You are on page 1of 56

SKENDER PALA KTB-I AK

SKENDER PALA, 1958, Uak doumlu, istanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi'ni bitirdi (1979). Divan edebiyat dalnda doktor (1983), doent (1993) ve profesr (1998) oldu. Edebiyat aratrmacs olarak eitli ansiklopedi ve dergilerde bilimsel ve edebi makaleler yaynlad. Ortaokul ve liseler iin ders kitaplan yazd. Trk Silahl Kuwetleri'nde alt yllarda Osmanl deniz tarihiyle ilgili aratrmalarda bulundu ve bir ksmn kitaplatrd. zellikle, divan edebiyat sahasndaki almalaryla dikkat ekti. Divan edebiyatnn halk kitlelerince anlalabilmesi iin klsik iirden ilham alan makaleler, denemeler, hikyeler ve pzete yanlan yazd. Dzenledii divan edebiyat seminerleri ve konferanslar, kalabalk dinleyici kitleleri taralndan takip edildi. "Divan iirini Sevdiren Adam" olarak tannan skender Pala, Trkiye Yazarlar Birlii Dil d-l'n (1989), AKDTKY Trk Dil Kurumu dl'n (1990), Trkiye Yazarlar Birlii nceleme dl'n (1996), Kayseri Aydnlar Oca Yln Fikir Adam dl'n (2001) ald. Hemehrileri tarafndan "Uak Halk Kahraman" seildi. Babil'e lm stanbul'da Afk adl roman Trk Ei-tim-Sen, Trkiye Yazarlar Birlii, Polis Akademisi ve Emniyet Tekilat ile deiik retim kurumlarnca yln roman (2003) seildi. Hlen, stanbul Kltr niversitesi retini yesidir. Eserleri: Hnjrijje (1989), Ansiklopedik Divan iiri Szl (1989), Htlye-t Saadet (1991), Divan Edebiyat (1992), Gldeste (1993), Kronolojik Divan iiri Antolojisi (1995), Mstesna Gzeller (1995), airlerin Dilinden (1996), iirler airler Meclisler (1997), iVi Kadim (1997), Afina Gzeller (1998), Ah ' mine'I Afi (1999), Leyl ile Mecnun (1999), Ayine (2000), li Dirhem Bir ekirdek (2000), ....-e Gazel Yeniden (2001), Ataszleri Szl (2002), Efsane Gzeller (2002), Gzg (2002), Gl iirleri (2002), Kahve Molas (2002), Krklar Meclisi (2002), Kudemann Krk Alls (2002), Tavan Aras (2002), Perian Gazeller (2002), Perf-jan Gzeller (2003), Babil'de lm stanbul'da Ask (2003), Akademik Dimn iiri Aratrmalar (2003), Krk Gzeller emesi (2004), Dte Kalan (2004), Di-me Gzeller (2004), Mir'at (2004), Su Kasidesi (2004), ahane GazellerFuzll (2004), ahane Ga-zeller-Baki (2004), ahane Gazeller-Necat (2004) ahane Gazeller-Nedfm (2004).

KTB-I AK skender Pala Alfa Yaynlar 1569 Edebiyat-Gncel 22 KTAB-I AK skender Pala 1. Basm : ubat 2005 2. Basm : Mays 2005 ISBN : 975-297-598-4 Yayma ve Genel Yayn Ynetmeni M. Faruk Bayrak Yayn Koordinatr ve Editr Rana Grtuna Pazarlama ve Sat Mdr Vedat Bayrak Kapak Tasarm Utku Lomlu 2004, ALFA Basm Yaym Datm Ltd. ti. Kitabn tm yayn haklar Alfa Basm Yaym Datm Ltd. ti.'ne aittir. Yaynevinden yazl izin alnmadan ksmen ya da tamamen alnt yaplamaz, hibir ekilde kopya edilemez, oaltlanaz ve yaymlanamaz. Alfa Basm Yaym Datm Ltd. ti. Ticarethane Sokak No: 53 Caalolu 34410 stanbul, Turkey Tel:G12) 511 5303 - 513 8751 - 512 3046 Faks: (212) 519 3300 www.alfakitap.com info@alfakitap.com Bask ve Cilt Melisa Matbaaclk ftehavuzlar Yolu Acar Sanayi Sitesi No: 8 Bayrampaa - stanbul Tet 90 (212) 674 9723 Fax: 90 (212) 674 9729

NDEKLER nsz vii Mukaddime-i Ak Aktr ki, Gerisi Vesairedir... 3 Ak- nsani Sevgi Neydi?!.. 9 Gz Grnce Bir Kez Geriye Ne Kalr? 12 Aka Methiye 15 Ak Yolunun Sonu Meleklie kar 18 Ak, Sarmak Demektir 23 Ak Yetenek ster 29 Sevgilinin Adn Dile Drmek 33 Gamze mi? NeuzbillehL 36 Ak-t Hayal nce Ruhlar Yontmah 43 akayk 46 Blbl ile k 49 ONSOZ Sevilenin Mutluluu Sevenin Gayretiyledir 52 Felein Gzn Kamatrmak 56 Ak Bir Dncedir... 59 Ak lah Mutlak Gzellik 65 Gnl alab'n Taht 68 Daha Dn Gibiydi... 71 Gl Deyince Kalem Elden Dyor 74 Gzleri Ykamal, Baka ekilde Grmeli 77 Ak... Ezelde Bir Merhaba idi; Hl ki Odur... 79 Kanadn Ak Mumuna Yandran Pervane 82 Hiktye-i Ak Pervanenin Kanatlarnda 115 Sz-i Dil-r 139 Ak... Gk kubbenin altndaki en gizemli kelimelerden biri... Bilinemeyen... Belki bilindike daha da bilinecek renkleri, desenleri ortaya kan... Tanmlanamayan... Belki binlerce kez tanm yaplm olmasna ramen tanmlanamayan... Ak... Belki de bin bir bal bir rmak, her birinin yolculuu ayr, ama hepsinin ulamak istedii deniz bir... Siz de farkndasmzdr, son zamanlarda aktan ok sz edilir oldu. Dnyann her yerinde ak zerine konumalar yapld ve konuulanlar yle ulu orta, basit ve hatta baya idi ki deta kavramn ii boald, kelime ucuzlad, ksmen cinsellie indirgendi ve magazin konular arasna girdi. Oysa akn gerekliini yitirmesi, nihayet yine insann ve hayatn erozyona uramas demekti ve yazk ki insanolu bandan beri en muhta olduu, en ziyade tutunmas gereken duyguyu da hoyrata zedelemekten kanmad. Artk ak kelimesini "yapmak" eylemiyle birlikte kullanabiliyor, "Yeni bir ak aryorum" yahut "Ben her bahar k olurum" gibi ark szlerini mrldanarak "Yaz ak", "Arkadamn akyla" gibi baya ve ahlksz cmlecikler kurabiliyoruz. Kitb- Ak, btn bu kavram kargaas iinde akn katmanlarn, trlerini ve asaletini irdelemek, belki her dzeyden inann gnlnde hissettii, dimanda alglad ama asla net biimde tanmlayamad duygularna aklk getirmek iin dzenlendi. Kitb- Ak\n iindeki yazlar deiik zamanlarda ve farkl zeminlerde kaleme alnm olmakla birlikte belli bir dzen ve btnlk iinde bir araya getirilmitir. Bazlar farkl kitaplarmz^ da yaynlanan bu deneme ve ykleri okurken btn varlmz ve hatta varoluu kuatan akn yzeysel, derin ve daha derin katmanlarnda kk yolculuklar yapacaksnz. Bu yolculuklar srasnda, duygularnzn gerekte sizi nereye doru gtrd, ayanz balayan tensel arzulardan syrlp platonik veya mecaz aka doru kanatlandnzda kendinizi yeniden kefetmeye balayacanz noktay da bulacaksnz. Oras, belki de sizin kendinizden

vazgeeceiniz noktadr. nk canna sevgili isteyen ile sevgili iin can isteyen arasnda hayat yolculuunun ta kendisi gizlidir. skender Pala, 2005

MUKADDME AK Gl gl dedi blbl gle gl glmedi gitti Blbl gle gl blble yr olmad gitti AKTIR K, GERS VESAREDR... Sevgili!.. Akn iirini yazmak isterdim sana; sana ak iir ile yazmak isterdim... Ak seninle tanmlamak ister, ak sende tanmak isterdim. Ay ikiye blndnde yannda olmak isterdim. Sevgili!.. imdi senden uzakta, ak udur diyebilsem eer, son defe kendimi ve ilk defe okuyucumu kandrm olacam. Bildim dediim bir aldantr nki o, duydum dediim bir yantr.*'im-di aym, n ve leaf lan kardlar elifbelerden de sensizliin mektebinde bir sabra mhladlar bizi eliflerle Ke'lerden. Sensizlikte hasretin hzzamlarn rendik kucak kucak ve akn nihavent saltanatn arar olduk ke bucak. Bildiimizi sandka yandk da yolunda, yolunda yandmz sandka bildik sonunda.aA-kn gerei deildi bildiimiz, ama akn ateiydi yandmz. Artk phedeyiz, canlan yre ulatran bir sel miydi ak, ekeri gzele sunup auyu kalbe bulatran bir el miydi!.. Sana varacak yollarn ilesi miydi; tutkular tesi tutkunun zirvesi, hasretle yanlarn sesi miydi!.. Galiba varln ekim alanna giren en ulv acyd ak; ve maddeyi manaya veren en cmert sancyd. Ruhlarn eitli varlklar arasnda bltrlen ssyd belki; belki telere yazgl yitirilerin trksyd.*Kalp kalbe konan kelebek kanatlarnda renk; kudmlerde dnp neylerde alayan ahenkti ak. arkn btn iir macerasyd, belki Yesribli sevgililer iin tutulan bir Anadolu yasyd. Yamur yamur belya ban tutmaklar ve ate ate denizlere kendini atmaklard. Mansr'u dara takan da, Halil'i oda yakan da oydu ve oydu Eyyub'u derde brakan da. Tuz kadar mbarek, ekmeke aziz idi; toprakleyin bereket, su gibi temiz idi. Ak inesiyle dikilince bir diki, kyamete kadar sklmez imi. Ak ile insan elbet gnee benzer; ve aksz gnl misal-i taa benzer. Hayat aka blnce hayat oalr; btn hayatlar toplasan geriye ak kalr. Gelip kemie dayannca dnya, hayata atlan kement olur; gz kapaklarndan vurulunca kasrgalar, an-nelerce deprem, babalarca bent olur. Aksz bahar dallarn kuru bir ayaz boar, aksz rahmini yarglayan bebekler nagehan doar. Mahrem dncelerle perdelenen odalarda ya ezel ya ebed olur; ak kayp giderse dnyadan ebed kyamet olur; sevgisizlik gelir, dnya cehennem olur. Ak gelince burukluun iirinde hzn dokur heceler; ve azarlanm kalpleri srr tam yarsnda geceler. Saban onunla srerse topra koarak, ancak o vakit yeerir taze bir baak. Atlarn nallarndan yldrmlar masallara dklr ve yollana-mayan mektuplarda nice kalpler sklr. Kayan yldzlar gibi bzlr elem dehlizlerine diller ve melal szlr gibi melek kanatlarnda dker yapraklarn gller. Kaderin dehetini yakan amdanlar zge pervanelere tesellikr der, efkatli bir ekmek krntsdr kurutulmu buselere yr der. "Sevgili!.. Kapna geldik; ak ret bize; ve akn ver yreklerimize,/ Bir nihnce gamzene gamzede klarn adna... Hani uykuya dalnca kenti ve yalnz bana kalnca kendi... Hani yalnz gecelerde konumadan kalnca dilleri ve hl zre gnller anlar olunca btn dilleri... Vicdan sesinden bzar krek mahkmla-rnca, hani klarn hasreti zlemle karnca... Hani gurbetin ucunda gnlme gmen de seni, hani seni gurbet gurbet gnlme gmende... Gne ve ay nurunu akndan alrken; gnein aya vurur gibi aydnlatrken... Gel ey Sevgili bir huz-mecik baheyle asi ve ciz ftadene ve umut ver peykin olmaya tene kem zerrene. Aklar unutan bendene akn unutturma!.. & Her ey sen olsun u dnyada ve olmasn sen olmayan dnya da./

(Krk Gzeller emesi, s. 100-102) AKI NSAN Arz- hl etmee cn seni tenh bulamam Seni tenh buhcak kendimi asla bulamam Selik (16. yy) Sevgilim! Halimi arz etmek (akm aklamak) iin seni yalnz bulamyorum; seni yalnz bulunca da kendimi asla bulamyorum. SEVG NEYD?!.. Sevgilerinin stnden bakarlar ve klar geenlere! Hatrlayanmz var m, sevgi neydi? lk sevgi szcn, ilk kprdann yreinin hatrlayanmz var m? ilk hznmzn adn sevgi koyabiliyor muyuz imdi geriye dnp baktmzda? Derun corafyamz kaplayan zifiri bulutlarn ve zerimize rtlen maddeci felsefenin arlna ne zaman bakaldrmt sevgilerimiz, hatrlayannz var m? Ne zaman sevgilerimiz paralarmzdan nce tartlrdi; ya ne zaman pazar eyledik sevgilerimizi, biliyor musunuz? En son ne zaman bir sevgiyi sylemitik bir sevgiliyle?!.. Her gn bir paramz daha tketen teknoloji anda sevgiye en son ne zaman yrekten bir merhaba demitik, hatrlayannz var m? Hatrlyor musunuz, sevgi neydi? # zm henz yaratlmamken insanlar sarho eden o muydu acep?!.. O muydu canndan ve cihandan geiren sahipkranlar?. > Binyllar ve binlerce yllar boyunca pervaneyi atee dren, blbl eydalandran o muydu? Neydi sevgi?!.. Sevgi bir bak, bir gl myd bazen; bir ak, bir kou muydu?. Sevgi gnl kumanda bir nak myd?!.. Hatrlayan var m sevgi neydi? Leyl'larn, irin'lerin, Asl'la-rn naz myd o; yoksa Mecnun'larn, Ferhat'larn, Kerem'lerin niyaz m? Hangisinde belirmiti ilk kvlcm sevginin? Neydi sev-gi?L Akken gz bebeimize yerleen de, gz yumduumuzda gnlmze szan da sevgi deil miydi bir vakitler? Bir dudan kpr-danndan yanamza akseden pembelikler, utanmalar sevgi deil miydi yoksa? En son ne zaman kzarmt yanamz, hatrlayannz var m? Uykumuzu en son ne zaman terk etmitik sevgiyi dnmek adna? En son sevgi iirini hangi gecede okumutuk? Sahi, neydi sevgi? Bir uhay ipek grebilmek miydi; topra amber niyetine koklamak m? Sureti srete, araz cevhere, bedeni ruha kle eylemek miydi sevgi? Sevgi bir iyilik miydi, efkatli bir cmlecik mi? Neydi sevgi, d myd, yoksa i mi; zahir miydi, yahut btn mi; kalp myd, ya ki can m? Var olmak m, varlktan gemek mi? Dnyaya glmeye mi gelmitik, alamaya mi; lyor muyuz, yoksa douyor mu? Sevgi neydi?!.. Unuttuk, acep neydi sevgi? Bir yetimin ban okarken dimamza yerleen tat myd o? Bir bebein st kokulu teninde-ki su iei miydi? Sabah evden karken zlemeye baladmz bir ses miydi? Hatrlayannz var m, sevgi neydi? Sevgi bir sigara dumannda, bir tren ddnde, bir dalgann en son hrtsnda ve bir turnann kanadnda m kalmt? Sevgi Medine'de, Semerkant'ta, sevgi Badat'ta, Endls'te, ta caddelerde, sokaklarda, evlerde, kaplarn tokmaklarnda nlar durur muydu eskiden? Ya neden imdi Ayasofya'da pitoresk, Di-vanyolu'nda kaldrm ta, Ankara'da ittifak, Yeil Kubbe'de Mevln, Erciyes'te kar, Frat'ta bir iim su olup girmiyor dnyamza?! Neden nefesimiz daralyor hummal inatlarmz, kallavi benliklerimiz yznden? Neden gnl yuvalarmza kuzgunlar 10 pikeleniyor da nesillerimiz sersefil ve derbeder?!.. Sevginin koynunda byttmz nazeninlere naz enn ile mi unutturdular, semenderlerimiz atete niin yanmaktalar? Soralm ta iimize; neydi sevgi? Sevgi neydi sahi? Bir mektubun ilk satr myd, bir telefondaki ilk ses mi? nsan mutlu eden o ilk satr myd defalarca okunan, yoksa ilk satr araylar m tekrar be tekrarlanan?

Telefondaki bir ses insann bir mrn doldursa m sevgiydi gerekten, yoksa yeni sesler duymaya hi yetmeyecek mrlerin araylar m? *Sevgi bir acyd herhalde, bir kederdi, kh hznle, kh mutlulukla hatrlanan. Belki de sabrd sevgi, affetmekti, gelecek gnler adna. Sevgi snanmakt adl-i ilh'de ve snav gemekti erce-sine. Sevgi bir tevbeydi, nash kisvesinde; bir diriliti nefsi ldrerek. Sevgi bir iyi ad brakmakt fena yurdunda. mr geer de ad kalr.../ *** Sevgi: ki hece. Sevgi, sevmek kelimesinden tretilen btn teki kelimelerin en gzeli. Derin uykulara dalmadan nce ilk soru: Sevgilerinizi en son ne zaman hatrlamtnz ve sevgiyi hak edenleri en son ne zaman?!.. Bir soru daha: Sevgileriniz yalan myd yoksa?!.. Ve son soru: orak vadilere ynelmise sevgilerimiz, evremizi kandrmyorsa sulara, iimizden akan Nil olsa ne?!.. (?ine, s.20-23) 11 GOZ GRNCE BR KEZ GERYE NE KALIR? * Btn ak hikyelerinin en unutulmaz ve heyecan verici sahnesi, sevenin sevgiliye ilk bakt andr phesiz. Daha dorusu, onun yzn ilk grd vakit. Aktaki isel deiimin balad an, gzn sevgiliye ilk takld saniye dilimidir ve n btn biyografisi, bu "ilk bakn ncesi ve sonras"ndan ibarettir. Bir ilk bak, kaderin kazaya dnt en kutlu demi yklenmitir. Kalpte atein ykselmesi, akln ve sabrn atee dmesi o ilk bak ile balar. Klcn knndan syrlmas yahut okun yaydan firlamasdr bu. Sevgilinin yz knnda bir kl yahut sadakta bir yay gibidir; bak onu knndan ve sadandan karr. Knndan kan her kl yahut yaydan frlayan her ok gibi artk o da ldrmeye ynelir. n ruh ve beden (Btn ve zahir; isel ve dsal) hayatnda bir ihtillin, yeni bir dnemin balangcdr bu. Ak, n gnl topranda filizlenecek bir sarmaktr. lk bak, bu sarmak tohumunun k gnlne ekilmesinden ibarettir. Artk o tohumun nasl yetkinleecei, gitgide nasl gr dallar verecei ve n bedenini nasl kaplayp onu kurutaca; k ile maukun kaderlerine ve karlaacaklar hadiselere baldr.. g ark'a ait btn ak mesnevlerinde airler bu ilk bak ve ilk 12 grme n zerinde ok durmular ve konuyu enine boyuna incelemilerdir. lk bak, ancak yz aynasna arparsa aka dnr. nk sevgilinin baka hibir uzvu, hibir gzellii onun yz kadar aka kap aralayamamaktadr. Nitekim bu mesnevilerde k maukunu ya bir resimde seyreder, ya ryasnda grr ya da birinden methini iitip sevmeye balar. Ancak, sevginin aka dnt an, sevenin sevgili yzn gz ile grd andr. nk bu noktada bilgi ve bilin devreye girer. Mesel Veys Ramin hikyesinde Ramin, Veys'in yzn ilk grd anda at zerindedir ve kalbine bir ok saplanm savalar gibi atndan yere der. Hsrev, irin'i glde ykanm, san tararken grdnde, onun yz salar arasnda gizli ve Hsrev'e srt dnktr. irin'in, kendisini seyreden ehzadeden haberi de yoktur. Fakat anszn nemli bir ey olur ve irin salarn yana atar. te Hsrev iin dolunayn geceden kmas yahut okun yaydan frlamas bu anda gerekleir. Kays da ttektebe varp ocuklar arasna oturduunda Leyl snftadr ama ne zaman ki yzn grr, kl knndan syrlm olur. Sevgilinin yz m; ak yangnn alevlendiren ilk kvlcmdr. n kalbi mi, ilk baktan sonra suda titreyen bir mehtap. Gz... Sava balatan haberci. Bak... Elde olmayan kader; ilh kaza.

Ve ak... Kalp ile gz arasnda kutlu bir hadise./ toook sonralar kalp gze diyecektir ki, "Beni bu onulmaz derde iten sensin. Safay sen srdn, acy ben ektim. Nimet senin, zahmet benim oldu. Sen sevinirken, kayglanan ben oldum. Baklarn arttrdka sen, dertlerimi oalttn benim. Zafere eren sen, hezimete urayan ben. Sen emirlerine itaat edilen hkmdar oldun, ben senin peinde koan tebaan. Sen emr, 13 ben esir. Melik iken memlk (kul) ettin beni." Sonra devam eder: Ey gz! Sen ikisin, ben birim. ki kiinin bir ferde saldrp onu ldrmesi zulm deil de nedir?!.. imdi ala o hlde; ettiin zulmn cezasn ek bakalm!.. Gz buna karlk ayet-i kerime ile cevap verir: "Gerek u ki; gzler kr olmaz, ancak sinelerdeki kalpler kr olur" (Hacc, 46). Ebu Hureyre der ki: "Kalp bir kral ise, organlar emrine amade askerler gibidir. Kral iyi davran iinde olursa, askerler de ona uyar. O fenalk yaparsa, emrindeki askerler de fena davranr." Gz der: "O hlde ey kalp, kendini de beni de helka srkleyen sensin. Seni perian eden yegne ey, Allah'n sevgisinden, zikrinden ve emrettiklerinden uzak kalmandr. Sen bakasnn sevgisini O'nun sevgisine tercih ediyorsun ve akn ykn bana yklyorsun. imdi alayan benim, yanan sen. Ne sen beni kurutabilirsin, ne ben seni sndrebilirim. Ben su serptike senin alevin artacak, sendeki ate arttka ben daha ok ya aktacam. Yoksa 'Hayrl olan u deersiz eyle mi deitirmek istiyorsunuz?' (Bakara, 61)." Yedi Ask'nn airlerinden biri yle soruyor: "akn vaziyetteyim; nefsimi mi azarlayaym, arzulu gzm m, yoksa kalbimi mi?" (Gzg, s.22-24) 14 AKA METHYE "Doumsuz, lmsz, artmaz, eksilmez bir gzellik" diyor Efltun ak iin. "Artmaz" ksmnda klliyen yanlyor stat."Bir oalmadan ibarettir nk ak, bir comadan, kabarmadan, bymeden ibarettir. Devaml artmayan bir duygunun ak olmas ne mmkn? Ahsen'l-Kasas buyurulmu Yusuf suresinde; ak anlatt iin bu sure. Mevln, "Zeliha o hle gelmiti ki," diyor, "-rekotundan d aacna kadar her eyin ad Yusuf tu onun iin. Yusuf un adn baka adlara gizlemiti, mahremlerine bu srr sylemiti. Mum atete yumuad, dese; sevgili bize alt, yz verdi, demi olurdu. Bakn ay dodu, dese; st dal yeerdi, dese (...); bam aryor, dese; bamn ars geti, iyiyim, dese, hep ayr manalar vard bu szlerin. Birini vse onu verdi, birinden ikyet etse onun ayrln sylemi olurdu. Yz binlerce eyin adn ansa, maksad da Yusuf tu onun, dilei de.." Ne din ne de yasalar yasaklamtr ak; yrekler Allah'a aittir nk. Canlarn birbirinde kaynayp erimesidir, canlarn can znde yitirilmesi ve aranmamasdr ak. Paralara bldke demiri, mknats gle btn paralarn yine birbirlerini aramalardr. Arama gcn yitiren, zayflatan, klten paralar brakr 15 ancak birbirini kovalamay. Tan iinde sakl olan atetir ak, bir kvlcm aknca kuatr btn evreni. Atom ekirdei etrafnda saniyede iki bin kilometrelik hzla dnen elektronlarn krdr buf'Kudretin ve ilh sanatn zndeki cevherden beer estetie akp gelen ilhamdr o. Bir ehre Uak, bir kye Aklar adn vermektir. Ak ki, iirde "Su kasidesi," mimarde Selimiye, musikide Ferahfez'dr. Ak, haddehanelerden dklen ate, nameye gebe szdr. Ak, mektir.

