You are on page 1of 158

Fikret Bakaya _ Paradigmann flas www.kitapsevenler.com Merhabalar Buraya Yklediimiz e-kitaplar Grme engellilerin okuyabilecei formatlarda hazrlanmtr.

Buradaki E-Kitaplar ve daha pek ok konudaki Kitaplar bilhassa grme engelli arkadalarn istifadesine sunuyoruz. Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum. Ekran okuyucu program konuan Braille Not Speak cihaz kabartma ekran ve benzeri yardmc aralar sayesinde bu kitaplar okuyabiliyoruz. Bilginin paylaldka pekieceine inanyorum. Siteye yklenen e-kitaplar aada ad geen kanuna istinaden tm kitap sever arkadalar iin hazrlanmtr. Amacmz yayn evlerine zarar vermek ya da eserlerden menfaat temin etmek deildir elbette. Bu e-kitaplar normal kitaplarn yerini tutmayacandan kitaplar beenipte engelli olmayan okurlar, kitap hakknda fikir sahibi olduklarnda indirdikleri kitapta ad geen yaynevi, sahaflar, ktphane ve kitaplardan ilgili kitab temin edebilirler. Bu site tamamen cretsizdir ve sitenin ieriinde sunulmu olan kitaplar hibir maddi kar gzetilmeksizin tm kitap dostlarnn istifadesine sunulmutur. Bu e-kitaplar kanunen hi bir ekilde ticari amala kullanlamaz ve kullandrlamaz. Bilgi Paylamakla oalr. Yaar MUTLU lgili Kanun: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK MADDE 11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yaynna geilmitir. T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl ANKARA bu kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir. verilen emee sayg duyarak ltfen bu aklamala silmeyin. Tarayan ve Dzenleyen Yaar Mutlu www.kitapsevenler.com e-posta yasarmutlu@kitapsevenler.com kitapsevenler@gmail.com mutlukitap@hotmail.com kitapprensi@gmail.com Bilgi gtr, G ise bilgidir. Fikret Bakaya _ Paradigmann flas RESM DEOLOJNN ELETRSNE GR Fikret Bakaya BATILILAMA, ADALAMA, KALKINMA DOZ JEH # ,f

Bu kitab, yazlmasnda byk emei gecen eim SEVN BAKAYA'ya minnet ve kranla ithaf ediyorum. DOZ YAYINLARI: 3 I. Bask: Nisan 1991 V. Bask: ubat 1996 Bask: Yn Matbaas Kapak Tasarm: Yusuf Aslan n Kapak Fotoraf: letiim Yay. Arivi Arka Kapak Fotoraf: Vahit Ara RESM DEOLOJNN ELETRSNE GR Fikret Bakaya DOZ BATILILAMA, ADALAMA, KALKINMA DOZ BASIM VE YAYINCILIK LTD. Tt. lk Belediye Cad. No: 5/6 Tnel - STANBUL Tel-Fax: (0212) 245 41 37 do: . ikret Bakaya 1940 ylnda Denizli'de dodu. zmir Atatrk Lisesi'ni bitirdikten sonra, Ankara niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesi'ne girdi ve bu fakltenin ktisat ve Maliye blmnden mezun oldu. Burs kazanarak gittii Fransa'nn Paris ve Poitiers niversitelerinde, iktisat dalnda doktora yapt. Doktora almalar dneminde ve sonrasnda, azgelimilik, emperyalizm ve kapitalizmden sosyalizme gei sorunlar zerine eitli aratrmalar yapt. 1973 banda Trkiye'ye dnd, askere alnda. Yedek subay okulundan "kt dnce ve davran" sahibi olduu gerekesiyle er kartlarak "sakncal piyade" olarak Erzurum'a (Oltu) srgn edildi. Bylece Bakaya "en tahsilli er" unvann da kazanm oldu... Askerlik sonras baz demokratik kurulularda aratrmac olarak alt. 1979'da niversitede grev alan Bakaya, Abant zzet Baysal niversitesi retim yesi iken ve "sakncal piyade" karlmasndan 20 yl sonra (1993) elinizdeki kitapta "devletin lkesi ve milletiyle blnmez btnl" aleyhine grler ileri srd gerekesiyle nl TMK (Terrle Mcadele Kanunu)'nun 8/1 maddesinden 20 ay hapis ve 41 milyon 666 bin TL. para cezasna arptrld. Haymana Cezaevi'ndeki 20 aylk mahpusluk dneminde "dnce sulusu" unvann kazand. ok sayda kitap, makale ve evirisi bulunan Bakaya, arkadalaryla birlikte kurduu "zgr niversite"ninyneticilerindendir. 1. BLM GR "Ne mutlu o yoksullara ki teki dnya onlarndr, er ya da ge bu dnya da onlarn olacaktr." F. Engels* I. Trkiye iki yzyl akn bir zamandan beri Bat gibi olmak iin onu taklit ediyor. Kk bir aznln "refah" pahasna, giderek insanln varolu koullarn ortadan kaldran burjuva uygarlnn "ayrcalkl" lkelerine benzemek istiyor. yle bir burjuva uygarl ki: "Sahiplerinin karma olarak sermayenin geniletilmi yeniden retimini salyor da, bir btn olarak toplumun basit yeniden retimini salyamyor."W Her dnemde iktidar ele geirenler, "kurtulu reetesinin" ceplerinde olduunu ve be-on ylda sorunlarn zme kavuacan sylyorlar. Ne var ki, be-on ylllarn sonu bir trl gelmiyor. Hedef, ufukta bir izgi gibi hep uzaklara kayyor. stelik Latince deyimdeki gibi(**> uzaklatka prestiji artyor. Mustafa Reit Paa'nn 3 Kasm 1839'da Glhane

(*) Londra mektubu 1843 (**) Major e longinquo reverentia Park'nda okuduu Tanzimat Fermam'nda (Hatt- Hmayun): "Memleketimizin corafi durumuna, mnbit topraklarna ve halkn kabiliyet ve istidadna gre lzumlu eylere teebbs olunduu takdirde, be on yl iinde Allann yardmyla istenilen****) eylerin hasl olaca..." syleniyordu. Bunun iin de "baz yeni kanunlarn konulmas lzumlu ve nemli grlm"t... Trkiye'nin iki yzyl aan "asrileme", "muasrlama", "Batllama", "adalama", "kalknma", "a atlama" problematii, smrgeleme srecinden baka bir ey deildir. Sz konusu olan, sreklilik gsteren bir izgidir. Idris Kkmer'in deyiiyle, bir "yenilgi tuzadr.."^ Mustafa Reit Paa Osmanl mparatorlu-u'nu, "Civilisation"a sokmaya alyordu (!) Bugnn yneticileri de Trkiyeyi "AET'ye sokmaya alyorlar (!) Mustafa Reit Paa'dan bu yana bir buuk yzyl getii halde, Avrupa'nn hemen tm kaplar Trklere kapal. Bat'ya gidebilmek iin vizeyi iine sindirmek ve baraj aabilmek gerekiyor... nc Mustafa zamannda "bu devlet nasl kurtulur" sorusu imdilerde, "bu devlet nasl kalknr" sorusuna dnm grnyor... Btn bu dnem boyunca ynetici elitin topluma ve dnyaya baknda radikal bir deiiklik sz konusu olmad. II. Bizim smrgeleme olarak grdmz srete, Cumhuriyetin kurulmasyla bir kopukluk ortaya kmamtr. Cumhuriyet rejimi, Trkiye'nin emperyalist Bat ile olan ilikilerinde ve Kapitalist Dnya sistemi iinde Trkiye'nin konumunda kkl bir deiiklii temsil etmiyor. Dolaysyla, bir "yenilgi tuza"n temsil eden paradigmann dna kmak sz konusu deildi. Resmi ideolojinin yaymaya alt grn aksine, Cumhuriyet dnemi de smrgeleme yolunda ilerlemekten baka bir ey deildi. (***) Altn biz izdik (F.B.) III. Bugn Trkiye'nin kendi yolunu bulabilmesi, "salkl" bir kalknma yoluna girebilmesi, uluslararas dzeyde saygn bir lke konumuna gelebilmesinin nndeki en byk engel "yapay" bir resmi ideolojinin varldr. Bu resmi ideoloji, bilimsel - entellek-tel gelimeyi ve yaratcl srekli engelleyerek, dnsel alan oraklatrmakta, demokratiklemenin nnde nemli bir engel oluturmaktadr. Cemil Meri: "Bu hadm edilmi idrakle, bu 'izinli' hrriyetle kalknmak mmkn m?" derken, bu amaz arpc bir ekilde ifade etmitir.(3) Geerli resmi ideoloji, toplumun kendisi hakknda dnme yeteneini dumura uratmaktadr. "Sermaye Uygarl" ile ilgili olarak doru bir tavr gelitirebilmek iin, iki yzyldr hep ayn kmaz yolun yolcusu olduumuz ortaya konulmaldr. Bu konudaki yanlg da "Milli Mcadele" konusundaki yaklamlarda ve Cumhuriyet Rejimi'nin tahlilinde odaklayor. Milli Mcadele ve Cumhuriyetin ilk on yllar zerinde kitabn hacmine gre biraz fazlaca durmamz bu bakmdan gerekliydi. IV. Byle bir resmi ideoloji oluturulmasnn nedeni, Cumhuriyeti kuran kadrolarn tarihsel olarak geri (askeri ve sivil brokrasi, ayan, eraf, aa, eyh, komprador burjuvazi vb.) sosyal snflara dayanm olmasndandr. Eer bir ideolojinin gc temsil ettii toplum snflarnn (burada hakim snflarn) gcnn ideolojik plana yansmasysa, emperyalizm anda bu snflarn ilerici bir rol oynamalar olanakszd. Cumhuriyeti kuran kadrolarn bu nitelii veri olduunda, ideolojik boluun resmi ideoloji ile doldurulmas bir "zorunluluk"tu. Byle bir resmi ideolojiye dayanak yaplacak eyler de snrlyd. Bunu: a) Mustafa Kemal'in kiilii etrafnda bir kii klt yaratarak; b) Milli Mcadele'yi "yeni" ynetici snfn ihtiyalarna uygun olarak yorumlayp, olduu gibi deil de, mlk sahibi snflarn "olmasn istedikleri" gibi yeniden yazdrarak; c) Tek Parti dnemi "nklaplar"nn nemini abartarak "gerekletirdiler." V. Cumhuriyetin yeni ynetici elitinin ve dayand tarihsel olarak geri sosyal snflarn ihtiyac olan bu resmi ideolojiyi oluturmak da ttihat artklarna ve onlarn devam olan Cumhuriyet aydnlarna decekti. Cumhuriyet aydnlar resmi ideolojinin reticisi ve yaycs olma misyonuna koulmulard.. Resmi ideolojiyi retip yaymaya koulmu aydnlarn devletle olan ilikileri ve devlet karsndaki konumlar da, ister istemez "zel bir vehe" kazanmt. Bir bakma Osmanl aydnnn konumuna benzer bir

konumdaydlar.. Dolaysyla, kapitalist topluma zg aydnlar gibi, devletten "grece bamsz" deillerdi. Bu durum, dnsel-entellektel alan ksrlatrm, anti-demokratik, tek-tip, banaz bir dnce kalbnn yerlemesi sonucunu dourmuun VI. Yaklak yetmi yldr bir sermaye snf yaratmak iin byk aba harcand. Emeki toplum kesimleri byk basklara maruz brakld. Ne ki 1920'lerin "komisyoncu sermayesi" imdilerde uluslararas sermayenin (okuluslu irketlerin) "taaronluu" konumuna ancak terfi edebilmi durumdadr. Trk zel sermayesi onca yl "tevik", "destek" ve "vurgun"dan sonra yeni tevikler, ayrcalklar istiyor ve ancak emperyalist sermayenin eteine yaparak ayakta kalabiliyor. Bugn de lkenin gelecei bu "marazi" sermaye snfnn dinamizmine terkedilmi durumdadr. VII. Osmanl mparatorluu, son dnemlerinde, zellikle de geen yzylda kendini byk devletlere gre tanmlyordu. arlk Rusyas'na kar teki emperyalist devletler iin bir "tampon blge" ilevi gryor ve emperyalistler aras kar atmalarndan yararlanarak (d yardmla, vb.) ayakta kalmaya abalyordu. Emperyalizmin Ortadou ve Gneybat Asya'daki karlarnn gvence altna alnmas ilevine koulmutu. Cumhuriyet Trkiyesi de kendisini aa yukar ayn biimde tanmlamaya devam etmitir. Sovyet Rusya'ya kar bir "tampon blge" oluturarak Ortadou pazarndan pay almak isteyen emperyalist devletlerin kar atmasndan yararlanmay, d yardm almay ve d destekle yaamay bir "ilke" haline getirmitir. VIII. Trkiye'nin bugnk performans sz konusu olduunda, egemen snflarn ve szclerinin yaratt ideolojik artlanmadan yeterince nasiplenmi olanlar, lkenin elli-altm yl ncesi durumuna bakarak "deerlendirme" yapmay yeliyorlar. Trkiye'nin son elli-atm ylda belirli bir mesafe kaydettii kesindir. Bu zaman zarfnda yerinde sayan hibir toplum yoktur. Byle bir ey zaten eyann tabiatna da aykrdr. nemli olan lkenin kapitalist dnya sistemi iindeki konumunun ne olduu, ne ynde, nasl ve ne kadar deitiidir. stelik her deimeyi "ilerleme"yle, her bymeyi de "kalknma"yla zde saymak sakncaldr. Eer bir anlam ifade ediyorsa; 1987 verilerine gre Trkiye nfusunun % 40'nm (21 milyon) yllk geliri 355 dolard! Karlatrmann anlaml olabilmesi iin, "geriye" deil "etrafa" bakmak gerekir. Bir toplumsal formasyonun baars dne gre bugn neye sahip olduuyla deil, fakat kar karya olduu sorunlar zebilme yenete-neiyle llr. IX. niversitelerde rendiimiz ve retmekte olduumuz "iktisat bilimi", ileri srld gibi, evrensel geerlilii olan bir "bilim" deildir. Kapitalizmin ortaya kt zel koullarda Bat iin Batllar tarafndan retilen, ama bizimki gibi "yeni smrge" statsndeki lkelerde de "tketilen" "iktisat bilimi", hakim durumdaki lkelerirf elinde ideolojik bir ara ilevi grmektedir. Sz konusu reti, bizim ve benzer durumdaki azgelimi lkelerin realitelerini aklama gcne sahip deildir. Bat'da, Batllarn ihtiyalar iin retilmi teorik yaklamlarn ve o yaklamlara dayanan iktisat politikalarnn eletirel bir deerlendirmesini yapmamz gerekiyor. Aksi halde bize gsterilen, ama sonu olmayan bir yolda "yrmek"ten kurtulmamz mmkn deildir. X. Artk iki yzyldr dayatlan (asrileme, muasrlama, batllama, adalama, kalknma, a atlama) ve her seferinde yeni bir eymi gibi sunulan paradigmann iflas ettiini kabullenmeli-yiz. Bir eyi daha kabullenmeliyiz ki; sz konusu paradigmann dna kmadka, gerekten eitliki, demokratik, gnenli, kendi ayaklar zerinde durabilen bir toplumsal dzen oluturmamz mmkn olmayacaktr, ite, bu kitapta tartma konusu edilen belli bal sorunlar yukardaki temalar etrafnda toplanyor... o 2. BOLUM AYDINLAR ve RESM DEOLOJ "Arslanlar kendi tarihilerine sahip olana kadar avclk ykleri her zaman avcy yceltecektir." Afrika Atasz Her tarihsel dnemde ve her toplumsal formasyonda, belirli bilgilere sahip olanlar "ayrcalkl" bir konumda bulunurlar. Toplumsal ilevleri karlnda

maddi, siyasal, ideolojik olarak dllendirilirler. lkel kabilede, byc, Firavun'un rya yorumcusu, gnmzn diplomallar vb., ait olduklar toplumsal formasyonlarn sosyolojik anlamda aydnlardrlar. Bu anlamda, (sosyolojik) aydm olmayan toplum yoktur. Aydn olmayan toplum olmad gibi, aydnlarn merulatrc toplumsal ilevleri ve siyasal iktidar karsndaki konumlan da bir retim tarzndan dierine deiir. Bu farkllk merulatrma ilevinin tarihsel sre iinde ald biimle dorudan ilgilidir, ilkel, kleci, asyatik, feodal, kapitalist, tekelci devlet kapitalizmi, brokratik "sosyalist" toplumsal formasyonlarda aydnlarn ilevi ve siyasal iktidar karsndaki konumlar farkldr. Eski Uzakdou uygarlklarnda toplumsal hiyeraride bilge, birinci srada yer alrd. Bu durum, onun toplumsal ilevinin neli minden kaynaklanrd. Yine eski dou toplumlar halk dilinde; birinci bilge, ikinci itfi, nc zanaatkar, drdnc tacir denirdi. Sz konusu toplumsal formasyonlarda bilge'nin birinci srada yer almas, onun bilgelik ve moral (ahlak) standart rnei olmasn-dand. Bilgeyi nemli ve saygn yapan askeriekonomik gc deil, toplumsal-ideolojik ileviydi. Her toplumsal formasyonda aydnlarn toplumdaki konumlar ve siyasal iktidarla ilikileri farkldr. Dolaysyla, toplumsal formasyonun niteliine bal olarak, snf (ya da egemen snfn bir bl), kast, katman oluturabilirler. Aydnlar, Osmanl toplumsal formasyonunda egemen snfn bir bln olutururlard. deolojik (merulatrma ilevi), hukuki, brokratik bir ileve sahiptiler. Ksaca, hukuk, din, eitim, ynetim alanlarn kapsayan bir kesim oluturuyorlard. Osmanl mparatorluu'nda eyh-l slam, mft, kad, mderris, imam vb. den oluan bir dini hiyerari olumutu W Sz konusu hiyerari sayesinde imparatorlukta hem ideolojik (eriatin uygulanmas), hem de idari fonksiyonlar (yarg) gerekletirilirdi. Hiyerarinin ykseklerinde yer alanlar, byk servetlerin de sahibiydiler. lmiyye snf iin kati ve msaderenin olmay, bu kesimin hem byk servetler edinmesine, hem de edindikleri serveti miras yoluyla ocuklarna aktarmalarna olanak veriyordu. Bylece ynetici snf iinde "kapal bir kast" oluturmay baarmlard. Sosyolojik olarak aydn tanmna giren kesimin nemi ve toplumda "ayrcalkl" konumu, "bilgili" olmalarndan, dahas, toplumda "kltrel tekel"e sahip olmalarndandr. Halk dilinde "ilim iktidardr" (*) atasz aslnda iki eyi iermektedir: Birincisi, her bilgi doal olarak bir siyasal iktidar yaratma eilimindedir; kincisi de, her iktidar zorunlu olarak bir bilgi donanmna ihtiya duyar/2) Demek ki aydnlarn ayrcalklar veya siyasi iktidar orta olular, "bilgi"lerine dayanmaktadr. Eski Msr'da Hz. Yusuf'un Fira-vun'dan sonra devletin ikinci adam konumuna gelmesi, bilgili olmasndandr. Btn dier khinlerden daha iyi rya yorumcusu 12 oluundandr. "Beni memleketin hazinelerine memur et, nk ben korumasn ve ynetmesini bilirim."^ Yukarda szn ettiimiz, sosyo-profesyonel bir kesit oluturan ve sosyolojik aydn tanmna girenlerdir.- Bir de bunlardan ayr olarak ve ekseri marjinal bir neme sahip olan, ou zaman, kk bir grup bile oluturamayan entellekteller bulunur. "Entel-lekteller"in ayrdedici nitelii, diploma sahibi olmalar veya belirli bilgilere sahip olmalar deildir. Ayn ekilde belirli meslek gruplarna dahil olmalar da deildir. phesiz bunlar da en az dierleri (sosyolojik aydn tanmna girenler) kadar, belki de onlardan daha ok bilimsel bilgiye sahiptirler. Entellektelin ayrdedici nitelii, onun siyasal iktidardan ve siyasal iktidarn gerisindeki egemen snflardan bamszl, siyasal iktidar karsnda eletirel bir tavr iinde olmasdr. Bu niteliklerinden tr entellektel, siyasal iktidarla da iyi geinemeyen biridir. Burada nemli olan zihinsel ve moral (ahlaki) bir eilimdir. Ve bu eilime uygun davranabilme, tavr alabilme yeteneidir. Entellektellerin bir grup oluturabildikleri ve belirgin bir arla sahip olduklar lke Fransa olmutur. Zaten "intellectuel" kavram da ilk defa Dreyfs olayyla ilgili olarak 23 Ocak 1898'de kullanlmtr/4) Dolaysyla yakn tarihe ait bir kavramdr. Bir grup oluturmasalar da, en azndan tekil olarak ya

da birbirinden bamsz ayn zihinsel eilime cevap veren (vocation) entellekteller her tarihsel dnemde ve her toplumda var olmulardr. Bu anlamda entellektel'in misyonu, gerein arptlm biimiyle savamaktr. Gerein saptrlm (ideolojik) bir versiyonunu topluma kabul ettirmeye alan devletin ve bu ileve koulmu "aydnlar"n, "aldatclaAn ipliini pazara karmaktr. Aklktan yana olmayan, gerein ortaya kmasndan zarar grecek olan snflara kar gerei savunan, tek kelimeyle gerein ortaya kmasndan yana tavr koyan kiidir. Bu anlamda egemen snflar ve onlarn adamlar tarafndan yaratlan hurafeleri sergilemek, mistifiye (aldatlma) edilmi olan demistifiye (yaratlan efsaneyi ykmak anlamnda) etmektir. 13 Her snfl toplumda iktidardaki snflar smry gizlemek, smr ve basky merulatrmak, mevcut dzenin deimezliini kabullendirmek amacyla "efsaneler", "hurafeler" retirler. Kurulu dzenin devam, ideolojik bulankln srdrlmesine, hurafelerin egemen klnmasna baldr. te entellektel, egemen olan snflarn gizli kalmasn istediklerini aa karmaya alan, gerein saptrlm (reifiye) bir versiyonunu kabullenmeye raz olmayan, ik-tidarlardakilerin empoze etmekten kar olduu "bir toplumsal deerler sistemi"ne bakaldran, rnein egemen ideolojiye, resmi tarihe kar karak, gerekten yaanm olanla, yaand varsaylan, gerein arptlm ya da "resmi versiyonu" arasndaki uyumsuzluu ortaya karmay kendine i edinen kiidir... Egemen olan snflarn ve devletin her trl politika ve uygulamalarn eletirebilen, bu alanda hibir yasaa, tabuya, inkarcla itibar etmeyen, sorunlar sadece ulusal planda deil, evrensel planda ele alp kavramaya alan kiidir... nl Fiziki Albert Einstein, nkleer enerjinin askeri ve baka stratejik amalarla kullanlmasna kar tavr aldnda, gerek bir entellektel tavr sergilemi oluyordu. Onu, ayn tavr gstermeyen meslektalarndan ayran ve entellektel yapan, bata sylediimiz gibi sahip olduu "bilimsel bilgi" deil, toplumsal, insani, evrensel sorunlar karsnda ald tavrdr. te, bu yzden Jean Paul Sartre, "atom fizikisi nkleer denemelere kar bildiriyi imzaladnda entellekteldir" derken, bu ayrm ifade etmek istemitir. Nitekim, Sartre, Russell, Diderot, Emile Zola ve bakalar bilgili olduklar iin entellektel saymlyorlard. Sosyolojik aydn tanmna girenlerle ortak yanlar "bilgili" olmalar olsa da, onlar asl entellektel yapan insani sorunlar, evrensel sorunlar karsnda aldklar tavr, devlete kar tutumlardr. Paul Baran; "Aydn denilen kii, bylece yapt iin z ve esas bakmndan bir toplum eletirmeni, daha gzel, daha insanca ve daha akla uygun bir toplum dzenine giden yolu tkayan engellerin ne olduklarn arayp bulmay, incelemeyi ve bu yoldan bun14 larn almasna yardmc olmay kendisine dert edinmi kimsedir. O, bu nitelikleriyle toplumun vicdan ve toplumun belli bir tarih dneminde iinde yaad ilerici glerin szcs haline gelir. Ve bu nitelikleriyle O, status quo'yu korumaya alan egemen snf tarafndan ve bu snfn emrinde olup aydnlar en hafifinden hayalcilik ya da metafiziklikle, en kts de ykclk ya da bozgunculukla sulayan kafa iileri tarafndan bir 'dert yaratcs', bir 'ba belas' olarak grr"(5' derken, bizim entellektel dediimiz gerek aydnnn dierlerinden farkn vurgulamak istiyor. Bu aamada nemli bir teorik sorunla karlalr ki; o da, bilginin nitelii, hakim snflar ve devlet karsndaki konumudur. Bilimsel bilginin greli bir zerklii vardr. Dolaysyla retilen bilimsel bilgi ile hakim snflar arasnda birebirlik, dorudan bir iliki olduunu varsaymak sakncaldr. Bilimsel bilginin (sosyal bilim) snfsal bir ze sahip olmas, onun greli zerkliini ortadan kaldrmaz. te bu durum, sosyal bilimlerde tarafszlk sorununu tartma gndemine getirmitir. Greli zerklie (autonomie relative) ramen, tarafszlk bir safsatadan ibarettir. Son tahlilde snfsal karlardan tam bamsz bir bilgi (sosyal bilim) olanakszdr. Bilim adam "tarafsz olmaldr" ya da "tarafszdr" dendiinde, asl sylenmek istenen, gerekten tarafszlk deil, iktidarlardakilerin, mlk sahibi snflarn istemediklerini

sylememek, tartma konusu yapmamaktr. Tersini yapanlar, yani iktidardaki snflarn istemediklerini yazp syleyenler, tartma konusu yapanlar, "bilimsel tarafszlktan uzaklam" saylrlar ve tarafszlktan ayrlmann da bedelini u ya da bu biimde derler. rnein Ortaa'da kilisenin temel retisine ve hakim dncesine kar kan birine, ne kadar derin bilgin olursa olsun, yaama hakk tannmazd. nk geleneksel Ortaa toplumunda sadece teolojinin yayd bilgi esast ve o bilgiye sahip olanlar saygn ve ayrcalkl bir konumda bulunurlard. 1930'lu yllarda bir Sovyet tarihisi lm gze almadan in tarihi zerine bir aratrmaya giriemezdi. Eski in tarihiyle ilgili aratrmalar doal olarak "Asya 15 tipi retim tarz"m artn yordu, oysa Stalin brokrasisi "Asya tipi rtemi tarz" ile ilgili tartmalar byk bir tehlike olarak gryor ve iddetle cezalandryordu. Hem sosyo-profesyonel bir grup oluturan sosyolojik anlamdaki aydnlar, hem de entellektel denilenlerin daha ok kapitalist retim tarznn ilk defa ortaya kt, kapitalist gelimenin kendi tarihsel gemilerinin rn olan az saydaki gelimi sanayi toplumlarnda arlklar sz konusu olmutur. Buna karlk retici temeli zayf, bizimki gibi da baml azgelimi lkelerde ve Sovyetler Birlii, in, Dou Avrupa, Kba, Vietnam vb. gibi brokratik bask rejimlerinde bir grup olarak entellektellerin ortaya kma ve yaama koullar son derece snrl kalmtr. Sovyetler Birlii'nde devrimden bu yana "resmi gerek" (resmi tarih) tam on defa deitirilmitir, iktidar ele geiren her brokratik klik, kendi karna uygun den bir tarih versiyonunu topluma kabul ettirmek istemitir. Bizde aa yukar 1920'lerin sonlar ve 1930'larn ortalarna kadarki dnemde oluturulmu bir "resmi tarih" ve "resmi gerek" varln srdrmektedir. Burada asl tartlmas gereken, nasl olup da "resmi gerek" ve "resmi tarih"in ciddi bir eletiriye uramadan ve yara almadan veya ok az anmaya urayarak bu kadar uzun sre varln srdrebilmi olmasdr. Bunun hem Trkiye'de sermaye birikiminin ald "zgn biim", hakim snflarn nitelii (veya snfsal ittifakn yaps) ve tarihsel sreklilik, hem de aydnlarn devlet iindeki konumlaryla (veya devlet karsndaki) ilgili yanlan vardr. Biz bu kitapta sorunun bu yann tartmay deneyeceiz. Fakat, bu aamada bir hatrlatma yapmamz gerekiyor. Bizimki gibi lkelerde ve brokratik bask rejimlerinin geerli olduu lkelerde (in, SSCB -son dnem ncesi- Dou Avrupa, Kba vb.) bilimsel bilginin (sosyal bilim) greli bamszl da ortadan kalkmakta, bamllk mutlak bir nitelik kazanmaktadr. Byle bir greli zerklik yokluu, toplumda irrasyonel, bilim d, i tutarll olmayan bir toplum ve tarih versiyonunun ortaya kmasna neden olmakta, hem de bilimsel entellektel gelimeyi engellemektedir. 16 Osmanl sosyal formasyonunda aydnlar (ulema), hakim snfn bir bln olutururlard. Basit yeniden retime dayal pre-kapitalist bir toplumda, mevcut yap ve ileyii merulatrmak ve srdrmek gibi ideolojik-brokratik bir misyona koulmulard. Ynetici (hakim) snfn bir bln oluturan ulema (Osmanl aydn), kapitalist yaylmann nem kazand ve imparatorluu etkisi altna ald lde, klasik ilevlerini yerine getiremez duruma geldi. Daha sonra bunlarn yerini "Batc", "yeniliki" Tanzimat aydnlar (mnevver) almaya balad. lgin olan udur ki; bu yeni elitin (bir sre geleneksel elitle birlikte yan yana yaamak durumundayd) devlet iindeki konumu ve ilevi toplumun devlet d (dolaysz reticiler) snflaryla olan ilikilerinde bir nceki dneme gre (ulema) hibir kkl deiiklik ortaya kmad. stelik siyasal-ynetsel planda kendilerinden ncekilerden ok daha etkin bir konuma terfi ettiler. Dolaysyla merulatrc dayanaklan ve ideolojik referanslan zaman iinde deimekle birlikte, konumlar ve ilevleri bakmndan hibir temelli deiiklik ortaya kmad. Devlet aydnlan olarak kaldlar. Ksmen de kast konumlarn muhafaza ettiler. Kapitalist toplumdaki aydnlar gibi bir katman (co-uche) oluturamadklar iin, rettikleri bilgi, ancak kendi darsnfsal karlarn koruyup merulatrmaya hizmet edebilirdi...

Cumhuriyetin kurulmasyla bu durum devam etti. Ne var ki Cumhuriyet dnemi aydnlan kendilerinden ncekilerden ok daha keli, snrlar iyice belirlenmi bir resmi ideoloji oluturmak zorundaydlar. Yeniliki Osmanl aydnlan kendilerine bir kurtanc misyon vehmederek imparatorluu smrgeletirdiler. En azndan smrgeleme srecini hzlandrdlar. Bu bakmdan "yeniliki hareketler" olarak gsterilmeye allan, aslnda bir auto-colonisation (kendi kendini smrgeletirme) sreciydi. Osmanl ynetici aydn eliti, birok dorudan smrgedeki smrgeci yneticilerin ilevine koulmulard. Ynetici snfn bir fraksiyonu olarak, iinde yaadklar toplumu tahlil edebilecek durumda deillerdi. Nitekim aydnlarn ynetici snf konumunda bulunduu sosyal formasyonlarda aydnlarn dnyay kendi dar-snf karlar asndan grmeleri, onlarn aklayc yeteneini dumura uratmaktadr. 17 Bir taraftan Osmanl mparatorluu Bat kapitalizminin etkisi altna girip, retici temeli anrken, dier yandan yenilikilerin ideolojik referanslaryla realite arasnda bir uyumsuzluk ortaya kt. Yeni ideolojik referanslara uygun bir ekonomik-sosyal ortam ortaya kmyor, var olan geleneksel temel de giderek anyordu. Bunun anlam, geleneksek ideolojinin yerini alacak kapitalist retim tarzna zg rasyonalizmin glenip kitleleri etkisi altna almasnn maddi koullarnn oluamamasdr. Kitleler hakl olarak yoksullamalarnn ve kimlik kaybna uramalarnn sorumlusu olarak, "Batc-yeniliki klii" ve onlarn "yeniliklerini" grdler. Sonu olarak Osmanl mparatorluu'nda var olan ynetici snf-halk yabanclamasna (ki bu kkl bir yabanclamadr) yeni bir boyut eklendi. "Eski Trkiye'de gzideler snf, halka ait ne varsa baya, di, amiyane grr, bundan dolaydr ki halka 'avam' adn verirdi. 'Avam, nevamdan farkszdr' diyerek, halk hayvanlar derekesine indirirdi. Kendi kendine 'havas revanim' unvann veren bu zmre, hi avama kymet verebilir mi?"*6) Kendilerini savunmak durumunda olan kitleler daha fazla geleneksel ideolojiye sarlrlarken, yenilikilerin (Batclar) onun yerine koyabilecekleri bir eyleri yoktu. Dolaysyla geleneksel ideoloji anrken, ayn zamanda Batclarn karsna muhalif bir ideoloji olarak kt. "Artk bir tarafta her eyi kabul eden ve caiz gren, yksek ve aydn snf, eitli yabanc milletleri en ar bir biimde benimseyip taklit ediyorken, teki tarafta bir ksm aydnlarla geri kalan halk, her trl yenilie kar koyuyordu. Yenilikten iddetle nefretin ve rknt hissinin eserleri her yerde kendini gsteriyordu"*^ diye yazyor Sait Halim Paa. Hibir halk yenilik dman, refah aleyhtar deildir. Byle bir ey insan doasna aykrdr. Aslnda resmi ideolojinin (sol versiyonu dahil) yaymaya altnn aksine, halk yenilik dman deil, gerekten yeniliki olmayanlara, yeteri kadar yeniliki olmayanlara, yenilik olarak ileri srlenlerin ykc sonularna, yenilik olarak sunulanlarn gerek zm yollarn tkamamasna karyd. 18 Yaln Kk "Aydnlar zerine Tezler" adl kitabnda "Trk aydn tarihi yenilik dman bir halk yeniliki yapmann tarihidir"*8) diyor. Byle bir yaklam en azndan bilim ddr!.. Aydnlara byk bir kudret ve toplum st yetenekler vehmeden ar jakoben bir zihniyetin rndr. Kk, bir cmlede iki yanl birden yapyor: Birincisi, hibir halk yenilik dman deildir; ikincisi, hibir aydn grubu bir toplumu bir yerden bir baka yere gtremez. Halk adala deil, "adalatrma"nn (smrgeleme, retici glerin tahribi biiminde ortaya kyordu) bizde ald biime tepki gstermitir. Klasik aydnlarn, hi deilse bir blnn, yeniliki ideolojiye kazanlmalar, stelik geleneksel ideolojinin "muhalif" bir ideoloji nitelii kazand koullarda olanaksz gibiydi. Yeniliki aydnlarn tadklar ideoloji, kendi realitelerine yabanc bir ideolojiydi. Osmanl yeniliki aydn, Bat'nn dnsel rnlerini ithal ettii srece, bir bakma aydnlanmadan aydnlatmaya giriiyordu... Yeniliki Osmanl aydn "mnevver", Bat burjuvazileri de "mnevvir"dir. Aydnlatann smrgeci emperyalist Bat olduu koullarda, Osmanl yeniliki aydn, kendi rn olmayan, stelik kendi

realitesiyle pek ilgisi bulunmayan bir ideolojinin taycs durumuna geliyordu!.. Bylece sadece halk kitlelerini deil, geleneksel aydnlarn bir bln de karsna alyordu. Oysa Bat'da geleneksel aydnlarn bir blnn rasyonalizme kazanlmalar sz konusuydu. Bu konuda Antonio Gramsci unlar yazyor: "Ama bir nceki ekonomik yapdan gelen ve onun gelimesinin bir ynn temsil eden her toplumsal temel takm, tarih yzne (hi deilse bugne kadarki tarih yzne) kt zaman, kendinden nce var olan birtakm aydn blkleri bulmutur. Bunlar, galiba toplum ve politika alannda en karmak ve en kkl deimelerin durduramad tarihsel srekliliin de temsilcileri olmulardr. Baa gemek isteyen her takmn en nemli zelliklerinden biri, geleneksel aydnlan ideolojik olarak kendisine dntrme ve kazanma 19 yolunda yapt savatr. Bu takm, organik aydnlarn yetitirdii lde, bu dntrme ve kazanma iini daha abuk ve etkili olarak gerekletirebilir."^ Osmanl mparatorluu'nda buna olanak yoktu. Bat'da gelimekte olan fabrika sanayii (teknolojik devrim) geleneksel zanaatlar (el zanaatlar) ykarken, yeni istihdam olanaklar da yaratyordu. Bu durum, kurulmakta olan yeni dzenin (kapitalist) savunulup merulatnlmasn kolaylatryordu, tdris Kkmer; "yenilik hareketlerine toplum asndan, retim glerinde kapitalist bir gelimeye bal olarak byyen bir if snf olmakszn giriilmiti" (1) derken bu durumu ifade ediyor. Oysa Bat gibi olmak isteyen (elbette asl ama iktidarlarn korumakt) ve bunda kar olan yeniliki kast, lkenin daha fazla smrgelemesi ve retici temelinin zayflamas sonucunu dourduu iin, tad ideolojinin kitle-lerce benimsenmesi sz konusu olamazd. Atilla lhan'n, "komprador aydn" tanm bu aydnlara gerekten uygun dmektedir. Bat'da yeni bir snfn (burjuvazinin) organik aydnlarnn rettii ideoloji, benzer bir dnmn olmad Osmanl toplumuna ithal edildike, dar bir ynetici elit dnda "aydnlanma" ger-eklemiyecekti. Bu bakmdan Tanzimat, Islahat, Merutiyet ve Cumhuriyet dnemi aydnlan, stlendikleri ideolojik ilev bakmndan Ba burjuvazisinin Trkiye'deki "organik aydnlan"ydlar . Bat burjuva ideolojisinin tayclar ve y ayclar olduklar srece, Bat'dan, nce sanayi rn, daha sonra tehizat ve aramal ithal eden; nce komisyoncu-tccar, daha sonraki dnemde montaj sanayicisinin ideolojik dzeylerdeki benzerleri olmulardr. 'Hakim ideoloji hakim snfn ideolojisidir' diyor kitap." Osmanl lkesinde hakim snf, Fransz veya ngiliz burjuvazisi. Sarayn direnii azaldka kapitalizm taarruzunu younlatrr: Keiler, mektepler, mrebbiyeler, mason localar... Osmanl Bankas, nianlar, sefaret balolar ve Beyolu'nu zevk panayrna eviren uh aktrisler."^11) Cemil Meri bir baka yerde de unlar yazyor: "Avrupa silahlan 20 ve teknolojisiyle birlikte Avrupa fikirleri de ithal edildi. Bunlar da sosyal ve siyasi dzenin en az tekiler kadar tahripisiydiler."(2) Tanzimatla balayan dardan "dnce" ve "kurum" ithal etme sreci, 1920 ve 1930'lu yllarda fanatik bir inkarclkla srdrld. Merkezi otoritenin glendirilmesinin salad olanaklann da yardmyla Kemalist iktidar, tarihte eine az rastlanr bir inkarcl dayatt. Bu, kendi gemiimizi toptan inkar etmek biiminde tezahr etti. Bu yzden Takrir-i Skun terr rejimi altnda insanlara apka giydirildi. Arapa-Farsa melezlenmesidir diye Osmanlca bir rpda yok sayld. Arap alfabesi Latin alfabesiyle deitirildi. Btn bunlar "inklap" sayld. Terr rejimi koullarnda gerekletirilen bu inklaplarn bekiliini yapmak da, Cumhuriyet aydnlanna decekti. Zora dayanlarak yaplan "inklaplar", ancak zora dayanarak korunabilirdi. Aydnlarn amaz da buradayd. Zorla yaplan inklaplann zora dayanarak korunduu bir ortamda aydnlar, anti-demokratik bir resmi ideolojinin reticisi, yaycs ve srdrcs olacaklard. apka giymeyi reddettikleri iin idam edilenlerin "gerici" olduklar konusunda fetva vereceklerdi!.. stelik Cumhuriyet aydnlarnn halk kitlelerine baknda da kendinden ncekilere gre bir deiiklik sz konusu deildi. Cumhuriyet dneminin nde gelen aydnlanndan, liberal (ama demokrat olmayan) Ahmet Aaolu, 1926'da Gazi Mustafa Kemal'e

verdii bir raporda; "Arzetmek isterim ki acizleri demokrat deilim, alelu-mum demogojiye kar byk bir nefret perverde ederim. Bendeniz binbirbal ktlelerin herhangi bir ii baa karacak kabiliyette olduuna hibir zaman kail olmadm"(13) diyor. Kltr sorununa yaklam nasl olmaldr? Bir toplumun kendi gemiini ve kltrn, toptan mahkm etmesi bilimsellikle badar m? Toplum kendi z gemiiyle balarn bu biimde koparrsa ne gibi sonular ortaya kar? Bir toplum, kltrn, gericidir diye inkr ederse, tarihsel sreklilik nasl salanr? Tarih, sonu itibariyle toplumun gemiiyle bir diyalog deil midir? Byle bir diyalogun kesilmesi arzulanr bir ey midir? Toplumu, kt al21 kanlklar olan bir ocuk gibi grmek bilimsel bir tutum mudur? Tm elemanlarnn (yapc unsurlarnn) geri ve gerici olduu gibi bir kltr dnebilir mi? Ayn ekilde, tmyle ilerici bir kltr sz konusu olabilir mi? te yandan, tarihsel olarak geride kalm olan bir'kltr toptan geri, bugn yaayan da mutlaka "ileri" ve "ilerici" midir? Eer gemile balar bylesine kesilirse bunun yaratt boluk nasl doldurulabilir? Cumhuriyet aydnlan bu sorular genellikle sormadklar gibi, sorulmasn, tartlmasn da engellediler. Benzer sorulan sormaya, tartmaya girienlere banaz bir kar-ittifak oluturdular. "Baarlar" yaptklan savunmann ve teorik argmanlarn gcnden deil, arkalarndaki baskc devletin gcnden kaynaklanyordu. rettikleri yalanla yaamay "aydnlanma" sandlar. Resmi ideolojinin reticisi ve yaycs olarak da her zaman hakettikleri hediyelere kavutular... Oysa asl yaplmas gereken inkr deil, "diyalektik ama" olmalyd/14) Baka bir ifade ile var olan srdrme, elitirme, ama biiminde bir yaklam gerekiyordu. Eer Marx, ingiliz Burjuva Ekonomi Politiini inkr etseydi Kapital'i yazabilir miydi? Ri-caordo'yu, Smith'i, Malthus'u vb. yok sayarak, inkr ederek, onlar gericilikle sulayarak yeni bir teori gelitirebilir, toplumsal bilimlerde byk bir atlm gerekletirebilir miydi? Toptan inkarcln ykc sonulan baka yerlerde de grld. Sovyetler Birlii'nde proletarya kltr'nn yceltilmesi, burjuva kltrnn toptan mahkm edilmesi Stalinist terr rejimi koullarnda tam bir kltrel, entellektel ve artistik gerilemeye ve ksrla neden oldu. Stalinist ve izleyen dnemlerde Sovyetler Birlii'nde dnya leinde dnce ve sanat adamlannn yetimemesi, bu inkarcln ve banaz bir bilim ve kltr anlaynn sonucuydu. "Tarihsel sreklilikle diyaletlik aknlk" konusundaki bu tutarsz yaklamn sonular ok ar oldu. Oysa kendi kltr mirasn dntrp yeni ve st dzeyde bir senteze, daha zengin bir kltre ulama yolu, banaz taklitilik ve inkarclk yznden kapatlmtr. Eer bu22 gn bir "arabesk" kltrel ortama gelinmise, bunun sorumlusu, kendi kltrn aalayp, mahkm eden zihniyettir. lgin olan bir ey de, Cumhuriyet aydnnn Merutiyet aydnn, Merutiyet aydnnn da Tanzimat dnemi aydnlarn sulam olmalardr. Her dnemde, bir ncekiler yanl yaptklar iin sulanmlardr. Cumhuriyet aydnlar "doru yolu bulduklarn" iddia etmilerdir. Oysa Cumhuriyet aydnlar gerek orijinleri ve devlet iindeki konumlar, gerekse de ideolojik, dnsel referanslar bakmndan ayn izginin srdrcsydler. Btnyle onlarn "azgelimi" ideolojik-kltrel mirasna konmulard. Cumhuriyet aydnlar iin de iktidarlann salamlatrmann biricik yolu, kendilerinden ncekileri ktlemekti. Bize gre Trk aydnlannm kendi gemilerine bu lde olumsuz ve yadsyc yaklamalarnn bir nedeni de; "gerilik"lerinin farkna vardklarnda, Bat kapitalizminin lkeyi "biimsizletirip", iini boaltm olmasdr. Bu durum onlarn kendi gemilerini mahkm etmelerini kolaylatrmtr. Kendi "gerilik"leri ile bakalarnn "ilerilii" arasndaki ilikinin niteliini de kavrayacak durumda olmadklar iin, tm kerametleri kendi lkeleri dnda, Bat'da buluyorlar! Bu gelenein sonucu olarak, kendi toplumlarnn gemiiyle ilgili her eyi yok saymak, her eyin Bat'dan menkul olduu grne sk skya sarlmak kanlmaz oluyor! Trk aydnlar yukarda ksaca deindiimiz sreein sonucunda

