You are on page 1of 230

1

4 N KURALI

wetin

nsz
Pek oumuz gibi sanrm babam da hayatn asla anlayama yaca bir hikyenin paralarn bir araya getirmeye alarak geir di. Hikye benim niversiteye gitmek zere evden ayrlmdan ne redeyse be yzyl nce balamt ve babam ldkten ok sonra so nuland. 1497 ylnn bir kasm gecesinde, iki haberci Vatikan'n glgeli yollarndan, Roma kent duvarlarnn dnda kalan, San Lorenzo adndaki bir kiliseye doru at koturuyordu. O gece olanlar onlarn kaderlerini deitirdi ve babam, kendi kaderini de deitire bileceine inanyordu. Onun inandklarna hibir zaman fazla nem vermedim. Bir oul, zamanla bir erkee dnen ve bir gn gelip kendisini sevgiy le kucanda tutmu olan adam biraz aptal bulan, o kendisim en ok sevmi kiiyi yanl anlayan biridir. Ancak bir Rnesans bilgini olan babam, yeniden doma olasl konusunda asla ekingen dav ranmazd. O iki habercinin yksn o kadar ok anlatrd ki, unut maya altm halde benim de hi aklmdan kmazd. imdi anl yorum ki, o bu hikyede bir ders, sonunda bizi birbirimize balaya cak bir gerek olduunu hissetmiti.
11

Ian Caldwell & Dustin Thomason


Haberciler, San Lorenzo'ya lm pahasna bile amamalar gereken bir mektup, bir asilzadenin mektubunu gtryorlard. Mektup balmumu ile drt kez mhrlenmiti ve babamn zmek iin otuz yln verdii bir srr tayordu. Ancak o gnlerde Roma'nn stne karanlk kmt, onuru gelmi gitmi ve tekrar geri dnmemiti. Sistine apeli'nin tavannda hl yldzl bir gkyz resmi vard ve apokaliptik yamurlar Tiber Nehri'nin tamasna yol am, nehrin kylarnda kadn vcutlu, eek bal bir canavar olduu iddia edilen yal dullar peydahlanmt. ki hrsl binici, Rodrigo ve Donato, s tatlarnn uyarlarna kulak asmadlar. Balmumu mhrleri mumla stp iindekileri renmek iin mektubu atlar. San Lorenzo'ya hareket etmeden nce de, asilzadenin mhrn byk bir dikkatle taklit ederek, ald anlalamayacak biimde mektubu yeniden mhrlediler. statlar o kadar akll bir adam olmasayd, iki haber cinin bana hibir ey gelmeyecekti. Ancak Rodrigo ve Donato'nun ihmal ettikleri ey mhrler deildi. Mhrlerin basld koyu, siyah balmumuydu. San Loren zo'ya vardklarnda onlar balmumunda ne olduunu bilen bir du varc ustas karlad. Balmumunda gece glgesi denen zehirli bir bitki vard ve bu bitki bir ekilde gzle temas ettiinde gzbebeklerini bytyordu. Bugn bu bileen tbbi olarak kullanlyor ama o gnlerde sadece talyan kadnlar tarafndan kozmetik bir rn ola rak kullanlyordu, nk o zamanlar iri gzbebekleri gzelliin simgesi saylrd. O yzden de bu bitkiye ayn zamanda "Gzel ka dn" anlamna gelen "Belladonna" da denirdi. Rodrigo ve Donato her bir mhr eritip sonra yeniden stnca yanan balmumundan kan duman gzlerine gelmiti. San Lorenzo'ya vardktan sonra du varc onlar sunan yanndaki bir mealenin yanna gtrd ve gzbebeklerini grnce ne yapm olduklarn anlad. Ve adamlar by-

4'n Kural yen gzbebekleriyle kendisini zorlukla semeye alrken klcn ekip ikisinin de ban kesiverdi. Bu bir gven snavyd, statlar yle demiti ve ulaklar bu snav geememilerdi. Rodrigo ve Donato'nun bana gelenleri babam lmeden he men nce bulduu bir belgeden renmiti. Duvarc, adamlarn ce setlerini rtm, sryerek kiliseden kartm, sonra da peynir be ziyle ve paavralarla kilisedeki kanlan temizlemiti. Kafalar ift ta rafl heybesinin gzlerine koymu, bedenleri ise Donato ve Rodrigo'nun kendi atlarnn stne atarak, atlan da yedeine almt. Donato'nun cebinde bulduu mektup sahte bir mektuptu ve gerek bir alcs da yoktu, onu da yakmt. Sonra, kiliseden ayrlmadan evvel kilisenin nnde diz kerek, stadnn emriyle iledii gnahn korkusuyla tvbe etmiti. San Lorenzo'nun alt stunlu girii, gz ne siyah, aralkl diler gibi grnmekteydi ve bu basit duvarc dullann dizleri arasnda dolanan bir ocukken Dante'nin cehennemini anlatan iiri duymu ve en byk gnahkrlarn nasl sonsuza kadar lo'mperador del doloroso regno'nun dileri arasnda inenmeye mahkm edilerek cezalandrldklarn renmiti. Belki tecrbeli Aziz Lawrence sonunda mezarndan bir gz atp zavall adamn ellerindeki kan grm ve onu affetmitir. Ya da belki affedilecek bir ey yoktur; gnmzn azizleri ve ehitleri gi bi Lawrence da esrarengiz bir ekilde sessiz kalmtr. Gecenin iler leyen vakitlerinde duvarc, stadnn emirlerine uymaya devam et mi ve Rodrigo ile Donato'nun cesetlerini bir kasaba gtrmt. Lelerin kaderini tahmin etmeye almamak belki de daha iyi olur. Paralar drtbir yana salm ve umarm, pler tarafndan top lanm olabilir ya da kendilerini bir brein iinde bulmalarna fr sat kalmadan kpekler yemi de olabilir.

12

13

Ian Caldwell & Dustin Thomason Ancak kasap, iki adamn kellelerinden kurtulmak iin daha uygun bir yol bulmutu. Kentteki bir frnc, iine eytan girmi bir adam, kelleleri kasaptan satn alm ve kendi frnna koyup bir ge ce boyunca orada brakmt. O gnlerde yredeki dullarn karanlk bastktan sonra, korlar soumadan frnclarn frnlarm kullanma deti vard. Ve gelip de frndaki manzaray grnce lk la feryatlar edip baylacak hale gelmilerdi. lk bakta yal kadnlara kt bir aka yapmak iin kullanl mak rezil bir kadermi gibi gelebilir. Ama bence Donato ve Rodrigo bu ekilde lerek, hayatlarna normalde asla katamayacaklar bir deer katmlard. Her medeniyette dul kadnlar o toplumun hafza sn olutururlar ve frnda onlarn kafalarn bulan kadnlar da bunu asla unutmadlar. Frnc yapt akay itiraf ettikten sonra bile, dul lar Roma'nn ocuklarna bulduklar eyi anlatmaya devam etmi olmallar. Ve o ocuklar da, yani bir nesil Romal, kesik kafalarn esrarn tpk Tiber taknlarnda ortaya kan canavar kadar canl bir biimde hatrlamlardr. Ve her ne kadar iki habercinin yks sonunda unutulmu ol sa da, bir ey tm kukularn tesindeydi. Duvarc iini iyi hallet miti. stadnn srr her ne ise asla San Lorenzo'dan kmamt. Donato ve Rodrigo'nun katledildiklerinin ertesi gn, p sokak lar sprp gvde paralarn, i organlar el arabasna doldurur ken, iki adamn lm kimselerin dikkatini ekmemiti. Gzelliin iindeki rmenin gzellii ar ar srecini tamamlamaya de vam etmi ve Cadmus'un ektii ylan dileri gibi, eytan kanyla su lanan Roma topraklan yeniden doumun eiine kadar gelmiti. Aradan o be yzyl getiinde ve lm yeni bir ift haberciyi bul duunda ben de Princeton niversitesi'nde son ylm doldurmak zereydim.
14

Blm 1
Tuhaf ey u zaman. En ok, ona en az sahip olanlarn aklna taklyor. Hibir ey, dnya omuzlarnn stndeyken bile, gen bir insan olmaktan daha fazla hafiflik duygusu veremez; insan kendini batan kmaya hazr hissediyor, snavlara hazrlanmaktan daha nemli bir ey yapmanz gerektiini biliyorsunuz. O her eyin balad gecede kendimi grebiliyorum u an. Yurttaki odamzda krmz kanepeye uzanm, psikolojiye giri kitabmdaki Pavlov ve kpekleriyle bouuyor, bir yandan da, neden herkes gibi birinci ta birinci snfta bran tercihi yapamadm me rak ediyorum. nmde, sehpann zerinde, her biri bir sonraki yl yapabileceklerimle ilgili ayr bir gr anlatan bir ift mektup du ruyor. Paskalya Yortusu'ndan nceki cuma akam, New Jersey, Prin ceton niversitesi'nde souk bir nisan gn ve niversitenin kapan masna sadece bir ay kala ben de tm 1999 snf gibiyim: gelecei dnmekten kendimi alamyorum. Charlie kk buzdolabnn nnde yere oturmu, geen haf ta birinin bizim odada brakt Manyetik Shakespeare oyunu ile oynuyor. ngilizce dersinin final devi iin okumas gereken Fitzge15

l a n Galdwell & Dustin Thomason rald roman, stne baslm bir kelebek gibi iki yana alm bir bi imde yerde duruyor ve o srekli elindeki mknatsl harflerle Shakespearevari kelimeler yazp duruyor. Neden Fitzgerald' okumad n sorunca da homurdanp bir anlam olmadn sylyor. Onun dncesine gre edebiyat sadece tahsilli bir adamn deniz kabuklaryla oynamas gibi bir ey, niversiteli tipler iin bir "bul karay al paray" oyunu; insann grd ile ele geirdiinin asla ayn olma d bir oyun. Bilime yatkn bir kafas olan Charlie gibi bir adam iin bu sapkln dik alasyd. Sonbaharda tp fakltesine gitmeye niyetleniyordu ama bizler hl marttaki yan dnem snavnda ngilizceden ald C art nota takm vaziyetteydik. Gil hepimize yle bir bakp glmsyor. Aslnda ekonomi s navna almaya niyetleniyordu, ama televizyonda Tiffany'de Kah valt filmi oynuyordu ve Gil de eski filmlere, zellikle de Audrey Hepburn filmlerine baylrd. Charlie'ye d de basitti: kitab oku mak istemiyorsa filmini kiralayabilirdi. Bunu asla anlayamazlard. Muhtemelen haklyd, ama Charlie bunda onursuz bir yan gryor du ve stelik byle yaparsa edebiyatn ne kadar lzumsuz bir ey ol duundan ikyet etme frsat da bulamayacakt. O yzden Daisy Buchanan yerine Holly Golightly'yi izlemeye devam ediyorduk. Ben de yere eilip Charlie'nin yazd kelimelerle oynayarak buzdolabnn zerindeki cmleyi "akmak ya da akmamak, ite mesele bu" eklinde deitirdim. Charlie kalarn kaldrp onayla maz bir edayla bana bakt. Oturduu yerde neredeyse benim kane pedeki halimden daha uzun grnyordu. Yan yana durduumuzda steroid kullanm Othello gibi dururdu. Ba neredeyse iki metrelik tavana deen, yz yirmi kiloluk siyah bir adam. Ben ise aksine ayak kabyla bir yetmii anca buluyordum. Charlie ikimizi Krmz Dev ve Beyaz Cce diye adlandrmaktan holanrd, nk krmz dev

4'n Kural inanlmayacak kadar iri ve parlak bir yldzken, beyaz cce kk, youn ve karanlkt. Ben de ona Napolyon'un sadece bir elli be bo yunda olduunu hatrlatrdm ama eer Paul haklysa ve Fransz l leri ngiliz llerinden deiikse o zaman imparator daha uzun olmalyd. Paul o anda odada olmayan tek kiiydi. Daha erken saatlerde ortadan kaybolmu ve hl grnmemiti. Onunla aramzda geen ay biraz inili kl olaylar gemiti ve bunun stne bir de akade mik basklar binince ou zaman Ivy'de, yani Gil ile ikisinin ye olduklar yemek kulbnde almay tercih eder hale gelmiti. Btn Princeton son snf rencilerinin mezun olabilmek iin hazrlama s gereken son snf tezi zerinde alyordu. Aslnda Charlie, Gil ve ben de tezlerimizi yazmak durumundaydk ama bizim blmle rin tez teslim tarihi oktan gelip gemiti bile. Charlie beyindeki ba z sinir sinyalleri ile etkileim yapan yeni bir protein tanm zerine yazyordu tezini, Gil ise yeni bir vergi sistemi zerine alyordu. Bense, kendimi tezimi bavuru ve grmeler arasnda son dakika ya sktrmtm ve Frankenstein biliminin benim yzmden pek deimeyeceinden emindim. Bu mezuniyet tezleri hemen herkesin kmsedii bir gele nekti. Mezunlar, sanki bir yandan derslere girip bir yandan mesleki geleceklerini semeye alrken, stne bir de yz sayfalk bir ara trma yazmaktan daha ho bir ey hatrlayamyorlarm gibi, hasret le anarlard bu tezleri. Gerekte ise, mezuniyet tezi insann btn keyfini karan, yaz yaz bitmeyen sevimsiz bir eydi. Bir sosyoloji profesr bir keresinde, hani o profesrlerin ders bittikten sonra da ders verirmi gibi konuma tarzyla, bunun yetikin yaama giri ol duunu sylemiti Charlie ile bana, yani altnda ezilip kalacanz bir eyi omuzlamakt ksacas. Buna sorumluluk denir demiti. Kav 17

16

Ian Caldwell & Dustin Thomason ramaya alsn. Kendisinin kavramaya alt tek ey ise Kim Sil verman adndaki gzel tez danmanym gibi grnyordu. Char lie o zamanlar bunu sylediinde ben de hak vermitim. Eer yeti kinlerin altndan kalkmas gereken sorumluluk Kim Silverman gibi bir eylerse ben de vardm bu ite. Yoksa gen olarak kalmay ter cih ederdim dorusu. Paul aramzda tezi en sona kaland ve kukusuz en iyisi de onunki olacakt. Aslnda, belki de tarih blmnde veya baka bir blmde en iyi tez onunki olacakt. Paul'n en nemli zellii tan dm herkesten daha sabrl biri olmasyd ve bu zellii sorunlar kolayca halletmesini salard. Bir defasnda, saniyede bir tane say mak kaydyla bir milyon yldz saymann bir mr boyu srecek bir i olabileceini sylemiti bana. Gerekte, sadece yl srerdi. in srr konsantre olabilmekti, dikkati dalmamay baarabilmekti. Bu Paul'e vergi bir zellikti: o sezgisel olarak ne kadar beklemesi ge rektiini bilirdi. Belki de onun tezi ile ilgili olarak herkesin beklentilerinin by lesine yksek olmasnn nedeni buydu; onun ylda ne kadar yl dz sayabileceini biliyorlard, ama tezi zerinde neredeyse drt yl dr almaktayd. Ortalama bir renci son snfa geldiinde konu baln bulmu olur ve o yln baharnda da tezini bitirirdi, ama Paul kendi teziyle birinci ylndan beri urayordu. Daha okuldaki ikinci smestrimizde, benim adn, sadece babam Rnesans tarihi si olarak kariyerinin ounu bu konuya vakfettii iin telaffuz etme yi baarabildiim, nadir Rnesans dnemi metinlerinden biri olan Hypnerotomachia Poliphili zerinde almaya karar vermiti bile. buuk yl boyunca ve son teslim tarihine sadece yirmi drt saat kalncaya kadar, Paul en ok imrenilen mezuniyet programlarn bi le geride brakacak lde malzeme toplamt.
18

4'n Kural Sorun, Paul'n benim de bu duruma sevinmem gerektiini d nmesiydi. Kn bu kitap zerinde birka ay birlikte alm ve bir takm olarak iyi i karmtk. Ama sonra annemin srekli sy ledii bir eyi anlayvermitim: Ailemizdeki erkeklerin belli bir ki tab olduu kadar, belli bir kadn fethetmeye de eilimleri vard. Dndan bakldnda Hypnerotomachia asla cazip grnmyordu ama sadece irkin kadnlarda bulunan bir ekicilii vard, saklad gizlere kar insanda yava yava bir tutku yaratyordu. Tam kendi mi babam gibi onun gizemine kaptrmken, geri ekilmeyi ve ben den daha fazla ilgi grmeyi hak eden bir kz arkadamla olan ili kimi mahvetmeden havlu atmay becerdim. Sonra da Paul'le aramz asla eskisi gibi olamad. Ricalarm zerine onun da tand bir li sansst rencisi olan Bill Stein aratrmalarna yardm etmeye balamt. u aralar, tezinin teslim sresi yaklatndan Paul tuhaf bir ekilde ihtiyatl davranr olmutu. Genelde almalarndan pek sz etmezdi ama son hafta boyunca sadece benden deil Charlie ve Gil'den de uzaklam, aratrmalar hakknda kimseye tek kelime etmez hale gelmiti. "E, hangi tarafa eilimin var, Tom?" Gil sormutu bunu. Charlie baklarn buzdolabndan ayrp, "Evet" dedi. "Hepi miz kapana kslm gibiyiz." Gil ve ben inledik. Bu kapana kslmak deyimi Charlie'nin yar yl snavnda ban derde sokan deyimlerden biriydi. Bu deyimi balk avna yaktrd iin Tobias Smollet'in Roderick Random'un Maceralar roman yerine MobyDick'e atfetmiti. Sonra da takm t tabi ki. "A unu artk," dedi Gil. "Bana kapana kslmann ne olduunu bilen bir doktor ad syleyin," diye cevap verdi Charlie.

19

lan Caldwell & Dustin T h o m a s o n kimizden biri cevap veremeden Paul'le paylatmz yatak odasndan bir hrt gelmiti. zerinde bir ort ve tirtle aniden kapda beliren de bizzat Paul'd. "Sadece bir tane mi?" dedi gzlerini ovalayarak. "Tobias Smollet. O cenaht." Charlie yeniden mknatsl harflere evirmiti baklarn. Gil kkrdad ama bir ey sylemedi. "Senin Ivy'de olduunu sanyorduk," dedi Charlie epey sren bir sessizlikten sonra. Paul ise odaya dnp defterini alrken ban sallyordu. Sa man rengi salarnn bir taraf yamyass olup yzne yapm, yanaklarna yastk izleri kmt. "Orda yeterince gizli alma imk n yok," dedi. "Yine ranzamda alyordum, uyuyakalmm." ki gecedir, belki daha da uzun zamandr gzn krpmaya fr sat bulamyordu. Paul'n danman Dr. Vincent Taft, her hafta daha da fazla belge retmesi iin onu sktryordu ve son snf renci lerini kendi beklentilerinin ipiyle asmaktan mutluluk duyan birok danmann aksine, Taft bandan beri Paul'e destek oluyordu. "E, ne haber Tom?" dedi Gil sessizlii bozarak. "Kararn ne dir?" Sehpaya baktm. nmde duran ve kitabmdan okuduum her satrdan sonra gz attm mektuplardan sz ediyordu. Birinci mek tup Chicago niversitesi'ndendi ve ngilizce zerine doktora yap mam neriyorlard. Nasl Charlie'nin kannda tp varsa, benim ka nmda da kitaplar vard ve Chicago'dan alacam bir felsefe dokto ru unvan bana gayet uygun olurdu. Ama kabul mektubuna ok da istekli yaklamyordum, bunun nedeni ksmen Princeton'daki notlanmm orta dzeyde olmas, ama daha ok, aslnda ne yapmak iste diimi tam olarak bilemiyor olmamd ve bir kpein korkunun ko20 dan.

4'n Kural kusunu alglamas gibi, iyi bir lisansst program da kararszln kokusunu alglayabilirdi. "Paray se," dedi Gil gzlerini Audrey Hepburn'den ayrma Gil Manhattan'l bir borsacnn oluydu. Princeton onun iin asla bir hedef olmamt, olsa olsa cam kenarnda manzaral bir kol tuk, Wall Street'e giden yolda geici bir mola yeriydi. Bu bakmdan kendi kendinin bir karikatr gibiydi ve onu bu konuda ne zaman sktrmaya kalksak glmsemekle yetinirdi sadece. Onun bankaya doru bu glmsemeyle ilerleyeceini biliyorduk hepimiz; bir dok tor olarak kk bir servet yapacandan emin olan Charlie bile Gil'in grecei eklerdeki miktarlarn yanna bile yanaamayacakt. "Onu dinleme sakn," diye seslendi Paul odann br tarafn dan. "Kalbinin sesini dinle." aknlkla ona baktm, tezinden baka bir eyin farknda ol masna hayret etmitim. "Parann peine d," dedi Gil yine, buzdolabndan bir ie su alrken. Charlie bir an iin oyunundan uzaklap, "Ne nerecekler?" di ye sordu. "Krk bir bin," diye tahmin yrtt Gil ve buzdolabnn kapa n kapatrken Elizabeth dneminden kalma birka kelime yerlere sald. "Be bin prim, art eitli frsatlar." Bahar smestri i mevsimiydi ve 1999 ylnda piyasaya alc lar hkimdi. Ylda krk bir bin dolar, kabaca benim alakgnll n gilizce kariyerimle kazanmay umduumun iki katyd ama snf arkadalarmn yapm olduu baz anlamalara gre ok da parlak sa ylmayabilirdi. 21

n Caldwell & Dustin Thomason Auntin'de kurulmu ve dnyann en ileri kurumsal destek ofis yazlmn gelitirdiklerini iddia eden Daedalus firmasndan gelen mektubu elime aldm. Brakn destek ofisinin ne demek olduunu, bu firma hakknda da hemen hemen hibir ey bilmiyordum ama koridorun aasndan bir arkadam onlarla temas kurmam ner miti ve ben de bu bilinmeyen Teksas fatihi ile ilgili yksek maa sylentileri duyduum iin bavurmutum. Daedalus da genel mo daya uymutu, irket ya da yapt i hakknda bir ey bilmiyor ol mama aldrmyorlard. Eer zekm kullanp birka testi zebilirsem ve kendimi makul bir ekilde aka ifade edebilir ve srece se vecen yaklaabilirsem, i benim olacakt. Yani, Sezar'n szlerinin yeni moda syleniiyle; yapabilirdim, yaptm ve oldu. "Yakn," dedim mektuba bir gz atp. "Ylda krk bin dolar. bin dolar da ie giri primi. On be bin tane de frsat." "Ve armut aacnda bir keklik," diye ekledi Paul teki utan. Para hakknda konumak paraya dokunmaktan bile daha iren bir eymi gibi davranan bir o vard. "Samann samas." Charlie yine kelimelerle oynuyordu. Kendi kilisesinin vaizini taklit ederek, ate pskren bariton bir sesle, "Samalklarn sa mal. Her ey ok sama," dedi. Vaiz Princeton'da teoloji faklte sini henz bitirmi, Georgia'l ufak tefek, siyah bir adamd. "Kendine kar drst ol Tom," dedi Paul sabrsz bir ifadeyle, ama yine de gz gze gelmekten kanyordu. "Senin byle bir ma a hak ettiini dnen bir irket fazla uzun mrl olmaz. Daha ne yaptklarn bile bilmiyorsun." Yine defterine dnp bir eyler iziktirmeye balamt. Pek ok khin gibi onun kehaneti de grmez den gelindi. Gil hl televizyona kilitlenmi durumdayd ama Paul'n se sindeki gerginlik Charlie'nin dnp ona bakmasna neden olmutu.
22

4'n Kural Bir sre hafife uzam sakallarn ovaladktan sonra, "Pekl mil let, durun bakalm. Sanrm biraz istim salverme zaman," dedi. Gil ilk olarak ban evirip bakt. O da benim duyduumu duymu olmalyd, yani istim kelimesinin zerindeki o belli belirsiz vurguyu. "Hemen imdi mi?" diye sordum. Gil bu fikri tartmak ister gibi saatine bakyordu. "Yarm saate kadar hazr olabiliriz," dedi ve sylediini kantlamak ister gibi te levizyonu bile kapatt ve Audrey'nin giderek klp kaybolmas na neden oldu. Charlie de Fitzgerald'a bir fiske vurup kapatmaya alt ama kitap isyan edercesine yeniden alnca tuttuu gibi kanepenin ze rine frlatt. "Ben alyorum," diye itiraz etti Paul. "Bunu bitirmem lazm." Tuhaf bir ekilde bana bakyordu. "Ne?" dedim. Ama Paul cevap vermedi. Charlie sabrszlkla, "Sorun nedir kzlar?" diye sordu. "Darda hl kar yayor," dedim. Yln ilk kar frtnas bugn kasabann stnde uuldamaya balamt, oysa aalarda baharn ilk tomurcuklan kmak zerey di neredeyse. imdiyse kar ykseklii otuz santimi bulmu, belki gemiti. Kampusta Paskalya hafta sonu etkinlikleri yeniden dzen liyordu. Bu yl Paul'n tez danman Vincent Taft'n bir de Paskal ya Yortusu'ndan nceki cuma konumas vard programda. Hava Charlie'nin dnd ey iin pek uygun saylmazd. "Curry ile 08.30'dan nce buluman gerekmiyor deil mi?" di ye sordu Gil, Paul'e, onu ikna etmeye alyordu. "O zamana kadar yaparz. Gece de daha ok alabilirsin."
23

10

Ian Caldwell & Dustin T h o m a s o n Eksantrik bir adam olan Richard Curry, babamn ve Taft'n es ki bir arkadayd ve niversitedeki ilk ylndan bu yana Paul'e akl hocal yapyordu. Paul'n dnyadaki en nl baz sanat tarihileriyle temas kurmasn salam ve Hypnerotomachia ile ilgili ara trmalarnn ouna mali kaynak bulmutu. Paul defterini eliyle yle bir tartt. Gzlerini deftere dikmi ve baklarna yine o yorgun ifade yerlemiti. Charlie, onun ikna olmak zere olduunu hissetmiti. "07.45'te bitirmi oluruz," dedi. "Takmlar kim kim olacak?" diye sordu Gil. Charlie biraz dnd ve, "Tom benimle," dedi.

4'n Kural lklar grememesi onu hsrana uratmt. Byk bir k ortas ma nda, hatal bir at yznden buhar borularndan biri delindiinde Paul orada deildi; patlama yznden borunun plastik koruyucula r drtbir yana er metre frlamt ve Charlie onlar kenara ekme se yan sarho iki alt snf rencisi halanm olacakt. Princeton'n kampus polisi olay yerine gelmi ve birka gn iinde dekan bol miktarda ceza yadrmt. Bu kt sonutan sonra Charlie boya tabancalarn ve mermilerini daha hzl ama daha az riskli bir eyler le takas etmi, yani bir garaj satndan eski bir lazer tabancas seti almt. Yine de, mezuniyet yaklarken ynetim kural ihlallerine kar sfr hogr politikas uygulamaktayd. Bu gece tnellerde yakalanmak, geici olarak uzaklatrma ya da daha kt bir sonu getirebilirdi.

11

Oynamak zere olduumuz oyun sevilen eski bir oyunun ye niden uydurulmu ekliydi: Kampusun altndaki buhar tnellerinin oluturduu labirentte seri admlarla oynanan bir tr paintball. Aa da ampulden ok fare bulunuyordu, s ok dkt ve blge o ka dar tehlikeliydi ki kampus polisinin bile oraya girmesi yasakt. kin ci snfta, snav dneminde Charlie ile Gil, Gil ve Paul'n yemek kulbnde bulduklar eski bir haritadan ve Gil'in babasyla arkada larnn son snftayken oynadklar bir oyundan esinlenerek, aklla rnda bir fikirle kagelmilerdi. Oyunun yeni versiyonu, Ivy'nin bir dzine kadar yesi ile Charlie'nin EMT'den arkadalar arasnda bir anda yaylp popler hale gelmiti. Oyunda en baarl klavuzlardan birinin Paul olmas hepsini ok artmt, durumu sadece biz drdmz anlamtk, nk Ivy'ye gidip gelirken Paul'n bu yolu ne kadar sk kulland n biliyorduk. Ama Paul'n oyuna duyduu ilgi giderek azalm t. Bu taktik dansnda, kendisinden baka kimsenin stratejik olastakt.

Charlie, Gil ile paylatklar odaya dalp koca bir srt antas ald, sonra bir tane daha yakalayp benim elime tututurdu. Son ola rak da apkasn bana geirdi. "Tanrm, Charlie," dedi Gil. "Sadece yarm saatliine iniyoruz aaya. Ben bahar tatiline bile bu kadar eya ile gitmemitim." "Hazrlkl olmak lazm," dedi Charlie daha byk olan anta y srtna yerletirirken, "Ben bunu bilir bunu sylerim." "Sen ve Kk zciler," diye mrldandm. "Kartal izciler," dedi Charlie, nk gemite hi acemi ay laklk yapmadm biliyordu. "Hanmlar hazr msnz?" diye lafmz bld Gil kapya dikilip. Paul iini ekti, zorla ayaa kalkt ve ban sallad. Odann derinliklerinden bir yerden ar cihazn bulup kard ve beline Dod Binas denilen yurdun nnde Charlie ile birlikte, Gil ve Paul'den ayrldk. Tnellere farkl yerlerden girecek ve takmlardan

24

25

m i Caldwell & Dustin Thomason biri dierini ortaya karana kadar kendimizi gstermeyecektik. Charlie ile ba baa kalr kalmaz kampusun alt ksmna doru yrmeye baladk ve, "Siyah zci ocuk diye bir ey olduunu bil miyordum," dedim. Kar umduumdan daha kaln bir tabaka oluturmutu ve hava da beklediimden souktu. Kayak ceketime iyice sarnp eldivenle rimi giymeye altm. "Sorun yok," dedi Charlie. "Seni tanyana kadar ben de byle beyaz bir kedi olduunu bilmiyordum."

4'n Kural burgam da krlmt. Bana sonradan anlattklarna gre atardamarmdaki kanama ancak lmeme ramak kala durdurulabilmiti. Fakat beni enkazdan karncaya kadar arabay kullanan kii, yani babam lmt. Kaza beni deitirmiti elbette: ameliyat, iki aylk rehabili tasyon ve alt saat gecikmeli, hava durumuna bal arlarmn yer leik hale gelmesinden baka, hl kemiklerim metal ivilerle tuttu rulmu durumdayd, bacamda bir yara izi ve yaammda, zaman getike daha da byyormu gibi grnen tuhaf bir boluk vard. lk deien ey giysilerim olmutu, yeterince kilo alana kadar daha kk beden pantolon ve tirtler giymem gerekmiti. Ayrca uylu

12

Kampusun aa ksmna kadar yolculuumuz bir sis perdesi iinde geti. Gnlerdir bir yandan mezuniyetin yaklamas, bir yan dan benim kendi tezimin yolunda gitmemesi yznden dnya bana gereksiz hareketlerle dolu bir tela iinde gibi grnyordu; alt snflardakiler gece derslerine koturuyor, st snflar kan ter iinde laboratuvarlarda final almalarn yapyorlard. imdi de kar tane leri gkyznn tamamn kaplam, yere konana kadar dnp du ruyorlard. Aa doru inerken ayam armaya balamt. Uyluumdaki eski yara izi yllardr kt havalarda alt saat sonra havann boza can haber vermek detindeydi. Eski bir kazadan yadigr kalmt bu iz. On altnc ya gnmden ksa bir sre sonra yaz tatilimin b yk bir ksmn hastanede geirmeme neden olan bir trafik kazas geirmitim. u anda ayrntlar net hatrlayamyordum, ama o ge ceden kalan tek net anm, sol uyluk kemiimin uyluk kasndan sy rlm olduu ve bir ucunun derimi yarp dar frladyd. ok ne deniyle baylmamdan hemen nce grdm son manzara buydu. Ayrca sol kolumun alt ksmndaki iki kemiim ve soldaki iki ka26

umda yaplan doku naklinin izi durmadan ekil deitiriyordu. Da ha sonra ailemin de deitiini fark etmitim. En byk deiiklik tamamen iine kapanan annemdeydi ama iki ablam Sarah ve Kristen de deimilerdi ve evde giderek daha az, daha az vakit geirir olmulard. En son deien de arkadalarm olmutu veya sannn ben onlar deitirmitim. Bilemiyorum beni daha iyi anlayan arka dalarm olsun mu istemitim, yoksa beni daha farkl bir gzle gr snler mi istemitim ya da tam olarak ne istiyordum, ama, eski arkadalarm da, tpk eski kyafetlerim gibi artk bana uymuyorlard. nsanlar kaza kurbanlarna zamann her derde deva olduunu sylerler. Sylediklerine gre zaman sanki bir doktor gibidir. Ancak konu zerinde alt yl boyunca dndkten sonra, ben farkl bir iz lenim edinmitim. Zaman, elence parknda hava pompasyla tirt leri boyayan adamd. Renkleri ince bir sis perdesi halinde skp ha vada yzen paracklara dnmelerini ve gidip yerlerine yapmalann bekliyordu. Ve ne kadar ok skarsa sksn, gnn sonunda ti rtn stndeki desende grlecek pek fazla bir ey olmuyordu. O tirt alan her kimse, sonsuza kadar devam eden tema parknn o
27

Ian Caldwell & Dustin Thomason byk mterisi her kim ise, sabah kalknca acaba grdm neydi diye dnyordu bence. Biz bu benzeimdeki boyalardk, bir kere sinde Charlie'ye de sz ettiimde byle anlatmaya almtm d ncemi. Zaman bizi ayrtran eydi. Belki de en iyisi Paul'n tanmamzdan ksa sre sonra yap t gibi yapmakt. Daha o zamandan, on sekiz yandayken bir R nesans fanatiiydi ve Michelangelo'nun lmnden beri medeniye tin ba aa gitmekte olduuna ikna olmu durumdayd. Babamn o dneme ait kitaplarnn tmn okumutu ve okul aldktan bir ka gn sonra, ilk snflarn katalogunda gbek adm grr grmez gelip kendini bana tantmt. Tuhaf, kendine zg bir gbek adm vard ve ocukluum boyunca boynuma dolanm bir albatros gibi tamak zorunda kalmtm onu. Babam, bana en sevdii on yedinci yzyl talyan bestecinin adn vermek istemi, sylediine gre adam ne bir Haydn olabilmi ve ne de Mozart. te yandan annem admn doum sertifikasna babamn istedii ekilde yazlmasn kabul etmemi ve Arcangelo Corelli Sullivan gibi bal canavara benzeyen bir ad bir ocuun bana sarmann korkun bir ey oldu unda srar etmi. O kendi babasnn ad olan Thomas'dan yanay m ve her ne kadar hayal gcnden yoksun bir isim olsa da yine de ince bir fark yaratmay baarm. Bylece, doum sanclar balar balamaz kendini ve beni d dnyadan ayrp babam uzlamaya raz olana kadar da ortaya kma m. Bir anlna mitsizliin ilhama galip gelmesi sonucunda, ister daha iyi, ister daha kt adm Thomas Corelli Sullivan olmu ve y le de kalm. Annem gbek adm, tozlan halnn altna sprr gi bi, dier iki admn arasnda yok edivereceimi umarken, ismin ok nemli bir ey olduuna inanan babam ise, daima Arcangelo'suz bir Corelli'nin telleri olmayan bir Stradivarius'a benzediini iddia
28

4'n Kural ederdi. Sylediine gre annem, evirdii oyunlar doum yatan da deil evlilik yatanda evirmiti. Ve babam ehvetin, kt bir yarg iin geerli tek mazeret olduuna inanan bir adamd. Tantktan birka hafta sonra btn bunlar Paul'e anlatmtm. Benim minik hava pompal boya metaforumu anlattmda "Haklsn," demiti. "Zaman da Vinci'nin zaman deil." Sonra bir an dnp kendi yumuak tarzyla glmsemiti. "Hatta Rembrant'n zaman bile deil. Olsa olsa ucuz bir Jackson Pollock zaman." Beni ta bandan beri anlam grnyordu. de yleydiler, yani Paul, Charlie ve Gil.

13

29

4'n Kural "Katie'yi aramay unuttum," dedim birden yreim skarak. Charlie dnd. "Bugn onun doum gn. Dar kmadan nce onu arama lydm." kinci snflardan Katie Marchand yava yava bulmay hak etmediim bir kz arkada haline gelmiti. Charlie, onun hayatmda giderek daha nemli hale gelmesini, gzel kadnlarn erkek semek te baarl olmadklarn hatrlatan bir gerek olarak kabul etmiti. "Ona bir ey alm miydin?" diye sordu.

14

Blm 2
Charlie ile ikimiz Dillon Jimnastik Salonu'nun dibinde, kam pusun gneyine yakn, bir rgar kapann stnde duruyorduk. r g beresine dikili Philadelphia 76 etiketi, gevemi, rzgrla uuu yordu. Tepemizde, bir sodyum lambasnn portakal rengi gznn altnda kar taneleri bek bek dnyordu. Bekliyorduk. Charlie, caddenin kar tarafndaki iki ikinci snf rencisi bize vakit kay bettiriyor diye sabrszlanyordu. "Bana sadece ne yapmamz gerektiini syle," dedim. Kolundaki saatte bir k yanp snyordu ve o da ona bakyor du. "u an 07.07 Nbetiler 07.30'da deiiyor. Yirmi dakikamz var." "Sence onlar yakalamaya yeter mi yirmi dakika?" "Tabi," dedi. "Eer nerde olduklarn bulabilirsek." Sonra tek rar caddenin kar tarafna bakt. "Hadi, kzlar." Bir tanesi sanki kar onu giyinirken aniden yakalayp artm gibi, baharlk eteindeki karlar silkiyordu. teki, yani bir duvar resmi yarmasndan tandm Perulu kz ise yzme ve dal tak mnn giydii trden, portakal rengi, marka bir parka giymiti.
30

"Evet." Ellerimle bir dikdrtgen yaparak, "Bir fotoraf, gale riden aldm, eydeki..." Ban sallad. "O zaman aramam olman sorun deil." Bir homurtunun ardndan, yar kahkahams bir ses kard. "Neyse, u anda muhtemelen aklnda baka eyler vardr." "Bunun ne anlama gelmesi gerekiyor?" Charlie kar tanelerini yakalamak istercesine elini uzatt. "Y ln ilk kan. plaklar Olimpiyat." "Tanrm. Unutmuum." plaklar Olimpiyat Princeton'n en sevilen geleneklerinden biriydi. Her yl, karn ilk yad gnn gecesinde ikinci snflar Holder Binas'nn bahesinde toplanrlard. Yurtlarla evrili alanda, b tn kampuslardan gelen merakl izleyiciler nnde yzlerce, yzler ce renci srler halinde gelir ve kahramanca bir umursamazlkla giysilerini kartr ve ortalkta lgnca kotururlard. Bu, niversite nin eski zamanlarndan, Princeton henz erkeklere mahsus bir ku rumken ve kitlesel plakln tpk ayakta iemek ve sava ilan et mek gibi erkeklere has bir stnlk sayld dnemlerden kalma bir ayin olsa gerekti. Ancak kadnlarn da kavga dv bu kk ayrca lkl gruba katlmasyla, olay akademik yln mutlaka grlmesi ge31

I a n Caldwell & Dustin Thomason reken balca olay haline gelmiti. Hatta medya bile ilgi gsteriyor, uydu anten takl minibsleri, kameralaryla Philadelphia'dan olduu kadar New York'tan da koup geliyorlard. Sadece plaklar Olim piyat bile niversitenin souk k aylarn aydnlatmaya yeten bir ate yakyordu, ama bu yl, Katie'nin de katlyor olmasyla olay be nim iin ok daha ilgin bir anlam kazanmt. "Hazr msn?" dedi Charlie, sonunda ikinci snftan kzlar ge ip gitmilerdi. Ayamla rgar kapann zerine birikmi karlar temizledim. Charlie yere diz kt ve iaret parmaklarn kapan tutamaklarna geirdi. Kapa srklerken stnde kalan karlar asfalta d klyordu. Tekrar yola bir gz attm. "nce sen," dedi elini srtma koyup. "antalar ne olacak?" "Hadi sallanma da git." Dizlerimin stne ktm ve iki avucumu deliin iki yanna dayadm. Aadan youn bir s ykseliyordu. Kendimi aa do ru indirmeye altmda kayak ceketim deliin kenarna takld. "Lanet olsun, Tom kprda biraz. Demir basama bulana ka dar salla ayan. Duvarda bir merdiven var." Ayamla duvar yoklayarak inmeye baladm. "Tamam," dedi Charlie. "Al unu." Delikten nce benim antam, sonra kendisininkini sallandrd. Karanln iinde her iki yne doru uzanan borular seilebiliyordu. erisi zar zor grlyordu ve havada metalik nlamalar ve tslamalar yanklanyordu. Bu Princeton'n snma sistemiydi, uzak taki merkez kazandan gelen buhar pasajlardan geerek, kuzey ksm da kalan yurtlara ve renim binalarna gidiyordu. Charlie borulardaki buharn metrekarede yz on drt kilo basn yarattn syle32

4'n Kural miti. Daha kk borular da yksek voltajl elektrik ve doal gaz borularyd. Yine de, tnellerde herhangi bir uyan iareti, floresanl bir gen ya da niversite polisine ait bir duyuru filan grmemitim. niversite burann varln unutmay tercih ediyordu herhalde. Bu giriteki tek mesaj, uzun zaman nce siyah boyayla yazlm LAS CIATE OGNE SPERANZA, VOI CH'INTRATE yazsyd. Burada korkulacak hibir ey grmemi olan Paul yazy ilk grd zaman glmsemiti. Dante'nin szlerini bizlere evirirken btn umutlar nz bir yana brakn, demiti, siz buraya girmi olanlar. Charlie de kapa stne ekip aa inmeye balamt. Son basamaktan inerken apkasn kard. Alnndaki boncuk boncuk terlerde n yansmalar oynayordu. Drt aydr kestirmedii k vrck salar neredeyse tavana deiyordu. Bize bunun afro olmad n sylyordu, ona gre bu sadece bir yar-fro'ydu. erideki bayat havay birka kez kokladktan sonra antasn dan bir kutu Vick's VapoRub kard. "Bunlardan biraz burnunun altna koy, hibir koku almazsn," dedi. Onu takmadm. Bu yntemi yazn yerel bir doktorun yannda staj yaparken renmiti, bylece otopsi srasnda lden gelen koku lar duyulmuyordu. Babama olanlardan sonra tp mesleine gvenim kalmamt, doktorlar bana gre iki yzl, beceriksiz parazitlerdi. Ama Charlie'yi bir hastanede ibanda grmek tmyle baka bir eydi. Yerel ambulans ekibinin gl adam, zor ilere koan kiisiydi; daha nce hi grmedii insanlara, Hrsz dedii lmle savama ans verebilmek iin, bir gn iinde yirmi beinci saati de mutlaka yaratrd. Charlie antadan bir ift gri lazer silah ve sonra da ortasnda koyu renk plastik tokalar olan Velcro kay takmn karyordu. O antalarla urarken ben de ceketimin fermuvarn amaya bala mtm. Gmleimin yakas boynumu skmaya balamt bile.
33

15

I a n Caldwell & Dustin T h o m a s o n "Dikkat et," dedi ben daha ceketimi en byk borunun stne atamadan koluyla tavan gstererek. " G i l ' i n eski ceketine neler ol duunu unutma." Tamamyla unutmutum. Buhar borularndan biri montun nay londan d ksmn eritmi ve iindeki katk maddesinin tutumas na neden olmutu. Ceketten kalan yere atp stnde tepinmek zo runda kalmtk sndrebilmek iin. "Ceketleri burda brakp dar karken alacaz," dedi ve montumu elimden alp kendisininkiyle birlikte drerek kendi esnek antasna tktrd. Sonra asklarnn birini tavandaki bir kntya geirdi. "Bylece fareler kemiremez," dedi antadan bir eyler daha karrken. Bana bir fener ve iki kanall bir el telsizi verdikten sonra, s caktan dolay st boncuk boncuk terlemi iki byk su iesi kar d, bunu antasnn dndaki file cebe yerletirdi. " U n u t m a , " dedi. "Yine ayrlmamz gerekirse akntya doru gitme. Suyun aktn grrsen hemen aksi yne doru git. Aknt artarsa kendini bir kanalizasyonda bulabilirsin. Bu Ohio Nehri de il, seni eve gtrmez. Burda su seviyesi ok abuk ykselir." Bu, geen sefer ikimiz yine takm olduumuzda kaybolduum iin ektiim cezayd. Serinlemek iin tirtm ekitiriyordum. "Chuck, Ohio Columbus civarnda bir yerlere gitmez zaten," dedim. Bana hi aldrmadan alclardan birini elime tututurdu ve gsme takmam bekledi. "Peki plan nedir?" diye sordum. "Hangi yne gidiyoruz?" Glmsedi. "Senin geldiin yne." "Neden?" Charlie kafam svazlad. " n k sen sherpa'sn." 34

4'n Kural
Bunu sanki sherpa'lar hobit'lere benzer sihirli cce klavuzlar soyuymu gibi sylemiti. " N e yapmam istiyorsun?" "Paul tnelleri bizden iyi biliyor. Bizim bir stratejiye ihtiyac mz var." Durup kafam altrdm. "Onlarn tarafnda tnellere en ya kn giri nerde?" "Bir tane Clio'nun arka tarafnda var." Cliosophic eski bir mnazara grubu binasyd. Her iki tarafn da gzmn nne getirmeye altm ama scak kafam bulandryordu. "u an bulunduumuz yere dorudan ulaacak olan. Dmdz gneye doru. Deil m i ? " Biraz dnp kafasnn iinde corafyayla boutu. "Doru," dedi sonunda. "Ve o asla dz yolu semez." "Asla." Paul'n her zaman iki adm ileride olduunu dndm. "yle yapacaktr. Dorudan gelecek. Doruca Clio'nun g neyinden geip biz hazr olamadan bizi avlayacak." Charlic bir sre dnd, sonunda, "Evet," dedi aradaki yolla r zihninde canlandrmaya almaktan kurtulup. Dudaklarnn k elerinde bir tebessm oynamaya balamt. "O zaman biz de onun arkasndan dolaalm," diye nerdim. "Arkasndan yakalayalm." Charlie'nin gzleri parlamaya balamt. Sevinle srtma y le bir vurdu ki, neredeyse antann arlyla yere yapyordum. "Hadi gidelim," dedi.

16

35

l a n Galdvvell & Dustin Thomason ki kanall telsizin alcsndan bir hrt duyulduunda kori dordan aa doru ilerliyorduk. El telsizini kemerimden aldm ve dmesine bastm. "Gil?" Ses yok. "Gil?... Seni duyamyorum..." Ama cevap yoktu. "Parazit olmal," dedi Charlie. "Onlar sinyal yollayamayacak kadar uzaktalar." Ben yine ar yapp bekledim. "Bu zmbrtlarn kilomet re eki alan olduunu sylemitin," dedim. "Onlarla aramzda bir buuk kilometre bile yok." "Ak havada kilometre," dedi Charlie. "Bu kadar beton ve dkntnn arasnda bir buuk kilometre bile deildir." Ancak telsizler acil durumlar iindi. Ve duyduum sesin Gil'e ait olduundan emindim. Yerdeki amurlu su birikintilerinden ve pislik ynlarndan saknarak, sessizlik iinde bir yz metre kadar daha gittik. Birden Charlie tirtmn yakasna yapp beni geri ekti. "Ne halt ediyorsun?" dengemi kaybetmemek iin kendimi zor toparlamtm. Charlie fenerinin n tnelin karanlklarna doru uzanan bir tahtaya dorulttu. Daha nceki oyunlarda her ikimiz de o tahta dan karya gemitik. "Ne oldu?" Byk bir dikkatle tahtaya adm atyordu. "Gzel," dedi, olduka rahatlam olduu grlebiliyordu. "Sudan zarar grmemi." Elimin tersiyle alnm sildim, terden srlsklam olmutu.
36

4'n Kural "Tamam," dedi. "Hadi gidelim." Charlie iki uzun admda karya gemiti. Benim btn yapa bildiim ise teki yana yryene kadar dengemi korumaya al mak oldu. Charlie su ielerinden birini uzatp, "Al i undan," dedi. abucak birka yudum iip tnelin derinliklerinde Charlie'nin peine dtm. Tam bir cenaze levazmats cennetine dmtk, drtbir yanmzda mezar benzeri grntler uzayp gidiyor, koyu renk duvarlar karanln iine doru giderek incelip sisler arasnda grnmez hale,geliyordu. "Tnellerin bu ksm tam bir katakomba benzemiyor mu?" di ye sordum. Dncelerimin arasna telsizden gelen parazit vzltlan karyordu. "Neye?" "Katakomba, yani mezara." "Pek saylmaz. Daha yeni ksmlar byk bir oluklu borunun iinde," dedi, yzeyin neye benzediini anlatmak iin elleriyle dal ga hareketi yapyordu. "Sanki kaburgalarn stnde yrr gibi. Ha ni bir balina tarafndan yutulmusun da. Bir tr..." Karlatracak bir ey bulmaya alrken parmaklarn klatyordu. ncilvari bir eydi. Melvillian gibi. "Pinokyo gibi." Charlie glyor muyum diye dnp bana bakt. "Fazla uzakta olamazlar," dedi, rnei bulamamt. Tekrar nne dnp gsne takl telsizi okad. "Merak etme. Keyi d np onlara birka kez patlatacaz ve eve dneceiz." Tam o anda telsizden yine bir hrt duyuldu. Bu kez hi ku kuya yer yoktu, bu Gil'in sesiydi. Oyun bitti Charlie.
37

17

Ian Caldwell & Dustin Thomason Znk diye durdum. "Bu da ne demek oluyor?" Charlie'nin kalar atlmt. Mesajn tekrarlanmasn bekli yordu ama baka bir ses gelmiyordu. "Buna kanacak deilim," dedi. "Neye kanacak deilsin?" "Oyunun sonu. Bu oyun bitti demek." "Pislik yapma Charlie, neden?" "nk bu ite bir hata var?" "Hata m?" Ancak o parman kaldrp beni susturdu. Biraz uzaktan ses ler geliyordu. "Bunlar onlar," dedim. Charlie de tfeini kaldrp, "Hadi gel," diye cevap verdi.

4'n Kural latmz duyarak dndler. Fenerlerden birinin bize doru tutulmutu. "Allah kahretsin!" diye bard Charlie, bir yandan elini gz lerine siper ediyordu. Tfeini krlemesine a dorulttu ve tetie basmaya balad. Gsndeki telsizden gelen vzlty duyabiliyor dum. "Kes unu!" diye tslad Gil. "Sorun ne?" diye bard Charlie biz yaklarken. Paul, Gil'in arkasnda hareketsiz duruyordu. Tam tepelerindeki rgar kapann aralklarndan k szmaktayd. Gil parmaklarndan birini dudaklarna gtrdkten sonra yu kar, rgar deliini iaret etti. Tepemizde, Edwards Binas'nn nnde duran iki kiiyi seebilmitim. "Bill, beni aramaya alyor," dedi Paul ar cihazn a doru tutarak. Heyecanland belliydi. "Burdan kmam lazm."

18

Charlie'nin koca admlarna yetimek iin peine dmekten baka arem yoktu. O an ona yetimeye alrken karanln iinde nasl da ustalkla kotuuna hayran olmutum. Benim elimden ge len tek ey fenerimin n zerinde tutup onu gzden yitirmeme ye almakt. Bir kavaa yaklarken beni durdurdu. "Keyi dnme sakn. Fenerini de sndr. Geldiimizi anlayacaklar." Tam o anda telsiz yeniden almaya balad. Oyun bitti Charlie. Biz Edwards Binas'nn altndaki kuzeygney koridorundayz. Gil'in sesi ok daha netti ve ok daha yakndan geliyordu artk. Kavaa doru yrmeye balamtm ama Charlie beni geri itti. Kar ynde iki fener hareket ediyordu. Gzlerimi ksarak karanla doru baknca siluetleri seer gibi oluyordum. Bizim yak38

Charlie, Paul'e hayretle bakt ve sonra Paul ile Gil'e ktan Uzaklamalarn belirten bir iaret yapt. "Kprdamyor yerinden," diye fsldad Gil dudaklarnn arasndan. Paul metal kapan tam altnda duruyordu ve delikten tepesi ne eriyen karlar damlarken o ar cihazna bakmaktayd. Yukarda birtakm hareketler oluyordu. "Yakalatacaksn bizi," diye fsldadm. Gil, "Baka bir yerde alet ekmiyormu," dedi. "Bill daha nce hi byle bir ey yapmamt," diye fsltyla yant verdi Paul. Kolundan yakalayp ektim ama silkinip kurtuldu. ar ciha znn gmi yzeyinde k yannca bize de gsterdi, tane numara grebilmitim: 911.
39

l a n Galdwell & Dustin Thomason "Bunun anlam ne?" diye fsldayarak sordu Charlie. "Bill bir ey bulmu olmal," dedi Paul sabrszca. "Ona eri mem lazm." Edwards 'n nndeki ayak kalabal rgarn zerindeki taze kan eziyordu. Charlie gerilmeye balamt. "Bak," dedi. "Bir kez ans yzmze glm, normalde burda sinyal almak..." Tam o anda ar cihaz tekrar almaya balad iin susmak zorunda kalmt. imdi gelen mesaj bir telefon numarasyd: 1167718. "Bu nedir?" diye sordu G L Paul ekran ba aa evirdi ve mesaj BILL-911 ekline d nt. "Ben burdan kyorum, hemen," dedi Paul. Charlie ise ban sallyordu. "Bu rgar kullanamazsn. Yukar da ok fazla insan var." "Ivy'deki k kullanmak istiyor," diye aklad Gil. "Orann ok uzak olduunu syledim. Clio'ya geri dnebiliriz. Nbetilerin devir teslimine hl birka dakika var." Uzakta minik krmz parltlar seiliyordu. Fareler popolarmn zerine oturmu bizi seyretmekteydiler. "Bu kadar nemli olan ne ki?" diye sordum Paul'e. "ok byk bir i zerindeydik..." diye sze balad. Charlie s zn kesip, "En iyisi Clio," dedi Gil'e katlarak. Saatine bakp kuze ye doru yrmeye balad. "07.24. Acele etmemiz lazm." Kuzeye doru yneldik, koridor yine tabuta benziyordu ama daha nce beton olan duvarlar artk daha ziyade tat. Babamn sar cophagus (lahit) kelimesinin etimolojik aklamasn yaptn du yar gibiydim. Yunanca "et yiyen" anlamna gelir... nk eski Yunan mezarlar kiretandan yaplrd ve bu ta diler hari tm bedeni krk gn iinde tketirdi. Gil be alt metre kadar nden gidiyordu. Charlie gibi o da bu lunduumuz mekna alk bir biimde hzl yryordu. Ik azalp oaldka Paul'n silueti de bir grnp bir kayboluyordu. Salar terden alnna yapmt ve gnlerce uyumakta zorluk ekmi ol duunu da hatrlyordum. Otuz metre sonra Gil'i bizi bekler bulduk, bizi ka gtre cek yolu bulabilmek iin gzleriyle srekli etraf taryordu. Bir B plan oluturmaya alyordu. ok ge kalyorduk. Gzlerimi kapatp zihnimde kampusun haritasn canlandr maya altm.

19

Blm 3

40

4i

Ian Caldwell & Dustin Thomason Charlie, Paul'e, "Sadece on be metre kald," diyordu. "Bileme din otuz metre." Clio'nun yaknndaki rgar kapann altna geldiimizde Gil bize dnd. "Kapa itip dar bakacam. Geldiimiz yere doru koma ya hazr olun." Saatine bir gz att. "Benimki 07.29." Demir merdivenin en alak basamana tutunup kendini yuka r ekti ve basamaa salamca yerletikten sonra kollarn tepesin deki kapaa doru uzatt. Kapa itmeden nce omzunun stnden bize bakt ve, "Unutmayn nbetiler bizi yakalamak zere buraya inemez. Tek yapacaklar bize dar kmamz sylemek olacaktr. Aada kaln ve sakn kimseye adyla seslenmeye kalkmayn. Ta mam m?" dedi. mz de bamz salladk. Gil derin bir nefes ald, yumruunu yukar doru itip kapa bir dirsek hareketiyle yana kaydrd. Kapak on be santim kadar ya na kaymt. abucak etrafa gz atarken yukardan bir ses duyuldu. "Kprdamayn! Olduunuz yerde kaln!" Gil'in dilerinin arasndan kfrettiini duyabiliyordum. Charlie tirtnden yakalayp onu geri ekti ve dengesini kay betmesin diye de skca tuttu. "Gidin! u tarafa! Fenerlerinizi de kapatn!" Karanln iinde tkezledim, bu arada nmde olan Paul' de sktrmtm. Bir yandan da yolu hatrlamaya alyordum. Sa tarafta kal. Borular solda olacak, sen de sada kalacaksn. Omzum duvara srtnm ve gmleim yrtlmt. Paul scak tan bunalm vaziyette sendelemeye balamt. Birbirimizin aya na dolanarak yirmi adm kadar anca gitmitik ki, Gil de yetiebilsin diye Charlie bizi durdurdu. Uzaktan rgar kapandan ieri tutulan

4'n Kural bir fenerin n grebiliyorduk. Arkasndan bir kol ve sonra da bir kafa uzand. "kn ordan!" Fenerin tnelin karanlnda bir gen oluturarak iki y n tarad. Sonra ikinci bir ses duyuldu, bir kadn sesi. "Bu size son uyan!" Gil'e doru baktm. Karanlkta bizi konumamamz iin uyar mak ister gibi ban salladn fark edebiliyordum. Ensemde Paul'n slak nefesini hissediyordum. Baylacakm gibi duvara dayanmt. Kadnn sesi tekrar duyuldu, sanki ortay la konuuyormu gibi mahsus yksek sesle konuuyordu. "Yardm iste. Btn menfezlerin bana grevliler gelsin." Bir an iin fenerin delikte grnmez oldu. Charlie hemen srtlarmza vurarak komamz iaret etti. Tnellerin iinde bir T noktasna kadar kotuk ve bir keden saa dnp bilmediimiz bir blgeye doru komaya devam ettik. "Bizi burda gremezler," dedi Gil nefes nefese ve fenerini yak t. Kampusun kuzeybat ynnde olduunu tahmin ettiim karanlk ve uzun bir tnel uzanyordu nmzde. "imdi ne yapacaz?" dedi Charlie. Gil, "Dod'a dnelim," diye neride bulundu. Paul alnn kurulamaya alyordu. "Olmaz. Ordaki ka as ma kilit takld." "Btn ana delikleri gzetim altna alacaklar," dedi Charlie. Batya doru uzanan tnele doru yrmeye baladm. "Ku zeybatya en abuk burdan gidilmez mi?" "Niye?"

20

42

43

Ian Caldwell & Dustin Thomason


"nk Rocky-Mathey'in yaknma ulaabileceimizi sanyo rum. Oras burdan ne kadardr?" Charlie o arada son suyumuzu Paul'e vermiti ve Paul kana kana iiyordu. "Belki birka metre kadar," dedi. "Belki de biraz da ha fazladr." "Bu tnelden mi?" Gil bir saniye dnd ve bayla onaylad. "Eh daha iyi bir nerim yok," dedi Charlie. Karanln iinde dier benim peime takld ve ilerleme ye baladk.

4'n Kural Paul gvenlik kapsnn arkasndaki buhar borusunu iaret etti ve sonra koluyla aa doru belirsiz bir hareket yapt. "Altndan geelim." Boruyu fenerin yla taraynca borunun alt tarafndaki izo lasyon malzemesinin yrtlp yerden be on santim yksee kadar sarkm olduunu grdm. Birisi onu daha nce yrtnt. "Olmaz," dedi Charlie. "Yeterince yer yok." "Orda, teki tarafta bir tahliye mandal var," dedi Gil duvarda ki bir aleti gstererek. "Sadece birimizin gitmesi gerekir. Sonra ka py aabiliriz." Ban yine Paul'e doru eip, "Sen bunu daha n ce yapm miydin?" diye sordu. Paul ban sallad. Charlie dilerinin arasndan, "Su kaybetti, dehidrasyon geiri yor," diye mrldand. "Kimsede su kald m?" Gil yans dolu iesini uzatt, Paul bir dikite bitirdi. "Sa ol, daha iyiyim." "Geri dnmeliyiz," dedi Charlie. "Hayr," dedim. "Ben halledeceim." "Benim ceketimi al," dedi Gil. "Yaltm iin." elik borunun stne elimi koyup kontrol ettim. Yaltm mal zemesine ramen sca hissedebiliyordum. "Smazsn oraya," dedi Charlie. "Ceketle olmaz." "Ben ceketsiz de idare ederim," dedim. Ancak alttan gemek zere yere uzannca araln ne kadar az olduunu fark ettim. Yaltmn yrtld yerden de scak sular ak yordu. Midemin zerine yere yapp borunun altndan kendimi ek meye altm. "Nefesini ver ve kendini yle ek," dedi Gil.
45

21

m
Bir sre ayn koridorda sessizce yrdk. Charlie bir yandan bendeki fenerin zayfladka elime baka bir fener tututuru yor, bir yandan da giderek kendini kaybediyormu gibi grnen Pa ul'e dikkat ediyordu. Sonunda Paul daha fazla dayanamayp bir du vara yaslandnda ona destek olup yardm ediyor, borulara dokun mamas gerektiini hatrlatyordu. Her admda bo ielerdeki son su damlalar da yere dklyordu. Bu arada ben de ynm kaybe dip etmediimi merak etmekteydim. "ocuklar," diye seslendi Charlie arkamzdan, "Paul fenalayor." "Sadece biraz oturmaya ihtiyacm var," dedi Paul zayf bir sesle. Birden Gil fenerlerden birini biraz uzaa doru tutup bir dizi metal parmakln grlmesini salad. "Kahretsin." "Gvenlik kaps," dedi Charlie. "imdi ne yapacaz?" Gil, Paul'n gzlerinin iine bakabilmek iin melmiti, omuz larndan tutup sarsarak, "Hey," dedi. "Burdan kmann bir yolu var m?"

44

lan Caldwell & Dustin Thomason Kendimi ileri doru itip mmkn olduunca yere yaptm. Ama en dar ksma geldiimde tutunacak bir ey bulamadm, her ta rafm amurlu su birikintileriyle evriliydi. Ve birden borunun altn da skp kaldm hissettim. Gil kendini dizlerinin zerine atp kfretmeye balamt. Charlie'nin de, "Tom," dediini duydum ve ayaklarmda bir ift elin varln hissettim. "tin beni." Ayaklarmla onun avularndan g almaya altm. Gsm betona srtnrken kt bir ekilde syrlyordu ve bir uyluum bo runun yaltmsz olduu yere demiti. Delici scan acsn hisse dince ani bir refleksle bacam ektim. Kendimi teki tarafta bulduumda Charlie de iyi olup olmad m soruyordu. "Kilidin mekanizmasn saat ynne evir," dedi Gil. evirdim ve kilit ald. Gil kapy itip geti, arkasndan da Paul'e destek olmaya devam eden Charlie geliyordu. Karanln iinde ilerlerken, "Doru yaptmzdan emin mi siniz?" diye sordu Charlie. Bam salladm. Birka adm sonra duvara stnkr izilmi bir R harfi grdk. kamet amacyla kullanlan binalardan biri olan Rockefeller'a yaklayorduk. Birinci snf rencisiyken orada ka lan Lana McKnight adl bir kzla kmtm. O k zamanmzn o unu yurtta onun odasnda, cansz bir atein karsnda oturarak geirmitik, sonradan bir ie yaramyor diye bacalar kapatlmt. O s ralarda konutuumuz eyler artk o kadar uzak geliyordu ki bana. Mary Shelley'den, Gotik sluptan ve Buckeyes'ten sz ederdik. An nesi Ohio Eyaleti'nde ders veriyordu babam gibi. Lana'nn gsle ri patlcana benziyordu ve kulaklar da atein yaknnda fazla kald zaman gl yapra rengi oluyordu. 46 dedi.

4'n Kural Ksa bir sre sonra yukardan gelen sesler duydum. ok fazla ses geliyordu. Gil seslere doru yaklarken, "Neler oluyor?" diye sordu. Menfez kapa tam zerindeydi. "te bu," dedim glerek. "k yolumuz." Anlamaya alarak suratma bakt. Sessizlikte sesleri daha ak duyabiliyordum, amata yapan rencilerin sesleriydi, gvenlik kuvvetlerinin deil. Balarmzn zerinde dzinelerce renci vard. Charlie de glmsemeye balamt. "plaklar Olimpiyat," Sonunda Gil de uyand. "Tam altlarndayz." "Bahenin tam ortasnda bir rgar kapa var ya," diye hatrlat tm, duvara dayanp nefesimi dzeltmeye alyordum bir yandan. "Tek yapmamz gereken kapa yana itmek, kalabala karmak ve ortadan kaybolmak." Ancak arkamdan Paul bouk bir sesle mdahale etti, "Tek yap mamz gereken nce soyunmak, kapa yana itmek, kalabala ka rmak ve ortadan kaybolmak." Bir an iin bir sessizlik oldu. Ve ardndan, Charlie gmleinin dmelerini amaya balad. "Tutmayn beni," dedi glmekten katlarak gmleini karrken. Kot pantolonumu bir ekite kardm, Gil ve Paul de beni iz lediler. Kyafetlerimizi antalardan birine dikilerini patlatrcasna tktrmaya baladk. Charlie, "Btn bunlar tayabilir misin?" diye sordu her iki antay almam nererek. Bir an duraksadm. "Biliyorsun orda da nbetiler olacak, de il mi?" 47

22

Ian Caldwell & Dustin Thomason Ancak artk Gil'in kukusu kalmamt. Trmanmaya bala mt bile. " yz tane plak ikincisi snf rencisi, Tom. Eer byle de kaamazsan yakalanmay hak ediyorsun demektir." Ve bunu syler sylemez kapa itti ve dondurucu bir rzgr tnele hcum etti. Souk hava Paul'e ila gibi gelmi, birden diril mesini salamt. "Tamam ocuklar," diye seslendi Gil aaya. "Hadi bu etleri de pazara srelim."

4'n Kural "Gelin!" diye bard Gil. Paul ile birlikte bylenmi gibi takip ettik. lk karn yad gece Holder'n neye benzediini unutmutum. Dev zincir bizi de yuttu ve her tarafmdan bastran vcutlar arasnda skmken bir an iin kendimi bile yitirdim. Srtmda an ta, ayaklarmn altnda kar, dengemi korumaya alyordum sade ce. Arkamdan biri itince fermuvarn aldn hissettim. Kapamaya frsat bulamadan kyafetlerimiz havaya salmt bile. Bir anda hep si saa sola dald ve amurlu ayaklar tarafndan inendi. Charlie'nin arkamda olduunu ve kalan birka paray kurtarabilecei mizi umarak etrafma bakndm ama grnrlerde yoktu. Bir yerlerde gen bir erkek bozuk bir aksanla, sanki My Fair Lady mzikalinin bir sahnesinde iek satyormu gibi, "Memeler ve popolar, popolar ve memeler," diye ark sylyordu. Az ileride, alt snflardan iman bir rencinin gbeini kvrarak kalabala sz makta olduunu grdm. zerinde sadece iki tarafnda yazlar bulu nan bir sandvi panosu vard. Panonun n ksmnda CRETSZ TEST SR, arkasnda ise N KARITIRIN yazyordu. So nunda Charlie'yi yakaladm. Neredeyse dairenin br yanna, baka bir EMT ekibi yesi olan ve yanlarndan bira kutular sarkm bir kask giyen Will Clay'in yanma varmt. Charlie miferi tekinin ba ndan kapt ve bahede birbirlerini kovalarken gzden kayboldular. Etrafmda dalga dalga kahkaha sesleri duyuyordum. Karklm ortasnda, bir elin koluma yaptn hissettim. "Hadi gidelim." Gil, beni halkann dna doru ekitiriyordu. "imdi ne yapacaz?" dedi Paul. Gil etraf szd, her kta gvenlik grevlileri vard. "Bu taraftan," dedim.

23

Tnelden kla ilgili ilk hatrladm ey ortaln nasl bir denbire aydnlanverdiiydi. Bahenin etrafndaki yksek sokak lambalarnn hepsi yanyordu. Gvenlik klan topran zerine yelpaze gibi yaylmt. Patlayan kamera flalar gkyznde atebcekleri gibi uuuyordu. Sonra souu hissetmitim ve rzgrn ulumasn, kouanlarn ayak seslerini, lklar bile bastryordu. Kar taneleri tenime deince iy damlas gibi eriyordu. Sonunda onu grdm. evremizi sonsuz bir ylan gibi saran, rmcek ana benzer kol ve bacak duvarn. eitli yzler -snf arkadalar, futbol oyuncular, kampusu geerken gz gze geldiim kadn- bir an belirip sonra bir kolaj almasndaki paralar gibi so yut bir ekle brnp yitiyorlard. Orada burada acayip grntler iliiyordu gzme -silindir apkalar, sper kahramanlarnki gibi pe lerinler, gs zerine yaplm akla hayale smaz desen almalar- ama hepsi bir arada yuvarlanan dev bir hayvana, lklara, yu halamalara ve arada patlayan kestane fieklerine doru ilerleyen bir in ejderhasna benziyordu.

48

49

F:4

Ian Caldwell & Dustin Thomason Yatakhanelerden birinin giriine ok yakndk ve Holder Binas'na kendimizi attk. Kafay bulmu ikinci snf rencisi bir kz odasnn kapsn at. Kafas karmt, sanki bizim ona ho geldin dememizi bekliyor gibiydi. Bizi yle bir tartt ve sonra elindeki Corona iesini havaya kaldrd. "erefe," dedikten sonra geirdi ve odasnn kapsn kapatt. O arada ieride baka bir oda arkadann, sadece bir havluya sarn m olarak minenin nnde snmakta olduunu grebilmitim. "Gelin," dedim. kisi peimde merdivenlerden ktk ve oradaki kaplardan bi rine byk bir grltyle vurmaya baladm. Gil, "Sen ne halt ediyor..." diye sze balamken kap ald ve bir ift kocaman yeil gzle karlatm. Gzlerin altndaki du daklar i bayltc bir biimde aralanmt. Katie'nin zerinde dar bir denizci tirt ve solmu kot pantolon vard; kumral salar ar kada ksa bir at kuyruu eklinde toplanmt. Bizi ieri almadan nce glmeye balamt. Ellerimi ovutururken, "Burda olacan biliyordum," dedim. eri girip ona sarldmda davetkr ve scak davrandn fark et tim. Beni tepeden trnaa szp, "Doum gnm iin doum kya feti," dedi. Gzleri parlyordu. "Demek bu yzden aramadn." Katie dnp odaya girerken Paul'n gzlerinin Katie'nin elin deki fotoraf makinesine takldn grdm, neredeyse yarm kol uzunluunda teleobjektifi olan bir Pentax't bu. "Bu ne iin?" diye sordu Gil, o arada Katie makineyi kitapl n raflarndan birine yerletiriyordu. "Prince iin pozlar ekiyorum," dedi. "Belki bu sefer birini basacaklar." 50

4'n Kural Bu yzden kouanlara katlmam olmalyd. Katie btn yl boyunca Daily Princetonian'n kapanda bir fotoraf baslsn diye uramt ama kdem sistemi onun aleyhine iliyordu. Fakat imdi bir frsat yakalamt. Holder Binas'nda sadece birinci ve ikinci s nflarn odalar vard ve onunki btn baheye hkim bir yerdeydi. "Charlie nerde?" diye sordu. Gil omuz silkti, pencereden bakyordu. "Orda bir yerde Will Clay ile km yakala oynuyor." Katie glmseyerek bana dnd. "Bunu planlamanz ne kadar srd?" Bocaladm. "Gnlerce," diye atlad Gil, ben btn bu gsterinin onun iin planlanmadn aklamann bir yolunu bulamamtm. "Belki bir hafta." "Etkileyici," dedi Katie. "Hava durumu tahmincileri bile bu sa baha kadar kar yaacandan emin deillerdi." "Saatlerce," diye dzeltti Gil. "Belki bir gn." Katie gzlerini stmden ekmiyordu. "Dur bir tahminde bu lunaym. stne giyecek bir eye ihtiyacn var." " eye ihtiyacmz var." Katie dolabn aarken, "Darda dondurucu bir souk olmal," dedi. "Siz de nerdeyse donacakm gibi grnyorsunuz ocuklar." Paul sanki, gerekten dncelerimi okuyor olamaz, dercesine bakyordu ona. Ben de dolaba doru gittim ve Katie'nin arkasna yaslanp onu dolaba doru ittim. Benden kurtulmaya alt ama ben daha da fazla abannca ikimiz birden dolaptaki ayakkablarn arasna yuvarlandk, yksek topuklu pabularn her biri bir yana sald. Bir birimizden ayrlabilmemiz bir saniye srd ve Paul ile Gil'den eit li iniltiler kmasn bekleyerek ayaa kalktm. Ama ikisinin de dik kati baka eydeydi. Paul kede telefonla fsr fsr bir eyler konu51

24

Ian Caldwell & Dustin Thomason


urken, Gil de pencereden dary incelemekle meguld. nce Gil'in Charlie'yi bulmaya altm dndm. Sonra Gil'in bakt ynde bir gvenlik grevlisi olduunu ve telsiziyle konuarak yaklatn fark ettim. "Hey Katie," dedi Gil. "Birbirine uyan eyler aramana gerek yok, ne olsa ie yarar." "Sakin ol," diye cevap verdi Katie, elinde asklardan sarkan bir dolu giysi ile geliyordu. Sonra tane eofman alt, iki tirt ve mart ayndan beri kaybettiim mavi kaza ortaya serdi. "Bu kadar ksa zamanda ancak bunlar bulabildim." Apar topar giyindik. Aniden, aadaki girite havay yrtan tel siz czrtlar duyuldu. Binann d kaps da grltyle kapanmt. Paul telefonu kapatp, "Benim ktphaneye gitmem gerek," dedi. "Arka taraftan kn ocuklar," dedi Katie hzla. "Ben idare ederim." Gil giysiler iin teekkr ederken, ben de Katie'nin elini tut mutum. "Seni daha sonra grecek miyim?" dedi gzlerinde byleyici bir ifadeyle. Bu ardndan daima bir tebessm getiren bir bakt, nk benim hl bu baka deli olduuma inanamyordu. Gil homurdanarak koluma yapt ve beni kapdan dar s rklemeye balad. Kendimizi binadan dar atarken Katie'nin g venlik grevlisini aran sesini duyabilmitim. "Memur bey! Memur beyi Yardmnza ihtiyacm var..." Gil geri dnp onun odasna bakt yemden. Gvenlik grevli sinin Katie'nin ilk penceresine yaklatn grnce sakinleti. ok gemeden, iimize nfuz eden rzgra kar ilerlerken Holder Bina s da arkamzda, kardan bir perdenin gerisinde kaybolmutu bile.

25

Blm 4
Paul ile tanmamz bir kitap sayesinde olmutu. Muhtemelen eninde sonunda Firestone Ktphanesi'nde veya bir alma grubun da ya da ikimizin de ilk yl alm olduu edebiyat derslerinden birin de zaten karlaacaktk, o yzden de bunu kitaba yormak pek an laml gelmeyebilir. Ama sz konusu kitabn beyz yllk olduu ve babamn lmeden nce zerinde alt kitap olduu gznne alndnda, bu rastlant bir biimde daha fazla nem kazanyor. Hypnerotomachia Poliphili, yani Latincede "Poliphilo'nun Ak Uruna Bir D indeki abalan" adn tayan bu kitap, 1499 yl civarnda, Aldus Manutius isimli bir Venedikli adam tarafndan yaynlanm. Hypnerotomachia, roman klna sokulmu bir ansik lopedi, zoolojiden mimariye kadar her eyi ieren bir tez ve bir kap lumbaann dahi yava bulaca bir tarzda yazlm. Rya grmek te olan bir adam hakknda yazlm dnyann en uzun kitab ve bu yzden de, bir dilim kek yemekte olan bir adam hakknda dnyann en uzun kitabn yazm olan Marcel Proust onun yannda Ernest Hemingway gibi kalyor. Rnesans dnemi okurlarnn da ayn biim de hissetmi olduklarn iddia etme cretini gsterebilirim. Hypne-

52

53

Ian Caldwell & Dustin Thomason rotomachia kendi dneminde de bir dinozormu. Her ne kadar Al dus kendi zamannn en byk basmcs olsa da, Hypnerotomachia, Poliphilo adl alegorik, sradan bakahraman dnda, birbiriyle hi bir biimde ilikisi olmayan bir entrikalar ve karakterler yumadr. Ana tema basittir: Poliphilo iinde sevdii kadn arad garip bir rya grr. Ancak bu o kadar karmak bir biimde anlatlr ki, R nesans bilimcilerinin ou bile -ki o insanlar otobs beklerken Plotinus'u okurlar- Hypnerotomachia'y ac verici, bezdirici bir kitap olarak kabul ederler. ou, yani babam dnda kalanlar. O Rnesans tarihi ile ilgili almalarda kendi davulunun sesine uyarak ilerledi ve meslektalarnn ou Hypnerotomachia'ya. srt dndkleri halde o bu kitab in celemeyi srdrd. Bu grevi, Princeton'da Avrupa tarihi dersi ve ren profesr Dr. McBee'den devralmt. Ben domadan bir yl nce lm olan McBee, koca fil kulaklar ve kck dileriyle fare gibi bir adamd; dnya apndaki nn abuk kpren kiiliine ve ta rihe anlam kazandran gl zeksna borluydu. Aslnda ufack te fecik olan bu adam, tm akademi lemine son derece heybetli grn mekteydi. Her yl sonunda, son dersinde Michelangelo'nun lm n anlatrd ve ellerinde mendiller, gzlerinde yalar olan izleyiciler ve eski mezunlar, kampusun en byk amfisini tklm tk doldur mu olurlard. Btn bunlarn dnda, McBee kendi alanndaki di er herkesin grmezden geldii kitabn da savunucusuydu. O Hypnerotomachia'da srad, muhtemelen de ok byk bir sr ol duuna inanyordu ve rencilerini de kitabn gerek anlamn bul maya almalar konusunda ikna ediyordu. rencilerinden biri McBee'nin mit edebileceinden bile da ha byk bir cokuyla sarld bu aratrmaya. Babam Ohio'lu bir ki tapnn oluydu ve niversite kampusuna on sekizinci doum g-

4'n Kural nnn ertesi gn, F. Scott Fitzgerald'n ortabatdan bir delikanlnn Princeton'da okumasn moda haline getirmesinden yaklak elli yl sonra gelmiti. O arada pek ok ey deimiti. niversite krsal ke sim kimliinden syrlmaya balam ve o zamann ruhuna uyarak geleneksellik akndan uzaklamt. Babamn zamanndaki birinci snf rencileri, pazar gnleri kilise ayinine katlmas istenen son birinci snflard. Babamn mezun oluundan sonraki yl ise, kampu sa ilk kz renciler gelmilerdi. niversitenin radyo istasyonu WPRB kzlar Handel'in "Hallelujah Koro"sunun nameleriyle kar lamt. Babam genliinde ruhunun Immanuel Kant'n "Aydn lanma Nedir?" adl denemesinin etkisi altnda olduunu sylerdi. Onun iin Kant 1970'lerin Bob Dylan' gibiydi. Babamn tarz buydu, o tarihe, fazla resmi ve ar ksmlarn ayklayarak bakard. Tarihin kronolojik yan ve byk adamlar yeri ne, fikirler ve kitaplarla ilgileniyordu. Princeton'da iki yl daha McBee'nin nerilerini uyguladktan sonra mezun olmu ve batya doru btn o yolu geri giderek Chicago niversitesi'nde Rnesans talya's zerine doktora yapmt. Bundan sonra, bir yl New York'ta bir bilim kurulunda alm ve Ohio Eyaleti'nden daimi olarak on beinci yzyl tarih retmenlii teklifi alnca, eve dn frsat ve ren bu teklife balklama atlamt. nceleri Shelley ve Blake'te mu hasebecilik tecrbesi yaayan annem ise bykbabamn emekliye ayrlmasndan sonra Columbus'taki kitap sat iini yrtmeye ba lamt, ben de ikisinin ortasnda, kitaplar adeta kutsal sayacak e kilde yetimitim. Drt yamdayken annemle birlikte kitap konferanslarna ka tlmak zere seyahat ederdim. Alt yama geldiimde parmenle pelr arasndaki fark ocuk masallarndan ok daha iyi biliyordum. Onuncu doum gnmden nce matbaaclk dnyasnn bayapt

26

54

55

Ian Galdwell & Dustin Thomason


olan Gutenberg ncili'nin alt kopyas gemiti elimden. Ama haya tm boyunca bir an bile bizim kendi kk dinimizin ncil'i Hypnerotomachia'y aklmdan karmamtm. Babam muhtemelen McBee'nin ona rettii gibi, "Bu Rne sans dneminin son byk srr Thomas," derdi. "Ama bu srrn ya nna bile yaklaamad henz kimse." Haklyd, kimse yaklamamt. Hatta kitabn "zmlenmesi" gerektii bile baslmasndan onlarca yl getikten sonra anlalm t. Buna da Rnesans limlerinden birinin garip bir ey kefetmesi yol amt. Hypnerotomachia'nn tm blmlerinin baharfleri bir araya getirildiinde ortaya Latince bir akrosti kyordu: Poliam Frater Franciscus Columna Peramavit, yani "Birader Francesco Colonna, Polia'y byk bir akla sevdi." Polia kitapta Poliphilo'nun arad kadnn ad olduu iin, baz limler sonunda Hypnerotomachia'nn asl yazarnn kim olduunu sorgulamaya baladlar. Ki tapta bu konuda bir ey belirtilmemiti ve Aldus yani matbaac bile bunu asla renmemiti. Ancak, bu noktadan sonra yazarn Fran cesco Colonna adnda talyan bir rahip olduuna inanlmaya balan d. Profesyonel aratrmaclar arasnda kk bir grup, zellikle de McBee'nin etkisi altnda olanlar ise, bu akrostiin kitapta gml srlan ima eden bir ipucundan baka bir ey olmadna inanyorlar d. Bu grubun amac geri kalann da kefetmekti. Babamsa on be yama bastm yl bulduu bir belge ile b tn bu iddialara bir gereklik kazandrmt. O yl -trafik kazasndan bir nceki yl- beni de yanna alm ve nce Almanya'nn gneyin deki bir manastrda, sonra da Vatikan ktphanelerinde bir aratr ma turuna kmtk. talya'da iki tane ekyat ve milattan ncesin den kalma bir mzik seti olan kk bir stdyoda kalyorduk; be hafta boyunca her sabah ortaaa zg, amaz bir ceza yntemi uy-

4'n Kural gulayarak, yannda getirdii yeni bir Corelli yaptndan setii par adan ykselen keman ve klavsen sesleri ile tam yedi buukta uyan drmt beni. Bylece aratrmann kimsenin keyfini beklemeyece ini hatrlatm oluyordu. Kalktmda onu ya lavaboda tra olurken ya da gmleklerini tlerken veya czdanndaki faturalar hesaplarken bulurdum, bir yandan da mutlaka mrldanarak mzie elik ederdi. Ksa boyluy du, ama grntsnn her santimetresine zen gsterirdi, kahveren gi gr salarnn arasndaki grilemi telleri, iekilerin gllerin sarkm tayapraklann ayklad gibi ayklard. inden taan bir canll vard ve bunu korumaya alrd. Gz kenarlarnda oluan ku penesi biimli izgilerin, dnceli zamanlarnda kran aln nn azalttn dnd bir canllkt bu ve ne zaman gnlerimizi geirdiimiz sonsuz kitap raflar nnde imgelemimin krelir gibi olduunu hissetse, hemen bana destek olurdu. leleri leziz hamur ileri yiyerek stres atmaya alrdk, her akam da bana evreyi gezdirirdi. Bir gece beni Roma'daki btn emelere gtrm ve her birine bir dilek paras atmam istemiti. Barcaccia'da, "Bir tane Sarah ve Kristen iin," demiti. "Krk kalplerinin iyilemesi iin." Biz seyahate kmadan hemen nce ablalarmn ikisi de sevgi lilerinden ayrlmlard. Erkek arkadalarn hi gz tutmayan ba bam, iinden bu ite bir hayr olduuna inanyordu. Fontana del Tritone emesinde ise, "Bu da annen iin," de miti. "Benimle yaamaya devam etmesi iin." Babamn aratrmay niversitenin finanse etmesi ile ilgili mit leri suya dnce, annem kitap dkknn pazar gnleri de ama ya balamt, geziye mali destek salayabilmek amacyla. 57

27

56

Ian Caldwell & Dustin Thomason Quattro Fiumi emesinde de. "Bu da bizim iin, aradmz eyi bulmamza yardm etmesi iin," demiti. Aradmz eyin ne olduunu hibir zaman tam olarak bile memitim, yani en azndan kendiliinden ayamza taklncaya ka dar. Btn bildiim babamn Hypnerotomachia ile ilgili bilimsel a lmalarn, esasen herkesin aalar yznden orman grmyor ol mas nedeniyle kmaza girdiine inandyd. Yumruunu masaya vurarak kendisiyle ayn gr paylamayan bilim adamlarnn ka falarm kuma gmm olduklarn sylyordu. Sylediine gre, kitabn kendisine bakarak bu srr zmek ok zordu, yaplacak en iyi ey kitabn gerek yazarn ve bu kitab neden yazdn gstere bilecek belgeler bulmaya almakt. Aslnda babamn gerek konusundaki bu dar grl tutumu pek ok insan uzaklatrmt. O yaz kefettiimiz ey olmasa, ksa bir sre sonra, yaayabilmek iin sadece kitap dkknna kalm olacaktk. Ama neyse ki babamn mrnn son ylnda ans Mele i yzne glmeye karar vermiti. Vatikan ktphanelerinden birinin nc katnda, kei klk l temizlikilerin bile grp de tozunu almad bir kedeki kitap larda, babamn yllardr peinde olduu ipucunu bulmak amacyla baknrken, babam kaln bir aile gncesinin sayfalar arasna skt rlm bir mektup buldu. Hypnerotomachia'nn baslndan iki yl nce yazlm olan mektup, yerel bir kilisenin gnah kartan papa zna yazlmt ve Roma'nn st dzey evlatlarndan birinin yks n anlatyordu. Adamn ad Francesco Colonna idi. Bu ad grd zaman babamn duymu olduu heyecan ke limelerle anlatabilmek ok zor. Bir ey okurken giderek burnundan kayan erevesiz gzlkleri, gzlerini, merak dolu ifadelerini anla tacak kadar bytrd ve ou insann babamla ilgili hatrlad ilk

4'n Kural ve son ey bu olurdu. O anda, bulduu eyin anlamn kavramaya alrken, salonun tm gzlerine yansm gibiydi. Elinde tut tuu mektup, sanki o dile veya yaz yazmaya pek aina deilmi hissi veren biri tarafndan, bozuk bir Toskana lehesiyle, arpk ur puk kaleme alnmt. Mektubu yazan durmadan ayn eyleri tekrar lyor, bazen dorudan Tanr'ya yneliyor, bazen de belli birine y nelmeden anlatyordu. Latince veya Yunan dilini bilmedii ve mek tubu o dillerden birinde yazmad iin de zr dilemekteydi. Son ra, nihayet, yapm olduu ey iin balanma diliyordu. O iki adam ldrdm iin affet beni Kutsal Peder. Darbeyi vuran benim elimdi ama bunu tasarlayan kesinlikle ben deildim. Bana bu ii yapmam emreden stat Francesco Colonna'yd. kimi zi merhametle yargla. Mektupta cinayetlerin, mektubu yazan basit kiinin tasarlayamayaca bir entrikann paras olduklar ileri srlyordu. Colonna iki kurbann hyanetinden kukulanyordu ve onun emriyle adamlar allmadk bir greve gnderilmilerdi. Adamlara Roma surlarnn dndaki bir kiliseye gtrmeleri iin bir mektup veril miti, nc bir kii de orada onlar bekleyecekti. Canlan pahas na bile olsa mektubu amamalar, kaybetmemeleri, eldivensiz ola rak ellerini bile srmemeleri gerekiyordu. Ulaklar San Lorenzo'da ldrecek olan basit Romal duvarcnn yks de bylece balam oluyordu.

28

Babamla yapm olduumuz bu keif o yaz akademik evre lerde duyuldu ve Belladonna Belgesi olarak adlandrld. Babam bu kefinin bilim evrelerinde nn yeniden canlandracan hissetti ve alt ay iinde, bu balk altnda, mektupla Hypnerotomachia ara-

58

59

Ian Caldwell & Dustin Thomason


sndaki balanty ortaya koyan kk bir kitap yaynlad. Kitap ba na ithaf edilmiti. Kitapta Hypnerotomachia'y yazan Francesco Colonna'nn ou profesrn inand gibi, Venedikli bir kei ol mayp mektubumuzda sz edilen Roma soylusu olduunu anlat yordu. Bu iddiay glendirmek iin hem Sahtekr dedii Venedik li keiin, hem de Romal Colonna'nn yaamlaryla ilgili bulabildi i tm kaytlan koyduu bir de ek blm yazmt, bylece okurlar da kyaslama yapabileceklerdi. Sadece ek blm Paul ve benim ina nanlardan olmamza yetmiti. Aynntlar son derece akt. Sahte Francesco'nun yaad Ve nedik manastrnda filozof bir yazarn barnabileceini dnmeye imkn yoktu; ou zaman (bu ksm babamdan dinlemek lazmd as lnda), bu manastr hi de kutsal olmayan mzik, bol iki ve heye canl seks maceralar kokteyline sahne olmaktayd. Papa VII. Cle ment burada yaayan biraderlere snrlama getirmeye kalktnda, disiplin altna girmektense hemen Lteriyen mezhebine geecekle ri yantm veriyorlard. Sahtekr'n biyografisi ise, byle bir ortama gre bile arlklarla doluydu. 1477'de ad belirtilmeyen bir tecavz olayndan dolay manastrdan srlmt. Drt yl sonra geri dn m ve hemen benzer baka bir su ilemiti. 1516 ylnda itiraz da hi edemeyecei baka bir tecavz olayna karm ve bu kez mr boyu kovulmutu manastrdan. Ancak o ylmayp geri dnm ve bir kez daha srlmt. Bu kez bir mcevher skandali patlak ver miti. Neyse ki sonunda 1527 ylnda lm onu almt. ldnde Venedikli Francesco Colonna -bu uslanmaz hrsz, iflah olmaz teca vzc, mr boyu Dominiken mezhebinde kalm bu adam- ld nde doksan yandayd. te yandan Romal Francesco her tr bilimsel meziyete model tekil edecek biri gibi grnmekteydi. Babama gre, gl ve asil 60

4'n Kural hu ailenin oluydu, ailesi onu Avrupa sosyetesinin en parlak ortamnda yetitirmi, en ileri Rnesans entelektelleri tarafndan eitilmesini salamt. Francesco'nun amcas Prospero Colonna say gn bir sanat hamisi ve kardinal olmakla kalmayp Shakespeare'in Frtna adl eserindeki Prospero karakterine ilham veren nl bir hmanistti ayn zamanda. Babam kitabnda, ancak bu tr bir alt ya ps ve ilikileri olan bir adamn tek bana Hypnerotomachia gibi karmak bir kitab yazabileceini ileri sryordu. Ve ancak bu ili kiler, kitabn byle nemli bir matbaa tarafndan baslmasn sala yabilirdi. En azndan benim amdan konuyu tamamen kesinletiren ey ise, bu mavi kanl Francesco'nun, Roma Cumhuriyeti'nin pagan de erleri uyarnca bir erkek kardelik birlii olan Roma Akademisi'nin bir yesi olduu gereiydi. Bu deerler Hypnerotomachia'da b yk bir hayranlkla sunulmaktayd. Bu, Colonna'nn, o gizli akros tite kendisini neden "Fra" yani Birader olarak tanttn da akl yordu. Dier bilim adamlar bunu Colonna'nn bir kei olmasna yormulard, ama, Roma Akademisi'nde kullanlan yaygn bir se lamlama ekliydi bu ayn zamanda. Yine de babamn Paul'e ve bana son derece net, ak grnen aklamalar akademik sular bulandrmt. Hypnerotomachia ile il gili kk akademik evrede kopan frtnalara bir yl gs gerebil di ama bu neredeyse onu bitirdi. Babamn hemen hemen tm mes lektatan yapt almay reddettiler. Vincent Taft kitaba kara al mak iin kendini paralad. Sonuta Venedikli Colonna'dan yana olan tartmalar o kadar sk savunulmaya baland ki, ksa ek bl mnde yer alan aklamalarda grlen bir iki eksiklik yznden ba bamn tm almas itibar kaybetti. Taft, iki tane kukulu cinayetin dnyann bu en deerli kitabyla ilgilendirilmesinin "ahsi reklam
61

29

I a n Caldwell & Dustin Thomason


yapmak iin yaratlm zavall ve sansasyonel bir abadan baka bir ey olmadn" yazmt. Elbette babam perian olmutu. Ona gre, reddedilen, bunca yllk kariyerinin z, M c B e e ile tant gnlerden bu yana mr n verdii abalarn meyvesiydi. Yapt kefe kar gsterilen bu iddetli tepkiyi hi anlamad. Bilebildiim kadaryla, Belladonna Belgesi'nin salam kalm yegne savunucusu Paul'd. Kitab o ka dar ok okumutu ki, ithaf blm hafzasna kaznmt. Prince t o n ' a gelip de, yeni girenlerin fotoraflarnn yer ald kitapkta bir Tom Corelli Sullivan olduunu grnce, ikinci adm hemen fark etmi ve peime dmeye karar vermiti.

4'n Kural
yorlard. Dnya yalnzca mkemmel kurgularda bir sahneye dn yordu ve grne gre onlar bundan utan duymaktaydlar. Hibiri bunu tam olarak byle sylemiyordu ama babamn dostlar ve meslektalar -Vincent Taft dnda hepsi- hastaneye be ni ziyarete geldiklerinde, kitab iin yazm olduklar eletirileri unutmu grnp bekleme odasnda tasarladklar belli olan kk vglerini mrldanrlarken, gzm almaya balamt. Yatamn yanna doru yrdklerini fark etmitim; hepsinin ellerinde kitap lar vard. Tarih blm bakan, M e r t o n ' m Yedi Yalan Da kitabn ya nmda duran yemek tepsimin stne brakrken, "Babam ld za man bana ok yardmc olmutu bu," demiti. "Ben Auden'de byk bir ferahlk buluyorum," demiti tezini

30

Babamn gen bir kopyasyla karlamay umduysa, hayal k rklna uram olmalyd. Birinci snf rencisi P a u l ' n buldu u, belli belirsiz topallayan ve ikinci adndan utanyormu gibi g rnen kii, hi akla gelmeyecek olan yapmt: Hypnerotomachia'y terk etmi ve okumay din haline getirmi bir ailenin, savur gan olu haline gelmiti. Kazann yaratt ok dalgalan hl haya tm etkiliyordu ama, aslnda kitaplara olan gvenimi babamn l mnden bile nce yitirmeye balamtm. Kitap okuyan insanlar arasnda hi dile getirilmeyen bir nyarg, hepsinin paylatna inandm bir gizli inan olduunu kefetmitim. Hayat aslnda ku surluydu ve sadece sanat, tpk bir okuma gzl gibi, bu kusurla r giderebilirdi. Soframzda grdm btn bilim adamlar ve en telekteller hep dnyaya kar bir kin, bir hn duyuyor gibiydiler. Bizim hayatlarmzn, iyi bir yazarn byk bir edebi karaktere iz dii hayat izgisine hi benzemedii fikrini bir trl kabullenemi-

babamn denetiminde yazan gen son snf rencisi de. Kzn brak t ucuz bask kitabn bir kesi fiyat grlmesin diye koparlmt, "Sana gerekli olan seni uuracak bir ey," diye tanmadm baka bir adam fsldamt dierleri odadan ktktan sonra. " B u kansz zrvalar deil." Onu tanmyordum bile. Getirdii kitap daha nceden okumu olduum Mont Cristo Kontu idi ve tek yapabildiim, adamn, o an da benim iin en iyi eyin intikam duygusu olduuna gerekten ina np inanmadn merak etmek olmutu. Anlamtm ki, bu insanlarn hibiri gereklerle benim yapabil diimden daha baarl bir biimde baa kamyorlard. Babamn lm de buna iren bir kesinlik kazandrd ve bu insanlarn yaam kanunlarn glnletirdi. Onlara gre her gerek yeniden yorumla nabilirdi, her son deitirilebilirdi. Dickens Byk Umutlar yeni den yazmalyd, ki Pip mutlu olabilsin. Oysa kimse hayat yeniden yazamyordu.

62

63

l a n Caldvvell & Dustin Thonason O yzden Paul ile tantmda ihtiyatlydm. Lisedeki son iki ylmda kendimle ilgili baz deiiklikler yapabilmek iin ok zor lanmtm: bacam ardnda yrmeye devam etmitim; ig dm bana bir kapnn nnden hemen ekilmemi sylediinde -r nein, spor salonunun veya yeni tantm bir arkadamn arabas nn ya da holanmaya baladm bir kzn evinin kapsndan- ken dimi zorla o kapnn nnde tutup kapy alm ve bazen de kendi me ieri girme izni vermitim. Ama burada, Paul'de bana neler ola bileceini grmtm. Karmakark salarnn altnda ufak tefek ve solgundu; bir er kekten ok bir olan ocuuna benziyordu. Ayakkablarndan biri nin balan zlmt ve elinde, sanki onu koruyan bir rtym gibi bir kitap tamaktayd. Kendisini tantr tantmaz Hypnerotomachia'dm alnt yapmt. O anda onu istediimden de daha fazla tandm hissine kaplmtm. Beni tam eyll gnei batmak ze reyken kampus yaknndaki bir kafenin nnde yakalamt. lk an da iimden gelen, o akam onu grmezden gelmek ve sonra da on dan srekli kamak olmutu. Her eyi deitiren, tam zr dileyip kalkmak zereyken sy ledii bir eydi. "Bir biimde," demiti. "O sanki benim de babamm gibi his sediyorum." Ona henz kazadan sz etmemitim ama bu kesinlikle syle necek son eydi. "Onun hakknda hibir ey bilmiyorsun ki." "Biliyorum. Btn almalar var bende." "Beni dinle..." "Hatta tezini bile buldum..." "O bir kitap deil. Babam sadece okuyamazsn."
64

4'n Kural Ama sanki duymuyor gibiydi beni. "Raphael'in Roma's, 1974. Ficino ve Platon'un Yeniden Do usu, 1979. Santa Croce Erkekleri, 1985." Parmaklaryla saymaya balamt. "'Hypnerotomachia Poliphili ve rihi Dergisi, 1989." Hi atlamadan kronolojik srayla gidiyordu. "'Pantolon Yapmcs.' Disiplin Tarihi Dergisi, 1991." "BARS, makalesini unuttun," dedim. Amerikan Rnesans Dernei Blteni. "O 1992'deydi." "Hayr 1991." Kalarn att. "ye olmayanlardan yaz kabul etmeye doksan ikide baladlar. Lisede ikinci ylmzd. Hatrladn m? O sonba har." Bir sessizlik olmutu. Bir an iin endieli grnd. Kendisi yanld iin deil, ben yanlm olduum iin. "Belki '91'de yazmtr," dedi sonra. "92'de yaynlanmtr. Sen bunu mu kastetmitin?" Bam salladm. "Tabi o zaman, 91 demektir. Haklydn." Ardndan elindeki ki tab sallad. "Ve sonra da bu geliyor." Belladonna Belgesi'nin ilk basklarndan biri. Kitab saygyla yle bir tartt. "Bu gne kadarki en iyi al mas. Onu bulduunda sen de oradaydn deil mi? Colonna hakkn daki mektubu?" "Evet." "Grebilmek isterdim. Mthi olmal."
65
F:5

31

Horapollo Hiyeroglifleri.'

