz. Grevli de gzlerini zerimizde gezdiriyor. nanlmaz ama gerek: Grevli kz, Baudrillard'm kitaplarm imzalyor! "sminiz neydi?"

Baudrillard'a imzalatamadk ama hi olmazsa bugnn amsm yaatyoruz diye kendilerini teselli mi etmeliler yoksa byle bir samala raz olduklar iin utan m duymallar karar veremeyen kzlardan biri: "Numan" diyor. "Nuranm?" "Hayr, Numan. Kitab sevgilim iin imzalatacaktm da." Grevli kzn ne yazdna bakyorum: "Sevgili Numan'a hayat boyu mutluluklar dileiyle... Belma." Grevli; kitab hemen iade edip dierini alyor! Kitabn kapana bakyor ve seslice adm okumaya alyor: Si-m- lakr-larve Si-m-las-yon. erii hakknda hibir fikri olmayan, adm bile glkle heceleyebildii kitab imzalamaya hazrlanyor. Simgesel Dei toku Ve lm' imzalatan kz, kitabn kapam ap baknca grevliye soruyor: "Adnz Belma myd?!" "Evet, Belma." "Th, benim adm da Belma. imdi, Numan kitab benim imzaladm sanacak!" niversitede ayak ilerine bakan grevli, hibir ey sylemeden, dier kzn kitabn da alelacele imzay aktktan soma bir odaya giriyor. Ve birka saniye soma elinde 8 kitapla geri dnyor: "Hangileri sizin?" ocuk, aradan Siyah Anlaf ekiyor. Geri kalan kitaplarn tamamn Nuh alyor! Grevli kz: "Hepsi sizin miydi?" Nuh: "Evet, yani bizim ve arkadalarmzn. Onlar darda bekliyorlar." Grevli, biraz tereddtle btn imzal kitaplar Nuh'a teslim ediyor. Kz tam gidecekken, Nuh: "Bir dakika! Bu imza Baudrillard'a ait deil!" "Ay bizim bundan bir karmz yok ki. Dnn yani biz niye ey yapalm, imzalattk getirdik?" Nuh'un yz biraz yumuuyor ama yine de kitaplardan birini ap grevliye imzay gsteriyor: "Emin misiniz? Bu onun imzas m?". 'Valla ben de ilk defa gryorum bu imzay." "Pekala, ne yapalm, olduu kadar" diyor Nuh. Ve hzla oradan uzaklayoruz. Kitap almak biroklarnca mubah addedilen bir eylemdir. Fakat yazarma imzalatlan bir kitab, sahibinden nce alp karmay baaran ilk hrszlar biziz galiba. Silah Zoruyla Tanma Silahl mcadele benim seimim deildi; cellatlar yelpazeyle pskrtemezsiniz. [Salim Muhammed Nuri ya da Ilicl Ramirez Sanchez ya da akal Carlos ya da Mahkum 872686/X] Bu yl, inenip tkrlm bir sakzn pantolonunuza yapmas ihtimali 35'te 1 ikametgh adresi, telefon numaras ve/ya da elektronik posta adresinizin bir ticari kurulua satlmas ihtimali 17'de 1 Yanl alarm yznden panie kaplmanz ihtimali 110'da 1 Bir bitki tarafndan srlmanz ihtimali 7 milyonda 1 Sinemada nnzdeki koltua zrafa boyunlu, fil kafal birinin oturma ihtimali 6'da 1 Hi tanmadnz birinin akanza silah dayamas ihtimali 947'de 1 Her ne kadar ibadetime sayg dysa da, babam, eriat zlemiyle yamp tutuan radikal gruplara katlp dengemi yitirmemi istemiyordu. Kimse istemez. Bu yzden de peime bir adam takmt. Bir profesyonel! Adama ilk Umur Samaz'm cenazesinde rastlamtm. Nuh'a sarlp alamt. Beni takip ettiinden phelenmemiim tabii. Daha sonra, byklan kzllam bir hlde Nuh'un dkkn plk'e gelip bir emsiye satnalmt. O zaman durumdan kukulanm fakat zerinde durmamtm. Kumpas'ta bize kahve servisi yapan felli garsonun da aym adam olduunu farkettim. Umur Samaz'm cenazesindeki yasl zat da plkteki mteri de felli deildi. Demek ki dikkatimi ekmemek iin klktan kla giriyordu: Bay Herkes. Takip edildiimi anlamam gibi davran- yordum. ounlukla, Bay

Herkesin peimde olup olmadna dikkat etmiyordum bile. Sahiden de durumdan ikyeti deildim. Bir gn, Nuh'un evinde otururken Ferruh Ferman te164 lefon edip Nuh'a raan Saray'ndaki dne gitmesini sylemiti. Nuh, Ferruh Ferman klna girmi, birlikte evden kmtk. Taliha Teyze'yi grnce selam verdim. Ferruh Ferman'n yznn arkasma saklanan Nuh pek konumad. Taliha Teyze'nin yannda olu vard. Bu adam bir yerden tanyordum. Tabii ya, babamn dedektifi Bay Herkes\\\ yi de, 90'm am Taliha Teyze'ye, neden kendini "Ben senin olunum" diye yuttursundu ki? Ben, Taliha Teyze'yle ayakst konuurken, adi herif de gzlerini Ferruh Ferman'a, yani Nuh'a dikmiti! O vakit anladm ki aslnda babamn dedektifi filan yoktu. Bu esrarengiz iz src beni deil, Nuh'u takip ediyordu! Kald ki onunla hep Nuh yanmdayken karlamtm. Ve besbelli Nuh'un Ferruh Ferman klnda olduunu da biliyordu! Nuh'a meseleyi amadm. nk, Nuh ha- lsinasyonlar grd iin, kendisini izleyen biri olduunu anlamasna imkn yoktu. Onu telalandrmak istemiyordum. Ayrca, ona bir daha Ferruh klna girmemesini, Dilara'y unutmasn, yetim bir albino olarak yoluna devam etmesi gerektiini sylemek... ne bileyim, bir alkolie iki fabrikasn havaya uurmasm sylemek gibi bir ey olurdu. Ben de Nuh'la buluacam zamanlarda yanma babamn silah dola- bmdakijericho'yu [94FB modeli] almaya baladm. Gerek bir kahraman olan dostuma, her firsatta, kendine mukayyet olmasn sylyordum. Nuh bana telefon edip bamzn belada olduunu ve Ferruh Ferman'm bizden baz eyleri gizlediini syledii zaman ciddi ciddi korkmutum. Ona "Neredesin imdi?" diye sorduumda, "Sizin sokaa giriyoruz" demiti. Alelacele hazrlanp, belime [arjr doluyken arl 1 kiloyu bulan] Jericho'yu takp dar frladm. Taksi nmde durdu. ofre baktm, Nuh'un kuyruunda dolanan hyaraasyd. Taksiye bindikten soma Nuh'la konuurken aktrmadan ofr inceliyordum. Bu defa salarm jleleyip arkaya taram ve metal ereveli bir gzlk takm t. Bykszd. Ulus'taki ay bahesine vardmzda, ofrden bizi beklemesini rica ettim. Nuh bana Rza Silahlpoda'dan bahsetti. Dilara Dilemma'mn, geenlerde otobste rastlad kzn ta kendisi olduunu syledi. Anlattklar ne kadar ilgin olsa da Nuh'u dinleyemiyordum. Aklm fikrim ofrdeydi. "imdi evlere dalalm. Sen Ferruh Fermanla konu, ben de... bir-iki kk iim var, onlar halledeyim tamam m?" dedim. Takip edildiinden habersiz arkadam "Nasl istersen" dedi. Beikta sahiline indikten soma Nuh taksiden atlad. "Allah'a emanet ol" diye seslendim. "Beni merak etme" deyip skeleye doru yrd. Arabadan inip n koltua getim. ofr sordu: "Etiler'e mi dneceiz?" Cevabm hazrd: "Malta Kk'ne gidiyoruz." Taksi, Yldz Park'na girip yksek aalarn arasndan yukar doru trmamrken silah karp ofrn kafasma dayadm! Otomatikman ellerini havaya kaldrd: "Ne istiyorsunuz?" Taksiyi durdurdu. "Kimsin sen?!" Hayatmda ilk defa birinin kafasma silah dayyordum ve blf m yapmaktaym yoksa tetii ekebilir miyim emin deildim. nsan, tetii ekmeden bunu bilemez. Adam yan gzle bana bakyordu. Konumaya niyeti yok gibiydi. Tabancamn namlusunu akama bastrarak herifi drttm ve hrltl bir sesle tekrarladm: "Kimsin sen?" ofrn serinkanllm bsbtn yok etmek iin ekledim: "Konu, yoksa seni gzm krpmadan gebertirim!" "Habip Hobo."

"Ne? Ne dedin aalk herif?!" "Habip Hobo, benim adm, Habip Hobo." [HABIP HOBO] Yakay Baaryla Ele Vermek Bir erkein hayatnda, yenilgiyi kabul eder gibi yaparak zafere ulat anlar vardr. Bu geri kadnlarn tarzdr, fakat nadiren erkeklerin de bavurduu bir yntemdir... Aylar sonra yakay ele verdim. nk durum bunu gerektiriyordu. brahim Kurban 14'ly kafama dayadnda iimden "Bravo Habip Beyciim, gene baardnz!" dedim. Kendime "siz" diye hitap ederim. Saygnln ilk kural budur. Kendinizle aranza mesafe koymazsanz, bakalarndan bunu bekleyemezsiniz. Hostesleri Benim Yerime p Olup bitenleri batan anlatsam iyi olacak. Geen sene, 30 Mays gecesi Budapete'den stanbul'a dnyordum. Saat 3 sularyd. Uaktaki herkes uyum halinde uyuyordu. Sanrm bej tayyrl siyahi hostesin parfm yolcular baylt- mt. Dizst bilgisayarmda baz dosyalar inceliyordum. 169 O gnlerde CPRS teknolojisi henz kitlelere sunulmamt, sadece bizim meslekten olanlara, yani gizli ajanlara zg bir ayrcalkt. Dolaysyla uakta nete balanabiliyordum. Uu srasnda cep telefonuyla konumak yasakt fakat internete balanmann yasaklanmas iin biraz daha zaman gemeliydi. hlal, daima yasa sollar; bu kuraldr. Profesr'den gelen mesaja baklrsa, onu da uyku tutmamt: "Budapete'de havalar nasl?" "u anda uaktaym efendim, stanbul'a geliyorum." "Uaktasn ve internete balanyorsun yle mi?" "Sadece bir-iki dakikalna efendim... Siz iyisiniz ya?" "Turp gibiyim." "Buna sevindim... Havana ne alemde, iyileiyor mu?" "Onu sattm diyebilirim." "Sattnz m?!" "Tam deil, ste para dyorum." "Anlamadm?" "Bana urayabilir misin Habipciim?" "imdi mi?" "Mmknse tabii." "Elbette mmkn efendim. Bir problem yok ya?" "Gelince anlatrm. Bak seni bekliyorum." Acaba Profesr'n beni gecenin kr vaktinde davet etmesinin sebebi neydi? "Bir saate kadar orada olacam efendim." "Pekala, grmek zere... Hostesleri benim yerime p!" Kemik Torbasndaki Gizli Kamera Havalimannda bir taksiye atladm. Acbadem'de, Prof. Umur Samaz'm evinin bulunduu sokan bama geldiimizde, ofr arabay durdurdu: "Beyim sokam giriini kazmlar, aadan dolaabiliriz istersen." "Gerek yok, geldik zaten" dedim. ofre paray uzattk tan sonra arabadan indim. Saate baktm: Tam4't. ofr bagajdaki kk bavulumu verdi ve belediyenin metal bir ba- riyerle evreledii ukurun kysndan dolap sokaa girdim. Yldzlar, gkyzne salm mcevherler gibi parlyordu. Dolunay, tam karmda, iyice alalm, adeta yolumu gzlyordu. Aa dallar, evlerin bahelerinden kpk kpk tamt. Bir an durup, bu serin, przsz, ferah geceyi dinledim... Bir erkein hayatmda, beyninin ve kalbinin evresine rd uygarlk duvarnn tulalarm patlatan bir ok yaad belli bir an vardr. te o an gelmiti. Birden bir lk koptu! Kafama dan diye upuzun bir ivi aklm ve topuklarmdan kp yere saplanmt sanki. Kprdayamyordum. Dolunaym ve kskn sokak lambalarmn nda, Hava- na'y grdm. Kpek, sokan sandaki bir evin bahesinden frlam, lk la yuvasna kouyordu. Evlerin pencereleri birbiri ardmca aydnland. Apar topar sokaa kan Profesrn siluetini seebiliyordum. Duruma bir anlam verememitim, yava yava yrmeye koyuldum. Ortada bir tuhaflk vard. Ve aniden sokan br ucundan bir otomobil dald. Uzun farlar yamyordu. Birbirine sarlm Profesr ve Havana'y, otomobilin iddetli nda simsiyah karaltlar olarak gryordum. Admlarm sklatrdm. Otomobil Profesr'e ve Havana'ya

iyice yaklatnda ofrn sandaki pencereden otomatik silahla ate ald! Hemen tabancam ektim, fakat ate etmeye frsat bulamadm. Namussuzlar az kalsn beni eziyordu. Kendimi yolun kenarna zor attm. Az nce taksinin yolunu tkayan ukurun evresindeki bariyeri ykan otomobile dikkatle baktm. Siyah, yeni model bir Volkswagen'di. Plakasn okuyamadm. Ayaa kalktm ve bavulumu yerden alp Profesr'e doru kotum. [Btn bunlar olurken, Profesr'n, byk bir ksmn bizzat kendisinden dinlediim hayat gzlerimin nnden geiyordu.] Varlm borlu olduum ihtiyar ile ba belas Havana kanlar iinde yatyordu. Bu, hayatmda grdm en dehet verici sahneydi. Polisi aramadm. Naslsa komular oktan telefona sarlm ve vatandalk grevlerini yapm olmalydlar. Yerdeki bo kovanlardan birini ahp cebime attm. Havana'mn az nce bahesinden kt eve baktm. st katm klar yamyordu fakat alt kat karanlkt. Hemen Profesr'n villasna yneldim. Kap akt. kinci kattaki ahma odasma ktm. Bilgisayar ekrannda Profesr'n kanlar iindeki yz grnyordu! Pencereden darya baktm. Altst olmutum. Nasl oluyordu da, Profesr'n bilgisayarnda, kendi cesedinin grnts yer alyordu? Elimi abuk tutmalydm. Baz yaz dosyalar da alr durumdayd. Dosyalardan birinin ad: Bir Kpein Gznden Terrist Portreleri idi! Buna ilkin bir anlam veremedim, fakat az nceki grntnn, u anda Profesr'n kucanda bulunan Havana'mn gzlerinden kaydedilmi olduunu farkettim. Bu, inanlmaz bir eydi. Bilgisayar kapatp harddiski sktm ve bavuluma koydum. Bir anormallik var m diye saa sola bakarak darya ktm. Polis arabalarnn sirenleri duyuluyordu. Polislerle uramak istemiyordum. fademi almaya, bavuluma el koymaya filan kalkabilirlerdi. Sessizce arka baheye geip duvardan atladm. Bitiikteki binamn kysndan yryp caddeye vardm. Buradan taksiye binmek tedbirsizlik olurdu. O yzden ara sokaklardan, duvar diplerinden yryerek birka kilometre aldm. im dma kmt. Alyordum. Profesr orada kendi kannn iinde yatyordu ve ben bavulumda bir harddiskle evime yollanyordum... Acaba bu adamlar, kimdi? Profe- sr' nereden tamyor, ondan ne istiyorlard? Havana'mn gzleri nasl kamera ilevi 'gryordu'? Aynca, Havana gecenin 4'nde komunun evinde ne aryordu?.. Bu sorular beynimin fosforunu tketiyordu. Bir erkein hayatnda, mr billah minnettar kald bir ustas vardr. Benim ustam Prof. Dr. Umur Samaz'd. Rahmetli, olaanst bir insand. Uluslararas ilikiler uzmanyd. Bunun yannda, her eyi bilirdi. Botanik, pullar, deniz savalar, resim, kriminoloji, Varoluuluk, ekonomi, di macunu, fizik, arclk, heykeller, astroloji, yapay zek, efsaneler, Nazizm, demiryollar, ifal bitkiler, elektronik, tiyatro, jeoloji, polisiye, tasavvuf, ormanclk, Rnesans, epistemoloji, eski uygarlklar, zehirli bcekler, paranormal olaylar... Btn nemli adamlar gibi o da klasik mzik dinlerdi. Umur Samaz, niversitede hocamd. Gizli Servis'e onun referansyla davet edilmitim. Umur Samaz, Gizli Servis'in zel dammamyd. Terr rgtlerinin kurulu ve gelime sreleri, uluslararas eylemlerin parametreleri, sosyolojik dehet potansiyeli, devletlerin illegal yaplar ekip evirmeye ynelik uygulamalar, taklide dayal terrizm... gibi konularda derin bir bilgiye, dahiyane fikirlere ve amaz sezgilere sahipti. "Engeller, gznz hedeften ayrdnz zaman karnza kan korkun eylerdir" gibi laflar ederdi. Ona gre iyi bir yzc, glle de atabilmeliydi; bir kimse uak kullanabiliyorsa, uaksavarla isabetli atlar da yapabilmeliydi; satran ampiyonlar tango yapmal, kimyagerler fil terbiye etmeli, keman virtzleri veterinerlik yapabilmeli, beyin cerrahlar arkeolojiden anlamalyd. Amatrle gsterilen sempatiyi hor grrd. Gmsuyu'ndaki evime vardmda ilk i Profesr'n bilgisayarndan sktm harddisk'i benimkine baladm. Bilgisayardaki en yakn tarihli dosyalar tek tek ap inceledim. Filmler, ses kaytlar ve yazlar... Hepsini tetkik ettikten soma kesin bir biimde anladm ki, Profesr Umur Sa- maz'm kpei Havana, komusu olan bir grup niversite rencisi tarafndan karlmt.

Havana, Profesr'n kars Su Hanm'n kpeiydi aslnda. Su Hanm edebiyat retmeniydi ve devrimin 44. yldnmnde, kocasyla birlikte kt haftalk Kba tatilinden, bavulunda kpekle dnmt. Cici kuukuuyu, Su Ha- nm'a, Ernest Hemingway'in anlar Kimin tin alyofu yazd Ambos Mundos adl mzelemi otelde, salsay iyi kvran bir veteriner hediye etmiti. Esasmda, Profesr, Kba'da rejimin salk politikalar, adann eteklerini koklayan eroin dolu Alman denizaltlanna kar alnan nlemler, Amerikan ambargosunun sonular vs. hakknda bir rapor yazmak zere bulunuyordu. Olan bitenden habersiz Su Hanm'n ise artk hayatnn merkezine sosyalist bakentin adm verdii kk kpek yerleiyordu... Umur Samaz ve Su Samaz iftinin ocuu olmamt. zellikle, Su Hanm kpee ok dknd. Akas, Umur Samaz'm Havana'dan hi holanmadm yaknen biliyorum. Su Samaz, ani bir kalp krizi geirip vefat edince, Havana ile Umur Samaz babaa kalmt. Besbelli, akamlar tek bama cam sklan Profesr, kpein karnm yarp iine eitli verici ve alclar yerletirmiti. Evcil hayvanlarn iini elektronik cihazlarla donatmak, ilk olarak 1960'larm bamda, Sovyet gizli servisi KGB'nin kulland bir yntemdir. Profesr, Havana'mn kuyruunda da en iyisinden bir anten koymutu. Etten kemikten, sradan bir kpek grnmndeki Havana, bir tr robot ajan haline gelmiti. Hayvann bakt her eyin grnts, Profesr'n bilgisayar ekranna yansyordu. Yani kpein karlmas imknszd. Aynca, drt ayakl bir rehine daha ok ihtimam istiyordu; Havana'yL asla yalnz brakamyorlard. Bylece, Pro- fesr'e, olay yerinden kesintisiz yaym yaplyordu. Havana'yL karan kiiye herkes Baretta diye hitap ediyordu. Salan tekiydi. Televizyon dizisindeki dedektif Tony Baretta ile hibir alakas yoktu bu gerzegin. Profesr'e telefon edip fidye istiyordu. Bu telefon konumalar da bilgisayar dosyalan arasndayd. Profesr bu ocuklarla ilgili her veriyi depolainiti. Bir de iin iinde Nuh Tufan adnda bir albino vard. Kimileri ona 'Kaptan' diye hitap ediyordu. Olaya kan- an dier ocuklar zaman zaman grnp kayboluyorlard. Profesr, Nuh Tufan'n zerine younlamt, nk onun ok yalanda bir terr rgt kuracana inanyordu. Yan bam alm bir adam olan Profesr, zamane genlerinin aklndan geenleri yle ok merak ederdi ki, hibir ye- niyetmenin aklna gelmeyecek kadar uuk ihtimalleri bile hesaba katarak dnrd. Aslnda, Nuh Tufan'n terr rgt filan kuraca yoktu. Sadece biraz tuhaf bir ocuktu hepsi bu. Profesr, ba kahraman Nuh Tufan olan bir tr roman yazmaya koyulmutu. Bu romanda, yeni neslin iddet seimini anla-t-may deniyordu. Profesr, Nuh Tufan'n nl talyan gangster Pippo Zaza gibi srad bir sulu olduunu yazmt. Roman iin ihtiya duyduu malzemeyi ona kpek salyordu. Ve tabii hayalgc... Baretta, Profesr'den 10 bin dolar gibi komik bir mebla talep etmiti. Fakat Profesr 'intermittent conditioning' uyguluyordu. Yani kpekler zerinde yaplan bir deneyi, bir kpek araclyla insanlara uyarlamt! Kendisinden istenilen eyi dzensiz aralklarla veriyordu. Profesr, 'yem' verdii zaman mitlenen, sevinen Baretta, istediini alamad zaman bocalyordu. Zavall apal, kpek kardm samyordu, fakat kendisi kpek olmutu! Profesr bir itle iki insan vurmutu. Bu arada hem o hi sevmedii Havana'ya iyi bir bakc bulmu, hem de kitap yazmasna imkn verecek zengin bir kaynaa kavumutu. Kpei karan kii Baretta olduu halde, Profesr, daha ziyade Nuh Tufanla ilgilenmekte haklyd, nk evdeki konumalardan anlald kadaryla, Nuh Tufan Meyvertigo meyve sularnn batmasm salayan kiiydi. Baretta'mn imdi yapt ise Nuh'a kabaca bir misillemede bulunmaktan ibaretti. Kimdi bu Nuh Tufan? evresindekileri nasl bu kadar etkileyebiliyordu? Yakkl saylmazd, geri dzgn bir yz vard fakat ite albinoydu. Karizmatik deildi. Gzn yetimhanede am, yetitirme yurdunda bymt. Kimseye gvenmedii halde herkesin