dnsel, ideolojik ve kltrel bir bamlla dyorlar. Bu bamllk, yaadklar dnyay ve kendi toplumlarnn gereini kavramalarn giderek zorlatryor/15) Osmanl dnemi kltr inkr edilince, geriye halk edebiyat dnda pek bir ey kalmyordu. Ortaya kan kltr boluu da Ba-t'ya daha ok yaslanarak, ve oradan daha ok "ithalat" yaplarak doldurulmaya alld! thal edilen de pozitivist burjuva kltryd. Bu tutucu ve sekinci ideolojinin ithali ynetici aydn elitin karlarna uygun dyordu. stelik bu alanda bir sr tutarszlklar, eliik yaklamlar da sergileniyordu. Mustafa Kemal, 23 Nutuk'ta; "Osmanoullan zorla, Trk Milletinin hakimiyet ve saltanatna el koymulard. Bu tasallutlarn alt asrdan beri idame eylemilerdi, imdi de Trk Milleti bu mtecavizlerin hadlerini bildirerek, hakimiyet ve saltanat isyan ederek bilfiil eline alm bulu-nuyor"(16) diyor. Bu durumda stanbul'un fetih yldnmlerinde ve daha bir sr yldnmlerinde yaplan trenleri anlamak zorlar! Dier yandan da yok saylan veya inkr edilen eylerle vnlyor. rnein Trklerin tarih boyunca kurduklar en byk devletin Osmanl Devleti olduu syleniyor! Bu ve benzer yaklamlar doal olarak gen nesillerin kafalarnda eliik dncelerin olumasna neden oluyor... Devlet Aydnnn elikileri Cumhuriyetin kurucu kadrosunun asli unsurunu oluturan, byk ounluu ttihat (Jn Trk) olan aydnlar, referanslarnn arlk noktas Bat burjuva ideolojisinin pozitivist yorumuna dayanmakla birlikte, devletle olan ilikileri, devlet karsndaki konumlar bakmndan Osmanldaki ilmiyye snfna benzemekteydiler. Cumhuriyetin kurulmasyla daha ok zerkletiler ve etkinliklerini daha da artrdlar. Osmanl'da olduu gibi yine hakim snfn bir bln, ama bu sefer daha etkin bir bln oluturdular. Arlklar, olumsuz d konjonktrn (Byk Dnya Ekonomik Krizi) lkeyi etkisi altna ald 1930'lu yllarda daha da artt. Etkinliklerini II. Dnya Sava sonuna, 1950'ye kadar srdrmeyi baardlar. Aydnlarn bir bl 196O'l yllarda "sosyalizmle bulutuklarnda" sosyalist dncenin yozlam bir versiyonu olan Stali-nizmi byk bir kolaylk ve rahatlkla benimsediler. Bu durum, "sosyalist" de olsalar, onlarn "brokrat aydn", "devlet aydn" olmalarndan kaynaklanyordu. Stalinizmi benimsedikleri lde, bu 24 sefer de Sovyetler Birlii'nin (ve daha az oranda Stalinist in brokrasisinin) resmi ideolojisinin tayclar oldular. Stalinizmin ipliinin pazara kt bir dnemde, Trk "sosyalistlerinin banaz birer Stalinist kesilmeleri onlarn her tarihsel dnemde yaya kaldklarn da bir defa daha gsteriyordu. Aslnda bu, Trk entelijansiyasnm bir "zellii"dir. retilmesine pek katlmadklar ada dnceyle hep belirli bir gecikmeyle tanyorlar. Her seferinde pazara geldiklerinde pazar dalm buluyorlar... Trk "sosyalist"lerinin Stalinizme olan hayranlklarm ve ballklarn "talihsiz bir rastlant eseri" saymak herhalde doru olmaz. Artk, Sovyetler Birlii'ndeki sosyo-ekonomik dzenin sosyalist deil, sosyalizmin bir karikatr olduunu sar sultann bile duyduu bir ortamda, Stalinizme drt elle sarlmalar, snfsal yaplarnn ve ideolojik referanslarnn bir sonucuydu. O kadar ki ii, Sovyet yneticileri lkelerindeki rejimin sosyalist olmadn "itiraf ettiklerinde" onlar revizyonistlikle sulamaya kadar vardrarak, gln durumlara denleri bile var!.. Brokratik, devleti, halka yukardan bakan Trk "sosyalistlerine sosyalizmin brokratik yozlamaya uram bir versiyonu pek uygun dyordu. Brokrasinin iktidar ortaklnn sona erdii, 1950'li ve 196O'l yllarda sosyalizm, aydnlar iin yeniden etkin bir merulatrma, dolaysyla da iktidar ele geirme arac olabilirdi. Gerekten de 1960'lann banda sosyalist ideoloji, brokrasinin iktidar ortaklnn sona erdii bir dnemde, iktidar yeniden ele geirmenin bir arac olarak grlyordu. Szde "bilimsel" bir dil kullanlyor, sosyalist sloganlar ortal kaplyorduysa da, aydnlarn byk ounluu iin asl ama sosyalizmin

kurulmas deildi. Bu aamada grntyle gerein birbirinden ayrlmas nemlidir. Ama sosyalist bir toplum dzeni oluturmak deil, "sosyalist yntemler" kullanarak Bat'y daha hzl taklit etmekti. Bat'y taklit etmeyi hzlandrarak sosyalist bir topluma varlabilir mi? Aka ifade edilen klie uydu: Kapitalist yoldan kalknmak uzun zaman alr, kalknmann kestirme yolu sosyalist yolu se25 mektir. Asl ama gerekten sosyalist bir toplum kurmaya ynelik olsayd, askeri cunta senaryolaryla, "ilerici subaylar"la, iktidar ele geirmeye, alrmyd? Sosyalizmin temel teorik kaynaklarna ynelmek yerine, Sovyetler Birlii'nden azgelimi lkelere ihra edilen "Kapitalist Olmayan Kalknma Yolu" gibi uydurma stratejilere itibar ' edilmesi bu yzdendir/17^ Dnemin sosyalistlerinin sosyalizmin temel sorunlarn tartmaktan zenle kanmalar, devrimci marksiz-min srdrclerine dmanlklar bu niteliklerinden kaynaklanyordu. Asl ama, kaybettikleri "iktidar" yeniden kazanmak, bu amala sosyalizmi bir ara olar kullanmakt. Eer askeri bir darbeyle, ittihat yntemleriyle sosyalizm adna iktidar ele geirebilirlerse, iktidar kimseyle paylamak zorunda kalmayacaklard. stelik bu sefer siyasal iktidar da kimseyle paylamak zorunda olmadklar iin, tartmasz ve tek hakim snf konumuna ykseleceklerdi. Dou Avrupa'daki rnekler itahlarn kabartyordu! Ne var ki, burjuvazi ve gerisindeki emperyalist "destekiler", brokratik aydnlara bu yolu oktan kapamt. Asalak burjuvazi ve emperyalizmle baa kabilecek olan asl g emeki kitlelerdi ama, Trk aydnlar (sosyalist olsunlar) emeki snflar iin iine kartrmaya pek niyetli deillerdi. (Kullanlan dil ve sloganlara ramen). Bu konuda bir de gereke retilmiti: Halk geriydi, kendilerinin deil, "yoz burjuva politikaclarnn" peinden gidiyordu, son tahlilde de kendi karlarnn farknda deildi.... Bu ve benzeri argmanlarn ncekilerden, Tanzimat, Merutiyeti, Cumhuriyetilerden bir fark var mdr? Halkn siyasal olgunlamasn beklemek onyllar alrd. Oysa lkenin beklemeye tahamml yoktu. Aslnda "sosyalist" aydnlarn nemli bir bl askeri cunta yntemlerine bel baladklar dnemde, iinde yaadklar toplum, hakim snflarn gc, kitlelerin beklentileri ve zlemleri konusunda son derecede bilgisizdiler. O halde halkn karlarnn "nerede ve nas"n bilen brokratik aydnlar, iktidar ele geirerek kestirme zmler dayatacaklard. 27 Mays darbesini yceltmeleri ve sz konusu darbenin s26 nfsal bir tahliline yanamamalar ilgintir. 1960'lann "sosya-list"leri arasnda Stalinizme ballklarn srdren pro-sovyetik dar bir kesim dndakilerin ufukta "sosyalizm grnmeyince", sermaye ve devletle olan ilikilerini gzden geirip, bir "durum deerlendirmesi" yaparak ortalktan ekilmeleri, asl niyetin baka olduunun bir gstergesidir... Aslna baklrsa, Trkiye'deki sol dncenin teorik-ideolojik geri plannda, Stalinizmle Atatrkln melezlenmi bir versiyonu vard. Dolaysyla, ideolojik ve teorik referanslar olarak, gerek sosyalist dncenin kaynana inmek sz konusu deildi. phesiz btn bu dnem boyunca, yukarda szn ettiimiz genel ve hakim izgi dnda olan aydnlar da elbette vard. Ama bu kesimin saysal clzl, ideolojik etkinliini doal olarak etkisizletirmitir. Bu aamada aydnlar-resmi ideoloji ilikisi zerinde durmamz gerekiyor. Fakat ondan nce resmi ideolojiyle ilgili baz aklamalar yapmak yararl olacak. Gerekten de bilimsel literatrde olsun, gnlk konuma dilinde olsun, kullandmz kavramlar hakknda her zaman yeteri kadar ak olmayabiliyoruz. "Resmi deoloji"ye varabilmek iin Antonio Gramsci'nin "hegemonya" kavramndan hareket edebiliriz. Gramsci'ye gre; yeni bir ideolojinin toplumun tm kesimlerinde hegemonya kurabilmesi iin o ideolojinin sahibi ve taycs olan ve tarih sahnesine kan yeni snfn, retici gleri gelitirmesi, ekonominin retici temelini dntrerek, bir nceki tarihsel dneme gre nemli bir ilerleme salamas, tarihsel olarak geri olan snfa kar yrtt devlet aygtn ele geirme mcadelesinde kendi karlarn gerekletirirken, toplumun dier kesimlerini de btnyle ihmal etmemesi, dolaysz retici kesimlere de nceki duruma gre bir eyler vermesi gerekir. Baka bir ifade ile yeni egemen

snfn bir nceki dnemin geerli ideolojisinden farkl bir ideolojiyi geni halk ynlarna kabul ettirebilmesi iin, toplumun dier snflarnn yaam koullarnda en azndan ksmi bir iyileme salamas gerekir. Gramsci'nin kendi ifadesiyle, yeni sosyal snfn egemen snf olma mcadelesine giritiinde: "stn gelmesi gereken kendi temel karlaryla, 27 ikincil sosyal guruplar da feda etmeyecek uygun bir dengenin kurulmas gerekir."(l8> Bylesi bir dengenin oluturulmas, devlet aygtn ele geiren yeni egemen snfn, toplumun dier baml kesimlerini kendi egemenlii altnda tutabilmesinin kouludur. Ancak byle bir durumda egemen snf, iktidarnn snfsal karakterini gizleyebilecei bir dnya grn kitlelere benimsetebilir. Ve bunu "doal", "gerekli" moral deerler ve toplum anlay olarak kitlelere kabullendirebilir. Bylece egemen snf son aamada, ekonomik, politik ve moral balar gerekletirir. Gramsci buna "tarihsel blok", yeni egemen snfa "hegemonik snf' ve onun yayd ideolojiye de "hegemonik ideoloji" diyor. Gramsci'nin tahlilinden kan sonular u ekilde zetlemek mmkndr; devlet aygtm ele geirmek amacyla hasm snflarla mcadeleye girien yeni (ykselen) smf, retici gleri dnme uratacak, toplumun ikincil (egemen snf dnda) snflarna da bir eyler verebilecek, son analizde kendi snfsal projesini geni kitlelere kabul ettirirken, zor esini deil, ikna ve inandrma yolunu seecek, bylece kendi ideolojisi araclyla bir entegrasyonu (btnlemeyi) gerekletirecek. Yukardaki ksa aklamalar karsnda, resmi ideolojinin, hegemonya gc zayf bir ideoloji olduu ortaya kyor. Bu durum, devlet aygtn ele geiren yeni snfn veya snflar blokunun iktidar mcadelesine giritikleri kritik anda retici glerde bir dnm yaratmam olmas ve ikincil snflara da nceki dneme oranla bir eyler verememesidir. Byle olunca, retici glerde bir ileri atlm gereklemeyince ve egemen snf d toplum kesimlerine bir eyler verilmeyince, yeni egemen snfn projesini geni halk kitlelerine kabullendirmek ve ideolojik st yaplarla ekonomik temel arasnda uygun bir eklemlenme (articulation) yaratmak mmkn olmamaktadr. 28 Cumhuriyetin kurulduu dnemde tam tersi geerliydi. retici glerin gelitirilmesi bir yana, mevcut retici gler de byk lde tahrip edilmi durumdayd. Zaten Cumhuriyetle gelen rejim, 1908'den beri srp gelen ttihat rejimiydi. Ortada ekonomik temeli dntrp glendirecek bir snf olmad gibi,' retici glerin dnme uratlmas, bir nceki dnemin retim ilikilerini, bu arada mlkiyet ilikilerini dntrmek de sz konusu deildi. Trkiye'de Cumhuriyetin kurulmasyla iktidara el koyan "yeni" ynetici snflar koalisyonu, emeki snflara bir eyler vermedii gibi, bask ve smry younlatrmt. Dolaysyla, geerli kltrel-ideolojik deerlerin yerine yenilerinin retilmesinin ve kitlelerde bir hegemonya salamasnn koullan olumamt. te bu hegemonya eksiklii, yapay, zorlama bir resmi ideolojinin "retilmesini" zorunlu hale getirmitir... Szn ettiimiz hegemonya eksikliini gidermek ya da hegemonya boluunu doldurmak amacyla retilen ideoloji, resmi ideolojidir. Bu da ideolojinin bir snf projesi olduunu gizlemek ve kitlelerde bir yanlsama yaratmak iin yeterli olamazd. Hegemonya boluunu doldurmak amacyla "devlet aydnlar" tarafndan giriilen ideolojik zorlamalarn kitlelerin bilincine yerleme gc olmad iin, resmi ideoloji zor gesiyle birlikte yryecek, zorunlu olarak da, daha batan anti-demokratik, baskc bir nitelik kazanacakt. leriki aklamalardan da anlalaca gibi, Cumhuriyeti kuran ekibin yukandaki anlamda hegemonya gc olan bir egemen ideoloji oluturmalarnn koullar olumamt. Ne yeni bir sosyal snf ve onun gelitirdii yeni ve ileri retici gler ve retim ilikileri, ne de kitlelerin yaam koullarnda hatr saylr bir iyileme sz konusuydu. Resmi ideoloji oluturmak iin "bilgi" kanallarn denetlemek enformasyon bilgi demek olduuna gre, baz bilgilerin kitlelere ulamasn engellemek, kitlelerin bilincinde (memoire collecti29

ve) bir boluk yaratmak zere kendi gemiiyle balarn kopary mak, iktidardaki snflarn karlarna uygun bir bilgi ve enformas-: j yon a oluturmakla mmkndr. te Cumhuriyet aydnlarnn ilevi, byle bir resmi ideoloji retmek olmutur. Bu amala yakn tarih tahrif edilmi, Krt kimlii inkr edilmi, Milli Mcadele'nin gerek d bir versiyonu gelitirilmi, son tahlilde emperyalizmle bir uzlama olan "Milli Mcadele", mazlum halklara kurtulu yolunu gsteren ilk anti-emperyalist hareket olarak gsterilmek istenmitir. Oysa Cumhuriyet iktidarlar "byk devlet" kompleksinden hibir zaman kurtulamadlar. Mazlum halklarn yannda deil, her zaman onlar ezen smrgeci-emperyalist devletlerin safnda yer aldlar. 1920'li ve 1930'lu yllarda yaplan brokratik dzenlemeler (nklaplar) abartlm, tm uygarlklarn kaynann Trkler olduu ve tm dillerin de Trkeden tredii gibi hezeyanlar bir dneme damgasn vurmutur. Trk aydnlar, yalan retip rettikleri yalanla yaamak gibi, talihsiz bir konumda bulunmulardr. Szde, topluma rasyonalist dnceyi yerletirmek amacyla yola ktklarn iddia etmelerine ramen, her zamankinden daha ok hurafe retmiler, Mustafa Kemal'i putlatrmay marifet saymlardr. Toplumsal-ekonomik yapnn nitelii ve azgelimiliinden tr, Trk aydnlarnn pazar ekonomisinin geerli olduu sanayilemi lkelerde olduu gibi, egemen snflardan grece bamsz bir katman (couche) oluturmalar olanakszd. Aydnlarn Cumhuriyet dneminde de devletle olan ilikileri Osmanl mparatorlu-u'ndakinden farkl deildi. Egemen snflar koalisyonunun bir orta olmaya devam etmeleri, devlet dnda bilgi retme olanaklarn snrlamtr. Resmi ideolojinin geerli olduu Trkiye gibi sosyal formasyonlarda, devlet politikalarna ters den bilgiye izin verilmez. Resmi ideolojiye ters dmek veya onu eletirmek cezai yaptrmlarla engellenmek istenir. nsanlarn "lke yararlar"na ters den dn30 ce retmeleri kesinlikle yasaktr. lke yararnn ne olduuna da kendileri karar verirler. Kurulu dzene eletirel yaklaan herkes "kt dncelidir", "lke yararlarn ve btnln tehlikeye atar" ,"birlik ve beraberlii zedeler," "ulusal duygular zayflatr" vb... nsanlar, dnceleri, "iyi ve kt", "yararl ve zararl" diye snflandrlr. "Kt" ve "zararl" dnceler ve sahipleri yasal kovuturmaya maruzdurlar. Byle bir toplumun ada ve demokratik olmas da, kalknabilmesi de olanakszdr. Bat Ortaa'nda "doru"larn tespiti kilise adamlar tarafndan yaplrd. Bizim Cumhuriyetimizde de yasalar ve uygulayclar bu ii yapyorlar. Eletiri yollarnn tkand bir toplum, kendisi hakknda dnme yeteneine sahip deildir. Cezai yaptrm gerekesiyle eletiri silahn brakmak ise gerek entellektel tavryla badamaz. Aydnlarn devlet aygtnn bir parasn oluturmalar (1950 ncesi Trkiye'de olduu gibi) hileci ve yadsyc bir bilinci de srekli beslemektedir. Brokrasi maniplasyona elverili bir yap oluturduu iin, entellektel drstlk diye bir kayg da pek gl deildir, . Abdlhamid'in zaman zaman aydnlar satn alarak muhalefetlerini etkisizletirebilmesi bu yzdendir. Aydnlarn satn alnmalarnn kolayl, devletin yaps ve bu yap iinde aydnlarn konumuyla dorudan ilgilidir. "Osmanl Devleti'nde Abdlhamid devrinde de Trkler iin yegne servet memba devletti. Bu itibarla devlete kar almak iin, ya devletin tesirinin asgariye indii Msr gibi bir emarece (hami) bulmak veya dorudan doruya devletten faydalanmak icab ediyordu."^19) Kitleler tarafndan benimsenme ans snrl byle bir resmi ideolojinin anmas kanlmaz olduundan, "ok partili" rejime geildikten sonra belirli aralklarla yaplan askeri darbelerle takviye edilmitir. Ziya Enver Karal, "27 Mays 1960 Darbesini" deerlendirdii bir yazda: "Arzu edilen yeni dzene gelince, unutulmu veya inkr edilmi olan Atatrk nklab'nn prensiplerini tekrar ele alarak devrin ihtiyalarna gre gelitirmek, bu suretle devletin temelinden sarslm olan i ve d itibarn iade etmek, tehlikeye d31

en milli varl kurtarmak, eskiyi tasfiye ederek yepyeni bir idare kurmaktan ibarettir"^20) diyor. Karal, farknda olmadan resmi ideolojinin on yllk Demokrat Parti iktidar dneminde yprandn sylyor. Cumhuriyet dnemi aydnlar istedikleri kadar modernist bir dil kullansnlar, hezeyanlar, kuruntular ve monolitik dnceleri veri iken, toplumun kendisi hakknda dnme yeteneini bodular. Kendi ayrcalkl konumlarn muhafaza edebilmek iin her trl "farkl" dnceyi tehlikeli saydlar. Aydnlarn ynetici snf konumunda olduu bir toplumsal formasyonda, kltr, bir snf kltr, aydn snfn kltr haline gelir. Teorik referanslarnda ve afie edilen amalarnda "adalk" temasna vurgu yaplmasna ramen, toplumun deimezlii zerine kurulu pozitivist burjuva ideolojisinin taycsydlar. Ynetici brokratik aydnlar toplumun temeline dokunmadan onu yerinden oynatabileceklerini sandlar. Oysa bir nceki dnemin retim ilikileri deimedii srece, insanlara apka giydirmek, klasik Bat mzii dinletmek, Latince retmek vb. ada bir toplum oluturmak iin yeterli olmayacakt. Sait Halim Paa, Batclarla ilgili olarak: "Bu medeniyetin eserlerini, o medeniyeti meydana getiren sebepler zannettiler. Garbin ahlk ve yaayn memleketlerine tatbik etmenin dertlerine are olacana inandlar"^21) derken, batanberi yaplanlarn adalamak olmadn vurgulamak istiyor. dris Kkmer de;"Bu sebepledir ki aydn; deiik boyutlu bir kltr ve dnce seviyesindeki bir topluma, tarihinde srekli iktidar blnmln yaam toplumlarn rn olan 'formlar aktararak 'asri' olunacan sanmtr. Bu formlarn ithal edilmesiyle Trkiye'de ilerliinin ne olacan da hibir zaman derinlemesine dnmemi, aratrmamtr (aydnn yenilgi tuza)"^22) diyor. Gerek toplumsal dnmlerin ortaya kmad koullarda, inklaplar idealize edip ycelttiler. Kapal bir kltr oluturdular. Her ne kadar yaydklar resmi ideolojiyle toplumun tamamn tem32 sil ettiklerini ileri srseler de, aslnda palazlanmakta olan bir sermaye snfnn karlarn merulatrdlar (bu arada kendi karlarn). Ne var ki, zerinde bulunduklar zemin ayaklarnn altndan kayyordu. Paradoksal olarak, ocuk byynce onlara itaat etmeyecekti. birliki sermaye snf, daha ok emperyalizme dayand oranda, nce brokrat aydnlar, daha sonra da toprak aalarn ortaklktan atacakt. Baka trl sylemek gerekirse, yeni smrgecilik dneminde sermaye snf palazlandka eski yerel koalisyon ortaklarm dlayacakt. Bat'ya olan kltrel, ideolojik ve bilimsel bamllk Trk aydnlarnn orijinal rnler vermelerini de engellemitir. stelik giderek kendi realitelerine de yabanclamlardr. Gerek anlamda entellektellerin resmi ideoloji retmek gibi bir misyonlar olamaz. Tam tersine, gerek aydn (entellektel) olmann koulu, her trl egemen ideolojiden, bu arada resmi ideolojiden bamszlamaktr. Resmi ideolojinin retici ve yaycs olmak deil, onu eletirebilmektir. Resmi ideoloji retmenin yerini resmi ideolojinin eletirisi almadka, gerek anlamda aydnlanma mmkn olamayacaktr. 33 3. BOLUM MLL MCADELENN NTEL . "Bilmeyen ahmak, bilip de sylemeyen suludur." Fransz Atasz Hibir konuda Milli Mcadele ve onun lideri hakknda olduu kadar efsane yaratlmamtr. Tek parti dnemi inklaplar iin de yle... Neredeyse Osmanl mparatorluu'nun ykselme ve gerileme dnemlerine ilikin deerlendirmenin bir benzeri tek parti dnemi ve 1950 sonras iin de geerlidir. Resmi ideoloji tarafndan Mustafa Kemal'in yaad dnem Cumhuriyet'in "altn a", 1950 sonras da bir eif "bozulma", "geriye gidi" dnemi saylyor. nl devlet aydnlarndan ankaya sofralarnn vazgeilmez yazan F.R. Atay, Mustafa Kemal'in lm zerine, 11 Kasm 193.8'de Ulus Gazetesi'nde; "En mesut Trkler, Atatrk yaarken lm olanlardr" diye yazmt. Cumhuriyet aydnlar yukardaki gr yaygnlatrmak iin byk aba harcadlar. Niyazi Berkes tek parti dneminde atamayla gelen meclislerin ok parti dneminin erbet seimlerle gelen

meclislerinden daha seviyeli olduunu sylyor. Brokrasinin "radikal" kanadnn szcln yapan Berkes, idealist sekinci dnya grnn Cumhuriyet dnemi aydnlarnda ne kadar kkl olduunu gsteriyor. 35 Paris Komn'ne ilikin bir yazda Marx; "imdiye kadar, Roma mparatorluu zamannda Hristiyanln bu kadar ok efsane yaratmas matbaann henz kefedilmemi olmasna yorulurdu. Oysa. bunun tam tersi dorudur. Bugn gnlk basn ve telgrafn bir gnde yaratt efsane, eskiden bir yzylda yaratlandan daha fazladr"W diyor. Marx'm bu szleri Cumhuriyet "burjuvazisi" tarafndan da dorulanmtr. stelik kitle iletiim aralarnn iinde bulunduumuz yzyldaki gelimilik dzeyi gznne alnrsa, sorunun nemi daha iyi anlalr. Gerekten Mustafa Kemal ve onun "inklaplar"yla ilgili olarak yaratlan efsane, yedi yzyllk Hilafet ve Saltanat devrinde yaratlmamtr. lgin olan bir ey de, bu efsane reticilerinin, szde efsaneleri ykmak, hurafeleri yok etmek amacyla yola km olanlardr! Topluma rasyonel dnceyi egemen klmak amacyla yola kanlar, hibir dnemde grlmemi dzeyde hurafe retmitiler, putlar ykmak iin yola kanlar, hibir dnemde grlmemi dzeyde put rettiler. Cumhuriyet aydn, put reticilii ve bekiliine koulmutu!.. Milli Mcadele sonrasnda egemen snflarn neden zorlama bir resmi ideoloji oluturmak zorunda olduklarn nceki blmde tartmaya altk. Bylesi bir zorlamann nedeni, Cumhuriyeti kuran kadrolarn tarihsel olarak gerilii, gelimi bir burjuva snfnn ve onun "dnya gr"n formle edip yayacak aydnlarn bulunmayyd. Resmi ideoloji tarafndan yaratlan efsanelerin ve hurafelerin sergilenebilmesi iin, "Milli Mcadele"nin resmi ideoloji dnda bir deerlendirilmesinin yaplmas gerekiyor. Bilindii gibi, resmi ideoloji (kimi sol versiyonu da dahil) Milli Mcadele'yi anti-emperyalist, dnyann mazlum uluslarna kurtulu yolunu aan ilk ulusal halk hareketi, Mustafa Kemal dnemi siyasal rejiminin "halk" bir ynetim biimi olduu, Mustafa Kemal'in Trklere bir vatan balayan dnyann en byk anti-emperyalist lideri olduu vb. gibi bir sr gerek d hurafeye dayanyor. Elbette egemen snfn ve onun szcln yapanlarn bask ve smrsn "giz36 lemek" amacyla tarihsel olaylar arptmalar anlalr bir eydir. Tarihsel olaylar arptmann, gemite yaanm olaylar tahrif etmenin yollarndan biri de kiiyi yceltmekten, kiiyi putlatrp ona tapmaktan geer.. te bu blmde, yakn tarihte yaanan olaylarla ilgili toplumsal sreler ve olgularla ilgili sis perdesi aralan--maya, gerei rten perde kaldrlmaya allacak. Trkiye toplumsal formasyonunun evrimini ele alan byle bir kitapta Milli Mcadele ve sonras dneme geni yer ayrmamzn nedeni budur. Sz konusu dnemin olaylarnn arptlmas zerine kurulu resmi ideolojinin tutarl bir eletirisinin yaplabilmesinin koulu, dnemi deiik ynleriyle tahlil etmektir. Solun nemli bir blm bile, Milli Mcadele'nin niteliiyle ilgili olarak, resmi ideolojiden bamsz dnme aamasna henz ulaabilmi deil. Bu durum Trk solunun geleneksel devleti ideolojinin bir versiyonu olarak ortaya kmasndandr. Bu nedenle, nce Milli Mcadele'nin anti-emperyalist bir hareket olup olmad, ulusal bir halk hareketi nitelii tayp tamad ve tarihi yapmada bireyin rol zerinde duracaz. Fakat daha nce srekli yanlsamaya neden olan bir sorun zerinde ksaca durmamz gerekiyor. Milli Mcadele ile ilgili deerlendirmeler srekli bir yanl anlamaya neden oluyor. yle bir izlenim yaratlm durumda ki, sanki Trkiye birok Asya, Afrika, Ortadou, Latin Amerika vb. lkesi gibi, uzun yllar Batllarn dorudan bir smrgesi olarak kalm da, Milli Mcadele'yle (Kurtulu Sava kavram bu anlamda yerinde kullanlmyor) bu duruma son verilmi gibi bir dnce hakim oluyor. Bir kere, Osmanl mparatorluu hibir zaman dorudan smrge olmad. Ykld gne kadar emperyalist Bat'nn ekonomik-diplomatik bir yar-smrgesi durumunu muhafaza etti. kincisi, Osmanl mparatorluu Birinci Emperyalistleraras Sava'a "taraf olarak katld. Dnyay yeniden paylamak amacyla balatlan bir savaa taraf olarak katlan bir devletti. Nedense, bizim tarihileri37

miz bu iki nemli olguyu bilinli olarak yok saymay yeliyorlar. Bu iki nemli olgu atlanarak yaplan tahlillerin bolukta kalmas kanlmazdr. Eer bir lke, dnyay yeniden paylamak isteyen taraflardan birinin yannda bu savaa katlyorsa, her halde ama * paylamdan pay koparmaktr. Emperyalist paylam savana katlan bir devletin anti-emperyalist bir ulusaj kurtulu sava vermesi mmkn mdr? Resmi tarihiler ve resmi ideoloji reticileri bu "amaz"n farknda olduklar iin, olaylarn tahlilini Yunanllarn zmir'e kyla balatyorlar. mparatorluun geni blgelerinin neden emperyalistler tarafndan igal edildiinden pek sz etmiyorlar. Olaylarn tahliline 1919 Mays'ndan deil de 1914'ten ba-lasalar, hurafe retme kapasitelerinin byk lde azalacan biliyorlar... Aslnda hesap batan yanl yaplmt. Osmanl mparatorluu savatan galip de ksa, imparatorluk paralanacakt. Nitekim pre-kapitalist yaplar zerinde duran imparatorluk gnn doldurmutu. Emperyalist zincirin en zayf halkasn oluturan Osmanl mparatorluu, savatan yenik kmasayd da paylamdan alabilecei pay tarihsel olarak belirlenmi durumdayd. Bu konuda Trotsky unlar yazyor: "Dnya emperyalizminin elikilerinin bir sonucu olan byk sava, farkl gelime aamalarnda bulunan lkeleri de girdabna almt; ama katlanlarn hepsine savan icaplarna ayn lde katlanma zorunluluunu dayatarak..."W "Genel retici gler dzeyi ne kadar yksekse, dnya apnda rekabet ne kadar kes-kinlemise, silahlanma yar ne kadar rndan kmsa, (savaan) en zayf taraflar iin durum o kadar dayanlmazdr. te tam bu nedenledir ki; en geri lkeler kler dizisinde en birinci sralar igal etmektedirler. Dnya kapitalizmi zinciri her zaman en zayf halkasndan kopma eilimindedir..." (3) Emperyalist savatan byk kayplar vererek kan Osmanl mparatorluu fiilen kmt. Gerek insan, gerekse toprak kayb bakmndan imparatorluk tam bir yok olmann eiinde bulunuyordu. Mondros Mtarekesi'yle tilaf Devletleri, imparatorluun geri 38 kalan topraklarndan bir blmn daha igal etmilerdi. Bylece merkezi Osmanl Devleti'nin otoritesi iyice sarslm, lkenin her yerinde otonomi yanls eilimler ortaya kmaya balamt. Balkesir bamszln ilan etmi, stanbul'dan gnderilen mutasarrf trene bindirilerek geri yollanmt.- Benzer bir durum Adapazar iin de sz konusuydu. Adapazar halk da kendi kendini ynetmeye karar vermiti. Bu konuda Sabahattin Selek, "Adeta her kk blge, her ehir kendini kurtarmak iin milletleraras siyaset alanna atlmaya alyordu"(4) diyor. leriki sayfalardaki aklamalarla daha ak olarak ortaya kaca gibi, sz konusu olan, uzun yllardan beri dorudan smrge olan, siyasal bamszl bulunmayan bir lke deildi. Bu bakmdan Milli Mcadele, Birinci Emperyalistleraras Sava'n diplomatik planda srdrlmesiydi ve Keyder'in yazd gibi; "I. Dnya Sava Trkiye iin 1923'te bitti."*5) Sonradan "Kurtulu Sava" olarak adlandrlan Milli Mcadele, bir yanyla diplomatik dzeyde I. Dnya Savafnn devam, dier yanyla Yunanllarla scak sava, nc olarak da merkezi Osmanl brokrasisi iinde bir hesaplamayd. Hareket, balangta Hilafet ve Saltanat kurtarmay amalamt. Hilafet ve Saltanatn kurtarlmas iin de iki engel vardr: Rumluk ve Ermenilik. Kuvay Milliye, yaklak yzyl akn bir sreden beri gndemde olan cerrahi operasyonu gerekletirecekti. Her ne kadar hareket balangta Hilafet ve Saltanat kurtarmay amalasa da, yukarda szn ettiimiz l mcadelenin diyalektii ve toplumsal hareketin dinamii, hilafet ve Saltanatn tasfiyesiyle sonulanacakt. Her siyasal-toplumsal sre, kendisini de dntrecek dinamikleri bnyesinde barndrr. Hareketin dinamii, o hareketi balatanlarn balangtaki niyetlerinden grece bamsz bir yol izleyebilir. Eer Trk Devleti yaayacaksa, bu, burjuva temeller zerine oturmu bir cumhuriyet olabilirdi. Bir baka adan bakldnda da bir "Kurtulu Sava" sz konusu deildi. Eer mparatorluk iinde bir ulusun imparatorluktan kopma mcadelesi sz konusu olsayd, belki o zaman bir ulusal 39

kurtulu mcadelesinden sz edilebilirdi. Byle bir durum da sz konusu deildi. mparatorluun son unsuru olan kesim imparatorluktan kopamaz, ancak onu "dntrebilir"di. stelik byle bir durum sz konusu olsayd, yllar ncesinden oluagelen bir "ulusal bamszlk ideolojisi" ve "ulusal bamszlk hareketi"nin varolmas gerekirdi. Nitekim bylesi bir ideoloji ve hareketin varolmad bir ortamda ister istemez, "kime kar kurtulu mcadelesi?" sorusu akla gelir. Hareketi yrten kadrolar, birka eksiiyle, ttihat kadrolard. Bunlarn hepsi "yeniliki" Osmanl brokratlaryd ve stanbul'dan tayin edilmilerdi. Damat Ferit Paa'nn sadrazam olduu devreler dnda, Anadolu hareketi stanbul hkmetleri tarafndan desteklenmitir. te yandan Milli Mcadele boyunca Osmanl zihniyetinin zayflamas deil, glenmesi sz konusuydu. Dolaysyla sz konusu olan smrge bir ulusun anti-smrgeci bir mcadeleyle bamszln elde etmesi deil, fakat pre-kapitalist temeller zerinde gnn doldurmu, paralanmakta olan, yar-smrge bir imparatorluun bir emperyalist sava sonucunda burjuva temeller zerinde yaamn srdrmesidir. Buraya kadar yaplan aklamalardan da anlalaca gibi, bugn "kurtulu hareketleri"ne verilen anlam gz nne alnrsa, "kurtulu" szcp burada yerinde kullanlm olmuyor. Bir devletin belirli blgesinin yabanc gler tarafndan igal edilmesi tarihte sk rastlanan bir durumdur. Hibir zaman igalciler lkeden sklp atldnda bir ulusal kurtulu hareketinden sz edilmez. Sadece haksz bir duruma son verilmitir. I. ve n. Emperyalist Sava'ta, Almanlar, Fransa'y igal ettiler. Ayn ekilde Almanyada dier devletler tarafndan igal edildi. Ancak siyasal-kltrel kimlii inkr edilmi bir dourdan smrge halk bakaldrdnda bir ulusal kurulu mcadelesinden sz edilebilir. 40 1. Milli Mcadele Anti-Emperyalist Bir Hareket Deildir XIX. yzyln sonu ve XX'inci yzyln bana kadar geen srede Osmanl mparatorluu, Batl kapitalist devletlerle arlk Rusyas'nn kar atmas yznden ayakta kalabilmiti. Bu dnem Osmanl d politikas, sz konusu kar atmalarndan yararlanma temeli zerinde kurulmutu. II. Abdlhamid, kar atmalarndan yararlanarak saltanatn srdrmeye ynelik bir d siyaset izlemiti. Birinci Dnya Sava tam bu duruma son vermek zereyken, Sovyet devriminin patlamas,durumu tekrar deitirmiti. Sovyet devrimi ve devrimin yaylma potansiyeli, emperyalistlerin sava ncesi ve sava iindeki hesaplarn alt st etti. "Yeni Trk Devleti" de bu yeni durumun yaratt kar atmalarndan yararlanarak varln korumutur. Emperyalizmin genel karlar ve emperyalistler aras elikiler, I. Emperyalist Sava'n bir Trk-Yunan sava biiminde srmesine neden oldu. Balangta Yunanllara destek vermelerine ramen, ngiliz emperyalizminin kartan Sovyet tehdidinin sz konusu olduu koullarda, bu destein 1921'den itibaren ekilmesini gerektirdi. Artk bundan sonra ngiltere'nin temel siyaseti, Dou'da Bolevizmin yaylmasn durdurmakt. ngiliz destei kalkt andan itibaren de Yunanllarn Anadolu'da barnma ans yoktu. Bu nedenle Trk-Yunan sava abartld kadar nemli bir sava deildi. Zaten -Milli Mcadele'nin seyri de ngilizlerin taknd tavra gre biimlenmitir. . nn Cumhuriyetin ellinci yl dolaysyla verdii bir demete;"stikll mcadelesinin baars da esasnda ngilizlerin buna karar vermesi ve dier mttefikleri de bunu kabule mecbur etmesiyle mmkn olmutur" diyor/6) "Gl ynetimini merkeziyeti temellere oturtmu bir Trkiye, Avrupa kapitalizminin planlann gerekletirme konusunda ihtiya olan her trl savunma grevini zerine getirecektir."^ Milli Mcadele'nin ayn zamanda ngiliz ve dier tilaf Devletleri'yle de bir sava olduu sonradan uydurulmutur. Yannda (Almanya gibi gl bir devlet bata olmak zere) ittifak devletleri varken yenik den im41 paratorluun bir bana bunlarn tamamyla baa kmas o gnn koullarnda mmkn deildi. Dolaysyla "yedi dvelle sava" bir efsanedir. Zaten emperyalistler Anadolu'ya yerlemek niyetiyle girmediler ve savamadan da ekildiler. ekilirken de Franszlar Trklere, Yunanllara kar kullanacaklar silahlar sattlar. "Baz Fransz subaylarnn kurtulu ordusu saflarnda

savat rivayet edilir."^ talyanlar da kendi blgelerindeki silah depolarn aarak, Kuvay Milliye'ye yardm ediyorlard. ingilizlerin asl amac Anadolu topraklarnn bir blmn ele geirmek deil, Dou smrgelerinin gvenliini salamakt. te yandan Birinci Dnya Sava'ndan yorgun ve bitkin kan ngiliz askerini yeniden bir savaa sokmak kolay deildi. Dou cephesi kumandan Kazm Karabekir Paa, emperyalist devletlerin iinde bulunduklar durumu gereki bir biimde deerlendirmekteydi: "19'da Trabzona vardk. Vali Galip Bey.... dehetli ittihatlar aleyhinde olmakla beraber, ya ilerlemi ve kuvvete mukavemet edemiyecek bir insand... Trabzon Mdafa-i Hukuk Cemiyeti Merkezi eraftan 21 kii imi. 11'i hayet-i merkeziye, 10'u heyet-i idare. Belediye reisi Baruta Ahmet Efendi ayn zamanda Mdafa-i Hukuk reisi. Heyet vaziyetin dehetinden ylgn. Ahvali olduu gibi deil, mthi ve gayri kabil-i izale felaketli gryorlar. Btn mitleri Avrupaya yalvaracak heyette. Bu muhterem insanlara dedim ki: tilaf kuvvetlerinden korkmaynz. Daha geen hafta Lon-ra'dan memleketimize gnderilmek istenen alaylar biz gitmeyiz diye silah atlarn brakp svtlar, itilaf milletleri harbi umumiden o kadar yorgun ktlar ki, memleketimizde tek bir nefer bile ldrmeye raz deillerdir. Karmzda Rum ve Erme-ni'den baka kimseyi grmeyeceiz. stanbul'da tilaf Kuvvetleri bostan korkuluundan baka bir ey deildir. "O ngiliz ynetimini korkutan, smrgelerde Sovyet devriminin yaratt antismrgeci ve anti-emperyalist hareketlerin glen-mesiydi. Ortaya kan bu yeni durum status quo'yu srdrmeyi 42 problematik hale getirmiti. Daha 1920'de ngiliz generali Ravlin-son, Bolevik yaylmasna kar, Trkiye'de gl bir ynetimi destekleyeceklerini sylyordu. Bu, ngiliz emperyalizmi iin Anadolu'da toprak edinmekten ok daha byk nem tayordu. Ancak Bolevik yaylmas durdurulduu zaman ngiliz genel karlar gvence altna alnabilirdi. Ravlinson, Kazm Karabekir Pa-a'ya; "yaplan ve yaplacak olan ey, baka memleketlere bole-viklik sirayet etmemesidir"^10) diyordu. K. Karabekir Paa, bir yerde de unlar yazyor: "(...) ne de silahlardan bugn hi sz etmedi. Ben silah ve kumandan vermemek iin aldatma planlar yaparken, onun da beni Bolevikler Kafkasya'ya geldi diye, vaktinden evvel bir hareket yaptrmaya altn hissettim." (U) diyor. Osmanl Devleti snf-devlet yapya sahip asyatik bir imparatorluktu. Byle bir toplumsal formasyonda brokrasi egemen snftr. Osmanl merkeziyeti devlet yaps, devlet dndaki glerin yaamasna "olanak vermezdi." Bu durumun sonucu olarak gl bir burjuva snfnn gelime koullar yeteri kadar olumuyordu. Zaten daha sonra Bat kapitalizminin basks, gl bir ulusal burjuvazinin tm gelime yollarn tkamt. ktidarn bakalaryla paylalmas Osmanl devlet yapsnn mantna uygun dmezdi. Osmanl merkezi ynetiminin otoritesinin zayflamas, imparatorluktaki adem-i merkeziyeti eilimleri glendiriyor, bu da Padiahn ve onun brokrasisinin ele geirdii sosyal art azaltyordu. Dolaysyla, merkezi otoritenin zayflamas el konulan artn klmesi demek oluyordu. Osmanl merkezi ynetiminin zayflamasyla bir g haline gelen ayana 1808'de Sened-i ttifakla verilen baz haklar 1812'de ksmen geri alnmt. Bu tarihte Sultan n. Mahmut ayann etkinliini krmak zere harekete geti, bask ve hileci yntemlerle (yanlann birbirine krdrlmas gibi) ayanlarn elde ettii haklar geri alnd. Brokrasi, ilk defa Milli Mcadele ve sonrasnda kendi dndaki glerle ittifak yapmak zorunda kald. Bu durum, tarihsel bir zo43 runluluk olarak kendini dayatmt. Burjuva temeller zerine kurulan bir devlet, bir burjuva snf yaratmaya ve onu glendirmeye mahkmdur. Osmanl paalar ve yksek dzeydeki "sivil" yneticiler iin sorun, Halife Sultan'n iktidarna son vermek deildi. Ama, onun iktidarn korumak ve salam temeller zerine oturtmakt. Halife Sultan'n varlyla kendi varlklar zdeti. Devlet yaadka hkmedebilirler, sosyal artktan pay alabilirlerdi. Zaten Osmanl mparatorluu gibi snf-devlet bir yapya sahip sosyal formasyonlarda ve brokratik yozlamaya uram "ii devletlerinde brokrasi her zaman status quo'mm korunmasndan yanadr. Brokrasinin varl status

quo'nun korunmasna baldr. Brokrasiler "reformcu" grndkleri zaman bile, ama, ortaya kan yeni durumda egemenliklerini korumaktr. Bu amala yeni dzenlemelere giriirler. Cumhuriyet dneminin inklaplarn deerlendirirken bu niteliin hatrlanmas gerekir. Atilla lhan'n yazd gibi: "nk ordu ve brokrasi sava yapar, devlet kurar ve devleti korur ama devrim yapamaz ve eer frsatn yakalarsa, devrimi ya saptrr veya ona smsk yaparak devrimi tutuculatrr." <12) Osmanl merkezi brokrasinin; imparatorluun kapitalizmin etkisi altna girmesiyle yapmak zorunda olduu "tanzimat" ve "slahat" ilerici dzenlemeler olarak deerlendirilmitir. Oysa bunlar, merkezi brokrasinin iktidarn korumak amacyla yapmak zorunda kald dzenlemelerdi. Osmanl merkezi brokrasisinin varln srdrmek amacyla yapmak zorunda olduu bu dzenlemeler, Batl kapitalist lkelerin karlarna da uygun dyordu. mparatorluun yarsmrgeleme srecini hzlandran ve emeki kitlelerin yaam koullarn srekli olumsuz ynde etkileyen bu "dzenleme"lerin ilerici hareketler saylmalar, bunlarn ne olduuna dzenlemeleri yapanlarn kendilerinin karar vermesinden trdr. Daha nce de sylediimiz gibi, brokrasinin egemen snf, aydnlarn egemen snfn bir bln oluturduu sosyal formasyonlarda, kavramlarn ierii, ne anlama geldikleri de onlar tarafndan belirleniyor!. 44 Daha sonra bu tanzimatlara, slahatlara (Cumhuriyet dneminde bu dzenlemeler inklap oldu) Cumhuriyet dneminde devam edildiinde de asl ama aynyd. Ama yine devleti glendirmekti. Frey, unlar yazyor: "Ankara Reformu'nun temel stratejisi, Trkiye'yi modernletirecek olan batllam entellekteller iin gvenceli bir ortam yaratmakt... Devrimcilerin birincil amac, devletin topluma egemenliini salam temellere oturtmak, Trkiye'yi Batnn sayg duyaca bir lke haline getirmek ve dinsel eilimi ar basan evrelerin etkinliini tamamen ortadan kaldrmak idi." (13> Elbette poradoksal bir durum da sz konusuydu. Kendi iktidarn korumak amacyla, Bat'dan kurum, kural ve ideoloji ithal eden merkezi brokrasi, ksa dnemde iktidarn koruyabilse de, uzun dnemde iktidar ayaklarnn altndan kayyordu. Kapitalizm basksn artrdka brokrasinin egemenlii anmak durumundayd. Bat kurumlarnn ithal edilmesinde kar olan teki kesim ayand. Ayan, merkezi otoritenin zayflad oranda byk topraklar denetler duruma gelmiti ama hibir hukuki gvenceye sahip deildi. Ayan da denetledii, fiilen sahip olduu topraklar iin hukuki gvenceler istiyordu. Dolaysyla merkezi Batc brokrasinin, Ayann ve Bat kapitalizminin karlar uyum halindeydi. Bu durum, Cumhuriyet dnemi iin de geerlidir. Osmanl dneminde yaplan "kurum "aktarmacl" Cumhuriyet brokrasisi tarafndan eletirilmitir. Ama kendileri daha youn bir "ithalat" srecine girmilerdir. Kendi aktarmaclklarn "ilerici" inklaplar olarak sunmulardr. Cumhuriyet dneminin Bat'dan kurum aktarmaclyla daha ncekilerin zde hibir fark yoktur. Her ikisinin de ortak yan, yar-smrgeleme srecini hzlandryor olmalardr. Fakat emperyalizmin 1914-1945 aralndaki "yapsal krizi", emperyalizmle olan ilikilerin gevemesi nedeniyle bir yanlsama yaratmaya olanak vermi, sanki emperyalizmden bilinli bir kopu varm izlenimi yaratlmtr. Emperyalizmin krizi, Cumhuriyet brokrasisine ideolojik bir maniplasyon olana vermitir. 45 Dolaysyla I. Dnya Sava'nn devam koullarnda Osmanl mparatorluumdan Cumhuriyete gei sz konusuydu. Bu geii gerekletirenler de;"(...) asli unsuru ittihatlar olan (asker sivil) bir karma kadronun, daha dorusu bir aydn ekibin yaratt ve yrtt bir harekettir. Buna, yabanc yazarlardan pek ounun da iaret ettii gibi, bir sekinler hareketi diyebiliriz. Trk toplumunun gerekten sekin kiileri saylmak gereken bu yol gstericilerin fikri cevher bakmndan balca zellikleri, Osmanl toplumu iin ok yeni saylan iki kavram, 'vatan' ve 'millet' kavramlarn idrak etmi olmalardr" (14> diye yazyor Sebahattin Selek. phesiz Selek, hareketin bir sekinler hareketi olduunu sylerken hakldr. Ama, bu sekinler kime yol gsteriyorlard? Aslnda sekinler kendilerine yol gsteriyorlard ve pek uza da gremiyorlard. Grebildikleri yer emperyalizmle ortak olup art-deer

