You are on page 1of 19

E D E B i Y A T YA . WITTGENSTEIN.

K.TUNCA. H.KSE.

AM

E L E TIR
kba'dan sevgiler i

.
i

diloyunular i E.G.ABASCAL.

biraz politik ve trajikomik i R. BARTHES. 'hayr' diyen znenin erdemi

yazarn lm / yazmak

/ M.DURAS.

LBiNG. minyatristtrkraman- hamamart / M.iTEN. iirselszn kaynaklar/ B.BALC. sadece uyurkentanryz/ E.ATES. sasyomorfik sanat i A.GGERCiN.
'sevgili lA. BOZKURT. yaz'nn ertelenmi zaman IM. SARAOGLU.1908i

LM.BASAT. alnan ruhumuzun peinde i M.SOYLU sol modernizm H.K.YETiK. szckler imparatorlarndr, dnceler klelerin i A.SUSAM.
akasya tela i M.G. SENALp liberal sol ergenekon'dan kabilir mi?

H.ETiNKAYA. neo liberal kodlama dzeni: taraf i S.EVYAPAN. koro S.YENiCELi. auz atay'n 'unutulan'yks/ LMETiN. tmarhane mektuplar i o.ETiNBilEK. icapsz notlar-konkav i LB.KAPLAN. converse darbesi i
M.S.GZEL.obidin dino'luyllar BAYRAM BALCI / /
CELAL GZTOK / MEHMET iSTEN / BRRAN CAN SEVER / DERYA NDER / FERiDE EREZ / SAKA / SUDE NUW iBRAHiM METiN

i i

iindekiler
2 74 126 ismail bukka kaplan

i
converse darbesi
132 kutlu tunca

celal gztok / mehmet orhan etinbilek iten / brran saka / sude konkav nur / bayram bale / can sever / derya nder / 78 ibrahim metin / feride erez serhan evyapan

r
17 mehmet iten 23 bayram balc 28 marguerite duras

koro
81 roland barthes 84 ludvig wittgenstein 92 ahmet bozkurt

biraz politik ve trajikomik


134 mehmet grsan enalp

iirsel szn kaynaklar yazarn lm

liberal sol ergenekondan kabilir mi?


139 orhan etinbilek

sadece uyurken tanryz diloyunlar

icapsz notlar
145 mustafa soylu

yazmak
33 hseyin kse

jacques derrida...
108 mert saraolu

sol modernizm
147 hsamettin etinkaya

znenin erdemi
37 ahmet ggercin

100 yl snra yeniden


110 ibrahim metin

neoliberal kodlama dzeni


179 ismail mert baat

sevgili
42
sinan yeniceli

tmarhane mektuplar
113 ilyaz bingl 116 hayri k, yetik 122
ernesto gomez abaseal

alnan ruhumuzun peinde


180 asuman susam

ouz atay'n "urutulan" homomort yks


46 ilvoz bi~~l
72

mnyaturst turk roman

..

akasya tela szckler imparatorlarn 122


rn.e mus guze 183
h .. i

abidin dino'lu yllar snrdan seslenen kitaplar

erdal ate.

kba'dan sevgiler

sosyomorfk sanat

SINIRDA'n ....

Bu say, edebiyatla yola kt ve politikayla sona erdi .. Bir lke'de 2008 Temmuzu gibi ay yaansn ve politika sadan, soldan, mevzuya dahilolmasn, mmkn deiL. Fakat gndemi yakalamak da mmkn deil. Bir eylerin deitii, ok hzl deitii ortada. Eskiden reelolann deiimini anlamak iin 'bilim' diye bir aracmz vard. Ve iler grece kolay d. Kltr dnyamz iinde ona yle ayrcalkl bir yer verdik ki, sanat, edebiyat hep glgede kald.. Ve bir gn gelip de bilimin (hangi irade karar verdi bilinmez, ama herhalde insandr sonuta karar veren) bilim kt gibi ayn hzla iniverdi aaya paldr kldr. Kltrel sermayemiz epey fakirledi o gideli. rdelemek, zmlemek, aratrmak ve dnya hakknda konumak ok zorlat. Bir yandan da eneler dt, bir konuma, bir konuma, herkes cayr cayr. Hele'taraf', bir itiyak bir heves, AB pas gitti 'taraf' pa's geldi sanki. Bilimin yerini polis raporlar, ayetler, sureler fallar yemek tarifleri alnca epey bir grlt kyor ortaya. Oysa aslnda bu kadar grlt patrt arasnda kltrel sermayeyi bugnlerde kediye yklemi gibi bir halimiz var. Btn olup bitenlere bn bn bakyoruz. skdar skdar olal atlarn byle hzla kafileler halinde geip gittiine hi ahit olmamtr. Artk Tayyip Bey'in iftliine mi gidiyorlar, Bush amcann Teksas'taki iftliine mi, yoksa Brksel de ayr bir hara m kuruldu bilinmez. Kala kala geriye, bilim varken veyevlat muamelesi yaptmz, reel alann bilgisini vermiyor diye hakir grdmz edebiyat, sanat, iir kald. O yzden dedik bu sayda edebiyata, yazya dile biraz daha yakn duralm. Fakat Ahmet Bozkurt bunlarn iktidarla ilikisi olur' iktidar' baln da alalm deyince yine politikay sokmu oldu ieri. Zaten bu sanat ve edebiyat ne yapsa, ne etse u politikadan kurtulamyor. Her ekilde bu sayya rnleriyle (u scak yaz gnnde stelik) omuz veren herkese teekkr edelim. Ya da herkes birbirine teekkr etsin en iyisi. Ben Ahmet Bozkurt'a ayrca bir teekkr edeyim, epey emek verdi biliyorum. Dergi tamamland, biraz -bir onbe gn kadar- geciktik yine, bu sayya alamadmz geride epey bir yaz kald. Gelecek saylarda yerini bulacaktr ou. Olduka kapsaml bir say oldu, sanrm bir solukta deil de sindire sindire gelecek sayya kadar okunur. Austos'a girdik, lke rahatlad, Babakan bile tatile kt, geri Kafkas sava yznden biraz endieliydi ama olsun. Byk adamlar hep endieli olur zaten, endieli endieli yzerler, yerler, ierler, gezerler tatillerini bir gzel yaparlar. Biz de biraz dinlensek iyi olacak, endielenmek isteyince 'Snrda'ya zamanda Austosun keyfini karn bence, salcakla. bakn, geri kalan

R DAl

AHMET BOZKURT

Jacques derrida, deconstrucfion ve yaz'nn ertelenmi zaman

i. Dar'nn ars
Dilin, szn, kelrnu temelleri ya hazf-tu; yani lmdr, ya da suknsdur.
bn-i Arabi, EI-Fthatl-Mekkiye.

~ ilerken, ayn zamanda, silinen bir yaz mdr nsz? Belki de eikte silinen yaz'n'n, yazgnn ilk duradr nsz. Nasl ki, kendi dilinde bir konuk, bir yabanc olan yazar kendi dili ierisinde tamamen tekil bir mevcudiyeti bakalanna yaz'nn dolaylama biimi ierisinde sunuyorsa ayn ekilde tm zel isim politikalarnn, temsil ekonomisinin ve parantez ilerine mukim znenin hakikatini rten bir plakla da sahiptir. nszbir ereveye almadr; yazy kadrajna alan tm bildirimlerin, bengi-bak'n dolaymsallndan azade yitik bir imdi'ye temellk eden imgenin temsiliyetine araclk eden tm temsil biimlerinin ayartld ve srekli olarak iaret edildii kendi stne km gstergenin evreni ierisinde dnenip duran bir silintidir (la rature). Onu lekeleyen (la salissure) znenin yabanclna sirayet eden teki'nin bak ve teki'nin sz olan imzasdr. Her kavrama aynntl bir ekilde nsz yazmann hazzna yava yava vararak' yazan Derrida da onaylayacaktr nszn gerekte bir n-bildirim, n-deyi, nyz, r-gr, n-giri, n-hizmet olduunu. Onun iin unutmamak gerekiyor: nsz hibir zaman rastlantsal bir olgunun oaltld bir metin deildir. Parantez ilerinin ve soru imlerinin yaznn ayracna alnd bir biimdir nsz. te bu yzden, metni amlayan, onun mevcudiyetini tm ara-szlerin balang eiinde kuatan bir n-bildirim, n-deyi, n-yz'dr. Metnin dolay-

Derrida, Jacques (1972): Positions, Paris: Editions de Minuit, p. 43.

92 S i N i R D A

DERRIDA VE YAZ'NN

ERTELENM

ZAMANI

mna egemen olan tm bildirimlerin bir varlk sorusuna eitlendii ve mevcudiyete sunulduu bir biimdir. nsz edimi parergonal bir kalnt olarak metni ve sunu'yu snrlandrr, ereveler izer. nsz, bylece, metnin dndan parergonal bir alan izer kendisine, hem metni hem de evreni ierisinde dnen dilin ierisindeki rtl szce'nin varlk ikamesini tamamlar, rter.

