You are on page 1of 148

Etienne Balibar, Immanuel Wallerstein IRK ULUS SINIF ETENNE BALBAR, Paris-I niversitesi'nde felsefe retim yesidir.

Eserleri: Lire Le Capital (L. Althusser'le birlikte, 1965), Cinq etudes du materialisme historique (1974), Sur la dictature du proletariat (1976), Marx et sa critigue de la politique (1979), Ecrits pour Althusser ve Spinoza et la politique (1985). IMMANUEL WALLERSTEIN 1930 ylnda New York'ta dodu. Columbia niversitesi'nden 1951 ylnda lisans, 1959 ylnda doktora diplomas ald ve ayn niversitenin Sosyoloji Blm'nde retim yesi oldu. 1955-1970 dneminde balca aratrma alan Afrika'yd. 1961 'de Africa: the Politics of ndependence adl almas, 1967'de ise Africa: the Politics of Unity adl almas yaymland. 1968 ylnda Columbia niversitesi'ndeki reform hareketine etkin bir biimde katld. 1971 ylnda Montreal'de McGill niversitesi'nde grev ald. 1976'dan bu yana Binghamton'daki New York Eyalet niversitesi'nde sosyoloji profesrl yapmaktadr ve Fernand Braudel Ekonomi, Tarihsel Sistemler ve Uygarlk Aratrmalar Merkezi'nin mdrln stlenmitir. Modern World System balkl almasnn birinci cildi 1974'te, ikinci cildi ise (Mercantilism and the Consoli-dation of the European World Economy, 1600-1750 altbal-yla) 1980'de yaymlanmtr. Yazarn Metis Yaynlarndaki dier kitaplar: Tarihsel Kapitalizm (1993), Sistem Kart Hareketler (1965, G. Arrighi ve T. Hopkins ile birlikte), Sosyal Bilimleri An! (1996; Bakanln yapt Gulbenkian Komisyonu'nun Sosyal Bilimlerin Yeniden Yaplanmas zerine Raporu) ve Liberalizmden Sonra (1998).

Metis Yaynlar pek Sokak No. 9, 80060 Beyolu, stanbul IRK ULUS SINIF Belirsiz Kimlikler Etienne Balibar, Immanuel Wallerstein zgn Ad: Race, nation, class: les identites ambigues Franszca Basm: Editions la decouverte, Paris, 1990 ngilizce Basm: Verso, Londra, 1991 Editions la decouverte, Paris, 1990 Bu evirinin btn yaym haklar Metis Yaynlar'na aittir Bu kitap Fransz Kltr ve letiim Bakanl'nn Katklaryla Yaymlanmtr Birinci Basm: Mays 1993 nc Basm: Eyll 2000 Yayma Hazrlayanlar: Sosi Dolanolu, Semih Skmen Dizgi ve Bask ncesi Hazrlk: Metis Yaynclk Ltd. Kapak ve Bask: Yaylack Matbaas Cilt: Sistem Mcellithanesi ISBN 975-342- 025-0

ETENNE BALBAR IMMANUEL WALLERSTEIN

IRK ULUS SINIF


Belirsiz Kimlikler
eviren: NAZLI KTEN

indekiler

nsz, BALBAR, 7
I EVRENSEL

IRKILIK Bir "Yeni-Irklk" Var m? BALBAR, 25 Kapitalizmin deolojik Gerilimleri: Irklk ve Cinsiyetilik Karsnda Evrenselcilik, WALLERSTEN, 39 Irklk ve Milliyetilik, BALBAR, 50

n TARHSEL
ULUS Halkln nas: Irklk, Milliyetilik ve Etniklik, WALLERSTEIN, 91 Ulus Biimi: Tarih ve deoloji, BALBAR, 109 Kapitalist Dnya Ekonomisinde Hane Yaplan ve Emek Gc Oluumu, WALLERSTEN, 134

III

SINIFLAR: KUTUPLAMA VE ST-BELRLENM Kapitalist Dnya Ekonomisinde Snf atmas, WALLERSTEN, 145 Marx ve Tarih: Kutuplama, WALLERSTEN, 157 11. Yzyldan 21. Yzyla Kavram ve Gereklik Olarak Burjuva(zi), WALLERSTEN, 169 Snf Mcadelesinden Snfsz Mcadeleye mi? BALBAR, 193

IV TOPLUMSAL ATIMA

YER M DETRYOR? Bamszlk Sonras Siyah Afrika'da Toplumsal atma: Yeniden Deerlendirilen Irk ve Stat Grubu Kavramlar, WALLERSTEN, 233 Snf Irkl, BALBAR, 254 Irklk ve Kriz, BALBAR, 270

Sonsz, WALLERSTEIN, 283

Bu kitapta topladmz ve birlikte sunduumuz bu denemeler kiisel almamzn, her birimizin sorumluluunu tek bana yklendii anlardr. Ancak durumun ve koullarn zellii bu denemeleri, son yllarda younlaan ve bugn bir yansmasn ortaya koymak istediimiz bir diyaloun unsurlar haline getirdi. Aydnlatlmasna katkda bulunmak istediimiz canalc soru udur: ada rkln zgll nedir? Kapitalizmde snflara blnmlkle ve ulus-devletlerin elikileriyle nasl ilikilendirilebilir? Irklk grngsnde bizi, karlkl olarak, milliyetilik ve snf mcadelesinin eklemlenmesini yeniden dnmeye iten nedir? Bu soru yardmyla "Bat Marksizmi"ne gireli on yldan fazla olan daha geni bir tartmaya da katkda bulunmak istiyoruz. "Bat Marksizmi"nin, bu tartmadan, an yakalayabilmek iin yeterince yenilenmi bir ekilde kaca umulabilir. Bu tartmann uluslararas bir tartma olarak ortaya kmas ve felsefi dnme ile tarihsel sentezi ve kavramsal bir yeni batan ina ile gnmzde (zellikle Fransa'da) ivedi olmaktan da teye giden siyasal sorunlarn zmlenmesini birletirmesi kukusuz bir rastlant deildir. Burada baz kiisel bilgiler vermek isterim. 1981 ylnda Immanuel Wallerstein'la ilk kez tantmda (1974'te yaynlanm olan) The Modern World-System adl eserinin ilk cildini okumutum, ancak henz ikinciyi okuyamamtm. Bu nedenle ona retim tarzlarnn dnemselletirilmesine dair "geleneksel" Marksist tezin "kuramsal olarak bilinli" bir sunumunu borlu olduu-

RK, ULUS, SINIF 8

NSZ 9

mu bilmiyordum bu tez, modernliin balangcn saptamak iin tarihi, ya 1500 dolaylarnda (Avrupallar'n yaylmasyla ve dnya pazarnn yaratlmasyla birlikte) ya da 1650'ye doru (ilk "burjuva" devrimler ve bilimsel devrimle birlikte) "kesmeyi" nerenlere kar, manfaktr dnemini bir gei dnemiyle ve tam anlamyla kapitalist tarzn balangcn da sanayi devrimiyle zdeletirmektedir. zellikle de, Spinoza'nn mdahalesini yalnzca, "ortaaa ait" bir gemi asndan deil ada eilimler asndan da devrimci olan izgisiyle zamannn siyasal ve dinsel gruplarnn mcadelelerinin (milliyetilikle kozmopolitlii; demokrasi yanllyla "kitle korkusu"nu birletirmeleri nedeniyle) tuhaf bir ekilde atipik olan oyunlarnn erevesine oturtmak iin, tam da Wallerstein'n 17. yzyl Hollanda hegemonyas zmlemesinde bir dayanak noktas bulacam da bilmiyordum. Buna karlk, Wallerstein'n da bilmedii, bizim yetmili yllarn bandan beri, Kapital'i "yapsalc" okuyuumuzun ortaya kard tartmalarn ertesinde ve tam da dnemselletirmenin klasik kmazlarndan kanmak iin, snf mcadelesinin ve karlnda bu mcadelenin sonularnn zmlenmesini, sadece, ideal bir ara olarak ya da deimez bir sistem olarak deerlendirilen ki bu, yapnn tamamyla mekanist bir anlayla kavranmasdr retim tarznn geliiminden deil, ayn zamanda toplumsal oluumlar erevesinde kapitalizmin geliiminden de nemli sayma gerekliliini kabul ettiimdi. Bundan, bir yandan retim ilikilerinin biimlendirilmesinde snf mcadelesinin tarihsel grnmlerinin (Marx'n ift anlaml styap kavramyla belirtilenler de buna dahil olmak zere) btnne belirleyici bir rol atfetmek gerektii sonucu kyordu. te yandan yine bu, kapitalizmin, birikimin dnya leine kmasn ve emek gcnn proleterlemesini zorunlu olarak gerektirdiini ne sren Marx' srekli dorulamaya ynelerek, ama farkllamam "dnya pazar" soyutlamasnn tesine geerek, emek (ya da cretliler)-sermaye ilikisinin yeniden retim alan sorununu bizzat kuramn iine koymay zorunlu klyordu. Ayn ekilde, Althusser'in, her toplumsal oluumun birok retim tarznn birlemesi zerine kurulu olduu tezinin yansra

Fransa'da yetmili yllarda gmen iilerin zgl mcadelesinin ortaya k ve bunlarn siyasal adan yorumlanmalarnn gl de beni, ii snfnn blnmesinin ikincil ya da kalnt bir grng deil, gnmzn kapitalist toplumlarnn, devrimci dnm perspektiflerini ve hatta toplumsal hareketin gnlk rgtlenmesini belirleyen yapsal (ki bu deimez demek deildir) bir nitelii olduuna ikna etmiti.' Son olarak, "reel sosyalizmin" Maocu eletirisinden ve "kltr devriminin" (benim kavradm ekliyle) tarihinden benim aklmda kalan, kukusuz revizyonizmin eytan ilan edilmesi ve Stalinizm nostaljisi deil, "sosyalist retim tarznn" gerekte devlet kapitalizmiyle proleter komnizm eilimlerinin deiken bir birleimini meydana getirdii bilgisidir. Bu farkl dzeltmeler, dalm olduklar durumda bile, bir "tarihsel kapitalizm" sorunsaln yapnn ve tarihin biimsel antitezinin yerine koyma ve ticari olmayan toplumlarn "genelletirilmi iktisat" toplumlarna geileri sresince eklemlenen retim ilikilerinin deikenliklerini bu sorunsaln ana sorusu olarak tanmlama eilimindeydiler. Ben dierlerinin aksine Wallerstein'n zmlemelerine sk sk yneltilmi olan ekonomizm sulamalar konusunda ok da hassas deildim. Aslnda bu terimin anlam zerinde fikir birliine varmak gerekir. Marksist Ortodoksluk gelenei iinde ekonomizm, retici glerin geliimine dair bir determinizm olarak grnr: Wallersteinc dnya ekonomisi modeli, bunun yerine, kapitalist birikim ile elikilerinin bir diyalektiini kendi tarznca gayet iyi ortaya koyuyordu. Wallerstein gelime ve durgunluk evrelerinin evrimini iine yerletirebilecei tarihsel koullar hakknda kendini sorgularken, bana Marx'n gerek tezi ve ekonomizm eletirisinin ifadesi gibi gelen eyden uzaklamamt. Bu tez toplumsal retim ilikilerinin, retici glere nceliidir. Bu ncelie gre kapitalizmin elikileri, retim ilikileri ile retici gler arasndaki elikiler (rnein, Engels'in itibar kazandrd
1. Burada Yves Duroux, Claude Meillassoux ve Suzanne de Brunhoffun emek gcnn yeniden retimi ve "cret biiminin" elikileri konusundaki aratrmalarnn bu grler zerindeki belirleyici etkilerini anmak zorundaym.

RK, ULUS, SINIF 10

IRK,ULUS, SINIF 12

NSZ 13

lecei hi de kesin deildir. Akas ben, bir "dnya burjuvazisinin varlndan kuku duyuyorum. Ya da daha kesin sylemek gerekirse, dnya leinde birikim srecinin yaylmasnn, yasas kesintisiz rekabet olan bir "dnya kapitalist snf"nn oluturulmasn gerektirdiini tamamen kabul ediyorum (ve paradoksun paradoksu olarak, bu kapitalist snfa "hr teebbs "n yneticileri kadar "sosyalist" devlet korumaclnn yneticilerinin de dahil edilmesini zorunlu gryorum). Ancak bu kapitalist snfn, ayn nedenle, tarihsel anlamda somut olabilecek, kurumlarda rgtlenmi tek snf anlamnda bir dnya burjuvazisi olduuna inanmyorum. Wallerstein'n bu soruya yle cevap vereceini tahmin ediyorum: Ancak, diyecektir, dnya burjuvazisinin, i atmalarnn tesinde (hatta bunlar iddetli askeri atmalar eklini aldklarnda bile) ve zellikle de ezilen halklar zerindeki hegemonyasnn tamamen farkl biimlerinin tesinde, kendisine somut bir varlk kazandrmaya ynelen ortak bir kurumu vardr! Bu kurum, devrim ve kar devrimlerin, smrgeletirme ve smrgelikten kurtuluun ardndan, ulusal devlet biiminin tm insanla yaylmasndan bu yana etkililii belirgin bir ekilde ortaya kan devletler sistemi'dir. Bizzat ben her burjuvazinin, kapitalizmin planl bir devlet kapitalizmi gibi rgtl olmad yerlerde bile, bir "devlet burjuvazisi" olduunu inanarak syledim ve bu noktada uyuacamz dnyorum. Bana gre Wallerstein'n sorduu en yerinde soru, dnya ekonomisinin (19. ve 20. yzyldaki birok giriimine ramen) neden siyasal olarak birlemi bir dnya imparatorluuna dnmedii; siyasal kurumun burada neden bir "devletleraras sistem" biimini ald sorusudur. Bu soruya a priori olarak cevap verilemez: Dnya ekonomisi tarihini ve zellikle de kar atmalarnn, "tekel" grnglerinin ve dnya ekonomisinin gnmzde zaten giderek tek bir corafi alanla snrl olmaktan kan "merkez"inde srekli grlen eitsiz g geliimlerinin, fakat ayn zamanda "evre "sinin eitsiz direnileri'nin tarihini yeniden yazmak gerekir. Ancak bu cevap (eer iyi bir cevapsa) beni, itirazm aka yeniden biimlendirmeye itiyor. Wallerstein, Modern Dnya Sis-

temi'nin(1. cilt) sonunda, greli olarak zerk "toplumsal sistemler"! tanmak iin bir lt neriyordu: evrimlerinin (ya da dinamiklerinin) i zerklii. Buradan radikal bir sonuca varyordu: Genelde ("kabileden" ulus-devlete) toplumsal sistemler olarak adlandrlan tarihsel birimlerin ou aslnda yle deildirler; bunlar baml birimler olmaktan teye gitmezler; tarihte sistem olarak tanmlanabilecek olanlar sadece kendine yeterli cemaatler ve "dnyalar"dr (dnya imparatorluklar ve dnya ekonomileri). Bu tez, Marksist terminolojide yeniden biimlendirildiinde bizi bugnn dnyasnda tam anlamyla tek toplumsal oluumun dnya ekonomisinin kendisi olduunu dnmeye yneltecektir. nk iinde tarihsel srelerin birbirine baml hale geldii en byk birim odur. Baka bir deyile dnya ekonomisi yalnzca iktisadi bir birim ve bir devletler sistemi deil, ayn zamanda toplumsal bir birim olacaktr. Sonu olarak evriminin diyalektii de kresel bir diyalektik ya da en azndan kresel kstlamalarn yerel g ilikilerine ncelii zelliiyle ayrt edilen bir diyalektik olacaktr. Bu aklamann onyllardr tank olduumuz ve bize yzyllardr sren zincirleme bir srecin sona ermesi gibi grnen, siyasetin ve ideolojinin dnya apnda yaylmas grnglerini bireimsel olarak gsterme gibi bir meziyeti olduu kukusuzdur. Bu aklama kriz dnemlerinde zellikle arpc bir yansma bulur. Bu derlemenin devamnda grlecei gibi, rklk ve milliyetiliin, gemiin "yabanc dmanl" ve "hogrszlk" grngleriyle kartrlmasn nleyerek, bugn modern dnyann her yerine yaylan bu grngleri anlamak iin gl bir ara salamaktadr: biri (milliyetilik) merkezdeki devletlerin egemenliine bir tepki olarak, dieri (rklk) dnya iblmnn getirdii hiyerarilerin kurumlamas olarak. Ancak kendime soruyorum: Wallerstein'n tezi bu biimiyle, ok eitli toplumsal atmalarn (zellikle de snf mcadelelerinin) stn biimsel ya da en azndan tek yanl bir kresellik ve tekbiimlilikle rtmyor mu? Bana yle geliyor ki, bu atmalarn zelliini belirleyen yalnzca uluslararaslama deil, yerellemi toplumsal ilikilerin ya da toplumsal atmann yerel biimlerinin imdiye dek oynadklar, "toplamlar" dorudan elde edilemeyen nemli roldr.

IRK, ULUS, SINIF 14

NSZ 15

Baka bir deyile, ben kendi adma, iinde bir sistemin dzenlemesinin yer ald en utaki d snr yerine, toplumsal hareketlerin ve bunlardan doan elikilerin zglln (ya da tercihe gre, kresel elikilerin yansd zgl biimi) lt aldmdan, kendime ada dnyann toplumsal birimleri'nin iktisadi birimi'nden ayr tutulmas gerekmez mi, diye soruyorum. Ksacas neden rtsnler ki? Ayn nedenle dnya ekonomisinin genel hareketinin toplumsal birimlerin hareketinin nedeni olmaktan ok, raslantsal bir sonucu olduunu ne sryorum. Ancak sz konusu toplumsal birimleri basit bir biimde tehis etmenin zor olduunu da kabul ediyorum, nk bu birimler ulusal birimlerle kaytsz artsz rtmemektedirler ve birbirlerini ancak ksmen kaplayabilirler (bir toplumsal birim neden kapal, hele neden "otarik" olsun?)3. Bu da beni nc bir soruna getiriyor. Wallerstein'n, Marx' in sermayenin snrsz birikimi dolaymnda varolan "nfus yasas" hakknda verdii bilgileri hem genelletiren hem de somutlatran modelinin baars, bu yasann insanlarn direniini krarak ya da uzlaarak, hatta geim stratejilerini kullanarak ve birbirlerine zt karlaryla oynayarak onlara, "iblm"nn, toplum-salmesleki kategoriler dahilinde, bir yeniden dalmn (zorla ya
3. Bu bak asnn "sistem kart hareketler"in "yaknsamas" beklentisine kukuyla yaklatnn farkndaym (Wallerstein hem ii snfnn sosyalist hareketlerini, hem ulusal kurtulu hareketlerini, hem de kadnlarn cinsiyetilie kar mcadelesini ve ezilen aznlklarn zellikle de rkla maruz kalanlarn mcadelesini potansiyel olarak ayn "dnya sistem kart hareketler topluluu" iinde gryor. Tarihsel Kapitalizm, s. 74-93, Metis Yaynlar, 1992): nk bu hareketler bana, aslnda birbirinin "ada olmayan", bazen birbirleriyle badamayan, evrensel ama ayr elikilere, farkl "toplumsal oluumlar"da eitsiz derecelerde belirleyici toplumsal atmalara bal olan hareketler gibi grnyor. Bu hareketlerin tek bir tarihsel blokta younlamalarn uzun vadeli bir eilim olarak deil, sresi siyasal yeniliklere bal olan konjonktrel bir raslant olarak gryorum. Bu, en bata feminizm ve snf mcadelesinin "yaknsamas" iin geerlidir: Bu iki hareketin hibir zaman kaynaamam olmasna ramen, neden rgtl bir snf mcadelesi olan toplumsal oluumlar dnda "bilinli" feminist mcadele olmadn sormak ilgintir. Bu iblmne mi baldr? Yoksa mcadelelerin siyasal biimine mi? Yoksa "snf bilinci"nin bilinaltna m?

da hukuk yoluyla) dayatmaya devam ettiini gstermesindedir. Bu kapitalist toplumsal oluumlarn temeli bir iblmdr (bu, geni anlamda, sermaye retimi iin gerekli olan farkl ilevleri de ierir); ya da daha dorusu toplumsal dnmlerin temeli iblmnn dnmdr. Fakat bylece Althusser'in daha nce toplum etkisi olarak adlandrd eyin btnln iblmne dayandrmakla daha aceleci davranm olmaz myz? Baka bir deyile (Marx'n baz felsefi metinlerinde yapt gibi) toplumlarn ya da toplumsal oluumlarn, sadece baz tarihsel ilikiler erevesinde retimi ve mbadeleleri rgtleyebildikleri iin "hayatta" kaldklarn ve greli olarak dayankl birimler oluturduklarn dnebilir miyiz? Daha ak olmam gerekirse; burada sz konusu olan, maddecilik ve idealizm atmasn tekrarlamak ve toplumlarn iktisadi birliinin, gerek hukuk, gerek din, gerekse ensestin yasaklanmas vb. asndan tanmlanmaya allacak bir sembolik birlikle btnlenmek ya da yerini ona brakmak zorunda olduunu telkin etmek deildir. Sz konusu olan daha ok Marksistler'in, kendi zmlemelerinin anlamna dair, byk lde liberal iktisat ideolojisinden (ve bu ideolojinin ikin antropolojisinden) miras kalan akl almaz bir yanlsamann kurbanlar olup olmayacaklarn sormaktr. Kapitalist iblmnn, grevlerin, bireylerin ve toplumsal gruplarn birbirini tamamlayclyla hibir ilgisi yoktur: Bizzat Wallerstein'n da sk sk tekrarlad gibi toplumsal oluumlarn, karlar ortak olmaktan giderek uzaklaan kart snflar halinde kutuplamalarna yol aar. Bir toplumun (atmal da olsa) birlii byle bir blnmenin zerine nasl ina edilebilir? yleyse belki de Marksist tezi yorumlaymz tersine evirmemiz gerekiyor. Kapitalist iblmnn insan toplumlarn greli olarak istikrarl "topluluklar" halinde kurduunu ya da kurumlatrdn dnmektense, onlar ykma urattn dnmemiz gerekmez mi? Ya da daha dorusu; eer dier toplumsal pratikler onlar da maddi olmakla birlikte homo economicus'un davran biimine indirgenemeyecek pratiklerdir: rnein dilsel iletiimle ve cinsellikle ilgili pratikler retim ilikisindeki emperyalizme snrlamalar getirmeseydi ve onu ieriden deitirmeseydi, kapitalist ib-

RK, ULUS, SINIF 16

NSZ 17

lmn, bu toplumlarn isel eitsizliklerini uzlamaz kartlklar haline getirerek onlar ykma uratacak olan ey olarak dnmemiz gerekmez miydi? yleyse toplumsal oluumlarn tarihi, ticari olmayan cemaatlerden piyasa toplumuna ya da (insani emek gcnn mbadelesi de dahil) genelletirilmi mbadele toplumuna geiin tarihi deil ki bu, Marksizm'in srdrd sosyolojik ya da liberal bir temsil biimidir bireylerin tarihsel ortaklnn mayasn oluturan "iktisat-d" toplumsal ilikiler karmann, deer biiminin yaylmasnn kendilerini tehdit ettii yapsal ykma kar tepkilerinin tarihidir. Toplumsal tarihe; sermayenin geniletilmi yeniden retiminin basit "mantna" ya da iblmnn ve devletler sisteminin tanmlad aktrlerin "stratejik bir oyununa" dahi indirgenemeyecek bir ileyi kazandran bu tepkilerdir. Siyasetin gerek konusu ve znde belirsiz, ideolojik ve kurumsal olan eitli retimlere (rnein insan haklan ideolojisine, fakat ayn zamanda rkla, milliyetilie, cinsiyetilie ve bunlarn devrimci antitezlerine) temel oluturan da bu tepkilerdir. Nihayet, "yadsmann yadsnmasn" gerekletirmeye, yani belli bir amaca uygun olarak toplumsal varoluun koullarn yok eden mekanizmay yok etmeye almakla, ayn zamanda kaybolmu bir birlii topik olarak yeniden kurmay amaladklar ve bylece farkl egemen glerin "telafi" ilemine maruz kaldklar lde snf mcadelesinin iki yanl etkilerini kavrayanlar, yine bu tepkilerdir. Byle bir soyutlama dzeyinde tartmaya girmek yerine sahip olduumuz kuramsal aralar ortak bir giriim iinde bizzat gncelliin getirdii ve karlatrmay daha ileri gtrebilecek kadar zorlu ve temel bir sorunun zmlenmesinde kullanmann daha iyi olduunu dnyoruz. Bu proje yl boyunca (19851987) la Maison des sciences de l'homme de Paris'de dzenlediimiz bir seminerde somutluk kazand. Seminer srasyla "rklk ve etniktik", "ulus ve milliyetilik" ve "snflar" konularna ayrlmt. Bu kitaptaki metinler mdahalelerimizi kelimesi kelimesine yanstmamakla birlikte, konuyu seminerde olduundan daha iyi tamamlayarak tekrar ele almaktadr. Makalelerden bazlar

belirttiimiz dier yaynlarn ya da sunumlarn konularyla akt. Bunlar anlama ve anlamazlk noktalarn ortaya karacak ekilde yeniden sraladk. Sralanma biimleri, mutlak bir tutarllk ya da eksiksizlikten ok, sorunu ama ve baz aratrma yollar kefetme isteinin sonucudur. Bir sonuca varmak iin henz ok erken. Buna karn okura dnme ve eletiri konusu salayacan umuyoruz. lk blm olan "Evrensel Irklk"ta, liberalizmin dayatm olduu ve Marksist tarih felsefesi tarafndan byk lde yeniden ele alnan (bunun hangi koullarda olduunu ileride greceiz) "ilerleme" ideolojisine alternatif bir sorunsal genel nitelikleriyle ortaya koymak istedik. ada dnyada geleneksel ya da yenilenmi biimler altnda yine de kk bellidir rkln gerilemediini tersine ilerlediini saptyoruz. Bu grng, tezahrlerinin birbirine kartrlmasndan dikkatle kanlmas gereken, fakat son zmlemede ancak yapsal nedenlerle aklanabilecek olan eitsizlikler ve tehlikeli evreler iermektedir. ster st dzey kuramlar, ister kurumsal ya da kitlesel rklk sz konusu olsun, burada geerli olan insanln yapay bir ekilde yaltlm trler halinde snflandrlmas olduu lde, bizzat toplumsal ilikiler dzeyinde son derece atmal bir blnmenin varolmas gerektiidir. yleyse sz konusu olan basit bir "nyarg" deildir. Ayrca smrgelerin bamszlamas kadar kesin toplumsal dnmlerin tesinde, bu blnmenin, kapitalizmin yaratt dnya lei erevesinde yeniden retilmi olmas gerekir. O halde sz konusu olan ne bir kalnt ne bir arkaizmdir. Peki bu, genelletirilmi iktisat ve bireyci hukuk mantyla elikili deil midir? Kesinlikle hayr; Wallerstein da ben de burjuva ideolojisinin evrenselciliinin (dolaysyla hmanizminin de) ncelikle rklk ve cinsiyetilik biimini alan dlama ve hiyerari sistemiyle badamaz olmadn dnyoruz. Irklk ve cinsiyetilik de bylesi bir sistem oluturmaktadrlar. Ama yine de zmlemenin ayrntlarnda birok noktada ayrla dyoruz: Wallerstein evrenselcilii piyasann bizzat biimine (birikim srecinin evrenselliine), rkl merkez ve evre arasndaki emek gc farkllamasna ve cinsiyetilii de (tarih-

IRK, ULUS, SINIF 18

NSZ 19

sel kapitalizmin temel kurumu olarak kabul ettii) aile ya da hanede eril "alma" ile diil "alma d"ln kartlna balyor. Bense rkln zel olarak milliyetilikle eklemlendiini dnyorum ve evrenselliin, bizzat rkln iinde paradoksal olarak varolduunu gsterebildiimi sanyorum. Zamansal boyut burada ok nemli hale gelmektedir. Btn sorun gemiteki dlamalarn belleinin nasl bugnk dlamalara aktarldn ya da yine halk hareketlerinin uluslararaslamas ve ulus-devletlerin siyasal rollerindeki deiimin nasl olup da bir "yeni-rkla", hatta bir "rklk-sonras"na varabildiini anlamaktr. kinci blm olan "Tarihsel Ulus"ta, "ulus" ve "halk" kategorileri tartmasn yenilemeyi denedik. Yntemlerimiz olduka farkl: Ben ulus biiminin yrngesini ararken art-zamanl bir yol izliyorum; Wallerstein dnya ekonomisi iindeki dier siyasal kurumlar arasnda ulusal styapnn yerini aratrrken e-zamanl bir yol izliyor. Bu nedenle ulusal oluumu ve snf mcadelesini de farkl ekillerde eklemliyoruz. Eer bu farkll u noktaya gtrrsek; Wallerstein ulusu, dier biimleriyle, snf mcadelesi zeminine (her ne kadar bunlar "kendileri iin snfa ancak istisnai durumlarda dnebilirlerse de, ki bu noktaya daha ilerde deineceiz) yerletirirken benim konumumun tarihsel snf mcadelelerini (her ne kadar antitezini temsil etseler de) ulusal biime yerletirmek olduu sylenebilir. "Toplumsal oluum" kavramnn anlam kukusuz bu noktada nem kazanyor. Wallerstein "halk"n yaplanmasna dair byk tarihsel yolu belirlemeyi nermektedir: rk, ulus ve etniklik. Bu dnya ekonomisinin farkl yaplarn yanstr; Wallerstein "burjuva" devletiyle (ulus-devlet) devletin nceki biimleri arasnda (aslnda onun iin "devlet" terimi bile ikircildir) tarihsel bir kopukluk olduunda srar eder. Ben kendi amdan "ulusal ncesi" devletten "ulusal" devlete geii zellikleriyle belirlemeye altm iin onun baka bir dncesine ki burada ele alnmad ok daha fazla nem veriyorum: Bu da Wallerstein'n dnya ekonomisinin oluumu aamasnda siyasal biimlerin oulluu dncesidir. Ben, halkn oluumu (buna kurmaca etniklik diyorum) sorununu bir i hegemonya sorunu olarak ortaya koyuyo-

rum ve bunun retiminde srasyla dilsel cemaate ve rksal cemaate vcut veren kurumlarn oynad rol zmlemeye alyorum. Aramzdaki bu farkllklar nedeniyle ben ounluklarn etniklemesine kar daha duyarlyken, Wallerstein aznlklarn etniklemesini daha iyi deerlendiriyor gibi grnyor; belki de o ok "Amerikal", ben de ok "Fransz"m. Bununla birlikte kesin olan ikimizin de ulusu ve halk, imdiki kurumlarn ve uyumazlklara, "cemaatler"e ki bireysel "kimlik" duygusu bu "cemaatler"e baldr greli bir istikrar kazandrmak amacyla gemie yanstlabilmelerini salayan tarihsel yaplanmalar olarak dnmenin esas olduuna inandmzdr. "Snflar: Kutuplama ve st-Belirlenim" balkl nc blmde, kapitalizmi Marx'n en zgn bilgilerini uygulayarak tarihsel sistem (ya da yap) olarak gerekten zmleyebilmek iin Marksist Ortodoksluun emalarna (ksacas farkl varyantlaryla retim tarz evrimciliine) getirilmesi gereken radikal dnmler hakknda kendimizi sorguluyoruz. nermelerimizi nceden zetlemek can skc olurdu. Muzip okurlar bu birbirini izleyen "yeniden ina" denemelerimiz arasnda ortaya kan elikileri saymaktan zevk alacaklardr. Kim olurlarsa olsunlar, iki "Marksistin ayn kavramlara ayn anlamlan vermekten aciz grnmeleri kuraln bozmuyoruz... Bundan skolastik bir oyunun sz konusu olduu sonucunu karmakta acele etmeyelim. Tersine, yeniden okuduumuzda bana en anlaml gelen ey, bu denli farkl ncllerden yola karak vardmz sonulardaki uyumun derecesi oldu. Elbette tartlan, snf mcadelesinin "iktisadi" yanyla "siyasal" yannn eklemlenmesidir. Wallerstein benim reddettiim "kendinde snf" ve "kendi iin snf" sorunsaln sahiplenmektedir. Fakat bu sorunsal, (ona gre cretli emein genellemesi anlamna gelmeyen) proleterlemenin temel biimi hakknda pek az kkrtc olan tezlerle birletirmektedir. Onun kantlama yolunu takip ederek uraya varabiliriz: cretlileme, realizasyon bunalmlannn ve "evresel" (ksmi zamanl cretli emek iin geerli) an smrye kar verilen ii mcadelelerinin ifte etkisi sonunda, kapitalistlerin acil karlarna ramen yaylmaktadr. Bu dnme dzeninin tm smrnn "youn" olduunu varsaydn, yani

IRK, ULUS, SINIF 20

NSZ 21

teknolojik devrimlere tabi olan cretli emein younlamasna (Marx buna "reel altalama" ya da "greli artk deer" retimi adn veriyordu) bal bir ar smr biiminin olmadn varsaydn syleyerek itiraz edeceim. Fakat zmlemedeki bu ayrlklar ki bunlarn, merkez bak as karsnda bir evre bak asn yansttklar dnlebilir ortak dncenin yannda ikincil hale gelmektedir: 1. Marx'n kapitalizmde snf kutuplamasna ilikin tezi can skc bir hata deil, kuramnn gl noktasdr. Yine de kapita lizmin gelimesiyle birlikte "snf ilikilerinin basitlemesi"nin tarihsel felaketilie balanan ideolojik temsilinden dikkatle ayrt edilmesi gerekmektedir. 2. Snflarn (proletarya ve burjuvazi) "ideal tip"i yoktur. Pro leterleme ve burjuvalama [embourgeoisement]4 sreleri vardr ve bu srelerin her biri kendi i elikilerini tar (ben bunu ken di adma, Althusser'i izleyerek, uzlamazln "st-belirlenim"i diye adlandryorum): Bylece kapitalist ekonominin tarihinin ulu sal ve uluslarst alandaki siyasal mcadelelere bal olduu an lalr. 3. Burjuvazi basit kr birikimiyle (ya da retici yatrmla) tanmlanmaz: Bu koul zorunludur fakat yeterli deildir. Metinde Wallerstein'n burjuvazinin tekel durumuna gei aray ve krn, devlet tarafndan farkl tarihsel ekillere gre gvence altna al narak "rant"a dnm hakkndaki kantlamalarn okuyacaks nz. Kukusuz bu, ileride yeniden ele alnmas gerekli bir nokta dr. "Marksist sosyoloji"de snflar kavramnn tarihsellemesi (ve bylece diyalektiklemesi) henz yeni balamtr (bunun anlam da kendini Marksist sosyoloji olarak tasarlayan ideolojiyi ykmak iin daha yaplacak ok i olduudur). Burada da ulusal gelenek lerimize kar kyoruz: Fransa'da ok kkl olan (fakat Engels'e dayanan) bir nyargya kar ben, burjuva-kapitalistin bir asalak olmadn gstermeye giritim; Wallerstein ise "ynetici" mitinin
4. Kelimenin olas ikircilliine ramen (stelik bu o kadar kesin mi acaba?) Wallerstein'n kulland bourgeoisifcation yerine, Franszca embourgeoisement demeyi tercih ediyorum (askerler nasl siviller arasndan alnrsa bilmem kanc kuaktan burjuvalar da burjuva olmayanlar arasndan alnmt).

olutuu lkeden gelen biri olarak burjuvann (ne gemite ne de bugn) aristokratn zdd olmadn gstermeye giriti. Farkl nedenlerden dolay, gnmz kapitalizminde, yaygn okullamann snf farkllklarnn yalnzca "yeniden reticisi" deil, ayn zamanda reticisi haline geldii dncesine tamamen katlyorum. Sadece ondan daha az "iyimser" olarak, bu "merilokratik"* mekanizmann, ayrcalkl toplumsal stat edinmenin nceki tarihsel mekanizmalarndan, siyasal anlamda daha dayanksz olduuna inanmyorum. Bu benim gzmde, okullamann en azndan "gelimi" lkelerde hem bir personel seme .yolu hem de toplumsal ayrmlar, zellikle de kafa ve kol emei ya da personel ve uygulama ayrmn, birbirlerini izleyen biimleriyle "bilimsel" ve "teknik" olarak yerletirmek iin uygun bir ideolojik aygt olarak ortaya kmasna baldr. Ya da, rklkla ok sk ilikileri olduunu greceimiz bu yerletirme, ayrcalklarn dier tarihsel merulatrlmalarndan daha az etkili deildir. Bu da bizi dorudan son konumuza getirmektedir: "Toplumsal atma Yer mi Deitiriyor?" Bu drdnc blmn konusu balangta ortaya konmu olan soruna (rklk ya da daha genel olarak "star"ye ve "cemaate dayal" kimlik sorununa), daha nceki tespitlerle kar karya gelerek ve belki de fazla ileri gidip pratik sonular kararak geri dnmektir. Ayn zamanda sosyoloji ve tarihte baz klasik temalar karsnda alnan mesafeyi hesaplamak da sz konusu. Doal olarak daha nce ortaya kan az ya da ok nemli yaklam farkllklar ve ayrlklar bu blmde de varln srdryor; bu nedenle bir sonuca varmak sz konusu deil. Eer izgilerimizi daha ileri gtrmek isteseydim bu kez benden ok daha az "iyimser" olann Wallerstein olduunu sylerdim; nk Wallerstein "grup" bilincinin kanlmaz olarak "snf" bilincine stn geldiini, ya da en azndan, snf bilincinin tarihsel olarak gereklemesinin zorunlu biimini oluturduunu dnyor. Ona gre iki terimin ("asimptotik") snrda, eitsizliklerin ve elikilerin uluslarstlemesinde birletikleri dorudur.
* meritokrasi: bireysel liyakat zerine kurulu toplumsal hiyerari, (.n.)

IRK, ULUS, SINIF 22

Kendi amdan ben rkln, snf yapsnn bir davurumu olduuna deil, zellikle eliik biimler altnda (proletaryann rklamas, uvriyerizm, "gnmz" krizinde "snflararas" konsenss), milliyetilik zemininde, snf mcadelesinin kendinde varolan siyasal yabanclamann tipik bir biimi olduuna inanyorum. Esas olarak Fransz tarihi ve koullar rneine dayanarak fikir yrttm dorudur. Burada belirsiz bir biimde, btn enternasyonalist ideolojilerin ve pratiklerin yenilenmesi sorunu ortaya konulmaktadr. Ayn zamanda nc Dnya'nn "proleter uluslar"nn, ya da daha dorusu, onlarn yoksullam kitlelerinin ve Bat Avrupa ve dier yerlerin "yeni proleterleri"nin pratikte tek bir rakipleri olduu dorudur: kurumsal rklk ve onun uzantlar ya da bunun kitledeki siyasal nveleri. Ve almas gereken tehlike ayn: etnik partiklarizmin ya da siyasal-dinsel evrenselciliin kendinde zgrletirici olan ideolojilerle kartrlmas. Belki de, niversite evrelerinin tesinde, ilgili kiilerle birlikte ne zerine dnmek ve neyi aratrmak gerektii esas alnmaldr. Bununla birlikte ayn rakip, ne ayn dolaysz karlar, ne ayn bilin biimini, ne de hele mcadelelerin toplanmasn ierir. Gerekte bu, yapsal engellerin kar koyduu bir eilimden baka bir ey deildir. Kendini dayatabilmesi iin uygun bir konjonktr ve siyasal pratikler gerekir. te zellikle bu yzden bu kitap boyunca, bugn ve gelecekte drt nala giden milliyetilii dizginleyebilecek bir snf ideolojisinin yeni temeller zerinde (belki de yeni terimlerle yeniden) inasnn koulunun ierii batan belirlenmi etkili bir rklk-kartl olduunu savunuyorum. Son olarak, bu kitaba kaynaklk eden seminere almalaryla katlmakla bizi sevindiren meslektalarmza ve dostlarmza teekkr etmek isteriz: C. Meillassoux, G. Noiriel, J.-L. Amselle, P. Dommergues, E. Terray, V. de Rudder, M. le Guillon, I. Taboada-Leonetti, S. Amin, R. Fossaert, E. Hobsbawm, E. Gellner, J.M. Vincent, K. Vergopoulos, F. Duroux, M. Drach, M. Freyssenet. Ayn ekilde tartmalara katlan, burada isimlerini saymann olanaksz olduu, fakat gzlemleri boa gitmeyen herkese teekkr ediyoruz.

Evrensel Irklk

IRK, ULUS, SINIF 26

BR YENI-IRKILIK VAR MI? 27

sal bnyeyi anlatrma, "kendi", "biz" kimliini her trl melezleme, karma ve istiladan koruma zorunluluu) zihinsel rnleri olan sylemlerde, temsillerde ve pratiklerde (iddet, horgrme, hogrszlk, aalama, smr biimlerinde) kaytldr. Bylece (psikolojisi, saplantl karakter yapsnn ama ayn zamanda "akld" eliikliin anlatmna bal olan) kimi duygulanmlar dzenler; bunu, onlara "nesne"leri asndan olduu kadar "zne" leri asndan da klielemi bir biim vererek yapar. Bir rk cemaatin (ya da aralarnda uzaktan "taklit" balarnn bulunduu bir rklar cemaatinin) oluumunun ve ayn zamanda rkln hedefi ("nesne"leri) olan bireylerin ve topluluklarn kendilerini cemaat olarak alglamakta nasl sknt ektiklerinin fark edilmesini salayan ey, dokunakl bir klieler a iindeki bu pratikler, sylemler ve temsiller birleimidir. Ancak bask ne denli mutlak olursa olsun, kukusuz, kurbanlar iin bask olmaktan kamaz: Ne elikisiz bir biimde iselletirilebilir (Memmi'yi yeniden okuyalm); ne cemaat kimliinin tam da kendi kendilerini tanmlama haklan inkr edilen topluluklara atfedilmesindeki elikiyi silebilir (Fanon'u yeniden okuyalm); ne de uygulanan iddetin ve eylemlerin, sylemler, kuramlar ve aklclatrmalardan her zaman daha fazla olduu gereini deitirebilir. yleyse eylemleri ve eyleme geii, tartmasz biimde retilere stn tutan rk karmak, kurbanlar asndan temel bir simetrisizlik tamaktadr; doal olarak bu eylemlere yalnzca fiziksel iddet ve ayrmclk deil, bizzat szler de szlerin bir horgrme ve saldr tavr olarak iddeti de dahildir. Balangta bizi dil ve reti mutasyonlarn greliletirmeye iten de budur; pratikte ayn eylemlere yol atklarna gre, dinin dilinden biliminkine ya da biyolojininkinden kltrn ve tarihin diline kadar hep ayn yapy (haklarn inkrn) koruyan savlara bu denli nem atfetmek gerekli midir? Bu uyar dorudur, hatta canalc nemdedir ama sorunu ortadan kaldrmaz. Irk karman yok edilmesi yalnzca kurbanlarnn bakaldrmasn deil, ayn zamanda bizzat rklarn dnmn ve sonu olarak rkln varettii cemaatin i zln gerektirir. Yirmi yldan beri sk sk belirtildii gibi durum

bu adan tamamen cinsiyetilikle benzerdir; cinsiyetiliin almas, hem kadnlarn bakaldrmasn hem de "erkekler" cemaatinin zlmesini gerektirir. Oysa ki bu cemaatin oluumu iin rk kuramlar vazgeilmezdir. Aslnda kuram (kuramlar) olmayan rklk yoktur. Kendimize rk kuramlarn daha ok sekinlerden mi yoksa kitlelerden mi, egemen snflardan m yoksa ezilen snflardan m ktn sormak tmyle bouna olacaktr. Buna karn entelekteller tarafndan "aklclatrldklar" apaktr. Dahas st dzey rklk kuramlatrmalarnn bunlarn prototipi 19. yzyln sonunda oluturulan evrimci "biyolojik rklar" antropolojisidir rk "gsteren"i etrafnda kurulan cemaatin kristallemesindeki ilevleri zerine kendimizi sorgulamak son derece nemlidir. Bana gre bu ilevin kayna, ne yalnzca entelektellerin aklclatrmalarnn genel dzenleyici gcnde ki Gramsci bunu onlarn "organiklii", Auguste Comte ise "manevi gc" olarak adlandrr ne de st dzey rklk kuramlarnn her toplumsal snftan insann kendini bulabilecei bir cemaat, bir asl kimlik imgesi oluturmalarndadr. Bu ilev daha ok, st dzey rklk kuramlarnn gzle grlr "kantlara" (rksal iaretler ve zellikle de bedensel iaretler ok nemlidir) dayanarak bilimsel gidimlilii* taklit edilerindedir. Ya da daha dorusu, bilimsel gidimliliin "grlebilir olgular" "gizli" nedenlere eklemleme eklini taklit edilerinde ve bylece kitlelerin rklnn znde bulunan bir kendiliinden kuramlatrmann nnde gidilerindedir.1 O halde rk karman ok nemli bir bilmezlikten/tanmazlktan gelme ileviyle (ki bu olmadan iddet, onu kullananlar iin bile tahamml edilebilir olmaktan kard), toplumsal ilikilere dair gl bir dorudan bilme arzusunu, bir "bilme istemi"ni, iinden klamaz
* Gidimlilik: Bir nermeden baka bir nerme karan ve bylece birtakm ara dnlerden geerek ilkeden sonuca varan dn tarz. (.n.) 1. Bana gre temel olan bu noktay, Collette GUILLAUMIN tmyle akla kavuturmutur: "Snflandrma etkinlii ayn zamanda bir bilgi etkinliidir. [...] Barndrd srprizlere ve klielere kar mcadelenin belirsizlii kukusuz bundandr. Snflandrma baskya olduu gibi bilgiye de gebedir." (L'Ideologie raciste. Genese et langage actuel, Mouton, Paris - La Haye, 1972, s. 183 ve devam)

IRK, ULUS, SINIF 28 bir ekilde birbirine kartrdn syleyeceim. Bunlar birbirlerini besleyen ilevlerdir nk kendi kolektif iddetleri bireyler ve toplumsal gruplar iin ivedi bir aklama bekleyen, boucu birer muamma oluturmaktadr. Irklk ideologlarnn, ortaya kardklar ey ne denli inceltilmi olursa olsun, entelektel konumlarn benzersiz klan ey budur. Tarihsel olarak etkili olan rklk ideologlar her zaman, rnein irek speklasyonla halkn anlayabilecei reti arasnda bir mesafe ("gnose"* yoluna sapmadka mutlak bir kopukluk deil) brakmak zorunda olan tanrbilimcilerden farkl olarak, kolay kavranabilir ve adeta peinen kitlelerin szde aa dzeylerine uyarlanm "demokratik" retiler oluturmulardr; sekinci temalarn hazrlanmas bile buna dahildir. Bu, bireylerin yalnzca yaadklarna deil, toplumsal dnyada ne olduklarna da dolaysz aklama anahtarlar vermeye ki bu bakmdan astrolojiye, karakter okumaya, vb. yakndrlar elverili retiler demektir: Bu anahtarlar insani durumun bir "sr" rnn aa vurulmas biimini aldklarnda bile (yani hayali etkililikleri iin esas olan bir sr etkisine sahip olduklarnda bile Leon Poliakov bu noktay epeyce aklamt)2 bu byledir. st dzey rkln ieriini, zellikle de etkisinin ieriini eletirmeyi gletirenin de bu olduunu belirtelim. Nitekim kuramlarnn yapsnda, gerekte kitleler tarafndan aranan, arzulanan "bilgi"nin, yalnzca onlarn iten gelen duygularn dorulamaktan ya da onlar igdlerinin doruluuna gtrmekten baka bir ey yapmayan basit bir bilgi olduu varsaym grlr. Bilindii gibi Bebel, antisemitizmi "budalalar sosyalizmi" olarak, Nietzsche ise nerdeyse bir geri zekllar siyaseti olarak niteliyordu (ama bu onu kendi hesabna rklara dair mitolojinin byk bir blmn yeniden ele almaktan hi de alkoymad). Biz bile rk retileri, etkililikleri kitlelerin bilme arzusuna verdikleri pein cevaptan ileri gelen, tmyle demagojik kuramsal yapmlar olarak belirlediimize gre bu ikircil anlamdan kaabilir miyiz? "Kitle" * Gnose: Arasz olarak ve sezgi yoluyla ulalan Mutlak Bilgi. (Yunanca gnosis'ten, .n.) 2. L. POLAKOV, Le Mythe aryen, Calmann-Levy, 1971; La Causalit diabolique, 1980.

BR YEN-IRKILIK VAR MI? 29 (ya da "halk") kategorisi bile yansz deildir, toplumsal olann rksal ve yurtsal klnmas mantyla dorudan ilikilidir. Bu ikircil anlam gidermek iin rk "mit'in kitleler zerinde nasl nfuz kazandn dikkate almak kukusuz yeterli olmayacaktr; ayn zamanda kendimize, "zihinsel" ve geni anlamda "elle yaplan" etkinlikler ayrm erevesinde ilenmi dier sosyolojik kuramlarn neden bu bilme arzusuyla kolayca kaynaamadklarn sormamz gerekir. Irk mitler ("arilik miti", soyaekim miti) yalnzca sahtebilimsel ierikleri gereince deil, entelektellii kitleden ayran uurumu hayali olarak amann, yine kitleleri szde doal ocuksuluklarna hapseden rtk bir kadercilikten ayrlamayacak yollar olduklar iin byledirler. Artk "yeni-rkla" dnebiliriz. Burada glk karan rklk olgusu deildir. Daha nce de syledim, eer pratiin yol at inkrlarn zellikle de bu yolla basiretsizliini ya da dalkavukluunu ortaya koyan "siyasal snfn byk bir blm tarafndan yaplan inkrlarn bizi aldatmasna izin vermezsek pratik yeterince gvenli bir lttr. Glk, dilin grece yeniliinin, veni ve srekli bir toplumsal pratikler ve kolektif temsiller, st dzey retiler ve siyasal hareketler eklemlenmesini ne derece ifade ettiini bilmektedir. Ksacas Gramsci'nin diliyle konuacak olursak, burada hegemonya gibi bir eyin ortaya kp kmadn bilmektedir. G kategorisinin rk kavramn ikme edici ve "snf bilinci "ni paralayc etken olarak ileyii, bize bir ipucu veriyor. uras ak ki iimiz, ne sadece rk teriminin ve onun trevlerinin irenliinin gerekli kld bir kamuflaj ilemiyle ne de zelde Fransz toplumunun dnmlerinin sonularndan biriyle ilgili. Gmen ii topluluklar uzun zamandan beri ayrmcla ve rk klielerle dolu yabanc dman iddet hareketlerine maruz kalmaktalar. Dier bir kriz dnemi, iki sava aras da, Yahudi olsun olmasn "pis yabanclar"a kar faist hareketlerin dna taan ve mantksal sonulan Vichy ynetiminin Hitlerci giriimi desteklemesi olan kampanyalarn birbiri ardna geliine tank olmutu. Neden "biyolojik" gsteren'in, "teki"ne duyulan nefret ve korkunun simgeleri iin dayanak noktas olarak yerini kesin biimde

IRK, ULUS, SINIF 30

BR YEN-IRKILIK VAR MI? 31

"sosyolojik" gsteren'e brakna tank olunmad? Bunun, antropolojik mitin Franszlara zg geleneinin arl dndaki nedenlerinden biri, temelde Avrupal olan g kavrayyla smrgeci deneyimlerin (Fransa bir yandan "istila" edilmitir, dier yandan "hkmeden"dir) arasnda srp giden ideolojik ve kurumsal kopukluktur. Dier neden ise dnya leinde, devletler, halklar ve kltrler arasnda yeni bir eklemlenme modelinin yokluudur.3 Ayrca bu iki neden birbirine baldr. Yeni-rklk, "smrgelikten kurtulu" ana, eski smrgelerle eski metropoller arasndaki nfus hareketlerinin tersine evrilii, insanln tek bir siyasal alan iinde paralan ana ait bir rklktr. Bizde g karman merkez alan gnmz rkl ideolojik olarak, Fransa dnda, zellikle de Anglosakson lkelerde oktan beridir gelimi olan bir "rksz rklk" erevesi iinde yer alr: Baskn temann biyolojik soyaekim deil, kltrel farkllklarn alamazl olduu bir rklk; ilk bakta baz grup ya da halklarn dierlerine stnln deil, "sadece" snrlarn kaldrlmasnn sakncasn, hayat tarzlarnn ve geleneklerin badamazln savunan byle bir rklk, hakllkla, fark-rklk (P. A. Taguieff)4 olarak adlandrlabilir. Sorunun neminin altn izmek iin hemen bu deiimin siyasal sonularn gstermek gerekir. Bunlardan ilki, geleneksel rklkkartlnn bavurduu savunmalarn savlarnn ters-

3. ABD'de "zenci sorunu" ile Avrupa'dan gelen youn g dalgalarnn yaratt etnik sorunun, 1950-60 yllarnda yeni bir "etniklik paradigmas"nn ikincisini birinciye yanstna dek, nasl ayr kaldn dnn(Bkz. Michael OMI ve Howard WINANT, Racial Formation in the United States, Routledge and Kegan Paul, 1986). 4. zellikle "Les presuppositions definitionnelles d'un indefinissable: le racisme" (Mots, no. 8, Mart 1984); "L'identite nationale saisie par les logiques de racisation. Aspects, figures et problemes du racisme differentialiste" (Mots, no. 12, Mart 1986); "L'identite franaise au miroir du racisme differen tialiste", Espaces 89, L'identite franaise, Editions Tierce, 1985. Bu dnce daha nce Colette GUILLAUMlN'in incelemelerinde belirmitir. Ayn zaman da: Veronique DE RUDDER, "L'obstacle culturel: la difference et la distance", L'Homme et la societe, Ocak 1986. Anglosakson lkeleri iin Martin BARKER'm kitabyla karlatrnz (The New Racism, Conservatives and the Ideology of the Tribe, Junclion Books, Londra, 1981).

yz edildiini, hatta kendisine kar dndn fark ettike (Taguieff bunu fark-rkln misilleme etkisi olarak ok iyi adlandrmtr) istikrarszlamasdr. Irklarn yaltlabilir biyolojik birimler oluturmadklar; aslnda "insan rklar" diye bir ey olmad dolaysz kabul edilir. Bireylerin tutumlarnn ve "yetenekliliklerinin" kanbayla ya da genleriyle bile deil, tarihsel "kltrlere" aidiyetleriyle aklanmas da ayn ekilde kabul grebilir. Oysa sava sonras rklk-kart hmanist ve kozmopoliti tezlerin byk blm, tmyle kltrlerin eitliliini, eitliini ki insan uygarln oluturan sadece bu kltrlerin ok sesli birliidir ayn zamanda da bunlarn tarih boyu srekliliklerini tanmaya ynelen antropolojik kltrcle aittir. Tekbiimlilii dayatan baz emperyalizmlerin hegemonyasna ve aznlkta kalan ya da ezilen uygarlklarn yok edilmesine, "etnik krm"a kar verilen savaa yapt katk, antropolojik kltrcln deerini ortaya karmt. Fark-rklk bu tezi hemen kabul edivermekte-dir. Daha nce, btn uygarlklarn eit derecede karmak ve insan dncesinin ilerlemesi iin eit derecede gerekli olduunu kantlayarak nlenen, antropolojinin byk ismi (Claude Levi-Strauss, Irk ve Tarih) imdi kendini, isteyerek ya da istemeyerek, "kltrel mesafelerin" ortadan kaldrlmasnn, "kltrel karm" in, insanln entelektel lmne tekabl edecei ve hatta belki de biyolojik olarak hayatta kalmasn salayan dzenlemeleri bile tehlikeye sokaca dncesinin (Irk ve Kltr)5 hizmetine girmi olarak bulmutur. Ve bu "kantlama", insan gruplarnn siyasal 5. 1971'de UNESCO iin yazlm konferans, 1983'te Le Regard eloigne'de yeniden ele alnmtr; Plon, 1983, s. 21-48, [Irk ve Tarih Trke yaynlanmtr, Metis Yaynlar, 1985). Bkz. M. O'CALLAGHAN ve C. GUILLAUMIN, "Race et race. . . la mode 'naturelle' en science humaines", L'Homme et la societe, no. 31-32, 1974. Bambaka bir bak asndan Levi-Strauss "anti-hmanizmin" ve "greciliin" savunucusu olarak saldrya uramaktadr (Bkz. T. TODOROV, "Levi-Strauss entre universalisme et relativisme", Le Debat, no. 42, Kasm-Aralk 1986; A. FINKIELKRAUT, La Defaite de lapensee, Gallimard, 1987). Tartma tamamlanmad gibi henz yeni balamtr. Kendi adma Levi-Strauss'un retisinin "rk" olduunu deil, 19. ve 20. yzyln rk teorilerinin, hmanizmann kavramsal alannda kurulduklarn savunuyorum: dolaysyla onlar byle ayramayz (bu kitaptaki "rklk ve Milliyetilik" balkl almama baknz).

IRK, ULUS, SINIF 32

BR YEN-IRKILIK VAR MI? 33

kategori olarak ulusun antropolojik anlamnn belirsizliine ramen, pratikte ulusal gruplarn geleneklerini, dolaysyla kimliklerini koruma konusundaki "kendiliinden" eilimleriyle dorudan ilikilendirilmitir. Buradan da ortaya kan, genetik ya da biyolojik doalcln, insan davranlarn ve toplumsal balan ortama uydurmann tek yolu olmaddr. Hiyerarik bir modelin braklmas pahasna bunun gerek olmaktan ok grnte kaldn greceiz kltr de bir doa gibi, zellikle de bireyleri ve gruplar a priori olarak bir soy ktne, dokunulmaz ve deimez bir soy belirlenimine hapsetme yolu olarak i grebilir. Ama bu ilk misilleme etkisi daha kurnazca ve bu nedenle daha etkili bir ikinci etkiye yol aar: Eer deitirilemez kltrel farkllk insann gerek "doal ortam", tarihsel solunumu iin vazgeilmez atmosferi ise, o zaman bu farklln ortadan kalkmas, sonunda zorunlu olarak savunma tepkilerinin, "etnik gruplar aras" anlamazlklarn domasna ve genelde bir saldrganlk artna yol aacaktr. Bize bu tepkilerin "doal" olduu sylenir ama ayn zamanda tehlikelidirler. Burada bizzat fark retilerin, yz seksen derecelik artc bir dnle, rkl aklamaya (ve nne gemeye) niyetlendikleri grlr. Aslnda sorunsaln genel bir yer deitiriine tank olunmaktadr. nsanlk tarihinde ister psikolojik, ister biyolojik temeller zerine kurulmu olsun, rklar ya da rklarn mcadelesi kuramndan, toplumda rksal aidiyeti deil rk tutumu kendine maleden "etnik ilikiler" (ya da rk ilikileri) kuramna geilmektedir. Fark-rklk mantksal adan, rklk ve rklk-kartl arasndaki atmadan ders alm, toplumsal saldrganln nedenlerine siyasal olarak mdahale edebilecek gibi grnen bir metarklk ya da "ikinci konum" olarak adlandrabileceimiz trden bir rklktr. Irkl nlemek isteniyorsa "soyut" rklk-kartlnn, yani insan topluluunun hareketlerinin sosyolojik ve psikolojik yasalarnn bilmezlikten/tanmazlktan gelinmesinin, nlenmesi gerekecekti: "Hogr eikleri"ne sayg gstermek, "kltrel mesafeleri" korumak, yani bireylerin bir tek kltrn miraslar ve tayclar olduunu ileri sren varsaym gereince topluluklar ayrmak gerekecekti (bu bakmdan en iyi duvar yine

de ulusal snrdr). Bu noktada dorudan siyasete ve gnlk deneyime varabilmek iin speklasyondan kyoruz. Kukusuz "soyut", epistemolojik bir zellik deildir; kendisine tekabl eden uygulamalar daha somut, ya da daha etkili olduu oranda uygun den bir deer yargsdr. Bu uygulamalar kentsel yeniletirme, ayrmcla kar mcadele, hatta okulda ve iyerinde kar-aymclk programlardr (yeni Amerikan sa, buna tersine-ayrmclk diyor; ayn ekilde Fransa'da, u ya da bu ar hareketle hibir ilgisi bulunmayan "akl banda" insanlarn, yaratt karklk ve yurttalarn ulusal aidiyet duygularn "kkrtma" biimiyle "rkl yaratann rklk-kartl olduu"nu syledikleri giderek daha fazla duyulmaktadr).6 Fark-rklk kuramlarnn artk gerek rklk-kartl, yani gerek hmanizm olarak ortaya kmaya elverilidirler burada akld hareketlerin toplu iddet ve saldrganlnn, zellikle de yabanc dmanlnn genel aklamas olarak "kitle psikolojisinin" yeniden kavutuu itibarla kolayca balant kurmas rastlant deildir. Burada, yukarda hatrlattm ikili oyun tam anlamyla devreye girer: kitleye "kendiliindenlii"nin bir aklamasnn sunulmas ve ayn kitlenin "ilkel" kalabalk olarak rtk bir deersizletirilmesi. Yeni-rk ideologlar soyaekim mistikleri deil, "gereki" sosyal psikoloji teknisyenleridirler... Yeni-rkln misillemesinin etkilerini bu ekilde ortaya koyarken kukusuz yaratln ve isel deiimlerinin karmakln basitletiriyorum, ama bunu yaparak gelimesindeki stratejik kozlar ortaya karmak istiyorum. Burada ancak zetlenebilecek baz eklemeler ve dzeltmeler yaplabilir.
6. Bu temalar Anglosakson lkelerde "insan etolojisi" ve "sosyo-biyoloji" tarafndan bol bol kullanlarak zenginletirilmektedir. Fransa'da ise dorudan kltrc bir temele dayandrlmlardr. Bu konuyla ilgili olarak, A. BEJN ile J. FREUND ynetiminde hazrlanan ve Yeni Sa'n kuramclarndan tuln da, daha durmu oturmu niversite retim yelerine kadar uzanan bir yelpazede eitli yazlara yer veren bir seki kmtr: Racismes, antiracise.s, Meridiens-Klincksieck, 1986. Bu eserin ayn zamanda ok yksek tirajl bir popler yaynda (J'ai tout compris, no. 3, Haziran 1987, "Dossier choc: Immigres: Demain la haine", Yaz i. M.: Guillaume Faye) basit bir dile indirgenmi olduunu bilmekte de yarar var.

IRK, ULUS, SINIF 34

BR YEN-RKILIK VAR MI? 35

"Irksz bir rklk" dncesi sanlabilecei kadar devrimci deildir. Aslnda, tarihbilimsel kullanm "soybilim" (genealoji) kelimesinin "genetik" kelimesine dahil edilmesinden nce gelen rk kelimesinin anlamndaki deimelere girmeden nce, ne kadar rahatsz edici olsalar da rklk-kart bir dkm iin, ama ayn zamanda yeni-rkln onu maruz brakt inan deiiklikleri iin baz byk tarihsel olgulardan szetmek gerekiyor. kincil kuramsal yapmlar dzeyinde bile olsa, esas gcn sahtebiyolojik bir rk kavramndan almayan bir rklk hep varoldu ve bunun prototipi de antisemitizmdir. Aydnlanma a Avru-pas'nda, hatta Reconquista ve Engizisyon spanyas'nn dinsel Yahudi dmanlna getirdii devleti ve milliyeti sapmadan bu yana belirginlemeye balayan modern antisemitizm, daha o zamandan, "kltrc" bir rklktr. Bedensel izler kukusuz dsel olarak byk bir yere sahiptirler, ama biyolojik bir soyaekimin iaretleri olmaktan ok, derin bir psikolojinin, manevi bir mirasn izleri olarak. 7 Denilebilir ki bu iaretler, ne denli zor grlebilirse o denli belirticidirler ve Yahudi ne denli "ayrt edilemez" ise o denli "gerek"tir. z kltrel bir gelenein, trel bir paralanmann mayasnn zdr. Antisemitizm ok st dzeyde "fark"dr ve gnmzn fark-rkl biimsel olarak birok bakmdan, genelletirilmi bir antisemitizm gibidir. Bu dnce, zellikle Fransa'da gnmzn Arap fobisini aklamak iin ok nemli7. Ruth Benedict buna H. S. Chamberlain konusunda dikkat ekiyordu: "Ancak Chamberlain Yahudiler'i fiziksel zelliklerinden ya da soyaalarndan tanmyordu; onun da bildii gibi Yahudiler modern Avrupa'daki nfusun geri kalanndan belli antropomorfik lmlerle ayrlamazlar. Fakat dmandlar, nk zel dnme ve davranma ekilleri vard. 'nsan Yahudi haline gelebilir...' vb." (R. BENEDCT, Race and Racism, yeni basm: Routledge and Kegan Paul, 1983, s. 132). Ona gre bu Chamberlain'in hem "drstl"nn hem de i "elikisi"nin iaretidir. Bu eliki kural halini almtr ve aslnda tek kural da deildir. Antisemitizm'de Yahudi'nin aal temas, yok edilmez farkllk temasndan ok daha az nemlidir. Chamberlain'in Yahudiler'i ok daha "tehlikeli" klan zihinsel, ticari, cemaate dair "stnlklerini" anmaktan holand bile grlmektedir. Nazi giriimi kendisini ounlukla, Yahudiler'in fiili "insan-alt" durumu karndaki bir giriim olarak deil, onlar "insan-alt" duruma indirme giriimi olarak kabul eder: Bu yzden de kleletirmeyle yetinemez ve yok etmeyle sonulanr.

dir; nk beraberinde "Avrupallkla" badamayan "dnya gr" ve evrensel ideolojik egemenlik giriimi olarak bir slam imajn, oradan da "Arapln" ve "slamln" kastl olarak birbirine kartrlmasn getirir. Bu da dikkatimizi rk geleneklerin Fransa'da ald ulusal biime ilikin kabul edilmesi daha da zor ve bu nedenle de nemli bir tarihsel olguya eker. Arilik retilerinin, antropometrinin ve biyolojik genetiin phesiz zel olarak Fransz bir gemii vardr, ama gerek "Fransz ideolojisi" burada deildir: Bu ideoloji, "insan haklan lkesi" kltrnn, insan trn evrensel olarak eitme misyonu bulunduu dncesindedir. Bu dnceye tekabl eden pratik, ezilen topluluklarn asimilasyonu ve buradan da bireylerin ve gruplarn asimilasyona direnilerinin ya da uyumlarnn az ya da ok oluuna gre ayrt edilmesi ve aamalandnl-mas gerekliliidir. "Beyaz adamn yk"nn bu Franszlara zg (ya da "demokratik") varyantnda ve smrgelemede kendini gsteren ey, hem etkili hem de ezici olan bir dlama/iine alma biimidir. Irk ideolojilerin ileyiindeki ya da ideolojilerin ileyilerinin rk yanlarndaki evrenselcilik ve partiklarizm paradokslarna baka yerde tekrar dneceim.8 Bunun tersine, yeni-rk retilerde hiyerari temasnn ancak grnte ortadan kalktn anlamak zor deildir. Hiyerarinin samal yksek sesle ilan edilebilecek kadar ileri gidilebilir; aslnda hiyerari dncesi kendini bir yandan retinin pratik kullanmnda (bylece aka dile getirilmesine gerek kalmaz), dier yandan kltrlerin farklln kavramak iin kullanlan ltlerin tipinde bile yeniden oluturur ve yine "ikinci konum"un, meta-rkln mantksal olanaklarn tehlikeye soktuu grlr. Gerekte "karma"dan korunma, kurumlam kltrn, devletin, egemen snflarn ve hayat tarzlaryla dnceleri okul tarafndan merulatrlan "yurttalar" kitlesinin kltr olduu yerde i grmektedir. Bylece tek ynl bir toplumsal ykselme ve ifade yasa gibi iler. ngiltere'deki bir "Siyah"n, ya da Fran-sa'daki bir "Beur"n*, zaten iinde yaamakta olduu toplumla 8. Bkz. bu kitapta, "Irklk ve Milliyetilik".

IRK, ULUS, SINIF 36

BR YEN-IRKILIK VAR MI? 37

"btnlemesi" iin gerekli olan asimilasyonun (kald ki bu toplum her zaman onun yzeysel, kusurlu, yapmack olduundan kukulanacaktr) bir ilerleme, zgrleme ve haklarn tannmas gibi gsterildii gereini, btn kltrlerin saygn olduunu ne sren hibir kuramsal sylem deitiremez. Bu durumun ardnda, insanln tarihsel kltrlerinin iki byk snfa ayrld dncesinin henz yenilenmi varyantlar i bandadr. Bu iki snf unlardr: Evrenselci, ilerici olacaklar ve iflah olmaz bir ekilde partiklarist, "ilkel" olacaklar. Paradoks bir rastlant deildir: "Tutarl" bir fark-rklk btn kltrlerin deimezliinin ayrm gzetmeksizin savunucusu olduundan ayn zamanda muhafazakr da olacaktr. Gerekten yledir de; nk Avrupa kltrn ve yaam tarzn "nc dnyallama"dan koruma bahanesiyle onlara gerek gelimeye giden tm yollan topik bir ekilde kapatr. Ama derhal eski bir ayrm yeniden devreye sokar: toplumlarn "ak" ve "kapal", "duraan" ve "giriken", "souk" ve "scak", "srcl" ve "bireyci" vb. olarak ayrlmalar. Bu, kendi hesabna kltr kavramndaki tm mulakl harekete geiren bir ayrmdr (Franszca iin zellikle geerlidir!). Ayr kendilikler (ya da sembolik yaplar) olarak ele alnan kltrlerin (Kultur) farkll, bizzat "Avrupal" alan iindeki kltrel eitsizlii yanstr; ya da daha iyisi "kltr" (Bildung, st dzey ya da popler, teknik ya da folklorik vb.) sanayilemi, eitimli, giderek uluslararaslaan, dnya leine kan bir toplumda yeniden retilme eilimi gsteren eitsizlik yaplar olarak yanstr. "Farkl" kltrler, kltrn edinilmesinin nnde engel oluturan ya da (okul tarafndan, uluslararas iletiim normlar tarafndan) engel olarak kurulan kltrlerdir. Ve buna karlk ezilen snflarn "kltrel handikaplar", "d"ta olmann pratikteki karlklar olarak ya da zellikle "karma"nn ykc etkilerine (yani bu "kanma"nn iinde gerekletii maddi koullarn etkilerine) ak kalan yaam tarzlar olarak grnmektedir.9 Hiyerarik temann bu gizli varl (nceki dnemin aka eitsizlik yanls
* Beur. Fransa'da ikinci kuak yabanclara, ounlukla Kuzey Afrikallar'a verilen ad (.n.)

olan rkl gibi, rksal tiplerin temelde deimez olduu varsaymn dile getirebilmek iin, ister genetik ister Vlkerpsychologie* zerine kurulu olsun, fark bir antropolojiyi nceden kabullenmek zorundayd) bugn bireyci modelin baskn oluunda ayrcalkl bir yere sahiptir: Aka sylenmese de stn grlen kltrler, "bireysel" giriimi, toplumsal ve siyasal bireycilii dizginleyenlerin aksine bunlara deer veren ve destekleyen kltrler olacaktr. Bunlar "ortak ruh"un bireycilikten olutuu kltrler olacaktr. Buradan da sonunda biyolojik temann dnne, kltrel rklk erevesinde biyolojik "mit"in yeni varyantlarnn hazrlanmasna izin verenin ne olduunu anlyoruz. Bilindii gibi bu adan farkl ulusal durumlar vardr. Etolojik ve sosyobiyolojik kuramsal modeller (ki bunlar da rakiptir) Anglosakson lkelerde daha etkilidir. Bu lkelerde mcadeleci bir neoliberalizmin siyasal amalaryla dorudan kesierek Sosyal Darwinizm ve Soyartmclk geleneklerinin yerini almlardr.10 Yine de biyolojik aklamalara dayanan bu ideolojiler bile, esas olarak "fark devrime" baldr. Aklamay amaladklar ey, rklarn inas deil, geleneklerin ve kltrleri birbirlerinden ayran setlerin, bireysel yeteneklerin birikimi asndan tad hayati nem ve zellikle de yabanc dmanlnn ve toplumsal saldrganln "doal" temelleridir. Saldrganlk, yeni-rkln her biiminin bavurduu ve bu durumda biyolojizmi bir derece ileri gtren kurmaca bir zdr: Kukusuz "rklar" yoktur, sadece halklar ve kltrler vardr; ama kltrn biyolojik (ve biyopsiik) nedenleri ve sonular ve kltrel farklla gsterilen biyolojik tepkiler vardr (bu tepkiler, hl genilemi "aile"sine ve "toprana" bal insann silinemez
* Vlkerpsychologie: Bir etnik grubun psikolojisi. (Alm. .n.). aktr ki, "rksal atmalarn" ve okulda gmenlerin bulu nuuna duyulan hncn ki bu komuluktakinden ok daha fazladr keskin liini, toplumsal snflama ve bnyesine kabul etme konusunda son karar veren makam olarak kltrn kurumsal hiyerarisi altndaki kltrlerin "sosyolojik" farkllndaki altalamaya balamak gerekir. Bkz. S. BOULOT ve D. BOYSON-FRADET, "L'echec scolaire des enfants de travailleurs immigres", L'Immigration maghrebine en France, zel say, Les Temps modernes, 1984. 10. Bkz. M. BARKER, The New Racism...

9. uras

IRK, ULUS, SINIF 38 "hayvanlnn" izi olarak biimlenecektir). Bunun tersine, katksz kltrcln baskn grnd yerlerde (rnein Fransa'da) giderek biyoloji zerine ve "canl"nn, remesinin, eylemlerinin, salnn d dzenlenmesi olarak kltr zerine bir sylem oluturulmasna saptna da tank olunmutur. Bunu ilk sezenlerden biri Michel Foucault olmutur.11 Yeni-rkln gnmzdeki varyantlarnn, ideolojik bir gei oluumundan baka bir ey meydana getirmemeleri mmkndr. Bu gei, soya ilikin mitlerin tarihsel anlat ynnn(rk, halk, kltr ve ulus arasndaki yer deitirme oyununun); zihinsel yeteneklerin, "normal" toplumsal yaama (ya da tersine sululua ve sapknla) ve (manevi adan olduu kadar salk asndan, soyartm asndan vb.) "optimal" remeye olan eilimlerin, bilisel bilimler, sosyopsikoloji ve istatistiin lmek, semek, evre ve soyaekim faktrlerinin dozunu ayarlayarak kontrol etmek isteyecekleri eilimlerin ve yeteneklerin psikolojik deerlendirilmesi ynnn glgesinde kalaca sylemlere ve toplumsal teknolojilere doru... yani bir "rklk sonras"na doru evrimleen bir gei olabilir. Toplumsal ilikilerin dnya leine k ve nfuslarn yer deitirii, ulusal devletler sistemi erevesi iinde snr kavramnn giderek yeniden gzden geirilmesine ve uygulan biimlerinin azaltlmasna yol atka buna daha ok inanacam. Bylece, uygulan biimlerinin azaltlmasyla, "snr" kavramna toplumsal korumaclk ilevi verilecek ve daha birey-sellemi statlere balanacaktr. Bu arada teknolojik dnmler, snf mcadelesinde eitim eitsizliine ve entelektel hiyerarilere bireylerle ilgili olarak genelletirilmi tekno-politik bir a-yklamaya gidilmesi bakmndan giderek daha nemli bir rol oynatacaktr. irket-uluslar anda, gerek "kitleler a" belki de nmzde. 11. Michel FOUCAULT, La Volonte de savoir, Gallimard, 1976. NOT: TAGUlEFF'in yukarda bavurduum zmlemeleri nemli lde gelitirdii, tamamlad ve deitirdii kitabn bu incelemenin redaksiyonundan sonra okudum. leride hak ettii ekilde tartabilmeyi umuyorum. (Pierre-Andre TAGUIEFF, La Force du prejuge, Essai sur le racisme et ses doubles, Editions La Decouverte, 1988.

Uzun zamandr bize, modern dnyann, dar, yerel ballklarn snrlarn amakta ve insann evrensel kardeliini ilan etmekte ilk olduu sylenmitir. Ya da 70'lere kadar byle sylenmiti. O zamandan beri evrenselci retinin bizzat terminolojisinin, rnein insanln kardelii** teriminin kendi kendisini yalanladnn, bu terimin cins olarak eril olmasndan dolay dii olan herkesi rtk bir biimde dladnn ya da ikincil bir alana ittiinin bilincine varmamz saland. Modern dnyada evrenselciliin ideolojik olarak srp giden merulatrlmas ile yine ayn dnyadaki rklk ve cinsiyetiliin (hem maddi hem de ideolojik anlamda) srp giden gereklikleri arasndaki derinde yatan o ayn gerilimi ortaya karan bu tr dilsel rnekleri oaltmak kolay olurdu. Benim tartmak istediim ise bu gerilimdir, ya da daha kesin olarak, bu elikidir. nk elikiler yalnzca tarihsel sistemlerin dinamik gcn salamakla kalmayp onlarn asli zelliklerini de ortaya koyarlar. Evrenselci retinin nereden geldiini, ne denli yaygnlkla * Bu makale ilk kez ngilizce olarak "Kapitalizmin deolojik Gerilimleri: Irklk ve Cinsiyetilik Karsnda Evrenselcilik" balyla J. SMITH ve dierleri, Racisn, Sexism and the World-System, New York, 1988'de yaynlanmtr. Immanuel Wallerstein'n bu kitaptaki makalelerinin tm ngilizce orijinallerinden evrilmi, ancak Franszca basmda yer alan notlar da dahil edilmitir. ** Brotherhood of Man. Kardelik olarak evrilen kelime, ngilizce "brotherhood", "erkek kardelik" ya da "biraderlik"tir. (.n.).

IRK, ULUS, SINIF 40

KAPTALZMN DEOLOJK GERLMLER 41

paylaldn ya da rklk ve cinsiyetiliin neden varolduunu ve srdn sormak baka eydir, bu iki ideolojinin bir ift oluturmasnn kkenlerini sorgulamak baka ey; gerekte bu szde ztlarn arasnda simbiyotik bir iliki bulunduu ne srlebilir. Grnte bir paradoksla balyoruz. Irklk ve cinsiyetilie kar balca itiraz evrenselci inanlard; evrenselcilie kar balca itiraz da rk ve cinsiyeti inanlard. Her bir inan kmesini savunanlarn ayr taraflardan olduklarn varsayarz. Kendimize, Pogo'nun syledii gibi dmann biz olduumuzu, oumuzun (belki de hepimizin) iki retiyi ayn anda izlemeyi tamamen mmkn saydn fark etme iznini ise sadece ara sra veririz. Kukusuz bundan znt duyulmaldr; ama ayn zamanda aklanmaldr ve basit bir ikiyzllk iddiasndan daha fazla bir eyle aklanmaldr. nk bu paradoks (ya da bu ikiyzllk) srekli, yaygn ve yapsaldr. Geici bir insani zaaf deildir. Daha nceki tarihsel sistemlerde tutarl olmak daha kolayd. Her ne kadar yaplarnda ve ncllerinde farkl olsalar da bu nceki sistemlerin hibiri, hem ieridekinin daha yksek trel niteliklerine duyulan inancn hem de ieridekilerin birbirlerine kar ykmllk duygularnn, insan trne ilikin tm soyut kavramlardan eer byle soyutlamalar ileri srlyorsa tabii nce geldii bir eit trel ve siyasal ierideki/dardaki ayrm yapmakta tereddt etmezdi. Tektarnl dnya dinleri bile Musevilik, Hristiyanlk ve slamiyet tekil bir insan trne hkmeden tek bir Tanr'ya olan farazi balantlarna ramen ieridekiler ve dardakiler arasnda byle ayrmlar yapmlardr. Bu denemede nce modern evrenselci retinin kkenleri, sonra modern rklk ve cinsiyetiliin kaynaklar ve son olarak iki ideolojinin birleiminin gereklikleri, hem bu birleimi dourann ne olduu hem de sonularnn neler olduu bakmndan tartlmaktadr. Varolan tarihsel sistemimizin ideolojisi olarak evrenselciliin kkenlerini aklamann balca iki yolu vardr. Bunlardan biri evrenselcilii daha eski bir entelektel gelenein doruu olarak grmektir. Dieri ise zellikle kapitalist bir dnya ekonomisine uygun bir ideoloji olarak grmektir. Bu iki aklama tarznn bir-

birleriyle elimesi gerekmez. Evrenselciliin uzun bir gelenein sonucu ya da doruu olduu sav kesinlikle tektanrl dinler lemesiyle ilgilidir. En nemli trel sramann, insanlar (ya da baz insanlar) kabilevi bir tanrya inanmay brakp Tanr'nn birliini ve dolaysyla rtk bir biimde insanln birliini kabul ettikleri zaman gerekletii ne srlmtr. Savlan yle devam eder: Kukusuz bu tektanrl din de konumlarnn mantn ancak bir yere kadar izlemilerdir. Musevilik Tanr'nn seilmi insanlarna zel bir konum veriyordu ve iine kabul etme yoluyla yelii zendirmekte isteksizdi. Hristiyanlk ve slamiyet ise hem seilmiler grubuna girmenin nndeki engelleri kaldrdlar hem de din deitirme yoluyla tamamen tersi yne gittiler. Fakat hem Hristiyanlk hem de slamiyet normal olarak, Tanr'nn krallna tamamen ulaabilmek iin olumlayc bir sadakat edimini (bu nceden inansz olan bir yetikinin de resmi olarak dine dnmekle yapabilecei bir eydi) art kotular. Denir ki, modern Aydnlanma dncesi, hepimizin doutan sahip olduumuz ve sayesinde haklarmzn, kazanlm ayrcalklardansa yetkiler haline geldikleri insan haklarn tretmekle bu tektanrsal mant bir adm teye gtrmtr yalnzca. Bu hatal bir dnce tarihi deildir. Elimizde Aydnlanma ideolojisini yanstan, 18. yzyl sonlarna ait, dnemin siyaset ahlakyla ilgili birok belge bulunuyor. Bunlar, balca byk siyasal deiimlerin (Fransz Devrimi, Amerika'nn smrgelikten kurtulmas, vb.) bir sonucu olarak, yaygn bir ekilde gven ve kabul gren belgelerdir. Dahas ideolojik tarihi daha da ileri gtrebiliriz. 18. yzyla ait ideolojik belgelerde defacto ihmaller vard en ok da beyaz olmayanlar ve kadnlar unutulmutu. Ancak zaman getike bu ve dier ihmaller, evrenselci reti bal altnda bu gruplar da ak bir biimde ierecek ekilde dzeltilmitir. Bugn varlk nedenleri rk ya da cinsiyeti politikalar yrrle sokmak olan toplumsal hareketler bile evrenselcilik ideolojisine en azndan bo vaatlerinde bavurma eilimindedirler; bu nedenle de, ok net bir biimde siyasal ncelikleri dzenlemesi gerektiini dndkleri ve inandklar eyi aka ileri srmeyi, her naslsa ayp sayar gibidirler. O halde dnce

IRK, ULUS, SINIF 42

KAPTALZMN DEOLOJK GERLMLER 43

tarihinin noktalarn izleyerek, evrenselci ideolojinin kabul grnn bir tr dind, ykselen erisini izmek ve bu eriye dayanarak, bir tr kanlmaz dnya-tarihsel srecin varln ne srmek zor olmayacaktr. Ancak, evrenselcilik bir siyasal reti olarak yalnzca modern dnyada ciddiyetle izlendii iin, kkenlerinin bu dnyann zel toplumsal-iktisadi erevesinde aranmas gerektii iddias da ok gl grnmektedir. Kapitalist dnya ekonomisi sonsuz sermaye birikimi zerine kurulu bir sistemdir. Bunu mmkn klan ana mekanizmalardan biri her eyin metalatrlmasdr. Bu metalar bir dnya pazar iinde, mal, sermaye ve emek gc biiminde bir yerden dierine akarlar. Ak ne denli serbestse metalatrma derecesinin de o denli yksek olaca varsaylr. Sonu olarak bu ak kstlayan her ey varsaymsal olarak ters etki yapar. Mallan, sermayeyi ya da emek gcn pazarlanabilir bir meta olmaktan alkoyan her ey bu tr aklar kstlamaya hizmet eder. Mallar, sermayeyi ve emek gcn deerlendirmek amacyla piyasa deerleri dnda ltler kullanan ve sonra bu trden deerlemelere ncelik tanyan her ey, bunlar o derece pazarlanamaz ya da en azndan daha az pazarlanabilir hale sokar. te bu nedenle bir tr kusursuz mantkla, hangi trden olursa olsun partiklarizmin kapitalist sistemin mantyla badamad ya da en azndan, en uygun biimde ileyii karsnda bir engel oluturduu sylenir. Buradan kacak sonu, kapitalist bir sistem iinde sonsuz sermaye birikimi araynda asli bir unsur olarak evrenselci bir ideolojiyi savunmann ve uygulamann zorunlu olduudur. Nitekim kapitalist toplumsal ilikilerden, her eyi sadece para lsyle gsterilen homojen bir meta biimine indirgemeye alan bir "evrensel zc" olarak sz ederken kastettiimiz de budur. Bunun iki ana sonucu olduu sylenir. Mallarn retiminde mmkn olan en yksek verimlilii salad ne srlr. zel olarak emek gc asndan, eer elimizde "yeteneklere ak bir kariyer" (Fransz Devrimi'nde ortaya kan bir slogandr bu) varsa en yeterli kiilere dnya iblmnde onlar iin en uygun olan mesleki rolleri vermemiz daha mmkn grnmektedir. Ve ger-

ekten de bugn "meritokratik" bir sistem olarak adlandrdmz eyi kurmak iin tm kurumsal mekanizmalar devlet okullar sistemini, devlet memurluunu ve nepotizmaya* kar kurallar gelitirmi durumdayz. Bundan baka, denir ki, meritokrasi sadece iktisadi olarak etkili olmakla kalmaz, ayn zamanda siyasal olarak da istikrar salaycdr. Tarihsel kapitalizmde (nceki tarihsel sistemlerde olduu gibi) dllerin datmndaki eitsizlikler varolduu lde, daha az dl alanlarn daha ok alanlara duyduklar fkenin daha az iddetli olduu, nk bu durumun gelenek temelinde deil, meziyet temelinde hakl karld ne srlmektedir. Yani, birok insan iin meziyetle edinilen ayrcaln verasetle edinilenden, siyasal ve trel olarak her naslsa daha kabul edilebilir olduu dnlmektedir. Bu siyasal sosyoloji phe gtrr. Gerekte bunun tam tersi dorudur. Veraset yoluyla kazanlan ayrcalk, ezilenler iin eskiden beri, inanmas hi olmazsa insana kesinliin getirdii rahatl sunan, ncesiz ve sonrasz bir dzene duyulan mistik ya da kaderci inanlar temelinde en azndan marjinal olarak kabul edilebilir bir ey olmuken, biri srf dierinden belki daha zeki ama kukusuz daha iyi eitilmi olduu iin kazanlan ayrcalk, merdivenin st basamaklarna trmanan birka dndakiler iin yenilir yutulur ey deildir. "Yuppie" olmayan hi kimse "yuppie"leri sevmez ya da onlara hayran olmaz. Prensler en azndan canayakn baba figrleri olabilirler. Bir "yuppie" ise ancak fazla ayrcalk verilmi bir kardetir. Meritokratik sistem siyasal olarak en az istikrarl sistemlerden biridir. Ve ite rklk ve cinsiyetilik, tam da bu siyasal krlganlk yznden devreye girmektedir. Evrenselci ideolojinin ykseldii varsaylan erisi, uzun zamandan beri, hem ideoloji hem de olgular olarak rk ya da cinsin ortaya kard eitsizlik derecesinin den erisiyle kuramsal olarak eletirilmitir. Ancak ampirik olarak durum bu deildir. Hatta belki de tersi bir sav, modern dnyada rk ve cins eitsizlikleri erilerinin fiili olarak ykseldiini, ya da en azndan
* nepotizm: akrabalarna ya da yaknlarna kar salama, (.n.)

