You are on page 1of 70

8 sosyoloji

Ekim 2011 ISSN 1307-6493

notlar

mer Faik Anl Doa Baer Okay Bensoy Merve Birgl Saim Can Beritan Cem K. Olgun Cihad zsz Selma Toral zsz Serkan Yorganclar

SOSYOLOJ NOTLARI
Sosyoloji Notlar 3 Aylk Yaygn Sosyoloji Dergisi mtiyaz Sahibi sa Demir Sorumlu Yaz leri Mdr Cem K. Olgun Genel Yayn Ynetmeni Cihad zsz Bu sayya katkda bulunanlar: Doa Baer Selma Toral zsz Saim Can Beritan Okay Bensoy Serkan Yorganclar mer Faik Anl Merve Birgl letiim www.sosyolojinotlari.com sosyolojinotlari@gmail.com Bu Sayda Postmodern Teoride Byk Anlatlar ve Ge Kapitalizm Sorunsal Doa Baer Postmodernizm ve Tketim Kltr Selma Toral zsz NDEKLER 2 3 15 Richard Sennett ve Kamusal nsann k Cihad zsz 18 Kemal Haim Karpatn Osmanl ve Trk Toplum Yapsna likin Grleri Cem K. Olgun 23 stanbul 1920 Saim Can Beritan

33

Gramsci: zerk Bir Alan Olarak Siyaset ve lev Ykl Aydn Okay Bensoy 41 Kierkegaard Anlama abas Olarak Umutsuzluu Yazabilmek Serkan Yorganclar Kierkegaardn Varolu Alanlarnda Benlik: Karamazov Kardeler mer Faik Anl Irk Sylem Teun A. Van Dijk / ev: Merve Birgl

*Kaynak gstermeden alnt yaplamaz. *Yaynlanan yazlarn tm sorumluluu yazarlara aittir. *Derginin tm haklar sakldr.

47

56

Say: 8 Ekim-Kasm-Aralk 2011 Ankara

67

2 Sosyoloji Notlar

Bu Sayda
Fazlasyla geciken sekizinci saymzla tm okuyucularmza yeniden merhaba. Bize yazlarn gnderen arkadalarmz bata olmak zere uzun sredir yeni sayy bekleyen herkese zr borluyuz. Dergi karan ya da dergi karma iinin herhangi bir aamasnda grev alm olanlar iyi bilirler ki derginin sadece matbaa srecinin tamamlanmas o dergiyi var etmiyor. Derginin okura, okurun dergiye ulamas nemli bir aama. Bu adan, bir renci faaliyeti olarak srdrmeye altmz dergimizin datm ve okurlara ulam her zaman byk sorun tekil etti. Bulunduumuz illerde elden datm yapp satlar takip etmeyi uzun sre denedik. Ancak kiisel almalarmz ve farkl illerde bulunmamz bu durumu da uzun vadede zora soktu. Bu ii bir datm firmasna yaptrmann getirdii brokratik ve maddi yklerden sz etmeye gerek var m bilemiyoruz. Nihayetinde her ne kadar matbu bir eserin scakl ve kokusunu zleyecek olsak da derginin varln srdrmesi ve sosyoloji rencileri arasnda bir hareketlilik yaratma abalarnn sona ermemesi iin dijital ortamda yayn hayatmza devam etmeye karar verdik. Bundan sonra internet sitemizde eski saylarmz da dahil, tm saylara cretsiz olarak ulalabilecek. Ek olarak sitemizde niversitelerdeki sosyoloji blmlerinde yaplan renci faaliyetlerini ya da rencileri ilgilendiren faaliyetleri bir araya getirmeyi planlyoruz. Bu yzden bulunduklar niversitelerdeki faaliyetleri (rnein dergi ya da sosyoloji gnleri almalar gibi) bize bildirebilecek arkadalardan mail adresimiz araclyla bizlere ulamalarn rica ediyoruz. Tm heyecanmzla ve bir daha bu kadar uzun bir ara vermemek midiyle tm okurlarmz selamlyoruz.

Sosyoloji Notlar

3 Sosyoloji Notlar

POSTMODERN TEORDE BYK ANLATILAR VE GE KAPTALZM SORUNSALI (J.F. LYOTARD VE F. JAMESON) Doa BAER1

Giri Sosyal bilim literatrnde dnemletirmeye ynelik teoriler nemli bir yer tutmaktadr. Tarihsel olarak belirli dnmleri ele alan bu teoriler genel anlamda geleneksel-modern ayrm gibi ikili kavram iftlerinin (cemaat-cemiyet, organikmekanik dayanma vb..) olumasna yol amtr. Sosyolojinin de iinde doduu 19.yy da modernitenin baskn hale geldii bir dnem olarak bir kopu srecini gndeme getirmektedir. Modernitenin ortaya kyla birlikte deien dnya algs farkl alanlarda birok etki ortaya karm ve sosyolojinin de temel konularn oluturmutur. Modernitenin teknik ve endstriyel, bilimsel, siyasal, kltrel alanlarda ortaya kard dnm bugnk anlamda anladmz toplumun ve insann oluumuna da byk bir etki etmitir. Fakat zellikle ikinci dnya sava sonras yaanan kriz ve dnmler farkl alglama kiplerinin de ortaya kna nayak olmutur. Bunun sonucunda modernite ile dnme urayan yukarda saydmz alanlarn ikinci dnya sava sonras srete dnme urayp uramad, uradysa da ne kadar ve nasl bir dnme urad konusu nem kazanmaya balamtr.
1

Gnmz toplumlarndaki hzl dnm genel olarak sosyal bilimler zel olarak ise sosyolojide birok teorisyenin dikkatini ekmektedir. Kapitalizmin tarihsel srecinde yaad krizlere ve elikilere ramen ayakta kalmas buna karlk sosyalist bloun bir gerileme srecine girmesiyle birlikte k, liberal demokrasilerin ykseli srecine girmesi, enformasyon teknolojisindeki gelimeler ile bilgisayarlarn, iletiim teknolojisindeki gelimeler ile ise medyann yaygnlamas bunun yannda yine genel anlamda retim teknolojilerindeki art ile kresel lekli pazarlarn ve piyasalarn olumas gibi dnmler gnmz insannn yaad toplumun sosyo-ekonomik durumunu adlandrabilmek iin nemli ipular tamaktadr. Sz konusu dnm adlandrmaya ynelik sosyolojideki kuramsal abalar ortaya pek ok yaklam karm ve her bir yaklam dorultusunda dnmn farkl ynlerini vurgulayan farkl dnemselletirmeler tremitir. Bu anlamda sanayi sonras toplum, ge kapitalizm, postfordizm, post-endstriyel toplum, enformasyon toplumu, bilgi toplumu gibi adlandrmalar ile gnmze ynelik pek ok farkl bak as ortaya konmutur. Bu adlandrmalarn iinde ortak bir nokta bulmak tam olarak mmkn olmasa da genel olarak

Afyon Kocatepe niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Sosyoloji Ana Bilim Dal Yksek Lisans rencisi

4 Sosyoloji Notlar

yaklamlarda teknoloji nemli katks olan bir e olarak grlmektedir. Fakat sadece teknolojik determinizme dayal bir anlayn sosyolojik aklama yapabilme konusunda ne lde baarl olabilecei tartmaldr. Teknolojinin toplumsal olan ile ilikisinin vurgulanmas teknolojinin endstriyel, bilimsel, siyasal, kltrel alanlarda nasl bir etki de bulunduuna ynelik bir analize gtrmektedir. Bu kadar geni bir kavramsal yelpazeyi analiz etme ura olarakta karmza postmodernizm kavram kmaktadr. Yukardaki dier kavramsallatrmalardan tam olarak ayr ele alnamayacak olan postmodernizmin ayrt edici zelliklerinden biri dier dnemselletirmelerden daha youn ve hararetli tartmalara sahip olmas ve tam bir gr birliine varlamayan bir sylem dzeyini iinde barndrmasdr. Bu tartmalarn en youn olanlarndan biri de post n ekinin ne anlama geldii sorunsalyla ortaya kmakta ve post n ekinin modern olann yadsnmasn, eletirisini, devamn ifade edip etmedii ynnde gnmzde de srmektedir Bu sorunsallarn aklamaya ynelik dnemselletirmeye dayal ve post ekinin nem kazand yaklamlar temel olarak izgisel bir tarih anlayn ve dikotomiyi barndrmaktadr. Toplumlarn deiim halinde olmalar genel geer bir durum olmasna ramen bu dnm belirli kavram ztlklaryla ifade etmek deiimin tam anlamyla aklanamamasna da neden olmaktadr. nk her yaklam belirli bak asyla belirli bir alana younlaarak bak as dnda kalan deiimleri gz ard etmek durumunda kalabilmektedir. Fakat Sarupun da (2004: 186) belirttii gibi ikili kartlklar retmek her ne kadar ok genel bir yaklam ortaya koysa da zellikle bir dnm adlandrabilmek ve varln saptayabilmek iin gereklidir. izgisel tarih anlay ve dikotomi ile oluturulan bu yaklamlar gnmzn toplumsal yaamndaki yapp etmeleri aklamaya ynelik iddialaryla post szcnn literatrde yerini almasn ve

bunun yannda kavramn sk sk kafa kartrc bir biimde kullanlmasn dourmutur. Poplerleen post ekinden en ok etkilenen ve tartmalarn en youn biimde yaand yaklamlardan biri de postmodernizm olarak grnmektedir. Daha ok kltrel ve zihinsel alanda yaplan tartmalar yukarda da belirtildii gibi belirli bir tarihsel dnemlendirmeyi temel aldndan bir anlamda da belirli bir perspektifin rndr. zellikle modern syleminin anlamn batda bulduu ve bu anlamda postmodernin de yine batnn dinamiklerini aklamaya ynelik bir abann rn olduu dnlebilir. Bununla birlikte bir taraftan kreselleme tartmalarnn da hkim olduu gnmzde kreselleme srecinde Robertsonun (1999: 89) deyimiyle dnyann birleik hale geldii dikkate alnrsa artan kltrel i ie gemilik yznden dnyann neresinin tam olarak bat olduu da artk tam olarak bilinememektedir. Bununla birlikte postmodernizmin vurgu yapt yerellik unsurlar, etknik kimlikler ve teki dncesi tartma alannn snrlarn geniletmesinin yannda batda aydnlanma ile birlikte balayan dnm srecine olan eletirileri ve tarihe-topluma farkl bak alarn gndeme getirmesi bakmndan nem kazanmaktadr. Meruluk Krizi: Byk Anlatlarn flas Postmoderniteye ynelik tasvirlerinde Lyotard k noktas olarak teknolojiyi ele alr. Lyotardn temel hipotezi toplumlarn post endstriyel, kltrnde postmodern olarak bilenen aa girdike bilginin konumunun deitiidir. Endstri sonras toplumlarda bilginin doasnn deiiminde teknolojinin nemli bir rol vardr. Lyotarda gre zellikle 1950lerden sonra teknoloji dilbilim ve iletiim alanlarna etki etmeye balamtr. Ayrca bilgisayar teknolojisindeki gelimeler ve bilgisayarlarn kulland kodlar da farkl dilsel alanlarn oluumuna yol amtr. Teknolojik dnmler, herhangi bir olgunun aratrlmas ve bu aratrma sonucu elde edilen bilginin aktarm hususunda nemli dnmleri meydana getirmitir. Bilgi ileri endstriyel toplumlarda metalama

5 Sosyoloji Notlar

srecine girerek herhangi bir mal gibi retilip tketilebilen bir forma brnmektedir (Lyotard, 2000: 15-22). Sarupa (2004: 190) gre birka on yldr bilgisayarlam bilgi, retimde nemli bir yer igal etmekte ve igc dalmnda nemli bir etkide bulunmaktadr. Bu alanlardaki dnm fabrika ve tarm iilerin azald profesyonel ve teknik iilerinin ise artmasna yneliktir. Harveye (2006: 65) gre ise postmodernist dnrlerin pek ou gelien enformasyon imknlar ve bilginin bu imknlar iindeki durumu ile yakndan ilgilenmektedir. Bu anlamda Lyotardda sz konusu durumdan etkilenmi Bell ve Touraine gibi yazarlarn post endstriyel toplum teorisine benzer bir ekilde postmodern durumu post endstriyel toplumlardaki politik ve kltrel durum olarak grmektedir. Lyotard bilginin post-endstriyel durumunu betimledikten sonra dil oyunlar kavramyla bilgi ve dilin meruluk problemine deinmeye alr. Dil oyunlar temel olarak Wittgenstein kulland bir kavram olarak dili bir oyundaki hamlelere benzeten bir grtr. Wittgenstein (2000) dil oyunlar kavramyla dilin yaam biimiyle balantl olduunu ileri srmektedir. Bir toplumdaki dil oyunlar da bir anlamda o toplumun yaam biimiyle uygun olarak ekil almaktadr. Bylece dil herhangi bir dilbilgisi olarak anlamlandrlmas mmkn olmayan bir etkinlik olarak grlmektedir. nemli olan onun toplumdaki kullanl tarzdr. Dil oyunlar hikye anlatma, emir verme gibi birok amaca hizmet edebilmektedirler. Bu anlamda dncenin de karl olarak dili grmek mmkn deildir. nk dnlen bir eyin tam anlamyla dile yansyp yansmayaca bir tartma olmakla birlikte bunun dil oyununda nasl bir yer edinecei de yine dil oyunlarnn kurallar ile ekillenmektedir zellikle bilginin deien doas dikkate alndnda dil oyunlarnn farkllamas da nem kazanmaktadr. Bilginin meruluk kazanm durumuna gre

Lyotardn anlatsal ve bilimsel bilgi ayrmna giderek belirli bir kriz durumuna gnderme yapt grlmektedir. Anlatsal bilgi genel olarak aktarma dayal sylenceler, ataszleri, hikyeler, mitler gibi geleneksel anlatlar adlandrr bunlar zellikle bir toplumda nelerin yaplp yaplmayacan belirtilmektedir. Lyotarda gre anlatsal bilgi aktarm ile belirli bir tarih dncesini tamakta ve toplumda kiinin deer verecei, deerlendirecei anlamlar retip bir anlamda kltr yaratmaktadr. Bu tr bir bilginin byk bir meruluk iddias olmad gibi zaten var olmas, hala uygulanmas ve toplumsal hayatta devam edebilmesi onun meruluunu devam ettirebilmektedir. Bir anlamda zaten anlat kendi meruluunu kendi iinde tamaktadr da denilebilmektedir. Fakat aydnlanma ile birlikte balayan bilim ve tekniin geliiminin, farkl bir dil oyunu iinde var olacak bilimsel bilgiyi n plana kard grlmektedir. Modern bilimle birlikte merulatrma kantlar ve hakikatler erevesinde gereklemitir. Bunlarn varl ise temel olarak uzmanlam bir grubun bilgisinin evrensel olarak gsterilmesiyle sonulanmaktadr. Bununla birlikte Lyotard bilimsel ve teknik meruluk ile paralel olarak politik bir meruluk sorununu da gndeme getirmektedir. Burada da zelikle Rnesans hmanizminin ve Alman idealist felsefesinin halk bilinci ve mzakereciliiyle bir st anlat olarak bilimsel bilgiyi destekler biimde ortaya kt grlmektedir (Lyotard, 2000: 49-73). Lyotarda (1993: 15) gre bilimsel anlatnn gnmzdeki halinin oluumunda ikinci dnya sava srasnda Amerikada balayan bir dnm etkili olmaktadr. Bu anlamda kinci dnya savanda teknoloji ve bilimin hegemonik bir unsur haline gelmesiyle gnmzde bilim ve teknolojinin birleerek teknobilim haline geldiini ileri srmektedir. Teknoloji bilimsel argmanlarn ispatlamasn destekleyici bir unsur olarak grlmektedir. Bu da zellikle bilginin doasnda nemli bir dnme iaret etmektedir. Hakikat bilimsel sylemin karmak anlamlarna maruz kalnarak

6 Sosyoloji Notlar

retilmekte ve teknolojide bunu desteklemektedir. Gnmzde devlet ve irketler tarafndan kullanlan askeriye, uzay, nkleer, biyolojik ve dilsel aratrmalarda bunun en byk rnei olarak grlmektedir. Dil oyunlar ve anlatlar dncesinden Lyotard temel problematik olarak byk anlatlara ynelmektedir. Byk anlatlar merulatrma zincirini son halkas olarak endstri sonras toplumlarda inandrclklarn kaybeden anlatlar olarak grlmektedir. Bu anlamda meruluk sorunu ortada bir sorun olarak belirmekte ve bir kriz durumuna da gnderme yapmaktadr. Tarihsel olarak bakldnda Lyotardn argmanlarndaki byk anlatlarn reddinin aslnda daha nceleri de eitli dnsel yaptlarda var olduu grlmektedir. Smarta (2000: 330) gre Lyotardn byk anlatlar ve bilginin doasndaki deiim tezi ksmen Wright Millsin 1950li yllarn sonunda liberalizm ve sosyalizmin kne yapt vurguyla ndeyilenmi grnmektedir. Fakat Lyotardn dnceleri modern sonras bir toplum dncesiyle birlikte bir kopuu da dile getirdiinden dolay bu rneklerden ayrlmaktadr. Lyotardn erken dnem almalar aka postmodern durumu ya da meruluk sorununu ifade etmese bile temel olarak bir kriz durumuna ve bunun toplumsal yansmalarna gnderme yapar niteliktedir. rnein Lyotard Fenomenolojide felsefenin (dnsel arkaplan veya an paradigmas olarakta dnlebilir) bunalm ile kapitalizmin bunalmn paralel olarak grmektedir. Bu anlamda felsefedeki bunalm: Kapitalist emperyalizmin 1914te patlak veren ilk bunalmna skca baldr. Daha nce felsefe devre d braklm ve bilgi problemlerinin irdelenmesinde yerini uzmanlam bilimler almt; bu tam, entelektellerin ebedi grnen bir sosyal sisteme duyduklar gvenle sralanan, pozitivizm, pragmatizm,

formalizm aamasyd, ama bu sistemin siyasal douu srasnda insanlara salad garantiler (yurttalarn zgrl, insan kiiliine sayg) bizzat sistemin sonular tarafndan tehdit edilmeye balaynca felsefi dncedeki bunalmn ilk belirtileri de grlmeye balyordu (Lyotard, 2007: 130). Postmoderniteye ynelik temel argmanlarn oluturduu Postmodern Durum adl eserinde Lyotard moderniteden kopuu ve endstri sonras toplumlarda kltrn ve bilginin dnme urayarak farkl bir aa girildiini vurgulamaktadr. Bunu anlamlandrabilmek iinde kendi modernite ve postmodernite kavramsallatrmalarn yapmaktadr. Lyotard modern terimini kendini zgrle, aklcla, ilerlemeye ynelik byk anlatsal sylemlere gnderme yaparak merulatran herhangi bir bilimi belirlemek zere kullanmaktadr bu anlamda postmodern de bu tr byk anlatlara inanlmazlk durumu olarak ortaya kmaktadr (Lyotard, 2000: 11). Lyotardn dnce ekseninde byk anlatlar (meta narratives) kavram olarak anlatlarn ve dil oyunlarnn kurallarn belirleyen bu sayede nermelerin ya da dil unsurlarn organize edip onlarn geerli ya da geersiz olduunu belirleyen bir st zemin olarak grlebilmektedir. Byk anlatlarn varl Lyotarda gre birok dnemde var olan bir durumdur fakat burada dikkat ekilen husus modernliin kendi bana bir byk anlat olarak grlmesidir. Bu anlamda geleneksel byk anlatlardan farkl olarak modernlik byk anlatsnn en nemli argmanlarndan biri gelecee ynelik kurgularda bulunarak toplumun karlaaca her trl problemin zmne ynelik kararlldr (Malpas,2003: 25). Bilimin kendini merulatrmas sorunu zellikle anlat ve meta anlat ilikisinde bu anlamda bir rnek olarak verilebilmektedir. Bilim her ne kadar kendi meruluunu yapt eylemlerde salamaya alsa da son tahlilde

7 Sosyoloji Notlar

bir byk anlat olarak aydnlanmay ve ilerlemeyi kendine bir korunak olarak almaktadr. Bunun sonucunda bilimsel nermelerin meruluu da yine kendi ilerinde tadklar bir deer deil kendilerinden bamsz olarak srekli bir st anlatya gnderme yaparak kazandklar bir durum olarak n plana kmaktadr. Bu aamada modernliin st anlatlarnn meruluunun bunalma girmesi iktidar odaklarnn da ortaya kmasyla ilikili grlmektedir. Bilim artk ilerlemenin bir arac deil bir iktidar kurmann bir nesnelletirici ve btnselletirici sylemin arac olarak grlmektedir. Bu anlamda Lyotarda gre: Bilimin daha nce olduundan ok daha fazla ve btnyle, yeni teknolojilerin yan sra egemen glere teslim olmu gzkt ve bunlarn atmalarnda baat bir unsur olma tehlikesini ierdii bir zamanda bilimsel bilginin var olan konumunu incelediimizde, ifte bir merulatrma sorunu, arka plana geri ekilmekten te, zorunlu olarak ne kmaktadr, nk sorun kendisinin en eksiksiz formunda yani tekrar eski halinde ortadadr: Bilginin ne olduuna kim karar verecektir ve hangi ihtiyalarn karara balanacan kim bilecektir? Bilgisayar anda, bilgi sorunu imdi daha ok bir hkmet sorunudur (Lyotard, 2000: 28). Lyotardn vurgulad nokta zelikle gnmzde bilimin meruluunun ne derece ve nasl salanabildiine ynelik bir tartmay da nmze koymaktadr. Gnmzde bilimin eitli kurulular (ila irketleri, askeriye, gda retim irketleri) tarafndan kullanld grlmektedir. Bu rneklerden zellikle ila irketleri ve gda irketleri gz nne alndnda bunlarn bilimi kullanmalarnn yannda bir yandan kapitalizmin ilkelerine gre alan iletmeler olduu da nemli bir noktadr. Kapitalizm

mantna gre ileyen iletmeler ise Webere gre: Srekli, ussal kapitalist iletmenin peinde; hep yenilenen kazancn peinde; verimlilik peindedir. Byle olmak zorundadr. Btn bir ekonomik sistemin kapitalist dzeni iinde verimlilie ulama olana tamayan bir iletme batmaya mahkmdur ve bu sistem kendi zel yasalarn izler (Weber, 1997: 17). Bilimsel aratrma amacyla kurulan bir irketin gnmzde en byk amalarndan biri zellikle kar etme ve verimlii arttrmadr. Bu durumun merulua ynelik sorunsallar zellikle Hermann dzmece bilim olarak adlandrd ifade ettii bir aldatma siyasetini de gsterir grnmektedir. la ve gda irketleri gelitirdikleri formllerle ortaya koyduklar rnlerin salk denetimini tam yapmadklar ve rnlerinin sala aykr bir durumu tespit edilince de sat verimliliinin dmemesi iin bunlar aklamadklar2 grlmektedir. Denetleyici kurumlarnda bunun zerine yaptklar denetimin yetersizlii ve meydannda bu durumu yaymlamaktan ekinmesi zellikle bilimsel almalarn meruluuna ynelik birok soru iareti oluturmaktadr (Herman, 2007: 78-111). Byle bir durumda bize bilimsel almalarn herhangi bir ilerlemeye deil gnmzde verimliliin yannda kar amal olarak retildiini gstermektedir Byk anlatlarn merululuuna ynelik en temel noktalar zellikle yukarda da aklanmaya allan bilginin doasndaki dnmdr. Lyotarda gre bilginin insanlarn yetitirilmesinde ve zihinlerin kazanlmasna hizmet ettiine ynelik inancn artk ortadan kalkt grlmektedir. Gnmzde bilgi daha ok bir meta haline gelerek satlacak bir rn haline gelmektedir Bireylerde buna uygun olarak mmkn olan
2

rnein kinci Dnya sava sresince kullanlan DDT ancak 1970de yasaklanabilmitir.

8 Sosyoloji Notlar

en yksek seviyede bilgiyi renmeye abalamaktadr. Buradaki renme kavram ise temel olarak sisteme uygun hale gelmekle ilgili olarak anlalabilmektedir. Bu da bireyler zerinde temel bir tahakkm sistemi oluturduu dnlebilmektedir. Bunun yannda Lyotardn vurgulad dier bir tahakkm ise kltrel alanda gze arpmaktadr. Bilgi ve endstriyel retim zellikle kendilerini var ederken bireylere toplumda belirli kullarda dayatarak belirli snrlamalar getirmektedir. Bunun sonucunda da gerek bu kurallarn ve snrlarn varlnda ina edilen bir anlat olarak karmza kmaktadr (Lyotard, 2000: 20-51). Bu grn balamnda herhangi bir retimin kendine ynelik bir tketim kltr yaratmas ayrca bilimsel sylemlerinde insanlarn yaamlar zerinde byk bir etki yaratt sylenebilir. rnein gl olma, kariyer sahibi olma, retken olma gibi sylemler gnmzde insanlarn yaamlar zerinde etki ederek onlar bir performans hiyerarisine tabi tutmaktadr. Ayrca yaratlan kltrel ortam ile gereklikte belirlenerek sadece belirli bir sylemsel dzenin varl kabul edilip sunulan bu dzenin dnda bir gerekliin var olmad dncesinin de sistem tarafndan bireylere empoze edildii grlmektedir. Byk anlatlarn reddine ynelik argmana yneltilen eletirilere baktmzda ise Kellnera gre Lyotard byk anlatlar reddederken ve modernden postmodern bilgiye geie ynelik aklamalarda bulunurken dncelerini yeteri kadar teoriletirmemitir. nk byle bir kopuun varln ne srmek tarihte radikal bir kopuu n gerektirmektedir. Bu anlamda Lyotardn teorisi belirli bir tarihselletirme ve dnemselletirmeden yoksun grnmekle birlikte nceki toplumsal dzen ile yeni dzen arasndaki kopuntu ve sreklilikleri gstermede baarsz olmutur. Bunun yannda postmodern bir durumla ilgili argman ileriye srmenin kendisi de bir byk anlat olma riski ile kar karyadr Ayrca Lyotard dil oyunlarnn heterojenliin ve karlatrlmazlnn savunulmasna ramen byk anlatlar tamamen reddederek oulcu deil totalletirici bir yaklam ileri

srmekte ve kendisiyle elimektedir(Kellner, 2000: 383-386). Ayrca Lyotardn modernliin totalletirici aklna ynelik yapt vurgular zaten 19.yyn birok dnr tarafndan daha nce de dile getirilen dnceler olarakta grlebilmektedir (Savran, 1999: 168). Habermarsa gre de byk anlatlara ynelik inanlmazlk durumu sorunsal tekil etmektedir. nk anlatlarn arkasndaki gereklii vurgulamak ve onlarn meruluunu sorgulamak ancak akla uygun standartlar hala koruyabilme kouluyla anlaml olabilmektedir. Aksi halde teori ile ideoloji arasndaki snrlar belirlemek glemektedir (Rorty, 2000: 263). Eagleton ise Lyotard rasyonellik-irrasyonellik arasnda bir elikiye dtn vurgulamaktadr. Lyotard moderniteyi terorist akln bir hikyesi olarak grerek nazizime benzetmektedir. Oysaki lm kamplar gibi nazizim denemeleri tamamen irrasyonel bir nitelik tamaktadr. Bu irrasyonellikte aslnda modernden ziyade akla kar tepkisel duruta bulunan Lyotardn postmodern savunusu ile daha ok yaknlk gstermektedir (akt. Harvey, 2006: 237). Fakat rasyonalizme ynelik ar eletirel tutum irrasyonalizmi savunmak deil tam tersine yerlemiortodoks dnceye yaplm rasyonel bir meydan okumadr (Smart, 2000: 337). Ge Kapitalizm: Kapitalizmin Kltrlemesi, Kltrn Kapitalistlemesi Postmodernizm bir dnemlendirme lt olarak tek bana ele alnabilecek bir kavram olsa da kendisiyle birlikte tketim, enformasyon, sanayi sonras, dijital a gibi dnemselletirmelere de gnderme yapmaktadr. Nitekim nceki blmde de belirtildii gibi Lyotardn temel tezlerinden biri toplumlarn endstriyelden postendstriyele geiiyle birlikte kltrel alanda da modern postmoderne ynelik bir geiin de olduu ynndedir. Post endstriyel toplumun varl ise bir anlamda artk sanayi ann bitiini ve sanayi ann dinamiklerinin de

9 Sosyoloji Notlar

baskn konumda olmadn savunun bir grtr. Bu perspektiften bakldnda Jameson marksist eletiriye kar zayflatc etkisi olan sanayi sonras toplum formlasyonlarndan ayrlarak postmodernizmi kapitalizmin ileriki bir aamas olarak grmektedir. Bylece snf atmalarnn azalmas ve hizmet sektrnn ykselii gibi etmenler bir endstri sonras toplumun dinamikleri olmasndan ok kapitalizmin ileri bir aamasnn bir sonucu olarak grlebilmektedir (Connor, 2005: 68). Her ne kadar Jameson postmodernizme ynelik dnceleriyle bu almada yer alsa da, bunun yannda Jamesonun edebiyat eletirileriyle birlikte ok geni bir alana yaylan almalar da bulunmaktadr. Bu anlamda Savrann da (1999: 176) belirttii gibi Jamesonun yaptlarnn kaynan her ne kadar edebiyat eletirisi olutursa da bu almalar onu bir yazn tr olarak romann dnmleri ve karakteristik biimleri ile kapitalizmin geirdii evreler arasndaki ilikiyi aratrmaya sevk etmitir. Bu da dnr daha genel anlamda kltrel biimler ile kapitalizm arasndaki ilikiyi incelemeye yneltmitir. Jameson postmodernizm kavramn kapitalizm ile ilikilendirirken bir yandan kapitalizmin srekliliinin devam ettiini savunmakta dier yandan ise kltrel formlarda bir kopuun ortaya ktn ileri srmektedir (Savran 1999: 159). Fakat unu da belirtmek gerekir ki bu kopuun sonucu olarak farkllaan kltrel kalplar kabaca bir slup olarak deil daha ok dnemin baat kltrel esi olarak kavranlmaldr (Jameson, 2008: 165). Ayrca Jamesonun kurduu alt yap-st yap ilikisinde alt yap unsurlar direk ve tekil olarak st yap unsurlarnn ortaya kmasna neden olmamaktadr. Burada nedensel ilikiden ok bir dlama ilikisi mevcuttur. Altyap unsurlarnn oluturduu tarihsel durum daha nceki olanaklarn bir ksmn devre d brakmakta ve belli olanaklara da yol amaktadr (Jameson, 2008: 204). Bu adan retim ilikilerinin deiimi belirli kltrel

formlarn varlna imkn salarken belirli trleri dlamaktadr. Kltrel durumlar da deiime uratan kapitalizmin gnmze dein mutasyon evresinden getiini belirten Jameson kapitalizme ynelik dnemselletirmesinde Ernest Mandelin Ge Kapitalizm adl eserinde ileri srd tezlerin altn izmektedir. 1848den sonra buharl makinelerin makine ile retimi, 1890dan sonra ise elektrikli ve yanmal motorlarn makineyle retilmesi, 1940lardan bu gne dein ise elektronik ve nkleer enerjili cihazlarn makine ile retimi n plana kar. 1940lardan sonras teknoloji olarak ge kapitalizmi ifade eder. Fakat burada sadece teknolojinin belirleyici olduunu sylemek yanltr nk teknolojik gelimeler de kapitalizmin yapsal dnm iinde kavranmaldr. Bu dnmler ise Marxn zmlemesini yapt klasik ya da ulusal piyasa kapitalizmi, Leninin teoriletirdii tekelci sermaye ya da emperyalizm aamas ve nc olarakta II. Dnya savandan gnmze uzanan okuluslu-ge kapitalizmdir. Bu dnmlerin her biri kltrel anlamda da bir dnme iaret etmektedir. Bu anlamda klasik-ulusal piyasa kapitalizmi gerekilik evresine, tekelci sermaye- emperyalizm aamas modernizme, II. Dnya sava sonras ok uluslu ge kapitalizm ise postmodernizme karlk gelmektedir (Jameson, 1990: 93). Bu perspektiften yaplan bir dnemletirme postmodern dneme ynelik bir temel bulma aray olarakta yorumlanabilmektedir. Ayrca yaplan ayrm her ne kadar Ernest Mandelin grleri erevesinde olsa da temel karln Marxn kendi metninde de gsterir grnmektedir. nk Marxa gre farkl ekonomik devirleri birbirinden ayrt etmeye olanak veren ey yaplan eyalar deil onlarn nasl ve hangi aletlerle yaplm olduklardr (Marx, 2006: 96). retim aralar ve onlarn rettikleri rnler bir devri ortaya koymann yannda kltrel biimi de belirlemektedir. Bu da Jamesonu gnmzn kltrel rnleri ile ekonomik yaps arasnda bir karlkl iliki kurmaya yneltmektedir.