Bir eyin ak olabilmesi iin tutkulu olmas, patolojik olmas, anormal olmas gerekir zannmca. Ak bir beden hastalk olsayd yalnzca, hastahanelerde tedavi ederlerdi onu; oysa bimar-hanelerde timara ekilir ak son ucunda. tahla yemek yerken hatrlayp sevileni, yemek boazda dmleniyorsa; derin uykularda grlen ryadan sonra bir daha uyku girmiyorsa gzlere; en bir mecliste ad anldnda onun, inziva engin bir boyut kazanyorsa; hamas bir sylevin tam ortasndaki bir kelime, bir cmle ne dediini bilmezletiriyorsa insan; ite odur ak. O ki, gz kapaklar kapandnda karanlklar son bulmuyorsa, ne cr'et aktan sz edile!?.. Ak iirdir, "iir gibi"ye kar yolu. Mahlas seerken "Ak (akla ilgili, k)" sfatn tercih edenler bilir ak. Hak diye eline balamay alp yrek yaralarn ranlar bilir. t Sevgi zerine kullanlabilecek btn mecazlar stne alnmadr ak. Ak acdr, hasrettir. Hicran ve hayrettir, firkat ve gurbettir. Gzya ve ahtr; tazarru ve mnacattr. Ak lmdr, can vermedir, kurban olmadr. ^Yalnzca bir trl ak vardr ama grntleri binlerce trldr," der bir bilge. eidini syleyelim biz: Ak beerdir; akayla balar, sorumluluk getirir. Gzden girer, gnlde yaar. Surete meyledenler ziyandadr. 16 Ak platoniktir; sohbetle balar, zahmet getirir. Zihinden girer, gnlde yaar. Sretini sslemeyenler yol arr. Ak ilhdir; imanla balar, vahdete gtrr. Gnlde doar, gnlde yaar. Srr saklamayanlar, ban verir./ Gnl ki, Allah'n evidir, akn her eidine itibar eder. Btn milimetrekarelerinde ayn sevgili olmayan bir gnl ak bilir mi acep?!.. Bir kua yaknlamay, ilgiyi, arzuyu ak sanarak yaanlan mr adna vaveyla ve v esef!... Bir Cemal'e kul, bir Ahmet'e kle, bir Leyl'ya deli ve bir a pervane olmayann ak m vardr, ya akl m vardr ki!.. lem bir ak iin yaratlm ve "Ak imi her ne var lemde!.." (yine, s.24-26) 17 AK YOLUNUN SONU MELEKLE IKAR #Eski klarn szcleri konumunda olan ve kendileri de birer k olmak bakmndan vnen airler derler ki: "Keke yaam btn klarn karlatklar zorluklan tek bama ben gsleseydim... Bylece btn aklarn lezzetini (azabn) ben tatsaydm da, nce de sonra da onu benden gayrisi yaamasayd." Bu anlay, divan iirinde her eyin en ideal, en mkemmel biimde kurgulanmasndan kaynaklanan bir bak asn yanstr. nk divan airine gre kara en kara, beyaz en beyazdr. Sevgili, gzellerin en gzeli; rakip, ktlerin en ktsdr. Boy servi, yanak gl, di inci vb. her ey kendi cinsinden en mkemmel olanla llr. Bu llerin ortas asla kabul edilemez, noksanlk, eksiklik saylr. Bu durumda bir n ak da elbette hem ac hem de lezzet bakmndan en mkemmel olan ierir. Azap kelimesi her iki anlam da karlad iin k daim bir ak azab iindedir. O ak ki, sevgiliden iyilik grdnde artmayacak kadar doygun, ktlk grdnde de eksilmeyecek kadar salamdr. k, belki bir gn sevilmek umuduyla hi durmadan severek azabn eker. Hatta ok zaman sevilme ihtimalini dnmeden sever. Bu tavr onu melekiyet konumuna ykselten bir seyir takip eder. nk sevilmek umuduyla sevmek beeriyet, ama sevmeyi bir grev bilerek sevmek melekiyet demektir. Eer bu azabn bitmesi iin sevgili ona karlk verecek olsa, vuslatn zevkine dayanamayarak can verir. Fuzl'nin, Vermeden cann sana bulmaz hayt- cvidn Zinde-i cvd ana derler ki kurbndr sana Ey sevgili!) Senin urunda cann vermeyen ebed hayat bulamaz. Sonsuza dek diri olarak anlan kii, ancak sana kurban olan knr.

dizelerinde varmak istedii nokta ite burasdr./ Ayrlk m, Vuslat m? ^Vuslat denilen ey, sonunda ayrlk ihtimali olduu iin, gerek n pek de istedii bir ey saylamaz. nk bir k, vuslat isteyeceine ayrln devaml artan acsn isteyerek ak mesleinde bir gmlek daha ykselmek, sevgilinin yolunda kendini olgunlatrmak ister. Akta vuslat istemek acemilik, kendini bilmezlik ve hamlk gstergesidir. nk vuslata giden yolun uzunluu veya ksaldr ki akn mrn belirler. Sevdiimiz insandan bizi sevmesini beklemek yahut yalnz bizi sevenleri sevmek, nihayet kuru bir alveri, hatta belki kaba bir dei tokutur. Burada nemli olan, akn iini ne ile doldurmak gerektiinin belirlenmesi, bylece ak kabalktan kurtarp zarafete, sra saraylardan bir numune olan gnle konulacak incelie b-rndrmektir. Bu da ak bir st boyutta, belki beeriyet boyutunun fevkinde yaamakla mmkndr. nl dil, edebiyat ve iir bilgini Asma (.831) Basra arsnda rasdadt kyl bir kadna sorar: 18 19 Siz ak nelerden ibaret sayarsnz? Kadn yle cevaplar: Sarlma, barna basma, dokunma ve konuma. Peki ey ehirli bilgin, sizde ak nasl bir ey? Sarlma, okama, pme ve benzerleriyle ilerleme?! Peki cinsel mnasebete kadar uzanyor musunuz? Evet! YaaaL Ey kardeim olu, bu senin sylediini yapanlar k falan deil, dpedz ocuk isteyen birileri. ^Gerekten de ak, karlkl oturmak, yz yze veya ayn noktaya bakmak, iir okumak, sevgiliden utanacak kadar terbiyeli davranmak, gzel eylerden bahsedip glmek ve asla iffet snrnn tesine uzanmamaktr. nk ak bakmakla gzelleir, konumakla zenginleir ama dokunmakla bozulur. Sevgilinin yannda hem kendisine hem de ona ait haya elbisesini soymak konusunda eytann ayartmasna frsat vermemek gerekir. nk bu, tam anlamyla ak alaltr ve ayaklar altna drr. ki k, haya elbisesi iinde bir mr boyu birbirlerini sevebilirler ama eer karanlk bir gecede sevgilinin ayasnn beyazln grecek kadar da olsa bedensel anlamda vuslata ererse, ak tkenmeye balar. Eskilerin, akn gerdeklenmekle sona erdiini sylemeleri bundandr. Bu noktay anlatacak bir kt'ay Rabia Hatun ms-tearyla I. Hami Danimend yle sylemitir: Payn sads gelse de sen h gelmesen Men dinlesem kyamete dek, vuslat istemen Bulsam izinle semtini, o! semte ermesem Assam zaman hasretin encam gelmeden Sen hi gelmesen bile, ayann geli sesini kyamete kadar dinlesem yeter; ayrca vuslat istemem. Senin izini takip ederek mahalleni bulsam ama o mahalleye bir trl ulaama20 sam... Ve aynlnn sonuna ulamadan btn zaman ap (veya tketip) baka bir boyutta (ak boyutunda) yaamaya balasam... / lmek ya da Olmak, te Btn Mesele ' Eski klar sevgili uruna lmeyi bir ideal, bir ama bilirler-mi. Sevgilinin penceresi nnde naralanp st yapra bak ile bileini dirseine kadar yaran k da, gnl sultannn getii yola yatp ya stne basp gemesini, yoksa bir kerecik olsun yzne bakp glmsemesini isteyen k da lmek ile olmak arasnda kendini kaybediyorlard. Onlar, uruna lnecek sevgililer bulduklar iin bahtiyar idiler. Gn gelir, sevgililer de klarn sever umudunu ilerinde durmadan bytyorlard. Oysa ak, iki kii arasnda asla eitlenmeyen bir eydi. Allah, n urat sevgiyi mauktan esirgemiti. Bunun iindir ki klar, ya kendilerine verilen derdin aynsnn sevgiliye de verilmesi ya da sevgilideki vurdumduymazln ayns ile kendilerine de ihsanda bulunulmas iin yakarr

dururlar. sterler ki, Allah ak seven ile sevilen arasnda eit bltrsn... Oysa ak bu demek deildir. Seveni sevmek kolaydr; marifet o sevmedii zaman da onu sevebilmektir. Gerek k bilir ki, kendi iindeki ak ateinin ayns sevgilide de vardr ve gnlsz de olsa, o da ak duyumsamaktadr. Ne var ki sevgili ok sabrl, k da sabrsz olduu iin bu ak yaras tek tarafl kanamaktadr. O aclar, o ayrlk ve hasret ateleri yakyorsa te yandan da piiriyor demektir... k, ancak bu pime srecinde ham iken olgun, i iken kmil olur. nk ak yolunda varlacak merhalelerin en ycesi, akn olgunluu ile kendi dnyasn kurabilmektir. O mertebeye gelindikten sonra ak urunda can vermek a sn geli/ 21 Buraya kadar sylediklerimizi bir de br trl syleyelim: Ama ak uruna lmek deil, uruna lnecek ak bulmaktr. Bu ak, cennet emelinden uzaklap cemale erme hedefini gzetir. Byle bir aka giriftar olduktan sonra geriye ne kalr ki!?.. Dnyay elinin tersiyle itiver gitsin!.. Hani Fuzl diyor ya: Cennet iin men eden klar ddrdan Bilmemi ki cenneti klarn ddr olur Cennetten uzaklatrd gerekesiyle klar sevgilinin di-danna (yzne) bakmaktan alkoyan kii bilmiyor ki klarn cenneti sevgilinin yzdr!.. *** # mdi baa dnnz ve yalnzca sevmek iin seven n tavr ile hedefi sevgilinin yzn grebilmek olan n gayretini lnz; arada beer, mecaz, platonik, tasawuft ve ilh aklarn harmanlandn fark edeceksiniz. Ak ki vardr, gerisi vesairedir.../ (Divane Gzeller, s.134-138) 22 AK, SARMAIK DEMEKTR \ Bursal smail Beli'in (.l 729), benim pek sevdiim bir beyti vardr. Der ki; Sakn sen ky- canan u?;akdur sanma ey Mecnn Seher yola giren k gece Leyl'da akamlar Ey Mecnun! Aka tutulduun andan itibaren sevgilinin yurdunu kendine uzak sanma artk. nk seher vakti yola kan her k, daha o gece Leyl'da akamlar. Bu beytin anlam derinliini kestirebilmek iin birka kelime zerinde klsik iirin anlayn aklamakta yarar vardr sanrz. lk kelimemiz ky- cnn (sevgilinin mahallesi, iinde sevgilinin de olduu yer) olsun. Ky- cnn, eski yerleim ve ehirleme sistemimize gre genellikle bahe iinde bir evdir. Bahesini eviren harm (al rp ile rlm avlu) ve harmn iinde sevgiliye yakr iekli bir bahe ki gnller aar. Harm kelimesi Harem'den bozmadr. Harem'in Orta a Avrupas'nda-ki ad "i avlu" demek olan Atrium'dur (atrium, harem). avlu, genellikle havuzlu olur ve evin mahremiyetini salayacak duvarlarla evrilidir. Kadnlar burada yabanc gzlerden uzak, ak giysilerle dolaabilir ve gnllerince elenirler. 23 Divan iirinde n bir Kabe gibi hrmet gstermesi gereken yegne yer ite burasdr. Sevgilinin orada bulunmas kuyun deerini arttrmakta, tan topran Kabe topra gibi kymetlendirmektedir. Bu toprak n gzne srme diye ekilir, barna yak diye sarlr. Kabe'nin yollar nasl dikenli ve meakkatli ise k iin de sevgilinin kuyuna kan yollar hep zorluklarla doludur. Ak bir ibadet gibi alglayan ve ona ok zen gsteren n yz devaml bu mahalleye ynelik olmas dolaysyla ky, yine Kabe'yi andrr. Kutsall bu yzdendir. Hatta o kadar kutsaldr ki Harem gibi yabanclarn (kafir rakiplerin) ayak basmasna izin verilmez. Nitekim Harem-i erife de gayrimslimler giremezler. k elinden gelse buraya ayardan (rakiplerinden) hibirisini sokmaz. deta mahallenin banda geceleyip uykusuz sabahlar. Hatta bu yzden o mahallenin kpekleriyle bile dostlua razdr. Buna ramen n, o kuyun iine girebildii hi grlmemitir. Belki saba yeline yalvarp yakararak ieride olup

bitenden haber almaya alr. Sevgili, kendi kuyunda bir sultandr ve orada herkes ona muhtatr. Sultanlnda aksayan hibir ey yoktur; mkemmel bir hayat srer. k iin bu sultanlk hudutlarnda dilenci olmak; dnyaya sultan olmaktan yedir. Gznden akan yalar ile oray sulamas bir bakma kya hizmet demektir. Ak, kyda sevgilinin yzn grecek olsa cennette didar grm gibi sevinir. nk o baheden uzakta bulunmakla cennetten uzak bir cehennemi yaamaktadr. nleyileriyle bir blbl andrmas da akylarn o glistann en mstesna glne duyurma amacna yneliktir. Dikkat edilirse btn bunlar n o ky etrafnda dnp dolandn, oradan bir adm bile ayrlamadn bize gsteriyor. Bu da airin Mecnun'a "Ky- cnn uzakdr sanma!" diye akl retmesini hakl karmaktadr. 24 Beyitte zerinde durmamz gereken ikinci kelimemiz Mecnun (deli, lgn, ak delisi) olsun. Peinen syleyelim ki ky- cn-na yolu urayan herkes hemen o anda kendini kaybedip ak lgn oluverir. nk ak beklenilmez, birdenbire gelir. Aka tu-alan kiinin tavr o anda bakalar, kalbinin ritmi artar, bedeninde fizyolojik deiimler ba gsterir, ne yaptn bilmez olur. Bu hl ise tam anlamyla bir mecnunluktur. Tpk Leyl'nn lgn diye bilinen Kays'n, adm adm delirmesi ve sonunda Mecnun olmas gibi. Bilindii gibi Kays, kara kuru bir kz olan Leyl'ya tutulduktan sonra kendini ak lkesinde byk bir yalnzlk ve o derece okluk iinde bulur. llerde yalnz bana geirdii gnler, aslnda sevgilisiyle dolu dolu yaad zamanlara dnr. Bu yzden onun tekilliinde sonsuz bir oulluk vardr. Hcrelerine kadar Leyl ile dolmak, bakt zaman Leyl'y grp konutuu vakit Leyl'y anlatmak, her eyay Leyl olarak alglayp hissettii her duyguyu Leyl diye yaamak bu lgnln en akllca sonucudur. Ak dtan bakldnda bir deliliktir; ama iine girildiinde akla ihtiya gstermez olur. nsan akl ntr bir varlk veya bir sv gibidir. ine konulduu kabn eklini alr. Ak ise gnlde hissedilir. Bu bakmdan n akl, gnlnn emrine verilmi saylr. Akl ile gnl, insann birbiriyle atan deil, belki birbirleriyle btnleen iki soyut zelliidir. nk insann en mutlu olduu anlar, akln gnl iinde eridii; yani aka kendini teslim ettii anlardr. Akln gnle teslimiyetini ak olarak tanmladmza gre insann soyut varln aktan ibaret grebiliriz. Zaten insanlmz len mihenk ta, aklmz deil gnlmz baz alr. Nitekim kiiolunun erdemleri aklndan deil gnlnden kaynaklanr. Gnln biricik gdas ise aktr. Ak tatmayan yahut inkr edenin, evresine veya dier yaratklara25 kar sevgi, vicdan, merhamet, sayg, hogr vb. erdemlerinden bahsedilemez. Bu uslamlama bize, insann eriebilecei niha noktann ak olduunu gsterir ki, onun da en olgun ekli mec-nunluk, yani lgnlktr. yle ya akl olmayann ne derdi vardr ki?!.. evremize bakalm, delilerden baka mutlu insan grebiliyor muyuz?!.. Beyitte zerinde duracamz nc kavram "yola girmek" tir. Szlkler yola girmek iin anlam gsteriyorlar. "Bir yere varmak iin hareket etmek," "Doru yolu bulmak, dzelmek, uslanmak" ve "tarikata (tarikat zaten yol demektir) girmek." airin bunlardan ilk iki anlam zellikle kastettii aktr. Elektrik ndan yoksun alarda, geceler l zamanlar olarak bilinir ve hayat deta dururmu. Bu yzden, -her ite olduu gibi- yolculua da balamak iin seher vaktinin tercih edilmesi ve gn ndan yararlanmaya allmas normaldir. airin "Seher yola giren..." ifadesi ak iinde gecikmemenin ve sevgiliye ulamak iin elini abuk tutmann gerekliliini gsterir. "Sabahn erken saatlerinde yola koyulma"nn aka tercmesini "rtn ispat eder etmez bir sevgiliye ynelme" olarak yapabiliriz. te bu ynelme ile birlikte ok gemeden insann sevgiliyle dolup tamas, yani "gece Leyl'da akamlama"s kanlmazdr.

Yola girmenin dier anlam "doru yolu bulmak, dzelmek, uslanmak" idi. Buradan yola karak airin, aka girmekle insann doru yola girmi olacan, -nitekim tasavvuf da bunu syler-, bozuk dzen giden hayatn gnl baznda disipline edeceini ve akllanacan (us= akl) sylediini grrz. Bu ifadeden asl akllln, aka ynelmek olduu gerei karmza kar. Bu da ancak n krdr. O hlde imdi k' tanmlayalm: Ak (k) kelimesinin szlk anlam "sarmak" demektir. 26 Baheye den sarmak tohumu nasl btn baheyi sarp sarmalar, hatta dar taarsa; gnle den ak tohumu da btn bedeni sarp sarmalar, oradan etrafa yaylr. Nice fidanlar, selvi-ler, narlar, bir sarmak tarafndan sarlnca gitgide sarmak dallan arasnda grnmez oluyorsa, ak sarma da insan fidann yle kaplayp grnmez eyler, yok eder. Sarman zellii, sarld aac iten ie kurutmas, bitirmesi, sonunu hazrla-masdr. Nitekim ak da insan sarnca onu iten ie eritip yok eder. Dtan grnen yalnzca aktr ve k da evresini grmez olur. nk sarmak onu yle evrelemitir ki, darda olup bitenleri ne duyar, ne grr; hatta duymak ve grmek de istemez. Aka tutulan aata artk btn buyruklar sarmak tarafndan verilir ve k "herkesi kr; drt yan duvar sanr." Dtan bakanlar onun sarman grrler ama aa sarmaktan frsat bulup evresini gremez. Sarmak nasl hzlca byyp aac kaplarsa, ak da yle hzl geliir ve k (Mecnun) daha sabahtan akama varmadan ak sarmayla sarlp geceyi onun koynunda geirir (Leyl'nn hayaliyle sarlp yatar). Beyitte aklamamz gereken son kelime Leyl'dr. Leyl, leyi kelimesinden tremitir ve leyi de "gece" demektir. Arabesk arklarn "ya leyi, ya leyi..." diye uzayp giden terennmleri hep o l gecelerinin lk hznn ierdii iin liriktir. Leyl ad, genellikle kara gzl, kara sal, kara kal kz ocuklarna verilen bir addr. Mecnun'un Leyl's da byle bir kz imi; hatta bunlara ek olarak onun baht da kara kmtr. Gece karanl ile Leyl arasndaki bu btnlk, n btn gecelerini aydnlatan bir nur olur ve hayallerinin krknc kapsndan girdikten sonra zifir karanlklar ak ile nurlanr. Bylece airin "gece Leyl'da akamlar" ifadesi bir kez daha gzelleir ve her de karanlkla ilgili olan bu kelimeler (gece, Leyl, akam) n kararan aln 27 yazsn, kara bahtn ve iinin zor olduunu temsil eder. te bu yzdendir ki air beytine ikinci bir anlam ykleyerek gzmzn nndeki perdeyi kaldrr ve a bir tte bulunur. Biz de onun dne uyarak beyitteki uzakdur (uzaktr) kelimesinin bana bir virgl, sonuna da bir nokta koyarak "uzak dur" eklinde okuyalm. Sakm sen ky- canandan, uzak dur. Sanma ey Mecnn Seher yola giren k gece Leyl'da akamlar Ey Mecnun! Aman ha, sevgilinin mahallesinden sakn ve oradan uzak dur (gnln oraya kaptrma)!.. Seher vakti yola giren her n gece hemen Leyl'ya kavuacan sanma. (O mahalleye erimek, yle kolay ilerden deildir; insann dnyasn karartr). air hakl mi; ne dersiniz?!.. (...ve Gazel Yeniden, s.146151) AK YETENEK STER 28 oumuz ezbere biliriz Fuzl'nin o nl beytini; ve nl olmay hak edecek kadar da gzeldir: Bende Mecnn'dan f'zn klk istidad var Ajlc- sdk benim Mecnn'un ancak ad var Edebiyatta bu tr beyitler iin "berceste (zek sramas ile sylenebilen sekin, ltif, ince anlaml, kolayca hatra gelen, velhasl yap ve anlam bakmndan ustaca sylenmi) beyit" denir. Ancak bu beytin berceste olmaktan te bir de sehl-i mmten zellii vardr. Yani ki,

sylemesi kolaym gibi grnr de sylemeye kalknca bir trl iki dize bir araya getirilemez. Sehl-i mmten sylemek, ancak duymak, hissetmek, yaamak, belki yreini kanatmakla mmkndr. air kendisini lirizmin o kadar derinlerinde hisseder ki, syledii iirden te bir ulv ilham olup kar karmza. Yukardaki beyitte air, yaln bir anlatm ile, "Bende Mec-nun'dan daha fazla klk yetenei var. Gerek k benim; Mecnun'un ise ad km!" demektedir. Ancak bu anlam iin setii kelimelere bakldnda airin, derinlikli bir k, lirizmin snrlarn zorlayan bir dnce adam olduu grlr. T.S. Eliot Manas anlalabilen iir, gerek iir deildir!" 29 der**Bu kural en ok divan iiri iin geerlidir. nk bir divan airi, asla grnen anlam ile yetinmez. O, kelimelerine plak anlamlarnn tesinde mesajlar yklemeyi sever.iYukardaki beyte bakan pek ok okuyucu bilmedii tek kelimenin fzn (artk, fazla, ziyade) olduunu dnr. Dier kelimelerin anlamlarn bildii iin de beyti, "Mecnun'dan daha beter bir k"in feryad olarak alglar. Oysa iirin asl zenginlii, okuyucunun bildiini dnd kelimelerin semantik almlarnda gizlidir. nk air bu kelimeleri zellikle semi, bilerek vezne balamtr. Sz gelimi, ilk dizedeki istidat kelimesi belli bir ama kastedildii iin oradadr. stidat, ilk bakta herkesin zannettii gibi kuru kuruya "yetenek" deil, "insann doutan getirdii kabiliyet, bir eyi kavrama ve kazanma yetenei"dir. Bu durumda, airin szn ettii ak, tpk airlik, mzisyenlik, aktristlik gibi ftr bir yetenek meselesi olup herkeste bulunmayabilir. Yani herkes k olduunu sanabilir ama yaratlnda ak yetenei olanlarn ak daha baka olacaktr. Tpk herkesin iir yazmas ama gerek air olamamas gibi. O hlde airin syledii klk istidad bir "Allah vergisi"dir ve Mecnun'dan daha ziyade klk iddias ispata baldr. Bugnn ikinci ve nc dnya lkelerinde nice insanlar kendilerindeki istidad kefedemeden mrlerini tketirler. Hibir enstrmanla karlamayan saysz mzisyen, hi spor kompleksine yolu uramayan ynla sporcu, hi tuval karsna gemeyen nice ressam, maalesef ilerindeki istidad bilmeden yaarlar ve lrler. Oysa Fuzl kendi yaratlnn farknda... Yoksa sevgilisine hitaben Mecnun'dan daha fazla bir klk yeteneine sahip olduunu aka haykrmazd. Bu haykrta bir meydan okuma da gizlidir stelik: "Ey sevgili istersen beni dene?!. Mecnun'un Leyl iin yapt fedakrlklarn tesinde senin iin fedakrla hazrm!.." / 30 fBeytin ikinci dizesinde sdk kelimesi, "k"n sfat olarak kullanlmtr. Sadk kelimesinin iki anlam vardr: 1. Gerek, doru, sahih; 2. Sadakatli, vefal, ball iten olan. Birinci anlama gre air, u dnyada "k" diye anlmaya ancak kendisinin lyk bulunduunu, Mecnun'un ise ad km bir zavall konumunda olduunu sylyor ki, bylece Mecnun' u "yalandan k, yalanc k" konumuna drebilsin. Tpk subh- sdk (gerek sabah aydnl) ve subh- kzip (geici, yalanc aydnlk) gibi. stelik dizenin devamnda da, "Mecnun'un ancak ad var" diyerek onun bir addan ibaret olduunu, bir masal kahraman mesabesinde bulunduunu, yaayp yaamad konusunda pheye bile dtn, ezcmle Mecnun'un "ad var kendi yok" bir isimden ibaret kaldn, bylelikle de kendisinin ete kemie brnm haliyle "gerek"liini anlatyor. Ve bir eyi daha sylyor; "Mecnun, tpk Ferhat gibi, Kerem gibi evvelce yaam ve ad kalm bir k, imdi ise klk kurumunu ben temsil ediyorum, bu ada ak nbetini ben tutuyorum, gerekten var olan, doru olan, hakikatli olan k (k- sdk) benim., Sadk kelimesinin ikinci anlamna (sadakatli vefal, ball iten olan) gre de air, sevgilinin kapsn sadakatle beklediini, eiinde kul kle olduunu, bylece vefasn gsterdiini dile getiriyor. Bu ifadenin mefhm- muhalifinden, Mecnun'un byle davranmad, alp ban llere giderek sevgiliye sadakatsizlik ettii anlalr. nk

sevgiliye sadakatin z ve zeti, akn sr gibi saklamak, iyilik grdnde de, ktlk grdnde de bu tavr deitirmemektir. Fuzl kendisinin byle bir sadakat iinde bulunduunu, kimsecikleri dert orta edinmeden sevgilinin akn iinde tadn; te yandan Mecnun'un llere gidip kulara, kurtlara, ceylanlara srrn aarak akn dillere 31 destan ettiini, bylece sadakatli k (k- sdk) olamadn sylemektedir. Elhak, air her iki anlama gre de Mecnun'dan stn bir k olduunu ispat etmi durumda. mdi, eer bu beyti, kendi kelime bilgimize gvenip ilk bakta gze arpan plak anlamyla okuyup braksaydk, airin bu zengin hayallerini ve derinlikli dncesini yakalayamayabilir-dik. Zannmca, bu da aire hakszlk olurdu. Eliot hakl galiba! "Manas anlalabilen iir, gerek iir deildir!" (Mir'at, s. 54-56) 32 SEVGLNN ADINI DLE DRMEK Leyl, irin, Zeliha, Asl ve Azra'lar... Nicolet, Juliet veya Flo-ire'lar... Her biri dillere destan aklarn kahramanlar... Adlar saygyla anlan ak ikonlar. airlerin daim dilinde olan uzak sevgililer... Ve airlerin yaknlarnda olan, hemen yan balarnda hissettikleri sevgilileri de var. Herca veya tutkulu, vefal veya ihtirasl, ama mutlaka duygulu bir akn eseri olarak iire yansyan kadnlar... Bu eit kadnlar m airler iin bir ltuftur, yoksa bu kadnlar iin airler mi baa konan birer talih kuudur, dorusu pek mkil bir soru. Ama bilirim ki bir airin yaknnda olmak, bir kadn iin etin bir azaptr. Burada azab kelimesini iki zt anlamyla; hem olumsuz (ac, keder, elem, strap) hem de olumlu (tatl iimli su, dima lezzeti) anlamyla kullanyorum. Bir yandan air gibi lgn birisine tahamml, dier yandan varln tarihe armaan brakma frsat. Acaba Tanpnar'n ancak ryada grd Leyl's, Attil lhan'n kalben mecbur kalp da ak arklar yazd Mjgan', Asaf Halet'in Mariyye'si veya Bedri Rah-mi'nin uh kadn Karadut'u, Bekir Stk Erdoan'n gizemli Marya's, Abdrrahim Karako'un eriilmez Mihriban' bu bakmdan azabn hangi eidiyle daha aina yaamaktaydlar?!.. imizde Dante'yi hatrladka onun nahif ve narin sevgilisi Beatri33 ce iin i geirmeyen; Edgar A. Poe'dan bahsederken romantik deniz kokulu Annabell Lee'yi dnmeyen, yahut Floransal Petrorca'y okurken nazenin gzel Laura'ya kalbini kapatan ka nadan bulunabilir?!.. Btn bu fani kadnlarn her biri iirlerde hl zarif gzellikleri ve ince parmaklaryla, mest edici kokulan ve i gcklayc endamlaryla, hayal tllerini andran salar ve esrarl bakan gzleriyle yaayp durmakta ve bize kendilerini tantmaktadrlar. Onlarn airlerle ainalklarndan doan aclarn ve straplarn bilemiyorum ama yllar ve yzyllar sonra bugn hl yayor olmann kendileri iin bir nimet olduunu syleyebilirim. Bir kadn yalnzca cismiyle deil, gizli veya aikr btn ruh alkantlar, duygu ve dncesiyle seven bir n ayn zamanda air olmas, o kadnn "Sevenler ve Sevilenler Ki-tab"nda mstesna bir yer edinmesi de demektir. nk sonraki alarda merakl ak maceralarnn gizemli kahramanlarn tanmak isteyen her iir okuyucusu, airin kadnn yine airin gzyle tanyacak, hayran olacak ve sevecektir. te yandan.sevgililerin adlarn anmak bakmndan dou iiriyle bat iiri arasnda telifi imknsz uurumlar vardr. Batl air sevgilisinin adn anmakla her zaman bahtiyar olmu, onunla geen maceralarn, duygu ykl birliktelikleri, hatta beeri ve cins mahremiyetleri terennmden kanmam, belki bundan gizli bir haz da duymutur. Oysa doulu air kendi zel hayat emberinin snrlarn bakalarna amak istememi, sevgilisini mevhum bir varlk, hayali imknsz bir gzellik olarak yanstm, ondan bahsederken mahremiyetine ve zel hayatna hassasiyetle yaklam, adn bile sylemeye