IRK, ULUS, SINIF 44

KAPTALZMN DEOLOJK GERLMLER 45

dmediini savunmak mmkn olgular asndan bu kesindir, belki de ideoloji olarak bile byledir. Bunun neden byle olabileceini anlamak iin rklk ve cinsiyetilik ideolojilerinin aslnda ne ileri srdklerine bakmamz gerekir. Irklk sadece, genetik ltle (deri rengi gibi) ya da toplumsal ltle (dinsel ballk, kltrel modeller, dilsel tercih, vb.) tanmlanm baka gruptan birini kmseme ya da ondan korkma tutumunda olma meselesi deildir. Irklk normal olarak bylesi kmseme ve korkuyu ierir, ancak bunlardan daha fazla bir eydir. Kmseme ve korku, kapitalist dnya ekonomisindeki rklk pratiini tanmlayan eyin yannda olduka ikincildir. Gerekten de tekini kmsemenin ve ondan korkmann (yabanc dmanl) rkln elikiye neden olan bir yn olduu bile savunulabilir. Daha nceki tarihsel sistemlerin tmnde yabanc dmanlnn temel bir davransal sonucu olmutur: Bu da "barbar"n, cemaatin, toplumun, i-grubun fiziksel alanndan dar atlmasdr lm bu dar atlmann en u biimidir. Ne zaman tekini fiziksel olarak dar atsak, szmona aradmz bir evre "saflna" kavuuruz, ama ayn zamanda bir eyi kanlmaz olarak kaybederiz. Dar atlan kiinin emek gcn ve bylece bu kiinin, tekrarlanan bir temelde kendimize mal edebileceimiz bir artn yaratlmasna yapabilecei katky kaybederiz. Bu her tarihsel sistemde bir kayb gsterir, ama btn yaps ve mant sonsuz sermaye birikimi zerine kurulu bir sistem sz konusu olduunda zellikle ciddi bir kayptr. Yaylan bir kapitalist sistemin (ki mrnn yarsnda yapt da budur) bulabildii btn emek gcne ihtiyac vardr, nk daha ok sermayenin retilmesini, paraya evrilmesini ve biriktirilmesini salayan mallar reten bu emektir. Sistem dna atmak anlamszdr. Fakat eer, sermaye birikimini en ste karmak isteniyorsa, ayn zamanda retim maliyetlerini (bu yzden de emek gc maliyetlerini) en aza indirmek ve siyasal rahatszln maliyetlerini en aza indirmek (bu yzden de emek gcnn protestolarn saf d etmemek, nk bu yaplamaz en aza indirmek) gereklidir. Irklk ite bu hedefleri bir araya getiren sihirli

lormldr. Bir ideoloji olarak rkla ilikin en eski ve en nl tartmalardan birine bakalm. Avrupallar Yeni Dnya'ya geldiklerinde karlarna kan halklar ya dorudan klla ya da dolayl olatak hastalklar yoluyla kitle halinde katlettiler. Bir spanyol Katolik keii olan Bartolome de Las Casas, Yerliler'in ruhlarnn kurtarlmas gerektiini ne srerek onlar savundu. Las Casas'n kilisenin ve sonuta devletlerin resmi onayn kazanan tezinin neler ierdiine bakalm. Yerliler, ruhlar olduuna gre insandlar ve doal yasann kurallar onlar iin de geerliydi. O halde, rasgele katledilmelerine (topraklardan dar atlmalarna) ahlaki olarak rza gsterilemezdi. Bunun yerine ruhlarnn kurtarlmasna (onlar Hristiyanln evrenselci deerlerine dndrmeye) allmalyd. O zaman canl ve muhtemelen din deitirme yolunda olacaklarndan igcyle btnleebilirlerdi elbette ki yetenekleri dzeyinde; bu da meslek ve dl hiyerarisinin en alt dzeyi anlamna geliyordu. Irklk, ilemsel olarak igcnn "etniklemesi" denebilecek bir biim almtr; demek istediim, szde toplumsal ltle karlkl ilikide olma eilimini gsteren bir meslek-dl hiyerarisinin her zaman varolduudur. Fakat etnikleme tipi sabit kalrken ayrntlar, genetik ve toplumsal insan gruplarnn hangi ksmnn belli bir yer ve zamanda bulunduuna ve bu zaman ve yerde ekonominin hiyerarik gereklerinin neler olduuna bal olarak bir yerden dierine ve bir zamandan dier zamana deiiklik gstermitir. Yani rklk, bizim rklar ya da etnik-ulusal-dinsel gruplamalar diye adlandrdmz bu eylemi varlklarn kesin snrlarn tanmlarken, (genetik ve/veya toplumsal) gemiin srekliliini temel alan iddialar, her zaman iin bugne uyarlanm bir esneklikle birletirmitir. Gemiin snrlaryla bir ba iddia etmenin esneklii, bugnk snrlarn srekli olarak yeniden izilmesiyle birleince, rksal ve/veya etnik-ulusal-dinsel gruplarn ya da cemaatlerin yaratlmas ve srekli yeniden yaratlmas biimini alntr. Bu gruplar her zaman oradadrlar ve her zaman hiyerarik olarak sralanrlar ama her zaman tam olarak ayn deildirler. Baz

IRK, ULUS, SINIF 46

KAPTALZMN DEOLOJK GERLMLER 47

gruplar sralama sisteminde hareketli olabilir; baz gruplar kaybolabilir ya da dierleriyle birleebilir; bazlarysa paralanr ve yenileri doar. Fakat her zaman "zenci" olan birileri vardr. Eer ortada hi siyah yoksa ya da bu rol oynamak iin saylar yetersizse "beyaz zenciler" icat edilebilir. Bu tr bir sistem biimi ve kini deimeyen ama snr izgileri her naslsa esnek olan bir rklk eyi son derece iyi yapmaktadr. Belirli bir yer ve zamanda en dk cretli ve iktisadi olarak en az dllendirici rolleri alabilecek olanlarn saysn o gnk ihtiyalara gre geniletmeye ya da daraltmaya olanak salar. ocuklar uygun rolleri oynamalar iin bilfiil toplumsallatran (her ne kadar bu toplumsallatrma direnme biimlerini benimsemeleri iin de yaplyor olsa da) toplumsal cemaatleri ortaya karr ve onlar srekli olarak yeniden yaratr. Ve eitsizliin hakl karlmas iin "meritokratik" olmayan bir temel salar. Bu son noktann altn izmek gerekir. Irklk tam da retisinde evrenselcilik kart olduu iin kapitalizmin bir sistem olarak srmesine yardmcdr. gcnn byk bir ksmna, meziyet ilkesiyle hakl karlabilecek olandan ok daha az cret verilebilmesine olanak tanr. Fakat, eer bir sistem olarak kapitalizm rkl vcuda getiriyorsa, bu ayn ekilde cinsiyetilii de vcuda getirmesini gerektirir mi? Evet, nk bu ikisi gerekte ok sk bir ekilde birbirine baldr. gcnn etniklemesi emek gcnn tm kesimleri iin ok dk cretlere zemin salamak zere vardr. Byle dk cretler gerekte, cretlilerin, hayat boyu cretgelirin toplam hane gelirinin yalnzca grece kk bir blmn salad hane yaplarnda yaamalar nedeniyle mmkn olabilmektedir. Bu tr haneler, szde geimlik ve kk pazar etkinlikleri iin ok miktarda emek girdisine ihtiya duyarlar. Bunu salayan elbette ksmen yetikin erkektir, ama daha byk ksm yetikin kadn ve ayrca her iki cinsin yallar ve genleridir. Byle bir sistemde, cretsiz iteki bu emek girdisi cret-gelirin dkln "telafi eder" ve gerekte bylece bu hanelerdeki cretli iilerin iverenleri iin dolayl bir yardm deneinin yerini tutar. Cinsiyetilik bunu dnmememizi salar. Cinsiyetilik

yalnzca, farkl ve hatta daha az beenilen i rollerinin kadnlara yklenmesi deil, rklktan hi de aa kalmayan bir yabanc dmanldr. Irklk insanlar alma sisteminden dar atmay deil onlar ieride tutmay hedefliyor; cinsiyetiliin de istedii budur. Kadnlar ve genlerle yallar onlara azck bile cret demeyen sermaye sahiplerine artk deer yaratmak iin almaya kandrma yolumuz, almalarnn gerekten alma olmadn ilan etmektir. "Ev kadn"n icat ederiz ve onun "almadn" yalnzca "eve baktn" ne sreriz. Bylece hkmetler istihdam edilmi olan szde aktif emek gc yzdelerini hesaplarken, "ev kadnlar", bu hesabn ne paynda ne paydasndadrlar. Ve cinsiyetilikle birlikte otomatik olarak ya ayrmcl gelmektedir. Ev kadnnn almasnn artk deer yaratmadn varsaydmz gibi cretsiz gen ve yallarn birok alma girdisinin de artk deer yaratmadn ne sreriz. Bunlarn hibiri gereklii yanstmamaktadr. Ama hepsi, son derece gl olan ve hepsini uyum iinde tutan bir ideolojiye eklenmektedir. Orta tabakann ya da kadrolarn sistemi merulatrmalarna zemin oluturan evrenselcilik-meritokrasi ile igcnn ounluunu yaplandrmaya yarayan rklk-cinsiyetiliin birleimi ok iyi ilemektedir. Ama yalnzca bir noktaya kadar. Bunun da nedeni ok basittir kapitalist dnya ekonomisinin bu iki ideolojik modeli birbirleriyle ak eliki iindedir. eitli gruplar bir yandan evrenselciliin dier yandan rklk-cinsiyetiliin mantn ok ileriye gtrmeye baladka, hassas bir dengede duran bu birleim srekli bozulma tehlikesiyle kar karya kalmaktadr. Irklk-cinsiyetilik ok ileri gittiinde neler olduunu biliyoruz. Irklar, dardaki-grubu Naziler'in Yahudi katliamnda olduu gibi hzla, btn bir apartheid hedefinde olduu gibi daha dk bir hzla tamamen dar atmay deneyebilirler. Bu retiler, bu denli u noktaya gtrldklerinde aklddrlar ve akld olduklar iin direnile karlarlar. Kukusuz en bata kurbanlarnn direniiyle karlarlar ama, rkla deil onun ana amacnn etniklemi ama retken igcnn unutulmu

IRK, ULUS, SINIF 48

KAPTALZMN DEOLOJK GERLMLER 49

olmasna kar kan byk iktisadi glerin direniiyle de karlarlar. Evrenselcilik ok ileri gittii zaman ne olacan da hayal edebiliriz. Birileri rkn (ya da edeerinin) ve cinsiyetin gerekten de hibir rol oynamad, gerek anlamda eitliki bir i ve cret dalmn yrrle koymaya alabilirler. Irkl ok ileri gtrmekten farkl olarak, evrenselcilii ok ileri gtrmenin hzl bir yolu yoktur; nk evrenselcilie varmak iin yalnzca resmi ve kurumsal engeller deil, iselletirilmi etnikleme modelleri de safd edilmelidir ve bunun iin mutlaka, en azndan bir kuaa ihtiya vardr. yleyse evrenselciliin ok ileri gitmesine direnmek daha kolaydr. Bunun iin, kurumlam rklk ve cinsiyetilik aygtn datmak zere atlan her admda, bizzat evrenselcilik adna, szde tersine-rklk sulamasnda bulunmak yeterlidir. O halde, evrenselcilik ile rklk-cinsiyetiliin doru dozlar arasndaki gergin bir bala ileyen bir sistemle kar karyayz. Bu denklemin u ya da bu tarafn "ok ileri" gtrme abalan her zaman olacaktr. Sonu bir eit zikzak modelidir. Bu sonsuza kadar srebilirdi, ancak bir sorun var. Zikzaklar zamanla klmyorlar, byyorlar. Evrenselcilie doru yaplan hamle daha gl hale geliyor. Irklk ve cinsiyetcilie doru yaplan hamle de yle. Bahisler ykseliyor. Bunun iki nedeni var. Bir yanda tarihsel deneyim birikiminden gelen bilginin tm taraflar zerindeki etkisi var. Dier yanda ise bizzat sistemin dnyevi dorultulan var. nk evrenselcilik ve rklk-cinsiyetilik zikza sistemdeki tek zikzak deildir. Ayn zamanda, rnein evrenselcilik ve rklk-cinsiyetiliin ideolojik zikzayla ksmen karlkl iliki iinde olan bir iktisadi yaylma-daralma zikza da vardr. Bu iktisadi zikzak da giderek keskinlemektedir. Neden byle olduu ayr bir hikye. Ancak, modern dnyann genel elikileri, sistemi uzun bir yapsal krize soktuunda varis bir sistem araynn ideolojik-kurumsal olarak en iddetli olduu yer, gerekte, evrenselcilik ile rklk-cinsiyetilik arasndaki artan zikzaklar, oalan gerilimdir. Sorun bu ztln hangi tarafnn bir ekilde kazanaca deildir, nk bunlar birbirlerine

kavramsal olarak ve ok sk bir ekilde baldr. Bu, ne evrenselcilik ideolojisini ne de rklk-cinsiyetilik ideolojisini kullanacak yeni sistemleri icat edip etmeyeceimiz ve eer edersek, bunu nasl yapacamz sorunudur. Grevimiz budur ve kolay deildir. Ancak gereklemesi kesinlikle kanlmaz ya da otomatik olmasa bile, gerekletirilebilir bir grevdir bu.

IRKILIK VE MLLYETLK 51

Irk rgtler milliyetilii sahiplenerek ve iki kavramn (rkln ve milliyetiliin) birbirine indirgenemeyeceini ilan ederek en ok da rk olarak nitelenmeyi reddederler. Bu bir gizleme taktii midir, yoksa rk tutumun doasnda bulunan bir kelimelerden korkma semptomu mudur? Aslnda, rk ve ulus sylemleri bir inkr biimi altnda da olsa hi bir zaman birbirinden ok uzak olmamtr; bylece ulusal topraklarda "gmen"lerin varl "Fransz kart bir rkln" nedeni olacaktr. Kelimelerdeki bu dalgalanma bize, milliyetiliin belli siyasal hareketlerde rgtlenmesinin, en azndan kuruluunu tamamlam bir ulusal devlette rkl kanlmaz olarak gzden sakladn telkin etmektedir. Tarihilerin, en azndan bir ksm, bu noktadan hareketle rkln kuramsal sylem ve kitle grngs olarak modern ada her yerde var olan "milliyetilik zemininde" gelitii savn ne srmlerdir.1 u halde milliyetilik rkln tek nedeni deilse de ortaya knn belirleyici kouludur. yle de diyebiliriz: ktisadi (krizlerin sonucu) ya da psikolojik (kiisel kimlik ya da kolektif aidiyet duygusundaki eliiklik) aklamalar milliyetiliin sonularn ya da nvarsaymlarn aydnlattklar lde
* Bu makalenin bir zeti M dergisinin No. 18, Aralk 1987- Ocak 1988 tarihli saysnda kmtr. 1. Son dnemin en tartmal almas Rene GALLISSOT'nun eseridir, Misere de l'antiracisme, Editions Arcantere, Paris, 1985.

anlamldr. Kukusuz byle bir sav, rkln nesnel biyolojik "rklar"n varlyla hibir ilgisi olmadn onaylamaktadr.2 Bu sav rkln tarihsel ya da kltrel bir rn olduunu, dolambal bir yoldan olsa da rkl insan doasnn deimez bir art haline getirmeye ynelen "kltrclerin" aklamalarnn eitli anlamlara ekilebilirliinden de kanarak gsterebilmektedir. Irkln psikolojisinin yine tamamen psikolojik olan aklamalar yoluyla yorumland emberi krmak gibi bir avantaj da vardr. Nihayet, sanki rk hareketleri hesaba katmadan, yani bunlara yol aan ve ada milliyetilikten (zellikle de emperyalizmden)3 ayrlamayacak olan toplumsal ilikilere dek uzanmadan milliyetilii olduu gibi tanmlamak mmknmesine, rkl, milliyetilik zemininden ayr bir yere yerletirmeye zen gsteren dier tarihilerin yumuatma stratejilerine oranla eletirel bir ilevi yerine getirmektedir. Bununla beraber tm bu gl nedenler, ne rkln milliyetiliin kanlmaz bir sonucu olmasn ne de daha ziyade ak ya da gizli bir rkln varl olmadan milliyetiliin tarihsel olarak imknsz olmasn zorunlu klar.4 Kategorilerin ve eklemlenmelerin belirsizlii sregitmektedir. Bunun her trden kavramsal "safl" etkisiz klan nedenlerini uzun uzun aramaktan ekinmemeliyiz. Gemiin Bugndelii 20. yzyln bu son dneminde, yar resmi tanmlardaki rklk anlaymz hangi modellere gre oluturduk? Bu modeller, ks-

2. Ruth BENEDICT'in Race and Racism adl kitabndaki amac buydu (1942, yeniden basm: Routledge and Kegan Paul, Londra, 1983). Yine de R. BENEDCT, ulus, milliyetilik, kltr arasnda gerekten ayrm yapmyor ya da daha ok rkln "tarihselletirilmesi" yoluyla, onu milliyetiliin gr nm olarak "kltrelletirme" eilimi gsteriyor. 3. Bkz. Raoul GIRARDET, Encyclopaedia Universalis, "Nation: 4. Le nationalisme" maddesi. 4. Daha nceki bir incelemede savunduum gibi: "Sujets ou citoyens? Pour l'egalite", Les Temps modernes, Mart-Nisan-Mays 1984 (L'Immigration maghrebine en France, zel say).

IRK, ULUS, SINIF 52

IRKILIK VE MLLYETLK 53

men Nazi antisemitizmi, sonra Amerika Birleik Devletleri'nde Siyahlara kar (uzun bir klelik cefas olarak alglanan) ayrmclk ve nihayet fetihlerin, savalarn ve smrge egemenliklerinin "emperyalist" rkldr. Bu modeller zerine (demokrasi savunusu, insan haklar ve yurttalk haklan, ulusal kurtulu politikalarna bal bir biimde) kuramsal olarak dnldnde bir dizi ayrm ortaya kmtr. Soyutluklarna ramen bu ayrmlar hatrlayarak balamak yararsz deil, nk bunlar neden araylarnn yneldii dorultulan gstermektedirler ve az ok ifade edilen bir dnceye gre sonularn ortadan kaldrlmas nedenlerin ortadan kaldrlmasna kesin olarak baldr. Karlatmz ilk ayrm kuramsal (ya da retisel) rklk ve kendiliinden rklk (rk "nyarg") ayrmdr. Bu ikincisi kimi zaman bir kolektif psikoloji grngs olarak kimi zaman da az ok "bilinli" bir bireysel kiilik yaps olarak deerlendirilmektedir. Bu konuya daha sonra dneceim. Daha tarihsel bir bak asndan, smrgeci rkln tersine, antisemitizmin tek oluu ya da yine ABD'de siyahlarn rk olarak ezilmesi ile gmen "etnik gruplara" ynelik ayrmcl farkl yorumlamak gereklilii, beraberinde az ok idealletirilmi bir ayrm getirmektedir. Bu (ulusal alanda aznlklam bir nfusa yneltilmi) i rklk ile (yabanc dmanlnn bir u biimi olarak deerlendirilen) d rklk arasndaki ayrmdr. Bu ayrmn ulusal snrlar verili bir lt olarak varsaydn ve snr kavramnn dier yerlerden daha ikircil hale geldii smrge sonras koullanna ya da (Kuzey Amerika'nn Latin Amerika zerindeki egemenlii gibi) yar-smrge koullarna uygun dmeme tehlikesi tadn kaydedelim. Irk sylemlerin zmlenmesinde grngbilimsel ve semantik zmleme yntemlerinden yararlanldndan beri, "teki"ne atfta bulunan ya da "tekinden korkan" bir rkla kar, baz rk tavrlar, kendine atfta bulunan tavrlar olarak nitelemek yararl gibi grnmektedir. Birinci tip rklar fiziksel ve sembolik iddet kullanan, kendilerini stn bir rkn temsilcileri olarak grme nyargsn tayan rklardr; bu ikinci tip rklktaysa, tersine, rkln ya da daha iyi bir deyile rklatrma srecinin kur-

banlar, aa ya da meum bir rka atfedilenlerdir. Bu nedenle sorun yalnzca rklar mitinin nasl olutuunu bilmek deil, ayn zamanda rkln bu mitten ayrlmaz olup olmadn bilmektir. Siyasal zmleme ister gncel olaylara uygulansn ister gemi olaylarn douunu yeniden kurmaya alsn, kurumsal bir rkln ve sosyolojik bir rkln karlkl paylarn tahmin etmeye alr. Bu ayrm kuramsal rklk ve kendiliinden rklk ayrmyla byk lde uyum iindedir (nitekim tarihte, retisel bir dorulama olmadan rksal ayrmcl hedefleyen devlet kurumlar olduunu dnmek ya da gstermek gtr); fakat onunla kaytsz artsz rtmez, nk hem bu dorulamalar bir rk mitolojisi dndaki kuramsal ideolojilerden dn alnabilir, hem de sosyolojik rklk kavram dikkatimizi rk nitelikteki kolektif hareketlere ekerek nyarg psikolojisinin ilerisine giden dinamik bir konjonktr boyutu tar. Kurumsal rklk ve sosyolojik rklk alternatifi bizi, devlette rkln varlyla bir devlet (resmi) rklnn kurulmasn ayran farklar hafife almamamz gerektii konusunda uyarr. Ayn zamanda baz toplumsal snflarn rklktan etkilenmeye daha yatkn olduklarn ve bunlarn, belli bir konjonktrde rkla kazandracaklar biimleri aratrmann nemli olduunu da telkin eder. Ancak temelde bu, zellikle yan~ stma ve inkr stratejilerini dile getiren yanltc bir alternatiftir. Her tarihsel rklk, hem kurumsal hem de sosyolojiktir. Sonu olarak Nazizm ile smrgeci rkln ya da ABD'deki ayrmcln karlatrlmas, (dlayc) bir imha ya da tasfiye rkl ile (kapsayc) bir bask ya da smr rkl ayrmn byk lde dayatmaktadr. Bunlardan ilki toplumsal gvdeyi aa rklarn temsil ettii tehlike ya da pislikten artmay amalarken dieri tersine, toplumu hiyerarize etmeye, blmlemeye niyetlidir. Fakat ayn zamanda yle grnyor ki, en u olaylarda bile bu iki biimden hibiri saf bir durumda varolmuyor: Bylelikle Nazizm imha ile toplama kamplarna srgn, "nihai zm" ile klelii birletirmi; smrgeci emperyalizm de hem zorunlu almay, kast rejimlerinin kurulmasn ve etnik ayrmcl, hem de "soykrmlar" ya da sistematik katliamlar uygulamtr. Aslnda bu ayrmlar ideal olarak saf yap ve hareket tarz tiple-

IRK, ULUS, SINIF 54

IRKILIK VE MLLYETLK 55

rini snflandrmaya yaramaktan ok tarihsel yrngeleri bulmaya yarar. Bunlarn greli uygunluklar bizi, deimez bir rkln deil, ak bir durumlar spektrumu oluturan rklk/ar'n varolduu gibi saduyulu bir saptamaya, ayrca entellektel ve siyasal olarak kanlmaz olabilecek bir ekinceye gtrmektedir. Bu ekince udur: Belirli bir rk biimlenmenin sabit snrlan yoktur; o kendi potansiyelinin, ayn zamanda tarihsel durumlarn, toplumsal oluumdaki g ilikilerinin olas rklklar spektrumunda yer deitirecei bir evrimin bir andr. Son noktada rkln varolmad ada lkeler bulmak (zellikle de egemen kltrn rkln aka ifade edilmesini yasakladn ya da iddetli "eyleme gei"in adalet aygt tarafndan yle byle bastrldn saptamak tatmin edici gelmiyorsa) gtr. Bununla beraber hi bir ayrm olmakszn, hepimizin "rk toplumlarda" yaadmz sonucuna varlmayacaktr. Ancak bu ihtiyat bir mazerete dnmemelidir. Ve ite tipolojilerin tesine geme zorunluluunun ortaya kt yer burasdr. Irklk, tek bir tip olmaktan ya da biimsel kategorilerde snflandrlacak zel vakalarn yan yana getirilmesi olmaktan ok (yol azlar, gizli evreleri ve byk klaryla) kesinlikle izgisel olmayan, modern insanlk durumlaryla balant kurup onlardan etkilenen, bizzat tekil bir tarihtir. te bu nedenle Nazi antisemitizminin ve smrgeci rkln, hatta kleliin sembolleri ne u ya da bu "rk patlamann" katkszlk ve tehlikelilik derecesinin llebilecei modeller olarak ne de tarihte rkln yerini snrlayan olaylar ya da dnemler olarak hatrlanmaldr. Bunlar her zaman etkin, ksmen bilinli ksmen bilinsiz ve gncel koullardan doan hareket ve tutumlar yaplandrmaya katkda bulunan oluumlar olarak deerlendirilmelidir. Burada paradigmatik bir olgunun altn izelim: Gney Afrika'nn apartheid', deindiimiz oluumun (Nazizm, smrgecilik, klelik) izgilerini birletirmektedir. Gerisi iyi biliniyor: Nazizm'in yenilgisi ve kamplarn imha edildii haberi yalnzca, gnmz dnyasnda, evrensel olduu iddia edilen kltrn bir parasn oluturan bir bilinlenmeyi (her ne kadar bu bilin kendi ieriiyle eit deilse ve kendi ieriinden emin deilse de; ksacas bir bilgiden baka bir eyse de)

hzlandrmakla kalmad. Ayn zamanda tm yasaklar gibi iki ynl sonulara yol aan yan hukuksal yar ahlaksal bir yasa da getirdi: Bu sonular ada rk sylemin, Nazizm'in ("dil srmeleri" dndaki) tipik ifadelerini deitirmesi gerekliliinden, kendisini Nazizm asndan, rkln teki'si olarak gsterme olaslna ve nefretin Yahudiler'den baka "nesnelere" kaydrlmasndan, Hitlerciliin kayp gizlerinin kar konulamaz ekiciliine dek uzanmaktadr. Gen "dazlak" etelerinin zavall bile olsa Nazi taklitiliinin (ki bu grng bana hibir zaman marjinalmi gibi grnmedi) "maher"den sonraki nc kuak iin gnmz rklnn barnda, kolektif hafzann biimlerinden birini temsil ettiini, ciddiyetle inanarak belirteceim; ya da kolektif hafzann, gnmz rklnn g izgilerini belirlemeye katkda bulunma biimlerinden birini temsil ettii sylenebilir. Bunun anlam gnmzde rklktan, sadece onu bastrma ya da vaaz yoluyla kurtulmaya umut balanamayacadr. Kukusuz hibir tarihsel deneyim yeniden etkin hale gelme gcne kendinde sahip deildir ve seksenli yllardaki rkln, szl Nazizm kartl ile sylenmeyen ve mitsel yeniden retim arasnda gidip gelilerini yeniden yorumlayabilmek iin, hedefledii kolektiviteleri, onlarn eylemlerini ve tepkilerini hesaba katmak gerekir. nk rklk, rk kiilerin basit bir hezeyan deil toplumsal bir ilikidir.5 Ne ki gncellik gemiin tekil izlerinde dmlenir. Bylelikle rksal nefretin Magrip lkelerinden gelen gmenlerde sabitlenmesinin, antisemitizmin klasik izgilerini ne anlamda yeniden rettii sorusu sorulduunda, ne sadece Avrupa'daki Yahudi aznlklarn 19. ve 20. yzyllarn dnm noktalarndaki durumlaryla bugnn Fransas'ndaki "Arap-slam" aznlklarn durumlar arasndaki analojiye iaret etmek ne de bunlar bir toplumun (ya da daha ok onu oluturan bireylerin) sknt5. Irk sylemin iddet ve zulm senaryolar tasarlayarak gerek olan inkr edi ekli yznden, rk kompleks tanmlanmaya alldnda, hezeyan kategorisi kendiliinden akla geliyor. Ancak bu kategoriyi dzeltme yapmadan kullanamayz: Bir taraftan rkln srekli yrtt dnce etkinliini maskeleme tehlikesi tad iin, dier taraftan toplu hezeyan kavram terimler aras elikinin snrnda olduu iin.

IRK, ULUS, SINIF 56

1RK1LIK VE MLLYETLK 57

larnn ve hsranlarnn yine o toplumun bir parasna yanstld soyut bir "i rklk" modeline atfetmek yeterli olacaktr. Bu nefretin nasl trediini, antisemitizmin "Yahudi kimlii"nin tesinde tekrarlanmasnn Fransa'ya zg nedenlerinden ve Hitler'le ne frlamasndan yola karak sorgulamak gerekir. Smrgeci rkln devam hakknda da ayn eyler sylenecektir. Etrafmzda bunun her yere sinmi etkilerini bulmamz g deildir. Bunun nedeni ncelikle dorudan Fransz smrgeciliinin tmyle yok olmam olmasdr (baz "topraklar" ve bunlarn yar-yurtta statsndeki "yerlileri" smrgelikten kurtulma srecini atlamlardr). Daha sonraki neden ise, yeni-smrgeciliin bilmezlikten gelinemeyecek byk bir gereklik oluudur. Ve son olarak gnmz rklnn ayrcalkl "nesneleri", eski Fransz smrgelerinden gelen iiler ve onlarn aileleri, smrgelemenin ve smrgelikten kurtulmann rnleri olarak ortaya kmlar ve bylelikle hem imparatorluk dnemine ait bir horgrnn devamn, hem de bir hayali alma sabit fikrini deilse de, yitirilmi bir egemenliin yurttalarnn duyduu hnc kendilerinde toplamay baarmlardr. Fakat durumun zelliini belirtmek iin bu devamllklar yeterli deildir. Bunlar daha geni tarihsel eilimlerin ve olaylarn ulusal zeminde (toplumsal gruplara, ideolojik konumlara gre farkl ekillerde) dnlmesinin (Sartre'n deyiiyle) araclndadrlar; (Althusser'in deyiiyle) bu dnmeyle st-belirlenmilerdir. Burada da, her ne kadar Nazizm'den tamamen farkl bir kiplie gre de olsa, bir kopu yer almtr. Daha doru bir deyile, ok uzun bir tortulama ve grece hzl fakat son derece ikircil bir kopu. Smrgeci rkln, "d rkln" mkemmel bir rneini oluturduu sanlabilir; bu tr rklk, korku ve horgry birletiren yabanc dmanlnn u bir varyant olup smrgecilerin, kalc bir dzen kurmu olma iddialarna ramen bu dzenin tersyz edilebilecek bir g ilikisine dayandnn bilincinde olmalaryla yaatlr. Smrgeci rklk ve antisemitizm arasndaki birok antitez, bask ve (Naziler'in "nihai zm"n retrospektif olarak tm antisemitizm tarihine yanstmaya tevik eden) imha arasndaki farka olduu kadar bu ayrt edici nitelie de dayanmak-

tadr. Bylelikle badamama eiliminde olan iki tip olacaktr (ki bu da bazlarnn, birazck Yahudi milliyetiliiyle, "antisemitizmin bir rklk olmadn" sylemelerine frsat verir): Bir yanda yalnzca "asimile" olmakla kalmayp balanglarndan bu yana Avrupa uluslarnn ekonomilerinin ve kltrlerinin tmleyici bir parasn oluturmu olan bir i aznl safd brakmaya alan bir rklk; dier yanda ise zorla kuatlm bir ounluu yurttalktan, egemen kltrden, toplumsal otoriteden hem fiili hem de hukuksal olarak dlamaya devam eden, yani snrszca "dlayan" bir rklk vardr (fakat tersine bu dlama "paternalizmi", "yerli" kltrlerin yok edilmesini ve smrgeletirilmi uluslarn "sekinleri"ne smrgecilerin dnce ve yaam biimlerinin dayatlmasn engellemez). Bununla birlikte smrgeletirmede "yerli" halklarn dtal ya da daha ziyade rksal dtalk olarak temsili, ok eski "farkllk" imgelerini sylemine alsa ve katsa bile, verili durum ile balantl deildir. Aslnda bizzat fetih ve smrgeciliin, ynetim, zorunlu alma, cinsel bask gibi somut yaplaryla yaratt alanda, yani belli bir ieridelik zemini zerinde retilmi ve yeniden retilmitir. Bu olmakszn ne yerlilerin asimilasyonu ve dlanmas gibi ikili bir hareketin eliiklii, ne de smrgeletirilmi olanlara atfedilen alt-insanln dnyann paylalmas dneminde nasl smrgeci uluslarn kendileri hakknda gelitirdikleri imaj belirleyecek kadar ileri gittii aklanabilir. Aslnda smrgeciliin miras, srekli dlatrma ile "isel dlama"nn oynak bir bileimidir. Bu, emperyalist stnlk kompleksinin nasl olutuu gzlenirken de saptanabilir. Farkl tabiyetlerden (ngiliz, Fransz, Hollandal, Portekiz vb.) smrgeci kastlar, uygarl vahilere kar savunma hedefi ile bir "beyaz" stnl dncesini ortaklaa uydurmulardr. Bu tasvir "beyaz adamn omuzlarndaki grev" modern bir uluslarst Avrupal ya da Batl kimlii kavramnn oluturulmasna nemli bir katkda bulundu. Ayn kastlarn, Kipling'in "byk oyun" dedii eyi, yani "birinin" yerlilerinin "dierinin" yerlilerine kar ayaklanmasn ve birbirlerine kar, zel bir insanla sahip olmakla bbrlendikleri, rklk imajn rakiplerinin smrgeci uygulamalarna yansttklar oyunu, oynamaya

RK, ULUS, SINIF 58

RKILIK VE MLLYETLK 59

devam ettikleri de daha az doru deildir. Fransz smrgecilii kendini "asimile edici", ngiliz smrgecilii de kendini "kltrlere sayg duyan" diye ilan etmitir. teki Beyaz ayn zamanda kt Beyaz'dr. Her beyaz ulus, manevi olarak "en beyaz"dr: Yani hem en elitist hem de en evrenselcidir; bu ak elikiye daha ileride deineceim. Smrgelikten kurtulma sreci hzlandnda bu elikiler de biim deitirdi. Smrgelikten kurtulma, kendi idealleri ile karlatrldnda hem eksik hem de saptrlm olduundan baarya ulaamamtr. Fakat grece bamsz dier olaylarla (dnya apnda iletiim alar ve silahlanma ana giri) kesiince yeni bir siyasal alan yaratmtr; bu sadece iinde stratejilerin olutuu, sermayelerin, teknolojilerin ve mesajlarn dolat bir alan deil, ayn zamanda pazar yasasna tabi olan halklarn tmnn fiziksel ve sembolik olarak karlatklar bir alandr. Bylelikle smrgecilerin fetih dneminden beri rkln yapsal boyutlarndan birini oluturmu olan ikircil ieridelik-dardalk biimlenmesi, yeniden retilmi, geniletilmi ve yeniden etkin hale getirilmi bir hal ald. Bu biimlenmenin eski smrgelerden ya da yar smrgelerden kapitalist merkezlere gn ortaya kard "evdeki nc dnya" gibi sonularna iaret etmek allm bir ey olur. Fakat "rk" ve "etnik grup" tasvirlerinin zerinde gittii izgiyi izen bu darnn iselletirilmesi biimi, grnrde antitezsel olan ierinin dsallatrlmas biimlerinden ancak soyut olarak ayrlabilir. zellikle de, smrgeciler iyi kt ekilip gittikten sonra, kapitalist burjuvaziler ya da "Batllam" devlet burjuvazileri ile bu yzden "gelenekilie"6 itilmi yoksul kitleler arasndaki patlamaya hazr dmanlklaryla, dnyamzn o byk evre blgelerinde ulusal olmaya alan (ama tam olamayan) devletlerin oluumunun sonucu olan biimlerden. Benedict Anderson nc dnyada smrgelikten kurtulmann, belli bir propaganda tarafndan "kar-rklk" (beyaz-kart, Avrupal-kart) olarak adlandrlan eyin gelimesiyle dile gel6. Eski smrgeci dnyann "yeni" uluslarnn snflarnn herbiri, bylece dierlerinden toplumsal farklln etnik-kltrel anlamda gstermektedir.

mediini sylyor.7 Bunun, bizim konjonktrmzde "yabanc dmanl"ndaki arta katksn sorgulamamz gereken slami "entegrizm" deki son gelimelerden nce yazldn biliyoruz; fakat bu her durumda eksik bir saptamadr. nk Afrika'da, Asya'da ve Latin Amerika'da "nc dnyac" kar-rklk yoksa da "uluslar", "etnik gruplar", "cemaatler" arasnda hem kurumsal hem de kitlesel dzeyde ykc bir rklk bolluu vardr. Ve karlk olarak, bu rklklarn dnya apndaki iletiim tarafndan arptlan grnts, insanln drtte nn kendi kendini ynetmekten aciz olduunu ne sren o eski dnceyi srdrerek, beyaz rkln klielerini beslemekten geri kalmamaktadr. Kukusuz bu taklit etkilerinin geri plannda, smrgeci uluslarn ve onlarn manevra alanlarnn (insanln geri kalan) eski dnyasnn yerini, birbirine denk (hepsi uluslararas kurumlarda temsil edilen) ulus-devletler halinde biimsel olarak rgtlenmi yeni bir dnya almtr, fakat bu dnyay ortak lleri olmayan iki insanln sefaletle "tketim"in, azgelimilikle okgelimiliin srekli olarak yer deitiren, devlet snrlarna indirgenemeyecek olan snr bler. Emperyalist hiyerarilerin ortadan kalkmasyla, grnrde insanlk yeniden birlemiti: Aslnda bylesi bir insanlk ancak bugn, bir anlamda vardr, fakat badamama eiliminde olan kitlelere blnmtr. Gerekten dnya siyasetine, dnya ideolojisine dnm bir dnya ekonomisi alannda alt-insan ve st-insan ayrm yapsal, fakat fena halde istikrarsz bir ayrmdr. Daha nce insanlk kavram bir soyutlamadan baka bir ey deildi. Fakat biimleri bize son derece sapkn grnen rk dncede sregiden "insan nedir?" sorusuna verilen tek bir cevap yoktur ki bu blnmeye dayanmasn.8

7.Benedict ANDERSON, Imagined Communities, Reflections on the Origin and Spread of Nationalism, Verso Editions, Londra, 1983, s. 129. 8.Bence bu kurgusal yap temeldir: "Azgelimiler" iin "okgelimiler" rk horgry her zamankinden daha ok alkanlk haline getirenlerdir; "okgelimiler" iin "azgelimiler" kendilerini zellikle karlkl birbirini horgrme ekilleriyle tanmlarlar. rklk herkes iin "tekinde"dir; ya da da ha dorusu: teki, rkln yeridir. Fakat "okgelimilik" ile "azgelimi lik" arasndaki snr kontrol edilemez bir biimde yer deitirmeye balam tr: Kimse tekinin kim olduunu tam olarak syleyemez.

IRK, ULUS, SINIF 60

IRKILIK VE MLLYETLK 61

Buradan ne sonuca varmalyz? Szn ettiim kaymalar, Nietzsche'nin diliyle sylersek, rkln ada transvaluatiori lan (deerlerin yeniden deerlendirilmesi) olarak adlandrabileceimiz eyin parasdr. Bu yeniden deerlendirmeler, insanln hem tarihinin tahayylyle hem de siyasal gruplanmalarnn genel ekonomisiyle ilgilidir; yukarda rkln tekil oluu diye adlandrdm, "insanln eitimi" sandmz eye aykr olarak, tipolojileri greliletiren ve birikmi deneyimleri yeniden ele alan eyi oluturmaktadr. Bu anlamda, bizzat rk ideolojinin en deimez ifadelerinden birinin kant gstermeden ne srdnn aksine, insanlarn psikolojik ya da biyolojik "hafzas" olan ey "rk" deildir, fakat modern toplumlarn tarihsel hafzasnn en kalc biimlerinden birini temsil eden ey rklktr. nsanlk tarihinin kolektif kavraynn aa vurulduu hayali gemi ve gncellik "kaynamasn" meydana getirmeye devam eden ey rklktr. te, durmadan ortaya srlen, antisemitizmin smrgeci rkla indirgenemezlii sorunu bu nedenle yanl sorulmu bir sorudur. Bu ikisi hibir zaman tamamen bamsz olmad gibi, deimez de deildirler. nceki biimleriyle ilgili zmlememizi etkileyen ortak bir soylar vardr. Baz izler durmadan dierlerini yanstr, fakat ayn ekilde "sylenmeyen"i de temsil eder. Bylelikle, rkln antisemitizmle ve zellikle de Nazizm'le zdeletirilmesi bir mazeret ilevi grmektedir, nk gmenleri hedefleyen "yabanc dmanlnn rk niteliinin inkr edilmesine izin vermektedir. Fakat bunun tersine, bugn Avrupa'da gelien yabanc dman hareketlerin syleminde gmenlere kar rkln antisemitizmle bir tutulmas (ki grne gre bu "aslszdr) ne genel bir "anti-hmanizm"in, "teki"nin dlanmasn tm biimleriyle ieren bir yapnn ifadesidir, ne de milliyeti ya da faist olarak adlandrlan muhafazakr bir siyasal gelenein edilgen etkisidir. Bu, rk dnceye bilinli ve bilinsiz modeller salayarak onu daha "sapkn" bir biimde ve ok daha zgl olarak dzenlemektedir: Nazi "imha"snn tasavvur edilemez karakteri, Trk kart ve Arap kart rkla da musallat olan imha arzusunu eretilemek zere ada rk karmaa bu yolla yerlemitir.9

Milliyetilik Zemini u halde milliyetilik ve rklk arasndaki baa dnelim. Ve milliyetilik kategorisinin bile znde ikircil olduunu kabul etmekle balayalm ie. Bu, ncelikle milliyeti politikalarn ve hareketlerin ortaya kt tarihsel durumlarn antitezine baldr. Fichte ya da Gandi bir Bismarck deildir, Bismarck ya da de Gaulle bir Hitler deildir. Bununla beraber burada uzlamaz glere kendini dayatan ideolojik simetri etkisini basit bir entelektel kararla ortadan kaldramayz. Hibir ey bize ezilenlerin milliyetilii ile ezenlerinkini, kurtulu milliyetilii ile fetih milliyetiliini kaytsz artsz zdeletirme hakkn vermez. Fakat bu bizi Cezayirli FLN'nin milliyetilii ile smrgeci Fransz ordusununki arasnda, bugn de ANC'nin milliyetilii ile "Afrikaner"lerinki arasnda bir durumun mantna, ada dnyann siyasal biimlerine yapsal olarak dahil olua ilikin ortak bir unsurun varolduunu bilmezlikten gelmeye de yetkili klmaz. Durumu en u noktasna gtrrsek, bu biimsel simetri tekrar tekrar yaam olduumuz ac verici deneyime yabanc deildir; bu deneyim (nasl ki sosyalist devrimlerin devlet diktatrlklerine dnmesini yaadysak) kurtuluu amalayan milliyetiliklerin tahakkm amalayan milliyetiliklere dnmesidir; bu deneyim bizi her
9. Irklk-kart rgtlerin zellikle de Nazi modelinin manidarlnm soykrmn gizlenmesinden ileri geldiine inanyorlarsa gnmzdeki tehlikeye kar koymak iin bavurduklar "hafza pedagojisinin tkanklklar bundan kaynaklanmaktadr. Temelde "revizyonist" giriimler, yadsmann son derece kart anlaml tarzyla, srekli olarak gaz odalarndan sz etmenin bir biimi olduklarndan, bu adan tam bir tuzak ilevi grmektedir. Gerekten antisemitist olan rklarn Nazi soykrmn gizlediklerini ifa etmek ne yazk ki Yahudi dmanlyla Arap kartl arasnda ortak bir ey olduunun herkes tarafndan kabulne yol amaya yetmeyecektir. Fakat "efler sylemindeki Nazizm nostaljisinin maskesini drmek de sradan rk "kitle"yi, her gn gerekletirdikleri, oysa temelde onlarn bilgisi dnda gerekleen nesnenin yer deitirmesi konusunda aydnlatmaya yetmeyecektir. En azndan bu kanlmaz pedagoji, dnce sistemi ve toplumsal iliki olarak tm bir tarihin zeti olan ada rkln tam bir akla kavuturulmasna ulaana dek yetmeyecektir.

IRK, ULUS, SINIF 62

IRKILIK VE MLLYETLK 63

trden milliyetiliin baskc potansiyelleri konusunda kendimizi srekli sorgulamaya mecbur klmaktadr. eliki, kelimelerden nce tarihin kendisinde yatmaktadr.10 Milliyetilii tanmlamak neden bylesine zor grnmektedir? nk ncelikle bu kavram hibir zaman tek bana ilev grmez, her zaman hem en nemli hem de en zayf halkas olduu bir zincirin iinde yer alr. Bu zincir (bir dilden dierine farkl nedenlerle deien zel kipliklere gre) srekli olarak, ara ya da u yeni terimlerle zenginlemitir: yurttalk, yurtseverlik, poplizm, "etnizm" "etnosantrizm", yabanc dmanl, ovenizm, emperyalizm, jingoizm... Bu gsterim farklarnn her birini deiik kullanmlar ayn anlama gelecek biimde kesin olarak sabitletirmenin mmkn olmadn dnyorum. Fakat bana yle geliyor ki genel biimleri ok basit bir ekilde yorumlanabilir. Milliyetilik-ulus ilikisi asndan, anlamn z "gereklie" yani ulusa kar, bir ideolojiyi yani milliyetilii koyar. Ancak bu iliki herkes tarafndan ok farkl alglanr nk bir ok cevapsz soruyu barndrmaktadr: Milliyeti ideoloji uluslarn varoluunun (zorunlu ya da koullara bal) bir yansmas mdr? Ya da uluslar m milliyeti ideolojilerden (bu ideolojilerin "amalarna" ulatktan sonra dnmeleri pahasna) yola klarak kurulur? Ulusun kendisi her eyden nce bir "devlet" olarak m, yoksa bir "toplum" (bir toplumsal oluum) olarak m grlmelidir? (Doal olarak bu soru ncekilerden bamsz deildir.) Bir an iin bu tartmalar da, kent, halk, tabiyet gibi terimlerin giriiyle yol aabilecekleri varyantlar da bir kenara brakalm... Milliyetilik ve rklk ilikisi asndan anlamn z "normal" bir politika ve ideolojiyi (milliyetilii), "ar" bir tutum ve ideolojiyle (rklkla) ister ztlatrmak, ister birini dierinin dorusu klmak iin kar karya getirir. Burada da hemen sorular ve dier kavramsal ayrmlar ortaya kar. Dncemizi rklk zerinde younlatrmaktansa daha "nesnel" olan milliyet10. Bu elikinin hem ayrntl hem de kesintisiz bir zmlemesi iin en iyisi Maximc RODNSON'un tm eserlerine ve zellikle de Marxisme et monde musulman, Paris Editions du Seuil, 1972 ve Petple juif ou problme Juif?, Maspero, 1981, adl eserlerinde toplanm metinlere bakmaktr.

ilik/emperyalizm alternatifine ayrcalk tanmak daha uygun olmayacak mdr? Fakat bu karlatrma baka olaslklarn ortaya kmasna neden olur: rnein bizzat milliyetiliin uluslarn emperyalist niteliklerinin ya da emperyalist a ve evrede hayatta kalmalarnn siyasal-ideolojik sonucu olmas olaslnn ortaya kmasna. Faizm ve Nazizm gibi kavramlar da devreye sokarak zinciri bir soru ayla karmakark edebiliriz: Bu ikisi milliyetilik midir? Emperyalizm midir? Aslnda btn bu sorularn gsterdii gibi, tm bu zincir tek bir temel soruya balanmaktadr. Madem ki bu tarihsel-siyasal zincirin "bir yerinde" grnrde "akld" olan tahamml edilemez bir iddet sahneye kyor, yleyse bu sahneye k nereye yerletirmek gerek? Sadece gereklerin rol oynad bir sekansa m girmek gerek yoksa ideolojik atmalarn yanna m? te yandan iddeti normal durumun bir sapmas olarak, insanlk tarihinin farazi "dz izgisinden" bir sapma olarak m grmek gerekir, yoksa daha nceki anlarn gerekliini temsil ettiini ve bu bak asyla milliyetiliin, hatta uluslarn varoluundan beri siyasetin iinde rklk tohumlarn barndrdn kabul etmek mi? Doal olarak bu sorularn gzlemcilerin bak alarna ve zerinde dndkleri duruma gre deien ok sayda cevab vardr. Ancak bence, cevaplar ne denli farkl olursa olsun ayn ikilemin etrafnda dnp durur: Milliyetilik kavram srekli olarak blnmektedir. Her zaman bir "iyi" bir de "kt" milliyetilik vardr; bir devlet ya da bir cemaat oluturmaya alan ile boyun edirmeye, yok etmeye alan; hukua bavuran ile kuvvete bavuran; dier milliyetiliklere tahamml gsteren, hatta onlar onaylayp ayn tarihsel perspektife (byk rya: "halklarn ilkbahar") dahil eden ile emperyalist ve rk bir bak asyla onlar kkten dlayan. Sevgi uyandran (hatta ar biimde) ile nefret uyandran. Szn ksas, milliyetiliin i blnmesini ayrmak "yurdu iin lmekten","vatan iin ldrmeye" geii ayrmak kadar zor ve nemli olarak grnmektedir. "Komu" terimlerin, e anlamllarn ya da zt anlamllarn okluu bunun davurumundan baka bir ey deildir. Sanrm hi kimse bu ikilemin bizzat milliyetilik kavramnda yeniden belirdiini (ve kuramdan kovuldu-

IRK, ULUS, SINIF 64

IRKILIK VE MLLYETLK 65

unda pratiin kapsndan ieri girdiini) bilmiyor deildir. Fakat bu ikilem zellikle liberal gelenekte grnr haldedir. Belki de bunun nedeni en azndan iki yz yldan beri, liberalizm ve milliyetilik arasndaki ilikilerde bulunan derin ikircilliktir.11 Irk ideolojilerin bu tartmay bir para kaydrarak taklit edebileceklerini de saptamak gerekir: "Hayati alan" gibi kavramlar emperyalizm ya da rkln "iyi yan" sorusunu ortaya karma ilevi grmezler mi? Ve gnmzde, "fark" antropolojiden sosyobiyolojiye kadar hzla arttn grdmz yeni-rklk, kanlmaz ve gerekte ie yarar olan (gruplar "topraklarn", "kltrel kimliklerini" savunmaya, aralarndaki "uygun mesafeyi" korumaya iten belli bir "yabanc dmanln") srekli olarak her ne kadar etnikliin temel gerekleri yok sayldnda kanlmaz olsa da zararl ve ie yaramaz olandan (dorudan iddetten, eyleme geiten) ayrmaya bel balam deil midir? Byle bir dngden nasl klabilir? Son dnemdeki baz zmlemecilerin yapt gibi deer yarglarnn reddedilmesini istemek yani yargy milliyetiliin farkl konjonktrlerdeki12 sonularna gre ertelemek; ya da yine milliyetilii kesinkes uluslarn (ve ulus-devletlerin) kurulmas gibi "nesnel" bir srecin sonucu olarak grmek yeterli deildir.13 nk tm milliyetilik-

11. Milliyetilik konusunda (ister "ideoloji", ister "siyaset" olarak) al an liberal tarihilerin esas sorusu udur: "Liberal milliyetilik"ten "emper yalist milliyetilie" ne zaman ve nerede geilmitir? Bkz. Hannah ARENDT, "L'imperialisme", The Origins of Totalitarianism'm 2. blmnn Franszca evirisi, Fayard, Paris, 1982, ve Hans KOHN, The Idea of Nationalism, A Study ofits Origins and Background, New York, 1944. Ortak cevaplar udur: 18. yzyln "evrenselci" devrimleriyle 19. yzyln bata Almanya'dan kan daha sonra tm Avrupa'ya ve sonunda 20. yzylda tm dnyaya yaylan "Romantizm"i arasnda geilmitir. Fakat daha yakndan incelersek Fransz Devrimi'nin daha o zamandan iki grnmn elikisini barndrdn grrz: o halde milliyetilii "rayndan karan" Fransz Devrimi'dir. 12. Bkz. Tom NAIRN'in "The Modern Janus", New Left Review, no. 94, 1975 (daha sonra The Break-Up of Britain, NLB, Londra, 1977). Bkz. Eric HOBSBAWM'n eletirisi "Some Reflections on the Break-Up of Brit ain", New Left Review, no. 15, 1977. 13. Bu sadece Marksist bir tavr deil, liberal gelenein "ekonomist" d nrlerinin de tezidir: Bkz. E. GELLNER, Nations and Nationalism, Oxford, 1983.

lerin tarihinde sonularn iki yanll sz konusudur ve aklanmas gereken de budur. Bu bak asyla rkln milliyetilikteki yerinin zmlenmesi kesindir: Irklk btn milliyetiliklerde ya da onlarn tarihlerinin her annda belirgin deilse de, kurulabilmeleri iin gerekli bir eilimi temsil etmektedir. Son zmlemede bu akma durumu, tarihsel olarak tartmal topraklar zerine kurulu ulus-devletlerin nfus hareketlerini kontrol etmeye ve hatta snfsal blnmelerden stn siyasal bir cemaat olarak "halk" kavramn retmeye abaladklar durumlara baldr. Ancak bu noktada tartmann terimlerine yneltilen bir itiraz ortaya kmaktadr. Bu Maxime Rodinson'un, zellikle, Colette Guillaumin gibi daha "geni" bir rklk tanmn kabul eden herkese ynelttii itirazdr.'4 Bu geni tanm biyolojik kuramlatrmalar olsun olmasn tm dlama ve aznlklatrma biimlerini hesaba katmak istemektedir. "Etnik" rklktan daha geriye, "rk mitinin" kkenine ve onun soya dair sylemine: feodalizm sonras aristokrasisinin "snf rklna" inebileceini ne srmektedir. zellikle de farkllklarn doallatrmasnda kullanlan ortak mekanizmay inceleyebilmek iin, biimsel olarak eitliki bir toplumda toplumsal gruplarn (etnik gruplarn, fakat ayn zamanda da kadnlarn, cinsel sapknlarn, akl hastalarnn, proletaryann altndakilerin vb.)15 "rklatrlmas" grnglerine yol aan aznlklarn ezilmesi grnglerini, rklk ad altnda toplamak istemektedir. Rodinson'a gre yine de semek gerekir: Ya i ve d rkl, milliyetiliin ve oradan da, modern biimi milliyetilik olan "etnosantrizm"in eilimi saymak; ya da rkln tanmn, tarihsel zglln silme pahasna, psikolojik mekanizmalar da (korkunun yer deitirmesini, hayali bir bakaln gsterenleriyle rtlm olan gerek teki'nin reddini) ierecek ekilde geni-

14. C. GULLAUMN, L'Ideologie raciste. Genese et langage actel, Mouton, Paris-La Haye, 1972. M. RODINSON, "Quelques theses critiques sur la demarehe poliakovienne", Le Racisme, mythes et sciences (M. OLENDER'in ynetiminde) Ed. Compiexe, Bruxelles, 1981. M. RODINSON, Encyclopaedia Universalis. "Nation: 3. Nation et ideologie" maddesi. 15. Erving GOFFMAN'la karlatrmak faydal olacaktr, Stigma. Notes on the Management of Spoiled Identity, Penguin Books, 1968.

IRK, ULUS, SINIF 66

IRKILIK VE MLLYETLK 67

letmek. Bununla birlikte bu itiraz ortadan kaldrlabilir ve hatta rklk ve milliyetiliin tarihsel karmln zecek ekilde yaplabilir bu; ancak rkln "geni" bir tanm dncesini ksmen dzeltecek ya da en azndan akla kavuturacak baz tezler ortaya koymak artyla: 1. Hibir ulus (yani hibir ulusal-devlet) gerekte etnik bir te mele sahip deildir. Bunun anlam milliyetiliin, kurgusal bir etnikliin sonucu anlamna gelmedii srece, bir etnosantrizm ola rak tanmlanamayacadr. Baka trl akl yrtmek "halklarn" da "rklar" gibi bir soy, bir kltrel cemaat ya da nceden var olan karlara dayal bir ortaklk gereince doal olarak varolmadk larn unutmak olur. Fakat dier olas birliklere kar, hayali bir liklerini geree (ve dolaysyla tarihin zamanna) oturtmak gere kir. 2. Tamamen farkl "tabiatlara sahip toplumsal gruplar, zel likle de "yabanc" topluluklar ve "aa rklar", kadnlar, "sap knlar" ayn anda hedefleyen "aznlklatrma" ve "'rklatrma" grngs, birbirinden bamsz bir dizi tanmsz nesne kar snda uygulanan, sadece benzer sylem ve tutumlarn yan yana gelmesini deil, birbirine bal, birbirini tamamlayan dlama ve tahakkmlerin oluturduu tarihsel bir sistemi temsil etmektedir. Baka bir deyile, yaanan ey "etnik bir rklk" ile "cinsel bir rkln" (ya da cinsiyetiliin) kout gidiinden ok, rklk ve cinsiyetiliin birlikte ilemesi, zellikle de rkln her zaman bir cinsiyetilii nvarsaymasdr. Bu koullarda bir rklk genel kategorisi, evrensellik asndan kazand avantaj tarihsel kesin lik ve kalclk asndan kaybetme tehdidi altndaki bir soyutlama deil, rkln zorunlu okbiimliliini, globalletirme ilevini, toplumsal norma uygun hale getirme ve dlama pratiklerinin btnyle balantlarn hesaba katan daha somut bir kavramdr; yeni-rkln ayrcalkl nesnesinin "Arap" ya da "Siyah" deil, "ke", "sulu", "mtecaviz" vb. (olarak) Arap, ya da "Arap", "Si yah" vb. olarak mtecaviz ve sulu oluu da bunu gstermekte dir. 3. te, milliyetilikle zorunlu bir ilikiyi srdren ve milliyet-

iliin kurulmasna, etrafnda rgtlendii kurgusal etniklii reterek katkda bulunan ey rkln bu geni yapsdr; bu yap heterojen olmakla birlikte ncelikle bir fantazmalar a ve bunu takip eden sylemler ve tutumlarla sk skya balanmtr. 4. Nihayet, eer rkln ortaya kt toplumlarn ayn zamanda "eitliki" toplumlar, yani bireyler arasndaki stat farkllklarn (resmi olarak) yok sayan toplumlar olduklar olgusunu, modern rkln hem kurumsal hem de sembolik olan yapsal koullarnn arasna sokmak gerekliyse (zellikle L.Dumont tarafndan savunulan16) bu sosyolojik sav ulusal evrenin kendisinden soyutlanamaz. Baka bir deyile, "eitliki" olan modern devlet deil, modern ulusal (ve milliyeti) devlettir. nk, eitliin i ve d snr ulusal cemaattir ve esas ierii de kendisini dorudan gsteren edimlerdedir (zellikle, genel oy hakk ve siyasal "yurttalk"). Eitlik her eyden nce uyrukluk asndan bir eitliktir. Bu tartmann yaplmasnn (bavurabileceimiz dier benzerleri gibi17) imdiden bir avantaj var: Milliyetilik ve rklk arasndaki ban bir sapma sorunu (nk milliyetiliin "saf z yoktur), ya da biimsel bir benzerlik sorunu deil, bir tarihsel eklemlenme sorunu olduunu anlamaya balyoruz. Kavramamz gereken ey rkln zgl farkll ve milliyetilie eklemlenirken ondan farkl olmakla onun iin nasl gerekli olduudur. Yani, milliyetilik ile rkln eklemlenmesi klasik nedensellik emalaryla bunlar ister mekanist olsunlar (sonucun nedene uygunluu kuralna gre biri dierine yol aarak ona "neden" olur) ister spiritalist (biri dierini "ifade eder", ya da ona anlam verir, ya da gizli anlamn ortaya karr) aklanamaz. Kartlarn birliinin diyalektiini gerektirir. Bu gereklilik hibir yerde, "Nazizm'in z" konusunda srekli yeniden balatlan tartmadaki kadar ak seik deildir. Bu tartma gnmzn siyasal tereddtlerinin yansd (ve ak-

16. Bkz. L DUMONT, Essais sur l'individualisme, Editions du Seuil, 1983. 17. Bkz. Ad geen eserlerde Tom Nairn ve Benedict Anderson arasnda, "milliyetilik", "yurtseverlik" ve "rklk" konusundaki tartma.

IRK, ULUS, SINIF 68

IRKILIK VE MLLYETLK 69

tarld) tm toplumsal iliki yorumsamalar iin gerek bir tuzaktr.18 Bazlarnn gznde Hitlerci rklk, milliyetiliin vard son noktadr; Alman Romantizminden ya da Luther'den, 1918 yenilgisinden ve Versailles diktasnn rezaletinden kaynaklanmyorsa Bismarck'tan kaynaklanyordur ve mutlak bir emperyalizm projesine ("hayat sahas", Alman bir Avrupa) ideolojik anlamda kaynaklk etmitir. Bu ideolojinin tutarll bir hezeyannkine benzer grnyorsa, her toplumsal kkenden insan barndran "kitle" zerindeki ve basiretsizlikleriyle ulusu ykma gtren "efler" zerindeki ksa fakat neredeyse btnsel etkisinin aklamasn burada grmek gereklidir. Dnya egemenlii giriimi tm "devrimci" aldatmacalarn ve konjonktr deiikliklerinin tesinde, kitlelerin ve eflerin ortaklaa sahip olduklar milliyetilik mant dahilindedir. Fakat bazlarnn gznde bu tr aklamalar, toplumsal glerin ve entelektel geleneklerin, iktidar stratejilerinin ve olaylarn zmlenmesinde ne denli ince olursa olsun, Alman tarihinin "anomali"siyle Nazizm canavarl arasndaki ba ne denli ustalkla kurarsa kursun sonuta meselenin zn gzden karmaktan baka bir ey yapamaz. O dnemin "demokratik" uluslarnn yneticileri ve kamuoylar, Nazizm'de tam da kendi milliyetiliklerine az ok benzer bir milliyetilik grdkleri iin, onun amalar konusunda kendilerini aldatmlar ve onunla uzlaabileceklerini ya da ykmlarn snrlayabileceklerini sanmlard. Nazizm istisnaidir (belki de modern insann durumuna ikin olan siyasal rasyonaliteyi ihlal etme olasln ortaya karr). nk Nazizm'de rklk mant her eyi aar. Kendisini "saf" milliyeti mantn zararna dayatr: nk ite ve dta "rksal sava" (egemenlik hedefleri olumlu kalmaya devam eden) "ulusal sava" in tutarlln yok eder. Nazizm bylelikle hayali Dman'n imhasn, Kt'nn kiilemesini (Yahudi, komnist), ve kendi
18. Bkz. P. AYOBERRY'nin mkemmel sunuu: La Question nazle. Essai sur les interpretations du nalional-socialisme, 1922-1975, Paris, Editions du Seuil, 1979.

kendini ykm ("rksal elifinin, SS ve Nazi partisi kastnn baarszl itiraf etmektense Almanya'nn ykl) birletiren, kendisinin yardma arm olduu "nihilizm"in bir figr olacaktr. Bu tartmada analitik sylemlerin ve deer yarglarnn srekli olarak st ste bindii iyice grlmektedir. Tarih kendi kendine normal ya da patolojik tehisi koyar, muhaliflerini ve kurbanlarn eytanlatran Nazizmi eytan ilan etmekle kendi nesnesinin sylemini taklit edecek denli ileri gider. Fakat bu dngden kmak kolay deildir, nk grngy, pratik gszln aka gstermi olduu beylik genellemelere indirgememek sz konusudur. Nazi rkl konusundaki izlenimimiz eliiktir, yle ki: Milliyetiliin Nazi rkl vastasyla, hem gizli eilimlerinin (Hannah Arendt'in ifadesiyle, trajik bir biimde "sradan" eilimlerinin) en derinine gittiini hem de kendisinden ktn, genellikle kendini gerekletirdii, yani kitlelerin "saduyusu"na uzun sre iin szd ve kurumlat ortalama biimden ktn dnrz. Bir yandan, mutlak stnln ilan ettii ulusal devleti paralamaya varan bir rk mitolojisinin akldlnn farkna (dorusu i iten getikten sonra) varyoruz. Bunun, gndelik iddetin bayal ile kitlelerin "tarihsel" sarholuunu, zorunlu alma ve imha kamplarnn brokratizmi ile "efendiler ulusunun" "dnya" egemenlii hezeyann birletiren bir btn olarak rkln, milliyetiliin basit bir grnm olarak deerlendirilemeyeceinin kant olduunu dnyoruz. Fakat ayn zamanda kendimize u soruyu da soruyoruz: Bu akldln kendi kendinin nedeni haline gelmesi, Nazi antisemitizminin istisnai niteliinin, onu bizzat Kt'nn tarihi olarak (ve bununla balantl bir ekilde kurbanlarn gerek sa olarak) sunan speklatif bir tarih grnde kutsal bir sr halini almas nasl nlenebilir? Bunun tersine, Nazi rkln Alman milliyetiliinden karmann bizi her trl akldclktan kurtaraca da kesin deildir. nk u saptamay yapmak zorundayz: Ancak "ar" gl bir milliyetilik, "istisnai" bir i ve d atmalar zincirinin azdrd bir milliyetilik, ok sayda cellatn iddet uygulayabilmesini salayacak ve bu iddeti tekiler kitlesinin gznde "normalletirecek" derecede rkln hedeflerini idealletirmi olabilir. Bu bayalk ve

IRK, ULUS, SINIF 70

IRKILIK VE MLLYETLK 71

bu idealizmin birleimi daha ok Alman milliyetiliinin kendisinin tarihte "istisnai" olaca gibi metafizik bir dnceyi pekitirme eilimindedir: Liberalizme oranla patolojik bir yan olan bu milliyetilik paradigmas, sonu olarak "sradan" milliyetilie indirgenemez olacaktr. Buradan da yine yukarda, "kt" ve "iyi" milliyetilik olarak belirttiimiz kmazla yeniden dyoruz. Oysa Nazizm zerindeki anlamazln gsterdiklerini, milliyetilik ve rkln sylemler, kitle hareketleri ve zgl politikalar eklinde belirdikleri her konjonktrde tekrar karmzda bulamaz myz? Bu isel ba ve aklc amalarla karlar hie sayma, gnmzde, rnein "yeni Avrupa dzeni" ve "smrge kahramanl" zlemlerini nne katp srkleyen bir hareket, "gmen sorunu"na "zm" umudunu baaryla kkrttnda, yeniden filizlendiini sandmz o ayn eliki deil midir? yleyse bu dnceleri genelletirip, ilk olarak, milliyetiliin tarihsel "zemininde", milliyetilik ve rklk arasndaki belirlenimde her zaman karlkllk olduunu syleyeceim. Bu karlkllk kendini ncelikle milliyetiliin geliiminin ve devlet tarafndan resmen kullanlmasnn, uzlamazlklar ve baka bir kkenden olana yaplan zulmleri modern anlamda rkla dntrmesi (ve etniklik gsterenleriyle belirtmesi) biiminde gsterir. Bu, Reconquista spanyas'ndan beri, raza* Yeni Dnya'nn fethine atlrken dinsel Yahudi dmanlnn "kann safl" zerine kurulu soysal dlama balamna oturtuluu biiminden, modern Avrupa'da uluslararas proletaryann yeni "tehlikeli snflar"nn smrgecilik sonras an krizini yaayan uluslarda rkn ad halini alan "g" kategorisi iinde dnl biimine kadar uzanmaktadr. Bu karlkl belirlenim kendini, ok sayda etnik gruptan oluan bir devletin heterojenliine, bir ulusun siyasal ve kltrel birliini kazandrmay 19 hedefleyen tm 19. ve 20. yzyllarn "resmi milliyetilik"lerinin antisemitizmi kullanma biimlerinde de
* raza: safkan rk. (sp. .n.) 19. Yakn zamandaki almalar arasnda Benedict Anderson'nki, "Ruslatrma" ve "ngilizletirme" pratik ve sylemlerini karlatrmas asndan memnuniyet vericidir.

gstermektedir: Az ok kurgusal olarak birlemi bir kltr ve milliyetin (Rus, Alman, Romen gibi), asimilasyona mahkm olan, hiyerarize edilmi eitli "aznlk" kltrler ve etnik gruplar zerindeki tahakkmn "telafi etmek", aynada yanstmak iin, tahakkm altndaki tm kltrlerin, tm halklarn ortak i dman gibi gsterilen (kendi topra, "ulusal" dili olmayan) tekil bir sahte etnik grubun rk bir zulme uratlmas gerekliymi gibi.20 Ve nihayet, ister ilk smrgeletirmenin eski imparatorluklarna kar, ister hanedanlara dayanan okuluslu devletler ya da modern smrge imparatorluklarna kar olsun, tm ulusal kurtulu savalarnn tarihinde bu belirlenim yine kendini gsterir. Bu sreleri tek bir modele yneltmek sz konusu olamaz. Bununla birlikte Yerli soykrmnn, ABD'nin Lipset'in nl deyiiyle "yeni uluslarn ilki"nin21 bamszlnn hemen ertesinde sistematik hale gelmesi raslant sonucu olamaz. Bipan Chandra' nn ne srd aydnlatc zmlemeye gre, Hindistan'da "milliyetilik" ve "komnalizm"in bugnk iinden klmaz duruma (ki byk lde Hint milliyetilii ile Hindu komnalizminin tarihsel anlamda mevsimsiz kaynamas yzndendi) varana kadar birlikte kurulmu olmalar da raslant sonucu deildir.22 Ya da bamsz Cezayir, smrgeciliin ok kltrl mirasyla atp "Berberiler"in asimile edilip "Araplamalarn" ulusal iradeciliin onur meselesi yapyorsa bu da raslant deildir. Hatta i ve d dmanlarna iddetle saldran srail Devleti bir "srail ulusu" kurmak gibi olanaksz bir bahis iin hem "doulu" Yahudiler'e (bunlara "siyahlar" deniyor) hem de topraklarndan srlen ve smrgeletirilen Filistinliler'e kar ynelen gl bir rkl gelitiriyorsa bu da raslant sonucu deildir.23

20. Bkz. Leon POLIAKOV, Histoire de l'antisemitisme, yeni bask (Le Livre de poche Pluriel), cilt 2 , s. 259; Madeleine REBERIOUX, "L'essor du racisme nationaliste", Racisme et societe (P. DE COMARMOND ve Cl. DUCHET'nin ynetiminde), Paris, Maspero, 1969. 21. Bkz. R. ERTEL, G. FABRE, E. MARIENSTRAS, En marge. Les minorites aux Etats-Unis, Paris, Maspero, 1974, s. 287. 22. Bipan CHANDRA, Nationalism and Colonialism in Modern India, Orient Longman, New Delhi, 1979, s. 287. 23. Bkz. Haroun JAMOUS, Israel et ses juifs. Essai sur les limites du

IRK, ULUS, SINIF 72

IRKILIK VE MLLYETLK 73

Hepsi tekil olan fakat tarihsel olarak birbirine zincirlenmi bulunan bu olaylarn birikimi bizi milliyetilik ve rkln tarihsel karlkllk evrimi olarak adlandrlabilecek olan ve ulus-devletler sisteminin dier toplumsal oluumlar zerinde artan tahakkmnn zamansal ekli olan eye gtrmektedir. Milliyetilikten srekli olarak rklk kmaktadr; sadece dar doru deil, ayn zamanda ieri doru da. ABD'de ilk yurttalk haklar hareketini engelleyen, rk ayrmnn sistematik olarak kuruluu, Amerikallarn emperyalist dnya rekabetine girmeleri ve Kuzey rklarnn hegemonyac misyonu dncesine katlmalaryla ayn zamana denk gelir. Fransa'da "toprak ve ller"in gemiine kk salan bir "Fransz rk" ideolojisinin hazrlan, youn gn balangcyla, Almanya'dan alma hazrlklar ve smrgeci imparatorluun kurulmasyla ayn zamana denk der. Ve milliyetilik rklktan kar; bu anlamda kar kt resmi milliyetilik son derece rk olmasayd, milliyetilik bir ulusun "yeni" ideolojisi olarak ortaya kmazd: bylelikle Siyonizm antisemitizmden ve nc dnya milliyetilikleri de smrgeci rklktan ileri gelir. Fakat bu byk evrimin iinde birok zel evrim vardr. Eer Fransz ulusal tarihinden ok temel bir rnek vermek gerekirse, antisemitizmin Dreyfus olayndan sonra urad bozgun cumhuriyeti rejimin idealleriyle sembolik anlamda btnleerek, smrgelerde saduyuya bir kap am ve rklk ve smrgeletirme kavramlarnn uzun sre (en azndan smrgeci devletin idraknda) ayrtrlabilmesine olanak salamtr. Fakat ikinci olarak, rklk ve milliyetiliin temsilleri ve pratikleri arasndaki mesafenin her zaman varolageldiini syleyeceim. Bu mesafe zorunlu bir zdeleme ile bir elikinin oluturduu kutuplar arasnda oynamaktadr ve belki de, Nazi rneinin gsterdii gibi, eliki en ok bu zdeleme grnrde tamamlandnda iddetli hale gelir. eliki bu sfatla milliyetilik ve rklk arasndaki deil, belirlenmi biimler arasndaki; milliyetiliin siyasal amalar ile rkln u anda, u "nesne"de belirginlemesi arasndaki bir elikidir. Bu, milliyetilik potansiyel
volontarisme, Paris, Maspero, 1982.

olarak zerk, ezilen bir halk "iermeye" niyetlendiinde byledir: "Fransz" Cezayir, "Fransz" Yeni Kaledonya. Bu andan itibaren, bavurduum rneklerin oundan kan sonucu daha iyi anlamak iin, bu mesafeyle ve alabilecei paradoksal biimlerle ilgileneceim. Bu sonu udur: Irklk milliyetiliin bir "davurumu" deil, milliyetilie bir ektir; daha dorusu, milliyetilie bir i ektir; ona oranla her zaman andr, ama onun inas iin her zaman gereklidir ve bununla birlikte onun projesini tamamlamakta her zaman yetersiz kalr; tpk milliyetiliin, ulus oluumunun ya da toplumun "ulusallatrlmas" projesinin tamamlanmas iin hem gerekli olmas hem yetersiz kalmas gibi. Evrenselliin Paradokslar Milliyetilik kuramlarnn, stratejilerinin her zaman iin evrensellik ve yerellik elikisi dahilinde deerlendirildii, kabul grm ve gelitirilmeye son derece ak bir dncedir. Gerekte milliyetilik rasyonelletirici, tekletiricidir ve her trl dalmadan korunmas gereken, kkenlerden gelen bir ulusal kimliin fetilerini gelitirir. Burada beni ilgilendiren, bu elikinin genellii deil rkln onu gzler nne seri biimidir. Gerekten de rklk hem evrensel alanda hem de yerel alanda temsil edilir. Milliyetilikten fazla yan ve dolaysyla milliyetilie getirdii ek, hem onu evrenselletirmeye, ksacas ondaki evrensellik eksiini kapamaya, hem de yerelletirmeye, zgllk eksiini kapamaya yatkn olmasdr. Dier bir deyile rklk, milliyetiliin mphemliini arttrmaktan baka bir ey yapmaz; bunun anlam milliyetiliin, rklk yoluyla bir "ileriye ka"a, maddi elikilerinin dnsel elikilere dnmesine giritiidir.24
24. ou zaman milliyetiliin, 19. ve 20. yzyllarn byk siyasal ideolojilerinden farkl olarak, kuramclardan ve kuramdan yoksun olduunun dorulanabildii sanlmtr (Bkz. B. ANDERSON, a.g.e.; Isaiah BERLN, "Nationalism-Past Neglect and Present Powers", Against the Current, Essays in the History of Ideas, Oxford, 1981). Bu, rkln milliyetilie gndelik bir tasavvur verdii gibi, kuramlarn da verdiini, bylelikle "ideolojik hareke-

IRK, ULUS, SINIF 74

IRKILIK VE MLLYETLK 75

Kuramsal bir ifadeyle, rklk bir tarih felsefesidir; daha dorusu tarihi, gizli ve insanlara kendi doalar ve soylaryla vahyedilen bir "srrn" sonucu klan bir tarihbilim'dir. Bu, toplumlarn ve halklarn kaderinin grnmez nedenini grnr klan bir felsefedir, onlarn bilmezlikten/tanmazlktan gelinmesi bir soysuzlamaya ya da ktnn tarihsel gcne iaret eder.25 Tabii ki inayeti teolojilerde ve ilerleme felsefelerinde tarihbilime zg yanlar vardr, ama bunlar ayn zamanda diyalektik felsefelerde de vardr. Marksizm bundan muaf deildir; bu durum da "snf mcadelesi" yle "rk mcadelesi", ilerlemenin motoruyla evrimin muammas arasndaki simetrinin etkilerinin, yani bir ideolojik evreni dierine aktarma olaslklarnn beslenmesine katkda bulunmutur. Bununla birlikte bu simetrinin ok belirgin snrlar vardr. Irk felsefelerin ounun ulusal btnln, kimliin ve kltrn soysuzlamas, alalmas ve k terimleriyle, ilerleme temasnn tersine dnk biimleri olarak ortaya ktklar her ne kadar doru (ve pratikte kesin) ise de burada dndm ey ne aklclk ve akldcln ne de iyimserlik ve ktmserliin soyut antitezidir.26 Dndm, rk ya da kltr mcadelelerinin, tarihbilimden ya da "sekin" ile "kitle" arasndaki uzlamazlklardan farkl
tin" iki kutbunda yer aldn unutmaktr. 25. M. RODINSON'un ideolojik hareketlerde krygme'in ilevi zerin deki dnceleri iin bkz. "Nature et fonction des mythes dans les mouvements socio-politiques d'aprs deux exemples compares: communisme marxiste et nationalisme arabe", Marxisme et monde musulman, s. 245. 26. Sosyal Darwincilik'e "ktmser" soysuzlama temasnn girmesi, Darwinci doal ayklanma kuramyla hibir ilgisi olmamasna ramen evrim ciliin ideolojik olarak smrlmesinde balca etaptr {kaltm kavramnn ifte anlam zerinde oynar). Her rklk varsaymsal olarak kanlmaz bir biimde "ktmser" ise de kategorik olarak deildir: stn rk (kltr) eer sonunda barbarlar, dknler denizinde "boulursa" kaybolur (ve insan uy garl da onunla birlikte kaybolur). Bunun "fark" varyantysa udur: Tm rklar (kltrler) karlkl olarak farkllklarnn denizinde boulurlarsa, bir likte oluturduklar "dzen" tekbiimlemi bir "kitle kltr" entropisinde alalrsa kaybolurlar (insan uygarl da beraber). Tarihsel ktmserlik iradeci ya da kararc bir siyaset grn de beraberinde getirir: k nleye bilecek hatta tersine evirebilecek olan tek ey saf irade ve olaylarn ak an titezini, dolaysyla irade adamlaryla edilgenlik adamlar antitezini yanstan radikal bir karardr. Marksizm (ve daha genelde sosyalizm) temsil ettii tarih-

olarak, tarihsel diyalektiin hibir zaman "manikeist" bir temann basit bir biimde ilenmesi eklinde ortaya kmayacadr. Tarihsel diyalektiin yalnzca "mcadele" ve "atma" y deil, mcadele glerinin ve mcadele biimlerinin tarihsel olarak kurulmalarn da kavramas, baka deyile, tarih boyunca kendi temsili konusunda eletirel sorular sormas gerekir. Bu adan rk ve kltr tarihbilimleri eletirel olmaktan kesinlikle uzaktr. Irk felsefe her zaman sistem biimini almadna gre, tek bir rk felsefe yoktur. ada yeni-rklk gnmzde u tarihsel ve ulusal biim eitliliiyle karmza kmaktadr: "rk mcadelesi" miti, evrimci antropoloji, "fark" kltrclk, sosyobiyoloji vb. Bu kmenin etrafnda da nfusbilim, kriminoloji, soyartm gibi siyasal-toplumsal teknikler ve sylemler dolanmaktadr. Gobineau ve Chamberlain yoluyla, ama ayn zamanda "halklarn psikolojisi" ve sosyolojik evrimcilik yoluyla Aydnlanma a'nn 27 doabilimlerine ve antropolojisine ve L. Sala-Molins'in "blanco-biblique" teoloji adn verdii eye kadar uzanan rk kuramlarn soyaacnn dallarn tek tek ayrt etmek gerekir.28 ncelikle ok ksa tutarak, bugne dek, yz yldan beri kuramsal rklkta hangi entelektel ilemlerin geerli olduunu ve gndelik rkln "bilme arzusu" adn verebileceimiz eyle eklemlenmesini hangi ilemlerin saladn irdeleyeceim. ncelikle, temel bir snflandrma ilevi, yani insan trnn kendisini oluturan farkll ieriden dn, insanlarn "insan" olarak kabul edildikleri ltleri aray sz konusudur: nsan insan yapan nedir? Ne lde, ne biimde insandr? Her hiyerari oluturma, bu snflandrmay nceden varsayar. Snflansel determinizmi katastrofizme vardrdnda kurulan ki bu da peinden "kararc" bir devrim anlayn getirir tehlikeli yaknln nedeni budur. 27. Bkz. zellikle Michele DUCHET'nin almalar, Anthropologie et histoire au siecle des Lumieres, Paris, Maspero, 1971, ayrca "Racisme et sexualite au XVIII. siecle", L. POLIAKOV, Ni juif ni grec. Entretiens sur le racisme (II), Mouton, Paris-La Haye, 1978; "Du noir au blanc, ou la cinquieme generation", L. POLIAKOV, Le Couple interdit. Entretiens sur le ra cisme (III), 1980. 28. Bkz. Louis SALA-MOLINS, Le Code noir ou le calvaire de Canaan, PUF, Paris, 1987.