gvenini kazanmay nasl baaryordu? stelik hrsl biri gibi de grnmyordu. Kolayca kurduu ve onun iin byk bir frsat olabilecek ant-Ajans' feshetmiti. Havana'mn gznden kaydedilmi filmleri izlemenin ilgin bir taraf vard: Eukanuba marka kpek biskvilerine hep beraber yumulduklar zamanlar haricinde, ounlukla insanlarn kalalarm seyrediyordunuz. Buna karhk sesler ok netti. Sanki herkes kyla konuuyordu. Drt ayakl ajanmz, evresindekilerin hep yanna sokulduu iin, konuan klar dmda pek bir ey grnmyordu. Kpek biskvisi yemeyen Nuh Tufan'n yzn gren cennetlikti. Kala Gz Arasnda insanlktan kmak Bir erkein hayatnda, sua hile ile karlk verdii anlar vardr. te, Umur Samaz kap zihni ahyor ve Nuh Tufan'a Havana'y soruyor. Halbuki, Havana'mn ieride olduunu kpek gibi biliyor. Nuh geri dnp Havana'ya ve dierlerine bakyor. Sonra da kpein orada olmadn syleyip Profesr' dehliyor. Nuh'un yalam Profesr' ok memnun etmi olmal. Havana ortahkta dolamrken Nuh salonda volta atyor. Baretta da ayakta ve elleri belinde. Ne sinir. Dierleri oturmu olacaklar bekliyorlar. Ve klarn konumas balyor. Nuh Tufan: "Sizi bo brakmaya gelmiyor. IQ'nuz dan diye dyor!" Baretta: "Kaptan eer bu hatal bir susa, brak da kendi hatam yapaym, kendi suumu ileyeyim." Nuh Tufan: "Bu nasl oluyor Baretta, syler misin Allah akna?" Baretta: "Ne nasl oluyor?" Nuh Tufan: "Nasl kala gz arasnda insanlktan kyorsun?" Baretta: "Ayp ediyorsun Kaptan." Nuh Tufan: "Baretta, niyetim seni zmek deil. En kk bir atlmn, sutan daha pahalya patladm da biliyorum. Fakat bizim tarzmz bu olmamak." Baretta: "Bizim tarzmz m? Bu ie karman gerekmiyor ki Kaptan. Gven bana, hepsini tek bama hahederim." Nuh Tufan: "Demek tek bana hahedeceksin? Ne kadar saygdeer, amma asilce! Zavall bir ihtiyarn kemik torbasn karp kdye istemek gibi yce bir misyonu hi kimseden yardm almadan yerine getirebileceinden emin misin?" Nuh bazen kstahlkla acmaszk ylesine kartrp zerine de zehir gibi bir alayclk sosu dkerek souk servis yapyordu ki yenilir yutulur gibi deildi. Hazm imknszd bu laflarn. Bylelerini tanrm. ngiltere'de bunlardan ok vard. Muhataplarm ya kleletirir ya da katil ederler. Sen tut Prof. Umur Samaz'a "zavalk bir ihtiyar", onun 'cank' yayn yapan teknoloji harikas ortana da "kemik torbas" de. Baretta ne yapsm? Gofret yer gibi atur utur konuuyor: "Meyvertigo'yu iflasa srkledin, imdi de bana yasak koyuyorsun Kaptan." Nuh Tufan: "Evet, ant-Ajans samakma sizi de ortak ettim ama imdi nedamet krizleri geiriyorum. Anlamyor musun? Suumu kopyalayacana pimankm payla." Baretta: "Baaramayacam m samyorsun yoksa baarmamdan m korkuyorsun?" Baretta heyecandan batan ka krmzya kesiyor ya da bana yle geldi. imdi Nuh Tufan onu morartacakt: "Baar m? Doada baar diye bir ey yoktur. Su da yoktur. Risk almyorsun, bu kpek bir bela. Yolun bundan somasma it srlnda devam edeceksin diye seni kskandm dnecek kadar kudurdun madem, bann aresine bak. Seninle kpek aksanyla konuacak deilim. Fakat Baretta sen beni kpek kulayla dinliyorsun!" Baretta bu sofistike svgye uygun bir karlk vermek iin abalyor: "Her zaman, her konuda hakl olmam salayan srrn ne Kaptan?" Ekranda sadece kalas grnen Nuh Tufan'm cevab beni koparyor: "Temiz amar giymek." Ksa bir sessizlikten soma Baretta'nm surat ekrann ortasna yerleiyor: "Babana gel havhav."

Nuh Tufan: "Havana!" Ve kpek Nuh'a bakyor. Baretta: "Ne?" Nuh Tufan: "Havana. Rehinenle tam: Havana, bu Baretta. Baretta, Havana'ya merhaba de." Kahramanlk Madalyas Alan Gvercinler Tarih boyunca fareden kediye, rmcekten, at, katr ve koyuna kadar birok hayvan 'kara'; yunus bal, deniz aslam ve Beluga balinas 'deniz'; kanarya, gvercin ve yarasalar ise 'hava' gc olarak asker faaliyetlerde youn ekilde kullanld. Gnmzden 2000 yl nce, Kartacal Hannibal dneminde, filler hem tamaclk hem de dman askerlerinin ezilerek ldrlmesiyle grevlendirilmilerdi. Afganistan'da muhalif gler Taliban tanklarna atlarla saldrd. II. Dnya Sava yllarnda ABD ordusu, yarasalarn, boyunlarna balanan yangn bombalanyla dman siperlerine 'Kamikaze' olarak gnderilmesini planlamt. Her iki dnya savamda da, kedi, fare ve kanaryalar cepheye srld. Fare ve kanaryalardan, zehirli gazlann tespitinde yararlanlrken; siperlerde askerlerle birlikte yaayan 'asker kediler'in grevi ise sanlar ldrerek, bulac hastalklarn nne gemekti. Cephelerde en ok kullanlan hayvanlar ise gvercinlerdi. Gvercinler, I. Dnya Sava'nda, boyunlarna taklan fotoraf makineleri sayesinde dman siperlerini grntlediler. Asker tarihilere gre bu savata 20 bin 'asker gvercin' hayatm kaybetti. II. Dnya Sava'nda ise gvercinler genellikle haberlemede kullanlrken, ABD'de bir 'gvercin servisi' de kuruldu. 3 bin asker ve 150 memurun sorumluluuna verilen 54 bin eitimli gvercin, cephede aktif ekilde rol ald. G.IJoe, Sevimli Kibar, Bakan Wilson, Koca Tom, Lord Adelaine, Albayn Hatunu... gibi isimler verilen gvercinler, birok ABD'li ve ingiliz askerin hayatm kurtard. Savata gsterdikleri stn yararllklardan dolay, 31 gvercine ngilizler tarafndan madalya verilirken, Fransa ve Belika'daki baz kentlerde 'kahraman gvercinler' amsma heykeller dikildi. lk 'asker yunus balklar' 1959'da ABD'de eitilmeye baland. ABD ordusu, yunus balklarnn yamsra deniz aslanlar ve Beluga balinalarm da silah altma ald. Iran-Irak savanda, blgede demirli ABD sava gemilerinin denizden gelecek tehlikelere kar korunmasnda kullanlan yunuslar; I. Krfez Sava'nda da maym tarama faaliyetlerinde grev ald. Sivastopol Limam'nda demirli sava gemilerinin bilinmeyen bir nedenle infilak ederek batmas sonucu, Ruslar da yunus balklarnn eitimine balad. 1969'da giriilen proje erevesinde, doal radar yetenekleri ok stn olan yunuslar, Rus ordusu tarafndan devriye grevine karld. Gemilerden atlan torpidolarm hedefine ulap ulamadnn belirlenmesi konusunda da yunuslardan yararlanlyor... Yrtc, Seni ya Grmezlikten Gelir ya da Paralar Bir erkein hayatnda, anlarnn zihnini zaptettii vakitler vardr... Ah, Profesr'n szleri hep kulaklarmdayd. Ac- badem'deki evinin okuma odasmda sohbet ederken, yzn aydnlatan bir tebessmle "iddet bizi 'uzlama' denen bulac hastalktan korur" demiti. Beraber televizyondaki haber bltenini izliyoruz; ABD'nin Ankara bykelisi ile el skan bir 'iadam' [Rza Silahhpoda!] grnyor. Profesr dalgn: "Yrtc, seni ya grmezlikten gelir ya da paralar." Onun nazarmda haber bltenleri vahi doa belgesellerinden farkszd. Maka parknda bir bankta oturuyoruz: "Kllarn bile glgesi vardr." 11 Haziran 2001, Pazartesi. Trkiye saatiyle 15.14'te Timothy McVeigh'in Indiana'daki Terre Haute Cezaevi'nde zehirli ineyle idam edildii duyuruldu. McVeigh, 1995'te Oklahoma'daki bir kamu binasm havaya uurarak 168 kiiyi bir anda yoketmiti. Tm dnyada tartmalara ve protestolara neden olan [ve de 325 izleyicinin gzleri nnde gerekletirilen] idamdan hemen nce infaz memurlarndan birine McVeigh'in verdii ktta ngiliz airi William Ernest Henley'e ait bir drtlk yazlyd: "Fazlasyla dar olsa da kap Ve cezam mmkn mertebe ar Akbetimin kaptan benim Ruhumun muzaffer komutan!" Umur Samaz'm olayla ilgili yorumunu hatrlyorum: "Ril- ke'nin de dedii gibi, katilleri anlamak kolaydr."

Profesr ne zaman eline bir gazete alsa neesi kaard: "Bu gazeteler sanki cehennemde karlp Trkiye'ye postalanyor!" Ve en sk tekrarlad sz: "Yal birinin sylediklerini herkes nasihat sayar." Pippo Zaza Ayamza Gelince Ayaklarmz Nasl Yerden Kesildi? Yazar bizzat gelecekse bari biraz kan dklsn. [Umberto Eco, Ganimet Galerisi] Umur Samaz'a, mjde gibi grnen felaket haberini verdim: "Pippo Zaza stanbul'a geliyor." "Biliyorum." "Biliyor musunuz?!" "Evet. Yam ilerlemi olabilir Habip, fakat ben de ilerliyorum." Profesr glmsyor. Partanna ailesine bal Pippo Zaza, Sicilya mafyasnn en acayip yesi. Cosa Nostra'mn esasen tara kabadayl temelinde ykselen bir yeralt imparatorluu olduunu dnyor. Ve sylyor. Corriere Delia Sera'da Ignazio Bontate imzal yazlar onun kaleme ald sanlyor. Umberto Eco'ya hayran. Ignazio Bontate'nin en nl cmlesi u: "Umberto Eco geldi ve biz talyanlarn bo gururunu doldurdu." Pippo Zaza, bir gece kulbnde dans kzlardan birinin vurulmasyla balayan atma srasnda tutuklanm. Kafas dumanlym. Partanna ailesiyle bozmu gzkara bir savc olan Carlo Comencini, Voltera Hapishanesi'ne tklan Zaza'y orada tutmak iin harekete gemi. Zaza'nm iledii sularm bilanosu, muhtemel ahitlerin listesi karlm. Fakat otomobiline bomba konulan Comencini, onu koruyan iki polisle birlikte gmlemi. Pippo Zaza, Voltera Ha- pishanesi'nde geirdii 7 yl iyi deerlendirmi; gece gndz kitap okumu: Tarih, felsefe, edebiyat... Mahkumlardan oluan bir tiyatro grubuna katlm. Farsa ve Trke renmi. Trke'yi, ayn hcreyi paylat tekvando ampiyonu bir dolandrc olan smet Metis'ten daha iyi konuuyormu! Fakat bunlardan mafyann da, kamuoyunun da haberi yok! Zaza, 7 yllk mahkumiyetten soma acze dp kendi kabuuna ekilmi bir haydudu oynuyor. Dnyamn btn gizli servislerinin beyin takmlarnda yer alan kiiler, Pippo Zaza'ya ilgi duyuyorlar. Umur Samaz da yle. nk, Zaza vakas, bir serserinin akln bana toplamas ile aklanamyor. Geri, mesela ngiltere'de 55 yamdan soma eline kalem alp anlarm yazan gangsterler yok deil. talya'da da zr cahil girdii kodesten allame-i cihan olarak kanlar var. Fakat, Zaza baka. O, parmaklklarn ardnda mafya disiplinini, asabiyetini, katln yeniden yorumlad. Tabancasn turistik bir ss eyasma dntrmedi. Kimseye hibir ey izah/ilan/itiraf etmeye yeltenmedi. Ignazio Bontate oldu! Ve 1997'de yln gazete yazar dln ald! Ignazio Bontate adyla dl trenine katlarak konuma yapan kii Pippo Zaza deildi! Kimdi peki? Muhtemelen meslekte ans yaver gitmemi bir tiyatrocu. Byk gn geldiinde, Umur Samaz, Havana ve ben Ka- raky Limam'ndaydk... Profesr ve ben blucinler iindeyiz. Profesr, hayatmda ilk defa kot giyiyor. Heyecanlyz. Havana de heyecanl. Koskoca Pippo Zaza'mn ayamza kadar gelmesi an meselesi. Bir erkein hayatmda, burnunun dibindeki bir eyi bunca zaman nasl gremediine ard anlar vardr. Umur Samaz, Enemy of State filmindeki Gene Hackman'a benziyor. Bunu ilk defa orada farkediyorum: "Hocam, size hi Gene Hackman'a benzediinizi sylemi miydim?" "Hayr. Peki ben sana Gene Hackman hayran! olduumu sylemi miydim?" [Pippo Zaza'y getiren gemi limana yanayor.] "aka yapyorsunuz?" [Etrafta, gbekli, bronzlam birtakm adamlar dolayor. Durum birazck ciddileince, insamn gzne herkes pheli ahs gibi grnr.] "Asla. Yanmda fotorafn tayorum" diyor ve czdanndan kard Gizli Servis kimliindeki fotoraf gsteriyor.

[Bronz adamlar saate bakyor, elektronik panolara gz atyor, yolcu giri kapm kollayarak birbirlerinin kulaklarna bireyler sylyorlar... smet Metis ve yanndaki adam tespit ediyorum.] "Ah evet, hatrladm; bu Conversation'daki hali" diyerek Profesr'n esprisini tamamlyorum. [Pippo Zaza'yla aym gemiden inen yolcular birer ikier geliyorlar. Kendilerini karlayacak kiilerle daha nce grmemi olanlar ellerindeki "Geldim te! Giovanni Greco", "Selam Melisa!", "Salvatore Scaglione" gibi tantc pankartlar havaya kaldryor. Havana, pankartlar bir bir okuyor.] Umur Samaz kahkahay koyveriyor. Elindeki kimlii yzme tutarak soruyor: "Doru syle, sahiden ona benziyor muyum?" [smet Metis ve yanndakiler, yolcularm geldii kapya kilitlenmi vaziyetteler.] "Hk demi birbirinizin burnundan dmsnz efendim." [Pippo Zaza, gne gibi parlayan bir sarm ve iki korumas ufukta beliriyor.] "Geldi." diyorum. Profesr gzleriyle Pippo Zaza'y aryor. Etrafma bakman Pippo Zaza'mn elinde "Ignazio Bontate" yazl bir pankart var! smet Metis, Pippo Zaza'ya el sallayarak sesleniyor: "Zaza! Sesime gel!" Pippo Zaza, lavabo beyaz dileriyle srtyor: "ismet! Can yoldam!" Zaza ile ismet Metis birbirlerine doru yryorlar. Profesr ve ben nefesimizi tutmu, kprdamadan Trk- talyan dostluunun nl sulular dzeyinde pekitiriliini seyrediyoruz. Havana, krkl otobs gibi sarslarak soluyor; yle ki, hayvann nefes alp verii, limandaki uultuyu tamamen bastryor. Pippo Zaza ve smet Metis, henz aralarmda 20 metre mesafe olduu halde, kollarm amlar, gle yzlerle konuarak birbirlerine yaklayorlar. Birazdan tarih bir kucaklamaya ahit olacaz. 10, 9, 8, 7, 6, 5... "Bu ehr-i Sitanbul ki b Misl Behdr Bir Sengine Tm Sicilya Mlk Fedadr" Tarih an, son anda, yerini bir baka byk ana brakt! Havana birdenbire frlayarak, sarlmak zere olan iki gangsterin arama girdi! Kpek, kudurmu gibi, Pippo Zaza'ya havlyordu. Pippo Zaza, geriye ekildi. Uzaktan, niformal bir polis hareketlendi. smet Metis ve beraberindekiler ne yapacaklarm ardlar. Pippo Zaza'nm yanndaki sarm l bast. Bronzlam adamlardan bazlar, besbelli sivil polis idiler, olay yerine seirttiler. Pippo Zaza'mn iki korumas silaha davrand. smet Metis'in adamlar da silah ektiler. Havana, kendine dorultulan namlulara hi aldrmadan, btn gcyle Zaza'ya havlyordu. Anlalan, misafirimizin zerinde bir miktar uyuturucu vard. Havana bir polis kpei deildi, fakat eitimli bir aileye mensuptu ne de olsa. Profesr, Havana'ya doru kotu, ben de peinden. Sivil polislerin elleri silahlarna doru kayyordu. Her ey, tam 4 saniye iinde oldu. Profesr, zaten elinde tuttuu Gizli Servis kimliini gstererek, Havana'nn etrafm saran uluslararas yeralt topluluuna seslendi: "Durun! Ben, Gizli Servis'ten Umur Samaz!" Bu arada ben de tabancam karmtm. Havana, Pip184 po Zaza'nm zerine atld! Ve smet Metis, havadaki kpee mthi bir tekme savurdu! Acyla cyaklayan Havana, yere 45 derecelik bir a yaparak utu. Sarn, ok daha tiz ve uzun bir lkla, kpein uuuna elik etti. Tabancam dorultup smet Metis'in bacam nianladm. Umur Samaz "Yapma Habip!" diye haylorarak, beni engellemek iin kolumu tutup havaya kaldrnca tabancam ate ald. Bam! smet Metis gsnden mhlanmt. Limandaki herkes panie kapld. Kimi feryat figan ederek kayor, kimi oturaklarn arkasna saklanyor, kimi kendini yere atyordu. "Polis! Kimse kprdamasn! ndirin silahlar!" Ellerimi havaya kaldrdm. smet Metis'in yanndaki adamdan biri olan kardei, Mes- tan Metis, tabancasm bana evirdi. Bir erkein hayatmda baz 'son an'lar vardr. im

bitmiti. Gzlerimi smsk yumup bam yana dndrdm ve bam! Havana'mn iniltilerinden baka hibir ey duymuyordum. Gzlerimi yavaa atmda, Mestan Metis'in alnndaki kurun deliini grdm. Beni daha da artan ey, Profesrn elindeki, dumam tten tabanca oldu. Mestan Metis'in icabna Umur Samaz bakmt. Polisler, hepimizi tutukladar. smet Metis ve kardei lmt. Arka sa baca krlan Havana ise hl yatt yerden Pippo Zaza'ya ulamaya ahyordu. Havana hastaneye, Metis biraderler morga sevkedildi. Biz ise limandaki kodesi boyladk. Umur Samaz ve ben Gizli Servis'ten olduumuzu syleyip kimliklerimizi gsterdiysek de polisler bize kulak asmadlar. Ceplerimizdeki her eyi aldktan sonra bizi merdivenlerden indirdiler, hcrelere tktlar ve ortadan kayboldular. smet Metis'ten yllar sonra, Pippo Zaza ile aym tutukevini paylama onurunu yayorduk. kierli gruplar halinde, kilit altna alnmtk. Tam karmzda, Pippo Zaza ve kadm vard. Polisler sarm ayr bir hcreye koymak istemiti. Fakat kadn Zaza'nn koluna yaparak yaygaray basnca, onu sevdiinden ayrmadlar. imdi de melmi al yordu, ilk cinayetini ileyerek hayatm kurtaran Umur Sa- maz'm azm bak amyordu. Hasret gidermek iin onca yol tepip ziyaretine geldii eski dostunun lmne ahit olan algarina Zaza kendi kendine mrldanyordu: "Bu ehr-i Sitanbul ki b misi hebadr I Bir sengine tm Sicilya mlk fedadr" [Bu stanbul ehri ki paha biilmezdir / Bir tama Sicilya'nn tm fedadr]. Nedim'in msralarndaki "yekpare Acem mlfe"nn yerine "tm Sicilya mfc"n koyan kii aslnda Pippo Zaza deil, Ignazio Bontate'ydi. Nitekim, Bontate iki hafta sonra Corriere Delia Sera'da, istanbul'daki gangsterlerin Sicilyallar sollamaya namzet olduklarm yazacakt. Yan hcredeki smet Metis'in adamlar, patronlar vurulduu iin hrmlaacaklanna, aaron karlar gibi habire konuuyorlard. Hcrede bir o yana bir bu yana yryerek yaklak 50 dakika sren bir yolculuk yaptm. Kahve ve Nkleer Bomba Yapabilen Dilber 50 dakika soma kurtarcmz geldi: Pembe Panter! 28 yanda, 1.70 boyunda, uzun sal, di macunu reklamlarndaki gibi otuziki diiyle bembeyaz glen bir afet. Drt yldr ayr yaad ve hi grmedii kocasndan nedense hl resmen boanmam. Bu hanm kzn ok iyi bak attm, be dil bildiini, nkleer bomba yapabileceini, yurt iinde ve dnda bilumum radikal rgtlere szdm, jet ua kullanabildiini, yce dalara trmandm, geen yaz tatilini elde tfek tilki avma karak geirdiini, yakn-dv tekniklerine hakim olduunu, Gizli Servis'teki stn baarlarndan tr bir dzine madalya aldm... kim aklna getirir?! Yanndaki polisler kilidi aarken, Pembe Panter bizden kopup Pippo Zaza'mn yanna vard: "Merhaba Bay Zaza, sizi grmek ne byk eref." Ayakta, duvara yasl duran Zaza, Pembe Panter'e dnd 186 ve glmsedi: "Teekkr ederim." Bu arada alamay kesen sarm da bam kaldrm Pembe Panter'e bakyordu. Pembe Panter: "Ignazio Bontate'nin yazd doru mu? Yani, Trk kahvesi seviyor musunuz?" Pippo Zaza'mn gzleri parlad: "Kesinlikle evet. smetle iecektik fakat nasip deilmi." Pembe Panter, parmaklklarn arasndan Pippo Zaza'ya bir kartvizit uzatt: "Eer beni ararsanz, size evimde kendi ellerimle kahve ikram edebilirim." Hepimiz, Pembe Panter'in Pippo Zaza'ya kur yapn seyrediyorduk. Zaza'mn keyfi yerinde gibiydi; kart ald: "nallah. Hayrlsyla buradan kabilirsek, neden olmasn?" smet Metis, Umur Samaz, ben ve en nemlisi gz yal sarn; Pippo Zaza'y Pembe Panter'e kaptrm mydk ne? Daha soma birka kere azm aradysam da Pembe zlmedi. Entelektel gangstere kahve sunmu muydu sahiden? Bu, Pippo Zaza ile Pembe Panter arasmda bir sr olarak kald. Gnahlar boynuna... zerinde Kulukaya Yattmz Bombalar Prof. Umur Samaz'm katillerini bulmak benim boynumun borcu. Kamuoyunda 'Umur Samaz cinayeti' olarak amlan olay polis bir trl zemiyordu. Failler buhar olup umulard.