ekinmitir (Yar ismini desem olmaz/Der dillere dillere - Erzurumlu Emrah). Bylece air ile okuyucu arasnda oluan saygya dayal iliki, okuyucuya, airin anlatt kadn kendi sevdii kadn ile yer deitir34 tebilecek bir imkn sunmu, dizeler arasnda gezinen zel bir sevgili yerine her okuyann kendi zihnindeki sevgiliye giydirebi-lecei desenler ve atlaslardan dokunmu iir kumalar retilmitir. Bylece okuyucu da ak panoramasnn bir yerinde kendi resmine de yer bulmu, iiri dardan anlamaya almak yerine, ieriden hissetmeye balamtr. Bunun tabii sonucu olarak da ban edebiyatnn zel hayatlar mercek altna alnan, bazen en mahrem izgilerin bile tesine geerek tehir ettii kadnlarna mukabil dounun kadnlar biraz daha gizemli, gnl maceralar daha bir heyecanl, suretleri, endamlar, gzleri, kalar daha bir merak edilir konumda yaamlardr. Dounun airi kendi sevdii kadn bir masal veya efsane iine gizler gibi sunmaktan holanr; ta ki okuyucu o masalda kendisine de bir rol bierek zlemini ektii sevgilisinin izini srebilsin. Onun iin ben Dranas'n Fahriye Ablas'ndan ok Yahya Kemal'in Meh-lika Sultan'n, Oktay Rifat'tn Trkan'ndan ok Sezai Kara-ko'un Mona Roza'sna tutkunum. Bu yzden olsa gerek Nedim'in Sadabd'da grd ve Beikta'taki evine davet ettii dilber, Karacaolan'n knal ellerini perek dmelerini zmek istedii yaban iei, beni Galip'in gizliden gizliye niyaza durduu, kimlii belli, sarayl sevgilisinden daha fazla etkiliyor,/ Evet, itiraf etmeliyim ki Fuzl'nin onca iirini terennm ederken dnd kadn bilmeyi, tanmay, dnya gzyle bir kere grmeyi ok istemiimdir; ama gerekten istemi miyimdir, ve grsem bu isteim yine devam eder mi, bundan emin deilim... imdiki genler galiba gizli kalmas gerekeni ak ettikleri (ne ayp!..) ve sevgililerinin adlarn dillendirmekle kalmayp aradaki maceray da bakalaryla paylatklar iin akn glmseyilerini ve zenginliini skalyorlar... nk srlara hkmetmek ayrcalk ve olgunluktur,-1 35 GAMZE M? NEUZBLLEH!.. Gamzedeyim, deva bulmam Garibim bir yuva bulmam diyen hzzam arknn ilk kelimesinde air acaba gamzedeyim (gama giriftar olmu, elemlere uram) derken gamze'deyim (gamzeye mecburum, gamzeye tutulup kalmm, kendimi ondan alamyorum) mi demek istemitir? Yahut tevriyede bu iki ihtimalden hangisi uzak anlam konumunda olmaldr? Cidd bir mesele!.. Gamze kelimesine szlkler ilk olarak "yanakta tabi olarak bulunan veya glmseme esnasnda oluan ukurluk" anlamn verirler. Ancak, edebiyat estetiinde asl gamze "sitemli ve szgn bak" demek olan yan anlamda gizlidir. O, Karacaolan'n, Elif kalarm atar Gamzesi sineme batar Ak elleri kalem tutar Yazar Elif Elif diye yahut Niin aldanmaym niin yanmaym Deli gnl bir sevdaya baldr 36 O^ irin, sz irin bir gzel Gamzesi ok, ka yaya baldr dizelerindeki gamze ile ayndr. Sevgiliyi merkeze alan klsik Trk iirinde gamze hakknda destanlar yazlabilir. Bir defa o, sevgiliden grlecek ltuflarm en bydr. Gzelin her bir gamzesi, klarndan yzlercesi-nin canlar vermesine sebep olur. Nitekim Nedim onu A/et- can dediler gamze-i celldn iin diye tarif eder.^klarn canlar iin afet olan bir gamzede celltlk zellii bulunmas o kadar da arlacak bir ey deildir. Gamze'yi tanmlamak, kelimelere dkmek ve anlatmak elbette pek zordur. Ancak biz onu "dudaklarnda glmseme olan bir gzelin hafiften kalarn atarak szgn tavryla nazlanarak bak" olarak anlyoruz. Hani Mona Lisa'nn gz zaviyesinden ayn anda alayan ve glen ehresinin grnmesi gibi gamzede

de hem sitem, hem sempati i iedir. Muhatab ondan, gnlne ve ruh hline uygun anlam kendisi karr. Sevgili, kat kat anlam tevriyeleriyle ykl gamzesiyle baktnda n girift phelere drr. Yani acaba o, bu manal bak ile ne demek istemitir? te k iin en mkil sual. nk kendisinin sevgili nazarmdaki mevki ve mertebesini anlamas bu gamzede gizlenmi olan manalara baldr ve ak iinde ona gre yeni tavrlar gelitirecektir. Nitekim Nef , Gamken sule balasa uka her mjen Gy lisn hl ile bir tercemn olur buyurmu veto szgn baktan srayan kirpik oklarn birer tercman olarak nitelendirmitir. Szgn bir yan bak iin, ka37 larn hafiften atlmas gerekir. Bu, yaya (keman) benzeyen kalarn kurulmasdr. O yay ile atlacak oklar ise dizi dizi olmu kirpiklerdir. Yan (eri deil) bakta, ne denilmek istendii ok zaman anlalamaz ve birilerinin kp onu tercme etmesi gerekir. te birer oka benzeyen kirpikler o grevi stlenirler ve Eros kltnde mevcut kalp iinden geen ok temsilini tahakkuk ettirir. Gamzenin dile gelip konumas art deildir, nk tercmanlar onun lisan- hl (hl dili) ile neler sylediini gnle anlatrlar/ ^Sevgilinin gamze ile konumasnn bir sebebi de, eski toplumumuzda erkekle kadnn muaakasnda yle ulu orta konumann mmkn olmaydr. Hatta yalnzca gz, ka ve kirpikleri akta brakacak bir ferace yahut yeldirmenin gerisindeki sevgilinin sz syleyecek olan az dahi grlemez. Bu durumda ak anlatmlarnn btn yk gamzeye dmektedir ki, zaten gamze bu nn (gz-ka-kirpik) ortak faaliyeti olarak zuhur eder. Sevgili na szgn baklaryla naz yapar ve gamzedeki zamanlamas bir harikadr. Gamze, n kalbini hedef alan bir cellttr. Doru! Ama o kadar nazik bir cellttr ki, hi hissettirmeden sanatn icra ediverir. Gerisi zaten lm demektir. Bu yzdendir ki, gamze hibir vakit hedefini armayan tr-i kaza (kaza oku)'dr ve ondan kurtuluun yegne yolu, yine sevgilinin abhayat ykl yahut sa-nefesli dudandan geer. Oradan kverecek iki ift kelm, gamzenin btn anlattklarn batl edip a hayat balamaya yeter. O kelmn iyi mi kt m olduu da klarn bahtna kalmtr./ Dedik ya, klsik iirdeki gamze iin destanlar yazlabilir. Biz sz uzatmayacaz. nk imdi yazacamz beyit, gamzeyi muhtasar klmaya yeter de artar bile. Beytin kime ait olduunu 38 notlarm arasna kaydetmemiim. Onun iin ark corafyasndaki btn airlere -ki her biri ak meydannda kendini yekdi-erinden stn gren erlerdir- aitmi gibi okumak mmkndr. yle denilmi: Benm gamze tuvn ki katli m kum Nezbieh, eer gamze-r tamm kun Mana murat olundukta, klara acmamak elde deildir: Sevgilinin yle gsz ve kck bir gamze krnts bile klar arasnda katliama sebep oldu. Allah korusun, gamze ya bir de tamam olsayd?!.. (Ahmine'lAk,s.l33-l36) 39 AKI HA YAL Can kim cnn iin sevse canann sever Can iin kim ki canannn sever cann sever Fuzl (16 yy.) ONCE RUHLARI YONTMALI airini harlayamadm ama beyti hatrlyorum; galiba ayn zamanda bir arknn da gftesiydi. yle: Takrir edemem sz- dil derd-i dernum Syletme beni htr- yrmda keder var Gerekten de insan ruhunun en ince yerinden kopup gelen bir serzeni, bir tatl sitemin ifadesi bu beyit.

iimdeki derdi de, gnlmdeki atei de dile getirmem mmkn deil. Bu halimle beni syletme ki inleyen hatrm kederle dolu!.." '^Eflatun, "Ruhumuzu bir kaya paras gibi karmza almal, onu kabalklarndan, fazlalklarndan yontmalyz," der. Elhak yukardaki beyit de kabalklarndan yontulmu bir ruhun terennmdr. Yahut tersinden syleyelim; byle bir beyti syleyebilmek iin insann nce kabalklarndan kurtulmas, ruhunun zarafet adl teline terennm vermesi gerekir, iinde kederler var iken konumaktan kanan, srf iindeki kederler szlerine yansr da muhatabn incitir diye korkan bir insan dnn ve bir an, o insan sevgili karsnda bir k olarak farz edin. te bu tavr, insann ak kabule hazr hale gelmi biimi, dier ifade43 siyle fazlalklarndan yontulmu hlinin ifadesidir. nk gzellikleri grmek iin nce gzeli grecek gze sahip olmal, deseni renklendirmek iin nce kuma dokumaldr. Evvelce gnln frekans ayarn yapmak, duyarlln artrmak, zarafet ve estetik boyuta tamak gerekir ki ruh da ayn kalba girsin. Bunun iin de kaba insanlk hallerinden syrlmak, kendini o derin hlsizlik iinde gten dm gibi hissetmek ve teslimiyet ile aka boyun emek gerekir. Enderunlu Vasf Efendi'nin (.1824) u beytinde anlatld gibi: Ne beyn- hle cr'et, ne figna takatim var Ne rec-y vasla gayret, ne firaka kudretim var Ne hlimi arz etmeye cr'et edebiliyorum, ne de feryad etmeye takatim var. Ne vuslat umudu iin gayrete geliyorum, ne de ayrla g yetirebiliyorum. $Bu beyitte dikkatimizi eken iki tavr mevcut. lki; n hlini beyan etmesinin bir cr'et (cesaret, atlganlk, bir tr haddini ama ve kstahlk) kabul edilmesi, ikincisi de vuslat umut etmenin bir gayret (aziz ve kutsal bir eye tecavz edildiini grmekten dolay insann iinde uyanan kskanma ve koruma duygusu) olarak alglanmasdr. Ak, sevgiliye o kadar kyamaz durumdadr ki bu yzden onun vuslatn istemenin cretkrlna edeer bir gayrete gelmektedir. Leyl Hanm'n (.1848) buna benzer bir beyti vardr; der ki: Prteim atrma benim acm zinhar Zalim beni syletme dernumda neler var , (A acmasz sevgili!) Beni syletme ki iimde neler neler var! yle ate doluyum ki sakn azm atrma (yoksa dnya tutuacak)! 44 Dorusu bu beyti okuyunca o ince ruhlu kadna, o zarif iirlerin nazenin airine acmadan edemedik. nk bu dizeler, yukarda sz konusu ettiimiz her iki beyitten daha zalimce ve sevgili karsnda daha cr'etkrcadr. Bir kadn ruhu btn krlganl ve hassasiyeti ile fazlalklarndan, kabalklarndan en ziyade yontulmu olduu halde Leyl Hanm nasl bir feryat ile byle syleyebilmektedir, alr. O ki yalvarandan ok niyaz edilen; sevenden ziyade sevilendir. Belki de bu yzden, hznl l bakalarnn feryadarna gre ok daha yakc ve ate doludur.? oKiiolunun tasarrufu altnda iyi de kt de, beyaz da kara da, hatta gzel de irkin de emre amade beklemekte. Bize den, bunlardan hangisini tercih edeceimize karar verebilmek. Unutmamak lzm; kimliimiz, onu konulandrdmz kabn eklini ve rengini alr ve ruhlar incelmeden incelikleri asla gremez!/: 45 AKAYIK #Rivayete gre Fuzl hocasnn kzna k olunca akn dizelere naketmek iin bir murabba yazar. Bu iirin her drtl sonunda nakarat gibi tekrar edilen dizede stat "Gzm canm efendim sevdiim devletl sultanm," buyurmaktadr. Sevdii kadna kar alt adet hitab art arda sralayan ve hepsinde de onu ycelten bu anlay, dorusu iinde yaadmz an sylemleri arasnda pek taraftar bulamaz.

<J(Bir ark hatrlyorum; sevgilisine sitem etmek isterken bile ona yalvarrcasna seslenen n hikyesini anlatan bir ark: Sana ben canmn can efendim Krldm kstm incindim gcendim / Bugnn ark szleri yahut pop listelerine baklnca meleklere yarar bir hitap olarak kalan yukardaki dizelerin dnyasn anlamak gerekten zordur. nk toplumun zerinden o kadim zarafet, o ftr nezaket ekilip gitmi, yerini kadn erkek eitliinin gittike hainleen modasna dayal sen-ben kavgas ve iti-kak konulu arklar almtr. Eskilerin iirlere de yansyan (yahut artk iirlerde kalan) ve kadnn ba tac edildii o ulv anlaylarn temellendirmek iin imdi de bir hds-i erif okuyalm: "nnema'n-nis' akyku'r-ricl." 46 ^Buyuruyor ki Efendiler Efendisi: "phesiz kadn, erkein akaydr." Buradaki akayk kelimesi Efendiler Efendisi'nin azndan bir veciz ifade olarak sze dklm olup tevriye, iham- tenasp, cinas gibi edebiyat sanatlarna rnek olabilecek bir ziynet konumunda durur. Kelimenin Arapa anlamlandrl masna gre ncelikle kadnn, erkein "krek kemii"nden bir paras olduu, ardndan erkein "teki yars (elmann iki yarm gibi birbirini tamamlayan deerler btn; akk')" olarak dnld ve nihayet "akayk (yaban lalesi, gelincik)" iei olarak mana ifade ettii grlr. lk anlam din terminoloji iinde Hz. Adem'in krek kemiinden yaratld ifadelendirilen Havva iindir, ikinci anlama gre kadn erkein teki yarsdr ki modern bilim de zaten bunu ifade etmektedir. Kadn olmadan erkein, erkek olmadan kadnn eksik kalaca, anatomik, fizyolojik ve psikolojik olarak erkek ile kadnn btnleerek beeriyetlerini tamamlayabilecekleri, aksi takdirde bnyede arzalar olumasnn kanlmazl, bu balamda evlilik messesesinin nemi, aile kurumunun yaatlmas vb. sylemler hep bu akayk (teki yar) dsturu zerine temellendirilebilir. akayk kelimesinin bize edebiyat asndan ihtiamn gsteren anlam ise Trke'de bildiimiz "gelincik iei"ni karlamasdr/ 0 Gelincik, hemen her corafyada kendiliinden yetiebilen, otuz kadar tr bulunmakla birlikte hemen hepsi krmz renkli yaprak aan bir iektir. Yol kenarlarnda, ekin tarlalarnda, ren yerlerinin dnda ("Sen krlarn ieisin akayk" arksn hatrlaynz) Hudy-nbit kabilinden sk rastlanan gelinciin zellii ok narin, nahif ve zarif bir iek oluudur. Dalndan kopardnz andan itibaren birka dakika iinde parlakln, canlln ve gzelliini yitirir. Krmz yapraklarndan (ki genellikle drt simetrik yapraktr) birini kopartrsanz dier kendi47 ni brakr, salar ve sarkar. Elinizle yapraklarndan birine fiske vurun, derhal zedelenir ve solmaya yz tutar. En kk iddet, hoyrat muamele ve sarsntda bile yara alp zedelenen bu iein kadna benzetilmesi ve zellikle erkei tamamlayan "e" olarak nitelendirilmesi bizce ok manidardr. Bu ifadenin mefhm- muhalifinden anlalan odur ki erkekler kadnlarnn bir gelincik iei kadar narin olduunu bilmeli, ona gre davranmal, gelinciin hoyrat tavrlara, iddete, hakszla maruz kalmak bir yana el stnde tutulmas, krmz renginin asaleti ve gzellii iinde renginin soldurulmamas gerektiini bilmeli ve ona gre davranmaldrlar. Ve edebiyat asndan bir adm daha ileri giderek sylemek gerekirse, gelincii mnhasran ak ikisiyle dolu bir kadeh olarak dnp onu elde tutarken bu anlayla hareket etmenin zaruretini akldan karmamak gerekir. Ta ki erkeklerin ba o badenin sarholuuyla ho olsun. akayk kelimesinin Arapa'da da Trke'deki "gelincik" gibi bir anlam var m bilmiyorum ama gelincik (gelin-cik = taze gelin, kk gelin)" kelimesi de yukardaki hadisin ruhuna uygun dmektedir. Buradan yola karak ben bu kelimenin, bir erkein ya ve evlilik sresi ne olursa olsun eini bir gelin-cik (taze gelin) gibi grmesi, ona uygun muamele etmesi ve onu yle koruyup kollayp deerlendirmesi gerektiini ima ve hatta ikaz eden bir mana tadn zannediyorum.

Yukardaki hadisin orijinal ibaresini, ezberlenmesi kolay olduu iin yazdk. Ta ki Efendim'in sz kulamzda her daim nlasn ve tavrlarmz ona gre dzenleyelim: Innema'n-nis' akyku'r-ricl: phesiz kadn, erkein akaydr/ 48 BLBL LE IK iir, eski alardaki hayatn yars idi. iir gibi sylenmedikten sonra bir sz sylemenin ne anlam olabilirdi ki!?.. te bu yzden, kudemann kabaran ve taan duygular ki iir olup dizilince bazen bir girdap gibi derine inerek, bazen bir feware gibi yksee trmanarak, ama mutlaka, inlilerin merasim ejderhalar gibi hep kendi stne, kendi merkezine kvrlarak akan bir ses, mzik ve renk armonisi olup kar. Adna "eski edebiyat" denilse de hep taze kal da bundandr. Dil deise, fikirler farkllasa, zevk ve slp baka baka olsa da onun iinde yle deimeyen bir lirizm vardr ki, insanlk durduka tazelenir, yeniden retilir, durmadan byr ve "insan"! her a iin bir baka renkte anlamlandrr, formatlar. u iki dizedeki dnya, hayal, his ve anlay zenginliine baknz mesela! Binlerce divanda yine binlerce rnei bulunabilecek sradan bir ifade stelik.Fuzl dilinden: Ehli temknem beni benzetme ey gl blble I Derde yok sabr ann her lhza bin feryad var i Glm! Beni blbl ile kartrma sakn! Ben temkinli bir \ m; onun ise derde (derd-e) sabr kalmam, her an binlerce feryat eyliyor. 49 0 teki anlam yle: Glm! Beni blbl ile kartrma sakn! Ben durmu oturmu, tecrbe kazanm bir m; o ise derde sabr olmayan yeni yetmenin biri, hi durmadan feryat ediyor. fiBir baka anlam da yle: Glm! Beni blbl ile kartrma sakn! Ben (senin eiinde) mekn edindim; onun ise hibir kapda (der-de) durduu yok, her an binlerce (kap dolap) ah-vah ediyor./ air bu anlamlardan birincide kendi kendisine yeterlik konusunda tedbir aldn, nk ak iinde gizlilik gerektiini, oysa blbln bu ak ile lklar atarak srr aa vurduunu, dolaysyla edebe aykr bir i yaptn, bu yzden kendisinin ondan daha stn bir k konumunda olduunu anlatyor./' ,js ikincide, kendisinin ak iinde iyiden iyiye pitiini, kdem kazandn, aclar ektii hlde hi sesini karmadan yllar yl mertebeler kat ettiini, blbln ise toy bir delikanl gibi geveze ve uar bir tavr sergilediini, bunun sonucu olarak da akn aclarna tahammlszlk gsterdiini, bu yzden kendisinin ondan daha deerli bir k olduunu sylyor,/ >Son anlama gre air, sevgilinin eiini Eyp sabryla bekleyen, orada ikamet eden (temkin szyle tevriye) bir k tavryla konumakta, blbln daldan dala konmasn (tenasp), bir kapda (der-de szyle yine tevriye) durmamasn, bir an iinde bin feryat etmek (tezat) gibi ucuzculua dp herkese akn anlat-yla da ak tresini bozmasn ve sevgilisinin adn dile drmesini ayplyor, bu yzden kendisinin blbl ile kantrlma-masn, nk ondan daha deerli bir k olduunu dillendiriyor. stelik blbl pr pr, o daldan bu dala konmakta, baka 50 gllerle de nsiyet kurmaktadr. Hakiki k byle bir edepsizlii aklndan geirmeyi bile kendisine zl, sevgilisine ihanet, akna ziyan olarak dnr. Bu durumda blbln gerek k olamayaca ortadadr. Gerek k, ilk sevdii son sevdii olan, baka sevgi bilmeyen, stelik bunu da gizli tutandr. Hani Leyl'ya sormular, "sen mi daha byk ksn, yoksa Mecnun mu?" diye. "Elbette ben daha byk m!" diye cevap vermi, "nk ben akm kimseye sylemedim; o ise bir da delisi gibi davrand, sevgimizi dillere drd." Bu haliyle geri blbl Mecnun'u temsil eder, ama asl olan, sevdiini

kimsenin bilmedii ktr. Tpk birini sevdii hlde aknda iffet gzeten ve onu gizli tutarak bu uurda len kiinin ehit olarak ldn dillendiren hadiste olduu gibi. Senedi zayf olsa da hatta...7 (Mir'at, s. 37-39; 51 SEVLENN MUTLULUU SEVENN GAYRETYLEDR Gayret kelimesinin bugn artk pek kullanlmayan bir anlamdr "kskanma, kskanlk hli, ekememe ve tahammlszlk..." Ehl-i diller, sevgi, ak ve yaknln derecesini ler bununla. "Galip Dede, Hsn Ak'ta Hsn'e -ki sevilendir- smet adl dady layk grrken Ak' -ki sevendir- Gayret adnda bir lala elinde bytr. Ak, Kalb lkesini bulmak iin o yorucu servenine baladnda yannda daima Gayret'i bulacaktr/ Seven gayretsiz olamaz. Kskanma ve tahammlszlk, gayretin eli ve aya; kalbi ve ruhudur nk. Maln, cann, varn younu sevgili iin gz krpmadan feda etmeyende de gayret bulunmaz. Menf bir vasfm sevgiliye izafe edilmesine tahamml gsteren yahut sevilenin ho grmedii bir niteliin kendisinde bulunmasn nemsemeyen kiinin ak lm demektir. Sevilen iin gsterilen gayret, sevenin, sevgilisinin sevgisine bakasnn ortak olmasna kar kmas demektir. Bunun iki yz vardr: Birinci yzde, sevilenin bakalar tarafndan sevilmesine rza gstermemek; ikinci yznde de, sevgilinin sevenden bakasn sevmesini ekememek yer alr. Tuzl'nin, Hb grmez emimiz ende-i ayardan Psbnz genc-i esrr- mahabbet bekleriz 52 beytinin ilk dizesinde birinci, sonraki dizesinde de ikinci tr gayret grlr. air burada "Baka klar sevgiliye ular korkusuyla geceler boyunca gzmze uyku girmiyor" derken, sevgisine baka ortak edinmemenin; "Sevgi srrn ieren hazinenin kapsnn bekisiyiz" derken de, sevgilinin baka klar edinmesinin nn almann gayreti iindedir. Sevgiliyi bir hazine gibi grmek ve onu paylama fikrine tahammlszlktr ki zaten ak kemal noktasna ulatrr,/Bu adan bakldnda Fuzl'nin ilk dizesindeki srrn, San yzne dese, telini kskanrm Birine sz sylesen dilini kskanrm eklinde balayan arkda yaln ekilde ifade edildiini grrz. Sevgilisini gsne takt glden, beline dolanan kemerden, hatta bedeninde gezinen kendi elinden ve nihayet n, bizzat kendi kalbinden bile kskanmas ancak bir gayretin sonucudur. Kalbinin, sevgilisine lyk olmadn dnen ve bu yzden onu kalbinden bile kskanan dnyada ka k yaamor dersi-nizPArap airi de der ki: Hi phesiz ben gzlerimin sana bakmasn dahi kskanrm. ylesine ki sana doru bakmak isteyince, gzlerimi yere eviririm. Eer elimden gelseydi, kskanlmdan dolay tm insanlarn gzn sana kar yumdururdum./ O nl arknn, Salem bir sz syleme, yzme bakma sakn Ykn gren olur, 5ana gz koyan olur beytinde de Fuzl'nin ikinci dizesindeki dnce yaamaktadr. yle ki, sevgili gizli bir hazinedir de, bilinmesi kskandrr. 53 Oysa ayn beyitte Fuzl hazine (gene) ile mahabbet kelimelerini yan yana getirerek #Ben gizli bir hazine (kenz) idim, bilinmeyi sevdim" hadis-i kutsisini bize hatrlatmaktadr. Beeri adan bakldnda bunu "Yznde gz izi var / Sana kim bakt yrim" diyen gnl sahibinin ar duru aknda buluruz. Yzdeki bir baka gzn izini bile gren o berrak baktr ki, gayretin sevgilideki ismeti koruma srrna ermitir. Sevginin derecesi, ancak sevenin gayret derecesi kadardr. Gayretin hedefi, sevgiliyi sevgi iinde tek tutmak, ona tek bana talip olmaktr. nc kiilerden sevgiliye ynelik

olarak meydana gelecek bir ktlk, ziyan veya saygszlk sevenin can fedas ile denirse, ite o vakit aka dair hakik gayretten sz edilebilir. Yani seven, sevgiliyi tm insanlardan korumak istedii iin onun gzelliini de tekeline alr. O aktan payna den de genellikle bu gayretin derun aclardr ki, seveni kemale erdirip ismet sahibi yapar. Hem yle bir kemal ki, seven, sevgilisinin deil vuslatna, hicranna bile sevinir; nk onun hicran kalbinde durduka sevgiliyi kalbinde saklad bir vuslat yaar. Hicran atei ki ne kadar yakarsa o kadar da artr. Gh'stan'da irazl Sa'd, bandan geen bir yk anlatr: Hatrmdadr ki, genliimde bir dostum ile bir kabukta iki badem ii gibiydik. yle kaynam ve birbirimizi sevmitik. Umulmadk bir zamanda bir ii kt, sefere gitmek zorunda kald. Seferden dnd zaman balad siteme: Bu kadar zaman geti, ne bir mektup, ne bir selm yol-ladn. Bu kadar da vefaszlk olur mu? Dedim: Ben yzn grmekten mahrum iken, bu erefi postacya m kazandtraydm!?.. 54 Peygamber ei Hz. Aie anlatyor: Rasulullah'a ilk ei Hz. Harice iin gsterdiim kskanl hi kimse iin gstermemitim. Zira srekli ondan sz eder ve onu konuurdu. Yine gnn birinde ondan sz aarken dedim ki: Ne yapacaksn krmz avurtlu yal kadn? Allah onun yerine daha iyisini sana ihsan etmedi mi? Buyurdu: Vallahi Allah bana ondan daha hayrlsn vermemitir. dite sevgide kskanlk ile gayretin fark. Aie kskanan; Efendimiz gayret gsteren... Hsn ile Ak... Ve smet... Ve Gayret... Huu Galip Dede!.. Ve ak olsun Fuzl!./' (Gzg, s. 18-21) 55 FELEN GZN KAMATIRMAK Mstesna k Fuzl'nin, eski airlerin gklere baklarn ne kadar sklkla evirdiklerini ve oradan hayaller devirdikleri-ni ispata kfi gelecek yle bir beyti vardr: Tut gzn ey dd- dil erhun ki devrin terk edip Kalmasn hayrette em-i gevher-efnm grp Ey ak ateiyle yanan gnlmn duman; var git, felein gzn kapa. Ta ki inciler gibi gzyalar dken gzm grnce, hayrete dp de dnmesini terk edivermesin!" imdi ceste ceste iirin derinliklerine ilerleyelim. liik, kalbinde ate yanarken gznden bu atei sndrmeye yalar dken adamdr. Ne var ki bu gzyalar o atein alevini artrr ve dumann oaltr. k her h edite, kalbindeki atein dumann dar verir ve bu duman gkyzne doru ap gider. air kendi ak ateinin dumanna seslenerek "Ey gnlmn duman, var git, felein gzn tut, felein gzn kapat, nn kapla, ta ki benim gzyalarmn okluunu grp de hayrete derek dnmeyi unutmasn," diyor. o Badat gibi gklere ak bir corafyada yaayan airin gklerin gzn tutma temennisinin ardnda ok geni bir hayal kur56 mas tabii grlmelidir. Gklerin gz, gnetir. Gne, hayretle alm bir gz gibi dnlmtr. Nitekim ocuklarn gne izimleri ile gz izimleri birbirinden ayr deildir; bir yuvarlak ve evresinde izgi izgi k huzmeleri... Gklerin gz gne olunca, onun nn kapatan duman da bir bulut gibi dnlmelidir. Keza gzn inci samas, inci gibi gzyalar dkmesidir ki, airin gz bunu yapar. Bylece felein gz, airin gzne imrenir ve kendinden utanp hayrete der. Hayrete den kii donup kalr, hareketten kesilir. Byk bir olay, byk bir gzellik karsnda gzlerin almas ve

