You are on page 1of 201

ZET Marksist anlayta sosyal yaam insan emeinin rndr.

Bu, almann insani kurumlarn temeli olduu anlamna gelir. nsanlar alma yoluyla kendilerini gerekletirirler ve bu retim sreci tarihi aklar. Ekonomik hakimiyet bata devlet olmak zere tm sosyal alanlardaki iktidara tahvil edilebilir. Bylece hakim ekonomik snf ayn zamanda ynetici snftr. Dolaysyla Marksist adan, iktidar, belirli bireylerin sahip olduklar ve onlara ait bir ey deildir fakat snflar ve gruplara aittir. Marx, ayn zamanda bilincin maddi yaam koullarnn bir sonucu olarak anlalmas gerektiini savunmaktadr. Bununla birlikte, maddi temel dnsel yapy birebir belirlemez. Marx iin, ideoloji, belirli bir zamanda bir toplumun nasl dndyle ilgilidir. Marksist adan kapitalist retim biiminde, ideoloji, statkonun muhafaza edilmesine yarayan bir dizi fikirdir. Kapitalist retim biiminde metalar tamamyla satlabilirdir ve bu iilerin ilerine yabanclamalarna sebebiyet verir. Marxn gznde kapitalist retim biiminin yzeyiyle kkeni arasnda bir farkllk vardr. Biz ideolojinin eletirisi araclyla bu fark kavrayabiliriz. Foucault, iktidar, devlet, ideoloji, yabanclama ve cinsellik hakkndaki tm Marksist fikirleri reddeder. Foucault iin, iktidar bir kiinin elinde younlaan ve dierleri zerinde egemen olan veya bir grubun ve snfn elinde deildir. ktidar devlet gibi belirli bir konuma yerlememitir. ktidar a gibi ileyen bir organizasyondur. Belli bal sosyal ilikiler gndelik yaamda temellenir. Bu nedenle, Marxn snf mcadelesi gibi geni lekli politikalarla ilgilenmesine zt olarak Foucault mikro politikaya odaklanr. Nietzsche gibi, Foucault da hakikatin ok tarafl bir olgu olduunu ileri srer. Bu, yorumlarmzn tesinde tek bir hakikatin olmad anlamna gelir. Foucaultya gre, iktidar ve bilgi birbirleriyle dorudan ilikilidir. ktidar ve bilginin birlemesi bilen zneleri retir. Bu nedenle Marksist yabanclama teorisi aka geersiz bir teoridir. Anahtar szckler: ktidar, Marx, Foucault, devlet, yabanclama, snf. ideoloji, hakikat, Marksizm,

ABSTRACT In marxist sense social life is world of human effort. It mean that work is basis of human organizations. People realize themselves through work and around this productive process history unfolds. Economic dominance is translated into power in all other societal realms, especially the state. Thus, dominant economic class is ruling political class. So in marxist point of view, power is applied and experienced not by specific individuals but by classes and groups. Also Marx argues that consciousness must be understood in relation to the material conditions of life. Although the material base determines the ideational structure, it does not determine it in direct way. For Marx, ideology is how a society thinks about itself at any particular moment. Marxist point of view, in the capitalist mode of production, ideology is a set of ideas which consequence is the preservation of the status quo. In the capitalist mode of production, property is entirely alienable and this cause to alienate workers to their job. For Marx, in capitalist mode of production, there is a difference between its surface and roots. We can discover these difference by critism of ideology. Foucault rejects all Marxist ideas about power, state, ideology and alienation. For Foucault, power is not consolidated one individuals hand and dominations over others, or that of one group or class over others. Power is not localised one specific place, like state. Power is exercised through a net like organisations. Major societal relations are rooted in everyday life. Therefore, contra Marxs interest in politics on the macroscale of class struggle, Foucault emphasis on the micropolitical. Like Nietzsche, Foucault argues that truth is many sided fact. It means that, there is no single truth beyond our interpretations. According to Foucault, power and knowledge strictly linked with each other. Combination of power and knowledge, produces knowing subjects. So Marxist theory of alienation is frankly invalid theory. Key words: Power, Marx, Foucault, state, ideology, truth, marxism, alienation, class.

II

KSEL KABUL/ AIKLAMA Yksek lisans tezi olarak Marksist ve Foucaultcu ktidar Anlaylar zerine Sosyolojik Bir Karlatrma adl almam, bilimsel ahlak, ilke ve kurallara ters decek herhangi bir yardma bavurmakszn kaleme aldm ve yararlanm bulunduum kaynaklarn bibliyografyada gsterdiklerimden ibaret olduu, bunlardan atfta bulunarak yararlandm belirtir ve bu durumu namus ve erefimle teyit ederim.

Murat Yaar AKAR

III

NSZ Marksist ve Foucaultcu ktidar Anlaylar zerine Sosyolojik Bir Karlatrma adl bu tez almas iki yllk bir abann sonucunda kaleme alnmtr. Bu alanda alma yapmak istemem Aydnlar ve Toplum adl yksek lisans dersini almamn dorudan doruya etkisini tar. Bu ders iin devler hazrlarken, fikirlerin insan yaamnda son derece hayati bir rol oynamakta olduunun farkna vardm. Pek ok insan, tarih boyunca, inandklar, benimsedikleri fikirleri savunabilmek iin gerek dnsel platformlarda gerekse politik arenada hararetli mcadeleler vermilerdir. Siyasal dncelerle ilgilenmemin bir dier sebebi, gndelik hayatn ak ierisinde dier insanlara kar savunduumuz fikirlerin nereden kaynaklandna dair ounlukla son derece bilgisiz olduumuzu anlamamdr. Dier insanlara kar ileri srdmz fikirler, tpk kollarmz veya bacaklarmz gibi varlmzn kendiliinden ve doal bir paras gibi gelir bizlere. Oysa savunduumuz fikirlerin neredeyse tamam biz dnyaya gelmeden nce bakalar tarafndan formle edilmitir. Dolaysyla bizler hazrda bulduumuz anlam ereveleri ve fikirler ierisinden bir ksmn benimserken dier ksmn bakalarna ait kabul ederiz. Baz fikirleri benimserken dierlerini reddetmemiz, dorudan doruya, doduumuz aileyle, snfla, yreyle, yetitiimiz lke ve zamanla alakaldr. Gnmzde dnce tarihi alannda yaplan tartmalar ieren almalarn, dorudan veya dolayl olarak modernlik ve postmodernlikle ilgili analizlerle yakndan balantl olduundan sz edilmektedir. Bu balamda, Karl Marx ile Michel Foucaultnun bu iki zt dnce akmnn anahtar figrleri olduu anlalmaktadr. Felsefi konular bata olmak zere, almamda iinden kamadm konularda deerli tavsiyelerini benden esirgemeyen hocam Do. Dr. Lokman LNGRe kranlarm sunmay bir bor bilirim. Tm bu alma boyunca gerginleip, fevriletiim anlarda sabrlarn bir an bile yitirmeyen aileme olan minnettarlm ifade edecek sz bulmam ise mmkn deil.

IV

NDEKLER

ZET.I ABSTRACT.II KSEL KABL..III NSZ...IV GR1 BRNC BLM I. KAVRAMSAL EREVE A. Sosyolojik Adan ktidar Kavram...3 B. Sosyolojik Adan Devletin Unsurlar ve Tarihsel Geliimi.8 C. Modernliin Tanm ve Nitelikleri...16 D. Postmodernizm Kavramnn Ortaya k ve Deerlendirilmesi...34 KNC BLM II. MARKSST DNCENN ANA HATLARI A. Marksist ktidar ve Devlet Kuram...55 B. deoloji Kavramnn Marksist Yorumu67 C. Freudun Fikirleri ile Marksist Dncenin Sentezlenmesi76 NC BLM III. FOUCAULTNUN DNCE SSTEM A. Marksist ktidar ve Devlet Kuramna Foucaultnun Yaklam.84 B. deoloji Kavramnn Marksist Yorumuna Foucaultnun tirazlar148 C. Foucaultnun Freudyen Marksist Anlaya Kar Koyuu..................................157 DRDNC BLM IV. MARKSSTLER FOUCAULTYA KARI A. Gizli Liberal Olarak Foucault...166 B. Bir Aydnlanma Kart Olarak Foucault.172 SONU.187 KAYNAKA190

GR
1818-1883 yllar arasnda yaayan Karl Marxn 19.yzyln ortalarndan itibaren oluturmaya balad Marksist dnce sistemi, iktidarn her zaman ekonomik temel zerinde ykselen bir snf iktidar olduu n kabulnden hareketle bir iktidar kuram oluturmutur. 20.yy.da Marksist iktidar teorileri entelektellerin byk blm tarafndan cokuyla benimsenmiti ancak Michel Foucaultnun (1926-1984) Marksist iktidar anlayna ynelik eletirileri bu kuramn tekrar gzden geirilmesine yol amtr. Dolaysyla Marksist iktidar kavramsallatrmasyla Foucaultnun iktidara ilikin dncelerinin incelenmesi nem tamaktadr. Ayn balamda modernlik ile ona ynelik gl eletirilerde bulunan postmodern dncenin detayl bir ekilde incelenmesi aratrmann balamnda son derece nemlidir. almamzda Marksist iktidar kuramyla Foucaultnun iktidara ynelik dnceleri arasndaki farkllklarn olabildiince detayl bir ekilde analizini yapmaya uratk. Marksist iktidar kavramsallatrmasyla Foucaultnun iktidara ilikin dncelerinin incelenmesi nemli olduu dnld iin bu konu zerinde allmas tercih edilmitir. Foucault ile Marksist iktidar anlaylar arasndaki farklar ele alan almada elden geldiince konunun deiik ynleri ele alnd. Bu amaca ynelik olarak almada drt ana bala yer verildi ve her ana baln altna o baln unsurlarn aklayc eitli alt balklar yerletirildi. almann ilk blmnde, sosyolojide iktidar, devlet, modernizm ve postmodernizm kavramlar ana hatlaryla aklanmaya urald. ncelemenin ikinci blmnde, Marksist dncenin temel nitelikleri olabildiince geni bir biimde akland. Bu blmde Marksist, devlet ve iktidar kuramn, ideoloji nosyonu ve Freud ile Marxn fikirlerini birletirmeye alan Freudyen Marksizm anlay incelendi. Aratrmann nc blmnde, Foucaultnun dnceleri ile Marksist dncenin temel nitelikleri arasndaki farklar, olabildiince geni bir biimde akland. Bu blmde Marksist, devlet ve iktidar kuramna, ideoloji nosyonuna ve Freud ile Marxn fikirlerini birletirmeye alan Freudyen Marksizm anlayna, Foucaultnun hangi dncelere dayanarak, neden ve nasl kar kt incelenmeye alld. Eserin drdnc blmnde, Nicos Poulantzas ve Jurgen Habermas gibi Marksizimi benimsemi dnrlerin Foucaultya ynelik eletirilerine yer verdik. Foucaultnun bu eletirilerden bazlarna nasl yant vermeye altn incelemeye gayret edildi.

Sonu ksmnda ise almann ana damarlarnn alt izilmeye allmtr. Her blmden ksaca ne anlald yeniden ele alnmtr. Bunun yannda her iki iktidar teorisinin neden yaygn tartmalara yol at da belirlenmeye urald.

BRNC BLM I. KAVRAMSAL EREVE A. Sosyolojik Adan ktidar Kavram Sosyolojik olarak iktidar kavramn anlayabilmek iin en verimli balang noktas, konusunda uzman olan Steven Lukese kulak vermektir. Lukes iktidar ile ilikili baz sorular ortaya atmtr. Buna gre:
ktidar sahip olunan bir ey midir yoksa bir iliki mi? Bir potansiyel midir yoksa fiilen mevcut olan bir ey mi? Bir kapasite midir yoksa bir kapasitenin kullanlmas m? ktidarn sahibi kimdir ya da nedir, veya onu kim ya da ne uygular? (Tek tek ya da topluca) tayclar m, yoksa yaplar veya sistemler mi? Kimin ya da neyin zerinde uygulanr: (Tek tek veya topluca) tayclarn m yoksa yaplarn veya sistemlerin mi? Ne eit sonular retir: karlar, seebilme gcn tercihleri, politikalar ya da davranlar deitirir mi?... Asimetrik bir iliki midir? Birilerinin iktidar uygulamas bakalarnn iktidarn azaltr m? (Yani sfrtoplaml bir kavram mdr?) Yoksa iktidarn uygulanmas toplam iktidar ayn dzeyde mi tutar ya da bunu arttrabilir mi? ktidar kavramndan sadece bir eit atma veya kar koyma varken mi sz edilebilir? ayet yleyse atma aikar m olmaldr yoksa gizliden gizliye srebilir mi? atma, aklanm tercihler arasnda m olmaldr yoksa her nasl tanmlanm olursa olsun gerek karlar m iin iine katlmaldr?... (Lukes, 1997: 627d).

ncelikle iktidarn asimetrik (atmac) bir iliki mi yoksa uzlamaya (oydamaya) dayal bir iliki mi olduu sorusuna yant aranmaldr. ktidarn asimetrik bir kavram olduunu savunan dnrler, toplumda, sosyal deerler etrafnda veya ekonomik kaynaklara sahip olunmasna ynelik mcadele ve atmann merkezi nem tadna inanrlar. Bata Karl Marx olmak zere hemen tm Marksist dnrler iin toplumda atma esastr. ktidarn atmaya dayandna dair anlay kendi iinde gruba ayrlr: denetim, bamllk ve eitsizlik. Denetim durumunda bir ksm insan ya da bir toplumsal grup dier bir ksm insan ya da toplumsal gruba iradesini kabul ettirir (Lukes, 1997: 630). Bamlln olduu durumda ise B, Ann isteklerine Ann zorlamalar dolaysyla deil A ile arasndaki ilikinin niteliinden dolay uyar. Marksist kapitalist bamllk kuram bu anlayn tipik bir rneidir. Buna gre dnya ekonomisinin merkezinde olan baz lkeler vardr. Buna karlk bu merkezin dnda evrede yer alan ve ekonomik gelimesi merkezdeki lkelerin alaca ekonomik kararlara baml olan lkeler vardr. Dolaysyla ekonomik

ynden A devletine baml B devleti, A devletinin hibir zorlamas olmad durumlarda bile, iinde bulunduu ekonomik bamllk halinden dolay A devletinin isteklerine kendiliinden uyar. (Lukes, 1997: 631). Eitsizlik olarak iktidar durumundaysa toplumdaki kt kaynaklardan yararlanma ve onlar kullanma konusunda gruplarn sahip olduklar kapasite ya da gce odaklanlr. A, Bye gre toplumdaki kaynaklardan ne kadar pay almaktadr (Lukes, 1997: 632). ktidara ilikin bir dier grse iktidarn uzlamaya dayal olduunu savunur. Bu gre gre, toplumdaki farkl kesimlerin karlar arasnda atma olsa bile bir sosyal kesimin ya da toplumsal aktrn kazanc dier tarafn kazancna engel olmaz, toplumdaki tm kesimler herhangi bir durumdan kazanl kabilirler. Toplumda, toplumsal norm ve deerler etrafnda bir konsenss olutuu iin toplumun temeli atmaya deil uzlamaya dayanr. Thomas Hobbes gibi bir iki istisna dnda liberal dnrler bu tip bir toplum ve iktidar anlayndan yanadrlar (Lukes, 1997: 630). Liberal dnrlere gre, sosyal alanda g tek bir merkezde toplanmam, geni kesimlerce paylalmtr. ktidar pek ok kaynaktan topluma yaylm ve paraldr. Bir baka deyile iktidar pek ok paraya blnmtr. Liberaller, bylelikle modern toplumda devlet ve sivil toplum arasnda ayrlk ve denge olduunu vurgularlar. Toplumda etkili olan ok sayda bask grubu vardr ve bu gruplarn hibirisi demokratik yaam zerinde veya toplumu ekillendirmede tek bana etki sahibi deildir. karlar arasnda atma olan bu gruplarn mcadelesinin bir sonucu olarak devletin toplum zerindeki etkisi snrldr (Pierson, 2000: 115d). Liberallere gre, insanlarn haklarn korumakla ykml olan ve sosyal szlemenin neticesinde kurulmu devlet, tarafsz bir hakemdir. Bu nedenle, devlet dar bir zmrenin karlarn deil, tm toplumun karn koruyan bir organdr. Bir birey veya grup, dier birey ve gruplarn haklarn ortadan kaldrmaya ynelik giriimlerde bulunursa ya da yapt anlamalarn artlarna uymazsa, tarafsz bir hakem olan devlet iktidar tarafndan cezalandrlrlar (Heywood, 2007: 50). Toparlayacak olursak liberal, uzlaya dayal toplum grn savunanlar, iktidarn ademi merkezi bir ekilde topluma yayldna ve toplumun bireyler tarafndan paylalan deerler nedeniyle bir arada durduuna inanrlar. ktidarn atmaya m yoksa uzlamaya m dayal olduu sorusu iktidarn hangi biimlere brnd ve hangi unsurlar ierdii sorusuyla da balantldr. Norberto Bobbioya gre, iktidarn belli bal biimi vardr; ekonomik, ideolojik ve siyasi iktidar.

Ekonomik iktidar, ender bulunan baz mallarn ya da fazlaca bulunmasna ramen belli kesimlerin elinde younlam mallara sahip kiilerin veya gruplarn bunlara sahip olmayanlara istedikleri davranlar yaptrabilme gcyle balantldr. deolojik iktidar, toplumda otoriteye sahip baz kiilerin, gelitirdikleri dnceleri dier bireylere kabul ettirebilmeleriyle ve onlar istedikleri davranlara ynlendirebilmeleriyle balantldr. Siyasal iktidar ise, fiziksel iddet aralarna sahip olanlarn toplumdaki hakimiyetleriyle ilikilidir (Bobbio, 1983den aktaran Poggi, 2007: 4d). Siyasal iktidarn en temel nitelikleri arasnda fiziksel zorlama tehdidini (iddet) saymak ilk bakta artcdr. Oysa Gianfranco Poggiye gre fiziksel zorlama tehdidi siyasal iktidarn asli unsurudur. Fiziksel zora bavurma tehdidinin, modern dnemde keyfiyete deil yasalara tabi olduunu akldan karmamak gerekir. Devletin, vatandalarnn haklarn gvence altna almak iin kard yasalara uyulmad durumlarda bu yasalara uymayan kiiler zerinde zor kullanma yetkisi vardr. Bu yetki tutuklamadan, hapsetmeye, para cezasna kadar geni bir yelpazeyi kapsar (Poggi, 2007: 5vd). Siyasal iktidar ile ilgili bir dier nemli mesele bu iktidarn snrlarnn ne olmas gerektiidir. Siyasal iktidar acaba insan yaamnn hangi ynlerine mdahale etmelidir, bu mdahalelerin snr nedir gibi sorularn yantlanmas gerekmektedir. Bir baka deyile, siyasal iktidarn kapsam ne olmaldr? Siyasal iktidarn toplum yaamnn hangi alanlarna mdahale etmesi gerektii sorusunun yant yer ve zamana gre deiiklik gstermitir. Modern ncesi dnemde siyasal iktidar insanlarn dini inanlarna bile karma hakkna sahipti. Bugn ise bu durumu savunanlarn says son derece azdr. Modern iktidar daha ok kamusal meselelere odaklanmakta, din ve vicdanla ilgili konular, sadece din ve vicdan hrriyetleri ihlal edildiinde siyasal iktidarn alann ilgilendirmektedir. Siyasal iktidara ynelik modern yaklam, siyasal iktidarn amalarna snr konulmas gereklilii zerinde nemle durur. Wilhelm Humbolt siyasal iktidarn eylemlerine snr konulmas gerektiini belirtir. Ona gre, bu snr, siyasal iktidar olan devletin vatandalarnn can ve mal gvenliini korumak dnda, topluma herhangi bir mdahalede bulunmamasdr (Poggi, 2007: 19d). Siyasal iktidarn ekonomiye ne oranda mdahale etmesi gerektii sorusunun da yantlanmas gerekir. Bu soruya liberaller ile Marksistler farkl yantlar verirler. Liberaller iin, devlet herhangi bir ekilde, retim faaliyetine katlmamal, kamu kurulular araclyla mal retmemelidir. Marksistler ise piyasa mekanizmalarnn eitsizliklere neden olduunu belirterek, devletin ekonomiye aktif katlmn savunurlar (Heywood, 2007: 145). 5

Siyasal iktidarla ilgili bir dier mesele siyasal iktidarn meruiyetinin nereden kaynaklanddr. Meruiyet kavramna ynelik ada zmlemeler Max Weberin meruiyetle ilgili analizlerinin etkisini tamaktadr. Ona gre meruiyet, toplumda tabi konumda bulunanlarn, otoriteye sahip olduklarn iddia eden egemen glere, hangi isel gerekelerle itaat ettikleri meselesidir (Weber, 1987: 80). Weber iin, egemenliin temel merulatrc tipi vardr;
Birincisi, ezeli gemiin otoritesi, yani hatrlanamayacak kadar eski uyma ve kabul etme alkanlklarnn kutsallatrd greneklerdir. Bu, patriyarkn [aile reisi olan babann] ve patrimonyal prensin sahip olduu geleneksel otoritedir. kincisi, olaanst ve tanr vergisi kiiliin (karizma) otoritesi, yani bir kiiye duyulan mutlak ballk ve gvene, onun kahramanlna ya da baka niteliklerine inanmaya dayanan otoritedir. Bu, karizmatik otoritedir. Peygamberlerin otoritesi ve siyaset alannda seimle baa gelen komutann, plebisiter yneticinin, byk demagogun ya da siyasal parti liderinin otoritesi byledir. Sonuncusu, yasalara dayanan egemenliktir. Yasalarn geerliliine ve rasyonel kurallara dayanan ilevsel yetkiye inanmaya baldr. Yasalarca konulmu devlerin yerine getirilmesinde itaat esastr. Bu, ada devlet memurunun ve bu bakmdan ona benzeyen tm siyasal g sahiplerinin sahip olduu egemenliktir (Weber, 1987: 81).

Weberin meruiyetle ilgili grleri, sosyolojik yaklamnn genel izgileriyle uyumludur. Ona gre modern yaam, artan aklclama dzeyiyle tanmlanr. Dolaysyla modern dnemde, meruiyetin, yasalardan ve akldan kaynaklanmas, artan rasyonellemenin doal bir sonucudur. Weber, insanlarn davranlarna yn veren drt eylem biimi olduunu dnmektedir; duygusal eylem, geleneksel eylem, deer rasyonel eylem ve arasal rasyonel eylem. Bu eylem tiplerinden modern yaamda en fazla n plana kan, arasal rasyonel eylemdir. Amasal rasyonel eylem ile otoritenin eylemlerinin meruiyetini salayan yasal ussal meruiyet arasnda yakn bir iliki vardr. Modern yaamda davranlarmza arasal rasyonel eylem yn vermekte ve otoriteler eylemlerini yasalara ve kararlarn aklclna dayanarak merulatrmaktadrlar. Yine ayn ekilde insanlar da, otoritelerin emir ve kararlarna, yasalara ve akln gsterdii ilkelere uygun olduklar iin riayet ederler. Buradan modern yaamdaki iktidarn ve iktidar ilikilerinin geleneksel toplumla kyaslanamayacak llerde kiisellikten uzak hale geldii sonucunu kartabiliriz. 6

Modern dnemdeki iktidarn belli bal baz nitelikleri vardr. ktidar ilikileri giderek gayri ahsi hale gelmektedir. ktidarn zellii olan karar verme yetkisi belirli ahslara deil, o ahslar da aan makamlara ve yerine getirdikleri ilevlere baldr. ktidarn gayr ahsilemesi iktidarn resmilemesiyle de balantldr. ktidar uygulamalar artk kanunlara, tzklere ve ynetmeliklere baldr. Modern iktidar ilikilerinin bir dier nitelii giderek toplumla btnlemesidir. ktidar toplumsal yapdan destek grrken, ayn zamanda, bu yap zerinde etkide bulunur, ona nfuz eder (Popitz, 1986: 38den aktaran Poggi, 2007: 24d). eitli siyasal doktrinlerin otorite konusuna yaklamlarn incelersek, anarist dnce sistemi dndaki siyasal doktrinlerin az ya da ok, u veya bu nedenle otoritenin gerekliliine inandklarn syleyebiliriz. Yine de, siyasal dnceler alannda, otoriteye ynelik, olduka farkl teorik yaklamlar bulunduunu grebiliriz. Liberaller otoritenin ynetilenlerin rzasna bal olarak, toplumun tabanndaki glerin oulculuundan kaynaklandn dnrler. Otoriteye yasalar erevesinde kald ve temel hak ve hrriyetlere zarar vermedii mddete olumlu bakarlar. Snrl bir devlet otoritesinden yana tavr alrlar. Muhafazakarlar otoritenin kadim geleneklerden ve denenmi usullerden kaynakland mddete olumlu ve bilgelii arttrc bir zaruret olduunu dnrler. Otorite ball ve sosyal uyumu glendirdii iin de gereklidir. Faistler iin otorite, yetenekli, karizmatik ahslarn kiiliinden kaynaklanr. Bu kiilerin otoritesi sorgusuz sualsiz kabul grr ve emirleri mutlaka uygulanmas gereken eyler olarak telakki edilir. Sosyalistler iin otorite, bask ve ekonomik eitsizlikle eanlamldr ve ayrcalkl konumda olanlara avantaj salamaya yarar. Bununla birlikte, sosyalistler, ekonomik eitsizlikleri ortadan kaldrmakta kullanlacak, kolektif kurumlarn otoritesini kabul etmeye hazrdrlar. Anaristler otoriteyi, zorlama ve yamayla bir tutarlar ve her ne sebeple olursa olsun, btn otorite biimlerini ortadan kaldrmay amalarlar. Otoriteyle ak bask arasnda bir fark grmedikleri iin, otoriteyi denetleyebilecei dnlen kurumsal biimleri de basknn sinsilemi bir versiyonu olarak grrler (Heywood, 2007: 271). Foucault ise, daha sonra greceimiz gibi, anaristlerden ve sosyalistlerden fakl olarak, iktidar ile otoriteyi, bask ve zorlamayla zdeletiren bak asna kar kmaktadr. Ona gre, iktidar, bir dizi kurum araclyla bireylerin itaatkar bedenlere dntrlmesine dayaldr ve bireyler zerinde, incelikli biimlerde etkisini gsteren bir mekanizma olarak kavranmaldr. 7

B. Sosyolojik Adan Devletin Unsurlar ve Tarihsel Geliimi Devletin tanmlanmas kolay deildir. Bu nedenle devleti tanmlama abalar daha ok devletin niteliklerinin tanmlanmas zerinden gerekletirilmektedir. Christopher Piersona gre, devletin niteliklerinin neler olduu konusunda en yararl balang noktas Max Weberin devlet hakkndaki grleridir. (Pierson, 2000: 22). Webere gre devlet, stlendii ilevlerle ya da sahip olduu ereklerle tanmlanamaz. Tam tersine devlet, sahip olduu ayrt edici niteliklere gre tanmlanmaldr. Devletin dier iktidar biimlerine gre temel fark iddet aralar zerinde sahip olduu tekeldir. Dolaysyla devlet g kullanmnn meru snrlarn belirleyen yegane siyasal organdr (Weber, 1987: 79d). Christopher Pierson, devleti dier siyasal iktidar biimlerinden ayran belli bal unsurlar u ekilde sralamaktadr; iddet aralar zerindeki yasal tekel, toprak, egemenlik, anayasallk, kiisel olmayan iktidar, kamu brokrasisi, yetki/meruiyet, yurttalk ve vergilendirme (Pierson, 2000: 24). Devletin iddet aralar zerinde sahip olduklar tekelin deerlendirmesi grndnden daha karmaktr. Her eyden nce Nazi Almanyas veya Stalinin Sovyet Rusyasnn bile vatandalar zerindeki egemenliklerini sadece iddete dayanarak kurmadklarn hatrda tutmak gerekir. Ayrca devletlerin fiziksel zora bavurmalar derecesinde nemli farkllklar vardr. skandinav lkeleri gibi baz lkelerde ynetimler hemen hemen hi fiziksel zora bavurmazlarken, in veya ran gibi yar otoriter rejimlerde fiziksel zorlamann vatandalar zerindeki etkisi totaliter devletlerin dzeyine yaklar. Ayrca devletin iddet aralar zerindeki tekeli ifadesinin de biraz daha fazla aklamaya ihtiyac vardr. Weber, iddet aralar zerindeki tekelden bahsederken, bir devletin iinde iddet uygulama iznine sahip olabilenlerin, bunu devletin izniyle ve onun msaade ettii snrlar iinde gerekletirebileceklerini kastetmektedir. ABDde silah edinme hakk anayasada belirtilmi bir haktr. Devletin iddet aralar zerindeki tekeli siyasal merkezilemenin bir sonucudur. Feodalizm gibi ok sayda iktidar kaynann mevcut olduu siyasal yaplarda, hemen her grubun elinde ok sayda silah vard ve bunlar birbirlerine kar kullanmaktan ekinmiyorlard. Merkezi devlet biimi olan mutlakyetin ortaya kyla birlikte iddet aralarna sahip olma, devletlerin ayrcal haline geldi. Gnmzde Bat lkelerinde adam ldrme, yaralama ve tecavz gibi dorudan cana kast tehdidinin bulunduu sularda yaanan artlara ramen, modern insan, modern ncesi ada yaayan atalarna oranla ok daha dk bir iddet tehdidiyle yaamaktadr. 8

Emperyalizm gibi kan ve iddetin arlkl yer tuttuu olgulara odaklanan Marksist analiz bile iilerin iverenlerine itaat etmelerini salayann iddet uygulama tehdidi olmadn vurgulamlardr. ilerin iverenlerine itaati, fiziksel iddete maruz kalma tehdidinden deil, ekonomik zorunluluklardan kaynaklanyordu (Pierson, 2000: 25vd). Devletlerin sabit bir topraa sahip olduklar gerei gnmzde aikardr. Ancak tarihin uzun bir dnemi boyunca hakim devlet biimi olan imparatorluklarn snrlar ou zaman aka belirlenmi olmaktan uzakt. Gnmzde devletlerin genellikle sabit bir topraklar vardr. Bununla birlikte, modern devletler tek balarna varolmadklar iin aralarnda, bir toprak paras zerinde hak iddiasndan kaynaklanan atma olasl her zaman mevcuttur. Dolaysyla gnmzde bir devletler sistemi iinde yaadmz gereini akldan karmamalyz. Modern devleti daha nceki devlet biimlerinden ayran en nemli niteliklerinden biri, topraklarnn btn zerinde sahip bulunduklar gl kontroldr. Modern ncesi devletlerde siyasal merkezden uzaklatka devletin topraklar zerinde hakimiyet kurmalar zorlard. Gnmz devleti ulus devlet ilkesine sahiptir. Oysa modern ncesi imparatorluk devletlerinde ok sayda millet bir arada yaamaya zorlanyordu (Pierson, 2000: 30vd). En temel anlamyla, devletin egemenlii, devletin snrlar ierisinde yaayan hi kimsenin egemen devletin iradesini reddedememesidir. Modern egemenlik anlay, egemenliin, devleti ynetenlere ya da bir hkmdara deil, yurttalara ait olmas gerektii dncesidir. Bir baka deyile modern egemenlik halk egemenliidir. Halk egemenlii fikrinden kuvvetler ayrl ilkesi doar. Egemenlik, halkn egemenliidir dolaysyla, modern devlette egemenlik yasama, yrtme ve yarg arasnda blnmtr. Bu sayede hibir g odann tek bana topluma hakim olmamas amalanmtr. Son olarak, modern devletin egemenliinin, ynetim tekniklerindeki gelimeler neticesinde, tarihte hi olmad kadar topluma nfuz edebildii gereini belirtmek gerekir. Modern ncesi devletlerde, idari aygtlar, toplumun tamamna etki edemeyecek kadar zayft. Buna mukabil, gelien kayt tutma teknikleri, datalarn ilenmesini kolaylatran teknik yenilikler, modern devletin gcnn artmasna ve vatandalarnn yaamlar hakknda daha ok bilgi edinebilmelerine neden olmutur (Pierson, 2000: 33vd). Pek ok modern devletin, temel siyasi organlarnn niteliini, ileyi ve yetkilerini dzenleyen ve vatandalarnn temel hak ve hrriyetlerini belirleyen bir belgesi vardr. Anayasa ad verilen bu belge, toplumdaki dier tm yasalarn uymas gereken ilkeleri de belirler (Pierson, 2000: 38d).

Anayasann mevcudiyeti, egemenliin halkta olmas ilkesinin doal bir sonucu olduu gibi, ayn zamanda, hukukun stnl anlayyla yani kiisel olamayan iktidar dncesiyle de balantldr. Modern ncesi devletlerde iktidar ounlukla kiilerin bazen belirli gruplarn elindeydi. Dolaysyla yasalar yneticinin keyfi iradesini snrlandrmaktan ziyade, bu iradeye gre ekilleniyordu. Modern devlette ise, ynetim ve yasalar kiilerin znel iradesinin deil kamusal ve zel hukukun sonucudur. zellikle kta Avrupas hukuk gelenei, hukuku, devlet faaliyetlerini dzenleyen kamu hukuku ile zel kiiler arasndaki ilikileri dzenleyen zel hukuk olmak zere birbiriyle balantl iki alana bler (Pierson, 2000: 40d). Webere gre brokrasi modern devletin asli unsurlar arasndadr. Brokrasi in gibi lkelerde eski zamanlardan beri mevcuttu ancak Webere gre modern brokrasinin bu brokrasilere gre iki temel fark vard. Modern brokrasi, parasallaan piyasa ekonomisinin ve Bat toplumlarndaki aklclama srecinin neticesinde gelien ok daha ince tekniklerin bir sonucudur. Ona gre, brokratik idarenin kendine zg baz karakteristikleri vardr. Brokratik idare, belirli kurallara, prosedrlere ve kendi iinde ileyen bir hiyerariye sahiptir. Brokraside, herkesin yetki ve sorumluluklar aka belirlenmitir. Brokratik grevlere gelebilmek snavlara tabidir ve uzmanla dayaldr. Brokratik ynetim, yazl belgelere ve genel kurallarn zel durumlara nesnel bir ekilde uygulanmasna baldr. Kamu grevlisi kiisel bir grevin deil, bir kamu grevinin uygulaycsdr (Weber, 1987: 192vd). Modern devletin otoritesi, toplumun gznde sahip olduu meruiyete baldr. Modern devletin meruiyeti Weberin tanmlamasyla rasyonel-aklc otoriteye dayaldr. Meruiyet meselesine daha nce de deindiimiz iin burada yeniden detaylandrmyoruz. Burada daha ok insanlarn otorite karsnda uyumlu olmay neden setii sorusu zerinde durmak daha nemlidir. David Helde gre, devletin talimatlarna uymamzn pek ok nedeni vardr. Emirleri yerine getirmekten veya zor kullanmna maruz kalmaktan baka bir seenee sahip deilizdir. zerinde dnmeden alkanlklarmz veya gelenekler gerei itaat ederiz. Talimatlarn yle ya da byle olmasna aldrmadmz bir apati durumuna debiliriz. Emirlerden holanmadmz halde baka bir seenei dnemediimizden itaat edebiliriz. Mevcut durumdan holanmasak bile, emirlere uyarz nk uzun vadede bundan yarar salayabileceimizi dnrz. Bir topluluun yesi olarak, talimatlarn iinde bulunduumuz topluluk iin ve dolaysyla kendimiz iin en uygun seenek olduunu dnebiliriz. Son olarak, talimatlarn, yaamn devam iin en ideal koul olduunu dndmz iin itaat ederiz (Held, 1989: 101den aktaran Pierson, 2000: 49d). 10

Modern devlette kiiler devlete bir tebaa olarak deil bir vatanda olarak baldrlar. Vatandalk, bireylere kamu nnde, eit haklar, grevler ve sorumluluklar tanyan yasal bir statdr. Yurttalk her yerde, her zaman ve koulda geerli insan haklarndan farkl olarak doum yerine, ana babann yurttalna gre sahip olunan bir stat olduundan evrensel bir kategori deildir. Vatandalk konusunda, vatandalk haklarndan kadnlarn uzun zaman boyunca hemen hi yararlanmadklarn dnen ve bu eitsizliin eskisi kadar olmasa da halen varln srdrdn iddia eden gl bir feminist eletirinin varlndan da bahsetmek gerekir (Pierson, 2000: 52vd). Vergilendirme, modern devletin asli niteliklerinden biri olmasna ramen, vergilendirmenin bu zellii siyasal kuramda biraz gz ard edilmitir. Bunun nedeni siyasal iktidarn neredeyse tarihin bandan beri vergi toplamakta oluudur. Ancak dikkatle incelendiinde, vergilendirmenin, modern devletin ortaya kyla birlikte, tarih boyunca olduundan olduka farkl boyutlar kazanmtr. Modern ncesi dnemler olan, antik ada ve feodalitenin hakim siyasi rejim olduu ortaada, kilise cemaatinin verdii vergiler gibi gnll vergilendirmeler mevcuttu. Ancak bunlar istisna idi. Bu dnemlerde vergilendirme, daha ok, talan, yama ya da fatihin hakk gibi zora dayal bir el koyma eklinde toplanrd. Srekli vergiler ise ou zaman stoklama gibi nedenlerle olduka az miktarlarda toplanabiliyordu. Modern devletin gelimesiyle birlikte, vergilendirme, srekli, rasyonel, yasal ve brokratik bir nitelik kazanmtr. Modern vergi rejimi ile modern devlet arasndaki balant, tarihsel srecin istenmeyen bir sonucu olarak ortaya kmtr. Feodalitenin ortaya kyla birlikte merkezi otoritelerin etkinlii azalmt. Ancak feodalitenin etkisini kaybetmesiyle, merkezi devletlerin glenmesi ve yeni merkezi devletlerin kurulmas iin mcadelelerin younlamas neticesinde Avrupada srekli bir sava hali yaanmaya balad. Toplar gibi yeni silahlarn ortaya kmasna ilaveten, gemilerin ebatlarnn bymesi neticesinde gemi yapmnn daha masrafl hale gelmesi, devlet kurucusu olmak isteyenlerin savaa harcamalar gereken meblalar bytt. Bu nedenle devletlerin ynetiminde yer alanlar, savan kazanlmasndan sonra elde edilecek ganimetlere gvenmenin tesinde, srekli vergiler toplamann daha aklc olduunu fark ettiler. Son olarak, modern devletin, 20.yzylla birlikte artan sosyal sorumluluklar da, modern vergi sisteminin kurulmasnda nemli olmutur (Pierson, 2000: 56vd). Daha sonra greceimiz gibi modern devletin kurulmas srecinde daha fazla ekonomik kaynaklara sahip olma ihtiyac ve bu kaynaklarn aklc bir ekilde kullanlmas zorunluluu Foucaultnun ynetimsellik adn verdii bir dizi srecin domasna neden olmutur. 11

Modern devletin niteliklerini incelerken modern ncesi devletlerle olan baz farkllklarna ksaca deinmitik. Ancak modern devletin, hangi koullarda, hangi tarihsel olay ve srelerin sonucunda ortaya ktn anlayabilmek iin, modern devletin dnda hangi devlet tiplerinin tarih boyunca varolduunu ve bunlarn niteliklerini daha yakndan incelemek gerekmektedir. Tarih boyunca be devlet tipi grlmtr. Hara almaya dayal klasik imparatorluklar, merkezi otoritenin ok zayf olduu feodalite dnemi devletleri, eitli zmreler arasndaki hiyerariye dayal zmreler sistemi, merkezilemenin st dzeyde olduu mutlakyeti devletler, gnmzde yaygn olan ulus devletler. Bat Avrupada, hara alan imparatorluklar M.S 7.yzyla kadar varlklarn srdrebilmilerdir. Daha sonra artan feodalitenin etkisiyle bu imparatorluklar tarih sahnesinden silinmilerdir (Pierson, 2000: 70d). Merkezi otoritenin zayflyla karakterize olan feodal devletler sistemi 7.yzyl sonlarndan takriben 14.yzyln sonlarna kadar varln srdrmtr. 14.yzylla 16.yzyl arasndaki ksa dnemde hakim olan zmreler sistemi feodalitenin kyle mutlakyeti devletin oluumu arasndaki ara kesitte varln srdrmtr. Zmreler sistemi, genel olarak Ortaan sonlarndan itibaren canlanan ticari ilikilerin gerekliliklerine, feodalitenin dar, snrl alanlar zerinde hakimiyete ve efendi ile vassallar arasndaki bamllk ilikilerine dayal yapsnn cevap verememesi zerine olumutur. Feodalitede kiisel iktidar balar arlktayken, zmreler sisteminde, kendi ortak ticari karlarn savunmak iin biraya toplanan, ehirli esnaf, zanaatkar ve tccarlarn bamsz kent devletlerindeki hakimiyeti sz konusudur. Zmreler sistemini Gianfranco Poggiden baka hibir siyaset bilimci bir devlet biimi olarak kabul etmemitir. Ancak mutlakyeti devlete gei srecinde bir ara aama olarak ve artan merkezilemenin ilk ortadan kaldrd siyasal ynetim biimi olarak grldnde zmreler sisteminin analitik dzeyde de olsa ilevsel olduunu belirtmek gerekir (Pierson, 2000: 72vd). 16.yzyln ortalarndan hemen hemen 19.yzyln ortalarna kadar hakim olan mutlakyeti devletin zelliklerini ilk bakta belirlemek olduka zordur. nk Bat Avrupadaki mutlakyet ile Dou Avrupadaki mutlakyet arasnda derin farkllklar olduu gibi, Bat Avrupa mutlakyetinin iki ana biimi olan, Fransz ile ngiliz mutlakyeti arasnda da nemli farklar bulunmaktadr. Bununla birlikte, mutlakyeti devletin az ok tutarl bir zellikler demeti barndrdn syleyebiliriz.

12

Her eyden nce mutlakyet, feodaliteye zt olarak artan merkezileme ile tanmlanr. Yerel otoriteler arasnda feodalitede olaan olan srekli atma hali merkezi devletin snrlar ierisinde hemen hi grlmez olmutur. Bunun tek nemli istisnas vergilendirmeye kar grlen kyl isyanlardr. Mutlakyetle birlikte atma ve sava hali younlukla devletler aras alana kayd iin modern anlamda diplomasinin mutlakyetin sonucunda ortaya ktn syleyebiliriz. Dolaysyla modern anlamda devletler aras sistemin kuruluu da mutlakyetin etkileri arasndadr. Mutlakyeti devletin tarih sahnesinde oynad en nemli rol, modern devletin pek ok niteliinin bu devlet biimi iinde kurumsallamasdr. Mutlakyet be nemli kurumsal dnme sebep olmutur. Bunlar: srekli bir ordu (donanma), merkezi brokrasi, sistematik vergilendirme, yurtdnda daimi eliliklerin kurulmasna dayal diplomatik hizmetler, ticari ve ekonomik kalknmay tevik edecek devlet politikalar. Bununla birlikte, mutlakyetin bu nitelikleri ile modern devletin nitelikleri arasnda baz nemli farklar mevcuttur. Merkezi brokrasinin pek ok makam modern devlettekinin aksine alnp satlabiliyor, devredilebiliyor veya miras braklabiliyordu. Dzenli ordular modern ulus devlet ordularnn aksine, hala, byk oranda paral askerlere dayanyordu. Devletler uzun vadeli ekonomik gelime planlarn tevik edici bir rol stleniyorlarsa da, burada ama tarm ve ticareti gelitirmekten ok gl bir ordu vastasyla toprak kazanma gibi merkantalist hedeflerin salanmasna ynelikti (Pierson, 2000: 76vd). Foucault, merkantilizmin bir ynetim felsefesi olarak ortaya kna ve daha sonra da etkisini yitirmesine zel bir nem atfeder. Hem Marksistler hem de Foucault iin modern iktidarn oluum dnemi, feodalitenin sona ermesiyle, mutlakyeti devletlerin merkezi glerinin hakim iktidar yaps haline gelerek kurumsal varlklarn devam ettirdikleri ve takriben 14.yzyln sonlar ile 19.yzyln ortalarna kadar uzanan dnemdir. Bununla birlikte, Foucault, belirli bir merkezden aaya doru topluma egemen olan iktidar anlayn yetersiz grr. Daha sonra deineceimiz gibi Foucault iin, iktidar, merkezsiz ve daha ok aa benzeyen bir yap arz eder. Modern devlet, mutlakyeti devlet dneminde ortaya km baz gelimelerin nihai sonularna vard bir devlet biimidir. Ayn zamanda modern devlet, kendisini dier devlet biimlerinden ayran ve tarihte ilk kez ortaya km olan baz niteliklere de sahiptir. ncelikle modern devlet anlaynn temelinde, devletin, ynetici konumunda olan kiilerin tesinde bir kurumsal varlnn olduunun kabul edilmesi yattn syleyebiliriz. Devlet bakanlar veya hkmetler giderler, gelirler buna karn devletin kurumsal varl baki kalr. ngiltere rneinde olduu gibi, ulusun kraln hanesinin bir uzants olarak 13

grld anlayn tesine geildii mutlakyeti devletler vardr. Ancak Fransa gibi krallarn, devlet ile kendisini zde grd mutlakyeti devletler de vardr. Dolaysyla tam anlamyla kiisellikten uzak ekilde ynetilen devletler ancak modern devletlerdir. Modern devleti mutlakyeti devletten net izgilerle ayran ikinci unsur, birinci unsurla da balantldr. Modern devletin meruiyeti Weberin tanmlad anlamyla yasal-ussal otoritedir. Mutlakyeti devletlerde ise, din gibi geleneksel otorite kaynaklarna ya da srad yeteneklere sahip olduuna inanlan karizmatik kiiliklerin otoritesine bavuruluyordu. Daha net bir ifadeyle, yasal-ussal otorite, gayr ahsi ynetim anlaynn en nemli tamamlaycsdr. Mutlakyeti devlette, yasalarn varolduu ve iktidar snrlayc ilev grd kesindir. ngiltere gibi meruti monarilerde, 13.yzyldan 19.yzyla yaylan bir zaman dilimi ierisinde, parlamentonun ynetimi, kraliyetin elinden ald dorudur. Ancak kraliyetin yine de nemli bir arl vard. En tipik rneini Fransann oluturduu ou mutlakyeti devlette ise, yasalara uygun alnan hukuksal kararlarn krallar tarafndan ihlal edildiine sklkla rastlanrd. Yasalarn snrlaycl ve hkmetlerin yrrllkteki yasalara gre oluturulmas ve bu yasalara gre ilem yapmasna dayal anayasaclk anlaynn kkleri, mutlakyeti devlette bulunsa da, anayasal ynetim asl olarak modern devletin asli bir zelliidir. Buna ilaveten, mutlakyeti devletlerde vatandalk statsne de rastlanmamaktadr (Pierson, 2000: 88vd). Modern devletin en gelikin hali ulus devlet olarak adlandrlan devlet biimidir. Gndelik yaammzda ulus devlet denilince aklmza bayraklar, milli marlar, askeri trenler, ulusal mzeler, pasaportlar, elilikler ve haber bltenlerinde grdmz Birlemi milletlerde temsil edilen siyasi birimler akla gelir (Pierson, 2000: 101). Ulusun ne olduunu veya ulusuluun ne anlama geldiini belirlemek ise sanldndan daha karmaktr. nk yukarda saylan simgeleri tm hayatmz boyunca o kadar ok grmzdr ki bir ulusun paras olmak son derece doal gelir bizlere. Oysa ulus ile ulusuun ne anlama geldii hakknda sosyoloji literatrnde uzun tartmalar yaanmtr. Bu konuda, en basit ve salam tanm ise, Anthony Giddens tarafndan yaplmtr:
Ulusuluk ile asl olarak psikolojik bir olay bireylerin bir politik dzenin yeleri arasndaki toplumsall vurgulayan semboller ve inanlar dizisiyle ilikisinikastediyorumUlus ile hem dahili devlet ve hem de dier devletler tarafndan tepkisel olarak

14

gzetilen, niter bir ynetime konu olan ve aka belirlenmi bir blge ierisinde varolan bir ortakl kastediyorum (Giddens, 2005: 159).

Ulus devlet, belirli bir kara paras zerinde etkili olabilecek bir hareket kabiliyetine sahiptir ve kresel sermaye hareketlerinin sahip olduu akkanla, snr tesi hareket etme kabiliyetine sahip deildir. Dolaysyla, gnmzde bata ekonomi olmak zere yerine getirmek zorunda bulunduu ilevleri yeterince etkili bir ekilde stlenememektedir. Bununla birlikte, ulusal devletler, evrelerindeki dier ulus devletlerle birlikte, eitli blgesel birlikler kurarak g birliine gitmekte ve bu sayede konumlarn kresel sermaye aklar karsnda salamlatrmaya almaktadrlar (Pierson, 2002: 302vd). Belli bal ideolojilerin devlet konusundaki grlerine de ksaca deinelim. Liberaller iin devlet, toplumdaki eitli kar gruplar arasndaki atmalar karsnda tarafsz bir hakem rol oynamaldr. Liberaller iin devlet zorunlu bir ktlktr. Bu nedenle ou liberal minimal devletten yanadr. Muhafazakarlar devleti toplumdaki sosyal dengeyi salayan, kaos ve anari ihtimalini ortadan kaldran bir kurum olarak deerlendirirler. Muhafazakarlar gl devlete nem verirler. Bununla birlikte devletin toplumsal yaama ar mdahalesinden de kayg duyarlar. Muhafazakarlar iin devlet iktidar devlet ile toplum arasndaki arac kurumlar ortadan kaldrc bir nitelik kazanmamaldr. zellikle yeni muhafazakarlar brokratik ilemlerin ekonomik baary azaltt gerekesiyle devletin topluma ve ekonomiye mdahale etmesini onaylamazlar. Bu adan onlar liberallerle ayn saftadrlar. Aralarndaki fark yeni muhafazakarlarn krtajn engellenmesi gibi konularda devletin devreye girmesi gerektiini savunmalardr. Marksizmin de bir paras olduu sosyalist gelenek devlete olan yaklam asndan birbiriyle uzlatrlmas zor kanatlara ayrlmlardr. Marksistler devleti snf karlarnn yansmas olarak grrler. Ancak devletin sosyalist amalar iin bir ara olmas gerektiini de savunurlar. zellikle sosyal demokratlar gibi daha lml sosyalist akmlar devleti ortak faydann somutlamas olarak grrler. Anaristler devleti gerekli olmayan bir ktlk olarak grrler ve devlet kurumunun ortadan kaldrlmasn savunurlar. Anaristlerin gznde, ayrcalkl gruplarn basksyla devletin basks arasnda herhangi bir fark yoktur. Bu nedenle tm devletler eit derecede kt ve baskcdrlar. Feministlerin gznde devlet, cinsel ayrmcla dayal, erkek egemen patriarkal dzenin devamn salayan, kadnlar siyasal yaamdan dlamaya yarayan bir kurumdur.

15

Bununla birlikte liberal feministlerin gznde devlet kadn haklarnn gelitirilmesine ynelik reformlarn gerekletirilmesinde kullanlabilir. Faistler totalitarizmi savunurlar. Bu nedenle devleti bireysel varln zerinde hakimiyet kurmakta, bireyi ulusa ya da rka tam manasyla tabi klmakta kullanlabilecek bir ara olarak grrler. talyan faizminde devlet ulusal topluluun somutlamasdr. Nasyonal sosyalistler ise rk kavramna nem verdiklerinden, devleti rkn cisimlemi hali olarak grrler (Heywood, 2007: 238). C. Modernliin Tanm ve Nitelikleri Modernliin ne anlama geldiine dair ileri srlen dnceleri incelemeden evvel modern kelimesinin ne anlama geldiini ve modern szcnn tarihte ilk kez ne zaman, hangi vesileyle kullanldndan sz edeceiz. En bata modern kelimesinin etimolojisine baktmzda:
Mododan (son zamanlar, tam imdi) gelen modernus, hodiernus (hodieden, bugn) modelinden hareketle Latincede yaratlm bir szcktr. lk olarak sadan sonra beinci yzyln sonunda antiquusun kart anlamls olarak kullanld. Daha sonralar, bilhassa onuncu yzyldan sonra modernitas (modern zamanlar) ve moderni (bugnn insanlar) terimleri de yaygnlk kazand (Kumar, 1999: 88).

Grld zere modern kelimesi Ortaada icat edilmiti. Modern kelimesi pagan dnyayla Hristiyan dnyas arasndaki zamansal farkll belirtmek iin kullanlyordu. Antiquus, antik kelimesi ile modern kelimesi arasnda kurulan kartlk bu olguya iaret etmektedir. Hristiyanlar pagan yaam tarzyla aralarndaki farkn vurgulanmasna byk nem veriyorlard. Bununla birlikte modern kelimesi, o zamanlar gnmzde sahip olduu olumlu anlama sahip deildi. Bu durum, Hristiyanln tarihsel olaylara bak asyla ilikilidir. Aziz Augustinee tarihin bir ba ve sonu vardr. Yeryznde yaam, insann yaratl ve cennetten kovuluunun ardndan balamt. Mesihin yeryzne gelii dnyadaki yaamn merkezi olaydr. Mesihin yeryzne ikinci geliiyle birlikte dnyadaki yaam sona erecektir. Hristiyanlk yeryzndeki yaam dnyevi zevklerle dolu deersiz bir yaam olarak grd iin kmsemitir. Yeryz kenti, Tanr Kentin, Tanrnn gksel krallnn yannda geici bir sre ikamet ettiimiz deersiz bir yerdir. Modernus kavramn icat etmi Ortaa Hristiyan dncesi, yeryzndeki zaman, kk grmekte, Mesihin ikinci geliine kadar

16

gemesi gereken deersiz bir ey olarak nitelendirmekteydi. Bu nedenle, modernitas, sadece Pagan inancndan sonra gelen dnemi anlatmakta kullanlan bir kelimeden fazlas deildi. Modern kelimesi, gnmzde sahip olduu olumlu deerin tam aksine, deersiz olanla, yapmack olanla zdeletiriliyordu. Deiim kk grlyor, yeni olan deersiz olanla bir addediliyordu. Dolaysyla Hristiyan dnrler, Pagan inanlaryla olan farkllklarn ziyadesiyle vurgulamalarna ramen, Antik aa zg dnce biimlerini Hristiyanln erevesinde yorumlanacak deerli bir klavuz olarak gryorlard (Kumar, 1999: 89vd). Standart tarih ders kitaplar modern kelimesine vgnn Rnesans ile baladn yazmaktadr. Fakat bunun Rnesansa ilikin, kabataslak, derinlikten yoksun bir yorum olduu sylenmelidir. Rnesans Hristiyanln dnyevi olan kmsemesine kar bir isyan olarak grld iin, Rnesans dncesinin ve sanatnn antik olan karsnda modern olan tercih ettii dnlmektedir (Kumar, 1999: 94). Bununla birlikte, Rnesans kelimesinin kkeninde yer alan renatio yeniden dou kelimesi, antiquusun modernitasa tercih edildiini gstermez. Rnesans dnrleri iin yeniden dou, Antik an eserlerinin ve bilgeliinin kefedilmesi anlamna gelmektedir. Yoksa halihazrdaki ada, tam imdi de olan vme anlamnda modernitasa Rnesans dnrleri kmsemeyle yaklamlardr. Yeni an otoritesinin meruiyetini Hristiyanlkta ya da modern olan da deil Antik adaki dnce ve sanat biimlerinde aramlardr (Davies, 2006: 511). Modern kelimesinin bugnk olumlu anlamn kazanmas eskilerle modernler arasndaki kavgann sonucudur. Tartmann znde, 17. ve 18.yy.daki sanatsal, felsefi ve bilimsel yaptlarn Yunanllarn ve Romallarn ilk adaki yaptlarna gre ne kadar deerli olduklaryd. Balangta eskinin ve yeninin erdemlerinin karlkl sergilenmesinden ibaret olan kavga, zamanla modernlerin eskilerden zorunlu olarak stn olduunun ispatna dnt. Pascal, Fontenelle gibi yazarlar modern eserlerin ve modernlerin daha stn olduuna inanyorlard. Onlara gre yzyllarn bilgi birikimi neticesinde modernler Antik an yazarlarndan ok daha iyi eserler ortaya koymaktadrlar. Ancak, modern olann eski olan karsndaki stnlnn savunulmasnda bu yazarlar yalnz kalacaklardr. Tarihte ilerlemeden ok yozlamann bulunduuna veya ilerleme salansa bile bunun insanln ahlaki deerlerinin yok olmas ve yozlamas pahasna salanabileceine inanan 17.yzyl tarih felsefecilerinin gznde halihazrda varolan her ey rme ve dejenerasyon neticesinde yok olup gidebilirdi. Bilimsel keiflerin insan yaamn iyiletirebileceine dair yaygnlaan umutlar, monarilerin sarslnn belirtisi gibi grlen Fransz devrimi gibi olaylar, modern zamanlarn (modernitas) gemi zamanlardan daha iyi olduuna ve tam 17

imdide (modo) olann gelecekteki iyi gnlerin habercisi olduuna dair dncenin zafer kazanmasna yol amtr (Kumar, 1999: 97vd). Bu adan baktmzda modern kelimesinin kazand olumlu anlam, ilerleme kavramyla yakndan ilikilidir. Yine bu bak asndan, ilerleme modern olann gemi karsnda elde ettii zaferin ifadesidir. Dolaysyla ilerleme ve modernlik kelimelerinin e anlamda kullanlmas artc deildir. Bu nedenle modernliin anlalabilmesi iin ilerleme dncesinin dnce tarihi boyunca geirdii deiimlere yakndan bakmak elzemdir. Klasik olarak kabul edilen almasnda J.B Bury ilerlemeyi, uygarlk, arzulanan yne doru yrd, yryor ve yryecek inanc olarak tanmlamtr. Robert Bierstedte gre ise ilerleme, hakikate ilikin bir konu olmayp iyimserlikle balantldr. lerleme fikri toplumsal ve kltrel farkllklara dair ilgin noktalar iaret ederken, ayn zamanda evrensellik varsaymnda da bulunur. Ayrca ilerleme fikri insan dnyasnda ilerin nasl yrdne dair ayrntl tarih felsefeleriyle ilikilidir. Bury, ilerlemenin 17.yy da ortaya kan bir kavram olarak, asl ifadesini 18.yy da bulduunu belirler. Tanrnn inayetini ve devresel hareketleri vurgulayan dncelerin ilerlemeyle tezat oluturduunu ifade eder. Devresel hareketler anlay, tarih iinde ezeli ve ebedi olduuna inanlan formlarn srekli zlp, ykselip, alaldn ve tarihin dngsel bir ekilde tekrarladn vurgular. Yunanllar devresel hareketler dncesini doadaki mevsimsel dnleri izleyerek oluturmulardr. Doay doum, byme, k ve lmden meydana gelen biyolojik bir sre olarak grmlerdir. Hristiyanlktaki Tanrnn inayeti anlay, devresel hareketler dncesinin tam ztt ynde tarihte bir balang ve son ngrmtr. Aradaki dnemi ise ruhun gnahlardan kurtulu abas olarak resmetmitir. Ancak Bury tanrnn inayeti anlay ile ilerleme fikrinin temelde birbirlerinden farkl olduunu dnmektedir. Ona gre, tanrnn inayetine dayal tarih anlay, dnyevi olann nnde sonunda yok olacan varsaymaktadr. Oysa modern ilerleme kavram, ilerlemenin mutlaka ortadan kalkaca fikrini benimsemez. lerleme dncesinin niteliine ilikin bu genel giriin ardndan, dnce tarihi boyunca eitli dnce akmlarnn modern ilerleme fikrinin geliimine ne gibi katklarda bulunduu sorusuna yant aramak gerekmektedir. Yunanllar ve Romallar soyut kltr tarihindeki zaman dilimlerini ifade etmek iin, kavramsal kltr dizileri icat etmilerdir. Bunlarn en dikkat ekici rneini eski yunanl tarihi Thukydides vermitir. Erken yunan tarihiyle ilgili ie yarar hibir belgeye rastlayamad iin, eski dnemleri anlamann yolunu, dikkatini yaad zamann barbarlarna ve geri kalm yunan halklarna evirerek bulmutur. Thukydidese gre eskiden 18

korsanlk yaygn olmalyd, zira yaad dnemin geri kalm yunan halklarnda korsanlk son derece yaygnd. Buradan geri kalm Helenlerin hayat tarznn bir zamanlar ortak yaam biimi olduunu karsayan Thukydides, baz yunanllarn neden geri kaldn ise yle aklar; ulusal gelime eitli yerlerde, eitli engellerle karlamtr. Thukydides kendi kltr kuramn Aristonun doayla ilgili dncelerine benzer bir ekilde oluturur. Toplumda ve kltrde ortak bir gizilg vardr, dolaysyla toplum ve kltrn grld her yerde, gelimeye dair bir eilim mevcuttur. Ancak eitli yer ve zamanlarda grlen eitli glkler, bu doal sreci deitirmitir. Dolaysyla ulusal gelimenin eitli aamalarnda yaayan insanlara rastlamak mmkndr. lk Hristiyan yazarlarndan Aziz Augustine, eski yunan dncesiyle tanrnn inayeti anlayn ustaca badatrmtr. ncilde yer alan pek ok olayn tarihsel dkmn yaparak, bu dkme bir anlam ve ama kazandrmtr. Aziz Augustinee gre tarih, dzenli ve amal bir tanr iradesinin sonucu olan bir deime srecidir. Tarihin erei, tanrnn kentinin gereklemesi ve insan trnn seilmi bir blmne iyiliin hakim olmasdr. yilik ve ktlk ilkeleri Ademin tohumlarnda mevcuttur, dolaysyla sonda olacak olan, balangta belirlidir. Augustinein dnceleri son derece derinlikli bir bakn rndr. Aristonun deimenin bir cevher olarak varlklarn iinde varolduu, dolaysyla deimenin dereceli ve srekli olduuna dair grn, ncilde inceledii bir dizi olaya uygun, bir kavramsal ereve araclyla badatrmay baarmtr. Rastlantsal olsun yada olmasn, tm olaylarn gerisinde tanrnn iradesi ve inayeti yatmaktadr (Bock, 1997: 52vd). Onun bu yaklam, modern ilerleme dncesine zg, tarihte bir erek bulunduu ve tarihin izgisel bir ynde ilerledii fikrine olduka yakndr. Ancak Aziz Augustine tarihte bir anlam olduunu sylerken, bunu dnyevi meselelerle ilikilendirmez. Modern ilerleme dncesi insann yeryzndeki refah ve mutluluunun gnden gne artt varsaym zerinde ykselir. Oysa Augustinein gznde:
Ebediyetle karlatrldnda, insan varoluunun zaman nemsizdir, gsterdii deiikliklerin ahlaki veya felsefi bir nemi yoktur Yeryz zaman yalnzca Kutsal Kitabn deitirilemez ve kalc zamannn oluturduu asl zemin zerindeki bir dizi eitlemedir. Zamanlar deiir, ama iman deimez. Bu bak asndan, yeryzne zg gemi, bugn ve gelecek eklindeki ilerleme yanlsatc ve anlamszdr (Kumar, 1999: 92).

19

Modern kelimesinin alglannn geirdii deiimlerden bahsederken deindiimiz, modernler ile eskiler arasndaki ekime, modern ilerleme anlaynn ekillenmesi zerinde de etkili olmutur. Yenilerin (moderni), eskilerden (antiquus) stn olduklarna ynelik iddialar Aydnlanma a dnrlerinin ilerlemeye ilikin fikirlerini oluturmalarna yardmc olmutur. Aydnlanma anda ilerleme dncesi, balangta bilginin gelimesiyle ilgili bir kavram olarak deerlendiriliyor, toplumun ilerleyii sz konusu edilmiyordu. Fakat ksa bir sre sonra insan bilgisinin geliiminin, toplumsal ve kltrel alanlardaki sonularna kafa yorulmaya balanmtr. Francis Bacon bilgi gtr diyerek doay anlayabilirsek, karlarmz dorultusunda doadan yararlanabileceimizi savunarak bu yaklamn ncs olmutur (Bock, 1997: 59vd). Aydnlanma dncesinin yaklamlarn daha sonra ayrntlaryla inceleyeceiz. Ancak ilerleme dncesi balamnda Aydnlanma felsefesinden ksaca sz etmek gerekir. Aydnlanma dncesi, insanlarn akllarn kullanmalarn engelleyen, hurafeler, bo inanlar gibi unsurlarn akln somutlatrd bir dizi ilke dorultusunda ortadan kaldrlmasna dayal yeni bir toplumsal dzenin kurulabilecei fikrini benimsemitir. Akl n plana alan bu anlay, Baconun ncs olduu bilime duyulan gvenle birleerek modern ilerleme kavramnn geliimine katkda bulunmutur (idem, 1997: 14vd). Baz Aydnlanma dnrlerinin ilerleme kavramndan ne anladklarna ve ilerlemeyi hangi kuramsal zemine oturttuklarna da ksaca deinelim. lerlemenin kanlmazln vurgulamaya ynelik ilk nemli giriim Maria-Jean Antoine Nicolas de Condorcet tarafndan yaplmtr. Condorcetin ilerleme kuram, hem insan zihninin tarihi geliimini hem de toplumsal ve kltrel geliimini kapsar. Condorcet, ilerlemenin grnmlerine dair belirgin bir betimlemede bulunur. Akl tutkulara stn gelecek, toplum aklc bir temele oturtulup, srekli gelimenin koullarn oluturmak iin yeniden rgtlenecektir. Bunlarn sonucunda tm uluslar ve toplumlarn tamam iin salkta, eitimde, toplumsal statde eitlik gerekletirilecek gerek zgrlk ortam bu sayede salanacaktr. nsanln zihinsel geliimiyle bireylerin zihinsel geliimi arasnda paralellikler gren Condorcet, gelimeyle ilgili bir ilk biim kurarak, insanln geen baz olaylar rnek alarak, semece ve kurgusal bir tarih yaklam oluturdu. Bu yaklamla Condorcet, olaylar arasnda yapt keyfi dzenlemeyi, tek bir ilerleme izgisi oluturacak ekilde bir topluluun varsaymsal tarihini kurgulam oldu. Uygar/Sivil Toplumun Tarihi adl yaptnda Adam Ferguson, tarihte insanln ilerlemesine dair istisnalarn kesinlikle farkndadr ve ilerlemeyi mutlak bir yasa olarak 20

grmemektedir. Ferguson ilerlemenin nndeki engelleri, toplumda varolan bir hastalk olarak dnmez. Ona gre, k iradi ihmallerden ve ahlak bozukluundan ileri gelmektedir. Ferguson ilerlemeyi engelleyen koullarn aratrlmasnda kullanlacak yntem konusunda son derece aktr. Eski Yunanl ve Romal tarihiler, insan doasn baaryla kavrayarak ilerlemeyi ve gelimeyi salayacak koullar betimlemileridir. Ancak modern tarihiler, bu malzemenin hakkn yeterince verememiler, anlatyla gerek tarihi birbirine kartrmlardr. nsanln erken tarihini kavramak iin Caesar ve Tacitusa bavurmak yeterlidir. Fergusonun hedefi insan zihninin becerebildiklerinin neler olduunu bulmak ve bunu da insanolunun tarihinde aramaktr. Bu amaca uygun olarak Thukydidesin barbarlarn yaamna bakarak, yaad dnemdeki Yunanistann adet ve geleneklerini deerlendirmesi gibi, Caesar ve Tacitus bata olmak zere, eitli tarihi ve gezi yazarlarnn Afrika ve Amerika yerlileri hakknda yazdklarndan yararland. Bu rnekler araclyla uygar/sivil toplumun gelimesine kadarki, vahilik ve uygarlk basamaklarn kurgulad. Bu basamaklarn en tepesinde yer alan uygar/sivil toplum aamasn Ferguson, tarihten ald rnekler araclyla Avrupa toplumlarn temsil edecek ekilde tasarlad. Dier toplumlar Avrupann geldii aamaya ulaabilirlerdi, yeter ki, dier toplumlar gelime ve ilerleme yolunda engellerle karlamasnlar. Zira insan doas temelde aynyd, dolaysyla ilerleme sreci kanlmazd. Kltrel farkllklarn ilerleme kuramn zedelememesinin yolunu Ferguson, gnmzde kltrlerin geliiminde dn alma yada yeniliklerin yaylm olarak adlandrlana benzer bir kuram araclyla bulmutu. Fergusona gre eer uluslar gerekten komularndan bir eyler kapyorlarsa, muhtemelen yalnzca kendilerinin de icat etmeye yakn olduklarn alrlar. Bylece Ferguson, hem ilerlemenin kanlmazln hem de kltrel farkllklarn varln, ayn anda aklamay baardn dnmt. lerleme kuramna bir baka nemli katk da Auguste Comtedan gelmitir. Comte tpk Condorcet ve Ferguson gibi, sradan tarihilerin insanln yaad deneyimleri, mucizelere ve byk adamlarn varlna balayarak yanl yaptklarn savunmutur. Bu tr rastlantlar zerine odaklanlmas Comtea gre, insanolunun toplumsal gelimesini dzenleyen yasalarn kefini engellemiti. Comtea gre tarihsel incelemeler soyut bir anlayla yaplmalyd. Comte tpk Condorcet gibi varsaymsal bir topluluun varsaymsal tarihini kurgulamak iin, kendisinden evvelki almalarn kabul edilebilir olanlarn kullanmtr. Bu bilgilerle Comte, ok 21

bilinen hal yasasn formle etti. Bu yasaya gre her trl bilgi teolojik, metafizik ve pozitif aamalardan geerek ilerliyordu. Tarihte ilerlemeyi engelleyen belirgin ve gl koullarn varl Comteun ilerlemeye duyduu gl inanc sarsmam, hatta daha da glendirmitir. Tarihte ilerlemeyi engelleyen glerin varolmas ona gre, ilerlemenin kanlmazln ispatlyordu. Kltrel farkllklarn varl da Comteu ilerleme fikrinden uzaklatramamt. Comte iin kltrler arasndaki farkllklar, her kltrn kendi doasndan kaynaklanmaktadr. Kltrel farkllklar iklim, rk, siyasal koullar gibi dsal etkenlere ba vurularak deil, rastlantsal yada geici nedenlere dayanlarak aklanmalyd. Comte kendi ilerleme kuramn olutururken, ampirik verileri keyfi olarak kullanm, kendi anlayna uygun malzemelerden yararlanmay semitir. Dolaysyla hal yasas ampirik tarihi verilerden ok, Comteun semeci anlayndan domutu. Comte soyut insan doas hakknda yazlanlar, eletirel bir szgeten geirmeden olduu gibi kabul etmitir. Comtea gre ilerleme, bilgi alannda somut ilerleyiler ve bencilliin yerine zgeciliin hakim olmasyla gerekleecekti (Bock, 1997: 67vd). lerleme kavramnn dnda, modernliin ok eitli niteliklere haiz olduu aktr. Bununla birlikte, modernlik zerine alma yapanlarn ne kard baz hususlar vardr; aklclama, zneleme gibi. Alain Touraine iin, Modernliin tek bir ehresi deil, birbiriyle karlkl konumlanan iki ehresi vardr ve bunlarn arasndaki diyalog modernlii oluturur. O iki ehre de aklclk ve znelemedir (Touraine, 2000: 230). Aklclama ve znelemeye yaplan bu vurgunun altnda Descartesn Dnyorum, demek ki varm nermesi yatmaktadr. Madan Sarupa gre bu nerme, insann niyetlerinin ve amalarnn tek kaynann, yine kendi zgr ve bilinli z varl olduu anlamnda yorumlanmaldr (Sarup, 2004: 115). Marshall Berman modern yaam belirleyen belli bal baz gleri sayar: sanayileme, kentleme, brokratikleme, kitle iletiimi, kapitalist dnya pazar, ulus devletler, kitle hareketleri (Berman, 1999: 28). Bermann modern yaama zg sayd bu unsurlar, modernlikten ziyade modernleme kavramnn atsn olutururlar. Sanayileme, tarm toplumlarndan sanayi toplumlarna geilmesidir. Artan ticarileme neticesinde ekonomik yaamn metalamas sreci, ekonomiyi, toplumsal sistemin siyaset gibi unsurlarndan bamsz, zerk bir ekilde tanmlanabilir ve kavranabilir hale getirmitir. Kapitalizmin ykseliiyle birlikte feodal ekonomik retim tarzndan kapitalist retim biimine ulalmtr. Sosyal ve ekonomik uzmanlamann

22

younlamasyla birlikte toplumsal iblmnn daha ince ve ayrntl hale gelmesi modernlemenin sonularndan biridir. Bilimsel dnce ynteminin hakim olmasyla birlikte, bilimsel bulu ve yntemler, sanayi retimine ve toplumsal yaamn dier alanlarna uygulanmaktadr. Nfusun artmasyla birlikte, nfusun dalmnda nemli deiiklikler yaanmtr. Nfus krsal alanlardan ok kentlerde younlamtr. Demografik deiimler ve kentlerin bymesiyle birlikte modern yaam gayr ahsi ilikiler zerine kurulmutur. Yeni siyasi kurumlarn olumasyla ve yeni meruiyet biimlerinin ortaya kmasyla gelien demokratiklemi siyasal yaam modernlemenin ana gstergelerinden biridir (Pierson, 2000: 65d, Sarup, 2004: 187). Madan Sarupa gre, modernlikle ilikili sosyolojik bak amz Alman sosyal kuramna borluyuz. Bu ekole gre, modernlik ekonomik ve idari aklclama sreleri ile, olgunun deerden, ahlaki olanla kuramsal olann birbirinden ayrlmalarn ieren toplumsal yaamn unsurlarnn birbirinden farkllamasn ierir (Sarup, 2004: 186). Sosyolojinin ayr bir disiplin olarak felsefeden ayrlmas Avrupada eski rejimin (ancient regime) sonunu getiren Sanayi devrimi ile Fransz ihtilalinin sonucudur. Modern dnemden nce sosyoloji, toplum ve tarih felsefelerinin bir parasn oluturuyordu. Dolaysyla sosyolojinin modernliin ortaya kard bir bilim dal olduunu syleyebiliriz. Yeni gelien sosyoloji disiplini, anmaya yz tutan eski rejimin ardndan, toplumsal dzenin ve toplumsal denetimin nasl salanaca, eski toplumsal yap ile yeni gelimekte olan toplumsal yap arasndaki farklarn neler olduu hususunda hararetli tartmalara sahne olmutur. Robert Nisbete gre, bu iki olaya verilen siyasi tepkiler, ayn zamanda, muhafazakarlk, liberalizm ve radikalizm (sosyalizm, Marksizm, anarizm) gibi ideolojilerin ortaya kmasna neden olmutur (Nisbet, 1967den aktaran Stauth, Turner, 2005: 61). Karl Marxdan Talcott Parsonsa kadar srd kabul edilen klasik sosyolojinin (1840lardan 1950lere kadar) anahtar kavramlarnn neredeyse tamam geleneksel toplum ile modern toplum arasndaki farkllklar aklamaya yneliktir (Jenks, 2007: 36vd). GELENEKSEL Henry Maine Herbert Spencer Karl Popper Max Weber Karl Marx STAT MLTAN KABLE DZEN GELENEKSEL - KARZMATK FEODAL MODERN SZLEME ENDSTRYEL AIK DZEN BROKRATK/USSAL KAPTALST

23

Charles Cooley Herman Schmalenbach Georges Gurvitch Emile Durkheim Ferdinand Tnnies Georg Simmel Leonard Hobhouse

ASL GRUP TOPLULUK/FEDERASYON CEMAAT/TOPLULUK MEKANK DAYANIMA TOPLULUK KIRSAL T. TOPLULUK/FEDERASYON

TEKLER/TAL GRUPLAR TOPLUM KTLE ORGANK DAYANIMA TOPLUM KENTSEL TOPLUM

Tablo 1 Jenks, 2007: 38vddan yararlanlarak oluturulmutur. Biz burada tm bu kavramlarn ayrntsna girmeyeceiz. Bununla birlikte, tabloda grlen ve geleneksel toplum ile modern toplum arasndaki farklar aklamakta kullanlan kavramlarn baz ortak nitelikler tadklarn gstermeye alacaz. Bu sayede, modernlii esas alan sosyoloji paradigmas ile postmodern teorinin toplumu anlamaya ynelik bak as arasndaki farklar gstermeyi amalamaktayz Modern toplumu aklamakta kullanlan kavramlarla, geleneksel toplumu aklamakta kullanlan kavramlar arasndaki farklara baktmzda, sosyoloji teorisinin modern ile geleneksel arasnda kkten bir ayrlk olduunu varsaydn grebiliriz. Buna gre modern toplumda, insanlarn, yz yze, samimi ilikilerden ok resmi ilikiler kurduklarn grrz. Birey ile toplum arasndaki ilikide bireye daha fazla arlk verilir. Modern toplum daha rasyonel, merkezi, teknolojinin hakim olduu bir toplumdur. Ksaca, modern toplum ile geleneksel toplum arasndaki belki de en nemli fark, ekonomi, siyaset, kltr gibi toplumsal yaamn nemli grnmlerinin modern toplumda daha merkezi bir iktidar ilikileri sisteminin etkisi altnda gelitiidir. Daha ak bir ifadeyle modern toplum yerelden ziyade merkezi olana nem vermektedir. Bu adan bakldnda, modern toplumda ortaya kan ideolojilerin, zelliklede Marksizmin, byk lekli toplumsal deiim projelerine odaklanrken, yerellii ihmal etmesi olduka anlalrdr. Postmodernizmi savunduu dnlen Foucault gibi kuramclarn modernlie ynelik kukuculuklarnn soyaac modernlik dncesinin iinde kklenmitir. Alman sosyolog Max Weberin dnceleri ile Marksizmi badatrmaya alan Frankfurt Okulu (Eletirel 24

Teori), aklclamann, meta fetiizminin ve eylemenin etkisindeki modernliin ve onun dnsel temelini oluturan Aydnlanma felsefesinin, bilime ve ilerlemeye ynelik gvenini youn bir eletiriye tabi tutarak, postmodern dncenin akla ynelik saldrsnn habercisi olmulardr (Best, Kellner, 1998: 261d). Max Webere (1864-1920) gre, modern a, aklclamada yaanan artla ve kutsaln etkisinin kamu yaamndan dlanarak zel alana itilmesiyle ilikilidir:
amzn yazgsnn zellii, rasyonalizasyon ve entelektelizasyondur. her eyden nce de dnyann bysn kaybetmesidir. Gerekten de mutlak ve en yce deerler kamu yaamndan ekilmiler; ya da mistik yaamn akn (transandantal) alemine ya da kiisel ve dolaysz ilikilerin kardelik dnyasna gitmilerdir (Weber, 1986: 150).