Deliller yetersizdi. Profesr nl biri deildi, fakat ldrlmek ona yaramt. Unvam ve lme biimi, kitaplarnn satm artrmt: Katil Blbl Gibi ahidi; Diplomatik Dezenfektan; Beni Anlamak Zordur; Posikolonyal arklar ve Medyatik Vokal; Bu Dans Smokinli Cellada Ltfeder misiniz?; Terr Mahallindeki Dublrler. Yazabilseydi, Nuh Tufan'la ilgili kitap, Profesr'n yedinci kitab olacak. Prof. Umur Samaz'n yarm kalan kitabm tamamlamak da benim boynumun borcu. Artk, Nuh Tufan'n kmm dibinden canl yayn yapan Havana da tahtal kydeki kulbesini boyladma gre, i baa dyordu. Kelimenin tam anlamyla kpek gibi peinde dolandm Nuh'un. Hem de aylarca. Nuh Tufan ve arkadalar Profesr'n cenazesine gelmilerdi. Bu cenaze treni, aym zamanda Nuh'la kaderlerimizin birleme treniydi. Krpe bir albinoyla hayati ortaklmz gzyalar iinde balyordu. Konusuz bir savat bu. Dmann cephanelii sorularla tka basa doluydu. Mttefikim Nuh Tufan'la, rdek yumurtalarnn zerine kulukaya yatm tavuklar gibiydik. Daha dorusu, ben yle sanyordum. Altmzda sttmz yumurtalarn gerekte birer bomba olduunu sonradan anlayacaktm. Nuh Tufan ise ancak bombalar patlad zaman gerekle tanacakt. Gazetedeki Canl Yayn Hemen her gn, fare disipliniyle Nuh Tufan' takip ediyor, telefonlarn dinliyor ve yapt her eyi not alyordum. Bu ocuk, Profesr'n zannettii gibi terrist filan olacaa benzemiyordu. Gene de Profesr'n yarm brakt ii bitirmeliydim. Acayip bir haldeydim. Kitap, Umur Samaz'n kehaneti gereklemedii takdirde, yazl amacmdan sapacakt. Mamafih kitab tamamlamazsam vasiyeti yerine getirmemenin onursuzluuyla babaa kalacaktm. Merhum, umduu ile deil, bulduu ile yetinmek durumundayd. Birini takip etmenin en iyi yolu, onun nnde yrmektir. Kimse nndeki kii tarafndan takip edildiini aklna getirmez. Nuh Tufan, plkten kp otobse bindiinde, nereye gideceini o da ben de biliyorduk: Kahkaha Kahvehanesi. Yksek tavanl, geni ve gck bir meknd. Duvardan duvara, upuzun kanepeler vard. yle ki otuz kii yanyana otura- 188 bilirdi. Kanepelerin nnde de zemine vidalanm kk masalar. Buranm mdavimi yoktu. nk uzun sre oturulmaya msait deildi. Tek bamaysanz kendinizi bir bekleme salonunda gibi hissederdiniz. Hi bitmeyen bir bekleyi... ki kiiyseniz mutlaka boynunuz arrd yana dnmekten. ya da daha fazla kiinin burada birarada oturmas imknszd. Garsonlar da srekli deiiyordu ve onlar mterilerden ayrdetmek kolay deildi. te, Nuh Tufan'n akamlar souk ya da scak bireyler imek iin urad mekn byle ssz, tenha, sade, lo, sessiz ama abuk sabuk bir yerdi. Nuh Tufan kapdan giriyor. Ben gazete okuyorum. ki kanepenin birletii kede, kzl sal, zayf, gzlkl bir kz var. Nuh, kzla benim aramdaki geni bolukta, kza yakn bir yere kendini brakyor. Kzl sal, antasmda bir ey aramakla megul. Anahtarlk, czdan, telefon, kk bir par- fim iesi, birka rozet, kalem, adres defteri... gibi bir sr teberiyi tek tek karp masaya koyuyor. Nuh Tuln kz sakince seyrediyor. Derken kzl, kk bir kt parasna ulayor. Belli ki arad, bu kt parasym. Sonra, masa- dakileri koluyla antaya spryor. Kardaki kanepede pinekleyen uzun boylu bir gen kalkp bir kahve hazrlyor ve hibir ey sylemeden getirip Nuh'un masasna brakyor. Kzl sal bam antasndan karnca Nuh'la gz gze geliyor ve gzlerini ksarak glmsyor. Nuh'un yzn gremiyorum. Usulca nne dnp hi ses karmadan, dikkatle kahvesini kartryor. Derinlerden bir yerden bir ark balyor: 111 meet you at midnight... Kzl sal, masasndaki ay hatrlyor ve bir yudum ahyor. Nuh Tufan, fincanndan gzlerini ayrmakszm mrldanyor: "Adnz Zennube mi?" Kz bir saniye iinde paralanp yeniden btnleniyor ve hl nndeki fincana bakan Nuh Tufan'a ekingence soruyor: "Bana m dediniz?"

Kahvenin dumann iine ekiyor Nuh Tufan ve yavaa kza dnerek "Evet. Adnz, diyorum, Zennube mi?" Kzl Zennube gergin bir glmsemeyle: "Nereden bildiniz?" Nuh Tufan yeniden fincana dikiyor gzlerini ve skntl bir itiraf gibi konuuyor: "imdiye kadar... drt sevgilim oldu ve... drdnn de ad Zennube'ydi." Muhtemelen, dnyada ad Zennube olan tek kiinin kendisi olduunu dnen [ki bence byle dnmekte hakl, nk Zennube 'gnahkr kz' demek] kzn yz tahta gibi ifadesizleiyor: "Ne demek istiyorsunuz?" "Hepimiz kaderin elinde oyuncaz, Zennube." Kzl gnahkr, eski Trk filmlerindeki hemcinsleri gibi dalgnlayor. Azm amaya mecali yok sanki. Bir erkein hayatmda, kck bir akann byk bir olaya dnt anlar vardr... Zehirli mantar gibi yerden biten bir am yarmas Himalaya gkleri gibi grlyor: "Zen, kim bu zibidi?!" Nuh fincandan kopmuyor, tepesinde ahlanan fincanc katrn grmezlikten geliyor. Kzn yz salaryla aym rengi alyor: "Bilmiyorum, tanmyorum, ilk defa gryorum." Azman zbandut, Nuh'a doru eiliyor: "Kimsin ulan sen, gel bakaym yle dar!" Nuh ayaklanyor ve elindeki fincan kaldrarak kza nazike "Ruh salnza, prenses." Kukulu durumlarda bir aptal atlganlasn Bizimki daha fincan azma gtrmeden, kuduruk katr yumruu geiriyor! Hem de yle bir yumruk ki, Nuh'un kafas gm diye duvara arpyor, fincan havaya frlyor, etrafa salan kahve benim zerime de sryor. Nuh iki eliyle kafasn tutup beklerken, garson olay yerine intikal ediyor: "Durun beyler, bir meseleniz varsa darda halledin, buras ring deil." Acaba ben de mdahale etsem mi? Kavgaya karrsam, romanm en heyecanl sahnelerinden birini feda etmi olacam. Ama hibir ey yapmadan oturup kavgay seyredersem de romanm ba kahraman cartay ekecek! Herhalde byle bir son Umur Samaz'm ruhunu incitir, kemiklerini szlatr, mezarm soutur. Fevri zebell, garsonu tnlamyor, yumruklarn skm, Nuh'un dorulmasn bekliyor. Nuh kanepeye oturuyor ve ayyalara yoldalk eden uyuz kediler gibi kanyor: "Btn gcn bu kadar m kuduz firlama? Hamlam balerin gibisin." Kzl sal, buzun iindeki kiraz gibi kprdamadan duruyor. Garson talam vaziyette. Bense gazetemi pencere gibi am, gnn fla haberini canl yaymda seyrediyorum. Ve galiba hepimiz fazlasyla aptal grnyoruz. En verimli andaki goril, kardan adam gibi bembeyaz olan Nuh'un suratma doru, frndan yeni km bir yumruk sallyor. Nuh hzla kenara ekilince, canl buldozerin kolu duvara saplanyor! Nuh bir anlk frsattan istifade frlayp kayor! Fena halde can yanan dev pi, bir yandan kvranp bir yandan kprerek, buzlar zlen kzla soruyor: "Syle, sana ne yapt bu herif?!" Kz panikle cevaplyor: "Hi! Vallahi billahi!" Kzlla vakit kaybetmek istemeyen kpren boa, Nuh'un peinden atlyor. Hemen ayam uzatp elme takarak ebleh lenduhaya yeri ptryorum. Yerden znk diye kalkan, sudan km saplantl klba- l elinde srpriz bir sustalyla [sustal zaten srpriz dolu bir baktr] soruyor: "Sen de kimsin ulan?" Bir erkein hayatmda, en zor sorular iin hazrlad zor cevaplar vardr. "Ben ahmak slatanm, imdi de seni slatacam." Sustaly bir-iki kere aramzdaki bolua drtyor. Hareketlerini izliyorum ve bu kabadaynn gerek bir korkak olduuna karar veriyorum. Tek elimle bileini yakalayp bkyorum, dirseimle de enesine birka kere vurduktan soma, dier elimle sustaly

alyorum ve baylan hayvancaz brakarak yere ylmasna izin veriyorum. Mumyala- m kza "Hepsi geti, prenses; imdi msaadenizle..." diyerek hafife eiliyorum. St dkm inek gibi bakan garsona bir banknot uzatyorum ve para stn beklemeden Nuh'a doru yelken ayorum. Kahkaha Kahvehanesi'ni terkederken en son, kzl salnn sesi almyor kulama "Zaten boamyorduk..." Hobbit ile Geronimo Sana baktka tatlm, Rus ruletinde kaybetmenin acs gibi bir ac duyuyorum. [Dodo Donor, Can ekimenin kaplan] Hacer Ceren elinde bir bastonla eikte duruyor... Gzelliiyle balklar bile kendine eken bu kadma m. Bundan tam 4 sene, 7 ay, 13 gn nce nianlanmtk. Ve bundan tam 4 sene, 7 ay, 12 gn nce "Yzkleri gmelim Habip" dedi bana. Bir erkein hayatnda, gerekten 24 saat sren bir gn vardr. Hacer Ceren'le nianl olduumuz o gn benim iin yleydi. Niam bozmasma itiraz etmedim. Beni dinlemez zaten. Hacer Hobo olmay reddetti diye onu sulayamam... 1 niyor muyuz, kyor muyuz bilmiyorum. Hacer Ceren, asansrn aynasmda kirpiklerini inceliyor. Bolua bakarak mrlyorum: "Hayatnn geri kalanm birisiyle geirmek is tediini anladn zaman, hayatmn geri kalannn bir an nce balamasn dilersin." "Biliyormusun Hobbit?" [Bana 'Hobbit' der.] "Neyi?" "Yanlglarmzn ou, dneceimiz yerde duygulanmak ve duygulanacamz yerde dnmekten doar." Ve yanam pyor. "Bir gzlk almalsn Geronimo." [Geronimo: Hacer Ceren'in lakab.] "Neden?" "Her defasmda dudaklarm skalyorsun." Hi unutmam, bundan tam 4 sene, 7 ay 11 gn nceydi. Yznde badem unu, yumurta ak ve gl suyu karmndan oluan maskesiyle Hacer Ceren, pencereyi ap bana seslendi: "Habip Hobbit! Gn boyu beni takip ettin sesimi karmadm! Bana Cyrano'luk taslama artk! Burnundan zorun mu var?!" Yavaa sokan ortasna yrdm. Bir araba ani bir ren lyla dibimde durdu. Fren sesi kalbimden gelmiti sanki. olr imdi de komaya basyordu. Koma sesi Hacer Ceren'in gzlerinden geliyordu sanki. ki admda Hacer Ceren'in sarkt pencerenin hizasna vardm. Bam iyice geriye atmtm ve boynum anmaya balamt. niltili bir haykrla "Geronimo!" dedim, "Daha dn cennetteydim fakat imdi cehennemdeyim!" eri girip pencereyi kapatt. Biraz soma apartmann d kapsndan karken bana cevap veriyordu: "Mark Twain der ki: Cennet ve cehennem hakknda ileri geri konumam, nk her ikisinde de dostlanm var." Ve elime bir kitap tututurup geri dnd. Kitaba baktm: Cennete Dair fritvari Mlahazalar I Mark Twain. Rastgele bir sayfa ap okudum: "Gk grlts korkutur, fakat asl ii yapan imektir." Hacer Ceren'le bir yaz gecesi terastaki masalardan birinde oturuyoruz. Gzlerinin lts, stanbul Boaz'mnkini bastryor. Masaya, editrln yapt imdi dergisinin yeni saysn brakyor. Kapak konusu: 'Evlilik: ifte Standart' Abartl hareketlerle dilimin altmdan bir elmas yzk karyorum. Hacer Ceren'in bileini kavrayp yzk parman yaladktan soma yz lak diye takyorum: "Evlen benimle Geronimo." "Azndan kan... kulam duyuyor mu?" "Beni bover, sende durum nedir?" "Pekala, Hobbit, fakat unu bil ki soyadmdan vazgemem." "Ben de sevgilim."

Mstakbel Hacer Ceren Hobo, gzlerini gzlerimden ayrmadan ban eerek, katlanm elindeki yzn elmas'ma bir pck konduruyor. Hacer Ceren'le caddelerde kolkola yryoruz. Hacer Ceren'le lunaparkta, gondola biniyoruz. Hacer Ceren'le Venedik'te gondola biniyoruz. Hacer Ceren'le Baudrillard'n konferansm dinliyoruz. Hacer Ceren'le sinemadan kyoruz. Hacer Ceren'le bir balonun sepetinde ykseliyoruz. Hacer Ceren'le bir Cerrahi tekkesinde sessizce oturuyoruz. Hacer Ceren'e viyola alyorum. Hacer Ceren'e papatya alyorum. Hacer. Ceren'e kk sihirbazlk numaralar yapyorum. Budapete'den Hacer Ceren'e telefon ediyorum. Paris'ten Hacer Ceren'e telefon ediyorum. Kahire'den Hacer Ceren'e telefon ediyorum. Bkre'ten Hacer Ceren'e telefon ediyorum. anghay'dan Hacer Ceren'e telefon ediyorum. Mnih'ten Hacer Ceren'e telefon ediyorum. Kalkta'dan Hacer Ceren'e telefon ediyorum. Barselona'dan Hacer Ceren'e telefon ediyorum. Dubai'den Hacer Ceren'e telefon ediyorum. Johannesburg'dan Hacer Ceren'e telefon ediyorum. Oslo'dan Hacer Ceren'e telefon ediyorum. Marake'ten Hacer Ceren'e telefon ediyorum. Dnyann neresine gidersem gideyim, gnlmn bakentinde oturan Hacer Ceren'le irtibat koparmyorum. Yollar Baklanan Bahe Hacer Ceren elinde bir bastonla eikte duruyor... Ve onu ne zaman karmda grsem birlikte yaadmz her ey gzlerimin nnden film eridi gibi geiyor. Her defasnda onu son kez grdm hissine kaplyorum. Birlikte salona geiyoruz. "Bu baston da neyin nesi?" "Senin albinodan aldm." "Nuh Tufan'dan m? " "Hayatnda baka albino var m?" "iyi de, niye baston aldn ki. Baka bir ey seseydin bari." "Sen yazn ortasnda emsiye almam miydin? Hem bu baston Borges'e ait Bay Hobo." "Yollan atclanan Bahe'nin yazarm m kastediyorsun?" Geronimo, apkasm karp bo bir koltua brakyor: "Evet, ta kendisi." "Nuh sana da kurusk sallad demek?" "ocuun hikyesi gerek mi, uydurma m, inan anlayamadm. Fakat o kadar tatlyd ki, insan byle eylerin gerek olmas iin merakndan taviz verebilir bence." "Bu pten km bastonun Borges'e ait olduuna inanmak m istiyorsun yani?" "Evet, ne var bunda?" "Hi... Konumay kaydettin mi?" "Al bakalm" diyerek antasndan kard mikro-teybi sehpaya koyuyor. "Sayende kadm klna girmekten kurtuldum." "Hah. Sanki hi yapmadn bir eymi gibi konuuyorsun." Teypteki band geriye saryorum. Hacer Ceren akayla kark mzklk yapyor: "Bay Hobbit, ben gittikten soma dinle unu. imdi sras deil."

Teybi ayorum. Hacer: "Borges seversiniz, deil mi?" Nuh: "Tabii ki... Sizin iin baka ne yapabilirim?" Hacer: "Borges... Arjantinli nl bir yazar. Onu tanmyor olamazsnz?" Nuh: "Tanyorum bayan. u, 'Allah sana bir limon verdiyse, onu skp limonata yapmalsn' diyen adam. Onunla aramzda ya fark olduunu inkr etmiyorum fakat doum gnlerimiz ayn. Ve... bildiklerimin ounu onun kitaplarndan rendim" Hacer: "Borges ile Adolfo Bioy Casares 'in birlikte yazdklar ve takma isimle yaynladklar tah Ac Sular' adl hikyede, plerden karlan eylerin satld bir dkkndan bahsedilir. Sanrm byle bir dkkn ama fikrini oradan aldnz?" Nuh: "Biliyordum... Gnn birinde, hakikat hesabna alan bir dedektifin foyam meydana karacan biliyordum." Hacer: "Borges'i tanmyorsunuz, deil mi?" Nuh: "Sizi tandm kadar bile mi?" Band durduruyorum: "Geronimo, bu serseri sana resmen aslm!" , Hacer Ceren, suratma alnm gibi bakyor: "Daha neler Hobbit, ocuk biraz muzip hepsi bu. Hem sana ne?" "Oh, ne l! Biz herifi dayaktan kurtaralm, o da tutsun eski nianlma sarksn." "Kendine gel Habip. Senin hatrn iin gittim oraya. Yoksa benim ne iim var plk'te. Zavall ocuk, zaten yetim, stelik albino. Onu mu kskanyorsun yani?" "Olamaz m?" "Bazen seni tanyamyorum inan. Bir, burada kskanlacak hibir ey yok. ki, senin beni korumaya hakkn yok. ..." Hacer Ceren'le akmzn bahesine giden yollar da atall, hatt baklyd: "Tamam, devam etme ltfen." Otomatik Silah Kardelii Bir erkein hayatmda ilkel duygularla modern silahlara yneldii anlar vardr... Colt M4A1 Carbine Yapld lke: ABD Kalibre: 5.56 mm NATO arjr kapasitesi [CS]: 30 mermi Ateleme hz [ C S ]: 685 rpm Arlk [bo iken]: 3,22 kg. ekirdek arl: 4 gram k hz: 884 metre/saniye k enerjisi: 1570 joule Umur Samaz' ve Havana'y Colt M4A1 Carbine'le katletmilerdi. Trkiye'de, bilgisayar oyunlarm bir kenara brakrsak, Amerikan yapm bu otomatik silah kullanan etelerin says ok deildi. Celal evki Pitovdan, Yahya Yalnkl Vedat Vargo ve Hnkr Bilal Binboa: Bu drt lidere bal adamlar, Colt M4A1 Carbine'i tercih ediyorlard. Fakat grnrde hibirinin Umur Samaz' ldrmesi iin bir neden yoktu. Gizli Servis'in dosyalarmdan edindiim bilgiler, durumu aklamaya yetmiyordu. Ben de tek tek bu etelerin iine szdm. * * Vr Celal evki Pitovdan'a kendimi Fransa'da yaayan eski bir orta sklet boks ampiyonu, Ylmaz Gl olarak tanttm: "1990'a kadar, Lyon'un en popler boksrydm. 'Gney Pene Trk' dediniz mi beni herkes tanr. Solak, yani gard ters boksrlere oralarda 'gney pene' denir." Ringden inince ticarete soyunduumu, iki sene nce Marsilya'da bir irket kurduumu ve tekstil ithal etmek iin gerekli izni kardm syledim. Bu arada, baz ok yakn arkadalarmla birlikte, Fransz sosyetesine kokain yetitirmekte zorlandmz belirttim: "Bizim orada insanlar lgn kokarcalar gibi ekiyorlar." Celal evki Pitovdan'm suratmda dii glmsemesi gibi sahte bir ifade vard. imand, beyaz salar metal bir fira gibi dimdikti. Ad evki olan herkes gibi o da posbykhyd. Sesi, grtlanda bir mikrofon varm gibi ekolu kyordu: "Ak szllnz houma gitti. Demek eski boksrsnz. Eski boksrleri severim. Bir zamanlar gecenin 3'nde yataktan frlayp ailece Muhammed Ali'nin malarm seyrederdik... Sizinle iyi anlaacaz galiba Ylmaz Bey."