IRK, ULUS, SINIF 76

IRKILIK VE MLLYETLK 77

drma hiyerariye yol aabilir nk insan trn oluturan gruplarn az ok uygun, hiyerarik bir tablosunun izilmesi, bu trn "bir"liinin eitsizlik iinde ve eitsizlik tarafndan ayrcalkl tasviridir. Fakat ayn zamanda bu snflandrma katksz "farklk" olarak kendi kendine yetebilir; en azndan grnte, nk ayrt etme ltleri hibir durumda "tarafsz" olamaz. Pratikte kabul grmeyen ve etniklik ya da kltr dolaymnda dayatlan toplumsal-siyasal deerlerle btnleirler.29 Snflandrma ve hiyerari, tarihsel ve toplumsal farkllklarn doallatrlmas ya da daha dorusu bunlarn hayali bir doann ufkuna yanstlmas ilemidir. Fakat sonucun apak olduuna bakp aldanmamak gerekir. nsan tr iinde bir "doal farkllklar" sisteminin art nitelikler ekledii "insan doas" hi de dolaysz bir kategori deildir. zellikle de hem "sonular" ya da belirtiler ("rksal nitelikler" ister psikolojik ister bedensel olsunlar her zaman iin cinsiyet farkllna dair metaforlardr) asndan hem de "nedenler" (melezlik, kaltm) asndan cinsel emalarla kanlmaz bir ekilde btnleir. Bir "saf" doa kategorisinden baka her ey olan soykt ltnn esas nemi buradan kaynaklanmaktadr: o, greli hukuksal kavramlarla her eyden nce soy zincirinin meruiyetiyle eklemlenen sembolik bir kategoridir. yleyse rk "doalcl"nda gizli bir eliki vardr. Bu eliki kendini, her zaman hayrl ve meum, masum ve sapkn olann dselliine yanstlan, en temel, "en eski" bir "doast" ynnde amak zorundadr.30 Bu ilk grnm derhal bir ikincisini devreye sokmaktadr:

29. Farklk, nasl "rklar"n doalln "rk tutumlarn" doallna kaydrmaktaysa, ayrmcl da snflandrlm gruplarn dorudan grn nden snflandrma ltlerine aktararak ayrmcln yerini deitirir, "ikin ci konum"da bir rklktr; bu eserdeki "Bir Yeni-Irklk Var m" adl incele memde Fransa ve ngiltere'deki rk sylemin son zmlemelerinden yarar lanarak bunu inceliyorum (C. GUILLAUMIN, V. DE RUDDER, M. BARKER, P. A. TAGUIEFF). 30. Irk ve cinsiyeti ideolojilerde "dsel ana" olarak doa kavram iin bkz. C. GUILLAUMIN, "Nature et histoire. A propos d'un materialisme", Le Racisme, mythes et sciences. Soybilim ve kaltm iin bkz. Pierre LEGENDRE, L'Inestimable Objet de la transmission, Fayard, Paris, 1985.

Her kuramsal rklk antropolojik tmellere gndermede bulunur. Hatta retisinin evrimi, bir anlamda, onlar seip bir araya getiri biiminden ibarettir. Elbette "insanln genetik miras" ya da "kltrel gelenek" gibi kavramlar bu tmeller arasnda yer alr. Fakat bizi yabanc dmanl, etnosantrizm ve kabilecilik dncelerinin farkl varyantlarna gtren insani saldrganlk ya da tersine "tercihli" zgecilik 31 gibi daha zgl kavramlar da bu tmeller arasndadr. Burada "yeni-rkla", kendisine getirilen rklk-kart eletiriyi ters teptirme olana veren bir ikili oyun mmkndr: kimi zaman insanl dorudan blmek ve hiyerarize etmek, kimi zaman bizzat "rkln doal zorunluluu" aklamasna snmak. Bu dnceler de gerek sosyolojik (rnein ieriden-evlenmenin tm insan gruplarnn bir durumu ve kural olduu, bu nedenle de dardan-evlenmenin bir sknt ve evrensel yasak olduu dncesi) gerekse psikolojik (rnein, telkin ve toplu hipnoz, kitle psikolojisinin geleneksel igleri) olan dier tmeller zerine kuruludur. Tm bu tmellerde ayn "sorun"un srp gittiini grmekteyiz: insanlk ve hayvanlk arasndaki fark sorunu. Bu sorunun problematik nitelii tarih ve toplumun atmalarn yorumlamak iin yeniden kullanlmaktadr. Klasik Sosyal Darwincilik'te insanl (yani kltr, doaya teknolojik olarak hkimiyet soyartmnda olduu gibi insan doas da dahil olmak zere) hayvanlktan karmak zorunda olan; fakat bunu yaparken hayvanla zg olan yollar ("en beceriklinin hayatta kalmas"), baka bir deyile insanlk dereceleri arasnda "hayvansal" bir rekabeti kullanan paradoksal bir evrim figrnn varl byledir. ada sosyobiyolojide ve etolojide bireylerin ve zellikle de insan gruplarnn "toplumsal-duygusal" davranlar (saldrganlk ve zgecilik), evrimleen insanlktaki hayvanln silinmez izleri olarak grlr. Fark kltrclkte bu temann hibir ekilde varol31. Sosyobiyolojinin "zgeci duygular" nce dorudan aileyle balayp, daha sonra akrabalara kin altruism, nihayet onun uzants saylan etnik cemaate gelerek hiyerarize edi biimine baknz. Bkz. Martin BARKER, The New Racisme. Conservatives and tle Ideology of the Tribe, Junction Books, Londra, 1981.

IRK, ULUS, SINIF 78

IRKILIK VE MLLYETLK 79

madii izlenimi edinilebilir. Bununla birlikte dolayl bir biimde varolduunu sanyorum: Kltrel farkllk syleminin ekoloji sylemiyle (sanki kltrlerin tecriti insan trnn "doal ortam"nn korunmasnn kouluymuasna) sk sk bir arada kullanlmasnda ve zellikle de kltrel kategorilerin btnyle bireylik, seilme, reme, melezletirme terimlerinde eretilenmesinde varolduunu sanyorum. Bylelikle insann, insanda varolan ve insana kar olan hayvanl ki rklaan insan gruplar ve bireyleri bundan dolay sistematik bir biimde "hayvanlar" insan tarihselliini dnmenin kuramsal rkla zg yoludur. Bu tarihsellik, stn insanlarn "iradelerini" onaylad zaman bile, paradoksal bir biimde, geri gitmese de hareketsiz bir tarihselliktir. Nasl ki rk hareketler birbiriyle elien devrimci ve gerici ideolojilerin, paradoksal ve baz durumlarda da bir o kadar etkili sentezini temsil ediyorlarsa, kuramsal rklk da dnm ve deimezliin, tekerrr ve kaderin ideal sentezini temsil etmektedir. Srekli olarak kefedermi gibi grnd sr, hayvanlktan ebediyen kan ve ebediyen hayvanln nfuzunun tehdidi altnda olan bir insanln srrdr. te bunun iin rk gstereni yerine kltrel gstereni koyarken onu daima bir "miras"a, bir "dl"e, bir "kk salma"ya, hepsi de insan ve kkenleri arasndaki hayali ekimenin gsterenleri olan bu eylere balamak zorundadr. yleyse, gnmz kltrcln eletirenlerden bazlarnn yapt gibi, kuramsal rkln her trl aknlkla uzlamaz olduunu sanmakla ki onlar milliyetilik konusunda da ayn yanlgya dmektedirler byk bir hata yapm oluruz.32 Tersine, rk kuramlar, kanlmaz olarak, yceltici bir yan tarlar ve tr, ncelikli figr estetik olan bir idealletirmeye tabi tutarlar: Bu nedenledir ki idealletirme, hem zihin hem de beden olarak ideal insan (dnn "Cermen" ve "Kelt"inden bugnn "gelimi" uluslarnn "stn yeteneklisine" dek) gsteren bir insan tipinin tanmlanmas ve deerlendirmesiyle tamamlanmak zorundadr. Bu ideal hem (bozulmam) ilk insanlarla hem de gelecein insanyla (st insan) ilikilidir. Bu, rklk ve cinsiyetiliin eklemlenme
32. Bkz. A. FINKIELKRAUT, La Defaite de lapensee, Gallimard, 1987.

biimlerini (rklktaki "fallik" gsterenin nemini) anlamak iin olduu kadar, rkl emein smrsne ve yabanclamaya balamak iin de nemli bir noktadr. Toplumsal ilikilerin estetize edilmesi, rkln, siyasetin izdmsel zemininin kurulmasna yapt belirleyici bir katkdr. Teknokratik etkililik deerlerinin idealletirilmesi bile estetik bir yceltmeyi gerektirir. Giriimleriyle btn gezegene hakim olacak olan modern yneticinin ayn zamanda bir sporcu ve kadn avcs oluu bir tesadf deildir. Ve sosyalist gelenekte, tersine, ii figrn, ar yabanclamadan an gce "gei" olarak, gelecek insanln eksiksiz tipi olarak deerlendiren sembolik bir tersyz edi, beraberinde youn bir estetize etme ve cinselletirmeyi de getirmitir; bu da faizmin ondan yararlanmasn salam, ve ayn zamanda bizi, rklktaki hangi unsurlarn "sosyalist hmanizme" tarihsel olarak dn yaptn kendi kendimize sormak durumunda brakmtr33 Bu tarihsel ve antropolojik temalarn dikkat ekici kalcl, kuramsal rkln hmanist (ya da evrenselci) ideolojilerle iki yzyldan beri srdrd ilikilerin mphemliini aydnlatmaya balamamza olanak vermektedir. "Biyolojik" rklklarn kkeninde, zellikle Fransa'da ok yaygn olan bir dnce yatar: Bu dnceye gre rklk, tanm olarak hmanizmle badaamaz, yani kuramsal bir syleyile bir anti-hmanizmdir, nk "hayata", ahlakllk, bilgi, kiinin onuru gibi tamamen insani deerlerin aleyhine olacak ekilde deer verir. Oysa burada kavram kargaas ve yanlg sz konusudur; kavram kargaas vardr, nk rk kuramlarn "biyolojizm"i (antropometriden, Sosyal Darwincilik'e, ve sosyobiyolojiye kadar tm) hayata olduu gibi deer vermek deildir; biyolojinin bir uygulamas olmaktan ise i33. Siyasetin estetize edili biimi olarak Nazi dncesi iin bkz. Philippe LACOUE-LABARTHE, La Fiction du politique, Christian Bourgois, Paris, 1988. Pierre AYOBERRY {La Question nazie, s. 31 ) Nazi estetiinin "ilevinin her kategoriyi rksal cemaatteki yerine oturtarak kk salm kyl, retim atleti ii, ev kadn snf mcadelesinin izlerini silmek olduunu" belirtiyor. Ayrca bkz. A. G. RABINBACH, "L'esthetique de la production sous le III. Reich", Le Soldat du travail, derleyenler: L. MURARD ve P. ZYLBERMAN, Recherches, no. 32/33, Eyll 1978.

IRK, ULUS, SNF 80

IRKILIK VE MLLYETLK 81

yice uzaktr; bu, cinselletirilmi baz toplumsal deerlerin, enerji, karar, girikenlik ve genelde tahakkmn erkeke temsillerinin ya da tersine edilgenlik, ehvet ve diiliin, ya da dayanma, birlik ruhu ve genelde toplumun ieriden-evlenmeci bir aile modeli zerine kurulan "organik" birliinin dirimselci bir eretilemesidir. Bu dirimselci eretileme psikolojik ya da kltrel "karakterlerin" belirtilerini bedensel izler haline getiren bir yorumsamayla badamaktadr. Fakat burada ayn zamanda yanlg da vardr, nk biyolojik rkln kendisi hibir zaman insan zglln hayatn, evrimin ya da doann daha geni btnl iinde eritme biimi olmamtr; tersine insan trn oluturmak ve onu daha iyi duruma getirmek ya da gerilemeden korumak iin sahtebiyolojik kavramlarn uygulanma biimi olmutur. Ayn ekilde, bir kahramanlk ve ilecilik tresiyle de sk skya baldr. Nietzsche'ci "st-insan" ve "stn insan" diyalektii bizim iin ite bu noktada aydnlatc olabilir. Collette Guillaumin'in mkemmel bir biimde dile getirdii gibi, "biyolojik farkllklarla belirlenen bu kategoriler insan trnn iine yerlemitir ve olduklar gibi kabul edilir. Bu nokta ok nemlidir. Gerekte insan tr, rkln kendisini kurmu olmasn ve her gn yeni batan kurmasn salayan anahtar bir kavramdr".34 Eer "insanlk suu" hmanist bir sylem araclyla ve onun adna ilenmeseydi rkla kar mcadeleyi zihinsel olarak rgtlemekte bunca glkle karlalmazd. Belki de bizi, Marx'n baka bir metinde tarihin "kt yan" olarak adlandrd, fakat tarihin gereini oluturan eyle kar karya getiren bu olgudur. Fakat rkln ideolojik bnyesinde evrenselci, hmanist bir bilekenin bu paradoksal varl, "rk" gstereninin (ve fiili olarak onun yerini tutan gsterenlerin) ulusal kimlikler ve birlik asndan tad kart anlamll aydnlatmamz salar. Irklk, ek bir zellik olarak, ncelikle bir st-milliyetilik eklinde ortaya kar. Sadece siyasal bir milliyetilik, rekabet ve srp giden bir sava evreninde (zellikle de bugn, uluslararas "iktisadi sava" syleminin her zamankinden daha ak sergilen34. L'Ideologie raciste..., s. 6.

dii bir zamanda) uzlatrc bir pozisyon olarak alglanr, yetersiz grlr. Irklk, "eksiksiz" bir milliyetilik olmay arzular, bu milliyetiliin de ancak ulusun darya ve ieriye kar btnl zerine kurulduu takdirde bir anlam (ve ans) olacaktr. yleyse kuramsal rkln "rk" ya da "kltr" (ya da ikisi birlikte) olarak adlandrd ey, ulusun srekli bir kayna ve "sadece" yurttalara ait olan niteliklerin younlam bir eklidir. Ulus, kendi kimliinin saf halini "ocuklarnn rk"nda grebilecektir. O halde ulus rkn etrafnda toplanmak zorundadr. Her trl alalmadan korunmas gereken "ata miras", rkla "ruhsal" olduu kadar "bedensel" ya da "tensel" bir ekilde zdelemek zorundadr (ayn durum, rk ikme edici ya da ierideliini oluturucu ynyle kltr iin de geerlidir). Kukusuz bu, rkln, "kayp" topluluklarn (rnein Sudet ve Tirol Almanlar, vb.) ve bireylerin ulusal "gvdeye" balanma ("dn") taleplerine temel oluturduu anlamna gelmektedir. Bu durumun, milliyetiin "panist" gelimeleri olarak adlandrabileceimiz eyle (panslavizm, pancermenizm, panturanizm, panarabizm, panamerikanizm...) ok yakndan ilikili olduu da bilinmektedir. Fakat bu asl, rkln ulus konusunda srekli olarak ar bir "saflkl" getirdii anlamna gelir: Ulus kendisi olabilmek iin rksal ya da kltrel olarak saf olmak zorundadr. yleyse "sahte", "d", "melez", "kozmopolit" unsurlar safd etmeden ya da bunlar dar atmadan nce kendi iine dnmesi gerekmektedir. Bu ister hayat tarz, ister inan, isterse etnik kken asndan olsun, birletirici zellikleri dtalk ve katkln izleri haline getirilen toplumsal gruplarn rklatnlmasndan, dorudan doruya sorumlu olan saplantl bir zorunluluktur. Fakat rk, stulusallk zerine ina srecinin sonu ileriye kaa varmaktadr. lke olarak, grn ya da davrana bal baz gvenilir ltlere dayanarak kimin "gerek bir yurtta" ya da "esas yurtta" olduunu kefedebilmek gerekir. Benedict Anderson'n Britanya mparatorluu'nda memurlarn snflandrlmasndan ve kastlarn hiyerarisinden sz ederken kulland ekliyle, "ngiliz ngiliz", "Frank-Fransz", otantik anlamda "Cermen" olan Alman Nazizm'in Volkszugehrigkeit ile Staatsangehrigkeit arasnda koy-

IRK, ULUS, SINIF 82

1RKIL1K VE MLLYETLK 83

duu ayrma baknz WASP'n* otantik anlamda Amerikanl ve elbette Gney Afrikal "yurttan" beyazl gibi. Fakat pratikte bunu dier birletirici zellikleri, dier ortadan kaldrlamaz "farkllklar" sistemlerini hayali olarak inkr ederek, hukuksal uzlamalar ya da kukulu kltrel zerklik yanllklar yoluyla oluturmak gerekmektedir. Bu da rk yoluyla milliyet arayn ulalmaz bir sona doru iter. Ayrca byle "rksal" (ve bundan dolay da kltrel) bir anlamla donanm ltlerin byk lde toplumsal snf ltleri olduklar, ya da siyasal ve iktisadi snf eitsizlikleriyle zaten seilmi durumda olan bir eliti sembolik anlamda "semeye" yol atklar sk sk grlr. Ezilen snflarn, "rksal bileimi" ve "kltrel kimlii" en pheli olan snflar olduu da grlmektedir. Bu etkiler, bir elitizmi yeniden yaratmay deil, bir poplizm oluturmay; "halk"n tarihsel ve toplumsal heterojenliinden kukulanmayp onun esas birliini ortaya koymay hedefleyen milliyeti amacn tam tersi ynde etkir. te bu nedenle rklk her zaman, daha nce Avrupa milliyetiliklerinde antisemitizmin rolyle ilgili olarak deindiimiz yanstma mekanizmasn izleyerek, devrik bir biimde ileme eilimindedir: "Gerek yurttalarn" rksal-kltrel kimlii grnmez kalr, fakat bu kimlik kendisini "sahte yurttalar"n yan hayali, szde grnrlklerinin kart olarak ortaya karr (ve bu yolla kendini gven altna alr). Sahte yurttalar, Yahudiler, gmenler, yerleik yabanclar, yerliler, Siyahlar, Indiolar'du. Bu kimlik her zaman havada ve tehlikededir: "Sahte" olann fazla grnr olmas "gerek olann" yeterince gerek olduunu hibir zaman garanti edemeyecektir. Bylece rklk, yurttalarn ortak zn snrlamaya almakla, bulunmas mmkn olmayan bir bozulmamln "ekirdei"nin saplantl bir arayna giriir, ulusall snrlar ve tarihsel ulusu istikrarszlatrr.35 Bunun en u noktas rksal fantazmann tersine dndr; rksal-ulusal saflk buluna* WASP (White Anglo-Saxon Protestant): Beyaz Anglosakson Protestan, (.n.) 35. Tm bir casuisque'in [vicdan durumlarn inceleyen tanrbilim kolu; ahlaki anlamda, yaltak kurnazlk, .n.] kayna budur. Fransz milliyetinin art arda gelen ok sayda gmen kuan ve onlarn ocuklarn kap-

madndan ve kklerinin halklarn kkeninden geldii garanti edilemediinden, bu safl (st) ulusal bir st-insan idealine uygun olarak imal etmeye giriilecektir. Nazi soyartmnn anlam budur. Fakat ayn ynelimin tm toplumsal insan seme (ayklama) tekniklerinde, hatta "tipik ngiliz" eitim geleneinde varolduunu ve gnmzde fark psikolojinin (ki mutlak silah IQ' dur) "pedagojik" uygulamalarnda yeniden belirdiini sylemek gerekir. st-milliyetilik'ten bir milliyetilik-st olarak rkla geiteki abukluun kayna da budur. 19. ve 20. yzyllarn rk kuramlarnn, tarihsel devletlerin bir ya da birkana rtl bir biimde atfta bulunduklar halde genelde bunlarla rtmeyen dil, soy, gelenek cemaatleri tanmlar yapmalarn ciddiye almak gerekir. Bu da demektir ki, antropolojik grnmlerini biraz nce anlattmz kuramsal rkln evrensellik boyutu burada temel bir rol oynamaktadr; "zgl bir evrenselletirmeye", dolaysyla milliyetiliin idealletirilmesine yol amaktadr. Son olarak incelemek istediim de rkln bu yandr.36 Klasik rk mitleri, zellikle de arilik mitleri, ncelikle ulusa deil, aristokrat bir perspektiften snfa atfta bulunurlar. Bu koullarda, "stn" rk (ya da stn rklar, yani Gobineau' nun "saf rklar) tanm olarak hibir zaman ne ulusal nfusun tmyle rtebilir ne de kendini onunla snrlayabilir.37 Bu yzden, kurumlam, "grnr" ulusal topluluk, dnmlerini snrlar
sadn kabul etmek gerekirse bunlarn manevi "ilhak"lar asimile olma yetenekleriyle ki bu Franszla eilim gibi anlalr aklanacaktr; fakat bu asimilasyonun yzeyde, grnrde olup olmad (Engizisyon nndeki converso'lar gibi) sorusu her zaman sorulabilir. * IQ (Intelligence Quotient): "Zeka yzdesi" anlamna gelen terim, bir insann zihinsel geliim yann, zaman yana blnp 100 ile arplmasyla elde edilen ve o insann zekasn gsterdii varsaylan saysal nicelii ve bundan hareketle bir snflandrmay ifade eder. (.n.) 36. Hannah ARENDT'n The Origins of Totalitarianism adl eserinin sonu ksmnda sz ettii "st-anlam" bir idealletirme srecine deil, "ideolojik tutarlk" hezeyanndan ayrlamayacak olan terrist baskya atfedilmitir; insanln bir eitliliine deil, insan iradesinin, totaliter hareketlerin "hzlandrmaya" niyetlendikleri Tarih'in ya da Doa'nn anonim hareketinde erimesine atfedilmitir.

IRK, ULUS, SINIF 84

IRKILIK VE MLLYETLK 85

aan, tanm olarak ulusal tesi olan "grnmez" bir toplulua gre dzenler. Fakat aristokrasi iin doru olan, ve milliyetiliin kendini henz dayatt bir dnemin dnce kiplerinin geici sonularna benzeyen ey, sonraki tm rk kuramlar iin de dorudur: Yaptklar atflar ister biyolojik (gerekte grdmz gibi bedensel) nitelikte olsun, ister kltrel nitelikte, bu byledir. Derinin rengi, kafatasnn biimi, zihinsel yatknlklar ve zek, olumlu milliyetiliin ok tesindedir: bu saflk takntsnn dier yzdr. Sonu birok zmlemecinin kar karya kald u paradokstur: "Hint-Avrupa", "Bat", "Hristiyan-Musevi uygarlk" gibi zamana bal olmayan ve tarih tesi cemaatleri, yani hem ak hem kapal, snrlar olmayan ya da sadece Fichte'nin dedii gibi bireylerden ya da daha dorusu onlarn "zlerinden" (o zamana dek "ruhlar" olarak adlandrlan eyden) ayrlamayacak "i" snrlara sahip cemaatleri idealletiren bir "enternasyonalizm", rk bir "milliyetilik-st" kesinlikle vardr. Aslnda bunlar ideal bir insanln snrlandr.38 Burada rkln milliyetilikten fazla olan yan, onu meydana getiren ey olmaya devam ederek, tersi bir biim alr: Onu sonsuz bir btnln boyutlarna ulatrr. Teolojiyle, "gnose"la* az ok karikatrize benzemeler ve taklitler buradan kaynaklanr. Evrenselci teolojilerin, modern milliyetiliin egemenlii altnda kaldklarnda, rkla kayma olaslklarnn da kayna da budur. Bir rk gstereni zellikle de bu nedenle, daha sonra milliyetiliin etkililiini gvenceye almak iin ulusal farkllklar amak, "uluslar-st" dayanmalar rgtlemek zorundadr. Antisemitizm Avrupa leinde byle bir ilev grmtr: Her milliyetilik Yahudi'de (ki kendisi de, elikili bir biimde, hibir ekilde asimile edilemez ve kozmopolit olarak, ari halk ve kklerinden koparlm halk olarak dnlr) zel dmann ve tm
37. Gobineau hakknda zellikle Colette GUILLAUMIN'in incelemesine bkz.: "Aspects latents du racisme chez Gobineau", Cahiers internationaux de sociologie, cilt XLII, 1967. * Bkz. s. 28'de evirenin notu. 38. ada edebiyatn bize verdii en iyi rneklerden biri Ernst JNGER 'in eseridir: bkz. Le Noeud gordien, Fr. evirisi, Christian Bourgois, 1970.

dier "irsi dmanlarnn" simgesini grmtr; fakat bylece tm milliyetilikler kendilerini ayn aynada grm ve ayn "vatansz" la tanmlamlardr. Bu da, "modern" ulusal devletlerin, baka bir deyile uygarln vatan olarak Avrupa dncesinin bir bilekesi olmutur. Ayn zamanda Avrupal ya da Amerikan-Avrupal uluslar, dnyann smrgeci paylam iin amansz bir rekabet iinde, kendilerini, "beyaz" olarak kutsandklar bir cemaat ve bizzat bu rekabet iinde bir "eitlik" olarak kabul etmilerdir. Benzer tanmlar Arap milliyetinin, ya da srailli-Yahudi milliyetinin ya da Sovyet milliyetinin evrenselci uzantlar hakknda da kullanlabilir. Tarihiler buradan, rklk sorununu tamamen bir keye brakp bir kltr emperyalizmi program ve iddiasn (tm insanla evrensel kltrn ve insann "ngiliz", "Alman", "Fransz", "Amerikan" ya da "Sovyet" bir kavraynn dayatlmas) karmlamakla milliyetiliin bu evrenselci hedefine nem vermilerdir, bu nedenle kantlar en azndan yetersizdir: nk emperyalizm basit fetih giriiminden, bir "uygarlk" temeline oturmu evrensel egemenlik giriimine ancak "rklk" olarak dnebilmitir. Bunun anlam udur: Emperyalist ulus bir misyonun ya da daha esasl bir kaderin zel arac olarak tasarland ve sunulduu lde dier halklar da onu tanmamazlk edemezler. Bu dncelerden ve varsaymlardan iki sonu karacam. lki, bu koullarda ada rk hareketlerin evrensel "eksenli" oluumlara, Wilhelm Reich'in kkrtc bir ekilde "milliyeti enternasyonalizm" dedii eye yol amalarna ok da armamak gerekir.39 Reich'in bu sz kkrtc fakat dorudur, nk onun iin nemli olan bu paradoksal enternasyonalizmin ve bir baka enternasyonalizmin komnist partiler, "sosyalizmin vatan" rneiyle, onun etrafnda ve altnda "ulusal partiler" haline geldikleri, kimi kez de antisemitik gr benimsedikleri lde "enternasyonalist milliyetilik" olarak gerekleme eiliminde olan bir enternasyonalizminyknmeli sonularn anlamakt. 19. yz39. Bkz. W. REICH, Les Hommes dans l'Etat, Fr. evirisi, Payot, Paris, 1978.

IRK, ULUS, SINIF 86

IRKILIK VE MLLYETLK 87

yln ortasndan beri tarihin temsil edili biimlerini "snflarn mcadelesi" ve "rklarn mcadelesi" olarak ki bu ikisi insanln kaderinin sz konusu olduu "uluslararas i savalar" olarak dnlr kar karya getiren simetri de bu denli nemliydi. Bu iki mcadele u anlamda uluslarstyd: Snf mcadelesinin milliyetleri ve milliyetilii zd kabul edilirken rk mcadelesinin uluslarn srekliliini salad ve aralarndaki hiyerariyi kurduu ve milliyetiliin, zellikle ulusal unsurla toplumsal anlamda muhafazakr unsuru (militan nitelikteki antisosyalizm ve anti-komnizm) kaynatrmasna olanak verdii kabul edilmektedir. Irk mcadelesi ideolojisi, ancak bir milliyetilikstnn yaplndaki evrensel olann eki olarak snf mcadelesinin evrenselciliini bir ekilde snrlayabilmi ve ona baka bir "dnya gr"yle kar koyabilmitir. kinci olarak, kuramsal rklk hibir zaman iin hmanizmin antitezi deildir. Bizzat milliyetiliin iinde milliyetilikten rkla geii gsteren ve milliyetilie kendi iddetini billurlatrma olana veren gsterim ve eylemcilik arlnda, paradoksal bir biimde stn gelen taraf evrenselliktir. Bunu kabul etmek ve bundan sonular karmak konusunda bizi tereddte dren ey kuramsal bir hmanizm ile pratik bir hmanizm arasnda hkm srmeye devam eden karmaadr. Eer bu ikinci hmanizmi snrlamasz ve tekelci olmayan bir yurttalk haklar savunusunun etii ve siyasetiyle zdeletirirsek, rklk ve hmanizm arasnda badamazlk olduunu grrz ve fiili bir rklk-kartlnn neden kendisini "tutarl" bir hmanizm olarak kurmak zorunda olduunu kolayca anlarz. Buradan pratik bir hmanizmin kuramsal bir hmanizm zerine (yani insan tr olarak, kurulu ve ilan edilmi haklarn kayna ve sonu sayan bir reti zerine) kurulmak zorunda olduu sonucu kmaz. nsan dncesini doa dncesine tabi klan dind bir bilgelik, bir teoloji zerine ya da tam tersine, insann ve insan trnn genelliinin yerine zgl toplumsal ilikileri koyan bir kurtulu hareketleri ve toplumsal atma zmlemesi zerine de kurulabilir. Buna karlk rklkkartlyla pratik bir hmanizm arasndaki kanlmaz ba, kuramsal rkln ayn zamanda kuramsal bir hmanizm olmasn

hibir ekilde engellemez. Bu da, buradaki atmann hmanizmin ideolojik evreninde cereyan ettiini gsterir; bu evrende karar, kimlik hmanizmi ile farkllk hmanizmi arasndaki basit ayrmdan baka siyasal ltlere gre alnr. Devlete ilikin "aidiyetlere" ar basan mutlak medeni eitlik: bu daha da kaan olmayan bir formlasyondur. te bu nedenle bu kavramlar arasndaki geleneksel ba tersten okumamz ya da "baaa etmemiz" gerektiini dnyorum: Gnmzde pratik bir hmanizm ancak her eyden nce fiili bir rklk-kartl olursa mmkndr. Hi kuku yok ki bu da, belli bir insan dncesine kar bir dier dncedir; fakat blnemez bir biimde, milliyeti bir yurttalk siyasetine kar enternasyonalist bir yurttalk siyasetidir.40

40. eitli "vesileler" zerine yazdm makalelerin bazlarnda bu tavr gelitirmeye altm: "Suffrage universel" (Yves BENOT'yla beraber), Le Monde, 4 Mays 1983; "Sujets ou citoyens? - Pour l'egalite", a.g.m.; "La societe metissee", Le monde, 1 Aralk 1984; "Propositions sur la citoyennete", La Citoyennete, C. WlHTOL DE WENDEN tarafndan yrtlen alma, Edilig-Fondation Diderot, Paris, 1988.

IRK, ULUS, SINIF 92

HALKLIIN NASI 93

lerin her biri karktr ve ilerinde ok sayda olas alt-grubu barndrr. Tek bir etiket altnda toplanan alt-gruplar dardan birinin bak asyla bazen garip grnr. Yine de bu etiketler yasalarn gcn tamakta ve bireyler iin ok zgl sonular dourmaktadr. Gney Afrika'da oturan herkes idari olarak bu drt kategoriden birine sokulmakta ve bunun sonucu olarak farkl siyasal ve toplumsal haklara sahip olmaktadr. rnein, kiinin, iinde bulunduu kategori iin ya da baz durumlarda alt-kategori iin devletin belirledii belli bir ikmet blgesinde oturmas gerekir. Gney Afrika'da apartheid olarak bilinen bu yasal snflandrma srecine kar kan ok sayda insan vardr. Ancak bu muhalefetin tarihinde, yasal etiketler konusundaki taktiklerde de en azndan bir tane nemli deiiklik oldu. Balangta apartheid'a kar kanlar bu ayr kategoriler erevesinde rgtler oluturdular. rnein, 1955'te, her biri hkmetin drt kategorisindeki halklardan birine dahil olan kiilerden oluan drt grubun ortaklaa dzenledikleri ok nl bir Halk Kongresi gerekletirildi. Bu Halk Kongresi, dier eylerin yan sra, apartheid'a son verilmesini talep eden bir zgrlk Bildirgesi kard. Drt muhalefet rgtnn en by, hkmetin Bantu olarak adlandrdklarn, yani devletin snrlar iindeki toplam nfusun yaklak yzde 80'ini oluturanlar temsil eden Afrika Ulusal Kongresi'ydi (ANC). 1960'larda ya da 70'lerde bir zaman ne zaman olduu kesin deil ANC, "Afrikal" terimini "Avrupal" olmayan herkes iin kullanma yoluna gitti ve bylece hkmetin Bantu, Renkli ve Hintli olarak adlandrd herkesi bu tek etiket altnda toplad. Bakalar da kim olduklar kesin deil benzer bir karar verdiler ama bu grubu "Beyazlar" karsnda "Be-yaz-olmayanlar" diye adlandrdlar. Sonu, her durumda, drtl bir snflandrmann bir ikili blmlemeye indirilmesiydi. Ancak bu karar, eer karar denebilirse, kesin deildi. rnein ANC'nin Hintliler arasndaki karde rgt Gney Afrika Hintli Kongresi (SAIC), bakannn ve dier yelerinin hem SAIC'nin hem de ANC'nin yeleri haline gelmelerine ramen varln srdrd. Drd arasndaki en sorunlu kategori phesiz "Renkliler"di.

Bu "grup" tarihsel olarak Afrikallar ile Avrupallar arasndaki eitli birlemelerin torunlarndan oluuyordu. Ayn zamanda yzyllar nce Dou Hint Adalar'ndan getirilen ve Cape Malaylar olarak bilinen kiileri de ieriyordu. "Renkliler" ounlukla dnyann dier yerlerinde "mulatto"* diye adlandrlan ve ABD'de, rk ayrmn dzenleyen, imdi feshedilmi eski yasalar asndan her zaman "Zenci rkn" paras saylm olan insanlard. 1984 Temmuzu'nda, ANC'nin bir yesi ve devletin bak asyla bir Renkli olan Alex La Guma, ANC'nin resmi gazetesi Sechaba'nn editrne bir mektup yazd ve aadaki u sorunu ortaya att: Sechaba'dak grme, makale ve syleilerde, "Szde-Renkli" (bazen de kk 'r' ile yazlyor) diye adlandrldmn farkna vardm. Kongre bana bu ad vermeye ne zaman karar verdi? Gney Afrika'da Kongre ttifak iinde aktiftim ve "Szde-Renkli Halkn Kongresi"ne deil, "Renkli Halkn Kongresine yeydim. Halkn Kongresi ve zgrlk Bildirgesi iin alrken "Biz Renkli halk, varolmak iin mcadele etmeliyiz..." diye arklar sylerdik. O zamanlar Szde-Renkli halktan sz edenler, szde birlik hareketinden [bu ANC'ye rakip bir rgtt] baz kiilerdi, yoksa bizim Kongremiz deil. Sechaba'nn eski saylarnda bu deiikliin yaplmasna ne zaman ya da neden karar verildii grnmyor. Evet belki bana yzyllardr Renkli diyenler hkmetler, ynetimlerdi; toplumsal ve siyasal ilemlerdi. Ama akll insanlar, etnologlar, antropoloji profesrleri ve dierleri benim gerekte kim olduumu umursamadlar. Editr Yolda, kafam kart. Aydnlatlmaya ihtiyacm var. Bu bana "szde" bir insanmsm, insanlarn tm zelliklerine sahip ama gerekte yapay olan o eylerden, yani "insamms"lardan biriymiim gibi bir his veriyor. Dier aznlklardan olan insanlar "szde" diye adlandrlmyor. Neden ben? Bu "Ham'n laneti"** olsa gerek. Bu mektuba verilen cevap olmutur. Bunlardan birincisi editrn, yine ayn sayda (Haziran says) yaynlanan cevabdr: Hatrlayabildiim kadaryla hareketimizde "Renkli"nin "Szde-Renkli" olarak deitirilmesi ynnde alnm bir karar yoktur. Btn bildiim aramzdan bazlarnn UDF'den [Birleik Demokratik Cephe; apartheid kart * Zenci-beyaz melezi, (.n.) ** Nuh'un olundan biri. Eski Ahit'e gre Nuh'un olu (Ham, Sam, Yafet) ayr insan soyunun atasdr. Bunlardan Ham, Afrikallar'n atas olarak kabul edilir, (.n.)

IRK, ULUS, SINIF 94

HALKLIIN NASI 95

bir rgt] Allan Boesak [Boesak hkmetin Renkli diye etiketledii biridir] gibi "Szde-Renkli" terimini giderek daha sk kullandklardr. Sanrm sizin fark ettiiniz ey bu gelimenin bir yansmasdr. Ksa bir sre nce Sechaba, Richard Rive'n kitab Writing Black'in eletirisini yaynlad. Bu eletiride yle diyorduk: "Birlik abamz bizi farkllklar grmekten alkoymamaldr; eer bunlar grmezden gelirsek tam da ulamaya abaladmz birlik asndan sorunlar kabilir. Szde-Renkliler demek ya da Renkli szcn trnak iinde yazmak yeterli deildir. Bu sorun olumlu bir yaklamla halledilmelidir nk sz konusu olan ayrt edilebilir ve kimlii belirlenebilir bir insan grubudur." Baka bir deyile bizim bu dergide sylediimiz bu konu zerinde tartmann gerekli olduudur ve bence mektubunuz byle bir tartma iin pekl bir balang olabilir. Bu konudaki her yoruma az.

(kark atal), "Bruine Afrikaner"* ve "Gney Afrika'nn vey ocuklar" terimleri gibi, rklardan kalmadr. "Szde-" nekinin kullanmn ok dar bir anlama ekerek alnacamza ya da aalayacamza, bunu yllardr bamza reklenmi bir belann zmnde bir ilk adm olarak grmeliyiz. Bu "Szde-Renkli" terimini olumlu bir ekilde ele alarak yola kmalyz. imdi insanlar admzn ne olacan seecek olan biziz diyorlar ve ou, kurulmakta olan ulusun heyecanyla, "Gney Afrikal"y tercih ediyor. Tartma eitli biimler alabilir ama Baasskap** teriminin kabullenilmesine dnmek sz konusu olamaz. Eer bir Gney Afrikal olmann dnda, bir altkimlie gerekten ihtiya duyan olursa soruna kitlesel bir tartmayla zm bulunabilir.

Sechaba'nn Austos 1984 saysnda P.G. imzal bir mektup yaynland. eriinden P.G.'nin de hkmet tarafndan Renkli olarak etiketlenenlerden biri olduu belli oluyordu. P.G., Alex La Guma'dan farkl olarak "Renkli" terimini tereddtsz reddediyordu:
Bat Cape'te, Yoldalar Hareketi'nin gruplar olarak toplandmzda Renkli terimi zerinde yaptmz tartmay hatrlyorum. Bu gruplar 1976 ayaklanmas srasnda eitim ve eylem amacyla bir araya gelen, dank bir ekilde rgtlenmi ve genelde ANC yanls genlik gruplaryd. "SzdeRenkli" terimi apartheid terminolojisinin reddinin popler bir ifadesi olarak genler arasnda sk kullanlrd. Sechaba'da Richard Rive'n Writing Black'i iin yazlanlara tamamen katlyorum, ama sylediiniz gibi nasl ki "Szde-Renkliler" demek ya da Renkli szcn trnak iinde yazmak yeterli deilse "Renkli" terimini kabul etmek de e derecede yanltr. Bunu ou kiinin "Renkli" terimini reddettii gereinin nda sylyorum. Kongre'dekiler, UDF'dekiler, yurttalk gruplar, kilise gruplar ve sendikalar, halkn sevdii nderler, "SzdeRenkli"den sz ediyorlar ve onlar ya da halk kendilerini hi de "insanmslar" gibi grmyor. Aslnda insanlara yapaylk duygusu veren ey "Renkli" teriminin kullanlmasdr. Renkli, kimliksizlik lklar atan bir terimdir. Renkli terimi zel bir gruptan kmad; 1950 tarihli Nfus Kayt Yasas'nn "grn itibaryla Beyaz ya da Hintli olduu belli olmayan ve yerli bir rktan ya da bir Afrika kabilesinden olmayan" diye tanmlad bir kiiye yaptrlan bir etiketti. Dlama zerine kurulu bir tanm yani bir eit "olmayan"-halk... Irklarn marjinaller olarak grdkleri, "Renkli" terimiyle adlandrld. "Renkli" terimi, rk safkan beyaz Afrikaner miti iin esast. "Renkli" terimini kabullenmek bu mitin srmesine izin vermektir... Bugn insanlar, "rklarn bak asn reddediyoruz, terminolojilerini reddediyoruz," diyorlar ve dmann tam ortasnda eskiye meydan okuyarak YENY kurmaya balyorlar. "Renkli-Kleurling" terimi ayn "half-caste"

Sechaba'nn Eyll 1984 saysnda hkmetin bir Avrupal olarak etiketledii biri olan Arnold Selby tartmaya, "uluslar" ile "ulusal aznlklar" birbirinden ayran bir dizi kategori kullanarak girdi:
lm: e, baz salam ve kabul grm gerekleri gzden geirerek balayaa) Henz Gney Afrika ulusu diye bir ey yoktur; b) Afrikal ounluk ezilen bir ulustur, Renkliler ve Hintliler ayr ve tanmlanabilir, ezilen ulusal aznlklardr. Beyaz nfus ezen aznlk ulusu oluturmaktadr; c) Renkli, Hintli ve Beyaz ulusal aznlklar homojen deildir; dier ulu sal ya da etnik gruplar da barndrrlar. rnein Lbnanllar topluluu te melde beyaz olarak snflandrlr ve kendisini beyaz olarak grr, Malaylar ve Grikalar kendilerini Renkli ulusun paras sayarlar, inli aznlk ise kendi ni bir ksm beyaz, bir ksm Asyal ve dier ksm Renkli olarak snflan drlm bulur; d) Gney Afrika'nn geleceinin anahtar ve ulusal sorunun zm Afri ka ulusunun ulusal kurtuluundadr. Afrika Ulusal Kongresi ynetimindeki ulusal demokratik devrimimizin zaferi ile Afrika ulusunun ulusal kurtuluunu da beraberinde getirerek bir Gney Afrika ulusunun dou srecini bala tacaktr. Yukarda (b) maddesinde belirttiim gibi, Renkli halk, ayr ve tanmlanabilir bir ezilen ulusal aznlk oluturmaktadr. Fakat "Renkli" tanm, bundan kan terminoloji ve gnlk hayat pratiindeki kullanm, ne doal toplumsal nedenlerin sonucudur ne de "Renkli" halkn seimidir. Avrupal burjuva uluslarn, hem ticari hem de emperyalist aamalarnda ve 1910'da saldrgan Gney Afrika Devleti'nin kuruluundan sonra, Gney Afrika'ya saldr, szma ve yerleme dalgalarnn ardndan gelen rejimlerin, Renkli halka da* Hollandallar'n kahverengi ayya verdikleri isim. (.n.) ** Baas, Afrika dilinde "sahip" anlamna gelmektedir. Kap (Cape) ise Gney Afrika'ya gelen Hollandallarn ilk koloni blgeleridir, (.n.)

IRK, ULUS, SINIF 96

HALKLIGIN NASI 97

yatt eylerdir. imdi gelelim bir ksmmzn "Szde" Renkli halktan sz etme eilimine. nanyorum ki bu, kar karya olduumuz iki gerek etkenin sonucudur. lki yurtdndaki almalarmz sorunudur. Dier lke ve uluslarn "Renkli halk" terimi hakknda, lkemizde ulusal olarak ezilen Renkli ulusal aznln gerekliine hi de yakn olmayan, farkl dnceleri vardr. lkemizden, mcadelesinden ve Renkli halkn bu mcadeledeki yerinden ve rolnden sz ederken Renkli halkn kim olduunu aklamamz gerekiyor; ite bu yzden, sk sk kendimizi, "Renkli" terimini saldrganlarn dayattn vurgulamak iin "Szde-" kelimesini (ltfen trnaklara dikkat) kullanrken buluyoruz. Tpk imdi ABD olan yerin esas sakinlerinden sz ederken "Szde-" Kzlderililer de denilebilecei gibi. Bu yurtdnda, kurtulu mcadelemiz hakknda daha ok ey bilmek isteyenlere daha net bir tablo sunmaktadr. kinci olarak, aramzdan bazlarnn "Szde" kelimesini kullanma eilimlerinin genelde kabul grm "Renkli halk" terimimizin reddi anlamna geldiine inanmyorum. Benim dn tarzma gre bu kelimeler, ezilen Renkli ve Hintli ulusal aznlklarn, ezilen ounluk Afrika ulusuyla artan birliklerini vurgulamak zere kullanlmaktadr. nanyorum ki, bu kelimelerin kullanlmas Renkli'nin Siyah'tan ayrlmasndan ok Siyah'la zdelemesine iaret etmektedir. Bu kullanm ayn zamanda Renkli halkla ezen Beyaz ulusal aznlk arasna uzaklk koymaktadr. Ezen Beyaz ulusal aznlk saysz defalar, doal olarak onlarla ilikili olan Renkli halkn, kendilerinin aa bir kolu olduu dncesini kabul ettirmek iin baarsz giriimlerde bulunmutur. "Szde"nin kullanm saldrgann bu rk ideolojiyi bilimsel terminolojinin klf altnda kabul ettirme giriimlerinin reddi anlamna gelmektedir. "Szde"yi ister kullanalm ister kullanmayalm gereklik, lkemizde ezilen bir Renkli ulusal aznlk olduudur. Bence, bugnn koullarnda "Szde"yi kullanmak, gerek anlam ifade eden uygun balamda olmas ve trnak iine alnmas kaydyla yanl deildir. Renkli halkn ezilen bir aznlk ulus olarak varlnn gereklii hibir koulda reddedilemez.

olan ulusun heyecanyla, 'Gney Afrikal'y tercih ediyor," diyor. Ancak Editr Yolda, lkemize kimin resmi olarak Gney Afrika ismini verdiini sylemiyor bize. Hangi yetkiye ya da kimin yetkisine dayanarak? Bu "terminolojiyi" reddederek lkeyi "Azanie" olarak adlandranlar var (yine kimin yetkisine dayanarak?) ve belki de nfusun geri kalann "Szde Gney Afrikallar" olarak adlandrrlard. Ne var ki Gney Afrika ismi bile, Boer marnda SuidAfrika denilmesine ramen kabul edilmitir. Ancak, (szde de olsa) herhangi bir aznln kendi keyfiyeti iin kendisine Gney Afrikal deme hakkna sahip olduunu sanmas bana, bariz bir haddini bilmezlik deilse bile, demokratik olmayan bir ey gibi geliyor; nk hak doal olarak ounlua aittir. Ne yazk ki, "Renkli" teriminin Nfus Kayt Yasas ya da Grup Blgeleri Yasas'nda yaplan tanmn sonucu olarak (P.G.'nin syledii gibi) ktn bilmiyordum. Ben bu yasalarn kmasndan ok nce dodum, o halde halkmz bundan biraz daha eski olmal. P.G.'nin anlatt btn o korkun deneyimlerden (blnen aileler, atlmalar, vb.) sadece bizim muzdarip olduumuzu sanmamalyz. Kark rklar ya da marjinal topluluklar dnyann baka yerlerinde de ayn sknt ve ilelere katlanyorlar. imdi P.G. "Szde"nin de "Renkii"nin de yeterince iyi olmadn sylyor; bu da kafamn karkln artryor. Ama "Yllar boyunca bir bela" olan, "Renkli" diye arlmak deil, halkmza bugn ve gemite davranl biimidir. Yoksa onlara ne dendii fark etmez, tpk kendi bana "Asyal" ya da "Hintli" teriminin lanetli anlamna gelmedii gibi... P.G.'nin "kitlesel tartma"smn sonucunu sabrszlkla beklerken, yine de bugn ne olduumu bilmek isterim. te byle Editr Yolda, bana istediiniz kfr edin ama Tanr akna "Szde" demeyin.

Selby'nin konumunun P.G.'ninkinden olduka farkl olduu gze arpyor. Her ikisi de "Szde"nin "Renkli"nin nnde kullanlmasn kabul ediyor, ama P.G. bunu Renkliler diye bir ey olmad iin yapyor. Selby ise "ulusal aznlklar" diye adlandrd eitli halklar arasnda Renkliler'in de bir halk olarak varolduunu dnyor ama "Szde"nin siyasal iletiimde bir taktik olarak kullanmn savunuyor. Sonuta, Kasm 1984 saysnda La Guma geri adm atmadan cevap verir:
[P.G.], "Szde-Renkli"nin, "apartheid terminolojisinin" reddinin popler ifadesi olarak kullanldn sylyor. Ancak daha sonra "ou, kurulmakta

Bu yazmalara epey uzun yer vermemin nedeni her eyden nce tartmalarn en dostasnn bile olduka ateli olduunu gstermekti; ikinci olarak da meselenin, ister tarihsel zeminde olsun ister ideolojik zeminde, zmnn ne denli zor olduunu gstermek. Bir Renkli halk, ya da bir Renkli ulusal aznlk, ya da bir Renkli etnik grup var mdr? Hi oldu mu? Bazlarnn imdi ve/veya gemite olduunu bazlarnn da olmadn dndklerini, yine bazlarnn bu konuda kaytsz olduklarn ve dier bazlarnn ise byle bir kategoriden habersiz olduklarn syleyebilirim. Yani ne? Eer ortada asli bir grng, bir Renkli halk varsa bunun parametreleri konusunda anlamaya varabilmeliyiz. Ama eer bir halk gsteren bu isim zerinde ya da herhangi bir halk gsteren dier bir isim zerinde anlaamadmz gryorsak bunun nedeni belki de halkln yalnzca deneysel bir kavram deil, her zel rnekte snrlar srekli deien bir deneysel kavram

IRK, ULUS, SINIF 98

HALKLI1N NASI 99

oluudur. Belki de bir halk biim olarak deiken olduu varsaylan bir eydir. Ama eer yleyse, bu atelilik neden? Belki de kimse bu deikenliin farknda olmadndan. Eer haklysam gerekte ok garip bir grngyle kar karyayz demektir; en nemli zellikleri deikenlik gereklii ve bu gerekliin inkr olan bir grngdr bu. ok karmak, hatta acayip olduunu sylemeliyim! inde bulunduumuz tarihsel sistemde bylesi garip bir toplumsal sreci douran ey nedir? Belki de ortada kefedilmesi gereken bir atom parac vardr. Meseleyi birbirini izleyen aamalarla ortaya koyacam. lk nce toplumsal bilimlerde halkla ilikin grleri ksaca gzden geirelim. Daha sonra da bu tarihsel sistemin srelerinde ve yapsnda, bylesi bir kavram neyin ortaya karm olabileceini grelim. Son olarak da yararl olabilecek kavramsal bir yeniden formlasyonun varolup olmadn grelim. Balang iin, tarihsel olarak toplumsal bilimler literatrne bakarsak "halk" teriminin gerekte pek az kullanldn grrz. En ok kullanlan terim, hepsi modern dnyada "halklar"n eitleri saylan, "rk", "ulus" ve "etnik grup"tur. Bunlardan sonuncusu en yenisidir ve gerekte, nceden yaygn bir ekilde kullanlan "aznlk" teriminin yerini almtr. Kukusuz bu terimlerin her birinin birok varyant vardr ama yine de bunlarn hem istatistiksel hem de mantksal olarak, kipsel terim olduklarn sanyorum. Bir "rk"n, grnr fiziksel biime sahip olan bir genetik kategori olduu varsaylr. Son 150 ylda rklarn isimleri ve ayrt edici niteliklerine ilikin nemli bir akademik tartma olmutur. Bu tartma olduka nldr ve byk blm de kt bir ne sahiptir. "Ulus"un, bir devletin fiili ya da muhtemel snrlarna her naslsa bal olan toplumsal-siyasal bir kategori olduu varsaylr. Bir "etnik" grubun, kuaktan kuaa geen ve normal olarak kuramda devlet snrlarna bal olmayan, baz srekli davranlara sahip olduu sylenen kltrel bir kategori olduu varsaylr. Kullanlan dier terimlerin okluu bir yana, bu terim inanlmaz derecede deiken biimlerde kullanlmaktadr. (Daha nce, yukardaki tartmada, bir kiinin "ulusal aznlk" adn verdii

eye dierlerinin "etnik grup" adn verebildiklerini grmtk.) Bu terimleri kullananlarn ou, her n de, sreklilii sayesinde, bugnk davranlar zerinde gl bir etkiye sahip olan ve ayn zamanda gnmzde siyasal iddialarda bulunmak iin bir zemin oluturan kalc bir grngye iaret etmek zere kullanmaktadr. Yani, bir "halk"n olu ve davran biiminin nedeninin, ya ayrt edici genetik zellikleri, ya toplumsal-siyasal tarihi ya da geleneksel normlar ve deerleri olduu varsaylmaktadr. Bu kategorilerin tm amac, bugnn ynlendirilebilir "aklc" srelerine kar, gemi zerine kurulu iddialarda bulunmamza olanak salamakm gibi grnmektedir. lerin neden u anda olduklar ekilde olduklarn ve deimemeleri gerektiini ya da neden byle olduklarn ve neden deiemeyeceklerini aklamak iin bu kategorileri kullanabiliriz. Ya da tam tersine, neden bugnk yaplarn yerini, daha eski ve derin, yani bu nedenle daha meru, toplumsal gereklikler adna bakalarnn almas gerektiini de aklayabiliriz. Gemiliin zamansal boyutu halklk kavram iin ok nemlidir ve bu kavramn kendinde vardr. Bir gemi, bir "kimlik" neden istenir ya da buna neden ihtiya duyulur? Bu tmyle yerinde bir sorudur, stelik ara sra sorulur da. rnein P.G., yukarda yer verdiimiz tartmada "Renkli" adlandrmasndan vazgeilmesini ve onun yerini daha geni bir kategori olan "Gney Afrikal"nn almasn savunuyor ve sonra yle diyordu: "Eer Gney Afrikal olmann dnda bir alt-kimlie gerekten ihtiya duyan olursa..." Bu "olursa" sz "neden olsun"u ima ediyor. Gemilik insanlar bugn, aksi takdirde davranmayabilecekleri ekilde davranmaya ikna eden bir kiptir. Gemilik kiilerin birbirlerine kar kullandklar bir aratr. Gemilik bireylerin toplumsallamalar, grup dayanmasnn korunmas, toplumsal meruiyetin oluturulmas ya da ona meydan okunmas iin merkezi bir edir. Bu nedenle gemilik en bata trel bir grng, bu nedenle siyasal bir grng ve her zaman iin ada bir grngdr. Kukusuz bu yzden deikendir. Gerek dnya srekli olarak deitiinden ada siyasette geerli olan da zorunlu olarak srekli deimektedir. Bu nedenle gemiliin ierii zo-

IRK, ULUS, SINIF 100

HALKLIIN NASI 101

runlu olarak srekli deiir. Ancak gemilik tanm olarak, bir sabit gemi iddias olduuna gre, belirli herhangi bir gemiin deitiini ya da deiebileceini hi kimse hibir zaman kabul edemez. Gemi normal olarak taa yazldr ve geri evrilemez saylr. Kukusuz, gerek gemi gerekten taa yazldr. te yandan toplumsal gemi, yani bizim bu gerek gemii anlay biimimiz, olsa olsa yumuak kile yazldr. Durum bu olduuna gre, gemilii genetik olarak srekli gruplar (rklar) asndan m, tarihsel toplumsal-siyasal gruplar (uluslar) asndan m, yoksa kltrel gruplar (etnik gruplar) asndan m tanmladmz pek az bir farkllk yaratr. Bunlarn hepsi halklk kavramlardr; hepsi gemiliin icatlardr; hepsi siyasal grnglerdir. Ancak eer durum buysa karmza baka bir analitik bulmaca daha kmaktadr. Tek bir terimin yeterli olabilecei bir durumda neden ayr kipsel terim ortaya kmtr? Tek bir mantksal kategorinin toplumsal kategoriye ayrlmasnn mutlaka bir nedeni olmaldr. Bunu bulmak iin kapitalist dnya ekonomisinin tarihsel yapsna bakmamz gerekir. Bu kipsel terimin her biri kapitalist dnya ekonomisinin temel yapsal zelliklerinden birinin etrafnda dnmektedir. "Irk" kavram dnya ekonomisindeki eksenel iblmyle, yani merkez-evre ztlyla ilgilidir. "Ulus" kavram bu tarihsel sistemin siyasal styapsyla, yani devletleraras sistemi biimlendiren ve ondan treyen egemen devletlerle ilgilidir. "Etnik grup" kategorisi, sermaye birikiminde cretsiz emein byk paynn korunmasn salayan hane yaplarnn yaratlmasyla ilgilidir. Bu terimden hibiri snfla dorudan ilgili deildir. te bu yzden "snf" ve "halklk", diklemesine tanmlanmtr; bu da, daha sonra greceimiz gibi, bu tarihsel sistemin elikilerinden biridir. Dnya ekonomisindeki eksenel iblm, meknsal bir iblmne yol amtr. Bizce bu iblmn, bir merkez-evre ztl meydana getirmitir. Kesin bir ekilde ifade edersek, merkez ve evre, farkllam retim maliyetleri yaplaryla ilgili olan bantsal kavramlardr. Bu farkl retim srelerinin meknsal olarak uzak alanlarda yerlemesi bantnn kanlmaz ve deimez bir zellii deildir. Ama normal bir zellik olma eili-

mindedir. Bunun birok nedeni var. evresel sreler hammadde retimiyle ilikili olduu lde bugn gemiten ok daha az geerlidir bu; ama asl tarihsel olarak dorudur evresel rn yetitirme koullar ya da corafi yataklar bu srelerin corafi olarak yer deitirebilmelerini kstlamaktadr. kinci olarak, bir dizi merkez-evre ilikisinin korunmasnda siyasal unsurlar rol oynad srece, rnlerin siyasal snrlan bir meta zinciri halinde gemeleri olgusu, gerekli siyasal sreleri kolaylatrmaktadr; nk snr geilerinin kontrol devletlerin fiili olarak kullandklar en byk gerek glerden biridir. nc olarak, merkezi srelerin evresel srelerin younlat devletlerden farkl devletlerde younlamas, her birinde birbirinden ayr siyasal i yaplar yaratma eilimi tar. Aralarndaki bu farkllk, daha sonra eksenel iblmn srdren ve yneten devletleraras eitsiz sistemin koruyucu siperi haline gelmektedir. Meseleyi daha ak bir biimde ortaya koymak gerekirse, dnyann baz blgelerinin byk lde merkezi retim srelerinin, bazlarnn da evresel retim srelerinin alan olmalarnn nedeni budur. Kutuplama derecesi evrimsel olarak deiiklik gsterse de, uurumun genilemesi ynnde acl bir eilim bulunmaktadr. Bu dnya apndaki meknsal farkllamann ald siyasal biim, birincil olarak, Avrupa-merkezli bir kapitalist dnya ekonomisinin sonunda tm yerkreyi kaplayacak ekilde yaylmasyd. Bu "Avrupa'nn yaylmas" grngs olarak bilinir. Dnya gezegeni zerindeki insan trlerinin evrimi srasnda, yerleik tarmn gelimesinden nceki bir dnemde, genetik varyantlarn yle bir dalm ortaya kt ki, herhangi bir yerdeki farkl genetik tipler, kapitalist dnya ekonomisinin geliiminin balangcnda, bugn olduklarndan ok daha homojendiler. Kapitalist dnya ekonomisi, esas olarak Avrupa'daki balang noktasndan yayldka, merkezi ve evresel retim srelerinin younlamalar corafi olarak giderek daha oransz hale geldike, "rksal" kategoriler baz etiketler altnda belirginlemeye balamlardr. Farkl kiiler arasnda deiiklik gsteren, hem de nemli deiiklikler gsteren bir dizi genetik zelliin varolduu

IRK, ULUS, SINIF 102

HALKL1IN NASI 103

aikr grnebilir. Ama bunlarn, "rklar" adn verdiimiz, be ya da elli tane eylemi gruplamayla kodlanmalarnn gereklilii hi de yle aikr deil. Kategorilerin says, hatta herhangi bir snflandrma olgusu, toplumsal bir karardr. Burada gzlemlediimiz udur: Kutuplama arttka kategori says giderek azalmaktadr. W.E.B. Du Bois'nn 1900'de, "20. yzyln sorunu renk sorunudur" derken kastettii renkler beyaz ve beyaz-olmayan biiminde gerekletiler. Irk ve dolaysyla rklk, eksenel iblmyle ilikili olan corafi younlamalarn davurumu, itici gc ve sonucudur. Bu, Gney Afrika Cumhuriyeti'nin son yirmi ylda lkeyi ziyaret eden Japon iadamlarn Asyal (Gney Afrika'da yaayan inliler Asyal saylr) olarak deil, "fahri beyaz" olarak adlandrmak konusunda ald kararda, arpc bir netlikle grlr. Grne baklrsa, yasalarn genetik kategorilerin kalcl zerine kurulu sayld bir lkede genetik, dnya ekonomisindeki son gelimelere gre belirleniyor. Bu tr sama kararlar yalnz Gney Afrika' ya zg deildir. Ama sadece Gney Afrika bu samalklar kda dkerek kendini g duruma sokmaktadr. Ancak rk, kullandmz tek toplumsal kimlik kategorisi deildir. Sylediimiz gibi ulus, dnya sisteminin siyasi yaplanmasndan domaktadr. Bugn Birlemi Milletler'in yesi olan devletlerin hepsi modern dnya sisteminin yaratmlardr. Bu devletlerin ou bundan yz ya da iki yz yl nce ne isim ne de idari birim olarak vardlar. 1450'den nceki dnemde imdiki corafi yerleriyle kabaca ayn yerde, isim ve srekli bir idari varlk sahibi olan az sayda lke arasnda unlar sayabiliriz: Fransa, Rusya, Portekiz, Danimarka, sve, svire, Fas, Japonya, in, ran, Etiyopya. Bunlar herhalde en az mulaklk tayan rneklerdir; yine de bu devletlerin modern egemen devletler olarak ortaya kmalarnn ancak bugnk modern dnya sisteminin dousuyla mmkn olduu ileri srlebilir. Bir blgenin tanmlanmas iin bir isim kullanlmas konusunda daha sreksiz bir tarihe sahip dier baz modern devletler de vardr rnein Yunanistan, Hindistan, Msr, Trkiye, Almanya, talya, Suriye gibi isimlere gelince zerinde yrdmz zemin iyice kayganlamaktadr.

Gerek u ki eer 1450'lerde domu birok varla rnein Kutsal Roma mparatorluu, Mool mparatorluu, Burgonya Hollandas bugn bakarsak bunlarn bir eit siyasal, kltrel, meknsal mirasn sahiplenen bir deil en az egemen devlete rastlarz. Peki u anda devlet olduu gerei ulusun olduu anlamna m gelir? Bugn bir Belika, bir Hollanda, bir Lksemburg ulusu var mdr? ou gzlemci olduunu dnmektedir. Eer yleyse bunun nedeni ilk nce bir Hollanda Devleti'nin, bir Belika Devleti'nin, bir Lksemburg Devleti'nin ortaya km olmas deil midir? nanyorum ki modern dnyann tarihine sistematik bir bak, bu konudaki yaygn mitin tersine, devletin hemen hemen her rnekte ulustan sonra deil, nce geldiini gsterir. Birok blgede, yeni egemen devletlerin kurulmasn talep eden milliyeti hareketler kesinlikle, devletleraras sistemin ilemeye balamasndan sonra ortaya kmtr ve bu hareketler bazen amalarna ulamlardr. Fakat saknlmas gereken iki ey vardr srada. Bu hareketler, ok az istisnayla, daha nce yaplm olan idari snrlar iinde ortaya ktlar. Bu nedenle, her ne kadar bamsz deilse de, bir devletin bu hareketlerden nce geldii sylenebilir. Ve ikinci olarak, devletin fiili kuruluundan nce, ulusun bir ortak duygu olarak ne denli kkl olduu tartlr. Sahra halk rneini ele alalm. Bir Sahra ulusu var mdr? Ulusal kurtulu hareketi Polisario'ya sorarsanz, evet derler ve bin yldr varolduunu eklerler. Fasllar'a sorarsanz bir Sahra ulusu hibir zaman varolmamtr ve bir zamanlar spanyol Sahras'nn smrgesi olan yerde yaayanlar her zaman iin Fas ulusunun paras olmulardr. Bu farkll zihinsel olarak nasl zebiliriz? Cevap zemeyeceimizdir. Eer 2000 ya da belki 2020 ylnda Polisario halihazrdaki sava kazanrsa bir Sahra ulusu olmu olacaktr. Eer Fas kazanrsa olmam olacaktr. 2100 ylnda yazan her tarihi bunu halledilmi bir sorun olarak grecek ya da daha byk olaslkla bunu bir sorun olarak bile grmeyecektir. Devletleraras sistemde her zel egemen devletin kuruluu neden buna tekabl eden bir "ulus", bir "halk" yaratyor? Bunu

RK, ULUS, SINIF 104

HALKLI1N NASI 105

anlamak gerekten zor deil; kant her yanmzda. Bu sistemde devletlerin kaynama sorunlar vardr. Devletler bir kez egemen olarak tanndktan sonra kendilerini i paralanma ve d saldr tehdidi altnda bulurlar. "Ulusal" duygular gelitii lde bu tehditler de azalr. Devletin iindeki her tr alt-grup gibi, iktidardaki hkmetlerin de bu duygunun kkrtlmasndan karlar vardr. Devletin dndaki ya da herhangi bir alt-blgesindeki gruplar karsnda karlarn artrmak iin devletin yasal gcn kullanmakta fayda gren her grubun, taleplerinin bir merulatrlmas olarak milliyeti duygular kkrtmaktan kar vardr. Dahas, politikalarnn etkisini artran idari tekbiimlilik devletlerin yararnadr. Milliyetilik byle devlet dzeyinde tekbiimliliklerin davurumu, itici gc ve sonucudur. Milliyetiliin ykseliinin daha da nemli baka bir nedeni vardr. Devletleraras sistem szde egemen devletlerin basit bir biraraya gelii deildir. stikrarl ama deiebilen bir kdem srasna sahip hiyerarik bir sistemdir. Yani, sralamada baz yava kaymalar yalnzca mmkn deil, ayn zamanda tarihsel olarak normaldir. Belirgin ve kat olan ama deimez olmayan eitsizlikler, tam anlamyla, st tabakay dorulamakla kalmayp alt tabakay sulayabilen ideolojilere yol aan trden srelerdir. Milliyetilik olarak adlandrdklarmz bylesi ideolojilerdir. Bir devletin bir ulus olmamas demek onun, sralamadaki yerinin deitirilmesine direnme ya da bunu destekleme oyununun dnda kalmas demektir. Fakat o zaman bu devlet, devletleraras sistemin paras olmaz. Kapitalist dnya ekonomisinin siyasal st yaps olarak devletlerararas sistemin geliiminin dnda ve/veya ncesinde varolan siyasal varlklarn "ulus" olmas gerekmezdi ve deillerdi de. "Devlet" kelimesini hem bu teki siyasal varlklar hem de devletleraras sistem iinde yaratlan devletleri tanmlamak iin yanltc bir ekilde kullandmzdan, bu sonuncu "devletlerin" devletliiyle ulusluu arasndaki kanlmaz, ak balanty sk sk gzden karmaktayz. yleyse bir yerine iki kategoriye rklar ve uluslar sahip olmann ne ie yaradn sorarsak, rksal snflandrmann esas olarak merkez-evre ztln koruma ve ifade etmenin bir tarz

eklinde ortaya km olmasna karn milliyeti snflandrmann kken olarak, hiyerarik dzenin yava fakat dzenli deiimi iinde devletler arasndaki rekabeti ifade etmenin bir tarz olarak ortaya km olduunu ve bundan dolay rksal snflandrmann kabalna kar, sistemde daha ayrntl avantajlar saladn grrz. Fazlaca basitletirilmi bir formlle aklarsak, rk ve rklk merkez ve evre blgeleri, birbirleriyle olan mcadelelerinde blgeler-ii bir ekilde birletirirken; ulus ve milliyetiliin ise bunlar daha ayrntl bir sralama iin blgeler-aras olduu kadar blgeler-ii rekabetlerinde de, blgeler-ii bir ekilde bldn syleyebiliriz. Her iki kategori de kapitalist dnya ekonomisinde avantaj elde etme hakk iin ortaya konulan iddialardr. Btn bunlar yetmiyormu gibi etnik grup bir zamanlar aznlk denirdi kategorisini yarattk. Aznlklardan sz edebilmek iin bir ounlua ihtiya vardr. zmlemeciler aznlk olma durumunun aritmetik temelli bir kavram olmas gerekmediinin uzun sredir farkndadrlar; bu durum toplumsal g derecesiyle ilikilidir. Saysal ounluklar toplumsal aznlk olabilirler. Bu toplumsal gc ltmz yer kukusuz bir btn olarak dnya sistemi deil, ayr ayr devletlerdir. Bu nedenle "etnik grup" kavram, devlet snrlarna tanm olarak bu durum belirtilmese bile pratikte "ulus" kavram kadar baldr. Aradaki tek fark bir devletin tek bir ulus ve birok etnik grup ierme eiliminde olmasdr. Kapitalist sistem yalnzca, kendisi iin asli ve kalc olan sermaye-emek ztl zerine deil, ayn zamanda, her emek bakalarna aktarlan bir artk deer yaratmas nedeniyle smrlse de, emek kesiminde varolan ve baz emekilerin yarattklar artk deerin dierlerinden daha fazla bir ksmn "kaybettikleri" karmak bir hiyerari zerine de kuruludur. Buna olanak salayan anahtar kurum part-lifetime* cretli ii hanesidir. Bu haneler, cretli iilerin saat creti olarak, emein yeniden retiminin oran* "Yar zamanl" anlamna gelen "part-time job" kelimesine gnderme yaplarak oluturulan kelime yar-hayat boyu gibi bir anlama sahiptir. Burada kastedilen hane yelerinin sadece ksmen ya da hayatlarnn sadece bir ksmnda cretli olmalardr. (.n.)

RK, ULUS, SINIF 106

HALKLIIN NASI 107

tl hesaplanm maliyetinden daha azn alabilecekleri ekilde kurulmutur. Bu, dnya igcnn ounluunu kapsayan, ok yaygn bir kurumdur. Baka yerlerde ne srlm olan savlar1 burada tekrarlayacak deilim. Sadece halk olma durumu asndan sonularn tartmak istiyorum. Daha "proleterlemi" hane yaplarnda bulunan daha yksek cretli iilerden, daha ok "yarproleterlemi" hane yaplarnda bulunan daha az yksek cretli iilere kadar, farkl tr hane yaplarnda bulunan cretli iilerin olduu her yerde bu eitli hane yaplarnn "etnik grup" diye adlandrlan "cemaatlerde" yer aldn grmemiz mmkndr. Yani, belirli bir devletin snrlan iindeki igcnn "etniklemesi", mesleki bir hiyerarinin beraberinde gelmektedir. Bugn Gney Afrika'da ya da gemite ABD'de olduu gibi bunu pekitirecek kapsaml bir yasal zeminin olmad durumlarda bile, "meslekler" dar deil, geni kategorilerde grupland takdirde, etnik grup ile meslek arasnda, her yerde, ok yksek bir bant vardr. Mesleki kategorilerin etniklemesinin eitli avantajlar var gibi grnmektedir. Farkl tr retim ilikilerinin, igcnden, farkl normal davran trleri talep ettiini ne srebiliriz. Bu davran gerekte genetik olarak belirlenemeyeceine gre retilmelidir. gcnn, makul zgl tutumlar gsterecek ekilde toplumsallatrlmas gereklidir. Bir etnik grubun "kltr" tam olarak, o etnik gruba ait olan anababalarn ocuklarna toplumsal olarak retmek zorunda olduklar kurallar kmesidir. Kukusuz devlet ya da eitim sistemi bunu yapabilir. Ama genelde, bu zellemi ilevi tek bana ya da fazla ak bir biimde yerine getirmekten kanr. nk bunu yapmas "ulusal" eitlik kavramn ihlal etmek olurdu. Byle bir ihlali aka ortaya koymaya raz olan devletler srekli olarak bu ihlalden vazgemeye zorlanmaktadr. Ama "etnik gruplar" kendi yelerini birbirlerinden farkl bir ekilde toplumsallatrabilmeklee kalmazlar; belli bir tarzda toplumsallamak bir etnik grubun tanmnda vardr. Bundan dolay, devlet iin gayrimeru olan ey, toplumsal bir "kimlii" savunan
1. I. WALLERSTEIN, Tarihsel Kapitalizm, Metis Yaynlar, stanbul, 1992, ve bu kitapta "Kapitalist Dnya Ekonomisinde Hane Yaplar ve Emek Gc Oluumu" adl blm.

"gnll" grup davran olarak buyur edilir. Bylece bu da, kapitalizmin hiyerarik gerekliinin, kapitalizmin ilan edilmi siyasal ncllerinden biri olan yasa nnde resmen eitlie zarar vermeyecek ekilde merulatrlmasna olanak salar. Etnikleme ya da halk olma tarihsel kapitalizmin temel elikilerinden birini ayn anda hem kuramsal eitlie hem de pratik eitsizlie kalkmasn zmekte ve bunu dnyann emeki tabakalarnn zihniyetlerini de kullanarak yapmaktadr. Tam da halklk kategorilerinin deikenlii daha nce szn etmitik bu abada son derece nemli bir hale gelmektedir. nk kapitalizm, tarihsel bir sistem olarak, srekli eitsizlii gerektirirken, iktisadi srelerin srekli yeniden yaplanmasn da gerektirmektedir. te bu nedenle, bugn belli bir hiyerarik toplumsal ilikiler kmesini gvence altnda tutan ey yarn iin geerli olmayabilir. gcnn davran, sistemin meruiyetini bozmadan deimelidir. O nedenle, etnik gruplarn yinelenen doular, yeniden yaplanmalar ve kaybolular iktisadi mekanizmann ileyiinin esneklii asndan son derece yararl bir aratr. Halklk, tarihsel kapitalizmin ok nemli bir kurumsal yapmdr. Asli bir dayanaktr ve bu haliyle, sistem daha fazla younluk kazandka, giderek daha nemli olmutur. Bu anlamda, yine asli bir dayanak olan ve nemi giderek artan devlet gibidir. Dnya-tarihsel Gesellschaft'mz* iinde, yani kapitalist dnya ekonomisi iinde biimlenen bu temel Gemeinschaft'lara. giderek daha az deil daha ok balanyoruz. Marx'n da Weber'in de iyi bildikleri gibi snflar halklardan gerekten olduka farkl yapmlard. Snflar "nesnel", yani analitik kategoriler, bir tarihsel sistemdeki elikilere ilikin ifadelerdir ve toplumsal cemaatlerin tanm deildirler. Sorun bir snf cemaatinin yaratlp yaratlamayaca ya da hangi koullarda yaratlabileceidir. Bu, nl an sich /fr sich [kendinde / kendi iin] ayrmdr. Kendi iin snf ok nadir bir varlktr.
* lk kez Tnnies'in Gesellshaft und Gemeinschaft kitabyla ortaya kan ve szlemeye dayal modern topluluklar (Gesellschaft), geleneksel balara dayal organik cemaatlerden (Gemeinschaft) ayrt etmek iin kullanlan terim, (.n.)

IRK, ULUS, SINIF 108

Bitirmeden nce son bir nokta olarak; belki de bunun nedeni ina edilmi "halklarn" rklarn, uluslarn, etnik gruplarn "nesnel snfla eksik de olsa ok youn iliki iinde olmalardr. Sonu, modern dnyada snf tabanl siyasal etkinliklerin byk bir orannn halk tabanl siyasal etkinlik biimini almas olmutur. Eer "saf ii rgtleri denilen, ancak aslnda ou zaman rtk ve defacto "halk" tabanna sahip olan rgtlere yakndan bakarsak, halk-d katksz bir snf terminolojisi kullandklarnda bile, bu orann genelde dndmzden daha yksek ktn grrz. Dnya solu, dnya iilerinin yzyldan uzun bir zamandr fazla sk bir biimde, "halk" biimleri iinde rgtledikleri ikileminden yaknmtr. Fakat bu zlebilir bir ikilem deildir. Sistemin elikilerinden domaktadr. Halk tabanl siyasal etkinlikten tamamen ayr olan kendi iin snf etkinlii olamaz. Bunu, szde ulusal kurtulu hareketlerinde, tm yeni toplumsal hareketlerde, sosyalist lkelerdeki brokrasi-kart hareketlerde gryoruz. Halkl, olduu gibi kesinlikle ilkel sabit bir toplumsal gereklik deil, dman glerin birbiriyle mcadele ettii kapitalist dnya ekonomisinin karmak, kil benzeri bir rn olarak anlamaya almak daha anlaml olmaz m? Bu sistemde halkl, hibir zaman ne yok edebiliriz ne de olduundan daha nemsiz bir role drebiliriz. te yandan ona atfedilen erdemler bizi sersemletmemeli, yoksa bu var olan sistemi merulatrma yollan bizi aldatacaktr. Daha dikkatlice zmlememiz gereken ey, halkln bu tarihsel sistem iin daha da merkezi hale gelmesiyle, bizi itecei dorultulardr; bizi sistemin ikiye ayrld noktada, u anki tarihsel sistemimizden, onun yerini alacak sistem ya da sistemlere geiteki belirsiz srecin eitli olas alternatif sonularna doru itecei dorultular...

...hibir zaman mevcut olmam ve hibir zaman olmayacak bir "gemi" - Jacques DERRIDA Marges de la Philosophie, Paris, 1972, s. 72.

Bata Fransz tarihi olmak zere, uluslarn tarihi bugne dek bize hep, bu tarihlere bir znenin srekliliini atfeden bir anlat eklinde sunulmutu. Bylece ulusun oluumu, tarihilerin tarafllklarnn az ok kesinmi gibi gsterdikleri (Fransa'nn kkenleri nerede aranmaldr? Galyal atalarda m? Capet monarisinde mi? 89 Devrimi'nde mi? vb.) fakat her durumda zde bir ema iinde yer alan bilinlenmeleri ve aamalar gsteren yzyllk bir "proje" nin tamamlanmas olarak belirmektedir. Bu zde ema ulusal kiiliin "ben"inin aa vurulmasdr. Bu tr bir temsil kukusuz gemie ilikin bir yanlsama meydana getirir, fakat ayn zamanda zorlayc kurumsal gereklikleri de dile getirir. Yanlsama iki yapldr; aa yukar sabit bir toprak zerinde, yaklak olarak tekanlaml bir adlandrma altnda, yzyllardr birbirini izleyen kuaklarn birbirlerine deimez bir tz ilettiklerine inanmaya dayanmaktadr. Ve grnmlerini, kendimizi onun sonuca ulamas olarak kavramamz salayacak ekilde gemie ynelik olarak aykladmz evrimin mmkn olan tek evrim olduuna, bir kaderi temsil ettiine inanmaya dayanmaktadr. Proje ve kader ulusal kimlik yanlsamasnn simetrik iki yzdr. te biri en azndan bir tane "yabanc"1 ataya sahip olan 1988'in "Fransz" lar (Galyallar'dan sz etmezsek), kolektif olarak kral XIV. Louis' nin tebaasna ancak olmas muhtemel olaylarn art arda gelii saye1. Bkz. Gerard NOIRIEL, Le Creuset franais, Editions du Seuil, 1988.

IRK, ULUS, SINIF 110

ULUS BM: TARH VE DEOLOJ 111

sinde bal olabilirler; bu olaylarn nedenlerinin ise ne "Fransa" nn kaderi, ne "krallarnn projesi", ne de "halknn" zlemleriyle hibir ilgisi yoktur. Fakat bu eletiri, ulusal kken mitlerinin gncellik iinde kendini hissettiren somutluunun gzmzden kamasna neden olmamaldr. Tamamen inandrc bir rnek verelim: "yol at" elikili sahiplenmeler nedeniyle, Fransz Devrimi... Her ada ulusun tarihinde hibir zaman birden fazla kurucu devrimci olayn olmadn ne srmek (Hegel ve Marx'la) mmkndr. (Bu, "ar utaki" taraflara zg ister ulusal kimliin devrimden nce varolduunu kantlayarak, ister birincisinin tamamlanmas olacak yeni bir devrimin gereklemesini bekleyerek devrimin biimlerini tekrarlama, ikincil olgularn ve kiilerini taklit etme ve onu geersiz klma eilimini de aklamaktadr). Smrgelikten kurtulan (Cezayir ya da Hindistan gibi) "gen" uluslarn ada tarihinde yerini ald kolayca grlen, fakat son yzyllarda "yal" uluslar iin de retilmi olduu unutulan ulusal sreklilik ve kkler miti, ulusal oluumlarn hayali tekilliklerinin, bugnden gemie giderek, gndelik olarak kurulduu fiili bir ideolojik biimdi. "Ulusal ncesi"Devlet'ten Ulus-Devlet'e Bu arpklk nasl hesaba katlmal? Ulusal oluumun "kkleri" her biri ok farkl eskilikteki birok kuruma atfta bulunmaktadr. Gerekten de bunlardan bazlar ok eskidir. Hem ruhban snfnn dinsel dilinden hem de "yerel" dillerden ayr olan, nceleri daha sonraki aristokratik diller gibi idari amalar olan devlet dili kurumu, Avrupa'da Ortaa sonlarna kadar uzanmaktadr; monarik iktidarn zerkletirilmesine ve kutsallatrlmasna baldr. Mutlak monarinin derece derece olumas ayn ekilde beraberinde, parasal tekel, greli mali ve idari merkezileme, hukuksal standartlama ve i "barn" sonularn getirmitir. Bylece snr ve toprak kurumlarn da kknden deitirmitir. Reform ve Kar-Reform, Kilise ile Devlet arasndaki (Kilise Devleti ile laik devlet arasndaki) rekabetten birbirlerini tamamlamaya (ve en so-

nunda devlet dinine) geii hzlandrmtr. Btn bu yaplar retrospektif olarak, bize ulus-ncesi imi gibi grnr; nk nihai olarak az ok deiimlerle dahil olacaklar ulusal devletin baz zelliklerini mmkn klmlardr. yleyse ulusal oluumun uzun bir "tarihncesi"nin sonucu olduu olgusunu bir yana kaydedebiliriz. Fakat bu tarihncesi, milliyeti dorusal kader mitinden znde farkllar. ncelikle; zaman iinde ileri ya da geri kaydrlan, hibiri kendisinden sonra gelenleri iermeyen, nitel adan farkl bir olaylar okluundan oluur. Ardndan; bu olaylar yaratl olarak belirli bir ulusun tarihine ait deildirler. Bugn bize zgn bir etnik kiilikle donatlm gibi grnenlerin dndaki siyasal birimleri de ierirler (bylece nasl smrge dneminin devlet aygt, 20.yzylda, "gen uluslar"n devlet aygtnn habercisi olmusa, Avrupa Ortaa da modern devletin "Sicilya", "Katalonya" ve "Burgonya" erevesi iinde beliriine tank olmutur). Ve hatta yaratl olarak ulus-devletin doasna ait olmadktan gibi, dier rakip biimlere (rnein "emperyal" biime) de ait deildirler. Her ey olup bittikten sonra bu olaylar ulus biiminin tarihncesine kaydeden ey zorunlu bir evrim izgisi deil, konjonktrel bir ilikiler zinciridir. Hangisi olursa olsun devletlerin ayrt edici nitelii, kurduklar dzeni ncesiz ve sonraszm gibi sunmaktr; fakat pratik, gerein neredeyse tam tersi olduunu gsterir. Ne var ki tm bu olaylar, tekrarlanmalar, yeni siyasal yaplarla btnlemeleri halinde ulusal oluumlarn yaratlnda gerekten rol oynamtr. Bu, tam olarak onlarn kurumsal niteliklerine, devleti kendisine ait olan biime sokmalar olgusuna baldr. Baka bir deyile, ok baka (rnein hanedanla ilgili) amalarn peinde olan, ulusal olmayan devlet aygtlar derece derece, ulusal devletin unsurlarn retmiler ya da iradeleri dnda "ulusallam" ve toplumu ulusallatrmaya balamlardr bu noktada Roma hukukunun canlandrlmas, merkantilizm, feodal aristokrasinin evcilletirilmesi, "devlet menfaati" retisinin oluturulmas, vb. akla gelmektedir. Ve, modern dneme yaklaldka bu unsurlarn birikiminin dayatt zorlama daha da gl grnmektedir. Bu da tersine evrilemezlik eii sorununu gndeme getirir.