bakakalmas, uurun geici olarak donmas, hareketin hareketsizlie dnmesi vs. hep hayretin ve hayran kalmann sonucudur. Bu, npk esrar ien birinin geici sarholuu gibidir. Bilin ve hareket durmas../ tiridi, gne, felein (arhn) nc katndadr. Felek toplam yedi katmandan oluur ve her katman bir baka istikamette i ie dnerler. Milli piyango kreleri gibi. Bu dnlerin hepsi bir dierinin dnne baldr ve sz gelimi atmosferdeki dn traposfere, ondaki dn stratosfere ivme kazandrr. Eer aradaki katmanlardan birisi dnmeyecek olursa gkler allak bullak olup yklmaya, birbirine arpmaya balar ki bu da bir kyamettir. Nitekim eski bilgilere gre kyamet kopaca vakit gne, gn olduu yerde duracak ve sonra batdan doup gn ortasnda ay ile birleecek (belki de arpacak) ve ardndan gktekiler dklmeye, yerdekiler fkrmaya balayacaktr. O halde air, gnlndeki ak ateinin dumanyla felein nc katta bulunan gzn kapatmak isterken, aslnda kinatn dzenini dnmekte, kendi gzyalar yznden kyametin kopmasna sebep olmaktan korkmaktadr. nk kyametin kopmas sevgiliye zarar verebilir./ te yandan felein gznn kapanmas, gnein tutulmas 57 demektir. Eer gne tutulursa yldzlar grnmeye balar. aire gre felein yldzlar, n gzyalarndan daha deersizdir. Bylece gne n alayan gzlerini grnce, ikinci kez utanacak, gzya kadar deerli yldzlara sahip olamad iin kendini paralayacaktr. nsanlarn gnee baknca gzlerinin yaarmas da zaten onu kskandrmakta, onlarn gzyalaryla kendi yldzlarn lmesine sebebiyet vermektedir. $ Beyitteki arh (ark), gevher (cevher, inci) ve devr (devir, dnme) kelimeleri bize incinin arklara takl inelerle delindiini gsterir. stelik arka bir maden tutulduunda evreye yldz yldz kvlcmlar salr. Sz gelimi ay, felein arkna tutularak her gn yeniden bir haner gibi inceltilir, bileylenir ve bylece ayn evresinde kvlcm kvlcm yldzlar bulunur. ark, airin gzyalarn grnce kendisinden kan kvlcmlarla onlar kyaslayacak ve onlarn daha parlak olduuna bakarak hayrete dp dnmeyi terk edecek, donup kalacaktr. Btn bunlar bize airin sevgili uruna gznden aktt yalarn ve kalbinden kan dumann ne derece kymetli olduunu gsterir/ Bu kadar szden sonra belki de sormak lzmdr; acaba hangi medeniyetin hangi airi, bylesine dimalar mest eden bir tek beyit sylemitir; syleyebilmitir? Dante mi; Shakespeare mi?!.. Heyhat!.. 58 ak br dncedir... nce bir beyit okuyalm Badatl Ruh'den; Knc-i firkatte rakb bizi tenh sanma Yr eer sende yatursa elemi bizde yatur Ey rakip! Ayrlk kesinde bizi tek bamza kalm sanma; eer sevgili senin koynunda yatyorsa elemi de bizim koynumuzda yatmaktadr. ^Bilindii gibi divan iirinde sevgilinin yzlerce vardr ve her air, kendisini bu klardan birisi sayar. klar arasnda sevgilinin ayrlk acsn ekmek bakmndan byk bir rekabet yaanr. nk bu ac onlar olgunlatm ve ak iinde bir gmlek daha ykseltir. Bylece her k (rakip), bir dierine oranla daha fazla ayrlk acs ekerek akn ispat edebileceini bilir. nk akn sebebi, sevgili zerine dnlmesidir. Bu dnce sevgilinin gzellii, hlleri, tavrlar ve tabii zlemi zerine olabilir. Btn bu dnceler sevgilinin ayrln anlaml ve onun akn deerli klar. nk dnce glendike ak artar. Keza sevgili hayal edildike veya yzne bakldka ak gzelleir, dokunulduka bozulur, alalr. Dnce, akn zerine bir, haya giysisi bier ve bu giysinin karlmas aka hakaret ierir/ 59

.^Sevgilinin na merhameti, ona eziyet etmesi, onu ayrlna srklemesiyle gn yzne kar. Bu adan bakldnda sevgilinin sitemi, cefas ve istinas, k iin bir nimet yerine geer./' Nitekim air der: Yrin gelir heme cefs Nesim'ye Sen sanma ki Nesim'ye yrin atas yoh Ey rakip! Sanyor musun ki sevgilinin Nesim'ye ihsan yoktur; bilkis, o cefasn hi durmadan Nesim'ye gnderir. ^ Kulun Allah karsndaki durumu da tam bu beyitteki sevgili ile k gibi anlalabilir. Sevgili, kulunu denemek, sabrn lmek, samimiyetini grmek, derecesini ykseltmek, akn kuvvetlendirmek, imann pekitirmek iin ona cefa gnderebilir. Tpk nimetlerini vererek denedii gibi. Hani ayette buyurulur: "Bu Rabb'imin fazlndandr; ta ki beni deniyor, kr m edeceim, yoksa nimetini inkr m?" (Nemi 40V Aklar Kitabnda, anlatldna gre bir zamanlar bir k vard. Kadn senelerce ama senelerce sevdi durdu. Zaman zaman yanna gider gelirdi de. Ama hibir gn aralarnda hibir ey gemedi. O adam daha sonra dedi ki: Karanlk bir gecede ayasnn beyazln grdm, elimi elinin stne bastrdm. Bana, Sakn ha, dedi. Dzgn olan bozma!.. mdi, madem akn berrakl zerindeki haya perdesinde-dir; ve madem bu perde hasret ve zlemle dnmekten dolay tllenir, o halde amzn modern iletiim aralar bu perdenin dmandr. Cep telefonu her aldnda etekleri zil alarak "Alo!" diyen bir gen kzn veya bir delikanlnn seven ve sevilen makamnda ne kadar saltanat srebilecekleri tartlabilir. 60 Hele zel melodiler yklenerek, daha almaya balar balamaz en ksa srede kulaa dayanan bir telefonun teki ucunda ka kratlk hasret kalabilir; bir dnlsn. Brakn biraz alsn telefonunuz, hatta arada srada amazlk edin, bulunamayn... Ta ki sizi merak etsin, zlesin ve dnmeye frsat kalsn... Genler, hi pheniz olmasn^ayrlk ve hasret ortadan kalknca dnce de alp ban gidecek; ak dediiniz ey ucuzlayacaktr. Ar ve arlkl olun!.."' 61 AKI LHI Sanman ki taleb-i devlet ch etmee geldik Biz leme bir yr iin h etmee geldi/c Yeniehirli Avn (19. yy) ^ Dnyaya geliimiz ne mevki ve makam, ne de mal ve mlk peinde komak iin... Biz buraya bir sevgili iin h etmeye geldik, o kadar... MUTLAK GZELLK S Allah greldir; gzel(lik)i sever. / Sokaktan geerken Yusuf'un yznn nuru o civarda bulunan kklerin, evlerin pencerelerinden, kafeslerinden ieriye vurur, derdi. Kklerde bulunanlar: "Belli ki Yusuf gezmeye kt, imdi buradan geiyor!" derlerdi. Kede bucakta oturanlar da duvarlarda klar, parltlar grnce, Yusuf'un oradan getiini anlarlard. Yusuf'un getii sokaa penceresi bulunan ev, onun oradan geiinden ereflenir, nurlanrdt. (E} karde!) Ak(m basma a da evinin penceresini Yusuf'un getii sokaa a; ve pencerenin nne oturup onu seyret! o Ak olmak demek, nur gelen tarafa pencere amaktr. nki gnl, gerek dostun yz ile aydnlanr, nurlanr. Gzelin kim olduunu ne vakit unuttuk, ya gzelliin nelii-ni ne zaman?.. ** Bir yk oldu mr, kovunca gzeli hayatmzdan; ve gzellik ksp gitmiti, mr bir yk oldu. Gzellik ruhlarda perve-ri iindeydi, gzellik gnlde alveri iindeydi. Gzellik bereMiisneJ I, 133; Sahihi Mslim I, 97-, Snen (Tirm2) IV, 361; Mstedrek IV, 181. Mevln, Mesnevi, c. IV. 3091-3096.

65 ketti, zenginlikti; gzeli arayan cihann cann aryor demekti/ Ka bin yl nce sormutu soruyu Platon; "Gzel nedir?" yani ki "Ti esti to katan?" #Gzel kimdi gerekten ve neydi gzellik? Kolay bulunsun diye cevab, kendi gzelliinden halka gzellik vermiti Hak. Grelim ve grdke Gzel'e yaknlaalm diye gzellii yaratmt; ve gzelliin hamuruna kendi nurundan bir nur katmtv' **Gzel olan, iyi, doru ve yararl oland. Gzel bir sz, gzel bir i, gzel bir ders gibi. Gzel iir de, gzel manzara da, gzel sz de hep estetik deeri tartmaktayd. Din idi ad evvel gzelliin, felsefe oldu sonra, bilgi oldu, ynetim ve siyaset oldu... Daha neler olmad!.. Herkes ve her ey gzelin peinde, gzel lkelerde gzel gnler yaand. Sonra... Sonra^zel insanlar gzel atlara binip gittiler ve gzellikler yamaland birer birer. Hznl gnlleri sabaha eklerken gzellikler, sevinci gizleyerek sabah bekler oldular. Gzlere akseden renkler de, sazlara yankyan ahenkler de gzelliini yitirdiler. Bestelerimiz iddet doldu, tatl diller hayal oldu. Gnller gzelden uzaklat, zira gnllere kin bulat. Gzellik atld ya, kalar da atld. Oysa gelenek gzel zerine bina olunur, kltr gzellikle beka bulurdu. Gzelin yn gnleydi, hem gzelliin de... Gnl alab'm tahtyd, Gzel'i aramayan iki cihan bedbahtyd. Neye ml olursa olsun, yaamann anlam, gzel grnleri ve ekilleri; belki gzellik dolu gnlleri kurtarmakt. Gzellik insana pein verilmi cennetti ve sultanlar gzele bakar, gnller gzele akard./ ki parayd hakikatte gzellik ve her para dier yarsna k. Onunla sevilen sevene ders okutur, onunla sevgi ilmii ki66 lim dokuturdu. Ak mektebinin kitaplar ve defterleri, atlyeleri ve ezberleri hep onu sylerdi satr satr; hani ki naklar ve yazlar, resimleri ve suretleri mana mana hep onu anlatr. * Yalnzca bir eit Gzel vardr; ama grntleri binlerce eittirSevgilinin sureti de, ekli de yoktur ta bandan; vardr ki ad gzelliktir, ona suret ve ekildir giydirilen Mutlak Gzel kumandan. O vakit Gzel, gzelliini gstermek zere evreni bir ayna olarak var eder. Bilmeyen aynal, ne bilsin aynalara pas olur keder. Gzellik ki ireti durur her iekte ve kelebekte, gen kzda ve yldzda; fidan yava yava kurur ve azar azar bozulur. Ezel sevgilide gzellik bir harman olur ve gzeller harmandaki taneler. Kardeiim, bir gne say gzellii, renkli camdan szlen... Hani ruh, gnl ve beden camnda huzmelenen bir nur de adna... Akam olunca ekilip gnee geri gider ya hani klar ve hani gz kapannca kaybolur ya nurlar... I da, nuru da camsz grmeye altr kendini... Yolda kalmamak, cam krlnca kr olmamak iin... Gel artk kardeiim, glmseyelim ve gzellikleri grelim. Ban azna sunulmadan ariyet gzelliklerimiz ve dnlmeyen yolculuklara kmadan benliklerimiz, maher maher yamalanan imanlarmzda eriyen zamanlarn surlarn gzelliklerle relim. Duyarak ve dnerek, her ikindi gneinin lirizmi gibi, her dolunay akamnn romantizmi gibi gzellie bakalm ibretle ve iimizde bysn btn gzellikler. Seste, biimde ve boyada hakikatin gzelliine brakalm kendimizi, Mutlak G-zel'den renk devirelim. Allah'tan daha gzel boyas olan kim? (Bakara, 138)/// (Krk Gzeller emesi, s.110-113) 67 GNL ALAB'IN TAHTI .^Gnlm; Evim, ocam, yurdumsun!

Dnda olamadm, iinden kamadm. Tozunu ykamaya yetiemedim yllar yl; pasn silmeye asrlar boyu. Bekledim, hep bekledim taze toprak kokusunu getirecek rahmetini tecellinin. Anahtarn kaybettiim gnde dtm yollarna derbeder srgnlerin. Sradan nazargh idin Rahman'n, krmaya ky-lamayan. Sengsre drdk seni. Hale bir gnl verdi bana, "Hl" demeden hayran olur Slam, memleketim, vatanmsn hem. Bir trl kavuamadm, kavumaya doyamadm.* Kble sabalarnn halvetiyle aan yediverenim. Karanlklarn ardnda uyandrmadan kimseleri, uyandrdn sevgimi; gecelerimi ykadn, dolunaylara doldurdun. m- gamda cilve-i ddr umarsn ey gnl Hasretim, hicranm, firkatimsin. Aramadan bulduum, yola koyulmu gm. Mekke'de hzn ylmsn a ve susuz; Ebu Talip ve Hatice'siz. Bedir'de bir 68 sz: "Denize girsen seninle gireriz" ve Akabe'de yeminlerin en ahanesi, can verip cennet alma zerine. Gecelerin hkimi, gzyalarnn pnar. Efendimsin... te-i aknla gzyan arb eyler gnl Hayatm, mrm, varlmsn. Stten kesilmi bebeklerin merhamet umudu, hesap gnne hkim efsaneler gzeli. Matarasndan abhayat ien svariler serdar. Sevilmeye ayeste dilberim, kukulardan arndrlm gnaydnm. Gzellik mushafnn sernamesi, ilk nur. Gnl derler ser-i kuyunda bir dvnemiz kald Aaaahh, gnl!.. Yaralm, bmrm, hastam. Merhemine kotuum, zehriyle dtm. Beeriyetimin pervasz ayinlerinde kurban olanm. Ak sultanma ota, gam ordusuna karargh. Sadamda zehirli peykanmsn gamzelerden; kplerinde kpren pahal araplara dediim pahasn ruh iklimlerinde. Urular eline tutsak ehzadem. kiye blnm varlklarn madde ile tartlan manas. Hani ya, "Mal da fayda vermez o gn, oullar da; halis ve pak bir gnl ancak..." Gnlm, hafakanlar ile dalgalanan bayrak ilem, acm, kederim! Gnlm! Sustuka ho geimlim, dile geldike parlayan alevim. Kopup salan gerdanlnda soylu nedimelerin, savadan incileri yere hznlerimin. Hzzamlarla balayan cmle neidelerimi; lk-sz uyanlan dm. Notre Dame'n kamburunda gizleyen kendini ve Dulsinea iin dven yel deirmenlerimle. Titrek ellerimde bir dolu peymane... Dalarn bile yklenmedii o ar yk... Gnldendir ikyet kimseden feryadmz yoktur 69 Ah gnl! Ryam, hayalim, hlyam. Sellerle kaybettirdiler izini ilkin ve iz srmeyi unutturdular bana. Ateini klde sakladlar ve kl atee koydular. Seninle yaad kadim medeniyetini aryor imdi bir millet ve Simurg-lar akla malp, maddeye tutsak. Kafda'nda nbeti ifritler tutuyor; ftade sultanlarn saraylarnda tmekte baykular. kiye blnm varlklarmz ve yalnzca maddeyle tartlyor hayat. Clz baaklar semiz baaklan saryor; zayf, grbz yutuyor. Ellerinde iksir tayan gzeller bzlm lo ve kuytu parmaklklar ardna ve sevgisizliin avularndan boalan enginlerde pusulasz kadrgalar misali alkanyor beer. Neler eker bu gnl sylesem ikyet olur Esenliim, sevincim, neem. Tur Da'na giden Musa'm, Nuh gemisine dnen gvercinim. Orta a'dan kalan iyimserliklerin solgun bahar, dmde her gece grdm kelebek. Biliyorum, yol tenha, dal mecalsiz ve su durgun; iein rengi solmakta, arks sona eriyor kularn. Bir

medeniyet, durgun havuzlarnda yakt aklnn kara dumanlarna brnp mersiye okuyor ardndan imdi senin. Ey gnl medeniyeti!... Sevgisizlikler, zulmler, ktlkler sard yokluunda evremizi. Ama biliyoruz ki biz, sen yayorsun hl ve styorsun bedenimizi, styorsun ruhumuzu. Sensiz olmuyor mirim, sensiz olmuyor. Hem kadeh hem bade hem bir h sakidir gnl Gnlm! Aziz dostum!... Nerelerdesin, ya dn artk yurduna; ya iki satar yaz bize... DAHA DN GBYD... (yine, s.16-19) 70 Uyuyorduk, uyandrdlar; unutmutuk, hatrlattlar... Dn gibi taptaze, gn gibi apakt her ey. Ka bin milenyum gemiti oysa aradan. Hatrlyorum, Can bezmi dediler, can attk, yer kaptk. Canlara esenlik giysileri bitiler desen desen, nak nak. "Mahabbet kuma?" dediler, "Bel (evet)!" dedik. Pare pare canmzdan biilmi bel hrkasn koydular enimize ve bizi an'dan ayrdlar. Uyuyorduk, uyandrdlar; Canlar Can'n hatrlattlar... S-veydalarmz kadim sevdalara saldlar. an'a Canan dediler, bizi an'dan on drt asr uzaa attlar. Buyur, dediler, Can yoluna can oynamaya... Canla bala Efendim, dedik, canlar feda sen an'mza. Bir nihance nighma can vermeye lebbeyk... Sana Can dedik, ey Can bezmi'nde canmza den!.. Canm diyoruz imdi tekil gzyalarmzdan iimiz yana kav-rula. Yz bin kere, milyon kere Canm diyoruz. Hangi varlk deil ki an'a muhta. Yolunun bellarna beli dedik, canmzdan yegn yegn yollar atk yoluna. Bilmedik menzil uzak, azk noksanm... Bilmedik, kervanlarmz haramilermi bozan, g davulu gulyabanler elindeymi. Bir lokma sevdasyla Lokman'lara kyp nefis lokma71 lara adanm nefislerini doyuran rehzenler sarm evremizi, bilmedik. Nice canlarn canna okuyorlar imdi, can cana vermeyelim diye. Can alc'nn korkusuyla canlarmz eytana peke ektiriyorlar bize, bilmedik. Can yongas ile imtihanlarmz canmz yakyor her daim, Efendim; yollarmza avu avu diken dklp, imanlarmz kerpetenle sklyor bir bir... CanmL Can meclisinde Canan idin, Canm dedik, Can oldun. Hlimize bak bir!.. edit lodoslar bouyor cemrelerimizi. Hisarlarmzda engizisyonlar cad diye yakyor meleklerimizi. Ayplar olsun bize, ayptan baka hibir ey grmediimiz iin Can dostlarmzda. imdi kopmuluumuz, koparlml-mzdandr hep can pazarna dmekliimiz. Yuf olsun bize, yuflanacak olanlara tek bir azdan yuf diyemediimiz iin. Artk naslarn can kulayla dinlemediimizdir hep can yanmlmz. Hani Canan' can iin sevenlerdi yitiren can da Canan da; hani ad anlanlar, can Canan iin severlerdi?!... Nerede o keh-kean efendileri?!.. Bedene balanmaktan an' hatrlamak ac geliyor canmza; deil mi? Hani can beden edenlerdi mezarlarnda ter taze kalanlar?!.. Ya neden imdi bedeni can gibi besleyenleri veriyoruz topraa bir bir?!.. Cann sa olsun demek ne zaman moda oldu Can lkesinde?!.. Hani varlk ancak yoklukta grlebilir, noksanlar olgunluk aynasnda belirirdi? Can sevdalarmzn erteye kal, horluk ve hakirlikte olmaklmzdan deil mi acep?!.. Hani Ktmir'i bir saa bir sola eviren iradenin telere, ta Can meclisine ait imtihanlara vabeste ahitleri?!.. Sonsuz uykulara daldk da uyanamyor muyuz yoksa?!.. 72

Hani can isterse gzlerimiz, baklarmz inciye de, ylana da evrilebilir; oradan sevdasna dair ibretler alabilirdi Canlar Ca-n'nn?!.. Nisan buludarmz Can rahmetini saarken "oyun ve elence"ye bunca dalp girmekliimiz nedir ki?!.. Hani kadri yce ayna ve terazilerimiz vard canlarmzn mi-hengi?!.. Ya neden imdi "Ne olursun beni irkin gsterme!" diye yalvarmak aynaya ve "Yalvarrm eksik tart eksiimi" diye dil dkmek Yusuf u bilmeyen terazilere?!.. Can isterse eer, Sleyman'n mhrn takar da nazenin parmaklarna, seherlerde Can sevdalarnn rzgrn estirir zerimize. Ama uyku gaflet bastka bizi, Ehremenler Sleyman mhrn mutalayverirler barmza ve mhrlenip gider canlarmz, kulaklarmz, kalplerimiz. Camm! aremiz Sen'sin, penhmz sen!.. Tut elimizden... Sen an'sn, Canm'zsn. Canm diyoruz sana, yz bin kere, milyon kere... n ard olmaz cann; alt, st hep beden iindir. Canmz tam karmzda. Ama karmz neresi, karmz gremiyoruz. 73 GL DEYNCE KALEM ELDEN DYOR Gl tarife ne hacet, ne iektir bilirizHilkatin Fatiha's, nbvvetin hatimesi, ins cinnin efendisine selamdan sonra, Biz O varlk gzeline Gl diyeceiz, gl anda trlarn duymak iin... Beeriyet btn zaman ve mekn boyunca Gl' bilememenin ve Gl' sevememenin strabyla kvrand ve en byk hakikat u ki, ban nereye vursa o Gl'den baka gl bulamayacak, Gl' rnek almadka ete kemie brnm feryadndan kurtulamayacaktr. Eller nak hak, desen desen Gl' dokur nk, ktlar renk renk, deste deste Gl' okur. Gl'n trlarnda blbller yaar ak ile; ve ak ile renginin ulesinde pervaneler der. Kimin eline deerse Gl, elleri gl kokar onun. "Burada beni ancak Allah buyruuna bal Peygamber aff kurtarr/Ben de onun ve adalet eline uzatyorum ite sa elimi" der Sezai Karako dilinden Ka'b b. Zheyr, ve o gnden sonra brdesini giyer Gl'n. elikten bklmler "Eer Gl'n vasflarnn erhini devaml, durmadan sylesem, yzlerce kyamet geer de o yine bitmez" buyuar Mevln. 74 Lisan ve kalem hakkyla anlatamaz Gl', bunu herkes bilir. Bilir de Asr- Saadet'ten bu yana saysz kalemler Gl' yazar ciltler ve ktphaneler dolusu; hesaba gelmez lisanlar Gl' syler manzumeler ve iirler boyu. imdiye kadar neler sylenmedi Gl hakknda, neler yazlmad. Yazmakla bitirilemedi ve bitirilemeyecek. Adna naat dediler, Gl' anlattlar; tazarru dediler, Gl'e iltica ettiler. Siyer dediler hayatn anlattlar, email dediler vasflarn sayp dktler. Hilye yazdlar yaknlklarn ifade iin, miraciye dizdiler ann tebcil iin. Besteler yaptlar Gl terennmnde, ilhler sylediler Gl deminde. Na't diye mahlas kullandlar, divanlar doldurdular, adn anarak baladlar mesnevilere bir bakna mazhar olmak iin. Aharl ktlara dkld bin bir harf dz ve eik, Gl' yazmak iin yart gubari ile ikeste ta'lik. Hamdullah'tan Hamit'e harf bana kr diye yazd divitler; Levn'den Osman'a tel tel renk verdi ivitler. Ne yana baksa Gl'den bir iz grr gzler; ne yne dnse Gl' zler, geceler ve gndzler. Eya ve varlk gl iin vardr ve Gl, eya ve varlk iin. Bir milyon ad varsa akn, bir eksiiyle hep Gl'den alr ilhamn. Kt, kalem ve kitap... Sz, kelm ve hitap... Her suret ve her ekilde Gl'e mahkm. Kimileri Gl dediler, mr boyu gldler; kimileri Gl dediler, gl uruna ldler. Gl' anlatmayan dil ne syler ki efsaneden baka!.. Gl harflerinden gl sylemeyen kelimeler gerei olmayan isimlerden te nedir ki?!.. Gl kokusu tayan bilgi canda k; gl destesi gtrmeyen kervan bedene kuru yk deil midir?