Yumurtadan kan Kpek Karanlkta kelimelerin arl kat kat artyor. [Elias Canetti, Marake'te Kemeke] Birka gn sonra mal teslim almak zere gece vakti Pitovdan'm adamlaryla bulutuk. Yanmda, Gizli Servis'ten iki arkadam vard. ehrin iinde, son moder siyah bir Volkswagen'i takip ediyorduk. Rhtmda bir yerde duran nmzdeki Volkswagen'den inenlerin ellerinde Colt M4A1 Carbi- ne'ler vard. Allah'm, sanki Umur Samaz'n ldrld ge ceyi yeniden yayordum. Biz de arabadan indik. Hangar gibi, biimsiz bir binaya doru yrmeye koyulan adamlann birka adm gerisindeydik. Birdenbire az teden yrtnarak bir kpek frlad. Adamlar irkildiler, fakat abuk toparlandlar. Hemen yanlarna sokuldum ve kabaca azlarnn kilidini yokladm: "Kpeklerden dm kopar. Eskiden belediye, kpekleri nallard, imdi kimse umursamyor galiba?" Geceyle aym renkte takm elbise giymi ksa boylu, kvrck sal iskelet znk diye durdu ve insann kamm donduran sesiyle hrlad: "Demek kpekler lmeli diyorsun, ampiyon?" Neeyle cevapladm: "Siz bana bakmayn. Ben kpekler konusunda hep karasz kalmmdr." Silahl iskelet, adeta kemikten yaplm otomatik tfeini sallayarak tt: "Kesin bir cevap istiyorum: Kpekler lmelimi, lmemelimi?" Karanlkta birbirimizi zor seiyorduk. skeletin yanndaki animasyon hamurundan yaplm adamlarn yaa batm zeytinler gibi parlayan gzleri bir o yana bir bu yana sallanyordu. Sesime bar bir hava katmaya alarak viyakladm: "Kpekler lmemeli, gerekten, u andan itibaren buna tm kalbimle inanyorum." Ksa bir sessizlik oldu... Bir erkein hayatmda, fkesini gemlemesi gereken anlar vardr. Bu beyinsiz psikopatlar orackta paralayabilirdim. Her birinin kellesini koparp boynuna tkrmeye can atyordum. Fakat, Umur Samaz ve Havana'nm ldrl ile ilgili gerei renmek iin, gz dnm geri zekllara ayak uydurmak zorundaydm. Kuduz iskelet, azndan kpkler saarak: "Allah'm, aklm koru! imdiye kadar kpeklerin katledilmesini mi diliyordun? !" Yanmda hi ses karmadan duran arkadalarmn yay gibi gerildiklerini hissediyordum. Bylesine inat bir kaba day karsnda ne kadar alttan alabilirdim? Elimden geleni yaptm: "Bak ahbap, artk bu kpek muhabbetini unutalm. Burada bir alveri yapyoruz, kpeklerin aramza girmesine izin vermeyelim, tamam m?" skelette gzle grlr bir kemik erimesi balad. Kpekler onu duysa, ayaklarm yarlard: "Kpeklerin aramzda olmadklar bir a yaand m?.. Neredeyse ilk insanla birlikte evcillemilerdir... Bahse girerim Hz. Adem'in de kpei vard... Eski Msr'da kpekler iin kutsal mezarlar yaplmt... Yunan mitolojisinde Artemis'e arkadalk eder kpek; stelik Apollon tarafmdan terbiye edilmitir... Bu yzden bir kpee verilebilecek en iyi isim Apollon'dur... Odysseus'un, Argos'un, oban Daphnis'in de kpekleri vard... Ashab- Kehfin kpei Ktmir konuabiliyordu... Ka- garl Mahmud, kerkes adl bir kuun iki yumurta yaptm ve bunlardan birinden barak denilen tyl kpein ktn anlatr... Labradorlar, Buldoglar, Kangallar, spanyeller, grifonlar, dobermanlar, barzoylar, St. Bernardlar, Hannover tazlar, Dalmayallar, dupuylar, otterler, seggiolar, polski- ler... 200'den fazla kpek tr olduu biliniyor. Edebiyatta Beyaz Di gibi, sinemada Lassie gibi kpeklerden oluan koca bir srnn izini srmek mmkn... Ve sen kalkm bana kpekleri ldrmekten bahsediyorsun!" Kpeklerin avukat nefes nefese kalmt. Bu adamlarn, Profesr bir yana, Havana'y zmbalam olmalar ihtimal dyd. Haftalarca telefonlarm dinlediimiz Celal evki Pidov- dan kokain satt gerekesiyle tutukland. Umur Samaz cinayetiyle ilgili olarak sorguland. Adamlar da kendisi de olay medyadan renene kadar Umur Samaz adm hi duymadklarm sylediler...

23D Baak Tr'n Reddettii Rol Yahya Yalnkh'a, otomatik hareketlerle maliye mfettii kimliimi gsteriyorum. Czdanm cebime koymadan nce kimlie ben de gz atyorum: Baak Tr. [Bizimkiler gene kimlie kadm ad yazmlar.] O tyler rperten bir srt- yla bana holdinginin dosyalarmn muntazam olduunu uzun uzadya anlatyor. Onu duymuyorum bile. Azndaki altm die, hipnotize olmu gibi bakyorum. Bir yandan da masasnn altna gizlice minik bir verici yerletiriyorum. "Belgelerinizi tamamlamanz iin size gn sre tanyabilirim. Elimden daha fazlas gelmez Yahya Bey." Yahya Yalnkl, iki elini birden peruuna gtryor. Soma koltuunun yanndaki deri antay masann zerine koyup atktan soma bana eviriyor: "Baak Bey, imdilik size sunabileceimiz belgeler bunlar." antadaki destelenmi dolarlar grnce kalarm kaldrarak glmsyorum. Tam bir rveti pislik gibi davranarak elimi paralarn zerinde gezdiriyorum. Yahya Yalnkl da memnun grnyor. Soma birden ciddileerek sesimi ykseltiyorum: "Nedir bu? Kamera akas filan m?" Odann bir yerinde gizli kamera olduundan kesinlikle eminim. Yahya Yalnkl'm antaj festivaline malzeme olmay neeyle reddediyorum. "Tekrar greceiz" deyip oday terkediyorum. Telefonlarna davetsiz kulak misafiri olduumuz Yahya Yalnkl, vergi kard iin gzaltma alnd. Mahkemeye karlmadan nce, polis tarafndan uzun sre sorguland. Bu arada, Umur Samaz cinayetiyle bir alakas olmad anlald. Bir avukat srs tarafndan mdafaa edilen bahi- i hilebaz, mahkemede vergi borlarm faiziyle, cezasyla birlikte demeyi kabul etti ve serbest kald. 2)1 Palyatif Palavralar Falc, mterisinin gremedii bir eyi grebilen kiidir: Onun bir budala olduunu. [Ambrose Gwinnett Bierce] Bir erkein hayatnda teselliyi martavalda bulduu anlar vardr... Vedat Vargo'nun falna bakyorum. Benim, eski ABD Bakan Bili Clinton'm falcs olduumu samyorlar. Monica Lewinsky skandalini nceden haber verip Bakan' uyaran adam! am doumluyum fakat babam Trk. Adm, Falih Talih. Vedat Vargo'ya kekik suyu, diyet kola ve ishal urubu karm bir "iksir" iiriyorum nce. Suratm ekitiyor fakat ikyet etmiyor. Soma gzlerini yummasn sylyorum. O gzlerini yumunca bir puro yakyorum. ksrk tutuyor. "stat Falih, puro mu iiyorsunuz?" "Evet evladm, hh h, sence bir mahzuru mu var?" Dev sakallarm, rengrenk sarm, kocaman yzklerim ve frapan kostmmn bana verdii yetkiye dayanarak, 'Gavur' Vargo'ya "evladm" diyorum. "Estafurullah... Ben de iebilir miyim?" "Hayr." Cebimden bir kese karyorum, Vedat Vargo'ya avucunu amasn sylyorum. Azn da ayor. Kafasnda incecik kalar ve silik kirpikleri dmda hi ty yok. Yul Bynner' andryor. Kesedeki cam bilyeleri avucuna boaltyorum. "imdi elindekileri tek tek brak" diyorum. Ciddiyetle itaat ediyor. "A gzlerini evlat." Gzlerini aarken azm kapatyor. , "stat, bu bilyeler de neyin nesi?" "Sihirli kre diye bir ey duydun mu hi Vedat?" "Evet?" "Bunlar da sihirli krecikler." imdi belki de benim bilyelerden fal bakma fikrimi k- msyorsunuz. Size bir ey syleyeyim mi okurcugum, oyuncak arabalardan fal baksam bile hibir ey deimezdi. Kimileri faln ille de kahve ya da iskambil ktlar gibi akkan malzemelerden baklmas

gerektiini samyor. Sama. nsanlar falclara giderler, nk kandrlmak isterler. Byle biri karsmda ikna edici olmaya gayret etmek bou- nada. Fazla inandrclk, iin tadm karabilir. Fal iin papatyalar, ellerdeki izgiler, hububat, yldzlar... kullanlabilecei gibi; buzdolabndaki yiyecekler, balkondaki amarlar, raflardaki tabak anak, gardroptaki giysilerden filan da yararlanlabilir. Talep edilen yalann, itirak edilen hilenin ve rabet edilen sahteliin kaynamda siz varsamz; yiyeceklere tkrmediiniz, amarlar kirletmediiniz, tabaklar krmadnz, giysileri yrtmadnz srece problem kmaz. "Babam gryorum evlat." "Nerede?" "te, u yeil krecikte." "Ne yapyor?" "Btn iskeletler gibi srtyor." Vedat Vargo, babasnn smttm sylediim iin bana kacak gibi oluyor fakat boynunu saa sola yatmp ktr - deterek sakinleiyor. Muhta olduu palyatif palavralar bende mevcut nk. Her zamanki saygl sesiyle: "Bir ey diyor mu, stat Falih?" "Senin peder..." deyip susuyorum ve bir an Gavur'un gzlerinden taan merak, dudaklarm titreten kederi ve kulaklarndan fkran deheti izledikten soma ekliyorum: "seni oktan affetmi." "Ciddi misiniz stat?" "l bir baba kadar." Telefonda ksa ve etkileyici konuan Vedat Vargo, bir futbol kulb zerinden kara para aklad iddiasyla tutukland. Kulp aleyhine yazlar yazan bir gazetecinin ldrlmesinde rol olup olmad da merak ediliyordu. Sorguda, kendisine isnat edilen sular iddetle reddetti. Umur Samaz cinayetine dair hibir fikri yoktu. Kendisi drst bir iadamyd. Hakkndaki tahkikat sryor... "Tik-Tak" Taktii Kapda duran kuruni Mercedes'in arka koltuunda Hnkr Bilal Binboa puro iiyor. Korumalarndan biri ieri girip serte soruyor: "Sait yok mu?" "Sait Usta memlekete gitti birader, teyzesi vefat etti de." "Hnkr Bey'in saatini tamir edecekti, nasl gider?" "Ecel." " S en kimsin p eki? " Herifin edepsizlii sinirime dokunuyordu fakat evliyalar gibi tebessm ederek cevapladm: "Ben Sait'in babasym." kz, biraz tereddt ettikten soma geri dnp Merce- des'e doru seirtti. Ben de peinden. "Patron, Sait Usta yerinde yok..." Hayvann szn keserek araya girdim: "Hnkr Bey, Sait bana sizin geleceinizi syledi. Teyzesi ld iin memlekete gitmek mecburiyetinde kald ocuk. Ben onun babasym. Saatinizi derhal tamir edebilirim. Yarm asrdr bu ii yapyorum. Anlayacanz, Sait'in ustasym ben. Msterih olunuz..." Hnkr Bilal Binboa kalarm atarak azndaki puroyu kanp yzme doru uzatt: "Peki sen niye gitmedin cenazeye?" Hnkr da dile gelmi bir aygrdan farkszd. "Biz erkez'iz, bizde baldzlarn cenazesine gitmek gerekmez Hnkr Bey." Bir sre bembeyaz, upuzun, kvrck sakallarm, eski giysilerimi inceledikten soma: "Ne kadar srer tamir ii?" "Bakalm hele." Bayla, yanndaki hde iaret etti, o da saati avucuma brakt. Nerden baksanz 60 senelik bir Omega'yd bu. Hnkr'm dedesine aitmi. Soma babas takm bu saati. Nihayet Hnkr'a kalm... Saati alp dkkna girdim. Tezghn arkasna getikten soma kapam atm. Minik arklardan biri hafife yamulduu iin saat durmutu. Biraz uranca tamir

etmeyi baardm. Ve iine kck bir verici yerletirdikten soma kapa kapattm. Hnkr Bilal'in geceleri bile karmad bu saat sayesinde, horlamalarm dinleyebilecektim artk. Tekrar arabamn yanma gittiimde Hnkr Bilal huzursuzca sordu: "Ne kadar srer?" "Hallettim bile." Saati camdan ieri uzattm. Saate bakt. ocuk gibi sevinle koluna takt. Yeniden bayla bir iaret yapt ve yannda oturan hyaraas sorgusuz sualsiz elime bir tomar para tututurdu. 7 ayr telefonu olan Hnkr Bilal Binboa ve birka adam dpedz Umur Samaz cinayeti ile ilgili olarak sorguya alndlar. Azlarndan laf kmad... Samuraylar Kbus Grmez Ellerim havada, brahim Kurban'm Jericho'sunun namlusu akam serinletiyor: "Kimsin sen?" Yan gzle ona bakyorum. Sakin. Terlemiyor, yz kzarmyor, elleri titremiyor: "Konu, yoksa seni gzm krpmadan gebertirim!" Korktuumu dnmesi iin sesimi titreterek konuuyorum: "Habip Hobo." Adm yadrgyor ya da sahiden anlamyor: "Ne? Ne dedin aalk herif?!" "Habip Hobo, benim adm, Habip Hobo." "Arkadamdan ne istiyorsun?! Neden onu srekli takip ediyorsun?!" "Bunu aklamak biraz uzun srer, brahim Bey." Adm telafluz etmeme aldrmyor: "O halde anlatmaya hemen bala." "Ben gizli ajanm." "Nuh'tan ne istiyorsun?" Bam geriye ekerek yzm brahim Kurban'a dnyorum. Bu defa namluyu alnma dayyor. Gzlerinin iine bakarak konuuyorum: "Nuh'un zarar grmesini istemiyorsunuz. Bunu ben de istemiyorum. nk Nuh'a bir ey olursa iimi tamamlayamam." "Ne ii?" Bu arada tabancann emniyetinin kapal olduunu gryorum ve ellerimi indiriyorum. brahim Kurban silah hl alnma dayal tutuyor. "Kitap yazyorum." "Sen neden bahsediyorsun? Kitap yazmak iin Nuh'a m ihtiyacn var?" "Evet. nk kitap Nuh Tufan hakknda." "Acaba yanl m duydum? Gizli ajansn ve Nuh Tufan' konu eden bir kitap yazyorsun. Gizli Servis'te size bunu mu retiyorlar?" "Umur Samaz' hatrlyorsun, deil mi? Hani cenazesine katldnz adam. Havana'nm sahibi. O benim hocamd. Umur Samaz, Baretta'mn Havana'y kardn biliyordu. nk kpek grtlana kadar alc ve vericilerle doluydu. stelik, kpein gzleri kamera ilevi gryordu. Umur Sa- maz'm az-satan alt kitab vard. Baretta'mn istedii fidyenin hep yansm dyor, kalan miktar erteliyordu; nk fidyecilere dair bir kitap yazmaya karar vermiti. Kpek onlarn yannda kald mddete, her davranlarn izleyebiliyordu. Btn konumalar ve grntleri kaydediyordu. Bu 206 srede, Umur Samaz, Nuh Tufan' kefetti. Nuh, Baretta'dan ok daha enteresan bir genti. Nuh'u merkeze alan bir bel- gesel-roman yazmaya koyuldu. Fakat ne yazk ki ldrld. Ben de onun lmyle yarm kalan kitab tamamlamak iin urayorum. Hepsi bu." Ban yana emi, pr dikkat beni dinleyen ibrahim Kurban: "Yalan sylyorsun. Btn bu anlattklarn, Spencer Holst'un Samuraylar Kbus Grmez hikyesindeki olaylarn ayns." brahim Kurban'm bileini stten kavrayp silah elinden almay dndm bir an. Fakat buna gerek kalmamt. Gldm: "Spencer Holst'un Samuraylar Kbus Grmez diye bir hikyesi yok ki." "Ve?" "Bu sama bir blf. Spencer Holst'u bu ie kartrma. Biraz i konualm." "Ne ii?" "Seninle birlikte almalyz. Yoksa, Rza Silahhpoda Nuh'u harcayacak."

brahim Kurban kalarm atarak ban geri ekiyor: "Kimbu Rza Silahhpoda?" "Al Capone'un Trkiye temsilcisi. lerini tath dil ve tabancayla gren bir kak." brahim Kurban vakit kazanmak iin konuuyor: "Hi inandrc deilsin, farknda msn?" Bir erkein hayatmda, sigortann att anlar vardn. Artk benim de sabrm tayor: "Kulaklarm drt a ve beni iyi dinle pastrize st bebesi. Karmda porno film dublaj yapar gibi konumandan skldm! stesem u anda naiz vcudunu camdan frlatp o parlak km bir tekmede morar- rm. Seni tkrkle bile bayltabilirim, anlyor musun?! Ben seni greve amyorum! Siz sulilere eyhler ne retiyor? Silah ekip gevezelik etmeyi mi?! Umur Samaz dabenim eyhimdi ve ldrld! Cinayet basit bir ilemdir, herkes cinayet ileyebilir. En yaygn cinayet eidi de sebepsiz olandr. imdi beni yok yere ldrecek misin? Yoksa, Malta Kk'nde kahve iecek miyiz?!" Sylevim bitince onu dinlemeden arabay altrdm ve az tedeki kke doru srdm, ibrahim Kurban ise indirdii silah kucanda tutuyor ve yola bakyordu. Arabadan atladk ve grmemizin asl nemli ksmm gerekletirmek iin Malta Kk'ne yneldik. Aslnda sigara tiryakisi deilim. Gelgelelim i icab o kadar ok sigara itim ki, arada bir tttren u nadir insanlardan oldum. brahim Kurban sigara tutunca, bir tane aldm. lk nefeste 'Yaptnz maskelere ihtiyacmz var" dedim. "Ka kiisiniz?" Kskn grnyordu. "ibrahim Bey, az nce biraz kabalatmm farkndaym. Takdir edersiniz ki, insan kafasma silah dayalyken nezaketini kaybedebiliyor. "Rica ederim, fakat siz de beni anlayn ltfen. Ne yapmam gerektiinden hl emin deilim." "Pazar gn Dr. Tornado'nun 10. kurulu yldnm kutlamas yaplacak. Ve byk ihtimalle danann kuyruu orada kopacak." "Danann kuyruu mu?" "Evet." "Ne olacak?" "Rza Silahhpoda'mn adamlar Ferruh Ferman' zmbalayacak." , 'Yani, Ferruh Ferman yerine Nuh'u ldrecekler?!" Dudaklarm azmn iine gmp bam evet anlamnda salladm. Garson, masaya iki kk fincan brakp uzaklat. brahim Kurban kahvesinden bir yudum aldktan soma alnm krtrarak sordu: "Kim bu Rza Silahhpoda?" "Doutan zengin. martlm bir vahi hayvan dn. Zehirli bir tilki, dikenli bir srtlan! Hem duygusuz, hem pervasz hem de le gibi kurnaz. 7 irketi var. nlenmemek iin bir sr tedbir alm. 20 yldr hi fotoraf ektirmiyor mesela. Disiplinli bir hilekr olduu sylenir. Tuhaf bir elence anlay var. Szgelimi, kumar oynamak iin Las Ve- gas'a gitmez, Kuzey Afrika'da bir vahay tercih eder. Polisiye okumay sever. Sherlock Holmes'a hayran. Zekice ilenmi suun mubah olduunu dnr. Ona gre, ifal edemeyen yardm da edemez." brahim Kurban sigarasndan derin bir nefes ekiyor: "Rza Silahhpoda Ferruh'u neden ldrmek istiyor ki?" Ve fledii soru iareti eklindeki dumana bakakalyorum. Ben de Nuh Tufan gibi halsinasyonlar grmeye mi baladm ne??? Fareler Yumurtay Nasl alar? Ferruh Ferman'm hemen btn ilerini Nuh Tufan'a brakmasnn sebebi, besbelli Rza Silahhpoda'mn gazabndan kurtulmak istemesiydi. Nuh, Ferruh'un dublryd; yani, grnd gibi olmamaya dayal bir iti bu. Ferruh'un yerinde olmak Nuh'un ii deil cretiydi. nk bylelikle albinoluktan, yetimlikten, paraszlktan kurtulmu ve en nemlisi, sevdii kza kavumutu. Bu creti hakketmek iin yapmas gereken de lmekti!.. Bir erkein hayatmda, tesadflerin toplamndan fazla bir ey yoktur...

brahim Kurban'a, Rza Silahlpoda'yla sk sk telefonda konuan Haydar Baydar'm maskesini yaptrmtm. Rza Silahhpoda'mn onu ardm renince, maskeyi takp yola ktm. Randevuya Haydar Baydar'dan 15 dakika nce gidip Rza Silahlpoda'y yoklayacak, soma ellerimi ykamak iin kalkacaktm. Ben knca da Haydar Baydar gelecekti. Haydar Baydar bir tr katliam komisyoncusu. 1970'li yllarda yani henz ocuk saylabilecek yalardayken bir gazinoda balayan cinayet kariyerine suikast olarak devam etti. Onun teknii, su dnyasndaki hesaplamalarn daha ksa ve temiz olmasm salamt. Haydar Baydar'm ayak seslerini duyanlar Avrupa'ya kayorlard. lerinin younluu nedeniyle aym gn birka kiiyi mhlamas gereken Haydar Baydar da silah belinde Avrupa turnesine kyordu! Srr neydi? Kabul ettii btn ileri tamamlamay nasl baaryordu? z brakmayan, srprizlerle dolu bir cinayet sanats. imdi de Ferruh Ferman' yani zavall Nuh'u ivileyerek olgunluk dnemi eserlerinden birini verecekti!.. Ofisine vardmda Rza Silahhpoda beni ayakta karlad: "Haydar! Silah arkadam!" Sulularm, inam kskandran itenliiyle sarldk: "Sela- mnaleykm, Rza Silahhpoda!" Bir gkdelenin en st katndaki ofisin d duvarlar komple camdan. Havada asl kalm bir uakta gibiyiz. Dekorasyon ultra-modern. Minyatr UFO'lara benzeyen koltuklara [?] gmlyoruz. Biraz havadan sudan konuuyoruz. Vaktim ok az. Hayran Baydar'm gelmesine 780 saniye var. Ben aktrmadan gzlerimle etraf tararken Rza Silahhpoda effaf bir masann ardmda, sol eliyle yanamdaki Nike amblemi -eklindeki yara izini avulam, nnde serili gazeteye bakarak geveliyor: "...Vay canma, dnyann en yal faresi lm.." , "Dnyann en yal faresi mi? Ka yandaym ki?" "Drt." "Enteresan. Fareler normalde ne kadar yayor acaba? Yani 4 yl pek uzun bir sre deil aslnda?" "Fareler en fazla 2 yl yaar Haydarcm. yanda bir fare bulamazsn. Yoda adl bu farenin 4 yl 12 gn yaamas da zaten gen yapsnn deitirilmesiyle mmkn olmu. Yoda'nn ya, insan mrnn... 136 ylma tekabl ediyor." "Allah biliyor ya, farelerden hi hazzetmiyorum. ren mahluklar!" "Byle konuma. Fareler, tabiat insana kar savunan yaratklardr." Gangsterler mi hayvansever, yoksa byleleri hep bana m denk geliyor anlamadm gitti: "Nasl yani?" Rza Silahhpoda fareler hakkndaki konferansna balyor: "Fareler ok iyi koabilir, srayabilir, trmanabilir ve yzebilir. Tabiattaki yaama azmini temsil ederler. 1 ila 3 ay gibi ksa bir srede 6 ila 21 yavru doururlar. Bir tek fareden doan yavrularn dourduklaryla birlikte, bir yl iinde 500-2000 arasmda fare dnyaya gelir! Bu kadar hzl oalan bir yaratn evcilletirilmesi imknszdr! Zannedildii gibi rkek deildirler; koku alma ve iitme yetenekleri mthi gelikin olduu iin hassastrlar, hepsi bu. Sadece veba ve kuduz deil, yzlerce bulac hastahk tarlar. Bu yzden insamn en byk dmandr fareler. XIV ve XV. yzyllarda Avrupa ehirleri veba salgnlar nedeniyle karantinaya alnmt. Londra nfusunun yzde 70'i ld Haydar, inanabiliyor musun?! Yeralt rgtleri iin farelerden daha mnasip bir model bulunamaz u dnyada: Gndzleri uyuyup, geceleri faaliyete geerler. nsanlarn konumalarm gizlice dinlerler. Yakalandklar zaman l numaras yaparlar! Souk gnlerde birbirlerine sokularak uyurlar. Her eyi yerler fakat en ok et ve yalar severler. Duvarn iine gmlseler bile kemirerek dar kabilirler. Dn ki, bir farenin baca kapana kslsa, srarak o baca koparr ve kaar!.. Bir yumurtay fare tar; biri kucana ahr ve srtst yatar, dier ikisi de onu bandan ve kuyruundan tutarak srkler! 1720'li yllarda Asya'y dolduran fareler yzerek Volga nehrini gemilerdi! Hindistan'dan bindikleri gemilerle ngiltere'ye ve oradan da Amerika'ya gittiler!