Aklclamann art ve dinin kamu yaamndan ekilmesinin baz sonular vardr. Kutsaln insan yaamndaki merkeziliinin kaybolmas neticesinde, toplumun genelini kuatc, btncl bir deerler sisteminin toplumda hakim olmas imkansz hale gelmitir. Webere gre byle bir durum Tanrlarn savana benzeyecektir (Weber, 1986: 142vd). Dolaysyla ortaya kan bu yeni toplumda, duygu ve dnce olarak birbirine hi benzemeyen ve aralarndaki deer dizgesi farkllklar asla uzlatrlamayabilecek olan pek ok grup mevcut olacaktr. Weberin gznde, bilimin znel deer yarglar arasndaki sava sona erdiremeyecei, bireyi ilgilendiren nihai deer sorunlarna bir yant veremeyecei kesindir. Bununla birlikte, bilimde, deerlere ballk sorunu da vardr. Webere gre bilim adam da eitli deerlere ballk duyduu iin bilimin nyarglardan uzak olup olmad sorusu da nem kazanmaktadr. Bilim adam aratrmasnda metodolojik kurallara uyar, bilim adamnn kard sonular kabul edip etmemiz ise hangi tutumu benimsediimize baldr (Weber, 1986: 138d). Bilimin, deerlerle ilikili olmakla birlikte, deerler arasnda hakemlik yapamayacann anlalmas Webere gre, insan yaamnda anlam kayb gibi sorunlara yol aacaktr. Bilim deer sorunlarn zemediine gre, deerlerle ilgili meseleleri eskiden olduu gibi dinlerin ve kurtarclarn zmesi mantkl gelmektedir. Ancak daha nce de belirttiimiz gibi; modern yaam aklclamann hakimiyeti altndadr ve dinin birletiricilii ortadan kalkmtr (Weber, 1986: 148). Weberin aklclamann sonularna ynelik bu tespitleri, Nietzsche, Tolstoy, Dostoyevski gibi fikir insanlarnn dncelerine ok ey borludur. Weber, dnsel

25

anlamda, Nietzscheye olan borcunu belirtmitir (Weber, 1986: 143). O, gelitirdii dncelerin Tolstoyun modern yaama dair sorduu sorularla uyumlu olduunun altn zellikle izmitir:
Bat kltrnde binlerce yldr sregelen bu bynn bozulmas srecinin ve bilimin bir halka ve itici g olarak bal bulunduu bu genel ilerlemenin salt pratik ve tekniin tesinde de bir anlam var m? Bu sorunun en ilkeli bir biimde soruluunu Leo Tolstoyun yaptlarnda bulabilirsiniz. O, bu soruyu ilgin bir biimde sormutur. Btn dncesi, giderek, lmn anlaml bir olay olup olmad sorusu stnde younlamtr. Yant da, uygar insan iin lmn bir anlam tamad olmutur. Uygar insann bireysel yaam sonsuz bir ilerlemenin iinde yer alr ve kendi isel anlam gerei hi bitmemesi gerekir; nk ilerleme izgisi zerinde yryen kiinin nnde her zaman yeni bir adm vardr (Weber, 1986: 136).

nsan yaamnn ilerlemenin sonsuzluu tarafndan ynlendirilmesi bireyleri tatminsiz hale getirecektir. Modern birey, artk dinsel kurtulu vaadiyle tatmin olamayaca iin tekniin ve ilerlemenin sonularyla tatmin olmas gerekir. Ancak ilerlemenin sonsuzluu, dinin sonsuzluk vaadi gibi lmle tamamlanamayaca iin bireyi nihailik duygusundan yoksun brakacaktr. Bu durum ise, modern insan daha da tatminsiz yapacaktr (Weber, 1986: 136). stne stlk, tekniin ve bilimin hakimiyeti neticesinde, gelien modern toplumdaki temel eylem kalb arasal eylem kalb olacaktr. Bunun neticesinde modern insan kendi yaratcs ve gelitiricisi olduu bilim ve tekniin sonular karsnda bir makinedeki dili veya demir bir kafese hapis olacaktr. Ortaya kacak olan bu kafes, aklclamann neticesinde insan davranlarna egemen olacak arasal rasyonalitenin sonucudur. Eletirel teorinin, modern toplum eletirisine dayanaklk eden arasal rasyonalite eletirisi; Max Weberin, toplumsal eylemin drt tipini birbirinden ayrd yaklamnn etkisini tar. Weber; insanlarn eylemlerine kaynaklk eden, amasal-aklc yada arasal eylem; nihai deerleri hedef alan deersel-aklc eylem; duygulara dayal duygusal eylem; her zaman ayn ekilde tatbik edildii iin yle gerekletirilen geleneksel eylem olmak zere drt eylem kategorisi tespit etmitir. Weberin ilgi oda arasal rasyonel eylem ile deersel-aklc eyleme ynelik olmutur; nk modern dnyann bu iki eylem tipine dayal olduunu dnmektedir:

26

Ama, ara ve ikincil sonularn hepsi rasyonel bir biimde hesaba katlp tartldnda ise eylem arasal bakmdan rasyoneldir (zweckrational). Bu da amaca giden alternatif aralar, amala ikincil sonular arasndaki ilikiyi ve son olarak, olas farkl amalarn greli nemini rasyonel olarak ele almay gerektirir. Eylemin duygulanmsal ya da geleneksel terimlerle belirlenmesi, bu tiple uyumaz. Alternatif ve atan amalar ve sonular arasndaki seim, deer bakmndan rasyonel bir tarzda da belirlenebilir pekala. Bu durumda, eylem sadece aracn seimi asndan arasal bakmdan rasyoneldir. te yandan aktr, alternatif ve atan amalar arasnda bir deerler sistemine ynelik rasyonel bir ynelim asndan bir karar vermek yerine, bunlar sadece verili znel ihtiyalar olarak alarak bilinli olarak deerlendirilen bir nispi aciliyet lei iinde dzenleyebilir. Sonra da eylemini bu lee gre yle bir biimde ynlendirebilir ki bu ihtiyalar, marjinal fayda ilkesinde formle edildii ekilde, mmkn olduunca aciliyet sralarna gre karlanrlar. Nitekim deer bakmndan rasyonel eylem, arasal bakmdan rasyonel eylemle eitli farkl ilikiler kurabilir (Weber, 1968: 25dden aktaran Wallerstein, 2000: 158).

Weberin teknik terminolojisinden uzaklaarak, basite sylemek istersek; arasal rasyonel eylemde, amaca ynelik aralarn seimi birincil nemdedir. Arasal rasyonel eyleme rnek olarak, para kazanmak isteyen bir ticaret adamnn davran verilebilir. Arasal rasyonel eylem; sadece bireysel aktrler tarafndan deil, kolektif aktrler tarafndan da gerekletirilebilir. rnein; devletlerin kendi karlarn azamiletirmek iin uyguladklar g politikas (macht politik). Duygusal rasyonel eylemde ise, toplumsal aktrlerin davranlarna yn veren ana gdlenim dnyay anlamaya ynelik deerlerinden kaynaklanr. rnein; onurunu korumak iin kendisinden daha mahir bir silahorla delloya tutuan adamn davran. Bu kii arasal rasyonaliteyi temel alsayd, onurunu korumaya ynelik deil, hayatta kalmaya ynelik tedbirleri alma yoluna giderdi. Mesela; kendisine yaplan hakareti grmezden gelebilirdi. Weber iin aklclama srecinin olumasnda Hristiyanlktaki blnmeler etkili olmutur. Protestan ilecilii Tanrsal inayetin belirsizlii karsnda dnyevi almay bir ibadet, almann sonunda elde edilen kazanlar ise te dnyaya ve Tanrsal inayetin kazanlmasna ynelik bir birikim sreci eklinde deerlendirmilerdir. ilecilii dnyevi mallarn yeniden yatrma aktarlmas olarak anlayan Protestan Etiki neticesinde:
.Asketizm dnyay yeniden kurmay ve kendi ideallerini dnyada gerekletirmeyi stne aldktan sonra, tarihte daha nce hi grlmedii bir biimde bu dnyann mallar insanlar zerinde artan ve nihayet kanlmaz bir g kazanmtr. Bugn, onun ruhu (asketizmin

27

ruhu) kim bilir, belki de en sonunda- bu kafesten kamtr. (imdi) mekanik temele dayanan muzaffer kapitalizmin artk bu destee ihtiyac yoktur. Gler yzl takipisi aydnlanmann gl rengi de, en sonunda, sanki soluklat ve mesleki dev dncesi, bir zamanlarn dini dnce ieriinin bir hayaleti gibi sinsi sinsi yaammzda geziniyor Hi kimse henz, gelecekte o kafeste kimin yaayacan ve bu devasa geliimin sonunda da tamamen yeni peygamberlerin mi ya da eski dnce ve ideallerin mi gl bir biimde yeniden doacan ya da bu ikisinden hibiri olmayacaksa- bir tr mekaniklemi talama ve bunun yan sra kaslm bir kendini beenmiliin mi geileceini bilmiyor daha. O zaman tabii ki, bu kltr geliimi iindeki son insan iin rahatlkla yle denebilir: Ruh yoksunu uzmanlk insanlar, yrek yoksunu zevk insanlar: Bu hiler, kendi kendilerine, daha nce hi ulalmam bir insanlk dzeyine trmandklarn kurarlar (Weber, 1997: 158d).

Weberin dncelerindeki ana temalardan biri aklclama srecinin sonunda demir bir kafesin kurulacan dnmesidir. Yukarda alntlanan pasajda Weber; ileci idealin kapitalist geliim srecinde oynad olumlu roln giderek geride kalmaya baladn belirtir. Teknik gelimelerin neticesinde, makinenin gayr duygusal egemenlii hakim oldu ve her ey hesaba kitaba, aklc neden sonu ilikilerine indirgendi, aralarla amalar arasnda kurulan arasal akl dncelerimizde arlk kazand. Aklclama sreci sonunda duygu dnyasyla dnce dnyasnn ayrmlamas; modernlii demir bir kafes haline getirmitir. Demir kafes; tekniin hayatmzdaki egemenliini ve teknik dnceye dayal uzmanlamann, srf, ara-ama ilikisini merkeze almas neticesinde, brokratik ve teknokratik dncenin, yaam alanmz smrgeletirdiini anlatmak iin Weberin kulland bir benzetmedir. Weber 19.yy Alman sosyoloji geleneindeki kltr ktmserlii anlaynn etkisinde kald iin, rasyonellemenin kltr ve duygu dnyas zerinde ykc bir etkide bulunacan ve insanlar zel alana ekilmeye sevk ederek yalnzlatracan iddia etmektedir. Ayn mantk yrtme zincirinin devamnda Weber, demir kafes iinde yaayan insanlarn, demir kafesin etkisinden kurtulmak iin tutum benimseyebileceklerini dnmektedir. lk tutum, geleneksel deerlerin savunusu yoluna gidilmesi ve maddeci dncenin karsnda ruhi-maneviyat fikirlerin konulmasdr. kinci tutum, karizmatik nderlerden, insanlar gelecee tayacan vadeden peygamber tavrl liderlerin ortaya karak kitleleri peinden srklemesidir. Bu dncesiyle Weberin otoriter ve totaliter rejimleri ve bu rejimlerdeki tek adam kltn ngrd sylenmektedir. Frankfurt Okuluna mensup kuramclar, faizmle mitsel dnce arasnda kurduklar iliki de Weberin zmlemesinden etkilenmilerdir. nc olarak Weber, insanlarn, demir kafes dncesini benimseyerek, 28

tm ihtiyalar giderilmi, son insana zg bir memnuniyet hali ierisinde eletirel dnmeyi braktklar bir durum tahayyl eder (Callinicos, 2004: 262vd). Adorno ve Horkheimerin tekniin ve arasal akln hakimiyetindeki bir dnyada, kitlelerin elde ettikleri metalarla esriyerek, hayatlarn kontrol eden, tahakkm ve piyasa ilikilerini sorgulamadklarna dair fikirleri, Marxn meta fetiizmi zerine yazdklar kadar, Weberin yukarda deinilen dncelerinden de izler tar. Frankfurt Okulunun dnce sistematiinde kitlesel politikaya, zellikle de ii snfn merkeze alan politikalara ynelik derin bir gvensizlik temel nemdedir. 1920lerde ii snfnn tarihin merkezi yapc znesi olduunu ilan eden Macar kuramc Gyorgy Lukacs snf bilinicine sahip proletaryann nclnde gerekleecek bir devrimin yaknda meydana geleceini dnmt. Fakat sonuta Avrupada Faizm yaygnlk kazand. Yaanan hayal krkl Adorno ve Horkheimeri kitlesel politikann umduklar amacn tersi istikamette gereklemesinin sebeplerini aramaya itti. Vardklar sonu kitlelerin kltr endstrisi tarafndan uyuturulduuydu. Bir baka ifadeyle sylersek kitlelerin afyonu artk din deil kltr endstrisinin salam olduu metalard. Frankfurt Okulunun faaliyetlerine balad 1920ler Avrupasnda kapitalizm biim deitirmiti. 19.yy.n laisez faire kapitalizmi yerine, sermayenin hakim olduu piyasa ile devlet iktidar arasnda yakn bir ibirlii olumutu. Piyasaya hakim olan az saydaki tekeller devlet iktidarnn yardmyla kapitalizmdeki rekabet esini en aza indirmilerdi. Bankaclk ve finans sektrnden, imalat sanayine, elence sektrne hemen tm sektrler belirli saydaki sermayedarn elindeydi. Marksist teoriye gre; tekelci kapitalizmde, snf atmas, devletin elindeki iddet aralarnn sermayenin karlar dorultusunda kullanlmasyla bastrlr. Kltr endstrisi ihtiyalarn maniplasyonu yoluyla kitleyi uyuttuu iin toplumsal devrimin ii snfndan gelmesi mmkn deildir. Adorno ve Horkheimerin grlerine ksmen katlan Herbert Marcuse ise; toplumsal devrimin ii snfndan deil, toplumun kenarlarna itilmi marjinal kesimler tarafndan gerekletirileceine inanmt. Bu marjinal gruplara rnek olarak; etnik gruplar, ecinseller, (ksmen de olsa) renciler verilebilir (Marcuse, 1997: 193). Adorno ve Horkheimer ortaklaa yazdklar Aydnlanmann Diyalektiinde aydnlanma dneminde formle edilmi olan fikirlerin birer yanlsamaya dntn vurgularlar. Eserin ana temas, aydnlamann temel nermesi olan bo inanlar, gelenekleri, eski dnyann kadim inanlar amaya, ortadan kaldrmaya ynelik syleminin; eletirdii, ortadan kaldrmay amalad olgular gibi mite dnt, amacndan sapt dncesidir. 29

Aydnlanma, eski dnyay ykmak ve bu dnyann ykntlarndan, kurucu akln belirledii ilkeler ve bilimsel bilginin pratik sonular araclyla yeni ve parlak bir dnya kurmay amalamaktadr. Bilimsel bilginin pratik sonularndan kast; kuramsal bilginin teknik gelimelerin hizmetine verilmesidir. Eski Yunan dncesinde Tanrlarn ve onlara ait mitlerin asli bir nemi vard. Antik Yunan dininde Tanrlar evrenin baz ksmlarn ellerinde tutuyorlard. Zeus gk kubbeye hakimken, Apollon akln ve dengenin tanrsyd vb. Tanrlarn belirli ilevler yerine getirmesi Greklerin evrene ve doaya bir dzenlilik atfetmelerine yaryordu. Bylece denetleyemedikleri doal olaylar karsnda manevi korunma elde ediyorlard. Antik Yunan dininin klasik anlaynda insanlar Tanrlar karsnda savunmasz ve aresizdiler. Fakat zaman iinde insanlar Tanrlarla yaramasalar da onlarn gazaplarndan korunmann mmkn olduunu kefettiler. Eski Yunan uygarlnn ilk destanlar olan lyada ve Odysseus da Tanrlar insanlarn kaderlerini ellerinde tutmaya devam etmektedirler. Ancak insanlar akllarn kullanarak Tanrlarn oyunca olmaktan ksmen de olsa kurtulabilmektedirler. Mitlerin ve destanlarn insan ve doay aklamakta zorlanmas neticesinde oluan Antik Yunan felsefesi insan ile doa arasnda bir hakimiyet ilikisi yerine tamamlayclk ilikisine dayaldr. Tek Tanrl dinlerin ortaya kmasyla birlikte tm evreni yaratan bir Tanrnn tm doa ve insani varlklar karsndaki hakimiyeti n plana kmtr. Bununla birlikte tek Tanrl dinlerin kozmosa baknda insan ile doa arasnda bir stnlk kurulmaz. Oysa Rnesansla birlikte dinsel dnce biimlerinin eletirisi baladnda insann evrenin merkezi olduu dncesi zihinlere yerleti. Bylece doay incelenebilir bir nesneye indirgeyen zne dncesinin din d temelleri atlm oldu. Doal gler karsnda insann kendi kaderini eline alabilecei fikri eski Yunandaki Odysseus destannn ana konularndan biridir. Ancak destanda insan merkezli bir dnce yoktur. yle olmu olsayd Odysseus, destan boyunca eitli Tanrlardan yardm grmek yerine her eyi tek bana baarrd. Rnesans sonrasnda insann kendine olan gveni oald. Doast, doal ve insani olann aklanmasnda bilimin stnlne olan inan kadim geleneklerden kaynaklanan mitsel aklamalarn bilim d kabul edilmesine yol at. Doaya hakim olma ve ondan yaralanma anlay, doay, insan iin bir ara haline getirdi. Doast ya da mitsel olan ise zaman iinde kefedilerek bilimsel alann iine dahil edilebilecekler kategorisine indirgendi (Horkheimer, Adorno, 1995: 18vd). Teknie, bilime olan inan mitsel dncenin yerinden edilmesiyle sonuland. Aydnlanma felsefesinde en tipik ifadesini bulan anlay, gzle grlebilir ya da bilimsellii 30

ispat edilebilir eyler dndaki tm deerlendirmeleri mitsel yani yanlsamaya dayal ilan etti. Ksaca insanolu zne, doa ise nesne olarak kabul edildi:
Aydnlanma mitin temeli olarak antropomorfizmi ta batan beri znelin doaya yansmas eklinde grmtr. Doast eyler, hayaletler ve kt ruhlar, doal olandan korkan insanlarn yanslardr. Aydnlanmaya gre mitsel pek ok figr ortak bir paydada toplamak mmkndr., bunlarn hepsi nesneye indirgenmektedir (Horkheimer, Adorno, 1995: 23).

Aydnlanma felsefesi mitleri kovarak, insanlarn kaderleri zerindeki tm kstlamalar ortadan kaldrmak iin bilimsel dnceye ve bilimsel dncenin somut yansmas olan teknie gvendi. Bilgiyi ilerleme yolundaki engelleri kaldrmakta bir ara olarak deerlendiren Aydnlanma felsefesi arasal rasyonalitenin hkmranln ilan etmi oldu. Bununla birlikte, Adorno ve Horkheimere gre arasal rasyonalite znenin nesneyi denetlemesine deil, nesnelerin zneyi denetlemesine neden oldu. Ekonomik retimin amaca giden aralar semeyi kolaylatran yaps insanlar brokrasinin, piyasann ve fabrika sisteminin rasyonel rgtlenmesi iinde snrl ve belirlenmi rollere mahkum etmitir: Animizm nesneye ruh kazandrmtr, endstriyalizm ise ruhlar nesneletirmektedir.
Ekonomik aygt, topyekn planlamadan nce, metalar otomatik olarak insanlarn davranlarn belirleyen deerlerle donatyor. Serbest dei tokuun sona ermesinden bu yana metalar birer feti karakteri alana kadar ekonomik niteliklerini kaybettiler ve bu karakter her ynyle toplumsal yaamn zerine bir hareketsizlik gibi yaylmaktadr. Seri retimin ve kltrn saysz acenteleri araclyla norm durumuna getirilmi davran tarzlar bireylere tek doal, uygun, makul davran tarz diye dayatlyor. Birey artk kendini yalnzca ey olarak, istatistik esi olarak, success or failure (baar ya da baarszlk) olarak belirliyor (Horkheimer, Adorno, 1995: 46).

Doast karsnda aresiz kalan ve mitlerden medet uman insanolu, nasl aresizlik iindeyse, mitlerden dnyay arndrarak dnyay rasyonel ve kontrol edilebilir hale getirmeyi amalayan, aydnlanma da, insanlar rasyonalite karsnda aresiz ve olaylar denetlemekten aciz klmtr. Bu nedenle de aydnlanma dncesi de tpk mitler gibi bir yanlsamadr ve bizatihi aydnlanmann kendisi mite dnmtr. Mit Aydnlanmaya ve doa da srf nesnellie doru kayyor. nsanlar otoritelerindeki
artn bedelini egemenleri altna aldklar eylerden yabanclamakla dyorlar. Aydnlanmann

31

eylere kar tutumu, diktatrn insanlara kar tutumu gibidir. O insanlar, davranlarn ynlendirebildii kadaryla tanr (Horkheimer, Adorno, 1995: 25).

Weberin aklclamann sonular ile Frankfurt okulunun aydnlanma felsefesine ynelik eletirilerinin zerinde uzun uzun durduk nk Foucault, 1950ler ve 60larda Frankfurt okulunun almalarndan haberdar olsayd ortaya koyduu pek ok dnceyi gelitirmeye almayacan belirtmitir (Foucault, 2004a: 329). Frankfurt sistemin okulunun modernlie analizler ynelik eletirileriyle, Foucault postmodern bata felsefenin zere, dnceleri arasnda benzerlikler olduu iddia edilmitir. Fakat eletirel kuramclar toplumsal btnne ynelik gelitirirken, olmak postmodernliin filozoflar, meta anlatlara ynelik phelerinin bir sonucu olarak mikro politika ve mikro analize arlk verdiler. Oysa tm Marksistler iin olduu gibi eletirel kuramclar iin, paralanma ve blk prk olan deil, btnln analizi ok daha nem tar. Ayrca eletirel kuramclar, kapitalizme ynelik alternatif muhalif dncelerin gelitirilmesiyle ilgiliyken, postmodern kuramclar her trl alternatif araynn sistemi yeniden retmekten baka bir ie yaramayacan dnr gibidirler (Best, Kellner, 1998:265vd). Modernlik ayn zamanda hmanist felsefenin izinden giden Aydnlanma felsefesinin varsaymlaryla balantldr. Aklclamay modernliin merkezine yerletiren tm sosyologlar Aydnlanma felsefesinin takipileridir. Mary Klages, Aydnlanma felsefesinin baz iddialarn u ekilde sralamaktadr:
Deimez, bilinebilir, kolay anlalr bir benlik mevcuttur. Bu benlik, bilinli, rasyonel, zerk ve evrenseldir hibir fiziksel koul ya da farkllk bu benlii etkilemez [kantn akn felsefesini dnn]; Bu benlik, akl ya da mantk araclyla dnyay ve kendi varln kavrayabilir [dnyorum yleyse varm] ve zihinsel faaliyetin en yksek ve nesnel formu olarak kabul edilir; Objektif, aklc benlik tarafndan meydana getirilen (oluturulan) bilgi biimi olan bilim, bilenin bireysel stats ne olursa olsun, dnya hakknda evrensel hakikatler ortaya koyar; Bilim tarafndan retilen bilgiler hakikat olarak kabul edilir ve tm zamanlar iin geerlidir (ebedidir); Bilim tarafndan retilen bilgi/hakikat (rasyonel, objektif, bilen benlik tarafndan) daima ilerlemeye ve olgunlamaya rehberlik edecektir. Tm insani kurum ve pratikler bilim (akl/nesnellik) araclyla analiz edilebilir ve gelitirilebilir;

32

Akl, dorunun nihai ltdr; bu nedenle neyin doru, neyin iyi, olduunu da belirler. zgrlk, akl araclyla kefedilen bilgilerle oluturulan kanunlara uymay ve de onlara itaat etmeyi ierir (http://www.colorado.edu/English/ENGL2012Klages/index.html).

Aydnlanma felsefesinin bu iddialarn ksaca yorumlayarak, modernliin temel niteliklerini de yeniden deerlendirebiliriz. ncelikle modern birey anlaynn gelenekler veya nyarglardan etkilenmeyen kendi iine kapal, az ok rasyonel bir benlik anlayna dayal olduunu syleyebiliriz. Bu birey, akln kullanarak bilimsel nitelikli keiflerde bulunabilir ve bu keiflerini daha rasyonel ve dzenli bir dnya kurmak iin pratik sonulara dntrmeye muktedirdir. Birey zekasn kullanarak ve bilim araclyla hakikati kefedebilir. Bu kefettii hakikatler iktidarn etkilerinden uzak ve evrensel geerlilie sahip hakikatler olacandan, onlarn doruluk deerlerinden phe etmemiz iin hibir mantkl gereke yoktur. Bu adan bakldnda modernliin topyac bir dnce tarz olduu sylenebilir (Heywood, 2007: 240). Postmodern dnce anlay, Aydnlanmann ve modernliin bu saydmz iddialarn derin bir kukuyla karlar. Postmodern dncenin savunucular, modern felsefeyi ve sosyolojik dn, hakikat ile iktidar ilikilerinin sonular konusunda tehlikeli ve gereksiz bir iyimserlie sahip olmakla itham ederler. Marshall Berman, bizlere, modern dnyada yaamann hangi deneyimlerle karlamaya yol at ve bu deneyimlerin bireysel yaantya nasl bir ruhsal zenginlik kattna dair lirik ve romantik bir bak as sunar:
Bugn, dnyann her kesindeki insanlarca paylalan hayati bir deneyim tarz; baka bir deyile uzay ve zamana, ben ve tekilere, yaamn imkanlar ve zorluklarna ilikin bir deneyim tarz var. Bu deneyim ynn modernlik diye adlandrmak istiyorum. Modern olmak, bizlere, serven, g, coku, gelime, kendimizi ve dnyay dntrme olanaklar vaat eden; ama bir yandan da sahip olduumuz her eyi, bildiimiz her eyi, olduumuz her eyi yok etmekle tehdit eden bir ortamda bulmaktr kendimizi. Modern ortamlar ve deneyimler corafi ve etnik, snfsal ve ulusal, dinsel ve ideolojik snrlarn tesine geer; modernliin bu anlamda insanl birletirdii sylenebilir. Ama, paradoksal bir birliktir bu, blnmln birliidir: Bizleri srekli paralanma ve yenilenmenin, mcadele ve elikinin, belirsizlik ve acnn girdabna srkler. Modern olmak, Marxn deyiiyle kat olan her eyin buharlap gittii bir evrenin paras olmaktr (Berman, 1999: 27).

33

Bermann modernlik yorumu ba dndrc ve duygusal adan son derece etkileyici Fakat modernlie ynelik, postmodern kukunun savunucularnn, Bermanla ayn fikirde olmadklar ve onun iddialarna kar ciddi itirazlar getireceklerini tahmin etmek zor olmasa gerek. Modern bir dnyada yaamak gerekten de farkl farkl hayat tarzlaryla karlamamza yol aar ve bunlar karsnda insanln birliine dair bir cokuya kaplmamz da mmkndr. Bununla birlikte, modern yaamn kurulmas esnasnda bask altna alnan smrge halklarnn, slahevlerinde, hapishanelerde itaat etmeye zorlananlarn deneyimlerinden, Berman hemen hi bahsetmiyor. Tarihin kendilerini hakl kartacan iddia ederek, kendilerine kar kan milyonlar toplama kamplarna, Gulag takmadalarna, zorunlu alma merkezlerinde ikamet etmeye mecbur eden, akln yeryzndeki ilerleyiinin temsilcisi olduu savyla bask ve zulmn tarihine yeni yeni sayfalar ekleyen totaliter ve otoriter ideolojilerin de bahsi gemiyor bu satrlarda. Sesleri yok edilmi ya da fsltya, mrltya indirgenmi delilerin, mahkumlarn deneyimlerinden de bahsedilmiyor. D. Postmodernizm Kavramnn Ortaya k ve Deerlendirilmesi Derek Laydera gre, postmodernizm kavramnn nemli boyutu vardr. Her eyden nce, postmodernizm, modern topluma gre ok daha farkl ilkelerle ynetilen bir topluma gei yaptmz ileri srer. Postmodernizmin ikinci boyutu sosyolojik olmaktan ziyade daha felsefidir. Buna gre, postmodernizm, bilim, nesnel bilgi, hakikat, zne gibi, modernizme zg nosyonlarn, karsnda znenin merkezsizletirilmesinin savunulmasdr. Son olarak postmodernizm, sanatta, kolaj ve desenleme gibi unsurlarn hakim olmasn ifade eder (Layder, 2006: 64vd). Postmodernizm kavram, en net haliyle, postmodernizmi meta anlatlara (st anlatlara) ynelik inanszlk olarak tanmlayan Fransz filozof J.F. Lyotardn Postmodern Durum kitabnda dile getirdii argmanlardan yola karak somutlatrlabilir:
Modern terimini, kendisini bu tr Tinin diyalektii, anlamn yorumbilimi, rasyonel ya da alan znenin zgrleimi ya da zenginliin yaratm gibi temel anlatlara ak bavurularda bulunan bir meta syleme gnderme yaparak merulatran herhangi bir bilimi belirlemek zere kullanacam. Szgelimi bir nermenin doruluk deeriyle gndereni ve alcs arasndaki uzlamn kural, eer rasyonel zihinler arasndaki mmkn bir oybirlii

34

erevesinde tutulmusa, kabul edilebilir olarak farz edilebilir: Bu, bilgi kahramannn iyi bir etikopolitik ama evrensel bar- uruna aba sarfettii Aydnlanma anlatsdr Ekstrem olan basitletirmek amacyla, postmoderni meta-anlatlara ynelik inanmazlk (ineredulity) olarak tanmlayacam (Lyotard, 1997: 12).

Lyotardn sayd meta anlatlar hem epistemolojik meselelerle hem tarih felsefeleriyle hem de siyasi ideolojilerle ilgilidir. Lyotrad, alan znenin zgrleimi derken Marksist ideolojiyi ve felsefeyi, zenginliin yaratm ile liberal ideolojiyi ve tarih yorumunu, tinin diyalektii ile Hegelin tarihin amac ve sonuyla ilgili fikirlerini, etkikopolitik ama ile akln ve toplumun zgrlemesini hedefleyen aydnlanma idealini kastetmektedir. Dolaysyla Marksizm ve liberalizm gibi modern politik ideolojileri meta anlatlar olarak reddeden Lyotard gibi kuramclar iin modern siyaset kavram da gereksiz hale gelir. Bu nedenle postmodernliin pheci ruh hali, modern devlet ve ideolojilerin en bariz ynlerinden olan byk projelerle, tutkulu politik programlara kar da tahammlszdr (West, 1998: 272). Daha evvel modernlikten bahsederken, modernliin topyac bir dnce tarzna dayandn belirtmitik. Modern koullara verilen tepkilerin ortaya kard Marksizm gibi topyac ideolojileri, meta anlatlara ynelik kukuculuk olarak tanmlayan postmodern dnce asndan, toplumu tamamen yeniden kurmaya ynelik bu tip abalar her zaman tahakkme yol aacakladr. Modern dnemden sonra gelen ve ondan farkl niteliklere haiz bir dnem olarak kavramsallatrldnda postmodernizm kavram, sanayi sonras (post-endstriyel) toplum kavramyla ilikilendirilir. Sanayi sonras toplum kavram, ilk kez, 1970lerde Daniel Bell ve Alain Touraine tarafndan kullanlmtr (Swingewood, 1998: 371). Bu kurama gre, modern sanayinin yapsnda grlen deiimlerin ardndan, sanayi sonras bir toplum dzenine geilmitir. Sanayi toplumu, makineler araclyla gerekletirilen imalata ve makine kimya, demir elik, petrol rnleri gibi rnlerin retilmesine dayal bir toplum biimidir. Sanayi toplumunun siyasi ve toplumsal organizasyonu bu ekonomik dzenin bir sonucudur. Sanayi toplumu kuram siyasal ynden, aka Marksist bir tnya sahiptir. Sanayi toplumu kuramnda, ekonomik retim biimi, siyasi ve sosyal dzeni ekillendirir. Dolaysyla sanayi toplumu ekonomiye hakim olan burjuvalarla, ona tabi konumda bulunan iiler arasndaki eitsizlik zerine ina edilmitir. Bu nedenle sanayi toplumundaki ana siyasal mcadele snf eksenlidir. Daha ak bir ifadeyle, burjuvalarla iiler arasnda.

35

Bununla birlikte, sanayi toplumunun eitsizliklere yol amakla birlikte, bunlarn giderilmesi iin frsatlar tandndan da sklkla bahsedildii unutulmamaldr (Giddens, 2005: 24vd). Sanayi sonras toplum kuram, ekonomik retimin niteliinin ve buna bal olarak da tm toplumsal ve sosyal dzenin, sanayi toplumuna gre tamamen farkl hale geldii iddiasdr. Buna gre, bilgi, biliim, (gdmbilim) sibernetiin, sanayi toplumundaki emee bal retimin yerine getii savunulmaktadr. Sanayi sonras toplum kuramnn bir dier iddias, toplumda retimden ok tketimin hakim olduudur (Keyman, 1999: 56). Steven Best ve Douglas Kellner, postmodernizmin nitelikleri ve modernist bak asyla arasndaki farklar olduka yetkin bir ekilde ortaya koyarlar:
Postmodern teori ok katllk, oulluk, blkprklk ve belirlenmemilik lehine toplumsal tutunum (coherence) konusundaki modern varsaymlar ve nedensellik nosyonlarn reddeder. Buna ilave olarak, postmodern teori, toplumsal ve dilsel olarak merkezsizlemi (decentered) ve paralanm zneden yana karak modern teorinin ounluunun koyutlad (postulate) rasyonel ve birleik (unified) zneyi iptal eder (Best, Kellner, 1998: 18).

zne fikrini kabul etmeyerek postmodernizm, Descartesdan Sartrea kadar tm modernist dnrlerin hmanizm anlayn geersiz klmaya alr. Dolaysyla hmanizm ile yapsalclk birbirlerine taban tabana zt iki felsefi gelenei temsil eder. (Best, Kellner, 1998: 35). Modernlie ynelik radikal postmodern kuku, Alman filozof Friedrich Nietzschenin dnceleriyle yakndan ilintilidir. Tanr ld aforizmasnn etrafnda rd felsefe sistemiyle, Bat kltrnn nihilizmden kaynaklanan bir ufuksuzlua mahkum olduu ve bu mahkumiyetin Bat dnce sisteminin Sokratesten bu yana metafiziksel dn iinde hapis olmasndan kaynaklandn ileri srmtr. Metafiziksel dncenin varsaymlarnn modern dnemde de srdrlmesinin sonucunda Tanrnn lmnden kaynaklanan imkanlar heba olmutur. Nietzschenin Tanr ld aforizmasnn ima ettiklerinin en zl ifadesi, onun Byle Buyurdu Zerdt adl kitabnda bulunur:
Yalvarrm sizlere, kardelerim, bal kaln yeryzne ve inanmayn sizlere dnya tesi umutlardan bahsedenlere! Zehir saanlardr onlar, bilerek ya da bilmeyerek. Hayat hor grenlerdir onlar, can ekimektedirler ve kendileri zehirlenmitir, yeryz bkmtr onlardan: brakn gitsinler!

36

Bir zamanlar Tanrya kar ilenen gnah gnahlarn en byyd, ama Tanr ld, onunla birlikte ldler o gnah ileyenlerde. Yeryzne kar ilenen gnahtr imdi en korkuncu, ve srrna erilmezin cevherini yeryznn anlamndan stn tutmak! Bir zamanlar ruh hor bakard bedene: bu hor bak ta en yksek eydi o zamanlar: -isterdi ki ruh, beden clz, iren ve lecek halde olsun alktan. Byle umard ruh bedenden ve yeryznden kurtulmay. Ah, o ruhun kendisi clz, iren ve bitkindi alktan ve gaddarlk byk zevkiydi bu ruhun! (Nietzsche, 1999: 19d).

Nietzsche Tanrnn lmn bir frsat olarak grr; artk insanolunun kesinlik yanlsamasna ya da duyular tesi dnyann akn hakikatlerine inanmas iin herhangi bir gerekesi kalmamtr. Bununla beraber, modern bilime duyulan inancn yeni bir kesinlik aray iermesi nedeniyle Tanrnn lm fikriyle Batl insan yeterince yzleememitir. lk bakta, Kopernikin dnyann gnein evresinde dndn ispatlamas ve Hristiyanln yermerkezli evren yorumunun geersizliini gstermesi, insann baarlarnn kant olarak grlebilir. Oysa Nietzscheye gre, bu durumda, insan evrenin merkezi olma niteliini kaybetmi ve uzaydaki toz zerrelerin den farksz hale gelmitir. Yine de insan, bilimin zaferleriyle avunmaya devam etmi ve hr trl kesinlik araynn nafile olduu gereinin ayrtna varamamtr (West, 1998: 177d). Nietzscheye gre Tanrnn lmyle birlikte yaamn hor grlmesinin sonu gelmi, ruhun bedene stn olduu fikrinin miad dolmutur. Ancak metafizik dn Batl insann kafasna ve dnce geleneklerine metafizikten kurtulmak kolay deildir. Nietzscheye gre, Sokrates ncesi filozoflar oluu felsefenin ana konusu olarak grrlerken, Sokrates ile birlikte varlk kavramn incelenmesi felsefi dne hakim olmutur. Heraklitos felsefesinde olua vurgu yapm, duyularn nesneleri duraan ve sabit gsterdii gerekesiyle duyular bir kenara atmtr. Nietzsche, Heraklitosun oluu esas alan felsefesini takdir etmekle birlikte, nesnelerin sabitmi gibi grnmelerini duyularn varlna balamamtr. Ona gre:
duyular asla yalan sylemezler. Onlara yalan, onlar tank yapan bizler ekleriz, rnektir, birlik yalan, nesnellik yalan, tz, sredurum yalan Duyularn tankln yanl klan neden, akldr. Duyular oluu, akp gidii, deiimi gsterdikleri srece yalan sylemezler Ama bylece Heraklit varln bo bir kurgu olduu konusunda sonsuz hakl olacaktr. Grnr dnya, biricik dnyadr (Nietzsche, 2000: 24).

uzun zaman boyunca etki etmitir. Bu nedenle

37

Nietzsche, bu pasajda felsefesinin ana ynelimini ortaya koymutur; olua, eylerin srekli deiimine, aka, ksaca duyulur olan karsnda, varl, sabit olan, duyular st dnyay savunan tm dnce sistemlerine kar kmak. Bu nedenle, felsefesi, Hristiyan dncesine ve ahlakna, Descartesin dnen benine, Kantn bilgi kuramnn merkezindeki numen fenomen ayrmna, dilin dnyay anlamaktaki ayrcalkl rolne, kendiliindenliin (self) ve znenin stn kabul edilen statsne, ruhun bedene hakimiyetine, hakikatin deer ve karlardan bamsz olduu iddiasna ynelik reddiyelerle ekillenmitir (Robinson, 2000: 10d). Nietzschenin modern bilime olumlu anlamlar yklenmesine kar kmaktadr. Her eyden nce olu karsnda, varla, kesinlie, ezeli ve ebedi standartlara ynelik aray dinsel ve metafizik dnce alanndan bilime kaydrlmtr. Eskiden kesin ve deimez hakikatler ile toplumsal dzenin garantisi Tanr fikriydi, imdi bu rol modern bilim ve zerk znenin dncenin asli kayna olduunu savunan felsefe ekolleri oynayacakt. Modern bilim felsefesi temelcilik esasnda ykselir. Temelcilik: Bilginin son zmlemede, baka bir hakllandrma veya temellenmeye ihtiya duymayan temel inanlara dayandn savunan reti, dnyaya dair bilgimizin tartlmaz, kendilerinden kuku duyulamaz inanlarn meydana getirdii bir temele dayand gr[dr] (Cevizci, 2000: 919). Dnyaya dair bilginin kuku gtrmez olabilmesi iin, alglarmzdan ayr bir fiziksel dnyann olabilirliini kabul etmemiz ve akln ortaya koyduklarnn bu fiziksel dnyayla rttn varsaymamz gerekir (Robinson, 2000: 13). Temelci bilim kuram Kartezyen felsefe anlaynn sonucudur. Descartesin Dnyorum yleyse varm-Cogito Ergo Sum nermesi kesin ve tartlamaz bilginin temeli olarak dnen zneyi esas alr. Bylelikle dnce, varlk ve dnen benlik (zne) birbirleriyle zde kabul edilir. Bu anlayta, dnen zne, tm bilgilerimizin temeli olarak kabul edilir nk dnen znenin, tarihten, kltrel geleneklerden, ideolojiden ve drtlerden uzak tarafsz ve objektif olduuna inanlr (Cevizci, 2000: 920). Oysa Nietzsche varln deil oluun savunusunu yapmaktadr. Bu nedenle dnen znenin zerkliine ve duyularmzn dnda yer alan sabit bir gereklik olduu fikrine kar kar. Heraklitosun oluu temel alan felsefesine ynelik vg dolu satrlarnda belirttii gibi, dnyaya birlik ve nesnellik atfeden insanoludur, eylerde bir dzenlilik ve sabitlik kefettii yanlgsna den de, zneye dair yanlsamalar formle eden de insann kendisidir. Sonu

38

itibariyle duyular yalnzca oluu ve deiimi gsterirler ve eylerin arkasnda kefedilmeyi bekleyen baka ve asl bir gereklik yoktur. nsanlarn eylere birlik ve anlam yklemesinin dolaysz sonucu, zerk ve eylemlerinden tamamen sorumlu znenin varln kabul etmektir. Nietzsche buna da kar kmaktadr. Birey, yalnzca eitli etkilere maruz kalan ve etkilerin sonucunda zerk ve rasyonel hareket ettii yanlsamasna kaplan bir kurgudan ibarettir:
Bir para kuvvet, bir para drtye, isteme, etkimeye eittir stelik, tam da bu drtden, istemeden etkiden baka bir ey deildir; yalnzca, btn etkileri, neden ve sonularla, zneye artlanm bir ey olarak kavrayamayan dilin (ve onda talam akln temel yanllarnn) ayartmasyla, baka trl grlebilir. Nasl, halk yldrm, imekten ayrp, imei bir eylem, yldrm denen bir znenin etkimesi olarak alrsa, halk ahlak da, gc, gcn ortaya konuundan ayrr, sanki gl insann arkasnda kaytsz, kendini ortaya koymakta ya da koymamakta zgr, bir dayanak varm gibi. Oysa yle bir dayanak yoktur; eylemlerin, etkimenin, oluun ardnda varlk yoktur; eyleyen, eyleme eklenmi uyduruk bir eydir. Halk kafas aslnda eylemi iki katna karr; imei grdnde, bu eylemin eylemidir: Ayn olay ilkin neden sonra sonu olarak grlr. Bilim adamlar da, kuvvet etkiyor, kuvvet hareket ettiriyor gibi eyler sylediklerinde bundan daha iyi bir ey yapmyorlar, - Tm bilimimiz, tm soukluu, tm duygusallktan arnmlna ramen, dilin ayartc etkisinin altnda, doumundan sonra deitirilip yerine baka bir ocuun konduu pikurusu zneden bir trl kurtulamyor (rnein atom da, Kantn kendi bana eyi de byle bir pi kurusu):... (Nietzsche, 1998: 47).

Nietzsche, bu satrlarda, oluun kaosu karsnda insann eylere birlik ve dzenlilikler yklediini belirtmekte ve bu sayede insann dnyay kontrol edilebilir, denetlenebilir bir hale getirerek dnya karsnda g ile rahatlk hissi elde ettiini savunmaktadr (Robinson, 2000: 17). Nietzsche, eyleyen eyleme eklenen uyduruk bir eydir nermesiyle en somut tezahrn Kantn felsefesinde bulan dncenin zerkliine yani dsal herhangi bir kouldan etkilenmeyen yalnzca kategoriler araclyla bilgiyi ileyen akn benlik fikrine kar kmaktadr. Nietzschenin bireye ynelik yaklam, hmanist, aydnlanmac birey anlayndan tamamen farkldr. Hmanist dnce kiilerin, tek bana, btnleik, d koullardan fazlaca etkilenmeyen varlklar olduklarn iddia etmektedir. nsann bedensel varlndan ok ruhsal

39

ynn n plana alan bu anlaya gre, bireyler evrensel ve zleri itibariyle deitirilemez varlklardr (http://www.brocku.ca/english/courses/4F70/poststruct.html ). Nietzscheye gre, insan, kendi bana ve dsal koullardan etkilenmeyen bir varlk deildir. Tam tersine birey maruz kald etkilerin, drtlerin, istemlerinin bir sonucudur. Nietzschenin, Bir para kuvvet, bir para drtye, isteme, etkimeye eittir stelik, tam da bu drtden, istemeden etkiden baka bir ey deildir derken anlatmak istedii de budur. Nietzsche, bireye duyulan inancn altnda dile duyulan inan olduu kanaatindedir. Gerektende bir cmle kurduumuzda zne ve yklemin mutlaka var olmas gerektii fikri okullarda dil ve kompozisyon derslerinde sklkla vurgulanr. zne ve yklemi belirsiz kldmz her cmle retmenlerimizden sert uyarlar almamza neden olur. Bylelikle zne ve yklemin dnce asndan olmazsa olmaz olduu fikri kafalarmzn iine derinlemesine nfuz eder. Oysa Nietzsche iin eyler srekli deitii gibi bireyler de srekli deiim geirirler.Eylem ile eyleyen gibi kendi iinde deimez kabul ettiimiz her iki unsurda bizim dnyaya anlam atfetme ihtiyacmzn, kaosla baa kma isteimizin bir yansmasndan ibarettir. Dolaysyla Nietzsche iin, dildeki zne (eyleyen) ve yklem (eylem) bizim icat ettiimiz eylerdir. znenin bir kurgu olduunun anlalmasnn Nietzscheye gre nemli sonular vardr. Nesnellie duyulan inancn kayna znenin kendi bana, zerk bir varolua sahip olduunun dnlmesidir. znenin eitli etkilerin bir sonucu olduunun anlalmasyla birlikte nesnelliin insann icat ettii bir ey olduu ortaya kar. Bu durumun bilgi kuramna ynelik nemli sonular vardr. Her eyden nce kendinde ey gibi metafizie ait tzlerin, atomlar gibi kendi bana olan ve dier eylere etkide bulunan ama kendisi onlardan etkilenmeyen modern bilime zg kavramlarn sonu gelir. Ama bunlardan daha nemlisi hakikatin keif deil, bir icat olduu gerei gn yzne kar (Nietzsche, 2002: 278vd). Nietzschenin dilin, kontrolmz dnda olan glere dzenlilik yklemek amacna ynelik olarak icat ettiimiz bir nosyon olduu fikri, yapsalc dil kuramnn habercisidir. Yapsal dilbilim, dilin kendi i kurallarna gre ileyen da kapal bir sistem olduu fikri zerine ina edilmitir. Yapsal dilbilim okulunun kurucusu Ferdinand de Saussure, dilin dmzdaki dnyada yer alan nesneler ile zorunlu bir balant kuramayacan ileri srer. rnein; kalem szc ile kalem ad verilen nesne arasnda herhangi bir doal iliki yoktur. Dolaysyla szcklerle nesneler arasnda doal deil keyfi bir iliki vardr. Daha ak bir ifadeyle szckler ile temsil 40

ettikleri kavramlar arasnda doal bir ekilde varsaydmz sabitlik sosyal bir uzlama sonucunda ortaya kmtr. Szcklerle kavramlar arasnda birebir ve doal bir iliki olmamasndan hareketle Saussure, dilin, gstergelerden mteekkil bir sistem olduunu ve gstergelerin tek balarna deil dier gstergelerle birlikte anlam kazandn ileri srmtr. Gstergeler, gsteren (szck) ve gsterilen (kavram) olmak zere iki unsur ierirler. Her bir gsteren dier gsterenlerle olan farkllna gre tanmlanr. rnein; kedi szc tek bana herhangi bir anlam iermez. Kedi kelimesi, kap, kaak, ktk kelimelerinden farkl olduu iin anlam kazanr. Dolaysyla yapsalc akm dil fenomeninin anlalmasnda gsterilenlere deil gsterenlere odaklanr. Gsterenler ise daha nce belirttiimiz gibi sosyal uzlama neticesinde ortaya kmtr (Munslow, 2000: 50d). Yapsalclar, insanlarn, anlamlar retmekte ve kendilerini ifade etmekte sanld gibi zerk olmadklarnda srar etmekle birlikte, insanlarn ilerinde hareket etmeye zorlandklar anlamsal yaplarn ve toplumsal sistemlerin tutarl bir btn oluturduunu ve bu btnn mkemmel bir ekilde en ince noktasna kadar analiz edilebileceini ileri srerler. Bu nedenle yapsalc akm nesnellik dncesine kar kmaktan ziyade hmanist nesnellik anlaynn bir eletirisi olarak deerlendirilmelidir. Bu ekilde anlaldnda yapsalclk, Descartesc anlamda dnen znenin, dnce srelerinin, anlam retiminin tek belirleyicisi olduu fikrinin kesin bir reddini ierir. Yapsalc anlayta zne, dilin, kltrn ve bilindnn rn olarak grlr ve znelerin herhangi bir ekilde toplumsal sitemin aktif, faal reticileri olamayacaklar vurgulanr. Sonu olarak yapsalcla gre, znellik, yaplarn trevinden baka bir ey deildir (Best, Kellner, 1998: 35). znelerin eylemde bulunurken, dilsel ya da kltrel yaplarn neticesinde ortaya kan kurumlarca snrlandrlmalar, onlara mahkum olmalar olgusu, iktidar ile dil ve yap arasndaki balantlara dikkat kesilmemiz iin bizlere salam gerekeler sunmaktadr. znenin eylemlerini gerekletirirken hazrda bulduu kavramsal ereve, toplumdaki iktidar yaplar neticesinde olumutur. Bu nedenle bireyler oluumuna katkda bulunmadklar fakat etkilerine maruz kaldklar iktidar yaplarnca belirlenmi bir ufuk iinde hareket etmek zorunda kalrlar (Munslow, 2000: 51). Post yapsalc akm, dilin istikrarsz doasna ilikin yapsalc yaklamn tesine gemi ve dilin davranlarmz belirleyen herhangi bir merkeze sahip olmadn iddia etmitir. Post yapsalcln en nemli temsilcisi Jacques Derridaya gre, Saussure, gsterge ile gsterilen

41

arasndaki balantnn keyfi ve uylamsal niteliine vurgu yapmakla dilin ve anlamn anlalmasna ynelik doru bir hamle yapmtr. Bununla birlikte, o, gsteren ile gsterilen arasndaki balantnn nemini vurgulam ve gsterilenlerin (kavramlarn) insan zihninde sorunsuz bir ekilde yer ettiini varsaymt. Oysa Derridaya gre, gsterilen gsterene bamldr. Gsteren yani szck olmadan gsterilen yani kavram (zihinsel imaj) anlam kazanamaz. O halde, gsteren, gsterilene gre stn konumda olmaldr (Eagleton, 2004: 162d). Dolaysyla, gsterenler yani iitsel imgelerle, zihnimizde uyanan kavramlar yani gsterilenler arasndaki balant keyfidir. Buradan dil, deneyim ve gereklik hakkndaki ilikilere dair nemli sonular kar. Her eyden nce, gsterenler istikrarsz olduklar ve gsterilenlere stn olduklar iin kavramlarla szckler arasndaki balantlar kopar ve deneyimlerimizi ifade ettiimiz, dncelerimizi belirttiimiz kavramlarn gereklie (hakikate) uygunluu son derce pheli hale gelir. Bylelikle, Nietzschenin hakikate ve dilin hakikati temsil ettii fikrine kar kmasyla post yapsalc dn tarz arasndaki benzerlie ulam oluruz (Anderson, 2004: 57vd). Gsterenlerin ancak baka gsterenlerle olan farkllklarna gre anlam kazandklar gz nnde tutulacak olursa, anlam, bir aa benzeyen dilsel sistemin iinde dolama giren yzer gezer gsterenler iinde yapsalcln iddia ettiinden ok daha fazla istikrarsz ve merkezsiz hakle gelecektir. Gsterenlerin bu istikrarsz niteliinden dolay gsterilenlerin (kavramlar) dnyay, deneyimi, anlam doru bir ekilde yanstmas mmkn deildir. Sonu itibariyle, post yapsalcla gre, yapsalcln iddia ettii gibi insan zihninin evrensel bir derin yap tarafndan ynlendirildii fikri hmanizmin birlik ve btnlk yanlsamasnn farkl bir adan da olsa devamndan baka bir ey deildir (Best, Kellner, 1998: 37). Yapsalclk ile Postyapsalclk arasndaki farklarn zerinde daha ayrntl durmak gerekir. Zira post yapsalcln felsefeye ve toplum bilimlerine olan etkileri iyice anlalmadan Michel Foucaultnun fikirlerini kavrayabilmek mmkn deildir. Postyapsalclk her trl zc, temelci, btncl yaklama radikal bir kar ktr. Btnlk yaklamda btn olgular aklayc tek bir fikir vardr. rnein; Tanrnn iradesi. zc yaklam dil ve ideolojiden bamsz kendi iinde zerk bir gerekliin varolduu inancdr. Temelci yaklam ise, dilin sabit bir yap olduu ve insan zihniyle, olgular dnyasnn insan zihniyle uyumlu olduunu iddia etmektedir (http://www.brocku.ca/english/courses/4F70/poststruck.html.).

42

Post yapsalcln yukarda saylan tm bu yaklamlar reddetmesinin altnda Derridann Bat dncesine ynelik, ses merkezcilik (phonocentrism) ve szmerkezcilik (logocentrism) sulamalar yatar. Bat dncesi konumay yazya stn tutar nk konuurken kelimeler sesler yoluyla bilinten dorudan, aracsz kyormu gibi gelir. Bir baka deyile konuma ediminin kendisi konuan kiinin (zne) varolduunun da garantisidir. Yaz ise, dncelerimizin cansz ve mekanik bir ekilde kada dklmesi olduu iin yani konuma edimi gibi bilincimizin dorudan bir ifadesi deil, dolayl, temsili bir ifadesi olduu iin sze (konumaya) gre ikincil kabul edilir. Bir kez dncelerimizi yazya geirdikten sonra yazdklarmz bir literatrn paras olur ve dolama girer. Bu nedenle, yazlan metin, kiinin niyet ettiinin tesinde pek ok farkl okumaya tabi tutulabilir, yanl yorumlanabilir, yanl anlamalara maruz kalabilir. Konumann yazya stn kabul edilmesi zne fikrinin dolaysz bir sonucudur. Buna gre insan, dile hakimdir ve dil araclyla duygu ile dncelerini dorudan ifade edebilir. Oysa insan sesi de tpk yaz gibi gstergeler sistemine dayanmak zorundadr. Dolaysyla konumada kullanlan gstergeler yazdaki gstergeler gibi dilsel sistemin farkllklar oyununa tabidir. Bu nedenle konuma, bir nevi yaz olarak grlebilir (Eagleton, 2004: 163d). Derridaya gre Bat dncesi ses merkezci olduu gibi sz merkezcidir de. Szmerkezcilik tm dncelerimizin ve deneyimlerimizin temelinde yer alan bir zn veya hakikatin varolduu dncesidir. Buna gre:
Btn dier gstergelere anlam kazandracak bir gstergenin (akn gsteren) ve btn gstergelerin iaret ettii sylenebilecek temellendirici, sorgulanamaz bir anlamn (akn gsterilen) hasretini ekmitir. eitli zamanlarda bu rol iin eitli adaylar Tanr, de, Dnya tini, Benlik, tz, madde vs- n plana kmtr. Bu kavramlarn her biri bizim tm dnce ve dil sistemimizin temelini oluturmay umduklar iin, kendilerinin bu sistemin tesinde olmalar gerekir, dilsel farkllklarn oyunundan etkilenmemeleri gerekir (Eagleton, 2004: 165).

Oysa daha nce grdmz gibi, gsterilen gsterene bamldr. Bir baka ekilde ifade edecek olursak, bir kavramn varolabilmesi iin kelimeye (gsteren) ihtiyac vardr. Gsteren ise, hem keyfi ve uzlamsaldr hem de hibir gsteren tek bana anlam kazanamaz; bir gsteren ancak negatif bir deere sahiptir. Dolaysyla hibir gsterilen anlamn nihai kayna olamaz nk gsterenler, farkllklarn anda oradan oraya srekli dolamdadr.

43

lk bakta bu anlatlanlar saduyuya aykr gibi gzkmektedir. Bununla birlikte, szlkte bir kelimenin anlamna baktmzda, bu kelimenin anlamnn baka kelimelerle balantl olduu, onlarn da bakalaryla balantl olduunu grrz. Dolaysyla hibir kelimenin tek bana anlam kazanabilmesi mmkn deildir (Eagleton, 2004: 161). Bylelikle post yapsalclarn neden merkez fikrine kar ktklarn anlam oluruz. Demokrasi veya zgrlk gibi kavramlarn toplumsal sistemin organizasyonunun merkezine yerletirilmesi ve dier tm deerlerin bu kavramlar etrafnda ina edilmesi, farkllklar oyunu ierisinden baz anlamlarn n plana kartlmas, yalnzca ideolojik tercihlerin sonucu olabilir (Eagleton, 2004: 165). Yapsalc yntem ele ald metni, varlk/hilik, kltr/doa, zihin/beden gibi ikili kartlklar yoluyla analiz ediyor, kavramlardan birini dierine gre stn bir konuma yerletiriyordu. Oysa bir kavramn dierine stn tutulmasn gerektirecek bir zorunluluk sz konusu deildir. Bir kavramn n plana kartlmas ancak ve ancak bir baka kavramn dlanmasyla mmkndr. Bununla birlikte geri plana atlan sessizlie mahkum edildii dnlen unsurlar yine de toplumun kenarlarnda, marjlarnda varlklarn srdrrler
(http://www.brocku.ca/english/courses/4F70/poststruck.html.)

Gndelik hayatmzda srekli ben unu yaptm, ben bunun byle olmasn istiyorum trnden cmleleri zerinde hi dnmeden srekli kullanrz. Bununla birlikte niyetlerimizin dilsel ifadesinin altnda yatan nedenleri pek sorgulamayz. Davranlarmz deerlendirirken kendimizi sorgulasak bile davranlarmzn hangi etkilerin sonucunda ortaya kt sorusunun cevab bizler iin karanlktadr. Gerekletirdiimiz eylemlerin yalnzca kendi isel karar ve deerlendirmelerin dnr ve dardan eylemlerimize ynelik eletiriler ya da basklar geldiinde kiisel zerkliimizin tehlikede olduunu dnrz. Ancak davranlarmz yetitiimiz ailenin, gittiimiz okulun, iinde bydmz blgenin, doduumuz lkenin kltr tarafndan etkilendii zerinde pek dnmeyiz. Kltrel geleneklere vurgu yaptmzda bile, bu geleneklerin nereden kaynakland ve zerimizdeki etkisinin neler olduunu net bir ekilde kavrayamayz. Yapsalclk, bizim farkna varmadmz bu durumlar merkezi bir derin yapya gre aklamaya alr. Postyapsalclk ise, kiilerin duygu ve dncelerinde etkili olan unsurlarn belirli bir merkeze bal olmayan ok sayda kaynak tarafndan oluturulduunu vurgular. Bu nedenle, post yapsalcla gre, zne zerinde etkili olan kapitalizm gibi gler, merkezi bir sistem deil merkezsiz bir yap, bir a olutururlar. Ayrca zneler, bu glerce belirlenmekten ok oluturulurlar (Newman, 2006: 42).

44

Daha sonra inceleyeceimiz gibi Foucault, toplumdaki iktidar ilikilerini zmlerken, post yapsalc argmanlara benzer bir ekilde, devlet gibi merkezi kurumlara deil, devletin yalnzca st bir emsiye ilevi grd toplumun geneline dalm, fabrikalar, hapishaneler, slahevleri gibi kurumlardaki iktidarlarn ileyiine odaklanmaktadr. Bunun yannda ona gre, iktidar, her yere ulaan insanlara rahat nefes alma imkan brakmayan mutlak bir tahakkm durumu deildir. Post yapsalcln zneye ynelik kukuculuunun bir dier nemli sonucu benlie ynelik zc yaklamlarn gzden dmesidir. Benlie ynelik zc yaklam, kiilerin, devlet iktidar veya buna benzer gler tarafndan bask altna alnmalarna ramen, iktidarn ulamay baaramad otantik ve dokunulmam bir kimlii muhafaza edebilecekleri varsaymdr. Bu tip bir iddiann doal sonucu, kiilerin benlii zerinde bask uygulayan, onlara mdahale eden kurumlar ortadan kaldrldnda, bireylerin arzu ve zlemlerini tam anlamyla kavrayp, zmseyebilecekleri dncesidir. Benlie ynelik zc argman, siyasi mcadeleye dnk baz iddialara da kaynaklk etmitir. Bunlarn en kayda deer olan, benliin dokunulmam z araclyla iktidara kar nihai bir direni noktasnn oluturulabileceidir (Newman, 2006: 40d). Foucault ise, Marksist devlet ve devrim dncesini incelerken fark edeceimiz gibi, iktidarn etkilerinin geri pskrtlecei bir nihai mevki olmadn savunmaktadr. Romantizmin soyut aklcla ynelik saldrsyla, modernliin aklc dzen hayalinin kimliklerin oulluunu bask altna alaca dncesi arasndaki aikar yaknlk, Romantizmle postmodern dnce arasnda eitli paralellikler kurulmasna yol amtr. Oysa herhangi bir zsel kimlie sahip olmadmz ileri sren post yapsalc/postmodern dnce gelenei ile iktidarn asla ulaamayaca bir znellie sahip olduumuzu iddia eden Romantizm arasnda keskin bir kartlk vardr (Callinicos, 20001: 24). Postmodernizm ile Postyapsalclk arasndaki balant, her iki akmnda, toplumun ve tarihin aklanmasnda ideolojilerin oynad rol byk anlatlar olarak deerlendirmesinden kaynaklanr. Bununla birlikte, postmodern terimi, daha ok yeni bir toplumsal evreye getiimiz iddiasyla birlikte kullanlrken, post yapsalc kuramn byle bir iddias bulunmamaktadr (Newman, 2006: 43). Postmodernizm, siyasal mcadele alannda, byk lekli projelere, global olgulara ve olaylara odaklanmaktansa, yerel ve snrl olana ynelmitir. Yine ayn ekilde postmodern tarih kuram, uzun dnemli ve geni boyutlu tarihsel olgular incelemek yerine, zgl, yerel ve genelde gzden kam veya tarihin nemsiz boyutlar olarak grld iin yeterince

45

inceleme konusu edilmemi olgularn incelenmesine arlk verir. Dolaysyla post yapsalc zmlemelerle, postmodern politika yapma biimi arasnda analitik benzerlikler vardr:
Post-yapsalclk gereklii olduundan daha paral, oul, yzeysel ve yapsalclktan daha fazla kltr merkezli yorumlar. Bundan baz sonular kartlabilir; 1. Post-yapsalclk zgl (spesifik) tarihlere daha fazla dikkat kesilir, ayrntlara ve maddi (somut) olgularn yerel balamna nem verir. 2. Bedene yakn ilgi gsterir. Tarihin ve zamann yapsnn insana olan asli etkilerine odaklanr. 3. zgl kltrel meselelere, kltrel pratiklere ve sylem alanlarna odaklanr.
4.

Dilin ve metinselliin, gereklii ve kimlii ina ediimizdeki rolne dikkat kesilir (http://www.brocku.ca/english/courses/4F70/poststruck.html.).

Post yapsalcln yerele verdii nemle, postmodernizmin meta anlatlara ynelik derin kukuculuunun, bir analiz nesnesi olarak toplumun kavranmas asndan baz sonular vardr. Postmodern durumun en temel nitelii, yerel geleneklerin, birbirine indirgenemez hayat tarzlarnn birbirine kararak ya da birbirleriyle paralel olarak, ayn toplumda yer almasna dayal, neredeyse anarizme kayd sylenebilecek bir deerler oulculuudur (Bauman, 2002: 114). Postmodern durumun byk anlatlara ynelik pheciliinin bir dier sonucu, toplumu, btnl ve tm genelliiyle aklamaya alan, byk lekli sosyolojik aratrmann gzden d ve bunun yerine toplumsaln anlalmas iin alt kltrlere ve yerel olana ynelik analizlerin younlamasdr (Jenks, 2007: 179). Postmodern/ post yapsalc iddialar asndan modern ile postmodern toplumlar arasndaki farklar aadaki tabloda gsterilmektedir: MODERN TOPLUM Meta Anlatlar nan Sosyo-kltrel Btnlk Mitleri Bilim ve Teknolojiye Dayal lerleme Birlik Duygusu ve Merkezi Benlik POSTMODERN TOPLUM Meta Anlatlara Ynelik phe ve Ret Peinden Gitme Sosyo/kltrel Btnlk Mitlerinin Reddi lerleme Dayal phe, Neo-Luddizm Merkezsiz Kimlikler ve Paral Benlik, oul

Byk Teorilere (Grandi Theory) Duyulan Byk Teorilerin Reddi, Yerel Olann

46

Orta Snf Modeli-ekirdek Aile

Alternatif

Aile

Biimleri,

Ecinsel

Evlilikleri, oklu Etnisiteye Sahip Aileler Hiyerari, Dzen, Merkezi Kontrole Dayal Merkezi Kontroln Kayb, Anti-hiyerari, Dzenlemeler Paralanma Mikro Politika Anlam, Deer, Gsterilenin Hakimiyeti stn Tutulmas Kitle Kltr, Tketimi ve Pazarlamas Sanat Nesnesinin Otantiklii Zorunluluk (determinism) Niyetlerin ve Amalarn Ciddiye Alnmas Merkezi Bilgi Sistemleri Organik/norganik, nsan/Makine Ayrm Fallus Merkezli Cinsel Kuramlar Normlarn Hakimiyeti majlarn, Gsterenlerin Snrsz Oyunu Saylmamas, Melez Kltrel Formlar Kiisel rn Piyasas ve Pazarlamas Performans Sanat (Anlk Gsteri) Belirsizlik (indeterminism), Olumsallk Oyun, roni, Ciddiyete Meydan Okuma Dank, A Biiminde Bilgi Sistemleri Organik ile norganiin Entegre Edilmesi ve Androjen Cinsellik, Kadn ve Erkek Rolleri Arasndaki Snrlarn Ortadan Kalkmas Yksek Kltrn ile Popler Kltrden Yksek Kltrn Popler Kltrden stn Ulus,Devlet ve Parti Temelli Makro Politika Yerellik ve Kimlik Politikalar Temelli

Tablo 2. (http://www.georgetown.edu/irvinemj/technoculture/pomoexamples.html.) Postmodern kuramn meta anlatlara ynelik kukuculuu asndan bakldnda, modernlik, farkllklar ortadan kaldrmaya ynelik iflah olmaz bir dzen saplantsdr. Buna gre, modern dnce, toplumsal dzene ilikin kat standartlar getirerek, dzensizliin ne olduunu tanmlamakla kalmaz, ayn zamanda bu dzensizliin retilmesine de katkda bulunur. Modernliin getirdii standartlar, beyaz, erkek, Heteroseksel, temiz, dzenli, rasyonel ve Batl bireyi esas alr. Bu standartlara uymayan ecinseller, deliler, smrge halklar, kadnlar, modernliin dzen ve rasyonalite anlaynn dnda kabul edilirler (http://www.colorado.edu./English/ENGL2012Klages/index.html.) Modernlie ynelik postmodern kukunun en net ifadesini oluturan bu dncelerle, Marshall Bermann modernlie ynelik cokusu arasndaki ztlk son derece arpcdr. Berman, modern dnyada insanlarn her gn yeni deneyimlerle zenginletiini ileri srmektedir. Oysa postmodern dncenin kukuculuu asndan bakldnda modern yaam insani deneyimin belirli biimleri stn kabul ederken, dier deneyimleri dlamaktadr.