blmnden pay almakt (!) Zaten Cumhuriyet ynetiminin kitlelere (dolaysz reticiler) bakyla, Osmanl "yeniliki" ynetiminin bak arasnda hibir temel fark yoktu. Cumhuriyet ynetimi iin de kitleler, vergi veren, askerlik yapan, gdlen, pasif ve edilgen bir yndan baka bir ey deildi. Cumhuriyet brokrasisi, mparatorluun brokrasisiydi. Cumhuriyetin ynetici ekibine yeni unsurlar karm deildi. Memurlarn stanbul'dan Ankara'ya tanmalar gibi bir tebdil-i mekn sz konusuydu. Ankara'ya gelerek ferahlamlard... "Tanzimat batcl zihniyetini tayan Babli yksek memurlar ve generalleri" diyor Doan Avcolu, "yeni ynetime dudak ucuyla bile olsa balandklar lde Ankara'dan olumlu karlanrlar.''^15* Yazar, sanki Milli Hareketin ideolojik ve politik liderliinin Tanzimat batcl dnda bir eylere sahip olduuna inanmak ister gibidir... Cumhuriyeti kuranlarla 1908 hareketinin ynetici kadrolar, aa yukar ayn kiilerden oluuyordu. Brokrasiler maniplasyo-na elverili olduu iin, I. Dnya Sava bozgununun sorumluluu birka ttihat liderin stne yklarak, emperyalistlerle uzlama yoluna gidildi. Bylesi bir maniplasyonla bir yandan ynetici klik iinde iktidar sava yrtlrken, dier yandan da halk kitlelerinde ynetici klikle ilgili olarak oluan olumsuz izlenim ksmen de 46 olsa hafifletilmek isteniyordu. Cumhuriyeti kuranlar sanki ttihatlardan bakasym gibi gsterilmeye alld. Cumhuriyetle balayan dnem, Bat kapitalizmiyle bir hesaplama dnemi deil, yeni bir uzlama ve denge oluturma dnemidir. Trkiye ekonomisini emperyalizme balayan zincir olduu gibi kalm. Bir lkenin emperyalizmle olan smr ve bamllk ilikisini belirleyen, lkedeki retim ilikileri ve retim ilikileri stne oturan egemen snf ittifakdr. Emperyalizmle ilikilerin deimesi iin, retim ilikilerinin dnme uratlmas gerekir. retim ilikilerine dokunmadan yaplan "dzenlemeler" , inklplar olsun, abartld kadar nemli olmad gibi, ekseri smr ve bamllk ilikilerini de iselletirip, smry derinletirebilir. Milli Mcadele ve sonrasnda retim ilikilerine dokunulmad. Komprador burjuvazinin ilevini, Rum ve Ermenilerden "Mslman tccara" aktarmak dnda yapsal nitelikte hibir dnm sz konusu olmad. "Zaten bilindii gibi, zmir kongresinde 'milli ekonomi' yaratma iradesi olarak ifade edilen ekonomi politikas, Osmanl zamannda Bat'ya eklemlenmenin toplumsal dayanan oluturan gayrimslim tccarlarn yerini, Mslman Trk tccarlara vermek istediini zetler. Yani Osmanllar gibi Trkiye'yi de darya balamadaki baat roln ticari sermaye tarafndan oynanaca tartlmam, yalnzca bu ticari sermayenin dayana i toplumsal tabakann Mslman olmasna karar verilmitir."(16) Milli Mcadele'nin niteliiyle ilgili tahliller, ekseri resmi tarih versiyonunun yeniden retilmesi amac tadklar iin, somut olgulara da uygun dmyor. Doan Avcolu'nun "Milli Kurtulu Tarihi" adl eserinin blmlerinden biri "Emperyalistlere kar kmadan anti-emperyalist bir sava" bal tayor(!) Yazarn buradaki amac Milli Hareketin lideri olan Mustafa Kemal'i yceltmektir. yle bir deh ki; emperyalist devletleri atlayarak bir bana anti-emperyalist bir sava veriyor (!) Emperyalist devletlere kar 47 olmadan anti-emperyalist bir sava olanakl mdr? Herhalde Avc-olu Rum ve Ermenilere kar dememek iin byle bir ifade kullanyor... Mustafa Kemal: "O halde kurtulu aresi ararken iki ey sz konusu olmayacakt, nce tilaf Devletleri'ne kar dmanca tavr alnmayacakt; sonra da Padiah ve Halife'ye canla bala bal ve sadk kalmak temel art olacakt"(17) diyor. Emre Kongar yle yazyor: "Atatrk ihtilali, hem emperyalizm kartdr, hem de batcdr. Daha nce de ksaca deindiim gibi, bu iki zellik, uzun dnemde elien nitelik tarlar. Fakat, ksa dnemde, zellikle 1920 koullan erevesinde, emperyalizm kartl, batcl btnleyen bir ilke olarak ortaya kmaktadr. Mustafa Kemal olaylar evrensel deil, ulusal bir ereve iinde grmektedir. Onun batcl Bat'ya yknme biiminde deil (...) 'Bat gibi olmak' anlamnda bir batclktr. lkeyi Bat gibi yapmak iin ilk atlacak adm ise, Bat smrsnden kurtulmaktr. nk Bat'nn birinci

nitelii, sermaye snfna dayal bir ekonomik gelimeyi gerekletirmi olmasdr. Ayn tr bir ekonomik gelimenin n koulu ise, siyasal ve ekonomik bamszlk, yani Bat smrsnden kurtulmaktr."^8^ Yazar; olaylara evrensel adan deil de, ulusal boyut iinde baklnca, nasl olup da sorunun farkl grndn sylerken yeteri kadar inandrc olmuyor. Ayrca retim ilikileri bata olmak zere Bat'yla olan smr ve bamllk ilikileri olduu gibi kalrken, komprador burjuvazinin araclk ilevi "Mslman" tccara geince, Bat smrsnden kurtulmak, ekonomik bamszl gerekletirmek mmkn mdr? Sadece Atatrk yazarlar deil, kendilerini solda grenler de anti-emperyalizm konusunda kafa karklndan kurtulmu deildir. Trk sosyalist hareketinin nde gelen teorisyeni ve liderlerinden Dr. Hikmet Kvlcml bile, Milli Mcadele'nin nitelii konusunda resmi ideolojiden farksz dnmyor. Kvlcml, Milli Mcadele'yi sadece anti-emperyalist deil, ayn zamanda antikapitalist sayyor (!) "in'de daha nce Sun-Yat-Sen, Trkiye'de 48 daha sonra Mustafa Kemal adna alan milli kurtulu hareketleri, antiemperyalist ve anti-kapitalist birer sava olmakla birbirlerinden zerrece farkl deillerdi. Ancak Trkiye, emperyalist anavatanlarn byk smrgelere balayan en stratejik yollar zerinde idi. Sovyet Sosyalist Devrimi'nin 'yumuak karn' altna yaknd"(19) diyor! Bir baka yazar, Stefan Yerasimos da, emperyalizmin II. Dnya Sava'ndan sonra "tekrar geri geldiini" yazyor. Emperyalizmin geri gelmesi iin nce kovulmas gerekir. Eer emperyalizmle btnlemeyi salayan retim ilikileri ise, o zaman Milli Mcadele ve sonras dnemde hangi dnmlerin ortaya ktn ve II. Dnya Sava sonrasnda da hangi deiiklikler yznden emperyalizmin geri geldiini akla kavuturmak gerekir. Aslnda 1920 ve 1930'lu yllarda emperyalizmle ilikiler olduu gibi kalmt. Emperyalizmin "yapsal" bunalm ilikilerin younluunu azaltt iin, sanki emperyalizmden kopulmu, bu da Milli Mcadele ile gerekletirilmi gibi bir izlenim yaratlmtr. II. Dnya Sava sonrasnda uluslararas kapitalizm yeniden bir ykselme dnemine girdiinde, ilikiler normal olarak rayna oturdu. Bu nedenle yapsal krizin yaratt "kopukluu" bakalarnn marifeti saymak inandrc olamaz. Baz kavramlarn kullanlyor olmas, o kavramlara uygun den olgularn ve srelerin var olduu anlamna gelmiyor. "Hakimiyet kaytsz artsz milletindir" demekle hakimiyet milletin olmuyor. "Millet" Icavramma herkes istedii anlam ykleyebilir. Gerek yaamda ylesine "kayt ve artlar" sz konusu oluyor ki, hakimiyet halk dndakiler (dolaysz reticiler) iin bir smr ve bask arac nitelii tayor. Ayn ekilde "buras sosyalist cumhuriyettir" demekle oras sosyalist olmuyor. Laik demekle laik olmad gibi... Resmi ideoloji ve onun sol versiyonu, Milli Mcadele'nin antiemperyalist dedii iin anti-emperyalist bir ierie sahip olmas sz konusu deildir. Daha nceki dnemde ve mcadele iinde olumu bir anti-emperyalist ideoloji yoktu. Milli mcadeleyle emperyalizmin karlar asla zedelenmedii gibi, global karlar49 nn gvence altna alnmas sz konusudur. Bu nedenle Lozan'da, ileri srld gibi diplomatik bir zafer de kazanlmad. Mdafaa-i Hukuk Derneklerinin Asl Amac ttihat ve Terraki Partisi, iktidara geldikten sonra ve I. Dnya Sava boyunca, imparatorluun yaayabilmesinin koulu olarak sermayenin "Mslmanlatrlmasn" gryordu. Bu amala, imparatorluun iktisadi yapsnda nemli bir arla sahip olan Rum ve Ermenilerin gcn krmaya ve onlarn ilevini de Mslman unsurlara transfer etmeye ynelik bir politika izlemiti. Aslnda byle bir tehis tutarl olmaktan uzakt. Emperyalist Bat karsnda komprador burjuvazi ilevini yerine getiren, zellikle de Fransz ve ngilizlerle ilikide bulunan Rum ve Ermenilerin tasfiyesi, ilev ayn kaldka byk anlam tamazd. Nitekim, burjuvazi komprador niteliinden uzaklamadka, onun Mslman, Yahudi vb. olmas sanld kadar nemli deildi. Sava boyunca hem Rum ve Ermenilerin ekonomik etkinlii azaltld, hem de onlarla birlikte mparatorluun d ticaretinde ngiltere ve Fransa'nn nemi iyice kld. Drt yllk sava boyunca devlet destei ve "enflasyon sayesinde Mslman" sermaye

hzl bir gelime gsterdi. Sz konusu dnemde kurulan irket sermayesi %3'ten %38'e ykseldi/20' Ermeni Tehciri ve Rumlarn kitleler halinde ge zorlanmas sonucu bu iki Hristiyan kesimin servetleri bulunduklar blgelerdeki Mslmanlarn eline geti. "1906 saymna gre, Trkiye'nin bugnk snrlar iindeki nfus, takriben 15 milyondu ve bu nfusun %10'u Rum, %7'si Ermeni, %ll'i Museviydi. Mslmanlar %80'in stndeydi. 1914 ile 1924 arasnda bu nfusta nemli bir azalma olduu gibi, nfus bileimi de ciddi bir deiiklie urad. 1927 nfus saymna gre, Trkiye'deki nfus 13.6 milyondu. Gayrimslimler ise sadece %2.6 idi. Nfus saymnn verilerine gre 120.000 Rumca konuan, 65.000 Ermenice konuan vard/21* 50 Mtareke'den sonra, ge zorlanp da sa kalanlardan bir ksmnn geriye dnmesi iin uygun koullar ortaya kmt. ngiliz ve Franszlar tarafndan desteklenen bu iki etnik grup kaybettikleri servetlerini elde etmek isteyeceklerdi. te Mdafa-i Hukuk cemiyetlerinin asl ortaya k nedeni bu korkudan kaynaklanyordu. Aslnda ncelikle mdafaa etmek istedikleri ey el koyduklar ama imdi elden kma ihtimali beliren servetleriydi... Bu bakmdan bu derneklerin anti-emperyalist amalarla kurulduunu sylemek son derecede yanltr. Nitekim, birok Mdafa-i Hukuk dernei kurulduu halde, bunlardan sadece ikisi gerek anlamda bir varla sahip olmutur. Gerekten Erzurum Kongresi'nde temsil edilen vilayetlere baklrsa, Ermeni tehdidinin yksek olduu yerler dndan Kongre'ye delege gelmedii grlr, Erzurum, Bitlis, Van, Mu ve Erzincan'dan delegeler katlmtr. Rum ve Ermenilerin youn olarak yerleik bulunduu Dou ve Bat Anadolu'daki dernekler; Vi-layet-i arkiye Mdafa-i Hukuk'u Milliye Cemiyeti ve Trakya Pa-aeli Mdafaa Heyeti Osmaniyesi'dir. te yandan bu dernekler srarla politikann dnda olduklarn, apolitik olduklarn vurgulamlardr. Buradaki asl ama, emperyalist devletlerle bir kartln olmadn gstermektir. Bir de iki parti arasndaki srtmelerden etkilenmemek istei olabilir. nemli olan bir ey de, savan nasl sonulanacann anlalmas zerine bu kesimlerin harekete gemi olmalardr. Nitekim, "Trakya Paaeli Mdafaa Heyet Osmaniyesi" Mtareke'den iki gn sonra 2 Kasm 1918'de kurulmutur. Dieri de ayn yl Kasm aynn sonlarna doru kuruldu. Yunanllarn zmir'e kndan aa yukar 6 ay nce... Fransz igal blgesi Klikya'da Ermenilerin, Yunanllarn zmir'e kmasyla da Rum tccarlann geri dnme koullarnn olumas, bar hak savunuculuunun silahl atmaya dnmesine neden olmutur. Gerekten sava ncesinde Bat Anadolu'nun en nemli ticari ve zirai kurulular Rumlarn elindeydi. Dou'da da durum Ermeniler bakmndan aa yukar ayn olmakla birlikte, 51 Ermeniler verimli topraklarn da bir blmn kontrol ediyorlard. te Milli Mcadele'de ilk harekete geen; Rum ve Ermenilerin ticari, snai kurulularna, evlerine ve topraklarna, ba ve bahelerine el koyan Mslman kesim olmutur. Anadolu erafnn, Mslman, ksmen de Yahudi tccarlarn milli harekete katlmalarnn asl nedeni, emperyalizme bir tepki deil, Rum ve Ermenilerle kar atmasnn sonucudur. te yandan merkezi brokrasi de dzenli askeri birlikleri istilaclarn karsna karmamaya zen gstermitir. "1920 ylna kadar ordu, devlet kuvveti olarak grnmemeye gayret etmi ve istilac kuvvetlerin karsna kard birliklerini milis kuvvetlerinin yannda savaa sokarak bunu resmen ifadeden saknmr."(22) Milli Mcadele iinde Dyun-u Umumiye'ye dokunulmad gibi; bu kurum, toplad vergilerden devlet payn stanbul Hk-meti'ne deil, Ankara'ya vermeyi kabul etmiti. Osmanl Bankas da, stanbul Hkmetine verilen yarm milyon liraya kefil olunduu takdirde, Ankara'nn istedii 1,5 milyon liralk kredi alabileceini sylemiti. "Erzurum Kongresi'nde alnan mdafaa karar yalnz Ermenilik ve Rumluk tekiline kar dnlm ve itilaf devletlerinin igal ve mdahale hareketleri de bu amac gder saylmt. Yani tilaf Devletleri'ne kar hasmca bir tavr taknlmaktan Erzurum Kongresi saknm."(23)

Hareketin emperyalist devletlere kar olmad, silahl atmann balad dnemde de sk sk dile getirilmiti. Ege'yi temsilen 23 Austos 1919'da Alaehir'de toplanan kongre, oybirliiyle ald bir kararla, ngiliz Generali Milne'ye ektii telgrafta unlar bildiriyordu: "zmir li ve Balkesir bamsz sanca, Trk ve Mslmanlarn birlik olarak dzenli rgte bal milli kuvvetleriyle savunduklar nokta, sadece Yunanllarn haksz ve hekr saldrlarna ve bu igal saldrlarnda iledikleri cinayet ve ktlklere engel olmaktan ibarettir. tilaf devletlerine kar kma fikri, hi kim52 senin aklndan gemeyen bo bir dncedir. Bundan dolay, Byk Kongre (Alaehir), btn dnen insanlk tarafndan hakllnn ve meruluunun onaylanaca inancnda bulunduu Kuvay Milliye eylemlerinden, Mttefik birliklerine kar saldr anlam karlmasn, u kesin gerekler karsnda byk bir insafszlk sayar. Kongre bundan dolay derin zntsn sunar. Kk Asya'da Mttefik Devletler Bakumandan bulunmanz nedeniyle, daha ok kan dklmesini nlemek amacyla, Yunan birliklerinin imdiki yerlerinden daha ileri gitmemeleri iin emir buyuracanz konusundaki soylu aklamanz, Kongre yelerini derin bir minnet, kran hissiyle duygulandrmtr. Pek soylu ve pek insancl olan u asil arzu, kukusuz ki, en byk vglere deer, yksek ve soylu bir yaklamn rndr. "(24) Telgrafta ayrca; "Eer zmir yresinin igalinde kesin bir politik zorunluluk grld takdirde... zalim ve gaddar Yunan askeri tarafndan deil, insanlk ve uygarlkla donanm olan uygar itilaf devletleri askerleri tarafndan gerekletirilmesi" K25) isteniyordu. Son ifadeden, ngiliz ya da baka emperyalist bir devlet tarafndan igal durumunda mallarn gvencede grdkleri anlalyor. Herhalde Yunanllara kar tepkinin ekonomi d bir nedeni de vard. Eskiden Osmanl ynetimi altnda olan Yunanllarn imdi imparatorlua kar saldr ve igal hareketine girimesi, tepkinin bymesinde bir etkendir. Ama yine de asl belirleyici olan ekonomik karlard. Aydn'da, Mula yresi Umumi Milli Kuvvetler Komutan Demirci Mehmet Efe de; "Geri ok terbiyeli davrandklar ve her trl yardm yaptklarndan dolay, talyanlardan szlanacak bir eyimiz yok ise de, eer herhangi bir hkmet bizi kontrol edecekse, bu iin daha byk ve daha aydn bir devlet tarafndan yaplmasn ye tutardk''^26* diyor. Kuvay Milliye komutannn bu szleri, herhalde 196O'l yllarda "II. Kuvay Milliyecilik" veya "II. Kurtulu Sava" gibi slogan53 larla ortaya kanlarn, birincisi hakknda yeterli akla kavumadklarn gsteriyor. Emperyalist devletlere kar bu tavr Milli Mcadele'nin lider kadrosu iin de geerliydi. Kara Vasf Bey, 27 Kasm 1919 Heyet-i Temsiliye toplantsnda, Fransz elilii yetkilileriyle grmesini zetlerken unlar sylyor: "Grtklerim Karargaha mensup Franszlarla; Sefarete mensup olanlar dedi ki, siz ne istiyorsanz nerettiririm, yalnz memleketimin menfaatine mani olmasn. Asil bir hanedana mensup imi. Kendisi asker. Aka fikrini sordum. Dedi ki, bu gn iki cereyan var: Biri Bolevizm, dieri slamizmdir. kisi de en ziyade ngilizlere mteveccihtir, bize deil. lerde bize de. Bolevizmi brakabiliriz. Fakat slamizmi brakamayz. Cezayir, Tunus ilerde oraya da sirayet edebilir. Bizi maddi olarak temin ediniz ki, Pan slamizmi, Pan Turanizmi gtmyorsunuz. "Dedim ki, biz sizin grdkleriniz gibi iki ey grebiliyoruz. Bunlardan bir slamclktr, dieri asrilemek. Kendi kendimizi idare edecek bir halde yaamak. Bunu da Avrupa'dan alacaz. slam cereyanlar bize iyi deildir. Medeni deildir. Ayn zamanda istila altndadr. Serbest deildirler dedim... Buna inanmad. Ayn zamanda inanm grnd. O ayn zamanda Krt meselesini intiha-bata karmayan Hrriyet ve tilaf ve Sleymaniye'yi syledi. Ben de o ngilizlere kar eyh Mahmud'un hareketidir dedim... Bu, grup halinde bir kabile. Biz istikll istiyoruz diyen yoktur... Sizde de sosyalistler byle istiyor denirse, milletin hepsi tabii byle deildir dedim."*27) Kara Vasf Bey, Fransz Meraal Franchet D'esperey'le yapt grmeye ilikin olarak da unlar sylyor: "Bizim prensiplerimiz vahdeti ve muayyen hududu, istikll ve inkiafmz temin etmektir' dedim. Hudut iin sordu: 'Mtareke

zamanndaki hududu esas ittihaz ediyoruz ve bunun iin kendi rkmzdan olan yerlerden 54 bir ok fedakarlklar yapyoruz' dedim. 'Evet' dedi. 'Adalar denizinden ran'a kadar Suriye'ninde baz aksam dahil olmak zere bir devlet ve hudut dnyoruz" dedi. Bunu Cevat Paa'ya sylediim zaman inanmad gld."*28) Sonra dedi ki: 'Biz sizin Umur- dahiliyenize karmyoruz. Siz de bizim menfaatlerimize karmaynz. Balkesir'de bulundurduumuz asker tahribat yaplmamas iindir. Arkadalarnz da bu fikrimi bilsinler' ".'*29) "Jenaral Mougins de dedi ki: 'Sakn ttihat olmaynz, bu sizin iin ok fenadr. nk Avrupa ttihatlardan eytan gibi ok korkar' ve taklidini yapt. 'ngilizler byk bir Arap mparatorluu, biz ise byk bir Trk Hkmeti istiyoruz'." Fakat Franszlarn neden byk ve Fransa yanls bir hkmet istediklerini Mareal Franchet D'eesperey aka ifade etmiti. 'Zamanmz menfaat asrdr; para nerede ise dostluk oradadr. Memleketinizde sermayenin yzde yir-mibei bizimdir. Mtekabilen menfaat var. ngilizlerin de menfaati varsa da geridir'." Mustafa Kemal, 17 Kasm 1918'de Minber Gazetesi'ne verdii bir demete: "ngilizlerin Osmanl Milletinin zgrlne dikkat gsterdikleri ve insanlk karsnda, yalnz benim deil, btn Osmanl Milletinin ngiltere'den daha ok iyiliini isteyen bir dost olamayaca inancyla duygulanmas pek doaldr"*30) diyor. ngiliz Daily Mail Gazetesi muhabiri Waard Price'dan kendisine ngiliz yetkilileriyle iliki kurmas iin ricada bulunup, "Eer ngilizler, Anadolu iin sorumluluk kabul edecek olurlarsa, ngiltere ynetiminde bulunan tecrbeli Trk valileriyle alma gereini duyacaklardr. Byle bir yetki erevesinde hizmetlerimi sunabileceim uygun bir yerin mevcut olup olmayacan bilmek isterim" (31) diyor. Mustafa Kemal anlarnda bu demecinden bahsetmiyor. stelik, birok kiinin umutlarn ngilizlerin gvenini kazanmaya, Franszlarla dostluk, talyanlarla iyi ilikiler kurmaya baladn, ama kendisinin bunlarn hibirine inanmadn sylyor.*32) 55 I Milli Mcadele'de anti-emperyalist bir ideoloji ve bilin sz konusu deildi. Buna hem teorik, hem pratik olarak olanak da yoktu. mparatorluun konumu veri iken, Milli Hareketin lider kadrosunun asl amac, ken devleti canlandrmakt. "Anadolu htilali"nin yazar; "htilalin ideolojisi hareketle beraber, hatta hareketin arkasndan germiti"^33) diyor. Aslnda sonradan uyduruldu dese daha iyi olurdu (!) Samet Aaolu da;"Trk fikir adam 1919 ile 1923 arasnda geen bu devrenin ideoloji ve felsefesini yapamad. Milli vicdandan doan bu inklap hamlesini anlatmak iin gerekli sabr ve feragatla kendisini veremedi, inklap bu suretle hemen hemen birbirine zt, birbirini ykan nazari gr ve ahsi anlaylarn elinde olan milliyetilikten geni beynelmilelcilie, liberalizmden sosyalizme kadar daralp alarak, izahn sonunda birtakm dogmatik kelerde buldu"(34> diye yazyor. Aslnda Aaolu farknda olmadan kendini ele veriyor ve "Trk Fikir Adam"na hakszlk ediyor. Trk Fikir Adam, Aao-lu'nun sandndan ok "sabr ve feragatle" 1919-1923 aralnda yaanan olaylar tahrif etmek iin byk aba gsterdi ve gereklerle ilgisi olmayan bir tarih versiyonu oluturmay da "baard". Daha sonraki dnemde Kadrocu'lar ve Ync'ler tarafndan yaplan zorlamalar da resmi ideolojiye ve resmi tarih anlayna "modern" ve "bilimsel" bir grnt kazandrma amacn tayordu... Avcolu;"Atatrk, emperyalizme kar sava, emperyalizmle her an iin uzlamaya ve onu dost grmeye hazr kadrolarla yapmtr. ngilizlere kar bir teslimiyet ve bir uzlaclk, kurtulu savann n plandaki kadrolarnda derece derece gzkmektedir"^35) derken, iki eyi sylemek istiyor: Birincisi, anti-emperyalist olmayan, stelik emperyalizmle her an uzlamaya hazr kadrolarla anti-emperyalist bir sava verilebilir; ikincisi, Mustafa Kemal, bu kadrodan ayr, onlarn, dndadr(l) Birok yazarn kafasn bulandran, Mustafa Kemal'in 1 Aralk 1921'de TBMM'de syledii u szleridir: "Efendiler! Biz bu hak56

kmz korumak, bamszlmz gven altnda bulundurabilmek iin toptan, millete bizi mahvetmek isteyen emperyalizme kar millete savamay uygun gren bir doktrin izleyen insanlarz. "(36) Bu szlerin ne amala sylendii nemlidir. Mustafa Kemal bu szleri, meclis iindeki ve meclis dndaki "sol muhalefet"i denetim altna alp etkisizletirmek amacyla bir manevraya giritii zaman sylemitir. I. Dnya Sava iinde yaplan gizli anlamalarda ngilizlerin zerinde nemle durduu bir sorun da, Hilafetin ideolojik etkinliinin ortadan kaldrlmasdr. slm Birlii, Pan-slamizm gibi akmlarn ortadan kaldrlmas ve slamiyetin bir birlik ve umut oda olmasna son vermek iin, Hilafetin tasfiyesi; deilse, ngilizlerin kontrol ettikleri bir blgeye kaydnlm bir merkez haline getirilmesi, ngiliz emperyalizmi iin byk nem tayordu. Bylece, Mslman uluslarn atomize edilmesi daha da kolaylaacakt. te yandan ngilizler Arabistan' da btnyle kontrol etmek istiyorlard. Bu, hem Hindistan yolunun gvenlii iin, hem de blgede zengin petrol rezervlerinin varl nedeniyle ngiliz karlar iin byk nem tayordu. Mslman ftfusunun yaad geni blgelerde ngiliz hakimiyetinin pekimesi iin, Hilafet'in tasfiye edilmesi gerekiyordu. Halife Sultan'n en zayf dt dnemde bile slam dini, etkin bir ideolojik merkez olmaya devam ediyordu. LLoyd George anlarnda; "Osmanl Halifesi slam Dnyas'nn ba idi ve ngiliz mparatorluu iinde her yandan fazla Mslman vard "(37) diye yazar. 17 Ekim 1919'da btn Hindistan'da Trkiye iin oru tutulup dua edilir, genel grevler yaplr. Sevr Antlamasndan sonra, bu antlamay yrttrmak amacyla ve Hindistan'daki ngiliz Hkmeti ile ibirliinden kanan pasif direnme hareketi balatlr. Onbinlerce Mslman, Hindistan' terk eder. Hindistan Milli Kongresi 1920 57 yl sonlarnda 15 bin delegeyle toplanarak, Ghandi'nin ibirliinden kanma programn milli program olarak benimser. Milliyeti adaylarn hepsi seimlerden ekilirler. Semenlerin % 80'i oylarm kullanmaz. Bir ksm memurlar ve askerler, ngiliz hkmeti hizmetinde almay reddederek grevlerinden ayrlrlar. Okullar boykot edilir. ngiliz mallan satn alnmaz. 1921 Mays'nda Asman ay bahesinde 12 bin ii ii brakr. Bengal ve Asman'da demiryolu ve gemi iileri protesto amacyla iki ayr greve giderler. Ankara'ya yardm fonu kampanyas alr ve toplanan para Mustafa Kemal'e gnderilir. Eylem o kadar genitir ki, hkmet 30 kiiyi tutuklamak zorunda kalr. Nehru ve Ghandi tutuklananlar arasndadr. Bu abalar zerinedir ki, Hindistan Kral Naibi Lord Reading lkedeki slam duygusunun iddetini ileri srerek, "stanbul'un boaltlmasn, kutsal yerler zerinde Halifenin egemenliinin tannmasn, Trakya ve zmir'in geri verilmesini" Londra'ya yazar/38) Bir Hintli Mslman da, "Bir zamanlar, birok Mslman devletler ve krallklar vard. Bunlardan birisi ortadan kaldrld zaman fazla bir zntye kaplmyorduk. Trkiye slam devletlerinin en sonuncusu ve en glsdr. Yahudiler gibi vatansz insanlar olacamzdan korkuyoruz"^39) diyecektir. Yukardaki alntlar, Hilafet makamnn ideolojik etkinliinin her eye ramen hl ne kadar nemli olduunu gsteriyor. ngiliz siyaseti iin slamiyetin ideolojik bir merkez olmaktan kmas arzulanan bir eydi. Hilafetsiz bir Trk Devleti Bat'nn mttefiki olarak kaldka, bu, blgedeki emperyalist karlarn gvence altna alnmasn byk lde kolaylatrrd. Sonu olarak, Hilafet'in tasfiyesi emperyalizmin karlaryla da akmaktayd. Bu nedenle, emperyalistlerin Hilafet ve Saltanat'tan yana olduu biimindeki gr, sadece resmi ideolojinin bir uydurmasdr. 58 2. Milli Mcadele'de Kitle Katlm Snrlyd 1912 ylndan beri ard arda gelen savalarda bir cepheden dierine koan emeki halk, I. Emperyalist Savan sonuna gelindiinde her bakmdan bitkin durumdayd. Kylerde erkek nfus byk lde erimiti. Bu bakmdan Birinci Dnya Sava'nn balad 1914'ten 1923'e kadar geen sekiz ylda, Mslman nfus %18 azalmt/40) Fakat halk krmna neden, sadece savalar da deildi. Ar vergiler, aa, eraf, mtegallibe ve ekiyann basks ve zulm, salgn hastalklar ve alk savalardaki kayplar daha da bytyordu. Mustafa Kemal

Nutuk'ta zmir'in igali karsnda halkn tavryla ilgili olarak; "Milletin bu haksz darbe karsnda sessiz ve hareketsiz kalmas elbette kendi lehine yorumlanamazd" der{41) Aslnda halkn iinde bulunduu durum onun yeni bir savaa daha gnll katlmasna pek olanak vermiyordu. Her seferinde slam dini ve Padiah iin savaa yollanan halk, bu sefer "vatan kurtarmak" iin savaa katlmaya niyetli grnmyordu. Osmanl dneminin sonlarnda savalarn yapt tahribatn boyutlanm hatrlamak iin aadaki alnt uygun dyor: "eme lesinin genleri askerliklerini Yemen'de yapyorlard. 1908'de eme'de 20-30 yalan arasnda bir tek Trk erkei kalmt. O da cce idi. Bu yzden emeliler hakl olarak, Yemen'e eme Mezarl adm takmlard.,."(42) Kitlelerin gnll katlm olmad iin, mahalli ayan, eraf, eyh, aa ve tarikat reisi ve din adamlarnn prestijinden yararlanlarak, kstl bir katlm salanabilmitir. Milli Mcadele'ye kitle katlmnn snrl oluu, gerek Milli Mcadele, gerekse daha sonraki dnemde, zellikle de Cumhuuriyetin kurulduu dnemde, olumsuz sonular dourmutur. Kitle tabannn etkin olmay hareketin lider kadrosuna geni bir manevra alan brakmtr. Bu, tm dzenlemelerin kitleler dnda ve onun etkinliinden bamsz gereklemesine olanak vermitir. Oysa, "bir ihtilalin en kuku gtrmeyen yan, ynlarn tarihsel olaylara dorudan doruya mdahale etmeleridir." Milli Mcadele'den sonra mahalli erafn 59 iktidar bloku iindeki konumu kyl kitlesi aleyhine olarak daha da pekimiti. Sabahattin Selek; "Daha ksa bir deyimle, Milli Mcadele, hele baz tehlikeli dnemlerde, halka ramen yaplmt... Durum byle olduu halde bu harekete 'Milli Mcadele' denilmesi yanl deildi. nk mcadelenin insan kaynan, ne ekilde olursa olsun kalk tekil etmi ve maddi mali imknlar halktan salanmtr"^43) diye yazar. "Halka ramen", "halk yararna mcadele" yazarn bir buluu deildir. Trkiye'de "Bat'ya ramen Batllamak", "halka ramen halk yararna devrim yapmak" garip ama yaygn bir saplantdr. Osmanl ynetici elitinin bak asn yanstr. Elbette byle bir zihniyetin temelinde de halka gvensizlik yatar. Bu zihniyete gre, kitle hibir eyi bilemez ve yapamaz; neyin onun yararna olup olmadna brokratik aydn karar verir. Byle bir yaklamn gerici elitist bir dnya grnn rn olduu aktr. Elbette yzyllarca halk smrerek yaayan parazit "yeniliki" Osmanl brokrasisi iin, halk deil, kendi smr olanaklarn kurtarmak esastr. Smry gvence altna alan dzenlemeler ilerici inklaplar saylamaz. Fakat bir hareketin halk hareketi olup olmadn belirleyen, savata insan kaynan halkn tekil etmesi deildir. Faist hareketin tabann da halk kitleleri oluturur. Ayn ekilde emperyalist bir saldr sonucunda da lmeye ve ldrlmeye gtrlen halktr; ii ve kyllerdir... Bir harekete halk hareketi olma niteliini kazandran, halkn (emeki kitlenin), kendi kaderini tayin etmedeki bilin ve kararlldr, tarihin znesi olmada ulat seviyedir. Eer siyasi harekete yn veren temel g halk kitlelerinin siyasi tercihleriyse ve hareket kitlelerin yaam koullarn iyiletirici bir z ve mesaj tayorsa, o zaman gerekten bir halk hareketinden sz edilebilir... Ne var ki, kitleleri savaa sokmada eraf ve din adamlarnn ideolojik gleri ve prestijleri snrsz deildi. Bunlarn yetersiz 60 kald koullarda zor esi gndeme gelecekti. Byk Millet Meclisi'ne verilen bir kanun teklifinin baz maddeleri yleydi: "3- Seferberlik emrine uymayanlarn mallan alnr, evi yaklr, ailesi srlr ve inat edenler yakalannca idam olunur. 4- Birliinden silahl veya silahsz olarak kaanlar hakknda 3. madde hkm tatbik olunur. 5- Her ky ihtiyar heyeti kendi kylerindeki kaaklar yakalamaya ve hkmete teslim etmeye mecburdur. Bunda kast ve geveklii anlalanlar 3. madde hkmlerine gre cezalandrlrlar. 6- Kaaklar saklayanlar ve kamalarn tevik edenler ve kolaylk gsterenlerin mallar alnr, evi yaklr ve aileleri srlr.^44' Yukardaki maddeler, savaa kitlelerin katlmnn "younluunu" gsterdii gibi, meclisteki aa, paa ve eraf koalisyonunun emeki halka kar tutumunu da

ortaya koymaktadr. Kastamonulu Mebusu Abdlkadir Kemal Bey, kanun teklifi lehine yapt konumada unlar sylyor: "Osmanl devletinin tarihinde gayet mhim bir devir vardr. O devirde i grenler binlerce insan hibir meclisin iznini almakszn ldrerek memleketi kurtarmlardr. O devir Kprller devridir. Korkup ekinmeye lzum yoktur. cap ederse bu memleketi kurtarmak iin beyz bin kiiyi idam etmeli ve bundan asla ekinmemelidir. "<4S) Yavuz Sultan Selim de; "Bir gn ranla ticarete koyduu yasaklar inedikleri iin drt yz taciri lme mahkm eden fermann onaylamak istemeyen, eyh-lislam'a yle demiti: 'Kalan te birin iyilii iin imparatorlukta yaayanlarn te ikisinin cann almak vacip deil midir?' "(46> Dikkat edilirse, Yavuz Sultan Selim'den Kprller'e, Kprl-ler'den 1920'lerin TBMM'sine, zihniyet hi deimeden devam ediyor. Memleketi kurtarmann srr ortadadr. Asker kaan bulup karamad iin ky ihtiyar heyeti azalarnn idam edilmesi, "3. maddenin uygulanmas" asalak snflarn kitlelere baknn tipik bir gstergesidir. Kocas kaak diye evi yaklan, mallan elinden alnan, oluk ocuuyla srgne gnderilen bir kadnn, byle bir 61 cezalandrmayla "memleketi kurtarmak" arasndaki ilikiyi kavramas herhalde kolay deildir... Kanunun mecliste grld srada Antalya Mebusu Hamdullah Suphi Bey, sz alarak unlar sylyor: "Deniliyor ki, kaan askerin mallar alnacaktr, ailesi srlecektir. Arkadalar, ilah ve dnyev hibir kanun hatrlamyorum ki bir mcrimi (sulu), deil yakalayamadk diye evlatlarn, masum ocuklarn, karsn ldrsn, kurban etsin! Bu itibarla dnyorum, acaba hicrete gtrdnz, tarlasndan, ineinden, koyunundan uzaklatrdnz kadnlar ve ocuklar gittikleri yerlerde yaayabilecekler mi? Memleketimizin hicretler tarihini bilirsiniz; toprandan kan yz muhacirden sekseni muhakkak perian olmu, lmtr. Madem ki kaak oktur, madem ki bir ounu yakalayamyoruz, o halde esasen harap olan, en byk sefalete dm olan zavall kylerimizde son kalan evleri yakacaz, onlarn ocuunu atacaz, kadnlarn sreceiz, ldreceiz demektir."*4?* stikll Mahkemeleri'yle ilgili olarak Kurt Steinhaus'un yazdklar da halkn Milli Mcadele karsndaki tutumunu ortaya koyuyor: "Yarglar milletvekilleri arasndan seilen ve geni yetkilere sahip olan istikll Mahkemeleri, milli hareketin herhangi bir direnmeyle karlat yerlerde, derhal grev alyorlard. Halkn bu mahkemelerin kuruluuna katlma hakk yoktu. Silahl kuvvetlerin maddi ihtiyalar, idari kuvvetlerin yardm ve bask tedbirleriyle karlanyordu. Bylece isyanlarn bastrlmas ve devrim rgt, Babali grevlilerinden pek farkl olmayan bir kadronun, memur, jandarma ve erafn elindeydi. Halk kitlelerinin bu faaliyetlere katlma oran yok denecek kadar dkt. "Kemalist heraketin ald tedbirler amalarna ulamalarna karn, balangta halk kitleleri, verilen kurtulu sava ile ilerinden gelerek ve istek duyarak kaynamamlardr... Harekete Anadolu kylsnn belirli bir oranda katlm olmas, lkenin en verimli 62 siyasal gcnn tarih asndan bir nesne (obje) olmaktan baka bir rol oynamadn gsterir. "^ Emeki kitlelerin tarihsel srece katlmnn bu lde snrl olduu ortadayken, devrimden, "Anadolu htilali"nden vb.sz etmek bu kavramlar kullananlarn kuruntusundan baka bir ey deildir. Bir ihtilalin en kuku gtrmeyen yan, ynlarn tarihsel olaylara dorudan doruya mdahale etmeleriyse, Ankara'da toplanan TBMM'nin ilk yasama ilemlerinden biri, anan vergisi denilen saym vergisini (hayvanlardan alnan) drt misli artrmak oluyor. Bylece be hayvan olan kylnn mallarna el konarak ie balanyor. Bylesi bir durumda kyllerin gnll katlm mmkn olabilir miydi?*49) Yllarca sren savalar ve dier talihsizlikler yznden takatsiz kalan kitlelerin savaa gnll katlm son derece snrl kalmtr. Fakat savan kendisi de snrl bir savat. Cephelerde len asker says 9167 olduuna gre, Milli Mcadele'nin abartld kadar nemli olmad da anlalr. Cephelerde

hayatn kaybedenler dokuz bin kadar olmasna ramen, eitli hastalklardan hastahaneler-de lenler 22.543 kiidir. stikll Mahkemelerinde mahkm edilenlerin saysn bilmek de ilgin olurdu. Baz yazarlar stikll Mahkemelerinde idam edilenlerin savata lenlerden daha fazla olduunu ileri sryorlar. Bu nedenle Milli Mcadele'nin "Yedi dvele kar bir sava" olduu biimindeki grler hurafe reticilerinin bir kuruntusudur. Asl sava, I. Emperyalist Sava't. Bu savata iki milyondan fazla insanmz telef oldu... Hileci yntemleri iyi bilen Osmanl paalar, ayan, eraf, mte-gallibe, din adamlar halk savaa sokabilmek iin 11 Ekim 1920'de bir yasay meclisten geiriyorlar. Bu yasaya gre, her kyl ailesine evrede bulunan ormandan iki hektarlk blm temlik ediliyor. "Kanunda kylnn orman sahibi edilmesi prensibi esas alnm ve her kylye 2 hektar orman temlik edilerek tatbikatna balanmtr. Ancak ormann deeri halka takdir edilmemi bu63 lunduu iin bu tatbikat memleket namna ok byk zararlara mal olmu ve ormana tapu ile sahip olan kyl oluk ve oluu ile birlikte maln baltadan geirerek kendisine verilen orman tarlaya evirmitir. yl devam eden ve byk orman kaybna sebep olan Baltalk Kanunu 1923 ylnda Lozan Bar Anlamas'ndan sonra derhal durdurulmu ve bir yl sonra kartlan 15 Nisan 1924 gn ve 484 sayl intifa kanunu ile orman ve kyl ilikisi, ormanlarn takati esas prensibi dahil de yeniden ve muvakkaten bir dzene balanmtr. "(50) Yukardaki alntyla ilgili iki nokta dikkati ekiyor. Her kyl ailesine iki hektar orman veriliyorsa, herhalde bu, "doal park" yaplsn diye verilmiyor. Kyl orman kesip satacak ve tarla yapacaktr. Yoksul kylden baka ne yapmas beklenir! Lozan Bar Anlamas imzalannca, artk yoksul kylleri savaa sokmaya gerek kalmyor... Yeni bir yasayla sorun zlyor... 1924'te kartlan 484 sayl yasa, 1937'ye kadar yrrlkte kalyor. "Devlet bu dnemde (19241937) birbirine eklenen ve yllarca sren harplerle harap olmu bir memleketin bitmek tkenmek bilmeyen ihtiyalar ile kar karya bulunmaktadr. Bu bakmdan hem orman mahsulleri ve hem de para bakmndan ok byk olan bu ihtiyacn karlanmasnda milli servet olarak ormanlardan faydalanma cihetine gidilmi ve ormanlar yerli ve yabanc zel teebbsn istismarna alarak memleketin birok yerlerindeki iyi vasfl ormanlar uzun ve ksa vadeli mukavelelerle satlmaya balanmtr."^51^ lgin bir mantk sz konusu... Bir taraftan ormanlarn "tahrip edilmesini nlemek" amacyla orman yoksul kylden alnyor. te yandan, "memleketin bitmek tkenmek bilmeyen ihtiyalarn" karlamak iin, yerli ve yabanc zel kiilerin yamasna sunuluyor! Bylece orman mteahhitleri araclyla "bitmek tkenmek bilmeyen ihtiyalar" giderilmeye allyor. Bakanlk yayn devam ediyor: "Fakat bir sre sonra bu usuln getirdii zararlarn bykl karsnda orman satlar 1935 ylndan itibaren ksmen frenlenmek ve ksmen de iletilmekte olan ormanlardaki kontroln artrlmas suretiyle 1937 ylna kadar devam etmitir.''^52) 64 Aslnda yaplanlar Kemalist ynetimin felsefesine uygun dyor. Kemalist ynetim snmak, yemek piirmek iin bir aa kesen yoksul kyly hapse atarken ve ormanlar yerli, yabanc zel kiilere (hr teebbs) peke ekerken, pek yerinde bir i yapyor. nk -zel teebbs, "bitmek tkenmek bilmeyen ihtiyalar" bitirip tketmek iin vatana byk hizmetler sunuyor... Yaln Kk, bu durumu deerlendirirken unlar yazyor: "Yoksul kyllerin ormanlardan yararlanmalarnn dourduu sakncalar abuk farkediliyor. Ancak yerli ve yabanc zel teebbsn yapt tahribatn fark edilmesi daha ge oluyor. "(53) Kylnn yapt tahribat iki yllk srede farkediliyor da, mteahhitlerin yaptklar tahribatn farkna varmak iin tam 13 yl geiyor... 3116 sayl ve 1537 tarihli yasann 80 ve 82'inci maddeleri, "Ormansz blgelerde ky ve belediyeler civarnda asgari 50 dekar byklnde ve mkellefiyet usul ile aalandrma" zorunluluunu getiriyor. ktidar glendike halka daha ar mkellefiyetler yklemeyi srdryor. 1920'de kylye orman datrken, 1937'de angarya usulyle orman diktirilmeye balanyor. Yerli ve yabanc zel sermayenin tahribat ok byk olacak ki bu yola bavuruluyor.

Milli Mcadele'de halkn gnll katlm son derecede kstl olduu gibi, TBMM Hkmeti de, Osmanl merkezi devlet yapsnn ve adamlarnn Anadolu'ya tanmasndan teye bir ey deildi. Ankara hkmetinin Basn Yayn Genel Mdrl'n de yapan eski mebus Muhiddin (Birgen), Karabekir Paa'ya Tiflis'ten unlar yazyor: "Ancak una iman etmiim ki, Anadolu mcadelesinin baar ile sonulanabilmesi, askeri harektn, ayn zamanda kesinlikle, bir sosyal hareketle birlikte ynetilmesine baldr. Ankara'ya baz arkadalarla bu dnceyi savunmak zere geldik, bir yl uratk, sonunda eski stanbul Hkmeti'nin yalnz ad deitirerek tekrar Ankara'da kurulduunu grdkten sonra grevimizin bir zaman iin sona erdiine karar verdik(...)" O kadar parlak szlerle, Mecliste her gn okunan dualara, Hac Bayram Camii'nde iki yzlcesine klman namazlara, ancak kelimeden ibaret olan (Halk ve 65 Millet hkmetine) ramen, Anadolu halk mcadeleyi tutmam ve tersine ona kar ayaklanmakta direnmitir. Muhittin (Birgen), ayn mektupta; "Askeri harekt sosyal davranla birlikte yrtl-medii iin, sava sonrasnda ban siper iine saklayarak hedefini grmeden tfek atan askerin hareketi gibi; Anadolu'nun glerini ve fieklerini bouna harcamasndan baka sonu vermemitir" diyor. Aslnda gerek bir Anadolu hareketi hibir zaman olmad. Osmanl paalar, eraf ve mtegallibe takm da atlan kurunun nereye varacan ok iyi biliyordu. Nianclkta kusur etmiyordu. Btn bu ve benzer yaklamlarn hep "Milli Mcadele"nin gerek niteliinin anlalamamas, anlalmak istenmemesinden kaynaklanyor. Komintern'in 4. Kongresi'nde Trk delegesi Orhan; "Byk Millet Meclisi bir ihanet hkmetidir, 1921 ylndaki Londra Kon-feras'ndan bu yana milli burjuvazi devrimci bir zihniyet tama-maktadr"(54) diyor. Aslnda Londra Konferansndan nce de "Milli Burjuvazi" devrimci bir nitelik tamyordu. Milli burjuvazi diye bir ey yoktu. Fakat Londra Konferansyla emperyalizmle uzlama kaps iyiden iyiye aralanmt; o kadar... Fakat o dnemde herkes onda "ilerici nitelikler" grmek eilimindeydi. Bu nedenle "halk", "halklk", "egemenlik", "halk hkmeti", "millet hkmeti" gibi kavramlar bir anlam tamyordu. Tamadn daha sonraki gelimeler gsteriyor. Sivas'ta yaynlanan rade-i Milliye Gazetesi'nde kan bir yazda, "Vergiler iyi uygulanmad, zenginler kayrld, fakirlere daha ok ykletildi" deniyor diye, yaz yasaklanacak, rade-i Milliye Gazetesi'nin fedakar karcs Selahddin Bey iinden atlacaktr/55) "Halk", "devrimci", "anti-emperyalist" hareket, bylesi bir "eitlik" ve "adalet" anlayna sahipti... 1921 sonu, 1922 balarnda TBMM'nin genel eilimi, emeki halk kitlelerine kar gerici bir ittifakn pekimesi ynndedir. Bu nedenle, mparatorluktan Cumhuriyete geii, toplumsal yapya hi dokunulmad gz nne alnnca, bir hkmet darbesi (coup d'Etat), saltanatn tasfiyesi olarak grmek geree daha uygun dmektedir. Byle bir darbeye de Lozan Konferans'na stanbul Hkmeti'nin de davet edilmesi 66 gereke oluturmutur. Sz konusu davet, Milli Mcadele srecinde fiilen hkim snflar bloku, dolaysyla meclisin nderliini ele geirmi olan Mustafa Kemal'in Bonapartist darbesini gerekletirmesi iin nemli bir frsat oluturmutur. Mustafa Kemal, meclise, "padiahln ilgas ve padiahn yurt d edilmesi" iin bir kanun teklifi sundu. Kanun teklifini incelemek zere kurulan komisyonun aleyhte tavr anlalnca, komisyon yelerine bir bildiri yollayp milletvekillerini tutuklamakla tehdit etmi ve sonuta, komisyon karar olumlu kmt (!) Silahl mu-hafzlarca sarlm mecliste saltanatn ilgas kabul edilmitir. Artk Osmanl mparatorluu mrn tamamlarken, yerini Mustafa Kemal'in Bonapartist diktatrl alabilirdi. Eer resmi tarihin ve ideolojinin yaymaya alt gibi, gerek anlamda bir halk hareketi sz konusu olsayd, Cumhuriyet bir darbe sonucu kurulmazd... Milletvekilleri gerek bir serbest seimle meclise gelmemilerdi. nemli bir blm de, Padiah'n Meclis-i Mebusannn yeleriydi. Geri kalanlar eraf, mtegallibe arasndan tayin edilmilerdi. Bu nedenle Cumhuriyetin ilan halk ounluunun zgr irade ve isteinin sonucu deildir. yle olsayd, Mustafa Kemal'in mebuslardan bir ksmn idam ettirmesi kolay olmazd...