Dicle'nin serin yamalarnda gzyalarn ikindi sularna kartrarak Kble'ye ynlendiren bar yank air hasretini anlatyordu: 75 Suya versin bbn glzn zahmet ekmesin Bir gl almaz yzn teg verse bin glzre su Sultan, ryalarnn sevgilisine Gl rlyefleriyle ba zre yer vermek iin sorgucunu O'nun ayak izinden yaptryor ve zerine u dizeleri nakettiriyordu: Noia tacm gibi bamda gtrsem dim Kademi nakn ol hazret-i h- rusln Gl-i glzr- nbvvet o kadem sahibidir Ahmed durma yzn sr kademine o gln Ve sultann mridi her yzde Gl'n akn okumaktayd: Gl alama gl bize Ele diken gl bize Gl olann yznde Gl alr gl bize imdi bir ylgnlk ana geldik, Gl iin feryatlar ana ve denildi: Gle g ettiremez bo yere blbl inler Varak- mihr vefay kim okur kim dinler ikyet deildir kastm Gl'm, cr'etim iimin yanndan... Glistanlarda savalar var, blbllerin kuruna dizilip kefensiz gmlyor. Hi bugnk kadar yakmad Kabe'ne siyahlar ve biz seni hi bugnk kadar zlemedik. Varla bir Gl ise sebep, kokusundan ya renginden nasl duralm ayr?!.. Ebed gleninde tek ayak zre duracak bir yer de vermez misin bize Gl'm?!.. (Gzg, s.127-130) 76 GZLER YIKAMALI, BAKA EKLDE GRMEL Efendimiz, mer'e diyordu ki: "Ben sana herkesten daha sevimli olmadka iman etmi saylmazsn!" Ayet de diyordu ki: "man edenler Allah' daha iddetle sever!" Bilindii gibi ak kelimesinin bir anlam da, "sevgide ly amak, snrn tesine gemek" demektir. Her ak, sevginin dozu oaltlm drajeleridir. Bu yzden her sevgi ak olamaz; ama ak mutlaka damtlm sevgidir. Arifler katnda aka den kiinin drt hli vardr: Kabz (tutukluk, sktrlmlk hissi ve hesaba ekilme), bast (aklk; zihnin ak, gnln en olmas), sekr (sarholuk, kaytlardan ve alkalardan kurtulup yalnzca sevgili ile olu, onda kendini yitiri hli) ve sahv (ayklk, kendinden geen n yeniden kendine gelmesi). k kabz halindeyken bir trl davranr, bast halindeyken baka bir trl. Sekr halindeyken bir trl konuur da, sahv hlinde belki konumay bile istemez. Akn en akn ve takn hli sekrdir. Sekr hlinde k ne yaptn da ne sylediini de bilmez. Burada bilinsizlik deil, irade diilik sz konusudur. Belki nce kmil, ardndan vasl ve nihayet fni olmu bir n zel ve zenilesi hli sz konusudur. te bu yzden sekr hlindeki a yaptklarndan ve sy77 lediklerinden dolay sorgu sual caiz olmaz. Sarhoa yalpalama denilebilir mi? Belki neden iki iip sarho oldun, denilebilir. nk sarho olduktan sonra kii kendine hkim deildir. Bilkis ak ona hkimdir. Akn hkimiyeti insan sekre srkledii gibi, irade de ak giderip kiiyi sahv hline dndrr. k sekr hlinde iken azndan kan ath (sathiye, paradoksal sylemler, grnte kfr ve samalk gibi grnen ama yorumland vakit derin anlamlar olan szler) yznden sorguya ekilemeyecei gibi sahv hlinde iken de bu sylediini yalanlamaz. nk bunlar n deil bizzat akn karmlar, sevgide ar gitmenin sonulardr. yle ki, bu ileri gidi, maukta kaybeder, seven ile sevileni aynletirir. Seven kendisini sevilende yok edince sevilenin kimliine brnr. te Halla'in "Enelhakk!" demesi de, Bistam'nin "Subhne m 'azama n" demesi de, hatta Nesm'ye atfedilen "Leyse ft cbbet illa'llah" sz de, Yunus'un "Ete kemie brnd/Yunus diye grnd" dizeleri de bu bakmdan hor grlemez, bu szlerinden dolay bu klar sorgulanamaz. Belki onlara sorulmas gereken soru, "Neden byle sylediniz?" deil de, "Neden srr aa vurdunuz?" biiminde olmaldr. nk ak iinde sr gerektir ki, hakikat yolunu gstersin. Bu adan bakldnda, onlarn bu szleri

ile "L ilahe ill-AUah" demek arasnda bir fark bulunmaz. Ama eer ayn szleri sahv hlinde iken sylemi olurlarsa o vakit kfrleri icap eder. Nitekim Halla'in Enelhakk sz Fira-vun'un azndan da kmtr; ama bu defa "Ben Hakk'm!" yerine "Ben Tanrym!" anlamna brnmtr. Btn bunlardan sonra dnmek ve grmek lzmdr ki, seven de sevilen de sevdiren de yalnzca O'dur. Sevindirir diye de ummamz iste ondan!... (Mir'at, s. 12-14) 78 AK... EZELDE BR MERHABA IDI; HL K ODUR... Fatih'in veziri olan air Ahmet Paa bir beytinde, akndaki sadakati ve tutarll anlatabilmek iin, Canma bir merhaba sundu ezelde snvi yr "yle mest oldum ki gayrn merhabasn bilmedim" deyiverir. Kolay bir syleyie gre ok gl bir hayal!.. yle ki Ahmet Paa hakknda tezkirelerin "Trk iirine parlaklk ve gzellii ilk o vermitir," hkmn doru kartr. Gnmz diliyle yle demek: "Ezel gnnde sevgilinin gz bana bir merhaba ltfetti. O gn bu gndr, o bakn mestliiyle baka birinin merhabasn hi tanmadm." Ak... Kinatn yaratl vetiresini, zn ve esasn oluturmak bakmndan balangc ezel gnne dayanan ve ebede kadar sreceinde phe bulunmayan macera... Gnlleri terbiye eden, ruhlara derinlik katan, dimalara ykseklik veren bir hzn ve ne'e. Varlkla birlikte var olan ve varlkta en son yok olacak olan. Balangc ta ezel gnnde; yle: Kur'an'da anlatlr ki (Araf, 171-172) Allah, dnyada hibir ey yok iken, hatta dnya yok iken ruhlar lemini yaratt. Orada btn ruhlar bir araya toplayp sordu: "Elest biRabbi79 kum?" Yani, "Ben sizin Rabbiniz deil miyim?" Ruhlarmz bu soru karsnda "Kl: Bel!" Yani "Dediler ki: Evet (phesiz Sen bizim Rabbimizsin)". Bu meclis (ezel bezmi, elest meclisi), varln ilk toplants idi ve btn ruhlar orada birbirlerine ahit tutuldular; ta ki dnyaya geldikleri vakit, bir bedene girdikleri, ete kemie brndkleri vakit bu szlerinden dnmesinler... Dnenler olursa, o mecliste rahmet ve merhametiyle kullarna muamele eden Rab Taala'nn rahmet ve merhamet izgisinin dna itilsinler... Ezel bezmi yle bir meclis idi ki, orada yan yana olanlar, yakn olanlar, birbirlerini grenler, birbirleriyle konuanlar; bu dnyaya geldiklerinde de birbirleriyle yan yana ve yakn olur, buluur veya konuurlar, insanlar arasndaki a farklar, uzaklk ve yaknlklar ile bgnelik ve ainaln temeli ite o ezel gnne dayanr. Bu durumda dnya, ezelde kader olarak yazlann vuku bulduu (kaza) bir duraktr; o kadar. Bu durakta akn ve n nasibi de ezel gnndeki durumuyla balantl olarak bu dnyada grnrlk ve yaanrlk kazanr. Bu durumda ya Hsn Ak yazar Galip Dede'nin benzetmesiyle dnyaya ait desenleri ve izgileri olan kader kumalar ruhlarmz arasnda bltrlrken a da sevgi hissesi olarak terzilerin makas art krpntlar misali parampara olmu bir kalp decek* veya yukarda Ahmet Paa'nn dedii gibi k, ezel gnnde yle bir ift gz ile karlaacak ki aktan pay almay, veya aktan gayr pay almay unutup dnya hayatn yle yaayacaktr. Sylediine gre Ahmet Paa, ezel gnnde henz ruhlar lemindeyken, gzellerden bir gzel, kendi gzelliinin farknda olarak (istina halinde) gz szp de kendisine k ararken, gzleri bir an, yalO zaman ki bezmi canda blld kle-i km Bize hisse-i mahabbet dili pdre pare dd 80 nzca bir an, Ahmed'in canna da deip gemitir. Ak adna Ahmed'e ne olduysa ite o bir an iinde olmu ve o gzellik karsnda mest ve hayran dp kendini kaybedivermitir. Bu yle bir mestliktir ki aradan milyonlarca yl akp giderek dnya kurulacak; Adem yaratlp yine on binlerce yl insanolu dnyada ezel macerasn srdrecek, nihayet

Ahmed'in ruhu da bir beden ile dnyaya geldiinde hl ezeldeki o sarholuu gememi olacaktr. Bunun dier ynden okunuu, Galip'in dedii gibidir ve Ahmet, ezel gnnde grd gzelin akn kendisine zoraki kader edinerek dnyay da onun urunda her trl bellara, skntlara, ayrlk aclarna vs. katlanarak mest ve hayran yaayp gider. Yani ki aknda bu derece sadakat ve doruluk, tpk ruhlarn Allah'a verdikleri sz gibi bir arlk ve sorumluluk tar. Ta ki k, ruhlar meclisinin sznde duran yegne kiisi olabilsin. yle ya hemen hepimiz o gn verdiimiz sz oktan unutmu, kendimize (masivdan, paradan, ihtiraslardan, gururlardan, maldan, mlkten vs.) yzlerce tanrlar edinmi durumdayz. Oysa k ezelde verdii ak szne sadakatle sarlm, akn bunca ayrlk belsna da katlanarak klkta bir gmlek daha derece kazanmann yollarn aramaktadr. Akn bels yle bir tatl bel ki, ezelde balam olup ebede kadar uzanacaktr. Nitekim ruhlarmz, "Elest bi-Rabbikum?" sorusuna karlk olarak "Evet" anlamna gelebilecek pek ok kelime arasndan "bel"y semitir. Kul, bely kendisi istemeyince Allah neden versin ki?!.. Velev akn bels da olsa!.. 81 KANADINI AK MUMUNA YANDIRAN PERVANE ,, /Sevmenin tabakalar, mahabbet, ak ve dert ol i mak zere derecedir: 1 - Mahabbet odur ki, mahbubunu grrse mem-I nundur, grmezse kaydnda deildir. [ Ak odur ki, mahbubunu grrse memnundur, grmezse mahzundur. - Dert odur ki, mahbubunu grrse de mahzun-< dur, grmezse de mahzundur. Tasavvuf ile alkas bulunan divan airlerini sanat ynnden deerlendirirken ok zaman hatalara dlr. zerinde sz sylenecek kii nce air sonra sufi midir, yoksa nce sufi sonra air midir? Bunu anlayabilmek iin, elde bulunan iirlerin saysndan ok, sanat deerine bakmak gerekir. Tekke edebiyatmzn nde gelen isimlerinden olan Hasan Sez-i Glen (1669-1738), edebiyat ile tasavvuf kltrn dengeli biimde zmseyerek iir sylemi ender mutasavvflardandr. Tabiri caizse, onun airlii ile sufilii dengede durur/ Belki de bu yzden, tezkire yazar Salim Efendi ona Osmanllarn Hafz- irazsi der. Tekke evrelerinde 18. yzyldan itibaren hreti yaylm, deiik tekkelerde bile ad saygyla anlp yolu82 na ittiba olunmutur. Gleniye tarikatnn Seziyye kolunun kurucusu olan bu nl eyhin tasavvuf ierikli pek ok gazelleri, daha sonra ilh formunda bestelenmi olup, din musiki geleneimizde nemli bir yer tutar. Bunlar arasnda, Halk ire bir yneym herkes bakar bir an grr Her ne grr kendi yzn ger yahi ger yaman grr veya Ey k- dildde gel n edelim bade Bir bade gerek amma kim iile me'vde matla'laryla balayan gazelleri en nlleridir.*Mektbdt' ile Divan' dnda, daha sonra derlenen menkbeleri de tekke evrelerince iyi bilinen eserlerdendir. Sez-i Glen'nin hemen btn iirlerinde tasavvuf remizler ve mazmunlar n plandadr. Beyit beyit erh etmeye alacamz gazel, onun divanndan rastgele seilmitir ve yle ba-lar: / lmiz vahdet meyinden ak iie mestneyz j Per umr-jem'-i ceml- yre biz pervneyz "Vahdet ikisinden ak ile yle bir itik ki, imdi kendimizden gemi vaziyette dolanp duruyoruz. (Bu halimizle biz) Sevgili'nin gzelliinin (Cemal'inin) mumuna kanat dediren (kanadn tututuran) bir pervaneye benziyoruz." / Beyitte ilk aklanmas gereken tasavvuf terimi, vahdet'tir. "Bir'lik, tek olu" anlamna gelen bu kelime, "Allah'n birlii" ni karlar.

* Vahdet tecellisinin kula yansmas ayr ekilde olur: Vahdet-i kusd: Hakk'n istedii ile kulun istediinin ayn ol83 madr. Burada iki irade birleip tek olur, yani vahdet gsterir. Ancak buradaki birleme bir btnleme deil, kulun kendi iradesini Allah'n iradesi iinde yok etmesi anlamna gelir. Bylece insann arzusu Allah'n arzusu olur, yani kul Allah'n arzu ettii biimde davranr. Bu tr vahdet iin illa sufi olmaya gerek yoktur. Kiinin inan bazndaki bu tavr onun doru yolda olduuna delildir. Fuzl'nin, mnacat edasyla syledii bir gazelinin tecdid-i makta'nda bu tavr grrz: Oldur bana murd ki oldur sana murd H ki senden zge ola mdde bana Vahdeti uhd: Sufinin her eyi Allah olarak ve Allah'n tecellisi olarak grmesidir. Buna biz "halk Hak olarak grme" diyebiliriz. Ene'1-Hak dncesi vahdet-i uhd'un zirve noktasdr. Bu tr vahdet bir sekr (sarholuk, kendinden gemilik, kendini bilemeyi) olarak grlr ve vecd ve istirak iinde yaanr. Sufi vahdet-i uhd'dan geince, yani o vecd hali son bulunca Hak ile halk yine ayr grr, yaratlan Yaratan'dan ayrr, Yine Fuzl'nin Kays azndan Leyl'ya kar sylettii, Bende olan aikr sensin Ben hod yokum ol ki var sensin beyti bu hli gzel zetler. ti Vahdet-i vcd: Varln yalnzca bir tane olduunu, onun da Allah olduunu idraktir. Bylece varlk leminde Allah'n tecellisinden gayri bir ey kalmaz, her ey O'nun bir tecellisinden ibaret grlr. "Vahdette kesret (okluk), kesrette vahdet" dncesi buradan kar. Vahdet gerek, kesret hayaldir. O halde kinan kaplayan ekiller ve suretler yalnzca birer kesretti temsil eder ki, sufi bunlarn hepsini bir hayal olarak alglar/Bu, Efla84 tun'un ideler lemi nazariyesinde ne srd dncenin bir benzeridir. Tevhidin bu kademesi sufiler dilinde, "La maksde illallah, la mehde illallah ve la mevcde illallah" biiminde zikre dnmtr. imdi beytimize dnelimfflk dizede geen mey (iki kadehi), tasavvufta "akn slike galebe almas" hlini temsil eder. lh bir cezbe ile ak insann btn hcrelerini kaplad vakit, insan mey iip de kendinden gemi gibi davranr. Bu yzden mey, arif veya kmil insann kalbi saylr. nk ak, insan bilgelik derecesinde olgunlatm, hadiselerin hakikatlerini ona retir/ Yine Fuzl'nin, Zhid sul ederse ki meyden nedir murd Bizde safadr onda kdret, cevb ona beytinde mey'in mistik tanm verilmektedir. lah ak arabyla dolu kadehler yudumlayan bir ayyan deme safalar srecei ve cihann en keskin akll insanlarnda grlen entellektel krizlerden uzakta asude bir hayat yaayaca aikrdr. nk birisi gnl ile, dieri akl ile gerei aramaktadr. Byle bir yar, elbette akl aleyhine haksz rekabet gibi grnr. Sezai'nin beytin-deki vahdet meyini ien n mestanelii ite o ayyan hline benzer. O ister kusd, ister uhd, isterse vcd derecesinde vahdete atulmu olsun, alaca lezzet her zaman dierlerinden stn olacak, en azndan vahdeti tammam ham insanlara nazaran bir mesafe katetmi olacaktr. Beytin ikinci dizesindefiem' (mum) ile pervanenin macerasn, sufi ile Allah'n cemali arasnda grrz. Tasavvufa gre em', "ilh nur"u karlar. Bu nur salikin (pervanenin) kalbini yakar, oray aydnlatr ve onu irfana eritirir; katksz nur h85 line koyar. Pervane de mum iin yanmca effaflar ve beyaz kl gibi olur. Bunun iindir ki salik, kanadn ak mumuna yandrmaya balad andan itibaren eyaya (d dnyaya) irfan naza-r'nla bakar. Pervanenin yaramas iin ncelikle mumun yanmas (parlamas, aydnlk vermesi) gerekir. airin,

p Sem'i gr kim yanmadan yandrmad pervaneyi bercestesi, bu bakmdan bir kat daha anlam kazanmaktadr#A-kn atei nce sevilende parlamasayd, phesiz seven bu aktan atelenip yanmazd. Bu durumda k ve maukun maceras mum ile pervanenin macerasna dnr.mele bu mum, Se-z'nin dedii gibi "em'-i ceml-i yr" (sevgilinin cemalinin mumu) ise. Klsik airler ak anlatabilmek iin eitli tebihler, mecazlar, mazmunlar, metaforlar ve alegoriler kullanmlardr. Gl ile blbl, Leyl ile Mecnun, Kumru ile servi vb. Ancak bunlarn en kapsaml ve bol arml olan, mum ile pervane arasnda varolduu farz edilen aktr .#em' Pervane adyla temsil mesnevilere de konu olan (Zat, Lmi ve Mud'nin bu adla anlan mesnevileri mehurdur) bu ak hem beeri, hem mecaz hem de ilh planda yorumlanmaya msaittir. Ahmet Paa'nn u beytinde sevgilinin yana muma; k, camn yakmaktan korkusu (pervas) olmayan bir pervaneye; n can ile gnl de (can u dil) pervanenin kanat ve teleine (bal u per) benzetilerek kullanlmtr: Cn u dil yaksam n'ola cn yzn em'ine kim Bal u perdem k- pervanenin pervas yok em', modern zamanlardan nce gndelik hayatn tam ekse86 ninde yer alan bir eya idi. Elektriin, gaz lambasnn yahut kandilin bile olmad zamanlarda insanlarn gecelerini dolduran mum, bir yandan hayatn merkezi olurken, dier yandan airlerin ilham kayna, hatta pervanelerin (gece kelebei) ilgi oda bile oluvermitir. Buna gre pervane, mum alevinin evresinde mknats bir g ile dner durur. Tpk sevgilinin mahallesinden ayrlamayan k gibi. O kadar ki, gittike daha fazla cesaretlenerek daha yakn hareket etmeye, dnerken izdii emberin yarapn daraltmaya balar. Bylece cesareti evkini arttrr, evki arttka da cesaret bulur. Tpk sevgilisine yaklatka daha fazla yaklamak iin bahaneler arayan k gibi. yle ki, pervane birka zaman sonra muma iyice yaklam olur. Bu sefer de onun gereini anlamak ister ve kendisiyle onu ayniletirmek iin dn emberini iyice daraltr. Bu da, tpk sevgilisine yaklanca ona dokunmak, onunla konumak, onun scakln duymak isteyen n haline benzer. Ve nihayet pervane mumun (sevgilinin) ateine kanadn uzatrAaptrr (Sezai'nin ifadesiyle "Per rr") ve yanmann ne demek olduunu hakka'1ya-kn renir. nce duyarak/okuyarak, sonra da grerek edindii yan bilgisi bu sefer gereklik kazanr ve ak atei pervanenin narin vcudunu kle dndrr. Tpk n ak ateiyle yanp yaklmas ve ne yapan bilmez hle gelmesi gibi. Bu noktadan sonra pervanenin de n da hli bir cezbe ve istirak, bir sarholuk ve kendinden geme hlidir ki, irade gitmi, ak varla hkim olmutur. Sez'nin ilk beyitte ifade ettii mestlik ite budur. Ak meyi ile mum (sevgilinin cemali) arasnda da fazla bir fark yoktur. Her ikisi de insan kendinden uzaklatrdna, belki kendine getirdiine, gerekliinden haberdar ettiine gre... Biz gazelimize dnelim ve Hasan Sez hazretlerinin ikinci beytine bakalm. yle buyurmu: 87 Aklmz yamaya verdi ol perian kkli Alem ire imdi zencrin srr dvneyz <P "Sevgilinin dank zlfleri aklmz yamaya verdi, savurdu. Bu yzden imdi biz, yeryznde zincirini sryp gezen bir divane, bir deliyiz." Beytin tasavvuf! almlarna gemeden evvel, airin ak ile ldrm bir Mecnun mazmunu zerinde kendi vetiresine iarette bulunduunu syleyelim. Ak gelince akim gitmesi ve aka tutulanlarn lgnlk derecesine varnca divane diye tannmalar, divanelerin de mahalle aralarnda ve sahralarda tek balarna dolamalar, yalnzlktan holanmalar, klk kyafet ve grnt ynnden perian ve pejmrde olduklar, hatta kirli grntleriyle ocuklara dehet duygusu verdikleri, bu yzden zaman zaman ocuklar tarafndan talandklar, kendilerine ve evreye zarar verir duruma gelince zincire

vurulmalar yahut ayaklarnda belli bir arlk olsun diye zincirli dolatrlmalar vs. hep ak ile cinnet ve delilik ilikisinin neticesi olarak bu beytin gzmzn nne getirdii tavrlardr. # Hasan Sez hazretlerinin yukardaki beyitte sylediine gre, sevgilinin mestlik dolaysyla perian (dank) grnen zlfleri, n akln bandan alp gtrm, yamaya vermitir. Ak gelince akl gidecei iin bunun byle olmasnda bir gariplik yoktur ama akln gitmesiyle birlikte deliliin birdenbire son haddine varmasdr ki, sz konusu akn bykln ve etkisinin gcn gsterir. Sevgilinin dank salarn bir kerecik grmekle akln kaybedip zincirli deliye dnen bir n acaba zlften tesini grmesi halinde, mesela sevgilinin glmsemesi yahut iltifat etmesi, yzn gstermesi yahut vuslattan bahsetmesi vs. hallerinden birinde buna nasl dayanabilecei sorgulanabilir. te bu yzden n sevgili urunda yapabilecei en kolay ey, can vermektir. stelik bu bir fedakrlk deil, bir kran eseri olarak gerekleir. Hele de tasavvuftaki ilh ak dnldnde, gerek Sevgili (Ceml-i Mutlak) uruna can vermenin aslnda bir vuslat Mevln'ya gre eb-i arus- demek olduu ortaya kar., Sez hazretleri, bu beytinde tasawuft terminolojide karlklar bulunan kelimelerden akl, kakl (zlf) ve divaneyi kullanmtr. Evvel tasavvufta akl pek de makbul bir varlk olarak dnlmez. Hele beerin sahip olduu nazar akl hi de itibar edilecek bir ey deildir. Daha dorusu ilh hakikatler, ezeli ve ebed varlk lemini idrakten aciz yaratlm bir akla neden deer verilsin ki? Belki hak ile btl birbirinden ayrt etmeye yarayan bir meleke olduu iin deerlenmeyi hak edebilir ve insana kulluk ile ibadetin yolunu gsterdii iin kymet verilebilir. Binaenaleyh, hissedi ve akn gereini bili bahsinde kuru bir akl hibir ie yaramaz. nk akl ile ulalabilen en son nokta, hayret yani akln donuklamas (efsr-de) ve durmasdr. Hayret ise bir sarholuun sonucudur ve o sarholuu insana akl deil, gnl yaatr. Sz ve ilerimizde bize delil olan beer akln ak bahsinde deeri sfrdr. Ak gnle hitap eder, akl ise nefse uyar. Bu bakmdan eskiler akl ile gnl arasnda bir ztlk sz konusu ederler. Rint ile zahidin, medrese ile tekkenin, duygu ile fikrin, iir ile nesrin yzyllar boyu atm olmas ite bu anlayn eseridir. Yukarda saylan btn bu kii, kurum, disiplin ve yaz trlerinden birisi akl, dieri gnl nemser ve yekdierini dlamaktan kendisine hisse karr. Velev Fuzl, 89 Ben isterim akldan hidyet Akl bana gsterir dallet diye rpnadursun. Erenler akim inkra, gnln de ikrara yatkn olmasndan yola karak akl bir ayak ba gibi grmler ve "Kalbe bak, akla itibar etme!" demilerdir, Yunus'un, Seni sevenlerin ola m akl Bir dem uslysa her dem delidir dedii gibi, ilh aka ve Tanr gereine ancak akldan geerek varmak mmkndr. Neden, niin, nasl gibi sorular yerine -tasavvufta buna n er'dan gemek denirkalbin mutmain olmas, bir kere inandm deyip dosdoru hareket etmesi daha faziletlidir. Sez hazretlerinin, bu beyitte, ktaki akl kaybetmeye sebep olarak gsterdii kakl (zlf), tasavvufta Hakk'm zt ve knh-n temsil eder. Bu, hi kimsenin ulaamad gayb bir hviyettir ve gayb olmak dolaysyla zulmette bulunur. Dnya zulmeti demek olan masiva iinde yle gizlidir ki, sanki karanlklar arasnda bir nur gibi. airler bu yzden zlfn siyah olmas (karanlk) ile Hakk'n zatnn grnmezlii arasnda bir iliki kurarak her ikisini de mehul gsterirler. O mehuln malum olabilmesi bir tek arta baldr: Iman- kmil. Zaten iman bir nurdur ve kfr karanln aydnlatr. Salikin, iindeki phelerden, dnyaya ait karalklardan vp karanlklardan kurtulmas ancak iman nuru sayesinde olurJiTasavvuf merhalelerinde alnacak yol iin gerekli olan k da bu

nurdan, iman nurundan ibarettir$6uf ncelikle karanl tanmak ister ki, onun iinden nura ulasn ve nurun kymeti bilinsinyYine Fuzl'nin dedii gibi: 90 Kfr-i zlfnden beni men' eylemek lyk mdr S/ insaf eyle imnn gerekmez mi sana p Sofu, sevgilinin kara zlflerinden men ederek insaf elden brakmakta ve bylece imandan kmaktadr. Keza kfr karanlk, iman da nur ve aydnlk olduuna gre, kfrden uzaklatran sofu, kfrn sahibi, belki bekisi konumuna gelir ki, air byle sylemekle mkemmel bir nkte yapmtr./''' Konumuza dnelimifcBaz mutasavvflara gre sa okluk ve taayynat olarak alnr. Bu durumda, daha nce anlattmz vahdet'in karsnda bir kesreti temsil eder. Sa nasl sevgilinin aydnlk ve nurlu yzn rterse, kesret ve taayynler de Cemal'in stn rter, saliki didardan uzaklatrr. Bulutlar arasndaki mehtap yahut iki gece arasndaki gndz gibi. Buna gre nur her vakit olduu yerde durmaktadr, illa ki gzler onu grmez olabilir. Gzlerin onu grmemesi demek, nurun perdelenmesi demektir ki, bu da ya slikin kendi kalbindeki kapallk yahut da dardan onun gz nne ekilen perdedir/ Sezai'nin beyte giydirdii tasavvuf kisvesine iaret eden nc kelimemiz divane dir. Bilindii gibi bu kelime, "cinnet hali, delilik, mecnun olma, ldrma, akln oynatma" gibi kelimelerle karlanmakta*Tasawufta n akna malup olup kendine hkim olamamas durumunda cinnet ba gsterir. Bu da ak vetiresinde bir makamdr. Sevginin aka dnt yerde balar ve hayret makamnn tesinde, vuslat makamnn berisinde son bulur. Bilindii gibi, seven insan duygularna hkim olabilen insandr ama akta duygular insana hkim duruma geer. Daha dorusu/sakn balad noktada duygular akla hkmetmeye ve onu etkisiz brakmaya ynelir. ' Yukardaki akl-gnl atmasnn hsn-i talile konu olan 91 gerek sebebi ite budur. Bylecaftsufiler divane olmay yani cinnet halini akll olmaya tercih ederler. Belki de cinnet ile cennet arasnda hibir fark grmedikleri iin byle bir tercihte bulunurlar. Bilindii gibi, bu iki kelimenin yazllar dahi ayndr. Deliye sorgu sual olmayaca iin mes'uliyetten de azade bulunur. Bu da cennet hayat ile zdetir. O halde Hak ile divane olmak bir mertebedir. Mecnun'un Leyl tesi makam gibi. Bu makamda delilik insan coturur; kendini bilmeyecek, kabna smayacak hale getirir ve lgnca eyler yaptrr, Tunus'un kendisine dnp, Tatn yine deli gnl, sular gibi alar msn diye sorduu hl ite budur. Faiz'nin bu husustaki beyti, bize tasavvuf yolundaki deliliin derecesini ve kymetini gsteren gzel bir rnektir: 'Kars' gr Mecnn iken lemde hret-grdir Hi seni bir kimse yd eyler mi kildir dey $'Kays'a bir bak! Alt st bir deli iken hreti btn dnyay kaplamtr. Buna mukabil, bir Allah kulu da 'Bu aklldr!' diye seni anyor mu ya?!../ & Demek ki tarikat usulnce deli olmak akll olmaktan yedir. O halde saliklerin en akllca yaptklar iin delirmek olduu da sylenebilir. Bu da bize Sezai'nin beytin bandan beri istedii eyin, akl yamaya verip divane makamna gemek olduunu gsterir. Bylece akl hie saylm, onun karsnda gnl yceltilmi olur. nksSielilik gnl sahibi olmann iaretidir. Tasavvurun ilk art da zaten gnl sahibi olmaktr. Gnl sahibi olmayanlarn bu yola girmeleri de, girseler bile ilerlemeleri de muhal-endermuhaldir. / 92 Gazelin nc beyti yle: Zhid bu em-i suretle bizi sen grmedim |Catrede grndk amma bakr-i bpyneyz