10 Sosyoloji Notlar

Postmodern kltrel rnlere ynelik tanmlamalarnda Jamesonun zellikle modern kltrel rnlerle bir karlatrma yapmay denedii grnmektedir. Bunun en kutupsallat nokta olarakta ileri modernist ile postmodernist sanatsal faaliyet rnek olarak verilmektedir. Bu anlamda Van Goghun Kyl Pabular ile Andy Warholun Elmas Tozu Pabular yaptlarn karlatrmaktadr. Van Goghun eseri toplumsal bir duruma gnderme yaparak pabularn topraa aitlii ile bir zamanlar var olduu koullar dorudan yeniden oluturmaya almaktadr. Oysa Andy Warholun eseri dolayl ya da dolaysz bir hitap bulundurmamaktadr. Derin anlamdan yoksun byle bir yapt sadece tketime bir meta olarak ve metann tketimine gnderme yaparak paradoks bir durum oluturmaktadr. Bu yzeysellii ge kapitalizmin artan metalamasnn sonucunda imgelerin tketim evrenine direk olarak katlma imkn olarakta deerlendirmek mmkndr (Jameson, 1994: 35-36). Yzeyselliin yannda pastite modern edebiyat ve sanatta oalan sluplar ve bu sluplarn oalmasndan ekinmeye balayan sanatlarn sluplar bir araya getirmesi karakteristii ile gndeme gelmitir. Postmodern dnemde artan metalamann kltrn her alana yaylmas ve tarih ve sluptan vazgei (kopu) sonunda pastiin n plana kmas grlmektedir. Metalamann art ve kltrn her alana yaylmas da somut rneklerin gn yzne kmasna neden olmu bu sayede de postmodern kltr zerine somut aklamalar yaplabilmitir (Jameson, 2005: 160-165). slubun yok olmasyla ortaya kan kodlar da kltr reticileri tarafndan taklit ve birletirme yoluyla kullanlmaktadr (Jameson, 1990: 77-78). Modernist estetiin sona ermesi ile birlikte her eyin yapld ve biimsel bir yeniliin ortaya kmayaca anlay gelimekte bu da postmodernizm iinde her eyin her eyle gidebilecei anlayn getirmektedir (Jameson, 1994: 415). Bu anlamda postmodern tek bir slup dayatmak yerine beeni kltrlerinin eitliliini kabul

ederek slupta heterojenlie ve eklektizme neden olmaktadr. Jamesonun modern ve postmodern dnemletirmesinin nemli noktalarndan biri tarih duygusunun silinmesidir. Bu temelden yola karak uzama, benlie ve estetie ynelik analizler yapmaktadr.Tarih bilincinin yitirilmesi temel olarak yeni-eski kavramsallatrmasnn silinmesi ile ortaya kmaktadr. Modern dnemde yeninin rabet ve ilgi grmesinin en nemli nedenlerinden biri eskinin de o dnemde var olmas ve yeni kategorisi ile bir arada bulunmasdr. Fakat modernden postmoderne gei sreci modernlemenin tamamlanmas ile balar. Bu anlamda artk eski denilebilecek bir eyden sz edilemez, pre-kapitalist olarak ne geleneksel kltr ne de krsal alan ya da doa mevcut deildir. Byle bir durumda gemie ynelik herhangi bir alg kalbnn da yokluu tarihsel bilincin yitimine yol aar ve eski olmad iin yeni, kr olmad iin de kentin varl sorunlu hale gelir. (Jameson, 1994:399). Gemiten bir kalnt da restore edilerek silinir Byle bir tarihsel bilin yitimi de genel anlamda zamann yerine uzamn gemesine neden olmaktadr. Bu nedenle uzamn deerlendirilmesi nem kazanmaktadr ki Jamesona gre sermayenin nc aamasna geerken uzamda da bir mutasyon gereklemitir ama bireyler bu mutasyona uyum salayamamalarndan tr gnmzde alg snrlarn zorlayan bir hiper-uzam ile kar karya kalmlardr (Jameson, 2005: 22). Mimari dier sanatlar arasnda ekonomik temel ile en yakn ilikiye giren sanat dal olmas ile postmodern uzamn ve estetiin ak bir gstergesidir. Bu anlamda ge kapitalist sermayenin srekli yeniyi retmeye zorlanmas ve cirosunu arttrma istei ile balantl olarak deerlendirilmektedir. ok uluslu kapitalizmin karmak ve akl almaz dzeydeki ekonomik varl mimari alannda da bir mutasyona sebebiyet vermektedir. Bu yzden hiper uzamdan kaybolma ve alglama sorunu n plana kmaktadr. Hiper uzama rnek olarak Jameson Bonaventure otelini ve Frank Gehryin ev restorasyonunu

11 Sosyoloji Notlar

gstermektedir. Bu rneklerden yaplabilecek genel deerlendirme ise yledir. lk olarak postmodernin eski-yeni gibi kartlklar sorunlu hale getirmesi gibi meknda da ierisi dars ayrmn sorunlu hale getirmektedir. Gehrynin eski bir evin dna ina ettii ikinci bir ev, ev iinde bir ev kavramyla i ve d ayrmn sorunsallatrr. kinci olarak gsterge sistemlerindeki baarszlk ile birlikte derin bir kaybolma duygusu mevcuttur ve gz yanlmalar yaratabilecek biimde biimden yoksun cisimler aitlie ynelik bir sorunsal dourur. Bu belirsizliklerin var olduu hiper-uzam aile, yurt, lke gibi snrlandrmalar alaa eder, bu da ok uluslu kapitalizmin doasna uygun grnmektedir (Jameson, 1994: 154-169). Jameson byle bir uzam, sistem ve kltrel rnler iindeki bireyin durumunu izofreni kavramyla ilikili olarak tanmlamaya alr. Tarihin imdiki zaman ile ilikisinde oluan sorunsal bu adan nemlidir. Postmodernge kapitalist dnemde tarihi eler eski-yeni ayrmn kaybolmas ile birlikte srekli olarak imdinin iinde var olurlar. Bu anlamda gemi srekli imdinin iinde yaar ya da u an tarihin iine sokulmaya allr. Bu da temel olarak tarihilik deil tarihsicilik anlamna gelmektedir. Byle bir durumda birey iinde bulunduu zamansal durumla ilgili tarihsel bilincini kaybetmektedir. Gemi imdi cilal bir imge ya da moda gstergesi olarak grlmektedir (Jameson, 1994: 141-178). Jameson izofrenik sanatsal rnleri birbirinden kopuk ve bamsz birletirilemez tmcelerin yan yana gelmesi olarak yorumlar. Bob Parelmann in balkl eserinde bir in mahallesindeki dkknda bulunan fotoraf albmndeki fotoraflara yazd cmleleri bir araya getirmesi buna rnek olarak gsterilmektedir. Tmceler alt alta bir btnlk oluturma ile oluturmama arasnda gidip gelmektedir. Bunun yannda metnin kayna bir fotoraf albmndeki fotoraflara eklenen yazlar olduu iin aslnda gerekte olmayan bir metine gnderme yaparak anlam zincirinde bir kopuklua yol amaktadr (Jameson, 1994: 57-61).

Postmodernizm tartmalarnn nemli bir ksmn oluturan temsil sorunu Jamesonun yaklamnda zellikle Susan Sontagn Baya-sterik ve Kantn Yce kavramsallatrmalaryla bir sorunsal hale gelir. Kapitalizmin ok uluslu aamasndaki baya-isterik yce durumu insan, teknoloji, kltr ve doa arasnda temsil sorununu farkl bir yne tamtr. Kantn estetik tartmalarnda sorunsallatrd yce kavram gzelden farkl olarak belirli bir formdan yoksun, uyumsuzlua dayanan, ilk anda korku verici ve dehet uyandran ve en nemlisi alg snrlarmz aan bir estetik kategorisidir. Burada nemli olan nokta da ycenin doa ile ilikili olarak grlmesidir. Ycelik deneyimi yksek tepeler ve dev dalgalarn hameti karsndaki ruh halimiz ile rneklendirilebilir (Aktu, 1989: 152-170). Oysa Jamesona gre ge kapitalizm evresinde kapitalizmin ilahlam bir hale gelmesi, kapitalizm ncesi olan ve doa olarak nitelendirilebilecek her eyi ortadan kaldrmakta ve yerine makineyi koymaktadr. Teknolojinin geliimi ve temsilin doadan makineye gemesi ile birlikte gnmzde devasa boyutlu olmayan elektronik cihazlarn varl sz konusu olmaktadr. Bu anlamda kendi kk ama ilev bakmndan ok uluslu sermayenin iletiim ve hesaplarn yapabilen bu makineler grnt olarak ilevlerini ve hametlerini rtmektedirler. Bylece gemite yce olarak nitelendirilebilecek doa ve devasa modern makinelerin yerini gnmzde enformasyon ve medya teknolojisinin devamn salayan saniyede milyarlarca ilem yapabilen- mikroip tasarmlar almaktadr. Bu da ok uluslu kapitalizmin insan zihnin snrlarn aan karakterine uygun grnmektedir (Jameson, 1994: 92-93). nk Ge kapitalizmin temel esi yeniden retimdir. Temsilin tesinde srelerin kendisinin yeniden retimine ynelik makinelerin varldr (kamera, video, teyp vb..). Bu anlamda sanayi toplumun grkemli makineleri gitmi onlarn yerine bilgisayarlar ve dier mikro elektronik aralar gelmitir (Jameson, 2008: 292). Gnmzde de estetik deneyimin byk miktarda teknoloji ve teknolojik aletler yardm ile yapld

12 Sosyoloji Notlar

grlebilmektedir. Btn nota ve seslerin bilgisayarlar araclyla dijitalletirilebilmesi gnmzde doal denilebilecek bir estetik deneyimin varln zellikle sorgulatmaktadr. Jamesonun Postmodernizme ynelik grleri gnmz anlamlandrmak asndan faydal olsa da birok eletiriye de maruz kalmtr. Savrana gre Jameson bir yandan ge kapitalizm dncesi ile ekonomik ilikilerde bir srekliliin devam ettiini savunsa da kltrde mutlak bir kopuun meydana geldiini ileri srmekte fakat bu kopu/sreklilik ilikisini aklama da yetersiz kalmaktadr. Bu durumda da ge kapitalizm ile postmodernizm arasnda tam bir ayrm yapmak glemektedir. Postmodernizm her ne kadar ge kapitalizmin baat esi olarak grlse de ge kapitalizmin zellikleri postmodern kltrn baatln aklamaktan ziyade sanat ve kltr alanndaki postmodern olarak grlen dnme ge kapitalizmi sonradan ekleme yapmaktadr (Savran, 1999: 185-189). Bu durumda marksist bak asndan kltre ynelik gnmzde bir aklama sorunun varln aklmza getirebilmektedir. Nitekim Kumara (2004: 142) gre Jamesonun yaklam tarz gibi marksist aklamalar kltrn abartlmas ile sonulanmaktadr. Bu da argmanlarndaki para-btn ilikisinde bir sorun olarak postmodern kltrn postmodern toplum haline gelmesine yol aar. Smarta (2000: 354-355) gre de Jamesonun kltre ynelik tasviri elikilidir. nk Jameson hem kltrn genileyerek her ey haline geldiini savunmakta hem de ekonomik retime ynelik bir yaklam savunmaya devam etmektedir. Kellnera (2000: 91) gre ise Jameson postmodern kltr dnemletirmesi ve yksek modernizm kltr ile karlatrmasna ramen argmann ekonomik boyutundaki dnemletirmesi eksik kalmtr. nk Jameson ge kapitalizm den nce gelen klasik kapitalizm ile emperyalizm aamasn detayl bir sunum ve karlatrmasn yapmamakta sadece Ernest Mandelin dncelerini vurgulamaktadr.

SONU Postmodernite tartmalar temel olarak 1970lerden sonra ortaya kmaya balam ve gnmze kadar da sregelmitir. Gnmzde ise toplumsal yaam anlamlandrma asndan yaadmz srelerin ok boyutluluu bir anlamda postmodernite kavramna da ok boyutlu yaklamamz gerektiini ortaya koymaktadr. Postmodernitenin epistemolojik, ideolojik, kltrel, ekonomik, sanatsal ve bunun gibi birok boyutta farkllklarn bulunduu bir srecin varlna ynelik gndermeleri bulunmaktadr. Jamesona (1994: 23) gre birok almada bu tr farkllklarn varln anlamlandrmaya ynelik bir uzlamann olutuunu ileri srmek mmkndr. Bunun yannda sonucu ikili ayrmlara bal olarak gelien aklamalarn yaplmasnda temkinli olunmas gerekmektedir. Bir eyin modern ya da postmodern olarak nitelendirilmesi onun dier toplumsal balarn etkisiz klacak duruma dnmemelidir. Byk anlatlarn reddi dncesi bir yandan byk anlatlarn gerekliliini de sorgulama yolunu amaktadr. Nitekim Byk anlatlara inanlmazlk durumu Rorty tarafndan da kabul edilmek ile birlikte eylemlerimizde zorunlu olarak bir byk anlatya ihtiya duymamzn gerekmedii ne srlmektedir (Rorty,2000: 264-265). Lyotardn kopuu betimleyen byk anlatlara inanlmazlk argmannn meruluk krizi ile birlikte gnmzde eitim, bilim ve entelektelin durumunu skntl bir hale getirdii grlebilmektedir. Bu adan bilimin teknoloji ile birlikte bir iktidar arac haline geldii, eitimin bir sektr haline gelerek sadece performans n planda tutmas, entelektelin de byle bir tablo iinde varln nasl koruyaca bir sorunsal haline gelmitir. Ge kapitalizm temel olarak Jamesonun post-endstriyel toplum teorilerine kar karak oluturduu bir dnemselletirmedir (Jameson, 1990: 92-95). Bu anlamda Lyotardn post-endstriyel toplum argmanyla da birer zt kutup halindeymi gibi grnse de bu iki argman

13 Sosyoloji Notlar

birbirinden okta farkl dzeyde olduklar dnlmemelidir nk belirli bir dnmn varlna ynelik farkl yaklamlar olsalar da inceledikleri dnm benzemesi asndan iki tasvirin de aklamada geerli olaca dnlebilir. Post-endstriyel toplum argman hizmet sektrndeki art ve enformasyon teknolojisindeki art vurgulayarak endstri andan bir kopuu simgelerken ge kapitalizm daha ok kapitalizmin dnmn ve gnmzde snf, meta ve piyasann durumunu ele almaktadr. Bu adan iki kavram da birbirinin eksiklerini gidermektedir denilebilir. Nitekim Lyotard byk anlatlara kar konumun da marksist bir aklamann geersiz olaca eklinde de alglanmamaldr. Lyotard gnmzde marksizmin kapitalizm ve tekno-bilimsel gelimeleri aklama hususunda katklarnn olduunu belirtir (akt, Smart, 2000: 338). nemli bir dier husus ise Jamesonun ve Lyotardn enformasyon teknolojisindeki dnmlere gnderme yaparak bu dnmlere verdikleri nemdir. Fakat teknoloji tek bir faktr olarak toplumsal adan pek bir ey ifade etmemektedir. Bu adan enformasyon toplumu, bilgi toplumu, dijital a gibi nermeler kritik bir tutumdan ziyade ilerleyen bir tarih anlayn temsil etmekte ve gnmzdeki dnm dar bir kapsamda ele almaktadrlar. nk Teknoloji, insann doayla olan ilikili biimini, yaamn srdrmesini salayan ve toplumsal ilikileri ile bu ilikilerden doan zihinsel kavramlara biim veren retim srecini aklar (Marx, 2006: 68). Bu anlamda teknolojinin gnmzde toplumsal anlamda bir katalizr grevi yapt sylenebilmektedir. rnein gnmzde youn para transferlerinin yaplabilmesi ve kresel irketlerin faaliyetlerini gerekletirebilmesinin en nemli kayna gelimi teknolojidir. Ayn ekilde bilimsel faaliyetin, medyann her yerde olabilmesinin ve yeni kltr trlerinin (rnein internetteki mesajlama kltr, bilgisayar oyunu kltr)

olumasnn temel imknlarn da teknolojik gelimeler salamaktadr. Kukusuz gemite sanayi devriminin ortaya kmasnda ve kapitalizmin geliiminde de teknolojinin nemli katklar vardr. Bu sebeple gnmzde ihtiya duyulacak nemli unsurlardan biri teknolojinin toplumsal srelere olan gncel etkilerini aklama iddiasnda olan kuramlarn oalmasdr. Bylece gnmzdeki dnmn varl ve ierii daha dikkatli bir ekilde analiz edilebilecektir. Jamesonun ileri srd kltrn ekonomi ile i ie gemesi sorunsal genel olarak postmodernizmin analizini yapmann zorluunu gstermektedir. Bu zorluun sebebi belki de Jamesonun belirttii gibi kabul veya reddemeyecek kadar postmodernist kltrn iinde var olmamzdr (Jameson,1994: 99). Bu ynde dnecek olursak pasti olarak deerlendirilebilecek bir melezcilik popler mzikten, tv dizilerine ve reklamlarna, izofreni bizzat tv kanallarndaki zaping ve internetteki srf deneyimlerinde, hiper uzam alveri merkezlerinin karmak yaplarnda, isterik yce ise elektronik cihazlarn temsil yeteneinde grlebilecek dzeyde gnlk hayatn iinde olan deneyimlere gnderme yapmaktadr. Son olarak Lyotardn byk anlatlar ve Jamesonun kltrel analizlerini ele alrsak postmodernitenin radikal bir kopu durumundan ok moderniteye eletirel bir mesafe ile yaklama ve onun dinamiklerini deerlendirme urann sonucu olarak gnmze ynelik tasvirler yapmaya ynelik bir aklama ura olduu grlebilmektedir.

14 Sosyoloji Notlar
Kaynaka Aktu, T. (1989). Kant Estetii, stanbul: Payel Yaynevi. Connor, S. (2005). Postmodernist Kltr ada Olann Kuramlarna Bir Giri, (D. ahiner ev.). stanbul: Yap Kredi Yaynlar. Harvey, D. (2006). Postmodernliin Durumu, (S. Savran ev.). stanbul: Metis Yaynlar. Harvey, D. (2006). Postmodernliin Durumu, (S. Savran ev.). stanbul: Metis Yaynlar. Herman, E.S. (2007). Medyada irketlerin Egemenlii ve Dzmece Bilim, Postmodernizm ve Sol iinde (58-111). (E.Abadolu, S.Altneki ev.). stanbul: Bgst Yaynlar. Jameson, F. (1990). Postmodernizm ya da Ge Kapitalizmin Kltrel Mant. N. Zeka, (Ed.), Postmodernizm iinde (59-116). stanbul: Ky Yaynlar. Jameson, F. (1994). Postmodernizm ya da Ge Kapitalizmin Kltrel Mant, (N.Plmer ev.). stanbul: Yap Kredi Yaynlar. Jameson, F. (2005). Kltrel Dneme, (K. nal ev.). stanbul: Dost Yaynevi. Jameson, F. (2008). Modernizm deolojisi Edebiyat Yazlar, (K.Atakay, T.Birkan ev.). stanbul: Metis Yaynlar. Kellner, D. (2000). Toplumsal Teori Olarak Postmodernizm: Baz Meydan Okumalar ve Sorunlar. M. Kk, (Ed.), Modernite Versus Postmodernite iinde (367404). Ankara: Vadi Yaynlar. Kumar, K. (2004). Sanayi Sonras Toplumdan PostModern Topluma ada Dnyann Yeni Kuramlar. (M.Kk ev.). Ankara: Dost Kitabevi. Lyotard, J. F. ( 2000). Postmodern Durum, (A. idem ev.). Ankara: Vadi Yaynlar. Lyotard, J. F. ( 2007). Fenomenoloji, (.Birkan ev.). Ankara: Dost Kitabevi. Lyotard, J. F. (1993). Political Writings , (B. Readings, K.P. Geiman ev.). London: Universtiy College London Press. Lyotard, J.F. (1990). Postmodern Nedir Sorusuna Cevap. N. Zek, (Ed.), Postmodernizm iinde (45-58). stanbul: Ky Yaynlar. Malpas, S. (2003). London:Routledge Press. Jean Franois Lyotard,

Marx, K. (2006). Sosyoloji ve Felsefe, (A. Margosyan ev.). stanbul: Belge Uluslararas Yaynevi. Rorty, R. (2000). Habermas, Lyotard ve Postmodernite. M. Kk, (Ed.), Modernite Versus Postmodernite iinde (262-281). Ankara: Vadi Yaynlar. Sarup, M.(2004). Post-Yapsalclk ve Postmodernizm, (A. Gl ev.). Ankara: Bilim ve Sanat Yaynevi. Savran, G. (1999). Postmodernizm: Yepyeni Bir Evre mi, Bir Eilimin Mutlaklatrlmas m?. Defter, Say: 38, 158-193. Smart, B. (2000). Postmodern Toplum Teorisi. M. Kk, (Ed.), Modernite Versus Postmodernite iinde (317366). Ankara: Vadi Yaynlar. Weber, M. (1997). Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu, (Z. Auroba ev.). stanbul: Hil Yaynlar. Wittgenstein, L. (2000). Felsefi Soruturmalar, (D. Kant ev.). stanbul: Kyerel Yaynlar.

15 Sosyoloji Notlar

POSTMODERNZM VE TKETM KLTR Selma Toral zsz1 Benim bak am tamamen metafiziksel, eer bir anlam var ise ben bir metafizikiyim, belki bir ahlak ama sosyolog deil. ddia edebileceim tek sosyolojik alma sosyalin lmesi zerine abamdr, sosyal kavramnn lmesi. (Baudrillarddan akt. Ritzer, 1997:76)

Postmodern sosyal teorilerin, tketim zerine almalarn, semboller, imajlar, hiper-gereklikler gibi kavramlar zerine temellendirmelerinin iki temel nedeni, toplumsal gerekliin doas ve bizim gereklii anlama biimimiz hakknda sahip olduklar ontolojik ve epistemolojik kabuller ve bu teorilerde tketim ve kltrel zmlemelere verilen merkezi yerdir. Postmodernist teorisyenler, toplumsal gerekliin aratrmacnn kendisinden bamsz bir d gereklik deil, dilsel bir ina olduu iddiasndadrlar. Gerekliin dilsel bir ina olduunun kabul, onun bilgisinin de ancak dil iinde mmkn olabilecei, hakikati elde etmek iin dilin tesine uzanan, ntr Arimedvari bir noktann olmad kabuln de beraberinde getirir. rnein Baudrillard, teori ile yaplabilecek olann, hakikati aramak yerine sadece provokatif mantk oyunlar oynamak olduunu belirtir ve reel olana inanc olmadndan sosyal teorinin gereklii yanstma ya da onunla eletirel bir ilikiye girme abasn reddeder. (Ritzer, 1997: 77)

Bugnk toplumsal durum grlerini ise yle ifade eder:

zerine

Biliyoruz ki, imdi o[imge] yeniden-retim dzeyinde (moda, medya, kamusallk, enformasyon ve iletiim alar), bu dzey Marxn sermayenin zsel olmayan faktrleri diyerek ihmal ettii, sermayenin kresel srecinin temellendii simulacra ve kodun alandr. Biz kapitalist-retim toplumundan, btncl kontrol amalayan neo-kapitalist sibernetik dzene getik (Baudrillarddan akt. Ritzer, 1997:97) Baudrillardn grlerinin somutlat, tketim toplumu zerine gelitirdii meta-gsterge ve medya teorilerini deerlendirmek, postmodern yaklamlara ilikin temel unsurlar ortaya koymak asndan nemlidir. Baudrillard, ilk almalarnda, zamann dier Marksist-eletirel teorisyenleri ile ayn paralelde kltrel analizlere ynelir. Yapsal dilbilimciliin etkisiyle Nesneler Dizgesinde (1968) Meta-gsterge teorisini

Anadolu niversitesi Sosyoloji Blm Doktora rencisi

16 Sosyoloji Notlar

ortaya koyar ve bu teoriyi Tketim Toplumu eserinde de gelitirir. Bu teoride Baudrillard: gstergenin anlamnn zgndergesel bir gsterenler dizisi ierisindeki yeri tarafndan keyfi olarak belirlendiini belirten Saussurec anlamda, metann bir gsterge haline geldiine iaret ediyordu (Featherstone, 2005:119). Baudrillard, nesnelerin tketimini bir dil formu olarak dnr. Bu dil iinde, her nesnenin, kendisine ilikilendirilmi bir anlam vardr. rnein, otomobil pazarnda, BMW satn almak, refah ve zenginlik iareti iken, Fiat daha dk gelir durumunu iaret eder. Benzer bir ekilde, Emel Sayn konserine gitmek orta-yal olmann bir iareti iken, Tarkan konserine gitmek genlii simgeler. Gerekte, araba ya da bilet satn aldmzda, araba kullanma ya da konsere katlma ehliyetinin tesinde, gstergeleri satn alrz. Tketim, bu anlamda mallar ile deil iaretler, sembollerle ilgilidir. Gstergelerin ne anlama geldiini yorumlayabilmemizin nedeni ise Kodu bilmemiz ve onun tarafndan kontrol edilmemizdir. Baudrillardn almalarnda sklkla karlalan bu kavram, (Kod) temel olarak, gstergelerin birbiriyle ilikisini ve anlamlarn bilmemizi salayan bir kurallar sistemidir. Gstergelerin anlamlar hakknda benzer anlaylara sahip olmamz Kod tarafndan ynetilmemizin sonucudur. Nesnelerin tketimi bireylerin kendilerini de tanmlama srecidir. Nesne kategorileri bireylerin kategorilerini de belirler. Sosyal sistem iindeki konumu ykseltmek isteyen birey bunu tketim biimlerindeki deiiklikle ifade edebilir. Bu noktada, tketimin ihtiyalarn deil farkllk istencinin bir sonucu olduu grlebilir. Farkllklar sonsuz sayda olduundan, tketimin bir sonu olmas da beklenemez. Gstergelerin ve kodlarn kontrol ettii byle bir dnyada, insanlar aras ilikilerin yerini yava yava insanlar ile nesneler aras ilikiler alr (Ritzer, 2007: 231-233). Baudrillardn bu meta-gsterge teorisi, aslnda temel olarak, retimin egemen olduu bir toplumdan tketimin merkezi

konuma geldii bir topluma geildii argmann ieren byk bir anlaty barndrr. Baudrillard, kapitalistlerin iiler zerinde kontrol uygulamaya alt bir toplumdan, tketicilerin kontrol edildii bir topluma geildiini belirtir. Bu toplumda, Kapitalistler, tketicilerin, neyi ne kadar tketecekleri konusunda kendi hallerine braklmamas gerektiinin farkna varmlardr. Kapitalizm artan bir ekilde, tketicilerin, tketim toplumuna aktif katlmndan emin olmaya ihtiya duymaktr. Mc-Donalds, Lexus gibi spesifik kapitalist rgtler, insanlar tketime katlmaya ikna etmelidirler. Kapitalistlerin perspektiflerinden, tketiciler, iiler gibi, kontrol edilmesi gereken bir emek formu yaratmaktadrlar. Alveri merkezine gitmek ve al-veri yapmak bir emek biimidir. Tpk araba montaj hattnda cvata skmak gibi. Tketiciler bu ekilde grldnde, kapitalistlerin onlar, kr elde etmek iin smrlecek bir kitle olarak grmeleri normaldir, yani tketim toplumunda, iilerin smrlmesinin yerini bugn byk lde tketicilerin smrlmesi almtr (Ritzer, 2007, 234). Bu tketim toplumunun deinilmesi gereken dier nemli yan, ilkel toplumlardaki, iki-tarafl bir alma-verme pratiine dayanan sembolik-deiimin ve hakiki kltrel dnyalarn yerini, ekonomik alanda ekonomik dei-tokuun ve simlasyonlarn almasdr. Baudrillard, hakiki kltrel dnyalar bysel bulurken, zamanla toplumsal dnyann bysn yitirmesine dikkat eker. Bu noktada, medya sonsuz bir byleyici imajlar ve simlasyonlar seli olarak karmza kar (Featherstone, 2005;119). Medya, simgelerin berisinde duran bir nesnel gereklik duygusunu tmyle silmi olan ve simgelerin her taraf kaplad yeni bir elektronik gereklik yaratr (Kumar;1995:150). Dnya, bir simlasyon dnyasna dnr. Medya, hayali olan gerekten, gstergeyi gndergesinden, doruyu yanltan ayrmann mmkn olmad bir hipergereklik alandr.

17 Sosyoloji Notlar

Simlasyon dnyas, orijinalleri olmayan ya da kaybedildii bir simulacra (grnt) dnyasdr. Hipergereklik sadece, gstergelerin ve imgelerin gnderme yapt nesnel gerekliin orada darda olann zlmesi deildir, bu ayn zamanda insan znenin zlmesi anlamna da gelir. Foucault gibi Baudrillard da birey znenin sadece modern dnemin birka yzyl boyunca ayakta kalan bir ina olduunu dnr. Baudrillard, iletiim esrikliinin zerk bir birey varsaymn imkanszlatrdn, bireyin artk aktr deil kapslnde oturan bir astronot gibi, elektronik ve bilgisayar denetimli iletilerin ierisinden akp getii ok katl ebekelerin bir terminali haline geldiini anlatr (Kumar, 1995:153). Toplumda, retim ilikilerinin yerini tketim ilikilerinin aldn iddia etmek, hegemonya ve rza srelerinin bu ilikiler iinde gelitii argmann da ierir. Nitekim Baudrillard, bu konuda olduka ktmserdir. Soyut kod sisteminin, kapitalizmin ekonomik smr ilikilerinden ok daha etkili bir tahakkm arac olduunu belirtir. Kod ve iaretlerin yapsal maniplasyonunun, emek gcnn kontrolnden daha gl etkileri mevcuttur. Sadece emek ile ilikili olanlar deil, tm dnce ve eylemlerimiz kod ve simgelerden etkilenir. retim aralarna sahip olan kapitalistler deil, Kodu kontrol edenler, byk lde medya ve televizyon ve kodun kendisi, sosyal ilikilerin sembolik ynn yok eder. Baudrillarda gre bu deiim, yani retim aralarnn kontroln elinden tutanlarn yerini kodun retimini elinde tutanlarn almas, sanayi devrimden sonra yaanan en nemli sretir (Ritzer, 1997: 97).

Kaynaka FEATHERSTONE, Mike (2005) Postmodernizm ve Tketim Kltr, ev. Mehmet Kk, Ayrnt Yaynlar, stanbul KUMAR, Krishan (2004) Sanayi Sonras Toplumdan Postmodern Topluma: ada Dnyann Yeni Kuramlar, ev. Mehmet Kk, Dost Yaynlar, Ankara

RITZER, George McGraw-Hill, NY

(1997) Postmodern

Social Theory,

RITZER, George (2007) Contemporary Sociological Theory and Its Classical Roots: The Basics, McGraw-Hill, NY

18 Sosyoloji Notlar

RICHARD SENNETT VE KAMUSAL NSANIN K* Cihad zsz1

1. Sennettin Metodu Sennett Kamusal nsann k eserinde sanayileme ncesi ve sonras dnemde kamusallk ve mahremiyet kavramlarnn ve bu kavramlara ynelik alglarn geirdii dnm o dnemin Paris ve Londrasndaki gndelik yaam, davran kalplar, giyim alkanlklar, ticaret ve seklerleme balamnda ele alyor. Kavramlar nasl ele aldna gemeden nce Sennettin metoda dair grleriyle ilgili baz belirlemeler yapmak yerinde olacaktr. Sennett nicel yaklamn temelinde yer alan ve yanl anlaldn syledii kantlar hususunda son derece nettir. Ona gre tek bir dorunun kantland ve dier alternatiflerin yok sayld nicel analizler entelektel yaklama aykrdr. Nitel aratrmada ise kant kavram mantksal bir btnle gnderme yapar ve incelenen nesne ya da olgunun srekli genileyen bir yap arzetmesi aratrmacya daha ar bir yk ykler. Sennett bu erevede kendi kitabnda okura konuyla ilgili yeni alternatifler dndrebildii takdirde daha verimli bir
*

Bu alma Sennettin Kamusal nsann k isimli eserinde betimledii kamusallk ve mahremiyet kavramlarnn yaad dnmlerin, eserdeki balamyla ele alnmas, zetlenmesi ve eriilebilen dier Sennett eserlerine de bavurmak suretiyle bu betimlemelerin pekitirilmesi zerine kurulmutur. zellikle belirtilen yerler dnda tm gndermeler Kamusal nsann k eseri kastedilerek yaplmtr.
1

alma yapm olabileceini belirtmektedir (Sennett, 1996: 68). Ayrca Sennett kamusallkmahremiyet ekseninde bireyin ele aln hususunda son dnem Frankfurt Okulu temsilcilerini de eletirir. Sennett, Habermas ve Plessner gibi dnrlerin Horkheimer ve Adornonun es gemedii psikolojik sreleri byk lde ihmal ederek konuyu ekonomik dzleme tadklarn, bunun da bireyi fazlasyla yabanclam ve sistem ierisinde aresizce kvranan edilgen bir konuma getirdiini belirtmektedir. zm olarak da hem teoriyi hem de pratii kapsayan bir sreci neren Sennett, konuya hem tarihsel yaklaabilmek, hem de tarihsel sonularn karmaklna duyarl olabilmek gerektiini vurgular (Sennett, 1996: 54). Aratrlan nesne ya da olgulara dair bir dier tavsiye de yaklam ve konu seimiyle ilgilidir. Paristeki gndelik giyim alkanlklaryla o dnemin tiyatro kostmleri arasndaki benzerlik incelenecei zaman hangisinin dierini belirlediini aratrmak Sennette gre son derece anlamsz bir abadr. Onun yerine bu kyafetlerin beden imgesiyle ilgili alglar hakknda bize nasl bir bilgi verebileceine odaklanmak daha yerinde olacaktr. Kendisi de kitabnda bu abay gstermektedir (Sennett, 1996: 61). 2. Rol Kavram almada dramaturjiye ve gndelik hayatn tiyatro sahnesine benzetilmesi konusuna fazlaca gnderme bulunmaktadr.