Bylece eraf ve mtegallibe, bezirgan tccar, Osmanl brokratlaryla ittifak kurarak, emeki kitleleri smrmeye devam edebilirdi. 1921'de TBMM'de bte grmeleri srasnda Afyon Mebusu Mehmet kr Bey'le Maliye Bakan ve stanbul Mebusu olan Ferit Bey arasnda geen tartma, Milli Mcadele'nin niteliiyle ilgili bilgi veriyor. Mehmet kr Bey unlar sylyor: "Biz burada memleketi savunmak, bamszln salamak iin toplandmz halde, u zavall milletin, halkn, kylnn haklarn gzden uzak tutuyoruz. Oysa ki kyller ar vergilerden kurtulmay bizden bekliyorlard. Biz geldik ve Osmanl idaresinin temelleri zerine yeni bir hkmet kurduk ve onun gibi milletin parasn gereksiz yerlere harcyo67 ruz. Biz, memleketin ihtiyacna gre bir idare ekli bulmak ve kurmak zorunluluundayz. Yoksa byle Babli temelleri zerine yeni bir hkmet kurmakla milleti, kyly, iiyi, yani lkenin direkleri olan insanlar geim kolaylna ve mutluluuna ulatrmak mmkn deildir. Ezilenler onlardr. Vergiler hep onlarn srtna ykleniyor. Hep onlar veriyorlar. Ticaret vergisi de yapsak onlarn srtndan kyor. nk onlar retici ve tketicidirler ve rnlerini satamyorlar. Vurguncularn ellerinde eziliyorlar. Bu sebeple, bu bte hasta ve talihsiz bir btedir. Shhatli bir bte olabilmesi iin kylnn ve iinin geimini ve mutluluunu salayacak durumda olmas gerekir."(S5) i ve kylnn mutluluundan sz eden Mehmet kr Bey'e Maliye Bakan Ferit'in cevab gayet kesindir. "Siz komnist ne demektir bilir misiniz? Komnist demek; bir memleketin btn rnlerini halkn elinden alp, ambarlarda toplamak... (iddetli grltler, sadede sesleri, devam sesleri)... ve sonra halkn elinden toplad rnleri ambarlara koyarak, Aye'den Fatma'ya kadar btn kylye vesikayla vermektir''^56) diyor. Bir kanun tasars da Zonguldak ve Ereli maden iilerine kmr tozlarn vermeyi ve kmr tozlarnn satlmasyla salanacak parann iiler adna Ziraat Bankas'nda bir hesaba yatrlmasn ngryordu. ebinkarahisar Mebusu Mustafa Bey, "Boleviklik yok" diyerek tasarya kar kmt... Buraya kadar yaplan aklamalar, Milli Mcadele'nin niteliiyle ilgili yaylan efsanenin ne kadar bolukta kaldn gsteriyor olmal. Milli Mcadele'nin anti-emperyalistliine bir gereke de, Ko-mntern'in bu konudaki yaklamdr. Beinci blmde Komintern'in yaklam ele alnacak ve "anti-emperyalizm" efsanesi zerinde yeniden durulacaktr. 68 4. BOLM MLL MCADELENN "ULUSALLII" SORUNU! "Bir bakasn ezen uls zgr olamaz." K. Marx Milli Mcadele'nin ve Trk toplumsal formasyonunun evriminin tahlilinde, Krt sorunu nemli bir yer tutmaktadr. Aslnda son derece de nemli olan Krt sorunu ve Krdistan'n smrgeletiril-me sreci, ayr bir kitabn konusudur. stelik, sorun sadece Trkiye'yle de ilgili deildir. Blgedeki drt devletin (Trkiye, Iran, Irak, Suriye) hem i politikalarnn olumas (siyasal rejimlerinin ald biim) ve emperyalizmle ilikilerin biimlenmesinde, hem de drt snr kottusu devletin birbirleriyle ilikilerinin "zgn" bir nitelik kazanmas asndan, tam bir dm noktas oluturmaktadr. Bizim, kitabn plan ve kapsam iinde sorunu snrl bir biimde de olsa tartmak isteyiimizin belli bal iki nedeni var. Bunlar; resmi ideolojinin "irrasyonellii"ni ve Milli Mcadele'nin gerek niteliini ortaya koymaktr. Baka bir ifade ile "Kurtulu Sava" olarak sunulann gerekten bir "Kurtulu Hareketi" olup olmadn tartmaktr. phesiz Krdistan'n (Sovyetler Birlii snrlar iindeki kk alan ihmal edilirse) drt ayr devletin snrlar iine 69 hapsedilmesi, emperyalistlere bu drt devleti kolaylkla "denetleme" olana vermektedir. Krt sorunu blgedeki emperyalist status quo'nun korunmas asndan da byk nem tamakla birlikte, biz burada sorunun bu yannn tahliline girmeyeceiz.

Resmi ideoloji retmeye koulmu ya da resmi ideolojiyle atmaya girmekten kanan bilim adamlar, yazar ve dnrler, soruna dokunmaktan zenle kanmlardr. Sorunu bilimsel olarak ele alp tartmak isteyen az saydaki bilim adam da iddetle cezalandrlyor. "Ayb aa vurmann daha byk ayp olduu"nu biliyorlar!... Elbette bu vesileyle bilim-egemen ideoloji ilikisinin nitelii bir defa daha ortaya kyor. Napoleon da,niversite rektrlerine yollad bir talimatta, "Monariye uygun ve mspet eyler okutacaksnz; metafizik, ideolojik gevezelikler yok" dememi miydi.... Ne ki istedikleri kadar yok saymaya, unutmaya ve unutturmaya alsalar da, batan sona tahrif edilmi bir tarih iinde bile bu olgu, apak bir biimde kendini gsteriyor. Eer bir kii kendi halkna (ya da kendine) lyk grdn baka halklara da lyk grmyorsa, kendisi iin gerekli sayd zgrl bakalar iin de gerekli saymyorsa, byle birinin gerekten zgrlk diye bir sorunu olabilir mi? Krt sorunu dahil edilmedike, Trk sosyal formasyonunun evrimiyle ilgili tahliller hep gdk kalmaya mahkmdur. Btn oluturan paralardan birini ihmal ederek, btn hakknda salkl bir deerlendirme yapma olana yoktur. Bir sosyal srecin yapc unsurlarndan birini dlayarak tahlil etmeye kalkmak, ister istemez sz konusu tahlili bilimsellikten uzaklatrr. Afrika'nn, Asya'nn, Latin Amerika'nn uzak yerlerindeki rk-faist basklara "tepki gsteren" kimi Trk aydnlarnn, burunlarnn dibindeki bir ulusun yaad trajediyi gz ard etmeleri, Krt sorunu karsnda banaz birer sven kesilmeleri; diktatrlere kar olmalar, ama kendi gemilerindeki diktatrleri bunun dnda tutmalar vb. ifte stan70 dardn ne kadar kkl olduunu da gstermektedir. Herhalde Trk aydnlarnn kendileriyle hesaplamalan ve bunu baarmalan iin, nce dncelerini ynlendiren kafalarndaki polisi defetmeleri gerekiyor! te yandan, Cumhuriyetin kuruluundan beri Krtlere ynelik inkarc, rk bir siyaset takip edilmesi, Trkiye'de faist hareketin gelimesinde de nemli bir etken olmutur. eliik olarak, Krt Ulusu'nu "yok sayma" resmi ideolojinin nemli bir halkasn oluturmakla birlikte, bu ayn zamanda sz konusu ideolojinin en zayf halkasdr. Var olan bir ulusu "bilinle yok etmek" mmkn deildir ve nesnel gerek insanlann hezeyan ve kuruntularndan bamsz olarak var olmaya devam eder. phesiz bu durum, kuruntula-nn, ikiyzllklerin, hezeyanlann bir ie yaramad anlamna gelmiyor! Bunlardan kr edenler, brokratik, akademik kariyer edinenler, yksek maa alanlar, siyaset sahnesinde ykselenler eksik olmuyor... 1930'lu yllarda yazd, ama ancak 1979'da yaymlanabilen ve 1980'den sonra tekrar yasaklanan bir kitabnda Hikmet Kvlcml, unlar yazyor: "Gerek kltr, gerekse idare ynnden Kemaliz-min Krdistan'da takip ettii gaye, orada bir Krt Halknn varln inkr etmek, bu varl her hususta yok etmek ve susturmaktr, dari ve kltrel keyfiyetin hedefi budur."(1) Osmanllar dneminde ad Krdistan olarak bilinen, tm resmi yazmalarda da yle geen blgenin ad, zamanla deiiyor(!) Cumhuriyetin kurulduu dnemden 1950'lere kadar blgenin ad "Vilayet-i arkiye"dir. Bu dnemde Krdistan ve Krt szckleri szlklerden karlyor. Youn bir biimde uygulanan sansr ve otosansr bu kavramlarn kullanlmasna kesinlikle izin vermiyor. 1950 ncesinde yaynlanm bir Osmanlca-Trke szln, K harfinde Krtlerle ilgili sadece "Krdili Hicazkr" yer alyor... Bu durum Trk Dil Kurumu'nun nl bilginlerinin kulaklarn nlatyor olmal!.. 1971'de yaynlanan Ansiklopedik Trke Szlk'te, K 71 harfinin yer ald ikinci ciltte, Krtlerle ilgili olarak unlar yazlm: "ou dillerini deitirmi Trkler'den ibaret, bozuk bir Farsa konuan ve Trkiye, Irak ve ran'da yaayan bir topluluk ad ve topluluktan olan kimse." 1950'ye kadar "Vilayet-i arkiye" olan blge, 1950-1960 arasnda "Dou" oluyor/** 1960'dan sonra Trki- ye "Planl Dnem"e geince, bu sefer "Kalknmada ncelikli Yreler" oluyor. "Bilimsel" yaynlarda ksaltlm olarak (K..Y.) diye geiyor. Planclar bilimselliklerini burada da gsteriyorlar. Bu blgeye bir kere "ky" dedikten sonra, artk kyle kent arasndaki ilikinin de

nasl olmas gerektiine "bilimsel" olarak karar verebilirlerdi.... imdilerde blgenin ad tekrar deimi durumda... Bu sefer "Olaanst Hal Blgesi" deniyor. Resmi ideolojinin marifeti byk! Gide gide Krdistan'a "Olaanst bir nitelik" kazandrmay baarm grnyor... Aslnda blge, 1920'lerden beri olaanst olaylarn yaand ve olaanst basklara maruz kalan, olaanst bir blge oldu ve skynetim olmad yllar snrldr. Blgede skynetim olmad zamanlarda da de facto bir skynetim geerli olmutur../ Temel Trke Szlk'te (1982), "Krt: Ari rktan bir halk, Krte: Krtlerin konutuu Farsa krmas dil"; Resimli Ansiklopedik Byk Szlk'te de (1982) "Krt: Ortadou'nun eitli lkelerinde dank bir halde yaayan etnik bir topluluun ad ve bu topluluktan olan kimse" deniyor... 1980'lerde askeri cunta yeni ve orijinal bululara yneliyor. Genelkurmay'ca bastrlp, yzbinlerce datlan bir "Beyaz Kitap"ta yazlanlar ilgin: "Dalarn yksek ksmlarnda, tepelerde yaz k erimeyen karlar vard. Gne anca zerleri buzlaan cams parlak bir tabaka ile rtlrd karn yz. st sert alt yumuak olurdu. Bu kar'n stnde yrnnce, ayan bast yer ieriye ker, "krt-krt" diye ses karrd. Doulu Trkmenlere, Krt denmesinin nedeni buydu. Blclerin Krt dedikleri, yksek yaylalarda, karlk blgelerde yaayan Trklerin karda yrrken ayaklarndan kan sesin adyd aslnda."^ Resmi tarih, daha genel olarak resmi ideoloji Krdistan' dnya haritasndan "karnca" zerinde yaayan ulusu da "yok etmesi" gerekiyordu. Buna da bir "are" bulundu. Krtler, "Dal Trkler" ilan edildi. Dal Trkler soy olarak, z olarak, kkenleri bakmndan Trk olmakla birlikte, Gerek Trklerden iki yerde ayrlyorlard: Bir kere dada yayorlard!.. stelik dada yaarken Trkeyi unutuyorlard!. .Ykseklerde yaamakla dil arasnda ilgin bir iliki olmal (!) Gariplik urada ki; dada kendi dillerini unutan bu insanlar, baka bir dil reniyorlar. Buradan, baka bir dil renmenin kendi dilini unutmaktan daha kolay olduu sonucuna varlabilir (!) Sonuta "bozuk bir Farsa" konumaya balyorlar... Elbette bu mantktan bir baka sonu daha kyor; kendi dillerini unutanlar bir baka dili de mkemmel renemiyorlar (!) Burada neden bozuk bir Farsa renip de, bozuk bir spanyolca veya bozuk bir ince renmedikleri ister istemez akla geliyor (!). Krtlerin varln inkr etmek sadece bilime deil, temel insan haklarna da ters den bir eydir. Rivayete gre, ngiliz Parlamentosu "kadn erkek, erkei de kadn yapmak" dnda her eyi yapa-bilirmir .Bizim resmi ideolojimiz de bir ulusu "yok" sayyor. Arkasndan dilini unutturup ona kt bir Farsa retiyor(!) Emperyalist savaa taraf olarak katlan Osmanl mparatorluu paralanp T.C.'ye dnrken, Krdistan'n paylalmas srecine katlm ve kendisine de nemli bir pay dmt. Bu bakmdan Milli Mcadele gerek anlamda bir ulusun kurtuluu deil, Krt Ulusu'nun bask altna alnmas srecinin balangc olmutur. Bir ynyle Milli Mcadele Krt Ulusu asndan Krdistan'n ngilizlerle anlalarak paralanmas anlamna gelmektedir. Eer Milli Mcadele gerekten bir ulusun kurtuluu iin verilmi bir mcadele olsayd, o zaman Krt Ulusu bask altna alnmayaca gibi, bu konuda anlamsz zorlamalara, uyduruk gerekelere ve yalanlara gerek kalmazd... Aksi halde, kendi zgrl iin savaan bir ulu72 73 sun bir baka ulusu bask altna alp onu ezmesi, srgn etmesi, kltrel kimliin inkr etmesi vb. anlalr bir ey deildir. Nitekim bir ulusun kurtulmas demek, o ulusun kendi kaderini kendisinin belirlemesi demektir. Eer kendi kaderini tayin etme bir baka ulusun kendi kaderini belirlemesini engelliyorsa, o' zaman birincinin gerek kurtulu hareketi, gerek bir zgrlk mcadelesi olup olmad tartmay gerektirir... Aksi halde, birinin kurtuluunun dierinin bask altna alnp smrgeletirilmesi sonucunu dourmas kurtulu kavramyla eliir. Bir ulusun smrgecilikten kurtulmas ilerici bir harekettir. F. En-gels'in yazd gibi; "Her trl salam ve zgr gelimenin temel koulu, ulusal klelikten kurtulmaktr. "<3> Bu konuda Trotsky de unlar yazyor: "Son derece ezilmi bir

milliyetin zerinde milli bilincin domaya balamas o ulusun sadece politik emperyalizme kar deil ayn zamanda kltrel emperyalizme de kar kurtulu bayran dalgalandrmaya balamas, o ulusun kendi insanlk onurunun bilincine varma yolunda att nemli bir ilk admdr ve bu insanlk iin muazzam bir gelime anlamna gelir."(4) phesiz byle bir hareketin de uydurma "teoriler" retmeye ihtiyac yoktur. Ancak gerek anlamda zgrlk mcadelesinin olmad ve zgrln gereklemedii yerde benzer zorlamalara giriilir... Smr ve basky srdrmek amacyla retilmi irrasyonel ideoloji ancak yok sayma, inkr, yalan ve tahrifat zerine kurulabilir. Bir kere yalana bavuruldumu da, artk yalan yalan zorlamak durumundadr. Yalann ortaya kmamas iin srekli yalan sylemek gibi sonu olmayan bir yola girmek kanlmaz hale gelir. Tarihsel sre iinde geerli yntem ve kullanlan dil pek deimemitir. "Uygar adamn barbar uygarlatrmas", "ona uygarlk gtrmesi", "kltrl ulusun" "kltrsze " "kltr alamas", "onu kalkndrmas", "hkim ulusun asaleti ezilenin kabal ve kabili-yetsizlii", "ezenin Allah tarafndan yksek yeteneklerle yaratl74 ml, kltr ve uygarla yatknl", "ezilenin yeteneksizlii ve tek bana yaayamayaca" vb... Ar syan srasnda Yusuf Mazhar unlar yazyordu: "nk bunlar-tarihin ehadetiyle sabittir ki - Amerikan Krmz-deril ilerinden daha fazla kabiliyetli olduklar halde, ziyadesiyle hunhar ve gaddardrlar... Dessas (hilekr) ve baz hislerden, medeni temaylden tamam ile mahrumdurlar. Bunlar asrlardan beri rkmzn bana bela kesilmilerdir. "Bu Krt kulesindeki karanlk ruhu, kaba hissiyat, hunhar tema-ylat krmak mmkn olmadna kaniim. Bunu uzun bir tekamlden beklemek, bunlarn zaman zaman byle isyanlar kararak yahut memlekette asayii bozarak, veyahut hrszlk ederek, hkmetin daima megul olmasna sebep olur... imal Krtleri ile Cenup Krtleri arasnda byk farklar vardr. mit ederiz ki, hkmet bu nokta nazar da takip ederek bir Cumhuriyetin iarna yakan(!) kat'iyyet ve ciddiyetle halleyler"/5) Hikmet Kvlcml, Yusuf Mazhar'n yazdklarn yorumlarken bir yerde unlar sylyor: "Kemalist burjuvazinin 'fikriyatna' gre 'Krtler adam olmaz'. Bir zaman 'Trk Milleti adam olmaz' lf imdi Krtle mahsus biilmi bus kaftan olmutur. u halde madem ki adam olmazlar... Bunun mantki neticesi kendiliinden kar: Tpk 'medeni' Avrupa Korsanlarnn ve Korsan Devletlerinin yapt gibi, 'medeni temayllerden tamamiyle mahrum' olmayan mukaddes ve mbarek Trk kapitalizmine tarihi bir misyon dyor: Avrupa beyazlarnn yeryznden nam ile nianlarn kaldrdklar Aztequeler ve nka-lar gibi krmz derililerden 'ziyadesiyle hunhar' olan Krtleri dnyadan silmek!.. Mahut imha siyaseti."^ Smrgeci siyasetin temelinde, smrlen halkn gerek tarihini yok etmek, onun tarihi gemiini inkr etmek ve smrgeci ulu75 sun istedii bir tarih versiyonunu ona empoze etmek yatar. Bu nedenle ezilen, smrlen, bask altnda tutulan ulusun kendi tarihini (gemiini) hatrlatacak (memoire collective) ne varsa imha edilir. Onun ayakta kalmasn salayan kk tahrip etmek kouldur. Kemalistlerin de yapt buydu... Ktphanelerde Krtlerle ilgili, onlarn tarihiyle ilgili ne varsa yok edildi... Krt beylikleri zamannda yaplan tarihi yaplar yklp yerlerine askeri klalar yapld (Birca Belek-Atecz Bur). Tm yre adlar deitirildi/7) Bylesi bir ortamda Krtlerle ilgili tm tarihi ve sosyolojik aratrmalarn yasaklanmasnda alacak bir ey yoktur. l dilleri reten filoloji blmleri var iken, yaayan bir dil olan ve milyonlarca insan tarafndan konuulan Krte hibir Edebiyat fakltesinde retilmez(!) Ne ki her eyi belirleme gleri snrl... Bat'nn birok merkezinde Krte reten enstitler var... ve bu durum bizim yneticilerimiz iin rahatsz edici... Batllar, kendilerinin yok saydklar bir dili reten enstitlere izin vererek hakszlk etmiyorlar m?! Nfusunun %3 ila %4' dnda kalannn Krte'den baka bir dil bilmedii dnemde Krte'nin kullanlmas yasaklanmt. (Resmi olmayan durumlarda da)

Krtlerin yaad kent merkezlerinde bu yasaa uyulmasn salamak amacyla memurlar grevlendiriliyordu. Kynden snrl artk-rnn satmaya gelen Krt kylleri hi Trke bilmedikleri iin "kontrol memurlan"na yakalanmaktan kurtulamyorlard. Erzincan Valisi Ali Kemali Bey'in yazdna gre, her Krte kelime iin be kuru ceza kesiliyordu. Bir koyunun elli kurua satld 1930'lu yllarda be kelimelik iki cmleyle meramn ifade etmek zorundaki bir kii bir koyun deerine eit ceza demek zorunda kalyordu... Sat iin evirmene bavurma zorunluluu nedeniyle sattan elde edilen gelir, ceza olarak denip elden gidiyordu../8^ Lozan Bar Anlamas'nn 39'uncu maddesinde ise yle deniyordu: 76 "Trkiye Vatandalarndan hibirinin gerek zel ya da ticari ilikilerde, gerek din, basn veya her trl yayn hususunda ve gerek genel toplantlarda herhangi bir dili serbeste konuulmasna kar hibir kayt konmayacaktr. "Resmi dil mevcut olmakla birlikte, Trkeden baka bir dil konuan Trk Vatandalarna mahkemelerde kendi dillerini szl olarak kullanabilmeleri iin uygun kolaylklar gsterilecektir..." Milli Mcadele'nin tahrif edilmi bir versiyonunun geerli oluu, doal olarak yanl yorumlara da neden olmaktan geri kalmamtr. 1935'te yaynlanan bir eserinde Nehru, unlar yazmt: "Bylece henz yakn bir gemite zgrlkleri iin savaan Trkler, kendi bamszlklarn isteyen Krtleri ezmilerdir. Tuhaf olan savunmaya ynelik bir ulusuluun nasl saldrgan bir biimde gelitii ve birinin zgrlk savann nasl bir dierinin stndeki basks olarak ortaya ktdr. 1929'da Krtlerce bir isyan daha yapld. Ve bu da en azndan geici olarak bastrld. Fakat insan, zgrlkte direnen ve onun faturasn demeye hazrlanan bir halk ebediyyen nasl ezebilir?"^. Nehru bu satrlar yazarken, Milli Mcadele'yi emperyalizme ve smrgecilie kar bir bakaldr olarak grmek istiyor. Oysa byle bir ey sz konusu deildi. te bu durum, "anti-emperyalizm", "mazlum halklara kurtulu yolunu gstermek", "Dnya'nn ilk ulusal kurtulu hareketi" gibi yaktrmalarn zihinleri bulandrm olduunu gsteriyor. Trkiye'nin d politikasnn ald biim de yukardakilerin ne kadar ii bo ve anlamsz iddialar olduunun da bir gstergesidir. Trkiye'nin d politikasnda temel tercihin ezilen, smrlen halklardan yana deil, smrgeci-emperyalistlerden yana oluu da yukardaki durumla yakndan ilgilidir. Aksi halde gerekten zgrlk mcadelesi vermi bir ulusun bir bakasn bask altna almas sz konusu olabilir miydi?.. Milli Mcadele konusunda yeteri kadar ak bir gre ulaamayan Hikmet Kvlcml; "Dier noktalardan biri de, Trkiye'nin 77 kendisi bu milli kurtulu hareketlerinden bir nemlisine sahne oldu. Fakat bu kurtulu hareketi Kemalist burjuvazinin iktidar ve diktatoryas altna girdii iin, sermayedar tezatlarndan ve vasflarndan kurtulamad. Ve kurtulamazd da. Yukarda iaret ettiimiz gibi, Trkiye d mnasebetlerinde mazlum bir millet olmasna ramen, i mnasebetlerinde zalim bir millet rol oynamaktan geri kalmad"(10) diyor. D mnasebetlerinde mazlum bir millet, eer i mnasebetlerinde zalim bir millet rol oynuyorsa, bunu sadece sermayedar tezatlarla aklamak zordur. Bir kere Kvlcml'nm yazd gibi "Trkiye bu milli kurtulu hareketlerinden bir nemlisine sahne" olmad. Bundan nceki aklamalarla gstermeye alld gibi, Milli Mcadele ulusal bir halk hareketi, anti-emperyalist bir hareket deildi. Kendisi emperyalist bir savaa taraf olan bir devlet anti-emperyalist olamazd. Aslmda yaplan, Anadolu hareketini emperyalistlere kar koz olarak kullanmaktan ibarettir. Eer yenen taraf Osmanllarn mttefik olduu devletler grubu olsayd, durum net olarak grlecek ve yanlsama yaratmak da mmkn olmayacakt. Aslnda Milli Mcadele, ken imparatorluun ykntlar zerinde kapitalizmin tohumlarm yeertmeyi amalamt. Dolaysyla mparatorluktan Cumhuriyete gei, mutlaka "kurtulu hareketlerinden bir nemlisine sahne olmay" gerektirmiyordu. Trk devletinin kendi dousunda smrgeci bir konumda olamayaca, nitekim kendisinin de azgelimi bir lke olduu, emperyalizmin basks altndaki bir lkenin bir baka ulusa kar smrgeci bir politika izleyemeyecei gibi "gerekeler" olduka yaygndr... phesiz byle bir yaklam ezme-ezilme,

smrme-smrlme konusundaki bir yanlsamann rndr. Nasl bir kiinin ezilmesi onun bir bakasn ezmesine engel deilse (en yoksul bir adam bile bask yapabilecei birini bulabilir, kars ve ocuklarna pekala bask yapabilir), bu durum hiyerarik kapitalist dnya sistemi iin daha da geerlidir. te yandan, emperyalizmle smrgecilik arasndaki ayrm da gzden karmamak gerekir. Tarihte kendisi emperyalizm tarafndan smrlen bir lkenin bir ok s78 mrgeye sahip olduu rnekler oktur. Yakn zamana kadar Afrika'da Angola, Mozambik, Guinee-Bissau gibi smrgelere sahip olan Portekiz, buna rnektir. Bir yar-smrge olmas onun baka uluslarn kaderine mdahale etmesine engel deildi. Cumhuriyetin kurulmasyla burjuva temel zerine oturmak durumundaki devlet ise, doas gerei smrgeci olabilirdi. Trkiye'nin hiyerarik kapitalist dnya sistemi iinde "aa" bir yer tutmas, onun bir baka ulusu bask altna alamayaca anlamna gelmez. Krtlere soykrm uygulayan Irak iin de benzer bir durum sz konusudur. Elbette ran iin de... Zaten Krdistan'n drt paraya blnml, ona bir uluslararas smrge stats kazandrmtr. Smrgecilerin kendilerinin kapitalist dnya sistemi iinde tuttuklar yer, "yeni smrge" olular, emperyalizm tarafndan smrlyor olmalar, sz konusu devletlerin birer smrgeci olmasna engel deildir. Yanlsama yaratan bir ey de, smrlenle smrenin ayn "s-nrlar"a sahip olmas ve kimi yerleim yerlerinde Trklerin Krtlerle ayn corafi blgede yayor olmalar, stelik yaam standard bakmndan da arada nemli bir farkn bulunmamasdr. Bu durum smrgeciliin olmadn kantlamad gibi, tam tersine smrgecilii kolaylatran bir ey olarak grlmelidir. Zaten byle bir devletin ekonomik smr asndan bir ayrm yapmas da beklenemez. arlk Rusyas dneminde, Kazakistan, Kafkasya vb. gibi blgeler "snr ortakh"na ramen birer arlk smrgesiydiler. Smrgelerin mutlaka denizar, uzak blgelerde olmas gerekli de deildir. Bu biraz da Avrupa smrgeciliinin tarihsel olarak ald biimden de kaynaklanan bir yanlgdr. Kafa karkl yaratan bir ey de, Trkiye'de Krtlerin devlet aygt, siyasal partiler ve i dnyasnda en yksek dzeylere kadar kabiliyor olmalardr. Gerekten Krtler "Krt Kimliklerini" inkr ettiklerinde kendilerine btn kaplar almaktadr. Kimliklerini 79 inkr etmek pahasna kendilerine tm kaplarn alyor olmas, nemli bir yanlsama yaratmaktan da geri kalmyor. Bir Krt, z-kimliini inkr ettiinde, ekseri bir rk ve Krt dman da olmaktadr... Bu ilgin bir psikolojik ruh halidir. phesiz bunun psikolojik, psikoanalitik aklamas vardr... Kendi kimliini inkr eden kii ortaya kan "boluu" ezen ulusun kimliiyle doldurmak gibi bir amazla karlayor ve psikolojik planda "bozuk bir kiilik" sergiliyor... (Elbette burada sz konusu olan daha ok diplomallardr.) Roma'da da en byk kle dmanlar Libertus^\dx&. Krt kimliini inkr eden biri, Trkiye'de cumhurbakan, babakan, bakan, profesr, mstear, general, iadam vb. olabilir. Aslnda kimliklerini inkr ederek devlet aygtnda ve i dnyasnda smrgeci uygulamalara da nemli bir ideolojik destek salyorlar. Sanki "ay-nm" ve "bask" yaplmyormu gibi bir izlenim yaratlyor. Dolaysyla bu adamlar sayesinde bask yapmak ve yaplan basky merulatrmak kolaylayor. Sonuta da Krtlerin demokratik talepleri kolaylkla etkisizletirilebiliyor. Burada bir gerein altn izmemek olmaz. Trk devleti rk, sven, ayrmc bir politika uygularken, Trk halk da dahil olmak zere dier aznlklarn "ayrmc", "rk", "sven" bir tavr iine hemen hibir zaman girmemi olmalardr. Emeki halkn kltrnde bu tip "ar" elere raslamak pek kolay deildir. Dolaysyla yaplan "ayrmclk" emeki halkn onaylad bir ey deildir. Bu aamada smrgecilik ve emperyalizm kavramlarnn ierii ve bu iki kavramn ifade ettii anlamlar da hatrlamak gerekiyor. Bir kere dorudan smrgecilik, kanlmaz olarak zor esini ierir. Baka bir anlatmla, dorudan smrgecilik, askeri, siyasi, kltrel, ideolojik baskyla birlikte yrr. Bu da

smrgecinin smrge lkelerde fiziki varln zorunlu klar. Emperyalizmin mutlaka zor esini iermesi gerekmez. Dolaysyla emperyalizm daha ok ekonomik bir kategoridir. Nitekim 2. Dnya Sava'n izleyen yaklak on be ylda, klasik smrgeciliin "tasfiyesine" ramen, emperyalist smr derinlemitir. 80 Zaten Kapitalist retimin mantna uygun smr de bizza-tihi zor esini iermeyenidir. Kapitalist smrnn bata zor ge-siyle birlikte yrmesi smrgelerde kapitalist ilikileri yerletirmek, geleneksel yaplarn direncini krp tasfiye etmek iin gerekliydi. Belirli bir aamadan sonra, smr isel bir kategori haline dnnce, smrgeci lkelerin fiziki varlna gerek kalmad. Bu gerek anlaldktan, smrnn artk isel bir kategori haline geldii grldkten sonra, emperyalist lkeler smrgelerdeki aske-ri-idari bask aygtlarn geri ektiler. Zaten balangta emperyalist smrgecilik biraz da kapitalist devletler arasndaki rekabetten kaynaklanmt. Bu arada "ulusal prestij" vb. gibi ikincil faktrler de nemli olmutu. Dorudan bask ve denetime olanak veren smrgeci devletin fiziki varlnn bulunmamas (bu ileri yerli ibirlikiler stlendikleri srece) smrnn daha ucuza gereklemesine de olanak veriyor. Bylece smrgeci devlet bir sr harcamalardan da kurtulmu oluyor. Smrgelerde dorudan siyasi-askeri-polisiye denetimin kalkmasyla smrgeciliin de sona erecei sanlmt. Oysa bugn nc Dnya'nn kaynaklar smrgecilik dnemindekini ok aan bir lekte emperyalist lkelere tanmaktadr. Bu bakmdan Trkiye Devletiyle Krdistan arasndaki iliki bir emperyalist smr kategorisi deildir. Siyasi, askeri, kltrel, ideolojik basky da dorudan ieren bir durum sz konusudur. Dolaysyla dorudan smrge stats geerlidir. te Milli Mcadele'nin ayrdedici zellii de buradadr. Son tahlilde Krdistan'n bir blmnn ilhak demektir, ilhak, Le-nin'in dedii gibi; "Herhangi bir ulusun belli bir devletin snrlar iinde zorla tutulmas anlamna gelmektedir. "W Burada belirleyici olan iki ayr ulusun varl ve birinin dierini zorla kendi snrlar cinde tutmasdr. Fakat Trk ynetimi 1920'lerden beri bask altnda tuttuu Krt unsurunun varln hep inkr etmitir. 11 Nisan 1946 tarihli Son Posta Gazetesi'nde bu resmi gr yle dile getiriliyordu: "Trkiye'de ulusal bilinci olsun ya da olmasn, gebe ya 81 da yerleik hi bir Krt aznl olmamtr. "<12) Fakat bu inkr sadece Trk Devletine zg bir ey deil. ran'daki ynetim de zerklikleri iin mcadele eden Krtleri Fars sayyor. Irak ynetimi de Arap sayyor. Ve konutuklar dilin de Arapann bir lehesi olduunu ileri sryor. Suriye'de de durum farkl deil... General Cemal Grsel; "Tarihin hibir devrinde, Dou illerimizde bugnk sakinlerini tortu olarak brakacak yabanc bir g vaki olmamtr. Dnya zerinde 'Krt' diye adlandrlabilecek mstakil hviyetli bir rk yoktur" demiti../13) 1. Olmayan Krtler Ayaklanyor Krtlerin uzak tarihiyle ilgili birbiriyle elien bilgiler var. Fakat Krt tarihinin, Krtlerin Halife mer zamannda Mslmanla-trma srecine sokulduu dnem sonras daha iyi biliniyor. Krtlerin yurdu olarak bilinen Krdistan, M.. 550'de Perslerin ynetimine geiyor. Krtler dalk blgelere ekilerek Perslere kar mcadeleyi srdryorlar. Kasmlo'ya gre; "Araplarn Kr-distan' istila etmesinden nce, M.S. 7.yzylda blge, Sasanilerin boyunduruu altndayken, bugnk Krdistan'a tekabl eden blgede yaayan insanlar 'Krt' olarak bilinmekteydiler."(14> Mslman Araplar tarafndan istilaya urayan blge yedinci yzyldan onbirinci yzyla kadar Araplarn boyunduruu altna girdi. 1077 ylndan 1300 ylna kadar da Seluklu Trklerinin ynetimi altnda kalyor. Ondrdnc yzylda Mool istilas, Kk Asya'da ve btn Ortadou'da nemli bir soykrm ve ykm oldu. Arfa'nn yazdna gre, "Krdistan'n byk bir kesimi Timurlenk'in ordularnca igal edilen Ortadou'nun dier kesimlerine gre olduka az zarar grd." Arfa bunu iki nedene balyor. Birincisi, bu dnemde Krtler gebe olup kasabalardan ok yksek vadilerde yaamaktaydlar; ikincisi de, Krtler politik ynden bamsz olmadklar iin, dzenli bir ordular yoktu. Krtler Timurlenk'in

82 ordularyla "sava semek zorunda olduklar zaman kendilerince bilinen tuzaklar kurarak ve almaz dalar ve derin boazlarda gizlenip ete, gerilla sava vererek savamlardr."^ Fakat Krtlerin 1514 aldran Sava'ndan sonra, ranla Osmanl mparatorluu arasndaki dmanlktan yararlanarak varlklarn gelitirdikleri grlyor. Hasm iki imparatorluk karsnda Krtler greli olarak bamsz bir duruma geldiler. Krtlerin tarihiyle ilgili ilk eser olan erefname, Bitlisli eref Han (Bitlisi) tarafndan bu dnemde yazlmtr (1596). Bitlisli eref Han'n yazdna gre, Krt blgesinde birok beylikler vard. Bu beylikler Krt beyleri tarafndan ynetilmekteydi. slam Ansiklopedisine gre XVI. yzyln sonlarnda Krdistan'da yirminin stnde beylik vard. Fakat blgenin Osmanllar tarafndan ilhak edilmesiyle, merkezi yapnn ve merkeziletirme politikasnn bir sonucu olarak, bu beylikler zaman iinde ykld. Daha sonra Osmanl padiahlar, Krt airetlerini kontrol etmek amacyla airet reislerini vali olarak atamaya baladlar. XVI. yzylda Krt beylikleri, ranla srekli sava halindeydiler. Bu dnemde ran ah Krtlerin oturduu blgeleri ilhak etmek iin srekli bir aba iindeydi. Fakat Osmanl-ran aldran Sava'ndan sonra, Krt airet beyleri Sultan Selim'in yannda yer aldlar. Ve Sultan Selim'in ran ah karsndaki zaferine nemli bir katkda bulundular. Krt airetlerinin Sultan Selim'in tarafnda yer almalarnda Yavuz Sultan Selim'in Snn, ahn da i oluunun rol nemlidir. Snn Krtler Snn Osmanl padiahn kendilerine daha yakn sayyorlard. aldran Sava'ndan sonra Osmanl padiah ile Krtler arasnda yaplan anlama sonucu, Osmanl Devleti Krdistan'da onalt zerk "Krt Hkmeti"nin varln kabul ediyordu. Bu Krt hkmetlerinin^*) adlar unlard: Cizre, Hazro, Eil, Palu, Ki, Gen, Bitlis, Hizan, Hakkari, Mahmudi, ehrizor, M.Yrivana, madiye, Asti, Tercil ve Mihriban. 83 Kendal Nezan'n yazdna gre, bu Krt hkmetlerinden gl olanlar beylikleri iin bamszlk stats elde etmilerdi. Para basyorlar, cuma gnleri adlarna hutbe okunuyordu.*16) Bu Krt beylikleri Sultan'a hara vermedikleri gibi, hibir konuda hesap vermek zorunda da deillerdi. Osmanl padiahnn Krt beyliklerinden iki istei vard: Kendine kar ba kaldrmamak ve kendi aralarnda izilen snrlan ihlal etmemek. Herhalde padiahn buradaki amac, Krtlerin snrlar ortadan kaldrarak merkezilemelerini nlemekti. Bu nedenle de airetler arasnda srekli srtmeler yaratlmaktayd. Bugn bile airetler arasndaki geimsizliklerin kkeni ta o zamanlara kadar uzanyor. phesiz airetler arasndaki srekli geimsizlik ve atmay sadece stanbul'daki Sultan'n kafasnn altndan kan bir ey saymak yeterli olmaz. Bu durum Krt beyliklerinin airet yapsnn doal sonucu saylmaldr. Airet bilinci de, temelini retim ilikilerinde bulur. Sr hayvanclna dayanan airet yapsnn "otlaklar" yznden srekli atma iinde oluu anlalr bir eydir. Fakat ne olursa olsun, Krtlerin Osmanl ynetimi tarafndan srekli olarak Irana kar kullanldklar anlalyor. Krt beyliklerinin bu zerk stats, yaklak XVIH. yzyl sonlarna kadar devam etmi grnyor. Bu dnem boyunca Krdis-tan'n her bakmdan nemli gelimelere sahne olduu anlalyor. zellikle de edebiyat, kltr ve sanatta hatr saylr ilerlemeler kaydedilmitir. Bitlis, Cizre, Hakkari gibi gl Krt beyliklerinde sanat etkinlikleri nemli bir yer tutuyor olmaldr. Bu merkezlerde bilim adamlar, mzisyen ve airler byk destek ve ilgili gryorlard. Kendal; bunlardan Fuzuli, Nefi, Nabi vb. gibi gzpek olanlarn istanbul'a yeteneklerini kantlamaya gittiklerini yazyor. te yandan Krt beylerinin yaaylarnn, adalar olan Batl feodal beylerinden pek geri kalr yan da yoktu. Btn bunlar "Gebe Krt" efsanesinin de Batlarca uydurulu maksatl yaktrmalardan teye bir deer tamadn gsterir. Ne ki beyler (beylikler) aras stnlk sava, kk Krt beyliklerinin bir araya gelerek ortak 84 hareket etmelerini engellemitir. Aralarndaki elikilerden hem Osmanl Devleti, hem de Iran srekli yararlanmt.