^yle demek: "Ey zahid! Bu suret gzyle bizi grebildiini zannetme. Geri bir damla olarak grndk ama hakikatte sahili bulunmayan engin bir deniziz biz." y Beyitte tasavvuf remiz ihtiva eden kelimeler zahit, suret, kat-re ve bahr olarak karmza kmaktadr. Bunlar ksa ksa izah ederek beyti anlamaya alalm: mZah.it, aslnda "dnyaya srtn dnm, onu elinin tersiyle itivermi kii" demektir. Yani o, dnyay bir pula satm, dnyalk her eyden yz evirmi, dnya nimetlerinden el etek ekip kendi dnyasna dalm yle yiit bir kiidir ki, ne hret ve an, ne mal ve mlk, ne de mevki ve makam onun kalbine girmeye yol bulamaz. Dnya sevgisine gnlnn kaplarn kapatan bir insan maddeten zengin de olsa sureta fakir gibi yaar, onun zenginlii i dnyasnda grlr. Mamafih nice fakirler de vardr ki, dnya peinde komaktan yorgun, bitkin ve perian olmular, hrslar yznden asla mutluluk bulamamlardr. Bu adan bakldnda, zht zenginliin, dnyaya rabet de fakirliin sebebi olur. nk dnya yle bir glgedir ki, kii ona arkasn dnnce peinden gelir de, kii onun peine dnce hep nnden kaar. Zahit kelimesinin tasavvufi terminolojide ve dolaysyla Sezai'nin yukardaki beytindeki anlam bu sylediklerimizden biraz farkldr.dBurada zahit, daha olumsuz bir mana ile "ham sofu, i tavrl dindar, dinin znden ziyade ekilciliiyle ilgilenen kii"yi karlar. Pimek kelimesini hi tanmam, bilge tecrbelerden uzak, arif ve kln ne demek olduunu anlamayacak 93 kadar banaz ve dinin ekilcilii zerinde tavizsiz hareket eden, daha giysi ve suretinin eklinden balayarak kendini ekilcilie kaptrm bir tiptir. Kelime, gerek zahitlii kendi menfaatleri iin kullanan, zhd yozlatrp menfaatlerine let eden birtakm zayf ve menfaatperest adamlar yznden bu anlam alm olmaldr. Fuzl bir beytinde zahidin bu tavrn alklar ve onu zhdndeki yalnzla terk etmenin toplum huzuru iin daha yararl olacan syler:/7 Severim zahidi kim ke-i mihrab sever Ham- ebruna rakibim olup olmaz hil "Mihrap kesini ok sevip btn vaktini orada geirdii iin u zahidi ok seviyorum. nk bu sayede senin mihraba benzeyen kafinin kvrmn grp de bana rakip kesilmiyor, akma engel olmuyor (akn gnah olduunu syleyip kafa tle-miyor)." t # Zahidin zdd rinttir. Zahidin iini dna evirdiinizde karnza rint kar. Yani dnyaya ait endieleri ho gren, znt ve neeyi ayn kategoride deerlendiren, hayat felsefesini dnyann geicilii zerine kurmu bilge bir kiidir rint. Zahidin zahir ehli ve ekilcilii karsnda onu btn ehli ve aldrsz olarak grrz. Zahit ne kadar ham ise bu o derece pimitir. kisi arasndaki en byk ayrlk ak konusunda kar. Zahit aka kardr, onu gnah sayar ama rint bizzat ktr. Zahit aklyla, rint ise gnlyle ilgilidir. Klsik edebiyatta rint ile zahit atmas kitaplara bile konu olmu, rint ile zahit hayatn her sahnesinde mcadele edip durmulardr. airler kendilerini hep rinder snfndan grdkleri iin de hep zahidi ktlemiler, onlar yerden yere almlardr. u beyitte air Hall, her ikisini de adaletli biimde tanmlam saylr: 94 (Ak- hok-bn srer ddr zevkin dima Zhid-i hod-bn oturmu gussa-i ferda eker *Rint, hakikatleri bilen bir k olmakla Didr (Allah'n cemali veya sevgilinin yz) seyrederek zevk srerken, kendini beenmi zahit de, "Yarn ne olacak (kyamette cennete gidebilecek miyim)?" diye kayg ekiyor., * Rintlik dncesi divan iirinde bir mazmun olarak hep zenilen bir davran biimi olagelmitir. Orada airler kendilerini bir rint olarak deerlendirirler ve gya dnyaya bir pul kadar deer bimezler. Hayatnda arabn ne renkte olduunu bilmeyen pek ok divan airinin ok zaman meyhaneden, ikiden, sakiden bahsetmeleri, hep rindne bir hayat yaadklarn gsterme gayretinin sonucudur. Ruh'nin (.1605) nl terkib-i bendindeki 31u/ redifli bentte rintlik dncesi pek mkemmel anlatl-

mtr. Zahidin kim olduunu rendikten sonra imdi Sezai'nin beytine tekrar bakalm. Diyordu ki hazret, "Ey zahit, sen bu suret gz ile bizi gremedin." Demek ki zahidin bak da suretedir, yani zahire, yani d grne. Buradakisuret kelimesinin beyitte ayr anlam ortaya kyor, ilki, zahidin bak asn belirleyen suret, yani d grn; ikincisi, zahidin sahip olduu maddi varlk, yani sretin karl olan suret, kalp; ncs de, surat yani insann yz. Burada suret kelimesinin nce mecaz anlam (d gren gz), ikincisinde gerek anlam (beden gz, gz denilen grme organ), ncsnde de yan anlam (suratta bulunan gz) kullanlmtr. Btn bu anlamlara gre beytin alm deimekte ve her bir anlama uygun olarak yeniden yorumlandrlabilmektedir. lkine gre, "Ey zahit, sen bizi dmza bakarak elbette gremezsin, zahirimize deil, btnmza bakmalsn!"; ikincisine gre, "Ey zahit, sen bu beden gz 95 ile bizi grdn zannetme; bizi mana ile lmeli, gerekliimizi ona gre anlamalsn"; sonuncusuna gre de, "Ey zahit, sen bizi suratmdaki gz ile greceini mi zannediyorsun, vazge bundan. Sen bizi ancak kalp gzyle grebilir, ona gre deerlendirebilirsin ki o da sende yok!" demektedir. SSuret, tasavvufta insan- kmil'i karlar. Allah insan kendi suretinden yaratt iin kmil insan da Hakk'n mkemmel tecellisini karlar. Nitekim insan yeryznde Allah'n halifesidir. Suret ile nitelenen insana gre hibir ey Allah'n iradesi dnda bir irade ile meydana gelmez, O'nun iradesi dnda bir kuru yaprak dahi kmldamaz. Varlk lemi bir suretler lemidir,. Nitekim Eflatun'un ideler istiaresi de buna iaret eder. Dnya bir surettir ve insan onu hakikatten yansyan kadaryla tanyabilir. iHakk'n isimlerinin her insanda ayr ayr tecelli etmesinin sebebi de yine bu suret ile izah edilebilir. / Btn bu suret bantlarn anlattktan sonra hazretpkinci dizede "katrede (damlada) grndk ama aslnda bir bahr-i b-pyneyz (sahilsiz bir deniziz)," diyerek suret gznn gremedii gerekliini yani mrit elinde terbiye gren Hak ehlini tanmlyor. Varln ifna eden, varlktan geen, maddesini yok edip manaya dnen saliki anlatyor. imdi beyitte geen^dier tasavvuf terimleri, katre ile bahri ("damla" ile "deniz") grelim. Bu iki kelime, damla ile deniz, tasavvufa gre vahdet ile kesretten nian verirler/Nesm'nin, Dery-y muht ca geldi Kevn ile mekn hura geldi * dedii dery-y muht, yani Zt- Kibriya'nn tecellisi olan birlik denizi, vahdet denizi counca mevcudat ve kinat varoldu. Bylece Mutlak Varlk tecelli edip grnrlk lemini yaratt. Bu 96 denizin comas, kabarmas ve her eyi kaplamas gibiydi. ' *lk dizede geen suret kelimesinin "insan- kmil" demek olduunu az evvel sylemitik. Ayn biimde derya (bahr) da tasavvuf terminolojide yine insan- kmil anlamnda kullanlr. ^Damla, denizden bir czdr, denizin zelliklerine sahip olduu halde deniz deildir. Deniz ise iinde saysz damla ihtiva eder ama aslnda hibirinde tam olarak deniz zelliini yitirmi deildir. Denizin vahdet makamn, damlann da kesret halini gstermesi ite bu yzden Vahid-i mutlak ile mkevvent, yani "l-mevcde illa'llah" dsturunu karlar. Vahdet bahsini bu gazelin ilk beytini erh ederken aklamtk. Burada*sylemek istediimiz husus, vahdetin her yerde mevcut olduu halde grnmemesi, kesretin ise grnrlk ile ortaya kmasdr. Yani damlalar tek tek grnrler ama denizin iinde grnmez olurlar. Allah'n varl her eyi o kadar kuatmtr ki, bu kuatclk iinde grnmez olmutur. Hani Hayal Bey'in, Cihn-r cihan iindedir ry bilmekler mhler ki derya iredir der^Nt bilmezler

dedii gibi. ^Cihan ssleyen (Allah), cihann iindedir ama insanlar onu aramasn (grmesini) bilmezler. Bu hl tpk denizin iinde yaayp de denizin ne olduunu anlayamayan balklarn hline benzer. ^Katrede grnrlk tecellisine tenezzl edip de gerekte usuz bucaksz bir deniz olan Tanr, kendisine bir halife, bir misal, bir temsil olmak zere insan- kmilin kalbine tecelli eder. Bylece insan- kmil de bir damla gibi grnr ama hakikatte bir deryadr, Msr hazretlerinin, 97 Ey Niyz katremiz deryaya saldk biz bugn Katre nice anlasn, umman olan anlar bizi dedii nokta da ite budur. Niyazi hazretlerine gre katrenin deryaya salnmas kesretin vahdette yok olmas, meknn me-kanszla, maddenin manaya, varln da gerek var olanda yitirilmesine, ksacas vahdet-i vcut'a ve fen-fillah'a dellet eder. Bu bakmdan insan- kmil olmayann bu hli anlamas mmkn deildir. Tpk bunun gibi, Sez hazretleri de yukardaki dizede, "katrede grndmze bakmayn, aslnda biz usuz bucaksz bir deniz, gerekleri bilen bir keml ahikasyz," diyor. Bu gerei kaba sorunun grebilmesi elbette mmkn deildir, ite o yzden ilk dizede, "ey zahit, sen bizim gerekliimizi bu suret gzyle gremezsin," diye de bir tarizde bulunulmaktadr. Snsan- kmil olanlar eyann gereini bilirler ama eya onlarn gereini bilemez, insanlar arasnda nice mana erleri vardr ki, biz onlar tanyarnayz, ta ki kendilerini bize tantsnlar^ Hani denilmi ya, Hrbat ehline hor bakma zhid Viranelerde gizli hzineler var Hasan Sez-i Gleni hazretleri gazelin drdnc beytinde yle diyor: /-t istina-siphuz kayd- unfdn bilmezz Sureta fakr ileyz biz ma'nde hneyz #Biz, istina askerlerinin hkmdaryz, an hret tutkusunda deiliz. Grnte yoksulluk iindeyiz ama gerekte padiahlara yarar bir hayat sryoruz." '* 98 Derviliin dnya ilgilerinden azade hayat biimini, "bir lokma bir hrka" anlaynn cazibesini, iin dtan ve ruhun da kalptan (manann maddeden, mcerredin mahhastan, soyutun somuttan) nemli olduunu vurgulayan bu beyitte, tasavvufun tmel felsefesi olan masivadan geme dncesi anlatlmtr.. Yalnzca tasavvufun deil, dnyada huzurlu yaamak isteyen herkesin talep ettii bu hayat biimi divan airleri, rint dnceli insanlar, bohem hayat nemseyen kiiler ve teselli arayan bareler tarafndan da benimsenmitir. Divan airlerinin gerek iinde bulunduklar aresizlikleri rtmek, gerekse istinalarn ne karmak zere bu tr syleyilere iltifat ettikleri bilinmektedir. Kanun ve II. Selim devrinin adam olan Hayreti'nin, Ne Sleyman'a esiriz ne Selfm'in kuluyuz Kimse bilmez bizi bir h- kermin kuluyuz beytinde byle bir tok gzllk, Fuzl'nin de, Fakr-i pdeh-s ged-y mtfueemem ifadesinde byle bir ihtiam vardr. Demektedir ki air:"Padiahlar gibi hayat sren bir yoksulum ben, muhteem bir dilenciyim..," Dnyaya srtn dnvermenin, dnya ilgilerini elinin tersiyle itivermenin, mistik terminolojideki adyla masivadan gemenin pek de yle kolay bir ey olmadn gazelin daha nceki beyitlerinde anlatmtk. imdi de beyitte tasawufi anlamlar yklenen kelimelerden bazlarn (ah, istina, suret, fakr ve mana) srasyla grelim: ah, bilindii gibi "sultan, hkmdar, kral" demek. Ancak tasavvuf evrelerinde mrit hakknda da ah denilebilmekte ve 99 bundan "mana mlknn sultan" kastedilmektedir. Hatta Orta Asya ve Hint mistikleri arasnda ah sfat bizzat velilerin ismiyle birlikte kullanlabilmektedir (ah Nakibend, ah Suca gibi). eyh kelimesinin Trkmenler arasnda h okunmas da ka-rabudun halk

arasnda eyhlere zamanla ah denilmesini yaygn-latrm olmal ki, Alevi-Bektai geleneinde ve Btn sufiler arasnda Hz. Ali iir> ah- velayet, ah- merdan, h- Necef gibi lkaplar kullanlr. Haty'nin, Biz ezelden t ebed meydna gelmilerdenz h- merdn akna merdne gelmilerdenz veya Kalender Abdal'n, /Ma'den-i kn- kerem h- Necef Her kime kusa nazar buldu eref dedii gibi. Galip Dede de mehur mseddesinin her bentte tekrarlanan (mtekerrir) beytinde, krarmza sr veririz ahde kaviyiz Biz h- velayet kuluyuz hem Aleviyiz derkengvela^et kelimesinin "vilayet (il, mlk)" anlamyla zahir halifelii, "velayet (velilik, ermilik)" anlamyla da gnl sultanln kastetmektedir. Bu iki anlam ayrt etmek iin dilimizde "ah klc sallamak" diye bir deyim, "ah diyenin dilini keser" biiminde de bir atasz vardr. Bunlardan ilki Osmanllar tarafndan, ran ahna bal Anadolu Alevileri hakknda bir husumet kastyla; ikincisi de bizzat Aleviler tarafndan ia'ya dmanlkta ileri giden devlet adamlarn tanmlamak maksadyla kullanlmtr. f ah kelimesinin mecazen sevilen kiiler, saygdeer insanlar 100 ile Hz. Peygamber ve hatta Allah hakknda kullanld da olur. Yunus'un u beytinde dnya sultanlar yerine kinatn gerek hkimine kul olmak gerektii vurgulanmakta ve ah kelimesi Allah hakknda kullanlmaktadr: ( Bir aha kul olmak gerek her giz ma'^l olmaz ola ' Bir eik paslanmak gerek kimse elden almaz ola Hazret-i Glen'nin beytinde tasavvuf izah gereken ikinci kelimemizi tina idi. "Zenginlik, zengin olma, tok gzllk, ih-tiyaszlk" gibi anlamlar olan bu kelime tam olarak aldrsz davranmay karlar. Divan iirinde sevilenin sevenlerine kar gsterdii aldrsz tavr ve onlar yok sayma tavr tam da bu istina ile karlanabilir, fuzl stadn, Vasldan n k mstani eyler bir visal Aka ma'kdan her dem bu istina nedir dedii istina gibi. Madem ki bir vuslat, n vuslat arzusunu ilnihaye tatmin demektir, o halde sevgilinin klarna kar her an gsterdii bu istina da ne olmaktadr (canlarn verecekleri bir kerecik vuslat onlara ok mu grmektedir)?!.. #Ak iinde sevileni Allah olarak dndmzde istina a den bir tavr olarak gerekleir. Bu, Hak nn Allah' kendisine kfi grp O'nun dndaki her eyden vazgemesi hali, dnyaya tenezzlszl, hayatn Allah'a gre dzenleyip gerisine bakmama hlidir. imdiki hayatlarmzn neredeyse tam tersi..tf*Bundan kurtulmann yolu insann kendisini fakir bilmesi, Allah'a muhta olduunu hatrdan karmamasdr. Sufler bu hle "iftikar billah (Allah'a muhtalk)" derler. Iftikarda sebat gide gide insan zengin eder ve "istina billah (Allah'la zen101 ginlik)"a ulatrr/fnsan kendini Allah karsnda fakir bilmezse "O'nunla istina"s mmkn olmad gibi, belki "O'ndan istina" sapknlna der ki, Allah bizi bu halden her nefesimizde bin kere korusun. Glen hazretleri yukardaki beytine "h- istin-si-p-huz..." diye baladna gre, istinada bir ordu kadar oaldn, bu konuda tokgzllk askerlerini yanndan hi ayrmadan nefis ordularna kar savalar verdiini bize anlatmaktadr. stelik dizenin devamnda "kayd- unvan bilmezz" diyerek de bu ordunun hkmdar olmann kendisine bir isim (an ve hret) kazandrmadn, belki bir isim peinde bile olmadn, ismin yalnzca Allah'ta var olabileceini, kula gerekenin ise msemma olduunu aklamaktadr. nsan fni olduuna gre ancak Allah'n isimlerinden birini vird edinerek kendine msemma bulmakla beka bulabilir. Msemmay "adyla ad edinme, vird edindii ismin

tecellisine mazhar olma" diye anlamlandrrsak, herkeste Allah'n bir isminin tecellisine kabiliyet mevcut olduu, o ismi anarak yaknlk kazanlabilecei gibi, terk ederek de uzaklamak ihtimali vardr, insan Allah'n isimlerini zikrederek o isimlerin gerei zere hareket etme kabiliyeti edinir. nl sufilerden Abdlahad Nuri'nin dedii gibi: / Sfy esmada kalma gel msemma dersin al Bil msemmdr gzm ta'lm-i esmadan garaz Glen hazretleri ikinci dizeye "Sureta.." diye balamaktadr. Bu, "Grnte..." demektir ama tasavvuf felsefesindeki suret kelimesini de hatrlatmaktadr. Sufiler arasnda suret, "insan- kmil"den kinaye olarak kullanlmtr. Allah insan kendi suretinde yaratt iin byle dnlmekte ve4cmil insan Hakk'm 102 sureti olarak grlmektedir. nsann yeryznde Allah'n halifesi olmas da yine bu sebepledir, insann sureti sretine uymal, grn huyu ile rtmelidir. Aksi takdirde dtan iyi grnp insanlar aldatan bir kimlik ortaya kar ki, buna tasavvuf ehli suret urusu (grnyle hrszlk eden, eyh ve dervi klna brnp halk bu suretle aldatan) derler.'Mrai ve ikiyzl insanlar hakknda da kullanlan bu deyim daha sonralar, "Surete deil sirete bak!" atalar szn dourmutur. Divan airleri rakibi suret urusu olarak tanmlarlar ve sevgiliyi aldattn ne srerler. Hayal Bey'in, Hayal suret urusu rakibi srd kuyundan Kzdban elinden ald gy taht- irvan' diye tanmlad suret urusu, Kzlba kisvesiyle dolaan bir arlatan konu edinmitir. Aksi takdirde, "Ey sevgili! Hayal, suret urusu olan o uursuz rakibi senin mahallenden srd kard. Bu yapt hizmet ile gya Kzlba ordularnn elinden irvan' fethetmi gibi sevaba girdi," demezdi. Sez hazretlerinin daha sonra and kelimaifakr olup "fakirlik, yoksulluk" anlam ierir. Bilindii gibi, dervi fakirlii hayat dsturu edinmitir. Bunu madd anlamdan ziyade manev anlamda fakirlik olarak deerlendirmek gerekir. nk bir dervi hibir eye malik ve sahip olmadnn bilincinde olmal, bir eye malik ve sahip olann Allah'tan gayrisi olamayacan da bilmelidir. Bu az evvel anlattmz istina hali ile yakndan ilgilidir. Geri fakr ile istina (fakirlik ile zenginlik) birbirine zt kavramlardr ama her fakirliin ucu zenginlie kar. airin "Grnte fakir gibiyiz..." demesi de zaten bu yzdendir. Dervilerin tevazu ifade etmek iin kendilerinden bahsederken fakr demelerinin altnda bu gerek yatar. Fakirlik Mslmanlar arasnda 103 tercih edilen bir tavrdr, ancak buradaki fakirlik insann Allah'a muhta olduunu hatrlatan fakirliktir, yoksa insanlar para kazanma yolunda gayretsizlie tevik etmek deildir. Bilkis Mslmanlar alkan ve zengin olmaldr ki, yoksulluk yznden uradklar bellar def edebilsinler/ -Guleni hazretlerinin beytinin sonu "...ma'nide ahane-yz" (gerekte padiah gibiyiz) biiminde olup buradaki ma'nide kelimesi sureta nm kartdr. Gnmz diline "gerekte, hakikatte" biiminde evirebileceimiz bu kelime tasavvuf literatrndeki manay karlar. Suret'in zdd olan manay, zahire gre btn, da gre ii, kalba gre ruhu..Hakikat ve marifet karl olarak tekke iirinde ska kullanlan bu kelime en muhteem anlamn "insann gereklii, suretin iindeki asl muhatap, varln z" biiminde Yunus'un dilinde bulmutur:^Ma'n eri bu yolda mell olas degl Ma'n duyan gnller her giz lesi degl #Bir eyin taklit ve sahtesine dava, gereine ve ruhuna da mana denildii gz nne getirildiinde, insan denen kalbn gerekliinin mana olduu, geri kalann kuru bir davadan ibaret olduu anlalr../' *Mana kelimesinin tasavvuf stlahnca "rya" demeye geldii de bilinmektedir" air kelimenin bu ikinci anlamyla da iham- tenasp yapmakta ve gerekte fakir de olsan farz et ki padiahsn, fakirlik bedenini kuatm da olsa kalbinden sultan olabilmek elindedir;

hani bir rya gibi... Zaten u dnya da bir gz yumup ancaya deil mi? plak ve fakir bir zavall olarak geldiin u dnyada sultan olsan ne yazar?!.. Ancak ki ruhun iman nda sultanlar gibi yaasn!.. Gerisi bo vesselam!... 104 imdi sra Glen hazretlerinin gazelindeki sonuncu beyitte. Hazret gazelinin bu maktamda yle buyuruyor: / Mnkirin grp Sez bizi firkatde sanur Gleni dehr ire hl yr ile seyrneyz **"Ey Sez! nkarclar bizi grdkleri vakit ayrlk gayrdk iinde zannederler. Oysa biz dnya denen gl bahesi iinde hl sevgili ile salnp gezmedeyiz.'/"' iAIlah, dnyada hibir ey yok iken, dnya diye bir ey de yok iken, bilinmeyi ve sevilmeyi isteyip de kinat yaratmay murat ettiinde, nce Rhlarmz yaratt ve onlar bir araya toplayp, "Elest bi-rabbikum?" (Ben sizin Rabbiniz deil miyim?) diye sordu. Onlar da "Evet (phesiz sen bizim Rabbimizsin)" dediler. Edebiyatta elest bezmi, bezm-i elest, elest meclisi, ezel bezmi, ezel meclisi gibi deiik adlarla sk sk anlan bu soru-cevap faslnn Kur'an anlatm yledir: Ve o zaman ki, Rabbin demoullarndan, onlann srtlarndan zrriyetlerini ald ve onlan kendi nefisleri zerine ahit tuttu; "Ben sizin Rabbiniz deil miyim?" dedi. (Onlar da) "Evet, ahidiz!" dediler. (Bu da) kyamet gn, biz bundan muhakkak ki gafiller idik dememeniz iindir. (A'raf, 172) #Elest meclisinde Allah'a sz veren ve O'nun Hanln kabul eden insanolu, daha sonra bu sznde durup durmadnn snavn vermek zere, ruhuna beden giydirilerek dnyaya gnderilmekte ve eitli ekillerde imtihan olunmaktadr. O gnk verdii sz unutup Allah'tan uzaklaanlar, yani inkarclar ile hl o szde sabit olanlar yani mminler bylece ayrlmaktadr. Allah bizi, ruhlarmzdan ald sz ile snarken kendisi ile masiva arasnda seim yapma konusunda serbest 105 brakmakta, irademizin dizginlerini kendimize vererek de ileride "Kaderimizi Sen byle yazdn!" dememizi engellemektedir. Glen, mridinin yukardaki beyitte adn and mnkirin (inkarclar), dnyada bu sz unutmu olarak yaayanlar, yani zahir ehlini karlamaktadr. Onlar herkesi kendileri gibi zannedip Sezai'yi de Allah'tan ayr yaayan birisi olarak dnmekte ve Allah'a (Sevgili'ye) ulamak iin aba sarf ediyor farz etmektedirler. Oysa Sez, ikinci dizede, "Biz dnya glistannda hep Sevgili ile birlikteydik ve yine yleyiz" demekte ve bunu hl zaman zarfiyla da kuvvetlendirmektedir. Bilindii gibi hl, bir devamllk bildirir. Yani air, Biz elest meclisinde Sevgili'ye ylesine k olduk ki, o gn bu gndr, ite o ak ile yaamakta ve hep Sevgili ile birlikte, O'nun hayalini yreimizde devaml tamakta, onun varln hcrelerimizde daima hissetmekteyiz," demekte ve bylece "Asla szmzden dnmedik, O'nun Rabbimiz olduunu hibir anda bile unutmadk, sevdik ve sevdiimizde srar ettik!" diye ikrar vermektedir. "' Beyitteki firkat (ayrlk) kelimesi "sevgiliden ayr geen za-man" karlad gibi, ruhlarmzn gerek vatanlarnda kurulan elest meclisinden sonra oradan ayrlp dnya gurbetine geldiklerini, vatandan ayrlmann sersemliiyle de gurbetin ssne alda-np vatan unuttuklarn, bylece vatanda braktklar sevgiliden ayrlmann acsn, azabn, elemini ve derdini ektiklerini anlatr. Dnya zaten bu tr bir oyalanma yeridir ve gerekte Allah'a kul olup olmama, belki Sevgili'nin aknda sadakat gsterip gstermeme snavnn verildii bir gurbetten ibarettir. ^Divan iirinin klar, sevgililerine ilk olarak elest meclisinde vurulurlar ve o gnden sonra btn ruh ve beden hlleri o ak ile dolu geer. Bazlar bununla vnrler ve aklarnn ne 106