II. Yaz, Eletirel Sylem ve Epizodik Bellek


Kavramn bir yalan vardr, eylerin evini boaltmas iin dnceye szcklerin o yce gcn sunan bir yalan. Yves Bonnefoy, L'Improbable.
Varln arketipal kuruluu olarak yaz, gemi ann izinin srld bir szce ile dile gelir. Gemii imdi'nin bir tezahr, imdi'yi ise ereveye alnacak tm zamansal temsillerin bir ikamesi olarak kabul ettiimiz vakit yeni bir bellek dramaturgisinin de olabilirliliine evet demi oluruz. Onun iin, soru imlerine varlk kazandracak her trl hakikat faktr, yklemlerne eylemi grnr gizleyen imgenin kr alanna dahil olacak bir gndergesel ileve hayatiyet kazandracaktr. Yaznn tm bilisel ayrmlarn kurgulayar bir benlik tasarm, dsal nesnelerin zihinsel temsilinden ve d dnyann patolojik belirtilerinden bamsz olarak, gerekte, Brechtyen bir jestel tasarm rgtler. Bu tasarm ayn zamanda bir benlik aktarmdr. Heiner Mller'in Pina Bausch'un dans tiyatrosu iin dillendirdii "onun imgesi gze batan dikendir ve bedenler, anlamn hapsini yani yaymlamay yadsyan bir metin yazar" eklindeki ngrs de nihayetinde Antonin Artaud'nun metafizik tiyatrosundan bugnn imdi'sine temellk eden tm izlerin ve bellekle yaralanan bedenlerin temsil politikasna el verir. Bedenin ve metnin yazlmas, bak'a sunulmas balamnda tarihselletirilen tm imgeler Brechtyen Gestus'un temel parametrelerini oluturur. Beden artk, ziyadesiyle teatral bir gstergenin imleyeni olarak dramatik bir kurgunun iaret eden esidir. Bylesi bir temsil ekonomisi ierisinde genelletirilebilir bir epizodik bellek ile kar karya kalrz. Epizodik bellein kayt altna ald tm imgelemsel sreler yaznn zamansal temsil biimlerine ikame olmas ile mi sonulanacaktr? phesiz epizodik bellek imdi'si ve hakikati olan bir zamansal tasarma sahiptir. Onun iin, tahayyl edilmi bir kurgu olarak gemile ve onun zihinsel temsil biimleriyle bir ortakl yoktur. Zira gemi imdiki ann rndr, onun bir nedeni deildir. imdi'yi anlamaya ynelik bir edim olarak eletirel bak gemiin imgelerini bugne tayan yaz'nn ikonik iaretine nasl karlk vermektedir? Sanrm ncelikli olarak sorulmas gereken sorulardan biri de budur. O halde, bugn eletiri zerine dnmek ne anlama gelir? Eletiri zerine konumak, onu dier disiplinlerden ayrtrarak kendisini konumlandrd heretik yapnn bilincinde olarak dile geldii dzlemin aslnda hi de yabancs olmadmz bir epistemik yarlmaya denk dtn grmek demek deil midir? Eletirinin ne'liine ilikin cevaplandrlmas gereken bir soru da phesiz hakikati dille ndirme abasnda olan eletirinin egemen kavramlarnn tm oul sylem
S i N i R D A 93

biimlerinden bamsz olarak ele alnmasyla salanacaktr. Bu balamda ele alnmas gereken Edebiyat eletirisi de kendi zgl teorik ve felsefi balamndan azade yekpare bir yapya sahip deildir. Eletirinin, her eyden nce bir disiplin olarak kavramsal ve teorik yapsna egemen olan estetik ve felsefi balam btn olarak Edebiyat eletirisinin de zgl yapsn oluturur. Disipliner bir yap olarak edebiyat eletirisinin kavramlar felsefeye ait kavramlardan ve onun estetik yaklamnn btnyle egemen olduu bir yapya sahiptir. Dolaysyla Edebiyat eletirisinin pek ok teorisyeni Kant' ve Hegel'ci estetii takip etmilerdir. Eletirel teorilerinin tm kavramlar da doalolarak Kant' ve Hegel'ci, Nietzsche'ci argmanlardan tretilmitir. Yaznsal alann eletiri ile kurduu apak ilikiyi ok daha kkl tarihsel ve felsefi gemilere dayandrmak mmkn. Fakat yaznsal alann eletirel teori ierisinde baat bir ekilde aa kt nemli krlma noktalarndan birini de svireli dilbilirnci Ferdinand de Saussere'n iaretleyen (signifiant) ve iaretlenen (signifie) mant zerine kurduu semiotik poiesis'i oluturur. Saussere'n tm dilbilimsel kavramlar yaznsal metnin eletirel ynelimine ilikin geni bir art-alan oluturmutur. Dilin iftli boumlanmas (la double articulation du langage) durumundan hareket eden Andre Martinet de fonemlerden meydana gelen dilbilimsel dizgenin iaretleyenlerin inasna dayal iaretlenenler olmadan bir birim oluturamadndan sz eder. Martinet'in bu yaklam da, doalolarak, iaretleyen'in yapsn anlamn etkisine kar bir hamilik grevi stlenmesinin bir sonucu olarak kurulmutur. aretleyen ve iaretlenen arasndaki geikenlik de bu ekilde aa kar. Bu dilsel geikenlik durumu eletirel metnin ara birimlerine de mdahil olan bir kavramsal dizgeye denk der. Bu yap eletiriyi dilin ikili mant zerinden hareket eden bir metin-kuruculuk ierisinden oluturur. Nasl Michel Foucault'nun sosyo-tarihsel dzlemde ilerleyen estetik yaklam Eletirinin ihtiya duyduu temel yaklam biimlerinden yalnzca bir tanesini oluturuyorsa ayn ekilde Pierre Bourdiou'nun kltr sosyolojisi de sreen bir yap olarak ilerleyen tarih ve toplum birlikteliinin ekonomik, sosyal ve siyasal adan ne trden estetik normlarn, deerlerin ve kltrel kalplarn, nasl yapsal srelerden getiini anlamamz iin verili olmayan bir bak asn sergiler. Eletirel bilin iin olmazsa olmaz kltrel balarnlarn siyasal, felsefi ve estetik teorilerin hangi baat eilimlerin ve uygulayrnlarn bir sonucu olarak ele alnmas gerektii noktasnda kltrel almalara sevkedecek bir nirengi noktasn oluturur. Edebiyat teorisinin oluumunu tekil eden Kant, Hegel ve Nietzsche'ci felsefi argmantasyonlar ve bu argmantasyonlar zerinden bugn halen daha devam etmekte olan tartmalar ve kavramsal dngy ele almadan yaznsal alan ve yaznsal eletirinin bugnn de anlamak pek olas grnmyor. Zira Kant, Hegel, Croce, Nietzsche, Saussure, Gadamer, Heidegger, Marx, Lukacs, Benjamin, Adorno, Bakhtin, Jameson, Eagleton, Greimas, Barthes, Foucault, Coleridge, Eco, Eliot, P. de Man, Lyotard, ve Derrida'ya uzanan bir izgi zerinden yrdmuz vakit eletirinin metinselolarak geirdii tm aamalar ve ara-yzleri de grmek, anlamlandrmak daha ilevsel bir noktaya gtrecektir bizi.