XIX. yzylda Osmanl ynetimi zayfladka, iran'n Krt blgelerine ynelik talepleri de artmt. 1821'de ran Krt blgelerine saldrya geerek Van ve Bitlis'i ele geirdiler. Fakat savan sonucu belirsizdi. Erzurum'da yaplan bir anlamayla Iran geri ekildi ve Krtlerin oturduu blgeyi ikiye ayran 1639 Kasr- irin anlamas ile izilen smr pek az deiiklikle yeniden yrrlkte kald. Krtler olumlu konjonktr ve frsatlar deerlendirmemekte sanki srar etmilerdir. ki hasm imparatorluk arasndaki elikilerden yararlanmak yerine, ou zaman u ya da bu politikaya alet olmulardr. Bunun maddi yapsal nedenleri olduu kukusuzdur. Dalk Krdistan arazisinin haberlemeyi engellemesi, Krtler arasnda Snni-Alevi ayrmasnn varl, bunlardan bir ksmnn (Alevi Krtler) ran, bir ksmnn da (Snn Krtler) Osmanl tarafndan kullanlmas, mezhep ayrlnn Krtleri srekli iki dman kampa ayrm olmas, airet yapsnn ve hakim retim ilikilerinin sonucu oluan "bilin", ulusal bilincin gelimesini engellemitir. Bundan baka, Krdistan'n 1635 ylndan beri Iranla Trkiye arasnda blnmlnn yaratt olumsuz durum da unutulmamaldr. "Fakat devlet kurma yolunda Krt abalarn rkten en belirgin etmen, Krtlerin anavatanlarnn bir i kara paras olmas ve onu evreleyen devletlerin iinde Krt aznlklarn bulunmasdr. Komu devletler, her zaman yaptklar gibi Krtlerin ulusal hareketlerini bastrmak iin anlatklarnda, taktik nedenlerden tr baz ksa dnemler dnda, Krtler kendilerini 'boazlar sklm' bir durumda bulmulardr."*17) Daha Trkler Anadolu'ya gelmeden Anadolu'nun Dou blgelerinde Krtler yaamaktayd. Yavuz Sultan Selim zamannda, Krtler Osmanl snrlan iine sokulmutur. Fakat gerek Osmanl 85 Devlet yapsnn, gerekse retim ilikilerinin niteliinden tr, Krtler geni bir zerklikten yararlanmlardr. XVII. yzylda bir Krt Beyi, "Bu lkenin mparatoru Osmanl Sultan deil, benim... Eer o benden daha gl ise ben de ondan daha soyluyum"(8) diyor. Bu ve benzer szlerden Krt beyliklerinin yksek dzeyde bir zerklie sahip olduklar ve Osmanllarn da iilerine fazlaca karmadklar anlalyor. Ne ki Osmanl mparatorluu Bat'da toprak kaybettike ve srekli savalarn finansman iin asker ve para gereksinimi arttka, Krt blgelerine daha fazla yklenmek durumunda kalyordu. Bu da hara demek ve Osmanl ordusuna asker vermek istemeyen Krt beylerini yer yer isyanlara yneltiyordu. Bu isyanlardan belli balcalar 1806'daki Abdurrahman Paa'mn ynettii Baban ayaklanmas, 1833-1836 Mir Muhammed ayaklanmas, 1840 Bedirhan Bey ayaklanmas, 1855 Yezdan er ayaklanmas, 1880 eyh Ubeydullah ayaklanmasdr. XX. yzyln bandan itibaren de imparatorluk snrlar iinde eitli Krt faaliyetlerinin balad grlyor. Bunlar; Mikdat Bedirhan Bey'in Krdistan Dergisi (1898), Ali Bedirhan Bey, erif Paa ve eyh Abdlkadir'in "Teali ve Terakki-i Krdistan Gazetesi", "Krt Ner-i Maarif Cemiyeti" ve onun stanbul'da kurduu Krt Okulu (1908) ve "Hetawe Kurd"; nihayet eitli ehirlerde kurulan "Krt Kulpleri"dir... Btn bu tarih iinde Emir Bedirhan Bey'in dnemi Krt beyliklerinin en parlak devri saylabilir. Emir Bedirhan Bey'in ilk defa Krt beylikleri arasndaki "feodal" mcadeleye ulusal bir nitelik kazandrma abas iine girdii anlalyor. Emir Bedirhan Bey, 1828-1829'dan sonra Sultan'a asker vermemekte direniyor. Komusu olan Krt beylerine de stanbul'a asker vermemeleri iin giriimlerde bulunuyor. Van'daki Mahmut Han' ve Hakkari'deki Nu-rullah Bey'i Krdistan'n bamszl yolunda mcadeleye ikna etmeye alyor. Chris Kutschera, 1844-1896 yllarnda Bedirhan Bey'in iktidarnn en parlak dneme ulatn yazyor^19) "Para basyor, Cuma gnleri adna hutbe okunuyor, iktidar doudan ran snrndan Mezopotamya ilerine, Bat'da Musul ve Diyarbakr ka86 psna kadar uzanyordu." 1845'de Botan ayn geen bir Fransz konsolosluk memuru, "Diyarbakr'dan itibaren Dicle'nin 50 mil tesinde lkedeki fark hemen gze arpyor. Tarm daha gelimi, kyler daha iyi kurulmu ve mreffeh grnyor. Buras Bedir-han'n lkesidir. O Babali'ye ylda 250.000 kuru hara

dyor. lkesi iyi ynetiliyor ve sknet hkim. Bat'da rastlanmyacak bir refah grnts var"^20^ diye yazyor. Uluslararas arenada bamsz bir Krdistan'dan ilk defa I. Emperyalist Sava'n hemen sonrasnda Sevr'de sz ediliyor. Bilindii gibi, Sevr, l domu bir anlamayd. phesiz emperyalistler, Sevr Anlamas'nda imzas bulunan devletler zgrlk tutkunu olduklar iin bamsz bir Krdistan istemiyorlard. "Blp ynetmek" iin halklar paralamak esastr. Yoksa Krtlere zel bir sempati besledikleri sanlmamaldr... Krt liderleri politik dzeydeki yetersizlikleri ve uluslararas g dengelerini iyi deerlendirmemeleri yznden I. Emperyalist-leraras Sava sonras konjonktrden yararlanamadlar. Emir Bedirhan Bey'in torunlarndan Halil Bedirhan, ngiliz Yksek Komi-seri'ne, kendilerine yardm etmeleri iin ricada bulunurken unlar sylyor: "Biz ngiliz mandas istiyoruz. Eer Byk Britanya bize yardm ederse, biz de ngiltere'nin dmanlar olan Rusya ve Trkiye'yle Irak arasnda onun tampon blgesi oluruz. Ermeni ve Hristiyan topluluklarla ibirlii yaparz.''^21) Baz Krt kaynaklarna gre, Mustafa Kemal de Krtlere Sevr Anlamas'nn tand haklarn aynsnn tannacan, bu anlamann Krtlerle ilgili maddelerinin uygulanacan, fakat nce Yunan ordusunun snr d edilmesi ve bar anlamasnn yaplmas ge-rektiini*22' sylyor. Gerekten bu dnemde Mustafa Kemal Trk ulusundan sz etmekten zenle kamyor. Trk-Krt kardeliinden ya da "Osmanl Milleti"nden sz etmeyi yeliyor. Mustafa Kemal 15 Eyll'de (1915) Malatya Mutasarrf araclyla Hac Kaya ve adzade Mustafa'ya unlan yazyor: 87 "Maazallah islm kan aktlmas, gnahsz zavall Krt kardelerimizden birounun Osmanl askerleri tarafndan ldrlmesi gibi dnya ve ahirette pek elim bir sonucu douracaktr. Oysa din ve namus sahibi bykler yaadka Krt ve Trk'n birbirinden ayrlmaz iki z karde olarak yaamakta devam edecei ve hilafet etrafnda sarslmaz bir vcut halinde kalaca phesizdir"*23)Arabuluculuk yapmalar iin Hac Kaya ve adzade Mustafa'ya bunlar yazarken, Malatya'daki 15. Alay Komutan lyas Bey'e; "Krtlk makamnn kknden sklp atlmas, kaak hainlerin ngiliz parasyla Krtleri aldatarak, Padiaha ve askere kar kkrtmaya uratklar, bunlara uyanlarn hi balanmadan acmaszca yok edileceinin her yana hzla bildirilmesi..."*24) diye yazyordu. ilgin olan, Dou'da ilk zaferin Krtlere dayanlarak kazanlm ve bu sayede Gmrii Anlamas'nn imzalanabilmi olmasdr. Amasya Tamimi, Krtlerle ilgili protokoln I. maddesinde, "Krtlerin ulusal ve sosyal haklarnn tannaca..." eklinde bir ifadeye yer veriyordu. Bir taraftan da Krtleri bamszlk giriimlerinden uzaklatrmak ve Bat'da Yunanllara kar savamalarn salamak iin baz Krt beylerini kazanmaya, aralarndaki elikilerden yararlanlmaya allyordu. 1921'de Kogiri Krt Halk hareketi eziliyor. Diyarbakr Krt kulb kapatlyor. Bu baskc yntemler sinsice uygulanrken, Krtler sadece Grc ve Ermeni cephesinde deil, Bat'da da Yunanllara kar savayorlard. Ve "Krt-Trk kardelii ve eitlii temeli zerinde" bir devletin kurulaca umudunu tayorlard. Zaferden hafta sonra, 1 Kasm 1922'de Mustafa Kemal, Meclis'te "Kurulan devlet bir Trk devletidir" diyor. Yunanllarn snr d edildii, ve rgtl gcn Mustafa Kemal'in elinde topland koullarda, artk gerek niyetin aa vurulmasnda bir saknca yoktu... Daha da "ilgin" olan bir ey de, Kogiri'de Osmanlya kar bamszlk yanls bir hareket olan ayaklanma, "Hilafet ve Padiah" dman ilan edilerek ezilirken, 1925'teki eyh Sait ayaklanmas da "hilafet ve saltanat geri getirmek isteyen" bir hareket diye ezilecektir. "Bu isyann 53 liderini yarglayan ve onlar lm cezalarna arptran askeri mahkeme bakannca, yarglamann bitiminde kulland baz ifadelerden de isyann gerek amacnn pek gizlenmedii anlalyor. 28 Haziran 1925'te yarglama srasnda mahkeme bakan unlan sylyordu: 'Kiminiz hkmet otoritesinin kt ynetimini, kiminiz de halifeliin savunuculuunu isyan iin bahane ettiniz, fakat tmnz bamsz bir Krdistan yaratmak sorununda birletiniz.'*25)

Asl ibret verici olan Komintem'in de eyh Sait ayaklanmasn gerici bir hareket olarak grmesi ve Izvestia'da kan bir yazda olayn "feodal ve kar devrimci Krtlerin ingilizler tarafndan tezgahlanan bir hareketi"*26) olarak deerlendirilmesidir! TKP de Mustafa Kemal'e tam destek veriyor. Varln Stalin'e borlu olan ve olaylara Sovyet Devleti'nin karlar asndan bakan bu partiden daha fazlas beklenebilir miydi? Komintem'in yayn organ da 1925'te, "Krt ayaklanmas, ingiliz Emperyalizminin Ortadou'daki yeni bir saldr manevrasdr"*27) diye yazyordu... eyh Sait Ayaklanmas'n "Hilafet ve Saltanat geri getirmek isteyen bir hareket" olarak grmek bir resmi ideoloji kategorisidir. Bir halkn dini inanlarla Ayakland tarihte pek rastlanlacak bir ey deildir. eyh Sait ayaklanmasnda dini baz sloganlar kullanlm olsa da, asl ama siyasal ve ulusal haklar elde etmekti. stelik bu sloganlar ulusal bamszlk iin de pekala kullanlabilirdi. Mustafa Kemal'in kendisi de Milli Mcadele boyunca hep dini sloganlar kullanmam myd? Dini sloganlar son tahlilde sz konusu topluluun kimliini yanstan sloganlardr. eyh Sait syan'nda 206 kyn yerle bir edildii, 8785 evin yakld ve 15200 insann ldrld*28) hatrlanrsa, bylesine kapsaml bir hareketin dini nedenlerle ve Hilafet'i restore etmek amacyla yapldn savunmak zordur. Bu konuda, Kvlcml unlar yazyor: "Krdistan'da kyl devriminin elifini bile azna almayan, ark'a demokratik 89 burjuva devrimini bsbtn yasak eden, buna karlk Krt aalar ile elele vererek Krdistan' iktisaden ve siyaseten smrgeletiren Cumhuriyet burjuvazisi, elbette ark isyanlarndaki mevkini kendisi herkesten iyi bilir."*29) Hareketin gerek amacnn Hilafet ve Saltanat geri getirmek olmadn, Kemalist ynetim de pekl biliyordu. Ne ki, ulusal ve uluslararas kamuoyunun yanltmak iin bylesi manipalsyonlara ihtiya vard. Babakan Fethi Okyar, isyanla ilgili olarak meclisteki uzun aklamasnda; "Olay padiahl, Hilafet'i ve Abdlme-cid'in oullarndan birinin saltanatn salamak gibi gerici bir pro-poganda altnda Krtlktr. Genel durum budur; "*3) diyordu. Vakit Gazetesi'nde (5 Mays 1925) yaynlanan bir yazda; "Trkiye'de Trkler'in sngsnn grnd yerde bir Krt sorunu yoktur" deniyordu. Lenin, "Bamsz bir devlet oluturma hakknn inkr edilmesi, ulusal basknn en temel biimlerinden biridir" der. Krtler Lozan Anlamas'yla T.C. snrlan iinde kalan Ermeni, Rum ve Yahudilerin yararland haklardan mahrum edilmilerdir. Yz binden az nfuslu aznlklara kendi dillerinde okul ama ve eitim zgrl tannd halde, 1920'li yllarda toplam nfusun yaklak drtte birini oluturan Krtler iin byle bir hak kesinlikle tannmyordu. 1928 ve 1929 tarihli T.C. yllna gre: "Trkiye'nin kaytl umumi nfusu 10.915.909 kii... 17 ark vilayetinde (Erzincan, Erzurum, Elaz, Beyazt, Urfa, Bitlis, Hakkari, Diyarbakr, Siirt, ebinkarahisar, Gaziantep, Kars, Gmhane, Mardin, Mara, Malatya, Van), zikredilen devlet yllna gre 2.738.267 kii... Yani ark vilayetleri Trkiye Cumhuriyeti'nin nfusa % 24.7 'si." *31) Sert bir biimde "bastrld" halde, eyh Sait Ayaklanma-s'ndan sonra Ar'da nemli bir ayaklanma daha patlak veriyor. Arka arkaya gelen bakaldrlar, Krt halknn zgrlk isteinin ne kadar kkl olduunu gsteriyor. Ar syan'nda da 165 ky yok edilmitir ki, bu 165 kyde tahribedilen ev says 6816 olarak tahmin edilmitir.*32) 90 eyh Sait syan'na, "Hilafet ve Saltanat geri getirmek isteyen bir hareket" damgasn vuranlar, Ar syan'na da baka bir "gereke" uydurmaya zorlanmlardr. Krtlerin zgrlk savann, emperyalist lkelerin kkrtmas sonucunda ortaya km bir hareket olduu ileri srlmtr. Emperyalizmin belirledii status quo (KUrdistan'n paralanml) ok ksa bir zaman gemeden yine ayn gler tarafndan bozularak, bamszlk iin ayaklanan Krtlerin bu paralanmlk durumuna son vermek amacyla giritikleri eyleme, hakl ve demokratik bir eylem olmasna ramen, Komintern, Sovyetler Birlii'nin gvenlii asndan deerlendirerek kar kmtr. eyh Sait syan'nda, Suriye topraklan kullanlm, Franszlar demiryollarn Trklere aarak, isyann bastnlmasna katkda bulunmulardr. Ar syan'n

bastrmak iin de ranllarla toprak deiiklii yaplm, Chris Kutchera'nn yazdna gre, 1930 Temmuz sonunda 500 kiilik Sovyet svari birlii Davala'ya gelerek Trk kuvvetleri safnda savamlardr. "Eer Ar ayaklanmasnn bastrlmasnda" diyor Kurtchera, "dorudan Sovyet mdahalesi karmasa bile, Sovyet hkmetinin tavn aktr. An da arpmalarnn gerisinde Sovyetler Birlii etrafnda yine bir demir perde oluturmak isteyen uluslararas emperyalizmi grmek gerekir."*33) Krt isyanlarn, bata emperyalistler olmak zere, yabanc devletlerin tertibi ^olarak "grenler", Sadabat Pakt'nn kurulu nedenini aklamakta glk ekeceklerdir. "Krtlerin sadece bir piyon olduklar ve onlarn uluslama olgusunda ayrc bir e olduklarna ilikin ileri srlen fikirler, hem baya, hem de iddialdr."*34) 1937'de Dersim'de bir ayaklanma daha oldu. Hareketin lideri haydutluktan yargland. syanclar ar bir biimde cezalandrlmakla kalmad, silahsz, savunmasz kadn, ocuk ve yallar byk bask ve ikencelere maruz kaldlar. Dersimli bir grup 20 Aralk 1937'de Milletler Cemiyeti'ne yollad bir mektupta, Trk Hkmeti'nin, "Krt okullarn kapatmakta, bilimsel almalardan Krt ve Krte szcklerini karmakta, kadnlar, kzlar dahil Krtleri Anado91 lu'da askeri projeler zerinde almaya zorlarken barbarca yntemler kullanmakta, Krtleri on'ar kiilik gruplar halinde nfusunun % 5'ini gemeyecek ekilde Trk blgelerine srmekte "(35) olduu yazlyordu. Baz Stalinist yazarlar Krdistan'daki rk, oven, imha ve asimilasyona ynelik uygulamalar gzden uzaklatrmak iin, blgenin geriliinin kapitalizmin "eit olmayan gelime yasas"nn "doal sonucu" olduunu ileri srmlerdir. Aslnda gerek durum kapitalist gelime yasalarn amaktadr. Buradaki gerek, "doal yasalar"dan ok, retici glerin tahribiyle ilgilidir. Krdistan'n ilhak olay en arpc biimde Mustafa Kemal'in kendi szlerinde ifadesini bulmaktadr. Mustafa Kemal, Nutuk'ta Krdistan'a ayrlan blmde unlar sylyor: "Sevre'de: Frat'n dousunda ve Ermenistan, Irak ve Suriye arasnda kalan blge iin itilaf devletleri temsilcilerinden kurulacak bir komisyon zerk bir ynetim ekli hazrlayacaktr. Antlamann imzalanmasndan bir yl sonra bu blgenin Krt halk, Milletler Cemiyeti Meclisi'ne bavurarak Krtlerin ounluunun Trkiye'den ayn bamsz bir devlet kurmak istediklerini ispat ederlerse ve Meclis de bunu kabul ederse, Trkiye bu blgedeki her trl haklarndan vazgeecektir. Mart 1921 teklifinde: tilaf Devletleri, imdiki durumu gz nnde tutarak, bu konuda Sevre taslanda deiiklik yaplmasn dikkate alma eilimindedir. u artla ki, zerk ynetilen blgelerde Krt ve Asuri-Geldani karlarnn yeterince korunmas iin tarafmzdan kolaylklar gsterilsin.. Mart 1922 teklifinde: Sz konusu edilmemitir. Lozan'da.: Elbette sz konusu ettirilmemitir."*3*) Mustafa Kemal'in kendi szlerinden kan anlam, Cumhuriyet'in Osmanl mparatorluu'nun devamndan baka bir ey olmaddr. Emperyalistleraras paylama dahil olan Osmanl mparatorluu ye92 nik de dse, gler ilikisinin deimesiyle ve Milli Mcadele sreci sonunda Krdistan'n bir blmnn ilhakyla sonulanmtr. Gerekten Sevr'e gre Bat'da, Trakya'da herhangi bir deiiklik olmazken (kk de olsa bir gerileme sz konusudur), Dou'da Krdistan'n en byk ksmn kapsayacak biimde snrlarn geniletilmesi sz konusudur. Sevr'de (gdk de olsa) bir Krdistan'dan ve Krt ulusundan sz edilirken, Lozan Antlamas btnyle Krdistan'n paralanmasyla sonulanmtr. 2. Krdistan'n lhaknn Devlet Yaps ve Ideolojisiyle lgili Sonular Krdistan'n ilhak sadece Krt ulusunun ezilmesi sonucunu dourmakla kalmyor; Krdistan'n drt ayn devlet snrlar iinde paralanmas, bir yandan emperyalizmin Ortadou'da oluturduu status quo'nun temel direklerinden birini olutururken, dier yandan her bir ezen ulus devletinin biimleniine de damgasn vurmutur. Sadabat Pakt, Badat Pakt, CENTO, RCD; Ortadou devletleri'ni birletiren z itibariyle anti-Krt anlamalard. Sadabat

Pakt'nn (1937) 7.maddesinde, "yksek dzeydeki imza koyuculardan herbiri, mevcut korumalar ortadan kaldrmay amalayan silahl ekiplere, kurulu ve kurumlara kar kendi sahas iinde nlem almay ve kar tarafn snrlarnn her kesimindeki gvenlik ve dzenin garantisinden sorumlu olmay taahht eder" deniyordu. te yandan ezen ulus devletleri arasndaki yardmlamaya da ok sayda rnek verilebilir. Ar Isyan'nn bastrlabilmesi iin ran'la yaplan toprak dei tokuu, Mehabad'n ezilmesinden sonra SSCB'ye kamak isteyen Krtlerin Irak, ran ve Trkiye uaklar tarafndan bombalanmas, 1956 ran-Irak kuvvetlerinin ran'daki ayaklanmay ortaklaa bastrmalar, yakn zamanda "snr tesi operasyonlar vb. gibi... 93 Trk Devleti'nin balangtan itibaren militarist, otoriter, baskc, antidemokratik bir nitelik kazanmasnda Krt sorunu nemli bir arla sahip olmutur. Devletin militarist ynnn ar basmas, "gl bir ordu" besleme "zorunluluu" sadece d dmanlarn "srekli" ve "yakn tehlike" oluturuyor olmalaryla aklanamaz. Ayn ekilde Trk devlet yapsnda ordunun igal ettii yer, ordunun siyasal hayattaki roln de belirlemitir. phesiz dier egemen snf fraksiyonlarnn gszl, buna karlk kkl Osmanl devlet gelenei, Milli Mcadele boyunca ordunun oynad rol de nemlidir. Ama, asl belirleyici olan Krt sorunudur. Ayrca "komu" devletlerde devlet aygtnn zayflamasnn (1958'de Irak, 1946 ve 1979'da ran) Krt hareketine nasl bir ivme kazandrdn bildiklerinden, bu konuda dikkatlidirler... Trkiye'de ii hareketine ynelik politikalar, baskdan ok gdm ve denetim unsuruna dayanmtr. Trkiye'nin zel koullan gdml bir ii hareketi oluturmaya olanak vermitir. Oysa ii hareketinin gc ve politik etkinliiyle, ordunun gc ve devletin otoriter nitelii arasnda bir paralellik yoktur. Dolaysyla gl bir ordunun varln aklayan asl neden Krt ulusal hareketinin "ezilmesi gereidir". Baka bir ifade ile, gl bir ordunun ve otoriter ve hantal bir devlet aygtnn varln aklayan "snf mcadelesi" deil, besbelli ki Krt sorunudur. Krdistan'n ilhaknn devletin otoriter karakterinin olumasnda nemli bir pay vardr. Muhtemel bir Sovyet saldrs "gerekesi" ileri srlse de, Dou'da gl bir ordu tutmann asl nedeni Krt hareketidir. te yandan, Krt sorunu resmi (hakim) ideolojinin biimlenmesi asndan da nemli bir unsur olmutur. Milliyetilik, ovenizm ve ilkel bir trencilik gelenei resmi ideolojinin nemli bir esini oluturmutur. Trkiye'de devletin Krt Ulusu'nun ezilip "yok saylmas" temeli zerinde kurulmu olmas, resmi ideolojiye "orji-nal" bir nitelik kazandrmtr. Resmi ideolojinin geerli olduu 94 tm lkelerde olduu gibi, bu ideolojinin irrasyonel ligi ok ak bir biimde ortadadr. Bir yanda Krtlnn bilincinde milyonlarca insan, br yanda bu varl inkar eden. ama hzla adalat-n, kalkndn, a atladn ileri sren bir resmi ideoloji... ag allayan bir lkede milyonlarca insann devletin resmi dilini bilmi-jl)r olmas, "a atlayclar" iin esef verici bir durum olmal.... Irak'ta yaayanlarn Krt olduklar resmen kabul ediliyor. Biimsel "resmi" bir zerklik bile sz konusu. ran'daki Krtler Ar-yenlerin en saf temsilcisi saylyor. Suriye'de ise resmi statde ikinci snf vatanda konumundalar. Nfus czdanlarnda Krt olduklar yazl ve baz haklardan yararlanamyorlar. Ne ki Trkiye'de de yalan retmenin ve yalanla yaamnn sonu yaklayor... Krtlerin kimliini yok sayma ve inkar zerine kurulu uyduruk resmi ideolojinin irrasyonellii o kadar ak ki, snrsz mantk garabetleri sergileniyor. Eer Trkiye'nin mevcut snrlar iinde tutulan Krtler Trkse, o zaman ran, Irak, Suriye'dekiler de Trk'tr. O zaman Bulgaristan, Yunanistan, Kbrs ve Sovyetler Birlii vs. dekilere gsterilen ilginin onlara da gsterilmesi gerekir. Neden sz konusu lkelerdeki "soydalarmz"a bunca ilgi ve "efkat" ve neden ran, Irak ve Suriye'dekilere bunca ilgisizlik?! lgisizlikten de te, ezilmeleri iin bunca destek. Bulgaristan'dan gelenler iin bunca tantana ama, Saddam

katliamndan kaarak Trkiye'ye snan "soydalarmz"a neden ne siyasi mlteci, ne de herhangi bir baka stat tannmaz; tel rgler arkasna binlerce insan hapsedilir? Yaklak yetmi yldr Krt kimlii ve o kimliin en temel esi olan Krte diye bir dilin varl inkr edildi. Krte, Trkenin bir lehesi sayld. Oysa Krte Hint-Avrupa dil grubundandr. Trke ise Ural-Altay dil grubundandr. Bylesi bir oluum ortadayken, Krtenin Trkenin "bozuk" bir versiyonu olmasna imkan yoktur. Elbette Hint-Avrupa dilleri ran grubundan olan Krt-ede ok sayda Farsa ile ortak szck olmas doaldr. Bu, btn diller iin geerli bir kuraldr. Ayn gruptan olmad halde Fran95 I szcadan (ou Latin kkenli) yaklak on bin szck gemi olmas nasl ayn bir Trkenin varlna engel deilse, ayn ey Krte iin hi sz konusu deildir. Yukardaki sorulara inandrc cevaplar vermek olanakszdr. l-gin olan, bu sorular, ortaya atanlarn, bilirkii raporlarna da dayanlarak hapse atlyor olmalardr, ideoloji bu lde tutarsz ve irrasyonel olunca kitlelerde kalcl ve inandrcl da olamaz, ideolojinin bu "zavalll" da baskyla giderilmeye allyor, irrasyonel ideoloji, sngnn gc olmadan ie yaramyor... Ancak, Krt kimliinin inkar, Krt Ulusu'nun ezilmesiyle resmi ideoloji arasndaki iliki, bir baka adan daha nemlidir. Resmi ideolojinin bu an milliyeti ve sven karakteri, Trkiye'de faizmin gelimesine de uygun bir ideolojik ortam hazrlamtr. Bu bakmdan, Krtlere ynelik ideolojik zorlamalar, bask ve asimilasyon politikas faist hareketin tahlilinde de nemli bir unsur olarak dikkate alnmaldr. Trkiye'de Krt sorunuyla ilgili gerekler yaklak yetmi yldr saklanmaya allyor. Ne ki, gerei sonsuza kadar saklamak olanakszdr. Gerekten korkmann, gerei gizlemenin ne dnce aydnlna ve bilimin gelimesine, ne de daha eitliki ve zgr bir toplum iin verilen mcadeleye bir yaran olur. Tam tersine, bu yoldaki mcadelelerin nndeki en byk engeldir, ite bize den grev ncelikle bu engelin almas iin aba harcamaktr. Antonio Gramsci'nin dedii gibi: "Devrimci olan sadece gerein kendisidir." "Milli Mcadele"nin yanl ve eksik deerlendirilmesinin bir nedeni de, . Enternasyonalin (Komintern) yaklamdr. Komin-tern'in gereklere denk dmeyen deerlendirmesidir. Bundan sonraki blmde, IH. Enternasyonalin (Komintern) yaklamlan tartma konusu edilecek. 96 5. BLM KOMNTERN ve MLL MCADELE'NN ANT-EMPERYALSTL SORUNU "Hakikati bulan, bakalar farkl dnyorlar diye, onu haykrmaktan ekiniyorsa, hem budala hem de alaktr. Bir adamn (benden baka herkes aldanyor) demesi g phesiz, ama sahiden herkes aldanyorsa o ne yapsn?" j, Daniel de Feo Milli Mcadele'nin niteliiyle ilgili yanlsamalara kaynaklk eden bir ey de, HI. Enternasyonalin (Kominter'in) yaklamdr. Komintern'in Milli Mcadele'ye destek vermesiyle, onun anti-emperyalistlii arasnda doru ynde bir iliki olduu varsaylyor. Oysa Komintern'in Milli Mcadele'yi desteklemesi, hareketin anti-emperyalistliinden ok, Sovyetler Birlii'nin gvenlii ile ilgili bir sorundu. Sovyetler Birlii'nin gvenlik sorunu, milli mcadelenin antiemperyalist olmasn gerektirmiyordu. Bir hareketi destekleyenlerle o hareketi ynetenlerin amalanrun akmas diye bir zorunluluk yoktur. 97 Komintern'in 1920 ylndaki ikinci kongresine kadar, smrge ve yar-smrge lkelerdeki devrim sorunu sosyalist hareket tarafndan hemen hi sz konusu edilmemiti. Bu lkelerin ekonomik ve toplumsal yaplar, tarihsel evrimleri, snf yaplar hakim snf ittifaknn nitelii, emeki kitlelerin durumu vb. gibi sorunlarla ilgili yeterli bilgi birikimi yoktu. Avrupa-merkezli bak as, Bat-Avrupa sol hareketi iin de geerliydi. Zaten smrge ve yarsmrge lkelerdeki ulusal bamszlk hareketleri ve sol hareketler, Bat Marksist hareketi iin byk nem tamyordu. Bu da marksizmin Bat kaynakl

olmasndan ve son analizde Avrupa merkezli dnsel-entellektel yaklamlarn damgasn tayor olmasndan kaynaklanyordu. Bu yaklamn doal sonucu olarak, smrge ve yar-smrge lkelerdeki devrim sorunlarna Bat sosyalist devriminin "karlar" asndan yaklalyordu. Zaten II. Enternasyonal dneminin hakim dncesi olduka geriydi. O kadar ki, n. Enternasyonalin smrge ve yansmrgelere bak, zde, muhafazakar ve smrgeci zihniyetten farkl deildi. Bylesi bir yaklam, ister istemez "Dou Sorunu"na ilgiyi de azaltyordu. Marx'in Asya toplumlaryla ilgili olarak yazdklar o dnemin snrl "bilgi birikimi"ne dayanyordu. stelik sol hareket tarafndan da pek bilinmiyordu. Marx, Dou toplumlaryla ve smrgecilik sorunlaryla dorudan ilgilenmemiti. Bu sorunlara ilikin yazdklar da ancak 1939'da baslmt. stelik Plekhanov'un etkisiyle Marx'in sonradan bu konudaki grlerini terkettii dncesi yaygnlatrlmt. in Devrimi'nin baarszl (1927) zerine, "Asya Tipi retim Biimi" tartmas gndeme geldiinde ise, mahkm edilecekti. Dolaysyla Avrupa-merkezli bak asnn gerisindeki iki temel dnce olan: a) Smrgelerin kurtuluu batdaki devrimin baarya ulamasna baldr; b) Dnyann sosyalist bir dnme uramasnn koulu onun Avrupallamasyla olanakldr biimindeki yaklam, III. Enternasyonale de egemen olmaya devam etti. Her ne kadar Lenin, zellikle 1905 Devriminden sonra, Bat proletaryasnn ezilen halklarn kurtuluuyla daha yakndan ilgilenmesi ve tutarl bir biimde desteklenmesi gerektiini ileri srdyse de, 98 1917 Devrimi 'ne kadar smrge ve yar-smrge lkelerdeki devrim sorunuyla ilgisi ikincil nemdeydi. Lenin 1919 ylma kadar smrge ve yar-smrgelerdeki devrimle "taktik" nedenlerle ilgilenmiti. 1919'dan itibaren smrgeler ve Dou Sorunu'nun nemi birdenbire artt. O zamana kadar ikincil ve taktik bir sorun olarak ele alnan smrge ve yarsmrge lkelerdeki devrim, birdenbire "stratejik" bir nem tar hale geldi. in. Enternasyonal'in II. Kongresi'ne kadar, nemsiz bir sorun olan "Dou Sorunu"nu stratejik nemde bir sorun haline getiren ne idi? Bak asnn yzseksen derecelik bir kavis izmesi nasl aklanabilir? Hemen sylemek gerekir ki, bu "Bat'dan Dou'ya" kay, l domu bir strateji deiikliinden teye bir ey deildi. Komintern'in II. Kongresi'nde, smrge ve yar-smrge lkelere ilikin olarak alman kararlar, belirlenen ilkeler ve pratik politikada yaplacak almalar bo szler olarak kald. Belirlenen ilkelerle izlenen politikalar arasnda srekli bir kopukluk ve uyumsuzluk sz konusuydu. Fakat, Komintern'in n. Kongresi'nde Dou halklarna ilikin olarak kabul edilen ilkeler de kendi ilerinde tutarl olmaktan uzakt. Aceleye getirilmiti ve somut durumlar dikkate almayan tahlillere dayanyordu. te yandan, Komintern'deki bu politika deiiklii, Marksizme hakim olan Avrupa-merkezli gr fazla etkilemedi. Roy'un IH. Kongre'deki iddetli protestolar da bu durumu ortaya koyuyordu. Bir taraftan ilke dzeyindeki tutarszlklar, te yandan ilkelerle uygulama alannda ortaya kan uyumsuzluklar dnya devrimci mcadelesi iin nemli bir talihsizlik olmutur. Stalin'in brokratik bir kar devrimle iktidar ele geirmesiyle ve ii snfnn yerine brokrasinin diktatrln koymasyla, zaten Komintern diye ayr bir ey de kalmyordu. Artk bundan sonra Komintern (EL Enternasyonal) Stalin'in elinde emperyalist devletlere kar bir "pazarlk arac", bir "diplomatik ara" ilevi grecekti. Ne ki, Stalinist brok99 rasinin rettii efsanelerden yakay bir trl kurtaramayanlar, uzun yllar Stalin'in tm kar devrimci politika ve uygulamalarn "devrimcilik", "ilericilik" olarak grmeye devam ettiler... Milli Mcadele, bandan sonuna kadar emperyalizmle uzlama yanls bir hareketti. Milli Mcadele karsnda . Enternasyonal'in politikalarna gemeden nce, n. Kongre'de tespit edilen ilkeler zerinde ksaca durmalyz. Komintern'in I. Kongresi'nde smrge devrimleri konusunda yeni bir ey sylenmiyor, smrge lkelerin kurtuluunun ancak metropol lkelerde ii snfnn kurtuluuyla mmkn olabilecei zerinde duruluyordu/1* Fakat kinci Kongre'de bu tavr birdenbire deiiyor. Birinci Kongre'ye kadarki (Birinci Kongre de dahil) smrge ve yar-smrge lkelerle ilgili bekleyiler, yerini,

dnyann kurtuluunun "Dou'dan balyaca"na ilikin son derece iyimser grlere brakyordu. Bu ani kaymann en belirgin nedeni, bata Alman devrimi olmak zere, metropol kapitalist lkelerde devrim umudunun snmesi ya da "bir sre iin ertelenmi"! grnmesidir. Bunda Kzl Ordu'nun Varova nlerinde durdurulmasnn da olumsuz ynde bir moral etkisinin olduu kukusuzdur. Dier bir etmen de; Sovyet Devrimi'nin de etkisiyle, smrge ve yar-smrge lkelerde ortaya kan hareketler ve ilk defa II. Kongre'ye smrge lkelerde oluma aamasndaki komnist rgt temsilcilerinin katlmasdr. Bu yeni "ye"lerin de sorunun ncelikli olarak ele alnmasnda etkili olduklar kesindir. Bu yzden, II. Kongre'de ilk nemli tartma konusu, smrge ve yarsmrge lkelerdeki ulusal kurtulu hareketlerinin metropol-kapitalist lkelerdeki sosyalist devrimle olan ilikisinin saptanmas etrafnda toplanmt. Tartma ayn zamanda rgtsel stratejik ve taktik sorunlar da ieriyordu. II. Kongre'de balayan tartma, 1920'de Bak'de toplanan Dou Halklar Kongresi'nde devam etti. Eer II. Kongre'de, I. Kongre'deki Avrupa-merkezli yaklamlardan belirli lde uzaklalmsa, bunda teki gerekeler kadar, 100 Sovyetler Birlii'nin d gvenlik sorunu da nemli bir rol oynamtr. Bat'da devrimin gerilemesi (o zaman bu "geici" bir durum olarak alglanyordu) Bolevik liderleri Dou'nun kurtulu mcadelelerine yneltmiti. Artk Dou halklarnn iinde bulunduklar son derece ar koullardan kurtulabilmeleri iin, "Londra ve Paris iilerinin iktidar ele geirmelerinin beklenemeyecei" gr n plana kmt. O kadar ki, 1960'h yllarda Maoizm olarak ortaya kan grler, Hindistan delegesi M.N. Roy tarafndan kinci Kongre'de ortaya atlmt. M.N. Roy, o zamana kadar Avrupa-merkezli sosyalist hareketin aksine, Avrupa'daki devrimci hareketin kaderinin Dou lkelerindeki devrime bal olduu grn savunuyordu. Roy, Dou'da zafer kaznlmad srece Bat'dan bir ey beklenemeyeceini, Dou'dan metropol kapitalist lkelere kaynak ak devam ettii srece, Bat burjuvazisinin proletaryaya baz dnler vererek devrimi geciktirebileceini savunuyordu. Kongreye sunduu tezlerde, "Bu kaynak kesin olarak kurutulmadan, Avrupa ii snfnn kapitalist dzeni ykamayaca" grn dile getirmiti. Lenin balangta bu teze kar k: "Yolda Roy, Bat'nm kaderinin mnhasran Dou'daki devrimci hareketin gc ve gelimesine bal olduunu sylediinde ok ileri gidiyor. Her ne kadar Hindistan'da be milyon proleter ve otuz yedi milyon topraksz kyl olsa da, Hint komnistleri henz bir komnist parti kurmay baaramadlar. Bu gerek bile tek bana yolda Roy'un grlerinin byk lde temelsiz olduunu gsteriyor."<2> Fakat Roy'un grlerine kar kan sadece Lenin deildi. Kapitalist Bat lkeleri parti delegelerinin de tepkisi bykt. Daha sonra Lenin ve Roy'un grleri belirli oranda krplarak, ortalama bir yol bulundu. Bylece I. Kongre'dekinden olduka farkl bir yaklam benimsenmi oldu. Roy'un grleri yeniden formle edilerek kabul edildi. Tartmalar sonunda u cmleye yer verilerek sorun zmlendi: " Modern kapitalizmin ayakta kalmasnn nedeni smrgelerden elde edilen ar krlardr/Bat bu ar krdan yoksun kalmadka, Avrupa ii snfnn kapitalist dzeni ykmas mmkn olmayacaktr."^ o I Avrupa-merkezli grten Dou'ya kay ve smrge devrimine verilen "nem"e karlk, m. Enternasyonal'in smrge ve yar-smrge lkelere ilikin hi de tutarl bir yaklam sz konusu olmad. II. Enternasyonal dneminden kalma yaklamlar egemen olmaya devam etti. II. Kongre'de benimsenen stratejiye karn, Avrupa-merkezli gr arln korudu. Smrge lkelerle ilgili devrim stratejileri belirlenirken, o lkelerin somut koullarnn zmlenmesinden ok, Sovyetler Birlii'nin gvenlii asndan yaklald. Gerek teorik planda, gerekse de pratik politikada hatr saylr bir aba harcanmad. Lenin ve Trotsky dneminde geerli olan bu durum, Stalin dneminde ok daha geerliydi. Stalin iin . Enternasyonal, dnya sosyalist devriminin deil, Sovyet diplomasisinin bir aracyd. Lenin ve Trotsky zamannda yaplan baz

taktik hatalardan uzaklamak bir yana, Stalin, bu hatalar kendi gerici politikas iin temel kurallar haline getirdi. m. Enternasyonal Avrupa-merkezli sosyalist yaklam ancak szde terketti. Gerekte eski rengini koruduunun anlalmas iin uzun zaman gemedi. Eti. Kongre'de "Dou Sorunu"na, "det yerini bulsun" kabilinden yer verildi. Smrge ve yar-smrge lkelerden gelen delegelerin konumas be dakika ile snrland. Hindistan hakknda rapor sunmak durumunda olan Roy, kendine ayrlan be dakikalk sreye hakl olarak tepki gsterdi. Kendine tannan be dakikalk sreyi, Hindistanla ilgili raporunu sunmak iin deil, kongre kararn protesto etmek iin kullanacan syledi ve yle devam etti: "Bu kongrede Dou sorununun ele aln tarz tamamiyle oportnisttir ve ancak kinci Enternasyonal'e yakr niteliktedir. "M Roy'un bu protestoyu yapt 1921 ylnda Hindistan'da gsteriler, mitingler, grevler, boykotlar sonucu smrge ynetimi fel olma durumuna gelmiti. Drdnc Kongre'de Safarov'un szleri de, i. Enternasyonal'in smrge devrimleri ve ulusal kurtulu hareketlerine ilikin 102 yaklamnn tutarszln gstermesi asndan nemlidir. Safarov unlar sylyordu: "Komnist Enternasyonal'in n. Kongresi'nde alnan kararlara karn, emperyalist lkelerin komnist partileri ulusal ve smrge sorunlarna ilikin son derece az i yaptlar... Daha da kts, komnizmin bayra, proletarya enternasyonalizmine yabanc olan venist fikirlerin stn rtmek iin kullanlBeinci Kongre'de E.Varga'nn dnya ekonomik durumuna ilikin raporu hemen btnyle Avrupa ve Amerika'ya ayrlmt. Latin Amerikal ve Asyal delegelerin tepkisiyle karlanan rapor, Ho Chi Minh tarafndan da iddetle eletirilmiti. Ho Chi Minh yle demiti: "Siz ngiliz, Fransz ve dier partili yoldalar, devrimi gerekletirme olasl ve yollarn tartrken ve gelecek sava iin plannz hazrlarken bu olaanst stratejik noktay btnyle g-zard ediyorsunuz. Dikkat ediniz, tm gcmle sizi uyaryorum."(6) Endonezya Komnist Partisi delegesi Se Maun da ayn ynde eletirilerde bulunarak, Hollanda Komnist Partisi'nin smrge sorunu karsndaki hareketsizliinden yaknyor ve Komnist Enternasyonal'in Yrtme Komitesi'nin smrgelere daha fazla ilgi gstermesini istiyordu.^ Benzer eletiriler Latin Amerikal delegelerden de geliyordu. Fakat btn uyarlar ve protestolar, bir yandan metropol lke komnist partilerine II.Enternasyonal dneminden miias kalan zihniyetle, dier yandan Sovyetler Birlii'nin d politika gereksinmeleriyle karlayordu. Radek bu sulamalara cevap verirken; "II. Kongre'deki tezlerde, Dou'daki hareketlere destek sz konusu olurken, snf mcadelesine atfta bulunulmamt. Marx da devrimci olduu srece burjuvazinin desteklenmesini savunuyordu" diyor. Eer gerekten ortada devrimci bir burjuva hareketi varsa, desteklenmesi phesiz yararldr. Oysa Komintern'in Dou'daki kurtulu hareketlerine ilikin tezlerinin kabul edildii 1920 ylnda smrge ve yar-smrge lkelerin hibirinde devrimci bir burjuvazi yoktu. Genel olarak geer103 li olan bu durum, Trkiye iin daha da geerliydi. Clz Trk burjuvazisinin ngiliz ve Fransz emperyalizmleriyle ciddi bir uyumazl sz konusu deildi. Marazi burjuvazi, atmadan ok uzlamadan yanayd. Bu da Rum ve Ermeni engelinin aslmasyla gerekleebilirdi. O dnemde Trk burjuvazisinin emperyalizmle uzlamak iin bir tek istei vard: Daha nce Rum ve Ermeniler tarafndan yrtlen "kompradorluk", araclk ilevinin kendilerine braklmas!.. Bunun karlnda, hileci ve utan verici yntemlerle sosyalistlerin katledilmesi, ii rgtlerine bask, tutuklamalar ve ikenceler, hibir demokratik reforma yanamama, Osmanl merkezi baskc devlet geleneini daha etkili biimde srdrme vb. yntemler sz konusuyken, burjuvazinin "devrimcilii"nden sz etmek hazmedilir bir ey midir? Aslnda IH. Enternasyonal'in Dou'ya ilikin tezleri, aceleye getirilmi somut koullara denk dmeyen yaklamlar ieriyordu. Bir kere, birbirinden farkl tarihsel gemie ve toplumsal yaplara sahip bir sr lke vard. Bu lkelere ilikin strateji ve taktiklerin tutarll, ancak her bir lkenin somut

koullarnn doru deerlendirilmesiyle mmkn olabilirdi. En temel yanlg, da bu lkelerdeki burjuvazinin niteliine ilikin "olandr. Emperyalizmin ulat aamada, smrge ve yan-smrge lkelerde devrimci burjuvazi bulmak olanakszd. IH. Dnya Kongresi'nde (27 Haziran 1921) ana konumay yapan Trotsky; "Dnya Ekonomik Bunalm ve Komnist Emternasyonal'in Yeni Grevleri" baln tayan uzun raporunda, n. Kongre'de alnan kararlarn ve benimsenen tezlerin, aceleye gitirilmi tezler olduunu uygun bir dille anlatmtr. Trotsky unlar sylyordu: "Bay ve Bayan yoldalar! Komnist Enterasyonal'in Birinci ve kinci kongrelerinde Dnya'nn durumunu sloganlarla, manifestolarla ele aldk ve bu konuda daha derin bir tartmaya girmedik. O zaman, savan yaratt yeni durumu genel, ksa ve kesin hatlaryla nitelendirmek ve iilerin bilincine yerletirmek sz konusuydu. imdi ayn sorun ok daha karmak biimde karmzda duruyor. Savan bitiminden bu yana yl doluyor. Ekonomik ve siyasal 104 dzeyde byk nem tayan grntler kt ortaya. Sermaye daha, hl, hemen hemen btn Dnya'da tahtnda duruyor; ve biz bu nedenle genelde grmzn bugnn koullarnda doru olup olmadnn hesabn kendimize vermek zorundayz/*) "Bir tek szle, imdi Komnist Enternasyonal'in II. Dnya Kongresi srasnda durum I. ve II. Kongreler sonrasndaki gibi deil. O zaman kendimize byk bir perspektif atk ve byk bir izgi belirledik ve de dedik ki: Bu yoldan, bu iaretle proletaryay kavrayacaksn ve Dnya'da zafer kazanacaksn. Bu dorumu hl? Tmyle byk bir ereve iinde bu tmyle doru kald. Sadece bu izginin aa yukar hareketlerini izmemitik ve bunu imdi fark ediyoruz. Yenilgilerimiz, hayal krklklarmz araclyla, verdiimiz byk kurbanlar araclyla, btn lkelerde olabilen, bizde, Rusya'da olduka geni boyutlarda ortaya kan yanlg dolu eylemlerimizle bunu anlyoruz."^ Gerek Trkiye'deki, gerekse de in'deki gelimeler, smrge ve yan-smrge lkelerdeki gelimeler burjuvazinin devrimciliini deil, ihanetini ve kar devrimciliini kantlamaya yetti. Geri lkelerde burjuvazinin nereye kadar gidebilecei ya da gidemiyece-ine ilikin ilk tutarl yaklam Trotsky'den gelmiti. Daha 1904-19O5'te bir brorde^10) L.Trotsky, arlk Rusya'sndaki burjuvazinin "devrimcilii" konusuna aklk getirmiti. Trotsky, sz konusu eserde, kapitalist kervana ge katlan Rusya'da burjuvazinin, dier kapitalist lkelerdeki gibi devrimci bir rol oynayamyacan, proletaryann liderlii olmadan hareketin baarya ulaamayacan ileri srmt. Trotsky'nin devrimci srecin srekli ligiyle ilgili grleri 1917 ubat ve Ekim devrimleriyle doruland halde, daha geri lkeler iin talihsiz teoriler gelitirmeye de devam edildi. eliik teori ve yaklamlar IH. Enternasyonal'in ilk yllanna egemen oldu. Teorik ve pratik dzeydeki yetersizliklere IH. Enternasyonel partilerine egemen olan Avrupa-merkezli yaklam ve Sovyet Dev-leti'nin gnlk karlarnn gerei eklenince, bir sr olumsuz sonucun ortaya kmas kanlmaz olmutur. 105 HI. Enternasyonal'de, smrge ve yar-smrge lkelerdeki ulusal hareketlerin "gerekten devrimci" iseler desteklenecekleri ilkesi benimsenmiti. Oysa, "gerekten devrimci" szcnden ne anlald belirsizdi. "Gerekten devrimci" olmaktan; en azndan emperyalist sermayeye kar olmak, ierde toprak aalar ve feodal unsurlara kar olmak, emeki kitlelerin yaam koullarn iyiletirici nlemlerden yana olmak anlalabilirdi. te yandan, ilke dzeyinde de tam bir aklk yoktu. M.N. Roy, Dou lkelerinde iki tip hareket olduunu, bunlardan birincilerin kapitalist dnya sistemi iinde siyasi bamszlk elde etme amacna ynelik hareketler olduunu, ikincilerin ise, topraksz kyllerin her trl smrye kar mcadelesi nitelii tadn ileri srerek, bunlardan ancak ikincilerin desteklenmesi ve birincilerin ikinciler zerindeki saptrc etkisinin krlmas gerektiini savunuyordu. Roy, her trl smrye kar ayaklanan kyl hareketinin burjuva milliyeti hareketin etkisinden kurtarlmas grn ileri srmt. Bu amacn gereklemesi iin de ii ve kyllerden oluan komnist rgtler kurulmasnn