Anadolu niversitesi Sosyoloji Blm Doktora rencisi

19 Sosyoloji Notlar

nsanlarn kamuya ald yerler olarak ele alnan tiyatro salonlar zerinden de yaklalan bu konu rol kavramnn nemini artrmaktadr. Sennett rolle ilgili tanmlardan bazlarn u ekilde sralar: - Baz durumlar iin uygun olurken, baz durumlar iin uygun olmayan davran kalb olarak rol. - nsanlarn kendi davranlarn, bakalarnn davranlarn ve iinde bulunduklar durumlar hangi artlarda ve ne kadar ciddiye aldklarn belli etmeleri anlamnda rol (Sennett, 1996: 54). Sennett bu ksmda dramaturjik yaklamn nemli ismi Goffmana zellikle deinir. Sennette gre Goffmann deerlendirmelerinde tiyatro sahnesi benzetmesi ana odaklanr ve bireyin o anki davrann tarihsel sreten kopuk olarak ele alr. Bu anlamda sergilenen roln gemile bir balants olmad gibi gelecekte faydas olacak bir tecrbe salamas da olanakszdr. Bunu az nce szn ettiimiz tarihsellikten kopua ynelik eletiriyle bir arada da dnebiliriz (Sennett, 1996: 58). 3. Kamusalln Tarihesi Dnen kamusallk konusuna Sennett ehrin yerleimi ve mekanlarn ilevleri noktasndan yaklar. Eski zamanlarda insanlarn bir araya gelerek sosyalletii (ya da kamulat) meydanlarn, Londra ve Paris gibi ehirlerin ald youn gten sonra yerlerini yerleim alanlarna terk ettiinden sz eder. Gittike kalabalklaan ehirler (zellikle Pariste ehrin genilemesine engel olan surlar yznden) kstl bir alanda youn bir nfusa ev sahiplii yapmak zorunda kalmtr. Bu dnemde insan bedeni mahremiyetin/kiiliin gizlendii mankenler gibi ilev grmekteydi. nsanlar insan sana hi de benzemeyen, eitli canlandrmalarn, mesela denizcilik figrlerinin veya efsanelerin yanstld peruklar kullanmaktalard. Ya makyajla yzler neredeyse tamamen kapatlyor ya da maske kullanlyordu. Yzn eitli yerlerine veya zamanla daha fazla tehir edilmeye balanan vcuda makyaj kalemleriyle konan yapay benler farkl

anlamlara geliyordu. Sennett tm bunlar kamuda zelin gizlenmesi olarak yorumlamaktadr. nceleri kyafetlerin snflar temsil ettii ve kiilerin kendi meslek gruplarna ait kyafetler dnda bir kyafet giymesinin ynetimlerin nizamnameleri tarafndan yasakland bu ehirlerde artk snflar birbirinden ayrt edilemeyecek kadar karmt. Sennett o dnemlerde kmakta olan Ladys Magazine isimli bir dergide yer alan beyaz giysili bir kadn fotorafnn altna kocasnn yapt yorumu da aynen aktarr. Bu yorumda kocas eini kralielerin giydii kyafetleri herkes giyerse halimiz ne olur? szleriyle eletirmekte ve snfsal ayrm pekitiren algy bir nevi gzler nne sermektedir (Sennett, 1996: 101). lerleyen aamada yneticiler ehirlerdeki karmaay giderici yerleim planlar yapmak durumunda kalm ve kamusal alanlarn yeniden inas da bu srete balamtr. ngiltere rneinde byk yangndan sonra yeniden kurulan ehirde meydanlar artk sosyalleilen yerler deil gndelik kullanm srasnda gelip geilen yerler olmaya balamlardr. Mimari bir tarz olarak bu durum halen gzlemlenebilmektedir. Byk i veya ehir merkezlerindeki yapay meydanlar veya camla evrelenmi, hayatn iinden akt, her eyin her an sergilendii geitler ilikilerin kurulduu meknlardan ok gelip geilen yerler olarak dikkat ekmektedir. Sennettin New Yorkun ve zellikle Rockefeller Centern mimari yapsyla ilgili yapt betimlemeler bu anlamda dikkat ekicidir. Rockefeller Center ehrin gbeinde yer almasna karlk yaratt yaltlmlk ve dolaysyla gven duygusuyla ayrcalkl bir yer olarak gze arpar (Sennett, 1999: 53). 18. yy Avrupasnda ise tiyatro salonlar nemli kamusal meknlarken, zamanla bu gelenek de deimitir. nceleri ok paras olan kiilerin sahneden koltuk satn alarak kendilerini de oyuna bir ekilde dahil ettii ve grnr kld bu salonlarda seyircilerin tepkileri de oyunlarn gidiatn byk lde etkilemekteydi. Zamanla dnen bu durum seyircilerin sessiz bir ekilde snrl bir alandan oyunlar seyretmesi

20 Sosyoloji Notlar

gibi bir noktaya geldi ve bireyler alternatif yollara yneldiler. Bu duruma en nemli rneklerden birisi kahvehane geleneidir. Kahvehanelerde normalde birbiriyle diyaloga girme ans bulunmayan snflarn eit olarak sz syleme haklar vard. Zamanla bu kahvehaneler o kadar aktif alr hale geldi ki basn-yayn ve hatta ticaret ileri bu kahvehaneler zerinden yrmeye balad. Ancak kolonizasyonun yn deitirmesi ve in-Hindistan hattndan getirilen ayn kahveden daha ok para etmeye balamas kahvehanelerin de sonunu getirdi. Bu sefer de benzer ilevler gren ve sadece insanlarn yry yaparak kamuya almas iin tasarlanan parklar devreye girdi. Szn ettiimiz bu srete bir erkek iin kamuya kmak, ailesi varsa bile kamusal alanda evlilik d ilikileri gz nnde yaamak iftihar edilecek bir eyken, kadnlar iin tersi bir durum sz konusuydu. Kadnlar bu kamusal yaantya dahil olacaklarsa bunu gizli kapakl yapmak zorundaydlar (Sennett, 1996: 41). Ayn ekilde fiziksel grntde yaplan deiiklikler de genel olarak bir su olarak grld iin gizlenerek yaplmaktayd. 4. Kamusalln Dnm Tm bu bahsedilenler yaanan mekanlarn kamusal anlamda yaad eitli dnmleri zetliyor. Sennett kitabnda bundan ok daha fazlasndan sz ediyor. Ancak sanayilemeyle birlikte dnen kamusallk almann esas konusunu tekil ediyor. Bu noktada kamusal yaama dair fikirleri dntren 3 temel etken vardr: - Sanayi kapitalizminin biim verdii deiim - Yeni bir seklerliin biim verdii kamusal inan - Sanayi ncesi dnemden miras kalan ideoloji (Sennett, 1996: 36). Bu etkeni tek bir ifadede nasl ele alabiliriz? Aydnlanmann nemli kavramlarndan olan seklerleme kavramn Sennette gre sadece kutsal olana kar maddi bir temel bulma abas olarak ele alrsak kavramn znden uzaklama riskiyle karlarz. Sennett seklerlii hayatta

olduumuz sre ierisinde her eyin neden byle olduuna dair inan tanmyla ele alyor. Bu inan lmden sonraki hayata inanp inanmamak gibi bir kayg tamamakta, nk zaten ldkten sonra yitirilen bir nitelik tamaktadr. Bu anlamda aydnlanmann yapmaya alt ey dinin reddedilmesi deil yaanan somut dnyay anlama abas olarak dnlebilir. 5. Kamusallk Karsnda Kiilik Toplumun btnne yaylan bu sekler dnya gr zamanla kiiliin kamusal alana kmasn salad. Sanayilemeyle doru orantl olarak ykselen reklam ve pazarlama stratejileri kiilerin metalar kullanm deerinin dnda tketmesine tevik ediyordu. Bu durum kiilerin aldklar mallara kiisel anlamlar katmalar gibi bir durum dourdu. Bu yolla bireyler kendilerine sunulan mallar gzlemleyerek ve ihtiyalar dnda anlamlar ykleyerek tketmeye baladlar ve kiilikler pasif birer zne olarak kamusal yaantya dahil oldular. Sennett burada Marxn metafetiizmi kavramn hatrlatr2. Marxa gre mallar bir gizeme, bir anlama ve kullanmlaryla hibir ilgisi olmayan bir dizi arma sahip olursa, insanlarn ilgi ve dikkati nesnelerin retildii toplumsal koullar yerine nesnelerin bizzat kendilerine yneltilebilirdi ve sanayilemeyle birlikte bu baarlmt. Sennettin ayn ad tayan eserinde Yeni Kapitalizmin Kltr olarak adlandrd bu strateji bireylere kendi kendini tketen tutkuyu pazarlamay planlamakta ve yeri geldiinde planl eskime ad altnda daha dayanksz mallar reterek bireyleri srekli tketime mecbur brakmaktadr (Sennett, 2009: 100-101). Bu srete en nemli hamle hi phesiz markalama ve bu yolla salanan g olmutur. Yaratlan marka sayesinde ayn temel zerine kurulu rnler zerine koyulan marka etiketine gre deer kazanmaya balamaktadr. Ayn platformda ve byk
2

Sennett tarafndan ayn kavrama yaplan farkl bir gnderme iin bkz. 2009: 106.

21 Sosyoloji Notlar

lde ayn zelliklerle retilen iki aratan birisini dierinden daha deerli klan ey altn kaplama ad verilen d grn ve konfora dayal baz ekstra zelliklerdir. Uak yolculuklarnda bilet fiyatlarna yansyan snf ayrm da bu duruma iyi bir rnektir. Tm yolcular aa yukar ayn hizmeti grerek, ayn hzda, ayn konforda ve ayn kaza riskiyle ayn yne doru gitmektedirler ancak birinci snfta umak normal bir biletten 4-5 kat daha pahal bir zevke dnmtr. Grld gibi gerekleen durum ihtiyalardan ziyade markann ve tketimin daha deerli hale gelmesi durumudur (Sennett, 2009: 101-104). Tketicinin tketime bu edilgen katlm Sennettin szn ettii Kamusal nsann k belirlemesinin de aklamas olmaktadr. Kamusal davran artk bir gzlem, pasif bir katlm ve bir eit rntgencilik gibi dnlebilir. Birey aktif rol almak zorunda kalmad srece kamusal hibireye katlm reddetmemekte, ancak aktif olmas gerektiinde de kendisini gizleyen bir tavr sergilemektedir. Bu grnrlk ierisinde yaltlmlk durumu kaos iinde olmasna karn yine de ok ekici olan kamusal alana girme cesareti gsterildiinde susma hakknn kullanlmasnn mantkl bir sonucudur. Susma hakknn dayand noktay da u ekilde aklayabiliriz; kii karsndaki kii ya da durumlar tanmak iin kendi renklerini ve taahhtlerini kar tarafa dayatmamas gerektiini dnr. Bu, kamusal alanda olup biteni anlamak iin sessiz kalmak anlamna gelir. Sennette gre 18. yy.da kamusal insan duygularn takdim eden bir aktrken imdi pasif bir rntgenci konumundadr. Her ne kadar hi kimse seri retimde benzer kalplarda yaplan retimin tektipletirici olduuna inanmasa da rnein uzun vadede herkes ayn kyafetleri giymeye balayacaktr. Bu durum yabanc olarak adlandrlan ve eski dnemlerde giyimi sayesinde kim olduu bir bakta anlalan kiilerin kamufle olmasna olanak salayacaktr. Suskunluun sebeplerinden birisinin bu kamuflajn dourduu tedirginlik olduunu sylemek mmkndr. Modernlemeyle birlikte seme

zgrl ad altnda gerekleen tektipleme kii ve ailesi iin potansiyel tehditlerin de kamufle olmasn salamtr. Bu durum da seim srecinde bireylerin kar taraf tanmak iin kendini gizlemesi srecini dourmutur. Nitelii ne olursa olsun mahrem alandan kamusal alana bu k bireysel adan farkl bir bunalmn domasn da beraberinde getirmitir ki o bunalm da geri dn bunalmdr. Da almak demek kiinin yeni dnceler ve kiilerle tanmas, yani bir yeniden yaplanma srecine girmesidir. Bu noktadan sonra karakterin ekillenmesini en fazla karmaklatran ey geride braklan dnyaya geri dnmektir3 (Sennett, 2005: 244). 6. Ailenin Konumu zel alan, yani gnmzdeki rneiyle aile kamusallk/mahremiyet ikiliinde ok nemli bir yere sahiptir. nk aile ortam kiinin kendisi olabildii, kendisini aabildii yegane alandr (Sennett, 1996: 31). Sennett Gzn Vicdan isimli eserinde Viktorya andaki aile algs zerine John Ruskinin Susam ve Zambaklar eserinden yapt alnt, ailenin konumuna dair yapacamz betimlemeyi netletirecek niteliktedir: Evin gerek nitelii bir huzur yeri olmasdr: Yalnzca her trl incinmeye deil; her trl korkuya, kukuya ve anlalmazla kar da bir snak. Byle deilse eer, oras bir ev deildir; dardaki yaamn gerginlikleri evin iine szarsa ve kr ya da koca d dnyann, o uyumsuz, sevgisiz ya da dman toplumunun eikten ieri girmesine izin verirse oras ev olmaktan kar; d dnyann, zerine at ekip iinde ate yaktmz bir paras olur yalnzca. Bir ev ancak
3

Sennett bireysel eitsizliklerin hkm srd bir sistemde karlkl sayg kavram balamnda ele ald bu da alma ve geri dn bunalmn Sayg isimli almasnda ayrntl olarak betimlemektedir.

22 Sosyoloji Notlar

kutsal bir yer, bir Vesta4 tapna, bir aile ocaysa bir evdir (Akt. Sennett, 1999: 3738). Aydnlanma srecinde dnrler doa ve kltr arasnda sekler balamda yaplmaya allan ayrm somutlatrabilmek adna doay zel alanla, kltr ise kamuyla zdeletirdiler. Bu durum ailenin doal bir kurum olduu algsn pekitirdi. Bu anlamda zel alan kiinin hem karnn etkisine ak olduu hem de kendisi olduu ve bu yzden muhakkak gizlenmesi gereken bir alana dnt (Sennett, 1996: 127-129). 18. yy. toplumunda kamusal ve zel birbirinin alternatifi konumundayken gnmzde birbirine zt iki alan durumuna geldi. Bu konudaki eski alg kamusaln insan yaps, zelin insanlk durumu olduu ynndedir. Bu sreteki dnme dair Sennettin verdii rnek John Wilkes vakasdr. Wilkes zengin bir iki reticisinin oludur ve apknlyla n salm bir gentir. Henz 20 yanda kendisinden 12 ya byk bir kadnla sadece babas istedii iin (ve paras iin) evlenmi ancak kamudaki hovarda yaantsndan asla dn vermemitir. Bir yandan ailesiyle ok yakndan ilgilenirken bir yandan da kamuda zgrce yaamaktadr. Bu durum onun politik yannn da ne kmasn salamtr. Hem kamudaki zgrln hem de bireyseldeki karakterini koruyarak bu iki karakter arasndaki kopukluu temsil ediyor, hem de bu kopuu ihlal ederek kamusalln anlamn dntren ilk politik kiiliklerden birisi oluyordu. Wilkes bu tavrlaryla toplumun her kesiminden destek alarak ok kez parlamentoya seilmeyi baarmt (Sennett, 1996: 138-141). Wilkes rnei dnm geiren kamusallkta bir gei evresi olarak dnldnde nemli bir rnektir. Gelinen son noktada bireyin her iki karakteri arasnda yine ciddi bir kopu vardr. rnein Sennette gre Roma devrinde zel
4

alan kamunun karsna koyulabilecek bir ilkenin arand bir nhazrlk yeriydi. Bu anlamda manevi yaamla gndelik yaam arasnda da bir ba szkonusuydu (Sennett, 1999: 21). Gnmzde ise kamudan kap zel alana snmak bal bana bir ama haline geldi (Sennett, 1996: 16). zel yaamla kamu yaam arasndaki bu kopukluk mahremiyet algsnn da deforme olmasna sebep oldu. Cinsellikle ilgili her trl ifade nceleri bir bask szgecinden geerken, modern bireyler buna kar isyan ettiler. Balangta olumlu grnen bu isyan sadece cinsellikle ilgili ifadeleri deil fiziksel ak da kapsyordu. Bu sre cinselliin benliin ifasna dnmesine yol at ve bu durum yenian klelii haline geldi. Bu noktada narsisizm vurgusu yapan Sennett, kavram bu kii ya da olay benim iin ne ifade eder? sorusuyla zetler. Bir tr taknt hali olan bu durum cinsellii zamanla yaamsal bir etkinlik olmaktan karr ve bedeni cinsel adan ulviletiren bir tavra dnr. (Sennett, 1996: 20-22) Bu noktadan sonra mahremiyet artk insanlarn zerinde bask kuran bir konuma yerleir. Sennett Kamusal nsann k eserinin son blmnde mahremiyetin ve zelin gizlenmesi kaygsnn insanlar zerinde kurduu despotizme ayrntl yer verir.

Kaynaka SENNETT, Richard (1996) Kamusal nsann k, ev. S. Durak ve A. Ylmaz, Ayrnt Yaynlar, stanbul SENNETT, Richard (1999) Gzn Vicdan: Kentin Tasarm ve Toplumsal Yaam, ev. S. Sertabibolu ve C. Kurultay, Ayrnt Yaynlar, stanbul SENNETT, Richard (2005) Sayg: Eit Olmayan Bir Dnyada, ev. . Bardak, Ayrnt Yaynlar, stanbul SENNETT, Richard (2009) Yeni Kapitalizmin Kltr, ev. A. Onacak, Ayrnt Yaynlar, stanbul

Yunan mitolojisinde aile ocan koruyan tanra olan Hestiann Roma mitolojisindeki karl (ilgili eserin evirmen notu).

23 Sosyoloji Notlar

KEMAL HAM KARPATIN OSMANLI VE TRK TOPLUM YAPISINA LKN GRLER Cem Koray OLGUN1

Giri Kemal Haim Karpat, 1923 ylnda Romanyada doar. Kuzey Dobrucada byyen Karpat ocukluunda karlat g ve iinde yaad bu topraklarn ok kltrl yapsndan ok etkilenir. Bu etkiler kendisini akademik yaamnn btnnde gstermitir. stanbul niversitesi Hukuk Fakltesinden mezun olduktan sonra Trkiye zerine almak istediini belirten Karpat, Washington ve New york niversitelerinde siyasal ve sosyal bilimler zerine master ve doktora eitimini srdrrken ayn zamanda derslerde verir (Oktik 2008: 3). Karpatn doktora tezi Turkeys Politics: the Transition to a Multi- Party System (1959) daha sonra Trk Demokrasi Tarihi adyla kitaplatrlm nemli bir baucu eseridir. Romanya'da tarih ihtisasnn ardndan Amerikan tarihi, Rus tarihi, Ortadou tarihi ve Osmanl tarihi konularnda eitli kurslara katlmtr. 20 lkede yaymlanm 130 makalesi ve 16 kitab bulunmaktadr. Yurtdnda en ok ilgi gren eseri Wisconsin niversitesi tarafndan baslan Ottoman Population adl almasdr. Amerika'daki Trk Aratrmalar Cemiyeti'nin kuruculuu ve bakanl ile Orta Asya Cemiyeti'nin (ACAS) kuruculuu gibi bir ok uluslar aras kurumda grevler stlenen Karpat, Trkiyede de Robert Koleji (1962), Ankara
1

Hacettepe niversitesi Sosyoloji Anabilim Dal Doktora rencisi

niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesi (1962) ODT Sosyal Bilimler Blm (1968-1971) ve Bilkent niversitesinde (1992-1993) grev yapar. 1967den beri ise Wisconsin niversitesi Tarih blmnde retim yesi olarak alm ve buradan emekli olmutur. Halen orada yaamaktadr. Getiimiz gnlerde TBMM Onur dl layk grlmtr. amzn en nemli tarihilerinden biri olan Kemal Karpatn Osmanl ve Trk toplum yaps zerine grleri incelendiinde, kendisinin salt tarihi bak asyla deil, geni anlamda bir sosyal bilimci bak asyla almalar yapt grlecektir. Karpatn bak, tarihi olduu gibi aktarmak olmayp, tarih ierisinde toplumlarn deiim ve dnm dinamiklerinin incelenmesini ierir. Bu adan Karpat ayr bir yere koymak gerekir. Karpatn genel geer bilinen tarih ak ve gemiteki olaylarn yorumu konusunda ezber bozan bir anlatm sz konusudur. Bu ezber bozan anlatm iinde Karpat bizi, dikkatli baknca grmemiz gereken farklara ynlendirmekte ve tarihsel gemiimize k tutarak yeniden bir okuma yapmamz salamaktadr. Karpatn Trk toplum yaps hakkndaki grlerine ncelikle Osmanldan balayacaz. Osmanl toplumundaki deiim ve dnm yazarn ayrmna gre inceledikten sonra, Trkiye Cumhuriyetinin

24 Sosyoloji Notlar

ilk yllar ve ok partili dneme gei srecine bakacaz. 1. Osmanl Toplum Yaps Karpatn Osmanl toplum yapsna baknda ncelikle dikkat ekilmesi gereken nokta, Karpatn birok tarihinin aksine Osmanlnn dnemlerine klasik tarzda bakmadnn belirtilmesidir. Karpat Osmanl toplumundaki dnm incelerken 15. ve 17.ve 18. yzyllar arasndaki ayrmdan ve yaanan deiimlerden bahseder. Bu anlamda Karpata gre (2008:16-17) zellikle modernleme ile ilgili almalarn byk bir ksm 15. yzyldaki klasik kurumlarn ve toplumsal dzenin III. Selim Dneminin sonuna kadar olan gelimeleri anlamada kullanmtr. Fakat aa yukar yzyl kapsayan belirleyici bir ara dnemde (1606Zitvatorok bar-1774 Kk Kaynarca Anlamas) klasik kurumlar ve zellikle toplumsal yap ciddi lde deimitir. Bu durum Karpata gre (2008:17) ya nemsenmez, yada tmyle yok saylr. Karpat baz tarhiilerin bu yumuak geii atladn belirtir. Ayrca Osmanl toplumundaki temel dnmn nedeni modernleme abalardr. Ve Karpatda modernleme kavram zerinden Osmanl Toplumundaki dnm inceler. Bize Gre 19. ve 20. yy.da yaanan toplumsal dnm 15 ve 16. yzyllarn oturmu toplumsal dzenine deil, daha ok 17. ve 18. yy. da harekete geen glere balanmaldr. Bu argman, nceki yzyllarn kurumlarn ve toplumsal dzenini yok saymak anlamna gelmez. Tersine modernleme zerine yaplacak bir alma, daha sonra ki yzyllardaki dnmn doasn ve boyutlarn grebilmek iin, klasik dnemin toplumsal dzenine hak ettii nemi vermek durumundadr. Tartmay, bu dnm 19. yzyln reformlaryla bir nebze nne geilmi bir k ve

zlme sreci gzyle grerek kapamak yeterli olmaz. Biz 17. yzyldaki deiimin merkezin emirlerine gre yaplan dzenlemeler olmak yerine, diyalektik ve grece zgr bir biime sahip olduu fikrindeyiz. Merkezi ynetimin otorite kayb yerel, blgesel glerin ykseliiyle alakalyd ve Avrupann artan etkisiyle de ivme kazanmt. Klasik kurumlar biimsel olarak o-korunmutu, ancak fonksiyonlar ve ierikleri ciddi ekilde deimiti. Ancak 17.ve 18. yzyllar kapsayan deiim dnemi boyunca formel kurumsal statnn korunmas, aratrmacya, gerekte kkl, ounlukla kaotik bir toplumsal yap dnm yaanrken yumuak devamllk izlenimi verdi.(Karpat 2008: 17) 1.1 15. Yzyln Sonlarna Kadar Osmanl Toplum Yaps 15. yzyl Osmanl toplum yapsna gemeden nce Karpatn almasnda sosyal tabaka ve snf gibi kavramlarn nasl kullandndan bahsetmek gerekir. Karpatn kulland biimiyle sosyal tabakalar; bulunduu yer yneticiye yaknlyla belirlenen meslek gruplardr. Bu dzenleme nce slami emirlere ve ikinci olarak da her biri ellerinden geldiince en iyi yapabildikleri grevleri yerine getirecek bamsz paralardan oluan bir toplum topluluk fikir gelitirmi olan aklc filozoflarn sylemlerine dayandrlarak meruiyet kazandrmtr. Bu nedenle, bir sosyal tabakaya mensup olanlarn buradaki sosyal konumlar nceden belirlenmitir ve kendilerine den grevleri yalnzca kendi ekonomik karlar iin deil kutsal dzene uymak ve btn toplumun refah iin stlendikleri belli bir grev adna yerine getirirler snf terimi, kendi konum veya karlarnn bilincinde olan ve eitli teknolojik gelimelerle ve politik eylemlerle, kendi konum ve karlarn daha iyiye

25 Sosyoloji Notlar

gtrmek iin grup halinde hareket eden byk meslek gruplarn ifade eder. (Karpat 2006: 96) Karpata gre (2006:97-98)Ortaada Osmanl toplumunun sosyal yaplanmas ve iblm toplumun tabakalara blnmesi fikrine dayandrlmtr ve her tabaka devletin bekas iin gerekli ilevlerden birini stlenmitir. Bu Kurandan ziyade hayatn gereklerinin zerine oturtulmu bir blnmedir. Bu blmlenme yalnzca dzenin ve gvenliin salanmas, liderlerin seimi, retim, deerlerin birbirine aktarlmas ve mallarn deiimi gibi temel ilevlerde deil, ayn zamanda, temel insan karakteri ve kiilik zelikleri dikkate alnarak meslek

asndan kapasitesine karlk gelecek ekilde tasarlanmtr. Liderlerden beklenen zel bir fiziki, psikolojik cesaret ve kararllk zellikleri tamas ile kyllerden beklenen ise sadk olmalar ve tarmsal becerilerinin sonuna kadar gelitirmeleridir. Tabaka sisteminin kesintiye uramas devletin kmesi anlamna gelecei iin kiilerin bir tabakadan dier tabakaya geii yasaklanmtr Karpat Ortadouda grlen tabaka anlaynn, Osmanlda biraz deiime uram olduunu belirtmektedir. Osmanldaki 4 snf srasyla Kl ehli, Kalem Ehli, Tccar ve Sanatkarlar ve Reaya (kyller)den olumaktadr.

Tablo 1. 15. Yzyl Sonlarna Doru Osmanl Sosyal Yaps (Karpat 2006:101)
1.Kl Ehli Mslmanlar Padiah, lkenin hakimi: vilayetteki sekinler (sipahiler), merkezi hkmetteki sekinler; ordu ve brokrasi (kullar) Gayrmslmler Padiah, lkenin hakimi: vilayetteki sekinler (baz sipahiler), merkezi hkmetteki slama dnm sekinler; ordu ve brokrasi (kullar) Patrikler, Ba Rabi ve yakn evreleri, kutsal synodlar, filozoflar, airler ve doktorlar; alt snf din adamlar ve kilise rgtne doru eilim gsteren Aa yukar Mslmanlarla ayn

eyhlislam, ilmiye (ulema) ,filozoflar, airler , tarihiler vs. daha alt snflara doru yani kyller sanatkarlar, din adamlar sufi liderleri 3.Tccarlar ve Toptan, perakende gda maddesi sanatkrlar alclar ve satclar, eitli madde imalatlar, bankerler, loncalar halinde rgtlenmi imalatlar, iiler, ou hanlarda veya kale evresinde gelien mahallelerde yaayan lonca mensubu veya zengin iiler 4.Kyller Tmar ve vakf arazilerinde (reaya) kirac olanlar, kk iftlik sahipleri, yazclar, topraksz kyller, canl hayvan ve yn salayan dalarda yaayan gerler 2.Kalem Ehli

Tmar,vakf ve kilise arazilerinde kirac olanlar, kk iftlik sahipleri, yazclar, topraksz kyller, canl hayvan ve yn salayan dalarda yaayan gerler

Karpata gre (2006:109-110) her sosyal tabaka btn ekonomik ve sosyal kurumlara nfuz etmi bir varlk durumundayd. Bu gr as btn mesleklerin gerek zelliklerini ve yapsn

korumak iin iyi bir arat. Ayrca ilk kurulan rgt korunduu srece bunlarn daha geni ve ekonomik ve sosyal birimlerle tek vcut olmalar engellenmi oluyordu. Bununla beraber Osmanl toplumunun dini ve toplumsal yaplanmasn salayan baka bir sistemde mevcuttu. Bu sistem millet

26 Sosyoloji Notlar

sistemiydi. stanbulun fethinden sonra ortaya kan bu sistem milletlerin ba, gayr Mslim tebaaya hkmet kararlarnn uygulanmas asndan yaral bir kanal tekil etmi ve padiah toplumdan soyutlayarak onunla gayri Mslim tebaas arasnda bir srtme olmasn engellemek gibi hayati bir rol oynamtr. (Karpat 2006:112) Ayrca Karpata gre (2006:114) Fatih kendisini btn dnyay ve farkl din ve dilden insanlar ynetmekle grevlendirilmi Sezar gibi grmtr. Bu nedenle btn bu gruplar kapsayacak ve honut edecek yapsal bir plan yaratmaya almtr. Karpata gre Fatih dneminde ortaya kan millet sistemi btn imparatorlukta yaygnlat. Bu kapsamda kabul edilen her dini cemaat ve her grup byklkleri ne olursa olsun dierleriyle eit koullarda bir arada yaama hakkna sahipti... Milletlerin balar ve alt gruplarn balar merkezi ynetimin dini inanlarn zedelemeden her milletin fertlerine ulaabilmesinde dini kanallar olarak grev yaptlar. Bylece millet temel ynetimi ilgilendirdii kadar ile ferdi ynetimdeki otoriteye balam ve sosyal snflar dini- kltrel alanda tamamlamtr. 1.2. Klasik Sistemin zl Karpat Osmanl toplumunun dalmasnn balca sebebi olarak toprak sisteminin bozulmasn grr. Bozulan toprak sitemine ehirlerde artan nfus oran da eklenmi, ve dolaysyla vergi toplanmasnda da sorunlar yaanmaya balamtr. 17. yzyl itibariyle kaybedilen baz topraklar Karpata gre aslnda stratejik nemlerine ramen giderleri gelirlerinden daha ok olan topraklardr 2 , fakat oradan g eden nfus
2

Karpat, Osmanlnn ilk toprak kaybettii anlama olan Karlofa anlamasnda kaybedilen topraklarn giderleri gelirlerinden daha ok olan topraklar olduunu belirtir. Karpata gre Karlofa anlamasnn etkisi toprak kaybndan deil, yenilginin getirdii psikolojik sebeplerden kaynaklanmaktadr. Stratejik nemleri dikkate alnmazsa, bu dnemde Macaristan ve Transilvanyann elden kmasnn olumlu ekonomik bir etkisi vardr, nk bu blgelere giden askeri ve idari harcamalar oralardan toplanan vergilerin ciddi lde stndedir. Osmanl Modernlemesi (2008:64)

ehirlerin nfus artnda nemli oynamtr. Aslnda Osmanl devletinin dalmas imparatorluun ekonomik temellerini oluturan sosyal tabakalarn yer deitirmesi yani reaya kurumunun dalmas olarak grlmektedir. 16. yzyln sonunda, ortaa tabaka sisteminin sosyal adan dalmas sreci byk nfus artyla birlikte yaanmtr. Toprakla ilgili kat kurallarn mlkiyet ve ekim yntemlerinde deiiklik yapmaya izin vermedii iin isizlik artm ve bylece toprak artan nfusun zmseyememitir. Sipahilerin nceliklerini yetirmeleri ve yerlerine piyadelerin nem kazanmas daimi merkezi ordunun bymesine ve askeri harcamalarn artmasna yol amtr. Bu nedenle ilk dnemlerdeki tabaka oluumunun temelini tekil eden tmar sistemi nemini kaybetmi ve toprak rejiminin yeni koullara uyarlanmas ve ilave gelir kaynaklarnn oluturulmas iin ekonomik basklar artmtr. Bu etmenler tmar sisteminin deitirilmesini zorunlu hale getirmi ve bu durum btn sistemi etkilemitir. Zaman iinde doal bir sre biiminde sipahilerle idare edilen topraklar ya bir tr kiisel tmar biiminde padiahn dorudan idaresine verilmi veya kt ynetilmi ya da kt tahsis edilmitir. Celali ayaklanmalar (1596-1603) tmar sisteminin kanl sonunu getirmitirCelali ayaklanmas sistemi kknden sarsmtr. (Karpat 2006:134-135)

rol

Anlalaca gibi tabaka sisteminin temelinde olan toprak yapsnn bozulmas, Osmanl toplumsal yapsnda bir ok

27 Sosyoloji Notlar

bozulmay da beraberinde getirmitir. Tmar sistemin bozulmas, gelirlerin azalmasna, gelirlerin azalmas vergilerin artmasna yol amtr. stne stlk nfus art ki zellikle stanbul, Halep, am gibi ehirlerin bymesi sosyo-ekonomik yapy tamamen ke srklemitir. Eski dzenin yaad kriz, klasik toprak rejimindeki ve vergi sistemindeki deiikliklerden, merkezi brokrasinin ve bu arada zellikle ordunun harcamalarnn hzla artm olmasndan kaynaklanm grlr. Nfus artnn yol at demografik bask ek iktisadi ve siyasal krizler yaratmtr. Loncalar snrl uygulamalara maruz kalrken var olan toprak dzeni de artan krsal nfusu istihdam edememitir. Askeri teknolojilerdeki gelimelere bal olarak askerin harcamalar artmtr. Buna kk ateli silahlarn gelii, ok miktarda kullanlmas ve ana sava grubu olarak piyadelerin nem kazanmas da dahildir. Askeri teknolojideki deiim, beraberinde keskin toplumsal ve siyasal deiim de getirmitir. Sipahilere ve onlarn stlendikleri hizmetlere ihtiya azalmtr.sipahilerin yerini kapkullar alr. Aslnda sipahilerin ve eski tarz tmarlarn k klasik dnemin sonuna iaret eder. (Karpat 2008:57-58) Grld gibi Karpatn deyiiyle bir dengeler sistemi olan Osmanlda bir alanda meydana gelen bozulma, dier bir alan da etkilemekte ve bu etki zincirleme bir ekilde sistemin tm birimlerine yaylmaktadr. Toprak sistemindeki bozulmalarn yaratt etkiler sosyal tabakalar ve snf sisteminde hareketlenmelere yol amtr. Karpata gre Ayanlar ki snf 16.yzyln sonunda sosyal g haline dnecektir-

Osmanlda orta snf olarak ortaya kmlardr. Batdaki kartlarna gre ayn koullardan gememilerdir. Ayanlar hkmetin tmar sisteminin bozulmasndan sonra vergi toplamak iin grevlendirdii toprak aalar olan ayanlar tmar sahiplerinin yerlerini byk lde almtr. Politik olarak ortaya k nedeniyle yeni bir ilev ve yeni bir ekonomik felsefe oluturmulardr (Karpat 2006: 231). Topra elinde tutmak istemeleri buna kanttr. Bu durum onlarn ynetici konumunda olmalarn salam gelirlerini artmtr ve hkmetle e statye gelmelerini salamtr (Karpat 2006:232). Giderek daha gl hale gelmiler, ayanlar ortadan kalktktan sonra yerini zanaatkrlardan toprak sahiplerinden ve gemii pek bilinmeyen eitli ticari konularla uraan Mslman orta snf almtr. Ayanlarn ortadan kaldrlmas dolayl olarak yzyln sonlarna doru nemli siyasi roller oynayacak olan bu yeni snfn domasnda yardmc olmutur (Karpat 2006:28). Osmanl imparatorluu kendi esas gcn ve istikrarn nce Mslmanlarn ve gayrimslimlerin bir arada yayor olmalar gereine ve ikinci olarak da halkn meslek ve ie gre sosyal tabakalara ayrlm olmasna dayandrlm bir i dengeyle salamtr. Aslnda tabir-i caizse Osmanlnn k byk i deiimlerin sonucudur. Viyana bozgunu 16. yy sonuna doru balayan toplumsal yeniden yaplanma srecini iyice hzlandrmtr. Temelde sre, merkezi ynetimin sk kontrol altnda, kat bir ekilde yaplanm toplumsal dzenden toplumsal gruplarn farkllat ve kendilerini piyasa glerinin basksna uydurduklar daha esnek bir sisteme geiten ibarettir. Viyana bozgunundan sonra gelen ve Karlofa (1699) ile Pasarofa (1718) antlamalaryla sonulanan uzun sava dneminde, eski yap fark edilir derecede zlmeye yz tutmu ve yeni gler etkisini

28 Sosyoloji Notlar

hissettirmeye (Karpat 2008:64)

balamtr.