kadar eski olduunu ifade etmek iin, "Ey sevgili! Ben senin ak arabn ezel gnnde itim ve imdiki sarholuum ite o vakit balad" gibi ifadelerle vnp rakiplerinden (Sezai'ye gre bunlar inkarclardr) farkl olduklarn zikrederler/'Sz gelimi, Ruh o nl terkib-i bendine, Sanman bizi kim re-i engr ile mestiz , Biz ehli harbtdanz mest-i elestiz diye balar. u demek olur: #Bizi zmn arabyla sarho olmu zannetmeyiniz sakn! Biz Elest meclisinin ikisiyle sarho olmu bir meyhane sakiniyiz." * Ezel bezminin bir zellii de, orada verilen szn bel ile ifade bulmasdr. Bel kelimesi Arapa'da olumsuz sorulara verilen olumlu bir "evet" cevabdr. Olumlu sorulara "evet" demek iin Neam ifadesi kullanlr. Allah ruhlarmza "Rabbiniz deil miyim?" eklinde olumsuz bir soru ynelttii iin ruhlar da aksini tasdik sadedinde "phesiz Rabbimizsin!" anlamnda "Bel!" demilerdir. Ne var ki, bu cevap ayn zamanda bel denilen eyi de beraberinde insanoluna yklemi ve dnya insan iin bir bel olup km, orada imtihanlarn ou bellar ve musibetler ile yaplr olmutur. Bunu insanolu ezel bezminde "Bel!" diyerek kendisi istemi ve hatta davet etmitir./ Btn bunlardan sonra Glen'nin beytindeki tasavvuf remizleri aklamaya geebiliriz. Bu kelimeler firkat, glen-i dehr, yr ve seyrne'dh. Firkat; "ayrlk, sla hasreti" demek olup tasavvufta halk perdesi ile perdelenmeyi, masiva ile kuatlml, dnyay nemseme ve Allah'tan uzaklamay karlar. Dervi iin en gzeli suret ve siret olarak slada olmaksa da sureta firkatte grnp ruhen slada olma hali de nemlidir. Melamlikte bunun bir baka e107 idini grmek mmkndr. Sezai'ye gre dtan bakanlarn kendisini firkatte sanmakla onu ayplamalar tpk melamet gibidir; da bak ve zahir hller hkm olarak kiiyi tanmlar. Oysa Glen, esas olan manann derinliinde firkat olmamasn, insann kendini Allah'tan ayr hissetmemesini ne karmay is-ter.^Allah'm beni bana brakma!" diye edilen dualar da ite burada anlam kazanr/Hani Fuzl'nin, (Y Rb heme ltfunu et reh-nm bana \ Gsterme ol triki ki yetmez sana bana <$Tanrm! Ltfunu benim iin daimi bir rehber eyle. Sana ulamayan yolu bana asla gsterme!" demesi gibi./ 4Beyitte anlan glenden murat, "mutlak olarak kalbin fet-hi"dir. Salikin gnl marifet ve irfana ak olduu zaman gller aar. Ayrca gl sevilen, blbl de sevenin sembol olduuna gre dnyann bir glsen olarak tanmlanmas, Allah'n tecellileri ile dolu olmasnn remzidir. Ceml-i Mutlak'tan yansyan btn gzelliklerin dnyay kaplad ve a den eyin de bu gzelliklerin farkna varmak olduudur. Yoksa denizde yaayp da denizin ne olduunu bilmeyen balklarn hli gibi zavall konuma dlr. Hani Hayal Bey diyor ya: dhn-r cihan iindedir ry bilmekler O makiler ki derya iredir deryay bilmezler "Cihan ssleyen Tanr, cihan iinde gizlidir ama insanlar onu aramay bilmezler (veya gaflete dp O'nu gremezler). Bu durum, tpk denizlerde yaayp da denizin ne olduunu bilmeyen balklarn hline benzer." Sez, burada kulland glsen kelimesi ile, kendi yolunu (Glenlik) bize hatrlatmaktan te, dnyay bir glene (gl108 en-i dehr) benzettiini gstermeye almaktadr. Oysagsufilerce dnya bir bel yurdu, krk erden arak kalm bir acuze, gelin suretinde bir kocakar, kimseye vefas olmayan acmasz bir sevgili, aldatc ve fetbaz bir fahie, talakla boanmas gereken arsz bir kar olarak grlr. O halde, ancak bir tek ekilde dnya bir gl bahesine benzeyebilir: Allah ile birlikte olma halinde. nk dnya, insan Allah'tan uzaklatran her eyi iinde tar ve insan ancak dnyaya srtn dnd zaman huzur bulur. Nitekim eskiler dnyay bir

glgeye benzetmiler ve demilerdir ki, "Ona srtn dnersen peinden gelir, ama peinden gidersen daima nnden kaar." *' # Beyitte geen yr kelimesinin szlk anlam, "sevgili, sevilen, mauk"tur. Sufiler iin gerek sevgili Allah'tr. Allah, Ceml-i Mutlak (salt gzellik) ve Keml-i Mutlak'tr (salt varlk). O'ndan gayr ne sevilmeye ne de bilinmeye lyk olan yoktur/' Zaten yaratln esas da budur: O'nu bilmek ve sevmek. Yani Elest meclisinden nce Allah'n murad olan bilinmek ve sevilmek. Yani Allah'n murad ile kulun muradnn birlemesi,--' Gazelin daha nceki beyitleri zerinde durulurken bu konudan bahsedilmiti. Burada yalnzca u kadarn syleyelim ki,kufiye gre varlk lemi ancak Allah ile anlam kazanr. Ona gre ateist bir dnce bile Allah ile kuatlmtr. Slik, iinde Mevl'y yaayamad bir dnyay istemez. Tpk Leyl'sz bir dnyay istemeyen Mecnun gibi/Hani Fuzl ona Leyl'nn kabri banda dedirtiyordu ya: lem ho idi ki var idi yr n yr yok, olmasn ne kim var t Sonuta Sez hazretleri hl ehli oluunu beyitte, "yr ile sey-rneyz" diyerek anlatmakta ve ta ezelden bu yana Allah akn109 dan baka bir eyin gnlne girmediini sylemektedir. Nitekim seyrane olmak, yani seyr slk iinde yol almak da bunu gerektirir. Bilindii gibi Hakk'a ermek iin bir rehber nderliinde yaplan manev yolculua seyr slk deniliyor. Bu seyrin eitlerinden ve niceliinden daha nceki baz beyitlerde bahsedilmiti. Burada belki sylememiz gereken, Sez Efen-di'nin Ezel bezminden bu yana seyr suluktan bahsederek devriyelerde sz konusu edilen sufi yolculuunu hatrlatmaktr, insann ezel meclisinden sonra ana rahmine gelesiye kadar geirdii nzul yayndaki zaman ve dnya denen gurbete dmesi, ardndan da bu gurbeti vuslata evirecek seyr slk ile yeniden bir uruc yayna trman ve orada Sevgili ile vuslat... Bylece dairenin halkalar tamamlanm, Allah'tan gelen insan yeniden Allah'a dnm olacaktr. Ama arada bir imtihan olsun diye u yalan dnya vardr. Hani ya, "Yunus bir sz syledi, ii-denler ad olas": Bilirim seni yalan dnysn Evliyalar alan dnysn Sevdiim aldn beni alattn Dnp yzme glen dnysn Bize gre eskilerin bu yanl dncesinin medeniyet tarihimize ok zarar dokunmutur.tAkl sfr numara bir gzlk gibidir, onu gnln hizmetine verirseniz onu cilalar, nefsin nne takarsanz ona yardmc olur. Buradaki atma nefis ile gnl arasnda olmas gerekirken yazk ki akl ile gnl arasnda farz edilmi ve temsil ettikleri disiplinler birbirinden hep ayr kalmtr. Bylece ilim ile duygu, nesir ile iir, profan ile din, ak ile delil, air ile dindar, mrit ile mderris vs. hep atma halinde gsterilmi, ortak bak as bir trl bulunama110 mtr. Bu da bir gle ya botaniki ya k olarak bakmay, dolaysyla ya kokusunu, ya hcre yapsn ne karmay ama asla ikisini birle srmemeyi beraberinde getirmitir. Bylece k bir botaniki hi yetimemi, gnl medeniyeti kendini dntrememi ve akln harikalar yaratt toplumlar bizi fersah fersah geride brakmtr. (Perian Gzeller, s.l 15143) 111 HKYE- AK eb-i yeldda uzar fecre kadar kssa-i ak Ta ki Mecnun bitirir nutkunu Le^l syler Fuzul (16. yy) Ak hikyesi, yln en uzun gecesinde bile afak skene kadar srer; yle ki Mecnun szn bitirse Leyl balar; Leyl sussa Mecnun anlatr... PERVANENN KANATLARINDA

Gnlerdir gkyzn istil eden kara bulutlar arasndan tesadfen grnen kuluk gneinin clz scakln sert kuzey rzgrlarnn srkleyip gtrd Limni, belki de tarihinin en byk souklarndan birini yayordu. Su kaynaklaryla birlikte meyveler, sebzeler hatta zahire ambarlar da donmu, halk, ekilen bu sknty Kont Orlof un, hl acs yreklerde hissedilen Limni kuatmasndaki ktlk gnlerine benzetmeye balamt. Rum olsun, Trk olsun, gnlerdir kiliselerde ve camilerde Allah'n merhameti iin yalvaran insanlar gitgide oalm, nihayet Mondros'tan gelen papaz efendi ile ulu caminin imam birlikte halk toplu duaya armlar, ocuklara balar atrlm, gs hizasnda birleen veya gklere alan minicik ellere artk kar yerine Allah'n ltfunun yamas iin yakarlarak bir gn daha gemiti. Her gnk kalabaln yine umutsuz admlarla dalmaya balad srada, bulutlarn altn kk bir ocuun sevin dolu sesi doldurdu: Gemi! Gemi geliyor! Orda bir gemi geliyor!... Gerekten de iskele istikametinde ambarl bir kalyonun geldii grlyordu. Gnlerdir yalvarp yakarp dua ettikten ve ktln ancak ilh bir yardm ile son bulacana bu derece inan115 diktan sonra denizde silueti gitgide yaklamakta olan bir kalyondu bu. O anda uultuyla iskeleye doru akmaya balayan kalabaln, grdkleri kalyonun, Dersaadet'ten kendilerine yardm getiren bir gemi olduuna kanaat getirmeleri iin toplu bir imann havarileri olmalarna gerek kalmamt. Siyah rahibe giysileri ve elinde zikir tesbihiyle Despina Anne, iskele yokuunu inerken kalbinin derinlerinde bir yerlerde, eyrek yzyldr hissetmedii bir heyecann varln kefettiinde, bylesine derin bir hzn en son on sekizinde bir tazeyken hissettiini dnd. Zaten ondan sonra kalbini derin bir hzn kaplam, ruhunu artmak iin o zamanlar kapand manastr hayat boyunca da hi bu denli cokulu olmama, iini yokladnda, yreinin, denizden en son kard balk kadar plak, ama yine o balk kadar telli pullu bir neeyle dolduunu fark etti ve "Tanr u sabilerin dualarna cevap verdi, Devlet-i Aliyye tebaasn yine unutmad!" diye geirdi iinden. skeleye doru, ayn emri alm askerler misali bir ktle halinde kouan bu insanlarn umutlarnn, tpk nde giden bezirgan Torna Tomaidis, balk Eriburun Hasan Reis, teni Topal Pavilli, imam eydi Efendi veya mhtedi Uzun mer (me-raki) Aa'nn hayalleri gibi donup kalmas hi de uzun zaman almad. Buralarda herkes gemilerin sancaklarna bakarak hamulesini kestirebilirdi nk, sonra da iinden ne kacan tahmin eder, hazrln ona gre yapard. Yreklerin, sahili kml-tsz brakan buzlar misali donmas, yaklaan kalyonun bir hapishane gemisi olmasndand. Az sonra iinden adaya refah yerine bir kat daha sefalet, sevin yerine biraz daha korku ve lk boaltlacakt. Bir tek Despina Anne umutsuz olmad. indeki heyecann srdn fark etti: "Gelen mahkmlarn da hidayete ihtiyalar var mutlaka!" diyordu. 116 Bir yandan samur yakal setresine brnp kpete puntel-lerine yaslanarak yaklamakta olduu adann genel grnmn zihnine kazmaya alan; te yandan "Bu gemide olmam hakszlk benim!" diye i kemirici azaplar beynine srayan ve iindeki airlik gayretiyle de "Felek hemen beni mi buldu imtihan edecek" dizesini vezne ekiveren Ebubekir Efendi, uzaklara, ilk defa grd Limni'nin ta atsna bakarken 66 ylda biriktirdii btn hanralarnn bazen bulutlara, bazen dalgalara yansyarak iini burkup durduunu hissediyordu. ocukluu ve genlii yoksulluk iinde tketilmiti. Doum yeri olan Tokat'tan gemekte olan Hekimolu Ali Paa'nn maiyetine katlp da stanbul'a geldiinde hayatta hi kimsesi kalmayan, henz yirmi be yanda bir delikanlyd ve gnlnde saysz idealler tayordu. air adamd ve kendisini kn (cevher oca) ile ilikilen-dirip iirlerinde "Kn (maden ocandan karlm cevherler gibi szler syleyen)" mahlasn kullanmaya balamt. Haksz da saylmazd. zellikle nktelere

bezendirip syledii gazelleri ile mektup biiminde yazd humor rnei yazlar ksa zamanda Osmanl paalarnn dikkatlerini ekmi, stanbul saz ve sz meclislerinde iirleri dilden dile, hicivleri de kulaktan kulaa dolamaya balamt. Ebubekir Efendi stanbul'daki uh meclislerin aranan aktrleri arasna girince Tokat'taki Mevlevi dervilerinden rendii zikir ve tespihleri ksa srede terk ediverdi. "Gemi ve gelecek kaygsn brak! Zaman geiyor... te; bir var imi bir yok olmu!"* beyti gibi sylemleri beyitletirmeyi bilgelik sayarak, vur patlasn, al oynasn bir hayat srmeye balad. Bu derbederlik, Fikr-i mstakbel maziyi brak drif isen Byledir hl-i zaman bir var imi bir yok imi 117 onun nce kaderini, sonra bedenini geni Osmanl corafyasnn dousunda ve batsnda, kuzeyinde ve gneyinde ilden ile savururken akaklarna ilk aklarn dtn fark edemedi bile. O ehir senin, bu kasaba benim, getii yerlerde hatralar ve dostlar brakt o hareketli yllardan birinde, yolu Silistre'ye de dt. Ali Paa'nn divan ktibiydi ve grevi Balkanlar'da gittike otorite kaybna urayan devletin kendi tebaalarna ynelik politikalar ile yresel sorunlara ilikin yazlar kaleme almak, gndelik idari ve resmi ileri yrtmekti. Yapt i nedeniyle ok yorulduu sylenemezdi. Kasabay ve evresini de ok sevmiti stelik. Tuna'nn btn koup geldii yerlerden sonra beenip dinlendii ve btn cmertlii ile kendini tabiatn gzelliine sunduu bu kasabada Ebubekir Efendi artk bir mola vermeyi dnyor, akp giden hareketli ve savruk hayatna tpk Tuna gibi bir dinginlik, duraanlk katmak istiyordu. Hakikatte bir air iin bir kentin bysne kaplmak, orann yerlisi olmak, tembellik mi saylmaldr tartlabilir; ama nedense o bu kasabada, mrnn gerek ve en zalim kasrgalarn kuatacak bir meltemin olduunu grm ve ona kaplmt. Dtan skn ile dolu ama iten rpnlara yakalanm bir kaderin ikilemi iinde Si-listre kalesinin burlarndan Tuna'nn sularna hlyal perilerin kanatlarnda "seviyor/sevmiyor" diyerek papatya yapraklar drrken yann krk bulduunu fark edip genliinin ardndan atlar yakmaya balad. Yaayamad zamanlar yaamak iin elini abuk tutmas gerektiine karar vermi, hayata yle saldrm ve kalbinde eksik kalan sevgileri tamamlamann arelerini aramaya balamt. Gelirken Tuna'y beraber getikleri paay stanbul'a yalnz gndermesi biraz da bu yzdendi. nk olgun akn sunmay planlad gen sevgiliyi edinmek iin Silist-re, grd en uygun kasaba idi. stelik isiz de kalmam, 118 Ulah beylerinden Voyvoda Alexander'm zel sekreteri ve tercman olarak gnlnn peine dmt. Uzak hatralarn ardndan, imdi bir gemi gvertesinde, Lim-ni'ye, gerekten sevdii tek kadnn durmadan anlatp durduu u adaya srgne giderken, bir yandan burann balarn ve meyve aalarn merak ediyor, te yandan "Grdn zamane uymad sen uy zamaneye" dizesini vaktiyle syleyip de sevdii kadnn ayaklarna dmemi olmann pimanln hissediyordu. Adann evleri seilmeye baladnda ilk dnd ey, "Acaba annesi onun beiini hangi atnn altnda sallamtr?" olmutu. Gnee "Ya do, ya doaym!" diyen bir gzeldi o. Ona bakan, gk kaplar alm da bir melek yere inmi sanrd. Bir gn apansz karsna ktnda, glgeleri Tuna'ya den stlerin altnda entarisini ykayp rpyordu. Eteini cmerte toplam, ayaklarndan birini suya, dierini st kkne basm, iini acele bitirmek isteyenlerin tela ile alyordu. Dallarn arasndan gnein vurduu yuvarlak omuzlarnn parlts ile suda yakamozlar kran klarn arasnda uh ve taze bedeni bir yumak oluturmutu. Balmumu bedenindeki berraklk, kumral salarndaki hareler, koyu meneke gzlerdeki fsun ile Asur kral Sardanapal'n, kenti terk ederken dman eline gemesin diye elleriyle hanerledii, ama mrnn geri kalan ksmnda bu lme glmseyerek boyun een k hayalini bir trl unutamad ve her defasnda kendisini de o an ldrmediine bin

piman olarak ardndan alad kars Melike ris'e benziyordu. Bir mddet akn ve hayran, dilsiz ve ayaksz, bakakald. Bu gzellii gizlice seyretme konusunda yreinin telkinlerine ahlk 119 nedenlerle muhalefet ederek kuru dallara bastnda, irkilirken ay gibi parlayan ehresini grm ve utanmlk ile hafife kzaran yznde kendisine pek yakan bir masumiyete tank olmutu. Bu katksz gzellie her kim baksa, Tuna kzlarna zg tavrlarn dnda bir edaya sahip olduunu hemen anlayabilirdi. Ayaa kalkar ve slak entarisiyle omuzlarn rterken hafife yana dnnde bile, kendisine kolay yaklalamayacan telkin eden bir asalet gstermiti. Kenarda otlayan iki inek ile buzaya doru yneldiinde, Ebubekir Kani Efendi onunla konuup konumama arasnda tereddtler geirdi. Kalbi krk yan biriktirip durgunlatrmaya alt heyecan dalgalarnn son iddetiyle sarsldnda hzla arkasndan koup asla kt niyetli olmadn sylemeye alt. air adamd, szn mstesna olann bilir, sanatl syler, imalar, mecazlar yapabilirdi, ama ite konuamyordu. Bir eyler geveledii, iki sz bir araya getiremedii iin kendinden utand ve iinden kfrler etti. Ne yapmas gerektiini bilemiyor, eli ayana dolayordu. Nihayet areyi, yrmekte olduklar tozlu yolun en dar yerine boylu boyunca yatmakta buldu, ve ancak o zaman, "Ya ineyip geersin, ya selamm alrsn!.." diyebildi. Utanmooorsun bre adam! Benim yamda kzn olur?.. Hakikat, evlensem senin yanda kzm olurdu; lkin sen-cileyin bir peri peyker bulmamm. Bu onunla arasndaki ilk szler idi ve hibir iir onun sesindeki u heyecan anlatamazd. Trke'nin, bir Rum kznn aznda bu derece gzelleebileceini kim dnebilirdi? Akl bana gelmeye, yaptnn irade dahilinde eylerden olmadn dnmeye baladnda yerden kalkmak, tozlanan giysilerini temizlemek, bandan kp yuvarlanan sangn almak istediyse de karsndaki kzn hi yolunu deitirmeden bann stnde di120 keldiini grd. Bundan cesaret bularak "Sen sultansn ben kulum, sen kaldrmazsan kalkmam!" deyiverdi. Ne istoorsun a efendi? Belli ki devletl adamsn, kendine acmoorsun? Akn istiyorum hill kalm, selvi boylum! Ucuzdur? Her eyimi fedaya hazrm mah cemalim!.. Aradn bende deildir aam; varasn yoluna gidesin... Aramadm yerde imdi bulduumu daha baka yerde arayacak deilim. Yaz gnei ikindi scan kaybetmeye baladnda Tuna stndeki ahap kpry birlikte gemilerdi. Sorarak ve susarak; yalvararak ve nazlanarak. Bir eyrek kadar sren yolculuklarnda Ebubekir Efendi, nihayet kendini kontrol edebilmi, airane szler ve zengin hayaller ile kzn kalbini yumuatmay baarm ama ne adn, ne de kim olduunu renebilmiti. Kasabann ilk evleri grndnde yanndan ayrlm, zengin hayaller eliinde peinden yrmeye balamt. Yolun devamnda kh erafn selamlarn alp kh sokaklardaki tandklarna cevaplar yetitirerek ileri yanda gnln alan tazeyi takip ediyor, hatta genlik hayalleri kuruyordu. in ilgin yan, ineklerini srp gtren ay paras Rum tazesi de takip edildiini biliyor, bundan gizli bir haz duyuyordu. Sanki hem kovalanmak, hem de yakalanmamak istiyor gibiydi. Hi kimse kendisine gzel szler syleyen bu kibar adam gibi davranmam, komplimanlar yapmamt. Hatta kilisede tand delikanllarn, bu adama gre ok kaba saba olduklarn dnmekten de kendini alamad. "Zavall adam," diyordu iinden, "olmayacak hayallere kapldn fark edince nasl olsa akl bana gelir, peimi brakr." 121 ill

'joAijizbA pzB jq uaA 3D3 jaj-{ -npnAnq Bp iqEZB uujpuajg jppqnqg apppiq ajApaiSEq uu^jjEpuBAirL 3/\ 'npaoAuap i 3Dui|iu3p B|yBpuBAa_L jnpA iaoAp UEpuQ -np|o pE jq 'pupj aq uiuisi|] P[BUOg -ipAT|BUI|O SnUlAo>| TUTpB E|yBpUBAai_L UBJO ununq Ep buizdj 'dvjBJ aq ueAtoj pE aAp p^EpuEAjij^ EpmurepiE a|n)) Eunjo eA 3|Aq 'EpjBpuBArL :pa3A pE Jiq buo 3A nmo a3| -|ra U3pi3pUIl|3>J 'TpiipAl JB|JES J>[USy 3Aip UISST^eA 3UlU3J UIU -U3|zo 'poiq jsjeAi^ jq u3pa3||BABq souo 3uis]|ia3s sdsS o piEA ubA aq ubj -puB nuo Bp EpusBusnuo>( JBpE>[ nznj^ "npioAizusq BUTSE|qE |y EAai_L ipJ3AIU3JUIltnp BpUIZEOq 3|XUnD 3DJ3JZriA ^3D3J11S 3J1 ie|ue nuo ZBJiq apH,, dAE|SBq sAp upu pB unuQ,, JEA UIB|qB iig TUI JBA unsnjo ui|B>|Bq su utpy npjoAp ujbA |i3p >[3D3U3pqdns UBpuiBpB edo>[ -SO5} 3A >jnDOD iiq I>jBpUlISB>J JsAEqi^^ U3JJUipUE>[ IUipU3){ 'O ->|BDEdEA |isbu nunq Eiuy TtpjoAps! >[buijb aaqsq Jiq !>[ ' -jos J3|A3S Jig -asEj^BA euiueA unnoo^) 'pduES >[o6 ssuus upu3 upsisBq ljspup u3jiB?jBq EAEzng 'npjo nunnpatp -Oo dmns ABznq uiiiidod Jiq EpuuB|SEA uo qsqBs Jiq pSIU19UJ3JO lA]JIA3S EUIE SIUI3pj3q d]A3|ipUIZ EUUBJSEq muBjsojEq 3Di3|unr) -npioAiuniq >j3uiD38 asposS p( 3U inpoAd -eA uapunojsi 'aoAnaoS U3|s 8p3|Aos ui(a3puEX3jy 'joA -J3A aq 'aoAnsnuo>j 3|A]J3|Uiq 'pAE|O{ >[3tU3|3 ued znpung Zil wxv uvqaiwd-y ^3jX3]tos vs n /if^g ivip uy&q su n jpaq 3u n ^junu 3u uxi(qj_ npjoAp HjU3q uaoAuE s -qos Jiq >[3D3A3jAgs ztsjjeij 3a zssas ipap apusad uuapup>| j -lameli] 'uuajzos pBUBS uiisijiieje^ 'ipzp 3J3pzp 'pzBA 'npzoq 'npjrq EDiBjBpp BDJESjng 3a bdijejq '95>jjnjL 'bduiit^j luuapjaDaA -3|Aog 'ip|Ep EEJUB|d U3piU3A ip3UIU33q 'pdfiA JBjBAOjd UEpEUI ->[Bq BUISBq BUISBA 'npjn>j IBJUBjd BDB|B|3p JlBp EUlBDEUBJABp jsBU UEUiBz nnpao jbj>j3j nuQ -TO uqEZB upB>[jy 3A uEiDijq -rtanAnq -3pupj -ipABa>[BUI|OS '315J31UU3 >pi3:>pD TUSOE ^BJEUUBS 3UU3||eA -Eq 3D3 dAajzoS nunpA znpunS uiuiaaqjip un^j SpBuiBJOs ->[p3su^ 3A iSipauipq 3|iq Tupy 'njara aq npaoAuiBiBjuB 3un|uoQ -puuB UBpExusi|BD uBp -3^ -npanp dspo uB|nSAnp 3\x nuBiu 'njuoS ap pjB apj3|un dijB3njA{ -pABpu>[iBj ununnpjo snu>|o5 uuuBjznuo euib npioAiuijiq mraS UEpjoA }uBq '|isbu auiAg npaoAipassiq nu -nSnpp S3A3^ iiq iSaoaAaimaA uupBA unjnq bAeuib|tsE>[ mis 3UI3J3D 'uTuiuBoaAaq 3A umuE|>|ipBSBA apusaun pu^ 'ao^np -unsnp uB|unq uipnq puajg Ji^jaqnqg -paB|JoA]p3 zos ap iSAbs UBpuo BjjEq 'jbjoAiuei Bp nuo aBpB>| spu3>( zb ua jEp|Eq -QsuiEusn|O naAsun jiq jpABS uasq 9|Ao BpuuBjBiB eiub S]U1SIS3>[ UBpoA UBUIBZ UBUIEZ 3|AlSipU3^[ "ipAapUipp UlUI[EqBSB>( unjnq nnpjo apBzpsE Jiq UBpunAos uus3pjE>[ pBiE i|ba aAju -ui"i unu(OisnjpjBr) se|odi[v[ suaaj iJppi]At 'ipAijSBq apusaaaaap ropra euue|zbba p^a unuo pebuj3d uEApsuj-j uiuBqBSBij 3A p -dvjBa aq uiAes siuipwpaS EAEjnq ap j3ABp pzo uapjuuiiq pAA3 pA jg -npaoAuEj tAj^Bxjaj isBqBg -lupsEj pAsuaod aq >{if -Bal UIUEJ3DEUJ nq 3A nunnpp uit>j uz>[ pB]UE ji>[ba o Sip>[ >|nAnq kimseciklere syleyemedii akn gazellerle anlatyor, yalnzln byle dile getiriyor, srrn iinde saklyor ve lgnca seviyordu. Yazk ki o akn sakladka ak iinde byd, bydke saklamak daha da zorlat. O derece srlara bouldu ki bir gn