gereklilii zerinde duruyordu. Lenin, milliyeti burjuva hareketlerinin de desteklenmesi gerektiini savunuyordu. Kongre'de Lenin'in tezi kabul edildi. Fakat milliyeti burjuva hareketiyle yaplan ittifak geici olacakt (!) Burjuva milliyetileri emperyalizme kar savarken onlarla birlikte emperyalizme kar savalacak, emperaylizm atldktan sonra sava milli burjuvaziye kar srdrlecekti! Daha sonraki dnemde yaanan deneyler byle bir yaklamn sakat olduunu birok kereler ortaya koymutur. "Milli" denilen burjuva hareketleri, emperyalizmle anlaarak, daha balangta ii ve kyl haraketlerini ezme yoluna gitmilerdir. Onlar iin emperyalizmle olan kar atmas emeki halkla olandan daha az nemlidir. Komintern'in Haziran 1921'de toplanan m. Dnya Kongre-si'nde konuan Sleyman Nuri unlar sylemiti:"(...) fakat paa106 lar bu hareketi kendi yapkan ellerine almay baardlar. Kemal Paa memleketi Sultan Hamid'in metotlaryla ynetmektedir. Komnistlere kar en acmasz bir sava amtr, nk onlarn kurtulu hareketlerinden iktidara el koymak iin yararlanacaklarndan korkmaktadr. Paalar emeki kitlelerini de aldatmlar ve szde sava naralaryla kendi resmi partilerini rgtlemilerdir''^11' Trkiye iin Komintern tarafndan ileri srlen kriterlerden hibiri geerli deildi. Bir kere hareketin en byk destekisi olan toprak aalarnn bir toprak reformuna yanamalar olanakszd. te yandan clz burjuvazinin karlar, emperyalist sermayeye kar olmakta deil, emperyalizmle ibirlii yapmaktan yanayd. Demokratik reformlara gelince; iilerin rgtlenmesinin yasakland bir ortamda demokratik reformlardan sz etmek uygun dmez. Demokratik reformlardan,;ii ve yoksul kyllerin, dier emeki kesimlerin yaam koullarn iyiletirici dzenlemeler anlalmak gerekir. Bu bakmdan, herhangi bir hareketin ilericiliini gsteren, kitlelerin kendi kaderlerini tayin etme konusunda ulatklar seviyedir. Bu nedenle, Milli Mcadele sonrasnda Trkiye'de gerekletirilen "inklaplar" emeki kitlelerin durumlarn iyiletiren dzenlejneler deildi, inklaplarn amac devleti glendirip, asalak inflarn smr koullarn salam temeller zerine oturtmakt. in yerine apka giyilmesi. Alman ticaret kanununun ithal edil- * mesi. Latin harflerinin Arap harflerinin yerini almas kitlelerin yaban koullahnda bir iyileme salayabilir miydi? Yoksul kylye ioprak ve topra ileyecek ara gere salanp, aalarn ve tefecileJin smr ve basksndan kurtarlsayd, iilere sendikalarn, z jrgtlerini vb. kurma yolu alsayd emeki kitleler iin gerek anjlamda "inklaplardan" sz edilebilirdi. te yandan IH Enternasyonal'in, hareketin snfsal niteliini bilmeyii bir mazeret tekil edemezdi. Ama hareketin niteliini pek bilmiyor da deillerdi. IV. Kongre'de Ankara Milli Hkmeti'nin Trk burjuvazisi lehine baz dnler kopararak emperyalizmle uzlamasyla ilgili olarak u eletiri yaplyordu: 107 "Fakat en son olaylar, milliyeti burjuva hkmetinin sizin sonsuz zverileriniz pahasna kazanlan bu zaferin meyvalann kendisine ayrmak istediini gstermitir. Ankara'daki milliyeti hkmet, Trk byk burjuvazisi yararna verilecek belli dnlere karlk emperyalistlerle anlamaya hazrdr. "Hkmet partiyi datmak, btn rgtlerini yasaklamak, kitle tutuklamalar yapmak, tutuklu yoldalara barbarca davranmak ve en son.tstanbul'daki i Birlii'ni kapatmakla, bu yeni politikay balatmtr. TKP, alan kitlelerin emperyalizme kar mcadelelerinde burjuva milli hkmeti desteklemitir. TKP, ortak dman karsnda kendi program ve ilkelerinden zveride bulunmaya dahi hazr olduunu kantlamtr. "Emperyalizmle uyumaya hazrlk olarak, milliyeti hkmet, sizin gerek temsilcilerinizi yok etmek ve onlar dardaki dostlarndan ayrmak istemektedir. Komnist Enternasyonal'in Drdnc Kongresi, bu barbarca hareketi protesto eder ve emperyalizmin jandarmas roln oynayacak, emperyalizm ve gericilie kar dve devam edecek ve alan Trk kitlelerinin yararna

demokratik reformlar gerekletirecek herhangi bir hkmet ya da siyasal partiyi desteklemek arzusunda olduunu resmen aklamay kendisine grev sayar. (12) HI. Enternasyonal'in n. Kongresi'nde smrge halklarn "ezen uluslara kar bakaldrlarnda" desteklenmesi ve smrgelerdeki burjuva kurtulu hareketlerinin de desteklenecei sylenirken, koulsuz bir destekten bahsedilmiyordu. Bu hareketler ancak gerekten devrimci iseler desteklenecekti. Ama, gerekten devrimciliin ne olduu belli deildi. te yandan; "Komnist Enternasyonal, smrgelerin ve geri kalm lkelerin devrimci hareketleriyle zaman iinde yaknlamal, hatta bizzat ittifak yapmaldr, fakat onlarla birlememelidir; proletarya, proletarya hareketinin bamsz niteliini, henz filiz halinde de olsa korumaldr"^13) dendii halde bu ilkeye hibir zaman uyulmamtr. Trkiye'de komnistlerin ldrlmesine ses karmayan rn. Enternasyonal, kinci in Devri108 mi'nde KP'yi Komintang'a katlmaya zorlayarak, yzbinlerce devrimcinin ve emekinin katledilmesinin ba sorumlusu olmutur. "Proletarya hareketinin bamsz niteliini korumas" ilkesi bir kenara itilmitir. Eli. Enternasyonal'in bu tutumu, kendi beceriksizliini rtmek iin giritii abadan teye bir anlam tamyor. Deniyordu ki; "Emperyalizme ve gericilie kar dve devam edecek ve alan Trk kitlelerinin yararna demokratik reformlar gerekletirecek herhangi bir hkmet ya da siyasal parti desteklenecektir." Oysa Trkiye'deki hareket emeki halka kar bir dman ittifak niteliindeydi ve kurtuluu emperyalizmle uzlamada gryordu. Byle bir siyasal hareketten halk yararna reformlar beklemek bounadr. Kemalist hareketin halk yararna demokraik reformlar yapmak gibi bir niyeti olmadn daha 1921'de Trkiye'nin Moskova bykelisi sylemiti. Bykeli Ali Fuat Paa (Cebesoy), Trkiye'de komnistlerin tutuklanmasna ilikin ierin'e verdii cevapta; "Emperyalist cephesinde kazanacamz baar, ierde herhangi bir toplumsal hareketten ve devrimden saknmamza bal olacaktr" <14> diyor... m. Enternasyonal de, Sovyetler Birlii Hkmeti de Kemalist hareketin emperyalizmle uzlama yanls bir hareket olduunu biliyorlard. Bylfe bir hareketin de halk yararna reformlar deil, smrc snflarn iktidarn glendirecek "inklaplar" yapaca daha batan belliydi. Dolaysyla Sovyet desteiyle Kemalist hareketin anti-emperyalistlii arasnda doru ynde ilikiler aramak, bir eyi olmad yerde aramaktr. "Resmi ideoloji d" bir kitap yazdn syleyen Baskn Oran; "Sonu olarak anti-kapitalist olmayan, fakat uluslararas kapitalizmin siyasal ve ekonomik egemenliinden kurtulmak isteyen bamsza Anadolu Devrimi'ni anti-emperyalist olarak kabul etmek kanmca dorudur"^15) derken, Milli Mcadele'ye Komintern'in ve Sovyetler Birlii'nin desteini hatrlatyor. 109 1922 Eyll aynda "Trk Halkna Bar" balkl bir bildiride de; "Trk Hkmeti ii ve kyllerin hkmeti deil, subay snfnn ve entellektellerin hkmetidir ve bizim ideallerimize denk dmeyen bir hkmettir" deniyordu. Ve Fuat Sabit Bey'in yapt snfsal tahlilin m. Enternasyonal tarafndan da benimsendii anla-lyor(!) Bu aamada IH. Enternasyonal'i ve Sovyetler Birlii H-kmei'ni, "ideal "lerine ters den bir hkmeti desteklemeye iten nedenler zerinde durmak gerekiyor. Sorunun cevabn Kari Radek ksmen de olsa veriyor. Kari Radek 1922 Ekim'inde yazd bir makalede unlar sylyordu: "Rusya Trkiye'yi destekledi, nk ilk bata uluslararas emperyalizm tarafndan smrlen ve ezilen Dou Halklarn glendiren her ey ayn tehlikeye maruz olan Sovyet Rusya'y da glendirir. Ve ikinci olarak, Rusya, Rusya'ya hububat tayan ve Rusya'dan petrol tayan gemilerin gvenliiyle pek yakndan ilgiliydi. nk ngiliz Amiralinin emirleriyle bu tama mmkn olmayacakt."^16) Sovyet Devleti'nin gnlk karlar, Sovyet yneticileri eitli lkelerle anlamalar yapmaya itiyordu. Ne ki, Sovyet Devleti'nin yaamn garanti altna almaya yarayan bu anlamalar, uzun dnemde Sovyet devriminin ve UI. Enternasyonalin "ideal"leriyle eliiyordu. yle bir talihsiz durum ortaya

kmt ki, ksa vadede baz acil gereksinmeler iin yaplan anlamalar ve verilen dnler, dnya devrimci hareketine byk darbeler vurmaktan geri kalmyordu. Bu anlamalarn taktik nedenlerle ve geici olarak yapld syleniyordu. ngilizlerle yaplan ticaret anlamasna ilikin olarak Lenin, amacn zaman kazanmak olduunu sylyordu: "Ayr bir bar anlamas yaparak belli bir zaman kesitinde mmkn olan en byk lde savaan her iki emperyalist gruptan da kurtuluyoruz, dmanlklarn ve savalarn kullanarak bize kar aralarnda pazarlk yapmalarn gletiriyoruz, kazanacamz belli bir zamanda serbest kalan ellerimizi sosyalist devrimi srdrmek ve glendirmek iin kullanacaz."< 110 Ne ki, Lenin'in yakn bir srede "serbest" kalacak dedii elleri kullanmak hi bir zaman mmkn olmad. Lenin'in lmnden sonra "bo kalan eller", dm zmek yerine, Stalin tarafndan yeni dmler atmak iin kullanld. Ve Stalin'den sonra da (ki Stalinizmin sreklilii esast) ayn yolda devam edildi. Taktik gerilemeler ve zorunlu dnler daha sonraki dnemde Stalin tarafndan "devrimci ilkeler" haline getirildi(!) Artk Sovyet d politikas Sovyet Devleti'nin karlar dorultusunda tespit edilir oldu. III. Enternasyonal'in de bamsz varl sona erdi. Sovyetler Birlii'nde iktidarn ii ve dier emeki kitlelerinin elinden kat ve Stalinist Brokrasi'nin elinde bir bask ve terr arac haline getirildii koullarda, Sovyet d politikasnn da ilerici ve entemasyonalist bir izgi izlemesi beklenemezdi... Bu nedenle; Maoizm'in de etkisiyle, Sovyetler Birlii d politikasnn Stalin'den sonra entemasyonalist izgiyi terkettiine ilikin grler gerek olaylarla tam bir elime halindedir. Maoist brokrasi, kendi baskc-brokratik uygulamalarn merulatrmak iin, tarihi arptp, tarihsel olaylar tahrif ederek yanstmaktan yarar umuyordu. Aslnda Kruef ve Brejnev'in izledikleri politika, yeni koullara Stalinizmi adapte etmekten te bir ey deildi. Eer Sovyetler Birlii'nin d siyaseti hakknda gerek duruma denk den bir gre ulamak isteniyorsa, yaplmas gereken, "durumu kurtarmak iin" gereke uydurmak deil, Sovyet resmi ideolojisinin dnda,"bilimsel yntemlere bavurmaktr. lgin olan bir ey de, in. Entemasyonal'in Trkiye'ye ilikin teorik deerlendirmesine temel olan kaynan, ayn zamanda Kemalist iktidarn da ideolojik temel dayanan oluturuyor olmasdr. Moskova'ya Sovyet yardm salamaya giden ilk heyette bulunan Fuat Sabit, Anadolu Hareketi ve hareketin snfsal yapsyla ilgili bir rapor sunuyor. Bu raporda Fuat Sabit, 1930'lu yllarda ortaya atlan "halklk" ideolojisinin de belki ilk formlasyonunu yapyor, .m. Entemasyonal'in hangi teorik gerekelere dayanarak Trkiye hakknda siyasal zmlemeler yaptn ortaya koymas 111 bakmndan sz konusu rapordan baz blmleri buraya alyoruz. F. Sabit Bey'in, G.V. ierin'e Moskova'da verdii rapor 24 Mays 1920 tarihini tayor. "(...)Trkiye'nin tarihsel ve toplumsal durumu onu Avrupa hkmeti ve milletlerinden tmyle baka toplumsal ve ekonomik koullar altnda bulunduruyordu. Bunlar zetleyelim. "1. Bugne kadar ykml bulunduu kapitlasyonlar nedeniyle lkede byk endstri kurulamam ve var olan madenler, demiryollar, bankalar, limanlar, tramvaylar, vapur irketleri, fabrikalar gibi byk endstri ve ticaret kurulular ya yabanclarn elinde ya da onlarla birlikte alan Ermeniler ve Rumlarn elinde idi. Kk el sanayii de zel rgtlere sahip loncalar biiminde olmayp, her sanatkrn alma ve kazanma hakk tmyle serbesttir. Ekleyelim ki, son sava yllarnda kk paylardan oluarak kurulan milli bir banka ile birka milli anonim ticaret ve endstri irketi istanbul'un itilaf tarafndan igali zerine kapatlmt. "2. Byk toprak sahibi beyler gl deildir. nk demiryollar dzenli olmad iin, ihracat ve tama yeterli deildir. Tarmda ilmi ve makinalam olmadndan toprak byk bir kr brakmyordu. Ve buna karlk her kylnn byk kk bir topra vard ki her trl hakk kendisinindi; isterse satar, isterse balar, ld zaman da yasal varisi kim ise ona kalr. Topra olmayp beylerin topranda yarclk yapanlar bir snf oluturacak kadar gl olmad gibi; aralarnda rgtlenme de yoktu. "3. Avrupa'daki siyasal ve ekonomik mcadelelerin iki byk temeli olan bu iki soruna karlk, Anadolu

halknn banda byk bir bela vard ki, o da brokrasi ve hkmetin zulm sorunudur. Bugne kadar dinsel ve sivil iktidar kendisinde birletiren halife sultanlar ve sarayn evresinde toplanan tufeyliler, dalkavuklar hkmeti ynetiyordu... Hkmet siyasetinin etmenleri memurlar, ordu ve ulemadr. Memurlar doularndan belli bir snfa bal deillerdir. Yani yalnz zenginlerin ya da toprak sahibi beylerin ocuklar deildir.. Trk ya da Trk olmayan yoksul ya da varlkl memurlar hkmet koltuuna oturduktan sonra zel bir zihniyet, 112 "memur zihniyeti" kazanr ki, kendini halktan yksek grr ve halka bask iin kendinde bir hak bulur... Ulema snf zel bir kast halinde deildir. Babadan oula geen vakf yneticilii ve hatiplik gibi dini grevler var ise de. nemsizdir... "4. Halk ezen ve gelimesini durduran nedenlerden biri de, kltrn din etkisinden kurtulamamasdr. Eski Arap ve Fars kltrnn etkisi altnda olan ulema, yeni hayatn yeni dncelerini kabul iin uygun davranmyorlard. Kltr Fars ve Arap gibi yabanc etkilerden kurtarmak iin alan aydnlarn almalar, Trk geleneklerine dayanmak, halk ve kyl hayatn aratrmak, yani kltr milliletirmek ilkesine dayanyordu. Bu aklamadan anlalr ki, endstri ve ticaret nasl yabanclarn ve Ermeni ve Rumlarn elinde ise, hkmet ve kltr de ounlukla yerli halkla ilikisi pheli yabanclar elinde idi. Bunun iin, kapitale kar mcadele, snfsal nitelikten kp milli bir renk ald gibi, te yandan hkmetle mcadele, yani kltr ve hkmetin dinsel siyaset ve yabanclarn etkisinden kurtarlmas da milliyetilik niteliinde oluyor. Bu, Trkiye'deki milli hareketin gcn gsterdii gibi. Trk milliyetilerinin neden Avrupa kapitalistlerine kar ve Sovyet hkmetine eilimli olduklarn, Ermeni ve Rumlarn da itilafa koulduklarm aklar, kansndaym..A1 Fuat Sabit Bey'in raporundan kan sonu; Trkiye'de snflarn olumad, ufak tefek snfsal ayrmalar olsa da Trk toplumunun snfsz bir toplum olduu, bu haliyle emperyalizm tarafndan s-mrld iin de proleter bir ulus olduudur. Bunun doal sonucunda Sovyetler Birlii'nin yapaca yardm, dorudan doruya proleter bir ulusa yaplan yardmdr. Son analizde de anti-emperyalist bir hareketin desteklenmesi anlamna gelir(!) Fuat Sabit, yedi yzyllk imparatorluu bir arpda "snfszlatryor". stelik bu durum, Trkiye'deki milli hareketin gcnn de bir gstergesi oluyor(!) Eer Fuat Sabit Bey'in yapt tahlil doruysa, o zaman 1921'den itibaren neden emperyalistlerle uzlald, yoksul kyl ve iilerin haklarn savunanlarn neden ldrld ve ii rgtlerinin kapatldn anlamak zorlar. Emperyalizm tarafndan smrlp bask altnda tutulanlarn bir hareketi sz konusuysa, ii liderleri, anti-emperyalist liderler neden katledilsin? Bir baka nemli nokta da; Sovyetler Birlii Milli Mcadele'yi destekledi diye bu harekete antiemperyalist etiketini yaptrmaktr. Bu arada, 1960'larda ortaya atlan "proleter uluslar" tezinin krk yl kadar nce Fuat Sabit Bey tarafndan ortaya atlm olmas da ilgintir! Bir baka adan daha bu "rastlant" nemli saylmaldr. Bu durum, 1960'lardaki teorik dzeyle 1920'ler arasnda pek fark olmadn da gsteriyor... Devletten Devlete likilerin elikileri nc Enternasyonal'in I. ve II. Dnya Kongreleri'nde iyimser yaklamlar yava yava snerken, Trotsky'nin deyimiyle, sloganlar ve manifestolara dayal deerlendirmelerle gerek gelimeler arasndaki kopukluk da belirgin hal almt. Bat'da beklenen devrimin gereklenmeyii, emperyalist saldr, i sava ve ekonomik ablukann vb. de etkisiyle Sovyet ekonomisi fel olma durumuyla kar karyayd. Beklentilerin kart bir tablo ortaya kmt. Bu durum, taktik baz dnlerle zaman kazanmay gerektiriyordu. Yeni Ekonomi Politikas (NEP) uygulamasna geilmiti ve yabanc sermaye yatrmlarndan medet umulur olmutu. te bu koullar, Sovyet ynetimini ngiltere ile bir ticaret anlamas yapmaya "mecbur" etmiti. Sovyet ekonomisi iin "zorunlu" gibi grnen byle bir anlama, ne yazk ki, dnya sosyalist devrimi asndan olumsuz sonular douracaktr. Daha da nemlisi, devletten devlete ilikiler yolunu aarak eliik, talihsiz durumlarn ortaya kmasna neden oldu. Bir bakma, "denize den ylana sarlrken ylan tarafndan

sokuluyordu." Yaplan ticaret anlamasyla Sovyet Devleti zaman kazanp varln srdrmeyi amalarken, ngilizler de, Bolevizmin Dou'da yaylmasn engelleyerek status quo'yu ko114 rumay amalyordu. 1920 Eyll'nde Bak'de toplanan Birinci Dou Halklar Kongresi'nin bir ikincisinin toplanmayyla, ngi-liz-Sovyet Ticaret Anlamas (Mart 1921'de imzalanmt) arasnda yakn iliki vardr. E.H. Carr bu durumu yle aklyor: "Kaytlarnda Dou Halklar Birincf Kongresi olarak geirilmesine ramen, Baku Kongresini izleyen kongreler yaplamad ve bu kongre arkasnda ciddi bir mekanizma brakmad. Bak'de Propo-ganda ve Eylem Kurulu kuruldu ve ilk raporunu 1920 Kasm aynda Enternasyonal Yrtme Komitesi'ne verdi. Aralk aynda Rusa, Trke, Farsa ve Arapa dillerinde yaynlanacak Dou Halklar dergisinin kaca ilan edildi. Bundan sonra pek az kaytlara rastlanld. Kurulun ve derginin hzla ortadan kaybolmas, ksmen Mart 1921 tarihli ingiliz - Sovyet Ticaret Anlamas'nn sonucu olabilir ve bu Moskova'nn dnda etkin bir siyasal organ yaratmann gln gsteriyor. "(19) Sadece emperyalist ingiltere ile deil, Trkiye ve Iran gibi yar-smrge lkelerle yaplan anlamalar da devrimin yaylmas asndan talihsiz sonular dourmutur. Gerekten hem devletten devlete anlamalar yapmak, hem de o lkelerdeki devrimci hareketleri desteklemek mmkn deildir. 26 ubat 1922'de Sovyetler Birlii ile Iran arasnda bir anlama yapld/20) Fakat daha nce Sovyetler Birliiyle ngiltere arasnda yaplan ticaret anlamasnda, Sovyetler'fn ran'dan elini ekmesi isteniyordu. Ingiltereyle anlaan Sovyetler'in Iranla da dostluk anlamas imzalamas doald (!) Anlama yaplr yaplmaz, Sovyetler Birlii, Gilan'daki komnist ayaklanmaya yapt mali ve askeri yardm kesti. Bu anlamadan sonra ran ynetiminin komnist ayaklanmay ezmesi zor olmad. Sovyet yardmnn kesilmesinden sonra bastrlan ayaklanma ran ynetimine nefes aldrarak, Simko'nun ynettii Krt ayaklanmasnn da ezilmesini kolaylatrd. Hem Rza Han'la dost geinmek, hem ran emekilerinin sosyalist mcadelelerini ve Krt halknn kendi kaderini tayin etme yolundaki savan desteklemek olanakl deildir. 115 Eer, Sovyetler'in o gnn zor koullarnda ingiltere'ye dnler vermesi bir zorunluluk idiyse, aka ifade edilmelidir. Bir kere bu saptama yapldktan sonra da, hemen bu zorunluluktan doan olumsuz sonular da aklkla ortaya konulmalyd... Herhangi bir politikann o gnn koullarnda zorunlu olduunu saptamak, sz konusu politikalarn dourduu olumsuzluklar grmeye engel olmamaldr. Ama belirli politikalar ve uygulamalar hakl karmak deil, sz konusu politika ve uygulamalarn sonularn aka ortaya koymaktr. ngilizSovyet Ticaret Anlamas sadece smrgelerdeki ve nfuz blgelerindeki sosyalist mcadeleleri deil, ngiliz ii ve sosyalist hareketini de olumsuz ynde etkilemekten geri kalmayacakt. ngiliz-Sovyet anlamasnda sadece ticarete ilikin hkmler yer almyordu. Anlamada ayrca yle deniyordu: "Her iki taraf kar tarafa kar dmanca hareket ve teebbslerden ve kendi snrlar dnda srasyla, ngiliz imparatorluu ve Rus Sovyet Cumhuriyeti kurumlarna kar dorudan veya resmi propo-ganda yapmaktan kanr ve daha zel olarak Rus Sovyet Hkmeti, bata Hindistan ve Afganistan bamsz devleti olmak, zere Asya haklarnn hibirini askeri, diplomatik veya herhangi bir eylem veya propoganda biimiyle ingiliz karlar veya ingiliz Imparator-luu'na kar dmanca eylemlere tevik etme giriimlerinden imtina eder. ingiliz Hkmeti, Rus Sovyet Hkmeti'ne, eski Rus mparatorluu'nu meydana getiren ve bugn bamszln salam olan lkeler iin benzer ve zel bir taahhtte bulunur."(21) ierin, 18 Nisan 1921 tarihli bir cevabi notada anlamaya kesinlikle uyulduunu sylyor ve "zellikle Afganistan'daki temsilci ve grevlilerince antiBritanyac politikadan saknmalar iin direktif verilmitir" diye ekliyordu. Byle bir politika, ister istemez II. Dnya Kongresi'nde benimsenen tezlerde yer alan "(...) smrgelerdeki devrimci hareketler, 116

sz konusu lkenin komnist partisi araclyla dorudan doruya desteklenmelidir" ilkesiyle eliiyordu. Eer smrge lkelerdeki devrimci kurtulu hareketlerini Sovyetler'in desteklemesi olanak-szlayorsa, ll.Tez'de yer alan, "Btn Komnist Partiler, bu tr lkelerdeki devrimci kurtulu hareketlerini eylemli biimde desteklemelidir" ilkesi de anlamn yitiriyordu. Sovyetler Birlii bir ii devleti olarak Hindistan'daki sosyalist hareketi desteklemekten kanrken, ngiliz Komnist partisinin byle bir destei salamas kolay deildi. te yandan, n. Enternasyonalden miras kalan rkven, Avrupa-merkezli, smrgeci, nfuz yayc gelenekten "te-mizlenememi" bir partinin, Hindistan'daki ilerici harekete gerek bir destek salamasn beklemek zaten an iyimserlik olurdu... m. Enternasyonal'in III. ve IV. Kongrelerinde smrge ve yar-smrgelere ilikin gndem maddesinin pek snrl oluu ve geitirilmesinin nedeni de yukardaki yaklamla aklanabilir. Sovyetler'in ve III. Enternasyonal'in Milli Mcadele'ye destek oluunun baka gerekelere dayandn, ierin'in Lozan'daki szleri de ortaya koyuyor. Lord Curzon'a unlar sylyor: "ingiliz muhafazakarlnn en iyi gelenekleri, Rus ve ingiliz nfuz blgeleri arasnda bir ara duvar rmekti. Biz de imdi Trk halknn zgrl ve egemenlii temeli zerine bu duvar dayandrarak ayn eyi nermekteyiz. "Trkiye'nin bamsz varl ile birlikte bar da garanti altna alacak olan, ancak bir ara duvandr. Yakn Dou'da bir bar durumunun tek ve srekli temeli, Trkiye'nin zgrl ve egemenlii-dir."(22) Grlyor ki, Sovyet yneticileri Trkiye'ye kendi gvenlikleri asndan yaklayorlar. Gney snrlarnda (Trkiye, ran, Afganistan) gl bir tampon blge oluturulmasn istiyorlard. Bu amala, sz konusu lkelerle devletten devlete anlamalar yaparak, bu lkelerdeki sol harekete destei geri ektiler. Dolaysyla, belirli 117 bir status quo oluturmak iin, tutarll olmayan ve birbiriyle elien "politikalar" benimsemeleri bu yzdendir. Bylesi koullarda teorik maniplasyonlar ve gerekeler de, uygulamalar hakl gstermek zere giriilen zorlamalar olabilirdi... Bu konuda "ilgin" ama "garip" rnek, E. Varga'nn IV. Dnya Kongresi'nde ortaya att: "Milli Feodal Aristokrasi" tezidir. nl Rus ktisats Varga yle diyordu: "kinci Kongre'de kyl hareketiyle milli hareketler arasndaki zdelik varsaym, Hindistan gibi lkelerin denemelerine dayandrlmtr. Oysa, rnein Trkiye gibi baka lkeler de vardr. Orada toprak aalan bizzat milli hareketin liderleri olmulardr... Ezilen yerli bir kyl kitlesine sahip smrge lkelerdeki milli kurtulu mcadelesi, ya Trkiye'de olduu gibi btn memleket halk tarafndan birlikte yrtlecekti, bu takdirde ezilen kylnn toprak sahiplerine kar mcadelesi, kanlmaz olarak milli kurtulu zaferinden sonraya ertelenecektir; ya da Hindistan'da olduu gibi feodal toprak sahipleri, emperyalist haydutlarla ittifak halindedir, bu takdirde ezilen kyllerin toplumsal mcadelesi, milli kurtulu savayla birlikte yryecektir. "<23) E. Varga, dikkat edilirse, iki tip "feodal aristokrasi"den sz ediyor. Bunlardan biri, Trkiye'de olduu gibi emperyalizm kartdr ve milli bir nitelik tayor. Dieri ise, emperyalizmle ibirlii halinde: Hindistan'da olduu gibi (!). Varga'nn, bir yerde emperyalizme kar olan "feodal aristokrasi"nin neden baka yerde emperyalizmle ibirlii yaptn aklamas pek kolay deil(!). Varga, o dnemin Trkiye'sine uzaktan bakyor. Uzaktan baknca da somut durumu tm ayrnt ve elikileriyle kavramak mmkn olmuyor. Eer somut durumun somut tahlilini yapmak zahmetine katlanabil-seydi, o zaman "Milli Aristokrasi" dedii kesimin emperyalizme kar deil de, Rum ve Ermenilere kar olduunu farkedebilirdi. O zaman, gaspedilen Ermeni ve Rum mallarn kaybetme korkusunun anti-emperyalizmin zdei olmadn anlar, dolaysyla da Trki118 ye ve Hindistan iin iki ayr "feodal aristokrasi" tezi retmeye de gerek kalmazd.

Bu ve benzer yaklamlar, tutarsz olduklar kadar. II. Dnya Kongresi'nde benimsenen tezlerden de uzaklamak anlamna geliyordu. II. Kongre'de, "Geri kalm lkelerdeki gerekten komnist olmayan devrimci kurtulu hareketlerine komnist bir rt rtme giriimlerine kar kararl bir biimde mcadele edilmelidir"^24) denilirken; IV. Kongre'de, i, hayali "Milli Feodal Aristokrasi" tezleri uydurmaya kadar vardrlmtr. E. Dnya Kongresi'nde; "Biz komnistler, smrgelerin burjuva bamszlk hareketlerini, yalnzca bu sonuncular gerekten devrimci iseler ve smrge yneticiler kylleri ve smrlen kitleleri devrimci bir ruhla eitme ve rgtleme almalarmz engellemedikleri zaman desteklemeliyiz ve destekleyeceiz. Eer bu koullar yoksa, bu lkelerin komnistleri reformist burjuvaziye kar da mcadele etmelidirler" deniyordu/25^ Oysa bu ilkeler bir kenara atlarak baka gerekelerle geri lkelerdeki gerici ynetici snflarn desteklenmesi, Komintern'in ilkelerinin, bo szler olarak, sadece kongre tutanaklarnda kaldn gsteriyor. "Smrge devriminin hedefleri burjuva demokrasisinin boyutlarn amaldr" ilkesine karlk, gerek anlamda burjuva demokratik devrime bile varmyaca belli olan hareketlerin desteklenmesi de Komintern'in yaklamnn tutarszln gsterir. "Hindistan, tran ve Msr'daki milliyeti burjuvazi, tarm kesiminin parolalarndan korkuyor, ve olabildiince ypratma endieleri, yerel burjuvalar ile feodal ve feodal burjuva toprak sahipleri arasndaki yakn ilikiyi ve burjuvalarn feodallar karsndaki entellek-tel ve politik bamlln kantlar niteliktedir.'*26) Kapitalist dnya sisteminin emperyalist aamaya ulat bir dnemde smrge ve yar-smrge lkelerde gerekten milli, em119 peryalizm kart bir burjuvazi aramak bounayd. IH. Enternasyonal, sz konusu lkelerdeki gerek durumla ilgili hibir zaman tutarl bir bilgi birikimine, dolaysyla tutarl tahlillere ulaamad. Zaten byle bir eye niyetli de deildi. Milli Mcadele'nin lider kadrosu nasl "Osmanldan kalan blgelerden ne koparabilirsem krdr" mantyla yola kmsa, bu pragmatik yaklamn tesine hi geememise; Komintern de, smrge ve yar-smrge lkelerdeki hareketlerden "ne lde yararlanabilirsem iyidir" biiminde bir yaklam benimsedi. Bylece, varlan sonular da nceden belirlenmi oluyordu... Milli Mcadele'nin, resmi ideolojinin eitli renklerdeki reticileri ve yayclar tarafndan ileri srldnn aksine; bata ingilizler olmak zere, emperyalizme kar bir hareket deil, fakat emperyalizmle uzlama yanls bir hareket olduu buraya kadarki aklamalarla ortaya kmaktadr. Sovyetler Birlii'nin ve son tahlilde Sovyet ynetiminin elinde diplomatik bir manevra arac haline getirilen Komintem'in Milli Mcadele'ye destek vermesi, onun antiemperyalistliinin garantisi olamazd... 120 6. BOLUM MUSTAFA KEMAL ve TARHTE BREYN ROL "Gnlk hayatta, hibir bakkala raslya-mazsnz ki, bir insann kendi hakknda syledikleri ile hakiki ahsiyeti arasnda fark gzetmesini bilmesin. Ama bizim tarihilerimiz, henz bu basit dnce tarzna bile ulaamamlardr." Alman deolojisi K. MARX Kiiyi yceltmekle kiiye tapma arasnda doru ynde bir iliki vardr. Fakat asl ama yceltilen kii deildir. Yceltme, mistifi-kasyon yaratmak iindir. Bylelikle tarihsel olaylar arptlmak istenir. Tarihsel olaylan arptmaktan ama da, snfsal karlar gizlemektir. Tarihsel olaylarn arptlmasnda, bir liderin kiiliinin arkasna gizlenmek ekseri bavurulan bir yoldur. Bir Osmanl Pa-a'sn yar-ilh durumuna getirenler, elbette bunu bouna yapmadlar. Snfsal karlarn bir gerei olarak, Mustafa Kemal'i putla-trdlar. Aslnda Paa'nn putlatrlmasnn nedeni, baarlan eylerin byklnden ok, emeki kitlelerden gizlenmesi gerekenin neminden kaynaklanyordu. Mustafa Kemal'in yaptklar, bir baka Mustafa'nn, Mustafa Reit Paa'nn balatt "olaylar" zincirinde sadece bir halkayd, stelik zincirin byk bir halkas da deildi.

Tanzimat, Islahat, Merutiyet, Cumhuriyet yar-smrgelemenin aamalardr. Oysa resmi ideoloji ve kii klt 121 reticileri tarafndan Cumhuriyetin kurulmas yar-smrgelemenin sonu olarak gsterilmek istenmitir... Bir retim tarz olarak kapitalizmin her geliim aamasna, her tarihsel dnemine uygun den smr yntemleri oluuyor. Siyasal plandaki bamszlk bu bakmdan yeterli olmad gibi, Trkiye daha nceki dnemde de siyasal bamszlm yitirmi bir lke deildi. Mustafa Kemal Tanzimat gelenei dnda deil, sz konusu gelenein en radikal srdrcsyd. Ne ki, resmi ideoloji tarafndan srarla Tanzimat gelenei dnda gsterilmeye alld. Cumhuriyet aydnlar kii klt retip kiiye tapma yolunu setiklerinde, buna mecburdular. evket Sreyya Aydemir; "nklbmz oturtmaya ve Atatrk' putlatrmaya mecburduk... Ama imdi size ifade edeyim, kitabmda da yazdm: Kahraman putlat zaman lr" W diyor. Biz de bu kitapta neden putlatrmaya mecbur olduklarn gstermeyi amalyoruz... Tarihsel olaylar tahrif ederek ve gerein saptrlmasyla hegemonya boluunu doldurabilirlerdi... Dnyada salnda ve lmnden sonra Mustafa Kemal kadar ant dikilmi, heykeli, bst yaplm, resimleri oaltlm bir baka lider herhalde yoktur. Mustafa Kemal heykel ve antlarnn yaplmasndan pek ok holanyordu. lk ant 1927'de Saraybur-nu'nda dikilmiti. Daha sonra heykel ve antlar grlmemi boyutlarda artt... 5 Austos 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan bir haberde; "Atatrk yarm bir ilahtr; Trkler'in babasdr. Hibir devlet efi iin hayatnda bu kadar heykel dikilmemitir; ne Mussoli-ni'nin ne Hitler'in, ne de Lenin'in antlar onunkilerle llemez" deniliyordu. yle grnyor ki, yaplan heykeller, antlar vb. ideolojik hegemonya boluunu doldurmann bir arac olarak grlyor... Dnemin devlet airlerinden Aka Gndz, bir iirinde Mustafa Kemal iin "Grnmezi grr / Bilinmezi bilir / Duyulmaz duyar / Sezilmezi sezer / Ezilmezi ezer" diyordu... Bir baka air 122 "Evliya odur, peygamber odur / Sanatkr Atatrk"(3) diyor... Atatrk marnn ilk drtl de yle: "Tanr gibi grnyor her yerde / Topraklarda, denizlerde, gklerde / Gnl tapar kendisinden geer de / Hangi yana gz bakarsa Atatrk" .(4) Benzer nitelikte iir pek ok ve yzden fazla air deiik vurgu dzeylerinde olmak zere iirler yazd. Bylece dnyada eine az raslanr bir "devlet airleri" grubu ortaya kt. Oysa "(...) air, iirini ara olarak kulland zaman, airlii ayaklar altna alm"(5) olurdu.. Bu arada Cumhuriyet dneminin nde gelen devlet airlerinden Behet Kemal alar'n Mustafa Kemal iin yazd "Yeni Mevlit", yazk ki(!) Sleyman elebi'nin Mevlit'inin yannda ok snk kald. Mustafa Kemal'in lmnn ardndan gazetelere yansyan haberlerden birinde;"Atatrk senin iin lm yoktur. Olamaz! Sen Trk'n Tannssm! Tanr hi lr m?'W deniyor... "Tanr lmez, o dilerse grnr bir mddet"^ Celal Bayar tarafndan Atatrk'n yaam yksnn anlatld bir kitapta da: "Atatrk' sevmek de bir ibadettir" deniyor... Bunlar yazmaktaki amacmz, Cumhuriyet aydnlanmn nitelii hakknda bir fikir vermektir. Suat Tahsin 1933'deki bir yazda: "Muhammed byk bir mrit, Aristo lemmul bir filozof, skender muhteem bir asker, Bismark yaman bir siyasi, Lenin dehhas bir inklap, Danton sehhr bir hatip ve fakat Mustafa Kemal bir fevkaadehdr"*9) diyor. Bu aamada teorik bir sorun zerinde durmamz gerekiyor: Tarihi yapmada bireyin rol nedir? nsanln ileriye doru akp giden tarihinde, liderin, kahramann rol nedir? Lider, bir toplumu u ya da bu ynde yerinden oynatabilecek gce sahip midir? Eer liderin tarihi yapabilecei, bir toplumun evriminin ynn bir bana deitirebilecei kabul edilirse, o zaman gerekten kiinin yceltilmesi de hakllk kazanr. Elbette byk adamn kaymasndan sonra da onun yerinin doldurulmas sorunuyla karlalr... F. En-gels, G. Strakenburg'a yazd 25.1.1894 tarihli bir mektupta; "Bir memlekette belirli bir dnemde u ya da bu byk adamn belirmesi, elbette ki tamamiyle bir raslantdr. Fakat, bu adam sahneden 123

ekilirse, yerine bir bakasnn getirilmesi ihtiyac doar. Ve az ya da ok becerikli byle bir adam zamanla bulunur. u Korsikal Na-polyon'u aln, o, Napolyon savalarnda bitkin dm Fransa Cumhuriyeti iin gerekli olan bir askeri diktatrd. Bu bir rastlantyd. Fakat Napolyon olmasayd da, onun roln bir bakas stlenecekti. Gerekli olduu zaman byle adamlar daima bulunur"*10) diyor. Gerekten de tarih; yceltilen bir sr "byk adamn" tarih sahnesinden ekilmesiyle, onlarn yerini alanlarn ikinci ya da nc snf kiiler, orkestrada ikinci ya da nc keman almaya mahkm ahsiyetler olduunu gsteriyor. Aksi halde, bir yar-ilah mertebesine kartlan Mustafa Kemal'in yerini orkestrada ikinci ya da nc keman alan kiilerin doldurmas mmkn olamazd... Tarihte bireyin rol sorununa aklk getirebilmek iin, znel ve nesnel faktrlerin karlkl etkileim ve belirleyiciliklerini ve bunlarn diyalektik btnln saptamak gerekir. Tarihsel materyalizm; toplumun retici glerinin gelimilik dzeyi, toplumsal Sinalarn karlkl g ilikisi gibi nesnel faktrlere tarih yapmada ncelik tanr. G.V. Plekhanov bu konuda unlar yazyor; "Tesirli ahsiyetler, dnce ve karakterlerinin zellikleri hadiselerin zel ehresini ve ksmi neticelerinden bazlarn deitirebilirler ama, hadiselerin genel istikametini deitiremezler. Bu istikameti baka kuvvetler tayin eder."*11) "Kabiliyetli insanlarn bizzat kendileri ancak bu genel istikamet sayesinde vardrlar ve bu olmadan onlar hibir zaman mmkn gerekten ayran eii aamazlar."^ "Hibir byk adam, istihsal kuvvetlerin durumuna artk ya da henz uygun dmeyen mnasebetleri topluma kabul ettiremez. Bu manada gerekten, onun tarihi yapmasna imkn yoktur.'<13) "Tarihi hadiselerin istikametini son tahlilde tayin eden ise, genel denilen sebepler, yani istihsal kuvvetleri ve bu kuvvetlerin sosyal ve ekonomik istihsal prosess iinde insanlar arasnda gerektirdii (determinant) mnasebetlerdir."*14) Plekhanov'dan yaplan alntlar, genel olarak tarihsel m. min bu konudaki temel dncesini yanstyor. Bunun kar^ idealist dnya gr ise, tarih yapmada kitlelerin ve nesnel fakk. rin hemen btnyle nemsiz olduklar dncesine dayanr. Bu kc nuda Thomas Cariyle, Kahramanlar adl nl eserinde, Plekhanov'un tam kart olan u grleri ileri sryor: "nk benim dnceme gre dnya tarihi, insann bu dnyada baard eylerin tarihi, esas bakmdan yeryznde alp abalam adamlarn tarihidir. Bu byk adamlar; insanlarn klavuzu, genel insan toplumunun yapmaya veya erimeye urat eyin modelcileri, modelleri ve geni bir anlamda yaratclar olmulardr, dnyada baarldn grdmz btn eyler yeryzne gnderilmi byk adamlarda yaam dncelerin maddi sonulan, ameli gereklemesi ve cisimlemesidir. Korkmadan kabul edebiliriz ki, btn dnya tarihinin ruhu bu insanlarn tarihidir"*15) diyor. Cariyle, bir baka yerde de; "Dnya tarihinin btn devirleri bize gsteriyor ki, byk adam daima yaad an mutlaka lazm olan kurtarcs, kuru daln onsuz tutumas mmkn olmayan yldrm olmutur. Daha nce de sylediim gibi, dnya tarihi byk adamlarn biyografisidir"*16) diyor... Plekhanov'nun denemesi, Narodniklerle bir polemikti. Sbjektif Narodnik dnceye gre, tarihi yapan kitleler deil, kahramanlar, nclerdir.'^ Plekhanov'a gre; "Lider, yalnzca tarihsel bir gereksinmenin ya da zorunluluun aracdr ve zorunluluk gerektiinde kendi aracn1! yaratr. Bu bakmdan yeri doldurulamyacak byk adam yoktur. Herhangi tarihsel bir eilim, eer yeterince derin ve genise, anlatmn yalnz bir tek adamda deil, belirli bir insan grubunda bulur."*17' Plekhanov'un Taine'den yapt bir alntda da; "Yeni bir medeniyet yeni bir sanat gn yzne kard zaman, toplumun fikrini (idee publique) tam olarak dile getiren bir veya iki dahinin yan sra, bunu yar buuk ifade eden on tane kabiliyetli insan bulunur"*18 deniyor. phesiz burada sz konusu olan tarihin geliimi dorultusunda, liderin toplumsal sreci tersine evirip eviremiyecei deildir. S124 125

reci ne lde etkileyebileceidir. Fakat asl nemli olan liderin bir kriz annda ortaya kyor olmasdr. Dolaysyla krizin u ya da bu ekilde zlmesi, liderliin taknaca tavra baldr. Marx, Lud-wig Kugelman'a 17 Nisan 1871'de yazd mektupta; "Eer mcadeleye aka elverili koullarda balanabilseydi, tarih yapmak gerekten ok kolay olurdu. te yandan 'tesadflerin' hibir rol olmasayd i btnyle gizemli bir ey olurdu. Genel geliim dorultusunun bir parasn oluturan bu 'tesadfler' baka 'tesadflerle' dengelenirler. Ne var ki tarihsel gelimenin hzlanmas veya yavalamas, hareketi ilk balatan kiilerin kiilik zelliklerinin 'tesadfliini' de kapsayan bu tesadflere byk lde baldr"*19) diyor. Ne kadar kabiliyetli olursa olsun, hibir Osmanl Padiah imparatorluun kn engelleyemezdi. Emperyalizm blgenin tarihine yeni bir g olarak girmi ve arln koymutu. Son derece yetenekli bir padiah olan II. Abdlhamid, btn rpnmalarna ramen, imparatorluun kanlmaz sonunu ancak geciktirebilmi-ti... ttihatlarn darbesiyle tahtn terkederken, "on yl bile ynete-miyeceksiniz" demiti. Bir liderin byklyle onu liderlik mevkiine getiren glerin nemi ve derinlii arasnda doru ynde bir iliki olmaldr. Leon Trotsky eitli eserlerinde bu sorun zerinde durmutur. Preobra-jenski'ye Alma Ata'dan 1928'de yazd bir mektupta; "Eer Lenin 1917 Nisan'nda Petrograd'a gelmenin yolunu bulamasayd, Ekim ihtilalinin olmyacan sen benden daha iyi bilirsin" diyor. hanete Urayan Devrim'de de; "Liderliin nitelii sorunu elbette umursanmayacak bir ey deildir, ve son zmlemede kesin deildir, Bolevikler., liderlerinin stn olmasndan tr kazanmadlar. Siyasi mcadele, temelde argmanlarn deil, karlarn ve glerin mcadelesidir'^2 diyor... Yukardaki iki alnt arasnda bir eliki varm gibi gelebilir. Totsky ayn sorun zerinde Rus Devrimi adl nl eserinde tekrar duruyor ve "sormas cevaplamasndan daha kolay olan" soruyu bir defa daha soruyor: 126 1 "Eer Lenin 1917 Nisan'nda Rusya'ya gelemeseydi devrimin geliimi nasl bir seyir takib ederdi. Eer ekspozemiz genel olarak bir eyler ifade ediyorsa, umarm udur: Lenin, devrimci srecin 'yaratcs' olmad. O sadece nesnel tarihsel gler zincirine eklendi. Ama, bu zincirde byk bir halkayd. Proletarya diktatrl zaten herhalkarda gndemdeydi. Geriye sadece onu balatmak kalyordu. Bu da bir parti olmadan gerekleemezdi. Partinin de misyonunu gerekletirebilmesi iin nce onu kavramas gerekiyordu, tte bunun iin Lenin gerekliydi. Onun geliine kadar hibir Bolevik lider, srece devrim tehisi koymamt. Kamaneve Stalin ynetimi olaylarn zoruyla sa ve sol patriyotizme doru savrulmutu. Devrim, Lenin'le Menevikler arasnda ara zmlere yer brakmyordu. Bolevik Parti'de de bir i mcadele kesinlikle kanlmazd. "Lenin'in gelii sadece bu sreci hzlandrd. Ve onun kiisel etkinlii krizin sresini azaltt. Yine de o olmadan da partinin yolunu bulabileceinden emin olunabilir mi? Hibir ekilde bunu syleyemeyiz. Burada zaman faktr belirleyicidir; dahas, zaman durdurmak mmkn deildir. Diyalektik materyalizmin asla kadercilikle ortak bir yan yoktur. Oportnist ynetimin kendi krizi Lenin olmadan belirsiz bir hal alp uzayabilirdi. te yandan sava ve devrim koullar partiye misyonunu gerekletirebilmesi iin fazla zaman brakmyordu... Dolaysyla blnm ve yolunu arm partinin1 devrim koullarn uzun yllar iin elden karmas ihtimali akla gelmeyecek bir ey deildir, tte bylesi zamanlarda gl kiiliin rol gerekten ok byk nem kazanr. Tarihsel zincirin bir halkas olacak olan bu roln eksiksiz bilincine varmak gereYukardaki alnt bize gre tarihte bireyin rolyle ilgili, sorunun en btnsel zmleniini temsil eder. Dikkat edilirse Trotsky, liderliin ya da liderin toplumun ancak tarihsel geliim dorultusunda etkili olabileceini, liderliin olaylar zincirinde bir halka olduunu, insanlarn bilinli eylemleriyle toplumu dnme 127

uratabileceklerini, zaman faktrnn nemli olduunu, tarihsel materyalizmin kadercilik olmadn vb. arpc bir biimde ortaya koyuyor. Ykselen bir snfla henz tm gcn yitirmemi fakat kmekte olan bir snf arasnda mcadele en yksek dzeye ktnda, liderliin mdahalesiyle dengenin srekli ve kesin olarak deiebildii tarihi bir gerektir. Mahmut Esat Bozkurt, Atatrk htilali adl eserinde "ihtilali o aydnlar yaparlar ki; hareketleri, alma sonular, milletin yksek menfaatlerinin ifadesinden baka bir ey deildir. O kadar ki, mmkn olup da bunlan kme yapsayd, kendi menfaati bakmndan baka trl hareket edemezdi"(22) diyor. nklap Dersleri Profesr daha da ileri gidiyor; "htilallerin genilii ve kavray, eflerin kafalarnn da yansmasdr..."(23> Mustafa Kemal de: "Bu inklp milletin selameti namna, halk namna yapld"(24) der. Byk Fransz Devrimiyle ilgili olarak, Bozkurt; "Fakat bu ihtilali yapan ahslar kimlerdi? Ve ka kii idiler?" diye soruyor: "italyan tarihi Guglielmo Ferrora'ya gre Fransz ihtilalini baaranlarn says iki yz gemez. Bence bu bile fazladr. Bu say iki kiiye indirilebilir. Mirabeau'nun ilk meclisteki mehur nutku, Mirabeau'nun szleri kvlcm tututurmaya kfi geldi. Bilindii gibi, Mirabeau, kraln meclisin dalmasn emrettiini bildiren mabeyinciye, 'gidiniz efendinize deyiniz ki; biz burada milletin iradesiyle bulunuyoruz ve bizi buradan ancak sng kuvvetiyle karabilirler1, tarzndaki beyanat, meclisi dalmaktan kurtarm ve ihtilal balamt. Artk meclis kral deil, ihtilalin gerekimlerini dinliyordu. Kraln otoritesi ba aa edilmiti. Balayan yangn 200 deil, bence iki kii idare etti. Bunlar Dalton ve Roberspiene idi, denilebilir. Dalton bir nutku ile. Fransa'y tehlikeden kurtaracak kadar etkili oluyordu. "^25^ Byk skender, Byk Petro, Anibal, Sezar, Washington, Roosevelt, Mussolini ve Hitler'le Mustafa Kemal'i karlatran M.E. Bozkurt, Napoleon'la ilgili olarak da yle diyor: 128 "Bir moda daha... nedense bilmem; Napoleon'da eksizsiz meziyetler bulanlar; Atatrk' bu Korsikalyla karlatrmaya alrlar. Bence bu gibiler, tarihi bilgilerinden ziyade, dedikodular yarg arac olarak kullanmaktadrlar. "Napoleon Byk Fransz htilali iinde, ateten bir Fransa buldu. Bu Fransa'nn ruhunda (Danton)'un, (Robespierre)'in, (Cammille de Moulin) vs. ruhu yanyordu. O, bu ruhun stne bir bayku gibi kondu, nce Msr'a saldrd ve ilerledi. Yz Akk duvarlarna arpnca akln bana alr gibi oldu.'<26) Hikmet Kvlcml, "Sakarya Sava'm lambayla izledii odacnda Napolyon'un heykeli vard" diye yazyor..S*7) Bozkurt devam ediyor: "Mussolini'nin, Roosevelt'in byk ahsiyetler olduunda phe yoktur. Fakat bunlarn iinde bulunduklar artlarla, Atatrk'n iinde bulunup da baar salad artlar arasnda dalar kadar farklar vardr. Ve neticede ortaya konulan eserler,birbirleriyle kyaslanamayacak kadar yksektir. "Atatrk'n ne olduunu yukarda yazmtk. Ne yapt, ne brakt da bellidir. Halbuki Mussolini o zamanki baarsn Dnya savandan muzaaffer kan talya'ya borludur. Roosevelt bir ey yapmsa dnyann en zengin bir memleketine, 130 milyonluk Birleik Amerika Devletleri'ne dayanarak yapt! "Hitler; o her zaman Atatrkten mek aldn syledi.'*28) Bozkurt, "anlaml" karlatrmasn yle srdryor: "Zamanmzn bir Alman tarihisi, gerek nasyonal sosyalizmin ve gerek faizmin Mustafa Kemal rejiminin az ok deitirilmi birer eklinden baka bir ey olmadklarn sylyor. ok dorudur. ok doru bir grtr. Kemalizm otoriter bir demokrasidir ki, kkleri halktadr. Trk Milleti bir piramide benzer, taban halk, te129 pei yine halktan gelen halktr ki, bizde buna ef denir. ef otoritesini yine halktan alr. Demokrasi de bundan baka bir ey deildir."*29) ili'nin kanl diktatr 1970'li yllarda "Otoriter Demokrasi" kavramm ortaya atarken herhalde kk Asya'dan esinlenmi olacak!.. Pinochet de kendi siyasal rejimini "otoriter demokrasi" olarak tanmlyordu...