Osmanl ticaret sistemine bakldnda 17. yzyla gelinceye kadar gayet iyi ileyen bir sistem grmekteyiz. Osmanl toplumunda ekonomik durumun iyi olmasnn balca nedeni toprak dzeni yani tmar sistemiydi. Tmar sistemi bozulana kadar Osmanl ekonomi yaps salamln korumu fakat, tmar sisteminin bozulmasndan sonra hzla kmeye balamtr. Karpata gre (2006:124) batl tarihilerin grlerinin aksine Osmanlda ticaret sadece gayrimslimlerin elinde deildi. Osmanl sosyal yaplanmas dil din ve etnik engelleri am bir yaplanmayd. Ve byle bir yaplanmaya sahip bir toplumda bu tr bir ayrmdan sz edilemez. (19. yzylda farkllklar var ama nesnel nedenler) zaten Karpata gre baz aznlklara zellikle Yahudilere baty tanmalar yznden ticaretti canlandrmak adna ayrcalk gsterilse de (ki kendileri bat yaklamlarn yitirip doulanca ayrcalklarn yitirmilerdir.) etnik kken ile meslek arasnda genelleme yaplamaz. (Karpat 2006 :133) Bu tr deimelere urayan Osmanl Toplumunda 18. yzyla gelindiinde Tabaka sisteminde farkllk gzlenir. (Tablo 2 ) 18. yzyln sonlarna doru eski Osmanl sosyal yaplanmas kkten deimitir. Millet sistemi muhafaza edilmesine ramen eski sosyal ve ekonomik destek mekanizmalarnda yoksun kalmtr. Karpata gre bu sosyal yap 15. yy da ki sosyal yapyla karlatnda farklar grlr. (2006:148). En azndan 3 arpc zellik vardr. Bunlardan ilki Mslmanlar ve Hristiyanlar arasnda farkl tabakalarn olumasdr. kinci arpc zellik, aynen 15. yy.da olduu gibi ynetimdeki Mslman elitin kalcl ve bunlara Rum Ortodoks ve

ermeni milletlerinden eitli st gruplarn eklenmesidir. ncs ise Hristiyanlar arasnda yeni gelimekte olan orta snfn bir paras olarak byk ticari ve aydn gruplarn olumasdr. Karpata gre 15. yzylda Osmanl tebaas dikey olarak mesleklere gre sosyal tabakalar ve yatay olarak dini ve cemaat balantlarna gre milletler olarak yaplanmlardr. Bu nedenle etnik ve linguistik gruplar kendi politik gemileriyle ilikilerini koparak iki yeni sosyal ve kltrel yaplanmaya yerlemiler ve kendilerinin gelecekteki sosyal ve politik deiimlerinin koullarnn oluturmulardr. 16. yzylda yaanan ekonomik, sosyal ve teknolojik deiiklikler sosyal hareketlilii arttrarak ve hkmetin tebaasna kar otoritesini merulatrmak konusunda yeni talepler ve ltler yaratarak tabakann orijinal yaplanmalarn zayflatmtr. Dier yandan milletler, bata padiah, ikincil olarak da sosyal deiim gleri tarafndan saptanm olan yaplanma biimleri ve ilevleri nedeniyle 18. yzyla kadar sosyal tabakalarn dalmas srecinden pek etkilenmemilerdir Karpat(2006: 215-216) 18. yzyl sonlarna kadar bu sreten etkilenmeyen millet yapsnn, Mslman ve Hristiyan tebaa arasndaki meslek farkllklarn artmas ve ticari snfn zenginlemesiyle sekteye uramaya baladn belirtir. Farkllaan Hristiyan snf zerinde Batn ekonomik tercihi de etkili olunca yeni bir sosyal tabakalama biimi ortaya kt. Geleneksel cemaat sisteminin k ve piyasann younlamasyla bu durum iyice hzland. Osmanl hkmetinin stlendii merkeziyeti politika Mslmanlar ile Hristiyanlar arasndaki sosyal ve dini farkllklar iyice arttrd ve kanlmaz bir ekilde Osmanl Hkmetinin Mslmanlarla zdelemesine zemin hazrlad (Karpat 2006:216)

29 Sosyoloji Notlar

Tablo 2. 1780-1870 Dneminde Osmanl Sosyal Yaplanmas


1.Hakim Durumdaki Sekinler Mslmanlar a) Taht ve b) Brokrasi: merkezi vilayet dzeyinde. Vilayet dzeyindekilerin bir ksm toprak sahibi ve yksek gelir seviyeli halktr. Gayrmslimler a) Patrikler, Bablideki Rum evirmenler ve Eflak ile Moldovyadaki Fener yneticileri Bablinin direktifi altnda alrlar. 1856dan sonra hkmet grevlileri. b) Milletlerin ve alt gruplarn balar. Amiralar (Ermeniler) ve zengin tccarlar ou zaman durumun olduu gibi srp gitmesinden yanadrlar. a) Tccarlar: ou bat karlarn temsil eden ve Rusya limanlar ve Avrupa ehirleriyle balantlar olan tccarlar. Yerel rnleri satn alan ve Bat imalat maddeleri satan toptanclar. Bazlar kendilerine batl devletlerin ve Rus konsolosluklarnn verdii muafiyetle uluslararas haklardan yaralanrlar. Ticaret nedeniyle krsal blgelerle belli lde ilikileri vardr. b) malatlar, kk ve orta lekli i sahipleri, giyim malzemesi, bazen demir vs. ou yeri mesleklerle ilgilenmekte krsal kesimlerle iyi iletiim iinde.

2.Orta Snflar

a) Ayanlar: Cemaat liderleri ve toprak sahibi olanlar baz yerlerde vilayet ynetimi bunlarn elindedir, baz yerlerde ise merkezi hkmet temsilcileri ile anlaarak bu konumda olurlar. Bunlarn kyllerle ok snrl balantlar vardr. b) Yerel halkla i yapan, kk esnaf, sanatkr ve perakende ticaret yapan tccarlar. 15. ve 17. yy.da giyim eyas ve ev eyalaryla snrl imalatlar. Sermaye ve modern aralar olmad iin d lkelerde hibir balantlar yoktur ve krsal blgelerle ilikileri snrldr. c) Cemaat liderleri: Ulema, toprak sahibi baz aileler ve ticaretle uraan dierleri, zellikle din konusunda olmak zere retmenler. st snf ulema merkezi hkmeti destekler ve halk dini temsilcilerinden tamamen uzaktr.

c) Canl hayvan yetitirenler nek, domuz, koyun gibi tccarlar kanlyla imparatorlukta ve Avrupa da satlan hayvanlar ou krsal blgelerde yaarlar ) Cemaat Liderleri: yerel cemaatlerin balar. ou zaman a) ve b) deki ilerle ve tarmla urarlar. Kiliselerde ve tccarlar tarafndan kurulan ve iletilen cemaat okullarnda alrlar. Alt snf din adamlarnn krsal kitlelerle yakn ilikileri vardr. d)Aydnlar: Bazlar yurt dnda eitim grm retmenler ve yazarlar. Grne gre laik grl ve milliyeti a) Ticari ve kk teebbslerde dzenli, fakat ok dk aylkla alanlar b) Kyller: ou ayanlarn ve orbaclarn arazilerinde alrlar. Bazlarnn kendi topraklar vardr. Bazlar gerilla savanda nemli rol oynam ete gruplarnda askerdir. Pindus dalarndaki Ulahlar; ingeneler

3.alan Gruplar

a) Dzenli aylk almayan, loncalarda ve dzensiz ekilde eitli ilerde alanlar. 19. yy.da ehirlerde alt snf iileri oluturmulardr. b) Kyller: ou kk toprak sahipleri ve toprak sahibi olmayan eski askerler Anadoludaki Yrkler ve Trkmenler, Irak ve Suriyedeki bedevi kabileler ve ingeneler

4.Gerler

1.3. Modernleme Karpata gre 19. yzyl Osmanl Modernleme abalarnn zn Merkezileme drts oluturmutur. Balca ama tahta tamamyla sadk bir ordu yaratmak ve bununla ayanlar ve ekonomik kaynaklar zerinde hkmetin kontroln salamakt. (Karpat 2008: 77)

Karpat (2008:78) Osmanl modernlemesinin 3 ana faktr etrafnda gerekletiine dikkat eker. Birincisi merkezileme. Ynetim ve toplum organik olarak ayrlmtr. kincisi Avrupal glerin artan politik etkileri. nc faktr ise ilk ikisinden tremitir ve modernlemenin ideolojik boyutunu oluturur. Modernleme ynetici elitlerin hem ideolojisi hem de

30 Sosyoloji Notlar

glerinin yegane meruiyet kayna haline geldi. Dolaysyla yaplan slahatlar, ya merkezi otoriteyi glendirmek ve her eyin hakimi olarak kontrol salamak ya da Avrupal devletlerin etkisiyle toplum yapsna uymayan kurum ve kurallarn uygulanmasyla gereklemekteydi . Osmanl Islahatlar toplumun ihtiyalarna gre yenilikler yapamadlar. Karpata gre Osmanl brokratlar modernlemenin vazgeilmez koullarndan olan gerek profesyonel bir grup haline gelmeyi veya pratik beceriler ve uzmanlamalar gelitirmeyi de hibir zaman baaramadlar (2008: 161). Karpatnda belirttii gibi modernleme kavram devletin bekas iin ideolojik bir ihtiyat. Bir elit tarafndan dayatlmalyd ve dier toplumsal gruplar ideal hedeflere ulamak iin onu ancak ara olarak kullanabileceklerdi. Modernlemenin, mzakere ve katlm ile maddi iyilemeye doru yrnecek bir yol olduu gibi bir kavram Osmanl Islahatlarna yabancyd. Aslnda brokrasi, snf kavramlarna sadk kalarak okuryazarlk, daha yksek yaam standartlar, karar verme srecine halkn katlmn salama arac olarak daha iyi kitle iletiimi gibi modernlemenin daha elle tutulur ve pratik ynlerine nem vermedi (Karpat 2008: 161) Karpat; (2008: 162) Osmanl modernlemesine ilikin u sonulara ular; Osmanl devleti, Avrupann kapitalist dzeninin yaratt tehdidi gslemek ve bunlarn teknolojisini almak iin gerekli temel toplumsal nkoullara, toplumsal yaplar ve hareketlilik anlamnda balangta sahipti.Hkmet elitinin elinde bu teknolojiyi elde edebilecek organizasyon ve ekonomik temeller mevcut olmakla beraber, bunu gerekletirecek toplumsal motivasyon eksikti. Bir ksm ilgin istisnalara ramen, Osmanl devleti sivil gruplarn, basit bir safhann tesinde teknoloji elde etmeleri iin politik olarak yeterince gl, ekonomik olarak motive ve ideolojik olarak da gelimi bir duruma gelmelerine izin vermediMuhtemelen Osmanl Brokrasisi, Avrupann bask ve mdahalesinin dnda olabilseydi, kusurlarn en azndan ksmen

indirebilirdi. Ancak st dzey brokrasi Avrupaya itaat eden bir grup haline gelirken alt kademeler de dier Mslman gruplarn poplist duygularn ve Avrupa kart hislerini paylayordu. st dzey brokrasinin milli bir karaktere sahip olmad gerei, snf zelliklerini daha da glendirmi gibi gzkmektedir ve bu da kendilerini Avrupaya yakn hissetmelerini ve ona boyun emelerini kolaylatrmtr (Karpat 2008:162-163) 2. Trkiyede Siyasal Sistemin Evrimi Karpat, Osmanl tarihini anlamadan bugnk Trkiyeyi anlayamayacamz belirtmektedir (Oktik 2008:4-5). Trkiye Cumhuriyeti bir ok kurumu Osmanldan miras olarak almtr. Karpata (2007:7) gre Trkiyenin modern siyasal sistemi, srekli deien dinamik bir sosyoekonomik yapyla dardan alnm statik anayasa modelleri arasndaki etkileimin rn olarak ortaya kmtr. Karpata gre (2007:30) Trkiyede Cumhuriyet rejimi reform dnemi olarak nitelendirilir. Reformlar birbirinden kesin izgilerle ayrlan 3 ayr dnemde gereklemitir. Birincisi 1919-1923 yllar arasn kapsar. Ulusal Kurtulu Savann verildii dnemdir. Meclis Alr. Saltanat kaldrlr. Cumhuriyet ilan edilir. 1923-1930 aras dnem ise Trkiyede reformlarn- ki bunlar laik-milliyeti karakterdedir- en etkili olduu dnemdir. eriatn kaldrlmas, svire medeni kanunun kabul, Latin harflerinin kullanlmaya balamas ve Bat takvimini giyim tarznn benimsenmesi bu dnem iinde yer alr. Yine Cumhuriyet dneminde yer alan nc reform evresi, esas olarak daha nce gerekletirilen reformlar, zelliklede laiklii yerletirmek ve glendirmek ve ayn zamanda yeni sekinlerin politik gcn arttrmak amacyla yaplan bir dizi kk deiikliin uygulamaya konduu 1930-1945 evresidir. (Karpat 2007:30) Trk Tarih Kurumu ve Trk Dil Kurumu bu dnemde kurulmu bylece Ulusal Trk kltr yaratmaya allmtr. Karpata gre (2007:31) Kurtulu Sava, halk-cumhuriyeti ulusal karakteri

31 Sosyoloji Notlar

kukuya yer brakmayacak lde kesin olan politik bir sistem yaratmt. Bu nemli bir baaryd. Fakat ekonomik yap iin ayn ey sz konusu deildi. Karpat bu durumu makul olarak deerlendirir; Ona gre (Karpat 2007:45) yeni rejimin modern politik bir yap kurmadaki baary ekonomik yapda gerekletirememi olmas kolay anlaabilir bir olgudur. Ekonomik alanda ters gelimeler oldu Ar harcamalarn yk altnda ekonomi durgunlua girdi Karpata gre aslnda, 1937de durumu fark eden Atatrkn kat devleti smet nnnn yerine belli llerde zgrl savunan Celal Bayar getirdi. Bylece hkmetin ekonomi politikas deime sinyalleri verdi. Fakat Atatrkn lm ve smet nnnn cumhurbakan seilmesi bu deiimi sona erdirdi. (Karpat 2007:45) Karpata gre (2007: 79) Trkiye, Osmanl gemiinden, pek ok adan cumhuriyet rejimiyle uyuan, ama pek ok adan da onunla atan politik gelenekleri ve pratikleri miras olarak almtr. Ynetsel karar alma srelerine halkn katlm geleneinden ve bu tr bir katlmn gereklemesi iin gerekli dzenekten yoksunluk, sekinci politik gemiten miras alnan en arpc eksikliklerdi. Kurulu dzen hakknda bamsz dnce oluturma ve dile getirme konusunda bireysel istek de pratik olarak yoktu. Dolaysyla bu artlar altnda ok partili dneme gei srecini tamamlamaya alan Trkiyede iktidar partisi olan CHP demokratik bir toplumun yaratlmas iin gerekli aralar salayan bir anayasa yapt. Anayasa maddelerini uygulamakta ekingen davransa da sonraki kuaklara Osmanl sisteminden ok farkl, ilevsel bir ynetim tarz brakt (Karpat 2007: 83) Karpat bu anlamda ok partili sistemin temelini oluturan CHPnin baarszlklarna karn vgy hak ettiini belirtir. Karpata gre genel olarak Trkiyede demokrasi baarszla uramtr. Askeri darbelerin yaanmasnn en nemli sebebi budur. Karpat bu noktada Siyasi liderlerin yeteneksizliinden bahseder (Karpat 2007:347). Karpatn siyasi liderleri eletirisi

bize, Osmanlda yaplan slahat hareketlerinin uygulaycs olan Osmanl brokratik snf hakkndaki eletirilerini hatrlatmaktadr. Burada zihniyetin deimedii aka grlmektedir. deolojiler, lkenin bunlar kabul etmeye hazr olup olmad dnlmeksizin ve Osmanl mparatorluundan miras alnan veya Cumhuriyet dneminde gelitirilen siayasal, sosyal, kltrel, kurumlar, deerler ve zlemler dikkate alnmakszn seilmi ve yaylmaya allmt (Karpat 2007:347). 3. Trkiyede Toplumsal Dnm zerine Karpatn 1976 ylnda yapt alma krdan kente g olgusunu bunun sonucu oluan gecekondulamay ve beraberinde getirdii toplumsal dnm ile kentleme olgusun incelemektedir. Aratrmann sonularna bakacak olursak; Gecekondu yerleimler ky ve krsal kasaba ile kent arasnda geici cemaatler olarak grnmektedir. Bu yerleimlerin sakinleri, krsal yredeyken isiz ya da yar istihdam edilmi bireyler olup, istihdam frsatlar yksek cret ve daha iyi yaama koullar tarafndan, kente ekilmilerdir. Kente yeni gelenler dk cretli ilerde alan ya da ok eitli meslek ve bireysel giriimle uraan, ounlukla niteliksiz iilerdir.Kentteki yksek kiralar dk maliyetli konut yapmnn olmayyla birleen dk cretler, gmenleri her nerede mmknse orada kendi konutlarn ina etmeye mecbur brakmaktadr. Eer koullar elverirse, bu yolla ina edilmi kulbeler ksa sre iinde kabul edilebilir yaam mekanlarna dntrlebilir. Bylece gecekondular kentteki gayrimenkullarn deerini arttrmaktadr. Dolaysyla, kulbe ve yerleim, btn ballklarla, ierdikleri aidiyet ve kimlik

32 Sosyoloji Notlar

duygularyla bir yuva ve bir cemaat olarak gmenin kent hayatnda merkezi bir konum edinir (Karpat 2003:331-332) Grld gibi gecekondu sakinleri kentle btnlemeye alan bir yap gstermektedir. Aslnda, istedikleri i sahibi olup, kendilerine bir yuva edinmek bylece kente entegre olmak ve kentli olarak yaamak istemektedir. te yandan aratrmann dikkat ekici sonularndan biride, sadece g eden kesimin deil, kentte yaayan ama merkezin ekonomik artlar iinde zorlanan kiilerin de gecekondu blgelerine yerlemesidir. Saylar olduka fazla olan bu grubun gayesi bir ev sahibi olmaktr. Trkiyede 70lerden sonra grlmeye balayan gecekondu satlar bunun sonucu ortaya km ve yukarda da belirtildii gibi Gayrimenkullarn deeri de artmtr. Kendini kentle btnletirmeye alan gecekondu sakinleri, bunlar yaparken sahip olduklar toplumsal deerlere de sahip kmaktadr. Burada Cemaat kltrne balln etkisi grlmektedir. Gecekondu sakinleri kylerde ve krsal kasabalarda hkm sren toplumsal deerler, tutumlar ve rgtsel rntlerin bazlarn korumaktadrlar; onlar ayn zamanda kentsel fiziksel olanaklar benimsemeye, toplumsal ve kltrel zdeleme yoluyla kendilerini kentle btnletirmeye peinen hazrdrlarCemaat kltrne ballk, bunda ortaya kan aidiyet duygusu ve mlk sahiplii yoluyla elde edilen gvence gecekondulular psikolojik zlmeden, yabanclamadan korumakta ve dolayl olarak onlarn kentsel evreyle btnlemelerini kolaylatrmaktadr. (2003: 332) Sonu Kemal Karpat, yalnzca bir tarihi deil ayn zamanda bir sosyal bilimcidir. Sadece tarihi olaylar aktarmaz , sz konusu toplumsal deiim ve dnmlerin tarihsel srelerini de analiz eder. Akademik hayatnda yapt aratrmalarda sahaya inmekten ekinmez. Bu da onun ne derece nemli bir aratrmac olduunu ortaya koyar.

Karpat, zellikle, nfus, g gibi kavramlar ile toplumsal dnm aklamaya alr. Toplumlarn sreklilii ilkesi tm eserlerinde grlen bir zelliktir. Osmanl toplumunu aratrmann son derece nemli olduunu vurgulayan Karpata gre Osmanl toplumunu anlamak hem Trkiyeyi anlamak hem de dnyay anlamaktr. Son olarak Nurgn Oktikin (2008:9) deerlendirmesiyle bitirecek olursak; Sonu olarak profesr Karpat, sosyolojideki bamllk ilkesini temel alarak, eserlerinde tarih, politika ve sosyolojiyi harmanlayp, hem nitel hem de nicel verileri byk bir ustalkla kullanarak, son elli yldr Trkiye ve Osmanl konusunda sosyal bilimlerin her alann da etkileyen yzlerce eser vermi evrensel bir tarihi, siyaset bilimci ve sosyologdur.

KAYNAKA KARPAT, Kemal H. (2003), Trkiyede Toplumsal Dnm, ev. A.Snmez, mge yay. Ankara. KARPAT, Kemal H. (2006), Osmanlda Deiim Modernleme Uluslama, ev. D.zdemir, mge yay. Ankara. KARPAT, Kemal H. (2007), Trkiyede Siyasal Sistemlerin Evrimi, ev. E.Soanclar, mge yay. Ankara. KARPAT, Kemal H. (2008), Osmanl Modernlemesi, ev. A.Z. Durukan, K. Durukan mge yay. Ankara. OKTK, Nurgn (2008), Kemal Haim Karpat, Trkiyede Sosyoloji ierisinde, s: 1-11, Phoenix yay. Ankara

33 Sosyoloji Notlar

STANBUL 1920 Saim Can BERTAN

GR stanbul 1920 balyla Trkeye evrilen ve yaymlanan orijinal ad ise Constantinople To-Day or the Pathfinder Survey of Constantinople A Study in Oriental Social Life yani Bugnk stanbul ya da stanbulda Bir nc Aratrma: Douda Toplumsal Hayatn ncelenmesi olan alma Amerikal bilim adamlarnn stanbuldaki sosyal, siyasal ve ekonomik perspektiflerinin bir alan almas grnmndeki tezahrdr. 1922 ylnda New Yorkta The Macmillan Company tarafndan baslan ve 418 sayfaya sdrlan bu kitap lkemizde Snmez Tanerin evirisiyle 358 sayfa olarak Tarih Vakf tarafndan yaymlanmtr. O yllarda Robert Kolejinde sosyoloji profesr olan Clarence Richard Johnson moderatrlnde yrtlen bu almann nsz ise yine dnemin Robert Koleji Mdr Caleb F. Gates tarafndan kaleme alnmtr. Gates nsznde dnya kentleri arasnda stanbulun kendine zg bir yapsnn olduunu ve bu zgl yapya referans oluturacak bilekelerin stanbulun tarihsel geleneiyle aklanabileceini ifade etmeye almtr. stanbulun tarihsel geleneinin yan sra sahip olduu stratejik konumunun ise tm dnya asndan belirleyici unsurlar tadn syleyen Gates bu haliyle stanbulun zellikle

Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Doktora rencisi.

akademisyenler ve siyasi belirleyiciler iin nem arz ettiini vurgulamaktadr. Gatesin stanbul iin yapt en nemli saptamalarndan biri ise kenti oluturan farkl etnik ve dinsel unsurlarn doal olarak ortak bir kent kimlii oluturamam olduu bu kapsamda da kentler iin elzem olan ortak bilin olgusundan stanbulun o yllarda yoksun olduu ve kentin toplumsal manada bundan etkilendiidir. stanbul almasn Onbeler Konseyi (Council of Fifteen) adyla yrten grup stanbul monografisini (itimai tetkikat) u genel balklar altnda erevelendirmilerdir: Ynetim, eitim, cemaatlerin rgtlenmesi, kulpler, sanayi yaam, mlteciler, konut sorunu, yetimhaneler, yetikinlerde sululuk, alan ocuklar, dilenciler, elence hayat, birahaneler vs. Ksaca; stanbul 1920, Osmanlnn toplumsal dnmn yabanclarn gzyle resmetmeye alan bu anlamda olgulara dardan bakarken bazen objektif bazen de subjektif olan stanbulun toplumsal carafyasn monografik olarak anlatan bir eser olarak tanmlanabilir. Yukarda verilen genel giri stanbul 1920nin erevesini izmek bakmndan kitap zetinin hatlarn belirginletirmitir. Bu noktadan sonra kitabn ilk blmnde yer alan Tarihsel Grnm bal altnda stanbulun nfus eitlii ve demografik yaps anlamlandrlmaya allacaktr. Daha

34 Sosyoloji Notlar

sonra Kent Ynetimi adyla anlan blmde stanbul ynetiminin idari yapsnn zerinde durulacaktr. stanbulda Sanayi Yaamnn Baz Ynleri adl blmde ise genel olarak ilgi alanm dahilinde olmasndan dolay sanayide ocuklar ve zelde sokakta para kazananlar ksmlar irdelenmeye allacaktr. stanbulda Mltecilerin Durumuna bakarken ise; stanbulun neden ilticann merkezi haline geldii ve mltecilerin sorunlar konular ele alnacaktr. stanbulda Yetimhaneler blmnde de yetimhaneler genel manada deerlendirilmeye allacaktr. Kitabn Elence blmde kamusal mekan balamnda kahvehaneler, sinemalar vb. yerlerin ilevleri aklanmaya allacaktr. Kitabn Dul Kadnlar blmde dullarn ve ocuklarn neden sayca fazla olduu ve karlatklar problemler deerlendirilek hkmetin salamas gereken nlemler zerinde durulacaktr. Yetikinlerde Su blmnde ise stanbuldaki su oranlarnn zellikle o dnemde neden art gsterdii irdelenmeye allacaktr. Ayrca stanbulda sularn oransal dalm incelenecek ve anlamlandrlmaya allacaktr. Kitabn son blmnde yer alan Okullar ksmnda ise stanbulda okullarn genel durumu ve okullama ve okur-yazarlk oranlar nedensel olarak sunulan verilerce aklanmaya allacaktr. Son olarak ise; genel bir deerlendirme yaplarak kitap zeti tamamlanacaktr. KISIM I: stanbulun eitlilii Siyasal olduu kadar toplumsal dnmlerin de gzlendii 1918-1922 dnemi yani Mtareke Dnemi stanbul iin ayr bir nem arz etmekteydi. Ayr bir nem arz etmekteydi nk toplumsal dokunun yan sra deerlerinde dnme urad bir dnemdi o yllar. Sevr Antlamas nda ortaya kan ikili toplumsal ve ynetsel bak asn barndran, Mondoros ile birlikte fiilen igal edilen, Tanzimat ve sonrasnda aznlklara verilen; siyasal, toplumsal ve ekonomik haklarn ar ykn eken bir stanbulun dnm.

Ksaca; gal Kuvvetlerinin stanbulu resmen kuatmas buna mukabil Sarayn dnda yeni bir siyasal ve toplumsal hareketliliin yaanmas, Bolevik htilalinden kaan Ruslar ve stanbulda yaayan aznlklar; stanbulun toplumsal dokusunu kkl bir dnme uratan bilekeler olarak nfusun hareketliliini tetikleyen unsurlar olarak nitelendirilebilir. Kitabn nszn yazan Gates, yukarda verilen tarihsel perspektif nda stanbulun 1920de olduka grift bir toplumsal yapsnn bulunduunu bu lde de hibir dou medeniyetinde ya da Katolik Bat Toplumlarnda grlmeyecek bir eitlilie ev sahiplii yaptn syler. Ancak Gatese gre bu hetorejenlik doal olarak toplumsal balar ayrtrc biz zellik olarak kendini gsterir. stanbulun barndrd bu eitlilik kapsamnda, Belediye Bakannn kaytlarna gre nfus stanbulda muhtemel olarak 400.000, konut ise 90.000 civarndadr. Kent nfusunun yaklak yarsn Trkler geri kalann ise srasyla; Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler oluturmaktayd. O yllarda sistematik bir nfus saym yaplmadndan yukarda verilen rakamlar ok fazla deikenlik gstermektedir. Nfus tahminlerinde en nemli kaynak din adamlaryd. Trkler kadar ecnebiler iin de din adamlarnn kaytlar kent nfusunun belirlenmesinde en gvenilir kaynaklar olarak gsterilmitir. KISIM II: Kent Ynetimi Vilayet bnyesi iinde belediye olarak anlan ve daha kke bir kuruma tekabl eden yapnn banda ehremini vardr. stanbul ehremanetinde dokuz ube yani yerel belediye bulunmaktayd. Bunlar; Beyazd, Fatih, Pera, Yeniky, Anadolu Hisar, skdar, Kadky, Adalar ve Makrikydr. (Bakrky) Bu ubeler kendi blgelerindeki belediye ilerini yrtrler ve gelirlerini toplarlard. Genel belediye hizmetleri ise u mdrlkler tarafndan yrtlrd. a) Heyeti Fenniye teknik b)Heyet-i Shhiye salk c)

35 Sosyoloji Notlar

Umur- ktisadiye iktisadi iler d) Mfetti-i Umumilik genel tefti kurulu e) Heyet-i Tahririye yazma ve kayt f) Heyet-i Hesabiye muhasebe g) Umur- Hukukiye hukuk ileri Heyet-i Fenniye; kentsel planlar yapmak, ulam dzenlemek ve yangnlar nlemek, Heyet-i Shhiye; salk ve sosyal hizmetler alannda almalar yapmak, Umur ktisadiye; kentin kullanm iin gda ve yakt gibi ihtiyalar tedarik etmek, zabta hizmetlerini yrtmek, kentin iktisadi koullarn iyiletirmek ve yoksullua kar stratejiler retmek, Mfetti-i Umumilik; belediyenin mevzuata uygun ilerliinin yrtlmesini salamak, belediye gelirlerinin toplanmas ve harcanmasn salamak, Heyeti Tahririye; belediye ile ilgili tm yazma ve kayt ilemlerini salamak, ariv oluturmak, gelen evraklar tercme etmek ve genel istatistikler karmak, Heyet-i Hesabiye; yllk bteyi hazrlamak, gayrimenkullerin tapu ileri ile uramak, belediye gelirlerini gelecee ynelik arttrma stratejilerini belirlemek, Umur- Hukukiye ise; belediyeyi ilgilendiren, yasa, tzk ve ynetmelikleri hazrlamak, tm mukaveleleri incelemek, belediye davalarna bakmak gibi ilevleri yerine getirmekteydiler. Ayrca belediye bnyesinde Encmeni Emanet adnda zel bir komisyon bulunmaktayd. Bu komisyon; teknik, salk, yazma, muhasebe, hukuk ve iktisadi ilerle ilgili mdrlklerden olumaktayd. Belediye Bakan ya da yardmcs bu komisyona bakanlk ederdi. KISIM III: alan ocuklar lkemizin nemli sosyal sorunlarndan biri olan alan ocuklar olgusu stanbulun 1920 penceresinden de farkl grnmemektedir. O yllarda ocuklar genel olarak; ayakkabclk, komilik, tezgahtarlk, retim sektrnde vasfsz eleman ya da sokakta dilencilik yaparak, ayakkab boyayarak vs. ekonomik bir meta olarak karmza kmaktadr. Gnde ortalama 10 saat alan ve genelde 15 yan altnda olan bu ocuklar; maazalarda tezgahtar

olarak haftalk 150 Kuru, ayakkabclarda rak olarak haftalk 250 Kuru, giyim sektrnde haftalk 2-5 Lira, otellerde ise aylk 7-12 Lira kazanmaktaydlar. ocuklar iin yaam artlarnn en kt olduu ve sosyal ve ekonomik profillerinin en zayf olduu sektrler aldklar maa oranlar ile doru orant gstermekte yani ayakkabc ve dkkanlarda alan ocuklarn eitim, fizyolojik vb. halleri en kt olarak karmza kmaktayken; aksine giyim sektrnde ve otellerde alan ocuklarn eitim durumlarnn ve genel fizyolojik yaplarnn daha iyi olduu aratrmaclarca saptanmtr. Sonu olarak stanbulda yaklak 4.500 ocuk iiden o yllarda sz edilmektedir. Durumlar en vahim olan ocuklar tabi ki sokakta para kazananlar olarak karmza kmaktadr. Genelde dilenci, ayakkab boyacs ve su satcs eklinde para kazandklar saptanan bu ocuklarn dier ocuklara oranla en ayrd edici zellikleri aileleri ile en az ilikide bulunmalar ve yine en az ekonomik kazan salamalar eklinde zetlenebilir. Sokakta alan ocuklar iinde de en vahim artlara maruz kalanlar; dilencilik ve hammallk yapan ocuklardr. Ayakkab boyaclar ve zellikle su satclar dierlerine oranla daha dzgn yaam srmekte ve aileleri ile daha fazla iliki ierisinde olduklar gzlenmitir. Genel olarak sokakta alan ocuklarn saysn belirlemek g olduundan bununla ilgili ok net bir bilgi verilmemekle birlikte, saylarnn yzleri bulduu tahmin edilmektedir. Ayrca Trklerden sonra en ok sokakta alan ocuk grubunun Yahudiler olduu belirtilmitir. Yetimhanede kalan Yahudi ocuklar fazla giderlerini karlamak adna sokakta alarak ek gelir elde etme yolunu setikleri aratrmaclar tarafndan tahmin edilmektedir. KISIM IV: stanbulda Mltecilerin Durumu stanbul, corafi konumu ve siyasi nemi ve Ortadouda yaamn olduka zor artlar iermesi nedeniyle yllardan bu yana