Rnesans Dergisi, Haziran 1987. 'Leonardo'nun Doktoru.' Tp Ta

Ian Caldwell & Dustin Thomason Omzunun zerinden kar duvardaki bir pencereden dar baktm. Yapraklar kzarmt. Yamur yamaya balamt. "yleydi," dedim. Paul ban sallad. "Sen ok anslsn." Parmaklaryla okar gibi babamn kitabnn sayfalarn at. "ki yl nce ld," dedim. "Bir trafik kazas geirdik." "Ne?" "Bunu yazdktan hemen sonra ld." Arkasndaki pencerenin cam kelerinden buulanmaya balamt. Kapdan bann zerinde bir gazete tutarak slanmamaya alan bir adam girdi. "Size biri mi arpt?" "Hayr. Babam arabann kontroln kaybetti." Paul parmayla kitabn klfndaki grnty ovalyordu. Ba sit bir amblemdi bu, bir yunus ve bir apa. Venedik'teki Aidine Mat baas'nn amblemi. "Bilmiyordum..." dedi. "Tamam." Aramzda o ana kadar yaadmz en uzun sessizlik oldu. "Ben, babam ldnde drt yandaydm," dedi. "Kalp krizi geirmiti." "zldm." "Sa ol." "Annen ne yapyor?" diye sordum. Kitabn klfnda krm bir nokta yakalad ve parmaklarnn arasnda dzeltmeye alt. "O da bir yl sonra ld." Ona bir eyler sylemeye altm ama syleyebileceim b tn kelimeler yanl olacakm hissine kaplmtm. 66

4'n Kural Paul glmsemeye alt. "Ben Oliver gibiyim," diye sze devam etti, iki avucunu birletirip anak gibi amt o arada. "Lt fen efendim, biraz daha istiyorum." Bunu yapmam istediinden emin olamadan, clz bir kahkaha attm. "Sadece neyi kastettiimi anlaman istedim," dedi. "Baban hakknda..." "Anlyorum." "Bunu sylemek istedim nk..." Darda emsiyeler atlkarncadaki atlar gibi inip kalkyordu. Kafenin iindeki uultu artmt. Paul bir eyleri dzeltmek niyetiy le konumaya balad. Bana anne babasnn lmnden sonra ma hallenin kilise okulunda kszler ve evden kamlar arasnda nasl bydn anlatt. Lise hayatnn ounu nasl kitaplarla arkada lk ederek geirdiini ve hayat iin daha iyi bir eyler yapmak ze re nasl niversiteye geldiini anlatt. Nasl konuabilecei arkada lar aradn anlatt. Sonunda sessizleti, yznde sanki konumay mahvetmi gibi utanga bir ifade vard. "Peki hangi yurtta kalyorsun," diye sordum nasl hissedecei ni tahmin ederek. "Holder'da," dedi. "Seninkinde." Fotorafl birinci snf rencileri kitapndan kard bir ta ne ve kesi kvrlm olan sayfay gsterdi. "Ne zamandr beni aryordun?" diye sordum. "Adn yeni grdm." Camdan dar baktm. Havada aslym gibi tek bir krmz emsiye geti camn nnden. Bir an kafenin cam nnde kald ve sanki gitmekte tereddt ediyormu gibi grnd. 67

32

Ian Caldwell & Dustin Thomason Tekrar Paul'e dndm. "Bir kahve daha ister misin?" "Tabi. Sa ol." Ve bylece balad.

4'n Kural Lise yllar boyunca tandm herkesten daha fazla hrpalan m, soyunma dolaplarna kilitlenmiti. "Hayr. Kesinlikle gemiyorum." Ellerini kaldrd. "Burdayz yle deil mi?" Biz taksn olabilecek en belirsiz biimde vurgulamt.

33

Gkyzne bir kale kurmak ne garip bir ey. Yokluktan bir ar kadalk yaratmtk, nk yokluk paylatmz eyin kalbiydi. O geceden sonra Paul'le konumak giderek daha doal gelmeye ba lamt. Hatta uzun sre nce babam hakknda da onun gibi hisset meye balamtm, belki onu da paylayorduk. Bir gece onun odasnda kazadan konuurken, "Biliyor musun ne derdi?" dedim. "Ne?" "Gl zayftan alr ama akll glden alr." Paul glmsedi. "Bunu syleyen eski bir basketbol kou vard Princeton'da," dedim. "Lisedeki ilk ylmda basketbol oynamay denemitim. Ba bam her gn beni antrenmandan alrd ve ne zaman dierlerinden ne kadar ksa olduumdan ikyet etmeye kalksam, 'Ne kadar iri oldu un hi nemli deil Tom,' derdi. 'Unutma: Gl zayftan alr, ama akll glden alr Her yerde geerlidir." Bam salladm. "Tannm, bunu duymaktan fenalk gelmiti." "Peki doru mu sence?" "Akllnn glden ald m?" "Evet.'' Gldm. "Beni basket oynarken grmedin hi." "Eh, ben inanyorum," dedi. "Kesinlikle inanyorum." "Dalga geiyorsun..."

Sessizlik srerken masasnn zerindeki kitaba baktm.

Strum and White, ncil ve Belladonna Belgesi. Princeton onun iin


bir armaand. Geri kalan her eyi unutabilirdi.

68

69

4'n Kural "O zaman sizinle salonun arkasnda buluuruz ocuklar," dedi Gil. "Taft'n dokuzdaki konferansna yetiecek misiniz?" "Tabi," dedi Paul. "Elbette." Gil el sallayp dnd. Paul ve ben patikadan Firestone'a do ru yrmeye devam ettik. Yalnz kaldmzda ikimizin de ne syleyeceini bilmediini fark ettim. Son gerek sohbetimizin stnden gnler gemiti. Bir birlerinin kanlarndan holanmayan erkek kardeler gibi, farkllklanmz ortaya koymadan kck bir sohbetin bile stesinden gelemiyorduk. O benim Katie ile olmak iin Hypnerotomachia'y sat tm dnyor, ben de onun Hypnerotomachia uruna ne olduu Paul, Gil ve ben Holder Binas'nn gneyinden kampusun or tasna doru ilerlemeye devam ettik. Samzda Firestone Ktpha nesi'nin ince uzun pencerelerinden kan delen san k huzmeleri yansyordu. Karanlkta bina d dnyay ierideki renme atein den ayran ta duvarlaryla, eski zaman ocana benziyordu. Bir ke resinde ryamda gece yans Firestone Binas'na gitmi ve binay bceklerle dolu olarak bulmutum. Minik gzlkler ve uyku balklar takm binlerce kitapkurdu bir tr sihirle hikyeler okuyarak besleniyorlard. Bir sayfadan tekine kml kml ilerliyor, kelime ler arasnda geziniyorlar ve gerilim arttnda, sevgililer ptkle rinde ve kt adamlarn sonu geldiinde kitapkurtlarnn kuyruklar parlamaya balyordu. Sonunda btn ktphane alevleri hafife soldan saa doru sallanan mumlarla dolu bir kiliseye dnmt. Paul bir an durup, "Bill, beni burda bekliyor," dedi. Gil, "Seninle gelmemizi ister misin?" diye sordu. Paul ban sallad. "Hallederim." Ama sesindeki atlamay hissetmitim. "Ben geliyorum," dedim. nu bile bilmedii birok eyden vazgetiine inanyordum. "Bill ne istiyormu?" dedim bir giri yapm olmak iin. "Bilmiyorum. Sylemedi." "Nerde buluacaz?" "Nadir Kitaplar Salonu'nda." Yani Princeton'n Hypnerotomachia'y saklad yerde. "Sannm nemli bir ey bulmu." "Ne gibi?" "Bilmiyorum." Paul sanki doru kelimeyi bulmaya alr gi bi ekinerek konuuyordu. "Ancak o kitapta bizim zannettiimiz den de fazlas var. Bundan eminim. Bill de ben de byk bir ey ya kalar gibi olduumuzu hissediyoruz." Bill Stein'la son gz gze geliimizden bu yana haftalar ge miti. Alt yllk sonu gelmez gibi grnen lisansst programyla bouurken, Stein yava yava Rnesans resim teknolojisi ile ilgili bir tez oluturmutu. Kemikleri takrdayan bir adam olarak, yoluna mevki, profesrlk, ilerleme gibi daha byk tutkular kana kadar, profesyonel bir ktphaneci olmay hedeflemiti. nceleri btn

34

Blm 5

70

71

lan Calchvell & Dstin Thomason ak kitaplara yararl olmakken, sonradan, kitaplarn ona hizmet et mesini ister olmutu. Onu ne zaman Firestone'un nnde grsem, cehennem kakn bir hortlaa benzetirdim, darack bir bedene s km bir torba kemik, donuk bakl gzler ve yar Yahudi, yan r landal tuhaf kvrck, kzl salar. Ondan baka kimsenin ellemedi i kitaplarla boumaktan kf kokard ve onunla konutuktan sonra bazen Chicago niversitesi'nin Bill Stein ordular tarafndan igal edildiine dair bir kbus grrdm. Metalik gzleriyle bana bakp benim asla baaramadm bir biimde mekanik hareketlerle ileri ni yapan, robot klkl son snf rencileri. Paul baka trl bakyordu. Ona gre Bill de kendisi kadar et kilenmi biriydi ama entelektel bir eksiklii vard; canl bir kvl cm yoktu iinde. Stein ktphanede tpk tavan arasndaki bir rmcek gibi srnr, l kitaplar yiyip bitirir ve onlar ince ipler le sarard. Kitaplardan ortaya kard ey daima ruhsuz, mekanik bir ey olurdu, asla deitiremedii bir simetri sergilerdi. "Burdan m?" diye sordum. Paul koridordan aa doru yrmeye devam ediyordu. Fires tone'un Nadir Kitaplar Salonu fark edilmeden geilip gidilebilecek bir kedeydi. Kitaplarn en yenisinin yzlerce yanda olduu bu salonda eskilik ls greceliydi. Edebiyat seminerlerinde st snf rencileri saha gezisine karlan ocuklar gibi buraya getirilirler, tm kalemlerine el konur, kirli parmaklan dikkatle izlenirdi. Bazen ktphane grevlilerinin krs sahibi koca profesrleri kitaplara do kunmadan bakmalar iin azarladklar duyulurdu. Kendini yeniden gen hissetmek isteyen emekli retim grevlileri de buraya gelirdi. Paul dijital saatine bir gz atp, "Normalde kapal olmas ge rekirdi," dedi. "Herhalde Bill, Bayan Lockhart'la konumu ak b rakmas iin."
72

4'n Kural Artk Stein'n dnyasndaydk. Zamann unuttuu ktphane grevlisi Bayan Lockhart muhtemelen Gutenberg'in karsyla bir likte orap yamyordu zamannda. Varla yok aras bir iskeletin ze rine kaplanm bembeyaz przsz derisiyle adeta ktphane rafla r arasnda uarcasna dolamak iin yaratlmt. ou zaman, artk unutulmu olan dillerde etrafn saran kitaplarla, evcil hayvanlary la konuan bir taksidermist gibi konuurken grlrd. Onunla gz gze gelmeden, masasna zincirlenmi olan kalemle imza panosuna imzamz atp getik. Paul' tanyp, "O ierde," dedi. Bana ise yle bir dudak bk t sadece. Dar bir koridordan geip daha nce hi amam olduum bir kapnn nne geldik. Paul kapya yaklat, iki kez vurdu ve bir ses duymak iin bekledi. eriden yksek, tereddtl bir sesle cevap geldi: "Bayan Lockhart?" "Benim," dedi Paul. br tarafta bir kilit evrildi ve kap yavaa ald. Karmz da Paul'den de benden de on be santim kadar uzun olan Bill Stein belirmiti. Dikkatimi eken ilk ey elik grisi gzlerinin kan ana na dnm olduklaryd. Gzlerin ilk fark ettii ey ise bendim. "Tom da geldi demek," dedi yzn kayarak. "Tamam. G zel, iyi." Bili konuurken azndan kanlarla zihninden geenler ara snda boluklar oluurdu. Bu yanltc bir izlenimdi. Dnyevi ilere dnmesinden birka dakika sonra zek kvlcmlarnn akmaya baladn grebilirdiniz. Bizi ieri alrken, "Kt bir gnd," dedi. "Kt bir hafta. Ama nemli deil. Ben iyiyim."
73

35

lari Caldwell & Dustin Thomason "Niye telefonla konuamadk?" diye sordu Paul. Stein'n az ald ama cevap vermedi. imdi de n dilerinin arasn kartrmakla meguld. Sonra ceketinin fermuvarn at ve Paul'e arkasn dnd. O arada, "Senin kitaplarn da birileri kartryor mu?" diye sordu. "Ne?" "nk birileri benimkileri kartryor." "Bill olur byle eyler." "Benim William Caxton'umu mu? Benim Aldus mikrofilmimi mi?" "Caxton'unki nemli bir figr," dedi Paul. Bense William Caxton'un adn bile duymamtm. "Onun hakkndaki 1877 teblileri mi?" dedi Bill. "Sadece Forrestal ekinde vardr. Ve Aldus'un Saint Catherine Mektuplar..." Ba na dnd. "Genelde dnlenin aksine italik yaznn ilk kullan m..." Tekrar Paul'e dnd. "Mikrofilmi seninle benden baka biri leri yetmilerde izlemi. Yetmi bir, yetmi iki. Birisi dn bir iaret koymu. Sana da byle eyler olmuyor mu?" Paul kalarn atmt. "Peki Dolam Servisi ile konutun mu?" "Dolam m? Rhoda Carter'la konutum. Hibir ey bilmi yorlar." Rhoda Carter Firestone'un baktphanecisiydi. Kitaplarn son dura. Paul, Bill'i daha fazla heyecanlandrmamaya alarak, "Bilmi yorum," dedi. "Muhtemelen nemli bir ey deildir. Endielenmeye gerek yok bence." "Ben endielenmiyorum. Endieli deilim. Ama ite o burda." Bill o arada salonun en uzak kesine, duvarla masann arasnda

4'n Kural gemeye imkn brakmayacak kadar dar bir araln olduu nokta ya doru gidiyordu. Hi ses karmadan, kayar gibi ilerlemekteydi. Bir yandan da eski deri ceketinin cebini okuyordu. "Bir de u tele fonlar geliyor. Ayorum... klik. Ayorum... klik. nce evime, imdi de broma." Ban sallad. "Neyse aldrma. imize bakalm. Bir ey buldum." Paul'e gergin bir bak frlatt. "Belki iine yarar, belki ya ramaz. Bilmiyorum. Ama bitirmene yardmc olacan sanyorum." Ceketinin iinden neredeyse tula iriliinde, kat kat rtlerle sarlm bir ey kard. Yavaa masann zerine koyup amaya balad. Stein'n daha nce de fark etmi olduum bir tuhafl var d, arasnda bir kitap tutana kadar elleri seiriyordu. Yine ayn ey olmutu, paketi atka hareketleri daha kontroll bir hal almaktay d. Paketin iinden ciltli bir kitap kt, yz sayfa kadar ya var ya yoktu. Bir biimde tuz kokuyor gibiydi. "Bu hangi koleksiyondan?" diye sordum, kitabn cildinde her hangi bir ad yoktu. "Herhangi bir koleksiyondan deil," dedi. "New York'tan. Bir antikacdan. Ben buldum bunu." Paul sessizdi. Yavaa kitaba doru bir elini uzatt. Kitabn gerek deri cildi kabayd ve yer yer atlakt, deri sicimlerle tutturul mutu. Sayfalar elle kesilmiti. Tamamen elle yaplm eski bir ki tap olabilirdi. Bir nc tarafndan saklanm bir kitap. "Yz yllk olmal," dedim Stein hibir bilgi vermeye yana maynca. "Ya da yz elli yllk." Sanki bir kpek halsnn stne pislemi gibi Bill'in yz f keyle kasld. "Yanl," dedi. "Yanl." Beni kpek yerine koyduu nu anladm. "Be yz yllk." Tekrar inceledim.

36

74

75

Ian Caldwell & Dustin Thomason Bill, Paul'e bakarak, "Cenova'dan," dedi. "Kokla bir." Paul hl sessizdi. Cebinden almam bir kurunkalem ka rp arkasn evirdi ve kalemin silgisiyle yavaa kapa at. Bill bir sayfaya ipek bir kurdeleyle iaret koymutu. "Dikkatli ol," dedi Stein, ellerini kitabn zerinde aarak. Tr naklar dibine kadar yenmiti. "aretleri bozma. Kitab dn al dm." ekiniyordu. "im bitince geri gtrmem lazm." "Kimin bu kitap?" diye sordu Paul. "Argosy Kitabevi," diye yantlad Bill. "New York'ta. stedi in buydu, deil mi? Artk bitirebiliriz." Stein'n konuurken zamirlerde deiiklik yaptnn Paul far knda deildi. "Nedir bu?" diye ben sordum daha belirgin bir biimde. "Cenova liman efinin gnl," dedi Paul. Alak sesle konu uyordu ama gzleri her sayfann zerinde drt dnyordu. ok olmutum. "Richard Curry'nin gnl m?" Paul ban sallad. Curry otuz yl nce antik bir Cenova elyaz mas zerinde alyordu ve bununla Hypnerotomachia'y zeceini iddia ediyordu. Taft'a bu kitaptan sz etmesinden ksa bir sre sonra, elyazmas evinden alnmt. Curry alann Taft olduunda srar etmiti. Gerek ne olursa olsun Paul'le ben kitabn ikimiz iin batan kayp olduunu kabullenmitik. imizi onsuz yapmamz ge rekiyordu. Oysa imdi tam da Paul tezini bitirmeye alrken orta ya kan gnlk paha biilmez deerdeydi. "Richard, bana burda Francesco Colonna'ya balanacak eyler olduunu sylemiti," dedi Paul. "Francesco limana gelecek bir ge miyi bekliyordu. Liman efi, o ve adamlar hakknda gnlk kayt lar tutmu. Nerde kalmlar, ne yapmlar." 76

4'n

Kurak

37

"Bir gnlne al kitab," diye araya girdi Bill. Ayaa kalkm kapya doru gidiyordu. "Lazmsa bir kopyasn kar. Elle. alma y bitirmek iin ne gerekiyorsa yap. Ama onu geri almam lazm." Paul'n konsantrasyonu bozulmutu. "Gidiyor musun?" "Gitmek zorundaym." "Vincent'n konferansnda grr myz?" "Konferans m?" Stein durdu. "Hayr. Gelemem." Onun tiklerini grmek bile sinirlerimi bozuyordu. "Bromda olacam," diye devam etti, bir yandan da boynuna krmz ekose bir atk dolamaktayd. "Unutma kitab geri alacam." "Tabi," dedi Paul kk kn kendine doru ekerek. "Ona bu gece bakacam, gerekirse notlar da alabilirim." "Ve Vincent'a bir ey syleme," diye ekledi Stein kabannn fermuvarn ekerken. "Sadece aramzda." "Yarn geri vereceim," dedi Paul. "Benim srem gece yars na kadar." "Yarn grrz o zaman," diyen Stein atksn dalgalandra rak o sinsi yryyle kayp gitti. Bir yerden k daima son de rece ani olur ve dramatik grnrd. Leylek gibi bacaklaryla bir ka sekite Bayan Lockhart'n durmakta olduu eie ulat ve son ra da kayboldu. Kitaplar kadar antika grnen ktphaneci, eski bir erkek arkadann boynunu koparrcasna, solgun avucunu Victor Hugo'nun bir kitabna koymutu. Bill'in giderek zayflayan sesi duyuldu, "Bayan Lockhart, ho a kaln."

O gider gitmez, "Bu sahiden o gnlk m?" diye sordum. "Sadece dinle," dedi Paul. 77

Ian Caldwell & Dustin Thomason


Tekrar ince kitaba younlap yksek sesle okumaya balad. Balangta eviriyi duraklayarak yapyordu, nk Kolomb dne minin Cenova'snda konuulan Franszca tnlar veren kelimelerle kark Ligurian lehesinde zorlanyordu. Ama giderek hzlanmaya balamt. "Deniz dn gece ok ykseldi. Bir gemi... karaya vurdu. K pekbalklar grld, biri ok bykt. Fransz denizciler genelev lere gittiler. Bir Arap... korsan?... yakn sularda grld." Sayfalan atlayarak, rasgele okuyordu. "Gzel gn. Maria iyileiyor. drar dzeliyor, doktor syledi. Kazk arlatan! ifac... yar fiyata iyiletireceini sylyor. Ve iki kat hzla!" Paul sayfaya bakarak duraklad. "Yarasa dks," diye devam etti sonra. "Her eye iyi gelirmi." Araya girdim. "Btn bunlarn Hypnerotomachia ile ilgisi ne?" Ama o sayfalar arasnda gezinmeye devam etti. "Dn gece Venedikli bir kaptan ok iti ve vnmeye balad. Fornovo'daki zaaflarmz. Portofino'daki eski yenilgi. Onu... adam getirdi... tersane... ve uzun bir direkten sallandrd. Sabah hl or da sallanyor." Sorumu yineleyemeden Paul'n gzleri byd. "Dn gece yine o Romal adam geldi," diye okudu. "Bir dk ten daha zengin giyimliydi. Burda ne ii olduunu kimse bilmiyor. Niye gelmi ki? Dierlerine sordum. Bilenler de konumuyor Ona ait bir gemi limana geliyor, eitli sylentiler var. Geminin sa sa lim vardn grmek iin gelmi olmal." nmdeki sandalyeye oturdum. Paul sayfaya bir fiske att ve devam etti. "Byle bir adam srf gemiyi grmek iin buraya getirtecek kadar nemli ne olabilir ki? Nasl bir yk? Ayya Barbo kadnlar 78

4'n

Kural

38

diyor. Trk kleler, bir harem. Ama ben hizmetkrlarnn stat Colonna, arkadalarnn Birader Colonna dedikleri bu adam grdm, tam bir centilmen. Ve gzlerinde ne olduunu da grdm. ehvet deildi. Korkuydu. Kaplan grm bir kurda benziyordu." Paul gzleri kelimelere takl olarak durdu. Gzleri durmadan son cmleyi taryordu. Ben bile fark edebiliyordum. Kaplan grm bir kurt. Kitabn sert, siyah bez kapa Paul'n elinde kapand. Havaya keskin bir tuz kokusu yaylmt. "Delikanllar," diye nereden geldii belli olmayan bir ses du yuldu. "Zamannz atnz." "Geliyoruz Bayan Lockhart." Paul harekete gemi, kitab yi ne ayn rtlerle skca sarp sarmalamaya balamt. "imdi ne yapyoruz?" diye sordum. "Bunu Richard'a gstermemiz gerek," dedi kk kn Katie'nin vermi olduu gmlein iine sokarken. "Bu gece mi?" dedim. Dar ktmzda Bayan Lockhart bir eyler mrldand ama kafasn kaldrp bakmad. Paul saatine bakp, "Richard'n Bili'in bunu bulduunu bilme si gerek," dedi. "Nerde ki o?" "Mzede. Bu gece mzenin mtevelli heyeti iin dzenlenmi bir program var." Durakladm. Richard Curry'nin Paul'n tezini bitiriini kutla mak zere ehirde olacan var saymtm. "Yarn kutlayacaz," dedi Paul ne dndm tahmin ederek. Gmleinin altndan sarglar iinde bir siyah deri glgesi ha linde gnlk belli oluyordu. stmzden bir kahkahay andran ekolu bir ses geldi. 79

l a n Galdvvell & Dustin T h o m a s o n "Weh! Steck ich in dem Kerker noch? Verfluchtes dumpfes Ma uerloch, Wo selbst das liehe Himmelslicht Trb durch gemalte Sche
(*)

39

ben bricht!"

"Goethe," diye aklad Paul, bana dnp. "Ktphaneyi daima Faust'dan birka cmleyle kapatr." kmak iin kapy ap yuka r doru seslendi. "yi geceler Bayan Lockhart!" Kadnn sesi sanki ktphanenin dudaklarndan kyormu gibi geldi. "Evet," dedi. "yi bir gece."

Blm 6

Babamdan ve Paul'den rendiklerimden karabildiim ka daryla Vincent Taft'la Richard Curry yirmili yalarndayken bir ge ce New York'ta, yukar Manhattan'da bir partide tanmlard. Taft o zamanlar Columbia'da gen bir profesrd. Grnm olarak, son raki yllardaki halinin ince bir versiyonuydu ama iinde yanan ate ve hrsl mizac o zaman da aynyd. Tezini tamamlamasndan son ra on sekiz ay gibi ksa bir sre iinde yazm olduu iki kitapla eletirmenlerin sevgilisi ve diledii sosyal evrelerde ok aranlan olan bir entelektel haline gelmiti. te yandan kalbindeki bir ses ten tr askerden muaf tutulan Curry sanat dnyasndaki kariyeri ne henz balamaktayd. Paul'e gre, kendisi iin doru arkadalk ilikilerini oluturmakta, hzl Manhattan piyasasnda yava yava bir n edinmekteydi. lk ilikileri partinin ilerleyen zamanlarnda, Taft'n akrkeyif bir halde elindeki ikiyi kazara yanndaki atletik grnml adamn
(*) Ac m? Hl bir zindandaym. Renkli pencere camlarn yarp geen gkyz nn sevgili yldzlarnn klarnn bulanklat lanet, kfl drt duvar arasnda!

stne dkmesiyle kurulmutu. Paul byle kazalara sk rastlandn

80

81

F: 6

I a n Caldwell & Dustin Thomason nk Taft'n o zamanlar sarholuuyla da tanndm anlatmt. Balangta, Taft'n zr dilemeye pek niyeti olmadn anlayana kadar, Curry pek bir ey yapmamt. Kapya doru onu takip eder ken bir zr beklemekteydi; ama asansre doru yalpalayarak giden Taft, onu grmezden, grmezlikten geldi. ki adam onuncu kattan aaya inerlerken Taft, yakkl gen adam hakaret yamuruna tut tu. Sallana sallana caddeye alan kapya giderken kurbanna bara rak, "Zavall, iren, yabanl ve sert," olduunu sylemekteydi. Byle bir durumda armas beklenecek gen adamsa glmsyordu. "Leviathan,"''' dedi Curry, Princeton'da son snfa gemeden nce Hobbes zerine bir dev hazrlamt. "Ve yalnz sfatn unut tun. 'Adamn yaam yalnz, zavall, iren, yabanl ve sertti.'" "Hayr," dedi Taft bir sokak direinin altna devrilmeden he men nce, sinsi bir ifadeyle srtyordu bir yandan. "Unutmu dei lim. Sadece yalnz kendime sakladm. Ama zavall, iren, yabanl ve sert sana ait." Paul'n anlattna gre, Curry bu anda bir taksi evirip Taft' da taksiye tam ve doruca Curry'nin dairesine gitmilerdi. Taft orada yirmi drt saat boyunca derin bir sarholuk iinde yzmt. Hikyenin gidiatna gre, Taft orada kafas karm ve utan iinde kendine gelince, iki adam beceriksizce sohbet etmeye al mlard. Birbirlerine ilerini anlatmlar ve iinde bulunduklar duru mun tatszl karlamalarn tamamen mahvedebilecekken, Curry'nin ani bir esinle Hypnerotomachia'dm, Princeton'n nl profesrle rinden McBee'nin derslerinde zerinde alm olduu kitaptan sz etmesiyle giderilmiti.
(*) Eski Ahit'de ad geen byk bir su canavar. Canavar, dev.

4'n Kur ah Taft'n yantn sadece tahmin edebiliyorum. Herhalde hem bu kitab sarmalayan gizemi duymutu, stelik ondan sz ederken Curry'nin gzlerinde beliren kvlcm da grmt. Babama gre, iki adam yaam koullarn tartmaya balamlar ve ortak noktala r olduunu abucak kavramlard. Taft teki akademisyenleri k msyor, almalarn dar grl ve sradan buluyordu. Curry ise meslektalarnn tek boyutlu, kaln kafal, basit, ii bo olduklarn grmt. Her ikisi de dierlerinde bir ruhsuzluk, bir ama eksikli i olduunu sezmilerdi. Belki de bu nedenle aykrlklarna ramen o kadar uzun sre birlikte kalabilmilerdi. Gerekten ok farklydlar ve bunlar ufak tefek farklar deil di. Taft deiken, cva gibi, anlalmas zor, sevilmesi daha da zor bir yaratkt. Yalnzken de, birileriyle birlikteyken de ok ierdi. ok parlak ve stn bir zeks vard, adeta kendisinin bile kontrol edemedii bir ate yanyordu iinde. Bir oturuta btn kitaplar yu tar, ilgisi olmayan konularda bile ileri srlen tezlerin kusurlarn annda grr, kantlardaki boluklar hemen yakalar, yorum hatala rn hi karmazd. Paul, Taft'n ykc bir kiilie deil, ykc bir zihne sahip olduunu sylerdi. indeki ate beslendike, geride hibir ey brakmamacasna daha da byyordu. Yoluna kan her eyi yakp kavurunca geriye yaplacak tek bir ey kalmt. Zaman la ate kendisine ynelecekti. Curry ise aksine yaratcyd, ykc deildi, gereklerden ok ihtimallerin adamyd. Michelangelo'dan alnt yaparak, yaamn bir heykel olduunu, meselenin, bakalarnn gremedii eyi g rp dier her eyi atarak onu yontmak olduunu sylerdi. Ona g re bu eski kitap da yontulmay bekleyen bir kayadan baka bir ey deildi. Eer be yz ylda kimse onu anlayamamsa, yeni gzler

40

82

83

I a n Caldwell & Dustin T h o m a s o n ve yeni eller gerekiyor dernekti, kemiklemi gemi lanctlenmeliydi. Btn farkllklarna ramen bylece Taft ve Curry ksa za manda ortak bir zemin bulmu oldular. Tarihi kitabn yan sra, so yut konulara dalma eilimini de paylayorlard. Her ikisi de ruhun, aln yazsnn ve muhteem plann nemli olduuna inanyordu. Yz yze bakan bir ift ayna gibi, yansmalar iftleiyor, kendile rini ilk kez ciddi ve gl buluyorlard. Dostluklarnn garip ama beklenen sonucu her ikisinin de kendisini eskisinden daha da yalnz hissediyor olmasyd. Taft'n ve Curry'nin dnyalarna ait kalaba lklar -meslektalar ve niversite arkadalar, kz kardeleri, anne leri ve eski sevgilileri- bo bir sahnede, tek bir spotun nda ka ranlklara karm gibiydiler. Mesleklerinde ykselmekte olduklar ise kesindi. ok gemeden Taft ok nl bir tarihi, Curry ise ken disine n kazandran bir galerinin sahibi olmutu. Ancak sonra, byk adamlarn deliliinin kendi haline brakl mamas gerektii bir kez daha kantland. ki adam da kle gibi al yordu. Dinlenme frsatn sadece, her cumartesi gecesi birinden bi rinin evinde veya bo bir restoranda buluup kendilerini ortak elen celeri olan Hypnerotomachia'ya kaptrdklar zaman buluyorlard. O yl k bastrdnda, Richard Curry sonunda Taft', irtibat hi kesmedii ve uzun zaman nce Princeton'da McBee'nin snfn dayken tant eski bir dostuyla buluturmutu, o dost da Hypnerotomachia'ya. olan ilgisini muhafaza etmekteydi. Babamn o gnlerini hayal etmek benim iin kolay deil. Be nim gzmn nnde canlanan evli, brosunun duvarna ocu unun boylarn iaretleyen, tek olunun ne zaman byyeceini me rak eden, dnya bunun etrafnda dnyormu gibi l dillerde ya-

4'n Kural
zlm eski kitaplarn zerine titreyen bir adam. Ama bu bizim, ya ni annemin, kz kardelerimin ve benim algladmz adam, Richard Curry'nin bildii deil. Babam, yani Patrick Sullivan, Curry'nin Princeton'daki en iyi arkada olmutu. kisi kendilerini kampusun krallar olarak grmlerdi ve dardan da byle alglanan bir dost luk ilikisi yrttklerini tahmin edebiliyorum. Baban bir sezon okulun birinci basket takmnda oynam ama her dakikas bankta beklemede gemiti, sonra hafif sklet futbol takmnn kaptan olan Curry, onu maa karm ve babam kimsenin beklemedii bir ba ar gstermiti. Ertesi yl ikisi ayn odada kalmlar, neredeyse gn de n birlikte yemiler, hatta, son snfa geecek renciler olarak Vassar'dan Molly ve Martha Roberts adl ikiz kzlarla k mlard. likileri, ki babam bir keresinde bu durumu aynalarla do lu bir salonda grlen bir halisnasyona benzetmiti, ertesi yln ba harnda kz kardelerin bir dansa giderken ayn ekilde giyinmesi, babamla Curry'nin de ok fazla itikten sonra, dikkatsizlik yzn den dierinin kt kza yaklamasyla son bulmutu. Babamla Vincent Taft'n, Richard Curry'nin kiiliindeki fark l ynleri cazip bulduklarna inanmak zorundaym. Gemie sadk, Katolik zihniyetli, ortabatl ocukla, korkun, hrsl New York'lu, farkl trden hayvanlard ve eminim ilk kez tokalap da babamn eli Taft'n etli kasap penesinde kaybolduunda her ikisi de bunu hissetmilerdi. arasnda en karanlk zihniyetli olan Taft'd. Hypnerotomachia onu en fazla eken kitabn en kanl ve en gizemli tarafla ryd. iddeti iyice kavramak iin hikyede geen kurban olaylarn -hayvanlarn kafalarnn kesilme biimi, karakterlerin l biimi gi bi- yorumlamak zere sistemler gelitirmiti. Sz edilen binalarn

41

84

85

lan Galdwell & Dustin Thomason


boyutlar zerinde alyor, nmerolojik yollar bulmak zere bu ve rilerle oynuyor, elde ettii saylan Colonna zamanndaki takvimler le ve astrolojik tablolarla karlatrarak belli uyumlar bulmaya al yordu. Onun penceresinden bakldnda en iyi yaklam, kitapla kafa kafaya arpmak, yazarla ayn kurnazlklar yapmak ve onu bozguna uratmakt. Babama gre, Taft daima bir gn Francesco Colonna'nn zeksn alt edeceine inanmt. Ama u ana kadar bil diimiz kadanyla, o gn hi gelmemiti. Babamn yaklam ise alabildiine farklyd. Onu Hypnerotomachia'ya. eken ey daha ok kitabn itenlikli cinsel dokusuydu. Yaynlanmasndan sonraki ar erdemlilik alannda, tpk deien zevkler ve oluan farkl duyarllklar yznden birok Rnesans d nemi plann yeniden boyanp incir yapraklaryla giydirilmesi gi bi, bu kitaptaki resimler de sansr edilmi, zerleri karalanm veya olduu gibi yrtlp atlmt. Michelangelo olaynda yaplanlar insa n alatacak gibiydi. Ama, Hypnerotomachia'nn baz resimleri bu gn bile hafif bir ok yaratabilecek dzeydeydi. plak adam ve kadnlann yer ald geit trenleri sadece balangt. Poliphilo'yu bir bahar bayramn kutlamak iin orman perilerinin peinde giderken gsteren resimde, kutlamalarn tam or tasnda yer alan tann Priapus'un dev penisi tm resmin en can alc noktasn oluturuyordu. Daha nce de, mitolojik kralie Leda, Zeus'un tutkulu ateine yakalanmken, Zeus, kralienin uyluklar ara sna yerlemi bir kuu olarak resmediliyordu. Metin ise daha da ak sakt, birlemeyi tahta basma resimlerden daha beter anlat yordu. Poliphilo grd mimara kar fiziksel bir ekim hissetti inde yaplarla sevitiini itiraf ediyordu. En azndan bir keresinde, alnan zevkin karlkl olduunu iddia etmekteydi. 86

42

Ian Caldwell & Dustin Thomason Babam kitaba eken eyleri anlaynca, bu bakn Taft tarafn dan neden pek az paylaldn kavramak mmkn. BabamJ/yp/erotomachia'y kat, matematiksel bir tez olarak deil, bir adamn bir kadna duyduu aka vg olarak alglyordu. Ona gre bu duygu nun yaratt ahane kaosu en iyi anlatan sanat eseriydi bu kitap. Hi kyenin dsellii, karakterlerin hi bitmeyen i karmaalan ve a knn peine dm bir adamn mitsiz aray babamda da ayn duygular oluturuyordu. Ve sonu olarak babam -ve aratrmasnn banda da PaulTaft'n yaklamnn yanltc olduunu hissediyordu. Babam bir gn bana, ak zdn gn Colonna' nn ne demek istediini de anlayacaksn, demiti. Bu konuda gerekten de bilinmesi gereken bir ey varsa, babam bunun kitabn dnda bir yerlerde, gnlkler de, mektuplarda, aile belgelerinde olmas gerektiine inanyordu. Bana hibir zaman bu kadann aklamad ama, ben onun daima sayfalar arasna gmlm byk bir srnn varlndan kukuland n dndm. Yine de Taft'n fonnllerinin aksine babam bunun akla ilgili bir sr olduuna inanyordu: Colonna ile ondan mevki bakmndan aadaki bir kadn arasnda gelimi bir durum; bir po litik g sorunu; evlilik d bir vris; ancak ergenlerin hayal edebi lecei trden bir romantizm. Taft'la yaklamlannn bu denli farkl olmasna ramen, babam Chicago niversitesi'nden bir yllna ayrlp aratrma yapmak zere Manhattan'a geldiinde iki adamn byk aamalar kaydet tiklerini kavramt. Cuny bu eski dostuna da almalarna katlma s iin srar etmi ve babam da bunu kabul etmiti. Bir kafese kapa tlm hayvan gibi, adam birbirlerine tahamml etmeye al mlar, yeni dengeler oluup yeni dzenler kurulana kadar kukular iinde dolanp durmulard. Yine de, zaman, o gnlerde mttefikle88

4'n Kural ri olmutu ve Hypnerotomachia ile ilgili inanlarn paylamaya da devam etmilerdi. Kozmik bir ombudsman gibi yal Francesco Co lonna yukarlardan onlar izlemi, yol gstermi, aykrlklann ze rini beyaz umut katmanlaryla rtmt. Ve en azndan bir sre iin birlik, beraberlik perdesi altnda yaamaya devam etmilerdi.

43

Curry, Taft ve babam on aydan uzun bir sre birlikte altlar. On ayn sonunda Cuny ortaklklar asndan hayati nem tayacak kefini yapmak zere harekete geti. O dnemde Curry galerilerden km, sanat dnyas iin daha umut verici stoklarn yer ald m zayede salonlarna doru srklenmiti; ve ilk kez bir maliknede ki braktlarla ilgili satn yaparken, yeni lm bir antika koleksi yoncusunun elinde bulunan hrpani bir not defteri ile karlamt. Defter Cenevizli liman efinindi; yal adamn bir elinde hava durumunun ve kendi salnn bozulduunu gsteren bir sakatlk vard ama buna ramen, 1497 ylnn bahar ve yaz aylarnda doklar da olup biten her eyi, Francesco Colonna adl adamn geliiyle or taya kan tuhaf olaylar da dahil, not etmiti. Liman efi -adam adndan asla sz etmedii iin Curry, ona Ce nevizli diyordu- Colonna etrafnda dolaan tm sylentileri nhtmda derlemiti. Colonna'nn kendi adamlanndan biriyle yapt bir ko numaya kulak misafiri olmu ve zengin Romalnn Cenova'ya y k sadece kendisi tarafndan bilinen, nemli bir geminin geliini de netlemek iin geldiini renmiti. Bunun zerine Cenevizli Colon na'nn kiralad pansiyona, her gn limana gelen gemilerle ilgili bil gi.tamaya balamt, bir keresinde Romaly bir eyler karalarken yakalam ama adam Cenevizli gelir gelmez yazdklann saklamt.
89

I a n Caldwell & Dustin T h o m a s o n Bu kadarla kalm olsayd liman efinin Hypnerotomachia'ya tutabilecei k ok snrl olacakt. Ama liman efi merakl bir adamd ve giderek artan bir sabrszlkla Colonna'nn gemisini bek lerken, bu asil adamn niyetini anlamann tek yolunun geminin yk listesinin yer ald belgeleri grmek olduunu kefetmiti. Sonun da kaynbiraderi Antonio'ya mracaat etmi ve bazen yasad ola rak korsanlarla ibirlii yapan bu adamdan, Colonna'nn kald pansiyona girecek ve orada bulduu her eyin bir kopyasn kara cak bir hrsz tutup tutamayacan sormutu. Antonio, Cenevizlinin baka bir gemi dalaveresinde yardm etme vaadine karlk bu ie girmeyi kabul etmiti. Antonio en mitsiz durumdaki adamlann bile Colonna'nn adn duyunca ii reddettiini grmt. i yapmaya hevesli tek ki i, kara cahil bir yankesici olmutu. Ancak zaman gelince adam ii ni gayet gzel yapt. Colonna'nn sahip olduu belgeyi de kopya etmeyi baard. Birincisi bir hikyenin bir ksmyd, liman efi bu nu hi ilgin bulmam ve notlarna almaya zahmet etmemiti. kin cisi, zerine karmak bir ema izilmi bir deri parasyd ve Cene vizli asndan anlalabilir bir ey deildi, ncs ise garip bir haritayd, drt ana ynden oluuyordu ve her yne doru Ceneviz linin anlayabilmek iin bo yere urat bir dizi iaret yer alyor du. Liman efi, hayatndan endie etmesine neden olacak ani bir ge lime yznden, hrsz tuttuuna piman olmaya balamt. Gece eve dndnde kansm alar durumda bulmutu. Ka dn, kardei Antonio'nun kendi evinde akam yemeini yerken ze hirlendiini ve cesedinin hizmetkr ocuklardan biri tarafndan bu lunduunu anlatt. Yankesiciyi de benzer bir kader bulmutu; bir ta vernada kafay ekerken, yanndan geen bir yabanc tarafndan uyluklanndan baklanmt kara cahil hrsz. Tavernann sahibi olay

4 'n Kural fark edene kadar adam kan kaybndan lm, yabanc da kayplara karmt. Cenevizli sonraki gnleri lm korkusu iinde, doklardaki g revlerini dahi zor zar yaparak geirdi. Colonna'nn pansiyonuna bir daha asla gitmedi ama hrszn bulduklarn tm aynntlanyla gn lne geirmeyi de ihmal etmedi ve gergin bir ekilde Colon na'nn gemisini beklemeye devam etti. Roma soylusunun gemideki ykle birlikte oradan aynlacan umuyordu. Byk yk gemileri limana gelip gittike anlatlamayacak kadar heyecanlanyordu. So nunda Francesco'nun gemisi limana ulatnda yal Cenevizli gzlerine inanamamt. Asil bir adam niye bylesine sradan, kk bir ceviz kabuu iin kendini skntya sokar ki, diye yazmt. Byle le gibi bir r dek yavrusu iin? Bu gemide byle bir adam muhtemelen iren bir lanete kartracak ne olabilir? Ve geminin Cebelitank zerinden geldiini, kuzeyden alnm mallar tadn renince de Cenevizli adeta kprmt. Kk defterini bir sr berbat kfrle doldurmu, Colonna'nn lgn bir kak olduunu, ancak bir ahman ya da bir delinin, rnein Paris gibi bir yerden gelen herhangi bir eyin deerli olduuna inanabile ceim yazmt. Richard Curry'ye gre Colonna ile ilgili sadece iki kere daha not dlmt. Birincisinde Cenevizli, Colonna ile onu dzenli ola rak ziyarete gelen tek kii olan Floransal mimar arasnda geen bir konumaya kulak misafiri olmu ve bu konumay kaydetmiti. Ko numada Francesco st kapal bir ekilde, yazmakta olduu bir ki taptan sz etmi, son gnlerin karmak olaylann anlattn syle miti. Cenevizli de bir yandan korkmaya devam ederek bu konu may zenle not etmiti.

44

90

91

l a n Caklvvell & Dustin Thomason kinci notu gn sonrasna denk geliyordu ve daha ifreli gi biydi ama babamla bulduumuz mektuptan bile daha ok ilgisi var d konuyla. Sonra Cenevizli kendini Colonna'nn gerekten deli ol duuna inandrmt. Romal, adamlarnn gemiyi gndz gzyle boaltmasn istememi, ykn akam karanlnda daha gvenle tanacanda srar etmiti. Liman efinin gzlemlerine gre, ta nan sandklarn ou bir kadn ya da yal bir adam tarafndan bile tanabilecek kadar hafifmi ve bu biimde bir baharat veya maden tanmasnn mmkn olacana inanmakta zorlanyormu. Sonun da Cenevizli, Colonna'nn i ortaklarnn -mimar ve yine Floransal iki erkek karde- karanlk iler eviren paral askerler veya kar c kiiler olduklarndan kukulanmaya balam. Korkusunu doru layacak bir sylenti ortaya knca da heyecanla not etmi. Antonio ile hrszn bu adamn ilk kurbanlar olmadklar sy leniyor, Colonna denilen hu adam bir kaprisi yznden iki adam daha ldrm. Onlarn kim olduklarn bilmiyorum ve henz bu isimlerle ilgili bir ey konuulduunu duymadm ama eminim ki bu ykle ilgilidir. Geminin yknn ne olduunu renmilerdir ve o da ihanet edeceklerinden korkmutur. Artk undan eminim, bu ada m harekete geiren ey korku. Adamlar yapmasa da gzleri ona ihanet ediyor. Babama gre, Curry ikinci nota birinciden daha az nem ver miti, nk birinci notun Hypnerotomachia'nm yazlyla bir ilgi si olduunu dnyordu. Eer bu doruysa hrszn Colonna'nn eyalar arasnda bulduu ve Cenevizlinin ayrntlarn yazmaya zah met etmedii hikye, elyazmasmn ilk taslaklarndan biri olmalyd. Ancak o andan sonra Hypnerotomachia'nm peine kendi ba k asna gre den Taft, metne ait bir ipucu ierebileceine inan drd koca koca szlkler, kataloglar derlemeye balamt, byle92

4 'n Kural ce Colonna'nn her kelimesinin kaynana inebilecek, liman efinin iddiasna gre, Romalnn tutmu olduu arapsana benzer btn notlarla ilgili gzden kam olabilecek tm noktalar saptayacakt. Byle sama bir hikyenin o byk kitabn derin gizemlerine k tutmasna imkn yok, diyordu. Hemen daha nce konuyla ilgili ola rak okuduu btn kitaplara davrand gibi davranmak zere hare kete gemiti, iindeki ate tutumutu bir kere. Urad hsran sanrm gnlkle ilgili hislerinden daha derin lere kk salmtr. Kendisine kar oluan gcn dengesini grm, Curry ile yapt almann kimyasnn, babamn Curry'yi yeni yaklamlar ve farkl olaslklar konusunda ayartmasyla ry ne tank olmutu. Bunu izleyen etki sava srasnda, babam ve Vincent Taft, ara larnda ta babamn lmne kadar srecek olan kin ve dmanl kavramlard. Kaybedecek hibir eyi olmadna inanan Taft, Curry'yi tekrar kendi tarafna ekebilmek umuduyla babamn al malarn kasten karalamaya balamt. Taft'n basklaryla Curry'nin sindiini hisseden babam duruma nezaket erevesinde yaklam t. Bir ay iinde, gemi on ayn abalar, almalar yok olmutu. adam arasndaki zlme yle bir hal almt ki, ne Taft ne de babam, dierinin kart herhangi bir eye elini srmek istemez ol mutu. '

45

Btn bu kargaa iinde Curry, Cenevizlinin gnlne skca sarlm durumdayd. Arkadalarnn ufak tefek kskanlk sorunla r yznden amalarndan uzaklamalar onu hayrete dryordu. O genliinin de verdii gle devam ediyordu ve daha sonra da, Paul'de bu zellikleri grp hayran kalacakt; geree sadakatle ba lanmak ve gerekten uzaklamaya yol aacak her tr engele kar b yk bir sabrszlk hissi duymak. adam arasnda sanrm Colon93

Ian Caldwell & Dustin Thomason


na'nn kitabnn ardna en srarla den Curry idi ve onu zmeyi en ok arzu eden de oydu. Belki babam ve Taft sonuta akademik in sanlar olduklan iin Hypnerotomachia'a. grdkleri ey de akade mikti. Onlar bir bilim adamnn tm yaamn bir kitaba adayabile ceim biliyorlard ve bu da ivecenlik duygularn kreltiyordu. Sa dece Richard Curry sanat komisyoncusu, lgnca hzn korumay baarabilmiti. Hatta geleceini bile daha o zamandan hissetmi ol malyd. mr kitaplar arasnda uup gitmekteydi.

4'n Kural ya balamt. Bir yandan babasnn hastal, bir yandan kalbine demir atan kadnla, babam aslnda Manhattan'a sadece eyalann almak ve vedalamak amacyla dnmt. Richard Cuny ile birlik te son derece umut verici bir biimde balam olan Dou Sahili defteri kapanmak zereydi onun iin. Ancak haberi vermek zere, her hafta bulutuklar mekna git tiinde, onu yeniden canlandran baka bir bombann etkisiyle kar lat. Taft ve Curry, onun gittii akam tartmlar ve sonunda dvmlerdi. Eski futbol takm kaptan ay gibi Vincent Taft ile ba a kamam ve Taft bir yumrukta gen adamn burnunu krmt. Sonra, babamn dnnden bir gece nce Curry gzleri mosmor ve burnu bandajl olarak evden kp galerisinde alan bir kadnla ak am yemeine gitmiti. Evine dndnde mzayede salonundan ald belgelerin, btn Hypnerotomachia aratrmalan ile birlikte gittiini grmt. Gz gibi bakp koruduu liman efinin gnl de onlarla birlikte ortadan kaybolmutu. Curry hemen Taft' sulam ama o tm sulamalan reddet miti. Bir sr hrszlk vakasyla uraan polis de, birka eski kita bn kayboluuna pek de nem vermemiti. Ancak btn bunlann or tasnda geri gelen babam, derhal Curry'den yana kmt. Her ikisi de Taft'a artk onunla herhangi bir ey yapmak istemediklerini sy lemiler, ardndan da babam sabaha Columbus'a gitmek zere bile tini aldn ve artk geri dnmeye niyeti olmadm aklamt. Taft sessizce onlan dinlerken babamla Richard Curry birbirleriyle vedalamlard. Bylece, babamn hayatn biimlendiren blm son bulmu tu. Bu bir tek yl, onun gelecekteki kimliinin ynn belirleyecek saati harekete geirmeye yetmiti. Bu konu zerinde tekrar dn95

46

Bir deil, iki olay meseleleri bir hizaya soktu. lki babamn ka fasn dinlemek zere Columbus'a geri dnnde oldu. New York'a dnmesinden gn nce, kelimenin gerek anlamyla arpld. Ya ni Ohio'dan gelmi, karma bir niversitede okuyan bir kzla kar lat. Kz ve arkadalan bir yardm toplants iin blgedeki dkknlan dolaarak ba toplamaktaydlar ve kzlar bykbabamn kitap dkknnn nne geldiklerinde, ne babam ne de Ohio'lu kz bilme se de, hayat yollan kesimiti. Ellerindeki ktlar, kitaplar byk bir grltyle havalara salrken annemle babam da yere yuvarlan mlard ve kaderin oku, saplanaca yere saplanp kendince ilerle meye balamt. Manhattan'a geri dndnde, uzun sal, gk mavisi gzl, ona Kaplan diyen ve Princeton'dan ok Blake'i hatrlatan niversi teli kzla karlamasnn yaratt okla, babam kendini tamamen kaybetmi durumdayd. Kzla tanmadan da zaten Taft yeterince canndan bezdirmiti onu. Richard Curry'nin de kendi yoluna sap lanm, liman efinin gnlne taklp kalm olduunu biliyordu. Bu durumda memleketinin onu geri aran sesi daha da gr kma94

Ian Caldwell & Dustin Thomason dm zaman, hepimiz iin de byle olup olmadn merak ediyo rum. Yetikinlik, sessiz sedasz genlie tecavz eden bir buzul. Or taya kmasyla birlikte ocukluk dnemine bir anda mhr basp onu donduruyor, zihnimizde ocukluk dnemimizin son karesiyle bizi zapt ediyor ve zerimize ken buzla birlikte o noktada kalyo ruz. Dondurucu souk Patrick Sullivan' ele geirmeye baladn da o bir koca, baba ve bilim adamyd. Ve sonuna kadar onu tanm layan zellikler de bunlar oldu. Liman efinin gnlnn alnmasndan sonra Taft, babamn yaam yksnden silinmi oldu, sadece kariyeri boyunca ara sra ortaya kp onu bilim adam kimliinin altndan sran bir at sinei olarak kald. Curry ile babam, yl sonra, babamlarn dnne kadar temas kurmadlar. Dn dolaysyla yazm olduu mektup da, gemi karanlk gnleri anmsatan, huzursuzluk verici bir eydi. lk birka satrda gelinle damada mutluluklar diliyor, ondan sonra sadece Hypnerotomachid'dan sz ediyordu. Zaman akp gemi, dnyalar birbirinden kopmu, uzaklam t. Taft o ilk yllarda kazanm olduu ivme sayesinde, bir zamanlar Princeton yakmlannda yaarken Einstein'n da alm olduu, say gn bir kurulu olan leri Aratrmalar Enstits'nden daimi yelik teklifi almt. Bu, babamn kesinlikle kskanaca bir onurdu ve Taft' bir niversite profesrnn tm zorunluluklanndan kurtanyordu. Bill Stein ve Paul'e danmanlk yapmak dnda, yal ay bir daha ne bir renciyle uraacak, ne de ders vennek zorunda kala cakt. Cuny, Boston'daki Skinner Mzayede Evi'nde nemli bir g rev alm ve kendini profesyonel basanlara venniti. Babamn yr meyi rendii Columbus kitapsnda ise, ona bir sreliine New York deneyiminin brakm olduu kalc etkiyi unutturacak, ye96

4'n Kural ni ocuk M ^ t o , , , , Birbirlerinden kibir ve jarilar e d e , y l e kopmu ber de adam da, Hypntro^cHia^ yerini
u j r a

47
.

lar edmrmler, yanm k a t a a,a 5 rmam yerine baka sevgi.er J. mulard.. O arada yeni kuaklar oriaya rkm, ve zaman, d o s t l a n b , rer yabanc.ya donrrmbi. Saai zemberejinin anabranm dinde

97

4 'n Kural retmeni de evet, diye kekeliyordu, belli ki Thomasina'nn zeks onu bir hayli terletmiti. Evet bildiim kadaryla, bunu d nm olan ilk insansn. Belli bir mesafeden baklnca sanat mzesinin n girii, bir ta til gecesinde mucizevi bir ekilde ackm gibi grnyordu. Mze yneticileri bir garip oluyorlard, yars ktphaneciler gibi fare k lkl, teki yars ise sanatlar gibi deiken ruhluydular ve bana yle geliyordu ki, birou, ok ok gerekli olmadka niversite rencilerini mzeye almaktansa, yuva ocuklarnn Monet'lerin ze rinde parmak izleri brakmalarn tercih ederdi.

48

Blm 7
Ktphanenin klar geride kalrken, "Ne tarafa?" diye sor dum Paul'e. "Sanat mzesine doru," dedi, iki bklm olmu gsndeki paketi slatmamaya alyordu. Oraya ulaabilmek iin kampusun kuzey ksmndaki bir bina nn talk uzantsndan, Murray Kaama denen yolundan geme miz gerekiyordu. eride, bir renci tiyatro grubu Tom Stoppard'n Arcadia'sm oynamaktayd. Bu, Charlie'nin ngilizce kitabnda okumas gereken son, ikimizin birlikte seyredecei ilk oyundu. Pa zar geceki gsteriye biletimiz vard. Binann kazana benzer bombe li duvarlarndan Thomasina'nn, oyunun on yandaki dhisinin sesi gelmekteydi ve oyunu ilk okuduumda Thomasina, bana Paul' hatrlatmt. Ee?- her atomu kendi pozisyonunda ve dorultusunda durdur may haarrsanz, diyordu ve eer zihniniz bylece askya alnm olan btn devinimleri kavrayabilirse ve bir de cebirde gerekten, ama gerekten iyiyseniz tm gelecein formln yazabilirsiniz.
98

Sanat tarihi blmnn yuvas olan McCormick Salonu, mze nin n ksmn tamamen kaplyordu ve giri ksmndaki duvarlar camd. Yaklarken binann gvenlik grevlileri akvaryumlarnn iinden bizi szdler. Tpk Katie'nin bir keresinde beni gtrm olduu ve asla anlamadm avangard sergilerden birinde olduu gi bi, gerek olmak iin her tr donanma sahiptiler ama kusursuz bir biimde, sessizce ve hareketsiz duruyorlard. Kapnn zerindeki bir levhada PRINCETON SANAT MZES MTEVELL HEYET TOPLANTISI yazyordu. Daha kk harflerle de Mze Halka Ka paldr yazmaktayd. Ben duraksadm ama Paul kafasn ieri uzatt. Ana salona doru, "Richard," diye sesleniyordu. Bir avu sanat hamisi dnp bo bo bakt ama aralarnda tan dk bir yz yoktu. Salonun duvarlarna tuvaller serpitirilmiti ve bu skc beyaz meknda renk pencereleri olumutu bylece. Yaknda ki bir salonda ise, bel yksekliindeki stunlarn zerinde onarlm Yunan vazolar sergileniyordu. Paul bu kez daha yksek sesle, "Richard," diye seslendi yeniden. Curry'nin sasz ba uzun, ince boynunun zerinde dnd. Uzun boylu ve srm gibiydi, terzi elinden km, ince izgili bir ta99

Ian Caldwell & Dustin Thomason


kim giymi, krmz bir kravat takmt. Paul'n ona doru yrd n grnce adamn koyu renk. gzleri sevgiyle parlad. Curry'nin kars on yldan uzun bir sre nce lmt, ocuklar olmamt ve imdi Paul, onun biricik oluymu gibi hissediyordu. "ocuklar," dedi scak bir sesle ve sanki biz yan yamzda ocuklarmz gibi kollarn uzatt. Paul'e dnd. "Seni bu kadar a buk grmeyi beklemiyordum. Daha ge saatlerde gelebilirsin san yordum. Ne gzel bir srpriz." Parmaklan kol dmelerini okarken, gzleri mutluluk doluydu. Paul'n uzatt eli skmak zere uzand. "Naslsnz bakalm?" kimiz de glmsedik. Curry'nin sesindeki enerji onu ok da ha gen klyordu ama dier bakmlardan zamann izleri yakasna yapmt. Onu son grmden bu yana, yani sadece alt ayda, ha reketlerindeki canllk azalm ve yz inanlmayacak kadar soluklamt. Richard Curry artk New York'ta byk bir mzayede evi sahibi ve bundan ok daha byk mzelerin mtevelli heyeti ye siydi. Ama Paul'e gre hayatndan Hypnerotomachia'mn kndan sonra, mesleki basanlar onun iin bir yan uradan, nceki yaa mn unutturacak bir uratan ileri gitmemiti. Kimse Curry'nin ba arlarna, Curry'nin bizzat kendisi kadar almam ve kimse bun lardan onun kadar az etkilenmemiti. O arada Curry birini tantracakm gibi dnp, "Resimleri grdnz m?" diye sordu. Arkasnda daha nce orada grmediim bir tuval aslyd. Et rafa bir gz atnca duvarlarda sergilenen eserlerin genelde burada bulunanlar olmadn fark ettim. "Bunlar niversite koleksiyonlarndan deil," dedi Paul.

4 'n Kural Cuny glmsedi. "Hayr, kesinlikle deil. Bu gece iin mte vellilerden her biri bir ey getirdi. Hangimiz mzeye bor vermek zere daha ok resim getirebiliriz diye bahse girmitik." Curry bu eski futbolcu, konumasnda hl bahisilerin, ku marbazlara ve centilmen bahislerinin izlerini yanstyordu. "Kim kazand?" diye sordum. "Sanat mzesi," dedi sorunun ynn saptrarak. "Biz ura tka Princeton kr eder." Bunu izleyen sessizlikte, bizim ieri dalmamza ramen salon dan aynlmam olan mtevellilerin yzlerini inceledi. "Bunu size mtevelli heyeti toplantsndan sonra gsterecek tim," dedi, Paul'e. "Ama imdi yapmamam iin bir neden yok." Arkasndan gitmemizi iaret edip sol taraftaki bir salona do ru yrmeye balad. Ne demek istediini anlamak iin Paul'e gz attm ama o da bir ey biliyormu gibi grnmyordu. "Bu ikisini George Carter Sr. getirdi," dedi Curry baz eserle ri gstererek. ki tane ufak Drer resmi, dokularndan son derece es ki olduklan belli olan ahap erevelerden bize bakyordu. "Ve uzakta duran da Wolgemut," dedi ileriyi iaret ederek. "Philip Murrays de bu iki enfes Mannerist'i getirdi." Sonra bizi yirminci yzyl son dnem sanatnn yerini, emp resyonist resimlerin ald baka bir salona soktu. "Wilson ailesi drt tane getirdi; bir Bonnat, kk bir Manet ve iki tane de Toulouse-Lautrec." Resimlere bakmamz iin biraz zaman veriyordu ara larda. "Marquands ise bu Gauguin'i ekledi." Ana salon boyunca ilerlemeye devam ettik ve antik alar blmne geldiimizde, "Mary Knight sadece tek para getirdi ama bu ok byk bir Roma bst ve bunun kalc bir ba olabileceini sylyor. ok cmert bir davran," dedi.
101

49

100

Ian Caldwell & Dustin Thomason


"Sizinkiler hangileri?" diye sordu Paul. Curry bize birinci katta byk bir daire izdirip tekrar ilk ba ladmz salona gtrd. Elini sallayarak, "te benimki," dedi. "Hangisi?" dedi Paul. "Hepsi." Bir an baktlar. Ana salonda bir dzineden fazla eser vard. "Bu tarafa gelin," dedi Cmry bize onu bulduumuz noktaya yakn, resimlerle dolu bir duvara doru dnerek. "Size gstermek istediklerim bunlar." Bizi her bir tuvalin nnde durdurarak ilerliyor ama hibir ey sylemiyordu. Resimleri zihnimize yerletirdiimizden emin olunca, "Bunlann ortak noktas ne?" diye sordu. Ben bam salladm, ama Paul bir bakta grmt. "Konu. Hepsi Joseph'in mukaddes kitaptaki yksyle ilgili." Cuny bayla onaylad. "Joseph Halka Buday Datyor," di ye balad ilk resmi gsterip. "Yaklak 1655 tarihinde Bartholomeus Breenbergh tarafndan yaplm. Barber Enstitsn dn ver meye ikna ettim." Bize bir anlk zaman verdi ve ikinci resme yneldi. "Joseph ve Erkek Kardeleri, Franz Maulbertsch, 1750. Arka fondaki dikili ta a bakn." "Bu bana Hypnerotomachia'daki resimlerden birini hatrlat yor," dedim. Cuny glmsedi. "Ben de ilk grdmde ayn eyi hisset mitim. Ne yazk ki bir balant varm gibi grnmyor." ncye doru yrd. Cuny daha azn aamadan Paul, "Pontormo," diye atlmt. "Evet. Joseph Msr'da."
102

4 'n Kural "Bunu nasl ele geirdiniz." "Londra dorudan Princeton'a gelmesini onaylamad. Metro politan zerinden geirmek zorunda kaldm." Cuny baka bir ey daha sylemek zereyken Paul dizideki son iki resmi fark etti. Bunlar bir metre boyunda bir ift panoydu, zengin bir renk armonisi vard ikisinde de. Paul'n sesi duygu yk lyd. "Andrea del Sarto. Joseph'in ykleri. Bunlan Floransa'da grmtm." Richard Cuny sessizdi. niversitedeki ilk yaz tatilimizde Pa ul'n Hypnerotomachia aratrmalar iin yapt talya gezisini fi nanse .etmiti, bu Paul'n lke dna tek k olmutu. Kollarn gsnde kavuturup, "Pitti Saray'nda bir arkada m var," dedi Curry. "Bana kar ok iyidir. Bunlar bir aylna dn verdi." Paul bir dakika boyunca, yldrm arpm gibi hareketsiz y lece kald. Salan hl kardan slak tepesine yapm duruyordu ama resme doru dnerken dudaklarnda bir tebessm olumaktay d. Onun bu tepkisini grnce sonunda ben de tablolarn bu srayla dizilmesinin bir nedeni olduunu kavramtm. nemini ve anlam n sadece Paul'n anlayabilecei bir kreendo oluturuyorlard. Cuny dzenlemenin bu ekilde yaplmas iin srar etmi olmalyd ve mtevelliler de belli ki tm dier yelerden fazla sanat eseri ge tirmesi karsnda onun bu dileini kabul etmilerdi. nmzdeki duvar Curry'nin Paul'e bir armaan, tezini tamamlamas nedeniy le sessiz bir kutlamasyd. "Browning'in Andrea del Sarto hakkndaki iirini okumu muydun?" diye sordu Cuny bir ey anlatmaya alarak.
103

50

Ian Caldwell & Dustin Thomason Ben bir edebiyat semineri nedeniyle okumutum ama Paul ba n sallyordu. "Sen dlediini yaptn, pek ounun tm yaam boyunca dlediini," dedi Curry. "Dler? Uratn, uruna strap ekti in ve gerekletiremediin." Paul sonunda dnd ve bir elini Curry'nin omzuna koydu. Sonra da bir adm geriledi ve gmleinin altndan kk kn kard. "O nedir?" diye sordu Curry. "Bill'in az nce getirdii bir ey." Paul tereddt ediyordu ve Curry'nin tepkisinden emin olamadm hissediyordum. Paketi dik katle ap kitab ortaya kard. "Bunu grmeniz gerektiini dn dm." "Benim gnlm," dedi Curry ok olmu bir halde. Eline alp evirmeye balad. "nanamyorum buna..." "Bunu kullanacam," dedi Paul, "Bitirmek iin." Ama Curry, onu duymazdan geldi, deftere bakarken glmse mesi kaybolmutu. "Nerden geldi bu?" "Bill'den." "Bunu sylemitin. O nerden bulmu?" Paul duraksad. Curry'nin sesinde bir deiiklik olmutu. "New York'taki bir kitapda," dedim ben. "Bir antikac dk knnda." "mknsz," diye mnldand adam. "Bunu her yerde aradm. New York'taki her ktphanede, her kitapda, her tefecide. Btn belli bal mzayede evlerinde. Gitmiti. Otuz yl boyunca Paul, yoktu." Sayfalan evirirken hem gzleriyle, hem de elleriyle byk bir dikkatle inceliyordu bir yandan. "Evet, bak. te sana bahsettiyor."

4 'n Kural im blm. Colonna'nn ad burda geiyor." Sonra baka bir bl me ve bir dierine gemiti. "Ve burda." Birden Paul'e dikti gzle rini. "Bili bunu bu gece tesadfen bulmad. Yani tam devin tamam lanmasndan bir gece nce." "Ne demek istiyorsunuz?" "Plan nerde peki?" diye bastrd Curry. "Bili onu da verdi mi sana?" "Hangi plan?" "Deri paras." Curry baparmaklan ve iaret parmaklanyla yaklak 30 santimetrekarelik bir alan gsteriyordu. "Gnln or tasndaki cebe sokulmu durumdayd. zerinde bir eskiz vard. Bir plan." "Orda deildi," dedi Paul. Curry kitab yeniden kantrd. Baklan buz gibi, mesafeli bir anlam kazanmt. "Richard gnl yann Bill'e iade etmem gerekiyor," dedi Paul. "Bu gece okuyacam. Belki bana Hypnerotomachia'mn son blm hakknda bir fikir verir." Curry iinde bulunduumuz ana dnmek iin silkindi. "de vini bitirmemi miydin?" Paul'n sesi endie doluydu. "Son blm dierlerine benzemi "yi de yann sre bitmiyor mu?" Paul cevap vermedi. Curry elini gnln kapana koymu ve sonra ekmiti yeniden. "Bitir. Kazandn eyi tehlikeye sokma. Kaybedecek ok eyin var." "Kaybetmeyeceim. Aradm bulduum inancndaym. ok yaklatm."

51

104

105

Ian Caldwell & Dustin Thomason


"Bir eye ihtiyacn varsa sylemen kfi. Bir kaz izni. Saha l m yapan birileri. Eer gerekiyorsa hepsini buluruz." Curry'nin neyi kastettiini anlamaya alarak Paul'e gz attm. Paul ise gergin bir biimde glmsyordu. "Artk baka bir e ye ihtiyacm yok. Ben kendim bulacam, artk elimde gnlk de var." "Sadece kendi gr alanndan kmasna izin verme. Byle bir eyi daha nce kimse yapmad. Browning'i unutma. 'Pek ou nun tm yaam boyunca dledii.'" Arkamzdan, "Efendim," diyen bir ses geldi. Dnp baknca bize doru gelen bir mze yneticisi grdk. "Bay Curry, mtevelli heyeti toplants balamak zere. st salona buyurmanz rica edebilir miyim?" Curry konuya uyum salamaya alrken, "Daha sonra bu ko nuyu yine greceiz," dedi. "Bu toplantnn ne kadar sreceini bilmiyorum." Paul'n kolunu svazlad, benim elimi skt ve dnp merdi venlere doru yrmeye balad. O yukan knca kendimizi gven lik grevlileriyle ba baa bulduk. "Ona gstermemeliydim," dedi Paul kapya doru giderken, adeta kendi kendine konuur gibiydi. Sonra, mze kapalyken de gznn nne getirebilmek ister cesine, dnp dizilmi resimlere bir kez daha bakt. Ve birlikte k a yneldik. Tekrar karlarn iine ktmzda, "Neden Bili gnl buldu u yer konusunda yalan sylemi olsun ki?" diye sordum. "Yalan sylemi olacan sanmyorum," diye yantlad Paul. "Peki o zaman Curry ne demek istiyordu?" "Daha fazla bir ey bilse bize sylerdi." 106

4'n Kural "Belki ben ordaym diye sylemek istememitir sana da." Paul duymazdan geldi. Onun inanyor gibi yapmaktan holan d ey, Curry'nin gznde ikimizin eit olduu dncesiydi. "Sana kaz izni almak iin yardm edeceini sylerken neyi kastediyordu?" diye sordum. Paul omzunun zerinden arkamzdan gelen bir renciyi ku kuyla szdkten sonra, "Burda olmaz, Tom," diye yant verdi. Onu zorlamann baka yollann da biliyordum. Uzunca bir sessizlikten sonra, "Neden btn resimlerin Joseph ile ilgili olduu nu syleyebilir misin peki?" deyi sordum. Paul'n yz yumuad. "Balang: otuz yedi." Hatrlamak zere bir an duraklad. "Artk Jacob, Joseph'i btn evlatlarndan ok seviyor, nk o onun yallk dnemindeki evlad. Ve ona ok renkli bir pelerin yapyor." Anlamam iin bir saniye gemesi gerekti. Renklerin armaan edilii. Yalanan bir babann en sevgili oluna olan sevgisi. "Seninle gurur duyuyor," dedim. Paul ban sallad. "Ama yapamadm. daha bitmedi." "Konu bu deil," dedim ona. Paul'n yznde clz bir tebessm belirdi. "Tabi ki konu bu."

52

Yurda geri dnerken gkyznn hi de ho grnmediini fark ettim; karanlkt ama tam anlamyla zifir gibi de deildi. Btn gk kubbe bir ufuktan brne kar ykl bulutlarla kaplyd ve yo un, ltl bir gri renge brnmt. Hi yldz grnmyordu. Dod'un arka kapsna geldiimizde ieri giremeyeceimizi fark ettim. Paul merdivenlerdeki bir son snf rencisine el etti ve ocuk kimlik kartyla kapy amadan nce bize garip bir bak fr107

lan Caldvvell & Dustin Thomason


latt. Kimlik kart yuvaya girince, bir bip sesi kyor ve sonra da sanki bir av tfei patlam ve namlusu da msr koan gibi soyulmucasna bir ses kartarak kap alyordu. Zemin katta iki tane alt snf rencisi kz, amarhanenin sca yznden sadece atlet ve ortlarla, ak bir masann banda durmu amar katlyorlard. Bu hi amazd: kn amarhaneye girmek lde serap grmek gi biydi, scak yznden hava buulanr, insanlar hayal gibi grnr d. Darda kar yaarken plak kollar ve bacaklar grmek, kan do lamn hzlandrmak iin bir tek viski atmaktan daha etkiliydi. Holder'n yakmlannda deildik ama sanki plaklar Olimpiyat'nn bekleme odasna dm gibiydik. Birinci kata ktm ve en ucunda odamzn olduu kuzey ka nadna yneldim. Paul de arkamdan sessizce takip ediyordu. Odaya yaklatka kendimi yine sehpadaki iki mektubu dnrken bul dum. Bill'in kefi bile beni bu dncelerden uzaklatrmaya yet memiti. Haftalardr, insann ylda krk bin dolarla ne yapaca n dnerek uykusuz kalyordum. Fitzgerald, Ritz boyutunda bir elmasla ilgili ksa bir yk yazmt bir keresinde ve ben de uykuya dalmadan nceki o dakikalarda, objelerin oranlarnn akkan hale geldii o anlarda, dn teki yanndaki bir kadn iin, o elmasn kaklm olduu bir yzk almay hayal ediyordum. Baz geceler de ocuklann oyun oynarken yapt gibi, sihirli eyler satn almay dlyordum; rnein, asla kaza yapmayacak bir araba veya daima salkl kalacak bir bacak. ok abarttm zaman Charlie, beni ger ee dndrrd. Bana ok pahal zel tabanl bir ayakkab kolek siyonu almam gerektiini veya tavan ok yksek olmayan bir evin n demelerini yapmaya balamam sylerdi. "Ne yapyorlar?" diye sordu Paul koridorun ilerisini gstererek.
108

4'n Kural Koridorun sonunda yan yana ayakta dikilenler Charlie ve Gil'di. Odamzn ak olan giriinden, ieride yryen birine bakyorlard, ikinci bir bak her eyi anlamama yetti: kampus polisi buradayd. Biri bizim tnellerden kmz grm olmalyd. "Neler oluyor?" diye sordu Paul admlanm hzlandnrken. Ben de hzla onu takip ettim. Grevli yerdeki bir eyi lyordu. Charlie ile Gil'in bir ey tarttklarn duyabiliyordum ama kelimeleri seemiyordum. Tam yaptklarmza mazeret hazrlamaya balarken, Gil geldiimizi gr d ve, "Sorun yok. Bir ey alnmam," dedi. "Ne?" Girii iaret ediyordu. Odamz -artk grebiliyordum- karmakankt. Kanepenin minderleri yerlere atlm, kitaplktaki kitaplar oraya buraya salmt, Paul ile paylatmz yatak odasnda ifo niyerin ekmeceleri akt. "Aman Tamm..." diye fsldad Paul, Charlie ile beni iki yana iterek. "Biri kapy krm," diye aklad Gil. Charlie, "Biri ieri girmi," diye dzeltti. "Kap kilitli deildi ki." En dta durmakta olan Gil'e dndm. Geen ay Paul tezini bi tirirken kaplan salam tutmamz rica etmiti. imizden sadece Gil bunu srekli unutuyordu. "Bakn," dedi kendini savunurcasna, odann teki tarafndaki pencereyi gsteriyordu. "Ordan girmiler. Kapdan girmemiler." Ortak odamzn kuzey tarafndaki pencerelerden birinin altn da bir su birikintisi vard. Pencere ardna kadar akt ve hl rzg rn savurduu karlar ieri dolmaktayd. Sineklikte byk kesik vard.
109

53

Ian Caldwell & Dustin Thomason


Paul ile birlikte yatak odamza daldk. Baklar masasnn ekmecelerini tarad, oradan duvarda, Charlie'nin onun iin yapm olduu kitap raflarna kayd. Kitaplar gitmiti. Ban bir o yana bir bu yana evirip aratrmaya devam etti. Nefes al hzlanmt. Bir an iin yine o tnellerdeymiiz gibi hissettim, aslnda kan sesler dnda benzer bir ey yoktu. nemli deil, Charlie. nemli olan ieri nasl girdikleri deil. Senin andan nemli deil, nk sana ait bir eyi almamlar. Grevli hl ortak odamz incelemeye devam ediyordu. Paul kendi kendine, "Birinin biliyor olmas gerekirdi..." diye sylendi. Alttaki ranzann iltesini gsterip, "uraya bakn," dedim. Paul dnd. Kitaplar oradayd. Elleri titreyerek isimlerini kont rol etmeye balad. Ben de kendi eyalarm yoklamaya balamtm, hemen he men hibiri ellenmemiti. zerlerindeki toz bile duruyordu. Birisi ktlarm kartrm, ama sadece babamn hediye etmi olduu, Hypnerotomachid'nn duvara asl, ereveli kapak reprodksiyonunu alm ve erevesinden karmt. Bir kenar bklmt ama baka bir hasar yoktu. Elimle dzelttim. Saa sola baknrken, ki taplarmdan birinin yerinde olmadn grdm: Belladonna Mektubu'mm ilk tashihi, babam Belladonna Belgesi adnn daha ho bir t ns olduuna karar vermeden nceki hali yani. Gil yatak odalar arasndaki holden seslendi. "Ne Charlie'nin ne de benim bir eyime dokunmamlar. Sizden ne haber ocuklar?" Sesinde hafif bir sululuk duygusu vard, ne anlama geldiini tahmin ettim. teki yatak odas el dememi durumdayd. "Benim eyalarmda bir sorun yok," dedim. "Bir ey bulamamlar," dedi Paul de bana.
110

4 'n Kural Ne demek istediini sormama frsat kalmadan koridordan bir ses araya girdi. "* "Siz ikinize birka soru sorabilir miyim?" Mein gibi bir cildi ve kvrck salar olan gvenlik grevlisi kadn, biz odann eitli kelerinden karlara batm bir ekilde or taya karken hepimizi ar ar inceledi. Paul'n giydii Katie'ye ait eofman alt ile, benim zerimdeki stn takm olduu gznden kamamt. Gs cebindeki rozette Temen Williams yazan kadn cebinden bir not defteri kard. "Sizler?..." "Tom Sullivan," dedim. "O da Paul Harris." "Sizin bir eyiniz alnm m?" Paul, temenle ilgilenmiyordu, gzleri hl odasndayd. "Bilmiyoruz," dedim ben. Bana bakt. "Etraf incelediniz mi?" "Henz eksik bir ey fark etmedik." "Bu gece odadan en son kim kmt?" "Neden?" Williams grtlan temizledi. "nk kapy kimin ak brak tn biliyoruz ama pencereyi kimin ak braktn bilmiyoruz." Kap ve pencere kelimelerinin zerine basarak, bamza gele ni nasl davet etmi olduumuzu bize anmsatyordu. Paul o an ilk kez pencereye dikkat etti. Rengi solmutu. "Ben yapm olmalym. Yatak odas ok scakt ve Tom cam amak is temiyordu. Ben almak iin odaya geldim ve kapamay unuttum herhalde." "Bakn," dedi Gil, memura, kadnn yardmc olmaya alma dn fark etmiti. "u ii bitirebilir miyiz? Artk grlecek baka bir ey kaldn sanmyorum."
111

54

I a n Caldwell & Dustin T h o m a s o n Memur not defterine son kez bir eyler daha karalad. "Pencere ak, kap kilitli deil. Hibir ey alnmam. Baka bir ey var m?" Bizden ses kmad. Williams ban sallyordu. "Hrszlk olaylann zmek zor," dedi sanki yksek beklentilerimiz varm da, bunlan normala indir mek istermi gibi. "Olay kasaba polisine rapor edeceiz. Bir daha kapy kilitlemeden brakmayn. Kendinizi korumanz gerekir. Eer bir gelime olursa size haber veririz." Yorgun admlarla kapya yneldi, her admda botlar gcrd yordu. Kap arkasndan kendiliinden kapand. Tekrar bakmak iin pencerenin nne gittim. Yerdeki erimi karlar tertemizdi. "Bir ey yapacaklan yok," dedi Charlie ban sallayarak. "Sorun yok," diye yantlad Gil. "Bir ey alnmam." Paul ses karmad ama hl gzleriyle her yeri tanyordu. Pencereyi yeniden yukar doru srdm ve odaya rzgr dol du bir kez daha. Gil, bana dnd, sinirlenmiti, ama ben sinek telin deki kesikleri inceliyordum. yne doru erevenin snn bo yunca gidiyorlar ve bylelikle sineklik rzgrda, yan serbest bir kpek kaps gibi oynuyordu. Yere bir daha baktm. Sadece benim ayakkablanmdan bulaan amur vard. Arkamdan Gil, "Tom," diye seslendi. "Kapat u lanet pencere yi." imdi Paul de dnp bakmaya balamt. Sineklik, da doru sanki birisi camla birlikte brakm gibi savruldu. Ama bunda yanl bir ey vard. Memur asla bu konuyla ilgilenmeye zahmet etmemiti. "Gelip una bir bakn," dedim, bir yandan da pannaklanm si nek telinin kesik kanatlannn her birindeki fiber liftler zerinde gez diriyordum. Btn kesiklerin ulan da doruydu. Eer birisi ieri
112

4'n Kural girmek iin teli kestiyse, kesilen yerlerdeki prtklerin ieri doru olmas gerekirdi. Charlie oday gzden geirmeye balamt bile. "amur da yok," dedi yerdeki su birikintisini gstererek. O ve Gil bir an baktlar, sanki Gil sulandn hissetmi gi biydi. Eer sineklik ieriden kesilmise, o zaman yine kilitlenme mi kap sorununa dnm olacaktk. "Bu mantkl deil," dedi Gil. "Kapnn ak olduunu biliyor larsa niye pencereyi ak braksnlar ki?" "Bundan memura sz etmeliyiz," dedi Charlie, yeniden atele nerek. "Buna bakmaya bile zahmet etmemesine inanamyorum." Paul hibir ey sylemiyor ama hzla gnl kantnyordu. Ona dndm. "Yine de Taft'n konferansna gidecek misin?" "Sannm. Bir saatten nce balamaz herhalde." Charlie sadece kendisinin eriebildii st raflara kitaplar yer letirmeye balamt. "Yolda Stanhope'a urayacam," dedi. "Me murlara kardklan eyi syleyeceim." "Muhtemelen bu bir eek akasyd," dedi Gil belli birini kast etmeyerek. "plak Olimpiyatlar baz akalar yaparlar." Birka dakika daha etraf toparladktan sonra hepimiz bu kadannn yettiine karar vermi grnyorduk. Gil, Katie'nin giysile rini temizleyiciye gidecek torbaya atm, yn bir pantolon giymiti. "Giderken yolda Ivy'de bir eyler attrma ansmz olabilir." Paul sanki baz sayfalan alnm olabilir gibi Braudel'in //. Philip Zamannda Akdeniz Dnyas adl kitabn kantnyordu, ba n sallad. "Benim kendi eyalanm kulpte kontrol etmem gere kiyor." Gil bize bir gz atp, "ocuklar siz de stnz deitirseniz iyi olacak," dedi.
113
F:8

55

Ian Caldwell & Dustin Thomason Paul, onu duyamayacak kadar dalmt ama ben Gil'in ne de mek istediini biliyordum, o yzden de yatak odasna dndm. Ivy bu tr giysilerle yakalanmak isteyeceim bir yer deildi. Sadece Pa ul, kendi kulbnde glge gibiydi ve farkl kurallarla yaard. ekmecelerime bakarken kafama dank eden, neredeyse btn giysilerimin kirli olduunu kefetmekti. Dolabmn altn stne ge tirip, dertop edilmi bej rengi bir pantolon ve bir gmlek buldum, o da ylesine uzun sredir katl duruyordu ki kat yerleri iz yapm ve o izler de pli haline gelmiti. Klk ceketimi aradm ama sonra onun hl Charlie'nin antasyla birlikte buhar tnelinde asl dur duunu hatrladm. Annemin Noel'de ald paltoya raz olup salo na dndm, Paul camn kenanna oturmu, gzleri kitap raflannda bir eyleri zmeye alyordu. "Gnl de yanma alacak msn?" diye sordum. Kucandaki rt ynn okad ve ban sallad. Etrafa bakmp, "Charlie nerde?" dedim. "Gitti bile," diye Gil yant verdi koridordan. "Gvenlik grev lileriyle konumaya." Saab'mn anahtarlarn ald ve paltosunun cebine koydu. Ka py arkamzdan kapamadan nce, ceplerini kontrol etti. "Oda anahtarlan... araba anahtarlar... kimlik kart..." O kadar dikkatliydi ki inanmakta glk ektim. Normalde Gil byle aynntlarla ilgilenmezdi. Salona tekrar gz atnca iki mektubu mun masann zerinde durduklann grdm. Sonra Gil yine ayn tu haf hassasiyetle kapy kilitledi, kilitlenip kilitlenmediini kontrol et mek iin kolu iki kez yoklad. Arabasna doru yrrken sessizlik arlamt. Arabay altrdnda uzaklarda gvenlik grevlileri glgelerin glgeleri halinde nbet deitirmekteydiler. Bir an onlar izledik, sonra Gil geri vitese takt ve karanln iine daldk. Kampusun kuzey giriindeki gvenlik kulbesini geip Princeton'n ana caddesi olan Nassau Caddesi'ne doru saa dndk. Bu saatlerde yaam durmutu, ortalkta sadece sinsi sinsi dolaan iki kar kreyici ve birilerinin k uykusundan kaldrd bir tuz kamyonu vard. Yol stndeki butikler gece karanlnda l sldlar, vitrinle rinin nnde karlar birikiyordu. Talbot's ve Micawber Kitaplk bu saatte kapalyd ama Pequod Copy ve kafeler resmi teslim saatine bir saat kala tezlerini bitirmeye alan son snf rencileri ile do luydu. Gil yine kendi kabuuna ekilmi olan Paul'e, "Nasl durum dan memnun musun?" diye sordu. "Tezimden mi?" Gil dikiz aynasndan ona bakyordu. "Daha bitmedi," dedi Paul. "Hadi yapma. Bitti artk. Daha yapacak ne kald ki?" Arka camlar Paul'n nefesiyle buulanmt. "Yeteri kadar var," dedi.

56

Blm 8

114

115

Ian Caldwell & Dustin Thomason


Iklardan Washington Caddesi'ne, oradan da Prospect Bulvan'na ve yemek kulbne doru dndk. Gil daha fazla soru sorma ya gnll deildi. Prospect'e yaklarken onun dncelerinin ba ka taraflara kaydn biliyordum. Cumartesi gecesi Ivy Kulb'nde yllk balo vard ve kulp bakan olarak yaplanlar gzden geir mekten o sorumluydu. Tezini tamamlamaya alrken, bir yandan da srf her eyin kontrol altnda olduuna kendisini ikna etmek iin Ivy'ye kk ziyaretler yapma alkanl edinmiti. Katie'ye gre, yann gece ona elik etmek zere baloya gittiimde, kulb tanyamayacaktm. Kulp binasnn yannda, Gil iin ayrlm gibi grnen bir bolua park ettik ve anahtan kontaktan kardnda arabann iin de souk bir sessizlik yankland. Cuma gecesi, hafta sonu frtnas nn ortasnda, geleneksel perembe ve cumartesi gecesi partileri ara snda bir dinlenme limanyd. Son yaan kar, genellikle son snflar la nc snflarn akam yemeinden kampusa dnerken kar dklar seslerden oluan uultuyu bile azaltmt. Ynetime gre, Princeton'daki yemek kulpleri "st dzey bir akam yemei imkn" sunuyordu. Gerekte ise, bu kulpler sahip olduumuz tek seenekti. niversitenin ilk zamanlarnda, yemek hane atelerinin ve aksi, nobran hanclarn rencileri kendi bala rnn aresine bakmaya zorlad gnlerde, yemeklerini ayn atnn altnda yemek zere bir araya gelen kk gruplar olumu. Prince ton, o gnlerde bu biimde ekillenmeye balam, altnda birlikte yemek yenilen atlar ve sonra da bu atlan desteklemek zere in a edilen kulp meknlar; bunlardan bazlannn maliknelerden kalr yan yokmu. Ve yemek kulpleri, bu gnlere kadar, tpk kz renci birlikleri gibi, son snf rencileriyle nc snf renci lerinin partiler verdikleri, yemek yedikleri ama konaklama yapma-

4 'n Kural dklan meknlar eklinde, Princetori'n kendine has kurumlanndan biri olarak sregelmi. Bu kurumun ilk ortaya kndan yaklak yz elli yl sonra, Princeton'daki sosyal yaam aklamak son de rece basit; kesin ve sarslmaz bir biimde kulplerin ellerinde. Ivy bu saatte korkun grnyordu. Karanln perdesi altnda kalan sivri kmalar ve koyu renk ta duvarlanyla hi de davetkr deildi. Bitiikteki Cottage Kulb, beyaz duvarlann d keleri ve yuvarlak hatlaryla buray kolayca glgede brakmaktayd. Prospect Bulvar'ndaki daha yeni ve hayatta kalmay baarabilmi dier on kulbe gre, bu iki karde kulp ok daha zel kabul edilirdi. Her ikisi de 1886'dan beri her kategoride en iyiydiler. Gil saatine bakt. "Artk akam yemei vermiyorlardr. Ben gi dip yiyecek bir eyler getireceim." Girmemiz iin n kapy ak tuttu ve sonra da ana merdivenlerde nmze dt. Son geliimden bu yana epey vakit gemiti ve koyu mee kapl duvarlardaki hain grnml portreler bana daima bir ekin genlik hissi verirdi. Sol tarafta uzun tahta masalan ve yz yllk n giliz iskemleleri ile Ivy'nin yemek salonu vard. Sada ise bilardo salonu yer alyordu ve Parker Hassett kendi bana bilardo oyna maktayd. Parker, Ivy'de kyn aptal pozisyonundayd, zengin bir aileden gelen, hafif komik, ancak baz insanlarn onun bir aptal ol duunu dndn kavrama parlts da gsterebilen ve bu du rumdan da, kendisinden baka herkesi sorumlu tutmay baarabile cek kadar ahmak biriydi. Istakay iki eliyle birden, bastonla gsteri yapan bir vodvil sanats gibi kullanarak oynuyordu. Biz geerken bulunduumuz tarafa bir gz att, ama ben merdivenin tepesine ge lip Grevli Odas'na doru ynelirken onu grmezden geldim. Kapya iki kez vurduktan sonra Gil yant beklemeden ieri gir di. Biz de peinden scak bir kla aydnlanm odaya daldk, ieri117

57

116

I a n Caldwell & Dustin Thomason de Brooks Franklin, Gil'in iriyan bakan yardmcs, kapnn az te sine, uzunlamasna yerletirilmi maun bir masada oturuyordu. Ma sann zerinde bir Tiffany lamba ve bir telefon vard. Etrafna alt tane sandalye dizilmiti. "Buraya geldiinizde seviniyorum sizleri grdm iin," de di Brooks, hepimize birden, Paul'n kadn giysileri giymi oluunu kibarca grmezden gelmiti. "Parker, bana yarn gece iin kostm planlarn anlatyordu ve ben de ayrca tedbir almam gerektiini d nmeye balamtm." Brooks'u pek iyi tanmazdm ama, sadece ikinci ylmzda ekonomiye giri dersini birlikte alm olmamza ramen, bana eski bir dost muamelesi yapard. Parker'n planlannn cumartesi dans ile ilgili olduunu tahmin ettim, bu Princeton temal, geleneksel bir k yafet balosuydu. Habersizce arkamzdan gelmi olan Parker, "Gebereceksin, Gil," dedi. imdi bir elinde bir sigara, dierinde de bir arap iesi vard. "En azndan sende mizah duygusu vardr." Paul ve ben grnmez adamlarmz gibi dorudan Gil ile ko nuuyordu. Masaya doru baknca Brooks'un ban salladn g rebiliyordum. "JFK olarak gelmeye karar verdim," diye devam etti. "Ve da mm da Jackie olmayacak. Marilyn Monroe olarak gelecek." Parker kafamn kartn suratmdan anlam olacak ki siga rasn masann zerindeki kl tablalarndan birine brakt. "Evet Tom," dedi. "Kennedy Harvard'dan mezun olmutu. Ama niversi teye balad ilk yl buraya devam etmiti." Kuaklar boyunca Princeton'a ve Ivy'ye oul gndermi bir California arap ailesinin son rn olarak Parker, Gil'in, kendine
118

4 'n Kural has iyimserliiyle Hassett ailesinin devinirk, dedii bu iki hasletin deerini sfra indirmiti. Ben bir cevap veremeden Gil ne doru eildi. "Bak Parker, imdi buna zamanm yok. Kennedy olarak gel mek istiyorsan, bu senin bilecein ey. Sadece biraz incelik gster meye al." Daha iyi bir tepki beklermi gibi grnen Parker hepimize ek i bir bak frlatarak, elinde iesiyle odadan kt. Gil, "Brooks," dedi o knca Brooks'a dnp. "Aa inip Albert'a yiyecek bir eyler kalm m diye sorar msn? Az ve acele miz var." Brooks hemen onaylad. deal bir bakan yardmcsyd: itaat kr, enerjik, sadk. Gil isteklerini bazen emir verir gibi belirtse de asla rahatsz olmu grnmezdi. Bu gece gzme ilk kez yorgun ve bkkn grnyordu. Dorusu, acaba o da tezini yeni mi bitirdi, di ye merak etmitim. "Aslnda," diye ekledi Gil yukar doru bakarak. "kisini bu raya getirelim, ben de yemek salonunda yiyeyim. Bylece ben ye meimi yerken yarnki arap siparii meselesini de konuabiliriz." Brooks, Paul ile bana dnd. "Sizi grdme sevindim o cuklar," dedi. "Parker'n kusuruna bakmayn. Kafasndan neler ge tiini bazen anlayamyorum." "Sadece bazen mi?" diye mnldandm. Brooks bunu duymu olmalyd, nk odadan karken glmsyordu. "Yemek birka dakikada hazr olur," dedi Gil. "Bana ihtiyac nz olursa aada olacam." Sonra Paul'e bakt. "Sen hazr olur ol maz konferansa gidebiliriz."
119

58

lan Caldvvell & Dustin Thomason


O ktktan sonra bir sre, Paul ile benim, ortaklaa bir tr dolandnclk yaptmz duygusundan kurtulamadm. Bir on doku zuncu yzyl maliknesinde antika maun bir masann bana otur mu, birilerinin bize yemek servisi yapmasn bekliyorduk. Eer Princeton'a girdiimden beri, byle bir eyin her bama geliinde bir be sentlik alacak olsaydm, ikisini birbirine srtmek iin baka bir tane daha bulmam gerekirdi. Charlie ile benim ye olduumuz Cloister Inn Kulb, kk, sade, rahat bir ta binayd. Yerler cila lanp yeillikler budanrsa bir bira yuvarlamak veya biraz bilardo oynamak iin saygdeer bir yer haline gelebilirdi. Ama deer ve arlk bakmndan Ivy'nin yannda cce kalyordu. Bizim eflerin birinci ncelii kalite deil miktard ve Ivy'li dostlarmzn aksine, biz geli sramza gre oturtulacamz yerlerde deil, canmz ne rede isterse orada yerdik. Sandalyelerimizin yans plastikti, atal b ak takmlanmzn tamam atlabilir cinstendi ve bazen verdiimiz partiler ok pahal gelirse ya da musluklan bir sre ok amsak, cuma le yemeklerinde nmzde sadece sosisli sandvi bulduu muz olurdu. Yani caddedeki birok dier kulp gibiydik. Ivy ise her zaman ayncalklyd. Paul birdenbire, "Benimle aa gel," dedi. Ne demek istediini pek anlamasam da peine dtm. Koyu renk caml pencerenin bulunduu gney kanadndan indikten sonra bir kat daha inip kulbn zeminine ulatk. Paul beni Bakanlk Odas'na giden koridor boyunca gtryordu. Aslnda bu odann tek anahtannn Gil'de bulunmas gerekiyordu, ama Paul tezini bitirmeye a lrken ktphanedeki alma yerinin giderek daha az gvenli gel mesinden endie duymaya balaynca, onu tekrar kulbe ekme umu duyla Gil, bu odann bir anahtann yaptrmaya sz vermiti. Paul a120

4'n Kural lma takntl olduundan o sralar Ivy'ye pek az ilgi duyuyordu. Ama Bakanlk Odas, geni, sakin ve Paul asndan, buhar tnelle ri yoluyla dorudan ulalabilir bir yer olduu iin reddedemeyecei kadar kutsal bir frsatt. Dierleri Gil'in kulbn bu en zel odasn renci yurduna evirmesini protesto etmilerdi ama Paul odaya he men hemen daima tnellerden gelerek bu ekimeyi ortadan kaldr mt. Onun geli gidiini grmemek, itirazclan daha az rahatsz edi yor gibiydi. Kapnn nne vannca Paul anahtaryla kilidi at. Arkasndan ieri daldmda beni bir srpriz bekliyordu. Buray grmeyeli haf talar olmutu. lk hatrladm ey ne kadar souk olduuydu. So nuta kulbn bodrum katyd ve ierisi insan neredeyse dondura cak kadar souktu. ster zel olsun ister olmasn, odada bir kitap ka srgas yaanm gibiydi. Her yzeyin stnde, enkaz ynlan gibi kitap ynlan vard; Ivy'nin raflannda kflenmekte olan Avrupa ve Amerikan klasikleri neredeyse tamamen Paul'n referans kitaplannn, tarih notlannn, deniz haritalannn ve oraya buraya salm plan taslaklannn arkasnda kalmt. Kapy arkamzdan kapatt. Masann yannda gzel bir mine vard ve buradaki ktlar o kadar karmakank bir haldeydi ki, ba zdan ocan zerine tamt. Ama yine de Paul oday inceleyip memnun kalma benziyordu, herhalde her eyi brakt gibi bul mutu. Yryp Michelangelo' nun iiri'm yerden ald, kapanda ki tozlan silkti ve dikkatle masasnn zerine yerletirdi. Sonra uzun sapl bir kibrit alp tututurdu, mineye uzatt ve ktklerin zeri ne yerletirilmi gazetelerin arasndan mavi bir alev parlad. Masasnn zerine yaylm, dierlerinden daha aynntl bir plan eskizine bakp, "ok ey yapmsn," dedim.
121

59

Ian Caldwell & Dustin Thomason


Kalarn att. "Bu hibir ey deil. Bunun gibi bir dzine yap tm ve muhtemelen hepsi de yanl. Bunu vazgemek zereyken yap mtm." Bakmakta olduum ey Paul'n yaratt bir binann izimiy di. Byk yap Hypnerotomachia'da sz edilen binalarn kalntla rnn bir araya getirilmesiyle olumutu; ykk kemerler restore edil mi; kalbura dnm temeller yeniden glendirilmi; bir zamanlar parampara olan stunlar ve stun balar imdi kendilerini yeniden onarlm bir ekilde bulmulard. Bunun altnda her biri birbirinden farkl, her biri Colonna'nm hayal gcnn tuhaflklarndan ve eit li ularndan tutularak benzer yntemlerle ortaya karlm daha bir sr plan ylyd. Paul burada yaamak zere kendine has bir dn ya, kendine ait bir talya yaratmt. Duvarlara dier taslaklar tuttu rulmutu, bazlar zerlerine yaptrd notlarn altna saklanm durumdayd. Her birinde izgiler mimari bir bilinle izilmi, be nim anlamadm bir biimde leklendirilmiti. Oranlar ylesine mkemmel, yazlar ylesine zenliydi ki, hepsini bir bilgisayar ya ratm olabilirdi. Ancak, bilgisayarlara gvenemediini iddia eden Paul'n, aslnda kendi basma bir bilgisayar alacak maddi gc yok tu ve Curry'nin alma teklifini de kibarca geri evirmiti. Buradaki her ey elle izilmiti. "Bunlarn ne olmas gerekiyordu?" diye sordum. "Francesco'nun tasarlad bina." Paul'n Colonna'ya imdiki zaman kullanarak atfta bulunma alkanln neredeyse unutmutum, her zaman da adamn ilk ad n kullanrd. "Hangi bina?" "Francesco'nun ifresi. Hypnerotomachia'nm ilk yars onun bu binay tasarladn anlatyor. Hatrlyor musun?"
122

4'n Kural "Tabi ki. Sence buna m benziyor?" izimlerini gstermitim bunu sorarken. "Bilmiyorum. Ama bulacam." "Nasl?" Sonra birden Cuny'nin mzede sylediklerini hatr ladm. "Kazclar bunun iin mi gerekiyor? Binay topran altndan m karacaksn?" "Belki." "Bylece Colonna'nn onu niye yaptn bulmu olacaksn?" Bu, birlikte yaptmz almann sonunda ulatmz hayati nem tayan soruydu. Hypnerotomachia'nn metin ksmnda Co lonna'nn ina ettii bir gizli mezarla ilgili gizemli antrmalar var d, ama Paul ve ben bunun z konusunda asla anlaamyorduk. Pa ul yapnn Colonna'nm ailesi iin, Rnesans tarz bir lahit olduu nu dnyor, olaslkla ayn dnemde Michelangelo'nun tasarla m olduu mezarlara rakip olma niyetiyle ina edildiine inanyor du. Bense, kriptoyu daha ok Belladonna Belgesi ne balama aba syla, yapy Colonna'nm kurbanlan iin son dinlenme mekn ola rak tasavvur ediyor, bunun Hypnerotomachia 'nn bu tasarm hak kndaki byk smm aklayan, daha gelimi bir teori olduunu sa vunuyordum. Colonna'nm yapy asla tam olarak tasvir etmemi ol mas ya da nerede bulunduunu bildirmemi olmas da, ben brakt mda, Paul'n almalarndaki en byk boluktu. Benim soruma cevap veremeden kap vuruldu. Kulpteki grevliyle birlikte ieri giren Gil, "Yer deitirmi siniz," dedi. Odann iine fazla girmemi, Paul'n odasn bir kadnn ya tak odasna giren bir adam gibi, koyunumsu ama merakl baklarla szmeye balamt. Kulp grevlisi, masann zerinde kitaplann arasnda bulabildii boluklara iki kuma peeteyle servis ayordu.
123

60

I a n Caldwell & Dustin T h o m a s o n kisi, iki tane Ivy Kulb markal iki porselen tabak, bir kulplu s rahi ile su ve bir sepet ekmek getirmilerdi. Grevli ekmek sepetini masaya koyarken, "Scak ky ekme i," dedi. Gii de ayn eyi yaparak, "Tane karabiberli biftek," diye ekle di. "Baka bir ey?" Balanmz salladk ve Gii odaya son bir bak atp tekrar yu kar dnmek zere kt. Grevli ise bardaklanmza su koyuyordu. "mek iin baka bir ey arzu eder miydiniz?" stemediimizi syleyince o da ortadan kayboldu. Paul hzl hzl yemeye balamt. Onu yerken izleyince ilk karlamamzda iki avucunu birletirerek zerimde brakm oldu u Oliver Twist etkisini dndm. Bazen Paul'n ocukluundan hatrlad ilk eyin alk olup olmadn merak ederdim. Yetitii kilise okulunda masada alt ocukla birlikte otururmu ve nce ge lenler, yemeini nce bitirenler kamn doyurur, dierleri a kalr m. Onun bu yaklamdan kurtulabildiini hi sanmyordum. lk ylmzda bir gece hepimiz yemeklerimizi yiyip odamza dnd mzde, Charlie, Paul'n yeme hz yznden ne yediini gremedi ini syleyince, Paul neden yle yaptn aklamt ve bir daha da hibirimiz bu konuda aka yapmamtk. O anda Paul kendini yemenin zevkine kaptrm, bir para ek mee uzanmaya alyordu. Yemein kokusu, baka koullarda ol sa holanacam bir biimde eski kitaplann kf kokusuyla, yanan atein kokusuna kanmaktayd. Ancak burada, bu anda durum insa na rahatszlk veriyor, farkl anlar bir araya topluyordu. O arada sanki zihnimi okumu gibi, Paul elini uzattnn farkna vard ve utanm grnd.