94 S i N i R D A

DERRIDA VE YAZ'NN ERTELENM ZAMANI

Bu durum, benim, adna temsilin aporetik iz'i diyeceim bir kavramsallatrmann Bat dncesi ierisinde yerleiklemi bir ilikisiz ilikinin sylem sicilleri ile yazy ve benlii kurban etme edimine dayanan bir dizi tekrar-imdiye-getirme (re-presentation durumunun tamamen yaznn felce uratlm dilbilgisel kkleri ile ilgilidir ve ok daha kkensel bir iz srmeyi gerekli klan bir yolculua yazgldr: Tpk Odysseus'un yolculuu gibi bitimsiz bir yolculuktur bu. Bylesi bir yolculuk brahim'in Moriya dandaki yolculuuna elik eden Szren Kierkegaard'n yaptnn ortaya kard gereklik ve temsiliyet almlamasndan, brahim'in sessiz ve bir nefes tutulmas gibi imdisi olmayan tm zamansal temsil biimlerine olanak salayan gemi ve bellek yneliminin tm zne yaplaryla birlikte hareket eden kurban sunumuna kap aralar. Erich Auerbach bu yzden brahim'in yolculuunun belirsiz ve belli olmayan araclyla sessiz bir ilerleme, nefes tutulmas, imdisi olmayan bir sre, gemi olan ile nde bulunan arasna bir zaman boluu olarak dahledilen, ama yine de ne hikmetse hesap edilen gnlk srenin tpk Odysseus'un yolculuundaki tm yara izlerini ierebilmesi asndan ilerideki sembolik tefsirleri de sahiden talep edebilecek hangi gereklik kipi zerinden farkna varmann bilgisini bir temsiliyet zerinden, edebiyatn btn olarak kltrel yapnn bilinaltn nasl belirlediini, tarihsel sreci ierisinde anlatr.' Onun yapt, Bat edebiyat ierisindeki gerekliin temsilinin yaznsal yaratlar zerinden nasl bir estetik etkiye dntrldnn rnekleriyle doludur. Auerbach'n, Homeros'un slbunun konu edindii hibir durumu yar karanlkta ve dsallamadan brakmama ihtiyac olarak grd temel itki olgular tamamen dsallam, tm unsurlaryla grlebilir, alglanabilir biimde, uzamsal ve zamansal kodlaryla mnhasran belirtilmi olarak temsil etmesiyle ilgili bir durumdur. Ayn ekilde psikolojik srelerin Homeros metninde ilerleyii de bu yndedir ve hibir ey sakl deildir. Auerbach'n Homeros metinlerinde grd kesintisiz, ritmik olgular dzenei hibir ekilde ne tek bir boluk ne de tek bir kopukluk barndrr. Aksine Homeros'un metninin zgll, sunumunda yatar. Kelimelerin elik etmedii neredeyse tek bir durum bile sz konusu deildir. Onun iin bir olguyu oluturan tek tek unsurlarn birbirleriyle olan ilikisi bariz bir ekilde kayda geirilir, nerelerde kullanlaca belli olan ve anlam ynnden hassas bir ekilde ayran pek ok bala, zarf, edat ve szdizimsel tm aralar, ahslarn, nesnelerin ve epizodik olaylarn birbiri karsndaki varln tahdit eden esnek bir ba ile zamansal, uzamsal, nedensel pek ok nokta bu ekilde aydnlatlr. Homeros'un slbunda tm zellikler uzamsal ve zamansal bir imdinin, nihayetinde, bir mutlak'n ierisinde gerekleir. Auerbach'n yol haritasn izdii byle bir dzlemde, Homerik metinlerde anlatlan dramatik kurgu da bamsz ve kendine mnhasr bir imdi ierisinde kurulur. O yzden, imdiyi gemiin derinliklerine ak brakan znelci-perspektifi bir modern metin yaps Homeros'un slbunun dndadr. Onun temsil ettii biem eit lde bir nesnel imdinin metne dahil edilmesinden baka bir ey deildir. Auerbach'n zamansal grnsnde (perspective temporelle)
2. Auerbach, Erich (1968): Mimesis: La repressentetior de la teslite dans la litierstute (traduit de la l'Allemend par Correlius Heirn), Paris: Editions Gallimard, p. 11-34. oeeidentale,

R D A 95

Homerik slubun znn anlalmas iin onun kadar epik fakat baka bir formlar dnyasnn rn olan Elohist anlatrna, shak'n kurban edilii anlatsna bavurur. Tekvin'in bilmernek ve giz zerinde ykselen ses tonu brahim'in hibir ekilde nedenlerini sorgulayamayaca bir tanrsal paradoksun rndr. Bu haliyle bile brahim'in maruz kald bilmerne durumu aslnda Auerbach'n yaptnn farkl blmlerinde aklad pek ok ynseme gibi Homerik anlatlarn yapsndan ok uzaktadr. Her eyden nce Yahudilerin tanr anlay, eyleri kavrama ve temsil etme biimlerinin sebebi deil, semptomudur,' imdisi olmayan bu srete brahim'in nefes tutulmas shak'la birlikte katedecei menzilin belirginliine baldr. Oysa Eski Ahit ll bir zaman kavrayndan daha ok strabn ve imann gadrine uram bir zamansal muhayyileye sahiptir. O yzden Homerik metinlerde olduu gibi her gn ayn zamann yeniden yaanmas durumu da sz konusu deildir. Elohist anlatya egemen olan gerilim unsuru sessizlikle ve imanla ilintili bir dile gelmeden kalan dncelerle rldr. Auerbach'n Eski Ahit anlats ile Homerik metinler arasnda kurduu en karlksz birbirine denk gelmeyen iliki tr de budur. Elohist anlatdaki zaman ve mekan belirsizlii, sessizliin bir hikmet formunda sunulmas, gerilimin kopuk kopuk dile getirilmesi ve hibir zaman boalmayan gerilimle mcehhez bir giz'le mukim olmas onun bir arkaplan'la (arriere plan) ykl olmasn salamtr. Homeros'un slubunun Elohistik anlatya nazaran perspektifsiz saf bir imdi kurmasyla nplan'l (du primier plan) olarak temsil edilmektedir. Tanrnn Kutsal Kitap'taki temsili ise tamamen arkaplan'l bir temsiliyettir. Zeus'un zuhurundaki kavranabilirlik ve grnebilirlik Eski Ahit'in tanrsnda hep derinlere doru uzayp giden bir bilinmezlie sahip olmasyla bu arkaplan' sabitler. O yzden Auerbach, Homerik metinlerin insan temsil etme biimlerinin grece basit olduunu dnr. Bat yaznnda gerekliin temsil srelerinin hangi aamadan getiini bu iki slup araclyla gsteren Auerbach'n abas aslnda bugn iin de kutsal anlatlarn her eyi cisimsiz birer imgeye dntren yapsn grebilmemiz iin bir frsat sunuyor. Zira Eski Ahit gibi kutsal metinlerde reti ve vaad, anlatt hikayelerle somutlanr ve onlardan ayrtrlamaz. Bu yzden arkaplan'lar vardr, gizemlidirler, sakl anlamlar vardr, tefsire ihtiya duyarlar. Anlatlan gereklerden ibaret olmamas bu metinlerin srekli kendi gereklerini yitirme tehlikesiyle kar karya kalmasn salamtr. Amac Homerik metinlerde olduu gibi kendi gerekliimizi bize bir an iin unutturmak deil, gerekliimizi amak, sindirmektir. Hayatmz onun dnyasnn iine yerletirmemiz. onun kurduu evrensel tarih binasnda birer unsur olduumuzu hissetmemiz gerekmektedir. Tanrnn iradesinin tecessm olarak ekillenen tm kutsal figrler gibi brahim de tedrici olarak strap araclyla snanmtr. Auerbach'n Homeros ve Eski Ahit'te aa kartt temsil biimi, gerek bilginin alanna dahledilen varlk dncesinin, zne durumlarnn edilgin ynelimsellikleri zerinde durmamz da gerektirir. Zira Bat felsefesini, baka'y aa karmakla edeer olarak gren Emmanuel Levinas'n dncesinde verilmi olan kendinden sunuyormu gibi her deneyimin, ne kadar edilgin, ne kadar konuksever olursa olsun davet ettii varl
3. "La reoresentetion judaique de Dieu n'est pas tant la cause q'un effet de ces conseptions". Auerbach, 1968, p. 16-17.