36 Sosyoloji Notlar

mlteciler iin bir cazibe merkezi olmutur. O yllarda; ise Rusyada Bolevik htilalinin olmas, gal Kuvvetlerince stanbulun ablukaya alnmas, stanbulun Rum ve Ermeniler iin zel anlam ifade etmesinin yan sra kentin kendi z kaynaklarnn yerlilerine dahi yetmemesi gibi nedenlerle mlteci sorunu olumaya balad. Bunun yan sra Balkan ve I. Dnya Savalarnn da vuku bulmas, mlteci sorunu boyutunu daha da derinletirmitir. Mlteciler iin sistematik almalar yaplmamas saylarnn net saysn belirlemede en byk sorun olmutur. Aratrmaclar, farkl kurulularn farkl rakamlar vermesi nda stanbulda ortalama 100.000 mltecinin bulunduunu ve bunlarn yardan fazlasn Ruslarn dier byk kitleyi de Trklerin oluturduunu sylemektedirler. Ermeni ve Rumlarn mlteci says Rus ve Trklere gre olduka aznlkta kalmaktadr. stanbuldaki mlteciler iin en byk sorunlar; konut, yiyecek, giysi, istihdam, sosyal donat alanlar, fiziksel ve dnsel manada yoksunluk derecelerinin en st dzeyde olmas olarak sralanbilir. Aratrmaclara gre ise mlteciler iin en nemli ilk iki sorun isizlik ve iskan yetersizliidir. Bu yoksunluk kavramsal mltecileri daha ok umutsuzlua ve aresizlie sevk etmekte bu da onlarn insani ve ahlaki durumlarn olumsuz ynde daha da perinlediini ifade etmektedirler. Sonu olarak, mltecilerin durumunun Osmanldaki siyasi belirsizliin devam ettii srece risk derecesini koruyaca rapor edilmi en azndan istihdam sorunlar zlerek travmalarnn hafifletilecei ve siyasi belirsizliin 3 yl sonra belki ortadan kalkmasyla birlikte lkelerine dnebilecekleri bildirilmitir. KISIM V: Yetimhaneler Trkiyede yaanan son savalar, siyasi belirsizlikler ve ekonomik yetersizlikler korunmaya muhta binlerce ocuun olumasna zemin hazrlamtr. Bu ocuklardan yaklak 10.000ninin stanbula

yerletirildii tahmin ediliyor. Bunlarn yarsna yaknn Ermeni ve sonrasnda da Trk ocuklar tekil etmekteydi. Bunlar srasyla Rumlar, Yahudiler ve Rus ocuklar takip etti. Bu noktada eklencek ilgin bir nokta Trkiyeye en fazla g eden Ruslar olmasna karn yetimhanelere yerletirilen ocuk saysnn en az olduu milletin yine Ruslar olduunu grmekteyiz. Burada g eden Ruslarn genelde zengin ve iyi durumda olduklar ile Trkiyedeki savaa taraf olmamalar sebebiyle ailenin savata zaiyat verme riskini dier milletlere gre dk kald bilgisiyle aklanabilir. stanbulda bulunan tm yetimhanelerin ortak zelliklerinin; yetersiz ve kalifiye olmayan personel says ile eitimin kalitesinin dkl olduudur. Son olarak ise; Himaye-i Etfal Yuvas ad altnda 200 kz-erkek kark ocua hizmet veren kurulu gnmz de Sosyal Hizmetler ve ocuk Esirgeme Kurumunun temelini tekil etmesi bakmndan nem arz etmektedir. KISIM VI: Kamusal Mekan Olarak Elence Yerleri Trkiyede her ulustan ve her inantan btn erkeklerin balca elence yeri kahvehanedir. Kahvede, Trk Kahvesi, erbet, limonata, nargile ve Trk lokumu bulunur. Rum ve Ermeni kahvehanelerinde alkoll iecekler de bulunmaktayd. Erkekler gnn her saatinde zellikle de akama doru; sigara imek, sohbet etmek, kahve imek, oyun oynamak ve gazete okumak iin buralarda toplanrlard. Osmanl devlet yapsnn merkeziyeti ve bireyi odak almayan sisteminde bu tip kamusal alanlar, toplumsal olarak nemli ilevler stlenmekte, bireylerin ve farkl unsurlardan meydana gelen toplum kesimlerinin kaynamalarna, zgrce sohbet etmelerine ve demokratik bir ortamda birbirlerine sayg duymalarna vesile olan birer kurum olarak karmza kmaktadr. Ancak kahvehanlerin dnda elence mekanlar olarak beliren birahane, meyhane, bilardo salonlar ve sinemalar kamusal mekan

37 Sosyoloji Notlar

kavramsalnda deil de daha ok eknomik ilev yklenmi anlk geici zevklerin tatmin edildii yerler olarak nitelendirilmektedir. Yine dnyann en byk kentlerinden biri olan stanbulun sadece drt park bulunmas: Glhane, skdar, Sultanahmet ve Fatih devlet yaps ile aklanabilecek bir olgu olarak nitelendirilebilir. stanbulda Antik Yunandaki gibi bireylerin geni tartma ve sohbet edebildikleri alanlarn aksine Romadaki arena tarz alanlara nem verdii ve bu meydanlarda daha ok geici elence ve lenlerin yapld halkn rahatlamak iin kulland mekanlar olarak kullandn syleyebiliriz. Sonu olarak; stanbulda o dnemde elence yeleri ve ve genel mekan yaplanmalar Bat tarzndaki kamusal mekana tekabl etmemekte belki yalnzca kahvehanelerin bu kategoriye girebildii aratrmaclarn verdii bilgiler dorultusunda yorumlanabilir. KISIM VII: Dul Kadnlar ve ocuklar Trk, Ermeni, Rum ve Yahudi kadnlarnn dul kalma nedenleri arasnda en nemli bileke hi kukusuz evin geimini salayan babann sava nedeniyle ya kaybolmas ya da lmesi olarak gsterilebilir. Bu kadnlarn ve ocuklarnn yaadklar travmalar resmedebilmek adna aratrmaclar, yukarda saylan milletlerden rastgele 100er kadn seerek ortaya kan portreyi istatistiksel olarak anlamlandrmaya almlardr. Elde edilen veriler nda rneklem grubunun tamamn tekil eden 400 dul kadndan 206snn salk durumunun elverili olmad tespit edilmitir. Ortaya kan bu bilgi nda durumun ne kadar vahim olduu bir kez daha grlmektedir. nk evin geimini salayan babann olmamas balamnda bu hususta ikinci derece neme sahip olan annenin de salk durumlarndan tr almaya elverisiz olmas, ocuklar asndan yeni bir soruna nedensellik tekil etmektedir. Grme yaplan dul kadnlarn ocuklarnn saysnn 1055 olduu ve bunlarn da 225inin tbbi dedaviye muhta olduu gerei, ortaya kan

tablonun zincirleme reaksiyon ierisinde vahim sonular tetikledii ifade edilebilir. Evin geimini salayan babann sava nedeniyle lmesi ve devletin resmi kaytlarnda bir ounun ehit deil de kayp olarak yer almas ailenin ekonomik ynden zayflamasna buna karn evin geiminden ikinci derece sorumlu kadnn da yoksulluk ve yoksunluk gibi nedenlerle salk sorunlar yaamasnn almasna engel tekil etmesi ailenin sorunlarn ve yaadklar travmalar katlamaktadr. Bu dorultuda ortaya kan tablo nda aratrmaclar dul kadnlarn ve ocuklarnn maruz kaldkklar sorunlar u temel balklar altnda vurgulamaktadr. lk olarak salk sorunlar bunu takip eden problemler ise, konut yetersizlii, giyecek ve yiyecek yetersizlii ve eitim yoksunluu. En st seviyede dezavantaj yaayan bu kadnlarn ve ocuklarn yaadklar travmlarn hafifletilmesi adna aratrmaclar baz neriler sunmaktadrlar. ncelikli olarak kamusal ve zel yardm paketlerinin birinci derecede, hayatn savata kaybeden babann dul kalan ei ve yetim ocuklarna, ulatrlmas hayati nem tamaktadr. kinci olarak ise; zihinsel, ruhsal ve fiziksel ynden sorunlarla kar karya kalan bu ailelere hkmet, kentin sosyal olanaklarndan faydalanabilmeleri asndan insiyatif almas ve dier zel kurumlar da bu ynde katk salamalar ynnden tevik etmelidir. Ayrca en yksek derecede sosyal risklerle evrili ocuklarn mmkn mertebe aileden kopartlmadan gerekli ekonomik artlar salanarak btnln korunmasn hi deilse acil olanlar yetimhanelere yerletirerek ok sk aileleriyle iliki kurulmas bakmndan ortam salamaldr. Yine az nce saylan nemli nlemler kadar ivedi olan bir baka zm nerisi ise, yetim kalan ocuklarn gelecee ynelik olarak etimlerinin planlanmas ve zellikle mesleki ve akademik eitim nosyonlarnn kazandrlmasdr. Sonu olarak; yaanan bu travma olduka vahim olmakla birlikte bir kangren gibi hzla bymektedir. Ters giden bu tabloyu olumlu ynde deitirebilmek ve yeni

38 Sosyoloji Notlar

yetien neslin toplumuna ve devletine kar btncl bir davran sergileyebilmesi adna ivedilikle hkmetin eylem planlar hazrlamas ve yrtmesi gerekmektedir. Yaplacak bu planlarn kalc olabilmesi iin de dank ve yerel sosyal-salk kurumlar yerine merkezi ve toplu kurumlar gelitirerek zel kurumlar da iine alacak ekilde yaplanmas gerekmektedir. KISIM VIII: Yetikinlerde Su Su, tm toplumlarda srekli olarak grlebilen bir olgu olmakla birlikte zellikle 1920 stanbulunda, toplumun griftlemesi ve devletin yaad siyasal ve ekonomik nedenlerden tr deer yarglarn hafiflemesine bal olarak bir problem haline gelmeye balamtr. Bu genel perspektifin yan sra aratrmaclar, su olgususun bir problem olarak ortaya kmasnda zel nedenin altn izmektedirler. Bunlarn belki de en nemlisi eitli milletlerden gelen mltecilerin stanbulda yaadklar yoksulluk ve yoksunluk problemidir. Hrszlk ve ahlakszlk gibi su ekillerinin son zamanlarda olduka artmas buna bal olarak gsterilebilir. kinci zel neden ise savan tm iddetiyle devam etmesidir. Ekonominin ktye gitmesi zellikle isizlik sorununu tetiklemekte bu da bireysel ahlakn kn hzlandrmaktadr. nc zel neden ise; farkl unsurlardan meydana gelen stanbul toplumsal yapsnn bireyleri tahrik ettii ve kentteki iddet olaylarnn saysnn artmasdr. Yaplan aratrmalar bu iddet olaylarnn ieriinin siyasi kkenli olduunu gstermekte ve aratrmaclarn tezini glendirmektedir. Ayrca Osmanl polisinin yabanclar tutuklayamamasnn yan sra Mttefik Gleri polisinin Osmanllar tutuklayabilmesinin toplumsal asan siyasi krizi daha da derinletirdii aktr. 1920 stanbulunda Osmanlya ait 4, Mttefik Glerine ait 5 ve her konsoloslua ait geici tutukevleri bulunmaktayd. Trklere ait olan tutukevleri unlard: a) Eski Sultan Ahmet Merkez Hapishanesi, b) Yeni Merkez Surii Hapishanesi, c) Pera Hapishanesi, d) skdar Hapishanesi.

Eski Sultan Ahmet Merkez Hapishanesi; n cephesi Hipodroma dnk, Sultan Ahmet Camiinin tam karsnda yer almaktayd. Buras uzun yllar kentin esas tutukevi olarak hizmet vermiti ta ki Suriindeki yeni tutukevi hizmet vermeye balayncaya kadar. Eskisine oranla ar kalabalk olmayan bu tutukevi yine de kapasitesinin olduka stnde hizmet vermekteydi. Mart 1921 yl kaytlarna gre, 72si erkek ocuk olmak zere toplam 748 mahkumun bulunduu ifade edilmektedir. Sulularn yarsndan ou hrszlk yznden burada bulunmaktadr. Bu sular srasyla, cinayet, yaralama, evlilik d cinsel iliki vb. takip etmektedir. Yeni Merkez Surii Hapishanesi; Surii blgesinde yeni ina edilen Merkez Hapishanesi Aya Sofya yaknnda bulunmaktayd. Aratrma yaplan o gnlerde tamam henz tamamlanmam olan ve kapasitesinin 400 olduu ifade edilen tutukevi, bugn Sultanahmette bulunan Adliye binasnn olduu yerde bulunuyordu. Aratrmaclarn tutukevini ziyaret ettii srada toplam 246 mahkumun bulunduunu bunlarn ise 1/5inin kadnlar olduunu syleyebiliriz. Bu tutukevinde bulunan mahkumlarn hkm giyme nedenleri arasnda yine hrszlk ilk srada yer almaktadr. Bunu srasyla; cinayet, yaralama, yankesicilik, ekiyalk, evlilik d cinsel iliki vb. takip etmektedir. Pera Hapishanesi; stanbulun en harap tutukevlerinden olan bu bina Galatasaray Lisesinin yannda yer almaktayd. Normal kapasitesi 50 olan bu tutukevinde aratrmaclarn ziyareti srasnda 59 mahkumun kald ifade edilmektedir. Bunlarn 8inin ise ocuk olduu belirlenmi. Yine bu tutukevinde de hrszlk ounlukta, saldr ve cinayet bunu takip etmektedir. skdar Hapishanesi; stanbulun Asya yakasndaki tek tutukevi olma zelliini tayan bu bina Belikadaki rneklerinden esinlenerek ina edilmi. 36 erkek 2 kadn mahkumun bulunduu bu tutukevinin tamamlanamam olmasndan mevcudunun dk olabilecei yorumu yaplabilir.

39 Sosyoloji Notlar

Mttefik Glerinin himayesinde bulunan tutukevleri hem Trklere hem de yabanclara kar faaliyet gsterirken, Konsolosluklara bal olan tutukevleri ise yalnzca kendi vatandalarna kar sorumlu idi. Bunlarn ortak zellikleri ise geici anlamda faaliyet gstermeleridir. Blmn banda da deinildii gibi Osmanlnn sava merkezli ekonomisinin kt olmasna bal olarak istihdam sorunu yaamas, olduka farkl milliyetlerden mlteci akn yaamas ve bu nedenler nda deerler sisteminde anma meyadan gelmesi sonucunda istatistiklerden de anlalaca zere hrszlk suunun tutukevlerinde baat olmas sorunsaln anlaml klmaktadr. Son olarak ise; aratrmaclar tutukevi gncelerinin sentezinde, tutukevlerinin geneli asndan ok vahim insanlk suunun ilenmedii ve mahkumlarn toplumsallamasna ynelik politika izlediklerini vurgulamtr. En nemli sorun olarak, tutukevlerinin tamamna yaknnda klarn kullanlmasna izin verilmemesi ve buna bal olarak mekanlarn olduka karanlk olmas ve binalarn fiziksel yaplarnn son derece ypranm olduu dile getirilmitir. KISIM IX: Okullar 1920 stanbulunda yaanan savalar sonucu ortaya kan olumsuzluklardan en fazla nasibini alan sistemlerden biri de eitimdir. Yazara gre, en fazla yara alan okullar Ermeni okullaryken bunlar srasyla, Trk, Rum ve Yahudi okullar takip etmektedir. Meydana gelen bu olumsuzluk eitim sistemini genel olarak istikrarszla sevk ettii gibi zel de rencilerin eitim hayatn da dzensizlemesine neden olmutur. Elde edilen verilere gre 1920-1921 ders ylnda her kademedeki okullara toplam 404 renci kaydolmutur. Trk okullar dndaki okullarda, ilkokuldan balayarak karma eitim sz konusuyken, Trkler arasnda genellikle kz ve erkekler iin ayr okullar vard. Sadece ortaretimde Surii blgesindeki bir Trk

okulunda karma eitim yaplmaktayd. Bu dnemde, kz rencilerin erkek rencilerin yars dolaynda rgn retime devam ettii ifade edilmektedir. Ancak yabanc okullarda da durum pek farkl olmad grlmektedir. Okul andaki ocuklarn oransal olarak okullama yzdesinin net olarak ifade edilmesi o dnem iin olduka g grnmektedir. Ancak tahmini olarak bu orann kent nfusunun yzde 15 civarnda olduu tahmin edilmektedir. Aratrmaclar, okur-yazarlk oran hakknda ise tahminde bulunmann daha g olduunu sylemektedirler. Mslman nfusun Hristiyan ve Yahudilere oranla okuma-yazma bakmndan daha gerilerde olduu yine ifade edilmektedir. Sonu olarak okuma andaki ocuklarn okula gitme orannn bu denli dk olmasnn okumayazma orannn da daha byk lde dk olabilecei izlenimini vermektedir. Okullarda en az drt ana dil kullanldndan eitim kalitesinin belirlenmesinin de g olduu belirtilmitir. Ancak okutulan dillerin konuma asndan iyi retildii gramer asndan ise zayf olduu ifade edilmitir. Ek olarak ise eitim sisteminin klasik yntemlerle yapld buna bal olarak da rencinin merkezde olmad daha ok retmenin ekseninde derslerin cereyan ettii belirtilmitir. SONU Balkan ve I. Dnya Savalarndan km Osmanlnn Bakenti ve metropol olan stanbulun siyasi, ekonomik ve en nemlisi toplumsal yapsn gzler nne sermeye alan bu aratrma; bazen objektif bazen de subjektif bak alar ile konulara yaklasa da en genel anlamyla olduka yararl bir misyon edinmitir. Kitabn tamam gzlem ve saha aratrmalar neticesinde oluturulmu ve tarihsel perspektiflere dayandrlarak elde edilen veriler anlamlandrlmaya allmtr. Bu eserde, sava yorgunu ve aktif siyaset yeteneini kaybetmi Osmanlnn, ters orantl olarak, olduka hareketli, grift ve deiim geiren bakenti stanbulun; nfus eitlilii ve

40 Sosyoloji Notlar

demografik yapsndaki deiimi, ekonomik gstergeleri ve bu balamda ortaya kan informal sektrleri, ilticann merkezi haline gelmesi ve yaanan toplumsal dnmne bal olarak ortaya kan dezavantajl sosyal risk gruplar vs. hakknda betimsel anlatm somut verilerle resmedilmitir. Daha ok yaanan toplumsal dnm balamnda ortaya kan dezavantajl sosyal risk gruplar hakknda detayn verildii, verilerin deerlendirildii ve sorunlara ynelik zm nerilerinin aktarld bu kitap zetinde, yalnzca toplumsal rgtlenme blm zerinde, olduka detay olmas ve zetin anlalabilir btnl asndan handikap oluturaca dncesiyle durulmamtr.

41 Sosyoloji Notlar

GRAMSCI: ZERK BR ALAN OLARAK SYASET VE LEV YKL AYDIN Okay Bensoy* Yneticileri yetitirirken insan trnn her zaman var olan yneten-ynetilen blnmesinden sz eden nclden mi hareket edilmektedir, yoksa bunun yalnzca baz koullara denk den bir tarihsel olgu olduuna m inanlmaktadr? Gramsci, Modern Prens

Giri Bu yazda Marksist dnr Antonio Gramsci'nin sivil toplum ve devlet arasnda kurduu ilikiyi tarihsel blok kavram araclyla hegemonya'ya balad kapitalist toplum zmlemesinde Ortodoks Marksizme getirdii eletiriler konu edinilecek. Kimi dnrlerce grece edilgen bir yap olarak grlen styapsal srelerin bir snfn tahakkmn kurmasnda, rzay salamasnda ne kadar belirleyici etken olduuna ynelik deerlendirmeler ilenecek. Gramsci'nin kapitalist rejimin kuruluunda rza ve onay mekanizmalarnn ilerliini salayan kesimler olarak grd, burjuvaziyle btnlemi organik aydn ile sosyalist toplumun kurulabilmesi iin onun kltrel elerini ynetilenlerle buluturacak sosyalist aydn karlatrmas ise sivil toplum ('d'evlet)siyasal toplum ('D'evlet) ayrm zerinden zetlenmeye allacak. Yaznn ana ekseni; aydnlarn bir retim biiminin kuruluundan nce, kuruluu srasnda ve onun devamllnda stlendikleri roldr. Bu sayede ideoloji kavramnn, 'sistematik dnce' olarak tanmlanan snrl almndan ileriye gidilmeye ve Gramsci terminolojisinde bu kavramn toplumsal mcadeleler ve uyum pratiklerine ynlendirildii gsterilmeye allacaktr.

Yaync

Ortodoks Marksizmin 'Devlet' Algsndaki Eksiklik ve Aydn'n levi Gramsci, Marksizmin altyap ile styap arasna koyduu keskin ayrmn ve buna bal olarak ideolojiye, kltre, dine(genel anlamda inan), eitime ekonomiden etkilenen, edilgen eler olarak baknn sorgulamasn yapar. Ekonomi, ona gre, birok toplumsal olgunun ana belirleyicisi olmakla birlikte, her olgunun kesin ve etkileyen ancak etkilenmeyen ve daha tesinde deitirilemeyen, Engels'in deyimiyle 'tarihin zemberei' (Gramsci, 1984: 20) zelliine sahip deildir. Toplumsal olgular bir btn halinde ve bunun sonucundaki disipliner ayrmlar da birbirinden kopuk ve st-alt biiminde ayrtrmann bir kusuru, ekonominin ana e olduunu bildirmek uruna 'ekonomizm ifradna ya da adal bir dogmatizm'e kaymaktr. Kimi zaman da bunun tersi olduunda; kltrel, ideolojik srelerin ekonominin tesine getii yanlgsna kaplmak, 'bireysel ve iradeci (voluntarist)' bir yne srklenmektir. Siyaset ve ideolojide gerekleen dalgalanmalar ekonominin dolaysz ifadesi olarak sunmak da bir ocukluk hastaldr. Ksacas bu ikilii bir dello biimine sokmamak, alt ve styapsal eleri birbirinin muadili saymamak gerekir. nemli olan, her iki konumlanmann da toplumsal yaamda birbirleriyle dolaymsz bir diyalektik iliki iinde yrdklerini bilmek ve tek tek bu elerin d etkileimlerine deil, birbirlerini etkilerken kullanl biimlerine hegemonya

42 Sosyoloji Notlar

sreleri zerinden bakabilmektir. Kapitalizmi sadece ekonomik dzeyde arta el koyma mekanizmalarna dayanarak zmlemek ya da bir ekonomik smr sistemi olarak deil, ayn zamanda bir toplumsal sistem olarak krize girmemesini, girdii dnemlerde de kendini yenileyerek krizden kabilmesini sorgulamak gerekir (Sancar, 1997: 26). Gramsci'ye gre siyaset ve ideoloji birer styap eleri olarak ekonomik yapdaki gelimelerden etkilenen fakat kendi alanlarndaki abalar ve atmalar sonucu ekonomiyi etkileme zelliine de sahip kavramlardr. Siyasetin toplumsal ilikileri deitirebileceini, ideolojinin de bu mcadelenin ynn, biimini tespit edeceini dnr, styapsal srelerin ekonomideki baz gelimeleri frenleyebileceini savunur. Toplumsal' belirleyebilecek dinamik olarak siyaset, zneleri kendi alanna ekerek mcadelenin formunu ideoloji'yle kurabilir. Kart ideolojilerin atma alan, kesiimi siyasette ifade bulur. Ekonomiden kaynakland dnlen smr ve eitsizliin bir yn de siyasette temsil edilemeyen ve bilinlendirilmeyen snf(lar)dr. Kendi ideolojik tasarmn daha rahat biimde oluturabilen egemen snfn ise bu siyasal alanda tekliini ilan etmesi, zamanla kltrel, dinsel, rgtsel ynden de bilinlendirilmeyen snf(lar)a baskc olmadan kendisini bir 'gereklik' olarak kurmas anlamna gelecektir. Gramsci'nin ifadesiyle felsefe alannda birlik meydana getiren praksis, yani insan iradesiyle (styap) ekonomik yap arasndaki iliki, politikada, devletle sivil toplum arasndaki iliki, genel olarak toplumsal evreyi eitmek zere devletin merkezilemi mdahalesidir. (Gramsci, 2007: 108-109). Siyasetin mekanik biimde ekonomi tarafndan kurulmadn, ayn zamanda toplumsal olann siyasal alandaki kurgularla karlanabileceini belirtmek, siyaset'i grece zerk ve alternatif bir k noktas olarak tasarlamay da beraberinde getirir. Gramsci'nin Machiavelli incelemeleri srasnda not dt gibi, siyasal faaliyet, gerekten ilk moment ya

da ilk dzeydir, styapnn yalnzca iradi, tam akla kavumam ve sade dile geliinin hl dolaymsz evrede bulunmasdr (Gramsci, 2007: 59). Siyaset'e yklenen bu dinamik, zamanla bizi siyasal aktrlerin kim olacana, siyasal alann da nere(ler)de oluaca sorularna gtrebilir. Zira, klasik Marksizmde burjuva snfnn karlarn bask ve zor aygtlaryla, iddeti temel alarak gerekletiren, proletaryann gereksinimlerini doas itibariyle nemsememek zerine kurulmu bir 'eli sopal' figre benzetilen devlet, bu siyasal alann gzeticisi olacaksa, toplumsal mcadele aktrlerini siyasal alanda burjuvazinin ve devletin karsna kartmak, mcadeleyi batan edilgen ve snrl isteklerle (Gotha sonras sosyal demokrasi gibi) yrteceini bilmek anlamna gelmez mi? Bu gibi sorularn, Gramsci'de toplumun ve devletin ayrma, ilikiye geme noktalarn grerek cevaplandrlabileceini sanyorum. Gramsci asndan siyasal olan sadece devlet'te somutlamaz. Kapitalizm, her grnmyle toplumsal ilikileri kapsyorsa, siyaset de sadece mesleki bir kategori, siyasal olan ise sadece kuvvetler ayrm leinde bir sorun deildir. Siyaset, tm toplumsal ilikileri belirleyen ve bu ilikilerden etkilenen nitelie sahipse onu toplumsal ilikiler dzeyinde dnmek gerekir. Hegemonya, ite bu toplumsal ilikiler iinde egemen snfn dier kesimlerle kurduu ittifaklar sayesinde egemenliini topluma kabul ettirebilmesini salayan ve sadece zor yoluyla deil, siyaset ve ideolojinin kimi dnemlerinde ekonominin ynn ve kar mdahaleleri engelleyerek sistemi srdrdkleri, yeniden rettikleri bir anlam tar. Hegemonya, bu tanmnda sadece ekonomik bir gc ve plak iddeti barndrmaz, hatta Gramsci salt bu nitelikleriyle burjuvazinin egemen konumunun sremeyeceini dnr. Hegemonya, ideolojinin baarl bir uygulamasyla snrlandrlamaz; kltrel, siyasal, ekonomik biimlere de ayrabilir. Devlet sadece bir bask aygt olarak alglanamaz, bunun yannda rd kltrel iktidarn kendine dn meruiyettir. deolojik, kltrel hegemonyann yeniden retilebilmesi, daha sonra Althusser'in

43 Sosyoloji Notlar

kullanaca biimde ideolojik aygtlar'la mmkn gzkr. Hegemonya, ekonomik gcn yan sra siyasal ve kltrel bir sermayenin de rejimin dier snflarna kendisini kabul ettirmesinin, hakikat rejimi'ni rmesinin yoludur. z itibariyle devlet, zora dayal bir siyasal egemenlii tarken, sivil toplum onaya dayal hegemonya alandr. Hegemonya ise egemen ideolojinin oluumu sayesinde olanakl hale gelen iktidar alannn sivil toplum olduunu gsterir (Sancar, 1997: 29). Siyasi hegemonyann kapitalist toplumdaki g kayna, 'burjuva devletinin tarafszl' varsaymdr. Bu, Eagleton'n belirttii gibi, salt ideolojik bir yanlsama deildir. Kapitalist toplumda siyasi iktidar, kapitalizm ncesi retim biimlerine gre toplumsal ve ekonomik yaamdan zerktir. Feodalizmde kylleri ekonomik adan smren soylular snfnn bu insanlarn yaamna ayn zamanda siyasal, kltrel, hukuksal ynden de nfuz ettii grlrken, kapitalizm koullarnda ekonomik yaam, bu trden kesintisiz bir siyasi denetime tbi deildir. Her trl siyasi ykmllk; dini yaptrm veya rfi sorumluluk erevesinden ayrlm, 'hayatta kalmak iin alma' baat deerine odaklanmtr. Ekonomi kendi kendine ilerlik kazanmakta, 'siyasi devlet' de bu ileyie mdahale etmeden kendisine bir yer edinmektedir. Bu, burjuva devletinin atan tm toplumsal glerin zerinde yer ald varsaymnn temelidir ve doasnda 'tarafszlk' zerine kurulu bir hegemonya tar. (Eagleton, 2005: 165) Gramsci'nin hegemonya kavramn balantlandrd modern kategori 'kuvvetler ayrm', liberalizmin tm tartmann kkenini ve sonucunu yine siyasal toplum (zora dayal devlet) iinde tanmlama gayesiyle ilgilidir. Ona gre liberalizm, ekonomik ve siyasal anlamda, kendi iktidarna ynelen tm talepleri kuvvetler ayrm zerinden yantlamaya alr ki bu, liberalizmin eninde sonunda her trl sorunu, aslnda kendisinin de bymesine kar kt bir brokrasinin alanna ymas demektir. Burada ynetilenlerden gelen talepler yasama, yrtme ve yargnn grevleri iine sktrlr

ve zorlayc g'le belli bir noktada kast haline dnen ynetici personelin eline terk edilir. Gelen talep ne kadar liberalse, liberalizmin bunu zorlayc g olan devlet'in alanna hapsederek yantlamas da bir o kadar liberalizmi zp datmaktadr (Gramsci, 1984: 159). zetle, Gramsci'nin 'liberalizmi anlamak iin kuvvetler ayrmn bilmek yeterlidir' nermesi de ite bu tarafszlk, atmalarn stnde olma halini kendi i mekanizmalarnda (yasama-yrtme yarg) vurgulayan ve kendi varlyla eliebilen bir siyasal hegemonyann yansmasdr. Marx'n sivil toplumu ekonomik alanla snrlandran grn tm zihinsel faaliyetleri kapsayacak biimde genileten Gramsci, Bat toplumlar iin ideolojik biimlenmeleri de dnerek tanmn styapsal bir alanda yapar ve devlet'in varlk sebebini iki aamada inceler: Bir yanda toplumsal ilikilerin tm ve sonunda direnile rzann i ie getii bir alan olarak sivil toplum yani geni anlamyla 'D'evlet, (Gramsci, 1984: 55), dier yanda ynetsel mekanizmalarn ve zor aygtnn iledii dar anlamda 'd'evlet. Dou'da ise devletin siyasal toplumun nderliini stlendiini dnerek devletin mutlak egemenliini sivil toplumun gelimemilii olarak okur. Bu veriyi Dou'da bir devrimin olmayaca anlamnda yorumlamaz, hatta Lenin'in devlet iktidarn ele geirmesinin beraberinde ynetilenleri de kendisine katabilmek gibi bir avantaj olduunu syler. Dou ile Bat arasna konan bu ayrm Edward W. Said tarafndan arkiyatlk balamnda tartlr. Said (2004b: 16-17), Gramsci'nin sivil toplum-siyasal toplum ayrmnn totaliter olmayan toplumlarda grlebileceini hatrlatr. Bat toplumlarnda farkl kltrel biimlerin birbirleriyle hegemonya mcadelesi iinde olmasnn, toplu halde bakldnda 'tek' Bat kltrnn Dou'ya kar kurulmasna, Avrupal olmayanlar karsnda 'biz'e, ark'n gerilii karsnda Avrupa'nn kltrel stnlne vurgu yaplmasna zemin hazrladndan bahseder. Bat'da grece gelimi bir sivil toplum bulunduundan,

44 Sosyoloji Notlar

burjuva kltr kurumlarnn etkiledii ve rza yoluyla sivil toplumu kurduu bir ortamda, bata aydnlar ve parti olmak zere sosyalistlerin devlet iktidarn ele geirdikten sonra proletaryay etkileme stratejilerini eletirir. nk Bat toplumlarnda sivil toplum devrimden nce bir burjuva egemen kltrnn denetiminde olduundan, iktidar, devleti ele geirmeyi hedefleyen bir devrim hareketinin ucunda deildir (Vergin, 2006: 78). Lenin'de snflararas ittifak stratejisi olan hegemonya, Gramsciyen teoride egemen snfn teorisi olarak deitirilmitir. Burada sosyalist hareketten beklenen, kendi hegemonyasn kltr alannda kurarak ideolojik formasyonu sivil toplum'a yanstabilmek, rza unsurunu rejimin temeline oturtabilmektir. Kltr, iktidar hedefleyen bir snfn dnya grn temsil edecektir.1 Belli bir snfn yesi olarak hayat srdrenlerin tutarsz ve parampara duygularn tutarl ve akla dayanan bir aklamaya dntrecek olanlar aydnlardr. lerici aydn olarak
1

bahsedilen kiilerin retecekleri bilgi, temsil ettikleri kitlenin hislerinden kopuk olamaz.2 Avam 'hisseder' ama daima anlamaz veya bilmez; aydn kesim ise 'bilir' ama daima anlamaz ve zellikle her zaman hissetmez. Aydnn hatas, birini anlamadan hatta hi hissetmeden, tutku duymadan (sadece bilginin kendisi ile ilgili deil, bilginin nesnesiyle de) bilebileceine inanmasndan ileri gelir. Bir baka deyile aydn, halktan ayr ve bamsz ise ve bu insanlarn temel hislerini duyumsamaz, onlar anlar ve bylece onlarn durumunu belli bir tarihsel balam iinde deerlendirir ve aklarsa ve onlar tarihin yasalarna, bilimsel ve tutarl zellikler sergileyen, rnein bilgi gibi st bir dnya tasarmyla ilintilendirirse aydn olabilir. nsan bu his olmadan, yani halk ve aydnlar arasnda bu his ba olmadan politika-tarih yapamaz. (Gramsci'den akt. Crehan, 2006: 189). Gramsci, entelektelleri ikiye ayrr. lki nesilden nesile ayn ii yapmay srdren retmen, papaz, idareci gibi geleneksel aydn, ikincisi ise daha fazla denetim gc elde etmek iin giriimde bulunan snflarla, kurulularla dorudan balantl olduunu dnd organik aydn. Kapitalist
2

Gramsci, 29 Kasm 1919 tarihli ktidar Sorunu balkl mektubunda, talya'da smrlenler snfnn tarihsel konumunu saptar, nc ii ve kyllerin burjuva hegemonyasna alternatif gelitirecek bir partide hangi somut fikirleri savunmas gerektiini sralar (Gramsci, 1998: 27-28). Burada bir proleter hegemonya alannn oluabilmesi ve kyllerin mcadeleye dahil edilebilmesi iin gereken ittifak almalar yaplmazsa burjuva devletinin olas eylem eklini ve dolaysyla kendisini kyllere nasl rza yoluyla kabul ettirebileceini anlatr. Metindeki 'anl' ifadesi, Gramsci'nin kmseyici tutumundan ziyade sylemin kuruluu ve hegemonya, rza mekanizmas asndan anlaml olabilir: Eer bir ii devleti kyllere kapitalizmin ve yksek finans evrelerinin yamac saldrlarndan koruma gvencesi vermezse, savan karl burjuva devletin ve daha kk kapitalist rgtlerin gerekletirdii 'anl' bir tarm devrimiyle denecektir. Yani kyllerin mlkszletirilmesine ve onlarn meslek birlii deneyimi olmayan, dolaysyla kentsel sanayi iilerinden daha amanszca smrlen ve emek gc zenginlikleri talan edilen tarmsal cretliemekiler katna drlmelerine bal olarak, tarm makinelerinin devreye sokulmasyla denecektir.