1936'da da tarla fareleri Trkiye'yi istila etmiti! Bir fareyi yok etmek istediin zaman, bir kerede iini bitirmen gerekir Haydar. nk farelerin en abuk rendikleri ey kamaktr." "Beni buraya fareler hakknda konumak iin mi ardn?" "Kesinlikle. Benim iin bir fareyi yoketmeni istiyorum." "Fare mi?" "Evet. Ferruh denen farenin icabna bakmann vakti geldi." Rza Silahhpoda'mn Ferruh'u temizlemek istediini biliyordum, fakat bu ii bana yani Haydar Baydar'a teklif etmesi srpriz olmutu dorusu. Ferruh da gerekten fareye benziyordu; Rza Silahhpoda'ya kapan kurmu, yem olarak da Nuh Tufan' kullanmt. "Eniteni halletme iinde neden eh daha hafif birilerini grevlendirmiyorsun?" gibi samasapan bir soru kverdi azmdan. " gn nce zerine drt adam saldm. Hayvan itlaf etmeden nce tozunu almaya kalkmlar. O srada herifin biri meydana kp tek bama bizimkilerden nn leini yere sermi. Sa kurtulan da hastanede darmadan yatyor. Bu artk bir sava, anlamyor musun? Hem, Ferruh benim enitem deil damadm saylr..." "Ferruh'u ortadan kaldrmak istediinden eminsin yani?" Rza Silahhpoda glmsedi: "Ne o Haydar, sen hi pazarlk yapmazdn?" Rza Silahhpoda'dan laf almann tam zamamyd: "En son ie verdiin para tayfaya az geldi de..." "u profesr iin verdiim para az m geldi?!" Profesr lafm duyunca beynimden vurulmua dndm. "Evet ya" dedim, "imdiki ocuklar ok iyiler, fakat pahalya patlyorlar." "Yahu, Haydar Baydar, o ii sen kendin halletmemi miydin?" "Sen hangi ii diyorsun?" "u Gizli Servis'teki profesr diyorum ite, bizim Mes- tan Metis'i vuran moruk, Umur Samaz myd neydi ad?" O anda Rza Silahhpoda'y gebertmeye karar verdim. Biraz sabretmeliydim. Yanmdaki mikroteypteki ses kaydm polise verirsem, en fazla 15 yl yatp kard. Hayr, Rza Silahhpoda hapse deil, mezara girmeliydi... Yzmdeki maske sayesinde, terlediim ve tepeden trnaa kzardm belli olmuyordu. Duvardaki saate baknca hemen ayaa kalktm. Haydar Baydar her an gelebilirdi. "N'oldu Haydar, nereye gidiyorsun?" diye sordu can dmanm. Sakince 'Yzm ykayp geleceim" dedim ve alak herife srtm dnp kapdan ktm. Demek, Umur Samaz' Rza Silahhpoda ldrtmt! Demek, Mestan Metis, R- za'mn adamym! Bunu nasl da gzden karmtk! Ve cinayeti ileyen de Haydar Baydar'd. Y Rabbim! Ben de ite biricik stadmn katilinin klndaydm! Sekreter kz "Gidiyor musunuz Haydar Bey?" deyince irkildim. Hibir ey sylemeden koridora getim, iki asansrn nnde, dmeye basp beklemeye koyuldum. Kusmak zereydim; beynim, kalbim, midem allak bullak olmutu. Asansrlerden birinin kaps aldnda Haydar Baydar'la burun buruna geldik! Adam karsmda kendisini grnce az ak kald. Hmla ieri daldm ve tabancam azma soktuum gibi tetie bastm! patan Kocakar Sayesinde Cadyla Evlenmek Genler olmayacak eylere heveslenirler, yal - larsa hi vuku bulmam eyleri hatrlarlar. [Hector Hugh Munro - Saki, Kaderin Tazlar] Bir erkein hayatnda, birok kapya uyan anahtar kelimeler vardr: "Anneciim!" Verandada, kskn bir bitki gibi oturan Taliha Teyze gzlerini ksp bam kaldrarak seslendi: "Talha!" Nuh'un yaad evi grebilmek iin, Taliha Teyze'nin olu rolne soyunmutum. Kadm ok yalyd ve kendisine "anne" diyen herkesi barna basmaya hazrd. Ihlamur aalarnn

arasmdan geerek yamna vardm ve nnde diz kp ellerini tuttum: "Naslsn benim gzel annem!" nce bir hrltyla "Ah be afacan olum, nerelerdesin?" diyerek bayat kurabiyeler gibi dalmak zere olan parmaklarm salarma daldrd. "Buradaym ya ite anne?!" Sesim gayri ihtiyari biraz sertlemiti. nk, bir an sahiden annemle konutuumu sanmtm. Benim annem titiz bir kadnd. Daha dorusu temizlik hastasyd. Ayakkablarmz bahe kapsndan girmeden nce karttrrd bize. Rahmetli, elinde sprgeler, nemli ve kuru bezlerle dolard. Her yerde kesif bir deterjan kokusu duyulurdu. Aynann yamnda nefes alamazdk; hemen silerdi! Sehpada bardam izi mi kald, itfaiye gibi koar ve temizlerdi. Musluklarda parmak izlerimizin kalmasna tahamml yoktu. Milyonlarca mikroba ve yzbinlerce bcee kar tek bama savayordu. Ne yazk ki onu bu savata kaybettik. Her eyi plastik rtlerle kaplyordu. Naylon bir torbanm iinde yayorduk sanki. Zaman zaman umutsuzlua kaplp alasa da, abucak toparlanr ve kirle, pasakla, tozla, lekeyle, pislikle... mcadelesine kald yerden devam ederdi. Rahat bir nefes alp te mizliin tadn kard grlmemitir. O bir dezenfektan kraliesiydi. Hayatm bir hijyen krizi olarak yaad. Elinden gelse ay fralayp gnei slak bezle ovar, yldzlar tek tek cilalard. Sabun tozlar, yumuatclar, di macunlar, amar sular, bulak sngerleri, sv deterjanlar, bilumum fralar, ampuanlar, losyonlar, parfmler, naftalinler, bcek ldrc ilalar, fare zehirleri... ruhunu kuatmt. ld. Mezarna gereken zeni gstermeye alyorum imdi... Taliha Teyze "Buradasn ya" diyor sitemkr bir sesle, "buradasn Talhacm, yammdasm." Gzleri dalgn, ekliyor: "Mektebi bitirdin mi? " "Ne diyorsun anneciim, emekli olmama iki yl kald!" "Emekli mi olacaksn? Ah benim kk Talha'm, bym de emekli oluyor, ha?" "Gel bakahm annelerin en gzeli, seni birazck dolamym da ayaklarn alsn" diyerek Taliha Teyze'yi elinden tutup kaldrdm. Koluma girdi, gvercin gibi, kk admlar atarak bahede yrmeye baladk. O srada st katm kaps ald, merdivenden inenlerin ayak sesleri duyuldu. Dnp baktm: "Bunlar kim anne?" "st kat kiraya verdim..." Ferruh Ferman klndaki Nuh'la birlikte aa inen brahim Kurban bana bir bak firlattktan soma kolumdaki mbarek zombiye sordu: "Taliha Teyzeciim, afiyettesiniz inallah?" efkat yuma yedek anneciim nedense brahim Kur- ban' pek sevmiyor gibiydi: "Olum Talha ile ehir turuna ktk Ibo!" Bense gzlerimi Ferruh Tufan'dan, yani Nuh Ferman'dan daha dorusu kitabmn ba kahramanndan a yra m yordu m. Onu biraz tedirgin etmitim galiba. Laf olsun diye sordum: "Siz de mi st katta kalyorsunuz?" Hafife gld ve tam da Ferruh Ferman gibi kekeleyerek cevaplad: "Ha-ha-ha-ha-hayr." Arkada kurbam brahim ile duvakl albino gitti. Ben de Taliha Teyze ile birlikte verandadaki masaya kuruldum. Naslsa, Nuh'un evini incelemek, eyalarm kurcalamak iin yeterince vaktim olacakt. Taliha Teyze kazk sorular soruyordu: "ocuklar nasl?" "Hangi ocuklar?" "Senin ocuklarn tabii, torunlarm, nasllar?" "Anneciim benim ocuum yok ki?" "Ayn baban gibisin Talha!" "Niye ki? Babamn ocuu yok mu?" "Talha, evladm, emekli olacam diyorsun, ocuun yok! Bir adam baba olmadan emekli olur mu? Hayat durdurmaya m alyorsun? Allah bilir senin karn da yoktur?!" "Yok anne, bekrm ben."

"Kalbndan utan. Yoksa... boandmm?" "Hayr anne, evlenmedim ki boanaym." "O kzla niye evlenmiyorsun?" "Hangi kzla?" "Ne bileyim hangi kzla? Hi kz tanmyor musun u alemde?" "Tanyorum anneciim, tanmaz mym?" "Ad ne?" "Hacer." "Hacer'e 'Ben altm kalpli bir adamm' dedin mi?" "Dedim anne." "O ne dedi?" 'Yoksa gnln bir cadya m kaptrdn?" "Hayr, hayr anne, o bir melek. Sadece..." Taliha Teyze l gece kelebeklerine benzeyen ellerini ellerimin zerine konduruyor: "Talhacm, iki tr cad var216 dr: Ktlk etmek iin eytanla ibirlii yapan irkin kadm; ktlkte eytandan da ileri gzel ve cazibeli kadm. Bunu sakn unutma." Afallyorum fakat Geronimo'ya toz kondurmamakta kararlym: "Anne, Hacer gerekten harika bir kz, benimle evlenmek istememesi onu cad yapmaz." "Ne yapar peki?" Hacer Ceren'i korumak iin ben de hileye bavuruyorum: "Hem Yalnzlktan korkuyorsamz sakn evlenmeyin' diyen sen deil miydin?" "Ne mnasebet? Onu diyen Recaizade Mahmut Ekrem. Sen mektebi bitirdiinden emin misin Talhacm?" Bir erkein hayatmda, ses etmeyip pes ettii anlar vardr... [FERRUH FERMAN] Buz Adam ve Fosil Kadn Hayat, maliyetleri karlamayan bir itir. [Arthur Schopenhauer] Benim adm tzi. Buz Adam tzi. Boyum: 1.69 metre. 5300 yandaym, fakat en fazla 40-45 gsteriyorum. nk ldmde 46 yamdaydm ve cesedim hl taptaze. talyan bilim adamlar beni 1991'de Avusturya Alplerinden, 3200 metre ykseklikteki buzulun ortasndan kardlar. Avusturya'da, Bozens Arkeoloji Mzesi'nde sergileniyorum. Ve 'vahi' cazibeme kaplan yzlerce kadn, benden ocuk sahibi olmak iin mze mdr Alex Susanna'ya mracaat ediyor! Alex de saolsun, onlara "Hayr, bu Jurassic Park fantezisi teknik olarak mmkn deil" diyor. Dahas, Alex, babas 5300 sene nce lm yetimler dourmak isteyen bu kadnlar ikna edebilmek iin en sonunda bir basn toplants dzenlemek zorunda kald. kimizi ayn kazana koysanz kaynamayz; fakat Lucy de benden ocuk istiyor. Lucy, Hadarl [Habeistan] ve benden 221 yaklak 2 milyon 700 bin ya byk! 1974 ylnda, Amerikal Paleontolog Donald Johanson tarafmdan bulunduunda tannmayacak haldeydi. Hanmefendi tam anlamyla fosil. Uzmanlarn byk ounluu, Lucy'i, Darwin'in evrim teorisini rten en byk kamt sayyor. Avustralya'daki Brisbane niversitesi'nden arkeologlar, yaptklar gen analizi sonucunda, tadm silahlarda insan kanma rastladlar. Arkeolog Tom Loy baltamda ve sadamda [sadak: iine ok konulan torba] 4 kiiye ait kan izleri olduunu aklad. Baka avclarla atrken okla srtmdan vurularak ldm tahmin ediliyor... Civardaki Hovarda

"Hey, Buz Adam! Gene dalp gitmisin?" dedi Roza. Nasl ki ben ona 'Lucy' demiyorsam, onun da bana 'Buz Adam' dememesi gerektiini syledim. Benim bir adm vard: Ferruh. Roza Silahhpoda sordu: "Madem 'Buz Adam' deilsin, o halde neden buzlu sudan km gibi kekeliyorsun?" Tilkinin bakr s.t bir yerde kurulmu byk bir elence merkezindeydik. Arkeoloji blmnn yeni mezunlar olarak veda partisi veriyorduk. Ne ki Roza'mn benimle vedalamaya niyeti yoktu: "Pekala, Saym Ferruh Ferman, beni dansa kaldrmayacak msnz?" Ellerim de kekeliyordu; kesik jestlerle Roza'ya uzandm. Okur biraderim, okur bacm, seni tanmam etmem, bilmen gerekir ki, bir kadma elini verirsen, nnde sonunda tepene kmay baaracaktr... , Roza lastik gibi kvrlyordu kollarmda. Gene de benim nazanmda, etek giymi bir Uganda generalinden farkszd. Ve bir mumya kadar iyi dans ediyordum... Ben Gnl'e abay yakmtm. Gnl de Nadir denen bir Neanderthal [Gnmzden 50-60 bin yl kadar evvel, Drdnc Buz a'nda yaad kaydedilen, insana epey benzeyen yaratk. Kafataslar ve kemikleri ilkin Almanya'da Neander Vadisi civarnda bulunduu iin Neanderthal ad verilmitir. Bu tre, gayet mnasip bir ifadeyle "Homo Neanderthal ensis" de denir.] serseriyle nianlamt. Zaten kekemeydim, gelgelelim Gnl'n karsmda bsbtn dilsizleiyordum. Gnl de bana kar sard. Tarih hl tekerrr ediyordu; Gnl, Ferman dinlemiyordu. te, Gnl ile cehennem uyruklu Neanderthal Nadir birbirlerine sarlmlar. Prenses, i et yiyen gudubete huuyla yapm! Parfm reklamlarnda kocaman slak lam fareleri grsem bile armam artk. Celladn ilmek geirmesi gereken mantarh ktk boynunda, Gnl'n papatya elleri! Bukalemun b.ku surath herif! Tynetsiz, ebleh, civelek Gnl! Roza ensemdeki sivilceyle oynuyor. Ne zaman kederlen- sem, ensemde ban gibi iddiah bir sivilce kar. Roza'mn dme gibi basp durduu sonuncusuydu. O gnden soma korktuum, kzdm, nefret ettiim ok oldu fakat bir daha kederlenmedim. Roza, daha soma parmaklaryla binlerce kere yoklayacak fakat ensemde sivilce bulamayacakt. Aile ii Kr iddet Sayac Tamam baba, tamam patron, tamam sevgilim. Mektep bitmiti ve kurua kurun atyordum. T- teber ah- merdan kalmtm ortalkta. Arkeolog olmutum fakat ne Indiana Jones ne de EkremAkurgal [1911-2002] idim. Arkeoloji, 'kaz bilimi' deil, 'eski bilimi'dir. XIX. yzylda bilim katma ykselmitir. Yani eskiden 'eski bilimi' diye bir ey yoktu... Kap kap dolayordum, gel gr ki i bula myordum. Arkeologluk inaat ameleliinden farkszd. Kullandmz aralar, aymyd mesela: Kazma, krek, el arabas, keski, su terazisi, spatula, metre, fra, sprge... Benim gibi bir kekemeye kimse i vermiyordu. Vaktim oktu fakat nakdim yoktu. Babama ve kardeim Erman'a uruyordum. Babam, rfan Ferman, trafosu patlak, asitli bir adamd. Bize uzun yllar boyunca, vrd-krd filmi tadmda bir aile hayat yaatt. lk 15 sene boyunca en ok anneme saldrd. Kadncaz, ne yapsa bizim pederin gazabndan yrtamyordu. Konu komu, hsm akraba arasmda tam bir hanm amca olan rfan Efendi, kldan tyden bahanelerle valideyi yumruklu- yor, tekmeliyordu. ki filan imezdi, fakat onun elinde annem arap iesi gibi tuzla buz olmutu. Babamdan o kadar korkuyorduk ki, ondan nefret edemiyorduk. Byynce de insamn gnl krkl ar basyor, yine nefrete sra gelmiyor. Evimizin bir yerinde aile ii kr iddeti gsteren bir saya olsa, infilak ederdi muhakkak. [Korku, beraberinde daima baka eyler de getirir: Dilimdeki tutuklua da babamn terr sebep olmutu kukusuz.] Kz kardeim Ferah en kmzd. En az fiziksel darbeyi o ald. Ben hep bireyler uydurup evden uzak duruyordum. Erman ise babamn her dediini yapyordu. Bir gn gene yok yere peder Erman'a hcum etmi, ar laflar sylemi. Erman da tavan arasndaki pompal tfei kapp karsna km. Pedere

uzatm makineyi: "Al!" demi, 'Vur hepimizi de rahata kavu!" Babam, annem ve Ferah; Erman' sakinletirmeye alm, lakin Erman hibirini dinlememi. Tfei kendi enesine dayayp tetii ekmi!.. Babam, saprm delirmeyi hep istemiti. Galiba cinnet getirerek kendini paralamay falan tasarhyordu, ama olmad. Sesi kesildi, Erman' gmmek ona iyi gelmiti bence. Hayvani bir ksknlk iinde yava yava eridi. Ne yaparsa yapsm ona kar ne merhamet ne de sayg duymamza imkn yoktu. zlerek yahut lerek bize kendini affettiremezdi. zld ve ld. aka gibi, ov gibi bir eydi lm. stelik salakayd. Onu da gmdk. Son nefesinde annemden helallik istediinde, annem hibir ey sylemeden baucundan kalkp uzaklamt... Babamn ve Erman'n mezarlarma uruyordum. Erman Ferman, ldnde daha 22 yandayd. niversiteye girememiti. Askere gitmeye hazrlanyordu. Ben okudum, arkeolog oldum da ne oldu? imdi Erman'm mezarmda kaz yapsam, o t gibi delikanly, canm kardeimi karsam, brahim Kurban'a desem ki "brahim, bu iskeleti giydir!", o da giydirse, soma Erman' stanbul'un ortasna bir amt gibi diksek, "Ey ahali! Yreksiz, beyinsiz, midesiz akallar! Bu ocuk sizin o iren, patrtl evleriniz gibi bir evde camna kyd!" diye haykrsak!.. Fil Tezeine Hcum! Dedim ya, Roza'mn eli ensemdeydi. Onun hobisiydim sanki. Abuzambak, ayarsz, abidik gubidik bir ilikiydi bizimki. Hatrlyorum da, o gnlerde her yerde bir dengesizlik gzlemleniyordu: 'stikbal Moleklleri' rgtnn, dinamit balayp ortala sald sokak kpekleri yznden hay- vanseverler yollara dklyordu. Baz aratrma merkezlerinde, yeni ilalarn etkilerini lmek iin cretli denekler olarak kullanlan kimi salkl insanlar lyordu. O sene, 27 kiiyi yldrm arpmt; bu bir rekordu. stanbul'da, uluslararas bycler kongresi toplanmt. Annemin de ikyeti olduu eklem arlarna, fil tezei sayesinde son verilebilecei ayias yaylm ve bir sr insan hayvanat bahesindeki filin km kuatmt. Belden aas tutmayan felli bir kadm, suni dllenmeyle hamile kalm ve be iz dourmutu. Erkeklerin davet edilmedii feminist cenaze trenleri moda olmutu. Bir emlak komisyoncusu, cesur mterilere 'perili ev' satyor ve/yahut kiralyordu. Ukrayna'da parlamento seimlerinde aday olan Elena Solod, televizyonda canl yaymda striptiz yaparak halktan oy istiyordu... Roza'mn aabeyi Rza Silahhpoda'dan trsyordum. yle ki, nkleer saldr olsa, onunla aym smaa girmezdim. Bacsyla bulutuumu renmesi an meselesiydi. Her yerde adamlar vard. Ayrca birtakm zppeler de Roza'y ayartmak iin peinden kouyorlard. Gelgelelim kz bana kancay takmt. Dpedz bunalmdaydm; paso uykum geliyordu, yataktan kalkarken bile esniyordum, ikide bir geriniyordum. Bir keresinde camma kymay dahi denedim fakat intihar mektubunu yazarken uyuyakaldm. Gnl' unutabilmek, biraz olsun para kazanabilmek ve Roza'dan uzaklamak iin ehir dndaki bir parat fabrikasna faks ekerek i bavurusunda bulunmutum. Kekeme olduumu bilmiyorlard, acaba beni arayacaklar myd? Offi! Ne zaman telefon alsa uak hzyla kouyordum, lakin maalesef hattm br ucuna paratle ini yapan Roza'mn sesi duyuluyordu: "tzi? Tiyatroya gidelim mi?", "Hani beni yemee karacaktn?", "Gnl'n kaynpederi lm!.. Cenazesine gelecek misin?", "Norve'ten gelen bir arkeolog heyeti konferans verecek, ne dersin, taklalm m?"... Meteliksizdim. Bekliyordum. Tkenmitim. Annem ve kz kardeim gzmn iine bakyorlard. Durumum ig- veysinden de ktyd. Hayallerim suya dmt. Eek lecek, ters dnecek de s.ki gne grecek! Tek kelimeyle zor, iki kelimeyle ok zordu. Buruuk Klotlar Evlilik, kazandna piman olacan bir oyundur.

