You are on page 1of 240

Harald Braem _ Glgame Destan Kitaplar, uygarla yol gsteren klardr. UYARI: www.kitapsevenler.

com Kitap sevenlerin yeni buluma noktasndan herkese merhabalar... Cehaletin yenildii, sevginin, iyiliin ve bilginin paylald yer olarak grdmz sitemizdeki tm e-kitaplar, 5846 Sayl Kanun'un ilgili maddesine istinaden, engellilerin faydalanabilmeleri amacyla ekran okuyucu, ses sentezleyici program, konuan "Braille Not Speak", kabartma ekran vebenzeri yardmc aralara, uyumluolacak ekilde, "TXT","DOC" ve "HTML" gibi formatlarda, tarayc ve OCR (optik karakter tanma) yazlm kullanlarak, sadece grmeengelliler iin, hazrlanmaktadr. Tmyle cretsiz olan sitemizdeki e-kitaplar, "Engelli-engelsiz elele"dncesiyle, hibir ticari ama gzetilmeksizin, tamamen gnlllk esasna dayal olarak, engelli-engelsiz Yardmsever arkadalarmzn youn emei sayesinde, grme engelli kitap sevenlerin istifadesine sunulmaktadr. Bu e-kitaplar hibirekilde ticari amala veya kanuna aykr olarak kullanlamaz, kullandrlamaz. Aksi kullanmdan doabilecek tmyasalsorumluluklar kullanana aittir. Sitemizin amac asla eser sahiplerine zarar vermek deildir. www.kitapsevenler.com web sitesinin amacgrme engellilerin kitap okuma hak ve zgrln yceltmek ve kitap okuma alkanln pekitirmektir. Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum. Sevginin olduu gibi, bilginin de paylaldka pekieceine inanyorum.Tm kitap dostlarna, grme engellilerin kitap okuyabilmeleri iin gsterdikleri abalardan ve yaptklar katklardan tr teekkr ediyorum. Bilgi paylamakla oalr. Yaar MUTLU LGL KANUN: 5846 Sayl Kanun'un "altnc Blm-eitli Hkmler" blmnde yeralan "EK MADDE 11" : "ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar amagdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." bu e-kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir. Kitab Tarayan ve Dzenleyen Arkadaa ok ok teekkr ederiz. Kitap taramak gerekten incelik ve beceri isteyen, zahmet verici bir itir. Ne mutlu ki, bir grme engellinin, dzgn taranm ve hazrlanm bir e-kitab okuyabilmesinden duyduu sevinci paylaabilmek tm zahmete deer. Sizler de bu mutluluu paylaabilmek iin bir kitabnz tarayp, kitapsevenler@gmail.com

Adresine gndermeyi ve bu isimsiz kahramanlara katlmay dnebilirsiniz. Bu Kitaplar size gelene kadar verilen emee ve kanunlara sayg gstererek ltfen bu aklamalar silmeyiniz. Siz de bir grme engelliye, okuyabilecei formatlarda, bir kitap armaan ediniz... Teekkrler. Ne Mutlu Bilgi iin, Bilgece yaayanlara. Not sitemizin birde haber gurubu vardr. Bu Bir mail Haber Gurubudur. Grupta yaynlanmasn istediiniz yazlarnz kitapsevenler@gmail.com Adresine gndermeniz gerekmektedir. Grubumuza ye olmak iin kitapsevenler-subscribe@googlegroups.com adresine bo bir mail atn size geri gelen maili aynen yantlamanz yeterli olacaktr. Grubumuzdan memnun kalmazsanz, kitapsevenler-unsubscribe@googlegroups.com adresine bo bir mail gnderip, gelen maili aynen yantlayarak yeliinizi sonlandrabilirsiniz. Daha Fazla Seenek in, grubumuzun ana sayfasn http://groups.google.com.tr/group/kitapsevenler?hl=tr Burada ziyaret edebilirsiniz. sayglarmla. Tarayan Yaar Mutlu Web site www.kitapsevenler.com e-posta yasarmutlu@kitapsevenler.com kitapsevenler@gmail.com mutlukitap@hotmail.com Harald Braem _ Glgame Destan Kitap zerine... Bu roman insanln kurduu ilk yksek kltrn renkli bir tablosudur. Glgame Destan, dnyaya yazl olarak tanklk eden en eski eserdir; arkaik duygular ve zlemleri, tanr ve insan birliini, dnya ve evren, doa ve kltr arasndaki uyumu canl bir ekilde tasvir eder. Destanda yar-tanr efsanevi Uruk kral Glgame'in "yaban insan"Enkidu ile olan dostluu, mitik glere kar mcadelesi ve lmszle ulamak iin sonusuz kalan abalar konu edilmektedir. Romann en ilgi ekici yn, Sumerlilerin by ve yldzbilim temeline dayanan gizli retilerinin detayl tasvirleri ve yazarn destan artc bir gncellik erevesinde anlatm olmasdr. Harald Braem, 1944 Berlin doumludur. Halen Wiesbaden Meslek Yksek Okulu'nda iletiim ve dizayn profesrdr. 1988 R. Piper GmbH & Co. KG, MUnchen Orjinal Ad Der Lvve von Uruk 5 1998 Yurt Kitap-Yayn eviren Atilla Dirim Dzelti Adnan Ycel Redaksiyon Celal nal Yurt Kitap-Yayn 93 * Tarihi Romanlar Dizisi 2 ISBN 975-7076-10-4 3. Bask 2000, Ankara Dizgi Yurt Kitap-Yayn Kapak Tasarm ve Resim Serdar Toka Resimler Serdar Toka Bask Yaysan Matbaas, Ankara Yurt Kitap-Yayn Merutiyet Cad. 11/22 Kat: 6 KIZILAY-ANKARA Tel: (0 312) 417 35 49 Fax: (0 312) 425 3640 e-posta: yurtkitap@e-kolay.net URUK ASLANI GILGAMES HARALD BRAEM mitolojinin roman eviri: Atilla Dirim YURT KTAP-YAYIN ,-j T ,. O ki dnyann son bucana kadar bakabilir,

Her eyi grr, her eyi bilir, st rtl olan aa kartrd. Tm bilgelik ve tecrbeler ona aitti, Srlar grr, sakl olan bulur, Tufan ncesinden haber verir, Bitap dene kadar yol alrd. Tm emekleri bir taa kaznmtr. evresi duvarla rl Uruk'ta, Kutsal tapnak Eanna'nn surlarn o yaptrmtr. Glgame Destan'n in Asur versiyonundan bir blm Aalarn bir lkenin zenginlii olduunu bilmiyor musun? Eski Babil atasz Gz kamatrc nesnelerin parlts arttka, insann i gz de o derece krleir Glgame destannn nc tabletinden Enkidu'ya ait bir deyi Usuz bucaksz lke, toprak bir testi gibi krld. iddetli gney frtnas, yksek dalar suya gmmek ve insanln zerine bir kbus gibi kmek iin, btn bir gn boyunca esti durdu. nsanlar birbirini gremez oldular; gktekiler bile gremiyordu onlar. Tanrlar da korkmutu bu tufandan... Glgame destannn on birinci tabletinden... Birinci Kitap Byk Duvar Uruk'tan kuzeye doru yayan saatlik mesafede soluk solua durdu. Henz leden nce olmasna ramen, gne yakcln hissettiriyordu. Alnn-' da oluan ter damlalar, ince izgiler ha-; nde salarnn arasndan aa akyordu; bunlar kurutacak en kk bir esinti bile yoktu. Sanki bir yarmay kazanmak ister gibi btn yol boyunca durmakszn komutu. Belki de bir yart bu, son derece yalnz bir yar: Glgame tm dnyaya kar. Kendisini takip eden birisi olup olmadn kontrol etmek iin, bir an olsun arkasna dnp bakmamt. Artk dinlenecekti. ln kumlar, hafif arpntl bir denizin dalgalar gibi uzanmaktayd nnde. Kumlar sadece ayak izlerini deil, kaarcasna geride brakt, binalar ve kuleleriyle gurur duyan byk Uruk ehrinin anlarn da yutmutu. Artk sadece kum vard, gne vard, tanmlanamayan o uultu vard. Tm zamanlarn bandan beri ln ilerinde bulunan dev bir algnn sesiydi sanki, ok hafif, zorlukla iitilebilen bir ses. yle ki, insann kendi vcudundan kan ezgilerin tnlar bile sanlabilirdi. Bu ses gnein soluuydu, ebediyen var olan ama'n arks. Ne olduu aka belli olan baka bir ey daha vard: Glga-me'in glgesi. En babndan bu yana onu n aprazndan takip eden ince uzun, karanlk bir erit. Balangta daha uzundu phesiz, ama gne en yksek konumuna yaklat iin, gzle grlr bir biimde ksalmt. Belki de rakibi oydu. Glgame kendi glgesiyle yanyordu, az kalsn onu gemeyi baaracakt. 9 Glgame derin soluklarla havay cierlerine ekti. Tad scakt, ok scak, lm gibi. Ama yine de iinde mit vaat eden bir eyler vard. nnde bir tepe gibi ykselen kumula bakarak, aradaki mesafeyi lmeye alt. Titrek k yansmalarnn etkilerini azaltmak iin gzlerini iyice kst. Fakat yine de onlardan kurtulamad, bu imknszd. ama'n baka bir tezahr ile kar karyayd: Dnya zerine syledii arkya elik eden dansn, vcut bulmu ekliydi bu. Glgame yaydan frlayan bir ok gibi komaya balad ve kumulun tepesine glgesiyle hemen hemen ayn anda ulat. Bulunduu yerden ok uzaklar bile grebiliyordu, fakat hi memnun deildi. Etrafta gz alabildiince uzanan kumullardan baka bir ey yoktu, hele yeilin, izi bile grnmyordu. Glgame hayal krklna uramt. Uruk'ta sk sk anlatlan cennet, bu kum denizinden baka bir ey deil miydi yoksa? Yoksa bereketli Frat kylarndan bile gzel olduu sylenen byk bahe, daha m uzaktayd? Ufka kadar deniz dalgalar gibi uzanan bu kumullarn tesinde miydi? Ninsun Ana'nn ve dier bilge kadnlarn cennet baheleri hakknda anlattklar, sofularn inand ho bir masaldan baka bir ey deil miydi yoksa? Demek ki ln ilerine yapt kaamak, on

drt yandaki gen bir olann saflnn sebep olduu bo bir hlya idi sadece! Hayr, belki bilge kadnlarn gereklerden kamak ve tapnaktaki insanlara semboller araclyla yeni umutlar vermek iin, geerli bir mazeretleri olabilirdi. Fakat Ninsun Ana asla byle davranmazd. Ciddi, sade bir kadnd o. Baklar ile bir eyin dn ve iini grebilme yeteneine sahipti. Bilmedii bir durum karsnda, suskun kalmay yelerdi. Baz insanlar, gereksinim duyduklar anlarda aradklar yantlar bu suskunlukta bulduklarn ne sryorlard. Fakat Ninsun bile Eden bahelerinden bahsetmiti. Bakalarnn yapt gibi ok ve rengrenk konumamt, ama anlatt az bir ey, Glgame'in merakn uyandrmaya yetmiti bile. Frat kylarndan daha bereketli olmas gereken bu harika baheleri mutlaka bulmalyd. Tekrar nnde uzanan le bakt. Biraz daha uzaklara bakabilmek iin elimsiz vcudunu iyice gerdi ve ellerini gzlerine si10 per etti. Sonsuz sar rengin iinde oluklar ve glgeler gryordu, ara srada da kurumu bir alla ait olmas gereken kahverengi alanlar. Zayf l bitkileri gnein kavurucu nlan altnda yanp kararmlard. Onlar fark etmek son derece gt zaten, ln ans bu derece muazzamd; korkutucu, akl almaz bir sar. Ve sonra bir an iin kalp atlarn durduran bir ey grd -kk bir yeil noktack, ok dikkatli bakldnda, saa ve sola doru ince bir erit halinde uzad grlebiliyordu. Belki de buradan grldnden daha geni olan yeil bir erit. Cennet miydi buras? Elbette cennet, baka ne olabilir ki? Ele avuca smaz bir coku kaplad iini. Yeil eridin yerini iyice belledi. Sonra komaya balad, uzun admlarla tepeden aa indi. plak ayaklarnn tabanlarn yakmakta olan kumun ve gnein scakln hissetmiyordu artk, uarcasna dzle indi. Ksa glge artk yan bandayd. Yaklak bir saat boyunca kotu Glgame, sonsuzluk gibi gelmiti bu sre ona. Kendisiyle yeil eridin arasndaki tepeleri ve dzlkleri saymyordu. Bildii tek bir ey vard: Hedefine ok yaklamt, son tepenin stnde yeil eridi ak seik grmt. Orasnn bir vaha olduunu dnmt, henz detaylann seemeden. Kervan yollarndan bu kadar uzakta, bu kadar byk bir vadi? Kouyordu Glgame, durmakszn kouyordu. Kalbi, ama'n arks ile ayn ritimde atyordu, soluu, neredeyse gnein soluu gibiydi. Kouyordu ve bacaklarnn nasl hareket ettiinin farknda bile deildi. Vcudu, ilerideki kumul tepelerinin ardnda kendisini aran yeil eride doru uuyordu sanki. Bir tepeyi daha at ve grd ey yznden az kalsn dp baylacakt: Felketler denizinin ortasnda bir ada vard gzlerinin nnde. Byk bir vahayd buras; hurma aalar ve zmrt yeili allklarla evrili yuvarlak bir su birikintisi. Bir masal kadar gzel. Uzun bacakl beyaz kular suyun iinde tek ayaklarnn zerinde duruyorlard, palmiyelerin dallar arasnda bir ku srs cvl-dayarak uuuyordu ve suyun kenarnda zarif ceylanlar otluyordu. ok gzeldi, ama buna ramen iini iddetli bir phe kemiriyor-du: Hepsinin inand ve vd Eden bahesi, bu kadar kk myd gerekten? 11 Kendisini ikna etmek iin, neden olmasn, dedi. Neden cennet kk olmasn ki? Eer daha byk olsa onu herkes arar ve bulurdu da! Cennet gerekten de ln ortasnda kk, kck bir noktayd. Fakat gzelliinin ve grkeminin, kkl ile bir ilgisi yoktu. Yine de, yine de buras dierleri gibi sadece bir su birikintisinden ibaretse? Komasn yavalatt. O kadar uzun sre komutu ki, ancak hedefine varmasna ok az kalnca dinlenme frsat bulabildi. Geriye kalan ksa mesafeyi yava, ll admlarla yrd. Ceylanlar kimin geldiini anlamak iin hafife balarn kaldrdlar, sonra sknetle otlamaya devam ettiler. Bu da amacna ulatnn kantlarndan biriydi. Hayvanlar hibir rkme belirtisi gstermiyorlard, demek ki, bir avcnn ne olduunu renmemilerdi henz. Fakat Glgame bir avc deildi. Yar yetikin, sska bir oland, saatler boyu sren kousunun kendisini ne kadar yorduunun farkna imdi varyordu. zerine snrsz bir yorgunluk kt. G bela suyun bana kadar srnd, drt ayakl bir hayvan gibi suya doru kerek, boynunu uzatt ve sudan imeye balad.

Serin su onu ferahlatmt. Ellerini, kollarn ve suratn suya daldrd, harika svy bandan aa dkt. Birka tane incir koparp yedikten sonra, byk bir palmiyenin dinlendirici glgesine ekildi. Srtn aacn glgesine dayad ve ksa bir sre sonra uykuya dald. Ve garip bir rya grd. Glgelik vahaya her cins yaban hayvan gelmeye balamt. Antiloplar ve geyikler, yaban eekleri ve ceylanlar suyun kenarnda sknetle otluyorlard; rdekler, yaban kazlar, bldrcnlar ve balkllar, bar iinde oynap duruyorlard. Aniden gne tanrs ama, altn arabas ile sessizce gkyznden yere indi. Alev alev yanan, gz kamatrc bir k yamuru, k saan bir giysi gibi sarmt onu. ama'n giyim kuam o kadar grkemliydi ki, ona elik eden ate tanrs Gibil, alev bulutunun iinde ok sradan grnyordu. ikisi de incir aalarnn altna oturarak, etraflarndaki yaam honutlukla seyrediyorlard. Birden ok yal bir murabut kuu di12 erlerinden ayrlarak, onlara doru yrmeye balad. Yrrken tyleri dklyordu, ksa zamanda gagas ve kuyruu hepten kayboldu. ama ve Gibil'in yanna geldii zaman, dnm tamamlanmt ve artk bir insana benziyordu. Glgame hemen anlad: Bu sadece Marduk olabilirdi, krallarn kral, tanrlarn yal babas. Tezahrler dnyasna klk deitirerek karmaktan holanrd. imdi de ay tanrs Nannar kmt ortaya. Gndzleri ve daha sk geceleri, gm renkli souk ana ile gkyznde nbet tutard. Yaam balayc kudretinin simgesi olarak, binlerce, ama binlerce parlak su zerresinden oluan mavi bir manto tayordu zerinde. Mevsimlerin dnmnn sembol olan boynuzlu ora ise bann stndeydi. Sava tanrs Bel de silah akrtlar arasnda onlara katlmt. Ak ve bereket tanras, sabah yldz Itar, kpek yldz Siri-us'un bekisi Ninurta, baak tal tahl tanras Nisaba ve Ana Tanra M da oradayd. Sonunda, postlara ve tylere brnm hayvan tanrs Sumukan ve Glgame'in tanmad birok tanr da vahaya geldi. Babalan Marduk'un evresine halka biiminde oturarak, aalarn olgun meyvelerinden koparp yemeye baladlar. Ve imdi ama'n sesi mzik olmutu. Kyda yetien sazlar, bir arpin telleri gibi titreiyorlar ve kardklar sesler, kularn cvltlar ile kurbaalarn vaklamalarna olaanst bir ahenkle karyordu. Bu uyum Glgame'in iine iledi. Ruhu hazla doldu ve kendisini hafif, ok hafif hissetti. Uan bir halnn stndeydi sanki. ok hafif esen bir rzgr, onu her trl dnyev arlktan uzak olarak, yeryznn stnde yavaa sallyordu. Masal anlatclar da bunlar sylemiyorlar myd, anlattklar o efsanevi vecd hali buna benzemiyor muydu? Aniden baka bir ses var olan ahengi yrtt ve bir kkremeye dnt: Frtnada birbirine arpan ktklere veya krlan aa dallarna benzeyen derin, bouk bir hrlt. Vahadaki yaam, bu yeni, imdiye dek duyulmadk grltye dikkat ve kukuyla kulak kabartt. Sonra bir anda dalverdi, toynaklar ve vcutlar, yaamlar iin kayordu. allarn arasndan devasa bir aslan kt, yelesi kpkrmzyd. Hametle ban kaldrarak bir an embere bakt, 13 sonra vakarla suya eildi ve imeye balad. lahi kalabalktan bile fazla etkilenmeyen Glgame, korkuyla irkildi. Bu tr aslanlar hakknda hi de ho olmayan eyler iitmiti. ok tehlikeli olduklar kabul ediliyordu, ne yapacaklar hi belli olmazd. Hayaletler ve eytanlar bile onlar kadar byk bir tehdit oluturmuyorlard. Karsnda duran varla bylenmi gibi bakyordu, fakat aslan onu fark etmemiti sanki. Nihayet bir kez daha ban kaldrd ve Glgame korkuyla irkildi, nk aslan tam onun olduu yne doru bakyordu. Glgame grnmez olmak istiyordu, srtn palmiyenin gvdesine iyice yaslad, acaba bir ka yolu bulabilir miyim, diye etrafna baknmaya balad. ok ge, aslan onu fark etmiti bile. Ona doru yaklat. Glgame kln bile kprdatamadan ylece aslana bakyordu. zerine inme inmiti sanki. Hibir yerini hareket ettiremiyordu, kalbi ta kesilmiti. Aslan Glgame'in karsna dikilmiti bile. Uzun, krmz yeleli canavar, gkyzn karartan vcuduyla karsnda devs duruyordu. Hzl hzl nefes

aln hissediyor, buruk yaban kokusunu alyor ve buna ramen baklarn ondan ayramyordu. Gzlerini korkun canavarn suratna dikti, gzlerinin ta iine bakt ve orada iliklerine kadar ilemi olan korkuyu grd. Korkarak, tiksinerek ve aklanamaz bir biimde bylenerek hareketsiz kalakald ve kendisini iindeki duygulara terk etti. Bu anda ok acayip bir ey oldu; hayvann ehresi glckler samaya balad, beyaz yrtc dilerle silahlanm kocaman az ile glyordu, gzlerinin ii ile glyordu. Gl bulacyd. Glgame de glmekten baka bir ey yapamad. akayla kark ve tamamen ihtiyatsz olarak, hayvann yelesini okamak iin elini uzatt. Aslann grtlandan bir mrlt koptu, okanmak isteyen kedilerin yaptklar gibi, kafasn ileri uzatt. Sadece bu kadar deil. Glgame hayvann karmakark tylerini okarken hayvan da alnyla onu okuyordu, bir sre sonra azn ileri doru uzatt, ta ki burnuyla olann yanaklarna dokununcaya dek. Glgame teninde aslann slak pcn hissetti ve tam o anda derin bir uykuya dald. Uyand zaman gece gk kubbeyi siyah mantosuyla oktan rtmt. ama'n gne arabas dinlenmek iin dnyann altna 14 ekilmiti, sabaha kar doudaki dalarn arkasndan tekrar parlamaya balayacakt. Buna karn Nannar'n yan dolu gm ana ve kpek yldz Sirius gkyznde parlyorlardi, etraflar titreyen ve gz krpan milyonlarca yldz tarafndan evrilmiti. Bu yldzlar gizem dolu eitli biimler oluturuyordu, byk kader defterinin ateten yazlaryd bunlar. Bilgeler bu yazlar okuma becerisine sahiptiler. Gkyz hibir zaman bir gn ncekiyle ayn deildi, gecenin siyah rts her gece baka biimlerde rtlerek, insanlarn kader sayfalarn ayordu. Acaba hangisi benim kaderim, tanrlar hayatma nasl bir yn verecekler? diye dnyordu Glgame. Ayaa kalkarak gerindi. Ban ensesine yaslam, gkyzn seyrediyordu. Bu deniz ne kadar ok belirsizlik barndryor, ne kadar ok soru, ne kadar ok cevap sakl iinde... Glgame souktan titredi. lde geen gnler ne kadar scak-sa, geceler de o kadar souk oluyordu. Smer lkesinde, zel kil tulalar sayesinde gecenin ferahlatc serinlii tutularak, ertesi gnn scaklnda kullanlmak zere saklanyordu. En azndan evlerde byleydi bu. Fakat dars souktu, ok souktu. Hareket etmeliydi. Yan hoplayarak, yan dans ederek su birikintisine yaklat. Suyun nnde durduu zaman, araf gibi dzgn olan yzeyinde, yldzlarla dolu btn gkyznn parlamakta olduunu grd. Sadece bu da deil, sihirli bir el dokunmu gibi, kyda yetimekte olan iekler, incir aalarnn dallan, palmiyelerin geni yaprakla-n... hepsi suyun yzeyindeydi. Daha iyi grebilmek iin suya eildi ve gmi karanln iinde kendi suratn grd. "Glgame..." dedi hayretle. Ve "Glgame..." diye geri fsldad yansmas. Suda on drt yalannda bir olann suratn gryordu, ama gzlerinin iinde baka bir ey daha fark etti: Gzlerinde krmz aslann gl ldyordu. Sonu olarak Eden bahesini, gerek cenneti bulamadn anlamt. Fakat belki de kendisi iin ok daha nemli olabilecek baka bir ey kefetmiti. Bir sre daha suyun banda oturdu, yan hayaller iinde, yan bylenmi olarak. Sonra tekrar palmiyenin altna gitti, snmak iin elinden geldii kadar bzlerek tortop oldu. 15 Rzgrda savrulan kuru yapraklarn hrtsn dinledi, birbirlerine arpmalarn, prpr edip atrdamalarm. Bilinci yava yava ok uzaklara gitti ve uykuya dald... Kuzeydeki lden gelerek Frat'n bereketli topraklarna yaklaan bir kiinin gzne ilk olarak, eteklerinde Uruk ehrinin kil binalarnn ve saz kulbelerinin uzand tepeler arpar. Uruk ok bykt, yer kresinde ei benzeri yoktu. Devs bir plana gre ina edilmiti. Uruk pazar yeri, Uruk byk meydan, bunlar aslnda bu boyutlardaki bir alan iin yanl tanmlard; fakat doru bir tanm henz bulunmamt: lden gelen yamac kabileler civar kylere saldrdklar zaman, hayvan srlerinin tm buradaki allara snabiliyordu. Uruk'un tepeleri ve yamalar arasnda binlerce insan dmanlardan korunabiliyordu, bu arada ehre srekli olarak gnete kurutulmu kil

tulalardan bitiik dzen ina edilen ehir gitgide byyordu. Uruk, tanrlar tarafndan lman bir iklimle korunan Smer lkesinin bakenti. ehre yaklald esnada ovadan grlen ilk ey Eanna idi, kutsal tapnak da. Anu ve Itar tapnaklarnn beyaz duvarlar da heybetle ykseliyordu ve zigguratn tatan yaplm yivli kulesi dierlerinden daha da ykseklere uzanarak g deliyordu sanki. Rahipler bu gk merdivenlerini trmanarak tanrlarla konuuyordu, Itar tapnanda ise ylesine tapnma merasimleri dzenleniyordu 16 ki, hibir lml bunlarn hakknda konumaya cesaret edemezdi. Bunlarn hepsini gryordu Glgame, Eanna'nn beyaz parltsn gryordu, tepenin kahverengi, ufalanan topran gryordu, eteklerinde birbirleri zerine ylan evlerin ve saz kulbelerin bulunduu dalarn evresindeki ovann stnde dans edercesine titreen scak havay gryordu. Btn bunlarn arasnda ise, desenli bir halnn ilmeklerine benzeyen baheler ve tarlalar gzne arpyordu. Birok kez tapnak blgesinden aadaki ehri seyretmiti, ama imdi, dardan, her eyi bir btn olarak gryordu. Gzleriyle kutsal dan etrafna hemen hemen ember biimli, tm tepeleri ve yamalar, kyleri ve tarlalar iine alacak kadar geni bir hat izmiti. Bu ehir byyecekti, o anda bunu dnyordu. Byyecek, nem kazanacak ve hreti tm lkeye yaylacakt. Glgame dald hayallerden kendini glkle kurtarabildi. Ovann zerinden ilerideki tarlalara doru yrd, tezek ve al rpdan yaplm sefil kulbelerin yanndan geti. Burada fakir obanlar ve tuzaklar oturuyordu. Az sonra ilerinde iftilerin ve tarm iilerinin oturduu, daha salam ina edilmi saz kulbelere ulat. Kpekler havlayarak zerine doru kotular, ama onu bir sre takip ettikten sonra ilgilerini yitirerek kulbelere geri dndler. Kagir evlerinin nnde oturan zanaatlar grd, i aletlerinin bitmez tkenmez takrtlarn, iddetli eki ve darbe seslerini ve bunlara karan arklarnn ezgilerini iitti. Baln tulalara dnt yuvarlak frnlardan duman ykseldiini grd ve burnuna Uruk'un, vatannn tm bildik tandk kokular geldi. Uzun sre llerde dolamt, tekrar vatanna dnm olmaktan mutluluk duyuyordu. Uzun bir yol yrmt ve ehrin iinden geen yol da uzundu. zerinde Eanna tapna binalarnn bulunduu tepeye ulatnda, vakit lene gelmiti bile. Orta giri kapsna kan anm merdivenleri trmanmaya balad zaman, yar yolda nne birisi dikilerek yolu kapad. Erenda'yd bu adam. Erenda! Bu geni omuzlu, boa enseli, sesi daima pazar yerinde nutuk atyormu gibi kan adam sevmiyordu. Erenda Glgame'ten sadece bir ya bykt ve imdiden Anu 17 tapnann gen hizmetkrlarnn gzetmeni olmutu. Birok Uruk sakini gibi onun da kapkara kvrck salar ksa kesilmiti ve kafasn bir mifer gibi saryordu. Seyrek sakal, bedensel gelime bakmndan tapmaktaki dier olanlardan daha ileride olduunu belli ediyordu ve bu bedensel stnln kendi karma kullanmay iyi biliyordu. Erenda'da Glgame'i en fazla rahatsz eden ey ise, ehl baklaryd. Kurnaz bir ifade veriyordu bu ona. Erenda ile aka yapmaya gelmezdi, onunla konuurken sylenecekleri iyice lp tartmak gerekiyordu. Glgame onu yle bir selamlayp, yanndan svvermeyi umdu, ama Erenda onu kolundan yakalamt bile. "Nereden geliyorsun? gn gecedir ortalkta yoktun." Glgame eliyle ne anlama geldii belli olmayan bir iaret yapt. "Yoksa tarlalardaki kzlarn m yanndaydn?" diye sordu Erenda. Glgame ban sallad. "Hayr, daha uzaklardaydm. ln ilerinde." "Gitmesine gerek olmayanlar, gnll olarak gidiyorlar le" dedi Erenda. "Hem de yryerek!" "Bilge Ana verdi bu grevi bana" diye yalan syledi Glgame utanmadan, "fakat bu konu hakknda kimseyle, seninle bile konumamam istedi." "Bak sen? Ninsun ne kadar acayip bir grev vermi sana!" dedi Erenda pheyle. Bu arada Glgame'in kolunu sk sk tutuyordu hl, penesini azck olsun

gevetmemiti. Glgame'in szlerine inanmad belli oluyordu. Fakat... ya gerekten de Ninsun'un emri ise... Bilge Ana'nn szlerinden phelenmek onun harc deildi. Fakat u karsndaki velet bu defa o kadar kolay kurtulamayacakt elinden. "Senin yznden yaplmas gereken tm ilerin bana kaldn biliyor musun? Ya kandillerini doldurmak, kehanet iin gerekli koyunlar yukarya, Eanna'ya srmek..." Glgame'in yokluunda yaptklarn hatrlamaya alt. Hepsi de baya ilerdi, Erenda'ya, tapnak gzetmenine gre deillerdi. "Depodaki yan hepsini kullanmsn, yenisini almak iin ehre inmek zorunda kaldm. Hepsi gereksiz zahmet..." 18 Glgame tek kelime etmeden, karsndakinin kendiliinden sakinlemesini beklemekteydi. Boyun eercesine ban ne emiti. Fakat Erenda'nn onunla uramaktan vaz geeceine dair hibir belirti yoktu ortada. Nihayet diledii gibi iini dkebilecek birisini bulduu iin, ok mutlu olduu izlenimini uyandryordu. "Kehanet..." diye balad yeniden, "... bu kadar koyun, bu kadar cier, hepsi de kralmzn salk durumunu renmek iin." "Dumuzi, byk bir hkmdar" dedi Glgame dikkatle, "byle byk bir kraln yannda, bir koyunun hayat nedir ki?" "Ph!" diye bard Erenda ve aniden Glgame'e yle sert bir tekme att ki, olan az kalsn dengesini kaybederek dik merdivenlerden aaya decekti. "Byk bir hkmdar, evet, ama daha byk bir aptal. O kadar aptal ki, zeks ancak bir koyununkiyle llebilir. Onun yznden lmek zorunda kalan her hayvana ok acyorum dorusu." Glgame aknlkla ona bakt. Bunlar sert szlerdi, Erenda gibi bir delikanl iin ok sert szler. Tapnakta kral hakknda byle mi dnlyordu? Her ey ak ak konuuluyor muydu? Yoksa gzetmen onunla oyun mu oynuyordu? Ninsun'un gzdesinin nasl tepki vereceini anlamak iin kurulan tuzaklar myd bunlar yoksa? "Her eye ramen Dumuzi bizim efendimiz ve her eye kadir kralmzdr. Sadece tanrlar kader kitabnda yazl olan okuyabilir. Dumuzi, kendisinden nce gelen Lugalbanda gibi, Uruk kraldr: O da hreti tarihe gemi, gl bir krald. Dost ya da dman olsun, herkes onun cesaretine veya kahramanlna vgler dzmek-tedir, bugn olduu ve gelecek gnlerde olaca gibi..." Bu szlerle Erenda'y hassas bir noktasndan yakaladn biliyordu. Kendisi ve baka birka ocuk gibi, o da Bilge Ana Ninsun tarafndan kk yata evlat edinilmi ve Eanna tapnann byk saray olan Egalmah'da oturma ayrcaln kazanmt. Ninsun ise, hreti bugnlere dek gelmi olan eski kral Lugalbanda'nn dul eiydi. Ksacas onlar byk, efsanevi kral Lugalban-da'nn vey oullarydlar. Dumuzi ise bir sonradan grme, Lugal-banda'nn iyi olmaktan ok, kt bir selefi idi. 19 Tahmininde haklyd. "Gel, yanmdaki basamaa otur, ufaklk" dedi Erenda. Onlardan en fazla bir gne yl daha yal olmasna ramen, henz tyleri bitmemi dier ocuklardan stn gryordu kendisini. Onlardan daha akll olduunu dnyordu, arada bir ufaklklara Eanna'daki yaamlarnn bir oyun deil, aksine hizmet olduunu hatrlatmak zorunda kalyordu. Hem sadece tanrlara deil, karanlk alardan o gnlere sonsuz bir inci kolye gibi uzanan tarihe de hizmet etmekteydiler. Erenda eliyle aadaki ovay iaret etti. "Btn bunlar kim yapt?" diye sordu. nsanlar, Uruk halk, demek istedi Glgame, fakat dilinin ucuna kadar gelen szckleri yutuverdi. Erenda'nn ne duymak istediini ok iyi biliyordu. Bu yzden u ekilde cevap verdi: "Tanrlarn yardm ile nceki hkmdarlar." "Doru" dedi Erenda ve parmann ucunu burnuna dayad. eitli konularda ahkm kesmek istedii zamanlar, byk bir bilgin izlenimini uyandrmak iin bu hareketi yapard daima. "Adlar kutsanm olan babalarmz, bykbabalarmz ve onlarn atalar, hepsi birlikte bu ehri ina ettiler. Ulu Lugalbanda'nn onlarn arasnda ok sekin bir yeri vardr. Hkmdarl srasnda gl bir bar hkm sryordu, kudretten ileri gelen bir bart bu. nk btn

kabileleri birletirerek, bakenti Uruk olan bir krallk kurmay baarmt. Ta uzaklardaki Ur, Eridu ve Nippur ehirleri ona deerli hediyeler getirmi ve tahtnn nnde boyun emilerdi. ldeki haydutlar kovalayan, rmaklar emniyetli ve gemi seferlerine elverili klan da oydu. Byk saray ok iyi ilenmi talar ile, kudretinin bir sembol olarak drt bir yandan grlecek ekilde Eanna'nn zerine ina ettirmiti. Uruk bugnk konumuna onun saltanat srasnda ulat: Dnyann gbei, tanrlarn honut olduu yeryz merkezi. uraya bak, ehir ne kadar byk bir ihtiamla ayaklarmzn altnda uzanyor! Genilii yryerek bir saat eker, boyu daha da uzun ve baka hibir yerde rastlanamayacak lde yaam ve mutluluk dolu. Baka hibir yerde bu kadar ok sayda kagir bina, bu kadar ok sayda salam saz kulbe yoktur. Gzlerini kapatp kulaklarn aarsan, sabahtan akama kadar ehir20 deki iliklerden ykselen grltleri iitirsin. On bin kere on bin ses - ite Uruk bu. Anu rahipleri yle bir kehanette bulunmulard: Dnya zerinde birok gzel yer vardr, fakat bir ehir kurmak iin buradan daha uygunu yoktur. Uruk ad ile, en byk kral olan Lugalbanda'nn isimleri ayrlmaz bir btndr. Erenda bir an iin susarak, sylediklerinin dinleyicisi zerinde etkili olmasn bekledi. Sonra devam etti: "imdi gelelim Dumu-zi'ye. Lugalbanda'nn yannda onun laf m olur? nemli iler yapmaya karar veren, fakat daha balamadan yalpalayan acnacak bir ihtiyar, her eyi daha iyi yapmaya sz veren, fakat henz banda tereddt eden bir zavall. Eanna'daki kutsanma treninden sonra aaya inerken syledii szleri hatrlyor musun? Dnya zerinde ei benzeri olmayan yeni bir saray ina edeceini sylemiti. Peki ya sonu ne oldu? Duvarlarndaki yark ve atlaklardan ieriye yazn toz-topran, kn da souk da rzgrlarnn girdii ac-nas bir kulbe! Ne Egalmah'ta, ne de evinde kendisini mutlu hissediyor. rn kontrol etmek iin bile tarlalara inmiyor. Uruk'a an ve eref kazandrmak ve kudretli ehrimizin hretini tm dnyaya yaymak iin gezilere kmyor, Ur, Nippur ve Eridu'dan gelen elileri kabul etmiyor, dier hkmdarlardan hemen hemen hi vergi toplayamyor. Ne Anu'yu, ne de Itar' yceltmek iin tapnaklara gitmiyor, ok nadir olarak resmi bir tren mnasebetiyle bunu yapt zaman, son derece isteksiz olduu, sadece grev icab orada bulunduu her halinden belli oluyor. Eanna'daki rahip ve rahibelerin onun hakknda neler sylediklerini biliyor musun, Glgame? Ya aadaki ehir halknn birbirlerinin kulaklarna neler fsldadklarn? Atalarn mkemmel ve nemli klan inanca sahip olmadn sylyorlar onun. Byk bir phe kemiriyor iini ve Maduk'un koruyucu elini onun alnndan ekecei gnler pek de uzak deildir..." Glgame rperdi. Ryasnda grd byl murabut kuunu hatrlad hemen, vahadaki sudan karak dier tanrlarn yannda gerek biimine brnmt. Erenda'nn syledikleri ok korkun eylerdi. ayet gerekten insanlar anlatt gibi dnyor ve bunu aka ifade edebiliyorlarsa, o zaman Dumuzi'nin gnleri 21 gerekten de sayl demekti. Fakat bunlarn hepsi belki de Eren-da'nn abartmasyd. Gzetmenlik grevi yznden taknd kibirli tavrlara ramen, o da hayalcinin tekiydi. Hayat artlarnn daha ar olduu aa ehirde oturmak yerine, Lugalbanda'nn dul ei ile beraber Egalmah'ta yaama ansn yakalam br hayalci ocuklar gibi. Erenda'nn kendisini byk kral Lugalbanda'nn gerek varisi olarak grd belli oluyordu, oysa onun z olu deildi ve o da dier hizmetkrlar gibi Bilge Ana Ninsun'un himayesindeki bir snt deil miydi? Ninsun'un koruyucu kanatlar altnda olmak demek, gnlk nafaka iin tasalanmaya gerek olmayan, rahat ve zgr bir yaam anlamna geliyordu. ehrin ve insanlarn dertleriyle ilgisi olmayan bylesine rahat bir ortam bile, isyanclarn yetimesi iin elverili bir ortamd. Erenda bir isyanc idi. Dini ayinlerin kurallarnn uygulanmasnda ok katyd ve baka insanlar hakknda hkm verirken daha da katyd. Erenda, bir sre tek kelime etmeden aadaki ovay seyretti. Son derece ciddi bir grnts vard. Kapkara salar le gneinin nlar altnda siyah-mavi parltlar sayordu ve koyu renk gzleri kor halindeki yusyuvarlak kmr paralarna benziyordu. Tekrar Glgame'in suratna bakt zaman, ehl gzlerinde hibir ifade yoktu, iinden neler getiini anlamak mmkn deildi.

"Glgame" dedi ona, "btn bunlar zellikle sana anlatmama hangi akrebin sr sebep oldu, bilemiyorum... Sen o kadar bakasn ki, bizden biri gibi grnmyorsun, bizden biri gibi konumuyorsun ve bazen dnyorum ki, ln seni armasnn tek sebebi, onun tesinden bir yerlerden gelmi olmandr. Belki de kt niyetlilerin syledikleri gibi, sen gerekten de dinden kan bir rahibin ocuusun veya daha da kts, bir eytan tohumusun. Biliyorsun, bunlar sadece benim deil, tm dierlerinin de dnceleri. Sen bize yabancsn, hatta ara sra bizi korkutuyorsun. Ve buna ramen, sanki sylediklerimi anlayabilirmisin gibi, seninle konuuyorum. Uruklu olmayan birisinin, benim, bizim iimizde neler olup bittiini anlamas mmkn m?" "Ben de ayn senin gibi Urukluyum" diye karlk verdi Glgame inatla. "Ninsun benim de anam ve tapnak benim de evim." 22 "Hadi oradan! Bunu ispat eden nedir?" diye cevap verdi Erenda, "bana istediin masal anlatabilirsin, fakat iimdeki pheyi asla silemezsin. Hayr, Glgame, bu ite ters bir eyler var. Ve ben gnn birinde bu gizemi aydnlatacama inanyorum. O zaman, Glgame, dilerim ki, kader sana ve bize kar yumuak bir hkm versin." Glgame karlk vermedi. Aadaki ehre, tarlalara ve yollara, evlere ve kulbelere bakt. Ta ileride ln sonsuzluuna kansan ovay seyretti. Grd ryay ve eziyetli yolculuunu dnyordu. Bir an iin cennette olduunu sanmt, gelecekte, br yaamlarnda onu asla bulamasa bile. "Pekl, Glgame, bu kadar yeter" dedi Erenda, "buralarda daha fazla oyalanma, ayaa kalk ve kendine eki dzen ver. Ninsun seni Egalmah'ta bekliyor, git ve grevlerini yerine getir." Erenda dnceli grnyordu, sanki bir ey daha sylemek ister gibiydi. Fakat dudaklarn srd. Zaten dncelerini gereinden fazla aa vurmutu, belki de karsnda duran veledin anlayabilecei ve tayabileceinden ok fazlasn. Fakat hemen sakinle-ti, Glgame'in ok suskun bir yapda olduunu biliyordu. Dndklerini ve duyduklarn her nne gelene anlatacak birisi deildi. Hereye ramen kendisini bu ocua yakn hissediyordu, tapnaktaki dier tm ocuklardan daha yakn. "Hadi, bo bo havaya bakmaktan vazge artk!" dedi dosta Glgame'in yanana vurarak. Glgame peki der gibi ban sallad, merdivenleri ikier ikier karak, Eanna'ya trmanmaya balad. Gzel bir gnd, gerekten de ok gzel bir gn. Erenda'nn tatsz konumalar bile bu gnn gzelliini bozamamt. Erenda babasn nereden tanyacakt ki? Kara kvrck sa, gerek bir Uruklu olmann delili deildi. Fakat kendisi, Glgame, gerek bir Urukluydu, bunu hissediyordu. Ana kapdan geti, byk alan at ve Egalmah'a doru yrmeye balad. Mutlu ve neeliydi, kendi kendine arklar bile sylyordu. Byk sarayn kapsna geldii zaman, kendini toplamak iin bir an durdu. Sonra kapya vurdu. 23 Bilge Ninsun, pencerenin hemen yanndaki yastklarla kapl koltuunda oturuyordu. Dudaklanndaki glmseme onu genletirmiti, oysa ki yal bir kadnd. Hatta ok yal: ok grm, ok geirmiti, tm insanlardan daha fazla. Salar bembeyazd, gm iplikler gibi bandan aa akarak, suratn evreliyordu. Ve buna ramen dudaklanndaki ebedi genlik glmsemesi yznden, gen bir kz olduu sanlabilirdi. Hi kprdamadan oturuyordu, sanki uyur gibi bzlmt koltuuna. Fakat uyumuyordu. Gzleri akt ve pencereden ovaya bakyordu. Ne grdn ve bir ey izleyip izlemediini kestirmek ok gt. Herhalde sradan lmllerden ok daha deiik bir ekilde gryordu gzleri. Glgame ekinerek kapnn aznda durdu ve ona bakt. ok gzeldi, ehresi etrafa huzur datyordu. Odaya girmek iin ondan bir iaret bekliyordu. Fakat Ninsun kmldamyordu. Nihayet elini kaldrd ve ban pencereden evirmeden ona el sallad. Glgame mahcup bir tavrla yrd. "Geri dndn oul" dedi Ninsun. Sesi bir sorudan ziyade, bir tespitti. "Seni aran lden dndn." "Evet Bilge Ana."

"Yakla Glgame. In kaygszca dans ettii pencerenin kenarna otur. Gnein anlatacak ok eyi var!" Uslu uslu Ninsun'un ayaklarnn dibine oturdu. Yal kadnn bembeyaz elleri, bann hizasndayd. Upuzun parmaklan vard, bu parmaklarndan birinde, zerinde gizemli bir sembol olan firuze bir yzk, dierinde ise evresi parlak akik incileriyle ssl siyah tal bir yzk vard. Siyah tal bu yzk, ona dn hediyesiydi. Lugalbanda onu uzaklardaki dalardan getirtmi ve eine dn es24 nasnda armaan etmiti. imdi ise gne nlar iinde krlarak, bin bir deiik renkle Ninsun'un yzne vuruyordu. "ama'n altn arabasn ve Nannar'n gm anan grdn m?" "Evet ana" diye cevap verdi Glgame. Fakat yal kadnn kendisine ryasn m, yoksa gkyzndeki tasvirleri mi sorduunu, pek iyi anlayamamt. "Onlarn gerek anlamlarn da biliyor musun?" Glgame sustu. Yal kadnn kendisine anlataca nemli eyleri olduunu hissediyordu. Gerekten de, cevap vermesini beklemeden konumaya devam etti Ninsun: "Her eyin bymesi ve olgunlua ulamas iin, ama bize n ve ssn bahediyor. Onun varl hayatmz iki eit paraya ayrmaktadr. Bir parasna gndz adn verir ve onu yaptmz ilerle doldururuz. Gne arabas ile yeryznn altna ekildii zamana ise gece adn verir ve bu paray dinlendirici uyku iin kullanrz. Bylece hayatmzn yansn uykuyla geirerek olaylar akna braknz, fakat dier yarda ise, her eyin olmas gerektii gibi olmas iin alrz. Erkekler byledir ite: Evet ve hayr, almak ve dinlenmek, dinlenmek ve almak. Erkeklerin byk ksm, sen de dahil, gn nda domutur. Gne daima yuvarlaktr, fakat Nannar'n ay ana srekli deitirir biimini, ince oraktan daireye, daireden tekrar oraa dorudur evrimi. zellikle kadnlar bu evrimi ok iyi anlarlar, nk vcutlarnn svlar onunla beraber akar. Bu nedenle biz zamanmz onun dnmne gre ayarlyoruz ve her eyin bize gnderdii kudret ile uyum iinde olmasna alyoruz. Bunlar, Glgame, hayat yaamak ve anlamak iin apayr iki yoldur: Kadnlann yolu ve erkeklerin yolu. Gkyz bize gne ve ay dnda birok ey daha gsterir. Onun gsterdii bu dier eyleri de, ok farkl biimlerde inceleyebilir ve yorumlayabiliriz." Glgame susuyordu. Szlerine daha iyi younlaabilmek iin, gzlerini kapamt. Yal kadnn sesini iiyordu. Rzgr gibiydi sesi, yapraklar okayan rzgrn sesi gibi. "rnek olarak Anu tapnann rahiplerini ele alalm" diye 25 konumaya devam etti Ninsun, "Her gece tapnaklarnn tepesine kp, yldzlar ve hareketlerini inceliyorlar. Grdklerinin hepsinin, tm gk kubbenin ince ince hesaplarn kartp, bunlarla bir gece sonra, bir sene sonra olacaklar ve bunlarn dnyadaki yaamla dolu varlklar nasl etkileyeceini tahmin etmeye alyorlar, ite bu da erkeklerin kulland bir yntemdir: Geceleyin grdkleri ve ltkleri eylerin sonularn rahatsz edilmeden izleyebilmek iin, gn boyu insanlarn yaptklar ilerden uzak duruyorlar. Gerekte ise grdkleri sadece bir ryadan ibaret." "Demek ki onlarn faaliyetlerini pek nemsemiyorsun?" diye sordu Glgame hayretle. "Byle demek istemedim" dedi Ninsun, "ryalar genellikle ok nemlidirler, hatta bazlar olaanst bir nem tarlar. Fakat onlarn kendiliinden gelmeleri gerekir, nceden hesaplamalar yoluyla uyarlarak deil. Yldzlarn hareketlerini izleyerek, rnein tohum ekme ve ekin kaldrma zamanlarn nceden bildirmek, phesiz doru ve gereklidir. Lakin bu tahminler her zaman doru kmyor. Anu rahiplerinin iftileri yanltmalar sonucu alk ve ktln ba gstermesi, sklkla yaanan bir eydir. Rahipler baarszlklarn gizlemek iin, tanrlarn insanlara yardm etmekten caydklarn, bu nedenle kurbanlar ve ttsler yoluyla yeniden yatt-nlmalan gerektiini anlatmaktalar.

Itar rahibeleri ise bambaka bir yntem izliyorlar. Tm dikkatlerini sadece tek bir yldza -Vens'e- veriyorlar ve yaamlar sresince ak tanras ile hkmettii eylere hizmet ediyorlar. Duygulara, vcuda, mutlulua ve zevke, yaam sevincine, zleme, birlemeye ve berekete; ksaca hiss olan her eye. Bu nedenden dolay tanralarna bir enlik havasnda hizmet ediyorlar. Az bir sre sonra, imdi sana kelimelerle ifade edebildiklerimi, kendi vcudunda deneyerek reneceksin." Glgame daha fazlasn duymak istiyordu, nk kendisine bu gne dek Itar tapnana girme izni verilmemiti. Fakat Ninsun olmaz der gibi elini sallad. "Her ey vaktinde oul, baharn lk nefesi tarafndan okanmayan ve hazrlanmayan hibir aa iek amaz." 26 Suyun banda olup da susamaya balayan birisi iin, ne kadar zayf bir teselli! Fakat Ninsun glmseyerek devam etti: "Her insan, dolaysyla sen de, gnn birinde yle bir yol ayrmna gelir ki, nnde uzanan iki yoldan birisini semesi gerekir. Sen hangi yolu seerdin oul?" Glgame kendisini dnmeye zorlad. u anda Anu'nun hizmetinde olduunu biliyordu. Bu yol ona birok eziyete mal olmutu. Deneyim kazanmt ama karlnda. Evet, deneyim, merak ve bilgi ve yeniden bilgi sahibi olabilmek iin, yeniden merak. Kafas dipsiz bir kuyu gibiydi, insan ne kadar bilgi toplarsa toplasn, harta dnyann tm bilgilerini iine boaltsn, kuyuyu doldurmas mmkn deildi. Yoksa onun rendikleri mi yeterli deildi? ok az ey mi renmiti? br yolu, Itar'n yolunu, henz tanmyordu. Tanmad bir ey hakknda nasl karar verebilirdi ki? Geri tapna kadnlar kadar erkeklerin de ziyaret ettiini fark etmiti -zellikle cilveli fahielerin cmertliklerinden faydalanmak isteyen erkekler- fakat bu mesele aslnda daha ok kadnlar ilgilendiriyordu: Hibir erkek Itar rahibi olamazd, hibir erkek kutslakdese ayak basamazd ve hibir erkek, Anu ile Itar arasnda bir seim yapmas gerektiinde, ttar' sememiti. "Bilmiyorum ana" dedi sonunda duyulur duyulmaz bir sesle. Ninsun glmseyerek sustu. Susmas iyi olmutu; Glga-me'in kafasnn karkl yava yava yatabildi. Az sonra tekrar Glgame ile konumaya balad. zerine dikilen gzlerin iyilik dolu olduunu fark etmiti olan. "ikisinin arasnda bir seim yapabilmen iin elbette nce br yolu, Itar'n yolunu da denemelisin. Sadece..." burada biraz tereddt etti ve szlerine dikkatle devam etti, "... belki de senin iin evet-hayr'dan, o veya bu'dan daha fazlas vardr, belki senin iin nc bir imkn vardr, nc bir yol..." "Hangi yol bu?" diye sordu Glgame merakla. gdsel olarak, konumann kritik bir noktaya vardn anlamt. "Kendi yolun" dedi Ninsun ve olann afallayan suratna ba27 karak gld, "iinin seni gtrecei yol" diye devam etti daha ciddi bir tavrla, "ve byk ihtimalle izleyebilecein tek yol o olacaktr. Bu yolu nasl m bulacaksn? Kendi iinden gelen ses dnda hibir sese kulak vermeyeceksin." "Kendi iim... Ne demek istiyorsun bununla?" "iinin ta derinliklerinde oturan bir ey, Glgame, tm dnyay nameleriyle dolduran byk algnn bir paras, iindeki algnn titreip titremediine dikkat et. Bir eyin yaamn iin nemli olup olmadn, ancak byle anlayabilirsin." "Sanrm bana sylediklerinin tmnde hakkn var ana. Hepsinin doru olduunu hissediyorum, ama buna ramen henz anlayamadm ok ey var." "Zarar yok, Glgame. Her eyi imdi kavrayamaman o kadar nemli deil. nemli olan, onu kabul edip, karar vermen gereken bir anda hatrlaman iin, iinde taman." Ninsun ylesine byk bir ciddiyetle konuuyordu ki, sylediklerinin tek kelimesini bile unutmasnn asla mmkn olamayacan dnyordu Glgame. Fakat uzun zamandan beri kendisini rahatsz eden bir soruyu sormadan edemedi. "Yolumun nerede baladn bilmezsem, onu nasl bulabilirim ki? Balangcm hakknda senin anlattn az bir ey ile dardaki insanlarn konumalarndan

baka hibir ey bilmiyorum. Syle bana, ana, babamn bir eytan olduu doru mu?" Ninsun nlayan kahkahalarla glmeye balamt. "Ya da bir rahip?" diye sordu Glgame aceleyle, "babam Uruk'u terk etmek zorunda kalan dnek bir Anu rahibi miydi?" Ninsun hemen cevap vermedi. "Neden bunu bilmeye ihtiya duyuyorsun ki?" dedi nihayet, "inan bana, bylesi daha iyi, nk babas olan herkes sonunda onu gemek iin ya ona benzemeye alr, ya da onunla rekabet eder. Fakat sen bu anlamsz kouturmann dnda kalacaksn, ne bir eye benzemek, ne de bir eyle mcadele etmek zorunda kalacaksn. Sadece doru bulduun ve kendin iin iyi olacan dndn eyleri yapabilme ansna sahipsin. Herkes bu imkna sahip deil, Glgame, bunu bir hediye olarak kabul et ve deerini bil." 28 Glgame bu cevaptan tatmin olmamt aslnda, ama verdii cevaptan Bilge Ana'nn onun gerek babasnn kim olduunu bilmedii, ya da bildii halde aklamak istemedii belli oluyordu. Bu durum da gsteriyordu ki, dierleri hibir ey bilmiyorlard. Dnek rahip veya eytan hikyeleri, kulana sinek vzlts gibi geliyordu artk. Ninsun eliyle havada bir hareket yapt, grnmeyen bir peeyi kaldrmt sanki. Glgame anasnn ne demek istediini hemen anlad. Duvardaki kk rafa koarak, zerinde duran arp ald ve ona gtrd. Soylu aalardan yaplm deerli bir algyd, her taraf aln varak ve fildiiyle kaplyd. Tahtann grnen ksmlar ise yaklarak, kaklarak ve boyanarak sslenmiti. zellikle yan taraflarnda son derece gzel kakmalar gze arpyordu, fakat algnn en grkemli ksm n cephesiydi. Altn bir boa ba, krmz boyunluu ve mavi lapislazuli tandan yaplm sakal ile, ihtiam sayordu etrafna. Boann altnda, arpn gvde ksmnda, olaanst mitolojik sahnelerin resmedildii kabartmalar vard. Bunlar Glgame'i her zaman bylemilerdi, daha kk bir ocukken Ninsun'un ayaklarnn dibinde oturup arpn namelerini dinledii zamanlar bile. Anasnn arpn tellerinde byk bir maharetle gezinen parmaklarn seyrediyordu. Kabartmalarda kahramanlar gze arpyordu, eski zamanlardan kalma yaratklar da vard. Yans balk, yars insan olan bu yaratklar, denizlerden karak insanlara beceri ve sanat retmilerdi. Uruk'un yedi bilgesinin atalar olduklar kabul ediliyordu. O zamanlar gerekten neler olup bittiini artk kimseler bilmedii halde, bu yaratklarn heykelcikleri hl makbuld. Batl inanl insanlar tatan veya topraktan yaplan bu heykelcikleri ya bir kutunun iinde muhafaza ederek kapnn yanna koyuyor, ya da odalarnn bir kesine gmyorlard. Bazen de bir hastann bau-cuna konulduklar grlyordu. Heykelciklerin srtlarnda unlar yazlyd: "Dalarn zenginlii, aa in! Bolluk, yukar k!" Glgame de byle bir toprak heykelcie sahipti, fakat onu odasnn bir kesine gmmek yerine, tlsm olarak boynuna asmay yelemiti. Arpn zerinde bu balk-insan tasvirlerinden baka, gze ga29 \ rip ve ilgin gelen, insan hayallere srkleyen figrler de vard: vcudunun st ksm insan olan bir akrep, ellerinde silindir mhrler tayordu. ama'n zel hizmetkryd bu, doan gnein bekisi, onun hemen arkasnda arka ayaklarnn zerinde yryen bir teke vard, ellerinde iki adet ayin kadehi vard ve bir arap testisinin nnde duruyordu. Ardndan da eitli masal yaratklar gelmekteydi, baaklarn zerinde lir alan bir yaban eei, tarlada alan, kitap okuyan ya da tanrlara armaanlar sunan aylar, tilkiler, aslanlar, boalar ve srlar. Glgame kendisini baka bir dnyaya tayann ne olduuna bir trl karar verememiti. Ninsun'un mzii mi, yoksa sadece tahtaya oyulmu figrler olmalarna ramen, mziin eliinde hareket etmeye balar gibi grnen resimler mi? Bilge Ana aniden arp almay brakarak, Glgame'in salarn okamaya balad. "Seni yalnz bana le gndermek iyi oldu" dedi, "bir eyler deiti, gzlerinde deiti bir eyler. Sen ieri girer girmez fark ettim bunu, imdi ne olduunu da biliyorum: S.en aslan grdn."

Ryasnn ayrntlarn bu kadar doru olarak nasl bilebilirdi? "Geceleri ok zel bir pozisyonda bulunuyor bu aralar" diye devam etti Ninsun, "ve bazen yeryz yaratklarnn arasna karmak iin, gkyznden aa iniyor. Korktun mu?" Glgame evet dercesine ban sallad. O dehet an aklna geldike boazna bir yumruk tkanyor, ses telleri hareketsizlei-yordu. "Byk bir korku mu?" Tekrar evet dercesine ban sallad. "Fakat grld gibi bunu atlatmsn. Korkuyu yenmenin iki trl yntemi vard, oul: ya cesaret, ya da sevin ile. Aslanla bouup ona galip geldin mi?v "Hayr, gld bana, sadece gld" diye itiraf etti Glgame. Dudaklarn srd. Keke bunu sylemeseydi. Bilge Ana uzun sre dnceli dnceli ona bakt. Sonra konumaya balad: "Bu gerekten de ok az lmlnn yzne glen bir talih. Ve sana nemli dersler karabilecein iaretler veri30 yor. Korkuyla nasl baa kman gerektiini her zaman dn Glgame. Hareketsiz klmad veya ldrtmad mddete, korku iyidir. nsan cesaret ile korkuyu yenebilir, fakat bu arada kalpsizle-ir, nk cesaret snrsz olabilmek iin, tm dier duygular yok eder. Sadece sevin cesaretten daha kudretlidir; bildiimiz en byk gtr. Sevin cesareti de kapsar, cesaret sevincin bir parasdr. Sevincin olduu yerde, korkuya yer yoktur. Bu sevinci korumaya al Glgame ve onu kendine yakn olanlarla payla. Gzlerindeki krmz aslann gln koru." Uzaklardan gelen bir ses, sonrasnda akam yemeinin yenilecei ksa dua vaktini haber verdi. Yal Ninsun, yastklarla kapl koltuundan kalkmak iin aba harcyordu. Glgame ona yardmc olmak iin aceleyle kotu. Fakat Bilge Ana yardmn reddetti. Suratnda gizemli bir glmsemeyle ayaa kalkt ve Glgame daha tam olarak kendisine gelemeden kapya doru yrmeye balad. Aklanamaz bir g kaynana sahipti. aknlkla onun pei sra gitti Glgame. Darda, saraya giden yolda yrrken, gz ucuyla kmekte olan gece karanlna bakt. Yldzlar gkyzndeki yerlerini almaya balamlard bile. Acaba aslan takmyldznn konumu bu gece nasl olacakt? "Beni onunla gitmeye zorlama" diye bard Abebe dehet iinde. "O kahverengi kafalyla hibir yere gitmek istemiyorum!" Parma ile Glgame'i iaret ediyordu irenerek. "Kurallar biliyorsun, Abebe" dedi Erenda sert bir sesle, "eer talimatlarma uymay reddedersen seni cezalandrmak zorunda kalrm." "O zaman cezalandr beni, hemen farelerle dolu mahzene kapa. Sununla gitmektense, orada bir gece geirmeyi seve seve yelerim!" diye bard Abebe. 31 Delikanllar Erenda ve Abebe'in etrafnda bir ember oluturmulard. Glgame olup-bitenlerle ilgilenmeden kenarda duruyordu. Kendisiyle urayorlard yine, her zaman olduu gibi. Kendisini bu derece dlamalar iin, onlara ne yapmt acaba? "Peki niye?" diye sordu Erenda, "niye Glgame'le birlikte kil tabletleri bilgelere gtrmek yerine mahzene atlmay yeliyorsun?" "nk..." diye karlk verdi Abebe, "... nk o uursuzluk getiriyor. u kahverengi salarna bakn: Azck bile olsa bizim salarmz gibi kvrck deiller! Ve her zaman o kadar sakin ki, gereinden ok fazla sakin. Onunla tek kelime bile konumak mmkn deil. akalarmza hibir zaman glmyor. Tm davranlaryla bir yetikin havas iinde... oysa ben ondan bym. Onunla yalnz kalmak beni korkutuyor." Erenda dikkatle itaatsiz renciyi inceledi. Sonra unlar syledi: "Kura ektiimiz zaman, sen de bizzat aramzdaydn Abebc. Kura sana kt. ayet gitmezsen, tanrlarn hkmne pheyle yaklatn barahibe bildirmek zorunda kalacam. 'Peki bunu niye yapyor?' diye soracak. yle cevap vereceim ona: Kendisinden kk birisinden korktuu iin. Barahibin neler dneceini tahmin edebiliyor musun?" Abebe yutkundu. Suratnn rengi atmt: "Gidiyorum" dedi abucak, "itaat ediyorum, barahibe itaat ettiimi syleyebilirsin." "iyi yleyse" dedi Erenda

ve arkasn dnerek gitmeye davrand. Tapnakta bir sr i onu bekliyordu. Dn geceki yldz hesaplarn bir ncekilerle karlatrarak temize geirmeliydi. br ocuklar da acele ediyorlard. Erenda onlara tek tek grevler vermiti. Alelacele birbirlerinden ayrldlar. Glgame ve Abebe, zig-guratn ge ykselen tatan yaplm yivli kulesinin nndeki alanda, yalnz balarna kaldlar. Glgame yukar bakt. Tepesi gkyznde kaybolan kulenin yivlerini izledi. Orada bir gece geirerek takmyldzlar, zellikle da aslan takmyldzn incelemeyi o kadar ok isterdi ki... Fakat henz ok genti, bu tr grevler sadece rahiplere veriliyordu zaten. Sadece gzetmen olduu iin Erenda'nn yukarya kma ve 32 yldz tbircilerinin tabletlerini teslim alma yetkisi vard. Erenda'y kskanyordu. "Ne yapacaz imdi?" diye sordu Abebe, yanndakinin suratna bakmadan. "Biliyorsun ya" diye cevap verdi Glgame, "tabletleri alarak aaya, ehre tayacaz. Yamacnda eski tapnan bulunduu tepeyi biliyorsun. Bilgeler artk orada oturuyorlar. Tabletleri onlara teslim ederek, bize verecek bir grevleri olup olmadn soracaz. Sonra da Eanna'ya geri dneceiz." Glgame'in gzyle bakldnda yaam basitti: grevler, ykmllkler ve maceralar. Sadece insanlar zordular. Dier ocuklar, d grnnden neden bu kadar ekiniyorlar ve tiksiniyorlard? Abebe'ye asla bir ktl dokunmamt, onu ne seviyor, ne de nefret ediyordu. Fakat buna ramen, kendisiyle beraber bu kadar basit bir ii yapmak yerine, farelerle dolu mahzende gecelemeyi yelemiti. Aman, bo ver, Abebe korkan teki! Mahzene gitseydi, orada da d patlard mutlaka. Kendi kendine sama sapan eyler zrvalayp dururdu. "Peimden gel" dedi ona aksi aksi ve tabletlerden birini yerden ald. alacak kadar ard tablet, sradan bir silindir mhr deildi bu, aksine zeri yazlarla kapl byk bir tabletti. Drt tanesini birden tamak her babayiidin harc deildi. Glgame tabletlerden iki tanesini sol koltuuna sktrd, iki tanesini de sa koltuuna sktrarak yrmeye balad. Arkasndan gelen Abebe'nin soluk solua kaldn iitiyordu. Az sonra ikyet etmeye balamt bile: "Bu kadar hzl yrme, sana yetiemiyorum. Her an tkezleyip debilirim; tabletler krlacak olursa bunun sorumlusu yalnzca sen olursun." Glgame arkasna dnd ve Abebe'ye fkeyle bakt. Abebe hafif bir korku l atarak bir adm geriye srad. "Benden daha byk olduunu sanyordum" diye alay etti Glgame. "Bacaklarn da benimkilerden daha uzun, bu yzden aslnda senin benim nmde yrmen gerekirdi. Yr hadi, palavrac! Benim tabletlerim gvenlikte. Sen dikkat et de, aptalln yznden tabletlerin yere dmesin." Sonra arkasn dnerek yr33 \ meye balad. Soluyarak ve alak sesle lanetler okuyarak arkasndan gelen Abebe'ye zerrece ilgi gstermiyordu artk. Merdivenleri inerek yaam dolu ehre doru yrmeye balad. Tm civardan gelen iftiler ve tacirler tepenin eteinde toplanarak, mallarn sata sunmulard. Biri sebze, bir dieri gnein altn elmalarn satyordu. Tezghnn arkasnda duran bir bakas ise, kavun, incir ve kabaklarn bara ara methediyordu. Seramiklerin, ssl fayanslarn ve kadnlar iin her eit ss eyalarnn satld tezghlar da vard; ssl ya kandilleri, amforalar ve bardaklar, granitten ve pimi topraktan kseler, muska olarak ilenmi fildii paralan, baskl kumalar ve bezler, eitli baharatlar karmakark ylyd. Az ileride ise hayvan tacirleri etrafn itle evirdikleri alanda mallarn sergiliyorlard: Koyunlar, keiler, tavuklar, gvercinler, hatta iki tane evcilletirilmi yaban eei. Hayvanlarn yannda ise gnlk ev eyalar satlyordu: tabak-anak, testiler ve vazolar, kaklar, ineler ve keskinletirilmi kemikten imal edilmi baklar. Normal artlar altnda Glgame burada seve seve uzun bir sre kalr, halkn arasna kararak akrobatlar, hokkabazlar, sihirbazlar seyreder, arkclar ve masal anlatclarn dinlerdi. Fakat u anki grevi gecikmesine imkn vermiyordu. Yolunu kesen dilencilere, hasta ve karanlk grnl adamlara

aldr etmeden hzla yrmeye devam etti; az kalsn kafasnn stnde tad bir sepet dolusu amar boyama yerine gtrmekte olan iman bir kadn ile arpacakt. Kollarnn altnda tad ar tabletlere ramen kalabaln arasndan ylesine bir ustalkla syrld ki, Abebe ok geride kald, tahl dalar ve taze ekmek kokular saan ekmek tandrlarnn arasnda yitip gitti. Pazarn son bulduu yerde durarak tabletleri yere brakt ve Abebe'yi beklemeye balad. teki delikanl bir sre sonra inleyerek ve soluyarak geldi, tad tabletleri g bela kum ynnn zerine brakt ve sanki tm Frat dalarn trmanmasna yere ylp kald. Glgame ise geen zaman zarfnda dinlenmiti ve tekrar yola koyulabilecek haldeydi. Fakat Abebe biraz kendisine gelene kadar beklemeyi tercih etti. Bu arada hareketli pazar kalabaln biraz daha seyretme imknna kavumutu. 34 "Hadi, abuk ol, sonsuza kadar burada oturup dinlenecek halimiz yok!" dedi Glgame. "len olmak zere bile. Sonra bir eyler yemek istiyorsak biraz acele etmeliyiz." Abebe bir ey demedi. Cevap vermek yerine elini daldrd cebinden, pazar yerinde usulca ard anlalan bir tatl kard ve itahla kemirmeye balad. Glgame'in suratna gznn ucuyla bile bakmyordu ama, onun azndaki her lokmay saydnn farkndayd ve bundan byk bir mutluluk duyuyordu. Nihayet bitirdii zaman, parmaklarn yalad. Glgame tek kelime etmedi. Acaba kendisi olsayd baka trl m davranrd, diye dnmekteydi. Hayr, kendisi de baka trl davranmazd, o dayanlmaz Abebe'ye yemeinden tek bir lokma bile vermezdi. "Hazr msn?" diye sordu bir kez daha. Abebe bayla evet dedi ve kstaha srtt. Tekrar kil tabletleri yklendiler ve tepenin yolunu tuttular. Tepenin eteinde, ne zaman yapldn ve ne zaman ykldn artk hi kimsenin bilmedii, ok ok eski zamanlardan kalma bir tapmak vard. Zaten ancak birka adm tesinde bulunan birisi harabeleri fark edebilirdi. Birka tane paralanm, rzgr yznden eklini yitirmi stun paras, yar yarya kuma gmlm birka kesme ta, zeminin eitli yerlerindeki dzensizlikler... bir zamanki tapnaktan geriye kalanlarn tm buydu ite. Eski tapmak alannn hemen bitiiinde ehir mezarl balamaktayd, insanlarn zellikle geceleri gelmeye korktuklar, tekin olmayan bir yerdi buras. Kanatl lm tanras Lilith, yolunu aranlar peneleriyle paralamak iin sessiz baykularyla beraber buralarda bir yerde saklanyor olamaz myd? Viran tapnan stunlarnn birinde onun resmi vard; insan hem eken, hem de korkutan bir resim. Tanra burada oturan iki aslan zerinde ayakta dururken tasvir edilmiti, kanatlan akt ve ellerinde yaam sembolleri tutuyordu. Sanda ve solunda dev baykular ona muhafzlk ediyordu. Lilith "in peneleri kularnki gibi sert ve sivriydi, bo gz ukurlarnn alacak derecede kularn baklanna benzemesi, insan dehete dryordu. Kendi soy aalann eski alardaki balk-insanlara kadar takip etmeyi baaran bilgeler bile, tanna-nn gerek kkenini bilmiyorlard. Kimine gre Lilith Adem'in ilk 35 karsyd, tanrlar ikisini amurdan birlikte yaratmlar ve yaam flemilerdi. Kimine gre ise, Lilith Adem'den daha kudretliydi, onun bilmedii eyleri biliyordu. Bir sre sonra Adem ile anlatklarn, fakat ayn lisan konumadklarn fark edince, gazaba gelerek sylenmesi yasak olan ismi telaffuz etmi ve bir anda havaya karvcrmiti. Elbette ki Vens tapnann giriinde bulunan tar kabartmas da plakt, plak ve tahrik edici, ama viran tapnan stunundaki Lilith tasvirinin sahip olduu korkun by ve kar konulmaz ekicilik hibir ekilde yoktu onda. Bu tasvirin nnden gemek zorundaydlar ve Abebe tatan olgun iki elma gibi frlayan gslerin karsnda bylenmi gibi kalakald. Baklar camlamt, sk aralklarla nefes alp veriyordu, kollarnn altnda tad drt kil tableti oktan unutmutu. "Gel, gidelim buradan" dedi Glgame, "buras lanetli bir yer. Fazla oyalanmaya gelmez. Baklar insan yldrm arpma dndryor ve dnmesine engel oluyor." Abcbe plak tanrann nnden zorlukla aynlabildi. Glgame onu biraz daha sktrd ve bylece az sonra tepenin yamalarndaki maaralara ulatlar. ok

sayda maara bulunuyordu burada, tepenin iine doru birok giri uzanyordu. Hangisine girmeleri gerekiyordu? Bunu bilmedikleri iin yumuak kumlara oturdular, tabletleri gzelce istiflediler ve birisinin dar gelmesini beklemeye baladlar. Uzun bir sre gelip giden olmaynca, Glgame tepeye doru seslenmeye balad. Ksa bir sre sonra bulunduklar maarann nnde sakall bir ihtiyar belirdi. Ssl bir balk ve gzel bir giysi vard zerinde, kemerinin altndaki giysi ise aynen bir balk kuyruu gibi iniyordu aaya. Kuma batan sona parldayan kk pullarla ilenmiti. Bu giysinin altnda gerekten de bir balk kuyruu mu, yoksa insan bacaklar m olduunu ok merak eden Glgame, ihtiyara dikkatle bakt. Elbisenin eteklerinin altnda gzken plak ayaklar fark ettii zaman, gzle grnr bir biimde rahatlad. Uzun sakalnn telleri kvr kvr olan ihtiyar, delikanllar alc gzle inceledikten sonra konumaya balad. 36 "Eanna'dan beklediimiz tabletleri mi getirdiniz?" Glgame ve Abebe bir azdan evet dediler. "yleyse onlan yerden kaldrn ve evime getirin" dedi ihtiyar ve maaralardan birinde kayboldu. Delikanllar tabletleri yklenerek ihtiyar takip etmeye baladlar. erisi ok kark ve dankt. Duvarlarn diplerinde kil tablet dalar ykseliyordu, onlarn aralarnda ise hayvan postlar ve kafataslar, ne ie yaradklar belli olmayan bir sr alet edevat, tahta sandklar ve testiler ylyd. Yastklarla kapl bir kede ise baka bir ihtiyar uyumaktayd, ilkinden daha yal ve tirit bir grnts vard. Horul horul uyuyordu, ama az ve gzleri ardna dek akt. Titrek ya kandilinin aydnlatt lo odaya gzleri biraz daha alnca, ierisinin son derece garip detaylarn daha iyi semeye baladlar. Duvarlardaki sonsuz sayda oyuklarn ilerinde, her cins ve her boyda baykular ve kukumav kular bulunuyordu. Ve bunlar kesinlikle kilden veya tatan yaplm heykelcikler deillerdi, aksine son derece canlydlar ve yuvarlak gzlerini yeni gelen ziyaretilerin zerine dikmilerdi. "Lilith'in lm kular" diye fsldad Abebe ve korkudan rengi soldu. "Onlar lm deil, bilgelik kulardr" diye seslendi onlar maaraya aran ihtiyar, "benim yardmclarm ve danmanla-rmdr hepsi de. Onlardan korkmanza gerek yok." Bu aklama Abebe'yi kesinlikle rahatlatmamt. Korkuyla giriin olduu yere doru bir gz att. Glgame ise merakn uyandran baka bir ey kefetmiti. Duvarda, zerinde dnya yuvarlann izili olduu bir harita aslyd. Irmaklar belirtilmiti zerinde, daha nce isimlerini bile duymad dalar ve ehirler, denizler, lkeler ve ada'ar. "Yakla ve daha yakndan bak" diye homurdand ihtiyar glmseyerek, "ok ilgin bir ey, deil mi? Bykbabamn babas izmiti onu, tanrlar yneltmiti elini bunu yaparken. Dnyada olan her ey iaretlidir zerinde, hatta yryerek ulamann kimsenin mrnn yetmeyecei uzak lkeler bile." "Peki bykbabann babas oralar grm myd?" diye sordu Glgame saygyla. 37 "Hayr, o bile grmemiti" dedi ihtiyar, "sadece tanrlar ve ok az sayda seilmi insan dnyann gerek biimini bilir. ok etkilendin, deil mi? izimlerin seni nasl esir aldn gryorum. Sen de gnn birinde dnyann gerek biimini grmek, uzak yerleri kefetmek ve gnein doduu yerden batt yere kadar tm yerkreyi dolamak ister miydin?" "Evet, hem de ok isterdim" dedi Glgame tm kalbiyle ve i ekti. "Dnyay kendi biimiyle grmek ok gzel olmal, btn uzak lkeleri ve ehirleri..." "Henz ok gensin, bu tehlikeli tecrbeye balamak iin ok vaktin var. Maalesef benden geti artk. Benim yerkrem maarann aznda balayp, urada uyumakta olan babamn yatt yerde sona eriyor. Fakat yine de dnyann merkezinin buras olduuna adm gibi eminim" dedi ihtiyar dikkatle. "imdilik bu kadar gevezelik yeter. Yapmamz gereken baka grevler bizi beklerken, ne sen ne de ben bu tr dncelerle vaktimizi harcamaya yetkili deiliz. u silindir mhr al ve tabletlerin sa salim yedi bilgelere ulatklarnn bir kant olarak Eanna'ya gtr. Anu rahipleri zerindeki yazlar okuyacak ve deerlendirecektir."

Bu szlerden sonra ihtiyar Glgame'e silindir biiminde siyah bir ta paras uzatt. Tan zerine geometrik figrler ve insan benzeri karma yaratklar entilmiti. Yaratklarn hepsi boynuzlu talar ve uzun elbiseler tayorlard. Gne tanrs ama n tahtn zerinde hepsinin ortasnda oturuyor ve daha aa konumlardaki tanrlarn hediyelerini kabul ediyordu. Sa ve sol taraflarda stilize edilmi iekler ve ayakta duran geyikler vard, onlarn da gne tanrsna tapndklar belli oluyordu. Glgame mhr kemerinin iine saklad ve bilgenin nnde saygyla eildi, ihtiyar bir el hareketi yaparak, gitmelerine izin verdiini belirtti. Yolda yrrken Abebe srarla ta daha yakndan grmek istediini syleyip durmaya balad. Glgame bir sre tereddt ettikten sonra ta ona doru uzatt. Tereddtlerinde haklyd. Abe-be'nin ta grmesiyle beraber Glgame'in elinden kaparak cebine atmas bir oldu. "Onu tapnaa sen gtrmemelisin" diye cyak cyak bard, "senin gibi bir kahverengi kafal bunu yapmamal." 38 Glgame omuzlarn silkti. Salak olann ne yapmak istedii umurunda bile deildi. Nasl olsa tan zerindeki iaretlerin gerek anlamlarn bilmesinin imkn yoktu. Fakat kendisi dikkatle bakmt mhre: Tanrlardan birisi omuzlarnn stnde aslan ba tayordu. Takmyldz ona birka gn iinde yeniden gzkmt. Bu gerek herkes iin byk bir nem tayor olmalyd. , Dnte tekrar pazarn iinden gemeyerek, tepenin zerinden geen dik bir kestirme yolu trmandlar. Bylece Eanna'ya beklediklerinden nce vardlar ve bilgelerin mhrn tapnaa teslim ettikten sonra, zigguratn evresinde bir sre daha vakit geirme frsat buldular. Fakat Glgame Abebe'nin dier ocuklara ne kadar kahraman olduuna dair anlatt palavralar ve Lilith'in bayku ve kukumav kularn korkun bir biimde tasvir etmesini dinlemek istemiyordu. Yavaa kenara ekildi ve Egalmah'n yaknlarndaki gezinti yolundan hasretle uzaklara bakt. Bilgeler bile onun tmn kendi gzleriyle grmediklerine gre, dnya inanlmaz byklkte olmalyd. Haritann zerinde izgi, nokta ve dairelerle sadece iaretlenmi olan eyleri grmek iin, eninde sonunda bir gn yola koyulacakt. Bunu yapt zaman yalnz olmas gerektiini biliyordu. br ocuklarn bir teki bile onunla gelmezdi. l aarken yapt gibi durmakszn koacak, bu arada brlerinin hayal bile edemeyecei maceralara koacakt. Glgame'in kendisini en gvende hissettii yer, Bilge Ana Nin-sun'un yakn evresiydi hi kukusuz. Her zaman onun odasna girmesine izin verilmese bile, nasl olsa Egalmah'ta saklanabilecei birok kuytu yer vard. Ne Anu rahiplerinin, ne de Itar rahibelerinin kudretleri buraya kadar uzanabilirdi, kral Dumuzi bile buradan uzak durarak Bilge 39 Ana'nn istedii gibi hareket etme hakkna sayg gsteriyordu. Gl-game burada bazen ktphanedeki yaztlar inceliyor, bazen Nin-sun'un arpinden kan nameleri dinliyor, bazen de kendisini dncelere teslim ediyordu. Sk sk tarlalara giderek kylleri ziyaret ediyor, onlarla beraber atein banda oturarak anlattklarna kulak kabartyordu. Onlarla beraberken Anu tapnanda st kapal veya anlalmaz biimlerde retilen eylerin gerek anlamlarn kavramaya balyordu. Mesela koyunlarn neden kn deil de ilkbaharda kuzuladklarn, neden insanlarn yln belli zamanlarnda oru tuttuktan sonra kurban ve sevin bayramlan kutladklarn ve bunlarn ama'n yeniden g kazanmas ile olan ilikilerini anlamaya balamt. Bunlarn hepsi doann dnmyle, kendi i ritmiyle ilgili eylerdi: Topran k geirdikten sonra dinlendii ve toparland verimsiz zamandan sonra, koyunlara g kazandran ve dourma istei uyandran ilk yeillikler ortaya kyordu. Ya da anlad baka bir ey uydu: Kularn hibirisi ebediyen gkyznde szlemezdi, en fazla bir gn, o da kendilerini rzgra brakmak suretiyle mmknd. Akam olunca alk ve yorgunluk onlar aaya inmeye zorluyordu, insanlarn yapt gibi topran zerinde karnlarn doyuruyor ve uyuyorlard. Fakat bakalar, mesela Lilith'in baykular, kukumav kular ve dier gece kular gn boyunca karanlk maaralarda ve aa kovuklarnda uyuyor, akam olunca da yuvalarndan karak av

peine dyorlard. Onlar da her eyi dzenleyen ve tm yaratklara belli bir grev veren byk yasaya uymakla ykmlydler. Fakat tm bunlara ramen Glgame daima zgnd. Kendisini yapayalnz hissediyordu, ok byk ac veriyordu bu ona. ocuklardan hibirisi onun gerek arkada deildi, hibirisiyle bir sr aydnlatamyor, bir ey tartamyor ve bir ey paylaamyordu. Onu grr grmez yollarn deitiriyorlard; sanki vebann elisi Ura lmcl soluunu ona flemiti, ya da rzgrlarn kara kanatl prensi korkun cin Pazuzu onun ensesinde oturuyordu. Srekli ona bir i veren Erenda haricinde kimse onunla ne konuuyor, ne de oyun oynamak istiyordu. Daima yalnzd. Anu tapnann geni teraslarnda bir ileri bir geri dolanp duruyordu. Zemini mozaikle 40 kapl olan avlunun duvarlarndaki sslemeleri inceliyordu. Beyaz, krmz ve siyah toprak boyalarla yuvarlaklar, zikzak motifleri ve drtgenler izilmiti duvara boydan boya, bunlarn arasnda ise stilize edilmi hurma salkmlar, buday baaklar ve yeleli koyunlar gze arpyordu. Bazen tapnakta mzik sesleri yanklanmaya balyordu; gen kzlar Vens tanras erefine arplerden, fltlerden ve simbalon-lardan ykselen ezgiler eliinde dans ediyordu. Glgame ise gzlerden uzak bir keye oturuyor, alev alev yanan baklaryla kzlarn zarif admlarn ve kvrak vcutlarn seyrediyordu. Bazen bunu bile yapmyor, tm olup bitenden uzakta en yksek terasn merdivenlerine oturarak, gkyz ad verilen ebedi muammay seyretmeyi tercih ediyordu. Ninsun ondaki bu deiiklikleri endie ve huzursuzlukla izliyordu. Fakat susuyor ve mdahale etmiyordu, nk kendisi, Bilge Ana bile, ona nasl yardm edilebileceini bilmiyordu. Fakat gnn birinde ilgin bir rya grd Glgame ve yorumlamas iin Bilge Ana'ya giderek grdklerini anlatmaya balad: "Ana, bu ryay, dn gece grdm: Bir kez daha sk sk yaptm gibi en st terasta oturuyor ve yldzlarla dolu uzak gkyzn izliyordum. Aniden yldzlardan biri gk kubbeden koparak zerime doru kaymaya balad. Kor halinde yere dt, iinden ykselen bir sesin beni ardn hissediyordum. Ayaa kalkarak yanna gittim ve onu incelemeye baladm. Yabanc ve esrarengiz bir ey gibi grnyordu gzme, fakat bir yandan da onu ok iyi tandm hissediyordum. Yerden kaldrmaya altm onu, fakat ok ard. Onu kmldatamyordum bile. Bu esnada insanlar, btn Uruk halk etrafmda toplanmaya balad, ne olduunu grmek istiyorlard. nsanlar ok uzaklardan geliyordu, tm halk, tm adamlar ayaklarm pmek iin nmde eiliyordu. Nihayet beni tarif edilmez bir iddette aran ve kendisine eken yldz yerden kaldrmay baardm. Onu sana getirdim ve ayaklarnn dibine koydum. Sen ise onun benimle ayn kymette olduunu syledin sadece." Hi kimse hayat boyunca ok eyler grm geirmi olan Ninsun'dan daha iyi rya yorumlayamazd. Glgame szlerini bi41 tirince konumaya balad: "Dinle, oul, ryanda grdn gk yldz, senin en ok zlediin ve en az tandn yanndr, senden bir paradr, senin ikizindir. Bu nedenle onu hemen kaldrmadn. Ara onu Glgame, bul onu ve bulduun zaman kabul et. Seni tehlikelerden koruyacak gl bir arkada olacaktr sana. Kuvvet doludur kendisi, lkenin en kudretlisidir, kuvveti Anu'nun gk kubbesiyle bile kyaslanabilir! Kendini ona bu derece yakn hissetmenin anlam udur: G durumlarda kaldn zaman seni asla yalnz brakmayacaktr, ta ki gnn birinde ona ihtiyacn kalmayana kadar, o zaman onu kendiliinden terk edeceksin. Grdn ryann anlam budur ite!" Gnler ve haftalar birbirini kovalad. Glgame kara kara dnyordu. Her yerde ryasndaki arkada aryordu, fakat nereye gitse, anlayszlkla karlanmaktayd. Bylece dierleri yaamn zevklerini kefetmeye balarken, o yine yalnz bana tapnan kuytuluunda oturup duruyordu. Bir gece Glgame tekrar ncekine benzer bir rya grd; fakat bu seferki ylesine canl, ylesine gerekiydi ki, uyand zaman, az nce grdklerinin sadece bir rya olduunu kavramakta epeyce glk ekti. Tekrar Ninsun'a giderek bu ryasn da yorumlamasn istedi.

"Bu defa, ana, Uruk'un pazar yerinin tam ortasnda kocaman bir balta buldum. Bu balta ne zanaatlarn kullandklarna, ne de tehlike annda savalarn yannda tadklarna benziyordu. imdiye kadar grdklerimin tmnden daha bykt, bir devin balta-syd sanki ve bir devin baltas gibi ard. Baltay yerden ancak kaldrabildim. Onu omzuma koyar koymaz, arlndan az kalsn yere serilecektim. Fakat baltay byk glkle de olsa pazar yerinin bir bandan teki bana kadar tayabildim. Bu arada ne olduunu anlamak isteyen insanlar etrafmda toplanmlard. Hepsi de hayretler iindeydi. Balta omzumda olduu halde Eanna'nn basamaklarn trmandm ve onu sana getirerek ayaklarnn dibine koydum. Sen ise, gkten den yldzda olduu gibi, onun benimle ayn kymette olduunu syledin sadece." Bilge Ana onu dinledikten sonra, bir sre dnp cevap ver42 di: "Az kalsn sorularnn cevabn kendin verecekmisin, nk gerekten de o ar yldz ile balta arasnda bir iliki var. Grdn balta bir adamdr, fakat tm insanlardan farkl olan bir adam. Henz ok uzaklarda, fakat onu bulduun zaman unlar hatrla: Seni tehlikelerden koruyacak gl bir arkada olacaktr sana. Kuvvet doludur kendisi, lkenin en kudretlisidir, zapt edilmez bir gce sahiptir, kuvveti Anu'nun gk kubbesiyle bile mukayese edilebilir! unu unutma oul, bu grdn rya birbirine benzeyen ikinci deil, nc ryadr aslnda. imdi ok gerilerde kalm olan ilk ryann byk ksmn benden gizlemitin. O ryada tm tanrlar yeryzne inmiti, aralarndan kan krmz bir aslan, bu bulumadan mutlu olduu iin sana glmsemi ve seni pmt. O zaman sana aslan takmyldzndan bahsetmitim ve sanrm o zamandan bu yana gzlerin hep onun zerinde. kinci ryanda gkten den yldz grdn. Burada bile grdn eyin sradan bir kayan yldz ve kk bir dilek olmad, aksine senin bile kavramakta ve tamakta zorlandn byk, muazzam bir zlem olduu aka belli oluyor. Fakat imdi, nc ryanda grdn balta, yaknda kendisine kavuacan arkadann byk ve gvenilir bir sava yolda olacan belirtiyor. Oul, biliyorsun ki ben sava grltsnden holanmyorum ve savan daima karsndaym. Fakat bildiim baka bir ey daha var ki, insann yaamnn seyri byk kader kitabna nceden yazlmtr ve bunu deitirmeye insan iradesi yeterli olmaz! Tanrlarca sana uygun grlen hayat yaa, oul. Byk bir zlemle beklediin eye daha uzak olduun iin zlmekten vazge. Kudretli arkadana ve danmanna kavuacan o gn eninde sonunda gelecektir nasl olsa. Sadece senin dier yarn olmasna ramen, onu son derece zlediini biliyorum. Ona kavutuun zaman, Glgame, gerektii zaman onunla beraber sava ve hazr olduunu hissettiin anda bans ve huzuru sala. Fakat yaptn her ii, doru ve dnerek yapmaya dikkat et! Bunu senden yal anan Ninsun istiyor." Glgame bu yorumdan son derece etkilenmi olarak oradan uzaklat, fakat artk zlmeye niyeti yoktu, strap verici yalnzlkla dolu olan gnlerinin sayl olduunu renmiti ne de olsa. Nin43 sun'un rya yorumu onunla dier insanlar arasndaki byl kapy biraz aralamt ve umut dolu bir k huzmesi iindeki karanln zerine akarak, onu mutlu bir beklentiyle doldurmutu. Bu kapnn bir daha kapanmasna izin vermeyecekti, bir ayan kapnn aralna yerletirmiti bile. Peki bu sonucun ocuklar zerinde bir etkisi olmu muydu? Balangta hayr. Hl eskiden olduu gibi onu grnce yollarn deitiriyor, onu diledikleri gibi alay edebilecekleri yar deli, garip bir yaratk olarak grmeye devam ediyorlard. Yalnzca Erenda, Glgame'teki deiikliklerin farkna varmt: Eskisi gibi sinerek ve her taraf kollayarak yrmyordu, ba da nne eik deildi; gururla ve kendisine gvenerek yrmekteydi artk. Son zamanlarda boyu uzamt sanki ve hl uzamaya devam ediyordu. Kendisine bir ey sylendii veya grev verildii zaman, sknet ve dikkatle karsndakini dinliyordu, szckleri eskisinden daha ciddiye alyor ve hemen sylenenlerin anlam zerine dnmeye balyordu. Bylece, iyi bir gzetmen olan Erenda, grev datm esnasnda daha dikkatli davranmaya balad; Glgame'e artk byk bir gvenilirlik ve az sklk gerektiren grevleri veriyordu sadece. Bu nedenle Glgame sk sk yedi bilgenin maarasna gnderilmeye baland, zellikle de tek bana tayabilecei nesneler olduu zaman. Hemen hemen her

gn Eanna'dan aa ehre iniyor ve maaralardaki ihtiyarlarn nem verdikleri malzemeleri satn alarak onlara gtryordu. htiyarlarn maaralarna girmeden nce her defasnda yar yarya kumla kaplanm eski tapnan nnden gemek zorunda kalyordu ve her defasnda Lilith'in batan kartc resmi onu orada bekliyordu. Ve her defasnda Lilith'e utanga bir selam yollamay ihmal etmiyordu. Tanrann baklar ok, ok uzaklardan geliyor ve sanki sonsuzlua bakyordu. Neler grmt imdiye kadar, daha neler grecekti? insanlarn le ve bakmszla terk ettikleri bu tapnak eskiden nasl bir yerdi acaba? Gnn birinde, dolu bir st testisiyle tasvirin nnden getii zaman, tanrann belli belirsiz kmldadn ve kanatlarn oynattn fark eder gibi oldu. Bunun zerine dikkatle stuna yaklat ve aslanlarla baykularn nbet tuttuklar ta olua birka damla st aktt. Artk frsat bulduka bu davran tekrar etmeye balamt. 44 Ve her defasnda, maaralardan kt zaman, sunusunun yok olduunu gryordu. Belki de ldeki hayvanlar iiyorlard dkt st. Veya yaknlardaki mezarlkta yatmakta olan llerin ruhlar. Veya taa ilenmi aslanlar ve baykular veya Lilith'in bizzat kendisi. Yedi bilgenin maaralarnda ok iyi karlanyordu. Orada bulunduu sreler git gide uzamaktayd, ihtiyar adamlar onun kil tabletleri, tapnaktan getirdii haberleri veya pazardan ald malzemeleri teslim etmesinden hemen sonra gitmesini istemiyorlard, nk kendileriyle beraber oturup sohbet etmesinden byk haz alyorlard, ihtiyarlara sorular soruyor ve cevaplar alyordu, ald cevaplar ise yeni sorular sormasna neden oluyordu, bu ekilde ksa srede Anu tapnanda rendiklerinin tmnden daha fazla ey rendi. Hayatn yaanacak ayr boyutu olduunu yava yava reniyordu. Birincisi Uruk halknn boyutuydu. Yaamlar kk eyler ve olaylar tarafndan belirlenmekteydi. Gk kubbeyi tarlalar olarak kabul edip, onu ruh, mantk ve sezgiyle srmek isteyen Anu rahipleri iin byk nem tayan meseleler ne ise, bu kk eyler ve olaylar da tek tek tm Uruk insanlar iin ayn neme sahipti. Anu rahipleri ve Vens tapnandaki Itar hizmetkrlar Uruk halknn gnlk ileri ile pek ilgilenmiyorlard. Farkl bir boyutta yayordu onlar. Tm ileri gleri, ayn, gnein ve yldzlarn hareketlerini izleyip onlar yorumlamaktan ibaretti. Sradan insanlarn gnlk ileri ve tasalan onlar hi mi hi ilgilendirmiyordu. Bu iki ayr boyuttan baka, bir ncs daha vard. Bu da yedi bilgenin yaadklar dnyayd, ilerinden hibiri hesap yapmyordu artk, ne gnn saatlerini sayyor, ne de bir gne yl boyunca Vens ve Sirius yldzlarnn hareketlerini izliyorlard. Ean-na sakinlerini kast etmek istedikleri zaman 'ocuklar' kelimesini kullanyor, Uruk ahalisini belirtmek iin ise 'torunlar' diyorlard. ocuklara ve torunlara ilettikleri haberler asla kolay anlalr ve hemen kavranlr deildi. Syledikleri esiz bir iein ta yapraklan arasnda sakl olan kymetli tohumlar gibiydi; zenle, sabrla ve dikkatle bu tohumlar yapraklann arasndan ekip almak zorundaydlar. 45 Bilge Ana Ninsun ile birok benzer yanlar var, diye dnyordu Glgame. Aslnda yedi bilge ile Ninsun arasnda tek bir farkllk vard: Onlarn oktan tarih olmu bilgi hazinelerinden byk bir ustalkla karp aldklar, viranln yosunlarndan, vcutlarndaki zamann paslarndan temizledikleri, dikkatle lp bitikleri, cilaladklar, trpledikleri ve eninde sonunda -ayet bakalarna aktarmaya deer buluyorlarsa- yeni szcklerin iine hapsettikleri eylerin tm Bilge Ana'nn dudaklarnn arasndan akp gidiveriyordu, hem de bunun iin en kk bir aba harcamasna bile gerek kalmadan. Belki de kendisi bile -aklna bu tr cretkr dnceler geldii zaman Glgame rpermekten kendisini alamyor-du-sahip olduu bilginin nereden kaynaklandn ve dudaklarnn arasndan nasl akp gittiini bilmiyordu. Ninsun z annesi deildi, bunun iin ok yalyd. Kendisini dourann ve yetitirenin kim olduunu bilmiyordu. Bu nedenle ona daha da fazla sayg gsteriyordu. Ona, maaralardaki yedi bilgeye ve viran tapnaktaki Lilith tasvirine; her birine ok farkl biimlerde sayg gsteriyordu. Fakat Ninsun'u seviyordu Glgame. Onu, Uruk'ta hibir ocuun anasn sevmedii kadar ok

seviyordu. Buna ramen baka bir tr sevginin daha var olduunu sezinliyordu, vcudu ve ruhu alev alev yakan bir sevgi. Gnden gne daha kuvvetli bir biimde hissediyordu bunu. Ve gitgide daha ok meraklanyordu. imdiye kadar Itar'n Vens tapmandan ien hi girmemi olmasna ramen, orada saklanmakta olan sr onu iddetle kendisine ekiyordu. Sk sk kimselere grnmeden tapnan etrafnda geziniyor, duvar diplerine ve allklarn arkasna gizlenerek, bu kadar ok kadn ve erkein buraya gelmesine neden olan olay ve ieride neler dndn anlamaya alyordu. Tapnan nndeki ta basamak46 larda, zellikle de gzel havalarda Itar'n kzlar sereserpe oturmaktayd. Itar'n hizmetine girenler gen ve gzel kadnlard. zerlerinde vcut hatlarn saklamaktan ok meydana kartan, incecik kumalardan yaplm giysiler vard. Gsler, bacaklar, kalalar, her gn onlara daha yakn olabilmek iin Eanna'ya gelen erkeklerin gzlerine ziyafet ekiyordu. Birok erkek geliyordu tapnaa, hatta ok ok uzaklardan, ln te yakasndan gelenler bile vard, Uruk erkeklerinden farkl giysileri onlar hemen belli ediyordu. Bu erkekler gn boyunca kzlarla beraber ta basamaklarda oturuyor, onlar seyrediyor, syledikleri arklar, aldklar fltleri, simbalonlar ve telli sazlaryla yaptklar mzii dinliyorlard. Sonra da birer ikier kzlarn yanma giderek, kucaklarna kk birer hediye brakyorlard. Seilen kz glerek ayaa kalkyor, elleriyle elbisesini dzeltiyor ve adamla beraber tapnan ierisine girerek gzden kayboluyordu. Bu hediyelerin asla kzlara ait olmadn ok iyi biliyordu Glgame, onlarn tm Itar'n hazinesine gidiyordu. Kzlar verdikleri zevklerin karlnda bir cret kabul etmiyorlar, kendilerini isteyen erkee gnll olarak sunuyorlard; onlarn tapnma biimiydi bu. Kt bir ey yoktu bunda. Herkes istediini alyor ve karlna kendisi iin doru olan veriyordu. Elbette ki tapnan tek varolma ve bu kadar sevilme sebebi, sunduu bu hizmet deildi sadece. Birok insan buraya adak adamak ve kehanete danmak iin geliyordu, bir ksm ise kutsal salondaki kk hcrelerde geceliyor ve ertesi sabah grdkleri ryalar zel olarak bu i iin orada bulunan rahibelere anlatarak yorumlattryordu. Kadnlar da birok sebep yznden Itar'a gelmekteydi. Hamile olan kadnlar ocuklarnn kz m, yoksa olan m olacan renmek istiyordu. ocuk sahibi olmak isteyen, fakat gebe kalamayan bakalar ise, Itar'n sunana giderek dileklerinin gereklemesi iin adak adyordu. Bundan baka halk arasnda zellikle Itar'n erefine dzenlenen bayramlar ok seviliyordu. Bayramn kutland gnlerde ve gecelerde insanlar akn akn Eanna'ya gelerek daha merdivenleri trmanmalar esnasnda gnlk hayatn dertlerinden ve skntlann47 dan syrlyorlard. tar'n kzlar bu mutlu gnler nedeniyle deerli kumalardan yaplm son derece gzel elbiseler giyiyorlard, o kadar harikulade bir grnleri vard ki, insanlara mutluluk vermek iin gklerden inmi yldz ocuklarna benziyordu hepsi de. nsanlar onlarn arklar ve mzikleri arasnda kendilerinden geiyorlard. Sonra da barahibe ynetiminde, tanrlarn gnlk yaamlarn tasvir eden oyunlar oynanyor ve henz Itar tarafndan kutsanmam olan genlerin seyretmelerine izin verilmeyen ayinler ve tapnma trenleri dzenleniyordu. Glgame ise kendisini saklayan duvar dibinin arkasndan kzlarn yaptklarn seyrediyordu sk sk. Olaanst gzellikte kzlard hepsi de, rzgrda salnan henz amam iek goncalarna benziyor ve onun gibi kokuyorlard. Fakat Glgame hl hibirine dokunamamt, dii bir varlkla gerek anlamda bir yaknlk yaamamt henz. Evet, onlara bakyor ve onlar inceliyordu, ama daima gvenli bir uzaklktan. Kzlarn kendisini fark edip tanmad bir eyleri yapmasn istemelerinden ve gln duruma dmekten korkuyordu. Onlarn kvrak hareketlerini gryordu, dans ederken attklar admlarn zarafetini gryordu, taa oyulmu Lilith ve I-tar tasvirlerini karsnda kanh-canl olarak gryordu, olgunlua erimekte olan yuvarlak kalalar, elmalara, kavunlara veya armutlara benzeyen dolgun gsleri gryordu. Basamaklarda bekleyen erkeklere seslendikleri veya onlarla alay ettikleri zamanki

glmelerini, ku cvltlarna benzeyen ince seslerini, cilvelemelerini, uh lklarn iitiyordu. Gzel tavrlarn, salarn, parlak gzlerini seyrediyor ve vcutlarnn ssn hisseder gibi oluyordu. Onlar kucaklamak isterdi, hatta baz geceler ryalarnda gizlice ilerinden birkana sarld oluyordu. Asla, fakat asla onlara doru bir tek adm bile atmyordu ama nk henz Itar tarafndan kutsan-mamt. O da olacakt elbette gnn birinde, vakti geldii zaman. Ksa sre nce Erenda iin vakit gelmiti ve Glgame onda o zamandan beri byk deiiklikler hissediyordu. Ay nda garip oyunlar oynayan k iftleri dinlemek isteyen Glgame, yine bir gece Vens tapnana szvermiti. Gecenin karanlndan da yararlanarak birbirlerine sarlan bir ifte do48 ru yaklamaya balad, onlara o kadar yaknd ki, sakland kk kesme tan arkasndan birbirlerine syledikleri en gizli kelimeleri bile rahata iitebiliyordu. Kim olduklarn gremiyordu ama, seslerden kardna gre orada olanlar tar'n kzlarndan biri ile gen bir Anu rahibiydi. Merdivenin banda sarma dola oturuyorlard, bu arada birbirlerini pyor ve okuyorlard. Bylece Glgame son derece ilgin bir konumann ahidi oldu. "Demek ki Kral Dumuzi'nin sarayna gittiniz?" diye sordu gen adam. "Evet" diye cevaplad kz nemsemeyerek, "son zamanlarda tapnak hizmetkrlar kral neelendirmek iin sk sk oraya gidiyorlar. Saylar bazen yirmiyi bile ayor." "Hepsi birden kraln ehvetini mi uyandrmaya alyorlar yoksa?" "Tabii ki hayr! Dumuzi yal, titrek bir adam. Fakat bazen yabanc eliler onu ziyaret ediyorlar, bazen de Uruk'lu tccarlar ile i grmeleri yapyor." "Eliler mi?" diye sordu gen adam. "Artk baka ehirlerin hkmdarlaryla ilikiye gemek istemediini sanyordum." "Doru, zaten bu eliler de Ur, Eridu veya Nippur'dan deiller. ok uzaklardan gelmiler buralara. Hatta bazlarnn vcutlarnn tm odun kmr gibi kapkaraym!" "Peki, siz neler yapyorsunuz orada?" diye bilmek istedi gen adam. "Oh" diye bard kz, "nce grmelerin yapld muhteem bir ziyafet veriliyor genellikle. Biz bu esnada lafa hi karmyoruz, nk politika erkek iidir ve biz kadnlarn balarn artmaktan baka bir ie yaramaz. Zaten bizim oraya davet edilmemizin sebebi bu grmeler deil. Yemekten sonra mzik yapmaya ve dans etmeye balyoruz, bylece elileri byleyerek grmeler esnasnda ortaya kmas muhtemel olan anlamazlklarn ve kt havann son etkilerini de ortadan kaldryoruz." "Ya sonra?" "Sonra da kral elilere dnerek, gecenin kalan ksmna ak oyunlar ile devam etmeleri iin aramzdan istediklerini semelerini rica ediyor." 49 "Sen hi katldn m buna?" Kz kahkahalarla glmeye balayarak, alayla gen adamn brne dirsek att. "Unnuki, yaptklarmz kskanyor musun yoksa?!" "Belki de, bilmiyorum" diye homurdand rahip, "fakat nce soruma cevap ver. Sen demin anlatklanna hi katldn m? Yoksa birden fazla defa m..." "Hayr" diye cevaplad kz, "sadece bir kere katlabildim, nk henz ok gencim. Fakat barahibe oraya gitmekle iyi ettiimi, bundan sonra beni daha sk gndereceini syledi." Gen adam susuyordu. Herhalde dnyordu. Sonra bir soru daha sordu. "Peki houna gidiyor mu? Yaptklarndan zevk alyor musun?" "Evet, ayn tapnaktaki gibi" diye cevaplad kz. "Bunlar -tar'n houna gidiyor, onun erefine elimden gelenin en iyisini yapmaya alyorum. Byle yaptm srece bana iyi davranacak, hayatm boyunca beni koruyacak ve gzetecek." "Seni ben de koruyabilirim" dedi gen adam. "Ama tar gibi deil" diye cevaplad kz aceleyle, "bunun yan sra sen de ok iyi biliyorsun ki, ikimiz de sradan insanlar deiliz. Sen Anu tapnanda, ben de Itar tapnanda takdis-edildik. Rahip ve rahibeler arasnda bir evliliin imknsz olduunu sen de biliyorsun."

"Evlilikten sz etmiyorum zaten" dedi gen adam nihayet. Uzun bir sessizlik yaand. Glgame onlarn ne yaptklarn tam olarak kestiremiyordu, belki de sadece yan yana oturarak, gecenin yldzlarla dolu rtsyle kapl olan gkyzne bakyorlard. Fakat bir sre sonra hrt sesleri ve derin soluk alp vermeler, tekrar birbirlerinin bedenlerinin yolunu bulduklarn kantlad. Glgame gzlerini kapad. Rahibin yerine merdivenin basamaklarnda oturan kendisi olsa ve kzn yumuak tenine dokunsa, neler yapacan dnd. Kzn teninin ok yumuak olmas gerektiini dnyordu, nk son derece melodik ve gzel bir sesi vard. Fakat kzn Unnuki olarak adlandrd ses, onu hayallerinden 50 ORHAN KEMAL L HALK KTPHANES koparp ald. "Her eyden elini eteini ekmi gibi grnen ihtiyar Dumuzi'nin byle lenler ve elenceler dzenleyecei, hi aklma gelmezdi dorusu." "Zaten ok az bir sre nce balad bunlara" dedi kz cevap olarak. "Barahibemiz ve tar'n yeryzndeki en gen tezahr Iluna, Dumuzi'nin sakalnn artk bembeyaz olmaya baladn syledi, hatta iindeki tek bir siyah tel bile kraln son derece heyecanlanmasna ve sevinmesine neden olabilirmi. Ve luna bu durumun yaklaan lmn habercisi olduunu sylyor. Dumuzi bu dnya ile br dnya arasndaki eikte sallanp duruyor. Kendisi de bunun farknda, bu nedenle dnyev zevklere daha byk bir tutkuyla baland son zamanlarda. Iluna, ona yardmc olmamzn ve tm isteklerini annda yerine getirmemizin, kutsal grevimiz olduunu sylyor. Kraln tek bir sz bile, koa koa ona gitmemiz iin yeterli. Kendi^ artk Vens'n zevklerini tadacak durumda deil, ama neden onlar gzleriyle grmesin ve kulaklaryla iitmesin? Kader kitabnda ona ait olan blm abuk sona erdi, ertelenmesi mmkn olmayan son yaklat." "Bu Iluna ok akll bir kadna benziyor." "Tabii ki yle" diye bard kz bu szlerden holanarak, "yoksa Itar onu yeryzndeki en gen tezahr olarak seer miydi hi? Fakat sadece akll ve anlayl deil, ayn zamanda ona yaklaan herkesin gzlerini kamatran olaanst bir gzelliktir kendisi. Vens'n parlakl gibi klar samaktadr etrafna; kor halindeki bir yldz gibidir ve dikkatsiz kiilerin ona fazla yaklanca alev alev yanmalar iten bile deildir." "Ne demek istiyorsun?" diye sordu gen adam aknlkla. "Yani, Iluna bize her zaman politikann erkek ii olduunu, kadnlarn karmamas gerektiini sylyor. Ama ayn zamanda, etrafnda Vens'n scak hlesi bulunmayan bir hkmdarln, manasz ve aklsz olacan da sylyor." "Manasz ve aklsz?.." "Evet, byle sylyor ite. Fakat syledikleri sadece szde kalmyor, onlar en iyi ekilde uygulamaya koymay da baaryor." "Hangi yntemlerle?" 51 "Kendisi de bizimle beraber Dumuzi'nin sarayna gelerek, kraln yrd yolu dzeltmeye ve dorultmaya alyor. " "Dzeltmek ve dorultmak... sanki hkmdarmz zerinde nfuz kazanmak istiyormu gibi geldi bana." "Evet, bunu yapyor zaten" dedi kz neeyle, "onun Dumu-zi'yle ayn masada yan yana oturduunu grdm. Onu sadece baklaryla bile kendisine balamt. Hibir kadn bir erkei onun gibi etkileyemez, lluna bir erkei nce umut vererek yanna arr, sonra onu hi beklemedii bir anda tersleyerek reddeder ve bir sre sonra yeni batan umut vermeye balar. Hibir kadn bu oyunu lluna kadar baarl bir ekilde uygulayamaz. Keke ihtiyarn halini grebilseydin. Kutsanma treninden sonra ilk defa tapnaa yaklaan bir delikanl gibi k ve heyecanlyd. Bana sorarsan; hkmdar yaknda lluna'ya tamamen teslim olacak ve onunla evlenecek." "Bu da Iluna'nn Uruk'un tek hkmdar olaca ve Itar tapnann gcnn sonsuz derecede artaca anlamna geliyor galiba!" "Yine kskanmaya baladn" diye bard kz ve fkeyle ona hafif bir tokat att. "nce beni kskanmaya baladn, oysa sen de ok iyi biliyorsun ki, benim grevim ak tapnana girmek isteyen herkesle isteyerek ve arzulayarak beraber olmak.

Bunun iin yaratldm ben. imdi de tanrasna an, eref ve kudret kazandrmak iin alan lluna'yi kskanyorsun. Derdin nedir, ne istiyorsun, hibir eyi beenmeyen adam!" "Seni" diye fsldad gen rahip, "seni istiyorum, hemen ve imdi, krala gelen elilerin tmnden daha fazla ve daha sk." "yleyse tapnaa gidelim" diye cevap verdi kz. "Geri gece karanlk ve lk, ama benim odam daha scak; orada bizi hi kimse duyamaz ve gzetleyemez." Ayaa kalktlar ve sarma dola bir vaziyette tapnaa girdiler. Bir sre sonra ayak sesleri iitilmez oldu. Glgame ok fazla ey duymutu, o kadar ok ey ki, onlarla nasl baa kabileceini bilemiyordu. Gizlice dinlemi olduu konuma bir yandan tm duygularn altst etmi, dier yandan Vens kznn Itar, lluna ve dolaysyla da Kral Dumuzi hakknda syledikleri, merakn son derece kabartmt. Olayn aslnda bu 52 gen klarn oynamalar srasnda kavrayabildiklerinden ok daha derinlere indiini bir anda anlamt. Acaba Anu barahibinin kulana buna benzer eyler gelse, ne olurdu? Gen Unnuki'nin sevgilisinden duyduklarn ona da anlatmayacan, kim garanti edebilir ki? Anu ve Itar'n halkn beeniflTazanmak ve Dumuzi'nin yannda devlet ynetiminde sz sahibi olmak iin rekabet halinde olduklar herkese bilinen bir gerekti. Barahip ve tm ruhaniler buna nasl bir tepki gsterirlerdi? lluna Kral Dumuzi'yi etkisi altna alp, taca ve tahta giden bir yola ayak basmakla, bir adm ne gemi olmuyor muydu? Dumuzi hakknda Erenda gibi dnen birok insan vard, fakat amalan taht zerine Anu'nun etkisini arttrmakt sadece. Fakat imdi lluna dncelerini gerekletirebilirse, Itar'n yldz an ve erefle parlayarak, Anu'nun hizmetlerini glgede brakacakt. Glgame bu konuda dnecekti. Bir erkek olduu veya Anu tapnanda renci olduu iin deil sadece; Uruk'ta gelimeyi ve ilerlemeyi salayabilecek yegne gcn, Eanna'daki denge olduunu renmiti Bilge Ana'dan. Bu dengenin bozulmas halinde huzursuzluk ve rahatszlk kacakt ortaya, belki de sert tartmalar yaanacak, hatta atmaya ve kaosa bile neden olabilecekti. iki sevgili arasnda kelimelerle ifade edilmeyen eyler vard bir de: Her an patlamaya hazr olan arzu ve ihtiras. Ayn iki evriminden sonra, Anu'nun son snavn da baaryla verecekti ve arpan bir kalple kutsanma ve kabul edilme treni iin Itar'n tapnana gidecekti. Nasl olacakt acaba bunlar? Snrsz bir ak yaamak iin kendisine yaklaacak olan Vens kzlarna, sevgilisine kur yapan bir erkek gvercin gibi mi davranacakt yoksa? Ba dnyordu Glgame'in, arzu duymaktan ve pheden, umutlanmaktan, beklemekten, endieden ve hayal kurmaktan. G bela Egalmah'a kadar gidebildi, kendisini iltesinin zerine att, fakat uyuyamad. Huzursuzluk iinde bir o yana, bir bu yana dnp duruyordu. Tapnaktaki ak kzlarndan birisine bile gz koymamt. Hepsini alacak ve tanyacakt, hepsini ve her eyi, hepsini, hepsini... 53 Uruk'un gneyinde, Frat'n kysnn yaknlarnda, hakknda pek tekin olmad yolunda sylentilerin dolat bir blge bulunuyordu. ok yal, ii tamamen koflam, artk en kk bir hayat izi bile tamayan bir mee aac vard orada, dalp para-lanmamasnn tek nedeni, kklerinin arasn yuvas olarak benimsemi kt, byl bir ylann varl idi. Uruk'un genleri o blgede sk sk oyunlar ve yarmalar dzenliyordu. Gre ve uzun atlama yarmalarnn yansra, zellikle de kk, yuvarlak, sahipleri tarafndan boyanan veya iaretlenen talarla yaplan at yarmalar ok sevilmekteydi. Genler birbirlerine meydan okuyarak, talarn en uzaa frlatmaya alyorlard, zellikle talar iinde o hayal edilemeyecek kadar kt ve korkun ylan hayaletinin yaad meenin kklerine frlatabilmek, byk bir cesaret olarak kabul ediliyordu. Bu nedenle genlerin birou iyi bir at yaptktan sonra, gidip talarn geri getirme tehlikesini gze almaktansa, onlar olduklar yerde brakmay yeliyordu. ite gnn birinde buna benzer bir olay gerekleti. Glgame kendi kendine oyunlara katlmaya karar vermi ve en iyi oyunculara meydan okumutu. Bunlar

Uruk'un gney blgelerinde oturan adamd; ikisi Anu rahibiydi, tekisi ise kraln muhafz ktasnda askerdi. Glgame'in grlmedik ve duyulmadk lde cesaret ieren szleri ve zellikle de yapt ilk at, izleyenleri aknla ve dehete drmt. Sska Glgame! Kimin aklna gelirdi ki?.. Kalabalktan ykselen sesler tarafndan tahrik edilen dier yarmaclar, dilerini skarak talarn savurdular. Gerekten de iki tanesi Glgame'i gemeyi baard. Fakat imdi sra ikinci atlara gelmiti. Glgame kumdaki izgiye kadar koarak hz ald ve tan en uzaa frlatt. Kalabalk tekrar hayret lklar kopard, ta ki 54 asker tan Glgame'in tandan biraz daha uzaa frlatana kadar. Kalabalk artk uuldamaya balamt. Asker ve Glgame ba baa kalmt imdi, dier iki yarmac elenmiti. Meydan okuyucu olarak ilk ta frlatma hakk Glgame'e aitti. Tm gcnloplad, vcudu bir ceylana dnd, koarak hz ald ve ta frlatt. Herkes tan havada izdii kavisi izledi, ama nereye dtn kimse gremedi. Mee aacnn hemen yaknlarna dm olmalyd, ayet daha ilerilere gitmediyse! yi bir ta frlatcs olarak n yapm olan asker, Glgame'i gemek amacyla tm gcn toplayarak sn atn da yapt. Her zamankinden daha fazla gerildi ve her zamankinden daha hzl kotu. ok iyi bir at yapt, ta havada bir atmaca gibi szlerek epey uzaa dt. Fakat yeterince uzaa deil. "Ben kazandm" dedi asker byk bir zgvenle. "Gidelim ve hangi tan daha uzaa dtne bakalm" diye karlk verdi Glgame sert bir sesle. Askerin tann mee aacna yaklamadn kesinlikle fark etmiti. Herkes ayaa kalkarak onlar takip etmeye balamt. Yol boyunca daha nce atlm olan btn talar topladlar, fakat en son ikisi hibir yerde yoktu. "Mee ktne biraz daha yaklamalyz herhalde" dedi Glgame. Fakat insanlar olduklar yerde aklp kalmt. Hibiri byl aaca bu kadar yaklamaya cesaret edemiyordu. Asker de ne yapacana karar veremez bir haldeydi. "yleyse ben kazandm!" dedi Glgame ve szlerinin etkisini anlamak iin rakibinin suratna bakt. "Asla ve hibir zaman!" diye cevap verdi asker, "ta senden daha uzaa frlattm." "Sadece talan grdm zaman inanrm buna" dedi Glgame. Kalabalk mrldanmaya balamt. Daha nce hi kimse mee aacna bu kadar yaklamay istememiti. Asker fkeyle yzn gzn buruturdu. Fakat yiitliine leke srdrmek istemedii iin, Glgame'le beraber ileriye doru birka adm att. "Burada" diye bard, "burada ite, biliyordum!" Ve herkesin grmesi iin, krmz ta zafer dolu bir ifadeyle havaya kaldrd. Kalabalk, yksek bir uultuyla kutlad onu. 55 "Seninki nerede peki?" diye sordu asker Glgame'e dnerek. "Daha ileride, belki de mee ktnn tam dibinde." "yleyse git ve onu kendi ellerinle buraya getir. Bu ekilde inanabilirim sana ancak." Glgame bir adm daha att. Grlmedik bir eydi bu, bu grlmedik bir eydi. "Kendisinde deil, ne yaptn bilmiyor" diye fsldad birka kii, "imdi bir eytann olu olduu ortaya kacak" dedi bakalar. Glgame onlara aldr etmiyordu. Adm adm yal meeye yaklat, ayaklar aacn ktne deiyordu artk. Fakat ta hl grnrlerde olmad iin, onu aramak amacyla aacn iine doru eildi. Herkes nefesini tutmutu, kimseden t kmyordu. Glgame aacn kklerine yakn bir yerdeki budak deliine kadar eildi. eri bakt zaman, nce hibir ey gremedi, fakat gzleri alacakaranla biraz alnca, iende siyah, byk bir ylann reklenmi olduunu grd. Ylanla gz gze gelmiti Glgame, hayvann byleyici baklar onu bir anda tutsak etmiti. Tekrar kendine gelebilmesi ve hayvann cinsini tayin etmesi, dakikalar srd. Byk, karlmayacak bir frsat gemiti eline. Bilgelerden duyduuna gre, bu ylan su kenarlarndaki sazlarn ve otlarn arasnda yaayan ve kendisine uygun bir av oradan getii zaman zerine atlayarak, onu smsk sarp havaszlktan boan zehirsiz bir trd. Bir kuzuyu suya ekerek boacak kadar bykt, ama Glgame ondan daha byk bir cesarete sahip olmutu aniden. Kafas

lgnca alyordu. Yldrm hzyla ylan uygun olan tek yerden, yani kafasnn arkasndan yakalad ve bir daha brakmad. Avn meenin iinden kartarak bann zerine kaldrd, lklar atan kalabala dnd, hayvan bann zerine kaldrarak havada dndrmeye balad ve az ilerideki allarn arasna doru frlatt. Kalabaln lklarn, derin ve anlaml bir sessizlik izledi. Bazlar aknlk ve dehetten azlar ak yere oturmutu. Aslnda yiit bir sava olan asker bile, inanmaz gzlerle Glgame'i seyrediyor ve az nce grdklerinin d m, yoksa gerek mi olduunu anlamak iin elleriyle gzlerini ovuturuyordu. Glgame ikinci bir kez aaca doru eildi ve kklerin arasndaki frlatma tan ald. Onu havaya kaldrarak herkese gsterdi. 56 "ite" diye bard herkesin duyabilecei bir sesle, "bu defa benim kazandm anlamanz iin yeterli bir kant m bu? Yoksa o kaln kafalarnza, karnzda artk sska Glgame'in, ebedi malup Glgame'in deil, gzlerinde krmz aslann gl parlayan muzaffer Glgame'in bulunduunu sokmam iin, size baka bir delil, bir iaret daha m vermemi istiyorsunuz?..." "Bir iaret" diye kekeledi Abebe kan ekilmi dudaklaryla, "bize bir iaret ver." "Pekl, size bir iaret daha vereceim" diye bard Glgame, "ve bu yle bir iaret olacak ki, daha sonra hi kimse bunu grmediini veya aptallar kandrmak iin evrilmi bir numara olduunu iddia etmeye cret edemeyecek. yle bir iaret alacaksnz ki, ebediyen burada kalacak ve onu her geliinizde burada greceksiniz." Bu szlerden sonra mee aacna dnd ve kollaryla rm gvdesini sard. Sanki vahi bir boay dize getirmek ister gibi, aala boumaya balad. Tahta atrdamaya ve ktrdemeye balad. Aa ok bykt aslnda, ama iten ie o kadar rm ve harap olmutu ki, ilk frtnada kendiliinden yklmas iten bile deildi. Sadece birka noktadan direnmeye devam ediyordu, az sonra Glgame'e teslim olarak, byk bir atrt ile yere devrildi. Onu seyreden genlerin hepsi korkudan, aknlktan ve hayranlktan bas bas baryorlard, Glgame de barmaktayd, nk derken derisi birok yerden izilmiti ve son derece naho bir ekilde aacn altnda kalmt. Fakat bir yandan da gururla baryordu. Btn bu yllar boyunca iinde tad acy ve hakszlklar, bararak dar atyordu. ylesine iddetli baryordu ki, ama'n gne arabas bile gkyznde hoplamaya balamt sanki. Aslnda bu grd sadece aniden zerine ken derin yorgunluun etkisinden baka bir ey deildi. Gzlerinin nnde imekler akyor, kara noktalar uuuyordu, bir sre l gibi yatt yerde. Sonra etrafnn evrildiini, birok kolun kendisini kavradn ve omuzlar zerinde tamaya baladn fark etti. Kalabalk barmaya devam ederek Glgame'i omuzlarnn zerinde ta Eanna'ya kadar tad, yolda grdkleri herkese ve zigguratn nnde bekle57 yen rahiplere de olan bitenleri en ince detayna kadar anlatmay ihmal etmedi. Glgame mutluydu. Akl erdiinden bu yana ilk defa insanlar kendisini kabul ediyordu. Az kalsn hayatna mal olacak olsa bile. Zaferini son yudumuna kadar zevk alarak iiyordu. Fakat daha sonra, kalabalk biraz yat zaman fark ettirmeden aralarndan syrlmay baararak, kknden sklm aacn bulunduu o yere bir daha gitti. Hava kararp aacn detaylar kaybolana kadar inceledi onu. Aa, diye geiriyordu iinden, sen sradan bir aa deilsin, benim iin bir dnm noktassn. Sen byl bir aatn ve insanlar korkutuyordun. Fakat ben senin byn bozdum ve kendi ellerimle dnmm tamamladm. Grelim bakalm, bundan sonra bana bakp glmeye kim cesaret edebilecek... Daha sonra yannda her trl alet edevat olduu halde, birok kez aacn yanna gitti. rm kt byk bir sabrla dilim dilim kesmeye balad. Gnler sonra ii oyuk ktkten salam bir para karabilmeyi baard ve zerini tabaklanm kei derisi ile kaplad. Aacn baka blmlerinden ise iki tane ince uzun para kesti, ularn yuvarlaklatrd, saplarn zmparalad ve eitli oymalarla ssledi. Eseri tamamland zaman, Anu tapnana giderek, barahibe bununla neler yapabileceini gstermek istedi.