IRK, ULUS, SINIF 112

ULUS BM: TARH VE DEOLOJ 113

iddetli elikilerle dolu iki yzyl boyunca bir yandan egemen devletler sistemi eklini ortaya karan, dier yandan ulus biiminin insan toplumlarnn neredeyse btnne yava yava yaylmasn dayatan bu eik, hangi anda, hangi nedenlerle almt? Ben, (elbette ki tek bir tarihle zdeletirilemeyecek olan2) bu eiin modern kapitalizme zg snf ilikilerinin ve pazar yaplarnn geliimine (zellikle de emek gcnn proleterlemekle kendisini feodal ve loncaya bal ilikilerden tedrici olarak kurtarmasna) tekabl ettii dncesini doru buluyorum. Fakat genel olarak kabul gren bu sav bir ok kesinletirme gerektirir. Kapitalist retim ilikilerinden ulus biimini "karsamak" mmkn deildir. Parasal dolam ve cretli emein smrs mantksal olarak, belirli bir devlet biimini iermez. Ayrca, birikimin ierdii realizasyon alan kapitalist dnya pazar "iktisat d" koullarn dayatt ya da toplumsal sermayenin belirlenmi kesimlerince kurumlatrlm olan ulusal snrlamalar amak yolunda zsel bir eilim tar. Bu koullarda, ulusun oluumunda bir "burjuva projesi" grmeye devam edebilir miyiz? Marksizm'in liberal tarih felsefelerinden devrald bu formlasyonun kendi hesabna tarihsel bir mit oluturmas mmkndr. Fakat bana yle geliyor ki, Braudel ve Wallerstein'n uluslarn inasn kapitalist pazar soyutlamasna deil, onun somut tarihsel biimine balayan grlerini yeniden ele alarak bu gl giderebiliriz. Bu somut tarihsel biim, farkl birikim ve emek gc smrs yntemlerine tekabl eden ve aralarnda eitsiz mbadele ve hkimiyet ilikilerinin kurulduu bir "merkez" ve "evre" etrafnda rgtlenmi ve hiyerarikletirilmi bir "dnya ekonomisi" biimidir.3

Ulusal birimler, kresel bir dnya ekonomisi yapsndan yola karak, orada belli bir dnemde oynadklar role gre, merkezden balayarak oluur. Daha dorusu, merkezin evre zerindeki hkimiyetinin rakip aralar olarak birbirlerine kar oluur. Bu ilk kesinletirme temeldir, nk Marx'n ve zellikle de Marksist iktisatlarn "ideal" kapitalizmlerinin yerine, emperyalizmin erken grnglerinin ve savalarn smrgeletirmeyle eklemlenmesinin belirleyici bir rol oynad bir "tarihsel kapitalizm" koyar. Bir anlamda her modern ulus smrgeletirmenin bir rndr: aa yukar daima ya smrgeci ya smrge, bazen de ikisi birden olmutur. Fakat ikinci bir kesinletirme gereklidir. Braudel ve Wallerstein'n en gl kantlarndan biri kapitalizmin tarihinde ulusal biimden baka "devletsel" biimlerin de ortaya ktn ve bu biimlerin sonuta bastrlmadan ya da arasallatrlmadan nce bir sre onunla rakip olarak kaldn gstermektedir. Bunlar imparatorluk biimi ve zellikle de bir ya da birden ok kenti merkez alm uluslartesi bir siyasal-ticari a biimidir.4 Bu biim bize, kendinde-"burjuva" bir siyasal biimin deil, birok biimin varolduunu gsterir (Hanse* rnei ele alnabilir; fakat 17. yzylda Provinces-Unies**'nin tarihi, dinsel ve zihinsel hayat da dahil tm toplumsal hayata yansyan bu alternatif tarafndan kesin bir ekilde belirlenmitir). Baka bir deyile, domakta olan kapitalist burjuvazi birok hegemonya biimi arasnda koullar gereince "kararszla dm" gibi grnmektedir. Daha dorusu, dnya ekonomisi kaynaklarn smren farkl sektrlere bal olarak, farkl burjuvazilerin varolduunu syleyelim. Eer "ulusal
teenth Century, Academic Press, 1974; cilt 2, Mercantilism and the Consolidation of the European World-Econonomy, Academic Press, 1980. * Hanse: 1241'de Kuzey-Bat Almanya'daki ticaret ehirleri birliine verilen ad; bu ehirlerin banda Lbeck ehri geliyordu, (.n.) ** Provinces-Unies (Birleik Eyaletler): 1566-1609 yllar arasnda ayaklanan spanyol Hollandas'nn 1566-1700 arasnda spanya Kral'na ait olan Kuzey-Bat Avrupa topraklar yedi kuzey eyaletine verilen ad. Bu eyaletler gnmz Hollanda Krall'nn ekirdeini oluturdular. (.n.) 4. Bkz. BRAUDEL, Le Temps du monde, s. 71; WALLERSTEIN, Capitalist Agriculture...., s. 165.

2.Sembolik olarak bir tarih semek gerekseydi 16. yzyln ortas gs terilebilirdi: spanyollar'n Yeni Dnya'nn fethini tamamlamalar, Habsburg hanedannn paralan, ngiltere'de hanedan savalarnn sona erii, Hollanda bamszlk savann balamas. 3.Fernand BRAUDEL, Civilisation materielle, Economie et capitalisme, cilt 2; Les Jeux de l'echanges, cilt 3; Le Temps du monde, A. Colin, Paris, 1979; Immanuel WALLERSTEN, The Modern World-Syslem, cilt 1; Capitalist Agricullure and the Origin of the European World-Economy in the Six-

IRK, ULUS, SINIF 114

ULUS BM: TARH VE DEOLOJ 115

burjuvaziler" sonunda, sanayi devriminden bile nce (ama "gecikmeler" ve "uzlamalar", yani dier egemen snflarla kaynamalar pahasna) stn geldilerse, muhtemelen bunun nedeni, hem mevcut devletlerin silahl glerini ieride ve darda kullanmaya ihtiya duymalar, hem de kyll yeni iktisadi dzenin buyruu altna almak, onlar mamul mallarn alc piyasas ve "zgr" emek gc yataklar yapmak iin kylere szmak zorunda olmalaryd. yleyse son tahlilde, ulusal devletlerin kuruluunu her birinin kendi tarihiyle ve toplumsal oluumlarn ulusal oluumlara tekabl eden dnmleriyle, anlatan ey "saf iktisadi mantk deil, snf mcadelesinin somut biimleridir. Toplumun Ulusallamas Dnya ekonomisi, toplumsal oluumlarn yerel sonular olmann tesine gidemedii, btnsel olarak deimez, kendi kendini dzenleyen bir sistem deildir; i elikilerinin ngrlemez diyalektiine tabi olan bir basklar sistemidir. Tm birikim alan iinde dolaan sermayelerin kontrolnn merkezde gerekletirilmesi kresel olarak gereklidir; fakat bu younlamann hangi biim altnda gerekleecei srekli bir mcadelenin konusu olmutur. Ulus biiminin ayrcal, yerel olarak (en azndan tarihsel bir dnem boyunca) heterojen snf mcadelelerine hkim olunmasna ve bunlardan yalnzca bir "kapitalist snfn deil, burjuvazilerin, ya da daha dorusu ayn zamanda hem siyasal, hem iktisadi, hem de kltrel hegemonya kurabilen ve bu hegemonyann sonucu olan devlet burjuvazilerinin ortaya kmasna izin vermi olmasndadr. Egemen burjuvazi ve burjuva toplumsal oluumlar, devleti ulusal biimde yeniden yaplandrarak ve tm dier snflarn statsn deitirerek "znesiz bir sre"le karlkl olarak olumulardr. Bu da milliyetilik ile kozmopolitiliin ezamanl yaratln akla kavuturur. Bu varsaym ne denli basitletirilmi olursa olsun, ulusun tarihsel bir biim olarak zmlenmesi asndan temel bir sonuca yol amaktadr: izgisel evrim emalarndan, yalnzca retim tarz balamnda deil siyasal biimler balamnda da kesin olarak vaz-

gememiz gerekiyor. Bundan dolay hibir ey bizi, dnya ekonomisinin yeni bir evresinde ulus-devlete rakip devlet yaplarnn yeniden oluma eiliminde olup olmadklarn incelemekten alkoymuyor. Aslnda toplumsal oluumlarn zorunlu tek-izgisel evrimi yanlsamas ile ulus-devletin, siyasal kurumun ("devletin" varsaymsal bir "sonu"na yer amak yerine) kendini sonsuza dek srdrecek bir "nihai biimi" olarak sorgusuz kabul edilmesi arasnda rtk ama sk bir dayanma vardr.5 Ulus biiminin evrim ve ina srecinin greli belirsizliinden kurtulmak iin kasten kkrtc bir sorunun dolambal yoluna bavuralm: Bugn kimin iin artk ok getir? Yani, dnya ekonomisinin kresel basksna ve onun ortaya kard devletler sistemine ramen, tamamen ulusa sadece hukuksal biimde ve kesin bir k olmayan saysz atma pahasna dnmlerini artk gerekletiremeyecek toplumsal oluumlar hangileridir? A priori bir cevap ve hatta genel bir cevap kukusuz olanak ddr; fakat bu sorunun sadece smrgelikten kurtulutan, sermayelerin ve iletiimin uluslararaslamasndan, dnya apndaki sava makinelerinin kurulmasndan vb. sonra kurulmu olan "yeni uluslar" asndan deil, bugn ayn olaylardan etkilenen "eski uluslar" asndan da sorulmas gereken bir soru olduu aktr. yle denilebilir: "Uluslararas" saylan kurumlarda temsil edilen ve biimsel olarak eit olan bamsz devletlerin hepsinin, kendi ulusal kltr, ynetim ve ticaret dili ya da dilleriyle, bamsz askeri gleri, korunan i pazarlar, paralar ve dnya leinde yanan irketleri ve zellikle de ynetimdeki burjuvazileriyle (ister zel kapitalist bir burjuvazi olsun ister bir devlet "nomenklatura"s olsun farketmez, nk yle ya da byle her burjuvazi bir devlet burjuvazisidir) kendilerini merkez alan uluslar eklini almalar iin artk ok getir. Fakat bunun tersi de sylenebilir: Uluslarn yeniden retilmesi, ulus biiminin yaylmas
5. Bu adan, retim tarzlarnn tek-izgisel olarak art arda gelilerine dair "ortodoks" Marksist kuramn SSCB'de milliyetiliin zaferiyle resmiletirilmi olmas kendisini yeni evrensel ulus gibi "ilk sosyalist devlet" olarak sunmasna izin verdii lde hi de artc deildir.

IRK, ULUS, SINIF 116

ULUS BM: TARH VE DEOLOJ 117

zemini gnmzde, eski evre ve yar-evre lkelerde olduundan daha ak deildir; yal "merkez" ise farkl derecelerde, hkimiyetinin eski biimlerine bal olarak, ulusal yaplarn zlmesi aamasna bylesi bir zlmenin sonucu uzak ve belirsiz gibi grnyorsa da girmitir. Bununla beraber, bu varsaymda gelecek uluslarn eskilere benzemeyecei aktr. Gnmzde drt bir yanda (Kuzey ve Gney, Dou ve Bat) milliyetiliin genel bir trmanna tank olunduu olgusu bu tr bir ikilemi ortadan kaldrmaz. Bu ikilem uluslararas devletler sisteminin biimsel evrenselliinin parasdr. ada milliyetilik, dili ne olursa olsun, "dnyann ya"na oranla ulus biiminin gerek ya hakknda hibir ey sylemez. Gerekte, durumu biraz daha akla kavuturmak iin, ulusal oluumlarn tarihinin baka bir ayrt edici niteliini tartmaya dahil etmek gerekir. Bu, ncelikle bizzat eski uluslar ilgilendiren, benim toplumun gecikmi ulusallamas olarak adlandracam eydir. Bu yle gecikmitir ki, sonuta sonsuz bir grev halini almtr. Eugen Weber gibi bir tarihi (ve dier incelemelerde onu izleyenler) Fransa rneinde yaygn okullatrmann, blgeleraras igc g ve askerlik hizmeti sonucu inanlarn ve detlerin kaynamasnn, siyasal ve dinsel atmalarn yurtsever ideolojinin stnl altna girmesinin 20. yzyln bandan daha eskiye uzanmadn gstermitir.6 Weber'in kantlamas, Fransz kylsnn ancak ounluk snf olarak kaybolmak zereyken "ulusallatn" dnmemize yol aar (bu kayboluun da ulusal siyasetin temelinde yatan korumaclkla geciktirildii sylenir). Gerard Noiriel'in daha yakn zamandaki almas ise 19. yzyln sonundan beri "Fransz kimliinin", hep gmen halklar btnletirme kapasitesine baml olduunu gstermektedir. Sorunun amac bu kapasitenin kendi snrna m dayandn, yoksa ayn biimde gereklemeye devam edip edemeyeceini renmektir.7

O halde ulusal oluumun greli istikrarnn nedenlerini tam olarak belirlemek iin, ortaya knn ilk eiine bavurmak yeterli deildir. Kendimize, kent ve krn eitsiz geliiminin, sanayileme ve sanayisizlemenin, smrgeletirmenin ve smrgelikten kurtuluun, savalarn, devrimlerin geri tepiinin, uluslarst "blok"lann kuruluunun... yani en azndan snf atmalarnn ulusal devletin "konsensus"uyla kstland snrlarn tesine srklenmesi riskini tayan tm bu olaylar ve srelerin pratikte nasl aldn sormamz gerekir. Denilebilir ki, bugn Fransa'da mutatis mutandis* dier eski burjuva oluumlarda olduu gibi, kapitalizmin getirdii elikileri zmeye, henz tamamlanmad halde ulus biimini yeniden yapmaya (ya da daha tamamlanmadan bozulmasn nlemeye) olanak salam olan ey ulusal-toplumsal devlet kurumudur; yani iktisadn yeniden retimine ve zellikle bireylerin formasyonuna, aile yaplarna, halk salna ve genelde "zel hayat"n tm alanlarna "mdahale eden" bir devlet kurumudur. Bu eilim daha sonra ele alacam ulus biiminin ortaya kndan beri vardr, fakat 19. ve 20. yzyllar sresince baat hale gelmitir ve bunun sonucunda her snftan bireyin varl tmyle ulus-devletin yurtta statsne, yani belli bir milliyete aidiyet sfatna tabi klnmtr.8 Halkn Oluturulmas Bir toplumsal oluumun kendini ulus olarak yeniden oluturabilmesi, ancak bireyin doumundan lmne dek bir gndelik pratikler ve aygtlar ayla bir homo nationalis olarak ayn zamanda homo economicus, homo politicus ve homo religious olarak kurulabilmesiyle mmkndr. te bu yzden ulus biimi sorunu ki artk ak olduunu varsayyorum bylesi bir kuruluun hangi tarihsel koullarda, hangi i ve d glerin ilikileri sayesinde ve ayn zamanda, temel maddi pratiklerin hangi sembo* gerekli deiiklikler yapldnda (Lat. .n.). 8. Bu hususta baz tamamlayc gelimeler iin bkz. E. BALIBAR, "Propositions sur la citoycnnete", La Citoyennete, C. WlHTOL DE WENDEN ynetiminde, Edilig-Fondation Diderot, Paris, 1988.

6.Eugen WEBER, Peasants into Frenchmen, Stanford University Press, 1976; Fr. evirisi, La Fin des terroirs, Fayard, 1983. 7.Gerard NOIRIEL, Longwy. Immigres et proletaires, 1880-1980, Paris, PUF, 1984; Le Creuset franais. Histoire de l'immigration XlXe-XXesiecles, Paris, Editions du Seuil, 1988.

IRK, ULUS, SINIF 118

ULUS BM: TARH VE DEOLOJ 119

lik biimleri sayesinde mmkn olduu sorusunda yatmaktadr. Bu soruyu sormak, toplumlarn uluslamasnn uygarlktaki hangi geie tekabl ettiini, bireyliin milliyetle belirlenen ekillerinin neler olduunu sormann baka bir biimidir. Canalc olan nokta udur: Ulusu bir "cemaat" yapan nedir? Daha dorusu, ulusun kurduu cemaat biimini dier tarihsel cemaatlerden zgl bir biimde ayran nedir? Geleneksel olarak bu kavrama balanan antitezleri derhal bir kenara brakalm: ncelikle de "gerek" cemaat ile "hayali" cemaati. Kurumlarn ileyiiyle yeniden oluturulan her toplumsal cemaat hayalidir, yani bireysel bir varoluun kolektif bir anlat rgsne yanstlmasna, ortak bir ismin kabul edilmesine ve (yeni durumlar iin tretilmi ve tekrarlana tekrarlana yerletirilmi de olsalar) ok eski bir gemiin izleri olarak yaanan geleneklere dayanmaktadr. Fakat bu, baz koullarda sadece hayali cemaatlerin gerek olduklarn belirtmekle ayn kapya kar. Ulusal oluumlar sz konusu olduunda, gerek olanda kaytl olan tahayyl, "halk" tahayyldr. Bu, kendisini daha batan devlet kurumunun iinde bulan, dier devletler karsnda bu devleti "kendisinin" diye kabul eden ve zellikle de siyasal mcadeleleri onun ufkunda gren, rnein toplumsal devrim ve reform zlemlerini, kendi ulusal "devletinin" dnm projeleri eklinde formle eden bir cemaatin tahayyldr. Bu olmadan ne "rgtl iddet tekeli"ne (Max Weber) ne de "ulusal-kitlesel irade"ye (Gramsci) sahip olabilir. Fakat bylesi bir halk doal olarak varolmaz, bir eilim biiminde ina edildiinde bile varl kesin deildir. Hibir modern ulus bir kurtulu sava yrtrken bile verili bir "etnik" temele sahip deildir. Ve te yandan, ne denli eitliki olursa olsun, hibir modern ulus snf atmalarnn ortadan kaldrlmasna tekabl etmez. u halde esas sorun halk retmektir. Daha iyisi: Halkn kendi kendisini ulusal cemaat olarak devaml bir biimde retmesidir. Ya da, halkn herkesin gznde "bir halk olarak", yani siyasal iktidarn temeli ve kkeni olarak grnmesini salayan birlik etkisini ortaya karmaktr. Soruyu bu adan ilk tasarlayan Rousseau'dur: "Bir halk halk yapan nedir?" Bu soru, temelde biraz nce karmza kan

sorudan farkl deildir: Bireyler nasl ulusallatrlrlar, yani baat ulusal aidiyet biiminde nasl toplumsallarlar? Bu da bizi bir dier yapay ikilemden hemen kurtarr: Sz konusu olan, kolektif bir kimliin karsna bireysel kimlikleri koymak deildir. nk her kimlik bireyseldir, ancak tarihsel olan dnda bireysel hibir kimlik yoktur. Yani toplumsal deerler, kolektif semboller ve davran kurallar zemininde ina edilmi olan dnda, bireysel bir kimlik hibir zaman yoktur. Bireyler hibir zaman (kitle hareketlerinin "kaynatrc" pratikleri ya da duygusal ilikilerin yaknlnda bile) birbirleriyle zdelemezler, fakat hibir zaman da yaltlm bir kimlik bu znde elikili bir kavramdr edinmezler. Asl soru bireysel kimliin baskn iaretlerinin zamanla ve kurumsal evreyle nasl dntdr. Halkn (ya da ulusal bireyliin) tarihsel yaratm sorusuna, fetihleri, topluluklarn yer deitirmelerini ve "lkelemenin" idari pratiklerini tanmlayarak cevap vermekle yetinemeyiz. Kendilerini tek bir ulusun yesi olarak alglayacak bireyler, ya gle olumu uluslarda (Fransa'da, Amerika Birleik Devletleri'nde) olduu gibi eitli corafi kkenlerden yola karak dardan toplanmlardr ya da hepsini ieren tarihsel bir snrn iinde birbirlerini karlkl olarak kabul etmeye ynelmilerdir. Halk, ortak bir yasaya tabi klnan farkl topluluklardan hareketle ina edilir. Fakat her durumda, birliin modeli bu inadan "nce" gelmelidir: Birleme sreci (ki bunun baars rnein savata toplu seferberlikle, yani lme kolektif bir ekilde meydan okuma kapasitesiyle llebilir) zgl bir ideolojik biimin inasn gerektirir. Bu biim, hem bir kitle grngs hem de bir bireyleme grngs olmak, "bireylerin znelie arlmas"n (Althusser) gerekletirmek zorundadr; bu arma, siyasal deerlerin alanmasndan ok daha etkilidir, daha dorusu bu alamay daha temel ("ilkel" diyebileceimiz) bir srele, kin ve sevgi duygularnn sabitlemesi sreciyle ve "kendilik" temsilinin sreciyle btnletirir. Bu biim, bireylerle ("yurttalarla") toplumsal gruplar arasndaki iletiimin a priori bir koulu haline gelmek zorundadr. Ama bunu, btn farkllklar ortadan kaldrarak deil, bu farkllklar "biz" ve "yabanclar" arasndaki, stn gelen ve azalmazm gibi yaanan

RK, ULUS, SINIF 120

ULUS BM: TARH VE DEOLOJ 121

bir sembolik farkllk haline gelecek ekilde greliletirerek ve kendine tabi klarak yapmaldr. Baka deyile, Fichte'nin 1808' deki Alman Ulusuna Sylev'inde nerdii terminolojiyi kullanrsak, devletin "d snrlarnn" ayn zamanda "i snrlar" haline gelmesi gerekir; ya da d snrlarn, kiiye devletin zaman ve meknnda her zaman iin "evindeymi" gibi olunmu ve hep yle olunacak bir yer gibi yaama olana salayan, herkesin kendinde tad kolektif bir i kiiliin yanstlmas ve korunmas olarak kalc bir biimde dnlmeleri gerekir ki bu da bizi ayn noktaya getirir. Bu ideolojik biim hangisi olabilir? Koullara gre bu ideolojik biim yurtseverlik ya da milliyetilik olarak adlandrlacaktr; bu biimin inasn kolaylatran ya da gcn aa karan olaylar sralanacaktr; kkeni, devlete bir ekilde kitlesel bilinci tretme olana veren siyasal yntemlere, (Machiavelli ve Gramsci'nin dedikleri gibi) "zor" ve "eitim" birleimine dayandrlacaktr. Fakat bu tretme bir d grnten ibarettir. yleyse etkililiinin en derindeki nedenlerini bulmak iin, siyasal felsefede ve sosyolojide yzyldan beri yapld gibi, yurtseverlik ve milliyetilii modern zamanlarn dini deilse de, bir din sayarak, din analojisine dnlecektir. Bu cevapta kanlmaz olarak bir doruluk pay vardr. Bunun nedeni sadece, dinlerin de "ruh"tan ve bireysel kimlikten yola karak cemaat biimleri kurmalar, toplumsal bir "tre" emretmeleri deil, ayn zamanda teolojik sylemin, bireyler arasnda fedakrlk ban kurmaya ve hukuk kurallarna "doruluk" ve "yasa" damgasn vurmaya olanak salayan, devletin kutsallatrmas ve ulusun idealletirilmesine model oluturmasdr.9 Her ulusal cemaatin, u ya da bu zamanda, bir "seilmi halk" olarak sunulmas zorunlu olagelmitir. Bununla birlikte klasik dnemin siyasal felsefeleri bu analojinin yetersizliini kabul etmiti; "medeni dinler" oluturma giriimlerinin baarszl, "devlet dininin" sonuta ulusal ideolojinin geici bir biimi olmaktan (bu gei
9. Bu konuda KANTOROWICZ'in eseri kukusuz ok nemlidir: Bkz. Mourirpour la patrie et autres textes, PUF, 1985.

uzun srse ve ulusal savalara dinsel savalar ekleyerek nemli sonular yaratsa bile) teye gitmemesi olgusu ve teolojik evrensellikle milliyetiliin evrensellii arasndaki bitmeyen atma da bunu kantlamtr. Aslnda tam ters ynde akl yrtmek gerekir: Ulusal ideoloji, tartlmaz bir biimde, dinsel cemaatleri salamlatran kutsallk duygusunun, sevgi, sayg, fedakrlk, korku duygularnn aktarlabilecei dnsel gsterenler (her eyden nce ulusun, "vatann" ad) tar; ama bu aktarm mmkn klan ey baka bir tip cemaatin sz konusu oluudur. Analoji, kendini, daha derin bir farkllk zerine kurar; bu farkllk olmadan, dinsel kimliin biimleriyle neredeyse tamamen btnleen ulusal kimliin, sonuta onun yerini aln ve onu "ulusallamaya" mecbur kln anlamak mmkn deildir. Kurgusal Etniktik ve deal Ulus Ulusal devletin kurduu cemaate kurgusal etniklik adn veriyorum. Bu, kurgu teriminin, yukarda belirttiklerime uygun olarak tarihsel sonular olmayan basit ve katksz bir yanlsama anlamnda deil, aksine kurumsal bir sonu, bir "tretme" anlamnda, hukuksal gelenein persona ficta's olarak dnlmesini gerektiren, bilinli olarak karmak bir ifadedir. Hibir ulusun doal olarak etnik temeli yoktur, fakat toplumsal oluumlar ulusallatka, ierdikleri, paylatklar ya da hkmettikleri topluluklar da "etnikleir"; yani sanki kendiliinden bir ilk kimlie, kltre, karlara sahip olan, bireyleri ve toplumsal koullar aan doal bir cemaat olutururmuasna gemite ya da gelecekte temsil edilir hale gelir.10 Kurgusal etniklik, yurtseverliin nesnesi olan ideal ulusla ka10. "erdikleri" diyorum ama yle eklemek gerek: ya da dladklar; nk ulusal halkn ve dierlerinin etniklemesi e zamanl olur. Etnik farkllktan baka tarihsel farkllk yoktur (bu nedenle Yahudiler de bir "halk" olmaldr). Smrge halklarnn etniklemesi iin bkz. J.-L. AMSELLE ve E. M'BOKOLO, Au cur de l'ethnie: ethnies, tribalisme, et Etat en Afrique, Paris, La Decouverte, 1985.

IRK, ULUS, SINIF 122

ULUS BM: TARH VE DEOLOJ 123

ytsz artsz rtmez, ancak onun iin vazgeilmezdir; nk kurgusal etniklik olmasayd ulus tam olarak, keyfi bir soyutlama ya da bir dnce gibi grnmekten teye gidemezdi, yurtseverliin ars kimseye ulamazd. Devletin nceden varolan bir birliin ifadesi olarak grlmesine, srekli olarak, ulusun hizmetinde olma "tarihsel misyon"uyla deerlendirilmesine ve sonuta siyasetin idealletirilmesine olanak salayan kurgusal etnikliktir. Her bireye tek bir etnik kimlik atfeden ve bylece tm insanl potansiyel olarak ayn saydaki ulusa tekabl eden farkl etnik gruplara ayran evrenselci bir temsil zerine, halk kurgusal etnik bir birlik olarak ina eden ulusal ideoloji, devletin topluluklar kontrol altnda tutmak iin kulland stratejileri hakl karmakla kalmaz, bu topluluklarn taleplerini, aidiyet duygusuna, kelimenin iki anlamnda dahil eder: kendine ait olmak ve dier benzerlerine ait olmak. Bu da kiinin, birey olarak aka ismini tad kolektivite adna anlabilmesi demektir. Aidiyetin yurtta olmayla tanmlanmas ve ideal ulusun yceltilmesi ayn srecin iki yndr. Etniklik nasl retilir? Ve nasl, bir kurgu olarak deil de, kkenlerin en doal olarak retilir? Tarih bize iki byk rakip yol olduunu gstermektedir: dil ve rk. Bu ikisi ounlukla birlikte dnlr, nk sadece bu ikisinin birbirini tamamlamas "halk" mutlak bir biimde zerk bir birlik olarak sunmaya olanak verir. kisi birlikte ulusal karakterin (buna ulusun ruhu ya da z de diyebiliriz) halka ikin olduunu ifade eder. Ancak her ikisi de u anki bireylere, siyasal ilikilere oranla bir aknlk gsterirler. Dil ve rk, tarihsel topluluklarn kkenlerini bir doa olgusunda (dillerin ve ayn ekilde rklarn eitliliinin bir kader gibi grnmesinde) bulmann, fakat ayn zamanda bu topluluklarn sremlerine bir anlam vermenin, bu sremin olumsalln amann iki yoludur. Bununla beraber duruma gre bazen biri, bazen dieri baat hale gelir; nk ikisi ayn kurumlarn geliimine dayanmaz ve ayn sembollere, ayn ulusal kimlik idealletirmelerine bavurmaz. Baat yn dilsel olan ya da rksal olan bir etnikliin farkl eklemlenmesinin belli siyasal sonulan vardr. Bu nedenle ve zmlemenin netlii asndan ayr ayr incelenmelidirler. Dil cemaati en soyut kavram gibi grnyor: Oysa gerekte

en somutudur, nk bireyleri, ierik olarak onlarn karlkl ilikilerinin ve konuulan dilin aralar ile yazl ve kaytl metinlerin srekli yenilenen btnn kullanan gidimli iletiimlerinin ortak edimine sahip olan, her an fiili hale gelebilecek bir kkene balar. Bu, sz konusu cemaatin dorudan olmas, i snrlarnn olmamas ya da tm bireyler arasndaki iletiimin gerekte "saydam" olmas demek deildir. Fakat bu snrlar her zaman grelidir: Birbirinden ok uzak toplumsal koullardan gelen bireylerin aralarnda hi bir zaman dorudan iletiim olmasa bile, birbirlerine kesintisiz bir arac sylemler zinciriyle baldrlar. Ne gerekte ne de kat zerinde yaltlmlardr. Ancak bu durumun tarih kadar eski olduunu sanmayalm. Tersine, belirgin bir biimde yenidir. Eski imparatorluklar ve Ancilen Rgime toplumlar da dil olarak ayr topluluklarn yan yana gelmesine; ezen ve ezilen, kutsal olan ve olmayan evreler arasnda tm bir "eviri" sisteminin varln gerektiren uyumaz "dillerin" bir arada bulunmasna dayanmaktadir.11 Modern ulusal oluumlarda evirmenler "halkn" dilini konuan aktrler, yazarlar, siyasetiler, gazetecilerdir. Fakat bunu o kadar doal bir biimde yaparlar ki daha da ok ayrm getirirler. Bu eviri her eyden nce, "dil dzeyleri" arasnda bir i eviri halini almtr. Toplumsal farkllklar, ortak bir kodu ve hatta ortak bir normu gerektiren, ulusal dili farkl konuma biimleri olarak ifade edilir ve greliletirilir.12 Biliyoruz ki bu, yaygn okullamayla ki birincil ilevi budur alanr. Uzmanlam formasyonlarla ya da sekinlerin kltryle snrl olmayan, tmyle bireylerin toplumsallatrlmasna zemin oluturan "kitlesel" kurum olarak okulun geliimi ile ulusal oluum arasndaki sk tarihsel bantnn nedeni budur. Okulun, ayn zamanda ulusal ideolojinin aland bazen de reddedil-

11. Ernest GELLNER, Naons and Nationalism, Oxford, 1983 ve Benedict ANDERSON, Hayali Cemaatler, Metis Yaynlar, stanbul, 1993; zm lemeleri "materyalizm" ve "idealizm" olarak ayran bu iki eserde de ayn konu zerinde durulmutur. 12. Bkz. Renee BALIBAR, L'Institution dufranais. Essai sur le colinguisme des Carolingiens a la Republiaue, Paris, PUF, 1985.

IRK, ULUS, SINIF 124

ULUS BM: TARH VE DEOLOJ 125

dii yer olmas, kesinlikle ncekinden daha az zorunlu olan trev bir grngdr. Diyelim ki okullama, dilsel cemaat olarak etniklii reten ana kurumdur. Ama bunu yapan tek kurum o deildir: Devlet, iktisadi ilikiler ve aile hayat da bir anlamda okuldur; bunlar "zellikle" kendisine ait olan ortak bir dille tannabilen ideal ulusun organlardr. nk kesin olan ey, ulusal dilin sadece resmiletirilmi olmas deil, daha temelde bizzat halkn hayatnn unsuru olarak, herkesin bu yolda kendi kimliini ortadan kaldrmadan kendince benimseyebilecei gereklik olarak grnebilmesidir. Kesinlikle farkl diller olmayan "snf dillerinin" gndelik uyumazl ve srtmesiyle ulusal bir dil kurumu arasnda eliki deil, tamamlayclk vardr. Btn dilsel pratikler, okul normlarna ya da zel kullanmlara deil, "anadile", yani renmenin ve uzmanlamann kullanmlarnn tesinde ortak bir kken idealine bavuran ve buradan da yurttalarn karlkl sevgisi eretilemesine dnen tek bir "dil sevgisi"ne ynelir.13 yleyse ulusal dillerin tarihinin, birlemelerindeki ya da dayatlmalarndaki zorluklarn, hem "kitlesel" hem de "kltrl" diller haline getirilmelerinin ki tm ulusal devletlerde, eitli uluslararas kurulularn yardm ettii entelektellerinin abalarna ramen henz baarlm olmaktan uzak olduu bilinmektedir yol at tarihsel sorulardan bamsz olarak, kendi kendimize u soruyu sorabiliriz: Neden dil cemaati, etnikliin yaratlmas iin yeterli deildir? Bu, belki de dil cemaatinin bireysel kimlie, dilsel gsterenin yaps nedeniyle verdii paradoksal zelliklere baldr. Bir anlamda bireyler znelie her zaman dil unsuru iinde arlrlar, nk her ar sylem niteliindedir. Her "kiilik", hukukun, soybilimin, tarihin, siyasal seimlerin, mesleki niteliklerin, psikolojinin ifade edildii kelimelerle kurulur. Fakat kimliin dilsel
13. Bu konuda Jean-Claude MILNER'in ok etkileyici iddialar vardr, fakat bunlara L'Amour de la langue'dan ok, Les Noms indistincts'de, (Seuil, 1983) rastlanabilir. SSCB'de "tek lkede sosyalizm" siyaseti baskn ktktan sonra "snf mcadelesi" ve "dil mcadelesi" alternatifi iin bkz. F. GADET, J.-M. GAYMANN, Y. MIGNOT, E. ROUDINESCO, Les Matres de la langue, Maspero, 1979.

inas tanm gerei aktr. Hibir birey ana dilini "semez", isteiyle "deitiremez". Bununla beraber, birok dili kendine maletmek ve kendini baka bir ekilde dilin dnmlerinin ve syleminin taycs klmak her zaman mmkndr. Dilsel cemaat korkun derecede kstlayc (R. Barthes bir seferinde "faist" diye nitelemeye kadar gitmiti) bir etnik hafza ortaya karr ama bu hafzann yine de garip bir ilenebilirlii vardr: dile gireni derhal benimser. Bir anlamda, fazla hzl yapar bunu. Varln, "kkenlerin" bireysel unutuluu pahasna srdren kolektif bir hafzadr. Bu bakmdan yapsal gsterim kazanm bir kavram olan "ikinci kuak"tan gmen, ulusal dili (ve onun dolaymnda ulusu da), bizden denilen "krsal blgeliler"den birinin olu kadar (ki onlarn ou, imdiye kadar gnlk hayatta ulusal dili kullanmazd) kendiliinden, "kaltmsal", duygusal ve dsel adan zorunlu bir biimde yaamaktadr. "Ana" dil, "gerek" annenin dili olmak zorunda deildir. Dil cemaati her zaman var olmu hissi veren ama sonraki kuaklara hibir kaderi zorunlu klmayan edimsel bir cemaattir. En mkemmel ekliyle, kim olursa olsun herkesi "asimile eder", kimseyi esirgemez. Sonu olarak, (znede kurulu biimiyle) herkesi derinden etkiler, ama tarihsel zellii ancak birbirinin yerine konabilen kurumlara baldr. Koullar elverdiinde, farkl uluslara hizmet edebilir (ngilizce ya da spanyolca hatta Franszca gibi) ya da onu kullanan topluluklarn "fiziksel" yok olularndan sonra da hayatta kalabilir (Latince, "eski" Yunanca, "edebi" Arapa gibi). Belirli bir halkla snrlanmas iin ek bir zellie, ya da bir kapallk, bir dlama ilkesine ihtiyac vardr. Bu ilke rk cemaatidir. Fakat burada birbirimizi iyice anlamaya ok dikkat etmeliyiz. Her trden bedensel ya da psikolojik, grnr ya da grnmez zellik, rksal bir kimlik kurgusu oluturmak zere kullanlmaya, dolaysyla ister ayn ulusun iindeki ister snrlarnn dndaki toplumsal gruplar arasndaki kaltmsal ve doal farkllklar temsil etmeye elverilidir. Irksal iaretlerin evrimine ve bunlarla toplumsal atmann farkl tarihsel ekilleri arasndaki ilikiye baka yerde deindim. Burada ilgilenmemiz gereken ey sadece, rk ve etniklii mkemmel bir biimde z-

IRK, ULUS, SINIF 126

ULUS BM: TARH VE DEOLOJ 127

deletirmeye ve rk birliinin kendisini bir halkn tarihsel srekliliinin nedeni ya da kkeni olarak sunmasna olanak veren sembolik ekirdektir. Oysa ki burada, dilsel cemaatten farkl olarak, siyasal bir birlik oluturan tm bireylerin gerekten ortak bir pratii sz konusu olamaz. Burada sz konusu olan, iletiimin edeeri deil, bir anlamda ikinci dereceden bir kurgudur. Bununla birlikte bu kurgu da etkililiini gndelik pratiklerden, bireylerin "hayatn" dorudan yaplandran ilikilerden almaktadr. Ve zellikle dil cemaati bireylerin eitliini ancak ayn anda dilsel pratiklerin toplumsal eitsizliini "doallatrarak" salayabildii halde, rk cemaati toplumsal eitsizlikleri, daha da zt anlamllk ieren bir "benzerlik" iinde eritir: Uzlamaz kartlklar aa vuran toplumsal farkll, ona "sahte" ve "gerek" yurtta arasnda bir blnme biimi vererek etnikletirir. Bylece, burada bir paradoksun aydnlatlabileceini dnyorum. Irk dncesinin (ve onun demografik, kltrel edeerlerinin) sembolik ekirdei soybilimin emasdr; yani sadece, bireylerin soy zincirinin bir kuaktan brne, hem biyolojik hem de ruhsal bir tz ilettii ve ayn zincirin, bireyleri, "akrabalk" denilen zamana bal bir cemaatin iine ald dncesidir. te bu nedenle, ulusal ideolojinin, ayn halk oluturan bireylerin hsm olduklar (ya da bir buyruk tarznda, geni bir akrabalk evresi oluturmalar gerektii) nermesini ifade etmesinden itibaren bu ikinci etnikleme kipiyle kar karyayzdr. Burada, bylesi bir temsilin, hibir ulusal yan olmayan toplumlarn ve cemaatlerin zelliklerini niteledii sylenerek itiraz edilebilir. Fakat ulus biimi ile modern rk dncesini eklemleyen yenilik tam da bu noktada nem tamaktadr. Bu dnce, geleneksel tercihli evlilik ve soy sistemlerince kodlanm olduu (ve hl kodland) ekliyle "zel" soyktklerinin silinmesiyle balantldr. Bir rk cemaati dncesi ancak, akrabalk snrlarnn klan dzeyinde, komuluk cemaati dzeyinde ve en azndan kuramsal olarak toplumsal snf dzeyinde, hayali olarak bir milliyetin eiine tanmak zere erimesiyle ortaya kar: "yurttalardan" herhangi biriyle ittifak yasaklayan hibir ey olmad, hatta tersine bu, "normal" ve "doal" olan tek ittifak gibi grnd za-

man ortaya kar. Irk cemaati byk bir aile gibi, ya da aile ilikilerinin ortak klf ("Fransz", "Amerikal", Cezayirli" ailelerin cemaati) gibi temsil edilmeye elverilidir.14 O halde ait olduu toplumsal durum ne olursa olsun her bireyin bir ailesi vardr, ama aile mlkiyet gibi bireyler arasnda olumsal bir ilikiye dnr. Bu konuda daha fazla ey syleyebilmek iin ailenin, bu noktada az nce okulun olduu kadar merkezi bir rol oynayan ve rk syleminin tamamnda varolan bu kurumun tarihini tartmamz gerekmektedir. Okul ve Aile Bu noktada, evlilik hukukunun antropolojik, edebi konu olarak "zel hayat"n egemen bak alarnn etkisi altndaki aile tarihinin boluklaryla kar karya geliriz. Gnmzn aile tarihi yazmnn gzde temas, (anababa ifti ve ocuklardan kurulu) "ekirdek aile" ya da kk ailenin ortaya kdr. Bunun tartlmasnn nedeni ekirdek ailenin burjuva toplumsallama biimlerine bal, zgl biimde "modern" (18. ve 19.yzyl) bir grng m (bu Aris ve Shorter'n tezidir), yoksa kilise hukukunun ve Hristiyan otoritelerin evlilik zerindeki kontrolnn uzun sreden beri hazrladklar bir evrimin sonucu mu (Goody'nin tezi) olduunu bulmaktr.15 Gerekte bu konumlar badamaz deildir. Fakat daha ok, bizim iin en nemli olan soruyu glgede brakma eilimindedir. Bu soru da hukuk devletinin kurulmasndan ve ailenin yasal olarak dzenlenmesinden bu yana (ki Napoleon Yasalar bunun prototipidir) ulusal devletin, verasetin dzenlenmesinden doum kontrolnn rgtlenmesine dek varan mdahalesi

14. unu da ekleyelim ki, burada elimizde, milliyetilikle rklk ara sndaki birbirinin yerine geme olgusu zerine gvenilir bir lt vardr: Va tan ya da ulus zerine, bu kavramlarla "ailenin savunulmasn" balantlandran her tr sylem doum oranndan sz etmeksizin rklk evreninde zaten mevcuttur. 15. Philippe ARIES, L'Enfant et la vie familiale sous l'Ancien Rgime, yeni basm, Seuil, 1975; Edward SHORTER, Naissance de la famille moderne, XVIIIe-XXes., Fr. evirisi, Seuil, 1977; Jack GOODY, L'Evolution de lafa mille et du mariage en Europe, Fr. evirisi, A. Colin, 1985.

RK, ULUS, SINIF 128

ULUS BM: TARH VE DEOLOJ 129

sonucu, "geni" akrabalk ilikilerinin azalmas ile aile ilikilerinin arlk kazanmas arasnda yava yava gelien bantdr. Burada belirtelim ki, ada ulusal toplumlarda, baz soykt "manyaklar", baz aristokrasi "nostaljikleri" dnda; soykt, ne kuramsal bir bilgi ne bir szl hafza nesnesi ne de zel bir ekilde kaydedilmi ve korunmu bir eydir: Gnmzde soyzinciri ve evlilik arivlerini tutan ve saklayan devlettir. Burada yine yzeysel bir dzey ile derin bir dzey arasna ayrm getirmek gerekir. Yzeysel olan dzey, zellikle Fransz siyasal geleneinde, milliyetilikle zamansz bir biimde birletirilen aile yanls sylemdir (bu da muhafazakr milliyetilii oluturan unsurlardandr). Derin olan dzey ise, "zel hayat'n, snrl "ailevi mahremiyetin" ve devletin aile siyasetinin, kamusal alanda yeni bir nfus kavramna ve bunun llmesinin demografik tekniklerine, ahlak ve salk asndan kontrolne ve yeniden retimine yol aan ezamanl ortaya klardr. yle ki modern ailevi mahremiyet, devletin yaplarnn kapsndan giremedii zerk bir alan olmann tam zddndadr; dllenmeye gre dzenlenmi cinsiyet ilikilerinden balayarak, bireyler arasndaki tm ilikilerin dorudan "yurttala ilikin" bir ilev yklendii ve devletin srekli yardmyla mmkn klnd bir alandr. Bu ayn zamanda cinsel olarak "sapkn" davranlarn, nceki toplumlarda daha ok dinsel bir sapknlk havasna brnmesine ramen, modern ulusal oluumlarda kolayca anarist bir havaya brnmelerini anlamamza da olanak salamaktadr. Halk sal ve sosyal gvenlik, gnah karan papazn yerini almtr; ama ayn koullarda deil, hem yeni bir "zgrlk" ve yeni bir destei, hem yeni bir misyonu ve bundan dolay da yeni bir talebi devreye sokarak. Bylece soya dayal akrabalk, kuak dayanmas ve geni ailenin iktisadi ilevleri kaybolduka bunlarn yerini alan doal bir mikro-toplum ya da katksz "bireyci" bir szleme ilikisi deil, ailenin ulusallamas olmutur. Bu ulusallatrlmann da karl, ulusal cemaatin, sahte-ieriden-evlilik kurallaryla snrl, yansmasn belki de nceki kuaklardan ok ortak gelecek kuaklarda bulmaya elverili sembolik bir akrabalkla zdeletirilmesidir. te bu yzden, "burjuva" ailesiyle ulusal biimdeki toplumun

karlkl ilikisinde her zaman iin bir soyartm dncesi gizlidir. Ayn ekilde, milliyetiliin cinsiyetilikle gizlice balantl olmasnn nedeni de budur; ayn otoriter gelenein tezahrleri olmalarndan ziyade kar-koca arasndaki akta ve ocuklarn yetitirilmesinde grlen cinsel rol eitsizlii, devletin hukuki, iktisadi, eitsel ve tbbi araclk yapmasna yol aacak bir tutunma noktas olduu lde byledir bu. Ve son olarak yine bu nedenle milliyetiliin bir "kabilecilik" olarak temsili ki bu, milliyetiliin dinsel yorumuna kar sosyologlarn en byk alternatifidir hem yanltc hem de aklaycdr. Yanltcdr, nk milliyetilii aslnda ulus-devletle badamayan (bunu soya dayal ya da kabileci dayanmalarn gl bir ekilde srd her yerde ulusun kuruluunun baarszlndan anlayabiliriz) arkaik cemaat biimlerine doru bir gerileme olarak tasarlamaktadr. Ancak ulusun bir akrabalk tahayylnn yerine bir bakasn koymas ve bunun bizzat ailenin dnmne az ok temel oluturmas konusunda aklaycdr. Aile dnm "tamamlanm" olduuna, yani cinsiyet ilikileri ve dllenme soy dzeninden tamamen syrldna gre, ulus biiminin kendini durmadan (en azndan egemen biim olarak) yenileme-retmeye nereye kadar devam edebilecei sorusunu sormamz zorunlu klan da budur. Bylece insan "rklar" nn ne olduunu kavramann ve bu temsili, etnikliin retiminde kullanmann maddi olaslklarnn snrna gelinecektir. Fakat kukusuz henz o noktada deiliz. Althusser, "devletin ideolojik aygtlar" tanmnn taslanda burjuva toplumlarnda egemen ideolojinin ekirdeinin aile-kilise ikilisinden aile-okul ikilisine getiini sylerken haksz deildi.16 Bununla beraber, bu formlasyona iki dzeltme getirmeyi deneyeceim. ncelikle u ya da bu kurumun kendiliinde, bir "devletin ideolojik aygt"n oluturduunu syleyecek deilim: Bu ifadenin tam olarak karlad ey daha ziyade birden ok egemen kurumun birleik ileyiidir. Ardndan, okul eitiminin ve aile hcresinin amzdaki neminin sadece emek gcnn yeniden
16. Bkz. Louis ALTHUSSER, "Ideologie et appareils ideologiques de l'Etat", Positions, Editions sociales, Paris, 1976.

IRK, ULUS, SINIF 130

ULUS BM: TARH VE DEOLOJ 131

retiminde stlendikleri ilevsel rolden deil, bu yeniden retimi kurgusal bir etnikliin yaplna, yani nfus politikalarnda (Foucault bunlara ilham verici ama ikircil bir terim kullanarak "biyoiktidarlar"17 diyordu) rtk olarak ierilen bir rk cemaati ve bir dil cemaati eklemlenmesine baml klmalarndan da kaynaklandn dnmeyi nereceim. Belki de okul ve ailenin baka yanlar da vardr ya da baka bak alarna gre de incelenmeleri gereklidir. Tarihleri, ulus biiminin ortaya kndan nce balamaktadr ve o zamandan bu yana srmektedir. Fakat okul ve ailenin birlikte, burjuva toplumlarndaki giderek artan karlkl bamllklaryla ve bireyler yetitirme sresini sonuna dek paylama eilimleriyle aa vurduklar egemen ideolojik aygt oluturmalarn salayan ey ulusal nemleridir; yani etnikliin retimindeki dorudan nemleridir. Bu anlamda burjuva toplumsal oluumlarda okul ve aileye eklenen dier kurumlarn yan sra eitim ve aileyle ilgili kurumlar kendi amalar iin kullanan; varlyla milliyetiliin hegemonyas iin temel oluturan "devletin ideolojik aygt" yalnzca bir tanedir. Bu varsaym sonulandrmak iin bir noktaya dikkat ekeceim. Eklemlenme hatta tamamlayclk, uyum demek deildir. Dilsel etniklik ve rksal (ya da kaltmsal) etniklik bir anlamda birbirlerini dlar. Yukarda dil cemaatinin ak olduunu, buna karn rk cemaatinin ilke olarak kapal grndn ne srmtm (rk cemaati kendi llerine gre aslen o ulustan olmayanlar durmakszn, kuaklar boyu, cemaatin dnda ya da "alt", "d" snrnda tutmaya kuramsal olarak yneldii iin kapaldr). Bunlar her iki durumda da ideal temsillerdir. Kukusuz rk sembolizmi, zerine kurulu olduu antropolojik evrensellik esiyle (kuaklar zinciri, tm insanla yaylm akrabalk mutla) bir yasaklar ve rk ayrmcl tahayyln birletirmektedir. Fakat pratikte gler ve gruplar aras evlilikler bu yolla yanstlan snrlar (baskc politikalarn "melezlemeyi" su saydklar durumlarda bile) durmadan ihlal etmektedirler. Nfuslarn karm iin gerek engel daha ok kast grnglerini yeniden kurma
17. Michel FOUCAULT, La Volonte de savoir, Gallimard, 1976.

eilimi gsteren snf farkllklardr. Etnikliin kaltmsal tzn durmakszn yeniden tanmlamak gerekir: bu, dn "Cermenlik", "Fransz rk", ya da "Anglosakson'du, bugn "Avrupallk" ya da "Batllk"tr, gelecekte belki de "Akdeniz rk" olacaktr. Bunun tersine, dilsel cemaatin akl, her ne kadar maddi dayanak olarak dillerin birbirlerine evrilmeleri olaslna ve dolaysyla bireylerin dilsel yetilerini oaltma kapasitelerine sahipse de, dnsel bir aklktr. Biimsel olarak eitliki olan dilsel cemaat aidiyeti zellikle eitim kurumu tarafndan dolayl klndndan yeniden, topluca snf farkllklarna denk den blnmeler, ayrc normlar yaratr. Burjuva toplumlarda okullama arttka dilsel (dolaysyla edebi, "kltrel", teknolojik) uzmanlk farkllklar, bireylere farkl "toplumsal kaderler" getiren kast farkllklar gibi ilev grmektedir. Bu koullarda bunlarn, genelletirilemeyecek kiisel zellikler tayan sz syleme edimine rksal ya da yar-rksal bir iaret ilevi veren (ve "snf rkl" formlasyonunda her zaman nemli yer tutan) bedensel habitus'la (burada Pierre Bourdieu' nn syleyiini kullanyoruz) birletirilmeleri artc deildir. Sz konusu iaretler "yabanc" ya da "blgesel" aksan, "halk" syleyii, konuma "hatalar" ya da tam tersine konuan kiinin u ya da bu toplulua ait olduunu dorudan gsteren ve kendiliinden ailevi bir kkene ya da kaltsal bir eilime iaret eden gsterii "kusursuzluk"tur.18 Etnikliin retimi ayn zamanda dilin rklatnlmas ve rkn szel hale getirilmesidir.

18. Bkz P. BOURDEU, La Distinction. Critique sociale du jugement. Edition de Minuit, 1979; Ce que parler veut dire; l'conomie des changes linguistiques, Fayard, 1982; ve esas olarak Bourdieu'nn toplumsal rolleri "kader" olarak saptama ve bunlarn uzlamazlklarna dorudan, "btnn" yeniden-retimi ilevini atfetme eklini tartan grup almas (dil konulu blm Franoise KERLEROUX'undur) "Rvoltes logiques"in eletirisi (L'Empire du sociologue, La Dcouverte, 1984).

RK, ULUS, SINIF 132

ULUS BM: TARH VE DEOLOJ 133

Hangi etniklik temsilinin egemen olduu, ne dorudan siyasal adan ne de ulus biiminin evrimi ve toplumsal ilikilerin kurulmasnda oynayaca rol asndan nemsiz saylabilir. nk btnleme ve asimilasyon sorunu karsnda radikal bir ekilde farkl iki tutumu, hukuk dzeni kurmann ve kurumlan ulusallatrmann iki biimini ortaya karmaktadr.19 "Devrimci Fransz Ulusu" ncelikle, ayrcalkl bir ekilde, dil sembol etrafnda kurulmutur: Siyasal birlikle dilsel tekbiimlilik arasnda, devletin demokratiklemesiyle "tara az"nn fiksasyon nesnesi olduu kltrel "partiklarizm"lerin zorla bastrlmas arasnda sk bir ba kurmutur. "Devrimci Amerikan Ulusu"ysa kendi kken ideallerini bir ifte bastrma zerine, "yerli" Amerikallar'n yok edilmesi ve zgr "beyaz" adamlarla kle "siyahlar" arasndaki farkllk zerine kurmutur. Anglosakson "ana ulus"un miras olan dilsel cemaat, spanyol kkenli gn ona snfsal bir sembol ve rk iareti vermesine kadar, en azndan grnrde sorun yaratmyordu. Fransz ulusal ideolojisinin tarihinde "doutanclk", 19. yzyln sonlarnda bir yandan smrgecilik, dier yandan igc ihrac ve iilerin etnik kkenleri dolaysyla ayrmcla maruz kalmalarnn younlamas, "Fransz rk" fantazmasnn yaratlmasyla sonulanncaya kadar rtk bir biimde duruyordu. Amerikan halknn oluumunu yeni bir rk potas olarak, fakat ayn zamanda farkl etnik paylarn hiyerarik bir birleimi olarak tasarlayan Amerikan ulusal ideolojisinin tarihindeyse tam tersine ok abuk davurulmutur. (Bu birleim, Avrupa ya da Asya kkenli g ile kleliin miras olan ve Siyahlar'n iktisadi smrsyle pekitirilen toplumsal eitsizlikler arasnda kurulmas g analojiler pahasna oluturulmutur).20

Bu tarihsel farkllklar kesinlikle hibir aln yazs dayatmaz daha ok siyasal mcadele nedenidir ama asimilasyon, hak eitlii, yurttalk, milliyetilik ve enternasyonalizm sorunlarnn belirdii koullan derinden deitirmektedir. "Avrupalln inasnn", ulusal devletin sembollerini ve ilevlerini "cemaat" dzeyine aktarmay denedii lde, daha ziyade "Avrupa ortak dilinin" (peki hangisi) kurulmas anlamnda ya da daha ziyade zellikle "Gney Halklan"na (Trkler, Araplar, Siyahlar) kar tasarlanan "demografik Avrupal kimlii"ni idealletirmesi anlamnda kurgusal bir etnikliin retilmesi konusuna ynelip ynelmeyecei sorusu ciddi bir biimde sorulabilir.21 Gnmzde ulusal bir etnikleme srecinin rn olan her "halk", uluslar-tesi iletiim ve dnya apnda g ilikileri ortamnda dlaycln ya da kimlik ideolojisinin almas iin kendi yolunu bulmak zorundadr. Ya da daha dorusu her birey, "kendi" halknn tahayylnn dnmnde, dier halklarn kendisiyle ayn karlara ve bir lde kendisiyle ayn gelecee sahip olan bireyleriyle iletiim kurmak iin bu tahayylden kmann yollarn bulmak zorundadr.

19. Bu konuda birtakm deerli bilgiler iin bkz. Franoise GADET, Michel PECHEUX, La Langue introuvable, Maspero, 1981, s. 38. ("L'anthropologie linguistique entre le Droit et la Vie"). 20. Amerikan "doutancl" iin bkz. R. ERTEL, G. FABRE, E. MARIENSTRAS, En marge. Les minorits aux tats-Unis, Paris, Maspero, 1974, s. 25; Michael OMI ve Howard WINANT, Racial Formation in the United States. From the 1960s to the 1980s, Routledge and Kegan Paul, 1986, s. 120. Gnmzde ngilizce'nin ulusal dil olarak resmiletirilmesini talep eden

bir hareketin sadece ABD'de (Latin Amerika'dan ge kar) ortaya ktn grmek ok ilgin. 21. Bu alternatifin apraznda gerekten ok nemli olan u soru vardr: Gelecein "birleik Avrupa'snn ynetsel ve eitsel kurumlan Arapa'y, Trke'yi, hatta baz Asya ve Afrika dillerini Franszca, Almanca ve Portekizce'yle eit mi sayacaklar? Yoksa bunlar "yabanc" diller olarak m kabul edecekler?

HANE YAPLAR VE EMEK GC OLUUMU 135

Haneler, kapitalist dnya ekonomisinin ana kurumsal yaplarndan birini oluturmaktadr. Toplumsal kurumlan, her tarihsel sistemin bir varyantn ya da trn ortaya kard bir cins ailesi oluturuyorlarmasna, tarih-tesi bir biimde incelemek her zaman iin bir hatadr. Verili bir tarihsel sistemin eitli kurumsal yaplarnn, (a) balca ynlerden sadece o sisteme zg olduklarn ve (b) sistemin ilemsel yaplarn oluturan birbiriyle ilikili kurumlar kmesinin paras olduklarn sylemek daha doru olur. Bugnk durumda tarihsel sistem, evrilen tek tarihsel varlk olarak kapitalist dnya ekonomisidir. Bu sistemde bulunan haneleri en iyi ekilde anlamak, bunlar baka tarihsel sistemlerdeki (ounlukla ayn ad tayan) paralel olduklar varsaylan kurumlarla karlatrmakla deil, bu sistemin kurumlar kmesine nasl uyduklarn incelemekle mmkndr. Gerekten de nceki sistemlerde, bizim "hane"mizle paralel bir eyin olup olmad, makul bir sorudur (fakat ayn ey "devlet" ya da "snf" gibi kurumsal kavramlar iin de sylenebilir). "Hane" gibi terimlerin tarihtesi bir ekilde kullanlmalar, en hafif terimiyle bir analojidir. Muhtemelen paralel olan kurumlarn varsaylan zellik kmelerini karlatracamza, soruyu sregiden kapitalist dnya ekonomisinin iinden soralm. Sonsuz sermaye birikimi bu siste* Bu makalenin ngilizce orijinali, J. SMITH ve dierleri, Households in the World Economy, Beverly Hills, 1984'te yaynlanmtr.

min tanmlayc zellii ve varlk nedenidir. Zamanla bu sonsuz birikim, her eyin metalatrlmasma, dnya retiminin mutlak artna ve karmak ve aprak bir toplumsal iblmne yol aar. Birikim yapma amac, dnya nfusunun ounluunun, bir yolla dnya nfusunun geri kalan aznl arasnda dalan artk deeri reten emek gc grevini grd, kutuplaan bir datm sistemini nvarsayar. Sermaye biriktiricilerinin bak asyla, sz konusu dnya emek gcnn retili ve yeniden retili yollarnn ortaya kard sorunlar nelerdir? Sanrm, biriktiricilerin ana endiesi olduu sylenebilir: 1. Biriktiriciler, kullanm zaman iinde deien bir emek g cne sahip olmaktan fayda salarlar. Yani, tek tek giriimciler yalnzca retime dorudan bal harcamalarn olmasn isteyecek lerdir ve bu yzden gelecekte seenek olsun diye, kullanlmam emek zaman iin bir eit kira creti vermeyi istemeyeceklerdir. te yandan, retmek istediklerinde almaya istekli kiilerin bu lunmasn da isteyeceklerdir. Zamansal deiim on yldan on yla, yldan yla, haftadan haftaya ve hatta saatten saate olabilir. 2. Biriktiriciler, kullanm meknsal olarak deiebilen bir emek gcne sahip olmaktan fayda salarlar. Yani, tek tek giri imciler iletmelerinin yerini, maliyet bedellerine gre (ulam ma liyetleri, emek gcnn tarihsel maliyetleri, vb.), dnya emek g cnn var olan corafi dalm tarafndan ok da fazla kstlan madan, belirlemek ya da deitirmek isteyeceklerdir. Meknsal deiim ktadan ktaya, krdan kente ya da belli bir yerden di erine olabilir. 3. Biriktiriciler, emek gcnn maliyet dzeyinin mmkn olduu kadar dk olmasndan fayda salarlar. Yani, tek tek gi riimciler dorudan maliyetlerin (bunlar cret, dolayl nakdi de me ve ayni deme biimindedir), en azndan orta vadede ve en dk dzeyde olmasn isteyeceklerdir. Tek tek giriimcilerin srar etmek zorunda olduklar (yoksa cezas iflas ederek iktisadi arenadan silinmektir) bu tercihlerin her biri bir dnya snf olarak sermaye biriktiricilerinin karlaryla ksmen elikiye der. Bir dnya snf olarak biriktiriciler, dn-

IRK, ULUS, SINIF 136

HANE YAPILARI VE EMEK GC OLUUMU 137

ya emek gcnn, dnya retim dzeyine uygun bir saysal dzeyde yeniden retilmesini ve bu dnya emek gcnn sistemin varln tehdit edecek bir snfsal g oluturacak ekilde rgtlenmemesini salamaldrlar. Nitekim, yine bir dnya snf olarak biriktiriciler iin baz yeniden datm eitleri (dnya apnda yeterli miktarda fiili talep salamak, dnya emek gcnn uzun vadede yeniden retimini salamak ve kadrolarn artk deerin bir ksmn almasna izin vererek sistem iin yeterli siyasal savunma mekanizmalarn garantilemek iin) gerekli admlar olarak grlebilir. yleyse sorun, sermaye biriktiricilerinin bak asyla (bir rakip bireyler kmesi ve kolektif bir snf eklindeki elikili sfatlaryla), emek gc oluumu asndan hangi tr kurumlarn en uygun olacadr. Bu amacn, "hane" yaplarnn tarihsel geliimiyle birok yoldan uyumlu olduunu ne sreceiz. Birey olarak giriimcilerle bir snf olarak giriimcilerin elien ihtiyalar, emek gc arznn belirleyenlerinin esnek bir tutarlk gsterdikleri durumda en iyi ekilde uzlatrlabilir. Kurumlar uyum salarlar (kurumlar "pazar"n eitli basklarna esnek bir ekilde karlk verirler), ama bunu birdenbire yapmazlar. "Hane", kapitalizmde tarihsel olarak gelitii ekliyle, tam da bu zellie sahip grnmektedir. Snrlar esnektir, ama yine de hem iktisadi kardan hem de yelerinin toplumsal psikolojilerinden kaynaklanan ksa vadeli bir skla sahiptir. Bu snrlarn esnek tutulmas balca yoldan olmutur. lk olarak, hane rgtlenmesiyle belli bir topraa ballk arasndaki ban kopmas iin srekli bir bask ortaya kmtr. Erken evrede bu, giderek daha ok kiiyi belirli bir kk toprak birimine duyduklar (fiziksel, yasal ve duygusal) ballklardan koparma ynndeki uzun sre grlen bask oldu. kinci evrede ise ki bu genelde zamansal olarak daha sonraki evredir bir toplu gelir yapsna duyulan yasal ve toplumsal-psikolojik ballklarn temeli olarak ortak-ikmeti azaltmak, ama hibir zaman tamamen yok etmemek ynnde bir bask olmutur. (Bana kalrsa genelde yanl bir ekilde, ekirdek ailenin ykselii olarak dnlen olay budur.)

kinci olarak, kapitalist dnya ekonomisi zamanla evrildike retimin toplumsal blnnn ksmen cretli olan dnya emek gcne dayandrlm olduu iyice aklk kazanmtr. Bu "ksmilik" iki ynlyd: (a) Dnya "hane"leri, karl cretle denen toplam "retici alma" yzdesini gsteren bir eri boyunca dalm gsteriyordu. Sanyorum ki, bir btn olarak dnya ekonomisinin dzgn bir istatistiksel zmlemesi bize, bu erinin tarihsel zaman iinde daha az arpk bir hale geldiini ve an biimine daha fazla benzediini gsterirdi. (b) Gerekte, kapitalist dnya ekonomisinde hibir hane erinin u noktalarnda bulunmamtr. Bu demektir ki, gerekte tek tek her hanenin emek karln alma biimi "ksmi" cretli emekti. nc olarak hanelerin emek gcne katlm biimleri, etniklik/halklk ve cinsiyet asndan katmanlyd ve giderek daha da katmanlanyordu. Fakat bu srada frsat eitlii ideolojisi de giderek daha fazla ileri srlyor ve yrrle konuyordu. Bu iki hamle fiili katmanlamann esnekliiyle uzlaabilirdi, nk etnikliin snrlar (iten-evlenme kurallar da dahil) zaten esnekti. Cinsiyet iin geerli snrlar ise bu kadar esnek deildi ama yine de meslek rollerinin cinsleri katmanlar halinde ayran izginin hangi yanna dt srekli yeniden tanmlanabilirdi. Bu grnmlerin (blgesellik, cretli emek, etnik ve cinsiyet temelinde katmanlama) her birinde, yapnn bir gerilim ierdiine dikkat ekmek isterim. Bu gerilim u biimlerde ortaya kmtr: Belli bir topraa ballktan kopu ama ortak-ikmetin rolnn bir lde srmesi; cretli emek sistemi ama yalnzca ksmi olan; etnik ve cinsiyet temelli katmanlama sistemi ama bir frsat eitlii ideolojisiyle lmllatrlm hali. Sermaye biriktiricilerinin dnya emek gcn (sadece bir noktaya kadar) maniple edebilmelerini salayan ite bu gerilimdir, bu "arada kalmlk"tr. Dnya emek gcnn verdii cevabn toplumsal bilin bakmndan (bir halka, bir snfa, bir haneye ballk) ve siyasal bilin bakmndan (siyasal hareketlere katlma) verdii cevabn hem gcn hem belirsizliklerini yaratan yine ayn gerilimdi. Gelirin topland bir birim (mecazi anlamda ayn kaptan yemek) olarak haneyi, iki varsaymsal alternatifle karlatrrsak bi-

IRK, ULUS, SINIF 138

HANE YAPILARI VE EMEK GC OLUUMU 139

riktiriciler asndan faydasn grebiliriz. Bu iki alternatiften biri 50-100 ya da daha fazla kiiden oluan bir "cemaattir" (bir komn). kincisi ok kk bir yaltlm birimdir (tek bir kii; yetikin statsnde ocuun bulunmad bir ekirdek aile). Kukusuz cemaat nceki tarihsel sistemlerde ok grlen bir toplumsal yeniden retim birimidir. Ara sra, bu byklkteki birimleri kapitalist dnya ekonomisinde yeniden oluturma abalan olmutur (ou baarszdr). Elbette ok kk birimler de olmutur ama her naslsa "yaayamaz" diye gl bir direnle karlanm gibidirler. Ampirik olarak, gelirin birletirildii haneler genelde orta byklkteki hanelerdir. Haneler, daha kk birimlerden kanmak zere sk sk akraba olmayanlar da dahil ederek, akrabalk ann tesine gemilerdir. ok byk birimlerden kanmak iinse karlkl ykmllklere yasal ve toplumsal snrlar getirilmitir. Neden bileim asndan olduu kadar byklk asndan da bylesi bir ortada olma eilimi hkim olmutur? Grlyor ki, ok kk birimlerin balca dezavantaj, kolektif yeniden retimi salamak iin gerekli gelir dzeyinin orta birimlerinkinden ok daha yksek olmasyd. cret dzeylerinin ok dk olduu yerlerde, bizzat haneler, hayatta kalabilmek iin snrlarn geniletmeye altlar. Fakat bu, aka biriktiricilerin de karnayd. yle grnyor ki, ok geni birimlerin balca dezavantaj ise hayatta kalmak iin gerekli randman dzeyinin ok dk olmasyd. Bir yandan, biriktiriciler cretli emek pazarna giri zorlamasn azaltt iin bundan holanmadlar. te yandan emek gcnn yeleri bunun, dorudan hareketliliin kendileri iin faydal olacan dnen cemaat yeleriyle, aksini dnenler arasnda bir gerginlik yarattn fark ettiler. Bir hane "tanabiliyordu". Ama bir cemaati "tamak" ok zordu. Kurumsal yaplar verili deildir. Kendilerini biimlendirmek iin yaplan elikili giriimlerin yuvas, adeta nesnesidirler. Hane kurumunu evreleyen balca iki mcadele vard. Bunlardan ilki, bir hanede bir arada bulunan iilerle, belirli bir blgede ve/veya devlette g sahibi olan biriktiricilerin, ounlukla birbirine zt

olan karlaryd. kincisi, biriktiricilerin hane yaplar asndan hedefledikleriyle, sk sk, bu hedeflere zarar verecek davranlarda bulunma ihtiyacna dmeleri arasndaki elikiydi. Her birini srayla deerlendirelim. Gelirlerin birletii bir birim olarak hane, biriktiricilerin taraftar olduklar emek gc tahsis biimlerine hem uyum salamann hem de direniin kalesi olarak grlebilir. gcnn yeniden retiminin sorumluluu giderek, "cemaat"ten, "devlet"in dayatt ekliyle "hane"ye getiinden, bu kurumun kapitalistler iin ok ie yarar olan esneklii (aidiyet, snrlar, emek biimlerinin bileimi ve yer olarak esneklii), ksa vadeli basklan nlemek ya da bunlara direnmek asndan da ok yararl oldu. Gerekten de ii hareketlerinin ykseliine kadar, hatta ondan sonra da, dnya emek gcnn balca gnlk siyasal silah hanenin ald kararlar oldu. ounlukla eski kuaklarn izinden yryen klar olarak incelenen tutumlar, verili kullanm deerlerini korumak iin yaplan toplumsal-siyasal savunmalar ya da sadece smr orann en aza indirmek iin gsterilen abalardr. Hanelerin taleplerinin dzensiz bir biimde (rnein bazen daha ok kadnn cretli emee kaymas lehine bazen de aleyhine) deimesi olgusunun akla kavumas, bu taleplere acil bir siyasal duruma acil cevaplar olarak, stratejik deil, taktik talepler olarak baktmz takdirde mmkndr ancak. Dnya emek gcnn bir siyasal direni alan olarak haneyle, iktisadi ve resmi yaplar kontrol eden sermaye biriktiricileri arasndaki atmann ald fiili biimler ve bu atmann zaman ve yere bal olarak, sistematik bir biimde nasl deitii, ok incelikli zmlenmesi gereken bir konudur. Ben burada bunu yapmayacam. Daha ok bizzat kapitalizmin temel iktisadi mekanizmalar iindeki elikilerin etkisine dnmek istiyorum. Kapitalizm metalatrmay, ama daha nce vurguladmz gibi, ksmi metalatrmay ierir. Ancak gerekte daha fazla metalatrma, dnya ekonomisinin evrimsel durgunluklarndan kurtulmann dzenli tekrarlanan mekanizmas halini almtr. Sonu yle zetlenebilir: Sermaye biriktiricileri, kendilerine ve uzun vadeli karlarna ramen, her eyin ve zellikle de gnlk hayatn metalatrlmas iin

RK, ULUS, SINIF 140

HANE YAPILARI VE EMEK GC OLUUMU 141

uramaktadrlar. Dnyevi gnlk hayatn metalatrlmas srecinin tanm, iki yz yldr toplumbilim almalarnn byk bir ksmn igal etmitir. Bu dnyevi sre, uzun vadede sistemin kn garanti altna almaktadr. Bu arada sre, yemein hazrlanmasndan temizlie, ev eyalarnn ve giysilerinin tamirine, ocuk ve yallarn bakmna, tbbi bakma ve duygusal anlamda onarma dek, tm isel dinamikleri metalatrlm olan ve metalatrlmaya devam eden hane yaplarna aktarlmtr. Gnlk hayatn artan metalatrlmasyla birlikte, snr belirleyicileri olarak ortak-ikmet ve akrabalk bir de uramtr. Ancak bence bu dnyevi basknn son noktas ne "birey" ne de "ekirdek aile"dir; son nokta, yerine getirdii gelirleri birletirme ilevi giderek daha ok kaynatrc har olan bir birimdir. Marshall Berman modernlik deneyimi hakkndaki son kitabnda (1982) balk olarak Marx'n Manifesto'ak metaforunu kullanm: "Kat olan her ey buharlar". Bu, Marx'n retim ilikilerinin ve aralarnn hep ayn iddetle "kknden deitirilmesi" konusundaki zmlemesinin sonucudur. Alnt, "kutsal olan her ey kirletilir" diye devam eden ve bizim balammzla en ok ilgisi olduunu dndm parayla son bulur: "ve insan sonunda gerek yaam koullaryla ve kendi tryle olan ilikileriyle aka yz yze gelmeye zorland." Birok adan, bu olmaya balamtr. Yaamn gerek koullarn plak bir biimde gzler nne sermekte en byk katky yapan ey toprakla, akrabalkla ve ortak-ikmetle ayrlmaz balar koparlan mr boyu gelirlerin birletii proleter hanesidir. Bu nedenle onlar bu asgari dzeyde tutmak siyasal olarak olanaksz hale gelecektir. Tam da metalamann yaylmas bizzat en derin siyasallamadr. Eer kutsal olan her ey kirlenirse eitsiz dl dalmn hakl karacak bir ey kalmaz. En bireyci "daha ok isterim" tepkisi bile "en azndan adil paym isterim"e dnecektir. Bu da dnlebilecek en radikal siyasal mesajdr. Bu ekilde, sermaye biriktiricilerinin neden her zaman "orta" bir hane yaratmaya altklar akla kavumu oluyor: Kukusuz emek gc rgtlenmelerinin eski "cemaat" biimlerinden kopmak, ama proleterlemenin yava fakat kanlmaz ilerleyiini

de geciktirmek. O halde gnmzde aile hayatn, kadn ve erkek haklarn ve gndelik hayat evreleyen konularn en nemli siyasal konular olmas bir rastlant deildir. Aslnda, bu konularn daha iddetli hale gelmesinin nedeni tam olarak proleterlemenin gnmzdeki ilerleyiidir. Bu, sermaye biriktiricilerinin derin bir gvensizlikle karlad, fakat ayn zamanda, toplumsal hareketleriyle bu konuda eliik konumlar gelitirmi olan dnya igcnn de sk sk akn bir korkuyla karlad bir ilerleyitir. Ve yine de birok adan snf bilincinin yaplanmas ve dolaysyla bizzat bu toplumsal hareketlerin potansiyeli iin bir anahtar ilevi grmektedir.

Toplumsal snf Karl Marx tarafndan icat edilmi bir kavram deildi. Yunanllar zamannda biliniyordu ve 18. yzyl Avrupa toplumsal dncesinde ve Fransz Devrimi'nden sonra yazlan eserlerde yeniden ortaya kt. Marx'n katks ise ynldr. lk olarak, tm tarihin snf mcadelesinin tarihi olduunu ne srmtr. kinci olarak, an sich (kendinde) bir snfn, fr sich (kendi iin) bir snf olmas gerekmedii olgusuna iaret etmitir. nc olarak, kapitalist retim tarznn asli atmasnn burjuva ile proleter arasnda, retim aralarna sahip olanlarla olmayanlar arasnda olduunu ne srmtr. (Bu, retici olmayan rantiyelere kar, aktif patronlarn iilerle birlikte retici kiiler olarak gruplandrld, esas uzlamazln retici kesim ile retici olmayan kesim arasnda olduu iddiasyla terstir.) Snf zmlemesi, devrimci amalar iin kullanlmaya balannca, devrimci olmayan dnrlerin hepsi tarafndan deilse bile birou tarafndan meruiyeti fkeyle reddedilerek bir kenara brakld. O zamandan beri Marx'n snf zerine bu en nemli iddiasnn her biri iddetli anlamazlklara konu oldu. Weber, snf atmasnn, grup atmasnn asli biimi olduu savna, snfn, gruplar oluturan boyuttan yalnzca biri olduunu; dier ikisinin stat ve ideoloji olduunu ve bu boyutun da aa yukar eit derecede geerli olduunu ne srerek karlk verdi. Weber'in takipilerinden birou daha ileri gittiler ve asl ya da "ilksel" olann stat grubu atmas olduunu ne srdler.
* Bu makalenin ngilizce orijinali I.WALLERSTEIN, The Capitalist World- Economy, Cambridge, 1979'da yaynlanmtr.

IRK, ULUS, SINIF 146

SINIF ATIMASI 147

eitli sosyal psikologlar, snflarn belirli zamanlarda fr sich olup olmadklarna baklmakszn, an sich varolduklar savna kar, anlaml olan tek deneysel kavramn szde "znel" bir kavram olduunda srar ettiler. Bireyler sadece kendilerini bu tr snflarn yesi saydka yledirler. Burjuvazinin ve proletaryann kapitalist retim tarzndaki iki asli, kutuplam grup olduklar savna kar, birok zmlemeci (bizzat Marx'tan alnt yaparak) ikiden fazla "snfn" varolduunu ve "kutuplamann" zamanla oalmayp azaldn ne srerek karlk verdiler. Marksist ncllere getirilen bu kar kantlarn her biri; kabul grdkleri lde, zgn Marksist zmlemeden kan siyasal stratejilerde bozulmaya yol at. Bu durumda tepkilerden biri, bu kar kantlarn ideolojik temellerini gstermekti ve bu birok kez yapld. Ama, ideolojik arptmalar beraberinde kuramsal yanll getirdiinden, rakip kavramlarn kuramsal kullanllnn tartlmasnda younlamak, uzun vadede, hem entelektel hem de siyasal adan daha etkilidir. Bundan baka, snf ve snf atmasna ilikin Marksist ncllere yaplan srekli saldn dnyann gereklikleriyle birleerek, Marksist cephenin iinde entelektel belirsizlie yol amtr. Bu belirsizlik zamanla biim almtr: szde "ulusal sorun"un nemine ilikin tartma; belirli toplumsal tabakalarn (zellikle de "kyl"nn ve "kk burjuvazinin ve/veya "yeni ii snf"nn) rolne dair tartma; kresel, meknsal hiyerariletirme kavramlarnn ("merkez" ve "evre") ve bunlarla ilikili olan "eitsiz mbadele" kavramnn yararllna ilikin tartma. "Ulusal sorun" Marksist (ve sosyalist) hareketlere, ilk kez 19. yzylda, zellikle de Avusturya-Macaristan ve Rusya imparatorluklarnda, musallat olmaya balamtr. "Kyl sorunu" iki dnya sava srasnda, in Devrimi'yle ne kmtr. "evre" nin baml rol kinci Dnya Sava'ndan sonra, Bandung'un*,
* 1955 ylnda Endonezya'nn Bandung kentinde yaplan konferansta Asya ve Afrika lkeleri bir araya geldiler. Konferansn ana tartmas Sovyetler'in Dou Avrupa ve Gneydou Asya'daki faaliyetlerinin Bat smrgeciliiyle bir tutulup tutulamayacayd. (.n.)

smrgelikten kurtuluun ve "nc Dnyaclk"n dmen suyunda ok nemli bir mesele haline gelmitir. Aslnda bu "sorun" tek bir temann varyanttandr: Marksist ncller nasl yorumlanmal; gerekte tarihsel olarak evrildii ekliyle kapitalist dnya ekonomisinde snf bilincinin ve snf oluumunun temelleri nelerdir ve dnyann, bu ncller asndan tanmlanyla, onun iinde yer alan gruplar tarafndan halen siyasal olarak tanmlan nasl uzlatrlabilir? Bu tarihsel tartmalar gz nnde tutarak, kapitalist retim tarznn doasnn bize, gerekte kimlerin burjuva ve proleter olduklar ve hem burjuvann hem de proleterin kapitalist iblmnde eitli yer al biimlerinin siyasal sonularnn neler olduu konusunda verdii bilgileri tartmay neriyorum. Bir retim tarz olarak kapitalizm nedir? Bu kolay bir soru deildir ve bu yzden gerekte ok tartlan bir soru da deildir. Bana yle geliyor ki, "model"i ina etmek iin birleen ok sayda e vardr. Kapitalizm artk yaratmnn en ste karlmasnn, per se (kendiyle) dllendirildii tek retim tarzdr. Her tarihsel sistemde bir ksm retim kullanm iin, bir ksm retim ise mbadele iindir; yalnzca kapitalizmde, tm reticiler birincil olarak rettikleri mbadele deeri iin dllendirilir ve buna aldrmadklan lde cezalandrlrlar. "dller" ve "cezalar", "pazar" ad verilen bir yap araclyla dalr. Bu bir yapdr ama bir kurum deildir. Birok (siyasal, iktisadi, toplumsal, hatta kltrel) kurum tarafndan biimlendirilen bir yapdr ve iktisadi mcadelenin esas arenasdr. Sadece artk, artk iin, en ste karlmakla kalnmaz; art daha ok artk reterek daha fazla sermaye biriktirmek iin kullananlar, daha da ok dllendirilir. O halde srekli yaylma, bu srada sistemin bireyselci ncl tarafndan olanaksz klnmasna ramen, zorunludur. Kr aray nasl gerekleir? Asl reticilerin emeinin yaratt artk deere el koymalar iin, tek tek irketlere (bunlar byklk olarak bireylerden, devletler tesi acenteler de dahil, ok geni rgtlenmelere dek uzanmaktadr) yasal himayeler salayarak gerekleir. Ancak, eer bu artk deerin tm ya da ou

RK, ULUS, SINIF 148

SINIF ATIMASI 149

"irketlere" sahip olanlar ya da kontrol edenler tarafndan tketilseydi kapitalizm olmazd. Aslnda, eitli kapitalizm-ncesi sistemlerde olmu olan hemen hemen budur. Kapitalizm bundan baka, sermaye sahiplerinin ve sermayeyi kontrol edenlerin, esas olarak, artk deerin yalnzca bir ksmn kendi tketimleri iin, (genellikle daha byk olan) dier bir ksmn ise daha yeni yatrmlar iin kullanan kesimini dllendiren yap ve kurumlan ierir. Pazarn yaps sermaye birikimi yapmayanlarn (artk deeri sadece tketenlerin) zamanla, sermaye biriktiricilere, iktisadi anlamda yenilmelerini salar. Buradan yola karak, kendilerinin yaratmadklar artk deerin bir blmn alan ve bunun da bir blmn sermaye birikimi yapmak iin kullananlar burjuvazi olarak adlandrabiliriz. Burjuvay tanmlayan belirli bir meslek ve hatta (tarihsel olarak nemli olmasna ramen) yasal mlk sahiplii stats de deildir; burjuvann, ister birey olarak, ister bir ortakln yesi olarak, yaratmad artn bir ksmn elde ettii ve bu artn bir ksmn retim malzemesine (yine ister bireysel olarak, ister bir ortakln paras olarak) yatrma konumunda olduu gereidir. Bunu mmkn klan ok geni bir rgtsel dzenlemeler dizisi vardr; klasik "hr teebbs sahibi" modeli bunlardan yalnzca biridir. Belli anlarda, belli devletlerde (nk bu dzenlemeler yasal ereveye baldr) hangi rgtsel dzenlemelerin hkim olacan belirleyen, bir yandan bir btn olarak dnya ekonomisinin gelime durumu (ve belli bir devletin dnya ekonomisindeki rol), dier yandan ise dnya ekonomisinde (ve o devlette) snf mcadelesinin bu durumun sonucu olarak ald biimlerdir. Bu yzden, tm dier toplumsal kavramlar gibi burjuvazi de duraan bir grng deildir. Aralksz yeniden yaratlma ve bundan dolay biim ve bileim olarak srekli deime sreci iinde olan bir snfn adlandrldr. Bu bir dzeyde (en azndan belli baz epistemolojik ncllerle) o denli aktr ki, bunu sylemek ok bilinen bir eyi tekrarlamak gibi oluyor. Yine de literatr, herhangi bir yerel grubun, kapitalist dnya ekonomisinin geliiminin baka bir yerinden ve zamanndan tretilen bir rgtsel dzenleme modeli asndan,

burjuva (ya da proleter) olup olmad konusundaki deerlendirmelerle dolup tamaktadr. deal tip yoktur. (ok tuhaftr ki, "ideal tip" Weberci bir yntemsel kavram olmasna ramen birok Weberci pratikte bunun farkndadr, tersine birok Marksist ise gerekte "ideal tipleri" srekli olarak kullanmaktadr). deal tip olmadn kabul edersek, nitelikler bakmndan deil, ancak sreler bakmndan tanm (yani soyutlama) yapabiliriz. Bir birey nasl burjuva olur, burjuva kalr, bir burjuva olmaktan kar? Bir burjuva olmann balca yolu pazardaki baardr. Balangta baar elde edilecek bir konuma nasl gelindiiyse ikincil bir sorudur. eitli yollar vardr. Biri Horatio Alger* modelidir: daha fazla aba gstererek ii snfndakilerden farkllamak. (Bu, Marx'n feodalizmden kapitalizme giden "gerekten devrimci yol"una artc bir biimde benzer.) Oliver Twist modeli vardr: yetenek sayesinde seilme. Horace Mann** modeli vardr: potansiyelin, resmi eitimdeki baar yoluyla ispat. Fakat atlama tahtasna giden yol nemsizdir. Burjuvalarn ou veraset yoluyla burjuva olurlar. Bu havuzda yzme imkn eitsiz ve bazen de dzensizdir. Fakat en nemli soru udur: belirli bir birey (ya da irket) yzebilir mi? Bir burjuva olmak herkeste olmayan becerileri kurnazl, sertlii, gayretli almay gerektirir. Her zaman iin, burjuvalarn belli bir yzdesi pazarda baarsz olur. Ancak daha da nemlisi, hepsi deilse bile ou, konumlarnn sunduu dllerin keyfini srmek isteyen, baarl olmu byk bir grup vardr. Muhtemel dllerden biri pazarda ok etin bir ekilde rekabete girmek zorunda olmamaktr. Fakat geliri balangta salayann pazar olduu varsayldna gre, gelir dzeyini, ona tekabl eden dzeyde alma girdisi salamadan koruyabilmenin yollarn bulmak konusunda yaplam bir bask vardr. Bu, baary statye dntrme abasdr siyasal ve * Horatio Alger, 19. yzylda ABD'de yaam ok popler bir yazar. Zengin olmay baaran yoksul ocuklarn yklerini yazarak yle bir n salamtr ki "Alger kahraman" Amerikan dilinde deyimlemitir. (.n.) ** Horace Mann, 19 yzylda ABD'de yaam, demokratik eitim sistemini savunan nl bir eitimci. (.n.)