Anderson (2007: 93), sansr ve bask ortamnn, hapishanede olmann belirledii havada yazlan Hapishane Defterleri'ni meslekten filozof olmayan, Marksist aydnlarn evresinde yetimeyen, yoksul, siyasal mcadeleden gelen bir ii snf nderinin yazmasn 'aydn'n ilevi asndan daha pratik bir dzlemde tartr. Bylesi bir toplumsal mcadele alanndan, eylem'den gelen birisinin, basklardan kaynaklanan imal, ifreli metni neden hl birok dnrce zlememitir? Anderson iin, Gramsci'de izlenebilecek bu teorik dil, snf mcadelesinde yenilgiye uram olmann verdii bir tr ie kapanma duygusudur. Gramsci sonras aydnn ise ondan daha zgr fakat ynlardan daha uzak bir teorik dile tutunmasdr.

45 Sosyoloji Notlar

giriimci kendisiyle birlikte sanayi teknisyenini, ekonomi politik uzmann, yeni bir kltrn, yeni bir hukuk sisteminin oluturucularn yaratr. Organik entelektel, topluma aktif biimde katlr, insanlarn zihinlerini srekli deitirerek piyasay geniletme mcadelesi iindedir. Bu srekli hareket ve deiim hali, onlar geleneksel aydnn rutin ileri yapan konumundan farkllatrr (Said, 2004a: 22). Mevcut durumda egemen snfn kltrel, ideolojik, dinsel ve tm bunlarn styapsal eler olarak deerlendirildii bir srete, egemen burjuvazinin sivil toplum'a hakim olmasn salayan, bir anlamda rejimin ekonomik ileyiinin grece sorunsuz ve rza yoluyla yeniden retilebilmesini belirleyen ey, egemen snfla i ie gemi 'organik aydn'n kltr sermayesidir. Sivil toplum, esasnda entelektel ve moral dzeyde ideolojinin ileme alandr. Fakat ideoloji, bu moral dzeyi salt entelektel bir tartma alanna hapsetmez, onu toplumsal snfn 'dnya gr' biimine sokar. Bu anlamda ideoloji, aydnlar eliyle, siyasal toplum'a eletirel ve pozitif bir ama edinerek yerleen eletirellii temsil eder. Bu, kararlarn brokratik admlarla atld, zor aygtnn kurumsallat ve kuvvetler ayrmnn ilke olarak benimsendii dar anlamdaki devlet'in daha arka planda kalmasna neden olmutur. Modern aydn'n stlendii aktif pozisyon, styapsal srelerin rejimin ana esi olan ekonomik faktrlerin daha sorunsuz ilemesinin kaynadr. Sosyalist toplumda ise aydn, kaynan sadece hitabetten, duygu ve tutkularn drtklenmesinin dsal ve geici gcnden almaz. Pratik yaama kurucu, rgtleyici, ikna edici kimliiyle karr. Bununla birlikte soyut akl ve matematikten stn olan bu varoluu 'teknik i'ten gelip tarihsel hmanist gre ular. 'Uzman' olarak kalmakla yneticilie evrilmek ve toplumsal ilev stlenmek arasndaki ayrm budur. deolojinin, rgtlenmenin, inancn ekonomik altyapyla etkileime gemesi ve aralarndaki diyalektik ilikinin hareketi belirleyebilmesi, tarihsel blok kavramnda somutlar. retim, tm toplumsal ilikileri yanstarak elien ve

atan bir btndr. ktidara yryen bir snfn kendi sivil toplum alann ve devamnda rzaya dayal hegemonyasn kurmasn salayabilecek sre, ortak duyudan daha stn bir dncenin, dank haldeki bilgi ve duygunun btnletirilmesinin tesine geer. Aydn, sadece ideolojiyi ya da rgt kurmakla kalmaz, sradan insanlarla srekli temas halinde olarak, zmlerin kaynan da bu temas srasnda bulan tm tarihsel glerin kltrel dnmn birlikte salayan bir tarihsel blok'u oluturur. Yeni aydn, 'kltr' yaam ve eylem haline gelen yneticidir. Kltrel bir uzmanl aar, snfnn hegemonyas iin mcadele etmeye, mevcut entelektel kategorilerinin de bu tarihsel blok'la sorgulanmasna yol aar (Franco, 2000: 38-42). Sonu olarak; bir toplumdaki entelektel faaliyet alan, ortak bir epistemoloji ve uzmanlam bilisel bir tarz uygulayan kltrel elite ait deildir, daha ziyade kkleri btn olarak halkn kltrne ve gnlk yaamlarna dayanan politik eylemin ayrlmaz bir parasdr (Chris, 2007: 154).

46 Sosyoloji Notlar
Kaynaka ANDERSON, Perry (2007) , Bat Marksizmi zerine Dnceler, ev. AKSOY, Blent, 2. Bask, Birikim Yaynlar, stanbul. CREHAN, Kate (2006), Gramsci, Kltr, Antropoloji, ev. AYDOMU, mit, Kalkedon Yaynlar, stanbul. EAGLETON, Terry (2005), deoloji, ev. ZCAN, Muttalip, 2. Bask, Ayrnt Yaynlar, stanbul. GRAMSCI, Antonio (1984), Modern Prens, ev. ESN, Pars, Birey ve Toplum Yaynlar, Ankara. GRAMSCI, Antonio (1998), Komnist Partiye Doru, ev. KANAT, Celal, Belge Yaynlar, stanbul. GRAMSCI, Antonio (2007), Hapishane Defterleri, ev. CEMGL, Adnan, 5. Bask, Belge Yaynlar, stanbul. JENKS, Chris (2007), Altkltr: Toplumsaln Paralan, ev. DEMRKOL, Nihal, Ayrnt Yaynlar, stanbul. LOMBARDI, Franco (2000), Antonio Gramsci'nin Marksist Pedagojisi, ev. ZBUDUN, Sibel ve EKMEN, Baak, topya Yaynlar, Ankara. SAID, Edward (2004a), Entelektel: Marjinal, Srgn, Yabanc, ev. BRKAN, Tuncay, 2. Bask, Ayrnt Yaynlar, stanbul. SAID, Edward (2004b), arkiyatlk: Bat'nn ark Anlaylar, ev. LNER, Berna, 4. Bask, Metis Yaynlar, stanbul. SANCAR, Serpil (1997), deolojinin Serveni: Yanl Bilin ve Hegemonyadan Syleme, mge Kitabevi Yaynlar, Ankara. VERGN, Nur (2006), Siyasetin Sosyolojisi: Kavramlar, Tanmlar, Yaklamlar, 4. Bask, Balam Yaynlar, stanbul.

47 Sosyoloji Notlar

KIERKEGAARDI ANLAMA ABASI OLARAK UMUTSUZLUU YAZABLMEK Serkan YORGANCILAR1 Bu oyunlarla ilgimiz yok bizim. Susuzuz biz. Tkeni - J.P. Sartre

Umutsuzluk edebiyatn, iirin ve sanatn fazlasyla ilgisini eken bir konu. Ama umutsuzluk konusunda kendini sz syleme ve yetkin sayan bilim ise daha ok psikoloji olarak bilinirdi. Bilinirdi diyorum ama bundan sonrada umutsuzluk zerinde sz syleme ve umutsuzluu kiilik sorunu olarak grp o sorunu zme yetkisini psikoloji tekeline alacak gibi grnyor. Hatta psikoloji 1974 tarihinde gelitirilen Beck umutsuzluk lei ile umutsuzluunuzun derecesini bile bilimsel bir malzeme olarak ortaya koyup incelemeye alabilme iddiasnda. Beck umutsuzluk lei 20 sorudan oluuyor ve ikili semeli bir test. rnein geleceimi karanlk gryorum, gemi deneyimlerim beni gelecee iyi hazrlad, gelecek benim iin tatszlklarla dolu, gelecee byk inancm var gibi daha ok gelecee ynelik eilim ve bak lmeye ynelik. Bu da farkl bir bilimsel yntem tabi ki. almamzda Kierkegaard tarafndan gelitirilen umutsuzluk kavram zerinde durulacaktr. Ancak onun umutsuzluk kavram yer yer psikolojinin ilgilendii umutsuzlukla hem edeerlikler tamakta hem de ciddi farkllklar gstermekte. phesiz ki Danimarkal filozof umutsuzluun psikolojik zmlemesini yapmaktan ok umutsuzluun varoluu zmlemesi hatta daha da fazlas
1

umutsuzluun Hristiyan teolojik zmlemesini yapmakta. Umutsuzluun varoluulukla olan ilikisi hakknda hemen hemen tm varoluu filozoflar kendi yaptlarnda bir eyler sylemilerdir. Hatta Bunalt, Yabanc gibi mstakil edebiyat eserlerini de umutsuzluun felsefi boyutlarnn ilendii eserler arasnda sayabiliriz. Ancak almamzda da ortaya koymaya alacamz gibi Kierkegaard umutsuzlua bambaka anlamlar yklemekte, hatta ona dinsel bir mana bile katmaktadr. Bu anlamyla umutsuzluk hakknda ne srd dnceler yeni olduu gibi zerinde ciddi almalar gerektiren ar metinlerdir de. 1. Soren Kierkegaard Kierkegaard 1813 ylnda Kopenhagda dnyaya gelmitir. Ailesinin maddi durumu iyi deildi. Bu hem onun yaamn hem de kardelerinin yaamn olumsuz etkiledi. Kierkegaardn alt kardei vard ama eitli nedenlerde dolay 20 yana gelmeden kardelerinden be tanesini kaybetti. Babas inanl bir hristiyanda ancak kendini gnahkar olarak gryor ve ocuklarnda kaybetmek dahil bana gelen her bir belann sorumlusu olarak kendi gnahkarln gryordu. Babasnn melankolik kiilii ve dini inancndan dolay kendi bana gelenleri gnahkarlkla aklamas Kierkegaardda etkiledi. Hem bilim hem felsefe hem de teoloji okudu. Bu

Yldrm Beyazt niversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Ynetimi Doktora rencisi

48 Sosyoloji Notlar

alanda da eitim almas Kierkegaard adalarnn nne geirdi. niversite hayatnn sonlarna doru geleneksel hristiyan inancn eletirmeye balad anlatlr. Bunun sebebi olarak ta ocukluk yllarnda babasndan ve evresinden ald youn hristiyn teolojik bilgilerden kendisini ancak bu yalarda bamsz hissedebildiini belirtirler.(Alpyal, 2002; 82) 1855 ylndan yakaland bir hastalktan dolay hastanede hayat kaybetti. 42 yllk bir hayata devasa eserler brakarak veda etti. Ve bu byk filozof mezar tana da kendini betimleyecek ksa ama byk bir cmle yazdrlmasn vasiyet etti; o birey.... Kierkegaard zerine almalar lkemizde henz yeni yeni yaynlanmakta. imdiye kadar Kierkegaard kendi mstakil felsefi dncelerinden ok varoluularla olan balants ve tanr tanmaz varoluular karsnda gsterdii teist durula gndeme gelmekteydi. (Tadelen; 2004, 7) lkemizde ilk Kierkegaard evirisi ok ge bir dnem olan 1990 ylnda ancak yaynlanabildi. Kurbana konusuda farkl bir biimde bak anlatt Korku ve Titreme kitabyd bu. Daha sonra 1997 ylnda lmcl Hastalk Umutsuzluk trkeye kazandrld. Kierkegaardn eserlerine bir btn olarak baktmzda her bir kitabn birbirini tamamlar nitelikte olduu grlecektir. rnein, Korku ve Titremede bireyin Tanr ile olan ilikisindeki znel yaantsnda ortaya karken, aada ok daha ayrntl olarak incelemeye alacamz lmcl Hastalk Umutsuzlukta benliin sonsuzla olan iliksinin kesilmesi ve sonlu iinde daralmas durumunda kendini gstermesini anlatr. Kayg kavram kitabnda ise kaygy insann kendisinden uzaklatramayaca kendi zne ilikin bir ey, varoluu tamamlayan bir durumdan bahseder. Btn bu anlatmlar Kierkegaardn zgn felsefesinin toplamn gstermesi asndan nemli kavramlardr. rnein Ricoeur Kierkegaardn eserlerinin hem felsefeciler hem de teologlar tarafndan stesinden gelinemeyecek glkler ierdiini ve glklerinde varoluun iletilemezliinden kayanklann ifade eder.

Kierkegaard kendini hi bir akm, hi bir anlay iinde grmez. Sokratese duyduu hayranlk haricinde kendisini iine dahil edebileceimiz hi bir dnce topluluu olmadn syler Vefa Takn. Ayrca Taknn Kierkegaard hakkndaki u ifadeleri de yerindedir; yazlar yer yer sistemsiz, dank ve hatta blk prk olmasna karn derinlii, varolullas ve sra dl ile bir etkileiyciliide sahiptir kukusuz onlarda bizi eken ey salt felsefe deildir. Bizi onlara ynelten ey kendimizle, kendi benimizle kendi varoluumuzla ilgili bir eydir. Bu nedenle Kierkegaard zerine bir alma yapmak her zaman felsefi bir bilginin tesine geer. Farknda olmadan biraz da kendimizi, kendi sesimizi ararz onda. Ama o aradmz eyi ne kadar veriri bize, bunu bilemeyiz. (Tadelen; 2002, 11) Kierkegaad kukusuz kendi dneminden sonra birok edebiyaty felsefeciyi ve sanaty etkilemitir. Finn, Kierkegaardn kendiden sonrakileri etkilemesine rnek olarak yle syler; Heidegger Kierkegaard yeniden yazd, Adorno kariyerine onun estetii hakknda bir alma yaparak balad, varuuuuluunda bir ok ana temas onun szleriyle balar der. rnein Heideggerin metinlerinde Kierkegaarddan etkilendiine dair tek bir satr yazmaz. Heideggeri n lmsz bayapt olan Varlk ve Zamanda onun ismini hi bir ekilde anmaz. Halbuki, kayg, hilik, varoluun tarihsellii, modern insann eletirisi gibi kavramlarn tamamen Kierkegaarda ait olduu bilinir. Kierkegaardn btn eserlerinio ortak yn hristiyanlk dinin inanlar erevesinde yorumlamalara gitmi olmasdr. Gene buna rnek verecek olursak Korku ve Titreme kitabnda brahim peygamberin olunu Tanrya kurba etme giriiminin akldln betimleme yoluyla tamamen varolusal bir durum olarak aklar. Buradaki sonucu inancn aklla aklanmayacadr.

49 Sosyoloji Notlar

2. Sonlu Varln ine Dt Bir Durum Olarak Umutsuzluk Umutsuzluk zerinde konuulmas zor konulardan biridir. Felsefi olarak ta umutsuzluk hakknda bir dnya gr ortaya koymaya almak beraberinde bir ok yeni sorunun da domasna sebep olacaktr. Umutsuzluk hakknda yazmaya balamadan nce Kierkegaard, insan tanmlamayla ie balar. nk umutsuz olabilecek olan, umutsuzlua yakalanabilecek ve gene umutsuzluktan kurtulabilecek olan insandr. O halde nedir insan? Tinin ve bedenin, sonlunun ve sonsuzun, zgrln ve zorunluluun bir sentezidir. (Cevizci; 2001; 55) nsann bir sentez olduunu syleyen tek kii Kierkegaard deildi. Ama onu dierlerinden ayran bu denklem zerinde kafa yormasdr; basit ey zerinde kafa yormak benim sevincim ve en pervasz uramdr. Ona gre insan ruhtur der ve ardndan da ruhun ne olduunu sorar hemen. Ruh bendir, bende kendisiyle ilgilenen bir ilikidir. Kierkegaard, tinin ve bedenin sentezini birinci sentez, sonlunun ve sonsuzun sentezini de ikinci sentez olarak adlandrr. Bir eyin sentez olabilmesi iin iki ey yeterli olmadndan bir nc ey gereklidir. nc e ruhtur yleyse. Sentezin olumas da her birey tarihsel bir ba iinde balar cmlesiyle dorudan ilintilidir. (Kierkegaard; 2005; 122) nsan olmakla ilgili bir dier belirleyici kavram da kaygdr. Ona gre kayg, insann z ve varlk yaps ile ilgili varolusal bir durumdur. O ,insann doasndan, yapsndan kopup gelir. nsanlk nitelii arttka kayg da younlar, sentezdeki ruhsallk glendike kayg da glenir. Kaygnn younluk derecesi insan olmann, bir ben olmann derecesini de verir (Kierkegaard; 2004, 36) yani Kierkegaarda gre insanlk derecesi ile kayg derecesi arasnda bir ba vardr ve bu ba insann olarak kald mddete kaygsda artacaktr. Geleneksel retilerde kaygnn dardan kaynaklanan sebepler dorultusunda artp azalaca ifade edilirken, Kierkegaarde kayg dardan gelmez, onu insan kendi varlndan karr. Yani insan bir eyden kayg

duymaz, onu kendi kendine retir. Kaygnn zerinde bu kadar fazlaca durmamzn sebebi Kierkegaardn kayg kavram zerine mstakil bir eser vermesi ve kayg kavramn byk nem vermesi ile aklayabiliriz. Kayg konusunda umutsuzlukla ilgili olaacan dndmz bir alnt ile bir ara verebiliriz. peki, kayg duymak, kaygl olmak nasl bir eydir. Kayg, belki ba dnmesi ile karlatrlabilir. Baklarn dipsiz gibi grnen uurumun derinliklerine eviren kiinin ba dner. Peki bunun nedeni nedir? Uurum olduu kadar kendi gzleridirde, bakmam olsayd ba dnmezdi. inanma edimi bir srama edimidir. Kii adm adm ilerleyerek deil, bir srama ile imana ular. Bu sramada dinin aklsall deil, akl dl, anlalabilirlii deil, anlalamazl, kantlanabilirlii deil kantlanamazl bilinebilirlii deil bilinemezlii mantkl oluu deil paradoks oluu etkin olur.

3. nsan Neden Mutsuz Olur? Kierkegaard insan derken neyi kastettiini yukarda grmtk. imdi ise insann mutsuzluunu anlayabilmenin birinci art olarak insann varoluu ve varolabilme yani ben olabilme imkann ksaca grmemiz gerekir. Kierkegaard varoluun ayrc bir zellie sahip olduuna inanr. nsann varoluu dier btn canl/cansz varlklarn varolularndan ayrlr. Varln akn yanyla olan ban kesilmesiyse sebep umutsuzlua o halde umutsuzluun evrensel bir boyutundan sz edebiliriz. nk insann sonluluktan sonsuzlua geiini salayan neden onun bir sentez olarak varolmasndan kaynaklanr. (Blackham; 2005;125)

50 Sosyoloji Notlar

nsann umutsuz olmayabilme ihtimali nedir sorusunun cevab Kierkegaardn felsefesi btncl olarak tahlil edildiinde kolayca anlalabilir. Ama speklatif olan her eyin tartmaya ak olduu kadar Kierkegaardn insann umutsuz olmama ihtimalide zerinde tartlan bir konudur. nk insan hem sonsuzluk duygusunu iinde tayacak hem de umutsuzluk durumu insann benini yok edebilseydi umutsuzluk olmayacakt tezi nasl gereklik bulabilir? Sonlulua inanc olan insan iin umutsuz olma ihtimali olduu gibi sonlulua inanmayan insannda umutsuz olma ihtimali vardr. Hatta sonsuzlua inanmayan insan kendi abasyla bu duruma ulamaya alacak olursa umutsuzluun tam ortasna kendini brakm demektir. Umutsuz olmamak umutsuz olmaya yatknln yok edilmesi anlamna gelmektedir. Yani bir insann gerekten umutsuz olmama ihtimali ortaya kacaksa bunun yegane yolu iindeki umutsuz olma gcnn yok edilmesinden geer. O halde umutsuzluk iimizdedir. Bir duygu olarak varln farkl biimlerde srdrmeye devam etmektedir. rnein biri salna dikkat etmediinden dolay herhangi bir hastala yakalanabilir. Hastalk nce mikroplarla insan vcuduna girer ve sonra o mikroba ait farkl belirtiler olarak ortaya kar. Hasta kendi hatas sonucunda bir hastala yakalanm olabilir ancak biz hastal kapt iin her an onu knayarak bir zalimlik yapm oluruz. Bu doru bir davran biimi deildir. O halde hasta hastala birkezliine yakalanmtr, hala yakalanyor olduunu syleyerek onun hakknda hkm veremeyiz. Yani umutsuzlukta bireyde bu ekilde yer alr. Gemite herhangi bir nedenden dolay birey umutsuzlua yakalanm olabilir ama buda umutsuzluun her gerek annda umutsuz kii olas tm gemii bir imdi gibi tar. Bu olguda bize umutsuzluu zihnin bir kategorisi olarak grmemizi aklam olur. hekimlerin dedikleri gibi nasl tam olarak salk bir insan yoksa, yakndan bakldnda, iinde bir tedirginliin, bir bozukluun, bir

uyumsuzluun, neden kaynakland bilinmeyen veya hatta bilmeye cesaret edilmeyen bir korkunun, d bir olaydan kaynaklanan bir korkunun veya kendiliinden olan bir korkunun bulunmad veya umutsuzluktan bak tek bir insannda olmad sylenebilir ve ne olursa olsun hi kimse umutsuzlua dmeden ne Hristiyanln dnda-eer gerek bir Hristiyan deilse- ne de bizzat Hristiyanln iinde yaamtr ve yayordur, nk tam olarak Hristiyan olunmadka insann iinde her zaman bir umutsuzluk tohumu kalr (Kierkegaard, 2007,31) Bu alntda karmza sanki bambaka bir Kierkegaard kmakta. Yani dindar bir Hristiyan olan babasnn etkilerini henz zerinden atamam, henz iyi bir Hristiyan kalarak Hristiyanln baz noktalarna hala ciddi eletirileri yapmam.(Alasdair; 2001, 65) yi bir Hristiyan olmadka insann iinde her zaman umutsuzluk tohumu kalr cmlesine katlmamz mmkn deil. Gene bir baka yerde Kierkegaard iimizde sonsuzluk olmasayd umutsuzlua dmeyebileceimizi ya da umutsuzluun beni yok edebilseydi gene umutsuz olmayabileceimizi syleyerek insann umutsuz olmama ihtimalini gsterir. Tabi ki bu ok zayf bir ihtimalin itirafdr.

4. Umutsuzluk lmcl Hastalk En sonda sylememiz gerekeni en batan syleyelim, Kierkegaard umutsuzluu lmcl bir hastalk olarak grr. Kierkegaard umutsuzluu lmcl bir hastalk olarak grmesine grr ama byk filozof iin neden bu byledir ya da umutsuzluu lmcl bir hastalk olmaktan karacak bir forml varmdr/yokmudur sorusunun cevabn arayabiliriz. ncelikle lmcl hastalktan kast, bedenin fiziksel bir yokoluunu gstermez. nsann hastalktan

51 Sosyoloji Notlar

lmesine ya da bu hastaln fiziksel lmle sona ermesinden ok bu hastaln ikencesi can ekien ama lemeden lmle savaan kii gibi lememesidir. (Kierkegaard, 2007;8) burada lmcl hastalk olarak anlatlmaya allan umutsuzluk, dar anlamda kendisinden sonra hibir ey brakmadan lme giden bir hastalk demektir. Umutsuzluun z yaamn hibir ey olmamasdr tezini ne sren Kierkegaard, aslnda modern bilimler tarafndan ve zellikle psikoloji tarafndan tanmlanan umutsuzluk kavramn tamamen farkl bir boyuta tamaktadr. Buda sradan insanlarn sradan duygularn deil varolduu durum hakknda ileri dzeyde fikirler sunabilecek insanlarn anlayabilecei bir duyumsama biimidir. Peki sradan insann diline dolad umutsuzluk nedir yleyse. rnein ak acsnn, sevdiine kavuamama acsnn bireyde oluturduu umutsuzluk nedir? Ya da herhangi bir dnyevi tutku/ama peinde olan bireylerin amalarndan/hedeflerinden uzakta bulunmalar hali umutsuzluk deilde nedir? Belki btn bunlarn hepsi insanlar bir takm duygu younluklarna itebilir. Bu duygu younluklarda bireylerde olumsuz sonular dourduu yerde umutsuzluk oluabilir. Ancak Kierkegaardn kavramsallatrmaya alt umutsuzluktan bunlar anlamamz gerekiyor. Onun umutsuzluu yaamn bize dayatt farkl olgular karsnda bizim onlara kar gsterdiimiz tepkilerin uyumsuzluunu deil, kiinin kendine ynelen ilikisinin bir sonucu olarak ortaya kan umutsuzluktur. Yani zorunlu olarak hasta olan insann sonsuzluk fikrinin onun ruhunun bir btnletiricisi olarak ortaya kt her yerde iimizdeki sonsuzluk fikrini yok edebilseydi umutsuzluk olmazd.(Kaufman, 2001; 36) Umutsuzluk her zaman olumsuz bir durum deildir. Kierkegaard, benin srekli geliimine inanr. Ancak ben srekli olarak nasl geliecektir. Bu byk bir sorundur. Ama ona gre sorunun cevab hite karmak deildir. Umutsuzluk, benin geliimini salar, umutsuz olunmadan benin akn gereiyle yzyze getiremeyeceimizi iddia

eder. (Kierkegaard, 2007; 9) buradan yava yava Kierkegaardn umutsuzluu daha farkl biimlerde tanmlamasna ve umutsuzluun somutlama biimlerinin insanlarn bilinlilik dzeylerine gre eitli umutsuzluk biimlerine geebiliriz. Kierkegaard lmcl hastal bilen tek kiinin Hristiyan olduunu belirtir. Kierkegaard tanyanlar iin bu yarg fazlaca yadrganmaya deer bulunmasa da bence durum bunun tam tersinedir. Bir mslmann umutsuzluu bir bilin durumu olarak bilemeyeceini ve anlayamayacan fazlaca fundemantalist bir Hristiyan syleyebilir. yle syler Kierkegaard; Hristiyan lmcl hastal bilen tek kiidir. Hristiyanlktan, doa insannn bilmedii korkuntan bir derece daha fazla olan korku ile birlikte olan bir cesareti alr. Kukusuz cesaret her zaman sahip olduumuz bir eydir, ve byk bir tehlikenin korkusu bize daha kk bir tehlikeyi karlama cesareti verir. Ve tek bir tehlikenin sonsuz korkusu bizde dier tm tehlikelerin yok olmasn salar. Ama hristiyann korkun dersi, lmcl hastal tanmay renmi olmasdr(Kierkegaard, 2007,19) Umutsuzluk farkl tipdeki insanda farkl biimde grlr. Tinin ve benin hastal olarak ele alnan bu biim umutsuzlukta birinci snfdakileri bir beni olduunun farknda olmayan umutsuz kii. Kierkegaard bu tr umutsuzluu gerek olmayan bir umutsuzluk biimi olarak kabul eder. kinci tr umutsuzluk biimi, kendisi olmak istemeyen umutsuz kii. Ve son olarak nc tr umutsuz kii de, kendisi olmak isteyen umutsuz kiidir. Buradaki her umutsuzluk biiminide farkl dzeylerde alglayarak yaan kiileri tanmlarken, insann tin olduunu ifade eder ve tinin de ben olduunu syler. Bunlar yeni eylerdir. Dolaysyla kavramlara bu biim anlamlar ykleyen Kierkegaard imdi onlar yava yava aklayacaktr.