Mee aac nasl sradan bir aa olmayp, byl bir aa idiyse, bu trampet de sradan bir trampet deildi. omaklar belli bir ritimle kei derisinin zerine iniyor, omaklarn temposu, vuru iddeti ve biimi deitike, trampetin karn farkl ekillerde konumaya balyordu. Yeryznn tm sesleri trampetin iinde uyuyordu, sanki, Glgame'in tek yapmas gereken, onlan uyandrmakt. Diledii zaman yaban eeklerinin nallarnn grleyen seslerini veya kum zerinde ptr ptr yryen uzun bacakl kularn narin ayak seslerini karabiliyordu trampetin karnndan. Bazen kara kurbaalarn gece vaklamalar oluyordu bu, bazen de evlerinin nnde alan zanaatlarn eki darbeleri. Ara sra l rzgrlarn srkleyip getirerek, Uruk'un zerine bir rt gibi ken ve ziggura-tn etrafn bir bulut gibi eviren kzl kumlarn tanelerinin patrdayan seslerini iitir gibi oluyorlard. 58 Barahip ve birok kii trampetin sylemek istediklerini dinlediler ve konuma biiminin Glgame'in yeteneine bal olduunun farkna vardlar. Ve Glgame almay bitirdii zaman, yal rahiplerden birisi ayaa kalkarak, elini onun alnna koydu. Barahip de ayaa kalkarak elini Glgame'in alnna koydu ve onu erkekler topluluuna kabul etti. Snav baarmt Glgame. Fakat ondan bir istekleri vard. Kendilerinin ve Anu'nun huzurunu bozmamas iin, trampetini mmkn mertebe aada, ehrin balad yerde veya byl mee aacnn bulunduu yerde almasn rica ediyorlard. Daha uzaklarda almas, phesiz ok daha iyi olurdu. Bu tr mzik onlar iin fazla grltlyd. Zaten Itar tapnandan gelen mzik ve kahkaha sesleri yeteri kadar rahatszlk veriyordu. Fakat kzlarnn kendi erefine mzik yapmalarn ve dans etmelerini de tanraya yasaklayamazlard ya... Glgame erkekler topluluuna yar yarya kabul edilmi olarak oradan uzaklat. Dier, daha nemli yars, Vens'n kollar arasnda bulunuyordu. Fakat bunun iin Nannar'n gm renkli anann ince bir orak biimine gelene kadar klmesini beklemek zorundayd; nk kutsanma treni ancak ayn gcnn artmaya balad bir gecede gerekleebilirdi. Glgame beklemesi gereken zaman daha kolay geirmek iin aadaki tarlalara inerek, hayvanlara sanatn sergilemeye balad. Bir sre sonra hayvanlar ona ve trampetine almlard, kei derisi kapl yuvarlak tahtaya elindeki omaklarla vurmaya balad zaman artk ne rkyor, ne de oradan kaarak uzaklayorlard. Yar alannn kenarnda oturuyordu, arkasn ehre dnmt, nnde Frat'n sulan vard. Gzlerini rman kar kysna dikmiti, hzla akan suyun zerinden arada srada bir balk teknesi geiyordu. Suyun zerinden ise turna katarlar szlmekteydi. Ovann zerinde hafif bir yelin estiini hissediyordu, grnmez bir el etrafndaki ince kumlan havalandnyordu sanki. Etrafndaki tabiat yayor ve nefes alyordu, genel eklini bozmadan detaylan deitiriyor ve yeni biimler veriyordu. Glgame de trampetini onun gibi konuturmaya gayret ediyordu: Rzgrn soluunun te59 ; * mel ritmini yakalamaya alyordu, omaklar ile ilerine tabiatn kk, glkle alglanabilen deiimlerini yerletirdii srekli titreimler yaratyor ve bunlar ana temaya dahil ediyordu. Bazen de omaklar bir yana atarak, kei derisine elleri ile vurmaya balyordu. Avu ileri derinin zerinde bambaka bir melodi yaratyordu, skl yumruklar ise parmak ularnn hzl hareketlerinden veya ellerin kenarlannn sert darbelerinden farkl bir dille konuuyorlard. Yar trans iinde, hayallere dalm bir ekilde konuturmaktayd trampetini. alyordu srekli ve trampet ile gitgide daha fazla btnleiyordu. Uruk'un on be delikanls, tar tapnann zerinde Vens'n yedi nnn parlad ana kapsndan getiler. Hepsi de suskundu ve suratlan ok ciddiydi. Kendilerini karlayan bir rahibe, onlara kabul ikisi sundu ve hizmetkrlar tarafndan banyo yapmaya gtrldler. Her biri scak suya her dallarnda sadece ln tozlarndan deil, ayn za manda asllarndan, gemilerin arndklann hissediyorlard. Sonra da ellerinde eitli amforalar, vazolar ve malzemeler tayan hizmetkrlar, adaylarn vcutlarn yalarla ovmaya

baladlar. Baaryla sona eren bu sreten sonra delikanllar bir eit bekleme odasna gtrldler. Elbiseleri beklemekteydi orada onlar, etek benzeri ksa nlklerdi bunlar, belden balayarak dizlerine dek iniyorlard. Dnm treni iin getirdikleri hediyeler de bir keye gzelce istiflenmiti. Glgame hediye olarak beyaz kaymaktandan gzel bir Ana Tanra figr yontmutu. Ta nce przsz bir ekilde kesmiti, kol, bacak ve kalalar zenle meydana karm, gzlerinin yerine at deliklere de minicik ta paralan yerletirmiti. Figrn sa-lann bitm ile siyaha boyam ve boynuna da ift sra bir kolye 60 takmt. Kolye aslnda piirilmi kil topaklarndan oluuyordu, ama aynen gerek incilerden olumua benziyordu. Arzu edildii takdirde tlsm olarak kullanlmas iin kk bir kulpu da vard ve Ana Tanna'nn ellerinde iek taklmas iin iki tane ince delik bulunuyordu. Eseriyle gurur duyuyordu Glgame. Heykelciinin ok gzel olduunu dnyor ve dierlerinin neden byle kaba-saba ve hantal eyler yaptklarn dnerek hayretlere dyordu. rnein Abebe, Ana Tanra'nn kvrck salara sahip olmasn istemiti, fakat bunu o kadar beceriksizce yapmt ki, sanki figrn kafasna ylanlar reklenmiti. Fakat herkes beenmiti onu, Glgame de tekilerinin eserlerine vgler yadrd. Heyecanl konumalarla geen bir bekleyiten sonra, onlara doru yaklaan bir tef sesi iittiler. Bir sre sonra tefin mziine fltlerden ve simbolinlerden kan nameler de karmaya balad. Kap ardna kadar alarak ieri bir yn ssl psl gen kz dald. Delikanllarn etraflannda dans etmeye, onlarla akalamaya ve baz pek de uygun olmayan davranlarda bulunmaya baladlar. Fakat ieri acayip giysiler iinde varlk girince ortalk bir anda sus pus oldu. Yksek dereceden tar rahibeleri olduklar belli olan varlklar, tyl koyun pstekisinden biilmi yerlere kadar uzanan, derin yrtmal etekler giymilerdi, bellerinde geni kemerler vard ve gslerini effaf kumalarla rtmlerdi. Salar sanatkrane bir ekilde kule biiminde taranmt, suratlarnda ise parlak renkli boyalarla sslenmi garip maskeler vard. Biri omuzlarnda ift bir balta tayordu, ikincisinin elinde uzun tylerden oluan bir demet, ncsnn elinde ise gkyznde tar'n ama'n kz kardei olduunu gsteren bir gne arabas modeli vard. Tef aniden tekrar vurmaya balad ve dinsel tren yeniden hareketlendi, tar rahibeleri en nde yrmeye balamlard, delikanllar da erli sralar halinde onlar takip ediyordu, en arkadan ise kalabalk gen kz grubu gelmekteydi. Hep beraber nce tar tapnann n avlusundan, sonra da tapnan ana binasna alan bir kapdan getiler. erisi yan karanlkt. Yerdeki az sayda ya kandilcikleri, yollann iaretlemekteydi, duvarlarda asl olan clz 61 kl mealeler, ieriye byl, bilinmez bir derinlik kazandryordu. Koridorun iki yanndaki ttslklerden dumanlar ykseliyordu. Mr ve ona benzer baka bitkilerin gzel kokulan, hafif bir mzik gibi doldurmulard havay. Delikanllar yar karanlk meknda rkek gzlerle doruca nlerine bakyorlard, ama etraflarndaki mrltlardan birok insann kendilerini izlemekte olduunu anlamlard. Tapman merkezine ulamlard artk; maske takm varlklarn talimatlanna uyarak, hediyelerini sunak tana koydular. Hl kutslakdesin dnda bulunuyorlard; delikanllar bir kez daha boazlarn yakan bir sv itikten sonra maskeli varlklar dar ktlar ve adaylar yalnz braktlar. Glgame uzunca bir sre dierleri gibi diz kerek, derin dncelere dald. Akla hayale gelebilecek her ey geiyordu kafasndan, sadece mantkl bir dnce hari. Tapnaktan ykselen gizemli by ve kokular, tm bilgisini ve hislerini yok etmi gibiydi. Sonra hafif bir grlt onu dald derin dncelerden ekip ald. Ban kaldrd zaman, kutslakdesin perdesinin hafife oynadn ve azck aralandn fark etti. Bir siluet grr gibi olmutu ieride. imdiye kadar grd her eyden daha acayip ve daha inanlmazd. Yldz tozlarndan bir pelerin vard sanki zerinde, fakat omuzlarndan balayarak ayaklarna doru uzanmyor, aksine aadan yukar kar gibi rtyordu vcudunu. Bann olmas

gereken yerde ise yedi nl bir yldz bulunuyordu. inden gelen bir kla aydnlanr gibiydi, fakat bir atein deildi bu, aksine sabah ilerinden yansyan binlerce k demetinin altnda parlayan bir da kristaline benziyordu. Siluet yavaa elini onlara doru sallad. lk srada diz km olan Glgame, kime iaret ettiini anlamak iin etrafna baknd, ama kimsenin yerinden kmldamaya cesaret etmediini grnce, ayaa kalkarak doast varla doru yrmeye balad. Yar ak perdeden geerek, kutslakdesin olaanst gzellikte sslenmi stunlarna ulat. Kapnn iki yannda bulunan tula pervazlann zerindeki tatan aslanlar, ierisini bekliyordu. Yine aslanlar, diye geti kafasnn iinden yldnm hzyla. Fakat sonra onlann Itar'n kutsal hayvanlan olduklan geldi akl62 na. Lilith'in aslanlan gibi, ak azlanyla korkun bir ekilde kkremiyorlard ama. Uysal bir biimde kapnn iki yanma uzanmlar, bir ev kedisi gibi kafalann penelerinin arasna uzatmlard. Buna ramen heybetli ve etkileyici bir grnmleri vard, sanki izinsiz olarak ieri girmeye cret edeceklerin zerine atlayp, onla-n parampara edecekmi gibiydiler. Glgame ihtiyatl admlarla kutslakdese yaklat, ierisi botu, yldzl varlk da duman olup umutu sanki. Ortada sade bir ta kaide vard yalnzca, zerinde garip bir cisim duruyordu. Birbirine balanm iki adet gze benziyordu. Baklarn ona dikmilerdi sanki. Bu cismin bir ta paras olduunu bilmesine ramen, yerinden kmldayamyordu, bacaklan ona izin vermiyorlard. Fel olmu gibi duruyor ve o acayip eye bakyordu. Ve sadece bir ta parasndan baka bir ey olmayan o gzler, ona bakyorlard, kmldamadan, sorgulayarak ve isteyerek. Hafif bir nlama, ban yana evirmesine neden oldu. Aniden tar, yce tanna, karsnda belirivermiti. Vcudundaki mavi pelerinin zerinde binlerce, ama binlerce petekgz parlyordu, bann zerinde boynuzlu orak vard, kulaklarnda kpeler sallanyordu ve boynunda, ellerinde ve ayaklarnda saysz zincir ldyordu, tar ona bir bak frlatt ve Glgame'in bildii her ey aniden btnleti ve kaynat: O ayn anda tar ve Inanna'yd, Iluna ve Lilith'di, Ana Tanra ve dnyann en gzel kadnyd. O kadar gzeldi ki, Glgame'in nefesi kesildi. Tanrann nnde diz kmek istedi, ama tar sa kan hafife oynatarak ona engel oldu. Bunun yerine ellerini boynuna gtrd ve pelerininin nn at. Glgame tannann kaymakta rengindeki plak vcuduna bakt. Gslerinin ulannn boyal olduunu ve gbek deliinde parldayan bir akik paras bulunduunu fark etti. Zarif bacaklar kalalarna doru narin sazlar gibi ykseliyordu. Ve sonra tanra ona Vens genini gsterdi. Her eyi grdkten sonra, dayanamayarak gzlerini kapad. Sonra tekrar az nceki hafif nlamay iitti. Gzlerini at zaman tanra ortalarda yoktu, fakat yldz elbiseli varlk tam nnde duruyordu. Glgame'i omuzlarndan yakalayarak dan kard. 63 ince uzun, karanlk bir koridordan geen delikanl, kk bir odaya ulat sonunda. ieklerle sslenmi bir kz beklemekteydi kendisini. Kz alnndaki ieklerden oluan tac alarak, yumuak bir hareketle Glgame'in kafasna koydu. Sonra da tek kelime etmeden onu elinden tutarak beraberinde srklemeye balad. Birok koridordan getikten ve bir merdiven ktktan sonra, nihayet koyun postlar ve baka hayvanlarn krkleriyle kaplanm karanlk bir odaya girdiler. Kz onu yumuak iltelerin zerine ekti. Glgame, olayn bu ksmnn da, kutsanma ve kabul treninin bir paras olduunun bilincindeydi. stekle kendisini kzn kollarnn arasna brakt, bir sre sonra ellerinin kendi yollarn izerek, gen kzn scak ve yumuak vcudunun harikalarn kefetmeye baladklarn fark etti. Kza sahip olma istei giderek daha gleniyordu, iinde birikmi olan ihtiras artk patlama noktasna ulat iin kendisine bir k yolu aryordu ki, kz kendisini aarak onu iine ald. Vcudunun tm lifleriyle iinde uyanan erkeklii hissediyordu; gen kzn kendisine verdii sevgiyi gzel bir hediye olarak kabul

etti ve ona fazlasyla karlk verdi, ta ki sonsuz saatler sonra yorgun dene kadar. Gklerden gelen gm renkli bir k huzmesi odann iine derek, bu harikalar gecesini Vens ile btnletirdi. Gen kzn yz hatlarn grmekten ziyade, hayal meyal hissediyordu, yzn, koyu renkli iri gzlerini, ipee benzer salarn, aralk dudaklarn. Saygyla ve sonsuz bir mutlulukla vcudunun hareketlerini alglyordu, nefes alrken gslerinin hafife inip kalkmalarn, yumuak dudaklarn arasndan kan scak soluunu, kirpiklerinin bir kelebek gibi titreyilerini. afan skmesine az bir zaman kala gen kz ayaa kalkt ve Glgame'e artk gitmesi gerektiini belirtir bir iaret yapt. Kzn ne demek istediini anlamt Glgame. Son bir kez daha parmak ularyla kzn dudaklarna dokundu, gslerinde gezindi. Kz glmsedi, ayn Tanra Itar'n glmsedii gibi ve bu glmseme Glgame'in iini gneten daha kudretli, aydan daha serinletici ve Vens yldznn nlarndan daha parlak bir scaklk ile doldurdu. Ayaa kalkarak tapnaktan dar kt ve bir erkek olarak zig64 guratn nndeki byk alanda yrmeye gitti. Hzl admlarla uykudan uyanmakta olan Eanna'nm merdivenlerinden aaya indi. Ova artk siyah deildi, doan gnein ilk klaryla gri bir renge brnmt. Uykularndan uyanan kular cvldayarak gnei selamlyordu, birka balkl Frat'n bereketli sularna doru umaya balamt. Glgame uzun uzun Uruk'u seyretti, o da ehri selamlyordu, ilerinde yabanc insanlarn gnlk hayatlarn srdrdkleri anlamsz yaplardan oluan bir yn deildi Uruk artk kendisi iin, onunla tantn hissediyordu. Bu gece olgunlam olan duygularnn d kabuuydu o. Glgame Uruk'la bar yapmt. Neden olduunu bilmiyordu ama, o kz bir daha grmemiti. Fakat onun yerine baka kzlar karlyordu kendisini tapnakta. Sk s;k tapnaa giderek dier erkeklerin yapt gibi basamaklara oturuyor ve Vens kzlarnn zarif endamlarn seyrediyordu. Sonunda ilerinde en houna giden birinin kucana, kk bir hediye brakyordu. Kzlar kesinlikle seici deillerdi, kendisinin ounlukla el yapm olan mtevaz hediyelerini, yabanc bir erkein kucaklarna att altn hediye ile ayn ekilde sevinerek ve mteekkir olarak kabul ediyorlard. Glgame genellikle kilden veya tatan kk heykelcikler yapyordu, ya da beyaz kiretandan boa figrleri yontuyordu. Tutkuyla yapyordu iini, figrlere mmkn olduunca doal bir grnm kazandrmak istiyordu. Hayvann bacaklar, kasl ensesi, kulaklar, kuyruu... ayn gerek gibiydi, hafife yana doru evirdii etkileyici ba ile kendisini seyredene bakyordu sanki. 65 Tapnaktaki kzlar gzeldiler, aralarnda o kadar gzelleri vard ki, onlar birka defa st ste ziyaret ettii oluyordu. Yine byle gecelerin birinde gzel Tehiptilla'nn yannda yatarken, ara verdikleri ak oyununun sessizliinde kulana giderek yaklaan birtakm grltler gelir gibi oldu. insanlar darda yksek sesle barmaya balamlard aniden, her taraftan koan ayak sesleri iitiliyordu. Bu allmam bir durumdu, nk tapnan ii sabahlara kadar dans ve mzik ile geen lenlerin dnda, genellikle ok sessizdi. Fakat imdiki grltler, plak ayaklarn telal kouturmalar, heyecan ve endie dolu sesler, Itar'm odalarnn ahengini bozuyordu. "Neler oluyor?" diye soran Glgame ayaa kalkt. Tehiptilla da ban kaldrarak, dikkatle dardan gelen sesleri dinliyordu. "Bilmiyorum" diye cevap verdi, "fakat pek hayra alamet olmad kesin. abuk dar kp neler olduunu anlayalm!" Telala elbiselerini giydiler. Oday terk edip koridordan geerek n avluya ktklarnda, bir sr kz ve Glgame gibi tapnakta gecelemi olan erkeklerle karlatlar. "Neler oluyor?" diye sordu Tehiptilla. "Bu grltler nedir?" diye sordu br kzlar. Kimsenin bir ey bildii yoktu. Bylece komaya devam ederek, Anu rahipleri ve sradan halk tarafndan tka basa doldurulan zigguratn nndeki meydana ulatlar. Burada da insanlar barp aryordu ve her yerde byk bir karklk vard, sanki ln ilerinden

gelen dmanlar geceleyin ehri basm ve atee vermiti. Nihayet kraln sarayndan bir haberci geldi. Onlara ilk haberi getiren, Byk Ana Ninsun'dan bakas deildi. zerine telala bir pelerin atvermiti ve uzun salar rzgrda dalgalanyordu. Ac dolu bir ses ile getirdii haberi bildirdi. "Dumuzi ld. Hkmdar aramzdan ayrld. Lilith onu kucaklad ve kular ruhunu alp gtrd. Vay bamza gelenler!" Kalabalk bir anda deniz gibi kabard. "Dumuzi lm!" diye bir fslt kulaktan kulaa yldrm hzyla dolat. Kraln muhafz ktasnn askerleri de meydana gelmiti, fkeli baklarla etraf szyorlard ve ellerindeki mzraklar gerektii zaman kullanmaktan ekinmeyecekleri apak belliydi. 66 "Nasl oldu bu? Byle bir ey bamza nasl gelebilir?" diye bard kalabalktan bir adam. "Nasl olur? Nasl olur?" diye tekrarlad Glgame ve Tehip-tilla'nn yannda duran bir Anu rahibi fsldayarak. "Kral ok ihtiyard, ayn kuru bir samana benziyordu, ilk iddetli rzgrda kopup gitmesi iten bile deildi zaten!" Fakat bunlar o kadar alak bir sesle sylemiti ki, ok yaknnda duranlar bile onun ne sylediini anlamamlard. "Ziyafet srasnda ld" diye belirtti muhafz ktasnn szcs, "gecenin tam ortasnda rk bir aa kt gibi devrildi sofradan." Muhafz ktasnn bir subaynn, kral ie yaramaz bir tahta paras ile kyaslamas ok cretkr bir davrant dorusu. Fakat bunu izleyen szler daha da cretkr ve daha rahatsz ediciydi: "Ben de dahil pek ok kii, kraln lmnde yabanc bir etki olmadna gzlerimizle ahit olduk. Marduk koruyucu elini onun alnndan ekti ve kralmz dt. ok derinlere dt hatta, yerin ta dibine kadar." Yabanc etki olmadan! Ne demek oluyordu bu? Askerler ve subaylar bir cinayet ihtimalini mi dnyorlard yoksa? Yoksa kendileri mi kral devirmeyi dnyorlard? Kraliyet sofrasnda gerekten neler olup bitmiti? insanlar mrldanyor ve kendi aralarnda heyecanla konuuyorlard. Grlt giderek artyordu, askerlerin getirdikleri mealeler akn, fkeli suratlar aydnlatyordu. Anu rahiplerinin byk ksmnn topland yksek platformdan heyecanl barlar ykseliyordu. Tiz bir ses aniden kalabaln grltsn bastrd. Btn balar Ninsun'a, Bilge Ana'ya dnd. "Son kral Lugalbanda'nn kaderi tekrarland ite!" diye baryordu kendinden gemi bir halde. "O da Dumuzi'nin kendisine uzatt kadehi itikten sonra lmt!" ihtiyar kadnn syledikleri inanlmaz eylerdi. Byle eyleri aka sylediine gre, delirmi olmalyd. Hkmdarn ani lm, onda dul kalmasna sebep olan hatralar m canlandrmt? Her eye ramen, orada toplanm olan insanlar, kadnn syledik67 lerinde bir gerek pay olduunu anladlar. Lugalbanda'nn lmnden sonra da, onun doal olarak lmedii uzun sre fsldanp durmutu, zellikle de halktan daha fazla eyler bilen insanlar arasnda. .. Fakat Dumuzi? Can burnunda ihtiyarn tekiydi zaten. Onu br dnyaya yolcu etmek iin zehirli bir kadehe ihtiya yoktu aslnda. Birisinin byle bir sulamada bulunmas, inanlmaz bir eydi. Byk kral Dumuzi lmt nasl olsa, bunun sebepleri zerinde fazla kafa yormamak daha iyi deil miydi? Bir sr kadn Ninsun'un etrafna topland ve hkran ihtiyar kenara ektiler. "Kralmz, onun gibi bir hkmdarn layk olduu bir lmle hayata veda etti" dedi muhafz ktas komutan, szlerinin yanl yorumlanabileceine dikkat etmeden. Baka eyler sylemeye de niyeti vard, fakat sesi alandaki byk kargaaln arasnda boulup gitti. zellikle Anu rahipleri ne kmlard. Ellerini tahta ve taca uzatma zamannn geldiini mi dnyorlard yoksa? Glgame, Erenda'nn Abebe ile hararetli bir tartmaya girdiini fark etti. Ve onlar saran kalabaln gittike arttn grd. Merdivenin birinci basamanda duran Anu rahipleri kendi aralarnda konumaya balamlard. Kalabaln arasndaki muhafzlar tedirginlikle sanki emir beklercesine

kprdandlar ve yava yava Egalmah'a doru geri ekilmeye baladlar. Dalgalarn sahile vurduu enkaz kalntlarna benziyorlard. Aslnda Uruk'un gerek halkn temsil etmeyen kalabalk, galeyana gelmek zereydi. "Bak" diye haykrd Tehiptilla ve heyecanla Glgame'i kenara itti, "Itar maiyetiyle birlikte orada!" Fakat Itar Vens tapnandan deil, aksine Kral Dumuzi'nin saraynn olduu taraftan geliyordu. Beyaz elbiselere brnm kadnlardan oluan uzun bir alay. ilerinden biri, en nde bulunan, kraliyet asasn tayordu. Kalabalk, kendinden emin admlarla yryen bu kadnn nnde iki yana alarak, ona yol veriyordu. Tren alay meydann tam ortasna geldii zaman, en nde yryen kadn azn aarak konumaya balad. Sesi hafif bir rzgr gibiydi, ama herkes iitiyordu sylediklerini, insanlar nefeslerini tutmulard. 68 "Kral aramzdan ayrld" dedi kadn, "Marduk koruyucu elini zerinden ekti. Fakat sizlere iletmemi istedii son bir arzusu vard. Yaamnn son gnlerinde atalarnn inancna geri dnen hkmdar, ihmal edilmi olanla ilgilenmeye, unutulmu olan tamamlamaya karar vermiti. Artk Uruk'a sradan bir lml deil, bir tanr hkmetmeliydi. Adanm koyunlarn kutsal cierlerinde okuduumuz kehanet de, bize ayn eyi baka bir biimde ifade ediyor. Herkesin mutluluu ve huzuru iin bu byle olmal. Fakat Eanna'nn, devletin ve lkenin zerinde, Vens'n ak yldz, a-ma'n kz kardei yce tanra Itar'dan baka kim hkmedebilir ki?" Bu szlerden sonra geriye dnerek arkasnda duran kadna kraliyet asasn uzatt. Tapman barahibesi ve Itar'n yeryzndeki en gen tezahr Iluna, kudret semboln alarak bann zerine kaldrd. Olaylarn bu denli ilgin bir ekilde gelieceini hi kimse tahmin etmemiti. Yoksa... yle deil miydi? Her halkarda halkn hayret dolu lklar bir sre sonra sevin gsterilerine dnverdi. Vens tapnandaki ibadet biimi halk arasnda ok seviliyordu. Sadece Anu rahipleri olduklar yerde donakalmslard. Durumdan hi de honut olmadklar yzlerinden okunuyordu. Sknetlerini bozmadlar nce. Sonra da tapman barahibinin en yakn adamlaryla beraber karanln iinde kaybolduunu, o kargaa annda hi kimse fark etmedi. Iluna ise o srada Itar kapsna doru yryerek, hazr bulunan halkla birlikte tanrlara kurban sunmaya ve len kraln ruhu iin onlara yakarmaya hazrlanyordu. Gzel Tehiptilla da Glga-me'in yanndan ayrlarak, efendisinin peinden gitti. Kararszlk iindeydi Glgame. Ne yapmasn, hangi taraf tutmas gerektiini bilemiyordu. Anu tapnan m? Hayr, erkeklie kabul edilme snavn geride brakmt, bir rahip olmaya ise hi mi hi niyeti yoktu. Yoksa Ninsun'u aramaya m gitmeliydi? Hayr, kafasndan geen karmakark dnceleri u anda Egalmah bile yattramazd. Glgame irade d olarak, yedi bilgenin maaralarnn bulunduu tepenin yolunu tutmutu. Eski tapnan stununun stndeki Lilith'in aslanlar, ona kt kt srtarak yalanyorlard. Tanra69 nn kendisine bakmaya ise cesaret edemedi ve her zamanki hediyesini de sunmad. Figrn nnden aceleyle gemeye alt. Karanlk ve rktc mezarlklar etrafnda gz alabildiince uzanyordu. Mutlaka baykular zerlerinde uuuyor ve Dumuzi'nin ruhunu aryorlard. Hi durmadan yryerek, duvarnda dnya haritas asl olan ihtiyarn maarasna gitti, ieriye seslendi ama cevap alamad. Tekrar seslendi, dier maaralarn kaplarna da gitti, ama kendisine cevap veren olmamt. Her yer sessizdi. Bilgeler cevaplarn esirgemilerdi ondan. Bunun zerine, yarma alannn yaknlarna saklam olduu trampetinin yanna gitti. Dnceli dnceli kei derisini okamaya balad. Ksa ve sert tylyd, baz yerleri kellemi ve anmt bile. Yava yava afak skmeye balyordu. Ho bir serinlik vard havada, rmaktan yana gzel bir koku geliyordu. Sabahn bu saatlerinde Frat'n kendine has, zel bir kokusu oluyordu. omaklar ritmik bir ekilde kei derisine vurmaya balad. Trampet bouk bir sesle cevap verdi. Ses yava yava ykseldi ve giderek yle bir grleme halini ald ki, akaklarnda atan damarlarn seslerini bile bastrr oldu. Yorgunluktan

parman bile kprdatamayacak hale gelene kadar, hi durmadan almaya devam etti. Sonra omaklar uyku sersemi parmaklarnn arasndan yavaa kaydlar. Yere derek bir sre kumda yuvarlanan trampet, son bir kez inledi. Eanna'da olup bitenlerle ilgilenmiyordu artk Glgame. Uruk'ta olup bitenlerin farknda deildi, arada bir yiyecek almak iin pazara indii zamanlar baz konumalara kulak misafiri oluyordu, o kadar. Kzlara gitmekten de kanyordu. Srekli kklerinden skt rm mee aacnn bulunduu tarlann kenarnda oturuyordu artk, srtn aacn ktnn kalntlarna dayyor ve kendisini tamamen trampetine veriyordu. Sabahtan akama kadar vaktini byle geiri70 yordu, hatta artk vcudunun zerinde deri gerili bir alg teknesi olduunu dnmeye balamt. Kalp atlar bu algnn ana ritmini oluturuyordu, bileklerindeki nabz ayn ritmin daha hafif, daha yumuak bir yansmasyd, kaslar ve etleri ise tahta omaklarn temposuyla titreiyordu. Srekli alyordu trampetini, iindeki birbirine kart olan duygular yattryor, ln, tarlalarn ve da yamalarnn ritimlerini hissediyor, rzgrn soluunu rahatszlk verici olmaktan kartp, byk mziin bir paras yapana dek alyordu. Bir keresinde nne den bir glge onu almaya ara vermeye zorlamt. nce gelenin kim olduunu anlayamad, nk yabanc, parlak gnein tam altnda duruyordu. Erenda'y tand zaman, ona yanna oturmasn iaret etti. "ok gzel trampet alyorsun" dedi gzetmen, "sesi ta uzaklardan bile duyuluyor, insan bunun ezelden beri lde varolan buses olduunu bile sanabilir." Glgame karlk vermedi. Erenda'ya kar ne dostluk, ne de dmanlk hissediyordu. "Bir zamanlar merdivende yaptmz konumay hatrlyor musun?" diye sze balad bir kez daha Erenda. "O zaman cehaletim yznden Dumuzi hakknda kt eyler sylemitim. Dncelerimden bazlarn bugn bile doru buluyorum. Dumuzi'nin zeks bir tekeninkinden bile az olmalym, tanrlar ak szllm affetsinler. lmnden ok az bir sre ncesinde hkmetme kudretini Itar tapnana verdii iin, ok aptal olmalym..." Glgame cevap vermedi Erenda'nn az sonra Anu'nun neminden ve saygnlndan sz edeceini biliyordu. Bunu yapmak zorundayd zaten, nk ne de olsa tapnakta mez olmutu bu arada. Ve Erenda gerekten de dnyann yaratlndan balayp, gk tanrsnn snrsz sabr ve erefinde son bulan uzun bir nutuk atmaya balad soluk almadan. Glgame iin yeni eyler deildi bunlar, saysz kere iitmiti anlattklarn imdiye kadar. Erenda'nn anlattklar, tapnaktaki eitimi srasnda ezberlemek zorunda kald, birbirini tekrarlayan sonsuz nakaratlardan oluan skc iirleri andryordu. Can sklmt. Burada ne aryordu ki? Hatta ona bunu sormaya cesaret bile etti, ama cevap alamad. 71 Sonunda birka dakikalk naho bir sessizlikten sonra Erenda ayaa kalkarak gitmeye davrand. "Yazk" dedi, "derdimi aka anlatabildiimi sanyordum. Kendime bir mttefik bulacam mit etmitim." "Bir mttefik mi?" Glgame armt. "Bir gzetmen olan sen, emirlerine uymak zorunda olan bana, eski hizmetkrna m diyorsun bunlar?" "Aradan ok zaman geti" dedi Erenda sklarak, "sen artk zgr bir adamsn ve cannn istediini yapmakta serbestsin. Ben ise hl tapnaktaym ve emirlere uymak zorundaym. Fakat bana ne yaplmas gerektiini syleyen artk barahip deil. Uruk'ta tek bir hkm var artk: Itar'n syledikleri." "Ne olmu yani? Bir kadnn emrinde olmak bu kadar kt m?" Erenda aknlkla Glgame'e bakt. "Sen de balangta tapnaktaydn sonra zgr bir yaam setin" dedi. "istediin zaman Itar'a, Anu'ya veya kk tanrlardan birine gidip ona yakarabilirsin. Zaten insanlarn birou byle yapyor ve gkyzndeki tannlar ilerine geldii gibi kullandklarn dnyorlar. Fakat ben Anu'ya hizmet etmeyi tercih ettim ve onun adna takdis edildim, benim iin zgr bir seim imknsz artk. u anda ise Anu'ya tabi olmakla beraber, Itar'n sylediklerini yapmak zorunda kalyorum, sylediklerinin Anu'nun bize rettik-leriyle sk sk

elikiye dmesine ramen. Bunun benim iin ne anlama geldiini tahmin edebiliyor musun?" Glgame dnyordu. Olaylara bu adan hi bakmamt, Erenda'nn ektii strab imdi daha iyi anlyordu. Ama ona nasl bir t verebilirdi ki? Erenda bir kez daha konutu: "Sen de Itar'n yanna giderek, onun tarafndan takdis edilmitin. Bana doruyu syle Glgame: Iluna'nn Itar'n yeryzndeki en gen tezahr olduuna inanyor musun gerekten?" "Byle bir soruya ne diyebilirim ki?" diye cevap verdi tereddde. "Senin barahibinin Anu'nun yeniden bedenlenii olup olmadn veya Iluna'nm Itar'n yeryzndeki en gen tezahr olup olmadn tanrlar bilebilir ancak. Ben insan aklnn cevaplandra72 mayaca bu sorularla uramak yerine, insanl birlik ve beraberlik iinde tutan yasalarn ve dzenin korunmasna almay ye tutarm. Eer insanlar yasalar ve dzeni korumay reddederlerse artk birlik olamazlar ve bunun sonunda, Uruk da dahil tm ehirler derin bir kaosun iine srklenerek yok olmaya mahkmdur. Soruna bir cevap alabildin mi?" "ite bu" dedi Erenda kin dolu tehditkr bir sesle. "Eer yasalar bu kadar abuk yaplp bu kadar abuk deitiriliyorsa, kaos sandmzdan daha da yakn demektir." Savurduu bu belirsiz ve karanlk tehditten sonra oradan uzaklat. Glgame istemeden yapmak zorunda olduu bu zoraki sohbet sonrasnda trampet alma isteini yitirmiti. algsn alarak ayaa kalkt ve bilgelerin maaralarnn bulunduu tepeye doru yrmeye balad. Bu defa ieri seslenmek zorunda kalmamt, nk ihtiyar kapnn nnde parlak gnein altnda duruyordu. Glgame'i grnce yz hatlar sevinle aydnland. "Bak sen" diye bard, "dnyann evresini lmeye gitmedin mi henz?" "Hayr, grdn gibi hl buradaym. Ama gnn birinde her eyi kendi duyularmla alglamak iin mutlaka yola koyulacam." Verdii cevap ihtiyarn houna gitmiti, "ieri gel" diye seslendi ona, "k gzlerimi o kadar ok alyor ki, artk ama'tan bakasn gremiyorum. Ayrca benim yamdaki adamlar, kumun zerinde leylek gibi tek ayaklar zerinde durmak yerine, yumuak yastklarn zerinde yatmay tercih ederler." Glgame az kalsn glecekti, nk ihtiyar adam bir leylekten ziyade bir bala benziyordu. Fakat karaya g ederek lde yaamaya balayan bir balk. Birlikte maarann iine girdiler. Glgame hayretle dier alt ihtiyarn da orada toplanm olduklarn fark etti. Gm renkli pullarla kapl etekleri yznden, kuvvetli bir dalga tarafndan maarann dibine atlm bir balk srsne benziyorlard. Bu kadar ok bilgenin bir arada bulunmas onun balangta biraz tutuk davranmasna yol at, fakat yal adamlarn kendi aralarnda sohbet 73 etmeye devam ettiklerini grnce, kendine olan gveni yava yava yerine gelmeye balad tekrar. Hatta ihtiyarlarn arasndaki kk tahta masalarn zerindeki garip oyuna yakndan bakabilmek iin, onlara biraz yaklamaya bile cesaret etti. Oyun tahtas, birbirinden farkl desenler ieren yirmi kk haneye blnmt. Bu desenler midye kabuklar, kemik paralar, lapislazuli ve renkli talardan yaplm geometrik biimli kk resimlerdi: Yldzlar, gzler, tapnak ya da saray siluetleri. Her hanenin snrlar yer sakz ile belirlenmiti ve her hane kendi iinde daha kk hanelere ayrlmt, ihtiyarlar, be noktal yuvarlak oyun talarn bu haneler arasnda ileri-geri hareket ettiriyorlard; talarn yars siyah, yars beyaz renkliydi. Oyun esnasnda uyulmas gereken baz kurallar vard, ama Glgame bunlarn esaslarn imdiye dek anlayamamt. htiyarlarn titrek elleri oyun tahtas zerinde amasz ve anlamszca geziniyorlard, kazanan ve kaybeden yoktu sanki. Fakat oyunun amacnn kazanmak veya kaybetmek olmadn biliyordu Glgame, aksine talarn hamlelerini takip eden vecizeler gibi, dnceleri belli bir ak iinde tutmakt ama. Btn bunlarn ardnda, oyuna gerek anlamn veren bir dnceler zinciri olmalyd. "ama" diye homurdand ihtiyarlardan biri, "ama, ok fazla k sayorsun. Sabrszlm iin bala beni, fakat olduun yerde biraz daha kalacak olursan

tarlalardaki ekinleri yakp kavuracak ve etraf le evireceksin. Eminim ki bunu sen de istemezsin." nnde duran beyaz bir ta ileri ald. Bunun zerine karsnda oturan ihtiyar konumaya balad: "ama nereye giderse gitsin, Nannar onu hemen takip etmek zorundadr, ikisi srekli yollardadr ve iki karde gibi yan yana yrrler. Fakat brn harekete geiren hangisi acaba? Kovalayan karr, kaan beraberinde gtrr, ikisi bir tekerlek olutursalar bile, onun aksi, mili ve arabay sren birisinin olmas gerekir. Bunun zerine bir ncs oyuna kararak, siyah tan kendisinden ncekinin tana doru itti: "Nannar birisine sesleniyor. Hl suyun iinde olan Enki, onun kendisini ardnn farknda. Ban kaldrarak, dalgalarn Nannar'n gm anana doru ka74 bartyor. Bu ekilde insanlarn iyilii iin soluk alyor deniz. Kylardan ok uzaklarda oturanlar bile, denizin soluunu hissederler ve bu nedenle Enki'ye kran duyarlar." Bu ekilde hamleler hamleleri kovalad, ta ki Glgame'in kafas ihtiyarlarn gevezeliklerinden karmakark olana kadar. Arada bir tm konuulanlar anladn sanyordu. Doadaki olaylarn daha edebi, daha gzel bir ekilde ifadesiydi aslnda bunlar. Garip bir duygu vard iinde. Sanki bilgelerin syledikleri sadece ve sadece kendisine mahsustu. Fakat az sonra ifadeler yine o kadar karmak bir hal alyordu ki, sylediklerinin ciddi mi olduunu, yoksa kendisiyle alay m ettiklerini ayrt edemiyordu. Aniden bilgelerden biri elindeki ta drd. Kazayla olmu gibiydi, sanki ihtiyar adam ta titrek parmaklar ile tutamamt. Yoksa kastl m yapmt bunu? Yanndaki ihtiyar oflayp puflayarak eilerek beyaz, yuvarlak ta yerden kaldrd. "Oh!" dedi, bu arada byk altndan glms-yordu, "ebedi sevdal Itar, derin dncelere dalarak yrrken, yolunu kaybetmi. Bir adm daha atarsa, dipsiz bir uuruma decek. Fakat..." -elindeki figr dudaklarna gtrerek, stndeki grnmez tozlan yavaa fledi- "fakat onun bir kabahati yok. Bir cennet kuu kanatlarn kullanmay bilir, bazen o yana, bazen bu yana uar ama, sonunda her zaman yiyecek dolu bir tarlaya konmasn becerir. Onu tekrar oyuna dahil olmas iin uraya, hayr, br yana koyalm bakalm." Bu szler ile oyun tan sanki zellikle seememi gibi hanelerden birine koydu. Tam da yedi nl Vens yldznn hanesiydi bu. "Bak sen!" diye bard br ihtiyarlar ve telala dier talarn yerlerini yeni dzenlemeye gre deitirmeye baladlar. "imdi i deiti elbette" dedi bykbabasnn babas dnya haritas izmi olan bilge, yan gzle sanki her eyi anlyormu gibi Glgame'e bakt. Szlemi gibi birbirlerini bulmutu baklar. "Bir oyunun gerekten kaliteli olmas iin, her eyin srekli deimesi, fakat bu arada terazinin kefelerinden birinin tekinden ar basmamas gerekir. Sadece aptallar kazanmak isterler ve bu arada dengeyi bozarlar. u grdn talarda byk bilgelikler 75 sakldr aslnda, yeter ki onlar doru olarak okumay bil: Bir ha ekli oluturan be nokta -her eyin ba olarak en yukarda bulunan kral, sada ve solda onun kollar olan barahip ve barahibe. Anu ve Itar vastasyla Marduk'un etki prensibini temsil ediyorlar. Aada ayaklann skca yere basan halk bulunuyor. En ortada ise, figrn kalbi ve bedeni var- insann gerek yaps budur ite. insanolunun iinde daima karar verememe eilimi bulunur, bu nedenle nnde uzanan yollardan herhangi birisine sapmas ok doaldr, isterse basit bir zanaat olarak kalabilir, rahip veya rahibe olabilir veya iktidara ulamaya alabilir. Bu ok eitli olaslklar, etrafnda dolanp duran ulalmaz yldzlar gibi grr ve ok kez onlardan biri ile btnleecek cesareti bulamaz kendisinde. iktidar sembol olarak kral, diilik prensibinin temsilcisi olarak Itar, erkeklik prensibinin temsilcisi olarak Anu ve halkn kendisi. Bunlar insan ruhunun evresindeki drt menzildir, her birinden bir kvlcm, bir etki tar iinde. Tek boyutlu ve salt resim olarak byle grnr gzmze. Fakat buna

baka trl bakmak da mmkndr: Devaml ykselen yivli bir dairesel hareket. Sen de bilirsin bunu... Ziggurat bu ekilde ge doru ykselerek, insann mkemmellemek iin izlemesi gereken yolu gstermektedir. Tan yuvarlak biimi ise dzenin, baka trl ifade etmek gerekirse, yaamn semboldr. Pek ok hayat ve pek ok halk vardr, hepsi de ayn oyunun kurallarna tabidirler. Ebediyen kalan hibir ey olmad gibi, ebediyen yok olan bir ey de yoktur. Bizim yaptmz undan ibarettir aslnda: Hayatn muhteem oyununu oynamak..." Glgame bylenmi gibi oyun tahtasna bakyordu. Bir an iin dncelerinin nndeki perde hafife araland ve kader kitabnn iine gz atabildi. Ba dndrc eyler grd orada, tek bir yaam iin ok ok fazla eyler. Zevk, tehlike ve dehet dolu maceralar grd. Kederler ve sevinler, akl ve tecrbe sonsuz bir erit gibi dnyann etrafn dolanarak uzay boluunda kayboluyordu. Btn bunlann iinde kendisini en fazla etkileyen ise, tm grdklerinin kendisi ve kendi yaam etrafnda dndnden kesinlikle emin olmasyd. Neyse ki perde yava yava kapanmaya ba76 lad, bylece lgn resimlerin kafasn allak bullak etmesi nlenmi oldu. Fakat ruhunda kalan bir kvlcm, iin iin yanmaya balamt. "Peki... her isteyen kral olmaya alabilir mi?" diye sordu. Az kupkuru olmutu heyecandan. "Her isteyen" diye cevap verdi ihtiyar. "Bunun iin abalayabilir. Fakat bu yolda birok durak vardr. Ve sadece doru zamanda doru bir kii kral olabilir." "Ya be noktann kutsal dzeni... Itar'n nnde uzanan iki yol arasnda bir seim yapmas gerekmez mi?" "Herkesin kendi karar vermesi gerekir" dedi ihtiyar anlaml bir glmsemeyle. "Benim de hemen imdi karar vermem gerekiyor. Bir sonraki hamlemi nasl yapmalym? nemli bir sorun deil ama, hemencecik zveririz. Fakat sen artk gitsen iyi olur. Oyunumuza yalnz devam edelim. Benim gzlerim darda fazla ktan nasl kr oldularsa, senin de kulaklarn ayn ekilde fazla dinlemekten sarlaabilirler. Hoa kal Glgame, tekrar greceimizi umuyorum, sanrm ok ksa bir sre sonra hem de." Glgame maaray terk etti ve dnceli dnceli ovada yrmeye balad. Yarma alanna geldii zaman, tahtasn byl mee aacndan yonttuu trampeti saklad yerden kard ve elleriyle kei derisini sorgulamaya balad. Um-tadumm diye cevap verdi trampet ve grleyen sesi tm ovaya yayld. Tepenin srtlarndan ve da yamalarndan ayn ses geri geldi: Um-ta-dumm. Ay evrimini tamamlayana dek durmakszn trampet almaya devam etti. Yedi gece boyunca trampet alacakt. Yedi gece boyunca Uruk'un uykularn karacakt. 77 Glgame trampetini almaya ylesine dalmt ki, artk ne Uruk'tan ykselen sesleri, ne kularn cvltlarn, ne de hayvanlarn brmelerini iitiyordu. Ne gne arabasnn doudaki dalarn arkasnda ykselmesine, ne de Nannar'n gkyzndeki gm anann yava yava dolmasna nem veriyordu. Alk ve susuzluu unutmutu, dua vakitlerini savsaklyordu, bakalarn yemek yemeye, uyumaya, tapnaa gitmeye mecbur eden zoraki ihtiyalardan syrlmt. aldka alyordu, sonunda algyla btnleti, onunla bir oldu. Yorulmak bilmeden alyordu, hatta Anu'nun -lenindeki tanrlarn bile dikkatini ekti. Hep beraber ln kysndaki varln kendilerine ne dediini dinlemeye baladlar. Bir toplant yaptktan sonra, vardklar karar insanlarn kafalarna ve kalplerine gnderdiler. Altnc gnn sonunda bir heyet Eanna'dan aa indi, Uruk'lu birok gen adam katlmt ona. Delegelerin banda gzetmen Erenda ile tan Glgame kadar uzaa frlatamayan asker vard. Yarma alanndan geerek trampetin az uzanda durdular. Glgame kendisini tamamen algsna verdii iin onlar grmedi, omaklar sratle kei derisine indiriyor ve byk trampetin karnnn konumasn salyordu. insann kar koyamayaca korkun bir tempoydu bu, derinin btn gzeneklerinden, tm sinirlerden ve tm damarlardan geerek dncenin merkezine doru iddetle akyordu, insanlar olduklar yerde duramyorlard artk, byk

trampetin temposuna uyarak olduklar yerde sallanmaya ve dans etmeye balamlard. Erenda ve yanndaki gen Anu rahipleri, artk dayanamyor-lard. Glgame'e yaklaarak ona birtakm sorular yneltmeye baladlar. Glgame onlar ne duyuyor, ne de sorularna cevap veriyordu. Sonunda rahiplerden biri dayanamayarak trans halindeki delikanly kolundan tuttu ve elindeki omaklar ekip ald. aknlkla etrafna baknd Glgame ve evresindeki byk kalabaln farkna vard. Kendisiyle ayn gnde Itar tarafndan takdis edilen on drt delikanly grd evresinde, sava giysileri giymi askerler grd, tarlalarndan koup gelmi kyller, zanaatlar ve pazardaki satclar grd, Erenda'y ve Anu tapmandan gelen kalabalk bir grup 78 rahibi, amar ykayan kadnlar, yallar ve ocuklar grd, ta atclar, atletler ve greiler grd ve onlarn aralarnda duran yedi tane beli bklm, ok ihtiyar adam grd, elbiselerinin etekleri gnein altnda bir balk kuyruunun pullar gibi parlyordu: Yedi bilge oyunlarn bitirmiler ve sonucu bildirmek iin terk etmilerdi maaralarn. Bykbabasnn babas dnya haritas izmi olan ihtiyar bilge bir adm ne karak Glgame'e omaklarn geri verdi. "almaya devam et" dedi ona, "al, nk imdi trampet alma vakti. Ayn evrimi tamamlanmadan almaya son verme. Fakat melodiye ok dikkat et. Tm insanlarn kalplerine ve ruhlarna hitap edebilmeli. Trampetin kendilerine neler syleyeceini merakla bekliyorlar." Eliyle Glgame'in gsn gsterdi ve sonra dalarn zerinden geni bir yay izerek nce ehre, sonra da Eanna'ya ulat. Parma imdi Egalmah, ziggurat ve bo kraliyet sarayn gsteriyordu. Parman son gsterdii yere dikti ve herkesin oraya bakmasn salad. Bunun zerine halk bir anda hep bir azdan haykrmaya balad, gk grlts gibi ykseliyordu sesleri: "Gl-ga-me, Glga-me! Bize nderlik et, ilah trampeti, Uruk kahraman! nderimiz ol!" Glgame sallanarak ayaa kalkt, trampeti boynuna ast ve omaklarn kullanarak kei derisini bir kez daha konuturmaya balad. Halkn zerine doru yryordu. lgn gibi haykrarak elini kolunu sallayan insanlar, Glgame ve trampeti ilerledike, gemeleri iin iki yana ekilerek yol ayorlard. Fakat alan bu yol hemen ardndan kapanveriyordu yine. insanlar arkalarn dnerek onu takip ediyorlard. Sakin admlarla ehre doru yrmeye balad Glgame, az sonra pazar yerine ulamt. Tm evlerden ve kulbelerden dar frlayan insanlar alaya katlyordu, muazzam bir kalabalk toplanmt pazar yerinde. Fakat Glgame beklenenin aksine hemen Eanna'nn yolunu tutmad, nce Uruk'un tm mahallelerini dolat teker teker. Onu fark eden kadnlar, erkekler ve ocuklar tm ilerini glerini brakarak alaya katlyorlard, tarlalardaki iiler, yazclar, memurlar, 79 tm insanlar Glgame'e kouyorlard. htiyarlar, sakatlar ve hastalar, ilerinde yeni bir g hissediyorlard, ocuklar ise byle bir gc daha nce hi tatmamlard. Byk trampetin sesi her tarafa, en kuytu kelere bile ulayor, emin olamayanlar ve kararszlar bile kendisine ekiyordu. Sanki btn savaklar almt ve dalardaki tor suyu yazn ortasnda bir rmak gibi Uruk'a akyordu. Vcutlardan, seslerden ve heyecanla arpan kalplerden akan bir rmak. Alay nce kutsal dan etrafn doland bir kez, sonra da Ean-na'nn basamaklarn trmanmaya balad. Burada da insanlar yolun iki yanna dizilmilerdi ve yaklaan mucizeyi hayret dolu baklarla seyrediyorlard. Uruk halknn bu ekilde bir araya gelii, bylesine kararl oluu daha nce ne grlm, ne de duyulmutu. Zigguratn nndeki meydan, rahip ve rahibeler tarafndan epeevre kuatlmt, her taraf hncahn insan doluydu ve buna ramen halk akn akn az sonra olacaklar grmek iin Eanna'ya hcum ediyordu. Kapkara bir deniz gibiydi. Glgame meydann tam ortasnda durdu. Trampet almaya ara vermemiti. Buras Egalmah sarayna, Anu ve Itar tapnaklarna, byk yivli gk kulesine giden inili yollarn kesitii noktayd. Akamn geldiini ve gecenin yaklatn

grd, trampetin arsn ta yldzlara dek ulatrmak iin yere oturdu. Bu arada algnn sesi snmeye yz tutmu gibiydi, bileklerini hemen hemen hi oynatmyor, kollarm hemen hemen hi hareket ettirmiyordu. omaklar sanki kendi kendilerine vuruyorlard kei derisine. ald melodi, tm halk arklarnn ve danslarnn temel ritmiydi. Bu nedenle insanlar yava yava elleri ile tempo tutmaya, bulabildikleri her bo alanda dans etmeye baladlar. Uruk'un kalbi olmakla vnen, daha nce yzlerce bayram ve trene ev sahiplii yapm olan bu alan, Eanna, byle bir eyi daha nce asla yaamamt. nsanlar daha nce asla bylesine byk bir ; uyum iinde bir arada olmamlard. Glgame almaya devam edi-" yordu ve bir sre sonra hem Anu rahipleri, hem de Itar'm kzlar, byk, byl trampetin eliinde tempo tutarak dans etmeye baladlar. Tm kalpler Glgame'in hi sona ermeyecekmi gibi ald 80 mzie akyordu. Fakat yedinci gnn sonu yaklamt artk; Nannar'n gm ana gk kubbede yuvarlak ve tam dolu olarak yerini alnca, trampetin sesi git gide yavalamaya balad, tam gece yarsnda son bir kez hafife iitildi sesi. Kutsal da aniden korkun bir sessizlie boulmutu. Tm insanlar yanlarnda duranlarn nefeslerini iitebiliyordu. Halk sknetle imdi neler olacan beklemekteydi. Fakat bir ey olmadnn farkna varnca, duyulur duyulmaz bir sesle mrldanmaya balad. Herkes bir ey olmasn bekliyordu. Bu allmam ve duyulmadk trampet, mutlaka bir sonuca ulamalyd. Fakat neye? insanlar fsldayorlard. Halk sazlklardan oluan bir deniz gibi dalgalanyordu. Ayaklar huzursuzlukla tepinmeye balamt. ite tam bu anda yedi beli bklm ihtiyar kalabalktan ayrlarak, zorlukla Itar kapsna kan yolu trmanmaya balad. Balk kuyruklar ay nda gmi Parltlar sayordu. Be kere on bin ift gz onlarn her admlarn izliyordu. Vens tapnann kapsna ulaarak birbirleri ardnca ieriye girdiklerini grdler. Uzun sre hibir ey olmad. Nihayet ellerinde mealeler tayan Itar'n hizmetkrlar dar kp geri dnmekte olan yedi bilgenin yollarn aydnlatmaya balaynca, kalabalktan nce hafif bir uultu ykseldi, sonra da sevin lklar kopmaya balad. nk en ndeki bahk-insann yannda Itar yryordu. Kraliyet asasn tutmaktayd ellerinde. Anu tapnann barahibi Eunna, yannda yksek dereceli dier rahipler olduu halde, onlara doru ilerliyordu. Sanki iddetle akan iki rmak, meydann ortasnda birleerek birbirleriyle btnlemilerdi. Garip bir ey oldu birdenbire: Itar hkimiyetinin simgesini gnll olarak yannda duran bilgeye uzatt. O ise Glgame'e seslenerek yanma ard: "Ayaa kalk, adna Glgame denen Uruk evlad! Kutlu adn tm halkmza, Marduk'a ve dier tanrlara an ve eref kazandrarak, tarihe gesin!" dedi ihtiyar davudi bir sesle. Glgame ayaa kalkarak bilgeye doru yrd, ihtiyar, Itar'dan nce Dumuzi'ye, ondan nce Lugalbanda ve Enmerkar'a ve krallar listesine kaytl olan tm hkmdarlara ait olan kraliyet asasn ona uzatt. 81 "Byk tufandan sonraki yirmi sekizinci kral" diye bard ihtiyar bilge, "hatralar oktan unutulmu alarn ahidi olan bu iktidar simgesi artk senin. Onu alakgnlllkle kabul et, gururla ta ve Uruk'un ykselmesi iin kullan." Glgame'in asay iki eliyle ihtiyardan ald esnada, tm grtlaklardan dev bir lk koptu. Iluna gzel ve marur ban hafife edi, Anu barahibi Eunna da aynsn yapt. Bu esnada bembeyaz sal yal bir kadn kalabalktan syrlarak Glgame'in nnde kendisini yere att ve onun ayaklarn pmeye balad. Glgame eilerek Ninsun'u yerden kaldrd. "Bunu yapmamalsn, Bilge Ana" diye konutu, "kimse yapmamal bunu. Hele hele ok eyler borlu olduum sen, asla." Tanrlar sorgulaynn, ryalarnn, umutlarnn ve arzularnn boa kmadn gren Ninsun, sevinten alyordu. Fakat baka bir sebepten dolay da alamaktayd; kendisi yaam kitabnda yazl olanlar dier insanlardan biraz daha fazla biliyordu ve Gl-game'i bekleyen tehlikelerle dolu gnlerin farkndayd.

Glgame'in ise bu arada bambaka sorunlar vard. ok yorgun olmasna, kulaklarnn yar yarya sarlamasna ve alktan baylmasna ramak kalmasna ramen, att her admn, yapt her hareketin, syledii her szn, olaanst bir neme sahip olduunu biliyordu. Eunna'nn suratna bakt barahibin sasz kafasnn altndaki surat umutla parlyordu. Sonra da luna'nn suratna dikti gzlerini - tar'n yeryzndeki en gen tezahrnn dudaklarnda gizemli bir glmseme vard, ayn takdis edildii o gecedeki gibi... Ninsun, Erenda ve o geceki mehul kzn dolayl olarak kendisine sylediklerini hatrlad aniden. Iluna, bir zamanlar Lugalban-da'nm lmne neden olan eyi, Dumuzi'ye de mi uygulamt yoksa? Gz ne bilgeleri, ne halk, ne de Uruk genlerinin ateli suratlarn gryordu. Onun iin orada sadece Iluna ve Eunna vard. Bir onun, bir tekinin suratna bakyor ve ihtiyarlarn oynad, kendisininki de dahil her eyin konumunu belirleyen be noktann kutsal dzeni oyununu dnyordu. Sonra barahip ve rahibenin 82 nnde yerlere kadar derin bir saygyla eildi ve bulunduu yerden yldzlarla dolu gkyzne bakarak, Marduk'a bir kran duas gnderdi. Yava yava glerinin kendisini terk etmekte olduunu hissediyordu Glgame. Aniden yere dt; insanlar onu Dumuzi'nin bir l olarak ayrld saraya tadlar. Olup bitenleri hayal meyal fark ediyordu. Ben de onun iin bir sunak atei yakacam, diye dnd glkle, ruhu huzur bulsun ve bir daha asla geri gelmek zorunda kalmasn. Sonra da duvarlar kalnlatracak ve iyice kalafatlayacam, ln tozunun ve kn souunun ieriye girmesine izin vermeyeceim. Sonra da... Sonras gelmedi. lmn kk kardeine, uykuya teslim olmutu. Arlksz bir krallktayd artk, ryalarn bile olmad bir karanln iinde... Darda ise halk dalmaya balamt; uzun sren bir uyuukluktan synlrcasna sallanarak ve dnerek evlerine gidiyordu insanlar. Kulaklarnda hl Glgame'in trampetinin sesi yanklanmaktayd. Byk eyler olmutu az nce, konuacak ok eyleri vard artk. Trampet sesleriyle ilerini glerini braktklar o hatrlamaya deer gn ve Glgame'in kral olmasna ahit olduklar Eanna'daki o geceyi, belki de ocuklarna ve torunlarna bile anlatacaklard. Herkes honuttu aslnda. Anu rahipleri kendilerine umut vaat eden bu yeni durumdan honuttu, cesur davranlar zaferle sonulanan gen adamlar honuttu, her ey oyunlarna paralel olarak gerekleen bilgeler honuttu. Halk bile honuttu, nk Glgame ne yabanc bir igalci, ne de bir tapnak mensubuydu; ilerinden biriydi o. Ninsun honuttu, nk her ey arzularna gre gereklemiti, Lugalbanda'nn lmnden duyduu keder ortadan kalkmam olsa bile, az da olsa intikamnn alndn hissediyordu. Ve elbette ki Vens'n hizmetkrlar da honuttular, nk pek ou Glgame'i tanyor ve deerini takdir ediyordu. Sadece Iluna dnceli bir tavrla dairesine geri dnd. Byk oyunda yapt cretkr bir hamleyi kaybetmiti, belki de dncesizce ve ar ihtirasl bir hamleydi bu. Fakat belki de bylesi daha iyiydi, ne de olsa Anu taraftarlaryla bir atmaya girmeye 83 gerek kalmadan hallolmutu mesele imdilik. Glgame tanmad bir gt, bir halk kahramanyd. Trampet alarak insanlar ayaklandrmay baarabilen garip bir gen adam. Fakat o da zeri yazlmam bo bir kil tabletti aslnda, eer becerikli davranabilirse zerine tarihi kendisi yazabilirdi. Kendisini uykunun kollarna teslim etmeden nce, Tehiptil-la'y yanna artt. "Bana en yakn olan pek az kii arasnda olduunu biliyorsun" diye balad sze. Tehiptilla evet anlamnda ban sallad. Koyu renkli ceylan gzleriyle ssl oval surat alev alev yanyordu. Tanrann ayaklarnn dibindeki koyun postuna uzanmt ve ona bu kadar yakn olmaktan mutluluk duyuyordu. "Bu yzden bana, yani arkadana, ok drst olman ve tm sorularma itenlikle cevap vermeni istiyorum." "Bunu yapacama emin olabilirsin" diye cevap verdi Tehiptilla. "Sana hizmet etmekten daha fazla ne mutlu klabilir ki beni?"

Iluna efkatke kzn salarn okad. "Sen birden ok defa yattn onunla. Kimi kastettiimi biliyorsun: Artk Uruk kraliyet asasn tayan ile. Onu bundan sonra da odana ekebileceini dnyor musun?" "Sanrm bunu yapabilirim" diye cevap verdi tar'n hizmetkr, "fakat uzun zamandr yanma uramyor. Ne benim, ne de dier kzlarn yanna. Sylendiine gre bu aralar ln kenarnda trampet almay yeliyormu." "ilgin bir delikanl" dedi Iluna "neredeyse bir ocuk henz ve buna ramen bir kral. O kadar garip ki. "Evet, gerekten de bazen ok garip. Fakat, affet beni, efendim, kesinlikle bir ocuk deil artk o. imdiye kadar hi tanmadm zevkleri tattrd bana yatakta." tluna uzun sre hizmetkrn szd. "yleyse her eyin yine eskisi gibi olmasn salamaya al" dedi ona. "Elinden gelenin en iyisini yap ve bana en kk ayrnty bile anlat. Anlyorsun, deil mi?" Tehiptilla ban sallad. "ayet gelirse tekrar" diye duyulur 84 duyulmaz bir sesle itiraz etti, "bilemiyorum, acaba bir daha yanma urar m? Ne de olsa kral oldu artk..." "O zaman ona resmi bir ziyarette bulunuruz" diye karlk verdi tar'n yeryzndeki en gen tezahr. "Sen, ben ve kzlarn arasndan setiimiz birka tanesi. Bu dikkati ekecek allmam bir ey deil. Dncesizce davranarak Dumuzi'nin halefi olduumuzu ilan etmitik hatrlarsan, artk bu hatay tamir etmenin vakti geldi. Dzeltecek o kadar ok eyimiz var ki, Tehiptilla. Tm yeteneklerimizle ve ak gezegeninin bize verdii kudret ile, kafasndaki phelerin hepsini datmalyz. Buna hazr msn?" "Tm kalbimle" diye cevap verdi Tehiptilla. Ve bu syledii gerekti. "iyi" dedi Iluna ve glmseyerek kzn ban okad. "Fakat az nce konutuklarmzdan kimseye bahsetmeyeceine dair yemin etmelisin bana. Dier kzlar da hibir ey bilmemeliler. Yemin eder misin?" "Yemin ederim" diye karlk verdi Tehiptilla. Bir sre daha baka konularda konutuktan sonra, Iluna hizmetkrn odasna gnderdi. "Git artk" dedi ona, "ve sana sylediim szleri kalbinde sakla. Grne gre gkyz senin ve benim iin ok zel bir kader hazrlam, iyi geceler, Tehiptilla." "yi geceler, efendim" diye fsldad Tehiptilla ve odadan dar szld. Odasna doru giderken, nnden getii bir pencerede durarak korkulua yasland. Dars ok aydnlkt, ay byk meydann stnde yusyuvarlak parlyor ve ta uzaklardaki duvarn stndeki insanlarn siluetlerinin grnmesini bile salyordu. Tehiptilla serin gece havasn cierlerine ekti. Glgame'i dnrken kalbi heyecanla arpyordu. 85 "Ne yapmam emrediyorsun?" diye sordu Urnigingar. Ta atma msabakasnda Glgame ile karlaarak ona yenilen gen askerin ismiydi bu, artk muhafz ktasnda deildi, nk kraln yaverliine terfi etmiti. Glgame'in^ bilgenin maarasndan kmasn, kumun zerinde oturarak uzun sre beklemiti. "ncelikle tm zanaatlar bir araya topla. Tulaclarn ve duvarclarn tm gelsin, eli kalem tutan ve dnebilen tm insanlara ihtiyacmz var." "Fakat byle insanlardan bir sr var Uruk'ta" diye inledi Urnigingar. "ok iyi, yleyse hepsini getir, onlarla tek tek tanmak istiyorum. Tm ta ustalarna ve balta kullanmay bilen adamlara da haber sal. Birka tane halat ve hasr rc de bulmaya bak. zellikle de, ele geirdiin tm memurlar hemen bana gnder!" "Baka bir ey var m?" Urnigingar kederle alnn krtrd. "Evet" dedi Glgame, "trampeti de getir. Korkmana gerek yok, aradan bir sre getikten sonra almaya balayacam onu ancak. almaya baladmda ise, bunun ncekinden bambaka bir mzik olduunu greceksin. Byk eyler olacak. Acele et Urnigingar, gerekli adamlar toparlamak iin tm askerleri grevlendir. Bir gn vaktin var. Yarn sabah afak skmeden istediim tm adamlar grmek istiyorum." Glgame tek bana Eanna'ya geri dnd. Yalnz kalmak ve bugne dek kafasnda karmakark olarak dolanp duran dnceleri bir dzene sokmak istiyordu. Bilgelere akl danmt, ama kendisine ok fazla yardmc olmamlard. Onu

dikkatle dinlemiler ve daha Glgame'in bile emin olmad ayrntlar hakknda sorular sorup durmulard. Fakat plannn ana hatlarn olduu gibi onaylamaktan geri kalmamlard sonunda. 86 "Bir duvar yapmak istiyorum" demiti onlara, "dnyada ei benzeri olmayan muazzam bir duvar. Eanna'nn evresini zapt edilmez bir kemer gibi saracak. Duvarn bir kolu ehrin tm mahallelerini, bir kolu palmiye bahelerini, tarlalar ve odaklan, bir kolu da rman verimli kysn evreleyecek. Fakat zerinde kutsal da, saraylar ve tapnaklar bulunan tepenin etrafna ise, sra duvar ekilecek." Bilgeler peki der gibi balarn sallamlard. Bunun nemli ve gerekli bir eser olacan biliyorlard, nk uzun sreden beri kuzeydeki llerde yaayan dman gebe kabilelerin, gzlerini Uruk'un refah ve zenginliine diktikleri ve saldrya gemek iin uygun bir frsat kolladklar yolunda haberler alyorlard. Fakat henz buna hazr deillerdi, saldr zamann tayin edemedikleri gibi, sefere kimin komuta edecei konusunda bir trl anlaamyorlard. lden gelen bu tehdide kar koyacak vakit vard hl. Fakat Uruk halknn bylesine zorlu bir ie raz edebilecek, gl ve zorluklar karsnda ylmayan bir ndere de ihtiya vard. Glgame byle bir nder olacakt; bilgeler bu konuda gr birlii iindeydi. O, insanlara yol gsterecei ve byk iler yaptraca bir dn iinde yayordu. Gen kraln plann gerekletirme konusunda ne kadar kararl olduunu gren bilgeler, onun hakknda yanlmadklarn anlamlard. Glgame'in yapmak istedikleri, oynadklar ilahi oyunun syledikleri ile birebir uyuuyordu. Artk ortada sadece zaman sorunu vard, spnra her ey kendi kendine geliecekti. Kendilerinin bununla ilgilenmelerine gerek kalmamt. Fakat duvarn temelinin atlmas esnasnda orada olacaklarna dair sz verdiler. Lapislazuli bir tabletin zerine tm bilgeliklerini ve hayr dualarn kazyarak, salam bir mahfazann iine koyup, azn bronz bir mhrle kapayacaklard. Bu ekilde yaplacak eseri onayladklarn ilan etmi olacaklard. Ama ellerinden gelenin hepsi buydu; geri kalan her ey gen kraln cesaretine ve yeteneklerine balyd. Glgame derin dncelere dalm olarak Eanna'ya kt, Eennu ile konumak istiyordu. Barahibin beraberce zigguratn en tepesine trmanma nerisini sevinerek kabul etti. Her zaman arzu87 lamt bunu, hatta bazen bunu gizlice yapmay dnd bile olmutu. Fakat imdi Anu barahibiyle beraber resmi olarak byk yivli gk kulesinin basamaklarn trmanyordu. Zigguratn zirvesine ulatklar zaman, Glgame dmemek iin korkuluklara tutunmak zorunda kald. O denli gl esiyordu rzgr ve yerden o kadar yksekteydiler ki, aa baknca ba dnyordu. Fakat yine de aa bakt ve cesaretinin karlnda byk bir dl alm gibi oldu: Uruk ayaklarnn altnda bembeyaz dalga serpintilerinden oluan bir deniz gibi uzanmaktayd. Etraf rengrenk kilimlere benzeyen baheler ve tarlalarla evrilmiti, kuzeyden gelen Frat rma, kaln bir izgi gibi Uruk'un yanndan geerek gneye doru uzayp gidiyor ve denizcilerle tccarlarn sz ettikleri o uzak denize dklyordu. Bir kez daha ehrin etrafnda tasvir ettii hayali embere bakt, lk kez kk bir ocuk iken hayal etmiti onu. imdi de gzlerinin nnde kuleler ve seirdim yollaryla bezeli, ifte bir duvar belirmiti, iki tane byk ve tahkim edilmi kaps vard, bir tanesi kuzey istikmetine, dieri ise Ur yolunun balad gney istikmetine bakyordu. Ve aniden, nasl olduunu kendisi de anlamadan, plannn tm ve tek tek ayrntlar, kendisine malum oldu: Duvarlarn gecegndz muhafzlar tarafndan korunduunu gryordu, ehir merkezinin iyi planlanm gerek yollarla rldn gryordu. Pazar yerinin imdiye dek olanndan daha byk olduunu gryordu ve onun kendisine ait yksek bir duvar olduunu gryordu. Kzgn gnein altndaki insanlar glgesiyle koruyordu bu duvar. Gelecekte aileleriyle beraber korunakl ehrin iinde oturacak olan iftiler iin daha fazla yer gryordu. Yabanc insanlardan oluan uzun konvoylar gryordu, varlarn yoklarn hayvanlarnn srtlarna yklemilerdi

ve umut dolu baklaryla grkemli Uruk ehrini szyorlard. Frat kysnda kendilerine yeni bir vatan aramaya gelmiti bu insanlar. Baka ehirlerin hkmdarlarnn gnderdii heyetleri grd, zengin hediyeler ve ticaret mallar vard yanlarnda. Kimse Uruk'a uramadan yanndan geip gidemiyordu. Uruk byk ve nemli bir ehirdi artk, geni bir lkenin kalbiydi, sanat, zanaat, din, politika ve ticaret merkeziydi. Eunna'nn sesi onu dncelerinden ekip ald. "Harika bir ehir deil mi buras? inanlmayacak gzellikte bir tabiat, ei benzeri olmayan bir rmak. Anu tapnan bu dan stne yaptrmakta haklym ve insanlarn ynlar halinde etrafnda toplanmalar da bouna deil." "Evet" diye cevap verdi Glgame, "haklsn, gerekten de her ey sylediin gibi. Bu nedenle Anu'ya an ve eref kazandrmak iin, ok ileriki zamanlarda bile insanlarn hayranlkla bahsedecekleri bir ie balamak istiyorum: le ve tm dmanlara kar Uruk'u koruyacak olan bir duvar yaptracam." "Sadece Anu'ya an ve eref kazandrmak iin mi? Peki ya I-tar'n an ve erefi?" diye sordu barahip heyecan ve mit dolu bir sesle. "Marduk insanlar yaratt zaman onlar iki eit paraya ayrm, erkekler ve kadnlar" dedi Glgame arabulucu bir tavrla, "fakat birbirleriyle kavga etmeleri iin deil, aksine be noktann kutsal dzeninin gsterdii gibi birbirlerini karlkl olarak tamamlayarak, mkemmele ulamalarn salamak iin." "Szlerinden yedi bilgenin tlerine olduka deer verdiin anlalyor" dedi Eunna glmseyerek. "Evet, benim danmanlarm onlar, iyi bir kral, t vermeyi bilenlerin seslerine her zaman kulak kabartmaldr." "yleyse ben de sana gvenilir bir danman olmaya alacam" dedi Eunna. "Tapnaktaki gen rahipler sana ok deer veriyor ve cesaretini her eyden fazla vyorlar. Sanrm haklar da var. Emin ol ki karnda duran yal rahip bu ilerden anlyor ve kalbi hl gen kalm." "Teekkr ederim" dedi Glgame ve Eunna'nn kendisine uzanan ellerini kuvvetle skt, "bana gsterdiin gven iin teekkr ederim; eer yapacamz nemli ve byk ilerde halk cesaretlendirme ihtiyac hissedersek, senden yardm isteyebileceimizi biliyorum." Barahip son derece ciddi bir ifadeyle evet anlamnda ban sallad. Iluna'ya da aa yukar ayn eyleri syledi Glgame. Kad89 nn dairesinde ba baa bir grme yapmlard. Itar'n yeryzndeki en gen tezahr, tm dikkatini Glgame'in ssl kelimelerle anlatt tasarlarna vermiti. Bu arada alc gzle szmekteydi onu. Yakkl bir delikanlyd Glgame, gzel bir vcudu vard, hatlar dzgnd. Geri salar kahverengiydi ve kvrck olmaktan ziyade dzd, ama gzlerinde gerek bir Uruk ocuunun atei yanyordu. Nasl olur da bu adam gzmden kat, diye dnyordu, nasl olur da onu oyunuma dahil etmeyi unuttum? Takdis edilme esnasnda birok delikanldan birisiydi sadece, fakat trampet alarken vahi bir boaya benzemiti. in iin yataklarn onunla paylam olan kzlarn kskanmaktayd. Aslnda luna hi de onlardan daha yal deildi ve tm Smer'de Uruk'un en gzel kadn olarak n salmt. Fakat Glgame bundan zerre kadar olsun etkilenmemi grnyordu, sadece besledii yksek emelleri dnyor gibiydi. Onu yanna ekmek iin neler yapmas gerekiyordu acaba? Iluna i ekti. Onun i ekiini yapt bir hata olarak alglad Glgame. Yoksa cokulu konumas onu yormu muydu? Tasarlarnda Itar'n paynn bu kadar az olmas onu zm myd? Hemen yaptn sand yanll dzeltmek istedi. "Ve senin tapnan olan Vens tapnana an ve eref kazandrmak iin, ehirden Eanna'ya uzanan grlmedik bir merdiven yaptracam. Geceleri binlerce yldz tarafndan aydnlat-yormu gibi parlayacak ve sen cannn istedii her vakit l l yanarak gkyznden Uruk'a inebileceksin." Iluna glmsedi, istedii bu deildi. Vens'ten geldii kabul ediliyordu zaten. Daha ok erken yalarda kehanet tarafndan tanra olarak belirlenmiti, ama kalbinde hl bir ocuk olarak kalmt. imdiki arzusu ise, dnyasal iktidara, hatta krallk tahtna sahip olmakt. ayet bunu baaramazsa bile, parlak bir

gelecek vaat eden, hkmdarlk yldz yeni ldamaya balam bylesine gen bir kraln yannda k samay ok isterdi. Boazndan ykselen bir iniltiyi zorlukla bastrabildi. Tanra olarak yaamak kolay deildi. Glmsemeye devam ederek boynundaki kolyelerden birini zarif bir hareketle kard. Silindir bir 90 mhre benzer bir cisim sallanyordu kolyenin ucunda. Kt ruhlara ve baz tehlikelere kar koruyucu zellii bulunan bir tlsmd bu, iki yannda aslan bal, insan vcutlu varlklar bulunan, ayaklarnn zerine dikilmi bir boay andryordu. Efsaneye gre bu mhr Kral Puabi'ye aitti. Bu isim krallar listesinde kaytl deildi, ama ok eski zamanlarda hkm srd kabul ediliyordu. Glgame gururlu ban tanrann nnde edi ve Iluna kolyeyi onun boynuna takarak, ona ne kadar ok deer verdiini gstermi oldu. Iluna o anda onun ruhunu okumay baarabilseydi, herhalde ok arrd. nk Glgame hl kadnn kutslakdeste kendisine gsterdii kaymakta rengindeki vcudunu grd o an dnyordu. Fakat o bir tanrayd, kendisi iin dokunulmazd. Geri ona harap tapnaktaki Lilith'ten ok daha yaknd, ama her eye ramen bir lmlnn elleri altnda hemen soluverecek olan doast bir iekti o. Birbirlerinden bu ekilde ayrldlar, ama ikisi de birbirleri hakkndaki gerek dncelerini renememilerdi. Iluna dans edip ark sylemek iin kzlarnn arasna kart, Glgame de bu arada kendisini sarayda beklemekte olan inaat ustalarnn yanna gitti. Onlara da tasarlarndan bahsetti ve heyecannn tohumlarn kalplerinin derinliklerine ekmeyi baard. Ta ocukluktan beri gelitirmeye, ortaya atmaya ve kontrol etmeye alm olan inaat ustalar, hemen hesap yapmaya baladlar. "Temeller iin salam talara ihtiyacmz var. Gneydeki tepeden salayacam onlar. Bu i iin bana bin kere bin tane kuvvetli adam gerekiyor" dedi ilerinden biri. "O temelleri kazmak iin de bana en az bu kadar adam lazm." "Acilen yeni frnlar ina etmeliyiz" diye ekledi bir ncs, "u anda sahip olduklarmz, ihtiyacmz olan tulalar karlamaktan ok uzaklar. Byk ve gzel frnlar yapmamz lazm, ilerinde ate devaml yanmal ve gece gndz ssndan bir ey yitirmemeli." "Duvarlarn en az be metre kalnlnda olmalar gerektiini dnyorum" diye sesini ykseltti Warka. Kendisi tecrbeli bir ev yapmcsyd ve ayn zamanda Uruk'lu zanaatlarn bakanyd. "Duvarlara onar veya yirmier metre aralklarla ne doru 91 kntl yarm daire eklinde kulelere sahip olmal. En az be metre apnda olmal bunlar da. Eer Uruk'u evreleyecek olan duvarn tmne kuleler dikecek olursak, en azndan bin tane..." "ok iyi" dedi Glgame, "bin says Uruk'un anna yarar bir rakam." "Ve duvarlarn ehre alacak olan kaplarn son derece gl, zapt edilmesi imknsz devs yaplar olarak ina etmeliyiz" diye devam etti szlerine Warka. "Her kalenin en zayf yan kaplardr. Sanrm en az yedi metre yksekliinde ve yan yana iki arabann rahata geebilecei genilikte olmallar. Elbette ki gece-gndz muhafzlar tarafndan korunmallar ve tehlike annda abucak kapanacak bir yapya sahip olmallar." "Fevkalade" diye kutlad onlar Glgame. "Dediin gibi olsun. Gereken her eyi hemen tedarik et." Zanaatlarn bakan dnceli bir ifadeyle kafasn kad. "Muazzam bir tasar, gerekten de... Fakat elimizde btn bu ileri baaracak kadar ok adam yok. Uruk'un elinden i gelen tm adamlarn seferber etsem bile yine yeterli olmaz..." "O zaman Ur ehrinden veya Frat'n kar kysndaki kabilelerden gnll ii toplarz" diye karlk verdi Glgame. Bu yl herkese yetecek kadar ekmeimiz ve almak isteyen herkese verecek iimiz var." Orada toplanm olan yap ustalar aknlkla balarn kaldrdlar. Fakat Glgame baka bir konuya gemiti bile. Srada tarlalarn ve bahelerin sulanmas meselesi vard. Frat'n suyunu ierilere tayacak kanallar yaplmas gerekiyordu. Yap ustalar sayg ve takdirle balarn nlerine ediler. Bu gen ve ateli kral ile yeni bir devrin baladnn farkndayd tm.

Ertesi sabah Glgame byk alanda toplanm olan zanaatlara ve iilere hitap etti. Onu dinleyen herkes, Glgame'in sadece byk bir kral deil, hitap ettii kiiyi annda ikna etmeyi baaran olaanst bir hatip olduunu anlyordu. "Uruk erkekleri" diye balad szlerine, "mutluluk ve gurur ile seyrettiimiz muhteem bir ehrin sakinleri! Frat kylarnn bereketli topraklar tarafndan himaye edilen ve ln kzgn soluun92 dan korunan ehrimizde neredeyse hibir sorun ile karlamadan yayoruz. Komularmzdan birou, kafalar fesat dncelerle dolu olarak bizi kskanlkla seyrediyor. zellikle kuzeydeki dman kabileler, uzun bir bar dnemi sonunda elde ettiimiz kanaatkrlmz, memnuniyetimizi ve rahata dknlmz kendi karlar lehine kullanarak, bizi gizlice baskna uratmak istiyorlar, ayn bir sre nce yaptklar gibi. Son szleriyle bir sre nce gerekleen ve byk heyecan uyandran bir olaya iaret ediyordu: Uruk'a doru gelmekte olan bir kervan, kuzey lnde baskna uramt ve bu arada sadece erkekler deil -en ok nefret uyandran da buyduiki de kadn ldrlmt. Glgame bu ima ile kanayan bir yaraya parmak basmt, nk bu korkaka saldrnn uyandrd infial henz yatmam. "imdi kk olan bu hadise her an daha byk bir ekilde gerekleebilir ve tasavvur dahi edilemez korkunlukta sonular dourabilir" diye devam etti. "Tarlalarmzdaki meyveleri istiyorlar, hayvanlarmz istiyorlar, daha da nemlisi, yeryznn en gzelleri olduklar herkes tarafndan kabul edilen kadnlarmz istiyorlar. lmcl bir tehlike yaklayor bize doru; eer gzlerimizi ve kulaklarmz kapayp beklemeye devam edecek olursak, yaknda dman ordularnn kutsal tapna lekelemek iin Eanna'nn kapsnn nne yldklarn grmemiz iten bile deildir. Anu ve Itar ile utanmazca alay ediyorlar, Marduk ve M'nn eserlerini inkr ediyorlar, bizleri ise bylesine muhteem bir ehirde oturma hakkna sahip olmayan aptallar ve budalalar olarak nitelendiriyorlar..." Meydandaki adamlar fkeyle mrldanmaya baladlar, birou yumruklarn skmt. Glgame szlerinin etkilerini adamlarn suratlarndan okuyarak konumasna devam etti: "Eer btn bunlar nemsemez ve yedi bilgenizin tlerini dikkate almazsak, sonumuz yakn demektir. Uruk harap bir kl ynna dnecek ve ehrimizi kaplayacak olan kum taneleri, adlarmzn ve ruhlarmzn sonsuzlua kadar unutulmalarna neden olacak, aynen kutsal kitaplarn anlatt ve atalarmzn bir zamanki krallklarnn tm izlerini yok eden byk tufan gibi... 93 Fakat btn bu tehlikeleri bertaraf etmemizin bir aresi var. Akla hayale gelemeyecek bir refah ve zenginlik dneminin balangc olabilecek bir ans..." Ve konumasna ateli szlerle devam etti. ayet tasarlad byk duvar ile ehri evrelemeyi baarrlarsa, onlar nasl bir altn an beklediini olaanst tasvirlerle anlatmaya balad. Glgame dinleyicilerinin hayal glerini uyandrmay ok iyi beceriyordu. Pusuya yatm olan dmanlarn sebep olacaklar tm tehlikeleri ve zorluklar anlatrken, adamlarn iinde dehetli bir fkenin domasna neden olmutu. Fakat kendilerini bekleyen mutlu gelecei dinleyen ayn adamlar, o gnlere arabuk ulamak iin inanlmaz bir arzu ve istek duymaya balamlard. Ve sonunda tm adamlarn kalplerine, btn bunlar kendi gzleriyle grme ve kendi elleriyle yaratma zleminin tohumlarn ekmeyi baard. Konumasn bitirdikten sonra byk meydan bir an iin derin bir sessizlie gmld. Fakat hemen sonra tarif edilmez sevin nidalar sard ortal. Adamlar coku iinde sesleri kslana kadar haykryor, birbirlerinin kollarna atlyorlard. Koro halinde barmaya balamt insanlar: "Gl-ga-me, Gl-game! Byk kral, Uruk aslan, bizi mutlu geleceklere gtr! Elluri, Elluri!" Haykrlar byk meydandan taarak ovaya yayld, Eanna'da yanklanmaya balad ve her eye hkim oldu. ie balama evkiyle yanp tutuan adamlarn bir ksmnn i aletlerini almak iin aceleyle evlerine koturmalar esnasnda, Glgame birka yz kiiden oluan bir kalabaln eliinde, daha nce trampetiyle yapt gibi mahalleden mahalleye, evden eve dolamaya balad. Fakat o zaman trampetin sebep

olduklarna, bu defa kendi sesi sebep oluyordu. Askerlerle ve memurlarla, hamallar ve tacirlerle, iftilerle ve obanlarla, kadnlarla, yallar ve ocuklarla konutu; onun szlerini dinleyen herkes bir anda sarho oluyordu. Glgame'in hayallerini alyordu kafalar. Kafalar alyordu onlar, nk syledikleri gerekti. Onlar gerekti, nk tasarladklar tek tek tm insanlarn kar iindi. Glgame bkp usanmadan konuuyordu. Her zaman ayn szleri ve tasvirleri kullanyordu, bylece her dinleyici bir sre 94 sonra anlattklarn gzlerinin nnde o kadar canl bir biimde gryordu ki, her eyi ezberden tekrar edebiliyordu. Olaanst bir devrim gerekleiyordu: Uruk ehri, birka gn iinde daha nce tarihi boyunca yaamad bir grlt ve igzarla boulmutu. Herkes Uruk halknn muazzam eserinin yapmnda pay sahibi olmak iin canla bala alyordu. Uruk'un yedi bilgesi temel atma treninde maaralarndan karak ehre geldiler. Glgame'in ilk bakta gzne arpmt: Bykbabasnn babas dnya haritas izmi olan bilge, elinde bakrdan yaplm belge mahfazasn tayordu. Mahfazann az devs bir bronz kilit ile kapatlmt. Mahfazann iine bir gz atmasna izin verilen Glgame'ten baka hi kimse, iinde lapislazuliden yaplm gizemli bir tablet bulunduunu ve zerine bilgelerin derin anlaml tm szlerinin yazlm olduunu bilmiyordu. Deerli mahfazay teslim alan Glgame'in elleri heyecandan terlemiti. ihtiyar bilgeyle gz gze geldi bir an iin ve son bir kez snandnn farkna vard. Kendisine duyulan gvene lyk olacak myd? Halknn kendi ismiyle badatrd tm arzularn, hayallerini ve zlemlerini gerekletirebilecek miydi? Uruk'un tm mitlerinin taycs olmutu artk, muazzam, hatta insanst bir ykt bu. Bilgeler hl onu szmeye devam ediyorlard, ellerindeki sandk ok arlamt, o kadar arlamt ki, onu gerekli yere gtrebilmek iin tm glerini seferber etmesi gerekti. Mahfazay yerde alm olan ukura dikkatle yerletirdi ve sonra ukura kendi elleri ile toprak doldurdu. By Uruk, diye dnyordu bu esnada. Ta stne ta konsun, duvar ardna duvar yaplsn ve grkemin tm dnyaya yaylsn. Adm bu i ile birletiriyorum. ayet baarl olursam, adm da onunla beraber byyecek ve tm lkede bir yldz gibi parlayacak. Baanl olamazsam, adm da Uruk ile beraber yok olacak ve l rzgrlar izlerimizi sonsuzlua dek yok edecek... "ite mahfazann anahtar burada" diye bir ses duydu aniden. Bilgelerden biri onunla konuuyordu. "Anahtar -kutsal dzen yasasnn emrettii gibi- Frat'n en derin yerine atmaya yemin etmelisin. Tm halkn nnde bu yeminini etmeye hazr msn?" 95 "Yemin ederim" diye karlk verdi Glgame bouk bir sesle. "Bu yemin ile Uruk halkna hizmet eder gibi hkmetmeye ve hkmeder gibi hizmet etmeye hazr msn?" "Yemin ederim: hizmet eder gibi hkmedeceim ve hkmeder gibi hizmet edeceim" dedi Glgame. "Gksel baba Marduk adna, Anu ve Itar adna, Uruk'un tm tanrlar adna!!" "Elluri, elluri!" sesleri ykseliyordu kalabalktan. Glgame anahtar havaya kaldrarak gnee tuttu. Saf altndan yaplm gibi prl prl parlyordu, tpk ama'n gksel arabasnn oku gibi. Etrafna baknarak grd her eyi bir daha unutmamak zere hafzasna yerletirdi: binlerce ift gz kendisine bakyordu, binlerce insan etrafn evirmiti ve umut dolu baklarla kendisini szyordu. Artk ne yaparsa yapsn, tm davranlar ile daima her eyin merkezinde olacan hissediyordu, ba dndrc bir duyguydu bu. Bu esnada Itar'n kzlarndan oluan bir koro ark sylemeye balamt, baka kzlar ise mzik alyor ve dans ediyorlard. Glgame'in att ilk adm ile tren alay harekete geti. Hemen ardndan Anu tapna barahibi ile Itar'n yeryzndeki en gen tezahr Iluna bulunuyordu, onlar da yksek dereceli

memurlar ile yksek mevkii sahipleri takip etmekteydi. Trene tm Uruk halk katlyordu. Getikleri yerlerdeki kadnlar ocuklarn havaya kaldrarak Vens tanrasndan onlar kutsamasn diliyorlard. Hastalar kendilerini lluna'nn ayaklarnn dibine atarak, sayrlklarn iyiletirmesi iin ona yakanyorlard. Erkekler ise Glgame'i grnce sevin lklar atyor ve ellerindeki aletleri sallyorlard, bazlar da aletlerini talimli askerler gibi omuzlarna dayamlard. Glgame halkn cokusunun tadn karyordu; bir kral gibi gsterili giysiler giymeme dncesinin ne kadar yerinde olduunu imdi daha iyi anlyordu. Sabah uyand zaman krallk mantosuna, tacna, asasna ve klcna gz ucuyla bile bakmamt ve bunlarn yerine kaba kumatan dokunmu, halkn giydii sade etei kuanmt. Bu nedenle onlara benziyordu, sanki almaya giden bir ii gibiydi. Fakat omuzlarndaki kaylarda artk herkesin tand trampeti tayordu, ellerinde ise byl meenin kklerin96 den yonttuu omaklar vard. Kzlarn yapt mzie karlk olarak kei derisini konuturmak istiyordu, ama parmaklarnn bu denli kanmasna ramen, hl kendisine hkim olmay baar-yordu. Nihayet resmi tren sona erdi, Itar'n kzlar ve Anu rahipleri Eanna'ya geri dndler. Arbal hkmdar rol oynamaktan bkmt, karsna kan ilk uygun ykseltinin zerine karak, trampetini konuturmaya balad. Haydi, i bana! diyordu trampetin sesi tm ovay kaplarca-sna ve insanlar trampetin isteklerini yerine getirmek iin birbirleriyle yanyorlard. Akamn ge saatlerine kadar byle devam etti. Havann kararmasyla beraber trampet sustu. Fakat gecenin karanl binlerce meale ve kamp ateinin klaryla gn gibi aydnlanmt. Tulaclarn frnlarnn bacalar sabaha kadar durmakszn ttt. Sabah gneinin ilk klarnn doudaki ln stnde ykselmesiyle beraber, byk trampet tekrar konumaya balad. adrn inaat alannn yanna kurduran Glgame, gece gndz adamlarnn yanndan ayrlmyordu. Duvarlarn temelleri ykselirken, algsyla duvar boyunca yryerek adamlara cesaret vermeye balad. ok garipti; Trampetin sesini duyan herkes alma temposunu artryor, iine daha byk bir hrsla sarlyordu, sanki trampetin sesi zorluklar yok eder gibiydi. Trampetin sesini tevik edici ve srkleyici olmaktan ziyade, can skc ve i bunaltc bulanlarn saylar pek azd. Adamlardan sadece pek az gnler boyunca kulbelerine gidemedikleri iin homurdanyordu. Bunlar, tm inaat her an kollayp dzenlemekle grevli olan yap ustalaryd. Her an her yerde ihtiya duyuluyordu onlara. Yeterli iileri vard. Glgame'in ok doru bir biimde nceden tahmin ettii gibi, lkenin gney kesimlerinden, hatta Ur ve Nippur'dan bile akn akn iiler geliyordu Uruk'a. Glgame'in tasarlar ve Uruk'ta yeni bir devrin balad haberi, yldrm hzyla tm lkeye yaylmt. zellikle gen ve hayal gc kuvvetli insanlar evlerini terk ederek, hzl bir ekilde refaha ulamay umduklar Uruk'a doru yola koyuluyordu. Fakat Uruk'a sadece gzel szlerle gelmek bir an97 lam ifade etmiyordu. naatta almak isteyen herkes kendisini ii listesine kaydettirmek ve gzclere yeteneklerini sergilemek zorundayd. Tanrlar bana yardm etsin! diye yakaryordu gen hkmdar, kuzeydeki dman kabilelerin gzlerini kr etsinler ki, u anda her eyin karmakark olduu Uruk'un gerek anlamda hibir savunmaya sahip olmadn anlamasnlar. Oysaki Uruk'u bir rpda ele geirmek iin sahip olduklar yegne frsat bu idi! insanlarn tmn bulac bir hastalk gibi saran cokunlua kendilerini kaptrmam olan Glgame hari elbette- iki kii, onun durumu iin endieleniyordu: Bunlardan biri Bilge Ana Ninsun, dieri ise Vens tapnann ak hizmetkr Tehiptilla idi. Bilge Ana en ok sevdii olunu iyi tanyordu. Dier insanlarn sandnn aksine, o kendi iinde hi de gl ve kararl birisi deildi. Kolayca hislerine kaplan, duygusal bir insand. Halkla btnlemiti, insanlar onu sevip sayyordu, konumu itibaryla her bakmdan toplulua bal hissediyordu kendisini. Peki, bu onu mutlu ediyor muydu? Hayr, hayatnda hl ok nemli bir eksik vard: Ryasnn ona sylemi olduu gibi,

gl ve sarslmaz bir arkadala ihtiyac vard. Bu arkadal bulamad srece, tm bu insanlarn ve faaliyetin tam ortasnda olmasna ramen, kendisini daima yalnz ve mutsuz hissedecekti. stlenmi olduu sorumluluk dolu byk grev, iindeki ac verici hasreti geici olarak uzaklatrabiliyordu kendisinden. O, bir eyler arayan, fakat dinlenebilecek bir yer bulamad iin oradan oraya uan huzursuz bir ku gibiydi. Glgame'in bu hali Ninsun'a dert olmutu. Ne onu, ne de onun huzur dolu sessizliini uzun sredir arayp sormamt. Halbuki pek ok ey anlatabilirdi ona: Lu98 galbanda'nm yaptklarn, yanlglarn ve idrak ettiklerini, anl icraatlarn, zc lmn ve her eyden nce son ana dek yaadklar sadakat dolu harika beraberlii. Fakat belki de imdi bunlarn hibirini duymak istemez, diye dnyordu. Artk hayatn kendi ellerine ald ve kendi tecrbelerini yaamak istiyor belki de. Sessizce Egalmah'ta oturarak, aadaki ovay seyrediyordu. Arpini ok nadir olarak eline alyordu, o zaman da hzn dolu arklar oluyordu syledikleri. Ninsun'un evresi giderek daha tenhalamaya balamt. Sadece bir kere, o da Glgame'in ta giyme treni esnasnda, matem elbiselerini kartarak rengrenk ve muhteem bir elbise giymiti. Fakat imdi zerinde yine kapkara giysiler vard. Glgame iin endielenen ikinci kii, gzel ve alml Tehip-tilla'yd. Yatan ok sk ve zevkle dolu olarak paylamt onunla. Bir sredir ilikileri kopmutu ne yazk ki, Itar'n kopan bu balan yeniden oluturma yolundaki emri, dorusu ok houna gitmiti. Bu emri yerine getirmeyi baararak kendisini onun kollarna brakmay, onunla beraber binlerce kk ak oyunu oynamay, o kadar ok isterdi ki! Fakat daha nce de tahmin ettii gibi, Glgame'in akl bambaka yerlerdeydi. Kral oluundan bu yana, ak dolu bir gece geirmek iin bir kerecik bile olsun tapnaa gelmemiti. Elbette resmi trenlerin hepsine katlyordu, fakat yasann emrettii armaanlar sunarken son derece ciddiydi, bunun yan sra o kadar kalabalk bir maiyeti vard ki, onunla ba baa grmek bir yana dursun, yanna bile yaklaabilmek mmkn olmuyordu. Itar'n bir heyet eliinde saraya yap ziyaret de sonusuz kalmt. Glgame nazik ve dosta davranm, yaptklar gsteriler karsnda hayranlkla glmt. Fakat onu Dumuzi'nin son zamanlarndaki sefahat alemlerine daldrmay bir trl baaramamlard. Gen kral samimi bir havada luna ile her konuda sohbet etmi, devlet, halk, trenler ve enlikler hakknda konumu, ama bu arada etrafna grnmez bir duvar rmt. Bu duvar hibir kadnn amas mmkn deildi, kadnlarn en harikas, ei benzeri bulunmayan gzellikteki tanra bile. Tehiptilla, Iluna'mn Glgame'i gzel szlerle, uh baklarla, 99 sesiyle, vcuduyla tahrik etmeye ve akln bandan almaya almasn dikkatle izlemiti. Onu kskanyordu. Evet, bu kk tapnak hizmetkr, efendisini kskanyordu. iinde ykselen bu yeni ve yasak duygu, irkilmesine neden oldu. Kskanlk duygusu eitli sebeplerden tr bir gnaht, nk insanda bencillik ve sahip olma hrs yaratyordu. Daha nce baka hibir erkekte yaamam bu duyguyu. imdi ne deimiti peki, iinde neler olmutu? Bu duygunun kklerinin dncelerinde sakl olduunu farke-dince bir kez daha, eskisinden daha iddetli olarak irkildi. Bencillikti bu, evet, benlii duyulmamasna imkn olmayan bir ses ile haykryordu. Glgame'in yannda olmak istiyordu, buna ihtiyac vard. Ona sahip olmak iin deil -bu imknszd zaten, onun gibi zgr bir adam asla birisine ait olamazd- fakat bunu iddetle arzu ediyordu. Onun tarafndan seyredilmeyi, okanmay, hatta daha da fazlasn iddetle arzu ediyordu. Onu dnd zamanlar ruhu alev alev yanyor, kalbi hzl hzl arpyordu ve son zamanlarda sadece onu dnyordu. Btn bunlar, onun asla iyi bir Vens rahibesi olamayacann birer gstergesiydi. Ak olan ve iinde ykselen ihtiras dolu duygulan, bilmemesi gereken insanlardan saklamaya alan halktan bir kz gibi davranyordu ve yle hissediyordu kendisini.

Kendisine daima en yakn olan Iluna'yla bile durumu hakknda konuamyordu. Zaten Iluna'y giderek daha fazla rakibi olarak grmeye balamt. Tehiptilla, kimsenin renmemesi gereken straplar iindeydi. Birisinin kendisini grp beenmesinden korktuu iin, eitli rahatszlk bahaneleri uydurup tapnan merdivenlerine oturmaktan kanyordu. Nadiren de olsa bunu yapmaya mecbur kald zamanlar ise, isteksiz davranyor ve asla tm ruhuyla kendisini olaya veremiyordu. Yabanc erkekler kendisini kucakladklar zaman kaskat kesiliyor ve kalbi buz gibi souyordu. Adamn birisiyle yatmaya mecbur kald zamanlarda ise, gizlice Glgame'i dnyordu. Kk odasnn karanlnda yalnz geirdii gecelerde ise ryasnda onu gryordu srekli, tenini efkatle okayn hissediyor, kendine has bana buyruk sevgisini 100 ORHAN KEMAL L HALK KTPHA^ yeniden tadyordu. Glgame youn almalar yznden tm bunlar oktan unutmutu herhalde... Evet, ak bu olmal, diye dnyordu Tehiptilla. Tapmakta rendiinin farkl bir biimi. Uygunsuz, izinsiz, ok zel bir ak. Kendisi gibi nemsiz ve kk bir tapnak hizmetkrnn buna hakk var myd acaba? iindeki bu korkun, bu harika duyguyu bastrmaya alyordu. Fakat bunu sadece zaman zaman baarabiliyordu. Onu bundan sonra bir daha asla grmemesinin daha iyi olup olmayacan dnmekteydi. Fakat Glgame'in resmi daima zihnindeydi. Dncelerini kendi kt kaderinden uzaklatrmak iin, onun dardaki inaat sahasnda neler yaptn dnmeye alyordu. Yksek bir kayann zerinde dimdik dikiliyordu Glgame, bir yandan trampet alarken, bir yandan da etrafna emirler yadryordu. Azgn dalgalarn arpp paraland dik bir yar gibiydi, kayalar zangr zangr titriyor, fakat kendisine bir ey olmuyordu. Bir an bile dinlenecek vakti yoktur herhalde, diye dnyordu, akam olunca kendisini g bela adrna atyor ve yorgunluktan szp kalyordun Onun ne kadar yalnz olduu aklna geldike alyor ve onunla beraber ac ekiyordu. Ninsun'u ziyaret etmeyi dnyordu. Belki o kendisine akl verebilirdi. Fakat Egal-mah'a gitmekten ve Bilge Ana'ya srrn amaktan o kadar ok korkuyordu ki... Glgame ise eseri tarafndan esir alnmt. Duvarlarn Uruk'un etrafnda ykseldiini grmek, ona sonsuz bir mutluluk veriyordu. Btn gn trampet almaktan vazgemiti oktandr, gen ve yetenekli bir mzisyene grev vermiti, o da ayn tempo ile trampeti srekli alyordu. Bu ona halletmesi gereken iler iin daha ok zaman frsat dourmutu. Bazen tepedeki ta ocanda iler iyi yrmyordu, bazen de kumlu zemin, temel kazlarnda sorunlar kartyordu. Yap ustalar, byk bir kalabalk oluturan ii ordusundan azami olarak faydalanmak iin, gece-gndz alyorlard. Her sabah, horozun ilk tnden sonra, Glgame tm ustalarla beraber bir durum deerlendirmesi yapyordu. Ustalarn kendi aralarndaki grev ve yetki anlamazlklarn gideriyor, herkesi en yararl olaca greve getir101 mek iin urayordu. Zanaatlarn bakan olan Warka ile ok iyi anlayordu. Warka tecrbeli ve geni grl bir adamd. Yap ustalar ile uramak daha zordu. Adamlar sk sk byklk komplekslerine girerek, uygulamas imknsz projeler yaratp duruyor ve bunlarda srar ediyorlard. Aralarndaki srekli rekabet bazen War-ka'y ileden karyorsa da, genellikle sknetini korumay baar-yordu; Glgame'in en gvenilir alma arkada ve danmam olmutu. Yapmas gereken ilerin arasnda eski kral Dumuzi'nin affedilmez bir biimde ihmal ettii devlet ileri vard. Glgame Ur, Eridu ve Nippur'a haberciler gnderdi. Bu ehirlerin hkmdarlar kendilerine sylenenleri iitince, bir anda pr dikkat kesildiler. Glgame, anlan ehirler arasndaki eski anlamalarn yenilenerek daha gl bir ekilde hayata geirilmelerini teklif ediyordu. Hkmdarlar Glgame'in kendilerine sylemek istediini hemen anladlar ve son zamanlarda adn sk sk duyduklar hayret verici gen adam kendi gzleriyle grmek iin Uruk'a doru yola koyuldular. Glgame onlar byk sayg gsterileri ile karlad ve kendisine demeleri gereken vergi tutarlarn drd, inaat iin kendisine ii gndermelerini istedi onlardan. Hkmdarlar, Glgame'in nerilerinin nemini kavramlard, duraksamadan tm neri ve isteklerini kabul ettiler.

Dumuzi son zamanlarda yzn uzaklara evirmi ve Uruk'a byk miktarlarda fildii oymalar getirtmiti. Fildii, zenginlerin ok sevdii, nadir ve pahal bir nesneydi. Ve yapt her ii nce uzun uzun yedi bilgeye danan Glgame, ticarette de byk baar kazand. Nippur'un hkmdar Glgame'e tam iki bin tane zanaat yollad ve karlnda Uruk'un Frat zerinde bulunan byk ve korunakl limann kullanma izni ald. Daha inaat sona ermeden bile, mal ykl kervanlar rmak boyunca yukar karak Nippur yresine gitmeye balamlard. ldeki gebeler ise orak arazilerini oktan terk etmiler ve Uruk'un gven verici duvarlarnn iine yerlemilerdi. Glgame onlara hayvanlar iin allar, kendileri iin de toprak evler yaptrmt. Uruk derin uykusundan uyanyor ve esiz bir iek gibi ayordu. 102 Glgame ise hl yapayalnzd. Gnlerini ve gecelerini ylesine youn bir alma temposu ile doldurmutu ki, yalnzl artk ona ulaamyordu. Bylesi daha iyi, diye geiriyordu iinden. u anda olanlar, kader kitabna gz attm srada grdklerimle uyum iinde. Kitapta dinlenme ve kararszlk kelimelerini grememiti. Sadece Uruk'un salam duvarlara sahip olmas gerektii ka-yitlyd. Baka hibir ey grememiti, ne varlndan duyduu sevin, ne hayattan zevk alma, ne de mutluluk vaat eden bir sr kk ey; bunlardan hibirisi yoktu defterde. Kitapta Tehiptilla'y veya baka bir kz da grmemiti. En azndan o blmde olmadklarndan emindi. Uruk, duvarlarna kavumalyd. Ve kendisi, Glgame, kaderini gerekletiriyordu. Birinci yln sonunda duvarlar artk ok uzak mesafelerden bile grlebilecek kadar ykselmiti. Artk bozkrdan gelen herkes dilediince giremiyordu ehre; ieri girmek isteyenler gneydeki ve kuzeydeki devs kaplar kullanmak zorundayd. Fakat alma temposu kesinlikle azalmamt, nk srada dier savunma sistemleri ile duvarlara eklenecek bin tane kule vard. tar tapnana sz verilen merdiven de unutulmamt, Glgame'in saraynn acilen tamir edilmesi gerekiyordu. Denizden gelen byk gemiler, Frat'tan yukar karak korunakl limana demirliyor ve Uruk'ta bulunmayan inaat malzemeleriyle, aletlerini getiriyorlard. Gelen haberlere gre, Smer lkesinin dier ehirleri de, Uruk'un yapt atlmlardan etkilenmi ve ona benzeme hrsna kaplmlard. Uruk kadar olmasa bile onlar da savunma .sistemlerini yenilemeye balamlard ve onlarn da nfuslar bir anda artmt. Kuzeyin vahi kabileleri artk uzun zamandan beri Uruk iin bir tehlike oluturmuyordu, nk bu kadar iyi korunan bir yere saldrmann ne kadar aptalca ve anlamsz olacann farkna var103 mlard. Glgame de artk bundan sz etmiyordu. Tek amac balad ii en iyi ekilde bitirmekti. Fakat baz insanlar iin bu durum gereinden fazla uzun srmt ve gizlice lanet okumaya balamlard. rnein yazar ve air Sinnunni aadaki dizeleri kaleme almt: "Dnyada onunla karlatrlacak hi kimse yoktur, Ne krallnda, ne de btn dnyada. Kimse Glgame gibi diyemez 'Kral benim' diye. Ulu Glgame parlak bir timsal, Doduundan bu yana ismi parlak ve muhteemdir. te ikisi tanrsaldr, Sadece te biri insandr onun. Bedeninin ekli M'nn, Tanrsal Anasnn bir hediyesiydi. Grkemli bir adam yaratt onda Uruk'un meralarnda ba dik yrr, Kuvveti vahidir - bir yaban kz gibi, Yedi iklim drt bucakta kimse onunla boy lemez. Kimse silahn ona yneltemez. Trampetin sesi arkadalarn srekli din tutar, Gmbrdemesini iitenlerin aklna durup dinlenmek gelmez, Gece gndz alp durur trampetini Glgame, Uruk meralarnn oban, stn kuvvetli, boylu poslu, bilgili ve akll.

Fakat Uruk evlerinde oturan halk kzmaya balad, Olunu babasna, Sevgilisini gen kza, karsna kocay brakmaz. Byk duvarla evrili Uruk'un oban bu mu? Bu mu bizim asil, boylu poslu, bilgili ve akll obanmz? Ne gen kz sevgilisine, ne de kocay karsna kavuturmayan! 104 Ey tanrsal ana M, Sen ki Marduk'la beraber insanlar ve hayvanlar, Ve de bu kahraman yaratansn, Ac bize! Bak, bu satrlar yazann parmaklar yara bere iinde. Fakat insanlarn kalplerini neeyle dolduran Gzel iirler yazmaktan dolay deil. Aksine devaml hesap yapmaktan, Ve bu hesaplar kil tabletlere geirmekten. Kraln emirlerini tm dnyaya yaymak iin, Sadece ben yz tane tablet yazdm, Daha da yzlerce yazacam herhalde, nk kraln emirleri bitecek gibi deil... Kudretli bir adam yarat, her eye kadir olan M, Glgame'e benzeyen bir varlk. Gl olsun onun gibi, fakat onun gibi bir canavar olmasn, Bir insan olsun sadece. Ve vakit geldii zaman, Yarattn bu kudretli insan Uruk'a gelsin, Glgame ile boy lmek iin. Ve Uruk nihayet huzura kavusun tekrar!" Sinnunni'nin bu dizeleri asla halka ulamad, hatta onu en yakn arkadalarna ve edebiyat evrelerine bile okumaktan kand, nk kraln fkesine hedef olmaktan ok korkuyordu. Ve yazdklarn kimselere okuyamad iin, ln balad yere giderek, ikyetlerini yldzlara anlatmaya balad. nk bir air dizelerini asla sadece kil tabletlere iziktirilsinler diye yazmaz, hayr, bir air iirlerinin hakkn vererek dinleyen bir kulaa ihtiya duyar, bu kulak kendi kula olsa bile... 105 kinci Kitap Barbar Fakat o gece -Sinnunni sonradan bunun byle olduunu iddia etmiti- gn kulaklar vard ve anlattklarn dinliyordu. Aslnda Sinnunni'nin ikyetlerini dinleyen, gk kubbesinde oturan Anu'dan bakas deildi. Anu, gksel ana M ile konumaya karar verdi: "airin syledikleri doru deil mi? Dnyada yaayan her yarat Marduk'la birlikte sen yaratmadn m? Nasl olur da aadakilerden birisi strabna tm dnyay ortak etmek ister? airin ac eken ruhunun huzura ermesi iin, kahraman Glgame'e denk bir varlk yaratamaz msn? Bylece Uruk nihayet rahata kavuur!" Gk tanras M, Anu'nun sylediklerini dnd ve kafasnda onun istedii gibi bir varlk tasarlad. Sonra da itinayla ellerini ykad, topraa uzanarak biraz kil ald, tkryle bir gzel slatt ve kafasnda tasarlad adamn eklini verdi. i bitince yaratt adamn iine yaam fledi, onu hayvanlarn amaz igdsyle ve kavgac sava tanrs Bel'in damarlarnda durmayan deli kanyla donatt. Sonra da onu bozkrn ortasna yapayalnz brakt ve insanlarn gzlerini zerine yneltti. Gl Enkidu bozkrn ortasnda, yabanlln iinde aknlkla dikiliyor ve hayretle etrafn dolduran dnyaya bakyordu. ok iri ve ok kuvvetliydi, ikin adaleleri patlayacakm gibi kabaran kocaman bir devdi. Olgun buday baaklarnn rengindeki uzun salar omuzlarna dklyordu, gr sakal enesinin tmn kaplamt. Giysi olarak zerinde sadece hayvan postlar vard, yabanll yznden kendisi de bir hayvana benziyordu zaten. Ne bir lke, ne bir insan tanyordu, ne de insanlarn dzen ve yasalarn. Fakat doann yasalarn ok abuk rendi. Hayvanlarn arasnda rahata ve gvenle dolaabiliyordu, o hayvanlarn arkadayd ve hayvanlar ona

arkadatlar, nk ondan kendilerine bir zarar gelmeyeceini biliyorlard. Hayvanlar avlamyor ve et yemiyordu, 109 onlarn birou gibi otlar, kkler, ta yosunlan, brtlenler ve mantarlar yiyerek besleniyordu. Can istedii zaman hayvanlarla akalayor, onlarla kou yarmalar yapyor, gcn snamak iin gre tutuyordu. Fakat kendilerini brakmas iin ona rica ettiklerinde hemen gitmelerine izin veriyordu. Geceleri bozkrn dikenli allklarnn arasnda uyuyordu. zerinde mavi gkyz vard sadece. Yaban eekleriyle beraber su imeye gidiyor, topra, bitkileri, her kokuyu, her izi ve rzgrn tm seslerini tanyordu. Yolunu asla kaybetmiyordu, nk klavuzu gkyzyd, dolamak iin fazla karanlk olduu zaman ise, olduu yere kvrlarak uyuyuveriyordu. Asla hibir eyi kendisine dert etmiyordu. Dert edecei bir ey de yoktu zaten. Gnlerini huzur iinde geiriyor ve dnyann gzelliklerini, tm kalbiyle seviyordu. Ykanmak istedii zaman rmaa gidiyor ve hzla akan suyun iinde bir ocuk gibi oynuyordu. Can komak istedii zaman bozkrdaki ceylanlarla yar ediyordu. Biraz serinlemek istedii zaman ise da kollarna giderek zirvelerin glgesinde oturuyor, saatler boyu kularn uma sanatlarn seyrediyordu. Kular kendisine benzetiyordu: zgrdler, bamszdlar ve M'nn kendilerine verdii yetenekleri kullanyorlard. Doann kendi koyduklarndan baka bir yasa tanmyordu, bozkrdaki yrynn bir amac yoktu, nk yrd yol amacnn ta kendisiydi. Gnn birinde, duvar inaatnn ikinci ylnda, gen bir avc, yabani Enkidu'nun yaad blgeye girmeye cesaret etti. Kefettii bu yeni yer, meslei asndan son derece uygun bir blgeydi: nnde uzanan su kayna tm hayvanlarn suvatyd, kaynan etrafnda bulunan killi topraktaki saysz ayak izi de bunu ispat ediyordu. eitli yerlere tuzaklar kurdu, hayvanlar yakalamak iin bir av ukuru at ve fark edilmemesi iin zerini otlarla rtt. Sonra da alarn hazrlayarak beklemeye balad, nk leden sonrasnn ge saatleri ona bereketli bir av vaat ediyordu. Yanndaki tahta kafesin iinde nceden yakalam olduu bir yaban tavuu vard. Birka gndr yiyecek bir ey vermedii iin hayvan yksek bir 110 sesle baryor ve ayaklaryla eelenerek tozu dumana katyordu. Avc allklarn arasna pusuya yatt ve hayvanlar beklemeye balad. Normal olarak yaban hayvanlarnn su imek iin suvata geldikleri vakit, gerekten de toynak ve soluma sesleri iitmeye balad. Kafasn allklarn arasndan uzatp ileri baknca, byk bir aknlkla suvata bir sr hayvanla beraber sarn bir yabaninin de gelmi olduunu grd. Yaban eekleriyle ceylanlarn arasna diz km, kana kana su iiyordu. Yaamnda ilk defa byle bir eyi gren avc ta kesilmiti. Yabani suyunu itikten sonra etrafna baknr baknmaz, avcnn kurduu tuzaklar ve alar fark etti. Suratnn uysal ifadesi bir anda kapkara frtna bulutlaryla kapland. fkeli bir lk atarak tm tuzaklar datt, alar paralad. Av ukurunu grr grmez, onu da ayn ekilde bozup datverdi. Tuzaklarn tmn paraladktan sonra az ilerideki tahta kafesi grd ve kararl admlarla ona doru yrd. Birka becerikli el hareketiyle hayvan serbest brakt, son derece rkm olan yaban tavuu kanat rparak allklarn arasna kaverdi. Tahta kafes de yabaninin fkesinden nasibini ald, onu da dierleri gibi parampara etti. Barda taran damla da ite bu oldu. Gen avc byk bir fkeyle ayaa frlad. Grzn elinde tutuyordu. "Ne yaptnn farknda msn, uursuz herif diye bard, "av malzemelerimi ne hale getirdin?!" Yabani, avcya bakarak devs vcudunu gerdi. Silahsz olmasna ramen grn o kadar korkuntu ki, avc elindeki koca grze ramen ona bir adm bile yaklamaya cesaret edemiyordu. Baklar karlat. Birbirlerinin glerini snamaya alyorlard. Sert ve gz pek bir adam olan avc, grzn daha sk kavrad. Bozkrlardan gelen yabani ise kocaman yumruklarn skarak rakibine doru sallad. Birbirlerine kenetlenmi dilerinin arasndan ykselen hrlama giderek nce bir gmbrtye, sonra da dehetli bir haykra dnt. Avcnn

beyninde koca koca davullar almyor gibiydi. Elinde olmadan sendeledi ve bir adm geri ekilmek zorunda kald. Birbirlerini kollayarak beklemeye baladlar, avc suvatn bir 111 tarafnda, sarn dev ise br tarafndayd. Bana doru tek bir adm bile atarsa hibir uyar yapmadan kafasn patlatacam, diye dnyordu avc. Fakat sar sal dev hareket etmeye hi de niyetli gzkmyordu. Karanlk kene kadar avcnn suvatn br yanna gelmesine engel oldu. Ertesi sabah hl hi kprdamadan orada bekliyordu; hayvanlar onun korumas altnda sularn imeye balamlard. Devin ta kesilmi suratnda korkun bir fke vard, dehetli yumruklarn daima skl tutuyordu, ne zaman olursa olsun kullanmaya hazrd onlar. Avc sinirden ve fkeden titreyerek kyda beklemeye balad, nasl olsa er ya da ge dev adamn yorulacan dnyordu. Fakat umduu gibi olmad. Dev adam btn gn en kk bir yorgunluk belirtisi bile gstermeden olduu yerde dikildi. kinci ve nc gnler boyunca da ayn ekilde hi kprdamadan orackta bekleyerek, avcnn suvata yaklamasna engel oldu. Artk tahammln yitirmi olan gen avc geri dnmeye karar verdi. Babasnn iftliine yaklarken, duyduu utan ve fke yznden hngr hngr alyordu. Onun eve eli bo geldiini gren babas son derece sinirlenmiti, daha kapnn eiine ayak basmadan oluna barmaya balad: "Eve elin bo gelmeye nasl cret edersin, ie yaramaz oul! Etler nerede? Avlar nerede? Tuzaklar ve alar ne yaptn?" Gen avc inleyerek ve szlanarak, bir yandan da kaderine lanetler okuyarak bana gelen felaketi anlatmaya balad: "Baba, bozkrdan anszn sapsar sal yabani bir adam kverdi. D grn hem bir insana, hem de iren bir hayvana benziyor. Devs bir vcudu var ve son derece gl, sanrm eer isteseydi grzm bir saman p gibi krabilirdi. Tm vcudu bir aslan gibi kll, her tarafndan salar fkryor ve yelesi bugne dek hi kesilmemi gibi. Dalarda oturan barbarlar gibi sarn. Belki de Amurru halkndan birisidir. Yolunu kaybettii iin buralara dek gelmi olmal. Yaban hayvanlaryla birlikte suvata geldi. Onlardan biriymi gibi davranyordu. Grn ok korkun, gzleri dehet verici ve gk grltsne benzeyen brts daha da dehet verici. Ona yaklamaya cesaret edemedim, hatta ukurumu bozup, tuzaklarm 112 ve alarm paralarken bile. Yakalamak zere olduum tm hayvanlarn kamalarn salad ve onlar benden hayvanlarn irkin tanrs Sumukan gibi korudu. gn boyunca suvatn banda bekleyerek korkun gzlerini suratma dikti. Geen sre zarfnda tek bir adm bile atamadm." Delikanl alayarak bana gelenleri anlatrken, bir yandan da babasnn gznde byk bir sarsntya uram olan itibarn kurtarabilmek iin dev adamn grnn ve yaptklarn elinden geldiince abartmay ihmal etmiyordu. Tm kaba sabalna ramen zeki ve hzl dnen bir adam olan baba, kaybettikleri malzemeleri en abuk ve en ksa yoldan nasl telafi edebilecekleri zerine kafa yormaya balad. Hatta zararnn stne biraz kr koymay bile dnyordu. Bir mddet sonra aradn buldu: "abuk, Kral Glgame'e ko" diye tledi oluna "ve olup bitenleri ona anlat. Her eyi en ince ayrntsna kadar tasvir et, zellikle de hibir suumuz olmad halde uradmz zarar kafasna iyice sokmaya al. Onun akll ve lkesinde olup bitenleri renmeye merakl bir kral olduu syleniyor, fakirlerin sorunlarna ve ihtiyalarna da her zaman ilgi gsteriyormu." "Sylediklerini aynen yapacam" dedi oul ve bakent Uruk'a gitmek zere yola koyuldu. Gen avc bir haftalk yayan yolculuktan sonra doudaki ovadan ehre yaklanca, aknlktan az kalsn kk dilini yutacakt. Uruk ne kadar da deimiti! ehrin dou tarafnda geit vermez devs bir duvar vard ve iki yana doru gz alabildiince uzanmaktayd, iilerden ve zanaatlardan oluan bir ordu, bu duvara burlar, kuleler ve seirdim yollar eklemekle meguldler. Bararak ehre nasl girecei113

ni sorunca gney ynne gitmesini sylediler, nk Nippur'dan ziyade Ur'a daha yaknd. Bylece bu inanlmaz duvar takip ederek, ehrin byk bir giri kapsna ulat. Son derece hareketli bir yerdi buras. eri girmek isteyen bir kervan, kap muhafzlar tarafndan kontrol edilmekteydi. O da sraya girerek beklemeye balad, bu arada kapdaki bitmez tkenmez faaliyeti seyrediyordu. Gcrdayarak ilerlemeye alan kan arabalarna bakarken, yaban eekleri tarafndan ekilen ve askerler tarafndan idare edilen gururlu sava arabas nnden hmla geti. Yaknlardaki ta ocaklarnda geici ii olarak alan toz iinde bir grup adam, bitkin bir halde kulbelerine doru ilerliyordu. Nihayet sra gen avcya gelmiti. Nereden gelip nereye gittii konusunda muhafzlarla birka kelime konutuktan sonra, ehre ayak bast. ehrin ierisi de belirgin bir ekilde deimiti. Her tarafa yeni evler ve sokaklar yaplmt, uzun zamandr Uruk'a gelmemi olan avc, az kalsn yolunu bulamayacakt. Fakat yarma alann hemen tand ve ta uzaklardan bile grlebilen Eanna'ya bakarak ynn tayin edebildi. Sonunda Eanna'ya ulaarak yukar kan basamaklar trmanmaya balad. Yoldan geen insanlara kraln sarayna nasl gidebileceini sormaya karar verdi. Yal bir kadn ona sarayn yerini gsterdi ve eer Glgame ile konumak istiyorsa onu burada bulamayacan, aadaki inaat sahasna bakmasnn daha uygun olacan ilave etmeyi de ihmal etmedi. Gerekten de, d cephesinde kurulan iskeleler zerinde bir sr ustann ve iinin alt saraya ulatnda, kapdaki muhafz da ona aa yukar ayn eyleri syledi: "Buraya bo yere gelmisin. Glgame inaat sahasnn tam ortasna kurdurduu adrda kalyor. Eer onu bulmak istiyorsan hemen aramaya balamalsn. nk bir hayalet gibi bir orada, bir burada beliriyor; sanki ayn anda her yerde! Yaveri Urnigingar' bulmaya al. Genellikle Gl-game'in yaknlarnda olduu iin, sana onun nerede olabileceini syleyebilir." Akam olmaya balamt, gkyz yava yava gri bir renge brnyordu. Gen avc tekrar ehre ulaabilmek iin acele etmeye 114 balad. Yolda rast geldii insanlara ne tarafa gitmesi gerektiini ' sora sora, sonunda mealeler ile gn gibi aydnlatlm byk bir meydana ulat. Yaklan atelerin etrafna bek bek toplanan zanaatlar, gece vardiyas iin g toplamaya alyorlard. Askerler avcy durdurdular. "Nereye gidiyorsun? Ustaba Organno'yu mu grmek istiyorsun?" "Hayr" diye cevap verdi avc, "Yaver Urnigingar' aryorum. Ama asl konumak istediim Kral Glgame, ona sylemem gereken nemli eyler var." "Bizi takip et yleyse" dedi askerler ve onu byk bir atein bana gtrdler. Urnigingar, arkadalaryla beraber atein evresinde oturuyordu. "Glgame'ten ne istiyorsun" diye sordu ona ters ters. "Kral yorucu bir gnden sonra dinlenmeye ekildi. Getirdiin haberin onun deerli zamann alacak kadar nemli olduunu hi sanmyorum dorusu." "yle ama" diye steledi avc, "tecrbeli bir avc ve izci olan babam, bu haberin fevkalade nemli olduunu iyice belletti bana, hi zaman kaybetmeden hemen krala iletilmesi lazm." "yleyse bana syle" diye homurdand Urnigingar, "onun yaveri olduum iin, gelen her trl haberle ben ilgileniyorum." "Olmaz" diye karlk verdi avc, "babam bunu da syledi bana: Bizzat kraldan baka hi kimseyle konumamalym." "Amma da etin cevizmisin" diye hrlad Urnigingar. fkeyle ayaa kalkarak eline bir meale ald ve avcy dierlerinden farkl olmayan sade bir adrn nne gtrd. "Burada bekle" diye emrettikten sonra adrn tentesini kaldrd ve yavaa kafasn ieri uzatt. Avc birtakm fsldanmalar iitti. Ksa bir konumadan sonra Urnigingar ona doru dnd. "anslymsn" dedi, "kral henz uyank ve seni kabul edecek. Fakat getirdiin haber nemli deilse ve sadece kendini gstermek iin bir numara eviriyorsan, vay haline! Ben adrn dnda bekliyorum, Glgame'ten tek bir laf bile iitirsem kafan utu demektir!"

Avc adra girdi. Glgame yatanda yatyordu, zerini rt115 mt. Onu gren avc hemen diz kt ve kendisine hitap edilene kadar ylece bekledi. "Syleyeceklerini ksa kes" dedi kral uykulu bir sesle, "ne biliyorsan hemen syle ve sonra git ki, birazck uyuyabileyim." Avc elini kaldrarak konumaya balad: "Yabani bir adam uzak dalardan inerek bozkra g etmi. Bugne kadar grm olduum insanlarn tmnden farkl. Gkyz sakinlerinden biri kadar gl, bir dev gibi iriyar ve zorba. Vahi bir hayvan gibi davranyor, elimde ar bir grz olmasna ramen, iimi yapmama engel oldu. Civardaki tm hayvanlar kastl olarak rkterek kard, dier kular armas iin kafese koyduum yaban tavuunu serbest brakt, tm alarm, tuzaklarm ve kselerimi paralad, av ukurumu bozarak toprak ile doldurdu. Sahip olduumuz tm malzemeleri kullanlamaz hale getirerek, beni ve zavall yal babam byk zarara uratt. Onlar sahip olduumuz her eydi. Fakat ruhuma verdii zarar daha da byk, nk hayatmda onun kadar vahi ve azgn bir yaratk grmedim. Kudurmu bir boa gibi saldryordu etrafa. Salar yaz gneinin altndaki bir buday tarlas kadar san; sanki ama'n gne arabas dokunmu onlara! Peremleri ve sakallar upuzun..." Kral onu dikkat ve ilgiyle dinliyordu. Avcnn szlerini bitirmesinden sonra yatanda doruldu. "Otur ve bana seni bu kadar ok korkutan yabancdan biraz daha sz et" dedi ona. "Onunla ilgili her eyi en ince ayrntsna kadar anlat; kayda deer hibir eyi atlama sakn." Bunun zerine avc kraln gsterdii yere oturarak, gereksiz birok ayrntyla ssledii uzun bir konuma yapt. Fakat Glgame ses karmadan onun diledii gibi anlatmasna izin verdi ve herhangi bir mdahalede bulunmad. "Gerekten her eyi anlattn m? Sakn unuttuun bir eyler olmasn?" diye sordu sonunda. Avc bir sre dnd. Babasnn ona tembih ettii gibi, paralanan malzemelerinden dolay urad zarar ziyan ona bir kez daha uzun uzadya anlatt. Sonra da aklna dev adamn yumruklarn skarak gk grlemesine benzer bir sesle haykr geldi. 116 "Kolunu kocaman bir balta gibi kaldrmt havaya" diye devam etti, "elimdeki grze ramen beni bir darbede ikiye blebilecek koca bir balta!" "Ya gzleri?" diye sordu Glgame g bastrd bir heyecanla, "gzlerinin nasl grndn de anlat!" "Parlak yldzlara benziyorlard" dedi avc, "ak mavi renklerine ramen ylesine harl bir atele doluydular ki, yerlerinden frlayp beni yakacaklarndan ok korktum dorusu." Glgame iini ekerek arkasndaki yastklara yasland. Bilge Ana Ninsun'un yorumlad ryalarnn ana motifi buydu ite: Gkten den yldz ve balta. O kadar ardlar ki, ancak irade gcnn tmn harcayarak kaldrabiliyordu onlar... Kehanet gereklemiti hi phesiz. Nihayet hasretini ektii dostu ortaya kmt. Kalbi daha hzl arpmaya balad. Bir sre imdi ne yapmas gerektiini dnd, sonra da avcya dnd: "Anlattn eyler iin sana teekkr ederim. Gerekten de ok nemli haberler getirmisin bana. Bu nedenle zararn karlamak istiyorum; imdi syleyeceklerimi yapman durumunda seni bol bol dllendireceimden de emin olabilirsin." "Her eyi... Benden istediiniz her eyi yerine getiririm yce kralm..." "iyi, yleyse dikkatle dinle ve yanl bir ey yapmamak iin szlerimi kafana iyice yerletir" diye devam etti Glgame. "Hemen Itar'm Vens tapnana git ve Barahibe lluna'yla konu. Kzlarnn arasndan zellikle yetenekli bir tanesini senin yanna katsn. Birlikte bana anlattn o yere gideceksiniz. Fakat sen kza elini bile srmeyeceksin! O sadece ve sadece yabanc barbara ait olacak. Sakn yolda kza bir ey yapmaya cret etme. En iyi ve hzl katrlara binerek, szn ettiin suvata gidin. Kz en gzel giysilerini giysin ve sanki bir lene gidiyormu gibi sslensin. Sonra kz barbara gtr ve gzelliinin

onu etkilemesini sala. Kz utanp sklmadan elbiselerini karsn ve onun baklar altnda suya girsin. Eer barbar kz beenir ve ona yaklarsa, sen hemen ortalktan kaybol. Fakat kz var gcyle onu tahrik etmeye alsn, ta ki barbarn ehveti kabarp ona sahip olmaya alana kadar. Sonra 117 kendisini tamamen ona teslim etsin ve bkp usanana kadar tm bedensel zevkleri tattrsn. Ondan sonra her ey barbar iin bambaka olacak. Dnyay yeni batan kefedecek ve Uruk'a gelmek iin iinde dayanlmaz bir istek duyacak. Sen ise grevini yerine getirir getirmez bana gel! Her eyi olduu gibi anlattktan sonra dln alacaksn." Gen avc, kraln kendisinden istedikleri karsnda hayrete dmt. Fakat onun zeksna gvendii ve kendisine vaat edilen dle bir an nce kavumak istedii iin, oflayarak ve puflayarak bir kez daha Eanna'nn merdivenlerini trmanmaya balad. Kemerinde kraln mhrn tayordu, onunla szlerinin inandrcln artracakt. Sonunda tapnan ana giri kapsna ulat ve ieriye girmek iin izin istedi. Kapdaki kzlar kkrdayarak onunla alay etmeye baladlar. Biraz ge kalmam myd?.. Fakat Glgame'in mhrn grr grmez toparlandlar ve onu alelacele tanrann dairesine gtrdler. Iluna avcnn anlattklarn sabrla dinledi. Glgame'in bylesine heyecanlanmas ve kendisine byle bir anda ihtiya duymas, onu sonsuz bir sevince bomutu. Fakat sevincini aa vurmamak iin, byk bir aba harcyordu. Kral ondan dnyann en sradan iini yapmasn rica etmiti sanki. "Uzun sre yrmekten yorgun dmsn, gen avc" dedi Iluna, "ayaklarn toz iinde ve gz kapaklarn her an dverecek-mi gibi grnyor. nce gidip gzelce ykan, sonra tapnaktan yemek iste ve sabaha kadar gzelce uyu. Bu arada ben de kralmz Glgame'in emrettii gibi, kzlarm arasndan bir seim yapacam. Yarn sabah yola kacanz zaman, aada sizleri hedefinize hzla ulatracak olan dinlenmi katrlar bekleyecek. Glgame'in ne yapmaya altn ben de bilmiyorum, fakat doru ve iyi bir ey olduuna eminim. Yolculuunuzun iyi gemesi ve aldn emirleri eksiksiz olarak yerine getirebilmen iin, sana bir hediye vereceim." Elini uzatarak, ne olduuna nem vermeksizin, yannda duran nesnelerden birini ona uzatt. Kk, gzel bir ana tanra figryd ona uzatt, beyaz kaymaktandan yontulmutu, salar yersa118 lazyla karartlmt ve gzlerinin yerine kck ta paralan ilenmiti. Figrn boynunda inci biimli kil paralarndan yaplm ift sra bir kolye vard. Arka tarafnda zincir takmak iin, ellerinde de iek sokmak iin delikler bulunuyordu. Glgame'in tapnaktaki kutsanma gnnde sunak tana koyduu hediyenin ta kendisiydi bu nesne. Avc mutluluktan uarak teekkr etti ve deerli nesneyi kemerine soktu. Eve dner dnmez tanrann hediyesini bir para deri ile boynuna takacak ve bir daha asla karmayacakt. luna iki defa ellerini rpt. Aceleyle gelen hizmetkrlar avcy nce banyo yapmaya, sonra yemek yemeye ve yatmaya gtrdler. Iluna, Itar'm yeryzndeki en gen tezahr, yalnz kalmt. Uzun sre dnd. Btn bunlar ne anlama geliyordu? Barbar hakknda anlatlanlar kral neden bu kadar heyecanlandrmt? Bu etin grevi hangi kza vermeliydi acaba? Uzun sre dndkten sonra kendisine en yakn olanlar arasndan kzn ismini belirledi: Sasa, Unigi ve Tehiptilla. Grevi hangisine vereceini belirlemek iin ise, kehanete danacakt. Tahta bir mahfazadan fildiinden yaplm piramit biimli tane zar kard. Zarlarn her bir yzeyine deiik ekiller kaznmt: Bir gz, bir ift spiral, izgi, kutsal be, sekiz nl Vens yldz ve baka gezegenler. Zarlar elinde sallamaya balad ve kendisini sadece kehanete ynelttii soruya younlatrd. Fildii zarlar seramik kapl zeminin zerine alt defa att. Her seferinde zarlarn zerine eiliyor ve resimlerin dzenlerini inceliyordu. Kolay bir ey deildi bu, fakat Iluna kehanete daha nce de birok kere dant iin, yeterince tecrbe kazanmt artk. Yapt hesaplamalardan kard sonulan, kk bir kil levha zerine zenle noktalar ve izgiler eklinde

kaydediyordu. Bu nokta ve izgileri birletirdii zaman ortaya bir eme kt, Itar tapnann kutsal emesi. Kzlardan sadece birisi bu gece emede grevliydi... "Oh... Tehiptilla!" diye bard sevinle. Tekrar ellerini rparak hizmetkrlarna Tehiptilla'y armalarn emretti. Ona verecei grev phesiz kzn hi houna gitmeyecekti. Suratn asacak, szlanacak, mzmzlanacak, belki de alayacakt. 119 Fakat bunlarn ne faydas olabilirdi ki? Sonuta bu karar kimse tartamaz ve hi kimse tanrlara bakaldrmaya cret edemezdi. Hayr, Tehiptilla byle bir ey yapmazd, itaat edecekti, kesinlikle itaat edecek ve barbara gidecekti. Ertesi sabah ok erken bir vakitle avcy uyandrdlar. "Yolculua hazr msn?" diye sordu Vens rahibesi. "Tapnan nnde su tulumlar ve erzak ykl iki katr var. Birlikte gidecein kz seni bekliyor. Grevini yerine getirir getirmez hemen geri dn ve hayvanlar tapnaa iade et. Itar'a olup bitenleri anlat ve rapor vermek iin hi vakit kaybetmeden kraln huzuruna k." Avc kendisine sylenilen her eye olur diyordu, talihinin bu kadar yaver gitmesinden dolay ok mutluydu. Ana kapdan geip tapnan nndeki meydana ktnda, gerekten de iki tane katrn orada durduunu grd. Bir tanesinin zerinde, gzel giysilere brnm bir kz oturuyordu. Yzn kaln bir peeyle rtmt. Zarif ve biimli bir vcudu vard, harika bir kz olduu her halinden belliydi. Avc dier katra binerek hayvan Eanna'dan aa doru srd, pazar meydann boydan boya geerek ehre girdii kapya ulat. Glgame'in mhrn gren muhafzlar, tek soru bile sormadan kaplar ardna kadar aarak gemelerine izin verdiler. Duvarlarn dna ktklarnda avc arkasna dnerek kza bakt: "Kalra binmeye alk msn? Hzl bir tempoya dayanabilir misin?" Surat peeyle rtl olan kz konumadan evet anlamnda ban sallad. "iyi, o halde en kestirme yoldan gidebiliriz" dedi avc ve hayvann mahmuzlad. 120 Bir mddet duvar boyunca yol aldktan sonra, douya yneldiler. Akama doru kk bir palmiye koruluuna ulatlar ve orada kamp kurdular. Geceyi bylesine gzel bir kzn yannda geirmek, avcy olduka heyecanlandrmt. Kzn yzn gizleyen pee hayal gcn daha da krklyordu. Zaten Vens tapnanda son derece serbest gelenekler hkm srmyor muydu? Ta uzaklarda bile Uruk hakknda ok ey iitiliyordu, inanlmaz hikyelerdi bunlar ve en inanlmazlar da, tar ile cmert kzlar hakkndayd. Huzursuzlukla deinde bir o yana, bir bu yana dnp duruyordu. Bir sre sonra artk kendisine hakim olamayarak elini yava yava kza doru uzatmaya balaynca sert bir sesle ir-kildi: "Kralmz Glgame'in ve Tanra Itar'n sana verdikleri emirleri unuttun mu? Yoksa onlara kar gelerek gnah m ilemek istiyorsun?" Avc aceleyle elini geri ekti. Utanmt. Hayr, buna asla cesaret edemezdi. Gvenilir birisi olmak hem kendisine duyulan saygy, hem de alaca dl artrrd. Fakat kzn ince ve berrak sesi, kulaklarnda uzun sre nlad. ikinci gn fazla yol alamadlar, nk iddetli bir kum frtnasna yakalanmlard. Hayvanlar admlarn atarken tereddt ediyorlard. Frtna yattktan sonra kz elbisesindeki kumlar silkeledi ve peesini azck aralad, ite o anda avc imdiye kadar karlat kzlarn en gzelini grd. aknlktan donakalmt. Bugne dek byle bir gzellii hayal bile edememiti. Kz tm yol boyunca tek kelime etmemiti. Derin dncelere dalmt Tehiptilla, kt kaderine lanetler okuyordu. Uzun zamandan beri hastalk bahanesiyle erkeklerin kendisine yaklamalarna baaryla engel olmutu. Iluna'nn kendisini semesinin bir lemi var myd imdi? Tanrann bu karar alrken tm yapt, atlan zarn sonunda izgi ve noktalar birletirmekti; fakat niye zellikle kendisi seilmiti bu greve, neden? Aklna Glgame gelince kalbine bir arlk kt. Tapnaktan bir kzn grevlendirilmesini o istemiti, bu nedenle bilmeden de olsa, Tehiptilla'nn bu greve seilmesine o neden olmutu. iini ekerek cesur olmaya karar verdi. Evet, kendisinden is121

tenilen her eyi yapacakt. Fakat ne Itar iin, ne de zarlarda kendisi kt iin, sadece ve sadece Glgame'in iradesi olduu iin yapacakt bunu. Yine de ac ekiyordu. Yol uzadka iindeki sknt daha da artyordu. Bir kez daha kk bir orman parasnda gecelediler. Avc ate yaktktan sonra basit bir yemek hazrlad. Yedikten ve itikten sonra kz ekingen bir sesle sordu: "Daha ne kadar yolumuz var, avc?" "Fazla deil. Yarn oraya ulam oluruz. Korkuyor musun?" Tehiptilla cevap vermeden bir soru daha sordu: "Glgame iin bylesine nemli olan bu yabani neye benziyor?" "Oh" diye gld avc ve kza bir sr yalan anlatmaya balad. "Zebella gibi bir dev. Son derece irkin, dalardan gelen korkun bir canavara benziyor. Yumruklar birer aslan penesi byklnde ve tm vcudu batan aa kllarla kapl. Surat ise insanlktan oktan km, daha ok bir ifriti andryor. Gzleri akmak akmak, nefesi le gibi kokuyor ve sesi iddetli bir frtnadaki gk grlemesini andryor. Belki de sadece bu sesleri karabiliyordu^ dorusu onun konuabildiini hi sanmyorum. Ona yaklatn zaman bana gelebilecek iki ihtimal var: Ya seni beenip alr, ya da olduun yerde parampara eder." Tehiptilla tm cesaretini yitirerek peesinin ardnda kendi kendine sessizce alamaya balad. Bir mddet aladktan sonra, glkle kendisine hakim olmay baard. Az sonra kendisini toplamt. Bu ksack mrnde yapaca en son ey bile olsa, kendisinden istenileni yerine getirecekti. Gkyznde yldzlar l sldlar ve ay aa dallarnn arasndan parlamaktayd. Fakat Tehiptilla'nn gzne bir trl uyku girmiyordu. Artk hibir ey ona yardmc olamazd. Yarn grevini ya baaracak, ya da lecekti... Ertesi gn leden nce hedeflerine ulatlar. Avc, suvatn biraz uzanda hayvanlar bir aaca balad; yola yayan devam edeceklerdi. Suyun bana inince yksek otlarn arasna iyice gizlendiler. Hi kprdamadan btn gn orada yatarak dev adamn gelmesini beklediler, fakat bouna. Onun yerine sadece yaban yaratklan geldi suvata: Yaban eekleri, antiloplar, ceylanlar, kk tavanlar. 122 Srler halinde kular da suyun kenarna konmular, cvldaarak arklar sylyor ve oyun oynuyorlard. Huzur dolu bir manzara vard gzlerinin nnde. Fakat avcnn meslek damarlar kabarmt, gznn nnde onca av hayvan dururken, hibir ey yapmadan onlara bakyordu! Bir an iin ayaa kalkarak bir av ukuru amaya yeltendiyse de, akl hemen bana geldi. Kendisini bekleyen dl, burada yakalayaca hayvanlarn tmnden daha kymetliydi phesiz. Nihayet gn sona erdi ve bozkrn zerine gece kt. Dev adam ortaya kmamt. Ertesi gn de bo yere beklediler. Nihayet nc gnde onu grdler sonunda: Ceylanlar ve antiloplarla beraber suvata gelmiti, etrafna g ve kudret sayordu. Srekli drt bir yann kollayarak yryordu, her an her trl tehlikeye kar tetikteydi. Tehiptilla onu grnce irkildi. Yabaninin salar ve sakal karmakarkt, kollarndan kuvvet dolu adaleler fkryordu. Gerek bir ifrit, dalardan gelen gerek bir vahiydi. zerindeki tek giysi olan hayvan postunu kenara frlatt ve serinlemek iin suya girdi. Tehiptilla, aknlkla hayvanlarn ondan rkmediini fark etti. Su kularnn arasnda yzyor, fark ettirmeden kyya ynelerek yaban eeklerini slatyordu. Hayvanlar aniden arp yuvarlak gzleriyle ona baknca, gk grltsne benzer seslerle glyordu. Fakat sudan k zaman hayvanlar ona yaklatlar, yabani de onlara dosta bir homurtuyla bir eyler syledi. "ite, kadn, bu o" diye fsldad avc. "Haydi, git ve sana denileni yap: Peeni ve elbiselerini kar, gslerini rten kuma z ve ona bacaklarnn arasndaki ak tepesini gster. Suya girerek ykan, bu arada vcudunu tm kvraklyla oynat. Seni grr ve sana yaklarsa, onun ehvetini uyandrmaya al. Diiliini kullanrsan onu ana drebilirsin. Sonra elbiselerini yere ser ve onu zerine ek. Hi ekinmeden kucan ona a ve iine girmesine izin ver ki, diiliini iliklerine kadar hissedebilsin." Avc aresiz bir ekilde Tehiptilla'nn kulana neler yapmas gerektiini fsldayarak, ona cesaret vermeye alyordu. Kzn aklna bu yabaninin tm arzularna boyun emesi gerektii geldike, 123

korkudan lecek gibi oluyordu. Fakat Itar'n syledikleri kulaklarnda nlyordu, o da avcyla aa yukar ayn eyleri sylemiti. "Sen buradan ayrlmayacaksn, deil mi? Zor durumda kalrsam bana yardm edecek misin?" diye sordu avcya. Adam ban sallad. "Hayr, hemen geriye dnerek, seni kaderinle ba baa brakma emri aldm. Hoa kal ve iyi anslar." Tehiptilla'nn gzel gzlerinden aa yalar szlyordu. Fakat evik bir hareketle gz yalarn sildi ve ayaa kalkarak, allklarn arasndan suya doru yrmeye balad. Kyya ulat zaman nce peesini kard, sonra da elbisesinin nn aarak yavaa omuzlarndan kaydrd. Gslerini rten kuma da znce, rlplak kalverdi. Yava yava suya girmeye balamt imdi. Vahi adam onu hemen fark etmiti. Suvatn teki tarafndan merak ve ilgiyle szyordu kz. Tehiptilla ne eik bayla etrafta onu izleyen kimsecikler yokmu gibi davranyordu. Suya dalyor, kyor, slak salarn sallayarak etrafa sular sratyor ve bu arada gzel vcudunu son derece ekici hareketlerle kvrp bkmeyi de ihmal etmiyordu. allklarn arasndaki avcnn ve zellikle de kar kydaki yabaninin nefesi kesilmiti. Tehiptilla olaanst bir gzellie sahipti. Dii bir ceylana benzeyen vcudu, ayn zamanda zerinde iy taneleri bulunan pembe bir goncay da andrmaktayd. Erkeklerin en gizli dlerinde bile hayal edebileceklerinden ok daha ekiciydi. Oyun oynar gibi kendi etrafnda dnyor, avularna doldurduu suyu bandan aa dkyordu. Salarndan tekerlenen sular, birer inci tanesi gibi plak bedeninden aa szlyordu. Barbar Enkidu o gne dek da keileriyle birlikte yaamt, yaban eeklerinin stn imi ve ceylanlarla beraber otlamt. Vahi doann, usuz bucaksz bozkrlarn ocuuydu o. Gzlerinin nndeki harika manzaradan son derece tahrik olmutu. Birdenbire hamle yaparak kza doru komaya balad. Tehiptilla sudan karak kamaya alt, fakat gerek bir ka deildi bu, sadece onu biraz daha tahrik etmek istiyordu. Zaten gerekten kamak isteseydi bile, bunu asla baaramayacann gayet iyi farkndayd, bozkrlarn olu ondan ok daha hzlyd. Barbar birka admda kza yetiti ve onu yakalad. Enkidu'nun kuvvet124 li kollarnn arasnda rpman kz, kck yumruklarm adamn kocaman gsne vuruyordu. Tabii bu abalar vahiyi daha da tahrik etmekten baka bir ie yaramyordu. Enkidu kz yere frlatt ve azgn bir aygr gibi zerine atlad. Tehiptilla imdi gerekten korkmaya balamt. Adamn scak nefesini yznde hissediyor, ihtirasl solumasn kulann dibinde iitiyordu. Glgame de dahil olmak zere, kafasndaki her ey silinmiti. Sadece ve sadece kendi yaamn dnyordu artk. Vahi hayvanlarn bozkrda yaptklar gibi saldrd ona barbar. Tehiptilla gereken anda bacaklarn at ve onun iddetle iine girmesine izin verdi. Barbar, yllar boyunca iinde biriken ihtiras dizginsiz bir hrsla tatmin ediyordu. Btn bu olup bitenleri allklarn arasndan izleyen avc, grd manzarann etkisinden kendisini zorlukla kurtararak, katrlarn yanna gitti. Ksa bir sre sonra, kendisine vaat edilen dl almak zere Uruk yolunda hzla ilerlemeye balamt bile. Barbarn gz ise gzel kzdan baka bir ey grmyordu. Onunla tekrar tekrar yatt, alt gn ve yedi gece boyunca yanndan bir an bile olsun ayrlmad. Tehiptilla sonsuzluktan sonsuzlua srklendiini hissediyordu. Tapnakta ok ey rendiini sanyordu, fakat kendisini bkp usanmadan yaban hayvanlar gibi beceren bu zapt edilmez herifle kyaslaynca, aslnda ne kadar cahil olduunun farkna varmt. Zamann nasl getiini fark etmedikleri gibi, bir eyler yiyip imek bile akllarna gelmiyordu. Verdikleri ksa dinlenme aralarnda barbar kza dalardan ve frtnalardan, kklerden ve dikenlerden, yakc gneten, orak bozkrdan ve kysnda uzanarak cokuyla sevitikleri suvata benzer baka suvatlarn varlndan, blk prk cmlelerle sz ediyordu. Evet, konumasn biliyor, diye dnd Tehiptilla rahatlayarak. Fakat sadece bu zellii ile insanlara benziyordu, bunun dnda tamamyla bir hayvan gibiydi. Bu arada davranlarnda hayret verici bir deiiklik gze arpmaya balamt;

hareketleri gnden gne daha nazik olmaya balamt sanki. Hoyrat elleri vcudunda belirgin bir incelik ve hafiflikle dolayordu, bunu yapmas iin onu zorlamasna gerek kalmamt artk. Hayvani saldrganl giderek azalyor ve yerini doal bir yumuakla brakyordu. 125 I Tehiptilla iin neredeyse sonsuzluk kadar uzun gelen bir zamandan sonra nihayet doyuma ulaan barbar, ayaa kalkarak sanki kendisini tutsak eden bir byden kurtulmuasna gerindi. Su imek iin suvata gitti, bu arada arkadalar olan hayvanlarn nerede olduklarn anlamak iin etrafna bakmyordu. Fakat hayvanlarn tepkisi onu lsz bir aknla uratt. Onu gren ceylanlar bir anda drt bir yana dalarak uzun sraylarla kamaya baladlar, su kular kanat rparak ve bararak korkuyla gkyzne ykseldiler. Btn hayvanlar, sanki sradan bir insanm gibi rkyorlard ondan, kim bilir, belki de avlanmak iin yaam alanlarna girmi bir avcyd o! Enkidu her zamanki gibi antiloplarla yarmak istedi, fakat sanki dizlerinin ba zlmt. Tm kuvveti yok oluvermiti, kousu eskisi gibi deildi artk. Gittii her yerde hayvanlar admlarnn sesinden kayordu. Eski vahiliinin azalmasyla birlikte, iinde onu sersemleten bir eylerin giderek bydn hissetti. Aniden neler olup bittiini fark etti ve suyun olduu yere geri dnd. Killi topran stne diz kt, kollaryla yzn rtt ve daha nce hi yapmad bir ey yap: Boanrcasna alamaya balamt, bu arada gsnde bir sz duymasna neden olan bu yeni duyguya ve gzlerindeki bu kadar ok suyun nereden geldiine hayret ediyordu. Barbarn gzlerinden boanan yalar, aniden patlayan bir yaradan akan cerahat gibi iindeki acy skp ayordu. Bana gelen onca ey arasnda Tehiptilla'y en ok artan, barbarn bu davran olmutu. Ayaa kalkarak dikkatli admlarla geni omuzlar titreyen ve kaslan sarn devin yanna gitti. Kollarn boynuna dolayarak plak vcuduyla ona srtnd. Gz yalar iindeki yzn kaldran Enkidu, kza bakt. Baklarnda derin bir ac, bir uyan ve ilk hayat tecrbesinin izleri okunuyordu. Kza ilk defa gryormu gibi bakyordu. Sonra bir ocuk gibi onun ayaklarnn dibine oturdu ve sylediklerini can kulayla dinlemeye balad. Tehiptilla yavaa barbarn gzlerindeki yalar sildi. Youn bir efkat duygusu kabarmt iinde, bir eyler anlatmaya balad ama kelimelerin azndan nasl ktnn farknda bile deildi. Hi dnmeden konuuyordu ve buna ramen syledikleri doru ey126 lerdi: "Sen byk bir bilgesin Enkidu, neredeyse bir tanr gibisin. Neden gemi olan eyler iin alyor ve bozkrlar yitirdiin iin szlanyorsun? Hayvanlarn ard sra gitme artk, onlar senden farkl yaratklar, onlar birer hayvan sadece, oysa sen bir insansn. zin ver, seni Frat kysnn bereketli topraklarnda kurulmu olan, hayat dolu, gzel ve grkemli Uruk ehrine gtreyim. Tanrlar tarafndan kutsanan ve insanlar tarafndan zerine tapnaklar ina edilen kutsal da Eanna'y gezdireyim sana. tar'n yeryzndeki en gen tezahr luna'nn ldayan sarayn gstereyim. Hibir kadn, gzellikte onunla boy lemez. Sana Anu tapman da gstereceim. Zigguratnn yivli kulesi gklere dek ykselmektedir. Uruk'un bilge anasnn oturduu Egalmah' ve kraln sarayn da greceksin. ama'm grkemli arabasnn gne gibi parlamas iin, u sralar duvarlar parlak ve ssl talarla kaplanyor. Kusursuz Glgame'in oturduu yere de gtreceim seni. Onu ok iyi tanyorum ve seni beklediini biliyorum. Seni ona gtreceim ve sen de onunla tantn iin piman olmayacaksn." "Hah" diye bard barbar iinde kabaran bir fkeyle. "Kusursuz mu? Gl olan sadece benim! Herkes bilsin bunu: Benim gibi dalarda doan ve bozkrlarda byyen birisi, dier tm erkeklerden daha kudretlidir! Vakti geldiinde ona meydan okuyacam. Ve szn ettiin Uruk'ta an ve eref kazanacam. Birlikte oraya gittiimiz andan itibaren her ey deiecek. nk ben kimseden korkmam, o Glgame isimli adamdan bile! Karma kim karsa ksn, onu bir karnca gibi ezip geerim."