4'n Kural Ekmek sepetini ona doru ittim. "Yemene bak," dedim yeme imi synrken. Arkamzda alevler titreiyordu. Kede, duvarda geni bir portatif servis masas boyutlannda bir delik vard: buhar tnelleri nin girii, Paul'n tercih ettii yol. "Buraya srnerek girip ktna hl inanamyorum." ataln brakt. "Yukardakilerle uramaktan iyidir." "Burda insan zindandaym gibi hissediyor." "Daha nce bu seni rahatsz etmezdi." Eski bir tartmann alevlendiini hissettim. Paul abucak a zn peeteye sildi. "Unut gitsin," dedi gnl masaya, ikimizin or tasna koyarken. "imdi nemli olan bu." ki parmayla kapan zerinde tempo tutuyordu, sonra kk kitab bana doru itti. "Ba ladmz eyi bitirmek iin bir ansmz var. Richard bunun anah tar olabileceini dnyor." Bir an masann zerindeki bir lekeyi ovalamakla uratm. "Bel ki de bunu Taft'a gstermen gerekir." Paul hayretle bana bakt. "Vincent, seninle birlikte bulduum her eyin deersiz olduunu dnyor. Haftada iki kez bana rapor vermek iin bask yapyordu, srf vazgemediimi kantlamak iin. Ona her ihtiyacm olduunda Enstit'ye gitmekten ve bunun tre tilmi bir alma olduunu sylemesini duymaktan yoruldum." "Tretilmii" "Ve ileri mahsus yavalattm iin beni ikyet etmekle teh dit etti." "Bulduumuz o kadar eyden sonra?" "nemli deil," dedi. "Vincent'n ne dndne aldrmyo rum." Yine gnle vurmaya balad. "Bitirmek istiyorum." "Yann teslim gnn."

61

124

125

I a n Caldwell & Dustin Thomason "Seninle ayda, benim tek bama ylda yapabildiimden fazlasn yapmtk. Bir geceye daha ne dersin?" Sessizce ekledi. "stelik, nemli olan teslim tarihi de deil." Onun byle bir ey sylemesine armtm, ama Taft'n tep kisi beni tahrik etmiti. Paul de byle olacan biliyor olmalyd. Hypnerotomachia ile ilgili almalanmla, kendi tezim iin yapt m tm almalardan daha ok gurur duyuyordum. "Taft akln karm," dedim. "Daha nce hi kimse bu kadar ok ey bulamad kitapta. Neden danmannn deitirilmesini ta lep etmiyorsun?" Paul ekmekleri ufalayp parmaklan arasnda yuvarlamaya ba lamt. "Ben de kendime ayn eyi soruyorum," dedi, uzaa baka rak. "Bana ka kez eletirileri ile, bulduu hatalarla, daimi anlama lar konusundaki tavsiyeleri ile 'baz moronlarn' akademik kariyer lerini nasl mahvettiini anlatp vnd, biliyor musun? Babann adn asla azna almad ama bakalan da vard. Klasikler blmn den Profesr Macintyre' hatrlyor musun? Onun Keats'n 'Bir Yu nan Kl Kabna Kaside' hakkndaki kitabm?" Bam salladm. Taft, Macintyre'm kitabm ncelikli rnek olarak kullanarak, belli bal niversitelerdeki bilimsel yaklam ka litesindeki d anlatan bir makale yazmt. Taft paragrafta, dier iki dzine bilim adamnn kitap eletirilerinde yer alandan da ha fazla gerek sapmas, yanl atf ve kusur sralamt. Taft'n asl eletirisi sanki kitap eletirmenlerineymi gibi grnse de, asl mas kara edilen kii Macintyre olmu ve bir sonraki deerlendirmesinde blmdeki grevlerinden azledilmiti. Taft daha sonra esas mesele sinin Macintyre'm babasyla olduunu itiraf etmiti. Adam, Taft'n kendi kitaplanndan biri hakknda kark yorumlarda bulunmu bir Rnesans tarihisiydi.
126

4 'n Kural "Vincent, bana bir keresinde bir hikye anlatmt," diye devam etti Paul, daha sakin ve yksek bir sesle. "ocukken tand baka bir ocuk hakknda. Ad Rodge Lang'mi. Okuldaki ocuklar onu Epp diye amrlarm. Bir gn sahipsiz bir kpek okuldan eve dnerken Epp'in peine dm. Epp komaya balam ama kpek peinden aynlmam. Epp yemeinin bir parasn kpee atm, fakat kpek yine takip etmeyi srdrm. Sonunda eline bir sopa alp kpei kor kutmaya alm ama kpek bir trl peinden aynlmyormu. "Birka kilometre gittikten sonra Epp merak etmeye balam. ahlklann arasna dalm. Kpek de ardndan. ri bir ta alp kpe e frlatm ama kpek yine uzaklamam. Sonunda Epp kpei tekmelemi. Kpek yine kamam. Epp tekrar tekrar tekme atm kpee. Kpek kprdamam dahi. Sonunda kpei ldrene kadar tekmelemi ve leini alp en sevdii aacn altna gtrm, oraya gmm." Neredeyse cevap veremeyecek kadar ok olmutum. "Bu lanet hikyenin ibret verici yan ne?" "Vincent'a gre, Epp'in sadk bir kpek bulmu olduunu an lamas." Bir sessizlik oldu. "Bu Taft'n aka anlay m?" Paul ban sallad. "Vincent, bana Epp hakknda bir sr hi kye anlatt. Hepsi de buna benzer eyler." "Tamm. Neden peki?" "Sannm bunlarn bir tr mesel olmas gerekiyordu." "Kendi yaratt meseller mi?" "Bilmiyorum." Paul duraksad. "Ama Rodge Epp Lang ayn zamanda bir anagram da oluturuyor. 'Doppelganger' daki harflerin baka biimde dizilmii yani."
127

62

lan Caldvvell & Dustin Thomason


Midem bulanmt. "Yani sence btn bunlan Taft m yapm?" "Kpee mi? Kim bilir. Yapm olabilir. Ancak ona gre, kendi siyle benim aramda ayn iliki tekrarlanyor. Ben kpek oluyorum." "E, peki ne halt etmeye hl onunla alyorsun?" Paul yine ekmekle oynamaya balamt. "Bir karar verdim. Vincent'la devam etmek tezimi bitirebilmenin tek yolu. Sana syl yorum Tom, bu i bizim dndmzden de byk. Francesco'nun ifresi bunun kadar yakn. Kimse yllardr byle bir bulu yapmad. Ve babandan sonra, Hypnerotomachia zerinde kimse Vincent'dan daha fazla uramad. Ona ihtiyacm var." Ekmekleri tabana koydu. "Ve o da bunu biliyor." Gil kapda belirdi. "Yukardaki iimi bitirdim," dedi sanki biz onun iini bitirmesini bekliyormuuz gibi. "Artk gidebiliriz." Paul aramzdaki konumann bitmesine memnun olmu gibi grnyordu. Taft'n davran onun asndan bir yz karasyd. Ayaa kalktm ve tabam almaya davrandm. Gil, "Bunlan dnmeyin," dedi eliyle brakmam iaret ede rek. "Aa birini yollarlar." Paul hzla ellerini silkeledi. Ekmek knntlan yapmt elle rine ve o da sanki derisini synr gibi syrd onlan. kimiz de Gil'in peine dp kulpten ktk.

4'n Kural iyorduk ve aralardaki ksz blgelerde onu hi gremiyordum. Yz sadece bir glgeydi. Gerek u ki, Paul her zaman bizden baz srlan saklamt. Yl larca ocukluu ile ilgili gerekleri, kilise okulu kbusunun ayrnt larn saklamt. imdi de Taft'la ilikisine ait gerekleri saklyordu. Onunla ben bu kadar yaknken, aramzda imdi belli bir mesafe alnm olmasna, pek ok ortak noktamz olmasna ramen, yine de iyi bir snrn iyi bir komuluk yaratacana dair bir duygusu vard. Leonardo, bir ressamn her tuvale siyah boya alarak ie koyulmas gerektiini, nk doadaki btn objelerin, zerlerine k vunnad srece karanlk olduunu sylemi. Oysa ressamlann ou, aksi ne beyazla ie balar ve glgeleri sonradan ekler. Ancak Leonardo'yu, sanki yal adam bizim yatak odamzda yaamasna iyi ta nyan Paul, glgelerle ie balamann nemini anlyordu. nsanlann sizin hakknzda bilebilecei eyler, sadece onlarn gmesine izin verdiklerinizdi. Kampusta bizim geliimizden birka yl nce gerekleen ve hem Paul'n, hem de benim dikkatimi eken ilgin bir ey olmasay d, bu konuyu byle kavrayamayabilirdim. Yirmi dokuz yanda, Ja mes Hogue adl bir bisiklet hrsz baka biri olduu iddiasyla Princeton'a gelmiti, gya on sekiz yanda, Utah'l bir iftlik iisiydi. Hogue yldzlann altndayken kendini Platon sandn ve bir buuk kilometreyi drt dakikada koacak kadar iyi bir koucu olduunu da sylemiti. Kou takm onu bir kouya katlmak zere davet etti inde, son on yldr ilk kez ieride uyuduunu anlatmt. Kabul b rosu Hogue'u trenlerle karlamt ve okulu bir yl ertelediinde kimse dunp, ne oluyor diye dnmemiti. O yl svire'de yaa yan hasta annesine bakmaya gittiini sylemiti oysa hapis cezas n ekmekle meguld.
129
F:9

63

H
Kar iddetini artrmt, o kadar iri taneli ve youn yayordu ki dnyay parazitlerin arasndan grebiliyormuum gibi hissettim. Gil arabay batya doru srp oditoryuma yaklarken, yandaki di kiz aynasndan Paul'e baktm btn bunlan ne zamandr iinde sak ladn merak ederek. Karanlkta sokak lambalannn arasndan ge128

lan Caldvvell & Dustin Thomason


Bu oyunu son derece ilgin klan, iin yansnn inanlmaz bir yalan olmasna karn dier yarsnn aa yukar doru oluuydu. Hogue syledii kadar iyi bir koucuydu ve Princeton'daki iki yl boyunca kou takmnn yldz olmutu. stelik snfta da bir yl dzd, bana ste para verseniz almayacam dersleri alyordu ve s telik hepsi de A'yd. Hatta o kadar ekici biriydi ki, Ivy ikinci yl nn ilkbahannda yelik teklifinde bulunmutu. Kariyerinin o ekil de bitmi olmas adeta herkesi utandrmt. Tamamen bir tesadf eseri, yanlardan birinde, bir seyirci onu tanmt. Bu sylenti yaylnca Princeton bir aratrma yaptrm ve Hogue'u fen laboratuvarnn ortasnda tutuklatmlard. thamlar or taya konmu ve dolandrclk suuyla hkm giymiti. Birka ay iinde kendini tekrar hapiste, karanlklara gmlm olarak bul mutu. Bana gre Hogue hikyesi o yazn fla haberiydi ve bununla rekabet edebilecek tek ey, Playboy'un nceki bahar bir Ivy Ligi Kadnlar says kardn kefetmem olmutu. Paul'e greyse ok daha fazlasyd. Kendi yaamnda daima kurgu parltlar olduunu iddia eden, bir ey yemedii zaman yemi gibi davranan ya da sa dece kullanmaktan holanmad iin bilgisayar almadn ileri s ren biri olarak Paul, gerei sylemeye zorlanan bir insann ne his settiini kolayca anlayabilirdi. Paul ve Hogue gibi gemiinde hi bir ey olmayanlarn tek avantaj, onu dilediklerince yeniden yarat makta zgr olmalanyd. Aslnda, bunun bir zgrlkten ok bir zorunluluk olduunu kavradka Paul' de daha iyi anlamtm. Yine de, Hogue'un bana gelenler Paul'n kendini yeniden yaratma ve herkesi aldatma konusunda yeniden dnmesine yol amt. Princeton'a geldii gnden balayarak, yalanlar uydurmak yerine srlarn saklamay tercih edip ok dikkatli bir izgi izlemi130

4'n Kural ti. Bunlar dnnce eski bir korkum aklma geliyordu. Babam, Hypnerotomachia'mn kendisini nasl batan kardn gayet iyi anlam biri olarak, bir seferinde kitabn etkisiyle bir kadnn yarat t etkiyi kyaslamt. Sana yalan syletir, demiti, hatta kendine bile yalan sylersin. Belki Paul'n tezi de byle bir yaland: Taft'la geirilen drt yldan sonra, Paul kitapla tekrar tekrar oynam, kitap iin yatandan, uykulanndan olmu ve btn bu yorucu abalar karlnda kitap ona srlannn pek azn amt. Aynadan bir kez daha arkaya baktm ve kar seyrettiini gr dm. Gzlerinde bo bir bak vard ve yz solmu gibi grn yordu. Uzakta bir yerde bir trafik lambasnn yanp snen sar grnmekteydi. Babam tek kelime dahi etmeden bana bir ey daha retmiti: asla baanszla uradn takdirde bedelini muuluundan deyecein bir eye kendinijcojcjadama, Paul son ineini bir avu sihirli fasulyeye satmt. imdiyse, fasulye sngnn byyp bymeyeceini merak etmeye balamt.

64

131

4'n Kural teydi. O ilk smestr boyunca, kendisi gibi arkadalar bulur bulmaz bizi brakacan dnrdm ounlukla. Onu zengin aznlktan bir tiki; annesi beyin cerrah, babas ynetici, zel retmenlerle bir blge hazrlk okulunda sknt ekmeden okumu ve Princeton'a biraz elenmekten, ortalama bir notla mezun olmaktan baka bir d ncesi olmadan gelmi biri var saymtm. imdi bunlann hepsi ok komik grnyor. in asl Charlie Philadelphia'nn ortasnda, kentin en berbat sularnn ilendii ke simde, gnll ambulans srcl yaparak bymt. Devlet okulunda okumutu ve orta snf bir aileden geliyordu. Babas Dou Kys kimyasal madde reticisi firmalarnn birinin blge sat tem silcisiydi ve annesi de yedinci snflarda fen bilgisi retmenlii ya pyordu. niversiteye bavurduunda ailesi net bir biimde devlet okullarnn creti neyse o kadarn karlayabileceklerini, gerisini kendisinin stlenmesi gerektiini belirtmiti. Charlie okula geldii gn bile borluydu ve mezuniyette hepimizin olacandan daha faz la bor batana batmt. Hatta ok daha az borla gelen Paul'e da hi tam burs verilmiti, nk onun ihtiyac ok bykt. Belki bu yzden tez teslim gn yaklatka uykusuz bir ay geiren Paul dnda, hibirimiz o kadar ok abalamam, Char lie'den daha az uyumamtk. Para konusunda byk beklentileri vard ve fedakrln hakl karmak iin daha da ok fedakrlk yapyordu. rencilerinin sadece on bete biri siyah ve bunlarn da sadece yars erkek olan bir okulda, belli bir kimlik duygusu geli tirebilmek kolay deildi. Ancak Charlie iin kimlik asla tamamen geleneksel yollarla oluan bir ey deildi. Dnyay hie sayan bir kiilii ve amaz bir amaca kilitlenme duygusu vard ve ilk batan itibaren iinde yaadmz dnyann, bizim deil onun dnyas ol duunu hissetmitim.
133

65

Blm 9
Sanrm annem sylemiti; iyi bir dost bana kt bir ey gel diinde arr armaz koar, ama asl dost armana bile gerek olmadan koandr, diye. Bir insann karsna tek bir iyi dost bile ok az karken, nn birden kmas neredeyse doal deilmi gibi geliyordu. Drdmz, niversitedeki ilk ylmzn sonbaharnda serin bir gecede bulumutuk. Paul'le ben zaten zamanmzn ounu birlik te geiriyorduk. Charlie -okulun ilk gnnde Paul'n odasna kafa sn uzatp eyalann yerletirmesine yardm etmeyi nermiti- de koridorun sonunda tek kiilik bir odada kalyordu. Hibir eyin yal nz kalmaktan daha beter olmayaca dncesiyle, Charlie daima yeni arkadalar bulmaya alrd. Paul aklnda yeni maceralarla kapsna dayanmaktan asla vaz gemeyen, lgn, asi ve baskn karakteri karsnda hemen kuku lara kaplmt. Charlie'nin atletik yaps onda, sanki ocukken bu yapda bir zorbann ikencelerine maruz kalmasna, bir tr korkunun hortlamasna neden oluyor gibiydi. Benim amdansa sakin liimize ramen Charlie'nin bizden bkmamas artc grnmek132

lan Caldvvell & Dustin Thomason


Elbette ekim gecesinin ge vakitlerinde, aklnda en cretkr planyla Paul'n kapsna geldiinde, yani tanmamzn zerinden sadece alt hafta gemiken bunlann hepsini bilmiyorduk. Neredey se Sava'tan bu yana Princeton'daki rencilerin kampustaki en eski bina olan Nassau Binas 'nn tepesindeki ann tokman y rtme deti vard. Orijinal dnce, eer an zamannda akmazsa yeni akademik yln balamayacayd. Buna gerekten inanan ol mu muydu bilmiyorum ama tokma yrtmenin bir gelenek hali ne geldiini ve rencilerin bu amala duvarlara trmanmaktan ki litleri maymuncukla amaya kadar her eyi denediklerini biliyorum. Yz yldan uzun bir sre sonunda ynetim bu faaliyetten bkm ve alabilecek bir davann da korkusuyla, sonunda tokman oradan kaldrldn ilan etmiti. Sadece Charlie'de bunun aksine bir bilgi vard. Sylediine gre tokman kaldrldnn ilan edilmesi bir oyundu, tokmak yerinde duruyordu. Ve o gece bizim de yardm mzla gidip onu alacakt. Hibir kymeti olmayan bir an tokma ve kampusta on be dakikalk bir n uruna, eski bir kilidi bir dizi alnt anahtarla zor lamann ve sonra benim berbat durumdaki bacama ramen gven lik grevlilerinden kamaya almann, bana pek de parlak bir fikir gibi gelmediini aklamama gerek yok. Ama Charlie davasn sa vunduka bak asn daha iyi anlamtm: Son snflarn ve bir alt snflann aratrmalan, tezleri vard; ikinci snflar asl branlarn ve yemek kulplerini seiyorlard; birinci snftakilere sadece risk almak veya bir eyler yapmaya alrken yakalanmak kalyordu. Dekanlann bize kar bir daha asla imdiki kadar hogrl olmayacaklann sylyordu. Charlie bu i iin kii gerektiinde -da ha az olmazd- srar edince, o ve ben ii zmlemenin tek adil yo lunun oylama yapmak olduuna karar vermitik. Demokratik oldu134
(*) Motosikleti adam.

4'n Kural umuzu kantlamak zere Paul'n oyuyla karar belirlemek zere anlatk ve asla ileri kartrmaktan holanmayan Paul de kabul oyu verdi. Charlie'ye erketelik yapmak zere anlatk ve saldn pla nmz hazrladktan sonra mz siyahlara brnerek gece yars Nassau Binas'nn yolunu tuttuk. imdi, daha nce de belirtmi olduum gibi, yeni Tom -kor kun araba kazasndan sa salim kurtulmay baaran ve her gn ye ni bir kavgaya hazr olan Tom- her an bir meneke gibi bzlmeye meyilli eski Tom'dan daha cesur ve daha macerac biriydi. Ama d rst olmak gerekirse eski ya da yeni ben, bir Evel KnieveP de de ildin. Nassau Binas'na vardktan bir saat sonra, her glgeden kor karak, her duyduum sesle yerimden zplayarak bana ait grev ye rinde dikilmekteydim. Sonra, sabahn birini biraz geince olan oldu. Yemek kulpleri o gecelik kapannca batya doru bir renci akn balad ve gvenlik grevlileri de kampusa gitmeye baladlar. Charlie bu andan itibaren Nassau Binas'nda iimizin biteceini sy lemiti ama ortalklarda grnmyordu. Dnp fsltyla Paul'e sordum. "Bu kadar uzun sren nedir acaba?" Ama cevap gelmedi. Karanla doru bir adm atp glgelerin arasnda bir eyler grmeye alarak tekrar seslendim. "Ne halt ediyor orda?" Ama keyi dndmde Paul'den eser yoktu. Binann n ka ps aralk duruyordu. Girie kotum. Kafam ieri uzattmda Paul'Ie Charlie'nin sinirli sinirli konutuklarn duydum. "Orda yok," diyordu Charlie.

66

135

lan Caldvvell & Dustin Thomason


"abuk olun!" dedim. "Gelecekler." Birden arkamdaki karanlklardan bir ses ykseldi. "Kampus polisi! Olduunuz yerde kaln!" Dehete dmtm. Charlie'nin de sesi soluu kesilmiti. Yan l duyuyor olmalydm ama bana Paul kfr ediyor gibi gelmiti. "Ellerinizi kalalarnzn stne koyun," diye ayn ses duyul du tekrar. Aptallamtm. Bir an aklmdan gzaltna alnma, dekann uyarlan, okuldan kovulma gibi konular geti. "Ellerinizi kalalarnzn stne koyun," diye, bu kez daha yksek sesle tekrarlad ses emrini. Syleneni yaptm. Bir an iin bir sessizlik oldu. Karanln iinde polisi grebil mek iin kendimi zorladm ama hibir ey gremiyordum. Sonra bir kahkaha duydum. "imdi de kvr bebeim. Dans et." Glgelerin arasndan ortaya kveren kii bir renciydi. Tek rar gld ve yaklarken yalpalayarak bir rumba figr yapt. Boyu aa yukan Charlie ile benim aramdayd ve yzne den koyu renk salan vard. Terzi elinden km siyah bleyzer ceketinin ii ne, bir sr dmesi ak, kolal beyaz bir gmlek giymiti. Charlie ve Paul bo ellerle binadan kp endieli bir ekilde arkama gelmilerdi. ocuk glmseyerek onlara doru yrd. "E, doru muy mu?" dedi. Charlie, bana ters ters bakarak, "Ne doru muymu?" diye hr lad. ocuk an kulesini gsterdi. "Tokmak. Hakikaten kaldrmlar m?"
136

4'n Kural Charlie bir ey demedi ama Paul heyecanla ban sallad. Yeni arkadamz bir saniye dnd. "Ama oraya ktnz?" Konunun nereye doru gittiini anlamaya balamtm. "Eh, ylece vazgeip gidemezsiniz," dedi sonra. Gzlerinde muzr bir ifade oynat. Charlie her geen saniye ondan biraz daha holanyordu. ok gemeden ben yine yerimi al m dou kapsnda nbet tutarken, birden binann iinde gz den kaybolmulard. On be dakika sonra dndklerinde zerlerinde pantolonlar yoktu. "Ne halt ediyorsunuz?" diye sordum. Kol kola, baksr donlaryla dans ederek bana doru geldiler. Kafam kaldnp an kulesine baktm zaman, rzgr fnldanda alt tane pantolon bacann dalgalanmakta olduunu grdm. Kekeleyerek yurda dnmemiz gerektiini syledim ama onlar birbirlerine bakp benimle dalga gemeye baladlar. Yeni gelen, bu nu kutlamak iin yemek kulplerinden birine gitmemiz gerektiini sylyordu. teki kulpler iin saatin ge olduunu bilerek Ivy'ye gidip birka kadeh devirmenin zaman olduunda srar ediyordu. Ve Charlie de byk bir keyifle ona katlyordu. Ivy'ye gitmek zere douya doru yrrken, yeni arkadamz bize lisede yapt akalar anlatyordu bir yandan: Sevgililer Gn'nde havuzu nasl krmzya boyadn, ilk snfta ngilizce der sinde Kafka okunurken snfa nasl hamambcekleri saldn, Titus Andronicus'un sahnelendii al gecesinde ortaya dev bir ime penis kartp tiyatro blmnde nasl bir skandal yarattn. Etki lenmemek elde deildi. Bunlan yaparken kendisi de birinci snf rencisiydi. Exeter'den mezun Preston Gilmore Rankin olduunu da belirtmiti bu arada.
137

67

lan Galdvvell & Dustin Thomason


Ardndan, "Ama..." diye ekleyii bugn bile aklmdadr. "Siz bana Gil deyin." Gil hepimizden farklyd elbette. Gemie baknca, onun Princeton'a Exeter'deki refaha alk olarak gelmi olduunu, ayrcalk ve zenginliin onu hi etkilemediini dnyorum. Onun gznde tek anlaml mihenk ta karakterdi ve belki de bu nedenle ilk s mestrimizde Gil hemen Charlie ile ve Charlie sayesinde de bizimle yaknlamt. Onun bys, farkllklar daima dengelerdi ve Gil'le birlikte olmann ok cazip bir ey olduunu hissetmekten kendimi alamazdm. Yemeklerde ve partilerde daima bizim iin bir yer ayrrd; Pa ul ve Charlie ksa srede onun sosyal yaamnn kendilerininkine pek uymadna karar vermi olsalar da, ben Gil'in arkadalndan en ok, baka arkadalarla birlikte veya sadece ikimiz, bir yemek masasnn etrafnda otururken veya Ivy'deki bara dayanm durur ken holandm fark etmitim. Eer Paul derste veya bir kitaba g mlm durumdaysa, Charlie bir ambulansta alyorsa o zaman Gil de gzel bir sohbetin olaca bir yerde olurdu ve dnyadaki ba ka her eye bo verirdi. Princeton'da hatrladm en gzel gecele rin pek ou onunla geirdiklerimdi. kinci yln ilkbaharnn sonuna doru, yemek kulplerimizi seme zamanmz gelmiti; ve tabi ki kulplerin de bizi seme za man. O zamanlar kulplerin ou seim yapmak iin bir tr ekili uygularlard; adaylar adlarn aktaki bir listeye yazarlar ve kul bn yeni yeleri o listeden rasgele seilirdi. Ancak pek az sayda kulp, seme ad verilen daha eski bir yntem gelitirmilerdi. Se me, niversitedeki kardelik kulplerine girie benzer bir yntemdi ve bu tr kulpler yelerini rasgele deil, meziyetleri nedeniyle se erlerdi. Kardelik kulplerinde olduu gibi, meziyet tanmlar, r138

4'n Kural nein bir szlkte bulabileceiniz kavramlara bal olmazd. Char lie ve ben adlarmz ortak dostlarmzn bir araya gelecek gibi g rnd Cloister Inn'in listesine yazmtk. Gil, tabi ki, bir seme kulbn istiyordu. Ve Paul de, kendisi de eski bir Ivy yesi olan Richard Curry'nin etkisiyle benzer bir hevese kaplarak seme kul bn tercih etti. Daha ilk anda Gil'in Ivy'ye kapa ataca belliydi. Kulp des tekleyicilerinden birinin olu olmak, kampusta doru kiilerle kal c ilikiler iinde olmak gibi, bavuru iin gereken btn koullar onda fazlasyla bulunuyordu. Doal bir yakkll vard, daima stil sahibiydi ama asla frapan deildi, haan ama centilmendi, par lak bir renciydi ama inek deildi. Oluna skandal saylacak kadar fazla harlk veren, zengin bir borsac olan babas da olumsuz bir puan getirmiyordu. Ne o yl Ivy'ye kabul edilmesi, ne de ertesi yl bakan seilmesi bizi pek artmamt. Paul'n Ivy'ye kabul edilmesi ise bence baka bir mantn sonucuydu. Bir lde Gil'in ve daha uzaktan da Richard Curry'nin, Paul'n kendisine kalsa asla kullanmayaca bir etkileri olmutu mutlaka. Ama baars sadece bu balantlaryla ilgili de ildi. Paul o zamanlar, snfmzn akademik yldzlanndan biri ola rak kabul edilirdi. Firestone'dan dar adm atamayan kitapkurtlarnn aksine, doal merakll onu ilgin ve sohbeti zevkli biri ha line getiriyordu. Ivy'deki st snf rencilerine, normalde seilme sini salayacak bir zellii olmayan ama lm yazarlardan ilk ad larn kullanarak, byk bir baanyla alntlar yapabilen bir ikinci snf rencisi, ilgin ve ekici gelmi olmalyd. Kabul edildiinde Paul bile armamt. O bahar akamnda kutlama iin patlatlan ampanyalarla srlsklam olmu bir vaziyette yurda geldiinde onun yeni bir yuva bulduunu dnmtm.
139

68

Ian Caldwell & Dustin Thomason Aslnda bir sre Charlie ile ben kulbn ekiciliinin ikisini de bizden uzaklatracandan korkmutuk. O sralar Richard Cuny'nin Paul'n zerinde nemli bir etkisinin olmas da durumu zorlatryordu. kisi, okuldaki birinci senemizin ilk zamanlarnda, New York'a yaptm nadir ziyaretlerin birinde Curry ile yemek ye meyi kabul ettiimde tanmlard. Babamn lmnden sonra ada mn bana gsterdii ilgiyi her zaman garip ve bencilce bulmutum. Kimin karsndakini kullandn asla kestiremezdim, ocuksuz ba bann m, yoksa babasz ocuun mu; o yzden aramzda tampon vazifesi greceini umarak Paul'den de bizimle gelmesini istedim. Sonu umduumdan da iyi oldu. Balant zaten hazrd: Cuny'nin bende hep grmek istedii ve babamn da ayn beklentiyi tadn iddia ettii vizyon, Paul'de fazlasyla vard. Paul'n Hypnerotomachia'ya olan ilgisi Cuny'nin babam ve Vincent Taft ile birlikte kitap zerinde almalar yapm olduu ihtiaml gnlerini canlandrd ve bir smestr soma, aratrma yapmas iin Paul' talya'ya gn dermeyi nerdi. O tarihten itibaren de adamn Paul'e ilgisinin yo unluu beni endielendirmeye balad. Ancak Charlie'yle ben arkadalarmz yitinneyeceimizden k sa zamanda emin olduk. nc ylmzn sonunda da, son snf rencileri olarak bir arada oturmamz neren Gil oldu, bu, bizimle kampusta ayn blm paylamak iin Ivy'nin Bakanlk Odas'nda kalmaktan kendi nzasyla vazgetii anlamna gelen bir karard. Paul hemen kabul etti. Bylece, kendimizi Dod'un kuzey ucundaki daire de bulduk. Charlie nceleri drdnc katta olmann spor yapmak asndan iyi olacan ileri srdyse de, kolaylk ve iyi niyet galip geldi; Gil sayesinde gayet iyi denen birinci kat siti, Princeton'daki son ylmzda yuvamz oldu.

4'n Kural Gil, Paul ve ben niversite apeliyle snflann olduu binann ortasndaki baheye ulam, garip bir grntyle karlamtk. Kann stne bir dzineden fazla sra yerletirilmiti ve her birinin nnde zeri yiyecek dolu uzun birer masa vard. Aslnda ne oldu unu hemen anlamtm, sadece inanmakta glk ekmitim. Snf sorumlular ikramlarn ak havada yapmaya yeltenmilerdi. Frtna ncesindeki bir kasaba karnavalndaki gibi, masalar ta mamyla terk edilmiti. Sralarn altndaki toprak amur ve otlarla v ck vck olmutu. Kenarlarda kar tutmaya balamt ve lgn rz gr beyaz rtleri tehlikeli bir biimde savuruyordu. rtlerin ze rinde, ksa bir sre sonra kahve veya scak ikolata retecek olan makineler, stre filmlere sanl servis tabaklannda kurabiye ve kk pastalar vard. t kmayan bahede, garip bir grnt sergileniyor du, sanki bir felaketin ardndan terk edilmi bir kent, bir Pompeii g rnts gibi. Park ederken Gil, "Bu bir aka olmal," dedi. Arabadan ktk ve Gil snflann olduu binaya doru yrmeye balad, arada bir en yaknndaki tente direini sallamak iin duruyordu. Btn dze nek titreiyordu. "Bunu Charlie grene kadar bekleyin hele." Tam o anda Charlie binann kapsnda grnd. Bir nedenle ekip gidiyormu gibiydi. Yaklarken, "Hey, Chuck," diye bardm, elimle de baheyi gsteriyordum. "Nasl buluyorsun btn bunlan?" Ama Charlie'nin kafas baka eylerle meguld. "Oditoryuma nasl gireceim acaba?" diye terslendi Gil'e. "Siz geri zekllar girie bir kz koymusunuz ve beni ieri brakm yor." O arada Gil hepimiz geelim diye kapy tutuyordu. Kukusuz "geri zekllar" tabiriyle Charlie'nin Ivy'yi kastettiini biliyordu.
1 4 1

69

140

Anadolu niversite* Merkez Ktphane

Ian Caldwell & Dustin Thomason


Kampustaki en byk Hristiyan topluluunun temsilcileri olarak, kulpten kz Paskalya seremonilerini dzenlemekle grevliydi. "Brakrlar," dedi Gil. "Sadece Cottage'n baz eek akalar yapmaya kalkacandan korkuyorlar. Olay balamadan yakalama ya alyorlar." Charlie bir eliyle nn tutup, "Eh gzel, ben de onlara bunu yakalamaya almalarn syledim zaten," dedi. "Harika," dedim scack binaya ynelerek. Ayakkablarm su ekmiti bile. "eri girebilir miyiz?" Girite sar salarnda karlar bulunan, kayak yan tenli bir ikinci snf rencisi kz, uzun bir masann ardnda oturmu ban sallamaktayd. Yine de, arkamzdan Gil de merdivenlerin banda belirince her ey deiiverdi. imdi ikinci snf rencisi salak salak Charlie'ye bakyordu. "Gil'le birlikte olduunu bilmiyordum..." diye lafa balad. eriden karlatrmal edebiyat blmnden bayan Profesr Henderson'n izleyicilere Taft' tantan sesini duyabiliyordum. "Bo ver," dedi Charlie masann nnden geip girie doru yrrken. Biz de peinden gittik. f Oditoryum azna kadar dolmutu. Btn duvarlarn diplerin de ve giriin iki yannda oturacak yer bulamam olanlar ayakta di kiliyorlard. Arka sralardan birinde Ivy'den dier iki ikinci snf rencisi kzla oturan Katie'yi grdm ama ona bir iaret yapamadan Gil dirseiyle drtp ileri gitmemi istedi, bir yandan da drdm zn ayakta durabilecei bir yer gzne kestirmeye alyordu. O s rada parman dudaklanna gtrp sahneyi iaret etti. Taft podyu ma kyordu.

4 'n Kural Paskalya'dan nce verilen Kutsal Cuma konferans, kkleri ok derinlere inen bir gelenekti Princeton'da. Hristiyan olan olma yan herkesin sosyal yaamnda bir yeri olan Paskalya kutlamas nn da ilkiydi. nana gre, bu kutlama 1758 bahannda, ayn za manda Princeton'n nc bakam olan, kilisenin ateli mensuplanndan Jonathan Edwards tarafndan balatlmt. Edwards renci lere nce Kutsal Cuma gecesinde bir vaaz vermi, ardndan cumar tesi gecesi dini bir yemek tertiplemi ve Paskalya Pazar'nn bala d gece yansnda da bir ayin dzenlemiti. Sz konusu ritueller, niversitenin, zamann ve ansn, tpk kadim bir katran kuyusu gi bi iine paldr kldr dalan ve len her eye salad dokunulmaz lktan yararlanarak el demeden gnmze kadar naslsa aktanlmlard. Nitekim bu eylerden bir tanesi de bizzat Jonathan Edwards'in kendisiydi. Princeton'a geliinden ksa bir sre sonra Edwards'a gl bir suiei as yaplm ve yal adam bu sebepten ay iinde lm. Aslnda ona atfedilen bu seremonileri yaratp srd remeyecek kadar gsz olmasna ramen, yine de niversite yetki lileri, "modern bir balam," diye yorumladklar bir slupla, bunla r yllar iinde yeniden yaratmlar. Bence gerekte Jonathan Edwards hibir zaman bir edebi ei lime veya modern balamlara dkn bir yapya sahip olmamt. Yal adamn en nl metaforu, insan yaamn gazaba gelmi bir Tanr tarafndan cehennem kazannn zerine aslm, sallanan bir rmcee benzetmek olduuna gre, her bahar mezarnda dnp duruyor olmal. Kutsal Cuma vaaz artk insani bilimler fakltesi yelerinden biri tarafndan verilen bir konferanstan te deildi; konferansta Tann'dan daha az sz edilen konu da, cehennem olur du. Orijinal konsepte gre son derece sade ve Kalvenci bir biimde

70

142

143

l a n Galdwell & Dustin Thomason dzenlenmesi gereken dini yemek ise, artk k renci yemekhane lerinde verilen muhteem ziyafetlere dnm durumdayd. Bir zamanlar duvarlar titrettiinden emin olduum gece yars ayini, imdi herhangi bir mezheple hibir balants olmayan, hatta ateist lerle agnostiklerin bile kendilerini mutlu hissettikleri bir kutlama olarak gerekleiyordu. Belki de bu nedenle, farkl inanlara sahip renciler, her biri kendine gre nedenlerle ve kendi beklentilerine karlk bulacak olmann, duyarllklarna gsterilen saygnn verdi i mutlulukla, Paskalya kutlamalarna mutlaka katlyorlard. Taft sahneye kmt, her zamanki gibi de iman ve hantald. Onu grmek aklma kurbanlar eer ok ksaysalar yataa balayp drtbir yana gererek ya da ok uzunsalar oralarn buralarn budayarak ikence eden mitolojik haydut Procrustes'i getiriyordu. Ada ma her bakmda ne kadar biimsiz olduunu, kafasnn ne kadar kocaman ve gbeinin ne kadar iri, sanki etleri kemiklerinden ayrl m gibi kollarndaki yalarn nasl da sarktn dnrdm. Yine de, sahnedeki grntsyle bir kalite yaratabiliyordu. Buruuk be yaz gmlei ve eski tvit ceketinin iinde olduundan daha heybet li duruyor, beeri izgileri geri planda kalyordu. Profesr Henderson, ona doru yryp mikrofonu yakasna ilitirmeye urarken, Taft ylece, sanki bir ku tarafndan dileri temizlenen bir timsahm gibi duruyordu. Bu, Paul'n fasulye sngna musallat olan dev di. Epp Lang ve kpekle ilgili hikyeyi hatrlaynca yine midemin bulanmaya baladn hissettim. Oditoryumun arkalannda, ancak ayaklarmzn zerinde dikile cek kadar bir yer bulabildiimizde Taft balamt ve konumas da ha imdiden Kutsal Cuma samalndan ok uzakt. Bir slayt gste rimi yapyordu ve perdeye her biri dierinden korkun grntler geliyordu. kence gren azizler. ldrlen ehitler. Taft inantan

4'n Kural vazgemenin hayattan vazgemekten daha kolay, ama bununla yaa mann daha zor olduunu sylyordu. Grn ifade etmek iin r nekler getirmiti. "Aziz Denis," derken sesi yukarya monte edilmi hoparlrler den nlyordu. "Ba vurularak ehit edildi. Efsaneye gre cesedi sonradan dirildi ve ban alp gtrd." Krsnn yukansnda ba bir blokun zerinde duran, gzleri bal bir adamn resmi vard. Cellat olaanst byklkte bir bal ta kullanyordu. Bir sonraki grntye getiinde, "Aziz Quentin," diye devam etti. "Resim 1650'de Jacob Jordaens tarafndan yapld. nce bede ni gerilerek ikence edildi, sonra krbaland. G vermesi iin Tann'ya yalvard ve hayatta kald, ama daha sonra byclk sulama syla yargland. Germe ikencesine maruz kald, dvld ve omuz larndan uyluklanna kadar demir tellerle etleri yarld. Trnaklarnn altna, kafatasna ve bedenine demir iviler sapland. Sonunda da ba vuruldu." Charlie btn bunlara bir anlam veremediinden veya sadece, ambulans takmnda alrken grm olduklan nedeniyle artk byle eylerden etkilenmediinden, bana dnp, "E, Stein ne isti yormu?" diye fsldad. O arada perdeye bir adamn karanlk bir grnts yanstl mt, adam plakt ama bir petamala sannmt ve metal bir yze ye yatnlm durumdayd. Altnda bir ate yaklmt. "Aziz Law rence," diye srdrd Taft konumasn, ayrntlar ipucu gerektir meyecek kadar ortadayd. "258'de ehit edildi. Bir zgarada canl canl yakld." "Paul'e tezi iin gereken bir kitap bulmu," dedim.

71

144

145

F : 10

lan Caldvvell & Dustin Thomason


Charlie, Paul'n elindeki paketi gsterip, "nemli bir ey ol mal," dedi. Acaba Stein'n oyunumuzu ksa kesmi olmasna bir serzenite mi bulunuyor, diye dndm ama Charlie ciddiydi. O ve Gil hl on seferden beinde Hypnerotomachia'y yanl telaffuz ediyorlard ama Charlie, en azndan, Paul'n bu konuda ne kadar sk altn ve bu aratrmann onun asndan neler ifade ettiini anlayabiliyordu. Taft krsnn arkasndaki dmeye bir daha dokundu ve daha da acayip bir grnt yansd perdeye. Bir adam, karn blgesine denk gelen ksmda bir delii olan tahta bir levhann zerinde yat yordu. Delikten kan bir tel, levhann iki yannda duran tarafndan bir ie sanlmt. "Aziz Erasmus," dedi Taft. "Elmo olarak da bili nir. mparator Diocletian, ona ikence ettirmiti. Kam ve sopalar la dvlmesine ramen lmedi. Katranda yuvarlanp atee atld yi ne lmedi. Hapse atld, kat. Yeniden yakalannca yanan demir bir sandalyeye oturtuldu. Sonunda midesi yarlarak ldrld ve bir bocurgatla barsaklar paraland." Gil, bana dnp, "Bu kesinlikle farkl^' dedi. Arka sralardan biri bizi susturmak zere dnd ama Charlie'yi grnce, bir kez daha dnmenin daha iyi olabileceini fark etti. Charlie sohbet etme konusunda srarlyd, eilip Gil'e, "Polis ler sineklik meselesini dinlemediler bile," diye fsldad. Gil konuya yeniden girmek istemediinden tekrar sahneye doru dnmt. Taft ise, "Aziz Peter," diye sunumuna devam etmekteydi. "1550 civarnda Michelangelo tarafndan yaplm. Peter da Nero dne minde ehit edildi, kendi arzusu zerine ba aa armha gerilmi ti. sa ile ayn biimde armha gerilmek istemeyecek kadar alak gnllyd."

4'n Kur ah Sahnede Profesr Henderson huzursuz grnyor, asabi bir ta vrla ceketinin kolundaki bir noktay imdikliyordu. Slaytlan birbi rine balayp anlam kazandracak bir konuma olmadndan, Taft'n sunumu giderek bir konferanstan ok bir sadistin iren ovuna d nyordu. Oditoryumdaki Kutsal Cuma'larda her zaman olagelen mrltlarn yerini i gcklayc bir sessizlik almt. Gil, Paul'n koluna vurup, "Hey," dedi. "Taft ha bire bu ey lerden mi bahseder?" Paul ban sallad. "Biraz uuk galiba, deil mi?" diye fsldad Charlie de. Her ikisi de uzun bir sredir Paul'n akademik yaamndan uzak olduklar iin bu durumu yeni fark etmilerdi. Paul ban sallyor ama bir ey sylemiyordu. "Ve sonra," dedi o arada Taft. "Rnesans'a ulatk. Size nak letmeye altm iddet lisanna kucak am olan bir adamn evi ne. Bu gece sizlerle paylamak istediim ey, onun lmyle yarat m olduu bir yk deil, daha canlyken yaratm olduu gizemli hikyeyle ilgili bir ey. Bu adam Romal bir aristokrat olan Frances co Colonna. Kendisi bu gne kadar baslm en deerli kitaplardan birini yazmt: Hypnerotomachia Poliphili." Paul'n gzleri Taft'a kilitlenmi, gzbebekleri karanln iinde irilemiti. "Romal m?" diye fsldadm. Paul inanmaz gzlerle bana bakt. Ama cevap veremeden arka tarafmzdaki girite bir grlt koptu. Kapnn aznda duran kz la, karanlkta kald iin henz gremediim bir adam arasnda sert, iddetli bir az dala oluyordu. Sesleri konferans salonunda nla maya balamt. Adam a knca hayretler iinde kim olduunu grdm.

72

146

147

4'n

Kural

73

"Pek ok kii tarafndan sadece dnyann en anlalamam ki tab olarak deil, ayn zamanda dnyann -belki yalnzca Gutenberg Incili'nden sonra- en deerli kitab olarak da kabul edilmektedir." Paul, adamn tam arkasna gemiti. Elini, adeta ekinerek, Cuny'nin omzuna koydu ve kulana bir eyler fsldad, ancak ya l adam ban sallayarak itiraz ediyordu. "Ben," diye n sralardakilerin bile dnp bakmasna neden olacak ykseklikte bir sesle bard Cuny. "Bundaym, kendi adma bir ey sylemek iin." Taft o anda konumay kesmiti. Salondaki tm yzler yaban cya dnkt. Yabanc sahneye trmand ve iki eliyle salann svaz Kapdaki ansnn yksek sesli protestolan arasnda Richard Curry oditoryuma girmiti. Salonun arka sralarndan dzinelerce ba dnp bakt. Cuny izleyicilere yle bir gz attktan sonra sah neye yneldi. O arada Taft karkl fark etmeden, "Bu kitap," diye anlat may srdryordu. "Belki de Bat edebiyat dnyasnn zlmeden kalm en byk srrdr." Drtbir yandan, zorla ieri giren davetsiz misafire ayplayan baklar yneliyordu. Curry darmadank grnyordu; kravat gev emi, ceketi elinde, gzlerinde altst olmu bir ifade. Paul de, k k bir renci kalabaln yararak ilerlemeye balamt. "Tm Rnesans talya'snn en nl matbaasnda baslm ol masna ramen, yazarn kimlii son derece tartmal bir konu ola rak kalmtr." "Ne yapyor o adam?" diye fsldad Charlie. Gil ban sallad. "Richard Cuny, deil mi o?" imdi Paul, Curry'nin bir sra gerisine ulam, onun dikkati ni ekmeye alyordu.
148
(*) Bravo Sahtekr.

wetin
Blm 10

lad. Sonra Taft'a bakarak yeniden konutu. "iddetin dili?" dedi tiz, allmadk bir sesle. "Ben bu konu may otuz yl nce de duymutum Vincent, hani beni kendi dinleyi cin zannettiin zamanlarda." Kalabala dnp kollarn at herke si kucaklar gibi. "Size Aziz Lawrence'i anlatt m? Aziz Quentin'i? Aziz Elmo'yu ve bocurgat? Hibir ey deimedi mi Vincent?" nsanlar Cuny'nin aalamasn alglaynca salondan mrlt lar ykselmiti. Bir keden her taraftan daha fazla ses kyordu. "Bu, dostlanm," diye devam etti Curry sahneyi gstererek. "Yal bir at. Bir budala ve bir kt." Tekrar Taft'a dnd. "Bir arlatan bile ayn adam iki kez kandrabilir Vincent. Ama sen? Sen sadece saflar avlarsn." Parmaklarn dudaklarna gtrp bir p ck yollad. "Bravissimo, il Fraudolento!"''1 Kollarn havaya kald rarak izleyicileri ayaa kalkmaya davet ediyordu o arada. "Cokulu bir alk dostlarm. Aziz Vincent iin kere, hrszlarn koruyucu azizi iin."

149

lan Caldvvell & Dustin Thomason


Taft bu mdahaleyi sert karlad. "Neden geldin buraya Richard?" "Birbirlerini tanyorlar" diye fsldad Charlie. Paul, Curry'nin dikkatini ekmeye alyor, susmasn iaret ediyordu ama Curry devam etti. "Sen niye geldin buraya eski dostum? Buras tiyatro mu yok sa ilim, irfan yuvas m? Bu kez ne alacaksn, liman efinin gnl elinden gittiine gre?" Bu noktada Taft ne doru bir hamle yapt ve patlad. "Kes u nu. Ne halt ediyorsun?" Fakat Curry'nin sesi br dnyadan geliyormucasna sorgu lamaya devam ediyordu. "Gnlkten kardn deri parasn nere ye koydun Vincent? Syle bana, ben de yolundan ekileyim. By lece sen de kendi komedini oynamaya devam edersin." Konferans salonundaki glgeler naho bir biimde Curry'nin yzne vuruyordu. Profesr Henderson sonunda ayaa kalkm, "Bi ri gvenlik grevlilerini arsn," diye barmt. Bir gvenlik grevlisi Taft'n mdahalesi olmasa Cuny'yi kollarndan ekip gtrmeye gelmiti bile. Taft eliyle brakmasn iaret etmiti. Kendine hkimiyeti geri gelmiti. nsan yiyen dev, "Hayr," diye hrlad. "Brak. O kendisi gider. Deil mi Richard? Onlar tutuklamadan?" Cuny kprdamad. "Bize bir bak Vincent. Yirmi be yl ve h l ayn sava. Bana plann nerde olduunu syle ve benden tmy le kurtul. Seninle son iimiz bu olacak. Geri kalanlar..." Cuny bu noktada tm salonu ierecek biimde kollaryla havay sprd. "Anlamsz." "Def ol git Richard," dedi Taft.
150

4 'n Kural "Seninle ben denedik ve beceremedik," diye devam etti Cuny. "talyanlar ne der? Kt bir kitaptan daha beter bir hrsz olamaz. Haydi birer beyefendi olalm ve kendi yollarmza gidelim. Plan nerde?" Her taraftan fsltlar ykseliyordu. Gvenlik grevlisi Cuny ile Paul'n arasndayd imdi; ama beni artacak bir biimde Cuny aniden ban ne edi ve uzaktaki geite doru yrmeye balad. Yzndeki canllk kaybolmutu. Srtn sahneye dnmken, "Seni yal budala," diye srdr d Taft' kastederek. "Oynamaya devam et bakalm." Duvar diplerindeki renciler sahneye doru ylmaya bala mlard. Paul olduu yere aklm, dostunun gidiini izliyordu. "Git burdan Richard," diye podyumdan emir verdi Taft. "Bir daha da dnme." Hepimiz Curry'nin ar ar ka doru gidiini izledik. Ka pdaki ikinci snf rencisi irilemi, korku dolu gzlerle bakyor du. Curry bir anda eii geti, antreye kt ve gzden kayboldu.

74

O gzden kaybolur kaybolmaz salonu hararetli mrltlar dol durmutu. Ben arkasndan ka bakarak, "Bu rezalet de neydi?" diye sordum. Bizim kede Gil, Paul'e doru bir hamle yapmt. "Sen iyi misin?" Paul kalakalmt. "Anlamyorum..." Gil kolunu Paul'n omzuna att. "Ona ne sylemitin?" "Hibir ey," dedi Paul. "Onun yanna gitmeliyim." Hl sk sk kitab tutan elleri titriyordu. "Onunla konumam lazm."
151

Ian Caldwell & Dustin Thomason Charlie itiraza yeltendi ama Paul tartamayacak kadar altst olmu durumdayd. Hibirimiz itiraz edemeden dnp kapya do ru ilerlemeye balad. Charlie'ye, "Ben de onunla gideyim," dedim. Bayla onaylad. Geri planda yine Taft'n sesi grlemeye ba lamt ve giderken dnp sahneye baktmda dev sanki doruca bana bakyormu gibi geldi. Katie oturduu yerden iaret etti. Du daklarm oynatarak Paul' sordu ama ne dediini tam anlayama dm. Ceketimin fermuvarn ekip oditoryumun dna yneldim. Bahedeki banklar karanlkta iskeletler gibi sallanyorlar, aa ayaklarnn zerinde dans ediyorlard. Rzgr yumuamt fakat kar ya ncekinden de youn olarak devam ediyordu. leriki k eden Paul'n sesini duydum. "yi misiniz?" Keyi dndm. Birka metre ileride Richard Cuny duruyor, ceketi rzgrda uuuyordu. "Sorun nedir?" diye sordu Paul. "eri dn," dedi Curry. Daha iyi duyabilmek iin biraz daha yaklatm^ma kar ayaklanmm altnda gcrdad. Curry, bana bakt ve sustular. Gzlerinde be ni tandna dair bir panlt aradm ama.bulamadm. Elini Paul'n omzuna koyduktan sonra Curry dnp ar ar uzaklamaya balad. "Richard! Bir yerde oturup konuamaz myz?" diye seslendi Paul. Ancak yal adam takmnn ceketini giyerken hzla uzaklayordu. Cevap vermedi. Tekrar aklm bama toplayp Paul'n yanna gitmem bir sa niyemi ald. Birlikte Curry'nin apelin glgeleri arasnda uzakla masn seyrettik.
152

4'n Kural "Bill'in gnl nerden bulduunu renmem lazm," dedi. "Hemen imdi mi?" Paul ban sallad. "Nerde o?" "Enstit'de, Taft'n odasnda." Etrafma bakndm. Paul'n gidebilecei tek ara Cuny'den gelen bursla alm olduu eski bir Datsun'd. Enstit baya uzak tayd. "Sen niye ktn konferanstan?" diye sordu. "Yardma ihtiyacn olabilir diye dndm." Alt dudam seiriyordu. Kar Paul'n salann kaplamaya balamt. "Ben iyiyim," dedi. Ama stnde palto olmayan oydu. "Hadi gel. Oraya arabayla birlikte gidebiliriz." Ayakkablarna bakt. "Onunla yalnz konumalym." "Emin misin?" Ban sallad. "En azndan bunu al." Kabanmn fermuvarn amaya bala dm. Glmsedi. "Teekkrler." "Bir ey gerekirse bizi ara." Paul kaban giydi ve gnl de kolunun iine soktu. Bir sa niye soma karda yrmeye balamt. "Yardm istemediine emin misin?" diye bardm beni duya mayacak kadar uzaklamadan. Geri dnp bakt ama sadece ban sallad. iyi anslar, dedim kendi kendime. Si
153

75

Ian Caldwell & Dustin Thomason Oditoryuma dnerken tek kelime etmeden sarn kzn nn den getim ve Charlie ile Gil'in konferans salonunun arkasndaki yerimizden aynlmam olduklarn grdm. Benimle ilgilenmedi ler; Taft ilgilerini ekmeyi baarmt. Sesi hipnotize ediciydi. "Her ey yolunda m?" diye fsldad Gil. Bam salladm, aynntlara girmek istemiyordum. Taft, "Baz modern yorumcular," diyordu. "Bu kitabn eski Rnesans slubuna, hafif ve romantik tarzna uyan ok fazla nokta s olduunu kabul etmekten honut olabilirler. Ancak eer Hypnerotomachia sadece klasik bir ak hikyesi ise, neden sadece otuz say fas Poliphilo ve Polia arasndaki ak anlatmaya aynlm? Neden geri kalan tam yz krk sayfa bir labirentin gizli planlar gibi ya zlm, araya acayip mitolojik figrler serpitirilmi, gizli konulara gndermeler yaplm? Eer her on kelimeden sadece biri roman tizm ieriyorsa o zaman kitabn geri kalan yzde doksann nasl aklayacaz?" Charlie yine bana dnd. "Sen btn bunlan biliyor musun?" "H-h." Ben bu konferans yemek masasnda otururken onlar ca kez dinlemitim evde.
m

4 'n Kural den biri olan Robert Dallington ise daha yakn bir eviri yapmaya niyetlenmi ama sonuta mitsizlie kaplmt. Daha iin yansn tamamlamadan eviriden vazgemiti. O zamandan beri de ngiliz ce eviriyi yapmaya kalkan olmad. Bu kitap, neredeyse yaynlan dndan bugne kadar, Batl entelekteller tarafndan belirsizlii, aprakl anlatan bir deyim olarak kullanlageldi. Rabelais kitap la dalga geti. Castiglione, Rnesans dnemi erkeklerini kadnlara kur yaparken Poliphilo gibi konumamalar konusunda uyard. "Peki, anlalmas niin bu kadar zor? nk sadece Latince ve talyanca yazlmam, ayn zamanda Yunanca, branice, Arapa ve Chaldean ile Msr hiyeroglifleri kullanlarak yazlm. Yazar ay n zamanda bunlarn birkan, bazen birbirleriyle deitirilebilir e kilde, bir arada kullanm. stelik btn bu diller de yetmemi, ba zen kendisi kelimeler uydurmu. "Bunlarn dnda bir de kitab sarmalayan gizemler, srlar var. lk olarak, ok yakn zamana kadar kimse kitab kimin yazdn bilmiyordu. Yazarn kimlii ile ilgili sr o kadar iyi korunuyordu ki, kitabn yaymcs olan byk Aldus'un kendisi bile, bu en nl ese rinin kimin tarafndan oluturulduunu bilmiyordu. Hypnerotomachia'mn editrlerinden biri, Mzler'e *' yazarn adn ilham etmeleri iin anda bulunan bir nsz yazmt. Ama Mzler bunu reddet tiler. 'lahi eyleri intikamclarn kskanlklarndan koruyabilmek iin tedbirli davranmann daha iyi olduunu,' akladlar. "O zaman sizlere unu soruyorum: Yazar sadece romantik bir ak yks yazm olsa, niye bunca skntya katlansn ki? Neden o kadar ok dil kullansn? Neden mimariyle ilgili iki yz sayfa yaz sn? Neden Vens Tapna ile ilgili seksen sayfa ya da baka bir su1

76

"Ksacas, bu sadece bir ak hikyesi deil. Poliphilo'nun 'r yada ak iin boumas', kzla olan birbirine rastlar, tarz bir y kden ok daha karmak. Be yz yl boyunca bilim adamlar, ki tab kendi zamanlannn en gelimi yorum yntemleriyle yorumla maya altlar ve henz hibiri bu labirentten kmak iin bir yol bulmu deil. "Peki Hypnerotomachia ne kadar zor? Bu ile uraan evir menleri bir dnn. lk Fransz evirmen al cmlesi zerine yo unlamt, orijinali yetmi kelimeden uzun olan bu cmle, bir d zine kelimenin altna inmiti. ada Shakespeare evirmenlerin-

(*) lham perileri.

154

155

I a n Caldwell & Dustin Thomason alt labirentiyle ilgili on iki sayfa yazm olsun? Neden elli sayfay bir piramide ayrsn? Veya neden bir yz krk sayfada da deerli ta lar ve metaller, bale ve mzik, yemekler ve sofra dzenleri, flora ve faunadan sz etmi olsun? "Belki bunlardan daha nemlisi, Romal bu kadar ok ey hak knda bylesine aynntl bilgiyi nasl edinebilmiti, ylesine ok dilde nasl byle ustalaabilmiti ve talya'nn en byk yayncs n, kendisinden bu kadar az sz etmesine ramen o gizemli kitab yaynlatmaya nasl ikna edebimiti? "Ve bunlarn da zerinde, kitabn giriinde ima edilen, Mzler'in aklamay reddettikleri 'ilahi eyler' neydi? Bunlarn uyan drabileceinden korktuklar intikamc kskanlk ne olabilirdi? "Cevap, bunun bir romantizm olmaddr. Yazar baka bir ni yetle, biz bilim adamlannn henz zmeyi baaramadmz bam baka bir amala yazm olmal bu kitab. Fakat aratrmaya nere den balamamz gerekiyor? "Burda sizin adnza bu soruyu yantlamak niyetinde deilim. Onun yerine, sizi kendi banza zmeniz iin bir bulmacayla ba baa brakacam. Bunu zerseniz Hypnerotomachi?nn anlamn zmeye de bir adm daha yaklam olacaksnz." Bunu sylemesiyle birlikte Taft slayt makinesinin avucundaki uzaktan kumandasna bast. Perdede siyah-beyaz olarak tm yalnlklaryla grnt belirmiti. "Bunlar Hypnerotomachia'dan alnm resim ve hikyenin sonlarna doru Polia'y dehete dren bir kbusu betimliyorlar. Kendisinin de anlatt gibi, birincide, bir ormanda, yanmakta olan iki tekerlekli bir sava arabasn sren bir ocuk var, arabay ocu un birer hayvanm gibi kamlad iki plak kadn ekiyor. Polia sahneyi ormanda saklanm olduu yerden izliyor.

77

156

lan Caldvvell & Dustin Thomason


"kinci resimde ocuk, kadnlann kzgn scak zincirlerini de mir bir klla keserken grlyor. Daha sonra klc kadnlara sap lyor ve len kadnlann uzuvlanm bedenlerinden ayryor. "Son resimde, ocuk, kadnlarn hl atmakta olan yreklerini skyor ve onlarla av kulann besliyor. organlar kartallara ye diriyor. Sonra, kalan bedenleri drde blp bu paralar da, bana m olan kpeklere, kurtlara ve aslanlara atyor. "Polia kbustan uyannca stninesi ona ocuun Eros olduu nu ve kadnlann da, taliplerinin muhabbetini, sevgisini reddederek ona kar gelmi olan gen bakireler olduklarn anlatyor. Polia da Poliphilo'yu geri evirerek yanl bir ey yapm olduu hkmne vanyor." Taft seyircilere arkasn dnerek, havada aslym gibi duran dev grntlere bakmak zere durdu. "Peki ya bu grnen anlamn, gerek anlam olmadn farz edersek?" dedi srt hl bize dnk vaziyette, sesi gsndeki mik rofondan sanki gklerden geliyormu gibi yanklanmt. "Ya stninenin rya ile ilgili yorumu aslnda, doru bir yorum deilse? Ya bu kadnlara verilen cezay onlann asl sularnTn ne olduunu zm lemek iin kullanrsak? "Yz yllar nce ve Hypnerotomachia'mn yazlmasndan n ceki ve sonraki dnemlerde, baz Avrupa toplumlarnda uygulanan, belli byk hyanetlerle ilgili yasal cezalar dnn. Byk bir iha net suundan hkm giyen tutuklu nce geriliyor, yani, bir atn kuy ruuna balanyor ve kentin her yerinde bu ekilde yerde srkleni yor. Bu ekilde daraacna getiriliyor ve sadece yan l hale gele ne kadar orda asl tutuluyor. Bu duruma gelince bedeni paralan yor ve barsaklar vcudundan aynlp doranyor ve cellat kurban dan nce barsaklann yakyor. Kalbi yerinden sklyor ve top158

4 'n Kural lanm olan kalabala gsteriliyor. Sonra da cellat cesedi paral yor, kalan paralar drde blyor ve bu paralar, potansiyel hainle ri caydrmak zere kentin kalabalk yerlerinde karglara geirilmi olarak sergileniyor." Taft bunlan sylerken tekrar seyircilere dnm, tepkilerini gr mek zere dikkatle bakmt. Sonra tekrar slaytlara doru dnd. "Bu bilgileri aklmzda tutarak tekrar resimlerimize dnelim. Size imdi anlatm olduum ceza yntemiyle ortak pek ok nokta olduunu gryoruz. Kurbanlar lecekleri yere srkleniyor ya da belki, biraz ironik bir biimde, cellatlarnn iki tekerlekli arabasn onlar srkleyip ekiyor. Organlar paralanp vcutlanndan aynlyor ve kollar, bacaklar, burda vahi hayvanlardan oluan kalabal a gsteriliyor. "Ancak aslmak yerine kadnlar bir klla ldrlyorlar. Pe ki bunu ne yapacaz? Olas aklamalardan biri, ister baltayla, ister klla yaplsn, boyun vurmann st snflar iin bir cezalandrma yntemi olduu, aslmann ise avam tabakasna uygun kabul edildi i, olabilir. Belki o zaman bu hanmefendilerin st tabakadan oldu unu dnmemiz gerekir. "Son olarak, kalabal oluturan hayvanlar da pek ounuza Dante'nin 'Cehennem'inde al blmnde yer alan hayvan veya Jeremiah'nn altnc msrasn hatrlatacaktr." Taft baklann salonda gezdirdi. "Ben tam eyi sylemek zereydim..." diye fsldad Gil g lmseyerek. Ama Charlie, beni artarak, Gil'i susturdu. "Aslan, gurur gnahn simgeliyor," diye devam etti Taft. "Ve kurt da agzll temsil ediyor. Bunlar, verilen cezalann da gs terdii gibi, byk bir hainin -bir eytan veya bir Judas- zellikle159

78

l a n Caldvvell & Dustin T h o m a s o n ri. Ancak burda Hypnerotomachia farkllayor: Dante'nin nc hayvan ehveti simgeleyen bir leopard. Ama Francesco Colonna leopar yerine bir kpek koyarak bu iki kadnn cezalandmldklar gnahlardan birinin ehvet olmadn gstermi oluyor." Taft izleyicilerin bu fikri hazmetmesini bekleyerek bir an durdu. "O zaman burdan okuyacamz ey de," diye devam etti son ra. "Zulm ile ilgili szckler. Pek ounuzun zannedebileceinin aksine bu tam anlamyla barbarca bir dil deil. Btn ritellerimiz gibi, bu da anlam ynnden zengin bir dil. Sadece onu okumay renmeniz gerekiyor. O yzden imdi size ilave bir bilgi paras da ha vereceim, bu bilgiyi resmi yorumlamak iin kullanabilirsiniz; sonra ortaya bir soru atacam ve gerisini size brakacam. "Son ipucunuz aslnda belki de bildiiniz ama gzden kard nz bir gerek, yle ki, Polia'nn, ocuun tad silah tarifine bakarak, onu yanl tanmladn syleyebiliriz. Eer grd k bustaki kk olan gerekten de Eros olsayd, o zaman elindeki si lahn da bir kl deil, ok ve yay olmas gerekirdi." Salondan onaylayan mnltlar ykseldi, yzlerce renci im di Sevgililer Gn'n tamamen yeni bir k altnda gryordu. "Bu nedenle size soruyorum: Kl sallayan, kadnlan sava arabasn bir ormann iinde srmeye zorlayan ve sonra da sanki bi rer hainlermi gibi onlar koyun gibi kesen bu ocuk kimdir?" Sanki cevab vermeye hazrlanyormu gibi bir sre bekledi ama sonra, "Bunu zerseniz Hypnerotomachia 'nn ardnda gizlen mi srn anlamaya balayacaksnz," dedi. "Belki o zaman, sadece lmn deil, lmn hangi biime girerek geldiinin de nemli ol duunu anlam olacaksnz. Hepimiz -inanl olsak da olmasak daha, armha gerilmenin nemini anlatan bir iaret olarak alglama ya fazlasyla alm durumdayz. Oysa din, zellikle de Hristiyan160

4 'n Kural lk, daima yaamn orta yerinde gerekleen lmn, kurbanlarn ve ehitlerin yks olagelmitir. Bu gece, her gece ve bu ehitlerin en nl fedakrlklarn anarken, bunu aklmzda tutmamz gerekir." Gzlklerini karp gs cebine koyarken Taft tekrar ban kaldrd ve, "Bu gerei size emanet ediyorum ve size itimat ediyo rum," dedi. Ayaklarn sryerek bir adm geri ekildi, sonra, "Te ekkrler ve iyi geceler," diye ekledi.

79

Salonun drtbir kesinden bir alk tufan ykseldi; nce e kingen alklarla balad ama ksa zamanda gl bir kreendoya dnt. Aradaki blnmeye ramen izleyiciler bu garip adamdan ok etkilenmiler, onun zeks ve gc karsnda bylenmilerdi. Taft ban sallad ve oturmak zere sahnenin gerisindeki ma saya doru ayaklann sryerek yrd ama alklar devam ediyor du. Hatta bazdan alklann yan sra ayaklaryla da tempo tutuyor lard. "Teekkr ederim," dedi yeniden, hl ayaktayd, ellerini san dalyesinin arkasna dayam duruyordu. Daha konuurken yzne yine o bildik glmseme yerlemiti. Sanki btn konumas bo yunca seyircileri glmseyerek izlemi gibiydi. Profesr Henderson yerinden kalkt ve uzun admlarla krs ye gelerek alklan susturdu. "Gelenee uygun olarak," dedi. "Sizlere bu gece oditoryumla apel arasndaki bahede hafif bir eyler hazrladk. Anladm kadanyla bakm ve onanm ekibi masalann altlarna stclar da yer letirmi. Ltfen dan gelip bize katln." Sonra Taft'a dnerek ekledi. "Bu arada bu unutulmaz konfe rans iin Dr. Taft'a teekkr etmeme de izin verin. Gerekten de
161
F : 11

[an < !ldwell <V Dustin Thomason


byk bir etki yarattnz." Bunlar sylerken tebessm ediyordu, ama ok da iten bir tebessm deildi. zleyiciler tekrar alkladlar ve sonra ka doru ar ar hareket balad. Taft, onlar izliyordu o srada ve ben de onu izliyordum. Bu, adam olduu gibi grebildiim ender anlardan biriydi. imdi artk Paul'n onu neden son derece ekici bulduunu anlyordum. Sizin le oyun oynadn bilseniz bile, gzlerinizi ondan almanz neredey se imknszd. Taft ar gvdesiyle yavaa sahnede ilerledi. Beyaz perde mekanik olarak tavandaki yuvasna doru ykselirken, slayt da gerideki karatahtalarn stne gri glgeler eklinde yansmt. Ka dnlardan kalanlar silip spren vahi hayvanlar, gkyznde kay bolup giden ocuu glkle grebiliyordum. "Geliyor musun?" diye sordu Charlie, Gil'in peinden ka doru ynelirken. Ben de apar topar arkalarndan gittim. Onlara yetitiimde Charlie, "Paul' bulamadn m?" diye sordu. "Benim yardmm istemedi." Ama darda kulama alnanlar anlatnca, Charlie sanki onun gitmesine izin vermemeliymiim gibi bakt. O arada yanmza Gil'i karlamak zere biri geldi ve Charlie, bana dnd. "Paul, Curry'nin arkasndan m gitti?" dedi. Bam salladm. "Bili Stein." "ocuklar siz davete katlyor musunuz?" diye seslendi Gil, sesinde bir tela seziliyordu. "Katlmc saysn bilmemiz gerekebi lir." "Tabi," dedim ve Gil yatm grnd. Akl baka yerdeydi; bizi yine pek alglamyordu. "Jack Parlow ile Kelly'den kurtulmamz gerek; tek istedikleri balo hakknda konumak," dedi yine bize katlrken. "Ama kabalk da olmamal." Sonra uuk mavi bir renk alm olan baheye inen basamak lardan inmeye balad nmzden. Curry ve Paul'n karda braktk162 163

80

Blm 11

I a n Caldwell & Dustin Thomason lan izler kaybolmutu. Tentelerin altlan sk tepi renci doluydu ve neredeyse birdenbire Gil'in yanndaykert birilerinden kanmaya almann ne kadar bo bir aba olduunu hatrladm. Hep birlikte, karlara bata ka, apele en yakn banka kadar gittik ama Gil'in kar konulamaz sosy2.1 ekimi yine de kendini gsterdi. lk gelen kapdaki sarn kz oldu. Kz tentenin altna gelince Gil nazik bir biimde, "Tara, nasl sn?" diye sordu. "Ummadn kadar heyecanl geti, ha?" Charlie, kza pek aldrmamt. Bir olay yaratmamak iin, ma sadaki gm stclarda bulunan scak ikolatayla ilgilenmeye ver miti kendini. "Tara,' dedi Gil. "Tom'u tanmyorsun deil mi?" Kz, Ummadn ifade edecek kibar bir yntem buldu. "Ah, evet," dedi Gil pek ciddiye almadan, neeli bir halde. "Ay r snflar." Son snflarla ikinci snflan kastettiini anlamam bir sre ald. "Tom, bu Tara Pierson, 2001 dneminden," diye devam etti, o arada Charlie'nin bizimle kasten ilgilenmediini fark etmiti. "Tara, bu da benim yakn arkadam Tom Sullivan." Tantrma olay kz utandrmaktan baka bir ie yaramam t. Daha G szn bitiremeden Tara bir boluk yakalad ve Char lie'yi gstererek sze girdi. "Ordaki arkadana sylediklerimden dolay ok zgnm," diye sze balad. "Sizin kim olduunuz hakknda hibir fikrim yoktu..." Ve konutu da konutu. Ona gre bizler, kza hibir ey ifade etmeyen zavalllardan ok daha iyi muamele grmeyi hak ediyor duk, nk biz dilerini Gil ile ayn lavaboda fralayan kiilerdik. O konutuka ben de bu kz nasl olmu da Ivy'de alay konusu olma-

4 'n Kural m, diye daha ok merak eder hale geliyordum. Rivayete gre -do ru mu, deil mi orasn bilmiyordum- Tara gibi, fiziinden baka vnlecek yan olmayan kzlar, bazen, "nc kat semesi" deni len zel bir yntem sayesinde yelie hak kazanabiliyorlard. Kul bn gizemli nc katma amlyorlard ve yelik iin ne kadar istekli olduklarn baz zel yollarla gstermedike kabul edileme yecekleri syleniyordu kendilerine. Neler yapld konusunda an cak tahmin yrtebilirdim ve elbette Gil byle bir ilemin varln bile inkr etmekteydi. Ancak bence nc kat semeleri gibi gi zemlerin bys buradan geliyordu zaten: haklarnda ne kadar az ey konuulursa, o kadar da konuulamaz hale geliyorlard. Tara neler dndm anlam olmalyd veya belki de ar tk onu dinlemediimi fark etmiti, nk sonunda birtakm maze retler belirtti ve karlara bata ka yanmzdan uzaklat. ok kr, diye dndm baka bir tentenin altna sinsice giriini izlerken, salar rzgrda uuuyordu. O anda Katie'yi grdm. Tentenin teki ucunda, danya ya kn bir noktada ayakta duruyordu, konumaktan yorulmu gibiydi. Elindeki scak ikolata fincanndan hl dumanlar ykselmekteydi ve fotoraf makinesi de bir muska gibi boynuna asl durmaktayd. Neye baktn anlamam biraz sre ald. Birka ay nce en kt ola slktan, hayatnda baka bir erkein var olmasndan kukulanm m . Ben gecelerimi Hypnerotomachia ile geirdiimden, o Katie'ye yaklama frsat bulabilmiti. Ama imdi gerei biliyordum. Bylenmi gibi bakt ey sadece apeldi. Beyaz bir denizin ky sndaki sarp bir uurumun hayaleti gibiydi apel, yani bir fotoraf iin bir d. Cazibe konusunda benim yeni anlamaya baladm garip bir durum vard. Ben Katie'yi ilk grdmde, o yolun kenannda dursa

81

164

165

[an < liihlvvcll & D u s t i n T h o m a s o n

4 'n Kural "Neydi o olup bitenler?" dedi. "Kimdi o konumay blen?" "Richard Curry." "Curry mi?" Elimi ellerinin arasna ald. Alt dudam diledi. "Paul iyi mi?" "Sanrm." Bir sre sessizce kalabal izledik. Erkekler zerlerindeki liranda bezinden anoraklan, ceketi olmayan kz arkadalarna veri yorlard. Tara yani masadaki sarn, tanmad birinin anoran al nt bile. Katie oditoryuma doru elini sallad. "E, ne dnyorsun?" "Konuma hakknda m?" San topuz yaparken ban sallad. "Biraz kanlyd." nsan yiyen deve iltifat etmeyecektim. "Ama her zamankilerden daha ilginti," dedi, elindeki scak ikolata fincann uzatarak. "unu tutar msn?" San arkadan kvrp toplad ve cebinden kard iki uzun firketeyle tutturdu. Grmeden, becerikli elleriyle ustaca yapt bu hareket, bana annemin babamn arkasnda durup kravatn balay n hatrlatmt. Yzmdeki ifadeyi okuyup, "Ne oldu?" diye sordu. "Hibir ey. Sadece Paul' dnyordum." "Zamannda bitirebilecek mi?" Tezin teslim tarihi. u anda bile aklnda Hypnerotomachia vard. Yann gece benim bu eski metresimi kendi haline brakabile cekti. "Umarm." Yine bir sessizlik oldu, bu seferki daha sevimsizdi. Tam ben konuyu deitirmek iin bir eyler dnrken; rnein, doum g n hakknda, odada onu bekleyen hediyesi hakknda bir eyler sy-

82

trafik birbirine girer diye dnmtm. Oysa herkes benimle ayn grte deildi (daha dolgun kadnlar tercih eden Charlie, Katie'nin grnmnden ok kararlln beenirdi) ama ben vurulmutum. Bir birimize ho grnmek iin yanyorduk; en iyi giysilerimizi giyiyor, en kibar hallerimizi taknyor, en ilgin yklerimizi anlatyorduk. Ta ki ben okulda iki yllk bir kdeme sahip olmann ve onda yemek ku lbnn bakanyla olan dostluumun yaratt hafif gizeme sanlmann yardmyla bir sonuca vanp ona almaya cesaret bulana kadar da byle gitti. O gnlerde onun eline dokunmann veya salann kokla mann dncesi bile souk bir du alacak kadar terlememe yeterdi. Birbirimizin dlydk ve birbirimizi yceltmekle meguldk. Daha o ilk haftalardan balayarak kendimi ona gre ayarlar ol mutum. Onun onay benim iin nemliydi. Ben odam fazla st yorum ve o da cam ak uyuyor diye tartrdk; tatlm ok abuk yiyorum diye beni azarlard; nk, derdi, gn gelir erkekler bile ufak tefek gnahlarnn bedelini derler. Gil fazla evcilletim diye benimle dalga geerdi, eskiden vahi bir ey olduum fikriyle ele nirdi. Gerek u ki, ben idare edilmek zere yaratlmtm. me diim zaman termostat kapatyor ve tatlm ok a deilken yiyor dum, nk Katie'den gelen her uyannn glgesinde gelecekte bu tr eyleri ho grmeyeceinin iaretleri vard, nk bir gelecei miz olacakt. Yabanclar arasndaki potansiyelin elektrii ile g ka zanan eski fantezilerim, artk nemsiz eyler haline gelmilerdi. Onu en ok bu avludaki haliyle seviyordum. Baklar uzun bir gnn sonuna yaklamann verdii gerilim le yklyd. Salan dalmt ve rzgr omuzlanna dklen buk leleri havalandnyordu. Onu byle uzaktan doya doya seyretmek houma gidiyordu. Ama bir adm ne knca beni grd ve yanna gitmem iin iaret etti.
166

167

Ian Caldwell & Dustin Thomason


lemeyi dnrken kt talih araya girdi. Charlie klna girmiti. Charlie masadaki yiyeceklerin etrafnda yirmi tur attktan sonra so nunda bize katlmaya karar vermiti. "Ge kaldm," diye ilan etti. "Bir zet alabilir miyim?" Charlie ile ilgili acayiplikler arasnda en acayip olan, erkekler arasnda korkusuz bir cengver iken, etrafta bir kadn olunca neeli bir ahmaa dnmesiydi. "zet mi?" dedi Katie glerek. Charlie o arada elindeki kk pastalardan birini azna atm t. Sonra evredekileri szerek bir tane daha att. "Bilirsiniz. Ders ler nasl gidiyor? Kim kiminle kyor? Gelecek yl ne yapyorsu nuz? Her zamanki eyler ite." Katie glmsyordu. "Dersler iyi Charlie. Tom'la ben de hl kyoruz." Sonra ona azarlar bir bak frlatt. "Benim yapp yapa cam da nc snfa balamak. Ben gelecek yl da hl burda olacam." "Ah," dedi Charlie, nk asla onun yan aklnda tutamazd. Dev gibi ellerinin arasndan bir kurabiye peydahlayp bir son snf rencisi ile bir ikinci snf rencisi arasnda konuulacak uygun bir konu dnmeye balad. "nc snf muhtemelen en zor snf," dedi en yanl konuyu, yani nasihatte bulunmay seerek. "ki dnem devi. Bran seme hazrlklar. Ve bu adamdan uzakta olmak," dedi bir eliyle beni gsterip tekiyle beslenmeye devam ederek. "Hi ko lay deil." Bir yandan azna attklannn tadn iyice karmak iin dilini avurtlarnda gezdiriyor, bir yandan da bizim geleceimize kafa yoruyordu. "Seni kskandm syleyemem dorusu." Sonra sylediklerini sindirmemiz iin bize zaman tanmak zere sustu. Bir ekonomi mucizesi olarak, Charlie sadece yirmi ke lime harcayp her eyi berbat edebilirdi.
168

4'n Kural "Sen de bu gece koabilmek ister miydin?" demiti bu sefer de. Katie hl gm bir astar umarak, aklamasn bekliyordu. Onun kafasnn alma ekline daha alk olduum iin ben anla mtm. "u plaklar Olimpiyat," dedi konuyu deitirmesi iin yap tm iaretleri grmezden gelip. "Sen de onlarla koabilmek iste mez miydin?" Soru ok arpcyd, aslnda bunu soracan tahmin etmitim, ama engelleyecek gcm yoktu. Katie'nin bir ikinci snf rencisi olduu ve Holder'da oturduu gereklerini kavradn gstermek iin, Charlie, kz arkadama, bu gece tm kampusun nnde plak gsteri yapamad iin zlp zlmediini soruyordu. Bunun al tnda yatan kompliman ise sanrm, Katie'nin fiziksel zelliklerine sahip bir kadnn, bunlar herkese gstermek iin yanp tutuuyor olmas gerektiiydi. Charlie bu lafn ucunun gidebilecei bir sr yanl yeri seze miyor gibiydi. Katie'nin yz gerilmiti, nk Charlie'nin dnce silsilesi ona ok uzakt. "Niye? Koamadm diye zlmem mi gerekiyor?" "Bu frsat karmak isteyecek pek ikinci snf rencisi gr medim," dedi. Sesindeki daha diplomata tona baklrsa yanl bir adm attm kavram grnyordu. "Neyin frsatym bu?" diye bastrd Katie. Charlie'ye yardm etmek iin sarho plaklar konusunu rte cek bir eyler bulmaya altm ama aklm sanki gvercin olup u mutu. Tek aklma gelen ku pislikleri ve tyleri oldu. "Drt yl iinde bir kez giysilerinden kurtulma frsat," diye yoklad Charlie.
169

83

Ian Caldwell & Dustin Thomason


Katie yava yava ikimizi de tepeden trnaa szd. Charlie'nin buhar tneli kln ve benim dolap dibinden karlm giysilerimi tek kelime harcamaya tenezzl etmeden lp biti. "Eh, demek ki eitiz o zaman. nk benim de, drt yl bo yunca bir kez bile stn deitirme frsat bulamam pek fazla son snf rencisi tandm yok." Gmleimin knklklann dzeltmeye alma arzusuyla ba ya mcadele etmem gerekmiti. Charlie mesaj alm, yeniden masaya hcuma gemiti. Bi zimle ii bitmiti artk. "Siz ikiniz gerekten bir ift ayakl cazibe merkezisiniz," dedi Katie. "Bunu biliyor muydun?" Eleniyormu gibi yapmaya alyordu ama sesinde gizleyemedii bir acln izleri vard. Uzanp parmaklarn salarmn ara sndan geirdi havay deitirmek iin, o srada yanmza Gil'le kol kola Ivy kzlarndan biri gelmiti. Baklanndaki zr dileyen ifa deden, bunun o kanmamz gereken Kelly olduunu anladm. "Tom, Kelly Danner' tanyorsun, deil mi?" Tanmadm sylemeye frsat bulamadan Kelly'nin yznde bir gazap ifadesi belirmiti. Bahenin uzak kesindeki bir eye ta klmt gzleri. "Bu salak herifler," diyerek kfretti elindeki kt barda yer atp. "Byle bir halt etmeye kalkacaklarn biliyordum bu gece." Hepimiz dnp baktk. leriden, yemek kulplerinin bulundu u ynden, bize doru tunikler giyip ksa pelerinlere brnm bir erkekler grupu gelmekteydi. Charlie gelenleri daha iyi grebilmek iin bize doru bir ad atp yuh ekmeye balad.
170

4'n Kural Kelly ise ortaya, "Syleyin, def olsunlar ordan," diye bir buy ruk vermiti. Grup kann iinde iyice belirdi. Artk gerekten de Kelly'nin korktuu ey olduu ortaya kmt: zel dzenlenmi bir gsteri. Her pelerinin gste birletii noktada bir harf yazlyd ve harfler iki ayr sra halinde dizilmiti. Henz dier srada ne yazdn gremiyordum ama stteki sra iki harften oluuyordu: "T.I." T.I. harfleri Tiger Inn'in, yani en eski yemek kulplerinden ncsnn popler ksaltmasyd ve kampustaki btn kaklann snma yeri de burasyd. Ivy, T.I.'clann saygdeer karde kulp lerine kar tertipledii bu uygulamal akalar dnda pek az eyden bylesine incinirdi. Bu gece de onlar iin mkemmel bir frsatt. Avluyu birden kahkahalar sard ama neden olduunu anlamak iin gzlerimi ksarak bakmam gerekiyordu. Btn grup gri sakal lar ve peruklar ardna gizlenmiti. evremizdeki btn tentelerin al tnda, gelenleri iyice grebilmek iin bir iti kak balamt. Ksa bir sre iin birbirlerine iyice sokulduktan sonra, Tl.'dan gelen erkekler uzun, bir tek sra yapmak zere zldler. Byle ya pnca ben de sonunda yazlann ikinci srasn grebildim. Her ada mn gsnde tek bir kelime vard ve her kelime bir isimdi. Ortada duran en uzun boylunun gsndeki isim sa idi. Onun sanda ve solunda, her bir tarafta alt tane olmak zere on iki havari dizilmiti. Kahkaha sesleri ve neeli tezahratlar giderek ykseliyordu. Kelly'nin enesi kaslmt. Gil'in durumunu ise anlayamam tm; kz gcendirmemek iin elendiini saklamaya m alyordu, yoksa aslnda elenmedii halde eleniyormu gibi mi grnmek is tiyordu. Gsnde sa yazan, srann bir adm nne kt ve kalabal susturmak iin kollarn havaya kaldrd. Avlu sessizleince tek171

84

Ian Caldwell & Dustin Thomason


rar geriye adm att, birtakm emirler verdi ve btn sra koro dze ni ald. sa, onlar yandan ynetiyordu. Pelerinin altndan perdeli bir boru karp tek bir nota fledi. Yere oturmu olanlar, buna bir m rlt ile cevap verdiler. Diz km olanlar da mkemmel bir n c sesle karlk verdiler. Son olarak, her iki srann da nefesi kesilecekmi gibiyken, ayakta duran havariler beinci sesle olaya katl dlar. Bu sunumdan etkilenen kalabalk bir kez daha alklayp teza hratta bulundu. Yaknmzdaki bir tentenin altndan biri, "Gzel pelerin," diye bard. sa ban dndrp tek kan kaldrarak sesin geldii yne bakt ve tekrar koroyu ynetmek zere dnd. Son olarak ef sopa sn havaya kaldrp hzl bir bilek hareketiyle kez sallad, kolla rn teatral bir edayla geriye savurdu, tekrar ne ekti ve koro ark y patlatt. "Battle Hymn of the Republic" ilahisinin melodisiyle ykselen sesleri baheyi inletiyordu. Buraya, Efendimiz' in niversitesinin yksn anlatmaya geliyorduk, Ama gazap zmleri saklandklar yerde mayalanmlard, O yzden sukabaklarmzla biraz fazlaca iip hafif sarho olduysak bizi mazur grn. Biz azizler yolumuza gideriz. Yaasn, yaasn bizler fosilleriz Hepimiz Nazarene havarileriyiz Eer sa havarileri olmasaydk
172

4 'n Kural Galile'li balklar olurduk, O yzden masalmz dinleyin. imdi, Isa Ortadoulu vasat, yal bir erkekti. Devlet okuluna gitmiti ama zel bir kutsal dilei vard: Harvard veya Yale'e gitmektense cehennemde yanmay tercih ediyordu. Yani seimi son derece netti. Yaasn, yaasn, Tanr O'nu ikna etti, sa, Princeton'a gitti. Dini bran olarak setiinde Doru karar vermiti Ve gerisi hikyeydi. Bylece sa 18 ylnn sonbaharnda kampusa geldi Dnyann gelmi gemi en byk adam kampustayd Dier yemek kulplerinin rengi Ivy (sarmak) yeiline dnd, Isa ilerinden TJ.' setiinde.

85

Burada n sradaki havarilerden ikisi ayaa kalkt ve bir adm ne kt. Birincisi elindeki parmen rulosunu at ve "Ivy" yazs grnd. kinci de kendi elindekini anca "Kulbe" yazs ortaya kt. Birbirlerine doru dnp burunlarn havaya diktikten sonra sa'nn evresinde tapnrcasna hareketler yaparak srayp zplad lar ve ark devam etti.

Koro: Yaasn, Yaasn, Isa seimini yapt, Btn zppe kfirler bylece rezil oldu. Sarmak: Biz zaten bir Yahudiyi alamazdk;
173

lan Caldvvell & Dustin Thomason Kulbe: Bir marangozla ne iimiz olacakt; Koro: Bylece Efendimiz, sa TJ.'a katld. Kelly yumruklarn yle bir skmt ki, neredeyse kan fkra cakt. imdi havariler koro dzeninden kp sa'y ortalarna alarak kol kola girmiler, bacaklarn ustalkl hareketlerle sallayarak dans ediyorlard. Ve arknn son blmne girdiler: Isa, Isa, O akac bir adam. krler olsun O'na, O da bizim okuldan. Pek yle ilahi bir ey yok ortada Yani mesela, suyu araba evirmek, Onun tek derdi sadece ilerlemek. Bunu syler sylemez on birden arkalarn dndler ve nceden alld belli olan bir dzen iinde, pelerinlerinin arkala rm kaldrp her birinin her kalasna bir harf yazlarak oluturulmu metni sergilediler: T I G E R I N N ' D E N Y PASKALYALAR! lgnca alklar, iddetli tezahratlar ve yuhalamalardan olu an bir kyamet koptu. Sonra, tam on adam gitmeye hazrlanr ken, avlunun teki tarafndan bir camn krlmasyla birlikte byk bir angrt duyuldu. Bu kez balar sesin geldii tarafa dnmt. Tarih blm bi nas olan Dickinson'n en st katnda bir k parlad, sonra snd. Pencerelerden birinin cam parampara olmutu. Karanln iinde birtakm hareketler grebiliyordum.

4'n Kural T.I. havarilerinden biri yksek sesle tezahrat yapmaya balad. "Ne oluyor?" diye sordum. Gzlerimi ksarak baknca krlan camn yannda birinin durduunu grdm. Yanmza gelen Judas'a fkeyle hrlarcasna, "Bu hi komik deil," dedi Kelly. Judas burun kvrd. "Ne yapyor orda?" diye sordu Kelly pencereyi gsterip. Judas bir an dnd. "eyecek." Sarho sarho glyordu, sonra tekrarlad. "Pen cereden dar ieyecek." Kelly byk bir fkeyle Judas'n stne yrd. "Ne haltlar eviriyorsunuz Derek?" Camdaki figr bir grnp bir kayboluyordu. Sallanmasndan sarho olduunu hissettim. Bir an sanki krk cam trmalyormu gibi grnyor, soma gzkmyordu. Charlie, "Bence orda biri daha var," dedi. Aniden yukardaki .adamn tm vcudu grnd. Pencerenin d pervazna dayanmt. Judas yine, "eyecek," dedi. teki havarilerden, "Atla! Atla!" diye sesler ykseliyordu kar makark bir ekilde. Kelly, onlara dnp, "Kesin sesinizi, kahrolaslar! Gidip indi rin onu ordan!" diye bard. O arada adam yine gzden kaybolmutu. Charlie dnceli bir tavrla, "Onun T.I.'dan olduunu sanm yorum," dedi. "Bence bu plaklar Olimpiyat'ndan bir sarho." Ancak adam giyinikti. ekilleri ayrt etmeye alarak karanl a baktm. Bu kez, adam geri dnmedi. Arkamda cokun havariler yuh ekiyorlard.

86

174

175

Ian Caldwell & Dustin Thomasc Bir tanesi yine, "Atla!" diye haykrd ama Dt ve sesini kesmesini syledi. Kelly, "Def olun hurdan," diye emir verdi. Derek, "Tatl kz," dedi ve oraya buraya da parlamaya balad.

4 'n Kural Gil cebinden telefonunu kard fakat daha o numaray arayanadan iki kampus polisi gelmiti olay yerine. Biri kalabal geri iti yordu. teki ise arkadaki seyircilere hkim olmaya alyordu. Bir

87

K akt. kol t ediy

iri to-

an iin Charlie'nin adamn yanna meldiini grdm, mkemmel alan bir piston gibi kalp masaj yapyordu gsne. Birden onun geceleri yapt iin ne kadar zorlu olduunu kavradm. "Ambulans yola kt!" Uzaklardan belli belirsiz siren seslerini duyabiliyordum. Bacam titremeye balamt. Bamn stnden karanlk bir eyin getiini hissettim. Ambulans gelmiti. Arkadaki srgl kap alm ve iki acil servis grevlisi adam sedyeye balamak zere inmilerdi. Tepede dnen klar yznden evredekilerin hareketleri kesik kesik gr nyordu. Ambulansn kaplan kapatldnda adamn dt yeri tahmin edebildim. Kaldnm tandaki lekenin, tpk bir masal kita bndaki prensesin tenindeki bir yara gibi, yakksz bir grnts vard. Tan zerinde arpmann etkisiyle sram amuru temizle yince daha net grmeye baladm. Siyah gibi grnenler aslnda krmzyd, kir gibi grnen ey, kand. Yukardaki broda ise sadece karanlk vard artk. Nassau Caddesi 'nde ilerlemekte olan ambulansn sireni ve klan giderek zayflyordu. Arkasnda brakt ize baktm. Biimsiz grnyordu, sanki knk bir kar melei gibiydi. Rzgr slk a lyordu ve kollarm vcuduma sardm. Ancak avludaki kalabalk dalnca Charlie'nin gitmi olduunu fark ettim. Ambulansa bin miti ve onun sesini duymay umduum yeri, naho bir sessizlik sarmt. renciler fsltl seslerle konuarak ar ar baheyi boal tyorlard. Gil, "Umanm iyidir," dedi bir elini omzuma atp.
177
F : 12

Gil hl o adamlarn ilk geldii zamanki esrar 6 biteni izliyordu. Saatine bakp, "h, herhalde diye sze balad. Charlie, "Allah kahretsin!" diye bard I ' t.; cok Sesi ikinci bir angrtnn arasndaboulmuf1 duymutum. Bu bir silah sesiydi. 1 -rtst earnGil ve ben ayn anda dnp olay K r ^ d k dan dar frlam ve birka saniye iiiV tas 4 Bouk bir sesle bedeni kara gmld, ai|nanw'^lSlJl grlt ve karmaa bir anda kesildi. Sonra hibir ev olmad. Duyduumu hairlad.m ilk 0 y C\m\-,e*MViF* b e d o , , e doru koarken karda kard seslerdi. s u ,Vlk bir kalabalk
m da onun pand. ardna dp olay yerine ynelince, benim gr &' ka et

"Aman Tanrm," diye fsldad Gil. Grlt patrtnn arasnda, "Adan iyi mi?" diye soran sesler duyuluyordu ama adamda hibir hareket yoktu. Sonunda Charlie'nin sesini duydum. "Biri ambulans arsn! Syleyin, bilinci yerinde olmayan bir adam var apelin yanndaki bahede!"

176

4 un Kural l a n Caldvvell & Dustin T h o m a s o n Bir tanesi yine, "Atla!" diye haykrd ama Derek, onu geri itti ve sesini kesmesini syledi. Kelly, "Def olun hurdan," diye emir verdi. Derek, "Tatl kz," dedi ve oraya buraya dalm havarileri to parlamaya balad. Gil hl o adamlann ilk geldii zamanki esrarl ifadesiyle olup biteni izliyordu. Saatine bakp, "Eh, herhalde artk btn elen..." diye sze balad. Charlie, "Allah kahretsin!" diye bard. Sesi ikinci bir angrtnn arasnda boulmutu. Bu kez ok net duymutum. Bu bir silah sesiydi. Gil ve ben ayn anda dnp olay grdk. Adam srtst cam dan dan frlam ve birka saniye iinde ta gibi aa dmt. Bouk bir sesle bedeni kara gmld, arpmann etkisiyle avludaki grlt ve karmaa bir anda kesildi. Sonra hibir ey olmad. Gil cebinden telefonunu kard fakat daha o numaray arayamadan iki kampus polisi gelmiti olay yerine. Biri kalabal geri iti yordu. teki ise arkadaki seyircilere hkim olmaya alyordu. Bir an iin Charlie'nin adamn yanna meldiini grdm, mkemmel alan bir piston gibi kalp masaj yapyordu gsne. Birden onun geceleri yapt iin ne kadar zorlu olduunu kavradm. "Ambulans yola kt!" Uzaklardan belli belirsiz siren seslerini duyabiliyordum. Bacam titremeye balamt. Bamn stnden karanlk bir eyin getiini hissettim. Ambulans gelmiti. Arkadaki srgl kap alm ve iki acil servis grevlisi adam sedyeye balamak zere inmilerdi. Tepede dnen klar yznden evredekilerin hareketleri kesik kesik gr nyordu. Ambulansn kaplar kapatldnda adamn dt yeri tahmin edebildim. Kaldnm tandaki lekenin, tpk bir masal kita bndaki prensesin tenindeki bir yara gibi, yakksz bir grnts vard. Tan zerinde arpmann etkisiyle sram amuru temizle yince daha net grmeye baladm. Siyah gibi grnenler aslnda krmzyd, kir gibi grnen ey, kand. Yukardaki broda ise sadece karanlk vard artk. Nassau Caddesi'nde ilerlemekte olan ambulansn sireni ve klar giderek zayflyordu. Arkasnda brakt ize baktm. Biimsiz grnyordu, sanki knk bir kar melei gibiydi. Rzgr slk a lyordu ve kollanm vcuduma sardm. Ancak avludaki kalabalk dalnca Charlie'nin gitmi olduunu fark ettim. Ambulansa bin miti ve onun sesini duymay umduum yeri, naho bir sessizlik sarmt. renciler fsltl seslerle konuarak ar ar baheyi boal tyorlard. Gil, "Umarm iyidir," dedi bir elini omzuma atp.
177 176
F : 12

88

Duyduumu hatrladm ilk ey Charlie'nin den bedene doru koarken karda kard seslerdi. Sonra byk bir kalabalk da onun ardna dp olay yerine ynelince, benim gr alanm ka pand. "Aman Tannm," diye fsldad Gil. Grlt patrtnn arasnda, "Adam iyi mi?" diye soran sesler duyuluyordu ama adamda hibir hareket yoktu. Sonunda Charlie'nin sesini duydum. "Biri ambulans arsn! Syleyin, bilinci yerinde olmayan bir adam var apelin yanndaki bahede!"