96 S i N i R D A

DERRIDA VE YAZI'NIN ERTELENM

ZAMANI

hemen kendisinin kurmaya girimesi de teki'nin zamanna geii nceler aslnda. O yzden Odysseus'un yolculuu da "kendini hep kendi olarak yeniden bulan bilincin zerkliine zarar vermeyen'" bir baka'lk deneyimidir. Bu bakalk deneyiminin giderek geri dn olmayan bir yolculua, temsilin aporetik zi'ne, dilin ve znenin hkmran dolaymlayclar tarafndan daha ok yaklalmaz m? Kurban edimi de bu temsil biiminin vazettii bir gereklik olarak ikame edilir. Ayn ekilde mitologyada tanrlar teskin etmek iin kz lphigenia'y kurban eden Agamemnon'un trajik yn ile brahim'in ahlak askya alan kutsal ynelii arasnda bir yaknlk kurulabilir mi? Bylesi bir yaknlk her eyden nce temsiliyet biimleriyle birbirinden ayrlmaktadr. Homerik metinlerde dile gelen dnya ve bu dnyann trajik kahramanlar Agamemnon'da, Oidipous'da ifadesini bulan bir sonsuz geri ekilme dolaymnda hep bir arete (erdem) ierisinde varolularn ikame ederler. Oysa brahim'in ve Kitab- Mukaddes'in temsil dnyas imann ve itaatin her trl trajik yazg dncesini yok sayan, dnyasal varoluu kesintiye uratan bir temsiliyet ierisinde varolmasyla ayrilr. nk imann paradoksu sessizlikte yatar. brahim'in suskunluu da bunun iaretidir. Homerik metinlerdeki trajik kahramanlarda olduu gibi konuarak mevcudiyetini ve arete'sini korumaz. Susmak, tanrsal buyruk karsnda icbar edilen snanmann elikili boyutudur. Bu snanma ve kutsaln bilmemeye maruz brakan sylemi zne-temsil ilikisinin varslln hep teki'nin ertelenen zamanna havale eder. Dnyann temsiliyetine elveren metin, hakikatle olan ilikisini de saklad, aa vurmad anlam kodlar ile kurmutur. Riceeur'n boluk olarak grebilecei bir dnyaszlama durumuna denk gelecek bir farkllk mottosuna sahiptir: Her metnin dillendirecei bir hakikati olmas gerekliliinden hareket edecek olan bir bak doalolarak metnin de szn imledii duruma bal bir hakikatin temsilcisi olmasyla sonulanacaktr. Metnin ierisinde saklad dnya ile gerek dnyann rtmemesi durumu Ricoeur'e gre metinde yaz araclyla mevcudiyet kazanan dnyann imgeselliiyle ilgilidir,' Unutmamak gerekiyor; metin kutsal olsun veya olmasn, bizatihi bir ey deildir, fenomenaldir. Anlam yanstan gstergedir. Onun nihai anlam, farkl yorumlar tarafndan verilmitir," Dolaysyla yazy ve metni ereveye alan temel birim olarak sylem biimlerinin dille rtk biimde zdeleen yaps, onu ayn zamanda, uzlamsal lafzi yn zerinde durmamz da gerektirir. Anlamn kodlarn oluturan sylem mutlak hakikat fikrinin onaylaycs olmaktan daha ok bir aklaycs konumundadr. O yzden dili bir dil dzeni (ordre du langage) ierisinde ikame eden sylem, metnin dnyas dolaymnda hibir ekilde akn kodlarla varolmaz. Bu balamda szceleme'nin de onsuz olamayaca bir zgllk ierisinde metne dahil olur sylem. Sylemselolann hakikat taycl metne ve anlatlan eyin kkenine bir geri dntr. Dilin gerek olmad zerinden hareketle hakikati iaretin tasallutu4. l.evinas, Emmanuel (1974): "La trace de teutre", En decouvrenttexistence avec Husserl et Heidegger, Paris: Vrin, p. 187-202. 5. Ricceur, Paul (1986): Du texte s tectiot: essais dhetmeneutioue II, Paris: Editions du Seuil, p. 141. 6. Resweber, Jean-Paul (1975): La Theologie face au deri betmereutique, Louvain: Nauweberts, p. 19.

R D A 97

na vermeyi mmkn klar sylem. Bu durum tm grlebilir anlamlarn mantk ve ekonomisini hep szeelerneyi erteleyen, dilin merkezi konumundaki sylem tarafndan olanakl hale getirilir. Anlamn aknlna iaret eden szce'nin (enonciation) yaz tarafndan sakland epizodik bellekte metnin i rgleri sylemin birimleri tarafndan kurulur. O yzden, dilin gerekliinin ve temsil imkannn ne trden bir geri dnllk edimine olanak verdiinin izinin srlmesi gereklidir. Bu trden bir iz srme ise, Jacques Derrida'nn mevcudiyet metafizii dolaymnda, hakikati nceden durduran sessiz bir telaffuz olarak yazy ve metni ereveye alarak sildii yaznn kalntlarna yeniden-kaydn mmknatn, olabilirlii ni kendi tuzaksz tuza ierisinde gsteren tm salmalan ile kendi dili ierisinde konuk eden deconstructio estetii dahilinde skmlemek gerekecektir.

III. Jacques Derrida ve ereveye

Alnan Yaznn Ertelenmi

Zaman

"Krlm tabletlerin paralar arasndan iir ortaya kar ve konuma kklenir (...) Yorumun zorunluluu, iirsel yorum gibi, srlm konumann biimidir'". Jacques Derrida Jacques Derrida'nn, "teki"nin edilgenliinde merkezsiz ve atopik bir belirsizlik alannn uzamsal yzn oluturan kent dncesi ve kent dahilinde felsefenin simgeselolana, tekinin yurduna, yabancla, bu yabancln ikinletirdii topolojik corafyann oluumunu konukseverliin de ortaya kard tm amazlar, zamansal elikiler eliinde ele ald metni, ayn zamanda onun politik fenomenolojisine de bir yer-yurt dolaymnda girizgah oluturabilecek temel bir dm noktasndan hareket eder," Konuksevt-er-z-mezjlik (Hostipitalite baln tayan metninde Derrida "daha konukseverliin ne olduunu bilmiyoruz" diyerek olduka paradoksal bir durumdan yola kyor. "Daha bilmiyoruz", zira "eikieyiz", Derrida'nn kendi dilinde, kendi evinde, konukseverlik kodunun gerektirdii sylemsel ve politik alma, balamak iin ve bir nevi ho geldiniz demek iin ynelttii bu aforizmatik cmlenin ierdii fragmanter yap ayn paradoksalolgunun Hegelyen bir efendi -kle diyalektii ierisinde gerekletii srecin de temel dorulayc biimini oluturur. Zira halen daha Derrida'nn ayn srarc tavrn srdrd edimsel bir eliki olan konukseverlik deneyimini amlamak iin zerinde durduu bu cmle, Franszca konuan bir biz iinde bizi ierirnleyen, nceden otoriter bir biimde sizi ierimlemi olan konukseverliin en az ve kukusuz drtten fazla anlam olduunu bilmek asndan da nemlidir. Konukseverlik kendi evinde bir ok kez alr ve verir Derrida'ya gre. Konukseverlik verir, sunar, uzatr, ancak verdii, sunduu, uzatt baka yabancy ev sahibinin (host Wirt) yasasna boyun edirerek kendi evinde ieren ya da oraya gelmesini salayan ve gelmesine izin veren
7. Derrida, Jacques (1967): l'ecriture et la ditterence, Paris: Editions du Seuil, p. 99. 8. Derrida, Jacques (1999): "Konuksevt-er/mez-Ilik", (ev. F.Keskin-. Szer), Pera Peras Poros: Jacques Derrida ile Birlikte Disiplinleraras alma, s. 45-7 iinde, istanbul: YK.Y.. 98 S i N i R D A

DERRIDA VE YAZI'NIN ERTELENM

ZAMANI

arlamadr. Ev sahibi kendi dilinin yasasn ve szcklere kendi ykledii anlam, yani kendi kavramlarn dayatmakla balama eilimindedir. Konukseverliin semantik yapsn postle eden Derrida konukseverlie ilikin sarf ettii "en azndan ve kukusuz drtten ok" olarak dillendirdii anlamlardan ilki olan "bilmiyoruz" cmlesini "bilmek" fiiline yaplan vurguya bal olarak gndeme getirir. "Bilmiyoruz"un aa kartt bilmeme fiili Derrida'ya gre, zorunlu olarak bir ak, bir zayflk ve eksiklik deildir. Grnrdeki dilbilgisel olumsuzluu ise konukseverliin nesnel bir bilgiye uyan bir kavram olmad anlamna yorar Derrida. te yandan ayn Derrida'ya gre, konukseverlik kavramnn, kavram olduu eyin bir, varolan olarak, ey ya da nesne olarak bilgiyle ilgisi olabilecek bir ey deildir. Eer konukseverlik sadece eyin, nesnenin, imdi burada varolann tesinde edirne ve intention'a aran deil, bilginin de tesinde, hakknda hi bir ey bilmediim noktada mutlak yabanc, mutlak bilinmeze doru ynelen intentional bir deneyolarak szcn en muammal anlamnda bir deneydir. Konukseverliin ikinci anlamnn birinci anlam tarafndan ierilmi gibi gzkebileceini belirten Derrida daha ok, konukseverliin ne olduunu bilmernek ediminin, onun var olmamasndan, buradaki bir varolan olmamasndan kaynaklandn sylemektedir. Bu intentional edim, bir ar olarak yabanc olan bir bakasna "hogeldin" demek iin seslenen bir deneyolmamann ortaya kard bir anlam da deildir. Bu zamansal kopmann, kayt altna almann, bak'a sunumann Bat metafizii gelenei ile ok kkl balar olduu aikardr. Bat metafizii geleneinin varl ifa etmekten ok ona iddet uygulayarak varolduunun altn izen Derrida'nn deconstruction'unda bu sreci tm ynleriyle grmek ve ona tanklk etmek mmkndr. Derrida De la grammatologie'de varln bir mevcudiyet olarak belirlenmesinin tarihi olarak metafiziin tarihini onun serveni ile rten szmerkezciliin (logosentrisme) btnyle iz'in indirgenmesi olarak retildiini defalarca hem Rousseau'nun hem Platon'un hem de Hegel'in eseri arasndaki esiz bir konumu igal eden koutluklar zerinde hep yaznn metafizik kartl zerinden yol alarak ele almt: Bu yol alta Derrida, Rousseau'nun yaz karsnda konumaya ncelik tand ve bizatihi Bat metafiziinin de kalbinde yer alan pozitiv ve negativ kartlklarla bir hesaplamaya girer ve onu yaz adna mahkum eder. Konuma ediminin yaz ile olan metafizik ilikisindeki merkezi kartlklardan biri de budur. Onun iin Derrida, varln bu gelenei mistifiye eden mevcudiyetle (presence) ayniletirilmesine kar kar. Derrida'y Rousseau'nun yazy mevcudiyetin ve konumann hastalnn ykm olarak gren bakndan ayran temel eliki de budur zaten. Derrida'nn baknda zglleen ey konumann deil bizatihi yaznn ncelikli olduu durum nem kazanmtr. Derrida asndan yaz tm tarih ve tarihsel" olu alann aar, bu yzden dilin kayna ile yaznn kayna hibir ekilde birbirinden ayrlamaz. Ancak Derrida, yaznn szde tremiliinin tek bir artla mmknatna inanmaktadr: orijinal, natural bir dilin asla varolmamas, asla el srlmemi ve yaz tarafndan dokunulmam olmas artyla," kendisinin daima bir yazya sahip
9.

o. Derrida,

Derrida, Jacques (1967): Jacques (1967):

De la grammatologie, Paris: Editions de Minuit, p. 145-146 De la grammatologie, Paris: Editions de Minuit, p. 126

..