Tehiptilla onu bozkrlar brakp Uruk'a gelmeye bu kadar kolaylkla ikna ettii iin ok sevinliydi. Fakat ii salama almak iin onu kkrtmaya devam etti: "Grkemli Uruk ehrini grdn zaman ok aracaksn Enkidu. Bellerinde eitli aletler ve silahlar bulunan bin kere on bin adam sokaklarda dolayor. Hemen her gn mzikli, dansl ve yemekli bir bayram kutlanyor. Hemen her gn insanlarn kanlarn kaynatan byk trampetin sesi iitiliyor. Sadece ak ve zevk iin yaratlm kzlar var orada, her biri dierinden daha gzel. Btn gn deerli elbiselerinin iinde glp eleniyorlar. ayet cann isterse her gn onlarn arasndan birisini seebilir ve geceyi onunla geirebilirsin." 127 Enkidu inanmaz bir tavrla kafasn sallad. Tehiptilla ise szlerine devam ederek laf yine Glgame'e getirdi. Bu ismin onu son derece kzdrdn anlamt. "Seni Glgame'le tantracam. Onun suratna bakar bakmaz bana hak vereceksin: Koca yeryznde ona benzer bir kral yoktur. ehresi son derece gzel ve erkeksi, vcudu biimli ve kasl. Ve ister inan, ister inanma, senden ok daha gl. Nasl olsa kendin de anlayacaksn bunu. Enkidu, sana yakmayan davranlardan vazge, bozkrlar terk et ve benimle Uruk'a gel. Burada ne iin var? Hayvanlar senden kayor, artk onlara yabancsn ve seni dmanlar olarak kabul ediyorlar. Yabanlla geri dnmek istesen bile bir daha asla huzur bulamayacak; yaamn boyunca Uruk ve Glgame'i zleyeceksin. Neden hl tereddt ediyorsun ki?" Enkidu derin bir phe iindeydi. Ne yapacana bir trl karar veremiyordu. Fakat Tehiptilla onu pohpohlamaya devam ediyordu; erkekliini ve ve gklere kardktan sonra davetkr bir sesle ona yakarmaya balad. "Al beni Enkidu" dedi ona, "istediin gibi kullan bedenimi, nk Glgame'e ve gzel Iluna'ya senin her isteini, her arzunu yerine getireceime sz verdim. Sana zevk ve mutluluk vermek benim grevim." Enkidu'nun vcudunu okamaya balad, onu tekrar tahrik etmek istiyordu. Sonunda barbarn iindeki ehvet tekrar kabard ve kzn kendisine sunduklarn kabul etti. Eskisi gibi azgnd yine, fakat neden olduu bilinmez, Tehiptilla artk ondan korkmuyordu. Tam aksine, birisinin ona bylesine byk bir ihtirasla sahip olmasndan son derece holanmt. Yldzlarla dolu gkyznn altnda ak oyunlarna daldlar ve uzun saatler boyunca d dnya ile ilgile- ; rini kestiler. Fakat her eyden daha nemlisi, Enkidu'nun nerede doduunu unutmu olmasyd. Kalbi merak ve hasretle dolmutu, dinmek bilmeyen, yakc, sonsuz bir hasretle... 128 Tehiptilla, bir ocuun elinden tutar gibi Enkidu'nun elini tutuyordu. Bu ekilde atlar bozkrlar. Kz deerli elbiselere brnmt, barbar ise hayvan postlarna. Avcnn rehberleri olarak yanlarnda bulunmas iin ok ey feda edebilirdi Tehiptilla. nk adam l ok iyi tanyordu, ehrin nereden balayp nerede sona erdiini, yol boyunca konaklayabilecekleri vahalar, hayvan srlerinin yerlerini biliyordu. Geri kendisi de yol boyunca getikleri yerleri zihnine kazmaya almt, ama aradan ok zaman gemiti ve ln gz kamatran ss, ynn bulamamasna neden oluyordu. Bozkr tekdze bir manzarayla nlerinde uzayp gidiyordu: dikenlerle dolu orak topraklar, kara kuru allklar, clz iekler, altlarnda akreplerin kayna bir yn ta. insanlarn oturduu yerlerden bu kadar uzaklkta barbar nasl olup da kendisini iyi hissetmiti acaba? Tehiptilla ona yan gzle kaamak bir bak frlatt. Barbar kendisini hemen yan banda paytak admlarla takip ediyordu, suratnda mutlak bir teslimiyet ifadesi vard. Grne gre dnceleri ya tamamen huzur doluydu, ya da kafasnn ii bombotu. Ona gstereceim eylerin karsnda nasl davranacan ok merak ediyorum dorusu, diye dnd Tehiptilla. Ya onlar beenmezse! O zaman kendisini ok yalnz hissedecek, yabanlla duyaca hasret yznden hasta olacak. Fakat olup bitenleri kavrayp kabul ederse, o zaman Uruk'u byk bir aknla boacak. Kafasndan bir yandan bu ekilde dnceler geerken, dier yandan da bozkr arnlyor ve umutsuzlukla nerede olduklarn hatrlamasna yardmc olabilecek bir ipucu aryordu. urackta kk bir orman olmas gerekmiyor muydu? Hatta

kei, koyun ve sr srlerini gden obanlarn oturduu kulbelerin varln bile hatrlyordu... Ah! Ufack bir ipucu bulsa ne olurdu sanki? Yoksa... Yoksa ufukta yeil, dar bir izgi mi grmt? Gzlerini ksarak dikkatle bakt. 129 "Oradaki bir orman deil mi? Ne dersin?" Enkidu ilgisizce ban sallad. yleydi herhalde! "O halde doru yoldayz" diye bard Tehiptilla, "seni obanlarn kulbelerine gtreceim. Bakalm oradaki yaam nasl bulacaksn?" Barbar azn ardna kadar aarak esneyerek homurdand. Orman ilk bakta sanlandan ok daha uzaklardayd. Artk ayaklarnn acmaya balamasna ramen, yeil izginin serin glgesine yaklaamamlard bile. Nihayet akama doru ormana ulatlar. Nerede olduklarn artk iyice hatrlamt Tehiptilla. Buras avcnn ate yakarak yiyecek bir eyler kzartt meydand. Barbara gtrlmeden nce son kez yldzlarla dolu gkyznn altnda burada yatm ve kt kaderine lanet etmiti. Aradan geen zaman zarfnda o kadar ok ey olmutu ki... Tamamen deitiini hissediyordu. Uruk'tan alayarak ayrlan Tehiptilla deildi o artk. Enkidu'yla beraber orman boydan boya geerek obanlarn kulbelerine ulatlar. Bir anda kulbelerden frlayan bir sr kpek, lgn gibi havlayarak Enkidu'yla Tehiptilla'nn etrafn sard. Fakat Enkidu onlara doru dnp dilerini gstererek hrlamas zerine, kuyruklarn ksarak geriye ekildiler, kendilerini gvende hissettikleri bir uzakla kap korku dolu gzlerle ona bakmaya baladlar. Bu garip ifti gren obanlar da ok armlard. Batmakta olan gnein son nlan onlarn siluetlerini aydnlatyordu: Yar yarya bir hayvana benzeyen dev bir adam, bir yabani, fakat belki de bir tanr, ormanlardaki, dalardaki, tarlalardaki ve ller-deki tm hayvanlarn koruyucusu Sumukan... Hangisi olduuna nasl emin olabilirlerdi ki? iin ilgin yan, onun elinden tutan olaanst gzellikte bir kadnn varlyd. Son derece pahal bir elbiseye brnmt, bylesine gzel elbiselere sadece ta uzaklardaki nl Uruk ehrindeki tar'n sahip olduu syleniyordu. Gzel kadn, elini dostluk iareti olarak havaya kaldrp glmsedi. Bunun zerine obanlar ikisini de kulbelerine davet ettiler. Kulbedeki minede gzel bir ate yanyordu ve atein zerinde nefis kokular saan bir et paras kzarmaktayd. obanlar konuksever insanlard. Yaadklar yere zaten ok az misafir geliyor130 du, bu yzden kendi lkelerinin rf ve adetlerini anlatacak birileri onlar ziyaret ettii zaman ok seviniyorlard, ifade yetenei son derece gl olan Tehiptilla, mzie benzer sesiyle obanlara Uruk'taki yaam uzun uzun anlatmaya balad. Aslnda bunlarn tmn Enkidu iin anlatyor olmasna ramen, aknlk iindeki obanlarn gzleri kocaman kocaman almt. Ne kadar olaanst bir kadnd bu? Muhakkak st tabakalardan soylu bir kadnd, belki de kraln bir akrabas, hatta bir tanra!.. Karlarnda durann tar'n basit bir tapnak fahiesi olduunu akllarna bile getirmedikleri iin kza byk bir sayg gsteriyorlard. Fakat Enkidu'ya nasl davranacaklarna bir trl karar verememilerdi. Bir yandan korkun grnts ve gzle grlr ac kuvveti onlar temkinli olmaya yneltiyor, dier yandan da acemice ve beceriksizce davranlar yznden kahkahalar atarak glmemek iin kendilerine glkle hakim oluyorlard. Karlarndaki gzel bayan ciddi durduu iin, glme isteklerini zorla bastryorlard. Fakat bu arada dev adamn en kk bir hareketini bile gzden karmamaktaydlar. Enkidu kendisine sunulan et kzartmasn yemeyi nce reddetti. nk daha ilk lokmada parmaklarn ve azn yakmt. Duyduu acdan dolay ylesine byk bir hiddetle hrlad ki, kpekler tekrar kuyruklarn ksarak kulbeden dar frladlar. Fakat sonra etin tadn ald. nndekileri byk bir itahla silip sprmeye balad, obanlar et kzartmasnn hi olmazsa tadna bakabilmek iin, lokmalarn aceleyle azlarna atmak zorunda kaldlar. Dier yemeklerde de ayn ey oldu: Enkidu nndeki bardaa ve anaa aknlkla bakyordu; ekmei ne blmeyi, ne de yemeyi biliyordu. Somunu alarak burnunun dibine gtrd ve

pheyle koklad. Bunu zerine obanlar artk kendilerini tutamayarak kahkahalarla glmeye baladlar. "O halde ona bilmediklerini retelim" dedi obanlarn en yals, "bylece gcne ve kuvvetine bilgelik de eklensin." Tehiptilla Enkidu'yla konumaya balad: "Ekmek ye Enkidu. Bu da yaammzn bir paras. Adna bira denilen sarholuk verici u ikiyi de i, nk memleketimizin gelenei byledir." 131 Karn henz tamamen doymam olan Enkidu, somun ekmek yedi ve alt testi bira iti. tike yrei ferahlyor ve ii rahatlyordu, az sonra etrafna neeli glckler samaya balad. Ruh halindeki ani deiiklik ve bira ime konusundaki yetenei, obanlan son derece etkilemiti. Kadehlerini onun erefine kaldrarak, bildikleri eski arklar sylemeye baladlar. Enkidu, kocaman peneleriyle masaya ve bacaklarna vurarak tempo tutuyordu. Nihayet, yedinci bira testisini de kafasna dikip son yudumuna dek itikten sonra, grltyle masann yanma devrildi ve horlaya-rak uyumaya balad. Iriyar drt adamn Enkidu'y bu garip misafir ve yanndaki gzel, kibar bayan iin obanlarn hazrladklar odaya tamalar, hi de kolay olmad. Enkidu btn gece l gibi uyudu. Tehiptilla da gnler sren yorgunluktan sonra nihayet azck dinlenme frsat bulabilmiti. Ertesi sabah barbar tepeden trnaa ykand ve Tehiptilla'nn talimatlar dorultusunda tm vcudunu yala ovdu. zerindeki parampara hayvan postlarn bir kenara atarak, obanlarn kendisine uzattklar giysileri kuand. Beline bir kemer taktlar ve kendisini aslanlara kar koruyabilmesi iin ona bir de balta verdiler, inanlmaz bir deiiklie uramt: Sayla sakalnn hl karmakark olmasna ramen, neredeyse normal bir erkek gibi grnyordu artk. Enkidu obanlarn kendilerine vermi olduklar hediyelerin, yiyecein, iecein ve barnmann karln vermek konusunda srarlyd. Onlara yk olmak istemiyordu. Sonunda bir are buldu. Geceleyin obanlarla beraber ayrlarda dolaarak, srlere musallat olan yrtc hayvanlar kovalayacakt. Tehiptilla ise ona yalvaryordu: "Hemen Uruk'a gitmek zere yola koyulmalyz Enkidu! Glgame bizi bekliyor, obanlarn bizim iin yaptklar eylerin karln bol bol deyeceinden emin olabilirsin." Fakat barbar inatla kafasn sallyordu. Gkyznn geceleyin nasl grndn ve rzgrlarn neler anlattklarn biliyordu, fakat bildii baka bir ey daha vard: Bu saatte aslanlar ve kurtlar av peinde dolanrlard. Daha ilk gecede bir aslann karnn deti, ikin132 ci gece ise allara fazla yaklamaya cret eden birok kurdu, plak elleriyle boazlad. obanlar, aralarnda byle bir kahramann bulunmasndan son derece memnundular. Varl onlara gven veriyordu. Enkidu her gece ayrlarn en u noktasna giderek byk bir ate yakyordu. Bu atei gren obanlar, kendilerini gvende hissederek bira testileri ve yiyeceklerle ona geliyorlard. Beraber yiyip ierek arklar sylerken, aniden Enkidu elini kaldrarak dierlerinden sessiz olmalarn istiyor, ban kaldrarak drt bir yan dikkatle dinliyordu. Sonra karanlklara dalp gzden kayboluyordu. Az sonra ise kkreme sesleri ykseliyordu gittii ynden. Bunu iddetli solumalar ve boulurcasna haykrlar izliyordu, az sonra ise Enkidu omuzlarnda yrtc bir hayvann lei ile obanlarn yanna geri dnyordu. Ancak ay batmaya yz tutunca Enkidu nbet yerini terk ediyor ve odasna dinlenmeye ekiliyordu. Gzel Tehiptilla onu nereye giderse gitsin takip ediyor, yakt atein banda onunla bekliyor ve istedii zaman onun kendisini ehvetle kollarna almasna izin veriyordu. Kendilerini efkat ve ihtiras dolu ak oyunlarna kaptrdklar bir gece, kulbenin dndan alk olmadklar sesler ykselmeye balad. Enkidu ban kaldrarak dinlemeye balad. "Bu grlt de ne?" diye sordu. "Bilmiyorum" diye cevap verdi Tehiptilla, "fakat tehlikeli bir durum olduunu sanmyorum. Acaba yeni ziyaretiler mi geldi? Herhalde buralara yolu den gezginler obanlarn yannda konaklamak istiyorlar."

Darda crlamalar ve cvldamalar, gaklamalar ve aprtlar, yuvarlanan tekerlek sesleri, kadn sesleri, erkek sesleri, ocuk sesleri... iitiliyordu. Nihayet her ey yerli yerini bulduktan ve sesler bir nebze olsun kesildikten sonra Enkidu rahatlad ve kk yatak arkadayla oynad ak oyununa kald yerden devam etti. Ertesi sabah kapnn nne kan Enkidu, byle bir manzarayla hayatnda ilk kez karlayordu. Kulbelerin arasndaki meydana, yaban eekleri ve katrlar tarafndan ekilen bir sr tahta araba sralanmt. Arabalarn nnde ise idman yapmakla megul 133 olan kadn ve erkekler vard, ilerinden bazlarnn rengi kmr kadar karayd. Bir tanesi elinde tuttuu be tane tahta lobutu havaya atp tutmaya balad. Lobutlar yle hzl hareket ediyordu ki, grenler onlarn tek bir ember olduklarn bile sanabilirdi. Sonra eline toplar ve baklar alarak, onlar da ayn beceriyle havaya atp tutmaya balad. Bir bakas ellerinin zerinde yryor, bir kadn ise iki kulbe arasna gerilmi olan bir ip zerinde geziniyordu. Her admn iyice kontrol ederek atyordu, sanki bolukta yrr gibiydi. Bir kenarda duran maymun, ellerindeki telli alglarla bo yere mzik yapmaya alyordu. Tm dileri dklm yal bir ay ise, dans etmeye alr gibi hareketlerde bulunarak bal olduu kazn etrafnda dnp duruyordu, insanlar gzel veya yakkl deillerdi, aksine hayret verecek kadar irkindiler. Kulaklarnda kpeler sallanyordu, suratlar boyalyd ve alnlarna renkli bezler balamlard. Yetikinlerin ok irkin olduklar bir gerekti, fakat ocuklar onlardan kat be kat daha irkindiler. Eri bacaklarnn zerinde gbela yryebiliyorlard. arpk omuzlarnn zerinde, yalarna hi de uygun olmayan balar tayorlard. htiyar insanlarn suratlaryd Enkidu'nun grdkleri, ok ihtiyar insanlarn suratlar. Enkidu irkildi. Gz sabah tuvaletini yeni tamamlam olan Tehiptilla'ya ilimiti, bir ilkbahar iei gibi prl prl parlayarak kulbenin nnde duruyordu. Ona seslenerek yanna gelmesini syledi. "Bu korkun yaratklar da neyin nesi?" diye sordu, "bana uzun uzun anlattn Uruk'un gzel insanlar bunlar m yoksa? Gnder onlar buradan hemen, suratlarna bir an bile bakmak istemiyorum." Tehiptilla bir bakta kavrad neler olup bittiini, neeyle ellerini rparak glmeye balad. "Gezgin bir sirk bu, herhalde uzun bir yolculua kmlar. Bunlar hokkabazlar ve oyuncular Enkidu, ok uzaklardaki toplumlarndan dlanm insanlar. Hayatlarn bu yolla kazanyorlar. Onlar hakknda pein hkm verme, d grnleri onlarn suu deil, insanlar akn akn onlar seyretmeye eken de bu zaten. Gzel olan, arada srada irkin bir ey de grmekten holanr Enkidu. Ve ayns lam aksi durum iin de geerlidir." 134 Enkidu pheci baklarla karmakark kalabal szmeye balad. Disiz ayya ve mzik yapmay beceremeyen maymunlara bakt bir sre, sonra baklar irkin ccelere ve tef alan ihtiyara kayd. plakln ince tller ve rtlerle gizlemeye alan dolgun vcutlu bir kadn, tefin temposuna uyarak iri kalalarn ve yal karnn sallyordu. Elleri zerinde yryen adam aniden dorulup, kadnn arkasndan gelerek ayn hareketleri yapmaya alan ayya bir dilim ekmek verdi. Olduklar yerde perende atan ocuklar Tehiptilla'ya doru bakarak suratlarn buruturdular ve ahlak d el hareketleri yaptlar. Fakat Tehiptilla tm bunlar bir aka ve elence olarak alglamt, ellerini rparak barp aryor ve iri karn bir f gibi aa-yukar hoplayan ter iindeki kadn evklendirmeye alyordu. Yapabilecei daha iyi bir ey aklna gelmedii iin Enkidu da glerek kapnn eiine oturdu ve nndeki budalaca faaliyetleri izlemeye balad. obanlar da hokkabazlara alk tutuyordu, zellikle plak kollarnda evcil akrepleri dolatran bir adama byk tezahratta bulundular. Adam akrepleri kumun zerine koyuyor ve parmaklan ile dik duran inelerini okuyordu. Bu ekilde onlar uyuturuyordu sanki. Sonra da ani bir emir vererek akrepler arasnda bir eit yar balatt. Hayvanlar obanlarn plak ayaklarnn ta ularna kadar gidince, adamlar lk la geri katlar.

Ortalk biraz yattktan sonra adam arabasna giderek yuvarlak bir saz sepet kard ve yere koydu. Elinde saz bir flt almt imdi de. algdan ylesine deiik ve byleyici melodiler ykselmeye balad ki, obanlar, Enkidu ve Tehiptilla, susmak zorunda kaldlar. Btn gzler saz sepete evrilmiti. Sepetin zerini rten kapak aniden kmldad ve yavaa yana kayd. Ban sepetten dar uzatan bir Msr kobras, atal dilini azna sokup kararak souk gzleriyle etrafn szd. Orada bulunanlar arasndan avn semek istiyordu sanki. Flt alan adam sepete doru iyice eildi, algnn ucu neredeyse ylann kafasna dokunacakt. Herkes nefesini tutmu, bir mucizenin gereklemesini bekler gibiydi: Artk sepetten iyiden iyiye km olan ylan, m135 zikten bylenmiti sanki. Gergin vcudunu melodilere uyarak bir ileri-bir geri sallamaya balad. algc flt ylann nnde dans ettiriyordu, ylan da flte uyarak dans etmekteydi. Mziin tiz bir ses ile sona ermesinin ardndan, ylan tekrar sepetin iine reklendi ve adam abucak kapa yerine koydu. Sra imdi tekrar iman danszdeydi, maymunlar ise olmadk aklabanlklar yapmakla 'meguldler. Enkidu ise Tehiptilla'ya dnd: "Bu insanlarn kim olduklarn hl bilmiyorum. Nereden geliyorlar, ne yapmak istiyorlar ve nereye gidecekler?" Bunun zerine Tehiptilla elleri stnde yryen ve ayya yem veren adam yanna ard. "Nereden geldiinizi ve nereye gitmekte olduunuzu syler misin bana?" Adam saygdeer bayann nnde yerlere kadar eildikten sonra konumaya balad: "Dicle, ala ve Kerha rmaklarnn te yakasnda bulunan Zagros dalarndan geliyoruz, kimimiz daha da telerden. Hepimiz de kendimizi bildiimizden beri oradan oraya dolayoruz, bugne dek grm olduumuz lkelerin, ehirlerin ve tapnaklarn saysn ben bile unuttum. imdi de Smer lkesinin adndan ok sz edilen bakenti Uruk'a gidiyoruz. Aldmz haberlere gre Kral Glgame ehri zapt edilmez bir duvarla evirmi." < "Orada Glgame'in nnde de gsteri yapacak msnz?" diye sordu Tehiptilla. Kalp atlar belli belirsiz hzlanmt. "Evet" diye cevap verdi adam. "Yce kraln ve tapna gklere ykselen Tanra Itar'n nnde. Yaklaan evlilik treni iin arldmzdan dolay, acele etmemiz gerekiyor." "Evlilik treni mi! Bunun hakknda daha fazla eyler biliyor musun? Kimler evleniyormu?" Adam bu soylu bayann kendisine gsterdii ilgiden olduka memnun, uzun bir konuma yapmaya hazrland. "phesiz ki" diye devam etti szlerine, "yol boyunca ok ey iitiyoruz, sradan insanlarn kulaklarnn asla iitemeyecekleri haberler, yollar arnlayan gezgin halka annda ulayor. Sylendiine gre bu tren Vens tanras Itar'n erefine dzenleniyormu. Kraln bir gn ve bir gece iin tanrayla evlendii kutsal evlilik treni bu. ok eski 136 bir gelenektir bu ve ayet Kral Glgame henz ok ksa olan hkmdarl boyunca pek ok ey deitirmeseydi, bu da unutulup gidecekti herhalde. Fakat kendisine e olarak ak tanrasnn kendisini mi, yoksa tapnaktaki rahibelerden birisini mi seecei, henz belli deil. Zaten Uruk'ta ok garip eyler dnd sylentileri tm lkeye yaylm durumda." "yle mi, nedir bunlar?" diye sordu Tehiptilla heyecanla, iinde beliren ani halsizlik nedeniyle yere ylmamak iin, iki eliyle kapnn pervazna sarlmt. "Mesela, Anu barahibi krala ilk gece hakk tanm. "Ne demek bu?" "Sana aklayaym, nk baka bir yerde bunun ne anlama geldiini renmitim: Bir adam bir kz ile evlenmeye karar verirse, dn evinde arkadalar ve gelmek isteyen herkes iin byk bir len verir. Mkemmel bir sofra kurulur ve bata bira olmak zere her trl leziz iki su gibi akar. Daha sonra ise, tanrlarn yasasna uyularak krala bir haberci gnderilir ve gelin zerindeki ilk gece

hakkn kullanabilecei bildirilir. Damat, yatak odasnn kapsn onlar iin kendi elleriyle aar." "Peki kral hakkn kullanmak iin gelir mi?" "Bazlar yapar bunu" dedi adam. ok yerler gezmiti, halklarn farkl gelenekleri ve grenekleri onu artmyordu artk. "Glgame'in bu hakkn kullanmad syleniyor, fakat Anu rahipleri bu durumdan hi honut deiller, nk hayvanlara, tarlalara ve bahelere bereket getirmesi iin bunu yapmasnn art olduunu sylyorlar. Zaten belli ki, Glgame genel olarak ok garip bir hkmdar. ok bana buyruk ve son derece pervasz kararlar verebiliyor. Fakat Anu rahipleri, onu hi olmazsa Itar tapnana gidip tanrayla ya da bu i iin seilmi bir rahibeyle sembolik evlilik trenini gerekletirme konusunda ikna etmeyi baarmlar." Tehiptilla'nn beti benzi atmt, dizleri titriyor ve tm vcudu sallanyordu. Btn bunlar dinleyen Enkidu da sinirlenmiti, fakat apayr bir sebep yznden. "Yine mi Glgame" diye homurdand, "demin konutuklarnz hi mi hi houma gitmedi. Btn kadnlara sahip olmak m, 137 bu herif kendisini ne sanyor ki? abuk Tehiptilla, hemen Uruk'a gidiyoruz! Artk Glgame'e haddini bildirme vakti geldi. lkenin en gl adamnn kim olduunu gstereceim ona! Tm kemiklerini teker teker kracam." Enkidu'nun szlerini iiten hokkabaz yzn gzn buruturdu, fakat gzel bayan kendisinden bir ricada bulununca, onu kramad: "Uruk'a gidecein zaman bizi de yanna al. Arabalardan birinde bizim iin yer vardr sanrm?" "Fazla zaman kaybetmek istemiyoruz zaten bayan. Yeterince oyalandk burada; evlilik trenine vaktinde yetimek iin acele etmeliyiz. En arkadaki erzak arabasnda ikiniz iin yer olduunu sanyorum." Enkidu tek kelime etmeden kulbeye geri dnd, kemerini kuand ve aslan baltasn yerine takt. Konuksever obanlar son bir kez selamladktan sonra son arabann tentesinin altna trmandlar. Haykrlar, slklar ve lklar arasnda byk bir grltyle hareket etti konvoy. Tehiptilla ve Enkidu hayvan derilerinden yaplm olan tentenin altnda yan yana oturuyorlard. uvallarn, sandklarn ve kutularn arasna yerlemiler, ayaklarn rahata ne uzatmlard. Enkidu gvensizlikle etrafna bakmyordu, bu bir yn eyann arasnda, iinde o korkun ylann bulunduu saz sepetin olmadndan emin olmak ister gibiydi. Fakat evresinde sadece garip grnl aletler ve nesneler vard. Bunlar ellerine alarak incelemeye ve oynamaya balad. Tehiptilla da zaman geirmek maksadyla bu nesnelerin ne ie yaradklarn Enkidu'ya bir bir aklamaya balad: "O elinde tuttuuna havan, brne de tokmak ad verirler. Taneleri ezmekte kullanlr" dedi ona. "urada duran ey ise bir terazi. Grdn gibi iki kefesi var, ortadaki kk dil ise tam dengede durup durmadn gsteriyor." "Peki ne ie yarar bu alet?" diye bilmek istedi Enkidu. "Her trl maddenin arln lmek iin. Mesela ekmek piirilen budayn arl. Buday da dahil olmak zere her nesnenin bir karl vardr. Gmle deitirilebilirler." "Hmm" diye homurdand Enkidu ve kafasn kad. 138 Tehiptilla kutunun birisinden hayvan biimi verilmi yuvarlak hatl, siyah talar kard. rdek, koyun, sr biimliydi talar, "ite bunlar arlklar" diye aklamaya balad, "her birinin ayr bir anlam vardr. Hesap yapmakta kullanlan en kk birim, bir tahl tanesidir. Yz seksen tahl tanesi bir ekel gm eder, altm ekel bir mine, altm mine bir talent. yle de denilebilir: Bir kur tahl tanesi, bir ekel gm eder. Aklnda kalr m bunlar?" "Hayr" diye karlk verdi Enkidu gerei syleyerek. "Senin lkenin insanlar ya ok akll, ya da deli olmallar." Tehiptilla gld. Enkidu'nun basit szleriyle her eyi yarglamas ok houna gidiyordu. "Ya burada ne yazyor?" diye sordu Enkidu tatan yaplm siyah rdein karnn iaret ederek.

"Kim ki sahte arlklar ve bozuk bir terazi kullanrsa, toplumdan dlanr ve tm hastalklar kendisine eker. Bunu yapan kii sadece bakalarn deil, kendisini de aldatr" diye okudu Tehiptilla. Enkidu nlayan kahkahalarla glmeye balad. "Bugne kadar ok rdek grdm" dedi kkrdayarak, "fakat gmle deitirilebilen bir tanesine hi rastlamadm. Hele karnnda byle tehdidi yaz yazan bir tanesine asla." Tenteli araba bozuk ve uzun yollarda hoplaya zplaya bakente doru yol almaya devam ederken, o hl iin iin glyordu. Tasasz gl sonunda Tehiptilla'ya da bulat ve o da gzlerinden yalar gelene kadar gld. Fakat bu yalardan birka glmekten dolay deil, Uruk'a yaklatka iine doan garip ve korkutucu histen dolay szlmekteydi gz pnarlarndan. Gerekte neler oluyordu Uruk'ta? Hokkabazn anlattklarnn bir ksm doruydu, bir ksm deildi. Gerekten de Anu rahipleri Glgame'e bir zamanlar Ur'da hkm sren efsanevi Kral Mesanepada 139 zamanndan kalma eski bir yasay canlandrma teklifinde bulunmulard. Sz konusu yasa tanrlar tarafndan indirildii iin, ona kar koymak imknszd. Kral bile bu yasa uyarnca kendisine tannan ilk gece hakkn, arada bir dahi olsa kullanmak zorundayd. Fakat imdi Uruk'ta doyurulmas gereken binlerce a karn olduu iin, her zamankinden ok daha iyi rn almak zorundaydlar. Uruk'taki tm kadnlar seferber olmulard, baaklar dvyor, ekmek piiriyor, hatta ieceklerle bile ilgileniyorlard. Erkekler artk tarlalara gidemiyorlard nk, hepsi inaat ile megul olmak zorundayd. Yaz yazmay bilen tm memurlarn ve rahiplerin kafalarn kayacak vakitleri bile olmuyordu, nk ekilen tohumu ve elde edilen rn hesaplamak, tahllarn toplanarak depo edilmelerini kontrol etmek ve piirilen ekmeklerin eit olarak datlmasn salamak hi de kolay bir i deildi. Frat kylar bereketliydi ve tarlalardaki sulama kanallar grevlerini iyi yapyorlard, fakat buna ramen ehrin giderek kalabalklaan nfusunu besleyebileceklerinden endie etmeye balamlard. Ayn endie hayvanlar iin de geerliydi: Her zamankinden azck uzun srebilecek kurak bir yaz, ayrlardaki otlarn yeteri kadar uzamamalar ve hayvanlarn iyi beslenememeleri anlamna geliyordu. Memurlar ilerini byk bir titizlikle yapyorlard, rahipler de koyun cierleri kullanarak srekli kehanete danyor ve yldzlan gzleyerek durumda meydana gelebilecek deiiklikleri nceden kestirmeye alyorlard. Fakat tm bunlara ramen tanrlarn sebepsiz olarak verebilecekleri bir karar tm bereketi bir anda ortadan kaldrabilirdi, bu nedenle her gn onlara yakarmak ve eski yasalar yrrle koyarak beenilerini kazanmak zorundaydlar. -tar da tamamen buna benzer eyler yapyordu. Vens tapnann balca grevi, tannlarn niyaz ve bereketlerini Uruk'a yneltmelerini salamaktan ibaretti. Bu nedenle barahibe ve tar'n yeryzndeki en gen tezahr Iluna, Anu rahiplerinin dncelerini renir renmez, yapmak istediklerini onayladn bildirdi. Bu sembolik evlilik olay, uzun zamandr arayp da bulamad frsatt. Ne yapp edip Glgame'in e olarak kendisini semesini salama140 lyd! Ktphaneye gidip eski yasa tabletlerini batan sona inceledi, ama kraln barahibe ile evlenmesi gerektiini yazan bir maddeye rastlayamad. Aksine, tm tabletlerde kraln diledii kadn e olarak seme hakkna sahip olduu yazlyd. Baka bir yerde ise, bu kadnn bir 'Ihara' olmas gerektii yazyordu, ite bu mulak bir durumdu. Bir 'Ihara', yani tar'n ilahi kz kardeinin belir-lenmeyiinin zerinden, ok uzun zaman gemiti. Artk Uruk'un her kadn bir Ihara olduunu iddia edebilirdi!.. Zaten Anu rahiplerinin ilk gece hakkn canlandrma istekleri, biraz da bu yzdendi. Fakat Iluna'ya gre ise, gerek Ihara ancak tapnandaki rahibelerinin ve hizmetkrlarnn arasnda bulunabilirdi. u anda kzlaryla yer deitirmeyi ne ok isterdi! Acaba Ihara roln kazanmay baarabilecek miydi? Bu konuda hem kehanete dant, hem de gerek niyetini belli etmeden Anu barahibi Eunna ile konutu. Kehanetten, tm srarl sorularna karn, ak bir cevap alamamt. Eunna ise daha da az ey sylemiti.

Iluna tekrar dairesine ekildi. Glgame'in iradesini krmay bir trl baaramyordu. Kendisine kar o kadar souk, o kadar mesafeli davranyordu ki! Ve nceden kestirilmesi ok g olan fikirleri vard bir de. rnein dalardan bozkra inmi olan barbarla ilgili o mesele... Kk Tehiptilla srf bu yzden uzun zamandan beri vahi bozkrlarda dolamyor muydu? ilerin bu hale geleceini nasl bilebilirdi ki! Belki de barbara en yakn arkadalarndan biri olan akll, gzel Tehiptilla'y gndermek, pek de iyi bir fikir deildi... Ne de olsa Kral Glgame onu ak arkada olarak semiti kendisine bir zamanlar. ayet burada olsayd, belki de kral zerinde etkili olabilirdi. Fakat barbar Uruk'a getirmek zere gitmiti, ayrlmt buradan... Iluna aceleyle kafasndan bu dnceleri sildi. Kehanet karar vermi, onun adn belirlemiti. Kehanetin yanlmas sz konusu olamazd. Barahibe yeni bir giriimde bulunmaya karar verdi: Glgame'e bir haberci gndererek, yaklamakta olan evlilik treni hakknda konumak istediini bildirdi ona. Glgame daha ayn gnn akam Iluna'yi ziyaret etti. Kadna kar her zamanki gibi saygl ve mesafeliydi. Onun trenin gidiat hakkndaki dncelerini ilgiyle dinledi. 141 Bir sre sonra bu ekilde bir yere varamayacan anlayan llu-na, Glgame'le ak konumaya karar verdi: "Devaml susuyorsun, Glgame. inden geenleri pek az aa vuruyorsun. Bu bir kral iin nemli bir avantaj olmal ve seni azlarna geleni syleyen sradan insanlardan ayran en nemli zellikjerden biri ayn zamanda. Fakat bu seninle iletiim kurmay zorlatryor. Bu nedenle sana aka sormama izin ver: her iki tapnan arzusuna uyarak, kutsal evlilik trenine katlmak istiyor musun?" "Tanrsal dzenin benden talep ettiklerini yerine getireceim" diye cevap verdi Glgame. Ustalkl, fakat st kapal bir cevapt bu. "Bir thara bulma konusunda sorunlar olduunu biliyorsun deil mi?" diye devam etti Iluna. "Gelenee gre Ihara tar'n bir kz kardei olmal, bu nedenle maalesef bu grevi ben stlenemem. Fakat halkn en ok grmek istedii nedir, biliyor musun?.." -sesini alaltarak sylediklerinin gen hkmdar zerinde yapt etkiyi inceledi- kraln "barahibeyle, yani benimle birlemesi. Halk, Anu, Itar ve kraln gzle grnr bir ekilde kendisi iin birletiklerini grecek ve ruhu umutla dolacak. Fakat son sz sana ait, nk yasa Ihara'y semeni tamamen zgr iradene brakyor. Kararn nedir?" Glgame derin dncelere dalm gibi davranyordu, fakat Iluna onun kararn oktan verdiine emindi. Nihayet cevab iitildi: "Zaten grev icab olarak bu ii yapmaya mecburum. Bu arada bana seim hakk tannyorsa, onu kullanmay yelerim. Tapnaa gelecek ve kutsal evlilii gerekletireceim. Fakat vakit geldiinde Ihara'y bizzat ben tayin edeceim." "Vakit yaklat" dedi Itar, "takvim tren gn olarak yarn geceyi belirledi." "Biliyorum" dedi Glgame. Dudaklarnda sebebi belirsiz bir glmseme vard. "Tanrlarn ve insanlarn isteklerine uygun olarak davranmaya alacam." Bu szlerden sonra, ehir duvarlarndaki kritik bir blmnn yapmn kontrol etmesi gerektiini syleyerek zr diledi ve izin istedi. Iluna onu n avluya kadar geirdi. Yz glyordu, fakat ii 142 fke doluydu. Glgame tahmin ettiinden de zorlu bir rakipti. Tm hareketleri llyd ve karsnda bulunana en ufak bir salar imkn bile tanmyordu, sahip olduu kudretin kendisine tand hareket alann, sonuna kadar kullanmaktayd. Ertesi gn Vens tapnanda zaman beklemekle ve tren hazrlklar yapmakla geti. ehirde ise kutsal trenin cokusu hkm sryordu, insanlar sokaklar ve evlerinin girilerini, Uruk'un bahelerinde yetien yeilliklerle sslemilerdi. ehirden Eanna'ya uzanan yeni merdivenin iki taraf da palmiye yapraklaryla kaplanmt. Hkmdar bu merdiveni karken, ieklerle sslenmi gen kzlar mzikle beraber kendisine elik edecekti. Kutsal evliliin gerekletii gecenin sabah da kadnla erkek yine bu merdivenden aa inerek, Uruk'a bolluk ve bereket getireceklerdi. Glgame iin bu gnn dierlerinden bir fark yoktu. Her zamanki gibi sabahn krnde adrnn kapsnda belirdi, evresinde toplanan bir yn usta ile

durum deerlendirmesi yapt, gereken emirleri verdi. Sonra da byk trampetin alnmasn istedi. ilerden, zanaatkarlardan ve yardmclardan oluan bir grup, gece vardiyasna kalm olanlarn yerini almaya giderken, Glgame de hemen hemen bitmi olan duvar incelemeye balad. Merdivenleri kyor, ukurlara iniyor, tulaclar ve dier ustalarla konuuyor, ilerin gidiat hakknda onlardan bilgi alyordu. leye doru Frat kysna inerek, halen yapm sren liman ve rhtm almalarn denetledi. Kuzeyden kereste getiren bir tekneye karak kaptan ve mrettebatla konutu. leden sonra ise Eanna'nn hemen altndaki bahelerin iinde gzden kaybolarak, yeni yaplm olan sulama sistemini ve kanallarn incelemeye balad. Tulalarla kaplanm olan kanallardan fokurdayarak ve kprerek akan kahverengi su bitkilerin arasna yaylyor, hayat veren slakl topran en cra kesine bile tayordu. Akama doru ise, o gece yldzlarn konumlarn ve hareketlerini bizzat inceleyerek yorumlayacak olan barahip Eunna'y ziyaret etmek iin zigguratn yivli kulesinin dner merdivenini trmand. "Nasl, her ey yolunda m? iler arzuna gre yryor mu?" diye sordu kel kafal rahip onu grnce. 143 "Umarm sadece benim deil, tanrlarn da arzu ettii biimde gerekleir her ey" dedi cevap olarak Glgame, "ve lkemizin zerine bolluk ve bereket gnderirler. Evet, yaplarn bir ounun inas arzuladm gibi sona erdi, kuleler ve burlar da bitmek zere. Byk tahl ambar da hemen hemen tamamland, bir sonraki hasatta Uruk imdiye kadar grmedii miktarlarda tahl depolama imknna kavuacak. "yleyse bizim yapmamz gereken, tarlalardaki rnlerin salkl ve bol olarak, bir frtna veya felakete uramadan yetimeleri iin tanrlara yakarmak." "Byle bir belirti var m?" diye sordu Glgame. "Belli belirsiz" dedi Eunna, "aslnda yldzlar uygun konumdalar, geri kalann ise kutsal evlilik sayesinde Anu halledecek." Glgame kadifeye benzeyen gkyzne bakt. Yldzlar yanmakta olan bir ateten srayan kvlcmlar gibi parlamaktaydlar. Her ey grnmez balardan rlm bir a, diye dnd. Sapasalam ve deimez bir dzene sahip. Ayn devlet dzeninin iindeki insanlar gibi. Hem pazar yerinin kenarnda yatp zenginlerin sadakalarn bekleyen zavall dilenci, hem de ayn onun gibi kendisinden belli davranlar bekleyen toplumun kurallarna uymaya zorunlu kral, bu dzenin bir paras. Yine de bazen gkyznden yldzlar der ve alevler saarak kuyruklu yldzlar kovalar. Belki kader kitabnn gerek yaps da byledir: Byk ounluunun yazlm olmasna ramen, insann kendisinin dolduraca birka bo satr iinde vardr belki de. Yeter ki insan yapacaklar iin doru bir n sesin. Hayatta byle anlarn pek nadir olduu kesindir, bu nedenle insan devaml tetikte ve hazrlkl olmaldr. Glgame Eunna'yi uygun bir biimde selamladktan sonra yrmeye balad: Ziggurat, Eanna'y ve Uruk'un sokaklarn aarak, nnde muhafz ktasnn askerlerinin nbet tuttuu adnna ulat. Uzunca bir sre uyuyamad. Derin dncelere dalmt. Ertesi sabah dinlenerek ve i huzurunu salamaya alarak geirdi. leden sonrasnn ge saatlerinde ona pelerinini ve hkmdarlk alametlerini getirdiler. ki rahibe onu ykayp yalarla 144 ovarken, bir ncs de adrnn nndeki kzlar korosunun banda bekliyordu. Glgame ayaa kalkt ve adrn tentesini aralad. Bir anda simbolinlerden, teflerden, fltlerden ve rzgrda sallanan kuru palmiye yapraklarnn atrdamalarn andran sesler -cartan tahta crcrlardan ykselen bir mzik yaylmaya balad adrn nnden. Tren alay ar admlarla ehrin iinden geti. nsanlarn yzlerinde sevinli bir bekleyi vard. Erkekler ve kadnlar sokaklar tmyle doldurmutu, ocuklar Glgame'in geecei yerlere rengrenk iekler atyordu. Kral gzel kokulu yumuack bir halnn zerinde yrr gibiydi. Eanna'ya kan merdivenlerin basamaklarnda, tar kapsna kadar uzanan yolu aydnlatmak iin me-aleli

adamlar bekliyordu. Glgame, etraf sevin lklar atan kzlarla dolu olduu halde, ciddi ve arbal bir ifadeyle merdivenleri trmand. Halk selamlamak iin bir kez daha arkasn dnd. Sonra da tapmaa girdi. Tapnan i ksmlarndan darya doru bin bir deiik gzel koku salyordu, her tarafta yanan kk ya kandillerinin titrek klan duvarlara vurarak, kk nilerin iine konmu olan kil heykelciklerin mzik eliinde dans eder gibi kmldanmalarna neden oluyordu. Itar'n yeryzndeki en gen tezahr olan luna, beyaz renkli effaf giysilere brnm on iki rahibe eliinde, nnde testiler ve anaklar olduu halde sunak tann banda beklemekteydi. anaklardan birisini doldurarak Glgame'e uzatt. Kral, kendisine sunulan yaam suyunu iti. Glgame hepsini iip ana geri verdii zaman, lluna sonutan emin bir tavrla krala sordu: "Ey mutlu kral, kutsal evlilik treninin thara's olarak kimi setin?" Ve Glgame kararl bir sesle cevap verdi: "Tapnann hizmetkrlarndan birisini, ey tanrsal tar. Gzel Tehiptilla olarak tannan kz." Barahibe bir akrep tarafndan sokulmu gibi srad yerinden. "Tehiptilla m?" diye fsldad titreyen dudaklaryla. "Neden... neden tam da onu setin? Onu Ihara olarak semen mmkn deil ey kral, nk adn andn kii burada deil. u anda ne burada, ne de Uruk'ta." 145 "Nerede peki?" diye sordu Glgame. luna korkun gerei aklamaya mecbur kalmt: "Barbar bozkrlardan buraya getirme grevi iin kehanetin setii kz o." Glgame'in bir anda beti benzi att. Yanaklar bembeyaz oldu ve tm vcudu titreyerek sarslmaya balad. "Doru deil bu" diye fsldad, "bana gerei sylemiyorsun." "Sylediklerim gerek" diye karlk verdi Iluna. Olayn boyutunu daha yeni yeni kavramaya balamt. "Neden sana yalan syleyeyim ki? Tapnaktaki gzel ve ekici kzlardan birinin barbar kandrarak sana getirmesini bizzat sen emretmemi miydin? Olanlarn tm senin istediin biimde gerekleti." Glgame'in rengi daha da soldu ve ban nne edi. Rahibeler alak sesle ona unlar sylemeye baladlar: "Kutsal evlilik dairesi hazrland. Halk ve tanrlar seni bekliyor, ey kral! Artk yatana gtrecein gelini semelisin." Glgame hl tek kelime etmeden, solgun ve ba eik, ylece duruyordu. Nihayet kafasn kaldrp Iluna'ya bakt zaman, daha nce asla var olmam olan bir parl sezinleniyordu gzlerinde. "O halde seimimi yapacam, tanra. Herkesin kabul edecei ve sevinecei bir seim olacak bu: Bu gece benim tanrsal gelinim sen ol, Iluna, bir gece iin hem Itar, hem Ihara ol." Az nce kraln surat aniden nasl beyazladysa, imdi de ba-rahibenin ehresi aniden kpkrmz kesilmiti. "Eer arzun buysa, ey kral, seni geri evirmeyeceim. stediin gibi olsun." Stunlarla evrili koridorda yan yana yryerek, kendileri iin hazrlanm olan ieklerle kapl odaya ulatlar. Yataa uzanmadan nce luna deerli elbisesini kard. Kaymakta rengindeki vcudu alacakaranlkta parlyordu. Dier rahibeler kraln pelerini ve elbiselerini kartrlarken, rlplak bekledi. Son derece batan kartcyd. Kutsal evlilik yatana uzandklar anda perde kapand ve onlar karanla gmd. O fevkalade gecede daha sonra tam olarak neler olup bittiini kimseler renemedi. Ertesi sabah sevin lklar atan kalabaln karsna el ele ktklar vakit, halk o gece hakknda hemen bir 146 kanya vard: Kral bir ceset kadar solgun ve bitkin grnyordu, ukura kam gzlerinde neredeyse bir lgnn baklar vard. Oysa Itar Vens yldznn ta kendisi kadar gzeldi, glmserken bile etrafna klar sayordu. Hokkabazlarn kervan, trenin balamasna ok az bir vakit kala ehre ula. Uruk'un tm insanlar ocuk, yal demeden en iyi elbiselerini giyerek sokaklara dklmt, arabalar kendilerine glkle yol aabiliyordu. Gezici sirk pazar yerinin kysnda durdu; iplerle, alarla ve renkli perdeleriyle harikalar dnyasn kurmaya balad.

Tehiptilla ve Enkidu arabadan inerek" drt bir yandan akn akn gelen halka baktlar. Bir grup insann yannda durduklarnda, bir kadnn kutsal gece hakknda bir eyler anlattn iittiler. Tehiptilla kadnla konumaya balad: "Kusura bakma kadn. Uruk'a az nce geldik ve neler olup bittiini anlayamyoruz. Kutlamakta olduunuz bayramn ad nedir?" "Kutsal evlilik treni" diye anlatmaya balad kadn heyecanla. "Yce kralmz Glgame, Vens tanras ile evlendi. Harika grnyorlar. Tanra parlayan bir iek, kral da kuvvet timsali gibi. Tarlalar kutsamak iin Eanna'dan aa iniyorlar. Biraz sonra burada olmalar lazm. Onlar grdnz zaman abartmadm anlayacaksnz: Uruk birbirine bu kadar yakan bir ift asla grmemiti." Tehiptilla'nn rengi soldu, yardm istercesine Enkidu'nun nerede olduuna baknd. Barbar, heybetli vcut yapsndan olduka etkilendikleri her hallerinden belli olan bir grup adamn ortasnda duruyordu. "Vcut yaps Glgame'i andryor biraz" diye fslda147 dklarn duydu, "fakat daha iriyar ve inanlmaz derecede kuvvetli. uraya bakn! Kollarndaki kaslar ilerindeki kuvvetten dolay neredeyse patlayacaklar. Belki de dalar omuzlarnda tayan atlaslardan biridir. Ya da zincirleri paralayan veya plak elleriyle talan un ufak eden sirk cambazlarndan biri." Enkidu da hakknda sylenenlerin tmn iitiyordu, insanlarn kendisi hakknda bu ekilde konumalar houna gitmiti. aka olarak tahta araba tekerleklerinden birini kollaryla bann zerine kaldrd, onu sanki ok hafif bir saz sepetmi gibi havaya atp tutmaya balad, insanlar, onun parmaklarnn ucuyla ka ekel arlk kaldrabilecei hakknda bahse girmeye balamlard bile. "Gel abuk" dedi Tehiptilla, "meydann ortasna gidelim. Oradan daha fazla ey grebiliriz belki." Yolda Tehiptilla'nm tapnaktan arkada olan Sasa'ya rastladlar. O da dier insanlar gibi en gzel kyafetlerini giymiti. "Sasa, Sasa" diye bard, "canm kardeim! Birbirimizi grmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki!" Gen kadnlar birbirlerine sarlarak ptler. "Geri gelmen ne kadar uzun srd byle" dedi Sasa. "Artk bozkrdan bir daha geri dnmeyeceini ve hep o barbarn yannda kalacan dnmeye balamtm." Bir yandan da gz ucuyla orada bulunan tm erkeklerden daha uzun ve iri olan Enkidu'yu yan ekingen, yar da hayranlk dolu baklarla szyordu. "Sasa, sevgili Sasa" dedi Tehiptilla ve bir mddet alad. "Geen zaman zarfnda bama neler geldiini bir bilsen! Eer srarla bunu istemesem, belki de Uruk'a bir daha asla dnemezdim, ilk frsatta sana bunlarn hepsini anlatacam. Fakat u anda aklm ok kark, nk kendi kulaklarmla duyduklarma inanmak istemiyorum, ttar kendisine e olarak Glgame'i semi. Anlat bana, sevgili arkadam, gerekte olup bitenler nedir?" "Aslnda" diye sze balad Sasa ve sesini alaltarak devam etti, "gerei bilmek en fazla senin hakkn: Tanra tarafndan seilen Glgame deil, aksine bizzat o tanray Ihara olarak seti. Fakat bilmelisin ki, bunu yapmadan nce, aklnda bambaka bir gelin vard. Ben onun ok yaknnda duruyordum ve setii kiinin 148 ismini kendi kulaklarmla duydum. Bir gn ge kaldn Tehiptilla, nk Kral Glgame'in Ihara yapmak istedii gelin sendin. Fakat ulalamayacak kadar uzaklarda olduun iin gelin olarak Itar' semek zorunda kald." Tehiptilla'nn rengi iyice solgunlat. "Fakat... Enkidu'yu buraya getirmem iin beni bozkrn ortasna gnderen o deil miydi? Bunu unutmu mu yoksa?" "Hayr" dedi Sasa, "avcnn anlattklarn dinledi ve ona deerli hediyeler verdi. Tapnaktan bir kzn orada olduunu biliyordu. Bilmedii tek ey, bu i iin kehanetin seni semi olduuydu. Senin Uruk'ta olduunu sanyordu, gerei rendii zaman dehet iinde kald." "Demek beni Ihara yapmak istiyordu... Be., ni.." diye kekeledi Tehiptilla. "Evet, Uruk'un istedii her kadnn Ihara yapma hakkna sahip. Ve syledii ilk isim seninkiydi, aka duydum bunu. Senin burada olmadn rendii zaman suratnn ald ekli bir grecektin!.. Bana sorarsan, lluna'y semesinin tek

sebebi, grevini laykyla yerine getirmek ve halkn uzun sredir bekledii bayram dilediince kutlamasna izin vermek. E olarak lluna'y ald, fakat kalbi sana ait. Her tarafta seni aratyor zaten, drt bir yana gnderdii haberciler yolunu gzlyor." "Kapdan geerken hokkabazlarn arabasnda oturduumuz iin, muhafzlar bizi gezgin halktan insanlar sandlar" diye fsldad Tehiptilla titreyen dudaklarla. "Sasa, kendimi o kadar kt hissediyorum ki! Dayan bana, sevgili kardeim, nk gzlerim kararyor ve her an yere debilirim." Hemen yan balarnda duran ve syledikleri her kelimeyi iiten Enkidu, konuulanlarn manasn anlamamakla beraber, son derece sinirlenmiti. "Glgame, daima u Glgame!" diye bard. "Herkes ondan bir tanrym gibi sz ediyor! Halbuki benimle karlat zaman bir solucan gibi srnecek karmda! Btn kadnlara sahip olmak da ne demek oluyor, hele senden ne istiyor o, Tehiptilla, hangi hakla sana sahip kmaya alyor? Birlikte suvatn banda ak oyunlar oynamadk m? ikimizin de houna gitmemi miydi?" 149 "Glgame bizim kralmzdr" dedi Tehiptilla, "lkenin tm kadnlar onun hizmetindedir." "Sen hari!" diye brd Enkidu. Sesi o kadar yksek kmt ki, herkes korkuyla ondan yana bakt. "Sen hari ve ben de onun hizmetkn deilim! Doduum yerde ebedi ilkbahar hkm sryordu. Bir kartal gibi dalardan aa szldm ve hayvanlarn stlerini itim. Evim olan bozkrda mavi gkyznn altnda zgr bir varlktm ben, krallarn sahip olduklar kudret beni gldrr ancak. O azgn boa gcn ve cesaretini snamak iin hele buraya gelsin bakalm, o zaman zgr bir adamn hakknda neler dneceini gstereceim ona! Kollarn atr ar kracam, gs kafesini ezeceim ve onu inim inim inleteceim. Tam burada, bu meydann ortasnda kral adn verdiiniz solucan tozlarn arasnda srndreceim ve ayaklarmn altndaki topra ptreceim, insanlar, ekilin buradan, kendilerini paralamaya gelen kurdu seyreden aptal kuzular gibi dikilmeyin karmda! Yol verin, dnyann en kuvvetli erkei Enkidu geliyor!!" Savurduu bu az dolusu tehditler ve naralar karsnda iki yana alan insanlar itekleyerek, pazar yerinin kapsna doru byk admlarla yrmeye balad. Kar taraftan gzel elbiselere brnm bir tren alaynn geldiini grmt. Sasa onun lgnca bir eyler yapmasn engellemek iin arkasndan komak istedi, fakat hafif bir inlemeyle olduu yere ylan Tehiptilla ile megul olmak zorunda kald iin bir adm bile atamad. Enkidu kapya ulat zaman, ilk kez grmesine ramen Gl-game'i hemen tand.Yolun tam ortasna dikilerek kraln kapdan gemesini engelledi. "nsanlarn karsnda dayak yemi kpekler gibi titredikleri kral Glgame sen misin?" diye bard ona. "Cesaretin varsa kapdan gemeye al bakalm! Sana yle bir dayak atacam ki, bozkrn olu ile boy lmenin ne demek olduunu hayatn boyunca unutamayacaksn!" Glgame yerinden kmldamayarak ilgiyle Enkidu'y inceledi, insanlar heyecanla etraflarn evirmilerdi, muhafz ktasnn askerleri ise silahlarna davranarak bir adm ne ktlar. Fakat kra150 ORHAN KEMAL L HALK KTPHANES ln bir el hareketi zerine olduklar yerde durdular ve tetikte beklemeye baladlar. Yoksa onlarn durmalarnn gerek sebebi, Enki-du'nun tehditkr baklar myd? Vahi bir yaban domuzuna, kurtlarla aslanlar bile paralayabilecek korkun bir yabaniye benziyordu. "Anu'nun dalarndan bir kahraman ehrimize geldi" diye fsldad insanlar. "Glgame daha kuvvetli" diye fsldad bakalar, "kralmz bozkrdan gelen barbar malup edecek." Kar karya durarak birbirlerini szdler. Birden Glgame Enkidu'nun dev cssesiyle tuttuu kapya doru bir adm att. Bunun zerine Enkidu saldrya geti. Tam kapnn nnde bulutular. Tabiatn kar konulmaz kuvveti ile birbirlerinin zerine ullanarak, boumaya baladlar. Gs gse gelerek, yaban boalar gibi birbirlerini dizlerinin zerine kmeye mecbur ettiler. Ortalk toz duman olmutu, gz gz grmyordu. Kapnn kirileri byk bir atrdamayla paraland ve duvarlar boumann iddetiyle

deprem olmu gibi sallanmaya balad. Bu ekilde yarm saat geti, her ikisi de birbirlerini bir adm olsun geri ekilmeye mecbur etmeyi baaramamt. Dizlerinin stnde birbirlerine kenetlenmilerdi sanki, birbirlerini yok etmek isteyen devlere benziyorlard. Alnlarndan terler boanmaya balamt, akaklarndaki damarlar kabarmt ve zorlukla nefes alabiliyorlard. Enkidu aniden bacaklarn kuvvetli bir hamleyle apraz olarak Glgame'in vcuduna dolamay baard. Kraln deerli giysisi oktan parampara olmu ve paavraya dnmt. Enkidu kraln stne kt ve kocaman yumruklarn bir balta gibi havaya kaldrd. nsanlar korku dolu lklar atmaya baladlar. Grne gre bozkrdan gelen barbar kral parampara edecekti. Fakat Glgame kesinlikle teslim olmak niyetinde deildi. Bu ani saldry kazasz belasz atlatmay baard; zerine bir balta gibi inen darbeleri kollaryla savuturdu. Sonra da muazzam bir g gsterisinde bulunarak, barbarn zerine kmay baard. Dev adamn vcudunu sk sk tutuyordu. Bir anda -seyircilerin hayret lklar arasnda- ayaa kalkt 151 ve barbarn devs gvdesini bann zerine kaldrd. Paytak admlarla kapnn eiine kadar yrd ve orada tamakta olduu ykn altnda yere yld. Yorgunluktan bitkin, birbirlerine sarlm olarak yerde yatyorlard. Fakat Glgame'in fkesi duman gibi dalvermiti, iindeki kzgn ate snmt ve imdi barbarn yzne bir arkadaa bakar gibi bakyordu. Gkten den ar ta ve zorlukla kaldrabil-dii balta ryalar gereklemiti, ilk grd aslanl ryann gerekleme vakti de gelmiti artk. Glgame glmeye balad, kahkahalar atarak glyordu. Ama bu gurur ve zafer dolu bir gl deildi, hayr, iindeki krmz aslann kudret dolu glyd bu. Ve Enkidu'nun ehresi de aydnlanmaya balad, dudaklarnn kenarlar gerildi ve sonunda o da glmeye balad. Glgame'in nndeki kumlarn stne oturarak, brmeye benzeyen kahkahalarla glyordu. Uzun zamandr grmemi olan eski arkadalar gibi birbirlerine sarldlar, ptler ve ebedi dostluk yeminleri ettiler. Ayaa kalkarak birbirlerinin paavraya dnm elbiselerindeki tozlan silkelemeye baladklar zaman, insanlar da sevin lklar atmaya baladlar, nk igdsel olarak karlarnda gerekten de son derece nemli olaylarn olupbittiini anlamlard. Uruk artk iki kahramana sahipti: yenilmez bir kral ve onun kadar gl olan arkada. Glgame yksek sesle insanlara hitap etmeye balad: "Bakn, bu benim kardeim olarak kabul ettiim Enkidu! lkenin en gl adamdr o, Anu'nun gk kubbesi kadar salamdr! Kimse onun karsnda dayanamaz, gc dnyann tm hkmdarlarndan daha fazladr. O, bana grdm ryay yorumlayan Bilge Ana Ninsun tarafndan gelecei haber verilmi olan kiidir. Hepiniz ona lyk olduu saygy gsterin!" Artk bayramn cokusu en st seviyeye ulamt. Itar'n kzlar mzik eliinde tanrann erefine dans etmeye baladlar ve sokaklarda o kadar uzun sre dans ettiler ki, insanlar sonunda kendilerini lgn bir cokuya kaptrdlar. Sirk de hazrlklarn tamamlayarak gsterisine balamt, insanlar birbirlerini itip kakarak, srkleyerek ve ekitirerek muaz152 zam bir kalabalk halinde sirkin nnde toplanarak, azlar bir ka-n ak gsterileri seyretmeye baladlar, ip cambaz kz pazar meydannn bir kesinden dier kesine gerilmi olan bir halatn zerinde yrmeye balamt, ate yiyici, ylan oynatc, dans eden ay, koca gbekli dansz, hokkabazlar, cceler, hepsi de gsterilerini baaryla sunuyorlard. Aralarda ise air ve yazar Sinnun-ni, yazd yeni iir ve sarklan halka okuyordu. Atein zerinde kzarmakta olan saysz yal koyunun kokusu ehrin zerini bir bulut gibi kaplayarak, tapman iinden yaylan i bayltc misk kokusuyla, ttslerin kokulanyla ve ortala salm olan ieklerin kokulanyla rekabet ediyordu. Yeni elbiseler giymi olan Glgame ve Enkidu ise kol kola girerek, bulumalarn zel olarak kutlamak amacyla ehrin iinde yrmeye baladlar. Akam olunca Glgame Bilge Ana Nin-sun'un huzuruna kt.

"Ana, sana Enkidu'yu getirdim. O, bana yorumlam olduun ryamda iaret edilen adamn ta kendisi. Bozkrlarn bir oludur o, vahi dalarda domu ve o kadar kuvvetli ki, bouurken az kalsn beni malup ediyordu. Ayn ryalarmda grdm gkten den ta ve balta gibi, pazar yerinde onu biraz kaldrmay baardm, ama duvara kadar zorlukla tayabildim. Sonra birbirimizi tandk ve dost olduk. imdi de onu sana getirdim, bir zamanlar beni olun olarak kabul ettiin gibi, onu da kardeim olarak kabul etmeni istiyorum." Ya ilerledike daha da acayipleen Bilge Ana Ninsun, ban kaldrp onlara bakmamt bile. Pencerenin nnde oturarak ya 153 usuz bucaksz ovay seyrediyor, ya da uyuyordu; yoksa ikisini birden mi yapmaktayd? rmcek ana benzeyen karmakark ve bembeyaz salar, hava ve zaman tesiri altnda harap olmu bir tahta veya ta parasna benzeyen zayf kafatasnn evresini saryordu. ok uzun zamandr yayordu, ok uzun sredir yalnzd ve artk hangi zamanda olduunu kartrmaya balamt. Arada bir lm olan kocas Lugalbanda'ya seslendii ve hizmetkrlara hl Uruk kraliesiymi gibi davrand bile oluyordu. Bazen de Lugalbanda'nn aadaki bahede dolatn grdn sanyordu; yaad zamanlarda yapt gibi gzel kokulu iekleri koklamak iin yere eiliyor, ya da ehri seyredebilmek iin alak duvarn etrafnda yava, ll admlarla dolayordu. Evet, gerekten de geni yrekli byk bir krald o. Kalbiyle dnmeyi ve aklyla davranmay baaryordu. Ulamak istedii hedef byk fetihler deil, sadece bart, onunla birlikte geen gnler ve geceler ok gzeldi. Ve her defasnda duvarn sonuna ulatnda geriye dnyor, bayla Ninsun'a hafif bir selam gndererek, yavaa el sallyordu. Ninsun da her defasnda el sallamak iin harekete geiyor, ama hemen vazgeerek, korkuyla sesleniyordu ona: "Gitme Lugalbanda, imdi gitme. Burada, benim yanmda kal." Fakat syledikleri ona asla ulamyordu. Lugalbanda'nn silueti keyi dnerek gzden kaybolurken, Ninsun hi olmazsa glgesini grebilmek iin mmkn olduunca ne eiliyordu. "ime Lugalbanda" diye fsldyordu sonra. "Dumuzi'nin sana uzat barda geri evir. Bana geri gel sevgilim." Fakat bahede artk kimseler yoktu. Tekrar bir yerlerde grnebilecei umuduyla uzun uzun ovay seyretmekten baka bir ey gelmiyordu elinden. "Dumuzi" diyordu uzun sren bir sessizlikten sonra aniden. "Neden ilk barda hemen imedin ve uzun sre ikinciyi bekledin? Hepimiz o kadar ok tasadan kurtulurduk ki..." "Sylediklerimi iitiyor musun ana?" diye nlad Glga-me'in sesi kulaklarnda. Glgame, sevgili olu. Krklar ve buruuklarla dolu yznden, ac ve mutluluk dolu bir glmseme geti. 154 "Glgame... yine bana bir rya m yorumlatacaksn?" "Hayr, bu seferki bir rya deil, gerein kendisi" dedi Glgame, "arkadam ve kardeim Enkidu'yu getirdim sana." ihtiyar kadnn baklar ancak imdi barbarn ehresinin zerine dmt. Korkuyla kasld ve falta gibi alm gzlerle onu szmeye balad. "Ne oldu ana?" "Olum, bu... bu senin kayp olan dier yarn m?.." diye fsldad duygusuz bir sesle. "Fakat ana" diye atld Glgame, "sesin neden bu kadar sert?" Ve ac dolu bir sesle szlanmaya balad: "Bak, Enkidu'nun hayatta ne anas, ne de babas olmu, salarn bugne dek hi kimse tarayp kesmemi. Tehlikelerle ve mahrumiyetle dolu bozkrn ortasnda yalnz bana bym ve hi kimse onun yetimesiyle ilgilenmemi. Davranlar kaba ve vahi, Uruk'ta yaayan kibar erkekler gibi deil. Fakat sarslmaz baklara ve gerek bir arkadan kalbine sahip. Onun gnln krma ana. Bana bir karde kadar yakn. Hi grmeden bile tanyordum onu zaten; ocukluumdan beri bana destek olacak ve akl verecek bir arkadan hasretini ekiyordum. Onu benim gibi olun olarak kabul etmeni istiyorum anacm." Glgame'in hemen yannda duran Enkidu onun szlerini iitiyordu. Gzleri yalarla dolmutu. Glgame iin hem kendisiyle olan arkadalnn, hem de

anasna olan ballnn ok nemli olduunu fark edince hznlenmiti. Hi eitim grmemi ve insan ruhunun karmakln bilmeyen bir kii olarak kendi gcyle asla ulaamayaca yerlere varm olduunu bir anda kavrad. Hiten gelmiti, hayat boyunca hibir beklentisi olmamt, fakat yine de her eye erimiti. Ve imdi, zaman geldii iin, hayatnn dnm noktasndayd. Hznlyd ve yeni tand bu duygunun kendisini alt etmemesi iin aba gsteriyordu. Onu gren Glgame Enkidu'yu kolundan yakalad gibi yanna, Bilge Ana'nn ayaklarnn dibine ekti. efkatle arkadann alnn okayarak sordu: "Gzlerin neden yalarla doldu Enkidu? Yoksa sylediklerim kalbini mi krd?" 155 Enkidu cevap verdi: "Sylediklerin, Glgame, souk ruhumun iine ate gibi iledi. O kadar ok duygulandm ki, tm gcm beni terk etti. Ne kollarm oynatabiliyorum, ne de bam evirebiliyorum." Bunun zerine Glgame unlar syledi: "Sabret arkadam. ok ksa bir sre sonra gcn tekrar kazanacaksn, cesaretin geri gelecek ve gzlerin savama arzusuyla l l yanacak. eitli maceralar yaayacaz birlikte, dnyann evresini lecek ve birok tehlike atlatacaz. Bu ilacn dertlerine ok iyi geldiini greceksin!" Onlarn konumalarn dinleyen ihtiyar Ninsun glmsemek-ten kendini alamad. Barbarn d grn gerekten de kendisini korkutmutu ve onu grd zaman, karsnda etten-kemikten yaplma gerek bir insann deil; aksine sa, sakal ve kaslardan yaplm bir yabaninin durduunu sanmt. Fakat sonra bu yabancnn yaaran gzlerini fark etti ve orak bozkrlarda yalnz bana byyerek sevgili olu Glgame'in arad dost olarak ortaya kan bu varln gzlerindeki acy grd. Karsnda duran iki adamn ruhlarnn ta derinliklerine bakt ve grdkleri karsnda aknla ve korkuya kapld. Artk sadece bir ana olmaya karar verdi; kendisine fazla yakn ve yzeysel eylerle igilenecek, fazla derin ve anlalmaz eylerden uzak duracakt bundan sonra. Kollarn ne uzatarak sa elini Enkidu'nun, sol elini de Glgame'in alnna koydu. Bu arada konumaya balamt, fakat sylediklerinin ieriini ikisi de kavrayamyordu. Dinsel szckler miydi bunlar, ya da karan aklnn bir rn m? Yoksa gerein ta kendisi mi? "Glgame; Uruk hkmdar Lugalbanda'nn olu, Enkidu; Glgame'in vahi doadan kopup gelen ikizi. Ayn varln sol ve sa paralar, aranzda gerek bir arkadalk kurulsun, birbirinizi karde olarak kabul edin, iinizdeki gerei tanmaya aln, sanki ayn vcudun yeleriymiesine yaayn! Ninsun'un kutsamasn kabul et Enkidu. Sen de benim olumsun, seni bugn dourdum. Ben senin ananm, o da senin kardein. Babanz artk hayatta deil. Onu uyarmama ramen Lugalbanda gitti ve bir daha geri gelmedi. Sen de gideceksin Glgame ve sen de Enkidu, fakat lm olmayacak sonunuz, aksine oyun oynar gibi gidip, ayn ekil156 de geri dneceksiniz. Kannzn bir eyler yapmak arzusuyla nasl kaynadn gryorum. Sonra da geri gelecek ve her biriniz kardeinizin kendiniz iin neler yaptn uzun uzun anlatacaksnz. Yolculua ktnz zaman yal ananzn dileklerini unutmayn sakn: Tehlikelerden saknmaya aln, tanrlara kar gnah ilemeyin ve sizden daha az kudrete sahip olanlarla korumanz gereken insanlara iyi davrann. Bunu yapacak msnz?" Glgame hemen ona sz verdi ve Enkidu da ban yal anann nnde edi. "Bugn dv srasnda kardeimi buldum" diye konumaya balad Enkidu sevinle, "sonraki barta da anam. Benim dostum o, bana sonuna dek gvenebilir. Onu asla zor durumda terk etmeyeceim. Bamza ne gelirse gelsin, onu eve daima sa salim geri getireceim anacm. Sana getireceim onu." Ninsun yavaa eildi ve barbarn alnn pt. iki arkada Egalmah' terk ettikten ve bahede yrmeye baladktan sonra, Ninsun bir sre pencereden onlar izledi. Onlar zigguratn karsndaki duvarn dibine kadar takip eden bir glge grr gibi olmutu. El sallamak iin kolunu kaldrd. "Brak da gitsinler, Lugalbanda. Nasl olsa yollarn bulur onlar" diye barmak istedi. Fakat bardak dolusu zehiri itikten sonra onun her eyi daha iyi bileceini dnd. Ne de olsa her iki dnyada da dolayordu artk. ki taraf da grebiliyor olmalyd!

Titrek elini tekrar indirdi. Ay rten bir bulut, ortal karanla bodu. Bahedeki tm glgeler yok olmutu artk. Bir sre hi kprdamadan oturdu. Marduk'un yaam gizemli ve anlalmaz klan pelerini dnyann zerine serilmiti bir kez daha. Fakat gk kubbede titreyen yldzlar ldyordu imdi, milyonlarca parlak nokta. ok uzun bir sre ovay seyreden gzlerin prpr etmesi gibi... Enkidu, anasnn yannda yaad bu tecrbeden sonra, kendisini yeniden domu gibi hissediyordu. 157 Glgame de ayn eyleri yaamaktayd. Macera atei iini yakp kavuruyor, zihnini pervasz dncelerle dolduruyordu. iinde muazzam bir gcn varln hissediyordu. Artk nihayet gerek bir dost bulduuna gre, ona iinden geenleri aabilirdi: "Bilgelerin sylediine gre, uzak kuzeybatda Lbnan ad verilen bir lke ve Hermon ad verilen bir da varm. Dan eteklerinde bir orman uzanyormu, ei benzeri bulunmaz byklktey-mi ve sedir aalaryla doluymu. Bunlar, Tanr Enlil'e tapan ve onun iin tahtadan bir taht yapm olan Nippurlu eliden rendim. Bunun iin gereken deerli tahtay biraz nce andm ormandan saladklarna yemin etti bana. Fakat ellerinde ticaret yapmaya yetecek kadar tahta yokmu. Uruk'ta bu kadar az tahta eya olmasnn bir nedeni de bu. Evet, gerek Dicle kylarndaki kabilelerden, gerekse de gney denizinden bol bol lifli palmiye aac geliyor. Fakat sedir aacnn dzgn, sert tahtasnn yerini hibiri tutamaz. Nippur hkmdarnn ticaret yapacak kadar bol tahtaya sahip olamamasnn nedenini biliyor musun? nk orman Humbaba ad verilen korkun bir gulyabani koruyor. Tm ktlkleri evresinde toplam ve insanlarn ormana girmelerini yasaklam. Enki-du, oraya gidelim ve onu ldrelim. Ktlklerin tmn kovduktan sonra, istediimiz kadar sedir aac keseriz. Bu ie ne dersin Enkidu, kardeim?" Arkadann tasarlarn iiten Enkidu'nun beti benzi atmt. "Sen ne sylediinin farknda deilsin Glgame" dedi ona, "o senin iin ldrlmesi gereken bir gulyabani sadece. Fakat inan bana: Humbaba sandndan ok daha fazla bir eydir." "Sen nereden biliyorsun bunu?" diye sordu Glgame? Enkidu cevap verdi: "nsanlar iin nemli olan eyleri bilmeyen, herhangi bir eitim almam ve bilgili biri olarak nitelendirile-meyecek bir barbar olabilirim-biroklarnn gznde. Fakat buna ramen, bozkrlarda geirdiim zaman zarfnda akll kitaplarnda yazmayan, danmanlarnn haberlerinin bile olmad deerli bilgiler topladm. Bozkrda uzun sre hayvanlarla beraber gezdim ve ok ey rendim. Hatta bir keresinde byk l geerek, bahsettiin lkeye bile vardm. orak topraklarn ardnda yeil ve bere158 ketli bir lke grdm. El dememi bir orman uzanyordu orada. Fakat fazla yaklamaya cesaret edemedim, nk yaban hayvanlar bana ormann zerinde kendisine yaklaan herkesin akln zehirleyen ve delirmesine yol aan bir lanet olduunu sylemiti. Kartallar bile oraya umaya cesaret edemiyordu. Bana orada iki kez on bin saat uzaklktan bile ormannn sesini iiten ve kendisine yaklamaya cret eden her varl fark eden korkun Humbaba'nn oturduunu sylediler. Hal byleyken, kim ona fark ettirmeden lkesinin ilerine girebilir ki? Humbaba, tarif edilmez dehetin ta kendisi! Brmesi korkun bir grlemedir, grtlandan ebediyen yanan ateler fkrr ve soluu evresine lm saar. Neden bylesi duyulmadk grlmedik bir maceraya atlmak istiyorsun ki? Bugne dek kimse Humbaba'ya ulamay baaramad. Hi kimse onun hkm srd topraklar ele geirmek iin girecei savatan sa kamaz." Glgame nemsemez bir tavrla gld. "ok abartyorsun, Enkidu. Gereksiz yere tasalanyorsun. Bak, Nippurlular balarna hibir ey gelmeden bir sr aa kesmiler." "Tamam, belki ormann kysndan birka tane aa kesmi olabilirler. Fakat asla, asla diyorum sana, hibiri ormann azck ilerine dahi girmeye cesaret edememitir. Humbaba'yla karlaanlarn canl olarak geri dnmeleri ise sz konusu bile olamaz. Neden bu denli byk bir tehlikeye atlmak istiyorsun?"

"nk ben masallara inanmam" diye cevap verdi Glgame, "ve kendi korkularn etrafa yayan insanlarn anlattklarnn beni rktmesine izin vermem. Burada, Uruk'ta byl bir mee aac vard. nsanlar ondan korkuyor ve ona dokunmaya cesaret edemiyordu, nk rm kklerinin arasnda eytani bir ylann oturduuna inanyorlard. Ben her ikisine de kendi ellerimle dokundum, aacn tahtasndan ise bir trampet yaptm. Gzel, salam bir tahtayd. Ylan ise bir kenara frlattm, nk eytani bir zellii yoktu, her tarafta rastlanan sradan bir bataklk ylanyd sadece. nan bana, insanlar byk iler yapmaktan alkoyan, btl inanlardan bakas deil. Ben Nippurlu korkaklar gibi ormann kysna gidip bir-iki clz aac kesmek istemiyorum, hayr, benim istedik159 lerim en iyi sedirler, en iyileri! Daa kacam ve ormann kalbine gideceim. Bilenmi baltalar ve keskin kllarla silahlanarak Hum-baba'nn oturduu yere gideceim ve ona meydan okumak, benim iin bir zevk olacak! Yoksa korkuyor musun Enkidu? stersen salam duvarlarla evrili Uruk'ta huzur ve gven iinde bekleyebilirsin, ta ki ben hret ve zenginlikle geri dnene kadar..." Enkidu gcenmi. "Beni yanl anladn Glgame" dedi ona. "Ondan korkan ben deilim, btn dnya korkuyor ondan, sana anlatmaya altm bu. imdiye kadar onun suratn gren olmad ama ortalkta en korkun sylentiler dolanp duruyor. Tm korkularn emrinde olduu korkun bir gulyabani o, obann srsn koruduu gibi koruyor onlar. stedii zaman serbest brakt bu korkular, yaklamakta olan her eyin stne atlayarak, kafasn dnemez, kollarn da hareket edemez hale getiriyor. Ormann iine nasl gireceiz ki zaten? Hava tanrs Wer koruyor onu, ok kuvvetli bir tanrdr o ve etrafna asla huzur vermez. Asla uykuya dalmaz, asla dikkatsiz davranmaz ve kendisini rahatsz eden her eye iddetle saldrr. Byl sedir aalarn koruyan hayalet Adad var bir de. Ormana giren herkes Adad tarafndan saldrya urar ve korkudan donakalr. Hayr Glgame, sen Uruk'taki insanlar arasnda bir kahraman olabilirsin. Fakat hayvanlarn dnceleri ve duygular hakknda bir fikrin var m? En kuvvetlileri olan aslan, kartal ve kurt bile, akllarna Wer ve Adad gelince korkudan tir tir titriyor. Halbuki onlar korkun Humbaba'nn nemsiz birer yardmclar sadece." "Anlattklarn beni daha da meraklandryor" dedi Glgame. "eytanlar, hayaletler, cinler, bunlarn hepsi artk grdkleri her glgeden korkan ve kendi sonlarn hatrlamamak iin tm mezarlklarn etrafndan geni kavisler izerek geen tirit olmu ihtiyarlar rkten palavralardr. Fakat ben bunlardan hi mi hi rkmyo-rum Enkidu, nk yolumun henz en bandaym. Bir defasnda kader kitabna ksa bir an iin gz atma frsat bulmutum, iinde byk eyler yapacam yazlyd, cesaret edebilirsem tabii. Syle bana dostum, hangi insan bir lmsz gibi ge kabilir ki? Sadece tanrlar ama'la birlikte ebediyen gkte otururlar ve dedikle160 rinde aa inerler, insanlarn gnleri ise sayldr. Yaptklar eyler bir solukta uup gidiverir, geride braktklar, ayet gerekten de tarihe geecek kadar nemli deilse, ksa srede unutuluverir. Fakat sen duvarlarla evrili gvenli Uruk'ta bile lm korkusuyla yayorsun! Kuvvetin nerede kald, seni yakp kavuran kahramanlk yapma istein nerede? Yal bir adam gibi pazar yerindeki atelerin ortasnda oturup, senden genlerin gelerek kahramanlklarn ve zaferlerini anlatmalarn m bekleyeceksin? Dolu dolu yaamlarndan sana bir eyler anlatmalar iin, titreyerek onlara yalvaracak msn? air Sinnunni'nin hayal ettii gibi ikinci elden bir yaam m istiyorsun yoksa? O da taneleri sayarken tahln buday ve bira, dolaysyla da alabilecek tok karnlar ve neeli kafalar anlamna geldiini unutuyor. Hayr Enkidu, ben bylesine zayf bir budala deilim. Baka insanlar gibi olmayacam: Dmann zerine cesaret ve kararllkla yryeceim, sen de benim yanmda olacak ve sava lklar atacaksn: "leri! Dmandan korkulmaz!" Ve ben decek olursam, insanlar arasnda eref ve hretimi yayma grevi sana ait olacak. Glgame tm ktlkleri kendisinde toplayan Humba-ba'ya kar savamaya cesaret etmiti, diyecek herkes. Ve sen, benim kuvvetli ve gvenilir arkadam, sen de benim yanmda olacaksn. Sen dalarda dodun ve bozkrlarda bydn. Akrepler ve engereklerle beraber yaadn, alk, ktlk ve yoksulluun ne demek

olduunu biliyorsun. Sana saldran bir aslann barsaklarn detin, sana saldran bir kurdu plak ellerinle bodun, yaban hayatn tanyorsun. Ben ise hayallerime ve iimde asla snmeyecek bir ate gibi yanan cesaretime sahibim. En byk sedir aacn ele geirmek ve gvdesini baltamla devirmek istiyorum. Tm zamanlar iin hatralardan silinmeyecek bir isim yaratmak istiyorum kendime." Yapt itirazlarn, arkadan ve kardeini yolundan dndre-meyeceini anlayan Enkidu, hznle ban nne edi. Uzun sre dnp tand. Tehiptilla'nn da farkna vard gibi, artk dnmeye balamt. Yeni kazand bu huyundan bir trl vazgeemi-yordu. Fakat dncelerinin birou henz dzensiz ve karkt, berraklk ve ikna kuvvetleri eksikti henz. Bu da onu fkeden l161 drtyordu. Glgame'i ok iyi anlyordu aslnda. Onun da damarlarnda sava tanrs Bel'in ateli kan dolayordu ve hibir ey rktmyordu onu. Fakat yine de Glgame'in ihtiyatszca kaderine doru komasna izin vermenin yanl olacan hissediyordu. Bir kez daha sze balad: "Humbaba'dan nefret etmeni ve onunla beraber tm ktlkleri yok etmek istemeni anlayla karlyorum. Bu zerinde tartlabilecek bir konu. Fakat br meseleyi anlayamyorum: Neden aalarn en by olan konuabilen sediri kesmek istiyorsun? Neden ille de o ormann aalarn istiyorsun? Aalarn bir lkenin zenginlii olduunu bilmiyor musun? Neden o zenginlii azaltmak istiyorsun?" "Nihayet akllca konumaya baladn Enkidu" diye karlk verdi Glgame. "Haklsn, aalarn bir lkenin zenginlii olduunu ben de biliyorum. Fakat bana ait deil o zenginlikler, anlyor musun? O lkeden bir ey aldm zaman Uruk'un zenginliini azaltm olmuyorum, tam aksine: nsanlara hayran olacaklar bir zenginlik sunacam. Tahta masalar ve sandalyeler, Enkidu, tahta bir taht ve tahtadan deerli kaplar, hem de en iyi cinsinden. Bunlarn Uruk iin ne anlama geldiini biliyor musun? Gzellik gelecek ehrimize Enkidu, gzlerin houna gidecek ve ruhu sevindirecek gzel nesneler ve gzel bir yaam. Ta uzaklarda hi kimseye bir faydas dokunmadan duran ormandan bana ne? Aalar tekrar byr, fakat bizim onlara burada ihtiyacmz var." "Gzlerin houna gidecek gzellikler..." diye tekrarlad Enkidu Glgame'in szlerinin zerine dnerek, "... sylediklerin kulaa da ho geliyor dorusu. Yine de iimde cokuyla sana katlmam engelleyen bir eyler var. Bir his... nasl tarif edeceimi bilmiyorum. Belki de imdi syleyeceklerimi aptalca bulacaksn, bu yzden bir barbarn hislerine glme sakn. Fakat bozkrda rendiim bir ey var: nsan asla gnein merkezine deil, birazck yanna bakmal, yoksa kr olmak iten bile deildir. Bu ehir, Uruk ve buradaki yaam, pnl prl parlayan gz kamatrc nesnelerle dolu gnein ta kendisi. Fakat bu gz kamatrc nesnelerin parlts arttka, insann i gz de o derece krleir..." Glgame arkadana dikkatle bakt. Yabaninin syledikleri 162 onu son derece artmt. Bir filozof gibi konumutu. Eunna bile insanlar an refah ve savurganlk dolu bir yaamn tehlikeleri hakknda uyarrken, syleyeceklerini daha iyi ifade edemezdi. Fakat o ne de olsa bir rahipti, insan vcudunun tanrlara daha yakn olan ksm, yani ruhu, onun iin bedeninden daha nemliydi. Fakat bu szleri bir vahinin azndan iitmek, onun akln kartrm ve kendine olan gvenini sarsmt. Aslnda Enkidu'nun sanldndan ok daha fazla ey bildiinin bir ispatyd bu. iyi bir danmand o, bylesine tehlikeli bir maceraya beraber atlabilecek bir yolda. "Enkidu" dedi ona yavaa, "benim ve kaderim iin endielendiinin farkndaym. Fakat bunun gereksiz olduunu sana bir kez daha sylyorum. Kader kitabnn iine gz attm ve orada baka insanlarn ne dnmeye, ne de yapmaya cesaret edebilecekleri eyleri yapabileceimi grdm. Beni tehlikelerden koruyan ve uzun yaamam salayacak olan bir gcn varlna inanyorum. Bunun yan sra bu iler iin senin de bana gerekli olduunu ve yaammda ok nemli bir rol oynayacan da biliyorum. Tm tehlikelere kar koyabilmem iin sana ihtiyacm var Enkidu. nsann sadece nn grebildii iki tane gz vardr ve gerektii zaman arkasn emanet edebilecei iyi bir arkadaa ihtiya duyar. Bu arada, anamz Ninsun'un sahip olduu gibi bir i gzden sz etmen, beni ok sevindirdi. nk

artk buna eminim: Etrafmz sis sarp da beni hi bir ey seemez hale getirince, sen her eyi grmeye devam edeceksin. nsan byle bir arkada ve danmandan baka ne isteyebilir ki? Benimle gel Enkidu, bu maceraya beraber atlalm, ikimiz bu macerann stesinden gelir, sa salim ve glenmi olarak eve dneriz." Arkadann devaml srarlarndan iyice bunalm olan Enkidu nihayet pes etti. Onu taanlarndan vazgeirmenin imkn yoktu. Glgame'in nasl olsa yannda kendisi olmadan da gideceini, hatta byk ihtimalle kendisi olmadan yok olmaya doru koacann farkndayd. Demek ki her eye ramen en iyisi onunla gitmekti. Belki bu ekilde bana byk felaketler gelmesine engel olabilirdiinde hl bir tereddt olmasna ramen, onunla beraber gitmeye sonunda raz oldu. 163 Glgame'in gzlerinin ii glyordu. Duyduu sevin iie kendinden gemiti. Daha en balarnda olmasna ramen, imdi kendisini hedefine ok daha yakn hissediyordu. Kafasndan ayn anda binlerce dnce gemekteydi. "En iyisi hemen gidip silah yapmclaryla konualm" diye bard sevinle. "Daha nce grlmemi baltalar dksn bize. En az talent arlnda olsunlar ve en byk aac bile kolaylkla devirsinler. Ve iki talent arlnda kllara ihtiyacmz var, o kadar keskin olmallar ki, onlar gren eytanlar tir tir titresinler. a-ma'n gne arabas gibi pnl prl parlayan altn kabzalar olsun. Bunlarla Humbaba ve hizmetkrlarnn gzlerini kamatracak ve onlar kpekler gibi inim inim inleteceiz. Gel Enkidu, ustalarn kulbelerine gidelim, onlarla bu iin ayrntlarn konualm ve gereken talimatlar verelim. Tm bilgilerini ve ustalklarn ortaya dkerek, yenilmez silahlar yapsnlar bize. Bunun dnda kendimiz iin deriden giysiler yaptrarak, bizi her trl saldrdan korumalar iin zerlerini demir zrhlarla kaplatmalyz. Haydi, burada pinekleyerek hayal kurmaya son verelim artk. Byk iler bizi bekliyor!!" Glgame trampetini daha nce iitilmedik, yepyeni bir ritimle almaya balad. Az sonra tm Uruk halk merakla kralnn etrafnda toplanmt, insanlar hl kutlamalara devam ediyorlard, gzel giysiler iindeydiler ve neeyle glyorlard. Btn Uruk topland zaman bir konuma yapt: "Artk byk duvar tamamlanmaya yz tuttuuna, tarlalarn, ayrlarn, hayvanlarn ve insanlarn zerine bereket getirecek olan kutsal evlilik de gerekletiine gre; byk kahramanlklar yapmak zere yollara dmek istiyorum. Sedir ormanlarn koruyan korkun gulyabani Humbaba'nn adn hepinizin korkudan titreyerek iittiinize eminim. Onunla savamaya ve onu yok etmeye karar verdim. Uzaklardaki tanr Enlil ve ona tapanlar, Uruk'un ocuu Glgame'in ne kadar kudretli olduunu anlasnlar. Tm lkelerde korkusuz Glgame'in konuan sedirleri yok ettiinden sz edilsin. Oradaki en byk aac devirip zafer nian olsun diye Uruk'a getireceim. Ondan yle bir eser yaratacam ki, byl mee aacndan yaptm konuan trampetten bile daha byk ola164 cak. Aranzdan birou byl meenin kklerinin arasnda otura-jalc aacn paralanmasn nleyen lanetli ylan plak ellerimle kavrayp, tozlarn arasna frlatmam grmt. Bunu grenler aacn gvdesini kavrayp kklerinden skmeme de ahit olmulard. imdi ise daha byk bir zafer nian olarak Lbnan'n sedir aalarn devirmek, bu ekilde admn hkmdarlarn ve krallklarn tarihlerinden daha uzun yaamasn salamak istiyorum." Hl bayram kutlamalarnn sarholuu iinde olan halk, Glgame'in szlerini iitince cokun sevin gsterilerinde bulunmaya balad. Glgame her eyin iyi dnlm ve doru olmasn istiyordu. Bu nedenle Enkidu'yu da yanna alarak yedi bilgenin maarasna gitti ve onlara plann anlatt. Her eyi bilen ihtiyarlarn ehrelerini bir anda kara bulutlar kaplad. Sonra en yallar konumaya balad: "Neler sylediini bilmiyorsun sen Glgame. Gensin ve iin byk eyler yapmak arzusuyla dolup tayor, bu nedenle ne yaptnn farknda deilsin. Humbaba hakknda neler bildiimizi dinle: Son derece korkun bir grnts vardr onun, tm ktlkler suratna kaznm olan,

yaradln bir hilkat garibesidir. Eski metinler yle der: "Bir koyun bir aslan dourduu zaman ve bu aslan Humbaba'nn suratna sahip olduu zaman, artk ondan sonra, o hkmdar kendisine denk bir rakip bulamayacak asla, tm lkeler ayann altnda ezilecek..." Bu szler ok karanlk ve gerek manalarn zmek ok zor. Fakat btn bu iitip okuduklarmzdan sonra, dman olarak onu semenin inanlmaz tehlikeli bir teebbs olacandan eminiz, iki kez on bin saat uzaklktadr Humbaba'nn orman, bugne kadar oturduu yere yaklamaya hi kimse cesaret edemedi. Her eyi grr ve bilir, dmanlarn yaklatn, daha suratlarn bile grmeden ok ok nceleri fark eder. Brmesi korkun bir grlemedir, grtlandan ebediyen yanan ateler fkrr ve soluu evresine lm saar. Neden onun zerine giderek kaderine bu kadar pervaszca meydan okumak istiyorsun? imdiye kadar hibir lml onunla giritii mcadeleden sa kmad." 165 Danmanlarnn szlerini dinleyen Glgame, glmseyerek arkada Enkidu'ya bakt. "Yanmda duran arkadam ve koruyucum da bana benzer szler syledi. Neredeyse benim gzm korkutarak uysal uysal Uruk'ta oturmam salamak iin aranzda anlatnz dneceim." "Hayr" diye karlk verdi bykbabasnn babas dnya haritas izmi olan bilge, "sen kesinlikle uysal bir adam deilsin Glgame. Fakat senin iin endieleniyoruz. Bu ehrin kralsn ve devlet dzeninin ayakta kalabilmesi iin ar sorumluluklar stlendin. imdiye kadar da gayet baarl oldun; Anu rahiplerini kendi tarafna ektin ve Itar ile bar yaptn. Halk da yaptklarn izliyor ve herkesin yararna bu uzlamadan gayet honut. Duvar yapm ile Uruk iin yeni bir an baladnn da farknda. Tarm ve hayvanclk, duvarlarn iinde kalmasna ramen gitgide geliiyor. Attn adm ile ehrin kaderini deitirdin, insanlar eskisinden ok farkllar artk. Her eyin bu kadar gzel ve uygun balad bir zamanda ekip gidersen, ilerin byle yrmeye devam edeceini kim garanti edebilir ki?" "Bunun zerinde ok dndm" diye cevap verdi Glgame. "Gelecek olan yeni adan bahsediyorsun. Onun yaklatn ben de hissediyorum. Fakat bir eyin gerekten yeni olmas arzu ediliyorsa, o zaman her eyin ebediyen eskisi gibi srp gitmesinin nne geilmelidir. Bu ehir, iindeki gen insanlarn cesaret ve fikirleriyle ayaa kalkmaya alyor. Yokluum srasnda kt bir eyler olacandan endielenmiyorum. Anu rahibi ve tapnak gzetmeni Erenda'y tam yetki ile kral naibi ilan edeceim; baladm her eyin en iyi ekilde devam etmesinden sorumlu olacak. air Sinnunni Erenda'nn bayardmcs, Urnigingar da habercisi ve yaveri olacak. Hepsi de gen ve yetenekli adamlar, tek yapmalar gereken, talimatlarm dorultusunda yapm almalarn devam ettirmek. Her trl tehlikeli ve endie verici durumda size danacaklar ve tavsiyelerinize harfiyen uyacaklar. Bunun dnda yapacaklar tm ilerden Eunna ve lluna'y da haberdar etsinler, bylece her iki tarafn da desteini kazanm olurlar. Btn bunlarn iyi ve doru dnlm eyler olup olmadn syleyin bana!" 166 Balk kuyruklu ihtiyarlarn bir tanesi, ban evet anlamnda sallaya^ hepsinin adna konumaya balad: "Sylediklerin iyi ve doru dnlm eyler Glgame. Szcklerin kalbinden kopup geliyor ve bizim onaymz aldlar, nk oyunumuzun gidiana tamamen uygun dyorlar. Bilmelisin ki biz bu arada yaam oyununu oynadk ve yapmak istediklerin konusunda ciddi olup olmadn, iyi dnp dnmediini bir kez de senin azndan dinlemek istiyorduk sadece. Koruyucu tanrn yryecein tehlike dolu yollarda seni korusun ve yapmak istediklerin sa-salim Uruk pazarna geri dnmeni salasn. Duvarla evrili ehre yeni yln balangc olan ilk bahar bayramnda bar iinde dn. Geldiin zaman halkn sevin sarklan syleyecek ve Elluri! Elluri! nidalar gklere ykselecek." Sonra bir bakas konumaya balad: "Fakat sadece gcne gvenmemelisin Glgame. Gzlerin nurla dolarak dier insanlardan daha fazla grsn, kulaklarn bir yarasannki kadar keskinle-sin. Duygu ve dncelerine gven! Arkadan ve kardein olarak tanmladn bu adam senin nnden giderek, seni tehlikelerden koruyacaktr, ona gvenebilirsin. Orman bir hayvan gibi grd o, sadece kck karncalarn ve byk kartallarn bilebilecekleri gizli girilerin yerlerini

biliyor. Humbaba'nn kt yaradlnn ve fesat dncelerinin de farknda. Tasavvur dahi edilemeyecek kadar ok faydas dokunabilir sana." Enkidu'ya dnerek konumaya devam etti: "Heyetimiz kral sana emanet ediyor, onu kendi yaamn bir kalkan gibi kullanarak koru. Korkusuz ve kurnaz ol, kralmz sa salim geri getir." Enkidu byk bir ciddiyetle cevap verdi: "Elbette yapacam bunu bilge baba, bana gvenebilirsin. Ve sen Glgame, dur durak bilmeden korkusuzca yoluna git. Seni korumak ve gzetmek iin her zaman yannda olacam." "Ve ama daima sizinle beraber olsun" diye sze balad baka bir ihtiyar. "Gzlerinin anlattm eyleri grmesini salasn. Parlayan nlaryla nndeki engelleri kaldrsn ve yollarda emin admlarla yrmene yardmc olsun. Geit vermez dalar senin iin asn, ebedi karlar senin iin eritsin ve koruyucu elini ze167 rinde tutmak iin daima yannda bulunsun. Lugalbanda'nn glgesi de Humbaba ile yapacan savata senin saflarnda bulunsun. Kt glerin lkesine girmeden nce ayaklarn koyu yeil glde yka. Akamlan konakladn yerlerde kuyular kaz, krbanda daima taze su bulunsun. Frsat bulduka ama'a kurbanlar sun ve serin sudan ikram et. Gl ve byk atan Lugalbanda'y asla aklndan karma..." Geveze ihtiyar buna benzer bir yn iyi dilek ve temenni sralad. O kadar uzun sre konutu ki, sonunda Enkidu'nun canna tak etti ve oradan gitmek iin Glgame'i sktrmaya balad. Fakat Glgame tecrbeli bir kral olarak ok ey renmiti ve bu tr ayrlklarda byle seremonilerin gerekli olduunu biliyordu. Yedi bilgenin bilgeliine neler borlu olduunun da gayet iyi farkndayd. Ne onlar krmaya, ne de kendisine verecekleri deerli tleri karmaya niyeti vard. Doru davranmt gerekten de: Bykbabasnn babas dnya haritas izmi olan bilge, nihayet esas konuya geti, izlemesi gereken yolu tm ayrntlar ile aklamaya balad, Glgame dikkat ve ilgiyle dinliyordu onu. "tyi bir gemi ile Frat'n kaynana doru k. Fakat fazla yukarlara gitme, Mari adnda bir ehre gelince dur. Buras byk tufandan sonra kurulan onuncu yerleim yeridir. Orada bir sre dinlenerek yolculuk iin g toplayabilirsiniz. Ondan sonra Frat'n yeil kylarn terk ederek, ln ilerine doru ilerlemeye balayn. Bir kervan yolu sizi Palmyra vahasna gtrecektir, sonra da eski yolu takip ederek Firfir lkesi'ne doru gidin. Suyu ile ayaklann-z ykayacanz koyu yeil renkli Hms glnn gneyinde, Oron-tes vadisindeki bereketli Bukea ovasnn kenarnda Kade kalesi bulunmaktadr. Bu kale dalarn kenarnda kurulmutur. Buradan balayarak yksek dalarn sa yamalarn takip eden eski bir patika, Hermon denen muazzam daa kadar uzanmaktadr. Onun yaz-k kar ve buzla kapl olan zirvesini grdnz zaman, sedir ormannn kysna ulatnz demektir. Yolun bundan sonrasn bilmiyorum, hi kimse, hatta bykbabamn babas bile daha ileri gitmemi. Hedefinize ulatktan sonra sa salim eve dnmeniz iin tanrlar size yardm etsin. 168 Syleyecek baka bir szm yok Glgame. Bundan tesini senin zekna, tanrlarn iyi niyetlerine ve sadk arkadan Enkidu'nun becerikliliine brakyorum." Glgame minnetle ihtiyar bilgenin nnde eildi ve kendisine uzatlan eli saygyla pt. Dier bilgelerin boyunlarna sarld, onlar da bir babann oluyla vedalarken yap gibi, ellerini bann zerine koydular. Tekrar dar ktklarnda, bir sre bilgelerin maaralarnn nnde durup, her geen gn gitgide daha fazla kuma gmlmekte olan eski tapna seyrettiler. Lilith tasviri alacak bir ekilde her zamanki gibi stunun zerindeki yerindeydi. Bir sre sonra Glgame konumaya balad: "Bu kadar faydal tavsiyeleri de dinledikten sonra, tamamen emin olabilmek iin bir de koyun cieri kehanetine danmamzn uygun olacan dnyorum." Enkidu honutsuzlukla suratn buruturdu. "Gerekten gerekli mi bu?" diye sordu Glgame'e, "ben kendime gvenmeyi tercih ederim. Btn bu sorular ve cevaplar, bilgeler ve tannlarla yaplan gereksiz konumalar... Macera arayann sen olduunu dnyordum, aniden bu phe neden? Fazla soru soran, kendisine yarardan ok zarar getiren cevaplar alr."

"Kehanet kendi bana deerlendirilmesi gereken bir olaydr" diye cevap verdi Glgame. "nsan iradesinden daha byk bir g konumaktadr onda. Tanrlarn bizimle ne yapmak niyetinde olduklarn bilmek her zaman faydaldr." "Ben sadece senin benimle ne yapmak istediini biliyorum" diye homurdand Enkidu. "Beni kap kurtulmann mmkn olmad tehlikeler girdabna beraberinde srklemek istiyorsun. Elimizden gelen tek ey yzmek, yzmek ve yine yzmek. Ya birlikte kurtulur, ya da birlikte batp gideriz." "Ben yzmeyi Frat'n sularnda rendim" dedi Glgame glerek, "timsahlarn ve kuvvetli akntlarn arasnda, inan bana, bunlardan kurtulan biri, baka rmaklarda da yzebilir. Gel, imdi Bilge Ana Ninsun'a gidip, kehanete danalm. Hi kimse kehanetin sylediklerini onun gibi yorumlayamaz ve kaderimizi onun gibi berrak olarak gremez. Tasarlarm o da onaylarsa, yola huzur dolu bir kalple kacam." 169 Enkidu sevinerek onu izledi, nk yal kadnn yaknlarnda bulunmak, ona imdiye kadar daima hasretini ekmi olduu scakl veriyordu. Egalmah'a giderek Bilge Ana'nn dairesine girdiler. "Ninsun" dedi Glgame, "cesur bir kartal olan olun artk uacak hale geldi. Kanatlarn kuvvet ve gvenle rpyor. Yuvasndan uarak maceralara atlmaya hazr. Aklm elen eyin ne olduunu dinle: Korkun gulyabani Humbaba'nn oturduu yere gitmek istiyorum. Benden nce hi kimsenin ayak basmad yollardan geerek, onunla savamak niyetindeyim. Koyunun cierinde yazl olanlar okuman, bana kaderimi sylemeni istiyorum senden. Atlacam tehlikeli maceray sa salim atlatabilmem, sedir ormanlarna giderek Humbaba'y ve onunla beraber tm ktlkleri yok edebilmem iin ama'a bana yardmn esirgememesini yakar. Onu ldrdkten ve en byk sedir aalann devirdikten sonra, hem burada, hem de o uzak lkede bar hkm srsn. Zafer nian olarak sedir aalarn buraya getirecek ve sana imdikinden daha rahat bir tahta koltuk yaptracam." Olunun syledikleri Ninsun'u rktmt. "ama merhametini senden esirgemesin!" diye bard. Hznle dolan gzlerini nne dikti. Fakat Glgame'i geri evirmek istemedii iin, kehanete danmak amacyla az sonra yerinden doruldu. Oullarna beklemelerini iaret ederek, vcudunu sodal bitkilerle temizlemek, ykamak ve yalamak iin banyoya girdi. Oradan da tren elbiselerinin bulunduu odaya geti. Lugalbanda'nn lmnden bu yana elini srmedii kutsal mcevherleri boynuna takt ve gsnn stnde altn brolar bulunan beyaz bir elbise giydi. Kafasna hkmdarlk simgesi olan bir balk geirdi. Salarn zenle dzeltti, beline altn tokal bir kemer takt ve yrrken nne serpmek iin su dolu bir kse ald. Sonra zorlukla Egalmah'n damna trmand ve geni balkona ayak bast. Yukarda, bulutsuz gkyznn altnda, gerekli tm aletleri yan yana dizdi ve hizmetkrnn elinden taze kesilmi bir koyunun cierini ald. Etrafnda bulunan kaplardaki ttsleri tututurdu sonra da. Drt bir yanna tahl taneleri satktan sonra uzun uzun cie170 i bakt, grecek bir ey kalmad zaman ise, kollarn ama'a doru kaldrd: "Ulu ama" diye seslendi ona yakanrcasna, "merhametli gnein byk tanrs! Neden sevgili olum Glgame'e yerinde duramayan bir ruh ve huzur bulamayan bir kalp verdin? Ac ve sevin bir arada onda, iindeki huzursuzluk, iindeki zlem, onu oradan oraya srklyor. imdi de onun kalbine yeni bir ihtiras yerletirdin. Bilmedik tannmadk yerlere gitmek ve ktln beden-lemi biimi olarak tarif ettii Humbaba ile savamak istiyor. Fakat o kadar gen ki daha... Henz gerek anlamda ktln ne olduunu bilmiyor bile. Bu savata yenilmemesi iin onu koru ve gzet ama! Onun hayat yolunu ve kaderini sadece sen biliyorsun, dilersen onu kurtarabilirsin. Karanlk sedir ormannda yaayan Humbaba'ya gitmek ve tm ktlkleri o lkeden kovmak istiyor. Tecrbesiz olunun inedii topraklar nla aydnlat ama! Gecenin bekileri olan yldzlara onu korumalarn emret, Nannar ise yla onun yolunu aydnlatsn. Ve ayet baka ilerin yznden onu unutacak olursan, tanrsal ein Aya sana olun Glgame'i anmsatsn. Onu unuttuun mddete seninle yatan paylamay reddetsin. O zaman uyank kalr ve geri dnene kadar olunu gzetirsin.

Bak, ben sradan bir anaym sadece, kalbi sevgili olu iin endieyle dolu olan ve bu yzden sana yakaran bir ana. Cieri uzun uzun inceledim ve iinde uyumsuzluklar grdm. Bunlar belki Glgame ile, belki de kendi setii kardei olan Enkidu ile ilgili, nk onlar ayrlmaz bir btnler artk. Tabii bu aklmn bana oynad kt bir oyun da olabilir, .nk ne de olsa ok yalandm artk. .. Ne olursa olsun ben yrei tasa dolu yal bir kadnm ama, senden beni dinlemeni ve yardmc olman diliyorum. Senden istediklerimin hepsi bu ama, ne daha fazlas, ne de daha az." Bu ekilde ama'n ve einin yardmlarn diledi. Ttslerin dumanlar gzel kokulu, mavimtrak bulutlar halinde ge ykseldiler ve altn arabaya ulatlar. Gne tanrs biraz eilerek kendisine sunulan hediyeyi kabul etti, nk Bilge Ana Ninsun'un evinin damnda bir toz zerresi gibi diz ktn grmt. Ne kadar da 171 yalanm, diye dnd kendi kendine, zaman ne kadar da abuk geiyor. Daha ok ksa bir zaman nce marur kral Lugalban-da'nn yanndaki aydnlk gll, gen ve gzel kadn deil miydi o? imdi ise en az Lugalbanda kadar, hatta daha da cesur bir kral var orada. smi neydi? Ha, evet: Glgame! Onu hatrlayacam Ninsun. Sen istediin iin bunu yapacam, dnyadaki her bir toz zerresine dikkat etmek bana ok zor gelse bile. Yine de bunu yapmay deneyeceim Ninsun, deneyeceim... htiyar kadnn mcevherlerinin zerine den bir k huzmesi, bin bir renge ayrlarak parlak alev dilleri gibi dans etmeye balad. Beni duydu, diye dnd Ninsun. kran ve minnetle yzn gnee uzatt ve onun kendisini ho scakl ile sarmasna izin verdi. Bir sre sonra ayaa kalkarak balkondan ayrld ve merdivenlerden inerek, iki adamn kendisini beklemekte olduklar odaya ulat. "Yolculuun iin sana bir tavsiyede bulunmayacam Glgame" dedi ona, "kaderine meydan okuyorsun ve bunu kendi yntemlerinle yapmalsn. Fakat olum olarak kabul ettiim Enkidu, senden endie ve umut dolu olarak rica ediyorum: Ona iyi bir yolda ol ve onu koruman gerektii zaman tereddt etme. Onu bana sa salim geri getir ve bu arada kendine de dikkat et. Senin bilmediklerini ben cierlerden okuyabiliyorum Enkidu: Seni douran bir kadnn rahmi deil. Sen ok farkl bir varlksn; insanlardan hem daha stn, hem de daha aasn. stnsn, nk gksel ana M yaratt seni, bundan tr ilk insana benzeyen bir yar-tanrsn. Aasn, nk tm insanlara kopmaz balarla bal olduklar dzeni anmsatan gbek deliine sahip deilsin. Ne olursa olsun, gbek delii olan veya olmayan tm insanlar, hayatlarn istedikleri gibi yaamakta zgrdrler, yeter ki kader kitabnda kendileri iin bir eyler yazl olsun. Senin iin de geerli bunlar Enkidu, nk sahip olduun yetenek Glgame'in yetenekleriyle ok yakndan ilgili. Kardeinde eksik olan tek ey, i gz ile bakabilme yeteneidir. Bu nedenle gerekli olduu zaman onun i gz sen olmalsn. ikinizin arasndaki en nemli farkllk bu gibi geliyor bana: Glgame'in sana ihtiyac var ve eninde sonunda tm tehlikelerden kazasz belasz kurtulacak. Fakat sonunda kaybedenin sen olmasn 172 istemiyorsan, ok dikkat etmelisin. Senin kaderin beni Glga-jne'in kaderinden daha ok endielendiriyor. Gnah ilemekten can, gbei olmayan gksel olum..." Bu szlerden sonra salarndan altn bir erit kard ve Enki-du'nun ensesinin zerine koydu. Barbar alayarak Bilge Ana'nn nnde yere yld ve ayaklarn pmeye balad. Yal kadn onu efkatle kendisine ekti ve karmakark, vahi salarn uzun uzun okad. Dnyann en yal kadnnn dudaklarnda, M'n yaratt en kk ocuun glmsemesi vard... Ustalar gerekten de muhteem silahlar dkmlerdi. Her biri iki talent arlnda altn kabzal iki kl ve her biri talent arlnda iki balta. Dnya zerinde buna benzer silahlar daha nce grlmemiti. Ustalar, gs ksmlar zrhlarla kapl deri elbiseleri getirmelerini emrettiler yamaklarna. ki arkada elbiselerini giydikten sonra kemerlerini kuandlar ve kllarn knlarna soktular.

Silah ustalarnn ba olan Olugi, oklar "ve sadayla beraber Ansan yayn getirdi. "Zagros dalarnn tesinde yaplm olan bu yay ok deerlidir; Kral Lugalbanda bununla aslan avna kard. Kirii sert ve esnektir, frlatt lmcl oklar hedeflerinden asla amaz." "yleyse onu almak istiyorum" dedi Enkidu, "gzlerim iyi gryor ve ellerim asla titremez. Bozkrlarda ta ve cirit atma talimleri yapmtm; skaladklarmn says ok azdr." Bu ekilde donandktan sonra, rhtma indiler. Uruk limanna birok gemi demirlemiti: balklarn ve ky sakinlerinin kullan173 dklar trden kk, evik saz sandallar ve tccarlarn kullandklar byk gemiler. Gemilere devaml mallar ykleniyor ve boaltlyordu. Btn bu kaynamann arasnda Glgame aradn buldu: Gl yelkenleri olan byk bir tekneydi bu. ok sayda yolcu ve bol miktarda yk alacak kadar byk, ama Frat'n akntsna doru yol alabilecek kadar evik grnyordu. Kaptana el sallayarak yanma ard: "Buraya nereden geldin?" "Uzaktaki krfezden" diye cevap verdi adam, suratnn rengi safran gibi sarkahverengiydi, "ky boyunca yolculuk ettiim iin, denizin her iki yakasn avcumun ii gibi tanrm: Bir tarafta dalar kyya o kadar dik inerler ki, demirleyecek yer bulmak ok gtr. Demirlemeye uygun az saydaki yeri bilmeyen kimseler, bu tarafta ok zor ticaret yapabilirler. br tarafta ise sonsuz l uzanmaktadr. Kylara yakn adacklar korsan yuvalardr. Fakat buna ramen dnyann bu blgesinde olduka iyi ticaret yapabiliyorum." "Burada ne yapyorsun?" "Her zaman yaptm eyleri" diye homurdand kaptan, "ticaret, alm satm ve dei toku. Burada bile dnyann dier yerlerinde nadir olan eyler var." "imdi yolculuk ne tarafa?" diye sordu Glgame heyecanla. Adamn tarz houna gitmiti. "Mari'ye" diye cevaplad teki, "ziyaret etmek istediim bu az tannan ehir, Frat'n epey yukarsndadr. Bana bu ehirden uzun uzun sz ettiler, anlatlanlarn gerek olup olmadn merak ettiim iin gidiyorum oraya." Glgame artk doru adam bulduuna emindi. "Bu defa ticari eya yerine, erzaklar ve silahlaryla beraber elli asker tamaya ne dersin?" Adam safran sars kafasn kad. "deyecein fiyata bal bu..." "Bu konuda muhakkak anlarz" dedi Glgame, "seni zarara sokmak gibi bir niyetim yok. Nasl olsa dn yolunda tekrar Uruk'a urayacaksn, o zaman gemine mal ykleyerek dilediince ticaret yapabilirsin." Kaptan peki anlamnda ban sallad ve iinden bu i iin ne kadar cret talep etmesi gerektiini hesaplamaya balad. 174 "Adn ne?" diye sordu Glgame. "Ebu el-Carca" diye cevap verdi kaptan, "kayalk burnun olu anlamna gelir." "yleyse benim ismimi dinle Ebu el-Carca, an ve hrete tayacan kimsenin kim olduunu kafana iyice yerletir. Geminin gvertesine ayak basan herkesin ilk bakta grmesi iin, bu ismi seren direine kaz: Uruk kral Glgame benim adm, yanmdaki de kardeim ve arkadam Enkidu." Kaptan gsterili elbiseler giymi ve grlmedik silahlar kuanm olan bu iki efendinin nnde yerlere kadar eildi. "Sizi Frat'n azgn sularnn arasnda tamak benim iin bir ereftir" dedi. "Ne zaman hazr olmam istersiniz?" "Yarn sabah. Horozun ilk tnde yola kacaz." Daha yapacak bir sr i vard. Erenda, Sinnunni ve Urnigin-gar ile konumas gerekiyordu. Fakat en nemlisi, byle bir maceraya atlabilecek kadar yrekli olan elli tane cesur adam bulmalyd. Glgame eli silah tutabilecek yataki tm erkekleri ve muhafz ktasn yarma alannda toplad. "Benimle beraber birer kahraman olarak maceralara ve savaa atlacak elli tane cesur adama ihtiyacm var. Mzraklarn sadece tamakla yetinmeyip, onlar nasl kullanacaklarn da bilen elli adam. Baltalarn kullanmaktan ekinmeyen ve tehlike annda kalkanlarnn arkasna saklanp titremek yerine, bak ve grzleri ile erkek gibi dvmeyi yeleyen elli adam. Uruk'tan ayrlaca zaman

ardndan alayacak kars ve ocuklar bulunmayan elli adam. Ne gulyabanilerden, ne de aslanlardan korkan, bir hayalet veya cin grdklerinde glerek suratna tkrecek olan elli adam. Yaamn bu ekilde ortaya koymaya niyeti olanlar iyice dnp bir adm ne ksnlar. Benimle beraber gelmeye kararl olan herkesin, tehlikelerle ve maceralarla dolu olan o lkeden bir uval dolusu firfir ile geri geleceine sz veriyorum. Uruk'ta bu tr erkekler var m?" Bu szler iiten erkeklerden be yz tanesi ayn anda bir adm ne kt. Glgame onlar memnuniyetle seyrediyordu. "Grdm manzara gsm kabartt" dedi. "Bu kadar ok cesur savaya sahip olduum iin gururla doluyum; gzm arka175 da kalmadan yolculuuma kabilirim artk. Ne de olsa Uruk'u evreleyen duvarn burlarn cesur adamlar bekliyor, tasalanmaya ne gerek var? Fakat tasarladm sefer iin sadece elli adama ihtiyacm var. Bu adamlar gerektii zaman gzlerini bile krpmadan kendini lme atacak cesarette olmallar, nk karmzdaki dman hi de kmsenecek biri deil. imdi onun adn syleyeceim; hl benimle gelmek niyetinde olan varsa, bir adm daha ne ksn. Savamak istediim gulyabani Humbaba, byk sedir or-manndaki ktlklerin efendisi." Bu ismi duyan adamlarn birou, olduklar yerde donup kaldlar. Fakat ilerinden elli tanesi, kararl bir ifadeyle bir adm daha atlar. Glgame tek tek hepsinin suratna bakt ve yap seimin doru olduunu anlad. "Silahtar ba Olugi'ye gidin" dedi onlara, "ve size silah deposundan mzraklar, kalkanlar, grzler ve baklar vermesini syleyin. Kimin deri bir elbisesi varsa hemen giysin ve beline bir kemer kuansn. Elbisesi olmayanlar ise derhal en yakn terzilere giderek, masraf bana ait olmak zere kendilerine batan ayaa deri elbiseler diktirsinler. Yarn sabah horozun ilk t esnasnda herkes rhmda olsun, nk orada bizi Frat'n yukarsna gtrecek bir tekne bekliyor." Bu ani hareketlilik Uruk'ta byk bir heyecana yol a. Anu rahipleri ve Itar rahibeleri ttsler yakarak btn gece tanrlarla konutular. Eunna, gkyzndeki yldzlarn konumlarn inceleyerek, tanrlarn bu sefer hakknda olumsuz veya olumlu neler dndklerini anlamaya alt. Fakat yldzlar tanrlarn dnceleri hakknda ona hemen hemen hibir ey sylemedi. Itar'n yeryzndeki en gen tezahr olan luna ise, evresine toplad kzlarla beraber civanperemi tutamlarn yere saarak, bildii tm byler ile gelecei okumaya alyordu. Tehiptilla da tapnakta bir ksenin iinde tts yakmaktayd, fakat bilinli olarak barahibeden uzak duruyordu. Olanlar ona fazla geliyordu, gsnn iinde ok fazla ey amaktayd. Uruk'a dnnden bu yana, Glgame'le Enkidu'nun dvp arkada olmalarndan bu yana, yalnz ve unutulmu bir insand o. Ne Glga176 me'in ilk Ihara olarak onu setiinden ve onu her tarafta arattndan, ne de Enkidu'nun onun yznden kralla dvtnden tek kelime bile edilmiyordu artk. Uruk'a varmalaryla beraber sadece grevi sona ermekle kalmam, ayn zamanda iki erkeini birden kaybetmiti. Glgame ve Enkidu, baka hibir erkek onlar gibi olamaz artk. Itar'n tapnanda kendisine retilenin tam aksi oimasna ramen, bundan emindi. Acaba Vens'n bilmedii birtakm eylerin olmas mmkn myd? Dnyay yanl ve arpk gren luna myd? Yoksa btn bunlarn sorumlusu kendisi, Tehiptilla myd? Yoksa kendisi iyi bir Vens rahibesi olmaya uygun birisi deil miydi? Tehiptilla kuru bitki demetini zel bir heyecanla atein zerinde krd. Mavi dumann kekremsi kokusunu bugnk kadar youn olarak algladn hi harlamyordu. Dierlerini de: Heybetli stunlaryla serin ve karanlk tapna, titreyerek yanan ya kandillerinin gizemle dans eden alev dillerini, rzgrn duvarlarn zerinden getirdii monoton ark seslerini. Kehanete danlan byk salonla kk odalar birbirinden ayran duvar gryordu, dardaki merdivenlerin zerinde bekleyen erkeklerin, ellerindeki kk hediyeleri her zamanki gibi en ok holarna giden ve kendilerini en fazla tatmin edeceine inandklar kza vermek zere beklediklerini biliyordu. lerinden birka yepyeni deri giysiler giymiti, nk onlar da Glgame ve Enkidu'yla beraber kahraman olmak iin yarn sabah yola kacaklard. Fakat hibir savaya savaa

gittii iin iyi davranmak istemiyordu, aksine kendisine Glgame ve Enkidu'yu harlatacak her eyden uzak durmaya alyordu. Tek istei yalnz kalmakt sadece ve bu ihtiyac tapnakta gidermek ok, ok zordu. Aklna barahibe luna geldike, iyice aresizleiyordu Tehiptilla. Bu kadar ok insani zaaf olan birisi bir tanra olabilir mi? nsanlar erkekler gibi ynetmek isteyen biri mi kadn prensibini temsil edecekti? Hayr, ya efendisinde, ya da kurulu dzende yolunda gitmeyen bir eyler vard. Bir eyler bir daha onanlamaya-cak bir ekilde kanm. En fazla da Tehiptilla'nn kafas kar-m. Artk tapnakta bulunmaya dayanamyorum, diye gemek177 teydi kafasndan. Bu duvarlar ve kurban atelerinin kokulan bouyor beni. Fakat her eyden nce buradaki yalanlardan bouluyorum... Ne yaptnn ok da farknda olmadan ayaa kalkt ve elindeki son kuru bitki demetini atee att. Ate bir anda parlad ve alevler atrdayarak tavana doru ykseldi. Tehiptilla gzlerini tts ksesinden ayrarak az ilerde toplanm olan kzlara evirdi. Gzel Iluna ortalarna oturmutu. Bunlar birer gvercin, diye geirdi iinden Tehiptilla, gzel, zarif, ptrdayarak yryen gvercinler! Btn gn hi durmadan erkek kazlarn karsnda kzma danslar yapyorlar ve bu arada kendilerinin birer melek olduklarn dnyorlar. Fakat onlar sadece birer gvercin, tapnak da dar ve ieri umann arzu edildii gibi mmkn olduu byk bir gvercin evinden baka bir ey deil. Ban yana eerek son dncelerini bir kez daha aklndan geirdi ve hayal kurmaya balad. Evet, umak ve belki de bir daha asla geri dnmemek... Asla! Yrmeye balad, giderek daha hzl yryordu, stunlu koridordan n salona aceleyle geti, avluda komaya balad, tar kapsn getii anda hzla kouyordu. Gemiinden koarak uzaklayor ve zgrlne doru kouyordu. Zigguratn nndeki byk meydan koarak at, Egal-mah'tan ieri girip Bilge Ana Ninsun'a ulaana kadar hi durma-macasna kotu. Kendisini yal kadnn nnde yere att. "Ninsun, Ninsun, Bilge Ana" diye bard, "hibir eye aldr etmeden evini ve grevlerini terk eden gvenilmez bir hizmetkr yanna kabul eder misin?" Yal kadn uzun sre beeniyle szd kz. "Evet" dedi neden sonra, "elbette yaparm bunu. Hatta en ok holandm insanlar senin gibilerdir." "Peki ne yapmalym?" diye sordu Tehiptilla ekinerek. "renecein bir yn ey var" dedi Ninsun. "ncelikle sabr, nk bazen zamanlar birbirine kartran yal bir kadnn gevezeliklerine katlanmak zorunda kalacaksn. Sonra da beraber yemek yiyeceiz, ark syleyeceiz ve pencerenin nne oturarak, aklmza gelen her konuda konuacaz. Fakat bana hemen imdi bir iyilik yapabilirsin: Ltfen bana u kede duran arp uzat, ok 178 uzun sredir hi almadm onu. Fakat artk yeni bir dinleyiciye kavutuuma gre, belki de zahmetime deecektir. Hazr msn buna?" Hazr olmak m? Ne demek! Bir mucizeydi bu! Fakat insan ikinci yaamna bir mucize olmakszn balayamaz zaten. ^____ Yola ktklar sabah, yolculuk iin uygun, gzel bir rzgr esiyordu. Ebu elCarca'nn gemisinin yelkenleri patlayacakm gibi iti ve gemi bir ok gibi ileri frlad. Ksa bir sre sonra kyleri ve saz kulbeleriyle tandk kylar geride brakmlard, Eanna ve altklar tm manzara yava yava yok oldu. Adamlar uzun sre arkalarn seyrettiler, fakat ilerinden bir ksm ihtirasla ufka bakyordu. Gzlerinde macera arzusunun klan parlyordu. Ebu el-Carca gemisini Frat'n tam ortasnda tutmaya zen gsteriyordu. Bu ekilde hem suyun stnde seyreden bir yn ufak kayktan saknmalanna gerek kalmyor, hem de Frat'n iki yakas harika bir ekilde gzlerinin nne seriliyordu. Sa yakadaki bereketli ky eridi insanlar tarafndan youn bir ekilde iskn edilmiti. Birbirlerini takip eden kyler, inci bir gerdanln taneleri gibi yan yana dizilmilerdi. Kar kydaki yeil sahil eridinin hemen arkasnda ise l balamaktayd. Bu yakada ok az yerleim yeri vard, sadece seyrek kulbeler gze arpyordu. Az saydaki kyler ise, kar yakadakilerden belirgin bir ekilde kktler. Safran sars adamn gemisi ok hzlyd. ok

sayda adam ve aletle ykl olmasna ramen, dalgalann zerinde sekercesine yol alyor, sanki suya hi batmyordu. akn su kular byk srler ha179 linde geminin pruvasnda uuuyordu, eer isteselerdi, onlar alarla yakalamak ocuk oyunu gibi bir ey olurdu. Bylece bir gn ve bir gece boyunca Frat'n yukarlarna doru yol aldlar. Sonra da bir gn ve bir gece boyunca daha. Frat'n iki yakas hl birbirine ok yaknd, rman kaynana yaklatklarn gsterir herhangi bir belirti yoktu ortalarda. Irman ne denli byk ve uzun olduunun ancak imdi farkna varyorlard. Glgame bir bez parasnn zerine, yolun tm ayrntlarnn, rman her kvrmnn, her koyun kaydedilmesini emretti. Bu vazifeyi zerine alan asker iini ok iyi yapyordu, nk seyahatleri gitgide monotonlamaktayd. Irmak dmdz akyordu artk, kyler ve evler de giderek seyrekleiyordu. iki taraflarnda dalar ykselmeye balamt, sular tarafndan oyulan dimdik vadilerin arasndan geiyorlard sk sk. Birok gece ve gn bu ekilde yol aldktan sonra, ufuktan bir ehrin atlarnn ve kulelerinin ykselmeye baladn grdler. nceleri Uruk'un bir kopyasyla kar karya olduklarn sanmlard, nk zigguratn yivli kulesi ayn kendi ehirlerinde olduu gibi dne dne gklere ykseliyordu, baka binalar da tar ve Anu tapnaklarn hatrlatmaktayd. Fakat ehir, rman sol yakasnda bulunuyordu, Uruk'tan gzle grnr bir ekilde daha kkt ve evresinde savunma duvarlar bulunmuyordu. Ve en nemlisi, Ean-na'ya benzer kutsal bir da gze arpmyordu. Buras Mari'ydi. Yedi bilgenin bahsettii, byk tufandan sonra kurulan onuncu ehir. Birok insan ve kervan yolunun birletii bir dm noktasyd buras. Aa demir atarak sandallarla kyya ktlar, nk ehrin ne bir liman, ne korunakl bir rhtm vard. Glgame, Enkidu ve askerlerin karaya ktklarn gren halk, merakla etraflarna topland. nemli yabanc konuklarn ehri ziyaret ettikleri haberi, yldrm hzyla drt bir yana yaylmt. Kral Lamgi'nin bir elisi aceleyle yanlarna gelerek kendilerinden saraya terif etmelerini rica etti. Glgame ve adamlar kendilerine yaplan daveti sevinerek kabul ettiler, nk burasnn nasl bir yer olduunu ok merak ediyorlard; artk oktan unutulmu olan bir zamanlarn devletler kon180 federasyonunun bir yesi olmas dnda hemen hemen hibir ey bilmiyorlard Mari hakknda. Eliyi takip ederek byk kaplardan ehre girdikleri vakit, aknlklar daha da artt. Devs bir meydana kmlard imdi, meydann etraf inilerle sslenmi stunlu koridorlar ve binalarla evrilmiti. Ve bu binalardan birer tanesi gerekten de Anu ve tar tapnaklaryd. Bunu anlamak ok kolayd, nk tapnaklardan birinin merdivenlerinde mzik yapan kzlar oturmaktaydlar, neeyle glyor ve sevin lklar atyorlard. Kendilerine doru yaklaan askerleri grdkleri zaman sevinleri daha da artt; bir ku srs gibi cvldamaya ve oradan oraya kouturmaya baladlar. "Obur ocuklar gibiler aynen" diye homurdand Ebu el-Carca ayplayarak, "henz bir ekmek krntsn bile hak ettirecek hibir ey yapmam olmalarna ramen, yanlarnda getirdikleri azck kuvvetlerini hemen israf ediyorlar." Glgame, Enkidu ve Ebu el-Carca, birlikte elinin pei sra yryorlard. "Rahat brak onlar" dedi Glgame, "daha ok genler, henz imknlar varken hayatn tadn doya doya karsnlar. Belki de bunun son frsatlar olduunu hissediyorlar. Yolculuumuzun bundan sonraki blm phesiz ok daha zor olacak." Kral Lamgi onlar saraynn kapsnda akla gelebilecek tm sayg gsterileri ile karlad. Son derece sade giysiler vard stnde. Fakat bu durumun sebebi fakirlii deildi phesiz, her trl gsteriin gereksiz ve boa olduuna inandrmt kendini. Omuzlarndan birini akta brakan bir pelerin ile, saaklarla sslenmi bir etek giymiti. Yznde yumuak ve dosta bir ifade vard, gzlerinde kibir, gurur ve sinsiliin zerresi bile yoktu. "Uruk kraln ve maiyetini misafir edebilmek bana byk sevin ve eref verdi. Atalarmzn birbirlerini karlkl olarak ziyaret etmelerinin zerinden olduka uzun zaman gemi..."

"yleyse eski anlamay yenilemek iin iyi bir frsat bu" dedi Glgame. "ehirde yrrken bizi tarihten baka balayan eylerin de varln fark ettim." "tar ve Anu'ya tapnmamzdan m sz ediyorsun?" diye sordu Lamgi glmseyerek. "ayet burada daha uzun bir sre kalsay181 din, Uruk'a benzeyen daha birok eyin varln da fark ederdin. Fakat hkmdarln srasnda Uruk'a birok yenilik getirdiini de haber aldm. rnein byk bir duvar. Konuma bu ekilde sorular ve cevaplarla srp gitti, Glga-me ve Lamgi birbirlerine gnl okayc gzel szler sylediler ve giderek daha da iyi anlamaya baladlar. Sonunda Glgame Mari ile ticaretin yeniden canlandrlacana sz verdi. Bu esnada safran renkli kaptann suratna bakt; Ebu el-Carca kurnazca glmsyor-du! Sonra dier ibirlii imknlarn bir bir sayp dkmeye balad: Mari'ye gelecek olan ilk ticaret gemisiyle beraber bir de yap ustas gnderecekti, nk ehrin acilen salam bir savunma duvarna ve gl bir ticaret iin iyi dzenlenmi kervanlara ihtiyac vard. Gelecek olan usta, kral Lamgi'ye bu konularda gereken yardm yapacakt. Mari kral Glgame'i sonuna kadar nezaketle dinledi. Nasl bir cevap vermesi gerektiini inceden inceye dnyordu, nk kaderin bir ltf olarak Mari'nin birok ticaret ve kervan yolunun kesime noktas olduunun, bu nedenle de tarafsz kalmaya byk zen gstermesi gerektiinin gayet iyi farkndayd. Fakat ehri evreleyecek bir savunma duvar fikri hi de fena deildi. Glgame ne kadar da atlgan bir delikanlyd byle! Eitimi de bu kadar iyi miydi acaba? Konumann seyrini bu dorultuya evirmeye alt. nk Lamgi'nin en byk gurur kayna, tam yirmi be bin yazl tabletten oluan devs ktphanesiydi. Glgame ktphaneye byk alaka gsterdi ve Lamgi'yi izlemek zere ayaa kalkt. Enkidu ve kaptan ise yapacak daha iyi bir ileri olmadndan, onlar takip ettiler. Kabul salonundan hemen sonra kraln zel dairesi balyordu. Son derece sade denmi bir dizi odadan ibaretti buras, bir kadn elinin yokluu kendisini aka hissettiriyordu. Kral Lamgi daha ok gen yata dul kalmt ve bir daha da evlenmek istememiti. ocuklar da olmad iin, saray garip derecede ssz ve sessizdi. Lamgi iine dnk bir dnrd, hayal kurmay seven, son derece dindar bir adamd. Saraynn bir kanad sadece dinsel trenlere ayrlmt. Harika bir merdivenle klan taht salonu da bu kanadn iindeydi. Duvarlar eski zamanlardan kalma resimler ve sslemelerle bezeli byk salonlar182 dan geerek, nihayet yaam datan Itar'n gerek byklkte bif heykelinin bulunduu saray tapnana ulatlar. Yz Iluna'ya alacak derecede az benzeyen heykel, Glgame'i son derece ilgilendirmiti, nk ellerinde tuttuu testideki hayat suyu, bitmez tkenmez bir biimde yere akp duruyordu. "Bu iin asl nedir? Byle bir ey mmkn olabilir mi?" diye sormaya cesaret etti Lamgi'ye. Fakat Mari kral sadece glmsedi ve birok anlama gelebilecek bir ekilde omuzlarn silkti. Bu heykel Mari'nin srlarndan biriydi ve ancak hakknda konuulmad mddete bir sr olarak kalabilirdi. Sonunda ktphaneye ulatlar. En az bir dzine bilgin, tabletleri bir duvardan dierine tamakla meguldler. "Ktphane yeniden dzenleniyor" dedi Lamgi heyecanla, "yllar srecek bir i bu..." Bilginler yaptklar ie ylesine derin dalmlard ki, kendilerine hitap edildiini duyunca az kalsn tabletleri ellerinden dreceklerdi. Sedir ormanndan sz edildiini onlar da iitmiti, oraya giden yolu yedi bilgeler kadar olmasa bile, aa yukar biliyorlard. Sonunda Lamgi araya girerek, konuklarn yavaa kapya doru srklemeye balad. Beraberce ktphanenin damna ktlar. Harika bir manzara vard burada: ehir, baheler, tarlalar ve Frat, gzlerinin nnde olduu gibi uzanmaktayd. "Tabletleri dzenlemekten daha nemli bir tek sorunumuz var u anda: O da maalesef dnya ileri ile ilgili" diye i geirdi, "sulama kanallarn acilen onarmamz lazm." Eliyle nlerinde uzanan topaklar iaret etti. "uradaki byk

rma gryor musunuz? u anda uyku halinde ve yatanda sakin sakin akyor. Fakat ilkbahardaki yamur mevsiminden sonraki taknlarda aasnn ne hal aldn gzlerinizin nne getirmeye aln! Atalarm hayatlar boyunca ehri ve tarlalar korumak iin mcadele ettiler. Kyy adm adm tahkim ederek, yamur mevsiminde kabaran sular kanallar ve mecralar yardmyla, insanlar ve hayvanlar iin tehlikeli olmayacak bir blgeye aktmaya altlar." Buna ramen hl doru dzgn bir liman yapmay becere-memisiniz, diye geirdi iinden Glgame, fakat dilinin ucuna ka183 dar gelen bu kelimeleri sylemekten son anda vazgeti. Acele etmemeliydi. Mari'nin kibar hkmdaryla alay etmesine gerek yoktu. ehrin alkan halknn yapt hayret edilecek ileri uzun uzun verek, kraln azna bir parmak bal ald. Gece yarsna kadar hasat ve devlet ileri, din meseleleri, sanatsal ve sportif olaylar hakknda sohbet ettiler. Bu tr konumalar Mari'de de ok seviliyordu. Nihayet Glgame ve Enkidu sarayn misafir dairesinde dinlenmeye ekildiler, Ebu el-Carca ise uyumak iin gemisine geri dnd. Bir sre daha burada kalacak ve ticaret yapacakt. Yolculuk bedeli olarak Glgame'in ona verdii gmler ile Mari'den satn ald mallar Uruk'a gtrecek, sonra da Uruk'tan Mari'de bulunmayan mallar getirerek burada satacakt. Bu olay bylece srp gidecek, Ebu el-Carca'nn ise cepleri dolup dolup taacakt. Glgame Itar tapnandaki gzel kzlarla vedalamalar iin askerlerine iki gn sre tandktan sonra, hareket borusunu aldrd. Lamgi'nin son derece cmert bir davranla kendilerine tahsis ettii katrlara ve eeklere binerek, bat ynnde ln ilerine doru yol almaya baladlar. l dayanlmaz derecede tozlu ve scakt, kzgn hava gzlerin nnde dans ediyor ve ama'n soluu tm lkeyi kutsuyordu. Uzun gnler sren zorlu bir yolculuktan sonra Palmyra vahasna ulatlar. Bu yer tad ismin hakkn veriyordu. Su birikintilerinin evresine kk korular halinde toplanm olan yzlerce palmiye, orada konaklayan kervanlara gzel bir serinlik salyordu. Uruk'lu adamlar uzun bir srede dinlendiler, nk yolun asl zor olan ksm imdi balyordu: zerinde bir tek bitki kalnts bile bulunmayan ssz l, sonsuz bir ekilde uzanmaktayd nlerinde. Yolda askerler kafalarnda dolanp duran bir konuyu akla kavuturmak istediler: "Bize anlattnz bu Firfir lkesi nerede; altn ve gm ile deitirilecek kadar deerli olan kumalarnn zellii nedir?" "Hele bir Kade'e ulaalm" diye cevap verdi Glgame, "o zaman merak ettiiniz her eyi reneceksiniz. Firfir ad verilen krmz renkli toz ise, uzak denizin kylarndan toplanan salyan184 gozlarn piirilip ezilmeleri sonucu elde edilir. Bir tutamak krmz toz elde edebilmek iin binlerce ve binlerce salyangoz ile, onlar toplayp ileyen binlerce alkan el gereklidir. alacak kadar deerli olmasnn sebebi budur ite." Askerler, kendilerinin her birine bu ok deerli tozdan birer uval vaat edildiini anmsadlar ve bindikleri hayvanlar mahmuz-ladlar. Mahrumiyetlerle dolu uzun bir haftadan sonra uzaklarda bir da srasnn ykseldiini grdler. "Hedefimize ulatk m? Hermon dalar bunlar m?" diye bart askerler heyecanla. Enkidu hayr anlamnda kafasn sallad ve Glgame aklamaya giriti: "Hayr, bunlar Hermon dalarnn uzantlar sadece. Aradmz esas da henz ok uzaklarda ve onu buradan grmemiz mmkn deil. nce ufukta grdmz bu tepelerden geerek, suyunda ayaklarmz ykayacamz koyu yeil gl bulmak zorundayz." Gerekten de her ey anlatt gibi oldu: nce akarsular tarafndan paralam, kayalk bir vadiden geerek, yakndan baklnca gerek dalar olduklar anlalan tepelerin arasndan syrldlar, sonra da Orontes vadisindeki bereketli Bukea ovasn buldular. Batmakta olan gnein altnda bir kuyu kazarak, ama'a taze su sundular. Dualarn bitirdikten ve uzunca bir akam molasndan sonra, hayvanlarn akam serinliinde Orontes boyunca srmeye baladlar. Bir sre sonra gerekten de koyu yeil renkte bir gle ulamlard. Hms glyd buras, o kadar derin ve sakin uzanyordu ki nlerinde, askerler

hayvanlarndan inerek gln rengini hayranlkla izlemek zorunda hissettiler kendilerini. Gece abuk kt. Byk bir ate yakmak zorunda kaldlar, nk bu yabanc ellerde geceler ok serin geiyordu. Ertesi sabah Glgame sandallarn kartarak, yalnayak gln kysna gitti. Su buz gibiydi; ok ksa bir sre iinde kalabildi bu yzden. Fakat askerler ayaklarn suya sokmay reddettiler. Glgame bir anda gazaba gelmiti: "Uruk'un yedi bilgesinin, bilinmeyenin lkesine ayak basmadan nce burada arnmamz sylediklerini unuttunuz mu? yle anlamaz numaralan yapmaya kalkmayn: Ben de ayaklarm suya soktum, hatta bakn Enkidu iinde ykanyor bile!" 185 Gerekten de barbar elbiselerini kartarak buz gibi suya atlamt. Kuvvetli kulalar ile yzmeye abalyor ve etrafa su sratarak eleniyordu. Askerler homurdanarak emre uydular ve ayaklarn suyun en s yerinde azck slatlar. Ertesi gn dalara doru uzanan dar bir patikay trmanmaya baladklarnda, gzle grlr biimde rahatlamlard. Kade, dalarn arasna geit vermez bir kale gibi gizlenmiti. Lbnan dalarna doru devam etmek isteyen herkes buradan gemek zorundayd. Gece konakladklar basit bir handa, gerekten de Firfir lkesi hakknda daha fazla bilgi edinme imkn buldular. Dier yolcular onlara byk denizin ok yaknlarnda olduklarn, insanlarn denizin kendilerine hediye ettii salyangozlar toplamak ve deerli tozu elde edebilmek iin gece gndz demeden kyda ellerinde sepetlerle bekletiklerini anlattklar zaman, duyduklarna bir trl inanamadlar. Yolculardan hibirisinin yannda firfir yoktu, fakat hepsi grmt onu, nasl bir ey olduunu biliyorlard. Kimi vakit buralara yolu den tccarlar, kervanlaryla beraber douya doru yol almadan nce burada mola vererek, firfir ticareti yapyorlard. Glgame cretini dnte vermek kaydyla Kade hkmdarna krmz tozdan bir miktar smarlad. Sonra da ona Hermon dana giden yol hakknda sorular sormaya balad. Yolun tm ayrntlarn iyice renmek istiyordu. Kade hkmdarnn surat bir anda kapkara kesildi. "Nasl... Siz... siz normal yolu kullanarak sahile inmek istemiyor musunuz?" diye sordu. "Hermon da tamamen baka istikmette." "Humbaba' yi ldrmek iin sedir ormanlarna gitmek istiyorum" dedi Glgame nemsemez bir sesle. Sanki dnyann en sradan iinden bahsediyordu. "Tanrlar bana yardm etsin!" diye bard Kade hkmdar aknlk ve telala. "Neden sz ettiinin farknda msn?" "Elbette farkndaym, her eyi en ince ayrntsna kadar lp bitim ve kararm yle verdim." "Oraya giden hi kimse imdiye kadar geriye canl olarak dnmedi!" diye bard hkmdar. 186 "Nippurlu oduncular da m?" diye sordu Glgame abucak. "Sadece bir istisna. Sedir ormanlarnn kysna kadar gidiyorlar gerekten de, fakat Hermon dana kmaya asla cesaret edemezler." "Ben daha byk bir istisnaym ve kimsenin gitmeye cesaret edemedii yerlere gideceim" diye bard Glgame cretkr bir tavrla. "imdi bana Hermon Da'na giden yolu tarif edecek misin, yoksa bunu yapman iin nce sana haddini mi bildirmeliyim? Kararn ver!" Hkmdarn beti benzi att. Gzlerinin nne Glgame'in klcn ve dev csseli barbar getirdi, aada elli tane tepeden trnaa silahl adamn beklediini de unutmamt. nderlerinin verecei tek bir emir ile kaleyi yakp ykmak iin bir an bile duraksamaz-lard herhalde. Neden silahlarn kapnn nne brakmalarn istememiti ki onlardan? Dudaklarn srarak gafletine lanetler okudu. ok akgz ve kurnaz bir adamd oysa her zaman! Sezme yetenei neden baarszla uramt bu defa? Hkmdar, lkesinin dallar gibi kara kuru, esmer bir adamd, ukura kam gzlerinde sinsice bir eyler seziliyordu. Baklar kararszd, konuurken devaml gzlerini karp duruyor, ayn noktaya birka saniyeden daha fazla bakamyordu. Hareketleri son derece llyd. Dalarn sert koullar, ona temkinli olmay retmiti. Kesinlikle gl bir hkmdara benzemiyordu, aksine sakland atosunda her an kaabilmek iin gizli geitler

ap duran bir hrsz gibiydi. Aadaki adamlarn zrhlan ve silahlaryla beraber kalesine girmelerine izin vermesi, affedilmez bir hatayd. Sakin olmaya alarak ne yapmas gerektiini dnmeye balad. "Talarla ve tehlikelerle dolu ok zor bir yol var nnzde" dedi neden sonra, "ou insan bunu kabul etmek istemez. Bu yol dou tarafnda dalar boyunca gneye doru uzanr. Yol tahkim edilmemitir, gece konaklamanz iin ne bir ky, ne de bir han bulabilirsiniz. Belki de adamlarnzn bir ksmn burada brakmanz sizin iin daha iyi olur. Buraya gelebilecek olan firfir tccarlaryla bizzat pazarlk edebilirler..." Glgame ban sallad. "Hayr! Byle bir niyetim yok. Kur187 nazca konumalarla gcmz blebileceini dnyorsan ok al-danyorsun." Hkmdar hararetle kar koyarak byle bir niyeti olmad, sadece iyi bir t vermek istedii yolunda yeminler etmeye balad. Fakat Glgame ona aldr etmeden szlerine devam etti: "Verdiin tler iin sana teekkr ederim Kade hkmdar, fakat ben glerimizi blmeden bir arada yola devam etmemizin hakkmzda ok daha hayrl olacan dnyorum. Bana yolu tarif ettiin iin teekkr ederim. Umarm anlattn eyler dorudur, aksi takdirde ok piman olacana emin olabilirsin." Glgame'in bu pervasz ve umursamaz konuma ekli Kade hkmdarn son derece rencide etmi ve fkelendirmiti, fakat hibir ey belli etmeden elini kolunu sallayarak iyi niyeti hakknda yeminler etmeye balad. Szlerinin etkisini daha da glendirmek iin yanlarna tecrbeli bir klavuz katmay vaat etti. "Byk ormana ulatnz vakit ise klavuz geri dnecek ve yolunuza yalnz devam edeceksiniz. nk aalar arasnda yaayan korkun Humbaba ile karlaarak hayatn tehlikeye atmay gze alacak birisini asla bulamazsnz." Glgame hkmdarn teklifini teekkrle kabul etti ve dnceli dnceli taht odasn terk etti. Hkmdar neden gvenilmez bir insan gibi davranmt, Humbaba'nn ad getii zaman gzlerinin neden titremiti? Yoksa ktlk onu etkisi altna m almt? Glgame savunma duvarnn zerinde gezinerek, bir ejderhann srt gibi gkyzne ykselen da tepelerini inceledi. Serin, temiz havay cierlerine ekti, fakat garip ve tanmlanamaz bir kokunun varln hissetti iinde. Snrna geldikleri korkun lkenin soluuydu bu. Aka hissediyordu: Humbaba'nn glgesi kardaki vadilerin zerine dmt bile. Ve azck hassas olan herkes, yerden ykselen doal olmayan sisleri rahatlkla fark edebilirdi. "Enkidu" diye seslendi arkadana. Ona fikrini sormak istiyordu. "Kade hkmdarnn konumasn dinlediin zaman ne hissediyorsun?" "Dndn sylemediini" diye cevap verdi Enkidu derhal, "ve engereklere benzeyen bir atal dili olduunu. Bir yars 188 evet derken, br yars hayr diyor. Sylediklerinin tek kelimesine inanmyorum ve ona gvenmiyorum." "Bana sedir orman hakknda bildiin her eyi anlatmalsn Enkidu. Bozkrlarda yaptn geziler srasnda ormann kysna kadar geldiini sylemitin bir keresinde." "insanlarn oturduu yerlere asla yaklamyordum..." diye kaamak bir cevap verdi Enkidu. "Demek ki l ap gittin oraya." "Aradan ok uzun zaman geti, pek iyi hatrlayamyorum artk." "Dn Enkidu, hatrlamaya al ltfen. Bizim iin ok nemli. nce rmak vard nnde, Frat rma. Onu am olmalsn." "Yzerek atm onu" diye homurdand barbar. "Sonra da... sonsuz l. "Evet, sonsuza benziyor gerekten de, bana da yle gelmiti. Fakat o zamanlar... o zamanlar bir gn bitiyor, dieri balyordu... Ceylanlarla beraber getim l." "Ve ln sonuna geldin. Da ve orman grdn m?" "Evet, gnele birlikte geldim oraya ve akam olunca dinlendim." "Humbaba'nn ormann grdn m?" "Evet, sadece uzaktan ama. Yaklamaya cesaret edememitim."