Ian Caldwell & Dustin Thomason


Bir an iin Charlie'yi kastettiini sandm. "Hadi eve gidelim," dedi. "Arabayla gtreceim seni." Elinin scakl iyi gelmiti ama sadece bakakaldm. Zihnimdeki gzm hl adamn dn, topraa arpmasn gryordu. Ak sras bozuluyor, sonra camn knlsn ve silah sesini duyuyordum. Midem dnmeye balamt. "Hadi," dedi Gil. "Gidelim burdan." Ve rzgr tekrar coarken, gitmeyi kabul ettim. Katie ambu lansn yaratt karmaada bir yerlere kaybolmutu ve arkadalanndan biri yanma gelmi onun oda arkadalaryla birlikte Holder'a dndn anlatyordu. Onu evden aramaya karar verdim. Gil eliyle hafife omzumu tuttu ve beni oditoryumun giriine yakn bir yerde, karlar iinde duran Saab'ma gtrd. Her zaman yaplacak en doru eyi bulan igdsyle arabay stt, eski bir Si natra arks alan radyonun sesini rzgrn uultusunu bastrana dek at ve bamza bir ey gelmeyeceine emin olduum bir hzla kampusa doru srmeye balad. Arkamzda braktmz her ey giderek kann iinde soluklayordu. "Den adam grdn m?" diye yavaa sordu yola ktktan sonra. "Hibir ey gremedim." "Sence ey olabilir mi..." ne doru kprdanmt bunu sorarken. "Ne?" "Paul' arayp iyi olup olmadn sorsak m?" Gil telefonunu bana uzatmt ama ekmiyordu o anda. "Eminim iyidir," dedim telefonla oynayarak. Birka dakika boyunca sessizce oturduk, olasl aklmzdan uzaklatrmaya alyorduk. Sonunda Gil konuyu baka bir yere ekmeye alt.
178

4 'n Kural "Seyahatini anlatsana," dedi. Hafta banda tezimin bitiini kutlamak iin Columbus'a umutum. "Evde durum nasld?" Konudan konuya atlayarak blk prk bir sohbeti srdr meye altk, asl dncelerimizden uzak durmaya alyorduk. Ona ablalarmla ilgili son havadisleri anlattm, biri veteriner olmu tu, dieri de iletme lisansst iin bavurmutu. Gil de annemi sor du, doum gnn hatrlyordu. Sonra o bana, tm zamann balo nun planlamasna ayrd halde, ekonomi blmnn teslim tarihi bitmeden, ki o zaman ben gitmi olacaktm, tezini yazp bitereceini anlatt. Sonunda Charlie'nin hangi tp fakltesine kabul edilece i, onun hangisini istedii ile ilgili tahminler yrtmeye baladk yksek sesle, nk Charlie kendisiyle ilgili bu gibi konularda, bi zimle bile konumayacak kadar alakgnllyd. Gneye ulamtk ve kasvetli, karanlk gecede renci yurtlan, dev glgeler halinde her yanda belirmiti. apelde olup bitenler le ilgili haberler kampusta yaylm olmalyd, nk ortalkta dola an hi kimse grnmyordu ve dier arabalar da kaldrmdaki park yerlerinde duruyorlard. Dod'un be yz metre kadar ilerisindeki park yerine doru ilerlerken sanki geri geri gitmek ister gibiydik. Paul ortalklarda grnmyordu.

89

179

4'n Kural Garip bir biimde, Francesco Colonna'nn gen deil yal bir adam olduu tartmas Paul'n Hypnerotomaehia karsnda ilk za ferini yaratmt. Okuldaki ilk ylnda Taft'n karsna acemi bir rak olarak kmt ve insan yiyen dev, Paul'de babamn etkilerinin kokusunu almt hemen. Kitap zerinde almaktan vazgetiini iddia ediyor olmasna ramen, Taft, Paul'e babamn teorilerinin ne kadar budalaca olduunu gstermeye hevesliydi. Hl Venedikli Colonna kavram zerinde durduundan, Sahtekr yazarla ilgili en gl kant da aklamaktan geri durmamt.

90

Blm 12
Frankenstein karakterini inceleyen bilim adamlar arasnda, bu canavarn aslnda mecazi bir anlam olduuna dair eski bir gr vardr. Kitab yazmaya baladnda henz on dokuz yanda olan Mary Shelley yorumculara, bu karakteri, kendi kt tohumu, kendi yaam olan, l bir nesne olarak yorumlama cesareti vermitir. On yedi yandayken ocuk drm ve doarken annesinin lmne neden olmu biri olarak, herhalde neden bahsettiini iyi biliyordu. Bir sre benim tez konum olan Mary Shelley ile, Paul'n tez konusunun ortak ynleri olduunu dnmtm: Mary Shelley ve Romal Francesco Colonna (baz bilim adamlarna gre Hypnerotomachia yazldnda sadece on drt yandayd), yalarnn ok te sinde bir bilgelie sahip iki gen insan olarak gzel bir ift oluturu yorlard. Katie ile karlamadan nceki aylarda, bana gre Mary ve Francesco zaman tesi iki k, farkl yalarda ayn lde gen iki insandlar. Paul ise, babamn dneminden kalma bilim adamlaryla burun buruna yaadndan, onlarn, ya dnemine direnebilen gen lik gcn simgeleyen birer sembol olduklarn dnyordu.

Hypnerotomaehia 1499 ylnda basld ve o srada Romal Co lonna krk be yandayd, demiti Taft; buraya kadar bir kuku yok tu. Ancak gerek hikyenin son sayfasnda, ki bu sayfay Colonna kendisi dzenlemiti, kitabn 1467 ylnda yazlm olduu syleni yordu ve o yl babamn Francesco'su henz on drt yandayd. Eer Hypnerotomaehia' mn sulu bir kei tarafndan yazlm ol mas bile artc geliyorsa, o zaman on drt yanda bir gencin bu nu yapm olmasna kesinlikle imkn yoktu. Ve bylece, gen Herkllere yeni grevler icat eden huysuz bir kral gibi, Taft, Paul' omuzlarnda bu kantn arlyla ba baa brakvermiti. Yeni klesi Colonna'nn ya meselesini omuzlarn dan atmay becerene kadar da, Taft Romal bir yazara dayandrlan herhangi bir nerme zerinde aratrma yapmay reddetmiti. Paul'n bu gereklerin mant altnda ezilmeyi reddedi bii mi, neredeyse aklamalara kar bir meydan okumayd. Sadece Taft'n aklamalar deil, bizzat Taft'n kendisi de onun iin bir meydan okuyutu: adamn Hypnerotomaehia ile ilgili kat yorumu nu kabul etmiyordu ama kendi kaynaklarna kar da ayn acmasz lkla yaklayordu. Babam onda esas olarak manastrlar, Papalk k tphaneleri gibi egzotik kaynaklan aratrma ilham ve sezgisi yarat180 181

Ian Caldwell & Dustin Thomason mt, ama Paul, Taft'n daha kat yaklamn benimsemeye karar vermiti. Hibir kitap hor grlmemeliydi, hibir yer nemsiz deil di. Ve bylece Princeton'n ktphane sistemini tepeden trnaa ya layp yutmaya balad. Giderek de kitaplarla ilgili nceki fikirleri, tpk tm yaamn bir havuz kenarnda geirmi olan bir ocuun okyanusu grr grmez havuzu unutuu gibi, deimiti. Paul'n niversiteye gelmeden nceki dnyasna girmi kitap says olsa ol sa alt yz civarndayd. Oysa Princeton'n kitap koleksiyonu, sade ce Firestone Ktphanesi'ndeki 50 kilometreden uzun raflarda bulu nan kitaplarla birlikte, alt milyondan fazla kitaptan oluuyordu. Bu deneyim nce Paul'n gzn korkuttu. Babamn yapm olduu garip resim, tamamyla tesadfen bulunan anahtar niteliin deki belge olay, karsnda patlamaya hazr vaziyetteydi. Daha da ac veren, sannm, Paul'n kendi kendisini sorgulayarak kendi zerinde yaratt baskyd. Kendi iine bakp sadece bir taralnn yetenekle rine sahip gkyznn karanlk bir kesinde kr bir yldz olup ol madn anlamaya alyor, kendine olan gveni sarslyordu. Ders lerde grd bu st snflara mensup adamlar, onlardan ok uzaklar da olduu hissine kaplmasna neden oluyordu ve profesrlerin ona duyduu hayranlk bile, Hypnerotomachia konusunda bir ilerleme salamadka Paul'e herhangi bir anlam ifade etmiyordu. Sonra, talya'ya gittii o yaz her ey deiti. Paul talyan bi lim adamlarnn almalanm kefetti, onlann yazdklann zar zor da olsa okuyabilmek, drt yl Latince okumu olmasna kretme sine yol at. Venedikli Colonna ile ilgili en son biyografinin iinde einirken, Hypnerotomachia ile ilgili baz unsurlarn, 1489'da ya ynlanm Cornucopiae adl bir kitaptan alndn rendi. Vene diklinin yaamndan bir ayrnt olarak bu bilgi pek nemli grn myordu ama, aklnda Romal Francesco ile ilgili bir sorunla gelmi
182

4 'n Kural olan Paul, ok daha fazlasn grd bu bilgide. Colonna'nm kitab yazd tarih ile ilgili iddialar nemli deildi, kitabn 1489 ylndan sonra dzenlendiini gsteren kantlar bulmutu. O sralar Romal Francesco Colonna en azndan otuz alt yanda olmalyd, on drt deil. Ve her ne kadar Paul, Colonna'nm Hypnerotomachia'y yaz tarihi ile ilgili olarak neden yalan syleyebileceini anlayamasa da, Taft'n meydan okuyuuna yant bulduunu anlamt. Daha iyi ve ya kt, babamn dnyasna girmiti. Bunu zgvenin ykseli dnemi izledi. Drt dille silahlanm (beincisi ngilizceydi ama ikincil kaynaklar dnda bu alanda bir ie yaramyordu) ve Colonna'nm yaam ve yaad dnem hak knda kapsaml bilgilerle donanm olarak metnin iine dald. Pro jeye her gn biraz daha fazla zaman aynyor, Hypnerotomachia'ya kar duruu, rahatszlk verici biimde aina hissettiim bir hal al yordu: kitabn sayfalan Colonna ile Paul'n sava alanyd ve kaza nan her eyi alacakt. Seyahatinden nceki aylarda uykuda olan Vincent Taft etkisi, yeniden dirilmiti. Paul'n kitaba olan ilgisi bir takntya dntke Taft ve Stein yaamnda giderek artan bir nem kazanyorlard. Eer iin iinde bir adam olmasa, sanrm Paul' tamamen onlara kaptracaktk. Bu adam Francesco Colonna'yd ve kitab Paul' umduun dan ok daha fazla zorluyordu. Paul zihnini ne kadar yorarsa yorsun da yerinden kprdatamadn grmekteydi. lerlemesi yavala dka ve ilk yln sonbahan yerini kn karanlna braknca, Paul abuk kzan, keskin yorumlarda bulunmakta acele eden, sadece Taft'den renmi olabilecei kaba davranlarda bulunan biri hali ne geldi. Gil'in bana anlattna gre, Ivy'de kendi bana, kitaplar la evrili olarak bir masada oturup kendi kendine konuuyor ve ye lerin alay konusu oluyordu. Onun kendine duyduu gvenin azal183

91

l a n Caldvvel! & Dustin Thomason n izlerken, bir zamanlar babamn sylemi olduu bir eyi daha iyi anlamtm: Hypnerotomachia bir sirendir, uzak bir kydan ge len ekici bir sestir, insana penelerini geirir ve skca kavrar. Ken dini tehlikeye atarak onunla flrt edersin. Ve bylece devam etti. lkbahar geldi; asksz minicik bluzlu kzlar penceresinin altnda frizbi oynadlar; aalann dallarnda i ekler at, sincaplar gezindi; tenis toplarnn sesleri yankland; ve Paul odasnda tek bana, perdeleri kapal, kaps kilitli, kapdaki panosunda RAHATSIZ ETMEYN yazsyla oturdu, durdu. Bende, uzun ve skc bir ktan sonra telal kprtlar uyandran, ilkbahar la ilgili olarak sevdiim her eyi, yani o kokular ve sesleri, dikkat datc olarak niteliyordu. Aslnda benim varlmn da onun asn dan dikkat datan bir durum olduunu biliyordum. Benimle konu tuunda syledii her ey yabanc bir lkenin hava durumu raporu gibi balyordu. Ona giderek daha az urar olmutum. Deimesi iin tek bana bir yaz geirmesi gerekmiti. kinci yln eyll balarnda, bo kampusta ay tek bana geirdiinden, hepimizi sevinle karlad ve yerlememize yardm etti. Birdenbire blnmeye ak, arkadalaryla vakit geirmeye hevesli, gemie da ha az takntl bir hal almt. Smestrin ilk aylarnda, ikimiz benim umduumdan ok daha byk oranda bir rnesans yaadk arkada lmz asndan. Ivy'dekilerin akalarna glp geiyor, Taft ve Stein ile daha az birlikte oluyor, yemeklerin tadm karyor, dersler arasnda yryler yapmaktan holanyordu. Hatta plerin her sal sabah saatin 07.00'sinde penceremizin altndaki p boaltma snda bile komik bir yan bulabiliyordu. Onun daha iyi olduunu d nyordum. Hatta daha da tesi, yeniden doduuna inanyordum. kinci ylmzn ekim aynda, sonbaharn son snavlarnn ar dndan bir gece ge vakit odama gelene kadar, tezlerimizde baka
184

4'n Kural ortak noktalar da bulunduunu anlamamtm: her ikimizin setii konu da, yok olmay reddeden l eylerdi. "Hypnerotomachia zerine almaktan tamamen vazgemi olabilir misin?" diye sormutu o gece bana ve soru eklinden nem li bir ey bulmu olduunu anlamtm. "Hayr," dedim, biraz gerekten buna inandmdan, biraz da onu mutlu etmek iin. "Bana yle geliyor ki, yazn bu konuda nemli bir bulu yap tm. Ama bunu anlayabilmek iin senin yardmna ihtiyacm var." "Anlat o zaman," dedim. Babam iin nasl baladysa, onun Hypnerotomachia ile ilgili merakn her ne uyandrmsa, ayn ey o gece bana oldu. Paul'n o gece syledikleri Colonna'nn uzun zaman nce lm kitabna ye ni bir yaam kazandrd.
. 15

92

"Geen yl tkezlemeye baladm grnce Vincent, beni Brovvn'dan Steven Gelbman'la tantrd," diye balad sze. "Gelbman matematik, ifre zmleme ve din zerine, tamamen tek ba na aratrmalar yapyor. Tevrat'n matematiksel analizi konusunda uzman. Bundan sz edildiini duymu muydun hi?" "Kabalay hatrlatyor." "Kesinlikle. Sadece kutsal szcklerin ne anlama geldiini de il, saylarn ne sylediini de anlaman gerekiyor. brani alfabesindeki her harfe karlk gelen bir say var. Harflerin srasn kullana rak matematiksel aklamalar da bulabilirsin. "Eh, balangta biraz kukuluydum. Sephirotik benzerlikler, balantlar hakknda on saat boyunca ders dinlediim halde yine de ilgimi ekmemiti. Colonna ile hibir alakas yokmu gibi grn185

l a n Caldvvell & Dustin Thomason yordu. Ancak yazn Hypnerotomachia ile ilgili ikinci derece kay naklar incelemeyi bitirdim ve kitabn kendisi zerinde almaya baladm. mknszd. Kitab evirmeyi deniyordum ama her eyi gerisin geriye tepip suratmda patlyordu. Tam birka sayfa ayn y ne doru, belli bir yapda, belli bir amala gidiyor derken, aniden cmle bitiyor ve sonraki cmlede her ey deimi oluyordu. "Sadece Francesco'nun tarif ettii ilk labirenti anlamaya al makla, be haftam harcadm. Mimari terimleri anlayabilmek iin Vitruvius'u hatmetmem gerekti. Bildiim tm eski labirentlere bak tm, Timsahlar Kenti'ndeki Msr labirentine, Lemnos, Clusium ve Girit'dekilerden, baka en az alt taneye. Sonra Hypnerotomachia'da drt farkl labirent olduunu fark ettim; biri bir tapnakta, biri suyun iinde, biri bir bahede ve biri de yerin altnda. Tam aprakln bir seviyesini anlyorum derken, drt katna kmt. Poliphilo bile kitabn banda kayboluyor, benim iin tek are, zor labirentten kabilmesi iin Theseus'a bir ip vermi olan Cretan Ariadne'nin merhametini dilemekti, diyor. Sanki kitap bana neler yaptn anlyormu gibiydi. "Sonunda anladm ki, kesinlikle ie yaradn bildiim tek ey, her blmn bandaki harfin oluturduu akrostiti. Bylece kita bn bana syledii eyi yaptm. Cretan Ariadne'nin, labirenti ze bilecek olan kiinin merhametine sndm." "Yani tekrar Gelbman'e gittin." Ban sallad. "Kafay yemitim. mitsizdim. Bu yntemle ilerleme kaydettiimi gren Vincent'n sraryla, Gelbman temmuzda Providence'ta onunla kalmama izin verdi. Hafta sonunu bana daha gelimi ifre zme tekniklerini gstererek geirdi ve ite o zaman bir eyler anlam kazanmaya balad."
186

4 'n Kural O konuurken omzunun zerinden camdan dar baktm ve manzara deiiyormu gibi hissediimi hatrlyorum. Dod'daki ya tak odamzda oturuyorduk, bir cuma gecesiydi ve ikimiz yalnzdk; Charlie ve Gil altmzda bir yerlerde, buhar tnellerinin iinde Ivy ve EMT'den baz arkadalarla boya tabancalan oyunu oynuyorlar d. Bir hafta sonra Katie ile tanacaktm ilk kez. Ancak o anda tm dikkatim Paul'e ynelmiti. "Bana rettii en karmak kavram," diye szne devam et ti. "Kendi metni ifrelerden veya algoritmalardan oluan bir kitab zmlemekti. Bu gibi vakalarda, anahtar da metne gmlm olu yordu. nce bir denklemi veya bir dizi komutu deifre ederek ifre yi zyordun, sonra ifreyi metni zmek iin kullanyordun. Ya ni aslnda kitap kendi kendini tercme ediyordu." Glmsemitim. "ngilizce blmn kertebilecek bir fikre benziyor." "Ayn zamanda da septik," demiti Paul. "Ama belli ki bu yn temin uzun bir gemii var. Aydnlanma a boyunca entelektel ler btn yazlann, sanki oyun oynar gibi, bu yntemle yazarlarm. Yazdklar metinler sradan hikyelere, mektuplardan oluan romanlara filan benzermi. Ama eer doru teknikleri bilirsen -ka stl olarak yaplm hatalar yakalamak veya resimlerdeki bulmaca lar zmek gibi- anahtar bulabilirmisin. rnein, 'Sadece asal sa ylar ve kare kk olanlar ile her on kelimede bir tekrarlanan harf leri alyorsun; Lord Kinkaid'in syledii szleri ve hizmetinin sor duu sorular katmyorsun'. Bu talimatlar uygulayarak sonunda bir mesaj buluyorsun. ou zaman bu 5 dizeli nkteli bir iir veya ms tehcen bir aka oluyor. Ama adamlardan biri vasiyetnamesini bu e kilde yazm. Vasiyetnameyi kim zerse miras ona kalacakm."
187

93

Ian Caldwell & Dustin Thomason Paul bir kitabn arasndan tek bir kt karmt. Ktta iki ayn blok halinde ifreli yazlm bir paragraf vard ve altta da daha ksa olarak mesajn zlm hali yazlyd. Aradaki balantnn ne olduunu ben zememitim. "Bir sre sonra bunun ie yarayabileceini dnmeye bala dm. Belki de Hypnerotomacla'nn blmlerinin baharfleriyle oluturulan akrosti bir eyi ima ediyordu. Belki kitabn geri kalan n zmek iin ne tr bir yntem kullanlmas gerektii bunda giz liydi. Rnesans dneminde birok hmanist kabalayla dille ve sem bollerle oyunlar oynama fikriyle ilgilenmiti. Belki Francesco da Hypnerotomacla iin bu tr bir ifre kullanmt. "Sorun, algoritmay bulmak iin nereye bakmam gerektii ko nusunda hibir fikrimin olmamasyd. Kendi bama ifreler uydur maya baladm, belki biri ie yarar diye. Gnlerce boutum ifre lerle. Nadir Kitaplar Salonu'nun altn stne getirdim bir hafta bo yunca, bir cevap bulabilir miyim diye, bulduum eyler ya bir an lam ifade etmiyordu ya da bir tuzakt veya sonunda tkanyorlard. "Sonra, austos sonunda tek bir blm zerinde hafta al tm. Poliphilo'nun bir dizi tapmak kalntsn inceleyip dikilitaa oyulmu hiyeroglif bir mesaj bulduu blmd. Tanrsal ve her za man yce Julius Caesar'a, dnyann hkimi, diye balyordu. Asla unutamam, nerdeyse delirtiyordu beni. Ayn iki sayfa banda, gnler geirmitim. Ama ite o zaman buldum onu." Masasnn zerindeki bir klasr amt. inde Hypnerotomachidmn her sayfasnn birer kopyas bulunuyordu. Klasrn so nuna ekledii blm ap keserek bir kda yaptrm olduu harfleri gstermiti bana. Bunlar her blmn ilk harfleriydi ve Fra Francesco Colonna'nn en nemli mesajn oluturuyorlard. Poliam Frater Franciscus Columna Peramavit.
188

4'n Kural "Balang noktam basitti. Akrosti sadece yazann kimliini belirten bir hile olamazd. Daha byk bir amac olmalyd, ilk harf ler sadece birinci mesaj zmeye yaramyor, btn kitab zmek te nemli bir rol oynuyorlard. "Bylece denemeye baladm. ncelediim blm zel bir hi yeroglif izimiyle, bir gzle balyordu." Sayfalar kantnp sonun da bulmutu o blm.

94

DIVOIVLIO CAES A R I SEMP. A VG.TOTVS O R B GVBER NAT.OB A N I M I CLEMENT.ET LIBERA LI TATEMAEGYPTII C O M M V N I A ER E.S E R E X E R E

"Bu estampn ilk sembol olduuna gre, nemli olmas gerek tiini dndm. Sorun, hibir anlam kartamyor oluumdu. Poli philo'nun sembol tanmlay ekli -Tanr veya tannsallk anlamna gelen gz- de beni bir yere gtrmyordu. "te o an ans yzme gld. Bir sabah renci merkezinde bir eyler yapyordum, gece pek uyumamtm, o yzden bir soda almaya karar verdim. Ama makine srekli olarak dolarm geri ps krtyordu. ok yorgundum, nedenini bulacak halim yoktu, sonun da aa baktm ve paray yanl koyduumu anladm. Ters yz s te geliyordu. Paray ters evirip yeniden denemek zereyken birden olay anladm. Tam nmde duruyordu, parann zerinde." "Gz," dedim. "Tam piramidin stnde." "Kesinlikle. Byk srnn bir paras buydu. Ve kafama dank etmiti. Rnesans dneminde gz kendi sembol olarak kullanan
189

lan Caldvvell & Dustin Thomason


nl bir hmanist vard. Hatta madeni paralarn ve madalyalarn s tne bile bastnyordu." Sanki kim olduunu bulabilirmiim gibi bir sre beklemiti. Sonra, "Alberti," demiti uzaktaki bir rafta duran ince bir cildi gsterip. Kitabn srtnda De re aedificatoria yazyordu. "Colonna'nn kastettii buydu. Alberti'nin kitabndan bir fikir almt ve okurun da bunu fark etmesini istemiti. Eer bu balanty bulabi lirsem geri kalan orap sk gibi gelecekti. "Alberti bilimsel incelemesinde Yunan dilinden derlenmi mi mari kelimelere Latince karlklar yaratmt. Francesco da Hypnerotomachia'nm bir tek yeri hari, tmnde ayn karlklar kullan mt. Bunu ilk kez o blm tercme ederken fark etmitim, n k uzun zamandr grmediim Vitruvian deyimlerine rastlamaya balamtm. Ancak onlarn nemli olduklanm hi dnmemitim. "Soma anladm ki, blmdeki tm Yunanca mimari terimleri bulup yerlerine Latince karlklann koymak gerekiyor, metnin ge ri kalan ksmlannda olduu gibi. Eer bunu yapar ve akrosti kura ln uygularsan -yani, her blmn ilk harfini birletirip okuduun gibi, ayn hizada bulunan kelimelerin ilk harflerini bir araya getirip okursan- bulmaca zlyor. Latince bir mesaj buluyorsun. Tek so run, kelimeleri Yunancadan Latinceye geirirken tek bir hata bile yapsan, btn mesajn bozuluyor olmas. Mesela entasi karln da sadece venter demek yerine ventris diametrum dersen, diametrum kelimesinin bandaki ekstra D harfi her eyi deitiriyor." Daha hzl konumaya balayarak, baka bir sayfay evirmi ti. "Hatalar yaptm elbette. ans eseri, Latince metnin oluumunu engelleyecek kadar byk hatalar deildi bunlar. Sizlerin kampusa dnmesinden bir gn evveline kadarki haftay bununla uraarak geirdim. Ama sonunda ortaya bir ey karabildim. Ne diyor bili190

4'n Kural yor musun?" Asabi bir ekilde yznde bir noktay kamt. "Di yor ki: Musa'y kim boynuzlad" Garip bir sesle glmt. "Tanr ahidimdir ki, Francesco'nun bana gldn duyar gibi oldum. Sanki btn kitap bana byk bir aka yapmak iin yazlmt. Gerekten, ciddiyim. Musa'y kim boy nuzlad" "Anlamyorum." "Baka bir deyile, Musa'y kim aldatmt?" "Boynuzlamann ne demek olduunu biliyorum." "Aslnda, kelime anlamyla boynuzlama demiyor. Diyor ki: 'Musa'ya boynuzlar kim takt?' Boynuzlar, ta Artemidorus'dan bu yana boynuzlama anlamna kullanlr. Bu da..." "yi de bunun Hypnerotomachia ile ilgisi ne?" Aklamasn beklemitim veya bilmeceyi yanl okuduunu sylemesini. Ancak Paul ayaa kalkp odann iini arnlamaya ba laynca, ortada daha karmak bir durum olduunu anlamtm. "Bilmiyorum. Bunun kitabn geri kalanna nasl uyarlanaca n bulamyorum. Ama tuhaflk burda. Bilmeceyi zm olabilece imi dnyorum." "Birisi Musa'y boynuzlad?" "Yani, bir anlamda. nce, bunda bir hata olduunu dndm. Musa, Eski Ahit'te, zina ile anlmak iin fazla byk bir figr. Bil diim kadanyla bir kars vard -Zipporah adnda bir Midianite ka dn- ama Exodus'ta ancak yle bir geiyordu ve onun kocasn al datm olduuna dair herhangi bir bilgi bulamadm. "Sonra 12:1 Blm'nde tuhaf bir eye rastladm. Kz ve er kek kardeleri bir Cushite kadn ile evlendii iin Musa'nn aley hinde konuuyorlard. Ayrntlar asla aklanmamt ama baz bil ginler bu konuyu tartyorlard, nk Cush ve Midian tamamen 191 Anadolu niversitesi Merkez Ktphane

95

Ian Caldwell & Dustin Thomason


farkl corafi blgelerdi, bu yzden de Musa'nn iki kars olmu ol malyd. Cushite olan karsnn ad ncil'de hi gemiyor ama birin ci yzylda yaam bir tarihi, Flavius Josephus, Musa'nn hayat zerine kendi aklamalarn yazm ve Cushite ya da Etiyopyal ka rsnn adnn Tharbis olduunu ileri srm." Bu aynntlar arasnda boulmak zereydim. "Yani o mu Mu sa'y boynuzlatm?" Paul ban sallamt. "Hayr. kinci bir kadnla evlenerek Mu sa, onu veya Zipporah'y, yani hangisiyle nce evlendiyse o kadn boynuzlamt. Bu sralamay saptamak zor, ama baz durumlarda, boynuzlar aldatann kafasnda da oluyor sadece aldatlan ein deil. te bilmece burda yatyor olmal. Cevap da ya Zipporah ya da! Tharbis." "E, peki ne yapacaksn imdi bu bilgiyle?" Heyecan yatm gibi grnyordu. "Bu noktada duvara ar pyorum. Zipporah ve Tharbis'i dnebildiim her biimde kitabn geri kalann zecek ifre anahtar olarak kullanmay denedim. Ama hibiri ie yaramad." Sanki bir zm nermemi umar gibi beklemiti. Oysa tm yapabildiim, "Taft bu konuda ne dnyor?" diy sormak oldu. "Vincent bilmiyor. O benim boa zaman harcadm dn yor. Gelbman'n tekniklerinin byk bulular salamadna kara verdii an, kendi liderliinde ilerlemeye devam etmem gerektiin syledi bana. Yani ncelikli Venedik kaynaklanna daha ok eilme liydim." "Peki ona sylemeyecek misin bunu?" Paul sanki onu yanl anlamm gibi bakmt bana. "Sana sylyorum," demiti sonra.
192

4'n Kural "Ben bir ey bilmiyorum ki." "Tom, bu bir rastlant olamaz. Hibir ey bu kadar nemli de il. Bu, babann arad ey. Tek yapmamz gereken bunu zmek. Yardmn istiyorum." "Ne iin?" O an sesine tuhaf bir kararllk hkim olmutu, sanki Hypnerotomachia ile ilgili daha nce gzden kard bir ey bulmu gibiy di. "Kitap farkl dnce yollan gerektiriyor. Bazen sabr veya aynntlara dikkat etmek ie yanyor. Ama bazen de igd ve yaratclk ge rekiyor. Frankenstein ile ilgili baz yorumlann okudum. yiler. Oriji naller. Ve sen bunun iin ter bile dkmedin. Sadece dn. Bilmece yi dn. Belki baka bir ey buluverirsin. Tek istediim bu."

96

O gece Paul'n teklifini reddetmi olmamn basit bir nedeni vard. ocukluuma baktmda, Colonna'nn kitab, bir tepenin s tndeki terk edilmi konak, her dncenin stne den kt bir nseziydi. Genlik dnemimin her sevimsiz bilinmezinin ardnda bu okunamayan sayfalara uzanan bir yol var gibiydi: babamn say sz geceler boyu yemek masasnda olmayp odasnda alyor ol mas, gnah ileyen azizler gibi, annemle aralarnda bu yzden kan saysz kavgalar ve hatta Colonna'nn kitabnn ardna herkes ten daha byk bir tutkuyla dm olan Richard Curry'nin garip mnzevilii ve kitabn hibir zaman fethedilemeyii. Hypnerotomachia'mn onu okuyan herkesi kuatan gcn anlayamyordum, ama benim deneyimlerime gre bu g hibir zaman iyilik getirmi yordu. Paul'n yllk boumasn izlemek de, byk bir bulula sonulanm olsa dahi, sadece kitaptan uzak kalma kararllm pe kitirmeye yaramt.
193

F: 13

I a n Galdwell & Dustin Thomason Ancak, artc bir biimde, ertesi sabah fikrimi deitirmi ve Paul'n almalarna katlmtm. Bunun nedeni bana anlatm olduu bilmece yznden grdm bir ryayd. Hypnerotomachia'da, ocukluumun gizleri arasndan hi kmayan, neyle ura yor diye anlayabilmek iin babamn odasna gizlice her giriimde karma kan bir estamp vard. Bir erkek ocuk, her gn, bir aa cn altna uzanm ve ona beeniyle bakan, plak bir kadn grmez. Ve Hypnerotomachia'y inceleyen bilim adamlar halkasnn dn da kimsenin, byle bir kadnn ayak ucunda duran, boynuz eklin deki penisi pusula ibresi gibi kadna ynelmi olan, plak bir sati grm olduunu da sanmyorum. Bu resmi ilk grdmde on ik yandaydm, babamn alma odasnda tek bamaydm ve birde onun bazen yemee neden ge geldiini anlar gibi olmutum. B garip ve harika ey her ne idiyse, biftek elbette ondan daha a nemli olacakt.

4 'n Kural O gece, ocukluumun estamp -kadn sere serpe yatm, satir sinsice sokuluyor, organ dal budak salp azm- geri gelmiti ve her halde ranzamda epeyce debelenmi olmalydm ki Paul yukardaki yatandan eilip, "yi misin Tom?" diye sormutu. Sonra birden dorulup masasndaki kitaplan kartrmaya ba lamtm. O penis, o yanl yerde duran boynuz bana bir ey hatrlat mt. Bir balant vard. Colonna neden sz ettiini biliyordu. Mu sa'nn boynuzlarn biri vermiti. Cevab Hartt'n Rnesans Sanat Tarihi kitabnda bulmutum. O resmi daha nce de grmtm, ama aklma hibir ey gelmemi ti o zaman. Kitab o sayfas ak olarak Paul'n ranzasna frlatp, "Bunlar ne?" diye sormutum. Gzlerini ksarak bakmt sayfaya. "Michelangelo'nun Musa heykeli," demiti sonra, bana sanki aklm karmm gibi bakarak. "Ne oluyor Tom?" Sonra, ben aklama frsat bulamadan, bir an durmu ve d np baucu lambasn yakmt. "Tabi ki..." diye fsldamt. "Aman Tanrm, tabi ki." Ona gstermi olduum fotorafta, heykelin banda, pheye yer brakmayacak ekilde kei satirin boynuzlarna benzer iki kk knt grlyordu. Paul ranzadan yle bir grltyle frlamt ki Gii ve Charlie'nin koarak geleceklerini sanmtm. "Basardn ite," demiti gzleri sonuna kadar alm bir halde. "Bu o olmal." Ben, Colonna'nn bilmecesinin cevabn nasl olup da bir Mic helangelo heykeline koymu olabileceini dnerek, yolunda git meyen bir eyler olduu hissine kaplncaya kadar bir sre byle de vam etmiti.

97

194

195

lan Caldwell & Dustin Thomason


Sonunda, "yi de neden ordalar?" diye sormutum. Ama Paul oktan epeyce mesafe almt bile. Kitab hzla ran zadan ekip bana metindeki aklamay gstermiti. "Boynuzlann, boynuzlanm olmakla bir ilgisi yok. Bilmece kelime anlamndaym: Musa'ya boynuzlar kim verdi? Bu ncil'deki bir yanl terc meden kaynaklanyor. Musa Sina Da'ndan aa indiinde, diyor Exodus yznde k huzmeleri parlyordu. Ancak ibrani dilinde 'k huzmesi' anlamna gelen kelime 'boynuzlar' olarak da evrilebilir; karan yerine karen. Aziz Jerome Eski Ahit'i Latinceye evirirken, sa'dan baka hi kimsenin k huzmeleriyle aydnlanm olamaya can dnd iin, ikinci biimde evirmeyi tercih etmi. Ve Michelangelo da Musa'y byle yontmu. Boynuzlu olarak." Btn o heyecan arasnda, neler olduunu tam olarak kavraya mamtm. Hypnerotomachia sinsice tekrar hayatma girmi, beni gemeye h: niyetim olmayan bir nehre doru srklemeye bala mt. Karmza kan btn bu aklamalar, Musa'ya Latince cornuta lafn yaktran, bylece de ona boynuz vermi olan Aziz Jerome'un nemini belirtiyordu. Ancak sonraki hafta Paul'e mutluluk la yklendii bir yk bindirmiti. O geceden balayarak ve bir sre iin ben sadece kiralanm bir silahtm, onun Hypnerotomachia'y fethetmeden nceki son ura. Bunun kaldrabileceim bir durum olduunu dnmtm, Paul' ortada brakarak kitapla aramda bir mesafe oluturabilecektim. Ve bylece Paul, neler bulmu olabile ceimizi aratrmak amacyla, bir akkor halinde tekrar Firestone'a dnm, ben de kendi bama bir keifte bulunmak zere serbest kalmtm. Hl Francesco Colonna ile karlamamzn verdii ka sntyla dolarken, Katie'nin zerinde nasl bir etki brakm olabi leceimi ancak tahmin edebiliyorum..

4 'n Kural kimizin de ait olmad ama ikimizin de kendini evinde gibi hissettii bir yerde karlatk: Ivy'de. Ben, Ivy'de kendi kulbm de geirdiim kadar hafta sonu geirmitim. Katie ise, daha ikinci snf semelerinin balamasndan aylar nce Gil'in favorilerinden biriydi ve Gil'in ilk dncesi bizi tantrmak olmutu. Ayn cumartesi gecesi ikimizi de kulbe getirmeyi baardktan sonra, "Katie," demiti. "Bu oda arkadam Tom." Bir ikinci snf rencisini cezbetmek iin fazla kas oynatma nn gereksiz olduunu dndmden tembel tembel snttm. Sonra o konumaya balad. iein zn emmek isterken lme giden, etil bitkiye konmu sinek misali, bir anda kimin kimi avladn kavrayverdim. Sanki postanenin duvanna yaptnlm aranyor ilanndaki haydutla karlam gibi, "Demek Tom sensin," dedi. "Charlie, ba na senden sz etmiti." Birisine Charlie tarafndan anlatlm olmann en iyi yan, o andan itibaren her eyin ancak daha iyi, doru gidebilme ihtimali olmasdr. Belli ki birka gece nce Katie ile Ivy'de karlam ve Gil'in aramzda patanlk yapma niyeti olduunu anlaynca da byk bir hevesle aynntlan vermeye girimiti. Pek ilgilenmemi gibi grnmeye alarak, "Sana ne anlatt?" diye sordum. Bir an dnd, onun kelimelerini hatrlamaya alt. "Astronomi ile ilgili bir eyler. Yldzlar hakknda." "Beyaz cce," dedim. "Bu bir bilimsel aka." Katie kalarm att. "yle de olsa anlamyorum," diye itiraf ettim, verdiim ilk iz lenimi silmeye alarak. "Ben bu tr eyleri anlayabilenlerden de ilim."

98

196

197

l a n Caldvvell & Dustin Thomason "Brann ngilizce mi?" diye sordu. Bam salladm. Gil, bana onun felsefe okuduunu sylemiti. pheyle szd beni. "En beendiin yazar kim?" "Cevaplamas imknsz bir soru. Senin en beendiin filozof kim?" "Camus," dedi, cevap beklemeden sorduum halde. "Ve be nim en beendiim yazar da H. A. Rey." Sanki bir snavda gibiydim. Rey diye birini hi duymamtm; modemistlerden biriydi herhalde, T. S. Eliot'un daha anlalmaz, daha ileri bir e. e. Cummings vakas. "iir mi yazyor?" diye bir giriimde bulundum, nk onu mum nda Fransz yazarlar okurken canlandrabiliyordum g zmde. Katie gz krpt. Sonra karlatmz andan itibaren ilk kez glmsedi. "Merakl George'u yazd," dedi ve ben yzmn kzarmasn nlemeye alrken byk bir kahkaha att. Bana gre bu durum ilikimizin genel tarifi oldu. Birbirimize daima bulmay hi ummadmz eyleri verdik. Princeton'daki ilk gnlerimde kz arkadalarmla asla derslerden konumamay ren mitim. Gil, bana, yanl yaptm takdirde, iirin bile romantizmi yok edebileceini retmiti. Ancak Katie de ayn dersi almt ve ikimiz de bundan holanmamtk. Katie ilk ylnda edebiyat derslerimden birinde tantm bir ocukla kmt. Pynchon ve DeLillo'yu benim asla beceremediim kadar iyi alglamt, ama snfn dnda onlar hakknda tek kelime bile etmeyi kabul etmiyordu. Bu durum, yani ocuun hayatna izdii kesin izgiler, ile elence arasna koyduu yksek duvarlar Katie'yi delinmiti. O gece Ivy'de yirmi dakikalk bir sohbetten sonra her ikimiz de houmuza giden
198

4 un Kural eyler grdk, ikimiz de duvarlar istemiyorduk ya da en azndan du varlar korumaya istekli deildik. Byle uygun bir sonu almak Gil'in de houna gitmiti. ok gemeden kendimi hafta sonlarn ip le eker buldum, ders aralarnda ona komak istiyor, uyumadan n ce, duta, snavn ortasnda onu dnyordum. Bir ay iinde k maya balamtk. likimizde daha olgun olan ben olduum iin, bir sre yapt mz her eye deneyimlerimden gelen bilgeliimi uygulamakla g revli olduumu varsaydm. Srekli tandk yerlerde, arkada kalaba lklar iinde olmaya dikkat ettim, nk daha nceki kz arkada larmla yaadklarm, samimiyetin her zaman, lgnca akn sonu nu getirdiini retmiti: birbirlerine k olduklarn dnen iki kii, ba baa kaldklarnda aslnda birbirleri hakknda ne kadar az ey bildiklerini anlyorlard. O yzden kalabalk yerlerde -hafta son larnda yemek kulplerinde, geceleri renci merkezinde- bulumak ta srar ettim, odalarda ve kuytu ktphane kelerinde bulumay ancak Katie'nin sesinde zel bir davet duyduuma kendimi inandrabildiim zamanlarda kabul ettim. Her zamanki gibi, beni dzelten Katie oldu. Bir gece, "Hadi kalk," dedi. "Bu gece yemee kyoruz." "Kimin kulbne?" diye sordum. "Bir restorana. Sen se." Daha kmaya balayal iki hafta bile olmamt; tanmadm pek ok yn vard. Uzun bir akam yemei de riskli grnyordu. "Karen veya Trish de gelebilir istersen?" dedim. Holder'da birlikte kald iki kz arkada cankurtaran simidi gibiydiler. zel likle hi yemek yemezmi gibi grnen Trish btn yemek boyun ca durmadan konuabilirdi. Katie, bana arkasn dnd. "Gil'i de arabiliriz," dedi.
199

99

I a n Caldwell & Dustin Thomason "Tabi." Bu bana biraz tuhaf bir bileim gibi gelse de, ne kadar kalabalk olursak o denli gvenli olacan dnmtm. "Peki ya Charlie?" diye sordu. "O da her zaman atr." Sonunda alay ettiini anlamtm. "Sorun nedir Tom?" diye sordu tekrar bana dnp. "Bakalannn bizi ba baa grmesinden mi korkuyorsun?" "Hayr." "Seni skyor muyum?" "Tabi ki hayr." "Peki ne o zaman? Birbirimizi pek de iyi tanmadmz ke fedeceimizi mi dnyorsun?" Biraz ekinerek, "Evet," dedim. Katie hakikaten byle dndm anlaynca armt. Sonunda, "Kz kardeimin ismi ne?" diye sordu. "Bilmiyorum." "Ben dindar biri miyim?" "Emin deilim." "stmde bozukluk yoksa kafenin bahi kavanozundan bo zuk para anr mym?" "Muhtemelen." Katie glmseyerek bana doru eildi. "te. Basardn." Beni tanma konusunda kendine bu kadar gveni olan biriyle olmamtm hi daha nce. Birbirimize olan uyumumuz konusunda hi kukusu yoktu. "Hadi imdi yemee gidelim," dedi elimden tutup ekitirerek. Arkamza bakmadk bile.

4 'n Kural Satirle ilgili ryamdan sekiz gn sonra, Paul bir haberle ka gelmiti. "Haklymm," demiti iftiharla. "Kitabn baz ksmlan ifreli yazlm." "Bunu nasl anladn?" "Cornuta -Jerome'un Musa'nn boynuzlanna verdii isimFrancesco'nun istedii yantm. Ama bir kelimeyi ifre olarak kul lanmak iin seilen normal teknikler Hypnerotomachia'ya uymu yor. Bak..." Bana kendi yazd bir eylerin bulunduu bir kt gstermi ti. Birbirine paralel olarak giden iki sra harf vard ktta. a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z CORNUTABDEFGHIJKLMPQSVWXYZ "Burda ok temel bir ifre alfabesi var," demiti. "stteki sra da dz metin denilen ksm var, alttaki srada ise ifreli metin. ifre li metnin nasl anahtar kelimemiz cornuta ile baladna dikkat et. Sonrasnda normal bir alfabe olarak devam ediyor, sadece cornuta kelimesindeki harfler kartlm, ki ayn harf iki kez gemesin." "Peki sistem nasl alyor?" Paul masasndan bir kalem alp harfleri daire iine almaya ba lamt. "Diyelim ki bu cornuta ifresini kullanarak 'hello' yazmak is tiyorsun. Yukardaki dz metin alfabesine bakp, ' H ' harfini bulacak sn, sonra da alttaki ifreli metinden karln saptayacaksn. Burda 'H', ' B ' ye tekabl ediyor. Geri kalan harfleri de bu ekilde saptaya rak 'buggj' yazarsan, bu ifreye gre 'hello' yazm olacaksn." "Colonna cornuta'y byle mi kullanm?" "Hayr. On beinci ve on altnc yzyllarda, talyan soylulan ok daha gelimi sistemler kullanrlarm. Alberti yani sana geen

100

200

201

l a n Caldvvell & Dustin T h o m a s o n hafta gsterdiim mimari incelemeyi yazan adam da oklu alfabe kriptolojisine merakhym. Bunda birka harfte bir ifre alfabesi de iiyor. ok daha zor." Elindeki kd gsterip, "Ama Colonna byle bir ey kullana mazd ki," demitim. "Bu ku dili gibi bir ey oluyor. O zaman b tn kitap 'buggj' benzeri kelimelerle dolu olurdu." Paul'n gzleri parlamt. "Kesinlikle. Karmak ifre metot lar ile normal okunan bir metin yazlamaz. Ancak Hypnerotomachia farkl. Onun ifreli metni de bir kitaba benziyor." "O yzden Colonna ifre yerine bilmeceler mi kullanm?" Ban sallamt. "Buna steganografi deniyor. Grnmez m rekkeple not yazmak gibi: ama kimsenin orda bir not olduunu an lamamas. Francesco kriptoloji ile stenografiyi birlikte kullanm. Normal gibi grnen bir yknn iine, gze arpmayacak bilme celer saklam. Sonra bu bilmeceleri, deifre etme teknikleri yarat mak iin kullanm ve bylece mesajnn anlalmasn iyice zorla trm. Bu durumda, yapman gereken tek ey cornuta'daki harfleri saymak, ki yedi harf var, sonra metindeki her yedinci harfi bir ara ya getirmek. Her blmn ilk harfini kullanmaktan pek farkl bi ey deil. Sadece doru aral bilme meselesi." "Peki ie yaryor mu? Yani kitaptaki yedinci harfler?" Paul yine ban sallamt. "Btn kitap deil. Sadece bir ks m. Ve hayr, nce ie yaramad. Anlamsz bir eyler kt. Sorun nerden balayacan belirleyebilmek. lk harften itibaren her yedinci harfi setiinde bulacan sonula, ikinci harften itibaren her yedin ci harfi seerek bulacan sonu tmyle farkl. Burda yine bilme cenin cevab devreye giriyor." Dosyasndan bir kt daha karmt, bu, orijinal Hypneroto machia sayfalarndan birinin fotokopisiydi.
202

4 'n Kural "Tam burda, ilk blmn ortasnda, cornuta kitabn iinde ay n biimde geiyor. Cornuta'daki C ile balar ve sonraki bl mn her yedinci harfini alrsan, Francesco'nun dz metnini bulur sun. Orijinali Latince ama ben onu tercme ettim." Elime baka bir kt tututurmutu bu kez. "Bak."

101

iyi kalpli okur, bu getiimiz yl dayanmak iin en ok a baladm yl oldu. Ailemden ayrlmtm, elimde beni rahatla tacak bir tek insanln iyiliine olan inancm vard ve seyaha tim boyunca bu iyiliin de nasl kusurlu olabileceini anlatan olaylar grdm. Eer Pico'nun syledii doruysa, bu adam btn olaslklara gebe, ki o byk bir mucize, tpk Hermes Trismegistus'un iddia ettii gibi, peki o zaman kant nerde? Bir tarafm tamahkrlk ve cehaletle evrili, bunlar beni izlemek ten bir kazanm elde etmeyi umuyorlar; br tarafm kskan lk ve sahte dindarlkla sarl, bunlar da benim mahvolmam is tiyorlar. Ama sen, okuyucu, benim inandklarma sadk kal, yoksa buraya gizlediim eyi bulamazsn. Sen Tanr'mn adn kirle tenlerden deilsin, benim metnim onlarn dmandr ve onlar da benim dmanlarmda: Srrma bir snak, onu zamana kar koruyacak bir yol bulmak iin ok gezdim. Roma'da dodum, tm zamanlara gre ina edilmi bu kentte bydm. mparato run duvarlar ve kprleri bin yldr ayakta ve benim bilge va tandalarmn szleri oalarak yayor, Aldus ve meslektalar matbaalarnda bu szleri basyorlar. Eski dnyay yaratan bu insanlardan ilham alarak, ben de ayn yolu setim: bir kitap ve gl ta duvarlar. Bunlar bir araya gelerek sana vereceim evi oluturacaklar okuyucu, eer dediklerimi anlayabilirsen.
203

lan Caldvvell & Dustin Thomason Ne demek istediimi renmek iin, dnyay bizim bildi imiz gibi bilmen gerek, bizim zamanmzdaki adamlarn ou gibi alman gerek. Kendine bilgelik olduunu kantla maksn, ki bylece ben de senin dman olmadn anlayabileyim. Ortalkta dolaan bir ktlk var ve hatta biz, bugnn prensleri bile ondan korkuyoruz. yleyse gayret et okur. Ne demek istediimi anlamak iin akllca aba harca. Poliphilo'nun serveni giderek zorla yor, tpk benimki gibi, ama daha anlatacak ok eyim var. Kdn arkasn evirmitim hemen, dahas var m diye. "Ge ri kalan nerde bunun?" "Hepsi bu kadar," demiti Paul. "Daha fazlasn elde etmek iin daha fazlasn zmemiz lazm." Kda bakmtm yeniden ve sonra da hayretler iinde ona. Aklmn gerisinde, tedirgin edici dncelerin olduu bir kede, bir tap tap sesi belirmiti. Babamn heyecanlandnda kartt ses. Parmaklanyla, herhangi bir allegronun iki kat hzla, Corelli'nin Noel Konertosu'nu alard nne kan ilk yzeyde. "imdi ne yapacaksn?" diye sordum yaadm ana dnmeye alarak. Ama gerekletirilen kefi gznne alarak, ne yaplacan an lamtm zaten: Arcangelo Corelli konertosunu klasik mziin ilk kt yllarda, Beethoven'in Dokuzuncu Senfonisi'nden yz yl n ce tamamlamt. Yine de, Corelli zamannda dahi, Colonna'nn me saj iki yzyldan uzun bir sredir ilk okuyucusunu bekler durum dayd. "Senin yapacan," demiti Paul. "Francesco'nun bir sonraki bilmecesini bulacaz." Gil ile birlikte park yerinin kuzeyinden uzun bir yry ya pp yorgun argn odamza gelirken getiimiz tm koridorlar bom botu. Btn binaya gerekd bir sessizlik kmt. plaklar Olimpiyat ile Paskalya herkesi serseme evirmiti. Olanlarla ilgili belki bir haber vardr, diye televizyonu atm. Yerel kanallar plaklar Olimpiyat'n son haberlere yetitirirlerdi ancak, o zamana kadar grntler ancak montajlanr ve Holder Bah esi'nde beyazlann ortasnda, kavanoza kapatlm atebcekleri gi bi koucular uuurdu. Sonunda haber sunucusu kadn ekranda belirdi. "En nemli ykmz kesmemizi gerektiren bir haber var." Gil de yatak odasndan km, izliyordu. "Bu gece daha erken saatlerde size Princeton niversitesi'nde gerekleen bir kazay duyurmutuk. u sralarda kazann Dickin son Binas'nda gerekletiini ve baz tanklann ifadelerine gre, bir renci kulb gsterisinde oluan birtakm tatsz olaylar nede niyle trajik bir sonu ortaya ktn renmi bulunuyoruz. Prin ceton Salk Merkezi yetkilileri, niversite rencisi olduu bildiri-

102

Blm 13

204

205

l a n Calchvell & Dustin Thomason len bir erkein, lm olduunu doruladdar. Kasabann Polis Mer kezi efi Daniel Stout imzasyla gnderilen yazl aklamada ise, polisin olayn kaza olmama ihtimali ile ilgili aratrmasnn srd tekrarlanyor. Bu arada, niversite yneticileri rencilerden odalarndan kmamalarn, eer bu gece dar kmak zorundaysalar mutlaka gruplar halinde dolamalarn istediler." Kadn dier sunucuya dnerek, "Belli ki g bir durum, daha nce Holder Binas'nda grdklerimizden farkl," dedi. Sonra yine kameraya bakp ekledi. "lerleyen saatlerde ayrntlar bildirmeye devam edeceiz." Gil duyduklarna inanamayarak, "lm m?" diye tekrarlad. "Ama ben sanmtm ki Charlie..." Aklndakileri tamamlamadan sustu. "Bir niversite rencisi," dedim ben. Uzun bir sessizlikten sonra Gil, bana bakt. "Byle dnme Tom. Charlie arard yle olsa." Kardaki duvarda, Katie iin alm olduum ereveli fotoraf arpk bir biimde duruyordu. Gil yatak odasndan tekrar gelip elime bir ie arap tututurduunda ben Taft'n ofisini aramaktaydm. "Bu nedir?" diye sordum. Enstit'nn telefonu alyor alyor ama almyordu. Gil gidip odann kesine yerletirmi olduu ereti bardan iki arap kadehi ile bir tirbuon ald. "Gevemeye ihtiyacm var." Taft'n ofisi hl cevap vermedii iin telefonu gnlszce ka pattm. Tam kendimi ne kadar kt hissettiimi syleyecektim ki, Gil'e bakp onun daha kt durumda olduunu grdm. "Neyin var?" diye sordum. Kadehleri azna kadar doldurdu. Birini alp bana doru kal drd ve sonra bir yudum iti.
206

4 'n Kural "Sen de i biraz," dedi. "Gzel arap." "Tabi," dedim ben de, acaba sadece bir iki arkada m istiyor diye dnerek. Ancak arap ime fikri midemi kaldryordu. Bekledii iin ben de azck itim. Burgundy arap grtlam yaka yaka iniyordu ama Gil'de tam tersi bir etkisi olmutu. tike daha iyi grnmeye balamt. Bardam tekrar kaldrdm. Darda kar yamaya devam edi yor, k vuran noktalarda kar tanelerinin dne dne indikleri gr lyordu. Gil ikinci kadehi doldurmaktayd. "Ar ol, ef," dedim kabalk etmemeye alarak. "Baloya sarho gitmek istemezsin." "Evet haklsn," dedi. "Yann sabah dokuzda ikram irketinde olmam gerekiyor. Onlara derse bile bu kadar erken gitmediimi sylemeliydim." Randevusu konusunda ciddi grnyordu ve kendini toparla m gibiydi. Uzaktan kumanday yerden alrken, "Bakalm yeni bir ey var mym?" dedi. ayr kanal kampusun bir yerlerinden canl yayn yapyor du, ama hibirinde yeni bir haber olmadn grnce Gil ayaa kalkt ve bir film koydu. Tekrar yerine otururken, "Roma Tatili," dedi. Yzne uzak ve rahat bir ifade yerlemiti. Yine Audrey Hepburn. arab elinden b rakt. Film devam ettike Gil'in hakl olduunu daha iyi anladm. Aklmda ne kadar skntl dnceler olursa olsun er ya da ge Audrey'ye dnyordum. Gzlerimi alamyordum ondan. Bir sre sonra, Gil'in konsantrasyonu biraz bozulur gibi oldu. araptan diye tahmin ettim. Ama alnn ovalayp uzunca bir sre el lerine bakarak kalnca, daha fazla bir eyler olduunu hissettim.
207

103

I a n Caldwell & Dustin Thomason Belki de, ben evdeyken onu terk etmi olan Anna'y dnyordu. Tez tela ve balo almalar onlar ayrmt Charlie'nin bana sy lediine gre, ama Gil asla bu konuda konumak istemiyordu. An na bizim iin bandan beri bir sr olmutu; onu buraya neredeyse hi getinnemiti, yine de Ivy'de hi ayrlmadklarn duymutum. Telefonu hangimizin atn anlayamayan, ara sra Paul'n adn unutan tek kz arkadayd ve Gil'in odada olmadn bildii za manlarda, asla uramazd bize. "Biliyor musun, kim biraz Audrey Hepburn'e benziyor?" diye sordu aniden Gil, beni daldm dncelerden ayrarak. "Kim?" dedim, Taft'n ofisini aryordum bir yandan. "Katie," dedi. armtm. "Byle dnmene sebep ne?" "Bilmiyorum. Bu gece ikinizi seyrediyordum. Birlikte harika snz." Bunu yle bir havayla sylemiti ki, sanki kendisine bu dn yada gvenilecek eyler olduunu hatrlatyordu. Ona, Katie ile be nim de ini klarmz olduunu, ilikisini yrtmek iin bou mak zorunda kalan tek kiinin kendisi olmadn sylemek iste dim, ama belki de bunlar sylemem doru olmazd. "Tam senin tipin o, Tom," diye devam etti. "Akll. Hatta sy lediklerinin yarsn anlayamyorum bile." Aan olmad iin telefonu kapattm yine. "Nerde bu?" "Arayacaktr." Gil olaslklar dnmemeye alarak derin bir nefes ald. "Katie ile ne kadardr birliktesiniz?" "Gelecek aramba drdnc aymz olacak." Gil ban sallad. Bizim Katie ile tanmamzdan bu yana o kez ayrlmt. "Bazen, acaba o mu, diye merak ediyor musun?" 208

4'n Kural lk kez biri bu soruyu sormutu. "Bazen. Daha ok vaktimiz olmasn isterdim. Gelecek yl iin endieliyim." "Senin hakknda neler sylediini duymalsn. Sanki birbirini zi ocukluktan beri tanyormusunuz gibi." "Ne demek istiyorsun?" "Bir keresinde onu Ivy'de st kata km senin iin bir bas ketbol man kaydederken bulmutum. Bana bunu sen ve baban es kiden birlikte Michigan-Ohio eyalet malarna gittiiniz iin yapt n syledi." Ondan bunu yapmasn istememitim dahi. Biz tanncaya ka dar asla basket seyretmezmi. "anslsn," dedi Gil. Bam sallayarak onayladm. Biraz daha Katie'den sz ettik, sonra Gil yine Audrey'ye dn d. Bir sre iin daha iyi gibiydi, ama yine ayn dncelerin kafa snda dnmeye baladn grebiliyordum. Paul. Anna. Balo. ok gemeden ieye uzand. Koridordan bir ayak sesi duyulduunda ye teri kadar itiini sylemek zereydim. D kap ald ve antrenin solgun nda Charlie belirdi. Kt grnyordu. Giysilerinin kol azlannda kan lekesine benzer lekeler vard. "Sen iyi misin?" dedi Gil ayaa frlayp. "Konumamz lazm," diye cevap verdi Charlie garip bir sesle. Gil televizyonun sesini kapad. Charlie buzdolabna gidip bir ie su kard. Yansn itikten sonra, kalanyla yzn svazlad. Dikkati dank gibiydi. Sonun da oturdu ve, "Dickinson'dan den Bili Stein'd," dedi. "Tanrm," diye fsldad Gil. Ben donduumu hissettim. "Anlamyorum." 209
F : 14

104

I a n Caldwell & Dustin T h o m a s o n Charlie 'nin yzndeki ifade sylediklerini onaylyordu. "Ta rih blmndeki ofisindeymi. Birisi gelmi ve onu vurmu." "Kim?" "Bilmiyorlar." "Ne demek yani bilmiyorlar?" Bir anlk bir sessizlik oldu. Charlie, bana bakyordu. "ar cihazndaki mesaj neyle ilgiliydi? Bill Stein, Paul'den ne istiyordu?" "Sana anlattm. Paul'e bulmu olduu bir kitab vermek isti yormu. Buna inanamyorum Charlie." "Baka bir ey sylemedi mi? Nereye gidiyordu? Kimi grme ye gidiyordu?" Bam salladm. Sonra, ar ar paranoya zannettiim eyle ri hatrlamaya baladm: Bill'in alm olduu telefonlar, kartrlan kitaplar. Onlara anlatrken iimi bir korku kaplamt. "Kahretsin," diye kkredi Charlie. Telefona uzand sonra. Gil, "Ne yapyorsun?" diye sordu. "Polisler sizinle konumak istiyorlar," dedi Charlie. Sonra ba na dnd. "Paul nerde?" "Tanrm. Bilmiyorum, ama onu bulmamz lazm. Taft'n Enstit'deki ofisini srekli aryorum. Ama cevap yok." Charlie bize sabrszlkla bakt. "yidir o," dedi Gil. "Sakin olun." Sesinde arabn etkisini du yabiliyordum. "Seninle konumuyorum," diye szn kesti Charlie. "Belki Taft'n evindedir," dedim. "Veya Taft'n kampustaki ofisinde." "Polisler gerekince onu bulurlar," dedi Gil, yz ifadesi sertle miti. "Biz buna karmamalyz." Charlie, ona dnd. "kimiz zaten kartk bile."
210

4 'n Kural Gil dudak bkt. "Biraz ar ol Charlie. Sen ne zaman girdin ki iin iine?" "Ben deil, salak herif. Tom'la Paul. 'Biz'in iinde senden baka kiiler de var." "Bana sahte dindarlk taslama. Herkesin iine burnunu sok mandan nefret ediyorum." Charlie eilip ieyi masadan ald gibi pe att. "Yeteri ka dar imisin." Bir an arap yznden Gil'in sonradan hepimizin piman ola ca bir eyler syleyeceinden korktum. Ama Charlie'ye bir bak frlattktan sonra kanepeden kalkt. "Tanrm," dedi. "Ben yatmaya gidiyorum." Baka hibir ey sylemeden odasna ekilmesini izledim. Bir saniye sonra kapsnn altndan szan k kararmt. Dakikalar geiyordu ve bana her biri bir saat kadar uzun geli yordu. Enstit'y bir daha aradm ama hi ansm yoktu, o yzden Charlie ile konumadan ylece oturup beklemeye baladk. Kendi dncelerime bir anlam katabilmek iin beynimi zorluyordum. Pencereden dar baktm ve Stein'n sesi yine kulaklanmda nlad. u telefonlar geliyor. Ayorum... klik. Ayorum... klik. Sonunda Charlie kalkt. Dolaptan bir havlu bulup banyo iin gerekli eyalann hazrlamaya balad. Sonra tek kelime etmeden, zerinde sadece ortuyla kapdan kt. Erkeklerin banyosu korido run sonundayd ve banyolarla bizim oda arasnda kalan bir sr son snf rencisi kz vard. Ama Charlie hibir eye aldrmadan, hav lusu boynunda boyunduruk gibi asl, elinde banyo antas gitmiti. Tekrar kanepeye oturup o gnk Daily Princetonian' aldm elime. Oyalanmak iin sayfalar evirmeye baladm, bir yandan da gazetenin alt kelerinde, alt snflardan olanlarn yazlarnn kay211

105

Ian Caldwell & Dustin Thomason


bolup gittii yerlerde Katie'nin fotoraf ile ilgili bir ey bulur mu yum diye bakyordum. Onun ektii fotoraflar, setii konular, sz etmeye deecek kadar nemli bulduklar bana her zaman garip ge lirdi. Biriyle uzun bir sre knca insan onun da her eyi kendisi gi bi grdn sanyor. Katie'nin fotorafan dnyay dzelten, dn yaya onun gzleriyle bakan fotoraflard. ok gemeden kapda bir ses oldu, Charlie dutan dnyordu. Ama d kilide bir anahtar sokulduunu duyunca gelenin baka biri olduunu anladm. Kap ardna kadar ald ve ieri giren kii Paul oldu. Yz solgundu, dudaklan souktan morarm haldeydi. "yi misin?" diye sordum. Charlie de arkasnda belirmiti o anda. "Nerelerdeydin?" diye sordu hemen. Paul'n bana gelenleri anlatacak hale gelmesi on be dakika srd. Konferanstan ktktan sonra Enstit'ye gitmi ve oradaki bil gisayar laboratuvannda Bili Stein' aramt. Bir saat sonra, Stein ortalkta grnmeyince, Paul yurda dnmeye karar vermiti. Yola arabasyla km, ancak kampustan bir kilometre kadar uzaktaki bir noktaya dek gelebilmi, ondan sonrasn da karda yrmek zorunda kalmt. Gecenin geri kalan ksm bulankt sylediine gre. Kampu sun kuzey ksmna ulam ve Dickinson'da Bill'in ofisinin etrafn da, polis arabalan olduunu grmt. Yeterince soru sorulduktan sonra onu arabayla salk merkezine gtrp cesedi tehis etmesini istemilerdi. ok gemeden Taft da hastaneye gelmi, cesedi bir de o tehis etmiti. Ama o ve Paul konuma frsat bulamadan memur lar sorgu iin ikisini ayrmlard. Polis, Stein ve Taft'la olan iliki sini, Bill'i yaklak en son ne zaman grdn, cinayet srasnda

4'n Kural nerede olduunu renmek istemiti. Paul sersemlemi bir halde i birlii yapmt. Sonunda onu serbest braktklarnda kampustan aynlmamasn istemiler ve onunla yeniden temas kuracaklarm sy lemilerdi. Nihayet Dod'a gelmeyi baarm fakat bir sre yalnz kalmak istedii iin dandaki basamaklarda oyalanmt. Sonra Nadir Kitaplar Salonu'nda Bili ile yapm olduumuz konumay tarttk aramzda. Paul btn aynntlan polise de anlat mt. Bili hakknda konuurken, Stein'n kitaplkta ne kadar heye canl olduundan ve kaybettii arkadandan sz ederken Paul'de ok az duygu belirtisi grlyordu. Daha okun etkisinden kurtula mamt. Sonunda kendi odamza gittiimizde, "Tbm," dedi. "Bir iyilik istiyorum senden." "Elbette," dedim. "Ne olduunu syle yeter." "Benimle gelmeni istiyorum." Durakladm. "Nereye?" "Sanat mzesine." Bir yandan stne kuru bir eyler giyiyordu. "imdi mi? Niin?" Paul bandaki ardan kurtulmak ister gibi alnn ovuturdu. "Yolda aklayacam." Ortak salonumuza dnnce, Charlie bize aklmz karmz gibi bakt. "Bu saatte mi?" dedi. "Mze kapaldr." "Ne yaptm biliyorum," diye cevaplad Paul, kapya ula mt bile. Charlie, bana anlaml bir bak frlatt ama ben Paul'n ardn dan kapya giderken hibir ey sylemedi.

106

212

213

lan Caldvvell & Dustin Thomason


Sanat mzesi Dod'un nndeki bahede eski bir Akdeniz sa ray gibi uzanyordu. Birka saat nce girmi olduumuz n kap dan bakldnda, ndeki imenlikte yceltilmi bir ku banyosu gi bi duran Picasso heykeliyle kt, modern bir bina olarak grnyor du. Ama yan ksmdan bakarsanz kk romanesk kemerlere yer letirilmi sevimli pencereleri ve gecenin kardan kubbesi altna giz lenmi krmz at kiremitleri ile bambaka bir grnt sunuyordu. Farkl koullarda buradan bakldnda grlen manzara ok ekici olabilirdi. Farkl koullarda, bu Katie'nin fotorafn ekmek iste yecei bir manzara olurdu. "Ne yapyoruz biz?" diye sordum. Paul bir adm nmde, eski ama salam ii botlaryla yorgun argn yrmekteydi. "Richard'm dnd eyi gnlkte buldum," dedi. Sanki cmlenin ban kendine saklam da, lafa ortasndan girmi gibi konumutu. "Plan m?" Ban sallad. "eri girince sana gstereceim." Pantolonumun paalar kar olmasn diye onun ayak izlerine basarak yryordum. Gzlerim botlarna takl kalmt. Paul ilk y lmzda, yazn mzede ykleme iinde almt, sergilenmeye ge len rnleri kamyonlardan mzeye, mzeden kamyonlara tamt. O zaman bu botlar gerekliydi, ama bu gece ay yla beyaza brn m bahede amurlu izler brakmaktaydlar. Sanki yetikin bir ada mn ayakkablanm giymi bir ocuk gibiydi. Mzenin bat yzndeki kapsna ulatk. stnde numaralar olan kk bir anahtar panosu vard. Paul tur liderinin ifresini gi rip ie yarayacak m diye beklemeye balad. Eskiden mzede tur yaptnrd ama sonunda slayt arivinde bir i bulmutu, nk tur li deri para vermiyordu.
214

4 'n Kural Kap beni artarak bir bip sesi ve bir kilit tslamasyla ald. Yurtlarn ortaadan kalma seslerle alan srgl oda kaplanna alk olduum iin, bu sesi zar zor duymutum. Beni cam bir lev hann ardnda oturmakta olan bir gvenlik grevlisinin denetledii kk bir gvenlik blmesine sokmutu ve aniden kendimi kapana kslm hissettim. Ancak bir ziyaret formu doldurup niversite kim lik kartlarmz da cama yaptrarak adama gsterince ana binaya giri kaps da ald ve kendimizi tur liderinin ktphanesinden bir kap beride bulduk. "Bu kadar m?" diye sordum, bu saatte daha iyi bir koruma bekliyordum. Paul duvardaki bir video kamerasn gsterdi ama bir ey sy lemedi. Tur liderinin ktphanesi pek etkileyici deildi -turlar hazrla masna yardmc olmas iin rehberler tarafndan balanm sanat tarihi kitaplaryla dolu birka raf- ama Paul kedeki bir asansre doru yrmeye devam ediyordu. Asansrn srgl metal kapla rna byk bir ilan yaptrlmt. zerinde FAKLTE YETKL LER, PERSONEL VE GVENLK NDR. RENCLER VE TUR LDERLER YANLARINDA GREVL OLMADAN GRE MEZ yazlyd. renci ve tur lideri kelimelerinin altlar krmzy la izilmiti. Paul baka bir yere bakyordu. Cebinden bir anahtarlk kar d ve anahtarlardan birini duvardaki bir delie soktu. Saa doru e virince metal kaplar kayarak ald. "Bunu nerden buldun?" Beni asansre itip bir dmeye bast. "Benim iim bu," dedi sonra.
215

107

lan Caldvvell & Dustin Thomason


Slayt arivi ona mzenin ariv blmlerine girme imkn sa lyordu. inde ok dikkatli olduu iin hemen hemen herkesin g venini kazanmt. "Nereye gidiyoruz?" diye sordum. "Grnt odasna kyoruz. Vincent baz slayt kutulanm orda saklyor." Asansrden mzenin ana katnda indik. Paul nden gidiyordu, bana daha nce defalarca gstermi olduu resimlere -Rubens'in karanlk yzl koca Jpiter'i, yal filozofun baldran zehri ile dolu kadehine uzanrken resmedildii, bitmemi Sokrates'in lm tab losu- bakmyordu bile. Sadece Curry'nin mtevelliler sergisi iin getirmi olduu resimler dikkatini ekebildi. Slayt arivinin kapsna gelince yine anahtarlann kard. Bi ri kapy kolayca at ve karanla daldk. "Orda," dedi zerinde tozlu kutular bulunan bir dizi raf iaret ederek. Her kutuda bir slayt kaseti vard. niversitenin sanat slaytlannn ou, baka bir kilitli kapnn ardnda, daha nce bir kez gr m olduum geni bir salonda duruyordu. Paul arad kutunun yer ald diziyi bulunca ilerinden biri ni ald ve nndeki rafa koydu. Kutunun yanna, zerine kt bir yazyla HARTALAR: ROMA yazlm kk bir kt yaptrl mt. Kutunun kapan at ve kutuyu alp girie yakn kk bir bo alana gtrd. Baka bir raftan da bir slayt makinesi buldu ve fiini yere yakn bir prize takt. Sonunda, bir dmeye basmasyla birlikte kar duvarda bulank bir grnt belirdi. Paul grnt net leene kadar makinenin ayarlanyla oynad. "Tamam," dedim. "Artk bana burda ne yaptmz syle." "Ya Richard hakl idiyse?" dedi. "Ya Vincent otuz yl nce gnl almsa?"
216

4'n Kural "Muhtemelen almt. Ne ilgisi var imdi?" Paul dncelerimin hzlanmasna yol amt. "Kendini Vincent'n yerine koy. Richard, sana Hypnerotomachia'y anlamann tek yolunun gnlk olduunu syleyip duruyor. Sen ise onun sade ce ortal bulandran, tarih lisansst yapm bir niversite veledi olduuna inanyorsun. Sonra ortaya baka biri kyor. Baka bir bi lim adam." Paul bunu belli bir saygyla sylemiti. Babamdan sz ettiini anladm. "Aniden sen dlanm, tuhaf adam haline geliyorsun. Her iki si de cevabn gnlkte olduunu sylyor. Ama sen kendini bir k eye sktrmsn. Richard'a gnln ie yaramaz olduunu, li man efinin bir arlatan olduunu sylemisin. Ve hepsinden tesi yanlm olmaktan nefret ediyorsun. Peki ne yaparsn o zaman?" Paul, beni zaten hibir zaman kuku duymam olduum bir eye ikna etmeye alyordu: Vincent Taft bir hrszdr. "Anladm," dedim. "Devam et." "Bylece bir ekilde gnl alyorsun. Ama sen gnlkle bir ey yapamyorsun, nk Hypnerotomachia' ya tmyle yanl yaklayorsun. Francesco'nun ifreli mesajlan olmadan gnlkle ne yapabileceini bilemiyorsun. O zaman ne olur?" "Bilmiyorum." "ylece frlatp atamazsn," dedi beni duymazdan gelerek. "Sadece anlamam olduun iin." Bamla onayladm. "O yzden de tutarsn elinde. Emniyetli bir yerde. Belki ofi sindeki bir kasada." "Ya da evinde."
217

108

lan Caldvvell & Dustin Thomason


"Doru. Sonra yllar geer, bu ocuklar bir araya gelirler ve Richard ile arkada Hypnerotomachia zerinde ilerlemeler kaydet meye balarlar. Senin umduundan ok daha fazla hem de. Aslnda senin en iyi zamanlarnda yapamadn kadar ok. Richard, Francesco'dan mesajlar bulmaya balar." "Sonuta gnln ie yarayacan dnmeye balarsn." "Kesinlikle." "Ve ocua bundan sz etmezsin, nk o zaman senin alm olduunu anlar." "Ancak," diye devam etti Paul esas noktaya parmak basarak. "Bir gn biri gnl bulur." "Bili." Ban sallad. "Daima Vincent'n ofisinde, evindeydi; Vincent'n yapmasn istedii kk ilerle urayordu. Ayrca gnl-, n ne anlama geldiini de biliyordu. Eer gnl bulmu olsa ye rinde brakacak deildi." "Sana getirecekti." "Doru. Ve biz dnp dolap gnl Richard'a gsterdik. Sonra Richard konferansta Vincent'n karsna dikildi." Baz kukularm vard. "yi de Taft gnln gitmi olduunu nceden anlamaz myd?" "Elbette. Bill'in aldn bilmesi gerekirdi. Ama sence Richard'n da bunu bildiini anlaynca tepkisi ne olurdu? Aklna gele cek ilk ey gidip Bill'i bulmak olurdu." imdi anlamtm. "Sence konferanstan sonra Bill'in ofisine gitti." "Vincent davette var myd?" Paul'n orada olmadn hatrlayana kadar bunun bir soru ol madn zannettim; ama o Stein' bulmaya gitmiti.
218

4'n

Kural

109

"Grebildiim kadanyla yoktu." "Oditoryumla Dickinson' balayan bir koridor var," dedi. "Vin cent'n oraya ulamak iin binadan kmas bile gerekmiyordu." Paul kafama dank etmesi iin bekledi. Bu olaslk aklma ba ka binlerce ayrntnn taklmasna neden olarak beynimin iinde do layordu. "Gerekten onu Taft'n ldrdn m dnyorsun?" diye sordum. Odann glgeleri arasndan garip bir grnt oluu yordu: Epp Lang'in kpei aacn altna gm. Paul duvara yansyan siyah ekillere bakyordu. "Bence bunu yapabilecek biri." "Soukkanllkla?" "Bilmiyorum." Ama oktan zihninde her trl senaryoyu can landrm grnyordu. "Dinle," dedi. "Enstit'de Bill'i beklerken, Francesco'nuri sz edildii her yere iyice bakarak, gnl daha dikkatle okumaya baladm." Enstit'nn antetli ktlanna alm olduu notlar kard. "Liman efi, hrszn Francesco'nun belgelerinden kopya etti i bir dizi talimat kaydetmi, onlar buldum. Cenoval bunlarn bo bir kt parasna yazlm olduunu ve bir tr deniz rotas, Fran cesco'nun gemisinin izleyecei yolla ilgili bir eyler olduunu sy lyor. Liman efi rotay Cenova'dan geriye doru izleyerek gemi nin nerden gelmekte olduunu bulmaya alm." Paul antetli ktlan tamamen anca, bir pusulann yanna i zilmi oklarla oluan bir yol grebildim. "Bunlar ynler. Latince yazlmlar. yle diyor: Drt gney, on dou, iki kuzey, alt bat. Sonra da De Stadio diyor." "De Stadio da nedir?" Paul glmsedi. "Sanrm bu anahtar kelime. Liman efi bunu kuzenine sormu, o da De Stadio'mm ynlerle birlikte kullanlan bir
219

Ian Caldwell & Dustin Thomason


tr lek olduunu sylemi. 'Of Stadia' olarak evrilebilir, yani ynler iin stadia lei kullanld, anlamna geliyor." "Anlamyorum." "Stadium eski alarda kullanlan bir lm birimi, Yunan Olimpiyatlar'ndaki yarlardan geliyor. Yaklak olarak bir stadium yz seksen be metre ediyor, yani bir kilometrede be veya alt sta dia var." "Yani drt gney, drt stadia gney, anlamna geliyor." "Soma on dou, iki kuzey ve alt bat. Drt yn de var. Bu sa na bir ey hatrlatyor mu?" Hatrlatyordu: son bilmecesinde Colonna Drdn Kural de dii bir eye gnderme yapyordu. Bu, okuyuculan onun gizli ifre sine ulatracak bir yntemdi. Ama, biz metnin iinden corafyayla ilgili bir ey karamaynca bununla uramaktan vazgemitik. "Yani sence bu o mu? Bu drt yn?" Paul bayla onaylad. "Ama liman efi ok daha byk lek li bir ey anyordu, yzlerce, binlerce millik bir rota. Eer Francesco'nun ynleri stadia olarak yazlmsa, o zaman gemi Fransa'dan veya Hollanda'dan kalkm olamazd. Cenova'nn bir mil kadar g neydousundaki bir yerden hareket etmi olmas gerekirdi. Liman efi bunun doru olamayacan biliyordu." Paul'n liman efine fark att iin keyiflenmi olduunu g rebiliyordum. "Yani ynlerin baka bir anlama geldiini mi syl yorsun?" Kendini zor frenliyordu. "De Stadio sadece 'Of Stadia' anla mna gelmiyor. Bundaki De ayn zamanda 'den, dan' anlamna da gelebiliyor." Umutla bana bakt ama ben bu yeni tercmenin ne anlama gel diini anlayamamtm.
220

4 'n Kural "Belki de lekler sadece o/stadia deildi veya bu birimle ya plmamt," dedi. Bir stadyum bir balang noktas da olabilir. De Stadio da ift anlaml olabilir, yani ynleri bir stadyumdan balat, stadia birimi olarak al, demek istiyor olabilir." O anda duvarda Roma haritas grnmeye balyordu. Kent antik blgelere blnmt. Colonna bu kenti dnyadaki btn di er kentlerden daha iyi biliyor olmalyd. "Bu, liman efinin lek sorununu zyor," diye devam etti Paul. "lkeler aras mesafeleri birka stadia ile lemezsin. Ama bir kentin iindeki mesafeleri lebilirsin. Pliny, Roma kentini e viren duvarlann evresinin, MS 75 ylnda yaklak on be kilomet re kadar olduunu sylyor. Btn kent bir utan bir uca yirmi be, otuz stadia ya var ya yokmu." "Sence bu bizi ifreye mi gtrecek?" "Francesco kimsenin gremedii bir binadan sz ediyor. Kim se o binann iindekini bilsin istemiyor. Belki bu binann yerini bul mann tek yoludur." Aylarca srm olan speklasyonlan hatrladm. Geceler boyu Colonna'nn gizli mezann neden Roma'nn dndaki ormanlarda ina ettiini, ailesinden ve dostlanndan sakladn tartmtk ama Paul'le vardmz sonular asla birbirini tutmazd. "Ya ifre bizim dndmzden farkl bir eyse?" diye sor du. "Ya ifrenin sun bir yerse?" "Peki o zaman iinde ne var?" dedim soruyu yine gndeme getirip. Paul'n keyifli hali kayboldu. "Bilmiyorum Tom. Onu hl bulabilmi deilim." "Sadece tahmin yrtyorum, sence Colonna..."
221

110

l a n Caldvvell & Dustin Thomason "Bize ifrede ne olduunu sylemi olamaz m? Elbette. Ama kitabn ikinci yansnn tm son ifreye bal ve ben bunu zemi yorum. Yalnz yapamyorum. O yzden bu gnlk o, tamam m?" Geri ekildim. "imdi btn yapmamz gereken," diye Paul devam etti. "Bu haritalardan birkana bakmak. Belli bal stadyum blgeleriyle balayacaz, Coliseum, Circus Maximus ve dierleri... ve drt sta dia gneye, on douya, iki kuzeye ve alt batya gideceiz. Eer bu noktalardan herhangi biri Colonna'nn zamannda bir ormana denk geliyorsa, onu iaretleyeceiz." "Hadi bakalm," dedim. Paul makinenin lerlet dmesine basarak on beinci ve on al tnc yzyllarda yaplm bir dizi haritay gstermeye balad. Mi mari taslaklar kalitesindeydiler, binalar evrelerine gre oransz i zilmi, aralanndaki mesafeyi anlamaya imkn vermeyecek kadar birbirlerine yaklatnlmlard. "Peki bunlar zerinde mesafeleri nasl leceiz?" diye sor dum. Bana st ste birka harita, geerek yant verdi. ya da drt Rnesans haritasndan sonra, modern bir harita belirdi duvarda. Bunda kent, Vatikan gezimizden nce babamn vermi olduu seya hat kitaplarndaki haline daha ok benziyordu. Kuzeyde, douda ve gneyde yer alan Aurelian Duvar ve batdaki Tiber Nehri, tal ya'nn geri kalanna yzn dnm ihtiyar bir kadn profili olutu ruyorlard. Colonna'nn iki adam ldrtt San Lorenzo kilisesi, kadnn burun kemeri zerinde uuan bir sinei andryordu. "Bu doru lekli bir harita," dedi Paul sol st kedeki l leri gstererek. Tek bir hat stnde ANTK ROMA ML ad altn da, sekiz stadia iaretlenmiti.
222

4 'n Kural Paul duvara doru gidip elini lee koydu. Sekiz stadia'nn tm avucunun balad noktayla orta parmann ucu arasndaki mesafe kadard. "Coliseum'la balayalm hadi." Yere melip elini bu kez ha ritann ortasnda bir yerlerde bulunan, yal kadn figrnn yana na denk gelen koyu renk, oval bir yere koydu. "Drt gney," dedi ve avucunu biraz aa kaydrd. "Ve on dou," douya doru bir kar kayd, stne de iaret parmann yans kadar daha gitti. "Sonra iki kuzey ve alt bat." Bitirdiinde haritada M. CELIUS diye iaretli bir noktaya gel miti. "Sence orda m?" "Hayr orada deil," dedi tutmu olduu nefesi brakp. Geldi i biti noktasnn hemen gneybatsndaki koyu renk bir daireyi gsterip, "Burda bir kilise var," dedi. "San Stefano Rotondo." Par man biraz kuzeydouya kaydrd. "Bu da baka bir tane, Santi Quattro Coronati. Burdaki de..." Bu kez parman gneydouya in dirmiti. "Saint John Lateran', papalarn on drdnc yzyla ka dar yaadklar yer. Eer Francesco gizli binasn buraya ina etse ayn kilisenin yz metre yaknnda olacakt. Mmkn deil." Tekrar balad. "Circus Flaminius," dedi. "Bu harita eski. Sa nrm Gatti buralara yakn bir yerlerde." Parman nehre yaklat rp ynlerle ilgili ilemleri tekrarlad. Palatine Tepesi yaknlarnda bir yer kmt bu kez, "yi mi kt m?" diye sordum. Kalanm atmt. "Kt. Buras nerdeyse San Teodoro'nun ortasna geliyor." "Baka bir kilise mi?" Bayla onaylad.
223

111

lan Caldvvell & Dustin Thomason


"Colonna'nn gizli mezan kilise yaknlanna yapmam oldu undan emin misin?" Ana kural unutmuum gibi bakt yzme. "Her mesaj onun fanatiklere yakalanmaktan ne kadar dehete dtn anlatyor. 'Tann'nn adamlan'na. Sen bunu nasl yorumlarsn?" Sabrszlanmaya balayarak iki olaslk daha denedi - Hadrian Arenas ile sonradan zerine Vatikan'n ina edilmi olduu Nero Arenas. Ancak her iki durumda da yirmi iki stadia'lk dikdrtgen onu neredeyse Tiber Nehri'nin ortasna getiriyordu.

4'n Kural "Yann buraya yine gelebiliriz." yimserlii giderek azalmakta olan Paul bir sre daha haritaya baktktan sonra ban sallad. Colonna, onu bir kez daha yenmiti. Liman efinin casusluu bile ie yaramamt. "imdi ne yapyoruz?" diye sordum. Slayt makinesini kapatm, paltosunu ilikliyordu. "Aadaki ktphanede Bill'in masasna bir bakmak istiyorum." Makineyi ye rine koydu, her eyi bulduu biimde brakmaya alyordu. "Neden?" "Gnlkle ilgili baka bir ey var m diye. Richard gnln iinde katlanm bir plan olduunda srar ediyor." Kapy ap gemem iin tuttu, sonra kilitlemeden nce odaya son bir kez gz gezdirdi. "Ktphanenin anahtar da var m sende?" Bayla onaylad. "Bili, bana giri kodunu vermiti." Karanlk koridora ktk, Paul, bana yol gsteriyordu. Turuncu gvenlik klan karanln iinde gece gkyznden geen uaklar gibi gz krpyorlard. Merdiven boluuna kan bir kapnn nne geldik. Kap kolunun altnda zerinde saylar olan be dmenin bulunduu bir kutu vard. Paul bir an dnd, soma bir dizi numa ra tulad. Kapkolu elinde, kilit alrken ikimiz de donup kaldk. Sessizliin iinde bir ayak sesi duymutuk.

112

"Bu haritann her kesinde bir arena var," dedim. "Neden tersten gitmiyoruz? nce gizli binann nerde olabileceini dne lim sonra leklere uygun yerde bir arena var m, ona bakalm." Bu fikri biraz tartt. "Ivy'de duran baka haritalanmla kontrol etmem lazm," diye cevap verdi.

224

225

F: 15

4 'n Kural "Burann baka k var m" diye fsldadm masaya doru yaklarken. Paul ban sallayp tavana kadar ykselen bir dizi ra fn arkasn gsterdi. Birden yine ayak sesleri duyuldu, sesler ka doru ilerledi ve soma da bir kapnn kapandn iittik. Kapnn mandal yava a kapatlmt. Sesin geldii yne doru gittim. Paul, "Ne yapyorsun?" diye fsldad. Eliyle bulunduu yere, masann yanma dnmemi iaret ediyordu. Kapdaki camdan merdiven sahanlnn en uzak kelerini

113

Blm 14
Paul' dirseimle drtp ktphanenin kapsn gstererek ge ri ekil dedim dudak hareketleriyle. Kapnn zerinde ieriyi grebilmek iin kk bir cam var ve o camdan gizlice karanlk salona bakmaya baladk. zel masalardan birinin nnde bir glge hareket ediyordu Masaya bir el fenerinin vurmutu. Bir elin ekmecelerden biri ne doru uzandn grebiliyordum. "Bu Bili'in masas," dedi Paul fsltyla. Sesi merdiven boluunda yankland. Fenerin bir an ii dondu, soma bizim bulunduumuz tarafa yneldi. Paul' kapdaki camn altna ittim. "Kim o?" diye sordum. "Gremedim" dedi. Ayak seslerini dinleyerek bekledik. Seslerin uzaklatn hi settiimde tekrar uzanp camdan baktm, salon botu. Paul kapy itti. Btn salon, kitap raflarndan den uzun g gelere boulmu durumdayd. Kuzeydeki buzlu camlardan ay giriyordu. Stein'n masasndaki ekmeceler ak braklmt. 226

grebiliyordum ama hibir ey seemedim. Paul ise Stein'n ktlarn altst etmeye balamt bile, elin deki kalem fenerle darmadank duran notlan ve mektuplar ince liyordu. Krlarak alm olan kilitli ekmeceyi gsterdi. ekmece deki dosyalar kartlp masann stne salmt. Ktlann kenarlan kvrm kvrmd. Tarih blmndeki her profesr iin bir dosya alm gibiydi. TAVSYE MEKTUBU: Y.K. BAKANI WORTHINGTON T. M. (A - M ) : BAUM, CARTER, GODFREY, LI T. M. ( N - Z ) : NEWMAN, ROSSINI, SACKLER, WORTHINGTON (BAKANLIK NCES) T. M. (DER BLMLER): CONNER, DELFOSSE, LUTKE, MASON, QUINN ESK YAZIMALAR : HARGRAVE / WILLIAMS, OXFORD ESK YAZIMALAR : APPLETON, HARVARD Bunlar bana bir ey ifade etmiyordu ama Paul byk bir dik katle incelemekteydi. 227

I a n Galdwell & Dustin T h o m a s o n "Sorun ne?" diye sordum, Paul feneriyle masann yzeyini aratryordu. "Neden btn bu tavsiye mektuplarna gerek duymu ki?" teki dosyalar ak olarak braklmt. Birinde T. M. / YA ZIMA: TAFT yazyordu, tekinde ise LEVERAGE / LEADS. Taft'n mektubu ekmecenin bir kenarna skmt. Paul kollann svad ve mektubu tutup aa kard. William Stein yetenekli bir gentir. Bana bal olarak be yl alm ve esas olarak da idari ilerde yararl olmutur. Bu tr bir ii her ortamda baaryla yapacana inanyorum. "Tannm," diye fsldad Paul. "Vincent canna okumu." Mek tubu tekrar okudu. "Sanki Bili sekretermi gibi bir anlam kyor." Sonra kdn kvnk kesini ap bakt, mektup geen ay ya zlmt. Altnda bir de dipnot vard. Bili: Her eye ramen bunu sana yazyorum. Daha azn hak ediyorsun. Vincent. "Seni pi..." dedi Paul fsltyla. "Bili senden kurtulmaya al yordu." Bu kez LEVERAGE / LEADS dosyasna tuttu. stte Stein'n bir dizi mektup tasla duruyordu, farkl kalemlerle yazlm lard. Satr aralarna da yazlar girilmi ve yazy takip etmeyi zor latrmt. Paul okurken ellerinin titremeye baladn fark ettim. Don Hargrave diye balyordu ilk mektup. Hypnerotomachia Poliphili zerindeki almalarmn bittiini bitmek zere olduunu syleyebildiim iin mutluyum. Sonular en ge nisan sonunda ha zr olacak. Beklemeye deeceini size garanti edebilirim. 17 Oca tarihli mektubumdan bu yana sizden ve stat Williams'tan bir yan almam olduumdan, profesrlmn pozisyonumun daha ne konumu olduumuz ekilde geerli olacan teyit etmenizi rica 228

4 'n Kural ctliyorum. Kalbim Oxford'da, ama almam yaynlandktan sonra dier niversitelerden gelecek teklifleri reddetme gcn bulama yabilirim ve srekli yeni tekliflerle karlayorum. Paul baka bir sayfay at. Nefesinin hzlandn duyabili yordum. Bakan Appleton, size iyi haberler vermek iin yazyorum. 1 lypnerotomachia zerindeki almalarm giderek baarl bir so na yaklayor. Ss verdiim gibi, sonular, bu yl veya gelecek yl Rnesans tarihi zerine - veya tarih zerine - yaplm, yaplacak, tm dier almalar glgede brakacak. Sonular yaynlatmadan nce, doentlik teklifinizin halen geerli olup olmadn renmek istedim. Kalbim Harvard'da, ama almam yaynlandktan sonra dier niversitelerden gelecek basklar gsleyemeyebilirim ve srekli yeni tekliflerle karlayorum. Paul mektubu iki kez daha okudu. "Onu benden almaya alacakm," diye fsldad, dme mek iin duvara dayanmt, baylacak gibiydi. "Bu nasl olabilir?" "Belki kimsenin bunun bir mezuniyet tezi olduuna inanma yacam dnmtr." Tekrar mektubu dndm. "Senin tezini bilgisayarda temize ekmeyi ne zaman teklif etmiti?" "Geen ay iinde bir gn." "Yani onu bu kadar sre elinde mi tutacakt?" Paul, bana bakt ve masann stn kantrmaya balad yeni den. "Tabi ya. Bu insanlarla ocaktan beri yazyormu." Mektuplan masann zerinde bir dzene koyunca Oxford ve Harvard mektuplannn arasndan son bir tane daha yaz kt. Paul kesindeki amblemi grr grmez mektubu alp okumaya balad. 229

114

I a n Caldwell & D u s t i n T h o m a s o n

4'n

Kural

115

Richard, diye balyordu. Umarm iyisindir. Belki italya'da sansn New York'takinden daha iyi gitmitir. yle olmadysa, ikimiz de iinde bulunduun durumu biliyoruz demektir. Ve tabi ikimiz de Vincent' da biliyoruz. Bu konuda onun da kendi planlar olduunu sylemem yerinde olur. Bu yzden sana bir teklifim var. Burda iki mize de yetecek kadar var ve bir i blm yapma fikrini senin de uygun bulacan sanyorum. Ltfen bu konuyu konumak iin en ksa zamanda beni ara. Floransa ve Roma'daki telefon numarala rn da brak; ordaki postayla gvenemiyorum ve onu kullanmama y tercih ederim. B. Cevap, farkl bir kalemle ye farkl bir yazyla orijinal mektu bun altna yazlp gnderilmiti. ki tane de telefon numaras vard. Birinin banda F, dierinin banda da R harfi bulunuyordu. Bunla rn altna bir de not eklenmiti: stediin numaralar. Beni burann saatine gre i saatlerinden sonra ara. Paul'den ne haber? Richard. Paul'n nutku tutulmutu. Ktlar biraz daha kartrd, ama baka bir ey yoktu. Onu avutmaya kalknca beni durdurdu. "Dekana sylemeliyiz," dedim sonunda. "Ne syleyeceiz ki? Bill'in eyalann kartrdmz m?" Birden kar duvara kuvvetli bir k vurdu, ardndan da buzlu camlara yansyan renkli klar yanp snmeye balad. Mzenin bahesine sireni kapal bir polis arabas gelmiti. ki tane polis orta ya kt. Ekip arabasnn gelmesinden bir saniye sonra krmz, ma vi klar snd ve iki polis daha grnd. "Birisi onlara burda olduumuzu syledi herhalde," dedim. Paul'n elinde Cuny'nin mektubu titriyordu. Orada durmu ana girie doru koturan karanlk glgelere bakyordu. 230

"Buraya gel," deyip arka giriin nndeki kitap raflanna do ru ekitirdim. Bir an sonra ktphanenin n kaps ald ve salona bir fene rin doldu. Biz bir keye bzldk. ki polis ieri girmiti. "Orda," dedi ilk polis bizim bulunduumuz yn iaret ederek. Arka kapnn koluna yapp atm. lk polis yaklarken Paul koridora dalmt. Ben de srnerek aradan ktm ve doruldum tekrar. Srtlarmz duvara yaptrp srnerek merdivenlere doru gitmeye baladk, merdivenlerden zemin kata inecektik. Geriye d np baktmda fener nn yaklatn grebiliyordum. "Aa," dedi Paul. "Orda bir servis asansr var." Mzenin Asya kanadna girmitik. Duvar diplerinde, hayalet gibi grnen heykeller ve vazolar diziliydi. in parmenleri ak olarak sergi dolaplanndaki lahit figrlerinin zerlerine aslyd. Sa lona kasvetli bir yeil renk hkimdi. "Bu taraftan," dedi Paul, ayak sesleri yaklatka o da hzlan yordu. Bir keyi dndk ve yine sadece metal kapl servis asans rn olduu bir blmeye girdik. Sesler giderek ykseliyordu. ki polisin merdivenlerdeki ayak seslerini ayrt edebiliyordum, karanln iinde yollann bulmaya alyorlard. Aniden btn kat aydnlanverdi. "Dmeleri bulduk..." diye nc birinin sesi duyuldu. Paul elindeki anahtar duvardaki yuvaya sokmaya alyordu. Asansrn kaplar alr almaz beni ieri itti. Bizim bulunduu muz tarafa doru gelen ayak sesleri artmt. "Hadi, hadi..." Kaplar bir trl kapanmyordu. Bir an asansrn elektriini kestiklerini sandm. Sonra, tam ilk polis keyi dnerken metal ka231

Ian Caldwell & Dustin Thomason


pilar kayarak kapand. Memurun kapy yumrukladn duyduk ama asansr hareket edince sesler duyulmaz olmutu. "Nereye gidiyoruz?" diye sordum. "Ykleme blmne," diye cevap verdi Paul nefesini dzelt meye alrken. Bekleme yeri gibi bir yere ktk ve Paul zorla, dev gibi, souk bir salona alan kapy at. Gzlerimin ortama almasn bekle dim. nmzde ykleme kanallarnn garaj kaplan belirmiti. Dandaki rzgr o kadar yaknmzdayd ki yer demelerini oynat yordu. Bize doru aa inen ayak sesleri duyduumu sandm ama kaln kapdan herhangi bir k szmyordu. Paul telala duvardaki bir dmeye doru atlmt. Dmeyi evirince bir motor almaya balad ve geriye doru alan ykle me kaps kmldamaya balad. Kap ikimizin de srtst srnerek kabilecei kadar aln ca, "Bu kadar yeter," dedim. Ama Paul ban sallad ve kap ykselmeye devam etti. "Ne halt ediyorsun?" Kap, boluktan kampusun tm gney blmnn grnebile cei kadar almt. Bir an durup ne kadar gzel ve ne kadar bo grndne baktm. Paul aniden motoru altran dmeyi aksi yne evirdi ve kap tekrar inmeye balad. "Ko!" diye bard. O bulunduu yerden kapya doru frlarken, ben de srtst dmeye alarak kendimi yere attm. Paul, benim nme gemiti bile. Kapnn altnda yuvarland ve tam metal kapnn topraa de mesinden nce tutup beni de ekti.