IRK, ULUS, SINIF 150

SINIF ATIMASI 151

toplumsal bir abadr. Stat gemi baarnn dllerinin fosillemesinden te bir ey deildir. Burjuvazi iin sorun, kapitalizmin dinamiinin siyasal ya da kltrel kurumlarda deil, ekonomide yer almasdr. Bu nedenle, stat edinme iddiasnda olan statsz yeni burjuvalar her zaman vardr. Ve eer ok fazla sayda insan sahip olursa yksek statnn deeri kalmayacandan, yeni zenginler (yeni baarllar) her zaman, kendilerine yer amak iin dierlerini yerlerinden etmeye alrlar. Ak hedef tabii ki, eski baarllarn, edinilmi statlerine dayanan ama artk pazarda varlk gsteremeyen en alt parasdr. Bylece, diyebiliriz ki, burjuvazinin her zaman paras vardr: "yeni zenginler"; "eski baarlarnn stne yatanlar"; ve pazarda hl yeterince varlk gsteren burjuva ocuklar. Bu alt-grup arasndaki ilikileri anlayabilmek iin nc kategorinin hemen hemen her zaman en bykleri olduunu ve genelde dier ikisinin toplamndan da byk olduunu aklda tutmamz gerekir. Burjuva snfnn homojenliinin ve greli istikrarnn ana kayna budur. Ancak "yeni zenginlerin" ve "eski baarlarnn stne yatanlarn", burjuvazideki yzdelerinin artt anlar olur. Bence bunlar genelde hem iflaslarn oald, hem de sermaye younlamasnn artt, iktisadi daralma anlardr. Genelde byle zamanlarda, burjuvazinin iinde siyasal kavgann olduka iddetli hale geldii grlr. Terminolojik olarak sklkla, "ilerici" unsurlarla "gerici" unsurlarn sava olarak tanmlanr. Bu tanmda "ilerici" gruplar, kurumsal "haklarn" ve imknlarn pazardaki varlk asndan tanmlanmasn ya da yeniden tanmlanmasn talep edenler, "gerici" gruplarsa nceden edinilmi ayrcalklarn (szde "geleneklerin") korunmasn vurgulayanlardr. Bence ngiliz Devrimi bu tr burjuvazi ii atmann ok ak bir rneidir. Bu tr siyasal mcadelelerin zmlenmesini bu derece tartmal hale getiren ve gerek sonucu ounlukla belirsiz (ve esas olarak "muhafazakr") klan ey, burjuvazinin en byk parasnn (atma srasnda bile) hem "snf" hem de "stat" bakmn-

dan ayrcalk iddia etmesi olgusudur. Yani, bu iki tanmdan hangisi stn gelirse gelsin, birey ve alt-grup olarak otomatik bir biimde yenilmezler. O halde, tipik bir biimde, siyasal olarak kararsz ya da bocalar durumdadrlar ve "uzlama" peindedirler. Ve eer, dier alt gruplarn ihtiraslar yznden bu uzlamay derhal salayamazlarsa, uygun zaman gelene dek frsat kollarlar (ngiltere'de 1688-89'da byle olmutur). Bu tr burjuvazi ii atmalarn ekien gruplarn retorii asndan zmlenmesi yanltcdr; ancak bu tr atmalarn, kapitalist dnya ekonomisinin devam eden sreleri asndan nemsiz ya da ilgisiz olduunu iddia edecek deilim. Bu tr burjuvazi ii atmalar, kesinlikle sisteme iktisadi daralmalarn dayatt yinelenen "sarsntlarn" ve sistemin esas motorunu, yani sermaye birikimini yenileme ve yeniden canlandrma mekanizmasnn parasdr. Bu tr atmalar sistemi ie yaramaz asalaklarn bir ksmndan arndrr; toplumsal-siyasal yaplar deien iktisadi etkinlik ayla daha uyumlu hale sokar ve sregiden yapsal deiim iin ideolojik bir cila ilevi grr. Eer buna "ilerleme" demek isteyen varsa diyebilir. Ben bu terimi daha temel toplumsal dnmlere saklamay tercih ederim. Szn ettiim bu dier toplumsal dnmler, burjuvazinin evrilen karakterinin deil, proletaryann evrilen karakterinin sonulandr. Eer burjuvaziyi, kendilerinin yaratmad artk deeri alanlar ve bunun bir ksmn sermaye birikimi yapmak iin kullananlar olarak tanmladysak bunun sonucu olarak proletarya da, yarattklar artk deerin bir ksmn bakalarna brakanlar olarak tanmlanr. Bu anlamda, kapitalist retim tarznda yalnzca burjuvalar ve proleterler vardr. Kutupluluk yapsaldr. Proleter kavramna ilikin bu yaklamn nelere yol atn iyice akla kavuturalm: reticiye cret denmesini, proletaryann tanmlayc zellii olmaktan karr. Bunun yerine baka bir perspektiften yola kar. retici, deer yaratr. Peki, bu deere ne olur? Mantksal olarak olaslk vardr: Hepsine sahip olur (dolaysyla elinde tutar), bir ksmna sahip olur, ya da hibir ksmna sahip olmaz. Eer hepsine sahip olmaz da, bir ksmn ya da hepsini baka birine (ya da bir "irkete") "aktarrsa" karln-

RK, ULUS, SINIF 152

SINIF ATIMASI 153

da ya hibir ey ya mal ya para ya da mal art para alr. Eer retici hayat boyunca kendi rettii deerin hepsini gerekten elinde tutarsa kapitalist sisteme katlmam olur. Ama kapitalist dnya ekonomisinin snrlar iinde, bu tr bir retici sandmzdan ok daha ender bir olaydr. Daha yakndan incelendiinde szde "geim iin reten ifti"nin bile aslnda baz yollarla, birilerine artk deer aktard grlr. Eer bu grubu saf d brakrsak dier mantksal olaslklar, ilerinden sadece bir tanesi klasik modeli karlayan sekiz eit proletaryadan bir matris olutururlar. Klasik modele uyan bu bir tanesi, yaratt deerin hepsini "sahip"e aktaran ve karlnda para (yani cret) alan iidir. Matrisin dier noktalarna ise kk retici (ya da "orta kyl"), kirac ifti, ortak, gndeliki, kle gibi tandk tipleri yerletirebiliriz. Kukusuz bu "tipler"in her birinin tanmna ilikin baka bir boyut daha vardr. Sz konusu olan, iinin roln belli bir biimde oynamay, pazarn basklar altnda (buna pikinlikle "zgr" emek adn veriyoruz) ya da siyasal mekanizmann buyruklar yznden (buna da drst bir ekilde, angarya ya da "mecburi" emek diyoruz), nasl kabullendiidir. Baka bir konu da szlemenin uzunluudur; gnlk, haftalk, yllk ya da mr boyu olabilir. nc bir konu ise reticinin verili bir patronla ilikisinin, reticinin rzas alnmadan, dier bir patrona devredilip devredilemeyeceidir. almaya zorlanma derecesi ve szleme uzunluu deme biimiyle kesimektedir. rnein, 17. yzyl Perusu'nda mita, zorunlu cretli emekti, ama sadece belirlenmi bir sre iin zorunluydu. Resmi szlemeyle balanm emek, reticinin, yaratt deerin tmn aktard ve karlnda byk ksmn mal olarak ald bir emek biimiydi. Sresi snrlyd. Gndeliki btn deeri aktaryordu, kuramsal olarak para, ama pratikte mal alyordu; szleme kuramsal olarak bir yl, pratikte ise mr boyu sryordu. Gndeliki ile kle arasndaki fark, kukusuz sonuta kuramsal bir farkt, ancak pratikte iki ynde ortaya kyordu. Birincisi, bir derebeyi bir kleyi satabilirdi, oysa genelde bir gndelikiyi satamazd. kincisi, eer dardan biri gndelikiye para

verirse yasal olarak "szlemesini" sona erdirebilirdi. Bu bir kle iin geerli deildi. Bu morfolojiyi olutururken nihai bir ama olarak deil, kapitalist dnya ekonomisinin baz srelerini akla kavuturmak iin yaptm. eitli emek biimleri arasnda, iktisadi ve siyasal imalar asndan byk farkllklar vardr. Sanrm iktisadi olarak, basit bir biimde (yani en az maliyetle) denetlenebilecek tm emek sreleri iinde en yksek karlk alan emek biimi cretli emektir. Ve bu nedenle, artk deeri alan kii reticiyle mmkn olduu kadar, cretli olarak deil baka bir ey olarak iliki kurmay tercih edecektir. uras kesindir ki, artn belli bir ksm, denetim maliyetlerine harcanmak yerine reticiye verilirse fazla denetim maliyeti gerektiren emek sreleri daha az masrafl olur. Bunu yapmann en kolay yolu cretlerdir ve cret sisteminin tarihsel (ve sregiden) kayna budur. Burjuvazinin bak asyla, cret greli olarak pahal bir emek tarz olduu iin, neden kapitalist dnya ekonomisinde hibir zaman tek ve hatta yakn zamana dek birincil emek biimi bile olmadn anlamak kolaydr. Ancak kapitalizmin de kendi elikileri vardr. Bunlarn temel olanlarndan biri ksa vadede krl olann uzun vadede ille de krl olmasnn zorunlu olmaydr. Sistemin bir btn olarak yaylma becerisi (bu, kr orann korumak iin gereklidir) dzenli olarak, yetersiz dnya talebi karsnda darboaza girer. Bunu amann yollarndan biri baz retici srelerin cretsiz emekten cretli emek srelerine toplumsal dnmdr. Bu, retilen deerin reticide kalan ksmnn artmasna ve dolaysyla da dnya talebinin artmasna yarar. Sonuta, bir emek biimi olarak cretli emein dnya apndaki genel yzdesi, kapitalist dnya ekonomisinin tarihi boyunca giderek art gstermitir. Genelde "proleterleme" olarak sz edilen budur. Emek biimi siyasal olarak da byk farkllk yaratr. nk reticilerin gerek geliri arttka ve resmi yasal haklar yayldka, sonuta bir noktaya kadar, proleter snf bilinci de yaylmaktadr. Bir noktaya kadar diyorum, nk "haklar" ve gelir artnn belli bir dzeyine gelindiinde, "proleter" aslnda bakalarnn artk de-

IRK, ULUS, SINIF 154

SINIF ATIMASI 155

geriyle yaayan bir "burjuva" halini alr ve bunun en dorudan etkisi snf bilinci zerinde olur. 20. yzyl brokrat/meslek sahibi, aslnda bazen belli gruplarn yaamlarnn seyrinde grlebilir bu niteliksel kaymann ak bir rneidir. "Burjuva" ve "proleter" kategorilerine ilikin bu yaklam biimi, "kyllerin", "kk burjuvalarn" ya da "yeni ii snfnn" rollerini aka gsterse de, "ulusal" sorunla ve "merkez" "evre" ile ne ilgisi olduu sorulabilir. Bu konuda konumak iin, u sralar popler olan bir soruna, kapitalizmde devletin rolne bakmamz gerekir. Kapitalist dnya ekonomisinde bir kurum olarak devletin rol, pazardaki bazlarnn avantajn dierlerine kar artrmaktr; yani pazarn "serbestliini" azaltmaktr. Bu "tahrifat"tan krl kanlarn tm tarafndan desteklenecektir bu; zararl kanlarn tm ise buna kar olacaktr. Btn sorun kimin tekerine ta konduudur. Avantajlar artrmann birok tarz vardr. Devlet, geliri birilerinden alp dierlerine vererek aktarabilir. Devlet (metalarn ya da emein) pazar imknlarn snrlayabilir, bu da zaten oligopollerde ya da oligopsonlarda pay olanlarn yararnadr. Devlet, kiilerin devletin eylemlerini deitirmek zere rgtlenmesini kstlayabilir. Ve kukusuz devlet, yalnzca kendi snrlan iinde deil, daha tesinde de etkide bulunabilir. Bu meru (snr geilerine dair kurallar) ya da gayri meru (bir baka devletin iilerine karma) biimler alabilir. Kukusuz sava da kullanlan mekanizmalardan biridir. Devletin zel bir tr rgt olduunu kavramak ok nemlidir. Devletin egemenlii ki bu modern dnyann bir kavramdr snrlar iinde meru zor kullanmn tekeline alma (dzenleme) iddiasdr ve retim unsurlarnn akna etkin bir biimde mdahale etmekte greli olarak gl bir konumdadr. Belli toplumsal gruplarn da devlet snrlarn deitirerek avantaj salamalar kukusuz mmkndr. Ayrlk (ya da zerklik) ve ilhak (ya da federasyon) hareketlerinin nedeni budur. Bir btn olarak kapitalist dnya ekonomisinde yapsal iblmnn siyasal payandas ilevini gren ey, devletlerin retim unsurlarnn akna mdahale edebilme biimindeki bu gereki

gleridir. Yinelenen ilk uzmanlama hamleleri (bir metann retiminde doal ya da toplumsal-tarihsel avantajlar) normal pazar bedelleriyle aklanabilir; ama eilimleri kemikletiren, pekitiren ve byten devlet sistemidir ve dnya apnda iblm modelini yenilemek iin devlet mekanizmasnn dzenli aralklarla kullanlmas gerekmitir. Dahas aklara mdahale etme gc farkllamtr. Yani, merkez devletler evre devletlerden daha gl hale gelmilerdir ve bu farkllam gc devletleraras ak serbestliini farkllam bir derecede tutmak iin kullanmaktadrlar. zellikle merkez devletler, tarihsel olarak, parann ve mallarn emekten daha "zgr bir biimde" akmas iin, zaman iinde ve dnya apnda dzenlemeler yapmlardr. Bunun nedeni merkez devletlerin, bu yolla "eitsiz mbadele"nin avantajlarndan faydalanmalardr. Aslnda eitsiz mbadele sadece, dnya apnda arta el konulmas srecinin bir parasdr. Bir proleterin bir burjuvaya ilikilendirildii modele harfiyen bal kalrsak hatal zmlemeler yaparz. Gerekte, reticinin yaratt artk deer bir dizi kii ve irketten geer. Bu nedenle, birok burjuvann, tek bir proleterin artk deerini paylatklar olur. Zincirdeki farkl gruplarn (mlk sahibi, tccar, ara tketiciler) kesin paylar tarihsel deiime tabidir ve kapitalist dnya ekonomisinin ileyiinde analitik bir deikendir. Bu artk deer aktarm zinciri ulusal snrlar sk sk (ok sk? yoksa neredeyse her zaman m?) aar ve bu olduunda, burjuvalar arasndaki paylam merkez devletlerdeki burjuvalar lehine evirmek zere devreye devlet ilemleri girer. te bu eitsiz mbadeledir artk deere el konulmas srecinin btn iindeki bir mekanizma. Bu sistemin toplumsal-corafi sonularndan biri, farkl devletlerde, eit olmayan bir burjuvazi-proletarya dalmnn olumasdr. Merkez devletler ulusal olarak, evre lkelerden daha yksek bir burjuva yzdesine sahiptir. Buna ek olarak, iki blgede bulunan burjuva ve proleter eitleri arasnda sistematik farkllklar vardr. rnein merkez devletlerde cretli proleter yzdesi sistematik olarak daha yksektir.

RK, ULUS, SINIF 156

Kapitalist bir dnya ekonomisinde devletler siyasal atmann esas arenas olduuna gre ve dnya ekonomisi ulusal snf bileiminin yaygn bir ekilde farkllk gstermesi eklinde ilediine gre, dnya ekonomisinin farkl konumlarnda olan devletlerin politikalarnn neden bu denli farkl olmas gerektiini kavramak kolaydr. Bundan dolay, ulusal retimin dnya ekonomisindeki ilevini ve toplumsal bileimini deitirmek iin belli bir devletin siyasal mekanizmasn kullanmann, kapitalist dnya sistemini kendiliinden deitirmeyeceini kavramak da kolaydr. Ancak uras aktr ki, yapsal konumda bir deiime doru yaplan bu eitli ulusal hamleler (bunlara ou zaman yanltc bir biimde "gelime" deriz) gerekten de dnya sistemini etkilemekte ve uzun vadede gerekten de dntrmektedir. Ama bunu proletaryann dnya apnda snf bilinci zerindeki etkileri yoluyla araya giren bu deiken yoluyla yaparlar. O halde merkez ve evre, burjuvazinin arta el koyma sisteminin ok nemli bir parasn belirlemek zere kullandmz ibarelerdir yalnzca. ok basite indirgersek, kapitalizm, proleterin artk deerine burjuvann el koyduu bir sistemdir. Bu proleter burjuvadan ayr bir lkede bulunduu zaman, el koyma srecini etkileyen mekanizmalardan biri, devlet snrlarndan akn kontrolnn ynlendirilmesidir. Bu, merkez, yar-evre, ve evre kavramlarnda zetlenen "eitsiz gelime" ekillerine yol aar. Bu da elimize, kapitalist dnya ekonomisindeki birok snf atmas biiminin zmlenmesine yardmc olan bir zihinsel ara vermektedir.

Genelde ou zmlemeciler (zellikle de Marksist zmlemeciler), Marx'n tarih yazmyla ilgili en ok belirsizlik tayan dncelerini vurgulama ve sre iinde onun en zgn ve verimli dncelerini ihmal etme eilimi gstermektedirler. Bu belki de armamamz gereken bir eyse de iimizi hi kolaylatrmad aktr. "Herkesin Marx' kendine," derler ve kukusuz bu dorudur. Aslnda son otuz ylda gen Marx, epistemolojik kopu vb. hakknda yaplan tartmalara bakarsak ben, "herkesin ifte Marx' kendine" diyeceim. Benim iki Marx'm kronolojik olarak birbirini izlemiyorlar. Bana Marx'n epistemolojisindeki temel bir isel eliki gibi grnen, iki farkl tarih yazm ile sonulanan eyden douyorlar. Bir yanda, insan doas kavram zerine kurulu bir antropolojiyi, Kant kesin buyruklar, insanlk durumunun yava ama kanlmaz bir ekilde iyilemesine olan inanc ve zgrl arayan insana olan ilgiyi temel alan liberal burjuva dncesine kar en byk bakaldr olan Marx var. Marx tm bu kavramlar kmesine kar, her biri farkl yapya sahip, her biri kendi retim tarzyla tanmlanan ayr dnyalarda bulunan, ok sayda toplumsal gerekliin varolduunu ne srd. Ama bu retim tarzlarnn ideolojik perdelerinin ardndaki ileyilerini ortaya karmakt.
* Makalenin ngilizce orijinali, "Marx and History: Fruitful and Unfruitful Emphasis" (Marx ve Tarih: Verimli ve Verimsiz Vurgulamalar) adyla Thesis Eleven dergisinde, no. 8, 1984'te yaynlanmtr.

IRK, ULUS, SINIF 158

MARX VE TARH 159

Bundan sonra "evrensel yasalar"a duyulan inancn kiiyi her bir retim tarznn zelliklerini tanmaktan, ileyiinin gizlerini kefetmekten ve bylece de tarihin yollarn aka incelemekten alkoyduu dncesi geldi. Dier yandan ise Marx, ilerlemeye doru kanlmaz bir tarihsel gidii kabul ettii lde, evrenselcilii de izgisel antropolojisiyle beraber kabul etti. Onun retim tarzlar okul ocuklar gibi boy srasna gre, yani retim glerinin gelime derecesine gre dizilmi grnyorlard. (Aslnda kurallara uymay ve dzgn sraya girmeyi reddeden haylaz bir okul ocuu roln oynar gibi grnen Asya tipi retim tarz kavramnn neden olduu iddetli skntnn kayna budur.) Aktr ki bu ikinci Marx, liberaller tarafndan ok daha kabul edilebilirdir ve hem entelektel hem de siyasal olarak uzlamaya hazr olduklar Marx odur. teki Marx ok daha can skcdr. Liberaller o Marx'tan korkar ve onu reddederler, elbette onun entelektel meruiyetini de inkr ederler. Bu ilk Marx, ister kahraman olsun ister eytan, bana ilgin gelen ve bugn hl bize syleyecek bir eyleri olan tek Marx'tr. ki Marx arasndaki bu ayrmda sz konusu olan, birbiriyle zt tarihsel mitlerden tretilen farkl kapitalist gelime beklentileridir. Kapitalizm ykmz iki kahramandan birinin etrafnda dndrebiliriz: muzaffer burjuva ya da yoksul kitleler. Kapitalist dnya ekonomisinin be yzyllk tarihinin anahtar kiilii bu ikisinden hangisidir? Tarihsel kapitalizm an nasl deerlendireceiz? Diyalektik olarak kendi reddine ve Aufhebung*una yol at iin toptan olumlu mu? Yoksa dnya nfusunun byk ounluunun yoksullamasna yol at iin toptan olumsuz mu? Bu gr seiminin ayrntl her zmlemede yanstld bana olduka ak gelmektedir. Sadece tek bir rnek verip, ada bir yazardan rasgele bir dnceye deineceim. Buna zellikle deiniyorum, nk rasgele, yani masumane denebilecek bir ekilde ileri srlm bir dnce bu. Yazar, Saint-Just'n Fransz Devrimi boyunca iktisat zerine dnceleriyle ilgili kavrayc ve
Auflebung: Ama (.n.)

derin bir tartmasnda, Saint-Just' "anti-kapitalist" olarak tanmlamann uygun olaca ve bu tanmn aslnda sanayi kapitalizmini kapsayacak bir ekilde geniletilebilecei sonucuna varyordu. Daha sonra yle ekliyordu: "Bu anlamda Saint-Just'n seleflerinden ya da adalarndan daha az ilerici olduu sylenebilir."1 Peki neden "daha" ilerici deil de "daha az" ilerici? Meselenin z bu. Kukusuz Marx bir Aydnlanma adam, bir Smithgil, bir Jakoben, bir Saint-Simoncu'ydu. Bunu kendi sylyordu. 19. yzyln tm iyi sol entelektelleri gibi onun da zihni burjuva liberalizminin retileriyle doluydu. Yani tm arkadalaryla birlikte, Ancien Regime kokan her eye imtiyaz, tekel, derebeylik haklan, aylaklk, dindarlk ve hurafeye kar bir eit srekli, neredeyse igdsel bir protestoyu paylayordu. Marx bu miyadn doldurmu dnyaya kar aklc, ciddi, bilimsel, retici olan ne varsa onun yanndayd. ok almak erdemdi. Marx, bu yeni ideolojiye dair ekincelere sahip olmasna ramen (ki bunlar ok da fazla deildi), bu deerlere bal olduunu iddia etmeyi ve daha sonra liberalleri kendi ipleriyle asarak, bu deerleri onlara kar siyasal adan kullanmay taktik olarak yararl buldu. nk liberallerin kendi devletlerinde dzen ne zaman tehdide urasa ilkelerini rafa kaldrdklarn gstermek onun iin pek de zor deildi. Bu nedenle Marx iin liberallere kendi szlerini tutturmak, liberalizmin mantn en u noktasna dek gtrmek ve bylece onlara, kendilerinden baka herkese salk verdikleri ilac yutturmak kolay bir iti. Marx'n balca sloganlarnn daha fazla zgrlk, daha fazla eitlik, daha fazla kardelik olduu sylenebilir. Marx'n zaman zaman Saint-Simon kart bir gelecee doru bir imgelem sray yapmaya eilimli olduu kuku gtrmez. Fakat belki de her zaman antipatik ve gerekten zararl bulduu topyac ve anarist iradeciliin ekmeine ya srmekten kork1. Charles-Albert MICHALET, "conomie et politique enez Saint-Just. L'exemple de l'inflation", Annales historiques de la Rvolution franaise, LV, no. 191, Ocak-Mart 1968, s. 105-106.

IRK, ULUS, SINIF 160

MARX VE TARH 161

tuu iin bu ynde fazla ileri gitmekte tereddt ettii olduka aktr. Grlerine ok kukucu bir ekilde yaklamamz gereken Marx, ite tam da bu burjuva liberal Manx'tr. Tekrar sahneye karmamz gereken Marx ise teki Marx'tr; tarihi karmak ve dolambal gren Marx; bu nedenle de kapitalizmi tarihsel bir sistem olarak eletiren Marx'tr. Bu Marx tarihsel kapitalizm srecine yakndan baktnda ne buldu? Yalnzca "bugne dek varolmu olan tm toplumlarn" grngs olan snf mcadelesini deil, snf kutuplamasn da buldu. Onun en radikal ve cretkr varsaym buydu ve dolaysyla en iddetle kar konulan varsaym da bu oldu. Balangta Marksist partiler ve dnrler, yapt felaket haberciliiyle gelecei ipotek altna alm grnen bu snf kutuplamas kavramn ortala bol bol savurdular. Fakat Marksizm kart entelekteller en azndan 1945'ten beri, Bat lkelerindeki sanayi iilerinin yoksullamak bir yana, bykbabalarndan ok daha iyi yaadklarn ve sonu olarak deil mutlak, greli bir yoksullama bile olmadn kantlanmakta ok daha az zorlandlar. Dahas, haklydlar. Ve bunu bizzat sanayi toplumlarnda sol partilerin esas toplumsal taban olan sanayi iilerinden daha iyi bilen de yoktu. Bu nedenle Marksist partiler ve dnrler, bu temadan geri ekilmeye baladlar. Bu belki bir bozgun deildi, ama en azndan konuya girmekte tereddt eder hale geldiler. Kutuplama ve yoksullamaya yaplan atflar yava yava (tpk devletin "snmlenmesine" yaplan atflar gibi) tmden azald ya da kayboldu; bizzat tarih tarafndan yalanlanm gibi grnd. Bizim Marx'mzn sahip olduu en zekice sezgilerden birinin, bir eit planlanmam ve karmakark d ite byle gerekleti. nk Marx, longue dure* konusunda sandmzdan ok daha kurnazd. Gerek u ki kutuplama tarihsel olarak yanl deil doru bir varsaymdr ve hesap birimi olarak kapitalizm iin gerekten geerli olan tek varl, yani kapitalist dnya ekonomisini kullanmak kaydyla, bu varsaym ampirik olarak * uzun vadelilik. (.n.)

kantlamak mmkndr. Bu olu iinde, drt yzyl boyunca snflarn yalnzca greli olarak deil, mutlak olarak da kutuplamalar gereklemitir. Peki eer durum buysa kapitalizmin ilericilii nerede yatmaktadr? Kutuplamadan ne kastettiimizi saptamak ve belirlemek zorunda olduumuzu sylemeye gerek yok. Tanm kendiliinden ak deildir; her eyden nce (geni tanmyla) maddi servetin toplumsal dalm ile, proleterleme ve burjuvalamann ikiz srelerinin sonucu olan toplumsal iki ululamay birbirinden ayrmamz gerekmektedir. Servetin dalm sz konusu olduunda, bunu hesaplamak iin eitli yollar vardr. Balang olarak hesap birimine karar vermek zorundayz; yalnzca meknsal birime (yukarda ulusal devlet ya da irket yerine dnya ekonomisini tercih ettiimizi belirtmitik) deil, zamansal birime de karar vermeliyiz. Szn ettiimiz dalm, bir saatlik mi, bir haftalk m, bir yllk m, otuz yllk m? Her hesap farkl, hatta badamaz sonular verebilir. Aslna bakarsanz insanlarn ou iki zamansal hesapla ilgilenir. Biri ok ksa vadeli bir hesaptr ve hayatta kalma hesab olarak adlandrlabilir. Dieri ise, hayatn niteliini, bir kiinin yaamakta olduu gnlk hayatn toplumsal deerlendirmesini lmek iin kullanlr ve tm bir hayatn hesab olarak adlandrlabilir. Hayatta kalma hesab doas gerei deiken ve gelip geicidir. Bize maddi kutuplama olup olmadn, nesnel ve znel olarak gsterebilecek en iyi l tm bir hayatn hesabdr. Kuaklar aras ve uzun vadeli olan bu ikinci tr hesaplar karlatrmamz gerekir. Ancak kuaklararas bir karlatrma, tek bir slale iindeki karlatrma anlamna gelmez; nk bylesi bir karlatrma bir btn olarak dnya sistemi perspektifiyle ilgisi olmayan bir etkeni, dnya ekonomisinin belirli blgelerindeki toplumsal hareketlilik oranlarn ie kartrmaktadr. Yapmamz gereken, dnya ekonomisinin, her biri gruptakilerin tm hayatlaryla llen paralel tabakalarn, birbirini izleyen tarihsel anlarda karlatrmaktr. Sorulmas gereken soru, bir tarihsel anda, verili bir tabakada tm bir hayat deneyiminin dierinden daha kolay m yoksa zor mu olduu ve zaman iinde yksek tabaka ile aa ta-

IRK, ULUS, SINIF 162

MARX VE TARH 163

baka arasnda artan bir uurum oluup olumaddr. Hesap, yalnzca bir hayat boyu salanan tm geliri deil, bu gelirin, (hangi biimde olursa olsun) salanmasna ayrlan hayat boyu alma saatlerine blnmesini de iermelidir. Bylece karlatrmal bir zmlemenin temeli olabilecek saylan elde edebiliriz. Hayat sresi gz nnde bulundurulmaldr, fakat bu sre daha ok 1 ve hatta 5 yandan itibaren hesaplanmaldr (bylece, yetikinlerin saln etkilemeyen, ancak ocuk lmleri orann drebilecek salk alanndaki kimi gelimelerin etkisini saf d braklabiliriz). Son olarak ok sayda insann soyunun devamn nleyerek dier bazlarnn kaderinin iyilemesinde rol oynayan eitli soykrmlar da hesabn (ya da indeksin) iine katlmaldr. nanyorum ki, uzun vadede ve tm dnya ekonomisinin bir ucundan br ucuna hesaplanm baz makul rakamlar elde edilebilse, bu rakamlar son drt yzyl boyunca kapitalist dnya ekonomisinde belirgin bir maddi kutuplama olduunu aka kantlayacaktr. Daha ak olmak gerekirse, dnya nfusunun (hl krsal olan byk ounluunun) gnmzden drt yzyl ncesinden ok daha az karlk alarak daha ok ve uzun altn iddia etmekteyim. Kitlelerin daha nceki alardaki hayatlarn idealize etmeye niyetim yok; sadece onlarn insani olanaklarnn genel dzeyini bugnk torunlaryla karlatrarak deerlendirmek istiyorum. Bir Bat lkesinde vasfl iilerin atalarndan daha iyi durumda olduklar gerei, bugn Kalkta'da yaayan vasfsz bir iinin hayat standard hakknda kald ki Perulu ya da Endonezyal bir mevsimlik tarm iisinin durumundan sz etmiyorum bile pek bir ey sylememektedir. Proleterleme gibi Marksist bir kavram maddi gelir bilanosu olarak kullanmakla "ekonomizme" fazla kaydm sylenerek itiraz edilebilir. Ne de olsa nemli olann retim ilikileri olduunu savunanlar var. Kukusuz bu doru bir yorumdur. yleyse kutuplamaya bir toplumsal iki ululama, ok sayda ilikinin tek bir burjuva-proleter ztlna dnmesi olarak bakalm. Yani yalnzca (Marksist literatrn bir kurtarcs olan) proleterlemeye

deil, (onun mantksal karl olan ama ayn literatrde pek az tartlan) burjuvalamaya da bakalm. Bu durumda da bu terimlerle ne demek istediimizi belirlemek zorundayz. Eer bir burjuva, tanm olarak yalnzca 19. yzyln banda Frenglandl tipik bir sanayici olabiliyorsa ve bir proleter de yalnzca, bu sanayicinin fabrikasnda alan kii olabiliyorsa, kapitalist sistemin tarihinde pek de snf kutuplamas olmad epey kesindir. Kutuplamann azald bile kantlanabilir. Ancak eer gerek bir burjuva ve gerek bir proleterden kast bugnk gelirleriyle, yani miras kalm kaynaklardan (sermaye, mlk, ayrcalk, vb.) elde edilen gelire baml olmadan yaayanlarsa; ayrm, ikili rolleri fazla iermeyen, yalnzca artk deeri yaratan (proleter) ile onun yaratt artk deerle yaayan (burjuva) arasnda yaplan bir ayrmsa; yzyllar boyunca giderek daha ok insann bu iki kategoriden birinde yerini ald ve bunun henz tamamlanmam olan yapsal bir srecin sonucu olduu, kukuya yer brakmayacak ekilde ne srlebilir. Bu srelere daha yakndan bakmak savmz akla kavuturacaktr. "Proleterleme"de gerekte olup biten nedir? Tm dnyada iiler, gelirlerin topland kk "hane" gruplarnda yaamaktadrlar. Ne tmyle akrabalkla ilgili ne de zorunlu olarak ortak-ikmete dayal olan bu gruplarn belli bir cret gelirine dayanmad durumlar enderdir. Fakat ayn ekilde sadece cret gelirleriyle geinmeleri de pek az rastlanr bir eydir. Bu gruplar kk meta retiminden, kiralardan, hediyelerden, transfer demelerinden ve (hi de az olmayan) geimlik retimden gelenleri cret gelirine eklemektedirler. Bylelikle ok sayda gelir kaynan, kukusuz ok farkl oranlarda, ok farkl yerlerde ve zamanlarda birletirirler. Bu nedenle proleterlemeyi cret gelirine bamlln toplam yzde olarak artma sreci eklinde dnebiliriz. Bir hanenin cretlere yzde sfr bamllktan yzde yz bamlla birdenbire getiini dnmek tmyle tarihd dnmektir. Sz konusu hanelerin bazen ksa srelerde, diyelim ki yzde yirmi be bamllktan yzde elli bamlla gemeleri daha mmkndr. Bildiimiz klasik rnekte, 18. yzyln ngiliz "itleme hareketlerinde" de olan aa yukar budur.

IRK, ULUS, SINIF 164

MARX VE TARH 165

Proleterlemeden krl kan kimdir? Kapitalistlerin krl kt hi de kesin deildir. Hanelerin cretlerden elde ettikleri gelirlerin yzdesi arttka cret dzeyi de yeniden retim iin gerekli asgari dzeye yaklaacak ekilde azalmak zorunda deil, ezamanl olarak artmak zorundadr. Belki de bylesi bir savn sama olduunu dnebilirsiniz. Eer bu iiler daha nce asgari cretlerini almam olsalard biyolojik olarak nasl hayatta kalabilirlerdi? Aslnda bu hi de sama deildir. nk eer cret geliri hane geliri toplamnn yalnzca kk bir orann oluturuyorsa, cretli iinin ivereni, toplam hane gelirinin dier bileenlerini, denen cret ile hayatta kalmak iin gerekli asgari miktar arasndaki fark "kapatmaya" zorlayarak asgari-alt bir saat creti deyebilir. Bu nedenle, asgari bir dzeyi yakalamak iin geimlik emekten ya da kk meta retiminden tm bir haneye asgari-st gelir elde etmek amacyla gereken alma, cretli emekinin ivereni iin bir "yardm denei" olarak, bu iverene artk deer aktarmna hizmet etmektedir. Dnya ekonomisinin evre blgelerindeki inanlmaz derecede dk cret leklerini aklayan ey budur. Kapitalizmin temel elikisi iyi bilinir. Bu, krn en st dzeye karmann (ve bu nedenle cretler de dahil olmak zere, retim maliyetlerini en aza indirmenin) yollarn arayan bireysel giriimci olarak kapitalistin kar ile onun, yeleri krlarn realize edemedike, yani rettiklerini satamadka para kazanamayacak olan bir snfn yesi olarak karlar arasndaki elikidir. te bu yzden alclara ihtiyalar vardr ve bu ounlukla iilerin nakit gelirlerini artrmaya ihtiya duymalar anlamna gelmektedir. Burada dnya ekonomisinin tekrarlanan durgunluklarn, dnya nfusunun (her seferinde yeni) baz ksmlarnn alm gcndeki sreksiz fakat zorunlu (yani basamak benzeri) artlara gtren mekanizmalar yeniden gzden geirmeyeceini. Sadece bu gerek alm gcn artrma mekanizmalarnn en nemlilerinden birinin proleterleme olarak adlandrdmz sre olduunu syleyeceim. Proleterleme, kapitalistlerin bir snf olarak ksa vadeli (yalnzca ksa vadeli) karlarna hizmet etse bile tek tek iverenler olarak karlarna kardr ve bu nedenle proleterleme, normal olarak, onlar sayesinde deil onlara ramen ger-

ekleir. Proleterleme talebi daha ok br taraftan gelir. iler kendilerini eitli yollarla rgtlerler ve bylece taleplerinden bazlarn elde ederler, bu da onlara gerek bir cret-tabanl asgari cret eiine ulama olana salar. Yani iiler kendi abalaryla proleterleirler ve sonra da zafer diye haykrrlar! Benzer ekilde, burjuvalamann gerek nitelii de inandrldmzdan olduka farkldr. Burjuvann klasik Marksist sosyolojik portresi, bizzat Marksizm'in temelindeki epistemolojik elikilerle ykldr. Marksistler bir yandan, ilerici-giriimci-burjuvann, tembel-rantiye-aristokratn zdd olduunu ileri srerler. Ve burjuvalar arasnda da ucuz alp pahal satan (bu nedenle speklatr-vurguncu-aylak) ticari kapitalist ile retim ilikilerinde "devrim yapan" sanayici arasnda bir ztlk gsterilir. Eer bu sanayici kapitalizme giden "gerekten devrimci" yolu tutmusa, yani bu sanayici liberal efsanelerin kahramanna, ala ala byk adam olmu kk adama benziyorsa, bu ztlk daha da keskin hale gelir. Marksistler, bu inanlmaz ama kkl tavr sonucu kapitalist sistemin kutsannn balca faillerinden biri olmulardr. Bu tanm insana, bu ayn sanayicilerin, iileri, artk deeri ekip alma biimindeki smrleri ve bylece mantksal olarak tccar ve "feodal aristokrat" ile birlikte aylaklar safna katllar hakkndaki dier Marksist tezleri neredeyse unutturmaktadr. Fakat eer hepsi bu temel biimde birbirlerine benzer iseler o halde farkllklar aa vurmak, kategorilerin tarihsel evrimini, varsaylan gerilemeleri (rnein "soylu yaamak" isteyen burjuvazinin "aristokratlamasn"), baz burjuvalarn ihanetini (nk grnrde "tarihsel rollerini oynamay" reddetmektedirler) tartmak iin ne demeye bu kadar zaman harcyoruz? stelik bu doru bir sosyolojik portre midir? Tpk ok sayda kaynaktan (cret bunlardan sadece biridir) elde edilen gelirleri birletiren hanelerde yaayan iiler gibi, kapitalistler de (zellikle byk olanlar) aslnda birok yatrm, kira, ticari krlar, "normal" retim krlar, mali speklasyonlar gibi kaynaklardan gelen gelirleri birletiren iletmelerde yaarlar. Bu gelirler para biimini aldktan sonra kapitalist iin bir fark yoktur; hepsi mahkm olduklar o bitmek bilmez ve cehennemi birikimin peine dmek

IRK, ULUS, SINIF 166

MARX VE TARH 167

iin birer ara oluverir. Bu noktada konumlarnn psikolojik-sosyolojik elikileri devreye girmektedir. Weber uzun sre nce Kalvincilik'in mantnn insann "psikolojisi"yle elitiine dikkat ekmiti. Mantk bize, insann kendi ruhunun kaderini bilmesinin olanaksz olduunu syler; nk insan Tanr'nn niyetlerini bilebilseydi, tam da bu nedenle, Tanr'nn gcn snrlam olurdu ve Tanr artk "her eye kadir" olmazd. Fakat insan, kaderi zerinde hibir etkisi olmadn kabul etmeyi psikolojik olarak reddeder. Bu eliki Kalvinci teolojik "uzlamaya" yol amtr. Kii Tanr'nn niyetlerini bilemezse de en azndan "d iaretler" yoluyla olumsuz bir karan grebilir; ancak bu tr iaretlerin yokluunda tersi bir sonuca varmadan yapabilir bunu. Bylece ahlak u ekli alr: Namuslu ve mreffeh bir hayat selamet iin gerek arttr ama yeter art deildir. Bugn burjuva, daha dnyevi bir klfta da olsa, ayn elikiyle yz yzedir. Mantksal olarak kapitalistlerin Tanrs, burjuvann sadece biriktirmesini ister. Ve bu buyrua kar gelenleri eninde sonunda iflasa srkleyerek cezalandrr. Fakat biriktirmekten baka bir ey yapmamak hi de elenceli deildir. nsan ara sra birikiminin meyvelerini de tatmak ister. Burjuva ruhunda hapsedilmi olan "feodal-aristokrat" aylan eytan glgeler arasndan kar ve burjuva, "soylu yaamak" ister. Fakat "soylu yaamak" iin insann geni anlamda rantiye olmas, yani elde etmek iin az aba gerektiren, siyasal olarak "gvence altnda" ve "miras braklabilir" gelir kaynaklarna sahip olmas gerekir. Bu nedenle "doal" olan, bu kapitalist dnyada her ayrcalkl tarafn "diledii" ey rantiye statsnden giriimci statsne gemek deil, bunun tam tersidir. Kapitalistler "burjuva" olmak istemezler. Her zaman iin "feodal-aristokratlar" olmay tercih ederler. Eer kapitalistler yine de giderek daha fazla burjuvalayorlarsa bu, onlarn iradesi sayesinde deil, iradelerine ramen gereklemektedir. Bu, iilerin, kapitalistlerin iradesi sayesinde deil onlarn iradelerine ramen proleterlemelerine paraleldir. Bu paralellik daha da ileri gider. Eer burjuvalama sreci ilerliyorsa

bu ksmen kapitalizmin elikilerine, ksmen de iilerin basklarna baldr. Nesnel olarak, kapitalist sistem yayldka daha aklclam bir hale gelir, daha ok sermaye younlamasna neden olur, rekabet giderek daha etin bir hal alr. Birikim yapma zorunluluuna aldrmayanlar rakiplerinin kar saldrlarndan ok daha hzl, kesin ve vahi bir ekilde zarar grrler. Bu nedenle "aristokratlama" yolundaki her hata dnya pazarnda ok daha ar bir biimde cezalandrlr; dnya pazar "iletme"nin zellikle de geni ve (yar) millilemi ise isel bir tasfiyesini gerektirir. Bir iletmenin ynetiminin varisi olmay isteyen ocuklar artk dardan, youn ve "evrenselci" bir eitim almak zorundadrlar. Teknokratik yneticinin rol yava yava artmtr. Kapitalist snfn burjuvalamasn kiiletiren ite bu yneticidir. Bir devlet brokrasisi, artk deere el konulmasn gerekten tekelletirebilirse, her trl ayrcal ksmen bireysel ya da snfsal verasete deil de hali hazrdaki etkinlie bal klarak, bu burjuvalamay mkemmelen kiiletirebilir. Bu srecin ii snf tarafndan daha ileri gtrld olduka aktr. ktisadi hayatn aralarn teslim almak ve adaletsizlii ortadan kaldrmak yolundaki tm abalar kapitalistleri snrlama ve onlar burjuvalamaya doru geriletme ynndedir. Feodal-aristokrat aylaklk siyasal olarak fazla tehlikeli ve fazla gze batcdr. Karl Marx'n tarih yazmndaki tehisi bu ekilde kendini dorulamaktadr: burjuva ve proleter eklinde iki byk snfta kutuplama; hem maddi hem de toplumsal olarak. Fakat Marx'n okunmasndan tretilebilecek verimli ve verimsiz tarih yazm vurgulamalar arasnda yaplan tm bu ayrm neden nemlidir? Bu, sosyalizme "gei"i kuramlatrma, aslnda, genelde "geiler"i kuramlatrma sorunuyla karlaldnda nem kazanr. Gemile karlatrldnda kapitalizmden "ilerici" olarak sz eden Marx, burjuva devrim(ler)inden, feodalizmden kapitalizme birok "ulusal" geiin anahtarymasna sz etmektedir. Kuku verici ampirik niteliklerini bir yana brakrsak, burjuva "devrimi" kavram, bu devrimin hem ncl hem de nkoul oldu-

IRK, ULUS, SINIF 168

u bir proleter devrimini dnmeye yneltir bizi. Modernlik birbirini izleyen bu iki "devrim"in zirvesi halini alr. Kukusuz bu art arda geli ne acsz ne de aamaldr: daha ziyade iddetli ve kesintilidir. Fakat yine de, tpk kapitalizmin feodalizmin ardndan gelii gibi kanlmazdr. Bu kavramlar, iilerin mcadelesi iin tm bir stratejiyi, tarihsel rollerine aldrmayan burjuvalara kar ahlaki sulamalarla dolu bir stratejiyi iermektedir. Fakat eer burjuva "devrimleri" yoksa ve sadece a gzl kapitalist kesimlerin ldrc mcadeleleri sz konusuysa ne kopya edilecek bir model ne de alacak bir siyasal-toplumsal "geri kalmlk" vardr. Hatta tm "burjuva" strateji, kanlmas gereken bir ey olabilir. Eer feodalizmden kapitalizme "gei" ne ilerici ne de "devrimci" ise; eer bu gei egemen katmanlar iin ii ynlar zerindeki kontrollerini pekitirmeye ve smr dzeyini artrmaya izin veren byk bir kurtarc olmusa (imdi teki Marx'n diliyle konumu oluyoruz) bugn bir gei zorunluysa da, bunun kanlmaz olarak sosyalizme gei (yani retimin kullanm deeri iin olduu eitliki bir dnyaya gei) olmad sonucuna varabiliriz. Gnmzde anahtar sorunun kresel geiin yn olduu sonucuna varabiliriz. Kapitalizmin, ok uzak olmayan bir gelecekte lm haberini alacak olmas, bana hem kesin hem de ho geliyor. Bunu, iinde byyen "nesnel" elikilerinin bir zmlemesiyle kantlamak kolaydr. Gelecek dnyann niteliinin, bugnk mcadelenin sonucuna bal olan cevaplanmam bir soru olarak kalyor olmas da bence kesindir. Gerekte gei stratejisi kaderimizin anahtar durumundadr. Kendimizi kapitalizmin tarihsel ilericilii zerine bir taziyeye kaptrarak iyi bir strateji bulmamz mmkn grnmyor. Tarih yazmnn bu tr vurgulamalar bizi bugnk sistemden daha ilerici olmayan bir "sosyalizme", yani bu sistemin bir "tecessd"ne gtrecek bir stratejiyi ierme tehlikesini tamaktadr.

Dfnir le bourgeois? Nous ne serions pas d'accord. ** Emest LABROUSSE (1955)

Modern dnya mitolojisinde ba oyuncu burjuvadr. Kimileri iin kahraman, kimileri iin cani, ama ou kimse iin bir esin ya da cazibe kayna, ya da gemii ykp bugn kuran bir kahramandr. ngilizce'de "burjuva" terimi pek kullanlmaz, onun yerine, genellikle, orta snf(lar) (middle classes) terimi yelenir. Anglosakson dncesinin o btn vlen bireyciliine ramen, "orta snf(lar)" terimi iin uygun bir tekil adlandrmann bulunamam olmas herhalde kk bir ironidir. Dilbilimciler, terimin ilk kez 1007 ylnda, Latince'de, burgensis eklinde grldn sylyorlar; szck, 1100'de Franszca'da, burgeis olarak tescil edilmi. zgn anlam iinde, bu, kentsel bir yerleim alannn, bir bourg'un sakini, ama "zgr" bir sakini anlamna geliyordu.1 zgr, ama neyden zgr? Feodal sistemin toplumsal dokusunun
* Bu makale ilk kez 23 Mart 1987'de Vanderbilt niversitesi'nde tarih semineri olarak verilmitir. ngilizce orijinali New Left Review, Say: 167, Ocak-ubat 1988'de; ilk Trke versiyonu da Defter, Say: 8, ubat-Mart 1989'da yaynlanmtr. ** "Burjuvay tanmlamak m? Bu tanmda anlaamazdk." (.n.) E. LABROUSSE, "Voies nouvelles vers une histoire de la bourgeoisie occidentale aux XVIIie et XIXe siecles (1700-1850)", Relazioni de X Congresso Internazionale di Scienze Storiche iinde, IV: Storia Moderna, Floransa, Yay. G.C. Sansoni, 1955, s. 367. 1. G. MATOR, Le vocabulaire et la socit mdivale, Paris, 1985, s. 292.

RK, ULUS, SINIF 170

KAVRAM VE GEREKLK OLARAK BURJUVAZ 171

ve iktisadi balarnn ifadesi olan ykmllklerden zgr. Burjuva, bir kyl ya da serf deildi, ama bir soylu da deildi. Demek ki, daha batan bir aykrlk, bir mulaklkla kar karyayz. Aykrlk, nk "burjuva" kavramnn domakta olduu srada, feodalizmin kristalize olmu zmreli hiyerarik yapsnda ve deer sisteminde, burjuva iin mantksal bir yer yoktu.2 Mulaklk, nk o zamanlar (bugn de srmekte olduu gibi) burjuva terimi, hem bir erefi, hem bir aalamay; hem bir vgy hem de bir yergiyi ifade ediyordu. XI. Louis'nin "Berne burjuvas" payesini almaktan onur duyduu sylenir.3 Ama te yandan Molire, "Le bourgeois gentilhomme" zerine sert bir hiciv yazmt. Flaubert'in de, "J'appelle bourgeois quiconque pense bassement"* dedii bilinir. Bu ortaa burjuvas ne kyl ne de soylu (lord) olduundan, sonunda, onun bir ara snf yesi, yani bir orta snf olduu dnlmeye baland. Ancak, bylece baka bir mulakla da meydan verilmi oldu. Btn ehir sakinleri mi, yoksa onlarn sadece bir ksm m burjuvayd? Zanaatkarlar burjuva m, yoksa kk burjuva myd ya da burjuvadan saylmazlar myd? Terim, pratikte, hem tketim olanaklarn (yaam tarz) hem de yatrm olanaklarn (sermaye) dolaymlayan, hali vakti yerindelikle akan belirli bir gelir dzeyiyle zdeletirildi. Terimin kullanm, bu iki eksen tketim ve sermaye zerinden gelitirildi. Buna gre burjuva yaam tarz, bir yandan soylularn, dier yandan da kyl/zanaatkrlarn yaam tarzlaryla kartlk oluturuyordu. Kyl/zanaatkrlarn yaam tarz karsnda burjuva yaam tarz, konforu, adab- muaereti, temizlii ifade ediyordu. Ama soylununki karsnda, belirgin bir lks yoksunluunu ve toplumsal davranlardaki beceriksizlii temsil ediyordu (yani, nouveau riche** imajna uygun dyordu). ok sonralar ehir hayat zenginleip karmaklanca, burjuva yaam
* "Baya dnen her kimse ona burjuva derim." (.n.) ** yeni zengin, sonradan grme. (.n.) 2. G. DUBY, Les trois ordres ou iimaginaire du fodalisme, Paris, 1978. 3. M. CANARD, "Essai de semantique: Le mot 'bourgeois'", Revue de philosophie franaise et de littrature, XXVII, s. 33.

tarz, bir sanatnn ya da bir entelektelin yaam tarzyla da kartlk iine girdi. Bu kartlkta burjuva yaam tarz, dzeni, toplumsal uyumluluu, temkinlilii, alkl temsil etti. Yani burjuva, kendiliindenlik, serbestlik, enlik ve zekilik adna ne varsa hepsine kart, nihayet bugn bizim kltr-dman dediimiz bir yaam tarzna sahipti. Son olarak, kapitalist gelime, bir proleterin de burjuvann iktisadi roln stlenmeksizin, sahte bir burjuva yaam tarzn benimsemesi anlamnda yeni bir yaam tarzn olanakl kld, ki biz buna "orta snflama" diyoruz. Babbitt gibi bir burjuva, modern kltrel sylemin merkezinde yer almsa, kapitalist olarak burjuva da siyasal-ekonomi syleminin merkezinde olmutur. Buna gre burjuva, retim aralarn sermayeletiren, cret karlnda ii kiralayan ve retileni pazarda satandr. Satlardan elde ettii gelirin, cretleri de ieren retim maliyetlerinden daha byk olmas durumunda, burjuvann amac olan krdan sz edilebilir. Burjuvay toplumsal rolnn erdemlerinden dolay (yaratc bir giriimci olarak burjuva) venler olduu gibi, bu rolnn ktlklerinden dolay (parazit bir smrc olarak burjuva) yerenler de olmutur. Fakat venler de yerenler de burjuvann, bu kapitalist burjuvann ouna gre, 19. yzyldan bu yana; birouna gre, 16. yzyldan beri; ok byk bir gruba greyse, daha da uzun bir zamandan beri modern iktisadi yaamn merkezi dinamik gc olduunda birlemilerdir. 19. Yzyl Tanmlar Tpk "burjuva" kavramnn soylu/toprak sahibi ve kyl/zanaatkr arasnda bir ara tabaka olarak tanmlanmas gibi, burjuva a ya da burjuva toplumu da iki yn arasnda tanmlanmaya baland: geriye doru gidildiinde feodalizmden ilerde, ileriye doru gidildiindeyse sosyalizm vaadiyle (ya da tehdidiyle) kar karya... Bu tanm 19. yzyln bir olgusuydu, yle ki, ou kimse bu yzyln, burjuva zaferinin a olduunu, kavram ve gereklik olarak burjuvann en asli tarihsel ura olduunu dnmekteydi. Burjuva uygarln kolektif bilincimizde, dnyann atlye-

IRK, ULUS, SINIF 172

KAVRAM VE GEREKLK OLARAK BURJUVAZ 173

si, beyaz adamn omuzlarndaki ykn anavatan, o zerinde gnein hi batmad, sorumluluklarnn bilincinde, bilimsel, uygar Viktorya Britanyas'ndan daha iyi ne temsil edebilir ki? Bylece burjuva gereklii hem kltrel hem de siyasaliktisadi gereklii 19. yzyln byk akm (muhafazakrlk, liberalizm ve Marksizm) tarafndan, benzer ekilde betimlendi. Burjuvann mesleki ilevi (nceleri genellikle bir tccar, fakat sonralar, mallarn iilere rettiren, yani cretli emek istihdam eden ve retim aralarna sahip bir iadam), iktisadi motoru (kr gds, sermaye biriktirme arzusu) ve kltrel profili (sorumlu, aklc, kendi karlarnn peinde koan), bu akmn burjuvay kavramlatrma konusunda anlatklar zellikler oldu. Merkezi bir kavram etrafnda 19. yzylda olumu bylesine bir kavray birlii dolaysyla bu kavram hi tereddt etmeden, tartmaya gerek duymakszn kullanabileceimiz dnlebilir. Ancak Labrousse, tek bir tanm zerinde anlaamayacamz ve bu nedenle ampirik gereklie daha yakndan bakmamz ve ufkumuzu mmkn olduunca geni tutmamz salk veriyor. Labrousse'un 1955'teki bu nerisine ramen, akademik camiann bu neriyi dikkate almadn sanyorum. Neden acaba? imdi, tarihilerin ve teki toplumsal bilimcilerin almalarnda, iinde burjuva(zi) kavramnn (onlarn deilse de, ou okurlarnn cann skacak bir biimde) kullanld be ayr balam ele alalm. Bu rahatszlk verici noktalan zmlemekle, kavram ve gereklik arasnda daha iyi bir akmay salayacak ipularn bulabiliriz. 1. Tarihiler sk sk "burjuvazinin aristokratlamas" olarak adlandrdklar bir olgudan sz ederler. rnein, bazlarna gre, bu durum 17. yzylda Hollanda'da grlmt.4 Ancien Regime Fransas'nda, mevki satlar (venality of office) sistemiyle yaratlm olan "noblesse de robe"*, sz edilen kavramn fiili bir
* Yarglk mevkiine sahip olunduunda verilen asalet. (.n.) 4. D. J. ROORDA, "The Ruling Classes in Holland in the Seventeenth Century", der. J. S. BROMLEY ve E. H. KOSSMAN, Britain and the Nether-lands, II, Grningen 1964 iinde s. 119; ve "Party and Faction", Acta Histo-riae Nederlandica, II, 1967, s. 196-97.

kurumsallamasyd. Ve kukusuz, Thomas Mann'n Buddenbrooks'ta betimlediinin de zengin aile hanedanlarnn toplumsal kalplarnda, byk giriimciden iktisadi btnlemeye (konsolidasyon), oradan sanat hamiliine, nihayet gnmzde ya dekadan bir ahlak dknne ya da yoldan km idealist bir hedoniste doru izledii tipik dnm izgisi bu olduu sylenebilir. Grmeye altmz ey nedir? Hayatnn belli bir uranda, birtakm nedenlerle, bir burjuvann "aristokratik" (19. yzyldan beri eski zengin tabiri de kullanlyor) rol adna, hem kltrel tarzn hem de siyasal-iktisadi roln terk etmesi olgusudur. Bu olgunun geleneksel biimsel simgesi, toprakl malikne elde edip, kent sakini fabrika sahibi burjuvalktan, kr sakini toprak sahibi soylulua doru bir deiim geirmek oldu. Burjuva bunu niye yapar? Yant ak. 11. yzyldan bugne kadar, gerek toplumsal stat asndan, gerekse modern dnyann kltrel sylemi asndan, bir aristokrat olmak, her nedense bir burjuva olmaktan daha "iyi", daha arzu edilir bir ey olarak grlmtr. lk bakta bu, iki nedenden dolay dikkate deerdir. Birincisi u: Bize herkesin syledii, 19. yzyldan, 16. yzyldan ve hatta daha da ncesinden beri, siyasal-iktisadi srecin dinamik figrnn burjuva olduudur. Peki yleyse, herhangi biri toplumsal sahnenin daha arkaik olan ve hep de yle kalacak olan bir kesinde yer almak iin, sahnenin merkezinde bulunan yerinden neden vazgesin? kincisi, feodalizm veya feodal dzen, ideolojik sunular iinde soyluluu yceltirken, kapitalizm kesinlikle burjuval ycelten bir ideolojiyi dourdu. Ve kukusuz, bu ideoloji, en azndan kapitalist dnya ekonomisinin merkezinde ve yine en azndan 150-200 yldr egemen bir konumda bulunmaktadr. Buddenbrooks olgusu geerliliini korumaya devam ediyor. Ve Byk Britanya'da asilzadelik bugn bile bir eref olarak grlyor. 2. ada dncenin polemiklere yol aan nemli bir kavram da, burjuvazinin kendi tarihsel rolne "ihaneti" kavramdr.

IRK, ULUS, SINIF 174

KAVRAM VE GEREKLK OLARAK BURJUVAZ 175

Buna benzer bir fikri Marksist yazlarda da bulabiliriz; tabii bu, sz konusu kavrayn sadece Marksist yazlarda bulunabilecei anlamna gelmez. Bu kavram aslnda "burjuvazinin aristokratlamas" kavramna baldr. Belirli lkelerde, zellikle az "gelimi" denilenlerde, bu kavramla anlatlmak istenen, yerel (ulusal) burjuvazinin kendisinden beklenen "normal" iktisadi rol, toprak sahibi veya rantiye olmak iin, ksacas aristokrat olmak iin terk etmi olmasdr. Fakat bu, kiisel biyografi balamndaki aristokratlamadan daha fazla bir eyi ifade etmektedir. Yani, kolektif biyografi balamndaki kollektif aristokratlamay ifade etmektedir. Sz konusu olan, bu deiimin bir eit ulusal takvime gre zamanlanmas sorunudur. Verili bir kesin gelime evreleri kuramna gre, burjuvazi belirli bir noktada devlet aygtn ele geirmeli, "burjuva devleti" denen eyi yaratmal, lkeyi sanayiletirmeli ve dolaysyla, kolektif olarak nemli miktarda sermaye biriktirmeliydi, ksacas Byk Britanya'nn getii varsaylan tarihsel yolu izlemeliydi. Bu andan itibaren, birey olarak burjuvann kendini aristokratlatrmas belki daha az nem tayacakt. Fakat bunlar gereklemeden nce, bu tr bireysel deiimler ulusal kolektif dnm zorlatrmaktadr (hatta olanakszlatrmaktadr). 20. yzylda, bu tr zmlemeler byk bir siyasal stratejinin payandas oldular. nc Enternasyonal partilerinin ve onlarn ardllarnn "ikiaamal ulusal devrim kuram" denen kuramlarn hakl gstermek iin kullanldlar. Buna gre, sosyalist partiler sadece proleter (ikinci aama) devrimi baarmakla ykml deillerdir, burjuva (birinci aama) devrimini gerekletirmede de oynamalar gereken ok geni bir rol vardr. ddia, ulusal burjuvazinin tarihsel rolne "ihanet" etmi olmas, dolaysyla, tarihsel olarak "zorunlu" bu rol, onlarn yerine proletaryann stlenmek zorunda olduu yolundaki bir manta dayanr. Bu kavram iki bakmdan tuhaftr. Bir kere, bir toplumsal snfn, proletaryann, baka bir snfn, burjuvazinin, tarihsel grevlerini hem yerine getirme ykmllne, hem de bunu yerine getirmenin toplumsal olanana sahip olduu dnlyor. (Burada, bu stratejinin gerekte Lenin tarafndan ortaya atlm ol-

masna ya da en azndan takdir edilmi olmasna ramen, Marx ve Engels'in reddettikleri Utopyac Sosyalistler'in treciliini de ok fazla artrdn geerken belirtmek isterim.) "Burjuvazinin ihaneti" fikri, burjuvazi asndan bakldnda daha da tuhaftr. Neden bir ulusal burjuva kendi tarihsel rolne ihanet etsin? stelik, byle bir tarihsel rol yerine getirmekle kazanacaklar ok ey var. Ve madem ki, herkes de muhafazakrlar, liberaller ve Marksistler burjuva kapitalistlerin daima kendi karlar peinde kotuklarnda hemfikirdir, yleyse, burjuvazi kendi karna olan bir eyi nasl grmez? Kelime oyununa dayanan bir bilmeceden daha fazla bir eydir bu; kendi kendisiyle elien bir iddiadr. Tarihsel grevlerine "ihanet" ettikleri sylenen ulusal burjuvalarn nicel olarak kk deil, ok byk bir ounluu meydana getirmesi, bu fikrin acayipliini daha da arpc bir biimde gsteriyor. Mlk Sahiplii ve Mlkn Kontrol 3. "Burjuvazinin aristokratlamas" lafz esas olarak 16. ve 18. yzyl arasnda, Avrupa lkelerindeki bir olguya iaret etmek iin kullanlmken, "burjuvazinin ihaneti" ifadesi, 20. yzylda, Avrupal olmayan lkelerdeki bir olguya iaret etmekte kullanld. Bununla birlikte esas olarak, ge 19. yzyl ve 20. yzyl Kuzey Amerikas ve Bat Avrupas'ndaki bir duruma iaret etmek iin kullanlan nc bir lafz daha var. Berle ve Means 1932'de yazdklar o nl kitaplarnda, modern i giriiminin yapsal tarihinde "mlk sahiplii ile mlkn kontrolnn ayrlmas" dedikleri bir ynelime iaret ettiler.5 Bununla, bir iin yasal sahibinin, ayn zamanda, o iin yneticisi de olduu durumdan, modern korporasyona doru bir deiimi kastediyorlard. Bu yeni korporasyonun, sadece parasal sermaye yatrmclar derecesine indirgenmi, ok sayda sahibi vardr, ama tm iktisadi karar verme iktidar, zorunlu olarak ksmen dahi
5. A. BERLE ve G. MEANS, The Modern Corporation and Private Property, New York, 1932.

IRK, ULUS, SINIF 176

KAVRAM VE GEREKLK OLARAK BURJUVAZ 177

olsa giriimin sahibi olmayan yneticilerin ya da resmi terimi iinde ifade edecek olursak, maal-alanlarn elindedir. imdi artk herkesin kabul ettii gibi, burjuvann iktisadi rol hakknda 19. yzylda liberaller ya da Marksistler tarafndan yaplm tanmlamalarla akmamaktadr. Ticari giriimin sz edilen korporasyon biiminin ykselii, sadece giriimlerin st dzeydeki yaplarn deil, ok daha fazla eyi deitirdi. Btn bir yeni toplumsal katman yaratt. Marx, 19. yzylda, sermayenin merkezilemesi gibi, snflarn kutuplamasnn da zamanla artacan ve nihayet sadece bir burjuvaziyle (aznlk), bir proletaryann (ounluk) kalacan ngrmt. Bununla, kapitalist gelime srasnda, iki geni toplumsal grubun, bamsz kk tarmsal reticiler ve bamsz kk kent zanaatkrlarnn ikili bir srele kaybolacaklarn sylemek istiyordu: Pek az giriimci (yani burjuva) ve ou cretli ii (yani proleterler) olacakt. Liberaller genellikle bu tr ngrlerde bulunmadlarsa da, sadece toplumsal bir tasvir olduu kadaryla, Marx'n ngrsndeki hibir ey liberal tezlerle uyumaz bir halde deildi. Cariyle gibi muhafazakrlar Marksist ngrnn doru olduunu dndler; bu onlar dehete dryordu. Gerekte Marx haklyd ve gerekten de bu iki toplumsal kategori son 150 yl iinde dramatik bir biimde kld. Fakat, kinci Dnya Sava'ndan bu yana sosyologlar, bu iki katmann yok oluu yannda, yeni bir katmann ortaya kna iaret etmektedirler. "Eski orta snfn yitmekte olduu ve "yeni bir orta snfn ortaya kmakta olduu artk herkesin bildii bir ey haline geldi.6 Bu yeni orta snf ile kastedilen, niversite eitimiyle kazandklar becerileri dolaysyla irket yaplarndaki ynetimsel ya da yar ynetimsel konumlarda bulunan cretli uzmanlarn byyen katmanyd (ncelikle "mhendisler", sonra hukuk ve salk uzmanlar, pazarlama uzmanlar, bilgisayar analizcileri vb.). Burada iki ey dikkati ekiyor: Her eyden nce dilsel bir karmaa. Bu "yeni orta snflar" da bir "ara katman" olarak (11.
6. Kayda deer bir rnek iin bkz. C. WRIGHT MILLS, Wlite Collar, New York, 1951.

yzyldaki gibi) grlyor, fakat imdi, "burjuvazi" ya da "kapitalistler" veya "st ynetim" ile "proletarya" ya da "iiler" arasna yerletiriliyor. Yani 11. yzyln burjuvas orta katmand, fakat 20. yzyln terminolojisinde, hl katmann tanmlanmakta olduu bir durumda, sz konusu terim st katman tanmlamak iin kullanlyor. Bu karmaa 1960'larda, "yeni orta snflar", "yeni alan snflar" olarak yeniden adlandrarak, olan katman ikiye indirmeye girien kiilerin abalaryla daha da artt.7 Bu ad deiiklii olas siyasal karmlar yznden geni lde tevik edildi, fakat bu kez, deien baka bir gereklie daha dikkat ekiliyordu: Nitelikli iilerin ve bu maal uzmanlarn yaam tarzlar ve gelir dzeyleri arasndaki farkllklar daralyordu. kinci olarak, bu "yeni orta snflar", 19. yzyln zmleme kategorileriyle tanmlamak olduka zordu. Bu snflar, "burjuva" saylma ltne biraz uyuyorlard; "halleri vakitleri yerindeydi"; yatrm yapmak iin ok olmasa da biraz paralar vard (ounlukla, hisse senetleri ve tahvillere yatrm yapyorlard); kukusuz iktisadi ve siyasal olarak kendi karlarn gerekletirmeye alyorlard. Fakat yaamlarn (servetlerinin gelirinden ok) cretli iiler gibi, ncelikle halihazrdaki cretleriyle kazanyorlard. Ve bylece "proleter" saylma ltne de uyuyorlard. Onlarn yaam tarznda, burjuva kltrne elik ettii dnlen priten tarzn nemli bir yeri yoktu; tersine, bu tarz daha ok hedonistik ve bundan dolay da "aristokratik"ti. 4. nc Dnya'da bu "yeni orta snflarn" bir benzeri vard. kinci Dnya Sava'ndan sonra birbiri ardna bamszlna kavuan bu lkelerde, aratrmaclar, nfusun ok nemli bir katmannn ykseliine, devlet tarafndan istihdam edilen, dier yurttalarla kyaslandklarnda gelir dzeylerine gre zengin saylan eitilmi kadrolara iaret ettiler. Dier "hali vakti yerinde" insan trlerinin fiilen bulunmad Afrika'da hemen gze arpan bu kadrolar tanmlamak iin yeni bir kavram yaratld: "dari burjuvazi".
7. rnein bkz. A. GORZ, Stratgie ouvrire et nocapitalisme, Paris, 1964.

RK, ULUS, SINIF 178

KAVRAM VE GEREKLK OLARAK BURJUVAZ 179

dari burjuvazi, yaam tarz ve toplumsal deerler asndan, gerekten geleneksel anlamda "burjuva" idi. Bunlar ou rejimin dayana oldular. Fanon, tekpartili Afrika devletlerinin "burjuva diktatrlkleri" olduunu iddia ederken8 bu burjuvaziyi kastediyordu. Kukusuz bu memurlar henz, cretli emek istihdam eden, yeniliki, risk stlenen, en yksek kr elde etme amacnda olan bir giriimci olarak burjuvann iktisadi rollerini yerine getirme anlamnda burjuva deillerdi. yi de, o kadar da doru deil. nk idari burjuvalarn bu klasik iktisadi rolleri sklkla yerine getirdikleri de oluyordu, fakat bunu yaptklarnda pek de takdir edilmiyorlard, daha ok, "rvet ve irtikap" ile sulanyorlard. 5. Burjuvazi ve/veya orta snflar kavramnn modern dnyadaki devlet yapsnn zmlenmesinde, karmaa yaratmakla birlikte merkezi bir rol oynad beinci bir alan daha var. Bir kez daha muhafazakr, liberal ya da Marksist retilerden hangisine bakarsak bakalm, kapitalizmin ortaya knn, bir biimde, devlet mekanizmasnn siyasal kontrolyle ilikili olduunun, ikisinin birbirine skca bal olduunun varsayldn grrz. Marksistler en veciz ifadesini "devlet, ynetici snfn yrtme komitesidir"9 sznde bulan grleriyle, kapitalist ekonominin bir burjuva devleti gerektirdiini sylediler. Whig'in tarih yorumunun merkezinde ise insan zgrlne doru itkinin, iktisadi ve siyasal arenalar iinde kout bir biimde gelitii iddias vard. Laissez-faire, temsili demokrasiyi ya da en azndan parlamenter ynetimi gerektiriyordu. Ve muhafazakrlarn yakndklar ey, (hepsinden nemlisi, devlet yaplar dzeyinde) geleneksel kurumlarn d ile para balan arasndaki derinlikli iliki deilse nedir? Muhafazakrlar, ne zaman Restorasyon'dan sz etmilerse, bununla kastettikleri, monarinin ve aristokratik imtiyazn restorasyonu olmutur.

Kukusuz, baz muhalif seslerin olduu da belirtilmelidir. Burjuva zaferinin o en nemli vatannda, Viktorya Britanyas' nda, tam da zafer annda, Walter Bagehot, monarinin, modern bir devlete ve kapitalist bir sisteme yaamn srdrme ve zafere ulama olana veren koullar korumadaki sregelen asli roln aratrd.10 Max Weber, kapitalist uygarln kilit sreci olarak grd brokratizasyonun tam da siyasal sistemin tepesinde asla olanakl olamayacan vurgulad.11 Ve Joseph Schumpeter, burjuvazinin Bagehot'un uyarlarn anlama yeteneinde olmamas dolaysyla, ynetim yapsnn kanlmaz olarak yklacan ileri srd.12 Burjuvazi ynetmekte srar ederek kendi mezarn kazacakt. Her de, burjuva ekonomisiyle burjuva devletini eitlemenin grnd kadar basit olmadn iddia ediyorlard. Gerekten de, Marksistler iin devlet kuram, (burjuva) devletin snf temeli kuram, son 30 yln en przl konularndan biri oldu; bunun en dikkate deer olan N. Poulantzas ile R. Miliband arasndaki tartmalardr.13 "Devletin greli zerklii" ibaresi, geni nominal destee sahip bir klie haline geldi. Oysa bu "burjuvazinin" ya da "orta snflarn" ilerinden hibirinin devleti, Marksist aforizmadaki dorudan tarz iinde kontrol edemedii eitli versiyonlarnn olduu ve bunlarn bileiminin tek bir snf ya da grup adyla ifade edilemeyecei gereini deilse, neyi anlatyor? Kavramn Yeniden Dnlmesi Burjuva kavramn, Ortaa'da ilk ortaya kndan, Ancien Regime'in ve sonra 19. yzyl sanayiciliinin Avrupas'ndaki tecesstleri yoluyla bize ulaan haliyle 20. yzyl dnyasndan konuurken net bir anlamda kullanmak hayli zor grnyor. Hele onu,

1948.

8.F. FANON, The Wretched of the Earth, New York, 1964, s. 121-63. 9.K. MARX, F. ENGELS, The Communist Manifesto [1848], New York,

York, 1942, Blm 12. 13. R. MLIBAND, The State in Capitalist Society, Londra, 1969; N. POULANTZAS, Political Power and Social Classes [1968], NLB, Londra, 1973; tartma iin bkz. New Left Review, say: 58, 59, 82 ve 95.

10. W. BAGEHOT, The English Constitution [1867], III, Londra, 1964. 11. M. WEBER, Economy and Society [1922], III, New York, 1968. 12. J. SCHUMPETER, Capitalism, Socialism and Democracy, New

IRK, ULUS, SINIF 180

KAVRAM VE GEREKLK OLARAK BURJUVAZ 181

modern dnyann tarihsel gelimesini aklkla yorumlamamza olanak veren bir Ariadne ipi olarak kullanmak daha da zor grnyor. Bununla birlikte henz grnrde bu kavram btnyle skartaya kartacak bir kavram yok. Bizim modern dnyamz zerine bildiim hibir ciddi tarihsel yorum yok ki burjuvazi ya da ona alternatif olarak orta snflar kavramn iermesin. Bu da bouna deil. nk ba kahraman olmayan bir yk anlatmak zordur. Buna karlk bir kavram gereklikle ve bu gerekliin atan belli bal btn ideolojik yorumlaryla srekli bir uyumazlk gsterdiinde, belki de artk bu kavram gzden geirmenin ve temel niteliklerinin gerekte neler olduunu yeniden deerlendirmenin zaman gelmitir. Entelektel tarihin nemli baka bir parasna iaret ederek balamak istiyorum. Proletaryann, ya da isterseniz cretli iilerin, tarihsel olarak basite birdenbire ortaya kmadn, zaman iinde yaratlm olduunu hepimiz ok iyi biliriz. Bir zamanlar dnyadaki emek gcnn ou, ok farkl gelir biimlerine ama ok nadiren cret biiminde gelire sahip krsal tarmsal reticilerdi. Bugn, dnyadaki igcnn geni (ve srekli genileyen) bir kesimi kentseldir ve ou cret biiminde gelir elde eder. Bu deiim, kimilerince "proleterletirilme", kimilerince de "ii snfnn kendi kendini kurmas"14 eklinde adlandrld. Bu sre hakknda birok kuram var; ok sayda incelemenin de konusunu oluturuyor. oumuzun daha az gzne arpsa da, burjuva olarak adlandrlabilecek kiilerin yzdesinin, bugn, ncekinden daha fazla olduunun ve bu bymenin, tartmasz 11. yzyldan, zellikle de 16. yzyldan beri durmadan srdnn de farkndayz. Ve bildiim kadaryla, henz, "proleterletirilme"ye paralel bir sre olarak ne "burjuvalatrlma"dan sz eden kimse var, ne de burjuvazinin kendi kendisini kurmas zerine kitap yazan biri; daha ok, "muzaffer burjuvazi" zerine kitap yazanlar var.15 Bu-

rada burjuvazi, adeta verili bir olguymu ve bu yzden dierleri zerinde, aristokrasi, devlet ve iiler zerinde etkili oluyormuasna kavramlatrlmaktadr. Bu haliyle burjuvazi, sanki kkenteri yokmu da bir yetikin olarak Zeus'un bandan km gibi grnyor. Byle aikr bir deus ex machina* karsnda hemen iz srmeye balamalyz. Gerekten de tam bir deus ex machina oldu burjuva. nk burjuvazi/orta snflar kavramnn en nemli kullanm, modern dnyann kkenlerini aklamak iin olmutur. Bir zamanlar, diye anlatlr efsane, feodalizm veya ticari olmayan, uzmanlamam bir ekonomi vard. Derebeyleri vard, kyller vard. Ayn zamanda reten ve pazar araclyla ticaret yapan birka kent sakini de vard (bu sadece bir ans eseri miydi?). Orta snflar dodu, bunlar parasal ilem alann genilettiler ve dolaysyla modern dnyann harikalarn drt bir yana satlar. Ya da, z olarak ayn fikir, biraz farkl szlerle dile getirilir: Burjuvazi sadece iktisadi arenada deil, ardndan, nceden egemen olan aristokrasiyi devirmek iin siyasal arenada da ykseldi. Bu efsanede, burjuvazi/orta snflar, efsanenin anlaml olmas iin bir veri olmal. Burjuvazinin tarihsel oluumunu zmlemek, kanlmaz olarak, efsanenin aklayc tutarlln tartlr hale getirecekti. Bu yzden bu yaplmad, ya da ok fazla yaplmad. Varolusal bir aktrn, ge Ortaa'n kentsel sakininin, incelenmemi bir z iinde, burjuvada (modern dnyann fatihi olan burjuvada) eyletirilii, burjuvann psikolojisine ya da ideolojisine ilikin bir mitletirmeyle el ele gitmektedir. Bu burjuvann bir "bireyci" olduu varsaylyor. Burada muhafazakrlarn, liberallerin ve Marksistler'in bir kez daha uzlatklarn gryoruz. Her dnce okulu da burjuva giriimcinin, gemi alardakinden farkl olarak (Marksistler'e gre, gelecek alardakinden de farkl olarak), yalnzca kendisini gzettiini ileri srd. Onun toplumsal ykmllk duygusu yoktu, toplumsal snrlar tanmyordu (ya da az tanyordu), daima Benthamc bir haz ve ac hesabyla hare* Deus ex machina: Klasik dramda zor bir durumu halletmek iin mekanik aralarla sahneye indirilen tanr, (.n.)

14. E. P. THOMPSON, The Making of the English Working Class, gz den geirilmi basm, Londra, 1968. 15. C. MORAZE, Les bourgeois conqurants, Paris, 1957.

IRK, ULUS, SINIF 182

KAVRAM VE GEREKLK OLARAK BURJUVAZ 183

ket ediyordu. 19. yzyl liberalleri bunu zgrln kullanlmas olarak tanmladlar ve biraz da gizemli bir biimde, herkesin bunu yrekten yapmasnn kendi avantajna olacan iddia ettiler. Kaybeden olmayacakt, sadece kazananlar olacakt. 19. yzyl muhafazakrlar ve Marksistleri bu liberal lakaytl ahlaken dehet, sosyolojik olarak da endie verici buldular. Liberaller tarafndan "zgrlk"n kullanlmas ve insann ilerlemesinin kayna olarak grlen ey, muhafazakrlar ve Marksistler tarafndan, uzun vadede, toplumu bir arada tutan toplumsal balarn zlmesine yol aacak "anari" durumuna gtren bir ey olarak grld. Modern dncede gl bir "bireyci" izgi olduunu ve bunun etkisinin 19. yzylda doruuna ulatn da, bu dnce izgisinin modern dnyann nemli aktrleri tarafndan anlaml birok toplumsal davran tarzna neden ve sonu olarak yanstlm olduunu da yadsmyorum. Benim yapmak istediim, yaplan bir mantk sramas karsnda; bireycilii nemli bir toplumsal gereklik olarak incelemekten, onu modern dnyann, burjuva uygarlnn ve kapitalist dnya ekonomisinin en nemli gereklii olarak incelemeye doru yaplan mantksal srama karsnda uyarda bulunmaktr. Ksacas bu doru deildir. Temel sorun, kapitalizmin nasl ilediine ilikin imgelerimizde yatyor. Kapitalizm, retim faktrnn emein, sermayenin, metalarn serbest akna gerek duyduundan, btnyle serbest bir aka ihtiya duyduunu, ya da en azndan kapitalistlerin arzusunun byle olduunu sanyoruz; oysa gerekte, kapitalizm ksmi bir ak gerektirir, kapitalistler de bunu arzu eder. Kapitalizm arz ve talep "yasas" zerinde temellenen pazar mekanizmalar araclyla ilediinden, tam olarak rekabeti bir pazar gerektirdiini, kapitalistlerin de bunu istediini sanyoruz. Oysa kapitalizmin ihtiyac, kapitalistlerin de istedii, hem yarar elde edilebilen, hem de zarara uranlabilen pazarlardr, uygun bir karm iinde, rekabet ile tekelin yan yana yer ald bir ekonomidir. Kapitalizm bireyci davran dllendiren bir sistem olduundan, kapitalizmin ihtiyacnn ve kapitalistlerin isteinin, herkesin bireyci gdlerle hareket etmesi olduunu sanyoruz; oysa gerekte, kapitalizmin ihtiyac ve kapitalistlerin istedii, hem burjuvalarn,

hem de proleterlerin zihniyetinde yksek dozda bir anti-bireyci toplumsal ynelimin olmasdr. Kapitalizm mlkiyet haklarnn hukuksal temeli zerinde ina edilmi olduundan, sanyoruz ki, kapitalizmin ihtiyac ve kapitalistlerin istedii mlkiyetin dokunulmaz olmas ve zel mlkiyet haklarnn daima toplumsal etkileimin giderek daha geni bir alanna yaylmasdr; oysa, kapitalizmin btn tarihi, gerekte, mlkiyet haklarnn genilemesinin deil, amaz bir ekilde daralmasnn tarihidir. Kapitalizm, kapitalistlerin saf iktisadi alanlar iinde iktisadi karar verme hakkn ele geirmeye altklar bir sistem olduundan, bunun aslnda kapitalistlerin kararlarna siyasal meseleleri kartrmaya alerji duyduklar anlamna geldiini dnyoruz; oysa onlar srekli olarak ve srarla devlet aygtlarndan yararlanmaya alyorlar ve siyasal ncelik kavramna da baylyorlar. Sonsuz Birikim Ksaca, bizim burjuvay kavraymzda yanl olan, kapitalizmin tarihsel gerekliini (eer arptma deilse) tersten okumamzdr. Eer kapitalizm herhangi bir eyse, sermayenin sonsuz birikimi zerinde temellenmi bir sistemdir. Kapitalizmin Prometeci ruhu olarak gklere kartlan ya da yerden yere vurulan ite bu sonsuzluktur.16 Durkheim'n, anominin, ayrlmaz bir paras olduunu dnd ey ite bu sonsuzluktur.17 Erich Fromm'un hep kamaya altmz syledii ey de ite bu sonsuzluktur.18 Max Weber, Protestan ahlak ile kapitalizmin ruhu arasndaki zorunlu ba zmlemeye alrken, Kalvinci kaderci teolojinin toplumsal karmlarn belirliyordu.19 Mantksal olarak, eer Tanr her eye kadir olsayd ve sadece bir aznlk kurtanlabilecek olsayd, insanlar bu aznln arasnda olmalarn salayacak hi-

Capitalism [1904-05], Londra, 1950 (Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu, Hil Ya yn, 2. Basm, 1991)

16. D. LANDES, Prometheus Unbound, Cambridge, 1969. 17. E. DURKHEIM, Silicide [1897], Glencoe, 1951. 18. E. FROMM, Escape from Freedom, New York, 1941. 19. M. WEBER, The Protestant Ethic and the Spirit of

IRK, ULUS, SINIF 184

KAVRAM VE GEREKLK OLARAK BURJUVAZ 185

bir ey yapamazlard, nk yapabilselerdi, Tanr'nn iradesini de belirlemi olacaklard ve bu durumda da Tanr artk her eye kadir olan olamayacakt. Weber, bunlarn hepsinin lojik (mantksal) olarak ok iyi, ama psiko-lojik olarak olanakl olmadn belirtti. Psikolojik olarak insan bu mantktan, nceden mukadder klnm olduundan her davrann kabul edilebilir olduu sonucunu karabilirdi. Ya da ilahi kurtulu dorultusunda olmayan hibir davran deer tamadndan, edilginleip atl kalabilirdi. Weber'e gre, psiko-lojik ile atma iindeki bir mantk yaayamaz ve bunun iin bklmesi gerekir. Bu bklme Kalvincilik ile gerekleti. Kalvinciler mukadderat ilkesine, nceden bilme olanan ya da en azndan, olumsuz nceden bilme olanan eklediler. Tanr'nn davranlarn edimlerimizle etkileyemezken, belirli olumsuz ya da gnahkr davran trleri de, Tanrsal inayetten yoksunluun iaretleriydi. imdi psikolojik olarak da her ey iyiydi. Aksi biimde davranmak Tanr'nn bizi yzst brakacann iareti olduundan, doru biimde davranmaya zorlanyorduk. Kapitalist ahlakn lojii ve psiko-lojii arasnda ayrm yaparak Weber'inkine paralel bir zmleme yapmak istiyorum. Eer ileyiin nesnesi sermayenin dur durak tanmayan birikimiyse, mantksal olarak hep ok alma ve feragat kanlmazdr. cretin bir demir yasas olduu kadar, krn da bir demir yasas vardr. Kiisel tatmin iin harcanan her kuru, yatrm srecinden ve dolaysyla daha ok sermaye birikiminden bir kuru eksiltmek demektir. Krn demir yasas mantksal olarak kat olmasna ramen psiko-lojik olarak olanakl deildir. Eer herhangi bir kiisel dl yoksa bir kapitalist, bir giriimci, bir burjuva olmann anlam nedir? Ak ki, elde edilecek bir ey yoksa onu yapacak kimse de olmayacaktr. Ama ite yine de mantksal olarak istenen budur. Eh, elbette bu mantk bklmeliydi, yoksa sistem hi almayacakt. Ve ak ki imdi sistem ne zamandr almaktadr. Nasl her eye kadirlik ile ilahi takdir bileimi nceden bilme tarafndan biimlendirildiyse (ve nihayet zayflatldysa), birikim ile tasarruflar bileimi de rant tarafndan biimlendirildi (ve niha-

yet, zayflatld). Bildiimiz gibi rant, klasik iktisatlar tarafndan krn gerek bir anti tezi olarak sunuldu. Byle bir ey deildi; krn tecesstyd. Klasik iktisatlar, burjuvazinin aristokrasiyi devirdii yolundaki tarihsel efsanemizde ifadesini bulan, ranttan kra doru giden bir tarihsel evrime iaret ettiler. Tersine, aslnda bu iki anlamda yanltr. Zamansal dizi uzun vadeli deil, ksa vadelidir ve ters ynde yrmektedir. Her kapitalist kr ranta dntrmeye alr. Bu, u hkme tercme edilebilir: Her burjuvann temel amac bir "aristokrat" olmaktr. Bu, uzun vadeye ilikin bir hkm deil, ksa vadeli bir dizidir. "Rant" nedir? Dar iktisadi terimlerle ifade edilecek olursa, rant mlk sahibi tarafndan yaratld ya da onun kendi almasnn (hatta bir giriimci olarak almasnn) sonucu olduu iddia edilemeyecek, somut bir meknsal-zamansal gerekliin kontrolnden kan gelirdir. Bir rman slat noktann yaknnda bir topraa sahip olacak kadar anslysam, topramdan geenlerden bir gei creti alrm, ite bu aldm ranttr. Eer bakalarnn benim topramda kendi hesaplarna almalarna ya da benim binamda oturmalarna izin verirsem, bunun karlnda onlarn bana dedikleri bedel de rant olacaktr. Tahvil satn alp, her ayda bir kr pay alrsam bana rantiye denir. Gerekten de, 18. yzyl Fransas'nn belgelerine bakacak olursak, rantiyelerin "gelirleriyle soylular gibi yaayan burjuvalar" olarak, yani iten ya da bir i sahibi olmaktan kananlar olarak tanmlandn grrz.20 imdi yukarda sz edilen durumlarda, ranta yol aacak avantaj elde etmek iin hibir ey yapmadm sylemek pek
20. G. V. TAYLOR, "The Paris Bourse on the Eve of the Revolution", American Historical Review, LXVII, 4 Temmuz 1961, s. 954. Ayrca bkz. M. VOVELLE ve D. ROCHE, "Bourgeois, Rentiers and Property Owners: Elements for Defining a Social Category at the End of the Eighteenth Century", der. J. KAPLOW, New Perspectives and the French Revolution: Readings in Historical Sociology, New York 1965 iinde; ve R. FORSTER, "The Middle Class in Western Europe: An Essay", der. W. SCHNEIDER, Wirtschaftskrften und Wirtsclaflswege: Beilrage zur Wirtschaftsgesclchte, 1978.