"Korktuun iin mi, Enkidu?" "Kartallar... korkuyorlard ve korkularn bana da bulatrdlar. Ormann kysna kadar uuyorlard ancak, sonra da geri dnyorlard. Bir geit bulamadklarn haykryorlard birbirlerine uarken. Grnmeyen bir g gkyzne bir duvar gibi ykseli-yormu. Ve bu duvara arpan bir kartaln kanad tutmaz olmu... Bir sre sonra da yere derek lm." "Hkmdarn yanmza katacan syledii klavuza gvenebilir miyiz?" "Suratna bal" dedi Enkidu, "sesine, gzlerine ve en nemlisi de kokusuna. Bu yerden daha kt kokmuyorsa, iyi demektir." "Demek ki algladm eyi sen de hissediyorsun. Havadan gelen bir ey bu, aalarn, ieklerin veya bitkilerin kokusu deil!" 189 "Evet" dedi Enkidu Glgame'i artarak, "sisle birlikte gelen bir ey. Humbaba'nn soluundan kk bir rnek sadece. Kar dalardan esen rzgr gnderdi onu buraya." Sonra Enkidu Glgame'i artan bir ey daha syledi: "Bu andan itibaren ryalarna ok dikkat etmelisin kardeim. Her ryan bana anlatacana sz ver. Sz ver ki, onlar yorumlayabileyim." Bu barbar ne zamandan beri rya yorumlayabiliyordu ki? Enkidu utana skla boynundaki altn eritle oynamaya balad. Nin-sun vermiti bu eridi ona. Yoksa Bilge Ana yeteneini ona m devretmiti. Glgame ilk uygun frsatta bunu denemeye karar verdi. Fakat daha nce klavuzu grmek istedi. Ya belli olmayan bir adamd klavuz, surat yllar boyu ak havada dolamaktan tabaklanm deriye dnmt. Savunma duvarlarnn dibindeki perian bir kulbede oturuyordu. Elbiselerine keilerin ve taze gbrelerin kokusu sinmiti. Enkidu onu kokladktan sonra, memnun bir ifadeyle glmsedi. "Ahr kokusu sinmi stne" dedi ksaca, "bize yol gsterebilir." Hkmdardan yabanclara dalar boyunca yol gsterme emri alan adam, aknlkla bir Glgame'in, bir de Enkidu'nun suratna bakp duruyordu. Konumak yerine hrldamay tercih etmekteydi. Hi olmazsa geveze biri deil, diye dnd Glgame. Hayretle daha nce farkna bile varmad kk ayrntlarn dikkatini ekmeye balam olduunu fark etmiti bu arada. rnein askerlerinin suratlar: Ne kadar da ok bastrlm heyecan saklyd izgilerinde! Bu artk kesinlikle zafere susam kahramanlarn surat ifadesi deildi. Bkkn ve endieyle doluydular sanki. Bunun tek nedeninin zorlu yolculuk olmas mmkn deildi. Mari'deki tar tapnanda iken glyor ve sevin lklar atyorlard. Burada ise sanki aradan yllar gemi gibi bir izlenim uyandryorlard, belleri bklmt sanki. Yoksa onlar da Humbaba'nn sisteki nefesini mi hissediyorlard? Ormana yaklanca baka neler olacakt acaba? Glgame hann sahibinden bira getirmesini istedi. ok fazla deil ama, sadece adamlarn dillerini zerek ark sylemelerini salayacak kadar. Btn akam adamlarnn arasnda oturarak onlarla beraber eski Uruk arklar syledi. Vatanlarnn anlar adam190 lan coturmutu. Gzleri eskisi gibi parlamaya balamt. Grtlaklar canlanmt ve arklarn o kadar yksek ve korkun seslerle sylyorlard ki, hanc byk bir korkuya kaplarak, amforalarn ve kil testilerin arasna saklanarak gzden kayboldu. zellikle sarsn dev onu dehete drmt: Grtlan paralarcasna ark sylyor ve devs yumruklaryla binann tahta kirilerine ylesine lovvetle vuruyordu ki, yap temellerinden sarslmaya balamt. "leri, hcum!" diye baryordu Enkidu Glgame'le yarrcasna, "ileri, hcum, korkusuzca sava lmz haykralm... elluri... Dmanlarmz savrulsun nmzden, yoksa onlar ezip geeceiz... elluri." Ertesi sabah ok erken bir vakitte yola koyuldular. Atllar ehrin kaplarndan ktklar esnada, Kade'in zerine kasvetli bir sessizlik kmt. Ne horozlar tyor, ne de stlerinin salmasn isteyen inekler bryordu. Halkn ok az sayda hayvan vard zaten. Hkmdarn zenginliinin tek sebebi, dalavereye dayanan ticaretiydi. Sahibi olduu han ok iyi bir yere kurulmutu, tm ticaret

yollar burada kesitii iin, oradan geen tm tccar ve yolcular ister istemez orada konaklamak zorunda kalyorlard. Kade hkmdar kalesinin burlarna yaslanarak, yabanc savalarn gneye doru yol almalarn seyretti. Katrlara ve eeklere binmi olan elli savaya, iki dev nderlik ediyordu. Evcil bir tekeye binmi olan klavuz ise, en nde ilerleyerek onlara yol gstermekteydi. Konvoy vadinin ilerine doru kvrla bkle ilerleyen yolda yava yava gzden kayboldu. Bir daha asla geri dnmeyecekler, diye dnd hkmdar. Btn bu gzel mzraklara, kalkanlara, baltalara, kllara ne kadar da yazk! zellikle altn kabzal iki klc, gzel yay ve byk baltalar elinden kard iin 191 son derece hayflanyordu. Bunlar Nippurlu zavall oduncular deildi! Hayr, bunlar imdiye dek kimsenin ayak basmaya cesaret edemedii, dn olmayan yolu zapt etmek isteyen kahramanlard. Btn bu katrlara, eeklere, ynla erzaka ne kadar da yazk... Humbaba'nn ormannda hepsi yok olacak. Acaba her ey olup bittikten sonra, geride kalan birka para eyay kurtarmalar iin arkasndan birka adam yollasa myd? Hemen khyasn ard. Adam bu tr ilerin kurduydu. Ona be tane serserinin ismini verdi. Bu adamlar yeteri kadar gnaha girdikleri iin, artk tanrlardan bile korkacak yzleri kalmamt. Tam bu i iin biilmi kaftandlar yani. "Syleyeceklerimi dikkatle dinleyin" dedi Kade hkmdar, "yabanc savalar daima yeterince uzak bir mesafeden izleyin. Takip edildiklerinin farkna asla varmasnlar. zerlerinde tadklar silahlan grdnz. Onlarla baa kmanz mmkn deil, bir atma durumunda sa kmanz sz konusu bile olamaz... Fakat ola ki onlar son derece korkutan bir ey vuku bulursa, hayatlarn kurtarmak iin var gleriyle kamaya balarlarsa, geride braktklar tm eyalar toplayp bana getireceksiniz. Dediklerimi aynen uygularsanz, sizleri cmerte dllendireceim." Be serseri pis pis srtarak dilerini gsterdiler. Avlarn keye kstrarak paralamaya hazrlanan av kpeklerini andryorlard. Sinsice kaleden dar szlerek, savalar takip etmeye baladlar. Glgame ve adamlar bu arada vadinin tabanna ulamak zereydi. Dar bir patika, olduka uzak bir mesafeden orman izleyerek, douya doru uzanyordu. Evet, orman! Kade'ten bakld zaman yeil bir yosun ynn andran ey, ark sonsuz bir orman olarak uzanmaktayd nlerinde. Sedir aalar ve dier diken yaprakl aalar, neredeyse geit vermez bir sklkta yanamlard birbirlerine. Savalar byle bir manzaraya hayatlarnda ilk kez ahit oluyorlard. Bu kadar sk ve bu kadar ulalmaz bir yeil ile asla karlamamlard imdiye kadar. Suyunun rengi kopkoyu bir yeil olan Hrm gl bile, bu rengin yannda amurlu bir su birikintisine benziyordu. Orman bambakayd: Kavranlmas ok g bir sonsuzluktu buras; aa gvdelerinden, dallardan ve ine yapraklardan meydana gelen bir okyanus. 192 Ve bu rktc, dndrc, doast sessizlik! Yolun ormana bakan tarafndan ne bir hayvann kmldamas gze arpyor, ne de bir kuun t iitiliyordu. Her ey neden suskundu? Neden askerler bile nefes almaya ekiniyordu? Orman o kadar karanlk ]ci... ama ormann derinliklerine nfuz edebilmek iin byk gayret gsteriyordu, ama buna ramen gne klar aalardan yansyor gibiydi. ok kr insanlarn, katrlarn, eeklerin ve tekenin kalpleri vcutlarnn sol yannda arpmaktayd. Aksi takdirde karanln onlar da zapt ederek sonsuza dek susturmas iten bile deildi. ' Tekenin stndeki klavuz ardndan gelenlere yol gsterirken tek kelime bile etmiyordu. leye doru dalar ykselmeye balad, plak srtlan aalann arasndan srtyordu. Devs bir duvar gibi gkyzn ikiye aynyorlard sanki. Az sonra gne bu duvann te tarafnda tm yaknlyla beraber kayboldu. Askerler meye balamlard. Tekenin stndeki klavuz tek kelime etmeden konvoyu durdurdu ve gecelemek iin uygun kuytu bir yeri iaret etti. Adamlar etrafa yaylarak ate yakmak iin odun paralan toplamaya baladlar. Fakat hibiri ormana belli bir mesafeden fazla yaklamaya cesaret edemedii iin, talann arasnda dolanarak kuru yosunlar ve frtnann srkledii al rpy topluyorlard sadece. Nihayet bir ate yakmay baararak evresine oturdular ve

birbirlerine iyice yanatlar. ok sessizdi gece... Hatta gndzden daha da sessizdi. Ne kurbaalar vrak-lyordu Uruk'ta olduu gibi, ne de austos bcekleri tyordu. Hatta llerden ve bozkrlardan esen gizemli rzgr sesleri bile iitilmiyordu. lk kez bu kadar yaknlarnda hissediyorlard lmn soluunu. Ertesi gn her ey daha da ktye gitti. Hatn saylr bir mesafe katetmilerdi geri, ama bu arada iyice ykseklere kmlard, karla kapl alanlar kendilerini gstermeye balamt. En kk bir esinti bile hissetmemelerine ramen, yukarlardan gelen buz gibi bir souk iliklerine iliyordu. Orman bir eyler olmasn bekler gibiydi, pusuya yatmt sanki. Askerler kendi aralannda tek kelime olsun konumuyorlard. Silahlanna daha sk sanlmlard sadece, 193 sabit baklarn nlerinde uzanan yola dikmilerdi. Hibirisi evresine baknmaya cesaret edemiyordu. Patika iki kiinin yan yana y-ryemeyecei kadar daralmt. Tek sra halinde zorlukla ilerliyorlard, hepsi nnde yryenden bir adm bile uzaklamamaya byk zen gsteriyordu. Enkidu en ne gemiti, klavuzun miskin tekesinin hemen yan bandayd. Ortalk o kadar sessizdi ki, Enkidu tekenin solumasn, hatta adamn nefes alp vermesini rahatlkla iitebiliyordu. Dierlerinin duyamayaca bir sesle konumaya balad aniden. Hayvanlarn lisann anlad o eski gnlerde kard seslere benziyordu konumas. "Hey, kervanba!" diye seslendi tekeye, "hey, klavuz!" diye seslendi adama. "Gzlerinizi an, burunlarnz dikin ve kulaklarnz kabartn! Ne gryor, ne kokluyor, ne duyuyorsunuz?" "ok ey deil" diye hrlar gibi cevap verdi klavuz, "talar, dkntler, sessizlik ve ktlk." Bir yabancyla konumas kendisini bile hayrete drmt, bu nedenle onun kim olduunu grmek iin kafasn evirip arkasna bakt. Ters ters bakan kurt gzler, Enkidu'nun barbar baklaryla karlat. "Sessizlik, ktlk? Yabanclar iin kt bir yer, kt bir zaman..." "Sadece yabanclar iin deil... Yollarmzn ayrlaca yere geldiimiz zaman ok sevineceim." "Neresi oras? Etrafta sadece talar, dkntler ve sonsuz aalar gryorum." "Yarn" diye hrlad kurt adam, "yarn her eyin sona erdii yere varacaz." "Hadi canm" diye geri hrlad Enkidu, "su akar, ta paralar, sarmaklarn ve ieklerin bymesini salar... Hibir ey sona ermez." "Yarn grrsn dostum! Buras baka yerlere benzemez... Her ey tahmininden ok daha hzl sona erebilir!" ikisinin arasndaki konuma bu karanlk kehanet ile sona erdi. Kurt adam bir daha dnp ardna bakmad. Gzlerini dimdik ileri dikmiti, tm dikkatiyle dkntlerin arasnda izlenmesi giderek 194 zorlaan yolu takip etmeye alyordu. Oradan bir yol getiini gsteren o kadar az belirti vard ki, ok uzun zamandr kimsenin o taraflara ayak basmad belli oluyordu. Gne bir kez daha arzu edilenden ok daha abuk dalarn ardnda kayboldu, souk bir kez daha olanca iddetiyle adamlarn nce elbiselerine, sonra bedenlerine, en son da yreklerine iledi, gir kez daha klavuzun bulduu bir kuytulukta kamp kurdular. Byk bir ate yakarak etrafna toplatlar, fakat buna ramen tir tir titremekten kendilerini alamyorlard. Kimsenin azn bak amyordu. O gece adamlardan hibiri rahat bir uyku uyuyamad. Ertesi sabah uyandklarnda hepsi de sanki hi uyumam gibiydiler, kendilerine biraz olsun gelebilmek iin vcutlarn ovuturmaya baladlar. "Daha ok yolumuz var m?" diye seslendi Glgame klavuza. Kurt adam, tekesinin zerinde harekete hazr bir ekilde beklemekteydi. Bayla hayr anlamnda bir iaret yapt. Sonra bir trl bitmek bilmeyen patikada ilerlemeye baladlar tekrar. O gn imdiye kadar geirdiklerinin en ktsyd. Hermon Da olmas gereken muazzam byklkteki bir daa giderek yaklamaktaydlar, hava da iyice soumutu. leye doru gne en yksek noktasna henz ulamadan, dan te tarafnda kaybolmaya balamt bile. Son geceden ok daha kt bir gece geirecekleri endiesi iinde olan adamlar, huzursuzlukla homurdanmaya baladlar. Glgame ve Enkidu bile katrlarn durdurmulard. Tehditkr bir

tavrla nlerinde ykselen da endieli gzlerle szyorlard. Orman, parlak gn nn altnda bile dehet saan bir canavara benziyordu; batmakta olan gnein kzl klar grntsn daha da tyler rpertici bir hale sokmutu. Aalarn arasndan kan uzun, tuhaf glgeler karanlkla birleerek dehet verici yaratklara dnyordu. Bu yaratklar insanlarn zerine ullanarak beyinlerini donduruyor, onlarn korkudan baka bir ey hissedememelerine neden oluyorlard. Kurt adam tekesinden indi. Hayvan boynuzlarndan tutarak arkasna dnd. Koluyla belli belirsiz bir iaret yaparak da gsterdi. Sonra da yolculuun bandan bu yana ilk kez herkesin anla195 yabilecei insani bir sesle konumaya balad. "Sizleri buraya kadar getirdim, fakat bundan sonra ileriye doru bir adm bile atmayacam" dedi. "ayet siz aksini dnyorsanz ben olmadan yapacaksnz bunu, nk hemen geri dnmek istiyorum." Glgarne adamn gerekten de geri dneceini anlad. "Daha ne kadar yolumuz var?" diye sordu ona. "Nereye gitmek istediinize bal bu..." diye hrlad kurt adam, "bir saat sonra oduncularn terk ettikleri kulbeye ularsnz. Eer daha teye gitmek isterseniz, sonsuza dek srebilir yolculuunuz. Bu yol doruca teki dnyaya uzanmaktadr nk..." Szlerini bitirir bitirmez tekesine binerek hayvan mahmuzla-d ve adamlarn yanndan drt nala rzgr gibi geti. Askerler aknlktan donakalmlard. Ne yapacaklarna karar veremeden, ylece duruyorlard. Kimi hayvannn stndeydi, kimi de ayakta duruyordu. "Senin dndklerini ben de dnyorum" dedi Glgame Enkidu'ya, "hemen yola koyulalm ki gne batmadan oduncularn kulbesine varalm." Enkidu evet anlamnda ban sallad. Klavuzluk yapma vazifesi ise Glgame'e dyordu artk; katrna binerek en ne geti ve adamlarna ileri emrini verdi. Aslnda karar vermekte biraz acele etmilerdi, nk yol olaanst derecede ktyd. Aa dkn-tleriyle tamamen kapland iin nerede olduunu kefetmek bile ok zordu. Fakat bir yandan da bulunduklar yerden hemen uzaklamalar gerektiini hissediyorlard, nk karanln glgeleri korkutucu bir ekilde zerlerine geliyordu. Bir saatlik zorlu bir yolculuktan sonra, klavuzun tarif ettii gibi tahta artklaryla kapl bir alana geldiler. Gerekten de kulbeye benzer, izbe bir yap bulunuyordu alann ortasnda. nndeki ta emberin iinde hl kl kalntlar vard. Adamlar hayvanlarn uygun bir ekilde baladktan sonra, dal paralar ve aa dkntleri ile bir ate yaklar. Yemekten sonra Enkidu ve cesur adam, dierlerinin rahata uyuyabilmeleri iin ilk nbeti tutmaya baladlar. Fakat grnd kadar kolay deildi bu. Yol boyunca onlar rahatsz eden sessizlik, artk nereden ve na196 sil kaynakland belli olmayan hrt ve grltlere dnmt. "B da nesi?" diye sordu ilerinden birisi dehet iinde. "Korkacak bir ey yok" dedi Enkidu. "Aalarn tepelerinde esen rzgr, yapraklarn hrdamasna neden oluyor sadece." "yle mi dersin? Bana kalrsa acyla inleyen ruhlarn sesi bunlar..." "Samalama. Aalarn yapraklarnn ve dallarnn birbirine siirtnrken karttklar sesleri iitiyorsunuz. Uruk'ta bu tr sesleri hi duymamtnz tabii. Fakat ben daha nce birok kez ormanlarda uyumutum, inann bana, tm ormanlardaki aalar buna benzer sesler kartrlar. Bu orman ise grdklerimin en by, bu nedenle kard sesler de ayn oranda byk." Dierleri ise atein evresinde huzursuz bir uykuya dalmt. Hayvanlar da huzursuzdular; olduklar yerde korkuyla kmldanyorlard srekli. Ertesi sabah garip bir hisle uyand Glgame. Etrafndaki dnya sanki alev alev yanyordu. Yatt yerden ayaa frlaynca, kpkrmz bir ltnn dou ynnden kendilerine doru yaklatn fark etti. Kan krmzs bir renk ile doan gne, etraflarndaki hayal dnyasn aydnla bomutu: Dev bir ormann kysna kurmulard kamplarn. Rzgr aalarn tepelerine kular gibi yuva yapmt sanki, nk hl korkun seslerle inleyip duruyordu. Sedir ve meru aalarndan oluan koca bir deniz vard nlerinde, aalarn arasndaki darack boluklar, dikenli allar ve trmanan bitkilerle tamamen doldurulmutu. "Neyin

var?" diye sordu Enkidu arkadana endieyle. Suratnn eklini hi mi hi beenmemiti. "Tanrlar rahat bir uyku ekmeme izin vermediler" dedi Glgame. "Karmakark ve kt bir rya grdm. Kafam karmakark ve bir trl toparlayamyorum kendimi." "Ryanda ne grdn?" "Ufukta neler olduunu grebilmek iin, ormann iinden geerek dan zirvesine trmanyordum. Balangta her ey gayet kolay gidiyordu. nmde baltalarn at geni bir yol vard, hibir engelle karlamadan rahata yryordum. Dan zirvesine ulatm vakit, gzlerimin nnde usuz bucaksz bozkrn uzan197 makta olduunu grdm. Yaban hayvanlar kendi hallerinde otlu-yordu. Bozkr seyrederken aniden iddetli bir rzgr esmeye balad ve beni kapt gibi uuruverdi. Kollarm iki yana atm Enki-du ve bozkra bir kartal gibi szldm. Yere indiim zaman bir yaban boasnn ayaklarnn dibinde durduumu fark ettim. Burnundan soluyan azgn hayvanla boumaya baladm. G bela kollarm hayvann boaznda kenetlemeyi baardm ve onu yava yava yere kmeye zorladm. Tam bu anda Humbaba'nn korkun bir sesle brdn iittim. Sakin sakin otlayan yaban hayvanlarnn tm dehetle drt bir yana katlar. Humbaba'nn brmesi ylesine hiddet doluydu ki, ayamn altndaki topran titrediini hissettim. Dadan kalkan bir toz bulutu, bozkrn zerine yamur gibi inmeye balad. Bu manzara karsnda ister istemez dehete kaplarak, dizlerimin zerine ktm. Korkudan titrerken ormandan frlayan kapkaranlk bir glge, zerime ullanarak elimdeki klc ekip ald. Glge kor halindeki kmrler kadar scakt, kl tutan kolum omzuma kadar tutmaz olmutu. Canm o kadar ok yanyordu ki, haykrmak iin azm ardna kadar atm. Fakat korkun glge barmama frsat vermeden azmn iine uzanarak dilimi kavrad ve ekip koparverdi. Gzlerim karard ve kendimden geerek yere yldm. mdat lklarna benzeyen hrltlar kyordu azmdan sadece. Aniden yan bamda beliren bir adamn, azma su damlattn fark ettim. Etrafm gz kamatran bir k kaplad, gzlerimin kamamas biraz geince karmda insanlarn en harika olannn durduunu grdm." "Hmm" diye homurdand Enkidu ve dnceli bir tavrla arkadann yanna oturdu. "Dorusu ryan biraz kark, fakat sandn kadar kt deil. Sana onu yorumlayacam. Dinle: Yolda hibir engelle karlamadan ilerledin, gzlerinin nnde uzanan bozkr rahatlkla seyrediyordun. Sonra aniden Humbaba'nn sesini duydun, yapt korkun eyleri grdn ve rktn. Fakat bozkrda karlatn yaban boas, sandn gibi Humbaba deil. Onun her trl vasf bize tamamen yabancdr, tanyp bildiimiz eylerin hibirine benzemez. Grdn yaban boas, koruyucumuz olan ama'tr. En tehlikeli durumda bize yardm edecek, nk iraden 198 ile onu buna zorladn. Azna su damlatan adam ise, atan Lugal-banda'dr. Onu gremiyoruz ama devaml yanmzda ve tehlike annda bizi koruyacak. Bu nedenle grdn rya bizi korkutma-mal, aksine birbirimize daha sk kenetlenmemiz ve baladmz ii bitirmemiz iin bize kuvvet vermeli." Enkidu'nun syledikleri Glgame'i biraz teselli etmiti, ayaa kalkt ve gnei selamlad. Parlak bir ate topu halinde zerlerinde ykseliyordu gne. Iyla ovay kaplayarak, adamlarn ruhlarn yeni bir g ve azim ile dolduruyordu. Glgame ama'a yakardktan ve ona bir yudum su sunduktan sonra, adamlarna dnd: ' "Askerler" diye balad szlerine, "nihayet hedefimize ulatk. Baltalarnz aln ve mmkn olduu kadar ok sedir aac kesin. Sadece en iyi aalar sein ve onlar tanmaya hazr bir halde istifleyin. Enkidu ve ben, kt ruhu karmak iin ormann derinliklerine dalacaz. Gecikmemiz durumunda endielenmenize gerek yok, muzaffer olarak dneceimizden hi kukunuz olmasn." "Peki ya akamlan ormandan kan glgeler bize saldracak olurlarsa? O zaman ne yapacaz?" diye sordu adamlardan biri. "Karanlk basmadan nce mmkn olan en byk atei yakn" dedi Glgame. "Nbetilerin saysn iki katna kartn ve her sabah gne domadan nce ama'a bir yudum su sunun. Suyunuz bitecek olursa, bir kuyu kazn." Glgame ve Enkidu iki ar baltay, salam halatlar, alar ve biraz erzak hayvanlarnn srtna baladlar. Tm hazrlklar sona erdikten sonra, bir sa

klnda kllarnn keskinliini kontrol ettiler ve ormann ilerine doru yola koyuldular. Ta ve dkntyle kapl dar patikada yaya olarak ilerliyorlard, yularlarndan tuttuklar hayvanlar onlar arkalarndan izlemekteydi. Ormana girmeden nce son bir kez balarn kaldrarak hayran hayran ge ykselen sedir aalarn seyrettiler ve az nce kefettikleri bir geit yerinden aalarn arasna daldlar. zerlerinde yrdkleri patika korkun olmaktan ok uzakt, aksine yumuak yosunlarn zerine yaylm dal rgsyle yrmeye son derece uygundu. Aalarn talarnn arasndan szlen clz bir k huzmesi, yosunla kapl yamalarn yeil bir alev ile parlamala199 nna neden oluyordu. Karanlk aalar bile son derece gzel grnyordu gzlerine, erelti otlan ve rengrenk iekler bu dnyaya ait deildi sanki. Glgame ve Enkidu kendilerini cesaretlendiren bu gzel grnt karsnda admlann hzlandrdlar. Yol zerinde yrmelerini engelleyen bir dal paras veya al rp olmad iin hzla ilerleyebiliyorlard. Kk bir dan yamalarnda olduklarn anlamlard. Yamalarn arka tarafnda orman sklaarak dimdik bir ekilde aadaki vadiye iniyordu. Ondan sonra da, zirvesi karla kapl olan Hermon Da olanca hametiyle ykselmekteydi gkyzne doru. "Burada bir mola verip yemek yiyelim" dedi Glgame, "buras ormann ilerine girmeden son bir kez dinlenmek iin iyi bir yer sanrm." Enkidu evet anlamnda ban sallad. Kannlarn doyurduktan ve susuzluklarn giderdikten sonra, zerlerine garip bir arlk kt. Glgame srtn arkasndaki aaca yaslad ve gzlerini kapar kapamaz uykuya dald. Uykusunda garip bir rya grd: Patikada yrmeye devam ediyorlard. Bir sre sonra sarp bir kanyona ulatlar. lgnca akan bir dere, yosun tutmu beyaz benekli talarn arasndan hzla akyordu. Daha derin yerlerde ise sakinleerek kk glckler oluturuyordu. zerleri neredeyse effaf bir yosun tabakasyla kapl olan bu glcklerin iinde, hi kprdamadan duran balklar vard. Donuk bakl gzleriyle iki arkada szyorlard. Fakat glgeleri zerlerine der dmez aniden ok gibi saa sola kaarak gzden kayboldular. Glgame ve Enkidu bo yere dereden gemeye altlar. Admlann ne kadar dikkatle atarlarsa atsnlar, her defasnda ayaklan kayd iin suya dme tehlikesi atlatyorlard. Ky boyunca srekli aramalarna ramen, derenin geit veren bir yerini bulamyorlard bir trl. Kanyon ok scakt. Gne tam tepelerinde parlayarak, doay akla hayale gelebilecek her trl renge bouyordu. Sedir ormanna gitme grevini kendi kendilerine vermemi olsalar, bu ekilde sonsuza dek yryebilirlerdi. lgn dere, geit vermez 200 ORHAN KEMAL L HALK KTPHANES bir engel, bir it oluturuyordu nlerinde. Glgame sonunda aramaktan skld. "Azck souk bir sudan niye bu kadar korkuyoruz? "diye sordu Enkidu'ya, "bu ekilde devam edersek hayat boyu kyda ilerleyecek ve asla hedefimize ulaamayacaz. Bunun sebebini biliyor musun?" "Hayr" diye cevap verdi Enkidu. "nk dereyi bir snr olarak gryor ve yle olduunu kabul ediyoruz!" "Ne demek istiyorsun?" diye sordu ona Enkidu. "Bak, sana gstereyim" dedi Glgame ve derenin iine srad. Daha dorusu, derenin zerinden srad. Bir da keisi evikli-iyle kayadan kayaya atlyordu, fakat ayaklar sanki kayaya hi demiyordu. "Sen de benim gibi yap" diye seslendi arkadana. Enkidu iyice gerilerek hz ald, sonra da komaya balad. O da ayaklan neredeyse kayalara demeden karya gemiti, sanki derenin zerinden uuvermiti. "Artk uabildiimize gre" dedi Glgame, "neden karncalar gibi srnmek yerine yolumuza uarak devam etmiyoruz? Bak, Hermon'un zirvesi hemen urackta. Peimden gel Enkidu, oraya uarak gidelim!" ite tam bu anda, yani arkadana glerek dan zirvesini gsterirken, korkun bir ey oldu. Dan zirvesi bir tencerenin kapa gibi ald ve gkyzne devs bir duman bulutu ykseldi. Ayn anda kocaman bir kaya paras yerinden koptu ve byk bir grltyle aa yuvarlanmaya balad. O kadar bykt ki, gnei bile karartmt. zerlerine ullanmakta olan bu iren karanln

karsnda, minicik bataklk sinekleri kadar aresizdiler. Glgame, kayann kendisine arptn hissettii anda yere derek bilincini kaybetti... ve haykrarak uyanverdi. "Uykularma ne oldu, bilmiyorum..." diye mrldand aknlkla ve kafasn ovuturdu, "... sanki gereinden fazla bira imi gibiyim..." Bann dnmesine ramen ayaa kalkarak birka adm att. "Nereye gidiyorsun?" diye bard arkasndan Enkidu. O da 201 uyanmt fakat kendisine gelmekte glk ekiyordu. "Bilmiyorum" diye cevap verdi Glgame, "aalarn veya ieklerin kokusundan m acaba?.. Gpegndz derin bir uykuya daldm ve bir sr rya grdm. Ama hl o kadar yorgunum ki..." "Rya m grdn?" diye sordu Enkidu. Ayaa kalkt ve tm kaslarn atrdatarak gerindi. Glgame geri dnerek Enkidu'nun yanndaki yumuak yosunlarn zerine oturdu ve ryasn anlatmaya balad. Enkidu onu sonuna dek sablrla dinledikten sonra, ryay yorumlad: "Humba-ba'nn lkesinin snrlarna ok yakn olduumuz bir gerek. Belki de aadaki kanyonda gerekten lgnca akan bir dere veya bir it gibi bir ey vardr. Ryann bize syledii gibi, aadaki engel her neyse, onu aacaz. Gzel ve deerli bir rya bu, nk grdn da Humbaba'nn ta kendisi. Humbaba'y yakalayacak, ldrecek ve cesedini aadaki kanyona atarak sonsuza dek yok edeceiz. Bataklk sinekleri kadar kk olmamz, bizim iin bir kazan. Bu ekilde bizi kimse gremez. Bana sorarsan Glgame, gerekten de ayn arlar gibi davranmalyz. Humbaba neler olup bittiini tam olarak anlayamadan nce vzldayarak etrafnda uumal ve onu sokmalyz." Tekrar yola koyuldular. Kanyonun dibine kazasz belasz inmek iin byk aba harcyorlard. Sonunda aaya ulatlar. Glgame'in ryasndaki lgn dere, gerekten de sularn kprterek hzla akmaktayd. Havann kararmaya yz tutmasna ramen, derenin geit verdii bir yer bulamamlard bir trl. Az sonra allklarla evrili bir kuytuluk arpt gzlerine. Sevinle kamp kurmak iin hazrlklara baladlar, ilk nbeti Enkidu ald. Glgame ise, uykuya dalmadan nce alak sesle kendi kendine mrldand: "Ey da! Bu gece bana gzel bir rya, mjdeli bir haber ver!" Fakat az sonra bardaktan boanrcasna yamaya balayan bir yamur onlar srlsklam etti. Sanki gkyz delinmiti. Enkidu, toplad dal ve tahta paralar ile, altna snabilecekleri bir dam yapmaya balad hemen. Bitmez tkenmez damlalar halinde tepelerinde trampet alyordu yamur, ancak saatler sonra az da olsa yatabildi. Glgame srlsklam olmutu. Bacaklarn karnna ek202 misti ve tir tir titriyordu. Nbet tutma sras imdi ondayd, fakat bir sre sonra uykuya yenik dt. Biraz uyuduktan sonra aniden uyand. Yannda yatmakta olan Enkidu' yu drtkleyerek heyecanla konutu: "Az nce bana seslenen sen miydin dostum? Neden byleine dehet iindeyim, kalbim neden bir davul gibi gm gm gmbrdyor? Bir tanr m geti yoksa yanmdan? u hale bak En-jddu, nasl da titriyorum! Bunun mekle veya slanmakla ilgisi yok, bambaka bir ey. Dinle, sana grdm ryay anlatacam." Enkidu tamamen uyanmt. O da az nce bir ses, bir grlt duyar gibi olmutu. allklarn arasnda bir hayvan m dolanyordu? Yoksa uyurken bir ey mi dokunmutu ona? "abuk ryan anlat bana arkadam. abuk ol, ki biraz olsun yatabileyim!" "ok korkuntu Enkidu. Hl tir tir titriyorum ve aklma geldike srtmdan souk terler boanyor. Gk tek bir sesle feryat ediyordu Enkidu. Ayaklarmn altndaki toprak tek bir sesle gm gm tyor ve sarslyordu. Gn donakald ve iinden karanl dourdu. Sonra bir imek karanl yrtt ve ge doru kocaman bir alev ykseldi. Giderek kesifleen yakc bir duman etraf kaplamaya balad. lm yayordu gkyznden aa. Beyaz parltlar saan alev, yava yava krmzya dnerek yok oldu. Fakat gkyznden yaan gri kller, dnyay bir kefen gibi kapladlar. Sen, ben, tm hayvanlar, olduumuz yerde donup kalmtk Enkidu. lmn soluu bize ulatnda bir anda tozdan bebeklere dntk ve olduumuz yere yl verdik..."

"Yeter" diye fsldad Enkidu, "anlattklarn fazla korkun eyler. Byle bir ryay hayra yoramam. Zaten o kadar ok titriyorum ki, en kk bir ey bile dnecek halim yok. Glgame, gel hemen gidelim buradan! Oduncularn kulbesine geri dnp bu lanetli yerden kurtulalm!" "Hayr" diye bard Glgame. "Asla! imdiye kadar hibir insann ayak basmad yerlere ulatk. Birlikte dalar atk ve badireler atlattk. Hedefimize bu kadar yaklamken vazgemek neden?" "Kendin sylyorsun ya! Hedefimize ulatk. Daha ne elde et203 mek istiyorsun? Aada adamlarn sedirleri devirip duruyorlar, hem de tayabileceimizden ok daha fazlasn. Ormanda ne ii-miz var artk?" "Tasarladmz eyi bitirmemiz lazm: Humbaba'y ldrece-giz." Tam bu srada ormandan ykselen korkun bir ses, ayaklarnn altndaki topra titretti. Ayn Glgame'in ryasnda olduu gibi, gmbrtler ve haykrlar dan ilerinden ykseliyordu. "Bu o!" diye bard Enkidu ve ayaa frlad. "Humbaba'nn sesi. Bizi fark etti!" Glgame ise ln yan sra, baka bir ses daha iitmiti. Gkten gelen tanrsal bir uyarya benzeyen bu ses, kulaklarnda nlayp durmaktayd. Hayr, hemen arkasnda durmakta olan bir adamn, zorlukla iitilebilen fsldamasyd bu. "Acele et ve onun ormana saklanmasna izin verme. Eline geen frsat iyi deerlendir; nk kendisini yaralanmaz klan zrhlarn henz giymedi. Yedi zrhtan sadece biri var stnde..." Kime aitti bu ses, nereden geliyordu? Lugalbanda m konuuyordu yoksa? Glgame'in eli klcnn kabzasna uzand. "Korkma Enkidu. Talih bizden yana" dedi ona. "Hemen onun ardndan gitmeliyiz. Ormana saklanmasna izin vermememiz lazm." "Kimin?.." "Kim olduunu bilmiyorum. Belki Humbaba'nn yardmclarndan biri. zerinde her zaman yedi kat zrh bulunur, fakat bugn sadece bir tanesini giymi..." "Nereden rendin bunlar?" diye sordu Enkidu. "Bu kadar geveze olma!" dedi Glgame sert bir sesle. "abuk ol, ok acele etmeliyiz. Her geen ann byk nemi var..." Klcn ekti, katrn yularn yakalad ve karanlklarn iine dald. 204 iti ilk fark eden, gece karanlnda Glga-me'ten daha iyi grd iin Enkidu oldu. perenin daralarak geit verdii bir noktada balayan it, bu ekilde doal snr devam ettirmi oluyordu. Sipsivri dikenleri bulunan karmakark allarn insan boyu ykseldii bir duvard bu, dar bir patika, duvar boyunca ilerliyordu. Yrmesi ok g olan bu patikada ayaklarnn taklp bak gibi keskin allarn iine yuvarlanmalar iten bile deildi, fakat ay yollarn aydnlatt iin balarna henz bir kaza gelmemiti. Yolda yrrken Enkidu skl dilerinin arasndan konutu: "Umarm her ey yolunda gider! Onun bir hayalet olduunu hissediyorum. Evet, bir hayalet! Korkun Adad olmal o." "Kes sesini!" diye tslad Glgame ayn ekilde dilerinin arasndan. Hayvann mahmuzlarken kan belli belirsiz ses bile ona byk bir grltym gibi geliyordu. "Hayalet veya her neyse! Yaad yer bu engelin kaps olmal." Ve birden uzaklardan solgun bir n yayldn fark ettiler. Mavi renkli, titrek, aldatc bir kt bu; olduu yerde titreerek dans ediyordu. Biraz daha yrynce n tahtadan yaplm dev bir kapnn yannda bulunan bir kulbenin duvarlarndaki atlak ve yarklardan szldn fark ettiler. Tahtadan yaplm dev kap, alt defa on iki ellen yksekliinde ve iki defa on iki ellen genili-indeydi. Hemen yan banda duran irkin, ireti kulbe ise, o solgun mavi klarn iinde yzyordu. "Hayvanlar burada brakalm. Mmkn olduunca az ses karmalyz. Sen soldan yana, ben sa taraftan gideceim" diye fsldad Glgame. Hayvanlar aceleyle itten kan bir aaca baladlar ve grnmemeye byk zen gstererek kulbeye yaklamaya baladlar. kisi de kllarn ekmilerdi. ierideki yaratk her ne ise, bir ses duymu olmalyd. nk 205

ierden ykselen bouk ve atlak ses, iki arkadan neredeyse kanlarn dondurdu. "Yaklan! Yaklan ki, sizi a akbabalara yem yapabileyim!!" Enkidu olduu yerde donup kald ve klcn iki eliyle kavrad. Glgame ise sessizce kulbeye yaklat, gzn duvardaki bir yara dayayarak ierisini gzetlemeye balad. Kulbenin tam ortasnda, stnde bir kazan bulunan bir ate yanyordu. Kk kazan fokurdayarak kaynyor ve iindeki maddeden frlayan mavi kvlcmlar, etrafa salyordu. Ik o kadar parlak ve gz kamatrcyd ki, az kalsn Glgame'in gzleri kr olacakt. Gzlerini krptrarak parlak a almaya alt ve ruhunun buz kestiini hissetti: Hayalet Adad, atein banda oturuyordu. Adad'n tm vcudu, mavi parltlar saan camdan yaplmt. Damarlarnda akan kan, effaf vcudunda olduu gibi grnyordu. Bu kan mavi, krmz ve mor renklerdeydi, incecik klcal damarlar suratn bir a gibi saryor ve burnunun arkasnda birleerek bir elale gibi aa dklyordu. Glgame onun sadece ba, boyun, kol ve el ksmlarn grebiliyordu, fakat bu kadar bile yeterince korkun bir grnt oluturmaktayd. Vcudunun kalan ksm ise gece siyah bir mantoyla rtlmt, onu grnmez klan byl mantolardan sadece biriydi bu. Dier mantolar yerde, atein yannda duruyordu. Byk ihtimalle Adad onlarn varln ormandaki allarn arasndan geerken hissetmiti ve kalan mantolarn da giymek iin kulbeye koturmutu. Glgame'le Enkidu'nun ormanda iittikleri ses, onun kard grltyd. imdi de elinde ilkinden daha koyu renkli, ikinci bir mantoyu tutmaktayd. Tam onu giyecei esnada, garip ve aklanamaz bir ey oldu: Kulbenin kaps kendi kendine ardna kadar ald ve sonra yine kendi kendine kapand. Bunu Enkidu yapm olamazd, nk kulbenin uzanda, karanlklarn iinde bir yerlerde beklemekteydi. Hayalet Adad kapya bakt ve -aslnda kimsenin olmamasna ramen- birisini grd. "Benden ne istiyorsun?" diye fkeyle bard ve aceleyle ikinci mantosunu zerine geirmeye alt, fakat baarl olamad. Bileine yaparak grnmez bir kuvvet dier zrhlarn giymesini engelliyordu. 206 Glgame ieride neler olduunu daha iyi grmek iin gzn duvardaki yara iyice yaptrd. Adad'n nnde belli belirsiz bir hayalin durduunu grr gibi olmutu. Alevsiz yanan atein duman gibi seyrek, effaf bir hayal. Adad'la gs gse gelen bu hayalin tandk bir sima olduunu grmekten ziyade hissetti. Aniden onu nereden tandn hatrlad. Lugalbanda'nn ta kendisiydi o, ocukluunda grd gibiydi hl: Uzun boylu, gl yapl, sk gri salarn ensesinde toplayan, dz alnl bir adamd Uruk'un eski kral Lugalbanda. Demek ki bilgelerin tehlike annda ona gvenebileceini sylemeleri, sadece onu cesaretlendirmek iin sylenmi bir palavra deildi. Eski kraln ruhu Glgame ve Enkidu'yla birlikteydi ve onlarn safnda dvyordu. "Geliyorum, Lugalbanda" diye bir nara att Glgame ve klcnn kt tarafyla tahta duvara iddetli darbeler indirmeye balad. Darbe seslerini iiten Adad, byl mantosunu yere frlatarak Lugalbanda'nn kollarnn arasndan syrld ve kulbenin uzak kesine doru komaya balad. Kocaman bir aa grz vard orada, topuzuna yerletirilmi cam krklar ve sivri dikenler ile ok korkuntu. Adad grz kapt gibi kulbenin kapsna kotu ve kapy ardna kadar aarak dar frlad. Glgame, Enkidu'nun tyler rperten bir lk attn iitti. Sesin geldii yana doru kounca, Adad ile Enkidu'nun burun buruna geldiklerini grd. Enkidu olduu yerde donakalm, ardna kadar alm gzleriyle aknlk ve dehet iinde canavara bakyordu. Adad'n aknl ok ksa srmt. Ne de olsa yedi zrhndan sadece birisini giydiinin farkndayd ve aknlk ann iyi deerlendirmek istiyordu. Grzn kaldrarak, Enkidu'ya ldrc bir darbe indirmeye hazrland. Glgame kaybedecek zaman kalmadn anlamt. Klcn kaldrarak hzla Adad'a doru savurdu. Adad'n cam boynuna inen kl, tiz bir sesle n n tt. Etrafa mavimtrak kvlcmlar ve imekler sald, ama canavar ciddi bir yara alma benzemiyordu. Yldrm hzyla yeni gelen rakibine evirdi yzn ve korkun grzn tekrar kaldrd. Fakat Glgame ok atakt, hzla klcn savurdu ve

hayaletin zerindeki byl mantoyu yrtt. Paralanan manto, Adad'n zerinden kayarak 207 yere dt. Koyu krmz, ak mavi ve eflatun kvlcmlar saan korkun vcudu imdi tmyle ortaya kmt. Korkudan kendini kaybetmek zere olan Enkidu, can havliyle klcn Adad'n vcuduna kabzasna dek saplad. Kl korkun yaratn vcudunu delip geerek kulbenin tahtalarna sapland. Adad duvara ivilenmiti. Klcn bir kez daha kullanmak isteyen Enkidu, iki eliyle kabzay kavrad, bir ayan duvara dayayarak var gcyle kendisine ekti. Kl, Adad'n vcudundan kurtulmutu. Yapt byk bir hatayd aslnda. Adad sradan bir rakip deil, bir hayaletti. Cam yaratk uluyarak doruldu, iki elini yaral karnna bastrmt. Sendeleyerek kulbenin iine girip gzden kayboldu. Glgame hemen onun ardndan seirtti. Adad yaralanmt ve byl mantolarndan birisini kaybetmiti. Gc nemli oranda azalmt. Bu nedenle, dier byl mantolarn mmkn olduu kadar abuk giyerek, bir an nce eski gcne kavumay arzuluyordu. Fakat Glgame'in buna izin vermeye kesinlikle niyeti yoktu. Klcn kaldrarak cam yarat atein etrafnda kovalamaya balad. Atein etrafnda nc dolanmalar esnasnda Adad aniden fokurdayarak kaynayan kk kazan asl olduu yerden ekip ald ve Glgame'in zerine frlatt. Glgame evik bir hareketle ban eince, kazan byk bir grltyle yere dt, bir sre yuvarlandktan sonra byl mantolarn oluturduklar yna arpp durdu. Kazann iindeki alevler mantolara deer demez, etrafa mavi kvlcmlar sramaya balad. Deerli mantolarnn alev alev yandklarn gren Adad, fkeden lgna dnd. ncekinden daha da korkun bir sesle uluyarak, hi olmazsa bir tanesini kurtarabilmek iin yanan ynn zerine atlad. Glgame'in bekledii ise, ite bu and. Klcn havaya kaldrd ve kolunun tm kuvveti ile Adad'n kafasna indirdi. Hayaletin camdan ba tuzla buz olarak binlerce paraya ayrld. Basz kalan gvde sendeleyerek alevlerin zerine ylnca, yerden ykselen koca bir ate stunu hayaleti ve mantolar yutup yok etti. Krmz-mavi alev dilleri, bir sre daha Glga208 me'if gzleri nnde dans ettiler, sonra da ate stunu ortaya kt gibi aniden yok oldu. Yerde yanan ate de, nereden geldii belli olmayan bir hava akm ile snverdi. Kulbeye birdenbire zifiri bir karanlk kmt. Glgame, yerinden kmldamaya cesaret edemiyordu. Klcn hl iki eliyle sk sk tutuyordu ve harcad abadan dolay soluk soluayd. Biraz sakinletikten sonra, kulbede bir bakasnn daha olduunu hissetti. Hemen yan bandan soluk alp verme sesleri geliyordu. Dikkatle, adm adm geri ekilerek, srn duvara dayad. "Sen misin, Enkidu?" diye seslendi karanln iine. "Evet" cevab geldi karanln iinden. Nihayet dost bir ses duyan Glgame ok sevindi. "Her ey yolunda m?" diye sordu ona. "Evet" diye cevap verdi Enkidu, "sadece gece her zamankinden daha karanlk gibi geliyor bana, o kadar." "O halde sanrm kulbede kalmamz bizim iin en iyisi olacak." "Ne! Bu lanetli kulbede mi? Ciddi misin?" "Evet, darda bamza kim bilir neler gelir. Burada hi olmazsa drt duvar arasndayz, dardaki korkun ormann iinde olmaktan ok daha iyidir bu." Bylece Glgame ve Enkidu kapnn iki yanna oturdular ve kllarn kullanmaya hazr bir ekilde ellerinde tutarak afan skmesini beklemeye baladlar. Kulbenin ii, gz gz grmeyecek denli karanlkt ve etraftan en kk bir ses bile kmyordu. Ve buna ramen Glgame yalnz olmadklarn dnmekteydi. Gzleriyle karanl delmeye alarak etrafna baknd. u ilerideki kede belli belirsiz bir siluet grr gibi mi olmutu? Yoksa grd bir hayal miydi? ayet Lugalbanda'nn ruhu onlarla bera-berse, gvendeler demekti. Sabaha sa kma anslar ok daha ykseliyordu bu durumda.

Zaman inanlmaz bir yavalkta akyordu. Glgame'in ba arada bir gsne dyordu; ama hemen kendisine geliyor ve var gcyle uyumamaya alyordu. Nihayet, nihayet duvarlardaki atlaklardan solgun bir k huzmesi szlverdi ieri. Darda afak skyordu. 209 Glgame ayaa kalkarak kapnn nne kt. Gece, gndz douruyordu: Her ey belirginleiyor ve bir anlam kazanmaya balyordu. Glgame gnein doudaki dalarn zerinde tamamen ykselmesini bekledi, sonra da dizlerinin zerine kt. "Sana teekkr ederim Lugalbanda" dedi yksek sesle, "bu gece bize yardm ettiin iin sana kran borluyuz. Sana da teekkr ederim ama, gnein douunu bir kez daha grmemize izin verdiin iin." Kulbeye geri dnd zaman, Enkidu'nun horul horul uyuduunu grd. Etrafna baknd. Adad'n frlatt kk kazan kulbenin kesinde ylece duruyordu, ii bombou. Glgame kazan yerden kaldrd. Tanmad bir metalden yaplmt, ne bakr, ne de benzer bir maddeden. Yzeyi parlak ve souktu. Onu yannda gtrmeye karar verdi Glgame. Kim bilir, belki ileride iine yarayabilirdi. Kazan gzelce temizledi ve belindeki kemere takt. imdi sra Enkidu'yu uyandrmaya gelmiti. "Nasl, gzel ryalar grdn m?" diye sordu ona. Enkidu esneyerek gzlerini ovuturdu ve kendine gelmek iin kafasn sallad. Sonra da etrafna baknd, gerekten de kulbede olup olmadndan emin olmak istiyordu. aknlkla bir kez daha sallad kafasn. "Hayr" dedi sonra, "bamza gelenler sanrm bir ryadan ziyade gerein ta kendisiydi. Hayalet..." -sesini alaltarak devam etti konumasna- "... hayalet gitti deil mi?.. "Evet" dedi Glgame. "Tanrlar onun zavall ruhuna acsn, ayet bir ruhu varsa tabii, iine dt ate onu yakp yok etti, byl mantolar da onunla beraber yok oldu. Ondan geriye kalan tek ey, ite u kazan." Kemerini iaret etti, "onu yanma alacam, bakarsn yolda iimize yarar." "Ne anlama geliyor bu?" diye sordu Enkidu, "ileri mi, yoksa geri mi gitmek istiyorsun?" "Elbette ki ileri" diye gld Glgame, "nasl olsa bekinin iini grdk. Ormann kaplar ardna kadar ak artk." "Ha evet, kap!" dedi Enkidu. Olanlar daha yeni yeni hatrlamaya balyordu. 210 Aceleyle dar ktlar. Katrlar, balandklar yerde sa- bekliyordu onlar. Alt kere on iki ellen yksekliindeki ve jki kere on iki ellen geniliindeki dev kap, muazzam byklkteki bir kap aynas ile desteklenmii. Kapnn kanatlar, bir kar kadar aralanmt. "Bekle" dedi Enkidu, "kapdan gemeden nce kulbeden almak istediim bir ey var. Kulbeye doru yryerek gzden kayboldu. Geri dndnde ise, ellerinde Adad'n korkun grz vard. Hayalet dn gece Enkidu'nun klc ile yaralannca, onu erelti otlarnn arasna frlatmt. "Bunu yanma almak istiyorum" dedi zafer dolu bir sesle ve ganimetini hayvannn eyerine ast., Sonra da dev kapnn kanadna yaklat. Tm gcyle yklenerek onu biraz daha aralamaya alt, ama nafile. Tahta yerinden bir milim bile kmldamamt. Sinirlenen Enkidu iki eliyle kapya yklendi ve tm gc ile itmeye balad. Kapnn menteeleri inleyerek dndler, az sonra hayvanlarn geebilecei kadar bir aralk almt. "Dostum, gerekten de bir barbarn kuvvetine sahipsin" diye gld Glgame. "Hibir ey dayanamyor gcne. Ne bir kap, ne bir duvar, ne de bir dzen!" Ne var ki Enkidu aka yapacak halde deildi. Suratn buruturarak sa tarafn ovuturuyor ve inim inim inliyordu. Glgame telalanmt: "Neyin var? Hasta msn?" "Kap!" diye homurdand Enkidu kenetli dilerinin arasndan. "Adad kapy zehirle svam olmal, nk sa kolum omzuma kadar dayanlmaz arlar iinde." Glgame dostunun yanna yaklaarak kolunu inceledi. Ne bir yara, ne bir izik, ne de bir rk vard grnrde. "Dtan grnen bir ey yok" dedi Enkidu'ya. "Fakat iten alev alev yanyor" diye inledi Enkidu, "kolumu kprdatmam bile mmkn deil."

Enkidu'nun can gerekten de ok yanyor olmalyd, iki bklm bir halde kolunu karnna bastrmt, ayn dn akam yaralanan hayaletin yapt gibi. Glgame endielenmiti. Hem kendisine, hem de Enkidu'ya cesaret vermek iin konumaya balad: 211 "Birbirine bu denli gvenen ve birbirine bu denli destek olan iki dostu, bylesine zavall ve sefil bir engel ayramaz. ift rgl bir halat, asla kopmaz. Dii bir aslann yavrusunu almak iin, nce aslann kendisini ldrmek gerekir. Kardeler iin de ayn ey geerlidir. Hayr Enkidu, bizim iin endielenmiyorum. Yolumuza cesaretle devam edeceimizden eminim. Ne hayaletler, ne de gul-yabaniler bizi yolumuzdan alkoyamazlar." Enkidu fkeyle dilerini gcrdatt ve kapya bir tekme att. "Lanet olas tahta" diye hrlad, "evde gnn gstereceim sana! Koluma verdiin acnn kat be kat fazlasn tadacaksn. Bunu salamak iin elimden geleni ardma koymayacamdan emin olabilirsin." "Boa yorma kendini" dedi Glgame, "bu kap cansz bir varlktan baka bir ey deil. Yaknda Humbaba ile karlaacaz, gcn o zamana saklasan iyi olur." "Btn bunlarn sorumlusu o lanet olas sedir aalar" diye bard Enkidu kendini kaybederek, "pis kokulu iren mahluklar! Ormandaki en byk sedir deyecek tm bunlar! Onu kendi ellerimle devirmekten byk bir mutluluk duyacam." Bu arada ormann ta derinliklerine ulamlard. Gzel ve ho bir yerdi buras. Gn , aalarn arasndaki aklk yerleri yumuak bir hal gibi kaplyordu. Aalarn dev gvdeleri, dikenli allar ve erelti otlarnn arasnda kaybolmulard neredeyse. Fakat baz yerlerde aalar yerlerini yosun kapl da yamalanna terk ediyorlard. Buralarda ise, dallar mavi-siyah renkli bir cins brtlenle kapl olan mersin aac allklar yetimekteydi. "tar'n kutsal bitkisi!" diye bard Glgame, "her zaman yemyeil ve mis kokuludur." Aceleyle birka tane brtlen toplad ve onlar ellerinin arasnda ezerek sularn Enkidu'nun acyan koluna srd. Birka tane brtleni de azna soktu, avcunda ufalad dallar koklamas iin burnunun dibine uzatt. Enkidu gzle grlr bir ekilde iyilemiti. Yanaklarnn rengi yerine gelmiti ve gzleri tekrar heyecanla parlamaya balamt. "Hadi, acele edelim!" diye bard. "Bo yere zaman geirmeyelim, Humbaba'nn lkesi bizi bekliyor! Kllarmzn tadna o da baksn hele!" 212 Tam bu anda ormann ilerinden dehetli bir gmbrt koptu. Ses o kadar iddetliydi ki, yer sarslmaya ve ulu sedir aalar kklerinden sklecekmi gibi sallanmaya balad. Bu gmbrtyle beraber, ok uzaklardan bile iitilebilecek buses yanklanmaya balad ormanda: "Ormanma girmeye cret eden bu acnas solucan da kim? Ona ve onunla beraber olana lanet olsun! Bak sen... Sizleri gryorum, Glgame ve Enkidu. Aalarn glgelerine snarak fareler gibi yryorsunuz. Ben her eyi grr, duyar, koklar, tadar ve hissederim. Bir lmlnn buralara yaklatn fark edemeyeceimi mi sandnz yoksa?" Glgame ve Enkidu bembeyaz kesilmiti. Kulaklarnda nlayan ses, son derece kararlyd ve sahibinin her eyi yapabileceini aka ortaya koyuyordu. "Ne yapmalyz?" diye sordu Glgame. "Bizi grd, artk onu faka bastrma ansmz yok. Oysa ben ona fark ettirmeden yaklaabileceimizi sanmtm. Nerede saklandn bir bilsek..." "Ben saklanmyorum!" diye grledi Humbaba, "buradaym, herkesin gz nndeyim!" Glgame ve Enkidu, grleyen sesin sahibinin karlarnda ykselen dan ta kendisi olduunu anladlar bir anda. "Ona grnmeden yaklamamz mmkn deil" dedi Enkidu, "yapabilecek tek bir eyimiz var: Dosdoru zerine gitmek!" Onlar iiten Humbaba alay ederek konutu: "uraya bak, salak Glgame'le budala Enkidu birbirlerine akl retiyorlar! Frat'n pis kokulu suyunun olu! Tozlu bozkrlarn yaban eei! Siz ne bilirsiniz ki? ekinme, szlerine devam et, babasn asla tanmam olan Enkidu. Budalaca fikirlerini sana benzeyen kaplumbaalarla sar balklara anlat, onlar zavall bilgeliinle aydnlat! Sen henz kk bir ocukken bile seni seyrediyordum Enkidu. Bozkrlarda kouturup

duran, donuk bakl bir cceydin. Etrafna bn bn bakp duruyordun. Beni seyrettiini de hatrlyorum, sadece horlamam bile seni korkudan tir tir titretmek iin yeterli oluyordu. Bana doru bir adm bile yaklamaya cesaret edemiyordun, nk sen acnas kurbaa, iimde yanan atein seni yakp kavuracan hissediyordun! kiniz de, eer isteseydim sizleri oktan pa213 rampara edebileceimi anlamayan aptallarsnz. Keke kanyona giden yolda akbabalarn, kartallarn ve ylan kularnn etlerinizi didik didik etmelerine izin verseydim!" Humbaba'nn szleri Glgame'i son derece fkelendirmiti; "uraya bak! Bizden ne kadar ok korkuyor! Eer korkmasa byle grtlan yrtarcasna brmeye gerek duymazd. Belki de devaml bu ekilde brd iin bu kadar irkin bir surata sahip!" Humbaba bir kez daha fkeyle grledi. Glgame ona aldrmadan konumaya devam etti: "Cesaretimizin ve kararllmzn farkna vard iin, azndan yalan dolandan baka tek bir sz bile kmyor. Dediklerini iittin mi Enki-du? Akbabalara, kartallara ve ylan kularna yedirecekmi etlerimizi! Aptal! Sanki ormanda bu cins kularn yaamadn bilmiyoruz." "Tabii ki yaayamazlar" diye grledi Humbaba. "Gcm hisseder hissetmez arkalarna bile bakmadan kap gidiyorlar." "Yanlyorsun, Humbaba! Senin iren suratna bakmaktansa, yollarn deitirip ok uzaklardan umay yeliyorlar sadece!" diye karlk verdi ona Glgame. "Bizi asla korkutamazsn. Sen neye benziyorsun, biliyor musun? Ayn dourduu yedi bal bir danaya! Anan seninle ne yapacan bilemedii iin, seni frlatp dnyaya atm. Geliyoruz Humbaba, seni kendinden kurtarmak iin geliyoruz." Bunun zerine da byk bir hnla grledi. Grlemenin iddetinden kayalar yerlerinden koptu ve aalar kklerinden skld. Korkun yaratk bir kez daha bard. Katrlarn gzleri duyduklar ses yznden falta gibi almt, korkuyla kineyerek panik halinde aalara doru kamak istediler. Glgame ve Enkidu, onlar zapt etmek iin byk aba harcamak zorunda kaldlar. Sonra ortalk bir anda st liman oldu. Hibir ey kmldamaya cesaret edemiyordu. Ne bir dal, ne bir erelti otu, ne de yerdeki bir kuru yaprak... "imdiye kadar hibir yaratk ona bu ekilde meydan okumamt" dedi Enkidu. "Artk sava kanlmaz. Her eyin bitmi olmasn ne kadar ok isterdim oysa ki..." 214 Fakat Glgame'in kab kabna smyordu. Damarlarndaki jjan gururla akmaktayd. "Zaferimizi imdiden kutlamamamz iin hibir neden yok. Humbaba'nn tehditleri samalktan baka bir ey deil. Eer gerekten dedii kadar gl olsayd, bizi imdiye cadar oktan parampara etmiti bile. Hayr, teredddnn tek bir sebebi var: Bizden lesiye korkuyor! Ve bunda hakl, nk gcmz kesinlikle ondan aa kalr deil." iddetli bir grleme bir kez daha vadide yankland. Fakat ilki cadar kendinden emin bir ses deildi bu, daha ok huysuz bir ocuun homurtularn andrmaktayd. i ' Glgame ve Enkidu ormann ilerine W doru yrmeye devam ettiler. nlerine U kan dik yamalar bir bir aarak, Her-mon'a git gide daha ok yaklayorlard. Bir sre sonra ormanda ak bir alana ulatlar. Buradaki aalar, sanki dev bir rzgr hortumu tarafndan saman p gibi krlmt. Fakat ormanda bylesine byk bir yaray amak sadece rzgrn marifeti olamazd. Az ilerideki katlam ta selinin de bu ite parma olmalyd. Sradan rmaklar nasl akmak iin kendilerine bir yatak aarlarsa, burada da erimi talardan oluan bir rmak kendisine bir yatak am, sonra da aniden donup kalmt. Boz renkli ta rmak kemik kadar sert olmasna ramen, snger gibi gzenekli bir yapya sahipti. ocuklar iin hazrlanan lapaya benziyordu aslnda. Sanki birisi dan tepesinden aa dev bir kaynar lapa kazan boaltmt ve aa akan pelte, bir sre sonra donup kalmt. Enkidu daha nce yapt uzun gezilerin hibirinde bu tr bir oluuma rastlamamt, bu nedenle yere diz kerek tan yapsn dikkatle inceledi.

Glgame ise bu ta rma ok sevmiti, daa onun boyunca yryerek trmanmay nerdi Enkidu'ya. Ne de olsa 215 geni dzlklerin ocuuydu. Drt bir yanna serbeste bakabilme-yi seviyordu. Bu sonsuz ormann geit vermez karanl artk iini karartmaya ve dncelerini bulanklatrmaya balamt. Oysa ki ta rman zerinden tm civara gz atabiliyordu. Hayvanlarn bile admlarn korka korka attklar bu ta yolda, kendisini ok iyi hissediyordu Glgame. Aniden Enkidu'nun ayaklar birbirine doland. Korkuyla elini uzatarak Glgame'e dan zirvesini gsterdi. "uraya bak Glgame, uraya bak! Humbaba'nn kafas! Kmldyor ve hareket ediyor. Dikkat et! Bize bakyor. imdi lmcl soluunu fleyecek zerimize! Kafamza kzgn kayalar frlatacak! Yanp kavrulup, kl olacaz! Apak meydanda olduumuz bu tehlikeli yoldan hemen ayrlp, aalarn arasna snalm. Orada bizi bu kadar kolay ele geiremez!" Koarak ta yoldan uzaklap, balta girmemi ormann ilerine daldlar yeniden. Ayaklarnn altndaki toprak titremeye balamt. Humbaba bir kez daha fkeyle grledi ve gkyzne doru bir alev bulutu pskrtt. "Sonumuz geldi" diye szland cesareti krlan Enkidu, "imdi korkun ate rman aa gndererek, bizi ve tm orman yakp kavuracak. Gerekten de o kadar gl ve kudretli ki, karsnda zavall sinekler gibiyiz." Glgame de endielenmeye balamt. Ayaklarnn altndaki topran giderek daha iddetle sarslmaya baladn hissediyordu. Civardaki kayalarn bazlar atlayarak ortadan ikiye yarlmaya balamt bile. Orman oluturan aalar inleyerek atrdyor ve toprakta derin yarklar alyordu. Dan stndeki ate bulutu ise, ryasnda grm olduu gibi, nce krmz, sonra da siyah bir renk ald. Sonunda da kat bir maddeye benzedi. lm, gkten aa yamur gibi yayordu. ki dost omuz omuza vermiler, korkudan ldrmak zere olan katrlar zapt etmeye alyorlard. Sonunda hayvanlar yularlarndan bir aaca balamay baardlar. Baka areleri olmad iin, kendileri de ayn aacn dallan altna snmak zorunda kaldlar. "Hava tanrs Wer yardmcsn gndermi" dedi Enkidu. 216 lm saan soluuyla dnyay yok etmeye alan bulutu gsteriyordu eliyle. "Eer bu gerekten hava tanrs Wer ise ve Humbaba'nn saflarnda dvyorsa, o zaman karmzda gerekten tehlikeli, fakat yenilmez olmayan bir rakip var demektir" diye karlk verdi Glgame. "Kurtulmak iin bir tek ansmz var: Bir hava tanrs, gkyznn efendisi olan ama'a tabi deil midir? Hemen bir sunak atei yakp, ama'tan bize yardm etmesini dileyelim." Bylece bu ufack iki insan, byk bir ate yaktlar. Fakat dadan ykselen alevlerin yannda bu ate o kadar kk ve acnacak haldeydi ki, ama onu fark etmedi bile. ama'n kendilerini grmediini ve sunularn kabul etmediini fark eden Glgame, acyla alamaya balad. Yanndaki son besin maddesi olan bir avu buday ununu atein iine att, fakat bu da fayda etmedi. "ama, ama" diye bard umutsuzlukla, "oullarn neden unuttun? zerimizdeki bulut yznden bizi gremiyor musun yoksa? Bunca zamandr gezip dolatmz her yerde sana imen iin su sunduumuzu ve kuyular kazdmz unuttun mu? Bana yaban boas gibi grndn ryamda seni alt ettiim iin, bana Lugalban-da'nn ruhunu gndermitin. Bu byk tehlike annda da bize yardmc olman diliyorum senden!" Fakat sesi ama'n kulaklarna ulamyordu. yiden iyiye mitsizlie den Glgame, son are olarak ama'n gksel kars Aya'ya seslendi: "Ey gklerin tanras! Sevgilin ama'a, bize yardm etmeye sz verdiini hatrlat!" Ninsun'un syledikleri hl kulanda nlamakta olan Aya, Glgame'in yakarn iitmiti. ama'a dnerek ona kzmaya balad: "Nasl olur da sana emanet edilen Uruklu Glgame'i ve bozkrlarn barbarn yalnz brakrsn? Yoksa Humbaba'nn fkesi karsnda onlarn hi yaamam gibi yok olup gitmelerini mi istiyorsun?"

Bunun zerine ama verdii sz hatrlad ve oullarna acyarak hava tanrs Wer'e seslendi: "Yanl safta dvyorsun, dostum! Yardm etmen gereken Humbaba deil, aada grdn u iki insanolu." 217 Bunun zerine Wer doann kar konulmaz kuvvetine sahip olan byk frtnalar uyandrarak Humbaba'nn zerine gnderdi: Kuzey rzgr, gney rzgr, bat rzgr, dou rzgr, aniden patlayan bora frtnas, atalarnn gcn iinde tayan rzgr frtnas, sular kudurtarak gemileri paralayan deniz frtnas, gz ap kapayana kadar dalarn doruklarndan aa inen Simurru frtnas, Asakku eytan, insann kann donduran ayaz rzgr, lden gelen kum frtnas ve scak soluuyla her eyi yakp kavuran ate rzgr... Tam on farkl rzgr, kkreyerek ve uluyarak Humbaba'nn stne ulland. Gzlerini toz toprakla doldurarak, etrafn gremez hale getirdiler. Humbaba drt bir yandan kuatlm ve saldrya uramt. Kmldayamaz bir haldeydi, ne ileri, ne de geri gidebiliyordu. Azgn rzgrlar Humbaba'nn ateini sndrdler, tozlu bulutunu dattlar ve iindeki gc yok ettiler. Humbaba, acmaszca kendisine saldrarak vcudundan paralar kopartan, brlerine buz gibi souk ve ate gibi scak hava fleyen, glerini devaml artran ve saldrlarn bir an olsun hafifletmeyi dnmeyen bu azgn rzgrlar karsnda, keye sktn ve yenilmeye mahkm olduunu anlamt. ine dt kt durumdan kurtulmak iin yalvarp yakarmaya balad: "Kurtar beni Uruk kral Glgame! Kk bir yaratk olarak dodun ama benden daha stn bir kudrete eritin. Benim efendim ol, ben de senin hizmetkrn olacam ve yaadn mddete sana hizmet edeceim. Sonsuza kadar sakin sakin oturacama ve korumam altnda filizlenerek byyen aalara sahip olacama sz veriyorum. Ormanmdan almak istediin tm aalar sana hediye edeceimden byklerini kesip gtrebilir ve saraynn yapmnda kullanabilirsin. Sedirlerin tahtasndan yaplm bir daire layktr sana ancak. Her eyi, istediin her eyi yerine getiririm, yeter ki u korkun frtnalardan kurtar beni!" Fakat Enkidu, Glgame'e seslendi: "Humbaba'nn sylediklerine kulak asma. O ok kurnazdr. Kendini toparlamak iin zaman kazanmak istiyor. Frtnalar ondan uzaklatrdn anda verdii tm szleri unutacak ve bizi acmadan ldrecek. Bu yzden daha fazla tereddt etme Glgame, ldrc darbeyi indir ona!" 218 Humbaba ona baskn kmaya alt: "Beni iyi tandn sa-nyorsun Enkidu, fakat iddetle yanldn bilmelisin. steseydim jaha yolun en banda, bekinin kulbesine ve byk kapya saygszca el kaldrman esnasnda bile seni ldrebilirdim. Cesedini akbabalara, kartallara ve ylan kularna yem yapabilirdim. Fakat bunu yapmadm. Buraya kadar gelmenize izin verdim ve sadece sizleri korkutmaya altm. Buraya kadar gelmenize izin vermek aptalln yaptm nasl olsa. Arkadan da beni rzgrlarla kskvrak yakalad. Artk her ey senin elinde Enkidu! Beni serbest brakmas iin Ggame'i ikna et. Eer bunu baarrsan sana da mrm boyunca minnettar kalrm." Enkidu Humbaba'nn sylediklerinin yalan olduu kadar doru olduklarn da dnd. Az nce sylediklerinin hepsi doruydu. Fakat serbest kalp tekrar glenir glenmez, fikrini deitirecei kesindi. Paay kurtarmak iin yalan sylyordu. Bu yzden tekrar Glgame'e seslendi: "Humbaba'nn sylediklerine sakn aldanma, szlerine bir sinein vzlts kadar nem verme. Yakaladn frsat iyi deerlendir; ok ge olmadan onu ldr ve parampara et. Humbaba'nn ezelden beri sedir ormanlarnn koruyucusu olduunu biliyorsun ve o yeryznn derinliklerinde gl mttefiklere sahip. Ayaklarmzn altndaki topran sallanmasna neden olan, belki de hayalet Adad'n kardei eytan Namtar'dr. Eer Humbaba'y serbest brakrsan, onu yeralt dnyasndan ararak bize kar kkrtr ve bizi yok etmesini salar. Bu yzden sana sylyorum: Kalbin belki Humbaba'ya kar merhamet duyabilir, onu dinleme! Mantnn sesine kulak ver. Onu ldr, parampara et ve tm dnyaya korkun Humbaba'y yok ettiini ilan et." Humbaba, Enkidu'yu bozkrlardan gelen bir budala, ie yaramaz bir aptal olarak deerlendirdiine ok piman olmutu. Onun bu ekilde konutuunu duyunca, ikisine birden korkun lanetler etmeye balad: "Seni gidi ceylanlarla beraber otlayan ie yaramaz barbar! Kafan bu ekilde dnmeni salayacak kadar kim

deitirdi acaba? zerine tayabileceinden daha fazla gnah ykledin! Kapm tuttuun elin, iliklerine kadar rsn! Beni utanmazca seyrettiin gzlerin kr olsun ve bundan sonra sadece korkun ha219 yaller grsn! Beyninin dzeni altst olsun ve yaadn mddete sana zarar versin! Sen ve arkadan, Uruk'tan gelen o yerden bitme, yaama arzunuzu yitiriri ve zamanndan nce mezara girin! En-kidu arkada Glgame'ten baka kendisini anlayan hi kimse bulamasn ve ruhu br dnyada asla huzura ermesin!" Glgame olduu yerde bylenmi gibi donup kalmt; bir arkada Enkidu'ya, bir de konuan daa bakp duruyordu. Tereddt iindeydi ve duyduklar eyleri nasl deerlendirmesi gerektiini bilemiyordu. Bunu fark eden Enkidu dostunu son bir kez ikna etmeye alt: "Dostum! Seninle konuan benim, ama beni dinlemiyorsun ve bir hilkat garibesinin szlerine benimkilerden daha ok nem veriyorsun. Yeter artk! Daha fazla beklemeden kararn ver, klcn ek ve Humbaba'y ldr!" Bunun zerine Glgame kendisine geldi ve kararl admlarla ilerlemeye balad. Enkidu hemen yannda onu takip ediyordu. Rzgrlar henz yamamt ve da grnmez balarla sk sk tutuyorlard. Drt bir yandan o kadar iddetli rzgrlar esiyordu ki, byk bir glkle ilerleyebiliyorlard. Dan zirvesine ok yaklatklar bir anda, Humbaba'nn ruhu dehet veren bir gulyabani grntsnde karlarna kt. Yz korkun derecede buru burutu ve vcudu yamr yumru bir deve benziyordu. Bu hilkat garibesini karsnda gren herkes, kim olursa olsun, korkudan olduu yerde donup kalrd. Fakat iki arkada ondan korkmuyordu. Yan yana ve yaln kl, gulyabaninin zerine yrmeye baladlar. Humbaba bir avu dolusu kaya parasn onlarn zerine frlatt. Grleyen bir lav rma zerlerine doru akmaya balad. Fakat Glgame ve Enkidu her iki saldrdan da kurtulmay baardlar. Humbaba srtnn ardna elinde kalan son alev huzmesini saklamt. Onu bir silah gibi kullanarak, iki dosta doru savurmaya balad. Fakat Glgame ok evikti. Hzl bir hamleyle klcn ileri uzatt ve Humbaba'nn gsnde boydan boya bir yara at. Korkun dev sallanarak yere kt ve haykrarak yardm armaya balad. Gerekten de yalnz deildi, hizmetkrlar srtnn ardna toplanmt. Yedi taneydiler ve hepsi de byk grzlerle silahlanmlard. 220 Glgame ikinci bir hamleyle devin sol kolunu omuz hizasndan kesip att. Humbaba daha korkun bir sesle haykrd ve bir kl gibi kulland alev huzmesiyle etrafndaki topra boydan boya tututurdu. te tam bu anda Enkidu sahneye kt: Ansan yayna bir ok yerletirdi ve kirii sonuna kadar gererek oku frlatt. Yldrm hzyla uan ok, Humbaba'nn iki gznn tam ortasna sapland. Enkidu, ormann koruyucusunu ldrmt. imdi ise Humbaba'nn hizmetkrlar grzlerini sallayarak oradan oraya kouyor ve iki arkadan etraflarn evirmeye alyordu. Fakat Glgame klcn havada bir orak gibi dndryor ve etrafna yaklaan her eyi biip atyordu. Canavarlardan ikisini Enkidu haklad. Geri kalann ise Glgame temizledi, canavarlarn son be tanesini o ldrd. akn akn etraflarna bakmyorlard imdi. Rzgrlar yatm ve da terk etmilerdi. Glgame gayet iyi iitiyordu: evrelerinden hrtlar ve grltler ykseliyordu, sanki yaam buralara geri dner gibiydi. Acaba bunlar bynn bozulmas zerine ormana geri dnen hayvanlar myd? Yoksa bu sesler sedir ve me-ru aalarnn talarndan m geliyordu, birbirleriyle fsldayorlar myd yoksa? Humbaba ld anda ormanda bastrlm bir lk dolanmt, fakat sonra her ey nefesini tutup beklemeye balamt. Orman birok ses ile yeniden yaama dnme benziyordu. Bu iyiye mi iaretti, yoksa baka bir dehet mi ortaya kmaya hazrlanyordu? Humbaba'nn geri kalan hizmetkrlar toparlanmaya m alyorlard yoksa? Her ey ok abuk gelimiti. Glgame ve Enkidu olup bitene bir trl inanamyorlard. Glgame Humbaba'y ldrmek istemiti; fakat bunu muhteem bir ok at ile Enkidu baarmt. Hay-kryla bir zamanlar tm Hermon ve Lbnan' titreten orman canavarn yok etmiti. Enkidu bir kahramand.

Damarlarndaki kan hl fokurduyor ve kpkrmz bir suratla ylece bekliyordu. Klcn elinden brakmamt. "Gel" dedi Glgame, "hl bu blgeye ait olmayan sesler ve grltler iitiyorum. Belki de sen haklsndr ve dan iinde hl 221 kt bir ruh saklanyordun Onu da kovalm ki, buraya nihayet huzur ve bar gelsin!" Bylece bir mddet daha trmandlar ve ebedi karlarn arasndan geerek, Hermon'un zirvesindeki kraterin yanna ulatlar. Kraterden dumanlar ykselmekteydi, sanki iinde hl ate kalntlar yanyordu. Ayaklarn bastklar toprak, tabanlarn yakacak kadar scakt. Civardaki karlarn tm erimiti ve ta rmaa benzer gri bir yzeyi aa karmlard. Glgame eilerek kraterin iine bakt. Dumanlarn ve sislerin arasnda, topran derinliklerindeki bir lty grr gibi oldu. "Yanan dan eytan Namtar, aada msn?" diye bard. Sesi korkun bir biimde yanklanarak geri dnd. Sorusuna bir cevap alamamt ama dikkatini eken bir ey olmutu: Kraterin ta derinliklerindeki gizemli lt, sanki fokur fokur kaynayan kocaman bir orbadan yaylyordu. "Adad'n kardei Namtar'n hl yaadn ve Humbaba'nn cn almak iin frsat kolladn sylemekte haklydn dostum" dedi Glgame. Ne yaptn tam olarak kendisi de bilmiyordu ve yaptklarnn zerinde uzun boylu dnmeye de gerek grmedi: Kraterin kenarndaki gri renkli topraktan bir miktar alarak, kulbeden ald garip metalden yaplm olan kazann iine doldurdu. Enkidu'dan ald Adad'n grz ile bu topra toz haline gelene kadar iyice ezdi. Sonra kudretli gkyznden yardm diledi, ama ve Lugalbanda'ya hayrlarn esirgememeleri iin yakard ve kraterin azna yaklat. "Namtar, bu hediyem ile sana dnyadaki tm iyi dnceleri yolluyorum, umarm bunun iinde boulur ve sonsuza dek yok olursun!" diye bard ve kazan grzle beraber dan iin iin yanan gzne frlatt. Kazann aa dmesi epey uzun srd. Kzl ltlar saan orbaya dtnde ise, atein buza demesi gibi bir tslama iitildi ve ince, beyaz bir bulut stunu ykseldi yukar. Ayn anda dan iten ie yanmas da son buldu, topraktan derin bir i ekme sesi ykseldi, sonra giderek hafifledi ve nihayet kayboldu. Glgame ve Enkidu sava alanna geri dndler. ldrdkleri dmanlarnn vcutlarn bir araya topladlar, kuru dallardan bir 222 yn oluturdular ve Humbaba'nn cesediyle hizmetkrlarn grzleri de dahil olmak zere tmn atee verdiler. Geride sadece kemikler ve kl kald zaman, o yerin zerini kocaman kayalar ile rttler. Enkidu kayalardan en bynn zerine ba ile u yazy kazd: Burada Uruklu Glgame ve Enkidu'nun savaarak ldrdkleri sedir orman koruyucusu Humbaba ve hizmetkrlarnn kemikleri yatmaktadr. Hermon Da'na, bu topraklara ve zerinde yaayan her eye ban gelsin. Glgame ise Humbaba'nn korkun kellesini bir mzran ucuna .takp, zafer nian olsun diye beraberinde ovaya gtrd. Ormanda aalara doru yrrken, son derece byk ve grkemli sedirlerden oluan bir koruya rastladlar. Aalarn talarnn stnde parlak nlardan oluan bir hle parlyordu. "Bu acayip aydnln ne anlama geldiini biliyor musun?" diye sordu Enkidu. "Belki de Humbaba'nn gcn ald gizli bir kudret kaynadr" diye karlk verdi Glgame. "O halde bu aalan devirelim" dedi Enkidu. "nk satklar k gzlerimi kamatnyor." Bunun zerine sedir aalan szlanmaya ve ikyet etmeye baladlar: "nce ormann koruyucusunu ve hizmetkrlarn ldrdler, sonra dan ateini sndrdler, imdi de ezelden beri burada nbet tutmakta olan bizleri yok etmek istiyorlar." "abuk, iimize hemen balayalm, nk bu aalar pek tekin deil" diye bard Enkidu. Hayvanlarn eyerlerindeki ar baltalan alarak koruya yakla223

ular. Sedirler daha yksek sesle szlanmaya baladlar ve tehlikeli nlarn iki arkadan zerine gnderdiler. "Kolum o kadar arlat ki..." dedi Glgame, "sanki grnmeyen gler iime ileyerek cesaretimi yok etmeye alyor. Ak-lmdaki her ey siliniyor. Burada ne aryorum, bu kadar uzaklarda ne iim var? Daha ksa bir sre nce Eden bahelerini arayan kk bir ocuk deil miydim? Anneciim, neredesin?.. Babacm, benden neden saklanyorsun?.." "Sayklamaya baladn" dedi Enkidu, "sedirlerin nlan akln kartrd, dnme yeteneini yok etti. abuk Glgame, daha fazla zarar grmeden onlar kesmeye balayalm." Glgame baltasn kaldrarak vurmaya hazrland, fakat sonra hemen indirdi. "Peki ya bu aalara bir ey yapmayp, onlarn burada kalmalarna izin verirsek? O zaman ne olur?" diye sordu tereddt iinde. "O zaman ktlkleri orman bir lanet gibi sarmaya devam eder" diye karlk verdi Enkidu. "Artk buna bir son vermek ve tm lkeyi ktlklerden kurtarmak istemiyor muyduk?" Baltasn yukar kaldrarak kolunun tm kuvvetiyle nnde duran sedir aacna birok darbe indirdi ve ksa srede onu kesti. Aa yere devrilirken dier sedirler acyla haykrdlar. Szlanmalar iki mil tede bile yankland: "Enkidu nc kez gnah iledi. Artk yaamdan hibir zevk almasn! Tm zamanlar boyunca bu n hatrlasn ve yola kt gne lanet etsin!" Enkidu fkeden lgna dnerek kuvvetli darbelerle dier sedirleri de teker teker devirmeye balad, ikinci ve nc sedirler devrildikten sonra, aalarn tepesindeki parlak nlar titremeye balamt. Devrilen aalarn ac dolu lklar kulaklarnda nlayarak kemiklerine ve iliklerine kadar ileyen Glgame de kendine geldi ve baltasn kaparak aalar devirmeye balad. Bu ekilde teker teker tm aalar devirdiler. Parlak nlardan oluan hle gitgide ufald ve korunun ortasndaki en byk sedirin zerinde younlat. Bu aa dnyay tayan bir stun gibi gklere ykseliyordu, dallan ve tacyla bulutlar kucaklar gibiydi. "Beni fkenize kurban etmeyin" dedi sedir, "ben kutsal bir 224 aacm ve gcm sayesinde gkyzn dnyann zerinde tayorum. Dallarmn en u noktasnda, zaman gelince insanlann ruhlarn alp gtrmek iin etraf kollayan frtna kuu Anzu'nun yuvas vardr ve gvdemde dii eytan Kiskililla oturmaktadr. Sakn onu uykusunda rahatsz etmeye cret etmeyin!" "Sama sapan eyler sylyorsun" dedi Glgame, "bugne dek frtna kuu Anzu diye bir ey duymadm ve Kiskililla isimli dii bir eytan da tanmyorum." "Tanyorsun, ikisini de iyi tanyorsun" diye srar etti sedir, "ikisini de ok nceleri grmtn, ama kim ve ne olduklarn bilmeden. Frtna kuu Anzu, keskin gagas ve peneleriyle bir baykua benziyor. len insanlarn ruhlarn almak iin geceleri yuvasn terk eder. Dnyann daha gen olduu zamanlarda bir tanra olan dii eytan Kiskililla'y da grmtn. Byleyici bir gzellii vardr, ama bir o kadar da zalimdir. O da uma yeteneine sahip ve habercisi Anzu gibi peneye benzer ayaklar var." Sedirin syledikleri Glgame'in aklna Uruk mezarlnn ya-knlanndaki harap tapnan krk stununu getirmiti. Orada da tatan Lilith'in ayaklannn dibinde tarif ettiine benzer bir ku ve baykular oturmuyor muydu?" "Eer kastettiin Lilith ise" dedi, "onun zaman geti oktan. Artk onu kimse tanmyor ve sayg gstermiyor. Neden ondan korkaym ki?" "Sen her eyi bildiini zanneden gen ve ateli bir delikanlsn" dedi sedir aac, "fakat buna ramen bilgelikten henz ok uzaksn. Dnyann sadece sana benzeyen insanlarla dolu olduunu mu dnyorsun yoksa? Yeryznde bir zamanlar baka krallklarla baka insanlann bulunduunu ve onlann deiik geleneklerle deiik isimler tayan tanrlara sahip olduklann unuttun mu?" "Eer yle olsa bile" dedi Glgame cesaretle, "bundan bana ne? Belki de gerekten eskiden deiik isimler tayan tanrlar vard. Fakat bugn bugndr ve gnmz tannlanndan hibiri, ne a-ma, ne Nannar, ne Marduk, ne M, ne Itar, ne de Anu, seni devireceimiz zaman yardmna komak iin kln bile kprdatmayacaktr." 225

"Sakn buna ok emin olma" dedi sedir, "gnmzde her eyin deitiini ve hibir eyin zamann balad devirlerdeki gibi olmadn sylerken hakl olabilirsin. Fakat ben yal, ok ok yal bir aacm, bugne kadar birok insann gelip gittiini, yap. tklar ilerin bozulup yok olduunu grdm. Bu nedenle sana sylyorum: Sana sunulan her eyi alma, gnahkr olma ve eski zamanlarn bysnn hi olmazsa bir ksmnn korunmasna izin ver. Yoksa beni devirdiin zaman gkyznn paralanp aa dme tehlikesini gze almak niyetinde misin?" "Bu aa gereinden fazla konutu" diye sesini ykseltti En-kidu, "epey dil dkt ve tehditler savurdu ama, beni zerre kadar olsun ikna etmeyi baaramad. Bahsettii zamanlar oktan geti ve bu nedenle sedirlerin kudretinin hibir hkm kalmad. Frtna kuu Anzu'nun veya dii eytan Kiskililla'nn yuvas olsun veya olmasn, onu devirmek ve iimize yarayacak en iyi tahtay elde etmek istiyorum." Baltasn kaldrd ve sedir aacna doru yrmeye balad. Sedir aac son bir kez daha tm by kuvvetini toplayarak Glgame ve Enkidu'nun zerine gz kamatrc nlarn yollad. Fakat tm abalarna karn, iki insanolunu tasarladklar iten vazgeirmeyi baaramad. Yeni zamanlarn canl ruhu Glgame'in iini doldurmutu ve damarlarnda heyecanla akan kann rlts, iindeki son phe krntlarnn sesini basryordu. Baltasn var gcyle sedir aacnn gvdesine indirdi, Enkidu da ona yardm etti. Fakat aaca son darbeyi Glgame indirdi. Ulu sedir aac, ald son iddetli darbe ile tarlada gereinden fazla kalan bir saman p gibi atrdayarak krld. Dev gvde, kocaman dallar ile gmbrdeyerek yere derken, iki arkada yaralanmamak iin son anda kenara sramay baarabildiler. Aacn devrilmesi esnasnda parlak nlar kayboldu ve frtna kuu Anzu dallarn arasndan uup gitti. Sonra da dii eytan Kiski-lilla gvdeden karak karlarna dikildi. D grn olarak Li-lith'i andran bir kadnd, fakat sis kadar effaf olduu iin fark edilmesi son derece gt. "Evimi yktnz" dedi Kiskililla, "fakat bu yzden size kzgn 226 1- ok uzun zamandan beri ormann iinde oturuyorum ve aacn kt bana neredeyse bir hapishane olmutu. imdi beni zgr kldnza gre, artk dur durak bilmeden yeryznde oradan oraya uabilir ve beni grmekten sevinecek insanlar arayabilirim. Kim bilir, belki de kendilerine yeni bir tanra arayan birileri vardr hl. Hoa kaln ve yal aacn sylediklerinin zerinde dnn. Zamannn oktan gemi olmasna ramen, sylediklerinde gerek pay yok deildi. Hoa kaln, imdi sizlerden ayrlacam ve giderken benimle ilgili hatralarnz da yanmda gtreceim." Bunlar syledikten sonra zar gibi effaf kanatlarn at ve onlar hi ses karmadan rparak gzden yitip gitti. iki arkada birbirlerinin gzlerine bakmaya cesaret edemiyor-lard. Az nce yaam olduklar eyler, onlar ok derinden etkilemiti. Biraz kendilerine gelince aacn dallarn kestiler, gvdesini dmdz bir hale getirdiler, salam halatlar alarak kt skca baladlar. Halatlar katrlarn eyerlerine balayarak, hayvanlarn aalarn gvdelerini aadaki vadiye kadar tamalarn saladlar. imdilik sadece en byk aac almlard, dierlerini ileride kullanmak zere olduklar yerde braktlar. Etraflarndaki tepelerden ve Hermon dann zirvesinden t kmyordu. Ormanda bir sre yol aldktan sonra, birok ku sesinin akam arklarn sylemeye baladklarn iittiler aniden. "Dinle" dedi Glgame ve kulaklarn kabartt, "daha nce bu kadar gzel bir ses iitmi miydin hi? Grne gre orman hayvanlarla barm." Enkidu da bu sesleri iitmiti ve kalbi sevinle dolmutu. Kularn gnl ferahlatc arklar vadide yksek sesle yanklanyordu, kanyon bile kulaa ho gelen seslerle dolmutu: Dere neeyle mrldanyor, aalar hrdyor, hafif, sakin bir rzgr dallarda esiyor, her taraftan sevin ve nee dolu sedalar iitiliyordu. Akamn alacakaranl sakin sakin kyor ve batmakta olan gnein nlan gkyzn scak bir krmzya boyuyordu.

Bir sre sonra konaklamak zorunda kaldlar, nk bastran karanlk nlerindeki yolu yok etmiti. Olduklar yerde kamp kur227 dular. Ormann iinde irin bir aklkt buras, etraf meru aalaryla evrilmiti. Az ileride, yklm duvar kalntlarna benzeyen yosun balam birtakm ta zeminler bulunuyordu. "Terk edilmi bir tapnak planna benziyor bence" dedi Glgame, "buras eski Anunaki tanrlarnn evi miydi yoksa?" Enkidu tanrlar ve inanlar, yklm tapnaklar ve gemi zamanlar hakknda Glgame kadar ok ey bilmiyordu. Fakat orasnn bir zamanlar bir mesken olduunu o da fark etmiti. "Buras dinlenmek iin iyi bir yer" dedi ve bunlar sylerken kendisini ok iyi hissediyordu. Deklerini yumuak yosunlarn zerine serdiler ve uzun zamandan bu yana ilk kez huzurlu bir uyku uyudular. Hatta dnml olarak tuttuklar nbetten bile vazgemilerdi. Uzun ve ryasz bir uykudan onlar kularn arklar uyandrd. Az ilerideki aasz bir meydanda bir grup ceylan korkusuzca otlamaktayd. Arada srada ilerinden biri ban kaldrarak onlardan yana bakyor, fakat korkuya kaplmadan otlamaya devam ediyordu. Sonra da aadaki dereye su imeye indiler. "Oh, ne kadar gzel uyumuum" dedi Glgame gerinerek, "nihayet topran sarslmad, gkten alev veya kl yamad, ya da baka bir felaketin olmad bir gece! Sanrm gerekten de ok kkl deiiklikler gerekletirdik ormanda." Enkidu evet anlamnda ban sallad. Bu arada aacn gvdesini bir kez daha katrlara balyordu. ini bitirince hareket ettiler. Ormandaki yolu izleyerek byk kapnn iinden, kulbenin yanndan ve lgn derenin zerinden getiler. imdi tekrar dan arka yamacna ulamlard, askerlerin kampna giden yolu bulmak iin ok fazla uramalarna gerek kalmad. Btn yol boyunca kendilerini rahat ve huzurlu hissetmilerdi. Orman, dehetini yitirmiti. 228 'Oduncularn kulbesinin bulunduu alana ulatklarnda ise, askerlerin heyecan ve sevinten kendilerinden gemekte olduunu grdler. "Glgame ve Enkidu" diye banyorlard, "Uruk kahramanlar, elluri, elluriV Glgame gururla mzran kaldrarak Humbaba'nn ban gsterdi. "Artk sizi bir daha grebileceimizi sanmyorduk" dedi yzba. "Yer sarsld ve da grledii zaman, oradan sa kmanzn mmkn olmadn dnmtk." "Bo versene" dedi Glgame, "geri birok kez az kalsn yeralt dnyas tarafndan yutuluyor ve eytanlar tarafndan paralanyorduk, fakat grdn gibi hepsinden sa salim kurtulmay baardk." Askerlerin sevinci grlecek gibiydi, lgnca baryor, haykryor ve glyorlard. Aradan geen sre iinde korkun anlar geirdikleri her hallerinden belliydi! Yzba Glgame'e rapor vermeye balad: "Her eyi bize emrettiin gibi yaptk ey anl kral! nce ormann kysnda en iyi aalan saptadk ve dallarn keserek gvdelerini dzletirdik. Fakat byk zorluklar iinde ok yava alabiliyorduk. Tm dikkatimize ramen balta darbelerimizin bir ou boa gidiyordu. Etrafmz bir by kaplamt, bu nedenle normal zamanlarda bizim iin ocuk oyunca olan ileri bir trl yapamyorduk. Adamlar da sk sk hastalanyor, kendilerini alamayacak kadar kt hissediyorlard. ok abuk gece oluyordu ve atein banda eksiksiz oturabildiimiz iin her akam ok mutlu oluyorduk. Adamlardan hibiri korkak deil phesiz kralm. Fakat kimse gnll olarak nbet tutmak istemiyordu, bu 229 denli dehetliydi geceler! Korkun sesler ve fsltlar doldumyordu kulaklarmz, grnmez eller bizi tutmak istiyordu. Sonra brmeler, grlemeler ve yer sarsntlar balad. Dan zirvesinden bir ate stununun ykseldiini grdk ve tepemize yaan kl yamurundan, hayvanlarla beraber allklarn arasna tam siper yatarak kurtulabildik. Ak ak sylyorum, arkamza bile bakmadan kaleye kamay o kadar ok isterdik ki! Fakat ne olduunu anlayamadmz bir g buna engel oldu, brme ve grlemeler sona erene kadar olduumuz yerde donmu gibi kalakaldk. Sonra korkun frtnalar aalar kklerinden skmeye balad. Koca koca aalarn gvdeleri, frtnaya tutulmu saman pleri gibi knlveriyordu. Nihayet frtna sona erdii zaman yapmamz gereken ii hatrladk ve kklerinden sklen aalar tamaya hazr bir halde

istifledik. By aniden bozulmutu; Parmamzn ucunu bile kmldatmadan, Uruk'a gtrebileceimizden ok daha fazla aaca sahip olmutuk." Glgame adamlarna sadakatleri ve alkanlklar iin teekkr etti ve kendi balarndan geen maceralar da tm detaylaryla anlatt. Szlerini bittirdikten sonra tekrar ucunda Humbaba'nn iren kellesi bulunan mzra havaya kaldrd. Askerler zafer naralar atarak, mzraklar ile kalkanlarna vurmaya baladlar. Kalpleri gururla arpyordu. Fakat yzbann raporu henz bitmemiti, verecei ilgin bir haber daha vard: "Bu arada burada yalnz bamza olmadmz da eklemeliyim. Frtnalarn yatmasndan ve dan son bir kez grlemesinden az nce, ormann kuytuluklarna gizlenmi birka serseri nbetilere saldrarak silahlarn almaya altlar. Fakat saylar ok azd, adamlarmz da uyank ve tetikte olduklar iin, pek zorluk ekmeden onlar kskvrak yakalamay baardk." "Ka kiiler?" diye sordu Glgame. "Sadece be." "Ne yaptnz onlar?" "Onlar hemen ldrebilirdik ama, sorguya ekmek isteyebileceini dnerek sa yakaladk." "Peki u anda neredeler?" 230 "Karda" dedi yzba ve eliyle oduncularn kulbesini iaret etti. "Onlar salam iplerle birbirlerine smsk balayarak kulbeye tktk. lk bata onlarn birer eytan olduunu sandk, faka adi hrszlardan bakas deiller. Hepsi de boyunlarna geirilecek bir ilmekle en yakndaki aacn dallarna aslmay hak ediyorlar." "Nereden geldiklerini ve size neden saldrdklarn itiraf ettiler mi?" "Hayr, pis heriflerin azlar ok sk!" "Onlar buraya getirin" dedi Glgame. "Bakalm dada tepelediimiz yedi canavara benziyorlar m?" Askerler kulbeye giderek tutsaklarn yaka paa dar srklediler. Gerekten de korkun suratlara sahip olmalarna ramen, Humbaba'ya yardma koan canavarlarla bir ilgileri yoktu. Glgame onlar dikkatle inceledi. Enkidu da gzlerini ksarak uzun uzun szd onlar. "Tekenin zerindeki adamla ayn baklara sahipler" dedi kmseyerek, "bir kurt gibi bakyorlar. Kurnaz ve sinsiler. Fakat pis kanlaryla kllarmz kirletmeye demez." "Onlar ba aa aalara asabiliriz" diye nerdi yzba. "Ya da iyi nianlanm birka mzrak ayla aa gvdelerine ivileyebiliriz." "Acyn!" diye bard tutsaklar ve inleyip szlanmaya baladlar. Kurtlardan ziyade kpeklere benziyorlard bu anda. "Acyn, sadece grevimizi yapmaya alyorduk. Tek suumuz bize verilen emri yerine getirmek!" "Peki bize pusu kurarak zerimize saldrmay kim emretti size?" diye grledi Glgame. "Humbaba m?" "Hayr, hayr, Humbaba'y hayatmz boyunca grmedik. Hermon Da'na belli bir mesafeden fazla asla yaklamadk." "Halinizden belli zaten, korkaklar srs" dedi Glgame, "yleyse bize saldrmanz kim emretti size?" Kurt adamlar balarn ne eerek sustular. Glgame'in kafasnda bir phe belirdi aniden. "Kade hkmdar myd yoksa?" diye devam etti, "Yol kavandaki kalesinde saklanan korkak san m?" 231 Haydutlarn konumaya niyetli olmadklarn gren yzba, onlara doru yaklaarak ilerinden birinin karnna iddetli bir yumruk att. iki bklm olan adam, yerde acyla kvranmaya balad. "abuk konuun, yoksa dilinizi zmek iin farkl yntemler uygulamak zorunda kalacam!" diye bard yzba ve adamlardan bir dierini grtlandan yakalayarak skmaya balad. Dili bir kar dar sarkan adamn gzleri neredeyse yuvalarndan frlayacakt. Surat kpkrmz kesilmiti. "Acyn" diye hrldad, "bildiim her eyi syleyeceim." Yzba demir penesini biraz gevetti, fakat adamn grtlan brakmad.

"Doru sylyor" diye inledi haydut, "kt havadan faydalanarak size saldrmak ve silahlarnzn hi olmazsa birka tanesini ele geirmek istiyorduk." "Bu emri size Kade hkmdar m verdi?" diye yineledi sorusunu Glgame. Adam evet anlamnda ban sallad. Bunun zerine yzba onu brakt ve Glgame'e dnd. "Onu drt paraya blelim mi?" Glgame ban sallad. "Hayr, o zaman bir iimize yaramaz. Bu pislikleri hayatta brakmakla iyi ettiniz. imdi elimizde Kade hkmdarnn haydutluunu ispatlayacak malzeme var." "Ne yapmak istiyorsun?" diye sordu Enkidu. "Onun bu iren davrann cezalandrmak iin ne yapacama karar verdim. nce onun kalesine bir ulaalm hele. Orada ona syleyecek bir ift lafm olacak!" Glgame tutsaklarn tekrar balanmalarn emrettikten sonra, kesilerek istiflenmi olan aalan incelemeye balad. phesiz hepsi de ok byk ve kuvvetli aalard. Fakat hibiri byl koruda devirerek aaya getirdikleri konuan ulu sedir ile boy l-emezdi. Glgame adamlarna talimat vererek, ktkleri birbirlerine balamalarn ve iplerin ularn da hayvanlarn koumlarna geirmelerini istedi. Tm hazrlklar tamamlannca, dan dou yamac boyunca uzanan yolda ilerlemeye baladlar. Buraya gelirken de bu yolu takip etmilerdi. Fakat artk eskisi gibi hzla ilerleyemiyorlard. Ktkler ileri232 ni ok zorlatrmt, daha nce gnde aldklar yolu imdi alt buuk gnde almlard byk glklerle. Nihayet te tarafnda Kade ehrinin byk duvarlarnn ykseldii vadiye ulatlar. Henz Kade'ten grlmediklerini bilen Glgame, bir hile dnmeye balamt bile. Askerlere dur emri verdikten sonra, ktklerin koum takmlarndan zlmelerini emretti. Askerler verilen emri yerine getirdikten sonra tekrar hayvanlarna bindiler. Glgame onlara unlar syledi: "Ben, Enkidu ve kii, elbiselerimizi haydutlarn paav-ralaryla deitirerek, bizi onlar sanmalarn salayacaz. Silahlarmz gizleyeceiz ama grnseler de pek bir nemi yok. Ne de olsa onlar da katrlar gibi alm olabiliriz. Akam karanl kene kadar burada bekleyeceiz. Hava kararr kararmaz da kaleye gideceiz. Kapya ulap muhafzlar kandrmay baardmz anda, size bir iaret yollayacam. Bu iaret zerine hayvanlarnza binin ve peimizden kaleye hcum edin. Tutsaklar da yannzda getirin, nk ieride asl onlara ihtiyacmz olacak." Dedikleri aynen gerekleti. Glgame, Enkidu ve asker elbiselerini haydutlarn paavralanyla deitirdikten sonra, kaleye kan dar patikay trmanmaya baladlar. Kukuyla bakan gzler kaleden onlar izliyordu. Fakat sadece be kii olduklar ve siluetleri karanlkta az da olsa haydutlar andrd iin, muhafzlar phelenmeyi gereksiz grdler. Kapnn nne kadar bir engelle karlamadan geldiler. Muhafzlardan biri, hayvanlarn eyerlerine asl olan kllarn parltlarn grm ve akrtlarn iitmiti. Yukardan aaya bard: "Esmalya! Sizsiniz deil mi?" "Evet" diye cevap verdi Glgame sesini deitirerek, "ganimet ok iyi, uratmza dedi. A u kapy artk." Muhafzlarn hibir ey fark etmeden kaplar amalaryla birlikte, be adamn ieri hcum ederek ksa bir mcadeleden sonra kapnn kontroln ele geirmeleri bir oldu. Dier asker baklarn muhafzlarn boyunlarna dayadklar esnada, Glgame kapnn kanatlarn ardna kadar at. Enkidu ise muhafzlardan birinin belinde asl olan boynuzu alarak, kararlatrlan iareti vermeye balad. 233 Glgame'in askerlerinin kalan ksm yldrm hzyla vadiden kaleye akt, o kadar abuk gelmilerdi ki, bu ni saldr karsnda kaledeki askerler ne olup bittiini bile tam olarak anlayamamlar-di. Her trl kar koyma giriimi iddetle bastrld. Ksa bir srede Kade askerlerinin tmnn silahlar ellerinden alnarak, hkmdarn hannn nndeki meydana getirilmilerdi. ehrin dier sakinleri ve yabanc tccarlar, yataklarndan frlamalarna neden olan bu grltnn sebebini renmek iin tela ve heyecanla evlerinden ktlar. Yaklan mealeler, ortaln gndz gibi aydnlanmasn salamt. Hkmdar da

tepeden trnaa silahlanm olarak, muhafz ktasnn eliinde merdivenlerden aa koturdu. Fakat stn dman kuvvetleri karsnda direnmenin bir anlam olmadn anlaynca, klcn tekrar aa indirdi. "Btn bunlarn anlam nedir" diye bard fkeyle, "izzet ikram dilemek iin konuk olarak geldiiniz ehrime bu ekilde girmeniz doru mu?" "Hayr, aslnda deil" diye karlk verdi Glgame. "Fakat bu sefer konuk olarak gelmedik ve hibir ey istemiyoruz. fke ve hiddet iindeyiz. Yaptklarn sana detmek iin geldik buraya." "Bu da ne demek oluyor?" diye sordu hkmdar. Zaten Glgame ve arkadalarn sa salim karsnda grmek onu yeteri kadar aknla uratmt. Hermon Da'na karak sedir ormanna ayak basmaya cret eden insanlarn sa olarak geri dndkleri, duyulmu grlm ey deildi. Artk be tutsa da fark etmi ve adamakll korkmaya balamt. "Sinsice ve kt niyetli olarak ardmzdan yolladn adamlarn geri getirdik sana" dedi Glgame. "Bo yere suunu inkr etmeye alma, nk adamlarn, kendilerine, bizi takip etmelerini ve bir punduna getirip soymalar emrini senin verdiini itiraf ettiler. imdi istediin kadar susuz olduunu ispat etmeye al, bir faydas olmaz, nk senin hakknda hkm verildi bile!" "Benden ne istiyorsun?" diye sordu Kade hkmdar clz bir sesle. "Eski bir Uruk atasz yle der: 'Gvene kar gven; kim gveni ktye kullanacak olursa, bunun bedelini yz katyla de234 melidir'. Ev sahibimiz olarak sana duyduumuz gveni bilerek ve isteyerek ktye kullandn. Buna verecek tek bir cevabm var: Fir-fr. Adamlarmdan her biri iin krmz tozdan bir torba dolusu istiyorum." "Ciddi olamazsn" diye tiz bir lk att hkmdar. "Sahip olmadm bir eyi talep edemezsin benden. Hi firfirim yok." "Buna inanacam m sandn? Neyse, nasl olsa kontrol ok kolay. Hazine odan iyice bir arayalm bakalm. Adamlarm bu krmz toza sahip olmay iddetle arzu ediyorlar ve sana yemin ederim, eer kalede azck bile frfr varsa, onu bulurlar. Deil mi askerler?" "Hem de nasl" diye grledi askerler, "firfir bulmak iin tm Kade'in altn stne getireceiz." "Durun!" diye bard Glgame, "senden talep ettiklerimin hepsi bu deil hkmdar. Yaptklarn yz katyla deyeceini sylemitim sana ve yle de olacak. Borcunu demek iin yk hayvanlar ve klavuzlardan oluan bir kervan hazrlayacaksn bize. Yanmzdaki aalan tamamz lazm." "Ne aalar?.." Glgame gld: "Yeterince aa kestik. Ktkler vadinin te tarafnda bizleri bekliyor. Senin yapman gereken onlar nce buraya, sonra da Frat kysna tamak." Hkmdar iplerin Glgame'in elinde olduunu fark etti. Manevra yapmaktan baka aresi kalmamt. "Bu isteini yerine getirmem mmkn deil" diye szlanmaya balad, "yamur mevsimi balamak zere. ok yaknda gk delinmi gibi yamur yamaya balayacak ve haftalar boyu dinmeyecek. Bu artlar altnda hibir tccar ve hibir kervan gnll olarak yola kmaz, hele koca koca aa ktklerini lden nakletmek zorunda ise!" "Sana bunu gnll olarak yapman gerektiini de kim syledi! Sana ok ak bir ifadeyle emrediyorum" diye karlk verdi Glgame buz gibi bir sesle. "Hemen ie koyulsan iyi olur. Yoksa haftalar boyunca senin bu san deliinde oturup parmamz bile kmldatmadan yamur mevsiminin gemesini bekleyeceimizi mi 235 sandn? Hayr, bu san deliinin kfl duvarlar arasnda ryp gitmektense, lde biraz slanrz daha iyi." Glgame kesin kararn bildirdikten sonra yzbaya dnd-"Yeteri kadar ene aldk. Hkmdar ve en yakn adamlarn hrsz ve haydutlar gibi zincire vurun, nk onlar hrsz ve haydutlardan bakas deiller ve daha iyi bir muameleyi hak etmiyorlar. Onlar salam bir delie tkn ki, etrafa baka zarar vermeye kalkmasnlar."

Emir yerine getirildikten ve hkmdarn muhafz ktas son adamna kadar silahszlandrldktan sonra, Glgame ehrin kaplarn kapattrd ve gerekli her yere muhafzlar dikti. Dier askerler ise etrafa yaylarak, hkmdarn hazine odasn didik didik etmeye baladlar. Aradklarn bulmalar pek uzun srmedi. Az sonra askerlerin biri haykrarak pazar yerine doru komaya balad: "Krmz toz dolu uvallar bulduk. Firfr, firfir, hem de hepimize yetecek kadar!!." Glgame honut bir ekilde glmsedi. "Bu alan bir yerlere firfir saklam olduunu nereden biliyordun?" diye sordu Enkidu. "Bunu tahmin etmek pek zor olmad" diye karlk verdi Glgame, "Kade, firfir lkesinden gelerek gneye doru uzanan kervan yollarnn zerinde bulunuyor. Burada konaklamak zorunda kalan tccarlarn borlarn bu tozla dediklerine eminim, fakat byk bir ksmn da namussuzca elde ettii kesin. Fakat buradan ayrlmadan nce, maiyetindeki baz kadnlarn yeni boyanm erguvan rengi elbiseler giydiini grmtm, ite o zaman kesinlikle emindim artk." Enkidu, Glgame ve birka askerle beraber hann lokantasnda oturmu, bira ile ferahlamaya alyordu. Mersin aacnn brtlenleri ile tedavi edildikten sonra byk lde iyileen, fakat szlar tamamen gemeyen elinin kendisine verdii sknty hemen hemen unutmutu. Ormanda yaadklar maceray bir kez daha tm detaylaryla anlatt, adamlarn gzleri aknlktan koca koca almt. zellikle Humbaba'nn ve hayalet Adad'n tasvirleri 236 onlar son derece etkilemiti. Savan nasl olduunu, Adad'n cam kafasnn Glgame'in kl darbesi altnda nasl binlerce paraya blndn ve Humbaba'yla hizmetkrlarn dada nasl hakladklarn defalarca dinlemekten bkmyorlard bir trl. Glgame, ucunda Humbaba'nn korkun kellesinin takl olduu mzra lokantann bir kesine dayamt, hanc onun nnden geerken her defasnda titreyerek geni bir yay izmek zorunda kalyordu. Sonunda dayanamayarak korkun kellenin zerine bir rt rtmek iin Glgame'ten izin istedi. Glgame glerek istedii izni verdi ona. Askerler vatanlarnn arklarn sylemeye balamlard tekrar, nk ok uzun zamandr yollardaydlar ve vatan hasreti sarmt yreklerini. Glgame ve Enkidu bile, Eanna'nn gzelliini, ehri evreleyen muhteem duvarlar, harika baheleri ve palmiye koruluklarn, zellikle de Uruk'un yumuak iklimini akllarna getirdike, ilerinde hafif bir hasretin uyandn hissediyorlard. Fakat vatana ulamak iin uzun bir yol vard nlerinde, zellikle yamur mevsimi olmas yznden arlaan yollar, onlar bir hayli geciktirecee benziyordu. Gece yarsna doru iki arkada masadan kalktlar ve hkmdarn zevkle denmi gzel dairesinde kendilerine yatacak bir yer hazrladlar. Fakat Kade'te huzurlu bir uyku uyuyamadlar. Kllan daima yan balarndayd ve -ormanda geirdikleri son gecenin byle olmamasna ramen- en kk bir grltde ayaa frlyorlard. Sabaha kar dardan nce hafif hafif alnan, sonra da giderek iddetlenen trampet sesleri iittiler. Yamur mevsimi balamt. 237 Yamur dinmek bilmez bir ekilde yayordu. Dnya gri bir renge brnmt. iddetli ya altnda aa ktklerini Kade'e tadlar. Eekler-i den, katrlardan ve yz elli insandan oluan kervann yola kmaya hazrland sabah, yamur hi mi hi azalmamt. Harekete gemekte biraz geciktikleri iin Kade'te mahsur kalan birka tccar da kervana katlmaya karar vermiti. Koca ehirde birka insan kalmt sadece: Hkmdar, en yakn adamlar, kadnlar ve ocuklar. Dalar aarak Hms Gl'nn kysna ulatlar ve burada uzunca bir mola verdiler. Biraz dinlendikten sonra Bukea Ova-s'ndan Orontes Irma'na vardlar, rman yata boyunca yollarna devam ederek sradalarn geit noktasn atlar. Buraya kadar kullandklar yol pek fena deildi. Srekli yaan yamur ve arada bir bastran ani anafor rzgrlar onlar ok fazla rahatsz etmemiti. Fakat yamur mevsimi gerek yzn gstermek iin kervann le kmasn bekliyordu. Srtlarnda kam gibi saklayan iddetli yamurun karsnda aresizdiler,

herhangi bir yol ve yn tayini yapmak neredeyse imknsz hale gelmi. Zemin olduu gibi bir amur deryasna dnmt. Adm atacak yer bulmakta glk eken hayvanlar, bileklerine kadar amura gmlyordu. Kervanclar devaml olarak hayvanlar itekleyerek, barp ararak, gerekirse yalvararak byk zorluklarla yol almalarn salamaya alyorlard. Kt hava Kadeliler zerinde fazla etkili olmamt, nk onlar dalarn sert iklimine alkndlar zaten. Sadece ilerini mecbur olduklar iin yaptklar gerei rahatsz etmekteydi onlar. Glgame'in askerleri ise, srekli slak olmaktan ve akam stleri aniden bastrarak ln zerine yeni bulut kmeleri fleyen bora rzgrlarndan son derece etkilenmilerdi. Esra238 rengiz bir hastalk ba gstermiti askerlerin arasnda. Tmnn de barsaklar bozulmutu. Srekli olarak ishal halindeydiler ve moralleri neredeyse sfra dmt. Glgame her sabah onlarla uzun uzun konuuyor ve cesaretlerini artrmaya alyordu. Bylece yola devam edecek gc g bela buluyorlard kendilerinde. Yoksa imdiye kadar oktan pes etmiler ve kendilerini kaderlerinin kollarna brakmlard. inanlmaz bir yavalkta yol alan kervan, henz Palmyra vahasna bile ulaamamt. Fakat onlar evreleyen ln ehresi her geen gn farkl bir grnt kazanmaya balamt. ln kumlan yamur suyunu susuz kalm bir snger gibi emiyor ve barnda saklad tohumlarn canlanarak fkrmalarn salyordu. Her taraf yemyeil olmutu ve daha nce hayatlarnda bile grmedikleri bitkilerin filizleri ykseliyordu drt bir yandan. Yemyeil bir hal orak topraklan akl almaz bir hz ile kaplamt. l bir baheye dnmt. Glgame bu deiimi hayretle izliyordu. Eer buralarn scak yazda sulamay ve topra nehir amuru ile zenginletirmeyi baarabilseler, hi kukusuz verimli topraklar elde ederlerdi. Fakat bu ekilde bu beklenmedik ilkbahar ok ksa srecek ve bir sre sonra ln kumlar tekrar stnl ele geireceklerdi. Bitkiler bunu hissetmiti sanki. Bir an nce yeterince bymek ve iek amak iin acele ediyorlard. Normalde kuru ve tal olan vadiler bile artk ilerinde kpren sularn akt dere yataklarna dnmler ve birok kez kervann yolunu kesmilerdi. Her defasnda suyu aacak uygun bir yer arayarak, hayvanlar ve ykleri zarar grmeden karya geirmeye abalamak zorunda kalyorlard. Bir sre sonra nihayet Palmyra vahasna ulatlar; fakat buras da tannmayacak haldeydi. Su birikintisinin bykl neredeyse katna ulamt ve palmiye aalarnn bir ksmnn gvdeleri sularn altnda kalmt. Suyun etraf inanlmaz bir yeillie brnmt. Topraktan fkran yemyeil otlar ve allklar, sanki her an etrafa yaylarak tm l bir cennet bahesine evirecekmi gibi duruyorlard. Belki de bir zamanlar, ama tm buralan kavurucu scaklk239 taki gne arabasnn egemenliine almadan nce, cennet bahesinin bir parasyd, diye dnd Glgame. Belki de Eden baheleri Frat kylarndan Lbnan'a kadar olan tm topraklar kaplyordu. Glgame tm yol boyunca uzun uzun dnm ve ok az konumutu. Dier adamlarn da sesleri soluklan pek kmyordu. Azlarn sadece tepelerindeki bulutlara ve bitmek tkenmek bilmez yamura lanet okumak iin amaktaydlar. Palmyra vahasnda gn kaldlar. Drdnc gn ise askerler kendiliklerinden yola devam etmek istediler. Kervan yava yava ve byk glkle harekete geti. Yanlarnda deerli sedir aalarn tamasalar bile ilerlemeleri yeterince zor olurdu, nk yamur bozkrn topraklarn yumuatm ve bir amur deryasna evirmiti. Bu mevsimde onlardan baka hi kimse yolculuk etmiyordu. Ne bir kervanla, ne de bir insanla karlamlard tm yol boyunca. lde yaayan gebe kabileler bile hayvanlarn daha korunakl blgelere gtrmler ve kendileri de orada adr kurarak yamur mevsiminin gemesini beklemeye karar vermilerdi. Yol gnden gne daha da ktleiyordu. Bitmez tkenmez yamurlar adamlarn morallerini iyice bozmutu ve kervanda yaylan garip bir hastalk, hepsini perian etmeye yetmiti. Adamlarn ou geceleri korkun titreme nbetlerine tutuluyordu, hatta bir ksm gndz vakti bile titremeye devam ediyordu.

Kendilerini ok bitkin hissediyorlard, ba ve eklem arlarndan ikyetiydiler, ishale tutulmulard ve yanlarnda getirdikleri ifal bitkiler kr etmiyordu. Ac gerek inkr edilemeyecek biimde gzler nndeydi: Glgame'in anl anl muzaffer ordusundan bir avu inleyen zavall kalmt geriye. Adamlarn byk ksm zorlukla ayakta durabiliyordu, bir ksm ise o kadar hastayd ki, artk hayvanlarn yannda yryecek takatleri bile kalmamt. Zorlukla oturduklar eyerlerin zerinde iki bklm olmulard, yksek atelerinin etkisi altnda hayaller grerek sayklyorlar ve lklarla blnen karabasanlar yznden tm kervan korku iinde brakyorlard. "zerimize bir lanet kt, bu yabanc diyarlarda sanki hi var olmam gibi geberip gideceiz!" diye inim inim inliyorlard. 240 "Sama" diye kar kyordu Glgame, "bizler deerli ganimetlerle vatanmza dnen byk kahramanlarz." "Bir daha asla Uruk'un bahelerinin ne kadar gzel olduunu gremeyecek, asla Itar'n kzlarnn gzelliklerini seyredemeyeceiz" diye szlanmaya devam ediyordu adamlar. "Attmz her adm ile Frat kylarna daha ok yaklayoruz" diyerek cesaretlendirmeye alyordu onlar Glgame. "Daha imdiden sularn rltsn, sazlarn hrdaylarn ve kurbaalarn vraklamalarn iitmeye baladm. Eminim ki sizler de kendinize acmaktan biraz vazgeseniz bu sesleri rahatlkla iitebilirsiniz. Szlanmay kesin artk erkekler! Mari'yi dnmeye aln! Orann kzlarn... Onlarn karsna szlanan kocakarlar gibi mi kmak istiyorsunuz?" Ve moralleri biraz ykselince, onlar bu halde tutmak iin yksek sesle Uruklu iilerin syledikleri kaba saba bir arkya balyordu. Adamlar duraksayarak ona kanlyorlarsa da, son ktadan sonra tekrar sessizlie brnyorlard. Fakat yle ya da byle kervan ilerlemeye devam ediyordu. Bir sabah iz bulucu olarak ileri gnderdikleri adamn haykra-rak geri geldiini grdler. Bara ara ufukta bir dizi tepe ile bir ehrin kulelerini grdn anlatyordu. Buras hi phesiz Ma-ri'ydi. Glgame son bir kez adamlarna ellerinden gelenin en iyisini yapmalarn telkin etti ve gerekten de ayn gnn akam ehrin ilk kulbelerine vardlar. Uzun sren zorlu yolculuktan dolay hepsi de bitkin dmlerdi, fakat nihayet gzel ve bakml bir yere ulamann verdii mutlulukla ayaklar onlar g bela pazar yerine kadar tad. Kral Lamgi onlar bir kez daha dosta karlad. Glgame ve Enkidu, balarndan geenleri anlatmak iin onunla beraber saraydaki dairesine ekildiler. Kral Lamgi, yaadklar maceralarn ayrntlarn renmeyi ok istiyordu ve bu defa sofrasna Mari'nin bilgelerini ve yksek makam sahiplerini de davet etmiti; nk Glgame tesadfen oradan geen bir konuk deildi, aksine ismi hatrlanmaya deecek an ve erefle dolu bir kahramand. Glgame dn alm olduu katrlar krala geri verdi. Hem kran borcunu demek, hem de Uruk ile Mari arasndaki ebedi 241 dostluu glendirmek istiyordu. Bu nedenle Lamgi'ye Kade'in hrsz hkmdarnn hazinesinden aldklar krmz tozla dolu bir torba ve sedir aalarnn en byk ve dzgnlerinden bir tanesini hediye etti. Lamgi gerekten de ok sevinmiti. Bu aatan kendisine tahta bir taht yaptracan syleyerek, Glgame'e bitmez tkenmez teekkrler etti. Bu arada askerlerin bir ksm hastalklarn tedavi ettirmek iin ehirdeki doktorlara grnmeye gitmilerdi, bir ksm ise nihayet kuru ve scak bir yerde uyuyabilmek, temizlenebilmek ve elbiselerini deitirebilmek iin han odalarna yerlemilerdi. Birka tanesi ise soluu Itar tapnanda almlard bile. Bir yandan tanraya hediyeler sunarken, dier yandan da evrelerini saran gzel kzlara balarndan geenleri ve yaptklar kahramanlklar abartl szlerle anlatmay ihmal etmiyorlard. Kadeli adamlar ise kendileri iin hazrlanm olan adrlarda konaklyorlard, ilerinden birka artk geri dnmek istemiyordu. Temiz, grkemli ehir onlar bir anda bylemiti; zaten kendi ehirlerindeki hkmdarn zulmnden de oktan bkmlard. Byk ounluk ise dn yolculuu iin yamur mevsiminin son bulmasn beklemeye karar vermiti. Lbnan'a doru yola koyulacak ilk kervana katlmay tasarlyorlard.

"Bu yl rmak bize dizginlenemeyen kudretini bir kez daha ispat etti" dedi Kral Lamgi Glgame'e, "baz yerlerde setleri ykt ve artk bize ait olduunu sandmz byk bir toprak parasn sular altnda brakt. Sanrm onu yatanda kalmaya zorlamak ve onunla beraber yaarken zarardan ziyade fayda grmek iin daha ok aba gstermeliyiz. Mari'de ne kadar kalmay dnyorsunuz?" "ok uzun bir sre deil" diye karlk verdi Glgame. "ehrin ok konuksever ve burada kendimizi dostlar arasnda hissediyoruz, fakat iimizdeki vatan hasreti artk dayanlr gibi deil. Kendimize sallar ina edeceiz ve mmkn olan en ksa zamanda yola koyulacaz." "Frat'n gcn kmsemeyin sakn" diye uyard Lamgi onu, "sular grlmemi biimde kabard, aknt ok fazla ve baz yerlerde ok tehlikeli girdaplar oluturuyor. K tamamen sona ere242 ne ve gkyz musluklarn kapayana kadar burada kalmay dnmez misiniz?" "Hayr" diye gld Glgame, "ay dnm tamamlanmak zere, ilkbahar ok uzak deil artk. Yeni yln balangcndan nce Uruk'un duvarlarnn iinde olmak istiyoruz." "Seni anlyorum. Bu arada, bana yardmc olmas iin gndermeyi vaat ettiin yap ustasna gelince, teklifini teekkrle kabul ediyorum. Bu konu zerine uzun uzun dndm ve u sonuca vardm ki, sen zamann iaretlerini doru yorumlamay baarmsn. Gerekten de salam ve koruyucu bir duvarn ehir iin sonsuz faydas var, iinde yaayanlara bugn iin emniyet ve gelecek gnler iin gven veriyor. Umarm bir gn Uruk'a gelerek seni ziyaret eder ve tamamladn byk eseri yakndan grebilirim." "Her ne zaman gelirsen gel, karnda ardna kadar ak kaplar ve dosta glmseyen yzler greceksin" dedi Glgame. Bu szleri o an iinden geldii gibi sylemiti; kibarlk yapmaya almak gibi bir dncesi yoktu. Ertesi gn sallarn yapmna baladlar. Kt hava hissedilir derecede dzelmiti. Yamur ok az yayordu artk, o da sadece gnn belli saatlerinde. Btn sallarn yapm tamamlandktan sonra Mari ehrine ve Kral Lamgi'ye veda ederek yola koyuldular. En ndeki salda Glgame, Enkidu ve alt adam vard. Enkidu, adamlarn ellerindeki uzun srklar ile sal ynetmelerine elik ederken, Glgame de elinde ucuna Humbaba'nn korkun kellesinin takl olduu uzun tahta mzra tutuyordu. Frat baz yerlerde hemen hemen iki kat kadar genilemiti, aknt da bundan dolay iyice iddetlenmiti. Sallarn rman ortasna doru srklenmeleri uzun srmedi. Son srat gneye doru srkleniyorlard imdi. Sa ve sol taraflarnda gz alabildiince sular altnda kalm topraklar uzanyordu, bazen birer ada gibi su stnde kalm olan kyler gze arpmaktayd. Frat'n aalarna tahminlerinden ok daha hzl ulatlar. Bir sabah aniden askerler yksek sesle sevin lklar atmaya baladlar, afan sisleri arasndan Eanna'y ve beyaz tapnakl ziggurat grmlerdi. Uruk'un evresindeki duvar da ok uzaklardan seiliyordu. imdi btn 243 mesele karaya kmakt. Aknt ok gl olduu iin, hi de grnd kadar kolay bir i deildi bu. Su ok derindi ve srklar dibe ulaamyordu. Fakat onlan dmen gibi kullanarak hz azalttlar ve bin bir zorlukla ynlerini kyya evirdiler. Bu defa da kyya yanamak problem oldu. Nihayet ilk sal iddetle limann rhtmna arparak durdu. Peinden gelenler de birbirlerine arparak da olsa durmay baardlar. Neyse ki aa ktkleri bir zarar grmemiti. Kahramanlarn Uruk'a dnleri ehirde yldrm hzyla yay-lverdi. insanlar akn akn limana kotular, Glgame de zafer nian olarak Humbaba'nn kellesini havaya kaldrd. Rhtma ylm olan deerli sedir aac hazinesini grmek isteyen halk, limana akn etmeye devam ediyordu. "Elluri, elluri!" nidalar ykseliyordu her taraftan ve askerler mzraklarn kalkanlarna vuruyorlard. Fakat elli kahramann ehir iindeki yryleri gerek bir zafer geidi oldu. En nde Glgame ve Enkidu yrmekteydi. Nihayet eve dnmlerdi. Attklar her admda, vatana kavumann gururunu ve sevincini yaamaktaydlar. Pazardan geen alay, Glgame'in sarayna doru ilerlemeye balamt. Yar yolda Erenda, Sinnunni ve Urnigingar onlar karlayarak eve dnen krallarn selamladlar.