47

Modernlik, geleneksel toplumun sra dzenini sona erdirmitir. Ancak bunun yerine yenilerini yaratmtr. Modern ve aklc olanla, irrasyonel kabul ettikleri arasnda net snrlar izmeye alm ve koyduu standartlara uymayanlar hizaya getirmek iin son derece incelikli mekanizmalar ve yntemler gelitirmitir. Foucaultnun dncelerinin ana hatlar, modernlie ynelik bu postmodern kukuculuun izlerini tar. O, almalarnda, daha nce tarihin konusu olarak grlmeyen konularn tarihini yazmay denemitir. Deliliin, hapishanenin, kliniin ve cinselliin tarihini yazmtr. Foucault iin modern tarih, disiplin olgusunun insan yaamna derinden nfuz etmesinin tarihinden baka bir ey deildir. Rasyonel ve dzenli dnya hayalinin, akln zgrlemesine duyulan inancn, modern iktidarn yaratt hakikat ve iktidar rejiminin bir paras olduuna dair inancn almalarnn merkezine yerletirmitir. Modernliin normalliin tanmlanmas etrafnda dnen sylemsel oluumlarca meydana getirildiini iddia etmitir. Yerele ynelik ilginin dolaysz siyasi sonular vardr. Modernlik meta anlatsnn byk lekli hedefleri asndan nemsiz, marjinal grlen ve sesleri duyulamaz hale getirilmi olan gruplarn tarihine ynelik ilginin artmas ve bu gruplarn seslerini ykseltmeleri bu sonulardan biridir. Yerele ynelen ilginin bir dier sonucu yerel ve mikro lekli anlatlarn meta anlatlar karsnda mevzi kazanmalardr. Byk modernleme projelerine kar kabilecekleri dncesiyle, yerel topluluklarn kltrlerinin heterojenliine ynelik ulus devletin yrtt politikalarn etkilerinin azalmas ve buna mukabil yerel kltrlerin olumlanmas modern byk anlatlara ynelik kukuculuun pratikteki sonulardr (Dirlik, 2005: 137). Modernliin meta anlatlar asndan bakldnda, zneler, bu anlatnn geliiminde oynayacaklar rollerle tanmlanmlardr. Marksizm iin zneyi belirleyen unsur ncelikle almadr ve znenin kurtuluu almann zgrletirilmesiyle mmkndr (Jenks, 2007: 73d). Oysa postmodernlik, meta anlatlara inanszlkla tanmlanmaktadr ve postmodernist yaftas yaptrlan dnrler iin, zneleri, meta anlatlarda oynayacaklar rollere gre tanmlamaktansa, bireylerin kendi hayatlarna ynelik ve toplumun geneline hitap etmek kaygs tamayan kk anlatlara nem verilmelidir. Bireyleri, kendi oluturduklar kk anlatlarn peinden gitmeye davet eden Richard Rorty, bu yaklamn en nemli savunucular arasndadr (Rorty, 1995). Postmodernizme ynelik en sert tepki Marksist gelenekten gelmitir. Bunun belli bal sebebi olduu kanaatindeyiz. lk olarak, postmodernliin byk toplumsal mhendislik 48

projelerine ynelik kukuculuunun dorudan, Marksist siyasal ajanday hedef almasnn Marksistlerde infiale neden olduunu syleyebiliriz. kincisi, ideoloji konusunda da greceimiz gibi, Marksizm z ile grn arasnda bir ikilik varsayar. Oysa grm olduumuz gibi, post yapsalclktan ilham alan postmodernistler iin her trden ikili kartln bizatihi kendisi sorunludur, nk kartlklardan birinin dierine stn tutulmas iktidar ilikilerinin bir sonucudur. ncs, postmodern toplum kuram, Marksist dnrlere gre, ideoloji, kimlik gibi kltrel olgularn yorumlanmasna arlk vermekte, kapitalist ekonominin rgtlenme biiminin insanlar zerinde etkileriyle ilgilenmemektedir (Smith, 2005: 328vd). Postmodern dnce tarzna ynelik bu eletiriler bir arada deerlendirildiinde, postmodern analizin ciddi zaaflar olduu gerei aa kar. Bu analiz tarznn yerel ve ksmi fenomenlere ilgi gstermesi, tm toplumsal olgular kltr merkeze alarak zmlemesi, Marksist analiz biiminin her zaman dme eiliminde olduu ekonomik indirgemecilik karsnda, postmodern teoriye toplumun ve bireyin anlalmasnda nemli avantajlar salamtr. rnein; dilin keyfi uzlamlara dayal yapsnn kefedilmesi kimliklerin ok katl ve toplumsal olarak oluturulmu doasna ynelik son zamanlarda yaplan vurguya kaynaklk etmitir (Marshall, 1999: 406). Bununla birlikte, Marksistlerin postmodern analize ynelik itirazlarnn gl bir temeli bulunduunu da kabul etmek gerekmektedir. Gerekliin ksmi bir kavran sosyolojik ve eletirel olarak yararl fikirlere, i grlere yol aabilir. ktidara ynelik direni iin bir temel de salayabilir. Bununla birlikte:
Postmodern teori genelde fenomenleri ncelikle kltrel ve sylemsel perspektiflerden hareketle analiz eder ve bunu, kapitalist devlet, ekonomi ve kitle iletiim aralar arasnda var olduu zere sistemik i balantlar kavramakszn ou zaman birbiriyle balantsz fragmanlar erevesinde yapar. Bylesi blk prk analizler Lukacsn eyleme sreci olarak tanmlad sreci yeniden retir. Buna gre, eyleme srecinde kapitalist ideoloji, bireylerin kendi eylemlerini kstlayan yaplar ve snf ilikilerini anlamalarn ve bylelikle uygun politik sonulara varmalarn nler (Best, Kellner, 1998: 321).

Postmodern analizin fragmanlara dayal yaps, byk anlatlara ynelik kukuculuuyla birletiinde, varolan iktidara yaplarna kar, hangi unsurlara dayanarak ve nasl, btnlkl bir direni sergilenecei konusunda nemli belirsizlikler ortaya kmaktadr.

49

Marshall Berman modern yaam deneyimini, bireylere snrsz bir coku ve yeni deneyimlere ak olma imkan veren, olumlayc bir deneyim olarak tanmlamt. Postmodern bir dnyada yaamann anlamnn ne olduu konusunda ise birbirine zt iki gr vardr. Postmodernlii olumlu ynden ele alan kuramclara gre, postmodernliin insan yaamndaki en nemli etkisi global tahakkm biimlerinin aa kmasna neden olmasdr. Benliin, herhangi bir ze sahip olmad dncesi, birey karsnda millete, birey karsnda, toplumsal snfa, farkl cinsel deneyimler karsnda Heteroseksel olana, erkek karsnda kadna stnlk tanyan modern benlik anlaynn sorgulanmasna neden olmutur. Bunun neticesinde, farkl deneyimlere ve hayat tarzlarna olan ilgi ve saygda kayda deer bir art olmutur (Newman, 2006: 265vd). Dolaysyla, Bermann iddia ettiinin aksine, postmodernliin olumlu ynlerini n plana kartan kuramclarn, farkl deneyimlerle ve hayat tarzlaryla karlamamz asl salayann modernlik deneyimi deil, postmodernliin etkisindeki bir dnemde yaamamz olduunu, savunduklarn syleyebiliriz. Postmodernlii olumsuz bir dnem ve deneyim olarak gren yaklam ise, postmodern analizin kmazlarna deinmektedir. Ardndan postmodernlik deneyiminin bir karnaval olarak deil, kapitalist tahakkmn yeni ve elenceli ama bir o kadarda toplumsal eitsizlikleri ve iktidar yaplarn yeniden reten, onlara sinsice destek veren yeni bir aamas olarak grlmesi gerektii iddia edilir. Postmodernlii bu ynden kavramaya ve eletirmeye ynelik en etkileyici analiz, Fredric Jameson tarafndan gelitirilmitir. Onun postmodernlii kavrama giriimi, ayn zamanda, Marksizmin eletirel imkanlar ile baz postmodern konumlanlar kaynatrma abasdr (Best, Kellner, 1998: 223). Postmodernizm ya da Ge Kapitalizmin Kltrel Mant adl kitabnda Jameson, Ernest Mandelin Ge Kapitalizm adl almasndan yararlanarak, modernden dnemden radikal bir kopuu ieren bir postmodern dnemde yaadmz trnden iddialara kar kmaktadr. Ona gre, postmodernizm ge kapitalizmin kltrel mantndan baka bir ey deildir ve bal bana bir fenomen olarak deil, kapitalizm iindeki yeni bir aamann st yapsal bir grngsdr. Ernest Mandele gre, teknolojinin retim srecini, birbirinden net izgilerle ayrabileceimiz dnem vardr. Bu dnemler birbirlerinden, bir dnemde hakim olan teknoloji trne gre farkllarlar. 1840l yllarda balayan buhar gcne dayal makineleme devri, 19.yzyln son on ylndan itibaren grlmeye balanan ve elektrik gc ile yaktla alan motorlarn hakimiyetindeki dnem, 2.dnya savann hemen ardndan 50

etkileri hissedilen elektronik ile nkleer gcn yaygnlk kazand son evre (Mandel, 1978den aktaran Jameson, 1994: 64). Jameson, Mandelin retim teknolojisindeki deiimlerden hareketle oluturduu dnemselletirmesini, kapitalizm iindeki ayr evre olarak adlandrr. Buna gre, buhar gcnn hakimiyetindeki dnemi, piyasa kapitalizmi devresidir. Elektriin ve yaktl motorlarn, retimin asli unsurunu oluturduu dnemi, tekelci kapitalizm evresi olarak nitelendiren Jameson, elektroniin ve nkleer gcn baat retim teknolojisi olduu a ge veya okuluslu kapitalizm a olarak tanmlar. Ona gre, ok sk sz edilen postendstriyel bir dnemde yaadmza dair ileri srlen iddialar geersizdir ve kapitalist yaylmacln, sermayenin eriiminin dnda kalabilmi, doa ve bilind gibi alanlara ynelik saldrsna verilen sahte bir adlandrmadr. Medyann ve reklam endstrisinin ykselii bunun en somut tezahrleridir. Jamesonn gznde, kapitalizmin her evresinin kendine zg, baat bir kltrel tarz vardr. Piyasa kapitalizminde gerekilik, tekelci kapitalizmde modernizm, ok uluslu kapitalizmde postmodernizm kltrel alana hakimdir (Jameson, 1994: 65d). Jameson kltrel formlar incelerken ge kapitalizm adlandrmasn kullanmakta, ekonomiye ilikin fenomenleri incelerken ok uluslu kapitalizmden bahsetmektedir. Yeni gelien kapitalizmin ok uluslu kapitalizm olarak adlandrlmas, gelien yeni kapitalist evrenin baz niteliklerin kaynaklanmaktadr. ok uluslu kapitalizm tekelci kapitalizm evresi ile keskin bir kartlk ierisindedir. Frankfurt okulunun almalarndan aina olduumuz tekelci kapitalizm, brokrasinin topluma mutlak anlamda hakim olduu ve devletin ynetici snfnn byk i evreleriyle mutlak bir ibirliine gittikleri devlet gdml bir kapitalizmdir. Buna karlk ge kapitalizm veya ok uluslu olarak adlandrlan kapitalizmde devletin toplumda artan arlnn ve brokrasinin etkilerinden sz edilmemektedir. Tekelci kapitalizmde irketler arlkl olarak ulusal apta etkinlik gstermekteydiler. Yeni kapitalizmde irketler ok uluslu hale gelmilerdir ama bundan da nemlisi eski emperyalizmden olduka farkl yeni bir dnya kapitalist siteminin kurulmasdr. Bu yeni dnya kapitalizminin belli bal nitelikler ise unlardr; sermayenin uluslararas bankaclk faaliyetleri ve borsalar araclyla kazand olaanst dinamizm, medyalarn ulusal snrlarn tesine tamas ve ok uluslu medyalarn ortaya kmas, bilgisayarlarn ve otomasyonun hakimiyetindeki retim teknolojilerinin retimdeki paynn giderek artmas,

51

retimin nc dnyaya kaydrlmas, geleneksel igcnn krizi 1 , yuppielerin ortaya kmas 2 (Jameson, 1994: 18vd). Jamesonn analizlerine kaynaklk eden Mandelin zmlemesinde ge kapitalizmin dou an 1940lara denk dmektir. Buna mukabil Jameson, 1980lerin toplumsal ve kltrel atmosferinin iinden yazmaktadr. Dolaysyla, ona gre, 1980lerin ge kapitalizm ortam ile bu ortamn olumasna neden olan ve birbirlerinden az ok bamsz bir ekilde gelien eitli nkoullar ayr ayr deerlendirmek gerekir. Bir baka ifadeyle, ge kapitalizmin kltrel mant ile onu oluturan iktisadi gelime ve ortam e sremli olgular deillerdir (Jameson, 1994: 20d). Ge kapitalizm, ikinci dnya savann sona ermesinin neticesinde yaanan baz gelimelerle yakndan balantldr; retim teknolojisindeki deimeler, smrgelerin bamszlklarna kavumas, yeni bir uluslararas ilikiler dzeninin kurulmas 3 ve bunun sonucunda ortaya kan yeni uluslararas ekonomik iblm dzeni. Ancak ge kapitalizm ile onun kltrel mantnn asl ortaya kmaya balad dnem 1960larn ekonomik ve zellikle- sosyal atmosferidir. Ekonomik alanda, ikinci dnya savann neden olduu tketim mallar ve yedek para eksikliinin yaratt retim sorunlar ortadan kalktktan sonra, 1980lerde yaygnlk kazanacak yeni rn ve teknolojilerin 4 ilk rnekleri, 1960larda grlmeye balanmtr. 1960lar kltrel olarak, sava ncesi kuaklar ile sava sonras kuak arasndaki deer ve yaklam farklarndan kaynaklanan youn atmalara sahne olmutur (Jameson, 1994: 21d). 1960larn kltrel hareketlerinin siyasal mcadele alanndaki etkilerine, postmodern politik hareketleri deerlendirirken geri dneceiz. Ge kapitalizmin kltrel mant olan postmodernizmin, belli bal iki ayrt edici zellii vardr. Birincisi, postmodernizm, modernizmin yksek kltrle, ticari kltr veya kitle kltr arasnda varsayd snrlar ortadan kaldrmay amalamaktadr. Frankfurt okulu kltr endstrisi st bal altnda tm kitle kltr rn ve kategorilerini istisnasz
1

Jameson, ii snfnn, toplum, siyaset ve ekonomi alanlarnda azalan etkisi ve i evreleri karsnda ikincil konuma dmeye balamalarndan sz etmektedir. 2 Yuppie bata borsa olmak zere finans evresinde alanlarla, elence sektrnde ynetici konumumda bulunanlara verilen, uzaktan uzaa frlama kelimesini artrd iin genellikle alay veya gizli aalamayla kark kullanlan bir sfattr. 3 Jameson, souk savan balamas ve smrgelerin bamszlklarna kavuarak bamsz devletler haline gelmeleri ve dnyann iki ana bloa ayrlmasnn sonucu olan yeni devletler sistemi ve uluslararas ilikiler dzenine vurgu yapmaktadr. 4 Ev bilgisayarlar, cep telefonlarnn ilk rnei saylabilecek telsiz telefonlar, uydularn ve uydu alclarnn snrl da olsa kullanm alan bulmas vb. 52

mahkum ederken, postmodern sanatn savunucular, kitle kltr ile yksek kltrn i ie gemesinden snrsz bir memnuniyet duymaktadrlar. Postmodernizmin savunucular iin ucuz ak ve cinayet romanlar ile nitelikli edebiyat arasnda hibir fark yoktur (Jameson, 1994: 30d). Postmodernizmin ikinci temel nitelii, estetik-sanatsal retim ile meta retiminin i ie gemi olmasdr. Kapitalizm srekli yeni gereksinimler yaratmadan ve yeni grnen rnler imal etmeden varln srdremez. Ge kapitalizmin hzlanan tketim ve retim dngs, yeni estetik deneylerin yaplmasn tevik etmekte ve estetik deneylerin sonular yeni kltrel metalarn piyasaya srlmesine katkda bulunmaktadr (Jameson, 1994: 33). Postmodernliin yksek kltr ile kitle kltr arasndaki snrlar bulanklatrmasnn, estetik ile meta retimini birbirinden ayrt edilemez hale getirmesi, doa ve bilind alanlarna nfuz etmesinin ikincil sonular da vardr. Modernizm kltrn metalamas srecine eletirel bir mesafeden bakarak, metalamann kltr alanna yaylmasna kar kmakta ve kltr kapitalizmin ilgasnda bir ara olarak kullanmay amalamaktayd. Postmodernizm ise kltrel alann tm boyutlarna yaylan metalama srecine kar herhangi bir eletirel mesafe sergilememekte, tam tersine bu srece kar kaytsz kalmaktadr. Bylelikle, ekonomiyle i ie girerek metalaan kltrn kendisi, kapitalizmin bir yansmasndan ok, oluturucusu ve belirleyicisi haline gelir (Jameson, 1994: 10). Bununla birlikte Jameson, kltrn, ekonominin toplumun anlalmasndaki temel olma niteliinin ortadan kalktn iddia etmemektedir. Sz konusu olan, kltrn toplumsal srelerin baat nvesi haline geldii yeni bir kapitalist dnemde yaamakta olduumuz gereidir. Kltr ve ekonomi arasndaki etkileimin, ister kltr ister ekonomiyi merkeze alarak olsun, asla tekynl bir ekilde kavranmamas gerekir. Sadece, kltr ve ekonomi arasnda, srekli ve karlkl bir etkileimin olduu gerei kabul edilmelidir (Jameson, 1994: 16). Jameson, gemiten radikal bir kopu yaandn ve yeni bir toplumsal dzene geildiini iddia eden ve ad postmodernizmle birlikte anlan, postendstriyel toplum teorisinin, ideolojik baz iddialar bnyesinde barndrdn dnmektedir: Bu tr kuramlarn, kendilerini rahatlatacak biimde, sz konusu yeni toplumsal formasyonun, klasik kapitalizm yasalarnn yani endstriyel retimin baatl ve snf savamnn heryerdeliine- artk uymadn gstermek gibi bariz bir ideolojik misyonlar vardr (Jameson, 1994: 31).

53

Jameson, postmodernizmin yksek kltr ile ticari kltr arasndaki snrlar bulanklatrmasnn ve kltre ynelik herhangi bir eletirel mesafeyi ortadan kaldrmasnn, elenceyi ve oyunu n plana alan bir ticari kltrn hakimiyetini pekitirdiini dnmektedir. Bu durum, postmodern sanatn hayranlar tarafndan modernliin ciddiyeti karsnda yeni deneyimlere kap almas frsat olarak alklanmaktadr. Jamesona gre, bunun, kapitalizmin ve onun temsilcisi Amerikan askeri ve kltrel hegemonyasnn, dnya apnda srd yama ve talann gzlerden rak tutulmasndan baka bir anlam yoktur. Kltrel formlarn yzeysel elencesinin altnda, snfl toplumlarn tarihinin tipik grnmleri olan, kan, ikence ve terr yer almaktadr (Jameson, 1994: 33).

54

KNC BLM II. MARSST DNCENN ANA HATLARI A. Marksist ktidar ve Devlet Kuram Marxn devlete ilikin grleri, onun, topluma ve iktidara ilikin grleriyle yakndan balantldr. Dolaysyla Marksist devlet kuram, Marksist toplum grnn bir uzantsndan ibarettir. Marksizmin topluma, iktidara ve devlete ilikin grlerinin en zl ifadesini Marxn Ekonomi Politiin Eletirisine katk kitabnn zsznde bulabiliriz:
Ulam olduum ve bir kez ulaldktan sonra incelemelerime klavuzluk etmi olan genel sonu, ksaca yle formle edilebilir: Varlklarnn toplumsal retiminde, insanlar aralarnda, zorunlu, kendi iradelerine bal olmayan belirli ilikiler kurarlar; bu retim ilikileri, onlarn maddi retici glerinin belirli bir gelime derecesiyle rtr. Bu retim ilikilerinin tm, toplumun iktisadi yapsn, belirli toplumsal bilin biimleriyle rten bir hukuki ve siyasi styapnn zerinde ykseldii somut temeli oluturur. Maddi yaamn retim tarz, genel olarak toplumsal, siyasal ve entelektel yaam srecini koullandrr (Marx, 2005a: 39).

Marxa gre maddi retim gleriyle retim ilikilerinin birleimi toplumun iktisadi yapsn oluturur. retimde kullanlan her trl, teknoloji, ara gere ve malzeme retim glerini meydana getirirken, otorite ve hukuk gibi retimin iblmn organize etmekte kullanlan unsurlar, retim ilikileri kategorisine dahildir. Marxa gre iktisadi yap, hukuksal, siyasal, dinsel, sanatsal ve dnsel unsurlardan oluan st yapnn belirleyicisi olduu iin, toplumsal yapnn zerinde ykseldii temeli meydana getirir. Marx ekonomiyi toplumsal alann temeline yerletirerek, devlet gibi siyasal kurumlar ekonomik temelin yansmas gibi deerlendirmektedir (Swingewood, 1998: 106). Marxn altyap styap modelinde hukuk styapsal bir kurum olarak kabul edilir. Bununla birlikte, hukuk, altyapnn bir parasn oluturan retim ilikilerinin organize edilmesinin de bir parasdr. Dolaysyla akla u soru gelmektedir: Acaba Marx hukuku neden styapya ait saymaktadr? Hukuk ekonomik yapnn ihtiyalarna gre ekillendirildii iin styapya dahil edilmektedir. Marxn hukuka ilikin grlerinin temelinde hukukun ideolojinin bir paras olarak grlmesi gerektii fikri yer alr. Marxa gre toplumda egemen olan fikirler, toplumdaki

55

maddi retim gcn elinde bulunduran ve bu nedenle de zihinsel retim aralarn da kontrol eden egemen snfn fikirleridir (Marx, 2004: 75). Dolaysyla kapitalist bir toplumda hukuk, egemen snf olan burjuvazi tarafndan oluturulduu iin, burjuva dncesinin bir yansmasndan baka bir ey deildir. Marxa gre devlet de dahil tm iktidar biimleri snfsal egemenliin bir sonucudur. Bu nedenle tm siyasi mcadeleler eitli snflar arasndaki snf savamnn ifadesinden baka bir ey deillerdir (Marx, Engels, 2004: 58). Bundan dolay Marx, toplumsal bir kategori olan snflarn zmlenmesine nem vermektedir. Bununla birlikte Marx snflar konu alan ayr bir kitap yazmamtr. Onun snflarla ilgili analizleri eitli kitaplarnda dank bir halde bulunmaktadr. Marxn metinlerinde snflarn tanmlanmasna ilikin iki tip yorum bulmak mmkndr. Marx, bir yandan snflar gelirlerini nereden elde ettiklerine gre birbirlerinden ayrrken, dier yandan, bir snfn snf oluturabilmesi iin dier snflarla karlar ynnden bir kartlk kurmasna dayal snf bilincine atfta bulunarak snflar tanmlamaktadr (Durand, 2002: 67). Marxn snflar, elde ettikleri gelirin niteliine gre tanmlad pasajlar, Kapitalin ikinci cildinde bulunur. Buna gre:
Gelir kaynaklar, srasyla, cret, kar ve toprak rant olan, srf emek-gc sahipleri, sermaye sahipleri ve toprak sahipleri, baka bir deyile cretli-emekiler, kapitalistler ve toprak sahipleri, kapitalist retim tarzna dayanan modern toplumun byk snfn olutururlar (Marx, 1990: 775).

Kapitalin ikinci cildinde Marx gelirlerine gre tanmlad yalnzca snftan bahsetmitir. Ancak Marx Louis Napoleonun 18 Brumairei adl yaptnda, toplumda, finans burjuvazisi, sanayi burjuvazisi, kk burjuvazi, proletarya, toprak sahipleri, zgr iftiler gibi, ok sayda snfn bulunduundan bahseder (Marx, 2002: 23vd). Ayn zamanda, Marxa gre, bir snfn tam anlamyla toplumsal bir snf saylabilmesi iin bir snf bilincine de sahip olmas gerekir. Yine ayn ekilde, Marxa gre, bir snfn snf olabilmesi iin kendini, dier snflarla kart bir konuma yerletirmesi ve onlarla mcadeleye girmesi gerekir. Marx, Louis Napoleonun 18 Brumairei adl yaptnda, Fransz kyllerinin iinde bulunduu durumu analiz ederken, bu kyllerin bir snf oluturmaktan uzak olduklarn nk herhangi bir snf bilincine ve bu amaca ynelik rgtlenmeye sahip olmadklarn sylemektedir:

56

Milyonlarca kyl ailesi, onlar birbirinden ayran ve onlarn yaay tarzlarn, onlarn karlarn ve onlarn kltrlerini toplumun teki snflarnn karlaryla kar karya getiren ekonomik koullar iinde yaadklar lde, bir snf olutururlar. Ama, kk kyller arasnda ancak yerel, yani yaadklar yerden ileri gelen bir ba olduu ve onlarn karlarnn benzemesi onlar arasnda hibir ortaklk, hibir ulusal ba, hibir siyasal rgtlenme yaratmad lde de bir snf meydana getirmezler (Marx, 2002: 122).

Marx devlet kurumu zerine gelitirdii dncelerinde Hegelin devlet kurumuna ynelik yaklamnn hem izinden gitmitir hem de bu yaklamn eletirisi olarak ekillenmitir. Dolaysyla Hegelin devlet zerine dncelerine ana hatlaryla deinmek gerekir. Hegele gre, devlet sosyal bir szlemenin neticesinde ortaya kmaz. Rousseau devletin ortaya knda irade kavramn vurgulayarak isabetli bir balang noktas ortaya koymutur. Ancak iradeyi bireysel iradelerin birlemesinden oluan bir genel irade biiminde formle ederek yanlgya dmtr. Soyut ve tikel karlarn takipisi bireysel iradenin yani sbjektif zgrln temel alnmas Hegele gre son derece olumsuz sonulara neden olmutur. Devletin sbjektif zgrlk temelinde kurulmaya allmas neticesinde kendiliinde ve kendisi iin varolan devletin g ve otoritesi ayaklar altna alnmtr. Bunun neticesinde ortada devlete ilikin baz soyut dnceler dnda hibir ey kalmam ve bu soyut dncelerin yeni devletin temeli yaplmas adna varolan devletler yklm ve anarinin dourduu bir zulm dnemi balamtr. 5 Oysa Hegele gre devlet, biraz nce deindiimiz sbjektif zgrlk ile evrensel iradenin zgrl demek olan objektif zgrln birliidir. Sbjektif zgrlk ile objektif zgrlk arasndaki ayrm, tikel karlar ile evrensel kar arasndaki ayrma tekabl eder. Buradan ise Hegelin devlet dncesinin zne varm oluruz. Tikel karlarn alan olan sivil toplum ile devleti birbirine kartrmamak gerekir. Bu yapld taktirde devletin grevinin ahsi mlkiyet ve zgrl korumak olduu ve bireylerin karlarnn en yce gaye olduu zann ortaya kar. Dolaysyla bireylerin devlete katlmalarnn kendi iradelerine bal bulunduu dnlr. Halbuki Hegel devletin objektifliin temsilcisi olduunu dnmekte ve bundan dolay da bireylerin ancak ve Hegel burada, Fransz devrimcilerinin soyut rasyonalite adna giritii eylemlerin ykclna ve terre neden olmasna gnderme yapmaktadr. 57
5

ancak bir devletin yesi olarak hakiki bireylie kavuabileceklerini dnmektedir (Hegel, 2004: 200vd). Sonu itibariyle Hegel, sivil toplumda temsil edilen tikel karlar arasndaki atmalarn kanlmaz bir kaos yaratacan dnmekte ve liberal szleme kuramclarnn savunduu devleti sosyal bir szlemenin neticesi olarak gren anlay kyasya eletirmektedir. Sivil toplumun yaratt atma devlet kurumu araclyla engellenecek ve siyasal iktidarn alanndan uzak tutulacaktr. Bylelikle Hegel gre, sivil toplumdaki karlarn temsilcisi olan zel devletin yerine tikel karlarn tesinde yer alan genel devlet geecektir (Thomas, 2000: 34vd). Sivil toplumun tikel karlarn alan olduu konusunda Hegel ile hem fikir olan Marx, devletin tikel karlardan bamsz bir genel devlet olduu fikrini burjuva dncesinin bir yanlsamas olarak deerlendirerek, devlet hakknda Hegele zt sonulara varmtr (Newman, 2006: 45d). Marxa gre devlet sivil toplumdan bamsz, tikel karlarn tesinde, genelin devleti gibi gzkmektedir. Oysa bu aldatcdr, modern devlet zel mlkiyetin ve zel karlarn savunucudur (Marx, Engels, 2004: 59). Marx, devletin tikel karlarn bir aracndan ibaret bulunduu fikrinden hareketle devleti, kapitalistlerin, burjuvalarn hakimiyetinin bir ifadesi olarak grmtr. Marx devleti zmlemeye zel bir nem vermitir. nk kapitalizm feodal dneme zg ademi merkezileme eiliminin sonunu getirmi, yerel gleri merkezi kapitalist devletin gleri karsnda onlara tabi ikincil iktidar odaklar durumuna indirmitir.
Burjuvazi, nfusun, retim aralarnn ve mlkiyetin dank durumuna giderek daha ok son veriyor. Nfusu bir araya toplam, retim aralarn merkeziletirmi, ve mlkiyeti birka elde younlatrmtr. Bunun zorunlu sonucu, siyasal merkezileme oldu. Ayr karlara, yasalara, hkmetlere ve vergi sistemlerine sahip, bamsz ya da birbirleriyle gevek balara sahip eyaletler, tek bir hkmete, tek bir hukuk dzenine, tek bir ulusal snf karna, tek bir snra ve tek bir gmrk tarifesine sahip tek bir ulus iinde bir araya geldiler (Marx, 2005b: 121d).

Yukardaki satrlardan da anlalaca gibi Marx, kapitalist sistemin gereklilikleri sonucunda ortaya kan modern iktidarn, artan bir merkezilemeyle karakterize olduu kanaatindedir. Bu analizde iktidarn merkezilemesinin en somut tezahr de modern

58

devlettir. Dolaysyla kapitalizme kar yrtlecek snf mcadelesi, ayn zamanda, kapitalist merkezi devletin iktidarna ynelik bir mcadele olacaktr. Marksist devlet teorisinin ana meselesi, devletin greli olarak, burjuva egemenliinden zerk bir yapya m sahip olduu yoksa burjuva snfnn elindeki bir ynetim aygt m olduudur (Hall, Ikenberry, 2005: 9d). Marx, devlet hakkndaki ilk dnem yazlarnda devleti dolayszca burjuvazinin hizmetinde olan bir organ olarak deerlendirmektedir. Marx, Engelsle birlikte yazd Komnist Manifestoda, burjuvazinin feodaliteden itibaren yava yava siyasi iktidar ele geirmeye baladn ve gelien sanayi kapitalizmiyle birlikte siyasal iktidara tam manasyla hakim olmay baardn ileri srmtr. Dolaysyla: Modern devlette yrtme, tm
burjuvazinin ortak ilerini yneten bir komiteden baka bir ey deildir (Marx, Engels, 2005b:119).

Bununla birlikte Marxn eserlerinde devlet ile burjuvazi arasndaki ilikilerin daha dolayl biimlerinin analizini de bulmak mmkndr (Elster, 2004: 411-412). Louis Bonaparten 18 Brumairei adl kitabnda Marx burjuvazinin uzun vadeli ekonomik karn korumak adna ksa vadeli siyasi hedeflerini erteleyebildiini ve devlet brokrasisinin burjuvaziye kar zerklik kazanabildiini ileri srerek bu grn revize etmi gibi gzkr:
Demek ki burjuvazi, bylece, eskiden liberal olarak kutlam olduunu, imdi sosyalist diye sulayarak, kendi z karnn, kendi z ynetiminin tehlikelerinden kurtulmay emrettiini; lkede huzuru geri getirmek iin her eyden nce huzuru burjuva parlamentosuna getirmek gerektiini; toplumsal gcn koruyabilmek iin siyasal gcn krmas gerektiini; burjuvalarn ancak kendi snflarnn da teki snflarla ayn siyasal hilie mahkum olmas kouluyla teki snflar smrmeye ve mlkiyetin, ailenin, dinin ve dzenin rahat rahat zevkini karmaya devam edebileceklerini; kesesini kurtarmak iin burjuvazinin zorunlu olarak tacn kaybetmesi gerektiini ve kendisini koruyacak olan klcn kanlmaz olarak bann zerinde asl bir Demokles klc olduunu teslim ediyor (Marx, 2002: 64).

Devletin dorudan doruya bir burjuva devleti olmasyla greli bir zerklie sahip olmas devletin kapitalist sistemde oynad ilevler asndan nemli bir farkllk yaratmamaktadr. Marksistler iin devletin belli bal ilevi burjuvazinin ekonomik karlarn kollayp korumaktr. Devletin dier tm ilevleri ve bu ilevleri icra ederken kulland aralar temel olarak bununla balantldr; kapitalist sistemi ve snf ilikilerini korumak ve yeniden retmek, varolan snf yapsn merulatrmak ve devamn salamak, mlkiyet ilikilerini olduu gibi 59

muhafaza etmek, hakim deerlerin okullarda, medyada propagandasn yaparak, hakim ideolojiyi tevik etmek (Pierson, 2000: 122vd). Devletin zerk bir grnme sahip olmasnn burjuvazinin karlarn korumak ynnden neden daha faydal olduu sorusuna yant aramak gerekmektedir. Jon Elster bu konuda olas drt ana sebep olduu kanaatindedir. Birincisi, devletin zrek bir grnme sahip olmas neticesinde burjuva snf, siyasetin perde arkasnda durabilecektir. Bylelikle herhangi bir siyasal huzursuzluk olduunda, ii snf gibi burjuva snfna muhalefet eden gruplar, tepkilerini dorudan doruya burjuvaziye deil, devlet ynetiminin banda bulunan brokrasi gibi unsurlara ynelteceklerdir. Bir baka deyile devlet ynetimi burjuvazi iin bir paratoner ilevi grecektir. kinci olarak, burjuva snf, devlet ynetimi iin zaman ve enerjisini harcamakla fazlasyla megul olduunda kendi zel karlarn gerekletirmeye ok daha az younlaabilir. Bu durumda burjuva snf uzun vadede sahip olduu ekonomik g gibi baz avantajlar kaybetme olaslyla kar karya kalabilecektir. Oysa devlet ynetimine dorudan mdahale etmedii, devlete ksmi bir hareket serbestisi tand durumlarda kendi zel ileri iin ok daha fazla vakit ayrabilecektir. nc neden, ikinci nedenin bir sonucu olarak da deerlendirilebilir. Burjuvazi dorudan devlet ynetimine katldnda siyaset yapmak iin bir miktar mali kaynak ayrmak zorundadr ve bu mali kaynaklar yerine koymak iin aba harcamas gerekir. Ayrca harcanan mali kaynaklar yerine koymak belli bir zaman da alacaktr. Dolaysyla burjuva snf dorudan siyasete girmektense, perde arkasndan siyasete mali kaynak sunmann ekonomik ynden ok daha az masrafl olduunu dnebilir. Drdnc olarak, burjuva snf devlet ynetimine dorudan doruya katld ve tm kararlar kendisi ald durumda ksa vadeli karlarna ynelik kararlar alabilir ve uzun vadede kendi kuyusunu kazar duruma debilir. Ayrca burjuvazi, ii snf karsnda ok daha kat bir tutum taknarak, bu snfa kar uygulanmas gereken politikalarda esneklikten uzak davranabilir. Oysa, daha tarafsz kalabilecek konumda olan, brokrasi gibi ynetimle ilgili aktrler, ii snfn yattrc politikalar izleyebilirler, burjuvaziyi frenleyici politikalar gelitirebilirler ve hatta duruma uygun ekillerde burjuvazinin aleyhindeymi gibi gzken politikalar bile oluturabilirler (Elster, 2004: 406vd). Burjuvazinin ksa vadeli karlaryla gdlenerek kararlar almas halinde, uzun dnemde bindii dal kesmesi olasl, bir snf olarak burjuvaziyi iktidar mevkilerini uzaktan kontrol etmeye iten sebeplerin belki de en nemlisidir. Oyun teorisindeki ortaklk problemi veya trajedisi (Problem or Tragedy- of the Commons) ad verilen durum ksa 60

vadeli karlar ile uzun vadeli karlarn gzetilmesi halinde ortaya kacak sonular aklamakta kullanlan kurgusal bir rnektir. Herkesin kullanmna ak araziler olan ortak otlaklarda srsn otlatan bir ifti srsn bytebilir nk mevcut hayvan saysndaki kk bir artn halihazrdaki otlaa zarar vermeyeceini dnebilir. Bir dier ifti de ayn mant yrtrse, araziyi kullanan hayvan saysndaki nemsiz gzken artlar, nnde sonunda ar otlatmaya yol aacak ve uzun dnemde kaynak yok olacaktr. zetle, herkes kendi ksa vadeli karn dnecek ve kendisi gibi karlarnn peinden gidenleri ihmal edecek olursa, uzun dnemde herkes kolektif kaynaktaki payn kaybedecektir (Marshall, 1999: 550). Byle bir durum ksa vadeli karn dnen bireysel kapitalistlerin de bana gelebilir. Dolaysyla burjuvazinin, devlet gibi, uzun vadeli karlar gzeterek karar alabilen bir kuruma ihtiyac vardr. Ancak burada nemli iki itiraz akla gelmektedir. Burjuvazi u ya da bu ekilde ynetim faaliyetine mdahil olacana gre ve devlet ynetiminde grev alanlar zerinde bask kurabilecek, bata maddi g gibi imkanlara sahip bulunduuna gre, devlet ne lde zerkliini koruyarak, uzun vadeye ynelik politikalar gelitirebilecektir. Bu itirazlar kolayca bertaraf edilebilir. Burjuvazinin iktidardan uzak durmas iki ar utan kanmas durumunda ie yarar bir stratejidir. Burjuvazi, iktidara ne tamamen uzak durduunda ne de tamamen kartnda sahip bulunduu avantajlar koruyabilir. Olaylarn ve olgularn gerektirdii durumlarda siyasal iktidar zerindeki basky younlatrarak veya geveterek hem karlarn korumay baarabilirler hem de ynetimi elden karmam olurlar. rnekle ilgili daha geerli bir itiraz, kapitalistlerin karsnda yer alan gruplarn siyasal mcadelelerini hafife aldmz ynnde olabilir. Gerekten de kurgusal bir dnyada yaamyoruz, kolektif aktrlerin eylemleri varolan iktidar dengelerini bozabilir. rnein; ii snfnn mcadelesi neticesinde, alma saatleri 8 saatle snrlandrlmtr veya genel oy hakk iin verilen mcadeleler sonucunda, oy kullanma hakkn mlk sahibi olmaya balayan yasalar ilga edilmitir. Bununla birlikte, Bat Avrupa tarihine bakldnda uzun vadede siyasal ve ekonomik haklarn kazanlmas Rusyadaki gibi bir devrim sreciyle kar karya kalmaktan korkan iveren kesiminin iileri yattrmak amacyla kat tutumlarndan uzaklamas neticesinde mmkn olabilmitir. Bir kez bu haklar tanndnda, kalc hale gelmilerdir, nk bunlarn daha sonra geri alnmas ok daha byk tepkilere yol aacaktr. 20.yzyln ortalarnda kalc hale gelen refah devleti uygulamalar gnmzde yava yava ortadan kaldrlmaktadr. Dolaysyla kapitalistlerle devlet, kapitalistlerle dier gruplar 61

arasndaki ve devletle bu gruplar arasndaki ilikiler esnek ve zaman iinde deiebilen ilikilerdir. Fakat devletin fonksiyonlarn icra etme biimleri deise bile genel olarak siyasi kanatlar, devlet kurumunun varlna kar olmamaktadrlar. Kapitalistler iin devlet piyasa ilikilerinin garantryken, iiler iinse keyfilie kar yasal dzeni koruyan bir organizasyondur (Pierson, 2000: 299vd). Sonu itibariyle hiper kreselleme yanllar ile kreselleme kart anarist hareketler dnda hibir siyasi gr devlet kurumunun gereksiz olduunu iddia etmiyor. 1960larn sonuna kadar Marksistler devletin dorudan doruya burjuvazinin hizmetinde bir kurum olduuna inandlar. Ancak bu tarihlerde Marksist kuramclar arasnda devletin greli zerkliine dair tartmalar yaanmaya balad. Bu tartmann ana ekseni devletin snf fraksiyonlar arasnda yaanan mcadeleden dolay m yoksa yapsal faktrlerin neticesinde mi greli bir zerklie sahip olduuydu. Ralph Miliband tarafndan savunulan arasalc gre gre devlet, tm kapitalist snfn karlarna hizmet eder ancak kapitalist snfn iinde eitli hizipler vardr ve devlet bu hizipler arasndaki mcadeleden dolay greli bir zerklik kazanr. Kapitalistler siyasi mevkilerde dorudan grev almazlar fakat ellerindeki siyasi, ekonomik gc kullanarak devlet politikalar zerinde dorudan ya da dolayl olarak etkide bulunmaya alrlar (Marshall, 1999: 147). Kapitalist devletle kapitalist snf arasndaki balant, devlette grev alan kiilerle, hakim snfn yelerinin benzer sosyal ve ekonomik kkenlerden gelmeleri, benzer beenilere sahip olmalaryla da ilikilidir (Giddens, 2005a: 72). Nicos Poulantzas tarafndan savunulan yapsalc kurama gre ise, devletin greli zerkliine neden olan snf fraksiyonlar arasndaki mcadele deil, kapitalist retim tarznn yapsal gereklilikleri ve ideolojinin bireyler zerindeki etkisidir. Bir baka deyile kapitalist toplumlardaki retim sisteminin niteliinden dolay devlet aygtlarnn direkt kapitalistler tarafndan kontrol edilmedii durumlarda bile, devlet, kapitalistlere hizmet etmeye devam edecektir (Giddens, 2005a: 72). Poulantzas devletin liberallerin iddia ettikleri gibi tarafsz bir hakem olmadn ama kapitalist retim biiminin devamn garantileyebilmek iin zorunlu olarak tarafsz ve kar gzetmeyen bir kurummu gibi sunulduunu iddia eder:
Dorudan sonuca gitme yoluyla ve ideolojik dzeyin tamamen karmak bir ileyii vastasyla, kapitalist Devlet sistemli olarak, politik kurumlar dzeyinde, snfsal niteliini gizler. Aslnda, en gerek anlamda bir snfsal, ulusal-halk Devletinin varl sz konusudur.

62

Gerek temel ilevini, sonucu KBn [Kapitalist retim Biimi] sosyo-ekonomik ilikilerinde ortaya kan, bu yaltc etkinin oluturduu bu Devlet kendini halk-milletin ulusal iradesini yaama geiriyor gibi sunar (Poulantzas, 1992: 136).

Sonu olarak, Marksist kuramclara gre devlet, kitlelerce kapitalist retim biiminin ve bu retim biiminde hakim konumda bulunan kapitalist snfn karlarn koruyup kollayan bir kurum olmasna ramen, halk tabakasnca bir snfn egemenliini deil sanki tm snflarn karn gzeten bir kurummu gibi alglanmaktadr. Poulantzas ile Miliband aralarndaki tm farklara ramen temelde devletin kapitalist retim biiminin devamn salayan bir kurum olduuna ve bu kurumun kapitalizmdeki hakim snf olan burjuva snf ile bu snfla ibirlii yapan toplumsal kesimlerce kontrol edildiini ve onlarn isteklerine cevap verdiine inanrlar. Ancak ne Poulantzas ne de Miliband devlet iktidarnn hangi mekanizmalar araclyla snf hakimiyetinin devamn saladn ayrntl bir ekilde analiz ettiler. Louis Althusser ise bu kuramclardan farkl olarak snfsal bir ara olarak devletin hangi mekanizmalarla kapitalist retim biiminin devamn saladn analiz etmeye giriir. Althusser, devletin bu ilevi nasl yerine getirdiini ve srdrdn aklamadan evvel kendisinden nceki Marksistlerin devlete ilikin sylediklerini zetler. Devlet aygt, baskcdr, snfsal karlarn gerekletirilmesine yarar, ele geirilip Marksist ideallere gre yeniden dzenlenmelidir (Althusser, 2003: 167). Althusser devletin tarafsz grnmn nasl koruduunu aklayabilmek iin devlet iktidar ile devletin aygtlarn birbirinden ayrmann doru fakat eksik bir yaklam olduunu ve bu nedenle devletin bask mekanizmalar ile ideolojik mekanizmalar arasndaki farka odaklanmamz gerektiini savunur. Devletin bask aygtn hkmet, idare, ordu, polis ve mahkemeler gibi kurumlar oluturur. Devletin ideolojik aygtlar (DA) ise sayca devletin bask aygtndan daha fazla olduu gibi toplumsal yapya da daha geni lekte yaylmtr. Belli bal DAlar unlardr; arlkl olarak kiliseler eklinde rgtlenmi olan dinsel DA, kamuya ait ya da zel okullardan oluan eitim sistemine dayanan eitimsel DA, toplumda yaygn olan ahlak anlaynn aktarld aile DAs, deiik siyasal partilerin varlna dayanan siyasal DA, alma yaamn rgtleyen sendikal DA, basn yayn ve televizyonlardan oluan iletiim DAs, sanatsal ve sportif faaliyetlerden oluan kltrel DA (Althusser, 2003: 168d). Althussere gre devletin bask aygtnn tek ve btnleik yapsnn farkna varmak kolaydr, oysa devletin ideolojik aygtlarnn aralarndaki birlii ayrt etmek daha zordur.

63

Bunun nedeni devletin bask aygt aka kamusal bir nitelie sahipken, DAlarn ok byk ksmnn zel alanda yer almasdr. rnein; kiliseler ve aileler neredeyse tamamen zel alanda yer etmi kurumlardr. Oysa Althussere gre DAlarn kamusal ya da zel alanda yer almasndan ziyade ileyileri nem tar (Althusser, 2003: 170). Althusere gre devletin bask aygt, tutuklama, cezalandrma gibi zor kullanma usulleriyle ilerken, DAlar ideoloji dzeyinde i grrler. Bununla birlikte, bask aygt, yalnzca basky temel alarak ilemedii gibi, devletin ideolojik aygtlar da yalnzca ideoloji dzleminde hareket etmez. Bask aygtnn yalnzca bask yoluyla ilemediini anlatmak iin Althusser, polis ve askerin zor kullanmn ideolojiye bavurarak merulatrmaya altn vurgular. Yine ayn ekilde devletin ideolojik aygtlar ncelii ideolojiye vermekle birlikte olduka hafifletilmi ve gizli bir ekilde de olsa zora bavururlar. rnein; okul disiplinine uymayan renciler cezalandrlrlar (Althusser, 2003: 170d). Althussere gre devletin ideolojik aygtlar arasnda ilk bakta aikar gzkmeyen birlik ve btnl, bu aygtlarn temelini de oluturan ideoloji salar. Bu ideolojik formasyonu Althusser egemen ideoloji olarak adlandrr (Althusser, 2003: 171). Althusser devletin bask aygtyla devletin ideolojik aygtlar arasndaki fark belirledikten ve bunlarn ileyilerini analiz ettikten sonra bu aygtlarn kapitalist toplumda hangi ilevi yerine getirdiini, hangi ihtiyaca cevap verdiini analiz etmeye giriir:
retim ilikilerinin yeniden-retimi byk lde, devlet iktidarnn devlet aygtlarnda uygulanmasyla, yani bir yandan DAlarda, br yandan Devletin (Bask) Aygtnda uygulanmasyla salanyor (Althusser, 2003: 173).

Devlet iktidarnn, retim ilikilerinin devamn gerekletirebilmesi iin, devletin bask aygtyla devletin ideolojik aygtlar arasndaki ayrm zorunludur. Devletin basl aygt, smrye dayal retim ilikilerinin devam edebilmesinin siyasal koullarn, mutlaka fiziksel olmas gerekmeyen zor kullanm araclyla salar. Ayn zamanda bask aygt, devletin ideolojik aygtlarnn ileyebilmesi iin bir kalkan grevi de grr. Bylelikle devletin ideolojik aygtlar, egemen ideolojinin toplumsal bnyeye yaylmas ve bireylere aktarlmas yoluyla, retim ilikilerinin devamn salamak olan ilevlerini yerine getirebileceklerdir (Althusser, 2003: 175). Althussere gre olgun kapitalist formasyonlarda devletin ideolojik aygtlar daha nceki formasyonlara gre sayca daha eitlidir. Althussere gre eski kapitalist

64

formasyonlarda, en nemli ideolojik aygt kiliseler eklinde organize olmu din kurumuyken, ada kapitalist sistemde, devletin en nemli ideolojik aygt okullar biiminde rgtlenmi bulunan eitim kurumudur. Althussere gre ada kapitalizmde, devletin en nemli ideolojik aygtnn eitim kurumu olmasnn iki sebebi vardr. ncelikle, okullar araclyla ada kapitalizmin istedii beceri ve yeteneklere sahip olan bireyler yetitirilmi olur. Ancak bundan da nemlisi eitim DAs araclyla retim ilikilerinin smrye dayal ekilde devamn salayan egemen ideoloji ocuklarn zihinlerine kaznm olur (Althusser, 2003: 176vd). Althussere gre ocuklara kazandrlan bilgi ve becerilerle, ocuklara aktarlan egemen ideoloji ok eitli boyutlar ierir:
Smrlen olma rol (son derece gelimi mesleki vicdana, ahlaki, medeni, milli ve apolitik vicdana sahip), smr grevlisi olma rol (iilere emretmeyi, iilerle konumay bilmek: nsan ilikileri), bask grevlileri (emretmek ve tartmaya yer brakmadan itaat ettirebilmek ya da siyasal yneticilerin tumturakl bo szlerini kullanabilmek) ya da profesyonel ideologlar olma grevi (vicdanlara sayg ile, yeni hak ettikleri aalama, antaj ve demagoji ile ileyerek, Ahlak, Fazilet Aknlk, Millet, Fransann Dnyadaki Rol vb. ile besleyebilme yetenei) (Althusser, 2003: 180).

ocuklara kazandrlan beceriler ve zihinlerine yerlemi burjuva dnnn bir araya gelmesi neticesinde, kapitalist toplumun ideolojik formasyonlar bireyler tarafndan neredeyse tamamen iselletirilmi olur. Zorlama ve rzann bu kombinasyonu kapitalist devlete kar yrtlecek muhalefeti de skntya sokacaktr. Devletin dorudan doruya burjuvazinin karnn temsilcisi gibi kabul edildii durumla, devletin ksmi zerkliinin vurgulanmas, uygulanacak Marksist siyasi mcadele ve devlet kurumuna kar alnacak tavrlar konusunda farkl yaklamlara sebep olacaktr. Devletin, dorudan doruya burjuvazinin elindeki bir ara olarak dnld durumda, devletin herhangi bir ekilde tarafsz bir kurum haline getirilemeyecei, dolaysyla varolan devlet aygtnn tamamen yok edilerek devletin ortadan kaldrlmasnn gereklilii savunulur. Daha ak bir ifadeyle bu konum benimsendiinde devlet devrimle mutlak anlamda yok edilecektir. Lenin bu konumun en bilinen savunucusudur (Newman, 2006. 48d). Devletin kapitalist karlarca belirlenmi ancak ksmi bir zerklie de sahip olabildii varsayldnda, devlet, ele geirilmesi gereken ve ondan sonra tarafsz bir aygt haline getirilerek bata ekonomik dzen olmak zere toplumsal yapnn deitirilmesinde

65

kullanlabilecek bir kurum olarak kabul edilir. Marxn devlete ynelik siyasal mcadele yaklamn belirleyen devletin sahip olduu nispi zerkliktir (Newman , 2006: 50vd). Gerekten de Marx ii snfnn politik mcadelesinin nihai hedefinin devleti ele geirmek ve ondan sonra da devleti sosyalist amalar gerekletirmek iin kullanmak olduunu belirtir (Marx, Engels, 2004: 59). Tam bu noktada akla bir soru taklmaktadr. Marxa gre devlet, her halkarda kapitalist snfn karlarn gzettiine gre, devletin sosyalist amalar iin de kullanlabileceini dnmek ak bir eliki deil midir? lk nce, Marxn, ii snfn tikel karlarn tesine geen evrensel bir snf olarak grdn ve bu nedenle, ii devriminin, bata almaya dayal ekonomik dzen olmak zere, tm toplumsal yapy batan aa deitireceini dndn belirtmek gerekir:
Daha nceki btn devrimlerde faaliyet tarz deimemi kalyordu iin baka kiiler arasnda yeni bir bltrlmesi sz konusuydu: komnist devrim, bunun tersine, daha nceki faaliyet tarzna kar ynelmitir, almay ortadan kaldrr ve btn snflarn egemenliini snflarn kendileriyle birlikte ortadan kaldrr, nk bu devrim, artk toplum iinde bir snf ilevi grmeyen, artk toplum iinde bir snf diye tannmayan bir snf tarafndan [ii snf] gerekletirilir (Marx, 2004: 66).

Marxn proletaryay tarafsz bir snf olarak nitelendirmesi ve tm toplumsal yapy tikel karlarn tesine geerek dzenleyebilecek yegane snf olarak grmesi, Marx, proleter devletini, kapitalist devletin aksine, sivil toplumdaki yabanclama durumunu ortadan kaldracak devlet biimi olarak kabul etmesine neden olmutur. Bu nedenle sorun, devletin kendisi deil, varolan devlet biiminin ne tip bir devlet olduudur (Newman, 2004: 55d). Dolaysyla Marxa gre, proletaryann devleti ele geirmesi ve ondan sonra devletin zor kullanma konusunda sahip olduu yasal iddet tekelini, snfsal rakiplerini pasifize etmekte ve burjuva dzenini temelden deitirmekte kullanmas merudur: Proletarya, siyasal egemenliini, tm sermayeyi burjuvaziden derece derce koparp
almak iin, btn retim aletlerini devletin, yani egemen snf olarak rgtlenmi proletaryann elinde merkeziletirmek iin, ve retici gler ynn olabildiince hzla arttrmak iin kullanacaktr (Marx, Engels, 2005b: 140).

66

Bununla birlikte Marxn proleter devletini, siyasal iktidarn ortadan kaldrlmasnda bir ara, bir basamak olarak grdn yani devleti yok olup gidecek bir kurum olarak kabul ettiinin altn izmek gerekir. Evrensel snf olan proletarya, kendisi de dahil olmak zere tm snflar ortadan kaldraca iin snfsal hakimiyetin bir ifadesi olan devlet bir sre sonra kendiliinden ortadan kalkacaktr. Devletin ortadan kalkmasyla birlikte, snfl toplum dzeninin de sonu geleceinden, iktidarn tahakkm bir daha geri gelmemek zere tarih sahnesinden ve insan yaamndan silinecektir (Newman, 2006: 57). Marksist devlet ve iktidar sorununu incelediimiz bu blm kapatmadan evvel, konuya ilikin kardmz baz sonular toplu halde deerlendirelim. Marksistler iin iktidar ekonomik gten kaynaklanmaktadr. Ekonomik gc elinde bulunduran burjuva snf, hakimiyetini, sivil toplumdaki egemenliinin tamamlaycs olan modern merkezi devleti kontrol ederek salamaktadr. Baka bir ekilde ifade edecek olursak kapitalist devlet retim ilikilerinin devamn salayan bir aygtlar btnldr. Dolaysyla Marksistler, modern iktidar, ekonomik gce dayal merkezi bir yap olarak kavramaktadrlar. Devlet iktidar her ne ekilde olursa olsun Marksistlere gre snf iktidarnn bir sonucudur. Bu nedenle, Marksist dnce siyasal iktidar, aynen bir mlk gibi sahip olunabilen ya da olunamayan bir ey olarak deerlendirmektedir. Daha sonra grlerine deineceimiz Foucaultnun terminolojisini kullanacak olursak, Marksist iktidar modeli, ekonomik-hukuksal bir iktidar modelidir ve egemenliin salanmasnda rzann roln kabul etmekle birlikte iktidarn temelde baskc bir ey olduu iddiasndadr. Ortodoks Marksizm, modern siyaset paradigmas iin de hareket etmektedir. Bu nedenle klasik Marksizm iktidara ynelik mcadelelerin, merkezi iktidara ynelik geni lekli ve ii snf merkezli parti politikalaryla yaplmas taraftardr. Lenin bu tip bir Marksist mcadele biiminin en nemli savunucudur. Ona gre Marksist snf mcadelesi, ideolojik ve pratik ynlerden btnlemi nc bir partinin ynetiminde yaplmaldr (Heywood, 2007: 163). Marksist kuramclarn byk ounluu, kapitalist snfn hizmetindeki devletin ele geirilmesinden sonra, devletin sahip olduu imkanlarn kullanlarak, eitliin hakim olduu sosyalist bir dzenin kalc bir ekilde kurulabileceini dnmektedirler. B. deoloji Kavramnn Marksist Yorumu Modernlikten bahsederken deindiimiz gibi, ideoloji kavramnn ortaya k, Sanayi devriminin ve Fransz devriminin neticesinde gelien olaylarn sonucudur. Geleneklerin hakim olduu ve sanayinin gelimesinden nce retim faaliyetinin uzun zaman ald

67

geleneksel toplumda hayatn ritmi olduka yava akt gibi, yeni fikirlerin yaylmas da kolay deildi. deoloji kavramnn ortaya k, ayn zamanda, eski rejimi bir arada tutan ve toplumun kadim gelenekleriyle dinsel deerlere dayal anlam erevelerinin Aydnlanma felsefesinin etkisiyle, anmasnn da sonucudur. Ancak ideoloji fikrinin geliiminde Protestan reformunun Katolik kilisesinin ritele dayal ibadet anlayna kar, sz ve bireysel vicdan n plana kartmasnn da etkili olduunu vurgulamak gerekir. Yine de, Aydnlanma dncesinin ana belirleyici olduu aklda tutulmaldr. Aydnlanma dncesi gelenein otoritesine deil akln gcne referans yapmaktadr. Toplumsal dnyay aklayan din gndelik olanla kutsal olan birletirmeyi esas alrken, mitler ise atadan kalmayd ve metafiziksel unsurlarla doluydu. Oysa Aydnlanma felsefesi akla ve bilime odaklanr. Basm yayn teknolojisindeki gelimelerin bilgiye ulamay kolaylatrmas fikirlerin dolama daha abuk kmasna neden olmutur ve bu da ideolojinin ortaya kmasnda nemli bir rol oynamtr (McLellan, 2005: 4vd). Sonu olarak, ideoloji, modernlii ortaya kartan srelerle balantl olduu gibi, modernliin yaylmasn da katkda bulunmutur. Yine ayn ekilde ideolojiler, geleneksel deerlerin eletirilmesinde ve modern fikirlerin merulatrlmasnda kullanlrlar. Bu ilev, zellikle siyasal iktidarn merulatrlmasyla ilintilidir (Habermas, 1970: 99dan aktaran McLellan, 2005: 3). Daha nce de grm olduumuz gibi, Max Webere gre, modern dnyada siyasal iktidar da dahil olmak zere tm iktidarlarn meruluunun ana kaynan akl oluturmaktadr. Akla ynelik postmodern kuku, bu meruluun kendisini sorgulamaktadr. deoloji kelimesini kullanan ilk kii olan Antoine Destutt de Tracy yazd Elements dIdeologie kitabnda tm bilimlere temel tekil edecek ve onlar eletiriye tabi tutacak bir dnceler bilimi kurulmasn nerdi. Bu bilimin ad ise ideoloji olacakt. Bilindii gibi loji eki bir aratrma alannn bilim olduunu belirten bir son ektir. Daha nce Aydnlanma dncesinden bahsederken deindiimiz gibi, her trl nyargdan uzak olan bilim sayesinde toplum en mkemmel ekilde geliecekti. Tracy de ideolojinin fikirler alannda ayn ilevi greceini belirtiyordu. Ona gre, bireylerin dnceleri, onlarn zlem ve dileklerinin sonucundan baka bir ey deildir. Bireysel fikirlerin aratrlmasyla, insanlk iin, en uygun toplumsal dzenin nasl kurulaca sorusuna bir yant bulmak kolaylaacakt (McLellan, 2005: 8). deoloji kavram, ideal toplumsal dzenin gelitirilmesinde salayaca katklardan tr, ilk dolama girdiinde pozitif bir anlama sahipti. Ancak iktidarnn en banda 68

ideologlarla yakn ilikiler iinde olan Napolyon, iktidarn salamlatrdka, ideologlarn, rasyonel toplumsal dzene ynelik fikirleriyle otokratik eilimlerinin attn fark ederek ideologlara kar olumsuz bir tavr sergilemeye balad. Napolyon, Rusyada urad yenilginin ardndan, yenilgisinin sebepleri arasnda ideologlarn nifak sokucu fikirlerini de sayd. Bylelikle ideoloji kavram olumsuz bir anlam da kazanm oldu (McLellan, 2005: 8vd). Aydnlanma felsefesinin olduka soyut ve insani deneyim alanna ynelik farkllklara yeterince arlk vermeyen yaklam, bireysel deneyimin biricikliine ve deien zaman ile toplumsal koullarn bireyler zerindeki etkilerine vurgu yapan Romantik felsefenin saldrlarna cevap vermekte zorlanmaya balad. Buna ilaveten, Fransz devrimi sonrasnda, gerek devrim Fransasnda gerekse Avrupann geri kalannda grlen ykmlar ve kymlar, Aydnlanmann rasyonel dzen idealinin sanld kadar hayrlara vesile olamayabileceinin farkna varlmasna yol at. Tarihin her bir dneminin kendine zg bir ruh tadn savunan Romantik felsefenin bu iddialar, Hegelin, belirli bir dneme ait dncelerin her zaman geerli olmayacana dair argmanlarna zemin hazrlamtr. Hegele gre, tarihin anlamnn ne olduu sorusu ancak tarihin btnne bakarak anlalabilir. Zira tarihin belirli bir dnemi iin geerli olan fikirler, tarihin geneli asndan bu fikirlerin savunucularnn hi hesaplamadklar sonulara yol aabilirler. Kapitalistlerin niyetlerinin tesinde kapitalizmin, kendi altn oyduuna dair Marx tarafndan gelitirilen fikirlerin kayna da Hegelin tarihe ynelik bu iddiasndan kaynaklanr (McLellan, 2005: 9). Bata Karl Marx ve Friedrich Engels olmak zere Marksist dnrler ideoloji hakknda nemli kavraylara ulamlardr. R.G. Peffer Marksist literatrde ideoloji kavramna yklenen anlamlarn kullanl bir listesini sunar. Buna gre ideoloji:
. (1) Bunlar snfl bir toplum iinde ya da hakim snfa ve/ya da toplumsal statkoya genellikle sempati duyan bir snf ya da toplumsal grup yesi tarafndan oluturulur; (2) bilimsel deildir; (3) yanlsamaldr, (4) gerekliin tersyz edilmi (ba aa ya da altst) bir temsilidir, (5) yanl bilinin bir sonucu ya da bileenidir, (6) sistematik bir biimde yanltcdr ya da (7) toplumsal olarak gizemliletiricidir. Dier nerilmi zellikler, (8) bir hakim snfn karlarn toplumun ortak kar olarak temsil eden, (9) bir hakim snfn toplumsal statkosunu ve/ya da karlarn dorulamaya hizmet eden, ve (10) toplumsal statkoyu koruma ilevi gren ve/ya da bir hakim snfn karlarn savunan bir teori ya da fikirler kmesidir (Peffer, 2000: 236).

69

Marxn ideolojik dne ynelik gelitirdii eletirel fikirlerin temelinde idealizm ile materyalizm arasndaki kartl vurgulama istei yatmaktadr. dealist dnce geleneine gre, sosyal kurumlarn kayna ve tarihsel gelimenin itici gc fikirlerdir. nsanlarn yaadklar zorluklar eksik ya da yanl bilgilenmeden kaynaklanr. Oysa Marx tarihin itici gcnn fikirler olmad kanaatindedir. Zira Marxa gre fikirlerin oluumunu belirleyen ey iinde bulunduklar maddi koullardr (r, 1997: 11d). Marxa gre: Yaam belirleyen bilin deil, tersine, bilinci belirleyen yaamdr (Marx, 2004a: 45). Marxn burada yaam ile belirtmek istedii maddi yaamdr. Marxa gre maddi yaamn retimi, insanlar hayvanlardan ayran en nemli farktr. nsanolu kendi yaam aralarn reterek varoluunu hayvanlardan farkllatrr. nsanlarn kendi yaam aralarn retmeleri maddi yaamn da balangcn oluturur. Bununla birlikte maddi yaam yalnzca insanlarn fiziksel olarak hayatlarn devam ettirmeleriyle ilikili deildir. Maddi yaamn retilme biimi insanlarn yaam tarzn da belirler (Marx, 2004a: 39). Bu nedenle Marxa gre:
Fikirlerin, anlaylarn, ve bilincin retimi, her eyden nce dorudan doruya insanlarn maddi faaliyetlerine ve karlkl maddi ilikilerine (Verkehr), gerek yaamn diline baldr. nsanlarn anlaylar, dnceleri, karlkl zihinsel ilikileri (geistige Verkehr), bu noktada onlarn maddi davranlarnn dolaysz rn olarak ortaya kar. Bir halkn siyasal dilinde, yasalarnn, ahlaknn, dininin, metafiziinin vb. dilinde ifadesini bulan zihinsel retim iin de ayn ey geerlidir (Marx, 2004a: 44).

Dolaysyla Marxa gre insanlarn, siyasi, dnsel rgtlenmelerinin temelinde fikirlerin yer aldn ileri srmek, insanlarn gerek yaam koullarnn arptlmasdr. deolojik dn belirleyen de yaamn bu yanl anlalmasdr:
Gkten, yeryzne inen Alman felsefesinin tam tersine, burada, yerden gkyzne klr. Baka deyile, etten ve kemikten insanlara varmak iin, ne insanlarn sylediklerinden, imgelerinden, kavradklarndan ve ne de anlatld, dnld, imgelendii ve kavrand biimiyle insandan yola klr, gerek faal insanlardan yola klr ve bu yaam srecinin ideolojik yans ve yanklarnn gelimesi de, insanlarn bu gerek yaam srelerinden hareketle ortaya konulabilir Bu bakmdan ahlak, din, metafizik ve ideolojinin tm geri kalan ksm ve bunlara tekabl eden bilin biimleri, artk o zerk grnmlerini yitirirler (Marx, 2004a: 45).

70

Marx bylelikle ideolojinin ana niteliini ortaya koymaktadr. Fikirler siyasi ve sosyal kurumlarn olumasnda belirleyici deildir. Fikirlerin oluumunu belirleyen insanlarn iinde bulunduklar maddi retim biimidir. Dolaysyla fikirlerin maddi yaam belirledii iddias ideolojik bir dnme eklidir. Marxa gre, ideolojik dnceler ayn zamanda snf hakimiyetinin bir sonucudur. Toplumdaki maddi retim kaynaklarn elinde bulunduran snf, fikirlerin retimi iin gerekli ara ve gerecin de sahibidir (Marx, 2004a: 75). Bu nedenle toplumsal yaamda belirli bir dnemde hakim olan fikirler, snf egemenliinin ifadesinden baka bir ey deildir:
Egemen dnceler, egemen maddi ilikilerin fikirsel ifadesinden baka bir ey deildir, egemen dnceler, fikirler biiminde kavranan maddi, egemen ilikilerdir, u halde bir snf egemen snf yapan ilikilerin ifadesidirler; baka bir deyile, bu dnceler, onun egemenliinin fikirleridirler (Marx, 2004a: 75).

Marxn ideolojiyle ilgili bir dier iddias kapitalist sistemin doasnda yer alan baz mekanizmalarn, toplumsal hayat belirleyen asl mekanizmalar gizleyerek ideolojik dne yol atklardr. Fetiizm olgusu kapitalizmin grnteki biimleriyle, o biimlerin altnda yatan retim ilikileri arasndaki farkn en nemli ifadesidir (McLellan, 2005: 16). Buradan da anlalabilecei gibi Marx, kapitalist sistemin z ile grn arasnda farkllk yaratan bir mekanizmaya sahip olduunu iddia etmektedir. Meta fetiizmine yol aan piyasa mekanizmas, kapitalist sistemin z ile grn arasndaki farklln iilerce anlalmasna engel olmaktadr. inin z ile grn arasndaki fark anlayabilmesi, onun emeiyle olan ilikisini doru ekilde kavramasna baldr. Marxn emek ve alma konusundaki grlerinin kavranmas, Marksist dnce asndan ideolojilerin yapsnn anlalmas iin temel neme sahiptir. Marxn, almann insan yaamndaki rolne dair grlerinin incelenmesi, onun, ideoloji kuramnn anlalmas ve bu kuramn meta fetiizmi kavramyla olan ilikisinin aa kavuturulmas ynnden nem tamaktadr. Ayrca, Marxn ideoloji analizinin siyasal mcadeleye ynelik boyutlaryla yabanclamaya ynelik analizleri arasnda da yakn bir iliki vardr. deolojinin eletirisi araclyla Marx, yabanclamann etkilerinden kurtulmu zgr insanlar olabileceimizi dnmektedir. 1844 ktisadi ve Felsefi El Yazmalar kitabnda aklad gibi, Marxa gre yabanclamann drt temel boyutu vardr. i emeinin

71

rnne, emeinden kaynaklanan alma srecine, dier iilere ve en sonunda da trsel varlna yabanclayordu. i emeiyle eitli metalarn retimine dorudan katkda bulunur. Bu metalar aslnda eitli nesnelerdir, ii emeiyle bu nesneleri meta haline getirir yani rne evirir. Kapitalist toplumda meta retimi srecinin denetimi retim aralarn ellerinde bulunduran ve kar amacyla metalarn retim srecine katlan giriimcilerdedir. Meta ii tarafndan retildikten sonra giriimci tarafndan piyasaya srlr. Meta, piyasada deiim deerine yani bir fiyata sahiptir. Emeini bir szlemeyle giriimciye satan ve metay reten ii meta piyasaya ktktan sonra, meta zerindeki denetimini yitirmi olur. E deyile rettii meta iinin karsna kendisinin karsna bamsz bir g olarak kar. Bunun iki sonucu vardr. Birincisi kendi emei de tpk rettii meta gibi bir nesneye dnm olur. kincisi ne kadar ok meta retirse, ii o kadar yoksullar nk rettii metann fiyat zerinde herhangi bir kontrol yoktur. Bylelikle iinin emein rnne yabanclamas nihai halini alm olur (Marx, 2004b: 23vd). i kapitalist retim biiminde, alma srecine de yabanclayordu. Grm olduumuz zere, Marx iin, rnler-metalar, iinin katld retim etkinliinin sonucudur ancak rettii metalar zerinde ii kontrol sahibi deildir, rettikleri karsna piyasada yine nesneler olarak karlar. Bu durumda ii retim srecine yabanclam olur. Zira retimine katkda bulunduu nesneler zerinde kontrolnn olmad durumda alma yaam iinin gznde deersiz hale gelir. i almaya, kendi etkinliklerinin en temel olanna yabanclar, almaya kendi iinde deerli bir ey olarak deil yeme ime gibi gereksinimlerinin temin edilmesinde bir ara olarak bakmaya balar. i alrken mutsuzdur, biran nce iini bitirmeye ve iini bitirir bitirmez de iyerinden kamaya can atar (Marx, 2004b: 28d). inin emeinin rnne ve (alma yaamna) retim srecine yabanclamas Marxa gre insann (trsel z) trsel varlna yabanclamasna yol amaktadr. Marxn insann trsel varln neyin oluturduuna dair fikirlerine deinmeden evvel trsel varlk ifadesinin anlamn zmek gerekmektedir. Trsel varlk ifadesi ile Marx, insann kendisini dier varlklardan farkl bir tr klan baz niteliklere sahip oluuna vurgu yapmaktadr (Marshall, 1999: 799). nsan bir tr varlk olarak dier varlklardan ayran en nemli nitelii bilinli retim etkinliini yalnzca insann yapabiliyor olmasdr. nsan bilinli alma etkinlii yoluyla kendisini, evresini ve bunlarn sonucunda da doay dntrr.

72

nsan hayvanlardan farkllatran en nemli nitelii bilinli alma olgusudur. Marx hayvanlarn da tpk insanlar gibi eitli aletler kullanabildiklerini, kendilerine yuvalar ina edebildiklerini belirtir. Bu nedenle insan hayvanlardan farkllatran, hayvanlardan daha gelikin aletler yapp, onlar kullanabilmeleri deildir. nsanlar hayvanlardan farkl klan bilinli olarak retim etkinliinde bulunabilmesi yani almasdr. nsanlar bilinleri sayesinde, almalarnn sonular zerinde fikir yrterek, retim etkinliklerini srekli gzden geirirler. nsan bilinli alma araclyla doay dntrebilirken, hayvanlar doay dntremezler. rettikleri zerinde kontroln yitiren, retim etkinliine kaytsz hale gelen ii, bir insan olarak kendisini dier canllardan farkl klan alma olgusuna yabanclatnda trsel varlna da yabanclam olur (Marx, 2004b: 30vd). Jon Elster, Marxn insanlar hayvanlardan farkllatrann bilinli alma olduunu sylemesinin Marxn materyalist fikriyat ynnden elikiye yol at kanaatindedir. Toplumun organizasyonunda fikirlerin deil maddi yaamn belirleyiciliine vurgu yapan Marx, bilinle almay zde klarak teorik ynden elikiye dmektedir (Elster, 2004:68). nsann insana yabanclamas yabanclamann drdnc boyutudur. Kapitalist ekonomide insann trsel z olan alma srecine yabanclaan insan, dier insanlara kar da yabanclar. nk yabanclam emein hakim olduu durumda, her bir ii dier iilerle kendi konumun gereklerini gz nnde tutarak iliki kurar (Marx, 2004b: 33). E deyile her bir ii emeini sattndan dier iilerle alma yaamnda rekabete girer ve kendisini dier iilere rakip grr. Bylelikle insan insana yabanclam olur. nsann insana yabanclamas sadece i bulma bakmndan birbirlerine rakip olmalar sonucunu dourmaz. Ayn zamanda her bir insan, karsndaki insan maddi ynden yararlanlacak, ihtiyalarn elde etmekte kullanlacak bir nesne gibi grr (Marx, 2004b: 55). Marx, emein deer belirleyici niteliini zellikle vurgular. Bir maln deiim deeri o maln retimine harcanan emein dolaysz sonucudur. Bir mala harcanan emein deeri ise o maln retimi iin harcanan emek zamanna baldr (Marx, 1993: 53). Bir meta piyasaya belirli bir deiim deeriyle (fiyatla) srld andan itibaren o maln deeri zerindeki emek faktrnn etkisi grlmez hale gelir (Marx, 1993: 87). Bir maln deerini meydana getiren emek miktar, grnmez hale geldiinde, o mala ait deiim deeri, sanki o maln doal, kendiliinden bir parasym gibi gzkr:
Demek ki, metan gizemli bir ey olmasnn basit nedeni, onun iinde insan emeinin toplumsal nitelii, insana, bu emein rnne nesnel bir nitelik damgalam olarak grnmesine

73

dayanmaktadr; reticilerin kendi toplam emek rnleri ile ilikileri, onlarla kendi aralarnda bir iliki olarak deil de, emek rnleri arasnda kurulan toplumsal bir iliki olarak grnmesindendir... Burada, insanlar arasndaki belirli toplumsal iliki, onlarn gznde, eyler arasnda dsel bir iliki biimine brnyor. Bu nedenle, benzer bir rnek vermek iin, din aleminin sislerle kapl katlarn dolamamz gerekir. Bu alemde, insan beyninin rnleri, bamsz canl varlklar gibi grnr, ve hem birbirleriyle, hem de insanolu ile iliki iine girerler. te metalar aleminde de, insan elinin yaratt rnler iin durum ayndr. Emek rnlerine, meta olarak retildikleri anda yapveren ve bu nedenle meta retiminden ayrlmas olanaksz olan eye, ben, Fetiizm diyorum (Marx, 1993:87-88).