IRK, ULUS, SINIF 186

KAVRAM VE GEREKLK OLARAK BURJUVAZ 187

doru olmaz. Bir kere, bana yasal biimde rant elde etme olana veren mlkiyet haklarnn belli bir trne sahip olmak iin ngrm ya da ansm vard. Bu mlkiyet haklarn elde etmenin altnda yatan "almann" iki zellii var. Birincisi, imdi deil, gemite yaplmtr. (Gerekten de ounlukla uzak gemite, bir ata tarafndan yaplmtr.) kincisi, siyasal otorite tarafndan resmen tahsis edilmesi gerekirdi, yoksa bugn para kazandrmas mmkn olmazd. Demek ki, rant=gemi ve rant=siyasal iktidar. Rant mevcut mlk sahibine hizmet eder. Halihazrdaki almas sayesinde mlk elde etmeye alan birine hizmet edemez. Bu yzden rant daima tehdit altndadr. Ve rant siyasal olarak garanti altna alndndan, daima siyasal bir tehdit altndadr. Ne var ki baarya ulaan bir tehditkr, bu baarsnn sonucu olarak mlk elde edecektir. Ama bu mlk elde eder etmez de kar rantn meruluunu savunmay gerektirecektir. Rant kr orann, bir kimsenin tamamyla rekabeti olan bir pazarda elde edecei orann zerinde artran bir mekanizmadr. inden rmak geen toprak rneine geri dnelim. yle bir rmamz olduunu varsayalm ki, kpr ina edilebilecek kadar dar olan tek bir noktas olsun. imdi eitli alternatifler var. Devlet btn topran potansiyel olarak zel toprak olduunu ve bir rman karlkl her iki kysndaki topran sahibi olan kiinin bu en dar noktada zel bir kpr yapabileceini ve bu kprden gei iin zel bir bedel alabileceini beyan edebilir. Hatrlarsanz, rneimizde sadece tek bir gei noktas vard. yleyse, sz konusu kii bir tekele sahip olacaktr ve rmak zerinden tanan btn meta zincirlerinin artk deerinden nemli bir para elde etmenin bir yolu olarak ar bir gei bedeli isteyebilecektir. imdi, dier bir alternatife bakalm. Bu kez devlet, sz konusu iki kynn kamu topra olduunu beyan edebilir; bu durumda da iki ideal-tipik olaslktan biri sivrilecektir. Devlet kamu fonlarndan yararlanarak bir kpr ina eder ve hibir gei creti almaz ya da maliyet giderlerini karlayncaya kadar belli bir cret alr. Bu durumda, kprden geirilen meta zincirlerinin artk deerinden pay alnmas sz konusu deildir. Ya da devlet, kamusal olan bu kylarn, mallar kar kyya ulatrmak iin rekabet eden

ok saydaki kk sal sahibinin kullanmna verildiini beyan edebilir. Bu durumda, keskin rekabet bu hizmetlerin fiyatn dreceinden sal sahiplerinin ok dk bir kr oranna raz olmalarna, rma geen meta zincirinden aldklar artk deer paynn en aza inmesine neden olacaktr. Rant ve Tekel Bu rnekte, rantn nasl tekelci krla ayn eymi gibi grndne dikkat edilmeli. Bildiimiz gibi, bir tekel, onu iletenin, rekabetin olmamas dolaysyla yksek bir kr elde edebilecei bir durum demektir. Ya da, tekellemi kesimin de bir paras olduu meta zincirinin btnnde oluan yksek bir artk deer oran olduu sylenebilir. Meknsal-zamansal olarak zgl bir iktisadi i tipini tekelletirmekte olan bir giriimin daha yksek oranda kr elde edecei son derece aktr, aslnda kant bile gerektirmeyecek bir olgudur. Pazarn durumunda rekabetin ne kadar fazla gerek etkisi varsa, kr oran da o kadar decektir. Gerekten, tam rekabet ve dk kr oran arasndaki bu ba, serbest giriimcilik sistemini tarihsel-ideolojik olarak hakl karmak iin bavurulan olgulardan biridir. Yazk ki kapitalizm yaygn serbest giriimcilii asla tanmad. Kapitalizm yaygn serbest giriimcilii asla tanmad nk kapitalistler, olanakl olduu kadar daha fazla sermaye biriktirmek iin kr peinde, en fazla krn peinde koarlar. Dolaysyla, tekelci konumlar elde etmeye sadece gdlenmekle kalmazlar, yapsal olarak da buna zorlanrlar; bu onlar, sz edilen tekellemenin uzun mrlln mmkn klan bir ara vastasyla, devlet vastasyla krlarn en st dzeye karmaya iten bir eydir. Grdnz gibi, size szn ettiim dnya baaa duran bir dnya. Kapitalistler rekabeti deil, tekeli istiyorlar. Sermayeyi kr yoluyla deil, rant yoluyla biriktirmeye alyorlar. Burjuva olmay deil, aristokrat olmay istiyorlar. Ve madem ki tarihsel olarak, yani 16. yzyldan gnmze kadar kapitalist dnya ekonomisi iinde kapitalist mantn derinletiine ve yayldna tank olmaktayz, yleyse az olan deil, ok olan tekeldir; az olan

IRK, ULUS, SINIF 188

KAVRAM VE GEREKLK OLARAK BURJUVAZ 189

kr, ok olan ranttr ve daha az burjuvazi, daha ok aristokrasi vardr. Evet biliyorum, imdi, hem de ne ok diyeceksiniz! Doru olamayacak kadar zekice bir bulu! Bildiimiz dnyann kabul edilebilir bir tablosu ya da incelediimiz tarihsel gemiin makul bir yorumuymu gibi grnmyor. Tepkinizde haklsnz, nk yknn yarsn eksik braktm. Kapitalizm statik bir durum deil, tarihsel bir sistemdir. sel mant ve isel elikileriyle gelimitir. Baka bir ifadeyle, dngsel ritmleri kadar, dnyevi eilimleri de vardr. yleyse bu dnyevi eilimlere, zellikle de incelediimiz konudaki, burjuva konusundaki dnyevi eilimlere bakalm; ya da daha iyisi, burjuvalama adn verdiimiz dnyevi srece bakalm. Srecin yle ileyen bir ey olduuna inanyorum. Kapitalizmin mant, perhizci pritene, hatta Noel'i bile ok gren trden bir kanaatkara gerek duyar. Bununla birlikte, parann g ls olmaktan ok, inayet iareti olduu yerde, kapitalizmin psiko-lojii, zenginliin tehisine, bundan dolay da, "gsterili bir tketim"e gerek duyar. Bu elikiyi ieren sistemin ileyi biimi, sz konusu iki eilimi kuaksal bir ardkla, Buddenbrooks olgusuna dntrr. Baarl giriimcilerin younlamasnn grld her yerde, Buddenbrooks tiplerinin de younlatn grrz. Nitekim, ge 17. yzyl Hollandas'ndaki burjuvazi aristokratlamas buna rnek olarak gsterilebilir. Bu bir fars gibi tekrar ettirildiinde, buna burjuvazinin tarihsel rolne ihaneti diyoruz bunun iin de 20. yzyl Msr' rnek olarak verilebilir. Sadece bir tketici olarak burjuva sorunu deildir bu. Burjuvazinin aristokratik tarza olan tutkusu, bir giriimci olarak onun zgn alma tarz iinde de bulunabilir. 19. yzyla gelinceye dein (can ekimekte de olsa bugn de), i ilikileri bakmndan, kapitalist giriim Ortaa'n malikne modeli zerine ina edildi. yeri sahibi kendisini, iilerini gzeten, onlara konut temin eden, bir tr sosyal gvenlik program sunan pederahi bir ehreyle sundu. ilerinin sadece alma davranlaryla deil, btn ahlaki davranlaryla da ilgilenmekteydi. Bununla birlikte, za-

manla sermaye younlamaya balad. Bu, rakipleri safd etme, tekelleme abasnn bir sonucudur. Srekli olarak yar-tekelleri ykan ters eilimler yznden bu sre yava ilemektedir. Giriim yaplar henz yavaa genilemektedir, ama bu genileme, mlk-sahiplii ile kontroln birbirinden ayrlmas paternalizmin sonu, irketin ykselii ve dolaysyla da yeni orta snflarn ortaya kmas anlamna gelmektedir. "Giriimler"in, eklen zel olmaktan ok, devlete ait olduu evre ve zellikle yar-evre blgelerin zayf devletlerinde grld gibi, yeni orta snflar, geni lde, bir idari burjuvazi biimini alrlar. Bu sre devam ettike, yasal mlk sahibinin merkezi rolnn giderek azald ve sonunda kaybolduu grlr. Bu yeni orta snflar, maal burjuvalar nasl kavramlatrmalyz? Bu kiiler, yaam tarzlar veya tketimleri asndan ya da (isterseniz) artk deeri ele geirenler olarak aka burjuvadrlar. Fakat, sermaye ya da mlkiyet haklar sz konusu olduunda, burjuva olduklar sylenemez ya da pek sylenemez. Yani kendilerini aristokratlatrmak iin kr ranta dntrmekte "klasik" burjuvalar kadar olamazlar. Onlara gemiten miras kalm imtiyazlar deil, bugn elde ettikleri avantajlar kullanarak yaamlarn srdrrler. Dahas, imdiki geliri (kr), gelecekteki gelire (rant) dntremezler. Yani, gnn birinde ocuklarnn geimini temin edecek gemii temsil edemezler. Sadece kendileri imdi'de yaamakla kalmazlar, ocuklar ve ocuklarnn ocuklar da imdi'de yaamak zorunda kalacaklardr. te burjuvalama tam da budur klasik burjuvalarn en tatl ryas olan aristokratlama ihtimalinin sonu, gelecek iin bir gemi ina etmenin sonu, imdi'de yaamaya mahkm olmak. yleyse bunun, geleneksel olarak proleterleme dediimiz eye nasl olaand bir biimde kout (zde deil, kout) olduunu grelim. Genel olarak kabul grm anlaya gre, bir proleter artk ne kyl (yani, bir toprak zerinde kontrole sahip kk bir kyl) ne de bir zanaatkardr (yani makine zerinde kontrola sahip kk bir retici olan ii). Bir proleter, emek gcnden baka pazara sunabilecei bir eyi olmayan, dayanaca baka kaynaklar (yani gemii) olmayan

RK, ULUS, SINIF 190

KAVRAM VE GEREKLK OLARAK BURJUVAZ 191

kiidir. O, u anda kazandyla yaamn srdrr. Benim betimlediim burjuva da artk sermayeyi kontrol etmiyor (dolaysyla gemisiz) ve imdi kazandyla yayor. Bununla birlikte, proleter ile arasnda arpc bir fark var. O ok ok iyi yayor. Bu farkn nedeni, artk retim aralar zerindeki kontrol deil. Fakat hl, her naslsa burjuvalamann rn olan bu burjuva, proleterlemenin rn olan o proleterin yaratt artk deeri ele geirebiliyor. retim aralarnn kontrol sz konusu olmadna gre, bu burjuvann hl kontrol edebildii (ama o proleterin edemedii) baka bir ey olmal. "nsan Sermayesi" Bu noktada, son zamanlarda ortaya kan baka bir oturmam kavramdan, insan sermayesi kavramndan sz edelim. nsan sermayesi, bu yeni tip burjuvalarn bolca sahip olduu, ama proleterin sahip olmad bir ey. Peki burjuva bu insan sermayesini nerede kazanyor? Cevap belli: temel ve kendini aka ifa eden ilevi, insanlar orta snflarn yesi olmalar iin (uzmanlar, teknik elemanlar, sistemimizin ilevsel iktisadi yaptalar olan zel ve kamu giriimlerinin yneticileri olarak) eitmek olan eitim sistemlerinde. Eitim sistemleri gerekten insan sermayesi yaratrlar m; yani, insanlar karl yksek bir gelir elde etmek olan, g ve zgl becerileri kazanmalar iin mi eitirler? Eitim sistemimizin en nemli ilevinin bu olduu (hatta yalnzca bu olduu) ileri srlebilir; fakat gerekte bizim eitim sistemimiz daha ok toplumsallatrma, ocuk bakma ve yeni orta snflar olarak ortaya kacak olanlar szgeten geirme ilevleri grmektedir. Peki szgeten nasl geerler? Bunun cevabn da biliyoruz. Aptaln teki doktora alamayacana gre (ya da en azndan nadiren ald syleniyor) liyakat bir rol oynuyor olmal. ok sayda liyakatli (en azndan yeni orta snflarn yesi olmaya layk ok sayda) kii olduundan, eleme biraz da keyfi olmal. Kura ekmeyi seven kimse yoktur. nk riski fazladr. ou kimse keyfi elemeden kanmak iin hibir ey yapmayacaktr.

Nfuz sahibi olanlar kuray kazanmak iin, yani ayrcalk elde etmek iin nfuzlarn kullanacaklardr. Halihazrda avantajl durumda olanlarn nfuzu daha fazladr. Yeni orta snflar ocuklarna artk bir gemii miras brakamayacaklarndan (ya da en azndan byle bir miras brakabilmeleri giderek gletiinden) tek bir ey verebilirler: "daha iyi" eitim kurumlarna girme ayrcal. En geni anlamyla, eitimde oyunun kurallarn belirlemeye ynelik mcadelenin, giderek siyasal mcadelenin kilit noktas haline gelii artk artc olmamaldr. yleyse imdi yeniden devlete dnelim. Giderek, devletin gemii dllendirmesi, imtiyaz artrmas ve rant merulatrmas engelleniyorsa, yani kapitalizmin tarihsel yrngesinde ilerleyiiyle, mlkiyetin nemi srekli azalyorsa, devlet bu tablonun dnda tutulamaz. eref payeleriyle gemii dllendirmek yerine devlet, meritokrasi araclyla imdiyi dllendirebilir. Nihayet, uzman, idari, mlksz burjuvalarmz arasnda, "yetenee ak kariyerler" mevcut olabilir, ama kimin yetenekli olup, kimin olmadna biri karar vermelidir. Ve bu karar, ayrt edici zellikleri byk olmayan bir dalm iin alndnda siyasal bir karardr. Bylece tablomuzu zetleyebiliriz. Zaman iinde, kapitalizm erevesinde gerekten bir burjuvazi geliti. Bununla birlikte burjuvazinin imdiki versiyonu, tanmyla burjuvazi adna yol aan Ortaa tccarna da, tarihsel toplumsal bilimlerin bugn genel olarak tanmladklar kavramn ortaya kmasna yol am olan 19. yzyln kapitalist sanayicisine de ok az benziyor. Rastlantsal olan aklmz kartrd, ideolojiler yolumuzu artt. Her eye ramen, artk deeri ele geiren kimse olarak burjuvann, kapitalist oyunun ba aktr olduu dorudur. Ama sadece iktisadi deil, ayn zamanda siyasal bir aktr. Her ne kadar ok tutulan bir iddia ise de, kapitalizmin, iktisadi alan siyasal alandan zerk tutan yegne tarihsel sistem olduu iddias, bence ok yanl bir iddiadr. Bu bizi 21. yzylla ilgili olarak deineceim son bir noktaya getiriyor. Burjuva ayrcalnn nihai tezahr olan, meritokratik sistem sorununa... Temeli ok zayf olduundan burjuvazi asndan bu, sistemler arasnda en az (en ok deil) savunulabilir

IRK, ULUS, SINIF 192

olandr. Ezilenler, belki kendilerini ynetenlerin ve dolaysyla dlendirilenlerin buna doutan hak kazandklar iddiasn yutabilirler. Ama sadece yetenekli ve akgz olmalar dolaysyla, buna hak kazandklarn ileri srenlerin iddialar yle kolay yutulamaz. Bu durumda rt daha kolay yrtlabilir ve smr daha saydam bir hale gelir. fkelerini yattracak ne arlar, ne de pederahi sanayicileri olan iiler, daha dar bir kar temeline dayanan smrye ve uradklar talihsizliklere kar koymaya daha ok hazrdrlar. Bagehot ve Schumpeter'in szn ettikleri de buydu. Bagehot hl Kralie Viktorya'nn durumu kurtaracan umuyordu. Viyana'dan deil Londra'dan gelen, Harvard'da ders veren, yani her eyi grm olan Schumpeter daha karamsard. Bir kere, burjuva iin aristokrat olmak artk mmkn olmadnda, sonun yaklam olacan biliyordu.

ncelikle bu sempozyuma katlanlara sorulan sorunun biimini inceleyelim: "Whither Marxism?", "Marksizm nereye gidiyor?" Bu soru Marksizm'in sadece ynelimi konusunda deil, gittii yol ve yaayabilirlii konusunda bir kuku olduunu nceden varsaymaktadr. Lenin, 1913 ylnda "Karl Marx'n retisinin Tarihsel Kaderleri" balkl nl bir makalede evrensel tarihin, Paris Komn'n eksen alacak ekilde dnemselletirilmesini neriyordu. Tarihin "grnrdeki kaosu" iinde net grmeyi ve yol bulmay salayan "yasa"nn, yani Marx'n ayn ada tam anlamyla biimlendirdii ekliyle snf mcadelesi yasasnn gn na kmas tarih itibariyle bu olaya dayanacakt. Ve onun gznde bu yle denk dyordu ki, "tarihin diyalektiinin, Marksizm'in kuram konusundaki zaferinin dmanlarn bile Marksist klna girmeye mecbur edecek ekilde gelitiini" dorulayabileceini dnyordu. Dier bir deyile, Marksizm egemen "dnya gr" halini alyordu ona gre. Sosyalist devrimler onyllar boyunca hepsi aptal ya da muhteris olmayan milyonlarca insanda bu kanaati dorulamaya devam etti. Buna aykr olarak ve Marksizm'in resmi reti olduu devletlerin ideolojik memurlarndan oluan hatr saylr bir grubu hari tutarsak (bu retiye inanp inanmadklar da sorulabilir), gnmzde bu tip dorulamalar an* Bu makale ilk kez Hannah Arendt Siyasal Felsefe Sempozyumu'nda sunulmutur, New School for Social Research, New York, 15-16 Nisan 1987. Makalede atfta bulunulan kaynaklar, sonda, s. 227'de verilmitir.

RK, ULUS, SINIF 194

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE M? 195

cak baz neo-liberalizm kuramclarnn kaleminden okuyabiliriz; onlara gre en kk "himayeci devletin" en basit toplumsal siyaseti bile "Marksizmin bir tezahrn oluturuyor. Dierlerinin gznde, ar basan izlenim daha ok Marksizm'in yklmaya yz tutmasdr: the withering away of Marxism!:* nan iin inan; fakat bu yeni Ortodoksluk ne salamaktadr? Soruyu dorudan kestirip atmak niyetinde deilim. nk soru yanl bir ekilde ortaya konmutur. Bana yle geliyor ki bizim iin sz konusu olan daha ok, art arda gelen bu "zamansz doruluk iddialar"nn (Lacan byle derdi) gzden saklad elikileri canlandrmak ve bu elikilerin biraz zerine gitmektir. En iyi halde, tartmann baka bir zemine kayacan umalm. Ama ncelikle yntem zerine baz gzlemler yapmak gerekmektedir. lkin, "Marksizm nereye gidiyor? sorusuna kuram olarak Marksizm'in dahi hibir olumlu cevap getiremeyecei, temel bir mantk gereidir. Bu, bir eilimin belirlenmesi biiminde bile mmkn deildir. Bu, Marksizm'in kendi "anlam"nn bilgisine sahip olduunu varsaymak olacaktr. Marksizm'den, toplumsal hareketlere "ithalinin" kendi retisel tarihi zerinde yaratt sonular ve karlnda "maddi g" olarak bulunduu tarihsel durumlarn sonularn incelemesini isteyebiliriz (ki bu yaplmamtr). Ancak bu ekilde ne kavramsal diyalektiinin ne de hayata geiinin "gerek" diyalektiinin sonularna hkim olacan dnebiliriz. Bu sorular zerine felsefi anlamda dnmekten, yani nceden varolan kurallar olmakszn dnmekten (Lyotard) teye gidemeyiz. Kald ki her dnme nesnesine uygun deildir, sorgulamak istedii meseleye "ikin" deildir. kincisi, varolduu ekliyle (kuram olarak, ideoloji olarak, rgtlenme biimi olarak, tartmalarda koz olarak) Marksizm'e dorudan uygulayabileceimiz yaygn fakat ok zor tartlan diyalektik bir tez vardr: "Varolan her ey yok olmay hak eder" (Engels'in "Hegelci sisteme" uygulad, Goethe'nin Faust'undan
* "Marksizm eriyip gidiyor mu?"; "Snme", "eriyip yok olma" anlamndaki ngilizce wither fiili, devletin "ortadan kalkmas" iin bu fiili kullanan Marx'a atfen kullanlyor, (.n.)

alnt). Bu teze gre Marksizm, varolan tm biimleriyle, kanlmaz olarak, er ya da ge ortadan kalkacaktr. Kuram biimi de dahil olmak zere. Eer Marksizm bir yerlere gidiyor ise, bu ancak kendi ykmna olabilir. imdi bir baka tez daha (Spinoza' dan) ekleyelim: "Birden fazla yok olma ekli vardr." Bazs kaytsz artsz, ardnda birey brakmadan eriyip gitmedir. Bazs yeni batan kalba dkme, nbet deitirme ya da devrimdir: zddnn eklini alsa da, geriye bireyler kalr. Gemie bakarak (ve yalnzca gemie bakarak), Marksizm'in ne derece salam temellere oturduunu, onun ortadan kalkma tarzndan anlayacaz. Eer "yok olma" srecinin devam etmekte olduu ve hatta ilerledii ki bunu dndrecek birden fazla gsterge vardr varsaymndan yola karsak, entelektel mdahale ve konjonktr yerini bulur; srecin sonucunun bal olduu pratik-kuramsal anlam ekirdeini tanmlama ve onu belli bir ynde iletme riskini gze alabiliriz. Gelelim nc gzleme: Marksizm'in tarihsel etkisi, kurgulan evriminde, pratik yatrmlarnda, kurumlamasnda ve "kriz" inde artk bize grnd ekliyle, artc derecede elikili bir grnm sergiliyor. Hatta iki misli elikili. Bir yandan, bu olayn kendini ne zaman gsterdiini kesin olarak sylemek mmkn olmakszn (belki de baz komnist partilerde, "proletarya diktatrl" hedefinden vazgeildii andr bu bir anlamda fazla ge, bir anlamda fazla erken bir zaman), Marksizm'in "ngrleri"nin ve devrimci "program"nn hibir zaman olduklar gibi gerekleemeyecei ortaya kt; nk bunlarn zerine kurulu olduklar koullar snf mcadelesinin, kapitalizmin belli bir biimi kapitalizmin bu koullarn ve bylelikle de bizzat Marksizm'in "tesine" gemi olmasyla, oktandr ortadan kalkmt. Bununla beraber, bu amann kiplikleriyle ilgili hibir ciddi zmleme, bu amann kendisinin, ksmen (ve hatta nemli bir ksmnn) Marksizm'in etkililiinin dolayl bir sonucu olduunu bilmezlikten gelemedi. Bu etkililik zellikle, 19. yzylda kapitalizmin "yeniden yaplanmalarnn", Sovyet Devrimi'nin (Marksizm'in meru ya da meru saylan ocuunun) ve daha ok onun ii hareketlerindeki, ulusal kurtulu mcadelelerindeki

IRK, ULUS, SINIF 196

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE MI? 197

uzantlarnn "meydan okuyularna" kar cevap ve kar saldr olmalarnda grnr. yleyse Marksizm, kendi gelecek perspektifinin almasnda kazanan taraftr. Dier yandan Marksizm ya da belli bir Marksizm, ama bu akrabal a priori bir ekilde reddedemeyiz "sosyalist devrimlerde" ve "sosyalizmin kuruluunda" gerekletiine inanm ve bunu ilan etmitir. "Gei" kuramnn ve beklentisinin sosyalizmin kuruluunda karlat ve hl karlamakta olduu ac servenler ne olursa olsun, "gereklemi sosyalizm" toplumlar kendilerini resmi olarak "snfsz" ya da en azndan "snf mcadelesiz" toplumlar eklinde kavramak iin Marksizm'e dayanmlardr. Marksizm'den bir eylerin, geri dndrlemez bir biimde edimsel kurumlara geii, her eyden nce bu normatif biimle olmutur. Bununla beraber eer bu toplumlar, kinci Dnya Sava'nn sonundan bu yana tarihsiz, siyasal olarak hareketsiz toplumlar olmadlarsa, bu zellikle, en klasik tarz snf mcadelelerinin (ii mcadelelerinin) ve hatta tekelci parti-devirtlerine kar verilen demokratik mcadeleyle sk skya ilikili devrimci snf mcadelelerinin (in, Polonya) ald keskin biim sayesindedir. Burada yeni bir paradoks sonucu, toplumsal uzlamazlklarn sorunsal olarak Marksizm, her zaman, kendi "tamamlanmlnn" ilerisinde grnr. Marksizm'in, tarihsel bugnmzn toplumsal oluumlar ve blmleriyle tuhaf bir ekilde karmas uradan kaynaklanmaktadr: yle grnyor ki Marksizm'le iliki ada dnyay her zaman "blyor", ama ayn zamanda "yasasn" ya da anlalrlk ilkesini ifade ettii snf mcadeleleri, hibir zaman olmalar gereken yerdeymi gibi grnmyor. Buradan u merkezi temaya gelmek gerekir. Ksacas; Marksizm'in kimliinin, tamamyla snf ve snf mcadelesi zmlemesinin tanmna, menziline ve geerliliine bal olduu yeterince aktr. Bu zmlemenin dnda Marksizm yoktur: ne toplumsal olann zgl kuramlatrmas olarak, ne siyasal bir "stratejinin" tarihe eklemlenmesi olarak. Tersine, snf mcadeleleri toplumsal dnmlerin anlalrlna dair ilkeyi tad srece Marksizm'den bir eyler, tarihsel hareketin "motoru" ya da tek

"temel belirlenimi" olarak deilse de en azndan hibir siyasetin kendisini soyutlayamayaca evrensel, uzlamaz kartlk olarak, kanlamayacak bir ey olarak kabul edilebilir. Tanmlarna ve belli bir eilim gsteren "yasalarna" getirilmesi gereken dzeltmeler ne olursa olsun bu byledir. Fakat itirazlarn ykseldii ve Marksizm'in somut sarihliinin buland yer de tam bu noktadr. Marksizm'in grnrde tutarl bir btne eklemledii kavramlardan bazlar an derecede bayalatrlmtr: rnein devrim ve zellikle de kriz. Buna karn snf mcadelesi, en azndan "kapitalist" lkelerde, ya onu venlerin toplumsal olann karmakl zerindeki etkileri giderek azalr gibi olduu iin ya da ki bu ikisi bir arada gider bizzat snflar, ounluun pratiinde ve siyasetin en arpc biimlenmelerinde grnr kimliklerini kaybettikleri iin sahneden ekilmitir. yle olunca snf mcadelesi mit gibi grnecek bir hale gelmitir. Bugn artk byk lde alm olan koullar varolsayd, bu mit kuramla retilirdi ve rgtlerin (hepsinden nce ii partilerinin) ideolojisiyle gerek tarihe yanstlrd ve kendilerini hak ve dava tayclar olarak kabul ettirme olanan salad heterojen toplumsal gruplarca neredeyse tamamen "iselletirilirdi". Peki ama eer snflarn sadece mitsel bir kimlii varsa nasl olur da bizzat snf mcadelesi gerekliini kaybetmez? Bylesi bir saptamann farkl biimlerde dile getirilebilecei dorudur. Bunlardan en kabaca olan, son iki yzyln tarihini, toplumun iki (ya da ) kart snf halinde kutuplamasnn her zaman iin bir mit olmu olduunu gsterecek ekilde gzden geirip dzeltmektir: Bunun yerindelii de sadece siyasal tahayyln psikolojisini ve tarihini ilgilendirir. Fakat ayn zamanda snfsal uzlamazlk emasnn 19. yzyl sonunun "sanayi toplumlar"nn gerekliine en azndan yaklak olarak tekabl etmi olduu da kabul edilebilir. Sadece artk durum bu deildir ya da giderek bu olmaktan kmaktadr. Bir dizi deiimin sonucudur bu: bir taraftan cretlilik durumunun genellemesi, emein zihinsellemesi, hizmet faaliyetlerinin artmas bu kaybolan "proletarya"dr; dier taraftan mlkiyet ve ynetim ilevlerinin birbirinden ayrlma srecinin tamamlanmas,

IRK, ULUS, SINIF 198

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE MI? 199

ekonomide toplumsal kontroln (yani devletin) yaylmas bu da eriyen "burjuvazi"dir. Madem ki "orta snflar", "kk burjuvazi", "brokrasi", "yeni cretli tabakalar", yani Marksizm'in hep takld o sonu gelmeyen siyasal ve kuramsal bilmeceler sonunda sahnenin en byk ksmn kaplad ve tipik ii ve kapitalist iveren figrlerini (smrlen emek ve mali sermaye kaybolmasa bile) marjinalletirdi; o halde snflar ve snf mcadelesi siyasal bir mite, Marksizm de bir mitolojiye dnmektedir. Yine de bazlar kp snflarn bir anda (yetmili-seksenli yllar) ve Marksizm'in smrye ve snf mcadelesine balad bir dizi toplumsal grngnn ar yoksullamann, isizliin, kapitalist retimin eski "kaleleri"nin hzla sanayisizlemesinin, yani mali ve parasal speklasyonla rten sermaye ykmnn gzlemlendii bir balamda (iktisatlarn otuzlu yllarla karlatrdklar iktisadi dnya krizi) ortadan kaybolduunu ilan etmekte dev bir sahtekrlk olup olmadn soracaklardr kendi kendilerine. Oysa ayn esnada, Marksizm'e yle bir bulam olanlarn "snf" politikalar olarak grd devlet politikalar yrrle konmaktadr; aka savunulan buyruklar artk genel kar (kastedilen kolektif kar, hatta toplumsal kardr) deil, iletmelerin sal, iktisadi sava, "insan sermayesinin" verimlilii, insanlarn hareketlilii vb. olan politikalardr. Burada bizzat snf mcadelesiyle kar karya deil miyiz? Fakat eksik olan ey (S. de Brunhoff'un hakl olarak ifade ettii gibi), toplumsal, siyasal ve kuramsal olann eklemlenmesidir. O andan itibaren snfsal uzlamazlklarn grnrl bulankla dnr. Yeni-liberal ve yeni-muhafazakr politikalar kukusuz uluslararas ilikilerin gvensizliinde, ynlendirilemezliinde, kendi poplizmlerinin (ve kendi ahlaklklarnn) elikilerinde bocalayp durma eilimindedirler; ancak ii hareketinin kurumsal biimlerinin, rgtl snf mcadelesinin dalmas ve gayri meru hale getirilmesi konusunda inkr edilemeyecek olumsuz baarlar elde ediyorlar. Bu konuda kesin kararl ve azimli abalara gerek kalsayd mitin direndii dnlebilirdi. Fakat bu baarlar, kapitalist merkezlerin ounda ii snfnn arkasnda uzun yllara dayanan rgtler, deneyim ve kuramsal tart-

malar bulunduu halde elde edilmitir. Yine son yllarn tipik ii mcadelelerinin en sert ve en youn olanlar (ngiliz madenciler, Fransz demir-elik ve demiryolu iileri...) sektrel (hatta "korporatif") ve savunmaya dnk, kolektif gelecek iin anlam tamayan gvde gsterileri gibi grnmektedir. Ve ayn esnada toplumsal atma durumu, bazlar kurumsal istikrarszlklarna ramen ya da bu nedenle, grnrde ok daha manidar olan bir dizi baka biim almtr. Bu, kuak atmalarndan ve evre stndeki teknolojik tehdide bal atmalardan, "etnik" (ya da "dinsel") atmalara ve uluslararas terrizm ve savan baz yerlerdeki kroniklemi biimlerine kadar gider. Belki de "snflarn ortadan kaybolmas"nn en radikal biimi u olacaktr: Toplumsal-iktisadi mcadelelerin ve ifade ettikleri karlarn kaytsz artsz yitip gidii deil atmann her yerde varolmasnn beraberinde hibir hiyerariyi, toplumun grnr bir ekilde "iki kampa" blnmesini, konjonktr ve evrimi belirleyen hibir "son kerteyi"; teknolojik basklarn, devlet karlarnn ve ideolojik hrslarn rastlantsal bilekesinden baka hibir dnm vektrn getirmedii bir ok-biimli toplumsal atma durumunun dokusunda emilip dalmalar ve siyasal merkeziyetlerini kaybetmeleridir. Ksacas siyaset felsefesinin son ynelimlerinde yansmasn bulan, "Marx'vari" olmaktan ok "Hobbes' vari" bir durum. Bana kalrsa byle bir durum zerinde dnmek Marksizm' in kuramsal varsaymlarnn geerlilii konusundaki yargnn ertelenmesinden ok, tarihsel kavramlarn ve biimlerin zmlenmesinin zaman ile programlarn ya da sloganlarn zaman arasnda net bir ayrtrma yapmay gerektirmektedir. nk bunlarn birbirine kartrlmasnn, Marksizm'in kendi ifadelerinin nesnelliini ve evrenselliini kavrayn, bunlara nceden pratik dorular stats vererek etkilediini dnmek iin hakl nedenlerimiz var. Demek ki bu karkl zmek "saf kurama snmann bir ekli olmaktan ziyade, speklatif ampirizme deil stratejik bulua bal olan bir kuram-pratik eklemlenmesini dnmek iin yeterli deilse de gerekli bir kouldur. imdi snf mcadelesi kavramn eletirel bir incelemeye tabi

IRK, ULUS, SINIF 200

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE M? 201

tutarak byle bir dnme tarznn unsurlarn biimlendirmek istiyorum. lk olarak, Marx'n gzler nne serdii, daha sonraki gelimelerinde de hep bu izi tayan snf kavramnn baz iki ynl zelliklerine ayrm getireceim. kinci olarak, snf mcadelesinin yaln ekliyle ters den baz grnmlerini kurama ekleme olanan inceleyeceim. Snf mcadelesi kuramlatrmasna indirgenemedii, hatta onunla badamad grlen ve dolaysyla onun gerek i snrlarn (ya da isterseniz, Marksizm'in altnda yatan antropolojinin i snrlarn) tanmlayan srelerin ve toplumsal ilikilerin, rnein "zeknn mekaniklemesi"nin ya da cinsel bask ilikilerinin, ya da yine milliyetilik ve rkln baz grnmlerinin Marksist bir adan nasl belirlenebileceini de aratrmak uygun olur fakat bu baka bir aklamann konusu olmak zorundadr. "Marksist" Snf "Kuram" Burada sz konusu olan "tarihsel materyalizm"in temel kavramlarn bir kez daha zetlemek deil, bir sistemden ziyade kuramsal bir deneyim olarak harfi harfine ele alnan Marx'n eserinde de snf mcadelesi zmlemesine, pratik yatrm iin gerekli "koz"u verdiini dnebileceimiz bir kart anlamllk grnts veren eye iaret etmektir. ok bilinen ya da daha nce ne srdm gelimeleri hzla geeceim. Bizi durdurmas gereken ilk olgu, bir yanda Marx'n "tarihsel-siyasal" eserlerinde, dier yanda Kapitalde, rastladmz snf mcadelesi biimleri arasndaki ar aykrlktr. Doal olarak bu ilk eserler hazrlandklar koullarn geri tepmesine tm dier metinlerden daha fazla maruz kalmtr. Bize sunduklar "tablolar", temel tarihsel emann, srekli olarak a posteriori dzeltmeyle nceden bilme arasnda gidip gelen, (esas olarak Avrupa tarihine indirgenmi olan) ampirik tarihin beklenmedik olaylarna uyarlanm halleri gibi grnmektedir. Bu uyarlamalar kimi kez kavramsal yapm retilmesini gerektirir: nl "ii aristokrasisi" temasnda olduu gibi. Kimi kez de ciddi mantksal glkler doururlar: Bonapartizm'in yol at, burjuvazi-

nin snf olarak siyasal iktidar tek bana yrtemeyecei dncesinde olduu gibi. Fakat "somut olann" ok daha ince bir diyalektiini kardklar da olmutur: snflarn temsilinin ayrmas ve toplumun dman kamplarda kutuplamas grnglerinin tehlikeli bir ekilde birbirini izleyiinde devrimci ve kardevrimci krizlerin younlat dncesinde olduu gibi. Aslnda bu zmlemeler, kendilerine ait bir kimlikle, toplumsal bir ilevle ve zel siyasal karlarla donanm kolektif glerin olumas ve arpmas olan, stratejik diye adlandrabileceimiz bir tarih temsilini tartma konusu yapmazlar. Bu temsil Komnist Manifesto'nun "rtl ya da ak bir i sava" diye adlandrd eydir. Snflar tarihin maddi ve ideolojik aktrleri olarak kiiletirme olanan salayan budur. Elbette ki byle bir kiiletirme, ne srd terimlerin temel bir simetrisini iermektedir. Oysa esas olarak, Kapitalin zmlemelerinde olmayan ey budur (ve onun "mantyla" hi mi hi badamaz). Kapital, kukusuz snf mcadelesine btnyle bal olan bir sreci gzler nne serer, ama temel bir simetrisizlik tar: o kadar ki, onun bak asndan, uzlamaz snflarn hibir zaman "karlamadklar" sylenecek kadar ileri gidilebilir. Gerekte burjuvalar ya da kapitalistler (bu ifte adlandrmann yaratt sorunlara daha sonra dneceim) hibir zaman bir toplumsal grup olarak grnmezler; sermayenin ve onun farkl ilevlerinin "tayclar", "maskeleri", "kiilemeleri" olarak grnrler. Kapitalist "snf fraksiyonlar" giriimciler ve para babalar, tccarlar ancak bu ilevler kendi aralarnda att zaman; ya da sistemin "dnda" saylan kapitalizm-ncesi snflarn ve toprak mlkiyetinin karlaryla karlatklar zaman sosyolojik bir istikrar kazanrlar. Proletarya, bunun tersine, para-sermayesinin karsnda, retim ve yeniden retim srecinde somut, elle tutulur bir gereklik olarak ("kolektif emeki", "emek gc") belirmektedir. Bir bakma Kapitalde iki, ya da drt deil yalnzca bir snfn, proleter-ii snfnn olduu sylenebilir; bu snfn varl hem sermayenin deerlenmesinin koulu ve birikiminin sonucudur hem de hareketinin otomatikliini srekli olarak kstekleyen engeldir. O halde iki "temel snfn simetrisizlii (birinin kendi olarak

IRK, ULUS, SINIF 202

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE MI? 203

yokluunun dierinin varlna tekabl edii) snf mcadelesi dncesiyle elimedii gibi, bu mcadelenin derinlemesine yapsnn dorudan bir ifadesi gibi grnmektedir (Marx, "eer eylerin z grnmleriyle karsayd tm bilimler gereksiz olurdu," diye yazyor). Bununla birlikte bu mcadele smr koullarnn retiminde ve yeniden retiminde her zaman iin srp gitmektedir; buna sonradan eklenmi deildir. Ne ki "Marksizm" bu iki bak asnn birliidir (ya da daha sonra akla kavuturabilmeyi umduumuz gibi, iktisadi bir kiiletirmenin ve tanmn, ve bir snflar siyaseti tanmnn ayn tarihsel dram iindeki birliidir). O halde, ematik hale getirmek istersek, grnrde Kapital'in ve Komnist Manifesto'nun farkl bak alarnn birlii, emek sorununu iktidar sorununa balayan bir dizi ifade ve temsil ilikisiyle ve elikilerin geliiminin mantyla salanmtr. Burada, Marx'n Kapital'in Marx'nn proletaryann varolu koullarndaki elikilerin kkenini nasl dndn yakndan incelememiz gerekir. Bu kken, tamamen cretli retici emein dayatt bir yaam biiminin dayanlmaz niteliinin ve tamamen bu emein giderek daha fazla smrlmesine dayanan bir iktisadi biimin mutlak snrlarnn belli bir anda kurulduu "somut" bir tarihsel durumdur. Kaba hatlaryla zetleyelim. Kapital'in zmlemesi bir "biim" ile bir "ierii", ya da diyebiliriz ki, bir genellik an ile bir zellik ann eklemlemektedir. Biim (genel olan) sermayenin z hareketidir, metamorfozlarnn ve birikiminin belirsiz srecidir. zel ierik, "insan malzemesinin" (mal gibi alnp satlan) cretli emek gcnn dnm, bir artk deer retim srecinde kullanlmas, tm toplum apnda yeniden retim anlarnn zinciridir. Tarihsel boyutu gz nne alndnda (ya da tarihte kapitalist "manta" maruz kaldklar srece toplumlara kendini dayatan bir eilim olarak dnldnde) bu zincirin, emekilerin proleterlemesi olduu sylenebilir. Fakat, sermayenin z hareketi grnrde kendi srekliliinden (krizlere karn) dorudan bir birlik elde ediyorsa da, proleterlemenin tek bir kavramla dnlebilmesi ancak dsal olarak ayr, en az tip toplumsal grngnn

( "tarih"in de diyebiliriz) eklemlenmesi kouluyla mmkndr: ncelikle, sermayenin artk deere el koymas ve kendine mal etmesi olarak ticari biimiyle smr an: verili tarihsel ko ullarda emek gcnn yeniden retimine edeer olan zorunlu emek ile teknolojik gelimelere uygun retim koullarna dn trlebilecek artk emek arasndaki niceliksel fark. Bu retici sa hiplenme ve farkn olabilmesi iin hem istikrarl bir hukuksal bi ime (cret kontrat) hem de kalc bir g ilikisine ihtiya vardr (teknik glkler, ii-iveren koalisyonlar, devletin "cret-normu" dayatan dzenleyici mdahaleleri bu noktada devreye gir mektedir). Bunun ardndan, toplumsal egemenlik adn vereceim an: bu tam da retimin iinde kurulan bir ilikidir. Bu iliki, nce emein sermaye buyruu altnda basit biimsel altalanmas yoluy la, daha sonra iblm, paralama, makinalama, younlatr ma yoluyla emein, deer kazandrmann gerekleri yznden gerek altalanmasna vararak, iinin emek zamannn "gzenekle rinin" en derinine kadar szar. Kol ve kafa emei ayrmna, yani iinin bilgisinin, emekinin zerkliine kar evrilmek zere ka mulatrlmasna ve bilimsel dzeneklere katlmasna kesin bir rol atfetmek zellikle bu noktada uygun olur. Ve retimin "zihinsel glerinin" (teknoloji, programlama, planlama) geliimi ile; kapi talist biimin bizzat emek gc zerindeki etkilerini emek g cnn fiziksel, ahlaki, zihinsel alkanlklarnn dnemsel olarak (aile, okul, fabrika, sosyal tp tarafndan) artlandrlmas ve d zeltilmesi gerekir; kukusuz buna direniler de olacaktr ba lantl olarak incelemek de bu noktada uygun olur. Son olarak i ve isizliin dngsel nitelii Marx buna ekimleyici-iteleyici diyor sonucu ortaya kan iiler aras g vensizlik ve rekabet an (S. de Brunhoffun deyimiyle, farkl biimler alan "zel olarak proleter bir risk"). Marx bu rekabetin iinde, iilerin sendikalarda rgtlenmeleriyle ve bizzat sermaye nin ii snfnn bir ksmn istikrarl hale getirmekten salad karla durdurulabilecek ama hibir zaman tamamen ortadan kal drlamayacak ve her zaman sonunda kendini (zellikle de kriz lerde ve kapitalist kriz zm stratejilerinde) yeniden dayatan bir

IRK, ULUS, SINIF 204

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE MI? 205

kapitalist toplumsal iliki zorunluluu olduunu gsterir. Bunu dorudan, "yedek sanayi ordusu"nun ve "greli nfus fazlas"nn (smrgecilii, erkeklere rakip olarak kadn ve ocuklarn ie alnmasn, g, vb. kapsayan) farkl biimlerine, yani kapitalizmin tarihi boyunca proleterlemenin balangtaki iddetini srdren "nfus yasas"na balar. Bunlar proleterlemenin, ayn zamanda proletaryann yeniden retiminin evresi de olan grnm'dr. Baka bir yazda (Balibar, 1985) ne srdm gibi bunlar rtk bir "kitle" ve "snf diyalektii tamaktadr: Bu, tarihsel olarak heterojen (ayr zelliklerle imlenen) kitlelerin (ya da nfuslarn) kesintisiz bir biimde bir ii snfna ya da ii snfnn art arda gelen grnlerine dnmesi, ve snfsal duruma zg "kitleleme" biimlerinin ("kitle emei", "kitle kltr", "kitle hareketleri") bantl gelimesidir. Marx'n akl yrtme tarzn dierlerinden ayran ey, bu an, hem mantksal olarak tutarl hem de ampirik olarak saptanabilir tek bir ideal-tipte, durum ve koullara bal yakn varyantlarla birletirmesidir (Alman iilerine "de te fabula narratur"* der). Bylelikle bu birletirme sermaye hareketinin birliinin karl olarak grnr, onun dier yzn temsil eder. O halde "sermayenin mant"n deer biiminin evrensel yaylm olarak, in concreto** dnebilmek iin gerekli bir kouldur. Meta biiminin tm toplumsal retimde ve dolamda geerli olmas ancak emek gcnn tamamen meta olmasyla mmkndr. Fakat emek gcnn tamamen meta olmas da, ancak farkl proleterleme biimleri tek bir srete (Marx, bizzat maddi retiminkiyle ayn "ark"n etkisiyle, diyor) birleirse mmkn olur. Fakat bu dorudan doruya, ancak tartmal ampirik-speklatif varsaymlarla giderilebilecek tarihsel zorluklarla sonulanmaktadr. rnein retimde iblm eiliminin, baz istisnalarla, deerin tz olan "soyut" emei bir ekilde gerekte vareden, farkllamam ve deitirilebilir "basit emei" genelletirecek e* "Anlatlan senin hikyendir". (Lat. .n.) ** in concreto: somut biimde. {Lat. .n.)

kilde, emekilerin niteliksizlemesi ve homojenlemesi ynnde olmasn gerektiren varsaym bunlardan biridir. Ve bu da kapitalizmin "tarihsel yasalar"nm (ve bu retim tarznn elikilerinin) anlamna dair derin bir ikircillie varmaktadr. Bu ikircilliin bizzat Marksist snf temsilinin merkezinde olduunu greceiz. Fakat yine de dikkatlerimizi bir an Marx'n ortaya koyduu proleterleme tanmna yneltelim. Bu tanmn klasik, iktisadi olan ve siyasal olan kategorileri konusundaki iki ynlle birka kelimeyle deinmek isterim. Bu iki ynllk sadece bizim iin deil, bizzat Marx iin de sz konusudur. ou kez Kapital'in zmlemelerinin, nceliin benim "biimleri" ya da "ierikleri" dediim eye verilmesine gre, iki ayr okumasn yapmak mmkndr. Bylece ayn metinden yola karak ister bir "iktisadi snf kuram" ister bir "siyasal snf kuram" retilebilir. Birinci bak asyla, proleterlemenin tm anlar (ve bu anlarn zellikle 18. yzyl ve 19. yzyl ngiliz toplumsal tarihinin ayrntsna dek inen anlar) yalnzca toplumsal bir basky deil, ayn zamanda ii snfna atfedilen pratiklerin gizli zn de oluturan, deer, deer kazanma ve sermaye birikimi dngsnde nceden belirlenmitir. Kukusuz bu z Marx'n bize dedii gibi bir "feti"tir; tarihsel-toplumsal ilikilerin nesnelliin yanlsamal zeminine yanstlmasdr ve son zmlemede "nihai" gereklik, yani insan emei olacak gerek zn, yabanclam bir biimidir. Fakat "biimlerin" geliim srecinin ekonomist bir okumasn nlemekten ok uzak olan bu ana ilkeye bavurmak, tersine bunu almaz bir ufuk olarak dayatr, nk genelde emek ve meta (ya da deer) kategorilerinin bants bizzat klasik iktisadn ilkesidir. O halde deerin ekilip alnmas yntemlerinin ve bunlara kar direnilerin (makinalamaya ya da zorunlu kentlemeye bakaldrlar ve grevlerden i hukukuna, devletin sosyal politikalarna, ii rgtlerine kadar) tanmlarnn her alannda varolan siyasal eliiklik, kendi bana bir nem tamaz, ancak iktisadi mantn (ya da "ekonomik" biimin iinde yabanclam emein mantnn) elikilerinin ifadesi olduunda anlam tar. Fakat bu okuma tersine evrilebilir, yeter ki biimin nceliinin yerine ieriin ncelii getirilsin; bu ieriin biimi de onun

IRK, ULUS, SINIF 206

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE M? 207

olumsallkla belirlenmi, "ynelimli" sonucundan baka bir ey deildir. Snf mcadelesi iktisadi biimlerin davurumu olmak yerine, onlarn greli tutarllnn g ilikileri ve konjonktrn rastlantsna maruz kaldnda zorunlu olarak deien nedeni haline gelir. Bunun iin ayn "emek" ad altnda, antropolojik bir z yerine, bir toplumsal ve maddi pratikler karman anlamak yeterlidir. Bu karman birlii, Bat toplumlarnn tarihinin bir dneminde (Sanayi Devrimi'nin meslekleri zlmeye uratt, kentlemenin vb. olduu bir dnemde) ve kurumsal bir yerde (retim, fabrika, iletme) toplanmalarndan doar. O zaman btn aklyla Manx'n zmlemelerinde de grnen ey, biimlerin nceden belirlenmi bir zinciri deil, uzlamaz stratejilerin, kendi etkileriyle srekli olarak gerileyen ve atlm yapan smr ve egemenlik stratejilerinin, direni stratejilerinin bir oyunudur (bu sz konusu etkiler zellikle kurumsal etkilerdir: emek zamannn hukuksal incelenmesinin "sosyal devletin" ilk tezahrnn sahip olduu nemin nedeni budur. Biimsel altalanmadan gerek altalanmaya, mutlak deer fazlasndan greli deer fazlasna ya da yaygn smrden youn smrye gei, tarihsel olarak bu eksen etrafnda dner). u halde snf mcadelesi, ekonominin kendi balarna hibir zerklie sahip olmayan eitli figrlerinin belirdii siyasal zemin olarak grnr (bu Negri'nin deyiiyle, emek gibi "kendine pek az benzeyen", "oynak" bir zemindir). Ne var ki, bu iki okumann nihai olarak, genelde biim ve ierik gibi tersyz edilebilir olduunu sylemitim. Ve bu da Marx'n giriiminin ikircilliini gayet iyi aklar: Bu giriim hem retimin uzlamazlklarnn gzler nne serilmesiyle, g ve siyaset ilikilerinin (ki liberal ideoloji bu alanda, yarar salayabilmek iin az bir zarar gze alarak, yani atmay devlet ve "iktidar" asndan belli bir snr iinde tutarak aklc hesabn ve grnmez bir elin salad genel faydann saltanatn kurduunu zanneder) her yerde varoluuyla "ekonomi-politiin eletirisi"dir; hem de, ayn zamanda sadece hukukun, egemenliin ve szlemenin alan olarak siyasetin snrlarnn ispat, ifasdr (bunlar d snrlar olmaktan ok i snrlardr, nk siyasal gler "maddi"

kartan ifade eden iktisadi gler olarak kendilerim ieriden gsterirler). Bu iki okuma tersyz edilebilir olduundan istikrarszdr. Her yerde bizzat Marx'ta da kendilerini zmlemenin kaamak noktalan olarak gsterirler (zellikle de toplumsal snflarn, Ricardo'dan mlhem, gelir dalmyla yaplan ekonomist bir sahte tanm Kapital'in el yazmas bununla tamamlanr bu trden bir kaamaktr; "mutlak tarihsel snrlar"na ulaan kapitalizmin batna dair felaketi yaklamlar da bunlardandr). zet olarak ekonomizm ile siyasetilik arasnda gidip gelme, kapitalist retim tarznn elikileri kavramn etkilemeye devam etmektedir. Ya kapitalist retim ilikilerinin iktisadi sonularnn, belli bir evreyi getikten sonra, nasl ancak kendi ztlarna evrilebileceklerini gstereceklerdir (emek retkenliinin "gelime koullar"yken onlarn "ayak ba" halini alacaktr; kriz ve devrim buradan kaynaklanr). Ya da batan beri varolan kalc olguyu, insani emek gcnn meta durumuna indirgenemez kaldn ve direniinin giderek daha gl ve rgtl bir ekilde (snf mcadelesi de budur) sistemin ykmna doru ilerlediini gstereceklerdir. Marx'n "mlkszletirenlerin mlkszletirilmesi"ne dair nl ifadesinin bu iki yoldan "yadsmann yadsnmas" olarak anlalabilmesi olduka arpcdr. Fakat bu gidip geli olduu gibi devam edemez. Kuramn makul ve uygulanabilir olmas iin belli bir noktada sabitletirilmesi gerekir. zellikle Marx'ta ve yine onun haleflerinde siyasetin iktisatta ikinlii ve iktisatn tarihsellii dncesi olarak, diyalektik dncesinin yerine getirdii ilev budur. ktisadi nesnellikle siyasal znelliin "nihayet bulunan" denkliini temsil eden devrimci proletarya dncesinin, kuram ve pratik iin ok anlaml bir ztlarn birlii olarak devreye girdii yer burasdr. Bu dncenin nclleri Marx'ta kesinlikle vardr (Marx'n speklatif ampirizmi dediim ey budur). "ktisadi" snf olarak ii snf ve "siyasal zne" olarak proletarya ideal kimliinin sz konusu olduu da sylenebilir. Stratejik snf mcadelesi temsilinde bu kimliin btn snflar iin geerli olup olmad sorulabilir; ama bu kimlie yalnzca ii snfnn kendiliinden sahip olduunu

IRK, ULUS, SINIF 208

SNF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE

M? 209

kabul etmek gerekir. Bu da onu "evrensel snf" olarak dnmemizi salar (dier snflar ise "evrensel" olmaya yaklamaktan teye gidemezler; proletarya bizzat devrimci olabilecei ve olmak zorunda olduu halde, "burjuvazinin bizzat egemen olamayaca" n ne sren semptomatik dnceyi hatrlayalm). Doal olarak ii snfnda, bu ilke birliini etkileyen ve kimlik ann zaman iinde geciktiren engeller ve uymazlklar rahata gzlenebilir: "gelimemi bilin", ulusal ya da mesleki "blnmeler", "emperyalist kalntlar", vb. Son raddede Rosa Luxemburg gibi proletaryann snf kimliinin gerek olarak ancak devrimci edimin kendisinde varolduu dnlebilir. Fakat bu aklamalar ii snfnn, kapitalist gelimenin rn olan nesnel birliiyle, konumunun radikal olumsuzluunda yani tam olarak rn olduu bu gelimenin karlaryla ve hatta varoluuyla badamazlnda bulunan znel birlii arasndaki tutarllkta, daha nce fiilen varolan kimlik ilkesini dorulamaktan baka bir ey yapmaz. Ya da bu tutarllk, toplumsal iblmndeki yerleri nedeniyle ii snfna "ait olan" tm bireylerin katlaca bu snfn nesnel bireyliiyle onlarn dorudan karlarnn savunusunu ve smrnn sonunu (yani "snfsz toplumu", sosyalizm ya da komnizmi) mmkn ve rgtlenebilir klan zerk, toplumsal dnm projesi arasnda sz konusu olacaktr. Bylelikle Marksizm'in snf mcadelelerinin tarihsel olarak belirleyici niteliini tasarlay ekliyle bizzat snflarn (ncelikle proletaryann) znel ve nesnel (ifte) kimliklerini tasarlay ekli arasnda karlkl nvarsaym var gibi grnyor. Tarihsel dnmlerin anlamn tasarlay ekliyle, tarih sahnesinde kendi dramnn oyuncular olarak grnen snflarn varolu srekliliini, srekli kimliini tasarlay ekli arasnda da ayn ey sz konusudur. Biraz nce sylediim gibi, bu dngnn nclleri bizzat Marx'ta verilidir; smr durumunun ierdii radikal olumsuzluun bilincine varmak olarak devrimci znellik dncesinde, ve bu durumun dereceler ve aamalarla da olsa, batan baa tek bir manta tekabl eden bir birlemi proleterleme srecini ifade ettii dncesinde verilidir. Bu koullarda, uzlamazln yapsal

dncesinin srekli olarak snf ilikilerinin yalnlamasyla ilgili ki bunun sonunda insanlk macerasnn hayati kozlarnn (smr ya da zgrleme) "dnya" leinde "gn na" kmas gerekir tarihsel bir kurguda yansmas hi de artc deildir. Ancak bu dngnn krlmas ve Marksizm'in elikili birliinde harmanlanan bin ylc ideoloji unsurlarnn ve kuramsal zmleme unsurlarnn ayrmaya balamas iin proleterlemenin farkl yanlan arasnda gzlenebilen ampirik uyumazlklarn geici olmayan, "tarihsel kapitalizm"in (Wallerstein) somut koullarnn ierdii yapsal uyumazlklar olarak grlmesi gerekmektedir. Burjuvazinin ki Engels ve Kautsky'nin yanlsamalarnn aksine "gereksiz snf olarak dnlemez toplumsal ilevi, sermayenin iktisadi ilevlerinin "taycs" olmaya indirgenemez. Ya da; "burjuvazi" ve "kapitalist snf", egemen kesim sz konusu olduunda bile, tek ve ayn kii iin birbirinin yerine kullanlabilir isimler deildir. Nihayet, devrimci (ya da kar devrimci) ideoloji tarihsel olarak, tek-anlaml ve evrensel bir kendi bilincinin br ad deil, koullarn, kltrel biimlerin ve belirli kurumlarn etkin rndr ve bu da azmsanacak bir glk deildir. Btn bu dzeltmeler ve kaydrmalar hem tarihsel deneyimde hem de tarihilerin ya da sosyologlarn eserlerinde meydana km, ve balangtaki Marksist kuramn gerek bir yap-zmne [dekonstrksiyon] varmtr. Bunlar Marksizm'in zmleme ilkelerinin kaytsz artsz iptaline yol aar m? Daha ok bu kuramn yeni batan kalba dklmesine kapitalizmin geliiminin (snfsz toplumun kanlmazln "kendinde" tayan) "snfsal uzlamazlklarn bir yalnlamas" olarak tasavvur edilmesine yol aan ideolojik nvarsaymlar bir kez radikal bir ekilde eletirdikten sonra, tersine, snf ve snf mcadelesi kavramlarnn, belirlenmi bir sonu olmayan bir dnm srecine iaret edecekleri, baka bir deyile ncelikle toplumsal snflarn kimliinin kesintisiz bir dnmne tekabl edecekleri yeni bir kalba dklmesine olanak salayp salamadklar akla uygun bir ekilde sorulabilir. te o zaman Marksist, ok ciddi olarak, mitsel bir sreklilik ve bir kimlikle donanm kiiler gibi anlalan snflarn

IRK, ULUS, SINIF 210

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE M? 211

erimesi dncesini kendi hesabna yeniden ele alp geldii yere geri gnderebilir. Ksacas "snfsz bir snf mcadelesi"nin hem tarihsel hem yapsal varsaymn oluturabilir. Manx'n tesinde Marx Bir an iin Marksizm'in, snf mcadelesinin "iktisadi" bir yorumuyla "siyasal" bir yorumu arasndaki salnmna geri dnelim. Her ikisi de tarihsel karmakln indirgenmesidir. Her biri dierinin doruluunu gstermesine ksmen de olsa olanak tandndan, sembolleri gnmzde olduka iyi tannmaktadr. Komnist gelenek (Lenin'den Gramsci'ye, Mao'ya, Althusser'e, vb.), "ortodoks" Marksizm'in ekonomist evrimciliinin, ii snfn temsil eden rgtlerin, devlet aygtlar sistemiyle btnlemesine (ya da Gramsci'nin deyimiyle burjuva hegemonyasna boyun emelerine) bal olarak, devletin, smr ilikilerinin yeniden retiminde oynad rol doru deerlendirmediini ortaya karmtr. Dier yandan emperyalizm zmlemesi araclyla bu btnlemeyi uluslararas iblmnn sonucu olan, smrlenlerin blnmesine balamtr. Fakat bu eletiri, "iktidarn ele geirilmesi"nin ve "siyasetin ncelii"nin iradeci kullanmyla, bizzat snfn yerini alm bir ynetici tek parti tekelinin, retimcilik ve milliyetiliin birletiinin grld lkelerde, sosyal demokrat ii hareketinin gelitii lkelerdekinden daha az demokratik devlet aygtlarnn yeniden kurulmasna varmtr. Bu olgular, ("totalitarizm" kuramlarnn tersine) hibir nceden varolmu mantktan karsamyorum; fakat Marx'n retisinin glkleriyle karlatnlmalarndan baz dersler karmak isterim. Negri'nin gzel deyimini kendi amalarm iin dn alarak, bu karlatrmann bize Marx'n kavramlarn "Marx'n tesine" tama olanan nasl salayabileceini gstermeye alacam. Marx'ta iktisat ve siyaset temsillerinin ikircillii onun gerekletirdii kopuu gzden karmamza neden olmamaldr. Bu ikircillik bir anlamda, bu kopuun bedelinden baka bir ey deildir. Marx emek ilikileri alannn "zel" bir alan olmayp mo-

dern toplumdaki siyasal biimlerin dorudan kurucularndan biri olduunun farkna varrken, siyasal alan hukukun, gcn ve "kamu"oyunun alan sayan liberal temsilden kesin bir kopu gerekletirmekle kalmyordu. Ayn zamanda, devletin geri dndrlemez olduu grnen toplumsal dnmn ngryordu. Ayrca retimin uzlamazln ister otoriter ister szlemeye dayal yollarla olsun ortadan kaldrmann ya da kapitalizmde toplumsal gler arasnda bir "iktidar paylamna", sabit bir karlar dengesine varmann olanaksz olduunu gsterirken, devletin, esas olarak "zgr ve eit" bireyler topluluu kurma iddiasn hie indirgiyordu; zellikle de ulusal devletinkini. Bu noktada, 19. ve 20. yzyldaki tm "sosyal devlet"lerin (buna sosyalist devletler de dahil) yalnzca birer ulusal devlet deil, birer milliyeti devlet olduklarn unutmayalm. Bu anlamda Marx, toplumsal gruplarla bireyleri birbirine balayann ortak bir stn fayda ya da hukuksal bir dzen deil, srekli gelime halinde olan bir atma olduunu savunan gizemli dnceye tarihsel bir temel kazandryordu. te bu nedenle, zellikle ve hatta "iktisadi" kavramlar olarak snf mcadelesi ve bizzat snflar her zaman iin son derece siyasal kavramlar olmutur; fakat potansiyel olarak, resmi siyaset kavramnn yeni batan kalba dklmesini ifade etmitir. "Ortodoks" evrimcilik ve ekonomizm kadar, snf mcadelesi kavramnn rgtlenme teknikleri ve devlet diktatrlkleri iin klielemi bir klf olup kt devrimci devletiliin de rtt ve az ok btnyle feshettii ite bu kopu ve yeniden kalba dkmedir. Bizi, snf kimlikleri, rgtlenme grngleri ve devletin dnmleri arasnda tarihsel olarak sren ilikiyi daha yakndan incelemeye mecbur eden de budur. Balang olarak, 19. ve 20. yzylda grece zerk bir "proleter" kimlii olarak grnen eyin nesnel bir ideolojik etki olarak anlalmas gerektiini syleyeceim. Bir ideolojik etki bir "mit" deildir ya da en azndan ona indirgenemez (zellikle de bu "mitin gerekliinin" bireycilik olmas demek deildir: Bireyciliin kendisi bal bana pazar iktisadna ve modern devlete organik olarak bal bir ideolojik etkidir). Kendi kendini "ii snf" olarak

IRK, ULUS, SINIF 212

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE M? 213

tanmlayan ve tantan bir gcn siyasal sahnede varln mdahalesi, birlemesi ve blnmesindeki kesintiler ne olursa olsun bir mite indirgemek de mmkn deildir. Bu varlk olmadan, toplumsal sorunun devam ve devletin dnmndeki rol anlalmaz kalrd. Buna karn tarihilerin almalarnn bize gsterdii ey bu ideolojik etkinin kendiliinden, otomatik, deimez hibir yan olmaddr. Bu etki, sadece "yaam koullar"nn, "alma koullar"nn "iktisadi konjonktrlerin" deil, ulusal siyasetin devlet erevesinde ald biimlerin de (rnein btn yurttalara oy hakk, ulusal birlik, savalar, eitim ve dinde laiklik sorunlar vb.) devreye girdii, ii pratikleriyle rgtlenme biimlerinin srekli bir diyalektiinden ileri gelir. Ksaca bu, greli olarak bireylemi bir snfn ancak bir kurumlar a iinde tm dier snflarla kurduu ba sonucu olutuu, srekli olarak st-belirlenen bir diyalektiktir. Bak asn byle tersine evirmek, tarihsel olarak yzeyde gzlenebilenlere uygun olarak, "ii snfnn" az ok homojen bir sosyolojik durum temelinde deil sadece bir ii hareketinin olduu yerde varolduunu kabul etmek demektir. Ve stelik, ii hareketinin ancak ii rgtlerinin (partilerin, sendikalarn, sendikalar birliinin, kooperatiflerin) olduu yerde varolduunu kabul etmektir. te iler bu noktada kark ve ilgin hale gelmektedir. Nitekim tersine bir indirgemecilikle, tam da idealletirilmi "zne snf tasvirinin temelinde yatan bir indirgemecilikle ii hareketini giderek ii rgtleriyle ve greli de olsa snfsal birlii ii hareketiyle zdeletirmeyelim. Bu terim arasnda her zaman kanlmaz olarak uyumazlk olmutur. Snf mcadelesinin gerek, toplumsal ve siyasal tarihini yapan elikileri reten budur. Bylece ii rgtleri (zellikle de siyasal snf partileri) hibir zaman ii hareketinin btnn "temsil etmemi" olduklar gibi, onunla dnem dnem elimek durumunda da kalmlardr: hem temsil etme yetkileri Sanayi Devrimi'nin belli bir aamasnda merkezi konuma yerlemi baz "kolektif emeki" kesimlerinin idealletirilmesi zerine kurulduu iin, hem de devletle siyasal bir uz-

lama biimine tekabl ettii iin. yle ki her zaman, ii hareketinin kendisini mevcut rgtlenme biimlerine ve pratiklerine kar yeniden kurmas gereken bir an gelmitir. te bu yzden "kendiliindencilik" ve "disiplin"in klasik ve her zaman yeniden ortaya kan ikilemleri, ideolojik atmalar (reformizm ve devrimci kopu), blnmeler, tesadfleri deil, bu ilikinin tzn temsil etmektedir. Ayn ekilde ii hareketi hibir zaman fabrikann, ailenin, meskenin, etnik dayanmalarn, vb. ii alannda grndkleri ekliyle yaama ve alma koullarna bal snfsal pratiklerin (bunlar iiye zg toplumsallama biimleri olarak adlandrabiliriz) btnn ifade etmedi ve bunlar bnyesine almad. Bunun nedeni bilincin gelimemilii deil, smrnn onlara uygulad basknn (bu smrnn biimlerindeki eitlilik bir yana) iddeti ne olursa olsun, proleterlemi bireyleri ayrt eden yaam ve sylem biimlerinin, karlarn yok edilmez eitliliidir. Buna karlk her seferinde onlara hareketle (grevler, hak araylar, bakaldrlar) ve rgtlerle birleme kapasitelerini salam olan, tam da bu snf pratikleridir mesleki alkanlklar, toplu direni stratejileri, kltrel sembollerdir. Daha ileri gidelim. Greli tarihsel sreklilii iinde "snf" yapan pratikler, hareketler, rgtler arasnda srekli uyumazlk olduu gibi bu terimlerin her birinde temel bir katklk da vardr. Uvriyerist bir ideoloji gelitirse bile, hibir snf rgt ( zellikle de hibir kitle partisi) hibir zaman katksz bir ii rgt olmamtr. Tersine her zaman baz "nc" ii kesimleriyle, ister dardan toplanan, ister "organik aydnlar" gibi ksmen ieriden kan aydn gruplarnn karlamas ve az ok atmal bir ekilde kaynamalaryla kurulmutur. Ayn ekilde, ok belirgin bir proleter nitelie brnd zaman bile, hibir nemli toplumsal hareket hibir zaman sadece ve sadece anti-kapitalist hedeflerin ve hak iddialarnn zerine oturmamtr; her zaman iin anti-kapitalist hedeflerle demokratik ya da ulusal, ya da pasifst veya geni anlamda kltrel hedeflerin birleimi zerine kurulmutur. Ayn ekilde snf pratiklerine, direnie ve toplumsal topyaya bal temel dayanmalar, tarihsel ana ve ortama bal olarak, her za-

RK, ULUS, SINIF 214

SNF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE M?

215

man iin hem mesleki dayanmalar hem de kuak, cinsiyet, milliyet, kentsel ya da krsal evre, askeri mcadele, vb., dayanmalar olmutur (1914'ten sonra Avrupa'daki ii hareketi biimlerini "eski tfeklerin" deneyimi olmadan anlamak mmkn deildir). Bu anlamda tarihin bize gsterdii udur: Toplumsal ilikiler kendi zerlerine kapanm snflar arasnda kurulmazlar; snflar ii snf da dahil katederler. Ya da: Snf mcadelesi snflarn kendi ilerinde cereyan eder. Fakat unu da gsterir: Devlet snflarn olumasnda kurumlaryla, araclk ve idare ilevleriyle, dnceleri ve sylemleriyle zaten hep vard. Bu ncelikle "burjuvazi" iin geerlidir ve klasik Marksizm'in tkezledii nokta tam da burasdr. Devlet aygtn, "sivil toplumun" dnda bir "makina" ya da bir organizma olarak kavray ki bu, kimi zaman egemen snfn hizmetinde tarafsz bir ara olarak kimi zaman asalak bir brokrasi olarak anlalr, liberal ideolojiden miras kalan ve genel fayda dncesine kar sadece tersine evrilmi olan bu kavray, devletin kurucu roln dnmesini engellemitir. Bana kalrsa, her "burjuvazinin" tam anlamyla bir devlet burjuvazisi olduu savunulabilir. Bunun anlam burjuva snfnn devlet iktidarn, kendisini iktisadi anlamda egemen snf olarak kurduktan sonra ele geirmedii, tam tersine devlet aygtn gelitirdii, kulland ve kontrol ettii lde ve bunu yapabilmek iin de dnerek ve eitlenerek (ya da devletin ileyiini salayan toplumsal gruplarla; askerlerle, entelektellerle kaynaarak) iktisadi (ve toplumsal, kltrel) anlamda egemen olduudur. Bu son noktasna kadar gtrlm bir Gramsci'vari hegemonya dncesinin olas anlamlarndan biridir. O halde, dar anlamda "kapitalist snf yoktur; grnrde "temel toplumsal ilikinin" dnda olan dier toplumsal gruplarla aydnlar, memurlar, kadrolular, toprak sahipleriyle- belli bir eilimin sonucu olarak birletikleri takdirde bir snf oluturan farkl tipte kapitalistler vardr (sanayiciler, tccarlar, para babalan, rantiyeler, vb.). Modern siyasal tarihin nemli bir ksm bu "birleme"nin deikenliklerini yanstr. Bu, burjuvazinin sermayenin varoluundan ya da kapi-

talist giriimcilerden bamsz olarak kurulduu anlamna gelmez. Bunun anlam bizzat kapitalistlerin smrlebilir bir el emeinden yararlanmak iin salamak zorunda olduklar "toplumsal" ilevlerin yerine getirilmesinin, birliklerinin, kar atmalarnn uzlatnlmasnn devletin srekli arabuluculuu olmakszn olanaksz olacadr (buna gre eer bizzat kendileri devletin "idarecileri"ne dnemeselerdi ve devletin kullanm ve idaresi iin, kapitalist olmayan burjuvalarla birleemeselerdi ki bunu her zaman yapamazlar bu yine olanaksz olurdu). Son noktada, tarihsel bir burjuvazi, kendi dnm pahasna (bu iddetli bir dnm de olabilir), dnemsel olarak yeni devlet biimleri icat eden bir burjuvazidir. Mali krla giriimcilik ilevinin elikileri bylelikle, ancak "Keynesi" devlet yoluyla dzene koyulabilmitir. Ve yine ayn devlet, emek gcnn yeniden retimi zerindeki burjuva hegemonyasnn 19. yzyln paternalizmi'nden 20. yzyln sosyal politikalarna gemesine izin veren "yapsal biimleri" (Aglietta) salamtr. Burjuva snf iindeki g, prestij, hayat tarz ve muazzam gelir eitsizliklerinin, ya da mali mlkiyet ile iktisadi ve teknik idare ("teknik yap" denen ey) arasndaki blnmenin, ya da zel mlkiyet ve kamu mlkiyeti dalgalanmalarnn, eer siyasal alan en azndan dzenleme ilevlerini gerekten stleniyorsa, egemen snf iinde ara sra ikincil elikilere yol amasn, fakat kendi yapsn nadiren tehlikeye sokmasn bu yolla daha iyi aklayabiliriz. Fakat burjuvazi iin geerli olan, bir baka biimde ve Marksist Ortodoksluk asndan daha paradoksal da olsa, smrlen snf iin de geerlidir. O da "devlettedir", meer ki devletin "onda" olduunu dnmek tercih edilsin. Proterlemenin Marx tarafndan zmlenen grnmnn bir kapitalist oluumda belli bir eilim ynnde varolduu her zaman dnlebilir ama modern an balangcndan itibaren ("ilk birikim" dneminde) devletin arabuluculuu olmakszn kendi aralarnda eklemlenememilerdir. Bu, sadece toplumsal dzene "ceberrut devlet"in ya da "baskc aygt"n verdii bir d gvence anlamnda deil, atmak bir i arabuluculuk anlamndadr. Gerekte bu arabuluculuk proleterlemenin tm anlar iin istenir (cret normlarnn ve i

IRK, ULUS, SINIF 216

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE M?