Kutlamalar gn gece devam etti ve yamur mevsimini noktalayan yeni yl bayramyla birleti. Bu gn ve gecelerde Uruk'ta yanan ateler hi snmedi. ehri kaplayan gzel kokular, insanlar ve tanrlar ayn sonsuz hazlara bouyordu. 244 nc Kitap Gk Boas yolculuun tm eziyetlerinden sonra tekrar rahat bir yaama kavumak, gerek bir mutluluktu: Glgame paavraya dnm olan elbiselerini kartt, gzel ve uzun bir banyo yapt, sonra da yeni elbiseler giydi. Omuzlanna erguvan renkli kraliyet mantosunu ald; belindeki kuaa takt kama altn ilemeliydi. Bana kraliyet baln geirmiti. Kudretinin ve hkmdarlnn tm alametlerini kuandktan sonra, yenilenmi saraynda nemli kiilere bir kabul verdi. Dost ehirlerin elilerini davet etmiti, yksek memurlar, tccarlar, airler, ozanlar, oyuncular ve elbette her iki tapnan temsilcileri kabulde hazr bulunuyordu. Sofrada her cins yiyecein ve iecein en iyisi bulunuyordu. ehrin en iyi greileri Anagi ve Kluu, seyircileri heyecanlandran bir gree tututular. tar tapnann batan kartc gzellikteki kzlar ise, kvrak danslar ile konuklarn akllarn balanndan alyordu, insanlarn tm neeliydi ve kahkahalarla glyordu, Glgame bile iinden hi gelmemesine ramen hafife glms-yordu. Kabulden nce Erenda ile uzun bir grme yapmt ve ba baa yaptklan bu grme, iinde baz endielerin domasna neden olmutu. Sorun inaat ileri deildi, bu konuda amalanan hedeflere ulald aka grlmekteydi. Duvann yapm bitmiti, ehri tamamen evreliyordu artk. Ana giri kaplan ile tahkimatlann yarsnn yapm da sona ermiti, bu nedenle igcnn byk ksm baka alanlara kaydrlabilirdi artk. Ta denecek bir sr yol vard, tahl ambarlarnn acilen bytlmeleri gerekiyordu, pazar yerinin etrafnda kendi duvarlanna sahip yeni evler yaplacakt. Glgame, tm tarih boyunca hibir halkn ulaamayaca gzellikte bir ehir yaratmak istiyordu. Uruk civannda yaayan birok zanaat ehre g etmiti. 247 Kendilerine evler ina etmiler hatta Eanna'nn yannda bir mahalle oluturmaya bile balamlard. Yabanc tccarlarn kervanlary. la birlikte konaklamalar iin, ehrin birok yerinde yeni hanlar yaplmaktayd. Hayr, Uruk gerekten de muhteem bir ekilde byyor ve geliiyordu. ikyet edecek bir durum yoktu ortada. Glgame'i rahatsz eden, luna'nn faaliyetleri konusunda Erenda'nn ona anlattklaryd. Kadn devlet ilerine karmaktan kendisini bir trl alamyordu. Glgame'in yokluunda birok yabanc hkmdar kabul etmiti; grne gre bu hkmdarlar ona kendi memleketlerinde ltar inancnn nasl yaygnlatrlp gelitirileceini danmaya geliyorlard. Sylenene gre kuzeyde, Dicle rmann te tarafnda bile, Uruk'takine benzer byk tapnaklar vard. Buralarn ynetimi Uruklu barahibelerin elindeydi ve hepsi de kaytsz artsz Iluna'ya balydlar. Anu inanc ise, Erenda'nn da zlerek tespit ettii gibi, ayn oranda gelimiyordu. Nippur'da Enlil'e dua ediliyordu, Urlular ise Marduk'u tercih ediyordu. Dier kk kentlerde ise yerel tanrlar Anu'dan daha st konumdaydlar. Eunna, durumun bu ekilde gelimeye devam etmesi halinde, Uruk ehrinin ve Smer lkesinin byk zarar greceinden endie etmeye balamt. Glgame ise henz bu kadar karamsar deildi. Fakat luna'nn komu hkmdarlar zerinde siyasi bask yapmaya almas, grmezlikten gelinecek gibi deildi. Bu kadn kelimenin tam anlamyla snrsz bir ihtirasa sahipti. Diplomasi yetenei, zeks ve diilii sayesinde, hemen hemen hi kimseye fark ettirmeden Smer lkesinin iinde kendisine bir krallk kurmay baarmt ve bu kralln snrlar komu devletlere de tamaya balamt. Hazine odasnn krallannkinden daha deerli eyalarla tka basa dolu olduu syleniyordu. luna'nn niyeti neydi? Yoksa oktan unutulmu olan eski rahibeler hkmdarln yeniden diriltmek, dnya krallklarn tamamen ortadan kaldrarak sadece Vens tarafndan kontrol edilen yeni bir hkmdarlk m kurmak istiyordu?

luna'nn son marifetlerini anlatan Erenda olduka zgn grnyordu: "Bat ran dalarnda yaayan vahi Lullumu kabile248 leri bile, Uruk hakknda hi de ho olmayan eyler dnmelerine ramen, ltar inancn kabul etmek iin ta buralara kadar geliyorlar. Onlann eflerinden oluan bir heyet lluna tarafndan tapnakta bir hafta boyunca arland. Dairelerinden gece gndz mzik ve kahkaha sesleri ykseliyordu, nihayet Uruk'u terk etmeye hazrlandklarnda sanki daha nce aralarnda anlam gibi bizimle tek kelime bile konumadlar. luna'nn onlarla hangi konularda anlamaya vardn bilmiyorum, nk yaptklarna dair bize hibir ey sylemiyor, iktidar ele geirmek iin frsat kollayan gizli bir kralieye benziyor sanki. Bize syledii tek ey, Lullumu kabilelerinin artk Uruk'a vergi vermeyecekleri ve ticaret yapmayacaklar oldu. Buna karlk, yaadklar vahi dalara bir rahibe tarafndan ynetilen gzel bir ltar tapna yapmaya karar vermiler!" "Sevgili Erenda, ak konutuum iin kusura bakma ama, sanrm sen luna'nn baarlarn biraz kskanyorsun!" dedi Glgame. "Drste syle bana: Sen de orada Eunna iin bir tapnak kurmak ve onun gelimesini salamak istemez miydin?" "Mesele bu deil" diye itiraz etti Erenda, "ben hl eskiden olduu gibi Anu'ya balym. Artk geri dndne gre, tapnaktaki devlerimin bana geebilirim. Eunna da bunu istiyor, sen devlet ynetiminde benden ok daha yeteneklisin. Fakat inan bana, senin yokluunda devlet ilerinde yeterince tecrbe kazandm. luna'nn evirdii entrikalarn bizim iin son derece zararl olabileceklerini anlayabilecek durumdaym. Lullumu'lar artk bize vergi demeyecekler, hatta Uruk pazarlarnda ticaret bile yapmayacaklar. Bunlarn bizim iin faydal iler olmad kesin... Gelen heyetin yeleri kzlarn eliinde sokaklarda dolarken duvarlara gereinden fazla ilgi gsterdiler ve ben onlarn baklarn hi beenmedim. Karanlk, neredeyse dmanca baklard bunlar... ve buna ramen lluna onlarla ili dl olmakta bir saknca grmyor." Erenda'nn tasvir ettii olaylar Glgame'i derin dncelere sevk etmiti. Bunlara ramen barahibenin faaliyetlerinde iyi bir eyler grebilmek iin elinden gelen abay gsteriyordu. "lluna Itar'n yeryzndeki en gen tezahr, elbette ki tm dncelerinde ve yaptklarnda tapnan karlarn ehrin karlarnn stnde tutacak. Bu nedenle kim onu sulayabilir ki?" 249 "O halde Tammuz'u ve Iluna'nn onunla nasl oynadn ha, urla" diye anmsatt ona Erenda. "Onu nadir bulunan, deerli ve gzel bir ku gibi sarayna almt. Ona tm sevgisini vererek ve sahip olduu her eyden bol bol sunarak, kendisini bir tanr gibi hissetmesini salamt. Ya sonra? Gzel ku kendisine tamamen balanp, arklarn sadece kendisine adad zaman, hi acmadan kanatlarn krverdi. Krk kanatl gzel ku iin ac ve keder iinde inzivaya ekilmekten baka yapacak bir ey kalmamt. Syle-dii arklar, insanlarn kalplerini sadece hzne ve kedere bouyor artk." Glgame Erenda'nn ne ima etmek istediini gayet iyi anlyordu. Tammuz'un bu utan dolu kn o da iitmiti ve kimseye bir ey belli etmemesine ramen, bu olay birok Uruk sakini gibi onun da oka rahatsz etmiti. Tammuz gen ve umut dolu bir ozand. nsanlar onun iirlerini ve arklarn dinlemekten byk zevk alyorlard. Tammuz'un ortaya kp yeni yazd dizeleri okumad hibir len yoktu. Hatta insanlar bu dizeleri ezberleyerek kil levhalara geiriyorlar ve o aralarnda bulunmad zamanlarda okuyorlard. Bir halk ozanyd Tammuz. Kurulu dzenin snrlar dnda olan birisiydi, insanlar onun bazen keskinleen dilini ve abartl anlatmn hogryle karlyordu. Kendisini "rengrenk sonbahar yapraklarnn ve altn sars baaklarn tanrsal ozan" olarak tanmlyordu; hi kimse de onun bu kendini beenmiliine itiraz etmiyordu. Fakat tluna'ya olan ak onun kmesine neden oldu. Iluna onunla alay ediyor, kendisine kur yapmaktan burnunun ucunu bile gremeyen bir karga olduunu sylyordu. Fakat Tammuz ondan bir trl vazgeememiti, ta ki alay ve aalama ile tapnaktan dar atlp kovulduu gne dek. Derin bir utan ve znt iinde Uruk'u terk eden Tammuz llerde inzivaya ekilmiti. arklar gnden gne hznlenmi, sonunda da ilerinde bir zamanki nee ve cokularndan eser bile kalmamt.

Tammuz artk "sararp solan bitkiler dnyasnn" tanrsyd. nleyerek ve alayarak, sadece "kappi, kappi" diye baran bir kara karga. "Kanatlarm, kanatlarm..." demekti bu. 250 ORHAN KEMAL L HALK KTPHANES "Evet" dedi Glgame. "Haklsn. Tammuz olay hi de ho deildi gerekten. Fakat bu mesele kapanmad m? Uruk'ta hl bunun dedikodusu yaplyor mu?" "Eskisinden de fazla" diye karlk verdi Erenda, "zaman getike Tammuz insanlarn gznde daha da kutsal biri oluyor. Tm zntlerin simgesi artk o. Eskiden herkesi neelendiren gzel arklarn artk kimse hatrlamyor, aksine adn iiten insanlarn aklna sadece ac, znt ve keder geliyor. Ben bile Tammuz'u dndke hznleniyorum." "Gnn birinde bu yara kapanacaktr nasl olsa. ok gemeden insanlar ruhlarna hitap eden yeni bir ozan seerler ve bu olay da unutulup gider. Sinnuni halk arasnda sevilen biri deil mi? Onun arklarnn da ok beenildiini sylemilerdi bana..." "phesiz Sinnuni de byk bir air. Fakat Tammuz ile apayr dilleri konuuyorlar. Onlar birbirleriyle karlatrmak doru olmaz. Bu arada, Iullanu'yu hatrlayabiliyor musun? Onun bana Iluna yznden daha da byk felaketler gelmiti." Elbette ki Glgame Iullanu'yu ok iyi hatrlyordu. Ac kaderini anmsaynca ii bir kez daha hznle doldu. ok iyi bir bahvand o, kraln en iyi palmiye bahvan. Iluna onu da batan kartarak bylemi ve kendisine balamt. Her gn tapnaa bir sepet dolusu taze hurma gtryor, sofray en gzel meyveler ve ieklerle donatyordu. Iluna ona birbirinden ekici vaatlerde bulunmutu, ama hibirini yerine getirmeye niyetli deildi. Zavallnn gzleri ondan bakasn grmyordu. Yaamnn tek amac ona hizmet etmek olmutu. Delirmek zereydi. Nihayet gnn birinde dizlerinin zerine kerek vaatlerinden hi deilse bir tanesini yerine getirmesi iin lluna'ya yalvarm, fakat kadn onu aalam, dvm ve sonunda bataklklarda yaamak zorunda olan bir kurbaaya evirmiti. Birok insan bunun doru olduuna yeminler ediyor ve ertesi sabah onun Frat'n amurlu kysnda oturarak, donuk gzlerle leyleklere kendisine acmalar iin vraklayarak yalvardn grdklerini sylyorlard. Velhasl Uruk'ta buna benzer -doru ya da yalan- bir sr hikye anlatlyordu. Bunlardan kan sonuca gre, Iluna sevgilile251 rine ok kt oyunlar oynayan, ta kalpli kadnn teki olmalya. Kendisini Vens yldzna adadn syleyen bir tanra iin, hi de ho olmayan zelliklerdi bunlar. Tammuz ve Iullanu iin anlatlanlarn byk ksm abartyd hi phesiz. Yine de, ate olmayan yerden duman kmayacana gre, bu anlatlanlarda bir hakikat pay olmalyd. Ne de olsa Glgame de onu tanmt; ona kar ne kadar dikkatli olmas gerektiinin ok iyi farkndayd. Kutsal evlilik gecesinde olanlar hatrladka -tek bir kelime bile olsun konumak istemiyordu bu konuda- surat duyduu fke ve utantan kpkrmz kesiliyordu. Iluna kendisiyle de oyununu oynamam myd? Mesela, tapnakta baka bir sr uygun kz olmasna ramen, Enkidu'y Uruk'a getirmesi iin neden zellikle Tehiptilla'y bozkrn iine yollamt? Yoksa Tehiptilla'y bilinli olarak m gndermiti oraya? Fakat Erenda iini dkmeyi bitirmemiti daha: "Bu arada, llu-na'nn seninle ilgili imalar yaptn da eklemem lazm. Sylediklerinin tmn kulaklarm drt aarak dinledim. Dikkatli olmalsn, soylu kral! Iluna'nn entrikalarndan saknmalsn. Dumuzi'nin bana gelenlerden sz etmiyorum... Ninsun'un aka iddia etmesine ramen, kadehinde gerekten zehir olup olmadn kimse bilmiyor... Hayr, bana kalrsa seninle ilgili bambaka planlan var, dierlerinden ok daha korkun planlar! Uyank ol kralm, bir gzn daima luna'nn evirdii dolaplarn zerinde olsun." "Unutma ki ben ate pskrten daa trmandm, eytanlarla dvtm ve Humbaba'y ldrdm" dedi Glgame Erenda'nn szlerini pek nemsemeyerek, "bir kadndan neden korkaym ki?"

"Fakat o, sradan bir kadn deil" dedi Erenda srarla, "o bir tanra, Itar'n yeryzndeki en gen tezahr. ok gl, akll ve ll; bunlara ek olarak da tehlikeli bir byc ..." "Eer gerekten de dediin gibi birisiyse, o zaman karsnda kendisinden daha gl bir rakip bulacak" diye karlk verdi Glgame. "Benim iin endielendiin ve bana faydal tler verdiin iin sana teekkr ederim Erenda. Fakat zlme. Henz bir tehlike yok ortada. Iluna benden daha stn deil." Yine de bundan sonra luna'nn faaliyetlerini dikkatle takip et252 1 I meye karar verdi. Kabul treni, onun niyetlerini renmek iin iyi bir frsatt. Bu nedenle, sofrada onun yannda oturuyor olmas, pek de tesadf eseri saylmazd. Glmseyerek lluna'ya dnd ve konumaya balad: "Lullu-mu kabileleri zerinde epey nfuz kazanm olduunu sylediler bana. Nasl olur da senin gibi sakin bir gvercin vahi da keilerini ve inat tekeleri evcilletirmeyi baarabilir?" Iluna yznde harika bir glmsemeyle ona dnd: "Ey kral! Sen de bilirsin ki, en salam setlerin yklmas iin bile, her zaman koca bir dalgann dizginlenmez fkesini beklemeye gerek yoktur. Kck su damlalar, tan iini yava yava oyarak, dalgann gelmesinden ok nce onu ykverir." Olaanst gzellii ile dier kzlarn arasnda sivriliyordu. Neredeyse effaf olan elbisesi, plakln gayet baarl bir ekilde rtyordu. Fakat beyaz ltlar saan vcudu, varln her an hissettirmekteydi yanndakilere. Ak salannda taze bahar ieklerinden rlm bir ta vard. Fakat ondan yaylan bahar kokusunun ieklerden mi, yoksa vcudundan m ykseldiini kestirmek ok gt... "Dalarda erefine bir tapnak kurulacakm. "Evet, kehanet oray ynetmesi iin Unigi'yi seti. Kzlarmdan on iki tanesiyle beraber Iran dalarna gidecek." "Lullumu'lara zevk ve ehvet vermek iin mi?" "Hayr, Itar' yceltmek ve barbarlarn ruhlarnda yedi nl Vens yldznn parlamas iin. Bylece artk tanrlar bile utandran insanlar olmaktan kurtulacaklar..." "Bakyorum barbarlara pek nem vermiyorsun?" diye sordu Glgame. Bir yandan da, bir barbar olmasna ramen ondan pek ok ey rendii Enkidu'yu dnyordu. "Hayr, tam aksine" diye cevap verdi Iluna, onu artmak istercesine, "onlar benim iin ok nemliler. Onlarn henz hibir eyleri yok ve kazanacaklar koca bir gkyz var; oysa biz tm bilgilere sahibiz ve umursamazlmzyznden her eyimizi kaybetmemek iin srekli dikkat etmek zorundayz." "Sylediklerini birok anlama ekmek mmkn. Byk bir 253 geliimin daha henz banda olduumuz u dnemde, Uruk'un bir eyler yitirebileceine mi inanyorsun?" "Evet, ok hassas bir dnemden geiyoruz u sra. Bymekte olan her filiz balangta narin ve naziktir, azck kuvvetli esen bir rzgr bile ona zarar verebilir. Fakat yetikin bir aac dn. Salam gvdesiyle pek ok tehlikeye kar koyabilir." Glgame Iluna'nn yapt tasvire byk altndan gld. Fakat sedir ormanlarna yapm olduu yolculua dnmekten kendini alamamt bu arada. Orasnn gerekte nasl bir yer olduunu hibir Uruk'lu, hatta Iluna bile bilemezdi. Konuan sedir aacnn da ok kaln bir gvdesi yok muydu? Hatta bu aa ormandaki tm sedirlerin en kudretlisi deil miydi? Fakat buna ramen baltasnn darbeleri altnda yere devrilmekten kurtaramamt kendini. "Gryorum ki Uruk iin endieleniyorsun. Ne garip, geri dndmden bu yana konutuum insanlarn tm Uruk'un gelecei iin endieleniyor. Bunun iin bu kadar ok sebep var m gerekten?" luna ona bakt. Gzlerinin prltsnda yanltc bir k vard. Delici baklarla szyordu Glgame'i. Umulmadk derecede ihtiyat ve zek doluydu bu baklar.

"Uruk iin ok daha az endielendiim bir tek sabah olmutu" dedi Iluna, "kutsal evlilik gecesinin sabahyd bu." "Bunun sebebi neydi peki?" diye sordu Glgame yorgun bir sesle. Baklar -yoksa daha ziyade sesi mi?- onu sarho ediyordu. "Neden?" diye gld ve aniden bir cennet kuuna dnverdi. Cvlday onun doast niteliini ortaya koyuyordu. "Neden? nk gzel, umut vaat eden bir balang olduu iin. Fakat sadece bir balang..." Glgame terlemeye balad. Iluna konumay hi arzulamad bir noktaya ekiyordu. "Evet, tanrlar ve insanlar honut kalmlard" diye kaamak bir cevap verdi, "tarlalardaki rn bu sene gerekten ok iyi. Eanna'mn altndaki ambarlar tahl dolu..." "Glgame, cier etrafnda dolanan a bir kedi gibisin!" dedi Iluna ve elini onun elinin zerine koydu, "politika ve kibarlk gsterileriyle vakit kaybetmek yerine, konumamz gereken esas konunun ne olduunu bilmiyor musun?" 254 Ayaa kalkarak danszlerden oluan kalabaln arasna karmak iin dayanlmaz bir istek duyuyordu Glgame, fakat grnmez balar kendisini masaya sk sk balamt. "yle mi? Konumamz gereken bu konu nedir?" "Kutsal evliliin sadece bir sembol olduundan" dedi Iluna, "ve onun gereini de kutlamamzn ok iyi olacandan." Glgame aniden kadnn kendisine ok yaklam olduunu fark etti, hatta elbisesinin altndaki scak vcudunu bile hissedebiliyordu. "Benim eim, benim erkeim olmalsn Glgame, ben de senin kadnn. Altn ve lapislazuliden yaplma bir araba yaptracam senin iin, boynuzlar altn ve ay tandan yaplm olacak. Drt tane azgn katr balatacam nne, en az ama'n gne arabas kadar hzl olacak. Evimiz sedir aac kokacak, kaplarn kirileri ve taht koltuun nnde herkes eilecek. Krallar nnde ba kracaklar Glgame, yeryznn hkmdarlar ve glleri, ayaklarnn dibindeki tozlarn iine diz kecekler. Tm mutluluklar senin olsun, fakat zellikle de kadnnn seni bekledii yatak, seni sonsuzluklara srklesin. Hadi Glgame! Seni tanrlara yaklatran ilk adm attn. imdi de ikinci adm at ve bir tanray kendine e olarak al." Glgame ne cevap vereceini bilemiyordu. Akl bir kar havada, tecrbesiz bir delikanl olsayd, evet cevabn yaptrmak iin bir saniye olsun duraksamazd. Fakat tanrlar ona sradan lmllerin asla yaayamayacaklar eyleri yaatmlard. Artk dnyaya bambaka bir adan bakabiliyordu. Evet cevabn verdii andan itibaren, sonsuza dek ona teslim olacan hissediyordu. Kendisine ve ryalarna olan gvenini yitirecekti ve bunun olmamas gerekiyordu. Zaten Iluna bir kraln ei olabilecek bir kadn deildi. Hayr, ynetimi kendi ellerine almak isteyecek ve kendisinden verebileceinden fazlasn talep edecekti. Tammuz, Iulla-nu, Dumuzi ve dierlerini geirdi aklndan... "Teredddn anlyorum" dedi Iluna ve ak szlyle Glgame'i hayrete drd. "Beni kalpsiz, erkek katili bir canavar sanyorsun. Dorusunu istersen bu hreti kazanmak iin ben de birtakm eyler yaptm, bunu kabul ediyorum. Fakat inan bana, insan255 larn anlattklarnn byk ounluu lsz bir abart ve snrsz hayal glerinin bir rn. Fakat sen bakasn. Sradan insanlardan daha akll ve daha ileri grlsn. Ve benim de aynen byle ol-duumu gayet iyi biliyorsun. Sen ve ben, ikimiz birbirimize aitiz ikimiz de ayn tahtadan yontulmuuz. Eer birlik olursak tm dnyay deitirebiliriz. Birliimiz, mantmzn bize verdii bir emirdir. Fakat bundan bahsetmek istemiyorum, nk mantk ayr bir konu, ak ise apayr bir konudur. Eer ruhumun iine bir gz ata-bilseydin Glgame, sana kar duyduum ihtiras ateinin beni yakp kavurduunu grebilirdin. Byle bir duyguyu daha nce hi tatmamtm. iimde sadece bir tek arzu var artk: Benimle evlen Glgame... Sevgilim..." "Ben... dnmem lazm... bana biraz zaman tan..." diye kekeledi Glgame. Szckler azndan glkle kyordu. Bylenmi gibiydi, luna'nn kudretini bu kadar gl bir ekilde daha nce asla hissetmemiti, hatta tapmaktaki kutsanma treninde bile.

"yice dn Glgame" diye karlk verdi Iluna mzikal bir sesle, "yann seni tapnakta bekleyeceim. Fakat sakn bekleme odasnda oyalanma. Hemen zel daireme gel ki, vardn karar hakknda konuabilelim." Telli alglardan aniden ykselen mzik, Glgame'in irkilerek kendisine gelmesine neden oldu. Binlerce elin kendisini yerinden kaldrarak, durmakszn dans eden danszlerin arasna ektiini hissetti. Gzel kokulu binlerce iein arasnda, sallanarak hareket etmeye alyordu. Frat'n dalgalarnn tad bir tahta parasyd sanki, kendisine hayat vermek iin bir tanrann dokunduu clz bir filiz. Dierleriyle beraber dans ediyordu, kimin ve neyin iin dans ettiini bile bilmeden... Ban kaldrmaya cesaret ettii ender anlarda ise, baklar tanrann baklaryla karlaveri-yordu. Tanra, beeni ve hayranlk dolu gzlerle szyordu onu. 256 >Dnmek Glgame'e strap vermeye balamt artk. Elbette ki ttar'n istei bir yandan gururunu okarken, fakat dier yandan da endielendirmiti. Byle bir kararn ok iyi dnlerek verilmesi gerekiyordu. Tm hayatnn deimesi sz konusuydu. Ve kendisi kimseyle bu konu hakknda konuamyor, kimseye gizli korkularn anlatamyordu. Gerekten kimse yok muydu? Hayr! En-kidu onun sadece sadk bir dostu deil, ayn zamanda gvenilir bir danmanyd. Enkidu, bilge ana Ninsun gibi, i gzle bakma yete->neine sahipti. D grn onu asla etkilemiyordu, olaylar karsnda genellikle hayatnn byk ksmn ehrin ve toplumun dnda geirmi biri gibi saf ve acemice davranmasna ramen, onlara bambaka bir adan yaklayor ve ta ilerine bakabiliyordu. Onun nceden verdii haberlerin ne kadar doru olduuna Glgame birok kez ahit olmutu. Bu durumda onun fikrini sormak ok iyi olurdu. "Enkidu, kardeim" dedi ona, "zorlu dnceler bam artyor ve kalbim korku dolu, nk ruhumun derinliklerine ileyen bir ses, iimde daha nce asla hissetmediim eylerin uyanmasna neden oldu." "Seni rahatsz eden nedir? Syle ki sana yardmc olabileyim" dedi Enkidu. "Iluna bana kur yapp duruyor. Scak st ve efkat isteyen bir kedi gibi dolanyor etrafmda... fakat ben ona istedii eyi vermekten korkuyorum. Benim karm olmak istiyor. Onun ei olma-hymm, bu da taht ve iktidar onunla paylamak anlamna geliyor." "Seni dndren sadece bu mu?" diye sordu Enkidu, "iktidarnn bir ksmn ona devrettikten sonra, eskisi kadar zgr olamayacandan m korkuyorsun?" "Hayr, bu deil. Meselenin bu olup olmadn ben de ok dndm, fakat sonunda beni rktenin bu olmadna karar verdim." 257 "yleyse seni korkutan nedir? Yo'.sa benden uzaklaacandan ve arkadalmzn eski nemini yitireceinden mi korkuyorsun?" "Hayr" dedi Glgame, "bu da deil. Ne olursa olsun, nibir ey asla dostluumuzu bozamaz. Beniz rahatsz eden ve canm skan dnce, Iluna'nn kendisi!" "O halde onu sevmiyorsun" dedi Enkidu. Sanki dnyann en sradan ve en kolay tespitini yapmt. "Sen sevgiden ne anlarsn ki? Sanki onun ne olduunu ok iyi biliyormu gibi konuuyorsun. Fakat sanrm bu duyguyu daha nce hi tatmadn bile." "Yanlyorsun" dedi Enkidu. "Seni seviyorum, ayn zamanda kendimi de. Amakta olan dn otunun ve ayrlarda otlayan hayvanlarn kokularn seviyorum, kinatn sonsuz saydaki bilmecelerini ve ok uzaklarna dek bakabildiim geni dzlkleriyle bozkrlar seviyorum. Sabahlar gnein ilk nlarn hissetmeyi, akamlan ise ayn ve yldzlarn douunu seyretmeyi seviyorum. Duru bir pnann taze suyunu ve vcudumda gezinen rzgrn esintisini seviyorum. Hibir ey yapmadan palmiye aalarnn glgelerine uzanarak kularn arklarn dinlemeyi seviyorum. Biraz da bu ehri ve iindeki gzel yaam seviyorum. Fakat en ok sevdiim ey ise, alan insanlarn arasnda bulunmak, onlarn sevinli konumalarn ve glmelerini iitmek..." "Benim de houma giden eyleri sayyorsun" dedi Glgame, "fakat bunlarn gerek sevgiyle bir ilgisi var m? Sevgi senin iin ne anlama geliyor?"

"Bir eye yakn olmak ve bir eyi yaknlarnda hissetmek... lluna'yla beraber olduun zaman bunu hissediyor musun? "Hayr" dedi Glgame gerei syleyerek. Bir sre dnd. "Hayr, kesinlikle hayr. Hatta tam aksine: Ondan uzaklatm zaman iim sevinle doluyor. Ve buna ramen... gzellii beni kendine ekiyor, davranlar, yumuak, mzie benzer sesi, zellikle de gzleri beni bylyor. Garip bir ikilem yayorum onun yannda. Bir ksmnn yannda olmak istiyorum, dier ksm ise beni korkutuyor ve oradan kamak istiyorum." 258 "Onda nelerin houna gittiini anlattn. Peki ya seni korkutan nedir?" "Onun iki yzl olduunu bilmek. Bir yzn, beenilmek ve ele geirmek istedii zaman bir maske gibi suratna takyor ve imdiye kadar grmediim, ama ok korkun olarak tasavvur ettiim dier yznn, gerek yznn, ruhu kadar souk olduunu dnyorum." "O halde o kendisiyle uyum iinde deil. Sen de buna tepki gsteriyorsun ki, bu ok normal bir davran. Az nce suyun tad ve tarlalann kokusu hakknda sylediim szlerle bunu kastetmek istemitim zaten: Tad ok kt olan ve ancak ok zor durumlarda iilebilecek bir suyu, ancak doann kanunlanna aykr olarak ttslenmi ve yalanm olarak kurban edilmek zere tapnaa gtrlen hayvanlar kadar sevebilirim. Bir ey ya olduu gibidir, doaldr, o zaman onu severim, ya da deitirilmitir, doal deildir, o zaman onu sevmem. Byle bir eyi insan sevemez." "Bir bilge gibi konuuyorsun" diye gld Glgame, "kullandn tasvirlerin ok basit olmalarna ramen ne demek istediini iyi anlyorum, nk bana hitap ediyorlar. Iluna'y sevmediimi, o yzden ondan uzak durmam sylyorsun. Peki, neler olacan grmek iin, sadece oyun olarak da deneyemez miyim?" "nsann houna giden ve srekli oynamak istedii oyunlar vardr" dedi Enkidu ciddi bir ifadeyle. "Bazlar ise sadece mutsuzluk ve ac verir. Bunu renemeyen ve hatalardan ders karmadan devaml yeniden denemeye alan bir insan, ancak aptaln tekidir." "Demek sence lluna byle bir hata! Ona pek deer vermiyorsun anlalan." "Hayr" dedi Enkidu ve iddetle ban sallad, "bana ak bir soru sordun ve ben de sana ak bir cevap vereceim: lluna bana kurbann nce baklaryla byleyen, sonra onu yava yava sararak sonunda boan bir ylan anmsatyor." Bunlar gerekten de ok ak szlerdi. Eer Glgame de iten ie ayn eyleri dnmeseydi, bu szlere iddetle kar kard. Fakat ses karmad ve arkadann sylediklerinin zerine uzun uzun dnd. 259 Akama doru en iyi elbisesini giyerek tar'n tapnana git-ti. O da sslenmi ve mcevherlerini takmt. Glgame dairesine ayak bast anda bir sedire uzanm ve merak dolu baklarn onun zerine dikmiti. "Evet" dedi luna, "sylediklerimi dndn m Uruk kahraman, buraya cennetin kaplarn ikimize amak iin mi geldin?" "Korkarm bu olmayacak" dedi Glgame ve olaanst gzellikteki tar'n gzlerinin iine dimdik bakt. "Peki ya sebep?" "Birok deiik sebebi var. Bunlardan biri u: Seni karm olarak alrsam, sana ne verebilirim ki? Vcudun iin deerli, gzel kokulu yalar, sradan kadnlarn houna gidebilecek elbiseler mi? Sradan lmllerin yedii ekmek ve yiyecekler mi? Bir tanraya layk yiyeceklere maalesef sahip deilim. Sahip olduklarm, sadece krallara layk yiyecekler." "O kadarna razym. Sandn kadar ok ey talep etmiyorum senden." "Sen bunlara raz olsan bile" diye devam etti Glgame duraksamadan, "karlk olarak bana ne verebilirsin ki? Seni kendime e olarak alsam, benim halim ne olur? Sen bir tanra olduun iin, sana tabi olmak zorunda kalrm. Karsnn marklklarnn ve isteklerinin esiri olan bir kral! Hayr tluna. Hakknda neler dndm sana ak ak syleyeceim, bu yzden bana kzman umurumda bile deil. Sen zalim ve insafszsn, iindeki yegne duygu kendini n plana karma istei. Sen sevgiyi sahip olma hrs, fedakrl da karclk ile kartryorsun. Bu durumda sana gvenmem mmkn m?"

lluna bu ac szleri dinlerken yatt yerden hafife dorul-mutu, dudaklarndaki alayc glmseme kaybolmutu ve gzleri alev sayordu. "Devam et ve ruhuna eziyet eden hibir eyi benden saklama" dedi yapmack bir sknetle. Kendisine zorlukla hakim olduu her halinden belli oluyordu. "Aslnda senin durumuna uyan birok rnek daha verebilirim" dedi Glgame. iindeki bir eytan, devam etmesi iin kendisini drtkleyip duruyordu. 260 "klarndan hangisine sevgi ve sadakat verdin, hangisi sana verdiinin karln ald? Duymak istesen de, istemesen de felakete srklediin sevgililerini sayacam sana: Sana ak sarhou arklar syleyen kara karga Tammuz nerede imdi? Bir zamanlar kraliyet bahvan olan ve imdi bataklkta kurbaalarla beraber mr tketen Iullanu nerede? Bir aslan kadar gl olan adam tuzaa drp, cann istedike eline aldn bir oyuncaa dntrdn. Girdii her kavgadan zaferle kan Ohesi'ye dizgin takarak, onu emrindeki miskin bir yk hayvan haline getirdin, itii amurlu sular, tapmandan gelen gzel bir arap sanyor zavall. Annesi Silili'nin alamaktan gzleri kr oldu. Ve Amagu, obanlarn ba! Sana her gn taze ekmek piiriyor ve bir olak kurban ediyordu, srf seninle ilgilendii iin tm grevlerini ihmal etmeye balamt. Ya onunla ne yaptn? Onu dve dve yanndan kovdun ve yalnz dolamak zorunda olan bir kurda dntrdn. Artk oban ocuklar bile onu aralarna almyor, kendi kpekleri bile onu sryor ve sayg gstermiyor. Ve sen bunlarn hepsinin sevgi olduunu iddia ediyorsun... Eer ilk sevdiin ben olsaydm, sanrm onlarn bana gelenlerin hepsini ben de tadacaktm!" "Defol!" diye bard lluna byk bir fkeyle. Glgame'in utanmazca sulamalar onu ldrtmt. Onun kendisiyle bu ekilde konuacan asla dnmemiti. Bir an iin surandaki glmseyen maskeyi kenara frlatt ve Glgame onun gerek yzn grd. Bu ksack idrak an, ona doru davrandn kantlamt. Ayaa kalkt ve bayla belli belirsiz bir selam verdi. "Umarm istediin cevab aldn" dedi Glgame. "ikimizin de ayn tahtadan yontulduunu dnyorum, o halde sana bu kadar ak olarak ifade ettiim szlerimin ne anlama geldiini kavraman gerekir." "Dar!" lluna eline geirdii ilk sert nesne olan kk bir kutuyu Glgame'in bulunduu istikmete frlatt. "Ykl karmdan, asl nesli belirsiz pi! Bundan sonra tapnama bir daha asla ayak basamayacaksn. Seni lanetliyorum Glgame, Uruk krallarnn en aptal ve en sefili! Git buradan ve bir daha asla karma k261 ma. Lanetim seni her zaman takip etsin ve yaamdan aldn tm zevkleri sonsuza dek zehirlesin!" "arap dolu bir kadeh yerine sadece yaam zevkimi zehirlemen ne kadar da iyi!" dedi Glgame ve arkasna bakmadan dar kt. Kapnn nnde kendi kendine gld, nk ieriden hl duvara arpp knlan nesnelerin sesleri gelmekteydi. Itar'n yeryzndeki en gen tezahr, diye dnd. Crtlak bir mahalle kars gibi davranan bu kadn m bir tanra? Zigguratn nndeki byk meydana geldii zaman, ban kaldrarak derin derin nefes ald. Havann harika bir kokusu vard, ilkbahar olanca gzelliiyle kendisini hissettiriyordu ve kular neeyle arklar sylyorlard. Gkyz ok gzeldi, fakat sadece sradan bir gkyznden baka bir ey deildi. Elle tutulup gzle grlen eylerle dolu, basit bir gkyz. Tanrlar iin ok fazla yer yoktu iinde. Az nce syledii szler yznden lluna'nn nefretini ve dmanln kazandn biliyordu, fakat bunun iin zlmyordu. stedii kadar barp arsn, ardndan lanet okusun, zerre kadar etkilemiyordu kendisini. luna oynamak istedii oyunu kaybetmiti ve hi kimse kendisini onunla evlenmeye zorlayamazd. Glgame bir zamanlar yedi bilgenin oyun tahtasnn zerinde yuvarlak biimli siyah ve be benekli beyaz talan bir alandan dierine gtrerek oynadklan oyunu anmsad. Daha o zaman bile, akbeti ne olursa olsun, Itar'n kutsal dzenden ayrlmak istedii belli olmutu. phesiz kendisini iin iine katmyordu o zamanlar, nk hibir nemi olmayan gen bir delikanlyd. Amacna

ok yaklamt, hatta lmekte olan tiran Dumuzi'nin arzusu olduunu iddia ederek, rmcek alaryla bal olsa bile iktidar ksa bir sre iin ele geirmiti. Sadece halkn basks yznden tahttan feragat etmeye raz olmutu, fakat bu ayrln fazla uzun srmeyeceinden son derece emindi. Fakat Glgame artk Uruk iin byk nem tayan, sorumluluklarnn bilincinde gl bir kral olmutu, lluna'nn iktidar ele geirmek iin yapt ikinci deneme de, onun elik iradesi karsnda paralanp dalmt. Acaba artk bundan vazgeip, kut262 sal beliin iindeki grevinin ne olduunu anmsayacak myd? Yoksa ondan intikam almak iin planlar yapmaya balam myd? Glgame hzla alan kat ederek, saraynn kapsna doru yrd. Omuzlannda tad ve kendisine ok ar gelen bir ykten kurtulduunu hissediyordu. lluna'nn tehditlerinden asla korkmayacak ve ylmayacakt. Hi kimse kendisi zorla bir eyler yaptracak gce sahip deildi. Artk zgrd. lluna fkeden lgna dnmt. Daha nce hi kimse kendisi hakkndaki dncelerini bu kadar acmaszca ifade etmemiti. Glgame olacak bu aalk pi, kendisiyle bu ekilde konumaya nasl cret edebiliyordu? Ar bir ekilde cezalandmlmas gerekiyordu, daha nce hi kimsenin arptnlmad kadar ar bir biimde hem de. Gksel babas Marduk ile konumak iin hiddetten sarsla sarsla alayarak tapnann damna kt. Titrek elleriyle kk bir odun ynn yakmaya alt. Nihayet ate yanmaya balaynca, elindeki bitki demetlerini krarak zerine koymaya balad. Ateten ykselen ince bir duman stunu, ziggurat taklit edercesine dne dne ge ykselmeye balad, lluna damn stnde ayaa kalkarak kollarn yukar uzat, ak salar ensesine ve omuzlanna dyordu. "Marduk, gksel baba, duy beni" diye seslendi, "Itar'n yeryzndeki en gen tezahr olan kzn lluna'nn bana neler geldiini dinle: Bir sredir Uruk kral olan Glgame isimli kendini beenmi adamdan beni kendisine e olarak almasn diledim, ama o beni aalad ve benimle alay etti. Bunu nasl yapt? Hangi ey263 tan ona bu gc verdi? Halbuki ona o kadar ok ey verebilirdim ki, bir erkein arzulayabilecei her eyi... Fakat beni reddetti ve sanki sradan bir tapnak fahiesiymiim gibi davrand bana. ok ar szler syledi ve dayanlmas ok g hakaretler yadrd. Bundan nce hi kimse byle bir ey yapmaya cret edememiti, bundan nce tar asla bu ekilde aalanmamt." Gksel Baba Marduk, aadaki dnyada olup bitenlerle pek nadir olarak ilgilenmesine ramen, birisinin gerekten iten gelen bir talebi olduu zaman onu dinlemezlik etmezdi. Iluna'ya yle cevap verdi: "Sanrm olaylarn bu hale gelmesinde senin de suun var. Uruk kraln o kadar tahrik ettin ki, sonunda dayanamayarak yaptn korkun ileri ve kt niyetini grmeni salayan bir ayna tuttu suratna kar. Hi kimse bu ekilde gerek yzn seyretmekten holanmaz. Senin kzman gereken Glgame deil, aksine bir ak tanrasna yakmayan davranlarda bulunduun gnler ve zamanlar." Marduk'un bu ekilde konumas onu daha da fkelendirmekten baka bir ie yaramad. "Sylediklerinde hakl olsan bile" diye bard, "bana hakaret etmeye ve hakkmda kt konumaya ne hakk var ki? Bir insanck bir tanra hakknda hkm veriyor! Ve bunun dnda: Onunla beraber her ey daha iyiye gitmez miydi, yepyeni bir balang yapamaz mydk?" Marduk alnn krtrd. "Kendini kandrmaya altn sen de gayet iyi biliyorsun" diye karlk verdi, "insan elbiselerini, eini, hatta iinde yaad ehri bile deitirebilir; fakat insann ta kklkten bu yana suyunu itii bir kuyuyu deitirmesi mmkn mdr? Hayr luna, bana sylemek istediklerin bu deil ve bu ekilde konumaya devam ettiin srece sana inanmayacam ikyetlerini dinledim ve cevabn verdim. Hl ne istiyorsun ben den?" "Marduk, gksel babam!" diye bard Iluna. Sesi fke ve nefret doluydu. "Bir zamanlar bana vermi olduun sz hatrla. Gerekten tm kalbimle arzuladm bir isteimi yerine getirecektin. te bunun vakti geldi imdi: Gklerdeki o

azgn ve korkun boay gnder bana! Kral Glgame'i saraynda basp ldrmesi ii onu Uruk'un zerine salmak istiyorum." 264 i "isteini yerine getirmeyeceim" diye karlk verdi Marduk, "benden ok korkun eyler yapmam bekliyorsun ve senin azndan bu tr eyleri iitmek beni son derece rahatsz ediyor. Benden byle bir ey istediine gre akln karm olmalsn." "Hayr" dedi luna, "aklm karm deilim. Mantm yerinde ve ne sylediimi iyi biliyorum. Senden bir kez daha rica ediyorum: Gk boasn Taurus takm yldzndan koparp al, ona hayat fleyerek bana gnder ki, onu Uruk'un zerine salaym. Beni son derece kran ve inciten utanmaz Glgame'in yrei, ac ve elemle dolsun." "isteini yerine getirmeyeceim" dedi Marduk ikinci bir kez, "istesem bunu yaparm elbet, fakat ortaya o kadar korkun bir ey kar ki, sonunda neler olacan ben bile kestiremem." Bunun zerine Iluna tehditler savurmaya balad: "Eer bana gk boasn gndermezsen, yeralt dnyasnn mhrn sker ve kaplarn krarm. Aadaki llerin tm, canllar yemek iin yeryzne kar. Atam olan ve llerin ruhlarn toplayan Lilith ile birlik olurum. O llere yeniden yaam fleyebilir ve onlarn kmldayan her eye saldrmalarn salayabiliriz. Ondan sonra yeryznde llerin says, yaayanlarn saysn kat be kat aar." Kznn tehditleri Marduk'un dn patlatmt, nk az nce yapt tasvir son derece korkuntu. Ne de olsa iyi kalpli bir tanryd o, insanoullan da dahil tm ocuklarn sevdii iin, yava yava pes etmeye balad: "Gk boasn sana gndermem ok korkun sonular dourabilir. Uruk'ta yedi yl ktlk olacak, nk boa tm ekinleri yiyecek, inanlmayacak kadar ok yemek yer. Senin yerinde olsam nce insanlar iin yedi yl boyunca yetecek tahl ve hayvanlar iin ise saman depolardm." "Hayr, buna gerek kalmayacak" diye karlk verdi tluna, "insanlar iin yeterince tahl depoladm baba. Kutsal dan altndaki ambarlar dolup tayor. Hayvanlar iin de yeterince ot biriktirdim. Yedi yl boyunca ktlk olsa bile, herkese kendisine fazlasyla yetecek kadar dolgun baaklar ve taze otlar bulacak. Gryorsun ki her eyi dndm. imdi sen de szn tut ve bana istediimi ver!" 265 Sonunda Marduk, Itar'n basksna dayanamad. Aslnda hi ikna olmamasna ramen, tekrar eski huzuruna kavumak istedii iin gkyzndeki Taurus takmyldzna uzand, gl eliyle oradaki boay yerinden skp alarak iine hayat fledi ve yere brakt. Fakat yine de luna'nn isteini tam olarak yerine getirmedi. Bunun sebebi o eski bo vermilii miydi, yoksa iyi kalplilii miydi, bilinmez; ama her halkrda boay Uruk'tan ok uzaklara, hatta bir zamanlar avcnn Enkidu'yla karlat yerden bile uzaa, bozkrn ta ilerine brakmt. Azgn boa orada fkeyle kudur-muasna saa sola saldryor, yanlp da kendisine yaklamaya cesaret eden tm hayvanlar devs boynuzlaryla tehdit ediyordu; fakat hibir insan ondan zarar grmemiti henz. Gebelerin yollan daha kuzeyden ve batdan geiyordu, bu nedenle obanlar da korkun hayvan fark etmemilerdi. "Teekkr ederim" dedi Iluna, Itar'n yeryzndeki en gen tezahr, "beni dinleyip isteimi yerine getirdiin iin sana teekkr ederim, gksel babam." Fakat Marduk onu artk iitmiyordu. Tekrar uykuya dalmt ve ryasnda dnyay nasl yarattn gryordu. Kuruyla slan ayrlmasn, atei, havay ve talar, M ile beraber hayret verici bir eit ve oklukta yarattklar bitkileri, hayvanlar ve insanlar gryordu tek tek. Bu ryay grmek yapt balca iti ve uykusunun blnmesinden hi mi hi holanmyordu. Marduk'un yaratm olduu boay Glgame'e zarar veremeyecek bir uzakla koyduunu luna'nn fark etmesi, pek de uzun srmedi. Can sklmt. Durup dinlenmeden bu canavar nasl Uruk'a ekebileceini dnmeye balad. Aklna

uygun bir fikir gelmeyince, bir kez daha ok sevdii kehanete danmaya karar verdi. Fildii zarlar sknetle atmaya balad. kan sonulan nokta ve izgilere dntrd. Ortaya kan tasvirin st blm, bir orduyu, yani topra simgeliyordu. Tasvirin alt blmn oluturan iki krk, bir tam izgi ise, bilinmez olan, yani suyu simgelemekteydi. Bunun anlam, topran altnda biriken yeralt sularyd. Ordu da bir bakma yeralt suyuna benziyordu. Onun gc de halk kitle266 sinin arasnda birikiyordu. Ban zamannda grnmez bir varlktr, fakat her zaman bir kudret kayna olarak hazr beklemektedir. Bir ordunun yaps u ekilde aklanabilir: ten ie daima tehlikeli bir ey olmakla birlikte, da kar itaat ve dzen iinde olmalyd. Kat bir disiplin iinde olmayan ordu, birbirine geliigzel balanm bir demet kuru ota benzer. Sadece kat bir dzen onu olmas gereken ey yapar: tehlikeli bir sava oyunca. Sava ise zarar ve tahribat beraberinde getirir. Bu yzden iddetini dncesizce serbest brakmak doru bir ey deildir, sava mutlak gaye olmamal, aksine son kar yol olan abuk etkili, ldrc bir ila olarak kullanlmaldr. Biraz eilerek zarlarn zerine doru yavaa fledi ve zarlarn en kk kmltlarn bile dikkatle izlemeye balad, ite, nc zar ayr bir alana dmt! Iluna aniden tm vcudu ve ruhuyla dikkat kesilmiti. Kehanetin sylemek istediini gayet iyi anlamt. yle diyordu: "Yabani hayvan tarlann iinde, onu yakalamak iyi olur." Arkasna yaslanarak kehanetin sylediklerini zmsemeye ve hayalinde bir tasvir olarak canlandrmaya alt. Ne anlama geliyordu? Yabani hayvan normal yaama alan olan orman, dalar ve bozkr terk ederek tarlalara girmi, ekinleri kasp kavuruyordu. Kudretli gk boasyd bu. Onu gryordu, ok uzaklardayd ve glkle fark edilebiliyordu, fakat fkesinin ve gvdesinin korkun derecede byk olduu her halinden belliydi. fkeyle soluyarak toynaklaryla yeri eeliyor ve kan anana dnm gzleriyle etraf kt kt szyordu. Devs boynuzlaryla tozu dumana katt iin gz gz grmyordu. Havaya frlatt talar, topraklar ve tozlar, devs srtna yamur gibi yamaktayd. Boa savamaya can atyordu, sava arrcasna bryor, nihayet ldrmeye deecek bir rakiple karlamay bekliyordu. Fakat byle bir kimse ortalkta yoktu. Acaba ona yakn bir yerlerde yaayan insanlar yok muydu? Bu insanlar onu kztrarak Uruk'a saldrmasn salayamazlar myd? Iluna gzlerini kapayarak, danya iinden bakmaya alt. Gzlerinin nnde karmak dalgalar ve mavi girdaplar uuuyordu, bunun hzla akan bir su olduunu anlamas epey uzun srd. 267 Bu suyun birbirine ok yakn akan iki rmak olmas onu huzursuz etti. Hi phesiz birbirlerine sadece birka saat mesafede bulunan Frat ve Dicle'ydi bu rmaklar. Aralarnda ise kaln bir sis perdesi vard. Bir sre sonra sis perdesi aralanmaya balad zaman, zihninde bir ehir belirmeye balad. Ne Uruk, ne de Ur'du buras, ne Eridu, ne de Nippur... Kehanet burasnn isminin Ki olduunu fsldamt ona. Ilu-na'nn zihninde yeni bir tasvir belirmiti. Smer lkesinden ayrlan ve artk vergi demeyen bir hkmdar gryordu. Aln krklklarla dolu, zayf bir adamd. Ar sorunlarn altnda eziliyor gibiydi. ehri gebeler ve her cinsten barbarla dolup tayordu. Bu sene ok iyi rn almalarna ramen ehirde ktlk bagstermiti, nk her geen gn a karnlar akn akn kaplar zorlamaya devam ediyordu. luna Ki'ten ve Enmebaraggesi olu prens Akka'dan sz edildiini daha nce duymutu. Onun sulama kanallar hakknda pek az ey bildiini de iitmiti. Bir keresinde bu ehirden gelen bir tccar tapna ziyaret etmiti. Yannda getirdii mallar son derece kalitesizdi, tanraya bile ancak kck bir hediye verebilmiti. Ki'ten ve ehrin sorunlarndan o kadar uzun sre bahsetmiti ki, sonunda tluna onun szlanmalarn dinlemekten bkm ve adam kap dar etmiti. Fakat o zamanlar kendisine verilen ve manasn imdi kavrad bir iaretti bu belki de. Zarlar bir kez daha att. Kehanet bu defa yle demiti: "Ordular harekete geirmek iyi olur!" Aka anlamt bunu. Ordu o lkedeki a insanlardan

oluacak, Kili Akka ise onlarn nderi olacakt. Harekete geerek yola koyulacaklar ve gneye doru ilerlerken gk boasn Uruk'a sreceklerdi. Sonra ne olacana ise, kader karar verecekti. Aklndan bunlar geirirken elinde olmadan rperdi. Dndkleri canavarca eylerdi, dman ehrin kaplarna ekmesi yetmezmi gibi, onlarla beraber Marduk'un gkten indirdii korkun yaratn gelmesine de neden olacakt. Fakat Glgame'i cezalandrmann baka bir yolu yoktu. Bunu yapmak zorundayd, intikamn almak iin bir an bile dnmemeli, bir an bile duraksamamaly-d. 268 Korkun bir ekilde gld. Sesinin tonu kendisini bile rktmt. Dnceli dnceli alnn svazlad. Peki ya Uruk'un byk duvar tm saldrlara kar koymay baarrsa? Vakti geldiinde bunun da aresine bakmak zorundayd. Fakat nce Ki hkmdar ile ilikiye gemeliydi. Hizmetkrlarna seslenerek Sasa'y armalarn istedi. Te-hiptilla'nn ortadan kaybolmasndan ve Unigi'nin Iran dalarndaki Lullumu lkesindeki yeni tapnan barahibesi olmak zere oraya hareket etmesinden bu yana, Sasa onun en gvendii kz olmutu. Sasa gelince lluna onu kucaklad. "Benim iin nemli bir grev stlenmek ister misin?" diye sordu tar'n yeryzndeki en gen tezahr. "Sana sadakatle hizmet etmekten baka hibir ey arzulamadm biliyorsun" diye karlk verdi Sasa. Bunun zerine luna kil bir levhaya yazlm olan bir mesaj iki kat kumaa sardktan sonra, ona teslim etti. Sonra da ne yapmas gerektiini aklamaya balad. Fakat tedbiri elden brakmayarak, kil levhada yazl olanlarn hepsini ona anlatmad. En nemli yerleri atlayarak gemiti, nk kk srdann evirdii entrikalarn tmnden haberdar olmas belki sakncal olabilirdi. Buna ramen Sasa'nn beti benzi att. "Tehiptilla'nn barbar evcilletirmeye giderken yaptklarn m yapmalym?" diye sordu endieyle, "srf dncesi bile beni korkutuyor." "Hayr" dedi lluna, "grevinin o ile bir ilgisi ve benzerlii yok. Kili Akka medeni bir adam, yabani bir canavar deil. Zaten sen bir kse kuu olmayacaksn. Tam aksine, bu andan itibaren benim tam yetkili elimsin ve Ki'te akla gelebilecek her trl sayg gsterilecek sana. Burada nemli olan, mesajmn Ki prensinin eline vaktinde gemi olmasdr. Fakat dikkat et; tablette yazl olanlar sadece hkmdarn kendisi okusun. Eer baka biri ister hile ile, ister de iddet ile tablette yazl olanlar okumak isterse, ne yapp edip bunu engellemeye, baarl olamazsan da tableti krmaya al. Tableti parampara et, binlerce paraya bl, ya da ne yaparsan yap... Yeter ki iinde yazl olanlar Kili Akka'dan baka kimse okumasn. Bunu yapacana bana sz verir misin?" 269 BBHf

H "Vens'n yedi n adna yemin ederim" dedi Sasa. "yi yleyse. Acele et, arkadam. Ki'e vaktinde ulamak iin en hzl katrlardan birini al. Seni irkin, yal bir kadn sanmalar iin klk deitir. Mmkn mertebe hastalkl ve sakat gibi davranmaya al. Bu ekilde grevini bitirene kadar seni kimse rahatsz etmez." Su ortana birka faydal t daha verdikten sonra, onunla uzun uzun vedalat. Sasa ayn gnn leden sonras kuzeye doru yol almaya balamt bile. Paavralar iinde yal bir kadn katrnn stnde Ki'in pazar yerine girerek insanlarn arasna kart. Tacirlerin sata sunduu cz eitteki mallardan almaya gc yetecek kadar zengin olanlara a gzlerle bakan fakir grnl insanlar arasnda gze arpmyordu. Her gn hayattaki tm varlklarn

eeklerinin srtndaki kna yklemi olan bir sr gebe ve bedevi akn akn ehre gelmekteydi. Sasa'y da onlardan biri sanmlard. Aslnda aceleyle rlm saz kulbelerin bir araya gelmesiyle oluan ehir, tm diki yerlerinden patlayacak gibiydi. Buna ramen her gn kapya dayanan yeni gmenler, inadna ehre girmeye alyorlard. Saz kulbelerin ortasnda, prens Akka'nn biraz da abartarak saraym diye nitelendirdii ta bir bina bulunuyordu. Prensin tahl ambarlarn tepeden trnaa silahlanm muhafzlar korumaktayd, hatta ambarlarn evresine bir savunma ukuru bile kazdrmt. Muhafzlarn ii balarndan aknd. Btn gn srarla kpry gemek iin abalayan dilencileri kovalamak iin, gerekirse silahlarn kullanmaktan da ekinmeden, urap duruyorlard. Pazar yerinin evresinde tapmaklar da gze arpyordu, fakat Uruk'taki Eanna'nn zeride bulunanlar yannda, acnacak yknt270 jar olarak nitelendirilebilirdi bunlar ancak. Tapnaklardan biri tanr gnlil'e adanmt, dierleri ise gebelerin ve bedevilerin getirdii, baka hibir yerde ad san iitilmeyen yerel tanrlara aitti. Yal kadn katrndan inmi ve dizginleri eline almt. ocuklar kadnn etrafna toplanarak ekmek dilenmeye baladlar, fa-cat onun da hi ekmei olmad gibi, yolculuk yznden karnnn ok ackm olduunu grnce, peini braktlar. Kadn durarak etrafna baknd. Grlecek ilgin tipler vard civarda, bazlar yere serdikleri paavralarn zerinde, Uruk'ta oktan pe atlacak olan nesneleri sergileyerek satmaya alyor, bazlar da yabanc dillerde konuarak etraflanna toplanan ve dalgn dalgn kendilerini dinleyen insanlara, masallar ve efsaneler anlatyordu. Birounun yapacak baka bir ii yoktu zaten ve dinledikleri hikyeler midelerinin gurultusunu bir nebze olsun bastryordu. Birden pazar yerine giren bir manga asker, insanlar saa sola iterek yolu at. ift koumlu gzel bir sava arabas hmla meydandan geerek, kpr ynnde gzden kayboldu. Pazar yerini dolduran ses karmaasn anlatmak imknszd. Birbirlerinin dillerini hemen hemen hi anlamayan insanlar, ayn dili konuan birini bulduklarnda daha da yksek sesle barmaya balyorlard. Yal kadn yavaa savunma duvarna doru ilerlemeye balad. Yol boyunca sk sk itilip kaklyordu, bir keresinde de birka yeniyetme delikanly tahta sopalarla kovalayan askerler tarafndan az kalsn ezilecekti. Askerler nlerine gelen her eye, ne ve kim olduuna aldr etmeden vuruyorlard ve ksa zaman zarfnda delikanllar drt bir yana datmay baardlar. Yal kadn onlarn bir uval tahl aldklarn gayet iyi grmt, fakat ka esnasnda uval patlam ve iindeki deerli taneler yere salmt. Ve gerekten de baz insanlar bu tanelerin bana erek, onlar hzl hareketlerle azlarna tkyorlard. Bu durum, onlarn gerekten de byk bir sefaletin penesinde kvrandklarn aka gstermekteydi. Yal kadn ban sallayarak yoluna devam etti ve kprye ula. Askerler yolunu kesmilerdi. "Daha ileri gidemezsin" dedi bir tanesi ve kaba bir hareketle kadn geriye itti, "yiyecek bir eyler istiyorsan bedevilere git." 271 Bir dieri ise arkadann szlerini tamamlad: "Burada ne iin var ki zaten? Geldiin le geri dn. Ki'te senin gibi insanlara yer yok artk." "Prens Akka'y grmek istiyorum. Ona verecek nemli bir haberim var" dedi yal kadn. "Hadi oradan! Zaten birou bu bahaneyle gelir buraya" dedi ilk konuan asker, "bu kadar aptalca numaralar yutacak kadar enayi mi sandn bizi?" Bunun zerine yal kadn bann neredeyse tmn kapatan kaponu geriye itti, uzun siyah salarn sallayarak dzeltti ve su-ratndaki toprak boyalar sildi. Gen ve gzel bir kadn yz kmt ortaya. Hele zerindeki paavralar omzundan kaydrp, incecik elbisesinin altndaki biimli vcudunu gzler nne serdii zaman, askerlerin aknl grlecek eydi dorusu. Yal cad, bir dnya gzeline dnmt. "Prense gizli bir haber ulatrmam gereken bir eli olduuma inandn m imdi?" diye sordu Sasa.

Daha yal olan asker pheyle kafasn kad. "Dorusu" dedi sonra, "bunun o lanet bedevilerin bir numaras olup olmadndan pek de emin deilim..." Bunun zerine Sasa elbisesinin nn aarak, gsnde asl olan yuvarlak altn kolyeyi gsterdi. zerinde tanrann mhr vard. Askerin okuma yazmas yoktu ama bir anda bu kzn lde yaayan bir zavall olamayacan anlad. Hareketleri hemen kibarlamt. "Katrnn eyerine asl olan torbann iinde ne olduuna bakabilir miyim?" diye sordu. "Hayr" dedi Sasa, "orada ne olduunu basit bir askere deil, sadece hkmdara gsterebilirim. Uruk tapnann barahibesi ve Itar'n yeryzndeki en gen tezahr lluna, beni ona bir mesaj iletmem iin gnderdi." "Pekl, gel de seni sarayn kapsna gtreyim" dedi asker ve Sasa'ya elik etmek iin hazrlanmaya balad. Ki prensinin ikmet ettii kaba saba ta ev, bir saray olmaktan ok uzakt gerekten de. Kesme talardan ve pimemi tula272 lardan ina edilmiti, baz yerlerdeki tulalar ufalanmaya balamlard bile, ne bir stun, ne bir ssleme, ne de bir mozaik veya resim gze arpyordu duvarlarda. Oysa Uruk'ta brakalm saraylar, baz zengin sakinlerin evlerinde bile her tr ssleme bol bol yaplyordu. Sasa "saray"n giriinde muhafz ktasna teslim edildi. Tepeden trnaa silahl adamlar onu karmakark yollardan geirerek, Akka'nn zel muhafzlarna teslim ettiler. Burada nc kez ne istediini anlattktan sonra, yar karanlk kk bir odada beklemesini sylediler ona. Pencereye yaklaarak ehre bakt. Ki ne kadar da irkindi! Bir ehir bile deildi buras aslnda, kk bir pazar yeri, abuk gelimi ve artk geliecek hali kalmam ufack bir vaha! Oysa Uruk'un duvarlar arasndaki yaam ne kadar da gzeldi! Sasa burada karlat derin sefaleti dnerek i geirdi. Fakat o anda odaya girerek kendisini takip etmesini syleyen muhafz ba, onu dald kt dncelerden ekip ald. Sasa, muhafz bayla beraber, i avluda sona eren uzun bir koridordan geti. Kk bir ormana benziyordu buras. Hurma ve meru aalarnn glgeleri altna birok adam kurulmutu. Dierlerinden biraz daha yksekte oturan adamn Prens Akka olduunu hemen anlad Sasa. Uzun boylu, hafif kambur bir adamd Akka. Suratnda dnceli ve zgn bir ifade vard. Dier adamlar ise eit eit elbiseler giymilerdi, kiminin zerinde ait olduu gebe kabilesinin kyafeti, kiminin de asil bir Kili olduunu gsteren bir elbise bulunuyordu. lk bakta Uruklular andryorlarsa da, prenslerinin suratnda-ki kederli izgiler onlarda da vard. Dier adamlarn tenleri ise daha koyu renkliydi, ayaklar plakt ve bellerindeki kuaklarda eri hanerler taklyd. Btn baklar, Akka'nn nne gelerek elindeki tomar ayaklarnn dibine brakan Sasa'ya dnmt. "Nedir bu?" diye sordu prens. Bir yandan da ilgiyle kz szyordu. "Uruk tanras tar'dan bir mesaj" diye cevap verdi Sasa. "yle mi?" dedi Akka bkkn bir sesle, "o da m ehrimde bir tapnak kurmak istiyor?" Ban danmanlarna evirdi. "Yeteri kadar tapnak yok mu ehrimizde? Bir yn tapnak ve bizi iitmeyen bir yn tanr..." 273 "tar Ki halknn ektii skntlar iitti ve sana bu mesaj gnderdi" dedi Sasa. "Hepiniz iin ok nemli olan bu mesaj okuduktan sonra, ona teekkr etmek iin bir tapnak yaptrp yaptrmayacan bir kez daha dnrsn artk." "Bak sen!" dedi prens Akka ac ve alay dolu bir sesle "... hepimiz iin ok nemli..." Fakat kil tableti rten bezleri kaldrmak iin herhangi bir giriimde bulunmad. "Dans etmeyi biliyor musun?" diye sordu asil adamlardan biri. Baklarn kzn gzel vcudundan bir trl ayramyordu. "Elbette" diye cevap verdi Sasa, "fakat nce prens kendisine getirdiim mesaj okumal ki, sevinmek ve kutlamak iin bir sebebimiz olsun." "Oku onu" dedi asil adam hkmdara dnerek, "bakalm bu kadar gzel bir kz kendisine eli olarak seen tanra bize neler sylyor?" Akka i ekerek tableti rten bezleri bir bir amaya balad.

"Dur!" dedi Sasa, "iki konuda srar etmek zorundaym: Birincisi tableti yalnzca sen okuyacak ve sonra da ieriinin gizli kalmas iin kracaksn, ikincisi ise, bunu yaparken ben de burada bulunacam ve verecein cevab kendi kulaklarmla iiteceim." Prens Akka kzn taleplerini alayl bir glmsemeyle karlad. Eilerek kil tableti ald ve yksek sesle okumaya balad: "nl ve soylu Enmebaraggesi'nin olu yce Ki prensi Akka. Ryamda bir lk iittim, bu lk ehrinin alk lyd. Tam bu noktada dili tutulmuasna durdu. Tableti suratna iyice yaklatrd; gzleri satrlarda gezinirken dudaklar okuduklarn mrldanyordu. Tableti batan sona okuduktan sonra, baa dnerek ikinci bir kez okudu. Aniden gerilen yz hatlar, okuduu eylerin son derece nemli olduunu kantlyordu. Dier adamlar da bunu anladklar iin, oturduklar yerde huzursuzca kmldanmaya ve Prens Akka'ya bakmaya baladlar. Akka okumay bitirdikten sonra tableti dizlerinin zerine brakt ve delici baklarla Sasa'y szd. Suratnda en kk bir kas bile oynamad iin, ne dndn anlamak mmkn deildi. 274 gir sre sonra tableti yere atarak paralad. Bir hizmetkr arttrarak, ona tablet paralarn un ufak etmesini ve tozlarn da rzgra savurmasn emretti. "Haberler iyi mi?" diye sordu asil giyimli adam. "Hem de nasl!" diye karlk verdi Akka, "uzun zamandan beri aldm en iyi haber." br adamlar da artk kendilerini tutamayarak Akka'ya bir yn soru sormaya baladlar. Akka ise elini sallayarak onlar susturdu. "Meraknz dizginleyin, dostlarm" dedi, "nce hem Uruk ehri, hem de Kral Glgame hakknda daha fazla bilgi sahibi olmalyz." Sasa'ya ayaklarnn dibinde bir yer gsterdi ve ondan uzaklardaki Uruk ehrini anlatmasn istedi. "Uruk hakknda bilmemiz gereken her eyi anlat bize. Orada gerekleen mucizeleri bir kez de senin azndan iitmek istiyoruz." Sasa kendisine bir ut getirmelerini istedi. Arzusu yerine getirilince hem almaya, hem de sylemeye balad: "Yaam veren Frat rmann, arldayarak akan serin sularnn kysnda, Uruk bulunmaktadr, o harika ehir. Eanna'nn yksek tepesinin stnde Gklere ykselir Anu ve tar tapnaklar Ve gklere ykselen yivli kule Glgame'in saraynn duvarlar ise, ama'n scak soluunun erittii Sv altn gibi parlamaktadr..." Bu ekilde Uruk'un evresindeki byk duvar, burlar ve kuleleri, gney ve kuzeydeki iki ana giri kapsn, gzel yollarn tasvir etti. Gzel evlerin, yeni tahl ambarlarnn, dnyann tm zenginliklerinin alnp satld pazar yerinin, yarma alannn, ilerinde besili sr, kei ve inek srlerinin otlad meralarn arksn syledi. Sulama kanallaryla sulanan bahelerden, tarlalardan, palmiye koruluklarndan ve liman kysndaki yeil ayrlardan bahsetti. Glgame ve Enkidu'dan da sz etti; ellilerin sedir orman 275 macerasn anlatt. Fakat en detayl olarak, en iyi bildii eyi anlatt: Vens tapnamdaki gnlk yaam, lenler ve yeryznn en gzel kadn olan barahibe... Sasa szlerini sona erdirdikten sonra, adamlar uzun bir sre kendilerini arknn yaratt bynn etkisinden kurtaramadlar. "ayet senin szlerin rzgr ve Ki sakinlerinin ruhlar yelken olsayd, u anda sonsuz sayda gemiden oluan bir filo Frat'tan aa Uruk'a doru yol alrd" dedi Akka bouk bir ses ve zel bir vurguyla. "Fakat, brakalm bu kadar ounu, bir tek gemi yapabilecek kadar tahtaya bile sahip deiliz. Yapabileceimiz tek ey lden geen yolu kullanmak." "Size anlattm gzellikleri grmek iin o yolu kullann o halde" dedi Sasa, "yrmenizi engelleyen bir ey mi var yoksa?" Az nce yannda oturanlarla ateli tartmalar yapan bir kabile reisi ayaa kalkmt imdi: "Bedevi halk yaya olarak uzun ve uzak mesafeleri yrmeye alktr. ok yerler gezdik biz, saysz kyler, ehirler ve lkeler grdk.

Fakat imdi hibiri az nce bize bahsettiin Uruk kadar grkemli ve gzel grnmyor." "Prens Akka szlerimi kanatlandran bir rzgr olarak nitelendirdi, dorusu bu da beni olduka gururlandrd" dedi Sasa, "fakat szlerim Uruk'un gnete olgunlam altn renkli baaklara benzeyen gzelliinin yannda, bir tutam kuru ot gibi kalr. Dnyann btn iirleri, hatta hayal gc son derece kuvvetli olan Sin-nunni'nin yazdklar bile, Uruk'un gzelliklerini tasvir etmekte ok yetersiz kalrlar." "Beni ok, ama pek ok meraklandryorsun" diyen Akka sakaln svazlad. "Sylediin her ey, fakat zellikle de tablette yazl olanlar ruhumu coturuyor. Itar'n gzel elisi, bu ana dek bizden sakladn ismin nedir?" "Sasa, anlam da udur: lkbahar imenlerinin sesi." "Tam sana gre bir isim" diye karlk verdi prens, "cannn istedii srece bizim misafirimiz ol Sasa. leride merhametli Vens tanrasnn erefine Ki'te bir tapnak ina ettiimiz zaman, senin barahibe olman istiyorum. Bunun iin gerekirse Itar'a yalvarmaya bile hazrm. Fakat senden imdi halkma ve ehirdeki ya276 banclara hitaben bir konuma yapman istiyorum. Muhteem Uruk ehrinin varln onlar da rensinler. Seni herkesin anlamas iin, syleyeceklerini u anda burada konuulmakta olan btn dillere tercme ettireceim. Bunu yapar msn?" "Yaparm" diye karlk verdi, "Itar'n yeryzndeki en gen tezahr olan lluna'nn bana verdii emirlerle aa yukar uyuuyor sylediklerin." "O halde nce harem dairesine git ve yolculuun yorgunluunu zerinden at" dedi Akka. "Ben ise reisler meclisini toplayacam, tanrann emirlerini en uygun biimde nasl yerine getirebileceimizi tartmalyz." Hizmetkrlarndan birini ararak, Sasa'y hareme gtrmesini syledi. Az sonra kapsnda bekilerin nbet tuttuu bir kapya ulatlar. Hizmetkr bekilerden biriyle birka kelime konutu. Suratnda tek bir ty bile bitmemi olan yal bir adamd bu, sesi ise bir ocuunki kadar inceydi. Sasa'y sarayn dier blmlerine nazaran daha zengin ve zevkli denmi olan harem dairesine gtrd. "Harem 'gizli yer' anlamna gelir" diye cvldamaya balad yolda yrrken, "ve benden baka hibir erkek buraya ayak basamaz. Sadece kadnlar girebilir ieri, nk prensm eleri ikamet etmektedir burada." "Birden ok kars m var?" diye sordu Sasa. armt. "Alt ya da yedi" diye cevaplad ihtiyar, kimse, hatta prensin kendisi bile onlarn saysn kesin olarak bilemez. Bunun yan sra bir de kumalar, onlarn kzlar ve misafir kadnlar var." Ortasndaki adrvandan gil grl sular akan bir i avluya girdiler yine. Byk aalarn glgelerinde bir yn kadn oturmaktayd, Uruk'taki alkanlklarn aksine, aralarnda tek bir erkek bile yoktu. Sonradan rendiine gre, bu kadnlar sarayn darsna asla ayak basamyorlard, Tm alverii ve dier ihtiyalar kadn ve erkek hizmetkrlar hallediyordu, bu nedenle istedikleri her eye sahiptiler burada. Haremin iinde prensin kadnlarnn nfuzlarna gre dzenlenen kat bir hiyerari sistemi hkm srmekteydi. Prens bu hiyerarinin en stnde yer alyordu, fakat o bile harem dairesinin her tarafna istedii gibi girip kamyordu. 277 Demek bu yzden Akka Uruk gelenekleri karsnda bu kadar arm ve Sasa'dan kendisine Itar kzlarnn sunduu hizmetleri en ince detayna kadar anlatmasn istemiti. Harem kadnlar tarafndan dostluk ve sevecenlikle karlanan Sasa, onlar dinledike sadece baka bir ehirde deil, baka bir dnyada bile olduuna inanmaya balamt. Ayn eyi, Sasa'y dinleyen ev sahipleri de hissetmekteydi. Gzlerini koca koca aarak tek bir kelime bile karmamak iin Sasa'nn aznn iine bakyor; anlayamadklar yerleri ise bkp usanmadan tekrar tekrar soruyorlard. Kadnlarn bu scakkanll ona az ok tapna anmsatmt. Burada da Uruk'ta olduu gibi, birbirlerine sk sk bal olan ve karlkl her konuyu konuabilen kapal bir kadn topluluu vard.

Zaman su gibi akp geti. Sasa az kalsn Ki'e neden geldiini unutacakt. Ykanm, kokular srnm ve gzel giysiler giymiti. Yeni elbisesinin iinde neredeyse harem kadnlarndan biri sanla-bilirdi. Fakat sonunda asil adama vermi olduu sz aklna geldi: Prens ve hkmdarlar iin dans edecekti! Kapya giderek bekiyi ard ve ona isteini anlatt. Yal beki tysz suratn buruturdu. Sasa'y buradan kartmasnn iyi olup olmayaca konusunda tereddtleri vard. Fakat Sasa kesin bir dille kendisinin Uruk'tan gelen bir eli olduunu, burada sadece bir misafir olarak bulunduunu syleyince, yal adam yelkenleri suya indirdi. Onu kapya kadar gtrerek baka bir muhafza teslim etti. Prens Akka ve adamlar hl avluda oturuyorlard. Kendi aralarnda ateli tartmalar yaptklar her hallerinden belliydi. Sasa, biraz mzik ve dansn adamlarn gerilen sinirlerini gevetmek iin birebir olacan dnerek, Akka'dan mzisyenlerini armasn istedi. Az sonra, birok mzisyenle beraber, ellerinde birbirinden leziz yemekler, tatllar ve meyveler tayan tepsiler bulunan adamlar avluya dolumutu. "Yiyin ve iin dostlarm, nk ktlk zaman yaknda sona erecek" dedi Akka, "bize merhamet eden Itar'n adna bayram edelim!'" Yemekler yendikten ve erkekler bira itikten sonra, mzis278 yenler aletlerini almaya baladlar. Her ey gibi mzik de Uruk'tan deiikti burada: Mzisyenler sadece erkeklerden oluuyordu ve alglar toprak davullardan, kavallardan, su kabaklar ve caplumbaa zrhlarndan yaplm telli sazlardan ibaretti. Adamlar bir yarm daire oluturacak ekilde yere oturdular ve biri avularnn iiyle tefe vururken, bir dieri de kaval almaya balad. Birka melodi ortaya kar kmaz, Sasa dans etmeye balad. Bir ceylan gibi nazl ve kvrak hareketlerle vcudunun her tarafn ayr ayr oynatrken, bir yandan da kendi ekseni etrafnda frl frl dnyordu. Akka ve adamlar kz bylenmi gibi seyrediyordu. Hele Sasa "tl dansna" balaynca, gzleri yuvalarndan frlayacakm gibi oldu... Sasa zerindeki incecik tlleri dans ederken tek tek kartyor, fakat gzel vcudunu tamamen plak olarak sergilemekten itinayla kanyordu. zerindeki en son tl de frlatp atnca, Itar'n erefine kutlanan bahar bayramlarnda giydii incecik effaf elbisesi ile ortalkta kalakald. Kabile reislerinin ve bedevilerin etrafnda dne dne dans ediyor, onlarn sakallarn okuyor, adamlar neredeyse zevkin doruuna kartyordu. Nihayet tekrar mavi pelerinine brnd ve prensin ayaklarnn dibine oturdu. "Bana Glgame ve o barbar hakknda biraz daha fazla bilgi verir misin?" diye sordu prens Sasa'ya. "Enkidu'yu kast ediyorsun herhalde?" "Evet, Humbaba'y, yardmclarn ve dier eytanlar tek balarna temizlediklerine gre, olaanst kahraman olsalar gerek!" "Evet, aynen sylediin gibiler. Uruk'tan uzun zamandr byle kahramanlar kmamt." "Buna ramen duvarlarla evrili gvenli ehirlerinde oturmay tercih ediyorlar..." "Her zaman deil, sk sk aslan avna veya baka maceralar aramaya kyorlar. ehri terk ettiklerinde ise ona air Sinnunni ve yaver Urnigingar'la beraber, gen Anu rahibi Erenda vekalet ediyor." "Hl tam olarak anlayamadm ve renmeyi ok istediim bir tek ey var" dedi Akka dnceli dnceli sakaln svazlayarak, "tar'n bizi armasndaki gerek niyetinin ne olduu... Bize tka basa dolu bir bal kovan gibi sunduu yer sonuta kendisi279 nin de ehri. Bana gnderdii yazda tm davetkr szlerine ramen, asl merak ettiim yazl deil. Sen bu meseleyi bana aklayabilir misin?" "ok basit" dedi Sasa, "Itar ve Glgame beraber kutsal evlilii gerekletirdiler. "Bu da ne demek oluyor?" diye szn kesti Akka, "yani onlar imdi yasalarnz karsnda kar koca m?"

"Deil ite. Bu evlilik sadece sembolik olarak tanrlara ve insanlara rnek olmas iin gerekletiriliyor. Itar, Glgame'le gerekten evlenerek onun ei olmak istiyordu. Glgame ise kendisini reddetti. Itar'a hem ok kaba davrand, hem de lmle cezalandrlmas gereken hakaretler yadrd..." Prens Akka hayretle ban sallad. "Bu Glgame gerekten ok ilgin bir adam olmal" diye homurdand, "ve Itar ok allmam bir kadn, ikisini de daha yakndan tanyp haklarnda daha salkl bir fikir edinmek isterdim dorusu. "istein yerine gelecek!" diye bard Sasa, "hele Uruk'a bir gel, ikisini de ok yakndan tanma frsat bulacaksn." "Anlyorum" dedi Akka dnceli bir tavrla, "sanrm seni ve tanran anlayabiliyorum... Uruk'a gideceiz ve orada grnmemiz bazlar iin ok ac bir srpriz olacak. Az nce kendi aramzda bu meseleyi grtk ve sen halka konutuktan sonra grmeye devam edeceiz. Fakat ben kesin kararm verdim bile... Tanrann arsna kulak vererek, kaderin bize izdii yolu izleyeceiz." Sasa bir saat kadar erkeklerin sofrasnda oturdu. Sonra da onlarn artk mzik ve dans yerine, daha ciddi konular grmek istediklerinin farkna vard. Onlara veda ederek hareme geri dnd. Kadnlarla beraber doya doya dans edebilir ve elenebilirdi artk... Ki ehrinde son derece huzursuz bir gece hkm srmekteydi, hem sarayn iinde, hem de balarn sokacak bir dam olmayan insanlann yakt yzlerce atein parlad savunma ukurunun te yakasnda. Pencereden gelen alk olmad grltler Sasa'nn sk sk irkilerek uyanmasna neden oluyordu. Garip bir ehirdi Ki, Akka ise daha da garip bir hkmdard... 280 Ninsun korkudan beti benzi atm bir ekilde yastndan frlad. "Bahemde vahi bir canavar var! ieklerimi parampara etti, ayaklaryla topran altn stne getiriyor!" diye nlayan korku dolu l koridorlarda yankland. Tm vcudu tir tir titriyordu. Baklarn az nce o korkun manzaray grd pencereye dikmiti. Siyah, kocaman bir vcut bahe duvarn parampara ederek gzelim iek tarhlarn mahvetmiti. ieklerin narin gvdeleri korkun toynaklarn altnda atrdayarak kopuyor, allklar paralanyor ve aalar kklerinden sklyordu. Soluu ulat tm yapraklar yakp kavuruyor, ayaklarnn altndaki toprak grleyerek titriyor ve biimsiz vcudun yuvarland yerdeki tm yaam bir anda yok oluyordu. "Lugalbanda, neredesin?" diye bard yal kadn umutsuzlukla. "Glgame, Enkidu, oullarm! uraya bakn! Ktln gc yaklayor, kurtarn kendinizi! Kendinizi kurtarn ve bu arada yal ananz Ninsun'u da unutmayn!" Darmadank salar gzlerinin nne dmt. Sadece birka tane kalm olan dileri takrdayp duruyordu. Solgun dudaklar, karada kalm bir baln hava almaya alrken yapt gibi alp kapanmaktayd. Tehiptilla, istenmeyen durumlarda ona hemen yardm edebilmek iin yal kadnla ayn odada uyuyordu. Yatandan frlayarak koar adm onun yanna gitti. Yal kadnn bir deri bir kemik kalm vcuduna sarlarak, onu bir ocuk gibi avutmaya alt. "Bilge Ana, ne oldu sana?" diye sordu endieyle, "kt bir rya m grdn yoksa?" Yal kadn hl pencereden dar bakarak anlalmaz szler mrldanyordu. Tehiptilla kadnn sylediklerini anlayabilmek iin kulan onun azna yaptrd. 281 "Km... daha iyiyim... demir bir yumruk gibi saldrd... ieklerim... elini... kalbime koy... nasl atyor... ac... ieklerim... mahvoldular..." Yallktan kemikleri km elini kalbinin zerine gtrd. Donuk bakl gzlerini drt amt. O kadar donuk bakyorlard ki... "Hekimin tavsiye ettii ilalan getireyim mi?" diye sordu Te-hiptilla endieyle, "bekle, hemen uygun miktarlar kartraym..." Ninsun ban sallad. "Hayr, gitme... hava... pencere..." Dorulmaya abalaynca Tehiptilla ona yardm etti. Anasnn zayf vcuduna kaln bir pelerin sardktan sonra, onu pencerenin yanna gtrd. Ninsun, pencereye yaslanmaya bile cesaret edemiyordu. Korku dolu baklarn karanlklara

dikmiti. Gkyznde pek az k vard, karanlk bir rt yldzlarn birounu gzlerden saklamaktayd. Nannar'n ana ise pek clz klyd. Fakat bolluk ve bereket kokan serin gece havasn cierlere ekmek ona olduka iyi gelmiti. "Kendini daha iyi hissediyor musun?" diye sordu Tehiptilla. Yal kadn belli belirsiz bir ekilde kmldad. Canavarn kapkara vcudu bahe duvarnn kesini ykarak girmiti ieri, bahesini mahvetmi ve gzelim ieklerini koparp atmt. Neydi bu? Lugalbanda artk aada kendisi iin nbet tutmuyor muydu yoksa? Canavar geldii srada uyuyor muydu? Fakat azgnca etrafa saldrmas esnasnda uyanmas gerekirdi... Eanna ok sakindi, ayaklarnn altnda uzanmakta olan ehir de yle. Uykulu bir koyunun melemesi iitiliyordu sadece arada srada uzaklardan. "Uyumu" diye karar verdi Ninsun glerek, "o da yalanm artk; nbet tutarken uyuya kalyor." Tehiptilla Ninsun'a szlerinin anlamn sormaktan oktan vazgemiti. Yal kadnn yapayalnz olduu anlarda bile etraf insanlarla evriliymi gibi konutuunu biliyordu. En sk olarak Lugalbanda ile konuuyordu, sonra da Glgame ve Enkidu ile. Demin syledii szleri de lm olan kocasna yneltmiti. Ninsun'a gre zaten gerekten lmemiti o, bahedeki aalar ve allklar arasnda dolaarak onu korumaya alyordu. ayet Tehiptilla kt niyetli birisi olsayd, yal kadna oktan 282 onun neden sadece aalar ve allklar arasnda yaayp, bir zamanlar evi olan Eanna'daki dairesine asla kmadn sormu olurdu. Fakat kzn dudaklarnn arasndan buna benzer bir sorunun kmasna asla imkn yoktu. Ninsun'u en az gerek anas kadar seviyordu, hatta belki ondan da fazla; nk gerek anasnn kim olduunu ve hl yaayp yaamadn bile bilmiyordu, lluna anasnn ehrin aasnda yaayan bir sepeti kadn olduunu sylemiti bir defasnda, fakat ismini hatrlamyordu artk. Herhalde ok ocuklu fakir ailelerden birisiydi ve ocuklarndan hi olmazsa birisini iyi ve rahat bir yaam srecei tapnaa verebilmekten byk mutluluk duymu olmalyd. Tapnaa adanan veya hizmetkr olarak alan kzlarn gnlk yaamlarn dertleri ve skntlar ile ilgilenmelerine artk hi gerek kalmyordu. Zaten insanlar tapnakta oturanlara byk sayg duyuyorlard. Bu yzden ehirde yaayan ailelerin sadece fakir olanlar deil, varlkl olanlar da kzlarn I-tar'a vermek iin can atyordu. Tehiptilla, oradaki yaamn tadn uzun sre kardn gayet iyi hatrlyordu, ta ki... Glgame ortaya kp her eyi deitirene kadar. Glgame, Enkidu ve lluna... yanlarndan uzaklat bu insan ona sihirli bir genin noktalan gibi geliyordu. Ninsun'un yannda gnler eskisine nazaran son derece tekdze ve olaysz geiyordu, ama Tehiptilla bundan asla ikyeti deildi. Tam aksine, Bilge Ana'nn yannda kendini bulmutu. Yal kadna hizmet etmesine ramen, hayatnda ilk kez kendini zgr hissediyordu. Anasnn szleri Tehiptilla'y dald dncelerden ekip ald. "Tehiptilla, km, hibir ey grp duymadn m? Az nce koyu renkli bir ku umad m buradan?" Tehiptilla ban sallad. "Hibir ey. Sadece ayn nnden kk bir bulut geti, o kadar." "Acayip" dedi Ninsun, "bu gece her ey son derece acayip. Bana yle geliyor ki, sanki dallarda oturan binlerce ku her zamankinden farkl bir ekilde cvldyor." Tehiptilla pencereden eilerek gecenin seslerine kulak kabartt. Souk hava onu rpertmiti, pelerinine skca sarlarak geriye ekildi. 283 "Hibir ey duymuyorum, anacm" dedi, "darda her za_ mankinden farkl bir ey yok. Belki de her zamankinden daha kt bir ryayd seni korkutan." "Bir rya. Evet, bir ryayd sadece..." diye tekrarlad Ninsun ve ne olduunu hatrlamak iin var gcyle dnmeye alt. Fakat tm abalarna ramen ryas bir trl aklna gelmemiti. "Artk uyumak istemiyorum... Sen istersen uyu" dedi Tehip-tilla'ya. Tehiptilla ban sallad. "Benim de uykum kat."

"O halde biraz mzik yapalm, belki gecenin glgelerini civarmzdan biraz uzaklatrabiliriz." Tehiptilla duvardaki rafa giderek arp ald ve Ninsun'a uzatt. Fakat yal kadn onu geri evirdi. "Sen al kzm, sen al ve bu arada ark da syle. Sesin ok houma gidiyor, nk bir zamanlar sahip olduum genliimin sesini hatrlatyor bana." "Fakat sen ok gzel ark sylyorsun Ninsun. Sesin ise bir gen kz sesi gibi, bu sesin bir gn bile yalanacana asla inanmyorum." Ninsun mutlulukla glmsedi. "Bir kez daha gnlm oku-yorsun, km. Azndan bu tr szleri iitmeyi sevdiimi biliyorsun. Fakat bugn sen al ve syle. Bana eski uygarln kn anlat. Hangisi olduunu biliyorsun. Belli olmaz, bakarsn melodi seslerimizi birletiriverir aniden." Tehiptilla, ad san oktan unutulmu bir ozann azndan kan bir at sylemeye balad. Her zaman olduu gibi, bu defa da gzyalarn tutamyordu. Zaman bylece akp gidiyor, Anlar uup yok oluyor, Kt gnler bir kbus gibi yok ediyor her eyi. lkedeki dzen ykld bile, yilik bize srtn dnp, Sessizlii tm plaklyla gsteriyor. ehirler yok oluyor, Evler kle dnyor, Cam krklar gemie ahitlik ediyor sadece. 284 Allar uurtan ve srlar ldrtan, itleri ykan bir rzgr esiyor, Koyunlar oalmyor artk ayrlarda, Kanallardan akan su ac, Bir zamanlar altn rengi baaklarla dolu tarlalarda, Artk sadece yabani otlar bitiyor. Keder otlar yetiiyor bozkrda, Ve analarn memelerindeki st ekiyor, Artk ne ana ocuuna bakyor, Ne de koca karsna ismiyle sesleniyor. ocuklar, Dizlerinin zerinde bymyor artk, Dadlar onlara ark sylemiyor. Ve kral saray derin uykuda... Hani nerede, Gszlerin aclarn dindirecek olan kral? Yoksa dmana boyun mu emi? Yoksa Anu ve Itar'n yldzlan snmeye yz m tutmu? Frat ve Dicle'nin harap kylarn, Zararl otlar kaplam. Hi kimse sokaa adm atmyor artk, Ve neeyle dolamaya kmyor. ayrlardaki srlar, Ne st, ne de ya veriyor, Ana koyunlar dourmuyor, Tm lke korku iinde. nsanlar titriyor, Kral ve adamlar alap, Sonu gelmez atlar yakyor... Zaman bylece akp gidiyor Anlar uup yok oluyor Bir zamanlar sevdiimiz her ey Ykntlarn altnda Unutulmaya mahkm... 285 Son ktaya Ninsun da katlmt: "... Zaman bylece akp gj. diyor, anlar uup yok oluyor. Bir zamanlar sevdiimiz her ey, yx. kntlarn altnda unutulmaya mahkm..." Fakat sesi ak ve berrakt, henz kaybedecek ok eyi olan kk Tehiptilla gibi alamyordu. Hayr, Ninsun artk alamyordu, gzya stoklarn Lu-galbanda'nn yasn tutarken tketip bitirmiti. Kuyu kurumu, ac rmann

kayna kapanmt. Buna karn birok eyi eskisinden daha berrak olarak grebiliyordu ve pek ok eyden daha deerli bir yetenekti bu. Yal kadn kzn kollarnn arasna alarak avutmaya alt. "Alama Tehiptilla" dedi ona, "bunlarn hepsi ok eskilerde, byk tufandan nce olup bitti. leride de tekrarlanaca kesin, fakat sen o gnleri gremeyecek kadar gensin. Glmelisin km ve Glgame'le beraber mutlu olmalsn. Glgame'le,... sevgilinle..." Yal kadnn karmakark szleri Tehiptilla'yi son derece heyecanlandrmt. Acaba anas gemiten mi, yoksa gelecekten mi sz ediyordu? Bunu ona da sordu, fakat bir cevap alamad. Anas sylediklerine aldr etmeden devam etti: "Onun iin deil, Enkidu iin zlmek lazm. Fakat sen gler yzl bir gelin olacaksn. Sevin, Tehiptilla. Tapnaktan ayrlmakla ne kadar da iyi ettin! u anda nerede olduunu bilmiyor. Vens onun akln ok fazla kartrd. Zavall km, akla bu ekilde tanmas ne kadar kt... Her ey karmakark, zlmez bir dm, tm olanlar..." Aniden tiz bir lk atarak eliyle pencereyi gsterdi. "te orada! Grdn m, sen de grdn m? Az nce bir glge utu gkyznde, devs, kocaman bir bulut, bir da gibi... onu grdm, hem de ok iyi grdm. Oysa benden saklanmak iin oradan oraya sryor... Bir boa o, Tehiptilla, dev bir boa! Marduk yardmcmz olsun... gk boasnn ta kendisi! Nasl olur? Onu kim serbest brakr? Acele et, pencereden gkyzne bak ve Taurus takmyldznn yerinde durup durmadn syle bana! abuk ol, acele et..." Yal kadnn tyler rpertici lklar Tehiptilla'nn kann dondurmutu. Telala pencereye koturdu ve bir kez daha dar bakt. Fakat gkyzn karartan karanlk rt hl yldzlar grnmez klyordu. Sadece Vens'n bulunduu yerde gz kamatran bir k bulutlarn arasndan dnyaya dyordu. 286 "Hibir ey gremiyorum" dedi Tehiptilla, "her ey bulank ve puslu. Ay sisli takkesini giyerek gkyzn karartm." "Demek bulank ve puslu..." diye homurdand yal kadn, "o halde dizlerine kadar bataa gmlm." Tehiptilla'nn d patlamt. Ninsun uzun zamandan beri onu bu kadar korkutmamt. Baka bir soru sormadan ve baka bir cevap beklemeden odadan karak, hekimin tavsiye ettii ilac itinayla ve talimatlara harfiyen uyarak hazrlamaya balad. Odaya geri dndnde Ninsun'un yatanda uyuya kalm olduunu grd. Kapal gzleri ve ak azyla ilk bakta bir ly andryordu. Tehiptilla telala zerine eilince, yal kadnn hrltl nefesini iitti. Sonra da kalp atlarn dinledi. Dzgn olduklar iin ii rahatlayarak ilac yatan ba ucuna brakt. Kalbi heyecanla arpyor ve akaklarndaki damarlar kt kt atyordu. Pencereye giderek alev alev yanan kafasn biraz serinletmeye alt. Az sonra gkyzndeki kara rtnn yok olarak yerini ak gri bir renge terk ettiini grd. Az sonra gne doacak ve Uruk iin yeni bir ilkbahar gn balayacakt. Tehiptilla hayal dnyasnn derinliklerine dalmt, kendisini uykusuz ama harika hissediyordu. Karda grnen tapnaa bakt. Byk ziggurat hl karanlklar iindeydi, fakat ufukta incecik ve apaydnlk bir izgi belirmiti. Yeni gn geldiini haber veriyordu. Sasa'nn halka hitap edecei gn gelip atmt. Daha nce byle bir eyi hi yapmad iin, az da olsa heyecanlyd. Nasl balamalyd acaba? Ki halk szlerine nasl tepki gsterecekti? Ne de olsa burada bir kadnn nemli ilere karmas pek ho karlanmyordu. "Geldiin gn sarayda yaptndan baka bir ey yapmana ge287 rek yok" diye sakinletirdi onu Akka. "Onlara Uruk'un gzelliklerini anlat. Greceksin; o kadar yeterli olacak. Bylenmi gibi aznn iine bakacak ve szlerini asla bitirmemen iin sana yalvaracaklar." "Fakat ben ark sylemeyi konumaktan ok daha iyi beceririm!" diye karlk verdi Sasa. "yleyse nce ark syle. Seni pazar yerinde sahne almak isteyen bir arkc sanacaklardr. Sonra udu elinden brak ve masal anlatclarnn yapt gibi sade bir dille konumaya bala."

Sasa sylenenleri aynen yerine getirdi. Savunma ukurunun stnden geerken, prens, danmanlar, kabile reisleri ve askerlerden oluan kalabalk bir grup ona elik ediyordu. Pazar yerine ulatklar zaman, prens ve dier sarayllar kendileri iin ta ve kumdan hazrlanm olan dinleyici yerine oturdular. Askerler fazla gze batmamalanna ramen, daima mdahale etmeye hazr bir ekilde prensin ve Sasa'nn arkasnda duruyordu. Sasa, yere kendisi iin serilen bir halnn stne oturdu. Son derece gzeldi. zerinde renkli ilemeli mavi bir elbise ve zengin taklar bulunuyordu: Deerli talarla bezeli gerdanlklar, bilezikler ve halhallar. Alnna ise zerine gm ipliklerle yedi nl bir yldzn ilenmi olduu bir bant takmt: Vens'n simgesi. Akka ve maiyetinin pazar yerinin giriinde grnerek oturma yerine yerlemeleri srasnda korkun bir velvele koptu. Halk drt bir yandan akn akn pazar yerine geliyordu, nk hkmdar ve maiyetinin sebepsiz yere grne kmayacann gayet iyi farkndayd. Pazar yerinin ortasna serilen bir halda olaanst gzellikte bir kadnn oturduu, kadnn gzelliinin ve deerli taklarnn gzleri kr edecek derecede kamatrd haberi yldrm hzyla insanlar arasnda yayld. Tm Ki halk orada toplanmt: Fakir insanlar, iftiler, obanlar, dilenciler, bedeviler, gebeler, kabile reisleri, hepsi merakla ne olacan bekliyordu. Tozlarn arasnda kendilerine yer edinmeye alarak merakla boyunlarn ileri uzatyor ve olup bitenleri grmeye abalyorlard. Gzel kadn halnn zerine oturmutu. Kendi kendine glmseyerek parmak ularn hafife kucandaki udun tellerinde gezdi288 riyordu. Nihayet ark sylemeye balad, insanlar bir anda kulak kesildi, nk bir kuun cvldamalarn iittiklerini sanmlard. arknn szlerini pek ok insan anlamyordu, fakat Ki'teki ac ve sefalet dolu gnlerinde byle ho bir deiiklik olmasndan dolay ok mutluydular. Sasa'nn ismi "ilkbahar otlarnn sesi" anlamna geliyordu ve bu isim tam ona greydi. O konuan bir ot gibi, Ki halk da az sulanarak ota bakan bir sr gibiydi... Bir sre sonra Sasa udu elinden brakt ve insanlara Uruk'tan bahsetmeye balad. "Ne diyor? Ne diyor?" diye soruyordu insanlar birbirine ve halya giderek daha fazla sokuluyorlard. Sasa insanlara Uruk'un gnlk yaamn anlatmaktayd, en ufak ayrntlar bile o kadar baarl bir ekilde tasvir ediyordu ki, halk tozlarn arasnda ykselen grkemli bir ehri grmeye balamt bile. Buras herhalde kendilerine vaat edilen cennet olmalyd. Geri herkesin kendi zihninde ayr bir cennet tasviri vard, fakat Sasa onlarn her birine ayr ayr hitap edebilmeyi ok iyi beceriyor-du. Her renk, dil ve kabileden binlerce insan, azlar ak Sasa'y dinliyordu. Gzleri prl prld... Sasa'nn anlattklar bir trl bitip tkenmek bilmiyordu, zaten buna gerek de yoktu, nk insanlar ondan ok daha fazla anlatmasn istiyordu, ok daha fazla. Limanlarn ve rhtmlarn nasl olduunu, deerli hazineler ykleyip boaltan gemilerin saysn renmek istiyorlard. Sasa onlara ilkbahar bayramn anlatrken can kula ile dinliyor, kanallar vastasyla sulanan iek tarhlarn, altn renkli baaklarla dolu tarlalarn merak ediyor, ka tane tahl ambar bulunduunu, boyutlarn, Uruk kadnlarnn ka eit ekmek piirdiini, velhasl her eyi en ince detayna kadar duymak istiyorlard. Itar'a adanan yeni grkemli merdiveni Sasa'yla beraber trmanarak Eanna'ya ulamak, mutlu bayramlar kutlamak, koyun kzartmas, meyve, sebze yemek, gzel kokulu yalan ve pomatlar koklamak iin dayanlmaz bir istek duyuyorlard ilerinde. Erkekler Sasa'ya bararak, Uruk erkeklerinin ve askerlerinin nasl giyindiklerini, kemerlerini ve silahlarn anlatmasn istiyor, gre tutma biimleri ve benzeri konular hakknda akla hayale ge289 lebilecek her trl soruyu soruyorlard. Kadnlar ise zellikle i. tar'n tapnan ve kzlarn ok merak etmekteydi. Tanra insanlara ne tr tler veriyordu, kumalar hangi maddeden yaplmta etekler uzun muydu yoksa ksa myd, dier kzlar da Sasa gibi salarn alnlanndaki bantla topluyor muydu?..

Sasa, tm sorular elinden geldiince yantlamaya alt. Onun az konumaktan kupkuru olurken, anlattklar ise halk giderek daha da fazla sarho etmekteydi. Szlerine u kelimelerle son verdi: "Ben burada daha saatler ve gnler boyu konusam bile, syleyeceklerimin tm Uruk'un ancak ok zayf bir tasviri olabilir. Emin olabilirsiniz: Uruk dnyann en gzel ve grkemli ehridir, tm insanlarn ve hayvanlarn yeterli yiyecekleri vardr, kimse alk ekmez ve kimse mez, nk herkesin ban sokaca bir dam vardr. Bugne kadar karn a olduu iin uyuyamayan bir tek insan bile grmedim. Sadece pazar yeri bile o kadar byktr ki, tm Ki ehri tapnaklar, saray, evleri ve kulbeleri ile orada ina edilecek olsa bile, herhangi bir skklk meydana gelmez. Muhakkak ki tanrlar bizden honut; nk ihtiyacmz olan her eyi hediye ediyorlar. Bunlar size anlatyorum, nk hepsi kelimesi kelimesine doru ve Uruk'u ok zlyorum." "Biz de!" diye bard birka delikanl, "biz de harika Uruk'u zlyor ve grmek istiyoruz!" "Uruk nerede, ne kadar uzaklkta?" diye bard bakalar. Ortalk bir anda karmt, insanlar bara ara sorular soruyor ve bakalar da bu sorular yine bara ara yantlyorlard. Bunun zerine Prens Akka ayaa kalkarak eliyle insanlara susmalarn iaret etti. Buna ramen ortalk yatana ve szleri herkes tarafndan iitilecek kadar sessizleene kadar epey bir sre gemesi gerekti. "Ki halk" diye balad szlerine, "bozkrlarn, llerin ve dalarn insanlar! Alnz dindirmek iin uzak diyarlardan kopup gelerek ehrime sndnz. Ki'in hepinizin yeterince doymasn salayacak kadar yiyecei olmadn hepiniz biliyorsunuz. Hasat sonucu elde edilen rn buradakilere bile yetmiyordu, hepi-j nizi doyurmas ise imknsz bir ey. Geen her saat aleyhinize iljT 290 yor, alk canavarnn gelerek ocuklarnz gvdeye indirmeye balamas an meselesi artk." Szlerinin dinleyiciler zerinde yeterince etkili olmas iin ksa bir an durdu, insanlar huzursuzca kmldanyordu, iittikleri yeni bir ey deildi, bunlan zaten biliyorlard. Akka'dan daha iyi, daha olumlu eyler iitmek istiyorlard. Prens tekrar elini kaldrd ve konumaya devam etti: "Itar'n gzel ve akll elisi Sasa, bize yurdunun nasl bir yer olduunu anlatt. Orada hibir ey eksik deil, hatta tam bir bolluk hkm sryor. Szlerini dinlerken karnmn acktn ve susadm iittim." "Biz de!" diye haykrd halk, "bizim de karnmz a, biz de susadk!" "Biliyorum" dedi Akka, "alnz giderilecek ve susuzluunuz dindirilecek ve her ey deiecek. Uzak diyarlarn tanras Itar'n bana sylediklerini iitin: Hepinizi, u anda pazar yerine toplanm olanlarn tmn, gnllerince yiyip imeleri ve hayatn zevkini karmalar iin Uruk'a davet ediyor." Bir kez daha meydanda dehetli bir velvele koptu, insanlar ldrm gibi baryor, haykryor ve olduklar yerde zplyorlard. "Tanrann arzusuna uyarak benimle beraber Uruk'a gelecek misiniz?" diye bard Akka sesinin olanca kuvvetiyle. "Evet, evet, evet" diye haykrd binlerce grtlak ayn anda. "Seninle Uruk'a gitmek istiyoruz, U... ruk, U... ruk!" diye el rparak tempo tutmaya balamlard, "U... ruk, U... ruk!" Kulaklar sar eden bir grlt vard meydanda, dalardan aa akan elalelerin grltsne benziyordu. nsanlar da ilerindeki tm umutlar bir elale gibi dar boaltmaktayd: "U... ruk, U...ruk!" "Susun!" diye bard Prens Akka ve sesini duyurabilmek iin birok kez barmak zorunda kald. Nihayet sessizlik tam olmasa da saland zaman konumaya devam etti. "Hemen u anda harekete gemekte tereddt ediyorum, nk nmde bir engel var..." "Nedir?" diye bard Akka'nn yaknlarndaki insanlar. "Dev bir boa! Bir canavar, korkun gk boas Uruk'la bizim aramzda duruyor!" 291 "O halde onu batakla kovalayalm" diye bard insanlar. "Kuduz bir kpek gibi gebertelim onu! Uruk'a ulamamz hi bir ey engelleyemez!" diye haykrd

kalabalk. Tekrar alklarla birlikte tempo tutmaya balamlard: "U... ruk, U... ruk!" "Sizin istediiniz gibi olsun!" dedi Akka ve honut bir tavrla sakaln svazlad. Her ey dnd gibi gereklemiti. " gn sonra yola kyoruz." "Niye bugn deil?" diye bard birka delikanl. "Silahlarmz hazrlamak ve ihtiyalarmz karlamak iin birka gn lazm bize. l amak bir ocuk oyunu deil, hele yolumuzu kesen o korkun canavar da bizi beklerken!" "Bo versene!" diye bard delikanllar, "hele bir karmza ksn bakalm, bak o zaman neler oluyor!" Gzlerinde vahi bir ate yanyordu. imdi srada kabile reisleri vard. Ayaa kalkarak kabilelerine seslenmeye baladlar. Fakat hibiri tekine ncelik tanmaya yanamad iin, hep bir azdan konuuyorlard. Meydanda tasavvur dahi edilemeyecek bir karmaa hkm srmeye balamt. nsanlar itie kaka kendi dillerinde konuan reislerin nnde toplanmaya alyor, bu arada baryor, haykryor, kfrediyor ve kavga ediyordu. Prens Akka pazar meydann terk ederek Sasa'yla beraber saraya geri dnd. Kza kar mmkn olduunca mesafeli davranmaya almasna ramen, bu kez hayranln gizlemeyi baaram-yordu: "Harika bir konuma yaptn Sasa. Itar'n eli olarak bana seni gndermesinden ve u anda ehrimde bulunmandan son derece mutluyum. Bizim iin yaptklarn asla unutmayacam. Durumumuzun gerekte ne kadar kt olduunu bilmene imkn yok. Karanlklarda yolumuzu aydnlatan bir meale oldun. Bizi daha iyi bir gelecee gtr, bizi Uruk'a gtr! Her ey yolunda giderse tanran Itar erefine bir tapmak yaptracam. Orann yneticisi ise sen olacaksn, nk hi kimse insanlarn kalplerine hitap etmeyi senin kadar iyi beceremez. Bamza neler gelirse gelsin. ster gk boasn ldrelim, ister Uruk'a sahip olarak Glgame'i yok edelim veya ister bunlarn tam aksi olsun, sana imdiden daimi dostlu292 umu ve arkadalm sunuyorum. Yaptn her eyi, ne olursa olsun, gzm kapal destekleyeceime yemin ediyorum. Bana gvenebilirsin." Sasa ani bir hareketle prensin elini yakalad ve skt. Akka'nn birok kadndan oluan byk bir haremi olmasna ramen, kendi koyduu kanunlarn tutsa olan bir insand ve eli ilk defa kadn eline deen bir delikanl gibi kpkrmz kesilerek, mahcup bir tavrla glmsedi. Fakat glmsemesi ok ksa srmt. Ar sorunlar ve dertlerin oluturduu izgiler, hemen gelip suratna yerleiverdi. Aklna savunmasz olarak brakp gidemeyecei saray ve haremi gelmiti. Zaten tm halk yanna almasna imkn yoktu, en azndan banda gvenilir subaylar bulunan birka blk askeri ehirde brakmalyd. Koca ehri kaderine terk edip gitmesi mmkn deildi. Fakat Uruk'a doru yryecek olan ordunun nderliine kendisinden baka kimsenin aday olmaya yanamayacandan emindi. Kabile reisleri arasndaki anlamazlklar ok iyi deerlendirerek, onlar kendi askerlerinin balarnda kalmaya ikna etmiti. Uruk'a yaplacak sefer duyulup da yol boyunca bedevilerden ve gebe kabilelerden kendilerine katlmak isteyenler olursa, kaytsz artsz emirlerine uymay taahht edeceklerdi. Bu ekilde etki alann birka gn iinde birka katna karabilirdi ve ayana kadar gelen bu frsat iyi deerlendirmek istiyordu. lene dek Smer lkesinin nemsiz ehri Ki'in hkmdar olarak kalmak niyetinde deildi, birok halk ve lke zerinde egemen olan bir kral olmak istiyordu. Her halkrda Uruk seferini baaryla sonulandrmas gerekiyordu. Sadece kazanlacak bir zafer kabileleri birbiriyle kaynatra-bilirdi, aksi takdirde hem hayalini kurduu kralln, hem de kendisinin sonu gelmi olurdu. Sasa'nn yannda saraya doru yrrken kafasnda bu tr dnceler dolanp duruyordu. Babas Enmebarg-gesi gerek bir kahramand, lde kck bir nokta olan Ki'i iyi-kt byk bir ehir haline getirmiti. Akka ise daha byk bir kahraman olacakt. Glgame'i yenecek, onu ldrecek ve adn tarihin sayfalarna yazdracakt... 293 Her ey Akka'nn dnd gibi geliti. Ertesi gnlerde civarda yaayan insanlar ynlar halinde Ki'e akn etmeye baladlar. Hkmdar ister istemez

seferi ertelemek zorunda kald, nk yeni gelen adamlarn silahlandrlmalarnn ve savaa hazrlanmalarnn art olduunu biliyordu. Zaten kabile reisleriyle de tartp duruyordu: Acaba kadnlar, ocuklar, hayvanlar ve tm varlklarn hemen yanlarna alsa mydlar, yoksa ordunun hareket yeteneini artrmak iin onlan imdilik burada m braksaydlar? Nihayet Akka szn dinletmeyi baararak, savaa sadece eli silah tutan erkeklerin katlmas konusunda reisleri ikna etti. Sadece a insanlarn Uruk'a kann doyurmak iin yapacaklar bir sefer olmamalyd bu, tam aksine, hzl, iyi organize edilmi bir ordu Uruk'u zapt etmeli, yamalamal ve deerli ganimetlerle dolu olarak an ve eref iinde Ki'e geri dnmeliydi. Beinci gnn sabah tm hazrlklar nihayet tamamlanmt. Erkekler ehrin nnde toplandklar vakit, kocaman, grkemli bir ordu oluturduklar grld. Hem de hl tmnn gelmemi olmasna ramen! Korkun Hiksos svarileri ve Dicle'nin te yakasnda yaayan kabileler grnrde yoktu henz. Fakat artk harekete geme vakti gelmiti: Erkeklerin cesaretini baarya dntrmek iin bir an nce ilerlemeye balamalar gerekiyordu, kalan kabileler onlara yol boyunca katlarak orduyu glendirebilirlerdi. Birlikler ar ar Ki'i terk etmeye balad. Yrrken ayaklarnn altndaki toprak sarslyordu. Yryerek ve hayvan srtnda, mzraklar, sopalar, ok ve yaylar, baklar ve kllarla silahlanm olarak, kocaman bir solucan gibi tozlu bozkrn iinden gneye doru ilerliyorlard. Fakat en ndeki askerler batakln kysna ulatklar zaman, grdkleri korkun manzara karsnda dehete dmekten kendilerini alamadlar. amurlarn iinde korkun bir canavar yuvarlanyordu; kapkara, dev bir boa. Kendisine doru yaklaan adamlar grnce durdu ve kan brm gzleriyle onlara bakt. "Ne yapmalyz?" diye fsldand askerler, "byle bir canavarla savap onu yenmenin imkn yok. Fakat Uruk'a giden tek yol bu bataklklarn arasndan geiyor." 294 Prens Akka biraz dndkten sonra tar'n talimatlarn hatrlad. Liderlere dnerek, tm savalarn mzrak ve kalkanlar ile ayn anda grlt karmaya balayarak, sanki karlarnda bir l faresi varm gibi boann zerine doru komalarn emretti. Dediklerini yaptlar. Askerler hep birden kulaklar sar eden bir grlt karmaya baladlar ve boann zerine atldlar. Borular alnyor, davullar gmbrdyor, kaynana zrltlarnn kulak trmalayc sesleri ortal kaplyordu. Dev boa, zerine doru gelen bu ekirge srsnden rkerek arkasn dnd ve gneye doru komaya balad. Aslnda korktuu ekirgeler deildi. Sadece kulaklar sar eden bu grltden bir an nce kurtulmak istiyordu. Askerler her gn ayn yntemi kullanarak, gk boasn Uruk surlarna doru giderek daha fazla yaklatrmaya baladlar. oban Eunogu ve arkada Im-mo, kei srleriyle birlikte Frat kysnn tmsekli ayrlarnda ilerliyordu. Yolda katrlarnn zerinde seyahat etmekte olan Uruklu iki zanaat rana rastladlar; ustalar onlardan saz kesmelerini ve civar kylerden ip temin etmelerini istemiti. "Gelin, urada oturup biraz ene alalm" dedi Eunogu Immo'ya, nk yaklak bir aydan beri Uruk'un dndaydlar ve ehirdeki son yenilikleri renmeye can atyordu. Bylece drt delikanl bir alnn glgesine oturarak, birbirlerine knlarn-daki ekmek ve sudan ikram ettiler. Kei s295 rs etrafa dalmt; kimi yere uzanarak uyumaya hazrlanyor, kimi de sakin sakin otluyordu. "Ustamzn evinin hemen yanna kendimiz iin birer kulbe yapmak istiyoruz, nk Uruk'ta yaplacak ok i var. Ustamz btn gn sedir aalarn kesip bimekle megul. Glgame'in arkada kahraman Enkidu iin byk bir kap yapt bile." "Gerekten de ok byk" diye ekledi br, "llerini iitince kulaklarnza inanamayacaksnz: ki ift ubuk geniliinde ve alt ift ubuk yksekliinde! O kadar ar ki, Enkidu'dan bakasnn onu kmldatmas neredeyse imknsz; tabii onun gibi bir dev olan Glgame'i hesaba katmyorum. Kalnl ise tam bir ellen, svesi ve menteesi ile tek para tahtadan yaplma. Ne kadar muazzam bir

kap olduunu gzlerinizin nne getirmeye aln hele! Ustamz kapy yaparken biz de ona yardm ettik. Onu yerine takmak gerek bir ikenceydi dorusu." "Bu kadar byk bir kap hangi eve taklr ki?" diye aknlkla sordu Eunogu. "Bir eve deil zaten" dedi raklardan biri, "Kral Glgame'in oturduu sarayn bir blmne takld." "Saray tepeden trnaa yenilendi" diye ekledi br, "imdi eskisinden ok daha byk ve grkemli. Dumuzi -ayet yaasayd- onu asla tanyamazd." "Dumuzi aptal bir krald" dedi Eunogu, "artk hkmdarmz olmad iin sevinmeliyiz." "Evet, Glgame ok daha iyi bir kral" diye mmo da arkadana katldn belirtti, "bamza getiinden bu yana hi kimse a kalmad. Uruk en mutlu an yayor." "Ben de ayn fikirdeyim" dedi ilk rak, "ustamz da evini ta, r/ir edip tepesine salam bir dam yapt, akamlar zerinde oturup ehri seyrediyor. Eer iler bu ekilde srp giderse -ki grne gre byle olacak- pek yaknda ben de kendime tatan bir ev ina edebileceim." "Evlenip de oluk ocua karana kadar ta ev senin neyine" diye gld br, "zaten daha ortada bir kulbe bile yok. nce sazlar kesmeli ve ip temin ederek onlar demetler halinde bala296 malyz. Siz bu ynden geldiniz deil mi? E-na-Kulab adl kyden getiniz mi?" "Evet, alkan insanlarla dolu gzel bir yer" dedi Eunogu ve elini uzatarak geldikleri yn iaret etti. Tam bu anda gkyznden bouk bir soluma ve iddetli gm-brdeme seslerinin geldiini iittiler. Sanki koca bir dev ayaklarn yere vura vura onlara doru geliyordu. Kei srs irkilerek dikkat kesildi ve korkuyla melemeye balad. "Bu da nesi?" diye sordu Immo korkuyla, "gkyz masmavi ve bulutsuz. Bu mevsimde nasl olur da bir frtna bu kadar abuk balar?" Bouk soluma ve gmbrdeme bir kez daha iitildi. Toprak sarslmaya balamt. Eunogu ayaa frlad. "Bu bir frtna deil!" diye haykrd, "baka bir ey, ama ne olduunu bilmiyorum." Keiler daha yksek sesle melemeye ve birbirlerine sokulmaya balamlard. Dierleri de ayaa kalkmlard bu arada, aresizlik iinde etraflarna bakmyorlard. Korkun seslerin nereden geldiini anlamak kabil deildi. Katr da olduu yerde tepinmeye ve boynundan bal olduu ipi ekitirmeye balamt. "Ya bu bir aslansa?" diye sordu mmo ve deneini daha sk kavrad. Bir kahraman deildi kendisi, tm vcudu korkudan tir tir titremeye balamt. "Samalama" dedi Eunogu, "aslanlar asla Uruk'un bu kadar yaknlarna gelmezler." "Nedir o zaman bu sesler? Kim bu kadar korkun bir ekilde soluyabilir, kim yeri bu ekilde titretebilir?" diye kekeledi mmo. lm korkusuyla tir tir titriyordu. Bu anda nc kez korkun sesleri iittiler, hem de ok yaknlardan ve dierlerinden daha iddetli olarak. Yer sarslyor, etraflar n n tyordu. Ve bu grltlerin nereden geldiini nihayet grdler: Kocaman, kapkara bir glge sanki yoktan var olmu-asna nlerinde bitiverdi ve gitgide artan bir sratle zerlerine doru koturmaya balad. Dev gibi bir boayd bu. Rengi gece gibi karayd. Boynuzlarn ne emiti ve burun deliklerinden alevler pskrtyordu. m297 mo korkun bir lk atarak arkasn dnd ve yaamn kurtarmak iin kamaya balad. Dierleri de onu takip etmekte gecikmediler, keileri ve katr olduu yerde brakp rman kysna doru can havliyle komaya baladlar. Fakat fazla uzaa gidemediler. Immo, duyduu ac dolu bir lk ile olduu yerde donup kald. Arkasna dndnde, canavarn Eunogu'ya yetitiini grd. Sipsivri boynuzlarn srtna sapland delikanl, bez bir bebek gibi yere yld. Canavar kocaman toynaklaryla vcudunu inerken, o hl hrltl lm lklar atyordu. Boa bir sre daha cansz bedenin zerinde tepindikten sonra yavaa ban kaldrd, az kpkler iindeydi ve gzleri kor gibi parlyordu.

Aniden byk bir sramayla az ilerideki bodur allklarn ardnda saklanmaya alan iki zanaat rana saldrd. Gizlenmeleri bir ie yaramamt: Korkun canavar birka boynuz darbesiyle allklar parampara etti ve lm saan toynaklaryla delikanllarn vcutlarn ezip geti. lm lklar bir sre Immo'nun kulanda nladktan sonra, ortalk aniden sessizleti. Delikanl sanki ta kesilmiti, bo baklarla karsnda gerekleen faciay seyrediyordu. Her ey ok abuk, belki de saniyelerle llecek kadar abuk olup bitmiti, ama bu sre ona sonsuzluk kadar uzun geliyordu. Glkle kendine gelebildi ve tekrar komaya balad. Fakat birka admdan sonra, kap kurtulma ansnn ne denli az olduunun kavrad. Korkudan lgna dnmt, bir tavan gibi ni artmacalarla yn dei-tire deitire komaya devam etti. Canavarn kzgn soluunu ensesinde hissetmeye balamt bile. "imdat!" diye avaz kt kadar bard Immo. igdsel olarak kendisini kurtaracak bir aa, bir kaya, veya bir maara arad gzleriyle, fakat saklanacak en kk >bir ey bile yoktu etrafnda. Sadece bozkr, usuz bucaksz bir dzlk... Durmakszn kouyordu Jmmo. Br acyor ve cierleri yanyordu. Baaracam, diye kendi kendini ikna etmeye alyordu, yeter ki dnmemeliyim, o zaman baarrm! ite tam bu anda aya yerdeki bir taa takld. Yere derken brne keskin bir acnn saplandn hissetti, havaya utu ve v298 cudu boydan boya yarld. Henz yere dmeden ruhu lannlann yanna umaya balamt bile. O gn korkun bir biimde hayatlarn kaybedenler sadece bu drd deildi. Az bir sre sonra bakalar da ayn felakete kurban gittiler: Uyuyan veya alan insanlar, tarlalardaki kadn ve erkekler, oyun oynayan ocuklar ve kulbelerinin nnde oturan ihtiyarlar. Kara canavar bir lm makinesi gibi karsna kan her eyi ezip geiyordu. Ekili tarlalar ayaklarnn altnda inedi, kulbeleri ve ahrlar parampara etti, itleri ve duvarlar ykt. lm kousuna ancak Frat kylarna ulanca son verdi. Terden srlsklam olan vcudu ve fkeden dnm gzleriyle, ylece duruyordu. Ne yapacana, nereye gideceine bir trl karar veremiyordu. Nihayet kuzeye doru gitmeye karar verdi. Akama doru, insanlar ilerini bitirip eve dnerken E-na-Kulab kyne ulat. Ky halk canavarn ani basknna o kadar armt ki, ne korkacak, ne de kendini koruyacak veya kaacak kadar zaman bulamad. Burnundan ate pskrten canavar dizginlenemez bir fkeyle kulbeleri yerle bir etmeye balad. Kyn nfusu yz yirmi kiiydi ve o gn tam yz yirmi kii yaamn kaybetti. Geride onlarn yasn tutacak hi kimse kalmamt. Boa ancak tm kulbeleri yktktan ve E-na-Kulab' yerle bir ettikten sonra biraz sakinlee-bildi. Geride hibir canl kalmad iin, lm ve felaket getiren canavarn varln hi kimse baka yerlere duyuramad. Ertesi gn ise azgn canavar daha gneydeki kylere saldrd. nsanlar panik halinde var gleriyle kamaya alyordu, fakat lm daima yan balarndayd. En ufak bir yardm dahi alamadan boa onlar ineyip paralyordu. Kara duvar nne kan her eyi yok ederek, Uruk'a her geen gn daha fazla yaklayordu. Akama doru Urnigingar duvarlarn dnda kk bir gezintiye kmt ki, korkudan delirmie benzeyen bir adamn cann kurtarmak iin var gcyle kamakta olduunu grd. "Neler oluyor?" diye bard Urnigingar adama doru. Onu k bakta bir hayalet sanmt, nk bembeyaz salar karmaka299 nk bir ekilde yzne dklyordu, yuvalarnda fldr fldr dnen gzleri, deli gzlerdi... Haykrmak istermi gibi alan azndan tek bir ses bile kmyordu. Urnigingar' fark eden adam glkle durabildi. Tm vcudu tir tir titriyordu. Azndan kpkler saarak konumaya alt; "Kurtuldum! Az kalsn beni yakalayacakt!" "Kimden kurtuldun? Kim seni az kalsn yakalayacakt?" diye sordu Umigingar.

"Kapkara, dev bir canavar... zerime bir duvar gibi ykld, az kalsn altnda kalp ezilecektim... hepsi, hepsi ld!" "Neden sz ediyorsun? Biray fazla m kardn yoksa?" "Herkes ld, tm ky halk!" diye bard adam tekrar, "karm, ailem... evimin ykntlarnn altna gmldler!.." Umigingar karsnda duran lgn adamn aslnda gen biri olduunu ancak imdi fark edebilmiti. Salar geirdii ani bir ok ile beyazlam olmalyd. Titreyen dudaklarla Umigingar'dan kendisini gvenli bir yere gtrmesini istedi. Umigingar onu hayvannn terkisine bindirerek Uruk'a doru ilerlemeye balad. Yol boyunca adam kyn sa kalan tek kiisi olarak balarna geleni anlatt. Umigingar hi vakit kaybetmeden zavall adam da yanna alarak Erenda'nn yanna gitti, bu konuda neler yaplabileceini gen rahip ile tartmak istiyordu. "Ne kadar kt bir zamanlama" dedi Erenda, "Glgame ve Enkidu aslan avna ktlar -sanrm gney istikmetine- karar vermek bu durumda bize dyor." "Acaba yanmza birka asker alp meseleyi halletmeye alsak m?" diye sordu Umigingar. Felaketten kurtulan adamn onlara yardmc olacak bir durumu kalmamt, nk aklnn son krntlar da kendisini terk etmiti ve konuma yeteneini yitirmiti. rpnarak ve alayarak yerde yatarken, bir yandan da ac dolu haykrlarla stn ban paralyordu. "En iyisi sabah beklemek" diye kararn bildirdi Erenda. "Eer bu adam gerei sylyorsa, bizi tehdit eden tehlike ok byk demektir. Geceleyin zifiri karanlkta kr topal bir eyler yapmaya almaktansa, yarn gndz gzyle hi olmazsa dmanmzn neye benzediini anlamaya alalm." 300 ORHAN KEMAL L HALK KTPHANES Ertesi sabah efleri Erenda olan bir grup silahl adam kuzeydeki kapdan karak ehri terk etti. Balangta hibir ey bulamadlar. Ancak uzun bir araytan sonra kyn kalntlarn ve paralanm cesetleri fark ettiler. nlerindeki manzara tasavvur dahi edilemeyecek kadar korkuntu. Erenda'nn gzleri aknlk ve dehetten falta gibi almt. Birka kelime konumay becermesi iin aradan uzun bir sre gemesi gerekti. "Bunu yapann insan olmasna imkn yok" dedi, "inanlmaz glere sahip olan bir eytan uram buraya. Havadaki lm ve felaket kokusunu hissedebiliyor musun?" Umigingar sessizce ban evet anlamnda sallad. "Hemen Uruk'a geri dnp duvarn dnda oturan insanlar tehlikeye kar uyaralm. Yeni bir felaketi mmkn olduunca nlemeliyiz. Bu arada Glgame ve Enkidu'ya haber salp derhal buraya gelmelerini isteyelim. Burada olan korkun eyleri onlarn da renmesi lazm." Geriye dnerek yol boyunca rast geldikleri tm insanlar uyardlar. Birou nce onlara inanmak istemedi. Fakat Erenda, Umigingar ve askerlerin son derece ciddi olan yz ifadelerini grdkten sonra, oradan uzaklamaya karar verdiler. Her eyi ve tm ileri olduu gibi brakarak Uruk'un gvenli duvarlarnn ardna snmaya alyorlard. Bu arada ayn felaketlerin baka yerde de yaandna dair haberler gelmeye balamt. Uruk'tan sadece bir saat uzaklktaki bir yerde boann ayak darbeleri sonucu yerde alan koca bir yark, yzden fazla insan yutmutu. Her ey altst olmutu. Frtnaya tutulmu bir yaprak gibi titriyordu dnya. Tm lke korku ve dehet iindeydi, insanlar snrsz bir panik iinde yaamlarn kurtarabilecek bir yere kamaya alyordu. Felaket haberi nihayet gneydeki lde kamp kurmu olan Glgame ve Enkidu'ya da ulat. Haberi duyan kraln yz bir anda bembeyaz kesilmiti, Enkidu bile diyecek bir ey bulamamt, nk ikisi de daha nce buna benzer bir ey ne grm, ne de duymutu. Uruk duvarlarnn hemen dibinde, kmldayan tm var301 lklara saldran korkun bir canavar, ortal kan ve atee bouyordu! Tek kelime etmeden kllarn kuandlar ve hayvanlarna atlayarak drtnala Uruk'a dndler. Onlarla ayn anda bir de kt haber ulamt ehre: Douda bir ky daha tmyle yerle bir olmutu. Azgn gk boasnn sonsuz fkesi, kendisine bu defa

yzden fazla insan kurban etmiti. Az sonra ehre drtnala bir svarinin girdiini haber verdiler. Gelen haberci, Uruk'a bir an nce ulamak iin, btn bir gn ve gece boyunca durmakszn srmt katrn. Eanna'nn merdivenlerini karken gc tkendi ve baygn bir halde olduu yere yld. Tekrar kendisine geldiinde kara canavardan sz edildiini iittiini, fakat her eyin bununla bitmediini syledi: Canavarn ardndan, sanki eytanlar ve hayaletler tarafndan yaplan cehennemi bir mzik sesi ykseliyordu. Katrn lesiye krbalad bir esnada, tepelerin ardnda hepsi de tepeden trnaa silahl binlerce askerden oluan koca bir ordu grmt. Boay Uruk'a doru sren de ite bu orduydu ve ehre her geen an daha fazla yaklayordu. "Burada yolunda gitmeyen bir eyler var" diye bard Glga-me, "hi kimse duvarla evrili Uruk'a saldrmaya cesaret edemez." Yine de haberi ciddiye ald ve eli silah tutan tm erkekleri ehri savunmaya ard. ehri evreleyen duvarn stndeki muhafzlarn saysn iki katna kard ve burlar ok, yay ve mancnklarla donatt. Bar iinde yaamakta olan ehir, bir anda ar kovan gibi kaynayan bir ordugha dnmt. "Dman Uruk'a doru yaklayor!" cmlesi iitiliyordu drt bir yanda. "Yannda kara bir boa klnda eytan var, bizi korkutmak iin onu geceleri duvarn etrafnda koturuyor." Yklan kylerin ve len insanlarn haberi halkn arasnda yaylmt, insanlar kulaktan kulaa ka insann ldn soruyordu birbirine. Herkes darda, tarlalarda ve bahelerde bulunmamaktan dolay ok mutluydu. ehrin salam duvarlarnn ardnda gvendeydiler. Glga-me yaklaan felaketi ne kadar da iyi sezinlemiti! Tm halk fkeyle yumruklarn skmt. Dman isterse binlerce eytanla beraber gelsin, onlara var gleriyle kar koyacaklard. Tm Uruk halknn yaamyd sz konusu olan. 302 Ertesi sabah ehir kuatlmt. Ak-ka'nn birleik kuvvetleri ehri epeevre sarmt. Dman kuvvetleri ok ve mancnk menzilinin dnda, gvenli bir mesafede mevzi almt ve esas kuvvetlerini kuzey ve gneydeki ana kaplar nne ymt. Dman emberi sadece Frat kysnda kesintiye uruyordu, nk gk boas liman duvarn ykarak Uruk'un d mahallelerine girmiti ve hi kimse ona yaklamaya cesaret edemiyordu. Baheleri ve palmiye korularn yerle bir ediyor, uzun boy-nuzlaryla topra altst ederek, etraf toza dumana bouyordu. Artk Uruk ile liman blgesinin arasndaki balant kesilmiti, nk gk boas oraya giden tek yolda bulunuyordu. Durum son derece kritikti. Glgame de bunun gayet iyi farkndayd, nk Eanna'dan baknca ehrin etrafnn gz alabildiince dmanlarla evrili olduunu rahatlkla grebiliyordu. Dier ehirlere giden tm yollar tutulmutu, rmaa giden yol kesilmiti, duvarlarn dnda bulunan srlere ve tarlalara ulama imkn kalmamt. Ve en nemlisi, ehrin d mahallelerinde eytani boa azgnca etrafa saldrp duruyordu. ok kr duvarlar ve burlar olduka salamd ve zerindeki muhafzlarn says her trl saldrya kar koyacak kadar oktu. Ambarlar da tahl ve yiyecek maddeleri ile tka basa doluydu. Uzun sreli bir kuatmaya dayanacak kadar hazrlklyd Uruk. Kestirilmesi ok g olan iki ey vard sadece: Birincisi dman ordusunun nderinin yetenei ve izleyecei strateji, ikincisi de, sonsuz bir fkeye sahip olan gk boasnn neler yapmaya kadir olduu. Salam talardan yaplm duvarlar bile rahatlkla ykabilecek gteydi, bunu ispat etmiti. Eer duvarlarn birka yerine saldrp delikler aacak olursa, dmann ii son derece kolaylaa303 akt. Tek yapaca, boann peine taklp ieri girmek olacakt o durumda. Bu canavar nereden gelmiti? Neden Uruk'a saldrmasna ra. men dmanlara bir ey yapmyordu? Glgame, Enkidu ve durmakszn ktphanesini kartrarak bu sorulan cevaplamaya alan Eunna bile, aresiz kalmt. Yedi bilgeye gnderilen bir haberci eli bo dnmt. Bilgelerin maaralarnn kaplan sk sk kilitlenmiti, onlara cevap vermemeyi daha uygun buluyorlard demek ki. Glgame saraynda bir ileri bir geri dolanp duruyordu, ta ki canna tak edene kadar, idareyi adamlarna brakarak durumu yerinde incelemek iin savunma

duvarnn yanna indi. Enkidu orada kendisini bekliyordu. Birlikte kllarn kuanarak pazar yerine gittiler. Pazar yerine girmeleriyle beraber, korku iindeki halkn etraflarn evirmesi bir oldu. Ne yapmalar gerekiyordu? Kurtulabilecek miydiler? "Herkes silahtar ba Olugi'ye giderek bir silah edinsin ve du-vann yaknlarnda hazr olarak beklesin" dedi Urnigingar. Kemerinde byk bir ta sapan, sa kolunda ise grkemli bir mzrak bulunuyordu. "Yallarn, kadnlarn ve ocuklarn yapabilecei en iyi ey ise, Eanna'ya karak tanrlarn bize yardm etmesi iin yakarmak." "Demek durum bu kadar kt, demek gerekten de byk tehlike iindeyiz" diye mrldanan halk telala etrafa yayld. Az nceki sahneyi sonuna kadar izleyen Sinnunni, Uruk halknn gzlerinde korku ve anlamsz bir kararszlk grmt. Her ey iyi bir ekilde sona erdikten sonra, bu konuda bir iir yazmaya karar verdi. Fakat daha nce yapacak bir yn i vard. Glgame ve Enkidu duvar boyunca dolamaya devam ederek, adamlara bir saldr durumunda yapmalar gerekenleri anlatyordu. Svariler ise, onlarn verdikleri emirleri drt bir yana iletmek ve direnii organize etmek iin, caddelerden drt nala geerek tozu dumana katyordu. Dmann stn kuvvetlerini gren Glgame'in aln kederli ve dnceli izgilerle dolmutu. Bu kadar kalabalk bir orduyu oluturmak iin, birok kabile bir araya gelmi 304 olmalyd. Geleneksel giysilerini giymi Hiksos'lann yan sra, bedevileri dallan ve bozkrlann gebelerini de grmekteydi. Drt bir yanda adrlan kuruluydu, ateleri yanyordu, bayraklan sallanyordu. Nasl olur da adamn biri btn bu deiik kabile ve rklar bir araya toplamay baarabilmiti? nderlerinin kim olduunu hl bilmiyordu. ok yetenekli bir komutan olmalyd, belki de ok uzaklardaki, adn bile duymad bir lkenin kralyd. Peki ya o azgn kara canavan kendi isteine gre ynlendirmeyi nasl baanyordu? Yeralt eytanlar onun mttefiki miydiler? Yoksa Uruk'u cezalandrmak isteyen hayaletler mi gndermiti onu buraya? Bu dnceleri hemen kafasndan sildi. Byle eylere inanmyordu. Fakat bu koca ordunun buralara kadar banl amalarla gelmedii de ortadayd. Hibir phe yoktu bu konuda. Bu arada kuatmaclarn saflar da bir dzene girmiti. Kabile reisleri arasnda srekli haberciler gidip geliyor ve onlarn dncelerini gney kapsnn yaknlarnda adr kurmu olan Akka'ya tayordu. O da kabile reislerinin dncelerini dikkate alarak en iyi nasl hareket etmesi gerektiine karar vermeye alyordu. Az sonra sevindirici bir haber daha geldi: lden gelen deiik kabile ve boylardan bin sava katlmt saflarna. Uruk zerine yaplan seferi bir sre nce renmilerdi. Bunlarn bir zamanlar efsanevi kralie Saba'nn hkm srd lkeden geldikleri syleniyordu. Akka onlara bir haberci gndererek, kuzey kapsndaki birliklere katlmalann emretti. Uygun bir frsat yakaladklar anda, hem iki kapya birden yklenerek ieri girmeye, hem de burlar zapt etmeye alacaklard. Ama, ehri savunanlarn glerini bir noktada birletirmelerini mmkn olduu kadar engellemekti. Sonra da yapmalar gereken tek ey, azgn boay ehrin iine doru srmek olacakt. Bunu yapmak u an iin imknsz gibiydi, nk palmiye korulan ve baheler arasnda otlayan canavar ne onlardan, ne de kar taraftan hi kimseyi yanna yaklatrmyordu. Akka var gcyle dnyordu. ehrin iine birisini yollayp tanrayla iletiim kuramamalan ne kadar ktyd! Olas bir saldr annda kendilerine yardm edeceini dolayl da olsa vaat etmemi 305 miydi? Belki de ieride hi kimsenin haberi olmadan bir eyler yapyordur. .. Sasa'y gndermesi imknszd, nk ehrin kaplan kilitlenmiti ve hi kukusuz herkes onun bir casus olduunu dnrd. Oysa henz hi kimsenin bu durumdan haberdar olmamas gerekiyordu. Bunun dnda ehrin grnts Akka'y hem heyecanlandrm, hem de hayal knklna uratmt. ehrin bykl, gsterii, gzel saraylan, tapnaklar ve ziggurat karsnda hayrete dmt. Sasa Uruk'u tasvir ederken kesinlikle abartmamt. Buras gerekten de zengin ve mreffeh bir ehirdi; civardaki ekili tarlalar da bunun bir baka kantyd. Fakat duvarn boyutlar karsnda

hayal knklna uram, hatta cesareti sarslmt. Bu duvar a-malan mmkn myd? Yksek ve salam duvar ehri epeevre kuatyordu, hcuma kalkmak neredeyse imknsz gibiydi, nk duvarda belli aralklarla bulunan tahkimatlar savunmaclara dmanlarn daha duvarn yanna bile ulaamadan ok yamuruna tutmalarna olanak salyordu. iddetli bir hcum ok sayda lye mal olurdu, ehrin giri kaplan ise en az duvar kadar salamd ve ok iyi korunuyordu. Bu ehir imdiye kadar grdklerinin hibirine benzemiyordu, onu bir rpda zapt etmek mmkn deildi. Yaplacak tek ey, gayet kurnaz bir hile ile bu ii bitirmekti. Akka, byle bir hile dnmeye balad. ehre palas pandras saldrarak budalaca bir kahramanlk gsterisine girimek isteyen gebelerin aptallna lanet ediyordu. Hayr, kr iddet ile burada pek az ey elde edilebilirdi. Yaplacak olan eyleri en ince ayrntsna kadar iyice dnmek ve hesaplamak gerekiyordu. Fakat nasl? Dnmekten kafas patlayacakt neredeyse. Bu arada Glgame de neler yapmas gerektiini dnmekteydi. Uzun sre dndkten sonra, yaplacak en iyi iin danya bir eli gndererek kendilerini kuatanlarn kim olduunu ve ne maksatla buraya geldiini anlamak olduuna karar verdi. "Erkekler!" diye seslendi askerlerine, "hangi cesur adam gnll olarak ehirden kp dmanla grmeye gitmek ister?" 306 ehrin gney kesiminden bir delikanl olan Birurturre bir adm ne kt. "Gerekten de ok cesurmusun" dedi Glgame ve elini omzuna koydu, "imdi dan k ve neler olup bittiini renmeye al. Dmanlanmz kim ve buraya neden gelmiler?" Birurturre ehrin gney kapsna kadar askerler tarafndan gtrld. Kapnn kocaman kanatlar araland ve aralannca, kraln elisi dar k. nnde uzanan koca ordudan korkmadan, dman saflarna doru ilerlemeye balad. Hedefine ulamasna ok az bir mesafe kala Akka'nn adam-lan Birurturre'nin zerine atladlar ve onu bayltncaya kadar dvdler. Sonra da onu yerden kaldrarak bir un uval gibi prenslerinin ayaklannn dibine frlattlar. "Bu aptal ehirden geliyor" dediler ona, "onu layk olduu gibi karladk." Bu arada Birurturre biraz olsun kendine gelmiti; imdi de ayaa kalkmaya alyordu. "Kimsin sen?" diye sordular ona. "Adm Birurturre. Uruklu basit bir askerim" diye karlk verdi Birurturre marur bir sesle. "Byk Kral Glgame gnderdi beni." "Yukarda durup buraya bakan o mu yoksa?" dedi Akka ve enesinin ucuyla duvarn stn iaret etti. "Hayr, o sadece bir subay" diye karlk verdi Birurtune cesaretle, "eer o Kral Glgame olsayd, tm ordun onun karsnda tir tir titreyerek tozlarn arasna diz kerdi." Bunun zerine askerler, Akka nihayet dur diyene kadar Bir-urturre'yi yeniden dvdler. "Ayaa kalk pis solucan! Uruk'a geri git ve Ki prensi Enme-baragessi olu Akka'nn on bin kiinin komutan olarak, ayet kaplar gnll olarak almazsa duvarlara saldrp ehri yerle bir etmek zere buraya geldiini syle!" dedi Akka. Birurturre glkle ayaa kalkarak yava yava ehre geri dnd. Sonra da raporunu verdi. Glgame elisine yaplan aalayc muamele karsnda f307 keden lgna dnmt. "Bu sefer kendim gidip o Akka olacak zavally ellerimle geberteceim" diye haykrd. "Hayr, bunu yapamazsn!" dedi Enkidu. "Saylar ok fazla; zerine atlayp seni tutsak ederler. Sonra da seni hem bize kar bir koz olarak kullanrlar, hem de ehir kralsz kalr." "Fakat onunla muhakkak konumalyz" dedi Glgame, "hl buraya geli nedenlerini ve onlarla beraber ortaya kan kara boann ne olduunu bilmiyoruz!" "yleyse ben gideyim" dedi Enkidu, "sen duvarn zerine k ve onlarla nasl konutuumu izle."