Yazar, Mustafa Kemal'i yceltmek zere yola kyor ama kendini ele veriyor, insanlk tarihine kara bir sayfa yazdrm, halk dman, insanlk kltrnde byk ykma neden olmu iki diktatrle kendi ilahn karlatrmak "devlet aydn" iin byk bir talihsizlik olmal... Mustafa Kemal de zgn bir diktatr olduunu sylemekten geri kalmyor: "Benim iin diktatr diyorlar. Evet ben diktatrm ama, kalpleri kazanarak diktatr oldum."*30) Ne ki, kendini ele veren sadece M.E. Bozkurt deil. Ekmeini kiiyi "ycelterek" kazanan bir sr Cumhuriyet aydn iin de durum ayn... Onlara gre, tarihi yapan kiilerdir. Atatrk Hakknda Dnce ve Tahliller (1943) adl eserinde Rkneddin Fethi; "Tarihi byk adamlardan mahrum ve fakir bir millet stn bir millet olamaz" diye yazyor.*31) Gerek Ynleriyle Atatrk'n yazar da; "Atatrk'n babu olmasnn sebebi nedir?" diye soruyor, italyan ataszndeki gibi kendisine benzeyen aydnlardan yapt alntlarla Mustafa Kemal'in "babu" olu nedenini aklamaya zorlanyor. Ama, "ettii sevap rktt kurbaaya demiyor." Hamza Erolu, Mustafa Kemal iin; "yenemeyecei hibir glk, deviremeyecei hibir engel yoktur" diyor. Bu szler aslnda Mustafa Kemal'in kendine aittir. 1935 ylnda Amerikal gazetici Gladys Baker'la yapt bir konu-mada;"Arzu edip de yapamyacam i yoktur. Ben zoraki ve insafszca hareket bilmem. Bence diktatr, dierlerinin iradesine rame-dendir. Ben kalpleri krarak deil, kalpleri kazanarak hkmetmek isterim"*32) diyor. 130 Hikmet Kvlcml, durumun pek yle olmadn yazyor: "Etrafndaki bu adam ve seviye karklnn sebebi ne? Bir akam yanndaki hanma sofrasndaki bir davetliyi gstererek; 'Bu adamn ne baya olduunu bilemezsiniz' demiti. Hanm ararak; 'Aman pa-acam ne diye sofranza alyorsunuz' demesi zerine; 'Ha, ite... Onu da sen bilemezsin kzm' cevabn vermiti. Bu devrin kendisine eski komitevri taktiklerden faydalanmak zaruretlerini duyuran hususiyetlerden gelir." Falih Rfk Atay'n ankaya adl eserinden yukardaki alnty yaptktan sonra, H. Kvlcml yle devam ediyor: "Yani,hanmcaz insan st kahramann evresini dileince yaratp yok edebileceini sanyordu. Kahraman ise, sosyal ilikilerden nasl bamsz kalnmyacan anlatyordu. Kii olarak Atatrk, btn tiksintilerine ramen, iine dt veya iine ilemi evre snf insanlarn kontrol altna alamyordu. Ne kadar ulu olursa olsun, er- ge kiinin rol sosyal snflarn etkisiyle ynetiliyor, yahut eziliyordu."*33) Devrim ideologlarndan M. E. Bozkurt, Mustafa Kemal'in emriyle verdii ve sonradan Mustafa Kemal'in okuyup onaylad "inklap Dersleri"nde Kemalist rejimin bak asn aka ortaya koyuyor: "Bat medeniyeti ve herhangi bir medeniyet", diyor Bozkurt, "bir kldr; ayrlk kabul etmez, ya hep alnr yahut alnmaz. Tpk dinler gibi." Fakat Bat'dan kurum aktarma da yle gelii gzel yaplmyor, ii haklan, temel insan haklar, dernekleme hakk, fikir ve basn zgrl, ok partili siyasal rejim vb. gibi eylere "ithalat" sras bir trl gelmiyor. Elbette burada bir unutkanlk yok! Gerekeler retilmiti. Bir kere bizde snflar yoktu!.. Snflar olmaynca birden fazla partiye, bir sr dernee, sendikaya vb.de gerek yoktu... ii snf yoktu, o halde ii haklar da gereksizdi... Fikir hrriyeti istemek de "gericilik" veya en azndan "bozgunculuk" olurdu... nk Ebedi ef neyin nasl dnlmesi gerektiini gstermiti! Cumhuriyet aydnn bu hali periann, Emin Trk Eliin yle dile getiriyor: 131 "Bu yar-mistik byk adamchk, yalnz geleneksel Trk ynetici snfna ve bu snfn okulundan yetien ve bir yandan da snf karlarn gizlemeye alan bugnk burjuva aydnlarna zg bir haldir. Gerekten alaturka bir dnya grdr. Avrupa'da yalnz materyalist, marksist tarihiler deil, idealist felsefeden gelen aydnlar ve devlet adamlar bile tarih olaylarn yle byk adamlarn elinde oyuncak saymazlar."(3-*) Mustafa Kemal, Birinci Emperyalistleraras Sava'ta cephelerden birinde lseydi ya da yenilgiden hemen sonra, Suriye cephelerinden ayrlmadan nce padiahn yaveri Naci'ye yollad telgraf-daki istekleri gerekleseydi!.. Yani Ahmet zzet Paa kabinesinde harbiye nazn olsayd, Anadolu hareketinin bana baka bir Osmanl paas geecekti. . S. Aydemir'in yazdna gre, Ahmet zzet Paa, Mustafa Kemal'i, "ok ey isteyen, ihtirasl biri" olduu iin kabineye

almamt. Cepheden stanbul'a dndkten sonra, etkin bir siyasi mevki elde etmek iin urat ve alt ay stanbul'da kald. Hareketin liderliini bir bakas da stlense, Anadolu hareketi mutlaka baarya ulaacakt. Belki olaylarn seyri biraz farkl bir yol izlerdi ama sonuta nemli deiiklik olmazd. Resmi tarihilerimiz sorunu bu biimde ele almaktan zenle kanyorlar. Oysa Mustafa Kemal'in kendisi de resmi tarihilerimiz gibi dnmyordu. 1919 Temmuz'unda liderlik konusunda unlar sylyor: "Bundan baka, bu artlarn istedii adamn, baka birok bakmlardan da, mutlaka benim ahsm olabilecei bir iddia sz konusu deildir. Yalnz herhalde, bu memleket evladndan birinin ortaya atlmas kanlmaz olmutur. Benden baka bir arkada da dnlebilir. Yeter ki. o arkada, bugnk durumun kendisinden bekledii ekilde harekete evet diyebilsin."'35' Kadrocular'dan sonra, Mustafa Kemal'in grlerini ve "inklaplarn" kapitalizmle sosyalizm arasnda bir nc yol gibi gs132 termek amacyla Doan Avcolu da byk aba harcyor ama baarl olamyor! Yazar. Trkiye'de emeki kitlelerin Milli Mcade-le'ye istekle katlmadn, Mustafa Kemal'in evresindeki kadronun uzlamac, "gerici", tutarsz kiilerden olutuunu, buna karlk Mustafa Kemal'in baardn yazyor! Kitlenin gnll destei olmadan, tutarl bir kadro ve ideoloji yokluunda gerekletirilen "inklabn" ap ne olabilir? Yazar buna farknda olmadan cevap veriyor: "Toplumsal g hesaplarn bir meydan sava y-netircesine iyi bilen ve gleri iyi len Komutan Atatrk, eyhlere, aalara, airet bakanlarna, Anadolu tccar ve erafna, yani feodal, ya da yan-feodal glere dayal bir milli mcadele yaptnn bilincindeydi.''^36) eyhlere, aalara, airet bakanlarna vb. dayal hareket "baarya ulanca", eyhlerin, aalarn, komprador burjuvazinin vb. karna ileyen bir dzen kurulabilirdi... Her siyasi lider son tahlilde belirli snflarn karlarnn temsilcisidir. Hibir lider bolukta durmaz. Belirli snflarn omuzlar zerine ktnda "byktr." Ve liderin bykl, dayand sosyal snflarn gcnn bireysel plana yansmasdr. Bir liderin, emperyalizm anda asalak snflarn akarlarnn en yksek dzeyde temsilcisi olarak, tarihin akn, toplumsal sreci etkilemedeki rol ne olabilir? Mustafa Kemal'i baa geirenlerin gc (ayan, eraf, toprak aas, eyh, airet bakan, komisyoncu-tccar, komprador burjuvazi, Batc Osmanl brokrasisi), Mustafa Kemal'in gcym gibi gsteriliyor. Her siyasal hareket son tahlilde belirli snflara dayanr. Liderlik bu snfsal karlarn siyasal plana yansmasdr. Elbette bu, liderliin "edilgen" bir ey olduu anlamna gelmez. George Novack'n yazd gibi: "nsanolu yaantsnda olaylarn ak ile srklendii zamanlarda bile, gelecein ynn deitirebilir."*37) Trkiye'de gerek anlamda "inklap" yapmann koulu, asalak snflarn tasfiyesiyle mmknd. Bunlarn tasfiyesi bir yana, Cumhuriyetin kurulmasyla konumlarn glendirip arlklarn daha da artrdlar. Byk oranda "vatan kurtarma" rantna kavutular!.. 133 Fidel Castro, bir dergiyle yapt syleide; "spanyol dilindeki en iyi yz iirden birinde, dehann nasl insan ruhunun derinliklerinde yatt ve 'kalk ve yr' diye arda bulunacak bir ses bekledii anlatlr. Dorudur bu, yrekten inanyorum. Bu nedenle, nder olmak iin gerekli niteliklerin ayrks nitelikler olmadna inanyorum "*38) diyor. Zaten bir toplumsal hareketi veya bir toplumsal dnm bir tek liderin kiiliiyle zdeletirmek, toplumsal sreci "dondurmak", deien toplumsal sreci deimeyenle aklamak ve ona uyum salamak gibi bir amaz yaratacaktr. Bir toplumda devrimden sz edebilmenin koulu, tarihsel olarak geri toplumsal snflarn etkisizletirilip daha ileri snflarn toplumsal sreci belirler hale gelmesidir. Mustafa Kemal bu anlamda hibir kkl yenilie yanamad. Zaten toplumsal g dengeleri ve geerli hakim snf ittifak kkl dnmlere asla izin vermezdi. Toplumsal (egemen) snflarn gc onun kiisel iradesinden daha nemliydi. Bylesi bir ortamda (retim ilikilerine dokunmadan) yaplan "inklaplar", Trkiye'nin az gelimilik yolunda daha hzl ilerlemesinden teye bir anlam tayamazd. Milli Mcadele'yle karlar tehlikeye giren mlk sahibi

snflarn smr olanaklar gvence altna alnd. Dorudan reticiler (emeki kitleler) cephesindeyse, smr ve basknn derinlemesinden teye bir "ynelim" sz konusu olmad... Resmi ideologlarn diline dolad "inklaplar" emeki insanlar iin byk nem tamyordu. Elli yl akn bir zamandr abartlan inklaplar III. Selim, n. Mahmut dneminden beri yaplagelenlere yenilerinin eklenmesinden teye eyler deildi. ada liderler, teorisyen olmak durumundadrlar. Mustafa Kemal teorisyen deildi. Sistematik bir dnce btnlne de ulam deildi. Syledikleri arasnda ve yaptklaryla syledikleri arasnda bir sr elikinin varl bu yzdendir. Eklektik bir bilince sahipti. Bu durum kendisi hakknda eliik yorumlara neden olmutur. Trkiye'de sol hareket bile onun baz szlerine aldanmaktan kurtulamamtr... Trk sosyalistleri onda, anti-emperyalist ve 134 anti-feodal bir eyler bulmak iin bouna zorlanp durdular. Hl da zorlanmaya devam ediyorlar.. Bir siyasal liderin kiminle birlikte kimden yana olduu kime kar olmadn da ortaya koyar... Mustafa Kemal'in olaylara Makyavelist bir yaklam vard. Komitac taktik ve yntemleriyle amaca ulamay yelerdi. Onun teorisyen olmay bile bir erdem saylmtr!.. M. E. Bozkurt, onun teorisyen olmayn dehasndan sayyor. Lenin'le Mustafa Kemal'i karlatrrken yle diyor: "Atatrk, Lenin'in de aksine olarak yazmaktan deil, yalnz yapmaktan holanyor. Byk Nutuk ve ona iliik vesikalar kitabn, iler baarldktan sonra yazd. O yapmadan yazmyor. Yapmadan laf yok!.. Yaptktan sonra anlatma, hesap verme var!"*39) Erik Jan Zrcher ise nutuktan asl amalanann ne olduuyla ilgili olarak; "Mustafa Kemal'in 1927'de okuduu nl Nutuk'u, 1919-1927 yllarnn tarihi olarak deil, 1926 temizlik hareketini hakl karma giriim olarak grlmelidir"*40) diyor. Bir gn de nl bir hukuku, kendisine; "Bu tatbik ettiiniz esaslar hi bir hukuk kitabnda yoktur" diyor. Mustafa Kemal; "Tatbik edilip tecrbe edilen iler kaide ve prensip haline gelirler. Ben yapaym siz kitaba yazarsnz"*41) diyor. Bu konuda Taha Parla;" 'Doktrin aksiyondan sonra gelir' eklindeki Kemalist iar, siyasal yaam olduu kadar akademik siyasi dnceyi de etkilemitir"*42) diyor. Asrileme, Batllama vb. olarak sunulann, son analizde smrgeleme sreci olduunun farknda olanlar da elbette vard. Ama bunlarn "bilinci" nem tamyordu.. Bunlardan biri, Ziya Paa'yd. 3 Mays 1869'da Ziya Paa unlar yazmt: "itari ve ayak ve aba ve sof giyerdik ve atma ve ehram derdik. Fakat harice bir para borcumuz yok idi. Alnmz ak gezerdik. Vaktaki Avrupaya arz- cemile iin taklid-i hareket yolunu tuttuk, entari ve ciibbe ve alvar ve yemeni ve merkubu kardk. Setre ve pantalon ve kundura giydik, bu sebeple bizim terzi ve kuma, yalk ve ulha ve kazzaz ve simke ve yemenici ve edikti esnafmz geinemeyip battlar."*43) 135 Smergeleme, sadece ekonomik bir kategori deildir. Osmanl mnevverinin kafas da "smrgelemiti." Mustafa Kemal'e, Jn Trklerin programnda yer alp da gerekletirilemeyen birok "inklab" gerekletirmek nasip olmutur. Resmi ideoloji srarla Mustafa Kemal'i sz konusu gelenein dnda tutmaya almtr. Aslnda amalan kiiyi yceltmek olanlarn bu tip "maniplasyonlara" girimeleri anlalr bir eydir... Olaylarn arptlmasna dayal resmi tarih ve resmi ideoloji retmeye koulmu aydnlarn bir baka kuruntular da, Mustafa Kemal'e Batllarn hayran oluudur. Bu hayranlk onun "evrensel" kiiliine bir kant saylyor... Emperyalist Bat neden Mustafa Kemal'e hayran oluyor? (Eer gerekten byle bir ey varsa!) Devlet aydn burada da kendini ele veriyor. Gerek Ynleriyle Atatrk-lk'n yazar; "Batl yazar ve politika adamlar Trk Devri-mi'nden Dou aleminden bir kader, aln yazs deitirir gibi, Bat Medeniyetine ynelmesini bir takdir, hayranlk ve byk bir baar sayarak bahsetmilerdir" diyor. Herhalde emperyalist devletlerin yneticileri ve szcleri, Mustafa Kemal'in mavi gzlerine hayranlk duymuyorlard. Onu emperyalist karlar asndan deerlendiriyorlard... Bu adan baklnca da kukuya yer yoktu. Zira tutulan yol "yeni-smrgeciliin" yoluydu. Trkiye'de 1920'lerde, 1930'larda

gerekletirilenler, klasik smrgeciliin tasfiye edildii II. Sava sonrasnda birok yoksul lkede gerekletirilenlerin ncsyd... Gerekletirilen "inklaplar"n Bat'ya bir zarar dokunmad gibi, tam tersine Bat'nn iini daha da kolaylatrmaktayd. Bu durumu ok iyi bilen emperyalist yneticiler, Mustafa Kemal'in kiiliinde gvenilir bir mttefik bulmulard. Onun kiiliinde ayrca Bat hayranlnn en radikal temsilcisini bulmulard... Bu yzden, klasik smrgecilikten kurtulan lkelere Batl yneticilerin, akl hocalarnn, bu arada "bilim adamlar"nn, Mustafa Kemal rneini vermeleri bouna deildir. Bylece, sanki bir "nc yol" varm gibi gsterilmek isteniyordu. Mustafa Kemal 136 Hareketi gerekten emperyalizme kar olsayd, emperyalistlerin blgedeki karlarna ciddi bir darbe indirseydi bakalarna rnek gsterilmesi sz konusu olur muydu? Emperyalist devletler smrp bask altnda tuttuklar, kaynaklarna el koyduklar lkelerdeki hayati karlarnn tehlikeye girmesini isterler miydi? Batllar, artk klasik smrgeciliin gnn doldurduu bir dnemde, Mustafa Kemal liderliinde aralanan kapnn yeni smrgeciliin yolu olduunu ok iyi biliyorlard... Mustafa Kemal Hareketi, emperyalizmin karlarna zarar vermiyordu ve emperyalizmle yeni bir "dengenin kurulmas" demekti. Asya'nn, Afrika'nn, Latin Amerika'nn mazlum halklar, Mustafa Kemali'nkine benzer bir yol izledikleri srece, emperyalizmin bundan hibir zarar olmazd... Emperyalistler, Trkiye'deki dzeni dier azgelimi lkelere rnek gstermekten kar umuyorlard. Bu amala, Mustafa Kemal Hareketi "ilerici" bir hareket olarak gsterilmek isteniyordu... Bylece, "ilerici" bir grnt veren bir cila altnda smrgeciliin yeni bir biimi sergileniyordu. Sonradan buna neocolonialisme denilecekti. Yaklak yetmi ylda yaadklarmz, yaplan tm abartmalarn, ideolojik zorlamalarn ne anlama geldiini gsteriyor. Azgelimilik srecindeki dier lkelerden Trkiye'nin gerekten bir fark var m? Eer bugn Trkiye Batllar'n her istediini yaptrabildikleri bir lke olmaktan kurtulamamsa, bunun nedeni, lke kaynaklarn yerli asalak snflarn emperyalistlerle ortaklaa talan etmeleri ve salkl gelime yollarn tkamalardr. te bu talan, Mustafa Kemal'in kiiliinin gerisine gizlenerek yaplyor. Asalak snflarn ve emperyalistlerin smrs devam ettike, bu, "Atatrklk" oluyor. Bu smrye kar kan her kim olursa, "Atatrklk yolundan sapm" saylyor. Mustafa Kemal, mlk sahibi snflarn siyasal ve ideolojik temsilcisi olarak, o snflarn karlarn gerekletirmek amacyla baz "inklaplar" yapt. Atatrklk saylan bu inklaplarn anlam ne idi? Tekin Alp, 1937'de Franszca olarak Fransa'da yaynlanan Le 137 Kemalisme adl eserinde, Kemalizme uygun den asl kavramn "devrim" olduunu ve kkl dnmlerin gerekletirildiini, stelik bu devrimin, kansz bir ekilde gerekletirilmi olmasnn onun bir orijinallii olduunu, Trk halknn stanbul'un Asya kysndan Avrupa kysna geercesine, kolaylkla yzyllarn kkle-tirdii Dou mantalitesinden Bat mantalitesine getiini yazyor. (44) Dikkat edilirse yazar, yaplanlarn Dou'dan Bat'ya, Dou kltrnden Bat kltrne ka olduunu sylyor. Bunun da Kadky'den, Karaky'e gemek kadar kolay gerekletiini yazyor. Kltr deiimini i amar deitirmek kadar kolay ve "mmkn" bir ey olarak gryor!.. Bunun pek yararl bir ey olduuna da inanyor. Cumhuriyet aydnlar, Tanzimat ve Merutiyet aydnlar gibi Trkiye'nin "geri kalml"nn gerek nedenini kavrayacak ykseklie hibir zaman kamamlardr. Bugn de Trkiye'yi ynetmeye aday siyasal partilerin ve onlara akl hocal eden aydnlarn ve bilim adamlarnn kmaz da buradadr. Sanlyor ki, "geriliin" nedeni slam kltrdr. Ve daha genel olarak da, Dou kltrdr. Bu ilkel manta gre, Dou kltrnden kurtulmak (bunun nasl gerekleecei de tartlmadan) "gerilikten" kurtulmakla zdetir!.. Eer yle olsayd, geri kalmlk sadece Mslman lkeler iin sz konusu olurdu. O zaman

Latin Amerika'nn, Afrika ve Asya'nn birok lkesinin geri kalmln anlamak zorlard!.. phesiz Dou kltrnn en katksz biimine sahip Japonya'nn da nasl olup da bugn emperyalistler hiyerarisinde n sralarda bir ekonomik g haline geldiini aklamak daha da zorlard!.. Aydnlar, farknda olmayarak da olsa (ki farknda olmalar da fazla nemli deildir), Bat kapitalizminin szcln yapmlardr. Yanl sorulan soruya doru cevap verilebilir mi? Oysa geriliin gerek nedenini kapitalist yaylma ve emperyalist smrde ve biimlendirmede (biimsizletirmede) aramak gerekiyordu. Nitekim, Bal kapitalizminin etkisi altna girmeden nce Dou halklar ve dier yarmkredekiler "geri" deil, farklydlar. Azgelimi asla deildiler. 138 Aydnlar, "dm noktasn" kapitalist yaylmada, kapitalist artlandrmada deil de, kendi kltrlerinde aradlar. Kendi kltrlerinden uzaklaarak "mutlu sona ulaacaklarn" sandlar!.. Bunun da yolu Bat kltrn ve Bat'nn styap kurumlarn daha fazla ithal etmekten geiyordu... Oysa Bat'nn styap kuramlarnn farkl sosyal formasyonlara transfer edilmesi iki olumsuz sonucu bir arada retebilirdi ki; bunlar; emperyalist smrnn derinlemesi ve kltrel yabanclamann hzlanmasdr... Zaten Bat burjuva kltrnn ilerici unsurlarnn tanmas da sz konusu deildi. Amerika'nn yerli halklarn soykrma uratan, Afrika'y kleletiren, Asya'y smrgeletirenlerin buralara bir de "ilerici kltr" gtrmeleri, zaten eyann tabiatna ters den bir eydir. Bu konuda Yves Benot hakl olarak;"XVII ve XVUJ. yzyllarn Rnesans Avrupas, bilginler ve filozoflar Avrupas; denizlerin tesine maceraclarn, potansiyel haydutlann,bir ksm insan artklarn, hatt orospularn att. nc entellektellerini ve onlarn dncesini hibir ekilde deniz ar lkelere yollamad"^45^ diye yazyor. Daha nce de yazdmz gibi, toplumun temelinde hibir radikal dnme yanamayan, emperyalizmle ilikilere dokunmayan Kemalistler, kltr plannda radikal bir kopu yaratarak, Bat gibi olunacan sanyorlard... (Elbette, Batllama sreci balayaldan beri, "Bat gibi olan" bir kesim hep var oldu. Bu kesim kendi "geri" insanlarn ktleyip Bat'ya yknmeyi ve onunla zdelemeyi, onun bir paras olduunu gstermeyi fanatik bir alkanlk haline getirmitir.) Zaten kltrde radikal kopu sanld kadar kolay olmad gibi, arzulanr bir ey de olmamaldr. Zira bylesi bir yaklam kendi kltrnde ve gemiinde hibir olumlu unsur (e) bulunmad anlamna gelir. Ayn ekilde bu, "zenilen" kltrn de, "stten km ak kak" gibi saf, temiz olduu gibi sama bir dnceye dayanr. Zaten kltrel alanda "radikal kopu", gemile, seici olmayan, toptan bir kopukluk yaratr. Oysa eski olanda da. gemite yaanm olanda da olumlu yanlar (unsurlar, 139 eler) mutlaka mevcuttur. Bunlarn yeni durumda korunmalar, srdrlmeleri gerekir. Bunun olumsuz bir rnei "sosyalist" lkelerde grld. Demokrasi, "burjuva demokrasisi" saylp mahkm edildi. Elbette bu lkelerde iktidara el koyan brokratik kliklerin demokrasiye dman olular snfsal karlarnn bir gereiydi. Aslnda demokrasi, burjuva demokrasisi deildir. Byle bir yaklam emekilerin bin yllardr verdikleri mcadeleyi yok saymak anlamna gelir. Burjuva demokrasisini sulayanlar, onun ok gerisinde bir siyasal rejim oluturdular. Demokrasinin insanln ok nemli bir kazanm olduu gereini yok saydlar. Oysa yaplmas gereken burjuva demokrasisi diyerek mahkm etmek deil, onun iini daha da doldurmak, zn pekitirmekti. Elbette, szn ettiimiz srekliliin salanmas gerei, status quo'nun korunmas olarak anlalmamaldr. Asl yaplmas gereken, koruyup amak zorunda olduklarmz arasnda bir denge oluturmaktr. Ancak bylesi bir yaklam gererliyken arzulanan ve mmkn olan arasnda bir denge kurulabilir. Hibir kltr btnyle geri (gerici) olamaz. Kltr ok uzun bir gemiin rndr. Mekanik bir anlayla kltr ithal etmek, bir tketim mal ithalinde olduu gibi kltr ithal etmek, bilimsel deildir. Bizim akl evvellerimiz (resmi ideoloji reticileri), zaten kltrn Arap ve Fars karmas, melez bir kltr olduunu ve Trk kltrnn bask altnda tutulduunu, dolaysyla bu kltrden radikal bir kopuun ileri bir adm olduunu srarla ileri sryorlar.

Osmanl kltrnden radikal bir kopula "boalan yerin" nasl doldurulaca sorusuna ise inandrc cevap veremezler. Ama "Gne-Dil Teorisi" gibi gariplikler retmelerine ne demeli? "Tarih Tezi" gibi samalklar retmekle mi boluk doldurulacakt? Elbette bunun, kendine dnmek, benlie dnmek olduu ileri srlyor. Dou slam kltrnden radikal kopu "milliyetilik" saylrsa, kendini emperyalist kltrn kucana atmak ne olur? Boluun Bat burjuva kltryle doldurulmas olmaz m? Bu balamda ani bir kararla, Arap harflerinin atlarak yerine Latin harflerinin alnmas bir talihsizlik olmutur. Gen nesiller, yzyllardr birikip gelen 140 kltr mirasnn dna atlmlardr. Arap harflerinin yerine Latin harflerini alnmasna gereke olarak da, bu alfabenin zorluu ileri srlyor. Oysa, bir lkede okuma yazma bilmeyenlerin okluunu veya azln alfabeye balamak inandrc deildir. Latin harfleri alndktan sonra da okuma-yazma bilmeyenler byk bir oran oluturmaya devam etti. Sorunun zm alfabeyle deil, dorudan eitim politikasyla ilgilidir. Aksi halde dnyann en kannak alfebelerinden birine sahip olan Japonlarn okur-yazarlk sralamasnda sonlarda yer almalar gerekirdi... stelik, yaam boyu hemen hi ya da pek az okuyan kiinin belirli yalarda okuma-yazma renmesi de sanld kadar nemli deildir. Okuma-yazma bilmekle ilgili tartmaya burada girmemiz gerekmiyor. stendii kadar yceltilsin; Mustafa Kemal'in kiisel gc ve gerekletirebilecei eylerin snr, snfsal g dengeleri ve d balantlar (emperyalizm) tarafndan belirlenmiti. Resmi ideoloji, tarihi tahrif etmek iin ne kadar zorlanrsa zorlansn, putlatrlan kii bolukta durmuyordu. Dayand temel (sosyal snflar) ise, Trkiye'yi ancak Bat'nn bir uydusu yapabilirdi. 141 7. BOLUM KEMALST REJMN NTEL: ORJNAL BR BONAPARTZM Burjuva toplumunun gerek baslar tezghlarn gerisinde yer alyorlard...." KMarx Mustafa Kemal'in siyasal rejiminin niteliiyle ilgili tutarl tahliller, hemen hemen yok gibidir. Bu konuda yazlanlar ounlukla Mustafa Kemal'i ycelten, bilimsel nitelik tamayan, iktidardan bir "hediye" koparmak amacyla yazlm safsatalardan ibarettir. Cumhuriyet dnemi bilim adamlar ve yazarlan, dn olduu gibi bugn de Mustafa Kemal dnemi siyasal rejimiyle ilgili gerei sylemekten kamyorlar. Onu bir eit sub specie rei publicae (*> olarak grmek istiyorlar... tsmail Beiki, Trk niversitelerinin resmi ideolojinin dna kmadklarn sylyor. Gerekten de Trk niversiteleri Ulu nder Atatrk'e vgler yazmann tesine geemiyor. Aslnda niversite evrelerinin bu tutumu artc deildir. Burjuva toplumunda eitimin amac hibir zaman gerekleri bulup ortaya karmak deildir. Her eyin metalat bir ortamda bu zaten kolay da deildir. Dzeni yeniden retip yaatmak amac tayan, bu amala oluturulmu kurumlardan, o dzeni eletiren teorik yaklamlar 143 beklemek iyimserlik olurdu... Tam tersine, niversite (sosyal bilimler), sorunlara eletirel olarak yaklaanlar barndrmaz. Onlara kaplarn kapar. niversiteler kaplarn kapaynca, ekseri, mapu-sane kaplar alr.... Mevcut dzeni eletirmeyen, stelik yceltenlere de baka kaplarn ald ok iyi bilinir. Unvanlar da, ounlukla kurulu dzene balln kantlayanlara verilir. Bu adamlar, unvanlar bilimin bir dalnda yaptklar katkdan tr almazlar. Ama, unvanlar var diye "otorite" saylrlar. Elbette hizmetlerinden baka alanlarda da yararlanlr. Ynetim kurulu yelikleri, bilirkiilik vb. gibi saysz alanda katkda bulunurlar. Bunlar arasnda "tarafsz bilimi" bilimden sapanlar cezalandrmak iin baaryla kullananlar da kar. Bu alandaki bilimsel yeteneklerini bilirkii raporlaryla kantlarlar... Prof. Nermin Abadan, Mustafa Kemal dneminde yaplan seimleri (aslnda seim deil tayindir ve 12 Eyll generallerinin Danma Meclisi'nden bile antidemokratik yntemler sz konusudur), "rnek denilecek tarzda serbest ve adil bir atmosfer iinde"W yaplmtr diye yazd iin; nce profesr, sonra senatr tayin edildi. Herhalde bu tahlilde bir yanl anlama vardr. Eer,

milletvekilleri ni(*) Mustafa Kemal'in tam bir serbestlik iinde tayin ettii sylemek isteniyorsa bu, gerekten dorudur. Bir baka bilim adam ismail Beiki, Mustafa Kemal dneminde serbest seimlerin kesinlikle sz konusu olmadn yazd iin, nce niversiteden atld, sonra da uzun yllar kalaca hapishaneye. imdilerde de ayn grleri savunmaya devam ettii iin, ya hapishanededir. Smr dzeni ne istediini iyi biliyor. stediini verenlere, bu hizmetlerini karlksz brakmyor.... Tarihte, doru bildiklerini sylemekten korkmayan, kurulu dzenin istediini deil, doru bildiklerini sylemekten ekinmeyen insanlar hibir dnemde eksik olmad. Erdemli yaamay baaran bu insanlar, sanki hep Romal air Horatius'un u nl dizelerini hatrlatr gibidirler: 144 "Olgun, kendisine hakim, ylesine ki Ne yoksulluk korkutul" onu, ne lm, ne zindan; Tutkulardan syrlm, ereflere gz tok; ine kapanm, toparlanm, yaln bir kre olmu Przsz yuvarlanr bir bana, Talihe tutamak vermeden, hi yenilmeden."'2' Kemalist rejim dier siyasal rejimler karsnda hangi ayrdedi-ci zellikler tayordu? Bonapartist bir siyasal rejim hangi noktalarda Kemalizmle benzeen ve ayrlan zelliklere sahiptir? Bu aamada bu sorunlar zerinde duracaz. Bonapartizm kavram, ilk defa Karl Marx tarafndan, Luis Bonaparte'n darbesiyle ortaya kan siyasal rejimi tanmlamak iin kullanld. Bonapartizm, bir bunalm rejimidir. Burjuvazi, ii snfnn ykselen mcadelesini bastrmak ya da egemen snflar arasndaki srtmenin patlama noktasna geldiinde, geici olarak dorudan siyasal ynetimden vazgeer. Zaman kazanarak iktidarn salamlatrmak iin byle bir yola bavurur. Bu anlamda egemen snflar, burjuva rejimlerinden birinin yerine bir bakasn koymu olurlar. Bilindii gibi, burjuvazinin be farkl iktidar biimi; srasyla, parlamenter demokrasi, Bonapartizm, asker-polis diktatrl, faizm ve sosyal demokrasidir. Bu ifadeden giderek; egemen snfn istedii ynetim biimini istedii zaman geerli kld, gibi bir anlam karmamak gerekir. Egemen snf kendi gc, hasm snflarn konumu ve tarihsel srecin ald biime gre bu farkl siyasal rejimlerden birini dierine tercih etmek durumundadr. Trk toplumsal formasyonunun evriminde, Trk Devleti'nin ald ilk biim son derece byk nem tamaktadr. Bugn dolayl ve dorudan etkileyen sz konusu olguyu aklayabilmek iin, 145 teorik bir hatrlatma yapmak gerekiyor. Burada ksaca Marksist siyasal tahlilde nemli bir yer tutan Bonapartizm kavram zerinde durmakta yarar var. Nitekim, gerek Marx, gerekse Engels, kendi dnemlerinin nemli siyasal olaylarnn tahlilinde bu kavrama olduka sk bavurmulardr. Daha sonra Lenin ve Trotsky, bu kavram Kerensky'nin rejimini aklamak iin kullandlar. Trotsky faizm tahlillerinde de bu kavrama ska bavurmutur. Yaadmz dnemde az gelimi lkelerdeki birok siyasal rejimin bu kavramla aklanmaya alld da biliniyor. Ne ki, tarihsel sreler kendilerini hibir zaman btnyle tekrar etmezler. Etselerdi zaten tarih diye bir ey olmazd. Bu nedenle belirli kavramlar, yeni ortaya kan politik, toplumsal olgular aklamak iin bir ara olarak kullanrken, dikkatli ve ihtiyatl olmak gerekir. Eer, gerekten, Bonapartizm kavramna adn veren olay kendine zg koullardan soyutlayarak genellemi bir tanm haline getirirsek, Bonapartizmin btn izgilerinin tekrarn arayacak olursak; Bonapartizmin gemite kalm, benzersiz tekil bir olgu olduunu, yani genel olarak, Bonapartizm diye hibir eyin olmadn, ama bir zamanlar Bonapart adnda Korsika'da domu bir generalin yaadn grrz."(3> te bu nedenle, herhangi genellemi bir tanm iin olduu gibi, Bonapartizm kavram da bir analoji esi olarak siyasal tahlilde kullanlabilir. phesiz analojinin de snrlar vardr. Nitekim, alabildiince "zgr" bir genelleme sakncal sonular dourabilir. Elbette byle olunca da, kavram, aklayc gcn yitirir. i bo bir kavram haline gelir. Marx, 18. Brumaire'in

nsznde, neden "Sezarizm" yerine yeni bir kavram kullanlmas gerektiini aklarken, analojinin tarihsel snrlarna dikkat ekmektedir. Tarihsel koullarn farklln, zgnln dikkate almadan yaplan tahliller, yzeysellikten ve ii boluktan kurtulamazlar. Eer sadece devlet aygt arknn ileyii ele alnrsa, Sezarizmden 146 Bonapartizme, faizme, bu arada Kemalizmden de geerek ve dahas Stalin rejimine kadar farkl rejimler arasnda birok ortak zellikler bulmak mmkndr. Ama bu, grnte bir benzerliktir. Bu bakmdan, her ne kadar Bonapartizm devlet aygtnn zel bir biimlenii ile tanmlanabilirse de, esas olarak belirli tarihsel koullarda toplumsal snflar arasndaki belirli bir ilikinin ifadesi olarak ele alnmaldr. Ve "(...) Bonapartizm analojisiyle konuulduu zaman, bu olgunun kesinlikle hangi izgilerinin mevcut tarihsel durumda en gelimi ifadelerini bulduunu belirtmek gerekir." (4) te biz de, Trkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulu dnemindeki biimleniini ve Kemalist (sonradan Milli ef) diktatrlnn yapsn incelerken, bu bak asyla Bonapartizm analojisini kullanacaz. Marx, Louis Bonaparte'n 18. Brumaire'i adl nl eserinde; Louis Bonaparte'nn siyasi rejimiyle ilgili olarak unlar yazyor: "Demek ki burjuvazi, bylece eskiden 'liberal' olarak kutlam olduunu, imdi 'sosyalist' diye sulayarak, kendi z karnn self-government tehlikelerinden kurtulmay emrettiini, lkede huzuru geri getirmek iin her eyden nce huzuru burjuva parlamentosuna getirmek gerektiini; toplumsal gcn muhafaza edebilmek iin siyasal gcn krmas gerektiini, burjuvalarn ancak kendi snflarnn das.teki snflarla ayn snfsal hilie mahkm olmas kouluyla teki snflar smrmeye ve mlkiyetin, ailenin, dinin ve dzenin rahat rahat zevkini karmaya devam edebileceklerini; kesesini kurtarmak iin burjuvazinin zorunlu olarak tacn kaybetmesi gerektiini ve kendini koruyacak olan klcn kanlmaz olarak bann zerinde asl bir Demokles klc olduunu teslim ediyor. "(5) Fakat Marx ve Engels sadece . Napoleon'un rejimini deil, Bismark'n rejimini de Bonapartist olarak nitelemilerdir. F. Engels, 12 Nisan 1890'da Sorge'a yazd bir mektupta; "Bugnn 147 tm hkmetleri ister istemez Bonapartislleiyor1^ diyor. Kapitalizmin ykselme ve normal gelime dnemlerinde, klasik parlamenter rejimler burjuvazinin tarihsel karlarna daha uygun der. Bunalm dnemlerinde ise eitli diktatrlkler ya da duruma gre sosyal demokrasi gndeme getirilir. 1895'ten sonra kapitalizmin yeniden ykselme dnemine girmesiyle, Bonapartist ve yarBonapartist rejimlerin yerlerini klasik parlamenter rejimlere brakma eiliminin ortaya kmas, I. Emperyalistleraras Sava'la birlikte, yeniden Bonapartist eilimlerin glenmesi bu gr dorulamaktadr. "Sovyet Bonapartizmi ve Burjuva Bonapartizmi" baln tayan bir yazda L. Trotsky, Bonapartizmi yle tanmlyor: "Demokratik hkmet yntemlerine yatkn olan iktisaden hakim snfn, sahip olduklarn koruyabilmek iin bir askeri ve polisiye aygtn kendisinin zerindeki kumandasna boyun emek zorunda kald bir rejimdir." "Demokrasinin zerine kan dolambal yollarla iki kamp arasnda gidip gelen ve ayn zamanda hakim snfn karlarn gzeten bir ahsi rejimdir."(^ Gerekten Bonapartizm snflar arasnda "zel bir dengenin" var olduu bir ynetim biimidir. Bu genel tanmlama iinde yer alan bir dizi rejim, gerek tarihsel dnemin farkll, gerekse kendi zel koullarnn farkll nedeniyle birbirlerinden ayrlmaktadrlar. Nitekim Louis Bonaparte'm diktatrl, amcas olduunu iddia ettii Napoleon'unkinden; Bismark'nki bunlarn her ikisinden farkl snflar aras g dengeleri, ama birbirlerine ok benzeyen yntemlerle gerekletirilmitir. Ayn ekilde iki sava aras kapitalizmin yapsal bunalm dnemine rastlayan yllarda Avrupa'daki birok rejim Bonapartist olarak nitelenmitir. talya'da Giolith ve Facta, Almanya'da Brnning, Papen ve Scheicher, Fransa'da Doumergue ve Flandin rejimleri... Ayn ekilde II. Sava sonrasnda General de Gaulle re-