Marxn meta fetiizmi zerine yazdklar daha detayl incelenmeyi hak etmektedirler. Zira Marx, Alman deolojisi kitabndan sonra bir daha ideoloji kelimesini kullanmaz. Bunun yerine, piyasa ilikilerindeki fetiist karakterin tm toplum yaamna yaylarak kiilerin gereklii eksik, paral ve yanlgya dayal alglamalarna neden olduunu savunmaktadr. Marx metann feti niteliinin kavranmasnn dnyann doru bir ekilde anlalmasnn anahtar olduunu dnmektedir (Durand, 2002: 93). Marxn meta fetiizmi analizine yakndan baktmzda odaklanmamz gereken en nemli unsur, aslnda insanlar arasndaki ilikiler olarak kavramamz gereken mbadele ve etkileim ilikileri, nesnelerin kendi aralarndaki ilikiler gibi gzkr. Nesnelerin yani rnlerin karlatrlmasnda kullanlan nitelikler rnn kalitesi ve fiyat gibi- insanlar arasndaki ilikilerin sonucu olmalarna ramen, sanki nesnelerin kendisine ait doal niteliklermi gibi gzkrler (Elster, 2004: 96). Bireyler, metann retiminin toplumsal boyutunu deil piyasadaki metalarn deiim deerine tank olduklar iin kapitalist sistemin, piyasa ilikileri gibi yzeysel grnmlerine taklp kalrlar: Emein toplumsal karakteri, toplumsal bir nitelik tamayan metalarn ardnda gzlerden saklanr (Eagleton, 1996: 127). E deyile, metalarn retimi srecine aktif olarak katlan emeiyle onlar reten ve metann fiyatna- deiim deerine emekleriyle katkda bulunan insanlar piyasadaki rnlerin fiyatlarnn kendi emeklerinin sonucu olduu gereini fark etmezler, metalar sanki kendiliinden bir deere sahipmi gibi gzkr. nsanlar arasndaki ilikilerin eyler aras ilikiler gibi gzkmesi gerekliin hatal bir kavrandr. nk alma sreci ve emek, insann trsel varlnn ifadesi olduu gibi dier insanlarla birlikte gerekletirilen bir faaliyettir.

74

Dolaysyla ideolojik arptma yalnzca, gerek yaamn ve dnn bilinteki yanl bir ifadesi olmaktan kp, kapitalist sistemin ekonomik mekanizmalarnn bir sonucu haline gelir (Eagleton, 1996: 128). nsanlar arasndaki ilikilerin eyler aras ilikiler gibi anlalmas sreci piyasa mekanizmasyla ve retim sreciyle snrl kalmaz. En yakn insan ilikilerine kadar sirayet eder. nsanlar birbirlerine yabanc hale gelerek, birbirleriyle sadece ekonomi temelli iliki kurarlar. Bu ynyle meta fetiizmi, insann insana yabanclamas srecinin daha geni kapsaml ifadesinden baka bir ey deildir Meta fetiizminin bir dier sonucu, metalarn kendiliinden bir deere sahip olduu yanlsamasna kaplan insanlarn, iinde yaadklar toplumsal sistemin, tarihin belirli bir annda ortaya km belirli etkileimlerin sonucu olduunu unutmalardr. Bunun neticesinde varolan toplumsal dzenin insanlara doal gzkmesidir:
rnlere meta damgasn vuran ve dolamlar iin belirli hale gelmeleri zorunlu bir balang olan nitelikler, insan, kendi gznde, bunlar deimez zellikler kabul ettii iin, tarihsel niteliklerini deil de anlamlarn zmeye kalkmadan nce, zaten toplumsal yaamn doal ve kendiliinden anlalr biimlerin kararlln kazanm bulunurlar (Marx, 1993: 91).

nsanlarn oluumuna katkda bulunduklar toplumsal ve ekonomik sistemlerin insanlarn karlarna, onlardan bamsz nesnel gler olarak kmalar olgusu, insanlarn bu sistemleri, tarihsel srelerle balantsz, doal, kendiliinden ve deitirilemez kabul etmelerine neden olur. Marxn ideoloji eletirisinin nihai amac, kapitalist sistemin temelindeki mekanizmalarn aa kavuturulmas ve bu unsurlarn insanlar zerindeki ideolojik etkilerinin analizi yoluyla, insanlarn doru bilince ulamalarn salamaktr. Ona gre, insanlar bu doru bilince kavuturulunca, kapitalizmin insan insana yabanclatran dzeninin yklmas yolunda nemli bir mesafe alnacaktr. Bylelikle insanlar birbirleriyle eit, zgr ve yabanclamann ortadan kalkt ilikiler kurma imkann bulabileceklerdir (Jenks, 2007: 74). Gyogy Lukacs, Marxn, almann insann trsel znn ifadesi olduu fikrinin meta fetiizminin toplum yaamndaki etkilerinin ortadan kaldrlmas bakmndan fevkalade nemli olduunu belirmektedir. nsann alma yaamna, trsel zne yabanclamas olgusuna Lukacs eyleme adn vermektedir. nk alma insann kapasitelerinin gelimesi anlamna gelmektedir. Oysa kapitalist ekonomi, iiyi rnne ve alma yaamna

75

yabanclatrarak onun kapasitelerini gelitirmesini engellemektedir (Elster, 2004: 78). Lukacs btn bu durumu zl bir ekilde ifade ediyor:
Meta ilikisinin hayalet benzeri bir nesnellike dnmesi, ihtiyalar tatmin konusu veya hedefi olan tm nesnelerin meta haline gelmesiyle sona ermez. Bu dnm insann tm bilincine damgasn vurur: nsann zellikleri ve yetenekleri artk kiiliin organik birlii halinde birbirleriyle balant kurar olmaktan kar, insann d-dnyada sahip olduu veya tersine, feragat edip elden kard nesnelere benzer eylerin klna brnrler. Ve ortada insanlarn birbirleriyle iliki kurabilecekleri hibir doal biim kalmaz. nsanlarn fiziksel ve psiik niteliklerini, bunlar eyleme srecine giderek artan bir lde baml klmakszn gerekletirme olanaklar yok olur (Lukacs, 2006: 175).

Bununla birlikte, Lukacs, meta fetiizminin eyletirici etkileri altnda bile insann zn koruyabildii ve eylemenin etkilerine kar koyabileceini dnmektedir:
Meta eklinin bylesine nesnel gizlenmiliine tekabl eden znel bir e vardr ve bu, emekiyi eyletiren ve metalatran srecin, onu bilinle kar kmad srece- insanlktan karp ruhunu ktrmletirmekte ve lime lime etmekte oluudur, bu srete metalamayan tek ey onun insancl ve ruhsal zdr (Lukacs, 2006: 266).

Foucault ise, insann trsel bir ze sahip olduu fikrini reddetmektedir. Dolaysyla yabanclam bilincin eletirisi yoluyla, ideolojik arptmalarn stesinden gelinebileceine inanmamaktadr. C. Freudun Fikirleri ile Marksist Dncenin Sentezlenmesi Foucaultun cinsellik iktidar balants hakknda yazdklar Sigmund Freudun (18561939) fikirleriyle ve bu fikirlerin toplum kuramna etkileriyle yakndan ilintilidir. Zira Freudun gelitirdii kuramlar, Marksist dnrler de dahil olmak zere pek ok toplum kuramcs tarafndan kullanlmtr. Freudun dncelerinin temelinde, bireylerin, bir yanda kendi drt ve gdlerinin te yanda toplumsal ahlak kurallarnn talepleri arasnda skp kald fikri yer almaktadr (Dobrenkov, 1999: 21). Freudun dncelerinin boyutu bu almada bizi yakndan ilgilendirmektedir. lk olarak Freudun cinsellik zerine gelitirdii dncelerine odaklanmak gerekir. Freudun cinsellikle ilgili syledikleri 19.yy sonu 20.yy balarnda bir skandal etkisi yaratt. Freud

76

ocuk cinselliinin geliimi, bu geliimin, ferdin kimliinin ileriki aamalarnn oluumundaki etkisi hakknda yazmt. Freud histeri zerine almalarnda histerik fantazmlarn aile ierisinde cinselliin tabu olarak ele alnmasndan kaynaklandn bulgulamtr. Bu anlamda da Freud insanlar, aile babalar bata olmak zere oke etmiti. Freuda gre dnyaya gelen bir bebek bydke eitli psiko-seksel geliim aamalarndan geerek cinsiyeti hakknda bilgi sahibi olur. Freuda gre bebekler, oral, anal, fallik dnemleri ard ardna yaayarak cinsellii kefederler. Oral dnemde bebein ilgisi az yoluyla tatt nesnelerin verdii cinsel hazza odaklandn savunur. Daha sonra ocuk ayn ilgiyi ve haz arayn tuvalet alkanlklarna yneltir. ocuk cinselliinin son aamas ocuun ilgisinin genital blgeye ynlendirmesidir. ocuun haz arayn genital blgeye younlatrmas ebeveynlerin dikkatinin ocuun cinsel geliimine odaklanmasna yol aar. Aile ocuun cinsel haz arayn engellemeye ve yasaklamaya alr. ocuk alt yedi yalarndan itibaren ilgisini daha ok d dnyay tanmaya yneltir. Ergenlie girene kadar genital blge ocuun ilgi alan olmaktan kar. Ergenlikle birlikte balayan sosyal ve cinsel uyan sreci yetikin cinsel hayatnn balangcna iaret eder (Eagleton, 2004: 191vd). Freud ocukluk ve ergenlik dnemi cinselliinin aile tarafndan basklanmaya alldn iddia etmekle kalmaz uygarlkla ilgili fikirlerinde de grebileceimiz gibi cinsel drtnn kontrol altnda tutulmasnn yetikinlikte de boyut deitirmi bir biimde grldn iddia eder (Freud, 2004: 87). kincisi Freud znenin ademi merkezilemesinde nemli bir rol oynar. Daha nce belirttiimiz gibi, Aydnlanma felsefesinde ve onun mirass Alman idealizmine gre; insan zihni ve bireysel benlik anlamn asli kayna ve oluturucusuydu. Zihin ve benlik dolaysyla da insan zihni effaf bir ekilde alabildii iin rasyonel standartlarn da belirleyicisiydi. Freud ise zihnin aydnlanma dneminde iddia edildii kadar zerk olmadn, eitli etmenler tarafndan kuatldn ileri srmtr (West, 1998: 219). Freud nevrozlular ve histeriklerle yapt almalarn neticesinde kiinin gerekletirdii eylemlerle ilgili karanlkta kalan baz duygular iinde barndrdn ve bu duygularn zihnin ileyiini etkilediini fark etmiti:
Normalde kendilik duygusundan, kendi benimiz duygusundan daha salam hibir ey yoktur bizim iin. Bu ben, kendi bana ayakta duran, btnlkl, dier her eyden kesin biimde ayrlm bir ey olarak grnr bize. Ancak bu grntnn bir aldatmaca olduunu,

77

benin daha ok, ieriye doru, keskin bir snr izgisi olmakszn id olarak tanmladmz bilinsiz bir ruhsal varla balanacak ekilde devam ettiini ve bu ide adeta bir n cephe grevi grdn, benin id ile ilikisi hakknda bize daha pek ok bilgi vermesini beklediimiz psikanalitik aratrma sayesinde rendik (Freud, 2004: 27).

Freud zihne etki eden glerin neler olduunu anlamak iin, id, ben ve sper ego kavramlarn gelitirir. d, Freuda gre, annda tatmin edilmeyi bekleyen arzularmzdan oluan bir alandr. Tatmin edilmesi gereken gdler ise ounlukla cinsellik ya da kiiler aras rekabetten kaynaklanan saldrganlk gibi gdlerdir. Sper ego toplumdan kaynaklanan ahlak kurallar ve normlarn bireylerde iselletirilmi halidir. Bir baka deyile sper ego gndelik dilde vicdan olarak adlandrlan kavramn psikanalizdeki karldr. Ego ya da ben, idin istekleri ile sper egonun talepleri arasnda bir denge bulmaya alan ve bireydeki mantk ile saduyunun temelini oluturan katmandr (Smith, 2005: 275). Freudun dncelerinin almamz ilgilendiren nc ve belki de en nemli boyutu uygarlk hakknda yazdklardr. Freud, Uygarln Huzursuzluu adl eserinde uygarln geliiminin ancak ve ancak igdlerin (idin) bastrlmasyla mmkn olduunu savunmaktadr. Uygarlk srecini anlamak iin Freuda gre ncelikle, birey, toplum ve uygarlk ilikisini incelemek gerekir. Ona gre, bireyin yaamnda mutluluk aray nemlidir oysa uygarlk srecinde insanlarn bir arada yaamalarn salayacak toplumsal dzenin gerekletirilmesi nemli olduu iin mutluluk ile uygarlk arasnda gerilimli bir iliki vardr (Freud, 2004: 93d). Freud uygarln geliimini aklarken bireyleri hkm altna alan ve birey zerinde birbirine zt etkilerde bulunduuna inand Eros ile Thanatos kavramlarn gelitirmitir. Eros, haz ilkesi ya da yaam igds anlamna gelirken, Thanatos, lm igds ya da insandaki saldrganlk drts anlamna gelir. Buna gre Eros, ak, arkadalk, dostluk, dayanma gibi olumlu duygularla ilikiliyken, bunun tam tersine Thanatos, ykclk, fke, bencillik gibi olumsuz duygularn karldr (Smith, 2005: 276). nsanlar yaamlarn kendi gleriyle srdrebileceklerini anladklarnda dier insanlarn alma srecinde nemli olduunu fark ettiler. Bununla birlikte toplumu kuran asl drt cinselliktir. Freuda gre insanlarn aile kurmaya balamalaryla birlikte cinsel tatmin duygusunun insan yaamndaki arl artmtr. Bunun neticesinde ufak ocuklarndan ayrlamayan

78

kadnlar gl erkeklerin hakimiyeti yaamak zorunda kaldlar. Baba olan erkeklerin ailede snrsz g ve yetki sahibi olmas neticesinde e bulmakta zorlanan oullar babay ortadan kaldrdlar. Bylelikle oullar ittifak yapmann tek bana harekat etmekten kolay olduunu kefettiler ve yakn akrabalarla ilikide bulunmay yasakladlar. Dolaysyla alma ile cinsel yaam ikilisi toplumun ve uygarln temelidir (Freud, 2004: 56d). Erkein kadna kadnn ocuklarna duyduu sevgi hislerinden oluan aile ayn zamanda dlayc bir kurumdur. Aile yelerinin birbirlerine duyduklar derin sevgi ve muhabbet hisleriyle sarmalanan bireyin toplumun geni kesimleriyle ahlaken btnlemesi kolay olmayacaktr. Dolaysyla geni kesimlerin bir arada yaamasna dayal uygarlkla ailede edinilen yaam tarz arasnda giderilmesi zor olan bir eliki ortaya kar. Fakat uygarl asl tehdit eden gelime cinsel sevginin talepleriyle uygarln temelini oluturan bata i yaam olmak zere kamusal faaliyetler arasndaki atmadr. Cinsel sevginin talepleriyle kamusal sorumluluklar arasnda atma yaayan erkek enerjisini cinsel yaamndan uzaklatrmak zorunda kalr. Freuda gre ailelerin ocuklarn cinsel drtlerini takip etmeleri, bastrmaya almalar da uygarln geliimi ve taleplerinin sonucudur. Dolaysyla ocuklardaki cinsel drtlerin denetim altna alnmaya allmas uygarlk asndan elzemdir nk bylece yetikinlik yaamlarnda uygar yaamn talepleri dorultusunda cinsel enerjilerine ket vurmalar daha kolay olacaktr (Freud, 2004: 59d). Uygarlk cinsel enerjinin bastrlmasn gerektirdii gibi saldrganln yani lm igdsnn de kontrol altna alnmasn gerektirir. Dinlerin de iinde yer ald allageldik ahlaki reti komumuzu da kendimiz gibi sevmemiz gerektiini syler. Ancak Freuda gre benim komumu sevebilmem iin komum ya bana benzemelidir ya da benim olmak istediim ideal benlii temsil ediyor olmaldr. Aksi taktirde komumun benim sevgimi hak etmediini dnrm. Ayn yaklam muhtemelen komum da bana kar sergileyecektir. Dolaysyla komum ya da ben birbirimizi sadece yararlanabileceimiz bir nesne gibi grmekle yetinmeyip birbirimiz zerinde tahakkm kurmaya da alabiliriz. Komumuza ya da dier insanlara kar tahakkm kurmaya almamz egonun (benin) iinde potansiyel olarak varolan ve uygun ortam, zaman bulduunda harekete geebilecek saldrganlk igdsnden kaynaklanr (Freud, 2004: 64vd). Grld gibi Freuda gre uygarln geliimi iin hem haz ilkesi hem de lm ilkesinin bastrlmas gerekir. Bununla birlikte, lm igds haz ilkesine tabi klnmaldr nk daha nce de deinildii gibi Eros yaamn devamna ynelik bir faaliyeti iaret ederken Thanatos yaamn paralanmasna yok edilmesine yneliktir. Dolaysyla Freuda 79

gre lm drts haz ilkesinin emrine girmeliydi yoksa saldrgan gdler toplumun devamn ve uygarl tehlikeye drebilirdi (Freud, 2004: 76d) Uygarln geliebilmesi iin lm igdsnn yaam igdsne tabi klnmas gerektiini gsterdikten sonra Freud bunun hangi mekanizmalarla salanabildiini aratrmaya giriir. Freud, bireylerin geliiminde hakim olan ego ve sper ego kavramlarnn ortaya knn, lm igdsnn haz ilkesine tabi klnmasna yol atn ileri srer. nsann iinde iyiyle kty ayrt etmeye ynelik kendiliinden var olan bir yetenek yoktur. Tam tersine benin arzular zararl olmak yle dursun haz vericidir. Bu nedenle bireyi iyiyle kty semeye iten bir d otorite sz konusu olmaldr. nsan dnyaya geldiinde bakalarna baml durumdadr ve baml olduu kiilerce sevilmektedir. Ayn zamanda baml olduu kiiler onu d dnyann tehditlerine kar korumaktadrlar. Ancak birey, kt kabul edilen bir davran sergilediinde, bu sevgiyi yitirme olaslyla karya kalr ve bunun neticesinde kendisinden stn baz gler karsnda sahip olduu gvenlik hissini kaybetmemek iin kt addedilen davranlardan uzak durmaya alr. Kt olduu kabul edilen davranlardan kanlmas insanda sper egonun olumasyla sonulanr (Freud, 2004: 79). Sper egonun gelimesiyle birlikte insan ahlakn alanna adm atmtr ve bu ahlak iselletirdiinde ise vicdan ortaya km olur. Bireyde vicdan duygusunun gelimesiyle birlikte igdlerin bastrlmasnda yeni bir aamaya gelinmitir. Bu aamada igdler dsal bir otoriteden duyulan korkuyla deil srekli varln hissettiren sper egonun bir baka ifadeyle vicdann talepleri dorultusunda denetim altna alnr. gdlerin srekli yeniden denetlenmesi gereinin dolaysz sonucu artan sululuk duygusudur (Freud, 2004: 80vd). Freud cinsel ve saldrgan drtlerin yaratt sululuk duygusunun uygarlk srecinde alabilmesi iin yceltme kavramnn son derece nemli olduunu iddia etmektedir. Yceltmenin temelinde cinsel ve saldrgan gdlerini bastrmaya mecbur kalan bireylerin bu gdlerden kaynaklanan enerjilerini bilimsel, sanatsal, ideolojik alanlardaki faaliyetlere yneltmeleri yatar. Ksaca Freud, yceltmenin ve igdlerin bastrlmasnn uygarln geliiminin ana mekanizmalar olduunu dnr (Freud, 2004: 54d). Marksist gelenekte, Freudun cinsellikle ilgili kuramyla, uygarln geliimi hakkndaki fikirlerini, Marksist fikirlerle birletiren bir ekol vardr. Freudcu Marksizm olarak adlandrlan bu ekoln dncelerinin kritii Foucaultun iktidar kuramnn ve Marksizme ynelik eletirilerinin temel kaynaklar arasnda yer alr. Bu okulun yaklamna gre, uygarln temelindeki bastrma ile kapitalizmde ekonomik deerin retimi ayn parann iki yz gibidir. Bireysel zihin, kapitalist sistemin doasndan kaynaklanan yabanclama ve eyleme 80

srelerinden muzdarip olduu kadar, artk geerlilii kalmam ve retim srecindeki insann yaayna olumsuz olarak etkide bulunan cinsel bastrmadan da muzdariptir (West, 1998: 94). Wilhelm Reich (1897-1957) bu yaklamn en nemli temsilcisidir. Avrupada faizmin yaygnlk kazanmas karsnda Marksist dnrler faizmin iktidara gelmesinin nedenlerini aratrmaya baladlar. Marksistlere gre kitleler ideolojik olarak artlandrlmlar ve gerek karlarn gremez hale getirilmilerdir. Bunun neticesinde de faist partilere ynelerek, bu partilerin iktidara gelmesine destek olmulardr. Faizmin iktidara geliini aklamakta kullanlan bu tip argmanlar Reicha gre batan aa hataldr. ilerin aptallatrldklar ve bu nedenle faizmin kapitalist sistemin devamn salamakta oynad roln ayrtna varamadklar gibi iddialar meseleyi kavramaktan uzaktr (Reich, 1979: 54d). Faizmin ykseliinin yanl analiz edilmesinin nedeni, Reicha gre, Marksizmin, kapitalist toplumu yalnzca ekonomik yapy temel alarak incelemesi, kltr ve ideoloji gibi styapya ait olduunu dnd fenomenleri ekonomik etmenlere gre aklamaya almasdr. Oysa Reicha gre yaplmas gereken ekonomik faktrlerin ya da maddi koullarn bilince etki etmesiyle ortaya kan dnsel yapnn da iktisadi yapya etki ettiinin fark edilmesi ve bu etkilerin aratrlmasdr. Reicha gre bu aratrmay yapacak olan ruhbilimdir. Bununla birlikte ruhbilim tm iktisadi yapy aklayamaz. rnein; ruhbilim snflarn nasl olutuunu ya da snf kavramn aklayamaz. Ruhbilim, yalnzca, kapitalizmin kiilik yaps zerindeki etkilerini aratrmaya yarar (Reich,1979: 49vd). Reich incelemelerine temel olan siyasal ruhbilimini Freudun fikirlerinden yararlanarak oluturmutur. Reicha gre Freudun dnceleri drt ynden nemlidir. Birincisi, Freud, bilincin ruhsal yaamn sadece kk bir ksmn oluturduunu kefetmitir. kincisi, ocuklarda remeden bamsz bir cinsel yaamn olduunu ve bu cinsel enerjinin (libidonun) bedenin kendi yapsndan kaynaklandn fark etmitir. nc olarak, Freud, ocuklarn cinsel gdlerinin cezalandrlmasndan korktuklar iin cinselliklerini bastrp, bilinaltna ittiklerini fakat bu gdlerin yok olmayp, gizliden gizliye varlklarn srdrmeleri nedeniyle ruhsal ynden rahatszlanp, rselendiklerini anlamtr. Son olarak Freud, insanlarn yaadklar ahlaki ve dnsel kayg ve endielerin dnya-st sebeplerden deil, anne babann tutumlarndan kaynaklandn bulgulamtr (Reich, 1979: 60d). Reich almalarnda, cinsellie ve cinselliin ataerkil (buyurgan) ailede bastrlmas ve bunun neticesinde ortaya kan saldrgan gdlerin siyasi ve sosyal meselelere olan etkisine 81

odaklanmaktadr. Faizmin ykseliini de, cinsellik ve saldrganlk gibi drtlerin sosyal alana etkileri erevesinde aklamaya almaktadr. Reicha gre cinsel basknn toplumsal sonular Freudun farkna vardndan daha genitir, ekonomik yoksunlua, baskya maruz kalan bireyin siyasi edilgenliinin altnda cinsel basknn bireyin kiiliine olan etkileri yatar. Yine ayn ekilde militarizme ve ar milliyetilie yol aan ar saldrganlk duygularnn temelinde de cinsel baskya maruz kalan bireyin endie ve kayglar yer alr. Reicha gre cinsel bask uygarln balangcnda mevcut deildi. Snflarn ortaya kmas ve snflara dayal toplumsal dzene geilmesiyle birlikte, ataerkil aile hakim aile modeli haline geldi ve cinsel enerji bask altna alnd. Cinsel enerjinin snfl toplumda bask altna alnmas Reicha gre smrnn dolaysz bir sonucudur. Toplumda hakim konumda olan snf dier insanlarn emeini smrebilmek iin cinsellii tabu ilan ettiler. Smrlen gruplarn enerjilerini sadece yaptklar ie yneltmeleri ve cinsellikten uzak durmalar gerekiyordu. Bylelikle smr sistemi aksamadan varln srdrebilecekti (Reich, 1979: 63). Bireyin cinsel enerjisini bask altna alan en nemli kurum ise ataerkil aileydi. Ataerkil ailede cinsellii bask altna alnan ocuklar, cinselliine dair yaad ahlaki kaygnn neticesinde kendisinden isteneni yapan, otorite karsnda psrk, toplumsal ve ekonomik bask karsnda bakaldrma potansiyelini yitirmi kiiler olarak byrler. Ahlaki kayglar bu bireylerin kafasnda o kadar yer etmitir ki varolan baskc dzene kar kan sosyalizm gibi siyasi akmlara deil, basky savunan faizm gibi siyasi akmlara oy vermektedir. Bu nedenle Reicha gre sradan Marksistlerin sand gibi ekonomik bask ve smr bakaldrya kendiliinden yol amaz (Reich, 1979: 64d). Reich, ayn zamanda, engellenen cinsel tatminin insanda doal olarak varolan saldrganlk drtsnn eziyet severlie dnmesine neden olduunu ileri srer. Bunun neticesinde kiiler buyurgan devletin tevik ettii militarizme ve savalara destek vermeye hazr hale gelirler (Reich, 1979: 66). Freudun teorileri Marksistler tarafndan kapitalist toplumun eletirisine ynelik olarak kullanlmasna ramen, Freud, Marksistlerin toplumsal deiim hakkndaki fikirlerini uygulanamaz bulur. Freud, Marksistler ileri srdkleri fikirleri hayata geirebilseler bile uygarln temelindeki iddetin ortadan kalkaca fikrine pheyle yaklar. Marksistler baskc ailenin ve kapitalist mlkiyetin ortadan kalkmasyla toplumsal refahn artacana, toplumsal ve cinsel basknn yok olacana, insandaki saldrgan drtlerin etkisiz hale geleceini iddia ederler. 82

Freud ise tarihte zel mlkiyetin olmad ya da ok snrl olduu dnemlerde bile insanlar arasnda saldrganln son derece yaygn bir ekilde grldne dikkat ekerek zel mlkiyetin ortadan kaldrlmasnn insandaki saldrgan eilimlerini frenleyebilse bile insandaki saldrganl tamamen ortadan kaldramayabileceini belirtir. Freud yine ayn ekilde cinsel drtler temelinde ykselen saldrganln cinsel ayrcala dayal aile kurumunun ortadan kaldrlmasndan sonra bile devam edebileceini sylemektedir. Ayrca Freud, Marksistler tarafndan savunulan ailenin ortadan kaldrlmasnn, ne gibi sonulara yol aacan bilmenin imkansz olduunu dnmektedir (Freud, 2004: 69).

83

NC BLM III. FOUCAULTNUN DNCE SSTEM A. Marksist ktidar ve Devlet Kuramna Foucaultnun Yaklam Foucault, her eyden nce, iktidar kavramnn anlalmasnda ekonomizm olarak adlandrd bir modelden uzak durmak istediini belirtir. ktidarn anlalmasnda ekonomiyi temel alan yaklam kendi iinde ikiye ayrlr; bir tarafta 18.yzylda yaygn olarak tartlm olan hukuksal ve liberal szlemeye dayal iktidar anlay vardr, dier yanda 19.yzylda ortaya kan Marksist anlay vardr (Foucault, 2004b: 29). Hukuksal iktidar modelinde, iktidar, bir mal gibi, elde bulundurulan bir ey olarak anlalr. ktidar bu ekilde anlaldnda bir hukuksal akit ya da mukavele konusu edilmi ve bir szleme neticesinde edinilen ve bakalarna devredilebilen hak olarak kabul edilmi olur. Bunun neticesinde siyasi iktidar szlemeye dayal bir hukuksal modele gre meydana getirilmitir. ktidar bir zenginlik ve mal gibi gsteren tm teoriler bu anlayn bir yansmasdr (Foucault, 2004b: 30). Marksizmde ise, iktidar, ekonomik ilevsellie gre deerlendirmeye tabi tutulur. Marksist iktidar anlay, iktidar, retim ilikilerinin devamn garanti eden, retim glerinin geliimini salayan ve bunlar gerekletirirken de snf egemenliini gvenceye alan bir olgu olarak deerlendirir (Foucault, 2004b: 31). Siyasal iktidar ve siyasal iktidarn merkezi kurumu olarak devleti ele alan Marksist gr buradan kaynaklanr. Foucault iktidar kavramnn anlalmasnda ekonomiyi merkeze almaktansa, iktidar g ilikilerinin bir yansmas olarak gren bir baka anlayn varlndan sz eder. Bu anlaya gre iktidar temelde bireyleri, gruplar ve snflar bask altna alan onlara hareket alan brakmayan bastran bir mekanizma olarak kavranr. Ekonominin mutlak belirleyiciliine inanmayan Herbert Marcuse gibi Marksistler iin, iktidar, bireylere bask uygulayan bir mekanizmadr (Foucault, 2004b: 31). Foucault baskc iktidar fikrine de kar kar. ktidarn hukuksal ynden incelenmesine kar olanlar iktidar insanlara bask uygulayan souk bir canavar olarak nitelendirirler. Ona gre iktidar, bir bask mekanizmas ya da, yalnzca yapmamalsn diyen bir oluumdan ibaret deildir. Elbette iktidarn aka bask uygulad, baskya bavurduu durumlar vardr. Ancak iktidar yalnzca bask ile zdeletirmek iktidarn anlalmasnda snrlayc bir ilev grr.

84

Foucault, iktidar kavramaya ynelik almalarnda iktidar eittir bask formlnn dna kmaya almtr. zellikle Hapishanenin Douu ve Cinselliin Tarihi adl kitaplarnda Foucault baskc deil, zneleri ve znellii retici bir iktidar anlayn savunmutur. Foucault, bask uygulayan ve bireylere yapmamalsn diyen bir iktidarn mevcut olduu gereini gz ard etmemektedir. Bununla birlikte Foucault, iktidar yalnzca bask yoluyla hareket eden bir mekanizmadan ibaret olsayd bireylerin ona srekli itaat etmelerinin mmkn olamayacan vurgulamaya almaktadr. Foucaultya gre:
Eer iktidar baskc ynnden baka hibir zellik tamasyd, eer Hayr! demekten baka hibir ey yapmyor olsayd, ona gerekten hep boyun eileceini dnebilir misiniz? ktidarn etkili bir g olarak geerliliini korumasn, iktidar kabul etmemizi salayan etken, onun arln salt Hayr! demekle yetinen bir g olarak gstermekle kalmayp, aslnda bir takm eyler arasnda dolap birtakm eyler retmesi, zevk yaratmas, bilgi oluturmas ve bizzat sylem retmesidir (Foucault, 2005a: 69d).

Foucault, iktidar ekonomiyi merkeze alarak inceleyen yaklamla, iktidar ncelikle bastran bir g ve hkmranln belirledii hukuksal iktidar modeli olarak kavrayan anlayn karsna, kendi iktidar zmlemesini karr. Foucault iktidar sava ve mcadele terimleriyle analiz etmeye almamz gerektiini ileri srer. Foucault bunu yaparken Carl Von Clausewitzin sava ile siyaset arasndaki ilikiye ynelik olduka nl formlnden faydalanr. Clausewitze gre sava siyasetin baka aralarla srdrlmesinden baka bir ey deildir. Foucault bu forml ters evirerek, siyasetin savan baka aralarla srdrlmesinden ibaret olduunu ileri srer. Foucault kendi iktidar kuramn bu dnceden yola karak gelitirmitir (Foucault, 2004b: 31). Foucaultya gre iktidar, tarihin belirli bir kesitinde sava yoluyla kurulmu belirli bir g ve egemenlik ilikisi olarak kavranmaldr. Siyasal iktidar sivil toplumu tesis ederek bar egemen klmaya alr. Ancak bunu, toplumda savan neticesinde olumu g dengesizliklerini ortadan kaldrmak iin yapmaz. Tam tersine siyasal iktidar toplumda varolan g dengelerini ve ilikilerini, srekli, sessiz ve gizli bir sava yoluyla yeniden retmektedir. Bu yeniden retim, insanlarn bedenlerinden, siyasal sylemin diline, toplumdaki kurumlar ana ve ekonomik eitsizliklere kadar uzanr (Foucault, 2004b: 31d) Foucault bu durumdan baz sonular kartmtr. Foucaultnun Clauewitzin nermesinin bu tersine evriliinden kartt ilk sonu udur; siyaset, savan sonucu olarak ortaya kan gler aras eitsizlikleri onaylayp, srdrmeye yarar. kinci olarak savan

85

olmad sivil bar ortamnda iktidara ynelik iktidar mcadelelerinin savan bir devam olarak grlmesi gerekir. Son olarak Foucaultya gre, siyaset savan baka aralarla srdrlmesi olduuna gre toplumda varolan iktidar mcadelelerinin sonucunu siyaset deil yine sava ve atma belirleyecektir (Foucault, 2004b: 32). Saul Newmana gre Foucaultnun iktidar sava ve mcadele terimleriyle zmlemesinin altnda iktidar bir kurum deil bir strateji olarak kavramas yatar (Newman, 2006: 136). Gerekten de Foucault, iktidar bir kurum deil strateji olarak anlamamz gerektiini ileri srer: ktidar bir kurum, bir yap deildir; bazlarnn batan sahip olduu belirli bir g deil, belli bir toplumda karmak bir stratejik duruma verilen addr (Foucault, 2003a: 72). Foucault iktidar bir kurum deil strateji olarak deerlendirmesinden baz sonular kartr. Daha dorusu kendi iktidar grnn daha iyi anlalabilmesi iin baz uyarlarda bulunur. Bunlar ayn zamanda, onun, iktidar bir strateji olarak gren anlaynn temelini meydana getiren ilkeler olarak grlmelidir. ncelikle Foucaultya gre, iktidar, tek bir merkeze ve bu merkezin uygulad genellemi mekanizmalara bavurarak deil, marjlarnda yani en blgesel ve mikro lekli kurumlarnda incelenerek anlalmaldr. Foucault bu ilkesini hukuk kurumunu rnek vererek aklar. Foucault ceza hukukunun aklanmasnda merkezi egemenlik mekanizmas olan adalet kurumuna odaklanmaktansa cezalandrma iktidarnn snrlarnda yer alan hapishaneler gibi zgl kurumlara ve bu kurumlarda uygulanan cezalandrma tekniklerine younlar (Foucault, 2004b: 41d). kinci olarak, Foucaultya gre iktidarn analizini, iktidar konumunda olanlarn niyetlerini ve neyi amaladklarn deifre edip aa kartmaya alarak deil, bu niyetler eer gerekten varlarsa hangi kurumlarda ve pratiklerde, nasl gerekletirilmektedirler sorusunu sorarak yapmak gerekir. Bir baka deyile, iktidar niyetler dzeyinde deil, kurumsal dzlemde gerekletirilmekte olan pratiklerde ve iinde bulunulan zamanda bu kurum ve pratiklerde neler yaanmaktadr sorusunu sorarak kavramaya almak gerekir (Foucault, 2004b: 42). nc olarak, Foucault iktidarn ktlesel ve homojen bir egemenlik biimi olarak anlalmasna kar kar. Foucaultya gre iktidar, bir bireyin dier bireyler zerinde, bir snfn ya da grubun dier snflar ve gruplar stndeki egemenlii olarak grlmemelidir. ktidar kavramnn zmlenmesinde iktidara sahip olanlarla olmayanlar gibi kat ayrmlara da gitmemek gerekir. Bu nedenle Foucaultya gre iktidar, a biiminde ileyen bir yap gibi

86

anlalmaldr. Bu a ierisinde bireyler, kimi zaman iktidarn uygulaycs konumunda bulunurlar kimi zaman ise iktidara uymak zorunda kalrlar (Foucault, 2004b: 43). Drdnc olarak, Foucault, iktidarn bir merkezden yaylan ve yukardan aaya doru etki eden, geni lekli ve byk bir mekanizmalar btn olarak anlalmasna kar kar. Tam tersine, Foucaultya gre iktidar, aadan yukarya doru ykselen, ok sayda mikro lekli mekanizmadan oluur ve aadan yukarya doru ykselen bu mekanizmalar araclyla analiz edilmelidir. Bu mikro mekanizmalar zaman iinde daha geni lekli iktidar mekanizmalaryla btnlemi ancak kendilerine zg niteliklerini de muhafaza etmilerdir (Foucault, 2004b: 44). Beinci olarak, Foucault, iktidarla ideoloji dzeyinde deil de hakikat dzeyinde ilgilenmek gerektiini savunur. Foucaultya gre iktidar mekanizmalarnn ileyiinde, eitim ideolojisi ya da demokratik ynetim ideolojisi gibi ideolojiler etkin bir rol oynayabilirler. Ancak Foucault iin iktidarn anlalmasnda, bilgilerin retimini, yaylmn, datmn gerekletiren, onlar kaydeden ve dolama sokan bilgi aygtlarnn incelenmesi, ideolojinin analiz edilmesinden ok daha nemlidir (Foucault, 2004b: 47). Foucaultnun iktidar kuramnn, yalnzca, Marksizmin altn oyan bir burjuva dncesi olmad nemle vurgulanmaldr. Foucaultya gre gerek politik olarak solda yer alan Marksizm gibi doktrinler gerekse de analiz etmemektedirler. Liberaller iktidar anlamak iin anayasa, egemenlik gibi hukukun alanna ait kavramlar kullanmaya almaktadrlar. Marksistler ise, iktidar, devlet aygtyla zdeletirmekte ve devletin eylemlerini, devletin hangi snf tarafndan kontrol edildiine gre veya kapitalizmin yapsal unsurlar temelinde aklamaya ynelmilerdir. Her iki doktrinde iktidarn yaratt ktlklerden, kar kutbu sorumlu tutmaktadrlar. Liberaller, Marksizmi totaliter ynetimlerin ortaya kna neden olmakla eletirirken, Marksistler kapitalist lkelerdeki ynetimleri snf tahakkmne yol amakla itham ediyorlard. Foucaultya gre her iki akmda, iktidarn iyzn, hakimiyet salamakta kulland mekanizmalar, teknikleri aratrma zahmetine girmiyorlard (Foucault, 2005b: 66). Strateji ve teknikler btn olarak kavrad iktidar anlamaya ynelik olarak Foucault birbiriyle yakndan ilikili iki kavram tretmi ve bunlar zmlemeye zel bir nem vermitir.Bunlar ynetimsellik ve disipliner iktidar kavramlardr. Ynetimsellik ve bununla balantl devlet akl anlaynn ortaya k, siyasal iktidarn Ortaa sonrasnda nasl kurumsallaaca meselesiyle ilgilidir. Foucaultya gre, 87 politik olarak sada yer alan liberalizm gibi doktrinler iktidar eksik bir ekilde kavramakta ve iktidar uygulad teknikler temelinde

Machiavellinin Prens adl eserinde gelitirdii iktidar teorisinin merkezinde, prensin iktidarn kimler ve neler zerinde nasl uygulayaca yer alr. Machiavelliye gre prensin ynetimi altnda bulunan tebaa ve toprak paras ile prens arasnda hibir zsel ba yoktur. Prens, ynetimi altnda olan tebaa ile topra miras, fetih gibi yollarla elde etmi olabilir. Bu nedenle Machiavelliye gre prens ile prenslii arasnda doal bir ba yoktur. Prens ile prenslik arasnda doal bir ba olmadndan prens, prensliini ele geirmeye alan dier prenslerle mcadele etmek zorunda kalacaktr. Yine ayn ekilde prens tebaasna dsal bir konumda olduu iin prens, tebaasnn kendisine kar ayaklanabileceini her zaman aklda tutmaldr. Dolaysyla Foucaultya gre Machiavelli iin asl olan prenslikle prens arasndaki ban nasl salamlatrlacadr. Bir baka deyile Machiavelli Prens kitabn yazarken prensliin nasl korunaca, gl hale getirilecei ve elde tutulacan aklamaya almtr. Bu balamda prens ynetimi altnda bulunan toprak ve tebaasyla yalnzca prensliini nasl elde tutaca meselesiyle ilikili olarak ilgilenecektir, bunun dnda topra ve tebaasnn iinde bulunduu koullarla alakadar olmayacaktr (Foucault, 2005a: 268d). Foucault siyasal dnceler alannda Machiavellinin dncelerine tamamen zt bir gelenek bulunduunu belirtir. Foucaultya gre Machiavelliye kart olan bu gelenek siyasal iktidara ve ynetime dair yeni bir anlayn neticesinde ortaya kmtr. Bu yeni anlaya gre Machiavelli, ynetim meselesinde sadece prens ile devlet arasndaki ilikiye odaklanm ve prensi devletten ayr, ona dsal bir konuma yerletirmitir. Oysa yeni anlay ynetimle ilgili meselelerin devletin dnda pek ok alanda sz konusu olduunu ve ok sayda insan ilgilendirdii kanaatindedir. Ailede, dini ve eitimle ilgili kurumlarda da ynetim nemli bir sorundur. Bu tip kurumlar, devletin alan ile zde olmamakla birlikte, bir devletin snrlar ierisinde faaliyet gstermelerinden dolay devletteki ynetim meseleleriyle de ilgilidirler. Her bir tikel iktidar alannda etkili olacak ilkeleri belirlemek nemli olduu gibi, bu alanlardaki ilkeler devletin ynetiminde geerli olan ilkelerle de balantldr. Kiinin kendi benliine ynelik anlay ahlak alanna, bir ailenin ynetimi ekonomiyle ilgiliyken, devlet ynetimi de siyasetle ilgilidir. Tm bu alanlar arasnda hem yukardan aaya hem de aadan yukarya doru yakn ilikiler vardr. Devleti iyi ynetmek isteyen nce kendisini daha sonra da ailesinin mallarn ve ekonomisini iyi ynettiini ispatlamaldr. Tm bunlar baardktan sonra devleti ynetmeye ehil olduu anlalacaktr. Aadan yukarya doru gelien bu yeni ynetim sanat, ayn zamanda yukardan aaya doru bir etkileimi de iermektedir. Devletin iyi idare ediliyor olmas, ailenin maddi 88

ynden idaresinde de ferahlamaya yol aacaktr. Bu ise kiinin kendini en iyi ekilde idare etmesine yardmc olacaktr. Bireyden aileye, oradan da devlete doru ykselen izgi pedagojik bir izgidir. Bu nedenle yeni ynetim sanatnda, hkmdara ynelik benliini ve ailesini nasl iyi bir ekilde idare edebileceini gsteren pek ok eser yazlmtr (Foucault, 2005a: 270d). Pek ok farkl alandan doan bu ynetim pratiklerinin odan ekonomi oluturur. Devlet ynetimi tm toplumu kapsayan bir ekonomi oluturmay gerektirir. Tm toplumu kapsayan ekonomi tm yurttalarn ekonomik faaliyetlerinin denetlenmesini ierir. Ekonominin ynetim pratiklerinin odana yerlemesiyle birlikte, prensin tebaasyla ve toprayla kurduu iliki de deiime urayacaktr. Machiavelli toprak ve tebaa ile ilikili bir hkmranlk modeli olutururken, toprakla ve insanlarla maddi bir g olarak deil hukuki bir nesne olarak ilgilenmiti. Machiavelli iin topran verimli olup olmad veya tebaasnn durumu prensi hemen hi alakadar etmezken, yeni ynetim anlaynda insanlar ve eyler arasndaki karmak etkileim daima gz nnde bulundurulur:
Dolaysyla, ynetimin ilgi alanna giren eyler insanlar; ama ilikileriyle, balaryla, zenginlik kaynaklar, geim aralar, kendine gre zellikleri olan toprak paras, iklim, sulama koullar, verimlilik, vb. baka eylerle i ie gemi olan; adetler, alkanlklar, hareket etme ve dnme biimleri, vb. baka eylerle ilikilerindeki insanlar; son olarak, gene alk, salgn hastalk, lm gibi kazalar ve talihsizliklerle ilikilerindeki insanlardr (Foucault, 2005a: 273).

Tm bu karmak etkileim ynetim felsefesinde byk apl deiikliklere yol aar. Artk ynetim meselelerinde sz konusu olan ilkeler, ne ortak iyinin saptanmasn ne de prensliin hukuksak konumunun tespit edilmesidir. Yeni ynetim sanatnn esas ynetimin idare ettii tm alan ve srelerde amaca ynelik, en verimli, uygun ve ie yarar yntemin belirlenmesi, gelitirilmesi ve uygulanmasdr. Bu nedenle Foucaultya gre, yeni ynetim anlay yasalardan ok ynetimsel taktiklere odaklanmay esas alr. Yine ayn ekilde yeni ynetim anlaynda hkmran ncelikle kendisini deil tebaasn yani ynetilenleri dnyormu gibi gzkmelidir. Bir baka deyile hkmrann tebaasna ynelik ilgisi idealizmden deil yeni ynetimselliin gereklerinden kaynaklanmaktadr. Foucault ynetimsellik olarak adlandrd yeni ynetim anlaynn hangi tarihsel gelime ve koullarn neticesinde ortaya ktn da anlatmaktadr. ncelikle feodal toplum dzeninin ortadan kalkp, merkezi olarak eskisinden daha gl, geni topraklara hkmeden,

89

gelimi idari aygtlara sahip mutlakyeti devletlerin Avrupa tarihinde ortaya kndan sz etmek gerekir. Dier ana etken bu yeni iktidarn toplumdaki tm maddi faktrleri tespit etmesini salayan ve istatistik st bal altnda toplanabilecek bilgi ve lm tekniklerinin ortaya kmasdr (Foucault, 2005a: 274vd). Ynetimsellik dncesi Foucaultya gre devlet akl ya da hikmeti hkmet kavramyla yakndan ilintilidir. Gnmzde hikmeti hkmet fikri olumsuz bir anlama sahiptir. Buna gre, gnmzde, hikmeti hkmet fikrinden bahsettiimizde devletin vatandalarnn haklarn inedii, hukuku hie sayd bir durumdan sz ediyoruzdur. Oysa Foucaultya gre, 17.yy da hikmeti hkmet kavram olumlu bir ierie sahipti. Buna gre devlet, ne ilahi yasalara dayanarak ne de sradan saduyuyu temel alarak deil, olaylarn ve durumlarn gerektirdii devlete zg bir rasyonaliteye gre ynetilmelidir. Yine ayn ekilde, ynetim sanat da rasyonalitesini her devletin kendine zg yapsnda ve ihtiyalarnda bulmaldr. Ynetim sanatyla hikmeti hkmet anlaynn birbirlerine eklemlenmesi ynetim sanatnn gelimesine ve uygulanabilmesine ket vurmutur. Zira Foucaultya gre, ynetim sanatnn varolabilmesi iin hikmeti hkmetin ya da devlet akl diye tabir edilen devletin rasyonalitesi meselesinin hkmranlk sorununun dnda dnlebilmesi gerekir. Oysa ynetimsellik anlaynn ilk ortaya kt 17.yy da hkmranlk sorunu iktidara ynelik tartmalarda ve iktidarn uygulanabilmesinde ana belirleyici olduundan, rasyonaliteyi esas alan ynetimsellik anlay ynetimle ilgili meselelerde etkin olamad. Hkmranlk meselesinin 17.yy da birdenbire arlk kazanmas Foucaultya gre, Avrupada bu dnemde ortaya km olan kaotik ortamla alakaldr. 1618-1648 arasnda yaanan 30 yl savalar neticesinde ortaya kan mali kriz durumu, kyl ve ehirli nfuslarn yaygn bir ekilde isyan etmelerine neden olmutur. Bu isyanlar neticesinde ise mali kriz daha da derinlemitir. Bylece hkmranlk meselesinin halledilmesi acil bir sorun haline geldii gibi, devletlerin gszlemesi rasyonalitesini ve meruiyetini devletin gereklii iinde arayan ynetimsellik zerinde olumsuz bir etki yapmtr. Foucaultya gre merkantalist dncede grlen ve devletin gcn biriktirdii deerli metallerde bulan anlay, devletin, elinde yeni yeni gelimeye balam mali glerin rasyonalitesini yeterince verimli kullanmasn engellemitir. Merkantalist dnce, devletten daha ok monarkn gcn, servetini arttrmaya ve bu sayede glenen ordunun, monarkn siyasi ihtiraslarn tatmin etmesine yarayan bir felsefe ilevi grmtr. Foucaultya gre hkmranln kazand bu g, ynetim sanatn ya hkmranlk anlaynn erevesiyle yaknlamaya ya da ailenin iyi ynetilmesiyle devlet ynetimi 90

arasnda paralellikler kuran aile modeline yaknlatryordu. Daha nce de belirtildii gibi aile modelinde, ailenin mallarnn ekonomik olarak iyi ynetilmesi, devletin ynetilmesi iin bir iaret ve eitim sreci ilevi gryordu. Bununla birlikte aile modelini esas alan ynetim felsefesi ekonomik olarak daha kk lekli meselelerle ilikili olduu iin, devlet gibi daha geni lekli bir ynetimsellik erevesi zerinde istenen sonular vermiyordu. Ksaca Foucaultya gre, ynetimsellik fikri, aile modeli ile hkmranlk modeli arasnda skmt (Foucault, 2005a: 277vd). Ynetim sanat bu ksr dngden, 17.yy.da grlen bunalm koullarnn ortadan kalkmasyla kurtulabilmitir. Tarmsal retimde 17.yy.n ortalarnda balayan art, Avrupada parasal bollamaya yol am ve bylelikle 18.yy.da byk bir nfus art grlmtr. Nfusun art, nfusla ilgili konular ynetimsellik kavramnn odana yerletirmitir. Bylelikle ailenin snrl erevesi iinde dnlen ekonomi fikri bugnk geni lekli ekonomi fikrine yakn hale gelmitir. Bunun nedeni, artan nfusun ihtiya ve gereksinimlerinin ynetilebilmesinin, ailenin snrl ekonomisini ynlendiren ilkelere gre mmkn olmamasdr. Daha ak bir ifadeyle, aileyi esas alan ekonomi dncesi kk lekli sreleri ynetebilirdi. Nfusun byk lekli ekonomik ynetim sorununu zmekte yetersiz kalrd. Yine ayn ekilde hkmranln ynetimsel gcnn hesaplanabilmesini salayan istatistik bilimi de ortaya kan yeni koullara uygun bir bilgi tarz haline getirilmelidir. statistik bilimi odana artk nfusu yerletirmelidir. statistik nfusun kendine zg dinamiklerinin tespit edilebilmesi iin kullanlacaktr. Nfus, doum ve lm oranlar, salgn hastalklar, ktlk dngleri, servet ve emek niceliklerinin hesaplanaca ortam (medium) oluturur. Nfusun kendine zgl ekonomik faaliyetlerde bulunduunun anlalmasyla birlikte aile modelinin ekonomik faaliyetin boyutlarnn kavranmasndaki yetersizliinin daha ok farkna varld. Foucault tm bu gelimelerin neticesinde ailenin deil, nfusun yeni ynetim zihniyetinin merkezine yerletirdiini dnmektedir. Yeni anlayta ekonomi artk aileye indirgenemeyecei gibi nfusta aileye indirgenemez. Nfus aileden daha byk bir analiz nesnesi olduu iin, aile, nfusa gre ikincil bir konumda ele alnmaktadr. Bununla birlikte nfusa yaplacak en uygun mdahalenin tespit edilebilmesi iin nfus hakknda bilgi edinmek gerekir ve bunun iin aile en uygun mecradr. Ailelerin, cinsel davranlarnn, doum ve lm oranlarnn ve tketimlerinin bilinmesi nfusun kendine zg dnglerinin anlalabilmesi iin temel nemdedir. 91

Bir baka deyile aile, artk, nfusun mikro kozmosu olarak grld iin inceleme nesnesi haline dnmtr. Devletlerin evlilie zendirme, alama ve doum kontrol ynndeki kampanyalar da bu amaca yneliktir. Sonu olarak, Foucaultya gre, nfus ile ynetimsellik arasndaki ilk balant noktas ailenin stlendii bu yeni roldr. Nfusun sahip olduu refahn arttrlmas, yaam kalitesinin ykseltilmesi ynetimin amac gibi gzkmektedir. Ancak Foucaultya gre bu, yanltc bir bak asdr. Ynetimin nfusun iinde bulunduu koullara ynelik mdahalelerde bulunurken kulland mekanizmalar, nfusuz gizli yollarla ynetimin ereklerine uygun olarak ynlendirilmesine dayaldr. Ynetim kendi ihtiya ve hedefleri dorultusunda, doum oranlarnn artmas ya da azalmas ynnde doum kontrol gibi kampanyalar tevik edecek, nfusun bir blgeden dierine gitmesi ya da bir blgede sabitlenmesi ynnde etkilerde bulunmaya alacaktr. Bunlarn yaplmasnda ama nfusun refah ve mutluluu gibi gzkmektedir ancak nfus aslnda ynetimselliin nesnesi ve aracdr. Bylelikle nfus ile ynetimsellik arasndaki ikinci balantya ulam oluruz. Ayn balamda eski ekonomi anlayndan yeni ekonomi politik dncesine geilmesiyle birlikte nfus, toprak ve zenginlik lsnn niteliklerinin kavranmas nem tamaktadr. Dolaysyla ynetimsel mdahalelerin ana nesnesi temel zenginlik kayna olarak grlen nfustur. Foucault, nfus ile ynetimsellik arasndaki nc bant noktasnn bu olduunu dnmektedir. Foucault, ynetimselliin ykseliinin disiplin meselesini ortadan kaldrmadn, daha ok ona yeni bir boyut eklediini dnmektedir. Modern ncesi dnemde disiplin mekanizmalar hemen hemen yalnzca manastr gibi dini kurumlarda grlmekteydi. 17. ve 18.yy.da oluturulan, imalathane, fabrika, okul, ordu vb. kurumlar disiplin merkezinde rgtlenmilerdi. Byk monarik idarelerin gelimesi disiplini merkezi bir sorun haline getirmitir. Yine ayn ekilde, nfusu ynetmenin, idarenin balca meselesi haline geldii bu dnemde disiplin meselesine uzun uzun kafa yorulmutur (Foucault, 2005a: 280vd). Foucaultya gre ynetimsellik, disiplin, nfus ve gvenlik aygtlar gibi unsurlarn bir araya geldikleri bir kavram olarak yorumlanmaldr:
1.Hedefi nfus, temel bilgi biimi ekonomi politik ve esas teknik aralar gvenlik aygtlar olan bu ok spesifik ama karmak iktidar biiminin uygulanmasn salayan kurumlar, prosedrler, analizler ve dnceler, hesaplar ve taktiklerden oluan btn.

92

2.Bir yanda tm spesifik ynetim aygtlar dizisinin oluumu, te yanda da tm bir bilgi kompleksinin geliimiyle sonulanan ve ynetim olarak adlandrlabilecek bu iktidar trn uzun bir sre iinde ve tm Batda dier tm biimler zerinde stnlk kurmaya gtren eilim. 3.On beinci ve on altnc yzylda idari devlete dnm olan ortaa adalet devletinin yava yava ynetimselletii sre ya da srecin sonucu (Foucault, 2005a: 285).

Foucaultnun ynetimsellik sorunu hakkndaki dnceleri yorumlanmaya muhtatr. Zira Foucault tarihin belirli bir dnemine zg meseleleri nevi ahsna mnhasr tarzda deerlendirmektedir. Avrupa tarihinde sanayi toplumunu ortaya karan gelimeleri aklamaya ynelik yaplm baz deerlendirmelerin zerine kendi yorumlarn yapmaktadr. Dolaysyla ynetimsellik kavram ile Foucaultnun ne anlatmak istediini kavrayabilmek iin, nce, 17.yzylla birlikte neden yeni bir iktidar rejimine ihtiya duyulduu sorusunu yantlamak gerekir. Bir ilk yorum olarak, Foucaultnun anlattklar vastasyla, ynetimsellik kavramnn iktidar tekniklerinde 17.yzyldan itibaren grlen gelimelerin sonucunda, iktidarn etkinliinin artmasyla ilikili bir kavram olduunu syleyebiliriz (Foucault, 2005a: 286). Bu nedenle ilk nce kendimize u soruyu sormamz gerekir, 17.yzyl daha evvelki asrlardan farkl klan unsurlar nelerdir? Ynetimsellik kavram Batda 16.yy.la birlikte etkisini arttran kapitalizmin, feodal dzenin yklmasyla g kazanan mutlakyeti devletin, geim aralarnda ve tekniklerinde yaanan teknolojik devrimin sonucudur. Tm bu gelimeler neticesinde feodaliteye zg ynetim anlay yetersiz hale gelmitir. Feodal sistemi anlayabilmek iin Bat Roma uygarlnn tarih sahnesinden ekilmesinin sonularndan sz etmek gerekir. 4. ve 5.yy.larda Germen kabileleri Asyadan kaynaklanan kavimler gnn etkisiyle Roma mparatorluunun ilerine olan aknlarn sklatrdlar. Paganlkla Hristiyanlk arasndaki ekimeden zayflayarak kan Roma imparatorluu, Germen kabilelerinin aknlarna uzun sre direnemeyerek kt. Roma imparatorluu Akdenizde ticarete ve tarma dayal gl bir ekonomi kurmutu. Bu gl ekonomi Roma uygarlnn grkeminin ana kaynayd. Bat Roma imparatorluunun 5.yy.da tarih sahnesinden ekilmesinin ardndan Avrupada merkezi otoritenin etkisi son derece snrl hale gelmi ve ynetim feodal lordlarn eline gemiti Feodal toplumsal dzenin ana karakteri ok paral bir iktidar yapsna sahip olmasdr. Merkezka kuvvetlerin merkezi glere oranla daha rahat hareket edebilmesi

93

Romann knn ardndan Avrupada yaam standartlarnda keskin bir d yaanmasndan kaynaklanmaktadr. Bat Avrupann hem kendi arasnda hem de evresindeki dier halklarla iliki kurmasn salayan ulam ve ticaretin kmesi Bat Avrupa halklarn bir dizi olumsuz koulla ba baa brakt. Ulam ve iletiim imkanlarnn son derece kstlanmas, ekonominin byk oranda ticaret dna kayarak eskiden canl bir ticaret hayatna sahip olan ehirleri verimsiz bir tarm ekonomisinin insafna brakmas, okuryazarln orann dmesi, beslenme ve salk gibi en temel ihtiyalarn gidermekte zorlanan ve saylar ok artm yoksul ve can ve mal gvenlii olmayan bir kitlenin varl, tm bu koullarn neticesinde azalan yaam sresi, den nfus younluunun kendi iinde bir organizasyonu olan topluluklar oluturmay zorlatrmas bunlarn belli balcalardr (Poggi, 1991: 32d). Tm bu gelimeler kendine zg bir toplumsal yapya sahip feodal dzenin ortaya kmasna neden oldu. Feodal sistemin ana karakteri merkezka glerin hakimiyetiyle belirlenmektedir. Bununla birlikte, feodalite gl ve ayrntl bir sra dzeni emasna, karlkl ve kiisel bir bamllklar sistemine sahipti. Tm bu sistemin ana dzenleyici ilkesi,senyr, vassal ve serf arasnda kurulan ve temelde toprak mlkiyetinin belirledii sosyo-ekonomik ilikilerdir. Feodalite kelimesinin de kkenini oluturan fief, bir efendinin (senyr) gerekletirilmesini istedii bir ksm hizmetlerin karlnda, sahip olduu arazinin bir ksmn vassala (uak) belirli bir szleme sonucunda devretmesine dayaldr. Bu szleme karlkl hak ve ykmllkleri ierir. Senyrn kendisini himaye etmesi, koruyup kollamas karlnda vassal, senyre, bata askeri ve adli hizmetler olmak zere eitli hizmetler sunacaktr. Senyrn, vassala verdii arazi hem vassaln geinmesine hem de senyre sunaca hizmetleri ekonomik olarak karlayabilecek seviyede olmalyd. Vassal topran gelirini ald gibi, arazisinde yaayanlar yarglama hakkna sahipti. Vassaln grevini yeterince yerine getirememesi durumunda topra senyrce geri alnabilirdi. Vassaln topranda yaayan, topra ekip bien (uak-kle) serfin topraa ilikin kullanmlar ise bir szlemeye deil, vassaln serf zerindeki sorgulanamaz fakat mutlak da olmayan egemenliine dayalyd. Topran terk edemezdi ve senyr topra bakasna sattnda veya devrettiinde, serf de toprakla birlikte satlm saylyordu. Ancak serf bir kle de deildi. Toprak zerinde ksmi de olsa tasarruf hakkna sahipti. Serflerin senyre veya vassala ynelik eitli ykmllkleri vard. Serf elde ettii tarmsal rn fazlasnn sabit bir orann ayni rant olarak toprak beyine sunmak zorundayd. 94

Toprak beyinin zaman zaman yerine getirilmesini istedii angaryalar yerine getirmesi gerekiyordu. Bununla birlikte, toprak beyi belirli bir orann zerinde rant istemeyi veya angaryalar haddinden fazla oaltamazd. Toprak beyi, bunlar yapt taktirde uzun vadede ky ekonomisini kertebilir ve gelirinden olabilirdi. Ayrca kyllerin potansiyel ya da aktif olarak direnme olaslklarn da gz ard edemezdi. Sonu olarak serf, kendine ayracak zaman, geinecek kadar rn olan bir kiiydi. (Poggi, 1991: 37vd). Feodalitede egemen btn blgelerin ayr feodal hukuk normlar ve mahkemeleri vard. Bir vassal fiefinin bir ksmn baka bir vassala fief olarak verebilirdi. Senyrler ise hiyeraride kendilerinden yukarda bulunan ve eyaletleri yneten baronlarla yaptklar szlemelerle fief sahibi olabiliyorlard. Dolaysyla feodal toplum, en st kademeden en alta kadar insanlarn eitli szlemelerle birbirlerine bal bulunduklar bir aa benzetilebilir. Bununla birlikte feodal toplumdaki hiyerarilerin istikrarl ve gvenilir olduu yanlgsna da kaplmamak gerekir. Tam tersine feodal toplumda siyasal karklklar, kyl ayaklanmalar, lordlarn birbirlerine kazk atmalar, birbirleriyle savaa tutumalar sklkla grlen olaylard. Norman Daviese gre, feodal toplum ilke olarak aka hiyerarikti. Fakat kaos ve ayaklanma da en az hiyerari kadar feodalitenin asli unsuruydu (Davies, 2006: 342vd). Ortaadaki toplumsal dzen kiileri eitli sadakat balaryla birbirine balyordu. Kiinin kimlii bireysel bir nitelik tamyordu. Kiiler, hangi dinsel cemaat ve toplulua bal olduklarna, hangi lordun emrinde altklarna, hangi loncann yesi olduklarna gre tanmlanyorlard. Dolaysyla Ortaa toplumunda bu gn bizim bildiimiz anlamda zgrlk veya birey kavramlarndan sz etmek mmkn deildir. Ortaa insan ne bireydi ne de kle (Fromm, 1996: 49). Son olarak feodal dzenin yukarda saylan tm unsurlarn bir araya toplayan bir bak elde etmek iin feodalitenin temel karakteristikleri zerine Perry Andersonun yazdklarna deinelim:
Feodalizm tipik olarak, bireysel otorite ve mlkiyetten yararlanan, hiziplere blnm bir egemenlik ve buna tabi maliye ile krsal hayat ycelten aristokratik bir ideolojinin oluturduu siyasi ereve iinde sadece kendine ait hukuk tekelini ve yargcn zel haklarn uygulayan bir soylular snfnn, kylle yasal serflik ve askeri koruma salamasyla i iedir (Anderson, 1974: 407den aktaran Pierson, 2000: 72).

Ortaa toplumsal dzeni 12.yzyln sonlarndan itibaren deimeye balad. Yerel iktidar odaklarnn gc yava yava azalrken, merkezi iktidarlar g kazanmaya baladlar. Daha nce de belirttiimiz gibi Ortaa toplumsal dzenin kuruluu Roma imparatorluunun

95

yklnn ardndan Avrupada ekonomik altyapnn tahrip olmasnn bir sonucuydu. Bununla birlikte zellikle 10.yzyldan itibaren Avrupadaki ekonomik yaant toparlanmaya balad. Uzun zaman boyunca Ortaa herhangi bir teknik yeniliin yaanmad son derece duraan bir dnem olarak grlmtr. Oysa Ortaada tarmsal retim tekniklerinde hatr saylr bir deiim yaanmtr. Su ve yel deirmenleri, yeni maden yataklarnn kefiyle madenciliin yaygnlamasyla yeni enerji kaynaklarnn devreye sokulmas, demir pulluk, at koumlarnn salamlamas gibi teknik yeniliklerin gelitirilmesi ve yaygnlamas uzun zaman almtr. Ancak bunlar bir kere yaygnlatktan sonra tarmsal retim artndan kaynaklanan yiyecek arz Bat Avrupada nfusun artmasna ve ortalama mrn ykselmesine neden olmutur. Artan nfus ehirlerin kalabalklamasna ve emek gcnn yaratlmasna vesile olmutur. Bu emek gc madencilik ve dokuma sanayinde istihdam edilmitir, ksaca kentler zenginlemektedir. Artan deniz ticareti de zenginleme srecine olumlu katk yapmtr (Davies, 2006: 397d). Baka baz gelimelerde Avrupada yaam standardnn artmasna yol amtr. Karayollarnn daha dzgn hale gelmeleri, okuryazarln artmas, sava teknolojisinde yaanan byk apl deiim gibi (Poggi, 2007: 58). Ortaan sonlarndan itibaren kentlerin zenginlemeye balamas biri ksa dieri uzun vadeli iki sonu ortaya kartmtr. Ksa vadede kentler yerel lordlar ve glenen merkezi krallklar karsnda zerk hareket edebilme imkanna kavumulardr. Kent ynetimlerinde arlk yeni zenginleen tccar snfnda yani oluum aamasndaki burjuvazide ve nitelikli i kollarndaki loncalardadr. Kentler merkezi krallk karsndaki karlarn korumak iin, zmreler halinde rgtlenmilerdir. Yani tccar snf, loncalardaki ustalar kent ynetiminde sz sahibi olmak iin mcadele ediyorlar. Buna karlk yaadklar kentin zerkliini savunabilmek iin beraber hareket ediyorlard (Poggi, 1991: 49vd). Bylece bugn bildiimiz anlamda snflarn ve snf bilincinin temelleri atlmtr. Uzun vadede kentlerin zenginlemesi feodal dzenin en azndan ekonomik ynden geride kaldnn iareti olarak okunmaldr. Daha nce belirtmi olduumuz zere Roma imparatorluunun knn ardndan Avrupada ticari hayat yok olma noktasna gelmiti. Daha dorusu ehirler veya blgeler arasndaki ticaret yok denecek seviyelere inmiti. Ekonomi neredeyse tamamen kendi iine kapal ky veya kasabalarda, her bir lordun fiefi (malikanesi) ierisinde yrtlen bir faaliyetti. Fakat zamanla teknolojide yaanan gelimelerin tarmdaki retkenlii arttrmas, yollarn nispeten dzgn ve gvenilir hale

96

gelmesi neticesinde ehirlerde ve blgeler arasnda canlanan ticaret, feodalitedeki ayni ekonominin nakdi ekonomiye dnmesinin yolunu at. Feodal ekonominin emek kiralamaya dayal sistemi, yerini para-kiralamaya ve netice itibariyle cretli emee dayal kapitalizmine brakm oldu (Pierson, 2000. 79). Soyluluk ve fief sistemi yeni gelien parasal ekonomi karsnda sarsld. Soylular kendilerini koruyabilmek ve yeni koullara uyum salayabilmek iin merkezi krallklar desteklemelerinin kendi karlarna olduunu fark ettiler. Yeni parasal ekonomi ticaretle uraanlar avantajl klm ve soyluluun topraktan rant elde etmeye dayal yapsn zorlamaktadr. Feodalitede merkezka gler arlktaydlar ancak krallar glendike biraz nce deindiimiz nedenlerden tr soylular kraliyetle btnlemenin yollarn aradlar. Krallarn da ilerini yrtecek ve kaynaklarndan yararlanacak soylulara ihtiyac vard. Dolaysyla soyluluk kendini yeni koullara uyarlamay baarmt. Yerel yarg yetkilerini koruyan soylular, bu yetkiyi kendi ekonomik durumlarn dzeltmek ve sosyal statlerini vurgulamak iin kullandlar. Burjuvalar ise krallar iin hibir zaman bir siyasi mttefik olamamlardr. Kraliyet ile soyluluun btnlemeye balamasyla birlikte mutlakyetin doum anna yaklalm oldu. Yeni palazlanan kentlerdeki burjuvalar da merkezilemeyi kendi lehlerine gryorlard. Kentler ve blgeler aras ticaretin yaygnlamas kentlerin ve burjuvalarn zenginlemesini balatm olabilir. Ancak kentler blgeler aras btnlemeyi salayamazd. Bu nedenle kentler ve kentliler ekonomik faaliyetlerin desteklenmesi, blgeler aras ticaretin arttrlmas ve blgesel btnlemenin salanabilmesi iin krallarn artan gcne gereksinmeleri vard. Amerikann kefi, Hindistana giden yeni yollarn kefedilmesiyle birlikte smrgecilik olgusunun ortaya kmasyla birlikte, buralarn kaynaklarna ulamak veya buradan toplanan kaynaklarn ticaretini yapabilmek iin de tccarlar kraln otoritesine ihtiya duymulardr. Poggiye gre kral, d pazarn genilemesi ve yabanclarn ayak ba olmasnn nlenmesinde hayati bir rol oynayabildiinden kentliler ve tccarlar kraliyet otoritesini memnuniyetle karlamlardr. (Poggi, 1991: 63vd). Kentlerin, tccarlarn ve burjuvalarn farkl sebeplerden de olsa merkezileme srecinden memnun olduklarn ve kraliyet otoritesine uyum salamay baardklarn syleyebiliriz. Ekonomik gelime ise tm bu srecin balatcsdr. Mutlakyetin ortaya k Bat tarihinde bir dnm noktas oluturdu. Mutlakyet ortaan hiyerari yapsnn yerine yeni bir hiyerari ortaya kartmtr. Mutlakyetin ortaya knn nedenlerini btn

97

boyutlaryla kavrayabilmek bundan dolay son derece nemlidir. David Helde gre, mutlakyetin douunu salayan belli bal sebepler unlardr:
Monarklar ve baronlar arasnda meru otoritenin alan konusundaki mcadeleler; ar vergilendirmenin ve sosyal ykmlln arlna kar kyl ayaklanmalar; ticaretin, ticari ilikilerin ve piyasa ilikilerinin yaygnlamas; klasik siyasi fikirlere (Atina demokrasisi ve Roma hukuku dahil) ilginin canlanmasyla Rnesans kltrnn altn an yaamas; teknolojide, zellikle askeri teknolojide deiimler; ulusal monarilerin (zellikle ngilterede, Fransada ve spanyada) konsolidasyonu; dini kavgalar ve Katolikliin evrensel iddialarna meydan okunmas; Kilise ve Devlet arasnda mcadele (Held, 1992: 83den aktaran Pierson, 2000: 78).