Glgame'in iddetle itiraz etmesine ramen Enkidu kararndan dnmedi ve ehrin kapsna doru yrd. Az sonra ehrin kaplar yeniden bir parack almt. Barbar Enkidu, silahsz olarak dar kt. "Bir dev buraya doru geliyor" diye fsldand Akka'nn askerleri. Yolunu kesmeye cesaret edememilerdi. Bylece barbar herhangi bir engele taklmadan Akka'nn adrnn nne kadar geldi. "Kili Akka sen misin?" diye yksek bir sesle bard adra iyice yaklanca. "Evet" diye cevap verdi hkmdar. Karsndaki adamn d grn ve cesareti onu ok etkilemiti. "Sen de adn sk sk iittiim barbar Enkidu olmalsn!" Enkidu gururla ban kaldrarak kollarn gsnde kavuturdu. "Evet, szn ettiin kii benim" diye karlk verdi ona. Bir yandan da adamn clz vcudunu acma ve aalama dolu baklarla szyordu. "Glgame u anda duvarn zerinde mi?" diye sordu Akka. "Evet, karda, alev krmzs pelerine brnm olan adam" diye karlk verdi Enkidu, "hareketlerine dikkat et, nk bizi gryor. Yapn ilk yanl harekette, yaamna kendi elleriyle son vermek iin bir an bile duraksamadan buraya gelecek." Barbarn gurur dolu konumas Akka'y ok etkilemiti. Bir kez daha duvann zerindeki krmz pelerin giymi iriyan adama bakt ve Enkidu'yla drst bir ekilde konumaya karar verdi. 308 "Sizler Uruk'ta bizim korkak fareler olduumuzu dnyorsunuz, ama yle olmadn kendi gzlerinle grdn. te kraln duvarn zerinde duruyor, fakat adamlarmn hibiri ondan korktuu iin karsnda diz km deil. Tam aksine; hepsi de savaa hazr ve son derece kararllar. Buraya neden geldiimizi bilmek istiyorsun deil mi? Bizler yamur mevsiminden nasibini fazla alamad iin insanlarn aln penesinde kvrand bir blgeden geliyoruz. Gerek bizim aramzda, gerek de bedevi ve gebe kabileleri arasnda korkun bir yokluk hkm sryor. Artk kaybedecek bir eyimiz olmad iin, kt kaderimizi deitirmek amacyla Uruk'a geldik. Fakat amacmz dilenmek deil, aksine her eyi istiyoruz! Sofranzdaki artklarla yetinmek niyetinde deiliz, sahip olduklannzn tmne gz koyduk. ehri bize gnll olarak teslim edin, yoksa ta stnde ta brakmayacaz ve tarih bir zamanlar Uruk diye bir ehrin var olduunu asla yazamayacak!" "Bunlar byk szler" dedi Enkidu, "fakat bizim duvarmz yeterince byk, savalanmzn cesareti ise daha da byk. Bizi kuatmanz size pek fazla mutluluk vermeyecek, nk salam du-vanmz srmaya altnzda dileriniz krlacak ve pek ksa bir sre sonra oklanmzn lmn ta kendisi olduunu anlayacaksnz. Ve Glgame de sonunda gerekten fkelendii zaman ehirden karak ordunuzu darmadan edecek, askerlerinizi drt bir yana datacak ve buraya hareket ettiiniz gne lanet okuyacaksnz." "Unutmayn ki saflarmzda dven bir eytana sahibiz: lm ve felaket getiren gk boas!" dedi Akka. "Ph" diye yere tkrd Enkidu, "kara kzn teki sadece. Varl bizi zerre kadar korkutmuyor." "Onu kmseme Enkidu. Kylerinizi nasl yerle bir ettiini unuttun mu? Bu onun yapabileceklerinin ok kk bir ksm sadece." Enkidu gk boasnn yaptklan hakknda kendisine anlatlanlar hatrlad ve yrei fkeyle doldu. Fakat kendisine hkim olmay baararak Akka'ya sordu: "Bu boa nereden geliyor ve neden sizinle beraber hareket ediyor?" "Tannlar onu Uruk'u cezalandrmak iin gkten indirdi. Biz de onu yaad bataklkta bulduk. Tm yapmamz gereken onu bu 309 tarafa doru srmek oldu. Sen onu grdn m?" Enkidu ban sallad: "Evet, liman duvarn ykarak bahelerimize girmi. irkin bir hayvan." "yle" dedi hkmdar kurnaz bir ifadeyle ve sakaln svazlad, "liman duvarn nasl yktysa, baka taraflarda da aynsn yapacak ve askerlerimizin ehre girebilecei gedikler aacak. Bu savan boa olduunu anladn m imdi? Her trl direni faydasz, nk tanrlar bizden yana. Size nerim, ehri hemen

bize teslim etmeniz. Aksi takdirde her taraf yakp ykacaz ve o gzelim tapnaklarla evlere ok yazk olacak." Enkidu'nun kan beynine sramt. Korkun bir fkeyle yumruklarn skt. Sakin bir sesle konumak iin olaanst bir aba harcad: "Szlerini sonuna dek dinledim, Kili Akka, fakat kulaklarma sinek vzlts gibi geliyorlar. Bir kurbaa istedii kadar vraklasn, kard ses asla bir mzik deildir. Sen ve o aptal kara kzn beni hi korkutmuyorsunuz, hele Uruk askerlerini asla! ehrimizi pis bedevilerin ve gebelerin konaklayaca bir han haline sokmaktansa, lmeyi tercih ederiz. Sana bir t vereyim Kili Akka. yi dinle: Herhangi bir cezaya arptrlmadan ekip gitmeniz iin bir gn ve bir geceniz var. Adamlarnla konu ve karar ver. Fakat eer yarn sabah hl burada olursanz, ordunuzu parampara edecek ve kelleni Humbaba'nn kellesinin yanna dikeceiz. Onun da seninki gibi dk bir enesi vard." Prensin surandaki tm kan ekildi ve bembeyaz dudaklar titremeye balad. Bu utanmaz, terbiyesiz barbara verilecek en iyi cevabn kaburgalarnn arasna saplanacak bir haner olduunu dnerek, elini bir an iin kuana gtrd. Fakat sonra glkle de olsa kendine hkim olabildi ve Enkidu'ya unlar syledi: "Pekl, bekleyip kimin daha akllca davranacan grelim bakalm. Kraln Glgame'e syle, cevabn kendi azndan duymak iin onu yarn sabah burada bekliyorum." Bu szlerden sonra arkasn dnerek adrna girdi. Enkidu da onun gibi yapp arkasn dnerek sakin admlarla ehrin kapsna doru yrmeye balad. Etrafndaki dman askerlerine azck bile olsun nem vermedii iin bir kez olsun dnp ardna bakmamt. 310 "Sanrm szlerinde gayet ciddi" dedi Glgame Enkidu'nun raporunu dinledikten sonra. "Askerlerinin says nemli deil. Beni endielendiren tek mesele, limandaki canavar. u anda ne yaptn bilen var m?" "Daha nce de yapt gibi baheleri datyor, iek tarhlarn eziyor ve palmiyeleri kknden skyor" dedi duvarn bat yakasnda grevli bir subay. Bunun zerine Glgame bir mddet daha adamlaryla konutuktan sonra, tekrar derin dncelere dald. Fakat ehirde derin derin dnen tek insan o deildi, barahi-be de onunla ayn durumdayd, lluna tapnan damnn zerinden olup biteni seyrediyor ve bir yandan da Marduk iin byk bir sunak atei yakyordu. Fakat gksel baba ona dikkat etmiyordu. u anda yaradl ryasn grmekle meguld ve kimsenin kendisini rahatsz etmesine izin veremezdi. lluna'nn aklna aniden zalim bir fikir geldi. Bir sre nce eski yaztlarda uzun zamandr kullanlmayan ve korkun etkileri olan bir by okumutu. nce bu byy kullanma fikri onu korkuttu, fakat daha sonra gk boasnn hl bahelerin iinde tepinmekten baka bir ey yapmadn grnce, iindeki son ekince de yok oldu. Aksi takdirde gk boas asla duvarlarda Akka'nn adamlarnn geebilecei byklkte bir gedik amaya niyetli deil gibiydi. Hizmetkrlarndan kendisine birtakm zel otlar getirmelerini istedi. Sonra da bu otlan birbirlerine kartrd ve hepsini ezerek bulama haline getirdi. Bu bulamac da bir kazana koyarak, kaynatmaya balad. Kazandan yeil kpkler kmaya balad ve garip bir duman ykselerek Uruk'un zerini kaplad, lluna istemeden de olsa bu dumandan biraz teneffs ettii iin, olduu yerde sallanmaya balad. Sarsak admlarla merdivenlerden indi ve ksre tksra yatana uzand. Gzlerinin nnde imekler akyor ve yldzlar uuuyordu. Ksa bir sre sonra derin bir uykuya dald. Uyanmas ise epey vakit alacakt. Korkun bulut bu arada ehrin stnde gezinerek, gittii her yerde insanlar etkisi altna alyordu. Kimi derin bir uykuya dalmt, kimi ise dumandan o kadar ok etkilenmiti ki, yksek sesle glerek, sama sapan konuarak, ark syleyerek ve dans ederek 311 caddelerde sersem sersem dolanyordu. Birok insann ise kulaklar iitmez ve kafalar almaz olmutu. Silahlarna aptal aptal bakyor ve onlarn ne ie yaradn kestiremiyorlard, ellerini ise sanki kendi vcutlarna ait bir para deilmi gibi szyorlard.

Neyse ki dardaki dman Uruk'taki bu garip durumun farkna varmad, aksi takdirde eline geen bu frsat deerlendirerek bir an bile beklemeden kaplara saldraca kesindi. Zaten kayda deer bir direnile de karlamazd, ieride karlarna olsa olsa donuk bakl, dili bir kar dar sarkm askerler kard. Deliler gibi kendi kendilerine konumaktan ve kkrdamaktan baka bir ey yaptklar da yoktu. Hemen hemen herkesi byleyen bulut, her nedense Glgame ve Enkidu'yu etkilememiti. Etraflarndaki garip deiimi onlar da fark etmiti, fakat neler olduuna dair herhangi bir fikirleri yoktu. "Burada neler dndn biliyor musun?" diye sordu Glgame. Enkidu kafasn hayr anlamnda sallad. "Sanki akllarn yitirdiler. Belki de boann zehirli soluu neden olmutur buna." Bu deliliin giderek daha fazla adam etkisi altna alarak, onlar aklanamaz davranlar yapmaya zorladn zlerek seyrediyorlard. Uruk halknn tm, pazar yerinin kenarnda srekli bir uur bulankl iinde yaayan zavalllar gibi davranmaktayd. "Sistekiler" ad veriliyordu bu insanlara, bir ksm da bnyesinde lgnl ve dahilii barndran "kutsal hastalktan" mustariptiler. "Bir by bu" dedi Glgame skl dilerinin arasndan, "bizi kmldayamaz hale getirmek isteyen bir kara by." "Fakat ben hibir ey hissetmiyorum, her zamanki gibi gayet iyiyim."' "yleyse hemen harekete gemeliyiz Enkidu. Hemen imdi, yoksa ok ge olabilir. Dar kalm ve Akka'yla konualm. Bir ie yaramazsa nasl olsa savamaktan baka aremiz kalmayacak." Birlikte duvara doru yrdler. Fakat kapy kendilerinin aralamalar gerekti, nk muhafzlar bunu yapacak durumda deildi. Kapy kilitleyemedikleri iin, sadece kanatlan skca rtmekle yetinmek zorunda kaldlar. Sonra da dman saflarna doru ilerlemeye baladlar. Korkmuyorlard. Kllar bellerinde sallan312 yordu ve gerektii takdirde bunlar kullanmaktan kesinlikle ekinmeyeceklerdi. Tm dman kuvvetlerine kar yalnz balarna savamak zorunda kalsalar bile. Dman saflarnn iitebilecei bir mesafeye gelince yle bardlar: "Glgame ve Enkidu yalnz balarna geldiler. Akka ile konumak istiyorlar!" Haber ksa srede Akka'ya iletildi ve Ki hkmdar adrnn nne kt. Karsnda duran iki kahraman inceleyince silahlarnn tmn kuanm olduklarn grd. O da sava klcn kuand ve karlarna yle kt. Yava admlarla onlara doru yaklat. "Selam sana, soylu Enmebarggesi'nin olu Ki prensi Akka! Seni bizzat selamlamakta biraz ge kaldm iin beni affetmeni dilerim" dedi Glgame ve kibar bir hareketle ban ne edi. Akka hi beklemedii bu kibar selamlama karsnda yle byk bir aknla dmt ki, edecek tek bir kelime bile bulamyordu. Glgame devam etti: "Buraya dost olarak deil de, koca bir ordunun bandaki dman olarak gelmene ok zldm. Seni buna iten sebep nedir? Uruk'un konukseverlii hakknda hibir ey gelmedi mi kulaklarna?" "Halkmn karn a!" dedi Akka zgn bir sesle ve sustu, nk hem baka ne syleyebileceini bilmiyordu, hem de bu karlama onu derinden etkilemiti. Soylu ve temiz yzl bir adamd bu Glgame, insann dman olmak yerine dost olmay yeleyecei birisiydi. Barbar bile ilk karlamalarndan daha barl grnyordu, fakat yine de baklar ok sertti ve elini klcnn kabzasndan bir an iin bile ayrmyordu. "Neden?" diye sormaya devam etti Glgame, "yamur mevsiminde tarlalarnza tohumlarn yeermesine yetecek kadar yamur dmedi mi?" "Dt dmesine, ama toprak btn suyu bir anda iip bitiriyor. Bu nedenle tarlalara faydas pek az oldu, imdi ise ne insanlara yetecek kadar buday var, ne de hayvanlara yetecek kadar taze ot. Sahip olduumuz az bir eyi bizimle paylamak iin ehrimize gelen vahi kabilelerin durumu daha da kt." "O halde siz de sulama kanallar aarak suyu tarlalara aktmal ve ehrinizin etrafn bir duvarla evirmelisiniz" dedi Glgame. 313

Akka bn bn Glgame'e bakyordu. Nutku tutulmutu sanki. Glgame neden sava hakknda konumak yerine bu meseleleri kurcalyordu? Uruk kral bir kez daha konumaya balad: "Sizi buralara gelmenize neden olan sebebin ektiiniz skntlar olduunu tahmin ediyorum prens. Ve kendi halknz ile olan sorunlarnz. Fakat her eyi bu yolla deitirmek fikri, iyi dnlmemi ve acele verilmi bir karar. Bana bir eli gndererek yardm talebinde bulunsaydnz, sizi kesinlikle geri evirmezdim." "Sen... bana yardm etmeyi mi neriyorsun?.." diye kekeledi Akka aknlkla. Burnuna gelen garip koku karsndaki iki devden mi, yoksa havadan m yaylyordu... aniden iinde bir eyler kabardn hissetti. Bin bir eit duygu ve dnce dolanyordu kafasnn iinde. "Evet, sana ve halkna yardm etmek istiyoruz. imdi ok gerilerde kalm olan o eski zamanlarda, siz de Smer lkesinin bir paras deil miydiniz? Ki bizimle ayn dili konuan ve ayn tanrlara tapan insanlarn oturduu bir yer deil miydi?" "Evet, Anu'ya tapyoruz, ama Itar'a deil..." "Pekl, sadece Anu... yoksa bir avu ganimet iin kardelerinizi ldrmenizi Anu mu emretti size? Karlkl olarak sayg ve sevgi iinde bulunmak, her iki taraf iin de daha yararl olmaz m? Burada yeteri kadar yap ustasna sahibiz. Onlardan birka tanesini kanallar aarak tarlalarn dzenli olarak sulanmalarn salamalar iin Ki'e rahatlkla gnderebiliriz." "Sylediklerin kafam kartrd" dedi Akka. "Savamak yerine karlkl kibarlk gsterisinde bulunuyoruz. Bugne kadar gzel szlerin bir eyi deitirdii grlm m?" "Doru szleri doru davranlarn takip etmesi kaydyla, evet" diye karlk verdi Glgame. "Ben buna kesinlikle inanyorum." Akka dnceli dnceli kafasn kad. Yoksa bunlarn tm kendisini engellemek iin oynanan bir oyun muydu? Glgame'in gerek niyeti neydi acaba? "Dinle" dedi Akka duraksayarak, "buraya gelirken karmda alk eken halkmn aclarndan sevin duyan bir dmanla karlaacam sanyordum. nk habercilerim bana bu ekilde bilgi verdiler..." 314 "O halde ya yanlmlar, ya da sana kastl olarak yanl bilgi vermiler, inan bana, ne halknn ektii aclar bizi mutlu eder, ne de sizinle savamak. Bu ekilde konutuum iin korktuumu dnme satan. Duvarlarmz kuvvetli, ordumuz iyi eitimli ve tepeden trnaa silahl. Savan bize getirecei tek ey, saysz l ve yaral olacaktr. Belki de halkn tamamyla yok olacak. Bu bir zm olabilir mi? Hayr Prens Akka, zaman deiti. Artk koullar bize komularmzla alveri ve ticaret yapmamz emrediyor. Sizinle de bar ve dostluk iinde yaamamz, her ikimizin de kesinlikle karna olacaktr." "Bununla beraber" diye homurdand Akka, "gzel szler karn doyurmuyor. Halkmn karn hl a ve sylediklerin aln gidermiyor." "Size hemen yardm edebiliriz. Tahl ambarlarmz bu sene tamamen, hatta taacak kadar dolu. Bir ksmn seve seve veririz size." "Hangi fiyata?.." "Fiyat m? Ltfen bunu konuk hediyesi olarak kabul et. Bu hediye, iki ehir arasndaki iyi ilikilerin temeli olsun." Bu anda Enkidu sze kart. "Glgame, kardeim" dedi, "boay unuttun galiba! imdiye kadar ne kadar ok ktlk yapt, ne kadar ok ky yerle bir etti ve insan ldrd! Bunu nasl unutabilirsin? O boa buraya Akka'nn ordusuyla birlikte geldi. Ta kendisi srd o canavar buraya!" "Gk boasn unutmuyorum elbette" dedi Glgame, "verdii zararlar hatrladka iim kan alyor. Fakat bunda Prens Akka'nn bir kabahati olmadna inanyorum. Akka, onunla ban iinde yaamak isteyebileceimizi tahmin etmedii ve bilmedii iin byle davranmak zorunda kald. Boa ise kt bir ruhun hizmetinde olduu iin byle davranyor. O eytan sadece kararllmz ile yok edebiliriz. Sen ve ben, Enkidu! Birlikte korkun Humbaba'y ve hizmetkrlarn tepelemedik mi? Artk hibir ey bizi korkutamaz. Uruk'un zerine yryen her eyin -her ne olursa olsun- plak ellerimizle haddini bildiririz. Kllarmzn gc yardmyla gk boasn ldrecek ve ktlne ebediyen son vereceiz."

315 "Eer bunu baarrsanz" dedi Akka, "sizin gerekten de dnyann en kahraman insanlan olduunuzu kabul edeceim. O andan itibaren de benim en yakn dostlarm olacaksnz, nk kim sizin gibi dostlara sahip olmak istemez ki? Fakat..." "Fakat ne?" "Dorusu..." Prens Akka sinirli bir eda ile sakaln svazlad "... bunu baarabileceinizi hi mi hi sanmyorum. Boa sandnzdan ok daha kudretli, tm ktlkler onun iinde barnyor. imdi yeni dostlar kazanm olabilirim, fakat o canavarla savamaya cesaret ederlerse, korkarm onlar hemen yitireceim. Ondan sonra ne sulama kanallarna sahip olacam, ne de Ki etrafnda bir duvara..." "Bu durumda" diye gld Glgame, "pek bir zararnz olmayacak. nk hayvan bizi ldrrse tm ehir size ait olacak, cannzn ektii her eyi hibir engelle karlamadan alabilirsiniz. Fakat biz kazanacak olursak, az nce yaptm teklif aynen kabul edilecek! Tamam m?" "Tamam!" diye bard Akka ve kendisine uzatlan eli skt. Itar'n vaatleri ne kadar ekici olursa olsun, bu adamla kuraca dostluk her eyden daha nemliydi. Glgame ve Enkidu ehre geri dndler, byk kapy iten kilitlediler ve d istihkmlardaki duruma bakmak iin duvarn stne ktlar. nsanlar hl kendilerini tutsak eden sersemliin iindeydi. Fakat darda bir hareketlilik vard. Prens Akka ve birka adam limana doru koarak, gvenli bir uzaklktan ykk bahe duvarnn ardn seyretmeye balamlard. Korkun kara boaya yaklamakta olan Glgame ve Enkidu'yu grmek istiyorlard. Canavar orada duruyordu ite, kendisine doru yaklaanlara bakmak iin hafife ban kaldrd. Gzleri kan anana dnmt; burun deliklerinden alev pskrtyor ve sabrszlkla ayan yere vuruyordu. ki arkada birbirlerinden ayrlarak hayvana sa ve sol yanndan yaklamaya baladlar. Gk boas baklarn birinden tekine yneltip duruyordu. Sonunda muazzam kalnlktaki ensesini eerek Enkidu'ya doru saldrya geti. Enkidu hayvann ta yanna kadar gelmesini bekledi, bu arada 316 sert hareketler yaparak onu daha da fazla tahrik etmeye alyordu. Hayvann boynuzlarn ona saplamasna ramak kamt ki, En-jcidu son anda yana ekildi ve klcn hayvann brne saplad. Keskin kl girdii yerdeki eti boydan boya paralamt. Canavar korkun bir sesle brd. yle ki, ehrin iinde ve dnda bulunan insanlar korkudan olduklar yerde donup kaldlar. Enkidu ise klcn brakarak hayvann srtna atlad ve kocaman boynuzlarn yakalad. Kzgn nefesinin suratn yaladn hissetmesine ramen, boynuzlarn bkerek onu yere devirmeye alt. Fakat boa ok glyd, bir silkinite Enkidu'yu zerinden frlatp att. Bunu zerine Glgame hayvann srtna atlad, iki eliyle tuttuu klcn boynuzlanyla boynunun arasna saplad. Canavarn grtlandan bir hrlt ykseldi, vcudu ard ardna kasld ve devs bacaklar titremeye balad. Sonra da cansz olarak yere yld. Enkidu klcn bir kez daha kara eytann vcuduna soktu, gsn boydan boya yard ve kalbini yerinden skerek dar kard, ite tam bu anda ehirden sevin lklar ykseldi. Az nce serin bir rzgr esmi ve ehrin zerindeki lanetli bulutu datarak insanlarn akllarnn balarna gelmesine yardm etmiti. Az nceki sahneyi seyreden dman askerleri aknlklarn gizleyemiyor-du. Her iki kahramana da sonsuz bir sayg duyuyorlard artk. Uuna da derin uykusundan uyanm ve aada neler olup bittiini grmek iin aceleyle tapnann damna koturmutu. Neler olduunun farkna varnca, ac dolu bir sesle haykrmaya balad: "Beni bir kez daha utandran ve aalayan Glgame'e yazklar olsun! Gk boasn ldrerek Marduk'tan isteyebileceim yegne dileimi mahvetti." Bu esnada aadaki palmiye korusunda bulunan ve onu iitmesine imkn olmayan Enkidu, gk boasnn bir budunu kopararak her anlama ekilebilecek bir sesle bard: "Bu budu lluna'nn tapnana gtrerek tar'a sunacam, ne de olsa bunu oktan hak etti." Bu arada drt bir yandan kalabalk gruplar halinde gelen askerler, boann boynuzlarn kopartmakla megul olan Glga-me'in etrafnda toplanmlard. Uruk'un imdiye kadar grm ol-

317 duu en byk boynuzdu bu, her biri insan baca kalnlnda ve insan boyu uzunluundayd. Glgame boynuzlar yatak odasnn duvarna asmak ve bylece bugn daima hatrlamak istiyordu. Enkidu ve Glgame temizlenip arnmak iin Frat kysna indiler. Prens Akka'ya uzatacaklar dostluk elinde kan olmamalyd. Ayn anda ehrin kuatmas da sona erdi. Akka, kabile reisleri ve adamlarnn birou konuk olarak Uruk'a geldi, bu arada orduya da en iyi cins bira ve bol bol ekmek datlmt. Akka, Eanna'daki sarayda kendi vatan ile Glgame'in vatan arasndaki ebedi dostluu mhrledi. im bir hafta boyunca Uruk'ta kald ve bu sre zarfnda Iluna bir kez olsun ortaya kmad. Tapnakta kimse onun nerede olduunu bilmiyordu, hatta Enkidu, Glgame ve Akka gk bo-I asnn budunu Itar'a sunmak iin sunak tana koyduklar zaman bile kendisini gstermedi. Onu temsil eden rahibeler, Vens adna yaptklar hizmetin anlam ve nemini Akka'ya uzun uzun anlattlar. Prens ve maiyeti hayranlk iindeydi, kzlarn cmertliinden byk zevk alarak yararlanyorlard. Ki'te de byle bir tapnak ina etmeye sz verdiler. Bu arada orduyla beraber danda bekleyen ve vicdan azab ektii iin ehre girmeye cesaret edemeyen Sasa, bu tapnan barahibesi olacakt. nk Akka ona bunun iin sz vermiti. Fakat prens bu konuda rahibelere tek kelime bile etmedi. Konuklar daha sonra Anu tapnan ziyaret etti. Eunna onla-n bizzat karlayarak, konuklarna verdii deeri gstermek iin adamlar zigguratn ta en tepesine kadar kard. Tm ehrin ayak318 lannn altnda uzandn gren adamlar, aknlktan neredeyse kk dillerini yutacaklard. Grlmeye layk dier eyler de konuklan hayret ve beeniye bodu. Onanm almalannn oktan balam olduu ve ticaret gemilerinin mal boaltmaya balad liman gezerek, merak ettikleri her eyi tek tek sordular. Tka basa hayvanlarla dolu olan ayrlarda dolatlar, hatta yanma alanna bile giderek greilerin gsterilerini izlediler. Akka grd her eyi ve ve bitirememekle beraber, su ka-nallannn yapm biter bitmez Ki'i de ayn buraya benzer bir ehir haline getireceine yeminler ediyordu iten ie. Kanal ve sulama sistemleri, tanm ve bahecilik konulannda hi durmakszn sorular sormaktayd. Bedevilerin ve gebelerin reisleri de bu konu konuulurken kulak kesiliyordu. Onlar da sorular soruyor ve verilen cevaplan kendi dillerine evirtiyorlard. Bu arada Glgame zanaatlar ve yap ustalanyla konumutu. Birou bu nemli ite pay sahibi olmak iin Akka ile beraber kuzeye gitmeyi kabul ediyordu. Akka'nn yeteri kadar igc vard, ie hemen balayabilirlerdi. Su kanallarnn inaat ile ehri evreleyecek duvar inaatna birlikte balamak istiyordu. Ki evresinde ykselecek bir duvar ehri sadece daha iyi korumakla kalmayacak, ayn zamanda nfusunu makul ller iinde tutmaya da yarayacakt. Yabanc ve ne id belirsiz kabileler ehre artk ellerini kollann sallayarak diledikleri gibi girip kamayacaklard. Evet, gerekten de kurnaz bir adamd Glgame, bir dost ve danman olarak bulunmaz bir insand. Itar'n ars sava anlamna geliyordu ve hi phesiz birok insann yaamna mal olacakt. Glgame'in yolu ise bakayd. Gelecee bakn ta kendisiydi o, yeniden balangcn ve ilerlemenin bir sembolyd. Bylece Akka ve kabile reisleri Uruk'taki gnlerini hayret verici yenilikleri renek geirdiler. Hayat kavraylar tamamen deimeye balamt; hepsi de daha nceki yaamlarn sorgulama ihtiyac hissediyordu. Bir hafta sona erdikten sonra eski dostlar olarak birbirlerine veda ettiler. Ki ordusu yiyecek maddeleri ve hediyelerle dolu olarak yola koyuldu; meselenin kan dklmeden halledilmesi herkesi 319 ziyadesiyle memnun etmiti. Artk gelecee daha bir umutla bakyorlard. Ordu yol boyunca giderek klmekteydi, nk gerek Hiksos'lar, gerekse de birok kabile seferin bu ekilde sonulanmasndan holanmamt ve kendi yollarna gitmeye karar vermilerdi.

Prens Akka onlar alkoymak iin herhangi bir aba gstermeyerek, gitmelerine izin verdi. Tam aksine, onlardan kurtulduu iin seviniyordu. Ki, kendi kaderini kendisi izmeliydi. Akka'nn hemen yanndaki katrn zerinde Sasa vard. Mola verdikleri her anda birlikte adra giriyor ve uzun uzun sohbet ediyorlard. "Tapnakta bulunduumuz mddet zarfnda Tanra Itar bize kendisini neden gstermedi acaba?" diye sordu Akka. "Yoksa isteklerine gre davranmayp Glgame'i hayatta braktm iin bana kzyor mu?" "Olabilir" dedi Sasa dnceli dnceli, "belki de tasarlarnn baarszlkla sonulanmas onu hayal krklna uratmtr. Belki de insanlarn, kendisi, gk boas ve dier tm olup bitenler arasnda bir balant kuracandan korktuu iin pek ortaya kmamay yeliyordun" "Ben kendi amdan olanlar asla bir baarszlk olarak grmyorum. Hatta u anki durumdan son derece memnunum" dedi Prens Akka ve sakaln svazlad. "ayet Itar bana gerekten kzm olsa bile, ehrin ortasna yaptracam gzel ve byk tapnan fkesini dindireceinden eminim." "Evet ama barahibe ben olacama gre onun bundan fazla bir kazanc olmayacak." "Neden?" diye sordu Akka. Yol arkadann kark mantk zincirini anlamakta bir kez daha glk ekiyordu, "lluna Itar'n yeryzndeki en gen tezahr deil mi? O halde ayn anda her tarafta olabilmesi de gerek... demek istediim, bir tanra olarak ayn anda... syle bana, o bir insan m, yoksa tanra m?" "kisi birden. O hem tanra, hem de insan. Ve bnyesinde insani zellikleri de barndrd iin ayn anda hem Ki'te, hem de Uruk'ta olmas imknsz. Anlyor musun?" "Hayr." 320 "Dinle; bir badem ieinin iinde, bademin kendisi gizlidir. Badem iekleri dnyann drt bir yannda aarlar, fakat bademe nasl dntkleri, byk bir srdr..." Akka'nm kafas karmt. Zaten Sasa'nn Uruk'ta grd gibi bir tapna nasl olup da tek bana yneteceine akl sr erdi-remiyordu. Fakat akll Sasa Akka'nn teredddn anlayarak, onu elinden geldiince yattrmaya alt: "Bu konuyu kendine hi dert etme. Ki'te Vens'n hizmetine girmek isteyen bir yn kz bulacamdan ve onlar istediim gibi eitebileceimden eminim." Akka'nn baklar hem hayranlk hem de zntyle kzn zerine dikilmiti. "Zaten sen de onlardan birisin... demek istediim Vens'n hizmetinde olan kzlardan biri. Yani..." "Bu konu hakknda ileride uzun uzun konuuruz" diye gld Sasa ve zavall Akka'y iyice utandrd. Ki'e geldii iin iten ie sevinmekteydi. Burada nfuz kazanmas ok zor olmayacakt. Prens Akka da kendisine yardm edecekti, bu konuda hi phesi yoktu. Zaten daha imdiden hibir isteini geri evirmiyordu. Kur yapt kzn kendisine hkmetmesinden holanan bir hkmdar olup kvermiti. Bu ekilde gnler gnleri kovalad. Nihayet bir sre sonra Ki'in d mahallelerindeki kulbeler ve Akka'nn saray olarak adlandrd ta ev ufukta belirdi. Acaba birka sene sonra buras nasl bir grnt sergileyecekti? Sasa o gnleri merakla bekliyordu. Uruk'ta ise lluna gzlerden uzak kalmaya devam ediyordu ve bu durum baz dedikodulara yol amyor deildi. rnein Eunna bu konu hakknda pek ok ey dnyordu. Glgame ve Enki-du'nun kendisini tapnakta ziyaret ettikleri bir gn, son derece dikkatli olarak phelerini anlatmaya balad: "ehrin kuatlmasnn ne kadar ilgin bir ekilde cereyan ettiinin farkndasnz, deil mi? Bu kadar ok dman askeri olmasna ramen, bir tek arpma olsun gereklemedi. Canavar ldrmeniz de gerekten ok muhteemdi, fakat dorusunu isterseniz zihnimi kurcalayan birka meseleyi hl zebilmi deilim. "Boann griinmesiyle beraber insanlarn zihinlerinde meydana gelen bulanklktan m bahsediyorsun?" 321 "Sadece ondan deil. Ben bile ksa bir sre iin yabanc bir gcn beni etkisi altna almak istediini hissettim ve kendimi kurtarabilmem iin uzun sre mcadele etmem gerekti. Fakat asl demek istediim, bu canavarn varlnn

sebebini bile bilmiyoruz henz. O neydi, nereden geliyordu, kim onu stmze srd?" "Akka bana ona bataklklarda rastladklarn, sonra da grlt ve mzik yapmak suretiyle onu buraya srdklerini anlatt." "ite bilmek istediim ey tam da bu nokta! Neden boa onun ordusuna hibir ey yapmayp bizim kylerimizi yerle bir etti? Neden bizim duvarmz ykt? Neden yabanclar buraya getirdi? Buraya gelmesiyle birlikte hedefine varm gibi davranmaya balamam myd? Tatminkr bir cevap alamadm o kadar ok soru var kiGlgame..." "Benim fikrimi renmek isterseniz" dedi Enkidu, "bence bu olayda kesinlikle Iluna'nn parma var." Glgame sama der gibi elini sallad, fakat Eunna alelacele konumaya devam etti: "Enkidu'nun hakk var! O gnden bu yana ortala kmamas garip bir tutum deil mi? Yoksa vicdan azab m ekiyor?" "Vicdan azab m?" "Evet! Ya da meydana gelen olaylarla arasnda bir iliki kurulabileceinden korkuyor." "Bana yle geliyor ki, sen sylediinden daha fazla ey biliyorsun" dedi Glgame, "bunlar sadece bir phe mi, yoksa elinde somut deliller var m?" "Hem de inkr edilemeyecek deliller!" diye karlk verdi Eunna, Glgame ve Enkidu'yu derin bir aknla uratarak. "Nedir bunlar?" "nce" diye sze balad barahip kurnaz bir ifadeyle, "tamamen tesadf eseri olarak, Iluna'nn en gvendii kzlarndan birisinin arkasnda hibir iz brakmadan aniden ortadan kaybolduunu rendim. Bunu rendiim zaman aradan epey uzun bir sre gemiti ve kz hl ortalarda yok. Sadece bir kez grlm, o da nerede, biliyor musunuz? Dman kararghnn tam ortasnda, Ak-ka'nn adrnn iinde!" 322 Glgame aknlktan kk dilini yutacakt neredeyse: "Peki sen btn bunlar nereden biliyorsun?" "Benim ok eitli yerlerde tandklarm var ve inan bana, kulaklarma gelen haberlerin bir ou ne benim, ne de senin hi houna gitmeyecek cinsten... Fakat syleyeceklerimin hepsi bu kadar deil! Sen Enkidu'yla beraber aada boay haklarken luna'nn neler yaptn biliyor musun?" "Bilmiyorum; fakat doruyu sylemek gerekirse ok merak ediyorum." "Iluna tapnann damna kmt ve gk boas olarak adlandrd canavarn lmne atlar yakyordu. Sana da uzun uzun beddua etti." "Kim duymu onu?" 'Tapnan gvenilir bir hizmetkr." "Hizmetkrnn aklnn o esnada banda olduuna emin misin? Demek istediim, o lanetli bulutun etkisi altnda hayal grmtr belki de!" "Mmkn deil. Hizmetkrm son derece zeki ve iradesine hkim bir adamdr. Beddualar ok net olarak iitmi." "Belki de baka bir gerekesi vardr" dedi Glgame, "ne de olsa onu krdm ve zdm." "Hayr, yanlyorsun" diye bard Eunna yksek sesle. Kaznm kafasn Glgame'in burnunun dibine dek uzatmt. Her zaman sakin ve huzurlu bir ifadeyle bakan gzleri, aniden nefret dolu parltlar samaya balamt. Ne kadar fanatik baklar var, diye dnd Glgame ve aknlkla karsnda duran adamn su-ratndaki deiiklikleri incelemeye balad. Baklar gerekten de ok fanatikti, sanki kt bir ruh onu tesiri altna almt. "Iluna, en ok gvendii kzlarndan biri olan Sasa'y Kili Akka'ya yollayarak, eitli vaatler ile onun iinde buraya gelme arzusu uyandrd. Akka kapmza dayanan byk orduyu toplamakta bir an bile olsun tereddt etmedi. Adamlarn ne kadar kararl olduklarn hatrlamyor musun? Bunlar buraya dilenci olarak gelen adamlar deil, tam aksine yamaya km savalard. Bunu baaramam olmalarn sadece ve sadece ikinizin yeteneine bor323 luyuz. O canavar buraya nasl getirdiklerini bilemiyorum. Fakat kesin olarak emin olduum tek bir ey var: Iluna canavarla dve-ceinizi biyordu ve yegne

arzusu, onun sizi ldrmesiydi. Tap. nann damnda syledii szler hibir tereddde gerek brakmayacak kadar ak. Tapnakta Akka'y karlamaya kmamasnn sebebi de bu. Mttefikinin gzlerine bakmak istemiyordu. Bildiim bir ey daha var: insanlarn zihinlerini bulandran o bulutta lu-na'nn parmann olduu da kesin. nk tam sz konusu olan zamanda tapnann damndan iren kokulu bir duman ykselmeye balamt. Belki de burundan girerek insanlar etkileyen bir tr zehirdi bu..." "Grne gre her tarafta gzlerin ve kulaklarn var" dedi Glgame, "Iluna'yi gzetletiyor musun?" Eunna gzlerini ksarak ban yavaa sallamaya balad. Her zamankinden bir derece daha irkin grnyordu imdi. "Uzun zamandr" dedi, "nk Iluna uzun zamandr Uruk iin deil, aksine Uruk'a kar alyor. Bu faaliyetleri ta Dumuzi zamannda balad. Onun iini bitirdikten sonra iktidara sahip oldu, sen kral olduun gnden bu yana da bize hkmetmeye can atyor. Boa ve zehirli duman da onun bu zararl faaliyetlerinden birkayd sadece. Dinle beni Glgame, o hepimiz iin srekli bir tehlike, bir tehdit unsuru, koynumuzda beslediimiz zehirli bir ylandan bakas deil!" "Peki ne yapmam tavsiye ediyorsun?" "Onu tapnana hapset ya da srgne gnder. Daha da iyisi; onu ldr! lm binlerce kez hak etti ne de olsa!" Eunna son szlerini neredeyse bararak sylemiti. Glgame onu daha nce hi bu kadar fkeli grmemiti. Adamn sertlii ve iindeki nefret, ondan neredeyse tiksinmesine neden olmutu. Anu barahibi, bu szleri ile her zamanki yaam felsefesinin arkasnda yatan gerek dncelerini ve niyetlerini aa vuruyordu: ktidar hrs ve bilinci, ikisi de Anu gibi bir tanrnn iradesi olamazd; nk tapnan bambaka eyler datmas gerekiyordu: Adalet, bar, insan sevgisi ve yaamn her trne sayg gsterilmesi. Dikkatli ol, Eunna, diye geirdi iinden Glgame, dikkat 324 etki davranlarn kutsal dzenin dengesini bozmasn ve seni ondan ayrmasn. Dikkatli ol, yoksa pek yaknda sen de u anda itham ettiin Iluna'dan hi farkl davranmayacaksn. Ve yksek sesle unlar syledi: "ithamlarn aratracam Eunna. Eer gerekten de hakhysan Iluna'yi snrlan amamas iin uyaracam. Sana imdiden unlar syleyebilirim: Tm davranlar eninde sonunda sahibine geri dner ve her eyin bir ls vardr. Fakat Itar tapmann kapsna kilit vurmak ve barahibesi-ni idam etmek ne mmkn! Bir tanra hakknda hkm vermeye hibir lml cesaret edemez. Iluna gerekten de sulu ise, nasl olsa bir ekilde bunun bedelini deyecektir." Eunna bn bn Glgame'e bakyordu. Birden ban iddetle sallamaya balad. Smsk kapal dudaklar ince bir izgi haline gelmiti. Tek kelime etmeden ayaa kalkt ve oday terk etti. "Umarm kendine yeni bir dman edinmemisindir" dedi En-kidu Glgame'in iinden geenleri okurcasna. Onlar da ayaa kalkarak tapna terk ettiler. Darda serin bir akam rzgr esmekteydi ovadan ehre doru. mlerdi, saraya gitmek iin acele etmeye baladlar. Iluna'nn ortalkta gzkmemesinin gerek sebebi ise bambakayd. Hastayd Iluna. Byl duman teneffs ettii andan beri kendisini bitkin ve takatsiz hissetmekteydi. Zorlukla merdiveni indikten ve kalan son gcn kullanarak kendisini yataa attktan sonra, uzun bir sre hi kprdamamt. Uzun, fakat kt uyuyordu artk; en kk bir grltde ise irkilerek uyanyordu. Sabahlan kendisini ok yorgun hissediyordu, sanki dayak yemi gibiydi, itah tamamen kapanmt, gn boyunca sk sk hafif baygnlklar 325 geiriyor ve zorlukla kendine gelebiliyordu. Uykuyla uyanklk arasnda srekli gidip gelmekteydi; gnlk yaamn en kk bir gereini bile yerine getirmek gelmiyordu iinden. Tapnan ynetimini yal ve tecrbeli bir rahibeye emanet etmiti; bu ekilde grev ve sorumluluklarndan kurtulduu iin ok seviniyordu. Eski gcnn ve bir eyler yapma azminin geri geldii ender anlarda, kt kaderine atlar yakyordu. Sonra da Glgame'e ve iren davranlarna lanet ediyordu. Gk

boasn ldrmesini asla affetmeyecekti. Kzlarndan rendiine gre En-kidu boann bir bacan koparm ve ok gerekliymi gibi Itar'a sunmutu. Daha byk bir aalamay tasavvur dahi edemiyordu. O ikisi yaptklarn er ya da ge deyecekler, intikamm ok korkun olacak, diye kendi kendine sylenip duruyordu. Fakat bunu nasl yapacan bilemiyordu. Glgame olacak o tredi pi, tanrlarn ltfuna nail olmua benziyordu. Tm konumalarnn ve davranlarnn kfirce olmasna ramen, el att her iten alnnn akyla kyordu. Tanrlar onun iin srekli hediyeler ve kurbanlarla yattrlmas gereken gler deildi sanki, onlara sanki kendisine hizmet etmeye mecbur birer ruhmu gibi davranyordu. eytanlar ve by de onu korkutmuyordu; mee aacnn kkleri arasndaki ylan kartm, Humbaba'y yok etmi ve imdi de gk boasn ldrmt. Bu lanet cesareti ve kendine gveni nereden alyordu acaba? Gnler boyu dnp tanmasna ramen, bir trl onu aalayacak bir fikir gelmiyordu aklna. En gl bys bir ona etki etmemiti. Sanki tm dzenlerin dnda bir yerlerde bulunuyordu. Ona kar daha ne yapabilirdi? Hangi byy kullanp karsnda diz ktrebilirdi? Aslnda onun yutabilecei bir lokma olmadn gayet iyi biliyordu; bu da kendisini aresiz ve fkeli klmaktayd. Zayfl onu nce snrsz bir fkeye, sonra da snrsz bir ilgisizlie srklyor-du. Ve tekrar tekrar intikam almay dnyordu. Hi olmazsa bir kerecik olsun onu yenmesini salayacak bir zayf noktas yok muydu? Fakat aklna hi, ama hibir ey gelmiyordu. Enkidu'ya gelince ise, iler deiiyordu. Onun kendine olan 326 gveni Glgame kadar sarslmaz deildi. Bozkrlardan kopup gelen bir barbard o, fakat artk yaam alann terk etmiti, hayvanlar ondan kayordu ve doayla arasndaki yazl olmayan anlama sona ermiti. Buna ok zlyordu. Glgame kadar zgr bir insan deildi., krala tm ruhuyla o kadar ok balanmt ki, artk onun dostu ve danman olmaktan ziyade yardmcs konumuna dmt. Kendine gveni yoktu, nk ana-babasn hi tanmamt, tanrlarn zavall bir oyuncayd sadece. Bir zellii onu dier tm insanlardan ayryordu: Gbek delii yoktu, onlardan biri deildi. Bunun dnda Iluna onun en az defa olmak zere byk gnahlar ilediini biliyordu: ilkinde temiz olmayan elleriyle byl kapya dokunmutu, ikincisinde Humbaba'ya lm darbesini indirmiti, ncsnde ise kutsal konuan sedir aalarn kesmiti. Her defasnda gnah ileyen, tm sulan stlenen ve Glgame'in ilerlemesi iin yolu aan oydu. Evet, belki Enkidu'ya kar bir eyler yapabilirdi. Onun zarara uramas, Glgame'in de zarara uramas anlamna geliyordu. Bu konu zerinde uzun sre dndkten sonra, kehanete danmaya karar verdi. Titreyen elleriyle zarlar att ve grdkleri kendisini hem korkuttu, hem de meraklandrd: n kararmas. lk bata irkilmiti, nk kehanetin sylediklerinin kendisini iaret ettiini dnmt. Gerekten de dairesi hemen hemen karanlkt, kk bir ya lambasnn titreyen oday aydnlatmak iin yeterli olmuyordu, luna bu n altnda, karanlklarn ortasndaki bir ada gibi oturmaktayd. Kil tabletin nne diz kt ve ortaya kan resmin ne olduunu grebilmek iin gzlerini ardna dek at, nk titrek k tabletin zerinde korkun glgelerin dans etmesine neden oluyordu. Nihayet salar yerleri sprecek kadar tabletin zerine eildii zaman, kehanetin baka bir eyi iaret ettiini fark etti. Meraklanmt. Resim sanki hareket eder gibiydi, tablete bylenmi gibi bakan lluna'nm azndan aniden kehaneti aklayan kelimeler dkld: "Sa el yaral." Bak sen, demek sa el! diye dnd. Enkidu sedir ormannn kapsn sa eliyle amam myd? nce bir ac, sonra da bir hare327 ketsizlik hissetmemi miydi? Acaba kap gerekten de zehirli miydi? Yoksa gl bir by m koruyordu kapy? Belki de etkisi uzun sren bir zehirdir, diye dnd l una, etkisini aradan epey zaman getikten sonra gsteriyordur. Enkidu bu meseleyi tamamen unutmutu artk, elinin tekrar hastalanmas onun iin ok tatsz bir srpriz olacakt. Acaba bunu abuklatrmann bir yolu var myd?

Iluna kk masann zerine iyice eildi, dudaklar neredeyse fildii zarlara deiyordu. ok hafif, hemen hemen hissedilmez bir biimde soluk alp veriyordu, fakat bu kadar bile zarlarn yeni bir resim oluturmas iin yeterliydi. Bir zar daha kmldamt imdi. Yeni oluan resmin ne anlama geldiini yldrm hzyla aklndan geirdi. Azndan u ok eski szler kt zaman buram buram terliyordu: "O ey sol karn boluundan girip, kalbi kapkara klyor. O adam, kapdan karak evini terk ediyor." ok ak bir ekilde kendi lehineydi kehanet. Demek ki Enkidu tehlikedeydi, nk karanlk yaamn merkezine, yani kalbe doru ilerliyordu. Herhangi bir iyileme umudu kalmamt artk, kapdan kp evini terk etmeye mahkmdu. Yaknda kararan k kalbine ulaacakt, o zaman da kapdan bir ceset olarak geip, br dnyaya gidecekti. Gld, fakat gl ok irkindi. Yabanc, kendisine ait olmayan bir ses gibi nlamt odada. Iluna irkildi. Duman teneffs ettiinden bu yana iinde ykselen duyguyu hissetmiti yine. Kendi kendisiyle konumaya balad: Zavall Iluna, diyordu, sen yedi nl Vens yldznn altnda domadn m, onun nda gerekleri idrak edip barahibelie ykselmedin mi? Eskiden tm gzelliinle ykanabildiin o k imdi nerede? Geriye sadece kk bir ya lambas, bir zamanki n acnacak bir paras kald, ierisinin ve darsnn karanlk olmas gibi, dncelerin ve yaptklarn da karanlk. Yal bir cad gibi insanlarn kaderlerini deitirmeye ve olacaklar ktln lkesine yneltmeye alyorsun. Bir zamanlar sahip olduun mutluluktan kendi kendini mahrum ettin lu-na, artk sadece karanlkta hareket ediyorsun. Ve Itar'n yeryzndeki en gen tezahr olarak bulunman gereken yerde, yani yukarda, senden ok daha yal bir rahibe oturuyor. Ayaa kalk Iluna, 328 daha fazla yerde srnme! Ayaa kalk ve kendini arndr. En iyi elbiselerini giyin ve temizlen, nk senin grevin insanlara gzellik ve saflk getirmek. Yalpalayarak dorulmaya alt ve bu arada ya lambasn devirdi. Lambann alevi son bir defa titredikten sonra snd. Odaya mutlak bir karanlk hkim olmutu, gelii o kadar ani ve o kadar sratli olmutu ki, Iluna karanln saldrsn tm vcuduyla hissetti. Korku dolu bir lk atarak geriye srad ve sert bir biimde duvara arpt. Can yanmt; bir ocuk gibi alamaya balad. ki eliyle duvan yoklayarak yrd ve nihayet kapy buldu. Ar perdeyi yana ekerek dardaki karanlk koridordan koa koa geti. Nihayet bir meale tarafndan aydnlatlan n odaya gelmiti. Mealeyi yerinden kartarak gece sessizliindeki tapnakta yrmeye balad. Hl yalpalamaya devam ediyordu. Vens yldznn sunak tann nne gelince diz kt ve kollaryla souk mermere sarld. "Bana bir iaret gnder, ak yldz" diye fsldad. "Doru davranp davranmadm bilmiyorum, sanki ok, ok uzun sredir glgelerin arasnda dolayor gibiyim... Yaptklarm yanl myd? Tanrlara kar gnah m iledim? Bana bir iaret ver, Vens yldz!" Ban ne edi. Surat neredeyse souk mermere deecekti. Tatan ykselen yumuak, teskin edici bir serinliin vcuduna dolduunu hissediyordu. Bir eyler kalbine ulat ve oradan da grtlana ykseldi. Kurtarc bir umut kaplad iini, znts yok oluyordu yava yava. iddetle hkrmaya balad ve dur durak bilmeden alayarak ruhundaki acy dar att. "Bana ne sylemek istediini anlyorum, Vens yldz" diye fsldad titreyen dudaklaryla. "Yasaklanm eyleri dndm ve yaptm... ar sular iledim, ar gnahlar... onlar hi yapmam olaym Vens yldz! Kt dncelerimi ve davranlarm iimden silip atn, ey tanrlar, size yalvaryorum, bana yardm edin!" Aradan uzun bir zaman getikten sonra nihayet ban kaldrmaya cesaret etti. Gz yalarnn bulanklatrd baklar, garip bir ekilde parlayan ve ldayan bir k huzmesi sezer gibi oldu. Bu k huzmesi, tavandaki gkyzn gsteren yuvarlak aklktan dmekteydi zerine. 329 "Teekkr ederim" diye fsldad Iluna. Aniden imdi neler yapmas gerektii domutu iine. Sarho gibi ayaa kalkt, mealeyi tekrar eline ald ve sarsak

admlarla, fakat ii daha huzurlu olarak hizmetkrlarn dairesine doru yrmeye balad. Vakit gece yars olduu iin kzlarn ou uyumaktayd. Sadece bir tanesi, tanmad yeni bir kz, uyumuyordu. Kocaman gzler soran baklarla zerine dikilmiti. "Gel" diye fsldad Iluna, "banyo yapmama yardm et." Kz hibir ey sormad. Efendisinin bu saatteki istei onu hi artmamt. Tapnakta henz ok yeniydi, burada olup biten her ey kendisi iin anlaml ve doruydu, bu yzden kendisine sylenenlerin tmn elinden geldii kadar iyi bir ekilde yerine getirmeye gayret ediyordu. Aceleyle zerine bir pelerin atarak, her zaman scak suyun hazr bulunduu banyo odasna doru yrmekte olan lluna'nn peinden seirtti. Tanrann soyunmasna yardm etti ve elinden tutarak onu havuza indirdi. plak tanra ne kadar da gzeldi! Kaymakta rengindeki vcudu beyaz parltlar sayordu ve parlak salar katran kadar karayd, lluna'nn suya dalp kmasna holanarak bakt. Tanra sanki lden yeni gelmiti ve zerindeki tozlar temizlemek istiyordu. Suya dalp dalp kyor, grnen ve grnmeyen tm kirlerden arnmaya alyordu. Tanrann dudaklar iitilmeyen szckler mrldanmaktayd. "Her eyi hi olmam kabul et Marduk! Beni arndr, gksel M!" diye fsldyordu, "derimi rm bir giysi gibi saran tm kirden kurtar beni. Glgame ve Enkidu hakknda dndm ve yaptm tm ktlkleri hi olmam kabul et. Kehanetin yanlmasn sala, bildirdikleri kalbime haz vermiyor. Yeteri kadar nefret ettim, artk sevmeye ihtiyacm var." Hizmetkr kz tanraya nce kurulanmas iin bir havlu uzatt, sonra da kokular ve yalar. Iluna byk bir zenle derisinin bakmn yapmaya balad. ini bitirdii zaman, hizmetkrn elbiselerinin bulunduu odaya gnderdi. zellikle kymetli bir elbise giydikten sonra bana mcevherli bir alnlk takt, boynu iin bir gerdanlk, kollar iin bilezikler ve ayaklar iin halhallar seti. 330 istedii gibi sslenmeyi bitirdikten sonra, Iluna tamamen deimi grnyordu. Doast bir gzellie sahipti, gen kz tanray daha iyi seyredebilmek iin hayranlk iinde bir adm geriye gitti. "Teekkr ederim" dedi Iluna hizmetkrna ve eliyle yavaa kzn salarn okad, "imdi tekrar dierlerinin yanna dn ve uyu." Glmseyerek gen kzn koridorda yanklanan ayak seslerini dinledi. Sonra da gece sessizliindeki tapnakta yrmeye balad, ieri gizlice giren bir ziyareti gibi etrafndaki her eyi incelemeye balad: Sunak tan, kutslakdesin giriindeki aslanl stunlar, duvarda bulunan nilerdeki heykel ve figrleri. Ayaklar onu tapnan her yerine tayordu ve mealesinin karanlkta aydnlk bir k hatt iziyordu. Nihayet merdivenleri trmanarak dama kt. Orada mealeyi sndrerek gkyznn kara rtsne bakt. Vens' hemen fark etti ve yedi nn kranla selamlad. "Selam olsun sana" dedi hafif bir sesle, "hizmetkrn sana selamlarn sunuyor." Vens yldz parlak nlarn gndererek Iluna'nn gslerinin arasndaki mcevherin alev alev yanmasna neden oldu. Iluna, Itar'n yeryzndeki en gen tezahr, damn stnde Itar ile konuuyor ve aydnln kuvvetinin yava yava karanln stesinden gelmeye baladn hissediyordu. Ertesi sabah ufuk izgisi aydnlanmaya balad zaman bile hl orada duruyordu. Ban saygyla ne eerek gne douncaya kadar bekledi; ta ki Eanna'daki kularn arklar kulana ulancaya dek. Bir horoz tt nce ve sonra dierleri de ona katld. ehir yava yava uyanyordu. Uruk gerinerek doruluyor ve yeni doan gn karlamaya hazrlanyordu. tluna kzlar selamlamak iin aaya indi. Yal rahibe, tanrann hastalktan kurtulduunu grnce son derece sevinmi ve rahatlamt. kranla iktidar simgelerini gerek sahibine geri verdi. Iluna btn tapnakta kurban atelerinin yaklmasn emretti ve Tammuz'la Iullana'nn bulunduklar yerlere haberciler gnderdi. Zarar verdii veya kt davrand herkes iin dua etti, zellikle de kehanetin hakknda korkun eyler syledii Enkidu iin. "Kehanetin sylediklerinin gereklemesine izin verme Mar331

duk" diye fsldad, "ona yardm et gksel M. Onu sen yarattn, tehlike annda da yannda sen olmalsn." Fakat yal tanr iftinin kendisini iitip iitmediinden pek emin deildi. Belki de bunun iin vakit artk ok geti. Kader kitabnda Glgame ve Enkidu hakknda neler yazl olduunu Itar bile bilemezdi. O sadece ksa, geici bir bak frlatmt iine. Gerisi ise kendiliinden gelmiti. Olacaklara mdahale etmesi artk imknszd. tar'n gc bile snrsz deildi. Enkidu garip bir rya grmt: Gzel bir gnn sabah deinden kalkarak ehri terk etmiti. Eskiden bozkrlarda yaarken yapt gibi yaya olarak yryordu. Kalbi sevin doluydu; uzun zamandr olmad kadar iyi hissedi-""" yordu kendisini. ehre ait tm dnceleri, Uruk'taki rahat ve sorunsuz yaam geride brakmt. Uzun zamandr ehir yaamnn keyfini karyordu, tatmad bir zevk kalmamt. Fakat gzlerinin nnde uzanan usuz bucaksz gizemli topraklar kendisini aryordu. Gzel kokulu bitkiler, yava yava ilerleyen hayvan srleri, gkyznde uuan kularn sarklan... Gne bir ate topu eklinde doudaki dalarn ardndan ykselerek yolunu styor ve dnyay scak renklere bouyordu. Enkidu srekli gnee doru yryordu ve neeyle etrafndaki doay inceliyordu. Yol ok iyiydi, ayann burkulaca en kk bir ukur bile yoktu. Bozkrn stnde yere basmadan yryordu sanki. Sa tarafta bir grup antilop otluyordu. Onun yaklatn fark eden hayvanlar bir an iin ineme hareketlerini yavalatarak gelenin kim olduunu grmek iin balarn kaldrdlar. Hemen sonra da 332 zarif boyunlarn eerek otlamaya devam ettiler. Ceylanlar ve yaban eekleri, bldrcnlar ve yaban tavuklar artk eskisi kadar rkek deildi, onu grnce kamaya almyor, aksine yava yava yollarna gitmeye devam ediyorlard. Enkidu yalnz olmann tadn kartyordu. Rzgr ve hayvanlardan baka hi kimseler yoktu bulunduu yerde. Devaml douya ilerlemekteydi, yaratld yere doru. Bir sre sonra insanlarn Dicle adn verdikleri byk bir rmaa ulat, elbiselerini kartarak suya girdi ve yzmeye balad. Gl kollaryla att kulalar sayesinde kar kyya ulamas uzun srmedi. Sazlarn ve allklarn arasnda kyya kt ve bir kez daha sonsuz gibi grnen bir bozkrn kenarnda olduunu fark etti. leye kadar yrmeye devam etti, gne srtna vurmaya balad zaman ise bir rmaa daha rast geldi. Bu rman adnn Kerha olduunu biliyordu. Onu da yzerek atktan sonra, karsna kudretli bir da srasnn d uzantlar kt. Bir an bile tereddt etmeden daa trmanmaya balad. ieklerle ssl yemyeil yamalar ve vadileri aarak, dierlerinden ok daha yksek olan en byk daa doru yaklamaya balad. Ulu dan zirvesi bulutlarn arasnda kayboluyor ve kendini merakl baklardan gizliyordu. Enkidu giderek daha yksee trmanyordu, sonunda o kadar yksee trmand ki, bulutlarn balad noktaya ulat. Sisin iine girmiti artk; birka adm ilerisini bile zorlukla grebiliyordu. Fakat Enkidu trmanmaya ara vermedi, ne bir mola verme, ne de azck olsun dinlenme ihtiyac hissediyordu. Zirveye ulamasna ok az kalmt, bulutlar ayaklarnn altnda stten bir hal gibi uzanyordu. Etrafna baknd; gne bat tarafnda gzden kayboluyordu ve gkyznde yldzlar parlamaya balamt. nce Vens', sonra Sirius'u, sonra ay ve dier yldzlar fark etti. plak olmasna ramen hi myordu, gece hayret edilecek derecede lk ve yumuakt. Birden az ileride bir atein yandn ve evresine birtakm kiilerin oturduunu grd. Onlarn yanna doru gitti ama kendisini dikkate alan olmad. Bunun zerine o da atein karsna, dierlerinin yanna oturdu. Etrafndaki kiilerin suratlarn inceleyince, 333 bunlarn tanrlar olduunu fark etti. Mzakere yapyorlard. Tek kelime etmeden oturan Enkidu, tanrlarn konumalarn dinlemeye balad. Enlil Anu'ya unlar sylyordu: "O iki Uruklu, Glgame ve Enkidu, Humbaba'y ldrmekle ve konuan sedirleri kesmekle byk gnah ilediler. Bu yzden cezalandrlmalar gerekir." "Neden?" diye sordu Anu. "Nippurlu adamlarn ormana girerek aa kesmelerine izin vermitin ve bunu yaptklan iin onlara hi de kzmamtn."

"Onlarn yaptklar Glgame'le Enkidu'nun yaptklarnn yannda hi kalr. Neden onlar da Nippurlu adamlar gibi hadlerini bilerek birka aa ile yetinmediler? Neden lsz derecede ileri giderek bekimi ldrdler, neden kutsal koruya girmeye cesaret ettiler?" "Ben onlarn yaptklarn takdir ediyorum" diye karlk verdi Anu, "Humbaba canavarn tekiydi ve yaptklar hibir zaman houma gitmemiti. ld iin ok memnunum dorusu. Bunun dnda o koru zaten senin deil, Marduk'un eseriydi." "Doru, var olan her eyi Marduk ve M yaratt. Fakat zellikle o sedir korusunu ok seviyordum. Konuan sedir oradaki en yal aat, hi olmazsa ona dokunmamalar gerekirdi. Onu da kesmekle byk gnaha girdiler." "Doru, bir gnah" dedi Anu tekrar, "nasl bir ceza dnyorsun onlar iin?" "lm hakkettiler. Onlarn lmeleri gerekir" diye karlk verdi Enlil. "Tm insanoullar gnn birinde lecek, nk btn lmllerin kaderi bu" diye sze kart ama, "fakat bunun kader kitabnda yazl olan gn ve saatte olmas gerekir." "Kader kitab da neymi?" dedi Enlil tekrar. "inde yazl olanlar yaptmz mzakereler sonucu biz belirlemedik mi? Onlar istediimiz zaman deitirmek de bizim elimizde deil mi? stersek btn bir sayfay siler ya da yeni batan yazarz, bir insann yaamna istediimiz gibi yn veririz. ayet gerekli grrsek, o insann yaamn oyundan tamamen kartrz." 334 "Fakat sadece bu konuda gr birlii iinde olmamz durumunda!" diye belirtti Anu. "Itar da Glgame'in lmesini istiyor" dedi Enlil. "Glgame artk atalarnn dinine bal deil, phe kemiriyor iini. tekisi, barbar Enkidu ise yaradlna asla inanmad zaten. O gbeksiz bir varlk. Zaten bizim tarafmzdan yerletirilmi muhafzlar ldrmeleri, kutsal aalara el uzatmalar ve ilerindeki eytanlar kovmalar affedilir gibi deil." "Pekl, dier insanlarn da bu kadar cretkr olmalarn engellemek iin, onlara bir ceza vermek yerinde olur kansndaym ben de. Bizimle boy lmelerine asla izin vermeyeceimizi kafalarna iyice sokmalyz" diye karlk verdi Anu, "fakat ikisinin iledii sular iyice incelemek gerekir: Ormana alan kapy aralayan Enkidu deil miydi? ieri ilk o girmedi mi? Humbaba'ya ldrc darbeyi de o indirmedi mi? Sedir korusunun kesilmesinde srar eden de o deil miydi?" "Sylediin gibidir." "O halde esas sulu olan barbar. Onu cezalandrmamz gerekir. Yaam kitabnda hakknda yazlan ksa blm silelim, olup bitsin." "Kabul" dedi Enlil. "Inlarmn altnda yeterince insan var. Saylarnn birka tane azalp artmas benim iin fark etmez" dedi ama. "Bizim iin de fark etmez" dedi dier tanrlar. "Peki ya Glgame" diye srar etti Enlil, "onu neden cezalandrmyoruz? Gk boasn ldren o deil miydi?" "Gk boas sadece ve sadece tar'n sorunu" diye karlk verdi Anu, "zaten ben bu meseleyi kesinlikle onaylamamtm." "Fakat onu yaratp yeryzne yollayan Marduk'un ta kendisiydi" diye belirtti Itar. "O halde Glgame'in cezalandrlmasn isteyip istemediini ona soralm." Fakat gksel baba uyuyordu. Atein banda yaradl ryasn grmekteydi yine. "Marduk uyuyor" dedi Nannar. "Byle nemsiz bir mesele yznden onu uyandrmamalyz." 335 "Duyuyorsun: nemsiz bir mesele" diye tekrarlad Anu ay tanrsnn szlerini. Enlil bu cevaptan hi holanmamt. "Onun da cezalandrlmas gerekiyor!" "Tamam, ama bugn ve hemen imdi deil" diye karar verdi ama. "Ona layk bir ceza bulmak iin biraz dnmemiz gerekir. Ne dersiniz?" "Evet, biraz dnelim" dedi dier tanrlar. "O halde sadece Enkidu mu lsn?" diye bir kez daha sordu Enlil. "Evet, onunla ne istersen yapabilirsin" dedi Anu. Dier tanrlar da sessizce balarn sallayarak verilen karar onayladlar.

Enkidu dehet iinde kalmt. Yalpalayarak atein bandan kalkt ve koa koa oradan uzaklamaya balad. Kimse onu grmedi, kimse onu takip etmedi. Tanrlar iin yeteri kadar nemli biri deildi. Enkidu, nndeki dik yamalara, uurumlara, tal patikaya dikkat bile etmeden vadiye doru kouyordu. Tanrlarn kendisini cezalandracan renmiti; aklndan baka bir ey gemiyor ve gz hibir ey grmyordu. Bu dnceler omzuna ar bir yk gibi kmt, yrmekte, hatta ayakta durmakta bile glk ekiyordu. Ayaklan birbirine doland, sendeledi, zerine bast toprak aniden yok oldu. Derin, karanlk, dipsiz bir uurumdan aa dyordu haykrarak. Sabrszlkla her eyin sona erecei korkun arpma ann bekledi. Bir anlk bir ac duyacak, sonra da her eyden kurtulacakt, hem de sonsuza dein. Birden uyand. Perian bir halde deinde yatyordu. Glkle nefes alyordu ve ter iinde kalmt, ac duyaca korkusuyla kmldamaya cesaret edemiyordu. Birden ayaklannda balayan bir karncalanma yava yava yukanlara doru yayld, az sonra tm vcudu iddetle kaslmaya balamt. Korkun bir lk atarak gn na bakmaya alt. Sabah vaktiydi ve gne gkyznde parlyordu. Her ey hem her zamanki gibi, hem de zden deimi gibi grnyordu gz336 ne. Ne olmutu. Kafasnn iinde nlayan seslerin anlam neydi? Alnndaki terleri silmek iin sa elini kaldrd zaman, iddetli bir ac duydu. Bu el kendisine yabancyd, bu kafa kendisine yabancyd ve tm vcudundaki ac da kendisine yabancyd. Hafife parmaklarn oynatt. Baarmt. Parmaklan slak bir yere demiti. Alnndaki teri sildi ve umutsuzlukla tanrlarn neler konutuunu hatrlamaya alt. Aniden Enlil'in sesi kulaklannda nlad tekrar. Hakknda verilen hkm bir kez daha iitti. Titriyordu. Bir an iin kprdamadan yatarak, iindeki sesleri dinlemeye balad. Kulaklarnda iddetli darbeler nlyordu. Son derece uyumsuz, sert darbe sesleri. Trampet, diye dnd ve dudaklarndan bir glck geti. Glgame'in trampeti! Duvarn zerinde kmt ve Uruk halkn anyordu trampetiyle. Dinleyin, ne de gzel alyor trampetini! Darbeler giderek daha iddetlendi, sonunda dayanlmaz bir hal ald. "Yeter!" diye bard Enkidu, "dur artk!" Fakat hemen sonra kulaklanndaki gmbrtnn kendi kalbinin atlar olduunu fark etti. Deinde inleyerek doruldu ve bo gzlerle etrafna baknd. Bu kadar ok tahta da nereden kmt? Ya uradaki dev kap, sedir aac deil miydi bu? Ne kadar gzel bir kap, diye dnd, tahtas ok kaliteli, gzel ilemeleri insann gnlne ferahlk veriyor! Fakat btn bu gzelliklerin arkasnda bir ktlk pusuya yatmt. Onu hissediyor, onu kokluyor! Tahtann iine gizlenmi binlerce gz gizlice kendisini szyordu. Orada bir ey mi kmldad? Bylenmi gibi o keye bakt, fakat hibir ey gremedi, orada. Fakat gzlerini karr karmaz ne olduunu anlayamad bir ey hemen kmldanmaya balyordu. Tahtann iinde kendisini aptal yerine koyan bir by vard. O kadar batan kartc bir kokusu vard ki! "Beni daha fazla aptal yerine koyamayacaksn!" diye bard Enkidu, "istediin kadar saklan ve beni aldatmaya al, seni gryorum... senin kim olduunu biliyorum!" "yle mi, kimmiim ben?" diye sordu kap. Enkidu kapnn konutuunu duyunca irkildi. Yoksa kendisine mi yle gelmiti? 337 Hayr, kap konumutu, ak ve seik kelimeler sylemiti. Bu sesi bir yerlerden hatrlyordu. Acaba nereden? Birden aklna geldi ve tekrar irkildi. "Konuan sedir aac!" diye bard, "nasl olup da tekrar yaama dnmeyi basardn?" "Asl sen nasl olup da hl yayorsun?" diye karlk verdi kap cevap olarak. "Lanet yaratk!" diye brd Enkidu ve sandaletlerinden birisini kapya doru frlatt. "Konutuka konuuyorsun ama konumalarnn ardnda lm sakl. Keke senden bir sal yapsaydm, parampara etseydim ya da atete yaksaydm, lanetli, ruhsuz yaratk!"

"Ruhsuz yaratk!" diye tekrarlad kap ve kaslarn iiren bir sava gibi kasasnn iinde gerindi. Rezeler yksek sesle atrda-d ve pervaz knlacakm gibi ne doru eildi. "Anam ve babam yok, bir gbek deliim olmad asla, bozkrdaki bir kil parasndan baka bir ey deilim belki, ama bir ruhum var!" diye brd Enkidu dehetli bir umutsuzluk iinde. "M iime yaam fledi ve Ninsun beni olu olarak kabul etti. Sen ise hepsi hepsi aptal, cansz bir odun parassn. Ustaya seni ben kestirmi, zmparalatm ve kap haline sokturmutum. stesem u anda seni paralatabilirim yine!" Kapnn rezeleri onu hakir gren bir edayla ardad. "Bana tamahkr gzlerle bakan sen deil miydin? Gzel bir kapya sahip olmak iin gvdemi illa ki sen istememi miydin? O zamanlar te-pemdeki k hlesini grmemi miydin, o n imdi tahtamn tm hcrelerinde parladn grmyor musun? Konutuumu iitmiyor musun? Nasl olur da iimde yaam ve zek olmadn sylersin?" "Kes sesini!" diye grledi Enkidu ve eliyle ikinci sandaleti arad. "Susmaya hi de niyetim yok" dedi artk bir kap olan konuan sedir, "konuacam, sen oktan yok olduun ve adn rzgrda dalan kl gibi anlardan silindii zaman bile bunu yapmaya devam edeceim. Devrin kapand artk Enkidu! indeki solucan seni yava yava kemiriyor. Her geen gn daha fazla gten deceksin, ok yaknda odanda tek bana hareket etmeye bile mecalin kalmayacak. Gnlerin sayl artk! Ben ise sonsuza dek yaayacam!" 338 Kapnn son szleri zerine Enkidu dayanamayarak barmaya balad ve iki eliyle kulaklarn tkad. Deinde iddetle kaslyor, lgnca rpnyordu. Glkle odann ortasna gitti, sonra da inleyerek silahlarnn asl olduu duvara doru bir hamle yapt. Keskin klc knndan syrmt. "imdi sana bu evde kimin efendi olduunu gstereceim" diye bararak kapnn zerine yrd. Klcyla lgn gibi tahtaya vuruyordu, fakat bir trl hedefini tutturamyordu. Darbeleri bolua isabet ediyordu srekli olarak. Klc mecalsiz elinden syrld ve grltyle zeminde yuvarland. Enkidu odann tam ortasnda yere yld. Gzlerinin nnde yldzlar dans ediyordu. Sislerin arasndan ryasndaki dan zirvesini gryordu. Yanan bir ate ve evresindeki kiiler. Onlara fazla yaklamak istemiyordu, nk onlarn tanr olduunu ve kendisi hakknda hkm vermek iin mzakere ettiklerini biliyordu artk. Hakknda verilen hkm de duymak istemiyordu, nk onun da ne olduunu biliyordu. Hayr, zavall cann kurtarmak iin kamalyd, belki son bir ans daha vardr! Komaya balad, fakat aya tkezledi Bast zemin yok oldu ve karanlk, sonsuz bir uuruma yuvarland... Duyduu grltyle uyanan ve telala arkadann odasna koan Glgame, onu ite bu durumda buldu. Klcnn zerinde yatyordu, kapda derin olmayan birka izik gzne arpt. Arkadann grnts ve kard grlt, Glgame'i son derece endielendirmiti. Onu yerden kaldrarak glkle deine tad. Korkusuz barbar, marur dev dekte ylece yatmaktayd. Surat bembeyazd, kalarnn arasnda derin izgiler olumutu ve aln terlemekten srlsklam kesilmiti. Uzun salar yanaklarna yapyordu. Ardna kadar ak azyla diriden ok lye benzemekteydi. Fakat gs hl inip kyordu. Glgame ayaa kalkarak souk su ve gzel kokulu otlar getirmeye gitti. Geri dnd zaman dostunun baucuna oturdu ve alnn serinletmeye balad. Neden sonra gzlerini aabildi Enkidu. "Neyin var, kardeim?" diye sordu ona Glgame endieyle, "acayip eyler sylyor ve garip davranlarda bulunuyorsun. Grne gre kapy paralamak istemisin. 339 "Lanetli kap..." diye fsldad Enkidu kupkuru dudaklaryla. Gzlerini tekrar kapad ve derin derin soluk alp vermeye balad inleyerek. "Neyin var? Cann m yanyor?" diye sordu ona Glgame bir kez daha. "O kadar yksek sesle banyordun ki, bir dman ordusuna kar savatn sandm." "Bu... bu... bir... la... net..." diye fsldad Enkidu,"... Tanrlar atein banda oturuyor ve hakkmda hkm veriyordu..." Kesik kesik szcklerle ryasn anlatmaya balad. Glgame onu dinlerken gzlerinin yala dolduunu hissetti. Arkadann bir gece iinde ar bir hastala tutulduu her halinden belli oluyordu. Fakat bunun

nedenini bir trl anlayamyordu. ok korkun bir rya grm olduu kesindi, fakat bu, yksek ate sebebiyle grm olduu bir hayaldi sadece. Onu asl rkten, arkadann bu ekilde konumasyd. O, tanrlara asla gerek anlamda inanmam olan barbar, birdenbire tanrlar hakknda korkun bir rya gryor ve verdikleri hkmn sonularn yayordu! Bu mmkn myd? Yoksa tanrlar gerekten var myd? "Kardeim, canm kardeim" dedi, "tanrlar neden beni sula-mayp tm gnahlar senin stne ykyorlar? fkelerini bana da yneltmeleri gerekmez miydi? Bunun byle olmas mmkn deil, yanlyor olmalsn, szlerini yanl duydun herhalde. Ya da endielendiin iin akln karm. nce biraz dinlenip kendine gel. Bir an nce iyilemelisin. Burada ylece yatp hayallerle boumann bir anlam yok. Ben senin iin dua edeceim ve byk tanrlara yalvaracam. Ryanda senin iin ok kt dnen Enlil ile de konuacam. Artk endielenmene gerek yok dostum. Her ey yoluna girecek." Glgame konuuyordu ama sylediklerine kendisi de inanmyordu. Tek amac arkadan biraz olsun rahatlatmakt. Enkidu bitkin bir ekilde glmsedi. "Bunun... nasl bir hastalk olduunu... bilmiyorum. Aniden... o kadar gszm ki... Birlikte olaanst maceralar... yaadk... deil mi? Bunlarn daha balang... olduklarn dnmyor... muyduk? Fakat imdi her ey... sona eriyor... o kadar abuk... o kadar hzl..." 340 "Sama" dedi Glgame sert bir sesle, "hibir eyin sona erdii yok. Lanet bir hastala tutuldun sadece, ama henz pes etmek iin ok erken. imdi iyi bir hekim artacam; eminim ki hazrlayaca ilala hemen ayaa kalkacaksn." "Elim..." diye fsldad Enkidu. Sa elini hareket ettirmeye alt fakat baaramad, parmaklan hafife titredi sadece. "... Elime inme indi sanki... Sedir ormannn kapsn atm zamankinden daha kt. Konuan sedir... intikam alyor. Beni ldrecek." "O kap seni bu denli rahatsz ediyorsa, hemen kaldrtaym onu buradan" dedi Glgame. "Hayr." Enkidu'nun dudaklarnda gizemli bir glmseme belirmiti. "Kapy buradan kimse uzaklatramaz. O burada ve burada kalacak... Fakat bana bir iyilik yapabilirsin... klcm bana ver. Kap zerime saldrd zaman... hi olmazsa yanmda olsun..." Enkidu'nun syledikleri korkun eylerdi. Yksek atein sebep olduu hezeyanlar iinde sayklayp duruyordu. Glgame bir kez daha onu sakinletirmeye alt. Tanrlarla, zellikle de Enlil ile konuacana sz verdi. Hizmetkrlar armak iin dar ktnda, elinde olmadan alamaya balad. ok, ama ok zgnd. Enkidu'nun salk durumu gnden gne bozuluyordu ve hastalnn gerek sebebini tespit etmek bir trl mmkn olamamt. Saray hekimi ve Glgame'in artt dier hekimler aresiz kalmt. "Eldeki ilik" dedi ilerinden biri, "belki de yava yava kan zehirleyen gizli bir iltihaplanmadr." "Hayr, bu lkemizde bilinmeyen bir hastalk bence" dedi ikincisi. "Bu tr hastalklar genelde l blgelerinde grlr ve yamur mevsiminde ortaya kar." ncs ise bu hastal Enkidu'nun i huzurunun olmayna balyordu. Ona gre bu huzursuzluk vcut salglarnn zararl bir ekilde birbirine karmasna neden oluyordu. de kendi tehislerini son derece inandrc delillerle ortaya koyduklar iin, Glgame nden de ellerinden gelenin en iyisini yaparak arkadan mmkn olduu kadar abuk kurtarmalarn istedi. Bylece hekimlerden ilki reetesini yazdrd: "Aadaki 341 lerin tmn toz haline getirdikten sonra elekten geir ve hamur haline gelene dek your: Bir kaplumbaa zrh, naga bitkisi filizi, tuz ve hardal. Hastay hem iyi cins bira ile, hem de scak suyla gzelce yka. Sonra da ikyet konusu olan blgeyi elindeki ilala ov, iyice ovduktan sonra yine ayn yere bitkisel ya sr ve zerine am tahtas tala dkmek suretiyle pudrala." ikinci hekimin tedavisi ise arlkl olarak Enkidu'yu etkisine alm olan kt ruhlar kovmak zere yap bylerden oluuyordu.

ncs ise Enkidu'nun hasta yatt odaya garip bir cihaz getirdi: Pimi topraktan yaplm uzunca, ikin gvdeli bir kapt bu. iinde ise kenarlara asfaltla yaptrlm olan bakr bir silindir bulunuyordu. Bu silindirin iinde de, ucu dar uzanan kurun kapl bir demir ubuk gze arpyordu. Kabn iinde ise zm sirkesi eriyii vard. Cihaz yakarlar eliinde altrdktan ve dein kenarna iinde eitli svlar bulunan bir yn kap koyduktan sonra, demir ubuu yavaa yaral ele yaklatrd. ubuk tam eline demek zereyken, aniden srayan bir kvlcm, Enkidu'nun vcuduna girdi. Hekim tekrar tekrar ayn ilemi yapt, her defasnda ayn kvlcm meydana geldi ve yaral el kaslarak titredi. Fakat hekimin ayn zamanda en duyulmadk koruyucu dualar da okuyup durmasna ramen, tedavinin hibir olumlu etkisi olmad." "indeki enerji dzensiz akyor" dedi sonunda, "ve kabn iindeki eriyie imdiye kadar hi rastlamadm kadar byk bir gle kar koyuyor." Hekim, ayn tedaviyi her saat ba kendi eliyle uygulamasn salk verdi Glgame'e. Eli ktlklerden arnm olduu iin, belki Enkidu'nun iindeki ktlkle baa kabilirdi. Fakat en nemlisi, srekli olarak arkadann yan banda bulunmalyd, ta ki i huzuru yeniden dzene girene dek. Glgame hekimin tavsiyesini yerine getirdi. Gnler ve geceler boyunca dostunun deine oturarak, her nefesine dikkatle kulak kabartt. Enkidu'nun elini reetede yazd gibi hazrlad ilala ovdu, yalad ve her zaman taze am tahtas tala bulundurmaya zen gsterdi. Enkidu genellikle gzleri kapal olarak ve tek kelime etmeden deinde bir o yana, bir bu yana dnp duruyordu. 342 ok nadir olarak gzlerini at zaman, Glgame ilerinde hzn ve umutsuzluk okumaktayd. Bir defasnda deinde dorularak grnmeyen birisiyle boumaya balad, baka bir defasnda ise, bir zamanlar avcnnken-disine tesadf ettii suvatn kysnda duruyormu gibi davranmaya balamt. fkeyle bararak deinde dnp duruyordu, sanki tuzaklar ve av ukurlarn paralamak ister gibiydi. Sonra da ona lanet okumaya balad: "Seni gidi lanetli katil! Alacan dl sana uursuzluktan baka bir ey getirmeyecek!" diye baryordu. "Av ukurlarna zehirli ylanlar dolusun ve alarn aslanlar paralasn! Tm hayvanlar senden kasn, sofrana bir para et bile koy mayasn! Kargalar gzlerini oysun ve ayaklarn akrep yuvalarna girsin. Karlatmz gne lanet olsun, beni szen gzlerine lanet olsun, bana seslenen diline lanet olsun! Keke ilk karlatmz zaman seni uzaktan tehdit etmek yerine boup ldrseydim. Ne sana yardm edecek biri vard yaknlarda, ne de bir grg tan. Cesedini akallara yem olarak atardm. smin sonsuzlua dek unutulsun ve gzlerine kt baklar yerlesin, yle ki herkes senden korksun ve kasn. Hayatnn sonuna dek yalnzla mahkm ol!" O kadar yksek sesle baryor ve iddetle rpnyordu ki, Glgame onu sakinletirmekte byk glk ekiyordu. Sonra yeniden lme benzer derin bir uykuya dalyordu barbar. Bir sabah Tehiptilla'y aalamaya balad. Herhalde onun kapnn eiinde durduunu gryor ve ilenmeye balyordu: "Beni batan karmaya m geldin? Neden yle ehvetli bir tavrla dikiliyorsun kapda? Sedir aacnn tahtas kadar kancksn sen de! Dn gzel ama, kt dnceler seni iten ie rtm. Sonsuzlua kadar ac ekmeni salayacak bir kader diliyorum sana, pis fahie! Lanetim tm yaamn boyunca seni bir glge gibi takip etsin! Asla kendi evinin kadn olamayasn ve asla kendi bedeninin meyvesi olan bir ocuu sevemeyesin! eytanlar rzna geip hamile braksn seni, sarholar en iyi elbiseni kusmuklaryla kirletsin! ehrin lamnda akan su iecein, tarlaya atlm gbre yiyecein olsun! Sokaklar evin olsun, kap eikleri veya duvar dipleri yatan olsun! Dikenler ayaklarn paralasn! Dp kalktn di343 lencilerin art olasn yaamn boyunca! Sarholar ve deliler seni acmadan dvp, bacaklarnn arasndaki iren yeri acyla doldursun!" Dostunun korkun beddualarn iiten Glgame'in iini tarifsiz bir korku kaplad. Enkidu'nun Tehiptilla'y kastettiini biliyordu, nk bir zamanlar onu bozkrdan Uruk'a getiren ondan bakas deildi. Fakat her ey kendi istekleri

dorultusunda gereklememi miydi? Tehiptilla kendisinin ve lluna'nn emirlerini yerine getirmekten baka bir ey yapmamt. "Ona hakszlk ediyorsun" dedi Enkidu'ya, "neden ona bu kadar ar hakaretlerde bulunuyorsun? Seni bozkrlardan alarak bana getirdi; yeni bir ev ve yeni bir karde kazandn. Benimle beraber maceradan maceraya onun sayesinde kotun. Tahtta benim yanmda oturmana, gzel elbiseler giyip leziz yemekler yemene, insanlarn sana sayg gstermesine hep o neden oldu. Uruklu insanlar seni grdkleri zaman nnde eilmiyorlar m? Seni gerek bir prens gibi an ve eref iinde yaatmyorlar m? Fakir ve zengin birok insan senin saln iin endieleniyor ve bana srekli unlar soruyorlar: Enkidu'nun sal nasl, ilalarn bir faydas oluyor mu, ne zaman aramza katlacak ve varlyla bizi sevindirecek?" Glgame bu ekilde uzun sre konutuktan sonra, hasta yava yava sakinleiyordu. Fakat yine de kt kaderine atlar yakyor ve her eyin bozkr terk etmesiyle beraber balad konusunda srar ediyordu. Orada ok iyi hissediyordu kendisini, son derece salkl ve yaam doluydu. "Peki buradaki yaantn da gzel deil miydi?" diye sordu Glgame, "benimle beraber yaadn hayat sana haz vermedi mi? Ne kadar ok ey yaadn ve rendiini unuttun mu yoksa?" "Elbette" diye karlk verdi Enkidu, ksa bir sre iin gzleri eski canllna kavumutu, "haklsn. Affet beni kardeim. yle demek istemedim, seninle karlamaktan asla piman olmam. Demin sylediklerimle hakszlk ettim. Sadece bozkrda daha salkl olduumu dnyorum, her hastal yenecek kadar glydm orada. Bir hayvan gibi, son derece basit bir yaam sryordum. Ve hayvanlar asla tanrlarla kavga etmezler. Benim ansszlm tekli344 in iinden oklua dm olmam. Darda, tekliin iindeyken, her an neyin doru olduunu bilirdim. Oysa burada, okluun iinde, insan srekli karar vermek zorunda kalyor ve kanlmaz olarak da hata yapyor. Tanrlarn beni cezalandrmalarnn sebebi de ite bu hatalar." Dostunun szlerine kar kmak Glgame iin ok zordu. Ona ne syleyebilirdi ki? Tanrlarn olmadn ve hastalnn sadece kendi kuruntusu olduunu mu? Hayr, barbar Enkidu artk tanrlarn varlna dair sarslmaz bir inan besliyordu, yapt hatalar yznden onlar kzdrmt. Sylediklerinde haklyd belki de. Enkidu onu Humbaba'ya kar ktklar seferden nce de uyarmam myd? Her ey o seferden sonra balamam myd? Bu yzden arkadann onmaz hastalnn bir sebebi de kendisi deil miydi? Gen kral derin bir kedere boulmutu. Tek gerek dostu ve danman olan Enkidu iyilemeliydi, onun lmesine izin yeremez-di, vermemeliydi. Bunun iin gereken her eyi yapmaya hazrd. Bunu yapmay isteyip istemediinden tam olarak emin olmamakla birlikte, ar admlarla Anu tapnana gitti ve ona uzun uzun yakard. Uzun sredir yapmamt byle bir eyi. Yakarlarn dier tanrlara, zellikle de Enlil'e ynlendirmeyi ihmal etmedi. Enkidu'nun iyilemesi durumunda ona Uruk'ta byk bir tapnak yaptracan vaat etti, halk da Nippurlular gibi kendisine tapnmalar iin ikna edecekti. Gnler gnleri, haftalar haftalar kovalad, fakat Enkidu hl deinde yatyordu ve hastal iyice ktlemiti. Glgame daha baka neler yapabileceini dnyordu. Ur ve Eridu ehirlerinden hekimler getirtti, gebelerin salklaryla ilgilenen yal kadnlar artt, fakat hepsi de Enkidu'nun hastal karsnda aresiz kalmt, ona verecek bir ilalar yoktu. Glgame yedi bilgeye danmak iin birisini gndermeye cesaret edemiyordu, nk gk boas Uruk'a geldii gnden bu yana kendilerini maaralarna kilitlemilerdi ve bir daha asla gn yzne kmayacaklar syleniyordu. Belki de oktan lm ve bedenleri toza dnmt, ya da gkyznde yaayan tanrlarn ya345 nna ykselmilerdi. Glgame'in gzleri artk Enkidu'dan bakasn grmyordu. En kts ise ate nbetleri srasnda geirdii hezeyanlard, insanlarn kann donduracak kadar korkun hayaller gryor ve bunlar en ince ayrntsna kadar tasvir ediyordu.

Glgame artk saraydan hi ayrlmyordu. Srekli kardeinin hasta yatann banda beklemekteydi. Ksa sre sonra onun da rengi soldu ve kendisini bitkin hissetmeye balad, fakat bunun sebebi kalbindeki endie ve kederden baka bir ey deildi. Enki-du'yu ilerlemekte olduu yoldan geri dndrecek bir eyler yapabilseydi keke! lmnn tanrlar tarafndan kendisine verilen bir ceza olduuna inand srece, kaderinin gereklemesini beklemekten baka yapaca bir ey yoktu. aresizdi Glgame, aresiz ve zgn. O da kaderine lanet okumaya balad. Fakat o kadar kt bir durumdayd ki, fkelenecek kadar bile takati kalmamt. Kehanetin lluna'ya syledii gibi hem kendisi, hem de Enkidu iin k kararmaya balamt. Daha ok Enkidu iin, nk ruhunun eski berraklna kavutuu anlarn says pek azd artk. Bilge Ana Ninsun derin derin i geirdi. Kk ve iyi hesaplanm admlarla Egalmah'ta dolayordu. ocukluunu, genliini ve olgunluunu burada geirmiti; artk veda etme zamanyd. Her eyi bir kez daha kendi gzleriyle grmek, bir kez daha kendi elleriyle dokunmak istiyordu. Her nesneyi eline alarak dikkatle inceliyor, onu ilk defa nerede ve nasl kullandn anmsamaya alyordu. ki kulplu kk amforalarn d yzeyleri srl iman karnlan, gne nn tm renkleri346 ni yanstarak gkkua gibi parlyordu. Kk tuvalet kutular, kaplan ve ekmeceleri, zellikle de palmiye aacna benzeterek yaplan ve ilerinde krmz, siyah ve kahverengi boyalar bulunan ince cam ieler. Babas iriktuma'nn Zagros dalarnn berisine yapt bir geziden getirerek kendisine hediye ettii altn tuvalet malzemesi. zerinde kk drtgenler ve dalga motifleri bulunan kk mahfaza neredeyse effaf gibiydi ve iindeki malzemeler de en az onun kadar ince ve zarif bir biimde ilenmiti; cmbz, bak ve kulak temizleyicisi. Bir kez daha mcevherlerini okad. Siyah talar, lapislazuli ve firuzeyle ssl altn gerdanlklar, kpeler, bilezikler ve kemer tokalan. Bir zamanlar Lugalbanda'nn yannda ne kadar gzel bir gelin olmutu! Ona bakan tm gzlerin hayran kald, kralielik iei aacak olan deerli bir gonca gibiydi. Bir tane de aynas vard. O da kendi surat gibi donuklamt ve yal kadnn yz hatlanna anlayl davranyordu. lk defa yapyormu gibi glmsedi ona ve kendini ok gen hisseti, sonsuz derecede genti sanki. Oyun oynamay seven bir kz ocuuydu; her sabah dudaklarnda bir glmsemeyle uyanyor ve yeni gn yaamnn ilk gnymesine selamlyordu. Aynann tutacak yerinde fildiinden oyulmu plak bir kz tasviri vard, palmiye yapraklar boynunun etrafnda dolanyor ve banda bir ta eklini alyordu. Bir de sevgili arp vard. Tellerinin nameleri tm yaam boyunca kendisine elik etmiti, bu nedenle ruhuyla tam bir uyum iindeydi ve o anda hissettii eyleri kendisine mziiyle aynen geri veriyordu. Merdivenlerden aa inerken, basamaklarda kendi topuklarnn andrmasyla oluan kk oyuklan hissetti. Elbise odasna giderek, giysilerini asl olduklar dolaplardan birer birer kard. Her birinin ayr bir hikyesi vard ve her biri nemli bir olay iin zel olarak hazrlanmt. Hangisini kendisinin diktiini ve hangisini kendisinin sslediini daha dnm gibi hatrlyordu. Onlar bir kez daha giymedi, nk grevlerini tamamlamlard. Fakat elleri son bir kez daha sevgiyle kuman zerinde dolat ve her kvnmda, her dikite ve her ek yerinde sakl olan anlan birer birer yoklad. 347 Mutfak ve bodrumdan geerek, nce artk ssz kalm olan taht salonunu, sonra da mutlu ak yuvalarn gezdi. Kenevir elyaf dolu yataklarnda yan yana yatarak, sevin ve tasalarn paylam-lard. Son bir kez dama karak, ehresi tannmayacak ekilde deimi olan ehri seyretti. Yeni yaplar, yollar ve duvarlar ile daha da deiecekti kukusuz. Sonra da baheye inerek amakta olan iekler ve allar arasnda bir sre dolat. Tehiptilla ona her yerde elik ediyor ve anas etrafna bu kadar ilgi gsterdii iin ok seviniyordu. Uzun zamandr odasndan kmamt; bu gezisi ise kk bir gezintiden ziyade tam bir keif seyahati olmutu. Ninsun ona nemli ve

nemsiz her eyi tek tek gsteriyor, yapt aklamalar ile birbiriyle alakasz gibi grnen ve hemen hemen unutulmu olarak orada burada duran nesneler arasndaki ilgiyi yeniden kuruyordu. Tehiptilla ok ey renmiti. Bunlarn en nemlisi ise, nesnelere ok zel bir biimde davranarak, onlara anlam ve hayat kazandrabileceini renmesi idi. Gzel havaya ramen yal Ninsun yordu, eyalaryla ve-dalatka mesi daha da artyordu. Tehiptilla anasnn omuzlarna scak tutan bir pelerin koymutu, fakat bu yal kadn sadece dtan gelen soua kar koruyabilirdi, iten gelen soua ise bir faydas yoktu. Bahede oturarak kularn arklarn dinliyorlard. Yal kadn az konuuyordu. Hayat boyunca ok fazla konumak ve ok fazla aklamada bulunmak zorunda kalmt, o yzden azndan kan her szck artk kendisini gten dryordu. Nefesini kontrol etmek zorundayd. Fakat Tehiptilla onu byle de anlyordu, szcklere hi gerek yoktu. En parlak dnemlerini ok gerilerde brakmt ve yaam ardnda renkli resimlerden oluan bir hal gibi seriliydi. Artk yapaca tek ey ardna dnp bakmak ve anlarla mutlu olmakt. Ninsun'un srd gibi bir yaam, artk sona ermeye yz tutmu olsa bile, tanrlarn bir hediyesi gibi geliyordu Te-hiptla'ya. Yoksa bunun tanrlarla bir ilgisi yok muydu? Acaba doru yerde doru ekilde davranmak kaydyla her yaam byle olamaz myd? Yal kadnn dudaklarndaki glmseme onu sonsuz derecede etkiliyordu. Yaam bu derece gl ve youn yaa348 mak ok, ama ok nemliydi. nsanlarn ilerinde gizli tasalarn yeermesine ellerinden geldiince izin vermemeleri gerekiyordu. Ninsun'un vedala ok akt. Bir daha dnmemek zere ayrlmadan nce son bir kez selamlyordu etrafndaki her eyi. Sonra ne olacakt? Tehiptilla bu ani dnceyi kafasndan silip att. imdi ve burada Ninsun'un yannda yaayarak, dnyay onun gsterdii biimde kavramak istiyordu. Uzun sre evin nnde oturarak dnd. Fakat belki de hibir ey dnmyordu, belki de gnein nlar kadar suskun, rzgr kadar yumuak ve bir ey dnmeden akyan kular kadar doluydu. Gne batmaya yz tuttuu ve glgeler serinlemeye balad zaman Ninsun ayaa kalkt. Frat'n hzla akan suyuyla vedalamak istermi gibi elini kaldrd. "Her ey iyi" di sonra, "her ey gerekten de ok iyi. Gel, ieri girelim ve klan yakalm." Tehiptilla Bilge Ana'ya sarayn iine kadar elik etti ve Egal-mah'n tm klarn birer birer yakt. dzine ya kandili etrafa yle bir yaylmt ki, titrek nlarnn verdii aydnlk karanla baskn kyordu. Ninsun odasna girince ok sevgili arpn eline ald ve yorgun parmaklarn yava yava tellerin zerinde gezdirmeye balad. Aniden kafasn kaldrd ve suratn Tehiptilla'dan yana evirdi. "Git ve Glgame'le Enkidu'yu buraya getir!" dedi ona. Bu szleri o kadar kesin bir ifadeyle sylemiti ki, Tehiptilla itiraz edecek g ve cesareti bulamad kendisinde. Oysa sadece dncesi bile renginin atmasna neden oluyordu. Kalbi arparak kraliyet sarayna doru yrmeye balad, bir yandan da karmakark dncelerini bir dzene koymaya alyordu. Onlarn karsna kt zaman ne sylemeliydi? Yaamnda ok nemli bir yere sahip olan bu iki erkein karsna ktnda nce hangisinin suratna bakmalyd, nce hangisine hitap etmeliydi? Kafasn patlatrcasna dnmesine ramen, bir trl uygun bir zm bulamyordu. Bu arada sarayn kapsna gelmiti bile, muhafzlarla yapt ksa bir grmeden sonra onu sarayn Enki-du'nun yaad kanadna gtrdler. 349 Sedir aacndan yaplm olan dev tahta kap rezelerinden sklerek yan taraftaki duvara dayanmt; yerinde ise ynden bir hal aslyd imdi. Tehiptilla haly yavaa aralad ve odann iine bir gz att. Glgame arkadann deinin baucunda oturuyordu, ikisi de uyur gibiydi. Glgame'in benzi ne kadar da solmutu! Zayflamt ve yzne keder kmt. Enkidu daha da solgun grnyordu, iinde hibir yaam kvlcm bulunmayan bir ceset kadar beyazd neredeyse. Tehiptilla perdeyi dikkatle brakt ve ieri girdi. Dein dibine kadar geldiinde, ses karmadan beklemeye balad. ok hafif de olsa kan grlty iiten Glgame, ban kaldrarak ona bakt. Dudaklarnda onu

tandn belirten yorgun bir glmseme geti, ruhunun derinliklerine ileyen acy aa vuran bir glmseme. "Tehiptilla, sensin deil mi?" "Evet" dedi ve bu kadar rahat konuabildii iin ok ard, "sen gelmediin iin ben sana gelmek zorunda kaldm." "Gelemedim" dedi Glgame alak sesle ve bitkin bir tavrla kolunu kaldrarak Enkidu'y iaret etti, "durumu kt. Kardeim hl hasta yatyor ve her geen gn daha da ktleiyor." Tehiptilla dein kenarna ilierek Glgame'e bakt. Baklar birbirini anyordu ve nihayet bulutular. Glgame'in gzlerinde sevgi okunuyordu. Susuyorlard. Uzun bir sessizlikten sonra konumaya balad: "Kader kitab bize zorlu bir alnyazs izmi. Sana, bana ve Enkidu'ya." Tehiptilla gzlerini nne dikti. Syledikleri doruydu. Olmu olan her ey ve baka trl olabilecek olan her ey yatyordu bu szlerin iinde. Uzun bir sre konumadan oturdular ama szckler olmadan da kendilerini birbirlerine yakn hissediyorlard. Nihayet Tehiptilla konumaya balad: "Beni ana gnderdi. kinizi ona gtrmem lazm aslnda. Durum ciddi. Bu akam her eyle vedalat ve korkarm yarn sabah gnein douunu gremeyecek." Bunun zerine Glgame yerinden doruldu ve uzun bir uykudan uyanr gibi ayaa kalkt. "Demek ki ikisi arasnda bir seim yapmalym. Her ikisinin de bana ihtiyac var; anam beni aryor, fakat Enkidu'yu bu halde nasl yalnz brakabilirim ki?" 350 ORHAN KEMAL HALK KTPHANES L HALK "Git" dedi Tehiptilla, "git ve ananla vedala. Ben burada kalacam ve senin yerine bekleyeceim." Glgame yalpalayarak ayaa kalkt, hal kapya gitti ve orada bir kez daha arkasna bakt. Tereddt iindeydi, fakat bir ey sylemedi. Sonra da oday terk etti. Ryadaym gibi yryerek byk meydan geti ve Egal-mah'n kapsna ulat, izlemesi gereken yol boyunca kk ya kandilleri yaklmt. Ninsun'un dairesine ulatnda, onun her zamanki gibi pencerenin nnde oturmakta olduunu grd. Fakat deerli arp elinden kayarak yere dmt, bir ie yaramadan ayaklarnn dibinde duruyordu artk. Bu manzara onun bir anda neler olup bittiini anlamasna neden oldu. Ninsun'un ayaklarnn dibine ylr gibi diz kt ve ellerine sarld. Yal kadn gzlerini aarak ona glmsedi. "Glgame! Seni grmek beni ok sevindirdi olum" dedi, "fakat kardein Enkidu nerede?" "lm deinde yatyor" diye karlk verdi Glgame alamakl bir sesle, "birlikte bunca yldr birok maceraya atldmz, cesaretiyle bana daima rnek olan, hibir tehlikeden korkmayan neeli ve tasasz kardeim, yegne dostum, lm deinde yatyor ve lmek zere. Kimsenin yenmeyi baaramad korkun bir hastalk, kt bir lanet musallat oldu ona. lm her an yannda ve saldrya geebilecei n bekliyor. Enkidu'nun kendisinde olduu anlar artk ok ok az, ruhu bu dnya ile br dnya arasndaki kapnn eiinde dolanp duruyor." Ninsun yal ve titrek elini uzatarak olunun san okad. "Bunu biliyor ve gryordum. Bu durum beni o kadar ok korkutuyordu ki, bildiklerimi kendime saklamay tercih ettim. Fakat artk ben de Dn Olmayan lke'ye gitmeye hazrlandm iin, bir eyler saklamama gerek kalmad. Sana veda etmek ve sylenecek her eyi sylemek istiyorum Glgame. Beni dinleyecek misin?" Glgame hkrarak ban yal kadnn ellerine gmd. "Enkidu ve sen ayn varln iki yarydnz. Sen istediin iin ortaya kt ve sen onda kendi eksik yann buldun. Ona olan sevgin, iindeki bilinmeyeni bulmak ve zmek isteinin bir yans351 mayd. Birbirinizden pek ok ey rendiniz. O imdi gidiyor, fakat giden sadece vcudu. Onun ruhu oktan sana geti ve ikiniz senin vcudunda birletiniz. Bir sre sonra dostunu kaybettiin iin yas tutacaksn, fakat ayn zamanda ne kadar ok ey renmi olduunu da idrak edeceksin. Yaam byle ite, olum. Biri gider, dieri gelir, her ey teker teker basamaklan karak

mkemmellie doru ilerler. Bu yzden gereinden uzun sre yas tutup kederlenerek kendini harap etme. htiya hissettiin an ala, fakat giden bir eyin ardndan yenisinin geldiini unutma sakn. Bu yeni gelenin iinde kendi bys gizlidir. Yaam kavgasnda galip gelmeni salayacak olan ite bu bilgidir." Glgame alyordu: "Onun kadar sevdiim baka bir insan asla tanmadm." "Biliyorum" dedi Bilge Ana ve i geirdi. "Bir zamanlar Anu ve Itar tapnanda kutsandktan ve yetikinler arasna kabul edildikten sonra sana neler sylediimi anmsyor musun? Gnn birinde Vens'n srlarna da vakf olacaksn, kadnlarn aknn srlarna. Enkidu'yu bulduun zaman artk bu srlara vakf olduunu sanmtn. Oysa ki benim dndm ve szn ettiim bu tr bir sevgi deildi. Hayr olum, Vens'n yolu hl nnde duruyor, henz onun giriini bulmu deilsin." "Ana, u anda lmekte olan Enkidu'nun sevgisinden daha byk bir sevginin olmas nasl mmkn olur?" diye sordu Glgame mitsizlikle. "Itar'n tapmanda onunla karlatrlabilecek hibir eye tesadf etmedim. Sadece ihtiras, ehvet ve insan seviyesizlie srkleyen duygular. Vens'n yolu bana hi de ekici gelmiyor dorusu." "lluna'nn ardndan evirdii entrikalar m kastediyorsun? Gerekten de kt tecrbeler edindiinden eminim, nk bence o hi de iyi bir barahibe deil. O da sadece bir insan ve hata yapyor. Bugne dek insanlara yarardan ok zarar dokundu ve mutluluktan ok mutsuzluk datt. Ben ise onun evirdii dolaplardan ok daha nemli olan ve ok daha derinlere inen bir eyden sz ediyorum. Bil ki bir zamanlar tm insanlarn tapnd tek bir tanra var352 dByk, dourgan toprak. Ad Innin'di; kutsal da Eanna'nn ismi de ondan tretilmitir. Bu eski tanra ok glyd, doann tm kuvvetlerini bnyesinde barndryordu. Daha sonra insanlar onun bu kuvvetlerine tek tek adlar takmay tercih ettiler ve bu yzden gnmzde bu kadar ok tanra var: Itar ak temsil ediyor, Lilith lm, Nidaba ise tarlalarn ve bahelerin bereketini. Bunlarn dnda gksel ana M' ve baka halklarn tapnd bir yn tanray da saymak gerek. Benim szn ettiim, kadnlarla ilgili olan her eyi bnyesinde toplayan eski tanra nnin. Daha benim kklmde bile ad san oktan hafzalardan silinmiti, baka inanlar onun yerini almt. Sadece ok az sayda insan ona sadk kalmt ve srlarna vakft. Sanrm bu insanlarn en sonuncusu da benim ve lmmle birlikte nnin inan da son bulacak. Olum! Bil ki, Smer lkesinin eski krallar, tufandan nceki byk krallar, iktidarlarn daima bir kadnla paylarlard. nk ne erkekler, ne de diiler tek balarna hibir ey iin yeterli deildirler; mkemmellie ulamalar iin birbirlerini tamamlamalar gerekir. Ancak uyum iinde bir arada bulunduklar zaman gerek deerlerine ularlar. Uzun zaman insanlar bu uyum iinde yaadlar, ama daha sonralar sadece ok az sayda, istisna tekil eden insanlar doru yaam yolunda yrmeye devam etti. Bu istisnalardan biri de Lugalbanda idi. Akll ve duygulu bir insand; doru yaam yolunun srlarn bildii iin hayat boyunca tahtn benimle paylat. Fakat artk zaman deiti, her ey bilgisizlik ve eliki iinde paralanyor, uyum namna hibir ey kalmad dnyada. Erkekler iktidar ellerinde tutmak ve dnyaya tek balarna hkmetmek istiyor; bir de lluna gibi kadnlar var, onlar da tam aksi durum iin abalamakla beraber, aslnda yapmak istedikleri erkeklerin aynsndan baka bir ey deil. Hibiri bir zamanlar Innin'in var olduunu, onun tm tezatlar ortadan kaldran birliin ve btnln simgesi olduunu bilmiyor. Senin de Itar tapnanda ak kefederek kutsal btnle ulaacan dnmtm, ama imdi gryorum ki, bu isteim sa353 dece iyi niyetli bir hayalmi. Maalesef kadnlarn yolunu yanl taraftan grdn, lluna ile olan tecrben seni o yoldan souttu. Bu nedenle gzn Enkidu'dan bakasn grmez oldu ve sana gerekten k olan kadn unuttun..." "Bana k olan m? Neden sz ettiini anlamyorum" dedi Glgame. Kalbinin daha hzla arptn hissediyordu.

"Gerekten mi?" Bilge Ninsun soran baklarla onu szd. "Sen ok uzun zaman nce sessiz sedasz kararn vermemi miydin? Neden sana uzun sredir bildiin bir cevab tekrar edeyim ki? Kutsal evlilik treni ncesi sana bir hara semen gerektiini syledikleri zaman, aklna gelen ilk isim hangisiydi? iyice dn: Ilu-na myd gerekten de?" "Hayr... Tehiptilla'yd." "Gryor musun? Seimini oktan yaptn sylerken ne demek istediimi anladn m imdi? Ve ayet fikrimi sorarsan; Yaptn seim son derece yerinde." "Fakat aradan ok zaman geti ve aramza o kadar ok ey girdi ki..." Yal Ninsun bo ver der gibi elini sallad. "Nedir ki onlar olum? Birka kk yanllk, birka nemsiz hadise... Ciddi eyler deil, birbirini gerekten seven iki insan ayrmaya yetmezler..." "Fakat Enkidu..." "Tehiptilla sadece senin ve Iluna'nn verdii emirleri yerine getiriyordu. zellikle de sen emrettiin iin yapt her eyi. Fakat sen ona nasl teekkr ettin? Verdiin emirleri yerine getirirken neler hissettiini bir kerecik olsun sordun mu? Hayr, onunla bir kere-cik olsun ilgilenmedin! Herhalde onun geri dndkten hemen sonra tapna terk ettiini ve o zamandan beri yanmda yaadn da bilmiyorsundur..." Glgame ban nne edi. "Aramzda Enkidu vard..." dedii anda irkilerek dostu iin daha imdiden gemi zaman kullanmaya baladn fark etti. Aceleyle szlerini dzeltmeye alt: "Aramzda Enkidu var..." Anas ona bakt. Gzlerinde u soru okunuyordu: Daha ne kadar? Evet, sevgili kardei kendisini yiyip bitiren bu korkun hasta354 lkla daha ne kadar bouacakt, sinsice yaklaan lme ne zaman yenik decekti? "Git imdi" dedi yal kadn olunu gzleriyle okayarak, "git ve kardeinle ilgilen. Son saati geldiinde yannda olmalsn. Bu an benim iin de ok uzak deil artk, sratle yaklatn hissedi-vorum. Fakat bu yzden ne zlyor, ne de endieleniyorum, n-*Tc gerekten de uzun ve iyi bir hayat srdm. Bu rengrenk dnyadan neeyle ayrlmak ve Dn Olmayan lkeye huzurla dolu olarak gitmek istiyorum. Bu yzden imdi git ve benden son bir hatra olarak dudaklarmdaki glmsemeyi al. Beni dndn zamanlar ayn ekilde glmsemeni istiyorum senden." Glgame anasnn ellerini yakalayarak zayf parmaklarn gzyalarna bodu. Yal kadn ise ban eerek ei benzeri bulunmaz bir gzellikle ona glmsedi. Glgame glkle anasnn ellerini brakt ve ayaa kalkt. Sonra da ar admlarla kapya doru yrd ve bir daha arkasna bakmad. Bu yzden Ninsun'un bann aniden ne dtn de grmedi. Son bir kez glmseyerek veda etmiti dnyaya, dnyalar gzeli bir glmsemeyle... Enkidu isimsiz rman kys boyunca uzun mesafeler yryor ve karya geebilecei bir yer aryordu. Uygun bir yer bulamamt bir trl. Her taraf youn bir sis kaplamt, o kadar youndu ki tm izgileri belirsizletiri-yor, tm kavramlar yok ediyor, ne n, ne arka, ne sa, ne sol, ne yukar, ne de aa brakyordu. Irman iinde akan ey ise su deildi, aksine o youn, koyu sis doldurmutu yata ve Enkidu burada deil yzmek, ayan bile sokmaya cesaret edemiyordu. nk ok iyi biliyordu ki o koyu sisin aldatc, karanlk griliinin altnda vcudunu tayabilecek bir ey yoktu. Hayr, bu sis rmann altnda sonsuz 355 bir boluk vard, iine dt takdirde bir daha asla kar kyya ulaamazd. Bu yzden yrmeye ve karya geebilecei bir yer aramaya devam etti. ok uzun sre yrd, yllar boyunca, belki de mrnn yars kadar uzun bir sre. Sk sk birtakm bedensiz, ekilsiz varlklarn kendisine seslendiini, kendisine dokunmaya altn hissediyordu. Fakat ne o onlar takip ediyordu, ne de onlar ona gerekten ulaabiliyordu. Onlarn kendisini yoldan saptrdklar anda her eyi kaybedeceini biliyordu. Zaten onlarn amac da Enkidu'yu almak zorunda olduu yoldan saptrmakt. Bir kere-cik olsun onlara aldanp da yolundan sapacak olursa, tm zamanlar iin kaybolacak ve bir hedefe ulama midi olmadan sisin iinde dolanp duracakt onlar gibi.

Fakat ilerlemeye devam ettike bir yayn, ya da bir emberin zerinde yrd hissine giderek daha fazla kaplyordu. Bu emberin sonu, seyahatinin balang ve k noktasyd. Sis yava yava dalmaya balamt artk, sanki gn domutu ve ykselmekte olan gne scak nlaryla topran nemini kurutuyor, havay berraklatryordu. Uzakta bir grup aa belirmiti, karmakark dallarnn koyu hatlar dalmakta olan sisin iinden kendilerini gsteriyordu. Bu aalarn cinsini bilmiyordu, ne sedir, ne meru, ne palmiye, ne incir, ne de baka bir tandk aaca benziyorlard. Dnyada olduu gibi bir araya gelerek bir koruluk tekil etmemilerdi, aksine dmdz, ip gibi ufka doru uzanyorlard. Enkidu'nun amas gereken yolun nndeki bir engel, bir itti onlar sanki. Yrrken tek bir kez duraklad, nk kendisine el sallayan varlklarn arasnda tandk bir sima grdn sanmt. Kimdi bu acaba? Gzlerini ksarak dikkatle varln bulunduu yne bakt, fakat onu daha iyi grmeyi bir trl baaramyordu. Varln hatlar aniden dalp baka bir yerde yeniden birleiyordu. Kendisini bu denli etkileyen bu varln ne ve kim olduunu renmek iin dayanlmaz bir arzu olutu iinde. "Kimsin sen?" diye sordu. Fakat bir anda azndan kanlarn o gne dek kulland szckler olmadn anlad. Kafasndan gelen bir dnce akm azndan karak karsndaki aaca doru yaylyordu. 356 "Ben senin en iyi dostunum" diye bir cevap geldi kardan, "beni ok iyi, hatta dnyadaki her eyden daha iyi tanyorsun." "Glgame!" diye bard Enkidu, "Glgame, sen misin? Neden benden saklanyor ve benimle alay ediyorsun? Niye bana kenedini gstermiyorsun?" "Hayr, ben Glgame deilim" diye cevap geldi kardan. Fakat duyduu ses o kadar vurgusuz, o kadar bo, o kadar souk ve duygusuzdu ki, Enkidu ister istemez rperdi. "Kimsin o halde?" diye sordu gvensiz bir sesle. "Ben ondan ok, ama ok daha iyi tandn bir eyim" diye geldi cevap, "sana en yakn olan eyim: Senin glgenim ben Enkidu, kendi glgen!" Kendi glgesinin bu ekilde konumas Enkidu'nun dn patlatmt. "Benden ne istiyorsun?" diye sordu ve dikkatli hareketlerle sislerin arasndaki aacn kendisini etkisi altna ald g merkezinden uzaklamaya alt. "Sana yardm etmek ve t vermek istiyorum." "Bana nasl bir t vermeyi dnyorsun, glge?" "Oh, ok iyi, deeri llmez bir t" diye fsldad uzaklardaki ses belli belirsiz. "Neden dur durak bilmeden buralarda dolayorsun? Sonsuza dek yryecek misin yoksa! Ulamak istediin yer neresi, nereye gitmek istiyorsun, seni bu kadar iddetle kendisine eken ey nedir? Bo ver Enkidu, dolamaktan vazge! Artk kar koyma, nk bir anlam yok. Yapman gereken ey o kadar basit ki: Kendini yavaa yere brak, bir sre sonra yine kendin olacaksn. M'n seni yaratrken kulland malzemeye dneceksin, yani kile. Sen bir avu kilsin Enkidu. Gerei grp kabul etmen durumunda ait olduun yere, yani killi topraa dneceksin." "Fakat ben bundan daha fazla bir eyim" diye karlk verdi Enkidu marur bir tavrla, "bedenim kilden yaplm olabilir, kanmn ve terimin de sudan yaplm olduunu biliyorum. Bunlar bana bakalar vermiti. Fakat bir de ruhum var benim, kor halinde bir kvlcm imdi, ama byk, ebedi atele yanacak sonsuza dek." "Budala" dedi glge buz gibi bir sesle, "kendini olduundan 357 ok daha deerli sanyorsun ve bu kuruntuna kendini de inandrmsn. Durup dinlenmeden huzursuzluk iinde gitmek istediin yere yrmeye mahkm edildin, ama oraya asla ulaamayacaksn." "Sen yle san!" dedi Enkidu ve gcn son snrna kadar zorlayarak ileriye doru atld, iinde hl kat bir eyler banndran gvdesi, evresini saran sisi bir rmcek a gibi yrtarak fsldayan sesin etki alanndan kurtuldu. Gne bu dnyann gri rengini henz tam olarak yok etmeyi baaramamt, fakat yine de ortalk olduka aydnlanmt. Solgun, donuk bir k yaylyordu etrafa, nndeki yol, ayrlar, aalar ve allar mumdan yaplm gibi

duruyordu. Ykseke bir tepeye ulat ve bir aacn alnda krn oturduunu grd. Birbirleriyle sohbet ediyorlard. "Bir zamanlar bir manzara seyretmitim" dedi ilerinden biri, "o kadar sevimli, o kadar gzeldi ki, onu hayal dahi edemezsiniz. ayrlar yemyeil otlarla, tarlalar da yaz gneinde altn renkleriyle parlayan baaklarla kaplyd. Bin bir renkli ieklerin yetitii tarlalarn ve ayrlarn zerinde uuan ayr kular, bu olaanst gzellik karsnda kendilerinden geerek lgnca ark sylyordu. Yaban keileri kaynaa su imeye geliyordu, kaynaktan fkran serin sular irin yatanda dolana dolana akan dereyle birleiyor, dere ise zerinde evlerin ve kulbelerin bulunduu yeil ayrlar boyunca akarak, kabark sularyla btnlemek iin rmaa karyordu. Irman zerinde gemiler vard; alkantl sularda saplarndan kopartlm nilfer iekleri gibi dans ediyorlard, rmak ise giderek daha, daha hzl akyordu, ta ki byk denize ulaana kadar. Orada kk, incecik bir akarsudan, muazzam su ktlesinin sonsuz oyununun iinde minicik bir dalgadan, bir kprtdan baka bir ey deildi artk." "Szn ettiin denizi bir zamanlar ben de grmtm" dedi ikinci kr, "fakat o parampara kylar bulunan bir glden baka bir ey deildi. Su baz yerlerden geliyor, baz yerlerden gidiyordu. Baz yerlerde topraktan byk paralar kopartyor, byk dalar yerinden skerek iine ekiyor, baka yerlerde ise bunlar tekrar birletiriyordu. Byk bir dng, byk bir burgat bu ve sadece 358 ufack, kck bir parasn gren herkes, her eyin devaml deitiini dnrd. Oysa ki hibir ey deimiyor, her ey daima ayn kalyordu." "Bu denizi ben de biliyorum" dedi nc kr, "fakat orada sadece burga yoktu, aksine her ey yukarlara, havaya ykseliyordu. Gne kt zaman her taraf nemle doluyor ve bu nemler gkyzne ykselerek bulut kmeleri halinde toplanyordu. Rzgr onlarla oyun oynuyor, eitli ekiller veriyor, az sonra da verdii ekilleri bozarak onlar baka biimlere sokuyordu. Ve rzgr iddetlendii ya da stnlk kavgas yapan frtnalarn ortal kasp kavurduu anlarda bulutlar kydan karann ilerine sokularak, yerleebilecekleri kadar kuru bir toprak paras aryorlard. yle bir yer bulduklar anda ise paralanarak tekrar su haline dnyorlar ve yeryzne iniyorlard. Eminim ki demin szn ettiin kaynaa ulaarak, yeni bir biimle akmaya devam ediyorlardr. Ben bunlar grdm ve biliyorum ki benim grdklerim sizin grdklerinizin bir kesiti. Hepimiz ayn eyi grdk." "O halde imdi kr olduumuz ve bunlar konuabildiimiz iin sevinmeliyiz" dedi ilk kr tekrar, "yoksa hl hepimiz ayr eyler grmeye ve kendi grdklerimizi yegne gerek olarak kabul etmeye devam edecektik. Birbirimizi ise asla anlayamayacaktk." Enkidu bu acayip sohbet karsnda aknlkla kafasn sallad ve yoluna devam etti. Az sonra tmyle camdan yaplm bir ehre geldi: duvarlar camdand, evler camdand, hatta insanlar bile saydam camdan yaplmt. Sedir ormannn giriindeki kulbesinde ldrd Adad'n birer kopyasyd hepsi de, hatta bunlarn dnceleri bile herkes iin grnrd. ehrin ortasnda ise, duvarlar, burlar, mazgallar ve odalar bile camdan yaplm olan bir saray ykseliyordu. Enkidu saraya yaklat. Kimse onu engellememiti. Sarayn byk salonunda bir kraln oturduunu grd. Sa elinde tuttuu garip bir nesneye dnceli gzlerle bakyordu. Enkidu duvara iyice yaklat ve suratn cama yaptrd. Kraln cesur ve gururlu bir hkmdar olmas gerektiini dnd, korkusuz baklar ve soylu bir grn vard. imdiye kadar birok dman ldrme benziyordu, ama baarlaryla yetinmezmi gibi bir hali vard. 359 Elindeki nesne iki paradan oluan bir kreydi. Paralardan biri beyaz, biri siyaht, her ikisi de ayn byklkteydi, ite bu durum kraln cann ok skyordu. Kreyi eviriyor, eviriyor, yere brakyor ve yuvarlyordu, fakat ne yaparsa yapsn, siyah ve beyaz paralarn byklkleri hi deimiyor, daima ayn kalyordu. "Siyah kt ve beyaz iyi" dedi kral, "bunu her ocuk bile bilir. Fakat siyah sonsuza dek yok etmeyi nasl baaracam? Kreyi okadm zaman siyah taraf

daha koyu olduu iin parlyor ve beyaz taraf donuklayor. Siyah ve beyaz birbirine kartrdm zaman ise ortaya gri bir renk kyor ki, bunu da istemiyorum. Ne kadar dnrsem dneyim, bu sorunu bir trl zemiyorum." Kral alnn ovuturarak devam etti: "Fakat siyahn kt, beyazn da iyi olduunu biliyorum. Ben ise beyaz istediime ve siyahtan nefret ettiime gre, muhakkak bir zm bulmalym." Enkidu, kraln ne yapmaya hazrlandn grnce nefesini tuttu: Kreyi salonun tam ortasndaki bir yastn zerine koydu ve duvarda asl olan klcn ald. Kreye doru yaklaarak aradaki mesafeyi lt, klc tartt, darbenin iddetini ayarlad ve kolunu iyice yukar kaldrd. ok iyi bir darbe indirmiti. Kl beyaz ve siyah yarmkrelerin tam ortasn bulmu ve onlarn sakrdayarak ikiye ayrlmalarn salamt. Biri bir yana, dieri br yana frlamt. Kral memnuniyetle yapt ii seyretti ve bir kez daha klcnn kabzasn kavrayarak siyah yarmkreyi paralamaya hazrland. Enkidu bararak onu uyarmaya alt, yumruklanyla duvarda davul alyordu. Fakat duvarlar ok kalnd, Enkidu'nun uyarlar grtlanda boulup kald ve elleri inme inmi gibi iki yana dt. Kral klcn tekrar tm gcyle indirdi ve siyah yarmkreyi paralad. Fakat klc yarmkreye temas eder etmez, saraydaki tm camlar akrdamaya balamt. Duvarlarda yarklar olumutu, burlar, mazgallar ve odalar temellerinden sarslmt, zeminde ise derin atlaklar belirmiti. kinci darbede tm saray ve tm ehir salland, nc darbede ise her ey parampara oldu. Tm duvarlar ve evler, sokaklar ve kuleler, hatta camdan insanlar bile binlerce kk cam krna dnt. Her ey paralandktan ve koca ehir harabeye dndkten son360 ra Enkidu geri dnd ve yolunu aramaya devam etti. Az sonra yolunu bulmutu, onu takip etti ve Frat kysna ulat. Irmak boyunca yrmeye devam ederken ileride bir da grd. Zirvesinde beyaz saraylar, tapnaklar ve yivli kulesi gkyzne ykselen bir zig-gurat vard. Eanna'y ve Uruk'un evlerini, pazar yerini, bahe ve tarlalarn, palmiye korularn eviren devs duvarn grd. Honutlukla ehre doru yrd ve bir sre sonra kuzey kapsndan ieri girdi. Onu kimse engellememiti. Itar tapnana ykselen yeni ve grkemli merdiveni trmand, byk meydan at ve Gl-game'in sarayna yneldi. Buras ayn zamanda kendisinin de eviydi. Odasnn giriinde ise sedir aacndan yaplan kap yerine, sk dokunmu bir yn hal buldu. Konuan sedir aacnn tahtasndan yaptrd kap ise, ie yaramaz bir eya gibi duvara dayanmt. Enkidu ok yorgun olduu iin, bu meseleyi fazla kurcalamad. Dei onu aryordu. Kapdaki haly yana ekti ve ieri girdi. Odann ii karanlkt, fakat iltesini bulmakta fazla zorlanmad. Hedefine ulam olmann verdii mutlulukla gzlerini kapad ve derin bir uykuya dald. Uyand zaman baucunda biri erkek, dieri kadn iki elinin oturmakta olduunu grd. "Demek beni sislerin arasndan gvenle geirmek iin gcle-bildiniz nihayet" dedi onlara ve yatanda hafife doruldu. Onlarn suratn sisler ve dumanlar arasnda gryordu, hi kprdamadan oturuyor ve ciddi baklarla kendisini szyorlard. "Enkidu, Enkidu, canm kardeim" dedi erkek eli ve ellerini tuttu. Ancak imdi onun Glgame olduunu anlayabilmiti. Peki ya br - kimdi o, o kimdi? Tm gcyle dnmeye alt. Kadn zerine doru eildi ve Enkidu onu hemen tand: Tehiptilla! "Naslsn?" diye sordu Glgame, "aclarn sona erdi mi, elin szlyor mu hl?" Hayr, artk hi ac hissetmiyordu. Tam aksine: vcudu o kadar hafiflemiti ki, onu bile hissetmiyordu neredeyse. "Bu gece daha ncekilerin hibirine benzemeyen bir rya grdm" dedi Enkidu g duyulur bir sesle. Glgame ve Tehiptilla onu daha iyi duymak iin ne doru eildiler. 361 "Gkyz baryor ve toprak ona cevap veriyordu; ben ise ikisinin arasnda bombo bir arazideydim, bir zamanlar bozkrda yaadm gibi. Birden yanmda karanlk ehreli bir adam belirdi, korkun Anzu kuuna ok benziyordu. Suratnda

frtnalar saklyd, elleri aslan penesi, ayaklan da kartal penesi gibiydi. zerime saldrarak beni yere ykmaya alt. Onunla boumaya baladm, halta ona vurmay bile baardm. Arada bir zerimden kalkarak havaya sryor, lklar atarak tepemde dolanyor, fakat bir an bile olsun beni gzden karmyordu. Nihayet beni korkun peneleriyle kavrad, tozlarn iine yatrd ve tm gcyle inemeye balad. Kurtar beni Glgame, diye baryordum, bana yardm et, beni kurtar! Fakat sen ortalarda yoktun. Az sonra beni bir kez daha kavrad ve birlikte havaya ykseldik. Gittike daha yukarya k-yorduk, umaktan asla vazgemeyecek gibiydi. Kk bir ocuk gibi debeleniyor, alyor ve baryordum. Ona yumruklar atyor, kendimi korumaya alyordum, ama tm bounayd. Yeryznn ok yukarlarna ktmz zaman, aadaki dnyann bulutlarn altndan st ve bal gibi aktn grdm. Toprak bir kazan dolusu lapaya benziyordu, insanlar ise tmden kaybolmutu ortadan. Beni karabilecei en st noktaya kard zaman aniden brakverdi, bir ku gibi lklar atarak aa dtm. Aa derken bir gvercine dntm. Vcudumda tyler kt, azm gagaya, kollarm da kanatlara dnt. Artk aa dmyordum, aksine hava akmlarnn yardmyla ileri doru szlyor, bazen de rzgrlara yakalanp oradan oraya savruluyordum, bu arada Anzu kuu bana srekli elik ediyordu. Rzgrlar bizi yeryzne doru srklemeye balamt, altmzda dibi yokmu gibi gzken sonsuz karanlkta bir ukur vard. Oraya girdik. ukurun sonu Kurnugea'ya, yani Dn Olmayan lke'ye alyordu. Karanlk bir dzlkte uzun sre yrdkten sonra, nihayet iinde Irkalla'nn oturduu Karanlklar Evine vardm. O eve bir giren bir daha asla kamaz, o evin yolunu tutan bir kimse, bir daha asla dn yolunu bulamaz. Evin ii karanlkt, hibir lamba yanmyordu, hibir k yoktu. Orada ekmek tozdan yaplyordu, yiyecek olarak sadece kil var362 di ve sonsuz bir karanlk iinde olduklar iin, kimse asla grmyordu. Her taraf toz iindeydi, kaplarn st, eyalarn st, zeminin st. inde bulunduum ev, Tozlar Evi'ydi. Krallarn balklarnn ve asalet sembollerinin tozlarn arasna srndn grdm. Alnlanndaki talar karmlard ve tozlarn arasna salm mhrlerine kimse nem vermiyordu. Sonsuz uzunlukta bir sofrann banda eski zamanlarn tm krallarnn ve prenslerinin tannlara yiyecek, iecek, kzartmalar ve hamur ileri sunmak iin beklediini grdm. evik ve uysal hareketlerle tannlann nlerine kadehler ve bardaklar koyuyorlar, bunlar da kollarnn altndaki tulumlardan boalttklar souk sularla dolduruyorlard. Fakat kendileri iin sadece toz vard, kendileri de zaten tozdular, tanrlann nefesiydi onlar bir arada tutan sadece. Bir zamanlar dnyaya hkmetmi olan kudretli insanlar, erkekleri ve kadnlar, Anu ve Enlil barahiplerini, Itar'n ve ondan daha eski olan nnin'in vekillerini grdm. ine girmi olduum ksz Tozlar Evi'nde rahipler ve yardmclar, mesihler ve adanmlar, ozanlar, yazclar ve sanatlar, byk saraylarn yapclar, savalar, avclar, obanlar ve iftiler oturuyordu. Orada byk krallar Etana, Lugalbanda ve dierlerini de grdm. Hayvanlarn tanrs Sumukan ve yeralt kraliesi Erekigal da oradayd. Yeraltnn yazcs Belitseri Erekigal'in nne oturmutu. Dizlerinin arasndaki kil tablette lm olanlarn yaptklar tm iler yazlyd. Bunlar teker teker Erekigal'e okuyordu. 'ki olu olan da burada m?' diye sordu Erekigal ve Belitseri cevap verdi: 'Evet, iki kil tulann zerinde oturarak tozdan yaplm ekmeini yiyor.' 'Peki ya drt oula sahip olan?' diye sordu Erekigal ve Belitseri cevap verdi: 'Evet, orada, kede duruyor ve arabasnn okuna drt eek koabilen biri gibi seviniyor.' 'Peki, hibir olu olmayan, onu da gryor musun?' 'Evet, dierleri gibi o da tozdan yaplm ekmeini yiyor' diye cevap verdi Belitseri, 'hi de mutsuzmu gibi bir hali yok.' 'Henz hibir erkei plak grmemi olan gen kadn gryor musun?' 363 'Evet, ona verdiin iltenin zerine uzanm, alyor.' 'nce bir bakasna zehirli bir kadeh veren, sonra da kendi ien Dumuzi nerede?' diye sordu Erekigal.

'Srekli kadehini ykyor ve buna bir trl son veremiyor, nk iinde devaml toz zerrecikleri buluyor' diye cevap verdi Belitseri. "Vaktinden nce leni gryor musun?' diye sordu Erekigal. 'Evet' diye cevap verdi Belitseri, 'yatanda yatyor ve yaayamad hayatnn ryasn gryor.' 'Savata ldrleni gryor musun?' diye sordu Erekigal, 'Evet' dedi Belitseri, 'onu gryorum. Gsterdii kahramanla sevinemiyor, nk karsnn, babasnn ve anasnn arkasndan aladn biliyor.' 'Peki, bir zamanlar cesedi ldeki akallara yem edilen adam da gryor musun?' diye sordu Erekigal. Belitseri hayr anlamna kafasn sallad: 'Hayr, onu grmyorum, sanrm huzursuz ruhu hl orada burada dolanp duruyor.' 'Fakat akl kart zaman kendisine bakacak kimsesi olmayan adam, onu gryorsun, deil mi?' diye sordu Erekigal. 'Evet' diye cevaplad Belitseri, 'onu gryorum, masann altnda oturup Dumuzi'nin kadehinden kan tozlar yemek zorunda.' Bir sre bu ekilde devam ettikten ve listedeki tm isimleri kontrol ettikten sonra, Erekigal ban benden yana evirerek sordu: 'Adn bilmediim bu adam buraya kim getirdi?' Belitseri tabletini eline alarak okumaya balad: 'Bu bozkrlardan gelen ve gbei olmayan barbar Enkidu. zerine bir lanet kt ve Anzu kuu onu buraya getirdi. Fakat gelmeden nce ok direndi, bu nedenle son bir kez daha geriye dnmesi ve Tozlar Evi'ne girmeden nce her eyle bar yapmas lazm." Bunun zerine Erekigal elini bana doru uzatarak unlar syledi: 'isimsiz rman kys boyunca yr ve karya gemek iin bir yer ara. Bu arada duyacan seslerin ve sisler arasndaki varlklarn seni yolundan saptrmalarna izin verme. Eer hasta yattn dee ulaabilecek kadar ileri gitmeyi baarabilirsen, her eyi dzeltmek iin ok az vaktin olduunu bil. Bu ok az vakti iyi 364 deerlendir ve hakszlk yaptn herkesten seni affetmesini dile. Bu ekilde gr alann geniler ve isimsiz rman geit verdii yeri rahatlkla bulabilirsin.' Sonra da gitmeme izin verdi ve ok uzun zaman boyunca sislerin arasnda yrdkten sonra, buraya gelerek deime uzanabildim." Onu can kulayla dinleyen Glgame ve Tehiptilla gzyalarna bouldular ve Enkidu'nun ellerine sarldlar. "Kardeim, canm kardeim" dedi Glgame, "bunca ila, bunca yakar, her ey bouna myd? Kader neden bu kadar acmasz? Neden bizi birbirimizden ayryor? Baka hibir yol yok mu?" "Hayr" diye karlk verdi Enkidu, "Dn Olmayan lke Kurnugea'ya sadece bir tek yol var ve benim hemen o yolu tutmam lazm, nk alnma byle yazld. Buraya gelerek yolu biraz uzattm sadece, az sonra sizi tm zamanlar iin terk edeceim. Bana gsterdiin dostluk ve benim iin yaptn her eyden dolay sana bir kez daha teekkr etmeme izin ver Glgame. Bu mutlu zaman dnmek benim iin iyi bir vakit geirme vesilesi olacak, gzel hatralar daha imdiden ruhumu styor. Sen de Tehiptilla, hastalm srasnda zihnimin bulankl yznden bama gelenlerden seni sorumlu tutarak sana lanet ettiim iin beni affet. Vedalarken birbirimize fke duymayalm. Bana ok ey verdin ve benim iin her eyden daha nemli olan bir yaama getirdin beni. Aklndan devaml Glgame'i geirmene ramen, bana kar ok iyiydin. Umarm iyi bir yldz seni korumas altna alr ve benim yznden edindiin dertlerin hi olmazsa bir ksmn unutturur." "Sevgili Enkidu!" diye bard Tehiptilla ve onun elini okad. "Hokkabazlarn arabasndaki konumamz hl hatrlyor musun. .. karnnda o komik yaz bulunan rdei?" O an aklna gelince, iinde kabaran duygulara engel olamad. Glmsemeye alt, fakat baaramad. Onun yerine gzlerinden yalar akmaya balamt. "Evet, Tehiptilla" diye fsldad Enkidu hafif, giderek snen bir sesle, "szcklerin hl kulamda ve onlar asla unutmayacam: Kim ki sahte

arlklar ve bozuk bir terazi kullanrsa..." O da glmsemeye alt ve baard da. Yz bir kez daha zerine bir 365 gne huzmesi dm gibi aydnland, ok gen ve mutlu bir grnme brnd. Sonra gz seirdi. Tm vcudundan bir titreme geti ve baklar donukla. Aclar son bulmutu. Enkidu'nun ruhu bir gvercin hafifliinde ykseldi ve isimsiz rman geit verdii yeri aramaya koyuldu. dve Yeni balayan gnn ilk klaryla Glgame uyand ve kendisini Enkidu'nun lm eine ylm olarak buldu. Arkada gri kaskat, ylece yatyordu. Cansz bir bedendi artk sadece, ruhu bir kelebek gibi uup gitmiti. Gzleri kapalyd, kollar iki yanna dimdik uzanmt. Glgame arkadan kaybettiine bir trl inanamyordu. Duyduu ac neredeyse yreini paralayacakt. Gece yaadklarnn tmn unutmutu. Tehiptilla'nn btn gece yannda oturduunu ve kendisi yorgunluktan bitkin dp uykuya daldnda yavaa yanndan ayrldn da unutmutu. Her ey, Enkidu'nun aclan, uzun ve strapl hastal, son zamanlarnda anlatt o korkun eyler, tm de ona uzak ve kt bir kbus gibi geliyordu. Fakat imdi tamamen uyanmt ve dostunun cesediyle ba baa kald iin iindeki ac yeniden alevlenmiti. "Enkidu" diye hkrd ve lnn omuzlarna dokundu, "ayaa kalk Enkidu, sen lemezsin, bu mmkn deil. Bir yaban boasnn gcne sahip olan marur barbar kardeim, ayaa kalk ve gzlerini a. Gln duyaym, akllca szler syleyen cesur sesini iiteyim. Bozkrlarda doan, hayvanlarla birlikte byyen, aslanlar ve kurtlarla bouan biri bu kadar kolay pes etmez. Uyuyormu gibi yapma Enkidu, hareketsiz yatarak beni korkutmaya m a366 lyorsun? Hadi ayaa kalk, hazrlklarmz yapp aslan avna kalm." Fakat Enkidu hi kmldamyordu. Bunun zerine Glgame onu sarsarak yukar kaldrd. Fakat brakt anda ceset bo bir uval gibi yataa yld. Glgame iindeki derin zntden dolay bara bara alyordu. "Enkidu, kardeim, dostum, can yoldam! Benim iin kuamdaki balta gibiydin, elimdeki kltn, beni koruyan kalkandn. Neden btn bunlar hibir zaman var olmam gibi elimden alnyor imdi? Bu kadar zalimce cezalar veren tanrlar ne biim yaratklardr? Artk gzlerini amyorsun ve kalbin atmyor; ne kadar derin bir uykuya dalmsn byle! Beni bir daha asla duyamayacaksn. Hayatn ne kadar abuk karard byle! Kt bir eytan geldi ve sahip olduum en soylu, en deerli eyi alp gtrd!" At kadnlar gibi alayp haykryordu, insanlarn sesini duyup duymamalar umurunda bile deildi. Bu ac, bu keder sadece kendisine aitti; hi kimsenin onu paylamasna ve dindirmesine imkn yoktu. "Uruk halk, dinleyin beni!" diye haykryordu, "bu ehrin en iyi insan aranzdan ayrld. Geleneklerimizi tanmayan, imansz bir barbar olarak gelmiti buraya. Fakat bizden biri olarak buradan ayrlrken, tanrlara olan iman benimkinden ok daha fazlayd. Her eyi ne kadar abuk rendi, ne kadar abuk kavrad ve bizden daha iyi yapmaya balad! Artk o geldii zaman saygyla iki yana ekilemeyecek ve baramayacaksnz: 'te, byk kahraman ve cesur sava, aslanlar plak elleriyle boan dev Enkidu geliyor!' Humbaba'nn kafasn bir ok ile delmiti ve o iren kafay zafer nian olarak ben tamtm. Azgn gk boasnn nne korkusuzca kt ve Uruk halk ile kuzeyde yaayan gebe ve bedevi halklarn dost olmalarn salad. Enkidu'nun gzlerini bir daha amamak zere yumduu bu gn asla unutmayn! On gn boyunca tm lkede herkes siyah giysilere burunsun ve zengin ya da fakir herkes Dn Olmayan lke'ye gidenin ardndan atlar yaksn. Frat rma ardndan alasn, Enkidu. Dicle, Kerha ve uzak Ulai rmaklar da arkandan gzya dksn. Tapnaktaki rahibeler, ku-

367 rul yleri, erkek ve kz kardeler ardndan yas tutsun. Seni hibir zaman ok fazla sevmemi olan tar bile ardnda alasn." Alelacele yanna gelen hizmetkrlar bile, onu iine dt sonsuzluk kadar derin znt uurumundan ekip alamamlard. Elbiselerini paralayarak tozlarn iine att ve yas sembol olarak omuzlarna bir aslan postu ald. Tam bir hafta boyunca dostunun lm deinde alayarak ve at yakarak kendini yerden yere att. Hi kimse ona yaklaamyordu, hi kimse gmmek iin cesedi alamyordu. Enkidu'yu kendisine geri vermeleri iin, ona bir kez daha yaam hakk tanmalar iin, dur durak bilmeden tanrlara yakar-yordu. Srekli bir iaret bekliyordu. te, eli kprdamam myd? Gzn hafife krpt m yoksa? Hayr, tm bunlar aln ve yorgunluun sebep olduu birer hayalden baka bir ey deildi. Hibir iaret gelmedi, tanrlar susuyordu. Bunun zerine Glgame at kadnlar ve l gmcleri artarak, cenaze alayn Eanna'dan mezarla kadar bizzat gtrd. Yolun sanda ve solunda sk saflar halinde bekleen insanlar, Enkidu'yla son bir kez vedalayordu; birou sade ve iten davranlar yznden ona yrekten balanmt. Ksa bir sre nce, Bilge Ana Ninsun'la vedalarken de ayn ekilde durmulard. Birka gn iinde ok byk kayplar vermilerdi. Gen ve parlak krallar Glgame tannmaz haldeydi. O kadar zayflamt ki, bir cesetten fark yoktu. Baklar kimsenin zerinde kalmyor, herkesi delip geiyordu, sanki kendisini d dnyadan gelen her trl etkiye kapamt. Yal bir adam gibi iki bklm bir halde aslan postunun iinde yrmekteydi, gzyalar yzn perdeliyordu. Sadece bir kere, Lilith stununun bulunduu harap tapnan nnden geerken, bir an iin durdu. Sanki stundaki tasviri ykmak, paralamak ve sonsuza dek kumlarn arasna gmmek ister gibiydi. Fakat hibir ey olmad, sadece tehdit eden baklar frlatt ve yryp gitti. Mezarla ulanca kendi elleri ile derin bir ukur at. Cesedi ukura indirdikten sonra, klcn, byk baltasn ve gk boasnn boynuzlarn yanna koydu. Tam ukur kapanmadan nce byl trampetini alarak omaklanyla beraber ukura brakt. 368 Dev bir insan ktlesi de bu sahneyi seyrediyor ve Glgame'in dalgn dalgn oturarak avularna doldurduu kumu yere dkmesini izliyordu. Aslnda bu tr trenlerde det olmamasna ramen Itar'n kzlar da cenazeye katlmt, mezara taze iekler ve mersin aac brtlenleri sayorlard. Tapnan barahibesi lluna bile bizzat oraya gelmi ve mezara baaklardan rl bir elenk brakmt. Glgame insanlar grmyordu, Tehiptilla'nn yannda durarak aladn bile zorlukla fark ediyordu. Ksa bir dua okuyan Eunna ve dier Anu rahiplerinin ehrelerini grmedi, hatta ehirdeki tm dilenci, dalavereci ve serserilerin oraya gelerek, kendilerine hem yabanc, hem de ok yakn olan bu insanla vedalamalarn da grmedi. Glgame'in gz, insanlarn iine eitli hediyeler braktktan sonra kumla rttkleri mezardan baka bir ey grmyordu. Glgame, mezara kum dken elleri de saymyordu. Mezar tamamen kapandktan sonra, Eunna'nn adamlar gelerek kumlar iyice sktrdlar, sonra da bakalar gelerek, ellerinde tadklar talan mezarn zerine braktlar, ta ki kk bir tepe oluuncaya kadar. Ancak bundan sonra Glgame orada toplanm olan zanaat ustalarna dnd: "Ta ustalar ve demirciler, bakr ve altn ustalar, arkadamn bir tasvirini yapmak iin hemen ie balayn! Yapacanz tasvir ona mmkn olduu kadar ok benzesin. Elinizdeki en sert ta, en parlak altn, en saf gm, en gzel lapislazuliyi ve en dayanakl bakn kullann! Hibir masraftan ve zahmetten kanmayn, nk yapacanz tasvir bozkrlardan gelen ve Uruk'ta len Enkidu'ya tanklk edecek." Sonra da ovann ortasna en yakn evresinin katlaca lm yemei iin bir sofra kurdurdu. Sarayndaki yemek masasn buraya getirtmiti, deerli meni aac tahtas zerindeki kaplarn ve a-naklann arl altnda eiliyordu. Akik tandan bir ana bal ile, lapislazuliden yaplm bir baka ana ise tereya ile doldurdu ve ikisini de ama iin gnein altna koydu. St ile doldurduu baka bir anan ise Lilith tasvirine gtrlmesini emretti.