4 'n Kural Nefesimi dzeltmeye alarak ayaa kalktm. Dod'a doru gitmeye balayacaktm ki, Paul beni geri ekti. "Yukardan bizi grrler." Binann bat cephesindeki camlan gsteriyordu. Doumuzda kalan yola yle bir baktktan sonra, "Bu taraftan," dedi. Ban ne edi, yorgun argn, kendi binamzdan ve onun k larndan uzakta yrmeye baladk. Paltomun yakasnn altnda, boynumdaki terin donduunu hissediyordum. Geriye dnp bakn ca Dod'un ve Brown Binas'nn neredeyse tamamen karanlk oldu unu grdm, uzaktaki dier yurt binalan da yleydi. Gece kampu sun her tarafn ele geirmiti. Sadece sanat mzesinin pencerelerin den k geliyordu.

116

Kampusun kalbindeki bir botanik harikas olan Prospect Bah eleri boyunca douya doru devam ettik. Minik bahar bitkileri ne redeyse kann altnda ezilmi, grnmez olmulard ama Amerikan kaynlanyla sedir aalan koruyucu melekler gibi zerlerine doru dallann uzatm, kara kar bir tr at oluturmulard. Bir polis arabas yan sokaklardan birinde devriye geziyordu ve biz de admlanmz atk. Dncelerim oradan oraya kayyor, zihnim, grm olduklanmz anlayabilmek iin aba harcyordu. Belki Stein'n masasnda durmu evraklann kantran Taft't, aralanndaki balanty gste recek kaytlan yok etmeye alyordu. Belki polisi de stmze o salmt. Paul de ayn eyleri mi dnyor, diye baktm ama ne d nd belli olmuyordu. Uzakta yeni mzik blmnden yaam belirtileri geliyordu. "Bir sreliine oraya girebiliriz," diye nerdim.

232

233

lan Caldvvell & Dustin Thomason


"Nereye?" "Bodrumdaki prova odalarna. Kukulan stmzden atana kadar." Yaklatka havada yolunu arm notalar duyulmaya bala mt. Gece baykuu mzisyenler kendi balarna prova yapmak zere Woolworth'e gelmilerdi. Prospect'in oradan baka bir kam pus polisi geti kayarak, tuzlanma yznden sulanm karlar kald rma sratt. Daha hzl yrmek iin kendimi zorladm. Woolworth'deki inaat daha yeni bitmiti ve iskele kalknca ortaya kan bina tuhaf bir eydi. Dardan bakldnda beton gibi grnyor ama ieriden bakldnda cams ve krlgan geliyordu. Atriumu, mzik arivi ve snflann olduu zemin katta bir nehir gi bi kvnlp gkyzne doru kat ykseliyordu. Rzgr binann et rafnda kskanlkla ulumaktayd. Paul kimlik kartyla giri kaps n at ve ben geeyim diye tuttu. "Ne yne?" diye sordu. En yakndaki merdiven sahanlna yrdm. Gil'le birlikte bina aldktan sonra iki kere gelmitik. Her ikisi de, hareketsiz ge en cumartesi gecesi, kafalan ektikten sonrayd. Babasnn ikinci ei, tpk babamn bana Arcangelo Corelli'den bir eyler renmem iin bask yapt gibi, Gil'in Duke Ellington'dan bir eyler alma y renmesi iin srar etmiti ve ikimiz neredeyse toplam sekiz yl ders almtk ama ortada bir ey yoktu. ielerimizle eski ksa kuy ruklu bir piyanoya vurarak Gil "'A' Treni"ni tngrdatr, ben de "La Follia"y katlederdim ve ikimiz de sanki hi ders almamz gibi davranrdk. Paul'le zemin kattaki koridora indiimizde duyulmakta olan sadece bir piyano sesiydi. Uzaktaki alma odalarndan birinde, bi risi "Rhapsody in Blue"yu alyordu. Kk, ses geirmez bir std234

4 'n Kural yoya girdik ve Paul doruca odadaki piyanonun arkasna geip ta bureye oturdu. Piyanonun tularna tpk bilgisayar klavyesine bak t gibi, gizemli bir eymi gibi bakyor ve ellemiyordu. Tepedeki k bir an titredi ve sonra snd. imize gelmiti. "Buna inanamyorum," dedi sonunda Paul derin bir nefes ala rak. "Byle bir eyi niye yapyorlar ki?" dedim ben de. Paul iaret parmayla tulardan birini trmalayp duruyordu. "Ne dememi istiyorsun Tom?" "Belki Stein bu yzden yardm nerdi ilk bata." "Ne zaman? Bu gece gnlkle geldiinde mi?" "Yok, aylar nce." "Yani sen Hypnerotomachia zerinde almay braktktan sonra m demek istiyorsun?" Bu saptama, bir tat, Stein'n ie karm olmasn sonunda dnp dolatrp bana balamt. "Sence bu benim kabahatim mi?" "Hayr," dedi Paul yavaa. "Tabi ki deil." Ama sulama havada asl kalmt. Roma haritas da, tpk gnlk gibi, bana arkamda neleri braktm, brakmadan nce ne kadar ilerleme kaydetmi olduumuzu, bundan ne denli holand m hatrlatmt. Bam ne eip ellerimi kucama koydum. Tem bel ellerim olduunu syleyen babamd. Be yl ders aldktan sonra lek bir Corelli sonat bile icra edememitim; onun zerine basketbol oynamam iin srar etmeye balamt. Gl zayftan alr Thomas, ama akll glden alr. Gzlerimi piyanonun arkasna dikip, "Cuny'ye yazd nota ne diyorsun?" diye sordum. Tahta cilaszd ve zmparalnmamt, 235

117

Ian Caldwell & Dustin Thomason


bu ksmn duvara dayal olaca varsaylmt. Bu bana, aynada na sl olsa grmyor diye bir profesrn sann arkasn taramamas gibi baka bir tasarruf eklini hatrlatt. Babam yle yapard. Bence bu bir bak as eksikliiydi, ben daima yle dnmtm; dn yay yalnzca tek bir adan gren birinin yanlgs. rencileri de bu durumu en az benim kadar fark etmi olmallard. Her zaman on lara arkasn dnerdi. "Richard asla benden bir ey almaya kalkmazd," dedi Paul trnan kemirerek. "Bir eyleri atlam olmalyz." Derin bir sessizlik kmt ortala. alma odas lkt ve ikimiz de susunca hibir ses duyulmuyordu, sadece koridorun so nunda bir yerlerden gelen piyano sesi vard, artk Gershwin bitmi, onun yerini derinlerden gelen bir Beethoven sonat almt. Bu ba na ocukken yaz frtnalar esnasnda evde oturuumu anmsatt. Danda kyamet kopar, ev sessizdir ve uzaklardan gelen frtna sesi dnda hibir ey duyulmaz. Annem mum nda bana kitap okur -Bartholomew Cubbins veya resimli Sherlock Holmes- ve benim aklmdaki tek ey, nasl olup da en iyi yklerin, balannda komik apkalar olan adamlar hakknda olabildiidir. "Bence ordaki Vincent'di," dedi Paul. "Polis merkezinde Bili ile ilikisi hakknda yalan syledi. Onlara Bill'in yllardr kendisine nerilmi en iyi lisansst rencisi olduunu anlatt." kimiz de Vincent' biliyoruz, diyordu Stein'n mektubu. Onun bu konu ile ilgili kendi planlar olduunu sylemem yerinde olur. "Sence Taft, onu kendine mi istiyordu?" diye sordum. "Yllar dr Hypnerotomachia ile ilgili bir ey yaynlamaya kalkmad." "Bu, yaynlamakla ilgili deil Tom." "Neyle ilgili peki?" 236

4 'n Kural Paul bir an sessiz kald, sonra, "Bu gece Vincent'n ne dedii ni duydun. Daha nceleri Francesco'nun Romal olduunu asla ka bul etmiyordu." Paul piyanonun ahap gvdesinden bir ift minik altn pabu gibi uzanan pedallara bakyordu. "Bunu benden almaya alyor." "Senden almaya m?" Ama Paul yine iine kapanmt. "Bo ver. Unut gitsin." "Ya mzedeki Cuny ise?" O uzaklara bakarken bunu sordum. Stein'n Curry'ye yazm olduu mektup o adam hakknda kafam kantrmt. Bana onun Hypnerotomachia takntsnn herkesinkinden fazla olduunu hatrlatmt. "O bu iin iinde deil Tom." "Ona gnl gsterince neler yaptn grdn. Curry hl onun kendisine ait olduunu dnyor." "Hayr. Onu tanyorum Tom. Tamam m? Sen tanmyorsun." "Bu ne anlama geliyor imdi?" "Sen Richard'a hi gvenmedin. Sana yardm etmeye alt zaman bile." "Onun yardmna ihtiyacm yoktu ki." "Ve sen Vincent'dan sadece baban yznden nefret ettin." akn bir ekilde ona dndm. "Babam eye itti..." "Nereye itti, yolun dna m?" "Hayr onu delirtti. Ne oluyor sana byle?" "Sadece bir kitap eletirisi yazd Tom." "Onun hayatn mahvetti." "Onun kariyerini mahvetti. kisi farkl eyler." "Ne diye onu savunuyorsun?" "Savunmuyorum. Ben Richard' savunuyorum. Ama Vincent da sana hibir ey yapmad." 237

118

Ian Caldwell & Dustin Thomason


Konumamzn Paul zerinde nasl bir etki yapmakta olduu nu fark ettiimde tam onu paralamak zereydim. Avulanyla yanaklann paralamak ister gibi ovalyordu. Bir saniye sadece yoldan geen arabalarn farlann grdm. Bir korna alyordu. Paul, "Richard, bana kar her zaman ok iyi davranmtr," di yordu. Babamn bir ses kardn hi hatrlamyordum. Ne arabay kullanrken ne de yoldan kaymaya baladmzda. "Sen onlar tanmyorsun," dedi. "kisini de." Yamurun ne zaman baladndan da emin deildim... anne mi grmek zere arabayla kitap ovuna giderken mi, yoksa ambu lansa bindirilerek hastaneye gtrldm srada m. "Bir keresinde bu kitap eletirisinin Vincent'n ilk byk ba ars olduunu okumutum," diye devam etti Paul. "Evindeki bir gazete kuprnde, yetmilerin bandan kalma bir kupr. Columbia'dan dndkten sonra yazlm; Enstit'ye geiinden ve kariye rinin yerle bir oluundan nce. Muhteem bir yazyd. Bir profes rn cann verecei trden bir yaz. Sonunda 'Vincent Taft bir son raki projesine balad bile: talyan Rnesans'nn kesin tarihesi. Yapm olduu almaya bakacak olursak, bunun da bir bayapt olaca kesin. Yapm olduu alma, tarih yazmann tarih yarat maya dnt bir alma.' Yazy kelimesi kelimesine hatrlyo rum. kinci snfn ilkbahar dnemindeydik bulduum zaman, onu pek iyi tanmyordum henz. lk kez o zaman onun kim olduunu anlamaya balamtm." Bir kitap eletirisi. Tpk onun, grdnden emin olmak iin babama gnderdii eletirisi gibi. Belladonna Aldatmacas, yazan Vincent Taft. 238

4 'n Kural "O bir yldzm Tom. Bunu biliyorsun. Burdaki fakltelerin oundan daha yukarlara bir yerlere km. Ama kaybetmi. Yakp kl etmemi, sadece yitirmi." Kelimeler hacim kazanyor, sanki dtaki sakinlii ile iindeki basknn arasndaki bir denge bozulabilecekmi gibi, havada biriki yorlard. Ben kendimi yzyormu gibi hissediyordum, suyun gel giti beni iine ekiyor gibiydi. Paul yine Taft ve Curry hakknda ko numaya balad, bense kendime, bunlarn da baka bir kitaptaki apkal adamlar, hayal rn karanlk kiiler olduunu sylyor dum. Ama o konutuka giderek onlan Paul'n gzyle grmeye balamtm. Liman efinin gnlnn yaratt ykmn kt sonucundan sonra Taft, Manhattan'dan Enstit'deki beyaz ahap bir eve tan mt. Princeton kampusundan da yaklak bir kilometre gneybat dayd ev. Belki yalnz kalma arzusu ekmiti onu oraya, etrafnda boumas gereken meslektalarnn olmay; ancak birka ay son ra, akademik evrelerde iki imesiyle ilgili sylentiler dolamaya balamt. Kesin tarih projesi sessizce ortadan kalkmt. Tutkusu, yetenekleri zerindeki kontrol un ufak olmu gibiydi. yl sonra, ikinci almasn yaynlaynca -Rnesans sana tnda hiyeroglifin rol konulu, ince bir kitap- Taft'm kariyerinin durma noktasna geldii ortaya kmt. Bundan yedi yl sonra, k k bir gazetede bir baka almas yaynlanm ve bir eletirmen onun bu dn trajedi olarak nitelendirmiti. Paul'e gre, Taft'n Cuny ve babamla yaam olduklar, yakasn brakmyordu. Ensti t'ye geliiyle Paul'le tanmas arasnda geen yirmi be ylda Vin239

119

I a n Caldwell & Dustin Thomason cent Taft sadece drt alma yaynlam, vaktini baka bilim adam larnn, zellikle de babamn almalarn eletirmekle geirmiti. Genliindeki parlak yeteneini bir daha asla yakalayamamt. Hypnerotomachia, okuldaki ilk ylmzn ilkbaharnda Paul'n kapsna dayanmasyla, yeniden hayatna girmi olmalyd. Taft ve Stein tez almasna yardmc olmaya baladklarnnda, Paul, bana danmanndaki irkiltici deha alevlenmelerinden sz etmiti. Yal ay, onunla birlikte, kna skna deliler gibi alm, Paul, daha me tinleri ktphanede ararken karmakark, uzun blmleri ezberden anlatmt. "Richard'n talya seyahatimi ayarlad yazd," dedi Paul, bir avucuyla piyano taburesinin kenarn ovuturuyordu. "ok heye canlydk. Hatta Vincent bile. Richard'la ikisi hl konumuyorlar d ama benim bir eylerin zerinde olduumu biliyorlard. Bir ey leri ortaya karmaya balamtm. "Richard'a ait bir evde kalyordum, eski bir Rnesans saray nn tm st kat. nanlmazd, tek kelimeyle harikayd. Duvarlarda, tavanlarda, her yerde resimler vard. Nilerin iinde, merdiven bo luklarnda. Tintoretto'lar, Canacci'ler, Perugino'lar. Cennette ol mak gibi bir eydi Tom. Nefes kesiciydi, ok ok gzeldi. Sabahla r kalkar kalkmaz, tam bir iadam edasyla, 'Paul, bugn halledil mesi gereken ilerim var,' derdi. Sonra konumaya balardk ve ya nn saat sonra kravatn gevetip, 'Cehenneme kadar yolu var. Hadi bugn tatil yapalm,' derdi. Yryerek meydanlara gider ve durma dan konuurduk. Sadece ikimiz, saatlerce yrr ve konuurduk. "te o zaman bana Princeton'daki gnlerini anlatmaya bala d. Ivy btn o maceralar, yapt lgnlklar, tand insanlar. En ok da baban. yle canl, yle gzel anlatrd ki. Yani, sanki Prin240

4'n Kural ceton'daki her ey benim bamdan gemi gibi hissederdim. Tama myla bylenmi gibiydim. Bir ryada, kusursuz bir ryada ya yordum adeta. Richard bile byle dnyordu. talya'da geirdii miz onca zaman hep bulutlarn stnde yrr gibiydi. Venedikli bir heykeltrala kmaya balamt ve ona bir gn evlenme teklif ede ceinden sz ediyordu. Hatta o yazdan sonra Vincent'la bile bara bileceim dnr olmutum." "Ama asla barmadlar." "Hayr. Amerika'ya geri geldiimizde her ey eskiye dnd. O ve Vincent asla konumadlar. kt kadn, onu terk etti. Richard kampusa gelmeye balad tekrar, babanla birlikte McBee zamann da sahip olduu tutkular yakalamaya alyordu yeniden. O za mandan beri giderek daha fazla gemite yaar oldu. Vincent, beni ondan uzaklatrmaya alt ama, bu yl benim uzak durduum ki i Vincent oldu. Enstit'ye gitmekten kandm, mmkn olduka oturup Ivy'de altm. Mecbur kalncaya kadar ona bulduklarmz anlatmadm. "te o zaman Vincent, bana sonularm gstermem, haftalk ilerleme raporlar vermem iin bask yapmaya balad. Belki Hypnerotomachia'y geri almak iin tek ansnn bu olduunu d nmtr." Paul bir eliyle salarn geri itti. "Btn bunlar nce den grmeliydim. B alacak bir tez yazp sonra da def olup burdan gitmeliydim. Tanr yldrmlarla ve frtnalarla en byk evleri, en uzun aalar yok eder. Tanr ak iin, dierlerinden byk olan her ey engellenmelidir. Kibirleri yznden ac ekenler yine kendi leri olacaktr. Bunlar Heradot yazm. Bu satrlar elli kez okuma l ve asla bu dncelerden amamalydm. Bunlar bana gsteren Vincent'd. Ne anlama geldiklerini biliyordu."
241

120

I a n Caldwell & Dustin Thomason "Bunlara inanyor olamazsn." "Neye inandm artk ben de bilmiyorum. Vincent ve Bili'i daha yakndan takip etmeliydim. Eer kendimle bu kadar ilgileni yor olmasaydm olacaklar ngrebilirdim." Kapnn altndan szan a baktm. Koridorun ucundan gelen piyano sesi susmutu. Paul ayaa kalkt ve girie doru yrmeye balad. "Hadi gi delim burdan," dedi.

121

Blm 15
Woolworth'den aynlrken konumaya halimiz kalmamt. Pa ul aramzda belli bir mesafe brakmaya zen gsteriyor, biraz nden yryordu ve uzaktan apelin kulesini grebiliyordum. Polis araba lar frtnadan kap mee aacnn altna snm kurbaalar gibi toplanmt kulenin dibinde. Olay yerini evreleyen polis bantlar azalmakta olan rzgrla sallanyordu. Bili Stein'n kar melei be yazln stnde hibir iz brakmadan gitmi olmalyd artk. Dod'a geldiimizde Charlie'yi uyank bulduk ama bir kez da ha yatmaya hazrlanyordu. Oturma odamz temizlemi, orada bu rada dank duran ktlar dzeltip almam mektuplar ayr bir yere toplamt. Belli ki ambulansta yaadklarn unutmaya al mt. Saatine bir gz atp onaylamaz bir ifadeyle bize bakt, ama bu na aldr edemeyecek kadar yorgunduk hepimiz. Paul mzede gr m olduklanmz anlatrken ben dinledim, Charlie'nin polise haber verelim diye srar edeceini biliyordum. Ama ben mektuplar bul duumuzda Stein'n eyalarn kartrmakta olduumuzu akla ynca, Charlie bile bunu bir kez daha dnmek gerektiini anlam grnd. 242 243

Ian Caldwell & Dustin Thomason Paul'le odamza gittik ve tek kelime etmeden soyunup kendi ranza!annza yattk. ylece yatp Paul'n Curry'yi anlatrkenki ses tonunu dnrken, daha nce hi anlamam olduum bir eyi kav rayverdim. Bu, eer ksaca ifade etmem gerekirse, ilikilerinin ya ln kusursuzluuydu. Paul hayatna girip de onun zemedii eyle ri znceye kadar, Curry Hypnerotomachia' y anlamay asla baa ramamt ve bylelikle ikisi bu duyguyu paylamlard. Paul de, Richard Curry'nin yaamna girip ona daha nce hi yaamam, ama yaamay ok istemi olduu eyleri yaatmasyla ok mutlu olmu ve bu mutluluu da paylamlard. O. Henry'nin hikyesindeki Delia ve James gibi -James, Della'nn sana ssl tokalar ala bilmek iin altn saatini satar, Delia ise James'in saatine zincir ala bilmek iin salarn satmtr- hediyeleri ve fedakrlklar mkem mel bir uyum iinde gelimiti. stelik burada mutlu bir alveri vard. Birinin verebilecei tek ey, tekinin tm istedii eydi. Byle bir ans yakalayp mutlu olmay ona ok gremezdim. Dnyada bunu hak etmi tek kii varsa o da Paul'd. Hayatta ne bir ailesi olmutu, ne de bir aile fotoraf veya telefonun br ucunda bir ses vard sahip olduu. Kusurlu da olsa, babam ldkten sonra dahi ben bunlarn hepsine sahiptim. Ve yine de bir ders almas ge reken kii bendim. Liman efinin gnl babamn Hypnerotomac hia konusunda hakl olduunu kantlayabilirdi, ki o bunlar yllar ncesinin koullarnda, l dillerle, ta basma resimlerle bouarak kefetmiti. Oysa ben, ona inanmamtm, o eski, zavall kitapta her hangi zel bir ey olmas dncesini gln, anlamsz ve dar g rl bir dnce olarak kabul etmitim. Btn bu geen zaman zar fnda, babamda bir bak as sorunu olduunu var sayarken, asln da bak as yanl olan tek kii benmiim.
244

4'n Kural "Kendine bunu yapma Tom." dedi yukardan Paul beklenmedik bir ekilde, sesi o kadar alak kmt ki, zor duyabilmitim. "Neyi?" "Kendine acma." "Babam dnyordum." "Biliyorum. Baka bir ey dnmeye al." "Ne gibi mesela?" "Bilmiyorum. Bizi mesela." "Anlamadm." "Drdmz. Sahip olduklarna kretmeye al." Duraklad. "Gelecek seneden ne haber? Hangisini semeye niyetlisin?" "Bilmiyorum." "Teksas m?" "Belki. Ama Katie burda kalm olacak." Yatakta dnm gibi araflan hrdad. "Ya benim Chica go'da olacam sylersem?" "Ne demek istiyorsun?" "Seninkinden bir gn sonra ben de doktora mektubumu aldm." ok olmutum. "Benim gelecek yl nereye gideceimi dnmtn?" "Pinto'yla almak zere Yale'e. Chicago niye?" "Pinto bu yl emekli oluyor. Ayrca Chicago'nun program her ekilde daha iyi. Melotti de hl orda." Melotti. Babamn szn ettiini hatrladm, az saydaki di er Hypnerotomachia bilginlerinden biri. "stelik," diye ekledi Paul. "Eer baban iin yeterince iyi idiy se, benim iin de yeterince iyi demektir, deil mi?" Bavurumu yapmadan nce ayn dnce benim de aklmdan gemiti, ama babam girebildiyse ben de girebilirim diye dn mtm. 245

122

Ian Caldwell & Dustin Thomason


"yle sanrm." " E , peki ne dnyorsun?" "Senin Chicago'ya gidiin hakknda m ? " Yine duraklad. Bir eyi karmtm. "Bizim Chicago'ya gidiimiz hakknda." stmzde bir yerlerde, baka bir dnyada bir hareket oldu ve deme tahtalar gcrdad. " N i y e bana sylemedin?" " N e hissedeceini bilmiyordum," dedi. " O n u n yolunu izliyorsun." "Becerebildiim kadar." Buna dayanabileceimi sanmyordum, be yl daha babamn yakam brakmamasna. P a u l ' n glgesinde, imdikinden bile ok grecektim onun varlm. "Bu ilk tercihin m i ? " Cevap verene kadar epey bir sre geti. "Geride sadece Taft ve Melotti kald." Ne demek istediini anlamtm, Hypnerotomachia bilginleri. " H e r zaman bizim kampustaki uzman olmayan adamlarla da alabilirim," dedi. "Batali veya Todesco gibi." Ancak bir Hypnerotomachia tezini uzman olmayan kiilerle yazmaya almak, sarlarla beste yapmaya almak gibi bir ey olurdu. "Senin Chicago'ya gitmen gerek," dedim, sesimin iten olma sna alarak. Ve belki de itendim. "Bu senin Teksas'a gidecein anlamna m geliyor?" " B e n henz karar vermedim." "Biliyorsun, her zaman onunla ilgili olmas gerekmiyor." "Gerekmiyor."

4'n

Kural

123

" E h , " dedi Paul bask yapmamaya karar vererek. "Sanrm iki mizin de karar verme sresi ayn tarihte bitiyor." ki zarf onlar brakm olduum yerde, yan yana yatyordu. Birden Paul'n Hypnerotomachia'nn srlarn zmeye o masada balam olduunu fark ettim. Bir an, babamn koruyucu bir melek gibi kitabn etrafnda dolandn, bandan beri Paul'e rehberlik et tiini dndm. Benim de daima ayn meknda, birka adm te de, ou zaman uyank olarak bulunduumu dnmek tuhaft do rusu. "Biraz dinlenmeye bak," dedi Paul ve derin, skntl bir nefes alp yatanda dndn duydum. Yaadklarmzn sknts k mt yine stne. Belki bu konuda konumak ister diye dnerek, "Sabah ne ya pacaksn?" diye sordum. " R i c h a r d ' a o mektuplar sormam lazm," dedi. " B e n i m de gelmemi ister m i s i n ? " "Yalnz gitmeliyim." O gece bir daha konumadk.

Nefes alp veriinden abucak uykuya daldm anladm. Ben de ayn eyi yapabilmeyi isterdim ama kafam karmakarkt. Bun ca yldan sonra liman efinin gnln bulmu olmamza babamn ne diyeceini merak ediyordum. Bence, o kadar uzun sre, o kadar az kiiye o kadar az ey ifade eden almalarndan sonra, bu onun yalnzln aydnlatabilirdi. Sanrm olunun en sonunda bu nokta ya gelmi olduunu bilmek de onun asndan her eyi deitirirdi. Bir gece, oynayabildiim son basket manda, man ortasn da gelmiti ve, " N e d e n ge kaldn?" diye sormutum ona.

246

247

I a n Caldwell & Dustin Thomason "zr dilerim," demiti. "Umduumdan uzun srd." nmden arabaya doru yryordu, eve dnyorduk. Gzle rimi bann arkasnda, gremedii iin her zaman taramay unuttu u salanna dikmitim. Kasm ortalanyd ama maa baharlk bir ce ketle gelmiti, kafas ylesine doluydu ki portmantodan yanl ce keti aldn fark etmemiti bile. "Ne uzun srd?" diye srar ettim. " mi?" Kitabn ad arkadalarmn arasnda utanmama yol at iin, i kelimesini kullanrdm ondan sz ederken. "Hayr i deil," dedi sakin bir sesle. "Yol." Eve dnerken, hz gstergesi sadece snnn birka kilometre stn gsteriyordu, daima byle yapard. Kurallar azck aar, s nrlanmay bu biimde reddetmi olur, ama asla tam anlamyla inemezdi. Kendi ehliyetimi alana kadar, bu durum her geen gn bi raz daha sinirime dokunmutu. "Bu gece gzel oynadn," dedi, yolcu koltuuna dnp bana bir gz atarak. "Benim izlediim faul atlanmn ikisini de sayya evirdin." "Birinci devre yedeklerin arasndaydm. Ko Ames'a artk bas ket oynamak istemediimi syledim." "ktn m takmdan? Niye?" "Akll glden alr," dedim azndan kacak ikinci cmle nin bu olduunu bildiimden. "Ama uzunlar da ksalardan alyor." Sanki basketbol aramzdaki son anlama yoluymu gibi, ken dini suladn hissettim o an. ki hafta sonra, okuldan geldiimde bahemizdeki basket potasnn yerel yardm derneklerinden birine verilmek zere yerinden skldn grmtm. Annem babamn I bunu niye yaptn anlamadn sylemiti. Tek syleyebildii, babamn, bylesi daha iyi olacak, dediiydi. 248

4 'n Kural Aklmda bu dnceyle, babama verebileceim en byk he diyenin ne olabileceini hayal etmeye altm. Uykunun etkisiyle arlarken cevap tuhaf bir biimde netleti zihnimde: onun sevdi i eylere inanmak. Her zaman istedii ey bu olmutu; kalc olarak birletiimizi hissetmek, ayn eylere inandmz srece asla ayrl mayacamz bilmek. Oysa ben yaptklarmla bunu imknsz kl mtm. Hypnerotomachia'nm da piyano derslerinden veya basket ten ya da san ayrma tarzndan fark yoktu: hepsinde o hatalyd. Sonra, mutlaka nceden tahmin etmi olduu gibi, kitaba olan inan cm da yitirmitim, giderek daha da ayn dmtk birbirimizden, ayn masada otururken bile yakn deildik. O asla kopmayacak bir ba oluturabilmek iin elinden geleni yapmt ve ben de her sefe rinde o ba zmeyi baarmtm. Umudun fslts, demiti Paul, bana bir keresinde. Pandora'nn kutusundan ancak btn dier belalar, aclar katktan sonra kar ve her eyin sonu, en gzelidir. Umut olmazsa sadece zaman vardr. Za man bir merkezka kuvvet gibi arkamzdan iter, bizi, ilgisiz ve ka ytsz bir hale gelene dek dan, uzaa doru yollar. Bence bu ba bamla benim aramda olanlarn tek aklamas, tpk Taft ve Cuny arasnda olanlar gibi, tpk ayrlmaz gibi grnen bizim drtlmze de olaca gibi. Bu, adn ancak Charlie'nin koyabilecei bir devi nim kanunu, fiziksel bir gerek, beyaz ccelerle krmz devlerin geirdii aamalardan bir fark yok. Evrendeki her ey gibi, kaderi miz doumdan aynla gidii ieriyor. Zaman sadece aynlmamzm mihenk ta. Eer biz, ayn orijinal btnden koparak uzaklklar de nizine dm paracklarsak, o zaman yalnzlmz da bilimsel bir veri demektir. Yllar getike yalnzlmz da artacaktr.

124

249

4 'n Kurah mistim. Kamp yneticisi, beni slah olmaz ve benzeri, ar szlerle yerip tm Ohio eyaletinin en kt izcileri arasna koyan, sayfa lk bir mektup gndermiti. Neyle sulandm tam anlamasam da, aileme ne yapm olduumu anlattm. Bir gn kanoya binen bir grup kz izciyle karlamtk, be nim ablalarmn kendi karanlk ve faziletli gnlerinden bildiim bir arky sylyorlard: Yeni arkadalar edinelim, ama eskileri de unutmayalm; yeniler gmse, eskiler altndr. Bu melodiye uyan birok alternatif ark biliyordum ve arkadalarma bir tanesini sy ledim. Yeni arkadalar edinmeyelim, eskileri de utlayalm. Benim btn istediim sadece gmle altn. Bir tek bu satrlar kovulmak iin yeterli olmazd ama Willy Carlson dhiyane bir bulula, kamp ateini yakmak zere eilmi en yal oymak bana bir tekme atvermi ve bunu benim yzmden yaptn, benden duyduu ark szlerinin ayana kendiliinden bu hareketi yaptrdn sylemiti. Birka saat iinde izci rgt nn tm yarg mekanizmalar harekete gemi ve her ikimize de e yalarmz toplamak dmt. zcilikten sonsuza kadar uzaklamamn yan sra, bu deneyi min bana iki getirii olmutu. Birincisi Willy Carlson'la gayet iyi arkada olmutuk ve mesanesini tutamaynn beni attrmak iin uydurduu bir yalan olduunu renmitim. Byle birinden holanmayp ne yapacaktm. kincisi de, annemden dinlemek zorunda kal dm sert sylev ve onun bende yaratt motivasyon olmutu. Bu motivasyonu neredeyse Princeton yllarmn sonuna kadar anlaya mamtm. Teknik olarak, yal kiilere tekme atmann yanl oluu
251

125

Blm 16
Altnc snf bitirdiim yaz babam beni bir kampa gndermi ti. ki haftalk bir izci kampyd ve imdi geriye dnp baknca an ladm kadaryla ama, fazilet rozetleri tayan yatlarmn arasn da beni, yeniden hizaya sokmakt. Bir yl nce, Willy Carson'n a drnda roket patlattm ve aslnda daha ok da, sonradan bana Willy'nin zayf bnyeli olduu ve mesanesini tutmakta zorluk ek tii anlatld halde, olay yine de komik bulduumu sylediim iin, izci earbm geri alnmt. Aradan zaman gemi ve annemle babam bu dncesizliklerimin unutulmu olaca hissine kaplm lard. Pornografik izgi romanlarla ilgilenmek yerine, eitici ve ufuk ac izcilik ortamnda birer ahlak temsilcisi haline gelmi, 12 ya grubu olanlar iinde, benim yerim eytann bir alt kademesine dmt. Ailem, Erie Gl'nn gney kysnda geireceim iki haftann beni kendime getireceine inanyordu. Onlara yanldklarn kantlamam doksan alt saatten az srd. lk haftann ortasnda, bir oymak ba beni eve geri gtrd ve ses siz bir fke iinde aileme teslim etti. Bu kez de kamp arkadalarma ahlaksz bir ark retmek yznden, onursuz bir biimde tart edil250

I a n Galdwell & Dustin T h o m a s o n nedeniyle izcilikten atlm olsam da,, annemin takld ey uydu ruk arknn birinci msras deildi. Onu rahatsz eden ikinci msradaki anlamsz hrs olmutu. "Niye gm ve altn?" diye sordu, beni kitapda depo olarak kulland kk bir odaya oturtup. "Ne demek istiyorsun?" dedim. Duvarda Columbus Sanat Mzesi'nden alnm, tarihi gemi bir takvim aslyd. Mays yap ra akt ve Edward Hopper'm tek bana yatanda oturan bir ka dn tablosu vard o sayfada. Gzm ondan alamyordum. "Niye mesela roket deil?" diye sordu. "Veya kamp atei de il?" "nk onlar ie yaramaz." Sklm olduumu hatrlyorum, yant o kadar akt ki: "Kafiye tutmuyor onlarla." Annem enemden tutup yzne bakmam saladktan sonra "Beni dinle Tom," demiti. Ik altna gelince salan altn gibi par lyordu, tpk Hopper'm tablolanndaki kadnlarn salan gibi. "Bu doal deil. Senin yandaki bir erkek ocuk altnla, gmle ilgi lenmez." "lgilenmiyorum zaten. Niye sorun yapyorsun ki?" "nk her istein altnda bir ama yatar." Sanki pazar okulunda dinlediim sylevlerden birini dinler gi biydim. "imdi bu ne anlama geliyor?" "nsanlar yaamlarn olmadk eyler isteyerek heba ederler. Ha yat onlann kafasn kantmr ve sevgilerini aslnda istemedikleri yer lere yneltmelerine yol aar." Elbisesinin yakasn dzeltip yanma oturmutu soma. "Mutlu olmak iin yaplacak tek ey, doru eyleri, doru lde sevmektir. Paray deil. Kitaplan deil. nsanlan. Bunu anlamayan yetikinler asla potansiyellerini kendilerini mutlu edecek ekilde kullanamazlar. Senin de byle biri olman istemiyorum."
252

4'n Kural Bu onun iin neden bu kadar nemliydi, yani benim tutkulanm doru yere yneltmek, hi anlamamtm. Sadece byk bir ciddiyet le bam sallayarak bir daha asla deerli madenlerle ilgili arklar sylemeyeceime sz verdim ve annem de sakinlemi grnd. Ancak sorun deerli madenler olmamt hibir zaman. imdi anlyordum ki, annem daha byk bir savam veriyor, beni daha kt bir eyden korumaya alyordu: babam gibi olmaktan. Baba mn Hypnerotomachia,y& olan takntsyd ona gre asl yanl olan ve babam lnceye kadar bu konuda mcadele vermiti. Sannn, babamn kitaba duyduu sevgi, annem asndan bir saplant, onu kansn ve ailesini sevmekten alkoyan bir arpklkt. Hibir kuv vet ya da ikna abas bunu dzeltemiyordu ve galiba babamn yaa mn dzeltmek iin verdii savata yenildiini biliyordu ve o yz den artk bana ynelmiti mcadelesi. Szm ne kadar iyi tutmu olduumu sylemeye korkuyo rum. Yaramazlk yapmamay meleklerden daha abuk renen olanlann ocuka inatlklan kadnlara harika grnen bir ey olma l. ocukluum boyunca bizim evde hata yapma tekeli benim elim de bulunuyordu. Annemin beni yapmamam iin uyard hatann nemini, bama gelmeden kavramama imkn yoktu. Yine de bunun iin ac ekmesi gereken ailem deil Katie olmutu.
m

126

Ocak ay gelmi ve Colonna'mn ilk bilmecesinden sonra ikin cisi ve ncs de ortaya kmt. Paul onlan bulmak iin Hypnerotomachia'nm neresine bakmas gerektiini biliyordu; blmler dzenli bir sra takip ederek be ya da on sayfadan yirmi, otuz, hat ta krk sayfaya kadar kyordu. Daha ksa blmlerin , drt tane si art arda gelebiliyor ama uzun blmler daha ok tek bana olu253

l a n Galdvvell & Dustin Thomason yordu. Bu sralama younluk bazl bir grafie dntrldnde, az sayfal blmlerin oluturduu dz izgi, uzun bir blmle yukan doru ani bir k yapyor ve bu her ikimizin de Hypnerotomachia'nm kalp atlar diye yorumlad bir grntnn ortaya kma sna yol ayordu. Paul, Musa ve boynuzlar ile ilgili baarmzdan yola karak bu sistemi de abucak kavramt: uzun, tek blmlerin yaratt sivri ularn her biri bir bilmeceye tekabl ediyordu; bilmecenin zm, ifresi ise, onu takip eden ksa blmlere uygulanyor ve bylece Colonna'nn bir sonraki mesajna ulalyordu. Paul'n tah minine gre, kitabn ilk giri blmleri gibi, ikinci yars da dolguy du, bu ksmlar hikyenin btnln salamak iin yazlmt. Aramzda i blm yapmtk. Paul uzun blmlerdeki bil meceleri buluyor, sonra onlar zmlemem iin bana brakyordu. Yakaladm ilk zm uydu: Byk bir zaferde bulunan en kk armoni nedir? "Bu bana Pisagor'u hatrlatyor," demiti Katie, Kk Dnya adl kafede oturmu kek yiyip scak ikolata ierken ona bundan sz ettiimde. "Pisagor'la ilgili her eyde bir armoni vardr. Astronomi, erdem, matematik..." "Bence bu savamakla, mcadele ile ilgili bir ey," diye kar ktm. Son zamanlarda, Firestone'da biraz mhendislikle ilgili R nesans metinleri zerinde almtm. Milano Dk'ne yazm ol duu bir mektubunda, Leonardo, Rnesans tanklan gibi, kuatmalar da kullanlmak zere iine girilmesi imknsz odacklar, tanabilir havan toplan ve devasa mancnklar yapabileceini ileri srmt, Felsefe ve teknoloji birbirine karm durumdayd: matematik ve bir dizi kusursuz sava makinesi zafer iin el ele veriyordu. Matematik ten mzie gemek sadece kk bir adm gerektirmekteydi. 254

4 'n Kural Ertesi sabah, Katie beni 07.30'da uyandrmt, onun 09.00'daki dersinden nce birlikte koacaktk. "Sava fikri yerine oturmuyor," dedi, bilmeceyi sadece bir fel sefe rencisinin yapabilecei bir biimde incelemeye almt. "So runun iki paras var: En kk armoni ve byk zafer. Byk za fer her trl anlama gelebilir. O yzden, bilmecenin daha ak olan ksmna younlamalsn. En kk armoninin daha az somut anla m var." Kampusun batsna doru kouyorduk ve yolumuzun stnde ki Dinky tren istasyonunun yanndan geerken 07.43 trenini bekle yen yolculan kskanp homurdandm. Gne ykselmeye devam ederken komak ve dnmek doal olmayan eylerdi, benim ka famdaki sislerin lenden nce datmayacan da biliyordu. Pisa gor'u ciddiye almadm iin, bana ceza vererek kendisi bir avantaj elde ediyordu. "E, peki nerin ne?" diye sordum. Nefes nefese kalm bile grnmyordu. "Dnte Firestone'a urayacaz. Orda nereye bakman gerektiini dndm anlata cam." Bu durum iki haftadr sryordu, sabah seher vakti kafamn iinde sorularla kalkyor, Katie'ye Colonna ile ilgili yan pimi fi kirlerimi anlatyordum, o arada o dinlemek iin yavalamak zorun da kalyordu, soma da, bana ne kadar yanl dndm syleme frsat bulamasn diye, ben kendimi zorlayp hzlanyordum. ou zaman, gecenin son ksmn ve pek ok sabahn erken saatlerini bir likte geiriyorduk ve nihayet, o gereki zeksyla, geceyi de Dod'da geirmenin ha bire Holder'a gidip gelmekten daha mantk l olacan dnmesini bekliyordum. Her sabah onu kou kyafet leri iinde grdke, bulumay uzatmann bir yolunu bulmaya a255

127

lan Caldvvell & Dustin Thomason


lyordum ama Katie byk bir baaryla anlamazlktan geliyordu. Gil, eski erkek arkadann, ona bandan itibaren bir oyun oynam olduunu anlatmt. ocuk, onu, nadiren sarho olduu zamanlar da herhangi bir eye zorlamayp aykken minnettarlktan erimesini beklemiti. Katie bu ekilde kullanldn ancak benimle kmaya baladktan bir ay sonra fark etmiti. Bir gece, Katie'nin gidiinden duyduum hayal krkl daya namayacam bir noktaya gelmi ve, "Ne yapmalym?" diye sor mutum. Her sabah kousundan soma yanama kk bir pck konduruyordu, bu da, her ey gznne alndnda, benim beklen tilerimi pek karlamyordu; ve artk Hypnerotomachia iin giderek daha fazla zaman harcyor, geceleri sadece be alt saat uyuyordum ve tamamen yeni bir tr bor birikiyordu. Tantalus ve zmleri ba na hibir ey yapmyordu: Katie'yi istediimde tek elime geen Colonna oluyordu. Colonna zerinde younlamaya altmda ise tek dnebildiim uyumakt; ve son olarak da, ne zaman uyumaya alsam kapma vuruluyor, Katie ile komaya gitmek iin kalkmam gerekiyordu. Kendi hayatma kronik olarak ge kalma komedisi iinde kaybolmutum. Kendime borlanyordum. Ancak, Gil ve Charlie bir azdan, "Sabrl ol," demilerdi. "O buna deer." Ve her zamanki gibi haklydlar. Beinci haftamz dolduunda, Katie hepimizi glgede brakmt. Bir felsefe semineri dn ak lnda bir fikirle Dod'a uramt. "unu dinle," dedi antasndan Thomas More'un topya'sm kartp okumaya balarken. topya sakinlerinin satranca benzer iki oyunu vard. Bi rincisi bir tr matematik yarmasyd ve bu oyunda baz say 256 lar dierlerini

4'n

Kural

128

"alyorlard". ikincisi ise erdemlilerle ahlak

szlar arasnda oynanan bir tr sava oyunuydu ve ahlakszla rn kendi aralarnda nasl elikiye dtklerini, ama gerekti inde erdemlilere kar da nasl birletiklerini byk bir usta lkla ortaya koyuyordu. Zaferin hangi tarafa ait olacan, eninde sonunda neyin belirlediini gsteriyordu.

Bir de benim okumam bekleyerek kitab elime tututurmutu sonra. Kapana baktm. "1516'da yazlm," dedim. "Hypnerotomac hia'dan yaklak yirmi yl soma." Zamanlama uyuyor gibiydi. "Erdemlilerle ahlakszlar arasnda kurgu bir sava oyunu," di ye tekrarlad. "Zaferin hangi tarafa ait olacan belirleyen ey." Birden onun hakl olabileceini dnmeye baladm.

Onunla ktm sralarda Lana McKnight'm bir kural vard. Asla kitaplarla yata birbirine kantrmazd. Heyecan tayfnda, d nce ve seks iki ayn uca dyordu, ikisi de zevk almak iindi, ama asla ayn anda deil. Bu kadar akll bir kzn, karanlkta yle doy mak bilmez bir ahmaa nasl dnebildiim aklm almyordu. San ki kafasna sopamla vurup maarama getirdiim bir ta devri kadnym gibi, leopar desenli geceliiyle kvranyor, kurtlan bile kor kutup karacak sesler kartyordu. Lana'ya bu kadar ok inlemese daha anlaml olacan sylemeye asla cesaret edememitim ama, daha ilk geceden itibaren bedenimle aklm ayn anda uyanabilse ne kadar muhteem bir durum yaayabileceimi hissetmitim. Tm adalelerimizi altran o sabah egzersizlerinden sonra, muhtemelen Katie ile daha ilk batan bu duyguyu yaayabileceimi hissetmi ol257
F : 17

Ian Caldwell & Dustin Thomason


malym. Ancak o geceye kadar beklemem gerekmiti: onun kefin den eitli kanmlar yapmaya altmz o gece, eski erkek arka dann onda yaratm olduu kt duygularn kalntlan da nihayet silinmi ve bize yeni bir balang yapma olana domutu. O gece ile ilgili olarak en net hatrladm eyler, Paul'n Ivy'de yatma inceliini gstermi olmas ve Katie benimle kald srece klarn ak kalm olmasyd. Sir Thomas More'u okuyup ne tr bir oyundan sz ettiini bulmaya alrken klar ak tut mutuk. yle bir oyun olmalyd ki, erdemliler armoni, yani uyum iindeyken byk zaferler elde edilmesi mmkn olabilsin. More'un sz ettii oyunlardan birinin, Filozoflar Oyunu veya Rithmomachia denilenin, kesinlikle Colonna'nn baylaca trden, ortaa veya Rnesans dnemi erkekleri tarafndan oynanabilecek en mey dan okumaya msait oyun olduunu bulduumuz srada da klar yanyordu. Sonunda ona hakl olduunu, nk Rithmomachia'nn sadece byk zafer denilen bir sonuca ulalsn diye saylarla en mkemmel armoninin oluturulmasyla kazanlabildiini syledi imde beni perken de klar akt. Ona benim dier fikirlerimin yanl olduklann ve bandan beri onu dinlemi olmam gerektiini itiraf etmem zerine, beni bir daha ptnde de klar yanar du rumdayd. Sonunda ilk kotuumuz sabahtan beri sregelen anla mazln ne olduunu anlamtm: ben onunla eit dzeyde kalmak iin uratka, o bir adm ileri gemeye urayordu. Bana son s nf rencilerinden gznn korkmadn, kendisinin de ciddiye alnmay hak ettiini anlatmaya alyordu; ve o geceye kadar da bunu baarabildiini grememiti. Yatamn zeri bazen birlikte yatp kalktm, artk okumaya almaktan bile vazgetiim kitaplarla doluydu. Odann Katie'nin stndeki kazak iin fazla scak olduu da muhtemelen doruydu. 258

4 'n Kural Ve muhtemelen, odada klima da alyor olsa, Paskalya tatilindeki gibi kar da yam olsa oda yine onun stndeki kazak iin fazla s cak olacakt. Kazan altna bir tirt giymiti ve onun altnda da si yah bir sutyen vard, ama Katie'nin kazan karn, salann da tn grmek, oluan statik elektrikle salarnn bann zerinde bir hale gibi uutuunu izlemek bana Tantalus'un asla veremedii duygular vermi, heyecan verici bir gelecein, ciddi ve mit vaat eden bugn bastrarak kendisine bir yol atn, zaman devresini tamamlayan alteri devre d braktn hissetmitim. Soyunma sras bana geldiinde sol bacamdaki kaza kalnt larn, yara izlerini Katie'nin grmesinden hi ekinmemitim ve o da onlan grnce irkilmemiti. O saatleri karanlkta m geirmitik, bunu asla renemeyeceim. Ama o gece aslnda hibir zaman ka ranlkta olmadk. Aziz Thomas More'un Utapya's nnde alt alta st ste yuvarlandk, ilikimizin yeni biimi ekillendi ve klar hep yanyordu.

129

m
Hayatmda etkin olan gleri yanl anlam olduuma dair ilk iaret ertesi hafta ortaya kt. O hafta pazartesi ve salnn ounu Paul ile yeni bilmecenin anlamn tartarak geirmitik: Ayaklarn dan ufka kadar ka tane kol vardr? Paul, "Sanrm bunun geometriyle ilgisi var," demiti. "klid mi?" Ama o hayr anlamnda ban sallamt. "Yeryz lm. Eratosthenes, Syene ve skenderiye'de le gneinin oluturduu glgelerin farkl alarndan yola karak yeryz evresini yaklak olarak hesaplamt. Sonra da alar kullanp..." 259

lan Caldvvell & Dustin Thomason


Geometri szcn etimolojik anlamda kullandn, aslnda dedii gibi "yeryz lm'r kastettiini ancak lafn ortasnda kavrayabilmitim. "Bylece, iki kentin arasndaki mesafeyi bilince, yeryznn eimini bir gen olarak ortaya koyabiliyordu." "Peki bunun bilmeceyle ne ilgisi var?" demitim. "Francesco seninle ufuk arasndaki mesafeyi soruyor. Dnya zerindeki herhangi bir noktadan yeryz eiminin balad yere kadar olan uzakl hesaplarsan cevab bulursun. Ya da istersen do rudan fizik kitabna bak. Muhtemelen bu sabit bir saydr." Sanki sonu nceden belliymi gibi konuuyordu ama ben kukuluydum. "Peki Colonna neden kollan da iin iine katm?" diye sor dum. Paul ene eilip kitabmdaki kollar kelimesini karalad ve onun yerine talyanca bir ey yazd. "Burdaki kelime muhtemelen brac da'yd," dedi. "kisi ayn kelime, ama braccia Floransa'da l biri mi olarak da kullanlrd. Bir braccio yaklak bir kol boyu kadard." lk kez ondan daha az uyuyordum, hayatmdaki ani ykselme, elime gee: bu ans karmamam, ikilerimi kantrmaya devan etmem iin beni drtklyordu, nk Katie ve Francesco Colonn kanmndan oluan kokteyl tam doktor tarafndan yazlm ree gibiydi benim iin. Bunu bir iaret olarak almtm, Hypnerotoma hia'ya dnm, yaadm dnyaya yeni bir anlam katmt. Hzl babamn tuzana dmeye balamtm, annemin beni uyarmay alt tuzaa. aramba sabah Katie'ye ryamda babam grdm syl yince, btn o kotuumuz gnlerde asla yapmad bir ey yapm ti: durmuta. 260 "Neden?"

4'n Kural "Tom, srekli bundan sz etmek istemiyorum," dedi. "Paul'n tezinden. Baka eyler konualm." "Ben sana babamdan bahsediyordum." Ancak Paul'le yaptmz konumalardan, her durumda baba mn adna snmaya ve bylece btn eletirilerden kurtulmay bek lemeye ok almtm. "Baban da Paul'n zerinde alt kitap zerinde alm t," dedi. "kisi ayn ey." Szlerinin ardnda yatan duyguyu yanl anlayp korku olarak yorumlamtm; geen sefer yaptn bu kez yapamayp bilmeceyi zememekten ve bu nedenle de benim ilgimi yitirmekten korktu unu zannetmitim. "Gzel," dedim kendimce onu bu duygudan koruduumu d nerek. "Baka eylerden konualm o zaman." Bylece, tpk ilk gnlerimizde olduu gibi tamamen bir yan l anlamaya dayal pek ok keyifli hafta yaayacamz yeni bir dnem balam oldu. ktmz ilk ay boyunca ve Dod'da kald geceye kadar, istediimin bu olduunu zannederek benim iin bir d cephe, gerei maskeleyen bir d grn oluturmutu. kinci ay boyunca da ben buna karlk onun nnde Hypnerotomachia'dm sz etmemeye almtm. Bunu, kitabn benim iin nemi azaldndan deil, Colonna'nn bilmeceleri ona zor geliyor diye dnerek yapmtm. Katie gerei bilseydi endielenmekte hakl olurdu. Hypnerotomachia yava yava benim dier dnce ve ilgi alanlarmn yeri ni igal etmeye balamt. Paul'n teziyle benimki arasnda var ol duunu dndm denge -Mary Shelley ile Francesco Colonna arasndaki vals, ki Katie ile birlikte olduka bu hayal daha canl bir 261

130

lan Caldvvell & Dustin Thomason


hal alyordu- eninde sonunda Colonna'nn kazanaca bir savaa dnyordu. Yine de, Katie ile ben henz farknda deilken, paylatmz deneyimin her kesinde birtakm izler olumaktayd. Her sabah ay n yollarda kouyor; derse girmeden nce ayn kafede duruyor; ve ayn biimde onu benim yemek kulbme sokuyordum. Perembe geceleri Charlie ile Cloister Inn'de dans ediyor, cumartesi geceleri Gil'le Ivy'de bilardo oynuyor ve cuma geceleri de, Prospect'deki kulpler kapalyken Shakespeare komedileri sahneye koyan arkadalanmz seyrediyor veya orkestra konserleri ya da kampusta bir kapella gsterisi izliyorduk. lk gnlerimizin maceras sonunda ba ka bir rn dourmutu: Lana veya selefleri ile asla yaamadm bir duygu, sadece eve dnme duygusuyla karlatrabileceim, hi ayar gerektirmeyen bir dengeye kavumu olma duygusu. Sanki ya amm dengeye kavumak iin hep onu beklemiti. Uyuyamadm ilk fark ettii gece Katie, bana en sevdii yazann bir yksn anlatt ve gzkapaklanm iyice arlaana kadar Merakl George'un peinde dnyann o ucundan bu ucuna dolatr d beni. Daha sonra da oradan oraya dnp uyuyamadm geceler oldu ve Katie her seferinde bir zm buldu. M*A*S*H'n gece ge saatlerde yaynlanan blmleri, Camus'den okunan blmler, ev deyken dinledii radyo programlan, hepsi beni uykuya ulatrma yntemlerine dnt. Bazen pencereleri ak brakr, ubat yamurlann veya sarho birinci snf rencilerinin konumalarn din lerdik. Hatta, belki Colonna'nn Rithmomachia kadar eitici bulma yaca ama bizim pekl da houmuza giden bir de kafiye oyunu muz vard. "Bir zamanlar Camus adnda bir adam yaarm," diye balar dm ben. 262

4'n

Kural

131

Katie geceleri glmsediinde, karanlktaki bir Cheshire kedi sine benzerdi. " U . Algiers'i gripten yatarken brakm," diye kafiyeli bir ce vap verirdi sonra. "Kaybetmi pek ok potansiyel." "Ama olmam hi varolusal." "Bu da zm ok yal Jean Paul Satre'." Ancak Katie'nin uyuyabileyim diye bulduu tm yntemlere ramen, Hypnerotomachia beni uykusuz brakmaya devam ediyor du. Sonunda byk bir zaferin en kk armonisini bulmutum: amacn aritmetiksel, geometrik veya mzikal armoniler oluturmak olduu Rithmomachia oyunu. Sadece seri bir seferde her ar moniyi, yani byk zafer iin gerekeni oluturabiliyordu. Bunlar dan en k, yani Colonna'nn istedii de 3-4-6-9 seriiydi. Paul hemen bu saylan alp bir ifre oluturmutu. Sonra bun lara uyan blmlerden nc, drdnc, altnc ve dokuzuncu mektuplan okumu, bir saat iinde Colonna'dan gelen baka bir mesaja ulamtk: Hikyeme bir itirafla balyorum. Bu srr koruyabilmek iin birok adamn lmesi gerekti. Bir ksm, Bramante tara fndan tasarlanm ve Romal birader Terragni tarafndan uy gulanm olan, gizli inaatmda ldler. Bu amac bakmndan ei bulunmaz uygunlukta, her eye kar dayankl ama btn sularn stnde bir inaatt. En deneyimli adamlar arasndan bile pek ok kurban ald. tanesi byk talar tanrken l d, iki tanesi aatan dt, bei de binann kendisi yaplrken ld. Sz etmediim dierleri utan verici nedenlerle yok ol dular ve unutuldular. 263

Ian Caldwell & Dustin Thomason


Burada kar karya olduum dmann doasn naklediyo rum. Onun artan gc benim aksiyonlarmn kalbinde yatyor. Oku yucu, neden bu kitaba 1467 tarihini vermi olduumu merak edebi lirsin, yani bu kelimeleri yazmamdan otuz yl ncenin tarihini. u ne denle ki: o yl halen srdrdmz ve artk kaybetmekte olduumuz sava balamt. yl nce Kutsal Papa kinci Paul, benim karde liime kar niyetlerini aa vurarak mahkeme dzeltmenlerini kov mutu. Ancak amcamn soyunda, ok etkili, gl adamlar vard ve kovulan kardeler, iyi Pomponio Leto'nun ayakta tuttuu Accademia Romana'da toplanmlard. Paul saymzn azalmadn grd ve gazab iddetlendi. O yl, yani 1467'de Akademi'yi byk bir gle ezdi. Bylece herkes onun ne kadar kararl olduunu anlayacakt, Pomponio Leto'yu hapse attrd ve onu bir sodomite olmakla itham etti. Dierlerine ikence yapld. En azndan biri ld. imdi aniden yeniden doan eski bir dman bize meydan okuyor. Bu yeni ruh giderek gleniyor ve sesi daha yksek kyor, o yzden de, benden daha bilge olan dostlarmn yardmyla srrn iine gmeceim bu plan ina etmekten baka arem kalmad. Pa paz bile, filozof olabilir ama bununla ayn dzeyde deil. Devam et okuyucu, daha fazlasn da anlatacam. "Mahkeme dzeltmenleri dedii hmanistlerdi," diye aklad Paul. "Papa hmanizmin ahlaki ke yol atna inanyordu. Hatta ocuklann eski airlerin szlerini duymasna bile karyd. Papa Paul Leto'yu da bu amala ibret olsun diye kulland. Bir ne denle Francesco bunu sava ilan olarak kabul etmi." Colonna'nn szleri o gece ve somaki gecelerde aklmdan k mamt. Yataktan kalkamayacak kadar yorgun olduum iin, ilk 264 dum. "M 200 civannda."

4'n

Kural

132

kez bir sabah Katie ile komaya gidemedim. Bir eyler bana Paul'n son bilmecede yanldn sylyordu -Ayaklarndan ufka ka dar ka tane kol vardr?- ve bence zm Eratosthenes ve geometri deildi. Charlie ufka uzakln, gzlemi yapan kiinin boyuna ba l olduunu dorulamt; ve anlamtm ki, tek bir cevap bulup onu braccia cinsinden hesaplasak dahi, bulacamz yant ifre olarak kullanlamayacak kadar byk bir ey olacakt. "Eratosthenes bu hesaplamay ne zaman yapmt?" diye sor

Bu da beni doruluyordu. "Sannm yanlyorsun," dedim. "imdiye kadarki btn bilme celer Rnesans bilgilerine, Rnesans keiflerine dayanyordu. Bizi 1400'lerde hmanistlerin bilebilecei eyler konusunda snyordu." "Musa ve cornuta dilbilimle ilgiliydi," dedi Paul fikrin doru luunu test etmeye alarak. "Valla'nn Constantine Ba konu sunda yapt gibi, tercme yanllarn dzeltiyordu." "Ve Rithmomachia bilmecesi de matematikle ilgiliydi," diye devam ettim. "Demek ki Colonna matematii bir daha kullanmaya cak. Bence her seferinde farkl bir bilim daln seiyor." Rolmn ne kadar deimi olduunu, ancak Paul'n dn celerimin netlii karsndaki akn bak sonucunda anlayabil mitim. Artk eit kiilerdik, giriimin iki ortaydk. Gil'in her an kontrole gelebilecei dncesiyle Bakanlk Odas'n daha derli toplu tuttuu zamanlarda, ikimiz her gece Ivy'de buluurduk. Yemeimi yukarda Gil ve seilme srecinin balama sna sadece birka hafta kalm olan Katie ile yer, sonra Paul ve Francesco Colonna'ya katlmak zere aa inerdim yeniden. Ken dini kulbe kabul ettirmeye alt o gnlerde Katie'yi yalnz b265

lan Caldvvell & Dustin T h o m a s o n rakmamn daha iyi olacan dnyordum. Ritellerle megul ol duundan benim yokluumu fark edecek halde deildi zaten. Ancak nc kez sabah kousunu kardm geceden sonra her ey deimiti. Vaktimin ounu ondan ayr geirmekte olduu mu tamamen bir tesadf eseri kefettiinde, ben bilmeceyle ilgili bir ipucu yakalam olduum inanandaydm. Aniden Dod'daki odamza gelip, "Bu sana," demiti. Gil her zamanki gibi kapy kilitlememiti ve Katie de benim yalnz olduumu dnd zamanlar kapy vurmuyordu. Bana civardaki bir lokantadan bir kap orba getirmiti. Btn bu zaman zarfnda tezimin arkasna saklanm olduumu sanyordu. "Ne yapyorsun?" diye sordu. "Hl Frankensein m?" Sonra etrafma yaylm olan kitaplar fark etti, hepsinin bal nda Rnesans ile ilgili bir sz vard. nsann bilmeden yalan syleyebileceini asla dnemezdim. eitli bahanelerle ondan ayr dmtm -Mary Shelley; uykusuz luk; her ikimizin de kar karya olduu ve birlikte olmamz g letiren basklar- ve sonunda farknda olmadan her gn aradaki me safe biraz daha alm, iyice uzaklamtm. Paul'n tezi zerinde altm bildiini sanyordum; sadece o konuda bir ey duymak istemiyordu. Konumam olsak da anlamamz byleydi. O an aramzda sessiz bir konuma geti, o darmadan olmu bir ifadeyle bana bakt, ben de onun baklarndan kanmamaya a ltm. Sonunda Katie elindeki orba kabn dolabmn stne brak t ve paltosunu iliklemeye balad. Sanki eyalarn yerini aklnda tutmak istermi gibi odaya bir gz gezdirdi, sonra da kapya gitti ve kmadan nce kilidin dilini evirdi. O gece onu aracaktm -bunu yapmam beklediini biliyor dum, sonradan oda arkadalar bana onun yalnz bana odasna d266

4'n Kural np benden nasl telefon beklediini anlatmlard- ama bir ey ol du. Ele avuca smaz metresim, yani kitap, her zaman bacan tam vaktinde amay biliyordu. Katie gider gitmez Colonna'nn bilme cesinin zm aklma gelmiti; ve bir parfm kokusu alm, ap kn bir gs dekoltesi grm gibi, baka hibir eyi gzm gr mez hale gelmitim. zm bir resimdeki ufuktu, yani bir perspektif sistemiyle bir noktay yaknsamakla ilgiliydi. Bilmecenin matematikle alakas yoktu, bu kez konu sanatt. Bylece dier bilmecelerin izmi oldu u profile de uyum salyordu, Rnesans'a zg bir disipline ba lyd, Colonna'nn savunuyor gibi grnd hmanistler tarafn dan gelitirilmi bir disipline. Bize gereken lm, resmin n pla nndaki mesafenin, yani karakterlerin durduu yerle teorik ufuk iz gisinin, yerle gn birletii noktann arasndaki mesafenin braccia cinsinden lmyd. Paul'n zmek iin De re aedifcatoria'y kullanm olduu ilk bilmecede Colonna'nn mimari konu sunda Alberti'yi setiini hatrlaynca, ben de nce Alberti'ye bak tm. Paul'n kitaplar arasnda bulduum bilimsel incelemesinde Alberti boyamaya niyetlendiim yzeyde diyordu. Resmin n planndaki insan figrlerinin ne byklkte olma larn istediime karar verdim. Adamn boyunu blme ayrdm, bunlar genellikle bir "braccio," denen lee gre orantlanmt; kol ve bacaklarnn vcuduna oranna baklarak da anlalabilecei gibi, "braccia" adamn ortalama boyunu veriyordu. Merkez nok ta iin uygun yer, resimde izilecek adamn taban izgisinden daha yksek olmamalyd. Bunun zerine merkez noktas iin bir izgi ektim ve bu izgi benim iin geilmemesi gereken bir limit ya da bir snr oluturdu. En uzakta duran adamlarn dierlerine gre ok daha kk izilmesinin nedeni de buydu.
267

133

lan Caldvvell & Dustin Thomason


Alberti'nin izimlerine netlik kazandran merkez noktas, ufuk izgisiydi. Bu sisteme gre, n planda ayakta dururken izilen adam braccia uzunluunda oluyordu. Bilmecenin zm -yani ada mn ayandan ufka kadarki braccia adedi- de bylece olarak or taya kyordu. Paul'n bunu nasl uyarlayacan bulmas sadece yanm saat srmt. Sonraki blmlerde her nc kelimenin birinci harfle ri sraya koyulduunda Colonna'nn bir sonraki mesaj da ortaya km oldu. imdi, okuyucu, sana bu almann zn anlatacam. Biraderlerimin de yardmlaryla, Arapa, branice ve daha es ki dillerde ifreli yazlm kitaplar zerine altm. Kabalac lardan gematria denilen uygulamay rendim. Buna gre, Balang kitabnda brahim'in Lut'a yardm etmesi iin 318 hizmetkr getirmi olduu sylendii zaman, 318 saysnn sa dece ibrahim'in hizmetkr Eliezer'i anlattn, nk 318 saysnn Eliezer adnn branice yazlndaki harflerin topla mn verdiini grdm. Tanrlar bilmecelerle konuan ve Mythmaker'n Tarih'inde anlatldna gre generalleri me sajlarn eytani yollarla ileten Yunanllarn uygulamalarn da rendim. rnein, Histiaeus mesajn klesinin kafa deri sine dvme eklinde yazyor ve Aristagoras adamn kafasn t ra edip o mesaj okuyabiliyordu. imdi de sana bilgelikleriyle bilmecelerimi ileyen ok bilgili adamlar anlatacam. Roma Akademisi'nin yneticisi Valla'nn rencisi ve ailemin eski bir dostu olan Pomponi Leto, benim kendi gzlerimin ve kulaklarmn yetmedii yer lerde, dil ve eviri konularnda yol gsterdi bana. Sanat ve sa 268

4'n

Kural

134

ylarn armonisi konusunda rehberim, Roger Bacon ve Boethius hayran, benim kendi bilgimin yetersiz kald numaralan drma meselesini tm ynleriyle bilen, Fransz Jacques Lefvre d'Etaples oldu. Sanatn Masaccio ve Brunelleschi (dilerim dehalar hi unutulmasn) statlardan renmi olan byk Alberti, bana uzun zaman nce ufuk ve resim konusunda bilgi vermiti; ona imdi ve daima kran duyuyorum. Msr'n ilk peygamberi, Kere Byk Hermes'in kutsal yazlar konu sunda bilge Ficino'ya teekkr borluyum, o ki dillerin ve fel sefelerin staddr ve Plton'un takipileri arasnda bir ei daha yoktur. Son olarak da Andrea Alpago var, saygdeer bn al-Nafs'in mritlerinden. Ona da aklad meselelerden tr kran borluyum; ve bu katkya tm dierlerinden da ha ok deer verilmelidir, nk bu adamn kendi yapt bir almadr. Oysa teki tm almalar bir kaynaktan alnm lardr ve bu adam neredeyse mkemmeli yakalamtr. Okuyucu, bunlar, benim en bilge dostlarm, onlarn ara snda rendim ne rendiysem, nceki zamanlarda tm adam lara yabanc olan bilgiyi onlardan aldm. Her biri benim tek is teimi de kabul etti: hibir adam, tekilerin yaptn bilmeye cekti, bir bilmece paralara blnecek, zm sadece benim tarafmdan ve bilmeceyi zebilecek baka bir bilgi tara fndan bilinecekti. Sonuta bu bilmeceleri metnimin iine para lara blerek yerletirdim, yolunu da hibir kimseye sylemedim; ve yalnzca bilmecenin cevab benim gerek szlerimi anlatyor. Btn bu yaptklarm ey okuyucu srrm korumak iindi ama ayn zamanda o srr sana ulatrabilmek iindi, benim ne yazdm anlayabilecek olana, iki bilmece daha z ve sonra gizli binamn zn aklamaya balayacam. 269

l a n Galdvvell & Dustin Thomason Katie ertesi sabah kouya gitmek zere beni uyandrmad. As lnda o hafta hi uyandrmad, oda arkadalaryla ve telesekreteriyle konutum ama kendisine asla ulaamadm. Pul'le kaydettiimiz ilerlemelerin krl iinde, yaam manzaramn ne kadar anm olduunu grememitim. Aramzdaki mesafe bydke, kou yol lan ve kafeler de uzaklayordu benden. Katie artk benimle Cloister'da yemek yemiyordu ama ben bunu glkle fark edebilmitim, nk haftalardr kendim de orada pek yemiyordum: Paul'le san lar gibi tnellerden geip Dod'la Ivy arasnda gidip geliyorduk, gn ndan kayor, st kattaki semeleri duymazdan geliyor, btn gece ak yerlerden kahve ve sandvi alp kendi dzenimize gre alabiliyor ve yiyebiliyorduk. Btn bu zaman zarfnda Katie, benden sadece bir kat tedey di, o hizipten tekine gidip gelirken trnaklarn kemirmemeye al arak, kendini ortaya koymakla uysal olmak arasnda bir denge kur maya alyordu, ki st snf rencileri tarafndan seilebilsin. Gnlerimin ve gecelerimin byk bir blmn Paul'le geirme min bir baka nedeni de, bandan itibaren, onun yaamna mdaha le etmememi istedii sonucuna varm olmamd. Onun bir para ar kadala, geceleri dost bir yz grmeye, giderek daha karanlk ve souk olan sabahlann aydnlatacak bir paylama -ki Princeton'daki en nemli yol ayrmndayd ve benden destek bekliyor da olabi lirdi- ihtiyac olabileceini dnemeyecek kadar meguldm. Ku lp semelerinin ona duruma gibi geldiini, bu deneyimin, istekli liinden ok kararlln gstermesi gereken bir deneyim olduunu asla dnemezdim. Ona yabancydm; o Ivy gecelerinde nelerle boutuunu kesinlikle bilmiyordum. Gil ertesi hafta bana kulbn onu kabul ettiini sylemiti. Btn bir gecesini her bir adaya iyi veya kt sonucu tlatmaya 270

4 'n Kural adamt. Parker Hassett, Katie'ye kar zel bir fke gelitirmi ve giri yolunu tkamaya almt, muhtemelen byle davranmasnn nedeni Katie'nin Gil'in favorilerinden biri olduunu bilmesiydi; ama Parker bile yola gelmiti sonunda. Yeni blmn grev dal m treni ertesi hafta, yelie kabul treninden sonra yaplacakt ve yllk Ivy balosu da Paskalya hafta sonuna gelecek ekilde planlan mt. Gil bu etkinliklerin tarihlerini o kadar stnde durarak syle miti ki, sonunda bana bir eyler anlatmaya altn fark etmi tim. Bunlar benim Katie ile aramdaki sorunlan giderme frsatlarmd. Bu benim rehabilitasyon takvimimdi. Eer yleyse, erkek arkada olarak da izci olduumdan daha iyi deilim demekti. Ak esas amacndan sapm ve kendine yeni bir yol bulmutu. Takip eden haftalarda Gil'i giderek daha az grr ha le geldim ve Katie'yi hi grmedim. Onun Ivy'de bir st snf rencisine ilgi duyduu sylentilerini duydum, eski erkek arkada nn yeni bir versiyonuna, san apkal bir baka Merakl George'a. Ama tam o srada Paul baka bir bilmece bulmutu ve her ikimiz de Colonna'mn gizli binasnda yatan sim merak etmeye balamtk. Uzun sredir uykuda olan, ama artk uyanm ve yeni bir yaama hazr eski bir mantra.

135

Yeni arkadalar edinmeyelim, eskileri de utlayalm. Benim istediim sadece gmle altn.

271

4 'n Kural kinson avlusunu, karlar ve kalabal, ambulans gittikten sonraki sessizlii gryordum. Dutan dnnce giysilerimi alp oturma odasna getim Paul' uyandrmamak iin. Oturma odasnda saatimi bulmaya alrken odann dn gece yatmaya giderkenki halinden daha derli toplu ol duu dikkatimi ekti. Birisi kilimleri dzeltmi ve p kovalann dkmt. Kt haber. Dn gece Charlie uyumamt. Sonra panoya yazlm bir mesaj olduunu grdm. Tom,

136

Blm 17
Telefon sesiyle gzm atmda gn aydnlanmt. Saat do kuz buuu gsteriyordu. Sendeleyerek yataktan kalkp Paul' uyandrmadan telsiz telefona ulatm. Katie'nin syledii ilk ey, "Uyuyor muydun?" oldu. "Saylr." "Onun Bili Stein olduuna inanamyorum." "Biz de. Neler oluyor?" "Haber odasmdaym. Buraya gelebilir misin?" "imdi mi?" "in mi var?" Sesinde houma gitmeyen bir ey vard, bir mesafe. Bunu fark edecek kadar uyanmtm. "Hemen bir du yapaym. On be dakika sonra ordaym." O telefonu kapadnda soyunmaya balamtm bile. Hazrlanrken aklmda iki konu vard: Stein ve Katie. Sanki bi ri bir ampul ap kapatyormu gibi, ikisi dnml olarak akl ma geliyordu. Aydnlkta Katie'yi gryordum ama karanlkta Dic272 drt.

Uyuyamadm. Biraz daha almak iin Ivy'ye gidiyorum. Kalknca ara. -P. Tekrar odaya girip Paul'n ranzasna baktm, botu. Dnp panodaki mesaja baktm yeniden ve mesajn stndeki rakamlar grdm: 02.15. Btn gece boyunca yokmu demek. Yeniden telefonu elime aldm, tam Bakanlk Odas'nn numa rasn tuluyordum ki telesekreterdeki sesi duydum. Cuma, dedi nce telesekreterin otomatik sesi. Yirmi elli Sonra muhtemelen Paul'le mzedeyken braklm olan mesa j duydum. Tom, benim, Katie. Bir duraklama. Nerede olduunu bilmiyo rum. Belki de zaten buraya gelmek zere yoldandr. Karen ve Trish doum gn pastam kesmek istiyorlar imdi. Onlara seni bekleme lerini syledim. Tekrar bir duraklama. Sanrm gelince grrz. Elimdeki telefon snmt. Doum gn hediyesi olarak ald m siyah-beyaz fotoraf, erevesinde tatsz tutsuz, dn grnd273
F:18

lan Caldvvell & Dustin Thomason


gnden de daha ucuz grnyordu gzme. Daha iyi bir fotoraf bulmu olmam gerekirdi. Katie'nin zevklerini, bu konuda kendime gvenecek kadar renememitim asla. Yeniden bir dnp foto raf yanma almamaya karar verdim.

4 'n Kural "Sen gelmiyor musun?" diye sordu Katie. Birbirlerini Ivy'den de tandklann anlamtm. "Emin deilim." Sam bir yandan bilgisayarda bir eyler yap maya balamt yeniden, camn arkasnda bir kannca iftlii var m gibi dizi dizi kelimeler grnyordu ekranda. Bana Charlie'nin laboratuvarda almasn anmsatmt, daima daha yaplacak bir sr ii olurdu. Yazlacak yeni haberler, kantlanacak teoriler, gz lemlenecek yeni olgular. Baanlmas imknsz ilerin kar konul maz cazibesi ar tutkulu insanlann tuzayd. Katie halden anlar bir ifadeyle bakt ve Sam kendini yeniden yazmaya verdi. "Ne konumak istiyordun?" diye sordum. Ama Katie, beni tekrar karanlk odaya soktu. "Buras biraz scak," deyip bir kap at ve arkasna bir yn siyah perde dizdi. "Sen de belki paltonu karmak istersin." kardm ve alp kapnn arkasndaki bir kancaya ast. Onun filmini bozarm korkusuyla, tantmzdan beri bu odaya girmek ten kanmtm. Katie bir duvara gerilmi amar ipine doru gitti. pe man dallarla fotoraflar tutturulmutu. "Yetmi be taneden fazla koy mamam gerekiyor buraya," dedi. "Yoksa karm negatifleri bozu yor." Bunu sylerken Yunanca bir kelime kullanmt. Muhtemelen Yunanca da konuuyordu. Ablalarmn bana retmi olduklar eski bir kural vard: bir kzla ktn zaman, daima iyi bildiin bir yere gtr onu. Mny okuyamadktan soma Fran sz restoranlanna gitmek ve gelen yemein karsnda kan gz n oynatmak bir ey ifade etmez. Burada, karanlk odada, hata yap ma olaslklan baya yksekti benim amdan. 275

137

Prens brosuna giderken baya hzl yrdm. Katie, beni gi rite bekliyordu, sonra alp karanlk odaya gtrd, yolda eitli ka plar am, kilitlemiti. Holder'daki gibi giyinmiti, bir tirt ve eski bir kot. Salar da ereti toparlanmt sanki kimseyle olmay beklemiyormu gibi ve tirtnn yakas ieri dnk kalmt. Kvnk yerden, kprck kemiinin stndeki altn kolyesi grnyor du, bense gzlerimi, pantolonunda uyluklarna yakn bir yerde, be yaz teninin grnd minik delikten ayramyordum. "Tom," dedi kedeki bilgisayarn banda oturan bir kz gs terip. "Burda tanman istediim biri var. Bu Sam Felton." Sam sanki beni tanyormu gibi glmsedi. Hokey oyunculannnkine benzer bir eofman ve uzun kollu bir sveter giymiti, s tnde EER GAZETECLK KOLAY BR EY OLSAYDI, NEVVSVVEEK DE BUNU BAARABLRD yazyordu. Yanndaki mikro teybin dmesine bastktan sonra bandaki kulakl yana kaydnp tek kulan aa kard. "Akamki kavalyen mi?" diye sordu doru duymu olduun dan emin olmak iin. Katie evet dedi ama umduum gibi erkek arkadam diye ek lemedi. Onun yerine, "Sam, Bili Stein olay zerine alyor," dedi. Sam, bana, "Baloda iyi elenceler," dedi tekrar teybine dnme den nce. 274

I a n Caldwell & Dustin T h o m a s o n "Bana bir saniye izin ver," dedi odann iinde, bir sinekkuu gibi hzla mekik dokuyarak. "Nerdeyse bitirdim saylr." Kk bir tankn kapan ap filmi tankn iindeki bir mus luun altna tuttu ve sonra akan suyla ykamaya balad. im dam lyordu. Karanlk oda kk ve karman ormand. Tezghlarn st lerinde tka basa duran kaplar, tepsiler, raflarda sra sra banyo mal zemeleri. Katie bu ortamda neredeyse mkemmel bir el becerisine ulam gibiydi. Bu bana akamki davette hi grmeden nasl iki fir keteyle salarn toplayvermi olduunu hatrlatt. Kendimi yararsz hissetmeye baladmdan, "Iklar kapata ym m?" diye sordum. "Sen istemiyorsan gerek yok. Negatiflerin ii tamam." yle, bostan korkuluu gibi dikilmeyi srdrdm odann orta snda. "Paul nasl karlad olanlar?" "dare ediyor." Saygl bir sessizlik oldu, Katie o arada konumayla ilgisini kesmi gibiydi, baka fotoraflarla uramaya balamt. Sesinde beklenmedik bir sempati vard. "Onunla kalman ok iyi olmu," dedi. "Paul asndan kor kun olmal. Herkes asndan." Ona Stein'n mektuplann anlatmak istedim ama ne kadar ol aklama yapmam gerektiini fark ettim. O srada elinde birok fo torafla yanma gelmiti. "Bunlar nedir?" "Filmimizi bastm." "Film sahasndaki mi?" Ban sallad.
276

4'n Kural Film sahas bana Katie'nin gstermi olduu bir yerdi. Prince ton Battlefield Park'nda, Kansas'n dousuna doru, bir arazinin olabilecei en geni ve en dz biimde uzanm ak bir platoydu. Tam ortasnda tek bana bir mee aac, grevine sadk bir nbeti gibi dikilmi, Sava srasnda aa dallar altnda len bir gene ralin son hareketini yanstyordu. Katie sahneyi ilk kez bir Walter Matthau filminde grm ve o zamandan beri bu aa onun iin b yleyici olmutu. Srekli gittii birka yerden biri haline gelmiti buras da ve gidip geldike, manzara hayatnda biraz daha kalc bir yer ediniyordu. Dod'da geirdii ilk geceden sonraki hafta iinde buray bana da gstenniti ve sanki bu yal Mee akrabalanndan biriymi gibi, mz asndan da ilk izlenimin nemli olduunu sylemiti. Ben bir battaniye, bir fener ve bir piknik sepeti gtr mtm, Katie de film ve kamera getirmiti. Fotoraflar hi beklemediim bir biimde birer sanat eseriydi. Sanki birer paramz alp kehribara sokmutu. Elden ele geirip tek tek baktk hepsine. "Ne dnyorsun?" diye sordu. Fotoraflar grnce kn ne kadar lk getiini hatrlam tm. Ocak aynn solgun renkleri neredeyse bal rengine dnmt ve ikimizin de zerinde ince kazaklar vard, paltolar, apkalar, eldi venler grlmyordu ortalkta. Arkamzdaki aacn gvdesinde bu lunan entikler yan ortaya koyuyordu. "Harikalar," dedim. Katie beceriksizce glmsedi, iltifat kabul etmeyi daha ren memiti. Parmak ularnda lekeler olduunu fark ettim, duvar bo yunca dizili karanlk oda malzemelerinden birinin lekeleri. Parmak lar uzun ve inceydi ama kimyasal banyolarla uramaktan ii eli
277

138

I a n Caldwell & Dustin Thomason gibi sertlemiti ellerinin derisi. Bir seferde binlerce kelime kulla narak ite biz byleydik diyordu bana. Hatrlyor musun? "ok zgnm," dedim, ona. Fotoraflan tutan elim gevemiti ama uzanp teki eliyle par maklarm skt. "Doum gnmden tr deil," dedi, esas meseleyi greme diimden korkup. Bekledim. "Dn gece Holder'dan ktktan sonra Paul'le nereye gitti niz?" "Bili Stein' grmeye." Bu ad duyunca bir an iin duraksad, ama devam etti yine de. "Paul'n teziyle mi ilgiliydi?" "Acil bir durumdu." "Dn gece yansndan hemen sonra odanza uradmda nerdeydiniz peki?" "Sanat mzesinde." "Neden?" Konumay gtrd nokta beni geriyordu. "zr dilerim gelemedim. Paul, Colonna'nn ifresini zdn dnyordu ve baz eski haritalara bakmas gerekiyordu." Katie arm grnmyordu. Tekrar konumaya balamasn dan nce derin bir sessizlik oldu ve o an onun bir sonuca varmaya altn biliyordum. "Paul'n teziyle ilgini kestin sanyordum." "Kesmitim." "Bunu tekrarlamana seyirci kalmam bekleyemezsin Tom. Ge en sefer haftalarca konumamtk," duraklad, meseleyi nasl orta ya koyacan bilemiyordu. "Ben daha iyisini hak ediyorum." 278

4'n Kural Bir erkek ocuun tartma yntemi, yrekten inanyor olma sa da bir savunma noktas bulup onu elinde tutmaktr. Ben de dili min ucuna birtakm laflar geldiini hissedebiliyordum, kendimi ko rumak iin kk klar ama Katie, beni durdurdu. "Yapma," dedi. "Bu konuyu biraz dnmeni istiyorum." Aklamasna gerek yoktu. Ellerimiz aynld; fotoraflan be nim elimde brakmt. Karanlk odann sesleri tekrar duyulmaya balad. Tekmelemi olduum bir kpek gibi, sessizlik daima onun yannda yer alyordu sanki. Ona, seim yapld, demek istiyordum. Bu konuda daha fazla dnmeme gerek yok. ok basit: Seni kitab sevdiimden daha ok seviyorum. Ama bunu imdi sylemek yanl bir seim olacakt. Soruya tam bir cevap getirmeyecek, sadece benim slah olabilir olduuma iaret edecekti; iki kez krdm ama yine de tamir edebilirim demek gi bi. On iki saat nce Hypnerotomachia yznden onun doum gn n karmtm. Vereceim szler u anda bana bile bo gelecekti. "Tamam," dedim. Katie bir elini azna gtrp bir trnan srd, sonra kendi ni tuttu ve durdu. "almam lazm," dedi bir kez daha parmaklanma dokuna rak. "stersen bu geceyi konualm artk." Daha ok gven uyandrmay dileyerek parmandaki knt ya baktm. Paltomdan tutup beni siyah perdelere doru ekitirdi ve da rdaki odaya dndk. "st snflardaki fotoraflar karanlk oday almadan elimdeki br rulolar da bitirmem lazm," dedi giderken, benden ok Sam'e hitap ediyor gibiydi. "Sen benim dikkatimi da tyorsun." 279

139

I a n Caldwell & Dustin T h o m a s o n Sam'i kandrma abas boa gitti, nk o hl kulaklklar ku landa kendini yazlarna kaptrm alyordu, benim ktm fark etmedi bile. Kapda Katie elini srtmdan ekti. Bir ey sylemeye hazrla nr gibiydi ama konumad. Onun yerine uzanp yanama bir p ck kondurdu, nceleri sabah koularna katlmann dl olarak al dm pcklere benziyordu. Sonra kmam iin kapy at.

140

Blm 18
Ak her eyi yener. Yedinci snftayken New York'taki kk bir hediyelik eya maazasndan Jenny Harlow adndaki bir kza, stnde yukardaki yaz olan gm bir bilezik almtm. Ani bir drtyle, bu bileziin tam kzn kmak isteyecei gen adamn portresini izeceini d nmtm: Manhattan etiketiyle kozmopolit; iirsel vecizesiyle ro mantik; ve belli belirsiz panltsyla sekin. Sevgililer Gn'nde isim belirtmeden bilezii Jenny 'nin dolabna braktm, sonra btn gn bir tepki vermesini bekledim, onu kimin braktn kesinlikle tahmin edeceini sanyordum. Ne yazk ki kozmopolit, romantik ve sekin bilezik doruca bana ynelmi ekmek krntlar yaratmad. Sekizinci snftan Julius Murphy bu zelliklere benden daha fazla sahip olmalyd, nk Jenny Harlow'un gnn sonunda pt ocuk Julius oldu, bense New York'a yaplan aile ziyaretinin boa gitmi olduu kukulanyla tek bama kalakaldm. ocukluumda hep olduu gibi bu deneyim de yanl anlama zerine ina edilmiti. Bunu ancak ok sonra, bileziin New York'ta yaplmad gibi, gm de olmadn anladmda kavradm. Ama 280 281

Ian Caldwell & Dustin Thomason


o berbat Sevgililer Gn gecesinde babam, en nemli yanl yoru mun iirsel vecize ile ilgili olduunu, bunun hi de Julius, Jenny ve benim sandmz kadar romantik olmadn anlatt. "Chaucer'dan yanl bir izlenim edinmi olmalsn," diye ba lad, yznde babacan ve bilgece bir tebessmle, "'k her eyi yener' tmcesinde Prioress'in broundan daha fazla bir eyler var." Bunun birka yl nceki bebekler ve leylekler konumamza benzeyeceini dndm, iyi niyetli bir giriimdi ama okulda rendiklerimi babamn yanl bildiini dnmeme yol amt. Bunu Virgil'den alntlar ieren bir aklama izledi, araya Sithonian karlar, Etiyopya koyunlan filan da giriyordu; btn bunlar bana Jenny'nin neden beni romantik bulmadn ve on iki dolann niye byle yararsz bir yatnma harcam olduumu anlatmaktan ok uzakt. Eer ak her eyi yeniyorsa o zaman Julius Murphy'le hi karlamam, demektir diye karar verdim ben kendi kendime. Ancak babam kendi tarznda bilge bir adamd ve bana ulaa madn anlaynca bir kitab at ve bana dncelerini aklamak iin bir resim gsterdi. "Bu gravr Agostino Canacci tarafndan yaplm, ad da Ak Her eyi Yener," dedi. "Ne gryorsun resimde?"

4'n Kural Resmin sa tarafnda iki tane plak kadn vard. Solda ise tombul bir olan kendisinden ok daha iri ve kasl bir satiri dv yordu. "Bilmiyorum," dedim, resmin hangi tarafndan bir eyler renmem gerektiinden emin olamadm iin. Babam, tombul ocuu gsterip, "Bu Ak," dedi. Bu bilgiyi hazmetmem iin bir sre bekledi sonra. "Senin tarafn tutmas gerekmiyor. Onunla kavga edersin; bakalarna yaptklann sana da yapmasn diye urarsn. Ama o ok gldr. Virgil, ne kadar ac ektiimiz hi nemli deil, der, bizim skntlarmz onu durdurmaz." Babamn vermeye alt dersi tam olarak anladmdan emin deilim. Ben olayn en basit ksmn almtm: Jenny Har low'u dizlerinin stnde srnr halde elde etmeye alrken asln da Ak'la bilek grei yapyordum ve ucuz bileziim bu abamn boa olduunu gstermiti. Ama, o zaman bile, babamn Jenny ve Julius'u sadece rnek baznda kullandn hissetmitim. Onun asl istei, kendisinin zor yoldan edindii bilgiyi ksmen bana aktarabil mekti. Benim kendi hatalarm yznden yediim kazklar henz kk eylerken, baz eyleri aklma sokabileceini umuyordu. An nem, aklnn bir kesinde yer etmi olan babamn Hypnerotomachia saplantsyla, beni, yanl ynlendirilen sevgi konusunda uyar mt, imdi de babam, kar dncesini Virgil ve Chaucer zerine bilmeceler kurarak anlatmaya alyordu. Annemin ne hissettiini tam olarak bildiini sylyordu; hatta ona hak verdii bile oluyor du. Ama nasl durabilirdi, savat gce kar elinde ne vard ki Ak her eyi yenerken? Hangisinin hakl olduunu asla bilemedim. Dnya bir Jenny Harlow, diye dnyordum; bizler de durmadan kard balk hak-

141

282

283

lan Caldvvell & ustin Thomason


knda hikyeler anlatan balklarz. Ama bu gne kadar Chaucer'in Prioress'i nasl Virgil olarak yorumland veya Virgil ak olarak na sl yorumland bunu anlayamadm. Bende kalan tek ey, babamn gsterdii resim, resimde babamn hi aklamad blm; yani, plak iki kadnn Ak'n satire kabadaylk ediini seyrettii blm. Caracci'nin, bir tanesi yeterliyken, o gravre neden iki kadn koy duunu hep merak etmiimdir. Benim bu hikyeden kardm tek ders: ak geometrisinde her eyin gen biiminde oluu oldu. Her Tom'la Jenny ikilisinde bir Julius; her Katie ve Tom ikilisinde bir Francesco Colonna oluyordu ve arzunun dili atallyd, iki kiiyi pyor ama birini seviyordu. Ak, doada temeli olmayan noktalar dan geerek, aramzda astronomlarn yldz haritalarna benzer iz giler oluturuyordu. Gereklik ats ak konularnn bir mozaiki oluana kadar, her genin ucu baka birinin kalbine dnyordu. Birlikte olununca bir an iine dlyor ve sanrm, arkalarndaki de Ak oluyordu. Ak en byk a atabilen, tek mkemmel balk yd ve hibir bal elinden kalmyordu. dl ise, sonsuza ka dar erkekler arasnda bir ocuk olarak yaam meyhanesinde tek ba na oturup gnn birinde kaan bir balk hakknda bir hikye anlat may ummakt.

4'n

Kural

142

anlamadan nce birka dosta, zararsz laf etmeyi becerdi, anladktan sonra ise Katie'yi hemen dar karp caddede duran eski Shelby Cobra'sna bindirdi. Onu motoru altrabilmek iin bouurken seyretmek, kt makasyla ldrlmek gibi bir eydi. Motor alr vaziyette araba da ylece oturup hareket etmek iin caddenin tamamen boalmas n beklemek, onun salaklndan myd yoksa benden mi etkilenmi ti bilemedim. Benim tek dikkatimi eken Katie'nin bana hi bakma m olmasyd, arabayla giderlerken bile dnp bakmamt; daha da kts, benden utanm gibi deil, ilerin bu duruma gelmesi be nim hatamm gibi, fkeyle grmezden gelmi gibiydi beni. Vaz gemekten baka yapabileceim bir ey olmadna karar verene kadar, bu byk hakarete duyduum fke iime iledi. Sonunda, b rak Donald' onun olsun, diye dndm. Brak yatan Ivy'ye yapsn. Elbette Katie haklyd. Benim hatamd. Haftalardr drdnc bilmeceyle urayordum -Kr bir knkanatl bcek, bir gece bayku u ve bir kvrk gagal kartal neyi paylarlar?- ve ansmn tken mi olduu duygusunu tayordum. Rnesans dneminin entelekt el dnyasnda hayvanlar konusu, tehlikeli bir konuydu. Ayn yl Carracci Omnia Vincit Amor adl gravrn yapm, Ulisse Aldrovandi adl talyan bir profesr on drt ciltlik doa tarihinin ilk cil dini yaynlamt. Snflandrma yaklam hakkndaki en nl r neklerinden birinde Aldrovandi, sadece eitli tavuk trlerini betim lemek iin iki sayfa yazm, sonra tavuk mitolojisi, tavuklu yemek tarifleri ve hatta tavuk bazl kozmetik rnlerin kullanm hakknda, bunun stne bir yz sayfa daha eklemiti. Bu arada, eski dnyann hayvan otoritesi kabul edilen Yal Pliny gergedan ve kurtlarn olduu sayfaya tek boynuzlu at gibi ha285

Katie'nin baka birini bulduu sylentileri vard. Benim yeri mi, basit bir gmlek yerine bleyzer ceketle dolaan, kendini Gil'de sonraki Ivy bakan sayan, srm gibi, Donald Morgan adnda bi nc snf rencisinin ald syleniyordu. Taze iftle ubat sonlanna doru Kk Dnya adl kafede karlatm, buras yl nce Paul'le tanm olduum yerdi ve souk bir tanma yaand. Do nald, benim kulp seimlerinde oy vereceklerden biri olmadm 284

lan Caldvvell & Dustin Thomason


yali hayvanlann resimlerini de eklemi, tavuk yumurtalarnn hami le bir kadnn douraca ocuun cinsiyetini belirlemekte nasl kullanlaca hakknda, kendi grlerini de yazmt. Bilmeceye on gn boyunca baktktan sonra kendimi Pliny'nin yunuslarndan biri gibi hissetmeye balamtm, insanlarn mziinden byleniyor dum ama ben kendim herhangi bir mzik yapamyordum. Colonna bu bilmecesini daha zeki biri iin hazrlamt herhalde; ben bu gi zemi zemeyecek kadar budalaydm. gn sonra, kardm ilk tez teslim tarihi geldi. Bunu fark ettiimde Aldrovandi fotokopilerine gmlm vaziyetteydim, Frankenstein'm final blm ise tamamlanmam olarak masamda duruyordu. Tez danmanm olan, sinsi, yal ngilizce profesr Dr. Montrose kan anana dnm gzlerimi grnce ok almakta olduumu dnd. Gecelerimi Mary Shelley'den baka bir eyle uraarak geirebileceim aklna dahi gelmediinden, teslim tarihi ni erteledi. kinci teslim tarihi de ertelendi, hatta ncs de ayn akbete urad. Ve bylece son senemin en sefil dnemi balam ol du, km ok yava gelitii iin de, kimse benim kendi yaa mmdan ne kadar uzaa dmekte olduumu fark etmedi. Sabah derslerinde uyuyor, leden sonrakilerde ise kafamdaki bilmece zmleriyle urayordum. Birok kez Paul'n gece 23.30 civarnda almay brakp Charlie ile bir sandvi attrmak iin Hoagie Haven'a gidiine tank olmutum. Her seferinde onlara ka tlmam neriyorlar, en azndan bana da bir eyler getirmeyi teklif ediyorlard ama asla kabul etmiyordum. Birincisi, bu kei hayatn yaamaktan bir tr gurur duyuyordum, ikincisi de, onlann ilerini brakp gitmelerini bir tr ihmalkrlk olarak yorumluyordum. Pa ul'n Hypnerotomachia zerinde biraz daha almak dururken, 286

4 'n Kural kalkp Gil'le dondurma almaya gittii gece, ilk kez, ortak alma mza btn gcn koymadn dndm. "Konsantrasyonunu kaybettin," dedim, ona. Gzlerim giderek daha kt bir hal almt, nk karanlkta okumak zorunda kalyor dum ve bundan daha kt bir zamana denk gelemezdi. "Ne yaptm?" dedi Paul ranzasna trmanmaktan vazgeerek. Yanl duyduunu sanmt. "Bunun zerinde gnde ka saat alyorsun?" "Bilmiyorum. Belki sekiz saat." "Ben bu hafta her gn on saat altm. Ondan soma bir de dondurma almaya gidiyorsun." "Sadece on dakikalna gittim, Tom. stelik bu gece epeyce ilerleme kaydettim. Sorun nedir ki?" "Nerdeyse mart geldi. Bir ay sonra sremiz bitiyor." Zamiri duymazdan geldi. "Ek sre alacam." "Belki de daha sk alman gerekiyordur." Muhtemelen ilk kez birisi Paul'n yzne kar byle eyler sylyordu. Onu sadece birka kez kzgn grmtm ama hi bu kadar kzdn grmemitim. "Ben sk alyorum. Sen kiminle konutuunu sanyorsun?" "Ben bilmecenin zmne yaklayorum. Sen nerdesin?" "Yaklayor musun?" Paul ban sallad. "zme yaklatn iin byle davranmyorsun. Byle davranyorsun, nk kayboldun. Bilmeceyi zmek bu kadar srmemeliydi. Bu kadar zor olamaz. Sadece sen sabnn kaybettin." Dik dik baktm yzne. "Evet byle," dedi sanki gnlerdir bunu sylemek iin bekliyormu gibi. "Ben nerdeyse sonraki bilmeceyi bulmak zereyim ve sen hl bir ncekini zemedin. Kanmamak iin kendimi tutma287

143

Ian Caldwell & Dustin Thomason


ya alyordum. Kendi hzlarmza gre alyoruz ve sen benim yardmm bile istemiyorsun. E, iyi o zaman, kendin yap. Ama bu durumu benim stme ykmaya alma." O gece bir daha konumadk.