[Chamfort] Bir akam, beyni pembelemi ve kalp eklini alm Roza dayanamad ve dilinin altndaki baklavay kard: "Bana evlenme teklif etmeyecek misin Ferruh?" Gfte ve bestesi bana ait olan cevabm onu alama krizine soktu: "Buruuk klotlar giyiyor olmam, seninle evleneceim anlamna gelmez Roza." Roza artk habire alyordu. Annem evde alyordu. Benim de gzlerimin buzu zlmt, gizli gizli alyordum. Kaynpederinin cenazesinde Gnl alyordu. Kz kardeim Ferah durduk yerde kahkahalar atyor ve pattadak alyordu. Kambur bitkiler gibiydik. Su tabancas poligonundaki kt hedeflere dnmtk. Bu ahval ve erait iinde, Roza Silahhpoda ile karlkl kelepeleri takp uurumdan atlayarak intihar ettik. Yani evlendik. Akll damat, ilk evliliini 80 yamda yapan kiidir. O zamanlar bende akl yoktu; ehven bir fikir gibi grnmt... Karm hem ksz hem yetimdi. Annesi, onu doururken lmt. lm Allah'n emri; yine de bir kadnn canl bir ocuk doururken ecel erbeti imesinde byk saknca gryorum. Baba Silahhpoda'mn ruhunu teslim edii ise hayvani bir etkiye dayamyor. 15 yl kadar nce Melbourne'de bir tabiat parknda, Roza ve babas koalalarm, kangurularn, devekulanmn... fotoraflarm ekiyorlarm. Baba, Tame adl Bengal kaplamyla yanyana durmu, Roza da deklanre basarak o am 'lmszletirmi'. Roza'mn objektifi ne glmseyen Tame, fotoraf ekildikten bir saniye soma Baba'y grtlandan srm! Baba'mn lmeden nce kz taralndan ekilen son fotorafnda katiliyle birlikte grnmesi de kaderin lmcl bir cilvesi olarak kayda gemi... Roza'mn aabeyi Rza Silahlpoda ile birbirimizden ilk bakta nefret etmitik. Roza'yla evlenerek, bir gangster enitesi olmutum... Rza, izgili pijamayla denize giren bir kabzmaldr. Arka ayayla kulam kartrr. Os.ruu cinli abullabut kaalot! Srlsklam k iftin l ahitleri Roza ile balayma ktk. Kumsala braklm cansz mankenler, intihar etmi yunuslar gibiydik. Burnuma halkay takt gnden beri Roza'mn yznde bir glck kesiti belirmiti. Bense hl kuytu kelerde Gnl'n aziz hatras iin gzya dkyordum. O kadar ok alamtm ki, gzlerime kzl bir amur oturmutu ve ne yesem azma tuzlu geliyordu. Biri kp kesin bir ifadeyle, "Hayatlarmz birletirelim, ilelebet birarada olalm" filan dediinde, ister istemez "Bir bildii vardr" diye dnyor insan. Aptallk evliliin mayas. Roza du alrken ben de televizyon seyrediyorum: Steve Nicholson [34] ve kars Caroline Harrison-Nicholson [34] azlar fiyonk olmu, konuuyorlar. Birbirlerinin cmlelerini tamamlayarak heyecanla anlatyorlar: Bu ker- tenkelebeklerin yolculuk ettii Gurita adh feribot Sumatra Adas yaknlarndaki Malakka Boaz'nda batm. ki algam cc, karardk sularda birbirini bulmu. Cesetlerin yzd souk suyun iinde titreerek Azrail'i beklerken tamp muhabbeti koyultmular. "Yzdk yzdk mrn kuyruuna geldik naslsa, bari bekr gitmeyelim" diye dnen Steve mankafas, Caroline'e evlenme teklif etmi! Caroline de "kabul" demi. Birka saat soma kurtarma ekipleri gelip denizdeki kumrular karaya karm! Bekr olarak dtkleri sudan evli olarak kan iftten baka 38 kiinin kurtarld kazada 154 kii lm... Demek bu parlak iftin aknn tam 154 canl, pardon l ahidi varm! Allah'm, ne byk mutluluk!!! Roza bir an nce anne olmak iin can atyordu. kide bir: "Dnsene Ferruh, bir yavrumuz olsa, 'baba' diyerek peinden gelir!" Ona, 'baba' kelimesinin kulam da yreimi de nasl trmaladm hibir zaman sylemedim. "ok merak ediyorum, acaba nasl bir baba olacaksn?" Harbiden, bunu ben de merak ediyordum...

Rza'mn enitesi olmak, mkafat grnmnde bir cezayd. Bebek'te bir villada yayorduk. Bankadaki hesabmza sorgusuz sualsiz para yatryordu. sizliin skntsna, kaymbirader paras yemenin utanc ekleniyordu. Rza Silahhpoda, benimle konuurken elini omzuma koymaya baylyordu. Btn zorbalar gibi, onun da bakalaryla [bu arada benimle] ilgili planlar vard: "Ferruhcu- um, sana bir fabrika kuralm!" Fakat Rza'mn zayf noktas gz nndeydi: Sol yanan - daki yara izine 1 saniyeden uzun sre bakldnda huysuz- lamyordu. Gzlerimi, Nike amblemi eklindeki bu yara izinde sabitlediimde sinirden kammn fokurdadm duyuyordum. Ben dalgn bir glmsemeyle, durumun farknda deilmi gibi onu dinlerken, sa eliyle ensemi kavrayp yanam mukavva gibi yrttktan soma avucundaki et parasn azma tkmasna ramak kaldm hissediyordum. Ona iadam olmadm, en ksa zamanda mesleimle ilgili bir ie balayacam syledim. Suratna bir atmaca saldryormu gibi sapka gld: "Huo hiho noha houva va va va!" Rza'mn dizginlerimi brakmaya niyeti yoktu. Galiba biraz da onun sayesinde, i iin mracaat ettiim her yerden geri evrildim. Evleneli bir seneden fazla olmutu ve hl aylaktm. Rza, akbaba gibi tepemdeydi. Penelerini omuzlarma geirmi, bamn etini didikliyordu. Nihayet pes ettim. Peki ne fabrikas kuracaktm? Bunu hep beraber dnecektik... Vicdann Ceza Sahas Ne fabrikas kurduumuzu biliyorsun okur karde. Paralar ocuk bezine baladk. Gerekte ne param vard ne de ocuum. Olacak myd? yisi mi nce hikyenin en heyecanl ksmn anlataym. Anlataym da azmzdaki sakz yere dsn. Nuh, raan'daki dne benim klmda ve Dilara'yla birlikte gittii akam telefon etmiti. Dnn nasl getiini sordum. Soruma soruyla karlk verdi: "Ferruh Bey, kim bu Rza Silahhpoda?" Rza Silahhpoda'mn, u sralar pek ortalkta grnmeyen, nl bir piyanist olduunu syledim. Akama doru irket binasnda bulutuk. Dilara Dilemma'dan bahsederken Nuh'un yznde karmakark bir ifade beliriyordu: Hem fkeli hem sevinli, hem honut hem kskn, hem atak hem rkek... Yllar nce ben de Gnl iin ite byle dokuz dm olmutum. Onu biraz yattrmak maksadyla, Dilara Dilemma'ya kar ne hissettiimi bilemediimden dem vurdum. Gya ok hassaslamtm. Tmarhanedeki bacmn intihar teebbs filan yznden diken stndeydim. Psikiyatrm da bana dinlenmemi tavsiye ediyordu. Dr. Tor- nado'nun Pazar gnk 10. kurulu yldnm kutlamasma kadar Nuh benim yerime geerse iyi olurdu. Byle yar yalan yar doru bir dzine laf ettim. Dilara Dilemma'y idare edebileceinden emin olduumu sylediimde Nuh neredeyse boynuma sarlacakt. Oturduu yerde adeta dans ediyordu. Ah be Nuh'um, gebereceksin, yazk sana, kalbini pte mi buldun, insan bu kadar m prtletir hormonlar, kimyay datr, transa geer? Ertesi gn, Nuh erkenden Dr. Tornado'nun merkez binasna gitti. Cep telefonu irketinin, szmona darda alan iilerin yerini bilmek isteyen patronlara ynelik "nerede bu herifler?" diye bir hizmeti var. Dolaysyla Nuh'un le vakti irketi terkedip Dilara'yla bulumak zere Kadky'e gittiini telefonumun ekranndan grebiliyordum. [Teknoloji ncelikle ktlerin, muzrlarm, cellatlarn, madrabazlarn, agzllerin, sahtekrlarn, hmbllarn, dubaraclarn, irkinlerin, nobranlarn... hizmetindedir!] Bu arada, huzurevinde yaayan annemin Etiler'de Mobidik Soka- 'ndaki bo dairesinin salon penceresinden ibrahim Kur- ban' dikizliyordum. Mobidik Soka'nda komuluk lmt, fakat belki hortlayabilirdi?.. Kimilerinin hayat ylesine monotondur ki, insan dnyaya ilk kez geldiklerine inanamaz: brahim Kurban kitap okumak, kahve imek ve namaz klmak dnda pek az ey yapyordu. Nuh'u ra- an'daki dne Dilara'yla birlikte yollamakla hata m etmitim acaba? Kuzenim, enmeyip gerdek odasmdan beni aram "Dua et ki Rza her

zamanki gibi ge geldi, camna m susadm Allah akna?" demiti. Sylediklerinden anladm ki, bizim igzar damat, Nuh'u ikaz etmi. Nuh da o yzden bana Rza Silahhpoda'mn kim olduunu sorup duruyordu. Peki ya sevgili komum brahim Kurban? O da durumdan haberdar myd? Tam olarak ne biliyordu? Bunu renmenin bir tek yolu vard: Nuh'un yerine geip brahim'le konumak. brahim'in karsnda Nuh Tufan maskesi takmam gerekmiyordu, nk benim yzm Nuh Tufan'n maskesiydi zaten. O gn, ibrahim Kurban eve ikindiden soma dnd. Kadere krkbe kendimi dar attm ve Kurban ailesinin kapm aldm. Kapy aan hizmetiye ibrahim'le grmek istediimi syledim. Beni kukulu gzlerle szd. Hizmetiler de polisler gibi i icab kukulanrlar. Onlar rahatlatmak iin ka atmak gerekir. Kalarm attm ve kap ald. brahim'in odasna ktm. Bana hasretle sarld: "Hayrola Nuh'um, Ferruh'un koltuunda olman gerekmiyor mu?" Mola verdiimi, tekrar dneceimi syledim. Glmseyerek sordu: "Niye kekeliyorsun, dilini de din- lendirsen ya?" Bazen inandmc bir yalan sylemek iin yalnzca gerei kekelemek yeter: "Bena-aaaartkFerruh Ferman'm!" ibrahim, maske mesabesindeki yzm inceleyerek mrldand: "Belki bu o kadar da iyi bir fikir deil." Neler olup bittiini sordum. Birer kahve aldk. Her zamanki gibi sade kahve istemitim. Fakat o anda, Nuh'un kahvesini stl itiini harla- dm! Bozuntuya vermedim, stne bir de Camel yaktm. brahim'in, Ferruh Ferman roln abarttm dneceini ummaktan baka arem yoktu. ibrahim Kurban artk sar sultann bile iittii olay zetledi: "Rza Silahhpoda admda belah bir herif Ferruh'u haklamak istiyor. Anlayacan, bu Ferruh denen yavak seni yem olarak kullanyor." Bu konuma boyunca, ibrahim Kurban'm Nuh'tan birey- ler gizlediini farkettim. Rza Silahhpoda'mn beni neden ldrmek istediini Nuh'a aklamaktan geri duruyordu mesela. Bu iyiydi. Ben zaten biliyordum. Gelgelelim, Gizli Ser vis'ten filan bahsediyordu, iler epey bymt. Demek, Nuh'un dublrm olduu biliniyordu. Herhalde, gizli ajanlar da Rza'mn peindeydi. Anlalan, Nuh'u yem olarak kullanmak isteyen tek kii ben deildim. Bu durumda, R- za'y sust yakalamay deneyecekler, Nuh'u da koruyacaklard. brahim ise Nuh'un gemisinin delinmesinden endie ediyordu; bana bu yzden bir 'profesyonel'in yerime geebileceini tlatt. Aslnda kabul edebilirdim fakat nmde iki engel vard: Birincisi, Nuh, Dilara Dilemma'ya gerekten k olduu iin benim yerimde olmaktan vazgemeye yanamazd ve ben de onun gibi dnp onun azmdan konumal yani brahim'in teklifini geri evirmeliydim. kincisi, ben Nuh Tufan deildim; teklifi kabul edersem, Nuh olmadm ortaya kard! Bana kzmayn civan okur. Nuh'un afyonu patlamadan, beyninin patlatlmas halinde ben de vicdannm ceza sahasnda mahsur kalacaktm. Bandan beri kafamda dolanan tilkilerin lei serilmiti. Fakat ne yapabilirdim? Nuh'un apoletlerini mi skseydim acaba? Komando dans balamt. Ne derler bilirsiniz: "Dz ovada yamurdan kalmaz / G.te giren emsiye almaz." Hamile Kadnlarn Dourduu Tehlike Eril uydusu olarak geirdiim ilk senenin sonunda, Roza mjdeyi verdi: "Hamileyim!" Karm gneten gmlek giymiti. Benimse suratm kasap sngeriyle silinmiti. "Bebeimiz olacak Ferruh! Yoksa sevinmedin mi?" Oyuncak aylar gibi srttm. Kekemeler bilir: Tanmadnz insanlarn arasndaysanz ve konumamz gerekmiyorsa, hi kimse kekeme olduunuza ihtimal vermez. enenizi tuttuunuz mddete mesele

yoktur. [Kekemelie almann, kekemeliini gizlemenin ve kekemelikten kurtulmann yollar birbirleriyle kesiir.] Bir tamda rastlamaktan korkarsmz. Ve tabii size bakp glmseyen bir kzn yanna yaklaamamak da var iin iinde. Kekemelik gevezelikle ve kur yapmakla badamaz. Evli bir adamn koca olmay iselletirmesi iin gereken sre, evlendiine piman olmas iin gereken sreden uzundur. Diyeceim, gerek bir koca olana dek rol yaparsnz; karnz bu arada epey yol alr; anne olur mesela. Her evli erkek, yabanclar arasndaki kekeme gibi susmaya meyyaldir. Fakat biri gelip konumaya zorlar: "Bebeimiz olacak Ferruh! Yoksa sevinmedin mi?" Roza'ya sevinten dilimin tutulduunu syledim. Doktora kotuk. Orta kattaki kirac ilk aym doldurmu! ocuk erkek olursa adm Erman koyacaktk. Kz olursa, Roza'mn dedii olacakt. Hamile bir kadm, iyi bir ilham kaynadr. Birden aklma ocuk bezi fabrikas kurmak geldi. Rza, "ocuk bezi" lafm duyunca "Hay aklnla bin yaa!" diyerek yeni boyanm ilep gibi zerime yryp beni barna bast. Hemen kollar svadk. Formaliteler tamamland, fabrika binas satmalmd, yurtdndan makinalar getirildi, bir reklam ajansyla anlama yapld, kurum kimlii hazrland... "Dr. Tornado" gibi samasapan bir markada karar kldk. Artk tamamiyle b.ka gmlmtm ve sonsuza kadar byle kalp fosilleecektim. Hibir arkeolog beni buradan karamazd. Ancak, yepyeni bir felaket ve/yahut mucize belki iime yarayabilirdi... Felaket gecikmedi, ikinci ayda doktor, Roza'mn hamile olmadm farketti! Karmn karnnda cenin deil 'mole hydatiformis' vard; yani bir trophoblast tmr! Bitmedi. Roza'mn asla ocuk douramayacam ve byk ihtimalle rahim kanserine yakalanacam da rendik. Erman Ferman hibir zaman domayacakt. Roza'mn hah harapt. Anti-depresan ilalar alkolle birlikte ald iin az daha ahirete intikal ediyordu. Kalbi balyozla ezilmiti. Sudan km ahtapot gibiydi. Evin iinde medeni halsizlik hakimdi. Roza'mn arapla uyumu dilinden yle szler dklyordu ki panie kaplyordum: "Ferruh, Azrail'in borusu tyor artk, haydi, Frankens- tein'm gelinine son bir pck ver!" Bazen ok acmasz oluyordu: "Seni tath su balinas! Bir tuvalet, musluku iin ne kadar gizemliyse, sen de benim gzmde o kadar gizemlisin!" , Kaybedenlere mahsus bir ilhamla konuuyordu: "Intika- mmkinin yannda akn belagati nedir ki!" Kafay syrmt: "Bu sandkta eyizimin kllerinden baka bir ey yok!" Uuyordu: "Ferruh? Ortaa kapanm diyorlar?" Aklmdan geenleri okuyordu: "Her evli iftte, en az biri budaladr, deil mi kocacm? Ah hah hah hay..." Evliyalar gibi konutuu da vakiydi: "Bari kederlenmeyi ren Ferruh! Keder, inam erdemli klar." Ve ok: "Buz Adam tzi ile Lucy... ocuumuzun olmamas aslnda normal." Evlatlk Acs Yetimhane'deki 3 yamdan kk ocuklar tek tek inceledik. Madem kendimiz yapamyoruz, neden bakasmn ocuunu almayalm? Kk ocuklarn bakmyla ilgilenen bir gen kz ile yetimhanenin mdiresi olan yal kz bize elik ediyorlard. ocuklarn hepsi de ok gzeldi. Yalnz bir tanesi gzme biraz deiik grnd. Gen bakcya sordum: "Bu o-o-o-ocuunnnn-nnnn-nesivar?" "ey, omu? O bir albino." "Ne?" "Albino. Yani cildi ve sa rengi normal deil." Kz myd, erkek mi? "Erkek."