Bununla birlikte, mutlakyetin kuramsal bir ideal tip olduu hatrda tutulmaldr. Mutlakyetin toplumun her alanna nfuz edebilmesi ve monarklarn Rus arlar gibi her istediklerini etraflarna kabul ettirebilmeleri mmkn deildi. Monari biraz nce szn ettiimiz, feodaliteden ekonomik olarak klmasn salayan koullarn gerekli kld bir zorunluluktan, geici bir anlamadan (modus vivendi) baka bir ey deildi. Ortaan ademi merkeziyeti siyasal yapsnn yol at kaos ve kargaadan bkan sradan insanlarn ve bu kargaay ortadan kaldrmaya ynelik fikri arayn bir sonucudur. Mutlakyet Katolik dnyasnda hakim olabilmiken Protestan dnyada, ngilteredeki ksa zaman dilimi hari ortaya kmamtr. Ortodoks dnyasnn mutlakyet kavramndan haberi bile yoktur. Mutlakyetin ideal tipten ok gereklie yaklat tek lke Fransadr (Davies, 2006: 625). Soylularn yarg yetkilerini hatr saylacak biimde korumay baardklarndan, buna karlk merkezilemenin ve mutlakyetiliin kuvvetlenmesiyle krallarn ve merkezi otoritenin yarg yetkisinin feodaliteye oranla arttna deinmitik. Kraliyetin artan yarg yetkisi ile soylularn yarglama yetkilerini korumalar arasnda ilk bakta bir eliki var gibi gzkmektedir. Duruma hukuk teorisi asndan baktmzda mesele kolayca anlalr. ncelikle mutlakyetin hukuksal anlam nedir ve kendini nasl merulatrmaktadr sorusunu yantlamak gerekir. Mutlakyetin hukuksal teorisi ve anlamn yetkinlikle kuramsallatran iki dnr Jean Bodin ve Thomas Hobbestur. Bu dnrlere gre, belirli bir toprak paras zerinde yalnzca tek bir egemen g zel imtiyaz sahibi olmaldr. Bu ayrcalk Bodine gre, yasa bozma ve yapma gcdr. Hobbes ise, devletin ve kraliyetin anari ve kaosu nlemekte zorlayc tek g olmasn

98

savunmaktadr. Bu eksenler zerinde dnld zaman merkezi egemenliin toplumdaki zel karlarn ve glerin zerinde olduu kabul edilir. Dolaysyla soylular merkezi devletin kraliyetin- gcn amamak kaydyla, kendi ynetim blgelerinde stn otoritenin izdii snrlar ihlal etmedike zel yarglama yetkilerin elde tutmulardr. Bununla birlikte, merkezi egemenin koyduu snrlar aldnda veya soylularn yarglamalar kraliyetin karlarna aykr bir durum arz ettiinde, monari kendi st egemenlik haklarnn gereince soylularn yarglama yetkilerini veya aldklar kararlar ilga edebiliyordu. Her bir toprak paras zerinde tek bir st egemenliin olmas gerektii fikri Avrupada 16.yzylda yaygnlaan anari ve kaos halinin sonucunda yaygnlk kazanmtr. Birden fazla st otoritenin bulunduu devletler, yaanan devletler arasndaki mcadelelerden malubiyetle ayrlmlardr. Bu nedenle, her bir toprak paras zerinde hukuksal ynden, yalnzca tek bir egemenin olmas gerektii fikri genel kabul grmtr (Poggi, 2007: 60d). Mutlakyet Avrupa devletler sisteminin oluumunda nemli bir rol oynamtr. Feodalitenin ok paral siyasal manzaras Avrupada pek ok irili ufakl prensliin, devletin bir arada yaamasna izin verir tabiattayd. Merkezilemenin artan etkisiyle birlikte glerini muhafaza etmekte zorlanan zerk pek ok siyasal unsur daha gl unsurlar tarafndan ortadan kaldrlmtr. Feodalite ile ardndan gelen merkezileme srecinin Avrupa siyasal ortamnda ne gibi deiikliklerin yolunu atn Charles Tilly olduka net izgilerle bizlere anlatmaktadr. Feodalitenin altn a olan 9.yzyl sonlarnda Avrupann siyasal manzaras u ekildeydi:
990 ylnn imparator, kral, prens, dk, halife, sultan ve dier hkmdarlar, lkelerindeki yaam kalc ve youn ekilde dzenleyen devlet bakanlar deil, fatih, hara toplayc ve rantiyelerdi. Hkm alanlarnda, dahas, szde egemenlerin karlarna fazla nem vermeden kendi silahlar iin silahl kuvvet kullanan rakipler ve hkmdarlarn gya astlar olarak grnenler vard. Ktann byk blmnde zel ordular hzla artyordu. Avrupann hibir yerinde merkezi ulusal devlete benzer bir yaplanma yoktu. Bu yaylan, geici devletlerin oluturduu halka iinde egemenlik daha da paralanm ve yzlerce prenslik, piskoposluk, ehir-devleti baka otorite tr, bakentlerinin kk artalanlarnda st ste gelen denetim sahibiydi. Bin ylda papa, Bizans imparatoru ve Kutsal Roma imparatoru talya Yarmadasnn byk blmnde iddia sahibiydi ama gerekte hemen btn nemli ehirler ve artalanlar siyasal olarak bamsz araclar gibi hareket ediyordu (Tilly, 2001: 79d).

99

Rakip egemenlik alanlar, zerk ehir devletleri, zel ordular, astlarn stlerine ihanetleri, sklkla birden fazla imparatora veya lorda mteakip defalar hara demek zorunda kalan kyller, paral askerlerin gvenilmezlikleri, imparatorlarn saraylarnn ierisi hari hibir yerde gvenli olamamas gibi, pek ok istikrarszlk kaynayla dolu neredeyse kyametimsi bir Avrupa panoramasdr Tillynin izdii tablo. 15.yzyl banda ise mutlakyet geri dnlemez bir ekilde hakimiyetini ilan etmektedir. Hala bertaraf edilmesi gereken yerel iktidar odaklar vardr. Ancak tarihin yn yerel iktidarlarn aleyhine, merkezi devletlerin hkmdarlarnn lehine dnmtr. Avrupa bildiimiz ulus devletler dnyasnn kurulmaya baland srecin afandadr.
990n malikaneler, yerel lordlar, askeri aknclar, mstahkem kyler, ticaret ehirleri, ehir-devletleri ve manastr dnyas, ulusal devlete dnme ilikin hibir ipucu barndrmaz. 1490da gelecek gene aktr: krallk szcnn sk kullanlmasna karn, Avrupa topraklarnn ounda imparatorluklar sz sahibidir ve neredeyse tamamen grece zerk ulusal devletlerden oluan bir sistemin yaratlmasna doru belirleyici admlar atmlardr (Tilly, 2001: 84).

Sonu itibariyle artan merkezileme Avrupada devlet oluumu srecini hzlandrm ve artan siyasal mcadele sosyal ve ekonomik yapdaki deiimi hzlandrmtr. Bu noktay biraz daha netletirmek gerekir. Feodal tarm ekonomisinin gelien ticaretin sonucu olan parasal ekonomi karsnda gerilemesinin neticesinin gelirlerini byk lde topraa balam lortlarn ve prenslerin glerini yitirmeleri olduunu daha evvel belirtmitik. Ekonomik deiim siyasal merkezilemeye neden olmutur. Ayn ekilde siyasal mcadelede sosyal ve ekonomik yapdaki deiime etkide bulunmutur. Dolaysyla ekonomi ve siyasetin karlkl olarak birbirlerini zerinde etkili olduklarn, birbirlerini karlkl olarak beslediklerini syleyebiliriz. Yukarda izdiimiz olumlu tabloya ramen, mutlakyetin oluumu ile ge Ortaa arasndaki dnemin koullar son derece zorluydu. Yine biraz nce belirttiimiz gibi Mutlakyetin feodaliteye gre ierdii farkllklar tam manasyla kavrayabilmemiz iin tarihin uzun seyrine bakmak gerekir. Bu anlamda 16.yzyln sosyo-ekonomik tablosunda mat renkler hakimdir. Rnesansn canl manzaras ve byk umutlar yerini hayal krklna, ktmserlie ve zamanlarn sonuna ilikin bir kaygya brakacakt. Dolaysyla mutlakyetin etkileri tarihin uzun zaman birimleri ierisinde grlecektir.

100

Immanuel Wallersteinn; deiim sonsuzdur, hibir ey deimez derken kastettii de budur (Wallerstein, 2000: 134). 16.yzylda ortaya kan ticari kapitalimin dnya tarihinde yaratt etkinin tam anlamyla anlalabilmesi iin yzyllara varan uzun bir zaman diliminin gemesi gerekmitir. Yine ayn ekilde mutlakyetin ve gelien bilimin etkisinin grlebilmesi iin yzyllara varan bir sreci incelemek gerekir. Ortaada insanlarn yaam koullarnda nemli iyilemeler grldn anlatmtk. Fakat yine de insanlar hastalklar karsnda son derece korunmaszdlar. Salgn hastalklar modern tbbn bile zaman zaman ba etmekte zorland hastalklardr. Bulac hastalklar hakknda bilgi sahibi olan Ortaa tbb veba bata olmak zere eitli salgn hastalklarn bulama yollar ve onlardan korunma yollar hakknda hibir bilgisi yoktu. 14.yzyln sonlarnda Asyada balayan veba salgn gemilerle Avrupa ktasna tand ve neredeyse tm ktay kaplad. Olaanst can kayplar yaand. Gvenilir tahminler l saysnn 30 milyonu bulmu olabileceini gstermektedir. Byle yksek bir can kaybnn muazzam etkileri oldu. Her eyden nce Veba salgn gerilemeye balayan feodal sistemdeki k ve yozlama eilimlerini hzlandrd. 14.yzyln ortalarnda malikaneler (fiefler) hzla boalmaya balad, ticaretteki gelime eilimi terse dnd, yeni palazlanmaya balayan kentlerde huzursuzluklar art gsterdi. Serfler angarya ykmllklerini ayni rant yerine nakdi ranta evirmeyi baarabilmiler. Bu ise kyl kitlelerin blgeler arasnda hareket edebilmelerine olanak salamakla kalmam, emek glerini pazarlk kozu olarak kullanabilmelerine de neden olmutur. Bir baka deyile emek gcndeki azalma, emek gcne olan talebi arttrarak cretleri ykselmitir. Tm bu gelimelerin en belirgin etkisi feodal sistemdeki toplumsal sabitlii ve hiyerariyi sarsarak yersiz yurtsuz kitlelerin Avrupann drt bir yanna dalmalar olmutur. Terse dn eilimini balatann veba olmadn bir kere daha hatrlamak gerekir. Veba yalnzca ge feodalizmdeki eilimleri hzlandrmtr. Vebann bu hzlandrc etkisi daha ok sebep olduu psikolojik etkiden kaynaklanmaktadr. Kilisedeki yozlama kurumsal dini zayflatrken, dindarl ve halk dinini canlandrmtr. Tanrnn gazabnn dindirilmesi gerektii dncesi geni toplum kesimlerinde yaygn bir kanaate dnmtr. Ayn dncenin devam olarak czamllar ve Yahudiler bata olmak zere gnah keileri aranp bulunmutur. Vebann hzlandrd olumsuz koullar bata kyl isyanlar olmak zere halk ayaklanmalarnn yaanmasna neden olmutur. syanclar soylulara saldrmlar, zaman zaman kentleri ele geirebilecek gce ulamlardr. Ayaklanmalar byk bir acmaszlkla bastrlmtr (Davies, 2006: 436vd).

101

Vebann yaratt karklk tam yattrlmt ki, Protestanln ortaya kyla birlikte balayan dini anlamazlk ve Bat Hristiyanlndaki geri dndrlemeyecek blnme, yeni ve daha byk bir kaos dalgasnn Avrupay sarmasna neden oldu. Protestanln tarih sahnesinde yerini almasnn ok nemli bir sonucu daha vardr. Protestanlk kapitalist etiin oluumunda nemli bir rol oynayarak, kapitalizmin etkilerinin artmasna katkda bulunmutur (Davies, 2006: 526vd). Amerikann kefedilmesi ve oradaki altn ve gm bata olmak zere deerli madenlerin Avrupaya aktarlmas uzun vadede, Avrupann zenginlemesinin ana amillerinden birisi olacaktr. Lakin ksa vadede Avrupa ekonomisi zerinde olumludan ok olumsuz etkide bulundu. Amerikadan Avrupaya gnderilen altn ve gm akn karsnda ynetimler madeni paralardaki altn ve gm oranlarn azaltmak iin birbiri ardna bir dizi baarsz giriimde bulundular. Ancak bata tarm rnleri olmak zere Avrupada yaamann maliyeti son derece artt (Davies, 2006: 559). Fiyatlardaki art aklamaya ynelik olarak:
son dnem bilginleri kle altn veya gme daha az nem vererek nfus art, toprak al, artan rantlar ve vergiler zerinde durdular Kyller byyen kentlere akn etti; cretler fiyatlarn altnda kald, dilenciler oald. Toprak sahipleri karlarn en yksek seviyeye kardlar ve srekli olarak gelirlerinin den deerleriyle bouan hkmetler vergiler arttrdlar. On yedinci yzyln balarna kadar ok az rahatlama grld (Davies, 2006: 559d).

Artan merkezileme sreci Avrupada birbirine rakip gl devletlerin ortaya kmasna neden oldu. Bu devletler aralarnda egemenliklerin artrmak hususunda acmasz bir rekabete tututular. Bu rekabet ortamn kztran iki nemli gelime vardr. Smrgeleri ele geirmek ve oradaki zenginliklere sahip olmak iin yaanan mcadele ve Protestanln ortaya kmasyla balayan din savalar. Avrupa toplumsal yaamna etkisi balamnda din savalarnn rol iki nedenden dolay son derece nemlidir. Birincisi devletler arasndaki sava Avrupadaki zenginliklerin ksa vadede gelimesini frenleyici bir etki yapmtr. Savalar srasnda tarmsal altyap harap olmu, kentlerdeki ticari hayat kesintiye uramtr. kincisi fiyat artnn etkisiyle yaam koullar gleen bata kyller olmak zere halk tabakasnn yaam koullarnn zorlamas. Zira sava maliyetlerindeki art devletlerin tebaalarndan daha fazla vergi almalarn zorunlu klmtr. Kyller rneinde bu sre, fiyat devriminin etkisi nedeniyle zaten balam olan krsal alanlardan ehirlere olan g daha da hzlandrmtr (Davies, 2006: 613).

102

Tm yaanan gelimelere ramen merkezi krallklar glerini muhafaza edebildiler. Savalar Roma imparatorluunun yklmasna benzer bir srece yol amamtr. Feodalite bir daha geri gelmemek zere tarih sahnesinden ekilmitir. Bununla beraber mutlakyetin sradan insanlara refah ve zenginlik getirdii yanlsamasna dmemek gerekir. Marksistlerin smrye ilikin syledikleri yalnzca klk deitirmiti. Feodalitede kyller topraktan elde ettikleri geliri yine lordlarna vermeye devam ediyorlard. Deiiklik tarmda alan kyllerin saysndayd. Feodalitede topraklar ok sayda yerel toprak sahibinin elindeydi. Ancak soylularn kraliyetle btnlemeleri neticesinde geni araziler belirli kiilerin elinde toplanmaya balad. Kyllerin yaam koullarn asl zorlatran ise ortak topraklara ynelik itleme hareketinin balamasyd. Ky topluluklarna ait ortak araziler byk oranda itlenerek, malikanelerin topraklarnn bir parasn oluturdular. Bu nedenle toprakta alma imkan bulan kyllerin saysnda azalma grld. Topraksz kyller ise kentlere akn ettiler. Kentlerde yeni bir yoksullar ordusunun oluumuna katkda bulundular. Sonu olarak mutlakyet altnda soylular kraliyete tabi bir ekilde de olsa ayrcalklarn korudular, loncalar da kapitalist ekonomiye katkda bulunduklar iin ayrcalklarn muhafaza edebildiler. Kyller angaryalaryla, yoksullar alklaryla ba baa kalmaya devam ettiler (Davies, 2006: 631). Devletin nitelikleri ve tarih ierisindeki geliiminden bahsederken, mutlakyeti devletin idaresi altnda toplumun modern devlette olduu gibi bir ynetilen toplum olduunun altn izmitik. Modern devlet aygt, vatandalarnn hayatlar hakknda tarihte daha nce hi olmad kadar bilgi sahibidir. Devletler yukarda genie anlattmz sre ierisinde dier devletlerle rekabete girmi ve bu rekabette stnlk elde etmek amacyla zenginlikleri arttrmaya ynelik bir dizi dzenleme gerekletirmilerdir. Bu dzenlemelere ihtiya duyulmasayd insanlarn gndelik yaamlar ynetenlerin ilgi alanna tarihin byk blmnde olduu gibi girmeyecekti. Mutlakyeti devletin ortaya kyla, birlikte devletlerin toplum zerindeki artan nfuzunu kavramaya ynelik olarak Foucault, ynetimsellik adn verdii bir kavram gelitirmitir. Foucault, ynetimsellik kavramn, devlet aklnn kendini gerekletirmekte kulland teknikler anlamnda kullanmtr. Ynetimsellik kelimesinin ngilizce karl olan governmentality kelimesinin anlamsal kkn incelediimizde Foucaultnun ynetimsellik kavramndan neyi kastettiini tam manasyla anlayabiliriz; ynetimsellik governmentality, govern ynetmek, mentality zihniyet, governmentality/ynetim zihniyeti/ynetim felsefesi. Dolaysyla Foucaultnun devlet aygtndan ok, ynetim felsefesiyle ve ynetim fikriyle ilgilendii sylenebilir. 103

Ynetimselliin etkisindeki iyi ynetilen, aklc bir devlet, devletin kar ve kapasitelerini arttracak ekilde, bireylerin hayatlarn iyiletiren bir devlet olmaldr. Foucault ynetimlerin sradan halkn gndelik yaamlaryla, yapp ettikleriyle ilgilenmeye balamasnn feodaliteden ile kapitalizmle geilmesinin sonucu olduunu dnmektedir. Feodalitede sradan insanlar senyrleri iin alyorlar, vergi veriyorlar, askerlik yapyorlard. Bunun dnda senyrn veya iktidarn ilgi alanna girmiyorlard. rnein; kyl ailelerinin yaadklar ortam, salklar shhatleri, tbbi koullar iktidarn ilgi alanna girmiyordu (Foucault, 2003b: 157). Mutlakyetin ve kapitalizmin ortaya kyla birlikte, bata iinde bulunduklar tbbi koullar olmak zere, sradan insanlarn gndelik yaamlar iktidarn ilgi alanna girmeye balad. Mutlakyeti devletler, dier devletler karsnda gl olmann yolunun zenginliklerini arttrmaktan getiini fark ettiler. Zenginliin arttrlmas iin de halkn iinde bulunduu koullarn iyiletirilmesi gerektiini anladlar. Bylece nfusun devletin ihtiyalarna gre ynlendirilip, ynetilmesi meselesi ynetimselliin asli unsurlarndan birini oluturmaya balad. Daha ak bir ifadeyle, nfusun saln korumaya ynelik politikalar araclyla iktidarlar bireylerin yaamlaryla ilgilenmeye baladlar. Nfus ile ekonomi politik arasndaki iliki ynetimselliin, iki temel boyutunu oluturmaktadr. Bununla birlikte, Foucault iin ekonomi kelimesinin ifade ettii anlam alageldiimiz anlamdan biraz farkldr. Onun gznde, ekonomi, mal ve hizmetlerin, retimiyle, datmyla, blm ile ilikili deildir. Ekonomi devletler arasndaki egemenlik mcadelesini kazanmak iin, snrlar ierisinde yaayanlardan azami verimlilii elde etmek ve bunu yaparken de toplumu kontrol etmek isteyen devlet adamlarnn yrtt politikann bir parasdr (Pierson, 2000: 20d). Foucault, istatistik biliminin geliiminin, devletlerin, kapasitelerinin arttrlmasna ynelik gelitirdii politikalarn efektifliini lmeye ve dier devletlerin kapasitelerini hesaplamaya ynelik abalarla i ie olduunu belirtir. ngilizcedeki istatistik kelimesine yakndan baktmzda Foucaultnun ne demek istediini daha iyi anlayabiliriz. Bildiimiz statistics kelimesi state-istics, devlet lm szcndeki bir anlam kaymasnn sonucudur. Devletin kaynaklarnn devletin ihtiyalarnn ynetilmesi anlamna gelen ekonomi politik ile zenginliin kayna olan nfusun ynetilmesi sorunun birlemesi, ynetimselliin gerekletirilmesine ynelik bir dizi spesifik tekniin, bilgi biiminin ortaya kmasna neden olmutur. Nfusun saln korumaya ynelik mdahalelerin yaygnlamas, normal ile anormal arasndaki snrlar saptamaya ynelik tbbi dncenin douuna yol at.

104

Foucaultya gre, bu gelime, bireye ynelik iktidar teknolojilerinin ve buna ynelik bir sylemin ifadesidir:
hukuksal dnce meruyu ve gayri meruyu ayrt eder, tbbi dnce normali ve anormali ayrt eder; tam anlamyla cezalandrma aralar deil kiiyi dntrme aralar olan hizaya getirme aralar ve buna bal olarak insan varlnn davranyla ilgili tm bir teknolojiye sahip olur tbbi dnce, sahip olmaya alr (Foucault, 2003b: 156).

Daha nce deindiimiz gibi kapitalizmle birlikte kylerin ve tarmsal ekonominin temellerinde yaanan deiim kentlerin nfusunu kalabalklatrmtr. Kentlere gelen kyllerin bir ksm sanayi iilerine dntler. Bir ksm ise kentlerdeki aylak nfusun artmasna, dilenciliin, serseriliin yaygnlamasna neden oldular. Gerek bu kitlenin gerekse sanayide alan iilerin, bir araya gelerek kapitalizme kar ayaklanmalarn nlemeye ynelik, gzetleme ve cezalandrma kurumlaryla, bu kurumlarda uygulanan teknikler btn ynetimsellik kavramnn nc ana unsurunu meydana getirmektedir. Foucaultya gre, sonu olarak:
Bir an geldi ki, herkesin iktidarn gz tarafndan fiilen alglanmas gerekli oldu, kapitalist trde bir toplum olsun istendi, yani mmkn olduunca verimli bir retimle birlikte; iblmnde kimilerinin u ii, kimilerinin bu ii yapmasna ihtiya olduunda, halkn direni hareketlerinin, ataletin ya da isyann, domakta olan tm bu kapitalist dzeni altst etmesinden korkulduunda, o zaman, her bireyin somut ve kesin gzetlenmesi gerekli oldu (Foucault, 2005b: 157).

Ynetimselliin disiplinle ilgili bu boyutu birazdan deineceimiz disipliner iktidarn ortaya kna sebep olmutur. Toparlayacak olursak kapitalizm ile mutlakyetin neredeyse ezamanl olarak ortaya kyla birlikte Batda ynetim felsefesinde ve iktidarn niteliinde nemli deiimler gereklemitir. Nfus, ekonomi politik ve gvenlik aygtlarnn yaygnlamasyla karakterize edilen bu deiime Foucault ynetimsellik adn vermektedir. Foucaultnun iktidara ynelik yaklamn gz nnde bulundurduumuzda ynetimselliin devletle zdeletirilmemesi gerektiini aklda tutmalyz. Ynetim tekniklerinin, pratiinin gerekletirildii tek yer devlet deildir. Birbirinden bamsz ve toplumun tabannda yer alan mikro iktidar alanlar ierisinde yaanan spesifik ynetim pratikleri anlalamadan, ynetimsellik hakknda elde edeceimiz kavraylar son derece snrl kalmaya mahkumdur. 105

Belirli baz kurumlara zg iktidar tekniklerinin zaman iinde devlet gibi global lekli ynetim aygtyla btnlemi olmas bizi aldatmamaldr. Foucaultnun iktidar bir kurum deil strateji olarak grp analiz ettiini de hatrlayacak olursak ynetimselliin devletle zdeletirilmemesi gerektii hususu iyice aa kmaktadr. Foucault monarik iktidarn ierisinden ynetimsellikle ilikili ancak ondan daha farkl bir baka iktidar anlaynn ktn dnmektedir. Foucault monarinin ierisinden kan bu yeni iktidara disipliner iktidar adn vermektedir. Hapishanenin Douu kitabnn ayrntlarna girecek olursak, kitabn hemen banda Foucault insann kannn damarlarndan ekilmesine yol aacak vahilikte bir ikencenin ayrntlarn okuyucularyla paylamaktadr. Robert-Franois Damiens, 5 Ocak 1757de Fransa kral XV. Louise suikast giriiminde bulundu. Kral suikasttan hafif yaralanarak kurtuldu. Olaydan hemen sonra Damiens yakaland ve yargland. Yarglama sonunda, Damiens, 2 Mart 1757de Paris kilisesinin ana kaps nnde suunu itiraf etmeye ve hemen ardndan 33). Damiensin cezas 28 Mart 1757de infaz edildi. ldrlmeden nce vcudunun eitli yerlerinde lmcl olmayan fakat son derece ac verici yaralar ald. Daha sonra drt saat boyunca yaralarna kaynar ya, erimi balmumu ve kurun dkme, kzgn kerpetenle vcudundan et koparma gibi barbarca ikencelere tabi tutuldu. nsann aklndan geirirken bile rperecei bir cezalandrma sahnesi ve idam yntemi (Foucault, 2000b: 34vd). Foucault Damiensin ibretlik idamn anlattktan sonra 1830larda Paristeki Gen Mahkumlar Evinde kalan mahkumlarn gnlk programndan sz eder. Mahkumlarn her bir dakikalarnda ne yapmalar gerektii ayrntlaryla dzenlenmitir. Yazn ve kn kata kalkmalar gerektii, kahvaltlarnn kata verilecei, mahkumlarn hangi saatte ibadet edip, hangi saatlerde alacaklar, le ve akam yemeklerinin saatleri detaylandrlmtr. Burada Damiensin cezalandrlmasndan olduka farkl bir cezalandrma teknii sz konusudur; mahkumlara azap ektirilmesinden mahkumlarn zamanlarnn programlanmasna geilmitir. Foucault XVIII.yzyldan, XIX.yzyla cezalandrma tekniinde iki byk deime gerekletiini belirtmektedir. Birincisi, cezalandrma usul olarak bedene ynelik azap ektirmenin ortadan kalkmas ve cezalarn seyirlikten ve trensellikten uzaklatrlmas. kincisi, cezalarn bedensel azap ektirmenin yerine bedenin tutuklanp, hapsedilmesine dayal hale getirilmeleri. Burada beden ile cezalandrma arasndaki rabtann eskiye oranla deimesi sz konusudur. Bedeni kapatarak ve kapatld yerde altrarak bedene mdahale 106 da Grve meydanna gtrlerek, uygulanacak ikenceler eliinde gerekletirilecek idam cezasna mahkum edildii Paris halkna ilan edildi (Foucault, 2000:

edilmektedir nk bireyin bir hak ve malvarl olarak kabul edilen zgrl elinden alnmtr. Daha netletirirsek bireyin bedeninin kapatlmas insann doutan hakk olan zgrlnden mahrum edilmesi anlamna gelmektedir. Cezalandrmann bedene ynelmesi varln srdrmektedir ancak bedensel kapatmann zgrlkten mahrum etme anlamna gelmesiyle birlikte, bedene yaplacaklar titizlikle yrtlecek bir faaliyete dnmtr. Bu nedenle azap ektiren cellat yerini gzetmenler, papazlar, psikiyatrlar, psikologlardan oluan bir teknisyenler heyeti almtr. Mahkum, kendisine azap ektirilmeyecei hususunda srekli teskin edilmektedir. Foucault 1830-1848 aras dnemde azap ektirmenin ve seyirlik cezann Bat Avrupada kalktn belirtir. Bununla birlikte mahkuma yaplan fiziksel mdahale daha kontroll ve dozaj dk biimlerde de olsa varln srdrmektedir. Mahkum kapatld yerde gda taynlamas, cinsel yoksunluk, dayak ve hcre ile kar karyadr. Dolaysyla azap ekmenin glgesi mahkumun bedenine dmektedir. Foucaultya gre cezalandrma metodundaki bu deiim mahkumlara ynelik bir hmanizmden kaynaklanmamaktadr. Cezalandrmann nesnesindeki deiimden ortaya kmtr. Cezann bedene deil ruha ynelmesi gerektii kabul edilmeye balanmtr. Bedenin kudurganln zaptetmeye deil, mahkumun dncesi ve iradesi yoluyla ruhuna etki etmesi amalanan bir cezalandrma anlay hakim olmutur. Bu deiim ceza uygulamasnn yneldii suun nesnesinden kaynaklanmaktadr:
Sular ve kabahatler ad altnda, hep yasa tarafndan tanmlanm hukuki nesneler yarglanmaktadr; ama ayn zamanda tutkular, igdler, anormallikler, sakatlklar, uyumsuzluklar, ortam ve kaltmn etkileri de yarglanmaktadr; rza gemeler, ama ayn zamanda cinsel uyumsuzluklar da yarglanmaktadr. Ayn zamanda damar atlar ve arzu da olan cinayetler yarglanmaktadr (Foucault, 2000: 52).

Su kadar, suu ortaya karan bedensel ama zellikle de ruhsal etmenler yarglanmaktadr. Bylelikle bizim bugn hafifletici etmenler adn verdiimiz olgu cezalandrma srecine dahil edilmi olmaktadr. Hafifletici etmenlerden sz edilmesi cezalandrmann bedenden ok ruha yneldiini bir iareti olarak okunmaldr. Bireyi sua iten nedenin tespit edilmesi mahkumun mahkumiyeti sresince hal ve gidiatnn srekli gzlenmesi sonucunu dourmutur. Kiiyi sua iten bozukluun ortadan kaldrlmas hedeflenmekte, eer bu bozuklukta herhangi bir seviyede deiim grld anlalrsa mahkumun cezasna ynelik

107

iyiletirmelere veya ktletirilmelere gidilmektedir. Yarglamada suun nitelii kadar suun ilendii koullarn da hesaba katlmas, Ortaadan itibaren gelien soruturma usullerinde yeni bir dneme girildiinin gstergesidir. Ortaadan itibaren yarglama, suun gerekleip gereklemediini belirlemek, faili bulmak ve yasal yaptrm uygulamaya ynelikti. Yeni dnemde yalnzca bu saylan unsurlarn anlalmasna allmamakta, ayn zamanda olayn nitelii, iddeti, saikleri sorgulanmaktadr. Suun kkeni nedir, faili ne derecede etkilemitir sorularna yant aranmaktadr. Suun igdden mi, ortamdan m veya kltrel etmenlerden mi kaynaklandna ynelik soruturma araclyla yalnzca ihlalin yaptrmnn hangi yasada yer ald ve ne derecede uygulanacayla ilgilenilmemektedir. Ayn zamanda sulunun nasl slah edilebileceine de baklmakta ve sulunun cezas ile slahnda kullanlacak yntem arasndaki iliki cezann belirlenmesinde etkili olmaktadr. Tm bu gelimelerin dolaysz sonucu yarglamann yapld halkann genilemesidir. lk bakta cezalandrma gc yetkisi yalnzca yarg ve savclardadr. Ancak yakndan bakldnda yarg ve savc cezalandrma iktidarn bir uzmanlar topluluuyla paylamaktadrlar: uzmanlar, psikologlar, eitmenler, infaz grevlileri, ceza evi ynetimi ve personeli hepsi yarglama aygtnn geni ana katlmlardr (Foucault, 2000: 53vd). Foucault cezalandrma usullerindeki deiime ynelik aratrmasnda kendisine rehberlik eden drt ilke olduunu belirtmektedir. Birincisi, cezalandrma yalnzca bask altna almayla ilikilendirilmemelidir. Cezalandrma rettii olumlu etkiler balamnda da incelenmelidir. Cezalandrma mekanizmalar kendilerine zg bir gereklie sahip olmann tesinde karmak sosyal srelerin bir parasdr. kincisi, cezalandrmaya ynelik metotlar kendilerine zg nitelikleri bulunan teknikler olarak grlmelidirler. Cezalandrmay zellikle politik bir strateji olarak grmek gerekir. ncs, ceza hukukunun tarihiyle insan bilimlerinin tarihlerini birbirleriyle alakasz btnlkler olarak grmemek gerekir. Her iki alann epistemolojik-hukuki bir alan olarak bir arada dnmek mmkndr. Bu alanlar birbirlerine balayan ilkeyi, iktidar teknolojisi olarak niteleyebiliriz. Drdncs, Ruhun ceza adaletinin alan ierisine dahil edilmesiyle, bilimsel bilginin adalet mekanizmasnn paras haline gelmesinin ezamanl gelimeler olduu gereinden yola karak ruhun iktidar teknolojisindeki gelimelerin sonucunda oluturulduunu dnebiliriz (Foucault, 2000: 59d). Foucaultnun cezalandrmann anlam, teknikleri, mekanizmalar, amalar, saikleri konusunda syleyecei her ey bu drt ilke etrafnda rgtlenmitir. Cezalandrmann yalnzca bastran, engelleyen bir ey olduu yanlsamasna kaplmamak gerekir. cezalandrma 108

sosyal dzenin inasnda oynad olumlu rol ve etkilere gre deerlendirilmelidir. Bu balam ierisinde bakldnda cezalandrmann retim sistemiyle alakal olduu grlr. Kleci ekonomide cezalandrma savalarla ve ticaretle elde edilen kleliin tesinde ek bir emek gc salanmasnda kullanlr. Parasal ekonominin olmad, retimin kt olduu feodalitede bedene ynelik cezalarn okluunu bir tesadf olarak yorumlamak hataldr. Feodalitede, beden, el altnda olan belki de tek maldr. Ticari kapitalizmin ortaya kyla birlikte zorunlu almaya dayal fabrikalar kurulmutur. Endstriyel kapitalizm, serbest bir emek piyasasnn varln n gerektirir. Bu nedenle ticari kapitalizm dneminde yaygn olan zorunlu alma cezas, endstriyel kapitalizme geilmesiyle birlikte XIX.yzylda gzden dm ve yerini slah amal hapis cezasna brakmtr. Foucaultya gre, modern Bat toplumlarnda cezalandrmann, u veya bu ekilde, u veya bu lde bedene ynelik olmasndan yola klarak, ceza mekanizmasnn tarihini, ahlak ve hukuk dzeni ekseninde deil de beden tarihi zerinden yapmak mmkndr. Tarihiler demografi, sosyal olaylarn mr uzamas gibi biyolojik nedenlerle balants ekseninde bedenle ilgilenmilerdir. Ancak bedenin siyasi bir yan olabileceini dnmemilerdir. Beden azap ektirildiinde, damgalandnda, slah edilmeye alldnda iktidar ilikilerinin yani siyasal alann bir parasdr aslnda. Bedenin iktidar ilikilerinin ve siyasaln bir paras olmas, onun, ayn zamanda retim gc olmasndandr. Bedenin igcne dnebilmesi iinse tabiiyet ilikilerinin iine dahil edilmesi gerekir. Bedenleri kontrol edebilmek iin, bedeni boyun edirmeye, itaate hazr klmaya ynelik baz mekanizmalar gelitirilmelidir. Bu mekanizmalar ve bu mekanizmalarn mkemmelletirilmesine dair bilgiler, bedenin siyasi teknolojisini meydana getirir. Dier taraftan bedenin siyasi teknolojisi sistematik bir sylem haline ou zaman getirilmemitir. Bu teknolojiler hibir zaman tek bir mekanda sabitlenmemilerdir. Bu nedenle onlarn yerini herhangi bir kurumla ya da devlet aygt gibi merkezle zdeletirebilmek mmkn deildir. Bedenin siyasal teknolojisinden sz ettiimizde, oul, biimsiz, birbiriyle kesien, birbirini sabote eden, birbiriyle yaknlaan, birbiriyle uzaklaan bir yndr ou zaman karmza kan. Foucault bedenin siyasal teknolojisinin iledii dzlemleri ifade edebilmek iin iktidarn mikro fiziki adn verdii bir kavram tretmitir. Bedenin siyasi teknolojileri hibir mekanla zdeletirilemeyecei iin hukuksal-siyasal hkmranlk modeline gre izah edilemezler. ktidarn mikro fiziini analiz edebilmek iin sava metaforuna mracaat etmek gerekir. Sava metaforuna mracaat edildii andan itibaren ideoloji ile iddet arasnda kurulan ztlk

109

da ortadan kalkar. ktidarn mlkiyet deil bir stratejiler yn olduunu kabul etmek gerekir. Fetihten deil, asla sonu gelmeyecek arpmalardan ve mcadelelerden bahsetmek gerekir. ktidarn egemen snflarn ayrcal deil, bu snflarn iktidar ilikileri anda igal ettikleri ou zaman tesadfi- konumlarn bir sonucu olduunu fark etmek gerekir. Her trl iktidar ilikisinin geici g dengelerinin bir sonucu olduunu kavramak gerekir. Byle bir kavrayn ardndan mikro iktidar odaklarnn yklmasna ynelik mcadelelerin hibir zaman tam manasyla sonlandrlamayacan da anlamak gerekir. nk mikro iktidar alanndaki her trl aygtn bozguna uratlmasnn hemen ardndan, yeni g ilikileri kurulacaktr ve bu g ilikileri de yeni meydan okumalarla kar karya kalacaktr. ktidarn mikro fizii hakknda yrtt mlahazalar Foucault, iktidar-bilgi bantsna dair gelitirdii dncelerle birletirir. Foucaultya gre, bilgi ile iktidarn birbirlerine zt iki eymi gibi ele alnmas hataldr. E deyile, bilginin olduu yerde iktidarn sona erdiini dnmemek gerekir. Tam tersine, iktidar ilikileriyle ilgili bir bilgi alanna ihtiya duymayan bir iktidar olmad gibi, iktidar ilikilerinden bamsz, onlarla alakasz bir bilgi rejimi de yoktur. ktidar ile bilginin (iktidar/bilgi) birlemesi bilen zneyi retir. iddet ideoloji ikiliinin almas, iktidara ynelik szleme modelinin yadsnmas, bilgi ile iktidarn iki ayr kutup olduunun reddedilmesiyle birlikte Foucaultya gre, bedene ilikin siyasal anatominin tarihini yapmak mmkn hale gelir. Bununla birlikte, byle bir beden tarihi, eitli unsurlarn bir araya gelmesiyle oluan bir beden gibi dnlen, devletin tarihi olmayacaktr. Ayn ekilde bu tarih, kendi iine kapal bir btnl olduu dnlen insan bedeninin tarihi de olmayacaktr (Foucault, 2000: 60vd). Bu tarih siyasal bedeni bilgi-iktidar bants asndan inceleyecektir. Daha da netletirmek gerekirse, siyasal beden, bilgi iktidar bants tarafndan oluturulan ve bu bantya destek salayan bir unsur olarak kabul edilir:
Bu siyasal anatomide siyasal beden, insan bedenlerini kuatan ve onlar bilgi nesneleri haline getirerek tabi klan iktidar ve bilgi ilikilerine silah, menzil, iletiim yolu ve destek noktas olarak hizmet eden maddi ve teknik unsurlarn btn olarak ele alnacaktr. Sz konusu olan, cezalandrma tekniklerini ister azap ektirme ayini iinde bedeni ele geirsinler, ister ruha hitap etsinler- bu siyasal bedenin tarihinin iine yerletirmektir. Cezalandrma uygulamalarn hukuki teorilerin sonucu olmaktan ok, siyasal anatominin bir blm olarak ele almaktr (Foucault, 2000b: 66).

110

Foucault burada, cezalandrmann, hukuki bir ey olmaktan ziyade, itaatkar bedenler yaratlmasna ynelik siyasal anatominin bir paras olarak incelenmesini savunmaktadr. Cezalandrma itaatkar bedenlere ynelik siyasann gizlenmesine, cezalandrmann hukuki ynden ele alnmas, cezalandrmann yalnzca sula balantl olduu yanlsamasnn srdrlmesine yaramaktadr. Hukukun alan ierisinde kalnd mddete, alma ile kapitalizm arasndaki ilikiyi kavramak mmkn olmaz. Islaha ynelik hapsetme uygulamasnn yaygnlamasn yalnzca hukuki gelimelerin nda deerlendirmek bedene ynelik siyasal anatominin farkna varlmasn engeller. ktidarn mikro fizii ile iktidar-bilgi bantsnn bir arada ele alnmas, Foucaultnun entelektel aratrma programnn en can alc noktasdr. Foucault cezalandrma ile bedenin siyasal anatomisi arasndaki ilikileri zmledikten sonra, iktidar-bilgi bants erevesinde ruhun analizini yapmaya giriir. 17.yzylla birlikte, Hristiyanln ilk dnemlerinde olduu gibi, zerinde yeniden hararetle tartlmaya balanan ruh Hristiyanln vizyonundaki gnahkarln kefareti zerinde tayan, bu nedenle de Tanr katnda ve kilisenin gznde cezaya mahkum edilebilen ruh deildir. 17.yzylda tartlan ruh da cezalandrmayla maruz kalmaktadr. Daha nce grm olduumuz gibi hapsetme hak sahibi-mal varl olan bedene ynelik olduundan daha fazla ruha, ruhun slahna ynelikti. Bu nedenle ruhun bir z olduu zannedilmemelidir. Ruh bedene ynelik bir dizi iktidar tekniinin eliinde retilmitir. Dolaysyla, Hristiyan ilahiyatnn konusu olan ruh yerine, hmanizmin yanlsamalarn besleyen kiilik ve znellik sahibi ruhun ikame edildiini dnmemek gerekir. Hmanizmin zgrletirmeye alt, 20.yzylda anarizm gibi politik doktrinlerin kefedilmesi, zgrletirilmesi iin altklar ruh, hibir zaman varolmam, daima bilgiiktidar bantsnn oluturduu bir ey, bir nesne olmutur (Foucault, 2000: 68). E deyile znellik yanlsamasna dmemek gerekir. ktidar/bilgi en gizli deneyimlerimizin iine bile szmay baarmtr (Mansfield, 2006: 217). Bu ynden ele alndnda Foucault iin, hapishaneler, cezalandrma iktidar hakknda yazmak, anakronizme dmek deildir. Foucault, iinde bulunduu 20.yzyldan gemie bakarak baz sonular kardn dnmemektedir. O, iinde bulunduu andan yola karak gemiin bir tarihini yapmamaktadr, gemiin incelenmesiyle imdinin bir tarihini yapmaktadr (Foucault, 2000: 69). Foucault eski ceza rejiminden yeni ceza rejimine olan dnm inceleyerek Hapishanenin Douu kitabna devam eder. kencenin adli srete ve cezalandrmada arlkl olarak oynad rol eski ceza rejiminin temelini meydana getirmektedir. kence bir 111

ynyle yargsal bir trendir. Eski ceza rejiminde cezalandrma yetkisi egemenin yani hkmdarn mutlak yetkisidir. Bu yetki hkmdar tarafndan, sulh yargc, soruturma hakimi, ceza hakiminden oluan bir heyet eliyle kullanyordu. Modern ceza hukukunda olduu gibi yasalar kamunun adna deil kraln adna yaplyordu. Hkmdarn mutlak yetkisinin bir sonucu olarak sulanan kii ngiltere istisnas dnda kendisine yneltilen sulamann unsurlarndan mahkemenin kararndan hemen nceki son savunmaya kadar haberdar deildi. Kendisini sulayan kiinin kimliini, su iddiasndaki muhbirin kim olduunu bilmedii gibi kendisi aleyhinde varolduu kantlar grme hakkna da sahip deildi. Yarglamann usule uygun olup olmadn incelemek veya sulanan kiiyi savunmak zere mahkemede bir avukatta bulundurulmuyordu. Buna mukabil hakim, sulanan kiiyi yanltc sorular sorabilir, davann trn bile sulanan kiiye bildirmeyebilirdi. Bununla birlikte, mahkemelerin tam manasyla keyfiyete dayal olduu da sylenemezdi. Sulanan kii kantlar grme hakkna sahip olmamakla birlikte, bu durum, suu ispat etmek zere kullanlan kantlarn cins ve nitelikleri zerinde herhangi bir kuraln olmad da sylenemezdi. Tam aksine kantlarla ilikili ayrntl ilkeler benimsenmiti. Kantlar kendi aralarnda titizlikle snflandrlyordu. Tanklklar gibi dorudan-tam kantlar, suun ispatna dayanak olan deliller, doruluklarndan kuku duyulmayan tanklarn ifadesiyle tespit edilen, rnein sulanan kiinin ldrd iddia edilen kiinin evinden elinde bir silahla kmas gibi yar sust nitelii arz eden kantlar, bir cinayet ncesi tehdit gibi yar dorudan kantlar, sorguya ekilen kiinin gsterdii rahatsz ruh hali gibi yardmc kantlar bunlarn en nemlileridir (Foucault, 2000: 75vd). Bu kant trlerinin her birinin ilenen suun niteliine gre, suun ispatnda ve cezalandrlmasnda kendilerine gre kesin ve iyice hesaplanm arlklar vardr. Tam kantlar her trl mahkumiyet iin yeterlidirler. ki yar dorudan kant bir tam kant oluturabilirler. Tanklklar gibi tam kantlarda, tann kimlii kantn doruluunu arttrabilir veya azaltabilir. Bir serserinin tankl kant olumsuz ynde etkilerken, evinde su ilenen efendinin tankl ispata katkda bulunur. Kantlar konusunda ve bu kantlara dayanarak verilecek cezalar ince detaylar belirleyeceinden yarglama yalnzca uzmanlarn bilebilecei usullerle yaplmaldr. tiraf bu cezalandrma sisteminin belki de en hayati esidir. nk kant toplama her an sulanan kiinin aleyhine dndrlebilir. E deyile, kantlar uydurulabilir, istenen yne ekilebilir. Oysa suludan elde edilecek bir itiraf, kantlar zerindeki pheyi kaldrabilir ama daha da nemlisi itiraf adli sistemi kant toplama zahmetinden kurtarabilir veya srecini hzlandrabilir. tiraf tek bana suun ispat iin yeterli deildir; nk ilemedikleri sular 112

itiraf eden kimseler vardr. Bu nedenle, itirafa elik eden kantlara ihtiya vardr. E deyile hakim drt ba mamur bir itirafa sahip olsa bile, itiraf destekleyici kantlar aratrmaldr. Dolaysyla, itiraf kantlarn en gls deildir. Bununla birlikte, dier tm kantlara gre daha byk bir arlk tamaktadr. Birka ek kantla-gstergeyle birlikte, mahkeme srecini ksaltan, detayl kant toplamay gereksiz klan itiraf elde etmek byk nem tadndan, zorlamada dahil mmkn olan her trl yolla zanldan itiraf almak gerekir. Ancak itirafn hakikiliini de garanti altna alacak baz dzenlemelere, prosedrlere de dikkat etmek gerekir. Bunun iin itirafn kendiliinden olmas, yetkili mahkemenin nnde yaplmas, bilinli bir ekilde yaplmas ve olmadk unsurlar iermemesi gerekir. Bylelikle itiraf pratii asndan bir kontrast olumaktadr. Bir yanda tm kantlardan daha deerli addedildiinden ve kant toplama srecini ksaltt iin elde edilmesi art olan itiraf vardr. Dier yanda itiraf elde edebilmek iin zorlamaya bavurulmas ancak itirafn da olabildiince iradi olmas gereklilii vardr. Eski ceza rejimi itiraf elde etmek iin iki nemli araca bavuru yapmaktadr. Sanktan itiraftan evvel Tanrnn adaleti karsnda yemin etmesi beklenmektedir. Ama itirafta bavurulan aralarn en nemlisi ikence uygulamasdr. kence, Foucaultya gre, 18.yzylda baka bir an baat karakteri olarak, barbar bir an iareti, akln nn vurmad bir dneme ait bir unsur gibi ele alnmaktadr. Kukusuz ikencenin Bat kltrnde derin kkleri vardr; engizisyon ve klelere ektirilen straplar gibi (Foucault, 2000: 81). kencenin 18.yzylla birlikte lanetlenmesi, eski rejimin adli sisteminde, ikence uygulamasnn kendine zg bir mant ve uygulanma ekli olduu gereini atlamamza yol amaktadr. Hkmdarn adli sisteminin bir paras olarak ikence, engizisyonda olduu, gibi snrsz bir azap ektirme ve vahet uygulamas, itirafn nasl elde edildiine hibir ekilde dikkate almayan bir uygulama deildir. kencede:
yice tanmlanm bir usule uyan, kurallara bal bir uygulama sz konusudur; anlar, sre, kullanlan aletler, iplerin uzunluu, arlklarn ekimi, kebentlerin says, sorgulayan yargcn mdahaleleri, btn bunlar eitli rflere gre zenle kurala balanmlardr. kence titizlikle uygulanan adli bir oyundur (Foucault, 2000: 82).

kencenin adli bir oyun olma nitelii, kendisini azap ektirilen kiinin ikence araclyla bir snamaya tabi tutulmasnda gsterir. Eer sulanan kii planl ve aamal

113

ikence ilemine dayanmay baarr ve suu kabule ynelik bir itirafta bulunmazsa beraat etmi saylabilmektedir. tirafa zorlanan kiinin dayankll, onun susuzluunu ispat etmi sayldndan, hakimlere cinayet gibi en ar sularda, hakknda suu ilediine dair yeterli kantlar bulunan kiileri, ikence eliinde sorgulayarak itirafa zorlamamalar tavsiye edilmektedir. u nedenle, eer kii ikenceye dayanmsa beraat etmi olacaktr. Hakkndaki kantlar mutlak saylmayan kii, ikenceden herhangi bir itirafta bulunmadan kmay baarabilirse serbest kalacandan, hakimlere, ikence sonrasnda bile kantlara dayanarak suluyu serbest brakmama yetkisi verilmitir. Buna mukabil bu kii idam gibi cezalara da arptrlamamaktadr. Foucault, suun itiraf yoluyla kesin ispatyla, ikenceye dayanabilen ve herhangi bir itirafta bulunmadnda beraat edebilen kii arasndaki ztln, ikenceyi bir delloya dntrdn savunmaktadr. Hakim ikence araclyla suu itiraf ettirmeye urarken, suluda ikenceye direnmeye altndan, her iki tarafta, bir mcadeleye, bir delloya girmektedirler (Foucault, 2000: 82vd). tirafn yarglamadaki rol, itirafn yargcn nnde yaplmasyla ve bunun ardndan cezasnn belirlenmesiyle bitmemekteydi. nfazn kamu nnde yaplmas araclyla sulunun suunu bir kez de halkn nnde itiraf etmesi bekleniyordu. Bylelikle ikence ve itiraf mekanizmalaryla, o zamana kadar gizli kapakl yaplan yarglamann, kamusal hale gelmesi hedefleniyordu. Suludan, sululuunu bir kez daha dile getirmesi, sululuunu ayan beyan ortaya koymas bekleniyordu. Bu amaca ynelik olarak, rnein; suludan suunu kilise kaplar nnde itiraf etmesi bekleniyordu. Daraacna karlan bir mahkumun artk kaybedecek bir eyi olmadndan, gerekliin tamamn tm boyutlaryla itiraf edecei varsaylyordu. Bu nedenle sulunun suunu, infazn sonlarna doru daha ayrntl ekilde itiraf etmesi iin frsatlar tannyor ve mahkum yeni itiraflarda bulunacan sylediinde infaza geici olarak ara verilebiliyordu. Sulunun halkn nnde yeni itiraflarda bulunmas, urad ikencelerin sradan insanlarn gznde merulamas sonucunu douruyordu. Sulunun iledii su ile infaznn gerekletirildii yer veya infaz edilme biimi arasnda sembolik bir ba kurulmaktadr: belirli bir mekanda cinayet ileyen katil, cinayet iledii yerde ya da hemen yaknnda infaz edilirdi veya kutsala saygszlkta bulunan kiinin infazdan nce dili kopartlabiliyordu (Foucault, 2000: 86vd). kencenin dier yn, ikencenin, iktidarn gvde gsterisi yapt siyasal bir ayin olmasdr. Zira monarik iktidarn grnrln salayan en nemli e, ileyiinin bir parasn oluturan ritellerdir (Foucault, 2000: 91). nfazn kamusal hale getirilmesi yalnzca 114

itirafn merulatrlmas anlamna gelmemekte, kraliyetin gazabnn ve azametinin sergilenmesi anlamna da gelmektedir. Daha evvel belirttiimiz zere, mutlakyeti devlette, cezalandrma yetkisi hkmdarn mutlak hakkdr.Yasalar ortak yarar gzeten yasalar deil, hkmdarn iradesinin sonucudur. Bu nedenle yasalara ynelik herhangi bir ihlal kraln iradesine yneltilmi bir saldrdr. Cezalarn arya kamas ve infazdaki ikence uygulamas, hkmdarn, iradesine kiiliineyaplan saldrya karlk vermesinin ve intikamn aldnn gstergesidir. Bu, ayn zamanda kraln dmanlarna sava ama hakknn uzantsdr. lenen su hkmdarn kiiliine ynelik bir yaralamadr ve ikence azap ektirme- hkmdarn kiiliine ynelik saldrnn trensel olarak bertaraf edilmesi anlamn tar. Kamuya ak infazlar, tpk ta giyme, kraln grkemli trenler eliinde fethettii kente girmesi gibi iktidarn ayinsel yann oluturmaktadrlar. Bu ynyle, azap ektirme, hkmdarn iradesini sarsan su karsnda, kraln gcn insanlarn gz nnde sergilemesidir. Kraln gcn gstermesi bakmndan azap ektirme, zmnen kral ile uyruklar arasndaki mesafenin de lsdr. Ceza, sua maruz kalann urad zararn telefi edilmesinden ok, kraln grkemini ifade etmeye yaramaktadr. Bu ynyle azap ektirme iktidar yeniden iler klmaktr. Azap ektirmeye dayal infaz treninin ayrntlar dikkatle hesaplanmtr. Trende yaplacak ilemlerin sralamas kesindir ve inceden inceye uygulanmaktadr. nfaz treni kk apl bir askeri gsteridir. Gsterinin askeri unsurunun ifte ilevi vardr. ncelikle infaz alannda herhangi bir taknla mahal vermemesi amalanmaktadr. Sulunun infaz esnasnda herhangi bir g gsterisinde bulunmasnn engellenmesi, kalabaln suluyu kurtarmaya teebbs etmesini veya lin etmesini nlemek sz konusudur. Askeri unsurun ikinci vehesi, su ilemenin kraln kanunlarna kar gelmek olduunun vurgulanmasdr. Dolaysyla su ileyen kiinin yok edilmesi hkmdarn dmanlarn yok etmesini temsil etmektedir. Azap ektirme kraln dmanlar karsndaki zaferlerini simgeledii iin cellatla ikence gren arasnda ksa bir tiyatro oynanmaktadr. Bu tiyatro, celladn infaz tam da gerektii ekilde gerekletirmesi zerine kuruludur. Eer cellat sulunun kafasn kendisinden beklenildii gibi bir darbede uurmay baarrsa, tiyatronun galibinin cellat olduu anlalrd. Ancak cellat tiyatroda kendisinden bekleneni tam manasyla yerine getiremez ve suluya infazn gerektirdiinden fazla zulmederse veya sulunu uzuvlarn hakkn vererek dalayamazsa kalabalk galeyana gelebilirdi. Byle bir durumda bazen azap ektirilen kiinin sulu- serbest brakld olurdu. 115

nfaz treninde kraln askeri konumunda bulunurdu cellat. Ancak onda kraln mahkum etme yetkisi yoktu. Bu nedenle celladn baarszl kendisine aitti ve kalabaln fkesi krala deil ona ynelirdi. nfazlar ou zaman ardan alnr, son dakikada kral tarafndan imzalanacak bir af mektubunun infaz alanna ulamasna ak kap braklrd. Kraln af mektubu infaz durduu anda, kraln grkemi ve an doruk noktasna ulard. nfazn hkmdarn yasalarna kar su ileyenlere uygulanmas ve infazn yine kral tarafndan durdurulmas son derece anlamldr. nfaz uygulamasyla kral, yaamaya ve ldrmeye karar verme yetkisinin yalnzca ama yalnzca kendisine ait olduunun altn izmekteydi. Yarglamann mahkemelerce gerekletirilmesi yarglama hakknn mahkemelere ait olduu anlamna gelmemektedir. Kral yarglama yetkisini elinde tutmaktadr, mahkemelere bu yetkiyi yalnzca devretmitir (Foucault, 2000: 92vd). Azap ektirme araclyla, lmn, insanlarn hemen yan banda olduu, her an ortaya kabilecei trensel bir ekilde hatrlatlmaktadr. Bedene azap ektirilmesi bedene ynelik krlganlkla ve bedenin igc olarak endstriyel kapitalizmde oynayaca roln mevcut olmad bir dnemin iaretidir. Beden son iki yzyla kadar salgn hastalklar, ocuk lmnn olaanst ykseklii, alk ve ktlk tehlikesi gibi olgular tarafndan sklkla tehdit edilmitir. Saylan nedenlerden dolay lm ve lm cezas toplum tarafndan kanksanmtr. 17.yzyl Fransasnda monarinin yaad kriz, lm cezalarnn saysn arttrmakla kalmam, azap ektirmelerdeki ve halka ak infazlardaki vahet dozunun artmasna da neden olmutur. Fransz krsalnda yaanan ktlklarn neticesinde sklkla kan ayaklanmalar, burjuvazinin huzursuzluu, hkmdarn parlamentolar ilevsizletirmeye almas gibi gelimeler monarinin ahali karsnda daha kat tutum almasna neden olmutur. Tm bu gelimeler, hkmdarn yasalarna dolaysyla iradesine ynelik suikast gibi canavarca addedilen sulara, hkmdarn, ilenen sutan ok daha gaddar cezalar ve infaz emirleri vermesine sebebiyet vermitir. 19.yzyl ceza reformcularnn vahilikle ve barbarlkla sulad eski dnemin ana karakteristikleri ite bunlardr (Foucault, 2000b: 101vd). 19.yzyla girilmesiyle, cezalarn ve cezalandrma prosedrlerinde yaanan deimelerin ortaya koyduu manzara eski dnemdekinden olduka farkldr:
Gerek ile ceza arasnda, artk yalnzca meru bir tutarllk ilikisi olacaktr. Yaptrm uygulayan iktidarn artk kendini, cezalandrmaya kalktndan daha byk bir sula lekelememesi gerekmektedir. Verdii ceza konusunda masumiyetini korumas gerekmektedir (Foucault, 2000: 104).

116

Mutlakyete kar isyann artlar ve ana ilkeleri belirledii dnemde, monarinin g gsterisine izin verilmemesi gerektii tabidir. Eskiden mutlakyeti devletlerin hkmdarlar, yasalar uygulamak konusunda kimseye neredeyse hi hesap vermeyen, buna karlk kendisini tehdit eden dmanlarn kimler olduunu srekli tehir etmesi gereken otoritelerdi. Toplum zerindeki denetimi, altyapsal glkler nedeniyle gzetlemeye dayanmayan bu iktidar, azametini ve korkutuculuunu bulduu tm frsatlar araclyla gstermeye mecbur kalmaktayd. Sonu itibariyle, mutlakyeti devletlerin hkmdarlarnn iktidar, azap ektirmenin-ikencenin siyasi ayinselliine dayanmak zorundadrlar. Azap ektirme uygulamasyla hkmran uyruklarna korku salmay amalamaz. Ayn zamanda uyruklarn infaza tank olmalar, snrlar belirlenmi daire erevesinde infaza katlmalar beklenmektedir. Halk azap ektirmeyi kendi gzleriyle grerek, ikence uygulamasnda hi kimseye ayrcalk tannmadndan emin olmaldr. Halkn hkmrann intikam olarak grlen azap ektirmeye ortak edilmesi, intikamn halkn intikam da olmasndan kaynaklanmamaktadr. Daha nce belirtildii zere ikence kraln dmanlarna verdii sembolik bir gzdadr. Kraln intikam, bu eksende deerlendirildiinde, halkn kraln dmanlarna kar yrtt intikam politikasna katlmasn gerektirmekteydi. Azap ektirmeye verilen destek hkmrann dmanlarna kar yrtecei intikam siyasasna halkn katlmnn zorunlu olduunun halka hatrlatlmasdr. Hele ki dman ayaklanmaya katlan bir i dmansa, bu dmana yaplan azap ektirmeye halkn da katlmas tam bir gereklilik hali arz etmektedir. Bununla birlikte, halkn azap ektirmeye, dolaysyla da hkmrann sembolik dzeydeki intikamna katlmas belirli snrlar dahilinde yerine getirilmesi gereken bir eydir. Azap ektirmeye, halkn nasl katlacan belirlemek hkmrann bir ayrcalyd. Halk azap ektirmeye, hkmrann koyduu snrlarn tesine geerek katldnda, hkmrann bu katlma ynelik hogrs annda sona ermektedir. Zira halk dehete drmek ve azap ektirme uygulamasna dahil etmek iin tasarlanan sahnede, halk kendisinden beklenen roln tesine geebilmektedir. Azap ektirme sahnesi halkn cezalandrmaya ve hkmrann otoritesine kar ret ve isyannn sahnesi haline de gelebilmektedir. Halk haksz olduunu dnd infazlar engellemeye kalkabilir, cellad infazdan sonra lin edebilir, yarglara lanetler yadrabilirlerdi. Dolaysyla azap ektirme sahnesi isyan kvlcmlar yaratabilirdi. Bunlarn dnda hayatnn sonlarna yaklam sulunun, infaz ve ikence sresince istediini syleme hakk vard ve izleyiciler sylediklerini beendikleri mahkumu alklayabilirlerdi. Hkmdarn toplumu terrize etmeyi amalad ikence sahnesi bir anda, 117

ahali tarafndan mahkumun kahramanlatrld ve iktidar sahiplerine ynelik alaylarn ykseldii bir festivale dnebilirdi. Halk ceza adaletine ynelik phe ve isyann azap ektirme sahnesi araclyla dile getirebilirdi. Ayn nitelikteki suu ileyen iki suludan, toplumda dada itibarl konumda bulunan kiiye verilen ceza ile alt tabakadan kiiye verilen ceza arasnda, birincinin daha az, ikincinin daha ok ceza almas gibi durumlarda halk kesinlikle galeyana gelmektedir. Halkn yoksulluu ve itilip kaklmasnn dorua ulat Fransz devrimi arifesinde, halk tabakalarnn azap ektirme ayinlerine ynelik fkesi giderek daha iddetli ve grnr hale gelmektedir. Halk sesini duyurmak iin infaz gnlerini bir frsat olarak grmektedir. kenceden umulan dehet yaratma ve sindirme etkisi yerini, ikenceye ve hkmdarn zalimliine ynelik iddetli halk tepkisine brakabiliyordu. Bu tepkiler genelde kk apl kalyor, bir kentin snrlarn aar hale ok nadiren gelebiliyordu. Yine de bunlar, azap ektirmeye ve hkmrann terrne kar halkta ykselen tepkinin iaretleri olmalar bakmndan nem tamaktadrlar. Halk azap ektirme ayini srasnda ikenceye maruz kalan suluyla zdeleebiliyordu. Hkmrann lsz bir zalimlik ve iddetle suluya azap ektirmesi, halkta kendilerinin de bir gn bu ekilde hkmrann korkun gazabyla yz yze gelebilecekleri duygusunu uyandryordu. Hkmran halk sindirmek iin azap sahnesini dzenlemiti ancak halk bu gsterilerden krala kar dayanma ierisinde olmalar gerektii sonucunu da kartabilirdi. Byle bir olaslk siyasal ynden hkmranlar son derece tedirgin ediyordu (Foucault, 2000: 105vd). Daraacnda sulularn halka itiraflarda ve nasihatlerde bulunmalarn, yasa koyucular, cezalandrma sahnesinin etkileyiciliini arttraca beklentisiyle destekliyorlard. Sulunun nedamet getirmesinin kitleleri etkileyecei ve bu sayede yasalara daha saygl olacaklar varsaylyordu. Dier taraftan sulunun otoritelerin amalarna uygun bir konuma yapacann hibir garantisi yoktur. Kraliyet kaytlarnda nedamet getiren sulularn sylevlerinin bol miktarda rnei vardr. Ancak Foucaultya gre bunun byle olduu son derece phelidir. Otoritelerin umduunun aksine sulular, bata hkmran ve yarglar olmak zere otoritelere svebilir, halk ayaklanmaya tevik edici cmleler sarf edebilirdi. Bundan daha tehlikelisi kendisine yaplan ikencelere byk bir skunet ve metanetle dayanan bir sulunun etkileyici bir konumayla halk galeyana getiremese bile, halkn gznde itibar kazanabilmesi ve onun etrafnda bir halk mitolojisinin olumasyd. Sulunun daraacndaki vakar dilden dile dolaabilir, atlara konu olabilirdi. 118

Otoriteler asndan daha da beteri, sulunun haysiyet gstermesinin kitlelere emsal oluturabilmesiydi. syan etmeleri neticesinde balarna gelebilecek azabn korkusuyla isyankarlk duygularn bastranlar, sulunun vakarndan etkilenerek bu korkularn yenebilirlerdi. 18. ve 19.yzyl adli sistem reformcular, azap ektirme uygulamasnn halkta dayanma ve isyan duygular uyandrabileceinin son derece farknda olduklar iin bu tip uygulamalarn mutlaka kaldrlmas gerektiini srarla belirtmilerdir (Foucault, 2000: 115vd). Yeni ceza anlaynn temel ilkesi Foucault iin, adaletin intikam almay deil cezalandrmay hedeflemesidir. Bu ilkeden yola kan ceza yasas reformcular, suluya verilecek cezann, onun insanlna zarar getirecek raddede olmamas gerektii konusunda hemfikirdirler. Foucaultya gre, suluda kefedilen bu insanlk, daha sonralar, ceza reformcularnn slah etmeye, tanmlamaya, snrlarn izmeye uratklar bilimsel bir nesneye dnmtr. Fakat balangta bu insanlk yalnzca cezalandrmann meru snrn oluturacaktr. nsanlk ceza yasasnn snrn belirlemekte, ona bir lt olmaktadr. Foucaultya gre, cezalandrmann temelinde yer alan bu insanln neden 18.yzylda kefedildii sorusunun yantlamas gerekmektedir. Yine ayn ekilde, ceza yasas reformu neden 18.yzyl slahatlarnn ana temasn oluturmulardr sorusunun da yantlanmas nemlidir. Foucault, dnemin gzlemcilerinin verilerinden faydalanarak, 18.yzylla birlikte sulardaki iddet seviyesinin dtn ve bunun sonucunda, cezalarn sertliinin azaldn tespit etmektedir. Bunun byle olmas topluma ynelik daha etkin mcadele tekniklerinin gelimeye balamasnn sonucudur. Foucault, yasalarn yumuamasndan evvel, sularn niteliklerinin yumuadndan sz etmektedir. Ayn dnem ierisinde, hrszlk ve dolandrclk gibi mlkiyete kar sularn saysnda art yaanrken, darp ve cinayet gibi fiziksel saldr sularnda d grlmektedir. Byk apl ete organizasyonlar ve iledikleri sular, artk ok sk takip edilmeleri neticesinde snrlandrlmtr. Kolluk glerinin basks karsnda byk apl eteler, kk apl etelere dnmek zorunda kalmlardr. Foucaultya gre tm bu nemli dnmlerin altnda, ekonomik yapnn deimesi yatmaktadr. Ekonominin nitelik deitirmesi, sulular dnyasnn da kabuk deitirmesine sebep olmutur. Avrupada hayat standartlarnda grlen ykselmenin yaratt nfus art, zenginliklerin ve insanlarn sahip olduklar mlklerin deerinde arta neden olmutur. Mlkiyet seviyesindeki bu art, serserilie kar yasalarn sklatrlmas sonucunu dourmutur. Zenginliklerdeki arttan aslan payn kapan burjuvazinin, mlkiyete kar

119

ilenen sulara kar msamahasnn azald grlmektedir. Burjuvazi mlkiyet hakkna kar ilenen sularn takibatna ncelik verilmesini otoritelerden talep etmektedir. Paris bata olmak zere tm Fransa sathnda yaygnlaan ve etkinliini arttran polis, sulularn daha kurnazca hareket etmelerini zorunlu klmtr. Gzetim, yakalama ve haber alma tekniklerinde yaanan ilerlemeler, sulularn manevra kabiliyetini gitgide daha kstlamaktadr. Foucaultya gre ceza reformu abalarnn 18.yzyldaki yaygnlamas mahkumun insanlna sayg duyulmasn amalamaktan ok, daha etkin ve gelimi bir cezalandrma sistemine olan talepten kaynaklanmaktadr (Foucault, 2000: 126vd). Burjuvazinin daha etkin ve gelimi bir cezalandrma sistemine ynelik talebi, cezalarn arlndan ok hkmrann adaletine ve bu adaletin dzensizliine, ayrmclna, keyfiliine yneliktir. Hkmran mali krize dtnde yarglk makamlarn sata kartmaktayd. Adaletin kurallarn belirleyen de, uygulayan da hkmrann iradesiydi. Ceza adaletini salamakla ykml mevkilerin saysnn ok fazla olmasndan kaynaklanan adli sistemdeki byk boluklar. Ufak apl sularn cezalandrlmasnda senyrlerin hakimiyetinin byk oranda devam etmesi. Adli sistemdeki bu aksaklklarn zerine tuz biber eken, kraln veya temsilcilerinin hibir anlaml gereke gstermeden verdikleri kapatma ve srgn kararlar. Adli sistemdeki bu tip unsurlar burjuvazinin nazarnda ortadan kaldrlmas gereken eylerdir. Burjuvazi toplumdaki iktidarn salamlatrmaya alrken adli sistemde hkmrann sahip olduu arln ortadan kaldrlmasn amalamaktadr. Sonu itibariyle Foucaultya gre, adli sistemin reforma tabi tutulmasndaki ama yeni bir cezalandrma ekonomi politiinin yaratlmasyd. Cezalarn yumuatlmas talebi burjuvazi asndan yalnzca iin cilasndan ibaretti. Bylelikle adli reforma ynelik abalarn, neden, pek ok farkl kesimden insan tarafndan dile getirildii sorusu da yantlanmaktadr. Ellerindeki yetkinin azlndan ikayeti yarglar, azap ektirmeden tiksinen hmanistler, kraln adli sistemdeki st iktidarndan honutsuzluk duyan ve mlkiyete ynelik tecavzlerin daha sk cezalandrlmasn talep eden burjuvazi, tm bu kesimler ezamanl fakat koordineli olmayan bir ekilde adli reform ars yapmaktadrlar. E deyile, reformcularn niyetleri farkl olmakla beraber, yneldikleri ynn ayn olduu sylenebilir (Foucault, 2000: 132vd). Reformcularn adli sistem reformuna ynelik nerdikleri yeni strateji; cezalandrmann daha detayl, tutarl olmasn amalamakla kalmayp, sonular itibariyle toplumsal bnyenin iine daha fazla nfuz etmesini de hedeflemektedir. Toplumsal bnyenin merkezinde, toplumun deil hkmrann yer ald eski rejimde, cezalar istikrardan son derece uzakt. 120

Eski rejimdeki cezalandrma iktidar eitli sebeplerle olduka geni bir yasa dlk alanna izin vermekte ve bu alanlardaki sulara msamaha gstermektedir. Bunlarn bir ksm ekonomik yaamn devamn salamaya ynelikti, bir ksm ise feodal hizmet ykmllklerinin srdrlmesine yaryordu. Kaaklk merkezi hkmetten vergi karmann en salam yoluydu. Bu nedenden tr, bizzat Senyrler kaaklar takip etmekte gnlsz davranyorlard. Hkmrann ar vergi taleplerine ynelik huzursuzluklar, normalde bir araya gelemeyecek olan efendilerle alanlar ayn safta yer alamaya itiyordu. Hkmran, burjuvazinin zenginliini ar vergilendirmelerle kendi kasasna aktmak istemekteydi. Ancak ayaklanma gibi byk kalkmalar esnasnda kral, gzlerini burjuvazinin zenginliklerinden uzaklara asayi meselelerine evirmekteydi. Bu durumu fark eden burjuvazi, kraln grevlilerine kar isyan eden kiileri, takip etmekten kanmaktayd. 17.yzylla birlikte zenginliin artmas ve kapitalist ekonominin feodal ekonominin temellerini ortadan kaldrmas, zellikle krsal tarm ekonomisinin nitelii de radikal bir ekilde deimiti. Bu deiim sreci, zellikle, kyller, iftiler ve zanaatkarlarn geleneksel yaam tarzlarn tehdit eder nitelikteydi. Daha evvel feodaliteden kapitalist ekonomiye geilmesinden sonra, paral toprak mlkiyeti rejiminden, geni lekli toprak mlkiyeti rejimine doru bir yneli olduundan sz etmitik. Feodalitede senyrlerin fieflerini ok sayda kiiye datarak, gelirlerini artrmaya altklarn belirtmitik. Kk soyluluun kapitalist para ekonomisinin geliimiyle birlikte yok olmas, byk toprak sahiplerinin ortaya kmasna neden olmutur. Ayrca yeni zenginleen ve aristokrasiyle prestij anlamnda ak atmay seven burjuvazi de, tpk soylular gibi geni topraklar satn almaktaydlar. Bu gelimelerin neticesinde topraklarn geniletmek amacyla, kyllerin ellerindeki ortak kullanma ait arazilerin etrafn itle evirmeye ynelen aristokrasi ve burjuvazi kk kylln mevcudiyetine byk darbe indirmitir. Foucault tm bu gelimelere atfta bulunarak, topraktaki ortak mlkiyetin, zel mlkiyet karsnda gerilemesi neticesinde, krsal alanlarda toprak mlkiyetine ynelik sularda byk bir patlama yaandn belirtmektedir. Feodal tarm ekonomisinde kyllerin tarlalar ekili olmad mddete, buralarda odun toplama ve hayvan otlatma haklar vard. Yeni gelien kapitalist tarm ekonomisinde burjuvalar, kyllerin bu nevi geleneksel muafiyetleri srdrmek istemelerini, topraktaki mlkiyet haklarna bir tecavz olarak alglamaya balamlardr. Burjuvalarn bu tutumu karsnda kyller ve iftiler, tarla itlerinin krlmas, hayvan hrszl, yangn kartma gibi sabotajlara girimilerdir. Hatta toprak sahiplerinin 121

temsilcilerine kar adam ldrmeye kadar varan iddet eylemlerine girimilerdir. Foucaultya gre, toprak mlkiyetindeki tecavzlere bile tahamml gsteremeyen burjuvazinin, endstriyel ve ticari mlkiyete ynelik saldrlara ok daha sert ve iddetli tepki gstermesi doaldr. Gelien ticari ekonominin bytt limanlardaki depolarn ve parasal olarak deerli, hammadde, mamul eya ve tehizatla dolu olmakla kalmayp ok sayda insann bir arada alt geni lekli atlyelerin hrszla kar gzetlenmesindeki zorluklar, burjuvaziyi, yasa dlk konusunda daha etkili nlemler almaya sevk etmitir. Burjuvazi, mlkiyete ynelik sulara kar byk titizlik gsterirken, rettii zenginliklerin vergilendirilmesi gibi konularda, yasal sistemin ileyiini bypass etmenin yollarn aramaktadr. Daha net ifade edersek, mlkiyete ynelik sularn takibatnda ve bu sularn cezalandrlmasnda mangalda kl brakmayan burjuvazi, mali sular konusunda, yasal sistemin boluklarndan faydalanlmasna ksmi bir hogryle yaklamaktadr. Hatta bununla yetinmeyip bazen bu sular kendisi ilemektedir (Foucault, 2000: 138vd). Foucault, daha evvel belirtildii gibi, halkn seyrine ak bir ekilde cereyan eden azap ektirmenin hkmrann gcn gstermesine ynelik bir ayinsel tiyatro nitelii tadn vurgulamt. Halkn ise azap ektirme ayinini iktidara kar ak veya rtl bir karnavala dntrebildiini de grmtk. E deyile, hkmran, kendi g gsterisinin halkta, otoritesine kar bakml bir yansma ve onama yaratmasn ngrmt. Buna karlk halk bu simetriyi terse evirebilmektedir. Daha ak bir ifadeyle iktidar ile yasa ve yasa dlk, ayn sahneyi paylaabiliyorlard. Foucaultya gre burjuvazinin byle bir iktidar ve yasa dlk iftine tahamml yoktu. Burjuvazi, yasalarn, hkmrann otoritesinin yansmas olduu cezalandrma sistemi ile hkmrann g gsterisinin, tpk bir parann iki yz gibi, eski rejimin iktidar yapsnn bir zeti olduunu fark etmiti. Dolaysyla burjuvazi, cezalandrmaya ynelik adli sistemin meruiyetine ilikin farkl bir anlay formle etmenin ve savunmann, kendi iktidarn merulatrmak ve yaygnlatrmak bakmndan hayati bir nem arz ettiini kavramt. Foucaultya gre, bu amaca ynelik olarak burjuvazi, cezalandrma iktidar da dahil olmak zere tm toplumsal sistemin temelini aklayc bir kavram olarak sosyal szleme teorisini gelitirmitir. E deyile, burjuvazi, iktidarn merulatrlmasnda hkmrann haklarn vurgulayan geleneksel merulatrma ilkesinin karsna, toplumun szlemeye dayal kuruluunu ne kartan modern bir meruluk felsefesini yerletirmitir. Toplumsal szleme teorisi, cezalandrma iktidarnn merkezine, hkmdar deil toplumu yerletirmektedir. Bu nedenle cezalandrma iktidar hkmrandan topluma gemi