4'n Kural li srelerini kazanmak iin. Telefon konumalarn minimuma in dirmi, tra ve du gibi eyleri sadece gerektike yapar olmutum, kapya da Charlie veya Gil bakyordu. Bylece hayatnm mtevaz gerekliliklerinden vazgeerek zaman tasarrufunu bilim haline getir mitim. Kr bir knkanatl bcek, bir gece baykuu ve bir kvrk gaga l kartal neyi paylarlar? Aristoteles uabilen ve kan olmayan ya ratklarn bazlar, diye yazmt, knkanatl bcekler gibi coleopte rous veya kn kanatllardr; bazlar geceleri uan kulardr ve kv rk peneleri vardr, gece kuzgunu ve bayku gibi; yalandka, san ki ku yavaa alktan lecekmi gibi, kartaln st gagas giderek uzar ve daha kvrk bir hal alr. Ama bu neyi paylayorlard? Katie'nin kaybedilmi bir dava olduuna karar ve;rmitim. Be nim iin her ne olduysa, Donald Morgan iin baka biri olmutu. Odamdan bu kadar az karken nasl olup da onlar bylesine ok grdm sorusunun cevab, herhalde kendilerini srekli aptal du rumuna drdkleri eklindeki dncelerimde ve dlerimde ya tyordu. Sokak aralarnda, kuytularda, glge ve bulutlar arasnda onlar vard: el ele, pp koklaarak, s bir kalbin kolay krld n ama ayn kolaylkla da tamir olabildiini sergileyerek. Katie'nin uzun zaman nce bende unuttuu siyah bir sutyen vard, ben de ge ri vermeyi unutmutum ve imdi o benim iin adeta bir ganimet, Katie'nin geride brakt, Donald'n asla sahip olamayaca bir par as haline gelmiti. Odamda plak duruu, kendimizden ok ho nut olduumuz ve bu nedenle benim orada olduumu, benim baka biri olduumu unuttuu, nndeki engelleri ykt gnn dlleri gzmn nne geliyordu. Vcudunun her kvrm, srtndaki her ben, gslerinin arasndaki her glge aklmda kalmt. Tek eliyle san toplar, tekini sanki mikrofon tutuyormu gibi aznn nne 289
:

144

m
Onu dinlemi olsaydm dersimi daha nce alabilirdim. Ama bunun yerine, Paul'e yanldn kantlamak iin kendi bildiimi okumaya devam ettim. Daha da ge saatlere kadar alyor, daha erken kalkyordum. alar saatimi her gn on be dakika daha erke ne kurma alkanl gelitirmitim, bylece onun hayatmn on be er dakikalk dilimleri zerinde ne kadar istikrarl bir disiplin olu turduumu fark etmesini umuyordum. Her gn Colonna ile daha fazla vakit geirmenin yeni bir yolunu buluyordum. Her gece, bir cimrinin bozuk paralarn say gibi, ben de o gn bu ie harcam olduum saatleri hesaplyordum. Pazartesi sekiz saat, sal dokuz sa at, aramba, perembe on saat. Cuma neredeyse tam on iki saat. Kr bir knkanatl bcek, bir gece baykuu ve bir kvrk gaga l kartal neyi paylarlar! Pliny boynuzlu knkanatl bcekler has talklara kar ila niyetine bebeklerin boynuna aslr diye yazmt; altn knkanatl bcekler zehirli bir bal yaparlar ve Trakya yaknla rndaki Cantharolethus denilen blgede yaayamazlar; kara knka natl bcekler ise kuytu kelerde toplanrlar ve genellikle kaplca larda bulunurlar. Peki kr knkanatl bcekler? Yemee Cloister'a gitmemek de bana zaman kazandryordu: Prospect Bulvan'na gidip gelmek yarm saatime mal oluyordu, o u zaman yemeimi yalnz yiyemediim iin yaklak bir yarm sa atim de yemekte geiyordu. Ivy'deki Bakanlk Odas'nda almak tan da vazgemitim, hem Paul' grmemek iin, hem de gidi ge288

.F: 19

Ian Caldwell & Dustin Thomason getirir, alar saatimden gelen mzikle dans ederdi ve tek seyirci de ben olurdum. Kr bir knkanatl bcek, bir gece baykuu ve bir kvrk gaga l kartal neyi paylarlar! Hepsi de uar -ama Pliny knkanatl b ceklerin bazen yeraltnda yaadn sylyordu. Hepsi soluk abr ama Aristoteles bceklerin solunum yapmadn belirtiyordu. Hatalanndan asla ders almyorlard, nk Aristoteles birok hayvann hafzas olduunu... ama insanlar dnda hibir canlnn, gelecekte gemii hatrlamadn anlatyordu. Ama insanlarn da gemiten ders alamadklar oluyordu. Bu ltten baklnca hepimiz kr kn kanatl bcekler ve gece baykulanydk. Martn drdne gelen perembe gn Hypnerotomachia'ya ayrdm zaman tama noktasna ulat. O gn, alt tane Rnesans doa tarihisinin kitabn yeniden okuyarak, tam yirmi bir sayfa not alp on drt saat geirmitim. Hibir derse girmemi, n de masamda yemi ve gece de tam buuk saat uyumutum. Frankenstein' haftalardr grmyordum. Hypnerotomachia dnda ak lmda bir tek Katie ve hayatm daha da karmakark edecek zorla malar vard. Kendime direttiim zorlu yaam tarz bir mptela hali ne gelmiti. Bir eyler olmas gerekiyordu, nk bilmece zerinde hemen hemen hibir ilerleme kaydedememitim. O cuma gecesi Charlie sonunda, "Kapat kitaplar," dedi karar l bir tavrla. Beni yakamdan tutup aynann nne srkledi. "Bir bak kendine." "Ben iyiyim..." diye sze baladm aynadaki kpkrmz gzl, krmz burunlu hilkat garibesini grmezden gelerek. Ama Gii de Charlie'den yana kt. "Tom cehennemden ka ma benzedin." Haftalardr girmedii yatak odamza girmiti o s rada. "Dinle, Katie seninle konumak istiyor. Brak u inad artk." 290

4 'n Kural

145

"Ben inat etmiyorum. Sadece yapacak baka ilerim var." Charlie yzn buruturdu. "Ne gibi rnein, Paul'n tezi mi?" Paul'n benden yana tavr koymasn bekleyerek kalarm attm. Ama onlann arkasnda ylece, ses karmadan durdu. Bir haftadan uzun sredir bilmecede bir ilerleme, acl bir ilerleme kay dedeceim, bir yantn ortaya kmak zere olduu umuduyla, bek lemekteydi. Gil, cuma gecesi, ak havada verilecek bir kapella konserini kastederek, "Blair'e ark dinlemeye gidiyoruz," dedi. Charlie de, "Drdmz," diye ekledi. Gil gelip nmdeki kitab yavaa kapatt. "Katie de orda ola cak. Senin de geleceini syledim ona." Ama ben kitab tekrar ap gitmeyeceimi sylediimde y zndeki bak unutmam mmkn deildi. Daha nce Gil, bana as la byle bakmamt. Bu tr baklanm Parker Hassett'a ve ne za man durulmas gerektiini bilmeyen teki aklabanlara saklard. "Geliyorsun," dedi Charlie, bana doru yryp. Ama Gil elini sallayarak, onu durdurdu. "Unut gitsin," dedi. "Hadi biz kalm." Ve yalnz kaldm.

Beni Blair Arch'a gitmekten alkoyan inatlk ya da gurur ol mad gibi, Colonna'ya sadakat bile deildi. Kalp ars ve yenil giydi sanrm. Katie'yi ve ayrca, tuhaf bir biimde, Hypnerotomachia'y sevmi ama ikisini de kazanamamtm. Giderken Paul'n yzndeki ifade, bulsam da bulmasam da bilmece konusunda an sm kaybettiimi ve Gil'in yzndeki ifade de, ayn eyi Katie ile yaayacam anlatyordu. Hypnerotomachia'daki bir grup ta bas291

Ian Caldwell & Dustin Thomason ma resme bakarak -bir ay sonra Taft'n konferansnda kullanaca, Eros'un yanan bir sava arabasnda kadnlar ormana srkledii re simler- Caracci'nin gravrlerini dndm. te ben de, iki akm seyrederken kk olandan dayak yemitim. Babamn anlatmaya alt, reneceimi umduu ders buydu. Bizim skntlarmz ona bir ey ifade etmez. Ak her eyi yener. Bir keresinde Richard Curry, Paul'e hayatta seyretmesi en zor iki eyin baarszlk ve yalanmak olduunu sylemiti; bu ikisi tek ve ayn eydi. Kusursuzluk ebediyetin doal sonucuydu: yeterince beklersen her ey potansiyel gcn ortaya koyar. Kmr elmasa dnr, kum inci olur, maymunlar insan haline gelir. Sadece biz bir mr sresi iinde bu dngnn tamamlann gremeyiz ve o yz den her baarszlk lm hatrlatan bir iarete dnr. Ama akta kaybetmek zel bir tr baarszlk gibi geliyordu bana. Ne kadar yrekten isterseniz isteyin, baz dnglerin asla ta mamlanmayacan hatrlatyordu; yani baz maymunlar, dnyann ya kaa gelirse gelsin, hibir zaman insan olamayacaklard. Bir maymun nasl dnebilir, neden bir daktilo ve sonsuzluk insan Shakespeare yapmaya yetmez? Katie'nin bitirmek istediini, yani ikimiz arasndaki ilikinin bittiini syleyiini duymak tm iyim serliimi yok ederdi. Onu orada Blair Arch'da, Donald Morgan'n kollarnda grmek, geleceimdeki tm incileri ve elmaslar yok ederdi. Sonra birden bir ey oldu: tam ben kendime acmann zirvesi ne kmken kap vuruldu. Sonra kap kolu ald ve daha nce yzlerce kez olduu gibi, Katie ieri girdi. Paltosunun altndan, en sevdiim kzan, gzlerine uyan zmrt rengi kazan giymi ol duunu grebiliyordum. 292

4'n Kural Sylemeyi becerebildiim ilk ey, "Senin kapella gsterisinde olman gerekiyordu," oldu ve muhtemelen maymunlar tarafndan retilebilecek cmleler arasnda bu en ktsyd. "Senin de yle," dedi beni tepeden trnaa szerek. Ona nasl grndm tahmin ediyordum. Katie u anda Charlie'nin bana aynada gstermi olduu kurda bakyordu. "Neden hurdasn?" dedim kapya bir gz atp. "Onlar gelmiyorlar." Beni tekrar kendisine bakmaya zorlad. "Burda olduuma gre zr dileyebilirsin." Bir an bunu yapmasn Gil'in istemi olduunu dndm, kendimi nasl da kt hissetmekte olduum, sadece ne diyeceimi bilemediim gibi eyler uydurarak onu ikna etmi olduunu. Ama bir daha baknca bunun doru olmadn anladm. zgn olduu mu sylemeye niyetim olmadn biliyordu. "Ee?" "Sence benim hatam m?" diye sordum. "Herkesin." "Hangi herkes?" "Yap unu Tom. zr dile." Onunla tartyor olmak sadece kendime daha fazla kzmama yol ayordu. "Pekl. Seni seviyorum. Byle olmasn istemezdim. Byle olduu iin de zr dilerim." "Byle olmasn istemiyor idiysen neden hibir ey yapmadn?" "Bak bana," dedim. Drt gnlk sakal vard yzmde, salarm tarak yz grmez olmutu. "Yaptm bu ite." "Bunu kitap iin yaptn." "Ayn ey." "Ben kitapla ayn ey miyim?" 293

146

lan Caldvvell & Dustin Thomason


"Evet." Kendime bir ukur kazmam gerekiyormuasna dik dik bakt yzme. Ama ne demek zere olduumu biliyordu; sadece bunu ka bul etmesi mmkn deildi. "Babam hayatn Hypnerotomachia'ya harcad," dedim. "Bu kitap zerinde altm zaman duyduum heyecan baka hibir zaman duymadm. Onun yznden uyumuyorum, o nedenle yemek yemiyorum, ryalanmda onu gryorum." Anlatacak kelime bul makta zorlanyordum. "Baka nasl anlatabileceimi bilmiyorum. Sava alanna gidip senin aacn grmek gibi bir ey. Onun yann da olmak, her eyin yolunda olduunu, artk kayp olmadm his setmemi salyor." Gzlerimi kardm. "Ve sen benim iin bu kitap gibi misin? Evet. Elbette ylesin. Sen, benim iin bu kitap gibi olan tek eysin." Bir hata yaptm. kinize birden sahip olabileceimi zannettim. Yanlmm. "Ben niye hurdaym, Tom?" "Bana bunu yutturmak iin." "Niye?" "Senden zr..." "Tom." Bir bakla beni susturdu. "Ben niye hurdaym?" nk sen de benim gibi hissediyorsun. Evet. nk bunu benim anlamam salaman ok nemliydi. Evet. "stediin ne?" diye sordum. "Kitap zerinde almay durdurman istiyorum." "Hepsi bu mu?" "Hepsi bu mu? Hepsi bu mu?" 294

4 'n Kural O an, birden, hissettim. "Bir hdk gibi davranp bizden vazgetiin ve u kitaba g mldn iin sana acmam m gerekiyor? Salak herif, drt gnm panjurlanm inik, kapm kilitli geirdim. Karen annemleri arad. An nem apar topar New Hampshire'den buraya utu." "zg..." "Kes sesini. Konuma sras sende deil. Aacm grmek iin sava alanna gitmek istedim ama yapamadm. Yapamadm, nk o artk bizim aacmz olmutu. Mzik dinleyemedim, nk her par a arabada veya benim odamda ya da burda sylediimiz sarklan hatrlatyordu. Derse gitmek iin hazrlanmam bir saat sryordu, nk aklm bamda deildi ou zaman. oraplanm bulamyor dum, en sevdiim siyah sutyenimi bulamyordum. Donald durma dan bana, 'Tatlm sorun nedir, tatlm sorun nedir?' deyip duruyordu. Sorun filan yok, Donald." Kollannn yenlerini ekitirip gzlerini sildi. "Ama bu..." diye balayacak oldum fakat hl konuma sras bende deildi. "En azndan Peter'la anlayabiliyordum. Birlikte ok iyi deil dik. Yapt sporu benden daha ok seviyordu; bunu biliyordum. Be nimle yatmak istiyor ve sonra ilgisini yitiriyordu." Gzyalanyla karmakank hale gelen buklelerini itmeye alt eliyle. "Ama sen. Senin iin savatm. Beni pmene izin vermeden nce tam bir ay bekledim. Seninle ilk yattmz gece aladm, nk seni kaybede ceimi sandm," dncelerini toparlamak iin durdu. "Ve imdi bir kitap iin kaybediyorum. Bir kitap. En azndan bana dndm gibi olmadn syle, Tom. Btn o zaman zarfnda bir yandan son snftan bir kzla kyor olduunu syle. Byle olduunu, nk o kzn benim yaptm aptallklan yapmadn, ark sylemesinden 295

147

I a n Caldwell & Dustin T h o m a s o n holandn dnecek kadar aptal olmad iin, nnde plak dans etmediini syle veya seni sabahn altsnda kouya gitmek iin kaldrmadn, nk her Allah'n gn orda olduundan emin ol mak zorunda hissetmediini syle. Bana bir ey syle." Onu utandrdn bildiim, krk dkk bir ifadeyle bir kez daha bakt bana. O an tek bir ey dnebildim. Kazadan ksa bir sre nce, bir gece annemi babama zen gstermemekle sulam tm. Eer onu sevseydin, demitim, almasna destek olurdun. Y znde beliren, tarif edemeyeceim ifade, onu bu dnyada hibir e yin bundan daha fazla utandramayacan anlatmt bana. "Seni seviyorum," dedim Katie'ye ve ona doru birka adm attm; kollarmn arasna alp yzn gsme gmdm. "ok zr dilerim." Sanrm gelgitin deimeye balad an o an oldu. lm cl durumum, genlerimde olduunu sandm ak sorunu yavaa zerimdeki etkisini kaldrmaya balad. gen bozuluyordu. Onun yerinde imdi iki nokta vard, birbirine mmkn olduunca yakn lam ikili bir yldz. Sonra ortal bir sessizlik karmaas sard, onun sylemek is tedii ama sylememesi gerektiini bildii eylerle, benim syle mek istediim ama nasl syleyeceimi bilemediim eyler birbiri ne karmt. Yapabileceim en doru eyi yaptm dnerek, "Paul'le konuacam," dedim. "Kitap zerinde almay brakacam." Kurtulu. Bir savat arkada brakmak, sonunda kendi mutlu luum iin en nemli eyi bulmu olmak. Sanrm bunlar Katie'nin aslnda ok daha sonraya, benim kompartmana geri dndmden kesin olarak emin olaca zamanlara saklam olduu bir eyleri yapmasna neden oldu. Beni pt. O temas annda, tpk canavara ikinci can veren k gibi, yeni bir balang yaratt. 296

4'n Kural O gece Paul' grmedim; Katie ile birlikte olduk ve ona kara rm ertesi gn, Dod'da syledim. O da pek arm grnmedi. Colonna yznden o kadar ac ekmitim ki, herhalde o da, bilme- 1 ceyi zmeye doru ilk adm attm anda havlu da atacam his setmiti. Zaten Gil ve Charlie, onu en iyisinin bu olduuna ikna et milerdi; bir biimde bunu bana kar kullanmad. Belki geri dne ceimi tahmin ediyordu. Belki artk bilmeceleri tek bana da ze ceine inanacak kadar ilerlemiti. Her ne olursa olsun, sonunda ona sebeplerimi anlattmda -Jenny Harlow dersi ve Carracci'nin gra vr- kabullenmi grnd. Duruundan Carracci hakknda benden daha fazla ey bildiini anlamtm ama asla bana mdahale etme ye kalkmad. Baz yorumlarn dierlerinden daha iyi olduuna ve doru yorumlarn her eyi deitirdiine inanmak iin herkesten da ha ok sebebi olan Paul, her zamanki gibi, benim olaylar yorumlay biimime karmayacak kadar cmertlik gstermiti. Sannm bu onun saygl davranmak adna yapt bir ey olmaktan ok, dostlu unu gstermek iin yapt bir eydi. "Sevgisiyle sana karlk verebilecek bir eyi sevmek ok da ha iyi," dedi bana. Sylemek ihtiyac duyduu tek ey buydu.

148

Paul'n tezi olarak balayan ey, bir kez daha Paul'n tezine dnmt. nceleri tek bana halledebilecek gibi grnyordu. Beni bozguna uratan drdnc bilmeceyi o gnde zmt. Aslnda zmn, bandan beri aklnda olduundan, ama onun nerisini dinlemeyeceimi bildii iin bana sylemediinden ku kulanyordum. Yant, Msr hiyerogliflerinin binlerce yllk srlarn zebilecei iddiasyla 1420 ylnda Rnesans talya'sna dnm, 297

l a n Galdvvell & Dustin T h o m a s o n Horapollo adnda biri tarafndan yazlm olan Hieroglyphica adl kitapta yatyordu. Hmanistler tarafndan bir tr eski Msr bilgesi kabul edilen Horapollo, aslnda Yunanca yazan bir on beinci yz yl bilginiydi ve muhtemelen hiyeroglifler hakknda bildikleri de Eskimolarn yaz mevsimi hakknda bildiklerinden fazla deildi. Hi eroglyphica'daki hayvan sembollerinden bazlar Msr kkenli bi le deildi. Yine de, hmanistlerin bu yeni bilgilere hararetle sanlmas yznden kitap, en azndan, yaygnln ve l dillerin herke se ak olmad kk topluluklarda inanlmaz derecede popler olmutu. Horapollo'ya gre, gece baykuu lmn bir simgesiydi. Ge ce baykuu, tpk bir adama gelen ani lm gibi, geceleri gen kar galarn stne doru aniden alalr. Horapollo'nun yazdna gre, kvrk gagal kartal da yal bir adamn alktan ln simgeliyor du. Kartal yalandnda gagasn kvrr ve alktan lr. Son ola rak kr knkanatl bcek de insann gne arpmasndan lmesini anlatyordu. Gne gzlerini kr edince knkanatl bcek lr. Ho rapollo'nun kriptik nedenlerini grnce Paul doru kayna buldu unu anlamt. Ve hayvann ortak noktasn da abucak buldu: lm. Bu kelimeyi Latince mors kelimesine ifre olarak evirince de, Colonna'nn drdnc mesajna ulam oldu. Buraya kadar gelen ve benim zamanmn filozoflarna katlan kii, muhtemelen senin zamannda bir keye atlm birisi, ama benim zamanm iin insanln devlerinden birisin sen. Ksa bir sre iinde geri kalanlarn ykn de omuzlar na bindireceim, nk anlatacak ok ey var ve srrmn ok kolay yaylaca dncesi beni giderek daha ok korkutuyor. Ama nce, senin baarma sayg gstererek sana hikyemin 298

4 'n Kural balangcn dinlemeni neriyorum. Bylece seni buralara ka dar bo bir umutla srklememi olduumu anlayacaksn. Biraderlerimin yaad yerde bilgiye k kiilerin ba na byk bir bela aan bir vaiz var. Onunla btn gcmz ve nfuzumuzu kullanarak savatk fakat bu adam tek bana btn yurttalarmz stmze kkrtmay baaryor. Mey danlarda ve krslerde esip grlyor. Her milletten basit adam bize zarar vermek zere silahlara sarlyor. Tpk Tan r'nn, benzetmek gibi olmasn, insanlarn Shinar dzlnde cennete doru ina etmi olduu kuleyi yumruunu kaldrp yerle bir etmesi gibi, bu adam da bize kar ayn eye kalk yor. Uzun zaman nce adamlarn cahillikten kurtulmay arzu ladn sanmtm, klelerin klelikten kurtulmak istemesi gi bi. Bu bizim saygnlmza yakmayan ve doamza aykr bir davran. Yine de artk bu adamlarn dleke davrandklarna, tpk bilmecemde gne nn zevkini karmak dururken ka ranlklar tercih eden bayku gibi, bunun bir sapknlk olduu na inanyorum. ifremin tamamlanmasndan sonra artk ben den bir ey duymayacaksn okuyucu. Byle insanlarn bir prensi olmak tpk kaleye kapatlm bir dilenci olmak gibi. Bu kitap benim tek ocuum; umarm uzun yaar ve sana iyi hiz met eder.

149

Paul yazy zor bitirmiti; beinci ve son bilmeceyi zmek iin acele ediyordu, onu daha ben drdncyle bouurken ortaya kartmt: Kan ve ruh nerede karlar? "Kitaptaki en eski felsefi soru bu," demiti bana ben odada do lanp Katie ile geireceim gece iin hazrlanrken. "Nedir o?" 299

l a n Galdvvell & Dustin Thomason "Akl ve bedenin kesimesi, ten ve ruh ikilemi. Bunu Augusti'nin, retilerinde grrsn. Bunu modern felsefede grrsn. Descartes beyindeki kozalaks bez civarnda ruhun yerini kesin olarak saptayabileceini dnyordu." Firestone'dan alm olduu bir kitab kartrarak, felsefe heye canyla dolu bir sre yle konutu, o arada ben hazrlanmtm. Yanma almak zere Kayp Cennet adl kitab raftan ekerken "Ne okuyorsun?" diye sordum. "Galen," dedi Paul. "Kim?" "Hipokrat'tan sonra Bat tbbnn ikinci babas." Hatrlamtm. Charlie bilim tarihi dersinde Galen okumutu. Yine de Rnesans standartlanna gre Galen taze bir pili saylmaz d: Hypnerotomachia'nm yaynlanmasndan on yl nce lmt. "Niye?" diye sordum. "Bilmecenin anatomi ile ilgili olduunu sanyorum. Francesco vcutta kanla ruhun gerekten karlat bir organ bulunduuna inanyor olmal." Charlie elinde snlm bir elmayla kapda belirdi. "Siz ama trler neden bahsediyorsunuz?" dedi tpla ilgili bir eyler konutu umuzu anlayp. Paul, onu duymazdan gelip, "Bunun gibi bir organ," dedi. "Rete mirabile." Kitaptaki bir izimi gsterdi. "Beyin kknde bir sinir ve damar a. Galen burda dirimsel ruhlann hayvani ruhlara dntn dnyormu." Saatime bakp, "Nesi yanl peki?" dedim. "Bilmiyorum. ifre olarak ie yaramyor." "nk bu insanlarda yoktur," dedi Charlie. "Ne demek istiyorsun?"
300

4'n Kural

150

Charlie nce elmasndan bir srk daha ald. "Galen sadece hayvanlar zerinde inceleme yapmtr. Rete mirabile de bir kzde veya koyunda bulduu bir eydir." Paul'n rengi kat. "Ayrca kardiyak anatomisiyle ilgili bir eyler de yapm," di ye devam etti Charlie. "Peki septum yok muymu?" diye sordu Paul, sanki Char lie'nin ne demek istediini anlam gibi. "Varm. Sadece herhangi bir gzenek yokmu." "Septum da nedir?" dedim. "Kalbin iki taraf arasnda yer alan doku duvar." Charlie gi dip Paul'n kitabn ald ve dolam sistemini gsteren bir izim bulmak iin kartrmaya balad. "Galen her eyi yanl anlam. Septumun zerinde kann iki oda arasnda gidip gelmesi iin kk delikler olduunu sylemi." "Peki yok muymu?" "Hayr," diye atld Paul. Bu konu zerinde benim tahmin et tiimden daha uzun sredir alyor gibiydi. "Ama septum ile ilgi li ayn yanl Mondino da yapmt. Vesalius ve Servetus bunu or taya kardlar ama ancak 1500'lerin ortalarnda. Galen'i Leonardo izledi. Harvey 1600'lere kadar dolam sistemini tarif edemedi. Bu bilmece 1400'lerden kalma Charlie. Ya rete mirabile ya da septum olmas lazm. O sralarda kimse akcierlerde hava ile kann kart n bilmiyordu." Charlie kkrdad. "Bat'da kimse bilmiyordu. Araplarsa bunu senin adamn bu kitabn yazmasndan iki yz yl nce bulmulard." Paul sratle ktlarn kartrmaya balamt. Meselenin zldn dnyordu, benimse gitmem lazmd. "Komam ge rek. Sonra grrz ocuklar."
301

lan Caldvvell & Dustin Thomason


Ama tam kapya ulamtm ki, Paul aradn buldu: haftalar nce evirmi olduu Colonna'nn nc mesaj. "Arap doktor," dedi. "Ad bn al-Nafis miydi?" Charlie ban sallad. "Evet o." Paul heyecanlanmt. "Francesco metni Andrea Alpago'dan alm olmal." "Kim?" "Mesajnda szn ettii adam. Saygdeer bn al-Nafis'in rencisi." kimiz de azmz aamadan Paul kendi kendine konu maya balamt. "Akcierin Latince karl ne? Pulmo mu?" Ben kapya gittim. "Ne dediini grmek iin beklemeyecek misin?" diye sordu kafasn kaldrp. "On dakika iinde Katie'nin orda olmalym." "Bu sadece on be dakika srer. Belki otuz." Sanrm her eyin ne kadar farkl olduunu ancak o anda alg layabilmiti. "Sabaha grrz, ocuklar," dedim. Durumu anlayan Charlie glmsedi ve bana ans diledi. tn neesi kamt.

4'n

Kural

151

sa da, Colonna'nn mesajn grp de hakl olduunu anlaynca b

Kendim iin korktuum kadar senin iin de korkuyorum okuyucu. Senin de fark etmi olduun gibi, bu metnin banda niyetim, her ne kadar kodlarla sarp sarmalam olsam da, sa na ne demek istediimi anlatmakt. Aradn bulman diliyo rum ve sana bir rehber gibi yol gsteriyorum. Bununla beraber, imdi anladm ki, kendi yaratm ol duklarma yeterince gvenmiyorum bu konuda. Onlar yara tanlar beni ancak gerek filozoflar tarafndan zlebilecekle ri hususunda ikna etmi olsalar da, burada bulunan bilmece lerin gerekte ne kadar g olduklarn deerlendiremeyebilirim. Belki bu bilge adamlar da benim srrm kskanyorlardr ve beni yanltmlardr ve hakkyla bizim olan almay d nyorlardr. Bu vaiz, aslnda ok aklldr, her kampta mritle ri vardr; benim askerlerimi de bana kar dndreceinden korkuyorum. O zaman sana kar da bir savunma olarak okuyucu, u an setiim yolu semek zorundaym. Yazm olduum blm ler iinde bilmeceleri bulmaya altn yerlerde u andan iti

Bence Paul iin o gece nemli bir gece olmutu. Beni kaybet mi olduunu anlamt. Colonna'nn son mesajnn ne olduunun bir nemi olmadn da hissetmiti, ilk drt bilmecede o kadar az ey ortaya ktna gre bunda da adamn btn sun yatmyordu. Daha nce Hypnerotomachia'nn ikinci ksmnn dolgu olduunu dnmtk hep, ama gerekte orada da ifreli mesajlar vard her halde. Her ne kadar Paul, Charlie'nin tbbi bilgisi sayesinde veya beinci bilmeceyi zm olmaktan tr bir teselliye kavumu ol302

baren hi bilmece bulamayacaksn. Sana yol gsterecek zmler olmayacak. Poliphilo'nun seyahati boyunca sadece benim 4'n Kural'm kullanacam ama sana onun zyle il gili bir fikir vermeyeceim. Artk sana sadece kendi akln yol gsterebilir. Dorular bulman iin Tanr ve zekn yardm et sin dostum.

303

I a n Caldwell & Dustin Thomason Paul'n terk edilmiliini hissetmesini bunca gn gemi ol masna ramen hl nleyen ey, sadece gvendi sannm. Ben onu terk etmitim; Colonna, onu terk etmiti; ve artk yolunu yalnz ba na bulmas gerekiyordu. nce beni yeniden iin iine sokmaya a lt. O kadar ok eyi birlikte zmtk ki, son dakikada beni iin dnda brakmak ona bencillik gibi grnmt. ok yaklamtk ona gre, yapacak ok az ey kalmt. Sonra bir hafta geti, derken bir hafta daha. Ben yeniden Ka tie ile birlikte olmaya balamtm, onu yeniden tanyor, sadece onu seviyordum. Ayr olduumuz haftalarda o kadar ok ey olmutu ki, yetiebilmek iin zaman bulamyordum. Yemeklerimizi Cloister ve ya Ivy'de yiyorduk. Onun yeni arkadalar, birlikte yapmamz gere ken yeni eyler vard. Onun aile meseleleri ile ilgilenmeye bala mtm. Onun gvenini bir kez daha tam anlamyla kazanabildiim takdirde bana anlatmak istedii eyler olduunu hissediyordum. Bu arada Paul, Colonna'nn bilmeceleri ile ilgili her eyi renmi, onu ihmal etmeye balamt. Yava yava fonksiyonlar azalan bir beden gibi Hypnerotomachia da onun gvendii tm a relere kar direniyordu. 4'n Kural tarifi zor, ele gemez bir ey di; Colonna, onun kaynan gsterecek hibir ey vermemiti. Be inci bilmecenin kahraman olan Charlie, benim ayrlmn yarata ca etkiden endie ederek, baz geceler Paul'le oturuyordu. Kitabn bana bir kez ne yapm olduunu bildii iin asla benim yardmm talep etmiyordu, ama hastasnn ktye gitmesinden korkan bir doktor gibi, nasl Paul'n etrafnda dolandn grebiliyordum. Bir karanlk kmt, bir kitap nn kalbi krlmt ve Paul buna kar aresiz bir durumdayd. Paskalya hafta sonuna kadar, benim yardmm olmadan kendi bana ac ekecekti. Tom Nerdesin? Seni bulmak iin geri geldim. 4G-10D-2K6B'nin ne olduunu buldum! Topografya atlas bulmak zere 304 305

152

Blm 19
Dod'a dnerken Katie'nin Princeton Battlefield Park'nda ektiim fotoraflarn da srklyordum yanmda. Onu bir hareke tin ortasnda kare kare yakalamtm, kelimeleri sanki kamerann gr alan dnda bir yere asl kalmt. Bu fotoraflarn en zevk li yan onun sesini hayal etmekti. On iki saat sonra onu Ivy'de g recek, neredeyse tantmz gnden beri beklemekte olduu balo da ona elik edecektim ve ne sylememi beklediini biliyordum. S kca sarlacam bir seim yapm olduumu, renmi olduumu. Hypnerotomachia 'ya geri dnmeyeceimi. Odaya dndmde Paul' masasnn banda bulmay umu yordum ama yata hl botu ve imdi masasndaki kitaplar da git miti. Kapnn stne bir not yaptrlmt, bu seferki byk, kr mz harflerle yazlmt.

lan Caldwell & Dustin Thomason


Firestone'a gidiyorum, sonra da McCosh'un altna. Vincent plann kendisinde olduunu syledi. 10.15.
-P.

4'n Kural "E?" "Poliste biri kza Taft'n sorgulanmas srasnda sylediklerini anlatm." O srada Elm Yolu'nda ilerliyorduk. Erimeye balayan kar ynlar asfalta gece grlen okyanus yzeyi gibi rpntl bir grnt veriyordu. "Sen bana Taft'n Richard Curry'yi uzun zaman ncesinden tandn sylememi miydin?" "Evet. Niye?" "nk polislere onu Paul yznden tandm sylemi." Kuzey kampusa girerken ktphaneyle tarih blm arasnda ki bahede Paul' grdm, McCosh'a doru yryordu. "Paul!" diye seslendim camdan. "Ne yapyorsun?" diye el sallad Charlie de arabay kaldrma yanatrrken. Paul bizi grdne arm bir ekilde, "zdm onu!" de di. "Hepsini. Sadece plana ihtiyacm var. Tom buna inanamayacak sn. Hayatta grdm en a..." "Ne? Syle hadi." Ama Charlie'nin gz hibir ey grmyordu. "Taft'a gitmi yorsun," dedi. "Anlamyorsun. Bitti..." Charlie kornann stne doru eilince btn bahe klakson sesiyle nlad.

153

Paralar bir araya getirerek notu tekrar okudum. McCosh'un bodrumu Taft'n kampustaki ofisinin olduu yerdi. Ama son satr kanm donduruyordu: Vincent plann kendisinde olduunu syledi. Telefona sarldm ve ekip evini aradm. Birka saniye sonra Charlie karmdayd. "Ne oldu Tom?" "Paul, Taft' grmeye gitmi." "Ne? Ben onun Stein hakknda konumak zere dekana gide ceini sanyordum." "Onu bulmamz lazm. Yerine birini bulabilir..." Daha lafm bitiremeden ahizeyi eliyle kapadn ve Charlie'nin bulunduu yerde baka biriyle konumaya baladn duy dum. "Paul ne zaman gitmi?" dedi tekrar telefona dnp. "On dakika nce." "Geliyorum. Onu yakalarz."

On be dakikadan biraz daha fazla bir sre sonra Charlie'nin 1973 Volkswagen Karmann Ghia's Dod'un nne yanamt. Eski araba, tam zplarken havada paslanm bir kurbaaya benziyordu. Kendimi daha n koltua atamadan Charlie geri vitese takmt bile. "Niye bu kadar uzun srd?" diye sordum. "Tam karken bir muhabir geldi," dedi. "Kz benimle geen gece hakknda konumak istiyormu." 306 din."

"Beni dinle," diye szn kesti sonra, "Arabaya bin Paul, eve gidiyoruz." "Hakl," dedim ben de. "Yalnz bana buraya gelmemeliy "Vincent'n ofisine gidiyorum," dedi Paul sessizce ve Taft'n ofisinin bulunduu yne doru yrmeye balad. "Ne yaptm bi liyorum ben." 307

Ian Caldwell & Dustin Thomason


Charlie arabay geri geri srerek Paul'e yetimiti. "Sence is tediin eyi ylece verecek mi sana?" "O arad beni Charlie. Byle yapacan syledi." "Onu Curry'den aldn kabul mu etti?" diye sordum. "Ne den plan imdi sana versin ki?" "Paul," dedi Charlie arabay durdurup. "Sana hibir ey vere cek deil." Syleyi tarz Paul' durdurmutu. Charlie sesini alaltp muhabirden duyduklarn anlatt. "Ge en gece polis Stein'a bunu kimin yapm olabileceini sorduunda Taft iti kiiden sz etmi." Paul'n yzndeki heyecan ifadesi azalmaya balamt, bulu unun yaratt coku azalyordu. "Birincisi Curry," dedi Charlie. "kincisi de sensin." Szlerini vurgulamak iin duraklad. "O yzden herifin telefonda sana ne de diine hi aldrmyorum. Ondan uzak durman lazm." Beyaz, eski bir kamyonet yoldan bize doru geliyordu, teker leklerinin altnda karlar ezilmekteydi. "O zaman yardm edin bana," dedi Paul. "Edeceiz." Charlie kapy amt. "Seni eve gtreceiz." Paul skca paltosuna sarld. "Bana yardm etmek istiyorsanz benimle gelin. Vincent'dan plan aldktan sonra ona artk ihtiyacm kalmayacak." Charlie gzn dikmi ona bakyordu. "Sen bizi duyuyor mu sun?" Ama bu ite Charlie'nin anlamad eyler vard. Taft'n btn bu sre boyunca plan saklam olmasnn ne anlama geldiini bil miyordu. 308

4'n Kural "Onu ele geirmeme u kadarck kald Charlie," dedi Paul. "Tek yapmam gereken bulduum eyin arkasnda durmak. Ve siz bana eve gitmemi mi sylyorsunuz?" "Bak," diye balad Charlie. "Tek sylediim, yapmamz ge reken..." Ama bu kez ben kestim. "Paul, seninle geliyoruz." "Ne?" dedi Charlie. "Hadi," dedim yolcu kapsn ap. Paul dnmt, bunu beklemiyordu. "Eer o bizimle ya da bizsiz gidecekse," dedim Charlie'ye di lerimin arasndan, tekrar arabaya eilip, "O zaman ben de onunla gidiyorum." Charlie ne yapacan dnrken Paul, McCosh'a doru y nelmiti. "mz birden gidersek Taft hibir ey yapamaz," dedim. "Bunu biliyorsun." Charlie yavaa nefesini brakt, azndan buharlar kmt. Sonunda arabay karlarn arasna park etti ve anahtar ald.

154

Karlarn iinde, Taft'n ofisinin bulunduu byk gri binaya kadar olan yolu yrmek sonsuzluk gibi uzun gelmiti. Odas McCosh'un bodrumunun derinliklerindeydi ve koridorlar son dere ce girift, yol stndeki merdivenler son derece dikti. Vincent Taft'n burada brakn hareket etmeyi, nefes alabildiine dahi inanmak zor du. Ben bile kendimi buras iin fazla iri buluyordum. Herhalde Charlie kapana kslm gibi hissediyordu. Onun da hl arkamzda olduundan emin olmak iin dnp baktm. Onun koridoru dolduran ve arkamz koruyan glgesi, hare309

I a n Caldwell & Dustin Thomason ket edebilmem iin gereken gveni veriyordu bana. Artk daha n ce blf yaptm anlamtm; eer Charlie bizimle gelmeseydi, ben de bu ie kalkamazdm. Paul nden gidiyordu ve son koridora girmiti, koridorun so nunda tek bir oda vard. Hafta sonu ve tatil nedeniyle tm dier ofisler kilitli ve karanlkt. Sadece zerinde Taft'n ad yazl olan beyaz kapnn altndan gl bir k szmaktayd. Kapnn boyas syrlm, kenara doru kalkm ve pervazn stne doru dnm t. Kapnn alt ksmnda rengi solmu bir ksm vard, daha nce bu har tnellerindeki bir sorundan tr su basmt buray ve Taft'n gelmesinden ok nceki tarihlerden beri boyanmamt belli ki. eriden bir ses geldiinde Paul tam elini kaldrm kapya vurmaya hazrlanyordu. "Ge kaldn," diye grlemiti Taft. Paul kapnn tokman evirince bir gcrt duyuldu. Charlie'nin srtma vurduunu hissettim. "Devam et," diye fsldad beni ileri doru itekleyerek. Taft tek bana kocaman antika bir masann ardnda, deri bir koltua gmlm oturuyordu. Tvit ceketini koltuun arkasna at m, gmleinin kollarn dirseklerine kadar svamt, elinin iinde minicik grnen bir krmz kalemle baz msveddeler zerinde d zeltmeler yapyordu. "Onlar neden burda?" diye sordu buyurgan bir tavrla. Paul ise dorudan konuya girerek, "Plan verin bana," dedi. Taft nce Charlie'ye sonra da bana bakt. "Oturun," dedi iki koca parmayla bir ift koltuu gsterip. Onu grmezden gelmeye alarak etrafa bakndm. Kk ofisin drtbir yannda uzanan kitap raflar beyaz duvarlar kapat yordu. El srlmeyen kitaplarn durduu raflar tozdan grnmez
310

4'n Kural hale gelmiti. Taft'n masasyla oda kaps arasndaki ksmda, yer deki halda yrtklar olumutu. "Oturun," diye yineledi Taft. Paul tam itiraz etmek zereyken Charlie, onu bir koltua do ru iteledi, belli ki bu iin bir an nce bitmesini istiyordu. Taft eski bir gazeteyi ellerinin arasnda yuvarlad ve onunla azn sildi. "Tom Sullivan," dedi soma, benzerlii fark etmiti so nunda. Bam salladm ama hibir ey sylemedim. Bann stnde ki duvarda, az ak olarak monte edilmi bir ceza boyunduruu vard. Oday canlandran ya da renklendiren tek ey krmz deri ki tap ciltleri ve kenarlar altn yaldzl sayfalard. Paul koltuun kenanna iliip, "Onu rahat brakn," dedi, "Plan nerde?" Sesindeki g beni artmt. Taft ay fincann azna gtrrken Paul' ayplar gibi bir ha reket yapt. Gzlerinde, sanki iimizden birinin kavga karmasn bekliyormu gibi tatsz bir ifade vard. Sonunda deri koltuundan kalkt, kollarn iyice yukan svad ve kitap raflannn arasnda, du vara tutturulmu olan bir kasaya doru gbela yrd. Kll eliyle ifreyi yazp kasann kolunu evirdi ve kasann ka pan at. Elini ieri sokup deri kapl bir not defteri kard. "Bu o mu?" dedi Paul belli belirsiz bir sesle. Ancak Taft defteri ap Paul'n eline bir ey tututurunca, bu nun sadece, iki hafta nceki tarihle Enstit antetli kda yazlm bir not olduunu grdk. "Olaylarn hangi noktada bulunduunu anlaman istiyorum," dedi Taft. "Oku unu."
311

155

Ian Caldwell & Dustin Thomason Okuduklannm Paul'de yaratt etkiyi grnce, eilip ben de okudum kd. Aziz Meadows, 12 Mart tarihinde Paul Harris hakknda yapm olduu muz grmeye binaen, istediiniz ek bilgileri aada sunu yorum. Bildiiniz gibi, Bay Harris birok sre uzatm talebin de bulundu ve almasnn ierii konusunda son derece ke tum davrand. Sadece, benim srarlarm sonucunda, geen hafta bir son ilerleme raporu verince nedenini anladm. imdi size ayda bir kan Renaissance Quarterly'nin sonbahar sa ysnda yaynlanmas planlanan makalemin bir rneini sun mak istiyorum: "Gizem Perdesi Alyor: Francesco Colonna ve Hypnerotomachia Poliphili." Bir de Bay Harris'in ilerleme raporunun bir kopyasn sunuyorum ki mukayese imknnz olabilsin. Daha baka sorularnz olursa ltfen beni araynz. Sayglarmla, Dr. Vincent Taft

4 'n Kural "Bunu benden almana izin verecek deilim," diye srdrd Taft. "ok uzun sre bekledim bunun iin." "Ama ellerinde benim dier gelime raporlarm da var," diye kekeledi Paul. "Bill'in kaytlan var." "Senden gelmi hibir ilerleme raporu grmediler," dedi Taft ve bir ekmeceyi ekip baz formlar kard. "Ve kesinlikle Bill'in kaytlan da yok ellerinde." "Bunun size ait olmadn anlayacaklar. Francesco zerine yirmi be yldr hibir ey yaynlamadnz. Hatta Hypnerotomachia zerine almyorsunuz bile." Taft sakaln okad. "Renaissance Quarterly makalemin n taslan grd. Ve geen geceki konferansm iin de bir sr tebrik telefonu aldm." Stein'n mektuplanndaki tarihleri anmsaynca bu fikrin kk lerinin ne kadar eskiye dayandn anlamtm, Paul'n ilk aratr masn aldktan sonra Stein ile Taft arasndaki pheler de bala mt. Paul'n ktn grnce, "Ama onun elinde kendi bulduu sonular var," diye atldm. "Hi kimseye sylememi olduu so nular." v Taft'm kt bir tepki vereceini sanmtm ama o elenmi grnyordu. "ok abuk sonulara ulatn ha Paul?" dedi. "Bu ani baann neye borluyuz?" Gnl biliyordu. "Onu Bill'in bulmasna sen izin verdin," dedi Paul. "Ne bulduumuzu hl bilmiyorsun," diye srar ettim ben de. "Ve sen," dedi Taft, bana dnerek. "Sen de baban kadar yanl yoldasn. Bir ocuk gnln sinini zebiliyor da, ben zemez miyim sanyorsun?"
313

156

Nutkumuz tutulmutu. nsan yiyen dev Charlie ile bana dnd. "Ben bunun zerinde otuz yl altm," dedi, sesinde garip bir donukluk vard. "imdi vanlan sonularda benim adm bile gemiyor. Sen bana hibir za man kran duymadn Paul. Ne seni Steven Gelbman'la tantrd m iin. Ne Nadir Kitaplar Salonu'na zel giri izni aldm iin. Hatta ne yetersiz almalarna saysz ek sre imkn tandm iin. Asla." Paul cevap veremeyecek kadar sersemlemi durumdayd.
312

Ian Caldwell & Dustin Thomason Paul serseme dnmt, gzleri odada drt dnyordu. "Babam senin bir aptal olduunu dnyordu," dedim. "Baban Musa kulana bir eyler fsldasn diye bekleyerek l d." Gld. "Bilim adaml dikkat ve alma gerektirir, ilham de il. Beni hi dinlemedi ve bunun cezasn grd." "Kitap konusunda haklyd. Sen yanlmtn." Taft'n gzlerinde kin ve nefret parltlar oynat. "Onun ne yaptn biliyorum, ocuk. O kadar gururlanmana neden olacak bir ey yok ortada." Bir ey anlamadan Paul'e baktm, fakat o masadan birka adm uzaklam, kitap raflanna doru gidiyordu. Taft ne eildi. "Onu sulayabilir misin? Beceremedi, gzden dt. Kitabnn kabul grmemesi onuruna indirilen bir darbe, oldu." Tekrar dndm, donakalmtm. "Ve bunu arabada kendi olu varken yapt," diye srdrd Taft. "Ne anlaml." "O bir kazayd..." dedim. Taft glmsyordu ve aznda binlerce di vard. Ona doru hamle ettim. Charlie elini omzuma koydu ama sil keleyip attm. Taft da ar ar koltuundan kalkyordu. "Bunu ona sen yaptn," dedim, bardm hayal meyal fark edebiliyordum. Charlie yine elini omzuma koydu ama onu itip ma sann kenar yarama batana kadar ilerledim. Taft keden dnm, ulaabileceim bir yere gelmiti. "Seni kkrtyor Tom," dedi Paul sakin bir sesle odann teki ucundan. "Ne yaptysa kendine yapt," dedi Taft. Onu btn gcmle itmeden nce hatrladm son ey yzn deki srtt. Olanca arl ile yere dt ve demelerin kt314

4 'n Kural n zannettim. Her ey parampara olmu gibiydi, baran sesler du yuyordum, grm bulanklamt ve Charlie'nin elini bir kez da ha omzumda hissettim, btn gcyle beni geri ekiyordu. "Gel buraya," diyordu. Elinden kurtulmaya altm ama ok sk kavramt bu kez. "Hadi gel," dedi Paul'e de, Paul yerdeki Taft'a bakyordu. Ama ok ge kalmtk. Taft sendeleyerek kalkm, bana do ru hantal hantal geliyordu. "Ondan uzak dur," dedi Charlie bir elini Taft'a doru uzatp. Taft, Charlie'nin kollan arasndan beni szyordu. Paul ise olanlarn farknda deilmi gibi odada dolanyor, bir ey aryordu. Sonunda, Taft'n akl bana geldi ve telefona uzand. Charlie'nin yznde bir korku ifadesi belirmiti. Geriye d np "Hadi gidelim," dedi. "Hemen." Taft Charlie'nin ok iyi bildii numaray tulamt. "Polis mi?" dedi doruca bana bakarak. "Ltfen hemen gelin. Ofisimde saldnya uradm." Charlie, beni kapya doru itiyordu. "Git," dedi arkamdan. Tam o anda Paul ak kasaya doru atld ve ieride kalanlar ekip ald. Sonra eriebildii her eyi altst ederek raflardaki kt lar ve kitaplan ekitirmeye balad. Sonra elinde Taft'n evrakla rndan bir tomarla Charlie ile bana hi bakmadan geri dnp koa rak kapdan kt. Biz de arkasndan frladk. Son olarak Taft'n polise adlarm z verdiini duydum. Sesi ak kapdan dan tayor, koridorda yanklanyordu.
i!

157

315

Ian Caldwell & Dustin Thomason


stmze souk bir hava dalgas saldrrken koridordan ka ranlk bodrum merdivenlerine atldk. stmzden gelen ayak ses lerinden, iki kampus polisinin yukarya ulatn anlamtk. "Olduunuz yerde kaln!" diye bard biri dar merdiven sa hanlndan. Bir an durduk. "Kampus polisi! Kprdamayn!" Paul omzumun zerinden koridorun uzanda bir yere doru bakyordu, ktlar sol eliyle skca kavramt. "Ne diyorlarsa onu yap," dedi Charlie, Paul'e. Ama Paul'n gzlerindeki anlam biliyordum. Az ileride bir kapc kulbesi vard ve iinde tnellere alan bir kap bulunuyordu. "Oras gvenli deil," diye mrldand Charlie dilerinin ara sndan, bir yandan da kamasn nlemek iin Paul' tutmaya al yordu. "Orda inaat..." Paul tam kulbenin kapsna ulatnda iki polisten biri aa inmi, fenerini zerimize evirmiti. "Dur!" diye bard. "Oraya girme!" Ama Paul oktan tahta kapy ap ieri dalmt bile. Sonra ieride gzden kayboldu. Charlie duraklamad. Polisler fark etmeden iki admda kapya ulat.' Paul' durdurmak amacyla tnelin zeminine atlarken kar d sesi duydum. Sonra da Paul'n adn haykran sesi yankland aadan. Polisin biri beni tartaklayp, "k dar!" diye haykrd. Sonra aa eilip bard ama aadan gelen tek yant sessiz lik oldu. lk polis, "Tekrar..." diye sze balarken tnellerden gk g rlts gibi bir ses geldi ve yanmzdaki kazan dairesinden bir tsla316

4 'n Kurak ma sesi duyulmaya balad. Birden ne olduunu kavradm: buhar borulanndan biri patlamt. Ayn anda Charlie'nin feryatlarn da duymaya baladm.

158

Annda kapc kulbesinin eiine ulamtm. Aas tama men'karanlk olduu iin krlemesine atladm. Yere arptmda vcudumda ykselmekte olan adrenalin adeta ortal aydnlatm, arpmann yaratt acy azaltmt. Kendimi zorlayp ayaa kalk tm. Uzaktan Charlie'nin iniltisini duyuyordum, tepemde yrtnan polise aldrmadan o tarafa yneldim. Polislerden biri neler olup bit tiini anlamt. "Ambulans amyoruz," diye seslendi tnelin iine. "Beni du yabiliyor musunuz?" Koyu bir buhann iinde ilerliyordum. Is artmt ama benim aklmdaki tek ey Charlie'ydi. Borudan gelen tslama her seferinde birka saniye iin dier her eyi bouyordu. Charlie'nin inlemeleri artk daha yakndan duyuluyordu. Ona eriebilmek iin biraz daha ilerledim glkle. Sonunda, borulann dirsek yapt bir noktada onu buldum. Bulunduu yere kapaklan m, hareketsiz yatyordu. Elbiseleri paralanm, salar kee gibi olmu, kafasna yapmt. Gzlerim karanla altka biraz te deki f geniliindeki boruda yere yakn delii grebildim. "Hum," diye inledi Charlie. Anlamamtm. "Hum..." Benim adm sylemeye alyordu. Gs slakt. Buhar tam karnna isabet etmiti.
317

I a n Caldwell & Dustin Thomason "Ayaa kalkabilecek misin?" dedim kolunu omzuma dolama ya alarak. Bilincini kaybediyordu, yine "Hum..." diye inledi. Diimi skp onu kaldrmaya altm ama bir da yerinden oynatmaya almak gibiydi. "Hadi Charlie," diye yalvardm birazck kaldrmay baarnca. "Bana yardm et." Ama giderek benden uzaklatn hissedebiliyordum. Vcudu giderek daha ok brakyordu kendini. "mdat!" diye bardm tnele doru. "Ltfen yardm edin ba na!" Basncn etkisiyle gmleinin yrtld yerde derin yaralar vard. Nefes aln zorlukla duyabiliyordum. Bir parman elime dolamaya alrken, "Mmm..." diye an lamsz sesler kard o anda. Onu omuzlarndan tutup silktim yine. Sonunda yaklaan ayak sesleri duyuldu. Sisi yaran bir fener nda iki tane cankurtaran g revlisinin bize doru kotuklann grdm. Bir saniye sonra yzlerini grebileceim kadar yaklamlar d. Ama fenerin Charlie'ye ynelince ilerinden birinin, "Aman Tanrm," dediini duydum. teki de gsm yoklayarak, "Cann yanyor mu?" diye sor du, bana. Hibir ey anlamadan baktm yzne. Sonra, fener nn karnmda yapt daireye baknca anladm. Charlie'nin gsnden stme bulaan sadece su deildi. Onun kanyla kaplanmtm. imdi grevlilerin her ikisi de Charlie'nin bana km, onu kaldrmaya alyorlard. nc biri daha gelip beni gtrmeye alt ama Charlie'nin yannda kalabilmek iin onu itekledim. Ya318

4'n Kural vaa iimin gemekte olduunu hissediyordum. Scak ve karanlk ortamda gereklik duygumu yitirmekteydim. Bir ift el beni tnelin dna gtrd ve artk arkalannda baka polisler de duran iki poli si grdm. Hepsi ambulans ekibinin beni yeryzne karn izli yorlard. Son hatrladm ey, ben karanlklarn iinden st ba kan revan iinde karken orada dikilmi duran polisin yzndeki ifade oldu. lk bata benim kazadan sa salim ktm grnce rahatla mt. Sonra ifadesi deiti ve zerimdeki kann benim kanm olma dn anlaynca o rahatlk kayboldu.

159

319

4'n Kural "Charlie nerde?" "Acil serviste. Kimsenin grmesine izin vermiyorlar." Sesi giderek kesildi. Gzlerini ovaladktan sonra kapdan da r bakt. Kapnn nnden tekerlekli iskemlesinde, go-kart'a binmi bir ocuk evikliiyle yal bir kadn geiyordu. Polis, ona bakt ama glmsemedi. Seramik deli zemine, stnde DKKAT: ISLAK ZEMN yazan gen bir pano yerletirilmiti. "O iyi mi?" diye sordum. Paul gzlerini kapdan ayrmad. "Bilmiyorum. Will, onu bul duklarnda patlayan borunun tam dibinde olduunu syledi." "Will?" "Will Clay. Charlie'nin arkada." Bir elini yatan kenarnda I takta kendime geldim. Paul yanmda oturuyor ve ayldma sevin mi grnyordu. Kapnn nnde bir polis beklemekteydi. Birisi stm deitirmi ve oturunca bebek bezi gibi hrdayan kt bir gecelik giydirmiti. Trnak diplerimde kir gibi grnen kan birikin tileri vard ve havada, daha nceki hastane gemiimden hatrlad m aina bir koku seziliyordu. Dezenfekte edilmi hastalk kokusu. la kokusu. "Tom?" dedi Paul. Yzne bakabilmek iin bir dirseimin stnde doruldum ama koluma mthi bir sanc saplanmt. "Dikkat et," dedi zerime eilip. "Doktor omzundan yaralan dn syledi." imdi, kendime geldike sarglarn altndaki acy hissedebili yordum. "Orda aada ne oldu sana?" "Aptallk ettim. Tepkisel davrandm sadece. Boru patladktan soma da Charlie'nin yanna dnemedim. Btn buhar benden tarafa geliyordu. En yakn ka gittim ve polis beni alp buraya getirdi." 320 ki demire koymutu. "Seni yukar o karm." Anmsamaya altm ama tm hatrlayabildiim, tnelde fe ner klarnn glgesinde kalm birtakm siluetlerdi. "Siz bana bakmaya gelirken o Charlie'nin nbetini devral m," diye ekledi Paul. Sesinde byk bir znt vard. Her eyden kendini sorumlu tutuyordu. "Katie'yi arayp burda olduunu sylememi ister rnisin?" diye sordu. Bam hayr anlamnda salladm, nce biraz daha kendimi toplamak istiyordum. "Ben sonra ararm." Yal kadn ikinci kez kapnn nnden geiyordu ve bu sefer sol bacanda, dizinden ayak parmaklarna kadar uzanan aly gr dm. Salar dalm, paalar dizlerine kadar kvnlmt ama, gz lerinde bir parlt vard ve geerken polise sanki krd ey kemik deil de, yasaym gibi, meydan okuyan bir tebessmle bakmt. Charlie bana bir keresinde geriatrik hastalarn bazen ufak bir kaza
321

160

Blm 20
Kazadan saatler sonra Princeton Salk Merkezi'ndeki bir ya-

F:21

I a n Caldwell & Dustin Thomason ya da nemsiz bir hastalktan mutluluk duyabildiklerini anlatmt. Bir muharebeyi kaybetmi olmak, onlara asl sava hl kazanyor olduklarn gsteriyordu. Birden Charlie'nin yokluunu alglayp sarsldm, onun sesini duyamamak byk bir boluk yaratmt. "ok kan kaybetmi olmal," dedim. Paul ellerine bakt. Sessizlikte dier yatakla benimki arasnda ki perdenin hrtsn duyabiliyordum. Tam o anda odaya bir dok tor girdi. Kapdaki polis, kadn doktorun beyaz gmleine dokun mu, doktor durunca da sessizce bir eyler konumulard. "Thomas?" dedi elinde bir kskal yaz panosuyla yatam yanna gelip kalar atkt. "Evet?" "Ben Dr. Jansen." Koluma bakmak iin yatan teki yann geti. "Nasl hissediyorsun kendini?" "yiyim. Charlie nasl?" Beni hafife kprdatarak kolumu bir para oynatt. "Bilmiyo rum. Geldiinden beri youn bakmda." Henz tam anlamyla kendimde olmadm iin kadnn Char lie'yi ilk adyla tanmasnn ne anlama geldiini dnemedim. "yileecek mi?" "Bunu sylemek iin ok erken," dedi, bana bakmadan. "Ne zaman grebiliriz onu?" diye sordu Paul. "Her seferinde bir tek ey," deyip yastkla srtmn arasna el ni koyarak beni kaldrd. "Byle yapnca nasl?" "yi." "Ya byle?" ki parmayla kprck kemiimin stne bastryordu. "yi." 322

4 'n Kural Srtm, dirseimi, bileimi ve bam da muayene etti. Stetoskopla yapaca muayeneleri de bitirdikten sonra nihayet oturdu. 1 )oktorlar srekli doru bileimleri arayan kumarbazlar, hastalar ise kumar makineleri gibiydi: kollarn yeterince evirin ve bir hamle de birikmi tm paray aln. "Daha kt olmad iin anslsn," dedi. "Knk yok ama yu muak doku ezilmi. Ar kesicinin etkisi geince hissedeceksin bu nu. Bir hafta boyunca gnde iki kez buz koy ve sonra bir kontrole gel tekrar bakalm." Kendine has, ter ve sabun karm doal bir kokusu vard. Ka zadan sonra evdeki ila koleksiyonunu hatrlayp reete yazmasn bekledim ama yazmad. Onun yerine, "Darda seninle konumak isteyen biri var," dedi. O kadar keyifle sylemiti ki, bir an iin koridorda bir arkada m, belki Gil yemek kulbnden dnmt veya hatta annem Ohio'dan uup gelmi sandm. Birden, beni oradan kardklanndan bu yana ne kadar zaman getii konusunda kafam kant. Ama kapda baka bir yz belirmiti, daha nce hi grmedi im biri. Baka bir kadn, ama doktor olmad gibi kesinlikle an nem de deildi. Tombul ve ksa boyluydu. Baldrlarna kadar inen siyah, bol bir etek ve mat siyah oraplar giymiti. Beyaz bluzu ve krmz ceketiyle ana bir havas vard, ama ilk aklma gelen onun niversite yneticilerinden biri olduuydu. Doktorla kadn bir an baktlar, sonra yer deitirdiler, biri yaklarken br gitti. Siyah orapl kadn yataa biraz yaklat ve Paul'e yanna gelmesi iin bir iaret yapt. Aralannda duyamadm bir konuma geti. Sonra beklenmedik bir ekilde, Paul iyi olup ol madm sorup bamla onaylamam bekledi ve kapnn yannda duran baka bir adamla birlikte yryp gitti. 323

161

Ian Caldwell & Dustin Thomason Kadn, "Memur bey," kapy arkanzdan kapatr msnz ltfen?" dedi. Adam, beni artarak ban sallad ve kapy kapatp bizi ba baa brakt. Kadn perdenin br tarafndaki yataa gz atmak iin bir an durakladktan sonra, glkle yatamn yanna geldi. "Kendini nasl hissediyorsun Tom?" Paul'n oturduu sandal yeye oturmutu, sandalye grnmyordu artk. Yanaklar sincaba benziyordu. Konuurken sanki ileri ceviz doluymu gibi grn yordu. "ok iyi deil," dedim endieyle. Sa tarafm ona dnp sar gm gstermitim. "Bir eyler ister misin?" "Hayr, teekkrler." "Olum geen ay burdayd," dedi dalgr bir halde, bir yandan ceketinin cebinde bir eyler aryordu. "Apandisit ameliyat." Gs cebinden kk, deri bir czdan kardnda tam ona kim olduunu sormak zereydim. "Tom, ben Dedektif Gwynn. Bu gn olanlara ilgili olarak seninle konumak istiyordum." Czdan ap polis kimliini gsterdi, sonra yine gs cebi ne tktrd, "Paul nerde?" "Dedektif Martin'le gryor. Sana William Stein'la ilgili baz sorular sormak istiyorum. Onun kim olduunu biliyor musun?" "Geen gece ld." "ldrld." Kelimenin stne hafife basarak sylemiti bu nu. "Oda arkadalarndan da onu tanyan var myd?" "Paul tanrd. leri Aratrmalar Enstits'nde birlikte alr 324 lard."

4 'n Kural Ceketinin cebinden bir not defteri kard. "Vincent Taft' ta nyor musun?"

162

"Ksmen," dedim ufukta daha byk bir eyler olduunu his sederek. "Bu sabah erken saatlerde onun ofisine gittin mi?" akaklarmda bir basn olumaya balamt. "Neden?" "Onunla kavga ettiniz mi?" "Kavga saylmaz." Bir eyler yazd. "Dn gece sen ve oda arkadan mzede miydiniz?" diye sor du, bir yandan da elindeki bir dosyay kartryordu. Sorudan binlerce sonu kacak gibiydi. Hatrlamaya altm. Paul, Stein'm mektuplarna dokunurken elleri kol yenlerinin iin deydi. Karanlkta kimse yzlerimizi grm olamazd. "Hayr." Dedektif dudaklarn yalad, baz kadnlar bunu dudaklarnda ruj varken bile yaparlard. Onun vcut dilini okuyamyordum. So nunda, dosyasndan bir kt karp bana uzatt. Bu Paul'le benim imzalam olduumuz mze giri formunun bir fotokopisiydi. Her girite tarih ve saat kaesi vard. "Mzenin ktphanesine nasl girdiniz?" "Paul'de giri kodu vard," dedikten sonra konumaya baladm. "Bili Stein'dan almt." "Stein'n masas bizim iin su mahallerinden biri. Orda ne aryordunuz?" "Bilmiyorum." Dedektif, bana sempatiyle bakt. "Sanrm arkadan Paul," dedi. "Seni sandndan daha ok belaya bulatryor." 325

I a n Caldwell & Dustin T h o m a s o n Duruma yasal bir ad koymasn bekledim ama byle bir ey yapmad. Onun yerine, "Gvenlik kdnda senin adn yazyor, de il mi?" dedi. Kd geri alm, havaya kaldrmt. "Dr. Taft'a sal dran da sensin." . "Ben, ona..." "Tuhaf, ama William Stein'n yardmna koan arkadan da Charlie olmutu." "Charlie tp..." "Peki Paul Harris nerdeydi o srada?" Bir an iin gerek yz grnd. Gzlerindeki perde kalkm, o yumuak, orta yal kadn kaybolmutu. "Kendini saknmaya balasan iyi edersin Tom." Bunun bir tehdit mi yoksa uyan m olduunu syleyemezdim. "Arkadan Charlie de ayn gemide," dedi. "Tabi bunu atlatabilirse." Sylediklerini hazmetmem iin bir sre bekledi. "imdi bana gerei syle." "Syledim." "Paul Harris, Dr. Taft'n konferans bitmeden salondan k mt." "Evet." "Stein'n ofisinin nerde olduunu biliyordu." "Birlikte alyorlard. Evet." "Kapsn knp mzeye girmek onun fikri miydi?" "Onda anahtar vard. Biz kapy krmadk." "Ve Stein'n masasna bakmak da onun fikriydi." Susmann daha iyi olacana karar verdim. Artk doru cevap diye bir ey yoktu. "Dr. Taft'n ofisinin nnde polisten kat Tom. Bunu neden yapsn ki?" 326

4'n Kural Ama anlayamazd ve anlamak da istemiyordu. Konunun nere ye gideceini biliyordum ama tek dnebildiim kadnn Charlie iin syledikleriydi. Tabi eer bunu atlatabilir se. "O hep A alan bir renci, Tom. Burdaki kimlii bu. Sonra Dr. Taft eser hrszln bulup karyor. Sence Taft'a bunu kim syle mitir?" Tula stne tula koyuyordu, sanki arkadalar arasna duvar rmek sadece bir inaat meselesiymi gibi. "William Stein," dedi, ona yardmc olmaktan vazgetiimi bi liyordu. "Bir dn Paul neler hissetmitir? Kim bilir ne kadar kz mtr?" Birden kap vuruldu. kimiz de daha bir ey sylemeye frsat bulamadan da ald. Baka bir memur, "Dedektif?" dedi. "Ne var?" "Darda sizinle konumak isteyen biri var." "Kim?" Adam elindeki karta bir gz att. "niversite dekan." Dedektif bir an iin oturmaya devam edecekmi gibi grnd, sonra kalkp kapya doru gitti. Ardnda gergin bir sessizlik brakmt. Belli bir sre dnme yince dorulup oturdum ve gmleimi arandm. Hastanelerden bk mtm ve bu kolla kendimi pekl idare edebilirdim. Charlie'yi grmek istiyordum; Paul'e ne sylediklerini renmek istiyordum. Ceketim askdayd ve byk bir dikkatle yataktan kalkmaya dav randm. Tam o srada kapnn kolu evrildi ve ardna kadar ald. De dektif Gwynn dnmt. 327

163

I a n Caldwell & Dustin Thomason "Gitmekte serbestsin," dedi kaba bir tavrla. "Dekann ofisi se ninle temas kuracak." Darda neler olup bittiini merak etmekten baka elimden bir ey gelmezdi. Kadn, bana kartn uzatt ve gzlerimin iine bakt. "Ama sylediklerimi dnmeni istiyorum Tom." Bam salladm. Bir eyler daha sylemek ister gibiydi ama dilini tuttu. Tek ke lime daha etmeden arkasn dnp gitti. Kap kapanrken kapy tutan baka bir el grdm ve dekann ieri girmesini bekleyerek olduum yerde kalakaldm. Fakat bu se ferki dost bir yzd. Gil gelmi ve armaanlar getirmiti. Sol elin de tam o anda ihtiyacm olan eyler vard: temiz giysiler. "yi misin?" diye sordu. "Evet. Neler oluyor?" "Will Clay, beni arad. Olanlar anlatt. Omzun nasl?" "yi. Charlie hakknda bir ey syledi mi?" "Biraz." "O iyi mi?" "Buraya getirdikleri zamankinden daha iyi." Gil'in bunu syleyi tarznda bir eyler saklyd. "Sorun ne?" dedim. "Hibir ey," dedi Gil sonunda. "Polisler seninle konutu mu?" "Evet. Paul'le de. Darda onu grdn m?" "Bekleme odasnda. Richard Curry de yannda." Yataktan dyordum. "Sahi mi? Neden?" Gil omuz silkti, hastane yemeklerini inceliyordu. "Yardm is ter misin?" "Ne iin?" "Giyinmek iin." 328

4'n Kural aka yapp yapmadn anlayamamtm. "Sanrm kendim becerebilirim." Hastane geceliinden kurtulmak iin bouurken glerek beni izledi. Hazr olur olmaz, "Hadi gidip Charlie'ye bakalm," dedim. Ama imdi o duraksyordu. "Ne var?" Yznde garip bir ifade belirmiti, ayn anda hem utanm, hem fkeli grnyordu. "Tom dn gece ikimiz de gerekten biraz ileri gittik." "Biliyorum." "Yani sen ve Paul gittikten sonra, sylememem gereken baz eyler syledim ona." Sabah oday ne kadar toplu bulduumu hatrladm. Charlie bu yzden uyumamt demek. "nemli deil," dedim. "Hadi gidip bakalm." "imdi beni grmek istemez." "Elbette ister." Gil parmayla burnunun ucuna dokundu ve sonra, "Doktorlar rahatsz edilmesini istemiyorlar zaten. Ben sonra yine gelirim," dedi. Cebinden anahtarlann karmt ve gzlerinde bir hzn var d. Sonunda kapnn kolunu tuttu. "Bir eye ihtiyacn olursa Ivy'den ara beni," dedi ve kap ses sizce kayarak alrken o da koridora admn att. Kapdaki memur gitmiti, tekerlekli sandalyedeki kadn bile grnmyordu ortalkta. Birisi sar gen panoyu da kaldrmt. Gil'in dnp bakmasn bekledim ama bakmad. Ben baka bir ey syleyemeden keden dnm ve gitmiti.

164

329

lan Cakhvell & Dustin Thomason


Charlie bir keresinde bana, salgn hastalklarn geen yzyl larda insan ilikilerini nasl etkilediini, enfeksiyon kapma korku suyla anne babalarla ocuklarn bile ayn masa etrafnda oturmaya korkar hale geldiklerini ve tm insani yaklamlarn rmeye ba ladn anlatmt. Dalara kaan insanlara hak vererek, kendi ba sna kalrsan hastalanmazsn, demitim. Bu lafm zerine Charlie yzme bakm ve birka kelimeyle doktorluk lehine o zamana ka dar duyduum en gzel yorumu yapmt, sannm bunu ayn za manda arkadalk kavramna da uyarlyordu. Belki hastalanmazsn, demiti, ama bu yolla iyileemezsin de. Gil'in gidiini izlerken hissettiim ey -bu bana Charlie'nin sylediklerini dndrtmt- bekleme odasna yrrken ve Paul' orada tek bana oturur bulduumda hissettiim eyle aynyd: u anda ve daha kts geldiinde her birimiz yalnzdk artk bu ko nuda. Paul orada tek bana, beyaz plastik koltuklardan birine otur mu, gzleri yere dikili, garip bir grnt oluturuyordu. Derin d ncelere dald zaman hep byle otururdu; ban ne eer, iki eli nin parmaklarn ensesinde birletirir, dirseklerini de dizlerine da yard. Uyanp onu bylece masasnn banda, parmaklar arasnda bir kalem, defterini aydnlatan eski masa lambas ak bulduum pek ok gece hatrlyordum. Bunlar dnnce iimden ilk gelen ona gnlkte ne bulmu olduunu sormak oldu. Olup biten onca eyden sonra bile bilmek is tiyordum; yardm etmek istiyordum; ona eski ortaklmz hatrlatp kendini yalnz hissetmesini nlemek istiyordum. Ama onu yle ne bklm, bir fikir stnde kendisiyle arpr durumda grnce bir eyi daha iyi anladm. Ben braktktan sonra tezi iin nasl kle gibi altn, ka sabah kahvaltya kpkrmz gzlerle geldiini, ka gece ona WaWa'dan fincan fincan stsz kahve tadmz hatrla330

4 'n Kural mam gerekirdi. Eer biri Colonna'nn kitab iin yapt fedakrlk lar sayabilse, bir mahkmun duvarda yapt entikler gibi her biri ne bir say verebilse, benim dktm ter onunkilerin yannda cce gibi kalrd. Aylar nce bana ortaklk teklif etmi, bense reddetmi tim. imdi ona sunabileceim tek ey, elik etmek olabilirdi ancak. Yavaa, "Hey," diye seslendim ona doru giderken. "Tom..." Ayaa kalkmt. Gzleri kan anana dnm durumdayd. "yi misin?" diye sordum. Bir koluyla yzn ovuturdu. "Evet. Senden ne haber?" "Ben iyiyim." Koluma bakt. "yileecek," dedim. Daha ona Gil'den sz etme frsat bulamadan kei sakall gen bir doktor girdi bekleme odasna. "Charlie iyi mi?" dedi Paul hemen. Doktora bakarken karmda sanki bir hayalet duruyor sandm. Kendimi bir trenin altnda kalm gibi hissettim. Kazadan sonra re habilitasyon iin yattm hastanenin duvarlanyla ayn renk, ak ye il kyafetler giymiti. Limonla ezilmi zeytin gibi, keskin grnm l bir renkti. Fizyoterapist, bana aa bakmamam sylemiti, srek li olarak bacamdaki ivilere bakmaktan vazgemezsem tekrar y rmeyi asla renemeyecektim. leri bak, demiti kadn. Daima ile ri. Ben de bylece duvarlarn yeiline bakmaya balamtm. "Durumu istikrarl," dedi yeilli doktor. stikrarl, diye dndm. Bir doktor ifadesi. Bacamdaki ka namay durdurmalarndan sonraki ikinci gn benim durumum da is tikrarl olmutu. Bu sadece eskisinden daha yava ldm ifade ediyordu. 331

165

l a n Caldvvell & Dustin Thomason "Onu grebilir miyiz?" diye sordu Paul. "Hayr," dedi adam. "Charlie'nin bilinci henz almad." Paul duraklad, sanki bilinci almad ve istikrarl ifadeleri bir arada kullanlnca zel bir anlam ifade ediyordu. "Peki iyileecek mi?" Doktor kibar ama kesin bir ifadeyle bakt ve, "Sanrm en k t ksm geride kald," dedi. Paul, adama belli belirsiz glmseyip teekkr etti. Paul'e bu nun aslnda ne anlama geldiini sylemedim. Acil servistekiler el lerini ykayp yerleri siliyorlar, bir sonraki ambulansn getirecekle rine hazrlk yapyorlard. Doktorlar iin en kt ksm geride kal mt. Charlie iin ise daha yeni balyordu. "Tann'ya kr," dedi Paul, kendi kendine konuur gibi. Ona bakp yznde beliren rahatlama ifadesini grnce bir e yi anladm. Aada olanlar yznden Charlie'nin leceine hi inanmamtm. Onun lebileceine hi inanmyordum zaten. Ben k ilemlerimi halletmeye alrken Paul, Taft'n ofi sinde bana sylediklerinin zalimce olduu ile ilgili bir iki ey mrl danmak dnda hi konumad. Aslnda, imzalanacak bir iki form ve niversite kimliini gstermek dnda yapacak pek fazla ilem de yoktu. Aryan elimle adm yazabilmek iin bouurken, deka nn buradaki ilemleri de halletmi olduunu hissettim. Onun de dektiflere bizi brakmalar iin ne anlatm olabileceini merak et tim bir yandan da. Sonra Gil'in bana sylediklerini hatrladm. "Curry burdaym?" "Sen gelmeden az nce kt. yi grnmyordu." "Nasl yani?" "stnde hl dn geceki takm vard." 332 "Bill'i duymu mu?"

4 'n Kural

166

"Evet. Sanki eyi dnm gibiydi..." Paul dncelerinin devam etmesine izin vermedi. "Bana, 'Birbirimizi anlyoruz, evlat,' dedi." "Ne demekmi bu?" "Bilmiyorum. Sanrm beni balyordu." "Balamak m?" "Merak etmememi syledi. Her ey yoluna girecekmi." Kk dilimi yutmutum. "Senin bunu yapacan nasl d nebilir? Sen ne dedin?" "Ben yapmadm dedim." Paul duraksad. "Baka ne syleye ceimi bilmiyordum, o yzden bulduum eyi syledim." "Gnlkte bulduun mu?" "Tek dnebildiim ey o oldu. ok heyecanl ve fkeli g rnyordu. Uyuyamadn, ok endielendiini syledi." "Niin endielenmi?" "Beni merak etmi." "Bak," dedim, nk sesinde Cuny'nin onu nasl etkilemi ol duunu gsteren bir tn duymaya balamtm. "O ne dediini bil miyor." '"Eer ne yapacan nceden bilseydim, baka trl hareket ederdim.' Bana son syledii bu oldu." Cuny'nin canna okumak istedim, ama kendime, bu laflan eden adamn Paul iin baba kavramna en yakn kii olduunu ha trlatmam gerekiyordu. Konuyu deitirip, "Dedektif sana ne dedi?" diye sordu. "Beni korkutmaya alt." "O da Richard gibi mi dnyor?" "Evet. Sana bunu itiraf ettirmeye altlar m?" 333

I a n Caldwell & Dustin Thomason "Onlar soramadan dekan geldi yanmza ve bana sorulara ya nt vermememi syledi.". "Ne yapacaksn?" "Dekann sylediine gre bir avukat bulmam gerekiyormu." Bunu sanki tek boynuzlu bir at bulmak daha kolaym gibi sylemiti. "Bir eyler ayarlayacaz," dedim. Ktlarla iimi bitirince dar ktk. Giriin yaknlarnda bir polis memuru duruyordu, ona doru yrrken gzleriyle bizi takip etti. Binadan kar kmaz so uk bir rzgr stmze hcum etmiti. Kampusa doru kendi bamza yrmeye baladk. Caddeler botu, aydnlk bir hava yoktu. O anda bir bisikletli kt ortaya, bir pizzacnn kuryesiydi. Ardnda kokular ve dumanlardan oluan bir iz brakarak gidiyordu. Rzgnn yeniden delice esip yerdeki karla r toz gibi savurmasyla midem guruldad; bu, tekrar yaayanlarn arasna dnm olmann bir iaretiydi. Nassau Caddesi'ne yaklarken Paul, "Benimle ktphaneye gel," dedi. "Sana bir ey gstermek istiyorum." Yaya geitinde durdu. Beyaz bir baheden sonraki bina Nassau Binas'yd. Pantolon paalarnn uutuunu, nk onlar tuttur madn dndm. "Ne gstereceksin?" Paul elleri cebinde, ba ne eik, rzgrla bouarak yryor du. Arkamza bakmadan FitzRandolph Kaps 'n getik. Efsaneye gre, bu kapdan kampusa istediiniz kadar ok girebilirdiniz, ama bir kez bile o kapdan bu tarafa karsanz asla mezun olamazdnz. "Vincent, bana arkadalara asla gvenmememi sylemiti," dedi Paul. "Arkadalar kaypak olurlar demiti.' 334

4'n Kural

167

Kardan kk bir grubu gezdiren bir tur rehberi geliyordu. Noel ilahisi syleyerek gezen gruplara benziyorlard. Rehber, Nassau Binas'mn yaplmas iin gereken araziyi Nathaniel FitzRandolph balad, diye anlatyordu. Kendisi, imdi Holder Bahesi'nin bu lunduu yerde gml. "Boru patladnda ne yapacam bilemedim. Charlie'nin t nele sadece beni bulmak iin girdiini alglayamadm." Bu arada East Pyne' gemi, ktphaneye doru gidiyorduk. Uzaktan eski mnazara gruplannn mermer salonlar grnyordu. James Madison'n kulb olan Whig ve Aaron Burr'un kulb Cliosophic. Tur rehberinin sesi rzgrla bize kadar tanyordu ve gide rek kendimi burada bir ziyareti gibi hissetmeye balamtm. San ki Princeton'a gelmi olduum ilk gnden beri, tpk Holder'n altn da dolandmz gibi, etraf mezarlarla evrili karanlk bir tnelde bir turist gibi dolanyordum. "Sonra senin de onun peinden gittiini duydum. Orda olanla ra aldrmamtn. Sadece onun bana bir ey geldiini biliyordun." Paul ilk kez ban kaldmp yzme bakt. "Yardm istediini duyabiliyor ama hibir ey gremiyordum. Kprdayamayacak kadar korkmutum. Tek dnebildiim, ne tr bir arkada olduumdu. Ben kaypak bir arkadatm." "Paul," dedim, lafn keserek. "Bunu yapmak zorunda deilsin." Bir manastra benzeyen East Pyne'n avlusuna gelmitik, orta daki st ak alana karlar dyordu. Beklenmedik bir biimde, duvarlardaki bir glge gibi babam belirmiti gzmn nnde, n k onun daha ben domadan nce bu yollarda yrdn ve ayn binalar grdn kavramtm aniden. Farknda bile olmadan onun ayak izlerine basyordum, nk ikimiz de bu yerde en kk bir iz bile yaratmamtk. 335

I a n Caldwell & Dustin Thomason


Paul, benim durduumu grnce dnd ve bir an iin bu ta duvarlar arasnda yaayan tek canllar olarak durduk. "Evet zorundaym," dedi bana bakp. "nk sana gnlkte ne bulduumu syleyince dier her ey nemsiz kald. Aslnda di er her ey nemsiz deildi." " B a n a sadece umduumuz kadar byk bir ey olup olmad n syle." nk eer yleyse, en azndan babamn duvardaki glgesi uzun bir glge olacakt. Fizyoterapistin ileri bak szckleri kulaklarmda nlyordu. Daima ileri. Ama u anda da o zamanki gibi duvarlarla evriliydim. "Evet," dedi Paul, ne demek istediimi kesin olarak biliyordu. "yle." Gzlerinde bu iki kelimeye anlam katan bir kvlcm vard ve artk ben de, tam bulmay umduum trde bir duygu selinin etkisiy le uuyordum yeniden. Sanki babam beklenmedik bir biimde ar bir hastalktan kurtulmu, sanki geri dnm ve tek bir okla iyile mi gibiydi. Paul"n bana sylemek zere olduu eyi bilmiyordum ama bunun umduumdan da byk bir ey olmas fikri bile, onun benim bildiimden daha uzun sredir kayp olduu duygusuna kaplmama yetmiti. Benim tekrar ileriye bakmam ve nmde duvarn tesin de gerekten bir ey grebilmemi salamt. Bana umut vermiti. Firestone'a doru giderken Carrie Shaw"a rastladk. Geen yl ngilizce dersinden tandm nc snf rencisiydi ve nmz den geerken selam verdi. Katie ile tanmamdan haftalar nce, derste masadan karlkl bakmalarmz olmutu. O zamandan bu zamana ne kadar deiti acaba diye merak ettim. O benim ne kadar deitiimi anlam mdr, diye dndm. "Hypnerotomachia'ya gmlmem sanki bir tesadfm gibi

168

Blm

21

grnyor," dedi Paul ktphanenin dousuna doru giderken. " H e r ey son derece dolayl, son derece rastlantsal. Tpk babana da olduu gibi." "Yani McBee ile tanmas gibi mi. demek istiyorsun?" "Ve Richard'la. Birbirlerini hi tanmasalar ne olurdu acaba? Ya o dersi birlikte almam olsalard hi? Ya ben babann kitabn hi okumam olsaydm?" " u an burda duruyor olmazdk." Bunu nce bir ta zannetti ama sonra ne demek istediimi an lad. Curry. McBee ve Belladonna Belgesi olmasa Paul'le ben hi tanmayacaktk. Az nce Carrie ile olduu gibi, zaman zaman yol-

336

337

F : 22

I a n Caldwell & Dustin T h o m a s o n larmz kesiecek, merhaba diyecek ama bir yandan da birbirimizi daha nce nerede grdmz merak edecek, farkl biimlerde drt yln gemi olmasna hayflanacaktk ve geride daha bir sr aina olmadmz yz olacakt. "Bazen," dedi. "Neden Vincent'a rastlamak zorundaydm ki, diye kendime soruyorum. Neden Bill'i tanmak zorundaydm? Ne den gideceim yere varmak iin hep uzun yolu semek zorunda ka lyorum?" "Ne demek istiyorsun?" "Liman efinin ynlerinin dz bir izgi izlemediini fark ettin mi? Drt gney, on dou, iki kuzey, alt bat. Byk bir daire izi yorlar aslnda. Nerdeyse baladn noktada bitiliyorsun." Sonunda aradaki balanty grebildim: koullar da geni bir alan taramay gerektirmi, Hypnerotomachia ile yapm olduu yolculuk zaman ve mekn iinde dne dne ilerlemiti. nce baba mn zamannda Princeton'dan iki arkadala balam, New York'ta adama dnm, oradan talya'da bir baba ola ve tekrar Prin ceton'da iki arkadaa gelmiti; btn bunlar Colonna'mn acayip bulmacasn andryor, ynler kendi etraflarnda dnp ayn yere kyorlard. "Benim Hypnerotomachia zerinde almaya balamam sa layann baban olmas sana mantkl gelmiyor mu?" diye sordu Paul. O arada girie vardk ve Paul karlarn iinden ktphaneye da larken benim de gemem iin kapy tuttu. imdi kampusun eski kalbindeydik, talardan yaplm bir yerde. Yaz gnlerinde arabalar cam lan ak, radyo alarak yldrm gibi geerken, tm renciler ort ve tirtlerle dolarken, Firestone gibi binalar, apel ile Nassau Binas bir metropoldeki maaralar gibi grnrd. Ama s dp kar yama ya baladnda hibir yer bundan daha gven verici olamazd. 338

4'n Kural "Dn gece dnmeye baladm," diye Paul srdrd szn. "Francesco'nun dostlan bilmeceleri tasarlamasna yardm ettiler, ta mam m? imdi bizim arkadalarmz bunlan zmemize yardm ediyorlar. Birinciyi sen buldun. Katie ikinciyi zd. Charlie son bilmeceyi halletti. Baban Belladonna Belgesi'm kefetti. Richard gnl buldu." niversite kimliklerimizi kapdaki grevliye gsterip turnike nin nnde durduk. C katma inmek iin asansr beklerken Paul asansrn kapsndaki metal bir levhay gsterdi. zerinde daha n ce hi fark etmemi olduum bir sembol vard. "Aidine Matbaas," dedim babamn evdeki eski brosunu ha trlayarak. Colonna'mn matbaacs Aldus Manutius, nl yunus ve apa amblemini, bask tarihinin bu en nl sembollerden birini, Hypne rotomachia'dan almt. Paul bam sallad ve bunun da geldii noktann bir paras ol duunu kavradm. Srekli balad noktaya dnen bu drt yllk sarmalda, ne tarafa dnse srtnda bir el hissetmiti. Btn dnyas, hatta nemsiz ayrntlar bile, onu Colonna'mn kitabm zmeye iti yor, bu konuda yolunu ayordu. Asansrn kaplar ald ve bindik. C dmesine basmasyla, asansr aa doru hareket ederken, "Her neyse, btn gece bunlan dndm. Nasl her eyin bir daire yi tamamlar gibi grndn. Bu beni yerimden sratt," dedi. Bamzn stnde bir yerden bir ding sesi geldi ve kaplar a larak yerin onlarca metre altnda, ktphanenin en berbat manzara s gzmzn nne serildi. C katndaki tavan yksekliinde kitap raflar ylesine sk sk doldurulmutu ki, sanki stmzdeki be kat bunlara tatmay planlamlar gibiydi. Solumuzda Mikrofilm 339

169

l a n Calchvell & Dustin Thomason Hizmetleri Blm vard. Burada profesrler, lisansst renciler sk tepi bir vaziyette mikrofilm makinelerinde alrlar, kta gzlerini ksarak filmleri incelerlerdi. Paul, beni kitaplklarn oldu u blme doru ynlendirirken, parmayla tozlu kitap srtlarnda boydan boya bir izgi oluturuyordu. Beni kendi kk odasna g trdn fark etmitim. "Bu kitapta her eyin balad yere dnmesinin bir sebebi ol malyd. Balanglar Hypnerotomachia'nm anahtaryd. Her bl mn ilk harfi Fra Francesco Colonna hakkndaki akrostii oluturu yordu. Mimari terimlerin ilk harfleri ilk bilmeceyi ortaya sermiti. Francesco'nun her eyi bir ilke dayandrmas tesadf olamazd." Uzaktan, neredeyse lise dolaplar gibi yan yana skk dizil mi yeil metalik kaplar grebiliyordum. Bu kaplarn ardndaki odalar da dolaptan byk deildi. Ancak yzlerce son snf renci si, huzur iinde tezlerini yazp bitirebilmek iin kendilerini haftalar ca bu odalara kapatrd. Paul'n aylardr grmemi olduum kk odas da en uzak keye yakn bir yerdeydi. "Belki sadece yorulmaya balamtm, ama ya kesinlikle ne yaptn biliyorsa, diye dndm. Ya kitabn ikinci yarsn deif re etmek iin ta ilk bataki bilmecedeki bir eye odaklanmak gere kiyorsa? Francesco herhangi bir zm brakmayacan sylemi ti ama hibir ipucu brakmayacan sylememiti. Bir de liman e finin gnlndeki ynler vard bana yardm dokunabilecek." Kk odasnn nne geldik. Kapnn stndeki kilidin ifre sini evirmeye balad. erinin grnmemesi iin kapdaki kk dikdrtgen cama siyah bir teksir kd yaptrlmt. "Ben ynlerin fiziksel bir yeri tarif ediyor olmas gerektiini dnmtm. Stadia cinsinden llmek kaydyla bir stadyumdan gizli binaya nasl gidileceini. Hatta liman efi de ynlerin corafi 340

4 'n Kural bir anlam olduunu sanmt." Ban sallad. "Francesco gibi d nmyordum." Paul kilidi ve kapy amt. Kk oda, Ivy'deki Bakanlk Odas'mn kk bir versiyonu olarak, st ste dizilmi, sra sra ki tap doluydu. Yerlere yiyecek paketlerinin bo ambalajlar salm t. Duvarlara, her birine bir eyler karalanm not ktlar yaptnlmt. Birinde Phineus'un olu olan Belus, Phieus kral Salmydessus deil, yazyordu. Baka birinde ise Hesiod'u kontrol et: Hesperethousa m yoksa Hesperia ve Arethousa m? diyordu. nc de ise biraz daha kraker al yazlyd. Kk odaya ite kaka sokuturulmu iki sandalyeden birinin zerindeki fotokopi ynn kaldrp bir eyleri devirmeden oturma ya altm. "Bylece tekrar bilmecelere dndm," dedi. "lk bilmece ney le ilgiliydi?" "Musa. Boynuz kelimesinin Latince karl." "Doru." Kapy kapatmak iin bana srtn dnd. "Yanl bir eviri ile ilgiliydi. Filoloji, dilbilimi tarihi. Yani dil hakkndayd." Masasnn stndeki kitap ynnda bir eyler aramaya bala d. Sonunda istediini buldu: Hartt'n Rnesans Sanat Tarihi. "lk bilmecede niye anslydk?" diye sordu. "nk ben o ryay grmtm." "Hayr," dedi Michelangelo'nun Musa heykelinin olduu say fay, ortaklmz balatm olan resmi buldu. "anslydk, nk bilmece dilbilgisi ile ilgili bir eydi ve biz fiziksel bir ey aryorduk. Francesco aslnda gerek, fiziksel boynuzlarla ilgili deildi; o bir kelime, bir yanl tercme zerinde duruyordu. Biz anslydk, n k bu yanl tercme sonunda kendini fiziksel olarak gstermiti. Michelangelo, Musa'y boynuzlu olarak yontmutu ve sen de bunu 341

170

lan Cakhvell & Dustin Thomason


anmsadn. Eer ortada fiziksel bir gsterge olmasayd biz dille il gili bu yant asla bulamazdk. A m a anahtar buydu: kelimeler." " B u yzden sen de ynlerin dilbilimsel anlatmna baktn." "Kesinlikle. Kuzey, gney, dou ve bat fiziksel ipular deil di. Bunlar dilbilimsel ipularyd. Kitabn ikinci yansna baktm da hakl olduumu biliyordum. Stadia kelimesi ilk blmn ban da ortaya kyordu. Bak," dedi ve zerinde baz almalar yapm olduu kd gsterdi. Ktta cmle yazlyd: Gil ve Charlie Princeton ile Harvard arasndaki ma izlemek zere birlikte stadyuma gittiler. Tom, Paul'n lerek, gelmesini Tom seni bekliyordu. seviyorum Katie fotoraf ekerken dercesine dudaklarn neeyle g "Bu m u ? " dedim.

4'n

kural

171

"Evet bu. imdi ynleri takip et. Drt gney, on dou, iki ku zey, alt bat. De Stadio - 'Stadyumdan'. Stadyum kelimesindeki ' S ' ile bala." Masasndan bir kalem aldm ve sylediklerini yapmaya al tm, drt aa, on saa, iki yukar ve alt sola.

oynatyordu.

"Neeyle glmseyerek h a ? " dedim. "Pek doru gzkmyor, deil mi? Bunlar sadece Poliphilo'nun hikyesi gibi, konuyu datmak zere sylenmi eyler. Ama bunla r bir sraya gre dizince, yle bir ey kyor ortaya." Kd ters evirdi.

Ve sayfada S - O - L - U - T -1 - O - N(*) kelimesi olumutu. Birden kafamda bir imek aksn diye bekledim, ama hibir ey olmad.
(*) zm.

342

343

Ian Caldwell & Dustin Thomason "te 4'n Kural bu," dedi Paul. "Colonna'nn kafasnn ile yi biimini bir kez anladn m son derece basit. Metindeki drt yn. Sadece bunu tekrar tekrar uygula ve sonra kelimelerin nerde bittii ni bul." "Ama Colonna'nn kitab bu yntemle yazmas aylar srm olmal." Bayla onaylad. "in komik taraf, Hypnerotomachia'da di erlerinden daha bozuk dzenlenmi cmleler olduunu bandan beri fark ediyordum; kelimelerin tam oturmad yerler, acayip uy duruk kelimeler olduunu gryordum. Bunlara imdi anlam vere biliyorum. Francesco metni belli bir dzene uygun olarak yazmak zorundayd. Bu, neden birok farkl dil kullandn da aklyor. Eer anadilindeki kelime uymuyorsa, onun yerine Latincesini ko yuyor veya kendisi bir kelime uyduruyordu. Hatta dzende kt bir seim bile yapmt. Bak." Paul O, L ve N harflerinin bir arada kt satn gsterdi. "Gryor musun tek bir satrda ka tane ifre harfi var? Bir da ha alt bat sayarsan baka bir harf daha kacak. Drt gney, iki ku zey dzeni kendini iki kez tekrarlyor, o yzden Hypnerotomac/z/a'daki dier her satrda Francesco'nun drt farkl harfe uyan met ni bulmas gerekiyordu. Ama sistem ie yarad. Be yz yl boyun ca hi kimse ne olduunu anlayamad." Teknii gerek metne nasl uyarladn merak ederek, "Ama metindeki harfler byle baslm deil ki," dedim. "Harfler byle z gara biimi bir diyagrama oturmuyor bile. Sen gerekte kuzeyin ve ya gneyin nereye denk geldiini nasl buldun?" Ban sallad. "Bulamazsn, nk hangi harfin bir dierinin tam altna ya da stne geleceini sylemek zor. Grafik olarak de il, matematiksel olarak zmem gerekti." 344

4 'n Kural Hl merakm devam ediyordu, basitliin ve karmakln ayn fikirden nasl yaratldn anlayamamtm. "rnein, benim yazdklarm ele alalm. Burda..." Bir eyler sayd, "...her satrda on sekiz harf var deil mi? Eer dikkat eder sen, bunun 'drt gney'in daima drt satr aa gelecei anlamna geldiini grrsn, bu da orijinal balang noktasndan itibaren sa a doru yetmi iki harf demektir ayn zamanda. Ayn matematiksel yaklamla, 'iki kuzey' de sola doru otuz alt demektir. Bir kez Francesco'nun standart satr uzunluunu bilirsen, matematik yoluy la olay zersin. Bir sre sonra da harfleri baya hzl sayar hale geliyorsun zaten." Anlyordum ki, ortaklmzda Paul'n hzyla karlatrabileceim tek eyim sezgi gcm, ans, rya, frsat bileimimdi. Eit iki kii olarak almamz ona kar hakszlkt aslnda. Paul kd buruturup p sepetine att. Bir an odada etrafa baknd ve sonra bir dizi kitab benim kolumun altna, bir diziyi de kendi kolunun altna sktrd. Ar kesici hl ie yaryor olmaly d, nk omzum bu arla isyan etmemiti. "Bunu zebilmenden tr hayretler iindeyim," dedim. "Ne dedi peki?" "nce bunlar tekrar raflara yerletirmeme yardm et," diye yant verdi, "Buray tamamen boaltmak istiyorum." "Niye?" "Gvende olmak iin." "Neye kar?" Hafife glmsedi bana. "Ktphaneden ceza almamak iin diyelim mi?" 345

172

lan Galdvvell & Dustin Thomason


Odadan ktk, Paul nde ben arkada uzun, karanlk bir kori dorda yrmeye baladk. Her iki yanmzda kitap raflar sralan mt ve aralarnda ayrca geitler, kmazlara yol aan baka k mazlar vard. Ktphanenin, ok az ziyaret edildii iin klar ka pal tutulan bir kesindeydik, buraya gelenler gerekli lambay ken dileri yakyordu. "Bitirdiim zaman inanamadm," dedi. "Kodlar zerken bi le tir tir titriyordum. Bitmiti. Bunca zaman sonra bitmiti." En arkadaki raflardan birinin nnde durdu ve o an sadece y znn siluetini grebiliyordum. "Ve deerdi, Tom. Ortaya karken bile kitabn ikinci yansn da ne olduunu asla gremedim. Bill'in mektubunda ne grd mz hatrlyor musun?" "Evet." "Mektubun ou bir yalandan ibaretti. Sen bu almann be nim olduunu biliyorsun, Tom. Bill'in btn yapt birka Arapa karakteri evirmek olmutu. Baz kopyalar karp baz kitaplar gzden geirmiti. Geri kalan her eyi ben kendim yaptm." "Biliyorum," dedim. Paul bir an iin eliyle azn rtt. "Bu doru deil. Babann ve Richard'n bulduu onca ey ve senin zdn -zellikle senin- eyler olmasa baaramazdm. Her eyi kendim yapmadm. Senin braktklarn bana yol gsterdi." Paul, babamdan ve Richard Curry'den sanki bir ift aziz, Taft'n konferansndakiler gibi, bir ift ehitlermiesine sz ediyordu. Bir an iin kendimi Don Kiot'u dinleyen Sano Panza zannettim. Gr d devler aslnda yel deirmenleriydi, biliyordum ama yine de karanlkta net gren oydu, ben de gzlerinden kuku duyan kiiy346

4 'n Kural dim. Belki de bunlarn hepsi zaten hayal diye dndm: bizler ha yal dnyasna ait canllarz. Sadece devleri grebilen bir adam on lara kafa tutabilir. "Ama Bili bir konuda haklyd," dedi Paul. "Sonular tarih a lmalarndaki dier her eye glge drecek. Uzun bir sre iin." Elimden bir grup kitab alnca birden hafifledim. Arkamzdaki koridor uzaktaki bir a doru uzanmaktayd. Karanln iinde bile Paul'n nasl glmsediini grebiliyordum.