S i N i R D A 99

olmas artyla. Derrida'nn deconstructif abas tam anlamyla Bat metafiziine yreltilmi kkl bir saldrdr. De la grammatologie'da bu kkl saldrnn kimi ncllerinin altn ise ziyadestyle izmitir. Rousseau'nun konuma formlasyonunu altst eden Derrida yaznn konumay nceleyerek izlediini, konumay kavradn ve yaznn konumann armaan olduunu syler. Derrida'nn deconstruction'u Bat metafiziine bu ok ynl saldrmn ana eksenini oluturur. Bu eksen, onun syleminde, srekli kopmalarla varolan Bat metafiziini kesintiye uratacak balang eiini oluturur. Yaznn ncesine ve tesine ilikin bir gr (intuition), bir dolaysz mevcudiyet, bir yerinden etme, yer deitirme, kaydrma deplacement mevcuttur onun uzam-zamansal oyununda. iaretler ve kaydn tutar her gcl gerekliin. Dile maruz kalmln verili bir dil ierisinde almland bir dnyada veriliin (donation), dlemsel olann tekilii (alterite) kayd altna ald uzamsal bir aralkta soluk alan imge, imleyenin askya alnd bir kararszlk annn iz'ini srer. Derrida iin de zaten, gr'nn en hakiki biimi olarak iaret, zaman iinde bir varolu olup mevcudiyetin siliniini imler. LI En bandan beri Derrida'nn dncesine kaynaklk eden dnrler arasnda Nietzsche, Heidegger, Levinas ve Freud'un bulunmas Bat dnce yaps ierisindeki ayrmann parametrelerini btn bir felsefi gelenee tamas anlamnda da nemli isimlerdir. zellikle Hegel ve Husserl kaynakl Saussure dilbiliminin ve fenomenolojik yneliminin nnde ve tesinde durmas onun Nietzsche ve Heidegger etkisiyle birlikte bir destruction (skme) giriimi olarak Bat metafiziinin deconstruction'una ynelten faktrdr. Levinas'n Talmud kaynakl teki (l'autre) felsefesinin ve Freudyen bilind (das Unbewusste) kavramnn kaynaklk ettii psikanalitik ynelimi, Marx ve Bataille'n saknmsz ekonomi-politii ierisinde "rndan km bir zaman"da Hegelyen diyalektiin rn olarak grd "btnsellik" iddialan ile hesaplaan Derrida'nn radikal bir hermeneutik tasar olarak grammatologie'si hibir vakit yaznsal etki ve kaynaklardan da uzak durmamtr. Mallerme, Kafka, Melville, Joyce, Celan, Artaud, J abes, Blanchot ve Sollers gibi air ve yazarlarn metinleri araclyla skmledii dnya bizatihi yaznn ertelenen (differer) zaman ierisindeki metnin bambaka (tout autrement) dnyasdr. Keza Derrida'nn Bat metafizii sorgularnasnda merkezi bir nem tayan ey, "ses"li, iitsel szn karsnda yaznn geriye itilerek hep bir eklenti (supplemert) olarak konumlandrlmasnn nedenlerine ulamak yatar. Metafiziin iitsel sze ykledii yceltmenin yaznn reddi zerine kurulu yapsn irdeleme ura Derrida'y Bat metafiziinin szmerkezci doasyla babaa brakmtr. Derrida, yaz karsnda sz neeleyen bu metafizik dolayma, "Introductior II i' 'epoque de Rousseau" blmnde genie yer verir." Platon'daki szl gelenek de, onun dncesinin yazya dklememi diyaloglan ve formlan vesile11. Derrida'nn konuma ve yaz arasndaki kartla mdahalede bulunmas da yine Bat metafiziindeki temel kartla yani konuma edimine Platon'dan beri yklenen gizil anlamla alakaldr. Bu anlam ise yine Derrida'nn L'ecriture et la dittererce adl yaptnda uzun boylu tartt gibi iddete yaslanmaktadr. Bkz. Derrida, Jacques (1967): -Violence et rnetaphysique Essai sur la pensee d'Emmanuel t.evinas in l'ectture et la ditteretce. Paris: Editions du Seuil, p. 117-228. 12. Derrida, Jacques (1967): De la grammatologie, Paris: Editions de Minuit, p. 145-202.

100 S i N i R D A

DERRIDA VE YAZI'NIN ERTELENM

ZAMANI

siyle yazlamayan retiler agrapha d6gmata) dolaymnda zellikle Phaidros'ta ok ak bir ekilde bu metafizik gelenein ilk duran oluturur. Platon, "yaznn resimle ortak ciddi bir kusuru vardr, nk ressamn rnleri canllk taslar, ama yine de onlara bir soru sorsan derin bir sessizlie gmlrler" der. Fakat Platon iin yazl szden ok daha gl olan bir sz vardr. Bu, "ruhu olan, bilginin canl sz'tdr," Derrida'nn zerinde durduu bu sz-yaz kartln, kadim Yunanllarn 16gos'u14nlamlandran ou zaman ise yaratrnn arasal nedeni olarak grdka leri bir hakikat (aletheia) olarak dizgeletirdikleri tm zaman kuatan bir edim olarak grmek mmkn mdr? Bu noktada kadim Yunanllar iin 16gos'un,tam da, i dncenin ifade edildii bir sz olarak anlaldn, bir konuma ve akl yetisi olarak grldn; sz, dil, anlatma, kural, esatir, belagat, kelam gibi pek ok anlamsal-mitik eye sahip olduunu teslim etmek gerekiyor. Zira uykuya yatrmak, uyutmak, serrnek, derleyip toplamak, ayrdetmek, nakletmek hep 16gos'un anlam evrenini oluturan tanmlamalardr. O yzden 16gos, daha en bandan, Herakleitos'un dncesinde evrenin temelinde yatan dzenlenmi bir ilke olarak yerini almken Platon'da hakiki ve doru bilginin karakteristii olarak bir doru kany (d6ksa) temsil eder. Stoikler iin 16gos'un evrende her eyi meydana getirici gc (16goi spermatikoi Aristotales iin de geerli olan bir aklsallk ve orant dncesinin devamdr. Stoaclarn i 16gos (dnme) ve d 16gos (konuma) ayrm da Talmud'un "tanr kelam"na kadar geecek srete 16gos'un hangi aamalardan getiini gstermesi asndan ilgintir. Kadim zamanlarda duyulur dnyann (k6smos aisthet6s) yaratmlaryla birlikte 16gos'un yaratrnn mhr ve evrenin rabtas olma durumu bu kavramn metafizik ierisinde edindii akn konumun en belirgin gstergesidir. La pharmacie de Platon (Platon'un Eczanesi) metninde Derrida yaznn mitle olan ban, mitin bilgiye ve kendisinde arad bilgiye olan kartlyla kesien bir ecere bilgisi (genealogique) ile olan kopuunun ve kaynaktan uzaklamasnn bizatihi yaz ve mit yoluyla anlaml hale geldiini dnr. nk yaznn tanm hep bilmeden tekrar edilerek balar. Yaz ile mitin bu akrabal, her ikisinin de hem lgos'tan hem de diyalektikten ayrt edilmi olarak daha da kesinleeceinin iaretlerini sunar. IS Derrida asndan Platonik idealizm, yaznn konuma karsnda siliniinin balangcdr. O yzden yaznn tanrs hem bir bilimin hem de gizemli bir eczann. tbbn tanrsdr. Bu anlamdapharmakon hem deva hem de zehirdir. Babaya sunulan, pharmakon olarak yazdr. Platon'un yazy gizemli ve tedirgin edici bir g olarak sunmasnn altnda onun uyuturan ynne ilikin bir iaretlerne sz konusudur. Pharmakon'un anagramlardan kurulu oyun oynayan yaps szn teatral temsiline de olanak salayan
13. Platon (1997): Phaidros, (ev. Hamdi Akverdil, istanbul: MEB, s. 122. 14. Yunan 16gos'u ve onun mitik emberi zerine bkz.: Yernant, Jean-Pierre (1992): My the et societe en Grece ancienne, Paris: Editions du Seuil; Yernant, Jean-Pierre (1996): My the et petsee chez les Grecs : Etudes de psychologie historique, Paris: Editions La Decouverte, Yernant, J .-PVidal-Naquet P (1981): My the et tragedie en Grece ancienne, Paris: Franois Maspera; Veyne, Paul (1983): Les Grecs eni-lls cru a leurs myties], Paris: Editians du Seuil; Queneau, Raymond (1973): Le vayage en Gtece, Paris: Editions Gallimard; Maclntyre, Alasdair (2001): Ethik'in Ksa Tarihi, (ev. H. Hnler-S. Zelyut Hnler),
istanbul: Paradigma. 15. Derrida, Jacques (1972): La Disserntnation, Paris: Editions du Seuil, p. 71.