217

hukukunun saptanmas, igc ihrac ve ithali politikalar, dolaysyla ii snfnn yerletirilme ve harekete geirilme politikalar); zellikle de belli bir anda, karlkl evrimlerini eklemlemek iin istenir (emek piyasasnn, isizliin, sosyal gvenliin, saln, eitim ve mesleki formasyonun ynetimi; bunlar olmadan srekli olarak yeniden retilip pazara getirilen "meta emek gc" olamazd). Devlet olmasayd emek gc bir meta olamazd. Ve ayn zamanda emek gcnn meta konumuna indirgenemezlii ister bakaldryla ister krizle, ister bu ikisinin birlemesiyle kendini gstersin devleti srekli olarak kendini dntrmeye zorlamaktadr. Balangtan beri varolan bu mdahaleler sosyal devletin geliimiyle yalnzca daha organik, brokratiklemi, nfus aklarnn, mali aklarn ve mal aklarnn en azndan ulusal lekte eklemlenmeye alld planlamalarla btnlemi bir biime brnmtr. Fakat bu arada sosyal devlet ve ierdii toplumsal ilikiler sistemi, snf mcadeleleri iin ve birleik iktisadi ve siyasal "kriz" etkileri iin dorudan bir zemin ve koz halini almtr. Bu, retim ilikilerinin devletletirilmesi (Henri Lefebvre buna "devletsel retim tarz" diyecek kadar ileri gidiyor), cret ilikisinin dier dnmleriyle birletii oranda byledir. Bu dnmler unlardr: cretliliin biimsel olarak toplumsal ilevlerin byk ounluuna yaylmas; mesleki ynlendirmenin, eitimsel ynlendirme karsnda giderek daha dorudan baml hale gelmesi (ve bunun sonucunda okul kurumunun snfsal eitsizliklerin sadece yeniden reticisi deil, bu eitsizliklerin reticisi olduu gerei); dorudan (bireysel, "ie" ve "niteliklere" gre) cretin belli bir eilim dorultusunda dolayl (kolektif, daha dorusu "ihtiyaca" ve "stat"ye gre toplu olarak belirlenen ) crete dnmesi; nihayet "retici olmayan ilerin" (hizmetler, ticaret, bilimsel aratrma, daimi eitim, ileitim, vb.) mekaniklemesi ve kk paralara ayrlmasdr ki bu da, retici olmayan ilerin genellemi bir iktisat erevesinde devletin ya da zel sermayenin yatrd deerlerin deer kazanmas srecine dnmesine olanak salar. Tm bu dnmler liberalizmin lm fermann daha dorusu ikinci lm fermann ve siyasal bir mite dnmesini

imzalamaktadr, nk devletletirme ve metalatrma birbirinden kesinlikle ayrlmaz hale gelmitir. Ancak, kesinletirilmeye allabilecek olan bu tanm bariz bir kusur tamaktadr: hi de nemsiz olmayan, eer giderilmezse tm zmlemeyi ve hele bundan siyasal sonular karma abalarnn tmn boa karacak bir "unutkanlk". Ben, rtk bir biimde kendimi ulusal bir ereve iine yerletirdim (belirtmek gerekir ki, bizzat Marx "toplumsal oluum"dan sz ederken hemen her zaman ayn eyi yapyordu), snf mcadelelerinin ve snflarn yaplnn zeminini ulusal bir alan olarak kabul ettim. Ya da daha dorusu, kapitalist toplumsal ilikilerin ulusal ereveye (ulus-devlet erevesine) ve bir dnya erevesine ayn anda yayldklar gereini etkisizletirdim. Bu unutkanl nasl telafi etmeli? Burada "uluslararas" retim ilikilerinden ya da iletiimden sz etmek yeterli olmayacaktr. Snf mcadelesi biimlerinin bal olduu iktisadi-siyasal srelerin balangtan beri uluslartesi niteliini daha iyi ifade edecek bir kavrama ihtiyacmz var. Burada Braudel ve Wallerstein'n kapitalist "dnya ekonomisi" kavramlarn ulusal oluumlarn dnya ekonomisinin yaps tarafndan tek yanl ekilde belirlenmesi ve bunun tersi nyargsna varmadan yineleyeceim. Ve kendimi iin zyle snrlamak iin nceki tabloya sadece iki dzeltme ekleyeceim: Bunlar bana, klasik Marksizm'in pratikte (emperyalizm sorununu ortaya koyduu zaman bile) ihmal ettii, snfsal uzlamazln yapc elikilerini gsterme olanan salayacaklar. Kapitalizmde bir "dnya ekonomisi" grld andan itibaren sorun kanlmaz olarak bir dnya burjuvazisinin varolup olmadn bilmek eklinde ortaya kacaktr. Oysa burada bir ilk eliki vardr: sadece, burjuvazinin dnya leinde, az ok ulusal aidiyetlerle akan kar almalaryla daima blnecek oluu anlamnda deil ne de olsa ulusal burjuvazinin iinde de srekli kar atmalar vardr ok daha gl bir anlamda. Modern kapitalizmin balangcndan bu yana deer birikimi alan her zaman dnya apnda bir alan olmutur. Braudel parasal kr iktisadnn, (Marx'n ortaya koyduu gibi) yalnzca "tarih-

IRK, ULUS, SINIF 218

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE M? 219

ncesi" ve "ilk birikim" evrelerinde deil, tm geliimi boyunca, uluslar arasnda ya da daha ziyade farkl retim tarzlar ve uygarlklar arasnda bir para ve meta dolamn nceden varsaydn gsterdi. zgl toplumsal gruplarca tanan, yava yava younlaan bu dolam, giderek artan "rnlere" ve "ihtiyalara" tekabl eden retim merkezlerinin uzmanlamasn belirlemektedir. Wallerstein bu dolamn retimin tm kollarn, ister merkezin cretlilik ilikilerinde olsun, ister evrenin kapitalist ama cretli olmayan ilikilerinde olsun nasl iinde erittiinin ayrntl tarihini yazmaya balad. Bu sre pazar ekonomilerinin pazar ekonomisi olmayanlar, merkezin evreyi iddetle egemenlii altna almasn ierir. Ve ulus-devletler bu erevede sabit kiilikler olmutur; aralarndan en eskileri de yeni siyasal-iktisadi merkezlerin ortaya kmasna engel tekil etmitir. Bu anlamda, tm retimin ancak Sanayi Devrimi'nden sonra dnya pazar iin rgtlenmesine ramen, emperyalizmin kapitalizmin ada olduu sylenebilir. Bu durumda kapitalistlerin toplumsal ilevinde belli bir eilimin sonucu bir tersine dn gzlemlenmektedir. Kapitalistler balangta "uluslartesi" bir grup oluturuyorlard (mali kapitalistler ya da ezen ve ezilen uluslar arasndaki araclar hep yle kalacaklardr). Kendilerini dnya leinde kabul ettirenlerin, uzun vadede, etraflarnda baka "burjuva" gruplar toplamay, devletin gcn kontrol etmeyi ve milliyetilii ortaya karmay baaranlar olduunu syleyebiliriz eer bunun tersi deilse; yani devlet, dnya apndaki siyasal mcadele arenasndaki yerini koruyabilmek amacyla kapitalist bir burjuvazinin oluma srecini kolaylatrmyorsa. Burjuvazinin i toplumsal ilevleri ile d rekabete girii birbirini tamamlyordu. Ancak (geici olarak) varlan yerde, batan beri varolan bir elikinin iddetlenmesine tank olunur. Byk iletmeler ok uluslu hale gelir, btn dnyada belli bal sanayi sreleri ba gsterir, igc gleri younlar: baka bir deyile, dnya leine kan imdi sadece dolamdaki sermaye deil, bizzat retici sermayedir. Buna bal olarak mali dolam ve parasal yeniden retim dorudan dnya leinde gerekleir (borsalarn, belli bal bankalarn birbirine balanmas ve bilgisayar dzenine gemesi sonucu yaknda "reel zamanda",

hatta "ne alnan" zamanda gerekleecektir). Oysa ne tek dnya devleti ne de tek uluslararas para olabilir. Sermayenin uluslararaslamas hibir birlemi toplumsal ve siyasal "hegemonya"ya yol amaz; olsa olsa baz ulusal burjuvazilerin kapitalistleri, devletleri, iktisat politikalarn ve iletiim alarn kendi stratejilerine baml klarak, devletin iktisadi ve askeri ilevleriyle her zaman nceden btnleerek kendilerine dnya apnda bir stnlk salamalar gibi geleneksel bir giriime yol aar (buna daha nce "spergler"in douu denmiti ve ben baka bir yerde E. P. Thompson'a cevap olarak, bunu bir speremperyalizmin gelimesi diye tanmlamaya almtm1). Bu stratejiler, ulus-devletin baz zelliklerini byk lekte yeniden yaratmak iin (pratikteki tek rnek Avrupa'dr) yaplan elikili giriimlerden getikleri zaman da dahil, katksz bir ekilde ulusaldrlar. an belirleyici zellii olan fakat ok yeni biimlenmi ulus-devletin tekelinden az ok btnyle kaan siyasal biimlerin dousuyla ayn ey deildirler. Burjuvazinin toplumsal (ya da hegemonyac) ilevleri en azndan u anki biimleriyle, ulusal ya da yar-ulusal kurumlara baldr. Eski paternalizm yaplarnn modern edeerleri (rnein uluslararas zel ya da kamusal insani kurumlarn etkinlii) himayeci devletin stlendii toplumsal atmalarn dzene sokulmas ilevinin ancak ok kk bir ksmn yapmaktadr. Ayn ekilde "uluslarst" kurumlarn oalmasna ramen parasal ve demografik aklarn planlanmas da dnya leinde rgtlenip uygulanamaz. O halde yle grnyor ki, en azndan eilim olarak, sermayenin uluslararaslamas daha st bir btnleme dzeyine deil, burjuvazilerin greli ayrmasna yol amaktadr. Azgelimi lkelerin ve "yeni sanayi lkeleri"nin kapitalist snflan artk bir i pazarn ya da smrgeci ve himayeci bir devletin kanatlar altnda "toplumsal", "hegemonyac" burjuvaziler halinde rgtlenemezler. "Eski sanayi lkeleri"nin kapitalist snflan en glleri bile toplumsal atmalar dnya leinde dzene sokamazlar. Sosyalist lkelerin devlet burjuvazilerine gelince, onlar
l.E. BALIBAR, 1982

IRK, ULUS, SINIF 220

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE M? 221

ekonomilerinin dnya pazaryla yava yava btnlemesi ve sper-emperyalizm dinamiiyle "modernlemek", yani tam olarak kapitalist snflara dnmek zorunda kalmlardr: fakat tam da bu yzden hegemonyalar (ister baskc ister ideolojik olsun ki pratikte, devrimci olayn onlara verdii meruiyet derecesine gre bu ikisinin bir bileimidir) ve birlikleri tehdit altna girmektedir. Burada ikinci bir dzeltme yapmak gerekir. Sermayenin uluslararaslamas, batan beri, indirgenemez bir tahakkm ve smr stratejileri okluuyla bir arada bulunmaktadr. Hegemonya biimleri dorudan buna baldr. Sartre gibi konuursak, her tarihsel burjuvazinin gelitirdii smr biimlerince, onlar "yapt" lde ve yaptndan daha fazla, "yapldn" syleriz. nk her smr stratejisi tekniklerin, finansmanlarn, artk emek zerindeki basklarn belli bir retici birleimine bal olan bir iktisadi politikayla, nfusun kurumsal kontrol ve idaresi iin bir sosyal politikann eklemlenmesini temsil eder. Fakat kapitalizmin geliimi smr tarzlarnn balangtaki eitliliini yok etmez: Tersine srekli olarak, bir ekilde ona "yeni tip" iletmeler ve yeni teknolojik styaplar ekleyerek artrr. Baka bir yerde, dierlerinden sonra (R. Linhart) ne srdm gibi, kapitalist retim srecine zelliini veren basit smr deil, ar-smrye olan srekli eilimidir. Bu eilim olmazsa kr oranlarnn bir eilim olarak dnn (ya da verili bir retici birleiminin "azalan randmannn" yani artan smr maliyetlerinin) nne gemek mmkn olmaz. Fakat ar-smr, bizzat smrnn rasyonel rgtleniiyle her yerde tamamen badamaz. rnein emeki kitlelerinin ok dk bir yaam ve nitelik dzeyinde tutulmasn ya da baka yerlerde emek gcnn yeniden retiminin ve kullanmnn (apartheid olaynda olduu gibi yurttaln kaytsz artsz inkr edilii sz konusu deilse) organik koullar haline gelmi olan toplumsal hukukun ve demokratik haklarn yokluunu ieriyorsa badamaz. te bu nedenle dnya ekonomisinde (oynak) merkez ve evre ayrm, smr stratejilerinin corafi ve siyasal-kltrel bir dalmna da tekabl etmektedir. Eitsizliklerin sadece yava yava yitmeye mahkm bir gecikmeyi temsil edeceklerini ne sren ge-

lime yanlsamalarnn tersine, dnya ekonomisinde sermayenin deer kazanmas pratikte tm tarihsel smr biimlerinin ayn zamanda kullanlmasn ierir. En "arkaik" olanlardan (Fas ya da Trk hallarnn imalatnda kullanlan cretsiz ocuk emei) en "modernlerine" (iletiim sanayiinde grevlerin yeniden dzenlenmesi), en iddetlisinden (Brezilya'da eker kam tarlalarnda tarmsal gndelikilik) en uygarna kadar (toplu szleme, sermaye pay, devlet sendikacl, vb.) tm biimleri ierir. Genelde, birbirleriyle (kltrel, siyasal, teknik olarak) badamaz olan bu biimler ayr kalmaldr. Ya da daha dorusu birbirinin ada olmayan toplumsal bloklarn tehlikeli bir biimde kar karya geldikleri "ikili toplumlar"n olumasn nlemek iin mmkn olduu kadar ayr kalmalydlar. Burada Wallerstein'n terime verdii anlam biraz kaydrarak, "yan-evre"nin birbirinin ada olmayan smr biimlerinin ayn devletin alan iinde konjonktrel olarak karlamalarna tekabl ettii ne srlebilir; Byle bir konjonktr uzun (asrlar boyu) srebilir: fakat her zaman istikrarszdr (belki de bu nedenle yar-evre geleneksel olarak siyaset diye adlandrdmz eyin seim yeridir). Fakat bu durum ulusal sosyal devletler halini alm "eski" ulus-devletlerde bile emek gc gleri, sermaye aktarmlar ve isizlik ihrac politikalarnn etkisiyle genellemekte deil midir? Oysa ikili toplumlarn ayn zamanda "ikili" proletaryalar vardr: Adeta klasik anlamda proletaryalar yoktur. Claude Meillassoux gibi Gney Afrika apartheid'inin genel durumun paradigmasn temsil ettiini dnenlerin zmlemelerine katlsak da katlmasak da, kabul etmeliyiz ki smr tarzlaryla stratejilerinin okluu, emek gcnn iki yeniden retim tarz arasnda grlen dnya apndaki byk blnmeyle en azndan eilim olarak kesiir. Bu tarzlardan biri kapitalist retim tarzyla btnlemitir; kitlesel tketimden, yaygn eitimden, eitli dolayl cret biimlerinden, oturmam ve eksik de olsa isizlik sigortasndan geer (gerekte tm bu zellikler kurumsal fakat deimez olmayan g ilikilerine baldr). Dieriyse yeniden retimi (zellikle de "kuaklarn yeniden retimini") tamamen ya da ksmen, kapitalizm-ncesi retim tarzlarna (ya da daha iyisi: kapitalizmin bastrd ve

IRK, ULUS, SINIF 222

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE M? 223

yaplarn bozduu, cretli olmayan retim tarzlarna) brakr; "mutlak nfus-fazlas", emek gcnn ykc smrlmesi ve rk ayrm grngleriyle dorudan bantldr. Gnmzde bu iki tarz, byk lde, ayn ulusal oluumlar iinde mevcuttur. Snr izgisi kesin olarak saptanmamtr. Bir taraftan "yeni yoksulluk" yaygnlar, dier taraftan "hak eitlii" talepleri ortaya kar. Ne var ki eilim olarak bu proletaryalardan biri dierinin smrs yoluyla yeniden retilmektedir (bu, ilkinin kendisinin de ezilmesine engel deildir). i snfnn bir yeniden oluumuna yol amaktan ok uzak olan iktisadi kriz evresi (krizin kimin iin ve hangi anlamda varolduunu yeniden sorgulamak uygun olacaktr) proleterlemenin farkl grnmlerini corafi, fakat ayn zamanda etnik, cinsel ve kuaklararas engellerle ok daha kesin olarak ayrmaya dek varacaktr. yleyse snf mcadelesinin gerek sava alannn dnya ekonomisi olmasna karn dnya proletaryas ("dncede" olan hari) yoktur, hele dnya burjuvazisi hi yoktur. Konuyu toparlamay ve imdilik bir sonuca balamay deneyelim. izmi olduum tablo Marksistler'in uzun bir sreden beri tm engellere kar koruduklarndan ok daha karmaktr. Yalnlatrma program Marksist tarih grnn (teleolojisinin) iinde olduu lde bylesi bir tablonun Marksist olmad, hatta Marksizmi yrrlkten kaldrd sylenebilir. Bununla beraber, bu programn, Marx'ta her yerde hazr ve nazr olmasna ramen (o bu programdan hi vazgememitir), olaylarn sadece bir yann temsil ettiini de grdk. Altml ve yetmili yllarda "tarihselci" Marksizm ile "yapsalc" Marksizm arasndaki ateli tartmalar hatrlayanlara, burada belirleyici alternatifin yapyla tarihi ztlatran deil, ister znelci ister nesnelci olsun teleolojiyle yapsal tarihi ztlatran alternatif olduunu dndrmek isterim. Bu nedenle, tarihte daha etkili bir tutunma noktas edinebilmek iin, balangtaki Marksizm'in yapsal kavramlarndan en azndan birkan kullanmaya ve sonularn gstermeye altm. Bu tabloda klasik Marksizm temel bir noktada dzeltilmitir. Toplumsal snflarn sabit ayrl yoktur eilim olarak bile;

uzlamazlk dncesini "iki dman taraf gibi askeri ve dinsel bir metafordan (dolaysyla "i sava" ya da "konsenss" alternatifinden de) kurtarmak gerekmektedir. Snf mcadelesi, ister temsiller dzeyinde olsun, ister fiziksel olarak, zellikle de dinsel ya da etnik atmayla st-belirlendiinde olsun, ister devletler aras savala birletiinde olsun, istisnai olarak bir i sava biimini alr. Fakat oulluu a priori olarak snrlanamayan ve ondan daha az nemli olmayan baka biimler de alr nk daha nce akladm gibi snf mcadelesinin tek "z" yoktur (bu nedenle Gramsci'nin yine ayn metaforu tayan hareket sava ve konum sava ayrmn da doyurucu bulmuyorum). Snflarn ne nesne ne de zne sfatyla toplumsal sper-bireylikler olmadklarn ya da baka bir deyile kast olmadklarn kesin olarak kabul edelim. Snflar, yapsal ve tarihsel olarak en azndan ksmen i ie geer, rtrler. Nasl burjuvalam proleterler kanlmaz olarak varsa, proleterlemi burjuvalar da vardr. O halde maddi blnmeler olmadan bu rtme sz konusu olamaz. Baka bir deyile grece homojen "snf kimlikleri", bir yazgnn deil, konjonktrn sonucudur. Ancak snflarn bireylemesini konjonktre, dolaysyla da siyasetin olumsallna balamann uzlamazln ortadan kaldrlmasyla hibir ilgisi yoktur. "ki dman taraf" metaforundan uzaklamakla (hi kukusuz bu metafor, devlet ve sivil toplumun ayr alanlar oluturacaklar dncesine, bir baka deyile, iktisat ve siyaset arasnda yapt devrimci ksa devreye ramen Marx'n dncesindeki liberalizm etkisine sk skya baldr) toplumsal bir btnsellik, basit bir "katmanlama" ya da "yaygn hareketlilik" metaforuna yaklam olmuyoruz. Proleterlemenin ksmen elikili, ksmen bamsz sreler arasnda patlak vermesi proleterlemeyi yrrlkten kaldrmaz. Modern toplumlarn yurttalar grevlerin zahmetlilii karsnda, zerklik ve bamszlk, yaam gvenlii ve lm haysiyeti, tketim ve eitim (dolaysyla bilgi) karsnda her zamankinden daha az eit bir durumda bulunmaktadrlar. ster ynetim, ister iktisadi aygt, uluslaras ilikiler ya da sava ve bar sz konusu olsun karar ve iktidar alannda kolektif eitsizlikle yurttaln bu farkl "toplumsal" boyutlar birbirine

IRK, ULUS, SINIF 224

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE M? 225

hi bu kadar bal olmamt. Btn bu eitsizlikler dolayl bir ekilde, deer biiminin yaylmasna, birikimin "sonsuz" srecine baldr. Toplumsal atmann devlet tarafndan dzenlendii bir erevede snf mcadelesi biimlerinin bile kitlesel gszle evrili biimine, siyasal yabanclamann yeniden retimine baldr. te ifte ba olarak adlandrabileceimiz ey budur: Metalarn metalar ("maddi olmayanlar" da dahil) retmesi ve devletsel toplumsallatrma, bireysel ya da kolektif pratikleri kapsar; smrye kar direni, smrnn yaylmasna yol aar; gvence ve zerklik talepleri, tahakkm ve kolektif gvensizlii besler (en azndan "kriz" dneminde). Yine de bu dngnn yerinde gereklemedii unutulmamaldr; tersine kendi rettii, ulusal ve uluslararas dzene zarar verici, genellemi iktisadn mantna indirgenemez ve beklenmedik hareketlerin etkisiyle srekli yer deitirir. Dolaysyla bir determinizm deildir. Siyasal biim ne olursa olsun ne kitlesel atmalar ne de devrimleri dlar. Sonu olarak "snflarn kaybolmas", kimlik ya da tz kayplar, hem bir gerek hem de bir yanlsamadr. Bir gerektir, nk uzlamazln fiili olarak evrensellemesinin sonu, bir yandan ii snfnn te yandan burjuva devletin yaklak bir yzyldr ulusal burjuvazileri ve proletaryalar grece birletirdikleri yerel kurumsal biimleri ykarak, evrensel bir snf mitini geersizletirmeye varmtr. Yine de bir yanlsamadr, nk snflarn "tzsel" kimlikleri toplumsal aktrlerinin pratikleri karsnda bir sonu olmaktan teye gitmemitir ve bu bak asyla yeni hibir ey yoktur: o "snflan" kaybetmekle aslnda hibir ey kaybetmedik. Bugnk "kriz", snf mcadelesinin belirlenmi pratiklerinin ve temsil biimlerinin krizidir; bu haliyle nemli tarihsel sonular olabilir. Ancak uzlamazln kendisinin yok olmas deildir; ya da snf mcadelesinin uzlamaz biimleri dizisinin sonu deildir. Bu krizin kuramsal yarar, belki de nihayet bize smrz bir topluma gei ya da kapitalizmden kopu sorununu, kapitalist retim tarznn snrlar sorunundan ayrma olana salayacak olmasdr. Eer ylesi "snrlar" varsa ki bu kuku vericidir, n-

k grdmz gibi emekilerin toplumsal btnleme ve proleterleme biimlerinin, teknolojik bulularn ve artk emein younlatnlmasnn diyalektii kesintisizdir, yalnzca snfsal ilikinin kendisinin, yani iktisat-devlet karmann istikrarszlamasnn sunaca siyasal frsatn sonucu olabilecek devrimci kopula dorudan hibir ilgileri yoktur. Yine kim ve ne iin "kriz" olduunu bilmek sorunu ortaya konmaldr. Gemiin devrimleri her zaman hem toplumsal eitsizliklere hem yurttalk haklarnn talep edilmesine, hem de ulus-devletin tarihsel deikenliklerine yakndan bal oldular. Modern devletin bir "cemaat" kurma iddiasyla, farkl dlama biimlerinin gereklii arasndaki elikiden patlak verdiler. Daha nce grdmz gibi Marx'n iktisat ve siyaset eletirisinin en derin ve en ykc yan, insan toplumlarn genel karn zerine deil, uzlamazlklarn dzene sokulmas zerine kurduu gereinden ibarettir. Hatrlattm gibi Marx'n antropolojisinin, emei insann ve toplumsal ilikilerin "z" haline, uzlamazl tek bana belirleyen temel pratik haline getirdii dorudur. zgrl zel mlkiyetle zdeletiren liberal ideoloji, bu indirgeme olmadan radikal bir biimde tartma konusu edilemezdi. Bugn bundan kurtulmamz mmkn m? Aksine, zaten srekli bir biimde yeni etkinliklere (geleneksel olarak "retime" deil, "tketime" bal olanlara da) girmek zere eitlendikleri ve yayldklar bugnk durumda, emein ve iblmnn ortadan kalkacaklarn dnebiliyor muyuz? Kesin olan u ki, iblm dier blnmelerle karmadan, kanlmaz olarak onlara uymaktadr; etkileri de ancak soyut olarak yaltlabilir. "Etnik" atmalar da (daha dorusu rkln etkileri) evrenseldir. Tpk, en azndan baz uygarlklarda cinsel ayrm zerine kurulu uzlamazlklarn olduu gibi (ayrca cinsel ayrm da, F. Duroux'nun zmlemelerine bakacak olursak ii snf da dahil tm toplumsal gruplarn kurum ve rgtlerinde vardr). Snf mcadelesi tm toplumsal pratikleri kapsayan, ancak bu konuda tek olmayan belirleyici bir yap olarak dnlebilir ve dnlmelidir. Daha dorusu; kesinlikle tm pratikleri kapsad lde kanlmaz olarak dier yaplarn evrenselliiyle i ie girer. st-belirlenim, belirsizliin eanlamls

IRK, ULUS, SINIF 226

SINIF MCADELESNDEN SINIFSIZ MCADELEYE MI? 227

olmad gibi evrensellik de tekliin eanlamls deildir. te belki de Marksizm denen eyden giderek sapma halindeyiz. Ancak uzlamazln evrensellii tezini byle biimlendirmekle Marksist sorunsalda hi olmad kadar kanlmaz olan eyi de ortaya karm oluyoruz. Bana kalrsa bunun en iyi kant gnmzde snf sorunuyla milliyetiliin eklemlenmesinin yeniden ortaya k eklidir. Milliyetilik, poplist-otoriter biimlerinde olduu gibi liberal-demokrat biimlerinde de, hem devlet planlamasyla hem iktisadi bireycilikle, daha dorusu ikisinin eitli birleimleriyle tamamen badar grnmtr. Milliyetilik, zel ideolojilerle yaam tarzlarn tek bir egemen ideolojide kendini "ezilen" gruplara dayatmaya, iktisadi "yasalarn" kopu etkilerini siyasal olarak etkisizletirmeye ve srp gitmeye muktedir bir ideolojide birletirmenin anahtar olmutur. O olmasayd burjuvazi kendisini ne ekonomide ne de devlette oluturabilirdi. O halde sistem zmlemesi terminolojisiyle, ulusal ve milliyeti devlet, modern tarihin "balca karmaklk indirgeyicisi" halini almtr diyebiliriz. Milliyetiliin kendisini "btnlkl" bir dnya gr olarak kurma eilimi buradan kaynaklanmaktadr (ve inkr edilse bile, bylesi dnya grlerinin resmiletirildii her yerdeki varl da buradan kaynaklanr). Ancak daha nce de sylediim gibi, eitli yerlerde ("Avrupa"ya, "Bat" ya, "sosyalist toplulua", "nc dnya"ya vb. atfta bulunarak) giriilen uluslarst milliyetiliklerin ayn btnlemeye varmas pek az muhtemel grnr. Tersine, milliyetilikle srekli kar karya gelerek gelien sosyalist snf ve snf mcadelesi ideolojisinin sonunda tarihsel bir evreye uyum etkisiyle onu taklit ettiini saptamak gerekir. Bylece sosyalist ideoloji de sadece eitli toplumsal pratiklerin sentezinde, (etnik nvarsaymlaryla) devlet lt yerine snf ltn (hatta snf kkeni ltn) koyarak bu tr bir "karmaklk indirgeyicisi" halini almtr (bu iki lt "snf devleti" perspektifinde birletirmeyi ummutur). Gnmzdeki durumun belirsizlii udur: Milliyetiliin krizinin, ar milliyetilie ve onun yaygn yeniden retimine varmamas iin, snf mcadelesi davasnn, toplumsal olann temsili alannda kendi indirgenemez tekisi olarak ortaya kmas gerekir: yley-

se snf ya da snf mcadelesi ideolojisinin, kendini hangi ad altnda tantrsa tantsn, taklitten kurtularak zerkliini kazanmas gerekmektedir. "Marksizm nereye gidiyor?": Btn iermeleriyle birlikte bu paradoksa kar koymad srece hibir yere.

Kaynaka
Michel AGLIETTA, Rgulation et crises du capitalisme, L'exprience des Etats-Unis, Calmann-Lvy, 1976. Louis ALTHUSSER, Rponse John Lewis, Maspero, 1973, (Trke ev. John Lewis'e Cevap, Birikim, 1978). Positions, Editions sociales, 1976. Etienne BALIBAR, Cinq tudes de matrialisme historiaue, Maspero, 1974. Marx et sa critique de la politiaue ( A. TOSEL ve C. LUPORINI ile birlikte), Maspero, 1979. "Classes" et "Lutte des classes" maddeleri, Dictionnaire critique du marxisme (yn. G. LABICA), PUF, 1982. "Sur le concept de la division du travail manuel et intellectuel", J. BELKHIR ve dierleri, L'intellectuel, l'intelligentsia et les manuels iinde, Anthropos, 1983. "L'id"e d'une politique de classe chez Marx", Marx en perspective iinde (yay. B. CHAVANCE), Editions de l'EHESS, Paris, 1985. "Apr"s l'autre Mai", La Gauche, le pouvoir, le socialisme iinde, Hommage Nicos Poulantzas, PUF, Paris, 1983. "Longue marche pour la paix", E. P. THOMPSON ve dierleri, L'Exterminisme. Armement nuclaire et pacifisme iinde, PUF, 1982. Christian BAUDELOT, Roger ESTABLET, L'Ecole capitaliste en France, Maspero, 1971. Christian BAUDELOT, Roger ESTABLET, Jacques TOISER, Qui travaille pourqui?, Maspero, 1979. Daniel BERTAUX, Destins personnels et structure de classe, PUF, 1977. Jacques BIDET, Quefaire du Capital? Mat"riaux pour une refondation, Meridiens-Klincksieck, 1985. Pierre BOURDIEU, La Reproductlon. Elements pour une thorie du systme d'enseignement, Ed. de Minuit, 1970.

1RK, ULUS, SINIF 228 Fernand BRAUDEL, Civilisation matrielle. conomie et capitalisme, XVeXVIlIe sicles, 3 cilt, Armand Colin, 1979. Suzanne DE BRUNHOFF, tat et capital, PUG-Maspero, 1976. L'Heure du march, PUF, 1986. Biagio DE GIOVANNI, La teoriapolitica dlie classi nel "Capitale", De Donato, Bari, 1976. Marcel DRACH, La Crise dans les pays de l'Est, La Dcouverte, 1984. Franoise DUROUX, La Famille des ouvriers: mythe ou politique?, Lisansst Tezi, Paris-VII Universitesi, 1982. Friedrich ENGELS (Karl KAUTSKY ile birlikte), "Notwendige und uberfliissige Gesellschaftsklassen" (1881), M.E.W Band 19, s. 287 ve devam. Roger ESTABLET, L'cole est-elle rentable ?, PUF, 1987. Franois EWALD, L'tat-providence, Grasset, 1986. John FOSTER, Class Struggle and the Industrial Revolution, Methuen, Londra, 1977. Michel FOUCAULT, Surveiller et punir. Naissance de la prison, Gallimard, 1975. Michel FREYSSENET, La Division capitaliste du travail, Paris, Savelli, 1977. Jean-Paul DE GAUDEMAR, La Mobilisation gnrale, ditions du Champ urbain, Paris, 1979. Paul G1LROY, There Ain't No Black in the Union Jack, Hutchinson, Londra, 1987. Eric HOBSBAWM, Industry and Empire (The Plican Economie History of Britain, cilt: 3), Penguin Books, 1968, (Turke ev. Devrim a, V Yaynlar, 1989). Ernesto LACLAU et Chantai MOUFFE, Hegemony and Socialist Strategy, Towards a Radical Dmocratie Politics, Verso, Londra, 1985, Turke ev. Hegemonya ve Sosyalist Strateji, lletiim Yaynlar, 1992. Henri LEFEBVRE, De l'tat, cilt: 3, Le Mode de production tatique, UGE, 10/18, 1977. Jacques LE GOFF, Du silence la parole. Droit du travail, socit, Etat (1830-1985), Calligrammes, Quimper, 1985. Robert L1NHART, Le Sucre et la faim, ditions de Minuit, 1980. Jean-Franois LYOTARD, Le Diffrend, ditions de Minuit, 1983. Karl MARX, Le Capital, Livre 1, 4. Almanca basmdan J.P.Lefbvre'in yeni Fransizca evirisi, ditions sociales, 1983, (Turke ev. Kapital, c. I, Sol Yaynlar, 3. Basm, 1986. Claude MEILLASSOUX, Femmes, greniers et capitaux, Maspero, 1975. Stanley MOORE, Three Tactics, The Background in Marx, Monthly Review Press, New York, 1963. Jean-Louis MOYNOT, Au milieu du gu, CGT, syndicalisme et dmocratie dniasse, PUF, 1982. Antonio NEGRI, La Classe ouvrire contre l'tat, Galile, 1978.

SINIF MCADELESINDEN SINIFSIZ MUCADELEYE MI? 229 Grard NOIRIEL, Longwy. Immigrs et proltaires, PUF, 1984. Les ouvriers dans la socit franaise, Seuil, 1986. Karl POLANYI, La Grande Transformation (1944), Fr. ev. Gallimard, 1983. Nicos POULANTZAS, Les Classes sociales dans le capitalisme aujourd'hui, Seuil, 1974. Adam PRZEWORSKI, "Proltariat into a class: The Process of Class Formation from Karl Kautsky's The Class Struggle to Rcent Controversies", Politics and Society, cilt: 7, n 4, 1977. Peter SCHTTLER, Naissance des Bourses du travail. Un appareil idologique d'tat la fin du XIXe sicle, PUF, 1985. Gareth STEDMAN JONES, Languages of Class, Cambridge University Press, 1983. Gran THERBORN, "L'analisi di classe nel mondo attuale: il marxismo come scienza sociale", Storia del Marxismo, IV, Einaudi, 1982. Edward P. THOMPSON, "Eighteenth-Century English Society: Class Struggle without Classes?", Social History, cilt: 3, nc 2, Mays 1978. The Making of the English Working Class, Plican Books, 1968 (Fr. ev. Gallimard, 1988). Alain TOURAINE, Michel WIEVIORKA, Le Mouvement ouvrier, Fayard, 1984. Travail (AEROT'nun dergisi, yn. Robert Linhart), 13 say kt (64, rue de la Folie-Mricourt, 75011 Paris). Bruno TRENTIN, Da sfruttati a produttori. Lotte operaie e sviluppo capitalistico dal miracolo economico alla crisi, De Donato, Bari, 1977. Michel VERRET, L'Espace ouvrier (L'Ouvrier franais, I), Armand Colin, 1979. Jean-Marie VINCENT, Critique du travail. Le faire et l'agir, PUF, 1987. Immanuel WALLERSTEIN, The Modem World-System, 2. cilt, Acadmie Press, 1974 et 1980 (Fr. ev. Flammarion). The Capitalist World-Economy. Essays, Cambridge University Press ve ditions de la Maison des sciences de l'homme, 1979. Le Capitalisme historique, La Dcouverte, 1985. (Turke ev. Tarihsel Kapitalizm, Metis Yayinlar, 1992)

Kuramsal Bulanklk Gney Afrika'da, ABD'de ve Byk Britanya'da "rksal gerilimler" diye bir eyin varolduunu herkes "bilmektedir". Kimileri bunun Latin Amerika'nn baz ksmlarnda, Karayipler'de, Gney ve Gneydou Asya'nn eitli yerlerinde varolduunu dnmektedir. Peki ama Siyah Afrika'nn bamsz devletlerinde "rksal gerilim" diye bir ey bulunabilir mi? Tersine, Siyah Afrika'da "kabileciliin" varolduunu yine herkes "bilmektedir". " Kabilecilik" yalnzca Afrika'ya zg bir grng mdr, yoksa sanayilemi, kapitalist devletlerde de bilinir mi? Sorun baz kavramsal glklerden domaktadr. Gnlk bilimsel kullanmdaki toplumsal tabaka ya da toplumsal gruplama kategorileri ok sayda, belirsiz ve rtm durumdadr. Snf, kast, milliyet, yurttalk, etnik grup, kabile, din, parti, kuak, estate** ve rk gibi terimlere rastlanabilir. Standart tanmlar yoktur; tam tersine, terimleri birbiriyle ilikilendirmeye alan yazar says pek azdr. Bu konudaki nl bir deneme temel kategori oluturan
* Bu makale ilk kez, Les Cahiers du CEDAF, no. 8/1971, 1. Dizi: Sosyoloji'de yaynlanmtr. ** Ortaa snflar (.n.).

IRK, ULUS, SINIF 234

IRK VE STAT GRUBU KAVRAMLARI

235

Max Weber'inkiydi. Bu kategoriler unlard: snf, stat grubu {stand) ve parti1, Weber'in snflandrmasyla ilgili bir sorun, mantksal olarak kat olmay, birok adan rneklerden yola klarak oluturulmu olmasdr. Ve bu rnekleri byk lde 19. yzyl Avrupas'ndan, Avrupa Ortaa'ndan ve klasik antik adan almtr. Bu Weber iin yerinde bir seimdir ama 20. yzyln Avrupa-d dnyasnn ampirik gerekliiyle uraanlar iin Weber'in ayrmlarnda uygun bir yansma bulmak zor olabilir. Weber, snf, az ok Marksist gelenek iinde, iktisadi sistemle benzer yollardan ilikili olan bir kiiler grubu olarak tanmlar. Partiyi, gcn dalmn ve kullanmn etkilemek iin, birlemi bir grup iinde toplanm bir grup olarak tanmlar. Ancak stat grubu eitli alardan bir "arta kalan" kategorisidir. Kukusuz olumlu bir lt var gibi grnmektedir. Stat gruplar insanlarn iine doduklar ilksel2 gruplardr; birbirine, hesaplanm amaca ynelik birlemeler zerine kurulu olmayan ballklarla bal olduklar varsaylan hayali aileler; geleneksel ayrcalklarn varl ya da yokluuyla oluan gruplar; onuru, saygnl ve hepsinden nce (ou zaman ortak bir meslei de ieren) bir hayat tarzn paylaan, fakat ille de ortak bir gelir dzeyini ya da snfsal ye1. Bkz. Max WEBER, Economy and Society, New York, Bedminster Press, 1968, ss. 302-307, 385-398 ve 926-940. ngilizce'de, toplumsal katmanlamay konu alan literatrde, Almanca Stand teriminin karl olarak oktan beridir "status-group" terimi kullanlmaktadr. Bu Franszca'ya hi phesiz "toplumsal tabaka" olarak tercme edilmektedir; Georges Gurvitch ve Raymond Aron bu terimi kullanrlar (bkz. G. GURVTCH, Le Concept de classes sociales de Marx nos jours, Paris, "Les Cours de Sorbonne", 1954, s. 80; R. ARON, La Sociologie allemande contemporane, Paris, PUF, 1950, s. 49). Aron, "eski Fransa'daki toplumsal tabakalar anlamnda" diye belirtir. ngilizce'de ise kelime feodal sisteme yaplan gnderme niteliini kaybetmitir ve sadece bu sisteme gnderme yaplmak istendiinde stand, estate olarak tercme edilir. 2. Burada Edward SHILS'in kazandrd bir terimi kullandm. Bkz. "Primordial, Personal, Sacred and Civil Ties", British Journal of Sociology, VIII, 2 Haziran 1957, ss. 130-145. SHILS'e gre ilksel nitelikler sadece bir "etkile im ilevi" olmaktan ok, "anlaml ilikiler"e ilikin niteliklerdir. Anlamlar "tarif edilemez"dir (s. 142). Bkz. Clifford GEERTZ, "The Integrative Revolution, Primordial Sentiments and Civil Politics in the New States", yay. haz. C. GEERTZ, Old Societies and New States iinde, Glencoe, Free Press, 1963.

lii paylamalar gerekmeyen gruplardr bunlar.3 Ulus, kendisine "milliyeti" duygular beslediimiz ulus, bu tanma ok da iyi uymuyor mu? yle grnyor. Yine de stat grubu kavram kullanldnda genelde akla gelen ilk ey ulusal ballk deildir. Weber'in kavram, esas olarak Ortaa snflarndan, ada Afrika'ya uygulanabilirlii olduka snrl olan bir kategoriden esinlenmitir. Modern Afrika hakkndaki literatr daha ok "kabile"den ve/veya "etnik grup"tan sz etmektedir. ou yazar stat grubuna yaplan en anlaml ampirik atfn "etnik grup" olduunu dnecektir ve bunun Weber'in kavramnn ruhuna uygun dtne kuku yoktur. Irk terimi her ne kadar stat grubuyla ilikisi birok yazarda st kapal braklmsa da sk sk kullanlmaktadr. Irk, Afrika incelemelerinde esas olarak, Avrupa kkenli beyaz kiiler ile ktann yerlisi siyahlar arasndaki atmalara atfta bulunmak zere kullanlmtr. (Baz yerlerde Hint yarmadasndan gelen gmenler ya da onlarn soyundan olanlar nc bir kategori oluturmaktadr.) Fakat bu terimin yerli siyah nfus arasndaki eitlilikleri ayrt etmek iin kullanlmasna pek az rastlanr. u halde rk ve etnik grup iki ayr grng mdr, yoksa ayn temann iki eitlemesi mi? Terminolojik bulankl4 gz nnde tutarsak, ampirik gereklii aklamamz salayacak bir kuramsal ereveyi nceden kurmaktansa, nce ampirik gereklii tanmlamak ve ardndan kuramsal olarak neler geleceini grmek en iyisi olabilir.

3.Weber'in tanm onura vurgu yapar: "Stnde (stat gruplar), snflarn tersine normal olarak gruptur. Ancak ou kez ekilsiz trdendir. Bizim yap mak istediimiz, salt iktisadi adan belirlenmi "snfsal konum"un tersine, onurun zgl, olumlu ya da olumsuz bir toplumsal deerlendirmesiyle belir lenmi olan insan hayatndaki her tipik bileeni "toplumsal konum" olarak ad landrmaktr [...] Hem mlkiyet sahibi hem de mlksz kiiler ayn stat gru buna dahil olabilirler ve bu beraberinde son derece elle tutulur sonular ge tirerek, sk sk byle olur [...] Normalde stat onuru, gruba ait olmak isteyen herkesten, ncelikle, zgl bir hayat tarz beklendii olgusuyla ifade edilir [...]" (Max WEBER, a.g.e., s. 932). 4.ngilizce yazanlarn "tribe" [kabile] kelimesini kullandklar balamda, birok yazar Franszca'daki "race" [rk] kelimesini kullandklarndan, Franszca literatr ok daha kark ve bulanktr.

IRK, ULUS, SINIF 236

IRK VE STAT GRUBU KAVRAMLARI

237

Ampirik Veriler: Ka eit Stat Grubu? Smrgelik ncesi Afrika, karmak ve hiyerarik olan ok sayda toplumu ieriyordu. Afrika topraklarnn ya da nfusunun yzde kann, paral toplumlarda deil de bu tr gruplarda yaad konusunda hibir tahmin yrtlmemise de en azndan te ikilik bir orann sz konusu olduu kesindir. Bu devletlerden bazlarnda "estate"leryani kaltmsal statlere sahip insan kategorileri: asiller, avam, zanaatkarlar, kleler, vb. vard. Bu devletlerden bazlarnda "etnik gruplar" ayr olduu varsaylan soylara iaret eden farkl adlar verilmi insan kategorileri vard. Bunlar genelde fetih durumlarnn sonulandr.5 Bundan baka birok devlette "yurtta olmayanlar" ya da "yabanclar" olarak onaylanm bir kategori de vardr.6 Son olarak, hiyerarisiz toplumlarda bile insanlar, genelde antropologlar tarafndan "klan" diye adlandrlan ve uydurma bir soy grubu yaratan belirli baz snflandrma ilkelerine gre ya da kuaklara, yani "ya grubu"na gre blnmlerdir.7
5. Jean SURET-CANALE her iki grngnn de fetih durumlarndan kay naklandn ama baz aklanmam nedenlerle asimilasyonun baz yerlerde dierlerinden daha hzl gerekletiini ortaya koyuyor: "Bir kabilede snfsal uzlamazlklar neredeyse hi grlmedii srece [...] hibir devlet styaps ortaya kmad [...] Kleliin yaylmas ve bir kabile aristokrasisinin olumasyla, snf uzlamazlklarnn gelitii yerlerde eitli trden devletler [...] ortaya kt [...] Bu devletlerin olumasyla dier kabilelere tahakkm ve onlar sindirme ve bir devlet iinde yeni bir kltrel ve dilsel birlik olumas sz konusu olduunda kabile rgtlenmesinin izleri az ok kayboldu... rnein Zulu topraklarnda byle oldu... Snflara blnme bazen kabile elikisi grnmn alabildi: Dou Afrika'nn gller blgesinin baz monarilerinde (Ruanda, Burundi, vb.) yetitirici fatih Tutsiler' in, yerli kyller olan Hutular' egemenlikleri altna alarak aristokrasiyi oluturduklar yerlerde byle oldu." ("Tribus, classes, nations", La Nouvelle Re-vue Internationale, no. 130, Haziran 1969, s. 112). 6. Bkz. Elliot P. SKINNER, "Strangers in West African Societies", Africa, XXXIII, 4, Ekim 1963, ss. 307-320. 7. Robin HORTON'un bu tr hiyerarik olmayan toplumlarn toplumsal rgtlenmesine ilikin aratrmalarna baknz, "Stateless Societies in the History of West Africa", yay. haz. J. F. A. AJAYI ve M. CROWDER, A History of West Africa iinde, Cilt 1, Londra, Longmans, J971.

Smrge hkimiyetinin kurulmas bu snflandrmalardan hibirini dorudan deitirmemitir. Bununla beraber en az bir yenisini dayatmtr: ikili hatta l bir hal alan smrge uyrukluudur bu (rnein, Nijeryal, Britanya Bat Afrikals, Britanya mparatorluu uyruu). Buna ek olarak birok rnekte dini kategoriler smrge hkimiyeti altnda yeni bir nem kazanmtr. Hristiyanlar hem "kabile"8 hem de "yre"9 iinde nemli bir alt-grup olarak ortaya kmtr. Tarihsel olarak slam'n aa yukar her yerde Avrupa smrge hkimiyetinden nce gelmesine ramen, Mslmanlar'n birok yerde Hristiyanlar'a kar tepki olarak daha kendinin bilincinde bir kategori haline gelmi olmalar mmkndr. slam'n baz yerlerdeki ani yayl da buna iaret ediyor gibidir.10 Ve her yerde yeni "etnik gruplar" peydahlanmtr.11 Sonu olarak rk, smrge dnyasnn, siyasal haklar, mesleki dalm ve geliri aklayan birincil kategorisi olmutu.12 Milliyeti hareketlerin ykselii ve bamszln gelii daha da ok kategori yaratt. Kimliin belli bir toprak parasyla zdelemesi yani milliyetilik yaygn ve nemli hale geldi. Bu zdelemeyle birlikte etnik zdelemeye yeni bir ballk olarak, ounlukla kabilecilik diye adlandrlan ey ortaya kt. Elizabeth Colson'un syledii gibi:
Muhtemelen birok gen belli etnik geleneklere ak ballklarn, Afrika'nn bamszlna kendilerini adaylaryla ayn zamanda kefettiler...

8. Bkz. K. A. BUSIA, The Position of the Chief in the Modem Political System of Ashanti, Londra, Oxford University Press, 1951. BUSIA, Asantiler arasndaki Hristiyan-Hristiyan olmayan anlamazlnn neden ve so nularn ayrntlaryla birlikte anlatmtr. 9. Uganda, siyasetin dinsel bir e-blnmeyle bir lde billurlat balca rnektir: bu grup, Protestanlar, Katolikler ve Mslmanlar'dr. 10. Bkz. Thomas HODGKIN, "Islam and National Movements in West Africa", Journal of African History, III, 2, 1962, ss. 323-327; ayrca bkz. J.-C. FROELICH, Les Musulmans dAfrique noire, Paris, Ed. de l'Orante, 1962, Bl. 3. i 1. I. WALLERSTEIN, "Ethnicity and National Integration in West Africa", Cahiers d'eludes africaines, no. 3, Ekim 1960, ss. 129-139. 12. Bu nokta Georges BALANDER ve Frantz FANON'un almalarnda tartlmtr.

IRK, ULUS, SINIF 238 Afrika'da kendi dilini ve kltrn ilerletmeye en hevesli olan ve lke iindeki herhangi bir dier grubun diline ve kltrne verilen avantajlar karsnda en hassas durumda olduunu dnen kii okullu adamd, entelekteldi.13 Bamszlk sonras dnemde, eitimli snflarn iktisadi ikilemleri "kabilecilik" ynndeki bu eilimi artrd.14 Sonu olarak milliyetilik pan-Afrikanizm ile de ilgili hale geldi. Yani, kendi kartna, "Avrupallara" tekabl eden bir "Afrikallar" kategorisi olutu. Bu ayrma ilk nce derinin rengi ile ilgili gibi grnmt. Ancak bir kavram olarak Afrika, 1958'den itibaren, biroklar iin, Kuzey (Arap) Afrika'y da iermeye balad (fakat hl Kuzey, Dou ya da Gney Afrika'da yerlemi olan beyazlan iermemektedir).15 Bamszlk, dier bir nemli deikeni de devreye soktu: daha geni trel cemaate birinci snf yeliin olduka kat bir yasal tanmn, yurttalk tanmn. Bu kavramn ektii izgiler yalnzca smrgelik ncesi Afrika'nn deil, smrgelik dneminin izgilerinden de farklyd. Smrgelik dneminde, rnein bir Nijeryal eer oturduu yeri deitirmise Altn Sahili'ndeki bir seimde oy verebilirdi, nk bu iki blge de Britanya Bat Afrikas'nn parasyd ve o kii de Britanyal bir tebaayd. Ancak, smrgelik dneminin federal idari birimlerinin bamszlktan sonra ulusal emelin birimleri olarak varlklarn srdrmeye devam etmelerine ramen, bamszlk sonras dnemin ilk yllarnda birok siyaseti ve devlet memurunun renmek durumunda kald gibi, bu birimlerin bir yesi olmak artk egemen birer ulus-devlet olan blgesel alt birimlere eit katlm hakkn salamyordu.

IRK VE STAT GRUBU KAVRAMLARI

239

13. "Contemporary Tribes and the Development of Nationalism", yay. haz. June HELM, Essays on the Problem of Tribes iinde, Amerikan Etnoloji Dernei'nin ilkbahardaki yllk toplant dnemi almalar, 1967, s. 205. 14. Bkz. WALLERSTEIN, "The Range of Choice: Constraints on the Policies of Governments of Contemporary African Independant States", yay. haz. Michael F. LOFCHIE, The State of the Nations iinde, University of California Press, 1971. 15. Bunun nedeni ve "Afrikalln" deri rengine bal olmayan tanm iin bkz. WALLERSTEIN, Africa: The Politics of Unity, New York, Random House, 1967.

Afrika'da, yerli nfusun, lkedeki siyasal blnmelerde -nemli unsurlar olarak ortaya kan alt-gruplara blnmedii hibir lke olmadn anlamak iin literatre yle bir bakmak yeterlidir. Yani, "kabilevi" ya da etnik balanmalar, siyasal gruplamalar ya da hizipler ya da konumlarla balantldr; mesleki kategorilerle ounlukla balantldr; ie yerletirmelerle ise kesinlikle balantldr. Yabanc gazeteciler bu konu zerinde yorum yaptklarnda Afrikal politikaclar ounlukla bu tr bir zmlemenin gerekliini inkr ederler. Ancak dardan gzleyenlerin elikili iddialar kadar bylesi inkrlar da zmsel amalardan ok ideolojik amalara hizmet etmektedir. Nitekim Afrika devletlerindeki nl etnik-siyasal rekabetlerin listesi olduka uzundur (rnein, Kenya'da Luo'ya kar Kikuya; Zambiya'da Lozi'ye kar Bemba; Somali'de Somaale'ye kar Sab). Hkmetin ya da ulusal siyasal hareketin nlemek iin gsterdikleri szde abalara ramen, bu vakalarn her birinde kiiler siyasal hedefler iin "kabilevi" yollarla sralanm ve/veya harekete geirilmilerdir.16 Baz lkelerde bu szde kabilevi blnmeler baz ek etkenlerce peki-tirilmektedir. rnein, Etiyopya'da Amhara ya da Amhara-Tigre ile Eritreliler arasndaki blnmeler, aa yukar Hristiyanlar ile Mslmanlar arasndaki dini blnmeyle akmaktadr ve taraflar bunun tmyle bilincindedir, nk bylesi bir atmann arkasnda uzun bir tarihsel gelenek vardr.17 Bat Afrika kys boyunca ve Orta Afrika'ya doru boylu boyunca ekilebilecek kesintisiz bir yatay izgiyi oluturan yedi komu lke bulunuyor (Fildii Sahili, Gana, Togo, Benin, Nijerya, Kamerun ve Orta Afrika Cumhuriyeti). Bu izginin kuzeyindeki ve gneyindeki halklar bir dizi zellikleriyle birbirlerine zt olma eilimindedir: topran koullar sz konusu olduunda or-

16. Bkz. Donald ROTHSCHILD, "Ethnic Inequalities in Kenya", Journal of Modern African Studies, VII, 4, 1969, ss. 689-711; Robert I. ROTBERG, "Tribalism and Politics in Zambia", Africa Report, XII, 9, Aralk 1967, ss. 29-35; I. M. LEWIS, "Modern Political Movements in Somaliland", Africa, XXVIII, 3, Temmuz 1958, ss. 244-261; XXVIII, 4, Ekim 1958, ss. 344363. 17. Bkz. Czeslaw JESMAN, The Ethiopian Paradox, Londra, Oxford Uni versity Press, 1963.

IRK VE STAT GRUBU KAVRAMLARI

241

mana kar savan ve buna tekabl eden geni kltr-aile; dinde, Hristiyan/Animistler'e kar Mslrnan/Anirnistler; daha modern eitime kar az modern eitim (bu byk lde smrgelik dneminde gneyde daha ok Hristiyan misyoner bulunmasnn sonucudur.18 Uganda'da, Bantu olmayan, daha eitimsiz kuzey ile Bantu olan daha eitimli (ve daha Hristiyanlatrlm) gney arasnda benzer bir izgi ekilebilir.19 Daha kuzeyde Sudan kua adl yerde, Moritanya, Mali, Nijer, ad ve Sudan boyunca benzer bir izgi izilebilir. Moritanya, ad ve Sudan'n kuzeylerinde insanlar daha ak renk derili, Araplam ve Mslmandrlar. Gneye gittike daha koyu renk derili ve Hristiyan/Animist olurlar. Ancak Mali ve Nijer'de gneydekiler de Mslmandr. Sudan dnda, tm bu devletlerde kuzeydekiler daha ok gebe ve az eitimlidir. Moritanya ve Sudan'da kuzeydekiler ounlukta ve iktidardadr. Mali'de, Nijer'de ve ad'da bunun tersi dorudur.20 Sudan kua lkelerindeki bu kltrel farklar deri rengi farkllklanyla ilikili olduu iin bazen bu blnmelerden "rksal" olarak sz edilir. Dikkate deer bir grup lke daha vardr. Bunlar smrgelik ncesinde siyasal varlklar eklinde varolmu ve smrgelik ve bamszlk sonras dnemlerinde de bu varlklarn srdrm olan ve smrgelik ncesi "kabilevi" katmanlamann aka g18. Bkz. Ernest MILCENT, "Tribalisme et vie politique dans les Etats du Benin", Revue franaise d'etudes politiques africaines, 18, Haziran 1967, ss. 37-53; ayrca bkz. Walter SCHWARZ, Nigeria, Londra, Pall Mall Press, 1968.' 19 Bkz Terence K. HOPKINS, "Politics in Uganda: The Buganda Question", ss. 251-290, yay. haz. J. BUTLER ve A. A. CASTANGO Jr, Boston University Papers on Africa: Transition in African Politics iinde, New York, Praeger, 1967; ayrca bkz. May EDEL, "African Tribalism: Some Reflectons on Uganda", Political Science Quarterly, LXXX, 3, ubat 1965, ss. 357-372. 20 J. H. A. WATSON, "Mauritania: Problems and Prospects", Africa Repon, VIII, 2, ubat 1963, ss. 3-6; Viviana PAQUES, "Alcuni problemi umani posti dallo sviluppo economico e sociale: II caso della Republica del Ciad", // Nuovo Osservatore, VIII, 63, Haziran 1967, ss. 580-584; George W SHEPHERD Jr, "National Integration and the Southern Soudan", Journal of Modern African Studies, IV, 2, 1966, ss. 193-212. ad'da durum 1970'li yllardan bu yana tersine dnmtr.

Blnme izgisi. Kabilelerin tecrit edilmiliinin yannda, Afrika'nn yerli nfusunun alt-gruplara blnmesini pekitiren bir ok etken vardr. Moritanya, Mali, Nijerya, ad ve Sudan boyunca izilen hayali bir izgi Sudan kuan genel bir blme izgisi olarak gstermektedir. Bunun kuzeyindeki insanlar daha ak renk derili, Araplam ve Mslmandr; gneyindekilerse genelde daha koyu renk derili ve Hristiyan/Animisttir. Bat Kys'ndan, Fildii Kys, Gana, Togo, Benin, Nijerya, Kamerun ve Orta Afrika'ya izilen benzer bir izgi ayn tr bir ayrm gstermektedir: izginin kuzeyindeki ve gneyindeki insanlar hayat tarz, kltr, aile, din ve eitim asndan zttr.

IRK, ULUS, SINIF 242

IRK VE STAT GRUBU KAVRAMLARI

243

rldii devletlerdir. Bunlar Zanzibar (Arap ve Afrikal-irazl), Ruanda (Tutsi ve Hutu), Burundi (Tutsi ve Hutu), Madagaskar' dr (Merina ve dierleri). Bu lkelerin hepsinde (Burundi hari) smrgelik ncesi aa tabaka olan ounluk imdi siyasal olarak en st konuma erimitir.21 Benzer smrgelik ncesi katmanlama sistemlerinin daha geni smrgelik ya da smrgelik sonras birimlerin iinde varolduu durumlarda siyasal sonu ok daha mulak olmutur (Nijerya ve Kamerun'da Fulani Sultanlklar, Uganda ve Tanganika'da Hima Krallklar). Afrikallar, kendi kendini ynetim ve bamszlkla balayarak, ok sayda "vatanna geri gnderme hareketi"yle "ana" yurtlarna gnderilmilerdir. mparatorluklarn nfusun hareketi konusundaki liberallikleri pek nldr. Bu, elde bulunan insanlarn en iyi ekilde kullanlmas amacna hizmet eder. te yandan ulusdevletler ayrcalklarn yurttalk statsnde toplandn kesin bir biimde kantlamaya almaktadr. Bu basky ilk hisseden grup politikaclard. Bamszlk yaklatka Fransz Bat Afrikal ya da Britanyal Dou Afrikal kategorisi kaybolmaya yz tuttu. Siyasal kariyerlerini Yukar Volta'da yapm Malililer ya da Kenya'da yapm Ugandallar kendi kalelerine dnmeyi daha gvenli buldular. Yeni bir siyasal gerekliin bu ekilde st kapal bir biimde kabullenilmesine ek olarak birok insan kategorisi resmi ya da yar resmi bir biimde srld: Beninliler (ve Togolular) Fildii Sahili'nden, Nijer'den ve dier yerlerden; Nijeryallar ve Togolular Gana'dan; Malililer Zaire'den srldler. Bu durumlarn her birinde srlenler, artan bir isizlik dneminde, para iktisad iinde belli konumlara sahip kiilerdi. Sz konusu gruplar kendilerini birdenbire, Afrikal olarak deil de uyruk-olmayanlar olarak tanmlanr buldular. Bu, baz durum21. Bkz. Michael LOFCHIE, "Party Conflict in Zanzibar", Journal of Modern African Studies, I, 2, 1963, ss. 185-207; Leo KUPER, "Continuities and Discontinuities in Race Relations: Evolutionary or Revolutionary Change", Cahiers d'etudes africaines, X, 3, 39, 1970, ss. 361-383; Jean ZIEGLER, "Structures ethniques et partis politiques au Burundi", Revue franaise d'etudes politiques africaines, 18, Haziran 1967, ss. 54-68; Raymond K. KENT, From Madagascar to the Malagasy Republic, New York, Praeger, 1962.

larda resmi yurttalk elde etmi olsalar da, daha ok Afrikalolmayan kategorisine girenler iin doruydu; Zanzibar'daki Araplar'n, Kenya'daki Asyallar'n durumunda ve Gana'daki Lbnanllar'n tek tk srlmeleri durumunda byleydi. Bir noktada, Zaire'den bir Belikal g olduysa da, imdiye dek Siyah Afrika'da Avrupallar'n toptan srgnleri gereklememitir. Afrika'daki durumun bu hzl deerlendirmesindeki ama, bir noktann altn izmekti: Etnik grup, dinsel grup, rk, kast gibi szde stat grubu eitlilikleri arasnda ie yarar bir fark yoktur. Bunlarn hepsi tek bir temann eitlemeleridir. Bu tema da, mitsel olarak u anki iktisadi ve siyasal durumdan nceye uzanan ve snfsal ya da ideolojik anlamda tanmlanm dayanmalar aan bir dayanma olma iddias tayan bir yaknlkla insanlar gruplamaktr. Temann eitlemeleri bu halleriyle, Akiwowo'nun kabilecilik hakknda syledii gibi, "ulus ina srelerinin ngrlmedik sonularna kar bir dizi kalplam cevap, ya da isterseniz uyum salama dzenlemeleri"22 olarak grnmektedir. Ya da Skinner'in, daha pervasz syleyiiyle, bunlarn merkezi ilevleri, "insanlarn, evrelerinde deerli grlen hizmetler ve mallar hangileriyse onlar iin rekabet edebilen siyasal, kltrel veya toplumsal birliklerde rgtlenebilmelerini salamaktr".23 Bu ilev kavramn kendinde varolduuna gre stat gruplar, birden fazla toplumsal sistemde rgtlendiklerini ya da varolduklarn iddia etseler bile, tanm olarak, paras olduklar daha geni bir toplumdan nce varolamazlar.24 Fried'n "kabileler" iin ihtiyatl bir ekilde belirttikleri tm stat gruplar iin dorudur:

22. Akinsola A. AKIWOWO, "The Sociology of Nigerian Tribalism?", Phylon, XXV, 2, Yaz 1964, s. 162. 23. Elliot P. SKNNER, "Group Dynamics in the Politics of Changing Societies: The Problem of 'Tribal' Politics in Africa", yay. haz. J. HELM, a. g. e., s. 173. 24. Bkz. WEBER, a.g.e., s. 939: "Snflar, stat gruplar ve partiler hak knda bir genel gzlem daha eklemeliyiz: Bunlarn, zellikle bir siyasal bi rim erevesi iinde, ok daha byk bir birlii nceden varsaydklar gerei bununla snrl olduklar anlamna gelmez. Tersine, byle bir birliin her za

man iin [...] devlet snrlarnn dna tamas allm bir eydir [...] Fakat amalan ille de yeni bir toprak hkimiyetinin kurulmas deildir. Esas olarak

IRK, ULUS, SNF 244

IRK VE STAT GRUBU KAVRAMLARI

245

Kabilelerin ou, ok zgl bir anlamda ikincil grngler gibi grnmektedir. Bunlar greli olarak yksek derecede rgtlenmi toplumlarn, ok daha basit bir ekilde rgtlenmi dier toplumlarn iinden ortaya kyla balayan srelerin sonucu olabilirler. Eer bu kantlanabilirse, kabilecilik, karmak bir siyasal yapnn evriminde zorunlu bir n basamak olarak deil, bu yapnn yaratlna bir tepki olarak grlebilir.25

Modern dnya durumunda, bir stat grubu biimsel olarak gayri meru zeminlerde, bir ulus-devlet iinde mallarn ve hizmetlerin datmn ve iktidar ele geirmek zere yaplan kolektif bir taleptir. Snf ve Stat Grubu ilikisi u halde bu tr talepler snf dayanmas talebiyle nasl bir arada bulunur? Marx snf kavramn kullanrken an sich (kendinde) snf ile fr sich (kendi iin) snf birbirinden ayrmtr. Weber, "Nitekim her snf ok saydaki mmkn snf eylemi biimlerinden herhangi birinin taycs olabilir, ama bu zorunlu deildir. Her durumda, bir snf kendiliinden bir grup (Gemeinschaft) oluturmaz"26 derken bu ayrm tekrarlamtr. Snflar neden her zaman fr sich (kendi iin) olmazlar? Peki aslnda neden bu kadar ender fr sich olurlar? Ya da soruyu baka bir biimde sorarsak, stat grubu bilincinin Afrika'da ve tm dnyada, bugn ve tm tarih boyunca bu denli etkili ve yaylmac bir g oluunu nasl aklarz? Bunun yanl bilin olduunu sylemek sadece soruyu mantksal olarak bir adm geri gtrmek olur, nk o zaman nasl olup da insanlarn ounun ou zaman yanl bilin sergilediklerini sormamz gerekir. Weber'in bunu aklamak iin bir kuram vard. yle diyor: Stat yoluyla katmanlamann stnlne yol aan genel iktisadi koullara gelince, yalnzca unlar sylenebilir: Mallara sahip olunmasnn ve varolan siyaseti etkilemeyi amalarlar." unu eklemeliyim ki, bu bir dnya sisteminde, bir ulus-devlete balln stat grubu bilincinin bir ifadesi sayld durumlar dnda byledir.

datmnn zemini greli olarak sabit ise, stat yoluyla katmanlama kolaylar. Her iktisadi dnm ve teknolojik yansma stat yoluyla katmanlamay sarsar ve snf konumunu n plana karr. Yaln snfsal durumun en byk nem tad lkeler ve alar, genelde teknik ve iktisadi dnm dnemleridir. Ve iktisadi katmanlamann deiimindeki her yavalama, zaman iinde stat yapsnn bymesine yol aar ve toplumsal onurun nemli roln yeniden canlandrr.27

Weber'in aklamas ok basit grnmektedir ve snf bilincini ilerleme ve toplumsal deiimle balantlym; stat yoluyla tabakalamay da gerici glerin davurumuymu gibi gstermektedir bu bir eit kaba Marksizm'dir. Teoremin ahlaki tepkisi kabul edilebilir ama bu teorem tarihsel gereklikteki daha kk kaymalar hakknda pek de ngrde bulunamaz; ayrca ne modern iktisadi atlmlarn neden stat grubu kl altnda bulunduunu28, ne de geleneksel ayrcaln snf bilincinde korunmas mekanizmalann aklamaktadr.29 Favret Cezayir'deki Berberi ayaklanmas hakknda yazdk-laryla bize bir ipucu vermektedir:
Cezayir'de ilksel gruplar kendi arkaizmlerinden habersiz, bamsz bir ekilde deil tepkisel olarak varolmaktadr. Kendini geleneksel siyasal grngleri toplamaya kaptran antropolog bunlar naif bir ekilde yorumlamakla muazzam bir yanl anlama tehlikesiyle kar karya kalr, nk bunlarn bugnk ierikleri tersine dnktr. 19. yzyln paral kabilelerinin torunlar iin hedefler arasndan merkezi hkmetle ibirlii yapmak ya da muhalefeti kurmak seim yapmak sz konusu deildir, nk artk yalnzca tek seenek mmkndr. Azgelimi tarm sektrnn kyllerinin seimi ya da kaderi onlar bu amaca ulatran aralara baldr; bunlarn arasnda, paradoksal bir biimde muhalefet de yer alr.30

Favret bizi, stat grubu balanmalar zerine kurulu taleplere, sz konusu aktrlerin entelektel durumlar asndan deil, bu tr taleplerin toplumsal sistemde oynadklar fiili ilevler asndan bakmaya itmektedir. Moerman, Tayland'da bir kabile olan Lue hakkndaki zmlemesinde benzer bir ar yaparak, etkili

25. Morton J. FRIED, "On the Concept of Tribe' and Tribal Society'", yay. haz. J. HELM, a.g.e., s. 15. 26. M. WEBER, a.g.e., s. 930.

modernite", Archives europeennes de sociologie, VIII, 1, 1967, ss. 71-93. 29. Bkz. Clifford GEERTZ, "Politics Past, Politics Present", Archives europeennes de sociologie, VIII, 1, 1967, ss. 1-14. 30. J. FAVRET, a.g.e., s. 73.

27. 28.

a.g.e., s. 938. Bkz. Jeanne FAVRET, "Le traditionalisme par exces de

IRK, ULUS, SINIF 246

IRK VE STAT GRUBU KAVRAMLARI 247 larak zerine kurulu olduklar snf ilikilerinin fosillerine dnr... [Dahas] iki tip gruplama (egemen snf ve st tabaka) belli tarihsel koullara gre bir sre iin bir arada varolabilir ve toplumsal yapda kabuk balayabilir gibi grnmektedirler. Fakat halihazrdaki snf sistemine daha dzgn bir biimde tekabl eden yeni bir katmanlama sistemi er ya da ge ortaya kar.32 Stavenhagen, daha sonraki bir zmlemesinde, Orta Amerika verilerini kullanarak, bir smrgelik durumunda, kast benzeri iki alt stat grubunun (bu olayda indio ve ladino'larn) nasl ortaya kabildiklerini, kabuk baladklarn ve snfsal tasfiye olarak adlandrd eyin eitli basklarna ramen varlklarn srdrdklerini anlatmaktadr. ki bamllk biiminin (etnik ayrmclk ve siyasal tabiyet zerine kurulu bir smrgelik biiminin) ve (alma ilikileri zerine kurulu) bir snf biiminin yan yana bydn ve paralel bir sralama sistemini yansttn ne srmektedir. ndiolar ile ladinolar arasnda, "toplumun yelerinin deerlerine derinden yerlemi olan" ikilik, bamszlktan sonra ve iktisadi gelimeye ramen toplumsal yapda "znde muhafazakr bir g" olarak kalmtr. "Bu ikilik gemie ait bir durumu yanstmakla... yeni snf ilikilerinin gelimesi karsnda bir engel roln oynamaktadr". 33 Bu aklama tarznda bugnk katmanlama hl gemiin fosilidir, ama sadece kendiliinden snf ilikilerinin bir fosili deildir. Dier bir yaklam, snf ya da stat balanmasn toplumun eitli yelerine ak olan seenekler olarak grmek olurdu. Bu Peter Carstens'n yaklamdr. Biri Carstens'a dieri Allen'a ait daha yeni iki makalede krsal alanlarda toprakta alan Afrika-llar'n, "ii snf"nn yeleri olan yani teknik olarak kendi ilerinde alp pazar iin rn yetitiren iftiler de olsalar emek glerini satan "kyller" olarak dnlmeleri gerektii konusunda bir anlama vardr.34 Fakat Ailen pazar iin rn yetitiren

soru sormaktadr: Lueler nedir? Neden Lue'dirler? Ne zaman Lue'dirler? u sonuca varyor: Etnik kimlik belirleme mekanizmalar yaayan insanlardan oluan her bir etnik kmeyi, tarihleri incelenmemi saysz kuaa sahip ortak bir giriim haline getirmek konusundaki byk potansiyelleriyle evrensel gibi grnmektedir. Bu nedenle toplumsal bilimciler bunlarn nasl kullanldklarn incelemeli ve tanmlamaldrlar, bunlar yerlilerin yapt gibi yalnzca aklama olarak kullanmamaldrlar... Etnik kategorilerin, nemli insan yklemlerine nadiren uygun olan zneler olmalar olduka mmkndr.31 yleyse, belki de Weberci snf, stat grubu ve parti lemesini ayr ve birbirini kesen grup olarak deil, ayn asli gerekliin farkl varolusal biimleri olarak yeniden dnebiliriz. Bu durumda soru, Weber'in stat yoluyla katmanlamann snf bilincine hangi koullar altnda stn geldii sorusundan, bir katmann hangi koullar altnda bir snf, bir stat grubu ya da bir parti olarak cisimletii sorusuna kaymaktadr. Bu tr bir kavram-latrma iin grubun snr izgilerinin, art arda gelen cisimlemelerinde de ayn kalacan ne srmek deil tam tersine, yoksa farkl d giysileri olmasnn bir ilevi olmazd her toplumsal yapda, her zaman birbiriyle ilikide, atmada olan snrl bir grup kmesinin varolduunu ne srmek gerekir. Rodolfo Stavenhagen'in nerdii bir yaklam, stat gruplarn toplumsal snflarn "fosilleri" olarak grmektir. Stavenhagen unu ne sryor: Katmanlamalar (yani stat gruplar), ounlukla, snf ilikileriyle temsil edilen zgl toplumsal retim ilikilerinin, sklkla, hukuksal yollardan toplumsal sabitlenmesi olarak kesinlikle znel bir biimde adlandrdmz eyi temsil eder. Bu toplumsal sabitlemelerin yanna, katmanlamay pekitiren ve ayn zamanda katmanlamay iktisadi temelle olan balarndan "kurtarma" ilevine, baka bir deyile, iktisadi temeli deise bile gcn korumas ilevine sahip olan dier ikincil, eklenti etkenler (rnein dinsel, etnik etkenler) sokulur. Sonu olarak katmanlamalar, kurulu iktisadi sistemin aklclatmlmalar ya da dorulanmalar olarak, yani ideolojiler olarak dnlebilir. Toplumsal styapnn tm grngleri gibi katmanlamann da, kendisini douran koullar deimi olsa bile onu srdren bir atalet nitelii vardr. Snflar aras ilikiler deiiklie uradka.... katmanlamalar esas o31. Michael MOERMAN, "Being Lue: Uses and Abuses of Ethnic Identification", yay. haz. J. HELM, a.g.e. iinde, s. 167.

32. "Estratificatin social y estructura de clases (un ensayo de interpretacin)", Ciencias politicas y sociales, VIII, 27, Ocak-Mart 1962, ss. 99-101. 33. Rodolfo STAVENHAGEN, "Clases, colonialismo y aculturacin: en sayo sobre un sistema de relaciones interetnicas en Meso-America", America lafna, VI, 4, Ekim-Aralk 1963, s. 94. 34. V. L. ALLEN, "The Meaning and Differenfiation of the Working Class in Tropical Africa" ve Peter CARTENS, "Problems of Peasantry and Social

IRK, ULUS, SINIF 248

IRK VE STAT GRUBU KAVRAMLARI

249

iftilik ile cret kazancnn birbirinin yerine gei kalplarn vurgulamakla ilgiliyken35, Carstens, kyl snf rgtlenmesinin stat grubu aygtn ya da "kyl stat sistemi" dedii eyi aklamakla daha ok ilgilidir. Carstens, "zayf kabile ballklarnn korunmas ya da canlandrlmas kiilerin saygnlk ya da nfuz oluturmak iin kullanabilecekleri kaynaklardr" savyla balang yapar.36 Ardndan, "bir kyl snf ortaya karan gizli gc reten kurumlar ayn zamanda kyl stat sistemlerini de yaratmtr. rnein, egemen snftan olduu kadar yerli kyllerden de saygnlk ve nfuz elde etmenin, onlar tarafndan kabul grmenin en emin yolu dardan dayatlan eitim ve din kurumlarna katlmaktr" diyerek bir hatrlatma yapyor.37 Buradan kan sonu da udur: "Daha st snftaki dier stat sistemlerine ancak i stat sistemlerini kullanarak ulaabilirler. Stat kullanm stratejisi snfsal snrlar gemek iin en iyi ara olarak grlr".38 Stat yoluyla katmanlamann gc bu adan anlalabilir olmaktadr. Stat onuru yalnzca, gemiin baarllar iin ada pazarda avantaj elde etme mekanizmas, yani Weber'in tanmlad gerici g deildir; ayn zamanda ykselmeye alanlarn sistem iinde amalarna ulamalarn salayan mekanizmadr (Colson'un dikkat ektii, yksek dzeyde etnik bilin ile eitim araClass in Southern Africa". ki rapor da 13-19 Eyll 1970'te Varna'daki VII. Dnya Sosyoloji Kongresi'nde sunuldu. 35. "cretliler yaam standartlar ve i konusunda dalgalanmalar yaarken kyl reticiler yaam standartlarnda ve iin younluu konusunda dalgalan malar yaar. Ancak cretlilerin yaam standartlarnda bir dme ya da isizliin art, emein kyl retimine geri dnmesine neden olur ya da kyl re timinin kaynaklar bir emniyet sbab olduunda tahamml edilir bir hal alr." (Ailen, 1970). Bkz. Giovanni ARRIGHI benzer bir tez ne srmtr, "L'offerta di lavoro in una perspettiva storica", Sviluppo economico e sovraslutture in Africa iinde, Torino, Einaudi, 1969. Bunun ngilizce versiyonu vardr: "Labor supplies in Historical Perspective: A Study of Proletarianization of the African Peasants in Rhodesia", Giovanni ARRIGHI ve John S. SAUL, Essays on the Political Economy of Africa (New York, Monthly Review Press i973, ss. 180-234). 36. P. CARSTENS, a.g.e., s. 9. 37. a.g.e., s. 10. 38. a.g.e.. s. 8.

sndaki karlkl bantnn nedeni budur). Bylesine nemli iki gruptan gelen destekle stat grubunun ideolojik stnln anlamak mmkndr. Bu bahaneyi (ya da bu gereklii arada fark yoktur) korumak isteyen elerin bu birleimini bozmak iin allmadk bir rgtsel durum gereklidir. Weber hakszd. Snf bilinci teknolojik deiim ya da toplumsal dnm gerekleirken sivrilmez. Tm modern tarih bunu yalanlar. Snf bilinci yalnzca, hem ideolojik bir davurum hem de ideolojik bir dayanak olduu ok ender bir durumda, bir "devrimci" durumda sivrilir. Bu anlamda, temel Marksist kavramsal igd doruydu. Yeniden zmlenen Afrika Verileri imdi, bu kuramsal gezintinin nda ada bamsz Afrika' nn ampirik gerekliine dnelim. Bugn, Bamsz Siyah Afrika, grece zerk ve merkezilemi birer siyaset, iktisat ve kltre sahip olmak anlamnda ulusal bir toplum saylamayacak olan, Birlemi Milletler yesi bir dizi ulus-devletten olumaktadr. Bu devletlerin hepsi dnya toplumsal sisteminin parasdr ve ou, belli emperyal iktisadi alarla iyice btnlemitir. Genel iktisadi izgileri benzerdir. Nfusun ounluu toprakta alr ve hem dnya pazar iin rn ve hem de kendi geimleri iin gda retirler. ou ya toprak sahibinden cret almak anlamnda ya da nakit para kazanmak zorunda olduklar bir durumda kendi ilerinde almak anlamnda iidir (ve iftilii dier cretli iilik eitlerine kar iktisadi bir alternatif olarak grrler). Kentsel yerlerde, ounlukla dngsel bir g kalbnn paras eklinde ii olarak alanlar da vardr. Her lkede, eitilmi ve servetlerinin bir ksmn mlke evirmek isteyen, ounlukla hkmet iin alan bir brokratik snf vardr. Her durumda, brokratik snfta oransz olarak temsil edilen baz (biroklarndan biri) gruplar olduu gibi, kentli iiler arasnda da oransz olarak temsil edilen baka gruplar vardr. Aa yukar her yerde bir grup beyaz, yksek statde ve teknik grevlerde alarak yaar. Saygnlk sralamasndaki yerleri s-

RK, ULUS, SINIF 250

IRK VE STAT GRUBU KAVRAMLARI

251

mrge hkmetinden beri ok az deimitir. Beyazlarn yksek yerel konumlan, bu lkelerin "eitsiz mbadelenin" sonularna katlanan "proleter" uluslar olarak yer aldklar dnya iktisadi sistemindeki konumlarn yanstmaktadr.39 Resmi egemenliin gsterdii siyasal zerklik derecesi yerel sekinlerin ya da sekin gruplarn, lkelerindeki eitim sisteminin hzla yaylmas sonucu, dnya sisteminde yukar doru hareketlilik elde etme abalarna olanak salad. Dnya sistemi asndan bireysel olarak ilevsel olan, kolektif olarak ilevsizdir. Dnya sisteminin ileyii ulusal dzeyde yeterli i olana salamaz. Bu da sekin gruplar ilerinden bir ksmn dllendirecek ve dierlerini reddedecek bir lt bulmak zorunda brakr. Bu blnmenin belli izgileri keyfidir ve ayrntlarda deiebilir. Blnme baz yerlerde etnik izgilerle, bazlarnda dinsel, bazlarnda rksal izgilerle, ounda da tm bunlarn rtk bir birleimiyle gereklemektedir. Bu stat grubu gerilimleri snfsal engellenmenin etkisiz ve baarsz davurumlardr. ada Afrika'nn siyasal ve toplumsal yaamnn gnlk unsurlardr. Halkn alglayna genelde toplumsal bilimcilerden daha yakn olan gazeteciler, Siyah Afrika hakknda yazarken, bu grngye "kabilecilik" adn vermeye eilimlidirler. Sudan ve Nijerya'daki isavalarn en dokunakl biimde gsterdikleri gibi kabilevi ya da etnik atmalar son derece gerek eylerdir. Bunlar, bu atmalara katlan insanlar, genelde etnik (ya da karlatrabilir stat grubu) kategorileri kullanan zmlemelerle harekete geirildikleri; dahas, genelde gl etnik ballklar gsterdikleri iin etnik atmalardr. Yine de etnik "gerekliin" altnda, yzeyden ok da uzak olmayan bir yerde, bir snf atmas yatmaktadr. Bununla, aadaki ak ve ampirik olarak snanabilir (ancak hibiri kesin olarak snanmam) nermeleri kastediyorum: Eer stat grubu farkllklaryla ilikili olan (ya da rten) snf farkllklar, deien toplumsal koullarn bir sonucu olarak ortadan kalksayd, stat grubu atmalar da sonunda ortadan kaybolurdu (phesiz yerlerini yenileri alr39. Bkz. Arghiri EMMANUEL, L'Echange inegal. Paris. Maspero, 1969.

di). Stat grubu ballklar, snfsal ballklarda kriz anlar dnda grlmesi zor bir biimde balayc ve etkilidir, ama ayn zamanda zmlemecinin bak asyla, daha geicidir. Eer toplumlar etnik olarak "btnlemi" olsalard uzlamaz snfsal kartlklar azalmazd; hatta tam tersi dorudur. Stat grubu balanmalar ann ilevlerinden biri snfsal farklarn gerekliklerini gizlemektir. Ancak belirli snfsal kartlklar ya da farklar azald ya da kaybolduu takdirde stat grubu kartlklar da (farklar deilse bile, hatta onlar da) azalr ve ortadan kalkar. rk Kavramnn Yararll Siyah Afrika'da "etnik" atmadan sz edilir. ABD'de ya da Gney Afrika'da ise "rksal" atmadan sz edilir. Baz lkelerde (Siyah Afrika devletleri gibi) deil de dierlerinde en bariz stat gruplamalarn tanmlamak iin rk gibi zel bir kelimenin olmasnn herhangi bir yaran var mdr? Eer her bir ulusal rnei tek bana ve mantksal olarak ayr deerlendirseydik yarar olmazd, nk stat yoluyla katmanlama hepsinde ayn amaca hizmet eder. Fakat ulusal rnekler tek balarna ve mantksal olarak ayr deildirler. Bir dnya sisteminin parasdrlar. Daha nce, srlm beyaz Avrupallar'n bugnk Siyah Afrika'daki rollerini tartrken belirttiimiz gibi, ulusal sistemdeki stat ve saygnlk, dnya sistemindeki stat ve sralamadan ayr tutulamaz. Ulusal stat gruplar olduu gibi uluslararas stat gruplar da vardr. Irktan kastmz, znde, byle bir uluslararas stat grubudur. Beyazlarla beyaz-olmayanlar arasnda temel bir blnme vardr. (Kukusuz beyaz-olmayanlar eitlidir ve snflandrma zamana ve yere gre deiir. Bir tr gruplama deri rengine dayanr ama gerekte pek geerli deildir. Daha iyi bilinen bir dieri ktalara gredir ancak Araplar ounlukla kendilerinin ayr tutulmasn isterler.) Bu uluslararas ikilik asndan deri renginin nemi yoktur. "Beyaz" ve "beyaz-olmayan" deri rengiyle pek az ilikilidir. "Siyah nedir? Ve her eyden nce, onun rengi nedir?" diye sormutu

IRK, ULUS, SINIF 252

IRK VE STAT GRUBU KAVRAMLARI

253

Jean Genet. Afrikallar, Kuzey Sudan'daki daha ak renkli Araplar'la Gney Sudan'daki koyu renkli Niloteler arasndaki atmann rksal bir atma olduunu inkr ederken ki ou inkr eder ikiyzllk etmiyorlar. Irk terimini uluslararas, zel bir toplumsal gerilime saklyorlar. Bu Sudan'daki atmann gerek olmad ve stat grubu asndan davurulmad anlamna gelmez. yledir. Fakat bu, ABD'de siyahlar ve beyazlar, Gney Afrika'da Afrikallar ve Avrupallar arasndaki atmaya biimsel olarak benzer olsa da siyasal olarak farkldr. Siyasal farkllk dnya sistemi iin ve onun iindeki anlamnda yatmaktadr. ada dnyada rk, tek uluslararas stat grubu kategorisidir. En azndan MS. 8. yzyldan beri bu rol oynayan dinin yerini almtr. Bu sistemde stat grubuna yelii belirleyen, renkten ok sralamadr. Nitekim, Trinidad'da tm yeleri siyah olan bir hkmete kar, bu hkmetin Kuzey Amerikan emperyalizmiyle ittifak iinde olduu ileri srlerek, bir "Siyah G" hareketi oluabilmektedir. Nitekim, Quebec ayrlklar da kendilerini Kuzey Amerika'nn "beyaz zencileri" diye adlandrabilmektedirler. Nitekim pan-Afrikanizm, Kuzey Afrika'nn beyaz derili Araplar'n iine alabilmekte ama Gney Afrikal beyaz derili Afrikanerleri dlayabilmektedir. Nitekim, Kbrs ve Yugoslavya ktali (Asya, Afrika ve Latin Amerika) konferanslara davet edilebilmekte ama srail ve Japonya darda braklmaktadr. Bir stat grubu kategorisi olarak rk, uluslararas bir snf kategorisi iin, proleter uluslar kategorisi iin bulank bir kolektif temsildir. O halde rklk, yalnzca, varolan uluslararas toplumsal yapy olduu gibi koruma edimidir ve rk ayrmcl iin tretilmi bir szck deildir. Bu, ikisinin birbirinden ayr grngler olduu anlamna gelmez. Irklk kukusuz ayrmcl, taktik cephanesinin bir paras, bir ana silah olarak aka kullanr. Ama dorudan anlamyla herhangi bir ayrmclk sz konusu olmadan da rkln grlebilecei birok olas durum vardr. Daha zor gibi grnmesine ramen, belki rklk olmadan ayrmclk bile olabilir. Anlalmas gereken ey, bu kavramlarn farkl toplumsal rgtlenme dzeylerindeki eylemlere atfta bulunduklardr; rklk dnya arenasndaki eyleme atfta bulunmakta; ayrmclk greli olarak

kk lekli toplumsal rgtlenmeler iindeki eylemlere atfta bulunmaktadr. zet zet olarak, benim esas grm stat gruplarnn (partiler kadar) snflarn bulank kolektif temsilleri olduklardr. Bulank (ve bu nedenle yanl) izgiler birok toplumsal durumda farkl elerin karlarna hizmet eder. Toplumsal atma daha iddetli hale geldike stat grubu izgileri, asimptot yaparak snf izgilerine yaklarlar; bu noktada "snf bilinci" grngsn grebiliriz. Fakat asimptota hibir zaman ulalamaz. Gerekten de asimptotun etrafnda yaklaan eriyi iten bir manyetik alan varm gibidir. Sonu olarak rk, ada dnyada stat grubunun belli bir biimidir; dnya toplumsal sistemindeki sralamay belirleyen bir biimdir. Bu anlamda, bugn bamsz Siyah Afrika devletlerinde rksal gerilimler yoktur. Bununla beraber, ulusal kimliin davurumlarndan biri, ulaldktan sonra ancak uluslararas snf bilincinin asimptotuna yaklaldka alabilecek ya da alt edilebilecek olan artan bir uluslararas stat grubu bilinci ya da rksal zdeleme olacaktr.