Sofradaki insanlar teker teker Enkidu'nun erefine kadeh kal369 diriyor ve yeralt dnyasna yapaca yolculukta elik edecei szler sylyordu. Sra Glgame'in solunda oturan Tehiptilla'ya geldii zaman herkes merak iinde ondan yana dnd, nk barbar bozkrdan buraya getirenin o olduunu ok iyi biliyorlard. Tehiptilla hafif bir sesle konumaya balad: "Kadehimi senin iin kaldryorum Enki-du ve Irkalla'nn evindeki yerini kutsuyorum. Benim gzlerimi atn ve nce anaya giden, anadan da oula ulaan yolu grmemi saladn. Bugne dek yaadklarmn hibirinden piman deilim, bundan sonra bama gelecek olanlarn tmn memnuniyetle kabul ediyorum. Senin sayende kendimi buldum." Enkidu'nun erefine kadeh kaldracaklarn sonuncusu olan Glgame, tek kelime etmeden ayaa kalkt ve kadehini boaltt. Canndan ok sevdii kardei ve dostu Enkidu zerine sylenebilecek olanlarn hepsi sylenmiti. Ona ise sadece bu selam gndermek kalmt. Fakat bu selamda tm znts ve tm kederi saklyd, orada bulunan herkes ne demek istediini anlamt. On gn boyunca aslan postunu zerinden karmad ve dostunun mezarnn bandan ayrlmad. On akam boyunca mezarn banda yanan atei yeniden yakt ve gece boyunca snmemesi iin nbet tuttu. Ve her gece kapkara giysiler iindeki Tehiptilla mezarn bana gelerek, yannda getirdii ekmei ve suyu paylamak iin sessizce onun yanna oturdu. Son gece, Nannar'n ana yusyuvarlak olduu zaman, konumaya balad. Glgame'e uzun uzun Ninsun'dan ve onun yannda geirdii esiz benzersiz zamandan sz etti. Glgame onu dikkatle dinledi ve anasnn lmne Enkidu'nun lm kadar zlmedii iin uland. Bu nedenle yal Ninsun hakkndaki her eyi renmek arzusu dodu iinde ve Tehiptilla ona her eyi tm ayrntlaryla anlatt. Szlerini bitirdikten sonra, tek kelime etmeden ekingen baklarla szd onu Glgame. Karsndaki kz gerekten de bir zamanlar tapnaktaki odasnda yatan paylaarak saatlerce ak oyunlar oynad kk, gzel Tehiptilla myd? Ksa zamanda, birka yl iinde, olgun ve grm geirmi bir kadn olmutu. Bir 370 zamanlarn taze goncas, imdi gzel bir iee dnmt. ok gzeldi, hatta onu tapnakta ilk grd zamandan ok daha gzeldi. Ninsun'un szleri aklna geldi o anda. Evet, seimini oktan yapm, Tehiptilla kendi hara'syd; fakat sadece bir gece iin deil, tm zamanlar boyunca. Hava soumutu. Ovadan esen bir rzgr, ay bir sis dumanyla rtmt. Glgame ayaa kalkarak gerindi. Tehiptilla'ya bakt. "Geliyor musun? "diye sordu ona, "gideceim her yere gelecek misin?" Tehiptilla cevap vermek yerine ellerini uzatt. O da kzn ellerini tutarak, kendine ekti. Kz elbisesinin altnda mt, onu kollarnn arasnda stmaya balad. "Tehiptilla, sevgili Tehiptilla" diye fsldad. Onun yaknnda olmaktan ok mutluydu. Kz da ban Glgame'in omzuna gmd, nihayet evinde hissediyordu kendisini. Gecenin iine doru yryerek, ocukken sk sk kullandklar o gizli patikay buldular ve Eanna'ya trmandlar. Grlmemek iin duvarlarn glgelerine snarak saraya girdiler. Odasna girince Glgame aslan postunu zerinden kard, Tehiptilla da siyah matem elbisesinden soyundu. plak olarak yan yana uzannca, uzun zamandr kaybettikleri o eski mutluluu yeniden bulduklarn fark ettiler. Byk bir efkat ve dikkatle birbirlerine sarldlar; bugne dek bilmedikleri ve tanmadklar bir biimde yeniden kefediyorlard ak. Vens'n gerek yolu adm adm alyordu Glgame ve Tehiptilla'nn nnde. Birbirlerini severek ve okayarak uykuya daldlar; sk skya kenetlenmiti vcutlar, nk yeni bulduklar ak ve mutluluu, bir daha asla kaybetmek istemiyorlard. 371 Drdnc Kitap Yaam Aray Dicle'nin dousunda, Deniz lkesinin ardndaki Karha rmann kysnda kudretli Elam lkesinin bakenti grkemli Susa ehri bulunuyordu. utruknahunda

isimli ok akll bir adam yaamaktayd orada. Kendisi Anzan ve Arvan ktphanelerindeki tm tabletleri okumu ve Kral Inunaram'n emriyle tm dnyay gezerek, grd kayda deer her eyi dnnde ona anlatmt. Bu gezisi srasnda denizleri am, eitli adalar gezmi, yabanc halklar ve devletler grm, tanmad tapnaklar ve tanr tasvirleriyle karlam, bu arada da birok yabanc dil renmiti. Artk epeyce yalanm olmasna ramen, dayanlmaz bir arzu iini yakp kavurmaktayd; bir an nce bat komular olan Smer lkesine gitmek, Ur, Nippur, Eridu ve zellikle de bereketli Frat kylarnda kurulmu olan grkemli Uruk ehrini ziyaret etmek istiyordu, insanlarn Uruk hakknda ok ilgin ve alacak eyler anlattn iitmiti; gen kral Glgame, Enkidu isimli barbar arkadayla beraber, Susa halknn bile hayranlk duyduu tehlikeli maceralara atlm ve her defasnda zaferle geri dnmt. Glgame ve Enkidu'yla tanmay ve ehri ksa zamanda ok parlak bir refah seviyesine karan byk duvar kendi gzleriyle grmeyi ok istiyordu. Sonunda kralnn huzuruna karak, kendisine bu yolculuu yapmas iin izin vermesini istedi. Kral Inuna-ram, yal bilgenin dileini geri evirmedi. Ona Kral Glgame'e kendisinden selam gtrmesini syleyerek, emrine deerli hediyelerle ykl on iki katrdan oluan kk bir kervan ve mzrak tayan on cesur asker verdi. Gzel bir gnn sabah S usa'dan ayrlan kafile, vakit geirmeden yola koyuldu. utruknahunda doruca kyya yneldi ve Dicle rmana ulaana kadar Deniz lkesinin kylarn takip etti. Dicle rmana ulatklar vakit birka tane byk sal kiraladlar ve kazasz belasz 375 kar kyya gemeyi baardlar. Birka gn sonra Frat rmann dou kysn takip etmek suretiyle kuzeye doru yol almaya balamlard bile. nce Ur ehrine vardlar, ama burasn dn yolunda ziyaret etmeye karar verdiler. Bir an nce Uruk'a ulamak istiyorlard. Ve gerekten de dz ovada aniden karlarna kan byk duvar, bembeyaz tapmaklarla ssl kutsal da Eanna'y, ta uzaklarda bile grlebilen ziggurat grdkleri anda, karlarndaki manzarann kendilerini hi de hayal krklna uratmadn dndler. utruknahunda aknlkla kervan durdurdu. Uruk'u evreleyen duvarn boyutlarn tahmin etmek istedi, ama daha nce bu byklkte ve bu tarzda bir yapy hibir yerde grmemiti. Yapt gzlemden bir sonu alamamas zerine adamlarna yola koyulma emri verdi, karanlk basmadan ehre ulamak istiyordu nk. Akama doru ehrin gney kapsna vardlar ve kapdaki muhafzlar ziyaretilerden buraya geli nedenleri hakknda bilgi aldlar. utruknahunda, Glgame'i ziyaret etmeden nce Uruk hakknda genel bir fikir edinebilmek iin, kendisini Elaml bir tacir olarak tantt. Bunun zerine muhafzlar ona pazar yerinin yaknlarndaki bir hann yolunu gsterdi. Hana ulatklar zaman nce yanlarnda getirdikleri eya ve hediyeleri kaps kilitlenebilen bir odaya koydular, sonra da hayvanlarnn bakmn yaptlar. Mzrakl askerler hann lokantasna oturup, uzun zamandr hasret kaldklar bira ve oyun zarlanyla vakit geirirken, utruknahunda ehrin sokaklarn arnlamaya balad. Yabanc bir yere geldiinde yapt ilk i buydu zaten, insanlarn arasna kararak onlarn yaam tarzlarn, gelenek ve greneklerini gze batmadan incelemeyi seviyordu; daha sonra yapt resmi ziyaretlerde ev sahipleri kendisini ehirde gezdirirken, ona ilerine gelen eylerden bakasn anlatmyorlard. Daha nce grmedii birok ey arpyordu gzne, her eyi dikkatle inceleyerek limana indi. Gemilere harl harl mal yklenip boaltlmasn, sonra da yeni gelen mallarn kydaki depolara tanmasn seyretti. n duvarlar incelerken, tahkimatlarn birounun tamir edildiini ve eskisinden daha kuvvetli ve yksek olarak 376 yeniden ina edildiini fark etti, gney ve bat ynnde de hummal bir inaat faaliyetinin yrtldn grd. Hava kararmaya yz tutunca pazar yerine geri dnd. Bu arada meydanda pek ok yerde ate yaklm ve evrelerine birok insan oturmutu; hep bir arada, yiyor, iiyor ve sohbet ediyorlard. Bu insanlarn bir ksm yabancyd, mal almak veya satmak iin Uruk'a gelmi olan tacirler, gezgin

satclar, gebeler, bedevi aileleri gze arpyordu. Bunlarn dnda alveri yapmak veya i aramak iin ehre gelen Su-merlilerin says da pek az deildi. ehir halkndan pek ok insan, alar ve hizmetkrlar, askerler, oyuncular ve sradan insanlar da bu atein bana toplanarak anlatlan hikyeleri dinlemeyi ve gereinde hikye uydurmay pek seviyordu. utruknahunda byle bir gruba katlarak ilgin bir sohbete kulak misafiri oldu. "Barbar, Glgame'ten tam bir ba daha uzundu! Gerek bir devdi o, kendisini hi zorlamasna gerek kalmadan bir evin damna rahatlkla uzanabilirdi." "Hayr, ikisinin boylan aynyd" diye itiraz etti bir bakas heyecanla, "ben onlar sk sk yakndan grdm iin, boylarn sizden daha iyi mukayese edebilirim. Hatta belki de Glgame bir parack daha uzundu!" "Doru sylyor" dedi nc bir adam, "hatta Glgame'in boyu ondan olduka daha uzundu. Enkidu'nun Uruk'a geldii gn ben de oradaydm -yeni yldan hemen sonra, kutsal evlilii takip eden gnde- olan biteni kendi gzlerimle grdm: Barbar pazar yerinin giriindeki kapya dikilerek Glgame'in yolunu kesti. imdiye dek duyulmadk kstahlkta szlerle onu kavgaya ard ve kumlam zerinde boumaya baladlar. nann bana, buna benzer bir kavgay daha nce asla grmemitim! Glgame, barbardan ok daha iriyan ve uzun boyluydu. Onu bez bir bebek gibi havaya kaldrd ve duvann dibine kadar hibir yorgunluk belirtisi gstermeden tad." "Ne derseniz deyin" dedi bir kez daha ilk konuan, "barbar ender bulunan kahramanlardan biriydi, bunun yannda ok arkada canls ve iyi bir yrei vard. Ne yazk ki artk aramzda deil." Uzun zamandr onlar dinleyen ve Sumerceyle Elamca birbir377 lerine ok benzeyen lisanlar olduu iin syledikleri her kelimeyi anlayan utruknahunda, artk dayanamayarak sze kart: "Srekli olarak Enkidu adn verdiiniz barbardan sz ettiinizi iitiyorum, fakat onun hakknda konuurken artk burada deilmi gibi gemi zaman kullanyorsunuz. Yoksa Uruk'tan ayrld m?" Btn balar birden soruyu soran adama dnd. Onun bir yabanc olduunu ancak imdi anlamlard. "yle" dedi ilerinden biri, "Uruk'tan ayrld. Fakat sadece Uruk'tan deil, yaayanlarn dnyasndan da ayrld." "Onun ldn m sylemek istiyorsun?" diye sordu utruknahunda aknlkla. "Ama ben srf onu grebilmek iin ok uzaklardan buraya geldim!" "yleyse ok ge kalmsn" dedi ayn adam, "onu yaklak iki hafta nce gmdk." "lm nasl oldu?" diye sordu utruknahunda, "sava yznden mi, yoksa bir hastalk yznden mi?" "Bunu kimse tam olarak bilmiyor. Kimi bilinmeyen, sinsi bir hastalktan sz ediyor, kimi de bir lanetin onu genliinin en gzel yllarndan ayrdn sylyor." "Bu kayp, Kral Glgame'i ok etkilemi olmal. Her yerde onlarn ayrlmaz dostlar, sevgili kardeler ve salam yoldalar olduklar syleniyor." Adamlar sessizce balarn evet anlamnda ne ediler. "Cenaze srasnda Glgame o kadar kt grnyordu ki, sanki mezar Enkidu iin deil, onun iin kazlmt. O denli soluk, bitkin ve periand. Gnler ve haftalar boyunca arkadann yatann banda bekledi, ldkten sonra da gerekten ldne iyice emin olana kadar tam bir hafta daha bekledi. Tm Uruk ehri Enkidu'nun ardndan on gn ve on gece yas tuttu. Kralmz insanst iler baard, elbette ki acs da insanst olacak..." "Hepimiz onun bir daha kendini toparlayamayacandan korkuyoruz" diye ilave etti bir bakas. "Demek durum bu kadar kt!" diye bard utruknahunda, "anlalan ortam bir ziyaret iin hi de uygun deil. Tam da vaktinde gelmiim demek ki!" 378 "Glgame'i mi grmek istiyorsun? Kralmzn seni kabul edeceini hi sanmyorum. Akl u anda misafir arlamaktan bambaka yerlerde" dedi adamlardan biri dnceli dnceli. "Dier ehirlerden gelen elilerin hibirisiyle

grmyor, onlar doruca yardmclar olan Erenda, Urnigingar ve Sinnunni'ye yolluyor." "O halde tm imknlar zorlayacam, nk onunla muhakkak grmem lazm" dedi utruknahunda, "ta Elam'dan buraya bo yere gelmi olurum yoksa." "Demek Elamlsn!" dedi adamlardan biri ve utruknahunda lkesi hakknda drt bir yandan yaan sorulara cevap vermek zorunda kald. Bir sre sonra ise konumay baaryla tekrar Uruk konusuna yneltti, iyi bir anlac olduu kadar iyi bir dinleyici de olduu ve gereken yerde doru sorular sorduu iin, merak ettii her konuda umduundan da fazla bilgi sahibi oldu. Gece yarsna kadar atein banda oturup lafladktan sonra, hana dnmek zere ayaa kalkt. Adamlar onunla eski bir dost gibi vedalatlar. Ertesi sabah utruknahunda kraliyet sarayna doru yola koyuldu, nunaram'n hediyelerini Glgame'e vermek iin, katrlarn ve mzrakl askerlerin eliinde Eanna'ya trmanmaya balad. Byk meydanda muhafz ktasnn askerleri tarafndan durduruldular. "Kimsiniz ve nereye gitmek istiyorsunuz?" dedi askerlerin bandaki subay. "Benim adm utruknahunda. Elam lkesi hkmdar nunaram'n elisiyim. Kral Glgame iin hediyeler getirdik." "Peki bu mzrakl askerler de nesi? Neden silahl olarak geldiniz?" "Uzun yollar aarak geldik buraya" dedi utruknahunda kibar bir tavrla, "bildiiniz gibi yol boyunca korunmamz gereken pek ok tehlike vard. Kral Glgame iin getirdiimiz hediyeler ok kymetli olduundan, onlar hrsz ve haydutlara kar savunmak zorundaydk." Subay ona hak vererek ban sallad. "Pekl" dedi, "fakat adamlarn silahlarn onlara gstereceimiz odaya koysunlar, nk kimse saraya silahl olarak ayak basamaz." utruknahunda subayn isteini kabul etti ve askerler mzraklarn subayn gsterdii odaya braktlar. 379 "Huzura kabul edilecek miyiz?" diye sordu utruknahunda tm askerler kemersiz, kamasz ve mzraksz olarak geri dndkleri zaman. Subay alnn krtrd. "Kralmz ziyaret etmek iin ok kt bir vakit semisiniz" dedi. "Uruk hl yas tutuyor ve Kral Glga-me kimsenin kendisiyle grmesine izin vermiyor." "Enkidu'nun zc lmnden ancak Uruk'a gelince haberimiz oldu. inan bana, anl kahramanlklar ta Elam'da bile hayranlk ve saygyla karlanan korkusuz barbarla kanl canl olarak grebilmeyi biz de ok isterdik. Bunun iin artk ok ge. Fakat Kral Glgame'i muhakkak grmem lazm, nk ona kralmdan bir haber getirdim. Ayrca gndermi olduu hediyeleri de kralnza takdim etmem gerekiyor." Subay bir sre dndkten sonra kararn verdi. "Beni takip edin. Sizi Glgame'in yardmcs Erenda'ya gtreceim." utruknahunda ve on refakatisi muhafz ktasnn askerleri tarafndan ana kapdan geirilerek sarayn kabul odasna alndlar. Burada onlara biraz beklemeleri sylendi. Ksa bir sre sonra rahip elbisesi iinde, salar Anu hizmetkrlarnn usul uyarnca kesilmi gen bir adam girdi ieri. Ciddi bir ifadeyle utruknahunda'nm anlattklarn sonuna dek dinleyerek, yere dizilmi olan hediyeleri dikkatle inceledi. Hediyelerin arasnda daha nce hi grmedii motiflerle ilenmi olaanst gzellikte kumalar, pomatlar, yalar, baharatlar, tapnakta yaklmas iin tts malzemeleri, eitli alet ve edevatn yansra, ok deerli bir de hal vard. Halnn motifinde, tm saraylar, tapnaklar ve baheleri ile eski Arvan ehrinin plan tasvir edilmiti. Bunun dnda tuz, safran ve Kral Inunaram'n enici ba tarafndan bizzat mhrlenmi, ileri o gne dek tatmadklar ikilerle dolu olan testiler de hediyeler arasnda nemli yer tutuyordu. Hediyelerin en gzeli ise bronz olanlaryd, nk Elaml ustalar bu konuda hret sahibiydiler. Kk heykellerle figrlerin yan sra, gnein douu treninin tasviri zellikle dikkat ekiciydi: karlkl olarak oturan plak iki adam, ellerini birbirlerine do380

kundurmak ister gibi ileri doru uzatmlard. Fakat dikkatle bakld zaman, aralarnda duran bir kaptan su almaya hazrlandklar grlyordu. Yanlarnda etrafna eitli kutsal aletin salm olduu bir sunak masas vard. Tasvirin tm o kadar gzel, o kadar ince bir ekilde ilenmiti ki, en kk ayrntlar bile rahatlkla seilebiliyor ve ne ie yaradklar anlalabiliyordu. Ve bunlarn hepsi topu topu ak iki avucu dolduracak byklkteydi. Erenda hediyelerin tmn dikkatle inceledi; nerede, nasl ve kimler tarafndan yapldklarn sorarak, Elam halknn beceri ve alkanlna vgler dzd. Az sonra utruknahunda Kral Glgame ile grmek konusundaki srarl dileini bir kez daha tekrarlaynca, Erenda alnn krtrd: "Sizin sradan bir misafir olmadnz biliyorum ve Kral Glgame ile grmeniz iin elimden geleni yapmay ok isterdim. Fakat u aralar Glgame Egalmah adndaki baka bir sarayda bulunuyor; kendisini oraya kapad ve Enkidu'nun lmnn kendi yaam zerinde ne gibi bir etkisi olduunu dnyor. Dolaysyla da hl yas tutuyor ve misafir kabul etmiyor." "ite tam da bu nedenle onunla grmem hepiniz asndan ok nemli" dedi utruknahunda, "nk ona acsn az da olsa hafifletecek ve karanlk dncelerini datacak haberler getirdim. Ona anlatacaklarm dnya zerinde pek az insan biliyor, Kral Glgame'in de ok ilgisini ekeceine eminim." Gen rahibin ciddi surat bir anda aydnland: "O halde gidip Glgame'e haber vereyim" dedi, "artk Enkidu'nun lmne zlmekten vazgeip, biraz da dnya ileri ile ilgilenmesinin vakti geldi de geiyor. Belki de anlatacanz eyler dikkatini baka tarafa yneltebilir." Eski sarayn kaps kilitliydi. Erenda, geldiini haber verebilmek iin kapya uzun uzun vurmak zorunda kalmt. Kapy aan hizmetkra sert bir sesle sordu: "Glgame nerede? Onunla acele grmem lazm." "Kral bize dedi ki..." diye sze balad hizmetkr, ama Erenda kadnn lafn azna tkt: "Biliyorum, biliyorum, fakat uzaklar381 dan nemli bir misafir geldi, onunla grmesinin ok iyi olacan dnyorum." "u anda Tehiptilla'yla beraber bahede" dedi hizmetkr ve baheye giden yolun kapsn at. Erenda gzel kokulu ieklerin ve yemyeil allklarn arasndan geerek, bahenin ortasna vard. Tehiptilla ve Glgame, koyu bir sohbete dalmlard. Tehiptilla ok gzeldi ve birbirlerine ok yakyorlard. Erenda Tehiptilla'yi sadece zeks ve yumuak ball yznden deil, Itar tapnana srt evirerek kendi yoluna gittii iin de ok takdir ediyordu. Byle bir kadnn Uruk kraliesi olmas dncesi, onun ok houna gitmekteydi. Tehiptilla Anu hizmetkrlar ve sradan halk tarafndan ok seviliyordu; sevimlilii ve cana yaknl Glgame zerinde bile etkili olmaya balamt. Beraber olmaya baladklarndan bu yana acs azalm, surandaki keder ve elem dolu izgiler yava yava kaybolmaya balamt. Fakat gzlerindeki zgn ifadeyi fark etmemek imknszd ve Enkidu'nun lmnden bu yana kimse Glgame'i glerken grmemiti. Erenda karsnda duran iki insana bakt. Onlar saran byy bozmaya cesaret edemiyordu. Bir kenara ekilerek, onlar kendisini fark edene dek bekledi. "uraya bak! Erenda gelmi" diye bard Tehiptilla ve Glgame'i drtkledi, "buraya gel Erenda. Seni grdme ok sevindim." "Ben de sevindim" diye karlk verdi Erenda iinden gelerek. Sonra da Glgame'e dnd: "Elam lkesindeki Susa ehrinden nemli bir konuumuz var kralm. Kendisi hkmdar nunaram'n elisi, yannda on tane mzrakl muhafz ve birok hediye getirmi. Bunlardan bazlar ok deerli gerek sanat eserleri. Dnyada ikinci bir insann bilmedii eyleri sana anlatmak iin, ok uzak yolar aarak gelmi buraya. Bana kalrsa syleyecekleri nemli eyler. Onu kabul etmek istemez misin?" "Adamn grn nasl?" diye sordu Glgame. Suratndan Egalmah'n bahesini terk etmeyi hi mi hi istemedii belli oluyordu. "Yal bir adam" diye tasvir etmeye balad eliyi Erenda, 382

"sa gm tellere benziyor, sura ise buru buru olmu. Fakat gzleri gen bir delikanhnnkiler gibi parlyor ve yaam arzusuyla dopdolu. Bana kalrsa son derece akll ve bilgili biri. lkesinin tm ktphanelerindeki tabletlerin hepsini okumu; kralna uzak denizlerin ve adalarn gizemleri hakknda bilgi vermek iin neredeyse tm dnyay dolam. Bana anlattklarndan ok daha fazla ey bildiine eminim, o bilgiyi de sana kendi hediyesi olarak getirmi." Glgame'in hl tereddt etmesi zerine Tehiptilla sze kart: "Git ve onu selamla Glgame. Ta uzaklardan seni grmek iin buralara kadar gelen bir adam kabul etmemen byk bir saygszlk olur. Vatan Elam'dan sz edildiini daha nce iitmitim. Sadece erkekler iktidarda deilmi orada, kadnlar da byk itibar gryormu. rnein tahta kacak prensler arasnda seimi daima analar yapyormu ve kadnlar en yksek memuriyetlere bile rahatlkla ulaabiliyorlarm. Git ve onu kabul et Glgame. Bu akam iin de konuunun anna yarar bir elence tertiple ve onunla uzun uzun sohbet et. Belki sana anlataca eyler gerekten de ok nemlidir." Bu szler zerine Glgame daha fazla itiraz edemedi ve Erenda'yla beraber saraya gitti. Tehiptilla bahede kalmt, sknt dolu uzun gnlerden sonra gelen bu ani deiiklik onu ok sevindiriyordu. Glgame Erenda'yla beraber kabul salonuna girdii vakit, utruknahunda ayaa kalkarak saygyla yerlere kadar eildi. Uruk kralnn yabana atlr biri olmadn ilk bakta kavramt. Anlatacaklarn can kulayla dinleyeceinden emindi; dnya zerindeki her eyi renmek isteyen, zeki ve akll bir adam vard karsnda. Glgame de konuunun allagelmedik bir ziyareti olduunu anlamt; getirdii hediyeleri dikkatle inceleyip vgler yadrdktan sonra, Elam bilgesiyle koyu bir sohbete balad. Bu arada Erenda mzrakl askerleri Anu tapnana gtrerek nce ehri gstermi, sonra da Itar tapnana giden yolu tarif etmiti. Glgame ve utruknahunda ise sarayda kalarak, sohbetlerini iyice koyulatrmalard. Saatler boyunca akla hayale gelebilecek 383 her konuda konutuktan ve bu arada hafif bir eyler de attrdktan sonra, Elam bilgesi sz Enkidu'ya getirdi. Ev sahibinin duygularn incitmemek iin, son derece dikkatli davranyordu. Fakat Glga-me aradan geen zaman iinde konuuna tam bir gven duymaya balad iin, Enkidu'yla ilgili her eyi olduu gibi anlatmaya balad; sedir ormanlarna yaptklar yolculuu, Adad, Humbaba ve onun hizmetkrlar ile olan kavgalarn, Kade hkmdarn nasl malup ettiklerini, yamur mevsimi srasnda lde yaptklar zorlu geri dn yolculuunu, Mari'de geen gnleri ve nihayet sallarla yaptklar yolculuk sonunda Uruk'a varlarn. Ki prensi Akka'nn ehirlerini kuatmasndan ve gk boasndan da sz etti. Dmanlarn kan dkmeden geri dnmeye ikna edilerini ve boynuzlu canavar nasl tepelediklerini uzun uzun anlatt. Btn bu maceralar srasnda Enkidu'ya duyduu gvenden ve gen yanda onu kaybetmekten duyduu zntden bahsetmeyi de ihmal etmedi. utruknahunda Glgame'in anlattklarn dikkatle dinliyor, sadece hemen anlamad bir eyi sormak iin szn kesiyordu. Zihninde iki kardein sarslmaz dostluklarnn bir resmi olumaya balyordu yava yava. Glgame szlerini bitirdikten sonra gzlerine yeniden hzn kt, nk az nce bir daha geri gelmeyecek olan gzel gnleri uzun uzun anlatm ve tm gzel anlar kafasnda bir kez daha canlanmt. Bunu fark eden utruknahunda hafife ksrerek sze balad: "Szlerin beni ok duygulandrd Kral Glgame. Gerekten de ei benzeri bulunmaz bir kaderin var, fakat, ak szllm bala, bana kalrsa tm davranlarnn temelinde insani duygu ve dnceler yatyor." "Ne demek istiyorsun? Ltfen hi ekinmeden aka konu." "Sevgili dostunu kaybetmekten duyduun byk znty" diye sze balad utruknahunda, "daha nce benzeri bir acy yaam olan herkes anlar ve onaylar. Fakat ruhunu kanat rpan bir kuun kalbi kadar huzursuz yapan, aslnda baka bir ey. Sanrm ilk kez olarak yaammzn ne kadar ksa olduunu ve lmn her 384

an yanmzda bulunduunu kendin deneyerek saptadn. lm ne ya ve konumu, ne sevgiyi ve nefreti, ne de her eyin ebediyen ayn kalmas iin duyduumuz arzuyu dikkate alr. Her zaman yaknlarmzda bekleyerek yaptklarmz izler, diledii an diledii kiiyi bu dnyadan ekip alr. Sen de herkes gibi bir lml olduunu kavradn Glgame ve bu seni korkuttu. Duygu ve dncelerinin temelinde tamamen insani bir duygu yatyor derken bunu kastetmek istemitim." Glgame cevap vermedi. Donuk baklarn uzaklara dikmiti, sanki br dnyay seyreder gibiydi. Az sonra aniden kendisine geldi ve konuunu hatrlad: "Tm insanlarn lml olduunu syledin. Tm m? Yar tanr olanlar ya da sradan insanlardan bambaka boyutlarda yaayan, maddeden ok ruhla dolu stn insanlar da m? "Tm" dedi utruknahunda, "kendini bir istisna olarak grmek ve kanlmaz olanla uzlamaya almak, tamamen insanlara zg bir durumdur. Eer lm ok uzaklarda, mesela bir sava meydanndaysa, onu doal bir zorunlulukmu gibi alglarz. Fakat len komumuz ise ok zlrz, nk bir alkanlmz kaybet-miizdir. lm daha da yaknlarda, kendi civarmzda ise, buna inanamaz ve gerek olduunu kabul edemeyiz, nk insanolu kendisini daima yaama, geliime ve ileriye yneltir. Fakat brn, yoldan ayrlmay ve geip gitmeyi kimse ho karlamaz ve kolay kolay kabul etmek istemez. Bu yzden insanlar dur durak bilmeden dnerek, yeryzn ebediyen yaayacakm gibi donatmaya ve bylece lm unutmaya alrlar. lm ise insanlar asla, fakat asla unutmaz!" "Demek ki tapnakta sz edildii gibi ebedi bir yaam yok, tm yaam zamanla snrl ve devaml lme kouyor! Bu gerekten de byle ise, bu yasa kimseye bir istisna tanmyorsa, o halde tm almalarmz ve abalarmz anlamsz demektir." "Hayr, kesinlikle anlamsz deil" diye itiraz etti utruknahunda, "nk yaayan her ey ardnda bir iz brakr. Gelecek kuaklar da kendilerine yol gsteren bu izler yardmyla ok daha geni ufuklara bakabilir, bylece de eskilerin yaptklar yeniden bir 385 anlam ve nem kazanr. Bu yzden bizim oralarda, Elam'da, yle bir deyi vardr: 'Yaptn her eyi, seni gzetleyen lmn houna gidecek ekilde yap.' u anlama geliyor aa yukar: lml olduunu bildii halde yaptklarn iyi ve gzel yapmaya alan kii, bo yere yaamam demektir. Onun yaam bakalarnn yaamn etkiler, tanrlar honut klar ve sadece bunlar bile yaptklarna yeteri kadar anlam ve nem kazandrr." "Buna ramen baz insanlar yaama ok ksa bir zamanda veda etmek zorunda kalrken, bazlar da kendilerine gerekli olandan ve hatta istediklerinden daha uzun yayorlar." "Oh, dnyada bundan ok daha garip eyler de var" dedi ut-ruknahunda. "Sen sonsuz yaamdan sz ediyorsun, dnyadaki birok insann ortak ryasndan. Bilmelisin ki dnyada gerekten sonsuz yaam sren bir -tam sayy vermek gerekirse iki- istisna var." ''Kimden sz ediyorsun?" diye sordu Glgame. Heyecanlanmt. "Sana imdiye kadar ok ey okuduumu, okuduklarmdan fazlasn da kendi gzlerimle grp kendi kulaklanmla iittiimi anlattm. Uzun yllar boyunca denizlerde seyahat ederek, kralm Iunaram'm emriyle kylar ve adalar dolatm. O zamanlar bana Tilmun adnda bir adadan sz etmilerdi, anlam da uydu: 'Mutlular adas.' Yeri ise lm suyunun te yakasnda, bildik dnyadan ok uzaklarda gizli bir yermi. O adada sonsuz yaamn hkm srdn sylyorlar." "Peki ya sen o adaya gittin mi?" diye sordu Glgame merakla. "Hayr" dedi utruknahunda. Dudaklarnda garip bir glmseme belirmiti. "Maalesef hayr, yoksa u anda herhalde burada olmaz, amacma ulatm iin aramalarma bir son verirdim. Hayr, orasn bulamadm, nk nerede olduu hibir haritada kaytl olmad gibi, en tecrbeli gemiciler bile oraya nasl gidileceini bilmiyor, insanlar onu tm aramalarna ramen asla bulamamlar, ada sadece tanrlarn gsterdii bir yoldan ulaanlara gsteriyormu kendisini. Belki de ada insanolunun gzleri iin grnmezdir, ancak ok zel gzlere sahip olanlar grebilir onu. Her halkrda ben ok uzun zaman aradm orasn ve asla bulamadm."

386 "Bu ada hakknda baka neler biliyorsun?" diye sordu Glgame, "ad ne demitin?" "Tilmun. ilgini ekeceini tahmin etmitim" diye glmsedi utruknahunda. "Elam'daki oktan unutulmu yazlar bu adadan ve zerinde yaayan iki varlktan sz ediyorlar. Byk tufann dnyay sular altnda brakmasndan nceki zamanlardan kalan bir insan ifti." "Tufan m?..." "Evet, bu adamn ismi, okuduum baz tabletlere gre Utna-pitim, yani 'yaam buldum.' Bununla olsa olsa lmszlk kastedilmek isteniyor olabilir, nk Tilmun'da yle bir ot yetiiyormu ki, onu yiyen herkes sonsuz yaama kavuuyormu. Yaptm aratrmalar srasnda rastladm ikinci isim ise senin lisanndan kaynaklanan bir kelime, Glgame: Ziusudra, yani 'uzun gnler boyunca yaayan.' Bu da sz edilen adamn akla hayale gelmeyecek kadar yal olduunu gsteriyor bize. Eski bir Smer tabletinde Zi-usudra'nn tufandan nce urupak'ta hkm srm olan Urbar-Tutus'un olu olduunu okudum. Bu isimler sana bildik geldi mi?" "urupak'tan sz edildiini ben de iitmitim. ok ok eski zamanlarda Smer lkesinin bakentiymi, fakat imdi kimse onun nerede olduunu bilmiyor, nk geriye hibir harabe kalmam. Arkasnda en ufak bir iz bile brakmadan, tm srlaryla beraber topran derinliklerine gmlm. Yedi bilge bana byle anlatmt." "Uruk'a gelmemin bir nedeni de onlar. Onlar ziyaret ederek, bilgi dei tokuunda bulunmak istiyorum. Onlarn bir zamanlar insanlara eitli el becerileri ve kltr retmek iin sudan kan balk-adamlarn soyundan olduklar syleniyor." "Artk Uruk'ta deiller" dedi Glgame zgn bir sesle, "gnn birinde maaralarn terk ederek ortadan kayboldular. Arkalarnda bir zamanlar orada yaadklarna dair en ufak bir iz bile brakmamlar. Tm bildiklerimiz ve bilgeliimiz de onlarla beraber yok olup gitti." "Belki de burada yapmalar gereken tm ileri bitirince Tilmun'a geri dnmlerdir, ne de olsa onlarn eski vatan oras..." "Bilmiyorum" dedi Glgame, "bu soruyu kimse cevaplaya387 maz. Fakat u anda renmek istediim tek ey, lmszlk otunun yetitii 'Mutlular Adas'nn nerede olduu. Elinde hibir ipucu yok mu?" utruknahunda kafasn sallad. "Hayr, eer olsayd sana sylerdim. Yedi bilgenin burada olmamas ne kt. Onlardan daha fazla ey renmeyi umuyordum." "Frat'n yukarsnda, arkadam olan Kral Lamgi'nin ynettii Mari ehrinde, ok byk bir ktphane ve orada grevli bilgeler var. Belki de orada Tilmun hakknda baz bilgiler bulmak mmkn olabilir." "Kral Lamgi'yi ziyaret edeceim" dedi utruknahunda, "nk Mari gezi planma dahil, ie yarar bir eyler bulduum takdirde, sana hemen haber gnderirim." "Limanda seni gvenli olarak Mari'ye gtrecek bir gemi bulabilirsin. Gelecek hafta oraya bir gemi gndereceim zaten. Ma-ri'nin limannn ve ehir duvarnn yapmnda benim ustalarm alyor, onlara yardmc olmalar iin bir grup usta daha gndereceim. stersen sen de onlarla beraber gidebilirsin. Bir de mesaj vereceim sana; onu selamlarmla beraber Lamgi'ye bizzat kendin sunarsan ok memnun olurum." utruknahunda ona yrekten teekkr etti. "Teklifini sevinle kabul ediyorum; elin olarak sana ok iyi hizmet edeceim" dedi. "Mesaj gtrmek severek yaptm bir itir. Ev sahiplerim sylediklerimi dinlemek iin kulaklarn drt aarlar ve getirdiim gzel haberlerden honut kalarak bilgiye kar olan sonsuz susuzluumu dindirmek iin ellerinden geleni yaparlar." "Fakat nce senin erefine bir akam yemei vermek istiyorum" dedi Glgame, "Uruk'un tm nemli ve bilge kiilerini de aracam ki, konuacak konularmz sabaha kadar hi bitmesin. Bir itirazn yok deil mi?" utruknahunda kendisine yaplan ikinci teklifi de sevinle kabul ettikten sonra, yolu uzatmadan hemen kendisine byk konukseverlik gsterilen Uruk'a geldii iin tanrlara ve biraz da kendi zeksna teekkr etti. En az kendisi kadar

bilgiye susam, merakl ve olaanst bir hkmdarla tant iin seviniyordu... 388 utruknahunda on refakatisiyle beraber sarayn tren salonuna girdii zaman, muhteem bir sofrann hazrlanm olduunu grd. Elam bilgesi gecenin eref misafiriydi. Masada da sfatna uygun bir yer ayrlmt: Sa tarafnda Glgame ve Tehiptilla, sol tarafnda Erenda, air Sinnunni ve yaver Urnigingar oturuyordu. Karsnda ise Itar'n yeryzndeki en gen tezahr Iluna, Anu barahibi Eunna ve her iki tapnan yldz falclyla uraan grevlileri yer almt. Onlarn yanna ise yap ustas ve zanaatlar ba Warka, silahtar ba Olugi ve tahl ambarlar sorumlusu Dodo oturmutu. Biraz daha uzakta ise liman yneticisi Nihur, muhafz ktasnda subayla terfi etmi olan Birurturre ve ehrin kayda deer simalar gze arpyordu. Kral, sohbetin ilgi ekici olmas iin ehrin tm tacirlerini, bilgelerini ve sanatlarn da sofraya davet etmiti. Elbette ki Vens'n kzlar da eksik deildi; mzik alyor, dans ediyor, ark sylyor ve sevimlilikleri ile konuklarn akllarn balarndan alyorlard. Aslnda her ey Tehiptilla'nn fikriydi; oturma dzeni, yemeklerin sras, gsterilerin ak. Yap organizasyonun en iyi ekilde ilemesini izlemekten byk bir mutluluk duymaktayd. Glgame ise her eye kar isteksiz ve gnlsz davranyordu. Leziz yemeklerin tadna hemen hemen hi bakmyor, Itar'n kzlarn gz ucuyia olsun izlemiyor ve kulaklar dolduran ho mzik ona sinek vzlts gibi geliyordu. iiucki birbirine zt duygular youn bir atma halindeydi. Bir yandan sevgili dostunu kaybetmesi sonucu ruhunda alan yara hl kapanmamt, diar yandan da Te-hiptilla'ya olan sevgisi iinde yeni ve tanmad duygularn uyanmasna sebep oluyordu. Ve buniaia ek olarak bugn, iinde yeni bir zlemin tohumlar yeermeye balamt: gizemli ada Tilmun. utruknahunda'nn anlattklarn dnmekten bir trl vazgee-miyordu: Mutlular adas Tilmun, tufandan nceki alardan bu ya389 na yaadklar sylenen Ziusudra ve kans, gizem dolu sonsuz yaam otu... Bunlarn tm zihnini ok fazla megul etmekteydi. Tehiptilla'nn sesi onu dncelerinden ayrd. Ayaa kalkm ve konuklara iki ikram etmeye balamt. Toprak bir testiden ut-ruknahunda'nn kadehine bira dolduruyordu. "lkemizde iilmesi gelenek olan sarho edici ikiden i" demesiyle susmas bir oldu, nk ayn szleri bir kez daha sylediini anmsam. obanlarn kulbesinde otururken Enkidu'ya sylemiti bunlar. Aradan o kadar uzun zaman gemiti ki, neredeyse unutulmutu bile... utruknahunda kadehini alarak ayaa kalkt. "Enkidu'nun erefine iiyorum" dedi, "yaam ve yaptklar asla unutulmasn ve br dnyada tanrlar ruhunu esirgesin." Tehiptilla kendini tutamayarak titredi, fakat kimseye bir ey belli etmemeyi baararak, konuklarn kadehlerine iki doldurmaya devam etti. Uuna ise kafasn kaldrarak Elam'dan gelen konuu merakla szd. "Enkidu'yu tanyor musun?" diye sordu, "onunla daha nce hi karlatn m?" "Hayr, onunla yaayanlar arasnda tanmak iin maalesef ok ge kalmm" diye cevap verdi utruknahunda. "Fakat Enkidu ismini Elam'da bile sk sk iitiyordum. Kahramanlklar hakknda kulama o kadar ok ey geldi ki..." "Neler anlatlyor mesela?" diye sordu Glgame. Yreinin daralmaya baladn hissediyordu. "Onun gbei bulunmayan yar tanr bir barbar olduunu, ama buna karn kutsal kehanet yeteneine sahip olduunu sylyorlard." "Sylediklerini biraz daha aklar msn?" diye sordu Eunna. "Bunun iin nce size lkemin ksa bir tasvirini izmeliyim" dedi utruknahunda. "Elam, bizim dilimizde uun ve Ansan ad verilen iki blgeye ayrlr. uun blgesi, lkenin gney tarafnda, Kerha ve Kuarun rmaklarnn arasnda turnalarn yuva yaptklar denize kadar uzanan geni dzlklerin zerinde bulunur. Ansan blgesi ise, lkenin kuzey ksmnda bulunur, daha sert bir iklime 390

sahiptir ve Zagros dalarna kadar uzanr. Buras yksek dalarla kapldr, sarp vadilerin ve derin kanyonlarn tek hakimleri kartallardr; dalar ykseldike insanlarn says daha da azalr. lkemizin kuzey blmnn komular Lullumu ve Luristani ad verilen ve genel olarak kimse tarafndan sevilmeyen vahi kabilelerdir. Fakat bozkrlardan gelerek yksek dalarda dolaan Enkidu, onlardan daha vahiydi. Gerek Lullumi ve Luristani kabileleri, gerek de Ansan'da oturan insanlar, onun da keileriyle oynamasn ve onlarla beraber otlamasn uzaktan grmlerdi, fakat kimse ona yaklamaya cesaret edemiyordu. Bir sre sonra onu gizliden gizliye gzetleyen cesur birka kii, onun hayvanlarn lisann anladn fark etti. Dier hayvanlara nderlik ederek, onlar en iyi yiyeceklerin bulunduu yerlere gtryordu. nk o ayn zamanda bitkilerin de lisanndan anlyor ve su kaynaklarnn yerlerini koklayarak bulabiliyordu. Bu nedenle da insanlar onu bozkrdan gelen koruyucu bir ruh olarak kabul ettiler ve ona bir tanr gibi sayg gsterdiler. Aniden bozkrlar terk ederek ehirde yeni bir yaama balamas, beni son derece artt dorusu." Uuna ve Tehiptilla, Tehiptilla ve Glgame birbirlerine kaamak baklar frlattlar, ama tek kelime etmediler. "Onun gibi bir barbarn yapsn bu kadar ksa srede deitirmi olmas neredeyse imknszdr" diye szlerine devam etti utruknahunda, "sonradan onun doaya ne kadar sk skya bal olduunu anlayamadnz m?" Glgame hafife ksrd. Buna ramen konumaya baladnda sesi bouk kyordu. "Evet, sedir ormanlarna doru hareket ettiimiz zaman bunu anlamtm. nce bu konunun lafn bile etmek istemedi ve beni bu maceraya kar uyard. Fakat sonradan en byk sedir aacnn kesilmesinde srar eden yine oydu." "Elam aalk bir yer mi?" diye sordu Erenda yal bilgeye. "Hayr, aalarn says ok az ... ve onlar da Uruk bahelerinde grdklerim kadar gzel deil. ok eskiden Elam'da bol miktarda aalar, hatta gerek ormanlar bile varm. Fakat bir sre sonra bilinmeyen bir nedenden dolay tm lm. Belki Smer lkesinin bana da ayn felaket gelmitir. Ne de olsa aalar bir lkenin zenginliidir..." 391 "Sedir ormanlarna doru yola kmadan nce beni uyarrken Enkidu da hemen hemen ayn szleri kullanmt" dedi Glgame dnceli dnceli. "yle mi? Peki buna ramen neden oralara gittiniz?" diye bilmek istedi Elaml konuk. Konumann vard nokta yava yava Glgame'i rahatsz etmeye balamt. "Demin sylediin szler yznden. Sedir aalarndan salayacamz kymetli tahtalar ve bunlarn ilenmesiyle elde edeceimiz deerli nesneler aklmdan hi kmyordu. Onlara sahip olmakla, szn ettiin zenginlie sahip olmak arasnda ne fark var?" "Tahta demek, l aalar demektir. Ve l aalar bir daha bymezler. Aa olmayan bir lke ise ksa zamanda l olur." "yi ama Nippurlular aalar zaten kesiyordu! Yoksa tm aalarn onlar tarafndan kesilmesine gz mu yumsaydk?" diye karlk verdi Glgame. "Hm" dedi utruknahunda ve sakaln svazlad. Dncelerini ak ak syleyip ev sahibini krmay kesinlikle istemiyordu. Bu yzden dikkatle konumaya devam etti: "Bana anlatlanlara gre Nippurlu oduncular hayalet Adad'dan ve orman koruyan Hum-baba'dan korktuklar iin, ormann en kysnda kalm birka aac keserek, sadece kendi ihtiyalar olan tahtay salyorlarm. Fakat sen ve Enkidu hem onlar ldrdnz, hem de byl emberi ayakta tutan konuan sediri kestiniz. Artk orman hi kimse korumuyor. Oraya herkes diledii gibi girebilir ve diledii kadar aac hibir cezaya arptrlmadan kesebilir. Bu ekilde sahip olduu nemi yava yava yitireceinden sen de korkmuyor musun? ok da uzun olmayan bir sre sonra ormanda tek bir aa bile kalmayacak ve Hermon dan tozlar kaplayacak. Elam'daki bilgelerimiz, aalann yok olmasnn iklimi de deitireceini sylyor. Daha az glge daha ok gne, daha az kk yeryzne kacak daha az su demektir. Bu da beraberinde kanlmaz olarak llemeyi getirecektir, kar konulmaz bir ekilde ilerleyen korkun, sonsuz bir l!.." "Hi sanmam" dedi yap ustas Warka, "birka aa eksik ya da fazla, ne fark eder ki?"

392 "Btn aalar yok olana dek bir ey fark etmeyebilir. Fakat sonra tahtadan yaptnz deerli ve gzel nesneleri topraa daldrp, yeil srgnler vermeleri iin yakarmaktan baka bir ey gelmez elinizden." "Ne kadar karanlk bir tablo iziyorsun!" diye sesini ykseltti Eunna, "o duruma asla dmeyiz, nk tanrlar bizi korur." "Hakl olman yrekten diliyorum" dedi utruknahunda, "fakat bizler Elam'da yine de ciddi endielere sahibiz. Cenneti ebediyen kaybettiimize ve orasn bir daha asla bulamayacamza inanmaya baladk artk." "Cenneti nasl bir yer olarak tasavvur ediyorsunuz?" "Her halkrda, bol aal, bitkilerin yetimesine olanak salayan glgelik ve sulak bir yer olarak. Belki de sedir orman buna benzer bir yerdi..." "Hayr" diye itiraz etti Glgame, "oras gibi bir yer olmas mmkn deil, nk karanlk ve korkun bir yerdi sedir orman. Ve iinde yaayan canllarn tm lmlyd. Cennette ise, denildiine gre, sonsuz yaam hkm sryormu. Benim hayalimde Eden baheleri olarak ancak ve ancak szn ettiin Tilmun adas gibi bir yer canlanyor." "Tilmun mu?" diye sordu lluna, "nerede oras? Bu ismi daha nce hi duymamtm." "Henz hi kimse bulamad orasn zaten." "Ziusudra ve kars dnda..." diye atld Glgame. "Evet, Ziusudra ve kars dnda" diye tekrarlad utruknahunda. "Ziusudra, Tilmun... kulama yabanc gelen bu garip isimler de neyin nesi oluyor?" diye bard Eunna. "oktan unutulmu bir ryay andryorlar" dedi air Sinnuni aydnlk bir yzle. "Gerekten de az kalsn unutulacak olan bir rya bu" dedi utruknahunda ve orada bulunan davetlilerin srarlarna dayanamayarak, tm hikyeyi bir kez daha en batan anlatt. Salonu inanlmaz bir heyecan dalgas kaplamt. Davetliler yal bilgeyi aknlktan bir kar alm azlarla dinliyordu. Evet, byk tufandan 393 sz edildiini hemen hemen hepsi iitmiti, hatta ondan nce yeryznde ilkel insanlarn yaadn, fakat tufanla beraber nesillerinin ortadan kalktn bile duymulard. Fakat Elam'dan gelen bilge, kendilerine bambaka eyler anlatyordu! Tufandan nce Smer lkesinde byk ehirlerin var olduunu, bu ehirlerde de kendilerine benzeyen bilgili ve kltrl insanlarn yaadn iddia etmekteydi... Ve bu eski lkenin tm izleri silinerek ortadan yok olan bakentinin son kral urupak'n olu, karsyla beraber tufandan kurtulmutu. Hl da hayattaydlar, artk lmsz olduklar iin ok ok eski zamanlardan beri Mutlular adasnda yayorlard!.. Bylesine gzel ve srkleyici bir masal zaten ancak Elamlla-nn aklna gelebilirdi! utruknahunda gerekten de kendisini dinletmeyi ok iyi beceriyordu, eer masallarn pazar yerinde anlatsa, insanlar ynlar halinde etrafnda toplayabilirdi. Fakat anlattklarnda gerek pay olduunu hi mi hi sanmyorlard! Eunna hogryle glmsedi. Zaten Anu yerine, Gal isimli bir tannya tapan birisinden nasl olur da gerei bilmesi beklenirdi ki? Itar'a ne isim veriliyordu Elam'da? Gneyde Pinikir ve kuzeyde Kiriria. Bu da lluna'nn pek aklna yatmam ak tayd. Orada tahta geecek olan kral kadnlarn tayin etmesi ve kadnlarn itibarlarnn pek yksek olmas, ona daha ok hitap ediyordu. Tehiptilla utruknahunda'nn azndan kan szleri lu-na'dan bambaka bir ekilde alglad. Ona gre bilgenin anlattklar daha ok Ninsun'un bildirdikleri ile ilgiliydi. Bylece davetlilerin her biri anlatlanlardan farkl anlamlar kard ve evlerine gittikten sonra bile, derin derin dnmeye devam ettiler. Bu arada Elaml akll konuk da oktan yola koyulmutu bile. Fakat hi kimse Glgame gibi dnmyordu. inde kendisini giderek daha fazla yakp kavuran bir ate yanmaya balamt. Mutlular adasna giderek lmszlk otundan tatma arzusu, dayanlmaz bir hal almt. Evet, Tehiptilla'y seviyordu. Fakat her zaman iin yannda kalacak ve lmszlkten vazgeecek kadar da deil! Bunu ak ak sylemiyordu ama

rahatsz olduu her halinden belliydi, insanlar bunu Enkidu'nun lm dolaysyla tuttuu yasa balyordu. Sadece Tehiptilla Glga394 me'in iindeki zlemin ne olduunu anlamt. Bir gece onun kollarnn arasnda yatarken, uzun zamandr sormak istedii soruyu ona yneltti: "Ne zaman gideceksin sevgilim? Glgame, ltfen syle bana. O gn ok mu yakn?" "Hayr" dedi Glgame kendi kendini ikna etmek ister gibi, "hayr, hayr, hayr, senden asla ayrlmayacam..." Birden kz pcklere bomaya balad, sanki kendisinden ayrlmak isteyen oymu gibi sk sk sarlmt Tehiptilla'ya. Gzel kz, Glgame'in iinden geenleri anlamt, yrei acyla doldu ve boazndan ykselen hkrklar glkle bastrabildi. Son derece nazik, efkatli ve sevecen hareketlerle, yorgunluktan uyuya kalana kadar birbirlerini kucaklayp durdular. Ertesi sabah ok erken saatlerde Glgame yataktan kalkt, sessizce giyindi ve dar kt. Tehiptilla uyuyormu gibi yapyordu. Kalbi arparak koridorda yanklanan ayak seslerini yok olana dek dinledi. Sonra, ancak ok sonra gzlerinden yalar boand. Onun Tilmun adasn bulmaya gittiini biliyordu. Glgame hayvannn srtnda domakta olan gnee doru ilerliyordu. Ahrdan bir katr almt, zerine tabaklanm hayvan derisinden yaplm sade bir elbise giymiti. Belindeki kuakta sallanan klc gizlemek iin de, omuzlarna siyah bir pelerin atmt. Frat boyunca gneye doru ilerleyerek denize ulamay dnyordu aslnda, fakat iine aniden doan bir his ile katrn dosdoru bozkra srmt. Son birka gecedir, gz kamatran bir n iinden ykselen bir ses kendisine yle diyordu ryasnda: "i huzuruna kavumak istiyorsan bozkra doru git Glgame! Ayaa kalk ve sonsuz yaam ara. Devaml gnee doru yol alrsan, bozkrda sana yol gsterecek iaretleri bulacaksn." 395 Vakit henz ok erken olduu iin yol boyunca hibir insana rastlamad, sadece su imeye giden hayvan srlerini fark etti uzaklarda. Onlar rahatsz etmemek iin arada belli bir mesafeyi korumay ihmal etmedi. Balarn kaldrarak pheyle ona bakan hayvanlar, kendilerini tehdit eden bir tehlike olmadn anlaynca sakin sakin otlamaya devam ediyorlard. Glgame ufukta bir iaret grebilmek iin, uzun uzun bakyordu usuz bucaksz bozkra. Bozkr sonsuza dek uzanyor gibiydi; genelde kurumu otlarla, nadiren de bodur allar kapl, zerinde en kk bir aa bile bulunmayan tozlu bir dzlk. Kendisini dnyadaki tek insan gibi hissediyordu. Bir zamanlar yalnz bana doada gezinen Enkidu da kendisini byle hissediyor olmalyd. Aniden evresine barbarn gzleriyle bakmakta olduunu fark etti. Dehete kaplmt: Kendisi, Enkidu'ydu, her zaman da Enkidu olmutu. nce sonsuz bir zlem vard, daha nce hi tatmad, engellenemez, n alnamaz bir duygu. Sonra da bu zlem ete kemie brnm, Enkidu olmutu; kardei, can yolda, glgesi. Ondan gitgide daha fazla ey alyordu ve ayrlk vakti gelip attnda, Enkidu varlnn bir paras olmutu artk. O lmemiti, kendisinin iinde yaamaya devam ediyordu. Glgame'in iki yars btnlemiti artk. Bu ani idrak Glgame'i hem rktm, hem de sevindirmiti. O hl kendisiydi, yaamn anlamn aramak iin yola kan ve aradn bulana kadar iindeki huzursuzluun ona bir an bile rahat vermedii Glgame'in ta kendisi. Nesnelerin d grnne aldanmyor, her eyin ardnda daha ulvi bir dzenin bulunduunu grmekten ziyade hissediyordu. Fakat bu arada zihnindeki barbarlara has o ilkel, kesin, gvenli bilginin de giderek arttn anlyordu. Bu bilgiyi kelimelerle ifade etmek onun iin imdilik imknszd, fakat kantlar vard: Bir ceylan srs grd; o srnn dinlenme yerlerinden ayrlarak ancak leye doru ulaabilecei suvata gitmek arzusunda olduunu biliyordu. ok uzaklarda bir aslan srs gzne arpt. Bu srnn bir erkek, iki dii, ya da drt yavrudan olutuunu, az nce kannlarm doyurduklar iin u anda tehlikesiz olduklarn ve ancak ok sonra, kannlan bir kez 396 daha acknca yeniden av peinde komaya balayacaklarn biliyordu. Gkyznde umakta olan bir ku katan arpt gzne; tylerini tam olarak grememesine ramen bunlarn bataklklarda yaayan turnalar olduunu ve Elam lkesindeki Kerha rmann deltasna doru utuklarn biliyordu.

Bunlann hepsini gryor, biliyor ve buna armyordu. Dnceleri bir ku kadar hafiflemiti. Byle bir ruh hali iinde katrnn srtnda gnee doru ilerlemeye devam etti, en yksek noktaya k zaman altndan geti ve daha sonra scakln srtnda hissetmeye balad. nndeki glge gitgide uzamaktayd. Enkidu muydu acaba o? Yoksa Glgame miydi? Yoksa her ikisi birden mi? Ne olursa olsun, bir ku kadar hafiflemi olarak, hibir ey dnmeden yoluna devam ediyordu Glgame. Karanlk kt zaman, uygun bir yerde kamp kurdu. Etrafta kendisini gvende hissetmesini salayacak birka tane ksa, bodur allk vard. Katnn salam bir dala baladktan sonra, yldzlarla dolu gkyznn altnda rahat bir uykuya dald. Fakat az sonra kulana gelen bir trt onu aniden uyandrd. Yldnm hzyla dorularak drt bir yana gz gezdirdi. Canl varlklann varln hissediyordu etrafta. Bunlar hayvan olamazd, nk insan kokusu geliyordu burnuna. Kt niyetliydiler, henz onlan grmeden anlamt bunu. Klcn kavrayarak ayaa kalk. ite geliyorlard bile: , hayr drt karanlk glge, drt buyandan ona yaklaarak ayn anda zerine atlad. Glgame klcn en yakn glgenin zerine indirince, etten ve kemikten yaplma bir vcut t bile karmadan yere yld. Arkadalar ise korkun seslerle bardlar ve onu ldrmeye ant itiler. Glgame sert komutlar iitti. Kendi dilinde sylenmi szlerdi bunlar, aksanlarndan onlann da bayr dolaan serseriler olduklarn hemen anlamt. ilerinden birini daha yere indirdikten sonra, biraz geri ekilmek zorunda kald, nk geriye kalan ikisi eri baklarn ekmiler, fkeyle zerine yryorlard, ite bu anda Glgame gazaba geldi. Korkun bir nara savurarak adamlarn zerine atld ve birini daha haklad. Etrafna baknca, evresinde birka haydut daha olduunu fark etti. 397 Bir an bile duraksamadan zerlerine saldrd, korkun klcyla havada daireler iziyordu. Haydutlar bir anda panie kaplarak kamaya baladlar, deliler gibi kouyorlard sefil yaamlarn kurtarmak iin. Glgame kaanlardan birisini ensesinden yakalayarak yere frlatt, zerine oturdu ve klcn grtlana dayad. Tam adamn iini bitirecei anda, bulutlarn ardna gizlenmi olan ay, kendini gstererek etraf aydnlatt. Glgame aniden duraksad, nk gzleri dehetten koca koca alm olan adamn yz, kendisine garip bir ekilde tandk gelmiti. Bu arada haydut inlemeye balamt, bu sesi de bir yerlerden hatrlyordu. "Ac bana Glgame, affet beni!" "Kimsin sen?" diye sordu Glgame fkeyle. "Beni tanmadn m? Bir keresinde adrna gelerek sana nemli bir haber vermitim." O anda Glgame kendisine yalvaran haydudun bir zamanlar kendisine Enkidu'nun ortaya kn haber veren avc olduunu anlad. O zamanlar da onun kavgac, hrn bir delikanl olduunu dnmt. Fakat adamn boynunda sallanan ve ay altnda parlayan nesne, Glgame'in daha da armasna neden olmutu: Deri bir ipe asl olan kk bir tlsmd bu. Hemen tanmt onu. Itar tapnandaki dnm trenine hediye olarak sunduu beyaz kaymaktandan yaplma, gzlerinin yerinde minicik ta paralar, boynunda ift sra kolye bulunan, siyah sal Ana Tanra figryd bu. Glgame klcn adamn grtlandan ekerek knna soktu. Dierlerinin tmnn kap gittiinden ve yalnz kaldklarndan iyice emin olduktan sonra, ayaa kalkmasna izin verdi. "Sefil yaamn sana balamam sadece ve sadece boynunda asl olan u tlsma borlusun" dedi ona. "Nereden buldun onu?" Avc yerde uzanan cesede bakyordu titreyerek. Glgame'le gz gze gelecek cesareti bulamyordu kendisinde. "Yaamna azck kymet veriyorsan konu!" diye emretti Glgame. "Onu tar tapnandan m aldn?" "Hayr" dedi avc, "hayr, asla. Tanra onu bizzat kendi elleriyle dl olarak verdi bana. Hani bana tapnaa giderek barbar bozkrdan karacak bir fahie almam emretmitin ya, ite o zaman." 398

Glgame avcnn suratna sert bir tokat yaptrd. "Diline hakim ol!" diye kprd, "anlamn bile bilmediin kelimeleri olur olmaz kullanma." Sonra sakinleerek daha yumuak bir sesle konumaya balad: "Bana ok zor gelse bile sana inanyorum, nk boynunda asl olan tlsm bir zamanlar ben kendi ellerimle yapmtm." Avc Glgame'in nnde diz kt. "Ac bana ey kral! Sana sylediklerimin tm doru. tar bu tlsm bana kendi elleriyle hediye etmiti, ben de deriden bir ip yapp boynuma astm. imdiye kadar daima korudu beni, bugn de lmden kurtard." "Oysa ki lm hak etmitin" diye ekledi Glgame sert bir sesle. "O zaman seni hizmetlerin iin yeterince dllendirmemi miydim? Onlar namuslu bir hayat srmen iin yeterli olmad m? Neden yoldan geen barsever yolculara saldran bu hrsz ve haydut etesine katldn?" "Bu aralar ansm avclk konusunda hi yaver gitmedi. Gnn birinde benden ok daha abuk zengin olmak isteyen bu gebelere rastladm. Bir sre onlara iz src olarak hizmet ettim. Sonra da giderek daha korkun eyler yapmam istediler benden." "Hi kimse kendisine zorla bir ey yaptrlmasna izin vermez, iinden o ileri yapmaya gizli bir arzu duymuyorsa tabii. Bana yalan sylyorsun. Yalan sylediini hissediyorum ve bu bile seni cezalandrmam iin yeterli bir sebep bence." "Ac bana" diye yalvard avc, "kabul ediyorum, bir hata yaptm. Fakat bir zamanlar sana drst bir ekilde hizmet etmemi miydim? Bunu bir kere daha deneme frsa ver bana." "Pekl, isteini kabul ederek sana son bir frsat daha veriyorum. Soracam soruya cevap ver imdi: Bu dnyada -beni hesaba katmadan cevap ver- seni en ok korkutan ey nedir?" "Beni en ok korkutan..." diye tekrarlad avc ve dnmeye balad. Sonra da tereddtsz cevap verdi: "Bugne kadar kimsenin ayak basmad karanlk da!" "Ne demek istiyorsun? Daha ak konu!" "Mau dan kastediyorum. O kadar yksek ki, zirvesi gklere ulayor ve o kadar derin ki, i ksmlarnda en kk bir k zerresi bile yok." 399 "Peki ondan neden bu kadar ok korkuyorsun?" "nk cehenneme benziyor" diye karlk verdi avc. "iinde yolunu kaybeden kii bir daha asla dar kamayaca gibi, bir daha asla gn n gremez." "Seni bu kadar korkutan daa gsterdiin bu yakn ilginin sebebi nedir?" "Bu dan varln az nce kardn gebelerden rendim. Sk sk ondan sz ediyor, dan arka tarafnda elmas baheleri bulunduunu, oradaki aalarn dallarnda inanlmaz hazinelerin yetitiini anlatyorlard. Oraya giderek zlemini ektiimiz zenginlie kolaylkla ulamak istiyorduk. Fakat Mau dann ancak eteklerine kadar gidebildik ve hibir ey elde edemeden geri dnmek zorunda kaldk." "Neden? Karanlktan korktuunuz iin mi? Bana kalrsa siz bir korkak tavanlar etesisiniz. Ancak uyuyan bir yolcuya saldra-bilirsiniz. Fakat sradan bir dadan bile dnz patlyor." "Hayr, karanlktan korktuumuz iin deil" diye itiraz etti avc. "Mau dann giriinde etrafa korku ve dehet saan akrep insanlar nbet tutuyorlar. Baklar kendilerine yaklaan herkesi ldrr, cehennem ateine benzeyen parltlar dalar kaplamaktadr. Gnein nn daa giri kn kontrol ederler." "Amma da garip bir dam bu. Ondan sz edildiini daha nce hi duymamtm. Yeri nerede?" "Dou ynnde, bozkrn bittii yerde. Gebeler ona Mau diyor, ama biz olsak belki de 'kiz Da' adn verirdik, nk dan aslnda iki tane zirvesi var ve aralarndan dar bir geit var. a-ma'n altn arabas her sabah orada yeralt dnyasndan ykselerek geitten geiyor, sonra da akam olunca cehennemin derinliklerine dalarak gzden kayboluyor." "Sylediklerinin doru olduuna emin misin? Sen gerekten de oraya gidip akrep insanlar grdn m?" diye sordu Glgame. Avcya hl gvenmemekle beraber,

anlattklar baya ilgisini ekmiti, nk bunlarn bekledii iaret olma ihtimali vard. "Hayr, iimizden onlar grd ve o anda akllarn kaybettiler, ite, imdi de cansz olarak yerde yatyorlar. Dadan kap 400 kurtulmaya almalarnn onlara pek bir faydas dokunmad, korkun akrep insanlarn laneti onlar burada bile yakalad. Bir daha asla Mau dann civarndan bile gemeyeceim." "Kudurmu bir akal gibi bozkrlarda srteceine iinin bana dn. Biraz urarsan geimini avclk yaparak rahatlkla salayabilirsin. Eer haydutlarla ibirlii yapmaya devam edecek olursan, emin ol ki, boynundaki tlsm seni doruca sonuna gtrecek. Ayaa kalk; git ve yeni bir yaama bala. Sakn ola ki seni bir daha buralarda yakalamayaym." "Yemin ederim, Kral Glgame" dedi avc ve titreyerek ayaa kalkt. "Dur!" diye bard Glgame. "Gitmeden nce bana Mau dana nasl gidileceini tam olarak anlat." "Oraya gitmek istiyor musun gerekten?" diye sordu avc korkuyla. "Kralm, szlerime kulak ver ve oraya gitme. O da kendisine yaklaan herkesi lanetliyor." "Sen kendin iin endielensen daha iyi olur! Dediklerimi aynen yerine getir, yoksa bu defa ben seni lanetleyeceim." Bunun zerine avc, Mau dana giden yolu Glgame'e en ince ayrntsna kadar anlatt, sonra da afak skene kadar yannda kalp kalamayacan sordu. Gece karanlnda etenin kamay baaran yelerinin eline dmekten korkuyordu. Glgame avcnn isteini kabul etti, fakat sabaha kadar tek kelime daha konumadlar. Avc, maddi zenginliklerin klesi olan ok basit bir adamd; Glgame'i harekete geiren nedenlerin bir tekini bile anlamasna imkn yoktu. afak skmeye balarken birbirlerinden ayrlarak aksi ynlere doru ilerlemeye baladlar. Glgame artk evresine bile bakn-myordu, gzlerini dosdoru ileriye dikmiti. Akama doru ta uzaklarda birtakm dalarn siluetleri belirdi, giderek batmakta olan gnein kzl nlan altnda bir kan deryasna dalmlard. Sabaha kar avcnn Mau olarak adlandrd ikiz dan nnde ykselmekte olduunu grd. Mau da, daha dorusu ayn ad tayan ikiz dalar, garip ve tuhaf bir grnm sergiliyordu. Bir binek hayvannn eerine ben401 ziyorlard; iki da da aniden ykselerek dimdik srtlaryla almaz bir engel tekil ediyor, sonra da ayn anda dimdik aa inerek, geit vermez bir kanyona dnyorlard. Ve iki da da, birbirinin tpksnn ayns idi. Glgame hayvann dosdoru ileri srd ve az sonra sarp kanyonun giriine vard. Devs talardan yaplm byk bir kap grd orada; insan eliyle yaplmamt, fakat, yamurun, scan ve souun eseriydi. Kaya bloklar yksek kuleler gibi gkyzne doru uzanyordu. Aralarndaki mesafe o kadar azd ki, o dar yerden hayvannn zerindeki bir insann gemesi bile olduka zordu. Glgame ta kapya iyice yaklat zaman, aniden dan glgesinden kan iki varlk yolu kapad. Bunlar, akrep insanlard. Tasavvur dahi edilemeyecek kadar korkuntular ve cehennemi parltlarn etrafa sayorlard. Ularnda lmcl ineler bulunan grkemli vcutlarn kafalarnn zerine doru emilerdi, suratlar insan yzyd. Balarna mifer takmlard, gslerinde ise parlak bir metalden yaplma zrhlar vard. En korkun yerleri ise, aslnda kollarnn olmas gereken yerde bulunan ve sanki keskinliklerini kontrol etmek istercesine srekli havada aklattklar kocaman kskalard. Bu korkun kskalar ile yapacaklar en kk bir hamle bile, katr ve binicisini ayn anda ikiye blmek iin yeterli olurdu; kuyruun ucundaki inenin vcutlarna azck girmesinin bile, onlar ac ve strap dolu bir lme srkleyecei kesindi. Glgame, bylenmi gibi bakyordu akrep insanlara. Grdklerini kavramakta glk ekiyordu. Korkudan ve dehetten donup kalmt, panik iinde var gcyle oradan kamamak iin tm cesaretini toplamas ve tm iradesini kullanmas gerekti. Katr ise kineyerek aha kalkt ve kamak istedi. Fakat Glgame var gcyle dizginlere aslarak onu sakinletirdi. Sonra da bekilerin nnde

saygyla eildi, bu esnada onlardan birisinin erkek, dierinin ise kadn olduunun farkna varmt. Akrep adam karsna yle seslendi: "uraya bak! Bu gelenin sradan bir insan olmad belli oluyor." Kans cevap verdi: "Hayr, te ikisi tanrsal onun, sadece te biri insan." 402 Akrep adam Glgame'e dnd: "Bu ku umaz kervan gemez yerde ne iin var? Burasnn bilinen dnyann snr olduunu ve tm yollarn burada sona erdiini bilmiyor musun? Buraya kadar gelmeye cret eden herkes ldrmaya mahkmdur, nk insanlar ancak kendi yollarn kavrayabilirler. Fakat kendi yolundan ayrlp tanrlarn yoluna bakmak isteyen kimseyi, nce topran sonsuz karanl kr eder, sonra da onu takip eden tasavvur edilmez aydnlk. Bu nedenle insanlar uyarmak iin burada bekliyoruz. Hareketsiz klan zehrimizi kullanmamza gerek kalmad imdiye kadar, nk sadece grnmz bile her gelenin arkasna bakmadan kamasna neden oluyor." "Ben daha nce de baka insanlarn yrmeye cesaret edemedikleri yollan amtm" dedi Glgame, "by ve sihir ise beni korkutamaz, nk onlarn, arayan bir insan yanl yollara sevk etmek ve susturmak iin var olduklarn biliyorum. Fakat dnyann hibir karanl, ister eytanlar, ister tanrlar tarafndan yaplm olsun, n ykseliine sonsuza dek engel olamaz. Benim yolum sabah gneinin gibidir, etrafm kaplayan sisleri datp yok eder. Bu yzden grnnz beni etkilemiyor. Sizin karanln bir glgesinden baka bir ey olmadnz biliyorum. zerinize den ilk gne sizi masum kuzular yapacak ve grntnz tamamen deitirecektir. O zaman alayarak ve inleyerek sizleri korkun yaratklar olarak grmem iin bana yalvaracaksnz, fakat sizler sonsuza dek burada rmeye mahkm edilmi zavalllardan bakas deilsiniz. Dediklerim doru deil mi?" Glgame'i dinleyen akrep adam aniden kskalarn suratna gtrerek, ac eken bir insan gibi alamaya balad. Akrep kadn ise unlar syledi: "Son derece cesursun, insan. Bugne kadar byle szleri hi iitmemitim ve beni ok etkilediler. Bu nedenle bana adn ve bizden ne istediini syle." "Ben Uruk kral Glgame'im ve yaam aryorum. Tilmun'u aramaya devam edebilmek iin dalarn arasndan geen yolu kullanmama izin vermenizi istiyorum sizden, baka bir dileim yok. Kendilerine sonsuz yaam verilen Ziusudra ve karsn bulmak iin, Mutlular adasna gitmektir amacm. Onlara lm, yaam ve bunlarn anlamlar hakknda sorular soracam..." 403 "Tilmun'a gitmek istiyor..." diye tekrarlad akrep adam aknlkla. "Bugne kadar bu sylediini hi kimse baaramad" dedi akrep kadn, "dan ilerine doru uzanan on iki ift saat karanlk, bunu yapmak isteyen herkese engel oldu. Karanlk o kadar youndur ki, insan kendisini diri diri gmlm gibi hisseder. Ebedi gece, btn yol boyunca hkm srmektedir. Yolu iaret edecek ne bir k, ne bir ses, ne de bir duygu vardr. Bu sonsuz karanl ap da gnein doduu yere ulamak isteyen bir insan hem kendisine korkun bir gven duymaldr, hem de iinde kendisini stacak ve gzlerinde bir para k olmasn salayacak bir ate yanmaldr." "Bunu yapacak ilk insan ben olsam ve ardmdan hi kimsenin gelmeyeceini bilsem bile" dedi Glgame, "yine de yoluma devam etmek istiyorum. k yolunda beni neyin beklediini de syler misin?" "Elmas bahesi. Fakat kendim de hi grmediim iin, orasnn nasl bir yer olduunu sana tarif edemem." "Ya sonra? Doruca Tilmun yoluna kacak mym?" Bu arada kendisini toparlam olan akrep adam, sze kararak cevap verdi. "Sana bunu da syleyemeyiz. Bildiim tek ey, elmas bahelerinin ardnda hanc Sidura'nn oturduudur. Evi deniz kysnda, kuytu bir yerdedir, hava tanrs Wer dinlenmeye ekildii zaman, oullan olan rzgrlar oradan gnderir dnyann drt bir yanna. Tilmun yolunu bir kere de ona sor. Rzgrlardan ok ey rendii iin, belki de sana cevap verebilir." "Demek ki dadan gememe engel olmayacaksnz?" "Evet" diye cevap verdi akrep adam ve tekrar glgelerin iine ekildi.

"Evet" dedi akrep kadn ve szlerine devam etti: "Yoluna devam et, konumas beni duygulandran Glgame. Yoluna devam et ve karanlktan korkma. kiz zirveli Mau dandan geebilmen iin, gne kapsn sana ayorum. Dan iine doru karanlktan korkmadan yol al ve karanln sana eziyet etmesine izin verme. Senin gibi yaam arayan birisini, lm bile rktemez. Fakat yoluna gitmeden nce sana son bir uyarda bulunmak istiyorum: Karan404 lk ne kadar korkun olursa olsun, onu takip eden gz kamatrc aydnlk ok daha korkun olabilir. Seni ondan korumamz olanaksz, onunla yalnz olacak ve tek bana baa kmaya alacaksn." Bu szlerden sonra o da ta stunlarn glgesine ekildi. Glgame bir an bile duraksamadan gne kapsndan geerek hayvann mahmuzlad. Kapdan getikten sonra hissettii ilk ey, havann yava yava serinlemeye ve kararmaya balad oldu. Derin bir kanyonun hemen bandayd. Kanyonun her iki yanndaki kaya duvarlar, dimdik bir ekilde neredeyse gkyzne dek ykseliyordu. Yukardan ieri solgun bir k huzmesi szyordu sadece, o da bir sre sonra yerini zifiri karanla terk ederek, ortadan kayboldu. Glgame bir ift saat boyunca katrnn srtnda ilerledi, bu arada etraf o kadar kararmt ki, bir adm tesini bile gremez olmutu, iki ift saatlik bir yolculuktan sonra ne n, ne de arka tarafndaki hibir eyi sezinleyemez oldu. Sonsuz gecenin iinde hareket etmekteydi artk; bu gece ay tutulmasnn olduu gecelerle karlatrlmayacak denli karanlk ve siyaht. Tm abasn ileri doru hareket etmeye vermiti, fakat iinde katrnn yerinde saydna dair kuvvetli bir his vard. Neyse ki yol dzgnd ve zerinde herhangi bir engel yoktu. Hatta yosun kapl bir zeminde ilerlediklerini bile anlamt, nk ilk nceleri katrn nal seslerini iitirken, sonralar bunu bile duymaz olmutu. Derin bir sessizlik sarmt etraflarn. Garip, pusuda bekleyen, tehlikeli bir sessizlik. Glgame katrn ve kendisinin soluk alp verme seslerine younlat. Bu, duyulabilecek tek grlt olduu gibi, ileri doru yol aldklarnn da yegane deliliydi. nc ift saatten sonra hayvann srtndaki belirsiz yolculuk kendisini rktt. Aa inerek hayvann yularn yakalad ve katrn nnde yrmeye balad. Zemin gerekten de yosun kaplyd, admn att yer hafife esneyerek kyordu. Fakat duraksamadan yrmeye devam ediyordu Glgame, bir yandan da bu yolun doru yere kmas iin iten ie yakanyordu. Sonunda kt bir srprizle karlamaktan d kopuyordu. Drdnc ift saatten sonra zaman kavramn tmden yitirdi 405 ve sanki frtnaya yakalanm gibi iki bklm yrmeye balad. Oysa havada en kk bir esinti bile yoktu. Karanlk ve sessizlik neredeyse elle tutulacak kadar younlamt. Kalbi bir davul gibi gmlyordu, katrnn soluk alp vermesi ise kkremeye dnmt. Bir an bile durup dinlenmek niyetinde deildi, nk bunun sonu olacan gayet iyi biliyordu. zerine kulaklarn sarlatran ar bir yorgunluk kmt. Uykudaym gibi yryordu artk, gzlerinin ak olup olmadnn farknda bile deildi. Yorgundu, sadece yorgundu. Kendini yumuak yosun demeye brakarak uykuya dalmay ok istiyordu. Fakat tm iradesini kullanarak bu arzusuna engel oldu. Beinci ift saatten sonra hayvanyla ve aslnda kendisiyle konumaya balad. "Devam et sevgili katrm" diyordu ona, "kesinlikle yorulmamalyz, nk bu karanlkta bir an bile duraksarsak, sonumuz geldi demektir. Aslnda iimde ufack da olsa bir kurtulma midi olmasa, kendimi uzun zamandr hasret kaldm eski bir dost gibi atardm lmn kollarna. O zaman ektiimiz tm aclar ve eziyetler son bulur, ryasz bir uyku ikimizin de kurtuluu olurdu. Fakat henz vakti gelmedi. Hl kalplerimizin atlarn duyuyorum sevgili hayvanm. Hl soluk alp veriimizi ve konutuum zaman azmdan kan sesleri iitiyorum." Hayvan sanki onun sylediklerini anlarm gibi, ban sallayarak kinedi. Glgame ok sevinmiti, eliyle hayvann kaba tyl yelesini okad ve konutu: "Otlarn yeil, bozkrn kahverengi, zerimizdeki gkyznn de mavi olmasn salayan o harika , olaanst gnei senin de bir kez daha grmeyi ok istediini biliyorum. Hayr, sevgili hayvanm, ikimiz de hl yayoruz, iimizde umut var ve yolumuza devam etmek istiyoruz. Elimizden gelen gayreti

gsterip yrmeye devam edelim, nasl olsa bu korkun gece de eninde sonunda bitmek zorunda. Beraberce karlayacamz yeni gn, ikimiz iin de yeni bir balang olacak..." Alnc ift saatten sonra gzlerinin karanla altn, hatta etrafnda belli belirsiz glgeler grdn dnmeye bile balad. Fakat bunlar kendisini aldatmaya alan zihninin yaratt hayallerden baka bir ey deildi, zaten hibir ey grmesine imkn da 406 yoktu, nk etrafta ne bir k, ne de n yaklatna dair bir belirti vard. Yoksa... yanlyor muydu? Dalgalanan ekiller alglyordu karsnda, yolun sanda ve solunda glgeler, yolun her iki tarafn snrlayan kayalarda gizemli biimler gryordu hayal meyal. Glgame gzlerini ksarak dikkatle bakt. Ku gagal, ku kanatl varlklar kmt nne. Kendilerinden geercesine dans ediyor, ince bacaklarnn zerinde lgnca dnyor, tylerini kabartyor, gagalarn meydan okurcasna yukar dikiyorlard. Fakat bu varlklar asla gerek anlamda grnr olmuyorlard, biraz dikkatli baknca ekilleri hemen dalp karanla gmlyordu. Bir an sonra ise vcut hatlar titreyerek yeniden ortaya kyor, baka bir yerde ve biimde tekrar dans etmeye balyorlard. Glgame yrmesini hzlandrd, hayvann soluk solua ardndan ekiyordu. Aniden ok zayf, lgn bir ma sezer gibi oldu. O tarafa doru yrd; donuk ma giderek daha fazla yaklayordu kendisine. Imann merkezine vardnda akl almaz bir grntyle karlat. Devs bir ku adamn belli belirsiz karalts vard karsnda. Sanki kendisini bekliyordu. Ak seik olarak grebildii tek yeri, gzleriydi. Yaratk donuk, byleyici baklarn zerine dikmiti. Biraz daha yaklat zaman Glgame bu gzleri daha nce nerede grdn hatrlad. tar tapnann en kutsal odasnda, sunak tann zerinde asl olan gz maskesiydi bu. Uykuda yrr gibi gzlere yaklamaya devam etti, donuk bakl gzlerin kendisini ektiini hissediyordu, biraz daha yaklat ve aniden ku adamla gzlerin -sanki grnmeyen bir el tarafndan kenara ekilmi gibi- yok olduklarn fark etti. Onlarla beraber donuk ma da silinip gitti. Glgame yrmeye devam etti, bir kez olsun arkasna dnp bakmad, nk bunu yapmaya cesaret edemiyordu. Sonsuz bir karanln ve dayanlmas ok g mutlak bir sessizliin iindeydi tekrar. Dan orta noktasn atn anlamt. Yedinci ift saat da geti ve sekizincisi balad. zerine bir kez daha dayanlmaz bir yorgunluk kmt. Sallanarak, ar admlarla, srklenir gibi yrmeye alyordu. Yoksa vazgeip 407 yumuak yosun yatana m uzanmalyd? Yahut da yolculuunun balang noktasna geri mi dnseydi? Hayr, istese de baaramazd bunu. Geri dnecek gc kalmamt. Zaten bu defa byleyici baklardan bir zarar grmemesi imknszd. Bo bakl gzlere bir kez kar koymutu, bunu ikinci defa baarmaya kuvveti yetmezdi. Dokuzuncu ift saat da sona erdi ve onuncu ift saat sonsuz bir ekilde uzanyordu nnde. Duygusuz, sar ve yorgunluktan neredeyse kmldayamaz vaziyette, ne yaptnn pek farknda olmadan yrmeye alyordu. Tam bu anda suratn yalayp geen bir ey onu uyandrd. aknlkla bunun att her admla daha da kuvvetlenen serin bir rzgrn esintisi olduunu fark etti. On birinci ift saat da sona erdii zaman, yava yava zayf k huzmeleri ieri szmaya balad. Sonsuz karanlk donuk bir griye dnyordu; sessizlik de eskisi gibi bunaltc deildi. Glgame glmsedi; yeni bir kuvvetin douunu hissediyordu iinde. k noktasna giderek daha fazla yaklayordu. Garip bir duygu belirmiti iinde, kendisini gne gibi hissediyordu, ya da en azndan gnei ardndan srklediini dnyordu, nk admn att yer kla dolmaya balamt. On ikinci ift saatin sona ermesiyle birlikte, yeni doan bugnn gz kamatran ieriye doldu. Yeniden domu gibi kt aydnla, gnei, yeni gn ve yaam selamlad. kiz dalar arkasnda kalmt, nnde ise elmas bahesi uzanyordu.

Binlerce ayr noktadan yaylan k, inanlmaz derecede parlakt. Hava yanyor, parldyor ve kvlcmlar sayordu; gkyznden kopan yldzlar doldurmutu drt bir yan sanki. Fakat bu gz kamatrc saan gne veya yldzlar deil, aksine bahedeki inanlmaz kristal deniziydi. Akik, topaz, lapislazuli ve ayta, iekler gibi 408 yerden bitiyordu burada, allklarn kristal yapraklarnn arasndan gkkuann tm renklerini yanstan deiik grnl deerli talar fkrmt, aalarn dallarnda alaca akik armutlar, altn elmalar ve gm incirler sallanyordu. Dallarn her kmldannda meyvelerden yansyan k, sanki denizin iinde parlayan bir balk srs grnmn veriyordu onlara. Yakut aac kan krmzs renkte zm benzeri meyvelerinin arl altnda krlacak gibiydi, sk yaprakl allarn arasnda brtlene benzer lazulit meyveler gizlenmiti, bakalarnda ise ametist ilekler gze arpyordu. Glgame derin bir sayg ve aknlk iinde bahede dolaarak, ei benzeri bulunmaz ihtiam seyrediyordu. Hafif bir rzgr dallar yalad zaman mcevher meyveler yavaa sakrdyor ve kristal yapraklar titreiyordu. Birden kulaklarn nlama sesine benzer melodik bir ark doldurdu. Glgame ban kaldrp bakt zaman, altn-kahverengi ve siyah benekli kularn dallar arasnda neeyle oynatklarn, dans ettiklerini ve ark sylediklerini fark etti. Bann etrafnda uuan ve tekrar dallara konan bu akac hayvancklar, son derece meraklydlar. Onlara biraz daha yakndan bakt zaman korkudan kan donacakt neredeyse! Sevimli hayvanlar sand gibi etten ve kemikten deil, ayn bitkiler gibi deerli talardan yaplmlard. Tyleri altn ve alaca akiktendi, gzlerinin olmas gereken yerde ise iki tane inci vard. Peki o halde nasl oluyor da gerek kular gibi akyor ve hareket edebiliyorlard? Onlar dikkatle inceledi ve arklarn can kulayla dinledi. Aniden garip bir ey daha oldu: Kularn sylediklerini anlyordu! "Gel buraya, git oraya" diye akyorlard, "uradaki topaz kopar, ametist ilekleri ceplerine doldur, yle akn akn etrafna bak-nacana, sana sunulan zenginlie sahip ol." Kularn sesleri kulaa ok ho geliyordu ve Glgame neredeyse onlarn yapt dosta davete uyacakt. Fakat iindeki acayip, aklanmas zor bir duygu, bunu hemen yapmamas iin uyard onu. Mcevher tomurcuklarla kapl bir dala uzatm olduu elini, aniden geriye ekti. Her ey son derece ince ve narin grnyordu gzne, bu gzel eyleri koparmak ok yazk olurdu dorusu. Bahe muazzam hazinelerle ylesine dolup tayordu ki, insa409 nn onlar sadece seyrederken bile ba dnyordu ve talarn ihtiam neredeyse rahatsz edici bir etki yaratyordu. Zaten u anda ceplerini hazinelerle doldurmaktan ziyade, ok daha basit ihtiyalar zorlamaktayd onu: Alk ve susuzluk, insan altn ve yakut yiyebilir miydi? Ayn ekilde katr da ackm ve susamt, fakat Glgame'ten ok daha kt akll olduu iin kristal yapraklan kemirmeye alt ve bu arada dilini kesti. Glgame etrafna baknarak bir k yolu arad. Aslnda bir insann hayal edebilecei en gzel yerde, gerek bir hazine cennetinde bulunuyordu. Diledii kadar akik ve ayta toplayarak ceplerini tka basa doldurmak iin elini uzatmas yeterliydi, fakat u anda daha deerli eylere ihtiyac vard: iilecek suya ve yenebilecek gerek meyvelere. "Gel buraya, git oraya" diye cvldad kular tekrar, "altndan ve gmten tayabildiin kadar al. uraya bak! Her yerde ne kadar da ok lapislazuli ve lazulit var! Hepsi de sadece senin iin!" Glgame kularn cvltlarna kulak asmad. Katr ardndan ekerek bahede gezmeye ve daha az deerli olan, fakat yenilip ii-lebilecek bir eyler aramaya balad. "Aptal olma!" diye bard kular, "elini uzat ve istediini al! Bir insann arzulad her trl zenginlikten burada bol bol var. Gel buraya, git oraya, alaca akik armutlar, altn elmalar ve saf gmten yaplm armutlar grmyor musun? Elini uzat ve istediini al, gel buraya, git oraya!" Kular can skc olmaya balamlard. akmalar artk kulak trmalayc, sesleri ise tiz ve rahatsz ediciydi. Bu arada giderek daha kstaha umaya

balamlard, hatta Glgame'in bana o kadar yakn dolanyorlard ki, onlar sert el hareketleriyle kovalamak zorunda kalyordu sk sk. Aniden son derece gzel iekler am olan bir alln nnde buluvermiti kendisini. Bir renk frtnasn andran ei benzeri grlmemi gzellikteki ieklerin ilerinde, koyu renkli nadide araba benzeyen, harika kesilmi, olaanst deerli bir elmas vard. Glgame kendisine hkim olamad. Elini uzatarak mcevherlerden ikisini kopard ve kemerine soktu. 410 Fakat elini tam nc iee uzatmt ki, aniden esen iddetli bir rzgr, dikenli bir srgnn zerine devrilmesine neden oldu. Bak keskinliindeki sivri dikenler elbisesini boydan boya yararak, derisinde yakc yaralar at. Glgame bir lk atarak geriye srad, kendisine sarlan dikenli srgnden kurtulmaya alyordu. Fakat bitki onu brakmak bir yana dursun, bacaklarna da sarlmaya balamt. Glgame panik iinde klcn ekti ve srgnn zerine indirdi. Kristal bitki, nlayan bir sesle binlerce kk paraya blnd. Bu arada belindeki yakutlar kzgn korlara dnerek kemerini delip gemiler ve derisini yakmaya balamlard. Glgame telala kemerini kard ve iinde sakl olan hazinelerle beraber var gcyle uzaklara frlatt. Rzgr iyice iddetlenmiti. allktan fkran bir srgn daha ona sarlarak, zerindeki pelerini yrtp att. Glgame dehete kaplmt. G bela dikenli alnn sarlndan kendisini kurtard ve bahenin ilerine doru komaya balad. Bu arada telatan katrn dizginlerini serbest brakmt, hayvan korku iinde ifteler atarak ne yaptn bilmeden oradan oraya koturuyordu. Glgame bararak onun peinden kotu, aya taklp tkezledi ve dikenler eski yaralarna yenilerini ekledi. Az sonra hayvan yakalamay baard ve beraberce bahenin merkezine gittiler. Tam ortada, suyunun rengi gkyz mavisi kadar ak olan bir gl vard. Kyya vardklar zaman Glgame yere uzand ve iki eliyle suyu avulayarak azna gtrd. Aniden garip bir ey arpt gzne. Avcundaki ey bir sv deildi, aksine binlerce ve binlerce ufack mavi boncuktan oluan garip bir maddeydi. Mavi boncuklar parmaklarnn arasndan szlyor, hafife sakrdayarak yere dyor ve ilerinde daha hafif olanlar havaya ykselmeye balyordu. Hayal krklna urayarak avularndaki maddeyi yere dkt. Gzlerinin nnde hava kabarcklar dne dne ykselmeye balad ve rzgr onlar alp gtrd. Bu arada son derece susam olan katr, gldeki boncuklardan bol bol imiti. Garip bir ekilde titremeye balamt imdi, korku dolu gzlerle etrafna bakmyor ve olduu yerde eelenip duruyordu. Bu arada altn-kahverengi ve siyah benekli kular tekrar ortaya 411 karak, ona seslenmeye balamlard: "Gel buraya, git oraya, bahemizin esiz benzersiz ihtiamnn tadn doya doya kar. Daha nce hi bu kadar ok akik, topaz ve aytan bir arada grdn m hi? Tm insanlarn dledii ey ite senin karnda duruyor. Yeter artk tereddt ettiin, davran, uzat elini, topla hepsini!" "Pis hayvanlar!" diye bard Glgame ve kendisini korumak iin klcyla havada daireler izmeye balad; nk kular bann etrafnda giderek daralan emberler izmeye balamlard, bir ku srs yerine kzgn yaban arlar gibi davranyorlard neredeyse. "Bu ne lanet bir bahe" diye bard. "Gzleri kr ediyor ve insana zarar vermekten baka hibir ie yaramyor. inde ne susuzluu, ne de al giderebilecek hibir ey yok. Elmas bahesiy-mi! Kt, iren bir byden baka bir ey deil bu yer!" Tam szlerini bitirmiti ki, allarn arasndan krlma ve atlama sesleri geldiini iitti. Ban evirip bakt zaman, renk renk parlayan bir canavarn kristal allar ezerek kendisine doru yaklatn fark etti. Vcudu akkor gibi parlyordu. Pullan firuze, peneleri altn, sivri trnaklar ise gmten yaplmayd. Srtndaki effaf kanatlar, zerinde sabah ii bulunan bir rmcek a gibi parlyordu. Canavar bir yandan hzla yrrken, dier yandan da ak azndan mavi-yeil renkte imekler frlatyordu. Gz ap kapayana kadar katrn yanna geldi ve zavall hayvan acmasz penesinin bir darbesiyle yere indirdi. Katr yrek

paralayc bir kinemeyle bir sre yerde debelendi, sonra da aniden paralanverdi! Koca katrdan geriye bir avu kristal tozundan baka bir ey kalmamt. Bu arada canavar ban evirmi ve kkreyerek Glgame'in zerine atlmt. Mavi-yeil renkli imeklerini ona doru frlatyor, Glgame de onlara hedef olmamak iin bir saa, bir sola kamak mecburiyetinde kalyordu. yle bir durumdayd ki, ne kendisini klla koruyabilecek, ne de kap gidecek kadar mesafe vard aralarnda. Bir an sonra hayvan byk bir sramayla Glgame'in zerine atlad ve onu yere ykt. Sivri trnaklar alev alev yanan baklar gibi koluna girince, Glgame korkun bir acyla silahn elinden 412 brakmak zorunda kald. Canavarn scak soluunun omuzlarn ve boynunu yaladn hissediyordu bile. Can havliyle tm gcn toplad ve canavarla boumaya balad. Kocaman yaratk son derece gl ve kuvvetliydi, kolay kolay baa klabilecek bir rakip deildi kesinlikle. Artk son annn geldiini dnmeye balamt ki, lm korkusunun verdii kuvvetle sivri penelerin arasndan syrlmay baard. Hemen ayaa kalkt ve nereye bastna bile dikkat etmeden komaya balad. Dikenler ve kl keskinliindeki otlar elbisesini paralyor, vcudunu dilim dilim doruyordu. Aalarn dallarna taklnca bana altn ve gm yayordu, allklarn zerinden sradnda ise topaz ve akik zmler yerlere salyordu. Kayordu srekli, hi durmadan kayordu. lk bata ok gzel ve gz kamatrc olan elmas bahesi, dehetin ta kendisine dnmt imdi. Artk etrafndaki emsalsiz zenginlie sahip olmay bir an bile aklndan geilmiyordu, tam aksine: sadece plak yaamn kurtarabilmek iin dnyann tm hazinelerini feda etmeye hazrd. Az sonra tekrar bir gle ulat ve byk bir dehet iinde, bunun az nceki gl olduunun farkna vard. Demek ki koarken farknda olmadan bir daire izmiti. Canavar hemen ardndayd; korkun bir sesle kkryor ve imeklerini frlatp duruyordu. Glgame aresizliin verdii cesaretle bir an bile duraksamadan gle atlad. Hayret ve sevinle ak mavi boncuklarn arasna suya dalar gibi daldn fark etti. Bir sre dipten yzdkten sonra yzeye kt ve kuvvetli kulalarla parl parl parlayan milyonlarca boncuun arasnda kar kyya doru yzmeye balad. Bu arada canavarn da kendisini takip etmekte olduunu anlamt. Nihayet kyya ulat ve karaya kt. Artk bahenin baka bir blmndeydi. Burada aan iekler dierlerinden ok daha gzeldi, sk yaprakl aalarn dallarnda sallanan meyveler, ham elmast. Fakat Glgame bu sahte zenginliin gzlerini kamatrmasna izin vermedi. Bir an bile durmadan kamaya devam etti. Hayatnn en hzl kousunu kouyordu. Az sonra karsna camdan yaplma bir it 413 kt. Glgame onu paralayp geerken, bir yandan da itin bir snr tekil ettiini dnyordu. Haklyd; aniden ayaklarnn altndaki zemin yok oldu ve dimdik bir yamatan aa yuvarlanmaya balad. Derken elleriyle tutunabilecei bir al veya kk paras arad, ama nafile. Bir sre paldr kldr yuvarlandktan sonra, sert bir yere arparak durdu. Hi kmldamadan yatyordu Glgame. Derisi para para olmutu, ak yaralarndan kan boanyordu. Kalbi gsnden frlayacakm gibi atyordu. Sonra gzleri karard ve kendinden geti. Tekrar kendine geldiinde akam olmutu. Dar bir kaya kntsnn zerinde yattn fark etti. Yapaca en kk bir yanl hareket ile tekrar uuruma deceinden korktuu iin, kmldamaya bile cesaret edemiyordu. Yz st yattndan dolay etrafn grememekteydi, bu nedenle yavaa srtnn zerine dnd. Gkyz yldzlarla doluydu. Rahatlayarak bunun her zamanki gkyz olduunu fark etti. Yldzlar her zamanki tandk ekilleri oluturuyor ve titrek klaryla geceyi gzelletiriyordu. Buna karlk aa yuvarland yama son derece karanlkt ve aadaki vadiye doru uzanan devam da karanlklar iinde kalyordu. Gerekten de ok derin bir uurumdu bu. imdilik zerinde bulunduu kaya kntsn terk etmesinin imkn

yoktu. Derken ciddi bir biimde yaralanmad iin ok sevinliydi. Ne yazk ki klcn kaybetmiti; artk silahszd. Elmas bahesi ok garip bir yerdi; bandan geenler de ayn derecede garipti. Eskiden zenginlik olarak tasavvur ettii eyin maddelemi haliydi aslnda az nce grdkleri. Kim altn ve gmn, yakut ve akiin hayalini kurmazd ki? Kim bu deerli talarla bezeli bir nesneyi eline almaktan holanmaz, kim ona ta veya kilden yaplma sradan bir nesneden daha ok ilgi gstermezdi ki? Fakat zenginliin bu denli bolluu, onu gerek bir kbusa dntrmt. ncelikle bu deerli nesnelerin hibiri bedenin gerek arzu ve taleplerine cevap verecek durumda deildi. Glgame hl alk ve susuzluk hissediyordu, hatta eskisinden de iddetli olarak. Tm i organlar guruldamaktayd. Olduu yerde kvrlarak baka eyler dnmeye alt. 414 O korkun canavarn bahede aniden belirmesinin anlam ne olabilirdi acaba? O rengrenk kular kendisine neden bu kadar dmanca davranmlard? Aniden zihninde sorularnn cevab belirdi: Konuan kular deil, aksine kendi iindeki dncelerdi. Kularn konumasna imkn yoktu, onlar altn ve alaca akikten yaplm cansz varlklard. Garip bir by onlarn hareket etmesini salyordu, hatta belki gerekten de cvldyorlard... fakat onlar yanl anlamt ve seslerini kendi istekleri ile kartrmt. Btn gece uyumayarak sabah olmasn bekledi. Nihayet afak skmeye balad zaman, yerinden yavaa doruldu ve yamatan aa inmeye balad. Dn akam tahmin ettiinden ok daha kolay oluyordu bu i. Aadaki vadinin sonu geni bir dzle alyordu. Bir sre sonra evresini saran sabah sisi iyice dald ve gzlerinin nnde clz, kurumaya yz tutmu otlarla kapl bir dzln uzandn fark etti. Karn o kadar ackmt ki, dayanamayarak yere eildi ve bir ceylan gibi otlamaya balad. Fakat ok fazla yiyemedi; nk otlarn tad acyd ve karn doyurmuyordu. Bu nedenle eline bir ta alarak etrafn gzetlemeye balad. Gzleri bir grup tavan seinceye dein aradan bir saat kadar bir sre gemesi gerekti. Hayvanlar onu fark edince irkilerek kamaya baladlar, Glgame de pelerinden kotu ve nian alarak elindeki ta frlatt, iyi bir at yapmt; hayvanlardan biri yerde hareketsiz olarak yatyordu. Glgame bir sre bo yere ate yakmaya altktan sonra uramaktan vazgeti ve tavan i i yemeye balad. Hayvann kann iti ve kemiklerini kpekler gibi syrd. Bunun barbarca bir davran olduunu biliyordu, fakat yapacak baka bir ey yoktu. Sonuta ne de olsa bir sre iin aln bastrmt. Az sonra bir kaynaa rastlad. Yere kerek serin sudan nce bol bol iti, sonra da ykand ve yaralarn temizledi. Bir nebze olsun sakinlemi ve kendisine gelmiti. Ayaa kalkarak evresine baknd. nnde uzanan topraklar son derece sszd; etrafta ne bir ev, ne bir kulbe ve bir oban, ne de hayvan srs gze arpyordu. Bir sre yrdkten sonra, kulaklarna bir uultu gelmeye balad. 415 O tarafa doru yrd ve bir ift saat sonra bunun denizin sesi olduunu anlad. Yaamnda ilk kez olarak sahili, kumsal ve denizi gryordu. Gz alabildiince su uzanyordu nnde ufka kadar, sahile vuran dalgalar onun nefes alp verme sesiydi sanki. Kydaki otlarla deniz arasnda uzanan ince kumsal eridinde yava yava yrmeye balad. Ban ne emiti, nk yerde denizin kyya vurduu birok ilgin ve deiik nesne vard. Su tarafndan cilalanm talar, deniz kabuklar, deniz hayvanlar, ypranm bir tahta paras ve soluk kahverengi ieklere benzeyen bir eyler. Nem, tuz ve hafife de rk kokuyorlard. Denizin rengi koyu maviydi, baz yerlerde ise yeil. Dalgalar tepelerinde beyaz kpkten talar tayordu, kyya arpp paralandklar vakit, kumsaln ilerine kadar yaylyordu bu bembeyaz kpkler. Denizin zerindeki masmavi gkyzn bembeyaz bulutlar naklyordu. Uzaklardan ykselen tiz bir ses giderek kendisine yaklat, yaklat ve bann zerinden geip gitti. Bir turna katan uuyordu ufka doru.

Glgame kyya oturarak denizi seyrediyordu. i huzur doluydu. Hafife esen rzgrn kyya vurduu, sonra da tekrar denize geri gtrd dalgalarn uultusuyla uyum iinde nefes alp vermeye balamt. Muazzam bir kuvvete sahipti koca deniz, derinlii dipsiz gibi duruyordu ve ucu buca grnmeyecek kadar geniti. Bir sre sonra ayaa kalkarak ky boyunca yrmeye balad. Az sonra kk bir koyun kvrmnda, yksek bir kumulun ardna gizlenmi olan saz daml bir kulbe arpt gzne. inde oturan birisi vard herhalde, nk bacadan ince bir duman stunu ykseliyordu. Glgame hzl admlarla eve doru yrmeye balad. Tam eve iyice yaklamt ki, kapda hareket eden bir ey grr gibi oldu. Hemen durarak onun ne olduunu anlamaya alt. Fakat dmanca bir eyler sezinleyemedii iin, yava yava kapya doru yrmeye devam etti. Eve ulat zaman burasnn neredeyse yklmak zere olduunu, fakat yine de iinde birisinin yaadn fark etti. Nihayet bir insan, diye dnd. Bir insanla yaptm son konumann zerinden ne kadar ok zaman geti... umarm konutuum lisan anlar... 416 Hanc Siduri Sabitu, deniz kysnda yapayalnz oturmaktayd, inileri ve klar derin izgiler halinde suratna kazlm olan hareketli bir yaamdan sonra bu ssz yere ekilerek, bir zamanlar kehanetin kendisine syledii gibi mnzevi bir yaam srmeye balamt. Kulbesini kendisi ina etmiti; atsn da yine kendisi zenle kaplamt sazlarla. Kk kulbe denizden bir hayli uzakta, kumulun ta ilerindeydi, nk kn frtnalar sert ve kat, deniz ise olduka acmasz olabiliyordu. Fakat arada bir, hava tanrs Wer uyuduu zamanlar, rzgrlara hkmetme yetkisi verilmiti kendisine. Byle zamanlar hemen anlyor ve onlarla konumak iin koa koa yaknlardaki kayalklara gidiyordu. te yine bu gnlerden biriydi. Siduri rzgrda dalgalanan uzun bir elbise giymiti ve salarn amt. Kendisini ehirde yaad zamanlardaki kadar gen hissediyordu. O zamanlar bir han vard; gndzler kendisine, geceler ise iki meclislerine, ayyalarn gevezeliklerine ve kaba saba arklarna aitti. imdi ise her ey kendisine aitti. Bahesinde bir aac ve nadir bulunan deerli iekleri vard, tm vaktini onlarla gerektii gibi ilgilenmeye harcyordu. ehirde bakalarnn dertleri ve sevin-leriyle yeteri kadar ilgilenmiti, artk kendisi iin yaayacakt. Kk eylerdi yaamna zenginlik katan: Kumsalda deniz kabuklan toplamak, sahildeki yaz akamlan, kulbedeki sert klar, kayalk-lann zerindeki gezintiler, usuz bucaksz denizi seyretmek ve sonsuzluunu hissetmek. "Gney rzgn" diye banyordu kayalklardan ileri doru, "nereden geliyorsun? Uzak lkelere yaptn seyahatlerde ok ey rendin mi? Oralardaki yenilikleri anlat bana. Leylek Anuga hl yayor mu? Neden buraya gelmiyor artk?" 417 Ve gney rzgr ona cevap veriyordu, kadnn ayaklarnn dibine uzanyor ve grd her eyi uzun uzun anlatyordu. Ya da yle baryordu: "Kuzey rzgr, deli olum, dalgalarla oynap onlan dalar gibi havaya dikmeden nce biraz dur ve beni dinle. Yola koyulmadan nce syleyeceklerimi iyice belle ve benden ok daha iyi tandn uzak dnyaya selamlarm gtr. Gney rzgrnn sz ettii adalar da selamla, onlara felaket yerine tatl bir serinlik bahet." ite bu ve buna benzer ekilde konuuyordu onlarla, sk sk da ok uzun zamandr yalnz olan insanlarn yapt gibi, kendi kendine konumaktayd. Bahesindeki aa bugn bu yln ilk meyvelerini vermeye balamt. Henz ieklerin ucundaki kk yumrular halinde olsalar bile, aacn hl yiyecek vermeye yetecek gce sahip olduunun birer kantyd onlar. Sevin ve takdirle aacn gvdesini okad. "Sen sihirli bir dev olmalsn" dedi ona, "denizden bu yana esen tuzlu frtnalara yllardr bkp usanmadan gs geriyorsun. Cesursun, gl ve gzelsin. Benden ok daha yalsn. Buraya geldiim zaman bile sen buradaydn, kulbemi senin glgene ina ettim ve seni hl ok seviyorum. Yaadm srece

sana benden bakasnn dokunmasna asla izin vermeyeceim. Daima senin iyiliini istediimi biliyorsun ve bu byle kalacak." Bunun zerine hafif bir rzgr aacn etrafa yaylan geni dallarnn ve tacnn arasnda gezinerek, cevabn Siduri'ye iletti: "Ben sradan, basit bir aacm sadece. Tohumumu buraya tanrlar deil, uzak gezileri srasnda dinlenmek iin konan kular ekmiti ve buna ramen burada yetimi olmam, bir tesadf eseri deil... Senin geleceini biliyordum ve uzun yllar gelmeni bekledim. Senin yaknnda bulunmak ok houma gidiyor, fakat buna ramen gvdemin ii endieyle dolu." "Neden? Yoksa yalnz kalmaman iin yanna ektiim ieklerden mi holanmadn? Yoksa yeteri kadar su mu vermiyorum sana?" diye sordu Siduri. "Mesele bu deil" diye karlk verdi aa, "iimi endie ve kederle dolduran, insanlarn yaptklar. Uzaklarda olup bitenlerin 418 ben de farkndaym. Deli oullarn rzgrlar bana yeteri kadar haber tayorlar, bu nedenle uzak dnyann nasl bir yer olduunu tasavvur edebiliyorum. Geenlerde Lbnan ad verilen bir lkede kardelerimin bek bek kesildiklerini iittim. Hem de neden, biliyor musun? Sadece insanlara yeni oyuncaklar yapabilmek iin! Bakalar ise tahtamz bu i iin bile kullanmyor, tek amalan bizi atee verip biraz snabilmek. Byle bir ate o kadar ksa srer, alevleri o kadar abuk geer ki... Ve bu arada gelecei dnen hi kimse de yok." "Hangi gelecekten sz ediyorsun?" diye sordu Siduri. "ileride her eyin nasl olacan biliyor musun?" "Hayr, bilmiyorum, fakat iime ok kt hisler douyor: Biz aalara souk ve dmanca bakyor insanlar. Sanki varlmz onlan rahatsz ediyor, bizleri grdkleri yerde keserek, gya daha faydal eyler ekmeye yelteniyorlar hemen. Saymz gnden gne azalyor ve kimse yeni aalar dikme sorumluluunu hissetmiyor kendisinde. Bozkrdan esen rzgnn bana anlattna gre, Her-mon'un etrafndaki orman gnden gne klyormu. ya da drt insan yaam, yani biz aalar iin ok ksa bir sre sonra, bozkr Hermon'un tepesine kadar uzanacak. Tm lke le dnecek ve orman insanlann anlarnda sadece bir efsane olarak yaayacak." Aacnn szleri hanc kadn son derece etkilemi ve zmt, iini yakan ac ile bard: "Syle bana, demin anlattklarnn sorumlusu kim? Kim byle bir eyi yapabilmeye cret edebilir?" "Akllan sadece bir gn yaayan sineklerden bile kt olan insanlar" diye karlk verdi aa, "bugn kendilerini gl ve kudretli hisseden, fakat ok yakn bir gelecekte alk ve susuzluk ekerek bozkrda srnecek olan varlklar. O zaman kt kaderlerine lanet edecekler, fakat bu durumdan kendilerinin ve atalarnn sorumlu olduunun farkna bile varmayacaklar. Ey Siduri, sen ve ben, her birimiz kendi yntemimizle bile olsa, ok ey grdk. Dnyann eskiden nasl olduunu, bugnk durumunu ve gelecekte nasl olacan biliyoruz, gerek olmayan eyleri hayal eden, fakat gerek olan eyleri yok eden insanlann lgnhklan bizi rk419 tyor. Sen onlardan kamay basardn, fakat ben olduum yere sk sk balym, buraya kk saldm ve her eyi deitirmek isteyen birisi geldii zaman kap gitmem mmkn deil, insanlarn aptall beni korkutuyor ve onlar engellemek iin elimden hibir ey gelmiyor." "Sakin ol" dedi hanc Siduri ve aacn atlaklarla dolu ptrl kabuunu okad. "Burada her eyden uzakta yayoruz. Hibir insann yolu buralara dmez, nk insanlar iin nemsiz olan bir blgenin snrlan iinde yayoruz." "Byle syleme" diye karlk verdi aa, "elinde balta bulunan ve aalar sanki oyun oynarmasna birbiri ardna deviren bir insan buraya yaklayor bile. Onun admlarn iitiyorum, ikiz dadan aa byk bir grltyle indi ve imdi kyy izleyerek buraya geliyor. ok ksa bir sre sonra karma dikilip, anlaysz gzleriyle beni seyredecek. Bu defa beni kesmese bile, ilerlemeye devam ederek benim gibi savunmasz olan kardelerimi kesecek ve onlar canl birer varlk olmaktan karp, cansz nesneler haline dntrecek."

Aacn szlanmalarn iiten hanc Siduri'nin de iini korku kaplad, kulbesine geri dnerek kapy skca kapad ve kilidi yerine takt. Pencereden darsn gzetleyerek gelecek olan yabancy beklemeye balad. yordu. Isnmak iin mineye biraz kuru deniz yosunu att, fakat alevler vcudunun sadece dna etki ediyor ve kalbindeki souu gidermiyordu. Eski alkanl uyarnca kk bir malt teknesinde bira hazrlad ve bir bardaa doldurdu. Saatler boyunca ylece oturdu orada, sadece arada srada kapy aralayp darya dikkatle bir gz atmak iin ayaa kalkyordu. Sonunda onun geldiini grd ve korkudan neredeyse d patlad. Gen bir adamd gelen, fakat elbiseleri parampara olmutu ve kanunlardan kaan bir katil gibi her yan kana bulanmt. Katlanmak zorunda kald eziyetler nedeniyle ehresi kararm ve beli bklmt. Ruhunda kendisine strap veren bir yara m vard? Yoksa hedefine ulaana kadar asla durmamaya yemin mi etmiti? Bir kez daha kapya kotu ve kilidin salamln kontrol etti, nk onu ieri almak istemiyordu. Fakat adam kulbenin nnde 420 durarak beklemeye balad, sonra pencereye yaklat ve ieri bakt. Siduri'yi grnce aknlkla sordu: "Neden bana bir hayaletmiim gibi bakyorsun? Kapy zerime kilitlemene sebep olacak kadar korkun mu grnyorum yoksa?" "Gryorum ki sen bakalarnn kulland kolay yollar yerine, yaamn iinde savaarak ilerlemeye alyorsun. Sanki ocukluunda sahip olduun bir eyi yanl yollarda kaybetmisin ve imdi de geri almaya alyorsun" diye karlk verdi Siduri. "Se-ninkine benzeyen suratlar eskiden ok gryordum ehirde. Hepsi de tatmin bulmam zlem ve aclarn iaretleriyle doluydu, inzivaya ekilirken bu tr suratlar bir daha grmeyeceimi dnyordum. Beni buraya kadar takip etmeye cret etmelerinden korktum biraz, hepsi o kadar." Adam bir ey sylemedi ve Siduri'nin gzlerinin iine bakt. Ac, alk, zlem ve strap okunuyordu bu gzlerde, fakat umuda benzer birtakm parltlar da yok deildi. Bunlarn hepsi Siduri'yi duygulandrm ve yreini yumuatmt. Kendisi ne de olsa eski bir hancyd ve yaam boyunca kapsn yabanclara amaya almt. "Teekkr ederim" diye fsldad adam ve bitkin bir ekilde minenin yanna kt. Hanc kadn tek kelime etmeden ona bira dolu barda uzatt. Barda kaparcasna alan adam biray hrsl yudumlarla imeye balad. Siduri bu arada onu ilgiyle seyrediyordu, adam imeyi bitirince ona bir para ekmek getirdi. "Kimsin sen?" diye sordu ona efkatli bir sesle, "ve nereden geliyorsun? Avurtlarn neden bu kadar km, ehren neden bu kadar karanlk, kalbin neden bu kadar zgn? Suratndan anladma gre, uzun zamandr yurdundan ok uzak yerlerde bulunuyorsun. Derin burumu ve gneten yanm, zeri atlaklar ve yarklarla dolu, neden yolunu kaybetmi biri gibi dolanp duruyorsun bozkrda?" "Ben kimim, nereden geliyorum, neden byle grnyorum?.." diye gld adam ac ac, "... bunlar bazen benim bile ce-vaplandramadm sorular..." Derin dncelere dald ve bir sre hi konumad. Sonra gzlerini kaldrd, Siduri Sabitu'ya bakt ve hafif bir sesle konumaya balad: "Adm Glgame ve Uruk kral421 ym. Hayatn yalnz bir yokuuyum. imdiye kadar bamdan ok ey geti; Humbaba'y ldrdm, gk boasn hakladm ve ehrimin etrafna tm dnyada ei benzeri bulunmayan bir duvar rdm. Bunlar yaptm byk ilerdi. Hayatmn birer paras olduklar iin onlan gizlemek istemiyorum. Fakat buralarda yalnz bama neler aradma ve neden tarif ettiin gibi korkun bir grntye sahip olduuma gelince, bu apayr bir meseledir..." Konumaya ara vererek biradan bir yudum daha iti, sonra da devam etti: "Tm kalbimle sevdiim dostum, kardeim ve can yoldam, beni bin bir trl tehlike ve eziyetten kurtaran gl Enki-du, artk yanmda deil. Bilinmeyen bir hastalk yznden korkun bir ekilde can verdi. Haftalar boyunca gece gndz onun deinin baucunda oturdum ve tm ilalann nasl etkisiz kaldklann seyretmek zorunda kaldm. ldkten sonra uzun sre aladm ve gmlmesine izin vermek istemedim. Yakarmalarmn tanrlar etkileyeceini ve belki bu ekilde onu bir daha hayata dndrmeyi baarabileceimi dndm. Fakat hepsi bounayd. Onu mezara bizzat tadm ve bu arada iimde bir eylerin kopup gittiini

hissettim. Dostumun acnacak kaderi beni ok etkilemiti, ayn eyin benim de bama gelebileceini dnmeye balamtm. Bylece yurdumu terk ederek, bir haydut gibi gezinmeye baladm bozkrlarda. Korku dolu bir kalple, kaderin beni srkledii yere doru gidiyordum. Nasl olur da hibir ey olmam gibi davranabilirdim? Tek dostum Enkidu sanki asla var olmam gibi gp gitmiti. Ve ben... ayns benim de bama gelmeyecek mi? Gnn birinde ben de uykuya dalacak ve bir daha uyanmayacak deil miyim?" Hanc Siduri zeki ve yaam tecrbesine sahip bir kadnd. Daha nceleri de yrekleri ar sorunlarla dolu birok insan ona gelerek ilerini dkmt. Siduri ise sadece dinleyerek bile onlara byk bir iyilik yaptnn farkndayd, bazen onlara faydal tler verdii de oluyordu. u anda karsnda duran adam bir krald geri, fakat bir kleyi etkileyen ey, onu da etkiliyordu, insanlar birok konularda birbirlerinden apayrydlar, ama birok konuda da birbirlerine o kadar ok benziyorlard ki... Siduri ona unlar syledi: "Daha nereye kadar gitmek istiyor422 sun Glgame? Bozkrda gece gndz dolasan ve sonunda hedefine varmay hayal etsen bile, aradn yaam asla bulamayacaksn. Tanrlar balangta her eyi byle yarattlar: lm insanlara layk grdler ve sonsuz yaam kendilerine aldlar. nsanlar ve tanrlar arasndaki kader dalm byledir ite, bahtna ksmek veya kaderini deitirmeye almak insana bir fayda getirmez. Sen bir insansn Glgame, hayatnn tadn karmaya bak! Leziz yiyeceklerden bol bol yiyerek karnn doldur, tatl ieceklerle ruhunu neelendir ve var olduun iin sevin. Yaadn her yeni gn bir bayram olarak kabul et. Sana bir defalna verilmi bir hediye gibi zevk al ondan. Her gn bir tek defa yaanr, dier gnlerle kyas bile edilemez. Dn ve bugn arasnda, dolaysyla da yaptklarn ve yapmay arzuladklarn arasnda mukayese yapacak olursan, ok byk bir hataya dersin. nk gereinden fazla dnen ve endielenen bir insan, yaad nn gzelliini gzden kaybeder. Bu andan zevk alp mutlu olmak varken, asla gereklemeyecek bo hayaller peinde komak niye? Yaamn anlam strap ekmek deil, aksine mutluluk, aydnlk ve snrsz bir evet olmal. Her gn olduu gibi kabul et, her gnn tadn kar, her geceden zevk al, her geceyi bir len havasnda kutla. Ye, i, dans et ve oyna, elbiselerini ve kendini temiz tut, gsnde yatan kadn mutlu et ve sen de onun scak vcudundan zevk al. Ancak ve ancak budur insanlarn tutkusu" "Bana yle geliyor ki" dedi Glgame, "sanki hayatmn ok byk bir ksmn derin uykuda geirmiim. Bazen ani bastran bir yamurdan sonra bulutlarn arasndan szlen gne kadar hafif, sk sk da strap ve hzn doluydu. Devaml bir eyler yapmak, biimlendirmek, deitirmek istiyordum, fakat bu arada zamann parmaklarmn arasndan nasl kayp gittiini hissediyordum srekli. Sadece ocukken... evet, henz ocukken tm sonsuzluklar bana aitti, snrsz bir zgrlk ve mutluluk iindeydim. Fakat yine de kendimi yalnz hissediyor ve gerek bir dostun zlemini ekiyordum. Onu bulduum zaman, bir eyler yapmak arzusuyla yanp tutuuyordum, dopdolu ve bitmez tkenmez kuvvete sahip bir yaam vard karmda. Fakat onu kaybettikten ve her zaman423 kinden daha fazla yalnzla gmldkten sonra, her eyin sona erdiini ve artk yaammn bir anlam kalmadn dndm. O kadar zgndm ki, bir kadnn bana verdii sevgiyi bile gerekten alglayamadm. Onu sadece kendimi avutmak iin kullandm, o kadar. Bylece bu kadnn kollarnn arasndan syrldm ve gerek yaam aramak iin tekrar yollara koyuldum." "Ya imdi? Karnn doyduktan ve susuzluun dindikten sonra, imdi neler hissediyorsun kulbemde?" diye sordu Siduri. "inanlmaz bir sknet ve rahatlama" diye i geirdi Glga-me tm kalbiyle. "Kulbene henz az nce gelmi olmama ramen, sanki ezelden beri burada oturuyormuum gibi geliyor bana. Geip giden zaman bir nn iine toplanm sanki. Bir dakika nce geldim buraya, bu da ikincisi." "ok abuk reniyorsun ve baz eyleri kavradn bile" dedi Siduri ve rahatlam bir tavrla gld. Balangtaki gerginliini zerinden atm ve her zamanki huzuruna kavumutu. "Denizi iitiyor musun?" diye sordu. "Birbirinden apayr

birok sesle konuuyor ve buna ramen hepsi ayn eyi anlatyor. Dinle, kulbeden ieri giren gzel bir mzik deil mi?" Glgame ban kaldrarak dardan gelen seslere kulak kabartt. Gerekten de ok eitli sesler iitiyordu. Bir uultu, kabarma ve geri ekilme, kulbenin stnde oradan oraya esen rzgr, talarn yuvarlanmalar ve gcrtlar, deniz kularnn seslerine benzer lklar. Bu seslerin sreklilii ilgisini ekti. Dikkat etmedii zamanlar bile daima oradaydlar. Onlarn varln inkr etmek imknszd, bunun iin insann kulaklarn tkamas ya da denizden daha yksek sesle konuarak kendi kendisini aldatmas gerekliydi. Fakat bu da bir ie yaramazd, nk deniz daha kuvvetliydi ve sesleri her defasnda geri geliyordu. Kudretliydi deniz, hatta var olan tek gerek kudretti. Glgame gzlerini kapad ve az ncesinden ok daha fazlasn iitmeye balad. Yaamn aslnda ne kadar muazzam bir kuvvete sahip olduunu kavramas onu ok artmt, dev bir hava girdabnn iinde hareket eden aciz, zavall bir toz tanesi gibi hissediyordu u anda kendisini. Yoksa Siduri kendisini byleriyle tutsak etmesi iin tanrlarn grevlendirdii bir beki miydi? 424 Gzlerini aabilmek iin kendisini zorlad ve hanc kadnn pencerenin nnde glmseyerek oturduunu grd. Hem Nin-sun'a benziyordu, hem de ondan apaynyd. Kulbenin iine gz gezdirdi, kadnn yerli yerinde temiz ve dzenli bir ekilde duran eyalarna bakt. Sanki ezelden beri burada duruyorlard, topraa kk salmlard ve kulbe onlarn etrafna ina edilmiti. Her ey etrafna huzur ve sknet sayordu; eri ve arpk kil duvar, sar-kahverengi sazlar, atein stndeki malt teknesi, nndeki bira dolu bardak, hepsi de olduklar gibi, gerek ve doruydular. Darda bir frtnann estiini iitti; kk kulbe srtn dayad kumulun koynuna iyice sokuldu. Kendisini gvende hissediyordu, her ey salam ve dayanklyd, itii bira, en az biraz nce iittii szler kadar gzeldi. Bundan nceki yaam gerek dyd sanki, rzgrda dalan duman gibi yitip gitmiti zihninden. Biradan bir yudum daha iti. Tatl, huzurlu bir yorgunluk kmt zerine, az sonra ruhunu denizin uultusu gibi yumuak bir ekilde kucaklayan uykunun kollarna terk etti kendisini. Srtn yaslad duvardan yavaa yana kayd ve yere kvrlverdi. Deniz dalgalarnn sahile vurup atlamalar ile ayn tempoda nefes alyordu, ezelden beri o ses oradayd ve ebediyete kadar da orada kalacakt. Sonsuz btnln bir parasyd o. Uzun ve derin bir uykudan sonra harika bir biimde dinlenmi ve kuvvetlenmi olarak uyand Glgame. Hanc kadnn kendisine hazrlam olduu kahvalty byk bir itahla yedi. Az ilerde yeni elbiselerin ve yeni bir kemerin bulunduunu grd. Vcudundaki paavralar kartarak onlan giydi ve vcuduna tam oturduklar iin sevindi. Siduri Sabitu evde deildi, fakat baheden ykselen sesini iitiyordu. Kiminle konuuyordu? Yoksa burada yaayan baka birileri de mi vard? Kulaklarn kabartarak szlerini duymaya alt, fa425 kat denizin uultusu herhangi bir ey anlamasna meydan vermeyecek kadar iddetliydi. Kapnn nne kt, kumulun zerine trmand ve nnde uzanan denize bakt. Rzgr bugn sakindi, ok hafif eserek denizin yzeyini yalyor ve oluturduu kk dalgalarn gnein altnda parlamalarna neden oluyordu. Dnden daha uzaklara bakyormu gibi geliyordu ona, sanki ufuk bir parack daha geriye gitmiti. Fakat sudan baka hibir ey gremiyordu bir trl, ne bir ada, ne bir ky... Deniz usuz bucaksz olmalyd. Oysa... Bu ekilde dnp dururken, sessizce yaklaan Siduri'yi fark edememiti. Bir anda onu yannda grnce elinde olmadan irkildi. Kadn bir ba hareketiyle denizi iaret etti. "ok gzel, deil mi? diye sordu, "ona bakmak daima ok houma gidiyor, nk grdm asla ayn ey deil. Her an ekli deiiveriyor; sabah, leyin, batmakta olan akam gneinin kzll altnda, srekli baka bir simaya brnyor. O kadar ok ehresi var ki... Ve bana her defasnda baka birisini gsteriyor." Glgame gzlerini ksmt ve bir kartal gibi ufku szyordu. "lerde bir yerlerde Tilmun adnda bir yer olmal, Mutlular adas. Bu konuda bir eyler biliyor musun?"

"Hayr" diye karlk verdi Siduri sadece. "Fakat sen denizin kysnda oturuyorsun... Buraya gidip gelen denizcilerden ok ey renmi olman gerekir. Gerekten de sonsuz yaamn srrn gizleyen ada hakknda hibir ey bilmiyor musun? Ziusudra ve karsn grmek, onlara bilmek istediim her eyi sormak iin oraya gitmeyi ok istiyorum. Eer mmkn olursa denizi aarak gideceim oraya, bunu baaramazsam da bozkrda yrmeye devam edeceim." Siduri ban sallayarak dikkatle bakt ona. Dnk dncelerinin ve szlerinin geldikleri gibi yldrm hzyla gittiklerinin farkna varmt. Belki de sadece bitkinlikten dolay yle konumutu, ya da bir an iin gerekten de yle hissetmiti. Fakat imdi kendisini kendisinden uzaklatran, sert ve dur durak bilmeyen o eski, huzursuz zlem kaplamt iini. Onu durdurmak imknszd, byle bir insan yrmeye balad yolun sonuna kadar gitmeliydi. 426 "Glgame" dedi ona ciddi bir sesle ve elini kolunun zerine koydu. "Burada asla bir yol olmad ve buraya gelen hi kimse denizi aamad. Sadece ve sadece ama'a tannmtr bu hak. Zaten deniz yoluyla Tilmun'a gitmeyi hibir insan baaramaz, yol tehlikelerle doludur ve geit vermez derin sular lm saar. Kabul edelim ki bir gemi buldun ve yola koyuldun. lm suyuna geldiin zaman ne yapabilirsin ki? Oradan hibir insan geemez, sen de su-lann derinliklerinde yitip gidersin." "Sylediklerin beni korkutmuyor" dedi Glgame, "Ziusudra ve kars o adaya gitmiler, bunu ben niye baarmayaym ki?" "Onlara Tilmun'u yurt olarak verenlerin tanrlar olduunu unutma sakn! Fakat hedefe ulamak arzuna hibir eyin engel olamayacann da farkndaym. Kulbemde ancak birka saat iin huzur bulabildin, fakat iindeki arya kar koyamyorsun artk. Sana iyi bir t vermek istiyorum Glgame, verebileceklerimin en iyisidir bu. Kayalklarda yrmeye devam edersen, buradan epey uzakta neredeyse denizin kysna kadar uzanan sk bir orman greceksin. Orada Uranabi oturmaktadr, Ziusudra'nn hizmetkr ve kayks. Tilmun'a giden yolu bir tek o bilir, nk zel biimli tatan gnderlerinin yardmyla lm suyundan kazasz belasz geebilmektedir. Onu ziyaret et ve adaya giderken seni de yannda gtrmesini dile ondan. Belki de dn bana yaptn gibi, onun da kalbini yumuatmay baarrsn." "Teekkr ederim sana" dedi Glgame ve aran hancy kucaklad, "ok teekkr ederim, benim iin yaptklarn asla unutmayacam. Bana sylediklerini de hibir zaman aklmdan karmayacam. Szlerin deerli bir gm gibi, srekli parlamas iin onu dikkatle muhafaza etmek ve sk sk temizlemek gerekir." Kadndan ayrlarak gitmeye hazrland. Aslnda daha soraca birok soru vard ve Siduri'nin keyifli kulbesinde bir sre daha kalmay ok isterdi. Fakat Tilmun yolu nnde uzanyordu. Bir an bile duraksamas mmkn myd? Arkasn dnd ve aceleyle oradan uzaklat. Siduri Sabitu ise daha uzun sre kumulun stnde kalarak Glgame'in ardndan bakt, ta ki kayalarn ardnda bir nokta gibi olup gzden kaybolana dek. 427 "indeki arya kar koyamyor" dedi kendi kendine konu-urcasna, "fakat buna ramen doru yolda ilerliyor. Dn syledikleri hi de aptalca deildi. Gitmek zorunda olmas ne kadar yazk; oysa onun da aacn sesini duyup duymadn renmeyi ok isterdim. Belki de yeni bir eyler renme frsat gemi olurdu eline." Bahesine giderek aacyla konumaya balad. "Seni grmeden gitti buradan" dedi ona, "fakat onunla tanman ok isterdim. Sanrm onun hakkndaki dncelerin belki az da olsa deiirdi." "Bilmiyorum" diye karlk verdi aa, "doru, beni rahatsz etmeden ekip gitti. Fakat onun baka aalan devirmek iin acele ettiini hissediyorum. Henz dndn kadar hazr deil Siduri, henz o kadar hazr deil..." "Demek ki gerekten de nce Tilmun'a gitmesi gerekiyor" dedi Siduri Sabitu dnceli dnceli, "sonsuzluun ne olduunu renmesi iin..." Bu arada Glgame hzl admlarla yrmeye devam ediyordu. Nihayet kayalklar aarak, taraf ormanlarla evrili olan bir koya ulat. Sahil eridi boyunca yrmeye devam ederek, az sonra doal bir nhtma vard. Uranabi'ye ait olmas

gereken bir tekne suyun stnde salnyordu. Yelkenli, narin bir tekneydi bu; hzl ve evik olduu belliydi. Fakat hanc kadn ona lm suyunu amak iin gerekli olan ta gnderlerden de sz etmemi miydi? Ormann kenarnda dolaarak onlar aramaya koyuldu. Gerekten de az sonra buldu onlar, kurumu deniz yosunlarnn altna gizlemiti birisi onlar: Tatan yaplm iki tane upuzun gnder, gnein altnda garip bir ekilde parlyordu. Buna benzer bir ey daha nce hi grmemiti. Muhakkak ki ilerinde gizemli bir gcn bulunduu byl gnderlerdi bunlar. Etrafta kimseler yoktu. Onlar alsa myd acaba? Gnderlerden birisini kaldrmaya alnca onun ok, ama ok ar olduunu fark etti. O kadar ard ki, serte yere brakmak zorunda kald. Byl gnder yere dokunduu anda paralanarak tuzla buz oldu. ikinci gnderin de bana ayn ey geldi. Glgame'in beceriksiz elleri arasndan kayarak, parampara bir halde yere dt. Yetkisiz ellerin onlara dokunmasn engelleyen bir byyle mi korunuyorlard yoksa? 428 Bu arada ormann derinliklerinde keler yakalamakla megul olan Uranabi, kan grlty duyunca aknlkla irkildi. Yakalad keleri kolundaki saz sepete koymutu. Gerekten de gzel hayvanlard bunlar, her biri yarm kol uzunluundayd ve srtlarnda rengrenk izgiler vard. Ziusudra onlar ev hayvan olarak besledii iin, kelerleri Tilmun'a gtrecekti. Kydan gelen grltlerin giderek iddetlenmesi zerine, kolundaki sepeti yere frlatarak kaya doru komaya balad. Byl gnderleri paralayan lgn grd zaman, olduu yerde donup kald. Tilmun'a gidebilmek iin onlann olmas artt. lm suyunun bir damlasn bile tekneye sratmayacak ekilde biim verilmiti onlara, acaba karsnda duran insan ne yaptnn farknda myd? Uranabi dik dik ona bakt. "Kimsin sen?" diye sordu ona, fakat sesinde fkeden eser bile yoktu, "benim adm Uranabi ve Ziusudra'nn hizmetknym." Ter iinde ve soluk solua kalm olan Glgame, ona bakt. Yz hatlar yan belli etmiyordu, imdiye kadar grd tm insanlardan daha farklyd. Gzleri ak renkti, salarnn ne renk olduunu sylemek ise imknsz gibiydi. Sakal ince saaklar halinde enesinden aa dklyordu, suratyla vcudu tabaklanm deriyle kaplyd sanki. "Ben Uruk kral Glgame'im. Tilmun'u ve lmsz Ziusud-ra'y bulmak iin geldim buraya." Ve kaykya imdiye dek bandan geen maceralar anlatt, Mutlular adasn grmek iin kendisini yakp kavuran zlemi tasvir etti. Szlerini yle bitirdi: "Uranabi, sen d dnya ile balarn koparan lmsz adamn hizmetkrsn, senden rica ediyorum, bana o mucizevi adaya nasl gidileceini anlat, ikimiz birlikte oraya gidelim." Uranabi hznle ban sallad: "Eer Tilmunlu Ziusudra'y grmeyi bu kadar ok istiyorsan, benimle beraber tekneye binmeli ve pek de tehlikesiz olduunu syleyemeyeceim yolculuu yapmalsn. Teknem salam ve bu yolculua rahatlkla dayanabilir. Fakat lm suyunu gemek imdi bir sorun halini ald, nk byl gnderleri paraladn. Ta gnderler benim lm suyundan 429 etkilenmeden adaya gidebilmem iin zel olarak hazrlanmt. Fakat sen onlar paraladn ve yok ettin. Yaptn bu hatal davran yznden yapacamz yolculuk imdi nemli oranda zorlat. Kulbeme git ve iindeki baltay al. Sonra da ormanda en sevdiin ii yapmaya bala, yani aa kesmeye! Tam yz yirmi tane altm yarm kol uzunluunda gnder kesmelisin. Onlar vastasyla tekneyi ileri doru hareket ettirebiliriz. Denizin tabanna ulaacak kadar uzun olmallar ve saylar en az sylediim kadar olmal, nk her birini ancak bir defa kullanabileceiz. Gnderleri suya batrp ittirdikten sonra elimizden hemen brakmalyz, nk lm suyunun bir tek damlas bile bizi yok etmeye yeter. Haydi, gidip aa kes, kabuklarn soy ve sana tarif ettiim gibi gnderler hazrla." "Neden lm suyunda gnderlerle ilerlemek zorundayz?" diye sordu Glgame, "oysa senin teknen yelkenli. Hi rzgr esmez mi orada?"