S I N i R D A 101

metinsel rgsyle ilintilidir. Kraln yazya kar k da, bu balamda, anlamldr: Yaz, bellee katkda bulunmak bahanesiyle daha da unutkan klar; bilgiyi azaltr, bellei skalamay hedefler, mneme'yi (bellek) deil, yalnzca hypnomnesis'i (uyuturma) pekitirir. Derrida, tam da bu sebepten olsa gerek, pharmakon ve yaznn hep bir yaam ve lm sorusuna denk geldiini dnr. Platon'un sofist tanmlamasnda yaz, ruhlar unutkan klyla bizi cansza ve bilmemeye doru evirir. nk yaznn z ve kendine has deeri yoktur. O simulakr iinde oynanr, bellei ve bilgiyi hep taklit eder. Yaz, Platon'da hep eklentinin eklentisi, gsterenin gstereni, temsilcinin temsilcisidir. Platonik retinin zmni aklamas da budur zaten: harfleri renenler artk belleklerini iletmeyecekleri iin, ruhlar unutkan olacaktr (lehten men en psuchais parexei mnemes ameetesia). Platonik epos'da aa kan ey yaznn (grammata) mitik kkeni ile ilgilidir. Platon'un sunumunda Msr tanrs Theuth yaz tanrs olarak baba Thamus'un karsna kt vakit yazy sunmak iin "Ey Kral, der, ite bir bilgi, bunun sayesinde Msrllar daha bilgili ve kendi gemilerini hatrlamaya daha istidatl olacaklar. Bellein de bilgilendirmenin de devas (pharmakon) bulundu". Derrida Platon'un evirmeceli yazs (ecriture anagrammatique) boyunca tanrkral'a, babaya sunulan yaznn pharmakon olarak baba tarafndan geri evrilerek alaltlmasn, yzst braklmasn babann her zaman yazdan phelenen ve onu gzaltnda tutan gcyle aklar. Szn (parole), yani lgos'un gcn ve kaynan babalk konumuna tahsis eden platonik ema nasl Bat metafiziini btn kavramsallyla kurmusa, bir yaz sorusu olarak "konuan zne"nin, kendi sznn babas olduu gerei de yeni bir anlam koridoru aar: Lgos bir ouldur, babasnn mevcudiyeti (presence) ve babasnn mevcut (presente) yardm olmadan, oul kendi kendisini yok edecektir. "Fakat bir baba nedir?" sorusunu soracak olan Derrida,pharmakon'un sunulan bir deva ve zehir olmasndan hareketle pharmakon szcnn muammal tm anlamlar dolaymnda nasl bir tersine evrilmi hakikatin dile getiricisi olacaktr? Yaz ve sz ilikisindeki evrimi, yasak ve baba katillii ile eklemlemek hi de boa bir aba olmayacaktr. O yzden Derrida sz-yaz kartl ierisindeki bu durumu, artc bir ekilde, babann ve doru yolu gsterenin geciktirilmi (differe) katli olarak sunar. nk zaten, babalk gibi bir ey, kendisini ancak lgos'dan itibaren dneeye sunar. Theuth ve Thamus, yaz-sz, kartlnn anlam koridorlar bize yazl izler'in (les traces ecnres) etkinlii baba-oul ilikisi ve baba katli gibi kartlklarn birbirlerinin zerine kapand bir dnyada konaklamamza olanak salar. Varln hakikatinin farklla izin vermeyen mevcudiyeti sayesinde Sokratik bir rasyonalite ile ekillenen Bat metafizii ierisinde bu baba-oul ilikisini, uygunluu uygunsuzlukta (sa propriete est l'impropriete) yatan bir geri dn olarak grmek mmkn mdr? Oidipous'un, zamansz domu bir oulolarak, baba katillii de ayn Platonik ve Homerik ethos'un bir rn deil midir? Antik Yunan'da oula, doumu tamamlanm, anadan ayrlm, babann onayyla uygarlamaya hazr anlamlarna gelen lokheuma denmesi de bunu gstermez mi? Nicole Laraux'nun da imledii gibi Yunan sitesinde oullar kendisini dnyaya getirenden hibir iz tamakszn babann birer kopyasn olutururlar. Yunan sitesinde babann aksine anann bedeni bir anlamda

102 S

RD A

DERRIDA VE YAZI'NIN ERTELENM

ZAMANI

bir yazt'n, bir yaznn zarf grevini grr," Sz'n sahibi olarak baba yazya her zaman nceldir. O yzden gcn sahibi olan baba, sz'n istedii gibi oulu, yazy karanlkta brakabilmektedir. zcesi, oyuna izin veren tm belirsizliklerin sahibidir sz. Baba tarafndan kurbann, yaznn sunulduu bir eylem olarak shak'n konumu ayn sz-yaz kartlnn bir devamdr. brahim'in, tannnn yce ve bilinmez sz'ne, kelam'na olan sonsuz iman shak'n (yaznn) silinme edimini fazlasyla hakllatran bir eylemdir artk. Phaidros diyaloundan yola kan Derrida, eitimi sz konusu edinen yaptnda yaz gibi samalklarla (niaiseries) uramay kendisine yediremeyen ve yaznn, szn bir temsilcisi olmaktan baka bir eyolmadn syleyen Rousseau'nun Emile ou de l'educatio ve Fragments inedit d'un essai sur les langues yapt boyunca yaz kartlnn, yaznn sadece szn bir eklentisi olduu ve bylelikle yaznn olsa olsa ancak sanatn dolaylanm bir temsili trepresentation mediate) olduunun izini srer," Bu kkl iz srme edimi yine bir Aydnlanma dnr olan Condillac okumalanyla devam eder," Dehann ertelenen eylemini (l'apres-coup) odana alan Derrida asndan Condillac da yazy ikincil gren Bat metafiziinin nemli duraklarndan birini oluturur. Onun Essai sur l'orgine des connaissances humaines (1746) adl yapt yazya dair syledikleriyle bu temsil biiminin tamamlanm halkalarndan birini oluturur. Condillac asndan, dncelerini birtakm seslerle birbirlerine anlatmak durumuna gelince insanlar, bu dnceleri kendilerinden sonralan da yaatmaya ve mevcut olmayan kimselere tantmaya elverili olarak birtakm yeni iaretler tasarlamak mecburiyetinde kalmlardr. Bunun zerine muhayyile onlara ancak zaten hareketlerle ve kelimelerle ifade etmi bulunduklan ve daha ilk anlardan itibaren metaforik dili vcuda getirmi olan bir imgeleme sunmutur. Bu trden bir iletiimin salanabilmesi iin de en doal yol nesnelerin imgelerini izmekten geer. Bir insan veya at dncesini ifade etmek iin birinin veya tekinin ekli gsterilmitir, ilk yaz denemesi de bylece ancak basit bir resim olmaktan ileri gidememitir," Bu resmetme edirni, mimetik bir tekrar olmaktan daha ziyade Platon'la birlikte balayan sz-yaz kartlnn sonland nihai bir aama olarak kendisini gsteriyor.
16. Loraux, Nicole (1990): Les meres en deuil, Editions du Seuil, p. 108; Bu yapW odayna alan ve Yunan sitesinin dipil zelliklerine yazy balarnynda vurgu yapan bir alyprna iin bkz.: Borgeaud, Philippe (1993): La cite grecque au femlnin, Revue de I'histoire des religious, No: 2 l O, p. 349-356. 17. "Parlerai-je il presert de l'ecriture? Non, j'ai honte de m'amuser il ces niaiseries dans un traite de l'education", J.-J. Rousseau, Emile au de l'educatlon, in De la grammatologie, p. 149; "L'ecriture n'est que la represertation de la parole : il est bizarre qu'on donne plus de soin il deterrniner I'image que l'objet (. .. ) Les langues sont faites pour tre parlees, l'ecriture ne sert que de supplernent il la parole ... La parole represerte la pensee par des signes conventionnels, et l'ecriture represente de meme la parole. Ainsi I'art d'ecrire n'est qu'une representation mediate de la pensee", J.-J. Rousseau, Fragment inedit d'un essai sur les langues, in De la grammatologie, p. 42, 207. 18. Derrida'nyn Condillac okurnalary iin bkz.: (1972): Marges de la Philosophie, Paris: Editions de Minuit; (1973): L'arcMologie du frivole, Paris: Editions Galilee. 19. "Alors I'imagination ne leur represertera que les rnernes images qu'ils avaient dejil exprimees par des actions et par des mots, et qui avaient, des les commencements, rendu le langage figure et rnetaphorique. Le moyen le plus naturel fut done de dessiner les images des choses. Pour exprimer I'idee d'un ham me au d'un cheval, on representera la forme de I'un ou de l'autre, et le premier essai de l'ecriture ne fut qu'une simple peinture", Condillac, Essai sur I'orgine des connaissances humaines, in Marges de la Philosophie, p. 371.