173

347

4 'n Kural ra byk yantlar vermeye hazr dnrler. Kendilerini, baka kim senin bilmedii eski dillerde eitmi olan otodidaktlar. ncil'deki dini grleri, Yunan ve Roma metinlerinden, Msr mistisizmin den, Pers elyazmalarndan aldklar, kimsenin nasl gncelletirece ini bilemedii kadar eski fikirlerle birletiren filozoflar. Kesinlikle dn vermez bir hmanizm. Bilmece yaratcl. Rithmomachia oynayan niversite profesrleri. Horapollo'yu yorumlayan evir menler. Galen'i gelitiren anatomiciler." Zihnimin gzleri nnde Santa Maria del Fiore'nin kubbesi

174

Blm 22
Dzinelerce kitab kk odadan ktphaneye, ou zaman da ait olmadklara raflara tamak iin epeyce gidip geldik. Paul sade ce kitaplardan kurtulmaya bakyormu gibi grnyordu. "Hypnerotomachia'mn baslmasndan hemen nce talya'da neler olup bittiini hatrlyor musun?" diye sordu. "Sadece Vatikan tur kitapnda yazld kadaryla." Paul kucama baka bir kitap yn ykleyip bir kez daha ka ranla dald. "Francesco'nun yaad gnlerde talya'nn entelektel yaa m tek bir kentin etrafnda dnyordu," dedi. "Roma." Ama Paul ban sallad. "Daha da kk. Princeton kadar bir yer, yani kampus kadar, ehir kadar deil." Bulduu ey yznden ne kadar keyifli olduunu, bulduu e yin onun asndan nasl annda gereklik kazanm olduunu gr yordum. "Bu kentte," dedi. "nsann ne yapacan bilemeyecei kadar ok entelektel vard. Dhiler. Matematik lgnlar. Byk sorula348

belirdi. Babam oraya, modern bilimin anas olan kent demekten holanrd. "Floransa," dedim. "Doru. Ama bu sadece balangt. Tm dier bilimlerde Av rupa'nn en byk isimleri ordayd. Mimaride Brunelleschi vard, bin yl boyunca en byk olarak kalacak katedral kubbesinin m hendislik hesaplarn yapmt. Heykeltra olarak Ghiberti vard, cennetin kaplar olarak anlacak gzellikte bir dizi rlyef yapmt. Aynca Ghiberti'nin asistan, modern heykeltraln babas olacak olan Donatello." "Ressamlar da pek fena deildi," diye hatrlattm. Paul glmsedi. "Bat sanatnn en byk yaratclk birikimi bu kk kentte toplanmt. Yeni teknikler uygulayarak, yeni pers pektif teorileri yaratarak, resmi bir zanaattan bilme ve sanata dn trdler. Alberti gibi dnyann her yerinde bir numara olarak kabul edilecek, byle en az dzine sanat vard. Ama bu kentte sade ce ikinci kmedeydiler. nk Masaccio, Boticelli, Michelangelo j.',ibi devlerle rekabet etmeleri gerekiyordu." Zihnindeki fikirler hzla dklmeye balaynca ayaklar da ka ranlk koridorda daha hzl hareket eder olmutu. 349

Ian Caldwell & Dustin Thomason "Bilim adamlar m istiyorsun?" dedi. "Leonardo da Vinci'ye 1 ne buyrulur? Politikac m? Machiavelli. airler mi? Boccaccio ve j Dante. Ve bu adamlardan birou adatlar. Btn bunlarn stn de de Mediciler. yle zengin bir aile ki, kentin rettii pek ok en telekteli ve sanaty himaye edecek gte. "Btn bunlar bir arada, ayn kk kentte, temel olarak ayn zamanlarda. Btn Bat tarihinin en muhteem kltrel kahramanlan, caddelerde birbirleriyle karlaarak, birbirlerini ilk adlanyla tan yacak lde samimi, birbirleriyle konuuyorlar, birlikte alyorlar, rekabet ediyorlar, birbirlerini tek balanna olsalar gidemeyecekleri kadar ileri gitmeye tevik ediyor, etkiliyorlar. Btn bunlarn hepsi gzelliin ve gerein ba tac edildii, nde gelen ailelerin kim en byk sanat hamisi olacak, kim en parlak dnr destekleyecek, kim en byk ktphaneye sahip olabilecek diye yart bir yerde oluyor. Dn. Hepsi. Rya gibi bir durum. Olmayacak bir ey." Kk odasna dnmtk ve sonunda oturmutu. "Sonra, on beinci yzyln son birka ylnda, Hypnerotomachia'raa yazlmasndan hemen nce, daha da artc bir ey oluyor. Btn Rnesans limlerinin bildii ama kimsenin asla kitapla ba datrmad bir ey. Francesco'nun bilmecesi, biraderlerinin yaa d yerdeki gl bir vaizden sz edip duruyor. Balantnn ne ola bileceini bir trl bulamyordum." "Ben Luther'in 1517'den sonra ktn sanyordum. Colonna ise 1490'larda yazyordu." "Luther deil," dedi. "1400'lerin sonunda, San Marco denen bir manastra katlmak zere Floransa'ya bir Dominiken keii gn derilmiti." Birden hatrladm. "Savonarola."
350

4'n Kural Byk evangelist vaiz, yzyl biterken Floransa'y harekete geiren, ne pahasna olursa olsun kentin kaderini yeniden yaratmak isteyen kii. "Kesinlikle," dedi Paul. "Savonarola keskin bir oktu... d nebilecein en keskin ok. Floransa'ya gelir gelmez de vaaz verme ye balad. nsanlara davranlarnn kt, kltr ve sanatlarnn zn dklk, hkmetlerinin ise adaletsiz olduunu sylyordu. Tann'nn onlar honutsuzlukla izlediini anlatyordu. Tvbekar olmalar ge rektiini dile getiriyordu." Bam salladm. "Bunun kulaa nasl geldiini biliyorum," diye srdrd Paul. "Ama haklyd. Bir anlamda Rnesans tanrsz bir dnemdi. Kilise yozlamt. Papa politik amalarla atanm biriydi. Prospero Co lonna, Francesco'nun amcas, sylentiye gre gut hastalndan l mt ve baz insanlar rakip bir aileden geldii iin Papa Alexander'n onu zehirlediine inanyordu. Bu tr bir dnyayd, insanlann papann katil olduundan kukuland bir dnya. Bu sadece bir balangt... onun sadist olduundan, aile ii seks yaptndan da kukulandlar, gerisini sen dn. "Bu arada, btn o sanat ve bilim stnlklerine ramen Flo ransa bir yandan da srekli karklk iindeydi. eitli hiziplerden insanlar sokak ortalarnda arpmakta, nl, nemli aileler g el de etmek iin trl entrikalar evirmekte ve kentin bir cumhuriyet olduu varsaylsa da, aslnda her eyi Medici ailesi kontrol etmek teydi. lm yaygnd, hara, zorlama daha da yaygnd, adaletsizlik ve eitsizlik bir yaam kanunuydu. Yaratm olduu btn o gzel likler dnldnde, olduka endie verici ve kark bir yerdi. "Bylece Savonarola Floransa'ya geldi ve nereye baksa ey tanla karlat. Kentlileri yaamlarn temiz bir hale sokmalan iin,
351

175

Ian Caldwell & Dustin Thomason kumar brakmalar, ncil okumaya balamalar, fakirlere yardm et meleri, alar doyunnalar iin zorlamaya balad. San Marco'da peine taklanlar olmutu. Baz nde gelen hmanistler bile onu be eniyorlard. Onun ok okuyan ve felsefeye aina biri olduunu kefetmilerdi. Savonarola yava yava ykselmeye balamt." Szn kestim. "Ben bunun kentin kontrol hl Medicilerdeyken olduunu sanyordum." Paul ban sallad. "Ailenin bir talihsizlii olarak son vris Piero aptaln biriydi. Kenti idare edemiyordu. nsanlar zgrlk nara lar atmaya balamlard, Floransa'dan kutsal bir lk ykseliyor du ve sonunda Mediciler kentten atldlar. Krk sekizinci ta basma y hatrlyor musun? Hani iki tekerlekli sava arabasndaki ocuun iki kadn dorad resmi?" "Taft'n konferansnda gsterdii." "Doru. Vincent olay daima byle yorumlar. Ceza ihanetten dolayyd diye dnr. Bunun ne anlama geldii konusundaki d ncesini de syledi mi?" "Hayr. Onu izleyicilerin zmesini istedi." "Ama resimdeki ocuu sormutur. Neden bir klc vard filan trnden bir eyler?" Taft' grntnn nnde durmu, glgesi perdeye yansm olarak gzmn nne getirebiliyordum. "Neden kadnlar orman da arabasn ekmeye zorluyor, sonra da onlar bu biimde ldrr yor?" dedim. "Vincent'n teorisine gre, Eros figrnn Piero'yu temsil edit yor olmas gerekiyor, son Medici vrisini. Piero bir ocuk gibi dav rand iin sanat da onu byle gstermi. Onun yznden Medici ler Floransa zerindeki nfuzlarn kaybedip kentten atlmlar. O yzden bu tabasmas da, onun ormana kan anlatyormu." 352

4 'n Kural "E, kadnlar kimmi?" "Floransa ve talya diyor, Vincent. ocuk gibi davranarak Pie ro ikisini de mahvetmi." "Mmknm gibi grnyor." "Bu iyi bir yorum," diye hak verdi Paul de, bir yandan eliyle masasnn altn yokluyor, bir ey aryordu. "Ama doru deil. Vin cent akrosti kuralnn anahtar olduunu kabul etmedi. O grnt lerden birincisinin nemli olduuna asla inanmad. O her eyi ancak kendi asndan grebiliyor. "nemli olan u ki, Mediciler kentten kovulduklarnda teki ileri gelen aileler toplanp Floransa'nn yeni ynetimini konutular. Tek sorun kimsenin kendisinden bakasna gvenmemesiydi. So nunda ynetimi Savonarola'nn devralmasna karar verdiler. Herke sin, ahlaknn bozulmayacandan emin olduu tek kii oydu. "Bylece Savonarola'nn poplaritesi iyice artm oldu. nsan lar onun vaazlarna yrekten inanmaya baladlar. Dkkn sahiple ri bo zamanlarnda ncil okur oldular. Kumarbazlar kartlara el sr mez oldular. ki ve kargaa azalmaya balar gibi oldu. Ama Savo narola eytann inat ettiini gryordu. Sonunda kentsel ve ruhsal geliim programn balatt." Paul masasnn altnda daha da ilerilere uzanmt. Bir bandn yerinden sklme sesiyle birlikte ortaya tek bir zarf kt. inde kendi eliyle yapm olduu bir takvim vard. Sayfalan evirirken, krmz kalemle iaretlenmi bilmediim dini bayramlar olduunu grdm -aziz gnleri, bayram gnleri- ve siyahla yazlm bir dizi de not vard okuyamadm. "1497'nin ubat'ndayd," dedi takvimde o ay gsterip. "Hypnerotomachia'nm yaynlanmasndan iki yl nce ve Paskalya'dan nce ki byk perhiz, yani Lent yaklarken. imdi, gelenek yleydi: Lent 353
F : 23

176

l a n Caldwell & Dustin Thomason bir oru tutma ve kendini inkr dnemiydi, o balamadan nceki gnlerde de byk bir kutlama, festival olurdu, ki bylece insanlar byk perhiz balamadan doya doya elenebilsinler. Tpk bugnk gibi, bu dneme Karnaval denirdi. Byk perhizin 40 gnlk sre si daima Paskalya'dan nceki ilk aramba balad iin de, Kar naval daima bir gn nce, yani Katoliklerin byk perhizinden n ceki sal gn sona ererdi." Anlattklarnn baz ksmlar tandk geliyordu. Benden vaz gemesinden nce ya da benim ondan vazgememden nce, babam anlatm olmalyd bunlarn bir ksmn. Veya belki de pazar sabah larm kendi keyfime gre geirmeye balayacak kadar bymeden nce kilisede rendiim birka eyi artryorlard. Paul ortaya baka bir diyagram kard. Balk ksmnda FLO RANSA, 1500 yazyordu. "Floransa'da Karnaval dnemi byk bir kargaa, sarholuk, datma dnemiydi. Gen serseriler yollara bariyerler kurar ve in sanlardan zorla gei creti alrlard. Sonra o paralar ikiye ve ku mara harcarlard." izimin orta ksmndaki byk bo bir alan gsterdi. "Hepsi tamamen kafay bulunca, kentin ortasndaki meydanda ateler yakarak kamp kurarlar ve geceyi her grubun dierlerine ta lar frlatt byk bir curcuna ile tamamlarlard. Bu yzden her yl bir sr insan yaralanr, hatta lrd. "Elbette Savonarola Karnaval aleyhine konuan en gl kiiy di. Onun gznde bu, Floransallar Hristiyanla kar bir meydan okumaya ayartan bir olayd. Kentin yozlamasna neden olan, dier lerinden daha etkin bir g gryordu bunun ardnda. Bu g, insan lara pagan glerinin ncil'le rekabet edebileceim, bilgelik ve gzel lie, Hristiyanlkla ilgisi olmadan tapnlmas gerektiini retiyor354

4 'n Kural du. nsanlann, yaamn dnyevi bilgi ve tatmin aramak iin olduu na inanmalarn salyor, onlar tek nemli meseleden; ruhun kurtulu undan uzaklatmyordu. Bu g hmanizmdi. Bu gcn en byk sa vunucular da kentin ileri gelen entelektelleri, yani hmanistlerdi. "te bunu saptaynca Savonarola, muhtemelen tarihe geecek en nemli fikrini gelitirdi. Karnaval'n son gn, yani byk per hizin balangc olan sal gn byk bir olay sahnelemeye karar verdi; yle bir ey ki, kentin ilerleme ve transformasyonunu gste recek, ama ayn zamanda da Floransallara gnahkrlklarn hatr latacakt. Gen haydutlarn kentte dolanmalarna izin verdi ama bu kez onlara bir ama belirlemiti. Onlardan her komuda grdkleri tm Hristiyanlk d objeleri toplamalarn ve kent meydanna ge tirmelerini istemiti. Sonra o objelerden dev gibi bir piramit yaptrt t. O gn, yani byk perhizin balad sal gn, sokak serserileri her zamanki gibi yanan atelerin etrafnda oturmu, birbirlerine ta lar frlatarak dalarken Savonarola da onlara baka eit bir ate ha zrlamakla meguld." Paul elindeki haritaya bir baktktan sonra gzlerim bana dikti. "enlik Atei," dedim. "Doru. Serseriler arabalar dolusu eya tayorlard. Oyun kartlar ve zarlar. Satran tahtalar. Gz farlar, rujlar, parfmler, sa fileleri, mcevherler. Karnaval maskeleri ve kostmleri. Ama hep sinden nemlisi pagan kitaplar. Yunan ve Romal yazarlarn elyazmalar. Klasik heykeller ve resimler." Paul izimini tekrar zarfna koydu. Sesi ciddi ve kasvetliydi. "Byk perhizin balad sal, yani 7 ubat 1497'de kentin hali grlecek eydi. Kaytlara gre oluan piramidin ykseklii yirmi metreyi, taban evresi 80 metreyi buluyordu. Her ey alevle rin iinde yok oldu. 355

177

I a n Galdwell & D u s t i n T h o m a s o n

4 'n Kural ne ya da servetine neye mal olaca umurunda bile deildi. Mermer bstler, Botticelli tablolar, yzlerce paha biilmez nesne. Hepsin den nemlisi de kitaplar. Nadir, ei bulunmaz kitaplar. Entelektel adan Savonarola'nn durduu yerin tam kar ucunda duruyordu. Ona gre, dnyadaki en byk vahet sanata kar, bilgiye kar oland. "1497 yaznda, Francesco, Savonarola ile grmek zere Floransa'ya geldi. Bakalarnn Savonarola'da hayran olduu her ey -kutsiyeti, ruhun kurtuluundan baka hibir eyi dnmeme yeti si- Francesco'da en derin nefreti ve korkulan yaratyordu. Savona rola'nn neler yapabileceini gryordu: antik Roma'nn dmesin den sonra klasik retinin ilk kez yeniden diriliinin rnleri olan en byk sanat eserlerini yok ediyordu. Sanatn lmn, bilginin lmn, klasik ruhun lmn gryordu. Ve hmanizmin lm n: snrlar ortadan kaldrarak, dncenin tam bir zgrle ka vuturulmasyla olabilecekleri grme ansnn lmn." "Kitabn ikinci ksmnda bunlan m yazm?" Paul yine ban sallad. "Francesco orda her eyi yazm, gel mesinden ok korktuu ve birinci ksmda syledii her eyi. Floransa'da neler grdn ve nelerden korktuunu. Savonarola'nn etkisi giderek artyordu. yle ki, bir biimde Fransa kralnn kendi sine kulak vermesini de salamt. Almanya ve talya'da hayranlan olumutu. Francesco'nun yazdna gre, bu art gznle gre bilirdin. Giderek, Hristiyanlk alemindeki tm lkelerde Savonaro la'nn ardnda kalabalk destekiler olduuna daha fazla ikna olu yordu. Bu vaiz, diye yazm, yeni bir Hristiyanlk ruhunun sadece balangc. Btn talya'y beyhude yere enlik atelerine salacak daha birok fanatik vaiz yetiiyor. Avrupa'nn dini bir devrimin ei inde olduunu sylyor. Reform yaklamn dndnde hakl 357

178

"enlik atei, Rnesans tarihinin unutulmaz anlarndan biri olarak kayda geti," duraklad, benim arkamdan duvara asl kt lara bakyordu. Havalandrmadan gelen hava ktlan uuturuyor du. "Savonarola mehur olmutu. ok gemeden btn talya'da ve baka yerlerde ad duyuldu. Hem hayranlar vard, hem de ondan nefret edenler. Michelangelo, ondan bylenmiti. Machiavelli onun bir sahtekr olduunu dnyordu. Ama herkes bir fikirde birlei yor ve onun gcn teslim ediyordu. Herkes." Beni nereye gtrdn grebiliyordum. "Francesco Colon na dahil," dedim. "Ve ite bu noktada Hypnerotomachia sahneye kyor." "Yani o bir manifesto mu?" "Baz bakmlardan. Francesco, Savonarola'ya kafa tutamazd. Ona gre, Savonarola fanatizmin en kt biimini, Hristiyanlkta yanl olan her eyi temsil ediyordu. Ykc biriydi. ntikam hrsy la doluydu. nsanlann Tann'nn onlara bahetmi olduu yetenekle ri kullanmasna izin vermiyordu. Francesco bir hmanist, bir antiki te yd. O ve kuzenleri genliklerinde ok byk retmenler nezaretinde antik alara ait dzyaz ve iirler zerine almlar d. Otuz yama geldiinde Roma'daki en nemli elyazmalar kolek siyonlarndan birini oluturmu durumdayd. "lk enlik ateinden ok nceleri eitli sanat eserleri ve ki taplar toplamaya balamt. Floransal tacirlerden bulabildikleri her eyi satn alp gemiyle Roma'ya, ailesine ait bir malikneye yolla malarn istemiti. Bu durum Francesco ile ailesi arasnda byk bir atma kmasna yol amt, nk parasn Floransa vr zvrlan iin arar ettiini dnyorlard. Ama Savonarola g kazan dka, Francesco da daha azimle abalyordu: dumanlar iinde yk selen piramidi dnmeye dayanamyordu ve yaptklarnn kendisi356

lan Caldvvell & Dustin Thomason


olduunu anlyorsun. Savonarola olanlan gremedi ama senin dedi in gibi, birka yl sonra Luther olaylan harekete geirdiinde Savonarola'y bir kahraman olarak anacakt." "Demek Colonna btn bunlarn gelmekte olduunu grm." "Evet. Savonarola ile bizzat grtkten sonra Francesco ke sin bir tavr alm. Roma'da veya Bat'da herhangi bir yerde bulu nan az sayda ilikisini kullanarak, bu konuda yaplabilecek ne var sa yapmaya karar vermi. Gvendii dostlarndan oluan kk bir haberleme an kullanarak daha da fazla sanat eseri ve nadir el yazmas toplamaya balam. Pek ok hmanist ve ressamla iletiim kurup toparlayabildii kadar ok sayda hazineyi, insanln olu turduu bilgi ve beceriyi bir araya getirmeye alm. Manastrlar daki barahiplere, ktphanecilere, soylulara, iadamlanna rvet ler datm. Tccarlar onun adna, Avrupa ktasnn drtbir yann daki kentlere dalm. Eski retinin hl muhafaza edildii Bi zans mparatorluu kalntlarna gitmiler. Arapa metinlere ula mak iin kfirlerin diyarlanna gitmiler. Almanya, Fransa ve Kuzey lkelerinin manastrlarn dolamlar. Btn bu zaman zarfnda da Francesco kimliini bir sr olarak saklayp en yakn dostlar ve h manist biraderleri tarafndan korunmu. Btn bu hazinelerle ne yapmaya niyetlendiini sadece onlar bilmekteymi." Birden liman efinin gnln hatrladm. Cenevizli, byle kk bir gemiyle, o mehul limandan ne tr bir yk alnp tana bileceini merak ediyordu. Francesco Colonna gibi soylu bir ada mn bu ykle neden bu kadar ilgilendiini de zememiti. "Bayaptlar bulmutu," diye srdrd konumasn Paul. "Yzlerce yldr kimsenin grmedii almalar. Var olduunu bile kimsenin bilmedii imzalar. Aristoteles'in Eudemus', Protrepticus'u ve Gryllus'u. Michelangelo tarafndan yaplm Yunan ve Ro358

179
4 'n Kural ma sanat taklitleri. Msr'da Musa'dan nceki peygamber Hermes Trismegistus'a ait krk iki ciltlik eserin tamam. Sophocles'ten otuz sekiz oyun, Euripides'den on iki oyun, Aeschylus'tan yirmi oyun. Bunlarn hepsi de bugn kayp kabul ediliyor. Tek bir Alman manastnnda keiler tarafndan yzyllardr gizlenen Parmenides, Empedocles ve Democritus'a ait felsefe almalan bulmutu. Adriyatik'e giden casuslarndan biri eski dnem ressam Apelles'e ait eserler kefetmiti -skender'in portresi, Afrodit Anadyomene ve Protogenes'ten dizeler- ve Francesco, sahte kma ihtimalleri olsa da ada ma hepsini satn almasn syleyecek kadar heyecanlanmt. Konstantinopol'deki bir ktphane ona Chaldaean Kehanetleri'm sat mt kk bir domuz arlnda gm karl ve Francesco bu nu iyi bir pazarlk saymt, nk kehanetlerin yazan olan Pers Zo roaster, Hermes Trismegistus'tan nce bilinen yegne khin ve pey gamberdi. Francesco'nun listesinde, sanki nemsiz eylermi gibi, Tacitus'tan yedi blm ve Livy'den bir kitap grnyordu son ola rak. Yanm dzine Botticelli almasn ise neredeyse unutmutu." Paul btn bunlan hayal ederek kafasn sallad. "ki yldan daha ksa bir sre iinde Francesco Colonna Rnesans dnyasnn en byk ktphanelerinden birini oluturmutu toparlad onca sanat ve edebiyat aheseriyle. ki tane denizciyi de gizli muhitine al mt gemilerini kullanmalan ve yklerini tamalan iin. Aynca Roma Akademisi'nin gvenilir yelerinin oullann da Avrupa yollannda ilerleyen kervanlann korumalan iin tutmutu. Hyanetin den kuku duyduu adamlan snyor, her hareketlerini kontrol ede rek kendisini ve yaptklarn gvence altnda tutmaya alyordu. Francesco sadece bir avu seilmi insana gvenebileceini biliyor du ve srnn ne pahasna olursa olsun korumak niyetindeydi." 359

Ian Galdwell & Dustin Thomason Babamla birlikte tm gcmzle yakaladmz eyin nemi ni imdi daha iyi anlamtm: Colonna ile yardmclan arasndaki iletiim anda oluabilecek tek bir kayp tehlikesi, tek amac soylu adamn srrn korumak olan bir ebeke. "Belki snad sadece Rodrigo ve Donato deildi," dedim. "Belki baka belladonna mektuplan da vard." "Muhtemelen," dedi. "Francesco yapt ii tamamlar tamam lamaz da her eyi kimsenin bakmay aklndan bile geirmeyecei, kendisine ait bir yere koydu. Hazinelerinin dmanlarna kar g vende olduunu syledii bir yere." Bunu o sylemeden de biliyordum. "Bir giriimde bulunaca bahanesiyle ailesinin ileri gelenle rinden, Roma dnda muazzam byklkteki arazilere girebilme izni ald. Ancak orda, atalarnn avlanma yeri olan ormann tam or tasnda, yer stne bir bina ina etmek yerine yeraltndaki gizli ya psn tasarlad. Dev bir yeralt mezar. Bunun yerini de adamlarn dan sadece bei biliyordu. "Sonra, 1498 yl yaklarken, Francesco can alc bir karar verdi. Floransa'da Savonarola her zamankinden daha da ok sevilmekteymi gibi grnyordu. Bu kez byk perhizin balad sal geen senekinden daha da byk bir ate yakacan ilan etmiti. Francesco bu konumann bir blmn Hypnerotomachia'ya da alm. Btn talya'nn bu yeni tr din lgnl ile ayaa kalkm durumda olduunu anlatyor ve hazineleri iin korktuunu belirti yor. Kendisi nerdeyse btn servetini bitirdii ve Savonarola da Ba t Avrupa'nn zihnine yerlemi olduu iin, mallarn nakletmesi nin ve saklamasnn artk daha da zorlatn sylyor. O yzden toparlad her eyi bir araya getirecek, gizli mezarna yerletirecek ve almayacak biimde mhrleyecekti." 360

4'n Kural Yava yava ikinci mesajn en tuhaf ayrntlan bir anlam ka zanmaya balamt kafamda. Colonna, benim gizli mezarm, diye yazmt, amac asndan ei bulunmaz, hibir eyin nfuz edeme yecei ama btn sularn da stnde bir yerdir. Aksi halde hazine lerinin yerin altnda ryeceini bildii iin mezar su geirmez yapmt. "Buna atein yaklmasna birka gn kala karar vermiti," di ye devam etti Paul. "Floransa'ya bir yolculuk daha yapacakt. San Marco'ya gidecekti. Davasn korumak adna son bir atlmda bulun mak zere Savoranola'nm karsna kacakt. Francesco, adamn renme akn, geree ve gzellie duyduu saygy kullanarak, onu son kalan deerli nesneleri atee atmamaya ikna edecekti. Vaizin hmanistlerin kutsal sayd eyleri mahvetmesini nleyecekti. "Ama Francesco realist bir adamd. Savonarola'nn vaazlann duyduktan sonra, adamn ne kadar galeyana gelmi, atein adaleti ne ne kadar inanm olduunu da biliyordu. Savonarola, ona katl mad takdirde Francesco tek bir ans olduunu da biliyordu. Flo ransa'ya bu peygamberin aslnda ne kadar barbar olduunu gster meliydi. Atein olduu yere gidecek ve piramitteki nesneleri kendi si uzaklatracakt ordan. Eer Savonarola yine de atei yakmaya kalkarsa Francesco da, tm kentin gz nnde o atete yanarak e hit olacakt. Floransa'nn ve Floransa ile birlikte Avrupa'nn geri kalannn, fanatizmden ancak bu yolla vazgeeceini sylyordu." Yan yanya kendimle konuur gibi, "Bu ama uruna lmeyi istiyormu," dedim. "Bu ama uruna ldrmeyi istiyordu," dedi Paul. "Francesco'nun kardelik birliinden be yakn hmanist dostu vard. Bun lardan biri mimar Terragni'ydi. kisi gerekten kardetiler, yani Matteo ve Cesare. Son iki kii de Rodrigo ile Donato'ydu ve ona 361

180

Ian Caldwell & Dustin Thomason


ihanet ettikleri iin ldler. nand eyi korumak uruna her eyi yapabilirdi." Bir an kk odann iine kesien zaman dilimlerine asl me lekler dolmu gibi geldi. Yine babam grdm, ofisinde eski dakti losunun bana oturmu Belladonna Belgesi"nin msveddelerini ya zyordu. Mektubun ne anlama geldiini kesinlikle biliyordu, sadece balamn bilmiyordu. imdi Paul, onun yerini bulmutu. Her ne kadar ani bir tatmin duygusuna kavumu olsam da, Paul yksne devam ettike giderek artan bir hzn kaplyordu iimi. Francesco Colonna hakknda, kendi dostlarna bile gvenemeyen bu mitsiz adam hakknda daha ok ey rendike, Paul', onun da Colonna'yla ayn biimde kendini Hypnerotomachia,ya kle ediini, za mann iki ucunda yazarn ve okurun ayn tehlikeye maruz kaln daha ok dnyordum. Vincent Taft, dostlarn kaypak olduklann syleyerek Paul' bize kar zehirlemeye alm olabilirdi, ama Paul'n bu kitap iin yapm olduklann grdke -o bu kitabn ii ne gml olarak, benim sadece birka ay geirdiim biimde yl larca yaamt- daha iyi anlyordum. Onun bu dnyadan gelmi gemi adamlar arasnda en ok kukuland kii Francesco Colon na olmutu. "Francesco, Floransa'ya gitmesinden nceki aylarda," dedi Paul. "Drt drtlk olduunu dnd bir nlem almt. Bir ki tap yazmaya karar vermiti. Gizli mezarn yerini ifa edecek, ama sadece bir bilim adamna -ilim irfandan uzak birine veya daha da nemlisi bir fanatie deil- ifa edecek bir kitap. Gerek bir bilgi dnda -Savonarola'dan en az Francesco kadar korkacak ve hazinelerin yaklmasna asla izin vermeyecek biri dnda- hi kim senin bu kitab zemeyeceine ikna olmutu. Hmanizmin tekrar galip gelecei, koleksiyonunun emniyette olaca gnlerin hayalini kuruyordu. "Bylece kitabn bitirdi ve Tenagni'den kitab isimsiz olarak kurye ile Aldus'a gndermesini istedi. Kitabn hamisi gibi davrana rak Aldus'u kitab gizli tutmas iin sktracakt. Kendini yazar olarak tanmlamayaca iin de kimse kitapta ne olduundan kuku duymayacakt. "Sonra, Karnaval yaklarken, Francesco Roma Akademisi ekibinden kalan son kiiyi, yani miman ve iki kardei de yanna katp Floransa'ya gitti. Bunlar dava adamlanyd ama Francesco g362 363

181

Blm 23

Ian Caldwell & Dustin Thomason revlerinin ne denli g olduunu da biliyordu, o yzden hepsinden eer gerekirse Piazza della Signoria'da, meydanda lmek zere ant imelerini istemiti. "Atein yaklmasndan bir nceki gece, dostundan yemek te kendisine katlmalarn ve birlikte dua etmelerini istedi. Birlikte yaadklan maceralara, yolculuklara dair hikyeler anlattlar, ya amlar boyunca yapm olduklar ileri konutular. Yine de Fran cesco btn gece balarnn zerinde dolaan karanlk glgeleri g rebildiini sylyor. O gece uyumam. Ertesi sabah Savonarola ile grmeye gidecekmi. "Burdan sonraki blmlerin hepsi mimar tarafndan yazlm. Francesco, Terragni'nin byle bir grev iin gvenebilecei tek ki i olduunu sylyor. Floransa'da herhangi bir ey olduu takdirde birisinin geride brakt ilere gzkulak olmas gerekeceinden, Terragni'ye byk bir yetki vermi. Mimara son ifreyi teslim etmi ve Roma Akademisi'nden dostlanna bana gelenleri anlatmak ze re, son blmlerde kodlanacak bir dipnot yazmasn istemi. Ayrca Aldus'a ulamasndan sonra da Hypnerotomachia'y takip etmesini, basldndan emin olmasn talep ederek, sorumluluu ona vermi. Francesco kendi lmnn yakn olduunu ve her eyi kendisinin tamamlamasna imkn olmadn bildiini sylyor. Savonarola ile olan grmesini kaydetmesi iin Terragni'yi de yanna alm gider ken. "Gittiklerinde Savonarola onlar manastrdaki hcresinde bekliyormu. Grme ok nceden ayarland iin her iki taraf da hazrhklym. Francesco diplomata davranmaya alarak, Savonarola'ya hayranlk duyduunu ve onunla ayn amalar paylatn, gnahtan ayn lde nefret ettiini belirtmi. Aristoteles'ten erdem zerine alntlar yapm. 364

4 'n Kural "Savonarola buna Aquinas'tan nerdeyse btn bir blmle karlk venni ve Francesco'ya neden bir Hristiyan kaynak yerine pagan kayna tercih ettiini sormu. Francesco, Aquinas'i vm, ama Aquinas'in da Aristoteles'ten alnt yaptn sylemi. Bunun zerine Savonarola sabrn kaybetmi. Paul ncili'nden bir blm tekrarlam: Bilgelerin bilgeliini yok edeceim ve anlayanlarn an layna hi deer vermeyeceim. Tanr'ya insan bilgeliinin ne ka dar budalaca grndn grmyor musunuz? "Francesco dehet iinde dinlemi. Savonarola'ya niin sanat ve bilime kucak amadn, niin onlar yok etmeyi aklna koydu unu sormu. Savonarola'ya gnaha kar birlemeleri gerektiini, inancn gerek ve gzelliin kayna olduunu, o yzden dman olmalarna imkn bulunmadn anlatm. Ama Savonarola kafas n sallam. Gerein ve gzelliin sadece inancn hizmetkrlar ol duunu sylemi. Bunun dnda bir amala kullanldklar zaman, gurur ve faydaclk insanlan gnaha srkler, demi. '"Ve bu yzden,' demi Francesco'ya. 'Asla vazgemeyece im. Bu kitaplarda ve tablolarda daha sonra yaklacak olanlardan ok daha fazla eytan var. Oyun ktlar ve zarlar budalalar ayartr ama senin "Bilgeliin" gl ve kudretli olanlarn ayartcsdr. Bu kentteki en byk aileler senin hamin olmak iin yaryorlar. Filozoflarn, yaptlar en ok okunan airlere vaaz veriyor. Ressam lar ve resimlerini fikirlerinle zehirliyorsun sonra o resimler prens lerin saraylarna aslyor, freskler her kilisenin duvarlarn, tavanla rn dolduruyor. Dklere ve krallara kadar eriiyorsun, nk onlar da etraflarn senin mritlerinle doldurmu durumdalar, sana min nettar olan astrologlardan, mhendislerden medet umuyor, kitapla rn yorumlatmak iin senin bilginlerini tutuyorlar. Hayr,' demi. 'Gurur ve faydacln Floransa'y tekrar ele geirmesine izin ver365

182

Ian Galdwell & Dustin Thomason meyeceim. Senin sevdiin gerek ve gzellik sahte idoller, bo eyler ve insanlar ktle srklyorlar.' "Francesco, Savonarola ile kendi nedenlerinin asla uzlamaya can anlam ve gitmeye davranm, ama son bir fkeyle dnp Savonarola'ya niyetini anlatm. 'Benim taleplerimi kabul etmeyecek olursan,' demi Francesco. 'O zaman tm dnyaya senin bir peygam ber deil bir deli olduunu gstereceim. Alevler beni yok edene ka dar piramidindeki her kitab, her resmi tayacam ve ellerine benim kanm bulaacak. Ve tm dnya sana arkasn dnecek.' "Savonarola hi beklemedii bir ey sylediinde Francesco yine gitmeye hazrlanyormu. 'Benim fikrim deitirilemez,' demi adam. 'Ama eer sen bu inanlann yznden lmeyi arzu ediyorsan, o zaman sana sayg duyarm ve sana bir olummu gibi bakarm. Tanr'mn gznde yeniden dou iin samimi olan her sebep geer lidir. Gerekten kutsal bir amac olan her ehit kendi kllerinden ye niden ykselecek ve cennete alnacaktr. Senin inanlarna sahip bir adamn yok olduunu grmek istemem ama senin temsil ettiin adamlar, senin korumaya niyetli olduun nesnelerin sahipleri, sade ce hrs, tamah ve kibirle hareket ederler. Zor kullanlmadka asla Tann'nn dileklerini benimsemezler. Bazen Tanr inanc snamak iin masumlarn kurban edilmesini buyurur ve belki de imdi yapa ca da budur.' "Francesco, ona kar kmak istemi, bilgi ve gzelliin yoz lam insan ruhunu korumak iin kurban edilemeyeceini syle mek istemi, ama kendi adamlar Donato ile Rodrigo'yu dnm ve Savonarola'nn szlerinin gerek olduunu grm. Kibir ve hr sn hmanistler arasnda bile grldn kavrayp bunun bir z m olmadn anlam. Savonarola keilerin tren iin hazrlan366

4 'n Kural mas gerektiini syleyerek ondan manastn terk etmesini istemi ve Francesco da itaat etmi. "Bu haberlerle adamlannn yanna dndkten sonra, son ey lemleri iin hazrlanmaya balamlar. Drt adam, Francesco ve Tenagni, Matteo ve Cesare Signoria Meydan'na gitmi. Savonaro la'nn adamlan atei hazrlarken, Francesco, Matteo ve Cesare, Francesco'nun ahdettii ekilde metinleri ve resimleri piramitten ta maya balamlar. Terragni izleyerek ve yazarak bekliyormu. Yardmclar Savonarola'ya hazrlklar durdurmalar gerekir mi di ye sorduklannda, o devam etmeleri gerektiini sylemi. Francesco ve kardeler srekli gidip gelerek, kucak dolusu kitab piramitten alp gvenli bir uzakla dizerlerken, Savonarola, onlara atein ya klacan sylemi. Devam ettikleri takdirde leceklerini ilan et mi. adam da onu duymazdan gelmiler. "O anda tm kent halk meydanda toplanm atei grmek iin bekleiyormu. Kalabalk arklar sylyormu. Piramidin tabann dan alevler ykselmi ve giderek bym. Francesco ve iki karde hl gidip geliyorlarm. Alevler kztka giysilerini yzlerine do lamlar ve duman solumamaya almlar. Ellerini korumak iin eldivenler giymiler, ama alevler onlar sarmaya balam. nc veya drdnc gidi geliten sonra yzleri dumandan kararm. El leri ve ayaklan alevlerin iinde dolamaktan simsiyah olmu. Adam lar lmn yaklatn hissetmiler ve o anda diye yazm mimar, ehitliin an ve erefini algladlar. "Tadklan kitaplar oalnca, Savonarola el arabas olan bir keie her eyi tekrar alevlerin iine tamasn emretmi. Adamlar kitaplan ve resimleri tadklan yere brakr brakmaz, kei onlar toplayp geri getiriyormu. Alt yedi gidi geliten sonra, Frances co'nun ateten kurtard her ey yanm. Matteo ve Cesare resim367

183

l a n Galdvvell & Dustin Thomason lerden vazgemiler, nk tuvaller paralanm. de elleriyle kitap kaplanna vurarak alevleri sndrmeye, i sayfalan yanmaktan korumaya alyorlarm. lerinden biri Tann'ya feryat ederek s trap iinde haykrmaya balam. "Artk herhangi bir eyi kurtarma midi yokmu. Piramitteki tm sanat eserleri harap olmu, kitaplarn ou kmr kesilmi. El arabal kei hl onlann kurtardklann atee tayormu. Her sefe rinde, nn ancak gtrebildii kadar eseri geri gtryormu. Kalabalk giderek sessizlemi. Islklar, satamalar kesilmi. Francesco'ya baran, ona kitaplan kurtannaya alt iin aptal oldu unu haykranlar susmu. Birka kii durmalan iin seslenmi. Ama de gidip gelmeye devam etmiler, kollarn alevlere daldnp kl lerin iine trmanyor, birka saniye grnmez oluyor soma tekrar ortaya kyorlarm. Artk meydanda duyulan en yksek ses alevle rin grlemesiymi. adam nefes nefese kalmlar. O kadar ok du man solumular ki baramyorlarm bile. Mimar, kitaplan tadk lar yere her gidilerinde, alevler derilerini yaktndan el ve ayaklannda ak yaralar olutuunu grebilirdiniz, diyor. "lerinden biri nihayet kllerin iine yzkoyun yklm. Bu en genleri Matteo'ymu. Cesare, ona yardm etmek iin duracak olmu ama Francesco, onu ekip srklemi. Matteo artk hareket etmiyormu. Alevler her tarafn sarm ve bedeni piramidin iine gmlm. Cesare, ona seslenmeye, ayaa kalkmasn sylemeye alyormu ama Matteo cevap vermiyormu. Cesare de onu kaldr maya alrken ylp kalm. Francesco btn bunlan atein kenanndan izlemi. Cesare'n Matteo'yu aran sesini duyup bu se sin de alevler iinde giderek azaldn iitince yapayalnz kaldn anlayarak dizlerinin stne km. Bir an hi kprdamam. 368

4 'n Kural "Tam kalabalk onun ldn dnrken kendini zorlayp ayaa kalkm. Son bir kez atee ulam, iki avucunu klle doldur mu ve Savonarola'ya doru sendelemi. Savonarola'nm adamlanndan biri nn kesmeye alm, ama Francesco olduu yerde durmu ve parmaklarn ap klleri kum gibi aralardan yere dk m. Sonra da, 'nde ferunt, totidem qui vivere debeat annos, corpore depatrioparvum phoenica renasci,' demi. Bu Ovid'den. 'Ba bann bedeninden kk bir Zmrdanka dodu yeniden, kaderin de ayn sayda yl yaamak yazl olarak,' anlamna geliyor. Sonra Savonarola'nm ayaklan dibine dp lm. "Terragni'nin yazdklan Colonna'nn gmlme treniyle biti yor. Francesco ve iki karde iin, aileleri ve hmanist dostlar nerdeyse imparatorlara yakr cenaze trenleri yapmlar. imdi ehit liklerinin baarl olduunu biliyoruz. Birka hafta iinde kamuoyu Savonarola'nm aleyhine dnm. Floransa onun arlklarndan, zulmnden ve karanlndan bezmi. Dmanlan onu kertmek iin hakknda sylentiler karm. Papa Alexander, onu aforoz etmi;. Savonarola direnince de, Alexander bu kez onu dine kar gelmek ve insanlan kkrtmakla sulam. lme mahkm edilmi. 23 Mays'ta, Francesco'nun yanarak lmesinden sadece ay sonra, Flo ransa da Signoria Meydan bir baka yakma trenine tanklk etmi. Daha nceki atelerin yakld ayn yerde bu kez Savonarola'y as mlar ve vcudunu sna balayarak yakmlar." "Peki Terragni'ye ne olmu?" diye sordum. "Btn bildiimiz Francesco'ya verdii sz tuttuu. Ertesi yl, yani 1499'da Aldus Uypnerotomachia'y basm." Sandalyeden kalktm, oturamayacak kadar heyecanlydm. , "O zamandan beri," dedi Paul. "Bu kitab zmeye alan her kes, on beinci yzylda yaplm bir kilide on dokuzuncu veya yir369
F : 24

184

Ian Caldwell & Dustin Thomason


minci yzyda yaplm anahtarlar sokmaya alm," Arkasna yasland ve nefesini dar verdi. "u ana kadar." Sonra yorgun bir biimde sustu. Kapnn nnden ayak sesle ri geti. Sersemlemi bir vaziyette ona baktm. Yava yava gere e, d dnyann gereklerine dnyordum, Savonarola ve Frances co Colonna beynimin gerilerinde bir rafa kalkyordu. Ancak iki dnya arasnda huzursuz edici bir etkileim vard. Paul'e baktm ve onun bir biimde iki dnya arasndaki kesime noktas, zaman yi ne zamana balayan bir ba haline geldiini fark ettim. "nanamyorum," dedim. Babam burada olmalyd. Babam, Richard Curry ve McBee. Bu kitab bilen ve zmek iin fedakrlklarda bulunan herkes. Bu hepsi iin bir armaand. "Francesco deiik snr iaretiyle mezara giden ynleri be lirtmi," dedi Paul. "Yeri bulmak zor olmaz. Hatta boyutlar bile vermi ve iindekileri listelemi. Tek eksik mezarn ifresini gste ren plan. Terragni giri iin zel bir silindir kilit tasarlam. Frances co'nun sylediine gre tamamen hava geirmez bir kilit, yle ki, birisi kitabn srrn zene kadar ne hrsz girebilirmi ne de rutu bet. Kilidin plann ve amak iin gerekli talimatlar da vermek ni yetinde olduunu tekrarlyor, ama Savonarola hakknda konumak dikkatini datm. Belki Terragni'ye onu da final blmlerine koy masn sylemitir, ancak Terragni'nin ilgilenecek ok fazla eyi ol duu iin o da koymam." "Taft'n brosunda aradn oydu." Paul bayla onaylad. "Richard otuz yl nce bulduunda li man efinin gnlnn arasnda bir plan olduunu sylyor. San rm Bill'in gnl bulmasna izin verdii zaman Vincent onu ken dine saklam." 370 "Peki alabildin mi?"

4'n Kural

185

Kafasn sallad. "Tek alabildiim Vincent'n eski, el yazsyla yazlm notlar." "Peki ne yapmay dnyorsun?" diye sordum. Paul masann altnda baka bir ey aramaya balad. "Vin cent'n insafna kalm durumdaym." "Ona ne kadarn syledin?" Elleri tekrar grndnde botular. Sabrn yitirip sandalye sini iterek, dizlerinin stne kp masann altna girdi. "Mezar hakknda hibir aynnty bilmiyor. Sadece var olduunu biliyor." Yerde belli belirsiz izler olduunu fark ettim, masann metal ayaklarnn gerisine doru, eyrek daireler eklinde tekerlek izleri. "Dn gece Francesco'nun Hypnerotomachia'nn ikinci yar snda syledii her eyi gsteren bir harita yapmaya baladm. Mev ki, boyutlar, iaretler. Vincent'n ne bulduumu grmeye gelebile ceini de biliyordum, o yzden haritam, bu odada yaptm en iyi eyleri saklamak iin kullandm yere koydum." iki metalin birbirine srtnmesinden doan bir ses oldu ve masann teki ucunun altndan bir tornavida kard Paul. Tornavi day masann altna tutturmak iin kulland uzun seloteyp elinden sarkyordu. Band skp ald ve sonra masay bize doru dndrd. Masann n ayaklan seramik'yzeydeki izler boyunca kayd ve bir den havalandrma kanalnn az ortaya kt. nnde drt vidayla tutturulmu bir zgara vard. Vidalarn stndeki boyal ksmlar anm grnyordu. Paul zgaray tutan vidalan skmeye balad. Sonunda kapak yerinden kt ve Paul elini kanaln iine daldrd. Elini geri ekti inde ii kt dolu bir zarf tutuyordu. lk tepkim dnp kimse bizi 371

Ian Caldwell & Dustin Thomason izliyor mu diye kapdaki cama bakmak oldu. te o zaman camn ni ye siyah ktla kapatlm olduunu anladm. Paul zarf at. nce bir ift fotoraf kard, ikisi de sk sk el lenmekten ypranm durumdayd. lk fotoraf Paul'le Richard Curry'nin talya'da ekilmi bir pozuydu. Floransa'da. Signoria Meydan'nn ortasnda, Neptn emesi'nin nnde duruyorlard. Geri planda hafif bulank olarak Michelangelo'nun David'inm bir kopyas vard. Paul ort giymiti ve omzunda srt antas aslyd. Richard Curry ise takm elbiseliydi ama kravat gevek ve yakas akt. Her ikisi de glmsyorlard. kinci fotorafta ise drdmz vardk, ikinci ylmzda ekil miti. Paul nde diz kmt, boynunda dn alnm bir kravat vard ve elinde bir madalya tutuyordu. Dier mz onun etrafn da ayaktaydk, arka planda merakla bize bakan iki profesr grn yordu. Paul, Princeton Francophile Dernei'nin geleneksel deneme yanmasm kazanmt az nce. Biz onu desteklemek iin Fransz tarihinden baz kiiliklerin klnda gelmitik. Ben Robespierre. Gil, Napolyon ve Charlie de kostm maazasnda bulduumuz ko caman, kasnakl bir elbisenin iinde Marie Antoinette olmutu. Paul'n fotoraflarla bir ii yok gibiydi o an, bakmaya ok al k olduu belliydi, ikisini de dikkatle masann zerine brakt. im di zarfn geri kalann boaltyordu. Benim kt tomar sandm ey, aslnda zarfa ssn diye pek ok kez katlanm byk bir ktt. "te bu." dedi, masann zerine yayp. Bu en ince ayrntya kadar, elle izilmi topolojik bir haritay d. Ykselti erileri muntazam olmayan daireler eklinde, hafife izilmi yn iaretleriyle birlikte gsterilmiti. Ortaya yakn bir ye re, krmz kalemle, haa benzer, keli bir ekil izilmiti. Kede ki lee gre, ekil, kabaca bir renci yurdu boyutlarndayd. 372

4'n Kural "Bu o mu?" diye sordum. Bayla onaylad. ok bykt. Bir an ikimiz de sessizce oturup bu bilgiyi haz metmeye altk. "Ne yapmay dnyorsun bu haritayla?" dedim, kk oda nn ii dayanlmaz hale gelmiti. Paul elini at. Havalandrma kapann drt kk vidas mi nik tohumlar gibi duruyordu avucunda. "Gvenli bir yere koymay." "Yine ayn yere mi?" "Hayr." Tekrar eilip havalandrma kapan vidalamaya balad, san ki stne bir soukkanllk gelmi gibiydi. Dorulup duvardaki k tlar toplamaya balad, mesajlar birbiri ardna gzden kayboluyorlard. Krallar ve canavarlar, eski isimler, kimsenin gnesini beklemedii eitli notlar. Haritaya bakmay srdrerek, "yi de ne yapacaksn bunu?" dedim. teki ktlar elinde buruturdu. Duvarlar yine beyaz grn meye balamt. Tekrar oturup haritay iz yerlerinden katladktan sonra, ok net bir sesle, "Onu sana veriyorum," dedi. "Ne?" Paul haritay zarfa koyup elime tututurmutu bile. Fotograf an kendine saklamt. "lk renen sen olacaksn diye sz vermitim. Sen bunu hak ettin." Sanki verdii bir sz tutuyormu gibi konumutu. "Benim bununla ne yapmam istiyorsun?" Glmsedi. "Kaybetme." "Ya Taft aramaya gelirse ne olacak?" 373

186

lan Galdwell & Dustin Thomason


"Zaten sorun bu. Gelirse bende arayacaktr." Paul tekrar ko numaya balamadan bir sre durdu. "Aynca, haritaya aina hale gelmeni istiyorum." "Neden?" Tekrar oturdu. "nk birlikte almamz istiyorum. Francesco'nun gizli mezarn birlikte bulalm istiyorum." Sonunda anlamtm. "Gelecek yl." Ban sallad. "Chicago'da. Ve Roma'da." Havalandrma, zgaradan fsltl sesler kartarak son kez pr pr etti. Sylemeyi tek becerebildiim ey, "Bu senin," oldu. "Senin tezin. Sen tamamna erdirdin." "Bu bir tezden ok daha byk bir ey Tom." "Doktora tezinden de ok byk hatta." "Kesinlikle." Sesindeki anlam o an fark edebildim. Bu sadece bir balan gt. "Bunu tek bama yapmak istemiyorum," dedi. "Ben ne yapabilirim ki?" Glmsedi. "imdilik sadece haritay sakla. Brak bir sre ce bini yaksn." Elimdeki zarfn hafiflii, uuculuu beni rktyordu. Hypnerotomachia'nn tm bilgeliini avucumun iinde tutuyor olmak, san ki btn bunlarn ardnda yatan gerei inkr etmek gibi geliyordu. Sonunda saatine bir gz atp, "Hadi kalk," dedi. "Eve dnelim. Charlie iin bir eyler toparlamamz lazm." Koluyla almalannn son kalntlarn da sprp pe att. Kk odada artk Paul'den ya da Colonna'dan veya onlan be yz yl teden birbirlerine balayan uzun dnce zincirinden hibir iz kalmamt artk. Camdaki siyah kt paras da gitmiti. 374 Daedalus'tan gelmi i mracaat formundaki son soru bir bil meceydi: Bir kurbaa on be metrelik bir kuyuya dyor ve tekrar yukar kmas gerekiyor. Her gn yaklak doksan santim kadar kabiliyor ama geceleri de altm santim geri kayyor. Kamay ka gnde baarabilir? Charlie asla kaamayacan, nk on be metre derine den bir kurbaann tekrar yukar kamayacan sylemiti. Paul antik alarda bir filozofun, gkteki yldzlara bakarak yrrken bir ku yuya dp ldn anlatmt. Gil'in cevab ise, bir kurbaann kuyuya trmandn hi duymad ve btn bunlann Teksas'taki yazlm ileriyle ne ilgisi olduunu anlamad olmutu. Sanrm doru cevap krk sekiz gn olacakt, yani baka bir deyile, tahmin edilenden iki gn daha az. in hilesi, kurbaann sonuta her gn bir otuz santim kadar trmandn kavramakt, ama krk sekizinci gn trmanyor ve geri kaymadan kuyudan km oluyordu. O anda neden bunu hatrladm bilmiyordum. Belki de, bil mecelerin kendiliklerinden kor gibi parladklan, bir deneyimin yo375

187

wetin
Blm 24

l a n Caldvvell & Dustin Thomason lunu bilgelikten baka hibir eyin aydnlatamad o anlardan bi riydi. Kyllerin yansnn daima yalan syledii, teki yansnn da daima doruyu syledii bir dnyada; aralanndaki mesafe, asla ka panmayan sonsuz yarmlar yznden azald iin tavann kaplum baay asla yakalayamad bir yerde; kurtla koyunun ya da koyun la lahanann, nehrin ayn yakasnda asla braklamad, nk d zenin birinin dierini yemesi zerine kurulu olduu ve sizin de bu nu nlemek iin yapabilecek hibir eyinizin olmad bir dnyada; byle bir dnyada, ngr dnda her ey mantkl olabilir. Bir bil mece gkyzne kurulmu bir kaledir, eer aa bakmazsanz m kemmel bir ekilde iinde yaayabilirsiniz. Paul'n bana anlattkla rnn muhteem gerekstl -ok eskiden yaam bir keile bir hmanistin rekabeti sonucunda, unutulmu bir ormann derinlikle rinde yatan hazine dolu bir gizli mezar- Hypnerotomachia'mn, yani ifreli yazlm, zlmesi imknsz, be yz yl boyunca bilim adamlar tarafndan grmezden gelinmi bir kitabn var olabilmesi gibi, ok daha temel bir gerekstle dayanyordu. Bu olamazd; ama yine de bana benim kadar gerek geliyordu. Onun varln ka bul edince o zaman temel atlm oluyordu ve gerekst kale de yaplabilirdi. Geri kalan sadece ta ve kire bulmaktan ibaretti. Asansrn kaplan alp da ktphane lobisi k nda yer ekimi olmayan bir yermi gibi grnnce, sanki bir tnelden k mz gibi hissettim. Ne zaman Daedalus'un bilmecesi aklma gel se, kurbaann son gece trmanp da geri kaymaynca ne kadar a rdn dnyordum. Tpk benim imdi hissettiim gibi, kuyu nun bana gelince birden bir hzlanma, beklenmedik bir ekilde yo lun sonuna varm olma duygusuna kaplm olmalyd. ocuklu umdan beri bildiim bir bilmece, Hypnerotomachia bilmecesi, bir gnden daha ksa bir zamanda zlmt. 376 kat.

4'n Kural Ktphanenin n tarafndaki turnikeden getik ve souk rz gr tm hmyla ieri dalverdi. Paul kapy am beklerken palto ma skca sanndm. Her yerde kar vard, ne talar ne duvarlar, ne de glgeler kalmt, sadece beyazn parlak kasrgalan hkimdi orta ma. Benim aklmda ise sadece Chicago ve Teksas; mezuniyet; Dod ve ev vard. te dnmtm aniden, yerstne kmtm.

188

Gneye doru yrmeye baladk. Yurda doru giderken yol da devrilmi bir p bidonu grdk. Kann stne kk p ynlan salmt ve sincaplar derhal gelmi elma koanlarn, yans bo losyon ielerini ekitirmeye, yemeye balamadan nce karlanna kan her eyi koklamaya balamlard bile. Bunlar seici kk yaratklard. Deneyimleri onlara burada daima yiyecek bulu nacan, her gn yenilerinin geleceini retmiti, o yzden mee palamutlarn ve dier yemileri gmme ihtiyac duymuyorlard. Devrilmi bidonun tekerleine akbaba iriliinde bir karga konmu, ncelik talep ediyordu ama, sincaplar onu grmezden geliyor, soh bet edip attnnay srdryorlard. "Biliyor musun karga bana ne hatrlatt?" dedi Paul. Bam salladm. Ku fkeli bir biimde havaland, kanatlan akl almaz genilikte ald ve bir torba ekmek krntsyla birlikte

"Aeschylus'un kafasna bir kaplumbaa drp lmesine yol aan kartal," dedi Paul. Acaba dalga m geiyor diye yzne baktm. "Aeschylus keldi," diye devam etti. "Kartalsa azndaki kabu u bir kayaya atp krmak istiyordu. Aradaki fark bilemezdi." 377

I a n Caldwell & Dustin Thomason Bu da bana yine yrrken kuyuya den filozofu hatrlatmt. Paul'n kafas hep byle alyordu, bugn gemiin iine soku yor, gemiin yatan yapyordu. "u anda dilediin yerde olabilseydin," diye sordum. "Nerde olmak isterdin?" akn bir ekilde bana bakt. "Herhangi bir yer olabilir mi?" Bamla onayladm. "Elimde bir krekle Roma'da." Sincaplardan biri nndeki ekmekten kafasn kaldrp bize bakt. Paul, bana dnd. "Ya sen," dedi. "Teksas'ta m?" "Hayr." "Chicago'da m?" "Bilmiyorum." Sanat mzesini Dod'dan ayran arka baheden geiyorduk. Karda ayak izleri vard burada. Zikzaklar izerek ileri geri gidiyor lard. "Biliyor musun Charlie ne dedi bana?" dedi ayak izlerine ba karak. "Ne?" "Silahla ate ettiinde mermi dme hzyla ayn hzda gider mi." Bu fizie giri dersinde rendiim eylere benziyordu. "Yerekiminden asla kaamyorsun," dedi Paul. "Ne kadar hzl gidersen git, yine de ta gibi dyorsun. O zaman insan yatay hareketin bir illzyondan ibaret olup olmadn merak ediyor. Sa dece dmediimize kendimizi inandrmak iin mi hareket ediyo ruz, diye." "Nereye varmak istiyorsun?" 378

4 'n Kural "Kaplumbaa kabuu," dedi. "Bu bir kehanetin parasyd. Bir khin. Aeschylus'un cennetten gelecek bir soluk yznden le ceini sylemiti." Cennetten gelen soluk, diye dndm, Tanr'nn kahkahas. "Ascshylus kehanetten kaamad," diye devam etti Paul. "Biz de yerekiminden kaamayz." Parmaklarn bir kuun kanat rp ma benzer bir hareketle sallad. "Cennet ve yeryz, tek bir sesle konuuyor." Hayvanat bahesine gitmi bir ocuk gibi, grd her eyi iine sdrabilmek istercesine kocaman almt gzleri. "Muhtemelen bunu btn kzlara sylyorsundur," dedim. Glmsedi. "Pardon. An duyarlym u anda. Ayaklanm yer den kesilmi gibi. Bilmiyorum neden." Ben biliyordum. u anda gizli mezar hakknda endie eden, Hypnerotomachid'y dnen baka biri vard. Atlas da dnya omuzlannda olmasa kendini daha hafif hissederdi mutlaka. "Senin sorun gibi," dedi, odamza doru yrrken, geri geri y ryp yanma gelmiti. "Dilediin yerde olabilseydin, nerde olmak isterdin?" Avulann at ve sanki gerek gelip kondu ellerine. "Ce vap: Fark etmezdi, nk nereye gidersen git, yine de dyorsun." Bunlan sylerken, sanki hepimizin bolua dmesinde dert lenecek bir ey yokmu gibi glyordu. yle grnyordu ki, her hangi bir yerde olup herhangi bir ey yapacak olmann fark etmeye ceini sylerken, benimle birlikte Dod'da olmann, elinde krekle Roma'da olmakla e deerde olduunu anlatmaya alyordu. Ken di tarzyla, kendi kelimeleriyle, diye dndm, mutlu olduunu ifade ediyor. Cebinden anahtann buldu ve kilide soktu. eri girdiimizde oda dingindi. Dnden beri bu ortamda ok fazla hareket olmutu, 379

189

I a n Caldwell & Dustin Thomason zorla girilmi, polisler, gvenlik grevlileri gelip gitmiti, imdi oday bo ve karanlk grmek insan tedirgin ediyordu. Paul yanmdan ayrlp paltosunu brakmak zere yatak odam za gitti. Bense igdsel olarak mesaj var m diye telefona baktm. Hrtlar arasnda Gil'in sesi duyuldu. Hey, Tom sizi sonra bulmaya alacam ama... btn bunlar arasnda hastaneye tek rar gidebilecekmiirn gibi grnmyor o yzden... Charlie'ye benim iin... Tom... resmi kyafet. Benden... lazmsa alabilirsin. Resmi kyafet. Balo. O anda ikinci mesaj balad. Tom, benim Katie. Burada karanlk odadaki iim biter bitmez hazrlklara yardm etmek zere kulbe gideceimi sylemek iste dim. Sanyorum sen Gil'le birlikte geleceini sylemitin. Bir du raklama. O yzden bu gece konuuruz diye dnyorum. Telefonu kapamadan nce bir an duraklam gibi grnyor du, sanki yarm kalm ii hatrlatt son szlerinde vurgulamay doru yaptndan emin deilmi gibiydi. "Neler oluyor?" diye seslendi Paul yatak odasndan. "Hazrlanmam lazm," dedim sakin bir sesle, her eyin yerli yerine oturmas gerektiini hissederek. Paul odadan geldi. "Neye?" "Baloya." Anlamamt. Karanlk odada Katie ile konutuklarmz ona anlatmamtm. Bugn grm olduklarm, bana anlatt her ey, dnyay ekseninden oynatmt. Ama ardndan gelen sessizlikte, kendimi daha nce durduum yerde bulmutum yine. Brakmaya yemin ettiim eski metresim beni ayartmak iin geri dnmt. Bu ana kadar, iinden kamadm bir dngye kaplmtm. Colonna'nn kitab mkemmel imgelemiyle beni kr etmi, ok kk bir 380

4 'n Kural bedel karlnda kendimi ona hasretmemi salam, dnyadan eli mi eteimi ekmeme neden olmutu. Bu garip pazarl yaratan Francesco ayn zamanda onun adn da koymutu: Hypnerotomachia, bir dn iindeki ak mcadelesi. Eer hayatta ayaklarm smsk basmam, bu mcadeleye ve onun yaratt de direnmem gereken -eer kendisini lgnca bana adam bir akn varln, Katie'ye vermi olduum sz hatrlamam gereken- bir an varsa, ite o bu and. "Sorun ne?" diye sordu Paul. Ona nasl anlatacam bilmiyordum. Hatta ona neyi anlat mam gerektiinden bile emin deildim. "Al," dedim elimi uzatp. Ama kprdamad. "Haritay al." "Neden?" nce hayretle bakt, hl dediklerimi anlayamaya cak kadar heyecanlyd. "Yapamam Paul. zr dilerim." Glmsemesi dondu. "Ne demek istiyorsun?" "Bunun zerinde alamam artk." Haritay eline braktm. "Bu senin." "Bu bizim," dedi, bana neler olduunu anlamaya alarak. Ama deildi. Bu bize ait deildi; aslnda bandan beri biz ona, yani kitaba ait olmutuk. "zr dilerim, yapamayacam." Ne burada, ne Chicago'da, ne de Roma'da. "Ama yaptn," dedi. "Bitti artk. Tek eksik kilidi amak iin gereken plan." Yine de aramza durumun kesinlii girmiti. Baklarnda bir ifade, bouluyormu gibi bir ifade belirmiti. Sanki daha nce tu381

190

lan Caldvvell & Dustin Thomason


tunduu amandra birden elinden kam ve onu batmaya terk et mi, tm dnya altst olmu gibi. Birbirimizi ok iyi tanmtk ve o tek kelime etmese de, hissettiim zgrln, ben domadan n ce balam bir olaylar zincirinden kurtuluumun, onda aksi yans ma yarattn biliyordum. "Bu bir tercih sorunu deil ki," dedi kendini toplayp. "ster sen ikisini bir arada yrtebilirsin." "Sanmyorum." "Baban yapmt." Babamn yapamadn o da biliyordu. "Benim yardmma ihtiyacn yok ki," dedim. "stediini elde ettin zaten." Ben de onun istediini elde edemediini biliyordum. Garip bir sessizlik olutu, her ikimiz de dierinin hakl oldu unu ama ikimizin de yanl yapmadn hissediyorduk. Prensiple rin matematii gcn yitirmiti. Sanki bana yalvarmak, davasn son bir kez daha savunmak istermi gibi grnyordu ama mit yoktu ve o da bunu biliyordu. Onun yerine, Gil'den binlerce kez duyduum bir akay tek rarlad alak sesle. "Dnyada kalan son adam bir bara girse," diye mrldand. "Ne der?" Paul ban pencereye doru evirmiti, ama panjuru amaya kalkmad. Dnyada kalan son adamn ne diyeceini ikimiz de bi liyorduk. kisine bakp, "Barmen bana bir iki daha ver," derdi. "zgnm," dedim. Paul ise baka bir yerlerdeydi o an. "Richard' bulmam lazm," diye mrldand. "Paul?" 382

4 'n Kural Dnd. "Ne dememi istiyorsun?" "Curry'den ne istiyorsun?" "Firestone'a giderken yolda sana ne sorduumu hatrlyor mu sun?" dedi. "Babann kitabn hi okumam olsaydm ne olurdu di ye sormutum. Verdiin cevab hatrlyor musun?" "Hi tanmam olurduk dedim." Binlerce hassas denge st ste ylm ve ikimiz tanabilmitik; bylece u an burada olabilmitik. Kader be yz yllk bir kar maada gkyznde bir kale yapmt, ki bu iki niversiteli ocuk da onun krallan olabilsin. Ben konuyu byle alyorum, demek istemiti. "Gil'i grnce," dedi paltosunu alp. "Bakanlk Odas'na artk ihtiyacm kalmadn syle." Arabasnn bozulup Enstit yaknlannda bir yerde kaldn anmsaynca, onun karlarda Curry'yi bulmak iin yryeceini d ndm. "Tek bana gitmek gvenli deil..." diye baladm. Ama o hep tek bana gitmiti. Zaten kapdan kyordu o an.

191

lie'den haber sormayabilirdim.

Onu takip edebilirdim, bir dakika sonra hastaneyi arayp Char"Ayld ve konuuyor," dedi hemire. "Ve seni soruyor." apkam ve eldivenlerimi alp frlamtm bile. Tp merkezinin yolunu yanlamken kar ya durdu. Birka blok sonra ufukta gne bile grnd. Bulutlar kurulu bir sofraya benzer bir grnt yaratyordu -servis kseleri, orba kseleri, kulp lu srahiler, bir kakla dans eden bir atal- ve birden ackm oldu umu fark ettim. Charlie'nin hemirenin dedii kadar iyi olmasn umdum. Ona yiyecek bir eyler vermi olmalann diledim. 383

lan Caldvvell & Dustin Thomason


Oda kapsna vardmda, kap fiziksel olarak Charlie'den da ha caydrc olan tek kii tarafndan bloke edilmi durumdayd: an nesi. Bayan Freeman, doktorun birine, Philadelphia'dan kalkan ilk trenle buralara kadar gelmi, dekann ofisinden bir adamn Charlie'nin ciddi bir biimde geici uzaklatrma cezasyla kar karya olduunu anlatmasn dinlemi ve fen retmeni olmadan nce on yedi yl pratisyen hemire olarak alm biri olarak, bir doktorun ltfedip oluna neyin iyi gelmeyeceini anlatmasn ekecek halde olmadn bildiriyordu. Doktorun nlnn renginden, daha nce Paul'le bana Charlie'nin durumunun istikrarl olduunu syleyen doktor olduunu anlamtm. Hastane szckleri ve yapay glcyle ta kendisiydi. Bu da yerinden oynatacak glcn henz icat edilmediini anlama benzemiyordu. Tam Charlie'nin odasna dalmak zereyken, Bayan Freeman, beni fark etti. "Thomas," dedi tm gvdesiyle dnerek. Bayan Freeman' grnce insan adeta bir jeolojik olguyu izler gibi oluyordu, sanki dikkatli olmazsanz ezilebilirdiniz. Annemin tek bana beni byttn biliyordu ve o yzden bana karma zorunluluu hissederdi. "Thomas!" diye tekrarlad, artk bana bu biimde hitap eden tek kii olarak. "Buraya gel." Biraz yaklatm. "Onu neye bulatrdn?" diye sordu. "Sadece ey yapmaya alyordu..." Bir adm ne kp beni keye sktrd. "Seni bu tr eyler hakknda uyarmtm. Uyarmadm m? Hani u binann atsnda evirdiiniz teki iten sonra?" an tokma. "Bayan Freeman, bu onun fikriydi../ 384

4'n Kural "Ah, hayr. Yine mi ayn ey? Benim Charlie'm dhi deil, Thomas. Onu birilerinin ayartmas gerekir." Anneler. Sanrdnz ki trenden itseniz Charlie bir daha yolun doru tarafn bulamayacak. Bayan Freeman mze bakp kt arkadalar olduumuza karar vermiti. Benim tek ebeveynim oldu u, Paul'n hi olmad ve Gil'in de vey akrabalar olduu iin, Charlie gibi ayn at altnda yaayan, dzgn rnekler gremeden yetimitik. Ve her nedense, bu grubun elinde atal tutan, uzun kuy ruklusu da bendim. Ya bir de gerei bilseydi, diye dndm. Mu sa'y ve boynuzlan filan. eriden, "Onu rahat brak," diye hrltl bir ses geldi. Bayan Freeman ekseni etrafnda dnen dnya gibi dnd. Charlie daha da zayf bir sesle, "Tom, beni ordan karmaya alt," diyordu. Gergin bir sessizlik oldu bir an. Bayan Freeman, bana, sanki, Srtma, olumun ban belaya soktuktan sonra karmaya al mak marifet deil, der gibi bakyordu. Ama Charlie tekrar konu maya balaynca, ieri girmemi ve oluyla onu byle bartmadan konumam syledi. Kendisinin doktorla biraz ii vard. "Ve Thomas," dedi yanndan geemeden. "Bu ocuun aklna yeni fikirler sokaym deme sakn." Bam salladm. Bayan Freeman fikirleri drt harflik bir keli meye sdrabilen tek retmendi tandm. Charlie her iki yannda metal korkuluklan olan portatif bir has tane karyolasnda yatyordu. Yatan yanlar byle iri bir adamn k t bir gecede sadan sola dnerken dmesini engelleyebilecek ka dar yksek deildi ama, korkuluklarn arasndan bir sprge sopas geirip onu sonsuza dek yataa, kalc bir nekahete mahkm etme ye ok msaitti. Ben, ehrazad'n yklerindekinden ok daha faz385
F:25

192

lan Caldvvell & Dustin Thomason


la hastane kbusu yaamtm ve zaman bile onlar hafzamdan sil meye yetmemiti. "Ziyaret saati on dakika sonra bitiyor," dedi hemire saatine bakmadan. Bir eliyle bbrek biimli bir tepsiyi, bir eliyle de bir be zi kavramt skca. Boynundan yukars olduka iyi grnyordu. Kprck ke miinin stnde bir yank izi vard, onun dnda sadece yorgun g rnmekteydi. Asl hasar gsndeydi. Oradan beline kadar sarglar iindeydi, daha aas hafif bir rtyle rtlmt ve baz yerlerde terle kark cerahat szmt bezlerin stne. "Altm deitirirlerken kalabilirsin istersen," dedi Charlie, dikkatimi yeniden yukar doru evirmemi salamak iin. Gzleri sararm gibiydi. Burnunun etrafnda, becerebilse muh temelen silmek isteyecei bir slaklk vard. "Nasl hissediyorsun kendini?" diye sordum. "Nasl grnyorum?" "Dnlecek olursa, gayet iyi." Glmsemeyi baard. Ama aa doru bakmaya alnca, aslnda nasl grnd hakknda hibir fikri olmadn anladm. Sadece duygularna gvenmemesi gerektiini bilecek kadar akl ba na gelmiti. "Baka kimse geldi mi?" diye sordum. Cevap vermesi biraz gecikti. "Gil gelmedi, eer kastettiin oy sa." "Ben herhangi birilerini kastetmitim." "Belki annemi grememisindir darda," diye glmsedi Char lie ve farknda olmadan tekrarlad. "Kolayca gzden kaabilir de." Kapya doru baktm. Bayan Freeman hl doktorla konuu yordu. 386

4'n Kural "zlme," dedi Charlie yanl anlayarak. "Gil gelir." Ancak bu lafn ardndan, hemirenin Charlie'nin bilinci yerin de mi diye kontrol edebilecek birilerini armas gerekirdi. Gil u an burada deilse, gelmeyecek demekti nk. "Hey," dedi Charlie konuyu deitirmek iin. "Orda olanlarla ilgili bir skntn yok ya?" "Ne?" "Biliyorsun ite, Taft'n syledikleri." Kelimeleri hatrlamaya altm. Aradan saatler gemiti. Muhtemelen onun hatrlad son ey oydu. "Baban hakknda." Charlie pozisyon deitirmeye alt ve acyla yzn buruturdu. Ben ise yerimden kprdayamaz bir halde gzm yatan ke narna dikip kalmtm. Bayan Freeman, doktora yeterince zorbalk etmi olmalyd ki, adam sonunda grmeye devam etmek iin onu zel bir odaya gtrmek zorunda kalmt. kisi ileride bir kapnn ardnda kaybolunca koridor boalmt. "Bak," dedi Charlie zayf bir sesle. "Byle samalklarla kim senin kafan kartrmasna izin verme." Bu tam da Charlie'nin lmn eiinde yapaca bir eydi. Kalkm benim dertlerimle urayordu. "yi olduun iin ok seviniyorum," dedim. Elimle elini sktmda, bana akllca nerilerde bulunmak ze re olduunu biliyordum, o da srar etmedi. "Ben de." Sonra bana yine glmsedi ve ardndan glmeye balad. "Be lam buluyordum," dedi ve ban sallad. Gzleri benim arkamda bir eye taklmt. "Belam buluyordum," dedi bir daha. 387

193

l a n Galdvvell & Dustin Thomason Baylyor herhalde, diye dndm. Ama kafam evirip ba knca, kapda elinde ieklerle Gil'in durmakta olduunu grdm. "Bunlar balo dekorlarndan aldm," dedi ikircikli bir tavrla, sanki geliinin iyi karlanacandan emin deilmi gibiydi. "Hou na gitse iyi olur." "arap yok mu?" Charlie'nin sesi solgundu. Gil beceriksizce glmsedi. "Sadece ucuz eyler, sana gre deil." Yataa yaklat ve Charlie'ye elini uzatt. "Hemire iki dakikamz olduunu syledi," dedi. "Kendini na sl hissediyorsun?" "Bundan iyi de olmutum, bundan kt de," dedi Charlie. "Galiba annen burda," diye cevap verdi Gil, hl lafa girme nin yolunu aryordu. Charlie yorulmaya balamt ama yine de glmsemeyi ba ard. "Gznden kat herhalde?" "Bu gece bize bir gz atmaya gelmeyeceksin galiba, deil mi?" diye sordu yavaa Gil. "Hastaneden kp m?" dedi Charlie, u anda bu sorunun an lamn kavramaktan ok uzakt. "Evet." "Belki," diye fsldad Charlie. "Burann yemekleri..." Soluk verdi, "...gerekten korkun." Ksele suratl hemire zamanmzn dolduunu ve Charlie'nin dinlenmesi gerektiini sylemek zere geldiinde, onun ba da yasta dmt zaten. "Sk uyu, ef," dedi Gil iekleri baucuna brakrken. Charlie, onu duymad. Uykuya dalmt. karken dnp ona bir daha baktm. Sarglar iinde ve serumlann korumas altnda yatana sktrlmt. Bana ocukken oku388 sordu.

4'n Kural duum izgi romanlar anmsatmt. km devin tp tarafndan yeniden yaratl. Esrarengiz hastann yerel doktorlarca iyiletirilii. Gotham artk karanlklara gmlmt ama balklar aynyd. Bugn sper bir kahraman doal bir afetle boumu ve yemekler den ikyet ederek hayatta kalmay becermiti.

194

Ziyareti park yerine ulatmzda Gil, "yileecek mi?" diye Saab park yerinde tek bana duruyordu, motor kapa hl den karlar eritecek kadar scakt. "Sanrm." "Gs gerekten ok kt grnyor." Yanan hastalarn nasl tedavi edildiini bilmiyordum ama de rinin tekrar dzelmesi pek kolay olmazd herhalde. "Geleceini dnmemitim," dedim. Gil duraksad. "Keke sizinle orda olsaydm ocuklar." "Ne zaman?" "Btn gn." "Bu bir aka m?" Bana dnd. "Hayr. Ne anlama gelmesi gerekiyor?" Arabann yannda durduk. Ona kzm olduumu fark ettim: Charlie'ye syleyecek bir ey bulmakta o kadar zorlanmasna, bu leden sonra Charlie'yi ziyaret etmek iin ylesine korkmu olma sna kzmtm. "Nerde olmak istiyorsan ordaydn," dedim. "Duyar duymaz geldim." "Bizimle deildin." "Ne zaman?" diye sordu. "Bu sabah m?" 389

Anadolu Qp.lv
Merkez Kt

lan Caldvvell & Dustin Thomason


"Btn zamanlarda." "Tanrm. Tom...." "O niye orda yatyor, biliyor musun?" "nk yanl karar vermi." "nk yardm etmeye alyordu. Taft'n ofisine yalnz git memizi istemedi. Paul'n tnellerde ba derde girsin istemedi." "Ne istiyorsun Tom? zr m? Mea culpa. Ben Charlie ile ya namam. Bu onun tarz. O her zaman byle." "Sen de byleydin. Bayan Freeman orda bana ne dedi biliyor musun? Beni grr grmez? Nassau Binas'ndan an tokman al dmz." Gil parmaklarn salannn arasndan geirdi. "Bu yzden beni suluyor. Daima da beni sulad. Neden bili yor musun?" "nk Charlie'nin bir aziz olduunu sanyor." "nk senin byle bir ey yapacak biri olduuna inanam yor." "E, ne olmu?" "Sen byle bir eyi yapacak bir insansn. Sen byle bir eyi yaptn." Bir sre ne diyeceini bilemez grnd. "Acaba o gece size katlmadan nce alt ie bira devirmi olduum hi aklna geldi mi? Belki de doru dnemiyordum." "Ya da belki de o zamanlar farklydn." "Evet Tom. Belki de farklydm." Bir sessizlik kt. Saab'n motor kapanda ilk kar glckle ri olumaya balamt. Bir biimde, kelimeler gnah karmaya d nmt. "Bak," dedi sonra. "zr dilerim." 390 "Ne iin?"

4'n Kural

195

"Charlie'yi grmeye ilk seferinde gitmeliydim. Seni ve Paul' grdmde." "Unut gitsin." "Ben inatym. Her zaman inat oldum." Her zaman szcklerini stlerine basarak sylemiti, sanki, bak Tom, bir eyler deimedi, demeye alyordu. Ama her ey deimiti. Bir haftada, bir gnde, bir saatte. Charlie, sonra Paul. imdi, birdenbire Gil. "Bilmiyorum," dedim, ona. "Neyi bilmiyorsun?" "Btn bu zaman boyunca ne yapmakta olduunu. Neden her eyin farkl olduunu. Tannm, hatta gelecek yl ne yapacan bile bilmiyorum." Arka cebinden anahtarln kard ve kaplan at. "Hadi gidelim," dedi. "Donarak lmeden nce." Karda, hastane otoparknda sadece ikimiz ylece durduk. Gk yznde gne ortal kl rengine boyayarak kaybolmak zereydi. "Bin," dedi. "Hadi konualm biraz."

391

4 'n Kural ama yalanm olamayacak kadar da gen olan anneni veya kz kar deini grmek, ilk kez onlarn bakalarna nasl grndklerini kav ramak, onlar tanmyor olsan sana ne kadar gzel geleceklerini fark etmek, babann ve enitenin onlar ilk grdklerinde hissettiklerini hissetmek gibiydi. "Drst olmam gerekirse," diye devam ediyordu Gil. "Henz bir karar vermedim. Babamn nasihat verebilecek biri olduundan emin deilim. Saab onun fikriydi ve bir hatayd. Bizim yamzdayken ne istediini dnyordu. Benimle de sanki baka biriymiim

196

Blm 25
O gece Gil'i yeniden ilk kez, muhtemelen ayn zamanda son kez tanma frsatm oldu. Neredeyse benim hatrladm kadar eki ciydi; komik, ilgin, nem verdii konularda akll, nem verme diklerinde kendini beenmi. Arabayla eve dndk, Sinatra dinli yorduk, sohbetimiz her naslsa hi bozulmadan sryordu ve daha baloya ne giyeceimi sormaya frsat bulamadan yatak odamzda tl, tertemiz bir smokinin asl olduunu grdm. Koruyucu nay lona bir de not ilitirilmiti. Tom, eer uymuyorsa ektin demektir. G. Onca iinin arasnda, benim takmlarmdan birini alp smokin ki ralayan bir dkkna gtrm ve ayn lde bir tane kiralamt. "Babam biraz kendime zaman ayrmam sylyor," dedi daha nceki soruma yant olarak. "Bir sre Avrupa'ya, Gney Ameri ka'ya seyahat etmemi istiyor." nsann onca zamandr tand birini yeniden hatrlamas tu haf bir eydi. Bydn eve dnp de, aklnda nasl kaldn fark etmek, eritiin duvarlarn ve atn kaplarn o zamandan bu yana hep aklndaki gibi kaldn grmek gibi deildi. Daha ok, eve d np son grdnden bu yana bym olamayacak kadar byk, 392

gibi konuuyor." Gil haklyd. Artk Nassau Binas'na pantolonunu brakan bi rinci snf rencisi deildi. O zamanlardan ok daha zenli ve ihti yatlyd imdi. Onu grnce dnyann ka bucak olduunu anlam, kendisiyle bark biri olduunu dnrdnz. Konumasndaki ve vcut dilindeki doal otorite artk iyice belirgin bir hal alm, Ivy'den kaynaklanan bir kalite eklenmiti. Giydii kyafetler daha gsteri sizdi. Salar yine dikkati ekecek kadar uzun olmakla beraber artk hep dzgnd. Bunun ardnda bir bilim yatyor olmalyd, nk salarnn ne zaman kesildiini asla fark edemezdiniz. Azck kilo al mt ve bu onu farkl bir biimde yakkl yapyor, daha arbal grnmesini salyordu. Exeter'dan gelen hafif yapmack halleri de -kk parmana takt yzk, kulandaki minik kpe- tamamen ortadan kaybolmutu. "Anladm ki son ana kadar bekleyeceim. Mezuniyet trenin de karar vereceim, spontane bir ekilde, beklenmedik bir eye. Belki mimar olurum. Belki yelkencilie dnerim." Oradayd, stn deitiriyor, benim nmde yn pantolonu nu karyor, benim nasl tam bir yabanc olduumu, bu halimi da ha nce hi grmemi olduumu alglamyordu. Aslnda belki de
393

lan Caldvvell & Dustin Thomason


kendime bile yabanc olduumu dndm, Katie'nin dn btn gece bekledii kiiyi, bu en son halimi, bu son dakikada ortaya kan beni hi tanmadm. Burada bir bilmece vard, bir paradoks. Kurbaalar ve kuyular, bir aynaya bakp gemii gren Tom Sullivan'n acayip durumu. Gil eski bir fkray anlatmaya balamt. "Adamn biri rl plak vaziyette bir bara girmi. Bann stnde de bir rdek oturuyormu. Barmen, 'Cari, bugn sende bir deiiklik var gibi,' demi. Bunun zerine rdek ban sallayp, 'Harry, vallahi anlatsam inan mazsn,' demi." Neden bu fkray setiini merak ettim. Belki de bandan be ri o da ayn yerdeydi. Hepimiz onunla baka biriymi gibi konuu yorduk. Saab ona bizim yaktrdmz arabayd ve bizim hatamzd. Gil'in kendisi beklenmeyen, spontane bir eydi. Bir mimar, bir denizci, bir rdek. "Geen gn radyoda ne dinledim biliyor musun?" diye sordu. "Anna'yla aynldktan sonra?" "Sinatra." Ama bu cevabn yanl olduunu biliyordum. "Samba," dedi. "Radyo istasyonlann kurcalyordum ve WPRB' de Latin mzikleri alyordu. Enstrmantal bir eyler, ark yoktu. Muhteem bir ritim. artc bir ritim." WPRB. Kz renciler Princeton'a ilk geldiklerinde Handel'in Messiah'sm alan kampus radyosu. Gil'le ilk tantmz geceyi hatrladm, Nassau Binas'nn dndaki an kulesinin orada. Karanhklann iinden rumba yaparak km ve, "imdi kvr bebeim. Dans et" demiti. Tantmz ilk gnden beri, piyanoda almaya alt caz parasyla birlikte onu hep mzikle beraber dnr dm. Belki de, bunca yeninin arasnda yine de eskiden kalan bir eyler de vard. 394

197
4 'n Kural "Onu zlemiyorum," dedi ilk kez beni konuya dahil etmeye alarak. "Sana u eyden sryordu. Briyantin denen eyden. Kuafr vermi. Elektrik sprgesiyle sprldkten sonra ortalk nasl kokar bilir misin? Hani scak ve temiz?" "Tabi." "te onun gibiydi. Herhalde yanana kadar kurutucuya tutu yordu. Ban bana doru her eiinde, iimden, tpk halm gibi ko kuyorsun, derdim." imdi her yerdeydi, zgrce iletiim kuruyordu. "Baka kim byle kokard biliyor musun?" diye sordu. "Kim?" "Eskileri dn. lk yl." Scak ve temiz. nsann aklna Rockefeller'daki mine geli yordu ilk anda. "Lana McKnight," dedim. Ban sallad. "Sizin nasl o kadar sre birlikte olduunuzu asla anlayamadm. Kimya ok garip bir ey. Charlie ile ne zaman aynlacaksmz diye iddiaya girerdik." "Bana Lana'dan holandn sylemiti." "Onun ilk yl kt kz hatrlyor musun?" dedi Gil, oktan baka bir konuya atlamt bile. "Charlie'nin mi?" "Ad Sharon'd galiba?" "Hani gzlerinin renkleri farkl olan?" "Bak onun muhteem kokan salar vard ite. Hatrlyorum, Charlie'yi beklemek iin bazen bizim odada otururdu. Btn oda annemin kulland losyon gibi kokard. Ne olduunu hi rene medim ama her zaman ok sevmiimdir." 395

lan Caldvvell & Dustin Thomason


Gil'in daha nce bana sadece vey annelerinden sz ettiini, asla z annesinden bahsetmediini fark ettim. Yaknlamamz onu amt. "Neden ayrldklarn biliyor musun?" "nk kz, onu bandan att." Gil ban sallad. "nk Charlie, kzn arkasn toplamaktan yoruldu. Kz her eyini -kazaklarn, para antasn, her eyini- bi zim odada brakr giderdi. Charlie de onlan toparlayp geri gtrr d. Bunun kastl bir hareket olduunu anlamad. Kz aslnda ona geceleri kendisini ziyaret edebilmesi iin sebep yaratyordu. Char lie ise sadece kzn bir salak olduunu dnyordu." O arada gmlein ular kalkk yakasnda kravatm balaya bilmek iin boumakla meguldm bir yandan. Sevgili eski dost Charlie. Bebek gibi saf. "Kz ayrlmad ondan," diye devam ediyordu Gil. "Charlie'yi tanyan kzlar asla ayrlmak istemezler ondan. Her zaman aynlan o olur." Sesinde Charlie'yle ilgili bir gerei vurgulayan belli belirsiz bir tn vard. Aklda tutmaya deer nemli bir karakter zelliinin, bu kusur bulma huyunun altn izmek ister gibiydi. Sanki bylece Gil'in onunla yaad sorunlarn nedeni de ortaya km olacakt. Gil kendini yakalad ve, "O iyi bir adam," dedi. Bu ekilde brakmaktan honut grnyordu. Odada bir sre kuman kumaa srtnmesinden doan hrtlardan baka bir ses duyulmad, nk o arada ben kravatm bir kere daha zyordum, yeniden deneyecektim. Gil kendi yatana oturdu ve parmaklann salarndan geirdi. Bu alkanl salan daha uzunken edinmiti. Elleri henz deiiklie adapte olamamlard. 396

4'n Kural Sonunda, kanatl bir cevizi andran bir dm yapmay becerebildim. Aynaya baktm ve yeterince iyi olduuna karar verdim. Ceketimi giydim. Mkemmel oturmutu, hatta benim kendi ceke timden bile daha iyiydi. Gil hl sessizdi. Aynada sanki bir resme bakarm gibi kendi sine bakyordu. te bakanlk dneminin sonuna da gelmitik. Ivy'ye elveda gecesine. Yarn kulp gelecek yln ekibi tarafndan ynetiliyor olacakt, semelerde oluturduu ekip tarafndan ve Gil kendi evinde yaayan bir hayalet olacakt. Princeton'n en iyi bildi i blm, sonuna gelmiti. "Hey," dedim, odasnn giriinde durup. "Bu gece iyi vakit ge irmeye al." Beni duymu gibi grnmyordu. Cep telefonunu arj aletine takm, yanp snen n izliyordu. "lerin bu hale gelmemi ol masn isterdim," dedi. "Charlie iyi olacak," dedim. Ama gzlerini mcevher kutusundan ayrmad, deerli eyleri ni koyduu ince, ahap bir kutuydu bu, avucuyla kutunun stndeki tozlan sildi. Odann Charlie'ye ait yansnda her ey eski ama pnl pnld; dolabn yannda ilk ylmzdan kalma bir ift spor ayakkabs duruyordu, backlan iine sokulmu vaziyetteydi; geen yldan ka lanlar hl hafta sonlan kullanlmaktayd. Ama odann Gil'e ait yansndaki eyalar yaamyor gibiydi; her ey yeni ama ayn zamanda da tozluydu. Kutudan gm bir saat kard, bunu zel gnlerde ta kard. Saat durmu olduu iin kurmak iin hafife kurcalad. "Saatin ka?" diye sordu. Saatimi gsterdim ve o da kendininkini ayarlad. Danda gece ilerliyordu. Gil anahtarlarn eline ald, sonra da cep telefonunu arj aletinden kard. "Babamn niversitede en 397

198

Ian Caldwell & Dustin Thomason sevdii gn, son ylndaki Ivy balosuymu," dedi. "Srekli bunu an latr." Richard Cuny'yi, onun Paul'e Ivy hakknda anlattklarn d ndm. Sanki bir ryada yaamak gibiydi diyor, mkemmel bir ryada. Gil saatini kulana gtrd. Sanki saatin sesinde bir mucize ye tank oluyormu, bir deniz kabuundan okyanusun sesini dinli yormu gibi dinledi. "Hazr msn?" diye sordu, saati bileine geirirken. imdi beni inceliyor, smokinin duruunu kontrol ediyordu. "Fena deil," dedi. "Sannm Katie'nin onayn alr." "Sen iyi misin?" diye sordum. Gil ceketini giydi ve ban sallad. "Bu geceyi ocuklanma anlatacam sanmyorum. Ama evet. yiyim." Kilitlemeden nce kapda ikimiz de durup ieri son bir gz at tk. Iklar kapannca odaya glgeler dolumutu. Son bir kez cam dan aya baktmda, zihnimdeki gzlerimin nne Paul'n grnt s yansd, eski paltosuna sannm, yorgun argn kampusu geiyor, tek bana. Gil saatine bakt ve, "Tam zamannda orda olmalyz," dedi. Sonra o ve ben, siyah takmlanmz, siyah pabulanmzla, ge ce renklerine brnm karlann stnde bekleyen Saab'a doru yo la ktk.

4'n Kural leyen tula duvarlann zerinde, kale surlar gibi grnmelerine yol aan birikintiler oluturmutu. Ancak, n kapya giden yol temiz lenmi ve zerine ince bir tabaka siyah akl ta dklmt. Kaya tuzu gibi, bu talar da yoldaki karlan eritmiti. Etkiyi artran ey, bi nann n ksmndaki cumbalara aslm drt uzun kumat. Her bi rinin ortasndan dikey olarak, sarmak yeili bir izgi iniyordu ve iki yanlarnda altn ans eritler vard. Gil Saab' kendi yerine park ederken, kulp yeleri ve baz da vetliler ikier ikier, her iftin girii arasnda belli bir ara brakarak, herhangi bir skmaya neden olmayacak biimde ar ar ieri gi riyorlard. Gil farlan kapatrken, son snflann en son geldiklerini, nk mezun olacaklann zel bir biimde karlanmasnn det ol duunu anlatyordu. Kulbn iine girdiimizde ierideki havann vcut slanyla, alkol ve yiyeceklerin tatl kokusuyla, bir araya gelen, sonra aynlan, sonra bakalanyla bir araya gelen insanlann sohbetleriyle arla m olduunu fark ettim. Gil'in girii alklarla ve tezahratlarla karland. kinci ve nc snf rencileri onu karlamak iin gi riin karsna dizilmilerdi, bazlan Gil diye bamyorlard. Bir an, yine de bu gecenin onun bekledii, babasnn hatrlad gece gibi bir gece olabileceini dndm. Alklar ok uzun sre devam edince, onlarla ilgisini kesip ba na, "Eh," dedi. "te bu." Kulb nasl deitirdiklerini grmek iin etrafma bakndm. Gil'in onca zamandr yapt eitli iler, planlamalar, iekilerle, yemek irketleriyle yapt toplantlar, sadece odamzda iler yolun da gitmezken snd birer bahane olmaktan kmt. Her ey farklyd gerekten. Daha nceki koltuklar ve masalar kaldnlmt. Onlarn yerine ndeki salonun kelerine, eyrek daire biiminde 399

199

Bir kyafet balosu demiti Gil, bana. Ve gerekten de bir kya fet balosuydu. Kulbn dandan grnts muhteemdi. Tm Pros pect Bulvan'nn odak noktas olmutu. Kar kulp bahesini evre398

l a n Galdvvell & Dustin Thomason masalar konmutu, hepsine koyu yeil, yere kadar rtler seriliydi ve zerlerinde ileri tka basa yiyecek dolu porselen servis tabaklan diziliydi. Her masann ardnda, tpk sa tarafmzda kalan iki barnda olduu gibi, beyaz eldivenler giymi grevliler bekliyordu. Her yer ieklere boulmutu, yle hercai iekler yoktu, sadece beyaz zambaklar ve siyah orkidelerle, bunlarn daha nce hi gr mediim eitleri vard. Siyah smokinlerin ve siyah gece elbiseleri nin kaynad salonda neredeyse kahverengi mee duvarlar bile g rnmez olmutu. Nereden kt belli olmayan, beyaz kravatl bir garson, elin deki tepsiyi uzatarak, "Efendim alr mydnz?" dedi. Tepside eit li kanepeler ve mantarlar vard. Garson kanepelerden birini gsterip "Kuzu etli." Baka birini gsterip, "Ve beyaz ikolatal," dedi. "Alsana bir tane," dedi Gil. Bunun zerine aldm ve gnn btn al, nleri kanm, hastane yemekleri zerine kurduumuz fanteziler bir anda aklma geldi. Baka bir garson elinde ampanya kadehleriyle dolu bir tep siyle yananca kendimi tutamadm yine. ampanyadan yzme doru ykselen baloncuklar dncelerimi Paul'e kaydrmamam iin yardmc oluyordu. Tam o anda, daha nce ypranm lobi koltuklarnn durduu yerden, yani yemek salonunun giriinden bir mzik drtls kt or taya. Keye bir piyano ve davul seti yerletirilmiti. Aralarnda bas ve elektro gitarlar iin yer braklmt. O ana uygun olarak Rap&Blues tarz almaya baladlar. Eer Gil'i iyi tanyorsam, daha sonra caz alacaklard. "Birazdan dnerim," dedi ve birdenbire yanmdan aynlp mer divenlere yneldi. Her basamakta yelerden biri onu durdurup ho bir eyler sylyor, glmsyor, elini skyor, bazen de sarlyordu. 400

4 'n Kural Gil geerken Donald Morgan'm, yani gelecekteki kraln da rahat, iten bir tavrla elini omzuna koyduunu grdm. kinci snf kzla r, ellerinde ikileri, kulbn kaybndan, kendi kayplarndan zgn, buulu gzlerle Gil'e bakyorlard. O bu gecenin kahramanyd, hem onurlu ev sahibi, hem de onur konuuydu. Nereye gitse etraf sanlyordu. Ama bir biimde, yannda kimse olmakszn -Brooks, Anna veya bizden biri- daha imdiden yalnz grnmekteydi. "Tom," diye biri seslendi arkamdan. Dndm ve bir anda burnuma nefis bir koku geldi, Gil'in an nesinin ve Charlie'nin kz arkadann kulland koku bu olmaly d, nk bende ayn etkiyi yaratmt. Eer Katie'yi en ok, onu sa la, salar toplanm, gmlei ieri tktrlm grdm zaman sevmisem, o zaman ben bir aptalm demekti. nk u anda siyah gece elbisesinin iinde, salar ak, kprck kemiine ve gsne dklm karmda duruyordu ve elim ayam kesilmiti onu g rnce. "Aman Tannm." Bir elini ceketimin klapasna koyup bu scakta hl erimeden kalm bir kar tanesini silkeledi. "Sana da aman Tanrm," dedi sonra. Sesinde harikulade bir ey vard, bir memnuniyet, bir rahatla ma ifadesi. "Gil nerde?" diye sordu. "Yukarda." Geen bir tepsiden iki ampanya kadehi daha ald. Birini bana uzatp, "erefe," dedi. "E, senin kim olman gere kiyor?" Ne demek istediini anlamadm iin duraksadm. "Kostmn. Kim olarak geldin?" O srada Gil geri dnmt.

200

lan Caldvvell & Dustin Thomason


"Hey," dedi Katie. "Uzun zamandr grmemitik." Gil ikimizi de tepeden trnaa szp gururlu bir baba gibi g lmsedi. "kiniz de harika grnyorsunuz." Katie gld. "Peki sen kimsin?" Gil gsterili bir hareketle ceketinin yann kaldrd. Yukan ne yapmaya gittiini ancak imdi anlayabilmitim. Orada, sol yannda belinden sa kalasna doru sarkan siyah deri bir kemer vard im di. Kemere deri bir klf taklyd ve klfn iinde de sap fildii kak mal bir tabanca aslmt. "Aaron Burr," dedi. "1772 snf." "arpc," dedi Katie tabancann incimsi dipiine bakarak. "Nedir bu?" diye sordum. Gil arm grnd. "Kostmm. Burr bir delloda Hamilton' vurmutu." Kolunu srtma atp beni birinci ve ikinci kat arasndaki sahan la doru gtrd. "Jamie Ness'in takt yaka rozetlerini grdn m?" Papyonu na eitli mzik anahtarlar ilenmi, sarn bir son snf rencisi ni gsteriyordu. Sa klapasnda kahverengi oval bir rozet grebildim; sadakinde ise yuvarlak siyah bir tane vard. "O bir futbol rozeti," dedi Gil. "u da hokey. O Hobey Baker, Ivy 1914 dnemi. Hem futbol, hem hokey sahalarnda nl olmay baarm tek kii. Hobey burda ark syleyen bir grubun da yesiy di; o yzden Jamie'nin papyonunda notalar var." Gil imdi de uzun boylu, parlak krmz sal bir son snf rencisini gsteriyordu. "Chris Bentham, Doug'n sa yanndaki ise James Madison, 1771 snf. Gmlek dmelerine bakarak ne oldu unu syleyebilirsin. En stteki Princeton mhr, Madison mezun402

4 'n Kural lar birliinin ilk bakanyd. Ve drdnc de bir Amerikan bayragla

201

sesinde mekanik bir hava vard, bir tur rehberi gibi konuuyor, adeta kafasnn iinde yazl bir metni okuyordu. "Hemen kendine bir kostm yarat," diye araya girdi Katie merdivenlerin bandan. Bu adan baknca elbisenin ne kadar yaktn daha iyi g rebilmitim. Gil, ona dnp, "Ah, dinleyin," dedi. "Halletmem gereken bir eyler var. Bir saniye bensiz idare edebilir misiniz?" ki barnn bulunduu yerden Brooks duvara dayanm bir beyaz eldivenliyi gsteriyordu. "Grevlilerden biri sarho olmu," dedi Gil. "Keyfine bak," dedim, bu ykseklikten baknca Katie'nin boy nunun ne kadar incecik grndn fark etmitim, ayiei sap gibi narindi. "Bir eye ihtiyacnz olursa haber verin bana," dedi. Yan yana merdivenlerden inmeye baladk. Orkestra Duke Ellington'dan bir para alyor, ampanya kadehleri ngrdyor ve Katie'nin koyu krmz ruju pme istei uyandryordu. "Dans etmek ister misin?" dedim son basama inince. Katie glmsedi ve elimi tuttu. Dinle... raylar titreiyor... "A" treninde... Merdivenlerin dibinde, Gil'inki raylar izlemi, benim vago num trenden aynlmt.

403

4 'n Kural "Kim?" diye sordu. kimiz de zor nefes alyorduk. Alnnda minik ter damlacklar olumaya balamt. "F. Scott Fitzgerald." Katie ban sallayp glmsedi. Dilini dilerinin arasndaki bo lua kstrmt. "Olamazsn," dedi. "Scott Fitzgerald olmak yasak." Mzikte birbirimizi duyabilmek iin, ikimiz de azlarmz dierinin kulana yaklatrm, bararak konuuyorduk. "Niyeymi?" dedim. Azma sann birka teli taklmt.