52 Sosyoloji Notlar

nsan tinse, tin de bense o halde ben nedir? Ben, kendine bal olan bir ilikidir, daha dorusu, ben, iliki iinde bu ilikinin isel ynelimidir, yani ben ilikinin kendine dndr. Daha ncede grdmz gibi insan sonlu ile sonsuzun, geici ile kalcnn, zgrlk ile zorunluluun bir sentezidir. Dolaysyla insan vardr ama henz ben yoktur. Ben olabilmesi iin biraz daha fazla eye ihtiya vardr. Bunuda anlalmas zor bir metinle yle ifade eder Kierkegaard; iki terim arasndaki bir ilikide her terim, bu iliki ile srdrd bant araclyla varolduundan, olumsuz bir birim olan nc bir terim ile olan iliki ve iki terim, ilikiye baldr. Bylece ruh sz konusu olduunda ruh ve bedenin ilikisi yalnzca yaln bir ilikidir. Bunun aksine iliki yalnzca kendine balysa bu son iliki olumlu ve ncdr ve bylece bene sahip oluruz (Kierkegaard, 2007; 23) Buradan anladmza gre bene ulamak sradan bir abann stnde bir gayreti de gerektirir. Ben, kendisi ya da bir bakas tarafndan ortaya konuma ihtimali vardr. Bu iliki bakas tarafndan ortaya konursa bu iliki bir ncdr. Bu ekilde tremi ve ortaya konmu byle bir iliki insann benidir. Buda gerek umutsuzluun iki biiminin olumasna sebep olurdu. Eer benimiz kendi kendini tanmlasayd, baka biimler tarafndan tanmlanmaya ihtiya duymasayd, kendi olmay istememek, kendi beninden kurtulmay istemek yani kendi olmann umutsuzluu domayacakt. Peki buradaki umutsuzluk birey iin bir avantaj olarak m duracak yoksa birey iin bir kusur olarak m ortada duracakt. Kierkegaard burada saf diyalektik iinde kaldmzda umutsuzluk iin her ikisinide syleyebileceimizi ifade eder. lk bakta umutsuzluun hem kusur hem de avantaj olarak bir arada grlmeleri tezatm gibi grlebilir. Ancak Kierkegaard saf diyalektik iinden nasl baklabileceini aklayarak grnrdeki bu tezatn aslnda tezat

olmadn gsterir. Belirgin bir durum dnlmeden umutsuzluk yalnzca soyut bir fikir olarak ele alnrsa onu byk bir avantaj olarak grmeliyiz der. Soyut bir fikir olarak bireyin umutsuz olmasnn iyiye iaret ediyor oluunun ls bireyin hayvandan olan farkn ortaya koyuyor oluundandr. Yani soyut bir umutsuzluk ekiyor olmamz hayvanlarn stnde bir yere yerletirecektir bizi. Bu da tinselliimizin yceliinin veya sonsuz dikeyliimizin iareti olan dikey yryten farkl olarak bizi ayrt eden bir tavrdr. Bundan dolaydr soyut acnn anlaml olmas. lk olarak ac ekerek hayvandan stnlmz ispat edeceiz ve Hristiyanlar da doada yaayanlardan stn klann acnn bilincinde olmasn bileceimizdir. (Kolektif; 2003; 95) Kierkegaard umutsuzluu acyla, acy bilinle ve tinsellikle birletirdikten sonra umutsuz olabilmeyi sonsuz bir avantaj olarak grr. Ama der; umutsuzluk zavalllklarmzn yalnzca en korkuncu deil, ayn zamanda mahfolmamzada sebeptir. imdi grnrde byk bir eliki vardr. Hem acy kutsuyor hemde acnn bizim mahfmza sebep olabilecek yegane ey olacan gsteriyor. Mahfmza sebep olabilme ihtimali olan umutsuzluk olumsuzluklarla bize gelir. Olumsuzluklarda bireyin kr olmas, topal olmas gibi fiziksel aksaklklar deildir. Buraya kadar anlattmz umutsuzluk ikiye ayrlabilir imdi; potansiyel umutsuzluk ve mutlak umutsuzluk. Umutsuzluk lmcl hastalktr ama kimin iin? Kierkegaard umutsuzluun kimin iin lmcl hastalk olduunu uzun uzun aklar aklamasna ama sadece Hristiyanlar iin umutsuzluu nlmcl bir hastalk olmayacan syler. lm hastalklar sona erdirir, ama kendi iinde bir son deildir. Ama lmcl hastalk dar anlamda kendinden sonra hibir ey brakmadan lme varan lme varan bir hastalk demektir. Buradaki umutsuzluk, hastalktan lnmesinden veya bu hastaln bedensel lmle sona ermesinden ok bu hastaln ikencesi, tersine can ekimede olduu gibi kiinin

53 Sosyoloji Notlar

lmle savamasna ramen genede sonun lm olarak bitmesidir. Birisinin lesiye hasta olmas lememesidir. Son nefesini vermedii mddete lmle sonulanmayan ama srekli lme doru yol alan bir durumdur. leceini bilmek son umudun yok olmas anlamndadr. lm her eyin bittii noktadr, ve bu anlamda insanlar arasnda en byk tehlike olarak dolamaktadr. lmn bir umut haline gelme durumu ise umutsuzluk lmemenin neden olduu umutsuzluktur. Byle tanmladnda umutsuzluk bir baka biimde daha karmza kar. elikili ikence ve benin hastal. Kierkegaard buna sonsuza dein lmek, lmemekle birlikte lmek, lm lmek demektir. Burada lmn vukuu bulmas ile hereyin bitecei, bir sona eri meydana gelecei sylenir. Ama lm lmek, lmn yaamak demektir. umutsuz olan lmez Kierkegaardn umutsuzluk hakknda farkl bir nermesidir. Birey herhangi bir durum sonucunda veya herhangi bir nedene bal olarak umutsuzlua debilir. Umutsuzlua dm olan her bireyin bir nedeninin olduu varsaylr. Kierkegaard bu durumuda geleneksek umutsuzluk aklamalarndan ok farkl biimde yorumlayarak yle syler; bireyden dolay umutsuzua derken aslnda insan kendi iin umutsuzlua dmektedir ve imdi kendi beninden kurtulmaya almaktadr. Umutsuzlua den insann hangi nedenden dolay olursa olsun umutsuzluu, geici bir silkini dneminden sonra gerek olan kendi beniyle kar karya kalmasdr. Bu aamaya gelmi insan Sezar olmak veya hi olmak arasnda bir yerdedir. Ancak Sezar olamayaca bandan bellidir. Sezar olamayan iin tek seenek ise hi olmak veya olmamak arasndaki bir gerilim durumudur. Bu geriliminde bireyi itecei nokta gene umutsuzluktur. Bu umutsuzluk Sezar olmaya g yetiremeyen bireyin kendi olmayada tahamml gc olmamasndandr. Sezar olamamann ve kendide olamamann bireyi getirdii nokta Sezar olamamann katlanlmas en g ey olmaya balar. Aslnda asl sorun Sezar olamamak mdr diye sorarsak alacamz cevap, hayrdr, asl

sorunun temeli Sezar olamayan bireyin kendi olmaya tahamml edememesidir sorun. Ne byk, ne meakkatli ne zor bir durum! Sezar olsayd kendi olamayacakt, peki neden Sezar olduunda kendi beni olamamasnn sancs kiiyi umutsuzlua itmemekte de baarsz bene tahamml edilememesi umutsuz etmektedir. te tam da Kierkegaardn Hristiyan din biliminin de kendisine salad katklarla bunu aklamaya almaktadr. Sezar olarak eline geecek olan en byk armaan kendi beninden kurtulmu olma armaandr. Btn bunlardan sonra Kierkegaard bir eyden dolay umutsuzlua dmenin gerek umutsuzluk olmadn olsa olsa umutsuzluun balangc olabileceini syler. (Kierkegaard, 2007; 29) Bir eyden dolay bireyin kendi benine kar duyduu fkenin ortaya kard umutsuzluk kulukaya yatmtr. rnein lm veya psevdi olan dostunu kaybetmi bu nedenden dolay da akta umutsuzlua den bir gen kza bakalm. Umutsuz gen kzmz bakasna ait olsayd bu benini kaybedecek ya da bu benden kurtulmu olacakt. Bakas olmadan bir bene sahip olsayd kendisi iin yeni bir hazine olacakt bu ben. Dier ben ldnde de dayanlmaz bir boluk olacak ve terk ediliini hatrlatt iin bir tiksinti duygusu doacakt. imdi bir baka umutsuzluk kendi olmann reddedildii umutsuzluktan kendi olmann istendii umutsuzlua dnmesine bakalm. nceki blmlerde aklayama altmz umutsuzluun tam ters biimiyle kar karya geliriz burda. Bir ounun aklna Kierkegaardn umutsuzluun bu biiminde elimi olabilecei gelebilir. Ama, onun bu konu hakknda ne dediini tama anlamadan bir yargya varmak doru bir tutum deil. nk Kierkegaard umutsuzluk hakknda yapt bu almann kolay anlalabilir bir metin olmadn bilir ve bir oklar tarafndan da doru anlalmadn ifade eder. Kierkegaarda gre umutsuzlua dm ve bu sefer kendi olmay isteyen umutsuzun durumunun elikisinin bireyin kendi istencinde sakl olduunu gsterir; bu umutsuz kiinin olmak istedii ben hibir

54 Sosyoloji Notlar

ekilde olamad bendir kendi olmak isteme umutsuzluuna den kii dier umutsuzlua denlerden ok daha radikal ve yerine getirilmesi imkansz bir istekte bulunmaktadr. Bu istek benin yaratcsndan ayrlmasdr. Benin yaratcsndan ayrlma istei tabiki sonusuz kalr ve umutsuzluun tm abalarna ramen Yaratc en gl olarak kalarak kiiyi istemedii ben olmaya zorlar. Kendinden kurtulamamann ikencesi budur. benin hastal olan umutsuzlukda umutsuz kii lmcl hastadr. Baka herhangi bir hastalktan daha fazla olarak bu hastalk varln en saygn zne saldrr, ama insan bu yzden lmez, burada lm hastaln sonu deildir, bitmeyen bir sondur. Bu hastalktan kurtulmamz lm bile salayamaz, nk buradaki acsyla birlikte olan lm lememektir. (Kierkegaard, 2007; 30) Birok umutsuzluk biiminden bahsettik imdiye kadar. Ama Kierkegaard daha sayszca umutsuzluk biiminin varolduundan ama kendisinin hepsini kuramsal bir erevede anlatmaya gcnn yetmeyeceinden bahseder. Dier btn umutsuzluk trlerine ek olarak umutsuzluun bilince olmamaktan doan bir umutsuzluk daha vardr. Burada Kierkegaard bize bir hatrlamada bulunur ve umutsuzluu bilin kategorsi altnda ele almamz tler. Kavramsal olarak bakldnda umutsuzluk bilinli bir haldir, ama burada ilke olarak umutsuz diye adlandrlan bireyin umutsuz olduunun bilincinde olduu sonucu kmaz. Bireyin bilincinde umutsuzluunun farkndaln isel bilin belirler. Bilin, benin lsn verir. Hatta ne kadar ben varsa o kadar bilincin varlndan sz edebiliriz. Sradan insanlar umutsuzluu istisna olarak grebilirler, bunun nedeni farkndalk dzeylerinin dk olmasdr. Farkndalklarnn dzeyinin dkl onlar

umutsuzluk karsnda yanl bir yargya inanmalarna neden olur. (Kierkegaard, 2007, 45)

5. Umutsuzluk Gnahkarlk mdr? Kierkegaard umutsuzluu ylesine geni bir erevede ele alr ki sanki umutsuzluun gnahkrlkla ilikilendirilmesi slam inancndaki Allahtan umudu kesmenin inanszlk olduu inancyla ayn dzlemde bireyler syler. Hz. Ebubekire atfedilen bir kssa vardr ki bu kssa umutla umutsuzluk arasndaki ince izgiyi en anlaml biimde anlatr; Cehenneme girecek bir kii vardr deseler o benmiyim diye korkarm, cennete girecek tek kii vardr derseler o benmiyim diye umutlanrm. Ama Danimarkal filozof metinlerinde hi bir ekilde slamdan ya da Hristiyan inanc dndaki hibir inantan bahsetmez. Onu klasik varoluulardan ayran en belirgin dnceleri de bu alanda younlar. (Wahl, 1999; 87) Umutsuzluun gnahkrln sorgulamaya alacamz bu blmde Kierkegaardn umutsuzluun gnahkrlk olup olmadn neden kendine felsefi bir sorun olarak ele ald akla gelecektir. Aslnda sadece felsefi bir sorun deil teolojik bir sorun olarak aldnda greceiz. Kierkegaarda gre birey Tanr karsnda veya Tanr fikriyle umutsuz olarak kendi olunmak istenmedii veya istendii zaman gnah iler. Kierkegaardn bu tanmna gre gnah Tanrya kar bir bakaldrdan farkl bir olguyu iaret eder. Bu da bireyin en st noktaya aktarlm gszl ve meydan okumasdr. Dolaysyla gnah dorudan doruya umutsuzlukla ilikilidir. Umutsuzluun younlam biimidir. Sonsuz beninin farknda olmayan insan ve iinde sonsuz bir beni barndran bir ben bilincine sahip olan insan gnah iler. Her iki ben bilincini tayan insan srekli olarak Tanr huzurunda olduunun da farkndadr. O halde Tanr karsnda olma bilinci ile Tanrnn lsne giren insansal ben ne kadar sosuz bir geree

55 Sosyoloji Notlar

sahip olur. Kierkegaard gnahla farkl benler arasndaki ilikiyi daha iyi anlamamz iin inekler karsndaki bir ben rneini veriri. nekleri karsndaki bir ben alt dzeydeki bir bendir, kleleri karsndaki bir hkmdarn benide alt bir bendir, hatta Kierkegaard bu beni ben olarak bile kabul etmemek gerektiini ifade eder. Bu benlerin ben olarak kabul edilmemesinin gerekesi lnn eksik olmasdr. l olarak anne-babas olan ocuk, yetikin olduunda l olarak devleti grd zaman ben olacaktr. Ama, Tanr insann ls haline geldiinde bene sonsuz bir nitelik kazanacaktr ki bu da dier btn benlerin toplamnda stn ve anlaml bir bendir. Yani benin ls nndeki eydir.

KAYNAKA Alpyal, Recep.(2002) Wittgenstein ve Kierkegaard'dan Hareketle Din Felsefesi Yapmak. Anka Yaynlar, stanbul. Blackham, J. Harold.(2005) Alt Varoluu Dnr (ev; Ekin Uakl). Dost Yaynlar, Ankara Kaufmann, Walter. (2001) Dostoyevskiden Sartreye Varoluular (ev; Akit Gktrk). Yap Kredi Yaynlar, stanbul. Kierkegaard, Soren. (2002). Korku ve Titreme. (ev; brahim Kapaklkaya). Anka Yaynlar.stanbul Kierkegaard, Soren. (2007). lmcl Hastalk Umutsuzluk. (ev; Mukadder Yakubolu). Doubat Yaynlar, stanbul Kierkegaard, Soren. (2004) Kayg Kavram. (ev; Veda Tadelen). Hece Yaynlar. stanbul Kierkegaard, Soren. (2005) Gnlklerden ve Makalelerden Semeler. (ev; brahim Kapaklkaya) Anka Yaynlar, stanbul. Kolektif. (2003). Kierkegaard ve Din. Gelenek Yaynclk. stanbul Magil, F. (1992). Egzistansiyalist Felsefenin Be Klasii. (ev; Vahap Mutal) Dergah Yaynlar; stanbul Macntyre, Alasdair. (2001) Etikin Ksa Tarihi. Paradigma Yaynlar. stanbul Olivier Cauly. (2006). Kierkegaard. Dost Yaynlar. Ankara, Tadelen, Vefa. (2004) Kierkegaardda Benlik ve Varolu. Hece Yaynlar, stanbul Wahl, J. (1999). Varoluuluun Felsefesi. (ev; Bertan Onaran) Payel Yaynlar. stanbul Derleme; Ahmet Cevizci. (2001) Metafizie Giri. Paradigma Yaynlar, stanbul

56 Sosyoloji Notlar KIERKEGAARDIN VAROLU ALANLARINDA BENLK: KARAMAZOV KARDELER mer Faik ANLI*

GR Fyodor Dostoyevski, eserine yazd nszde, Karamazov Kardeler romannn, eserin ana karakteri Aleksey Fyodorovi Karamazovun hayat hikayesi etrafnda ekillendiini ifade etmektedir. Dostoyevskinin roman kahraman, yine onun ifadesine gre hi yce bir insan deildir. Dostoyevski, nszde, okuyucu adna u sorular kendisine yneltmektedir: Aleksey Fyodorovite ne gibi bir stnlk var ki, onu kendinize kahraman olarak setiniz? Bunun iin ne yapmtr? Kendisini kime nasl tantmtr, nesi ile n salmtr? Neden ben, bir okur olarak vaktimi onun hayatn incelemekle geireyim? (Dostoyevski 2001: 25) zellikle son soru, bir romann sz daar ile bir filozofun sz daarnn ortak bir okumann konusu olup olamayacana ilikin bir almada Dostoyevski Kierkegaard balantsn kurmann ilk adm durumundadr. Aleksey Fyodoroviin, romann olay rnts erevesinde aktarlan yaam yks, Kierkekaardn temel kavramlarndan biri olan Benlik (Self)
*

Ankara niversitesi Felsefe Blm Aratrma Grevlisi

kavramnn rnek kiiliini inceleme olanan sunmaktadr. Benlik gerekte elle tutulamaz bir eydir, olanaklar, korkular, kararlarla anlalabilir ancak (Kaufmann 2005: 15). Dostoyevskiye gre Aleksey Fyodoroviin en nemli yan, bir eyler yapan bir insan olmas ama yaptklarnn belirsiz, aa vurulmam olmasdr. Bu yaklam, varoluu felsefe dilindeki ifadesi ile, varoluu ile babaa olan insann, onunla yzlemeden nceki durumunu anmsatmaktadr. Kendi olanaklaryla yzletii zaman, zgrln badnmesini yaayan birey, aslnda karar verme zorunluluu ile yzlemektedir: Neyi semeliyim? Bu soruya verecei hibir cevabn kendisinin dnda bir dayanann ya da sorumlusunun olmad hakikati, her kararn korku ve titreme iinde verilmesine neden olmaktadr. Dostoyevskiye gre, yaad a gibi bir zamanda insanlarn apak, kesin olmasn istemek biraz tuhaftr. (Dostoyevski, 2001: 26) Kesin ve apak olmamak znel varoluun belirlenmemiliidir. Aleksey, olduka garip, hatta acayip ynleri olan bir insandr. Ama acayiplik, tuhaflk genel karklk iinde paralar bir araya getirip de tm olarak bir sonu karmak konusunda, faydal olmaktan ok zararldr. (Dostoyevski, 2001: 26) Bu nedenle insan tmlnde acayiplik sonu karma konusunda ciddi bir sorun tekil etmektedir. Acayiplik, Aleksey

57 Sosyoloji Notlar kimdir? sorusunun cevabn zorlatrmaktadr. Dostoyevskiye gre, acayiplik, tmn bir paras, bir zellii deildir; nk garip bir insan, bazen deil, aksine ou zaman, iinde tmn en nemli ynn, zn tar. (Dostoyevski 2001: 26) te bu ifadelerde vurgulanan tm ve tmn en nemli yn: z kavramlar, Kierkegaardn Benlik ve benliin geleri kavramlar ile paralellik zellii tamaktadrlar. Geleneksel felsefe dilinde z, bir eyi her ne ise o yapan, kendisi olmadan, o eyin var olamayaca ey, bir eyi, baka bir ey deil de, her ne ise o ey yapan eydir. z, o eyin zorunlu tanmlayc zelliidir. z, Dostoyevskinin romannda Alekseyin acayipliki, e deyile, kesin ve apak olmay, Kierkegaardn Varolu Alanlarnda ise varoluun geleri arasnda bir sentez olan Benlikin nsel olarak belirlenim almamldr. Bu balamda, z geleneksel felsefe anlayndaki tanmlamasnn dna kmaktadr. Sartre dncesinde ak ifadesini bulan ze ilikin bu anlam ufkuna gre, z, nsel olarak belirleyici olan deil, varolu ile belirlenen konumundadr. Varolu, zn alm deildir; z, varoluun oluturduu, ina ettiidir. Bu anlamda da z bir projedir. Bu ifadeleri besleyen temel dncelerle Kierkegaardn eserlerinde karlalmaktadr. Karamazov Kardeler romannn karakterlerinin acayiplikleri ve de Kierkegaardn varolu gelerinin sentezi dncesi, bu balamda bir oluturma srecine gndermede bulunmaktadrlar. Benlik, acayipliki tar; kesin ve apak deildir; doutan bir belirlenim olarak getirilmi bir ey deil, dnyadaki varolu ierisinde oluturulan bir eydir. Benlik ya da Benlik olmak insann projesidir. nsel olarak kesin ve apak olmayan, insana verilmemi olan Benlik, nsel belirsizlii ile Dostoyevskinin acayiplik dedii grnmn aa kmasna yol amaktadr. nsan var-oluundaki bu belirsizlik anlay referans alndnda, Kierkegaardn Varolu Alanlar ile Dostoyevskinin Karamazov Kardeler romannda oluturduu felsefi arka plan belirgin ortak noktalara sahiptir. Bu almann amac, romann, Kierkegaardn felsefi sylemi nda incelenmesi, varolua ilikin temel sorunlar ortaya koyuu ile Varolu Alanlar dncesinin ortak noktalarnn belirlenmesidir. A) Kierkegaardn Varolu-Alanlar Dncesi Varolusal olanaklarn eletirisi olarak grlebilecek olan Kierkegaard dncesi, insann bu-dnyadaki varolusal durumunu betimlemektedir. Bir benlik olmak, Kierkegaardn kendi mezar ta iin yazd o birey nitelemesini tamak, bu-dnyadaki bulunuun kendi ikin hakikatidir. Kierkegaarda gre, bu hakikatin kendisini aa karabilecei olanakl varolu alan vardr: Bunlar, estetik varolu alan, etik varolu alan ve dinsel varolu alan olarak ayrmlanmaktadrlar. Ayrm, benlik olma ya da olmama srecinde, benliki oluturan geler arasndaki ilikilerin farkllamalarna dayanmaktadr. Bu geler, insan varoluunun oluturucu unsurlardr. Bunlar her insanda olanakllk olarak mevcutturlar; bu nedenle de herhangi bir insan iin bunlarn mutlak yokluklarndan bahsetmek olanakszdr. Ancak, yaam ierisinde bu temel geler arasnda salnmlar mmkndr. Benlik, bu temel gelerin oluturduklar sentez terimlerde kurulur. Bunlar, ruh, an ve olanakllktr. Sentez, iki terim arasndaki ilikidir. Bu iliki, nc terimde gereklemektedir. Benlik, temel geler arasnda kurulan ilikinin kendisine dnmesidir. Bir baka deyile, benlik, kendisine dnen ilikidir. O halde, Kierkegaarda gre, benlik, insann kendisine dnmesi, kendisi ile kurduu ilikidir. Bu iliki, insann kendi anlam dnyas ile olan ilikisinden baka bir ey deildir. nsann benlik olmas, kendi anlam dnyasn kurabilmesi demektir. Her insan, kendisinin oluturduu ya da kendisine verilen bir anlam dnyas ierisindedir. nsann etkin olarak kendi anlam dnyasn kurabilmesi, onun benlik olmasdr. Benlik olmak, Kierkegaarda gre, o birey olmaktr. Bu, kalabalklar ierisinde kaybolmamak ya da

58 Sosyoloji Notlar saklanmamak demektir. Kierkegaardda aa kan varoluu dncede bireyin kar karya olduu ey, kaba bir yorumlama ile, kendini bil buyruunun dnerek kendini olutur buyruu hlini almasdr. Bu buyruk, ona akn bir yetke tarafndan verilmemitir. Bunlar, insann kendi olanakllndan ve bu olanakll salayan kkensel yapsndan kaynaklanmaktadrlar. Kierkegaarda gre insann kkensel yaps, onun varolumakta olan bir sentez olmasdr. Bu yap, farkl varolu alannda, farkl biimlerden kendisini gsterir. Bu alanlar arasndaki iliki Ya / Ya da ilikisidir. Estetik hayat, kendi mutluluunkinden baka hibir kritere sahip olmayan insann hayatdr. Bu insann dmanlar ac ve daha zel olarak can skntsdr. Etik hayat, bir kimsenin kendi lehine hibir istisnay kabul etmeyen devin, moral standartlarn hayatdr (MacIntyre 2001: 14). nc olanakl alan ise dinsel varolu alandr. Bu alanda da, verilmi bir z ya da nsel bir form yoktur. Dinsel varolu alannda, benlik olarak karsnda / huzurunda bulunulan teki, Tanrdr; ve kurulan iliki bireysel ve zneldir. hayat da olanakldr ve birini semek iin deerlendirici bir dsal lt yoktur. te bu dsal ltn yokluunda iki olanakllk arasnda yaplan seim ya / ya da seimidir. nsan, yaama kar tarafsz bir gzlemci statsnde deildir; o, daima bir katlmcdr. Bu nedenle olanakllk ierisinde seim yapmaya mahkumdur. Ya / Ya da ile zorunlu karlama, insann kayg duymasna neden olmaktadr. Herbir seim, bireyselleme, varolan bir birey olarak edimselleme srecidir. Varolu alanlar arasnda geiler olanakldr; ancak bu gei, dnce yoluyla deil, edimsel seimler yoluyla Ya / Ya da durumlar ile olanakllk kazanmaktadr. Varolu alanlar arasndaki geiler, bir anlamda da varolusal sramalardr. Varolu alanlar, ben olma ynndeki mevcut gizil glerin, olanaklarn ve olaslklarn denenmesini olanakl klan anlam dnyalar ya da olanakl varolu evremleridir. Varolu, nsel bir belirlenim almamtr ancak anda bir belirlenim almak durumundadr. Bu belirlenim, insann (bireyin) kendini gerekletirmesidir. Bu kendini gerekletirmenin arac andaki yapp-etmeler ve onlarn dayand seimler/kararlardr. te bu anda belirlenim alma durumu, varoluun evremidir. Varolu alanlar, varoluun belirsiz evreminin anda beliren anlam olanaklardr. Farkl varolu alanlar aras geiler bir evreden dierine biiminde deil, Ya / Ya da seimine bal sramalar ile gereklemektedir. i) Estetik Var-olu Alan Doal/Sonlu Ben Vicdan azab hi deilse yaam ilgin klabilir. (Kierkegaard 2002a: 8) Kierkegaardn Batan karcnn Gnl adl eserinde betimledii Batan karc tipi, yaam ilgin klacak deneyimleri aramaktadr. Biz okuyucular, bu aray, onun kendi ifadesiyle erotik durum yorumlar olarak adlandrd, gnlk biiminde kaleme ald metinden takip ederiz. yle ki, bu metin Kierkegaard iin, bir yaam biiminin mmkn olan ifade biimidir. E deyile, kullanlan gnlk format, bir varolu alannn olanakl ifade tarzdr. Batan karc karakteri, estetik varolu alannn rnek kiiliklerinden birisidir. Eserde, bu durum u ekilde ifade edilmektedir: Onun tm hayat, bir iir gibi yaamay gerekletirme giriimi olmutu. Yaamda ilgin olann kefi iin gelitirdii bir yetenekle onu nasl bulacan bilmi, bulduktan sonra da bu yaanty yar iirsel tarzda yeniden retmiti. (Kierkegaard 2002a: 9) Batan karc figrnn tm yaam zevk/haz zerine kurulmutur. Onun iki boyutlu bir zevk algs vardr; ilk durumda nemli olan, onun, ksmen gerein ona verdiinden, ksmen de kendisinin geree yklediklerinden bencilce, kiisel bir zevk

59 Sosyoloji Notlar almasdr. kinci durumda ise kiilii buharlar, o zaman da durumdan ve o durum iindeki kendisinden zevk alr (Kierkegaard 2002a: 10) O, allm anlamda bir batan karcya gre ok daha tinsel bir yapya sahiptir. Zevk nesnesinden ald estetik hazz imgelem evreninde yaamaktadr. Tensel doyum yerine, tensel doyuma ilikin refleksiyonu koymaktadr. Onun amac fethetmektir. Kierkegaard, bunu gnlkte yle ifade eder: Zihinsel yetenekleri sayesinde bir kz nasl batan karacan, ona tam anlamyla sahip olma niyeti olmadan nasl kendine ekeceini bilirdi. Bir kz, her eyini feda edeceinden emin olduu noktaya dek getirebileceini, fakat olay bylesine ilerlemiken en ufak bir adm atmakszn, brakn ilan- ak ya da vaadi, azndan tek bir sevgi sz kmadan ekip gittiini hayal edebiliyorum. (Kierkegaard 2002a: 11) Bu durum, bir anlamda yaananlarn somutluunu belirsizletirmektedir. Bu belirsizlik ierisinde yaananlar, bir bakasna anlatlmak istendiinde, bir hie dnmektedirler. Kitabn ifadesiyle kurban bunu iddetle hisseder; ama onu kimse, hatta kendisi bile anlayamaz ve bu durum, zerine bir arlk olarak ker. (Kierkegaard 2002a: 11) Batan karcnn yaam biiminde vicdan, sulayc bir ge deildir. Onun vicdan toplumsal ahlan szcs konumunda deildir. Vicdan, onda bir huzursuzluk eklinde beliren, ama yine de onu ulamayan, fakat uyank tutarak ksr rpnnda bir an nefes aldrmayan daha st bir bilin eklini alr. (Kierkegaard 2002a: 13) Yaamnda kendisine sulu diyebilecek tek zne yine kendisidir; fakat o, byle bir yarglamadan uzaktr. Bir anlamda, ahlaki yarglarn tesinde yaamaktadr. Onun uyuyan bilincinden bahsetmek bile ona fazla ahlki bir ifade yklemek olacaktr. Eserde, Batan karc kiiliinin Edward kendi amacna ulancaya dek- kullanmas, hem de bunu tasarlanm ve neredeyse sistemli olarak tekrarlamas, ahlaki adan bir sutur. Oysa Batan karc, bu konuda kendisini yarglamamaktadr. Onun iin, bu eylem doru da deildir. Eylemini aklamak iin dahi, ahlki yargy kullanmamaktadr. Toplumun iyi ve kt deerleri, onun iin balayc deildirler; yalnzca kendisini honut edecek eylerle ilgilenmektedir. O, syle der: Ayam basacak hemen hibir yer bulamyorum; bir denizkuu gibi, aklmn alkantl denizine konmaya alyorum bouna. Ve bu alkant benim yaptam oldu artk, ben onun zerinde olutum, tpk yuvasn deniz zerinde yapan Alcedo spida gibi. (Kierkegaard 2002a: 29) Ancak, bununla beraber zaman zaman toplumsallk ierisinde gizlenmektedir. Toplumsalln maskelerini amalarna ulamak iin kullanabilmektedir. Bunun rneini Batan karcnn, gvenilir dost rolne brnmesinde ya da Cordelia ile karlaabilmek iin davetlere katlmasnda grebilmekteyiz. zellikle hala ile kurduu iliki, ona, evrensel ierisinde iyi ve gvenilir bir dost olarak tanmlanmasna olanak salamaktadr. Oysa, o sadece evrensel ierisinde gizlenmektedir; kendisini evrensel ile ifade etmesi sz konusu deildir. Bunun nedeni etiin skc olmasdr. Estetik karakterin tek amac ise skntdan kurtulmaktr; ve bunun iin de ara olarak hazlar ve haz olanaklarn kullanmaktadr. Etik, renirken de yaarken de ayn derecede skcdr. Byk fark! Estetik gk altnda her ey aydnlk, ho ve

60 Sosyoloji Notlar uarcasnadr; etik ortaya knca ise her ey sert, keli ve sonsuz bir can skntsna dnr. (Kierkegaard 2002a: 72) ii) Etik Var-Olu Alan Toplumsal Ben Kierkegaard, etik varolu alann iki yaklam ile betimlemektedir. Bunlardan biri, Ya / Ya dada zerinde durulan estetik varolu alan ile etik varolu alannn karlatrlmas dolaym ile dieri ise Korku ve Titremede zerinde durulan etik varolu alan ile dinsel varolu alannn karlatrlmas dolaym ile oluturulan yaklamlardr. lki, Etiin Estetik Yorumu, ikincisi ise Etiin Dinsel Yorumu olarak adlandrlmaktadr. Grlecei gibi, etik varolu alannn betimlenmesi, karlatrmalar yoluyla yaplmaktadr. Ya/Ya dada etik karakter olan Yarg Vilhelm, estetik karakter olan Batan karcya kardr ve toplumsal bir kurum olan evliliki ona kar savunmaktadr. Bu savunu ayn zamanda etik ile erotizmin karlatrmasdr. Korku ve Titremede ise etik karakter olan Agamemnon, dinsel varolu alannn rnek kiilii olan brahime kardr. Bu karlatrma ise etik devin mi yoksa Tanrya kar olan bireysel sorumluluun mu mutlak ve ncelikli olduu sorunu zerine odaklanmaktadr. Ya/Ya dada etik alan, estetik alann bir eletirisi olarak aa kmaktadr. Estetik varolu alan ile kartlk iinde ortaya kan etik varolu alan, balca, nesnel buyruklara, bir zgrlk varl olarak itaat etmeyi ifade eder. Burada kii devi seer, toplumsal ykmllklere balanr ve kendisini ahlksal devle tanmlar. Etik alanda, estetikinin varolu biimi, yaam karsnda taknd vurdumduymaz, sorumsuz, ahlk ve toplum d tavr eletirilir ve etiki, toplumun aktif bir yesi olarak devi seer. (Tadelen 2004: 196, 197) Ayn benlik, bu iki varolu alannda ayn anda aa kamaz; aralarndaki iliki ya / ya da ilikisidir. Bu iki alan, dnyay ve yaam iki farkl okuma / anlama zeminidirler. Bu nedenle de ayn kavramlar anlamlandrmalar farkldr. Estetik varolu alannda, zgrl kstlad dnlen tm belirlenimlerden kanmak esastr. Bu, bireyi ykmllk altna sokacak her trl anlamadan ve toplumsal grevden kanmaktr. Bir anlamda balanmaktan uzak durulmaktadr. Estetik varolu alannn temel duygusu olan skntdan kamann yolu, olabildiince zgr olmak, bal olmamak ve eylem serbestlii iinde bulunmaktr. Bu, doal/sonlu benin aa kdr. Etik varolu alan, doal/sonlu bene kart olarak toplumsal benin aa kt alandr. Toplumsal ben, toplumsal roller araclyla aa kar ve kkeninde seime/karara dayaldr. Bu alanda, belli bir angajman sz konusu olsa da, insan kkensel zgrln yitirmi deildir. Balanma, seim ile gelir. Birey, toplumsal ben olmay ve kendini evrensele adamay semektedir. Etik karaktere gre, aksi bir durumda, yani estetik varoluta, kii ben olma durumundan uzaklaacak, kendisine yabanclaak, tensel tutkularn peinde zgrln yitirecektir. Yarg Vilhelmin bak asna gre kiilik, insann toplumla ilgisinde, kamusal ykmllklerinde, bu ykmllkleri yerine getirme iradesinde ortaya kar. Etiki iin benlik, kiinin toplumla olan ilgisini salkl bir biimde kurabilmesi, toplumsal ykmllkleri yerine getirmesi, ii ve ailesi olan birey olarak etkin bir ekilde topluma katlmasdr. (Tadelen 2004: 197) Grld zere, estetik varolu alannn Beni ile etik varolu alannn Beninin zgrlke baklar ve onu anlamlandrmalar farkl dzlemlerde gereklemektedir. Estet, skntdan kamak iin eylem serbestliine sahip olabilmek adna her trl balanmadan kanma durumuna zgrlk adn verirken, etik karakter, balanmalar ve ykmllkleri ile zgrlemektedir. Balanma, belirlenimler alarak toplumsal ben olmak demektir. Bu, evrenselin seilmesi ve ne olacana karar vererek, o olmaktr. Seilen, toplumsal bir roldr. Toplum iinde ne olunduu, benin ne olmas gerektiine ilikin verilmi bir kararn sonucudur. Vilhelm, Aya [estete] yaad