S i N i R D A 103

Derrida'nn dncesinde mevcudiyetin yapsn belirleyen ey differance'dr. Onun temelinde ise dil vardr. Dolaysyla differance'u ifadesini bulduu tek gereklik kipi dildir. Zaten dili snrsz bir oyun mant ierisinde anlamlandran Derrida dilin kendi gereklii dnda bir gereklii yanstmadn da zellikle belirtir. Differarce'i imledii en temel ncllerden biri de yaznn ncesine ve tesine dair bir mevcudiyet metafiziine temellendirme yapmasnda aranmaldr. Differance'u zaman ve mekan ierisinde imledii farkllk kipi ayn zamanda bir erteleme (differe) edimine vurgu yapt gibi uzamsal bir uyum'un zamansal farkllna da vurgu yapar. Bat dncesindeki mutlak bilgiye dair tm kkensellik iddialarna ve hakikate ilikin tm mtekabiliyyet teorilerine ve nkabullerine kar itirazn bir mevcudiyet mant ierisinde dolama sokulduu zgl bir ayrmn addr deconstruction. Sanldnn aksine yaznsal ve felsefi bir nihilizmin anahtarlarna sahip deildir. Ele ald metni zgrletirmek gibi bir amac vardr: "metnin dnda hibir ey yoktur" (il n'y a pas de horstexte). "Skme" fiilinin bu kadar etkin bir rol stlenmesinin en nihai amac da bu zgrleme halinin giderek tek bir anlam olmayan metnin ierisindeki tarihsel tortulara kar uyank bir zihnin hakikat faktrlerini devreye sokmasdr. Dolaysyla deconstruction'u bir yntem olarak adlandrmak Derrida'nn nkabullerine ters bir durumu hayata geirmekten te bir ey deildir. O bir yntem deildir, tersine bir yntem oluturmann tm nihai nkabullerini ve kken arayn reddetmenin bilgisidir, bir yorumdur. O halde bir Derrida metni neden, Levinas'n dillendirdii o dnme glnn giderek artan bilincinden" nasiplenmi, saknmsz ve "bambaka"dr (tout autrement). Onun metnini, dncenin tm kvrmlar ierisinde eylemli klan ne trden bir grng siyasasdr ki sorgulad ve imledii tm eyleri tamamen kendine zg bir ama mantyla sunmasna olanak vermektedir? Belki biraz erken dile getirilmi bir ngrdr, fakat, bir labirent-metindir Derrida'nn yazs: Anlalmazl, savrukluu gaye edinmeyen, yaznn titreyen soluunda tm kavramlarn, sorgulamalarn, grnglerini iaretleyerek kaydn tuttuu, iz'ini srd kendi biblio-bio-graphie'snn imlemi olan bir imzann tayc s dr onun metni. Tek bir slptan daha ziyade, anlamn mevcudiyetinde hayatiyet kazanan Derrida'nn sluplan'ndan bahsetmek gerekir. Zira onun ritmi; ar aksak ilerlemeyen, zen, sken, ayn zamanda i rglerini rerek ilmeklerini krdme dntrmeden atan saknmsz ve tedbirli bir ritimdir. Her Derrida metni temsili olduu yapsal rglerin bakml bir distance'na (uzaklk, mesafe) da gz krpar. Bu uzakln yayld, sald alanlar yaz ve anlamn mevcudiyeti dolaymnda, silinen iz'lerin gcllnde, her iaretin, temsilin yapskmne girirnek biraz da Derrida'nn ikili (double) olgulara yneliindeki srarl baknda sabitlernek sanrm onun yazsnn corafyasna egemen olan dar'nn arsna biraz kulak kabartmakla gerekleecek bir edirndir. Bylesi bir durum, tm bilinsiz hatrlamalan (reminiscence) ve temsilin dolayszln srekli tekrarlanan eylemlerin eliinde yazya mukim klmaktan te bir anlam tayacaktr. Zaten Derrida'nn La double Seance'da21kurduu sarmal yap, sayfa balarnda
20. l.evinas. Emmanuel (1973): "Tout Autrement", L'Arc: Jacques Derrida, No: 54, p. 33-37. 21. Derrida, Jacques (1972): "La double Searce", in La Dissernination, Paris: Editions du Seuil, p. 199-

104 S i N i R D A

DERRIDA VE YAZI'NIN ERTELENM

ZAMANI

hep bir bolua iaret eden baln askya alc deeri de onu temsilin kapall konusunda teatral olann yazyla girdii iliki balamnda, tam da temsilin zdeliinin hayata hkmettii bir dm noktasnda karmza karr. Derrida'nn Antonin Artaud ve Vahet Tiyatrosu skmlernesi" kendisi tarafndan yadsnan temsil anlaynn Artaud tarafndan zgllnn benimseniinin ortaya kard gerekliin gl ve ykc bir edim olmasnda yatmaktadr. Derrida'nn Artaud vesilesiyle "genelletirilmi bir gstergebozumun" ve bir "enerji tiyatrosunun" izlerini srd Vahet Tiyatrosu ve Temsilin Sonu" metni yaz ve teatral temsil ilikisinin baka'sna sunulma ve kurban edilme dolaymnda bir dizi yeni bak ve mantk ekonomilerini de yrrle sokan bir yaylma alanna sahip. Artaud'nun temel edimi, artk sahnenin bir mevcut olann tekrar repetition olarak ilev grmeyecei gereinde sakldr. Bu da artk sahnenin kendisinden nce baka bir yerde varolan bir mevcutu temsil etmeyecei anlamna gelir. Bu, doluluu kendisinden daha eski olan, kendisinde bulunmayan ve kendisi olmadan da pekala yapabilecek bir mevcutu imler: Mutlak Lgos'un kendinde-mevcut varl, Tanr'nn yaayan mevcutu. Derrida bizzat Artaud'nun kendisinin Vahet Tiyatrosunun basit bir mevcudiyetin saf imdi si ierisinde balayp bitmediini, bizatihi temsilin iinde olduunu "ikinci kez Yaratma" ierisinde, basit bir kkere ait olamayacak glerin atmas iinde olduunu biliyordu, diyerek tiyatronun ayn zamanda ilksel kkene ilikin bir temsil, farkllk, bir trev ve bir kurgu olduu gereinin de altn izer. Onun iin Derrida Vahet Tiyatrosu'nun szmerkezcilie kar olan edimini, dncenin dilde btnsel anlam bulma olanan garanti altna alan her trden tekrarlanma yaplarna ve sahnenin kkensel ifadeye eklemlenen bir glge olduu inancna kar umutsuz bir mcadele olarak sahneye yklenen biricik temsil biiminin tekrarlama olduuna ynelik anlayn reddi reddi zerinde ykc bir teatral z olarak grme taraflsdr. Artaud'nun, temsilin kapall zerinden hareket eden anlay da bunun bir gstergesidir. Derrida, tam da bu noktada, La Disseminatioruu mitologya ve Platonik ematizm balamnda yapskme uratt sz-yaz kartlnn, bir kez daha Artaud'nun Vahet Tiyatrosu'nda temsil zgll balamnda aa ktn gsterir. Zira lgos'a sahip olup onu ktye kullanana kar, babaya kar, szn ve metnin gcne boyun edirilmi bir sahnenin Tanr'sna kar kalkm bir el mevcuttur Artaud'nun Vahet Tiyatrosu'nda. Tm ynelimleriyle bir farkllklar tiyatrosu olarak, tasarrufsuz, saknmsz, karlksz, tarihsiz bir sarfiyat olarak Vahet Tiyatrosu temsil deildir. Temsil edilemezlii iinde yaamn ta kendisidir. 24

22. Derrida, Jacques (1967): "La parale soutflee" in l.ecriture et la difference, p. 254-292; "Le theiltre de la cruaute et la clture de la representation", in ecnture et la citteretce, p. 341- 368, Paris: Editions du Seuil .. 23. Derrida, Jacques (1967): "Le theiltre de la cruaute et la clture de la representatior", in l.'ecriture et la difference, p. 341 - 368, Paris: Editions du Seuil. 24. "Le theiltre de la cruaute n'est pas une representation. C'est la vie elle-meme en ce qu'elle a d'irrepresentable. La vie est I'origine non representable de la representation", Derrida, "Le theiltre de la cruaute et la clture de la representation", in l.'ecriture et la difference, p. 343.