122

saylmaktadr. Cezalandrma hkmrann savunulmasna deil, toplumun savunulmasna yneliktir. Dolaysyla bir kiinin iledii su tm topluma ynelik saylmaktadr. Cezalandrma, sosyal szlemeyi ihlal etmeye ynelik ciddi meydan okumalar karsnda toplumsal dzeni savunmay amalamaktadr. Yurtta sosyal szlemenin neticesinde eitli haklara sahip olduu gibi, bunlar ihlal etmesi halinde cezalar ve yaptrmla da kar karya kalacan kabul etmi saylmaktadr. Bir baka deyile, kii su ileyerek, toplum szlemesinin dna kmtr. O halde mahkumiyet yoluyla sulu toplumun dna atlmtr. Toplumla yeniden btnleebilmesi iin mahkumun, toplumsal normlar sorgusuz sualsiz benimseyerek, szlemenin taraflarndan birisi olmaya hak kazanmas gerekmektedir. Yeniden hak sahibi olabilmek iin zgrlk iinde yaamak gibi baz haklarnn elinden alnmas gerekmektedir. Toplumun bir yesinin dier yelere kar su ilemi sayld bu cezalandrma iktidarnda, ister cinayet gibi korkutuculuu yksek sular olsun, ister kapka gibi daha nemsiz addedilen sular olsun, cezalandrma iktidarnn birincil hedefi, suun tekrar etmesini engellemek ve cezann emsal oluturmasn salamaktr. Yeni oluan cezalandrma iktidar bu ynyle de hkmranlk modelinin tesine gemitir. Hkmran esas alan cezalandrma iktidarnda, sulunun azap ektirme yntemiyle tehiri, su ilemeleri halinde uyruklarn balarna neler gelebileceini anlatmaya ynelikti. Bununla birlikte, hkmran, suun tekrarlanp tekrarlanmayacayla ilgilenmemektedir. Su tekrarlanrsa, hkmran, yeni bir azap ektirme ayiniyle gcn ve korkutuculuunu uyruklarna tekrardan gsterirdi. Oysa yeni cezalandrma iktidarnda, cezalar suun bir daha tekrarlanmamasna ynelik olarak verilmekteydi. Aslnda, yeni cezalandrma iktidar sularn tekrarlanacandan emindir. Bu nedenle farkllk, azametin vurgulanmasnda deil, cezalarn etkinliinin topluma ispatlanmasnda yatmaktadr (Foucault, 2000: 145vd). Suun tekrar etmesini engellemeye ynelik dzenlemeler alt ana ilkeye dayanmaktadr: 1. Su, sulu tarafndan bir eyi elde etmenin, bir amac gerekletirmenin avantajl yolu olarak grld iin ilenmitir. Ama eer suun cezas, elde edilmesi beklenen avantajdan daha bykse, bu durumda su ilemek sulunun karna olmayacaktr. 2. Sulu, su ilemesi halinde karlaaca cezann, bedeninden ok zihninde bir ac ve honutsuzluk yaratacann farknda olursa su ilemekten vazgeecektir. 3. Cezalandrma, henz su ilememi olanlarn zihnine etki edecek ekilde dizayn edilmelidir. Hapse dme fikrinin korkutuculuu su ilememi olanlarn zihnine hkmetmelidir. 123

4. Hangi sulara kar hangi cezalarn verilecei net bir ekilde belirlenmeli ve bunlar yaynlanmaldr. Sulu herhangi bir af ihtimalinin olmadn bilmelidir. lenecek her suun, otoritelerce mutlaka cezalandrlaca konusunda, otoritelerin inandrc tavrlar sergilemeleri halinde sularn azaltlacana inanlmaktadr. 5. Suun gerekliinin tespiti, herkes iin geerli metotlarla yaplmal ve herkese ayn kstaslar uygulanmaldr. Bu ynyle eski rejimin engizisyondan esinlenen yarglama metotlar pe atlmaktadr. Kantlarn belirsiz usullerle derecelendirilmesinden vazgeilmektedir. Bunun yerine, bir bilim adamnn titizliine ve bir filozofun dnce esnekliine sahip olmas gereken hakimin ampirik yntemleri kullanmasna geilmitir. Sonu olarak ceza muhakemesine, belirsiz bir kuralszlklar manzumesi deil, ortak akl ve saduyunun ilkeleri yn vermelidir. 6. Cezalandrma sisteminde tm sular ve cezalar, net izgilerle birbirinden ayrlmal ve tanmlanmaldr. Sularn cezalarnn her bir bireyin nitelikleri gz nnde bulundurularak dzenlenmesi gerekir. rnein; sulunun acya ekmeye dayankllnn veya pimanlk duygularnn niteliinin bilinmesi gerekir. Cezalandrma iktidar bireyselletirmektedir. Tm bu unsurlara dikkat edildiinde cezalandrma iktidarnn nitelikleri daha zl bir ekilde kavranabilmektedir. Sular hesaplanabilir, sulular gzlemlenebilir nesnelerdir. Ceza bedenden ok, zihne-ruha ynelik olmaldr. Cezalandrmadaki unsurlarn zihne olan etkilerini kavramak mmkndr (Foucault, 2000: 153vd). Yeni cezalandrma rejiminde cezalar aklc hesaplamalara dayanmaktadr. Bununla birlikte, azap ektirmenin glgesi de zaman zaman hissedilmektedir. Burada sz konusu edilen azap ekme, fiziksel azaptan ziyade ruhsal olarak azap ekme olaslna dayanmaktadr. Ruha ynelik azap ektirmeyle ikna karmnn etkili olabilmesi iin baz unsurlarn gzetilmesi gerekmektedir: 1. Yeni cezalar keyfiyete ve belirsizlie deil, benzerlie ve yaknla dayanmaldr. Bu adan bakldnda, hrszlk gibi mlkiyete ynelik sularda msadere cezas uygulanmal, cinayet idamla cezalandrlmaldr. Bu tip cezalarn verilmesindeki ama, hkmrann intikamna ynelik simetri duygusu uyandrmak deil, topluma, su ilemeleri karsnda balarna gelecek cezalarn mesajn vermektedir. Sutan ileri gelen ceza, iktidarn gizli gcnn hissedilmesine yol atnda etkilidir. 124

2. Cezalandrma, arzularn isel mekanii zerinde etkili olmaya almaldr. Cezalar eitim ve sosyalletirme araclyla sua ynelik ilgiyi zayflatmal ve tutkular zaptetmelidir. Kiiye mlkiyetin ve zgrln deerinin retilmesi iin, kiiler bu haklardan mahrum braklmaktadrlar. Bu sayede bakalarna verdikleri zararn idrakine vararak, sulularn yeniden su ilemesinin nne geilmek istenmektedir. 3. Cezalar zamansal bir deiim gstermelidir. Cezai sistemin ileyebilmesi iin cezalar sulunun gsterdii dnme gre uzatlp, ksaltlabilmelidir. Sabit cezalar yalnzca iflah olmaz ruhlar iindir. 4. Ceza doal ve herkesin karna hizmet eder gibi grlmeli ve kamusal sylemin iinde dolamaldr. Kamu cezalarn iaretlerini her yerde grebilmelidir. Kamuya ak yerlerde altrlan mahkumlar bu ilevi yerine getirmektedirler. Mahkumlarn bu ekilde altrlmalar, ayn zamanda kamuya verdikleri zararn telafi edilmekte olduunun kamuya duyurulmasdr. 5. Cezalandrmalarn iaretler yoluyla temsili, cezalandrma iktidarnn bir ders gibi, bir sylev gibi insanlara etki etmesini salamay amalamaktadr. Cezalandrmann kamusal alanda paylalabilir olmas, hkmrann korkutuculuunu gstermeyi amalayan modelden farkldr. Cezalandrma yeni dzende bir eitim ilevi grecektir. Sulularn cezalarn nasl ve hangi artlarda ektiklerini gren ocuklar, vatandalk bilgisi derslerini pratik olarak yapm olacaklardr. 6. Sululara ve sululua ynelik yeni sylem, suun onuruna ve anna ynelik dzlen destanlar ortadan kaldrmal ve bunlarn yerine suu bir baht karalk ve suluyu da bir ahmak olarak gstermelidir. Suun anna ynelik eski anlatlarn gcn ortadan kaldrmak iin, kamusal alan bir sahne gibi kullanmak gerekir. ehrin her yerinde sulularn ve sululuun kk apl gsterileri sunulmaldr. Bu sayede sululuun romantize edilmesinin nne geilmesi amalanmtr. Cezalarn bu ak hava sahnesine Foucault, hapishane ehri adn vermektedir (Foucault, 2000: 167vd). 19.yzyln balarnda ceza sisteminde tadilata gidilmesini isteyen adli sistem reformcular, hapis cezas ile hapishanenin, cezalarn caydrlmasnda barol oynayaca bir cezalandrma iktidar dnmemilerdi. Onlara gre, hapis cezas ve hapishane kurumu, verimsiz ve gereksizdi nk bu uygulamalarn kiilerin pimanlk duymalarna ynelik herhangi bir etkisi olmadna inanyorlard. Bununla birlikte, bir kurum olarak hapishane ve 125

hapsetme uygulamas reformcularn beklentilerinin tam aksine olaanst hzl bir ekilde yaygnlk kazand. Mahalle karakollarndaki nezarethanelerden tutun, binlerce kiinin tutuklu bulunduu devasa hapishanelere kadar yaylan bir hapishaneler a, toplumsal bnyenin drt tarafn sararak devlet iktidaryla btnlemitir. Cezalandrma ehrine ynelik hayaller gndemden derken, hapishane, hzl bir ekilde, cezalandrma iktidarnn temel grnm haline geldi. Ceza reformcular hapis cezasnn ancak snrl hallerde ilevsel olduunu dnyorlard. Oysa hapis cezas ve hapsetme uygulamas o kadar fazla yaygnlk kazanmtr ki, tm bir cezalandrma sistemi hapishanenin smrgesi haline dnmt. Hapishane mahkumlarn gvenliinin ve uslu durmalarnn salanmasnda temel ara haline gelmitir. Hapishane kurumunun kkleri kraliyet iktidarnda bulunmaktadr. Yaygnlk kazanmas ise 19.yzyl balarndaki adli reform heveslerinin iindedir. Hapishanenin ve hapsetme uygulamasnn ilk rnei Amsterdamdaki Rasphuis hapishanesidir. Buras dilencilere ve gen sululara ynelikti. Ortaklaa yaplan alma, kat bir zaman kullanm, srekli bir gzetim, ruhani dnm salamaya ynelik dini metin okumalar gibi pratikler araclyla, gzetim altndakilerin gnlerinin her annn doldurularak, mahkumlarn aylaklk etmelerine kesinlikle izin vermemek amalanmtr. alma ve ruhani dnm araclyla ekonomik insann (homo economicus) ina edilmesi amalanmaktadr. Zira 17.yzylda yaygn olan anlaya gre suun balca nedeninin aylaklk olduu dnlyordu. Rasphuisde uygulanan teknikler daha sonraki gelikin hapishane pratiklerinin prototipi olarak deerlendirilebilir. zetle Hollandadaki hapsetme uygulamas slah alma araclyla gerekletirmeye almaktadr. ngiliz modeli hapsetme, almann yanna tecridi eklemektedir. Mahkumlar arasnda ortak almadan kaynaklanabilecek dayanma duygularnn gelimesini engelleyebilmek iin, mahkumlarn hcrelerde birbirilerinden ayr tutulmalar gereklidir. Hcre cezas araclyla mahkumun kendi i sesine ulaabilecei ve slah olma yolunda nemli bir adm atabilecei varsaylmaktadr. Bylelikle Katoliklikteki hcre uygulamas, Protestan lkelerin hapishanelerinde uygulanan bir teknie dnmtr. Philadelphiadaki Walnut Street hapishanesi dier iki modelde uygulanan tekniklerin verimli bir kombinasyonuna dayanmaktadr. Bu ynyle daha sonraki hapishanelerin dizaynnda ve hapsetme uygulamalarnda balca model konumunda yer almaktadr. Atlyelerdeki zorunlu alma uygulamasyla hapishanenin finanse edilmesi salanmaktadr. Ancak bu kurumda mahkumlara yaptklar ilere karlk bir miktar cret de verilmektedir. Bu 126

sayede mahkumlarn ekonomi dnyasna maddi ve manevi ynden katlacaklar dnlmektedir. Mahkumlar her an sk bir gzetim altnda tutulmaktadrlar. ngiliz uygulamasndan farkl olarak Walnur Streetde hcreye koyma uygulamas herkesi kapsamamakta, yalnzca hapishane dzenine uzun sre uyum salayamayanlar ve uyum salamamakta direnenleri iermektedir. Burada mahkumlarn cezalar, onlarn hal ve gidilerine baklarak ksaltlabilirdi. Hapishane mfettileri mahkum hakknda verdikleri olumlu raporlarla baz mahkumlarn serbest braklmalarn salayabilmektedirler. Hapishaneler de cezann infaznn, kamuya ak olarak deil de gizli bir ekilde yaplmas gerekmektedir. Ceza ile slah, mahkum ile gzetim altnda tutan kimse hari hi kimsenin tanklna ihtiya duymamakta, bu tanklklara dayanmamaktadr. Mahkumlarn tutumlarnn srekli denetlenmesi, mahkumlar hakknda, hal ve gidileri hakknda ayrntl dosyalar tutulmasn zorunlu klmtr. Mahkumun hal ve gidii her gn grevliler tarafndan kayda geirilmelidir. Bu ynyle ele alndnda hapishane, bir bilgi arac (as an apparatus of knowledge) olarak grlmelidir (Foucault, 2000: 181vd). Ceza ehrinin yerine zora dayal hapishanelerin gemesi, iktidar ve teknoloji mekanizmalarndaki bir dizi keskin deiimi gstermektedir. Islah amacna ynelik olarak bireyselletirici bir dizi teknikten yararlanlmaktadr. ncelikle beden ve ruh zerinde ift tarafl etkilerde bulunulmaktadr. Beden altrlmakta ve eitilmektedir. Beden kurala bal bir dizi idmana tabi tutulmaktadr. Zaman ynetmek iin titizlik gsterilmektedir. Ruh zerinde etkili olmas amacyla sessizlik, derin dncelere dalmay salamak iin hcreye koyma uygulamalar, saygy ve iyi alkanlklar alamak iin dua saatleri konulmas gibi uygulamalar yaplmaldr. Beden ve ruha ynelik tm bu ilginin ana amac, alkanlklara, kurallara, kendisine verilen emirlere sorgusuz sualsiz otomatik olarak uyan, otoriteye mutlak anlamda tbi klnm bireyler yaratmaktr. Tm bu sre ve uygulamalar kamunun gzlerinden uzakta icra edilmektedir. 18.yzyl sonlar Fransasnda tip cezalandrma iktidar tarz aralarndan biri dierine fazlaca ne kmam bir ekilde ve bir arada yer almaktadr; eski monarik hukuktan destek alan uygulamalar, cezalandrma ehri ve hapishaneler. Hapishane sistemi dierleri karsnda zaferini ksa zamanda ilan edecektir. Bu model basite ne hukuk teorilerinin bir yansmasdr, ne belirli bir ara veya kurumla zde grlebilir ne de basite bir ahlaki seimin sonucudur. Her biri kendine zg bir cezalandrma stiline sahip, iktidar teknolojisidir. Foucaultya gre, bu tip kurumlar incelerken sorulmas gereken en temel soru, hapishane sisteminin neden dier cezalandrma iktidarlar karsnda zafer kazanddr (Foucault, 2000: 198vd). 127

Hapishanelerin sulular rehabilite etmek ve onlar topluma kazandrmak iin beden ve ruh zerinde eitli teknikler uyguladklarndan bahsetmitik. Bedene ynelik olarak 17.yzyl boyunca hapishanelerin dnda pek ok kurumda bir dizi spesifik ve kuruma zg pratikler gelitirilmitir. Foucault, 17.yzyldaki, bu bir dizi oklu pratikler btnnn modern anlamda disiplin olgusunun douuna yol atn dnmektedir. Beden tarih boyunca iktidarlarn ilgi alan ierisinde olmutur. Bunun en tipik rneini, Hristiyanlktaki ilecilik pratikleri oluturmaktadr. Klelik olgusu da bedenle ilikilidir. Feodalitede ekonominin fiziksel ve ekonomik angaryalara dayal bir ekilde yrdnden de sz etmitik. Bununla birlikte bedene ynelik modern iktidar tekniklerine dayal disiplin mekanizmas tm bu saylanlardan farkldr. Klelik klelerin bedenini bir meta gibi sahiplenmeye dayalyd. Hristiyanlktaki ilecilik uygulamalar byk oranda, dnyadan el etek ekmeyi de ieriyordu. E deyile bedene ynelik Hristiyan disiplini dnyevi amalara ynelik olmaktan ziyade uhrevi amalara ynelikti. Feodalitede senyr emek rnlerine el koymaktan tesiyle ilgilenmiyordu. Daha ak bir ifadeyle rnlere nasl el koyulduu senyrn ilgi alanna girmiyordu. Dolaysyla feodalitede bedenin disipline edilmesinin gndeme gelmemesi tabidir. Endstriyel kapitalizmin ortaya kmasyla bedenin verimliliinin artrlmas meselesi iktidarlarn gndemine geldi. ktidarlar bedenin kapitalizmin ihtiyalar dorultusunda disipline edilmesini amalamaktadrlar. Bu oluturulacak yeni beden, hem itaatkar hem de kendisine sylenenleri etkin bir ekilde uygulayacak bilgi becerilere sahip olmaldr. Foucaultnun ifadesiyle, beden ekonomik faydaya ynelik olarak gc arttrlan, kapasiteleri oaltlabilen bir nesneye dntrlrken, ayn zamanda, itaatkarlk anlamnda bedenin gcn azaltmay hedeflemektedir. Bedenin kapasiteleri gelitirilirken, bedenin bu gcn isyan etmek yerine itaatkarla ve sylenenleri harfiyen yapmaya yneltmek iktidarlarn birincil hedefidir. Beden bireyselletirilir kendi bana bir birim olarak ele alnrken, onun zerindeki iktidarn gc de artmaktadr. Daha dorusu bedenin bireyselletirilmesi, iktidar etkilerinin bir sonucudur. Bedene ynelik bu ilgi felsefe alannda da yanssn bulmutur. Descartes gibi pek ok filozof, bedenin tpk bir makineye benzediini, onun gibi altn dnmektedir. E deyile onlarn gznde insan bir makinedir. Dnemin felsefi denemelerinde makine insan kavramndan sz edildiini bolca grrz. Bedene ekonomik gereklerinden kaynaklanan bu yeni ilgi, srekli, kesintisiz, detayl, rafine ve inceden inceye hesaplanm bir dizi teknie dayanmaktadr. Bylelikle yeni

128

ekonomik dzenin gereklerinden kaynaklanan iktidar mekanii ayn zamanda, yeni bir siyasal anatominin ortaya kmasna zemin hazrlamtr. Bu yeni siyasal anatomi Foucaultya gre birdenbire gelimemitir. Bu yeni anatomi, birbirinden olduka farkl yerlerden kaynaklanan, birbiriyle ara sra kesimekle beraber egdml olmayan bir dizi kk apl gelimenin etkisini tamaktadr. Bu gelimelerin kkenini, okul, hastane, ordu, fabrika gibi kurumlarda uygulanan ve her biri uyguland kurumun gereklerinden doan minr nitelikli tekniklerde bulabiliriz. Disipliner iktidarn gznde her trl ayrnt ilgiyi hak etmektedir. Bedenin verimliini ve itaatkarln ters oranl fakat bir arada gelitirmek sz konusu olduundan, her trl ince detay disipliner iktidarn radarndadr. Detaya ynelik bu ilgi aslnda 17.yzylda balamamtr. Hristiyanlk her trl detaya dikkat kesilmitir. Tanrnn azameti karsnda hibir ey nemsiz addedilmemeli, gzden karlmamaldr. Zira Tanrnn gznden hibir ey kamaz. Uyruklar her zaman Tanrnn gz nndedirler. Disipliner iktidar iin de, tpk Tanr gibi, itaatkar klnan ve uyruklatrlan bedenlerin her trl hareketi gzlenmelidir. Bir kurum ierisinde icat edilen ve kullanlan bir teknik, bazen hzl bazen yava bir ekilde, dier kurumlarda da uygulanabilir hale getirilmektedir. Bu yaylmda, bir dizi konjonktrn etkili olduu grlmektedir. Endstriyel bir yenileme, salgn hastalklarn engellenmesi, yeni bir silahn ortaya kmas, devletler aras rekabet bu tip etmenlerin belli balcalardr (Foucault, 2000: 207vd). Disiplin olgusu kendini ilk nce, mekanlarn i dzenlenilerinde gsterecektir. Ayn mekan ierisinde bir arada bulunan ok sayda insann itaatkarln salamann zorluunu bertaraf edebilmek iin, bu mekanlarn detayl bir ekilde iktidarn amalarna uygun olarak dizayn edilmeleri gerekir. Bu amac gerekletirmeye ynelik olarak: 1. Disiplin insanlarn, askeri barakalar, dar kapal fabrikalar, yatl kolejler gibi da kapl kendi iinde btnl olan mekanlarda tutulmalarn gerektirir. 17.yzyldaki fabrikalar alenen hapishanelerle kalelerin bir karmna benzemektedir. iler fabrikaya muhafzlarn kaplar amalarnn ardndan girecekler, alma baladktan sonra hibir iinin ieri girmesi veya dar kmas mmkn deildir. Atlye anahtarlar akamlar muhafzlara teslim edildikten sonra, ancak o zaman kaplar tekrar alacaktr. Bu kat uygulamann altnda iilerin komploya girimelerinin veya hrszla teebbs etmelerinin engellenmesi yatmaktadr. 2. Disiplinin uygulanabilmesi iin insanlarn mekana giri ve klarn kontrol altnda tutmak yetmez. Ayn zamanda mekan ierisindeki belirsizliklerin de 129

ortadan kaldrlmas gerekmektedir. Bireylerin mekan ierisine belirsiz dalmlarna msaade etmemek gerekir. Mekan iinde herkesin belirli bir yeri olmas arttr. Mekan iinde karanlk kelerin, belirsizlie msaade eden koridorlarn olmamas da gereklidir. Yeni oluturulan fabrika gibi mekanlarn hcreler gibi snrl ve sabit blmcklere ayrlmalar ieridekilerin iletiiminin zayflatlarak, herhangi bir isyana mahal vermemek asndan nem tar. 3. Mekanlarn hcresel nitelikleri yalnzca itaatkarl deil, retkenlii de tevik etmelidir. ilerin mekan ierisindeki dalmlarn bilerek yalnzca disiplin salanm olur. Oysa mekan iilerin retim faaliyetlerini gerekletirme derecelerini de bilerek retime olan katklarn da gzlemek gerekir. Bu amaca uygun olarak atlyelerin iinde tezgahlar arasnda aralklar braklmtr. retimi denetlemekle ilgili kiiler bu aralklarda dolaarak, her bir iinin retime katlma derecesini gzlemleyecektir. 4. Snflar gibi kapal mekanlarda rencilerin her birinin geliimini gzlemlemek iin sralarn dzeni satr ve stunlara blnmektedir. Bylelikle her bir rencinin ders faaliyetine katlmn gzlemlemek ve geliim derecelerini belirli zaman aralklar ierisinde tespit etmek mmkn olabilecektir (Foucault, 2000: 215vd). Disipliner iktidar faaliyetlerin denetimine byk nem vermektedir. Bu amaca ynelik olarak iktidar be unsura odaklanmtr: 1. Zaman kullanm araclyla herkesin yapmas gereken faaliyetler herhangi bir aylakla ve zaman kaybna yol amadan detaya inilerek ynlendirilebilir. Askeri okullar bu uygulamalarn en mkemmel ekilde gerekletirildii mekanlardr. Her bir rencinin idmannn ne kadar srecei, ne zaman yemek yiyecekleri hesaplanmtr. Hangi hareketin hangi zaman aralnda yaplmasnn art olduu aka belirtilmitir. 2. Belirli bir amaca uygun hareketlerin belirli bir dzenle yaplmas gerekmektedir. Orduda askerlerin adm atma biimleri kesin bir ekilde tespit edilmi ve bu hareketin en uygun ekilde nasl yaplaca konusunda kafa yorulmutur. Prusya ordusundaki kaz admlar gibi. 3. Beden kulland nesneye en uygun pozisyonu almaldr. Okullarda rencilerin dikte derslerinde kalemi tutarken bedenlerini hangi ayla emeleri gerektii veya hangi pozisyonu almalar gerektii titizlikle retilmektedir.

130

4. Bedenin kulland nesneyle mkemmel bir ekilde btnletirilmesi gerekir. Silah bedenle en uyumlu ekilde tutulmaldr; sa elden sola en uygun ekilde geirilmeli, bedenin bu esnada beklenmedik durumlara kar hem gergin hem de esnek olmas gerekir. 5. Zamann her an ince bir ekilde ynetilmelidir. Saniyeler bile en uygun yollarla deerlendirilmelidir. Fabrikalarda retilenlerde para bana iilere cret denmesindeki ama, iileri alma sresinin her ann deerlendirmeye tevik etmektir (Foucault, 2000: 226vd). Foucaultya gre 17.yzylda iktidarlar iin, saraylar gibi mekanlar araclyla grlmek veya kalelerde olduu gibi gzetim altnda tutmak yeterli deildir. ktidarlarn ayn zamanda her bir kiinin kendisine sylenenleri yapp yapmadn denetleyebilmeleri gerekir. Bu sre zellikle okullar asndan nem tamaktadr; nk okullar retime ynelik bilgilerin aktarld ana merkezlerdir. Ayn zamanda okullar itaatkarln retilmesinin ilk basama olduklar iin deerlidir. Dolaysyla okullarda disiplinin salanmas ve rencilerin geliimlerinin yakndan gzlenmesi arttr. Okullarda itaatsizlik ve tembellik srekli olarak cezalandrlmaktadr. Srekli yaplan altrmalar sayesinde bireyin kendisinden istenenleri neredeyse otomatik bir ekilde yapmas amalanmaktadr. Cezalandrma iyi ile ktnn retilmesinde, dllendirmede veya engellemede kullanlmaktadr. Okullarda atlanacak snflar araclyla kiiler arasnda karlatrma yapmak da mmkn hale getirilmektedir. Okullarda disiplinin salanmasnda kullanlan en nemli teknik, dzenli olarak yaplan snavlardr. Okullarda yaplan snavlar rencileri gzlemlenebilir bilgi nesneleri haline getirmektedir. rencinin baars veya baarszl llmekte, baarnn ve baarszln sebepleri zerinde uzun uzun durulmaktadr. Foucaultya gre, pedagojinin douu, tamamen, disipliner iktidarn ihtiyalarndan kaynaklanmtr. Bilgi iktidar bants ynnden son derece tipik bir rnek. Snavlarn yaplmasnda belli bal ama gdlmektedir: 1. Geleneksel olarak iktidarlar, azap ektirme uygulamasnn rnekledii zere, grlmek zerine ina edilmilerdir. Disipliner iktidar iinse grlmekten ziyade uyruklar grmek nem tamaktadr. Snav yoluyla iktidar gcn uyruklara yaymak yerine uyruklarnn yapp etmelerini lebilmekte ve bu sayede onlar zerinde etkin olmaya almaktadr. 2. Snavlar bireyselletirmeye yararlar. Snavlardaki dereceler tm ayrntlaryla dosyalanr, kaydedilirler ve iktidar uyruklarnn, dzey ve kapasiteleri hakknda detayl bilgilere sahip olabilir. Bylelikle her bireyin ileride nasl ynlendirilebilecei anlalmaktadr. 131

3. Snav araclyla her bir kii yazya geirilmi ve dosyalanm olur. Bylelikle insanlar, iktidarlar iin bilgi nesneleri haline dntrlmlerdir. Bireyin bu ekilde yazya geirilmesi onu bir roman kahramana deil bir gzlem nesnesine evirmektedir. Foucaultya gre, disipliner iktidarn unsurlar oluturan tm bu mekanizmalar, modern anlamda bireyi ortaya karmtr. Ancak bu birey kimilerinin zannettii gibi zerk bir birey deildir. ktidarn amalarna uygun hale getirilmi ve tm nitelikleri iktidarlar tarafndan bilinen bir eydir modern birey. Disiplin sayesinde hepimiz tpk nl insanlar gibi tannmakta olduumuzu dnrz ancak aslnda iktidar tarafndan anonim bir ekilde bireyselletirilmekteyiz (Foucault, 2000: 256vd). Foucaultya gre, iktidarlar tarafndan anonim ve gizli yollarla bireyselletiriliyor olmamz gerei, iktidarn yalnzca sansr uygulayan, baskc bir ey olmadn anlamak iin salam bir balang noktasdr. Ayn ekilde, bireylerin kendi balarna, zerk atomlar gibi hareket edebilecekleri, kendi dorultularn yalnzca kendilerinin belirleyebilecei yanlsamasndan da kanmak gerekmektedir:
Birey hi kukusuz, toplumun ideolojik temsilinin kurmaca atomudur; ama ayn zamanda, iktidarn disiplin denilen bu zgn teknolojisi tarafndan imal edilmi bir gerekliktir. ktidarn etkilerini her zaman olumsuz terimlerle tasvir etmekten vazgemek gerekmektedir: iktidar dlamakta, bastrmakta, pskrtmekte, maskelemekte, soyutlamakta, sansr etmekte, saklamaktadr. ktidar fiili durumda retmektedir; hakikiyi retmektedir; gerein nesnelerinin ve ayinlerinin alanlarn retmektedir. Birey ve ona ilikin olarak elde edilebilecek bilgi bu retime aittir (Foucault, 2000: 286d).

Foucault, iktidar ve disiplin arasndaki ilikileri analiz ettikten sonra disiplin ile hapsetmenin kesitii mkemmel bir dzen arayndaki 18.yzyl ideologlarnn hayallerinin en tipik grnm olan Jeremy Benthamn, Panoptikon projesinden sz aar. Panoptikon, ortasnda bir gzetleme kulesinin olduu bir ak alan etrafnda ina edilen hcrelerden oluan bir yapyd. Bu ynyle Panoptikon ideal hapishanedir. Bu yapnn ana ilkesi, kuledeki grevlilerin hemen her an hcre sakinlerini gzetleyebilmesi, hcredekilerin ise kendilerini gzetleyenleri asla grememeleridir. Panoptikonnun disiplin salamak bakmndan tad nem buradan doar. Hcredekiler, ne vakit gzetlendiklerinden ne vakit gzetlenemediklerinden hibir zaman emin olamadklar iin, srekli bir gzetim etkisi salanm oluyordu.

132

Panoptikon bu ynyle kendi iine kapal bir makine dzenine sahipti. Gzetleyenler asla grlemediklerinden, kuledeki grevlinin kimliinin hibir nemi bulunmamaktadr. Kuledeki bir gardiyan, mdr, mdrn ailesinden birileri de olabilir. nemli olan mekann salad gzetleme imkandr. Panoptikon bir iktidar teknii olarak, hkmranda somutlaan ok daha farkl bir iktidar temsil etmektedir. Eski mekanizmada, azap ektiren de azap ektirilen de grlebilirdi ve iktidar hkmrann kiiliinde somutluk kazanrd. Panoptikonda grlenler gremezken, grenler grlmemektedirler. Dolaysyla nemli olan kiiler deil mekanizmadr. Sonu itibariyle hkmranln iktidarnda, iktidar kiisellemiken, yeni gelien disipliner iktidarda, iktidar anonim ve grlemez hale gelmitir. Panoptikon iktidarlar iin laboratuar ilevi grmektedir. Gzetleyebilme kabiliyeti nedeniyle insanlarn hal ve tavrlar zerinde daha etkili olmakta, gzlemlediklerini bilinebilecek bilgi yzeyleri olarak ele almaktadr. Panoptikonnun yeni gelien iktidara salad baka baz avantajlarda vardr. Mahkum Panoptikonnun iine mkemmel bir ekilde kapatlm, ayn ekilde kusursuz bir ekilde gzlemlenebilir hale getirilmi olduundan bata mfettiler olmak zere herkes tarafndan teftie tabi tutulabilir. Sradan halktan talep eden herkes, okullar, hastaneleri, fabrikalar, hapishanelerin ileyiini gzlemleyebilir, tanklk edebilir. Panoptikonnun salad disiplin dzeneinin ucu belirsiz bir despotizme dnme tehlikesi, iktidar dzeneinin kamuya ak denetimi sayesinde bertaraf edilmektedir. Bu balama uygun olarak Panoptikonnun salad avantaj, gzlemleme yoluyla, bir taraftan iktidarn srekliliini salarken, dier taraftan iddete eskisine nazaran ok daha dk seviyede yer vermeyi salamasdr (Foucault, 2000: 296vd). Disiplinin salanmasna ynelik tekniklerin zaman iinde daha inceltilmi ve etkili hale gelmesinden sonra, bu tekniklerden yerine getirilmesi beklenen ilevlerde deimekte, eskisine gre farkllamaktadr. Disiplin mekanizmalarndan ilk ortaya ktklar anda, kalabalk insan kitlelerinin taknlk yapmalarn engellemeleri beklenmekteydi. E deyile ilevleri olumsuzdu. Ancak mekanizmalarn gelimesiyle beraber onlardan, bireylerin verimliliklerini arttrmalar da istenmektedir. Atlye disiplini, ilk balarda, iilerin yetkililere sayg gstermelerini, kullandklar alet edevat almalarn nlemeyi amalamaktayd. Daha sonralar bu teknikler iilerin yatknlklarnn llmesinde, verimliliinin hesaplanmasnda kullanlmaya balanmtr. E deyile teknikler olumlu ilevler yklenmektedirler. Bu ynyle karllnn dmesini engellemeye deil, artrmaya ynelik hale gelmilerdir. 133

Disiplin mekanizmalarnn etkinliinin artmasyla beraber, bu mekanizmalar toplumun btnne yaylm ve daha esnek hale gelmilerdir. Okullarn salad disiplin okulun ve rencilerin dna km, onlarn ebeveynlerine ynelmitir. Hristiyan yatl okullarnda, ocuklarn ailelerine de ziyaretler yaplmakta ve onlarn ekonomik durumlar ve de zellikle manevi ynden hal ve gidileri incelenmektedir. Toplumsal disiplinin salanmasnda resmi veya zel dini hayr kurumlarnn etkisi, yerini disiplinin devletlemesine brakmtr. Fransada merkezi polis tekilatnn kurulmas yeni gelien iktidarn en somut tezahrleri arasnda birinci srada yer almaktadr. Polisin en belirgin ilevleri, sokaklar ve caddeleri gzetlemek, bilgi toplamak ve sulularn takibidir. Disipliner iktidar ile devletin i ie girmesi, bizi, bunlarn devletle zdeletirilmeleri gerektii sonucuna gtrmemelidir. Zira hatrlayacak olursak Foucaultya gre, iktidar herhangi bir kurumla veya aygtla bir grlemez. ktidarn nereden kaynaklandna odaklanmak bizi sonu gelmez tartmalara gtrr. ktidarn etki etme tarzlarna ve bundan ne beklediine younlamak gerekir. Devlet disipliner iktidarn en nemli ve etkili unsuru olabilir, bununla birlikte disipliner iktidar devletin dna taar. Mecazi olarak anlatmak gerekirse, devleti, disipliner iktidar mekanizmalar iinde eitler arasnda birinci olarak grmek gerekir (Foucault, 2000: 308vd). Foucaultya gre, Batnn ekonomik ynden geliimini salayan sermaye birikimi sreci ile geleneksel iktidarn iddetli ve maliyeti son derece yksek tarz arasnda ters orant vardr. daha net sylersek, maliyeti azaltrken karll arttrmay esas alan kapitalizm ile gsterie dayal iktidar modeli birbirleriyle uyumsuzdur. Ekonomik gelime yeni bir iktidar teknolojisinin ve anlaynn domasna yardmc olmu, gelien disiplin mekanizmalar ise kapitalizmin gcnn ve etkisinin artmasna katkda bulunmutur. E deyile, kapitalizm ile disipliner iktidar karlkl olarak birbirlerini etkilemi, birbirlerini glendirmilerdir. Yeni gelien iktidar teknolojilerinin topluma yaylm, tpk ekonomide olduu gibi siyasal ve idari alanlarda modern toplumun oluumuna hz kazandrmtr. Bu sre ayn zamanda sermaye birikiminin tamamlaycsdr. Foucaultya gre bu gelimeler iktidarn niteliklerinin radikal bir ekilde deimesine neden olmutur. Mutlakyet dnemindeki mali el koyma ve iddete dayal hkmetme tarz yerini kapitalizmin etkisiyle oluan yumuakla, retime, kara brakmtr. Bu disiplin tekniklerinin yaylm, ayn zamanda, siyasal eitlik ve haklar syleminin ortaya kmasnn siyasal ynden karanlk yzn meydana getirirler. Yeni gelien hukuk sistemi otoritelere boyun emei garantiye almak bakmndan gereklidir ve bu ynden hukuk yeni sosyal nizamn gerek temelini meydana getirir. Yasal hukuksal zgrlklerin kkenini, 134

burjuvazinin, siyasal ynden szleme kuram araclyla hakimiyetini merulatrmasnda aramak gerekir. Burjuva siyasal dzeninin st ve havadar katlarn hukuksal-szlemesel kuram oluturuyorsa, bodrum katn disipliner iktidar oluturmaktadr. Burjuvazi istedii kadar hkmrann despotizminden sz ederek hukukun stnlnn adil toplumun kurulmasnn n art olduunu iddia etsin, aslnda disipliner iktidarn ykseliini gzlerden saklamak iin szlemeye dayal bir iktidar kuramn ne srmektedir. Foucaultya gre, Aydnlanmann en byk kefi zgrlk deil, ideal rneini Panoptikonnun temsil ettii disiplindir. Hukuk bu disiplinin geliimini gzlerden saklamaya yarar. Hapishanenin dier cezalandrma iktidarlar hkmranlk ve hapishane kentikarsndaki zaferini anlayabilmek iin hukukun burjuva toplumundaki ilevine bakmak gerekir. Hukuk disipliner iktidarn paravanysa, Panoptikon araclyla hapishane, evrensel yasalarn ynetiminde olduu iddiasndaki szleme kuramnn tand haklarn snrlandrlmasnda kullanlan bir aratr. Evrensel yasalara kar ideal tipik bir evrensel ceza kurumu, Foucaultya gre burjuva iktidarnn en byk icad ve d ite budur. Yeni bilimsel bilgilerin retimiyle disiplin teknikleri 18.yzylda kesimilerdir. Foucaultya gre ou zaman farkna varmasak da, bu iki ezamanl gelime, retim teknolojilerindeki gelimelerin ortaya kmasnda ok nemli bir basamak oluturmaktadr. Bilimsel gzlem tekniklerinin geliimi, yasal sistemin merkezindeki gzetlemenin ortaya kyla paraleldir. Yasal sistem hapishane sisteminin kolonisi haline dnmse, bu, gzetlemenin ve gzlemlemenin yeni iktidarn merkezinde olmasndandr. Zira hapishane en ideal gzetleme mekandr. Dolaysyla disipliner iktidarn paravan olan burjuva hukukunun cezalarnn, burjuvazinin disipliner iktidarnn en ilevsel kurumunda infaz edilmesinde alacak herhangi bir yan bulunmamaktadr (Foucault, 2000: 319vd). Hapishaneler burjuva siyasal dzeninde hukuk ile disipliner iktidar arasndaki elikiyi zmeye yarar. Burjuvazi herkese eit ekilde uygulanacak yasalarn hayalini kurmaktadr. Eer herkese yasalar eit uygulanacaksa cezalandrmada herkese eit uygulanmaldr. Eit ceza ile eit yasa arasnda simetriyi salayan mekanizma hapishane sistemidir. Herkese eit olarak uygulanabilecek tek cezalandrma sistemi hapishane araclyla cezalandrmadr. Bu ilk bakta paradoksal bir iddiadr. hlallerin cezalar eit olmad iin hapis cezalar da herkese eit younluk ve srede uygulanmamaktadr. Suun niteliine gre baz hkmller daha uzun bazlar ise daha ksa

135

sre hapis yatmaktadrlar. yleyse hapsetmenin en eitliki cezalandrma yntemi olduu dncesini ne ekilde anlamak gerekir. Foucaultya gre hapsetmenin en eitliki cezalandrma yntemi olduu dncesi, zgrlk kavramnn burjuva hukukunda kazand nemin sonucudur. Yeni anlaya gre zgrlk, tm insanlarn paylat en nemli ve evrensel deerdir. Bu nedenle zgrlkten mahrum brakmaya dayal hapis cezas, herkese ayn bedeli detme esas zerine ina edildii iin en eitliki cezalandrma biimidir. Mahkumun zamanna her ynden, total bir ekilde hkmeden hapishane kurumu, yalnzca, suun kurbanna deil, toplumun btnlne ve sosyal szlemeye de verilen zararn telafi edilmesini salar. E deyile Foucault, cezann topluma denen bir bor olduunu dnmektedir. Foucaultya gre, hapishane, bireyleri toplumsal deerlere, normlara itaat eden bireylere evirmeye yarayan bir kurum olarak grld iin de hakimiyetini ilan etmitir. Foucaultya gre, hapishaneye giren bir mahkum, yasa ihlalcisi kategorisinden sulu kategorisine gei yapmtr. Bu ok nemli bir deiimdir. Mahkum, sulu kategorisine girdii andan itibaren, bilgi-iktidar rejiminin radarna da yakalanm olmaktadr. Cezalandrmann amac suluyu slah etmektir. Sulunun slah olabilmesi iin, hapishane messesesi sulunun karakterini, eilimlerini inceleyip tespit etmelidir. Bu yapldktan sonra, sulunun kiilik yapsna uygun bir slah program yrrle sokulmaktadr. Sulunun eilimlerinin, hayatnn incelenmesi yeni bir biyografi trnn ortaya kmasna neden olur; sulu profilleri. Sulu profilleri kriminolojinin tarihinde bir dnm noktasdr. Sulu ve sululuk kategorisi ile modern hapishaneler birlikte ortaya kmlardr. Ancak birinin oluumuyla dierinin oluumu arasnda bir nedensellik ba kurabilmek mmkn deildir. Bir kategori olarak sululuk, toplum dna dm addedilenlerle, ceza yasasnda hukuki bir staty igal eden mahkumun arasnda bir kategoridir. Sulu kategorisi, bilgiiktidar rejimi ile hukuksal yasal hkmranln bireyinin kombinasyonudur (Foucault, 2000: 338vd). Foucault, hapishanelerin yaygnlamasyla, hapishanelere ynelik eletirilerin hemen ayn anda doduklarna dikkat eder. Hapishanelerin sula ve sululukla mcadele etmekte baarsz olduuna dikkat eken bu eletiriler belli bal alt hususa dikkat ekmektedirler: 1. Hapishanelerin saylar ne kadar arttrlrsa arttrlsn, su oranlarnda ve sulu saylarnda dme eilimi grlmemektedir. Bilakis su toplumda yaygnlamaya devam etmektedir. 136

2. Tutukluluk hali yasa ihlallerini azdrmaktadr. Hapishaneye girenlerin pek ou ksa veya uzun dnemde, u veya bu nedenle hapse geri dnmektedirler. 3. Hapishane sulu retmektedir. Hapishanelerde koullar ktdr, gardiyanlar eitimsiz, alan uzmanlar gnlszdr. Hapse giren bir sulu, kendisine adaletsizlik yapld hissine kaplmakta ve adli sisteme kar youn bir alma duygusu beslemektedir. leyecei yeni sularda bu nedenle daha da gaddarlaacaktr. 4. Hapishaneler sulularn birbirleriyle tanmalarna, birbirleriyle bilgi al verii yapmalarna, acemilerin ustalardan ders almalarna ortam hazrlamaktadr. Sradan bir hrszlk ieri girmi bir hrsz, hapishanede rendikleri sayesinde, daha cretli ilere giriebilmektedir. 5. Serbest braklan bir mahkum srekli polisin gzetimi altnda olmaktadr. Gittii her yerde mahkumiyetini belirten bir belgeyi yerel otoritelere gstermek zorundadr. bulup almas mmkn olmamakta, bulduu ilerde hapishaneye girmeden nceki kazancn bulabilmesi genellikle mmkn olmamaktadr. 6. Hapishaneye giren bir sulunun ailesi sefalete dmekte veya sefaleti daha da arlamaktadr. Bu ise dar kan mahkumu sua tevik etmektedir (Foucault, 2000: 384vd). Hapishane sistemine ynelik bu makul eletirileri gsleyebilmek ve hapishanelerin faydalarna kamuoyunu ikna edebilmek iin slahatlar birbiri ardna hapishane reformu tasarlar ortaya koymaktadrlar. Reformcularn bu tasarlarnn hepsinde ayn unsurlara vurgu yaplmaktadr. Buna gre, hapishanelerin iyi ileyebilmesi iin u noktalara odaklanmak gerekir: 1. Hapis cezasnn amac sulunun slah ve topluma yeniden kazandrlmasdr slah ilkesi. 2. Hapishanelerdeki ilkesi. 3. Cezalar ile suun ve sulunun bireysellii uyumlu olmaldr ceza ayarlama ilkesi. 4. Hapishanelerdeki iler cezann deil, slahn bir paras olmaldr ykmllk olarak alma ilkesi. 5. Mahkumlarn eitimi rehabilitasyon amacna ynelik olmaldr cezaevi eitimi ilkesi. 137 mahkumlar iledikleri suun niteliine, yalarna ve tutumlarna, rehabilitasyondaki baarlarna gre ayrlmaldrlar snflandrma

6. Hapishane grevlileri gerekli uzmanlk bilgisine, ahlaki niteliklere ve teknik becerilere sahip olmaldr teknik gzetim ilkesi. 7. Rehabilitasyonun bir paras olarak hapisten kan eski sululara, hapisten ktktan sonra da yardmc olunmaldr yardmc kurumlar ilkesi (Foucault, 2000: 390vd). Foucault, hapishanelerde reform yaplmasna ynelik tasarlarn srekli ayn noktalar zerinde younlatn ve hapishanelerin slah etmedeki baarszlklarnn aikar olmasna ramen hapishanelerin ceza sistemindeki hakim konumlarnn devam ettiini belirtmektedir. Foucault, hapishanelerin suu nlemede baarsz olmalarna ramen, ceza sistemindeki hakim konumunun neden devam ettii sorusunun reformcular tarafndan kulak arkas edildiini dnmektedir. Ona gre, hapishanelerin baarszlklarna ramen yaygnlamalar onlarn slah mekanizmas olarak tadklar nemden deil, su ve sululuk kategorilerini retmelerinden kaynaklanmaktadr. Sulu kategorisi suun ortadan kaldrlma abasyla ilikili deildir, sulu kategorisinin oluturulmas ve yasal cezalandrma sistemi sosyal dzeni muhafaza etmeye ynelik genel taktikler dizisinin bir parasdr. Foucaultya gre, sulu kategorisinin yaratlmas Fransann 1780lerden 1850lere kadar uzanan zaman diliminde yaad siyasal, sosyal, toplumsal altst olu sreciyle alakaldr. 1789un hemen ncesinde balayan siyasal kargaa ve devrim atmosferi ierisinde yasalara ynelik yasa dlk biimleri ile siyasal ierikli ayaklanmalar arasnda eitli dzeylerde ibirlii grlmtr. Foucaultya gre bu olgu ekilde ortaya kmaktadr. lk olarak, verginin, askere almann reddi, depolarn yamalanmas gibi, snrl ve kendi iine kapal yasa ihlalleri alan, artk yalnzca iktidarn uygulanmas imkansz taleplerini ortadan kaldrmaya ynelmemekte, hkmetin ve varolan iktidar yapsnn reddine doru da ynelmektedir. Bu ynyle ele alndnda iktidara kar siyasal mcadele verenlerle, varolan iktidarn ilgasna ynelmi sulular arasnda zaman zaman geni apl ibirlii rnekleri grlmektedir. Elbette tm bu gelimelerin dnda kalm sulular ve sulu gruplar da vardr. Bununla birlikte, yasal sisteme ynelik su temelli ihlallerle eski rejime ynelik siyasi hareketler arasndaki ibirlii hi de azmsanacak boyutlarda deildir. Dier yandan, ortaya kan yeni yasa dlk biimleri, bu yasalar kendi lehlerine dizayn edenlere ynelmitir. Eski rejim dneminde kraln adamlarna, vergi memurlarna, rveti subaylara ynelmi olan yasa ihlalleri, bizzat yasal sistemin kendisine ve yasalarn uygulayclarna ynelmitir. 138

Mlk sahiplerine, ii cretlerini drmek iin kendi aralarnda ibirlii yapan, fabrikalardaki alma koullarn arlatrmak iin mmkn olan her trl yolu deneyen giriimcilere ynelen yeni bir yasa dlk biimi ortaya kmtr. Ortak arazilerin itlenmesine ynelik kyl yasa dl biimleri, makinelerin krlmasna, ie gitmemeye, serserilie ve aylakla bilerek ynelmek gibi i disiplinine kar hareket eden yasa dlklar, burjuva iktidarna ve hukukuna ynelik siyasal radikalizmle i ie girmilerdir. Son olarak, eskiden asla sua ynelmeyecek ancak devletin ve mlkiyet sahiplerinin kat istekleri karsnda sua ynelmeye balayan yeni sulularn ortaya ktn belirtmek gerekir. Gelien yeni gzetim tekniklerinden dolay klmeye ve profesyonellemeye ynelen su eteleri, eskisinden ok daha kurnaz metotlar kullanmakta ve edindikleri yeni becerileri, bazen siyasal ynden radikal hareketlerin hizmetine sunmaktadrlar. 19.yzyl insannn muhayyilesinde, sulu insanlara, tehlikeli snflara, anariye ynelik korku nemli bir yer tutmaktadr. Foucaultya gre, hapishane sisteminin yerine getirdii ilevler bu balam ierisinde deerlendirilmelidir. Hapishane sululuu tanmlamakta, snflandrmakta ve sululuu ynetilebilir ve ynlendirilebilir bir yasa dlk biimine dntrmektedir. Sulu kategorisi ekonomik ve siyasi ynlerden daha az tehlikeli kabul edilmektedirler. Zira sululuk sosyal atmalar iddetlendirmeyen, siyasal ynden kullanlabilir ve merkezi olarak denetlenebilir bir kategoridir. Hapishane sistemi araclyla yaratlan bu sululuk yerellemi ve kontrol edilebilir bir yasa dlklar alannn da i grmektedir. Hapsetme gvenlik alarnn gelimesine hz kazandrmaktadr, sulular hapse girdikleri anda filenmekte, haklarnda her trl bilgi krntsnn zerinde ayrntlaryla incelemeler yaplmaktadr. Hapishaneler muhbir devirmek iin ideal bir ortamdr. Polisle ibirlii yapmay kabul eden sulularn cezalar, slah olma ynnde samimi gayret gsterdikleri bahanesi altnda ksaltlmakta ve dar kan bu sulular, dier sularn engellenmesi ve dier sulularn yakalanmasnda kullanlmaktadrlar. Baz yasa dlk trleri otoriteler tarafndan ho grlmektedir. zerinde her trl hakimiyet salanan baz sular, egemen gruplarn eitli faaliyetleri iin gereklilik arz etmektedir. Fahielik, burjuvazinin, cinsel yaamnn karanlk ynlerini tatmin etmek iin kulland ve bu nedenle de izin verdii bir sulu kategorisidir. Sululuk bizzat iktidarlar tarafndan, karlarna uygun faaliyetleri yerine getirmek iin bir alet ve ajan olarak kullanlmaktadr. Sulular grevcilere ynelik saldrlarda kullanlmakta, grevlerin bitirilmesi yolundaki tehditler, sulularn sendikalara ynelik iddet eylemleriyle

139

somutlatrlmaktadr. Bir nevi sulular polis gcnn yedek ordusu konumundadrlar (Foucault, 2000: 396vd). Bir zamanlar eski rejime, mlkiyet ve fabrika sahiplerine ynelik saldrlarda, ounlukla birlikte eylem yapan alan snflarla sulular arasndaki ittifak, sulu kategorisinin yaratlmasyla beraber bozulmutur. 19.yzylda suluun olaanst arttna ynelik gazetelerde yer alan abartl haberler insanlarn zihninde zaten mevcut olan anari, kaos ve tehlikeli snflarn eylemleri konusundaki tedirginlik duygusunun daha da glenmesine neden olmutur. Ykselen ii snf hareketleri, kendilerinin toplumsal dzene ynelik eletiri ve eylemlerinin, yasa ve toplum d kalm olanlarn eylemleriyle herhangi bir dnsel ve pratik ortaklk tamad hususunda kamuoyunu ikna etmek iin byk gayret gstermilerdir. i snf hareketlerine mensup olanlar ve onlarn kamuoyundaki szcleri, muhalefetlerinin topluma deil, sisteme ynelik olduunun altn zellikle izmektedirler. Zira hatrlanaca zere yeni gelien iktidar teorisinin yansmas olan yeni cezalandrma iktidar suu topluma ve toplumsal szlemeye ynelik bir saldr olarak nitelendirmektedir. Su artk hkmrana, hkmdarn bedenine deil, toplumun btnlne yneltilmi bir tehdittir. Dolaysyla ii snf sulularla ayn safta yer alyor grnmenin hareketlerine zarar verecei dncesiyle sulularla ve etelerle bir zamanlar i ie yrttkleri mcadele tarzndan hzla uzaklamlardr. i snf ve szcleri, mahkumlarla ibirlii iinde grnmemeye byk zen gstermekle birlikte, ceza sisteminin burjuva toplum dzeninin baskc yapsn ifa ettii iddiasn benimsemilerdir. i snf szcleri, yasal sistemin ezilenler aleyhine olduunu ve asl sulularn egemen snflar ve onlarn yneticileri olduu savn srekli dile getirmilerdir. Ancak hapishane ve yasalara kar en byk muhalefetin anaristlerden geldiini zellikle belirtmek gerekir (Foucault, 2000: 409vd). Foucaultnun disipliner iktidar kavram, onun iktidar kavramna ynelik baknn bir sonucudur. Hatrlanaca zere Foucault, iktidar bir mlk gibi gren anlaylardan kanmak gerektiini savunmaktadr. Marksistler iktidar burjuva snfnn karlarn korumay amalayan devlet iktidaryla ilikilendirmilerdir. E deyile Marksistler, iktidar, burjuvazinin sahip olduu zenginlik ve gten kaynaklanan bir mlk gibi grmlerdir. Liberaller ise szlemeye dayal bir iktidar modelini benimsemilerdir. Onlara gre insanlar haklarnn korunmasn bir sosyal szlemenin neticesinde egemen gce, hkmrana devretmilerdir. Daha net ifade edersek, iktidar, toplumun elindedir. Hukuksal ynden

140

egemen gce devredilmitir. E deyile liberaller de iktidar bir grubun mlkiyetinde olan ve devredilebilen bir hak gibi alglamlardr. Foucault, iktidar bir mlk gibi sahip olunabilen ve devredilebilen bir eymi gibi kavrayan her iki yaklama kar kmaktadr. Ona gre iktidar mlkiyet terimleriyle deil, sava metaforu araclyla kavranmaldr Bu anlayn bir sonucu olarak, Foucault iktidarn ne olduundan ok naslyla, hangi stratejilerle i grdyle ilgilenmektedir. Szlemeyi veya ekonomiyi temel alan iktidar bir mlk gibi gren bu anlaylar Foucault hukuksal-siyasal hkmranlk kuram olarak adlandrmaktadr. Foucault, Bat dncesinde, iktidarn, sava metaforuyla deil, hukuksal-siyasal hkmranlk modeline gre zmlenmesinin derin kkleri olduu kanaatindedir. Hukuksal-siyasal model, Ortaadan 20.yzyla, Foucaultnun iktidara ynelik dncelerini gelitirdii zaman dilimine kadar Bat dncesinin merkezinde yer alr. Feodaliteden 20.yzyla uzanan zaman izgisinde iktidardan bahsedildiinde hep hukuksal siyasal modele gre iktidar kavranmtr. Bu modelin her biri kendine zg karaktere sahip drt dnemde kendine zg bir nitelik kazand grlr. Hukuksal-siyasal hkmranlk ilk olarak, feodal monarinin iktidarnn somutlatrlmasnda kullanld. Daha sonra byk monarilerin kurulmasnda teorik bir merulatrc ve merkezilemenin kant olarak hkmranlktan sz edildi (Foucault, 2004b: 48). Merkezi bir otorite olarak monari iktidar, feodal anari ve yozlamaya, yerel otoriteler arasndaki savalara, onlarn sebebiyet verdii kymlara, feodal lordlarn kanunsuz ve dizginlenemez hrslarn snrlandracak bir otorite olarak grld iin yaygnlaabilmi, toplum zerinde etkili olabilmitir (Foucault, 2003a: 68). Monarinin hukuksal-siyasal kurumlarnn yaygnlk kazanabilmesini salayan baz nitelikleri vardr:
Bu byk iktidar biimleri, oul ve korkusuz gler karsnda ve trde olmayan hukuklar zerinde bir hukuk ilkesi olarak var oldular. Bu ilkenin zellii vard: niter bir btn olarak yaplanmak; istencini yasayla zdeletirmek; bir de yasaklama ve yaptrm mekanizmalar yoluyla hareket etmek. lkenin kulland pax ve justitia (bar ve adalet) forml, zendii bu ilevi belirtir: Feodal ya da zel savalarn yasaklanmas anlamnda bar ve anlamazlklarn zel olarak halledilmesinin askya alnma biimi olarak adalet Ortaadan bu yana Bat toplumlarnda iktidarn kullanm hep hukuk erevesinde ifade edilmitir (Foucault, 2003a: 268).

141

Mutlakyeti devletin Bat toplumlarnda hakim siyasal iktidar biim halini almas hukuksal-siyasal iktidar kuramnn yeni bir evreye girdiine iaret eder. XVI. yzylda ve XVII. yzylda devletler arasnda yaanan rekabet ve Hristiyan dnyasnn Protestan ve Katolik mezhepleri arasnda onarlamaz bir ekilde ikiye blnmesiyle, hukuk, savaan dini gruplar ve devletler arasnda, feodal ayrcalklarn korumaya alan kesimler iin kullanlabilecek bir araca dnt. Tm bu saydmz taraflar kraliyet iktidarn snrlandrmak veya arttrmak ynnde hukuku kullanmaya altlar (Foucault, 2004b: 48). XVIII. yzylda hukuksal-siyasal iktidar kuram asndan yeni bir dneme girilmitir. Monarinin hukuksuzluu karsnda, monarinin iktidarn dengeleyecek bir hkmranlk modeli arayna girilmitir. Parlamenter ynetimin veya meruti ynetimin, monarinin iktidar karsnda bir denge ilevi grecei umulmutur. Jean-Jacques Rousseaunun genel irade hakkndaki grleri, monarik iktidara ynelik, XVIII. yzyldaki hukuksal-siyasal iktidar kuramnn ideal tipik rneidir (Foucault, 2004b: 49). Fransz ihtilalinden 20.yzyla kadar olan dnemde hukuksal-siyasal hkmranlk modeline ynelik iki kapsaml eletirinin varlndan sz etmek gerekir. lk olarak monariye ynelik hukuku inedii ynnde ikayetlerde bulunulmutur. Bununla birlikte, mutlakyeti devletin keyfilii hakknda, hukuku inedii, yok sayd ve bunlar yaparken de hukuku kulland ynndeki yaygn ikayetlere bakarak Foucaultya gre, hukuksal-siyasal iktidar modelinin Bat dncesindeki hakimiyetinin ortadan kalkt sonucuna varmamak gerekir. Hukukun suiistimali, iktidar kuram asndan hukuksal-siyasal iktidar modelinden vazgeildii anlamna gelmemektedir. Monari hukuku salamak iin kurulmu ve hukuku ktye kullanm olabilir. Bununla birlikte, monarinin hukuksuzluunu engellemek iin nerilen zm yollar, yine hukuksal-siyasal iktidar modelinin snrlar ierisinde kalmaktadr. Ksaca iktidarn her zaman hukuk araclyla kullanlmas gerektii fikri sorgulanmadan kalmtr (Foucault, 2003b: 69). Hukuksal-siyasal hkmranlk modeline ynelik daha radikal bir eletiri, iktidarn hukuku inedii fikri yerine, hukuk sisteminin insanlara iddet uygulamann daha sinsi ve gizli bir biimi olduu fikrinden yola kmtr. Bu eletiri, hukukun egemenlii ad altnda iktidarn uygulad rtl iddetin toplumdaki adaletsizlikleri, perdeleme ilevi grdn savunmaktadr. Ancak hukuka yneltilen bu radikal eletiri, hukuksal-siyasal hkmranlk modelinin snrlar dna kmamakta, ideal bir hukuk dzenin kurulabilecei fikrinden medet ummaktadr (Foucault, 2003b: 69). ster monarik iktidarn egemenliinin salanmas adna olsun, isterse monarik iktidarn adna olsun, isterse halk, toplum gibi kolektif bir varlk adna olsun, hukuksal-siyasal 142

hkmranlk paradigmas evresinde ideal bir yasa ve dzenin kurulmasna ynelik bitip tkenmez fikir yrtmeler Bat siyasal dncesinde varln srdrmtr (Foucault, 2003b: 69d). Halbuki Foucaultya gre, iktidar hukuksal-siyasal hkmranlk modeline gre aklama ve snrlandrma ynndeki abalar nafiledir. ktidar hkmranlk sorununun tesine geen bir modele gre aklamak gerekir. Artk siyaset teorisinde yaplmas gereken kraln kafasn uurmak, yasa ve egemenlik modelini terk etmektir (Foucault, 2005a: 71). Foucaultnun iktidarn kavranlmasnda hukuksal-siyasal modelinden sava modeline geilmesi nerisi, disipliner iktidarn ortaya kyla balantldr. Yukarda hukukun gizli bir iddet biimi olduuna dair eletirilerin varolduundan sz edilmiti. Hukuka ynelik bu eletiri Marksistler ve Anaristler tarafndan yaplmtr. Biz burada anaristlerin hukuka ynelik eletirilerinin nereden kaynakland zerinde ksaca duracaz. Zira Foucaultnun disipliner iktidarn geliimi olarak adlandrd srele, anaristlerin devlet iktidarnn toplumda artan etkisine dair izdikleri tablo arasnda aikar benzerlikler vardr. Anarist dnrlere gre:
Ynetilmek, ne hakk ne kerameti ne de iffeti olan yaratklar tarafndan izlenmek soruturulmak, gzetlenmek, ynlendirilmek, yasalara uydurulmak, dzene sokulmak, kapatlmak, telkinlere ve vaazlara maruz kalmak, denetlenmek, yorumlanmak, deerlendirilmek, sansre uratlmak ve komuta edilmektir. Ynetilmek kiinin her hareketinde, her eyleminde ve yapt her ilemde, mimlenmesi, kaydedilmesi, nfus saymna tabi tutulmas, vergilendirilmesi, damgalanmas, fiyatlandrlmas, deerlendirilmesi, patentinin alnmas, yetkilendirilmesi, msadereye tabi klnmas, tavsiye edilmesi, ikaz edilmesi, men edilmesi, doru yola sokulmas ve dzeltilmesi anlamna gelir Btn bunlar kamu yarar ve halkn kar iin yaplr (Proudhon, 1851den aktaran Marshall, 2003: 48).

Foucaultya gre, monarinin hukuksal-siyasal modele gre eletirisi ile disipliner iktidar 17.yzylda ezamanl ancak birbirlerinden bamsz olarak gelimilerdir. Bununla birlikte, monarinin iktidarn snrlandrlmasna demokratikletirilmesine- ynelik fikirler burjuva toplumunun rn olan disipliner iktidarn eletirilmesine, ilga edilmesine ynelik deildirler. Ona gre, hukuksal-siyasal hkmranlk modeli ve bu modelin tadilatna ynelik fikirler, 17.yzylda ortaya kan disipliner iktidar ve bu iktidarn bireyler zerindeki etkilerini ortadan kaldrmak bir yana, gizlemeye, perdeleme yararlar. E deyile, hukuksal

143

modelin yerine getirdii perdeleyici ilev olmadan, burjuva siyasal dzeninin icad olan disipliner iktidarn yaygnlamas mmkn olmazd (Foucault, 2004b: 51). Sonu itibariyle Foucaultya gre, burjuvazinin monariye kar isyannn yansmas olan hukuk ile iktidarn anlalmasna ynelik hukuksal-siyasal hkmdarlk modelinden vazgemek gerekir. ktidar kavramak iin hukuksal siyasal modelin reddedilmesi ve iktidarn sava metaforu yoluyla kavranmas elzemdir. Clausewitzin savan siyasetin baka aralarla srdrlmesi olduuna dair bildik nermesini terse eviren Foucaultya gre siyaset, savan baka aralarla srdrlmesidir. Foucault iin iktidar, savalara son veren, bar salayarak toplumdaki g dengelerini koruyan, insanlarn veya gruplarn birbirlerine zulmetmesini nleyen bir ey deildir. Tam tersine bar zamannda yaplan siyaset-iktidar, toplumdaki g dengesizliklerini, gizli bir sava yrterek srdrp kollamaktan baka bir ey deildir. Dolaysyla Foucaultya gre iktidar, tarihin belirli bir kesitinde sava yoluyla kurulmu belirli bir g ve egemenlik ilikisi olarak kavranmaldr. Hukukun eletirisi araclyla hukuksal siyasal bir iktidar modeli ina edilmesi disipliner iktidar ilga etmektense, disipliner iktidar maskelemeye yneliktir. Bundan dolay monarik hukukun ilgas ve disiplinin toplumda yaygnlamas, disipliner iktidarn sacayaklarn oluturmaktadr. Burjuvazinin tarih sahnesine k ve kapitalizmin feodal hara alma ekonomisi karsnda zafer kazanmas, monarik iktidarn debdebeli, ritelistik hkmetme tarzn masrafl ve gereksiz kld. Artk iktidar gsteriten ziyade, bireylerden azami verimlilii en ksa srede ve en az masrafl ekilde elde etmeyi amalayan, inceltilmi, rafine ve uyguland her bir kuruma zg ekilde ileyecek disipliner bir iktidar biimine dayanmalyd. Cezalandrma monari devrinde yaygn mekanizma deildi. Hukuk monarik iktidar iin ann, grkemin ifadesiydi. Disipliner iktidarn geliimiyle birlikte cezalandrma tekniklerinde de daha etkili yntemler gelitirilmeye baland. Foucaultnun Hapishanenin Douu kitabnda anlatt srecin ana hatlar bunlardr (Foucault, 2005a: 70). Foucault devletin varln ve ilevlerini aklamaya ynelik Marksist devlet kuramna da sert eletiriler ynelmitir. Foucault Marksist devlet teorisine nemli itirazda bulunur. Foucaultnun Marksist devlet kuramna kar ilk ve en temel eletirisi devlet iktidarnn toplumsal bnyenin tamamna nfuz eden ve yukardan aaya doru yaylan bir kurum olarak anlalmasnn hatal olduu zerine kurulmutur. Foucaultya gre Marx, Kapitalin ikinci cildinde toplumda devlet iktidarna indirgenebilecek tek bir iktidar mekanizmasnn deil, atlyede, orduda, yerel bir mlkte kle 144

ya da serf olarak alanlar zerinde uygulanan ok sayda iktidar mekanizmasnn varolduundan bahsetmitir. Bununla birlikte, Foucaultya gre, Marx ve Marxdan sonraki Marksist kuramclar, iktidar devlet aygtndan ibaret sayarak ve devlet iktidarn da retim srecinin olduu gibi devamnn garantr gibi grerek iktidara ilikin eksik bir kavraya ulamlardr. Foucault, bizzat Marxn yazlarnda bulunan ama yine Marx tarafndan tam anlamyla nemli grlmedii iin daha sonraki Marksistler tarafndan da ihmal edilen, okullar, fabrikalar, hapishaneler, hastaneler, slahevleri gibi mikro alanlarda uygulanan iktidarlarn karlkl etkileimini inceleyerek modern iktidar anlayabileceimiz kanaatindedir (Foucault 2005b: 145). Bununla birlikte Foucault devletin nemini de gz ard etmez. Foucaultnun kar kt daha ok Marksizmin devlet iktidarna ynelik indirgemeci yaklamdr. Foucault Marksistlere ynelik itirazn olduka zl bir ekilde ifade etmitir:
Ben devletin nemsiz olduunu sylemek istemiyorum; benim sylemek istediim, iktidar ilikilerinin ve tabii iktidar ilikileri konusunda yaplmas gereken analizin ister istemez devletin snrlarn at, aacadr. ktidar ilikilerinin devletin snrlarn amas iki anlamda gerekleir: Her eyden nce devlet, kendi aygtlarnn sahip olduu mutlak gce ramen, btn fiili iktidar ilikileri alann igal edebilecek gten yoksun olduu iin; ikincisi, devlet ancak baka, yani zaten varolan iktidar ilikileri temelinde ileyebilecei iin. Devlet, bedeni, cinsellii, aileyi, akrabal, bilgiyi, teknolojiyi, vb. kuatan bir dizi iktidar a karsnda styapsal konumdadr (Foucault, 2005a: 73).

Foucault devletin retim ilikilerinin garantr gibi grlmesinin de yanl bir yaklam olduu kanaatindedir. Foucaultya gre byle bir yaklam devlete haddinden fazla bir nem ve birlik yklemektir. Foucault, iktidarn merkezi olarak devlet fikri ne kar indirgemeci bir yaklamsa devlet retim ilikilerinin merkezinde grmenin de o kadar hatal bir yaklam olduu kanaatindedir:
Devlet sorununa yklenen ar deer temelde iki biimde ifade bulur: Birincisi dorudan, duygusal ve trajik biim, karmzdaki souk yzl canavar lirizmidir. Ama devlet sorununa ar bir deer yklemenin bariz biimde indirgemeci olduu iin paradoksal olan ikinci bir biimi daha vardr: Bu da devleti retim gleri ile retim ilikileri gibi belli ilevlere indirgeyen analiz biimidir,...Ama devlet ne bu birlie, bireysellie, ne de ak konumak

145

gerekirse bu neme gnmzde tarihin hibir dneminde olduundan daha fazla sahip deildir (Foucault, 2005a: 285d).

Althusser gibi Marksistler devleti ele geirip, sosyalist ideallere gre, yeni batan dzenledikten sonra, toplumsal yapnn geri kalannda yer alan aile, eitim gibi kurumlardaki kk lekli iktidar ilikilerinin demokratikleeceini ileri srdler. Oysa Foucault, iktidarn tek bir yerde ilemediini, iktidarn, aile, cinsel yaam, kadn erkek ilikileri gibi pek ok alanda grldn ileri srer (Foucault, 2005a: 190). Bu nedenle, Foucault, devletin siyasi yapsndaki deimelerin, toplumun dier alanlarndaki iktidar ilikilerini deitiremeyeceini ileri srer ve Sovyetler Birliinde yaananlar rnek gsterir:
Devlet aygtnn nemsiz olduunu asla ne sryor deilim, fakat bence Sovyet deneyimine yeniden balamamak iin, devrimci srecin tkanmamas iin bir araya getirilmesi gereken tm koullar arasnda, ilk kavranmas gereken ey, iktidarn yerinin devlet aygt olmad ve devlet aygtlarnn dnda, stnde, yannda ok daha kk dzeyde ilev gren iktidar mekanizmalarnda deiiklik yaplmad takdirde toplumda hibir eyin deimeyeceidir (Foucault, 2003b: 43).