Tiryandafila karsna gelse ona bile syleyemeyecek duruma dt; hayr hayr ykseldi. Bir gazelinde diyordu ki: "Geri gnlmz alana akmzn srrn amak olasdr, ne var ki biz ona sylerken belki srrmza sz ortak olur diye bundan kanyo-ruz. Geceler gerekten de zor gemeye balamt. Akamdan bir rahlenin bana oturuyor, ucuza edinilmi birka mum ile divitini, herli kt tomarn ve is mrekkebi dolu hokkasn yanna alyor, ttn ve ubuunu hazrlyor, birka kadehlik arap da tedarik ediyor, mum nda, dumanlarn duvarlara yansyan tlleri arasnda Tiryandafila'y gryor, onunla konuuyor, sitemini ve nazn ekiyor, sonra ona yalvaryor, onu nefesleniyor, zmsyor, yayor ve tketiyor, tkeniyordu. Mthi bir azap idi bu. Ne yapmalyd, kendisine bir kerecik olsun sormadan, evlilik konusunda fikrini almadan, bir sevdii olup olmadn renmeden gidip babasndan da isteyemezdi ya?!. Hem her ey bir yana, istese de acaba verirler miydi? O bir taze, kendisi koca bir herif; o bir inci, kendisi bir mecnun? Kim incisini yal bir lgna teslim ederdi ki? Onsuz geen gecelerde, romantik btn duygularn ve hayallerin kendisini kuattna inanmaya balamt. Belki o da bakyordur diye aya bakyor ve bundan mutluluk duyuyordu. Silistre kalesinin burlarndan gn batmm seyretmek, Tuna'nn durgun sularnda hayaller grmek, akam saatlerinde Kniy rdz- dili amak olur dildra Korkumuz natka esrarmza mahrem olur 124 crcr bcekleriyle hayat yudumlamak gibi huylar edinmiti. Yalnz ve karanlk saatlerde ise kendini iire ve aka kaptrp gidiyordu. Yine yle bir akamd. Tiryandafila ile geirecei bir mrn hayaliyle evke gelmi, ona feda edebilecei eylerin hesabn yapm, ama canndan daha deerli bir hediye sunamayacana hayflanarak gzleri yaarm, ardndan iindeki ak acsn bir nefeste azndan boaltarak yeni bir gazele balamt. O srada rahlesinin stndeki mumun evresinde dnen bir pervane dikkatini ekti. Alevin evresinde halkalar izerek dnyor, her defasnda emberin yar apn daraltrcasna aleve biraz daha yaklayordu. "Galiba benim bu pervaneden farkm yok!" diye geirdi iinden. "O da, ben de bir atein evresinde dnp duruyoruz. stelik ikimiz de gitgide atee daha ok yaklayoruz." Akn bir bak, belki ksack bir gz kaymas olduunu dnd ilk gnd o. Sonra gelitirdi dncesini: Gz kalbe iletiyordu gzellii ve kalpte bir kvlcm tutuuyordu. Bu kvlcm hem k, hem ate olma potansiyeline sahipti. Ik olmann yolu ate olmaktan geiyordu. nce yanmak ve alevin n szerek nura dndrmek gerekiyordu. Gnlde atuan atei sndrmek iin gz damla damla su aktyor, ancak gzya atei sndrmekten ziyade onun hararetini artryordu. Nitekim kendisi de aladka iinde Tiryandafila'nn ak artyor, ak arttka gznden akan yalar oalyordu. Yanmak bakmndan u mum kendisine ne kadar da benziyordu. Onun da barnda yanan bir can ipi, banda da alevler ve dumanlar vard. stelik o yangndan dolay durmadan alyor, gzyalar bedeninden damla damla szlrken bedenini eritiyor, tketiyor, yok ediyordu. "u mum mu bana benziyor; ben mi muma dnmm?!.." diye mrldand bir an ve devam etti barna birka yumruk vu125 rarak, "Galiba mumlar gibi kendi gzyalarmn denizinde boulana kadar srecek bu yangn!" Btn bunlara ilikin beyitler yazmaya devam etti uzunca bir sre. Sonra pervanenin ritmik dnlerine takld gzleri yeniden. Her dnte biraz daha daralan ember neredeyse mum alevinin zerinde dnmeye balamt. Pervane na yle kararllkla kouyor, onu epeevre yle kuatyordu ki!.. Bir an onu bir k olarak dnd ve bu pervaneye nazaran kendisinin ak iddiasnda bulunmasnn ne kadar da clz kalverdiini grd. "Evet! Bu pervane bana benzemiyor; ve ben bu pervaneye benzeyemiyorum!" Sonra kendisinin de ka gnlerdir Tiryan-dafila'nn yolunu gzlemekten dolay avare olduunu,

Voyvoda Alexander'in tembihlerine ramen ilerini aksattn, tpk u pervane gibi onun evresinden uzaklaamadn, hatta sevgi emberini daha da daraltmak ve ona daha fazla yaklamak iin her defasnda daha cesur ve atak davranmaya baladn, gnde birka kez kilisenin nnden gemesinin dikkat ektiini, hatta baz dostlarnn neden camiye deil de kiliseye odaklandn ima eden akalarna altn, dahas, ar ve namus kaygu-sundan syrlmaya baladn falan dnd. "Ak" szcnn "sarmak" demek olduunu aklna getirdi bir an ve o sarman nice narlar gibi, selviler gibi kendisini de sardn, buruk bir lezzet alarak hissetti. "Dtan gzel grnen ama iten bnyeyi kurutan, hrpalayan bir sarmak" diye mrldand srada pervanenin, kanadn muma dedirdiini ve o ilk yan ile birlikte biraz gerilediini grd. Ia vurgun pervanenin ak azabn ilk tadyd bu. Kendisi bu azab Tuna kysnda Tiryandafila'y grd gn tatma. Ne kadar garipti, u "azap" kelimesi "ac, elem, keder" demekti ama ayn zamanda "lezzet" de demekti. 126 Pervanenin bu yantan, kanadndaki bu kk siyahlktan birka dakika sonra, sanki o alevin lezzetini alm gibi geri dndn, geni al dnlerini daraltarak mumun evresinde akn dar alanna girmeye baladn grnce yine kendisiyle kyaslad: "Onun akyla alaym, ayrlnn acsnda bulduum lezzettendir. Eer bu alay bana lezzet vermeseydi onu her defasnda daha ok zlemezdim. Eer sevgilinin ayrln ekmekte gizli bir haz olmasayd, nasl olurdu da onu hatrmdan silip atmaya almazdm! Hasret denilen ey, acdaki lezzetin ta kendisi olsa gerek; yoksa ayrlk neden ak oaltsnd ki!.. Bir de Tiryandafila'y Tuna kysnda ilk grdmde kanadm byle yakmtm; imdiki hasretim de, lezzetim de ite o yann eseri deil mi ya!.." Ebubekir Efendi bunlar dnrken pervanenin dnlerini hzlandrp sonunda kendini aleve attn, bundan saknmadn grd. Akn azab yaptrma ona bunu ve sevgilisinin varlnda kendi varln yok etmi, belki onun n kucaklarken kendini de ona feda edivermiti. te o an, pervanenin aleve aal ve bir karabiber tanesi gibi mumun ayaklar dibine dmesi, Ebubekir Efendi'nin zihnindeki her eyi birden deitiriverdi. Zamann gece yarsndan teye sarka bir saatte yaad bu duygu younluunun da etkisiyle derhal giyindi, kuan balayp setresini omuzlarna ald, serpuunu bana koydu ve hzl admlarla kasabann kilisesine doru ilerlemeye balad. Sokaklarda yaz gecelerine mahsus crcr bcei seslerinden, Tuna'nn hametli aknn kard uultulara karan kurbaa vraklamalarndan ve kpeklerin tedirgin havlaylarndan gayr ses duyulmuyordu. Kasaba derin bir uykuya dalm, btn lambalar snmt. 127 Kilisenin sokaa bakan bahe kapsnn demir tokmana iddetle vurulmaya baladnda Rahip Petraki her zamanki so-fuluuyla gece zikrini bitirmi, yatana girmek zere beyaz i entarisini giyiyordu. Tiryandafil ile ablas da kapnn sesiyle yataktan sramlar, babalaryla birlikte avluya komulard. Kilisenin btn ilerini, bu arada zangoluunu da yapan Selanikli a ihtiyar Anceli Dimitri de uyku sersemliiyle yan plak bedenini bastonuna yaslayarak baheye gelmiti. Hepsi birden istavroz karyor, kt bir haber olmasn diye dualar okuyorlard. Petraki'nin aklna hemen Limni'de brakp geldii hanm gelmiti. Kilisenin ana giriindeki ahap cmle kaps, yaklak bir yzyln ykn ektiini belirtir gibi gcrdayla inleyerek gecenin iine bir lk gibi aldnda, merakl gzler, bir zincir ile kendisini tokmak halkasna balayan Ebubekir Kani Efendi ile karlatlar. Gen kzn grdkleri karsnda gayriihtiyar att lktaki acma hissi uykusuzluktan yorulmu gzlere de sirayet etmi gibiydi. lk hayret nbeti geince hepsi birden onu zmeye alyor, durmadan da kimin onu buraya baladn renmek iin soru yamuruna tutuyorlard. Yalnzca geriye ekilmi beklemekte olan gen kz onun neden burada olduunu biliyor, gzlerinden karamad baklaryla ona deta bu yaptnn ne lgnca

bir ey olduunu imaya alyordu. ten ie bu tavrnn houna gittiini de hissetmi, bundan gurur ve mutluluk da duymutu. Ka k sevgilisi iin byle lgnca eyler yapabilir, kendini feda edebilirdi ki!?.. Ah bir de babas yanda olmasayd!.. Mamafih birok gen kzn, gerek ailesinin siyasi, ekonomik ve sosyal nedenleri yznden, gerekse kendi hrs ve tamahlar iin para, makam ve mevki sahibi yal adamlarla evlenmeleri her yerde grlmekte, zellikle Osmanl idarecilerinin tercih 128 edilen kocalar olmas bu blgelerde gittike yaygnlamaktayd; ama ne olursa olsun kendisi bir Hristiyan ve adn bilmedii bu adam da bir Mslman idi. Buna ramen, yllardr kapanp kald bu kilise duvarlarnn dnda kendisini dnen bir erkein bulunmas, hele bylesine gz karalk gstermesi houna gitmiyor da deildi. O anda fark etti ki aslnda yle irkin bir adam da saylmazd. Hatta krl sakallan yle Hristiyan delikanllar gibi gzel bir usaradan gese ve bandaki sark yerine ilemeli bir skf konulsa pekl ho birisi bile olabilirdi. "Rahip Petraki," diye sze balad Ebubekir Efendi. "te kapnzda bal kulunuzum, ister ierde ister darda tutarsnz; ama zincire taktm kilidin anahtar hibir zaman olmad. Beni ondan hals edecek irade sizin elinizdedir. Kznza Allah'n emri iki peygamberin kavli zre talibim. Muhammed adna deilse Isa adna onu sizden helllie istiyorum. Yam belki byktr, ill yreim zindedir ve bedenim pektir. Voyvoda Alexan-der'dan beni sorar renirsiniz. Ali Paa'nn mektupusu Ebubekir Kani dedikleri avare k benim." "Size gelince sultanm" diye devam etti sonra, rahibin akn baklar arasnda gzlerini yeniden gen kza evirerek, "Tam krk gn nce grmtm sizi ve akm bu gece bir pervanenin kanatlarnda kemale erdi. Beni kabul ederseniz Allah adna, byk elileri adna elimden gelen btn gzellikleri, yegne sermayem olan u inci taneleri gibi ayanza serpmeye, btn iir dizelerimi sizin muhteem gzelliiniz iin dizmeye yemin ederim. Kani Efendi bu szleri sylerken kuandaki kk bir keseden kard bir avu inci, kilisenin talk yolunda, zp zp, gen kzn ayaklarna doru akmaktayd. 129 Gvertesinden Limni'yi seyrettii geminin iinde, baka artlarda bulunmay arzu eden adamn hatralaryd bunlar. Dald hayallerin tesinde bir hayat srebilseydi eer, bu kalyondan oluk ocua karm, torun torba sahibi olmu ryalarla da inebilirdi Limni iskelesine. Ama olmama, olamamt, Rahip Pet-raki'nin kuru inad gn boyunca kapda zincirli, drt yl boyunca da Silistre'nin ak dedikodularnn konusu olarak kalmasndan te bir ie yaramamt. O drt yl, hayatnn en anlaml drt yl olmutu oysa. Herkes kendisiyle alay ederken, yana bana bakmadan, dinine diyanetine dikkat etmeden papaz kz sevmi olmasn dillendirip knarken o, sevgilisinin adyla kendi ad birlikte anld iin mutlu olmutu. Tiryandafla da zamanla onu sevmi, kimseciklere bildirmeden zaman zaman Yunanca-Trke kark mektuplar da yazmt. li, hznl, yakc mek-aplard bunlar ve ak knanm Ebubekir Efendi'nin lirik gazel-leriyle karlk bulmulard. Tiryandafla her mektubuyla birlikte, ilnak gecesinde ayana serptii incilerden bir tanesini sann bir teline takarak kendisine gndermi, karln da hep bir iir olarak okumutu. Ebubekir Efendi ondan son bir mektup daha beklemi ama o mektup hi gelmemiti. Bu son mektup ata yadigr inci kolyenin en iri halkas olan yuvarlak drdneyi tayor olacakt. Bu krknc inci tanesi olacakt ve ne Ebubekir Efendi krknc mektubu okuyabildi, ne de sevgilisi krknc iiri. Ebubekir Efendi, o gnden sonra her nereye gitse, ne zaman ak acsn ansa, hangi akamda Tiryandafila'y hatrlasa, hep pazbendine saklayp tad otuz dokuz inci tanesini yoklayarak kendini avuttu, onlarn

scakl ve sevgilinin sa tellerinin kokusu ile teselli buldu. Krkncs hep zlenen ve hep umutla beklenen sa telleri... Bir mrn btn sermayesi... 130 Drdnc ylda Rahip Petraki halkn ayplamalarndan ve kz hakknda karlan dedikodulardan bkm ve Ebubekir Efen-di'yi kiliseye arm, ona, Bak a Ebubekir Efendi, demiti, artk dayanacak gcm kalmad, kzm sana vereceim, ama bir artla: Derhal dinini deitirip Hristiyanl kabul edecek, vaftiz olacaksn!.. Ebubekir Efendi nce iini yoklam, rahibin bir din adam gibi deil de bir zalim gibi davranmasna ierlemi, biraz da kznn gnln kazanm olmann verdii gurur ile tarihe geen o nl szn sylemiti: nsaf eyle Petraki Efendi, krk yllk Kani olur mu Yani!.. Sonraki yllarda bu kararn hep dnp durmu, yrekten olmasa da dil ucuyla ona "Peki!" diyebilecei ihtimalini gzden geirmi, sevgilinin hasreti cierine ktke bundan piman olmu, sonra da bu dncesinden utanmt. Tiryandafila acaba yalancktan din deitirmi bir k ister miydi? Kendisi acaba gerekten dinini deitirmeye hazr myd? Eer dinini deitirmi gibi yapsayd, kim bilir, belki sonradan Tiryandafila da Mslman olabilirdi ama ikisi mutlu bir mr srebilirler miydi? Buna benzer bir yn soru, yllarca peini takip edip durdu ama hem kendisi, hem de sevgilisi, verdii karar ve tarihe geen o sznden hi piman olmadlar. Drt yln sonunda Rahip Petraki kzn Limni'ye gndermeyi kafasna koymu, bunu kzna da sylemiti. O gnn gecesinde kz kiliseden kap Ebubekir Efendi'nin evine gelmi; iki k ilk defa bir atnn altnda yalnz kalmlar ve ortaya bir Kur'an, bir ncil, bir kl, bir paskalya somunu, bir avu tuz koyarak el basp mr boyu birbirlerini sevmeye yemin etmilerdi. Elleri ilk kez o gecede birbirine dedi ve bir daha hi deemedi. Nefesleri ilk o gecede birbirine kart ve bir daha buluamad. 131 Bedenleri ilk o gecede boylu boyunca sarld ve bir daha asla ku-caklaamad. O gecenin sabahnda yazlan krknc gazel Ebube-kir Efendi'nin pazbendi iinde, incilerin ve sa tellerinin yannda muska biiminde hep sarl kald ve asla okuyan olmad. *** Sevgilisi Limni'ye gittikten sonra Ebubekir Efendi de Silist-re'de ok kalmam, ondan nceki zamanlarda olduu gibi savrulan bir kaderin peine derek maceralara atlm ama paz-bendindeki incilerin berraklna hi ziyan eritirmemi, hibir gzele dnp bakmamt. O gnden sonra yazdklar hep hayatla alay eden, mizahtan, hicivden, yergiden ilham alarak felein tasn taran toplayan bir sluba brnd. "Mutrib sen aka dir bir hev bilmez misin" dizesinden gayr ak dizesi yazmad. Onun yerine dnmedii dininin peygamberini ven na-atlar kaleme ald, akn biraz o yolda anlatt. phesiz pek ok geceler yine Silistre'yi. Tuna'run stleri altndaki gzellii hatrlayp durdu. Arada srada, "Acaba alarn hangi koyda atyor, kayn hangi kumsala ekiyorsun ey ak!.. Acaba hangi zeytin aacnn altnda yatyorsun masum ve rlplak ey sevgili!" diye kendince sorular sorup cevaplar aramaya alt. Ama hibir gn, o krknc gazelin muskasn amaya yeltenmedi. Yalnzca, buluma gecesindeki tek ahitleri olan kedisini her yere yannda gtrd ve onun tylerini okadka Tiryandafla'nn ellerinin scakln hissetti, o kadar. *** Mahkmlar tayan kalyon kasabann gcrdayp duran ahap iskelesine aborda olduunda yoksul ve sefil kasaballar her seferinde olduu gibi evlerine kam Despina Anne ile birka haylaz ocuk, ve bir de eve gidince karlarnn drdrn ekmek 132

zorunda kalacak birka kaba balk tayfas, iinden kacaklar merak etmi ve beklemilerdi. Gemiden nce zorunlu ikamete memur srgnler -ki bu sekin ve devletlu sulularn says birka gemezdi-, sonra da muhafzlar eliinde, sularnn iddetine gre sralanm mahkmlarn kmas dettendi. Ne var ki gzler ilk grup srgnleri bulamadlar. Geminin tek srgn memuru saylan ve gemi mrettebat tarafndan ileri yanda srgne gnderilmekle bir aya ukurda farz edilen Ebubekir Efendi, hl tutunduu puntellerin yannda gemie dair hatralar dnmekten kendini alamad iin ayrlmam, btn sefer boyunca grltlerini ve naralarn dinleyip durduu mahkmlar seyretmek iin orada beklemeyi yelemiti. Bir eyrek kadar sonra Despina Anne, yanndan sra sra gemekte olan azgn ve grltc mahkmlardan nce elleri birbirine bal olanlar inceledi. lerinden sevi olduuna kanaat getirdii birkan ertesi gn ziyaret etmeyi zihninden geiriyordu. Ardndan ayaklarndan birbirlerine zincirlenmi mahkmlar ile ayaklarna bal zincirlerin ucundaki topuzlar iki elleriyle yklenip gtren azl haydutlar seyretti. "Hangi artlar bir ty kadar hafif yaratll bu insanlar bunca rktc cani ve vahiler haline getirebilir?" diye dnyordu. efkat duygular, iki gndr tek lokma yemeden geen zamann aln unutturmutu. Mahkmlar biraz alayc ve hatta kfrler ederek yanndan geerken, onlarn slah olmalar iin dualar edip istavrozlar kartt. Bulutlarn arkasnda olduunu hissettiren ama yzn gster-. meyen gnein aydnl iyiden iyiye kaybolup kasabay karanlk brmeye ve iki camiden ayn anda ezanlar okunmaya balad srada iskelede Despina Anne'den gayr kimsecikler kalmamt. Kaptan veya mrettebatn bir ihtiyac olabilir ihtimalini deerlendirmek iin geminin hareketten kesilmesini beklemek gelmiti 133 iinden. Geminin sisler ve akam alacas iinde kalan siluetinden son bir yolcunun kp yorgun bacaklarnn titrek admlaryla iskeleye doru yrdn fark ettiinde kalbinin titrediini hissetti. Yanndan geerken gemi hakknda bilgi alma umuduyla ve heyecannn sebebini kefetmek iin bu son yolcunun geliini bekledi. Sanki uzak bir tarih koridorundan bir aziz, sa'nn armhna dair hatralar getirir gibiydi. Zaman gemek bilmiyordu sanki. Yaklatka onu biraz daha semeye, endamn kestirmeye balamt. Onda kendisine tandk gelen bir yan vard sanki. Gemi, o gne dek yalnzca hayallerinde grd stanbul'dan deil de dier adalardan birinden geliyor olsayd bu adam akrabalarndan biri sanabilir, belki kime benzediini kestirebilirdi. Ebubekir Efendi, Despina Anne'nin yzn grr grmez sesi titremeye, gz kararmaya balamt. Bu koyu meneke gzler, eyrek yzyl boyunca her yerde arad gzlerdi nk. Yere ylrken dudaklarndan akamn serinliine doru alev gibi bir isim dalgaland: Tiryandafila!.. "Aman Allahm! Bu ses!.. Ebubekir Efendimin sesi!" Despina Anne onun buzlar stne ylan bedenini kaldrmak iin sarldysa da bunu baaramad. Ban buzlardan kaldrp elleri arasna aldnda buz kesen yanaklarn stmak iin gzlerinden akan yalardan baka scak bir ey bulamad. Gzlerinden szlen yalar Ebubekir Efendi'nin yanaklarnda buz kesiyor, ama onu kendine getirmeye yetmiyordu. Despina Anne hkrmaya, kesik lklar atarak yardm istemeye baladnda imdadna camiden kan birka kii yetiti. Ebubekir Efendi'yi caminin misafir odasna getirip ocanda birka odun tututurdular. Gece yarsna kadar ne yaptlarsa Ebubekir Efendi kendisine gelmedi. Despina Anne hi kimseye syleyemedii srr ile 134 onun ban bekliyor, rahibe olmann gereini yerine getirdiini syleyerek evine gitmesi gerektiine dair teklifleri kabul etmiyordu. Hatta gece yarsndan az sonra yanndakileri,

kendisinin gndz uyuduu, dolaysyla hastann banda sabaha kadar bekleyebilecei gerekesiyle evlerine gnderdi. Yalnz kaldklarnda ise Ebubekir Efendi'nin ban dizlerine ald ve ilk defa olarak elini yzne gtrp artk tamamen beyazlam olan sakallarn okayarak dualar etmeye balad. Dilinin ucundan ne-ideler dklrken iinden de "Adm bir kerecik olsun sana syleyemediim iin acaba bana kzgn msn Ebubekir Efendi? Sen beni Tiryandafila olarak sevdin diye ben Despina olmaktan ok Tiryandafila olarak yaadm." Sabahn ilk klaryla kasabada yeni bir hayat balyordu. Bulutlar dalm, gnein scakl hissedilir olmu, buzlar erimeye yz tutmutu. Bu gn bereketli bir gn idi. Halk ke balarnda birikip edilen dualarn kabul olduu ve Tanr'nn gazabnn kasabadan ekildii zerine konumalar, sohbetler yapyorlar, yaama sevincini paylayorlard. Sevinler gne olup denize yansmaya yz tuttuunda, Ebubekir Efendi de yava yava kendine gelmeye balad. Ba bir kadnn efkatli ba-ryla rtlm, hibir ey grmeden ylece yattn hissetti. Dimanda ezelden tandk kokular, zihninde ayrlklar kovulmu vuslatlar, aklnda zleyilerden kam mutluluklar vard. Tir-yandafila'nn nefesindeki kesik kesik tslamalar, kalbinden gelen aksak ritimleri hissedince telland. Bekledi, "Uyuyor olmal" diye dnd. Biraz beklemeyi, scakln duymay istedi. Ama hayr, bu normal bir vcudun scaklna benzemiyordu ve btn bedeni iten ie sarslr gibi titriyordu. Birden kollarn kaldrp sevgilisini kucaklad. Meer gece rzgrdan ocak snm, Despina Anne yakacak odun bulamaynca evresinde bu135 labildii her eyi ocaa atm, sonunda aresiz Ebubekir Efendi'nin zerine kapanarak onun donmamas iin bedeninin btn kuatclyla onu sarp sarmalamt. On sekiz yanda bir gen kz iken yapamadn, imdi krkn am bir rahibe olarak yapmaktan hem gurur, hem haz duymutu stelik. Sevdii ve akn berrak haliyle saklayabilmek uruna rahibe olmay yeledii, sadakatini hibir gn eksiltmedii Ebubekir Efendi, zayf dm bedeniyle imdi dizlerinde lrse diye korkusundan btn enerjisini, btn scakln ona vermi, srtna vuran gecenin ayazna aldrmadan, parmaklarnn hissetmeyecek derecede dn bilmeden ve nemli gzlerini hi kapamadan sabahn klarna ulamt. Ebubekir Efendi elleriyle onun bedenini dorultup gzlerini atnda ilk grd ey, kucanda yatt kadnn yana doru dmeye balayan boynundaki gm zarfta asl duran tek inci oldu. Bu, onun pazsnda saklad incilerin sonuncusuydu ve demek ki bunca zamandr sevgilinin barnda yer edinmiti. Kalbinin o anda durmasndan korkup kollarndan birini Despi-na'nn boynuna uzatt, dieriyle omuzuna yakn yerdeki pazbendini tutarak, Tiryandafila, dedi, son inci tanesinin son mektubunu bana hi gndermedin! O zaman seni kaybederdim, diye cevaplad zorlukla nefes alrken. Son mektubunu alsaydm bile sana son iiri asla yollamaya-caktm. Bili-yorum sevgilim, bi-li-yo-rum!.. Despina, Ebubekir Efendi'nin ban tutan elini binbir glkle kaldrp boynundaki inciyi kararak sevdii adamn avu-cuna usulca braktnda Ebubekir Efendi irkilerek dorulmaya 136 Ebubekir Efendi Limni'den geldikten alt ay sonra stanbul'da ld ve Eypsultan kabristanna gmld. Daha sonra iirleri ile Hrrenme bata olmak zere mekaplan birer kitapta topland, eitli ktphanelere konuldu. Despina'nn babas gibi papaz olan kardei Tiryandafil, ablasnn lmnden tam otuz alt yl sonra Mora'daki byk isyanda, srf onun hatrasna sayg olsun diye bir Trk delikanlsn gece evinde saklayarak cann kurtard ve birbirini ok seven ablas ile Ebubekir Efendi'nin aklarn kutsam oldu.

Ebubekir Kani Efendi air ve yazar olarak unualdu, ama "Krk yllk Kani, olur mu Yani" sz Trke deyimler arasnda yzyllarca kullanlmaya devam etti. Ebubekir Efendi'nin Voyvoda Alexander ile birlikte Silist-re'de resmedildii bir portresi Bkre Sinaia Mzesi'ne konuldu. Mora syan'ndan sonra Trk ve Yunan uluslar arasnda dmanlk tohumlan ekenler, yazk ki hi eksik olmad. Despina ile Ebubekir Efendi'nin ak belki birilerine tarihin birlikteliklerini hatrlatr diye bu yk yazld. 138 SZ- DL-R Osman Nevres (1820-1876) divannn "arklar" blmnn ilk dizeleri gl ile blble ayrlmtr. air orada "Gl yan eller srnr atlasa blbl" diye haykrr. Hanende mecmuasnda (s. 395) da yer alan bu Hseyn yrk semainin kimbilir hangi gzel iin yazlm olduunu tezkireler kaydetmiyor; ancak ok gaml gnlleri alatt, ok gzellere beddua gibi sylendiine phe yokar. Nevres Efendi bu mtekerrir murabba yazdnda, galiba konanda yetitii Badat valisi Ali Rza Paa'nn biricik kzna k idi. Belki de daha kkken Sakz'da brakp geldii ocukluk ak Rum kznn, on beinde bedir gibi parlayan tazenin hayaliyle kda kaleme sarlmt. Yahut K-ksu'da grd stanbul nazeninlerinden birinin yamaktan szlen gamzeleriyle gnl yaralyken de yazm olabilir. Krkl yalarnda akl dengesini kaybedip de Haydarpaa Hastahane-si'nde Yusuf izzettin Efendi'nin himmetiyle tedavi edildii dnemin hummal gecelerinden birine ait de olabilir, bilemiyoruz; ama iir o kadar gzel, gfte o derece scaktr ki, Osman Nevres'in son yllar bu arky okuyan ve dinleyen, sonra da sokaklarda ona imrenerek bakarak birbirlerine parmakla gsteren insanlar arasnda gemitir. Gftenin briin bys mtekerrir msrann (nakarat), meyan ile balantsnn harikulade nkteli

SON

You might also like