R D A 105

iv. Yaz'n'n

ars

Saf yapt airin konumac olarak ortadan kayboluuna dayanr; air, ekip evirme iini szcklere brakr. Stephane Mallenne, Crse de Vers.
Ben olmak bir varlk fazlaldr. Sonraya ait bir durum olarak yaz bu varlk fazlalnn kaytlarnn tutulduu bir aryla tm zamansallk biimlerini, dilin apansz arlmas gibi zayf ve ansz bir bellek eliinde bir oluk, bir iz olarak kateder. Yaznn ars, biraz da, lme, lmn yzne yaplm olan bir ardr. lm-yazs2S da bakasnn izinin srld yazdr, yzn plaklnn dolaysz mevcudiyetine yaplm bir mdahaledir. Yazmann plakl darnn arsna, ieridenliine teki'nin bir lm armaan olarak sunulmasyla ikame olur. Nerval'in metinlerinin bize bir eserin paralarn deil, yazmak gerektiinin; yalnzca yazmak iin yaandnn ve lndnn tekrarlanan tespitini braktn sylediinde Michel Foucault yazmann ve var olmann bu ikiz olanann, olanakszlnn bizatihi Bat kltrnn oyuk ve yrek olan bu snrnda ortaya ktn tuhaf, tandk bir gereklik olarak nmze kovuyordu." Yaznn ars bir lm ikamesi olarak kurban sunumuna, bilmemeye, mysterium tremendum'a ne kadar yaklatrr yazar? Yaznn arsnn, hep kendisi iin karar veren bir tanrnn ulalamaz srr nnde titreyen brahim'in yolculuundan daha ziyade Odysseus'un srgnlnde, bitimsiz yolculuunda aa kmas artmasn bizi. Belki de Derrida'nn baka bir yerde, lm armaan gibi, mevcudiyete ya da sunuma indirgenemeyen bir mevcut oluturmakszn an'n muvakkatln (muayyen bir zamana mahsusluunu) talep edebilecek bir yazdan bahsetmek mmkndr. O halde yaz muvakkat-d bir muvakkatla, kavranlamaz bir sreye aittir. Bu sre, kiinin ne istikrarl bir hale getirebilecei, kavrayabilecei, oluturabilecei, alglayabilecei ve anlayabilecei bir eydir. O yzden lme sunma edirninde, kurban hem olumsuzlama eylemini ve hem de bizzat eylemi askya alr, hatta yas eylemini de." Maurice Blanchot hangi tarihte yazlm olursa olsun, bundan byle her anlatnn Auschwitz ncesi olacan souk bir kesinlik ierisinde dillendirmiti." Artk yaznn ansz belleini Auschwitz ncesi oluturacaktr. Sonraya dair tm ihtimallerin ve snr durumlarn bylesi bir kesinlik ierisinde ihmal edilmesi, yaznn bir varlk ikamesi olarak gcl gerekliini silinen tm iz'lerin ayartcl ierisinde uzamn zamana sirayet ettii noktada aa kmas anlaml bir
25. Askyya alynmyp an'yn yazyyy titreten soluk zarnanynyn bir lm-yazysy ierisinde mevcudiyet bulduu bu durumu, ayartylan imgenin, ayartylan yazy'nyn, titremenin iz'inin an'a dokunamayan imge dolayyrnynda bir sylemin toporsfyasyny olupturduu zamansal ertelemenin ve sonraya byrakrnaryn kYvrYmlarYny ele aldyllym bir alypma iin bkz.: Bozkurt, Ahmet (2008): "Orpheus'un Bakypy: Ulus Baker'in Fotogram'larynyn Yz'inde Bir Yolculuk, Toplum ve Bilim, sayy: , s. 65- 94. 26. Foucault, Michel (2006): Sonsuza Giden Dil, ev. Ipyk Ergden, 'istanbul: AYrYny, s. 78. 27. Derrida, Jacques ( 999): Donner la mart, Paris: Galilee. 28. Blanchot, Maurice (1983): Apres Coup, Paris: Editions Gallimard.

106 S i N i R D A

DERRIDA VE YAZ'NN

ERTELENM

ZAMANI

koridor aar. Bu koridor varln tm yklemlerine yabanc olan bir yaz'nn, henz aa karlmam bir bakaln bilgisine sahip olduunun da ikrardr. Bu bakalk bilgisi varln tesinde ve varlktan baka olan bir yaznn bilgisine gtrr biz . z'in iz olarak algland tekrar edilen bir sre olarak izik ierisinde mevcudiyetini ikame eden yaz Derrida'nn yce-yaz (archi-ecriture) kavramsallatrmas dolaymnda gerekte bir yaznn iaretlerinin mimetik tekrarnn onun varlktan daha yal bir olu'a sahip olduunu gsterir. Onun iin yaz hakikatin tersine evrilebilirliine olanak salayan bir edim ierisinde varolur. Dilin anszn arlmas olarak yazmann plakl da baka'nn zamanna geiin varlk fazlalyla malul iz'leriyle dolu bir snak olmasndan te bir anlam tamaz. Yaznn titreyen soluu geri dn olmayan bir kendiliin, plakl ierisinde imgesinden soyunan tm iz'lerin verilmi, sunulmu mevcudiyeti olarak varla bir kr-dokunu deildir. Bakas'nda dolaymlanm biryz araclyla dar'nn arsn tayan bir plaklktr yaz. KAYNAKA
Auerbach, Erich (968): Mimesis: La represaentation de la realite dans la litterature (traduit de la l'Allemend par Correlius Heirn), Paris: Edtions Gallimard. Blanchot, Maurice Borgeaud, 349-356. Philippe (1983) : Apres Coup, Paris: Editions Gallimard. (1993): "La cite grecque
Bak: aujeminin", occidentale,

Revue de l'histoire
Fotogram'lannn

des religious,
z'inde Bir

No: 210, p.
Yolculuk,

Bozkurt, Ahmet (2008): "Orpheus'un Toplum ve Bilim, say: 111, s. 165-194. Derrida, Jacques

Ulus

Baker'in

(1967): L'ecrirzzre et la difference, (1967): De la grammatologie, (1972): La Dissemination,

Paris: Editions du Seuil.

Derrida, Jacques Derrida, Jacques

Paris: Editions de Minuit. Paris: Editions du SeuiL. Paris: Editions de Minuit.

Derrida, Jacques Derrida, Derrida, Derrida, Derrida,


Jacques

(1972): Marges de la Philosophie, (1972): Positions,

Jacques Jacques Jacques Jacques


Derrida

Paris: Editions de Minuit.


du frivoie,

(1973): Uarcheologie

Paris: Editions Galilee.

(1999): Donner la mort, Paris: Galilee. (1999):


ile Birlikte

"Konuksev(-er/mez-)lik",
Disiplinleraras alma,

(ev. F Keskin-. Szer), Pera s. 45-71 iinde, stanbul: YK. Y stanbul: Ayrnt.

Peras

Poros:

Foucault, Michel (2006): Sonsuza Giden Dil, ev. Ik Ergden, Levinas, Emmanuel (1973): "ToutAutrement",

L'Arc: Jacques Derrida, No: 54, p. 33-37.


l'existence avec Husserl

Levinas, Emmanuel (1974): "La trace de l'autre", En decouvrant Paris: Vrin, p. 187-202. Loraux, Nicole (1990): Les meres en deuil, Editions du SeuiL. MacIntyre, Paradigma. Alasdair (2001): Ethik'in
Ksa Tarihi,

et Heidegger,

(ev. R. Hnler-S.

Zelyut

Hnler),

stanbul:

Platon (1997): Phaidros, Queneau, Raymond Resweber, Jean-Paul

(ev. Harndi Akverdi), stanbul: MEB.

(1973): Le voyage en Grece, Paris: Editions Gallimard. (1975): La Theologie face auiefi hermeneutique, essais d'hermeneutique Louvain: Nauweberts.

Ricreur, Paul (1986): Du texte l l'action: Yernant, J.-P.Vida-Naquet

II, Paris: Editions du SeuiL. Paris: Franois Maspero.

P. (1981): My the ettragedie

en Grece ancienne,

Yernant, J ean- Pierre (1992): My the et societe en Grece ancienne,

Paris: Editions du SeuiL.


historique,

Yernant, Jean-Pierre (1996): My the et pensee chez les Grecs : Etudes de psychologie Editions La Decouverte, Veyne, Paul (1983): Les Grecs ont-ils cru l leurs mythesi, Paris: Editions du Seuil.

Paris:

S i N i R D A 107

You might also like