Marksist devlet kuramyla ve siyasi mcadele modeline deinirken, Marksistlerin devleti ele geirilecek ve sosyalist amalara gre toplumsal ve ekonomik yapnn deitirilmesinde kullanlacak bir ara gibi grdklerinden bahsetmitik. Oysa Foucault biraz nce deindiimiz gibi, toplumsal yapnn tabannda yer alan kurumlardaki iktidar yaplarnda deiiklik yaplmadan, devlet eliyle topluma ynelik olarak yukardan aaya doru empoze edilen, deiim projesinin ie yaramayaca kanaatindedir. Zira Foucaultya gre iktidar ilikileri saysz yerden kaynaklanan, eitsiz ve hareketli, kolayca bir mekana indirgenemeyecek ilikilerdir. Ona gre, iktidar ilikileri, ekonomik ilikiler veya cinsel ilikiler gibi dier ilikilerin dnda yer almaz. Tam tersine iktidar ilikileri bu tip ilikileri oluturmutur. Yine ayn ekilde iktidar ilikileri aadan, toplumun tabanndan, gndelik, snrl iktidar ilikilerinden kaynaklanr. Geni apl tahakkm biimleri, bu yerel, snrl, gndelik iktidar ilikilerinden doar. Dolaysyla iktidar ilikileri sz konusu olduunda iktidara egemen olanlarla, tabi olanlar arasnda mevcut bulunduu varsaylan ikili kartlk yoktur. Foucaultya gre, tm iktidar biimleri bir erek gzetirler ve buna uygun stratejilerle ilerler. Ancak iktidar yaplar belirli bir kii veya grubun kararyla oluturulmu yaplar

146

deillerdir. Bu nedenle, devleti kontrol ettikleri dnlen egemen snflarn veya herhangi bir ynetici snfn, toplumdaki tm iktidar odaklarn, ayn anda ynetebileceklerini dnmemek gerekir. Yerel dzeyde ileyen iktidar yaplarnn dank etkileri bir araya gelerek ynetimsellik olgusuna katkda bulunurlar. ktidar ok paral, merkezsiz, aadan gelen ve hibir kii veya grubun tek bana ynlendirip, kontrol edemeyecei bir as yap olduundan, iktidarn olduu yerde direni de kendiliinden vardr (Foucault, 2003a: 72). Dolaysyla Foucaultya gre devlet gibi bir merkezi yapnn tm iktidar ilikilerini batan aa deitirebilmesi mmkn deildir. Marksist iktidar anlayyla Foucaultnun iktidar anlay arasndaki farklar son olarak Foucault ile Althusserin iktidar emalarn karlatrarak analiz edeceiz. Althusserin savunduu modelde, iktidar, her eyden nce ekonomik temele gnderme yaplarak anlalr. Devlet ve ideoloji gibi iktidara ilikin mekanizmalar, egemen snflarn elindeki bir aratan ibaret olduklar iin, ekonomik temelin soluk birer yansmas olarak grlmelidir. Modern toplumda devletin balca ilevi kapitalist toplumdaki retim gleri ile retim ilikilerini muhafaza etmektir. Althusser, gelimi kapitalist toplumlardaki, aile, siyaset, alma, haberleme, kltr gibi kurumlar, kapitalist snfn elindeki devletin ideolojik aygtlar olarak nitelendirerek, iktidar, tek bir merkezden kaynaklanan ve yukardan aaya etki eden bir emaya gre aklamaktadr. Oysa Foucaultya gre, modern toplumda iktidar, devlet iktidarna ya da ekonomik temele indirgenemez. ktidar tek bir merkezden kaynaklanan bir piramit olarak deil bir a gibi dnmek gerekir (Foucault, 2005a: 187). ktidar sahip olunan bir mlk gibi de grlemez ve bundan dolay iktidar tabi olma ilikileri seviyesinde deil, pratikler, teknikler ve stratejiler dzeyinde analiz edilmelidir (Foucault, 2005a: 101). Postmodernizmin nitelikleri aklarken, postmodernistlerin nazarnda, modernliin iflah olmaz bir dzen saplants olarak grldnden sz etmitik. Modern dnce oluturduu kategoriler araclyla toplumsal dzenin nasl olmas gerektii hakknda net standartlar koymutur. Dzenin unsurlarnn nelerden olumas gerektiini tanmlayarak modern dnce sistemi, dzensizliin ne olduunu da tanmlam olmaktadr. Modern dnce, kendini dzensizliin kar kutbuna yerletirerek modern toplumun meruiyetini de gvence altna almaktadr. Modern dnce, anari ve kaosu yani dzensizlii tanmlayarak, modern toplumun temelinde yer alan standartlarn ortadan kalkmas halinde toplumun kargaaya deceini savunarak kendisine bir meruiyet zemini oluturacaktr.

147

Foucaultnun sululuun yaratlmasna ilikin analizlerini, bu balam erevesinde yeniden deerlendirmek gerekmektedir. Sululuun bir kategori olarak yaratlmas, insanlarn dzensizlik ve kaos karsnda duyduklar zaten mevcut olan tedirginliin daha da artmasna zemin hazrlamtr. Sululuun yaratlmas araclyla, modern kapitalist burjuva toplumu, varolan hukuksal ve cezai kurumlarn, toplumun savunulmas ve dzensizliin bertaraf edilmesi iin gerekli olduu iddiasna meruiyet kazandrmay amalamaktadr. Oysa Foucaultya gre hukuk, cezalandrma iktidar ve disipliner toplumun geliimi ile kapitalizmin ve burjuva toplum dzeninin kuruluu arasndaki yakn ilikiyi gizleme ilevini yerine getirmektedir. Szlemeye dayal burjuva iktidarnda, hkmrann ak iddeti yerini, burjuvazinin gizli ve dozaj dk iddetine brakmtr. B. deoloji Kavramnn Marksist Yorumuna Foucaultnun tirazlar Foucault ideoloji nosyonuna noktada itiraz eder. deolojinin hakikat ile bir kartlk ilikisi kurularak kavramlatrlmasn eletirir. kincisi, ideoloji kavramnn zne dncesine sk skya bal olduu iin pheyle karlanmas gerektiini vurgular nc olarak, ideoloji kavramn ekonomik ya da maddi srelerin bir ilevi olarak gren Marksist dnceye kar kmaktadr (Foucault, 2005a: 69). Foucaultnun ideoloji kavramna ynelik eletirileri, temelde, Marksizmin ideolojiye ilikin fikirlerinin bir reddiyesidir. Dolaysyla Marxn ideoloji kuramna, Foucaultnun eletirilerini eksen alarak yeniden deinelim. Marx, toplumsal yapy ve toplumsal deiimi, doru ve bilimsel ekilde kavrayan bir yaklam gelitirdii kanaatindedir:
nsanlarn varln belirleyen ey, bilinleri deildir; tam tersine, onlarn bilincini belirleyen, toplumsal varlklardr ktisadi temeldeki deime, kocaman styapy, ok ya da az bir hzla altst eder. Bu gibi altst olularn incelenmesinde, daima, iktisadi retim koullarnn maddi altst oluu ile ki, bu, bilimsel bakmdan kesin olarak saptanabilir-, hukuksal, siyasal, dinsel, artistik ya da felsefi biimleri, ksaca, insanlarn bu atmann bilincine vardklar ve onu sonuna kadar gtrdkleri ideolojik biimleri ayrt etmek gerekir (Marx, 2005a: 39).

Marx toplumsal yapnn temelinde maddi yaam grmektedir, hukuk ya da siyaset gibi kurumlar maddi yaamn belirledii kanaatindedir. Toplumsal deiimi belirleyen de iktisadi

148

temeldir. Toplumsal deiimi belirleyenin hukuk ve siyaset gibi kurumlar olduunu iddia edenlere, bu kurumlarn ideolojik kurumlar olduklarn belirterek kar kmaktadr. Marxa gre toplumsal yapy ve deiimi ideolojik styapsal kurumlara gre analiz etmek ideolojik dnmektir. Toplumsal deiimin gerek kayna olan iktisadi yaamdaki deimelerin bilimsel ve kesin bir ekilde analiz edilebilecei kanaatindedir. Dolaysyla Marx, bilimle ideoloji arasnda kesin bir kartlk grmektedir. Foucault, Marksistlerin dndnn aksine, bilim/ideoloji kartl araclyla siyasi iktidarn etkilerinden kurtulabileceimiz fikrine kar kmaktadr. Asl zmlenmesi gereken hakikat/iktidar rejiminin zmlenmesidir (Foucault, 2005a: 84). Michel Foucaultnun, hakikat kavramna ykledii anlamn anlalabilmesi iin Friedrich Nietzschenin hakikat kavramna ynelik eletirilerinin incelenmesi gerekir. Kasm Kkalpe gre Bat metafizik gelenei hakikati kiinin dnda yer alan ve kiinin kefetmesi gereken bir nosyon olarak grmtr. Kii akl vastasyla ya da duygusal alg yoluyla varolan bu hakikati kefedebilir. Bat metafiziinde byle bir kabuln bulunmasnn sebebi bu gelenein varlk ile dnceyi zde kabul etmesidir. Bu tip bir kabul, dnyann, sabit, bilinebilir bir anlam kayna olduu ve insann gelitirdii bilgi biimleri araclyla bu dnyay tam anlamyla anlayabileceini varsayar. Nietzsche ise, bu tip bir hakikat ve bilgi teorisini hatal olduunu dnmektedir. Zira ona gre dnya olutan ibarettir ve bu nedenle insan olua dayal dnyay kendiliinden bilemez (Kkalp, 2003: 83). Nietzscheye gre diyor Foucault, dnya bir olutan ibaret olduuna gre, bilgi insanlar tarafndan icat edilmitir. Dolaysyla bilme biimleriyle dnya arasnda herhangi bir zdelik yoktur. Dnya ile hakikatin kefinde kullanlabilecek aralar olarak, bilgi biimleri arasnda hibir zsel ba da yoktur. Bu nedenle hakikat de, sabit ve bilinebilir, bir anlam kayna deil, insanlarn dnyaya ilikin yorumlarnn sonucudur (Foucault, 2005b: 165vd). Dolaysyla Nietzscheye gre, hakikat, bir yerlerde gizlenmi, st karalanm, gizlendii yerde, insanlarn kefetmesini bekleyen, onlarn kefetmesine amade, el altnda bulunan bir ey deildir. Tam tersine hakikat bizim icat ettiimiz bir eydir. Dolaysyla hakikat ne te dnyaya ait dinsel bir z, ne de duyular st, alglarmzn tesinde orada bir yerlerde olan bir nosyondur:
Gerek iradesi bir sabit klmadr, gerek-devaml klmadr, o sahte ray (karakter) gzmzn nnden ekip almaktr, ayn eyin varolana evrilmesidir. Buna gre gerek

149

orada var olan ve bulunacak, kefedilecek olan bir ey deildir, tersine yaratlmas gereken bir eydir (Nietzsche, 2002: 279d).

Nietzsche iin hakikat bir icat olduundan, hakikatin deer ve karlardan bamszm gibi alglanmas mmkn deildir. Hakikat, her bir kiinin, iinde bulunduu koullarn ve tikel karlarnn etkisiyle dnyaya ilikin olarak oluturduu bir yorumdur. (Nehamas, 1999: 85). Dolaysyla Nietzschenin hakikat teorisi perspektivzmi temel alr. Bununla birlikte, perspektivzmi doru anlamak gerekir. Zira: Perspektivizm, herhangi bir grn baka bir gr kadar iyi olduunu savunan
grecelikle sonulanmaz; kiinin kendi grlerinin baka herhangi biri iin iyi olmas gerektiini ima etmeksizin, yalnzca kendisi iin en iyi grler olduunu savunur (Nehamas, 1999: 109).

Nietzsche, hakikatin bir icat ve perspektif meselesi olduunu, fakat Bat metafizik geleneinin, yzyllardr, hakikatin sabit olduunu savunmaya ve bu hakikati kefetmeye altn belirtmektedir. Modern bilim, Hristiyanlk ve ahlak teorisi hepsi hakikatin yorumlarmzdan olutuu fikrine kar kmakta ve ezeli ve ebedi olan hakikatleri bulduklarn iddia etmektedirler (Kkalp, 2003: 90). Perspektiflerin oulluunu reddeden bir dnce evreninde yaamamzn baz sonular vardr. Perspektiflerin oulluunu kabul etmeyen anlayn etkisiyle hakikatin her trl deer yargsndan uzak, iktidarn etkilerinden bamsz ve nesnel olduuna dair inan, modern Bat kltrnn asli kabul haline gelmitir (Pearson, 1998: 162). Nietzschenin hakikatin iktidar ilikilerinin bir sonucu olduunu belirtmesi ve hakikatin statsn sorgulamas Foucault zerinde olduka etkili olmutur. Foucaultya gre, hakikat, Marksistlerin iddia ettikleri gibi, ideolojinin kar kutbunda yer alan ve ideolojinin tam tersine nesnel, tarafsz ve evrensel geerlilie sahip bir kavram deildir. Tam tersine hakikat de iktidar ilikilerinin sonucudur:
-Hakikat, szcelerin retimi, dzenlenmesi, dalm, dolam ve ileyii iin dzenlenmi bir prosedrler btn olarak anlalmaldr. -Hakikat; kendisini reten ve destekleyen iktidar sistemleriyle ve kendisinin meydana getirdii ve kendisini yayan iktidar etkileriyle dngsel bir iliki iindedir: Hakikat rejimi.

150

-Bu rejim yalnzca ideolojik ya da styapsal deildir; kapitalizmin oluumu ve gelimesinin bir kouluydu. stelik, belli deiiklikler olmakla birlikte, sosyalist lkelerde yrrlkte olan rejim de budur (Foucault, 2005a: 84).

ktidar ilikileri tarafndan oluturulan hakikat kavram ideolojik dnn dnda yer alan tarafsz bir bak asnn mmkn olabilecei varsaym zerinde ykc etkilerde bulunur. Her trl siyasal ideoloji, dnyay kavramaya ve olaylara bu kavray dorultusunda yn vermeyi amalayan siyasal ve toplumsal bir ajandaya sahiptir. Bu amaca ynelik olarak, eitli ideolojik doktrinler baz kavramlara byk nem verirler. Liberaller iin piyasa mekanizmas ve kendiliinden dzen, birey gibi kavramlar st bir ereve olutururlar. Marksistler ise snf, altyap st yap, ekonomik belirlenimcilik gibi kavramlar n plana alr. Postmodernizm konusunda deinmi olduumuz zere, modernlik st anlatlara dayal ideolojik ve siyasal gndeme sahiptir. Bu ereve ierisinde postmodernizm eitli ideolojik doktrinler ve onlarn zerinde ykseldii kavramlara ve bu kavramlarn hakikatin anahtar olduklar fikrine kar kmaktadr. deolojilerin ideal bir toplumun ina edilmesinde temel nemde grd kavramlar, Foucault gibi postmodernizm/ Postyapsalclk akm ierisinde yer ald varsaylan dnrlere gre, hakikati ve hakiki bir toplumsal dzeni temsil etmemektedirler. Bu kavramlar yalnzca iktidar ilikilerinin bir yansmasdr. Postyapsalclk akmna deinirken akladmz gibi kavramlarla ierikleri arasnda herhangi bir isel balant yoktur. Bu nedenle, herhangi bir kavramn toplumsal dzenin inasnda merkezi bir konuma yerletirilmesi iin doal bir gereke yoktur. Zira Postyapsalclk tm olgular kendisine gre aklayabileceimiz temel bir aklayc konseptin varolduuna inanmamaktadr. Sonu olarak, bir kavramn dier kavram karsnda n plana yerletirilmesi ve dier kavramlara kart bir ekilde konumlandrlmas tamamen iktidar ilikilerinin sonucudur. Bir siyasal ideolojiye bal olan herkes karsndaki kiiyi ideolojik dnmekle itham ederken kendi grlerinin hakikati temsil ettiini savunur. Bir ideolojiyi benimseyen kiiler dier tarafa ynelik olarak u iddiay seslendirirler: Tarafsz olan biziz, siz nyarglsnz. Dolaysyla her trden siyasal ideoloji, rakip grleri ktlemeye ynelik bir syleme sahiptir. Her siyasal ideoloji hakikati temsil ettiini iddia etmektedir (Vincent, 2006: 28). Marxn ideolojiye ynelik fikirlerini incelediimizde, onun, materyalizm zerinde ykselen ideoloji analizinin, liberal dnce bata olmak kaydyla, dier doktrinleri ideolojik olmakla ve insanlarn gerek yaam koullarn kavramaya engel olmakla itham ettiini grrz. Marxn gznde materyalist dnya gr ve sosyalizm dndaki tm dnce

151

akmlar, dnyay aklayan ideolojik nosyonlardr. Dolaysyla Marxa gre adil bir toplumun kurulabilmesi iin burjuva dncesinin kar kutbunda yer alan materyalist doktrine ihtiya vardr. Materyalist yaklam, burjuva dncesinin kategorilerinin yanlln ispat ederek, insanlar, iinde bulunduklar yabanclam siyasal bilin halinden kurtarabilecek tek gerek doktrindir. Materyalist doktrin, siyaset gibi st yapya ait kurumlarn ksmi zerkliini kabul etmekle beraber ekonomiyi toplumsaln alann belirleyen ana g olarak kabul etmektedir. Marxa gre her trl siyasal mcadelenin kkeni snf savamndadr. Marx, kapitalist sistemin ii snfnn mcadelesi yoluyla yklacan dnmektedir. Onun gznde, sosyalist dncenin somutlamas olan komnizmin kurulmasyla birlikte kapitalist ekonominin yabanclatrc etkileri ortadan kalkacaktr. Bu etkilerin ortadan kaldrlmasnn ardndan, her insan kendi yeteneklerini zgrce gelitirebilecek imkanlara kavuacaktr. Komnist toplum bireylerin kendini gerekletirmesi iin gerekli artlar salad gibi, kapitalizm de olduundan farkl olarak insanlarn bencilce amalar peinde komalarn engelleyecektir (Elster, 2004: 524vd). Dolaysyla Marxn gznde komnizm kapitalist tahakkmn tarih sahnesinden ebediyen kmas anlamna gelir. Foucault ise, hakikat kavramnn iktidar ilikilerince retildiini iddia etmektedir. Bu iddiadan hareketle Foucault, Marksizm de dahil olmak zere hibir doktrinin ve bu doktrinin merkezinde yer alan hibir kavramn iktidar ilikilerinin dnda yer alan bir hakikati kefedebileceine inanmamaktadr. Hakikati arama yanlsamas ad altnda bilimsel sylemler retmekte, siyasal mcadele iin en uygun yaklam bulmaya uramaktayz. Oysa bunlar iktidarn kulland bir dizi stratejiyle balantldr. Bilgi iktidar rejimi altnda znelliimiz, uzmanlarca kefedilmektedir. Bu uzmanlar niversite krslerinden, hapishanelere kadar bir dizi kurumda bizi, gzlemekte, hakkmzda raporlar tutmaktadr. zerk zneler olduumuzu, hakikat araymzn herhangi bir dsal zorlamann rn olmadn dnmekteyizdir. Lakin disipliner iktidar kavramnda grdmz gibi, hakikat retilen bir eydir. Okullarda, klada, fabrikada uzmanlardan oluan bir topluluk bizi denetlemekte, hakkmzda raporlar hazrlamakta, bizleri snavlara sokarak lp deerlendirmektedirler. Hakikat diye bildiimiz veya bulgulamakta olduumuz her trl bilgi ve kavram bizim admza retilmektedir. Hakikatin varl, yalnzca varolanlar arasnda seim yapmak yanlsamasn beslemektedir.

152

Foucaultya gre, Sovyetler birliinde insanlar, kapitalist toplumdakinden olduka farkl yollarla retilmi ve baka dnsel geleneklere dayandrlm bir ekilde de olsa iktidarlar tarafndan belirlenen bir hakikat rejimi altnda yaamlarn srdrmektedirler. Foucault, Marxn aksine, tahakkmn ve iktidar ilikilerinin ortadan kaldrld bir toplum dzeninin kurulabileceine inanmamaktadr. Foucaultya gre, iktidar, her trl toplumsal sistemin ve insan ilikisinin asli unsurlarndan birisi olmaya devam edecektir:
nsanlk, savalardan geerek, kurallarn savan ebediyen yerini alaca evrensel bir mtekabiliyete doru ar ar ilerliyor deildir; insanlk, bu iddetlerin her birini bir kurallar sistemine dahil ederek tahakkmden tahakkme gider (Foucault, 2004a: 241).

Sonu olarak Foucault Nietzschenin izinden giderek hakikatin nesnel ve tarafsz olduu fikrine inanmamaktadr. Foucault da, tpk Nietzsche gibi hakikati iktidar ilikilerinin bir sonucu olarak yorumlamaktadr. Bu nedenle, bir iktidar mekanizmas olan hakikati, iktidarn etkisinden kurtarmak deil, hakikatin ileyiine etki eden, toplumsal, ekonomik, kltrel hakimiyet biimlerinin analizini yapmak gerekir (Foucault, 2005a: 84). Foucault, zneyi merkeze alan bak asn da benimsememektedir. Postyapsalcln, merkezsiz zneye ilikin anlaynn etkisiyle, znelliin her zaman iktidar ilikilerine ak olduunu dnmektedir. Buna gre, znellik iktidar tarafndan inceleme konusu edilmekte ve iktidar tarafndan oluturulmaktadr. zneye ynelik hmanist-zc benlik dncesi iktidarn dnda yer alan, snabileceimiz bir ruhsal zmz olduu fikri zerine ina edilmitir. Foucaultya gre, bir tarafta kendiliinden ileyen bir gndelik yaam ve znellik alan, dier tarafta bu znellii ortadan kaldrmaya, bask altna almaya ynelik bir iktidar yoktur. ktidar znelliin oluumuna dorudan katkda bulunur, znelliin oluumunu destekler. Bu ynyle Foucaultnun znellie ynelik dnceleri, daha nce deindiimiz benlie ve kimlie ynelik zc fikirlerin eletirisi olarak grlmelidir. Foucaultnun znellie ilikin dnceleri de bu adan yorumlanmaldr. Foucault iin, Marksizm, iktisadi retimin belirledii bilin biimlerinin znedeki yansmalarn takip etmektedir. Oysa yaplmas gereken, znenin ve zneye ynelik mdahalelerin tarihsel ve sylemsel olarak incelenmesidir (Foucault, 2005c: 164). Foucaultya gre zne szcnn iki anlam vardr. zne hem bakalarna denetim yoluyla tabi olan znedir hem de z dnm ve vicdan yoluyla kimliini var etmeye alr (Foucault, 2005b: 63).

153

Foucault, iktidarn znellie ynelik mdahalesini incelerken, toplumsal btnlkleri (snflar, partiler, stat gruplar) ya da yurttalk gibi hukuksal ve yasal sreleri esas almann doru fakat yetersiz bir yaklam olduunu, iktidarn bireysel zneye ve onun znelliine ynelik ilgisinin de incelenmesi gerektiini savunur (Foucault, 2005b: 64). Foucaultya gre znellik, tip mdahaleye maruz kalmaktadr; bilimsel sylemler, kategorilere gre znelerin snflandrlmas, cinsel yaantlarn takibat. ncelikle bilimsel nitelikli sylemler araclyla znellik incelemeye tabi tutulur. Bilimsel sylemler ise hat zerinden iler. lk olarak neyin nasl sylenmesi gerektiine ilikin filolojiyi esas alan sylemden bahsetmek gerekir. Daha sonra ekonomik faaliyette bulunan emek harcayan znenin incelenmesinde kullanlan ekonomi politik yer alr. Son olarak yaam olgusunu inceleyen biyoloji gibi bilimsel disiplinlere dikkat kesilmek gerekir. znelerin belirli standartlar ve nitelikler temel alnarak snflandrmaya tabi tutulmas znellie mdahalenin bir dier biimidir. Buna gre zneler, normal anormal, akll deli, sulu ya da sapkn gibi kategorilere gre analiz edilir. znellie ynelik son mdahale tr insann kendi znelliini yaantlama tarzn nasl rendiiyle ilikilidir. Bu alandaki en nemli soru insanlarn cinsel zne olmay ne ekilde rendikleridir (Foucault, 2005b: 57d). Foucault znellie ynelik mdahalelerin aklanmas iin pastoral iktidar adn verdii bir anlay tartmasnn merkezine yerletirir. zneye ynelik mdahalelerin Bat kltrnde olduka eskiye giden bir tarihesi vardr. Foucault, zellikle Hristiyanln ortaya kyla birlikte kiinin ruhsal yaantsnn, arzu ve isteklerinin denetim altna alnmasna ynelik bir ilginin ortaya ktn savunmutur. Pastoral iktidar asli olarak Hristiyanlk iinde etkisini gsteren bir kavramdr. 17.yy.la birlikte Hristiyanln toplumsal yaamdaki etkisinin azalmasndan sonra, Pastoral iktidar, bu sefer devlet kurumu da dahil olmak zere ok sayda sekler kurum araclyla uygulana gelmitir. Antik Dou toplumlarnda ve Yahudilikteki pastorallik baz unsurlara dayaldr. oban iktidarn toprak zerinde deil srs zerinde kullanr. obann kaybolmas srnn de dalmasna neden olur yani lider ya da peygamberin eylemleri ve yol gstericilii olmadan sry bir arada tutmak mmkn deildir. oban srnn selametini de gzetmeli ve srnn iyilii iin gerekli admlar atmal, srnn beslenmesini ve refahn salamaldr. Fakat bunu yaparken tm sry gzettii gibi tek tek sry oluturan koyunlarn iyiliini de salamaldr. Yani bireysel bir efkat gstermelidir. Son olarak obann srsne ynelik ilgisi srekli olmaldr. oban srs

154

uyusa bile srnn banda bekleyerek srnn selametini salamaldr (Foucault, 2005b: 28vd). Pastoral iktidar fikrini asl gelitiren Hristiyanlk dncesidir. Hristiyanlktaki pastoral iktidar anlaynn belli bal nitelikleri unlardr; bireyin te dnyadaki selametini esas alr, iktidar kullanan srnn selameti iin kendini feda etmelidir, fedakarlk tebaadan deil yneticiden beklendii iin hkmranlk anlayndan farkldr, yalnzca srnn genelini deil tek tek bireylerin selametine de odaklanr, ruhlarn iindeki srlarn aa karlmasna ve vicdan muhasebesine dayal olduu iin itiraf gibi znelliin ifade edildii aralar kullanr (Foucault, 2005b: 65). Pastoral iktidar anlay 18.yzyla kadar kilise kurumu tarafndan uygulanan dini bir iktidar biimiydi. Ancak devlet iktidarnn toplumda artan etkisiyle birlikte bireyin znelliini oluturmay hedefleyen pastoral iktidar anlay sekler bir nitelie brnd. Bu yeni pastoral ynetim anlay, bireylerin te dnyadaki selametini deil bu dnyadaki selametini salamay ama edinmitir. Selamet dncesi, artk dini bir kurtuluun salanmasna deil, refah ve salk gibi dnyevi ihtiyalarn salanmasna yneliktir. Foucault, 18.yzylda pastoral iktidarn ilgi odann, nfusun art ve cinsel sylemlerin meydana getirilmesi olduunu dnmektedir (Foucault, 2005b: 66d). Foucaultnun znellikle ilgili analizine yakndan bakldnda, beden ile iktidar arasndaki etkileimin nemli bir yer tuttuu grlmektedir. Marksistlerin ideolojinin etkisinden sz ettii her yerde Foucault iktidarn bedenler yoluyla zneyi oluturduunu belirtir. Foucault, Deliliin Tarihinden itibaren tm kariyeri boyunca beden zerinde yazmtr. Foucault, bedene ynelik ilginin yeni iktidar tekniklerini ortaya kard gibi yeni bilme tarzlarna da yol atn savunarak, iktidar ile bilginin karlkl olarak birbirlerini etkiledikleri bir bilgi-iktidar rejiminden bahseder (Foucault, 2005c: 254). Foucaultnun bilgiiktidar adn verdii bant, hmanist gelenekten kaynaklanan bilgi ile iktidar ayr iki olgu ve kategori gibi analiz eden yaklamla taban tabana zttr. Hmanist ve aydnlanmac bilgi anlayna gre:
Akl tarafndan ynetilen bir dnyada, doruluk (doru) her zaman, iyi, hakl (ve gzel) olanla ayndr. Doruyla haklar arasnda herhangi bir atma yoktur; Bu nedenle bilim tm sorunlarn ve sosyal olarak yararl tm bilgi biimlerinin [ana belirleyicisi] paradigmasdr. Bilim, tarafsz ve objektiftir: bilim adamlar, bilimsel bilgiyi esiz

155

zihinsel yetenekleriyle retirler; bunu yaparken akln yasalarn takip etmekte zgr olmaldrlar, para ya da g gibi sebeplerle hareket etmemelidirler (Klages, Mary, Postmodernizm,

http://www.colorado.edu/English/ENGL2012Klages/index.html). Oysa Foucault iin bilgi ile iktidar yakndan ilintilidir. Foucaultya gre, Bat dncesinde yaygn olan ve hakikati, yalnzca, iktidara kar eletirel mesafesini daima korumay baaranlarn kefedebileceini dnmek anlamszdr (Foucault, 2003b: 35). Dolaysyla Foucaultya gre:
ktidarn falanca kefe, filanca bilgi biimine ihtiyac olduunu sylemekle yetinmemeli, iktidar ileyiinin bilgi nesneleri yaratt, bunlar ortaya kard, enformasyon biriktirdii ve kulland da sylenmelidir. ktidarn, iktisadi iktidarn gndelik olarak nasl iledii bilinmezse iktisadi bilgiden hibir ey anlalamaz. ktidarn ileyii srekli olarak bilgi yaratr ve aksi ynde, bilgi de iktidar etkilerine yol aar (Foucault, 2003b: 35).

Daha ak bir ifadeyle ne zaman yeni bir iktidar rejimi kurulsa varolan bilgi biimlerini kendisine mal ettii gibi, yeni iktidar teknolojilerinin retimine de neden olur. Foucault, Marksizmin alma olgusunu, insann en temel nitelii olarak grmesini de hatal bir yaklam olarak deerlendirmektedir. Foucaultnun gelitirdii bilgi iktidar kavram, alma olgusuna ve buradan kaynaklanan Marksist zne anlaynn keskin bir eletirisidir. Marxa gre emek-alma insann trsel varlnn en somut ifadesidir. Ancak kapitalist retim biimi insan trsel varlna yabanclatryordu. Daha ncede deindiimiz gibi, Marxa gre, kapitalist retim biiminde iinin yabanclamasnn drt boyutu vard. i emeinin rnne, emeine, alma srecine, dier iilere ve en sonunda da trsel varlna yabanclayordu. Yabanclamaya dayal alma yaamnn ortadan kaldrlmasn ve insann trsel varlna zne- ulamasn ise, burjuva iktidar devlet aygtlar yoluyla engel olmaktadr. Daha nce de deindiimiz zere, Althusser gibi Marksistler iin, devlet, bask aralaryla veya ideolojik aygtlardaki endoktrinasyon yoluyla, kitlelerin, alma yaamndaki olumsuz koullarn farkna varmalarna engel olarak, bireylerdeki, yabanclam bilin halinin srekliliini salamaktadr. Foucault ise, emein-almann insann z olduu kanaatinde deildir. Foucaultya gre, insanlar altklar retim aygtna balayan bir dizi teknik ve dzenleyici mekanizma

156

olmadan insan alan bir zne haline gelemez. Dolaysyla alma olgusu insann zne ait olmaktan ziyade sentetik yani yapay ve oluturulmu bir eydir (Foucault, 2005c: 253). Foucaultya gre, alma yaamnn bireyler zerinde etkili olabilmesi iin, bir makro iktidardan (st iktidar) ok, toplumsal yapnn tabanna yerlemi kurumlar oulluundan oluan bir mikro iktidar (alt iktidar) ana ihtiya vardr. Bu kurumlar yoluyla Foucaultya gre, insan bedeni, modern almann gereklerine ve alma zamanna uygun hale getiriliyordu (Foucault, 2005c: 254). Marx, toplumda egemen fikirlerin, egemen snfn fikirlerinin bir yansmas olduunu dnmektedir. Bu nedenle, ideolojiyi, iktidarn bir yansmas olarak deerlendirmekte ve gelitirdii ideoloji eletirisi ile birlikte, toplumsal olgularn bilimsel aklamas araclyla egemen snflarn iktidarna kar mcadele edilebileceini dnmektedir. Foucault ise, grm olduumuz gibi, bedene ynelik mdahalelerle ilgili aratrmalarn derinletirdike, bilgi ile iktidarn yakndan ilikili olduu sonucuna varm ve Marksist ideoloji eletirisinin zneyi iktidarn etkilerinden koruyamadn iddia etmitir. Sonu itibariyle, Marksist ideoloji anlayna, Foucaultnun ynelttii eletirilerin temelinde, Marksistlerin ideoloji eletirisi araclyla kapitalist sistemin mekanizmalarnn aa kartlmasnn kapitalizmin ortadan kaldrlmasna yol aacana inanmalarna karlk Foucaultnun byle bir yaklamn geerliliine inanmamas yer almaktadr. Foucault iin, siyasi meseleler, yabanclam bilin veya ideolojiden deil hakikat kavramnn Bat dncesindeki hakim alglan biiminden kaynaklanmaktadr. Dolaysyla Foucaultya gre, siyasi sorunlarn zmne ynelik yararl bir yaklam, ie nce, hakikatin deeri sorgulayarak balamaldr (Foucault, 2005a: 85). C. Foucaultnun Freudyen Marksist Anlaya Kar Koyuu Madan Sarupa gre, Foucault, Cinselliin Tarihi adl kitabnda iki hususu vurgulamaya almtr. Foucault 19.yzyln cinsellik alannda herhangi bir sylemsel oluuma yer vermedii, cinselliin suskunlua mahkum edildii bir dnem olduu ve Freudun cinsellikle ilgili teorileriyle birlikte, bu suskunluk ve bask dneminin sona ermeye balad fikrine kar kar. Foucault cinsellie ynelik baskc dzenin kapitalist sistemin ihtiyalarna cevap verdiine ilikin Freudyen Marksist varsaym da eletirmektedir (Sarup, 2004: 107d). Foucault, Bat tarihinde 17.yzyldan itibaren hkmrann haklarn temel alan hukuksal iktidar modelinden, bedenin saln ve retkenliini, nfusun refahn ve salamln esas alan biyo-iktidar modeline geildiini ileri srer. Modern cinsellik sylemi de iktidar paradigmasndaki bu deiiklik neticesinde oluturulmutur. 157

Uzun zaman boyunca iktidar, yaam ve lm hakkn elinde bulundurduuna inanlan hkmrann kiiliinde ve hkmranlk kuramnda somutlamt. Bu anlayta, hkmrann otoritesi bir babann ya da aile reisinin otoritesi gibi grlmekteydi ve verdii kararlar kesin addediliyordu. Dolaysyla hkmran, topraklarn ele geirmeye alanlara sava atnda uyruklarndan bu savaa katlmalarn isteyebilirdi. Bylelikle hkmran dolayl yoldan uyruklarnn yaamalarna ya da lmelerine karar vermi oluyordu. Hkmrana ynelik saldr uyruklarndan gelecek olursa hkmran onlar en acmasz ekilde cezalandrabilirdi. Bu nedenle de hkmran tebaasnn yaam ve lmlerini elinde tutuyordu. Foucault, hkmrann yaama ya da lme karar verme hakknn mutlak olmadn, yalnzca, hkmranln korumak iin bu hakk kullanabileceini belirtmektedir (Foucault, 2003a: 99d). Foucaultya gre hkmranln haklarna ve tebaann ykmllklerine ynelik olan, temelde ldrme ve yaamaya izin vermeye dayal hukuksal iktidar modeli 17. yzylda, yerini, yaamn retimine, bedenin retkenliine ve nfusun salna dayal biyo-iktidar iktidar modeline brakt. Tebaann ykmllklerine odaklanmaktansa tebaann retimdeki verimliliine odaklanan bu yeni iktidar modelinde savalar hkmdar adna deil toplumun savunulmas adna yaplmaktadr (Foucault, 2003a: 101). Foucaultya gre gelien bu biyo-iktidar belli bal iki ekle brnr. Bir tarafta bedeni bir makine gibi ele alan, tpk bir makine gibi daha ilevsel, verimli ve retken hale getirmeye alan, disiplini esas alan insan bedeninin anatomo-politikas vardr. Dier tarafta biyolojik srelerin etkisindeki bedeni konu edinen ve genel olarak nfusa ynelik biyo-politika vardr. Biyo-politika doum ve lm oranlarn istatistik bilimi araclyla kaydetmekte, nfusun salyla ilgilenmekte, nfusun saln etkileyebilecek faktrlerle ilgilenmektedir (Foucault, 2003a: 102d). Foucault biyo-iktidarn hem disiplin alanndaki hem de demografi alanndaki eitli projelerin merkezinde olduunu belirtir:
Klasik a 6 boyunca hzla farkl disiplinler dil, okullar, kolejler, klalar, atlyelergeliir ve ayn zamanda siyasi pratikler ve iktisadi gzlemler alannda dourganlk, uzun yaama, kamu sal, konut, g sorunlar belirir; yani bedenlerin boyun emesini ve nfuslarn denetimini salamak zere eitli ve ok sayda tekniin ptrak gibi bitmesine tank olunur (Foucault, 2003a: 103).

Foucault 17.yzyldan 19.yzyla kadar olan dnemi klasik a olarak adlandrr.

158

Foucault lmden ok yaama odaklanan biyo-iktidarn geliimine neden olan bir dizi gelimeden bahseder. Baz teknik gelimeler sayesinde tarmsal retim, 17. yzylda byk oranda artmtr. Bylelikle tarihte ilk defa, tarmsal retimdeki art nfusun art hzn gemi ve ktlk sorunu ortadan kalkmtr. Veba gibi salgn hastalklar hem sayca azalm hem de artk daha yerel lekli hale dnmlerdir. Foucaultya gre, tm bu gelimeler neticesinde, Batl insan ilk defa lmden ziyade yaamla ilgilenme frsatn yakalamtr (Foucault, 2003a: 105). Toparlayacak olursak, Foucaultya gre, Batda iktidarn niteliklerine ilikin byk bir paradigma deiiklii yaanmtr. nsanlar arasnda yaanan siyasal ekimeler yine hukuk ve yasa zerinde yaanyormu gibi gzkseler de artk iktidara ynelik mcadelelerin odanda yaamn nasl daha verimli hale getirilecei, retkenliin nasl salanaca sorunu yer alacaktr (Foucault, 2003a: 106). Foucault, cinsel yaama ynelik sylemsel suskunluk ve yasaklamay esas alan yaklamn geersizliini savunmaktadr. Bedenin ve nfusun, biyolojik ynden devam, cinsel edimle mmkn olduundan dolay cinsellik sorunu 19.yzyln merkezine yerleecektir. 19. yzylda yaamn iktidar sorununun odana yerlemesiyle birlikte bir cinsel sylem patlamas yaanacaktr:
Son yzylmza damgasn vuran, cinsellii saklamak iin duyulan ortak kaygdan, genel bir dil utangalndan ok, cinselliin szn etmek, ettirmek, onun kendiliinden konumasn salamak ve bylece syleneni dinlemek, kaydetmek ve datmn yapmak iin icat edilen aygtlarn eitlilii ve geni apta datmdr (Foucault, 2003a: 33).

Foucaultya gre bu sylemsel oluumlarn meydana getirilmesindeki ama basite znelere bask uygulamak ya da cinsellii sindirmek deildir. Ama haz ile iktidar arasnda yeni bir bant meydana getirmektir:
Tbbi muayene, psikiyatrik aratrma, eitimbilimsel rapor, ailenin denetimleri; bunlarn hepsi, btnsel ve grnr amalarnn babozuk ve retken olmayan tm cinselliklere hayr demek olduunu syleyebilirler; oysa gerekte ift tepkeli mekanizmalar gibi hareket ederler: Haz ve iktidardan oluan ift tepke (Foucault, 2003a: 41).

Cinsellik ile ilgili sylemin amacnn basite bireyler zerinde bask uygulamak olmadn grm bulunduk. Fakat acaba karmza kan bu cinsellik sylemi hangi

159

teknikler araclyla gerekletirilmektedir. Foucaultya gre 19.yy da ortaya kan sylemsel patlamann ve tbbi uygulamalarn kkeninde itiraf mekanizmas yatmaktadr. Foucault, itiraf mekanizmasnn, sylemsel oluumlarda ve sylemden kaynaklanan uygulamalardaki roln zmlemeye girimeden evvel Bat toplumlarndaki cinsellik sylemi ile Bat d toplumlardaki cinsellik sylemi arasndaki farklara odaklanr. Foucaultya gre, in, Japonya, Hindistan, Arap-Mslman toplumlaryla Romallar bir erotik sanat (ars erotica) meydana getirmilerdir. Oysa modern Bat toplumu cinsellie bir sanat olarak deil, bir cinsel bilim (scientia sexualis) olarak yaklamtr. Cinsel bilim bir bilgi-iktidar balantsndan kaynaklanan bilme isteminin sonucudur Oysa erotik sanatta cinselliin merkezinde yer alan mesele, haz ve hazzn ne ekilde iletilip oaltlddr. Cinselliin hakikati bir bilme istencine gre deil hazzn younlatrlmasna yneliktir. Haz, izin verilen ve yasaklanan saptayan yasaya gre, deil, her eyden nce kendine gre ele alnr; yani haz ile hakikatin itiraf edilmesi ayn dzlemde yer almaz. Bedende yansmas bulan hazzn arttrlmas da, bilgi-hakikat rejimi tarafndan dzenlenmez; hazzn ve erotik sanatn gizlerine sahip olan ustann, rencisine, hazzn gizlerini rettii, rencisinin erotik sanatta adm adm yetkinlemesini izledii bir srecin sonunda gerekleir (Foucault, 2003b: 48d). Hristiyanlkta itiraf pratii, temelde, rahip ile gnah ileyenin birbirine paralel iki kk hcrede, yzleri birbirlerince grlmeyecek bir ekilde oturmalar ve itiraf eden ile itiraf dinleyip, kabul eden rahip arasndaki bireysel bir mekanizmadan ibaretti. Ancak Ortaan sonlarndan itibaren itiraf mekanizmasnn ileyiinde ve ilevinde nemli deiimler grld. tirafn yaygnlat ve eskiden kullanlmad alanlara etki etmeye balad grld. zellikle adalet ve manastr ve kilse hiyerarisi iinde itiraf mekanizmasnn daha ok kullanld sylenebilir. Kiiler arasnda topluluun gzetiminde gerekletirilen zel uzlama mekanizmasnn azalmas ve mahkemelerin yaygnlamasyla itiraf pratii hukuksal prosedrlerin paras haline geldi. Mahkemelerin kovuturmaya daha fazla bavurmalaryla beraber suun itiraf edilmesi yarglama tekniklerinin ana bileenlerinden biri haline geldi. zellikle yeni kurulan engizisyon mahkemeleri sularn takibatnda ve ispatnda itirafa byk nem verdi. Feodal toplumlarda ekonomi yerel birimlerin ierisine skmt. Bu nedenle insanlar kk ky topluluklarnda, yerel cemaatlerde, loncalarda, bir lordun korumas altnda hayatlarn srdryorlard. Kiiler ait olduklar toplulua referansla tanmlanyorlard. Su ilendiinde yerel topluluklar suluyu kendi rflerine gre yarglayabiliyorlard. Ancak adalet mekanizmasnn rf hukukundan yazl hukuka ve mahkemelere kaymasyla birlikte, kiilerin 160

topluluk nndeki beyanlarna gven itiraf mekanizmasndan elde edilen hakikatle yer deitirdi. Ksaca kiiler, ait olduklar toplulua referansla deil, hakikatin itiraf edilmesiyle elde edilen hakikat rejimine referansla tanmlanmaktadrlar (Foucault, 2003a: 49). tirafn bu ekilde mahkemelerde ve soruturma usullerinde yaygnlamas, itirafn toplumun btnne yaylmasna yol at. En kamusal eylerden en mahrem eylere kadar her ey itiraf edilebilir hale geldi. tiraf yntemi:
Adalete, tbba, eitbilime, aile ilikilerine, ak ilikilerine, en gndelik dzene ve en atafatl trenlere dein uzand; sular itiraf edildi, gnahlar, dnceler, arzular itiraf edildi, gemi ve dler, yaanan ocukluk itiraf edildi, hastalklar ve dertler itiraf edildi; sylenecek en g eyi en kesin biimiyle syleme yolunda aba gsterildi; kamu nnde ya da zel alanda itiraf edildi; ana babaya, eitmenlere, doktorlara, sevgililere itiraf edildi; bakalarna sylenmesi olanaksz eyleri kii, zevk ve ac iinde kendi kendine itiraf etti ve kitaplara dntrd. tiraf edildi ve itiraf etmek zorunda kalnd (Foucault, 2003b: 50).

tiraf, toplumun en kr noktalarna, benliin en kuytu yerlerine kadar yaygnlatktan sonra kiiler itirafta bulunamadan yapamaz oldular. tiraf insanlarn yaad toplumsal ortam o kadar evrelemitir ki, itirafn iktidarn sonucunda elde edilen bir ey olduu gerei unutulmutur. Kii her an her eyi itiraf etmektedir, bunu yapamadnda itirafta bulunmasna engel olan dsal bir zorlamann varolduuna inanr. Baka bir ekilde syleyecek olursak; kiilerin itirafta bulunmalar aslnda iktidarn onlardan talep ettii bir eydir. Ancak itirafn toplumsal alanda yaylm bireylere bu gerei unutturmu, itirafta bulunma arzularnn yerine getirilmesine iktidarn engel olduuna inanmaya balamlardr. Foucaultya gre, hakikatin zgrlk, yanlnsa kendiliinden ktlk, ihmal ve suiistimal ierdiine dair geleneksel hakikat grnn hatal olduu, itirafn, iktidar etkilerinin sonucu olduunun unutulmasyla, bir kez daha anlalmaktadr. Hakikat geleneksel felsefenin savunduu gibi, iktidarn dnda deildir; bilakis hakikatin retimi iktidarn doal bir sonucudur. Foucault daha evvel znellik konusunda grdmz gibi, insanlarn zneler haline dntrldkleri tip sylemden bahsetmiti. Cinsel alanda zneler, itirafn toplumsal yaylm ve bunun bilimsel sylemle btnletirilmesiyle birlikte, iktidarn yaratt iktidar etkileri tarafndan, hem znelere hem de uyruklara dntrlmlerdir (Foucault, 2003b: 50d).

161

Toparlamak gerekirse Foucaultya gre, Batnn cinsel bilimi Hristiyanln ilk ve en temel uygulamalarndan itiraf pratiinin 18.yy eitimbilimi ile 19.yy tbbyla eklemlenmesinden meydana getirilmitir (Foucault, 2003a: 53). Cinsellikle ilgili itiraflarn alnmasndaki geleneksel yntemler bilimsel metotlarla nasl eklemlenebilmitir. Foucault bu amaca ynelik, be ana mekanizmann varolduundan sz eder. lk olarak konuturmann klinik kodlanmas araclyla gerekletirilir. Sorgulama, hipnoz, serbest arm gibi mekanizmalarla itiraflar elde edilir, daha sonra bunlar cinsel yaamla ilgili eitli iddialarla birletirilir. kinci olarak genel ve yaygn nedensellik iddialarna bavurulur. Cinsellikle ilgili her ey en ince detayna kadar didiklenmeli, sorgulanmaldr. Bylelikle cinsellikle ilgili her ey, her trl hastalk veya fiziksel rahatszlkla ilikilendirilebilir. Veremden, ocuklarn kt alkanlklarna, romatizmaya, yallk felcine kadar her trl hastalk u veya bu ekilde cinsellikle balantl olarak grlr. nc olarak, cinsellik, kiinin znelliinden bile saklanabilme gcne sahip, kendine ikin bir gizli kapakll olan bir ey gibi grlr. Cinsel yaama ilikin hakikatin itiraf yoluyla mutlaka elde edilmesi gerekiyorsa, cinsellikle ilgili hakikatin itiraf edilmesinin zor olmas kadar baka etmenlerde devreye girer. Buna gre cinsellik karanla kamaya, kaamaklamaya son derece msaittir. 19.yzyl psikiyatrisiyle birlikte, itiraf, yalnzca znenin gizlediklerine deil, ayn zamanda itiraf eden ile itiraf dinleyenin ortak gayretleriyle, cinsellikle ilgili hakikatin usul usul sakland karanlklardan ekip kartlmasna ynelik bir almaya dnmtr. Drdnc olarak, itirafla elde edilen hakikat basite zneden ekip kartlmann tesindedir. tiraf eden ne kadar ince detaylardan sz etse bile cinsellikle ilgili hakikatin tamamna ulaamaz. Dolaysyla cinsel itiraflar, itiraf dinleyen tarafndan aa kartlmal, ifreleri zlmelidir. tiraf dinleyen kii yalnzca itiraf kaydeden, merhamet gsteren, affeden deildir, ayn zamanda, deifre ettii cinsel hakikati tefsir edendir. Beinci olarak itirafla elde edilen hakikatler tbbiletirilmelidir. tirafn sonular, tedaviye ilikin ilemlere yol gsterecek ekilde, yeniden deerlendirmeye tabi tutulur. Cinsellik gnahn veya arln tesinde normal ile anormalin alanna aittir ve patolojinin dzleminde incelenmesi ve yorumlanmas gereken bir eye dnmtr. Cinsellik dier hastalklarn oluumuna etki eden bir unsur olmann dnda, kendine zg belirtileri, semptomlar olan bir hastalklar ailesi oluturmaktadr. Dolaysyla itiraf doktor tarafndan zorunlu olarak elde edilmesi gereken bir eye dnm, tan ve tedavi iin mutlaka gerekli hale gelmitir. 162

Sonu olarak, Foucaultya gre, 19.yzyln cinsel bilimi erotik sanatla olan son balarn da kopartmtr. Hristiyanlkta hakikatin elde edilmesinin temel yntemi olan itiraf gnah karma ayininin paras olmaktan uzaklatrlm, eitime, ailevi ilikilere, psikiyatriye yneltilmitir. Klasik itiraf dinleme metodu, klinik dinleme metodunun bir parasna dntrlmtr (Foucault, 2003a: 55vd). Foucaultya gre yeni gelien cinsellik sylemi, zellikle drt alanda bilgi-iktidar rejiminin kurulmasna, oluturulmasna zen gstermi, gayret etmitir. Hatrlanaca zere, Foucaultya gre, bilgi ile iktidar iki ayr alan deildir. ktidar kendisinden bamsz retilen bilgiyi kulland gibi, iktidar oluturduu mekanizmalar gerei, kendiliinden bilginin retimine katkda bulunur, Cinsellik syleminin dikkat kesilerek oluturduu ilk bilgi-iktidar rejimi sapkn hazzn psikiyatrikletirilmesi yoluyla kurulur. Buna gre, patolojik anormal- cinsellik biimleriyle normal cinsellik biimleri arasnda bir ayrma gidildi. Bunun ardndan, patolojik cinsellik biimlerini bertaraf edebilecek teknolojiler aranp, gelitirildi. Cinsellikle ilgili ikinci bilgi-iktidar alan ocuklarn cinselliidir. Uzmanlar ocuklarn cinsel etkinlikte bulunabilme kapasitelerinin varolduu ve bunun normal saylabileceini belirtmektedirler. Bununla birlikte ocuklarn cinsellikleri belirli oranda bir uygunsuzluk potansiyeli de tamaktadr. Bu nedenle, ocuklarn cinsellikleri aileler ve uzmanlar tarafndan dikkatle takip edilmeli ve eitli eitimsel dzenlemelere tabi tutulmaldr. Bir baka ifadeyle aileler ve uzmanlar, ocuklardaki cinsellik tomurcuuyla eitsel bir ekilde ilgilenmelidirler. Mastrbasyona ynelik olarak beslenen kayglar daha ok ocuklardaki aktivitelere ynelmitir. Kadn bedeninin histerikletirilmesi, cinsellikle ilikili bir dier bilgi-iktidar alandr. 19.yzylda gelien cinsellik sylemine gre, kadn bedeni batan aa bedensel olarak cinsellikle doludur, nk, kadn bedeni dourganlk kapasitesine sahiptir. Bu dourganlk kapasitesi nedeniyle kadn bedeni tbbi uygulamalarla btnletirilmitir. Kadnlar oluumuna katkda bulunduklar ve eitimlerine yardmc olduklar ocuklaryla organik olarak balantl addedilmilerdir. Cinsellikle ilgili olarak ele alacamz son bilgi-iktidar alan; reme davranlarnn nfus kontrol vastasyla toplumsallatrlmasdr. iftlerin cinsel yaamlar, doum ve nfus art meseleleriyle balantl olarak, toplumsal bnyenin salnn korunmasna ynelik ekilde topluma kar sorumlu klnmtr. Doum kontrol yoluyla veya mali teviklerle iftlerin dourganlklar tevik edilmekte veya duruma gre engellenmeye allmaktadr (Foucault, 2003a: 79d). 163

Cinsellie ilikin bu bilgi-iktidar rejimi ynetimsellikle balantldr. Devletin gc nfusun ve nfusun salndan kaynaklanr. Dolaysyla dourganlk iktidarn gcne katkda bulunup bulunmadna gre dnemsel olarak frenlenmekte veya yreklendirilmektedir. Wilhelm Reich cinsel basky, ekonomik smrden kaynaklanan snfsal tahakkmn sonucu olarak deerlendirmektedir. Reicha gre burjuvazi, iilerin cinselliini bask altna alarak, enerjilerini, sadece ilerine yneltmelerini istemektedir. Bylelikle elde ettii karn orannda herhangi bir dme grlmeyeceini dnmektedir. Foucault, cinsel sylemin baskyla zdeletirilmesi fikrine kar kt gibi, bu yaklama da katlmaz. Ona gre, burjuvazi iilerin cinsel yaamlaryla ilgilenmekten ok, kendi cinsel salyla ilgilenmektedir. Foucault burjuvazinin cinsel sala ynelik ilgisinin altnda, toplumda, aristokrasinin egemenliinin yerine, kendi egemenliini hakim klmak istemesinin yattn dnmektedir. Aristokrasi toplumdaki stnln soylu mavi kanna dayandrmaktadr. Aristokrasi, mazisinin eskiliini, nesiller boyunca gerekletirdii evliliklerin asaletine asalet kattn, ksaca, kklerinin salamln ileri srerek toplumdaki egemenliini merulatrmaktadr (Foucault, 2003a: 94). Bununla birlikte, yeni ykselie geen burjuva snf, iktidara ynelik taleplerini merulatrmak iin atalarnn baarlarn ve asaletini ileri sremezdi. Dolaysyla Foucaultya gre, burjuvazi gzlerini ailesinin geleceine evirmek zorundayd: Soy ktksel kayg, kaltm urana dnt; evlenmelerde yalnzca iktisadi gereklilikler, toplumsal trdelik kurallar, miras vaatleri deil, kaltsal tehditlerde dikkate alnd (Foucault, 2003a: 94). Foucaultya gre, proleterin cinsel yaam uzun zaman boyunca burjuvazi tararndan nemsenmemi, proleterin bir ekilde cinsel yaamn devam ettirerek, redii varsaylmtr. Proleterin cinsel yaam ancak uzun bir srenin sonunda burjuvazinin ilgi alanna girmitir. Foucault proleterin cinsel yaamna ynelik burjuva ilgisinin baz nedenlerden kaynaklandn dnmektedir. Kentsel uzamlarda iilerle burjuvazinin ayn ortamlarda bulunmaya mecbur olduu durumlar yaanmakta, proleterin salksz grnm karsnda burjuvazi, bu salkszln kendi bedenine ve cinsel yaamna etki etmesinden korkmaktadr. Nitelikli igcn gerektiren ar sanayinin varl da, iinin cinsel saln burjuvazinin gndemine getirmitir. Foucaultya gre, burjuvazi konutlara ynelik dzenlemeler, kamu sal

164

kurumlar, yardm ve sigorta kurumlar gibi mekanizmalarla proleterin cinselliini gzetleyip, denetlemektedir (Foucault, 2003a: 95). Foucault cinsel basknn ket vurduu saldrgan drtlerin faizmin douuna neden olduuna dair Reichn gelitirdii argmana da katlmamaktadr. Foucault, faizmi, soy ktksel kaygy yaamnn merkezine yerletiren burjuvazinin cinsel salk takntsnn sonucunda gelien bir olgu olarak yorumlar. Burjuvazinin gelecek, salk ve bedene ynelik takntlarnn sonucunda hijyen, uzun yaama, insann soyunun salkl devamna pek ok yapt yaynlanmtr. Bu yaptlarn ok sayda olmas bedenin salna ynelik kaygnn toplumun tamamna yaylmasna neden olmu ve Faizmin en tipik grnm olan rklk syleminin yaylmna zemin hazrlamtr (Foucault, 2003a: 94). Reich baskc cinsellik tarzlarndan kurtulduumuzda zgrlmz de kazanm olacamz ileri srmektedir. Foucault, bu yaklam da hatal bulmaktadr. Ona gre cinsellik konusundaki asl mesele, arzular zgrletirmek deil, yeni zevkler yaratmaktr (Foucault, 2003b: 281). Son olarak, Foucaultnun, cinsellik alan da dahil her trl iktidar ilikisinde basky temel alan iktidar yaklamn neden hatal grd sorusunu yantlamaya alacaz. Foucaultya gre basky esas alan yaklam hataldr nk iktidar yalnzca bastran, yasaklayan bir ey olsayd dayanksz olurdu (Foucault, 2003b: 42).

165

DRDNC BLM IV. MARKSSTLER FOUCAULTYA KARI A. Gizli Liberal Olarak Foucault Nicos Poulantzas, Devlet, ktidar ve Sosyalizm kitabnda Foucaultu klk deitirmi bir liberal olarak takdim eder. Foucault, devlete zel bir nem atfetmez. O, iktidarn, mutlaka devlet aygtlar araclyla deil, toplumun iindeki aile, okul gibi mikro iktidarlar sayesinde bireylerin yapp etmeleri, znellikleri zerinde etkide bulunabildiini dnmektedir. Foucault, toplumdaki mikro iktidar ann bireylere ynelik etkilerini aratrmaktadr. te bu noktadan hareketle Poulantzas, toplumdaki mikro iktidar oulluklarndan ve bunlarn topluma ynelik dank etkilerinden sz ederek, bir devlet heyulasnn asla mevcut olmadn savunan ve iktidar, bir merkezi olan bir olgudan ziyade bir aa benzeten Foucaultu kyasya eletirmektedir. Poulantzasa gre, bireylere ynelik herhangi bir merkezi etkiyi ve devlet iktidarnn toplumdaki etkinliini kmseyerek Foucault, liberallerin mikro iktidarlarn oulculuuna dayal merkezsiz toplum grn savunmu olur (Poulantzas, 2006: 50). Poulantzasn eletirisini yantlayabilmek iin Foucaultnun liberal doktrini nasl kavradna yakndan bakmak gerekir Bunun yaplmasnn ardndan, liberal dnce ile Foucaultnun dnceleri arasndaki farklar deerlendireceiz. Foucaultnun liberalizm konusuyla yakndan ilgilendii bilinmektedir. O, liberalizmi, bir ideoloji ve toplumu ortaya koyduu grleri referansla batan aa yeniden dzenlemeye ynelik bir doktrin olarak yorumlamaz. Foucaultya gre, liberal dnce gelenei, ideolojiden daha ok, belirli bir dnce tarzn hedef alan, bu tarzn topluma ar derecede nfuz etmesinden honutsuzluk duyan ve onun tehlikelerine dikkat ekmeyi hedefleyen bir stratejik dnme biimi olarak anlalmaldr. Liberal dn ynetimin aklclamas srecinden belli bir endie duymaya dayaldr. Daha detayl ekilde aklamak gerekirse, liberalizm, 16.yzylda ortaya kan, siyasal ve ekonomik maliyetleri en aza indirirken, en yksek etkiyi salamay amalayan ynetimin aklclamas anlaynn sadece kendi iinde bir amaca dnmesine duyulan honutsuzlukla tanmlanabilir. Liberallere gre, ynetim kendi kendisinin amac olmamaldr, her trl ar ynetim durumu tehlikelidir. Ar ynetimin en somut tezahr bireylerin davranlar zerinde devlet aygtlarnn ynlendirici etkilerde bulunmasdr. Dolaysyla liberalizm, devletin bekas ve 166

kuvvetlendirilmesine ynelik ve ayn zamanda kendi gerekelerini kendi iinde arayan devlet akl (hikmeti hkmet-raison dtat) anlaynn keskin bir eletirisi olarak okunmaldr (Foucault, 2001: 109d). Foucaultnun devlet akl kavramna ve bu kavramn liberal dnce tarafndan nasl yorumland ve bu dnceye olan etkilerine ynelik analizini deerlendirmeden nce Bat siyasal dncesinde devlet akl kavramnn nasl yorumlandna deinelim. Gianfranco Poggiye gre, Bat siyasal dncesinde, devlet akl kavramna ynelik iki tip yaklam vardr. lk yaklam, devlet akl kavramnn yorumlannda akla (raison) arlk vermektedir. Bu yaklama gre, rasyonel ilkelere gre hareket eden her devlet eylemlerine bir snrlandrma getirecektir.. Herhangi bir hesaba kitaba dayanmadan hareket etmesi durumunda zarara urama riskinin arttnn farknda olan her devlet, eylemlerinde tebaasnn ve dier devletlerin verecei tepkiyi gz nnde tutacaktr. Dolaysyla devlet akl kavramnda, akl n plana alan yorumda, devletin despotik eylemlere bavurmasn nleyecek olan, yine devlet aklnn kendisidir. kinci yaklam ise, devlet aklnn yorumlanmasnda devleti (tat) merkeze alr. Buna gre, devletler arasndaki mcadelede devletin hedefleri ve onlar gerekletirmesi son derece nemlidir. Bundan dolay devletin gvenlii her eyin tesindedir ve her trl ahlaki kstlama, devletin hedeflerini gerekletirmesinde bir engel oluturuyorsa ihlal edilebilir, yok saylabilir. Liberaller ve muhafazakarlar bu tip bir devlet akl yorumunun, devleti merkeze alrken hukuku ve ahlak yok saymasnn devletleri istikrarszlatracandan ve devletler aras atmalar krkleyeceinden endie duymaktadrlar. Marksizmin de dahil olduu radikal dnce iinse, devletin bu ekilde topluma hakim klnmas, egemen snfn karlarnn korunmasna ynelik manevralar merulatrc bir ilev grecektir. Ayrca akln, devletlerin ve egemen snflarn karlarn korumaya ynelik olarak kullanlmamas gerekir. Bunun yerine, akln ilkeleri evrensel insani gereksinimlerin karlanmas iin kullanlmaldr (Poggi, 2007: 115d). Foucault da, devlet akl kavramnn zmlenmesine byk nem verir. Devlet aklna ynelik olarak biraz nce incelediimiz yaklamlara oranla, Foucaultnun devlet akl zmlemesi, ynetimlerin uyguladklar spesifik iktidar tekniklerine ve bunun topluma olan etkilerinin aratrlmasna yneliktir. Bat dncesindeki devlet aklna ynelik klasik zmlemeler daha ok soyut ve genel ilkelerin yorumlanmasna yneliktir. Oysa Foucault artan ynetimsellik ile devlet akl arasndaki ilikilerin, topluma ynelik etkilerinin kl krk yaran bir zmleyicisidir. 167

Foucault, devlet akl kavramnn geliiminde belirleyici olan ilk nedenin, Ortaaa zg ynetim anlaynn sona ermesi olduunu dnmektedir. Devlet artk ilahi yasalarn veya erdemli ynetim anlaynn tesinde kendine zg (sui generis) varl ve gereklii olan bir nesne gibi ele alnmaldr. Bu nedenle siyaset ve ona ynelik bilgi de, ilahi veya felsefi dnten kaynaklanmayan, kendi iinde bir mant, gereklilii olan zgl bir bilgi olmaldr. Devlet aklnn ortaya kyla birlikte, devleti ynetmesi gereken temelde bir siyasetidir ve bu siyaseti belirli baz yeteneklere ve devleti ynetecek inceltilmi bir siyasi bilgiye sahip olmaldr. Siyasetinin devleti ynetecek bilgilerle donanm olmas gerekmektedir. Ortaaa zg, feodal siyasal dzeninin yklnn ardndan glenmeye balayan merkezi devletler arasndaki artan rekabet dzeyi de, devlet toplum ilikisi bata olmak zere ynetim siyasalarnda nemli deiikliklere neden olmutur. Artan rekabet karsnda devletler, dier devletler karsnda stn konumda olabilmek iin bata ekonomik gleri olmak zere glerini arttrmann yollarn aramaya balamlardr. Foucault, devletin kapasitelerinin bilinebilmesinde, dier devletlerle olan stnlk ve zaaflarnn hesap edilmesinde kullanlan bir yntem olarak istatistiin ortaya kmasnn da, devlet akl dncesinin bir sonucu olduunu dnmektedir. Bu dnemdeki istatistik biliminin modern dnemdekinden farkl olarak olaslk hesaplaryla deil, devletlerin gcnn envanterinin tutulmasna benzediini de vurgulamak gerekir. 17. yzylda yaygn olan iktisat dncesine gre, kalabalk ve etkin bir ekilde retime katlan bir nfus devletlerin zenginliinin ana kaynadr. Bunun iin devletler, snrlar ierisinde yaayan insanlarn yaam koullaryla daha yakndan ilgilenmeye ynelmilerdir. Bununla birlikte, bu ilgi, tebaann mutluluk ve refah ile toplumun zenginlemesinden ok, devletin ekonomik ynden glendirilmesine yneliktir. Nfusun salkl olmas, salnn zenle korunmas ve doum youn bir ekilde devletlerin ilgi alanna girmektedir. Devletlerin toplumun yaam koullaryla ilgilenmesi, toplum merkezli bir ilgiyi yanstmaktan ziyade, devlet merkezli bir ilginin sonucudur. Devletler toplumun salyla kendine zg bir ama olarak deil, devletin gcn arttrmaya ynelik bir ara olarak ilgilenmilerdir. Dolaysyla devlet bireylerin, yaamlaryla, almalaryla veya lmeleriyle devletin gcne mspet veya negatif katkda bulunduklar nispette ilgilenmektedir (Foucault, 2005b: 110vd). Foucaultnun zmledii devlet akl kavramn nasl yorumlamak gerekir. Bu konuda ilk u sylenebilir; devlet akl geleneinin birbiriyle balantl iki boyutu vardr. Devlet akl

168

kendine zg bir dnme biimidir ve devletin ereklerini nasl en uygun ekilde gerekletirebileceini aratrmaya yneliktir. Devlet akl geleneinin ierdii ikinci unsur devletin glendirilmesine ynelik pratik bir ilgiyi yanstr. Devletler amalarn gerekletirmeye ynelik en uygun ve en masrafsz, buna karlk, en verimli ve en aklc yollar aramaya alyorlard. Bir baka deyile efektiflii azamiye kartmaya , maliyetleri asgariye indirmeye alyorlard. Bu amaca ynelik olarak devletler, zenginliin ana kayna saylan nfusun, devletin ekonomik gcne azami katkda bulunmas iin, zgl baz tekniklere dayanan politikalar gelitiriyorlard. Liberalizm, devlet aklnn nfusa ynelik politikalar yoluyla topluma etki etmeye almasna, ar ynetimsellie neden olaca gerekesiyle kar kmaktadr. Bu nedenle liberal dnrler, devlet akl karsnda, devletle zde tutulamayacak fakat bir devletin snrlar ierisinde yaad iin devletle iliki kurmaktan kaamayacak olan topluma arlk verilmesinden yana olmulardr. Toplumu devletin nne yerletiren liberalizm, ynetimin varolmas gerektiini kabul etmi ve ynetimin, toplumda meruiyet kazanabilmesi iin ar ynetimsellii bertaraf edebilecek dzenlemelere gitmesinin art olduuna vurgu yapmtr (Foucault, 2001: 111d). Liberalizmin ar ynetim tehlikesi karsnda bulduu zm, ynetimin, toplumun gznde meruiyet kazanabilmesi iin, bireylerin temel hak ve hrriyetlerini koruyan hukuksal dzenlemelerin garantr olmaktan ibaret bir rol benimsemesidir. Liberalizmin bu nitelii, siyasal dnce literatrnde, liberalizmin tarihsel geliiminin anayasaclk hareketiyle zde tutulmasna neden olmutur (Heywood, 2007: 52, Vincent, 2006: 37d). Bununla birlikte Foucault, liberal dncenin kurulduu andan itibaren hukuk ve sosyal szlemeyi asli unsurlar olarak felsefesinin merkezine yerletirmediini savunmaktadr. Bu yoruma gre, hukuk ve sosyal szleme liberal doktrinin temel paralar haline, devlet akl geleneinin yol at ar ynetimsellik karsnda, liberal dnrlerin, hukukun zerine ina edilen bir ynetimin, topluma ynelik mdahaleleri engellemenin en iyi yolu olduunu fark etmeleriyle birlikte gelmitir. Liberalizm hukuka, ynetilenlerin yasalarn oluturulmasna katkda bulunmasnn ar ynetimselliin yaratt sorunlar karsnda koruyucu bir ilev grecei iin nem vermektedir (Foucault, 2001: 113). Foucaultnun liberal dnceyi bir ideolojiden ok, iktidara ynelik stratejik bir konumlan olarak grdn hatrlayacak olursak, onun neden, hukuku ve toplumsal szlemeye dayal anayasacl, liberal dncenin ortaya knn asli bir paras olarak grmediini de kavrarz.

169

almamzn en banda iktidar konusuna deinirken, liberal dnce sisteminin, toplumda pek ok kar grubunun varolduu iddiasndan hareketle, hibir kar grubunun devlet iktidar da dahil olmak zere tek bana iktidara hakim olamayacan savunduunu grmtk. Dolaysyla liberalizm ar ynetimselliin engellenmesi iin toplumdaki oulcu yapya bel balamaktadr Foucault da liberaller gibi toplumda ok sayda iktidar odann olduunun son derece farkndadr ve iktidarn aadan yukarya doru ykselen bir yap olduunu dnmektedir. Bununla birlikte, liberalizmin savunucular toplumdaki ok sayda g odann mevcudiyetinin iktidarn topluma nfuz etmesini engelleyeceini dnmlerdir. Oysa Foucault, toplumun tabanna yaylm mikro iktidarlar olmadan devletlerin topluma hakim olamayacan iddia etmektedir. Bu yaklam, liberal dnle Foucaultnun grlerinin pek de uyumadnn ilk kant olarak deerlendirilebilir. Foucaultya gre, hapishaneler, okullar, klalar gibi toplumun tabannda yer alan mikro iktidarlarn mevcudiyeti ve buralarda uysal bedenler yaratmaya ynelik gelitirilmi spesifik teknikler btn anlalmadan, bir teknikler btn olarak devlet akl btn boyutlaryla kavranamaz. Orduda, alma evlerinde, hapishanelerde gelitirilen talimler, zaman lmeye ve deerlendirmeye ynelik teknikler, zamanla devlet aygtyla btnlemeseydi, devletler topluma hakim olamazlard. Bir kez bu kurumlar ve oralarda uygulanan teknikler, devlet aygtlaryla btnletikten sonra, devletlerin gc artmtr. Foucaultnun analizleriyle, liberal gelenein analiz biimi arasndaki ikinci fark, iktidar hangi model araclyla kavramaya altklaryla ilikilidir. Foucaultya gre iktidarn anlalmasna ynelik hukuksal iktidar modeli yetersiz bir modeldir. ktidar en iyi sava ve mcadele terimleriyle analiz edilebilir. Oysa liberaller hukuksal iktidar modelini benimsemektedirler. Liberaller devlet aklnn toplum karsnda ar bir stnlk elde etmesinin nlenebilmesi iin, devlet iktidarnn hukuksal ereveye dayandrlmas gerektiini savunurlar. Onlar, siyasal iktidar sosyal szlemeden kaynaklanan ve bireylerin, haklarnn korunmas karlnda stn siyasal otorite olan devlete devredilebilen bir ey gibi grmektedirler. Foucaultnun iktidara ynelik dnceleriyle liberal dnce arasndaki nc nemli ztlk, devlet kurumuna ve siyasete olan yaklamlarnda grlr. Aslnda bu ztlk biraz nce deinmi olduumuz iktidara ynelik yaklam farknn sonucudur. Yine de tek bana ele alnmay hak etmektedir. Zira biraz evvel bahsi geen ayrm daha ok kuramsal dzeyde bir ayrmdr. Oysa siyasetin nasl anlald, siyasetin yaplma biimini belirledii iin pratik meselelerle daha yakndan ilikilidir. 170

Liberaller, siyasal iktidar, toplumsal atmalarn savaa dnmesinin ardndan kurulan sivil toplumdaki dengenin, istikrarn, adaletin koruyucusu gibi grmektedirler. Siyaseti ise, toplumdaki gruplarn karlarn savunmak iin yaptklar barl bir rekabet biimi olarak deerlendirirler. Bu grn tam aksine, Foucault, siyasetin, savan baka aralarla srdrlm biimi olduu kanaatindedir. Dolaysyla siyasal iktidar toplumda daha evvel mevcut olan g ve iktidar adaletsizliklerinin bir daha ortaya kmasn engellemekten ziyade, bunlar daha az baskya dayal, daha alttan alta ileyen mekanizmalarla, tekniklerle yeniden retmektedir. Daha dorudan sylersek iktidar bireylere ynelik ak bir sava yrtmektense, siyaset biimi altnda gizli bir sava yrtmektedir. Foucaultnun iktidar kuramyla, liberal iktidar anlay arasndaki drdnc fark, bireye ynelik yaklamlarndan kaynaklanr. Tam olarak sylemek gerekirse, bireyin, bedeni ile znelliine ynelik olarak Foucaultnun ortaya att iddialar, liberal birey kavrayndan tamamen farkldr. Liberal dnrlere gre:
birey genellikle kendi iine kapal, kendi znellii iinde hapsolmu yalnz bir varlk olarak anlalr. Bedenin snrlar, bireyin de snrlardr. Birey doal bir hak nedeniyle bedenine sahiptir. Bu gr, genellikle bir bireyin kendi bedeninin ve onun kapasitelerinin sahibi olduu ve topluma hibir borcu olmad anlamnda mlkiyeti bireyci teoriyle ilikilendirilir (Vincent, 2006: 49).