Roza albino yavruyu kucaklayp sevmeye balad. Kulana eilip fsldadm: "Onu e-e-eee-evlat edddinme- yi d-d-d-dnmyorsunya?" "Neden olmasn? ok sevimli?!" Evet, sevimliydi, aym zamanda rktc derecede beyazd. Sanki ihtiyarlam da klmt. Baba olmak istediimden emin deildim belki, fakat byle bir ocuk istemediimden emindim. z annesi ve babas ne alemdeydi acaba? Bu ocuu terk mi etmilerdi, yoksa ondan kamlar myd? Hayat ok acayipti. Bir albinoya soyadm verme fikrinin beni sersemlettii o gnden sadece be sene soma, bir baka albinoya hem adm hem de soyadm verecektim! Evlat edinme projesini hayata geiremedik. Turuncu bir kz ocuunda karar klmtk, lakin felein tokma bir kez daha tepemize indi. nk yetimhane mfettileri Ro- za'nn alkolik olduunu tespit etmilerdi. Vay camna... Ro- za'ya o kadar bigane kalmtm ki, kadehi elinden drmedii halde, ii bekrilie [ayyalk] vardrdm ruhum bile duymamt. Bebei alabilmek iin, yetimhane mdiresine ykl bir ba grnmnde, itaat duygusu alayacak bir rvet vermek mmknd tabii. Gelgelelim ben olaya el atmadm. Yetimhane mdiresi avucunu yalad. Roza,'nn da eli koynunda kald. lde ay Kayla Kaz Yapma Cezas "Bir insandan boanana kadar onu tanyamazsnz." [Zsa Zsa Gabor] Bu dnyada en ok evlilik hakknda yalan sylenmitir; bu cmle de dahil! Roza slak tavuk gibi dolayordu ortalkta. Koskoca sa- lonlardaki kocaman masalarda kocakarlarla bezik oynuyordu. Baz geceler evimizin misafir odasmda korkun sesler kararak Roza'mn falna bakan mor pelerinli arlatan moruklara filan rasthyordum. Mutfak tezghnda, klozetin yannda, pencere kenarlarmda, kitaplk raflarnda, karyolann kysnda... irili ufakl iki ieleri gzme arpyordu. Telesekreterden, Roza'ya braklm irkiltici randevu mesajlarm dinliyordum. Karmn gzlerine alkoln lastik mhr vurulmutu. st kata kan merdiveni dizlerinin ve ellerinin zerinde srnerek trmanyordu. Bense deh dana gibi firdnyordum. irket binasma, oradan fabrikaya kouyordum. Sabahtan akama kadar bir toplantdan kp dierine giriyor, bir sr insanla gryor, mukaveleler imzalyor, personele talimatlar veriyordum. Trafikte dans eden bir robocop gibiydim. Akla evkle alyordum. Trkiye'deki btn bebekler benim hem i hem de su ortam olmutu. Onlar maym dyordu ben de topluyordum. Televizyonlarda, gazetelerde, dergilerde Dr. Tornado reklamlar yaynlanyordu. ocuklar mutluydu, annelerin ii rahatt, nk Dr. Tornado vard! Bir dkla- ma firyas ve mangr frtnas hkm sryordu. Eskiden, insanlara baknca, onlarn binlerce yl somaki hallerini dnr ve nasl bir arkeolojik anlama kavuacaklarm tahayyl ederdim. imdiyse, bir kimseye baktmda onun bebekliini ve altm slatm hayal ediyorum. iini tutama yan ihtiyarlar, yatalaklar ve deliler iin de retim yapyoruz tab, o ayr konu... Roza ve ben yanl mezarlara gmlm cesetler gibi birbirimizi kaybetmitik. Yosun tutmu bir labirentte, rastlamadan k bulmaya alyorduk sanki. Birbirimize lm pc vermitik. Yzbinlerce ocuk bezine sahiptik fakat altm kirletecek bir bebeimiz yoktu. ocuk bezleri, doacam vehmettiimiz ocuumuzun kefeni oluvermiti. Evlenmek bizim sonumuz olmutu. Hatal bir yntemle evcillemitik. ikimiz de kaderin bize kendimiz olmamz iin verdii krediyi batrmtk. Birbirimizi grmezlikten geliimizde, skandal dzeyinde bir acziyet motifi hakimdi. Evde sk sk burun buruna geldiim yabanclara glm- syordum: "T-t-t-t krkbir kere tnaydn!" Hizmetilere reverans yapyor, valinin konkende iddial karsna banyoyu hazrlamasn buyuruyor, klima tamir servisinden gelen adama puro ikram ediyordum. Roza temizlikiler, bahvanlar ve alarla kt oynayarak para kaybetmeyi bir yntem olarak

benimsemiti. O yzden sk sk tartma kyor ve hizmeti kadrosu zrt prt deiiyordu. 'lde ay' kayla kaz yapan, rzgrn yardmyla uygarlmzn vardiyal personelinden kimilerini bir bulup bir kaybeden ve bu arada seraplar gren lanetli bir arkeologa dnmtm. Gerek u ki bebek b.kunda altm buldum. Yaadm evin bahesinde palmiyeler, o sallanp duran bitkisel yelpazeler... Banyodaki aynann evresinde, yanl srayla kullanld takdirde insann zeksn katiyen geriletecek kadar ok sayL- da shhi bakm rn diziliydi. Geceleri salonun duvarndaki J an Vermeer'in keskin gzl bir inli taralndan kopya edilmi St Dken Kadn tablosunun karsnda, Staunch marka bir koltukta, st dkm kedi gibi uslu uslu oturuyordum. Anneme, Mobidik Soka'nda lks bir daire satmalmtm. Gmleklerimi, dris Terzi zel olarak dikiyordu. Calvin Klein donlar giyiyordum. Issey Miyake parfm sryordum. Rza Silahhpoda'nm imparatorluk geniliindeki phtlam glgesinde ocuk bezi kral olmutum. Rza Silahhpoda, ticaretin sula birarada yrdne inananlardand. Ona gre hile, satm; istismar, krm; tehdit ise mteri sadakatinin garantisiydi. Yredekiler korkuyor- sa, iler tkrnda demekti. Bir Uak Dolusu Bebek Bizim ite sezon yok. Yaz k didiniyorum. Alkoln sezonu yok. Roza yaz k iiyor. Ayrln sonu yok. Yaz k yalnzsn. Evliliimizin altmc yl dolmutu. Roza, Moda'da psiik glerle temasa gemi, tarot falyla megul, alaktan uan, gnomlar kollayan, UFO takipisi, hayalet avcs, birbirlerine telepatik mesajlar eken, sofraya ruhlar buyur eden, paralel evrenlerden haber soran, depremi nceden kestirme azminde olan, yeminli vejetaryen, dilencileri galaksileraras ahan ajanlar sanan, gvercinlerin beyinlerini kontrol etmeyi deneyen, kabak ekeri yiyip armut nektar ien, medyumlua sardrm... yani kafay yakm bir gruba katlmt. Geceleri toplanan bu tasmah uzay rdeklerinin s.t b.k ta gibidir. lerinden birine tabanca verip gz krpn, mesaj amnda ahr ve orackta btn arkadalarnn alnlarna nc gzler aar! Roza, bu astro-moronlarn boynuzlu katr nameleri arasmda kendini bulmu, daha dorusu kaybetmiti Bir gece dndmde ev gene bombotu. ahma odama ktm. Giysilerimi karmadan kendimi yataa braktm. Tek basmaydm. Sessizliin iinde kanmn uultusunu duyabiliyordum. ifoniyerin zerindeki kumanda aletini ahp CD player' atm. Henz uykuya dalmadan rya grmeye baladm. Devasa bebeklerle dolu bir uaktaym. Hepsi plak, zerlerinde bir tek Dr. Tornado var. Yanmda oturan bykl bebee dikkatle bakyorum: Rza Silahlpoda! Kocaman bir tabanca karp akama dayyor. aprazdaki koltuklardan birinde bebek Roza, bebek hostesin sunduu kadehi alp bana doru kaldryor. Bebek hostesi de tamyorum: Gnl! Bebek Rza tabancann horozunu ekiyor. Kalbim tam kapasite alan bir matbaa gibi grltler karyor. Hepsine bir yerlerden aina olduum bebekler kendi havasmda. Aralarnda, 5 sene nce yetimhanede grdmz albino bebek bile var. G.t b.klu Rza srtyor. akama inen terler tabancann namlusunu slatyor. Birden bir ses, bir telefon sesi duyuluyor. Bebek hostes Gnl kalarm atm, bana baryor: "Ferruh! abuk kapat o telefonu! Uaktayz, grmyor musun?!" aret parmam kaldrp alnm krtrarak "Ltfen izin ver, ok ksa konuacam" anlamnda bir hareket yapyorum. Kafamn bir yannda tabanca, dier yannda telefon, kei melemesi gibi titrek bir sesle soruyorum: "Evet?" [Takdir edersiniz ki, ryada kekelemem gerekmiyor.] Hattaki bebek "Feyyuh Feyman?" "Beni son anda yakaladmz, buyurun?" Gzm bebek Roza'ya taklyor. Elindeki kadehi pencereye frlatmak zere kaldryor. "Kaynz, Feyyuh Bey..."

Bebek Roza'nm savurduu kadeh uam penceresini kryor! "Ne olmu karma?" , "ey, hemen buyaya gelmeliinij." "Nereye?" Yldz eklinde krlan uak penceresindeki hava akmna kaplan bebek Roza'nm ba cam krklarnn arasmdan dar kyor! "Yoja Hanm, Boyajii Kpys'nn knda kaza geiydi Feyyuh Bey ve u anda Hasbelkadey Hatanei'nde, can ekiiyoy." Boynu cam kesikleri yznden kan iinde kalan Roza pencereden uuyor. Onun ardmdan da ben koltuumdan havalanarak camdan dar savruluyorum. Telefon hl elimde: "Hemen geliyorum." Roza altmda hzla dyor. Kulamn dibinden kurunlar vnlyor. Tepemde uuan Rza tabancasm dorultmu bana durmadan ate ediyor! Roza denize saplamp kayboluyor. Bense gm diye bir ilebin gvertesine aklyorum. Gzlerimi atmda ahma odamdaki ilep desenli kilimin zerinde buluyorum kendimi. Elimde telefon. Son arayan kiinin numarasm tuluyorum: "Alo, ben Doktor Turan Ada?" "A-a-affedersiniz, ben Ferruh Ferman..." "Ah, Ferruh Bey, Roza Silahhpoda Ferman'm kocas olmalsnz?" "E-e-e-evet?" "Einizi ameliyata almak zereyiz beyefendi." "Ameliyat m?" "Size haber verilmedi mi?" "Bilmiyorum do-do-doktor bey?" "Gelseniz iyi olur beyefendi, Roza hanmn durumu ar." "Nereye geleyim?" "Hasbelkader Hastanesi'ne." Felein emberinden Motosikletlerle Gemek Roza alkol ykl bir bulut gibiymi. Boazii Kprs'nden getikten soma viraja hzla girerken sol taraftan gelen bir kamyon, arabasna iddetle arpm. Arka taral fena halde yamulan araba havalanm, kendi ekseni etrafnda dnerek bariyerlerin stnden ap ters yola gemi. Bu defa dier taraftan son srat gelen bir otomobil n taraftan patlatmca bizim araba savrulup saa sola vura vura akordeona dnm!.. Ameliyathanenin kapsmda bekliyoruz. Rza aheste volta atyor. Kayalara toslam bir uan ejderha gibi yrtk kanatlarm ar ar srklyor. Hastanenin mdr gelmi, R- za'ya "Efendim, dilerseniz odama buyurun, doktorlarmz ellerinden geleni yapyorlar. Ameliyat biter bitmez bize haber verirler..." filan diyor. Rza Silahhpoda mdre geberte- ekmi gibi bakyor. Fedailer, koridorlarn kesitii yerleri tutmular. Roza'nm arabasma arpan otomobilin ofr de burada; kafas sargl, yznde rkler var. Rozay hastaneye o getirmi. Kamyoncu ise firari svari, toz olmu... Yremizdeki kalabalk oahyor. Cart kokanalar, yalboya kodamanlar, pastel cadalozlar, sulu zrtlak zppeler, karakalem hemeriler... Akrabay taallukat skn ediyor. Annem ve Ferah kageliyor; benim bare anneciim, zavall bacm. kisi de hortlak gibi perian grnyor. Gnl ve Neanderthal Nadir ifti, katran gibi damlyor; cicim aylarnn pembe tozu zerlerinden oktan kalkm, monotonluun kfne batmlar. Bunca sene soma byk akm G- nl' grnce ne mi hissettim? Hi. Ben... genel olarak hibir ey hissetmem. Biz, Allah'tan mangr istedik birader. Verdi. Forsumuz da, pozumuz da yerine geldi. Felein emberinden motosikletle gemedik. Yine de yleymi gibi yapyoruz. Yavan bir kibirle iinen somadan grmeleriz, hepsi bu. kiyzllk illetine tutulmu yampiri bireyleriz yani. Mezbahada paralanm ve o paralar kullanlarak karikatr izilmi onto- lojik bedbahtlarz. imdi, nikhm altndaki kadnn lm haberini bekliyoruz. Bekliyoruz. Kendimizden bakasna acma yeteneinden mahrum olduumuz iin, aklmz baka yerde. Ben mesela, ameliyathanenin nnde, Suriye'ye

ihra ettiimiz mallarn akbetini ve marketlere dattmz promosyon standlarmn ne kadar etkili olduunu merak ediyorum. Rza, galiba bir tek o Roza'nm hayatta kalmasn nemsiyor. Baka ahidi yok nk. Geree ancak krp dkmek, yakp ykmak, vurup devirmek suretiyle temas edebilen bir kanalizasyon dragonu! Ameliyat gecenin ne doru bitti. Suratlar sopa gibi ifadesiz, bataklk yeili giysileri iinde, maskelerini eneye kadar indirmi iki cerrah, iki tp kovboyu aramza katldnda hepimiz soru iareti gibi bklmken dorulup nlem ekline girdik. Doktorlar melodisiz bir hastane ninnisi sylemeye baladlar: "Elimizden geleni yaptk... Roza Hanm'm durumu ok ard... Dala yrtlmt aldk... Beyindeki kanama odam tespit ettik ve gereken mdahaleyi yaptk... Sol kprck kemii krlmt fakat kr ki paral deildi; 'S' bandajna aldk. u anda youn bakmda... Ne zaman kendine gelecei hakknda henz bir ey sylemek mmkn deil... mitli olun... Fakat kendinizi her eye hazrlayn..." Krmz Bikini Grm Boa Gibi... Roza ile ideal bir kar-koca mnasebetinin formln bulmutuk. Ona her eyi olduu gibi anlatyordum: "Perembe gn gen bir ressamla tantm Roza... Ad, Dilara Dilemma... ekerli kar gibi gzel... Hayr, kimyasal patlama filan yok... Yahu gaydrguppak bir hatun ite... Meraklanma benim Komanim; llhami ile Hami romantik manevralar yapmama asla izin vermiyorlar. lmemekle ne iyi ettin... Aksi takdirde aabeyin olacak it msveddesi beni tahtal kye yollard alimallah. Yo yo yollard..." Gzleri yar ak olan Roza beni siyah kuzularm sessizli- iyle dinliyor. Ne yapsn, be senedir komada! Ameliyattan soma "Kendinizi her eye hazrlayn" diyen cerrahn bile karmn komada be sene kalacam aklndan geirdiini sanmyorum. Halbuki Roza lmeye eilimliydi: mitsizdi, ocuk douramyordu; ufukta kanser grnyordu; viskiyle Lustral tabletleri yutuyordu; ok az konuuyordu; kumar masasmda cammn yongalarm brakyordu... Yani zaten yar-l saydrd. Trafik kazasmdan soma resmen lmemesi iin bir sebep kalmamt. Fakat lmedi. Demek onu yeterince tanyamamtm. Haval yatakta yatt halde kuyruksokumunda, kalalarmda ve topuklarnda decubitus lserleri olumutu. Hemireler bu yaralar Batti- con, Rivanol ve Savlon ile temizliyorlard. Daha da trajii, Roza'nm altm Dr. Tornado ile bezliyorlard!.. Be yldr kt zerinde evli, pratikte bekrm. Hormonlarn kulaklarmdan fkr zamanlar oktan geride brakmtm. Mamafih insan otuzbeinden soma yolun yarma geldii fikrine kaplyor ve bu defa enikonu tasarlad ikinci bir ergenlik dnemine giriyor. ocuk bezine gmdm kafam kaldrp etrafma baktm ve... krmz bikinili Kate Moss grm boa gibi civardaki hatunlara saldrdm! Ne yazk ki matadorlar arenaya inmekte gecikmeyecekti... Mnzeviler Mahzeni'ndeki Mzik Yzme mein bir yama dikilmi gibi. Sekreter kzn aklna uyup ["Ferruh Bey, inann size ok yakr!"] top sakal braktm. .'Mnzeviler Mahzeni' diye bir yerdeyim. Metafizik bir maden ocama iner gibi tek bama tnellerden geerek ipeksi bir dumann yzd bu janjanl mekna ulatm. Galiba buras birok ayr salonun bulunduu bir kompleks. a atlam bir Gney Afrika kabilesine mensup apiko siyahiler caz icra ediyor. Bar taburelerinden yalnzca biri dolu, onda da Cinderella oturuyor. Ayanda effaf pabular; zerinde denizmenekesi beyaz bir gece elbisesi. Yanna iliiyorum. Barmen gzlerini yerden kaldrmadan ne arzu ettiimi soruyor. Prensesin itiinin aynsndan istiyorum. Cinderella sagr-dilsiz. Kza elimi uzatyorum. Beraber tnellerden geiyoruz. Bu bir rya olmal. Caddeye varyoruz. Bir romantik bilim-kurgu lilmindeyiz sanki. Sevinten yunus balklar gibi sesler karyorum. Dudaklarnda ve gzlerinde mucizevi prltlar var; samda k

eritleri dalgalanyor. Kalbim ekmek kzartma makinasmdaki ekmek dilimleri gibi kzaryor, birazdan firlayacak! Kzn ellerinde bir ide yumuakl. Daha adm bile bilmiyorum. Birden dile geliyor: "Adn ne?" Gcr gcr bir kazma gibi ylece bakyorum. Soruyu tazeliyor: "Adn, adn ne?" "Ferruh Ferman!?" Aman Y Rabbim, bu ses de nereden geliyor? "Ferruh Bey, affedersiniz, sizinle bir dakika konumalyz efendim." Duruyoruz. Arkama dnyorum, bir ift yanm kavak gvdesi. "E-e-e-evet, ne isttiyyorsssunuz?" "Rza Silahlpoda'nm selam var Ferruh Bey..." Bamdan aa kaynar sular dklyor. "Si-si-siz de kimsiniz?" "Benim adm lhami, efendim; bu da arkadam Hami." Kz iki adm tede uzay boluunda yzen bir gelin gibi duruyor. Adamlara sessizce soruyorum: "Mesele ne-ne-ne- n-nedir?" "Bakn efendim siz hl Roza Hanm'm kocassmz ve Rza Bey bu yaptnz onaylamyor..." Adamlara sa elimi hafife kaldrp "bekleyin" anlamnda bir iaret ekiyorum ve Cinderella'ya yneliyorum. Cinde- rella'nn elinden tuttuum gibi dolunaya doru komaya balyoruz. lhami ile Hami kuyruumuzda. "Durun!.. Ferruh Bey ltfen zorluk karmayn!.. Efendim kamanzn bir anlam yok!.." Bizi vuracak deiller ya? Biz kayoruz onlar kovalyor. Eh, elele komak da kolay deil tabii. O da ne? Cinderella elimi brakyor ve depar atyor! imdi Rza'nm adamlarndan kamaktan ziyade Cinderella'y yakalamaya abalyorum. Cierlerim katran dolu balon gibi iiyor! Bacaklarmn iinde metal krklar deveran ediyor. Sigaray brakmalym belki de. llhami-Hami iftinin nal seslerini duyuyorum. Gece elbisesinin iinde, minyatr bir elale gibi kp- rerek akan Cinderella'ya kilitlenmi vaziyetteyim. "Ferruh Beeeeey! Duruuuunnnnnnnn!" Bir tabanca patlyor ve ben znk diye donup kalyorum. Cinderella mehtaba teyellenen bir atebcei gibi uzaklarken ardndan ylece bakyorum. Komadaki Komani Ne biim bir hayatt benimki? evremdeki btn kadnlarn faylar krlmt: Karm, Komani [komadan bir trl kmad iin ona artk Komani diyordum] olmutu. Kz kardeim tmarhaneyi boylamt. Annem ise Mobidik So- ka'nda tek bama kalmay da, benim yanma tanmay da kabul etmemiti; onu mecburen bir huzurevine yerletirmitik. Rza, Roza'nm komaya girmesinden beni sorumlu tutuyordu. Ona gre, Roza'yla yakndan ilgilenmediim iin kzcaz kendini ikiye vermi ve bu korkun hale dmt. Dolaysyla Roza' nm dirilmesini beklemeli, ona sadk kalmalydm. Cinderella vakasndan soma Rza; ilhami ve Hami'yi beni 'korumakla' grevlendirmiti. Bu bango- bozlarm ii beni cinsel bir mnasebetsizlik etmekten alkoymakt. Yamyam herifler, mesai saatleri dmda bile kuyruuma yapyorlard! Kpkzl bir sisin iinde yayordum. Her gece ryamda u bebeklerle dolu uaa biniyordum. Ellerimde siiller k mt. Galiba tozutuyordum. Bir psikiyatra gittim. Ona yrngeden ktm syledim. Silahl bebekler beni kovalyor filan dedim. Vidalarm gevemiti. Ellerim siillerle kaplanmt. Byle giderse yalanda bir mutanta dnecektim. Doktor beni rdek gibi dinliyordu. Hayatmda bir kadm olup olmadn sordu. Acaba, Rza onu da m satmalmt? Yok dedim. Kadm madn yok. Komadaki karmla gl gibi geiniyoruz! inanmazsanz, kapda bekleyen bebek yzl iki fedaiye sorun! Doktor ila filan yazmad. Siiller? Onlar ne olacakt? Bana bir kt uzat. "Bu duay okursanz, siiller yokolur Ferruh Bey." Ktta, Arap harfleriyle u ibare yazlyd: LL J'uIS ii aji; vt ;u>V j&\ oJtj J& A- 4<j <O y*x

["Bu hastal gider ey insanlarn Rabbi! ifa ver, nk yalnzca sen ija verebilirsin. Senin vereceinden baka ifa yok. yle ifa ver ki hastaln zerresi kalmasn."] Kkken, Kur'an kursuna gitmitim ama neredeyse 20 yldr Kur'an okumuyordum. Duay heceleyerek okudum ve amin deyip ellerimle yzm svazladm. Vay canna! Ellerimi indirdiimde siiller silinmiti! Vampirler Sigara imez Darda ehir alminyum folyoyla kaplanm gibi, hantal bir gnein altmda parlyor. irketteki makam odam serin olduu halde, gayri ihtiyari masadaki dergiyi alp yelpaze gibi sallyorum. Derginin ad Jri. Onu daha nce de grmtm. Sayfalarm yava yava eviriyorum. Bir sr zrva. Brezilya'daki Carandiru Hapishanesi turistlerin ziyaretine alm. Emrimiz altmda alanlarn bize yapabilecei ktlkleri listelemiler; amma uzun, sayfalar sryor! Koltuuna kurulmu bir vampir konuuyor: "Kan iiyorum fakat salm yerinde, sigara ienler dnsn!" Bir silah reklamn inceliyorum: "Bu nadide enstrmanla kendi arklarnz alabilirsiniz..." filan yazyor. Ne aptalca! Geiyorum. Kk fotoraflarla bezeli perde, dekorasyon, ss eyas reklamlarnn arama skm bir ilan: AYNI ANDA K YERDE BRDEN OLMANIZ MI GEREKYOR? BZ ARAYIN. landaki telefon numarasm eviriyorum: Bir erkek sesi "Bahelerde patinaj / Sinyalden soma mesaj!" diyor. Mesaj brakmadan telefonu kapatyorum, llhami ile Hami'yi aryorum. Sayfay yrtp llhami'ye veriyorum ve iaretli ilandaki telefon numarasnn kime ait olduunu renmelerini istiyorum. Kuzguncuk'ta oturan Nuh Tufan adnda biriymi. Gidip o adam buraya getirmelerini emrediyorum. Aslnda benim yremden ayrlmamalar gerekiyor; yine de bu isteim hem onlarn varlm tandm anlamna geldii hem de az ok yasad bir buyruk olduu iin srtyorlar ve bir saat iinde dneceklerini syleyerek ekiliyorlar. Sivrisinek ve Saz Arkadalar Kt kadnlar bunaltr, iyi kadnlar skar. [Oscar Wilde] Dilara Dilemma ve ben birbirimize gre deiliz. Bunu o da biliyor. kimiz de kendimize uygun biriyle karlama konusunda mitsiziz. Biz bu an fiyakal kaybedenleriyiz. Beni srekli tiye alyor: "ok ksn, mahkemeye mi gidiyorsun?" Paramda gz yok. Zaten tanal daha hafta oldu. Resimden, ressamlardan bahsedip duruyor. Yzne aval aval bakyorum. Benimle neden ktm soruyorum. "Bilmiyorum" diyor "galiba senin bir hi olduunu dnyorum." "Hi mi?" "Bilirsin, klar birbirlerinin aclarm hammadde gibi ilerler. Bylece kalpleri birbirine balanr. Sen ac ekmiyorsun. Bu yzden ekici deilsin. Molozun tekisin Ferruh." "Moloz mu?" "Kesinlikle. Senin gibilerin sokaa kmas yasaklanmal." "Ya-ya-yasaklanmal m?" Zehirli bir iek gibi boynunu eiyor: "O zaman da sokaklar bombo kalrd!" Dilara'nn hakaretlerini ilgiyle dinliyorum. "Tabiat belgesellerindeki benekli kazlar gibi bakyorsun, farknda msn?" Benden neden nefret ettiini anlayamadm sylyorum. Cevabn tatminkr olacam umuyorum. nk ilk defa birinin benim hakkmda doruyu sylemeye bu kadar yaklatna dair bir his var iimde. "Nefretin ne olduu hakknda bir fikrin var m Ferruh? Hayatmda hi sevgi olmayan insanlar nefret eder. Hem de her eyden, herkesten." Benim hayatmda hi sevgi olmadm, yine de kimseden nefret etmediimi kekeliyorum.