"Hayr" diye karlk verdi Uranabi, "adann evresini almaz bir gvenlik eridiyle evreleyen lm suyu blgesinde, mutlak bir skn hkm srer. En ufak bir esinti bile asla grlmez orada. Yelken kullanarak lm suyunun snrna kadar yaklamak mmkn ise de, insann zerine srayacak olan bir damla su bile onu ldrmeye yeter. Grdn gibi aldmz tedbirlerin tm yerinde ve gerekli. Bu nedenle daha fazla gevezelik etme, ormana git ve hemen ie bala." Glgame Uranabi'nin sylediini yapt ve bir kle gibi almaya balad. Gnler boyunca aa kesti ve nihayet ilk haftann sonunda yeterince kte sahip oldu. ikinci haftann sonunda ktklerin kabuklarn soymu ve gerekli llere gre kesmiti. Tutamaklarn tmn yontmas ve gnderleri aadaki tekneye tamas iin, nc bir haftann daha gemesi gerekti. Artk denize almalarn engelleyen bir ey kalmamt. Tahmin ettii gibi hzl ve evik bir tekneydi bu; dalgalarn zerinde bir ok gibi ilerliyor ve normalde birka haftada alnacak yolu, birka gnde alyordu. Uranabi yelkenler ile ilgileniyor, Glgame ise dmenin banda oturarak kayknn talimatlarna gre tekneye yn veriyordu. Ksa bir sre sonra Glgame yapt ie alt ve dmeni deneyimli kayklar kadar iyi kullanmaya balad. 430 Gndzleri rzgr kuvvetiyle ilerliyor, geceleri ise yelkenleri toplayarak suyun teknelerini tamasna izin veriyorlard. Uranabi denizi ok iyi tanyordu. Suyun zerinde ynlerini tespit etmeye yardmc olacak en ufak bir iaret dahi bulunmazken, nerede olduklarn hemen ve tam doru olarak biliyordu. Geceleri gkyzndeki yldzlara, gndzleri ise gnein hareketlerine gre ayarlyordu gidecekleri yn. Buna ramen bir gece beklenmedik bir frtnaya yakalandlar. Azgn dalgalarn kendisini bir tahta paras gibi denize srklemesinden korkan Glgame, yeterince salam olduunu dnd ilk uygun yere sk skya yapmt. Gkyzne ykselen dev dalgalar byk bir grltyle zerlerine dyor, sanki tekneyi ve iindekileri denizin dibine ekmek istiyordu. Medet umacaklar hibir ey yoktu bu durumdayken: Ne yelkenden, ne dmenden, ne gnderlerden, ne de dur durak bilmeden ya-kardklan tanrlardan... Frtna sabaha kadar devam etti, sonra aniden rzgrn iddeti kesildi. Gkyznn kuruni rengi, yava yava ak griye dnyordu. Her eye ramen doru rotada olduklarna inanyordu Uranabi. Ne yldzlan, ne de gnei grmesine ramen, hava dzelir dzelmez yelkenleri amt. Gemi ileri doru hzla yol alyordu almasna ama, ne o gn, ne de ertesi gn gkyzn kapatan bulutlar aralanmad. nc gn rzgrn aniden bakla kesilmi gibi dindii bir yere geldiler. Glgame irkilmiti. Aradan geen zaman iinde denizin kabarmasna, kprmesine, arldamasna ve uultusuna almt. Fakat imdi ortalk bir anda o kadar sessizlemiti ki, kendi kalbinin gmbrdemesini bile iitebiliyordu. Suyun zerini bir sis tabakas kaplamt. Fakat yine de belli belirsiz de olsa, uzaklardaki bir kara parasnn hatlan seilebiliyordu. Tilmun'a, sonsuz yaam adasna ulamlard nihayet. Uranabi yelkeni toplamt ve ak renk gzlerindeki gizemli bir glmsemeyle Glgame'e bakyordu. "imdi, Glgame" dedi ona, "imdi sra sende. Her ey senin vazifeni iyi yapp yapamayacana bal. En kk bir hata yaamna mal olur, nk suyun tek bir damlasnn bile vcuduna de431 memesi lazm. htiyatl ol ve ok dikkat et. ilk gnderi al ve denizin tabanna sapla. Sonra da onu kuvvetlice ittir ve teknenin biraz yol almasn sala. Daha sonra br gnderleri kullanarak aynsn yapmaya devam et. Grdn gibi burada ne akmt, ne de rzgr var. Su mutlak bir hareketsizlik iinde, yzeyi cam gibi, fakat yine de bugne kadar dibini gren olmad. Doru yne gl hamleler yapabilmen iin, senin de en az bu su kadar sakin olman gerekiyor Glgame. Aklna yanl anda gelebilecek yanl bir dnce, mahvolmana yol aar." Uranabi o kadar byk bir ciddiyetle konumutu ki, Glgame bir anda olayn ne kadar nemli olduunu kavrad. Tm dncelerini yapmas gereken ie younlatrd, zihnini dikkatini datacak her eyden temizledi ve ilk gnderi alarak denizin dibine saplad. Sonra da ok baarl bir ekilde gnderi ittirdi ve tekne ileri doru hareket etti.

"ikinci gnderi hazrla Glgame" dedi Uranabi, "abuk ol, aldmz hz kaybetmeyelim. Sonra da ncsn, drdncsn, beincisini..." Sakin bir sesle konuuyordu, fakat verdii emirlerin zamanlamas ok iyiydi. Glgame gnderleri birbiri ardna denizin tabanna saplayarak, kendisine yardmc olacak en kk bir aknt olmamasna ramen teknenin ileri doru yol almasn salyordu. Yz yirminci gnderi de kullandktan sonra grdler ki, karaya ok yaklam olmalarna ramen, tehlikesiz bir biimde kyya kmak iin hl ok uzaktaydlar. "Eyvah!" diye bard Uranabi, "ya kuvvetin yeterli deildi, ya da gnderleri vaktinden nce kullandn. Her halkrda adaya ulamak iin yeterli olmadlar. imdi mahvolduk! Hayatmzn sonuna kadar lm suyunda ylece beklemeye mahkmuz artk. Karaya yaklaabilmek iin yapabileceimiz bir ey olduunu sanmyorum." Uranabi bu szleri yle ac bir sesle sylemiti ki, sadece onlar dinlemek bile Glgame'in ruhuna ac vermiti. Fakat muzip bir ekilde parldayan gzleri, azndan kan kelimelere hi uymuyordu. Glgame bunu fark etti ve adamn gzlerine dikkatle bakn432 ca, amacnn kendisini snamak olduunu anlad. Var gcyle zm yollan dnmeye balad ve buldu da. Aceleyle hancnn kendisine verdii kemeri zd ve elbiselerini kard. Seren direine trmanarak yelkeni at, elbiselerini var gcyle sallamak ve evirmek suretiyle rzgr oluturmaya alt. Gemi sonsuz bir yavalkla harekete geti, fakat bu tempoyla kyya ulamas asla mmkn deildi. Glgame derin bir mitsizlie derek baltasn ald ve seren direini kesmeye balad. Az sonra direk atrdayarak yana doru devrilmiti bile. "Dikkat!" diye bard Uranabi ve Glgame'i kendine doru ekti, nk direin devrilmesi esnasnda gemi yalpalam ve lm suyu etrafa sramt. Akl almaz bir biimde suyun tek bir damlas bile onlara isabet etmedi. Glgame hemen ileriye atlarak son anda seren direini ucundan yakalamay baard ve kuvvetle denizin dibine saplayp ittirdi. Tekne ani bir hareketle ileri frlad ve adann kayalk sahiline yanat. Uranabi ucu dml bir ipi becerikli bir hareketle kayann tekine dolayarak nce tekneyi skca balad, sonra da ikinci bir ip daha atarak kendisi karaya kt. Glgame onu taklit etti ve byk bir mutlulukla talarla kapl zemine atlad. Tilmun, diye dnd, nihayet hayalimin kalbine ulatm! Kydaki kayaln zerine km olan Ziusudra, uzun sredir ufku gzlyordu. Uranabi bu defa her zamankinden ge kald iin endielenmeye balamt. Tekne grnr grnmez yolunla gitmeyen bir eyler olduunu anlad, .feden her zamanki gibi ta gnderleri kullanmyor acaba, diye dnd. Yoksa krldlar m? Kaykta buraya gelmeye yetkili olmayan biri mi var? Grmekte olduum insan, tandm insanlardan hibiri deil. Kayalarn zerine oturdu ve teknedeki yabancnn olaanst, 433 ama yine de kyya ulamak iin yeterli olmayan bir kuvvetle gnderleri birbiri ardna deniz tabanna saplayarak itmesini izlemeye balad. Kyya varmalarna ok az bir mesafe kala durmutu tekne. Yabanc adam yelkenleri iirmek iin umutsuz bir mcadeleye girimiti. Sonunda son bir gayretle seren direini devirdi ve onu bir gnder gibi kullanarak tekneyi kyya doru iteklemeyi baard. Ziusudra hizmetkr Uranabi'yle gz gze geldii anda her eyi anlad. Buna ramen yabancya yaklat, hanc Siduri ve kayk Uranabi'nin yapt gibi ona kim olduunu, nereden gelip nereye gittiini sordu. Ve Glgame bir kez daha hikyesini anlatt: "Elaml bilge utruknahunda bana senin hikyeni anlatt, Ziusudra, seni bulabilmek iin tm lkeyi batan baa kat ettim ve bin bir trl tehlikeye gs gerdim. Geilecek yolu olmayan dalara trmanarak sonsuz karanlklarn iinde yrdm, sahte zenginlikler bahesine ayak bastm ve oradaki canavardan kurtulmay ok zor baardm. Bu arada bir an bile uyuyup dinlenemedim, nk yol bal bana bir felaketti. Hanc Siduri'nin kulbesine

ulatm zaman elbiselerim lime lime olmutu, tm vcudum yaralarla kaplyd, ayrda ceylanlar gibi otlam ve yrtc hayvanlar gibi i et yemitim. Bugne dek ok zldm ve ok at yakm, hatta gereinden ok fazla. Artk buna bir son vermeliyim, yoksa tm dostlarm kaybedeceimden korkuyorum. lmden duyduum korku, gsm daraltyor ve kalbimi sktryor. Artk sz konusu olan can dostum Enkidu'nun lmnden duyduum znt de deil, sadece kendim iin endieleniyorum. Elbette ki Enkidu'nun uzun ve strap dolu hastal ok korkuntu, fakat onunla btnletiim iin, kt kaderi beni eskisi kadar etkilemiyor artk. Btn mesele u: Gnn birinde benim bama da ayn ey mi gelecek? Hayatm aniden sona erecek ve tm yapaklarmn, tm abalarmn hibir anlam kalmayacak, insan kaderi gerekten de bir mum alevi gibi mi? tik esen kuvvetli rzgrn yaam mz sndrmesini mi bekleyeceiz?" Binlerce yldr yaamasna ramen yan hizmetkr Urana-bi'den daha az belli eden Ziusudra, hafife glmsedi. Soylu yz hatlar ve geni bir aln vard, gm renkli uzun sakal gbeine 434 kadar iniyordu. zerine giydii uzun kollu beyaz elbise, ipince metal tellerle ilenmi gibi parlyordu gnete. Ayaklar ise plakt. "Neden gereksiz yere alayp szlyorsun?" diye konumaya balad denizin uultusunu andran bir sesle, "neden deerli vaktini isyan ederek ve fkelenerek harcyorsun? Tanrlarn ve insanlarn farkl kaderleri vardr. Senin te ikin tanrsal olmasna ramen, te birin insan ve dier insanlarn kaderi senin de kaderin. nsanlara sonsuz yaam verilmemitir. lm her zaman yaknlarndadr ve eninde sonunda onlar kucaklar. nsanlarn yaamlar belli hedeflere yneltilmitir, bunlarn kimi ulalmaz olduklar iin anlamszdr, birou da ulalabilirdir. Sonsuza dek dayanabilecek olan evler ina etmemiz mmkn mdr? Anlamalarmz sonsuza dek geerli olmalar iin mi mhrleriz? Kardeler miras sonsuza dek mi paylar? nsanolu genliin zevklerini sonsuza dek mi tadar? Sonsuza dek mi gcnn doruundadr? Sonsuza dek mi k olur? Irmaklar her sene ayn miktarda su ve verimli amur mu tar ovaya? Ayn ekmei iki defa yiyebilir miyiz? Ayn biray iki defa iebilir miyiz? Hayr, dnyann yaradlndan bu yana hibir ey ayn kalmamtr ve kendisini tekrar etmemitir. lm de srekli deitii iin bizden bir para yaam deil midir? Onu iimizde barndrarak gelmez miyiz dnyaya? Uyuyanlarla llerin birbirlerine ne kadar benzediklerini dn. Her ikisi de lmn hatlarna sahiptir. Bir tanesi uyanana kadar, dieri ise kurtlar etlerini kemirip kemikleri toz olana kadar. Yeni doan ocuk alamasyla gnein klarn selamlarken, Anunaki tanrlar bir araya toplanarak kulaklarn bu sese dikerler. Ve kulaklarna gelen seslere gre, o insann kaderinin nasl olacana karar verirler. Yaayacaklar gnleri tek tek sayarlar, fakat lm gnlerini asla saymazlar." "Sylediin her kelime iime kzgn bir kor gibi dyor, nk onlarn hepsinin doru olduunu hissediyorum" diye araya girdi Glgame, "fakat yine de itiraz etmek istiyorum. Hem benim yamda, hem de pekl babam olabilecek yata grnyorsun, etten kemikten bir insansn, fakat yine de benden tamamen farklsn. Kalbim son derece huzursuz ve kavgaya hazr, fakat yine de sana 435 elimi kaldrmam asla mmkn deil. Sknetin ve yumuak balln karsnda her ey tesirsiz kalyor, bizden bambaka bir zaman ve mekndasn, sana ulamak son derece g. Bu neden byle, sende deiik olan nedir? Sonsuz yaama sahip olman dolaysyla m bylesin? Bana sadece lmden sz ettin, yaam azna bile almadn. Bana biraz da yaamdan sz et, nk biliyorum ki, kalbimdeki huzursuzluktan ve lmden duyduum korkudan bir synlabilsem, senin gibi olabileceim." "Evime gidip orada konualm" dedi Ziusudra ve Glgame "olur" anlamnda ban sallaynca, hep birlikte kayaln tepesinden adann ilerine doru yrmeye baladlar. Her tarafta yetien yemyeil imenler, adann zeminini neredeyse bir hal gibi kaplamt. Aalar, pnarlar, iekler ve rengrenk baheler grnyordu her yanda. evik kelerler kvrak hareketlerle ieklerin arasnda koturuyordu, kimi de kayaln zerinde konutuklar esnada bulutlarn arasndan kendisini gstermeye balam olan gnein nlarndan yararlanmak

amacyla, talarn zerine uzanmt. Gkyz aniden prl prl olmutu. Az nceki byk frnaya ve her tarafn sislerle kapl olduuna inanmak neredeyse imknszd. Kk ada, denizin ortasnda en gzel renklerle bir mcevher gibi parlyordu. Konuunun ne dndn anlayan Ziusudra konumaya balad: "Evet Glgame, aramakta olduun cennetlerden bir tanesi de buras, fakat dnyada buna benzeyen daha pek ok yer var. Aslnda bir zamanlar tm dnya byle bir baheydi ve grmeyi baaran gzler iin hl byle bir yer. Elbette ki insanlarn aptall pek ok eyi mahvetti; insanolu kinatla olan uyumunu yitirdiinden bu yana doayla srekli bir sava iinde. Doaya pek ok darbe indirmi durumda, fakat bu darbeleri aslnda kendisine indirdiinden haberi yok, nk kendisi de doann bir paras. Huzura ermek iin kendilerini lesiye krbalayan lgnlara benziyorlar. Veya tanrlarn aklla donatt, ama onu kullanmamak iin elinden geleni yapan budalalara. ok uzun zamandan bu yana pek ok ey grdm Glgame, grdklerimin biri de, insanlarn ieklerle dolu yeryz bahesini 436 le evirmeye balamasyd. Balangta her ey her yere eit olarak datlmt, deiik yaradl ve biimlerde olsa bile. insanolu ise bir taraftan ok fazla alp, dier tarafa ok fazla ymaya balad, ta ki karmaa dnyaya hakim olana kadar. Tanrlar ise bu durum karsnda gazaba gelip insanlar zerine byk tufan gndermilerdi. .. fakat bu konuyu eve vardmzda anlatmak istiyorum. nce adaya dikkatle bak Glgame. Tilmun buras ite! Otlar yemyeildir, aalar meyve doludur, kelebeklerin yerine rengrenk kelerler ssler buray." Bu son aklama Glgame'i artmt, fakat bunu soracak vakti yoktu. Kafasnda cevap ve aklama bekleyen o kadar ok soru vard ki... "lmsz olmay nasl basardn?" diye sordu ona dosdoru. Ziusudra ise bu soruya cevap vermedi ve tekrar byk tufandan sz etmeye balad. "Her ey byk tufanla ilgili" dedi, "beni gerekten anlamak istiyorsan, olaylar sknetle ve srasna uygun olarak anlatmama izin ver. Her eyden nce de, artk sakinle ve kendine biraz zaman tan. Sabrszlnla lm daima iinde tadnn farknda deil misin? O da her eye son vermek iin acele eder, senin telan da onu tevik etmekten baka bir ie yaramyor. Acele etme Glgame, veya daha iyisi, zamann akna brak kendini, o zaman kaderini tersyz edecek ve daima balang noktasnda duracaksn. Sonsuzluun ne olduuna dair azck da olsa bir fikir edinmek istiyorsan, ie bu bilgelii kavramakla balayabilirsin. Devaml yeni balanglar olmasa, sonsuzlua katlanmak mmkn olabilir miydi hi? Zamann anlam snrl bir sre ve sondur, sonsuzluk ise ebedi deveran ve balangtr. Beni anlayabiliyor musun?" Glgame ustasnn takdirini kazanmak isteyen akl banda bir renci gibi ban sallaynca, Ziusudra'nn suratndan memnun bir glmseme geti: "Benim gibi sessizce soluk almaya al, o zaman soluun kinatn soluunun bir paras olur." Glgame onunla ayn ekilde soluk almay denedi ve bunu baard. "Aniden dardan gelen tm seslerin daha anlalr ve iyi du437 yulur olduklann fark ettin mi? Grnr olan eylerin renkleri de eskisine oranla daha parlak ve canl deil mi?" diye sordu Ziusud-ra. "Sana retebileceklerimin ikincisi de bu: Dnyayla beraber soluk alarak, onunla bir dmanm gibi srekli mcadele edeceine, onun glerini kendi gcne dahil et. Zaman ve mekn bir elbisenin iki kvrm gibi ayndr. Gerei ortaya ancak ikisinin birliktelii kartr. Sana gerekten sz ediyorum Glgame. Fakat benim gereim, senin bu kavramdan imdiye kadar anladndan ok daha farkldr, insanolu iin kavranabilir olan eyler ou zaman bo bir hayalden, aptalca bir kuruntudan ve yorumlanmas mmkn olmayan belirsiz bir ryadan baka bir ey deildir, insanlar duygular ve kalpleri ile dnyay olduu gibi alglayamazlar, gzleri zerinde hayali bir resim bulunan bir tahta perde ile kapaldr. Bazlan bir budak deliinden, bazlar ise tahtann atlak ve yarklarndan hayretle dar bakar, fakat

grdkleri gerei olduu gibi kavra-malan iin asla yeterli olmaz. Bunu anlayabiliyor musun Glgame? Pekl, yleyse birka ey daha ekleyeyim. imdiye kadar sylediklerimi anladysan, bunlar da rahatlkla anlaman gerekir: Srekli uyank kalmaya al, uyurken bile! Hele ikincisini, yani uyurken bile uyank kalmay baarabilirsen, gerei asla gzden kaybetmezsin. Bununla seni yiyip bitirecek hastalk benzeri bir uykusuzluu kastetmiyorum. Hayr, tam aksine, ben sadece gerek anlamda uyumay baarann devaml uyank kalacan ve hem gndzleri uyankken, hem de geceleri uyurken dnyada bilinli olarak yaayacan sylemek istiyorum. Gndzleri bedenimiz yaam iinde hareket ederek tecrbe kazanr. O srada ruhumuz istirahat halinde, fakat uyank olmaldr. Geceleri ise her ey tam aksine dner. Bedenimiz istirahat halindedir, fakat bir ta gibi cansz deildir, ruhumuz ise srekli hareket halinde bulunarak tecrbe kazanr." Glgame tm sylenenleri iitti ve her kelimeyi anlad. Ziu-sudra'nn syledikleri ban dndrmt. Szlerinin her birini bir tohum gibi kabul ederek ruhuma ekeceim, Ziusudra'nn bilgeliini orak bir topraa den deerli yamur gibi kabul edecek ve iimde hayat byteceim, diye dnd Glgame. 438 "Daha fazlasn renmek ister misin?" diye sordu Ziusudra. Glgame evet anlamnda ban sallad. Bunun zerine Ziusudra elini uzatarak adada bir yeri iaret etti. Gsterdii yerdeki kaya parasnn zerinde bir grup keler, gnein altnda kprdamadan uyuyordu. Fakat sadece grnteydi uyumalan; aralanna yeni bir keler katldnda, bir akl ta kmldadnda, ya da zerlerine en kk bir glge dtnde hepsi birden hareket ediyor, balarn kaldnyor, gzlerini ayor, kuyruklann sallyor ve bacaklann geriyordu. Fakat her eyin yolunda olduunu kavradklar zaman, tembel tembel gzlerini krptnp uyumaya devam ediyorlard. Bylece birok vcuttan meydana gelen ve her an eklini deitiren, fakat sahip olduklan asl biimi asla kaybetmeyen kocaman bir ant gibi yatyorlard orada. "ok eski zamanlardan kalma onlar" dedi Ziusudra, "ve benden ok daha yallar. Birou kendilerini bulup gemiye aldm zaman bile ok yalyd. Hep birlikte o byk ryay gryorlar. Onlann sayesinde bir zamanlar var olanlan daha iyi kavryor ve gemii canl bir kitap gibi okuyorum." Ve bu defa Ziusudra sylediklerini aklamak zorunda kalmad, Glgame onu anlamt. Snrl idraki iin ok fazla olmalanna ramen, her eyi gryor ve kavryordu. Orada ne kadar kaldnn farknda deildi. Kendisini stan scak gnein altnda duruyordu; evresindeki her ey iyi ve bilgelikle doluydu. Tek kavrad buydu. Ziusudra ona biraz zaman tand, daha dorusu zaman hediye etti, nk kendisinin zamandan bol bir eyi yoktu. Glgame biraz olsun kendisine gelip bylenmi gibi etrafna baknmaya balaynca, Ziusudra glmsedi. "Evet, Tilmun'da grecek ve renecek ok ey var" dedi sonra. "Deiiklik olsun diye biraz karnmz doyurmaya ve vcudumuzla ilgilenmeye ne dersin? Scak bir banyonun sana ok iyi geleceinden eminim. Adada ok deer verdiim souk ve scak su kaynaklan var. Fakat nce kulbeye girelim." Ziusudra'nn evi de hancnn kulbesi gibi basitti, hatta belki de ok daha basitti, fakat yine de Glgame'in gzne bir saray gibi grnmt. Ziusudra'nn Utnasudra isimli kans evde yoktu, 439 ya meyve ve brtlen toplamaya, ya da Uranabi'nin teknesini tamir etmek iin gerekli olan malzemeyi hazrlamaya gitmiti. Zaten her eyi izlemiti o da, fakat bunun iin kayaln zerine kmasna gerek yoktu, baka insanlarn gzleriyle grdklerini, kendisi ok ak ve seik olarak ruhunda grmekteydi. Hatta dierlerinden ok daha berrak olarak grmekle kalmayp, ruhuyla sadece nemli eylere bakt iin, vaktini boa harcamasna da gerek kalmyordu. Glgame Ziusudra'nn kendisini buyur ettii sofraya oturdu. lmsz adam ona yiyecek ve iecek getirmiti. "Ye ve i" dedi ona, "grdn gibi adamzda sadece basit gdalar var." Fakat Glgame bu kadar sekin ve leziz yiyecekleri daha nce grdn hi hatrlamyordu.

"Yemeimizi bitirdikten sonra, ayet mideni fazla doldurma-msan ve zerine arlk kmemise, sana her eyin nasl baladndan ve byk tufandan sz etmek istiyorum. Bu konunun ne kadar byk bir nem tadn biliyorum. Ama nce yemeklerin tadna bak!" Glgame yemeye balamt. Uzun zamandr bu kadar gzel bir ey gememiti boazndan. "imdiye kadar hibir insan kulann iitmedii gizli bilgileri anlatacam sana Glgame ve tanrlarn srlarn ifa edeceim" diye sze balad Ziusudra. "Dnya henz gen iken ve henz insanlar yaratlmamken, yeryznde tannlar oturuyordu. ki tr tann vard o zamanlar: Ekseriyetle gkyznde dolaan ve yldzlarda oturan st tannlar; bunlara Anunaki deniliyordu ve dierlerine emrediyorlard. Bir de Igigu'lar vard, st tanrlar tarafndan angaryaya koulan alt tanrlar. st tanrlarn tm zor ve ar ilerini yapmak zorundaydlar. Kendilerine yklenen angaryalar gitgide arlat iin Igigu 440 tanrlar sonunda ba kaldrdlar ve yasaya kar ktlar. Bunun zerine Anunaki tanrlar toplant yaparak, Igigu tannlannn ilerini hafifletmek iin nc bir snf, yani insanolunu yaratmaya karar verdiler. Bilgelik tanrs Ea ve kendisine sonradan M veya irinin adlar taklacak olan ana tanna Mama, insanolunu yaratt. Bu i iin bir miktar kil alarak iki figr yaptlar ve onlara yaam flediler. Fakat kil tek bana yeterli deildi, yaam yaratmak iin ete ve kana ihtiyalar olduundan, tanrlardan birini kurban etmeleri gerekiyordu. Ad oktan unutulmu olan byk Anunaki tanrlarndan biri, bu i iin kendisini feda etti. ite bu yzden insanlar tanrsal kkenli olmalarna ramen ayn zamanda lmldr, nk yaamlan ancak lmn araya girmesiyle balayabilmitir. lk insan iftinin ad Mana ve Lilith'di, Mana erkek olan, Lilith ise dii oland. Fakat yaradllar birbirine ok benziyordu, bugnk kadn ve erkekler arasnda grlen farkllklar onlarda yoktu. Anunaki tannlannn Igigu tannlanna hkmederek tm ilerini ona yaptrdklann gren Mana, Lilith'e de ayn ekilde davranmak istedi. Fakat Lilith onun buyruu altna girmeyi reddedince, Mana hakaretler yadrarak onu yanndan kovdu. Gizliden gizliye ilikide bulunduu eytann yanna gitmesini haykrd Lilith'in suratna, zaten kafasna bu isyankr fikirleri sokan da ondan bakas deildi! eytan o zamanlar ayn boynuzlu hkmdaryd ve Lilith gerekten de aya kar zel bir ilgi duyuyordu. Cinsiyetinin snrsz bir kudrete sahip olmadn anlayan Mana, Lilith'in ehvetinin ise sonsuz olduunu fark etti ve ondan korkmaya balad. "Demek erkeinin yanndan ayrlr ayrlmaz eytann koynuna giriyor! O donuk renkli, solgun kl ay ile aldatyor beni!" diye bard ve Lilith'i bir daha grmek istemedi. O andan sonra Lilith yersiz yurtsuz bir gezgin olarak dnyay dolamaya balad; o kadar dik kafal ve o kadar zorbayd ki, uzun bir sre lemedi. Nihayet lm vakti geldii zaman kendisini dii bir eytana dntrd ve o zamandan beri lmn habercisi olduu kabul edilir. Bir gece kuu gibi sessizce uar ve llerin ruhlann yakalar. Lilith ortadan kaybolduktan sonra, Mana tek bana kalmt 441 ve kendisini yalnz hissediyordu. Tanrlara fkelenerek onlar o kadar uzun sre rahatsz etti ki, sonunda ona ad 'yaam getiren' anlamna gelen Heva'y yaratmak zorunda kaldlar. Bu defa her ey Mana'nn arzulad gibi olmutu, yeni kars her eyiyle ona tabi idi. Heva birok ocuk dourdu ve insan neslinin devam etmesini salad. Yeryznde yaayan insanlarn says hzla artyordu; kimi iyi, kimi de ktyd. Fakat ktlerin says iyilerin saysn kat be kat amaya balamt, insanlarn birou tanrlarn besinlerini hazrlamaktan, onlara hizmet etmekten ve onlarn rahatn salamaktan vazgemiti. Hatta neden yaadklarn, nereden gelip nereye gittiklerini ve kendilerini kimin yarattn bile oktan unutmulard. Sadece kendileri iin yaayarak gnlk hayatlarn srdryor ve giderek daha fazla grlt karyorlard. Sonunda aptallklarndan kaynaklanan grltleri dayanlmaz bir hal ald ve tanrlar rahat uykularnda rahatsz etti.

O zamanlar batanr olan Enli], acele olarak bir toplant dzenleyerek, grltc insan gruhunu byk bir tufanla ortadan kaldrmay nerdi. Anu baba ve ihtiyar Marduk bu teklifi kabul ettiler. Sirius'un veziri ve sava komutan Ninurta, kanallardan sorumlu olan su tanrs Ennugi, "gren gzlerin efendisi" olarak adlandrlan Ea ve irili ufakl birok tanr da toplantya katlmt. Orada olanlarn tm planlarn hibir insana ifa etmeyeceklerine dair yemin ettiler, nk insan rknn tm ortadan kaldrlacakt ve bir daha da yeni bir balang olmayacakt. Bu yemin etme treni o zamanlar Smer lkesinin bakenti olan urupak yaknlarnda gereklemiti, iki yz krk bir bin iki yz yl nce Igi-gu'lar gkten inmiti ve o zamandan bu yana eski Badtibira, Larak, Sippar ve urupak ehirlerinde dnml olarak krallk tacn giyiyorlard. Benim babam olan urupak kral Urbar-Tutus ile Ea arasnda gayet sk dostluk balar kurulmutu. Babamn, ocuklarnn ve holand dier insanlarn cezalandrlmalar ve byk tufan ile ortadan kaldrlmalar karar, bu tanry ok zmt. Yrei kederle dolu olarak urupak'a geri dnd, doruca kral sarayna gitti ve 442 kendisini alama kulbesine att. Bu kulbede dileyen herkes diledii gibi iini dkebilir ve skntlarndan kurtulabilirdi. Ea da kendisini rahatsz eden skntlarn anlatmak iin gitmiti oraya. Tam o srada ben de tesadfen oradan geiyordum ve onun kulbeye girmesine ahit oldum. Bana ok garip gelmiti bu yap, nk o kulbeye genellikle insanlar girerdi, bizim geleneklerimizle alay eden ve onlar bir ocuk oyunu olarak gren tanrlardan biri ise, asla. Fakat imdi tanrlardan biri sradan bir insan gibi davranmaktayd. ok armtm ve sylediklerini duyabilmek iin kulbeye iyice yaklatm. Tam o anda sesini duydum: 'Syleyeceklerimi dikkatle dinle ey alama kulbesi! Ey duvarlar, ey saz ev; Urbar-Tutus ve olu Ziusudra hakknda anlatacaklarma kulak kabartn! Sen yalsn, Urbar-Tutus ve bilememezlik iinde leceksin. Fakat olun Ziusudra henz ok gen ve bana gelecekleri hak etmesini gerektiren bir gnah ilemedi. urupakl Ziusudra, duy beni!: imdiye kadar gelmi gemi tm sel basknlarndan ok daha byk bir tufan inecek banza. Bu defa su her seferinde olduu gibi kuzeydeki dalardan deil, gneydeki denizden gelecek, insanlarn oturduu evlerden birka kat daha byk olan bir sel dalgas ayn anda tm nehirleri dolduracak ve gz ap kapayana kadar tm lkeyi en yksek dalarn doruklarna kadar sular altnda brakacak. Bu nedenle acele etmek art. Yaplmas gerekenleri sylyorum sana: Bu evi yk ve sarayndaki tm tahta malzemeyi al. Sonra sana tarif edeceim gibi bir gemi ina et. Tm servetinden vazge ve cann kurtar, sahip olduun en deerli eyleri al yanna sadece: Cann, karn ve aileni. Bulabildiin tm hayvanlar da yanna al, hem faydal olanlar, hem de insanlar asndan bir ie yaramaz gibi grnenleri. Her eyden nce bulabildiin tm kelerleri toplamaya gayret et, onlar eski zamanlardan kalan hayvanlardr ve tanrlar iin kutsaldr. Bitkilerin, ieklerin ve aalarn tohumlarndan da al yanna. ok fazla olmalarna gerek yok, her cinsten birka ift canl, soylarn devam ettirmek iin yeterli olacaktr. ina etmen gereken geminin llerini sana tam olarak vere443 ceim. Drt keli yap gemiyi. Eni ve boyu birbirine eit olsun, yani Apsu'yu tasavvur ettiiniz gibi. insanlarn Apsu'yu zihinlerinde nasl canlandrdn biliyorsun Ziusudra: Yeraltnda bulunan ve yeryznn tm tatl sularnn iine aktna inanlan bir havuz. Ben Apsu'nun biimini bir kp olarak kabul ediyor ve onu yeralt su seviyesi olarak adlandryorum, fakat nasl tasavvur edildii u anda nemli deil, yeter ki sana syleyeceklerimi aynen yerine getir.' Kulam saz evin duvarna dayadm iin sylediklerinin tmn iyice iittim. Tanrnn bana syledikleri beni o kadar heyecanlandrmt ki, orada olduumu gizlemeyi unutarak bardm: 'Tm emirlerini aynen yerine getireceim yce efendim Ea. Fakat sylediklerini yalnz benim ve ailemin bilmesi gerekiyor; fakat yapacam ileri ehirden, halkmdan ve ihtiyar meclisinden nasl gizleyeceim? Ne yaptm sorduklar zaman onlara ne cevap vereceim?"

Ea beni duymu olmasna ramen sylediklerime aldr bile etmeden saz duvarla konumaya devam etti: 'Saz duvar, saz duvar, dinle beni! Ve sen de, hizmetkrm Ziusudra, szlerimi iit. insanlara yle syle: Tanr Enlil artk bana iyi davranmak niyetinde deil. rendiime gre bana byk bir hn besliyormu; bu nedenle ehri terk etmeye ve bir daha onun hkmranlk blgesine ayak basmamaya karar verdim. Tm tatl sularn topland Apsu'ya inecek ve bundan byle efendim Ea'nn yannda oturacam, onun sadece bilgelik tanrs deil, ayn zamanda derin denizlerin tanrs olduunu da biliyorsunuz. Onun sarayna yerleeceim ben de, buradan giderken de ona sunmak iin yanmda insanlar, hayvanlar ve aletler gtreceim. Siz geride kalanlar iin bol bol yamur yaacak. Hava tanrs Wer size zenginlikler hediye edecek ve hizmetkr Iskar da yemeniz iin kularn, balklarn ve budayn bol miktarda yetimesini salayacak. Bunlar inandrc bir sesle sylemeyi ihmal etme sakn. Byk bir yalan olmasna ramen sana gsterebileceim tek kurtulu yolu bu, nk insanlar tanrlarn arzusu dorultusunda yok edilmek zorunda. Geminin yapm iin gerekli olan dier deerleri sana sylemeyeceim, hepsini ezberleyene ve kavrayana kadar ok 444 zaman geer, nk ok fazla say var. Onlarn tmn bir kil tablete yazdm ve buradan giderken o tableti yanma almay unutacam. Onu al ve kimseye gsterme, fakat yine de birisi onu grp de ne olduunu soracak olursa, onlarn ryanda grdn birtakm saylar olduunu, unutmamak iin de tablete yazdn syle.' Ea bu ekilde beni tanrlarn srrna vkf ettikten sonra alama kulbesini terk etti ve gerekten de tableti orada brakt. Tableti alarak babam UrbarTutus'un karsna ktm ve tm bildiklerimi ona anlattm, fakat bana inanmad. O kadar ok fkelendi ve heyecanland ki, sonunda yal kalbi bu yke dayanamayarak atlad. Zaten ok yal olduu ve uzun sredir lm bekledii iin, lm ne benim, ne de ailem iin srpriz olmad. Yas treninden hemen sonra byk meydanda halkm topladm ve onlara Ea'nn istedii gibi hitap ettim. Davranlarmn gerek nedenini hi kimseye sylemedim ve herkes anlattklarmn tmne inand. Adamlarma birok aa kestirdim ve civardaki tm tahtalar toplattm. Alama kulbesini ve saraymn bir blmn yktrarak, elde ettiim malzemeyle geminin atsn kurdurdum. Yzlm neredeyse bir tarla byklndeydi, d duvarlar on kere on iki ellen yksekliinde yaptrdm, sintine ve gverte lleri de aynyd. Dlgerler tahta kalaslar getirdiler, gemi ustalar da onlar birbirlerine eklemek iin kenetler ve kebentler hazrladlar. ocuklar da gvdeyi kalafatlamak iin karasakz topladlar. Geminin ats tamamlandktan sonra alt ara zemin yaptrdm; bylece tam yedi ayr kat elde ettim. Her kat ise dokuz paraya ayrdm, bylece birbirinden bamsz toplam altm kamara elde ettim. Alabora olma tehlikesini bertaraf etmek iin en alt katta birbirinden ayn dokuz su tahliye odas yaprdm. Sonra da gemiyi hareket ettirmek iin gnderler ve lazm olan tm dier eyleri hazrlattm. Gvdenin kalafatlanmas iin alt utu karasakza ve utu zifte ihtiyacm vard, toplam olarak ok byk bir miktard bu. Geminin inaatnda birok ii altryordum, onlara o kadar iyi bakyordum ki, neredeyse her gn bir bayram havasnda geiyordu. Onlar iin her gn kzler kestiriyor, koyun ve kuzular evirttiriyordum, imeleri iin ise bol bol bira ve ra veriyor, krmz ve beyaz arab neredeyse su gibi aktyordum. 445 Nihayet kaba inaat bitince tm alanlar iin byk bir len tertip ettim. Hepsi de imekten ve mutluluktan sarho olmutu. O esnada ben geminin en nemli hesaplamalarn yapmakla meguldm. Ea'mn tabletini anlamak ok zordu, nk zerinde benim sradan insani zekmn kapasitesini aan pek ok ey yazlyd. Mesela geminin tam tamna te ikisinin suyun iinde kalmas iin, geminin alt ve st kaplamalarnn zel olarak hesaplanp yerletirilmeleri gerekiyordu. Muazzam byklkteki gemiyi ktkler zerinde yuvarlayarak suya indirmek ise, bal bana bir meseleydi zaten. Her ey Ea'nm istedii gibi tamam olduu vakit, sahip olduum altn, gm, deer verdiim tm eyay ve tm yaam tohumlarn gemiye ykledim: Yardmclar

ve ocuklaryla beraber tm ailemi, tarlada yaayan hayvanlar, ormanda ve havada yaayan hayvanlar, bozkrda ve ahrlarmda yaayan tm hayvanlar, en nemlisi de, Ea'nm istedii gibi, dnyann en eski ahidi olan kelerlerin en gzellerini. Btn bir kat yeryznde var olan tm trleri yaatacak sayda bitki tohumu ve fidan ile doldurdum, bu arada hepimize gnler ve haftalar boyunca yetecek kadar buday ve yiyecek yklemeyi de ihmal etmedim elbette. Sonra da geminin yapmnda alan zanaat ustalarnn oullarna benimle birlikte gemiye binmelerini, kanlaryla ocuklarn da yanlarnda getirerek geminin merkezine yerletirmelerini syledim. Tufann tam olarak ne zaman kopacan iyi biliyordum, nk Ea bana vaktini bildirmiti: 'Harekete geme gn geldii vakit, gkyznde grlmemeleri imknsz olan alametler belirecek ve normal olmayan olaylar vuku bulacak. Gkten sabahlar hamur ileri yaacak, akamlar ise buday. O zaman geldiinde gemiye bin, kapy kilitle ve urupak'ta yaadn her eyi geride brak. Hi korkma, daima ileriye bak ve unu dn: Byk tufan ile Smer lkesi sularn altnda kalacak ve bundan sonra hibir ey bir zamanlar olduu gibi olmayacak.' Ve sonunda o gn geldi. Gkten sabahlan hamur ileri, akamlan da buday yamaya balaynca, hareket saatinin geldiini anladm. Etrafma bakndm ve gkyznn ok korkun grnd446 gn fark ettim: Rengi ayn anda hem krmz, hem lacivert, hem de siyaht, kapkara bulutlar sanki dnyay bomak istercesine bir araya toplanyordu. Bu durum karsnda gemiye bindim ve kapy ardmdan kilitledim. Tahta evi kalafatlayan Puzur-Amurri adl gemiciyi dmene geirerek, komutay ona verdim. afak skmeye henz balamt ki, kapkara bir bulut rts gkyzn kaplad ve aniden korkun bir frtnaya dnt, inanlmaz iddette esen bir rzgr tm hncyla karann stnde esmeye balad, iddeti her geen an daha da artyordu. Iskar ve Wer sanki stnlk kavgas yapar gibi tepinip duruyorlard, gkyz korkun seslerle gdyordu ve ufkun habercileri olan ullat ve Hani aaya yldnmlar yadnyordu. Kt yeralt tanrs Erra gkyznn atsn yrtarak gk okyanusunun aa boalmasn salad. Ni-nurta yeryzndeki tm denizlerin dengesini bozdu, sular kaplarna samadklan iin nlerindeki doal setleri zorlamaya baladlar. Az sonra bu setler kulak trmalayan atrtlarla yarlmaya balad ve korkun grltlerle ykld; inanlmaz miktarlarda su karaya akmaya balamt. Anunaki tanrlarnn yukar kaldrdklar mealeler, tyler rpertici klaryla dnyann alev alev yanyor-mu gibi grnmesini salyordu. Gkyznde oturan tanrlar bile korku kaplamt, nk karanlk aydnl bastrmaya balamt. Usuz bucaksz yeryz aniden yere den toprak bir testi gibi ya-nld ve kudretli gney frtnas btn bir gn boyunca var gcyle esip durdu. Artk durdurmaya kimsenin gcnn yetmeyecei azgn seller topra olanca hametiyle kaplad, gk titredi ve yeryz sarsld. ocuklann gslerine bastrm olan analar, lmcl rtnn altnda kaldlar. Yemyeil sazlar boyunlarn bkerek sulara gmld, tarlalardaki olgun ekinlerin tm bouldu. n alnamaz biimde ykselen sular, insanlarn ve doann ekillendirdii her eyi rterek dalarn doruklanna dek ykseldi. Kkreyerek akan sular asrlk aalar kklerinden skt, koca ormanlar yerle bir etti, yeryzndeki tm yaam ezip geti. Tm insanlk, yaayan her eyin tufana kar verdii amansz sava srasnda yok oldu. nsanlar birbirini gremez oldular; gktekiler bile gremiyordu onla-n, tm dnya bir denize dnmt. 447 Tanrlar bu snrsz fke karsnda gkyzne kaarak Anu ile Marduk'un yanna sndlar. Dayak yemi kpekler gibi ps-m, korkuyla bekleiyorlard. Aniden Mama, yani Innin, doum sanclan tutmu gibi haykrmaya balad: 'Bir zamanlar kendi mutluluumuz iin yarattmz her ey, u anda suyun iinde dalan amur gibi yok oluyor. Toplant yaparak tufan kararn aldmz o lanetli gn hi yaamam olsaydm keke! Hi dnmeden insanln yok edilmesini kabul ettim, oysa imdi son derece hatal bir karar aldmz gryorum, insanlar bu yzden mi yarattm ben? Her eyin boa olduunu grmek iin mi dourmalarn ve oalmalarn saladm? ocuklanm ynlar halinde lyor suyun iinde!'

Bunun zerine dier tanrlar da artk tufann n alnmaz bir hal aldn grdler ve korkuya kapldlar. Anunaki ve gigu'lar birbirlerine sarlarak alayordu, fakat harekete gemek iin ok geti. Endie ve korku iinde beklemekten baka yapacaklar bir ey yoktu artk. Frtna alt gece ve yedi gn boyunca devam etti. Rzgr dur durak bilmeden esiyor ve muazzam su ktleleri kara paralann kaplamaya devam ediyordu. Hatta su o kadar ykselmiti ki, neredeyse gkyzn bile istila edecekti. Ancak yedinci gnn balangcnda gney frtnasnn iddeti azalmaya balad. Bir mddet sonra frtna dinmiti. Sel basknlan da sona ermiti, artk yeryzn kaplamakta olan koca okyanus araf gibi sakin ve hareketsizdi. Gzetleme deliinden bir kez daha dar baktm ve her eyin yatm olduunu grdm. Byk bir sessizlik hkm sryordu yalnzca, tm insan rk boulmu ve amura dnmt. Gemide diz kerek alamaya baladm. Gz yalanm tm yzm kaplamt, nk felaketten yalnz bizim kurtulduumuzu biliyordum, insan rkndan geriye sadece gemiye snan insanlar kalmt. Sonunda a kapan aarak darya baktm. Gnein parlamasna ramen hava hl ok nemliydi, gkyzn boydan boya kaplayan gkkua bunu kantlyordu. Btn bir gn boyunca etrafma baknarak sularn ekilmesini ve karann gzkmesini bek448 ledim. On iki ift saat uzaklkta bir ky grdm ve gemiyi doruca o tarafa ynelttim. Sudan bir ada gibi ykselen kara paras, aslnda Nisir dann zirvesiydi. Bugn Tokma Da ad veriliyor ona, nerede olduunu sorarsan, Zagros dalannn dousunda bulunmaktadr. Dediim gibi, gemiyi o tarafa ynelttim ve iddetli bir sarsnt ile karaya oturduumuzu anladm. Neyse ki gemide nemli bir hasar meydana gelmemiti. Birinci, ikinci, nc, drdnc ve beinci gnler Nisir dann kayalanna oturmu bir vaziyette kalakald gemi, bu arada su seviyesi giderek dyor, ada da bydke byyordu. Nihayet yedinci gnde bir gvercini dan salmaya karar verdim. Ellerimin arasndan uup giden hayvan, akam olunca tekrar geri geldi. Sonra bir tane de krlang saldm, fakat o da bir sre sonra geri dnd, nk zerine konup dinlenebilecei bir yer bulamamt. Nihayet bir kara karga salmaya karar verdim, hayvan uzun sre utuktan sonra sulann ekildiini ve karalarn ortaya ktn grm olacak ki, gemiye geri dnmedi. Bunun zerine geminin byk lombar kapaklarn atm, insanlar ve hayvanlar yeryzn tekrar yaamla doldurmak zere drt bir yana doru dalp gittiler. Kurtulmutuk. kran duygula-nyla dolu olarak Nisir dann tepesinde byk bir sunak atei yakarak Ea'ya deerli armaanlar, dier tanrlara da yiyecek ve iecekler sundum. Byk tts kaplan hazrlattm ve ilerinde sedir, mr ve dier gzel kokulu aalardan yaktrdm. Bir sre sonra tannlar beni fark etti. Onlar iin hazrlattm armaanlar da grnce, sevinle yeryzne geri dndler. Gkten dosdoru gemimin yanna inmilerdi; hayret ve takdirle onu incelemeye baladlar. imdilerde adna Innin veya M denilen Mama, kocas Marduk'a, Anu'ya ve dier tanrlara dnd: 'Boynumda tadm lazulit tandan yaplm u muskann zerine yemin ederim ki, bugn sonsuza dek unutmayacam. Tannlar kendilerine sunulan ikiyi kabul etsin ve insanlarla barsn. Sadece Enlil onlardan uzak dursun, nk fkesine hkim olamayarak tufan fikrini ortaya atan ve insanlarmn mahvolmalanna sebep olan ondan bakas deil.' 449 Fakat az sonra Enlil de gkten aa indi, gemimi ve beni grnce fena halde fkelendi ve dier tanrlarla kavga etmeye balad: "Bu lml nasl olup da kurtulmay baarm?" diye bard, "hanginiz yardm etti ona? Hani hibirinin kurtulmasna izin vermeyecektik?" Enlil'in olu olan Ninurta cevap verdi: 'Ea'dan baka kim olabilir ki bu? Ne de olsa bilgelik tanrs o. Btn gn dnp tanp kafasnda bizden gizli planlar yapyor. Eminim ki bizden saklad emellerini gerekletirmek iin bu insanlarn tufandan kurtulmalarn salamtr.' Bunun zerine Ea Enlil'e dnerek at azn, yumdu gzn: 'Ya sen, her zaman o kadar akll olduunu syleyen ba tanr, nasl oldu da bu kadar aptalca bir

fikri ortaya atabildin? Senin yznden az kalsn biz de yerimizden yurdumuzdan olacaktk! Hatalara hatayla cevap verilmez. Kt davranlar da ktlkle cezalandrlmaz. Onlardan daha yksek sesle bararak insanlarn grlt yapmalarn nleyemezsin. Dehetli bir tufan yerine insanlarn saysn azaltacak tehlikeli bir aslan, ya da kana susam bir kurt srs gnderebilirdin aaya. Veya ama'n kzgn soluunu kullanarak tarlalardaki tm ekinleri kurutabilir, insanlarn tam yedi yl boyunca alk ekmelerini salayabilirdin. Su yerine veba tanrs Ura dnyay kasp kavurabilir ve insanlar boup ldrebilirdi. nsanlarn saysn azaltmak ve belli snrlar dahilinde tutmak iin o kadar ok yntem var ki... Tanrlarn srlarn insanlara ifa ettiime dair sulamalarn ise kesinlikle kabul etmiyorum. Benim tm yaptm, insanlarn ilerini dkmek iin ina ettikleri urupak'taki saz evin duvarlarna konumak oldu. insanlarn en aklllarndan biri olan Ziusudra, bana grnmeden tm sylediklerimi dinlemi. Kurtulmak iin bir gemi ina etmekle, akl ve bilgelik dolu bir davranta bulunmad m? Gkyznde onunla yaptmz barn alameti olarak bir gkkua belirmedi mi? Sen de insanoullaryla bar artk, bundan sonra onlara yumuak ve iyi niyetli bir tanr ol, hata yaptklarnda onlara doru yolu gster.' Bunun zerine Enlil gemiye kt, karm ve beni ellerimizden 450 ORHAN L HALK tutarak nnde diz kmemizi istedi. Sonra eliyle alnmza dokundu ve bizi kutsad: 'Ziusudra ve kars sradan insanlard, fakat sanki birer tanrym gibi davrandlar. Bu andan itibaren de onlar gibi yaasnlar. Oturacanz yer ise dier tm insanlardan uzakta, ulalmaz bir mesafede olacak.' Bunun zerine tanrlar bizi alarak ge kardlar. Byk tufann tm izleri silinene kadar bir mddet orada kaldk, sonra da bizi 'Mutlular adas' dedikleri Tilmun'a indirdiler. O zamandan bu yana tm dnyadan uzakta, tanrlarla birlik iinde yayoruz." Ziusudra konumaya ara vererek, konuunun yzne dikkatle bakt. Kararl bir insand Glgame. Fakat gen yana ramen o kadar byk bir yaam tecrbesi kazanmt ki, daha nceki hayatn tmyle unutmas ve insanlardan uzakta mnzevi bir hayat srmesi neredeyse imknsz gibi grnyordu. Sonunda bilgelie ulaacakt hi phesiz, o ateli macerac daha imdiden olgun bir insan olma yolunda emin admlarla ilerlemeye balamt. Fakat Tilmun'da yaayan insanlar gibi, zamann ve sradan insanlarn ihtiyalarnn tesinde mnzevi bir hayat srmesi iin yeterli miydi bu? Hayr, Glgame asla tanrlardan biri olarak anlmayacakt. Fakat belki de onlarn istek ve kurallarna gre davranan biri olabilirdi. Ziusudra bu konuda onu snamaya karar verdi. Dedi ki: "Yzlerce yl nce ben ve karm Utnasudra da seninle ayn durumdaydk. Fakat aradn sonsuz hayat sana vermeleri iin tanrlar kim etrafna toplayacak? nsanlar iin nemli olan eylere hl sk skya bal deil misin? Basit bir ey dene: Alt gn ve yedi gece boyunca uyumamaya al." Ziusudra szlerini ancak bitirmiti ki, Glgame aniden yolculuunun yorgunluunu olanca iddetiyle hissetmeye balad. zerine korkun bir arlk kt, uyku bir sis gibi her yann sard, 451 yle ki, gzkapaklann ak tutmak iin bile byk aba harcamas gerekiyordu. Fakat ne yaparsa yapsn faydaszd, gzleri giderek kapanyor ve ba gsne dyordu. Tam o anda Utnasudra eve geri dnd. Uranabi ile birlikte tekneyi tamir etmiler, fakat Tilmun'da uygun ta bulunmad iin byl kreklerin yenisini yapamamlard. Odaya girince kocasn yemek artklarnn arasnda otururken buldu. Karsnda uyuyan bir yabanc vard, fakat bu adam kendisine o kadar da yabanc deildi artk, nk onu ta uzaklardan ruhuyla grmt. Acma dolu bir ifadeyle zerine eildi ve surana bakt. "Henz ne kadar da gen" dedi, "fakat kader daha imdiden bir daha asla silinmeyecek hatlar yontmu suratna." "Kendisi iin sonsuz yaam arayan bir adam o" dedi Ziusud-ra. "ok gl ve cesur, fakat buna ramen gerek bir insan. uraya bak, uyku zerine kp tm

bilincini ele geirmi. Sislerin iine dalm ve ruhu belirsizlikler arasnda dalgalanyor." "Uyandr onu" dedi Utnasudra, "bunca zorluk ekerek at yolu, huzur iinde geri dnsn. Kaderi beni ok mteessir etti, bana bir felaket gelmesini istemiyorum." "Byle bir ey olmayacak zaten" diye karlk verdi Ziusudra, "sadece ok yorgun ve hak ettii uykuyu uyuyor. Uyand zaman imdiye kadar ald yolda bir adm daha ilerleyecek. u andaki uyku onun iin bir snav. Greceksin karcm, uyand zaman uyumu olduunu bilmeyecek. Uzun zaman boyunca rya alemine dalm olduunu kabul etmeyecek, aksine ok ksa bir an iin dalm olduunu iddia edecek. Gerei kabul etmesi iin, her gn bir ekmek piirmeni ve onun yanna koyman neririm. Her ekmek iin de duvara bir izgi ek, bylece ne kadar uzun bir sre uyuduunu kendi gzleriyle de grebilir." Bunun zerine Utnasudra bir pide piirdi, Glgame'in yanna koydu ve duvara bir izgi ekti. Birinci ekmek tamamen kurudu, ikincisi bzp kld, ncs nemlendi, drdncsnn rengi soldu, beincisi kflendi, altncs az nce pimiti ve yedincisini tam frndan karmak zereydi ki, Glgame uyand. Tam bir Hafta boyunca uyumutu. 452 Gerine gerine dorularak akn gzlerle Ziusudra'ya bakt ve esneyerek dedi ki: "Konuman epey uzundu dorusu, fakat sylediklerinden gerekten ok etkilendim. Beni istediin gibi uyku snavndan geirebilirsin." Ziusudra kahkahalarla gld. Uzun yllardan bu yana ilk kez byle eleniyordu. "yi de, sen zaten tam bir haftadr uyuyorsun. Ryalar aleminden az nce geri dndn." "Olamaz" diye itiraz etti Glgame, "yorgun dtm kabul ediyorum, fakat tam uykuya dalmak zereydim ki, beni drtkle-yerek kendime gelmemi saladn." Ziusudra daha da kuvvetli kahkahalar atarak, ona yerdeki pideleri ve duvardaki izgileri gsterdi. "Say onlar" dedi, "Utnasud-ra'nn her gn senin iin piirdii u ekmekleri say ve dikkatle bak: Birinci ekmek tamamen kurudu, ikincisi bzp kld, ncs nemlendi, drdncsnn rengi soldu, beincisi kflendi, altncs bayatlad ve sadece frndan yeni kan yedincisi olmas gerektii gibi taptaze. Utnasudra duvara yedi izgi ekmiti ve yemediin tam yedi tane ekmek var. Yolculuk seni o kadar yorgun ve bitap drmt ki, tam bir hafta boyunca uyudun. Uyku snavnda baarl olamadn, sevgili Glgame. Glgame bylenmi gibi nce ekmeklere, sonra da duvardaki izgilere bakt ve Ziusudra'nn sylediklerinin tmnn doru olduunu kavrad. Ayn anda da insani zayflnn bilincine vard ve insanlar tanrlardan farkl klann ne olduunu anlad. "Vah halime!" diye inledi Glgame, "lm ve kardei uyku reklenmi bir kere iime, daha ne yapabilirim, kimlere bavurabilirim? lm her zaman yakn bana, geceleri uyurken yan bama oturuyor. Yaam bulmak iin nereye gidersem gideyim, oraya benden nce ulaarak beni bekliyor." Ziusudra ayaa kalkarak az nce Utnasudra ile beraber ieri giren hizmetkr Uranabi'ye dnd: "Uyku snavnda baarl olamad. Tilmun'a gelmesi bir hataym demek ki, nk Mutlular adas onu kabul etmiyor. Kader kitabnda yazl olan yaamn srmesi iin, geriye dnerek insanlarn arasna karmas gerekiyor." 453 Uranabi karlk vermedi. Ziusudra konumaya devam etti: "Ona acmakla ve teknene almakla hatal bir davranta bulundun Uranabi. Byle bir eyi yapman sana kesinlikle yasaklanmam myd? Byl gnderlere yeterince dikkat etmediin iin paralandlar ve yenisini yapmak da imknsz. Artk lm suyunu aamayacaksn. Bu andan itibaren Mutlular adas kaplarn tm zamanlar iin herkese kapayacak. lm emberini bir kereye mahsus olarak krdnz, ama ikinci bir kez baaramayacaksnz bunu. Sonsuz yaamn taleplerine cevap vermekte aciz kalan bu adam dier insanlarn arasna geri gtrecek ve sen de hayatnn kalan gnlerini orada geireceksin. Tekneni adadan uzaklatracak bir rzgr estireceim, fakat sadece bir tek yne esecek ve Mutlular adasna bir daha asla dnemeyeceksin."

Yasalara kar geldiini bilen ve kendisini sulu hisseden Uranabi ban ne eerek itiraz etmedi. Yznde ac bir ifadeyle ylece duruyordu. Sonra sessizce lmsz insanlarla vedalat. Glga-me de aynsn yapt, nk yllardr peinde kotuu hedefe ulat anda, onu tekrar kaybettiini anlamt. Ziusudra iki erkein ne kadar zgn olduunu grnce tekrar konumaya balad: "Buraya getirdiin adamn ok fazla insani zellikler tadn grmyor musun Uranabi? Elbisesini ve bedenini kendisine layk olmayan bir kir tabakas kaplam. Onu al ve ykanma yerine gtr. yice temizlensin ve kendini tm kusurlarndan arndrsn. Elbiselerini denize at, dalgalar onlar alp gtrsn. Sonra ona benim elbiselerimden birini ver. Bunun ne anlama geldiini biliyorsun. O elbise asla kirlenmez ve ypranmaz, rzgr ve kt hava koullarndan etkilenmez, ok uzun sre yepyeni kalr. Glgame, bir tane de alnlk tak bana, seni yanl dncelerden ve eytana uymaktan korusun. Sana verebileceklerim ancak bunlar. Vatann Uruk'a bu ekilde geri dneceksin; Mutlular adas Til-mun'un parlts da yol boyunca sana elik edecek." Her ey Ziusudra'nn istedii gibi oldu. Uranabi Glgame'i ykanma yerine gtrd ve onu kutsal suya soktu. Suyun derinliklerine dalan Glgame, zerindeki kirlerle beraber, kendisini rahatsz eden dncelerden de arndn hissediyordu. Sonra yeni elbi454 selerini giydi ve Uranabi'nin kendisine uzatt alnl bana balad. Son derece ince ve hafif bir kumatan yaplmt zerine giydii elbise, ama vcudunu d etkilere kar gayet iyi koruyordu. Sadece bu adada yetien bitkilerden dokunmu zel bir kumatan yaplmt ve nasl dokunacan sadece Utnasudra biliyordu. En ilgin nokta ise elbisenin Glgame'in vcuduna tpatp oturma-syd. Sanki zel olarak kendi vcut llerine gre dikilmiti. Alnlk ise ferahlac bir zellie sahipti, sanki salarnn arasndan srekli olarak serin bir rzgr esmekteydi. Bir kez daha aday boylamasna kat ettiler ve Glgame bir kez daha sonsuzluk mucizesine hayran oldu. ayrlarn ve ieklerin olaanst canllktaki renklerini seyretti, gnein alnda yatarak ryalar gren, fakat aslnda uyank olan kelerlerin parldayan srtlarn seyretti. Adann kylarnda uzanan kayalklar ve o anda gzne dnyann herhangi bir yerinden ok daha gzel grnen masmavi gkyzn seyretti. Dnyadan elini eteini ekmi olan iftin herhalde dnyann en eskisi olan ve evresine inanlmaz bir huzur, rahatlk ve bar saan kulbesini seyretti. Sonra da gznde yalarla Ziusudra ve Utnasudra'nn yanna gelerek, onlara ebediyen veda etti. Utnasudra bu dokunakl vedalamadan ok etkilenmiti, iki erkein elini uzun uzun sktktan sonra, kocasna dnerek ondan bir ricada bulundu: "Sonsuz yaam bulmak iin inanlmaz eziyetlere katlanarak ve yorgunluktan lecek bir halde buraya geldi, fakat bulduu sadece bilgelik oldu. phesiz bu da ok nemli, hatta bir insann yaam boyunca elde edebileceklerinin en nemlisi. Fakat ona hediye edebilecein baka bir ey daha yok mu?" Ziusudra uzun uzun dndkten sonra cevap verdi: "Adann gizli bir yerinde yetien yaam otundan ona veremem, nk bu ot sadece bu adada yenmesi ve burada kalnmas durumunda tesir eder. Fakat lmllerin bilmedii bir bitki daha var, o da hemen hemen ayn etkiyi yapmaktadr. Onun srrn sana aklamak istiyorum Glgame. Dinle: Bu byl bitki denizin tabannda belli bir yerde yetimektedir, Uranabi nerede olduunu biliyor. Bu bitki kendisini yiyen kiinin -bir kereye mahsus olmak zere- genli455 ini geri getirir ve yalanmasn yavalatr. Sonsuz bir yaam deildir bu phesiz, fakat kalpteki huzursuzluu yok eder. Karaalya benzer, iei gl eklinde bir bitkidir bu. Onu grdn anda hemen tanyacak ve doru bitki olduunu anlayacaksn. Sana vereceim veda hediyesi bu olsun." Glgame dnyadan elini eteini ekmi olan adamn nnde derin bir kranla eildi. Arkalarn dnerek tek kelime etmeden, yolculua hazr olan teknenin kendilerini bekledii kayalklara yrdler. Uranabi tekneye yeni bir seren direi dikmiti, Utnasudra da ncekinden daha byk ve salam bir yelken dikmiti. Tekneye ayak bastktan, yelkeni fora ettikten ve tekneyi kyya

balayan ipi zdkten hemen sonra, Ziusudra aniden en yksek kayann stnde belirdi. Kollarn iki yana amt ve elleriyle havada daireler iziyordu. Gkyznden grnmez bir eyler topluyordu sanki; onlar ellerinin arasnda biimleyerek rzgra dntrd, tekneye doru savurdu ve yelkenlerin imesini salad. lmn sular bir anda kabard, alkaland, kprd, ama tekne hzla ileri doru atlarak, ksa bir sre sonra adann evresini saran korkun emberi geride brakt. Normal denize ulamlard imdi, artk sular bedenlerine de-se bile zarar vermiyordu onlara. Gneye doru hzla yol alyorlard. Tilmun ise giderek klyordu, sonunda bir nokta haline gelerek gzden kayboldu. "Ziusudra'nn szn ettii yere varmamza daha ok var m? Biliyorsun, denizin dibinde yetien ve insanlarn kalplerindeki huzursuzluu ve yall yok eden bitkinin yetitii yer" diye sordu Glgame. Bu defa dmene gemi olan Uranabi cevap vermedi. Glgame dikkatle bakt zaman, yal adamn alamakta olduunu grd. Hayattaki tek snan kaybetmiti, bir daha asla dnyalar arasnda seyahat edemeyecekti. nsanlarn oturduu yerleri hibir zaman evi olarak benimseyememiti. Artk bir zamanlar Tilmun kayks ve Ziusudra'nn hizmetkr olduu anlaryla avunacakt. Bir de usuz bucaksz deniz ile... Glgame baka bir ey sormad. Bir yandan yelkeni idare ediyor, dier yandan da gzleri tikp usanmadan ufku aratryordu. 456 Yarm gn boyunca yol aldktan sonra, ileride bir grup kk ada grdler. Uranabi dmeni o tarafa krdktan sonra, Glgame'e yelkeni topla-; masn syledi. "ite buras" dedi ve eliyle sudaki bir blgeyi gsterdi, "yerini tam olarak biliyorum, nk su daha s olduu iin, suyun rengi daha ak. Denizin sakin olduu gnlerde neredeyse dibi grmek bile mmkn." Glgame teknenin kenarndan eilerek aaya bakt. Denizin dibinde titrek ve bulank da olsa, otlarla dolu bir ayr grr gibi oldu. Uzun bitkilerin yumuak gvdeleri suyun akntsnda sallanyor ve sanki yapraklanyla el sallyordu. "Bunlar deniz otlan" diye aklad Urunabi, "deniz ineklerinin otlad ayrlar. Onlarn arasnda, sar kumlarn bulunduu yerde, Ziusudra'nn tarif ettii bitki yetiiyor. Adnn anlam udur: 'insan ihtiyarken genleir.' "Hemen suya dalarak bir tane koparmak istiyorum" dedi Glgame, "fakat onu imdi yemek niyetinde deilim. Deerli hazinemi Uruk'a gtrecek ve yallk gnlerim iin saklayacam, iyice yalandm zaman ise, genliimi ve mutluluumu geri vermesi iin onu yiyeceim." Ayaklarna ar talar balayarak denize atlad. Talar onu deniz otlarnn arasndaki san kumlu blgeye hzla indirdiler. Karaalya benzeyen ve iekleri gl gibi aan bitkiyi uzun sre aramasna gerek kalmad. Genlik bitkisinden bir bein hemen karsnda yetitiini grd. Glgame ban ekerek bitkilerden birini sapnn dibinden kesti. Sonra da ar talan ayaklarna balayan ipleri zd ve hafifleyen vcudu hzla su yzne kt. Uranabi elini uzatarak onun tekneye kmasna yardmc oldu. Glgame genlik bitkisini dikkatle inceledi, fakat gzne arpan ilgin bir zellik bulamad. Yine de onu itinayla bir bez parasna sard ve kk kn kemerinin arasna skca yerletirdi. "Sen de bundan yedin mi?" diye sordu kaykya. 457 Uranabi evet anlamnda ban sallad. "ok, ok uzun bir sre nce, yal bir adamken." "imdi ka yandasn?" diye sordu Glgame aknlkla. "Hatrlamyorum" diye karlk verdi Uranabi, "benim yamda bir insann hafzas bazen uzun zaman nce gzel ve nemli olan eyleri unutuveriyor. Mesela bir zamanlar Mutlular adasna gidip geldiimi unutmaya baladm bile... "Acyla suratn buruturdu, sonra da glmsemeye alt, "inan bana, bazen bylesi daha iyi. Aksi takdirde bu kadar ok eyi hatrlamamz ve kavramamz mmkn olabilir miydi? Sonsuzluk ok uzundur, fakat insanlarn hafzalar ise tam aksine ok ksadr. Hepimiz kafamzda elee benzer bir ey tayoruz Glgame. Sadece ok byk eyler taklp kalyor orada, daha kk, daha nemsiz eyler ise aa derek zaman iinde yok olup gidiyor."

Yirmi ift saat boyunca yol aldlar. Tam yiyecek ve iecekleri tkenmeye balamt ki, Uranabi Glgame'e dnerek konumaya balad: "Yarn bir adaya varacaz. Orada erzakmz tamamlayp biraz dinlenebiliriz. Umarm rotamz dorudur, nk bu gzergh kullanmayal ok uzun zaman oldu." Olaanst gzellikte bir hava vard; gkyz masmavi, deniz araf gibiydi. Uan balklar teknenin zerinden sryordu, bir defasnda da kuruni-gri renkli byk balklardan oluan koca bir sr, tekneye uzun sre elik etti. Fakat yol boyunca baka bir tekneye rastlamadlar. Deniz yollarnn ok uzakta bulunduu bir blgedeydiler, insanlarn oturduu kylar da buradan pek uzaklardayd. Glgame gnete yan gelip yatmann keyfini kartyordu. Esmekte olan ok hafif rzgrn ynne gre arada bir yelkenleri dzeltmekten baka yapt bir i yoktu. Sonsuza dek burada oturarak yelkenleri idare edebilirdi ve henz genlik otundan bir parack olsun yememi olmasna ramen, iinin imdiye kadar tatmad bir huzurla dolduunu hissediyordu. Bol bol vakti vard artk, her ey stne uzun uzun dnebilirdi. Ziusudra'nn sylediklerinin bir kelimesini olsun aklndan karmamt, Utnasudra'nn sylediklerinin de. Utnasudra, Siduri Sabitu ve genelde pek konukan olmayan Uranabi, ayn trden in458 sanlard. ehirde yaayan insanlardan son derece farklydlar; onlar gibi zaman kck paralara ayrarak kendi yaptklar bir plann snrlan dahilinde yaamak zorunda olmadklar iin, ehirlilerin hayal bile edemeyecekleri kadar zgrdler. Yava yava kendisinin de onlardan biri olduunu kavramaya balyordu, o da iindeki zlemin ve asla gerekleemeyecek olan hayallerinin bir kurbanyd. Gerein ne olduunu anlayamadan yaamda o kadar uzun mesafeler kat etmiti ki... O gerekten de kendisi miydi? Ziusudra'nn bilinaltna ektii tohumlar yeermeye balyordu. Glgame, diye konutu kendi kendine, kendini bulmak iin en emin yolda yrmeye baladn nihayet... Uranabi'nin szn ettii adaya ulaamadan gn sona erdi. Geceyi yiyeceksiz ve ieceksiz geirdiler, ertesi gn de durum deimedi. Kayk giderek daha ok endieyle dolan gzlerini gkyznn drt bir yanma evirerek ynn saptamaya alyordu. Acaba -tm dikkatine ramen- rotadan m sapmlard? Dnceli dnceli kafasn kayarak sakaln svazlad. "Anlamyorum" diye homurdand dilerinin arasndan, "ya aday grmeyerek oktan getik yanndan, ya da aklmda kalanlar baka bir gezinin anlar." Nihayet serin bir gecenin sabahnda ufukta koyu renkli bir ktle belirdi. Yava yava bir adann hatlar belirmeye balamt nlerinde. Uranabi gzlerini ksarak aday inceledi. "Hatrladm ada deil bu" diye kararn bildirdi sonra. Ama ne fark ederdi ki? Buras da zerinde yiyecek ve iecek bulunan bir kara paras, bir ada deil miydi? Korunakl bir koya girerek demir attlar. Glgame karaya karak aday kefe kt. Kayk ise teknede onun dnn beklemeye balad. Ada orak ve tozlu bir yerdi. Kara kuru allarla kaplyd her yan, yrdke ayaklarnn dibinden kk kertenkeleler kayordu. Birka tane clz tavan ile a kalm akbabalar andran mavi-siyah kular arpt gzne. Neredeyse adann tmn dolamt ki, aniden nne eski bir kuyu kt, iinde kaynak suyu vard gerekten, fakat o kadar derindeydi ki, suya ulamak iin ta dibine inmek gerekiyordu. 459 Gkyzndeki gne olanca acmaszlyla aasn yakp kavuruyordu. Glgame zerinde dolat orak topraklar kadar kurumutu, aadaki serin sularn arasna girip rahatlamak iin dayanlmaz bir istek duyuyordu iinde. Elbisesini kard ve iinde genlik otunun bulunduu kn kemerinin yanna koydu. plak olarak aa indi ve serin sularn iine dald. Gzlerini kapatp iinde bulunduu serinliin tadn kartmaya balamt ki, aniden yakndaki bir alln arasndan bir ylan kverdi. Genlik otunun etrafa yayd gzel kokuyu alm olmalyd. Galiba knn dm de biraz gevemiti. Ylan knda bulduu kk bir aralktan ieri szd ve genlik otunun -yapraklan ve gvdesi de dahil olmak zere- tmn itahla yedi. Tam bu anda gzlerini aan Glgame, iinde genlik otunun bulunduu knn kmldandn grd. Birden kan buz gibi dondu. Korkuyla sudan kt ve

telala kna yaklat. Genlik otunun son parasn da mideye indiren ylan, yaklamakta olan ayak seslerini iitince rkerek suya doru kamaya balad. Srnmeye henz balamt ki aniden eski derisi yaprak yaprak soyuldu ve yenisi gnete parlamaya balad. Ylan, genlemiti. Kuyunun kenarna ulat zaman bir kez daha biim deitirdi ve suya bir yumurta olarak dt. Olduu yerde donup kalan Glgame, her eyi grmt. Titreyen ellerle knn dmn zd ve iine bakt. Kendisi iin o kadar ok ey ifade eden genlik otundan geriye ufack bir para bile kalmadn dehetle fark etti. Tm umutlar bir kez daha yklmt! Dizlerinin zerine kerek lgnlar gibi alamaya balad. Bir anlk dikkatsizlii yznden hayattaki en nemli varln tm zamanlar iin yitirmiti. Kayknn yanna dnd zaman, gzyalar yanaklarndan sel gibi akyordu. "Bama byk bir felaket geldi Uranabi!" diye bard. "Tm abalarm, vcudumda alan yaralar, alnmdan boanan terler, tm umutlarm ve yaptklarm, hepsi boa gitti! Btn bunlar neden yaptm? Bana ne faydas dokundu? Bir ylana bitip tkenmez genlik baladm, benim iin ise her ey bitti artk! Konu benimle Uranabi! Beni avutacak bir eyler syle!" 460 Kayk kna bakt, iinin bo olduunu ve genlik otunun yok olduunu hemen anlad. Bir anda dnyann tm aclarn iinde hissetti. "Demek ki kaderlerimiz aynym dostum" dedi neden sonra, "ikimiz de kendimiz iin en nemli olan eyleri bir anlk dikkatsizliimiz yznden yitirdik, i iten geti bir kere. Sanmyorum ki denizin dibindeki tarlalar bir daha bulabileyim, hafzamn beni gnden gne daha fazla terk ettiini hissediyorum. Aramann hibir anlam yok, nk insan yaam ok ksa, fakat deniz usuz bucaksz." Bunun zerine Glgame bararak alamaya ve yerde tepinmeye balad. "Bakalarnn benden nce sahip olduklar bana lyk grlmyor!" diye bard. "Ellerim bombo! Bunca abalarmn tm boa gitti. Keke Uruk'tan hi ayrlmasaydm! Keke gnderlerini paralamasaydm, keke teknene hi ayak basmasay-dm! Bo yere bu kadar hayal krklna uramazdm o zaman!" Evet, bunu neden yaptn ki? diye sordu iinden gelen bir ses ona. Sevgilinin, Tehiptilla'nn kollarnn arasnda olmak ok gzel deil miydi? Her eyi renmek iin dur durak bilmeden dnyay gezmen art myd? Sonuta kaderin alarn insanlarn istedii gibi deil, kendi arzularna gre rdn anlamaktan baka ne geti eline? "Hayr" diye bard Glgame, "bunu yapmam gerekiyordu! Tilmun'a ulamak ve tm insanlardan uzakta yaayanlarn sonsuz mutluluklarn grmek zorundaydm! ok ey grdm ve ok ey kavradm. Sadece buna bile deer her ey." O zaman neden byle szlandn anlayamyorum, dedi iindeki ses. Tilmun'da bana gelenleri dn. Onlar, her eyi kavramak iin bir anahtar, iinde lklar atan mutsuzluk ise, benliinin baz eyleri hl kavrayamam olan bir paras. Bylece bir sre kendi kendisiyle kavga edip kaderine lanetler yadrdktan sonra, yava yava sakinleti. Bu arada Uranabi biraz serinlemek ve yiyecek bir eyler bulmak iin adann ilerine gitmiti. Glgame kyda yalnz banayd. Hl derin derin i geiri461 yordu, ihtiyar kayk uzun sre ortalarda grnmedi, nihayet geri dnd zaman ellerinde derisi yzlm bir tavan sallanyordu. Tek kelime etmeden onu bir tan zerine koydu, odun toplad ve bir ate yakt. Sessiz bir dostluk iinde atein bana oturarak tavan mideye indirdiler. "imdi ne yapmay dnyorsun?" diye sordu Uranabi nihayet. "Uruk'a geri dnmeyi" diye cevap verdi Glgame. Sanki dnyann en sradan meselesinden bahseder gibi konumutu. "iyi" dedi ihtiyar ve uyumak iin atein kenarna kvrld. Az sonra horlamaya balamt bile. Glgame ise daha uzun sre ky boyunca dolaarak, yldzlan ve dalgalann parltlarn seyretti. Acaba tm bunlar anlatacam insanlar, diye dnd, neler syleyeceimi gerekten anlayabilecekler mi? Daha nce hibir insann ayak basmad yollarda

yrdm kavrayabilecekler mi? Bedenim toz haline dnt zaman, beni hatrlayacak bir kii kacak m acaba? Evet, Uruk evresindeki marur ve muazzam duvar henz sapasalam ayakta. Uzun sre de zamann etkilerine direnecek. Biliyorum, gnn birinde insanlar artk orada yaamayacaklar ve l her taraf kaplayacak. O zaman bile bakalar gelip kumlan kazacak ve aknlkla yle diyecekler: uraya bakn! Bu Glgame'in yaptrd duvar deil mi? Bu dnce beni teselli ediyor, fakat byle olmasa bile, ardmda braktm tm izler toz haline gelip yok olsa bile, bunun iin imdiden zlmeye hi gerek yok. Hayatm dolu dolu yaamadm m? Her saniye benim iin nemli deil miydi? Ziusudra'nn retisi bana k tutacak, artk evreme gren gzlerle bakacam. Bo eylere balanmann ne faydas var? Ben, benim! Belki de uzaklardaki Uruk'ta beni dnen ve hasretle bekleyen biri vardr. Fakat bundan sonra karlaacam ve yaayacam her eye, Tilmun'da yaayanlardan birinin gzleriyle bakmaya alacam. Tanrlar var m, dnya sonsuz mu deil mi, kinat bir labirent mi, yoksa bir ember mi, yaamn anlam tm insanlar iin ayn m, yoksa herkes iin bir daha yaanmas olanaksz farkl anlamlar m var? Bir tek kez bile parlayan bir yldza tm ruhumla baktm zaman, parldayan denizin gzelliini 462 seyrettiim zaman ve rzgnn okamasn tenimde hissettiim zaman, btn bu sorular benim iin aniden nemini yitiriyor. Her an, her saniye bir karar vermek ve bu karar gerekten ruhumla hissedip hissetmediimi dnmek zorundaym. Sadece bu bile yeter bana, bu kadan bile yaamma yeterince anlam kazandryor. Glgame birden ok yorgun olduunu hissetti. Az nce ok byk bir kayp yaamasna ramen, yatmaya hazrlanrken garip bir sknet vard iinde. Derin ve ryasz bir uykuya dald sonra. Ertesi sabah, tekneye yeteri kadar ime suyu ve yenebilecek birka bitki kk ykledikten sonra, tekrar denize aldlar. Kayk bu defa rotay douya evirmiti, dosdoru doan gnein zerine doru gidiyorlard imdi. leye doru rzgr iddetini artrd. Kk yelken neredeyse patlayacakm gibi iiverince, tekne bir anda ileri frlayverdi. Kayknn surat endieyle karannca, gkyz de onu taklit etti. Kapkara bulut kmeleri bir anda gnei rtt. Henz yamur yamyordu ama giderek sertleen ve sonunda frtnaya dnen rzgr, denizi fkeyle kamlayarak dalgalar sertletirmeye balamt. Az sonra rzgr artc bir hzla donuverdi ve bu ani darbeye dayanamayan yelken boydan boya yrtld. "Dikkat!" diye bard Uranabi ve durumun daha ktye gitmesini engellemek iin diree doru kotu. Can havliyle keten bezlerle boumaya balad, fakat ana yelkeni indirmeye muvaffak olamad. Frtnann bir o yana, bir bu yana savurduu yelken, az sonra parampara bir halde gverteye dt. Balanna gelecek olann hepsi bu deildi ama. Frtna git gide iddetleniyordu, kk tekneyi dev dalgalar arasnda bir ceviz kabuu gibi oradan oraya savurmaya balamt bile. Uranabi'nin ve Glgame'in elinden, tm gleri ile seren direine sk sk sarl463 maktan baka bir ey gelmiyordu, nk teknenin zerinden aan dalgalar, ilk i olarak tm erzaklarn srkleyip gtrmlerdi. Dalgalarn darbe zerine darbe indirdii kk tekne, kontroln tamamen yitirmi bir halde yalpalayarak oradan oraya yuvarlanyordu. Bu arada gkyz kara-mavi bir renk alarak, gndz geceye evirmiti. Bulutlar ve su, haykrarak etrafna saldran tek bir ktleye dnmt. Az sonra imekler akmaya balayarak karanl yrttlar, sonra da gk grlemesi geldi. Ayn anda bulutlar patladlar ve bardaktan boanrcasna yamur yamaya balad. ki adam da tepeden trnaa srlsklam kesilmiti, omuz omuza gvertede yatyor ve son saatlerinin aldn dnyorlard. Frtnann uultusu, yeralt dnyasndan gelen sesleri andrmaktayd. Bylece saatler saatleri kovalad, ama frtna dinmek bilmiyordu. Tam aksine, giderek daha da iddetleniyordu. Rzgr delice bir srat kazanmt. Bir zamanlar tufan da buna benziyordu herhalde, diye aklndan geirdi Glgame. Baka bir ey de dnemedi, nk tm varln diree sk sk yapmaya adamt. Fakat tekne aniden iddetle sarsld. Ya denizdeki bir kum tepesine,

ya da frtna yznden gremedikleri bir kayala bindirmi olmalydlar. arpmann iddetiyle Glgame teknenin ta burnuna frlad ve kpeteye arparak durdu. Srtnda ve omuzlarnda korkun bir ac hissetmiti. Bu arada kulana baka bir ses daha gelmiti, hem de karaya oturmaktan ok daha tehlikeli bir ses. Ban yana evirince, seren direinin krlarak boylu boyunca tam yan bana devrildiini grd. Her ey o kadar abuk olmutu ki, azck yana ekilmesine yetecek zaman bile zor bulmutu. Seren direi gverte ve d kaplamalar delip geerek teknenin, gvdesinde oluan byk delikten su almaya balamasna neden olmutu. Uranabi neredeydi? Glgame frtnann iine haykrd, fakat hibir karlk alamad. Gr mesafesi neredeyse sfra dmt ve dev dalgalar seren direinin balad ii tamamlamak zere gverteyi dvmeye balamt. Glgame iki defa suya battn hissetti. Nefesi kesilmiti. G bela ban suyun stne karp nefes almaya alrken, deniz onu yeniden var gcyle srkleyip kendine ekti. Kollarn de464 li gibi saa sola sallarken, aniden bir tahta paras geldi eline. Can havliyle bu tahta parasna sarld, bu arada azgn dalgalar tekneye son darbeyi indirmiti. Byk bir atrt duyuldu ve tekne paralanarak batmaya balad. Kpren sularn bana balyoz gibi inmesine ramen, Glgame tahta parasn brakmad. Tm gcyle kendisini onun zerine ekmeye alyordu. Uzun sre abaladktan sonra nihayet bunu yapmay baard, fakat o kadar yorgun dmt ki, gzlerinin karardn hissetti. Baylmamaya alyordu. fkeli sular hl onu bir oyuncak gibi savurup duruyordu. Gsterecei en kk bir zayflk annda, sularn onu tahta parasndan alaca ve derinlere gmecei kesindi. Sk skya tahta parasna yapmaktan ve frtnann dinmesini beklemekten baka yapaca hibir ey yoktu. Ona sonsuzluk kadar uzun gelen bir zamandan sonra, yamurun ve frtnann nihayet azalmaya baladn, denizin az da olsa sakinletiini fark etti. Dalgalar onu beik gibi sallyordu imdi. Bir anda bilincini kaybetti ve sonsuz bir karanln iine dt. Uyand zaman hl tahta parasnn zerinde yzkoyun yattn fark etti. Vcudunu hissetmiyordu. akaklarnda gm gm ten bir ar vard, sol kolunu kaldrmaya alt zaman, ani ve artc bir sz omuz blgesini kaplad. Gzlerini kapayarak sakinlemeye ve arlarnn gemesini beklemeye balad. Gzlerini bir sonraki anda gndz olduunu fark etti; bulutlar dalm ve gne onu stmaya balamt. Bir kez daha kolunu kaldrmaya ve ban hareket ettirmeye alt; bu sefer daha kolay olmutu. Etrafna baknd. Usuz bucaksz, snrsz ve sonsuz bir deniz gryordu sadece. Ne tekneden, ne de onu paralayan kayalardan eser bile yoktu. Uranabi de grnrlerde yoktu, Glgame onun nceki gece boulmu olduunu bilmekten ziyade hissediyordu. Genlik otu bile seni bu sondan koruyamad, diye dnd Glgame Uranabi'nin denize gmld istikmete bakarak. Ona duyduu saygnn bir ifadesiydi bu dncesi. Bu arada yava yava kendi aresizliinin de bilincine varmaya balyordu. Engin denizde dalgalarn oyun oynad aresiz ve zavall bir oyuncak gibiydi. 465 Bu ekilde bir sre srklendikten sonra, dikkatli hareketlerle gerindi ve tahta parasnn zerine elinden geldiince rahat bir biimde yerlemeye alt. Bandaki ve omzundaki arlar iyice azalmt. Btn gn boyunca ufku gzetleyerek bir kara paras grmeye alt. Akam olup hava kararmaya yz tuttuu zaman, kurtulma midi azalmt. Serin gece havas onu titretiyordu. Tahtann zerinde takrdayan dilerle yatarken, aklndan geen tek dnce biraz olsun snabilmekti. Fakat her zaman uyank olmal ve tahtaya sk sk tutunmalyd, nk hl dalgalar aniden sinsice kabarmaya devam ediyordu, dikkatsiz bir annda onu tahtadan aa srklemeleri iten bile deildi. Bylece titreye titreye hayatnn en uzun gecesini geirdi, afak skt zaman kendisinin de slak ve cansz bir tahta paras olduunu dnmeye balamt.

Gn dodu. Hava snmaya balamt. Kendisine g veren gnei ve gn n sevinle selamlad. Fakat gn Glgame'in kendisinden beklediklerini yerine getirmedi. Sona erdii zaman, deniz hl sonsuz ve snrszd. Glgame kendi kendine konumaya balamt. Yola kt gne ve kendisine lanetler yadryor, fakat tanrlara kt bir sz sylemiyordu, iine dt durumun tek sorumlusu kendisi deil miydi? Kendisinden baka hi kimseyi sulayamazd. Bu arada gn sona ermiti. Tekrar gece oldu ve bu defa bir ncekinden daha uzun srd. Glgame'in zihni, kesin bir aklk ve koyu bir bulanklk arasnda gidip geliyordu. Giderek daha fazla konuuyordu kendi kendine; sorular ve cevaplar birbirini izliyordu. Tm hayatn batan sona gzden geirmeye ve sorgulamaya balamt, nasl olsa bunun iin bol bol zaman vard. En nemsiz davranlarn bile aklna getiriyor, yaptklarnn doru olup olmadn kendine soruyordu. Cevaplarnn tm ise ona cesaret vermekten ok uzakt. Sk sk yanlm ve korkun hatalara dmt, sonra da anlarn bilinaltnn derinliklerine gmerek yok etmeye almt. Mesela sedir ormanlar maceras. Neden bu kadar ok tahtaya sahip olmak-istemiti? Neden o kadar ok aa kesmiti? Sadece ie yaramaz ey466 ler yapmak iin mi? Enkidu'nun devs kaps bile onun iine yaramamt. Saraynn duvarnda ie yaramaz bir tahta paras olarak duruyordu artk, asl yapl amacyla hi ilgisi kalmamt. Aalar... onlar da kendisi gibi bir yaam biimi deil miydi? "Aa" diye seslendi zerinde yatt tahta parasna, "bir zamanlar canl bir aa olan sen! Beni tadn ve yaamm kurtardn iin sana teekkr ederim. Sana ve tm kardelerine sz veriyorum, bu andan itibaren hibir gnahkr el sizleri kesmeyecek. Basit eyler yaplmak uruna ziyan edilemeyecek kadar deerlisiniz. Hayatnz bir balta darbesiyle son bulmamal. Uruk'a dner dnmez birok aa diktireceim, bunlardan bir tanesi anlarmn aac olacak. 'Anlar aac' diyeceim ona. Gvdesine bir levha astracam, zerindeki yazt oradan geen her yolcudan durup dnmesini talep edecek." Tahta paras cevap vermedi, verdiyse bile sesi o kadar hafifti ki, denizin uultusu arasnda kaybolup gitti. Gnler ve geceler birbirlerini takip ederek akp gitti. Geceleri doan ay gnein yerini alyordu, ta ki gne yeniden ykselene kadar. Yoksa ayn anda m bulunuyorlard gkyznde? Yldzlar gryordu gkyznde Glgame, gece ve gndz yldzlar. Yoksa zamanlarn ak arasnda bir fark kalmam myd? nceden alk ve susuzluk ekiyordu, ama sonra bunlar hissetmez oldu. Dudaklar atlam, az imiti. Derisini bir tuz tabakas kaplamt, yar yarya bir balk olmutu artk. Bazen hayret edilecek bir ekilde kararyordu evresi, o zaman bilincini yitiriyor ve ok sonra uyanabiliyordu ancak... Yoksa her ey ayn anda m oluyordu? "Ben Glgame'im, Uruk kral!" diye sesleniyordu balklara ve onlara yorgun bir hareketle el sallyordu. "Biz de balklarz ve hepimiz denizlerin kralyz" diye karlk veriyordu balklar yzgeleriyle onu selamlayarak. Deniz suyu imeyi denedi, fakat iini ate gibi yakt ve midesini altst ettii iin, bunu yapmaktan vazgeti. Bir defasnda mavi pullu, krmz karnl bir balk ona doru yzerek yle seslendi: "Beni tut ve i i ye! Senin kurtarcnm ben!" Glgame bir an bile tereddt etmedi, bal kapt gibi az467 na gtrd ve srtndan srd. Tad irenti, fakat gerekten de yeni bir g kazandrmt ona. Yedii tek balk, ald tek besin bununla kald. Ak gzlerle rya grmeye balamt artk. Yzen baheler dans ediyordu etrafnda, deniz laleleri ve uuan kadn sana benzer tl yosunlar ile doluydular. Denizin derinliklerinden garip yaratklar kyor, sessizce onu seyrediyor ve tekrar bilinmezlie gmlyorlard. Birden kocaman bir balk yzerek ona doru yaklamaya balad, bir ev kadar bykt ve az kpkler iindeydi.

zerinde bulunduu tahta paras onu dosdoru bu kpren aza doru gtryordu. Balk onun yanna geldi, durdu ve ona saygsz gzlerle bakt. Ylana benzer bir ey baln arkasndan kayarak denize dt. Glgame igdsel olarak ylana sarld ve bunun bir ip olduunu fark etti. Salam, kaln bir halat. Bala doru ekildiini hissediyordu. Baln glgesi zerine dt zaman zorlukla gzlerini a ve karsnda duran koca gemiyi fark etti. Kpeteden aa eilen esmer tenli adamlar, ellerini ona doru uzatyordu. Onu yukar ektiler. Altndaki tahta paras, salam bir gverteye dnmt. Deiik lisanlarda konuan birok adam etrafna toplanmt, ilerinden birini tanyordu; ama yurdunun lisanyla konumaya balaynca sesini de tand: Kaptan Ebu el-Carca Ebu el-Carca'nn gemisi tka basa deerli hazinelerle doluydu. Denizin kar kysndan gelmekteydi, orada bulunan adalarla ticaret yapm ve korkun frtnay kazasz belasz atlatarak buraya kadar gelmiti. imdi de Frat rmann azna doru gidiyordu, elindeki mallan Mari'ye gtrmek istiyordu. "Kral Lamgi deerli talar, kumalar ve baharatlar bekliyor" diye gld kaptan bol kazan beklentisiyle. Oturduklar masada hararetli bir sohbete dalmlard. Glgame kendisini abuk toplam ve eski kuvvetini kazanmt. Kendisini kurtarann bu safran derili, cana yakn adamn olmas ve 468 yaknda sevgili Uruk'u tekrar grecei dncesi, onu ok sevindirmiti. Hayr, Ebu-el Carca uzun yolculuklar boyunca ne Tilmun adnda bir adadan sz edildiini duymu, ne de bu tarife benzer buyer grmt. Bilinen tm deniz yollarnn dnda bulunuyordu Tilmun, kayk Uranabi de boulduuna gre, artk hibir gemi oraya gidemeyecekti. Glgame Tilmun'a yapt yolculuu ve orada bulunduu srede bana gelenleri uzun uzun anlatt. Ebu el-Carca, Mutlular adasnda tm insanlardan uzak olarak yaayan Zi-usudra'nn hikyesini, zellikle de tufan faciasn dinledikten sonra, aknlkla ban sallad. Glgame'in szlerini bitirmesinden sonra da unlar syledi: "Anlattklarn kulaa son derece inanlmaz ve olaanst geliyor ki, senin masallardan ve yalanlardan holanmayan biri olduunu bilmesem, szlerinin doruluundan phe ederdim. Ziusudra'nn tufan hakknda anlattklarnn benzerleri, benim halkm tarafndan da biliniyor. Adalarda oturan insanlar, zellikle de yal bilgeler, bu olaydan bahsediyorlar hl." Yeryz sakinlerinin tmn hazrlksz yakaladna ve var olan her eyi yok ettiine gre, gerekten de ok korkun bir felaket olmalym. Ziusudra'nn syledikleri ok inandrc geldi bana, nk benim lkemdeki bilgeler de, ok eski zamanlarda olan bir tufandan kurtulup, dalara snan insanlarn torunlar olduklarn ne srerler. Bu insanlar her tarafa yaylm olmallar demek ki, nk dnyann birok blgesinde ayn hikyenin anlatldn biliyorum." "Ziusudra'nn doruyu sylediine eminim" diye belirtti Glgame kesin bir sesle, "o yalan syleyemeyecek olan, bu zaman ve meknn dnda, iyiliin ve ktln tesinde bir varlk." "iyiliin ve ktln tesinde" diye tekrarlad Ebu el-Carca dnceli dnceli,"... keke ben de onun gibi yaayabilseydim." "Belki de tm insanlarn ryasdr bu..." "Hepsinin olmad kesin" diye itiraz etti kaptan, "ktln ne kadar abuk kudret kazandn ksa bir zaman nce gittiim adalarda grdm. Ktlerin ulamak istedikleri bir amac vardr ve bu yolda hibir eyden ekinmezler. Akl banda hkmdarlar 469 tahtlarndan indiriliyor, onlarn yerine geen tiranlar da kanl ayaklanmalarla birbirlerini devirip duruyor, iyi olann kendini kabul ettirmesi genelde ok zor, nk istekleri daha az, ekinceleri ise daha oktur." "yilik ve ktlk nedir ki? Bir eyin iyi ve kt olduunu kim, neye gre saptyor? "Bilemiyorum" dedi Ebu el-Carca, "zaten gemi kanunlar ka-radakilerden ok farkldr. Biz yersiz yurtsuz, zgr insanlarz; fakat buna ramen dzen iinde yaamak istiyoruz. Bu dzen de yledir: Bana ve mrettebatma faydal olan her ey iyi, bunun dnda kalanlarn tm ktdr. zellikle de korsanlar ve kck lkelerine ramen kendilerini dnyann merkezi sanan agzl

hkmdarlar. Rzgrn esmemesi veya gereinden fazla esmesi de ktdr, bazen de deniz. "Bana kalrsa deniz kt deil, aksine o da iyiliin ve ktln ok tesinde bence" dedi Glgame. Islak lmden kl pay kurtulmu olmasna ramen, yine de denize kzmak istemiyordu. Srlarn bir ksmn anlamaya balyordu galiba: nsan srekli kendi hatalarn rtbas etmek ve suu bakalarna yklemek eilimindedir. O anda uygun olmayan her ey ktdr, fakat o an iin faydal olan her ey, iyi olarak kabul edilir. Oysa insanlar ou zaman yle iler yaparlar ki, snrl bak alaryla ne yaptklarnn farkna varmalar, mmkn bile deildir. Ziusudra'nn ulat konuma asla varmayacan bilmesine ramen, gelecekte dnyaya daha dikkatli gzlerle bakmaya kesin kararlyd. Elinden geldii kadar uyank kalmak istiyordu artk. Dnceli dnceli suya bakt. Deniz araf gibiydi, sakin ve gzel. Hanc Siduri'nin tasviri de byleydi. Srekli deiiyor, kendisini seyredenlere daima farkl bir yzn gsteriyordu. "B.u byy asla tam olarak anlayamayacam" dedi sonra. "imdiye kadar Frat' defalarca atm, uzun sredir de denizlerin zerindeyim. Senin gibi bir geminin gvertesinde, suya ok yakn yaamann da ilgin ve ekici olacan dnyorum. Fakat yine de byk bir g beni karaya, duvarla evrili Uruk'a ekiyor. Geni dzlkler ve byk bir ehrin gvenli ortam iinde kendimi 470 yuvamda hissediyorum ve her seferinde geri dnmemi salayan da iimdeki bu duygu. Daha nce asla Uruk'u bu kadar ok zleme-mitim." "Arad eyi bulmak iin dnyann ucuna kadar giden ve oraya varnca aradnn aslnda kendi iinde olduunu anlayan biri byle konuabilir ancak" dedi Ebu elCarca ve gld. Glgame de onun neesine ortak oldu. "Sanrm haklsn" diye karlk verdi sonra, "aradm gerekten de hep kendi iimde tamm. Eksik olan tek ey, onu grmemi salayacak bir bakt." "Seni denizden kardmzdan bu yana sormak istediim bir soru var. Sormama izin verir misin?" Glgame peki anlamnda ban sallaynca, Ebu el-Carca devam etti: "Gemi kazasndan sonra uzun sre denizde srklenmi olmalsn, zerindeki elbise emdii sulardan dolay arlamt. imdi ise tekrar yepyeni oldu, bylesine krallara layk bir kuma daha nce hi grmemitim. Yapld malzeme nedir? Kumalar alp sattm iin iyi tanrm, fakat buna benzer bir cinse daha nce hi rastlamadm." Glgame aknlkla zerine bakt. Kaptann syledikleri doruydu. Elbisesinde hibir hasar meydana gelmemiti, aksine sanki yepyeniymi gibi parlak beyaz bir renkte ltlar sayordu. zerine gne vurduu zaman, kuman arasndaki binlerce incecik iplik, gmten yaplma bir rmcek a gibi parlamaktayd. "Soruna cevap veremeyeceim" dedi sonra, "nk Utnasud-ra'ya bu malzemeyi nasl elde ettiini sormadm. Tilmun'a has bir kuma olmal. Ty gibi hafif olmasna ramen, yn ve deriden ok daha dayanklyd. Dokumas ok ince olmasna ramen, gndzn scanda serinletiyor ve gecenin souunda styor. lmsz bir insann elinden kt iin bu kadar dayankldr belki de." Bu arada yava yava karaya yaklamaya balamlard. Az sonra sahilin gr mesafesine girdiler ve ky boyunca ilerlemeye baladlar. Denizcilerin sylediine gre bu lkede kimse oturmu-yordu ve tehlikeli bir yer deildi. Bylece gnler rahat ve kedersiz gemeye balad. Rzgr ok hafif esiyordu, gemi de yava ve sakin bir ekilde ilerliyordu. 471 Nihayet bir sabah Frat'n denize dkld yere ulatlar, az sonra da Ur limanna girmilerdi. Gemi nhtma yanaarak demir att ve Ebu el-Carca mallarn pazarlamak iin kyya kt. Glgame de Ur prensini ziyaret etmek amacyla gemiyi terk etmiti. Onu byk sayg gsterileriyle karladlar ve tam bir hafta boyunca en iyi ekilde arladlar. Ebu el-Carca yeteri kadar ticaret yaptktan sonra, kararlatrdklar gibi saraya bir haberci yollayarak Glgame'e yola kabileceklerini bildirdi. Glgame ok sevinmiti. Uruk'u tekrar grme arzusu iini yakp kavuruyordu. Frat'n akntsna kar yelken atlar. Bir gnlk bir yolculuktan sonra Eanna'y grdler. Ziggura-tn ve tapnaklarn duvarlar masmavi gkyzne

gururla ykseliyordu, saraynn d cephesinin talar gnete parlyordu ve byk duvar ehri tun bir kemer gibi evreliyordu. Ebu el-Carca'nn gemisi limana demirledii zaman, hi kimse gemiden inen garip giysili, gneten yanm, uzun sakall adama dikkat etmedi. Glgame kimsenin kendisini tanmasna vakit brakmadan liman blgesini terk etti ve yryerek ehre gitti. Kk bir ocukken lde krmz aslann ryasn grmt. imdi de cennetten geri dnyordu ayn ekilde, fakat bu defa cenneti kalbinde tayordu. Kestirme yolu kullanarak Eanna'ya kt, meydandaki nbetileri atlatt ve Egalmah'a doru yrmeye balad. Az sonra sarayna ulamt. Kapy aan hizmetkr onu tanmakta olduka glk ekti. "Sus! Geri dndm hi kimseye syleme" dedi Glgame ve parman dudaklarnn stne koydu. Sarayn iine girmeden dosdoru gzel kokulu baheye yrd, nk onun orada olduunu biliyordu. Gerekten de, bahe duvarnn kesini henz dnmt ki, iki kz arkadayla beraber allarn arasnda oturan Te-hiptilla'y grd. Koarak kzn yanna gitti, nne diz kt ve ban kucana koydu. Sevgilisinin scak nefesi yanan okarken, artk gerekten evinde olduunu hissediyordu. "Tehiptilla, sevgili Tehiptilla" diye" inledi, "geri geldim! Senden bir daha asla ayrlmamak zere." 472 Tehiptilla tek kelime bile etmekten cizdi. Tek yapabildii hareket, parmaklaryla Glgame'in san okamaktan ibaretti. Sonunda ayaa kalkabildi ve bir zamanlar Enkidu'nun mezarnn banda yapt gibi onu yanna ekti. Bayla yapt kk bir hareket ile bahenin iinde bir yeri iaret etti. "Artk yalnz deiliz" dedi sonra. Glgame aknlk ve merakla gsterdii yne doru bakarken, nce ne demek istediini anlayamad. Sonra oradan gelen bir hizmetkr arpt gzne. Paytak admlarla yrmeye abalayan kk bir olan ocuunun elinden tutuyordu. Kendisine biraz daha yaklatlar. Glgame o zaman anlad. Kk ocuk gzlerini kocaman kocaman aarak merakl baklarla onu szd, sonra da kzn elini brakarak kendisi yrmeye balad. Babasna tpatp benziyordu. "Bu gerekten de?.." diye fsldad Glgame. Daha nce asla hissetmedii bir efkat duygusu kabaryordu iinde. Tehiptilla evet anlamnda ban sallad. "Eunna hakknda neler dnmem gerektiinden pek emin deilim" dedi Erenda, "kzdrlmamas gereken yal, tehlikeli bir aslan gibi davranyor. Gnler boyu odasna kapanarak hi kimse ile konumuyor, nihayet dar ktnda ise surat o kadar karanlk oluyor ki, bir an nce yolundan ekilmekten baka bir ey gelmiyor insann elinden. Bu durumunun sebebinin ne olduunu biliyor musun? Anu'nun kendisine yz evirdiini, bu yzden de yapmak istediklerine engel olduunu dnyor." "Nasl yani" diye sordu Glgame merakla, "yoksa Anu tarlalar kutsayp, rnn bol ve verimli olmasn salamad m? nsanlarn karnlar tok deil mi? Eski zamann dertleri sona ermedi mi? Eunna'nn neden endielendiini anlayamyorum." 473 "Ben de" dedi Erenda zntyle. "Fakat Eunna'nm esas derdi de bu. Ulatmz bu refah seviyesinin halkmzn bekasn tehdit ettiini iddia ediyor, insanlarn vermeden almaya altklarn ve kendilerinin bu derece bolluk iinde yaamalarn salayann Anu olduunu akllarna bile getirmediklerini sylyor. Huysuz, mark, doymak bilmez ve bol bol sahip olduklarnn birazn bile tanrlara sunmak istemeyen ocuklara benzetiyor onlar." "Sen ne dnyorsun bu konuda?" Erenda alnn krtrd. Cevab o kadar hzl gelmiti ki, Gl-game onun bu konu zerinde daha nce uzun sre dnm olduunu anlad. "Ben Uruk'un zenginliini her eyden nce ok sayda alkan ele borlu olduumuzu dnyorum. Anu'nun yzn bizden yana evirmesinin iyi olduunu, fakat yine de bir tek tanrnn tevecchne bel balamamzn yanl olacan dnyorum. Memnuniyet ve mutluluk bulmak iin insanlar da aba gstermeliler. Eunna'nn gereksiz yere endielendiini ve olaylar ok abarttn da dnyorum. Yallk baklarn bulanklatryor. Zihni sabit fikirlerle ve sesi

ineleyici imalarla dolu. efkatli bir baba deil o artk, aksine ocuklarn acmaszca yarglayan zalim bir hkimin ta kendisi. "Bir Anu rahibi olarak ok ak konuuyor ve amirlerin hakknda kat hkmler veriyorsun." Bir anda Erenda'nn suratna kan hcum etti. "Evet, ben bir Anu rahibiyim. Fakat yaamm tapnan yalnzlna ve yldz falclna adamadm, bazlarnn yapt gibi. Senin yokluklarnda devlet ileri ile yeterince uratm, halk yakndan lamdm ve onlar hakknda kararlar vermek zorunda kaldm. Bunlar yapmak, sadece koyun cierlerini inceleyerek kehanete gvenmekten ok daha nemli ve gereki geliyor bana. Kendi mantma gvenmeyi ve olacaklar zerine dnmeyi tercih ederim. Eunna ise eski gzel gnlerin yasn tutmakla megul. Oysa o gnleri artk kimse hatrlamyor ve bir daha geri gelmeleri mmkn deil." "Demek onun neesizliini ihtiyarln sebep olduu dik kafalla balyorsun?" "Evet" diye cevap verdi Erenda. "Eunna, Anu inannn halk nezdinde gzden dtne inand iin, kt kaderine kzyor. 474 Sen de biliyorsun: Hibir yerde onun adna yeni bir tapnak ina edilmiyor, ne komularmz, ne de baka kavimler onu ba tanr olarak kabul etmek istiyor. Buna karlk tar'n Vens inannn giderek nem kazanmas da Eunna'nm gznden kam deil. Dnyann her yannda onun adna yeni tapmaklar ina ediliyor ve Itar kzlarn barahibe olarak oralara gnderiyor. Anu rahipleri ise Uruk'tan dar kamyorlar, hatta burada bile eski itibarlar yok artk." "Peki sen arlk merkezinin kadnlarn tarafna kaymasn nasl aklyorsun?" "Kadn tarafna m? Fahie inan ve satn alnabilen ak tarafna demek istiyorsun herhalde! Vens inanndan geriye kalann tm bu" diye cevap verdi Erenda. "Kimsenin hakknda kt dnmek istemiyorum, ama bence gnmzde Itar inan sadece gstermelik olarak var, gerek anlam oktan yitip gitmi." "Anu inannda olduu gibi" diye ilave etti Glgame. "Evet, Anu inannda da durum aynen byle" dedi Erenda. "Dorusunu istersen ben bu inan meselelerini artk Frat'n sularna benzetiyorum: Sular dalgalar halinde geliyor; bugn en yukarda olan, yarn en aada olabilecei gibi, gnn birinde tekrar zirveye kabilir. Ebedi deveran yasas dedikleri bu olsa gerek. Bu durumda Eunna'nn yapt gibi fkelenmek ne ie yarar ki? nsanlarn bir eyden yz evirip, baka bir eyden holanmaya balamalar, onlarn en doal haklardr. "Hayretler iindeyim" dedi Glgame ve karsnda oturan adam gzle grlr bir takdirle szd, "daha nce tapnan bir hizmetkrnn azndan asla iitmemi olduum bu szler karsnda hayretler iindeyim. Szlerin ne kadar ak, anlalr ve doru! Gelecek sakl onlarn ilerinde. Ben de senin dndn gibi dnyorum Erenda. Beni artan tek ey, insanlarn geleceinin senin iin tapnan geleceinden daha nemli olmas. Sen de yaknda dncelerinin deimesine neden olacak bir mevkie gelmeyecek misin? Eunna'nn halefi olarak seilmedin mi sen?" "Bo ver" diye gld Erenda, "doru, onun halefi olarak ben seilmitim. Ta ki Eunna dncelerini deitirip, benimle olan ilikisini snrlayana kadar." 475 "Peki senin yerine kim seildi?" diye sordu Glgame heyecanla. "Krk yl dnsen aklna gelmez" diye cevap verdi Erenda, "nk ok komik bir seim yaptlar. Dinle: Benim yerime seilen Abebe'nin ta kendisi. O imdi Eunna'nn gzdesi ve lmnden sonra barahiplik makamna o oturacak." Glgame hayretler iinde ban sallad ve iinden ykselen glme isteini basramad. Kk, toparlak, biraz da budala Abe-be'den bakasn bulamamlar myd gerekten? Kafasnn ne kadar az altn cmle lem biliyordu. Glgame'in aklna bir zamanlar onunla birlikte yedi bilgenin maaralarna haberci olarak gnderildikleri geldi. Abebe ok korkmu ve akl kt bir aptal gibi davranmt. Hele Eunna'nn karsnda asla kendi gerek dncelerini syleyecek kadar cesur olamayacan iyi biliyordu, ihtiyarn her szn duraksamadan ban sallayp 'evet' veya 'elluri' diye onayladndan emindi. Tam Eunna'nn istedii gibi bir hizmetkr! Glgame bu cins insanlardan hibir zaman holanmamt. Zayf olduklar anda efendilerinin karsnda kpekler gibi

yaltaklanr, fakat g kendilerine geer gemez en kanl zalim oluverirlerdi bir anda. Bu durumu gz altnda tutmalyd. Elbette Eun-na'y da. luna ise bu arada artc bir deiiklik gstermiti. Barsever biri olup kmt ve bir zamanki dmanlklarnn tmn unutmua benziyordu. "Itar iin yabanc lkelerde tapnaklar ina edildiinden sz ediyordun..." "Evet, Ki'tekinin yapm bitti, iki tanesi de Dicle'nin dousunda ina edilmeye devam ediyor." "Demek ki lluna'nn hkmetme hayalleri gerek oldu" dedi Glgame ve eski dmannn iktidara ulamak iin evirdii bin bir entrikay hatrlad. "Evet, birbirinden ok uzaklarda bulunan ehirlerdeki tapnaklarn tmne hkmediyor artk. Bu tapnaklar arasnda da son derece iyi ve gvenli alan bir haberleme a kurmu. Kzlar da ona byk bir imanla hizmet ederek, var gleriyle hazine odalafin azna kadar doldurmaya alyor." 476 Can ne isterse yapsn, diye dnd Glgame. u anda kafasn megul eden bambaka bir sorun vard. "Yaknda kutsal evlilik vakti gelecek yine, deil mi?" diye sordu. Erenda ban sallad. "Evet, ve bu defa bir Iharo seme srasnn onda olduunu da biliyorum." Glgame irkildi. Fakat bunu fark eden Erenda neeyle gld. "Korkma" dedi, "bu sen olmayacaksn. Kulaktan kulaa onun seimini oktan yapm olduu fsldanyor." "Tanrann yatan paylama mutluluuna erecek olan bu talihli kii de kim?" "Umigingar" dedi Erenda ve Glgame'in kocaman alan gzleri karsnda sylediklerini tekrarlamak zorunda kald: "Evet, luna yaverine epeydir gz koymutu. Onun da kutsal evlilik trenini istemezmi gibi bir hali yok. Tam aksine, seilmi kii olmak gururunu ziyadesiyle okuyor. Hayat boyunca yapt atlmlar ne kadar dikkat ekici, deil mi? Basit bir ta frlatcdan kraln yaverliine, oradan da bir tanrann sevgililiine... Uruk'un tm erkekleri onu iddetle kskanyorlar." Glgame'ten baka! Onun buruan yzn gren Erenda, bir kez daha glmek zorunda kald. Kendisi de Itar'n yeryzndeki en gen tezahr luna hakknda neler dndn gizlemekten ekinmiyordu! "Demek ki bu defa biri kutsal, biri de gerek olmak zere, iki tane evlilik treni yaplacak" dedi Glgame ve Uruk'a dner dnmez gerekletirmeye karar verdii konu hakknda ak ak konumaya balad. Zaten pratik olarak uzun sredir kendisinin ei olan Tehiptilla ile tm halkn gz nnde evlenecekti. En banda Ihara's olarak semiti onu, imdi de kraliesi olma vakti gelmiti. Olu Andrubal da bu sayede tahtn meru varisi olmaya hak kazanacakt. Glgame Egalmah'ta mutluydu. Hayatnda ilk kez aramaktan vazgemiti ve iini dolduran duygularn eitlilii kendisini ok aryordu. Egalmah evi olmutu artk. Burada uyuyor, oturuyor ve bahedeki huzurlu saatlerin keyfini kartyordu. Sarayn ise 477 hkmet binas haline getirmiti, memurlar ehirle ilgili kararlarn orada toplanarak alyordu. Bakalarnn kulbeden karak tarlaya gitmesi gibi, o da Egalmah'tan karak resmi grevlerini yerine getirmek zere saraya gidiyordu. Zamann herkese gereken ilgiyi gstermeye yetecek biimde ayarlamaya zen gsteriyordu. Sabahlan, dokuzuncu ve onuncu saatler arasn ise, ya, konumu ve cinsiyeti ne olursa olsun, halktan insanlar iin ayrmt. Dileyen herkes bu saatler arasnda onun huzuruna karak derdini anlatabilirdi. Tek art, bunlarn hibir memur tarafndan zlemeyecek cinsten olmasyd. Glgame artk gsteriten mmkn olduunca kanmaya ve sade giysiler giymeye alyordu. Sadece bayramlarda ve zel gnlerde Tilmun'dan getirdii, hi eskimeyen ve hep ayn kalan elbisesini giymeyi tercih ediyordu. Tehiptilla'yla birlikte Anu tapnann nnden geip kutsanmak iin Itar kapsna doru yrrken de ayn elbiseyi ve alnln giymeyi istiyordu. ki eliyle Amdrubal' bann zerine kaldracak, bylece herkes onun tahtn varisi ve Glgame'in veliahd olduunu grebilecekti. Gerekten de her ey arzu ettii gibi oldu. Parlak tren uzun sre Uruk halknn dilinden dmedi. air Sinnunni, evlilik trenini yakndan izlemi ve en kk

ayrntsn bile elindeki kil tabletin zerine not etmiti. 'ki sevgilinin dn' adl bir de ark bestelemiti ve bu ark, zellikle dnlerde olmak zere, halk tarafndan sk sk alnp syleniyordu. Fakat bir sre sonra Glgame Tilmun yolculuunu anlatmak iin onu sarayna artnca, Sinnunni sevinten ve mutluluktan ne yapacan armt. Egalmah saraynn bahesinde kraln ayaklarnn dibine oturuyor ve anlattklarn bkp usanmadan saatler boyu dinliyordu. Bu arada Tehiptilla kk Amdrubal ile oynuyor, hizmetkrlar da bahe ileri yaparak arklar sylyordu. Mutlular adas, Ziusudra'yla Utnasudra'nn tufandan nceki ve sonraki maceralar, Uranabi'nin kaderi, Hanc Siduri Sabi-tu'nun bilgelii ve 'insan ihtiyarken genleir' otunun anlar... hepsi de Sinnunni'nin hayal gcn son derece kamlamtr Srekli szn keserek bir yn kk ayrnty aklamasn istiyor, 478 Glgame de airin isteini zevkle yerine getiriyordu. O olaanst maceralar ve bir daha asla geri gelmeyecek olan gnleri inceden inceye anlatmaktan bkp usanmas mmkn myd zaten? Sinnunni ise bir yandan kralnn szlerini saygyla, hatta neredeyse dinsel bir imanla dinlerken; dier yandan da bu kk incilerden ve deerli talardan muhteem bir mcevher yontmay tasarlyordu. "GILGAME'N SONSUZ YAAM ARAYII" adn tayan bir destan zerinde almaya balamt. Fakat aklna srekli olarak ilave edecei yeni msralar ve daha uygun olacan dnd yeni biemler geldii iin, bir trl sonunu getiremiyordu. Daha imdiden saysz kil levha kullanmt, her gn bunlara yenilerini ekliyor, Glgame'e okuyor ve onun onayn almaya alyordu. Enkidu'dan ve byk duvarn yapmndan sz ediyordu destannda, sedir orman seferinden, Humbaba'nn sonundan ve gk boasnn ldrlmesinden de. Glgame'in tm yaptklarn ve maceralarn bir bir anlatm, araya da okuyucuya aklayc ve retici olacan dnd kendisine ait yorum ve dnceler ilave etmeyi de ihmal etmemiti. nk yazdklar ksa zamanda halka ulamaktayd. Sevilen bir airdi Sinnunni, onun bulunmad bir tren ya da kutlama yok gibiydi. Fakat Glgame'in an ve eref dolu maceralar zerine yazd destan, ona eskisiyle kyaslanamayacak byklkte bir itibar kazandrd, insanlar sadece Sinnunni'nin destann dinlemek iin akn akn Uruk'a geliyordu. Bir sre sonra Sinnunni'nin etrafnda toplanan renciler, airin yazdklarnn birok kopyasn kartarak bata Ur, Eridu, Nippur ve Mari ehirleri olmak zere, lkenin drt bir yanna yaymaya baladlar. Glgame ise Sinnunni'nin yazdklarn tekrar tekrar dinliyor ve her defasnda eski yaamndan biraz daha uzaklatn hissediyordu. Kendisinden sz edildiini iitmek houna gitmekle birlikte, dalkavukluktan nefret etmekteydi. Tek istedii, btn bu maceralar sonunda edindii deneyimlerin dier insanlara faydal olacak biimde aktarlmasyd. Ve gerekten de ksa bir sre sonra, Glgame'in gerek bilgelie ulam olduunu syleyenlerin says hzla artt. O eski maceraperest, gz kara adam gitmi, yerine sabrl. 479 ve tecrbeli, olgun bir adam gemiti. Glgame'e akl danmak ve tavsiyelerini dinlemek iin kapsn andranlarn says da gn be gn artmaktayd. Glgame'in zek ve yaam sevgisi dolu yeni yaam biimi, tm halkn yararna olmutu. Uruk'ta adalet daha nce hibir zaman onun dneminde olduu kadar eit datlmamt. Smer lkesi, sadece Lugalbanda'nn dnemi hari, halknn refah ve mutluluunu bu kadar ok dnen bir krala asla sahip olmamt. Glgame ve Tehiptilla, Uruk ehrini uzun yllar boyunca birlikte byk bir uyum iinde ynettiler. nsanlarn mutlu olduu ve "altn a" olarak adlandrd yllard bunlar. Tm komularyla sevgi ve saygya dayal ilikiler iinde olduklar, Sinnunni'nin de syledii gibi, "birbirlerine mutlulukla, dardakilere ise korkusuzca" baktklar, bar dolu bir zaman. Bu altn a kendisini en gzel biimde Glgame tarafndan her sene balangcnda dzenlenen ve neeli tren alaylaryla balayan "aa dikme bayramlarnda" ifade ediyordu. Kral Glgame, yeni oluturulan "Kutsal Koru"ya ilk ayak bastklar gn mutlulukla anyordu sk sk. Tehiptilla ve Amdru-bal'la beraber Eanna'dan aa

inerek tarlalara gitmilerdi. Tren alayn byk bir maiyet takip ediyordu; her iki tapnan tm rahipleri ve halk da yol boyunca akn akn onlara katlmaya devam etmekteydi. Herkes en gzel elbisesini giymiti, nk yln en byk bayramn kutlayacaklard. tar'n kzlar ieklerden rlm talar takmlar, alglar alarak, ark syleyerek ve dans ederek alaya elik ediyorlard. Kk ocuklar, geecekleri yollara iekler serpmekteydiler. Tren alay nce doruca Glgame'in dnnden hemen sonra bizzat kendi elleriyle dikmeye yemin ettii "Anlar aacfna gitti. Glgame gelimekte olan gen aacn gvdesinin salamln kontrol etti, gnein henz pek kzgn olmayan nlar altnda atlamaya hazrlanan tomurcuklarn ilgiyle inceledi. Bu arada Tehiptilla yanlarnda getirmi olduklar toprak testiyi oullan Amdrubal'a uzatmt. Kk ocuk, kendisinden pek de byk olmayan aac byk bir neeyle sulamaya balad. 480 Krallarnn davranlarn rnek alan insanlar, yanlarnda getirmi olduklar apalar ile yerde atklar kk ukurlara aa fidanlar diktikleri esnada, Uuna ve Abebe de tarlalarn, bahelerin ve onlar evreleyen korularn bereketle dolmas iin yakarmaya baladlar. Uruk'un byk ve bilge hkmdar Glgame yle dememi miydi: "Tarlalarn snrlarn bundan byle glgeleriyle ekinlerin daha iyi yetimesini salayacak ve ehrimizi ln ortasnda bereketli bir cennete evirecek olan koruyucu aalarla belirleyelim..." Evet, Kral Glgame, dileyen herkesin kendi dnceleriyle ssleyebilecei buna benzer eyler sylemiti. Nasl olursa olsun, ehri evreleyen yeil kuan byyp gelimesini izlemek gerek bir mutluluktu, aalarn verdii glgenin faydas da herkese anlalmt oktan. Daha imdiden gzel sesli kular bymekte olan korulara srler halinde gelip yerlemilerdi. Balangta baz pheci kiiler onlarn tohumlara ve ekinlere dadanacaklarndan korkarak tarlalarna bekiler dikmilerdi, fakat sonradan bu endielerinin ne kadar yersiz olduu kt ortaya. Gzel sesli kular mahsule zarar vermek bir yana dursun, zararl bcekleri ve ekirgeleri yiyerek iftilere byk iyiliklerde bulunuyorlard. Gerekten de byk bir bayramd, insanlar nee ve mutluluk iinde alrken kularla beraber ark sylyorlard, hatta Sinnun-ni'ye bile ihtiya duymadan... Fakat hl "Anlar aac"nn nnde dikilerek ok, ama ok uzaklara dalm olan Glgame iin, bu olup bitenlerin tm bambaka bir anlam ifade ediyordu. Btn yaamm boyunca aalarla urap durdum, diye dnyordu, izlediin yolda senin iin en nemli olan neydi, diye soracak olsalar, aalar diye cevap verirdim hi phesiz... Her ey byl meeyi yerinden skerek, kklerinden trampetimi ve omaklarn yapmamla balamad m? Beni kral yapan da bu davulun sesi deil miydi? Uruk'u grkemli bir ehir yapacak ve evresine byk duvar recek gc, davulun sesinden almadm m? Hermon dana yaptm yolculuk ve sedirleri kesmem -bugn bunun hatal ve abuk verilmi bir karar olduunu anlam olmama ramen- bana an ve hret kazandrmad m? Geri bu yzden en 481 yakn dostum ve benliimin teki yans olan Enkidu'yu kaybettim... Keke uyarlarna kulak verseydim! "Aalarn bir lkenin zenginlii olduunu bilmiyor musun?" Bir vakitler bana sylemi olduu bu szleri asla unutmayacam. Yaayan doann bize sunduu bu muazzam zenginlii bir daha asla yok etmeyeceim, aksine onu her zaman koruyup kollayacam... Elmas bahelerindeki aalarn dallarnda altn ve gm meyveler yetiiyordu, fakat bu tr bir zenginlik tek bana olduu zaman alarn karnn doyuramaz. Siduri Sabitu'nun, hanc kadnn bahesinde yetien aa ne kadar gzel ve byleyiciydi oysa... O zaman neden onun szlerine kulak vermemitim ki?.. Baltam son olarak lm suyunu amakta kullanacam gnderleri hazrlamakta kullanmtm. Azck sabrl olup Uranabi'nin gelmesini beklesey-dim, bunu yapmama da gerek kalmayacakt. lm suyu, Tilmun, sonsuz yaam... Bu ryadan tam vaktinde uyandm ve yaam suyu beni tekrar Uruk'a geri getirdii iin ok mutluyum. Ve beni azgn dalgalar zerinde gnlerce tayarak hayatm kurtaran o tahta parasn asla unutmayacam. Bana ok ey retti, rnein doaya aykn

olarak yaamaya kalkmann ne kadar anlamsz bir ey olduunu... Oysa biz, tpk aalar gibi doann bir parasyz, onunla beraber yaayabiliriz... Glgame bunlar dnrken dudaklarnda hafif bir glmseme belirmiti, fakat hemen sonra dnceli izgilere dntler yine, nk aklna devaml yeni anlar, yeni elikiler geliyordu, zihnini dolduran ve asla dinmeyecek gibi duran dnce seli, mutluluunu glgelemeye balamt. Uruk'u glgelik korularn evrelemesi ne kadar iyi, diye dnd. Bu sene bol rn alacaz, her sene daha da bollaacak. Bir ksmn komularmza satarak elde edeceimiz kazan ile yeni tarlalar oluturabilir, bu ekilde daha da fazla rn elde edebiliriz. O zamanda da kanlmaz bir ekilde deniz ticaretine balamak zorunda kalacaz. Bu da Uruk'a beklenmedik bir zenginlik getirecek, yeni ve gzel eyler. Giderek daha fazla gemiye ihtiya duyacaz, byk filolara... Fakat gemi yapm iin ok aaca ihtiya vardr, birok aaca, insanlarn hafzalar ise o kadar zayftr ki... Bizden sonra gelecek olanlar, aalara bizim kadar zen gstere482 ekler mi? Yoksa iinde bulunduklar bolluk gzlerini krletirip, duygularn yok mu edecek? Ev yapmak, ssl mobilyalara sahip olmak, evlerini gzel eyalarla doldurmak, souk gecelerde snmak iin evrelerindeki tm aalar keserek, doay balangta olduu haline mi dndrecekler: Issz, kurak bir l! Tarih tekerrrden mi ibarettir, her ey dnp dolap balang noktasna m gelir? Tm yaptklarmz, ne kadar faydal ve akllca olursa olsun, son tahlilde bo ve anlamsz mdr? Glgame kafasn dolduran dnceler arasnda boulmak zereyken, aniden avcunda kk bir el hissetti. Artk sklmaya balad iin onu ekitiren Amdrubal'di bu. Onun iin Uruk evresinde grlecek o kadar ok ey vard ki daha... Vakit de olduka ilerlemiti, neredeyse len olmak zereydi. Glgame sanki derin bir ryadan uyanm gibi glmsedi. Tehiptilla kardaki imenlerle kapl yamata incir aalarnn glgesi altna oturmu, dier kadnlarla beraber elindeki sepetin iindeki hazineleri gn na kartmakla meguld: Yere yaydklar byk bir rtnn zerine yanlarnda getirdikleri yiyecek ve iecekleri yerletirdiler. Tehiptilla onlara el sallad ve Amdrubal artk yemee gitmeleri iin bir kez daha babasnn elini ekitirdi. yi, diye dnd Glgame, her ey zerinde etraflca dnmek doru bir davran. Fakat gereinden fazla derin dncelere de dalmamak lazm, yoksa insan yanl bir ey yapaca korkusuyla neredeyse hibir ey yapamayacak hale gelir. Yaam devam ediyor, biz nasl aalara muhtasak, onlarda ayn ekilde bize muhta. Demek ki herkes iin yapacak ok ey var daha. Ve belki de yaammz biraz daha anlaml klmay baarabiliriz. Yeter ki ok fazla grlt karmayalm, yoksa aalarn hakkmzda syledik-Jerini iitemeyiz... 483 YURT KTAP-YAYIN |3~otr>cvr>c__* Hammurabi'nin Mhr BABL Hans Kneifel SADAKATN, ENTRKANIN, KANUNLARIN, EFSANEV LDER HAMMURAB'NN, BABL'N ROMANI Grkemli Babil ehri, Kral Hammurabi'nin dil ynetimi altnda huzur ve refah dolu altn an yaamaktadr. Hammurabi Kanunlar komu lkelerde bile saygyla kabul edilmektedir, tacirler dnyann ucundaki lkelerle bile gven iinde ticaret yapabilmektedir. Bu durumdan rahatsz olan karanlk gler ise Hammurabi'yi ldrmek ve iktidar ele geirmek istemektedir... Hans Kneifel, yazarlk kariyerine bilim-kurgu kitaplaryla balam, ok sayda genlik kitab, radyo oyunu, aratrma-inceleme ve roman yazmtr. Yazar tarihi romanlar iin unlar sylemektedir: "Tarihin kuytuluklarnda insanln kaderinin izlerini aratrmak ve zamanmzdan binlerce yl ncesinin dnyasnn bizim iin ne denli nemli olduunu, tanrlarla dolu bir gkyz altnda dnya kavraynn ne denli zengin olduunu ortaya koymak beni bylemektedir."

Gne Tanrs Ra'nn Kz KLEOPATRA Gerhard Konzelman FTE MISIR KRALES KLEOPATRA'NIN ROMANI O, kimileri iin bir tanra, kimileri iin fettan kadnn tekiydi. Kleopatra, imparatorluunu eski gcne kavuturmak istiyor ve bu emeline ulamak iin tm yeteneklerini ortaya koyuyordu: Kurnazl, politik dehas, efsanevi gzellii ve batan kartcl. Bu artlar altnda Sezar ve Marcus Antonius gibi kudretli Romallarn bu gzel kralienin bysne kaplm olmalar hi de artc deildi. Fakat kader her eye ramen bu byk ve tutkulu kadna trajik bir son hazrlad. Badat'ta lm HALLAC-I MANSUR Wolfgang Gnter Lerch NANCIN VE DRENN, "DAR"DA HALLACI MANSUR'UN ROMANI "... armhn nnde duran bir cellat, ikence gren adamn vcuduna iki ivi daha akmakla meguld. ekici indirdii anda adamn vcudundan fkran kan stunu geni bir kavis izerek meydan. kaplayan tolann arasna karyordu. Fakat kurban kahkahalar atarak yle bir glyordu ki, yanaklarndan aa yalar szlyordu. Bunun sebebi ektii ac olabilir miydi? Rstem Efendi'nin sesi duyuldu: 'Bu adam el-Hallac."' MAV YUNUSLAR SARAYI Brigitte Riebe GRT'N NL LABRENT SYLENCESNN ROMANI ... Parlak ay deri kaylarla st dalna balanm bir kadn aydnlatyordu. plak bir adam denizden karak kadna yaklamaya balad. Suratnda deri bir boa maskesi tayordu. Ve davullarn arks balad... ... Bacaklar adamn tohumlanyla slanm olan kadn denize gitti ve dalgalarn kendisini okamasna izin verdi. Biliyordu ki, ilkbahar Girit'e geri dnnce karn iecek, bir ocuu olacakt. Bir olu... Fedalerin Kalesi ALAMUT Wladimir Bartol LK FEDA RGTLENMESNN, HASAN SABBAH'IN ROMANI "Avni olum, Tahir'in torunu!" demiti ona. "Doruca Demavend Da'na giden yolu tut. Rey'e ulanca ahrud Irma'na giden yolu sor. Irman kayna sarp bir vadide bulunmaktadr; oraya k. Byk bir kale greceksin. Bu yerin ad Alamut kalesidir, yani 'kartal yuvas.' ..." ... nl vezire cevap vermek istercesine nnde eilen Hasan Sabbah'n fedasi, hzl bir hareketle haneri enesinin hemen altndan boynuna saplad. Vezir o kadar armt ki ac bile duymad. Sadece gzlerini iri iri at, mektupta yazl bir tek cmleyi okudu: "Cehennemde grmek zere... bni Sabbah." Yldzlarn Efendisi HAYYAM Harold Lamb AKIN, BLMN VE ZGR ELETRNN, YILDIZLARIN EFENDS MER HAYYAM'IN ROMANI Bir bilim adamnn roman... Akn, kara sevdann roman... Bilimin, zgr eletirinin, mer Hayyam'n roman... Bilim ile dogmatizmin atmasnn roman... Yldzlarn Efendisi'nin, adrcnn olunun roman. ... mer Hayyam deyince akla ne geliyor? arap m? Okuyalm grelim. "Yarabbi... Neler oluyor?.. Allah'n izniyle... kim?.." Kelimeler aznda dolanyordu Hccet l-slam'n. "Byle byk bir kuleyi ne dndrebilir

ki? Onu dnerken grdm." mer hibir ey sylemeden Gazal'nin ayaa kalkmasna yardm etti... Atein Efendisi AMAN Harald Braem ASYA'NIN AYNCS, ATEN EFENDS AMAN MTOLOJSNN ROMANI Taygann kral Malu'nun gururlu boynuzlarn da tayor stnde; ruhunda ise bir daha asla snmeyecek olan bir alev dalgalanyor. Sisin iinde dimdik duruyor ve asanlara doru yol alyor: Bir karta!1,' bir rnn dibine uzanm bir kurt. Yce ekilde ayor nehri. geyik ve Atein Efendisi Ve ayakl; aman Bo-Han ite b 3HB Konu NO Kayt No KTAP CEB JO.kaO YURT Kutsal Kitaplarn Kayna Glgame Destan'nn Roman Uruk'tan kuzeye doru yayan saatlik mesafede soluk solua durdu. ... Sanki bir yarmay kazanmak ister gibi btn yol boyunca durmakszn komutu. Belki de bir yart bu, son derece yalnz bir yar: Glgame tm dnyaya kar. ... Yldzlar gryordu gkyznde Glgame, gece ve gndz yldzlar. Yoksa zamanlarn ak arasnda bir fark kalmam myd? ... Dudaklar atlam, az imiti. Derisini bir tuz tabakas kaplamt, yar yarya bir balk olmutu artk. Bazen hayret edilecek bir ekilde karanyordu evresi, o zaman bilincini yitiriyor ve ok sonra uyanabiliyordu ancak... Yoksa her ey ayn anda m oluyordu? "Ben Glgame'im, Uruk kral!" diye sesleniyordu balklara... ISBN: 975-7076-10-4 789757"76T Harald Braem _ Glgame Destan Kitaplar, uygarla yol gsteren klardr. UYARI: www.kitapsevenler.com Kitap sevenlerin yeni buluma noktasndan herkese merhabalar... Cehaletin yenildii, sevginin, iyiliin ve bilginin paylald yer olarak grdmz sitemizdeki tm e-kitaplar, 5846 Sayl Kanun'un ilgili maddesine istinaden, engellilerin faydalanabilmeleri amacyla ekran okuyucu, ses sentezleyici program, konuan "Braille Not Speak", kabartma ekran vebenzeri yardmc aralara, uyumluolacak ekilde, "TXT","DOC" ve "HTML" gibi formatlarda, tarayc ve OCR (optik karakter tanma) yazlm kullanlarak, sadece grmeengelliler iin, hazrlanmaktadr. Tmyle cretsiz olan sitemizdeki e-kitaplar, "Engelli-engelsiz elele"dncesiyle, hibir ticari ama gzetilmeksizin, tamamen gnlllk esasna dayal olarak, engelli-engelsiz Yardmsever arkadalarmzn youn emei sayesinde, grme engelli kitap sevenlerin istifadesine sunulmaktadr. Bu e-kitaplar hibirekilde ticari amala veya kanuna aykr olarak kullanlamaz, kullandrlamaz. Aksi kullanmdan doabilecek tmyasalsorumluluklar kullanana aittir. Sitemizin amac asla eser sahiplerine zarar vermek deildir. www.kitapsevenler.com

web sitesinin amacgrme engellilerin kitap okuma hak ve zgrln yceltmek ve kitap okuma alkanln pekitirmektir. Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum. Sevginin olduu gibi, bilginin de paylaldka pekieceine inanyorum.Tm kitap dostlarna, grme engellilerin kitap okuyabilmeleri iin gsterdikleri abalardan ve yaptklar katklardan tr teekkr ediyorum. Bilgi paylamakla oalr. Yaar MUTLU LGL KANUN: 5846 Sayl Kanun'un "altnc Blm-eitli Hkmler" blmnde yeralan "EK MADDE 11" : "ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar amagdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." bu e-kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir. Kitab Tarayan ve Dzenleyen Arkadaa ok ok teekkr ederiz. Kitap taramak gerekten incelik ve beceri isteyen, zahmet verici bir itir. Ne mutlu ki, bir grme engellinin, dzgn taranm ve hazrlanm bir e-kitab okuyabilmesinden duyduu sevinci paylaabilmek tm zahmete deer. Sizler de bu mutluluu paylaabilmek iin bir kitabnz tarayp, kitapsevenler@gmail.com Adresine gndermeyi ve bu isimsiz kahramanlara katlmay dnebilirsiniz. Bu Kitaplar size gelene kadar verilen emee ve kanunlara sayg gstererek ltfen bu aklamalar silmeyiniz. Siz de bir grme engelliye, okuyabilecei formatlarda, bir kitap armaan ediniz... Teekkrler. Ne Mutlu Bilgi iin, Bilgece yaayanlara. Not sitemizin birde haber gurubu vardr. Bu Bir mail Haber Gurubudur. Grupta yaynlanmasn istediiniz yazlarnz kitapsevenler@gmail.com Adresine gndermeniz gerekmektedir. Grubumuza ye olmak iin kitapsevenler-subscribe@googlegroups.com adresine bo bir mail atn size geri gelen maili aynen yantlamanz yeterli olacaktr. Grubumuzdan memnun kalmazsanz, kitapsevenler-unsubscribe@googlegroups.com adresine bo bir mail gnderip, gelen maili aynen yantlayarak yeliinizi sonlandrabilirsiniz. Daha Fazla Seenek in, grubumuzun ana sayfasn http://groups.google.com.tr/group/kitapsevenler?hl=tr Burada ziyaret edebilirsiniz. sayglarmla. Tarayan Yaar Mutlu Web site www.kitapsevenler.com

e-posta yasarmutlu@kitapsevenler.com kitapsevenler@gmail.com mutlukitap@hotmail.com Harald Braem _ Glgame Destan

You might also like