SINIF IRKILII 255

st dzey rklk zmlemeleri rk kuramlarn incelenmesine ncelik verdiklerinde, "sosyolojik" rkln bir kitle grngs olduunu ortaya karrlar. Bylelikle ii snfnda rkln gelimesi (ki bu komnist ve sosyalist militanlara doaya aykr gelir) kitlelerde varolan bir eilimin sonucu halini alr. Kurumsal rklk, bu psikososyolojik "kitle" kategorisinin yaplna bile yansr. yleyse snflardan kitlelere geerek kitleleri, rkln hem ayrcalkl nesnesi, hem de znesi olarak gsteren bu yer deitirme srecini zmlemeye almak gerekmektedir. Bir toplumsal snfn, (kimlii terimini kullanmamak iin) ideolojisi, konumu nedeniyle rk tutumlara ve davranlara eilimli olduu sylenebilir mi? Bu soru daha ok, Nazizm'in ykselii konusunda nce speklasyonlar dzeyinde daha sonra eitli ampirik gstergeler yoluyla tartlmt.1 "Kk burjuvazi" konusunda daha arlkl bir tercih bulunmakla birlikte, phelerin zerinde younlamad neredeyse hibir toplumsal snf olmadndan, sonu tmyle paradoksal olmutur. "Kk burjuva" kavram da, daha ok, toplumun birbirinden ayr nfus dilimlerine blnmesine dayal bir snfsal zmlemenin kmazlarn * Burada gzden geirilmi biimde yer verdiimiz bu makale ilk kez, Clara Gallini'nin Napoli'de, Istituto Universitario Orientale'de, Mays 1987'de dzenlemi olduu "Gli Estranei - Seminario di studi su razzismo e antirazzismo negli anni 1980" adl seminerde sunulmutur.
1. Bkz. Pierre AYOBERRY, La Question nazie. Essai sur les interpretations du national-socialisme, Paris, Seuil, 1979.

yansttndan, akas, ikircil bir kavramdr. Kkeninde siyasal sulama tayan tm sorularda olduu gibi burada da soruyu tersine evirmeliyiz: Gnlk hayat kuatan rkln (ya da ona neden olan hareketin) temellerini kk burjuvazinin doasnda aramak yerine, rkln geliiminin nasl olup da farkl maddi koullardan bir "kk burjuva" kitlesi ortaya kardn anlamaya almalyz. Bylece rkln snfsal temelleri gibi kt sorulmu bir sorunun yerine, bu sorunun ksmen perdeledii daha karmak ve kesin bir soru koyabiliriz. Bu, milliyetilie ek olarak rklk ile toplumda snf atmalarnn indirgenemezlii arasndaki ilikilere dair bir sorudur. Irkln geliiminin snf atmasnn yerini nasl aldn, ya da daha ziyade bu atmann "rklatnc" bir toplumsal iliki tarafndan nasl dntrlm olduunu; ve ayn zamanda, tam tersine, snf mcadelesine getirilen milliyeti alternatifin zellikle rklk biimini almas olgusunun hangi nedenle bu mcadelenin uzlamaz zelliinin bir gstergesi saylabileceini sormamz gerekecek. Kukusuz bu, (maddi varolu ve alma koullaryla, fakat ayn zamanda ideolojik gelenekler ve pratik siyasal ilikilerle belirlenen) snfsal durumun verili bir konjonktrde, rkln toplumdaki etkilerini yani "eyleme gei" biimlerini ve skln, onu ifade eden sylemi, militan rkln benimsenmesini nasl belirlediini incelemenin nemli olmad anlamna gelmez. Irkln snf mcadelesince srekli olarak "st-belirlenmesinin" izleri, tarihine bakldnda tmel olarak milliyeti belirleme kadar saptanabilir durumdadr ve her yerde fantazmalarnn ve pratiklerinin anlamndaki ze baldr. Bu da bizim, "modernlik" sosyologlarnn o ok nem verdikleri genellemelerden daha somut ve kesin bir belirlemeyle uratmz gstermeye yeter. Irklkta ya da rklk-milliyetilik ikilisinde, (eski, "kapal", "hiye-rarik" toplumlar ve "ak" "hareketli" toplumlar eklindeki ikili blmlemenin sonucu olarak) modern toplumlarn zellii saylan bireycilik ya da eitlikiliin paradoksal ifadelerinden birini ya da bu bireycilie kar "cemaat" biimindeki bir toplumsal dzenin nostaljisini yanstan bir savunma tepkisini grmek yeterli deildir2. Bireycilik yalnzca (emek gc iindeki rekabet de dahil)

IRK, ULUS, SINIF 256

SINIF IRKILII 257

snf mcadelelerinin basks altnda bireylerin bir araya gelmesiyle istikrarsz bir denge tutturan somut ticari rekabet biimlerinde mevcuttur. Eitlikilik yalnzca, (varsa) siyasal demokrasinin, (varsa) "koruyucu-devletin", varolu koullarnn kutuplamasnn, kltrel ayrmcln, reformist ya da devrimci topyann elien biimlerinde mevcuttur. Irkla "iktisadi" bir boyut veren ey, basit antropolojik figrler deil bu belirlemelerdir. Ama yine de rklkla snf mcadelesi arasndaki ilikinin tarihsel biimlerinin heterojenlii sorun yaratmaktadr. Bu heterojen-lik, antisemitizmin "Yahudi paras" temas etrafnda ucuz "antikapitalizm" halini al eklinden, gnmzde g kategorisinin rksal izi ve snfsal kini birletirme ekline kadar uzanmaktadr. Bu grnlerin hibiri (kendilerine tekabl eden konjonktrler gibi), indirgenemez; bu da, rklkla snf mcadelesi arasnda herhangi bir basit "davurum" (ya da ikme) ilikisi tanmlamay engeller. Esas olarak 1870 ve 1945 yllar arasndaki dnemde (yani Avrupa'nn burjuva devletleriyle, rgtl proletarya enternasyonalizmi arasndaki arpmann stratejik dneminde) antisemitizmin antikapitalist bir aldatmaca olarak kullanlmasnda grdmz, yalnzca, iilerin bakaldrs iin bir gnah keisi bulunmas, iiler arasndaki blnmelerin istismar edilmesi ya da yalnzca soyut bir toplumsal sistemin ktlklerinin bundan "sorumlu olanlar"n hayali kiiletirilmelerine yanstlarak temsil edilmesi (her ne kadar bu mekanizma rkln ileyii iin temel olutursa da) deildir. 3 Burada birbirlerini eretilemeye elverili iki tarihsel anlatnn "kaynam"n da grrz: bir yanda kayp

2. Kari POPPER'in kuramlatrmalarna baknz: La Societe ouverte et ses etmemi, Fr. evirisi (ok hatal bir eviri), Seuil, 1979 ve daha yakn za manda, Louis DUMONT, Essais sur l'individualisme. Une perspective anthropologique sur l'ideologie moderne, Seuil, 1983. 3. Sermayenin, toplumsal ilikinin kiiletirilmesi bizzat kapitalist figryle balar. Fakat bu, hibir zaman temel duygular harekete geirmeye yetmez. Bu nedenle "ar" mantna uygun olarak, hayali-gerek baka zel likler de eklenir: detler, soy ("iki yz aile"), yabanc kkenler, gizli strateji ler, rksal komplo (Yahudiler'in "dnya egemenlii" projesi, vb.) Bu kiile tirmenin yalnzca Yahudilik rneinde para fetiizminin yapmyla orantl ol mas kukusuz rastlant deildir.

"Hristiyan Avrupa" birlii pahasna uluslarn oluumu anlats; dier yanda ulusal bamszlkla, snf mcadelelerinin uluslararaslamasna tekabl etme riskini tayan, kapitalist iktisadi ilikilerin uluslararaslamas arasndaki atmann anlats vardr. Tm uluslarn ortak "ierideki dlanm" olan, fakat ayn zamanda olumsuz olarak, nesnesi olduu teolojik kin nedeniyle, "Hristiyan halklar" birletirdii varsaylan sevginin kant olan Yahudi, ite bu nedenle, hem kayp birliin izini yeniden canlandrabilir hem de her ulusal bamszl tehdit eden "sermaye kozmopo-litilii"yle imgesel olarak zdeletirilebilir.4 Gmen kart rklk, snf konumuyla etnik kkeni en st dzeyde zdeletirdiinde, ortaya bambaka bir grnt kar (bu zdeletirmenin gerek temelleri her zaman iin, kimi kez youn kimi kez seyrek olsa da hibir zaman ortadan kalkmayan, ii snfnn durumunun zellikle proleter niteliklerinden birini oluturan blgeleraras, uluslararas ya da ktalararas ii snf hareketliliinde mevcuttur). Irklk bu zdeletirmeyi uzlamaz toplumsal ilevler karmasyla birletirir: Bylece Fransz toplumunun Magripliler tarafndan "istilas", isizlie neden olan g temalar, "bizim" iletmelerimizi, "bizim" gayri menkullerimizi, "bizim" yazlklarmz satn alan petrol eyhlerinin paras temasyla balantl hale gelir. Bu, Cezayirliler'in, Tunuslular'n ya da Fas-llar'n soy olarak neden "Arap" diye adlandrlmalar gerektiini ksmen aklamaktadr (tabii bu "gsteren"in ki sylemin gerek merkezidir bu temalarla terrizm, slam vb. temalar birbirine baladn da unutmamak gerekir). Fakat, terimlerin deerlerinin tersyz oluundan ileri gelenler de dahil olmak zere, dier grnmler unutulmamaldr. Bu tersyz oluun bir rnei, belki de yirmili yllarda Japon milliyetilii tarafndan yaratlan5; her

4. "Hristiyan" Avrupa'nn kayp birliinin, "uygarln kkenlerinin mitik simgesinin, ayn Avrupa'nn "dnyay uygarlatrmaya", yani uluslar arasnda yrtc bir rekabetle dnyay tahakkm altna almaya giritii bir za manda, rk kaytlarnda bu ekilde temsil edildii gerei ileri daha da kar trmaktadr. 5. Bkz. Benedict ANDERSON, 'magined Communities, Londra, 1983, s. 92-3 (Hayali Cemaatler, Metis Yaynlar, stanbul, 1993)

IRK, ULUS, SINIF 258

S1NIF RKILII 259

halkrda, gnmzdeki hortlay gz nne alndnda sessizce geitirilemeyecek Nazizm'in belirginlemesinde ok nemli bir rol oynamas ngrlen "proleter ulus" temasdr. Bu grnmlerin karmakl ayn zamanda, "rk" ve "snf" in, tarihin modern temsillerinin merkezinde olan srekli bir diyalektiin elien kutuplarn oluturduunu emee ilikin kanlmaz bir varsaym olarak kabul ettiimiz halde, rkln "snf bilinci"ne kar kullanlmas dncesini (snf bilincinin rklk tarafndan engellenmedii, caydrlmad, bozulmad srece snf koullarnda doal olarak kmas gerekirmiesine) kaytsz artsz sahiplenmenin neden mmkn olmadn da akla kavuturmaktadr. Bundan baka ii hareketi iinde ya da onun kuramclar arasnda rkla arac, entrikac yaklamlarn da (ki bunlarn bedelinin ne denli pahal bir ekilde dendiini biliyoruz: W. Reich bunu ilk grenlerden olduu iin ok deerlidir), rklkta u ya da bu snfsal durumun "yansmasn" gren mekaniki grler gibi, ii snfnda ve onun rgtlerinde milliyetiliin varln, baka bir deyile rkla kar kitlesel mcadelenin (kapitalizme kar devrimci mcadele gibi) bal olduu, snf ideolojisi ve milliyetilik arasndaki i atmay inkr etme ilevini grdklerinden kukulanmaktayz. Burada "snf rkl"nn baz tarihsel grnlerini tartarak gstermek istediim ey bu i atmann evrimidir. Modern rk kavramnn, bir ayrmclk ve horgrme syleminde yer al, insanl "st-insanlk" ve "alt-insanlk" olarak blyle, balangta ulusal (ya da etnik) bir gsterime deil, snfsal bir gsterime, daha dorusu (toplumsal snf eitsizliini yaratltan gelen bir eitsizlik olarak sunmak sz konusu olduu iin) bir kast gsterimine sahip olduunu birok rklk tarihisi vurgulamtr (bunlar arasnda Poliakov, Michele Duchet ve Madeleine Reberioux, Colette Guillaumin ve modern klelik konusundaki almasyla E. Williams vardr).6 Bu adan, rk kav6. L. POLAKOV, Hisloire de l'antisemitisme, yeni bask (Le Livre de poche Pluriel); M. DUCHET, M. REBERIOUX, "Prehistoire et histoire du racisme", Racisme et societe iinde, derleme, P. DE COMARMOND ve Cl. DU-

ramnn ifte kkeni vardr: Bir yanda aileden soylu olanlarn stn bir "rk" olarak aristokratik temsili (yani gerekte, egemenlii artk tehdit altnda olan bir aristokrasinin siyasal ayrcalklarnn meruiyetini gvenceye almasn ve soyaacnn kukulu srekliliini idealletirmesini salayan mitsel bir anlat); dier yanda ise zaten her zaman tutsakla mahkm olan ve zerk bir uygarlk kurmaktan aciz, aa "rk" muamelesine maruz kalan topluluklarn klelik yanls bir ekilde temsil edilmeleri vardr. Kan, derinin rengi, melezlik sylemleri buradan kaynaklanmaktadr. Irk kavramnn, art arda gelen metamorfozlarnn balang noktas olan milliyeti karmakla btnlemek zere "etniklemesi" ok daha sonra gereklemitir. u halde tarihin rk temsillerinin batan beri, snf mcadeleleriyle ilikili olduklarn gstermi oluruz. Fakat rk kavramnn evrili biimini ve milliyetiliin "snf rklnn" ilk ekillerinden beri etkisini, dier bir deyile siyasal belirlemesini incelemezsek bu olguya gereken nemi veremeyiz. Aristokrasi kendini daha batan "rk" kategorisiyle dnp sunmamtr: Burada sz konusu olan gecikmi bir sylemdir; rnein Fransa'da ("mavi kan" ve soylularn "Frank" ya da "Cermen" kkenleri mitiyle) aka bir savunma ilevine sahip olan bu sylem, mutlak monari feodal senyrlerin zararna devleti merkeziletirdiinde ve bnyesinde burjuva kkenli, idari ve mali bir yeni aristokrasiyi "yaratmaya" baladnda, bylece ulus-devletin kuruluunun ok nemli bir aamay gemesini saladnda gelimitir.7 Klasik spanya rnei daha da ilgintir. Poliakov'un bu konudaki zmlemesi yledir: Yeniden fetihten sonra gelen
CHET ynetiminde, Paris, Maspero, 1969; C. GULLAUMN, L'Ideologie raciste. Genese et langage actuel, Mouton, Paris-La Haye, 1972; "Caracteres specifiques de l'ideologie raciste", Cahiers internationaux de sociologie, cilt LIII, 1972; "Les ambigui'tes de la categorie taxinomique 'race'", L. POLAKOV, Honmes et betes. Entretiens sur le racisme (I) iinde, Mouton, Paris-La Haye, 1975; Eric VVILLIAMS, Capitalism and Slavery, Chapel Hill, 1944. 7. Bu sylem Fransa rneinde " ilev ideolojisinin yerini alr: Temelde teolojik ve hukuksal olan bu ideoloji, soylu snfn devletin inasnda (tam deyimiyle "feodalizm"de) organik olarak igal ettii yerin tersine daha fazla anlam ifade eder.

IRK, ULUS, SINIF 260

SINIF IRKILII 261

ve Katolikliin devlet dini olmas iin gerekli yol olan Yahudi kym ayn zamanda, spanyollatrmann (daha dorusu Kastilyallatrmann) kar koyduu "ok-uluslu" kltrn de izidir. Bu nedenle Avrupa milliyetilii prototipinin oluumuyla sk skya ilintilidir. Fakat, daha sonra tm Avrupa ve Amerikan rkl syleminin devrald "safkanlk statlerinin" (limpieza de sangre) kurulmasyla sonulandnda, daha da ift anlaml bir gsterime brnr. Magripliler ve Yahudilerle ilk melezlemenin inkrndan kaynaklanan bu gsterim, raza'nn* kaltmsal tanm (ve nitelikleriyle ilgili soruturma) gerekte, hem bir i aristokrasiyi tecrit etmeye ve tm "spanyol halk"na kurgusal bir asalet vermeye, hem de soykrm, kleletirme, zorla Hristiyanlatrma, zorbalk yoluyla dnyann en byk smrge imparatorluklarndan birine hkmettii srada bu halktan bir "efendiler halk" yaratmaya yarar. te bu yrngede snf rkl zaten milliyeti rkla dnr, ancak yine de kaybolmaz.8 Fakat bizim sorumuz iin en nemli olan nokta, 19. yzyln ilk yarsndan itibaren tank olunan, deerlerin tersyz oluudur. Aristokratik rklk (ki bu, bizzat sylemin sahibini rk haline getiren, gnmz zmlemecilerinin "kendine atfta bulunan" rklk diye adlandrdklar eyin prototipidir; onun emperyalist torunlarnn smrge koullarndaki nemi de buradan kaynaklanr: Hindistan'daki ngilizler, Afrika'daki Franszlar, soylar, karlar, tavrlar ne denli avam olursa olsun, kendilerini modern soylular olarak greceklerdir) zaten ilkel sermaye birikimine dolayl olarak baldr; bu da ancak smrgeci uluslardaki ileviyle mmkndr. Sanayi Devrimi tam anlamyla kapitalist snf ilikilerini yaratrken, burjuva ann yeni-rkln da (bu tarihsel anlamda ilk "yeni-rklk"tr) ortaya karmtr. Bu smrlen (ve hatta, sosyal devletin balangcndan nce ar smrlen) topluluk ve siyasal olarak tehlikeli topluluk gibi ifte bir statye sahip olan proletaryay hedefleyen bir rklktr. zellikle Louis Chevalier bunun anlatmlar an ayrntlaryla * rk (hp. .n.)
8. L. POLIAKV, Historie de l'Antisemitisme, cilt I, s. 95.

tanmlamtr.9 Buna gre rk kavram, "iilerin rk" konusunda, tarihsel-teolojik yananlamlarndan uzaklaarak hayali bir biyoloji, sosyoloji, psikoloji ve "toplumsal bnye" patolojisi denkliklerinin alanna girmitir. Burada polisiye, tbbi, insansever edebiyatn, ksaca edebiyatn (ki toplumsal "gerekiliin" siyasal anahtarlarndan ve temel dramatik iglerinden biridir) taknt halini alm temalar kar karmza. Gnmze dek bir toplumsal grubun rklatrlmas yntemlerinin hepsinin tipik grnmleri ilk kez tek bir sylemde toplanmtr. Bunlar, maddi ve manevi sefalet, su oran, soydan gelen kt alkanlklar (alkolizm, uyuturucu), bedensel ve ahlaki kusurlar, bedensel kirlilik ve cinsel kontrolszlk, insanl "soysuzlama"yla tehdit eden zel hastalklardr. Burada ayrt edici bir kararszlk vardr: Ya iiler soysuzlam bir rktr ya da yurttalarn, ulusun yelerinin "rk" iin bir soysuzluk tohumu olan ey iilik durumudur, onlarn varl ve onlarla temastr. Darwinci evrimcilikten, karlatrmal anatomi ve kitle psikolojisinden sahte-bilimsel gvenceler alarak, en ok da polis ve toplumsal kontrol kurumlaryla rl bir ala sarmalanarak sosyobiyolojik (ve de psikiyatrik) determinizmin tm varyantlarna dayanak oluturan hayali "emeki snflar" ve "tehlikeli snflar" denklemi, toplumsal-iktisadi bir kategoriyle antropolojik ve ahlaki bir kategorinin kaynatrlmas, bu temalar yoluyla gerekleir.10 Oysa bu snf rkl, gnmze dek eitsiz bir evrim geiren temel tarihsel srelerden ayrlamaz. Burada yaptm, onlar hatrlatmaktan baka bir ey deildir. Snf rkl ncelikle, ulus-devletin kurulmas asndan ok nemli olan siyasal bir soruna baldr. "Burjuva devrimleri", zellikle de radikal hukuki

9. Louis CHEVALER, Classes laborieuses et classes dangereuses Paris pendant la premiere moitie du XlXe siecle, yeni bask, Le Livre de poche Pluriel, Paris, 1984. 10. Bkz. G. NETCHINE, "L'individuel et le collectif dans les representations psychologiques de la diversite des etres humains au XIXe siecle", L. POLIAKV, Ni juif ni grec. Entretiens sur le racisme (II) iinde, Mouton Pa ris - La Haye, 1978; L. MURARD ve P. ZYLBERMAN, Le Petit Travailleur infatigable ou le proletaire regenere. Villes-usines, habitat et intimites au XIXe siecle. Editions Recherches, Fontenay-sous-Bois, 1976.

IRK, ULUS, SINIF 262

SINIF IRKILII 263

eitlikiliiyle Fransz Devrimi, kitlenin siyasal haklar sorununu geri dndrlemez bir ekilde ortaya koymutur. Bir buuk yzyllk toplumsal mcadelelerden kazanlmas umulan ey buydu. Bireyler arasnda doutan farkllk olduu dncesi akl almaz deilse bile hukuksal ve ahlaki adan eliik hale gelmitir. Fakat kurulu toplumsal dzen, mlkiyet ve "sekinler" iktidar asndan "tehlikeli snflar"n siyasal "ehliyet'ten zorla ve hukuk yoluyla dlanmalar ve kent-devletinin snrlarnda tutulmalar art olduu srece, sonuta onlarn tam insanlk ya da normal insanlk niteliklerinden anayasal olarak "yoksun olduklarn" gstererek (ve buna ikna olarak) yurttalklarn inkr etmek nemli olduu srece, bu dnce siyasal olarak kanlmazd. yleyse burada iki antropoloji (benim deyimimle iki "hmanizm") atmaktadr: doutan eitlik antropolojisi ile kaltmsal eitsizlik antropolojisi. Bu da toplumsal uzlamazlklarn yeniden benimsetilmesine izin verir. Oysa bu ilem batan beri ulusal ideoloji tarafndan st-belirlenmitir. Disraeli11 (Anglosakson "stn rk"na kar "Yahudi-ler'in stnl"nn artc emperyalist kuramcs), ada devletlerin sorununun tek bir toplumsal oluumda yaanan gizli, "iki ulus"a blnmlk olduunu anlatarak bunu hayranlk verici bir ekilde zetlemiti. Buradan hareketle, snf mcadelelerinin ilerici rgtlenmesiyle kar karya kalan egemen snflarn izleyebilecei yollar da gsteriyordu: nce, "sefiller" kitlesini blmek (zellikle de kyllere ve "geleneksel" zanaatkarlara ulusal sahicilik, salkllk, ahlakllk, rksal btnlk gibi sanayinin patoloji-siyle taban tabana zt nitelikler bahederek); daha sonra "emeki snflarn" tehlikeliliinin ve soyaekiminin iaretlerini yava yava yabanclara, zellikle de gmenlere ve smrgelerdekilere kaydrmak; bu srada da oy hakk kurumunun, "yurttalar" ile "tebaa" arasndaki kopukluu milliyetin snrlarna tamas. Fakat bu srete daima imparatorluk meknnn btn hesaba katlsa
11. Bkz. H. ARENDT, Antisemitism, The Origins of Totalitarianism, 1. Blm, Harcourt, Brace and World, New York, 1968, s. 68; L. POLIAKOV, Histoire de l'antisemitisme, II. cilt, s. 176; Kari POLANYI, La Grande Transformation, Fr. evirisi, Gallimard, 1983, ek XI: "Disraeli, les 'Deux Nations' et le probleme des races de couleur".

da, ulusal topluluun kurumsal bir ayrmcl, batan varolan bir apartheid'\ bnyesinde barndrmad Fransa gibi lkelerde bile fiili durumun belirgin bir ekilde hukukun gerisinde kald, halk snflarna kar "snf rkl"nn srd gzlenir (ve ayn ekilde bu snflarda rksal damgalamaya zel bir elverililik, rklk karsndaki tutumlarnda ar bir eliiklik gzlenir). Bu da bizi snf rklnn sreklilik gsteren bir dier ynne getirmektedir. Bundan kastm kol emeinin kurumsal rklatrlmas olarak adlandrlmas gereken eydir. Bunun snfl toplumlar kadar eski olan kkenlerini bulmak zor olmayacaktr. Kol emei ve emekisine duyulan kmsemenin kleci Yunan'n felsefi elitleri tarafndan ifade edilme ekliyle, Taylor'un 1909'da baz bireylerin zek, akl, karar alma yetenei deil, bedensel g gerektiren tekrara dayal pis ve yorucu grevlere doal yatknlklarn tanmlama ekli arasnda bu adan ok nemli fark yoktur (Taylor bu insan Principles of Scientifc Management'ta "kz gibi adam" diye adlandrr; bu ayn zamanda, elikili bir biimde, kklemi bir "sistematik aylaklk" eiliminin etkisinde olan, dolaysyla doasna gre almas iin bir efendiye/ustaya ihtiyac olan insanla ayn kiidir). 12 Ancak Sanayi Devrimi ve kapitalist cretlilik tarz burada bir yer deitirmeye neden olur. Artk horgr nesnesi olan ve karlk olarak korkuyu besleyen ey, kaytsz artsz kol emei deildir (tersine, paternalist, eskiye bal ideolojiler balamnda, bu emein "zanaat" trnde olanlarnn kuramsal olarak idealletirilmesine tank oluruz), "makinenin uzants" haline gelmi, yani dorudan bir rnei olmadan hem simgesel hem de bedensel bir iddete maruz kalan bedensel emek ya da daha dorusu mekaniklemi bedensel emektir (iyi bilinir ki, bu emek Sanayi
12. Frederic W. TAYLOR, La Direction scientifque des entreprises, Fr. evirisi, Editions Marabout; Robert LINHART'n Lenine, les paysans, Taylor'undaki, Le Seuil, Paris, 1976, ve Benjamin CORIAT'nn LAtelier et le chronometre'indeki, Christian Bourgois, Paris, 1979, yorumlarna baknz. Ayn zamanda benim, "Sur le concept de la division du travail manuel et intellectuel" balkl, Jean BELKH1R ve dier., L'Intellectuel, l'intelligentsia et les manuels'indek, Anthropos, Paris, 1983, incelememe baknz.

IRK, ULUS, SINIF 264 Devrimi'nin yeni aamalaryla ortadan kalkmam, birok retim sektrnde, hem "modernlemi", "zihinsellemi" biimler altnda hem de "arkaik" biimler altnda varln srdrmeye devam etmitir). Bu sre insan bedeninin statsn (bedenin insani statsn) deiiklie uratr: Bedeni, paralara ayrlm ve bastrlm, yaltlabilir bir hareket ya da ilev iin kullanlm, hem btnl iinde bozulmu hem fetiletirilmi, hem "ie yarar" organlar ar gelimi hem gszlemi bir makine-beden olan insanbedenler yaratr. Oysa ki her trl iddet gibi bu da bir direniten ve ayn zamanda bir sululuktan ayr tutulamaz. "Normal" emek miktarnn kabul edilmesi ve iinin bedeninden elde edilmesi ancak mcadelenin bu emein snrlarn saptamasyla mmkndr. Kural ar smrdr; bnyenin alttan alta ykma uratlmasdr (ki bu da "soysuzlama" olarak eretilenecektir); ve her ne olursa olsun emein zihinsel ilevlerinin bastnlmasndaki arlktr. i iin dayanlmaz olan bu sre, efendileri tarafndan ideolojik ve dsel ynden hazrlanmas olmakszn "kabul edilebilir" deildir: nsan-bedenlerin varolmas bedensiz insanlar'n varolmas demektir; insan-bedenlerin paralara ayrlm ve sakat (bu bedenin zihinden "aynlmas"nn sonucudur) bedenli insanlar olmas, insan rknn zerindeki tehditi kaldrmak iin bireyleri baka bir bedenstuyle donatmak, sporu, gsterii erkeklii yaymak gerektii anlamna gelir.13 Kimi zaman rksal aaln "fiziksel zelliklerinin" knanmasna, kimi zaman da stn rkn "insan tipi"nin idealletirilme13. Hi kukusuz klenin "hayvanl" Aristo'da da, onun ticaretteki adalarnda da sorun yaratmtr (nesnesi olduu ar cinselletirme bunun kantdr); ancak Sanayi Devrimi yeni bir paradoks daha dourmutur: inin "hayvans" bedeni giderek daha az hayvan bir hale, daha ok tekniklemi, dolaysyla insanlam bir hale gelmiti. Bu, insann alt-insan'lamasndan ok iist-insarilamasnn (bilisel bilimlerin ve seme tekniklerinin ve bunlara tekabl eden eitimin "nesneletirdii" zihninde ve bedeninde), ve her durumda bu ikisinin birbirine evrilebilirliinin yaratt skntdr. Hayvanlk fantazmalarndan kurtulan bu evrilebilirliin yansmas, tercihen, tad "yabanc" statsnn ona ayn zamanda bir "teki erkek", bir "rakip" zellii verdii emekiye yneltilir.

SINIF IRKILII 265 sine yol aarak modern rkln tm varyantlarn belirleyen bedenin estetize edilmesi (ve dolaysyla fetiist tarzda cinselletirilmesi) srecini tam olarak anlamamz salayan sadece bu tarihsel durumdur, bu zgl toplumsal ilikilerdir. Irk kuramlarn tarihinde biyolojiye bavurulmasnn gerek anlamn bunlar aydnlatrlar: Bu bavurmann bilimsel bulularn etkisiyle hibir ilgisi yoktur; bedensel fantazmann idealletirilmesinden ve bir eretilemeden ibarettir. st dzey biyoloji ve ayn zamanda dier kuramsal sylemler bedenin grnrlne, olu biimlerine, davranlarna, simgesel organlarna ve uzuvlarna eklemlendikleri takdirde bu ilevi yerine getirebilir. Burada, daha nce yeni-rklk konusunda ve onun zihinsel emein kk paralara blnmesinin en son biimiyle olan ba konusunda biimlendirilen varsaymlara uygun olarak, gnmzde IQ dzenlemesinden tutun da karar alc, entelektel ve sportif "kadro"nun estetize edilmesine kadar tank olduumuz, zihinsel yeterliliklerin "bedensel leti -rilmesi"ni, yani rksallatnlmasn tanmlayarak devam etmek yerinde olur.14 Fakat snf rklnn yaplnda belirleyici bir yan daha vardr. i snf, tanm gerei belirsiz "snrlan" olan nk bu snrlar emek srecindeki ve sermaye hareketindeki durmak bilmez dnmlere baldrlar hem heterojen hem de oynak bir topluluktur. Aristokratik kastlardan ve hatta burjuvazinin ynetici kesimlerinden farkl olarak, bir toplumsal kast deildir. Ancak snf rkl (ve zellikle de gmenler durumunda olduu gibi, milliyeti snf rkl) ii snfnn en azndan bir ksm iin bir kastn kapallna edeer bir ey retme eilimindedir. Daha dorusu (ya da en kts): "toplumsal hareketlilik"te tam kapallk, proleterleme dalgalarna olabildiince tam aklkla birleir. imdi meseleyi baka bir ekilde ele alalm. Kapitalist birikimin mant bu konuda iki elikili grn tar: Bir yandan, emek ve yaam koullarn emek pazarndaki rekabeti salaya14. Bu kitapta yer alan "Bir Yeni-Irklk Var m?" ve "rklk ve Milliyetilik" incelemelerine baknz.

IRK, ULUS, SINIF 266 cak, "yedek sanayi ordusu"na srekli olarak yeni gler katacak, greli bir nfus-fazlasn besleyecek ekilde srekli olarak harekete geirmek, sreksizletirmek; dier yandan ii topluluklarn, onlar i iin "eitmek" ve iletmeye "balamak" zere (ve ayn zamanda "paternalist" siyasal hegemonya ile ii "ailecilii" arasndaki tekabliyet mekanizmasn iletmek zere) uzun sreli olarak (birok kuak boyu) srekliletirmek sz konusudur. Bir yandan, sadece cret ilikisine bal snfsal durumun atalar kua ve torunlar kuayla hibir ilgisi yoktur; son noktada "snfsal aidiyet" kavramnn kendisi pratik gsterimden yoksundur; hesaba katlmas gereken ey sadece snfsal durumdur. Dier yandan ii snfnn en azndan bir ksmnn ii oullan olmas, bir toplumsal kaltmn kurulmas gerekmektedir.15 Fakat, pratikte, direni ve rgtlenme gleri de bununla birlikte oalr. Demografik politikalar, g ve kentsel ayrm politikalar daha genelde, D. Bertaux'nun antroponomik diye adlandrd pratikler16 bu elikili gereklerden domu ve 19. yzyl ortalarndan itibaren hem iveren hem devlet tarafndan, onlarn paternalist (ki bu milliyeti propagandayla sk skya baldr) ve disiplinci ifte grnmleriyle uygulamaya konulmutur: bir yanda vahi kitlelere kar "toplumsal sava" amak, dier yanda ayn kitleleri her anlamda "uygarlatrmak"; gnmzde bunun mkemmel bir rnei "banliy" ve "getto"lara yaplan toplumsal-po-lisiye muamelede grlmektedir. Irk karmak, gelip "nfus sorununa" (buna bir dizi yananlam dahildir: doum oran, nfus kayb ve nfus fazlas, "melezletirme", kentleme, sosyal konut, halk sal, isizlik) ekleniyorsa ve tercihen, yanl bir ifadeyle "gmen" olarak adlandrlan ikinci kuak sorununda younla-yorsa, bu bir tesadf deildir; bilinmesi gereken ey bu ikinci

SINIF IRKILII 267 kuan snfsal hak davasyla kltrel hak davalarn birletirip, daha gl bir toplumsal kavgaclk gelitirme tehlikesini gze alarak nceki kuan (tam deyimiyle "gmen iiler"in) yolunu mu izleyecei yoksa proleterliin altna dmek ile iilik durumundan kmak arasnda istikrarsz bir konumda bulunan "snf dm" bireyler kmesini mi byteceidir. Hem egemen snf asndan hem de halk snflan asndan snf rklnn ortaya srd udur: toplu olarak kapitalist smrye tahsis edilmi olan topluluklar ya da iktisadi sre onlar sistemin dorudan kontrolnden ekip ald (ya da nceki kontrolleri, youn isizlikle, etkisiz hale getirdii) anda bu smr iin yedekte tutulmas gerekenleri tanmlayc iaretlerle belirlemek. Sabit yerleri olmayanlar, kuaklar boyu "yerlerinde tutmak": Bylece o andan itibaren bir soyaalar olmas gerekecektir. Gebeliin ve toplumsal kaltmn elien buyruklarn, kuaklarn evcilletirilmesini ve direnilerin bertaraf edilmesini tasavvurda birletirmek. Eer bu gzlemler doruysa, ii snfnn "kendi kendini rklatrmas" diye adlandrmakta tereddt etmeyeceim eyin birbirleriyle elien grnmlerine k tutabilir. Burada, emeki topluluklarnn etnik ya da ulusal kken sembolleri etrafnda rgtlenmesinden tutun da snfsal kken ltn (dolaysyla ii ailesi kurumunu, "birey" ile "snf" arasnda sadece ailenin kurduu ba) ve emee fazla deer verilmesi ltn (dolaysyla sadece onun salad erkeksi nitelii) merkez alan belli bir uvriye-rizmin "iiler rk" temsillerinin bir ksmn, "snf bilinci" asndan yeniden reti biimine varncaya dek, hatrlanmas gereken bir toplumsal deneyimler ve ideolojik biimler yelpazesi vardr.17 Uvriyerizmin radikal biimlerinin, en azndan Fransa'da, bizzat iilerin bann altndan deil, daha ok ii snfn "temsil etmek" isteyen (Proudhon'dan komnist partiye dek) entelektellerin ve siyasal aygtlarn bann altndan kt dorudur. Ne var ki bu biimler kazanlm konumlar, mcadele geleneklerini
17. Bkz. G. NOIRIEL, Longwy. Immigres et proletaires, 1880-1980, PUF, 1985; J. FREMONTIER, La Vie en bleu. Voyage en culture ouvriere, Fayard, 1980; Franoise DUROUX, La Famille des ouvriers: mythe ou politique?, lisansst tezi, Paris-VII niversitesi, 1982.

15. Bu sadece bireysel bir akrabalk anlamnda deil, eilim olarak dardan-evlilii uygulayan bir "nfus" anlamndadr; sadece becerinin aktarm anlamnda deil (bu aktarma raklk, okul eitimi, sanayi disiplini araclk eder), znel kimliklerde ve kurumlarda ina edilen "kolektif bir etik" an lamndadr. Daha nce sz geen eserlerden baka, bkz. J. P. DE GAUDEMAR, La Mobilisation generale, Editions du Champ urbain, Paris, 1979. 16. Daniel BERTAUX, Destins personnels et structure de classe, PUF, 1977.

IRK, ULUS, SINIF 268

SINIF IRKILII 269

korumak, ve snf rklnn "gsterenlerini burjuva toplumuna kar evirmek iin, da kapal "birlik" oluturma eilimine tekabl ederler. Uvriyerizmi belirleyen kart anlamllk bu tepkisel kkenden ileri gelir: smr durumundan kurtulma arzusu ve nesnesi olunan kmsemenin reddi. Bu kart anlamlln en bariz olduu yer tam da milliyetilikle, yabanc dmanlyla olan ilikisidir. iler resmi milliyetilii fiilen kabul etmedikleri lde (kabul etmedikleri zaman) snf mcadelelerinin bozulmasna kar siyasal bir alternatifin taslan olutururlar. Fakat korkularn ve hnlarn, umutsuzluklarn ve meydan okuyularn yabanclara yansttklar lde, savatklar ey sylendii gibi sadece rekabet deil, ok daha derinde, kurtulmaya altklar kendi smrlme koullardr. Nefret ettikleri, proleter olarak ya da proleterleme arkna yeniden yakalanma tehlikesi tayanlar olarak, kendileridir. Sonu olarak, nasl ki milliyetilik ile rkln srekli karlkl belirlenimi varsa, "snf rkl" ile "etnik rkln" da karlkl belirlenimi vardr ve bu iki belirlenim bamsz deildir. Her biri kendi sonularn, bir ekilde, dierinin alannda ve onun zorlamasyla ortaya karmaktadr. Bu st-belirlenimi kaba hatlaryla anlatrken (ve rkln somut tezahrleri ile onun kuramsal syleminin yapln nasl anlalr hale getirdiini gstermeye alrken) balang sorularmza bir cevap getirebildik mi? Daha ziyade onlar yeniden biimlendirdik. Milliyetilie oranla rkln, onu oluturucu fazlal diye adlandrdmz ey, ayn zamanda, snf mcadelesi asndan bir eksikliin belirtisi olarak grnmektedir. Fakat bu fazlann, milliyetiliin (onun dinamiini kulland halde) snf mcadelesine kar olutuu olgusuna bal olmasna ve bu eksikliin de snf mcadelesinin kendini milliyetilik tarafndan bastrlr bulmas olgusuna bal olmasna ramen, ikisi birbirini gtrmez: daha ok birbirine eklenme eilimindedir. Milliyetiliin ncelikle toplumun ve devletin daha sonra snf mcadelelerine arpacak birliini tahayyl etme ve hedeflemenin bir yolu mu, yoksa ncelikle snf mcadelesinin ulusal birliin nne koyduu engellere bir tepki mi olduu esas olarak nemli deildir. Buna karn, hem ulusla devlet arasnda

kapanmaz bir mesafenin hem de durmak bilmeden yeniden ortaya kan snfsal uzlamazlklarn bulunduu bir tarihsel zeminde, milliyetiliin kimi zaman dier biimlere (dilsel milliyetilik) rakip olarak, kimi zaman da onlarla birleerek kanlmaz olarak rklk biimini aldn ve bylece bir ileriye kaa giritiini gzlemlemek ok nemlidir. Irklk, bireylerin bilincinde aznlkta ya da sakl olsa bile, milliyetiliin snf mcadelesiyle eklemlenmesine, terimin ifte anlamyla ihanet eden, onun bu "isel" fazlasdr. Sonsuzca srdrlen paradoksu da bundan ileri gelmektedir. Paradoks udur: insanlarn doalar gerei kendilerini "evlerinde" hissedecekleri, nk "biz bize" olacaklar bir ulus-devleti gemie dnk bir biimde tahayyl etmek, ve bu devleti iinde oturulamaz klmak; durmadan dmann "ieride" olduunu kefederek ve cemaati, kendi blnmelerinin hayali yapmlar olmaktan teye gitmeyen iaretlerle zdeletirerek, onu "d" dmanlar karsnda birlemi bir cemaat olarak ortaya karmaya almak. Bylesi bir toplum, siyasal olarak tam anlamyla yabanclam bir toplumdur. Zaten ada toplumlarn hepsi bir lde kendi siyasal yabanclamalaryla bouup durmuyorlar m ?

RKILIK VE KRZ 271

Gnmz Fransas'nda rkln gelimesi, genelde bir kriz grngs olarak; iktisadi fakat ayn zamanda siyasal, ahlaksal ya da kltrel bir krizin az ok kanlmaz, az ok kar konulabilir sonucu olarak sunulmaktadr. Bu deerlendirmede, tartlmaz unsurlarla mazeretler, kmseyiler ve az ok kara dayal yanlglar birbirine karmaktadr. Burada, bizzat kriz kavramnn ikircillikleri de tartmay iyice bulandrmaktadr.1 Bu noktada arpc olan bir kez daha bir dngyle kar karya oluumuzdur: "Irkln trman", "birdenbire tehlikeli hale gelii", glenen sa partilerin programna ve daha genelde siyasal syleme girii; btn bunlar, bir krizin, gemite Nazizm'in ya da antisemitizm ve milliyetilik "bayraklarnn" ykselii gibi, toplumsal ilikileri derinden etkileyen ve tarihsel hale gelmekte kararszlk gsteren byk bir krizin varlna iaret eden zellikler gstermektedir. Mekaniki aklamalar (iktisadi kriz yznden isizlik, isizlik yznden iiler arasnda rekabetin iddetlenmesi, bu yzden de kin, yabanc dmanl, rklk... trnden aklamalar) ve mistik aklamalar (kriz yznden kn bunalts, kitlelerin "akl* Bu makale, ilk kez 1985'te la Maison des sciences de l'homme'a sunulmu metnin gzden geirilmi biimidir. 1. "Kriz, hangi kriz?" sorusu, krizin kim iin, hangi "sistem" asndan, hangi eilim asndan ve hangi gstergelere gre varolduunu sormadan, tarihsel konjonktrleri incelemek iin bu kategoriyi kullanmann olanaksz olduunu gstermesi bakmndan hakl bir sorudur (bkz. S. AMN, La Crise, quelle crise? Dynamique de la crise mondiale, Maspero, 1982).

d olan"n bysne kaplmas... ki rklk bunun bir ifadesi olacaktr, trnden aklamalar) bir yana brakrsak elimizde tartlmaz karlkl bantlar kalr. ngiltere'de altml yllardan beri "cemaatlerin" atmasn hzlandran, milliyetilii besleyen, "Thatcherizm"in, "Powellizm"in yerini doldurmasn ve renkli nfusu su yuvas olarak gsteren youn bir propagandayla2 birlikte baskc kanun ve nizam politikalarnn benimsenmesini kolaylatran eyler, sanayisizleme, kentsel yoksullama, Refah Devletinin zl, ve imparatorluun gerilemesidir. Ve Fransz toplumu da seksenli yllarn bandan beri, benzer bir yola girmi gibi grnmektedir. Irk sularn ve polisin "hata"larnn oalmas3, yurttalk hakknn snrlanmas projeleri, Ulusal Cephe'nin ykselii, bunu haber veren iaretler olabilir. Bazlar yle diyecektir: Fransa ayn uurumun kenarnda henz tereddt eder gibidir. zellikle rklk olgusunun, onu vcuda getiren iddet edimlerinin, toplumsal krizin etkin bir bilekesi haline geldii ve ondan sonra da krizin evrimini etkiledii tartlmazdr. sizlik, kentleme, okullama sorunlar ve ayn zamanda siyasal kurumlarn ileyii (oy verme hakk sorununu dnelim) ile gmen fobisinin, gmenlerin (ya da ocuklarnn) kendi savunma mekanizmalarnn ve birbirinin antitezi olan "Fransz kimlii" kavraylar arasnda byyen kartln oluturduu karmak arasndaki balant giderek daha da glenmektedir. Sonunda bir zorunlu-

2.Bkz. Kristin COUPER ve Ulysses SANTAMARIA, "Grande-Bretagne: la banlieue est au centre", Cahier de Banlieues 89, Murs, murs dergisinin Aralk 1985, II. saysnn yurttalk ve melezleme konulu eki; Paul GILROY, The re Ain't No Black in the Union Jack, The Cultural Politics ofRace andNation, Hutchinson, Londra, 1987. 3.Sularn ve "hata"larn (yani polislerin iledii sularn) artan simet risi rkln ve zellikle de Nazizm'in tarihindeki klasik durumlar andran nemli bir grngdr. Ayn zamanda Michel Foucault'nun "gayri meruluk lar" konusunda sorduu sorularn yerindelii iin, eer ihtiya varsa, bir onay dr. Tm sorunu baka bir noktadan, rklk ve kurum arasndaki ilikiler asndan, "toplumdaki" ve "devletteki" rklk asndan sorgulama ereve sinde ele almak gerekmektedir. Bkz. K. COUPER ve U. SANTAMARIA, "Violence et legitimite dans la rue", Le Genre humain, no. 11, La Societe face au racisme, 1984-1985 sonbahar-k says.

IRK, ULUS, SINIF 272

IRK1LIK VE KRZ 273

uun biimlerini alr hale gelmitir. Korku siyasetinin ya da felaket tellall siyasetinin profesyonellerine yer aan ve bununla balantl olarak ulusal topluluun bir ksmn bu noktada sansr ve otosansr uygulamaya tevik eden de ite budur. Daha da ktsnn varolduuna (tarihsel rneklere dayanarak) inanldnda, rklk daha vahim bir hal almasn diye bu konuda susmak daha iyi olmaz m? Hatta sonular kontrol edememek korkusuyla, nedeni ortadan kaldrmak (yani, varlklaryla "red tepkileri"ne yol aan "yabanc topluluklar" kendi nitelikleri ya da istekleri dolaysyla "asimile olabilir" olan herkesi "asimile etmek" kouluyla lkelerine geri gndermek) daha iyi olmaz m? Aslna baklrsa neden ve sonutan ziyade, konjonktr iinde rklk ve krizin karlkl etkisinden sz etmek gerekir: Yani, toplumsal krizi rk kriz olarak nitelendirmek, zellikle belirtmek ve ayn zamanda, belirli bir toplumsal oluumda, belli bir anda ortaya kan "kriz rkl"nn ayrt edici ve belirleyici zelliklerini aratrmak gerekmektedir. Balarken mazeretler ve yanlglar diye adlandrdklarmn nne geme ansn bylece yakalayabiliriz. Gerekte, rkln daha grnr hale gelmesi, hi yoktan ya da pek az eyden ortaya kmas demek deildir. Amerikan toplumu gibi dier toplumlar iin apak olan ey gerekte bizim iin de geerlidir: Irklk, ulusal kimlik diye adlandrlan eyle bir btn oluturan uzun vadeli maddi yaplarda (psiik ve toplumsal-siyasal yaplar da dahil) yerlemitir. alkantlarla, inanlarn tersyz olularyla snansa da sahneden ve her halkrda kulislerden, hi kaybolmaz. Bununla birlikte, nceleri fark edilmeyen bir kopu gereklemitir: Gizli kalan bir yapnn varln ve bu yapyla liberal devletin resmi hmanizminde yer alan sansr arasndaki atmay gz nnde tutarak rkln edime geii olarak adlandrmay nereceim ak rklk (bu gei sylemden "bireysel" iddete, oradan da ufkunda dlamann ya da ayrmcln kurumlamasnn belirdii rgtl harekete varan derece derece bir ilerleyile gerekleir) hedeflerini ve tayclarn deitirir. Konjonktrn zmlenmesi iin ncelikle nem tayan ey bu yer deitirmelerdir: Irkln, ncelikle entelektellerin mi yoksa halk ta-

kalarnn m, ya da terimin geleneksel anlamyla kk burjuvalarn m (kk mlk sahipleri), yoksa cretlilerin (zellikle iilerin) mi olgusu olduu, ne dili asndan, ne amalar asndan ne de yaylma gc asndan nemsizdir; ncelikle Yahudileri mi, Araplar m, genelde "'mtque"leri* mi hedef ald, hukuki anlamda yabanc zerinde mi younlat, yoksa toplumsal bnyenin arlatrlmasna dair bir fantazma, "Sahte Franszlarn, ulusun iinde gya kistlemi olan yabanclarn, kknn kaznmasna dair bir fantazma m gelitirdii de ayn ekilde nemsiz deildir. Kriz rkl hi de tamamyla yeni, gemi rnei ya da kkenleri olmayan bir ey deildir. Fakat, (bizzat madurlara "hogr eikleri" olarak yanstlan) baz hogrszlk eiklerinin almasdr. Ve giderek eitlenen durumlarda kentlerde komuluk, ayn zamanda i konusunda; cinsel ve ailesel ilikiler, ayn zamanda siyaset konusunda bir "rklatrma" tavrn benimseyen yeni toplumsal snflarn ya da tabakalarn (ya da daha ok yeni toplumsal tabakalarda giderek oalan bireylerin) eyleme geii, sahneye kdr. yle ifade etmek daha doru: Eer radikal biimiyle Hitler rneinin, smrgeci ve Amerikan rk ayrm rneklerinin, o "sevimli Beyazlar"yla telkin ettii gibi, rk ideolojinin temelde (yalnzca bir ama anlamnda deil snfsal dayanmann etkin bir inkr anlamnda da) snflararas bir tutuma sahip olduu doruysa, kriz rkl, snf ayrlklarnn artk "yabanclar" konusunda eilim olarak farkl tutumlar belirlemeyip yerlerini dlama zerine ve dmanlk konusunda sessiz bir su ortakl zerine kurulu bir toplumsal "uzlama"ya braktklar bir konjonktr belirtmektedir. En azndan, snf ayrlklarn greliletiren bir uzlamann belirleyici faktr haline gelmektedir. Bu bak asyla belli bir zgnlk iddiasnda olmadan gnmz Fransz toplumunda baz eiklerin imdiden alm olduklarn gsteren baz belirtiler ne srlebilir. nce g karmann oluumuna dikkatle bakalm. Bundan
* Kmseyici anlamda, Fransa'ya yerlemi ve d grnyle davranlar hoa gitmeyen Akdenizli yabanc, (.n.)

IRK, ULUS, SINIF 274

IRKILIK VE KRZ 275

kastettiimiz basit anlamda, gmen olarak adlandrlan heterojen topluluun dar atlmaya ve saldrlara maruz kal olgusu deil, u trden aklamalarn bugnk kabul edilebilirlikleridir: "Bir g sorunu vardr", "gmenlerin varl bir sorun oluturmaktadr" (sorunu "zme"ye niyetlenme biimi ne olursa olsun bu aklamalar genel bir kabul grmek zeredir). Gerekte bu aklamalarn zellii, ister isizlik, ister yerleim, sosyal sigorta, okullama, halk sal, detler, isterse su eylemleri olsun, tm toplumsal "sorun"larn "gmenlerin" varl olgusundan kan ya da en azndan bununla daha vahim hale gelen sorunlara dnt sonucunu karmalardr. Bylece gn azaltlmasnn ve mmknse kaldrlmasnn pratikte, tabii ki en "can skc", en az "kabul edilebilir" ya da "asimile edilebilir" olanlardan, en az "ie yarar" olanlardan balayarak mmkn olduu kadar ok gmenin dar atlmasnn toplumsal sorunlarn zlmesine olanak salayaca ya da en azndan zm yolunda bir engeli ortadan kaldraca dncesi yaylmaktadr. Burada, bu tezlerin teknik olarak rtlmesine bile girmeden4, ok nemli olan ilk paradoksa deiniyoruz: "gmenlerin toplumsal sorunlar ya da gmenleri topyekn etkileyen toplumsal sorunlar ne denli az zglse, onlarn varl bunlardan, dolayl biimler altnda bile olsa, o denli fazla sorumlu tutulur. Bu paradoks da kendi hesabna, tam anlamyla canalc olan yeni bir sonu ortaya karmaktadr: Gmenleri tek ve ayn "sorunun", tek ve ayn "krizin" grnmleri olarak dnmeye iten ey onlarn bir dizi sorunun hepsinden sorumlu ve bunlara bulam saylmalardr. Burada, rkln esas ayrt edici zelliklerinden birinin kendini gnmzde yeniden retiinin somut biimine varlmaktadr. Bu, rkln, "toplumsal patolojinin" tm boyutlarn, rktan ya da son zamanlardaki edeerlerinden treyen bir dizi gsteren ile snrl tek bir davada birletirme becerisidir. 4. Gmenler Sosyal Gvenlik kaynaklarna yk olmamakta, tersine bunlar beslemektedirler; toplu halde geri gnderilmeleri hibir i alan yaratmayacak, hatta baz iktisadi sektrlerin istikrarn bozarak i alanlarn ortadan kaldracaktr; su oranlarndaki paylar da "Franszlar"dan daha hzl anmamaktadr, vb.

Dahas da var. Bizzat gmen ve g kategorileri ikinci bir paradoksu iermektedir. Bunlar, hem birletirici hem de farkllatrc kategorilerdir. Corafi kkleri, zel tarihleri (dolaysyla kltrleri ve yaam tarzlar), ulusal alana giri koullan ve hukuksal statleri tamamen farkl yapda olan "nfuslar", tek bir durumda ya da tek bir tipte zmlerler. Bylece, nasl bir Kuzey Amerikal ounlukla bir inli'yi, bir Japon'u, bir Vietnaml'y, hatta bir Filipinli'yi (hepsi ekik gz'dr) birbirinden ya da bir Portorikolu'yu bir Meksikal'dan (hepsi chicano'm) ayrt edip belirtmekten acizse bir Fransz da ounlukla bir Cezayirli'yi, bir Tunuslu'yu, bir Fasl'y, bir Trk' birbirinden ayrmaktan acizdir (hepsi "Arap"tr, bu daha batan basmakalp rk bir yarg oluturan, genel kapsaml bir adlandrmadr ve bougnoules*, ratons** gibi hakaretlere anak tutar). Daha genelde "gmen", etnik ve snfsal ltleri birletiren, yabanclarn karman orman iine boca edildii ama btn yabanclarn deil ve sadece yabanclarn da deil karma bir kategoridir.5 Gerekte tam olarak, grnrde "ntr" olan yabanclar btnn ayrtrmaya olanak salayan bir kategoridir. Kukusuz bu btnn ikircillikleri vardr: bir Portekizli (Paris'te) bir spanyol'dan daha ok, bir Arap ya da Siyah' tan daha az "gmen" olacaktr; bir ngiliz ya da bir Alman tabii ki "gmen" olamaz; bir Yunanl belki; spanyol bir ii, hele Fasl bir ii "gmen" olacaktr ama bir spanyol kapitalist, hatta Cezayirli bir kapitalist yle olmayacaktr. Buradan kategorinin, ncekinden ayrlmaz olan farkllatrc yanna, daha nce grdmz gibi d farkllamaya, fakat ayn zamanda i farkllamaya varyoruz; nk birlik ancak sonsuz bir tr eitlilii iinde derhal maddiyata evrilmek zere ortaya konmutur. Gerek bir onur * Senegalli Beyazlar'n ve Kuzey Afrika'daki Avrupallar'n bu blgelerin yerlileri iin kullandklar aalayc, rk hakaret, (.n.) ** san yavrusu; Kuzey Afrikallar'a ynelik aalayc, rk hakaret. (.n.) 5. Burada Wallerstein'n alntlad, Jean Genet'nin Siyahlar hakkndaki sorusunu ("Siyah nedir ve her eyden nce onun rengi nedir?") biraz deitirerek yle tekrarlayacam: Gmen nedir ve o her eyden nce nerede domutur?

IRK, ULUS, SINIF 276

IRKILIK VE KRZ 277

meselesine yol aarak (ne birbirini aldatmak ne de aldanmak gerekir), sylemde biimlendirilen ve davranlarda gelien, "ge" dair gndelik bir vicdan muhasebesi vardr. "Araplar sevmeyenler", "Cezayirli arkadalar" ile vnebilmektedirler. Araplar'n "asimile olamaz" olduklarn (slam, smrge dneminin miras vb. nedeniyle) dnenler Siyahlar'n ya da talyanlar'n yle olmadklarn kantlayabilmektedirler. Ve bu byle srp gider. Ve tm vicdan hesaplamalar gibi bunun da kendi kmazlar vardr: Tanm olarak hiyerarize edicidir, ama bununla beraber kendi hiyerarize etme ltlerinin ("dinsel", "ulusal", "kltrel", "psikolojik", "biyolojik" ltler) tutarszlna arpp durmakta ve bulunmaz bir tehlikelilik ve stnlk lei araynda bunlardan faydalanmaktadr. Bu lek, Siyahlar'n, Yahudiler'in, Araplar' in, Akdenizliler'in, Asyallar'n, "yerlerini", yani orada olduklarnda "onlara nasl davranlmas", "nasl bir tutum alnmas", "ne yaplmas" gerektiinin bilinmesini salayacak hayali yerlerini alacaklar bir lektir. G kategorisi sylemleri ve davranlar bu ekilde yaplandrmaktadr, fakat en az bunun kadar nemli bir ey daha yapmaktadr: Irkya, rk olarak birey ve gruba, "kendi bilinci"nin temel etkeni olan tannacak ve aratrlacak bir dnce, bir "nesne" yanlsamasn verir. Bu cmleyi yazdktan sonra bir ikircillik tadnn farkna vardm. nk burada varolan ey, dnce yanlsamas deil, yanlsama yaratc bir nesnenin fiili dncesidir. Snflandran dnr, dnen de varolur. inde bulunduumuz durumda, snflandran toplu olarak varolmaktadr. Daha dorusu yeniden dzeltmek gereklisnflandran, yelerinin benzerlii zerine kurulu bir topluluktan ibaret olan bu yanlsamay fiili olarak vareder. Irklk-kartl, bu ifte edimsellii doru deerlendiremedii iin, sk sk, rkln bir dnce yokluu, gerek anlamda bir zihinsel gerilik olduu ve onu geriletmek iin dnmenin ya da dndrtmenin yeterli olaca yolundaki yanlsamayla kendini avutur. Halbuki dnce tarzn deitirmek sz konusudur, yani yaplabilecek en zor eyi yapmak. Burada kendi hesabmza nasl ki "gmen", bireyleri rk bir tipolojiye yerletirmeye olanak salayan balca ayrt edici

zelliksegnmz Fransas'nda "g"n de tam anlamyla, rkn yeni ad haline geldiini kefediyoruz; bu isim yenidir ama ilevsel olarak eskisinin edeeridir. Bu noktada daha nce smrgeci rkln, birliin ve farkllamann vicdan hesaplamasna, sadece kendiliinden syleminde deil, kurumlarnda ve ynetim pratiklerinde de temel bir ilev verdiini hatrlamak gerekir. Smrgeci rklk bunu, aknlk verici olan genel "yerli"6 kategorisi diye bir ey uydurarak ve ayn zamanda (kavim [ethnie] kavramnn kkeninde bulunan) "etnik" alt blmleri bu potada, hiyerariler ve ayrmlar ("Tonkinler" ve "Annamlar", "Araplar" ve "Berberiler," vb.) oluturmaya olanak salayacak gya tek-anlaml sahte tarihsel ltler yoluyla oaltarak yapmtr. Nazizm de, alt-insanlar* "Yahudiler" ve "Slavlar" eklinde blerek, hatta bunlar da kendi ilerinde blerek, ve soysal tipolojiler sabuklamasn bizzat Alman halkna tayarak ayn eyi yapmtr. Cinse ilikin bir g kategorisinin oluturulmasnn ortaya kard sonular bununla kalmaz. Bu kategori, tam milliyeti sylemin tarihsel olarak ayn devlet erevesinde toplanm halklarn blnmez birliini ilan ettii anda, kendilerini az ok utan verici bir dtalk statsne atlm ve bununla snrlanm bulan Fransz milliyetindeki bireyleri iine almaya alr: Fransz topraklar zerinde domalar ya da yurttala kabul edilmeleri nedeniyle Fransz milliyetinde olmalarna ramen, siyah Antilliler'in ve ok sayda "yabanc kkenli" Fransz'n pratikte durumlar budur. Bylece, pratik ve kuram arasnda, bazlar elendirici grnebilecek elikilere varlmaktadr. Yeni Kalendonya'daki bamszlk yanls bir Kanak kuramsal olarak "yurdunun" btnlne zarar veren bir Fransz yurttadr; ama "metropol "deki bir Kanak, bam* "Sous-homme" terimi Himmler tarafndan bir konumada kullanlmtr, (.n.) 6. Bu artcdr, nk ilke olarak yerli "o yerde domu" olandr. Yani smrgelerin herhangi birinde: Buna gre Fransa'da yerlemi, smrgelerden bir Afrikal "yerli" kalr ama Fransa'daki bir Fransz tabii ki yerli deildir! Smrgeci bilimin etniklik kavramn inas iin bkz. J.-L. AMSELLE, E. M'BOKOLO,Au cr de l'ethnie. La Dcouverte, 1985. Fransz Babakan (J. Chirac) yakn zamanda, "Kanak halk yoktur, o bir etnik grup mozaiidir," dedi.

IRK, ULUS, SINIF 278

IRKILIK VE KRZ 279

sizlik yanls olsun olmasn, hi bir zaman iin siyah bir gmenden baka bir ey deildir. Liberal (sac) bir milletvekili gn "Fransa iin bir ans olduu"7 dncesini akladnda ona hakaret etmek zere taklm "Stasibaou" lakabyla gln duruma drldn grd! Bu bakmdan en anlaml olgu, muhafazakr kamuoyunun (ki snrlarn belirlemek olduka risklidir) Cezayirliler'in Fransa'da domu olan ocuklarn, "gmen ikinci kuak" ya da "ikinci kuak gmenler" olarak gstermedeki ve zaten paras olduklar Fransz toplumuyla "btnlemelerinin mmkn olup olmad" zerine (btnleme kavramn, yani gerek bir tarihsel ve toplumsal btne aidiyeti, her trl uyumazl nlemek iin peinen bir gvence saylan mitsel bir "ulusal tip"e uygunluk kavramyla sistematik bir biimde kartrarak) srekli olarak kafa yormaktaki inatlardr. Bylece szn ettiim ikinci paradoksa varlr: G kategorisiyle belirtilen nfus gerek anlamda ne kadar az "gmen"se, yani stat ve toplumsal ilev asndan, fakat ayn zamanda detler ve kltr asndan8 ne kadar az yabancysa o denli yabanc bir bnye olarak gsterilir. Elbette ki bu paradoksta belli bir rk kuram olsun olmasn, rkln belirleyici bir zellii yine karmza kyor ki, bu da soybilimsel ilkenin uygulanmasdr. Melezleme ve ok-etnik gruplu ya da ok-kltrl ulus saplantsnn, Fransz toplumunun bir ksmnn kendi dnmlerine direniinin ve hatta oktan olup bitmi dnmlerini, yani kendi tarihini inkr ediinin zel bir hali olduundan da kukulanabiliriz. Bu direniin, bu inkrn, tm toplumsal snflara, zellikle de ounluk olmas nedeniyle daha dne kadar bir dnm gcn temsil etmi snfa ait olan, daha geni evrelerde grnmesi olgusu, gerekte hakl nedenlerle derin bir krizin belirtisi olarak deerlendirilebilir.

7. Bernard STASI, L'lmmigration: une chance pour la France, R. Laffont, 1984. 8. R. GALLISSOT'nun deyimiyle "Fransz-Cezayirli karm"nn evrimi zerine kurulabilecek varsaymlar ne olursa olsun, bu deimez. Bkz. R. GALLISSOT, Misere de iantiracisme, Editions de l'Arcantere, Paris, 1985, s. 93; yine bkz. Juliette MINCES, La Generation suivante, Flammarion, 1986.

Bu da bizi ikinci bir belirtiyi tanmlamaya gtrmektedir. Fransz toplumunun siyasal tarihini gznne alarak, bu belirtiyi g karmann oluumu kadar nemli sayyorum; daha dorusu bu oluumdan ayrlamayacan dnyorum. Bu ikisini birbirinden yaltabileceklerini sananlar uydurma bir tarih yaratmaktan teye gidemezler. Szn ettiim ey, son yllarda belki toplu iddet hareketleri asndan deilse de seimlerdeki sapmalar ve zellikle de gmen iilerin hak arama mcadelelerinin yaltlmas asndan ipularn yakalayabildiimiz, kitlesel rkln ve zellikle de ii snfnn rklnn yaylmasdr. Bu noktada birok nlem almak gerekir ama sonuta bunlar olgunun beraberinde getirdii sonularn tehlikeliliini artrmaktan baka bir ey yapmazlar. lk olarak, toptan bir ekilde bir snfn rklndan sz etmek anlamdan yoksun bir ifadedir: Seilen gstergeler ne olursa olsun (ve bu gstergelerin, siyasal sylemin kurnazlklarna yatkn "kltrl" bireylerin inkr stratejilerini atlayarak, kitlesel rkl artrma eiliminde olduklarn da gznnde bulundurarak) btn anketler bunu gstermektedir. Gerekte bir snfn rklndan sz etmek, rklatrc bir mantn kendisine dahil olan yanstmac bir aklama tipidir. Buna karn anlaml olan, snfsal bir koulun ya da konumun ayrt edici zellikleri olan i, bo zaman, komuluk, akrabalk ilikilerinin kurulmas, militanlk gibi verili durumlardaki rk tutumlarn ve davranlarn skln sorgulamaktr. Ve zellikle de, rk eilime direnii ya da teslim oluu nceden varsayan rgtl pratiklerin zaman iinde ilerleyiini ya da gerileyiini lmektir. kinci olarak, burada "sekinler"in, egemen snflarn rkl ya da entelektel rklk sorunu karsnda kitlesel rklk (ya da "halk kitlelerinin" rkl) sorununa verilen ncelik, ne bu ikisinin birbirinden yaltlabileceini ne de birincisinin kendiliinden, dierlerinden daha keskin olduunu gsterir. Aksine, rkln kitlesellemesinin, rklk-kartlnn smrlen snflara ve zellikle de ii snfna zg kurumsal biimlerinin bozulmasyla birlikte, rkln "hegemonya halini almas"nda geri dn ok zor bir eik oluturduunu gsterir. Nitekim tarihsel deneyim (ister anti-faizm deneyimi ister smrge savalarna direni deneyi-

RK, ULUS, SINIF 280

IRKILIK VE KRZ 281

mi olsun) gstermitir ki, ii snf, rklk-kartlnn ortaya karl masnda bir ncelie sahip olmasa da, geliiminde ve etkili oluunda, ister rk propagandaya direniiyle olsun, ister rk bir siyasetle gerekten badamaz olan siyasal programlara katlyla olsun, yeri doldurulamaz bir temel oluturmaktadr. nc olarak, rkln ii snfnda (ya da ii snfna) yaylmasndan sz etmek bizi, olgunun ncesindekileri ve kklerinin derinliini bir kez daha hafife almaya itmemelidir. Fransa rneiyle devam edersek, herkes iilerdeki yabanc dmanlnn yeni bir ey olmadn ve art arda talyanlar'a, Polonyallara, Yahudiler'e ve Araplar'a vb., gdldn bilmektedir. Yabanc dmanl basit bir yapsal g olgusundan ve emek pazarnda rekabetten ok (Fransa yzyllardr igc ihra eden bir lkedir), patronlarn ve devletin, nitelikli ileri ve kadrolar az ok yeni "Franszlar"a, niteliksiz ileri gmen igcne ayrarak, hatta ok fazla sayda niteliksiz igcn gerektiren, bu nedenle ge byk apta bavurma olasl tayan (bu strateji bugn de devam etmektedir: "kaak g" sorununu dnn) sanayileme modelleri seerek, alanlarn hiyerarize edilmesini rgtleme biimlerine baldr.9 u halde Fransz iilerinin rkl nitelikli olmann greli ayrcalklarna, smr ve ar smr arasndaki farka organik olarak baldr. Burada tek-anlaml bir nedensellik yoktur: bunun kant gmen militanlarn enternasyonalizminin Fransz ii hareketinin tarihinde oynad nemli roldr. Bununla birlikte, ne denli nemsiz ve zayf olurlarsa olsunlar bu ayrcalklarn savunulmasnn ii snf rgtlerindeki (buna belediyelerdeki, sendikalardaki, kltrel hayattaki "motor kaylaryla" en iyi dnemindeki komnist parti de dahil) milliyetiliin gcyle atba gittiinden pek kuku duyulamaz. yleyse ortaya kan soru iki ynldr: kitlesel retimde ve daha sonra da otomasyonda, birbirini izleyen sanayi devrimleri "yurttalarla" (zellikle de kadnlar ve gen isizlerle) gmenleri
9. Bkz. l'AEROT'nun yaymlad Travail dergisinin 1985, 7. saysnda "G" dosyas; Albano CORDEIRO, L'Immigration, La Decouverte/Maspero, 1983; Benjamin CORAT, L'Atelier et le chronomtre, Christian Bourgois, Paris, 1979.

ayn smr ve proleterleme biimi altnda birbirine yaklatrarak, ulusal ii snfnn toplu bir "yukarya doru hareketlilik" ynndeki beklentilerine sert bir ekilde son vererek, ii emeinin topyekn niteliksizlemesine yol atnda, bu istikrarszlk kendini ii snfnda kesin bir blnmeyle mi, yoksa ii snf mcadelelerinin radikallemesiyle mi aa vuracaktr? Sanayilerin zlmesi ve beraberinde eski emperyalist glerin kmesi olgularyla trmanan iktisadi kriz, snf mcadeleleri srasnda elde edilmi ve siyasal "uzlama"nn, toplumsal "denge"nin btnleyici paras haline gelmi olan yaam dzeyi, itibar, i konularndaki greli gvenceyi sorgular duruma geldiinde ayn soru daha da keskin bir hal alr. Burada ikilemin en nemli noktasna geliyoruz: Bylesi bir "yeniden proleterleme" snf ideolojilerini ve pratiklerini kanlmaz olarak altst eder. Ama hangi ynde? i snf tarihileri gstermilerdir ki, ii snf hegemonyac bir toplumsal grubun (rnein ar sanayinin nitelikli iilerinin) etrafnda, rgtlenme biimleri ve idealleriyle rl bir a oluturarak zerkleir. Ayn zamanda bu zerklik her zaman iin kart iki anlam ierir, nk hegemonyac grup kendini "ulusal birliin" meru bir bileeni olarak kabul ettirebilen, toplumsal avantajlar ve yurttalk haklar kazanabilen bir gruptur.10 letiim ve dnme tarzlarnn "rklatrlmas" ya da kolektif kltrde gizli rkln almas ki bu zorunlu olarak belli bir zeletiriyi gerektirir ikileminin bir doruluk snav, siyasal bir lm kalm meselesi haline gelmesi zellikle ii snf iin sz konusudur. Sol'un rkln ykselii karsndaki dirensizlii, ona verdii dnler ya da salad frsatlar sorununun bu denli nemli olmasnn nedeni de budur.
10. Bkz. Gerard NOIRIEL'in iki kitab: Longwy. Immigres et proietaires, PUF, 1984; Les Ouvriers dans la societe franaise, XIX-XXe siecles, Seuil, 1986. Zeev STERNHELL'in yararl iki eseri (La Droie revolutionnaire, Seuil, 1978; M droite ni gauche, Seuil, 1983). Sadece dnce tarihiyle yetinen bu iki eser, rgtl ii hareketinin Dreyfusulua katksnn ("Jaures cephesinin", "Guesde cephesine" kar zaferi), ii snfnda yabanc dmanln nleyemediyse de, en azndan yzyln eyrei boyunca anti-kapitalizmin yerini dolduracak ey olarak kuramlatnlmasn engellemi olduu gibi nemli bir olguyu dikkat ekmektedir.

IRK, ULUS, SINIF 282

En azndan Fransa'da, komnizm ve sosyalizm dnceleri etrafnda birleenler dnda siyasal olarak gl bir "sol" olmamtr. zellikle belirleyici olan sorun proletaryaya ait olma savndaki rgtlerin ve ideolojilerin bu krizinden ne kacadr. Eer "Stalinizm'den kurtulma" bahanesi bizi, Fransz komnizminin siyasal geleneklerindeki milliyeti yanda bulunan rklatnc sapmalar ister onu faizan rgtlerle poplist bir rekabete soksunlar, ister, ki bu daha mmkn grnmektedir, onun tarihsel sonuna ve halk snflarnn bir ksmnn Ulusal Cephe'nin etki alanna gemesine katkda bulunsunlar hafife almaya ya da ok basit bir biimde kendiliinden olmu gibi grmeye yneltirse, bizi siyasal hatalarn en byne srkler.11 Bu eilimler sadece krizin vahimlemesi koullarnn paras deildir, ayn zamanda, tm toplumsal haklar ve yurttalk haklar sorunlarnn ayrcalk sorunlar korunmas ya da "doal olarak" kr salayan birtakm kiilere verilmesi sz konusu olan ayrcalklar haline gelmesine katkda bulunurlar. Haklar gerekten kullanlr. Ayrcalklar ise ounlukla hayali olabilir (ite smrlen snflara da genelde bylece verilir). Haklar onlar talep edenlerin ve onlardan yararlananlarn saylarnn (ve glerinin) artmasyla niteliksel olarak oalr. Ayrcalklar ancak, mmkn olduu kadar snrlayc bir tekelin savunusuyla gvence altna alnabilir. Bana yle geliyor ki, neden kriz konjonktrnn halk snflarnda, varolu "gvenlii"ne dair bir belirsizlii (bazan sonu panie varan bir belirsizlii) ve kolektif "kimlie" dair bir belirsizlii birletirdiini bu noktada anlayabiliriz. Yukarda szn ettiim g karmann oluumu bu belirsizliin hem nedeni hem de sonucudur; ve bu, etrafnda, ayrcalklarn deil haklarn diliyle ifade edilen toplumsal ve iktisadi karlar savunusunun siyasal geleneinin olutuu rgtl ii snfnn dalma eilimi gstermesi iin de geerlidir. Bu iki olgu birbirini beslemektedir. Irk kriz ve kriz rkl, tam da siyasal olarak iinden klamaz hale geldiklerinde varolmaktadr.
11. Bkz. E. BALIBAR, "De Charonne Vitry", Le Nouvel Observateur, 9 Nisan 1981.

Etienne Balibar, nsznde, ok nazik bir sorunun aydnlatlmasna katkda bulunmak istediimizi sylemiti: ada rkln zgll nedir? Bu metinleri yeniden okurken kendi kendime, bu arzumuzu nereye kadar gerekletirebildiimizi sordum. ncelikle "ada" kelimesinin belirsizlii zerinde durmak gerekir. Eer "ada" birka on yllk dnemi, diyelim ki 1945' ten balayan bir dnemi gsteriyorsa, sanrm bugnk durumda, birok aratrmacnn ve siyaset adamnn sandnn tersine, istisnai hibir ey olmadn (ya da ok az olduunu) kantlamaya altk. Fakat eer "ada", "modern dnya"y ifade etmenin biimiyse, o zaman evet, "rlk" grngsyle, tarihsel olarak ondan nce gelen eitli yabanc dmanlklar arasnda, en azndan bizim savmza gre, byk bir farkllk vardr. nanyoruz ki bu denemelerimizle, srekli olarak ve hatta yinelenen bir ekilde, iki savn altn izmek istedik. Birincisi, hepimizin ait olduumuz, "deerlerimizi" aldmz, "ballk" duyduumuz, "toplumsal kimliimizi" tanmlayan muhtelif "cemaatlerin" hepsinin tarihsel yapmlar olduklardr. Ve daha da nemlisi, kesintisiz bir ekilde yeniden ina edilen tarihsel yapmlar olduklardr. Bu, onlarn salam ya da uygun olmamalarn gerektirmez. Bilakis; fakat bunlar hibir zaman kkl deildirler ve bu nedenle yzyllar boyunca geliimlerine ve yaplarna ilikin olarak yaplm tm tarihsel tanmlar kanlmaz olarak bugnn ideolojisini yanstrlar. kincisi, evrenselcilik bize her zaman, ulusal, kltrel, dinsel, etnik ya da toplumsal partiklarist kutuplarn tam kart olacak bir zmleme ya da ekim kutbu olarak sunulmutur. Bu ztlk, bu

RK, ULUS, SINIF 284

SONSZ 285

atma bize, gereklikle ilgili hatal deilse bile aldatc bir gr olarak grnmektedir. Bu ideolojiler daha yakndan incelendike, birbirlerini ne kadar kapsayp gerektirdiklerinin farkna varlr. O kadar ki, bir madalyonun iki yz olduklarndan phe etmeye dek gidilir. Ancak bu iki saptama da umut kincidir. Modern olmay amalayan toplumlardaki hmanist reti bize uzun sredir tersini vaaz ettiinden bu bizi bile artmaktadr. Snrl "ortaa" dncesiyle, modernliin insancl ve ak dncesi arasnda temel bir kartlk bulmak bizim iin geleneksel bir hal almtr. Ve oumuz, kin ve zulmle tka basa dolu bir gncelliin acmasz ve zararl gereklikleri nnde titredike bu Epinal* resimlerine daha da sk sarlmaktayz. yleyse olup biteni nasl anlamalyz? Bunun sadece iki yolu var. Irklk, cinsiyetilik, ovenizm ya insanlarda doutan var olan ncesiz ve sonrasz ktlklerdir. Ya da belli tarihsel yaplardan kan ve bu nedenle de dntrlebilir talihsizliklerdir. Aka ikinci k yolunu seersek burada sunduumuz incelemelerde bizi bu yzden kolayc bir iyimserlie srkleyecek hibir ey yoktur. Tam tersine; bizzat rk, ulus ve snf kavramlarnn "znde varolan" belirsizliklerden, incelenmesi ve almas zor olan belirsizliklerden sz ediyoruz. Bu kitapta, ikimiz de kendi hesabmza abalarmz bu belirsizliklerin zmlenmesinde younlatrdk. Bu sonszde, nerdiimiz farkl yap-zmlerini ya da ortaya kardmz dndmz karklklardan kmak iin nerdiimiz ip ularn yeniden ele alacak deilim. Daha ok, Balibar'n zmlemesi ile benimki arasnda, baz ayrlklara iaret ediyor gibi grnen eylere dnmeyi tercih ediyorum. Dorusunu sylemek gerekirse ben bunlarn nanslardan teye gitmediklerini dnyorum. Baka kimselerin benim zmlemelerim hakknda yapt baz eletirilerle arasna mesafe koymasna ramen, yine de beni "ekonomist" bir eilime sahip olmakla suluyor. Kapitalist dnya ekonomisinin evrenselci-par* Fransa'da, 17.-19. yzylda halk resimleri ticaretiyle nl ehir (.n.)

tiklarist bulanklklarnn, bizzat ezilenler tarafndan kabul edilen bir egemen ideolojiden ileri geldii gereine daha fazla nem vermek istediini sylyor. Belirsizliklerin iselletirilmesi, kitlelerin bu zihniyet ynnde toplumsallamalar, iinde bulunduumuz arkn kilit unsurlardr. Gerekten de bu durum nasl inkr edilebilir ki? Bir toplumsal oluumdan ya da bir toplum ya da tarihsel sistemden sz etmek kanlmaz olarak, yalnzca zorla deil, yelerinin katlmyla ayakta duran bir yapdan sz etmektir. Bununla beraber, ounluk olarak, tarihsel sistemlerimizi oluturan inanlara sadk olsak da her zaman alayclar, kukucular ve isyanclar vardr. Kukusuz Balibar da ayn fikirde. Ancak, bu bakmdan "kadrolarla", byk ounluk arasnda st rtl bir ekilde varolan bir ayrm ortaya koymann yararl olacan dnyorum. Bu ikisinin sistemin ideolojik yapmlaryla olan ilikileri ayn deildir. Evrenselciliin her eyden nce kadrolarn sralarn salamlatrmak iin olumu bir inan olduu kansndaym. Bu sadece bir teknik etkililik sorunu deildir. Ayn zamanda, ayn kadrolarn sistemin ileyii iin pek yararl bulduklar cinsiyetilik ve rklk unsurlarn, ok ileri gitmeleri korkusuyla, bastrmann bir yoludur. Bu anlamda, evrenselcilik, sistemi iten ykabilecek olan nihilistlere (Naziler gibi) fren ilevi grmektedir. Kukusuz muhtelif "partiklarizmleri" vaaz ederek inkr bayran ykseltmeye hazr baka kadrolar, deyim yerindeyse, yedek kadrolar her zaman olacaktr. Fakat genelde uzun vadede karlarnn korunmas iin, bir ideoloji olarak evrenselcilik, zddndan, partiklarizmden daha uygundur. Emeki snflar iin bunun tersinin doru olduunu sylemiyorum. Bununla beraber bana, daha ok br tarafa eilimliler gibi geliyor. Partiklarizmleri ister snfsal, ister ulusal, ister rksal olsun gklere karrken, ounlukla, kalc eitsizlik ve maddi ve toplumsal kutuplama zerine kurulu bir sistemde kanlmaz olarak ikiyzl olan bir evrenselciliin ykmlarna kar bir korunma igdsne boyun eiyorlar. Bu da beni ikinci bir nansa getiriyor. Etienne Balibar, belki uzun vadeli bir eilim olarak varl dnda, bir dnya burjuva-

IRK, ULUS, SINIF 286

SONSOZ 287

zisinin varln gerekten kabul edemeyeceini sylyor. Bylece beni, biraz fazla toptanlatrc bir model iinde, zgllkleri ihmal etmekle suluyor. Bir burjuvazinin ancak, kesinlikle bir dnya burjuvazisi olabilecei cevabn vermek istiyorum. Burjuva olmak olgusunun kendisi herhangi bir "cemaate" sadk olmay, Mammon'dan* baka tanrya adaklar sunmay engeller. Kukusuz abartyorum, ama ok da deil. Kukusuz burjuvalar milliyeti, hatta yurtseverdirler. Kukusuz her trl etnik olaydan fayda salarlar. Ama... daha ok iler yolundayken milliyetidirler. 18. yzylda spanyollara kar bamszlk sava srdrrken bir yandan da onlara silah satan Amsterdam burjuvalarn unutmayalm. Byk, gerekten de byk kapitalistlerin, gerileme dnemlerinde sermayelerini lkelerinden, nasl hi tereddt etmeden ektiklerini unutmayalm. Kk delikanllar, belki de, daha az manevra kabiliyetine sahip olduklar iin "kendi" lkelerine daha bal gibi grnyorlar, ama bu, olgunun gerekliini deitirmiyor. Bu demektir ki, ulus, rk ve evet snf bile, bu kapitalist dnya ekonomisinde ezilenler iin birer snak olarak kalrlar; kavram olarak poplerliklerinin temelini oluturan da budur. Bana kalrsa bu ayn zamanda emeki snflarn nasl olup da, ilk bakta badamaz gibi grnen "partiklarizmler" arasnda bu denli ani geiler yapabildiklerini de aklamaktadr. Bir snak bir an iin etkisiz grndnde derhal bir bakas aranr. Bylece nc bir eletiriye geldim: blmnn etkisine kendini fazlaca kaptrarak toplum etkisini bilmezlikten geliyorum. Bu gnahtan dolay sulu olmadm ilan ediyorum. Kapitalist bir dnya ekonomisinin barnda iblm, hayatta kalma olanaklarna snrlar koyarak, bir eit d bask oluturur. Toplum etkisi, insanlarn ve zellikle kk insanlarn, snrsz sermaye birikimi dnda hedeflerin peinde koma lksn tadabilmek iin bu basky krma abalardr. Bu birikim araynn znde varolan arl frenlemeyi bazen, hatta sk sk baarrlar. imdiye kadar sistemi ykmay ve bylece basklarna boyun emekten kurtulmayysa baaramad* Suriye mitolojisinde zenginlik tanrs. (.n.)

lar. Sistem kart hareketlerin tarihi ite budur ve o da belirsizdir. Belki de Balibar, i bu hareketlerin "blgesel-tesi" bir ekilde bir araya gelme olanaklarna geldiinde fazla iyimser olduumu dnmekte hakl. Yine de, benim iyimserliim ihtiyatl bir iyimserlik. Sonu olarak tm bu ekincelerin ayn noktadan ktn gryorum. Sanrm beni formlasyonlarmda birazck fazla "determinist" buluyor. Demek ki bu adan konumumu kesinletirmeliyim. Felsefede (en azndan Bat felsefesinde) determinizm ile tikel irade arasndaki bin yllk tartma, bana kalrsa, Fernand Braudel'in dncesindeki, toplumsal zamansallklar okluunu gstermektedir. Bir tarihsel sistem hangisi olduu fark etmez, dolaysyla kapitalist dnya ekonomisi de dahil normal bir biimde ilerken, bence, neredeyse tanm olarak, "belirlenen" diye adlandrlan stn gelir. Sistem, tam olarak eyleme basklar uygulanmas demektir. Eer bu basklar gerek olmasalard bu bir sistem olmazd ve hemen dalrd. Fakat tm tarihsel sistemler sonuta kendi elikilerinin mantyla tkenirler. O zaman bir "kriz"e, bir "gei dnemine" girerler; bu da Prigogine'in "atallanma" olarak tanmlad eye, yani hafif bir itiin bile ok byk bir yuvarlanmaya neden olabilecei sallantl bir duruma yol aar. Dier bir deyile, tikel iradenin stn geldii sylenebilir. te tam bu yzden, rastlantsal dnmleri ngrmek olanakszdr. O halde bir kapitalist dnya ekonomisinde snflarn, uluslarn, rklarn roln, gereklikler kadar kavramlarn da roln gznnde tutarak incelediimiz zaman zde varolan, yani yapsal belirsizliklerden sz ettiimizi biliyoruz. Tabii ki her trden direni vardr. Ama ncelikle mekanizmalarn, basklarn, snrlarn altn izmek gerekmektedir. te yandan, "sistemin sonu" an gelecektir ve bence daha imdiden o uzun ann iinde bulunuyoruz. O halde olas sraylar zerine, hi olmazsa anlalr hale gelmi topyalar zerine kafa yormak gerekir. te o anda evrenselcilik ile rklk/cinsiyetiliin, sentezine ulalmas gereken bir tez-antitez ikilisini deil, tarihin bizi amaya ard bir eyi, birleik bir tahakkm ve kurtulu refleksleri an oluturduunu hatrlamak bence yararldr.

You might also like