61 Sosyoloji Notlar umutsuz hayat terk etmesini, sorumluluk almasn ve toplumsal deerlere yeniden balanmasn nerir. Onun iletisini u ekilde zetleyebiliriz: Yeniden topluma dn, kendini se, kim olmak istediine karar ver ve kendi benliini olutur. (Tadelen 2004: 198) nsann kkensel zgrl seim/karar durumunda olmasndadr. Etik varolu alannda seilen znel, bireyden kaynaklanan ahlksal ilkeler deil, nesnel, evrensel ilkelerdir. Geerlilikleri znel ve ksmi deildir. Bu ilkeler, kiinin dnda, onun yaad toplumda bulunan ilke ve devlerdir. Bu alanda, kii znel dnyasnn dna karak, bir devler , iyiler ve ktler dnyasna girmektedir. Kkensel zgrl ile byle bir d-dnyay kendi dnyas olarak semektedir. Bu deerlerin seicisi olmak, onlarn bende aa kmasna zemin hazrlamaktr. Bu nedenle ben sadece ykmllklerin taycs deil, toplumsal ben olarak aa km, dnm bendir. Bu dnm, benin kendisinin ve ilikili olduu dnyann deiimi ve dnmdr. Kierkegaarda gre, estetik alan bir olanakllk alan iken, etik alan bir edimsellik alandr. Ahlksal olarak varolmak edimselliktir. Ahlksal bak asndan edimsellik olanakllktan stndr. (Aktaran, Tadelen 2004: 200) Estetik alana zg duru, bir varolu olanadr; oysa etik alana zg duru bir varolutur. Bu, olanaklar dnyasnda belirlenim alarak snrlanmak ve bu snrlanma ile belirli bir ben oluturmaktr. Benlikini oluturmak, belirlenimler almaktr. Bu belirlenimler, etikin evrensellii ile balayclk kazanrlar. Balayclk, etik alann sorumluluudur. Etik varolu alannda, etik, balayc, evrensel ve nesneldir. Etikin belirleyicisi, toplumdur. Birey, toplumsal ahlaka tbidir; bir baka deyile, etik buyruk sz konusu olduunda, yasa koyucu bireyin kendisi deildir. Bu balamda, etik znel deil, nesneldir. Birey bu ahlk biiminde, yasa koyucu olarak deil, uygulayc olarak ortaya kar. Etiin nesnel buyruklar ile btnlemek ve onlarla uyum iinde yaamak en yksek devdir. (Tadelen 2004: 201) Bu varolu alannda, birey, kendisini toplum ierisinde seer. Bir baka deyile de toplumsal beni kurar. Bireyin seimi, kendisini toplumsal ben olarak kurmaktr; bunun koullar ise nesnel koullar olarak bireye verilir. Bu koullar, bireyin ierisine doduu toplumun ahlak yapsdr. Birey, toplumsal olan seer ve mutlak devi olarak toplumsal ykmllklerini yerine getirmeyi belirler. Bu seimden / karardan sonra, birey artk evrensel kategorisinde yer almaktadr. Evrensel ierisinde yaad iin, etik karakter, anlalabilirdir. Eylemesi, evrensel deerler balamnda olduu iin, eylemleri hesab verilebilir nitelikte eylemlerdir. Yaptklar, toplumsaln akl ierisinde yer almaktadr. Kierkegaard, Korku ve Titremede etik karakteri trajik kahraman olarak betimler. Trajik kahraman, insanlarn kendisini seyrettii, vgleri ya da yergileri ile kendisini deerlendirdii bir tarih ve toplum sahnesinde yaar. O, kendisini anlatabilmekte, savunabilmekte, mazeretlerini ve bahanelerini bir bir sralayabilmektedir. (Tadelen 2004: 201) iii) Dinsel Var-Olu Alan Teolojik / Sonsuz Ben Dinsel Varolu Alan ile Etik Varolu Alan arasnda bireyin kar karya olduu kartlk brahimin olunu kurban edii mitine gnderme yaplarak u ifadeler ile ortaya konulabilmektedir: Tanr brahime dedi ki, git ve bana bir evlat kurban et! Ve etik buyruk brahime dedi ki, masumlar ldrme, toplumsal ykmllklerine balan ve toplumsal Ben ol! Kierkegaard, bu kartl temele alarak, Korku ve Titreme adl eserinde iki farkl var-olu alann (Dinsel ve Etik) amlamaktadr. Sorun, u ekilde ortaya konur: Tanrya kar mutlak dev var mdr? Tanrya kar mutlak dev varsa bu dev etik devi nasl etkiler? Tanrya kar olan dev, etik devi askya alr m? Bu sorularn somutlatrlmalar ise varolu alanlarnn rnek kiilikleri zerinde gerekletirilmektedir. brahim dinsel varolu alannn, Agamemnon ise etik var-olu alannn rnek kiisi konumunda yer

62 Sosyoloji Notlar almaktadr. Kierkegaard, Korku ve Titreme adl eserinde dinsel var-olu alannn insana ykledii dinsel dev ve etik var-olu alannn insana ykledii ahlksal dev arasnda bir ncelik-sonralk, mutlaklk-grelilik tartmasn ortaya atmaktadr. Kierkegaardn ortaya att bu tartma, bireyin yzlemesi gereken varolusal bir kararn nceleyicisidir. man, karar ile ilikilidir. Kierkegaard, iman kltrel, geleneksel bir davran biimi olmaktan kararak, temelinde seim, karar ve zgrlk olan varolusal bir karar haline getirir. man, bir seremoni ile sahip olunan, toplumsal bir olgu deildir. O, yaam srecine yansyan, isellik ve znellikte kaynan bulan bir seimdir. Korku ve Titremenin nsznde u ifadelere yer verilmektedir: O eski gnlerde durum farklyd. Onlar iin iman; gnler ya da haftalar iinde kazanlacak bir beceri olarak dnlmyordu, iman yaam boyu srecek bir grevdi. Yal sava sona yaklatnda iyi bir sava verdi ve imann korudu, kalbi hl genliini terbiye eden ve yetikin bir adamn zerinde ustalat; ancak en erken frsatta daha ileri gitmeyi baarm olmas durumu hari- tamamen kurtulamad korku ve titremeyi unutmayacak kadar genti. (Kierkegaard 2002b: 49) O halde, yaam boyu srecek bir grev olan imann insana ykledii devin niteliine ilikin bir tartma, seilen yaam biiminin ya da baka bir ifadeyle, seilen Benin varolu niteliine ilikin bir tartmadr. Kierkegaard, gnlklerine dt bir notta imana ilikin u ifadeleri kullanmaktadr: [...] imana sahip olmak srekli bir korku ve titreme iinde diyalektik bir gidip gelme, ama hibir zaman kuku duymamadr; iman kiiyi her eyi riske etme bilinci iinde tutan bu sonsuz z-kaygdr; ayrca bu z-kayg kiinin gerekten imana sahip olup olmad konusunda da vardr Ve baknz ki, ite bu z-kayg imann ta kendisidir. (Kierkegaard 2005a: 372) man ile balanlan Tanr, gz ve akl ile grlemeyen ancak dinsel varolu alannda benlikin karsnda / huzurunda konumland tekidir. Onun akln tesinde olmas ve bu nedenle de akli ya da empirik bir dayanaktan yoksun olmas, insann, kendinde anlamlarn yokluu olarak hilik ile mutlak anlam olan Tanr arasndaki seiminin / kararnn korku ve titreme iinde vermesine neden olmaktadr. Bu karar akl ve gz tarafndan grlemeyene gven duymay ve ona adanml gerektirmektedir. Adanml gerektirir nk ierisinde kukuya yer yoktur. yle ki bu, akln sama ve paradoks olarak nitelendirdiini hakikat olarak yaamsal zemine yerletirmektir. Ancak, bu durum, kiinin kendi benliine ilikin verecei kararn, bir ben olma kararnn dolaymndadr. te bu nedenledir ki, iman, bir z-kaygy iermektedir. Bu kayg, iman hamlesi yapacak insann, bu sraynda yalnz ve dsal bir dayanaktan yoksun oluunun getirdii ve ona ykledii znel kaygdr. Kierkegaardn metinlerine dayanlarak sylenebilecek olan, benlik olmak ya da olmamak arasndaki salnmn yaam boyu srddr. Benlik, bir kez kazanlacak ya da bir kez oluturulacak bir ey deildir. O, yaam boyunca, her an srekli olarak kurulan, oluturulan bir projedir. Varoluan insan, varoluu boyunca bu salnm yaamaktadr. Kierkegaarda gre, estetik ve etik varolu alanlarndan gerek anlamyla benlik olabilmek olanakl deildir. Benliin ls, her zaman benliin nndeki eydir (Kierkegaard 2001: 92). Ancak dinsel varolu alannda, benliin nndeki ey Tanr olduu iin, benlik gerek ltn bulmu olur. Bu, paylalamaz, anlatlamaz bir varolusal durumdur. Bu paylalamazlk ve anlatlamazlk, bireyi gerek bir birey klmaktadr. O, kalabalklarda saklanmamakta, evrenselde kendisini belirlememekte, yalnzl ile teki olan Tanr karsnda / huzurunda(nnde) bulunmaktadr. Bylesi bir bulunu hli, her insan iin olanakldr. Tanr karsnda/huzurunda(nnde) bir benlik olmak, zgr olmaktr. Bu zgrlk, anda varoluan insann yzn sonsuza dnmesidir. Bir baka ifade ile bu, kendi olanaklarna atlm insann, kendisi iin her eyin olanakl olduu Tanr ile yzlemesi,

63 Sosyoloji Notlar insann kendi yzn sonsuza dnmesidir. Bunun olana ise iman ile aa kmaktadr. man, aklsal olan aan, varolusal bir ilikidir ve kendisini her varolu alannda da farkl biimlerde gstermektedir. man, bu dnyaya yneldii zaman, tutku olarak aa kmaktadr. Tutku, olumsuzlanan bir durum deildir. Souk rasyonel ilkelerce biimlendirilmi bir a, yaam yakalayamamaktadr. Onda eksik olan tutkudur. Bu nedenle de tutku akan yaama tutunmann, bu ak duyumsayabilmenin yoludur. Fakat Kierkegaarda gre, iman, iman olarak ancak dinsel varolu alannda kendisini gstermektedir. Bu alan, benlik olabilme olanann en gl biimde kendisini gsterdii varolu alandr. B) Karamazov Kardeler ve VaroluAlanlar Edimsel yaamda insanlarn yappetmelerini gzlemleyerek ya da bir romandaki karakterlerin, o romann yazarnn tasvirlerine dayal anlatmna dayanarak varolu alanlar ile ilikilendirilmeleri ne derecede olanakldr? Roman karakterleri iin bunun olanakl olduunu sylemek yanl olmayacaktr; nk bu karakterlerin deerlendirilmeleri romandaki aka bal olarak romann son sayfas ile snrlandrlmtr. Bu snrlar dahilinde, karakterin anlam dnyas, okuyucu tarafndan da anlalabilirdir. Varolu alanlarnn da birer anlam dnyas olduklar hatrlanacak olursa, roman kahramannn betimsel sunuluu ile onun anlam dnyasnn aa karlmas ve bunun da varolu alanlar dncesinin nda irdelenmesi olanakl olacaktr. Kierkegaardn da varolu alanlar dncesini ou yazn alanndan seilmirnek kiilikler zerinden betimlemi olmas bu alma iin de bir dayanak noktas oluturmaktadr. Bu dnceler nda Dostoyevskinin Karamazov Kardeler roman incelendiinde, romann temel karakterlerinin varolusal durumlar ile varolu alanlar dncesi arasnda balantlar kurmann olanakl olduu grlmektedir. Fakat unutulmamaldr ki, varolu alanlar dncesine dayal olarak kategorik snflandrmalar yapmak olanakl deildir. nsan varoluuna ilikin bu tr tehis denemeleri, daima eksik kalmaya mahkumdurlar. Varoluan bir insan iin bu tr tehislerde bulunma abas, akmakta olan suyun biimi hakknda yargda bulunmakla edeerdir. Sylenecek olan her ey O bireye ilikin deil, O bireyin gemite yapp-ettiklerine ilikin olacaktr. Bir baka deyile de, kiinin kendi beni dndaki benlere ilikin yarglar kkensel olarak eksik kalmaya mahkumdur. Roman karakterleri ise, yazar tarafndan biimlendirilmi ve romann olay rnts ile snrl kalm karakterler olduklar iin varolu alanlar dncesinin nda incelenmeleri olanakldr. Varolu alanlarn birer anlam dnyas olduklar iin roman kahramannn betimsel sunuluu ile onun anlam dnyasnn aa karlmas ve bunun da varolu alanlar dncesinin perspektifinde irdelenmesi olanakl olacaktr. Ancak, bu irdelemede de karakterlerin karanlk noktalar romann btnsellii ierisinde yorumcu tarafndan tamamlanmaktadr. O halde, roman incelemelerinde de varolu alanlar dncesi bir tehis arac deildir; bu dnce, varoluun betimlenmesi iin olanakl bir kkensel eletiri denemesidir. Karamazov Kardeler romannn temel karakterleri olan Fyodor Karamazov, Dmitri Karamazov, van Karamazov ve Aleksey Karamazov karakterleri, bu persfektiften incelendiinde, herbirinin Kierkegaardn betimledii varolusal salnm ierisinde olduu grlmektedir. Hibiri bir benlik oluturabilmi deildir. Fyodor Karamazov, beden, sonlu ve zorunluluk ierisinde skm, estetik varolu alannda varoluan bir karakterdir. Kendinde gizil olarak bulunan tin, sonsuz ve zgrlk ikinci terimleri ile iliki kuramamakta ve sentez varlk hline dnememektedir. Onun yaamnn belirleyicisi sknt hli ve ondan kamaya almasdr. Haz nesnelerine ynelerek ve kosnl zevkler ile sknty amaya almaktadr. Romanda, Baba Karamazovun

64 Sosyoloji Notlar haz nesnesi, ayn zamanda bu-dnyann ayartcln temsil eden Gruenkadr. Gruenka, romandaki kadn imgesinin en ak grntsdr. Baba Karamazov, Gruenkay haz nesnesini- fethetmeyi amalamaktadr. Gruenka ise, srekli olarak kendisini gsteren ve geri ekendir. Onun elde edilemezlii, onu ok deerli bir haz nesnesi klmaktadr. nk estetik varolu alannda bulunan bir karakter iin, skntya kar verdii savata esas olan amacna haz nesnesine- ulamas deil, ulama srecidir. Haz nesnesi elde edildikten sonra, o, haz nesnesi olmakln kaybetmekte ve sknt geri gelmektedir. Bu da yeni bir haz nesnesi arayna neden olmaktadr. Dmitri Karamazov, nianls ile Gruenka arasnda bocalamakta ve bu ikilemi yaad her seferde Gruenkay tercih etmektedir. O da bir benlik oluturamamtr. Babasndan farkl bir biimde de olsa, estetik varolu alannda bulunan bir karakterdir. Onun yaam da dorudanlk zerine kuruludur. Onun haz nesnesi de Gruenkadr. Onun dorudanlk, Gruenka ile her karlatnda her eyi askya alarak dorudan haz nesnesinin etkisine girmesidir. Haz nesnesi ile kurduu iliki, dier tm ilikileri olumsuzlamaktadr. O, tm toplumsal grevlerini, kiisel ballklarn ve hatta kendisini bile olumsuzlayarak, Gruenkann zerine kurulmu bir anlam dnyasnda yaamaktadr. Bu, estetik varolu alannn olanakl anlamlandrmalarndan biridir. van Karamazov, kendisine temel problem olarak zgrlk ve inan problemini almtr. zellikle, romann Byk Engizisyoncu adl blmnde dile getirdikleri, Tanr ile kilise arasndaki fark gzler nne sermektedir. Kilise, insann zerindeki en byk yk olan zgrln yadsyarak ona tutunabilecei sabit belirlenimler sunmaktadr. Kilise, Tanrnn somut grnts ve sesidir. nsan, Tanrsn somut olarak karsnda grp duyduunda ne yapmalym? ya da neyi semeliyim? sorular anlamn yitirmektedir. Yapmas ve semesi gerekenler ona verilmitir. Kilise, bu dnyada hkmdar olarak insanlar kendisine balamakta, onlar doyurmakta ve onlara mucizeler vaat etmektedir. Oysa vana gre, sa insanlara vaadde bulunmamtr. O, Tanry denememi, ondan ya da insanlardan bir karlk beklememitir. nsanlar doyurarak ya da onlara mucizeler vaat ederek kendini sevdirmemitir. Aksine, o, insanlarn kendisini zgr seimleri ile sevmesini, kendiliinden ona gitmelerini istemitir. nsanlarn ac yznden ona inanmalarn deil, acya ramen ona inanmalarn dilemitir. Kilise ise Romann gc ile birleerek bu dnyann otoritesini de arkasna alm ve insanlar en ar yklerinden, zgrlklerinden kurtarmtr. Bu dnceler Kierkegaardn grlerine ok yakndr. Kierkegaard da Hristiyanln kilise tarafndan dizgeletirilmesini eletirmi ve gerek dinin bireysel bir ilikiye dayanmas gerektiini savunmutur. Bu bireysel iliki, Tanr ile birey arasnda kurulan iman ilikisidir ve bu, dsal bir dayatma/zorunluluk deil, bir varolusal olanaktr. van karakteri, zgr olmak ya da olmamak arasnda salnan bir karakterdir. O, kendisinde byle bir ilikinin olanan tayan ve bunu gl bir biimde hisseden bir karakter olarak karmza kar. Ancak, onun duruu srekli bir olumsuzlama ve phecilik tamaktadr. Bu nedenle dnsel dnyas ile edimsel dnyas rtmemektedir. Bu karakterin salnm, onu estetik varolu alannda tutsa da, zaman zaman srama olanan da gl bir biimde gstermektedir. Romann olay aknda, vann dncesi edimselliini Smerdyakovda bulmaktadr. Smerdyakov karakteri, yazarn ifadesi ile izlenimler biriktiren bir seyircidir. O, srekli olarak yaam ve yaayanlar izlemektedir. Bu izlenimleri biriktirmekte, ancak kendisi yaama karamamaktadr. Smerdyakov, modelini van karakterinde bulur. Onun olmak istedii kii vandr. Bu nedenle de Kierkegaardn umutsuzluk durumu betimlemeleri ile paralellik gsteren bir varolu ierisindedir. Kierkegaardn betimlemesine gre, bu varolu hlindeki kiiler Ya Sezar olurum ya da hi demektedirler. Smerdyakov ise Ya van

65 Sosyoloji Notlar olurum ya da hi demektedir. O, kendisi olmak istemeyen bir benliktir. Bu nedenle gerek anlamyla bir benliki de yoktur. O, vann baba katline ilikin dncesini gerekletirdii zaman bir anlamda van olmutur. Smerdyakov, vann eksik parasdr. Edim Smerdyakova aittir; ancak sorumluluk vanndr. Hibir dnyevi mahkeme van mahkum edemese de van kendi sorumluluunun yknden kurtulamayacaktr. van, dncelerinden ve bunlarn etkilerinden sorumludur. Dnceler de somut edimler gibi, birer karardrlar ve her karar varoluan insann belirlenimlerini oluturmaktadr. Bu nedenle dnce de insann en ar yk olan zgrln sorumluluunu yklenmek durumundadr. Son olarak, romann ana karakteri olan Aleksey Karamazov iin unlar sylenebilir: Aleksey Karamazov (Alyoa), dinsel varolu alanna en yakn, hatta zaman zaman da bu sramay baarabilen bir karakterdir. O, bata Zosima Dedeyi kendine model olarak semitir. Romanda Zosima Dede, Tanrnn sesi konumundadr. O, sonlu sonsuz ilikisinde, sonsuzun, tin beden ilikisinde tinin, zgrlk zorunluluk ilikisinde ise zgrlkn arsdr. Alyoann bata byle bir karar vermi olmas, onun Tanry setiinin gstergesidir. Ancak, Zosima Dedenin lmyle Alyoa sessiz bir Tanr ile yzlemek zorunda kalmtr. Bu yzleme, Alyoann kendi benlii ile yzlemesidir. Tanry arad yer, kendi benliidir. Kierkegaardn varolu alan balamnda yapt benlik betimlemelerinin greli mulakl, dinsel varolu alannda benlik olabilmenin olanaklln da mulak klmaktadr. Bu, Kierkegaard dncesinin doal sonucudur. O, varolu alanlar dncesi balamnda, kuatc bir kategorizasyon yapmay amalamamtr. Bu nedenle de benlik olmak ya da olmamak sreci olarak betimledii yaam bir varolu sreci olarak grm ve srecin sonunu, srelemeyi teleolojik yapdan kurtarmak adna mulak brakmtr. Hibir hazr forml benlik olmann ltn vermemektedir. Kierkegaard ancak bunun ipularn vermekle yetinmi ve bunun iin de doal olarakkendi varoluundan hareket etmitir. O halde, romann dier karakterleri iin, romann olay ak balamnda birer benlik oluturamadklar daha kesinlikli olarak sylenebilse de Alyoa iin bunun geerlilii tartmaldr. Bunun yansra, Karamazov Kardeler romannn, Alyoann ana karakter olduu Dostoyevskinin daha byk bir projesinin (Bir Byk Gnahkarn Yaam) bir paras olduu hatrlanacak olursa, Alyoann benlik olma ya da olmama sreci olan serveninin henz tamamlanmam ve tamamlanmayacak olacan sylemek mmkndr. Sonu olarak bu almaya dayanlarak sylenebilecek olan udur: Kierkegaard dncesi yeni ve farkl okumalar iin k tutabilecek niteliktedir. Bu, ayn zamanda karlkl bir ilikinin aa kmasn da salamaktadr. Dostoyevskinin Kierkegaard dncesi balamnda ele alnmas ile Kierkegaardn da Dostoyevskinin dhiyane anlatm ile oluturduu karakterler nda yeni ve farkl okumalara konu olabilecei grlmektedir. O halde, Kierkegaard ve Dostoyevskinin servenleri de henz tamamlanmamtr ve yeni okumalara aktr. Bana gelince, sizlerin ancak yarya kadar getirmek yrekliliini gsterdiiniz eyleri ben sonuna dek gtrmekten baka bir ey yapmadm yaammda. Dostoyevski

66 Sosyoloji Notlar
KAYNAKLAR DOSTOYEVSKI, Fyodor (2001) Karamazov Kardeler, ev. Leyla Soykut, 4.Bask, stanbul: Sosyal Yaynlar. KAUFMANN, Walter (2005) Dostoyevskiden Sartrea Varoluuluk, ev. Akit Gktrk, YKY. KIERKEGAARD, Sren (2001) lmcl Hastalk Umutsuzluk, ev. M.Mukadder Yakupolu, 2.Bask, stanbul: Ayrnt Yaynlar. KIERKEGAARD, Sren (2002a) Batan karcnn Gnl, ev. S.Sertsbibolu, 3.Bask, stanbul: Ayrnt Yaynlar. 4.Bask, stanbul: KIERKEGAARD, Sren (2002b) Korku ve Titreme, ev. brahim Kapaklkaya, stanbul: Anka Yaynlar. KIERKEGAARD, Sren (2005a) Gnlklerden ve Makalelerden Semeler, ev. brahim Kapaklkaya, stanbul: Anka Yaynlar. MACINTYRE, Alasdair (2001) Varoluuluk, ev. Hakk Hnler, stanbul: Paradigma Yaynlar. SOYKAN, mer, Naci (1999) Varolu Yolunun Ana Kavanda: Korku ve Kayg, Dou Bat Dnce Dergisi, Say:6, ss. 40-62, Dou Bat Yaynlar. TADELEN, Vefa (2004) Kierkegaardta Benlik ve Varolu, Ankara: Hece Yaynlar.

67 Sosyoloji Notlar IRKI SYLEM1 Teun A. Van Dijk ev: Merve Birgl2

Irk sylemin iki eidi Irk sylemin iki ana biimi vardr: 1) Etnik bakmdan farkl olan tekilere yneltilmi rklk, 2) Etnik bakmdan farkl olan tekiler hakkndaki rklk. Irk sylemin ilk eidi, baskn grup yelerinin szel olarak, hkmedilen grupla (Etnik aznlklar, gmenler, mlteciler,..v.b.) etkileime girdii birok ayrmc yoldan biridir. Bunu son derece aikr; aalayc hakaretlerle, hor grmelerle, kaba biimde hedef gstermelerle, rkln belirgin stnlk taslama ve saygdan yoksun normlaryla gsterebilmekteler. Gnmzde bile szel ayrmcln bu kadar aikr biimleri siyaseten doru3 olarak kabul ediliyor, bu ekildeki birok sylemin kendilerine yneltilmi olduu, zerinde bask kurulan etnik grubun yeleri ise daha dolayl ve nktedan olmaya eilimliler. Bylelikle; beyaz konumaclar, aznlk konumaclarna kar balarn yere
1

Avrupa rkln konu edinen aadaki 2004 tarihli makale; yazar iletiim bilimci Teun A. Van Dijkn kiisel web sitesi www.discourses.org adresinden alnan Racist Discourse balkl makalesinin Trke evirisidir. Makalenin orijinali, http://www.discourses.org/OldArticles/Racist%20disco urse.pdf adresinde grlebilir. 2 Orta Dou Teknik niversitesi, Sosyoloji Blm Yksek Lisans rencisi 3 Terimin asl politically correct olarak geiyor.

emeyi reddedebiliyor, onlar benimsemeksizin szlerini kesiyor, (aznlklarn) muhataplar tarafndan nerilmi konular nemsemeyebiliyor, aznlk grubun negatif zelliklerini ima eden konulara odaklanabiliyor, yksek sesle konuup, sklm mimiklere brnp, gz temasndan kanarak ve kibirli tonlamalar yaparak, bunun gibi sayg gstermediini aikr eden birok harekette bulunabiliyorlar. Belirtilen szel adaletsizliklerin bir ksm, ok-kltrl iletiimin genel bir problemi, dierleri ise beyaz konumaclarn (katlmclarn) rksal/etnik tahakkmlerinin gerek ifadeleri. Dier bir deyile, bunlar (baskn) grup yeleriyle konuurken kabul edilemez ve sapma olarak grlen szel etkileim ve ayrmclk biimleri; te yandan gndelik rklk olarak adlandrlan tahakkm formlardr. Elbette bu szel etkileim formlar ve ayrmclk tipleri, baskn grup yelerinin birbirleriyle konumalarnda da grlr, ancak kaba ve yakksz olduklar dnlr. Buradaki temel ayrm, aznlk grubun bu tip rk konumalara gndelik olarak, stelik sylediklerinden ve yaptklarndan tr deil, sadece olduklar eyle: farkl olmalarndan dolay maruz kalmalardr. Birikmi ve giderek ktleen rk tacizin nesnesi durumundadrlar, bu durum da iyi olmalarna ve genel olarak hayat kalitelerine ynelik direkt bir tehdittir. Irk sylemin (yukarda belirtilmi olan) ikinci eidi ise, dier baskn grup yelerine gsterilen etnik/rksal tekiler

68 Sosyoloji Notlar hakkndadr. Bu tip sylemler gndelik informel konumalardan ya da kurumsal diyaloglardan (parlamento tartmalar gibi), yazl ya da multimedya metinlerinden4, televizyon showlar, filmler, haber bltenleri, bamakaleler, ders kitaplar, akademik yaynlar, hukuk, szlemeler,..v.b. birok iletiime ilikin olgudan/olaydan/durumdan yaylmaktadr. Irk sylemin genel karakteristii, genelde Bizin olumlu sunumuyla birletirilmi Onlarn negatif tasviridir. Bu stratejinin neticesi, Onlarn pozitif sunumundan kanmak ya da Bizin olumsuz sunumunu hafifletirmektir. Sradaki ele alnacak vaka iin de tipik zellik, rkln reddi ya da durumun hafifletilmesidir. Tm bu stratejiler metinlerin ve konumalarn tm derecelerinde grlebilir; grsellerde, seslerde (vurgulama ve grlkte), semantikte (anlamlandrma ve referans gstermede), biimde (kelime seimi ve diziminde), retorikte (gramer ve biimin ikna edici kullanmnda), edimbilimde (Konuma, iddia ya da tehdit halini alabilir), etkileimde ve daha birok eyde. Konular Bylelikle, aznlklar ya da gmenleri konu edinen karlkl konumalarn, haber bltenlerinin, politik tartmalarn ya da makalelerin nyargl olarak negatif steorotiplere odaklandklar/vurguladklar dnlebilir. stelik gmenlik ile; ekonomi, demografi ve lkenin kltrel eitliliine ek olarak, igal, tufan, tehdit ya da byk herhangi bir problem neticesinde karlalmasna ramen. Karlkl konuma, medya, ders kitaplar ve sylemin alanlarnn incelendii aratrmalar, aznlklar ve gmenler hakknda snrsz sayda potansiyel konu ve balk bulunduunu ancak tipik olarak ana konu/tema etrafnda bir araya geldiklerini ortaya koymutur. lk tema; dierlerinin farklln, bu nedenle Bize olan uzaklklarn vurgular. Eer, Onlar yabanc terimlerle tanmlanyorlarsa, bylesi bir vurgu aka belli pozitif bir alay tar. Ancak farkllk, ou zaman negatif olarak deerlendirilmektedir: Onlar, bizim olduumuzdan daha az zeki-gzel-hzlalkan-demokratik-modern,..v.b. olarak tanmlanrlar. Bu, tipik olarak gndelik konumalarmza, ders kitaplarna ve zellikle de kitle iletiimine sinmi bir durumdur. Sylemde grup ii-grup d kutuplamasnn ilk adm olan, ayn zamanda dipteki tavr ve ideolojileri karakterize eden ilk adm; Onlarn hepsi ayn ve Biz tamamen farklyz a vurgu yapar. Biz ve Onlar kutuplamasn yaratan ikinci tema, aramzdaki mesafeyi bir adm daha arttrarak Onlarn sapkn olduklarn ve bu sebeple norm ve kurallarmza uymadklarn vurgular: Dilimizi konumamakta/konumak istememektedirler, komik kyafetlerle gezerler, garip alkanlklar vardr, garip eyler yerler, kadnlarna iyi davranmazlar, vesaire. Bu temann varsaym ya da karm, Onlarn bize uymadklar, ancak uymalar gerektiidir. te yandan, belirtilen bu temalar, dili kullananlarn farkl dnceleri ve niyetleriyle de alakal olabilir. Bylelikle, gryoruz ki yabanc komularmz hakkndaki gndelik ktcl hikyelerde, insanlar, barl Oryantasyon seenei ile ztlk ierisindeki Engelleme seeneine odaklanma eilimindedirler (Yolda yryordum ve birdenbire), ayrca ounlukla, yabanclarn varln zlemeyecek bir problemmi gibi vurgularcasna, zm seeneini de darda brakrlar. Byle bir durumda, nceden balar bununla ilgili belaya girmise dahi, genellikle en az nyargl olan konumaclar olumlu zmler sunmaktadrlar. Benzer olarak, parlamento tartmalarndan, editoryal blmlerden, bilimsel makalelerden ve kantlarn ok nemli olduu herhangi baka sylemlerden, Onlar aleyhine argmanlar bekleriz. Polis ya da (beyaz) uzmanlar gibi otoriter kaynaklar,

Eletirel sylem analizi teknii, her durumun/olgunun/resmin metin olarak okunabilecei iddiasndadr. Bu nedenle, hareketli ve/veya grsel tm eler metin olarak deerlendirilir. (.N.)

69 Sosyoloji Notlar gmenlerin illegal olduu, onlara gvenilmemesi gerektii ya da problematik hale getirilmeleri, marjinalletirilmeleri, yerlerinden edilmeleri ya da srgn edilmelerinin gerekliliine kant olarak kullanlrlar. Bu hareket, otoritenin iyi bilinen aldatmacas iin alldktr. Gmenlik tartmalar bu tip aldatmalarla doludur; rnein abartma aldatmacas, doal afet yznden bir grup mltecinin gelii yle bir yorumla sonuca balanabilir: Eer gmenlik yasalarmz gevek olursa, o zaman btn mlteciler bizim lkemize gelir. Sonu olarak, sylem kelimelerden ve kresel gelimelerden de fazladr ki genelde semiyotik olarak sayfa dzenlemesi, yerletirme, resimler, kuduz ve bunun gibi birok grsel enformasyonla badatrlr; basn, sinema filmleri, TV ve internet iin de geerli olduu gibi. Szel olmayan mesajlar, pozitif Biz ve negatif Onlar sunumunu vurgulamann gl yollardr. Bylece, yazl basnda Onlarn sular ve iddeti hakknda kan haberler genelde ilk sayfada, en stte, geni kolonlarda, byk balklarla, Onlarn agresif ve Bizim (Polisin) kurban olarak grldmz belirgin fotoraflarla yer alr. Bizim polisimiz, yazl basnda byle belirgin bir yeri nadiren igal eder ve genelde i sayfalarda, baln vurgulanmad, ok mhim olmayan makalelerde yer alr. Toplarsak; sylem kaynaklarnda, metnin ve konumann birok derece ve boyutunda, rklk ve nyargnn gndelik olarak ifade edildiini, rk bir topluluun pratiklerinden olan sylem tarafndan canlandrldn ve yeniden retildiini gryoruz. Byle bir sylem yalnz olmaz; iletiimsel, etkileimsel ve sosyal bazda kendi koullarn, sonularn ve fonksiyonlarn oluturur. Stereotipletirilmi ve nyargl haberler medya kurulular, gazeteciler ve dier profesyoneller tarafndan hazrlanmaktadr. Parlamenter tartmalar, politikaclar tarafndan ynlendirilir. Ders kitaplar, dersler ve bilimsel yaynlar, retmenler ve bilim insanlar tarafndan retilir: Bunu ok farkl rollerde, bir yn profesyonel ve sosyal grubun yeleri ve ayn zamanda da gndelik alkanlklar ve rutinlerin bir paras olarak yaparlar. Haberler; editrlerin, ounluu salayanlarn, rnein hkmet ajanlar, polis, niversiteler ya da mahkemelerin kontrol altnda hazrlanr. Aznlk gruplar sistemik biimde nemsenmez ya da en az ilgi ve ncelik atfedilir. Kuzey Amerika, Avrupa ve Avustralyadaki haber odalar byk lde beyazdr. Her zamanki doru olmayan argmanlar yznden, aznlk gazetecilerine ayrmclk uygulanmakta ve yeterince altrlmamaktadrlar. Bouna deildir ki, toplumdaki, zellikle de etnik vaziyetler ve aznlk gruplar hakkndaki baskn sylem, kt bilgilendirilmektedir ve bu sebeple de kt biimlerdedir. Dier bir deyile, rk toplumlar ve kurumlar, rk sylemi retir ve rk sylemler, beyazlarn hkimiyetini savunan ve meru klan stereotipleri, nyarglar ve ideolojileri yeniden retir. Bylece sembolik, tutarsz ember kapanr, baskn elitlerin konumas ve metinleri, rkln yeniden retimine katkda bulunur. Ne ans ki, ayn durum anti-rk sylem iin de geerlidir. Ve bir kez byle bir sylem; medya, politika, eitim, aratrma, mahkeme, kurumsal meslek ve devlet brokrasisindeki sorumluluk sahibi liderlerle balantlandrlrsa, toplumun eitliliklerle dolu ve bylece demokratik olacan umabiliriz. Ayrca baknz: Banazlk, smrgeci sylem, kltrel rklk, lakap (rk/argo), mizah, karmsal rklk, dil, medya, teki, polis faaliyetleri, smrge(cilik) sonras, imleyen olarak rk, rksal kodlama, rklatrma5, temsiller, sistemik rklk, beyazlk. Makale knye bilgisi: Teun A. Van Dijk, Racist Discourse, In Ellis Cashmore (Ed.), Routledge Encyclopedia of Race and Ethnic Studies. (pp. 351355). London: Routledge, 2004.

Terimin asl racialization; rk ayrm yoluyla snflandrlabilir hale getirme anlamnda kullanlm

You might also like