202

Blm 26
Dans pisti kulbn geri kalanna gre on derece daha scakt, iftler birbirlerine skca sarlm dolanyorlard etrafmzda birer k k gezegen gibi, ama ben orada rahatlamtm. Katie ile Ivy'de ta ntmz geceden bu yana ok dans etmitik. Her hafta sonu Prospect Bulvan'ndaki kulpler her zevke uygun orkestralar getirtirlerdi ve birka ay iinde balo mziinden Latin mziklerine, tm mzik eitleriyle dans eder olmutuk. Katie daha nce dokuz yl tap dans yapt iin onda , drt dansya yetecek kadar zarafet ve incelik vard. Bu da ikimiz arasnda, etraftakiler kadar gzel dans edebilme dengesini salyordu. Ancak, o bu cazip klktayken kendimi topar lamam zor oluyordu. ampanyann da etkisiyle giderek daha gz pek dans ediyorduk. Bir dn srasnda neredeyse onu dryor dum, bir keresinde de o bir figr esnasnda etrafmzda ne varsa de viriyordu az kalsn. Yaknda pistte tehlikeli olmaya balayacaktk. "Kim olduuma karar verdim," dedim srtndan onu kendime doru ekerek. Aramzda harika bir temas olumutu, gsleri gsmn stnde skmt. 404

Boynuna belli ki karanlk odada yapt gibi, birka nokta parfm srmt ve parfmnn kokusu, farkl giyinmi olsak da ayn kii ler olduumuzu hatrlatmaya yetiyordu. "nk o bir Cottage yesiydi," dedi ne doru eilerek. "Bu kfr saylr." Glmsedim. "Peki bu ne kadar devam edecek?" "Balo mu? Servis balayana kadar." Ertesi gnn Paskalya olduunu hatrlamam bir saniye srd. "Gece yansnda m?" diye sordum. Ban sallad. "Kelly'yle tekiler apeldeki trene katlm ko nusunda endieliler." Neredeyse ayn anda bir dn daha yaptk ve Kelly Danner gr alanmza girdi, iaret parman arpc bir smokin yelei giymi bir ikinci snf rencisine dorultmu, bir prensi kurbaaya evirmeye hazrlanan bir cad gibi duruyordu. Gil'in bile oyun oy namaya kalkmad, gl kadn Kelly Danner. "Herkesi gtrecekler mi?" diye sordum, bunu Kelly'nin bile kolayca baaramayacan dnerek. Katie ban sallad. "Kulb kapatacaklar ve millete gitmele rini nerecekler." 405

lan Galdvvell & Dustin Thomason


Kelly hakknda konuurken sesinde bir sknt olduunu sezi yordum o yzden stelememeye karar verdim. Etrafmzdaki iftle ri izlerken, burada hep yalnz grnen Paul' dnmeden edemi yordum. Tam o anda, herkese tepeden bakabilmek iin zellikle ge kalm, son bir iftin kapda grnmesiyle btn partinin ritmi azal d aniden. Parker Hassett ve kz arkada gelmilerdi. Parker sz n tutarak salann kahverengiye boyam, iyice sola yatrm ve al trenlerinde giyilen trden, beyaz yakal bir smokin giyip be yaz kravat takmt, tuhaf bir ekilde John Kennedy'ye benzemiti. Veronica Terry de gerekten syledii gibiydi. Rzgrdan uuuyormu gibi grnen platin rengi salan, elma ekerine benzer ruju ve alttan hava verilmese de havalanan etekleri ile hk demi Marilyn Monroe'nun burnundan dmt. Kyafet balosu asl imdi bala mt. Klk deitirmi bir salon dolusu insan arasnda, tac mutla ka bu ikili kazanrd. Ama Parker'n karlan cansz oldu. Her yere sessizlik k mt; uzak kelerden slklar duyuluyordu. Gil ikinci katn sahan lndan kalabal susturmay baarabilen tek kii olunca, en son gelme onurunun ona ait olmas gerektiini ve Parker'n bakann balosuna bakanm gibi girdiini hissettim. Gil'in srarlaryla salonda hava giderek yatt. Parker iki ba rna doru hzl bir dal yapt ve sonra bir elinde arap kadehi, br elinde Veronica Terry olduu halde dans pistine ilerledi. Yaklat nda yrrken kasldn fark ettim; salondaki en sevimsiz kii ka bul edildiinden haberi bile yoktu. Yeterince yanmza geldiinde bunu nasl baardn anladm. Kokteyl bulutlarnn stnde uu yordu, oktan sarho olmutu. 406

4 'n Kurak Katie o gelirken bana biraz daha sokulmutu ama aralarndaki hakmay grene kadar buna bir anlam veremedim. Parker, ona an laml bir bak frlatmt, ineleyici, cinsellik ieren, kendini his settiren bir bak ve Katie, beni elimden tuttuu gibi dans pistinin dna srkledi. Yeterince uzaklanca, "Btn bunlar ne anlama geliyor?" di ye sordum. Orkestra Marvin Gaye'den bir para alyordu, gitarlar inliyor, davullar gmbrdyor, Parker'n geliiyle den ritim yeniden yk seliyordu. John Kennedy, Marilyn Monroe'ya sarlm dnerken, bu garip tarihi manzara irkin bir kambur oluturuyor ve salondaki b tn dier iftler onlann etrafn bo brakacak bir ekilde dans ede rek adeta bu sosyal czamllara karantina uyguluyordu. Katie ok zgn grnyordu. Dansmzn o byl havas ta mamen buhar olup umutu. "u pis herif," dedi. "Ne yapt?" Sonra her eyi bir anda anlatt; benim duyamayacak kadar uzaklarda olduum srada gelien, bana bugne kadar anlatmaya kalkmad hikyeyi. "Parker semelerde beni nc kata gtrmeye alt. Ona plak dans etmezsem bana kar oy kullanacan syledi. imdi de bunu komik sanyor." Byk salonun tam ortasnda, elleri Veronica'nn kalalarnda dans eden Parker' grebileceimiz bir yerdeydik. "Orospu ocuu. Peki sen ne yaptn?" "Gil'e syledim." Gil'in adn annca gzleri merdivenlerde iki nc snf rencisiyle sohbet etmekte olan Gil'e kaymt. "Hepsi bu mu?" 407

203

l a n Caldvvell & Dustin Thomason Donald'dan sz etmesini, bana uzaklarda olduumu hatrlat masn bekledim ama yapmad. Btn syledii, "Evet. O da Parker' semelerden att," oldu. Bana bunu mesele yapmamam gerektiini, benim bu biimde duymam istemediini anlatmaya altn biliyordum. Zaten bu yzden yeterince zlmt. Ama sinirim giderek trmanyordu. "Parker'a iki ift laf edeceim," dedim. Katie, bana keskin bir ifadeyle bakt. "Hayr Tom. Bu gece ol maz." "Orda ylece..," "Bak," dedi szm kesip. "Unut bunu. O herifin gecemizi berbat etmesine izin verecek deiliz." "Sadece ona..." Bir parman dudaklarmn stne koydu. "Biliyorum. Hadi baka bir yere gidelim." Etrafna baknd, ama her taraf smokin, sohbet, arap kadehi ve gm tepsili garson kaynyordu. Bu da Ivy'nin bysyd. As la yalnz olmazdk burada. "Belki Bakanlk Odas'na gidebiliriz," dedim. Ban sallad. "Gil'e soraym." Girin adn sylerken duyduu gveni hissettim sesinde. Gil, ona kar nazik olmutu her zaman, hatta nezaketten de te sahip lenmiti. Parker sorununda ona gitmiti, ben ortalklarda yokken. imdi de en ufak bir eyde aklna o geliyordu. Belki kahvaltda yap tklar konuma da Katie asndan anlamlyd Gil unutmu olsa da hi. Gil. onun iin bir aabey gibi olmutu, tpk ilk yl benim iin de olduu gibi. Ona iyi gelen bir ey ikimize de iyi gelecek demekti. Katie'ye, "Sorun deil," demiti. "Kimsecikler yok orda." 408

4 'n Kural Bylece Katie'nin ardndan merdivenlerden inmeye baladm, elbisesinin altnda kaslarnn gerginliini, bacaklarnn hareketleri ni, kalalarnn skln grebiliyordum. Iklar yaknca Paul'le pek ok gece boyu altmz oday grdm. Balo hazrlklar srasnda oda deitirilmemi, ellenmeden braklmt. Her tarafta neredeyse bizim boyumuza gelen kitap da lan diziliydi, notlar, izimler odann orasna burasna ylmt. "Buras o kadar da scak deil," dedim, ona syleyecek bir ey ler bulmaya alarak. Belli ki birinci kat ar scak tutabilmek iin geri kalan yerlerde termostat drmlerdi. Katie etrafa bakmyordu. minenin kenanna Paul'n notlar tutturulmutu, duvarlarda izimler aslyd. Colonna'yla evrilmi vaziyetteydik. "Belki de buraya gelmememiz gerekirdi," dedi. Paul'n dnyasna izinsiz girmi olmaktan m, yoksa Paul'n bizim dnyamza izinsiz gireceinden mi endie ediyordu bilemiyo rum. Oday szerek orada dikildike aramzdaki mesafenin de artt n hissediyordum. htiyacmz olan, byle bir yer deildi. "Hi Schrdinger'in kedisini duymu muydun?" dedim so nunda, nk hissettiklerimi anlatacak baka bir yol bulamamtm. "Felsefede mi?" dedi. "Herhangi bir yerde." lk fizik dersinde profesr, oumuzun henz v - -r/r iin bi raz geride olduunu grnce, dalga mekaniklerini anlamamz iin Schrdinger'in kedisini bir rnek olarak kullanmt. Hayali bir ke di bir doz siyanrle birlikte kilitli bir kutuya konuyordu, siyanr sa dece bir Geiger sayac tetiklendii takdirde verilecekti. Sanyorum mesele, kutuyu sahiden amadan, kedinin canl m yoksa l m ol duunu sylemenin imknsz oluuydu; o zaman da olaslk kanunu 409

204

I a n Caldwell & Dustin Thomason kutuda yans l, yans canl bir kedi bulunduunu sylemeyi ge rektiriyordu. "Evet," dedi. "Ne ilgisi var?" "u anda yars canl, yans l kedi gibi hissediyorum," de dim. "Bu da hibir ey demek." Sylediklerim Katie'nin merakn uyandrmt. Sonunda ma saya oturup, "Kutuyu amak istiyorsun," dedi. Ben de onun yanma trmanp bam salladm. Koca tahta ma sa bizi sessizce kabullendi. Kastettiim eyin geri kalann, yani her birimizin, ayr ayn, dandaki bilim adam olduumuzu, bir araya gelince de kedi olduumuzu ona nasl anlatabileceimi bilmiyor dum. Bana cevap vermek yerine, sanki cazip bir ey sylemiim gi bi, parmayla sa akama dokundu ve sam kulamn arkasma itti. Belki de o benim bilmecemin zmn biliyordu zaten. Biz Schrdinger'in kedisinden byz, demek istiyordu. Tm iyi ke diler gibi bizim de dokuz canmz var. "Ohio'da hi byle kar yaar m?" diye sordu, bilinli olarak konuyu deitirmiti. Danda yeniden baladn biliyordum, es kisinden daha byk bir gle yere iniyordu karlar, bu senenin b tn k bu tek frtnada toplanmt. "Nisanda yamaz," dedim. Masann stnde yan yana oturuyorduk, aramzda birka san tim vard sadece. "New Hampshire'da da yamaz," dedi. "En azn dan nisanda." Yapmaya alt eyi, beni ekmeye alta noktay kabul lendim. Buras dnda herhangi bir yerde olalm istiyordu. Daima onun evdeki yaamyla, ailesinin yemek masas etrafna topland nda yaptklanyla ilgili daha fazla ey renmek istemitim. Be410

4 'n Kural nim iin Yukan New England, Amerikan Alpleri demekti; her ke de dalar, her yerde bir eyler getiren Saint Bernard'lar. "Kk kz kardeimle ben her zaman karda bunu yapardk," dedi. "Mary ile mi?" Ban sallad. "Her yl evimizin yaknndaki glck buz tu tunca buzda delikler amaya giderdik." "Neden?" ok gzel bir biimde glmsedi. "Bylece balklar nefes ala bilirlerdi." Merdivenlerin bandan yeler geiyordu, kk tartmalar duyuluyordu. "Sprge sopalannn saplann alr btn gl boyunca delikler aardk," dedi. "Bir kavanozun tepesini deler gibi." "Atebcekleri iin," dedim. Ban sallad ve elimi tuttu. "Buzda kayanlar bizden nefret ederlerdi." "Ablalanm beni kzak kaymaya gtrrlerdi," dedim. Katie'nin gzleri parlad. Benimle uraabilecei bir konu bul mutu; o ablayd, ben ise kk karde. "Columbus'ta yle yksek tepeler yoktur pek," diye devam et tim. "O yzden hep ayn yere giderdik." "Ve onlar seni kzakla yukar kadar ekerlerdi." "Bunu anlatm mydm sana?" "Ablalar hep yle yaparlar." Onu bir tepeye kzak ekerken dnemiyordum. Benim abla lanm oban kpekleri gibi glydler. "Sana Dick Mayfeld' anlatm mydm hi?" diye sordum. "Kim?"
411

205

Ian Caldwell & Dustin Thomason "Ablamn kt ocuk." "Ne olmu ona?" "Sarah, belki Dick arar diye hep beni telefonun bandan ko vard." Cmledeki serzenii anlamt. Bu da, ablalarn yapt eyler den biriydi. "Dick Mayfield'da benim numaram olduunu sanmyorum." Parmaklann benimkilere geirmi, glmsyordu. Elimde olmadan Paul' dndm, elleriyle yapt iareti. "Dick'te ablamn numaras vard," dedim. "Yanlarnda alevler izili, eski, krmz Camaro'su yetmiti numaray elde edebilmesi ne." Katie onaylamaz bir ekilde kafasn sallyordu. "Aygr Dick ve Civciv Makinesi," dedim. "Bunu bir kez yz ne kar da syledim ve annem beni yemek yemeden yataa gnder di." Dick Mayfeld belirdi gzmn nnde. Bana Minik Tom der di. Bir keresinde Camaro ile tura kmtk ve bana bir sr vermiti. Ne kadar ufak olduun nemli deil. nemli olan motorunu atele yen gcn bykl. "Mary de '64 Mustang kullanan bir ocukla kmt," dedi Katie. "Ona arka koltukta bir eyler yapp yapmadklanm sormu tum. Arabay kirletirim, bozarm diye ok fazla gerildiini syle miti." Seks hikyelerini araba hikyelerine evirip yceltiyorduk, bu, hibir ey sylemeyip her eyi sylemenin bir ekliydi. "lk kz arkadamn sudan rm bir VW' vard," dedim. "Arka koltua uzannca bir koku ykseliyordu, sui gibi. Orda her hangi bir ey yapmaya imkn yoktu."
412

4'n Kural Bana dnd. "lk kz arkadan araba kullanabiliyor muydu?" Neyi ele verdiimi anlayp bocaladm. "Ben dokuz yandaydm," dedim grtlam temizleyip. "O da on yedi." Katie gld ve arkasndan bir sessizlik oldu. Sonunda, o an gelmi gibiydi. "Paul'e syledim," dedim. Sadece bakt. "Artk kitap zerinde almyorum." Bir sre bir ey sylemedi. Elleriyle omuzlarna sarlp sn mak iin ovalad. En sonunda, bir sr ipucundan, bir sr temas tan sonra, odann ssndan ikyeti olduunu anlamtm. "Ceketimi ister misin?" dedim. Ban sallad. "Tylerim diken diken oluyor," dedi. Bakmamaya imkn yoktu. Kollar minik kabartlarla kaplan mt. Gslerinin arasndaki kvrm, porselen bir balerinin teni gi bi solgun grnyordu. Ceketimi karp omzuna koydum. "te." Sa kolum bir an teki omzuna demiti ama o uzanp elimi tuttu. Ben ona yar sarlm beklerken o iyice sokuldu. Parfmnn kokusunu yine duymaya balamtm salarnn arasndan. Bu, en sonunda, onun cevabyd. Katie bam yana edi ve ben de ceketin iinden elimi uzatp beline sarldm. Parmaklarm elbisesinin kumana deince beklen medik bir srtnme oldu ve elimin orada hem skca, hem de kolay ca kaldn fark ettim. Bir tutam sa yzne dmt ama geri it medi. Dudann hemen altna biraz ruj bulamt, o kadar hafifti ki ancak ok yakndan baknca grlebiliyordu, grnce ardm. Sonra artk hibir yerini gremeyeceim kadar yaknlatk ve dudaklanmn stne kapanan dudaklann scakln hissettim.
413

206

4 'n Kural "Buraya Gil'le konumaya geldim," dedi sohbeti ksa kesip. Katie ve ben, onun masann yanndaki duvardan baz eski i zimlerini, aylardr yapt gizli mezar taslaklarn toparlayn izle dik. Sonra geldii kadar hzla kapdan kp gitti. Kapy aralamasyla rzgrn ieride yaratt anafor yznden yerdeki ktlar d nerek uutular. Katie kendini ekip masadan inerken aklndan geenleri oku yabildiimi dndm. Bu kitaptan kamaya imkn yoktu. Dnya nn btn kararlan bir araya gelse onu geride brakmam mmkn

207

Blm 21
Tam pmemiz daha derinleirken kapnn aldm duy dum. nmzde dikilmi durann Paul olduunu fark ettiimde, ieri gireni terslemek zereydim. "Ne oluyor?" dedim toparlanarak. Paul rkek rkek etrafna bakmyordu. "Vincent' tekrar sor gulamaya almlar," demeyi becerdi sonunda. Odasnda Katie'yi bulmu olmanm oku, Katie'de, onu burada grm olmann oku biiminde yansmt. kisinin de durumu Taft'a yormasn mit ettim. "Ne zaman?" "Bir saat nce, belki iki. Enstit'deki Tim Stone'la imdi ko nutum." Rahatszlk verici bir sessizlik oldu. "Curry'yi buldun mu?" diye sordum dudaklarmdaki ruju si lerken. Fakat onun cevabn beklerken ikimizin de aklndan Hypnerotomachia ile ilgili tartmamz, benim kendime koymu olduum ncelikler geiyordu.

deildi. Hatta burada, Ivy'de bile, onu kafamzdan atabileceimizi sand bu meknda bile Hypnerotomachia her yeri kaplamt: duvarlan, havay. Hi ummadmz bir anda bile stmze geliyordu. Ancak beni artacak bir biimde, sadece Paul'n verdii ha bere odaklamt. "Hadi gel," dedi bir enerji patlamasyla. "Sam'i bulmam lazm. Taft' tutuklarlarsa balklar deitirmesi gerekir." Yukanda, ana salonda Paul'le Gil'i bir kede konuurken bulduk. Kulp mnzevisinin byle bir gecede ortaya km olma s, salonda bir sessizlie neden olmu gibiydi. "O nerde?" diye sordu Katie, Sam'in erkek arkadana. Cevab duyamayacak kadar karkt kafam. ki yldr, Paul'n, bodrumdaki zincirli kle diye btn Ivy esprilerinde alay ko nusu olduunu sanyordum. Ancak u anda son snf rencileri, sanki duvardaki resimlerden biri canlanm gibi dikkat kesilmiler di. Paul'n yzndeki ifade beklenti dolu, neredeyse mitsiz bir ifa deydi; eer tm kulbn onu izlediini bilmi olsa, durumunu by le belli etmezdi. Duyabilmek iin onlara biraz daha yaklatm, tam o anda Paul, Gil'e tandm, katlanm bir kd uzatyordu. Colonna'nn gizli mezannm haritasn.

414

415

I a n Caldwell & Dustin Thomason kisi de kmak iin dndklerinde, yeler Gil'in ana salondan kacan anladlar. nce son snf rencileri durumu fark etmi ti. Kulp grevlileri teker teker masalara, merdiven korkuluklarna, eski mee duvarlara parmak eklemleriyle vurmaya baladlar. Bunu ilk balatan bakan yardmcs Brooks olmutu, sonra Carter Sim mons kulp sayman; ve son olarak da her taraftan ayn vurular, ayakla tempolar, veda grlemeleri geldi. Hl dans pistinde olan Parker, dier herkesten daha yksek sesle tezahrat yapyordu son kez gze arpma umuduyla. Ama ok geti. Gil'in k da girii gi bi, tam zamannda, hayatta ancak bir kez yaplabilecek bir dans gi bi olmutu. Kalabaln grlts giderek azalrken ben de arkala rndan gittim. "Neler oluyor?" dedi.

4'n Kural

208

"Hibir ey," dedim. "Hadi aa inelim tekrar." "Sam'e telefonda ulaamadm," dedi, yanl anlayarak. "Taft meselesini renmesi gerek. Prens odasna gitsem sence bir sakn cas var m?" Gil frsat hissetmiti. "Tamam. Tom da bizimle Enstit'ye ge lir. Servis srasnda buluabiliriz tekrar." Katie tam ikna olmak zereydi ki, yzmdeki ifadeden kuku land. "Neden?" diye sordu. Gil fazla uzatmad. "nemli bir ey." Arkadalmz boyunca ok az tank olduum bir biimde, sesinin tonu meselenin kendisin den ok daha nemli olduunu vurgular biimde kmt. "Tamam," dedi Katie endieli bir tavrla ve uzanp ellerimi tut tu. "Seninle apelde buluuruz." Bir eyler daha sylemek zereydi ki aadan ar bir eyin dt ve ardndan da patlayan camlarn sesi duyuldu. Gil telala merdivenlere atld, biz de peinden kotuk. Bir en kaz ve bir glle karlatk. Her yerden kan rengi bir svyla birlik te krk cam paralar geliyordu. Btn bu hengamenin orta yerin de, evresi boalm bir halde Parker Hassett duruyordu; rkm ve sngs dm bir vaziyette. Az nce btn iki barm, raflaryla, ieleriyle, her eyle birlikte devirmiti. "Ne halt oluyor burda?" diye orada durmu seyreden bir ikin ci snf rencisine sordu, Gil. "Birden datt. Birisi ona dipso diye seslendi ve o da ldrd." Veronica Terry, artk yer yer arap lekeleriyle pembeye dn m, beyaz kabark eteklerini tutmutu. "Btn gece onunla ura tlar," diye baryordu.

Onlar Grevliler Odas'nda bulunca Gil, "Paul' Taft'n evi ne gtryoruz," dedi. "Ne?" "Ordan almas gereken bir ey varm. Bir plan." "imdi mi gidiyorsunuz?" "Taft polis merkezinde," dedi Paul'n aklamalarn papaan gibi tekrarlayp. "Paul' oraya gtrmemiz lazm." Dililerin dnn grebiliyordum. Yardm etmek istiyordu, Charlie'nin yapt gibi; hastanenin otoparknda sylediklerimin aksini kantlamak istiyordu. Paul hibir ey sylemedi. Yzndeki ifadeden Gil'le ikisinin bu ii halledebileceklerini dndn okuyabiliyordum. Tam Gil'e bunu yapamayacam, Paul'le ikisinin bensiz git meleri gerektiini anlatacaktm ki her ey daha da kart. Kapda Katie belirmiti.
416

417

F:27

I a n Caldwell & Dustin Thomason "Tanr akna," diye att Gil. "Nasl bu kadar sarho olmas na izin verirsin?" Kz, ona bo bo bakyordu, acma beklerken fkeyle karla mt. Yaknlarda duran parti davetlileri, tatmin olmuluk ifade eden tebessmlerini gizleyerek kendi aralarnda fsldayorlard. Brooks grevlilerden birine ban kaldrmasn ve raflara bod rumdan getirecei yeni ieleri dizmesini sylerken, yeni bakan havasna girmi grnen Donald Morgan da, soru yamurunun or tasnda Parker' yattrmaya alyordu. Kalabalktan sarho! Ay ya ve daha beter sfatlar sayan sesler ykseliyordu. Hakaret ieren gller duyuluyordu. Parker tam karmdayd, patlayan ielerden frlayan camlar en az yarm dzine yerini kesmiti, tepeden trnaa ikiye bulanm, yaramaz bir ocuk gibi dikiliyordu. Sonunda Donald'a doru dndnde fke doluydu. Katie sanki baka trl kapanmyormu gibi azn eliyle rt mt. Parker bir anda Donald'n stne atld ve ikisi birden yere yuvarlandlar. Bir sre boutuktan sonra yerde yumruklamaya baladlar. Sonunda herkesin bekledii ov balamt, Parker'n bi rikmi milyonlarca suunu demesinin, nc katta yaptklarnn cezasn bulmasnn, iki yldr yapt zorbalklarn oluturduu nef ret dann altnda kalmasnn zaman gelmiti. O srada elinde ge ni yzeyli bir yer silgisiyle bir grevli gelmi, dven adamlarn etrafnda yerdeki svlar toparlamaya alyordu. Sert demenin stnde araplarla viskiler birbirine karm, duvarlara kadar sra mt. Hibir ey, ne paspas, ne hal, ne de yerde koca bir siyah kol ve bacak yn halinde, ters dnm bir bcein dzelmeye al mas gibi debelenerek boumaya devam eden adamlarn smokinle ri yerdeki sv birikimini emmiyordu.
418

4'n

Kural

209

"Hadi gidelim," dedi Gil artk baka birinin derdi olan arbede den uzaklaarak. Paul ile ben konumadan, viski, konyak ve araplara basa ba sa onu takip ettik.

m
Getiimiz yollar, byk beyaz bir cppenin stndeki siyah dikilere benziyordu. Gil'in gaza yklenmesine ve rzgrn etraf mzda delice esmesine ramen Saab yola salam basyordu. Nassau Caddesi'nde iki araba birbirine girmiti, ofrler baryor, sinyal ler yanp snyor, kaldrma yanam ekicinin zerine glgeleri vuruyordu. Kampusun kuzey ksmnda bir gvenlik grevlisi kul besinden kt, gvenlik klannm yaratt siste pembe grnyor du. Giriin kapal olduunu iaret etti, ama Paul zaten bizi kampus dna, batya doru yneltmiti. "Mektubu gster ona," dedi Gil. Paul paltosunun cebinden bir ey kard ve arka koltua, ba na uzatt. "Bu nedir?" Zarf tepesinden yrtlp almt ama sol st kesindeki renci Dekan kaesi grlebiliyordu. "Bu akam bizim posta kutusunda buldum," dedi Gil. Bay Harris, Bu mektup size, ofisimin, birinci tez danmannz Dr. Vincent Taft'n hakknzda yapm olduu eser alma iddiala rn aratrmak zere bir soruturma aacan bildirmek iin yazlmtr, iddialarn doas ve mezuniyetiniz zerindeki ola s etkileri nedeniyle, Disiplin Komitesi sizin durumunuzu ele
419

I a n Caldwell & Dustin Thomason almak ve bir karar oluturmak zere nmzdeki hafta zel bir toplant yapacaktr. Ltfen bir n grme dzenlemesi yapmak ve bu mektubu aldnz teyit etmek iin benimle te mas kurun. Sayglarmla, Marshall Meadows Mezuniyet Dnemi renci Dekan Yardmcs "Ne yaptn biliyordu," dedi Paul, ben mektubu okumay bi tirince. "Kim?" "Vincent. Bu sabah." "Seni mektupla tehdit ederken mi?" "Bana bir ey yapamayacan biliyordu. O yzden babana sa tamaya balad." Sesindeki gizli sulamay duyar gibi olmutum. Her ey benim Taft' ittiim ana gelip dayanmt. "Komaya balayan sendin," dedim dilerimin arasndan. Bir ukurdan geerken sspansiyon dans eder gibi olunca ara bann asisine erimi karlar srad. "Polisi aran da bendim," dedi. "Ne?' "O yzden polis Vincent' ieri ald," dedi. "Onlara Bili vurul duu srada Vincent' Dickinson'n yaknnda grdm syledim." "Yalan syledin yani." Gil'in bir tepki vermesini bekledim ama o gzlerini yoldan ayrmad. Paul'n ensesine bakarken, sanki yine babamn arabasmdaymm, arkadan kendimi seyrediyormuum gibi garip bir hisse kapldm. 420 "Bu mu?" dedi Gil.

4 'n Kural

210

nmzdeki evler beyaz ahap kaplyd. Taft'n evinde btn pencereler karanlkt. Hemen camlarn berisinde Enstit ormannn aa dizisi balyordu, aradaki sayvan beyazlann iinde gm gibi parlamaktayd. "Hl polis merkezinde," dedi Paul, neredeyse kendi kendine. "Iklar kapal." "Tanrm, Paul," dedim. "Plann burda olup olmadn bile bi lemezsin." "Saklayabilecei bir tek buras kald." Gil bizi duymuyordu dahi. Taft'm evini grnce sarslm, fre ni gevetip vitesi boa alm geri gitmeye hazrlanyordu. Ancak tam ayan debriyaja koyarken Paul birden kap koluna asld ve kapy ap kendini kaldrma att. "Kahretsin." Gil Saab' durdurup dar kt. "Paul!" Kapy anca rzgr kapnn etrafn sarm, sesini bomutu. Paul'n evi gstererek azn oynattn grebiliyordum. Karlara bata ka eve doru yrmeye balad sonra. "Paul..." Ben de arabadan ktm, sesimi fazla ykseltmemeye alyordum. Yandaki evden bir k geldi ama Paul aldrmad. Taft'm evinin n verandasna doru hzla yrd ve kulan kapya dayayp ha fife tklatt. Rzgr evin n yzndeki stunlan dvyor, saaklardaki karlan savuruyordu. Yandaki evin penceresi yeniden kararmt. eriden yant gelmeyince Paul kapnn tokman evirmeye al t ama kilitliydi. "Ne yapyoruz?" diye sordu Gil, yanna gitmiti. 421

l a n Caldvvell & Dustin Thomason Paul kapy tekrar tklatt ve sonra cebinden bir anahtar toma r karp birini kilide soktu. Kapya bir omuz vurup at. Mentee lerden tiz bir ses kmt. Onlara doru yrrken, "Bunu yapamayz," dedim, otoriter olmaya alarak. Ama Paul ieri girmi, ilk kat aratrmaya balamt bile. Tek kelime etmeden daha ierilere dald. Karanlklarn iinden, "Vincent?" dediini duydum. "Vincent burda msn?" Sesi uzaklat. Merdiven sahanlndan bir ayak sesi duydum, sonra bir ey duyulmaz oldu. "Nereye gitti?" dedi Gil, bana doru gelirken. eride garip bir koku vard, ok yakndan gelmiyordu ama glyd. Arkamzdan rzgr vuruyor, ceketlerimizi havalandrp Gil'in salann uuruyordu. Dndm ve kapy arkamzdan kapat tm. Gil'in cep telefonu almaya balad. Duvardaki bir dmeye dokundum ama klar yanmad. Gz lerim karanla almaya balamt. Taft'n oturma odas, barok mobilyalan, koyu renk duvarlar ve pene ayakl koltuklaryla nmdeydi. En dipte merdiven basamaklar grnyordu. Gil'in telefonu tekrar ald. Arkamdan geliyor, Paul' ar yordu. Kokunun younluu artmt. Merdivenin yanndaki sehpa da nesne vard. Eski psk bir czdan, bir anahtarlk ve bir gz lk. Birden her eyi anlar gibi oldum. Dndm. "Telefonunu a," dedim. O cebinden telefonu kanrken ben merdivenleri kmtm bile. "Katie?..." dediini duydum. Her ey glgelere karmt. Merdiven karanlkta bir prizma gibi kesik kesik grnyordu. Gil'in sesi ykseldi. 422 mu. Ne? Tanrm...

211
4 'n Kural Sonra hzla merdivenlere atld, arkamdan itip telala bara rak bana zaten bildiim eyi syledi. Taft polis merkezinde deilmi. Braklal bir saatten fazla ol Paul'n ln duyduumuzda tam merdiven sahanlna ulamtk. Gil, beni sktrp sesin geldii yere doru srkledi. Bir dal gayla arpmadan nce stme dalgann glgesinin dmesi gibi, ok ge kaldmz biliyordum, olan olmutu. Gil, beni geri itip sa a giden koridora dald ve ben kendimi gidip gelen igdsel parla malarn ortasnda buldum. Bacaklarm kendiliinden hareket edi yordu. Zaman yavalyor; dnya daha dk bir viteste dnyordu. Ah Tanrm, diye inledi Paul. Bana yardm et. Yatak odasnn duvarlar ay ile ykanmt. Paul'n sesi banyodan geliyordu. Koku da oradayd, havai fiek ve mantar ta bancas kokusu, yerli yerinde olmayan her eyin kokusu. Duvarlar da kan vard. Kvette de bir ceset. Paul dizlerinin stne km, porselen kvete dayanmt. Taft lmt.

Y* 'Si'
Gil sendeleyerek kendini dar att, ama benim gzlerim etraf ta gezindi. Taft kvetin iinde srtst yatyordu, gsnde bir kur un delii vard ve bir tane de gzlerinin arasnda. Alnndan hl kan szmaktayd. Paul titreyen kolunu uzatnca ani bir glme arzu su duydum. Duygular kabarp kayboluyorlard. Kendimi uykulu, neredeyse sarho gibi hissediyordum. 423

l a n Caldvvell & Dustin Thomason Gil polisi aryordu. Acil bir durum, diyordu. Olden Caddesi. Enstit'nn olduu yer. Sessizlikte sesi ok yksek geliyordu. Paul evin numarasn mrldand ve Gil telefona tekrarlad. abuk. Birden Paul kt yerden kalkt. "Burdan kmamz lazm." "Ne?" Duyularm yerine geliyordu. Paul'n omzuna elimi koydum, ama o ok gibi yatak odasna gitti, her yeri aryordu. Yatan altna, Taft'n dolabnn kaplan arasndaki atlaa, yksek kitap raflarnn kenarlanna bakyordu. "Burda deil..." dedi. Sonra dnd, aniden bir ey hatrlam, arplmt. "Harita," dedi. "Haritam nerde?" Gil sanki olan olmu, Paul sonunda akln karm gibi bana bakyordu. "Ivy'deki kilitli dolapta," dedi Paul'e sarlp. "Koyduumuz yerde." Ama Paul silkinip ondan kurtuldu ve merdivenlerden inmeye balad. Uzaktan yaklaan siren sesleri duyuluyordu. "Gidemeyiz," diye bardm. Gil, bana bir bakt ama onu takip etti. Sirenler daha yaklam t, arada bloklar vard ama sesleri giderek ykseliyordu. Pencereden metal rengine brnm tepeler grnyordu. Bir yerlerdeki bir ki lisede Paskalya balamt. "Polise onun hakknda yalan syledim," diye bard Paul ge riye doru. "Onu bulduklarnda burda olmamalym." Ben de pelerinden n kapya, oradan da Saab'a kotum. Gil motoru altrd, gaza yklenince botaki araba o kadar yksek ses 424

4'n Kural le tt ki yandaki evin klar tekrar yand. Vitesi bire takp tekrar gaza bast. Lastikler asfalta yaprken araba roket gibi frlad yerin den. Tam Gil bir yan yola saparken ilk devriye arabas caddenin br ucunda belirmiti. Arabann gelip Taft'n evinin nnde dur masn izledik. Gil dikiz aynasndan Paul'e bakp, "Nereye gidiyoruz?" dedi. "Ivy'ye," diye cevap verdi Paul.

212

425

213
4 'n Kural Kutsal Cuma gecesi konferansta, bana plann nerede olduunu syle Vincent ve yolundan ekileyim, demiti. Yapacamz tek ey bu. Ama Taft reddetmiti. Gil bir anahtar kard ve maun kutuyu at. "te," dedi Paul'e haritay uzatp. Yine Curry gelmiti gzmn nne, avluda Paul'e doru iler liyor, sonra dnp apele, Dickinson Binas'na ve Bili Stein'n ofi sine doru gidiyor. "Tanrm," dedi Gil. "Bu durumu nasl halledeceiz?"

Blm 28
Kulbe geldiimizde ortalk sessizdi. Birisi Parker'n ortaya sat ikileri emsin diye yere bezler sermiti, ama hl alkol gl ckleri panldyordu orada burada. Perdeler ve masa rtleri leke lenmiti. Personel de ortada grnmyordu. Kelly Danner kulpte tek bir canl brakmama benziyordu. kinci kata kan merdiven hals, davetlilerin ikiye batm ayakkablaryla gidip gelmeleri yznden slanmt. Grevliler Odas 'na girince Gil kapy kapatp tavandaki lambann dmesine bast. Krlan iki barndan kalanlar bir keye ylmt. mine de snmeye terk edilmi bir ate yanyordu, kzler hl arada bir alevleniyor, scaklk yayyordu ieriye. Masann stndeki telefonu grnce, Gil'in cep telefonu bo zulduu zaman hatrlayamam olduum numaray dndm ve aniden olup bitenleri kavradm. Bir hafza yanlgs, bir yanl ileti im. Richard Curry'yi Paul'e balayan hat parazit yapm ve bir bi imde Curry'nin mesaj kaybolmutu. Yine de Curry taleplerini ok net ortaya koymutu. / 426

"Polisi ara," dedim, ona. "Curry, Paul iin gelebilir." "Hayr," dedi Paul. "O bana bir ey yapmaz." Ama Gil baka bir eyi kastetmiti: yaptmz, yani Taft'n evinden kamz nasl halledeceimizi soruyordu. "Taft', Curry mi ldrm?" dedi. Kapy kilitledim. "Ve Stein' da ldrd." Odadaki hava bir anda boucu bir hal almt. Alt kattan geti rilmi bar kalntlar da odaya tatlms bir rme kokusu veriyordu. Gil masann banda duruyordu, konumad. Paul yine, "O bana bir ey yapmaz," dedi. Ama Stein'n masasnda bulduumuz mektubu hatrlamtm. Size bir teklifim var. Burada ikimize de yetecek kadar var. Sonra Curry'nin yant, u ana kadar yanl anlam olduum yant: Paul'den ne haber? "Yapar," dedim. "Yanlyorsun Tom." Paul kzmt. Ama artk btn bunlarn nereye kadar uzandn ok daha net gryordum. "Sergiyi gezerken Curry'ye gnl gstermitin," dedim. "Onu Taft'm aldn biliyordu." 427

Ian Caldwell & Dustin Thomason


"Evet, ama..." "Stein, ona senin tezini alacaklarn bile sylemiti. Curry, onu bunu yapmadan nce istiyordu." "Tom..." "Sonra, hastanede, ona bulduun her eyi anlattn. Hatta ona plan aradn bile syledin." "Yeter Tom," dedi. "Beni dinle." "Onlar o ldrd." imdi Paul kalbi krk bir ekilde eilmi Gil'e hi beklemedi im bir ey sylemeye balamt. "Evet. Ben de bunu sylyorum. Dinter misin beni? Hastane de kastettii ey buydu. Hatrlyor musun? Hani tam sen bekleme odasna gelmeden nce? Birbirimizi anlyoruz, olum. Beni dn mekten uyuyamadn anlatmt bana." "E?" Paul'n sesi titriyordu. "Sonra, ne yapacan bilseydim her e yi baka trl yapardm, dedi. Richard, onun Bill'i ldrdn bil diimi sanyordu. Vincent'n konferansndan erken kacam bil seydi, baka trl davranacan sylemek istemiti. Polisin benden kukulanmayaca bir ekilde." Gil gidip keden byke bir ktk ald ve mineye koydu. "Sergide bahsettii iiri hatrlyor musun?" "Browning. 'Andrea del Sarto.'" "Nasld o?" '"Sen hepimizin hayatlanna pek ok d gibi girdin,'" dedim. '"D? Uruna rpndmz, strap ektiimiz ve baaramad mz.'" "Neden bu iiri semiti ki?" "nk del Sarto'nun resmine uyuyordu." 428
1

4 'n Kural Paul elini masaya vurdu. "Hayr. nk biz onun, babann ve Vincent'n asla zemedii eyi zmtk. Richard'n btn yaa m boyunca dledii eyi yapmtk. rpnd, strap ektii ve baaramad eyi." Bir hsran kaplamt Paul', birlikte altmz, tek bir or ganizma olmamz, tek bir ortak dncemiz olmasn bekledii gnlerden beri grmediim bir hsran. Seni bu kadar uratrmamalyd. Senin iin bu kadar zor olmamalyd. Yine bilmece z yorduk. Bu kez, ikimizin de ayn biimde tanyor olmas gerektii ni dnd bir adam hakkndayd bilmece. Ben ne Colonna'y ne de Curry'yi asla Paul kadar iyi anlamamtm. "Anlamyorum," dedi Gil, aramzda bir eylerin, onun daha nce tank olmad bir eylerin gelitiini grmt. "Resimler," dedi Paul, hl bana anlatyor, grmemi salama ya alyordu. "Joseph hikyeleri. Hatta sana onlarn ne anlama geldiini de sylemitim. Sadece Richard'n ne demek istediini bilmiyorduk. Jacob, Joseph'i tm dier ocuklarndan fazla sever, nk onun yallk dneminde doan oludur. Ve ona ok renkli bir palto yapar." Benden anladm gsteren bir iaret gelmesini bekledi, ama anlayamyordum. Sonunda, "Bu bir hediye," dedi. "Richard, bana bir hediye ver diini dnyor." "Hediye mi?" diye sordu Gil. "Sen akln m kaybettin? Ne hediyesi?" "Bu," dedi Paul koluyla her eyi iine alan bir hareket yaparak. "Bill'e yapt. Vincent'a yapt. Onlarn benden almasna izin vermedi. Bana Hypnerotomachia''da bulduum eyi hediye ediyor." 429

214

Ian Caldwell & Dustin Thomason Bunu syleyiinde korkun bir itidal vard, korku, gurur ve ke der sessiz bir kesinlik iinde bir araya gelmilerdi. "Vincent bunu otuz yl nce ondan almt," dedi Paul. "Ric hard ayn eyin bana da olmasna seyirci kalamazd." "Curry, Stein'a yalan sylemiti," dedim, onun bir kszn zayflndan yararlanmaya alan biri tarafndan aptal yerine kon masn istemiyordum. "Taft'a de yalan sylemiti. Sana da ayn e yi yapyor." Ama Paul kuku noktasn gemiti. Sesinde gizlenen korku, ylgnlk ve inanmazlkta, minnettarla yaklaan bir ey vard. te buradaydk, dn resimlerle dolu baka bir odada, Curry'nin hi sahip olmad olu iin dzenledii babalk mzesindeki baka bir sergide ve jestler o kadar bymt ki, hareketler nemsiz hale gelmiti. Bu da son hareketti. Birden bana Paul'le benim karde ol madmz hatrlatt. Farkl eylere inanyorduk yani. Gil tartmann ayaklann yere bastrmak iin aramza girip ko numaya baladnda dardan bir ayak sesi duyduk. mz de dndk. "Ne haltt o?" dedi Gil. Sonra Curry'nin sesi duyuldu. "Paul," diye fsldad kapnn dndan. Hepimiz donduk. "Richard," dedi Paul kapya doru giderken. Gil ya da ben, onu durdurmadan kilide ulat. "Git burdan!" dedi Gil. Fakat Paul oktan kilidi am ve teki taraftan bir el kap tok man evirmiti. Orada, eikte, zerinde hl geen gece giydii siyah takmla Richard Curry duruyordu. akn, vahi gzlerle bize bakyordu. Elinde bir ey vard. 430

4'n Kural "Paul'le yalnz konumam lazm," dedi bouk bir sesle. Paul de bizim grdmz grm olmalyd: gmleinin yakasna yakn bir yerde kan izleri vard. "Git burdan!" diye haykrd Gil. "Ne yaptn?" dedi Paul ise. Curry. ona bakt, sonra bir kolunu uzatt, skca yumduu avucunda bir ey tutuyordu. Gil rahat bir tavrla koridora doru yrd. "Git," dedi tekrar. Curry, onu duymazdan geldi. "Bende Paul. Plan. Al." "Onun yanna yaklamyorsun," dedi Gil sesi titreyerek. "Po lis aryoruz." Gzlerim Curry'nin elindeki koyu renkli tomara taklmt. Ben de gidip Gil'in yannda durdum, bylece ikimiz de Paul'n nne gemitik. Ancak, Gil cep telefonunu karmaya urarken Curry bir frsat yakalam oldu ve tek bir hareketle aramza dalp Paul' odaya geri itti ve kapy arpt. Daha Gil'le ben yerimizden kprdayamadan kilidin dndn duyduk. Gil kapy yumruklamaya balad. "A unu!" diye baryor du beni yana itip kapy omuzlamaya alrken. Ama kaln aa ka p yerinden bile oynamad. Sonra geri ekilip ikimiz birden yklen meye baladk. Sonunda kilit biraz bel vermiti. Her yklenite ie riden sesler duyuyordum. "Bir kez daha," diye bard Gil. nc yklenmede metal kilit yuvasndan kt ve kapnn almasyla birlikte byk bir grlt koptu. Glle gibi ieri daldmzda Curry ve Paul minenin iki ucun da duruyorlard. Curry'nin avucu hl kapalyd. Gil, onlara doru gidip btn hzyla Curry'nin stne atld ve adam minenin n ne yuvarlad. Curry'nin ba metal zgarann kenarna arpm ve 431

215

Ian Caldwell & Dustin Thomason ocaktaki kmrlerin harlamasna, kvlcmlar uumasna neden ol mutu. Paul, "Richard," diye bararak onlara doru kotu. Sonra Curry'yi kaldrp iki barnn karsna gtrd. Bandaki syrktan gzlerine kan szyordu, daha kendini toparlayamamt. Plann Paul'n elinde olduunu daha anca fark edebilmitim. Curry'yi omuzlarndan tutup sarsarak, "yi misiniz?" diye sor du Paul. "Ambulansa ihtiyac var." Ama Gil'in aklnda baka ey vard. "Polis onunla ilgilenir." O an odadaki snn ok artm olduunu hissettim. Curry'nin ceketinin arkas tutumutu. imdi de iki bar alev almt. "Geri ekilin!" diye haykrd Gil. Ama olduum yerde donup kalmtm. Alevler tavana, duvar daki perdelere sryordu. Alkoln de etkisiyle yangn hzla byyor ve etrafndaki her eyi yutuyordu. "Tom!" diye bard Gil. "Onlan ordan ek! Ben yangn sn drc getireceim!" Paul'n de yardmyla Curry ayakta durmaya alyordu. Ani den, Paul' itti ve ceketini karp de kalka koridorda komaya balad. Paul arkasndan koarken yalvaran bir edayla, "Richard," di ye seslendi. Gil o arada geri dnm ve perdelere kpk skmaya bala mt. Ama yangn ok abuk byyordu. Dumanlar tavan boyunca kapya doru youn bir ekilde kmeleniyordu. Sonunda scaa ve dumanlara dayanamayarak kapya kotuk. Akcierlerim skmaya balamt, elimle azm kapattm. Merdi venlere doru dndmde Paul ve Cuny'nin koyu bir duman bu lutunun iinde boutuklarn grdm, sesleri ykseliyordu. 432 k!"

4 'n Kural Paul'e seslendim ama o anda bardaki ieler patlamaya bala d ve sesim duyulmaz oldu. Gil yaralanmt, onu yoldan ektim ve Paul'den bir cevap var m diye kulak kabarttm. Sonra, dumanlarn arasndan onu duydum. "Git Tom! Dar Duvarlarda minik alev yansmalar oynayordu. Tutumu bir ie kr alevler saarak bamzn stnden uup merdivenlerden birinci kata dt. Bir saniye kadar hibir ey olmad. Sonra camn alkol emdir mek iin braklan bezlere dtn duyduk. Viski, konyak ve cin lerin de etkisiyle birinci kat bir anda alevler iinde kald. Aadan patlama sesleri geliyor, tahtalar tutuuyor, yangn her taraf saryor du. n kapya ulamann imkn kalmamt artk. Gil cep telefo nunda brerek birilerinden yardm istiyordu. Yangn ikinci kata doru ykseliyordu. Sanki kvlcmlar zihnime de yansyor, gzle rimi kapadmda beyaz bir k gryordum. Isnn etkisiyle hava da yzer gibiydim adeta. Her ey ok yava, ok ar geliyordu ba na. Tavandaki al ssler yerlere salyordu. Dans pisti bir serap gi bi parlyordu. "Nasl kacaz dar?" diye bardm. "Yangn merdivenleri," dedi Gil. "Yukar." "Paul!" diye haykrdm bu kez. Ama yant yoktu. Merdivene iyice yaklatm ama sesleri gel miyordu artk. Paul ve Curcy gitmilerdi. "Paul!" diye brdm bu kez. Alevler Grevliler Odas'n tamamen yutmu, bize doru ge liyordu. Uyluklarmda tuhaf bir uyuma hissediyordum. Gil, beni evirip gsterdi. Pantolonumun baca yrtlm, almt. Smokin kumandan aa kan szyordu, siyahn stne siyah. Ceketini 433
F : 28

216

lan Caldwell & Dustin Thomason


kard ve yarann stne sard. Alev tneli stmze kapanmak ze reydi, kendimizi bir an nce yukar atmamz lazmd. Hava artk ta mamen siyaht neredeyse. Gil, beni nc kata doru itti. Yukarda gz gz grmyor du, sadece glgeler vard. Koridorun sonundaki bir kapnn altndan izgi haline bir k szmaktayd. leri atldk. Alevler merdiven ba samaklarna ulamt ama orada kalacak gibi grnyordu. Sonra o sesi duydum. Yksek perdeden, rpertici bir inleme sesi gelmiti odadan. Bir an iin ikimiz de donup kaldk. Sonra Gil frlayp kapy at. O an baloda hissettiim sarholuk duygusu yeniden sard beni. Vcudum snm, her yerimi tatl bir karncalanma sarmt. Sanki Katie, bana dokunuyor, Katie'nin nefesi vcuduma deiyor, Katie'nin dudaklar stmde geziniyordu. Odann uzak ucundaki uzun bir masann ardnda Richard Curry durmu Paul'le tartyordu. Elinde bo bir ie vard. Ba omuzla rnn stnde sallanyor, kanamaya devam ediyordu. Oday alkol ko kusu sarmt, masaya dklen ikinin dnda, duvarda ak duran caml bir dolap eski bir Ivy bakannn gizli zulasn aa sermiti. Odann eni binann eni kadard, ay buraya da gm bir ere ve izmiti. Duvarlarda kitap raflar diziliydi, Curry'nin bann ar kasnda kalan glgelerde deri ciltler gze arpyordu. Kuzeye bakan duvarda iki pencere vard. Her yerde glckler panldyordu. "Paul," diye bard Gil. "Arkandaki yangn merdivenlerini ka patyor." Paul dnp bakt ama Curry'nin gzleri Gil'le bana odaklan mt. Ben de onun grntsyle fel olmutum adeta. Yzndeki iz giler, sanki yerekimine kaplmasna aa doru derinlemiti. "Richard," dedi Paul bir ocukla konuurmu gibi. "Hepimiz dar kmalyz." 434

4 'n Kural Gil o anda ileri doru atlarak, "Geri ekilin," diye bard. Ama o bunu yapar yapmaz, Curry elindeki ieyi masaya vu rup krd ve elinde kalan krk ie boynuyla Gil'in kolunu izdi. Gil'in parmaklarnn arasndan siyah kurdeleler gibi kan szmaya balamt. aknlkla koluna bakarak geri ekildi. Durumu gren Paul duvara yaslanmak zorunda kalmt. "Al," diye bardm cebimden mendilimi karp. Gil yava yava hareket ediyordu. Mendili almak iin elini uzatnca kesiin ne kadar derin olduunu grdm. Kan fkrmaya devam ediyordu. "Git!" dedim, onu cama doru itip. "Atla! allklar dn yavalatr." Ama Curry'nin elindeki knk ie boynuna bakarak ylece kalakalmt. teki tarafta biriken scak hava artk ktphanenin kaps n da sarsmaya balamt. Kapnn altndan ieri duman szyordu ve gzlerimin sulandn, cierlerimin dolduunu hissedebiliyordum. "Paul," diye bardm dumanlarn arasndan. "Senin kman lazml" "Richard," diye bard o da. "Gel hadi!" "Brak gitsin!" diye Curry'ye brdm dnp. Ama artk alevler ieri girmek zereydi, grlemeleri iyice yakndan duyulu yordu. Az teden korkun bir yrtlma sesi geliyordu, ahap kendi arlyla yrtlmaktayd. Aniden Gil yanmdaki duvarn nne ykld. Pencereye ko tum ve atm, Gil'i srkleyerek camn nne getirdim, dik durma sn salamaya alyordum. "Paul'e yardm..." diye mrldand gzlerindeki yaam snmeden nce son olarak. Dondurucu bir rzgr, aadaki allardan savurduu karlar da beraberinde getirerek odann iine dolmutu. Yapabildiim kadar 435

217

lan Caldvvell & Dustin Thomason


yumuak bir ekilde onu atlayacak duruma getirdim. In altnda daha imdiden cansz bir melek gibi duruyordu. Koluna skca sarl m kartl mendile baknca etrafmdaki her eyin erimekte olduu hissine kapldm. Son bir kez baktktan sonra gitmesi iin onu brak tm. Bir anda Gil gitmiti. Bir duman bulutu arasndan gelir gibi Paul'n sesini duydum. "Tom, git." Dnp baktmda Paul'n Curry'yi kollarndan cama doru ekitirmeye altn grdm, ama yal adam ok daha glyd. Kprdamyordu. Paul'e yangn merdivenlerini gsteriyordu onun yerine. Ak pencereden, "Atla" diye baran sesler geliyordu. "Aa atla!" tfaiyeciler beni grmlerdi. Ama arkam dnp, "Paul!" diye bardm. "Gel buraya hadi!" Son kez onun, "Git Tom" dediini duydum. "Ltfen." Sanki Curry, onu dumanlann iinde srklyormu gibi sesi hzla uzaklayordu. Sanki lm melekleri onlar antik a ateinin iine ekiyordu. eriden duyduum son ses Curry'nin, "Aa." diyen sesi ol du. "Aa." Ayn anda dardan yine, "abuk! Atla!" lklar geldi. "Paul," diye haykrdm alevler stme gelirken cama doru gerileyip. Scak duman yumruk gibi arpmt gsme. Odann teki ucunda yangn merdivenlerine giden kap arparak kapand. Artk kimse grnmyordu ortalkta. Kendimi aa braktm.

4'n

Kural

218

Eriyen karlara gmlmeden nce son aklmda kalanlar bunlar oldu. Sonra sadece bir patlama, sanki gece yans aniden afak sk m gibi ortaln aydnlanmas. Bir gaz borusu btn binay yerle bir etmiti. Her yerden is yamaya balad. Sessizliin iinde ben baryordum. tfaiyecilere. Gil'e. Du yacak herhangi birine. Grdm diye baryordum, Richard Cuny yangn merdivenlerinin kapsn at, Paul' de ardndan srkledi. Beni dinleyin. Ve nce dinlediler. Beni duyan iki itfaiyeci binaya yaklat. Yanmda bir cankurtaran grevlisi vard, anlamaya alyordu. Han gi merdivenler, diye soruyordu. Nereden ktlar? Tnellerden, dedim ona. Tnellerin yaknna ktlar. Sonra duman azalmaya balad ve hortumlar kulp binasnn n yzn grlr hale getirdi ve her ey deimeye balad. Artk daha az dinliyor, daha az aratryorlard. Geride hibir ey kalma m diyorlard, ar admlarla dolanrken. Bunun iinde kimse yok. Paul yayor, diye bardm. Onu grdm. Ama geen her saniye onun aleyhine bir gelimeydi. Her da kika bir avu kum tanesiydi. O arada Gil, bana bakyordu artk, ne kadar ok deitiini fark ettim. "Ben iyiyim," dedi kolunu saran salk grevlisine. Islak ya nan silip beni gsterdi, "Arkadama yardm edin." Ay tepemizde bizi gzetleyen bir gz gibi aslyd ve orada oturmu kulp binasna hortum tutan adamlarn srtlarna bakarken, Paul'n sesi nlad kulaklarmda. Uzaklarda, kahvesinin zerinden bana bakarak bir biimde, diyordu, onu benim de babamm gibi his sediyorum. Gecenin siyah perdesinde onun yzn de grebiliyor dum, ona imdi bile inanacamdan kesinlikle emin bir yz. Bana, e ne dnyorsun, diye soruyor.

436

437

lan Caldvvell & Dustin Thomason


Chicago'ya gidiin hakknda? Chicago'ya gidiimiz hakknda.

219

O gece bizi nereye gtrdklerini, bize neler sorulduunu ha trlamyorum. Yangn gzmn nnden gitmiyor, Paul'n sesi ku laklarmda nlyordu, sanki hl alevlerin arasndan kabilirmi gibiydi. Gne domadan nce umut mesajlar tayan binlerce yz grdm: yangn yznden arkadalarmz odalanndan dan k m; siren sesleri yznden profesrler yataklarndan frlamlard. apeldeki tren yarsnda kesilmiti. Herkes, ayakl bir hazine sandndaki birer altn gibi, sanki yukarlardan kayplarmzn acsn geri kalanlar sayarak gidermemiz buyrulmu gibi, etrafmza top lanmt. Belki o zaman anlamtm ne kadar zengin bir yoksullua girmekte olduumuzu. Bunu yapan tanrlarn nasl karanlk bir ko medi zevki vard. Kardeim Paul Paskalya'da kurban edilmiti. ro ninin kaplumbaa kabuu tm arlyla tepemize kmt. O gece mz kurtulmutuk, birlikteydik, bir eksiimiz yok tu. Gil, Charlie ve ben, hastanede bir araya gelmitik yine yatakha ne arkadalar olarak. Hibirimiz konumuyorduk. Charlie boynun daki hala oynuyordu, Gil uyumutu ve ben de duvarlara bakyor dum. Paul'den hibir haber olmamasn, her birimiz onun kurtula ca, yeniden dirilecei efsanesine yoruyorduk. Benimse, inanmak tan te, bilmem gereken bir ey vard, arkadalkta da, tpk ailede olmad gibi, blnmezlik diye bir ey yoktu. Ama yine de bu ha yal beni ayakta tutuyordu o srada. O srada ve ondan sonrasnda da. Hayal, dedim. Ve asla umut deil. Umutlarn konduu kutu boalmt. Zaman, tpk bir doktor gibi, bizi ellerinden ykayp att. Daha Charlie hastaneden bile kmadan eski haber haline gelmitik. Snf arkadalarmz bize sanki balam dymz, eskiden nemli olan bir eylerin aurasna sarl kaak amlarmz gibi bakyorlard. Bir hafta iinde Princeton' saran iddet bulutu dalmt. renciler yine karanlkta dolar olmulard, nceleri gruplar halinde, sonra yalnz balarna. Uyuyamayp gece yars kendi bama WaWa'ya gidiyordum, srf etrafmda insanlar olsun diye. Richard Curry, onlann sohbetlerinde yayordu. Paul de yle. Ama biliyordum ki sonunda onlann adlar duyulmaz olacak, yerlerini snavlar, malar, yllk bahar konumas, tez danmanyla yatan bir son snf ren cisi, sevilen bir televizyon dizisinin son blm olacakt. Sra bek lerken okuduum, herkes arkadalanyla birlikteymi gibi grnr ken beni yalnzlm dnmekten kurtaran balklar bile, dnya nn bizsiz de dndn anlatyordu. Paskalya'dan sonraki on ye dinci gnde Princeton Packet'm n sayfasnda kentte yaplacak bir yeralt otoparknn plannn onayland haberi yer alyordu. Sade439

Blm 29

438

Ian Caldwell & Dustin Thomason ce ikinci sayfann dibinde zengin bir mtevellinin Ivy'nin yeniden ina edilmesi iin iki milyon dolar balad haberi vard. Charlie be gnde hastane yatandan kurtulmutu ama iyile mesi iin iki hafta daha gerekmiti. Doktorlar gsndeki deri ya malarnn kaln ve kkrdaks iz yerleri iin estetik ameliyat yapl masn nermilerdi, ama Charlie reddetmiti. Bir gn dnda her gn tp merkezinde ziyaretine gitmitim. Charlie WaWa'dan patates kzartmas, dersleri iin kitaplar, her Sixers mann sonucundan sonra skorlar istemiti. Her seferinde onu hastanede ziyaret etmem iin bir neden buluyordu. Birok kez bana yanklarn gstermiti. nceleri bunu kendi sine bir ey kantlamak iin yaptm sandm, yani kendisini eklen kt hissetmediini, bana gelenlerden etkilenmeyecek kadar g l olduunu kantlamaya altn. Sonradan bunun tam tersinin doru olduunu hissettim. Onun bu olayda deitiini bildiimden emin olmak istiyordu. Paul'n ardndan buhar tnellerine kotuu an, benim ve Gil'in hayatnn bir paras olmaktan ktndan korkuyormu gibi grnyordu. Ondan uzaklayor, kayplarmz ken di bamza iyiletiriyorduk. Kendimizi kendi derilerimizin iinde yabanc gibi hissettiimizi anlyor ve onun da ayn durumda oldu unu, hepimizin bu ite beraber olduumuzu bilmemizi istiyordu. Gil'in de onu benim kadar ok ziyaret etmesi beni artmt. Birka ziyaretinde ben de oradaydm ve her seferinde ayn katlanl mas zor durum olmutu. Her ikisi de birbirlerini bu kadar ok g ryor olduklar iin bir biimde sululuk duyuyorlard. Ne kadar ^ akl d gelse de, Charlie o gece Ivy'de olmamakla kendini bizi terk etmi gibi hissediyordu. Hatta zaman zaman Paul'n kannn kendi ellerine bulatn dnyordu. Paul'n lmn kendi zayfl nn bedeli olarak deerlendiriyordu. Aklamas zor bir biimde Gil 440

220
4 'n Kural de kendini bizi uzun zamandr terk etmi gibi hissediyordu. Charlie'nin o kadar ok ey yapmken kendini sulu hissetmesi, Gil'in daha da kt olmasna yol ayordu. Bir gece Gil yatmadan nce benden zr diledi. Her eyi ba ka trl yapm olmay istediini syledi. Daha iyisini hak ediyor duk. O geceden balayarak bir daha onu hi eski filmleri izlerken grmedim. Yemeklerini kampustan ok ok uzak yerlerde yiyordu. Ne zaman benim kulbme le yemeine davet etsem gelmemek iin bir bahane buluyordu. stemedii eyin arkadalm olmad n anlamam anca drt be geri evrilmeden sonra oldu; oraya gelir ken Ivy'i grmek istemiyordu. Charlie hastaneden knca kahvalt da, le yemeinde ve akam yemeinde hep ikimiz birlikte olduk. Gil ise srekli yalnz yiyor ve iiyordu. Yava yava yaamlarmz inceleme konusu olmaktan kt. nceleri herkes bizden sz ederken nasl kendimizi paryalar gibi hissettiysek, sonra herkes unutmaya baladnda da kendimizi hayaletmiiz gibi hissettik. niversitenin Paul iin dzenledii anma treni apelde yapld, ama toplanan kk kalabalk ufak bir ders haneye de sabilirdi. ou EMT veya Ivy yeleriydi ve aslnda Charlie ya da Gil'e duyduklar efkat nedeniyle gelmilerdi. Tren den sonra yanma gelen sadece Profesr LaRoque oldu, Paul' ilk kez Taft' grmeye gnderen kadn; ve o bile sadece Hypnerotomachia ile ilgileniyormu gibiydi, Paul'n kendisinden ok kefettikleriyle. Ona hibir ey sylemedim ve Hypnerotomachia' nt her gndeme getiriliinde ayn eyi yapmaya karar verdim. En azndan bunu yapabilirim diye dnmtm, Paul'n dostlar arasnda kal mas iin onca urat srr yabanclara vermemeyi. lgiyi ksa bir sre iin yeniden dirilten ey, yeralt otopark ile ilgili haberden bir hafta sonra Richard Curry'nin Princeton'a gel441

Ian Caldwell & Dustin Thomason


meden nce, New York'taki mal varlklarn nakde evirmesi ile il gili keif oldu. Mzayede evinden kalanlarla birlikte eline geen pa ray zel bir hesaba koymutu. Bankalar sresi dolmadan hesab zmeyi reddedince Ivy, zararn karlamak zere paradan hak id dia etmiti. Ancak kulp ynetim kurulu yeni binann tek bir tann dahi Cuny'nin parasyla alnmamasna karar verince heyecan yat mt. Bu arada, basn Richard Cuny'nin tm parasn ad bilinme yen bir kiiye brakt haberiyle alkalanmt ve hatta ilerinden birka benim de inandm eyi yazmlard, para Paul iindi. Yine de, Paul'n tezi hakknda hibir ey bilmeyen daha byk ounluk, Cuny'nin niyetleriyle pek ilgilenmedii iin, iki adam bi rer maskara haline getirene kadar Taft'la olan arkadaln kurcala maya yneldiler, yaplan ktlklerle ilgili aklamalar, aslnda ak lama olmaktan ok uzakt. Taft'n Enstit'deki evi hayalet ev haline geldi. Yeni Enstit yeleri orada oturmay reddediyorlard ve kentte ki ocuklar eve girmek iin birbirlerini kkrtyorlard. Fantastik teorilerle ve sansasyonel balklarla yaratlan bu ye ni havann tek yarar, ksa zaman sonra Gil, Charlie ve benim her hangi yanl bir ey yapm olduumuzu dnmeyi imknsz hale sokmas oldu. Olup bitenlerde rol alm olacak kadar gze arpan tipler deildik, nce garip bir ekilde herkes yle olduumuzu d nyordu ama yerel haberler Rasputin Taft ve onu ldren deli Curry'nin resimleriyle dolduka dnceler deiti. Polis ve niver site bize kar herhangi bir giriimde bulunmamay kabul etmiti ve sannm, rezil olmadan mezun olabileceimiz dncesi ailelerimiz iin bir fark yaratt. Gil bu tr eyleri asla umursamad iin hi ora l olmad ve ben de kendimi nemseyecek halde deildim zaten. Yine de, bunun Charlie 'nin zihninden bir yk kaldrm oldu unu dnyorum. Giderek daha fazla olanlarn glgesinde yaar 442

4 'n Kural hale gelmiti. Gil bunun, yani her zaman bana kt bir ey gele ceini beklemenin bir kendine eziyet kompleksi olduunu dn yordu, ama ben Charlie'nin sadece kendini Paul' kurtarabilecei ne inandrm olduu inanandaydm. Her ne olursa olsun, bunu kendi baarszlklarndan biri sayacakt; eer Princeton'da deilse, o zaman gelecekte. Charlie'yi korkutan ey eziyet deildi; yargyd.

221

niversitedeki son gnlerime bir para mutluluk katan davra nlar Katie'den geldi. nceleri, daha Charlie hastanedeyken Gil'le bana yemek tad. Yangnn ardndan o ve dier ikinci snf ren cisi Ivy yeleri bir dayanma balatmlard, kendi malzemelerini alp kendi yemeklerini piiriyorlard. Bizim bir ey yemediimiz den korktuu iin o hep kiilik yemek hazrlad. Daha sonra, g nein iyiletirici etkileri olduunda srar ederek, kozmik nlarda lityum olduunu ve ancak nn altnda durulursa bunun yakalana bileceini syleyerek beni yrylere kard. Hatta fotoraflanmz bile ekti, sanki bu gnlerin de hatrlamaya deer olduklarn gstermek istiyordu. indeki fotoraf zmn bir ekilde doru adan almakta yattna ikna etmiti onu. Hayatnda Ivy olmaynca Katie benim olmasn istediim kii ye daha yakn biri olmu gibiydi ve hatta Gil'in hibir zaman anla madm yanna daha az benziyordu. Mezuniyetten nceki gece, si nemadan knca, oda arkadalarna veda etmemi istediini ileri s rerek beni odasna davet etti. Baka bir eyi kastettiini biliyordum, ama o gece ona bunu yapamayacam syledim. Onun etrafnda ok fazla kesinlik fotoraf vard, aile, eski arkadalar ve New Hampshire'daki yatann dibinde bekleyen kpek. Onun bu dei mez yldzlanyla evrelenmi bir odada geirilecek bir final gecesi, 443

Ian Caldwell & Dustin Thomason bana kendi yaammn ne kadar akkan olduunu hatrlatmaktan baka bir ie yaramayacakt. O son haftalarda Ivy'deki tahkikatn sona yaklamasn izledik. Sonunda, diploma treninden nceki cuma, sanki bu duyuru da aka demik yln biti saatine ayarlanm gibi, yerel polis yetkilileri Ric hard Curry'nin, "Dorudan amalanmam olmakla beraber, dn cesizlik sonucu Ivy'de bir yangna ve dolaysyla o srada binada bu lunan iki kiinin lmne neden olduunu," akladlar. Bunu des tekleyecek bir kant olarak da kalntlann iinde Richard Curry'nin di kaytlarna uyan bir ene kemii bulmulard. Gaz patlamas ge ride pek baka bir ey brakmamt. Yine de soruturma dosyas ak kald ve Paul hakknda asla belli bir ey sylenmedi. Nedenini biliyordum. Patlamadan tam gn sonra, bir mfetti Gil'e, Paul'n kurtulduu umudunu tadklann itiraf etmiti: bulduklan kalntlar sadece ufak tefek eylerdi ve onlardan tanmlanabilenler de Cuny'ye ait eylerdi. Bunun ze rine, sonraki gnlerde umutla Paul'n kagelmesini bekledik. Ama o asla dnmeyince, geici bir sre iin kendini kaybetmi olup da aalann arasndan ya da baka bir aina keden sendeleyerek or taya kmaynca, mfettiler bizi sahte umutlar verip oynatmaktansa susmalarnn daha iyi olacan kavradlar. Hi Mezuniyet lk ve yeil olarak geldi, en ufak bir rzgr fslt s yoktu, sanki o Paskalya hafta sonu gerek olamazm gibiydi. Hatta, havada yerini arm bir amblem gibi uuan bir kelebek bi le vard. Nassau Binas'nn bahesinde, snf arkadalanmla birlik te stmzde cppeler ve bamzda keplerle oturmu admzn anons edilmesini bekliyorduk. Yukarda, kulede tokma olmayan
444

4 'n Kural bir ann sessizce aldn hayal ediyordum: Paul baka bir katman dan bizim kaderimizi kutluyordu. Gn nda her yer hayaletlerle doluydu. Ivy balosundan tu valetli kadnlar gkyznde doum melekleri gibi dans ederek yeni sezonu mjdeliyorlard. plaklar Olimpiyat'na katlanlar, plak lklarndan utanmadan geen sezonun hayaletleri gibi bahede ko uyorlard. Konumac o srada Latince olarak anlamadm akalar yapyordu ve bir an onu bizi hedef alm Taft zannettim, arkasnda da Francesco Colonna duruyordu. Onun da arkasnda sarho hava riler "Battle Hymn of the Republic"i sylyormu gibi, ciddi bir na karat tekrarlamak zere toplanm, buru buru bir filozoflar toplu luu. Trenden sonra mz son kez odaya dndk. Charlie son baharda tp fakltesine gitmeden nce, yaz boyu ambulansta al mak zere Philadelphia'ya gidiyordu. Uzun sre tereddt ettikten sonra, sonunda Pennsylvania niversitesi'ni setiini sylemiti. Evine yakn olmak istiyordu. Gil beklediimin iki kat bir hevesle yatak odasndaki biblolan, ss eyalann toparlyordu. O akam New York'tan ayrlmak zere bir bileti olduunu itiraf etmiti. Bir sreliine Avrupa'ya gidiyordu sylediine gre. Ve onca yer ara sndan talya'y semiti. Olaylan zmek iin biraz zamana ihtiya c vard. Gil gittikten sonra, Charlie ile ben son gnn postalann aldk. Kutunun iinde ayn boyda drt kk zarf vard. Yurt ynetiminden her birimize kayt formlanmz gndermilerdi. Benimkini cebime koydum ve Paul'nkini de aldm bir gzel, sonra onun snf listesin den dlmemi olduunu kavradm. Bir an, acaba ona, kimse alma d iin hl bir yerlerde bekleyen bir diploma da hazrlamlar m dr, diye merak ettim. Ancak Gil'e gnderilen drdnc zarfta onun
445

222

l a n Caldvvell & Dustin Thomason ad izilmi ve onun el yazsyla benim adm yazlmt. Ap oku dum. Form doldurulmu, dolmakalemle de talya'daki bir otelin ad resi yazlmt. Sevgili Tom, diyordu zarfn i kapanda. Paul'linki ni sana braktm. Senin bunu isteyeceini dndm. Charlie'ye ace le gitmek zorunda kaldm iin zgn olduumu syle. Senin anla yacan biliyorum. talya'ya gelirsen ltfen ara. G. Ayrlrken Charlie'ye sarldm. Bir hafta sonra, ertesi sene d zenlenecek mezunlar toplantsna katlmay dnp dnmedii mi sormak iin beni evden arad. Telefon etmek iin ancak Charlie'nin kullanaca bir bahaneydi ve birka saat konutuk. Sonunda, ona Gil'in talya'daki adresini verebilir miyim diye sordu. Gil'in houna gidecek bir kart bulmu olduunu syledi ve bana kart an latmaya alt. Anladm ki, esas sylemek istedii Gil'in ona adres brakmam olduuydu. Aralarndaki sorunlar asla tam olarak giderilmemiti. talya'da deildim, ne o yaz ne de daha sonra. Takip eden drt yl iinde, hepsi de mezunlar toplantlannda olmak zere Gil ile kez karlatk. Her seferinde konuacak daha az ey buluyorduk. Hayatnn gerei sonunda, seecei kelimeleri zarif bir biimde to parlamak dzeyine inmiti. Derken Manhattan'a dnd ve babas gibi borsac oldu. Benden farkl olarak, yann gereklerine uyum salam grnyordu. Yirmi alt yana geldiinde, bizden bir alt snftan ok gzel bir kzla niann ilan etti, kz, bana eski bir film yldzn hatrlatmt. Onlar bir arada grnce Gil'in hayat yolunu artk daha fazla inkr edemedim. Charlie ile arkadalmz daha iyi gitti. Dorusunu sylemek gerekirse o beni brakmad. Hayatmda sahip olduum en alkan, bir arkadaln aradaki mesafelerin artmas ve anlann soluklama s nedeniyle bitmesini reddeden tek arkadam olma ayrcaln hep 446

4 'n Kural korudu. Tp fakltesinin ilk ylnda, bana annesini hatrlatan bir ka dnla evlendi. lk ocuklan bir kz oldu ve onun adn ald. kinci o cuklar ise bir oland ve ona benim adm verdiler. Bir bekr olarak, Charlie'nin babaln rekabet duygusu tamadan deerlendirebiliyordum. Bunu adil bir ekilde dile getirmenin tek yolu, Charlie'nin arkadatan da daha iyi bir baba olduunu sylemekti. ocuklaryla ilgileniinde de, Princeton'da sergilemi olduu, doal korumaclk, dnyalar devirecek bir enerji, bu ayrcalk yznden hayata kar byk bir kran duygusu grlyordu. Bugn bir ocuk doktoru, Tanr'nn kendi doktoru. Kars baz hafta sonlarnda hl ambu lansta da altn sylyor. Bir gn, kendisinin de hl inand gibi, Charlie Freeman'm yarg saatinden nce cennete alnacan umuyorum. Ondan daha iyi birini asla tanmadm.

223

m
Benim ne yaptm anlatmakta zorlanyorum. Mezun olduk tan sonra Columbus'a dndm. New Hampshire'a yaptm tek bir gezi dnda, yazn ayn da evde geirdim. Belki annem benim kaybm benden bile iyi anlad iin ya da Princeton' arkamda -ar kamzda- brakm olmama sevinmekten kendisini alamadn ak a gsterdii iin. Konutuk; o akalar yapt. kimiz, ba baa ye mekler yedik. Eskiden kzak kaydmz, ablalarmn beni yukar ektii tepede oturduk ve bana kendi yapacaklarn anlatt. kinci bir kitap dkkn ama plan vard, bu Cleveland'da olacakt. mo delini aklad, defterleri nasl tuttuunu, artk bo kalaca iin evi satma ihtimalini. Anlattklarnn sadece en nemli ksmn anlam tm, sonunda harekete geiyordu. Benim iinse sorun harekete gemek deildi. Kavrayt. Yl lar getike, hayatmdaki dier belirsizlikler, babamn hayatnda hi 447

I a n Caldwell & Dustin Thomason olmad biimde, kendiliinden netleiyor gibiydi. O Paskalya haf ta sonunda Richard Cuny'nin ne dndn alglayabiliyordum: Paul, Curry'nin de bir zamanlar iinde bulunduu durumdayd, k sz olunun baka bir Bili Stein veya Vincent Taft ve hatta Richard Cuny olmasna izin veremezdi. Babamn eski dostu temiz bir def ter, snrsz bir gvene dayal bo bir ek hediye etmek istemiti; sa dece bizim onu anlamamz ok uzun srmt. Paul bile, hl kur tulmu olacan umduum gnlerde, onun hepimizi geride brakt na; asla dnmemek zere tnellerden katna; dekann mezuni yet mitlerini azalttna ve benim de Chicago mitlerini suya d rm olduuma inanmam salayacak bir neden vermiti bana. Ona nerede olmak istediini sorduum zaman, bana itenlikle, elim de bir krekle Roma'da, demiti. Ancak babama, gemie baktm da muhtemelen onun da bunlara drste cevap verecek tarzda bir adam olmasna ramen, ona bu tr sorular sorabilecek yaa asla ula amam olduumu gryordum. Geriye dnp bakacak olursam, kitaplara duyduum inanc kaybettiim halde neden ngilizceyi bran olarak setiimi -baba mn, ona duyduu sevgiyi reddettikten sonra, neden Colonna'nn kitab zerinde alabileceim hissine kapldm- aklayabilme nin tek yolu, babamn bana brakm olmas gerektiini dnd m, onu tekrar birletirecek paralar bulmaya altm syle mek. Paul' tandm srece, Hypneroomachia zerinde alt mz zamanlarda cevab her an bulacakmm gibi hissediyordum. Birlikte altka, sonunda anlayabileceime dair bir midim hep vard. mit uup gidince, erefimle kontratm imzalayp yazlm analisti oldum. Bir bilmeceyi zmekle aldm ii, baka birini z mekte baanszla uradm iin almtm. Teksas'ta zaman, nasl 448

4 'n Kural getiini anlayamayacak kadar hzl geti. Oradaki yaz sca, bani daha nceden bildiim hibir eyi hatrlatmad iin orada kaldm. Katie'nin Princeton'daki son iki yl boyunca hemen hemen her haf ta yaztk, mektuplarn skl giderek azalsa da postada onlan bek lemeye balamtm. Onu son grm, yirmi altnc ya gnm kutlamak zere New York'a gidiim srasndayd. O seyahatin so nunda, Charlie'nin bile, Katie ile aramzda ortak bir ey kalmad n hissettiini dndm. Sonbahar gneinde, Katie'nin alt Brooklyn galerisinin yaknndaki Prospect Park'nda yrrken, bir zamanlar zerine titrediimiz eyleri geride, Princeton'da brakm olduumuzu ve gelecein onlann yerine yeni bir eyler koymakta baarsz olduunu anlamaya baladm. Biliyordum ki, Katie o haf ta sonu yeni bir eylerin balamasn, yeni bir yldz dizisiyle yeni bir kader izmeyi umuyordu. Ancak yeniden dirilme ihtimali, babam tarafndan uzun zaman nce gmlm, olunda sregelen inanlan da, inan konusunda beni yava yava kukulandrmaya balam t. O hafta sonundan sonra, Katie'nin yaamndan btnyle uzak lamaya baladm. Ksa bir sre sonra, beni son olarak iten arad. Sorunum benim tarafmdaki sorunlara bal olduunu biliyordu, za ten mektuplar giderek ksaltan ve seyrek yazan da bendim. Sesi beklemediim bir szy geri getirdi. Bana, kendi amdan ilikimi zin nerede olduunu belirlemedike bir daha ondan haber alamaya cam syledi. Sonunda, yeni bir galeri telefonu verdi ve bir fark llk olursa aramam syledi.
S

224

Farkllk asla olmad. Benim amdan. ok gemeden annemin yeni kitap dkkn byk basan kazand ve annem Columbus'takini yrtmem iin beni geri ard. Ona Teksas'tan ayrlmamn ok

l a n Caldvvell & Dustin Thomason g olduunu, nk artk orada kklerim olduunu syledim. Ab lalarm beni grmeye geldiler ve bir kere de ailesiyle birlikte Charlie geldi. Hepsi de giderken bana bu bunalmdan nasl kabileceim, bu her ne ise, nasl arkamda brakabileceim konusunda tavsiyeler de bulundular. in asl, ben sadece etrafmda olup bitenleri izliyor dum. Her yl yzler biraz daha genleiyordu ama hepsinde ayn formlasyonlan gryordum, para gibi yeniden baslmlard bu eski mezheplerin yeni rahipleri. Brooks'la aldmz ekonomi dersini ha trlyordum, yeterince uzun sre piyasada kalabilse, tek bir dolann dnyadaki her eyi satn alabileceini dnrdk; sanki ticaret asla kendini yakamayan bir mumdu. Ama imdi her dei tokuta o ayn dolan gryordum. Satn ald mallara artk ihtiyacm yoktu. ou gnler mal gibi bile grnmyorlard gzme. Zamann akna kar en iyi direnen Paul olmutu. O hep be nim yanmdayd, yirmi iki yanda ve prl pnl, bozulmaz bjr Dorian Gray gibi. Charlie'yi her hafta aramaya balamam ve Paul' gi derek daha fazla dnr olmam, inanyorum ki Teksas niversitesi'nden bir doentle -imdi anlayabiliyorum, bana hem babam, hem annemi, hem de Katie'yi ayn anda hatrlatan bir kadnd- nia nmz bozulmaya baladnda ortaya kan bir durumdu. Byle e kip gitmeye hakk var myd, diye dnyordum. abalarken. Genken. Bizler, Richard Cuny gibi yala gelen ypranmann acs n, umut veren genliin hayal knklklann yaarken. Bana artk zamandan kamann tek aresi lmm gibi geliyordu. Belki de Paul hepsinin birden hakkndan geldiini biliyordu; gemiin, bu gnn ve aradaki tm farkllklann. imdi bile, beni hayatmn en nemli sonulanna doru gtryormu gibiydi. Hl onu en yakn dostum olarak gryordum. \ Belki de o zaman, daha postadan o paket bile kmadan, kara nm vermitim. Belki paket sadece bir hzlandnc oldu, tpk Parker'n o gece kulpte yerlere sat ikiler gibi. Daha otuzuma bi le gelmemitim ama kendimi yal bir adam gibi hissediyordum. Beinci mezunlar gn gecesinde, sanki aradan elli yl gemi gi biydi. Dn, demiti bir keresinde Paul, bana, bugnn sadece gele cein bir yansmas olduunu dn. Btn hayatlanmz, arkamz da geleceklerimizle bir aynaya bakarak, geleceimizi, sadece bugn ve burada olanlann yansmasnda grerek geirdiimizi dn. Ba zlarmz, arkamza dnp yanna dorudan bakarak onu daha iyi grebileceimize inanmaya balayabilirler. Ama bunu yapanlar, far kna bile varmadan, bir zamanlar sahip olduklan gr asn anah tarn kaybederler. Orada asla gremeyecekleri tek ey kendi grn tleridir. Aynaya srtlarn dnerek, gelecein, gzleriyle asla bula mayacaktan birer elementi haline gelirler. O zamanlar, Paul'n, Taft'tan apard, Taft'n da baz Yunan filozoflarndan alm olduu bilgelii, yani hayatlanmz gelecee geri dnerek geirdiimiz fikrini tekrarlayp durduunu dnm450
451

225

Blm 30

I a n Caldwell & Dustin Thomason tm. Gremediim ey, yanl yola saptm iin gremediim ey, Paul'n bunu beni kastederek, benim iin sylemi olduuydu. Yl lar boyunca azimle geleceimi yakalamaya altm. Bana herkes bunu yapmam sylyordu, ileri bakmam; ve sonuta kimsenin ummayaca kadar iyi yaptm bu ii. Ancak, ulatm yerde, baba mn ne hissettiini kesinlikle bildiimi hayal etmeye baladm, olaylarn hibir aklama olmadan nasl onun aleyhine dndn anlar olmutum. in asl, bu konudaki ilk eyi bilmiyorum. imdi dnp dola p bugne doru bakyorum ve onun yaad hayal krklklarna benzer bir ey yaamadm gryorum. Hakknda hibir ey bil mediim ve beni asla yreimden kavramayan bir ite, kendimce iyi bir eyler yapyorum. Be yldr ofisi en son terk eden kii ola rak tek bir gn bile izin almam olmam stlerim hayretle karl yorlar. Byle bir ey grmedikleri iin de bu durumu iten ballk la kartryorlar. imdi bunu grp babamn sevmedii hibir eyi yapmam olmasyla kyaslaynca belli bir anlaya ulayorum. Onu herhangi bir zamandakinden daha iyi tanyor deilim, ama btn bu yllar bo yunca alm olduum tavr, gelecee dnk olmak hakknda bir eyler biliyorum. Bu, yaamla yzlemek iin krlemesine bir yol, siz onunla kucaklamay beklerken, dnyann yannzdan gelip ge mesine yol aan bir tutum. Bu gece, ofisten ktktan uzun bir sre sonra, Teksas'taki iim den ayrldm. Burada geirdiim sre boyunca, ne nisanda, hatta ne de k ortasnda, hi kar yamam olduunu fark ederek Austin zerinden batan gnee baktm. Buz gibi havada yataa girmenin, yannzda birinin olmasn dilemenin nasl bir duygu olduunu bile 452

226
4'n Kural unutmutum. Teksas o kadar scakt ki, yalnz uyumanzn daha iyi olduuna inanabiliyordunuz. ten dndmde paket evde beni bekliyordu. Kapmn altn dan atlm, kk kahverengi bir silindirdi ve o kadar hafifti ki bo olabileceim dndm. Dnda adresim ve posta kodumdan baka bir ey, bir geri dn adresi yoktu, sadece elle bir yol kodu yazl mt. Charlie'nin bana bir poster yollamaktan sz ettiini hatrla dm, Eakins tarafndan yaplm Schuylkill Nehri zerinde tek ba na bir kreki resmi. Beni Philadelphia'ya daha yakn bir yere tan maya, benim gibi bir adam iin doru kentin o olduuna ikna etme ye alyordu. Bylece olunun da vaftiz babasn daha ok grebi leceini sylyordu. Charlie, benim kayp gittiimi dnyordu. Bylece, ruloyu normal postann, kredi kart tekliflerinin ve yarma duyurularnn, Katie'den gelen bir mektuba hi benzeme yen dier eylerin sonuna brakp yrtarak atm. Televizyondan ge len kta tp bo gibi grnd gzme, ne Charlie'den bir poster, ne de bir not. Sadece parmam iine sokup kartrnca rulo yapl m kaln bir eyin varln hissettim. Bir yz yapkan br yz prtklyd. Ne olduunu dnerek, gerekenden daha zensiz bir biimde ektim. Ambalajn iindeki kk paket bir yal boyayd. Bir an iin, acaba Charlie kendini ap bana orijinal tabloyu mu ald, diye d nerek ruloyu atm. Ancak tuvaldekini grnce daha iyi anladm. Tarz on dokuzuncu yzyl Amerikan tarzndan ok daha eskiydi, hatta herhangi bir Amerikan tarzndan ok daha eskiydi. Dini bir konuydu. Avrupa'dand ve resmin yapld gerek dneme aitti. Gemii elinizde tutmann yaratt hissi ifade etmek zor. Tu valin kokusu, daha arabn ve parann bile gen olduu Teksas'taki herhangi bir eyin kokusundan ok daha gl, karmakt. Prince453

I a n Caldwell & Dustin Thomason ton'da, muhtemelen Ivy'de, zellikle de Nassau Binas'nm en eski odalarnda rastlanan trden bir kokuydu. Ama bundaki koku yine de ok daha youndu, bu kk silindirde yllarn direnli ve youn kokusu vard. Tuval kirden koyulamt ama yava yava konuyu grebil meye baladm. Arka planda eski Msr'a ait dikili talar, hiyerog lifler ve tanmadm antlar yer alyordu. nde, dierlerinin itaat ettii bir adam vard tek bana. Boyada bir enteresanlk fark edin ce daha yakndan baktm. Adamn cppesi resmin geri kalanna g re daha canl bir renge boyanmt. Tozlu lde n yayyordu. nmde duran adam yllardr dnmemi olduum biriydi. Artk Msr'da byk bir yetkiye sahip olan Joseph'ti, buday almaya ge len ve bir zamanlar onu lme terk etmi olan kardelerine kim ol duunu aklyordu. ok renkli paltoyu yapan Joseph. Resimdeki antlarn altnda tane yazt vard. Birincisinde CRESCEBAT AUTEM COTIDIE FAMES IN OMNI TERRA APERUITQUE IOSEPH UNIVERSA HORREA yazyordu. Btn dn yada ktlk ve alk vard. Sonra Joseph tahl ambarlarn at. Son rakinde FESTINAVITQUE QUIA COMMOTA FUERANT VIS CERA EIUS SUPER FRATRE SUO ET ERUMPEBANT LACRIMAE ET INTROIENS CUBICULUM FLEVIT yazmaktayd. Jo seph acele etti; kardei iin hissettikleri o kadar glyd ki ala mak istiyordu. nc heykelin altnda sadece bir imza vard. SANDRO DI MARIANO, aabeyinin ona takt isimle "kk f " ya da Boticelli. Bu isim tuvalin en az be yz yllk olduunu gsteriyordu. Yeraltna mhrlendii gnden bu yana sadec^ baka bir ift elin dokunmu olduu bu yadigra ylece bakakaldm. Bir yanyla hibir hmanistin direnemeyecei kadar gzel, heykelleriyle Savo-

4 'n Kural narola'nn tahamml edemeyecei kadar pagand. Ve ite buraday d, yllar tarafndan neredeyse tahrip edilmi ama bir biimde hl el dememi, islerin altnda hl ateliydi. Bunca zaman sonra hl canlyd. Ellerim onu tutamaz hale gelince masann stne yaydm ve tekrar silindirin iine baktm grmediim bir ey var m diye. Bir mektup, bir not, hatta sadece bir sembol. Ama botu. Dndaki el yazs tam olarak adresimi belirtiyordu. Ama baka bir ey yoktu. Sadece posta iaretleri ve kede bir yol kodu. Sonra yol kodu gzme takld: 39-055-210185-GEN4519. Bilmeceler gibi bunun da kendince bir mant vard. Bir dei tokula denizar bir telefon numaras ekline sokulmutu. Bir kitap rafnn dibinden yllar nce birinin Noel hediyesi olarak verdii bir kitab kardm. Her an gerekebilecek scaklk, ta rih, ehir ve telefon kodu gibi bilgiler ieren bir almanakt bu. En arkasnda uluslararas telefon kodlar listesi vard. 39, talya'nn lke koduydu. 055 ise, Floransa'nn alan kodu. Kulaklarmda o eski uultuyu, yreimde o eski rpntlar hissederek saylarn geri kalanna baktm. 21 01 85 yerel bir telefon numarasyd. GEN4519 ise, muhtemelen bir oda numaras, bir dahi li hat numarasyd. O bir otelde veya bir apartmandayd. Btn dnyada ktlk ve alk vard. Sonra Joseph tahl am barlarn at. Tekrar resme baktm, sonra tekrar silindirin iine. GEN4519. Joseph acele etti; kardei iin hissettikleri o kadar glyd ki, alamak istiyordu.

227

454

455

Ian Caldwell & Dustin Thomason GEN4519. GEN45:19. Fark ettim ki evde almanak bulmak bir ncil bulmaktan daha kolayd. Charlie'nin son ziyaretinde burada unuttuunu iddia ettii ncil'i bulmak iin tavan arasndaki eski kutulan kartrmam ge rekti. Aslnda inancn benimle paylaabileceini dnmt, inanla birlikte gelen kesinlikleri. Yorulmak bilmez Charlie, sonuna kadar umudunu kaybetmezdi. Bulmutum, nmde duruyordu. Balang 45:19 Botticelli'nin resmettii hikyenin sonucuna denk geliyordu. Kendini kardeleri ne tanttktan sonra Joseph, tpk bir zamanlar babasnn olduu gi bi, bir armaan datc olur. ektii onca acdan sonra, Kenan l kesinde alktan lmekte olan kardelerini yanna alacan syler ve onlarla Msr'daki bolluunu paylamak ister. Ve ben, hayatnn ounda babasn arkasnda brakmaya alma hatasn yapm bi ri olarak, onu gemite tutarak ileri gidebileceini sanm biri ola rak, gayet iyi anlyordum. Ayette, babanz aln ve gelin, diyordu. Arazinizi dnmeyin, tm Msr'n en gzel yerleri sizin olacak. Telefonu kaldrdm; Babanz aln ve gelin, diye dndm, ben bile anlamazken o nasl anlad diye merak ederek. Telefonu tekrar yerine koydum ve telefon defterime uzandm, numarann bana bir ey gelmeden kaydedeyim diye. Bombo say falarnda H harfine yeni girilen Paul Harris ile, M harfine eskiden girilmi Katie Marchand adlan vard sadece. u anda deftere isim girmek pek doal gelmiyordu ama, elimdeki tek eyin silindirin s tndeki o birka rakam olduunu, bunun en basit bir hatayla silinebileceini, bir su damlas altnda kanayabilecek bir frsat olduunu dnmeden de edemiyordum. 456

4 'n Kural Telefonu tekrar kaldnrken ellerim ter iindeydi, orada oturur ken ne kadar zaman getiim gbela kavrayp syleyeceim keli meleri bulmaya alyordum. Yatak odas penceremin kenarndan panldayan Teksas gecesinde sadece gkyzn grebiliyordum. Arazinizi dnmeyin, tm Msr' n en gzel yerleri sizin olacak. Yeniden evir sesi aldm ve numaralar tulamaya baladm. Tulayabileceimi hi ummadm bir numara, tekrar duyabilecei mi hi ummadm bir ses. Uzaktan bir vzlt ve baka bir zaman diliminde alan telefonun sesini duydum. Sonra, drdnc altan sonra, bir ses. Hudson Galerisi, Manhattan. Katie Marchand'in telefonu. Ltfen mesajnz brakn. Sonra bir sinyal sesi. Sessizliin uultusuna, "Katie," dedim. "Ben Tom. Burda nerdeyse gece yars. Teksas saatiyle." Kardaki derin sessizlik bezdiriciydi. Eer ne syleyeceimi kesin olarak bilmesem altnda ezilebilirdim. "Yarn sabah Austin'den ayrlyorum. Bir mddet iin uzakta olacam, ne kadar sreceinden emin deilim." Masamn stndeki kk erevede ikimizin bir resmi vard. kimiz kameray iki yanndan tutup kendimize doru evirerek ek tiimizden biraz titrek kmt. Arkamzda dingin ve ta apel g rnyordu; Princeton imdi bile arkadan fsldamaktayd. "Floransa'dan dndm zaman," dedim resmimdeki ikinci snf rencisine, tesadfen bulduum armaanma ve tam New York'taki makine hatt kesmeden nce, "Seni grmek istiyorum," di ye ekledim. Sonra telefonu kapatp pencereden dan baktm yine. Topla nacak bavullar, aranacak seyahat acenteleri, ekilecek yeni resimler 457

228

lan Caldwell & Dustin Thomason


vard. Yaptm eyin nemini kavramaya balarken bir dnce gelmiti aklma. Bir yerdeki bir yeniden dou kentinde Paul yatak tan kalkyor, penceresinden dar bakyor ve bekliyordu. atlarda hu sesleri karan gvercinler vard, uzaklardaki kulelerden kated ral anlarnn sesi geliyordu. Burada oturuyorduk, ktalar tesinde, her zaman yaptmz gibi: yataklarmzn kenarnda, birlikte. Gide ceim yerde tavanlarda azizler, tanrlar ve uuan melekler olacak t. Orada yrdm her tarafta zamann dokunamad kalntlar bulunacakt. Kalbim kafesteki bir kutu, beklenti sanclar iinde kanatlarn rpyordu. talya'da gne domaktayd.

229

Yazarlardan Not
Hypnerotomachia' mn yazannn kimlii be yz yl akn bir sre belirsiz kald. Romal Francesco Colonna veya Venedikli ada nn lehine herhangi bir kesin kant olmad iin, bilim adamlan, ba zen yazann gizemli maksadna yorarak, o garip akrostile boumak zorunda kaldlar: "Poliam Frater Franciscus Columna Peramavit." Girolamo Savonarola (1452-1498 ) makamnda kald ksa sre iinde, kentin dini lideri olarak Floransal hemerileri tarafn dan hem sayg grd, hem kfrlere maruz kald. Bazlar iin d neminin anlklanna kar ruhani reformlarn sembol kabul edilir ken, bazlarna gre saysz resmi, heykeli ve elyazmasn atelerde yok eden biri olarak hatrlanmas gerekiyordu. Bu kitabn yaymlanmas ile Hypnerotomachia ile Savonarola arasnda bir ba yaratlm deildir. Richard Curry, Browning'in iiri "Andrea del Sarto"yu kendi arzusuna gre deitirdi ve Tom da, Curry'nin kullanm eklini ha trlayarak, ayn eyi yapt. Tom ve Paul zaman zaman bilimsel ki taplardan alntlar yaptlar, bunlarn arasnda Braudel ve Hartt da

458

459

Ian Caldwell & Dustin Thomason vard, ksaltlm isim kullandlar, ayrca Paul hevesle Floransa tari hini anlatrken, farkl zaman dilimlerinde yaam Floransal sanat larn ve entelektellerin "ayn dnemde" yaadklarn syledi. Tom, Princeton Battlefield Eyalet Park'n ksaca Princeton Battlefiel Park olarak and. Aynca, "Take the 'A' Train" adl paray, Billy Strayhorn yerine Duke Ellington'a mal etti. Katie ile ilk tantklannda air E. E. Cummings'in adnn ilk harfini kk harf ola rak yazd ama muhtemelen Cummings'in kendisi klasik biimde yazlmasn tercih ederdi. Yazarlar dier deitirme ve basitletirmelerden de sorumlu durlar. plaklar Olimpiyat, bu kitapta yazld gibi gne bat nmda deil, gece yans balar. Jonathan Edwards aslnda Prince ton'in nc bakandr ve bu kitapta anlatld gibi lmtr. Fa kat burada tarif edildii gibi Paskalya trenlerini balatmamtr, bunlar tamamen uydurmadr. Her ne kadar Prospect'te bulunan ye mek kulpleri her yl pek ok resmi etkinlik dzenlese de, Tom'un katld Ivy balosu kurgudur. Birtakm yerlerde olduu gibi Ivy'nin de plan hikyenin gereklerine gre deitirilmitir. Son olarak, zaman da Tom ve arkadalannn aina olduklar baz eyleri deitirmitir. Katie'nin ikinci snf, ilk karn dt gece (ki bu da ocakta yaplrd, nisanda deil) Holder Bahesi'nde plak koan son snf oldu; niversite Tom'un mezuniyetinden he men nce (1999) plaklar Olimpiyat'n yasaklad. Katie'nin sev gili aac, Princeton Battlefield Eyalet Park'ndaki aa, doal ne denlerle 3 Mart 2000'de ykld. Hl Walter Matthau'nn I.Q. adl filminde grlebilir. Hemen hemen tm konularda talyan Rnesans tarihine ve Princeton tarihine sadk kalmaya altk. Bu iki byk kuruma da derinden kran duymaktayz. I. C. ve D. T. 460

230

Teekkr

Pek ok teekkr borcumuz var. Bu kitabn hazrlanmas nere deyse alt yl srd ve yirmili yalarndaki iki gen adam iin bu bir mr gibiydi. nce Jennifer Joel -sper temsilcisi, dost, ilham perisi- bakalanndan ok nce bize inanmt; Susan Kamil, bizi kendi ocuklarymz gibi sevdi, Tom ve Paul kadar cokuyla kna skma al t. Onlar olmadan bu kitabn tamamlanamayaca dier kiilere de ok teekkrler: Kate Elton, Margo Lipschultz, Nick Ellison, Alyssa Sheinmel, Barb Burg, Theresa Zoro, Pam Bernstein, Abby Koons ve Jennifer Cayea. lan, Jonathan Tze'ye teekkr ederek balamak ister. Bu kita bn ouna kaynak tekil eden Paul'n tezi yan yarya onun fikriy di. Princeton'da da Hypnerotomachia'y\& ilgili aratrmasndan t r Anthony Grafton'a; hevesi ve cesareti hi azalmayan Michael Sugrue'ya; zellikle, bilgelii ve dostluuyla tm farkll yaratan
461

You might also like