Grld gibi Liberal dnceye gre birey iktidarn dnda kendi znelliine sahiptir. Oysa Foucault, bedenin iktidar tarafndan nasl oluturulduunu analiz etmitir. Foucaultya gre, gerek bireyin kendisi gerekse de bedeni, iktidarn etkilerinin bir sonucudur:
Aslnda bir bedenin, hareketlerin, sylemlerin, arzularn bireyler olarak tanmlanmas ve kurulmas tam olarak iktidarn birincil etkilerinden biridir. Yani birey iktidarn dnda ve karsndaki ey deil, bence iktidarn birincil etkilerinden biridir. Birey iktidarn bir etkisi ve ayn zamanda, bir etkisi olduu lde de bir aracdr: ktidar, kurduu birey zerinden iler (Foucault, 2005a: 107).

Sonu itibariyle Poulantzasn, Foucaultnun gizli bir liberal olduu gr kolayca boa karlabilir. Tam tersine Foucault, Marksizme uzak olduu kadar, liberalizme de uzak bir dnrdr. Liberal toplum ve birey gr Foucault iin bir baka modern tahakkm felsefesinden baka bir ey deildir. 171

B. Bir Aydnlanma Kart Olarak Foucault Foucault, iktidar ilikilerinin tm toplumsal dokuya yayldndan, merkezsiz bir a oluturduundan, znelerin her zaman iktidar ilikilerince oluturulduundan bahsetmektedir. Onun bu grleri karsnda, Jurgen Habermas ve Nancy Fraser gibi kuramclar, Foucaultnun iktidara kar kmaya ynelik herhangi bir strateji gelitirmediini iddia etmektedirler (Newman, 2006: 148). Jurgen Habermasn Foucaultya ynelttii eletirilerden ikincisi, onun gen bir muhafazakar olduudur. Jurgen Habermas, Foucaultnun da dahil olduu postmodenist dnce tarznn temsilcilerini gen muhafazakarlar olarak adlandrr. Habermas, Foucaultu gen muhafazakar olarak nitelendirmektedir. Zira Foucault, akl temelli modernlik anlayna kar kmaktadr. Habermas, Foucault gibi dnrleri, gen muhafazakarlar olarak nitelerken, muhtemelen, onlarn da tpk geleneksel muhafazakarlar gibi, akln tarihteki nemini ve toplumun dzenleniindeki etkisini reddettiklerine atfta bulunmaktadr. Zira klasik muhafazakarln en temel nitelii akln kurucu gcne kar duyduklar phedir (zipek, 2004: 45. Habermasa gre, modernlii kyasya eletiren iki akm, akademik dnce dnyasnda n plana kmaktadr; Anglo-Sakson kaynakl yeni muhafazakarlar ile Fransz kaynakl gen muhafazakarlar. Habermas nce, Daniel Bellin dncelerini eletirerek, yeni muhafazakar sylemi analiz eder. Habermasa gre, Daniel Bell tarz yeni muhafazakarlar, modern kltrn znellie verdii neme, bu znelliin hedonist bir yaam tarzna yol amas nedeniyle kardrlar. nk Daniel Bell tr muhafazakarlar, modernliin ortaya kard hedonist kltrn, Protestan ahlaknn temelinde yer alan, bir amaca ynelik mesleki disiplin ethosunu andrd kanaatindedirler (Habermas, 1994: 34). Jurgen Habermasa gre Fransz kaynakl gen muhafazakarlar ise, yeni muhafazakarlarn tam tersine, znellie ar vurgu yaparak aklclamann tahakkm olarak grdkleri modern kltrn dna kmaya almaktadrlar:
Kendiliinden imgelem, z-deneyim ve duygusallk glerini uzaklara, arkaik bir alana kaydrrlar. Arasal akln karsna, maniist biimde, ister iktidar yada egemenlik ister Varlk (Sein) ya da iirselin Dionysoscu gc olsun, sadece armlarla elde edilebilen bir ilke karrlar. Fransada bu izgi, Georges Batailleden Michel Foucaultyu izleyerek Jacques Derridaya kadar uzanr (Habermas, 1994:43).

172

Habermasa gre Foucault, Aydnlanmac akl anlayna pheyle yaklamakta, bu nedenle, akl kavramnn bilim araclyla yaam dnyasnn organize edilmesinde ve siyasi programlarn oluturulmasnda kullanlmasna kar kmaktadr. Foucaultnun ar znelliin snrlarna ekilmesinin altnda da, akla ve byk lekli siyasi ajandalara ynelik besledii derin phe yatmaktadr (Habermas, 1994: 43). Habermas, Foucaultnun, akl kavramnn eletirisi yoluyla ar znelci bir konumu benimsemesinin, modern iktidara ynelik herhangi bir direni imkann tahayyl etmesine engel olduunu dnmektedir. Foucaultnun akl kavramn merkeze alan Aydnlanma dncesinden kaynaklanan modernlik yorumunu kyasya eletirdii dorudur. Ancak bu durum Foucaultnun iktidara kar direni imkann yadsd anlamna gelmemektedir. Onun iktidara ve direnie ynelik dnceleri akl kavramn merkeze almad iin son iki yzyldr gelitirilen siyasi mcadele anlaylarndan radikal biimde farkldr. Bu nedenle Foucault haksz bir ekilde iktidara ynelik mcadeleler karsnda kaytsz kalan bir dnr olarak deerlendirilmitir. Foucaultnun, iktidara kar direni hakknda sistematik olmaktan ziyade, genel ilkeler etrafnda kurduu eitli dnceleri vardr. Bu dncelerin neler olduunu anlayabilmek iin, Foucaultnun, akl kavramna ve Aydnlanma dncesine ynelik fikirlerini deerlendirmek gerekmektedir. Foucault Aydnlanmac akl kavramn ve tarihsel bir hareket olarak Aydnlanmaya ynelik dncelerini Kantn Aydnlanma Nedir? Sorusuna Yant adl makalesinden hareketle oluturmutur. Bu makalesinde Kant Aydnlanmay insann kendi hatasyla iine yuvarlanm olduu bir ergin olmay halinden kurtulmas olarak tanmlamaktadr. nsan bu ergin olmama durumuna, akln kullanmaktan vazgetii iin dmtr. Kanta gre insanlar kendi akllarn kullanmaktan vazgemilerdir nk kendi akln kullanmak zor kararlar vermek ve sorumluluk almaktr. Oysa bakalarnn verecei kararlara gre hareket etmek daha kolaydr, yapmanz gereken sadece size sylenenleri yerine getirmektir. Bylelikle kendi rzalaryla erginlememi kalanlar ynetmek de son derece kolay olacaktr (Kant, 2000: 17). Ergin olamay halinin ztt olan aydnlanma, Kanta gre insann akln, yeniden kullanmaya balamasdr: Sapere aude! Akln kendin kullanmak cesaretini gster! Sz imdi Aydnlanmann parolas olmaktadr (Kant, 2000: 17). Kanta gre aydnlanmann geliebilmesi iin, kiilerin kamu nnde herhangi bir ekince duymadan akllarn kullanabilme zgrlklerinin olmas gerekir. Bununla birlikte 173

toplumda zgrlkten ok, zgrlklerin kstlanmas ve itaat vardr. Bu durumda Kanta gre yle bir soru akla gelir:
Peki hangi trde bir snrlama aydnlanmaya kardr, hangisi deildir, ve hangi biimde bir snrlama tersine zgrle yararldr? Yant vereyim: Kendi akln kitle nnde, kamuoyu nnde ve hizmetinde serbeste ve ak bir biimde kullanmas her zaman zgrce olmaldr; ve yalnzca bu tutum insanlara k ve aydnlanma getirebilir... Kendi akln kamu hizmetinde kullanmaktan bir kimsenin, rnein bir bilginin bilgisini ya da dncesini, yani akln, onu izleyenlere okuyanlara yararl olacak bir biimde sunmasn anlyorum. Akln zel olarak kullanlmasndan da kiinin, kendi ii ve memuriyeti erevesinde, kendisine emanet edilen topluma ilikin bir hizmeti ya da belirli bir grevi yerine getirmesi diye anlyorum (Kant, 2000: 18).

Kant akln, zel kullanm ve kamusal kullanm derken neyi kastetmektedir. Foucaultya gre akln zel kullanm derken Kant, toplumda veya devlet hayatnda yerine getirmesi gereken bir grevi, bir rol olan kiinin, o roln veya grevin gereklerini yerine getirirken, ii gerei uymas gereken kurallara riayet etmesi ve akln bu amaca gre kullanmasn kast etmektedir. Akln kamusal kullanm ise, kiinin bir topluluun yesi, insanln bir paras olarak akl yrtmesi, kamusal tartmaya katlarak fikirlerini beyan etmesidir. Foucaultya gre, Kant, akln kamusal kullanmyla zel kullanmnn bir arada olmasnn Aydnlanmay ortaya karacan dnmektedir (Foucault, 2005b: 178d). Kant, akln zel kullanm ile kamusal kullanm arasndaki farktan ne anladn aklamak iin eitli rneklere bavurur. retmeni, papaza, subay rnek gsterir. Papaz rneinde Kant, bir papazn hizmetinde yer ald kilisenin kurallarn ve doktrinini cemaatine retmesi gerektiini, bunu yaparken, ayn zamanda, bal bulunduu kilisenin ilkelerini eletirme zgrlne sahip olduunu belirtmektedir. Daha ak bir ifadeyle, papaz, akln zel kullanm erevesinde grevinin gereklerini yerine getirirken, akln kamusal kullanm erevesinde, grevini yerine getirirken uygulad ilkeleri eletirebilme hakkna sahiptir (Kant, 2000: 18). Kant yazsnda, ayrca, yaad dnemde aydnlanmann henz tam manasyla gereklemediini kabul etmi ancak yaad dnemle birlikte aydnlanmann gereklemeye baladn belirtmektedir:
imdiki zamanlarda olduu gibi, insanln bir btn olarak bakasnn rehberlii olmakszn, dinsel konularda kendi akln iyi bir biimde ve gvenilir bir ekilde kullanmas

174

durumunda olmas ya da bu duruma getirebilmesi iin katedilecek daha ok yolumuz var. Fakat bu ynde zgrce almak iin imdi onlarn yolunun temizlenip aydnlatldna ilikin farkl gstergelere sahibiz; bylece, evrensel aydnlanmaya giden yoldaki engeller, insann kendi suu ile dm bulunduu bu ergin olmay durumundan kurtuluuyla ilgili glkler yava yava da olsa giderek azalmaktadr (Kant, 2000. 20).

Dolaysyla Kanta gre aydnlanma insanlk tarihinde bir dnk noktasdr. Kendi hatasyla dt ergin olamay halinden akln yeniden kullanmaya balayarak kma yolunda olan insanln yaad srece Kant aydnlanma demektedir. Foucault Kantn makalesiyle ilgili yazd ve onunkiyle ayn ad tayan Aydnlanma Nedir? adl makalesinde hem Kantn aydnlanmayla ilgili grlerinin eletirel bir deerlendirmesini yapar hem de kendisinin Aydnlanmadan ve modernlikten ne anladn zmlemeye giriir. Foucaultya gre Kant aydnlanma nedir sorusunu yantlarken, iinde yaad dnemi, gelecekte gereklemesi beklenen gelimelerin iaretlerini bnyesinde tayan bir dnem olarak deerlendirmez. Foucault Kantn Aydnlanma nedir sorusu araclyla, iinde yaad dnemi eskiye gre farkl klann ne olduu sorusunu yantlamaya altn dnmektedir (Foucault, 2005b: 176). Dolaysyla Foucaultnun gznde aydnlanma, rasyonelliin ie yarar ve meru zn kefetmekle veya ondan yana olup olmamakla ilikili deildir. Aydnlanma rasyonalitenin meru potansiyelinin aa kartlmasyla da ilgili deildir. Aydnlanma denilince tartlmas gereken akla dayanan rasyonel zne kavramnn nasl ve ne ekilde ortaya ktnn, oluturulduunun irdelenmesidir (Foucault, 2005b: 185). Daha nce de deindiimiz gibi Foucault znelerin iktidar etkilerince oluturulduunu dnmektedir. Bu nedenle aydnlanma Foucaultya gre, tarihsel olarak zneler haline nasl getirildiimizin, iinde bulunduumuz ann niteliklerinin aratrlmasdr. Foucault znellikle Aydnlanma ilikisini irdelemeden evvel, Aydnlanmann hmanizmle bir tutulmamas gerektii konusunda bizleri uyarmaktadr. Onun iin, hmanizm, tarih boyunca ok deiik ve uzlatrlamaz biimlerde kullanlm kaypak ve mulak bir kavramdr. 19.yzylda bilime koulsuz destek ieren bir hmanizm akm olduu gibi bilimin insan yaamndaki etkilerini snrlandrmay amalayan bir baka hmanizm tipi daha vard. 17.yzylda dini hmanizm ile dine kar k esas alan bir baka hmanizm daha vard. Sosyalistler veya faistler de kendilerinin gerek hmanizmi

175

temsil ettiini iddia ediyorlard. Dolaysyla hmanizm aydnlanmann mutlak eletirelliine asla sahip olamayacak bir etiketten baka bir ey deildir (Foucault, 2005b: 186d). Foucault soy ktksel ve arkeolojik almalarla Aydnlanma rasyonalizminden sonra kendini gerekletirdiine inanan zneler haline nasl dntrldmzn anlalabileceini savunmaktadr. Aydnlanma ad altnda, evrensel deeri olan bilgi biimlerinin aratrlmas deil, dncelerimizi, ifade biimlerimizi etkileyen, zneler olmamza yol aan koullar aratrlmaldr (Foucault, 2005b: 188). Foucaultya gre aratrmalar akln doru ve meru kullanmna ynelik, global lekli aratrmalar deildir. Tam tersine Foucault, en ksm ve yerel fenomenlerin znelerin oluumuna nasl etki ettiini bulmaya alan mikro bir analizi savunmaktadr. Artan rasyonellemenin etkilerini total bir ekilde ele almaktansa, aklclama srecinin, delilik, hastalk, lm, su ve cinsellik gibi belirli alanlardaki etkilerini incelemek daha faydaldr (Foucault, 2005b: 189). Foucaultya gre aydnlanmaya ynelik bu tip bir aratrma, aydnlanmac akl anlaynn sorgulanmasn ierir. Aydnlanmac akl anlayndan sz ederek, Foucault, kapasite ve iktidar paradoksu adn verdii bir duruma gnderme yapmaktadr. Foucaultya gre 18.yzyl boyunca teknik gelimeler ile bireylerin zgrlklerinin art arasnda bir mtekabiliyet ilikisi kurulmutu. 19.yzylda ise, byle bir ilikinin varl sorgulanmaya balamtr. 19.yzylda, dnyann teknik yntemlerle kontrol altna alnmasnn, bireylerin kapasitelerinin gelimesine katkda bulunduu fikrine ynelik kukular artmtr. Bu dnemde, gelien teknoloji ile iktidar ilikileri arasnda yakn bir iliki olduu dnlmektedir. Bu iktidar ilikileri bireylerin disipline edilmesinden, devletin topluma geni apl mdahalesine kadar uzanmaktadr. Artk, artan aklclama dzeyi ile bu tip iktidar ilikilerinin i ie getii anlalmaktadr. Foucaultya gre, sorun, insann yeteneklerinin gelimesi ile g ilikilerinin art arasndaki balantnn nasl engelleneceidir (Foucault, 2005b: 190). Modernlik ve aydnlanma arasndaki ilikilerden sz ederken Aydnlanma rasyonalizminden kaynaklanan modernlik dncesinin bilimi toplumsal kurumlarn dzenlenmesinde ana klavuz olarak kabul ettiini ve bilimsel gelime ile bireylerin mutluluu arasnda dorusal bir iliki grdn belirtmitik. Foucault insann yeteneklerinin gelimesi ile iktidar ilikilerinin artan etkisi arasndaki elikiden sz ederken, aklclama ile modernlii zde gren bu bak eletirmektedir. Modernliin akla duyduu gven, modernliin temelde topyac bir felsefeye dayandnn iareti olarak yorumlanmaldr. Yunancada olmayan yer anlamna gelen utopia 176

kelimesinden tretildii dnlen topya, sorunlardan uzak, mkemmel yer veya toplum anlamna gelmektedir. topyac dn, temel olarak, mevcut dzenin yetersizliklerinden ikayet eden ve bu dzenin yerine yenisini tasarlamaya, koymaya alan bir dnce biimidir. Dolaysyla topyac dnn siyasal doktrinlerle yakndan ilikilendirilmesi doaldr. Marksizm ve anarizm gibi siyasal ideolojiler, tahakkme dayal olduunu dndkleri toplumun yerine, bask ve zorlamann bulunmad ideal bir dzeni tasarlamaya ynelik abalar olduklar iin aka topist doktrinlerdir (Heywood, 2007: 240). Bu tip doktrinlerin akl kavramnn merkeziliine yaptklar vurgu postmodern analizin modernlie ynelik kukuculuunun da merkezinde yer alr Foucault iin akl ve akl temel alan byk lekli siyasi programlar ve mcadeleler mutlaka despotizmle sonulanr. nk akl kavramnn bizatihi kendisi sorunludur. Foucault, antik adan beri Bat kltrnn rasyonel olana vurgu yaptn ama ayn Bat kltrndeki iktidar sistemlerinin, tarihteki en gelimi tahakkm biimlerini de meydana getirdiklerini belirtir. Dolaysyla Batda gelitirilen tahakkm sistemleri, irrasyonel olmak yle dursun, Bat kltrndeki akl kavramyla yakndan ilikilidir. Foucaultnun, Bat kltrnde, akl ile duygunun uzlat bir toplum olabilir mi sorusuna verdii yant, onun, akl kavramna yaklamn zetler niteliktedir:
Cevabm u olacak: Bu iddete dayal tahakkmn irrasyonel olduu sylenebilir mi? Sanrm hayr! Ve Batnn tarihinde, ar derecede rasyonel tahakkm sistemleri icat edilmi olmasnn nemli olduunu sanyorum. Bu noktaya varmak iin ok zaman geti ve ardnda olan kefetmek iin de daha fazla zaman geti. Tm bu ereklilik, teknik ve yntemler btn bundan kaynaklanr: Okulda, orduda, fabrikada disiplin hkm srer. Bunlar ar rasyonel tahakkm teknikleridir. Smrgecilikten sz bile etmiyoruz: Kanl tahakkm kipiyle smrgecilik, iyice dnlm, kesinlikle istenmi, bilinli ve rasyonel bir tekniktir. Akln iktidar kanl bir iktidardr (Foucault, 2005a: 176).

Foucaultnun akl karsndaki bu olumsuz tavr, kapasite ve iktidar paradoksu ile balantldr. Aydnlanma dncesi, grm olduumuz gibi, akl kavramnn toplumun kuruluundaki ve bireylerin mutluluunun salanmasnda ana rehber olmas gerektiini savunmaktadr. Oysa Foucault gibi dnrler iin aklclama ou zaman tahakkmle sonulanmtr.

177

Aklclamann tahakkme yol amas karsnda, Habermas, akln tahakkmle bir tutulmamas gerektiini, akln tahakkme yol amayan meru potansiyelinin kefedilebileceini savunarak, modernliin imkanlarnn tketilmediini iddia etmektedir (Habermas, 1994: 37vd). Foucaultnun akl kavramna ynelik eletirileri gz nnde bulundurulduunda, onun akln meru znn, potansiyelinin aa kartlabileceine inanmad anlalmaktadr. Bu durumda Foucault iktidarn etkilerine direni iin akl yerine hangi unsuru n plana kartacaktr sorusu zihnimize taklmaktadr. Foucaultnun iktidarn etkilerine kar direni politikasnn temelinde, iktidar ile direniin kanlmaz olarak bir arada, e zamanl olarak ortaya ktklarnn kabul yer alr (Foucault, 2003a: 73). Marksistlerin savunduu gibi, iktidar, devlet gibi bir merkezden yaylan ve yukardan aaya etki eden bir ey gibi deerlendirmeyen Foucaultya gre, iktidar ilikileri bir aa benzer. Foucault iin, bireyler zerinde etkili olmaya alan iktidar ilikileri toplumun tabanna yaylm, mikro iktidarlardan kaynaklanr. Bu nedenle, Foucaultya gre, devletin ortadan kaldrlmas veya devlet eliyle toplumun batan aa dntrlmesi gibi tek bir hareket veya stratejiyle iktidar ilikilerinden sonsuza kadar kurtulmamz mmkn deildir:
Dolaysyla, iktidara kar, ulu bir Reddin tek bir mekan bakaldrmann ruhu, tm ayaklanmalarn yuvas, devrimcinin katksz yasas- yoktur. Trlerinin rneini oluturan, olanakl, zorunlu, olanaksz, kendiliinden, yaban, yalnz, dankl, ykselen, iddetli, uzlamaz, uzlamaya yatkn, kar gden, kurban vermeye hazr direnmeler vardr (Foucault, 2003a: 74).

ktidar karsnda direni politikas olarak devleti ele geirmek gibi btncl ve tek bir hedefi veya stratejisi olan Marksizm gibi politik doktrinlere kart olarak iktidar merkezsiz bir a gibi gren Foucaultya gre, iktidara direniin temelini birbiriyle balantsz fakat toplumdaki etkileri asndan global iktidar biimlerini ykabilecek nitelikte bir dizi yerel ve snrl mcadele salayacaktr. Bu tip bir mcadele anlay Marksist-Leninist nc partinin liderliine dayal sosyalist devrim anlayndan tamamen farkl bir anlaytr. Bu devrim anlaynda tm toplumun sosyal organizasyonunun kkten ve geri dndrlemez bir ekilde deitirilmesi hedeflenir. nc partiye dayal komnist devrim anlay 1950ler Fransasnda, daha sk ve ideolojik tartmaya daha az nem veren Stalinizmi benimsemi Fransz komnist partisinin mcadele stratejisidir.

178

Foucault 1950lerin hemen banda ksa bir sre Fransz komnist partisinin yesi olmutur. Ancak partinin entelektel tartmaya izin vermeyen ar merkeziyeti yaps Foucaultyu ksa srede partiden soutmutur. Foucault zerine yaplan yorumlarda onun byk lekli politik mcadele konusundaki ar eletirel tavrnn altnda komnist partide yaad tecrbeyle yakndan balantl olduu vurgulanmtr (Macey, 2005: 34). Foucaultya gre akln ndan yararlanarak toplumu batan aa deitirmeyi, yeni bir insan ve toplum yaratmay amalayan hareketler kanlmaz olarak en tehlikeli ve desteklenmemesi gereken hareketlerdir (Foucault, 2005b: 189). Foucaultya gre iktidara direnii temel alan hareketler iinde en saygdeer olanlar belirli ve snrl bir iktidar alann dorudan hedef alan hareketlerdir. Bu hareketler snflar veya ekonomik ilikileri temel almaktansa iktidarn belirli bir alandaki bireyselletirici etkilerini sorgulayan hareketlerdir. Bu hareketler iktidar sistemini dengelemeye alan reformist hareketlerden ayrdrlar, ilgilendikleri zgl alandaki iktidar sistemini istikrarszlatrmaya ynelik hareketlerdir. Ancak sistemi istikrarszlatrmay isteyen bu hareketler, yalnzca kendi alanlarna yneliktirler. Bu nedenle devrime yardmc olmas hedeflenen ve belirli bir merkezden ynlendirilen veya bir merkeze kar ynlendirilen hareketler deillerdir (Foucault, 2005a: 208vd). Bunlarn en nemlileri, hapishane sistemin nihai olarak ortadan kaldrlmasn beklemeden hapishanelerdeki mahkumlarn yaam koullarnn iyiletirilmesini hedefleyen hapishanelerden haber alma hareketi, evrenin korunmas ve ekolojik denge hareketi, bata akl hastaneleri olmak zere tbbi kurumlardaki uygulamalara ynelik protesto hareketleri, kadn ve ecinsel haklar hareketi gibi hareketlerdir (Foucault, 2005a: 214). Foucault bu hareketlerden bazlarna aktif veya pasif olarak destek vermitir. eitli hapishane protestolarna bilfiil katlan ve hatta bir keresinde geceyi nezarette geiren Foucault, hapishanelerden haber alma hareketinin aktif bir yesiydi (Macey, 2005: 106). Anlald kadaryla Foucault, znellie ynelik bireyselletirici iktidarn etkili olmasn salayan, toplumdaki bir dizi kk lekli iktidarn zmlenmesine byk nem vermitir. Yine ayn nedenle Foucault, bu yerel lekli iktidarlara kar mcadele eden ve kendi alanlarnn dna tamamaya zen gsteren hareketlerin iktidara kar en iyi direnii gerekletirdiklerini dnmektedir. Foucaultnun, bireyselletirici iktidar tekniklerine kar verilen mcadelelere verdii deer, onun, znellik ile aklclama arasndaki ilikileri nasl kavradyla yakndan ilikilidir. Daha evvel modernlik konusunda bahsettiimiz Frankfurt okulun ilk kuak yeleri Adorno ve Horkheimer, Habermasn aklclamann etkilerine ynelik daha iyimser 179

yaklamna

oranla,

Aydnlanma

ve

aklclamann

etkileri

konusunda

.ok

daha

ktmserdirler. Bununla birlikte, Adorno ve Horkheimerin aklclamann etkileri konusunda son derece ktmser sonulara varmalar, aydnlanmann kendisinin mite dntn vurgulam olmalar, onlarn, aydnlanmadan umudu kestikleri anlamna gelmemektedir. Adorno, mitlerden ve bo inanlardan kurtulmaya alrken kendisi de bir mite dnm Aydnlanmann hakikate ynelik arayndan umudunu kesmez. Tam tersine, Adorno:
znelliin idealist iirimlerini ve maddeci indirgenimlerini eletirmesine ramen, bireyselliin, bilisel bilginin ve bireysel pratiin temel bir bileeni olduuna inand znelliin reddedilmesinden ziyade yeniden ina edilmesine ar yapmtr (Best, Kellner, 1998: 280).

Foucault ise aklclamann ve znelliin eletirisinde Adorno ve Horkheimerin tesine gemi ve daha radikal bir tavr benimsemitir. Biraz nce grdmz gibi, Adorno aklclamann sonularn kyasya eletirmekle birlikte akldan ve znelliin inasndan umudunu tmden kesmemitir. Oysa Foucault belirttiimiz zere akl kavramnn belirleyiciliini ve znelliin yeniden akl kavram etrafnda yeniden ina edilebilecei fikrini eletirmitir. Ona gre yaplmas gereken aklclamann etkilerinden kurtarlabilecek znelliimizi yeniden kefetmek deil, iktidarn bireyselletirici etkilerinden kaynaklanan bireysellik biimlerinin tesinde yeni znellik tarzlarna ulamaktr (Foucault, 2005b: 68). Bununla birlikte Foucault, ulamamz gereken yeni znellik biimlerinin neleri ierdii konusunda somut fikirler beyan etmekten zenle uzak durmutur. Foucaultnun bu tavrnn ana nedeni vardr. Birincisi daha nce deindiimiz gibi Foucaultya gre, toplumu batan aa deitirmeye ynelik ayrntl siyasal programlar tahakkme ve eskisinden daha beter iktidar biimlerinin ortaya kmasna neden olurlar. kincisi, Foucaultya gre, entelektelin grevi, insanlara neyi nasl yapmalar gerektiini sylemek olmamaldr. nk entelektellerin gelitirilmesine katkda bulunduklar siyasi programlar tarihin grd en kanl siyasal rejimlerin kurulmasnda etkili olmutur. Entelektel baka insanlarn siyasi iradeleri ekillendirmeye almaktansa; toplumdaki genel geer fikirleri sorgulamakla, toplumdaki kurallar ve kurumlar tekrar tekrar eletirel bir gzle incelemekle ve bir yurtta olarak bu konulardaki fikirlerini kamuya duyurarak siyasi mcadeleler konusunda esinler salamakla yetinmelidir (Foucault, 2005b: 94d).

180

Foucaultnun siyasete, entelektelin toplumdaki rolne ve iktidara direnii esas alan toplumsal hareketlere ynelik yaklamnn daha iyi kavrayabilmek iin, Foucault ile Herbert Marcuseun ayn sorunlar karsndaki yaklamn karlatrmak yararl olacaktr. Gyorgy Lukacs, iinin, iyerindeki alma koullarndan kaynaklanan eyleme srecinin dourduu yabanclamadan, emeinin de, tpk emeinin rnleri gibi bir meta olduunu anladnda kurtulur. i, kapitalist piyasa ilikileri nnde, kendi emeinin ve de dolaysyla kendi z varlnn ifadesinin, rettii rnler gibi bir nesne olduunun farkna varmasyla birlikte zgrln kazanmak yolunda ilk admn da atm olur (Lukacs, 2006: 262). Bununla birlikte, iinin, kapitalist sistemdeki konumunun farkna varmas iin bilinlendirilmesi de gerekir. Bu grevi ise nc parti ve onun hizmetinde olan entelekteller yerine getirecektir (Lukacs, 2006: 103). Kapitalist sistemde kendisinin de bir meta olduunun farkna varm olan ii, artk devrimci mcadeleye hazr hale gelmitir. Entelektelin sosyalist hareket iindeki, zellikle iilerin bilinlendirilmesine ynelik yerine getirmesi gereken ilevi hakknda Foucault son derece eletirel bir tavr taknmtr. Entelektelin evrensel deerlerin taycs olmas, iilerin kapitalizmi ykacak evrensel snf olarak tanmlanmas, Marksist dnrleri, entelektelle iinin ayn safta mcadele etmeleri gerektiine inandrmtr. Oysa Foucaultya gre bu tip bir yaklam, modas gemi, tarihin p sepetine atlmas gereken bir yaklamdr:
Entelektel evrenselin szcs sfatyla dinlenmi ya da dinlendiini iddia etmitir. Bu entelektel olmak, bir lde hepimizin bilinci/vicdan gibi bir ey olmak demekti. Bence bu noktada Marksizmden, daha dorusu gcn kaybetmi durumdaki bir Marksizmden alnm bir fikirle kar karyayz (Foucault, 2005a: 77).

Oysa Bat Avrupada gereklemesi beklenen devrim gereklemedi. Bu durum karsnda, Bat Avrupal Marksistler, ii snfnn devrimci potansiyelini kullanmayp, kapitalist sistemle uyumas karsnda aknla dtler. iler acaba neden kapitalimi ykmaya ynelik devrimci potansiyellerini kullanmak yerine, kapitalizme uyum salamtr. Bu soruyu yantlamaya ynelik en nemli giriim Theodor Adorno ile Max Horkheimerden gelmitir. Daha nce deindiimiz gibi onlar aklclamann artan etkileri karsnda tedirginlik duymular ve bu konuyu bata Aydnlanmann Diyalektii olmak zere eitli eserlerinde ortaya koymulard. Ayn zamanda onlar kapitalist toplumdaki kitle kltrnn acmasz

181

eletirmenleriydiler ve kitle kltrnn iilerin politik bilince sahip olmalarn engellediini dnyorlard. Kitle kltr kavramndan ne kastedildii sorusunu yantladmz takdirde, Adorno ve Horkheimerin Aydnlanmann Diyalektii ve kltr endstrisi kavramndan neyi anladklarn ve kltr endstrisini hangi gerekelerle eletirdiklerini kavramamz da kolaylaacaktr. Kitle kltr kavram, kitle toplumu anlaynn kltr kuramna yansmasdr. Kitle toplumu kavramndan bahsedildiinde kastedilen nedir? Kitle toplumu kapitalist metalama srecinin sonucunda ayn standarda sahip rnler giyen, kullanan, ayn dncelerin etkisinde kalm, kafas basmakalp fikirlerin hakimiyeti altnda kalm, kiiliksizlemi, farkllamam ynlarn oluturduu kltr formudur. Kitle toplumu dncesi altn an 19.yy.n ikinci yarsyla, 20.yy.n ilk yarsnda yaamtr. T.S.Eliot, Alexis de Tocqueville, Ortega y Gasset, Friedrich Nietzsche, F.R.Leavis, Theodor Adorno, C.Wright Mills gibi ok farkl kltr kuramclar bu dncenin savunucular arasnda en nde gelenleridir (Swingewood, 1996: 13). Aydnlanmann Diyalektiinde Adorno ve Horkheimer, kltr endstrisinin nesnenin zne zerindeki hakimiyetinin en somut tezahr olduunu iddia etmektedirler. Buna gre; kapitalizm ncesi yaam biimlerinin yok olmaya yz tutmas kltr alannda bir kaosa yol amamtr, tam tersine kltr artk tek bir standarda uydurulmaya hazr hale gelmitir. Bu tek tipletirme, ekonomik alana hakim olan tekeller eliyle gerekletirilmektedir. Sanayi retimiyle, kltr rnleri retimi, ayn irketlerin farkl kollar tarafndan ama ayn standartlara uygun ekilde yaplmaktadr (Horkheimer, Adorno, 1996: 7). Kltr endstrisinde dinlenen mzikler, seyredilen filmler, hep ayn ablona uygun olarak sonu bandan belli bir ekilde retilmektedir. Dolaysyla rnlere ynelik yaratclk yoktur (Horkheimer, Adorno, 1996: 13). Kltr endstrisi, yksek kltr rnlerini bozmakta kendi standartlarna uygun hale getirmektedir. rnein; bir caz mzisyeni klasik mzik parasn ksaltarak, kltr endstrisinin formlarna uygun hale getirir (Horkheimer, Adorno, 1996: 17). Kltr endstrisinin hakimiyetindeki insanlar kltr rnleri karsnda acizdirler nk onlar bu rnlerin retimi srecine katlamayp sadece edilgin tketiciler olarak konumlandrlmlardr (Horkheimer, Adorno, 1996: 24). Kltr endstrisi insanlar zgrletirmez bilakis onlar bask altna alr. Bunu yaparken, insann iindeki, bata cinsellik olmak zere haz kaynaklarn smrerek amacna ular (Horkheimer, Adorno, 1996: 31).

182

Ksaca Adorno ve Horkheimer iin kltr endstrisi tek tiplilie, insanlarn arzu ve ihtiyalarnn maniplasyonuna dayaldr. Ayn zamanda kltr endstrisi insanlar politik bakmdan edilginletirmenin masrafsz bir yoludur.
lke, tketiciye geri ihtiyalarn kltr sanayi tarafndan karlanabilir diye dnmesini, ancak te yandan bu ihtiyalar, kendisini sadece tketici olarak, kltr sanayinin nesnesi olarak grecek ekilde dzenlemesini emreder. Kltr sanayi tketiciyi yalnz sahtekarlnn tatminden ileri geldiini inandrmakla kalmaz, stelik bu sanayi ona daha fazlasn, yani her nasl olursa olsun sunulanlarla yetinmesi gerektiini de ifade eder (Horkheimer, Adorno, 1996: 47).

Politik bilince kltr endstrisinin uyutucu etkileri nedeniyle sahip olamam ii snf, kapitalizmin yaratt ideolojik formasyonlarla uyum iinde yaamn srdrmektedir. i snfnn politik edilgenlii karsnda, Marksist entelekteller kapitalist sistemin yklna yardmc olacak yeni kolektif aktrler arayna girmilerdir. Frankfurt okulunun bir yesi olan ve Nazilerin 1933de iktidara gelmesinden sonra yaamn Amerika Birleik Devletlerinde srdren Herbert Marcuse, ii snfnn kurulu dzenle uyuumculuu karsnda hayal krklna uram ve kurulu dzen karsndaki devrimci muhalefetin iilerden deil, aydnlar, renciler, etnik aznlklar, isizler gibi toplumun kysnda yer alan marjinal gruplardan geleceini ileri srmtr. Marcuse tpk Adorno ve Horkheimer gibi kitle kltrnn iileri politik mcadeleden uzaklatrdn dnmtr. Bunun yannda Marcuse, ncllerinin kitle kltr eletirisini Bat Avrupa ve Kuzey Amerikadaki refah devletinin eletirisiyle harmanlamtr. O, bu grlerini Tek Boyutlu nsan adl kitabnda gelitirmitir. Tek Boyutlu nsan kitabnn yazld 1960larda Bat lkelerinde ikinci dnya savann yaralar sarlm, sanayi retimi sava ncesi seviyenin ok ok zerine km, bunun neticesinde tketilecek ok sayda rn piyasaya srlmtr. Sava sonrasnda iilerin cretlerinde sava ncesine kyasla byk art yaanmtr. Bunun altnda deien iktisat paradigmas ile dneme zg siyasal atmosferin byk etkisi vard. 1929 ekonomik krizinin sebebini mal ve hizmet talebindeki yetersizlie ve bu durumdan kaynaklanan arz fazlasna balayan John Maynard Keynese gre talep yetersizliini engelleyecek politikalarn gelitirilmesi gerekiyordu. Keynes borla bile olsa mal talebinde art salanmasnn ekonomiyi istikrara kavuturacan savunmaktayd. Bu yaklam gereince Keynes, talebi arttrmak iin cretlerin arttrlmas gerektiini,

183

cretlerdeki artn piyasadaki talebi canlandraca iin ekonomiye yk olmayacan savunmutu. ilere verilen yksek cretlerin piyasadaki canll arttracann anlalmasyla birlikte, ii ve iveren kesimleri arasnda cretler konusunda yrtlen pazarlklar daha yumuak bir atmosferde sonulanmaya balad. ii ailelerinin gelirlerinin artmasyla birlikte tketim olgusu toplumun tamamna yaylm oldu. Ayrca bu dnem iinde, modern reklamclk teknikleri sayesinde mal ve hizmetlerin tantm ii son derece profesyonellemitir (Wagner, 1996: 125vd). Netice itibariyle, 1960larn kltrel ve toplumsal ortam refah devletinin etkileri altnda ekillenmitir. i snfnn gelirlerinin artmas iilerin piyasadaki mal ve hizmetlere sahip olabilmesini son derece kolaylatrmtr. Buradan hareketle Marcuse modern reklamcln ve kitle tketiminin etkisiyle iilerin varolan durumdan son derece honut, emeklerinin fetilemi niteliinden habersiz kiilere dntklerini savunmutur. Ona gre, bu durumun doal sonucu ii snfnn devrimci politik bilinten ve mcadeleden uzaklamalar olmutur. Marcuse gre, refah devleti koullarnda iinde bulunduu durumdan memnun olan, her trl arzu ve zlemini yanl bilincin bir neticesi olarak gerekletirmi kabul eden iilerin baka bir toplumun mmkn olabileceini dnmeleri iin herhangi bir neden bulunmamaktadr (Marcuse, 1996: 46vd). i snfndan midini kesen Marcuse iin, politik mcadeleyi gerekletirecek olanlar artk iiler deildir. Onlarn yerine refah devletinin tutucu ideolojisi karsnda zerkliini nispeten koruyabilmi ve bu nedenle de devletin basksna maruz kalm toplum dlar tabakas politik mcadele bayran devralacaklardr. Refah devleti iilerin devrimci potansiyelini kreltmitir:
Bununla birlikte, tutucu halk temelinin altnda dlananlar ve dardakiler, baka rklarn ve baka renklerin smrlenleri ve ezilenleri, isizler ve isiz olabilecekler tabakas durur. Bunlar demokratik srecin dnda varolurlar; yaamlar dayanlmaz koullar ve kurumlar sona erdirmek iin en dolaysz ve en gerek gereksinimidir. Bylece kartlklar en devrimcidir, bilinleri deilse bile. Kartlklar dizgeyi dardan vurur ve bu yzden dizge tarafndan saptrlamaz; ilkel bir gtr ki oyunun kurallarn iner ve, bunu yapmakla, onu ayarlanm bir oyun olarak aa serer. En ilkel yurttalk haklarn isteyebilmek iin birleip silahsz ve korunmasz caddelere dkldkleri zaman bilirler ki kpekler, talar ve bombalar, hapishane, toplama kamplar ve giderek lmle yz yze geleceklerdir. Gleri yasa ve dzenin kurbanlar iin her politik gsterinin arkasndadr. Oyunu oynamay reddetmeye balamalar olgusu bir dnemin sonunun balangcn gsteren olgu olabilir (Marcuse, 1996: 193).

184

Marcuseun bu dnceleri dikkatlice yorumlanmay hak eden dncelerdir. ncelikle Marcuse ii snfnn dndaki kolektif aktrlere klasik Marksizmin asla gstermedii bir ilgi gstermektedir. Etnisite ve rk ilikileri, onlarn mcadele pratikleri uzun zaman boyunca Marksist dnrlerin ilgi alanna girmemitir. lk kez Marcuse rk ve etnisitenin kapitalist iktidar karnda nemli bir sorun olduunu dnmektedir. Marcuse burada ezilenler derken hangi insanlardan sz ettiini belirtmemitir. Ancak muhtemelen kapitalist sistem altnda haklarn elde etmekte zorlanan ecinseller, kadnlar ve rencilerden bahsetmektedir. Marcuse kapitalizmin gadrine uram, tutucu toplumun grmezden geldii kesimlerin sesini duyurmak istemektedir. Bu ynyle Marcuse ii snfn politik mcadelenin merkezine yerletiren Ortodoks Marksist dnceden radikal bir ekilde ayrlmaktadr. Ortodoks Marksistler iin, iktidara ynelik direni, kapitalist ekonomik sisteme ve onun aka snf temelli siyasal dzenine kar yaplmaldr. Bu mcadelenin iki taraf vardr; iilerle burjuvalar. Marksizm ii tabanl snfsal bir siyasal pratik biimidir. deoloji ve politika ekonominin belirleyicisi olduu fenomenlerdir. Dolaysyla siyasal mcadele ncelikle ekonomik haklara yneliktir (Wood, 2006: 21vd). Marcuse ekonomik haklarn dnda cinsel zgrlk hareketleri gibi baka tipte hak talebinde bulunanlar da devrimci pratiin bir paras olarak grmektedir. Marcuseun grlerini zetleyecek olursak, onun gznde renciler, kadnlar, etnik ayrmcla urayanlar gibi madun konumda bulunan kesimlerin seslerini duyurmalarn istemektedir. Marcuse kapitalist sistemin yklmas bakmndan umudunu bu gruplara balamtr. Bu ynyle Marcuseun topist bir dnce anlay olduunu syleyebiliriz (Heywood, 2007: 168). Yukarda deindiimiz gibi Foucault geleneksel olarak politik mcadelenin dnda kabul edilen gruplara, onlarn taleplerine, mcadele tarzlarna derin bir sempati duymaktadr. Ancak Marcusedan farkl olarak, Foucault, bu gruplarn mcadelelerinin nihai hedefi hakknda veya bu gruplarn dncelerinin hangi merkezi deerler etrafnda ekillenmesi gerektiine dair herhangi bir yorum yapmamaktadr. Bu ynyle Foucault entelektelin yerleik deerleri sorgulamakla ve siyasi konularda basmakalp fikirlerle mcadele etmek dnda, kitlelerin yapmas gerekenler hakknda hkm vermemesi gerektiine dair syledikleriyle tutarl bir yaklam sergilemektedir. Foucaultnun yeni znellik tarzlarnn neler olmas gerektii hakknda ayrntl fikirler gelitirmemi olmasnn nc nedeni, Onun ezilenler hakknda konumaktansa, onlarn seslerini duyurabilmelerini salayacak ortam yaratlmasyla daha ok ilgilenmesidir. Foucault 185

kaybedenler adna konumay istememekte, onlar adna onlarn bir tarihini yazmaya almamaktadr (Callinicos, 2004: 390). almalar deliler, mahkumlar gibi genelde syledikleri dikkate alnmayan gruplarn yaadklaryla ilikili de olsa Foucault, sesleri duyulmaz hale getirilmi olanlar adna konumay istemektedir. O, buna hakk olmad kanaatindedir:
Bakalarnn konumasn engelleyen bir eletiri yapmak, kendi adma bir arlk ve hakikat terrizmi uygulamak istemiyorum. Bakalar adna konumak ve onlarn sylemeleri gereken eyi daha iyi sylediimi de iddia etmek istemiyorum. Benim eletirimin hedefi, bakalarnn sz hakkna snr getirmeden onlarn konumasn salamaktr (Foucault, 2003b: 74).

Foucaultnun ayrntl politik programlara, tutkulu devrimci projelere ynelik kukuculuu 20.yzylda yaanan olaylarn da gsterdii gibi olduka mantkldr. Halk aydnlatmak, tarihin tesindeki tarihin, basknn ve zulmn tesindeki bir toplumsal dzenin kurulmas adna hareket eden siyasi akmlar iktidara geldikleri her yerde eskiden olandan ok daha kat ve baskc toplumsal dzenlerin kurulmasna neden olmulardr. Stalinin kanna girdii milyonlarca insan, Kamboya gibi nc dnya lkelerindeki sosyalist hareketlerin ve rejimlerin kanl miras gz nnde bulundurulduunda Foucaultnun kaybedenlere duyduu tm sempatiye ramen akln totalitarizmine dmemi olmas takdire ayandr. Bununla birlikte, Foucaultnun ayrntl politik programlar ve akl kavram karsndaki ar kukuculuu karsnda, Habermasn Foucaultu ar znelci bir konumu savunmakla eletirmesinde belirli bir hakllk pay olduunu da belirtmek gerekir. Zira oluturulacak yeni znellik tarzlarnn bireysel plandan toplumsal mcadeleye nasl aktarlaca sorusunu yantlamak olduka zordur. Andrew Heywooda gre her trl kavramsal, fikirsel sra dzenini reddetmek teorik olarak geerli ve aklc bir hamle gibi gzkmektedir. Ancak herhangi bir esas benimsemeyen, merkezine herhangi bir deeri yerletirmeyen hibir siyasal hareket, eletirdii siyasal ve toplumsal dzene alternatif oluturabilecek tutarl bir politik program ortaya koyamaz (Heywood, 2007: 385vd).

186

SONU Marxn dnceleri modernlii eksen alrken, Foucaultnun dnce sistemi postmodern felsefi dnn aka etkisi altndadr.Modernliin en temel dsturu, insanln tm olumsuzluklar aacana ynelik bir inanca yaslanm olmasdr. Modern dnce tarznn belki de en belli bal zellii, tarihsel srelerin belirli bir sre ktye gider gibi ve yolundan km gzkmesine ramen, insanln tm bu sorunlar eninde sonunda bertaraf edebileceine inanmaktadr. Ayn balamda Marx, kapitalizmin insanlar feodal toplumda grlen tahakkm zincirlerinden kopartarak insanln zgrlemesinin tarihinde nemli bir dnm noktas olduunu savunmutur. Ancak Marx, ayn zamanda, kapitalist toplumsal dzenin temelindeki mlkiyet ilikilerinin, insann insana ve insann kendisine yabanclamasna neden olduunu savunmaktadr. Bununla birlikte, kapitalist toplum kendi yklnn tohumlarn yine kendi bnyesinde tamaktadr. Marxa gre insanlk, kapitalist ideolojinin yabanclatrc etkilerinden kurtulduunda, haka bir toplumsal dzenin kurulmas da mmkn olabilecektir. nsanlarn kapitalizmin yabanclatrc etkilerinden kurtulmas ise ideolojinin eletirisi yoluyla mmkndr. Marxn dnceleri bu ynyle ele alndnda; alternatif bir toplumsal dzenin kurulmasna ynelik olduu iin, aka politik bir ierie sahiptir. Modernliin kendine gvenen tavr karsnda postmodern dnce tarzn benimseyen dnrlere gre, modernliin ilerlemeyi esas alan bak asna bal kalan Marksizm gibi ideolojiler meta anlatlardr. Postmodern anlaya gre, bata Marksizm olmak zere bu tip meta anlatlar, toplumda varolan tahakkm biimlerini gizlemeye yneliktir. Dolaysyla postmodern felsefi tavr, modernliin nihai bir hakikatin varolduu ve insan aklnn onu kefetmeye muktedir olduuna ynelik grlerinin reddiyesi zerinde ykselir. Daha net ifade edecek olursak, modernlik, mkemmel bir toplumsal dzenin kurulmasna ynelik kirlenmemi bir hareket noktasnn kefedilebileceine ynelik bir arayla tanmlanabilir. Oysa Foucaultya gre, byle bir aray hakikat terrizmine neden olacak ve eskisinden daha sinsi ve etkili tahakkm biimlerinin kurulmasndan baka bir sonuca yol amayacaktr. Bu ynyle ele alndnda Foucaultnun dnceleri, Marxn yaklamyla taban tabana zttr. Ona gre, Marxn dnd gibi ideal ve tahakkmden uzak bir toplumsal dzenin kurulmas imkanszdr. Foucaultnun gznde, insanlk, tahakkmn hakim olduu bir toplumsal dzenden dierine srklenecektir.

187

Foucault ile Marksistler arasndaki en temel farklardan bir dieri, iktidarn nasl kavranldna ilikindir. Siyasal iktidar ama az ama ok mutlaka ekonomik iktidarn bir yansmasdr. Siyasal iktidarn grnrlk kazand kurum devlettir. Marksistler devleti, ekonomi temelli, snf savalarna dayal iktidarn bir yansmas olarak deerlendirirler. Grm olduumuz gibi devlet kapitalizmin ve snf iktidarnn srdrlmesine ynelik tedbirleri alan baskc bir kurum olarak kavranr. Foucault ise, Marksist iktidar grnn temelini oluturan iki tip varsaymn ikisinin de modern iktidarn yap ve niteliklerini anlamak ve zmlemek konusunda hatal yaklamlar olduu kanaatindedir: iktidarn bir merkezi olduu ve bunun devlet olduu varsaym ile iktidar bask uygulayan bir mekanizma olarak kabul eden dnce. Foucault iin, modern iktidar, Marksistlerin dndnn aksine merkezi bir iktidar deildir. ktidar daha ok as bir yapdr. ktidar yalnzca bask uygulayan ve insanlara despotik bir ekilde zulmeden bir eymi gibi de ele alnmamaldr. ktidar zneler zerinde belirli etkilerde bulunmaya alan ve bunu yaparken de ksmen baskya bavursa bile ounlukla haz reten, bireyleri retken bir ekilde iktidarn bir paras olmaya ynlendiren, onlar aran pozitif bir olgudur. Marksistler devlet iktidarnn ele geirilmesinin ardndan, toplumun sosyalist amalara gre yeniden dzenlenmesi neticesinde bata ekonomik iktidar olmak zere, insanlarn mutluluu ve refah nnde engeller karan tm iktidarlarn bir daha geri dnmemek zere, yok olup ortadan kalkacan iddia etmektedir. Foucault ise, iktidar bir aa benzettii iin, devlet iktidarnn dndaki mikro iktidarlar oulluunun yapsnda deiimler gerekletirilmedii takdirde, varolan iktidar yaplarnn devlet eliyle dntrlmeye ve ortadan kaldrlmaya allmasnn ie yaramayacan iddia etmektedir. O, bu iddiasn ispatlamak iin Sovyetler birlii gibi sosyalist lkelerde yaananlar rnek gsterir. Foucault, iktidarn bireylere bask uygulamaktan ok, onlar zerinde pozitif etkiler yaratmaya alan retken bir ey olduu kanaatindedir. Bu nedenle, Foucault, Freudyen Marksistler tarafndan iktidarn cinselliimiz zerinde bask uygulad ve bu basknn da kapitalist retim biiminin devam asndan hayati bir nem arz ettii dncesine katlmaz. Ona gre cinsellik alanndaki modern iktidar, cinselliimizi bask altna almak yle dursun, tam tersine cinselliimizi tevik etmeye, konuulur, kayd tutulur, itiraf edilir hale getirmeye ynelik bir biyo-iktidar rejimidir. Foucaultya gre, iktidar yalnzca bask uygulamakla yetinseydi, insanlarn ona ynelik itaatkarlklarn uzun sre salamak imkansz hale gelirdi.

188

Foucault ile Marksistler arasndaki bir dier temel fark, zneye ve znellie ynelik bak alarndan kaynaklanr. Marksistler iin znelerin yani insanlarn en temel nitelii alan ve reten varlklar olmalardr. Daha bilinen bir ekilde ifade edecek olursak, Marksistler iin alma insann zdr. Foucault ise, almann insann z olduu iddiasna kar kmaktadr. Ona gre, alma, insana sonradan retilen, sentetik bir eydir. Modern iktidar bir dizi kurum araclyla insanlar alan zneler haline getirir. Foucaultnun gelitirdii disipliner iktidarn temel zelliklerinden biri, insanlar itaatkar bedenler haline getirerek modern alma koullarna uyumlu, syleneni yapan ama bunlar yaparken retkenliini de tamamen kaybetmemi kiilere dntrmektir. Foucaultnun dncelerine Marksist dnrler tarafndan pek ok eletiri yneltilmitir. Bunlarn en kapsaml ve etkileyicisi, Frankfurt okulunun gnmzdeki en nemli temsilcisi olan Jurgen Habermas tarafndan yaplandr. Buna gre Foucault, akln yanl ekilde kullanmlarndan, totaliter ynetimlerin akln yeryzndeki sesi olduklar iddiasndan hareketle Aydnlanmann akla ynelik gvenini tamamen bir tarafa atmaktadr. Foucaultnun da aralarnda olduu baz dnrler, akln mutlaka tahakkme yol aaca iddiasyla ar znelciliin snr boylarndaki ssz kalelerine ekilmekte ve Kantn ycesine benzeyen ama ondan farkl olarak ne anlama geldii konusunda, net olamayan bir iktidara ve akln tahakkmne direni ars yapmakla yetinmektedirler. Oysa Habermasa gre akla dayal modernite projesi, bir proje olarak geerliliini srdrmektedir. Bu nedenle, yalnzca uygulamadaki hatalar giderilmelidir. Foucault ise, aydnlanmaya ynelik eletirilerin mutlaka, aklcln doru kullanlmasna ve akln ne zaman yolundan saptnn aratrlmasna ynelik olmas gerektii fikrinden ikayetidir. Ona gre, Aydnlanma tarihsel olarak iinde bulunulan ana nasl geldiimize dair bir eletirellik olarak anlalmaldr. Neden herhangi bir gelenein deil de Aydnlanmann hakimiyet saladna dair aratrmalarda kullanlacak eletirel bir balang noktasdr. Habermasn, Foucaultnun felsefesinin ar nelcilie kaydna dair eletirisi ise doruluk pay tamaktadr. Foucault gerekten de ar znelci bir tavr sergilemektedir. Bunun nedeni byk ihtimalle, Foucaultnun, entelektellerin kitleler adna konumasndan duyduu rahatszlktr. O, bakalar adna konumaktansa, onlarn kendi adlarna konuarak kendilerini ifade etmelerini salayacak bir ortam hazrlamaya almaktadr. Bununla birlikte Foucault, bu hedefe ynelik somut bir eyler syleyememekte, soyut fikirlerin etrafnda dolanmaktadr. 189

KAYNAKA
Anderson, Perry, Tarihsel Materyalizmin zinde, ev. Mehmet Bakrc,H. Grvit, 2.b, stanbul, Belge Yaynlar, Austos, 2004. Althusser, Louis, deoloji ve Devletin deolojik Aygtlar, deoloji ve Devletin deolojik Aygtlar, ev. Alp Tmertekin, stanbul, thaki Yaynlar, 2003. Bauman, Zygmunt, Bir Postmodern Sosyoloji Var mdr, Retorik Hermeneutik ve Sosyal Bilimler, ev. Hsamettin Arslan, stanbul, Paradigma Yaynlar, ubat 2002. Berman, Marshall, Kat Olan Her ey Buharlayor, ev. Blent Paker, 2.b. stanbul, letiim Yaynlar, 1999. Best, Steven, Kellner, Douglas, Postmodern Teori Eletirel Soruturmalar, ev. Mehmet Kk, stanbul, Ayrnt Yaynlar, 1998. Bock, Kenneth, lerleme, Gelime ve Evrim Kuramlar, ev. Aydn Uur, Sosyolojik zmlemenin Tarihi, Tom Bottomore, Robert, Nisbet, Ankara, Ayra Yaynlar, Kasm 1997. Callinicos, Alex, Postmodernizme Hayr, ev. ebnem Pala, Ankara, Ayra Yaynlar, Ekim 2001. Callinicos, Alex, Toplum Kuram, Tarihsel Bir Bak, ev. Yasemin Tezgiden, stanbul, letiim Yaynlar, 2004. Cevizci, Ahmet, Felsefe Szl, 4.b. stanbul, Paradigma Yaynlar, Eyll 2000. idem, Ahmet, Aydnlanma Dncesi, stanbul, letiim Yaynlar, 1997. Davies, Norman, Avrupa Tarihi, ev. Burcu man, Elif Topugil, Kudret Emirolu, Suat Kaya, Ankara, mge Kitabevi Yaynlar, Mart 2006. Dirlik, Arif, Kresel inde Yerel, Postkolonyal Aura: Kresel Kapitalizm anda nc Dnya Eletirisi, ev. Galip Doduaslan, stanbul, Boazii niversitesi Yaynevi, 2005. Dobrenkov, V. ., Marksizm ve Psikoanaliz, ev. Ali zdou, 3.b. stanbul, Sorun Yaynlar, Austos 1999. Durand, Jean-Pierre, Marxn Sosyolojisi, ev. Ali Akta, 2.b. stanbul, Birikim Yaynlar, 2002. Elster, Jon, Marx Anlamak, ev. Semih Lim, Ankara, Liberte Yaynlar, Ekim 2004. Eagleton, Terry, Edebiyat Kuram, Giri, ev. Tuncay Birkan, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2004.

190

Eagleton, Terry, deoloji, ev. Muttalip zcan, stanbul, Ayrnt Yaynlar, Haziran 1996. Foucault, Michel, Hakikat ve Hukuksal Biimler, Byk Kapatlma, ev. Ergden, Ik ve Osman Aknhay, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005c. Foucault, Michel, Cinselliin Tarihi, ev. Hlya Uur Tanrver, stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2003a. Foucault, Michel, Ders zetleri 1970-1982, ev. Selahattin Hilav, 5.b. stanbul, Yap Kredi Yaynlar, Nisan 2001. Foucault, Michel, Analitik Siyaset Felsefesi, Entelektelin Siyasi levi, ev. Ergden, Ik ve Osman Aknhay, Ferda Keskin, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005a. Foucault, Michel, Dnyay Anlamak in Yntembilim: Marksizmden Nasl Kurtulmal, Entelektelin Siyasi levi, ev. Ergden, Ik ve Osman Aknhay, Ferda Keskin, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005a. Foucault, Michel, Hakikat ve ktidar, Entelektelin Siyasi levi, ev. Ergden, Ik ve Osman Aknhay, Ferda Keskin, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005a. Foucault, Michel, ki Ders, Entelektelin Siyasi levi, ev. Ergden, Ik ve Osman Aknhay, Ferda Keskin, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005a. Foucault, Michel, ktidar zerine Diyalog, Entelektelin Siyasi levi, ev. Ergden, Ik ve Osman Aknhay, Ferda Keskin, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005a. Foucault, Michel, kence Akldr, Entelektelin Siyasi levi, ev. Ergden, Ik ve Osman Aknhay, Ferda Keskin, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005a. Foucault, Michel, Ynetimsellik, Entelektelin Siyasi levi, ev. Ergden, Ik ve Osman Aknhay, Ferda Keskin, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005a. Foucault, Michel, Nietzsche, Soybilim, Tarih, Felsefe Sahnesi, ev. Ik Ergden, stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2004a. Foucault, Michel, Yapsalclk ve Postyapsalclk, Felsefe Sahnesi, ev. Ik Ergden, stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2004a. Foucault, Michel, Hapishanenin Douu, ev. Mehmet Ali Klbay, 2.b. Ankara, mge Kitapevi Yaynlar, Kasm 2000b Foucault, Michel, Hapishane zerine Sylei: Kitap ve Yntemi, ktidarn Gz, ev. Ik Ergden, stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2003b. Foucault, Michel, Gz Kamatrc Hayvan: ktidar, ktidarn Gz, ev. Ik Ergden, stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2003b. Foucault, Michel, ktidar ve Beden, ktidarn Gz, ev. Ik Ergden, stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2003b. 191

Foucault, Michel, Michel Foucault, Bir Sylei: Cinsiyet, ktidar ve Kimlik Siyaseti, ktidarn Gz, ev. Ik Ergden, stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2003b. Foucault, Michel, Marxtan Sonra, ev. Gkhan Aksay, stanbul, Chiviyazlar Yaynevi, Ekim 2004. Foucault, Michel, Aydnlanma Nedir?, zne ve ktidar, ev. Ergden, Ik ve Ferda Keskin, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005b. Foucault, Michel, Bireylerin Siyasi Teknolojisi, zne ve ktidar, ev. Ergden, Ik ve Ferda Keskin, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005b. Foucault, Michel, Hakikat, ktidar ve Kendilik, zne ve ktidar, ev. Ergden, Ik ve Ferda Keskin, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005b. Foucault, Michel, ktidarn Halkalar, zne ve ktidar, ev. Ergden, Ik ve Ferda Keskin, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005b. Foucault, Michel, Omnes et Sngulatim: Siyasi Akln Bir Eletirisine Doru, zne ve ktidar, ev. Ergden, Ik ve Ferda Keskin, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005b. Foucault, Michel, zne ve ktidar, zne ve ktidar, ev. Ergden, Ik ve Ferda Keskin, 2.b. stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2005b. Foucault, Michel, Toplumu Savunmak Gerekir, ev. ehsuvar Akta, 3.b. stanbul, Yap Kredi Yaynlar, Eyll 2004b. Freud, Sigmund, Uygarln Huzursuzluu, ev. Haluk Barcan, 2.b. stanbul, Metis Yaynlar, Kasm 2004. Fromm, Erich, zgrlkten Ka, ev. emsa Yein, 4.b, stanbul, Payel Yaynlar, Mart, 1996. Giddens, Anthony, Sosyoloji, Ksa Fakat Eletirel Bir Giri, ev. Hayati Beirli 2.b. Ankara, Phoenix Yaynlar, Nisan 2005a. Giddens, Anthony, Ulus Devlet ve iddet, ev. Cumhur Atay, stanbul, Devin Yaynclk, Mart 2005b. Habermas, Jurgen, Modernlik: Tamamlanmam Bir Proje, Postmodernizm, ev. Glengl Nali, der. Nemci Zeka, stanbul Ky Yaynlar, 1994. Hall, John A., Ikenberry, G.John, Devlet, ev. smail ekem, stanbul, stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar, Aralk 2005. Hegel, Georg Wilhelm Friedrich, Hukuk Felsefesinin Prensipleri, ev. Cenap Karakaya, 2.b, stanbul, Sosyal Yaynlar, Austos 2004. Heywood, Andrew, Siyasi deolojiler, ev. Ahmet Kemal Bayram, Ankara, Adres Yaynlar, ubat 2007. 192

Horkheimer, Max ve Adorno, Theodor W., Aydnlanmann Diyalektii Felsefi Fragmanlar I, ev. Ouz zgl, stanbul, Kabalc Yaynlar, 1995. Horkheimer, Max ve Adorno, Theodor W., Aydnlanmann Diyalektii Felsefi Fragmanlar II, ev. Ouz zgl, stanbul: Kabalc Yaynlar, 1996. Jameson, Fredric, Postmodernizm ya da Ge Kapitalizmin Kltrel Mant, ev. Nuri Plmer, stanbul, Yap Kredi Yaynlar, ubat 1994. Jenks, Chris, Altkltr, Toplumsaln Paralan, ev. Nihal Demirkol, stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2007. Keyman, E. Fuat, Trkiye ve Radikal Demokrasi, stanbul, Balam Yaynlar, Mart 1999. Kumar, Krishan, Sanayi Sonras Toplumdan Post-modern Topluma, ada Dnyann Yeni Kuramlar, ev. Mehmet Kk, Ankara, Dost Kitabevi Yaynlar, Eyll 1999. Kant Immanuel, Aydnlanma Nedir Sorusuna Yant, ev. zlem Ouzkan, Eda zgl, Toplumbilim, stanbul, Say 11, Temmuz 2000. Kkalp, Kasm, Nietzsche ve Postmodernizm, stanbul, Paradigma Yaynlar, Mart 2003. Layder, Derek, Sosyal Teoriye Giri, ev. mit Tatlcan, stanbul, Kre Yaynlar, Ekim 2006. Lukacs, Gyrgy, Proletaryann Bak As, Tarih ve Snf Bilinci, ev. Ylmaz ner, stanbul, Belge Yaynlar, Eyll 2006. Lukacs, Gyrgy, Snf Bilinci, Tarih ve Snf Bilinci, ev. Ylmaz ner, stanbul, Belge Yaynlar, Eyll 2006. Lukacs, Gyrgy, eyleme Fenomeni, Tarih ve Snf Bilinci, ev. Ylmaz ner, stanbul, Belge Yaynlar, Eyll 2006. Lukes, Steven, ktidar ve Otorite, ev. Sabri Tekay, Sosyolojik zmlemenin Tarihi, Tom Bottomore, Robert, Nisbet, Ankara, Ayra Yaynlar, Kasm 1997. Lyotard, J. F., Postmodern Durum, ev. Ahmet idem, 2.b. Ankara, Vadi Yaynlar, 1997. Macey, David, Michel Foucault, ev. Zeynep Okan, stanbul, Gncel Yaynclk, Mays 2005. Marcuse, Herbert, Tek-Boyutlu nsan, ev. Aziz Yardml, 3.b. stanbul, dea Yaynlar, 1997. Marshall, Gordon, Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay, Derya Kmrc, Ankara, Bilim ve Sanat Yaynlar, 1999. Marshall, Peter, Anarizmin Tarihi, mkansz stemek, ev. Yavuz Alogan, Ankara, mge Kitabevi Yaynlar, ubat 2003. Marx, K, Engels F, Alman deolojisi [Feuerbach], ev. Sevim Belli, 5.b. Ankara, Sol Yaynlar, Nisan 2004a.

193

Marx, Karl, 1844 ktisadi ve Felsefi El Yazmalar, Felsefe Yazlar, ev. Ahmet Fethi, stanbul, Hil Yaynlar, Aralk 2004b. Marx, Karl, Ekonomi Politiin Eletirisine Katk, Yaynlar, Ekim 2005a. Marx, Karl, Kapital, 1.Cilt, ev. Alaattin Bilgi, 4.b. Ankara, Sol Yaynlar, Kasm1993. Marx, Karl, Kapital, 3.Cilt, ev. Alaattin Bilgi, 2.b. Ankara Sol Yaynlar, ubat 1990. Marx, Karl, Engels, F., Komnist Manifesto ve Komnizmi lkeleri, ev. Muzaffer Erdost, 6.b. Ankara, Sol Yaynlar, Mart 2005b. Marx, Karl, Louis Bonaparten 18 Brumairei, ev. Sevim Belli, 3.b, Ankara, Sol Yaynlar, Eyll 2002. McLellan, David, deoloji, ev. Bar Yldrm, stanbul, stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar, Mart 2005. Nehamas, Alexander, Edebiyat Olarak Hayat, Nietzsche Asndan, ev. Cem Soydemir, stanbul, Ayrnt Yaynlar, 1999. Newman, Saul, Bakuninden Lacana, Anti-Otoriteryanizm ve ktidarn Altst Oluu, ev. Krad Kzltu, stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2006. Nietzsche, Friedrich, Ahlakn Soykt zerine, ev. Ahmet nam, Ankara, Gndoan Yaynlar, Ocak 1998. Nietzsche, Friedrich, G stenci, ev. Sedat Umran, stanbul, Birey Yaynlar, 2002. Nietzsche, Friedrich, yinin ve Ktnn tesinde, ev. Ahmet nam, stanbul, Yorum Yaynevi, Ekim 2001. Nietzsche, Friedrich, Putlarn Alacakaranl, ev. Hseyin Kaytan, 2.b. stanbul, Tm Zamanlar Yaynclk, Haziran 2000. Nietzsche, Friedrich, Zerdt Byle Diyordu, ev. Osman Derinsu, 8.b. stanbul, Varlk Yaynlar, 1999. zipek, Bekir Berat, Muhafazakarlk, Akl Toplum Siyaset, Ankara, Liberte Yaynlar, Ocak 2004. Pearson, Keith Ansell, Kusursuz Nihilist, Politik Bir Dnr Olarak Nietzscheye Giri, ev. Cem Soydemir, stanbul, Ayrnt Yaynlar, 1998. Poggi, Gianfranco, ada Devletin Giriimi, Sosyolojik Bir Yaklam, ev. ule Kut, Binnaz Toprak, stanbul, Hrriyet Vakf Yaynlar, Austos 1991. Poggi, Gianfranco, Devlet, Doas, Geliimi ve Gelecei, ev. Aysun Babacan, stanbul, stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar, Mart 2007. ev. Sevim Belli, 5.b. Ankara, Sol

194

Poulantzas, Nicos, Devlet, ktidar, Sosyalizm, ev. Turhan Ilgaz, Ankara, Epos Yaynlar, Ekim 2006. Poulantzas, Nicos, Siyasal ktidar ve Toplumsal Snflar, ev. en Ser, L. Fevzi Topaolu, stanbul, Belge Yaynlar, Mart 1992. Peffer, R.G., Marksizm, Ahlak ve Toplumsal Adalet, ev. Yavuz Alogan, stanbul, Ayrnt Yaynlar, 2000. Pierson, Christopher, Modern Devlet, ev. Dilek Hattatolu, stanbul, iviyazlar, 2000. Reich, Wilhelm, Faizmin Kitle Ruhu Anlay, ev. Bertan Onaran, 2.b. stanbul, Payel Yaynlar, 1979. Robinson, Dave, Nietzsche ve Postmodernizm, ev. Kaan H. ktem, stanbul, Everest Yaynlar, Austos 2000. Rorty, Richard, Olumsallk, roni ve Dayanma, ev. Mehmet Kk, Alev Trker, stanbul, Ayrnt Yaynlar, Aralk 1995. Sarup, Madan, Postyapsalclk ve Postmodernizm, ev. A. Baki Gl, 2.b, Ankara, Bilim ve Sanat Yaynlar/ARK, 2004. Smith, Philip, Kltrel Kuram, ev. Selime Gzelsar, brahim Gndodu, stanbul, Babil Yaynlar, 2005. Stauth, G., Turner, B.S., Nietzschenin Dans, ev. Mehmet Kk, 2.b., Ankara, Bilim ve Sanat Yaynlar/ARK, 2005. Swingewood, Alan, Kitle Kltr Efsanesi, ev. Aykut Kansu, Ankara, Bilim ve Sanat Yaynlar,1996. Swingewood, Alan, Sosyolojik Dncenin Ksa Tarihi, ev. Osman Aknhay, Ankara, Bilim ve Sanat Yaynlar, 1998. Thomas, Paul, Marx ve Anaristler, ev. Devrim Evci, Ankara, topya Yaynevi, Ekim 2000. Tilly, Charles, Zor, Sermaye ve Avrupa Devletlerinin Oluumu, ev. Kudret Emirolu, Ankara, mge Kitabevi, Austos, 2001. Touraine, Alain, Modernliin Eletirisi, ev. Hlya Tufan, 3.b, stanbul, Yap Kredi Yaynlar, Ekim 2000. Vincent, Andrew, Modern Politik deolojiler, ev. Arzu Tfeki, stanbul, Paradigma Yaynlar, Mays 2006. Wagner, Peter, Modernliin Sosyolojisi, zgrlk ve Cezalandrma, ev. Mehmet Kk, stanbul, Sarmal Yaynlar, 1996. Wallerstein, Immanuel, Bildiimiz Dnyann Sonu, ev. Tuncay Birkan, stanbul: Metis Yaynlar, Ekim 2000. 195

Weber, Max, Meslek Olarak Bilim, Sosyoloji Yazlar, ev. Taha Parla, stanbul, Hrriyet Vakf Yaynlar, 1987. Weber, Max, Meslek Olarak Siyaset, Sosyoloji Yazlar, ev. Taha Parla, stanbul, Hrriyet Vakf Yaynlar, 1987. Weber, Max, Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu, ev. Zeynep Grata, 2.b. Ankara, Ayra Yaynlar, Temmuz 1997. West, David, Kta Avrupas ve Felsefesine Giri, Rousseau, Kant, Hegelden, Foucault ve Derridaya, ev. Ahmet Cevizci, stanbul, Paradigma Yaynlar, 1998. Wood, Ellen Meiksins, Snftan Ka, Yeni Hakiki Sosyalizm, ev. kr Alpagut, stanbul, Yordam Kitap, Ekim 2006. r, Serpil Sancar, deolojinin Serveni Yanl Bilin ve Hegemonyadan Syleme, Ankara, mge Kitabevi Yaynlar, Haziran 1997. Internet Kaynaklar Irvine, Martin, The Postmodern, Postmodernism, Postmodernity, 08 Aralk (http://www.georgetown.edu/irvinemj/technoculture/pomoexamples.html 2005 Perembe). Klages, Perembe). Lye, John, Some Post-Structuralist Assumptions, (http://www.brocku.ca/english/courses/4F70/poststruct.html 25 Kasm 2005 Cuma). Mary, 08 Postmodernizm, Aralk 2005 (http://www.colorado.edu/English/ENGL2012Klages/index.html

196

You might also like