"nk sen bir zombisin, anlyor musun? Kavumay, kaynamay, kurtulmay bilmiyorsun. Kmesten ahra terfi etmi, sngerden bir tilkisin." "Se-se-sence ne ya-yapmahym Dilara?" "Birinin seni ldrmek istemesini sala." "Beni ldrmek isteyen biri za-za-zaten var?" Dilara kahkahay koyveriyor. "Kim o, ben miyim?" "Ha-ha-ha-hayr. Ge-ge-gerekten iren biri. lm insanlarn s-s-s-smklerini yer." Kzn gzlerinin ii glyor: "anslsn... Tesadf, tecrbenin yerini ald. Anlamszlk, kusursuzluk haline geldi. Ak tarihten siliniyor. Hidrojen bombalar dnya nfisunu 'patlatyor'. Ve biri seninle zel olarak ilgileniyor!" Aramzda bir sinek daireler iziyor. V/////////////. Sinee sal sollu tokatlar atyorum. Bir yandan da Dilara'ya onu anladm kekeliyorum. "Anlayana sivrisinek ve saz arkadalar, anlamayana davullu zurnal cenaze marlar" diyor. "Di-di-dilersen beni bir daha g-g-grmeyebilirsin." Gzlerini ksp enesini bzyor: "Denize balk frlatr gibi benden kurtulamazsn." Bu defa ikimiz birden glyoruz. Baklann Dier Yars Kimin Dilinin Altnda? Nuh Tufan' getirdikleri gnn gecesi llhami ile Hami depremi nceden hisseden slnler gibi huzursuz bir ifadeyle karmda deviniyorlard. "Ferruh Bey, size bir iyi bir de kt haberimiz var." "nce iyi haberi s-s-syleyin." llhami "Artk sizinle almayacaz." deyiveriyor. Yani beni 'korumay' brakyorlar! Metalik bir glge gibi ayamn altmda dolanmayacaklar. Eh, bu harbiden de iyi bir haber. Peki kt haber ne? Iknp skmyorlar. steliyorum. Bu defa Hami konuuyor: "Efendim, bunu size syleme yetkimiz yok aslnda..." "Neyi?" Baklann dier yars lhami'nin dilinin altndan kyor: "Rza Bey. sizi temizletecek; firmann 10. yl kutlamas srasnda." Rza'mn beni ortadan kaldracandan neredeyse emindim, fakat gnn ve saatini kararlatrdm bilmiyordum. Nuh Tufan'la tam zamannda karlamtm. 10. yl kutlamasna yalnzca 17 gn kalmt. Olaylar ylesine gelimiti ki, llhami ile Hami, Nuh Tufan'm benim yerime geeceini 250 bilmedikleri [ve ii braktklarna gre artk renemeyecekleri] iin Rza'mn da durumdan haberi olmayacakt. Anlalan, Rza, Dilara ile ktm biliyordu; Roza'nm dirilmesinden de midi kesmiti. Zaten bacsnn bama gelenlerden tr beni suluyordu. Dolaysyla, asla hakketmediimi dnd bir zaferi kutlarken beni mhlatacakt. ok bile beklemiti... llhami ile Hami ayaa kalkp ekingence elimi sktlar. Ayrlmadan nce Hami akl edip "Ferruh Bey bu konuma ltfen aramzda kalsm. Yoksa, Rza Bey bizi yaatmaz" dedi. "Me-me-m-merak etmeyin. Siz ok iyi o-o-ocuklarss- mz." Tam, Nuh Tufan benim yerime getii srada, llhami ile Hami toz oluyordu. Dolaysyla herhangi bir parazitlerime olmayacakt. Nuh, namlunun ucunda beni baaryla temsil edecekti... Mobidik Soka'ndaki evde eyalar beyaz rtlerle kaplyd. Nuh Tufan benim namma ldrlene kadar bu kefenlenmi yerde huzur iinde yatabilirdim. Madem hortla- yacaktm, uykumu almalydm. Salon penceresinden gnlerce brahim Kurban' seyrettim. Kesinlikle bir haltlar kartryordu: Bir gn elinde gm rengi bir antayla sokaa lirlyor. Bir gece sabaha kadar maske yapyor.

lene doru eski model bir Volvo gelip kapmn nnde duruyor. Paul Newman polisten kaar gibi arabaya dalyor ve gazlyorlar! Merhum Turgut zatay, Kurbanlarn bahe duvarmdan sokaa atlyor! Volvo'nun ofr garson klnda: Beyaz gmlek, papyon, j leli salar! Kapda behren brahim Kurban da yle! 251 Drbn ayarlyorum ve... brahim Kurban'm yaad at katmda... Plastik kafalara geirilmi... Ferruh Ferman maskelerini sayyorum... 1, 2, 3... 18, 19, 20! Pazar. Dr. Tornado'nun kuruluunun 10. yldnm. Sabahn krnde klstr Volvo kapnn nnde. ofrn yannda kuzguni siyah sal, mermer beyaz tenli bir yavru. brahim Kurban kanguru gibi zplyor meydana. Elindeki kocaman spor antay bagaja atp arka koltua yerleiyor... Kafamdaki dnceler fazla halanm spagetti gibi birbirine yapp dmlenmiti. Dar adm atmyordum. Zira ortalkta acayip bir dmen dnyordu. Bende yrek Selanik. Evde oturmaktan km rmcek balamt. Cinayet Mahalline Koan Maktul Aday Telefon edip Nuh Tufan'dan, kutlama trenine benim yerime katlmasn istedim. Hastaym filan dedim. Bir sr insan davet etmitik, gazeteciler de gelecekti, program hazrd, her ey ayarlanmt, geri dn yoktu. Sadece krsye kp birka cmle syleyecekti, hepsi bu. Her zamanki gibi kabul etti. Planm basitti: Dublrm tahtal kye yollayacaklard. Televizyonda ksa bir haber: "ocuk bezi kral ldrld." Gazetelerde cesedimin renkli fotoraf. Polis, maktuln bir bakas olduunu aklamakta acele etmeyecekti. nce beni bulmaya alacaklard. Bense drtnala karakola koup durumu anlatacaktm. Bylece, Rza Silahhpoda byk ihtimalle hapsi boylayacakt. Ben de yeni bir hayata balayacaktm. Adm deitirecektim: Sekip ikeste., Saat 19.00. Hidiv Kasr'nda enlik balamak zeredir. Acaba beni vurmular mdr? Henz erken. Davetlilerin ou gelmemitir daha. Ne yapsam acaba? brahim Kurban'm meknna dardan trmanp pencereden girsem, bir maske arsam ve Hidiv'e yollansam?.. Zor. Enselenirim. Hemen banyoya kotum. Sakalm ve bym kestim. Yatak odasndaki tuvalet masasnn zerinde duran tozlu peruu silkeleyip kafama geirdim. Ak kahverengi, ksa, kvrck bir peruk. Ferah'm olmal. Annemin kaim ereveli eski gzln taktm. Dnyam buland. Camlarn gbela sktm. Byle daha iyi. Beyaz bir tirtn stne yakalar omuzlara kadar uzayan bir ceket, altma spanyol paa bir pantolon giydim. Aynann karsmda bir sigara yaktm. Eski bir rock pla kapana bakyordum sanki. Hoppala paam Malkara Kean arabaya atladm. Radyoyu atm. Isaac Hayes'in; o narsist mao maceraperestliini gln bir kabalkla yanstan Shaft arks eliinde, Ferruh Ferman cinayeti mahalline doru son srat yol alyordum. Bedenime saplanacak kurunlara yetiebilecek miydim?.. Arabay otopark grevlisine teslim ettim. Bahedeki stilize patikalardan rahvan geip Kasr'm eiine vardm. Kapdaki gcr ya fs benden klland: "Davetli misiniz efendim?" Bir rpda "Hayr, Sekip ikeste'yim!" deyip ieri daldm. Byk odalardan geerek avluya szldm. Kenarda suskun bir orkestra. Yannda krs. Krsnn nndeki masada Rza Silahhpoda ve birka akal. Bu zel gnn erefine papyon takm olan Rza'mn gz bir an bana taklyor. Dilerimi gstermeden srtyorum. Yemekli defile var sanki; herifler apiko, hatunlar vardakosta. Kendimi gizleyeyim derken dikkat ekici bir ekle girmitim besbelli; millet dikenli gzlerle beni kesiyor. Masalarm kysndan arkaya y- neliyorum. Dilara ile maskeli Nuh yanyana. Bana akn bir bak firlatan Dilara'nn

yanndan geerken dudaklarm azma gmp admlarm sklatryorum. Siyah bir tayyr giymi. Gren, Sibirya'ya giden bir uakta hostes filan sanr. Masalarn bittii yerde balayan aalardan birine, bir nara yaslanm sigara tttryorum. Hzla oksitlenen kalbime ekile alyorlar sanki. Dong, dong, dng! irinlik kumkumas tombi bir taze, davetlilere hogeldiniz dedikten soma sesini ykseltiyor: "imdi de bu anlaml gecenin al konumasm yapmak zere, Dr. Tornado'nu sahibi ve ynetim kurulu bakam Ferruh Ferman' huzurlarnza davet ediyorum!" Alklar. Bir an bocalyorum, sigaram yere atp ben de alklyorum. Nuh'un az kulaklarnda. Dilara'nn pcyle start ahyor ve tam da bendeniz gibi yaylanarak krsye kyor. Hazinimin yzlerini inceliyorum. brahim Kurban namevcut, klstr Volvo'daki herif mafi, kuzguni sah dilber nanay. Nuh benim azm aralayp kendi dilerini gsteriyor; elleri ylan gibi ceplerinde bireyler aryor: "Muhterem misafirler.." Ortamn uultusu diniyor, hareketler yatyor. nsann krkndan sonra bir ikizinin olmas hakikaten acayip bir olay: "Hatrinas centilmenler... Civanlar, eski topraklar ve bilhassa sabiler..." Beyimiz kekelemeyi de brakm anlalan. Bana gre hava ho. Acayipliin daniskasn o anda gryorum: Sadan soldan bir sr Ferruh Ferman skn ediyor! Demek maskeyi bol buldular! Ya da birileri bana fena halde kafay takm! Havada bir panik dalgas. Hoparlrlerden kulaklar eritecek kadar yksek sesli bir mzik yaylyor. Rza'nm evresindeki akallarn penelerinde tabancalar. Ferruh srs de silaha davramyor. Drtbir yandan ate ediliyor. Balistik bir frtna kopuyor. Fakat mzik, silah seslerini tamamen bastmyor. Her iki tarafn kurunlar, Jaws'm alt ve st dileri gibi ahaliyi kstryor. Korku bir katran bulutu gibi kyor. Az nce glmseyerek poz veren centilmenler ve leydiler; slak, iko lam fareleri gibi kayor! Mziin sesinden, kbuslardaki gibi; iniltiler, cyaklamalar, bartlar duyulmuyor. Kan, kzl imekler halinde akyor. Arkamdaki nar aac da vuruluyor! Kendimi yere atyorum. Kafam kollarmla korumaya alyorum. zerime basarak geiyor sosyete srs! B.kbcei gibi ayak altnda eziliyorum! Obez bir kadnn sivri topuu omurgam orta yerinden k- trdetiyor! Yanma den bir kopyamn kafatasndaki delikten beyninin erbeti akyor! Dizlerimin stnde doruluyorum. Krsdeki Fernth kmrden bir heykel gibi kor- lam. Rza, masamn altnda, tabancasm yanama dayam; gzleri saa sola kayyor. Besbelli benim oalmam onu hem artm, hem korkutmu hem de kzdrm! Geri ben de arm, korkmu ve kzmtm... Rza yllarca tepemde doland; beni b.ktan bir hayat yaamaya zorlad; ve imdi de canm almay deniyor! stelik bu uurda onlarca inam katletmekte hibir saknca grmyor! Yumruklarm yere dayayp dilerimi skyorum. Yanmda cansz yatan kopyamn elindeki tabancay kaptm gibi ayaa firl- yorum. Avazm kt kadar bamyorum: "Rzaaaaaaa!" Fakat sesimi ben bile duyamyorum. Rza ve ben silahlarmz birbirimize dorulmu vaziyetteyiz. Tam o anda bir kurun Rza Silahlpoda'nn yzndeki yara izini yrtp kafasn patlatyor! Bam evirince, ate edenin bir baka kopyam olduunu gryorum. Yani bana benden daha ok benzeyen biri. Rza geberdii halde atma sryor. Omzuma saplanan bir kurunun etkisiyle savrulup dnerek yzst yere dyorum. Sanki kurunun at delikten milyonlarca etil karmca ieri p tm vcuduma dalyor. Mthi bir ac. Son olarak, "imdi Rza'nm kpeklerinden biri gelip enseme arjr boaltacak" diye dnyorum. Ve film kopuyor. Bir Avu Mermi Daha Ceset ne kadar cansz olursa o kadar iyidir. [Bargain Body, Kainatn Klleri] ...bu kurun yamurunun altndaki kan rmanda, kupkuru bir adam, tabancasn alnma dorultmu, cesetlerden oluan bir kprden bana doru kouyordu!.. Avularm darya

ak, sol elimi yzme siper ettim, sa elimi ise 'dur' anlamnda ne uzattm. Bir kurun sa elimin yzk parmam havaya uurdu! Sonum gelmiti. Yo, belki de gelmemiti. nk, Ninja gibi anszn ortaya kan Dilara Dilemma, bana hcum eden adamn karmm ve bacaklarm otomatik bir silahla delik deik etti! Hayretten, kopan parmamn acsn hissetmiyordum! Krsye tutunarak yana eildim. Vargcmle haykryordum: "Dilaaaaraaaaaaa!" Mziin sesi yle glyd ki beni iitmesi imknszd. Kald ki, o, civardaki adamlar mhlamakla meguld! Yerdeki yzk parmam gzme iliti. Eilip aldm, dndaki sahte deriyi syrdktan sonra, ceketimin yaka cebine koydum. Dilara'ya bir kez daha seslendim. Beni duymu gibi bir an durup baknca gsnden vurularak utu ve bir Ferruh Ferman cesedinin zerine dt! Kalbim skld sanki. Derhal ileri atlarak Dilara Dilemma'mn yamna kondum. Gzleri yar akt. Sol kolumu bamn altna koyarak, oturduum yerde onu kucakladm. Kanayan sa elimle sam dzelttim. Elimdeki kan gzel yzne ve salarna bulayordu. Gzlerimden boanan kaynar svnn maskemden akn hissediyordum. Dead Can Dance'in Yulunga's sona ermiti. Havaya birdenbire tam bir lm sessizlii hakim olmutu. Soluk solua inledim: "Dilara?.." Kirpikleri hafife kprdad: "Ferruh Ferman?" Yayordu! Yaasmd! Heyecanla fsldadm: "Sevgilim?.." Sklm dilerinin arasmdan zar zor "Defol git bamdan, pis herif!" dedi. Drt parmakl elimi yanana koymutum: "Tamam gzelim, yorma kendini kurabiyem." "Sana, defol diyorum be adam!" Konumakta glk ekiyordu. Yaadna o kadar sevinmitim ki, szlerinin anlamm alglayamyordum: "ok kr, hayattasm. Seni seviyorum Dilara..." Acyla dorulmaya alt: "Ferruh Ferman, uza, kaybol, yaylan!" Dayanamadm: "Baretta'y m tercih ederdin?" Dorulmaya ahmaktan vazgeip kendini brakt. Nefes verirken "Baretta'nm da cam cehenneme, senin de..." cmlesi kt azndan. Bende alter att. Kanayan elimle kravatm gevetip gmleimin yakasm zdm. Boynumun altmdan maskemin ucunu tutup ektim. Kafam hafife saa sola dndrerek maskeyi yrtarcasma yzmden syrp attm. Grtlamdaki band da sktm. Lensli gzlerimi Dilara'nn gzlerine diktim. Soyulmu limon yanaklarmdan yalar szlyordu. Dilara o kadar armt ki neredeyse kalkp kaacak kadar canlanmt. Beni otobsteki konumamzdan, Curnata'daki bakmamzdan ya da Baretta'mn harndaki rastlamamzdan hatrlyor olmalyd. Nitekim dili dolamt: "Bu-bu-bu-buna inanammyorum! Nuh Tufan?! Sensin!" Elimle azm kapattm. Civciv beyaz yzme kahn bir kan eridi ekildi: "Benim ya, Dilara..." Dilara bam yere dayayp boynunu kaldrd ve gzlerimin nnde, iki eliyle birden kafasndaki maskeyi skt! oka girmitim! Maskenin altndaki yz... Aman Y Rab- bim! Bu gerek olamazd! arplmtm! Neredeyse gzlerim yuvalarndan frlayacakt! Dilim azmn iinde kendiliinden hareket etti: "Pembe Pepe!" Parmak Hesab te byle. Aa yukar 20 sene nce, ortaokuldayken k olduum Pembe Pepe ile kanl bir deri deitirme merasiminde yeniden karlatk. Nkleer fiziki Pembe, Gizli Ser- vis'e girmi. Ona, 'Panter' soyadmdan baka hibir ey brakmam olan kocasyla drt yldr ayr yayorlarm. Pepelikten tamamiyle kurtulmu... Btn bunlar klstr bir Volvo'nun arka koltuunda kahkahalar atarak konutuk... Pembe, Dilara maskesini kard srada yanmzda bir grup Ferruh Ferman belirmiti. Bamdan vurulan bir tanesi dmda btn Ferruh Fermanlar ayaklanmt. Hepsi de te-

darikliymi, elik yelek giymiler! Pembe Panter de yle. Yani kurun aslnda kzn etine dememi bile! Ya Dilara Dilemma? Varlm istila eden imparatorie, bamdan beri Pembe Panter'in klfndan m ibaretti? Bu mmkn myd?.. Elbette hayr. Aksi takdirde, Pembe, maskeyi kardmda yzm grnce neden hayrete d- snd? Ferruh maskesinden kurtulmu bir adam elini uzatp: "Habip Hobo. Hayrannzm Nuh Bey, hakknzda bir kitap yazyorum" filan dedi. Meer bu zat, Umur Samaz cinayetini aratran ve bu arada benim peimde dolanan bir gizli ajanm. Pembe'yle zaman zaman birlikte alyorlarm. Dilara Dilemma'nm bu geceki atmay onurlandrmasn o engellemi. Can gvenlii uruna Dilara'y, maceramzdan utlam! Son dakikada oyuncu deiiklii! Habip Hobo, Pembe'ye l'errh maskesinin ardmda benim durduumu sylememesini yle aklad: Bizim iimiz bu: Gizlenebilecek her eyi, mmkn olduunca ok insandan gizlemek." Buna karlk, Pembe Panterle tam kmamza ok armt: "Bir erkein hayatmda, sr saklad iin - renemedii gizler vardr." Anlayacanz Pembe'nin bildii tek ey, buraya beni mermilerden korumak iin getirildiiydi. Bense iin mermi- li ksmndan bile habersizdim. Peki imdi ne yapacaktm? Ferruh Ferman maskesini yzmden sktm gibi, Dilara'y da kalbimden skebilecek miydim? Maske deitirir gibi sevgili deitirilir miydi?.. brahim Kurban da oradayd: "Byle nemli bir gecede seni yalnz brakacam nasl dnrsn Nuh'um?" Daha da artcs, Ferruh Ferman'm, eski bir rock arkcs klnda davete katlm olmasyd. Elemam omzundan zmbalamlard fakat yz glyordu. "Neeniz yerinde Ferruh Bey?" "Ka-ka-ka-k-kanm lm!.." ~ Kasr'm avlusuna cesetler etten bir hah gibi serilmiti. Davetliler, garsonlar, gazeteciler, mzisyenler... herkes tabanlar yalamt. ki minibs ve drt otomobil olay yerine yanat. Gizli Servis'ten olduklarm somadan rendiim Ferruhlar, ldrlen ajan ve Ferruh'un ashm da yanlarna alp kayboldular. Biz de apar topar klstr Volvo'ya bindik. Direksiyonda Habip Hob o, c o-pilot brahim Kurban, arkada Pembe ve ben. Biz son srat uzaklarken geride polis sirenleri tyordu. Pembe Panter: "Nuh! Parman! abuk onu bana ver!" Cebimdeki parma karp uzattm. Pembe, parma kk bir naylon torbaya, onu da [bahedeki masalardan birinden ald] buz dolu bir kupaya koydu. "Ne yapyorsun Pembe?" "Parma salama alyorum, Nuhcuum, bakarsm yzk takmak iin filan lazm olur..." "Bu bir teklif mi?"

cizgiliforum

You might also like