148 jimi de Bonapartizm kavramna sokulmutur. Gelimi bir kapitalizmin ve burjuva snfnn var olduu lkeler iin geerli olan bu kavram, smrgecilik ve emperyalizm sonucu kapitalizmin "clz" bir gelime gsterdii geri kalm lkelerdeki rejimler iin de geerlidir. Ne ki, bu sonuncu lkelerde Bonapartizmin ortaya k nedeni ve ilevi olduka farkldr. Bir kere Trkiye, Msr, Cezayir vb. gibi lkelerde Bonapartist rejimler, egemen snflar arasndaki kar atmasnn patlama noktasna geliinin sonucu olarak ortaya kmyor. Sz konusu lkelerde Bonapartizmin ortaya k nedeni, egemen snflarn deiik fraksiyonlar arasndaki kar atmasn zmlemek deil, bu snflan glendirmektir. Geri lkelerde Bonapartist bask rejimlerinin uzun mrl olularnn en nemli nedenlerinden biri burada yatmaktadr. Burjuvazinin palaz-lanabilmesi iin gereksinme duyduu "bar ve gven" ortam ancak, "toplumun btn snflarnn ataerkil velinimeti" sayesinde salanabilir... Trkiye'de Kemalist rejimin, Msr'da Nasr rejiminin, Cezayir'de Boumedyen rejiminin vb. uzun mrl olmalar bu durumla yakndan ilgilidir. Bu lkelerdeki Bonapartist rejimlerin daha baskc bir nitelik tamalar, kapitalist birikimin clzlnn sonucudur. Blme konu olan sosyal artn snrl oluu, hem egemen snflar arasndaki blmn, hem de emeki snflarla egemen snflar blokunun "stnde" bir kurtarcy zorunlu klyor. Zaten gelimi bir lke burjuvazisinin kendi dorudan siyasi ynetiminden uzun sre vazgemesi olanakszdr. Bonapartist rejimlerde Bonapart, tm toplum kesimlerinin ataerkil kurtarcs, tm toplum snflarnn "iyilii" iin ortaya km toplum snflarndan "bamsz" ve onlarn "stndeymi" gibi grnerek, kitleleri yanltmay amalar. Diktatr tm snflarn stnde ve snflar karsnda tarafszm izlenimi yaratmaya gayret eder. Rejim ayn zamanda, toplumsal snflar arasnda bir kar atmas deil, fakat kar ortakl bulunduu grn de yaymaya alr. Mustafa Kemal, 17 ubat 1923 zmir ktisat Kongre-si'nde yapt konumada unlar sylyordu: 149 "Bizim halkmz, karlar birbirinden ayr snflar halinde deil, tersine varlklar ve alma sonulan birbirine lazm olan snflardan ibarettir. Bu dakikada dinleyicilerim iftilerdir, sanatkrlardr, tccarlardr, iilerdir. Bunlarn hangisi tekisine kart olabilir? Hepsinin birbirine muhta olduunu kim inkr edebilir?"*8* Uzlamaz karlara sahip olan snflar arasnda hakem rol oynamak kesinlikle olanakszdr. Aslnda snflan uzlatrma grnts altnda yaplan, burjuvazinin snl" temellerini korumak ve glendirmektir. Egemen snfn palazlanma koullar yaratlp, burjuvazinin kendine gveni artnca, diktatr de sahneden ekilir, Milli ef nn'nn sava sonrasnda sahneden ekilmesinde olduu gibi... Marx'in yazd gibi, bir sre "burjuva toplumunun gerek balar tezghlarn gerisinde yer alyor." Snfsal karlan onlara bir sre kafalarn tezghlann arkasna gizlemeyi emreder. Kafalarn tezghlarn gerisinden ne zaman karacaklann da iyi bilirler... Trkiye'deki siyasal yapnn zgnln kavrayabilmek iin, Mustafa Kemal'in ahsi rejiminin hangi noktalarda Bonapartist bir nitelik tadn, Trk Devleti'ne damgasn vuran Bonapartizmin ayrdedici ynlerinin neler olduunu ortaya koymamz gerekiyor. Kemalist diktatrl Bonapartist rejimlere yaklatran balca zellikler yle sralanabilir: -Kemalist diktatrln bir yandan burjuva demokratik bir anayasaya ve bir parlamentoya dayanr gibi grnmesi; te yandan btn bunlar aan, bunlarn zerinde ykselen, gerek duyulduunda bunlara Bonaparte'n istedii biimi verebildii bir ahsi rejim olmas; -Bir yandan toplumsal snflardan bamsz grnmesi ("heyyeti umumiyesiyle halk temsil etme" safsatas), dier yandan tarihsel olarak burjuvazinin karlann temsil ediyor olmas; 150 -i snfn ezerken, dnem dnem burjuvaziyi de vurmas (izilen erevenin dna kt oranda); buna karlk burjuvaziyi kendi gdmnde tevik ettii

gibi, yine kendi gdmnde bir ii hareketi yaratmak iin ii snfna snrl tavizler vermesi; -Kendi dnda bir siyasal etkinlie izin vermemesi ve bu tr giriimler "nereden gelirse gelsin" iddetle ezmesi (sol ve ii hare-ketini-hkmet yanls ii rgtleri de dahil-ezdii gibi); Terakkiperver Cumhuriyet Frkas ve Serbest Cumhuriyet Frkas'nda olduu gibi, burjuva muhalefetleri de ezmesi ve esas olarak devletin brokratik aygtnn oluturduu bir siyasal yapnn toplumu yukardan aaya doru ve kendi iradesiyle dzenlenmesi. Bonapartist rejimlerle bu ortak yanlara karn, Kemalist diktatrln klasik Bonapartist rejimlerden ayrld ynler de sz konusuydu. Birincisi ve temel ayrm noktas, Kemalist kadronun burjuva bir devlet yaps iinde Bonapartlamam olmasdr. Yeni devletin kurulmasyla ve adm adm iktidarn glendirmitir. Dolaysyla Trkiye'de Bonapanizmin yerlemesi, yaklak on yllk bir sreyi kapsamaktadr. Bonapartist rejimin tam yerlemesi Mustafa Kemal'in "Atatrk" soyadn kulland 1934 ylnda tamamlanmtr/9) lerde grlecei gibi, verili koullarda, Mustafa Kemal'in ve kadrosunun iktidarn glendirmek amacyla oluturduklar kurumlar nemli bir ilevi yerine getiriyordu. "Sivil brokrasi kadrolar genellikle Batllama programn uygulayacak durumda grlmediinden, yeni bir brokratik kuan gelitirilmesi kararlatrld."*10* te, devletin kuruluunun Bonapartist bir biimde gereklemesi, Kemalist diktatrln zgn bir yann oluturmaktayd. te yandan, tarihsel gelime ve snflarn yaps da Bonapartizmin bir baka zelliini oluturmutur. Gelimi bir kapitalist snfn olmay ve toprak zenginlerinin konumu, yeniliki Osmanl brokrasisine ayrcalkl bir stat kazandrmtr. Gl bir merke151 zi devlet geleneinin varl, brokrasinin hareketin rgtleyici ve srdrcs olmas, onun iktidar gasbetmesini kolaylatrmtr. Asyatik bir sosyal formasyon olan Osmanl mparatorluu'nda merkezi brokrasi her zaman lkenin kaderini belirlemitir. Ayn ekilde, Jn Trk iktidarna kadar komprador burjuvazi roln Rum ve Ermeniler'in oynam olmas, I. Sava ve sonrasnda bu iki kesimin etkinliinin krlmas (sava ncesinde nfusun yaklak % 20'si Rum ve Ermeniler'den oluuyordu. Bu oran savatan sonra % 2,5'a geriledi), zaten clz olan burjuvaziyi (ticaret ve sanayi) daha da zayflatmt. "Devrimci bir kopu olmad mddete, Jn Trkler'in toplumu yukardan deitirme giriimi, devletin rolnde bir sreklilii varsayyordu. Bylece brokrasi, vesayeti altnda tutarak gelitirmeyi istedii kar gruplarnca ierden fethedilene kadar, devlet yaps kapitalist isteklere kar zerkliini koruyacakt.'^^ Burjuvazinin gszl, ii snfnn da gszlnn nedenidir. Nitekim, bylesi bir gei dneminde iktidara ynelip onu ele geirebilecek kadar gl bir ii snf da yoktu. yle bir snfsal tablo ortaya kmt ki; ne egemen snflar bir koalisyon halinde, ne de ii snf bir bana siyasal iktidar kontrol edebilecek gce sahip deillerdi. Emperyalizmin gelimesini daha "beikteyken" engelledii yerel burjuvazi o kadar gszd ki, pre-kapitalist mlk sahibi snflarla ortaklk halinde bile siyasal iktidar elinde tutmas olanakszd. Asalak burjuvazinin devlet desteiyle glenip, arln artrmas iin iki onyl gerkecekti. te bu durum, Kemalist ynetimin klasik Bonapartist rejimlerden nemli bir ayrm noktasn oluturmutur. Bu nedenle Kemalist brokrasi, ne ii snf ile burjuva arasndaki snf mcadelesinin zmsz bir "denge" durumuna varmasndan, ne de hkim snflarn farkl kesimleri arasnda kar atmalarnn bir "gerilim" noktasna varmas yznden Bonapartlamt. Yar-baml, yeni-smrge lkelerdeki baskc rejimler, bu ynleriyle sanayilemi kapitalist lkelerdeki Bonapartist rejimlerden ayrlrlar. Trkiye ve benzer 152 durumdaki lkelerdeki Bonapartist rejimler, bu adan "geici birer denge rejimi" deillerdir. Trkiye'de Bonapartist rejim, yukarda sralanan zelliklerden tr olduka uzun mrl (yaklak yirmi be yl) ve istikrarl olmutur. Kemalist rejim, hem yukarda sz edilen nedenler, hem de emperyalizmin uzun dnemli bir yapsal kriz

iinde oluundan tr, uluslararas planda da (d politika alannda) olduka geni bir manevra alanna sahip olmutur... Bu sonuncu durum, ounlukla gzden kamaktadr. Emperyalizmin yapsal kriz iinde oluu (uzun dalgann ikinci aamas) Trkiye'yi etkileme, biimlendirme, artlandrma gcn byk lde snrlamt. Bir bakma, kimilerinin "zaaf" bakalarnn "gc" gibi gsterilebilmitir. Kemalizmin, Bonapartist bir siyasi rejim olarak, "Milli ef karikatryle devamyla da yaklak eyrek yzyl devam etmesinde gerek ulusal, gerekse de uluslararas durumun ortaya kard tablonun pay byktr. Fakat, Kemalist diktatrln eyrek yzyl boyunca devam etmesini, sadece onun ortaya knn "orijinallikleri" ve uluslararas konjonktrle aklamak yeterli olmaz. Kemalist diktatrlk, varlk koullarn kendi yaratmasa da (byle bir ey zaten olanakszdr), varln srdrebilmek iin gerekli kurumlan kendisi oluturmutur. Oluturulan bu kurumlar, devletin tm kurumlaryla iice gemi, onlarla akmtr. 1960 askeri darbesi sonrasnn "liberal" Cumhurbakanf aday Ali Fuat Bagil, 1930'lu yllarda (1935); "Hep devlet iinde, hibir ey devlete kar, hibir ey devlet dnda.. te devletiliin bugnk forml"^ diye yazyordu... Dola-sysyla, Tkiye'de Bonapartizmin srekli ve grece dengeli bir rejim olmasnn koullarndan bir ksm da Kemalist brokrasi tarafndan yaratlmtr. Son tahlilde bir kurulu dnemi Bonapartizmi olan Kemalist diktatrlk, Trk Devleti'nin btn kurumlarna ve hakim ideolojiye (aslnda resmi ideoloji) damgasn vurmutur. Gerek verili koullar, gerekse de brokrasinin kendi abalarnn sonucunda Kema153 lizm, bir gelenek olarak Trk siyasi hayatna yerlemitir. Nitekim, devletin Bonapartist bir rejimin belirleyicilii altnda biimlenmesinin etkileri gnmze kadar uzanmaktadr. Brokrasinin siyasal etkinliinin kurumlamasndan, siyasal partilerin yapsna ve ilevlerine kadar, birok alanda kurulu dneminin bu niteliinin izleri grlmektedir. Bu nedenle, Bonapartist rejimle devletin biimleniinin birlikte yorulmasn, tarihsel sre iinde deiik alardan incelemek gerekiyor. Daha nce Mustafa Kemal'in Bonapartist darbesini nasl gerekletireceine ksaca deinmitik. Ancak belirli koullarda gerekletirilen bu darbeye ramen, Mustafa Kemal'in iktidan devlet aygt iinde salam temellere dayanmamaktayd. Bunun iin, Mustafa Kemal'in Bonapartist rejiminin salam temellere oturmas iin birok politik manevray ve eitli kurumlarn oluturulmasn gerektiriyordu. Diktatrln Yerlemesinin Aamalar Birinci Meclis ierisinde teden beri var olan farkllamalar, Saltanatn kaldrlmasyla iyice su yzne kmt. te yandan ordunun nde gelen komutanlar, K. Karabekir ve A.F. Cebesoy gibi paalar, muhalefet saflarndaydlar. Mustafa Kemal'in Bonapartist konumunu koruyabilmesi ve srdrebilmesi, Milli Mcadele'de nemli rol oynam nflerlertn etkinliinin krlmas, byle bir muhalefet olmasa dahi gerekliydi. Nitekim orkestrada "ikinci keman" konumunda bulunanlar var olduka, durum pek gven verici saylmazd. te yandan, stanbul'daki "ticaret ve sanayi" burjuvazisinin kesin destei de henz salanm deildi. Yeni rejimin emperyalist kampta yer aldna ilikin kuku yoksa da; stanbul'un komprador burjuvazisi, henz kendisine yeterli gvencelerin verilmedii ka154 nsndayd... Btn bu "sorunlar", Takrir-i Skn ve zmir Suikas-t'na varan bir sre iinde zmlenecektir. lk elde Mustafa Kemal, Birinci Meclisteki "Birinci Grubu" siyasal bir kadroya dntrd. Saltanat'n kaldrlmasndan bir ay sonra, Halk Frkas'nn kurulduu ilan edildi. Hemen ardndan, bu partinin rgtlenmesi iin Mustafa Kemal yurt gezisine kt. Bunun hemen ardndan gerekletirilen zmir ktisat Kongresi, hem yerel burjuvazisinin hem de emperyalist sermayenin gvenini salamada nemli bir adm oldu. Bylece baarl bir manevra yaplm oluyordu. 1 Nisan 1923'te meclis seimlerinin yaplmas karar alnd. Bu arada Lozan Antlamas'nn imzalanmas da Mustafa Kemal ve "ekibi" iin nemli bir siyasal

stnlk salad. Nihayet Halk Frkas'na dnen "Birinci Grup" yeni mecliste mutlak bir stnlk salad. "kinci Grub"un hibir yesi aday gsterilmedi. Mecliste muhalefeti etkisizletiren Kemalist brokrasi, ikinci darbeyi militer kanat iinde gerekletirdi. Devlet aygt iindeki muhalefeti tasfiye etmede ikinci adm, orduda yaplan "temizliktir." 19 Aralk 1923'te kan "Ordu mensupluu ile mebusluun badaamayacana" dair kanunla Mustafa Kemal, ordu iindeki muhaliflerini bir tercih yapmaya zorlad. te yandan da, kendisine yakn sayd komutanlarn orduda kalmalarna zen gsterdi. Ali Fuat, Kazm Karabekir, Rafet Bele paalarn milletvekilliini tercih etmeleriyle^ordu, Mustafa Kemal'in kesin denetimi altna girdi. "Kuvay Milliye zaman uzaktan yakndan politikayla temas eden ne kadar kumandan varsa, yaverlerine kadar hepsi sivil olmular ve ou meclise katlmlardr."^13^ Bunlarn ardndan, Takrir-i Skn'la birlikte eski ttihatlarn bir kesimi ve onlarla ortak hareket eden kimi muhalif unsurlar kesin olarak siyaset sahnesinin dna atldlar. Takrir-i Skn'dan yararlanarak eski ittihatlar tasfiye etmeyi baaran Kemalist kadro da eski ttihatlardan oluuyordu. Bunlar ttihat olduklar iin deil, muhalif olduklar ya da ilerde sorun karabilecekleri dncesiyle tasfiye edilmilerdir. Bu konuda Eric Jan Zrcher unlar yazyor: "Ancak Kemalist 155 iktidar partisinin lider kadrosuna yzeysel bir bak bile, bu partide de, TCF'de (Terakkiperver Cumhuriyet Frkas) olduu kadar eski ittihat olduu iddiasn dorular. Yalnzca birka, ama nemli rnek vermek gerekirse: 1. M.Kemal (Atatrk) Cumhurbakan 2. smet (nn) Bavekil 3. Ali (etinkaya) stikll Mahkemesi Bakan 4. Celal (Bayar) Maliye Vekili, Banka Yneticisi 5. Tevfik Rt (Ara) Hariciye Vekili 6. Cemil (Ubaydn) Dahiliye Vekili 7. Ali Fethi (Okyar) 8. Kazm (zalp) 9. Recep (Peker) 10. kr (Kaya) Bavekil Millet Meclisi Reisi Vekil, CHF. Genel Sekreteri Dahiliye Vekili, Hariciye Vekili Hepsinden de te, 1923'te Hkimiyeti Milliye Gazetesi'ne verdii bir mlakatta Mustafa Kemal yle demiti: "Hepimiz onun (TC) azasydk."(14) Bylece, Mustafa Kemal'in tek "partili" Bo-napartist rejimi kesin olarak yerlemi oluyordu. Btn bu sre boyunca, Mustafa Kemal, Milli Mcadele'yi yrten kadrolar iinde Birinci Grub'u, yani kendi ekibini srekli olarak n plana kararak, tm Milli Mcadele'nin mirasn kendi grubuna mal etme amacn gtmtr. Nitekim, Birinci Meclis iinde 156 daha balangta, birinci ve ikinci gruplar birbirinden ayrlrken, bu farkllama hi deilse grnte-esas amalar bakmdan bir kutuplamann ifadesi deildi. Birinci Grup'ta saltana ve hilafeti milletvekilleri olduu gibi, kinci Gurupta da Hseyin Avni (Ula) gibi inanm cumhuriyetiler vard. Aslnda Mustafa Kemal'in yapt, bir manevrayd ve ama kendisine muhalefet edebilecek unsurlar tasfiye etmekti. Mustafa Kemal Mdafaai Hukuk Gru-bu'nu kurduktan on gn sonra, Erzurum Mebusu Hseyin Avni Bey bir konuma yapyor: "Efendiler (...). yksek meclisinize ait bir meseleyi arz etmek istiyorum. Msaade ederseniz syliyeyim. Geen gn bir meseleden dolay bir takrir yazdm. Riyaset Divan'na takdim ettim. Bu takririn maalesef saklandn iittim. Bir mesubun her ne surette olursa olsun, vermi olduu takrir ne suretle sansre tabi kalyor? Bir azann verdii takririn mevzubahis olmamasna Yksek Meclis raz oluyor mu? Efendim, takrir Yksek Meclis'in erefini alkadar eden bir mesele idi.(...) "(...)Milli Mdafa Grubu'nun ana gayesi yediden yetmie kadar dul kadnlarn bile esas gayesidir. Bu gruba btn millet dahildir efendiler"^

Samet Aaolu, Hseyin Avni Bey'in itiraznn haklln dile getirirken unlar yazyor: "Birinci Grup Milli Mcadele'nin ana hedefini kendisine mal etmekte, grup d kalanlarla grup d braktklarnn sanki bu ana gayeden baka bir gayesi varm gibi bir manzara yalatmaktadr. nk birinci grubun ilan edilen alma tznn birinci maddesinde byle yazlan esas gaye ile Milli Mcadele'nin balangc olan Anadolu ve Rumeli Mudafaa-i Hukuk Cemiye'nin kurulu hedefi virglne kadar birbirinin ayn idi. Fakat Milli Mcadele'nin ve onun memleket iin ilk resmi temsilcisi olan Anadolu ve Rumeli Mdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kurulu gayesini birinci gruba bylece mal etmi, daha ilerde u veya bu sebeple karsna 157 kmas ihtimali olanlar bu yol ile tarihe kar zor bir duruma sokmutur. Bir yandan bunu yaparken, bir yandan da yine ilerde getirmeyi daha o zamandan dnd birok yenilikleri Milli Mca-dele'nin hedefleri arasna, ama yalnz kendi gvendii insanlardan bir kadronun fikirleri, idealleri olarak koymutur.'*16^ Aslnda Mustafa Kemal'in Birinci Grub'u ve onun devam olan Cumhuriyet Halk Frkasyla, kinci Grup ve ondan oluan Terakkiperver Cumhuriyet Frkas arasnda temelde programatik bir fark yoktu. Zaten kinci Grup ve Terakkiperver Cumhuriyet Frkas, Mustafa Kemal'in siyasi bir manevras olarak yapay bir biimde ortaya kt. Halk Frkas'nn kinci Umdesi'nde; "Hilafetin en yksek dini makam olarak korunaca" yazlyd. 1927'ye kadar bu ilke deimeden kald. Halk Frkas da, Terakkiperver Frka da "zel teebbs" ve halktan kopuktular. Aslnda mcadele, halk kitlelerinden bamsz, st dzey yneticilerin bir i kavgasyd. Mustafa Kemal, otoritesini ve ordunun gcn kullanarak kendisine muhalif olabilecek unsurlar tasfiye ederken, onlar "kar devrimci", "nklaplara kar" kiiler olarak damgalama yoluna gitti. Ismarlama tarih yazclar, Mustafa Kemal'in kendi diktatrln kurmak iin en yakn mcadele arkadalarn tafsiye etmesini "devrimci kadronun zaferi" olarak gstereceklerdir. Daha sonraki dnemde ortaya kan muhalefetlerin de Birinci Grubu'n devam olan CHP'den kt gz nne alnrsa, CHF ve TCF biimindeki ayrmann ideolojik bir kutuplamadan kaynaklanmad anlalr. te yandan CHF, Sivas Kongresi'ni kendi birinci kongresi ilan ederken, aslnda bu kongrenin sadece bir kesimini temsil ettii unutulmamaldr. Bu tr manevralarn da yardmyla, Milli Mcadele 'nin birok nemli ahsiyetini Milli Mcadele'nin siyasi miras dna itmi olmas, Mustafa Kemal'in Bonapartist diktatrln salamlatrmasn kolaylatrmtr. Bu sayede CHP Milli Mcadele'nin mirasyla btnletirilebilmitir. CHP'nin Milli Mcadele ile "zdeleme" durumu, 27 Mays 1960'a kadar devam etti. Bu tarihten sonra Milli Mcadele kesin olarak devlete mal edilerek, 158 btn anayasal kurululara mullendirilmitir. Dolaysyla, Mustafa Kemal'i ve onun Bonapartist rejimini kurumsallatran, CHP'nin Milli Mcadele ile zdelemesi; sz konusu Bonapartist rejimin ideolojik stnln artran ve onun grece dengeli ve uzun mrl olmasn salayan etkenlerden biridir. Tek partili dnemde CHP, parlamento ve devlet aygtyla btnlemitir. CHP tz anayasa ve kanunlann stne karlarak, Kemalist diktatrln bir arac durumuna getirilmitir. Gerekten CHP, yukarda aklanan zellikleriyle, Kemalist diktatrln srmesinde nemli bir etken olumutur. Bernard Lewis; "Yrtme ve eitime ilikin pek ok ilevi stlenerek parti aslnda cumhuriyeti hkmetin bir paras haline gelmitir''^17) diyor. Gerekten de, 1927'deki parti kongresinde, ky muhtarlarnn seiminin bile partinin kontrolne verilmesi kararlatrlmtr. Milletvekilleri tek parti dnemi boyunca CHP tarafndan atanan memurlar durumundaydlar. Bir dnem parti genel sekreteri iileri bakan, parti il bakanlar da valilerdi. Blge genel mfettileri hem parti tekilatnn, hem de devlet ilerinin denetisiydiler. Bu, aa yukar 1935'ten 1939'a kadarki srede geerli uygulamadr. te yandan, parti genel bakannn ayn zamanda cumhurbakan olmas, diktatrln baskc nitelii hakknda hibir kukuya yer brakmamaktadr.

Durum byleyken, sz konusu dneme ilikin deerlendirmeler, Kemalist rejimin gerek niteliini ortaya koymaktan zenle kanmlardr. smail Beiki bu konulara ilikin ilgin bir eletiriyi CHF Tz ve Krt Sorunu adl eserinde yapyor. Bahri Savc, Demokrasimiz zerine Dnceler adl eserinde unlar yazyor: "nk Mustafa Kemal deolojisi, btn manas ve mul ile gerek demokrasiden, bir halk temeline dayanan, halkn maddi manevi varl ve etkisi altnda konmu bir demokrasiden baka birey deildir." (18) "Anayasa","halk egemenlii", "hakimiyet kaytsz artsz milletindir" gibi grntlere karn, Kemalist rejim, Bonapartist bir dikta159 torluktu. Yaplan szde "seimler" diktatrln gerek yzn gizlemeye ynelik maniplasyondan baka bir ey deildi. te yandan, toplumsal st-yapda gerekletirilen "inklaplar" halk yararna dzenlemeler olmaktan nce, Bonapartisl iktidar glendirmeyi amalyordu. Nihai ama, smr ve basky gvence altna almak ve srekliliini salamakt. "Bilim adamlar" gerei sylemekten kanarak resmi ideolojiye destek salamaya devam ediyorlar. ktidarlarn politik manevralarna alet oluyorlar. lgin olan, bu alet olmann "gnll" oluudur. Resmi ideoloji, resmi ideoloji reticilerini de "resmile-tiriyor." Mustafa Kemal'in ve ekibinin yapt her eyi "dorulamak" zere yola kanlarn yapabilecekleri eyler de ortadadr. Ahmet Mumcu, Tarih Asndan Trk Devriminin Temelleri ve Geliimi adn tayan eserinde unlar yazyor: "Ancak devrimi yrten kadro,zellikle Atatrk ve smet Paa, tek partinin sakncalarn biliyorlard. Onlar, yalnz devrimleri hzla ve tehlikesizce yrtebilmek iin Takrir-i Skn Kanunu'na dayanarak, Terakkiperver Cumhuriyet Frkasn kapattrmlard. Parlamento iinde drst ve alkan bir muhalefetin bulunmasn vejim iin zorunlu gryorlard. Gerekten, btn devlet hizmetlerinin CHP kanalyla yrtlmesi ve onun karsnda, yaplan ilerin eletirisini salyacak bir siyasal kuruluun bulunmamas, denetim yntemini eksik brakmyordu."^19^ Drst ve alkan bir muhalefet" arzulanyor; drst ve alkan olmayan istenmiyor. Drst ve alkan olduuna karar verecek olanlar da kendileri... te yandan, hep devrimlerden sz ediliyor. O dneme ilikin deerlendirmelerin hibiri "devrim" kavramn tartmaya yanamyor. Zaten "devrim" kavram 12 Eyll generaller rejimiyle lanet160 lendi inklaba urad ve nklp oldu. Kemalistlerin her yapt devrim saylyor ve i kolaylayor. Geni toplum kesimlerini bask altna alan bir siyasi rejimin en temel insan haklarn ortadan kaldrd bir ortamda yaptklarn "devrimler" olarak gstermek, Trk bilim adamlarnn evrensel bilime nemli bir katks olmal... smail Beiki, kitabnn krkbir bilim adamnn grlerinin deerlendirilmesine ayrlan blmnn sonunda unlar yazyor: "Bu bilgiler olgulardan kopuktur. Bunun iin bilimsel deildir. Bu bilgiler gemiin bugnk resmi ideolojiye gre deerlendirilmesidir. Olgulardan kopukluu bundan ileri gelmektedir. Trkiye'deki tek parti dzenine temel olan ve ona hukukilik veren ana metin, temel yasa Cumhuriyet Halk Frkasnn tzdr. Bu tzk tek parti dzenine temel eklini verdii gibi, resmi ideolojinin kitlelere nasl kabul ettirileceini, nasl yaygnlatrlacan gstermesi bakmndan nemlidir. Resmi ideolojiyi biimlendiren metin ise CHF'nin programdr. Bu tzk bilinmeden, Trkiye'deki tek parti dneminin temel niteliini kavramak mmkn deildir. nk bu Trk Anayasas'nn ok stnde duran yasadr. Ad 'tzk' olmasna ramen ilevi ve balaycl ondan ok daha fazladr.'*20) stendii kadar, "Hkimiyet kaytsz artsz milletindir" densin, "halk egemenlii"nden sz edilsin, "seimler"den bahsedilsin.; Mustafa Kemal dneminde bu kavramlar diktatrln gerek yzn gizlemek amacyla kullanlmtr. 1924 Anayasas l domu bir metin olarak kald. Yerini CHF'nin tz ald. Mebus tayinleri Mustaf Kemal tarafndan bizzat yaplyordu. 1927'de yaynlad bir tamimde Mustafa Kemal unlar sylyor:

"Aziz vatandalarm, Cumhuriyet Halk Frkas namna btn memlekette Trkiye Byk Millet Meclisi azah iin tespit ettiim zevatn heyeti umummiyesini imlanza (bilginize) arzediyorum. Her vatanda iin yeni devrede beraber almay mnasip grdm arkadalarn heyeti umumiyesinin birlikte grlmesini faideli addettim. Bunlardan, 161 her daire-i intihabiye'ye (seim blgesine) tefrik edeceim mebus namzetlerini ayrca imzam tahtnda arzedeceim."^21^ Yukardaki alntdan Mustafa Kemal'in ahsi iradesinin ne kadar belirleyici olduu anlalyor. Mebus tayinini CHF'ye bile brakmyor. Kimlerin mebus olacana ve kimlerin hangi illerin mebus olacana kendisi karar veriyor... 1 Nisan 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde... "(...)Ka mebus alnacak? Hakiki vaziyeti hi kimse tahmin edemez. Kati vaziyet Gazi hazretleri umumi listeyi ilan edince anlalacak" deniliyordu. Meclise girecek tm yelerin bir tek kii tarafndan seildii koularda, serbest seimlerden ve hakimiyetin millete ait olduundan sz etmek mmkn mdr? Herhalde, "Hakimiyet kaytsz artsz Mustafa Kemal'in ve onun yakn evresinindir" demek geree daha uygun dyor. Gerek olan bir ey varsa, o da artk hkimiyetin Sultan'a ait olmadyd. Bylesi koullarda mahkemelerin "bamszl" da ii bo bir slogan olmaktan teye gidemez. Cumhurbakan, CHF tzne gre daimi ve deimez genel bakandr. Meclis yelerini de kendisi belirlediine gre, bu durum, onun hem partiye, hem de meclise hkim olmasna imkn veriyordu. Parti iinde ve dnda kendi iradesi dnda hibir giriime izin vermiyordu. Hitler; "(...)Mustafa Kemal'in ilk talebesi Mussolini, ikinci talebesi benim"(22) derken, Mustafa Kemal'in ahsi rejimine verdii nemi ifade ediyordu. CHF'nin 1935'te toplanan Drdnc Kurultay'nda, diktatrl pekitiren nemli kararlar alnd. Bu kurultayda frka, parti olarak deitirildi. Asl nemli deiiklik parti tznde yapld. Bu deiikliklere gre, parti genel sekreteri ayn zamanda iileri bakan oluyordu. llerdeki valiler parti il bakanl grevine getirildiler. Umumi mfettiler hem parti ilerini, hem de devlet ilerini denetlemekle grevlendiriliyordu. Bat Avrupa'da faist rejimlerin glendii bu dnemde, partinin devletle btnletirilmesi, M.Kemal rejiminin faist uygalamalardan da etkilendiinin bir gstergesidir. 162 Deiikliin nedenini, CHP Genel Sekreteri ve iileri Bakan kr Kaya, 28.8.1936'da yle aklyor: "Cumhuriyet Halk Partisi'nin memleketin siyasi ve itimai hayatnda gtt yksek maksadn tahakkukunu kolaylatrmak ve partinin inkiafn artrmak ve hzlandrmaktr. Hkmet ve parti beraberliini, btn kudreti hkmete vererek parti tekilatn daha az ehemmiyetli grmeye mtemayil bir zihniyet eklinde telakkiye mani olmak lazm geldii gibi, esas meselenin partiyi kuvvetlendirmek ve partinin gayelerini daha kolaylkla gerekletirmek iin hkmetin tam yardmn temin etmek olduu tebarz ettirilmi-tir."(23) Ne ki, tzkte yaplan deiiklik Memurin Kanunu'nun 9. maddesiyle eliiyordu. 9. madde, "memurlarn siyasi cemiyet ve kulplere katlmalarn" yasaklyordu. Mustafa Kemal sz konusu maddeyle ilgili olarak unlan sylyor: "Ben bu maddede deitirilecek bir ey grmyorum. nk burada memurlarn siyasi cemiyetlere girmemesinden maksat, onlann, benim partimden baka partiye intisap edememesi demektir. Bu bakmdan bu madde hatta faydaldr ve katiyyen deitirilmemelidir.'^ Grld gibi, nemli olan yasa deil, yasann Mustafa Kemal tarafndan yorum-landr. s. Btn bunlar Cumhuriyet'in siyasal "yapsnn" biimleniinde CHP'nin nemini ortaya koymaktadr. Bu aamada bir iki hatrlatma yapmak yararl olur. 1921 Anayasas, Birinci Grub'un temel programatik dokman denilebilecek olan Mustafa Kemal'in "Halklk Program"nn ikinci ksmndan baka bir ey deildir. Ayn ekilde, anayasada yaplan deiiklikler, 1924 Anayasas ve "devrimler"; Mustafa Kemal tarafndan sunulan ve zaman farkyla da olsa CHP'nin siyasal belgelerinde temel ifadesini bulan grlerdir. 163

Sonuncu olarak, CHP'nin "Al Oku"nun, 1937'de yaplan bir deiiklikle Anayasa'nn 2. maddesine "Trk Devleti'nin Temel Nitelikleri" olarak getii hatrlanmaldr. Yukardaki aklamalardan, Bonapartist diktatrln .Parti' (CHP) ve Devlet aygt btnlemesi ve baskc yntemler sonucu ayakta kald anlam karlmamaldr. Diktatrlk, CHP araclyla ve bir eit "poplizm" yanlmas yaratarak, toplumsal bir destek bulma abas iine de girmiti. Halkevlerinin oluturulup yaygnlatrlmas bu abalara rnektir. Kemalistler, sadece baskya dayal bir iktidarn uzun mrl olamyacann bilincindeydiler. Bunun da yolu deiik toplum kesimlerinden "yandalar" bulmaktr. Ancak bunlar yaplrsa iktidar "salam temlere" dayandrlabilirdi... Nitekim Jn Trk geleneinin izlerini tayan ve "halk iin halka ramen" yaplan birok "nklap" bu amaca yneliktir. Bylece Kemalist brokrasi, eski dzenin ideolojik-kltrel dayanaklarn tasfiye ederek, kendi iktidarn glendirecek yeni kurumlar ve "yapay bir resmi ideoloji" oluturmaya zorlanmak durumundayd. Batclk ve "modernizm" kavramlarna ar vurgu yaplm olmasna ramen, clz burjuvazinin palazlanmas (elbette palazlandranlann da palazlanmas) amacyla yaplanlar; aslnda, Samir Amin'in yazd gibi, "diktatrln kendisinin modernlemesiydi."^25) Gerekten de, genel bir Batllama ynelimiyle kapitalist dnyada yer alma abalarnn ifadesi olan bir sr "inklap" yapld. Yine de, yzeysel ve temelsiz nitelikleriyle, totaliter bir rejim iinde srtan "ilerici inklaplar," her eye ramen bir dizi toplum kesitini Kemalizme uzun vadeli bir biimde balayabilmitir. Latin alfabesi, dil devrimi, "modern hukuk", laik eitim vb. gibi dzenlemeler "ilmiye snf"nm yerine yeni bir "aydn tipi" yaratmay baarmtr. Bu "inklaplar"n yaratt "yeni hizmet alanlar" sayesinde, sz konusu kesim maddi karlar araclyla Bonapartist rejime balanabilmitir. 164 Bylece geni kitleler zerinde, snrl da olsa, bir "otorite" ve "saygnla"; dolaysyla da ayrcalklara sahip olan bir kesimin yaratlmas; bunlar araclyla deiik toplum kesimlerinden ksmi bir destek salanabilmesine olanak vermitir. Bugn aydnlarn byk blmnn Kemalizme ballklar ve Kamalizmin gnll taycs olmalar, ideolojik bir yanlsamadan ok bu olguyla dorudan ilgilidir. 1932'de, imparatorluk dneminden beri var olan Trk Ocaklar'nn yerini "Halk Evleri" ald. Aslnda bunlar gerek anlamda "halk evleri" deildi. Bu evler araclyla yaplmak istenen, emeki halk zerinde bir denetim salamak, bunun iin de halk katlarndan Bonapartist rejime yandalar yaratmakt. Halk Evleri'nin bakanlar o illerin valileriydi. Nerede Halk Evi alacana partinin merkez karar organ karar verirdi. Ankara'daki Halk Evleri Genel Merkezi dorudan doruya CHP Genel Sekreterlii'ne balyd. Doal olarak, Halk Evleri'nin "yetkili" kurullarn parti yeleri olutururdu. Halk Evleri yelerinin ounluu merkezi idarenin memurlar, toprak aalar, yre ileri gelenleri ve bunlarn adamlarndan oluuyordu. Ayn ekilde "ky odalar" da kyllerin kendi zgiriimlerinin sonucu olarak ortaya kmad. Aslnda Ky Enstitleri de benzer kayglarn rn olarak ortaya kt. En azndan balangtaki dnce yleydi. Fakat enstitlerdeki eitim ve sonulan balangtaki "beklentilerle elien meyveler" vermeye balaynca kapatld... Elbette ii snfna ynelik, gdm altna almay amalayan giriimler de eksik olmad. Bylece Bonapartist rejim altnda, bask, brokratik dzenlemeler ve kitle destei aray bir arada yrtlyordu. Bu konuda A. Snurov unlan yazyor: "Kemalistler halk kitlelerine ho grnmeye alyor ve bu amala eitim ve sosyal yardm abalarna giriiyordu. Bu kampanya uruna yalnz stanbul ilinde yetikinler iin 27 halk okulu, dul ve 165 yoksul kadnlar iin ocaklar, dispanserler ald. Halk Partisi emeki kitlelerin gvenini salamlatrmak iin, halk bayramlarnn saysn artrd, beyaz terr maskelemek iin genliin spor rgtlerini destekleyerek gelitirdi. Birtakm burjuva hanmefendileri tarafndan kurulan kadn

derneklerine yardm etti. Bir sre nce babakann yaynlad yeni bir emre gre, Trkiye'nin spor dernekleri ile hkmet tarafndan desteklenen dier derneklerce tasviye edilecek olan kimselere resmi daire, messese ve devlet fabrikalarna memur olarak atanmada ncelik tannacaktr.'^26) Bu sre iinde CHP en nemli ilevi stlenmiti. Asalak snflar Mustafa Kemal'in koruyucu kanatlar altna gizlenerek, snfsal ve tarihsel karlarn gerekletirmenin "en uygun" yolunu bulmulard. kinci Emperyalist Sava sonrasnda kanatlann altndan balarn kardklar zaman, resmi ideolojinin reticisi kimi aydnlar, durumu kavramaktan aciz olduklar iin, ortaya kan yeni durumu, "Atatrklkten sapma" olarak grme eilimi iine girdiler. Bonapartizmin tarihsel misyonunu tamamladn kavrayabilecek ykseklie kamamlard... Hakim Snflar ve Bonapartist Rejim Trkiye'de hkim snflarn gelimesi, Bonapartist rejimin koruyucu kanatlar altnda gerekleti. Trkiye'deki Bonapartizmin bir "kurulu evresi Bonapartizmi" olmas, devlete olduu kadar egemen snflar blokunun evrimine de damgasn vurmutur. Benzer bir ekilde, parlamento ve siyasi partilerin ilevleri de rejimin Bonapartist nitelii ve egemen snflar blouyla devlet aygt arasndaki ilikilerden byk lde etkilenmitir. leriki sayfalarda hkim snflar blokunun nasl bir gelime seyri izledii zerinde duracaz. Daha nce ilk meclisin bu ittifakn kurumlat yer olduuna ksaca deinmitik. Aslnda Birinci 166 Meclis, mlk sahibi snflarn eitli kesimlerinin ve Osmanl devlet brokrasisinin byk bir kesiminin temsilcilerini iermekteydi. te yandan, yasama ve yrtme yetkileri de bu mecliste toplanmt. Birinci Meclis'te hkim snflar arasnda oluan ittifak, grece "zgr" bir snf ittifakyd. Fakat, Mustafa Kemal'in Bonapartist darbesiyle bu durum deiti. Hkim snflar Bonapartist rejime (zellikle de Terakkiperver Cumhuriyet Frka deneyinin baarszlndan sonra) boyun emek zorunda kaldlar. Mustafa Kemal de meclisi ortadan kaldrp bir asker-polis diktatrl oluturma yoluna gitmedi. Aksine, kompozisyonu kendisi tarafndan belirlenen bir meclis, Bonapartist rejimin dengeli bir biimde yerlemesini kolaylatrd. Mustafa Kemal'in Bonapartist rejimi, devlet aygt iindeki gcne ve gl grnmne ramen, hibir zaman geni kitle destei salayamamtr. Merkezi devletle dolaysz creticiler arasndaki Osmanl dneminden beri srp giden atma Cumhuriyet dneminde de devam etti. Mustafa Kemal ve ekibinin kitle destei oluturma abalar da, bunlarn brokratik niteliinden tr baarl olamazd. te yandan, Milli Mcadele'nin "meclis egemenlii" gelenei ile balam olmas da, toplumsal dayanaktan yoksun olan brokrasinin, meclisi btnyle ortadan kaldrmasn engelleyen bir faktr olmutur. Bu durumun bir sonucu olarak, Mustafa Kemal'in Bonapartizmi, kendisini "demokratik" bir grntyle gizlemek zorunda^kalmtr. Zaten hkim snflarn da byle bir siyasi rejimi kabullenmeleri iin bir sr neden vard. En temel neden, benzer (yan-baml) lkelerde olduu gibi, Trkiye'de mlk sahibi snflarn gszlyd. Bu nesnel durum, bir bana Bonapartist ya da yar-Bonapartist bir rejimi ister istemez gndeme getiriyordu. Elbette bu eilimi glendiren baka zel nedenler de sz konusuydu. Birincisi; Osmanl merkezi devlet yapsnn getirdii snrlamalar, vesayet ve emperyalist smr yznden yerli mlk sahibi s167 nflar bir siyasal liderlik oluturamayacak kadar clzd. Toprak zenginleri snf da ortak karlar etrafnda rgtl deillerdi. Sz konusu snflarn siyasal bir liderlik oluturmadan nce "kendilerinin oluturulmas" gerekiyordu. Oysa, Osmanl devlet geleneinin srdrcs "Batc brokrasi" tek rgtl gt. Daha ak sylemek gerekirse, merkezi Osmanl brokrasisi (sivil ve militer) dnda "politik snf rol" oynayabilecek bir siyasal kadro yoktu. kincisi; sermaye birikiminin ok snrl olduu koullarda, tarihsel olarak kart karlara sahip mlk sahibi snflarn bir siyasal ittifak platformu oluturmalar da olanakszd. Geri byle bir ittifak Milli Mcadele srecinde

belirli hedefler etrafnda gereklemiti, ama sz konusu ittifakn srdrlmesi kolay deildi. Son derece snrl olan toplumsal artn (sur-produit social) mlk sahibi snflar arasnda bir uzlama zemininde "zgrce" paylalmas imknszd. Bir kere, sanayi ve ticaretin en byk blmn yabanclar kontrol ediyordu. te yandan en geri retim teknikleriyle retim yapan tarm kesiminde, toplumsal artk ok snrlyd. Neredeyse tarm kesiminin geni bir blm kendi kendine yeterlik aamasnda, "doyumluk ekonomi" koullarnda bulunuyordu. Dolaysyla, pazar iin retim snrl kalyordu. Toplumsal artk bu lde gdk olunca, karlar elien mlk sahibi snflarn bir "uzlama zemini"nde art paylamalar zordur. nc olarak; lkenin kar karya bulunduu temel sorunlarn zm de, en liberal iktisat politikasnn uyguland koullarda bile, devlet mdahalesini zorunlu klyordu. Baka trl sylenirse; liberal ekonomik politikalar uygulamann koullar mevcut deildi. Bir kere, Osmanl mparatorluu'ndan byk borlar devralnmt. Alt-yapnn gerekletirilmesi gerekiyordu. Ayn ekilde bir sr kamu hizmeti kendini dayatmt... Ksaca; smr koullarnn yaratlp salam temellere oturtulmas gerekiyordu. r Bir baka neden de; "Krt Sorunu"nun henz bir zme kavuturulamam olmasdr... Zayf olmakla birlikte henz ezilip tam gdm altna alnmam bir ii snf vard. Trkiye gibi az gelimi lkelerde, mlk sahibi snflar en gsz olduu zaman bile ii snfndan korkarlar. Biraz da, ok korktuklar izlenimi yaratmak isterler. Elbette bu sebepsiz deildir. "Kendi ideolojisinin kitlelerdeki kalclna olan gvensizliin sonucudur . te, sz konusu ortamda ve verili koullarda, mlk sahibi snflar iin en gven verici ve uzun dnemde en akla yakn seenek, karlarn korunmasn bir Bonapart'a brakmaktr. Marx'in dedii gibi, "kesesini kurtarmak iin mlk sahibi snflarn zorunlu olarak tacn kaybetmesi" gerekiyordu. Mlk sahibi snflara varln koruyup glenebilmek iin Mustafa Kemal'in Bonapartist diktatrlnn vesayeti altna girmek dnda bir alternatif grnmyordu. phesiz nfusun ezici ounluunu oluturan kylln, sava, hastalk ve alk ykmlar ve yzyllarn miras olan "tevekkl", sessizlii ve edilgenlie de Bonapartist rejime dolayl bir destek salamaktayd... Hkim snflar bir kere Bonapart'n vesayeti altma girmeye raz olunca, faaliyet alanlarnn ve karlkl ilikilerin snrlanmas ola-sUn da kabullenmi olurlar. Mlk sahibi snflar, Bonapartist rejim altnda, devlet brokrasinin siyasal egemenliini kabullenince, sonularna kanlanmak, sineye ekmek zorunda kaldlar. Sadece brokrasinin baz irrasyonelliklerine deil, siyasal etkinliklerine dayanarak, st dzeydeki brokratlarn devleti soyarak zenginlemelerine de gz yummak zorunda kaldlar... Bu durum yeni oluan mlk sahiplerinin niteliini de belirlemitir, ilk byk zenginler, ekonominin kilit noktalarn denetleyen byk brokratlard... "Osmanl geleneinden beri paalarmz toprak ekiyordu. Atatrk, hemen zafer ertesi, Silifke'de Bodosaki'nin iftliini mtegal-libeye kaptrmamak iin, bir gazeteciyi arac yaparak ihaleyle satn ald. Ve her ilde rnek itflikler kurmutur/27^ 168 169 Dr. Hikmet Kvlcml, Geberen Kapitalizm adl eserinde unlar yazyor: "1929 Trkiye'sinde 25 milli kapitalle sanayi ve maden irketi vard. Bunlarn idarelerinde 20 kadar mebus alkadard. Mevcut Milli 38 bankada 31 tane mebus bulunuyordu. Yani, hemen hemen her byk yerli irketin mecliste bir mebusu var! Her irkette bulunan ok eski temyiz azalarn, byk askeriye ve mlkiye erkann da hesaba katmaldr. Sonra btn byk endstriye 7 banka egemendi demitik. Bunlardan devlet bankasdr; fakat yalnz birinde (15-20 messeseyi gden Bankas'nda) 13 mebus vardr. Bankas'nn sabk mdr Celal sfat ile Trkiye'nin ekonomi politik mdr olmutur. "(28' Ne var ki, Kvlcmh'nn yazdklarn nanse etmek gerekir. Bir kere meclisin nitelii hakknda aklk olmaldr. Meclis, gerek ve zgr bir seimle oluan bir meclis deildi. Bir "memurin" meclisiydi. Dolaysyla sz konusu olan,

sermayenin meclisteki temsilcilerinden ok, brokratlarn sanayi ve ticaretin kilit noktalarna reklenmesi ve sermayenin denetiminde sz sahibi olmalardr. "lk aferizm (karc zel i) fesad; Ankara'da i takibine gelenleri haraca kesmekle balamtr... Bugn Milli Savunma'nn bir eksiltmesine katlan iki rakip firmadan ikisinin de temsilcisinin ayn milletvekili olduu grlmtr. Bankas'nn bir nevi politikaclar bankas olarak kurulmu olmas, Cumhuriyet tarihi iin pek ackl bir aferizm salgnnn balangc olmutur."^29' Ancak yu-kardaki ifadeden tek ynl bir iliki olduunu varsaymak yanltc olur. Nitekim bir yandan brokratlar "burjuvalarken", dier yandan mlk sahibi snflar da brokrasiye entegre oluyorlard. "Srekli olarak mebuslua tayin edilenlerden biri Emin Sazak'tr. Emin Sazak, 1920-1950 arasnda, yani otuz yl mddetle, devaml olarak mebusluk yapmtr. 1920'li yllarda derebeyliine dayanarak mebus seilmitir... 1927, 1931, 1935 dnemlerinde bizzat Ebedi ef, Gazi Mustafa Kemal, 1939, 1943 dnemlerinde de, Milli ef smet nn tarafndan mebuslua tayin edilmitir."^30' 170 Emin Sazak Eskiehir yresinin en byk toprak aalarndan biridir. Topraklarnn 70 bin dnm bulduu ileri srlrd. "Emin Bey'in arazisinin iinde drt tane tren istasyonu vardr. Beylikahr, Yalnl, Yunus Emre ve Sazak istasyonlan. Ayrca Sazak, Beylikahr, Nazl, Saray, Bal, Ahrz, Ahrky, Yaylaky, Karaam, Yunus Emre, Kzlren gibi 15 ky bu topraklann iinde yer alyor. zerinden Porsuk aynn akt bu verimli topraklarda Emin Sazak 7 tane iftlik kuruyor. Her iftlikte bir saray var. Sazak Ky'nde ise tane kona bulunuyor. Aynca Samsun'da da mlk ve arazileri var."'31' Resmi ideoloji reticisi yazar ve bilim adamlar Emin Sazak'n toprak aas olduu iin toprak reformu yasasn engellediini yazmay adet edinmilerdir. Emin Sa-zak' kanunun kmas gereken meclise kimin getirdiinden hi sz etmiyorlar. Bu nl toprak aasn otuz yl sreyle aralksz meclise "tayin edenler" kimlerdir? Mustafa Kemal ve smet nn'nn toprak reformu iin "yanp tututuklarn," ama mecliste aalarn buna engel olduunu yazmak ne demek olur? Eer bunu yazarlarsa, o zaman Edebi ef ve Milli efin devrimciliine, "halklna" glge drm olurlar... Mebus tayinleri srasnda unutulmayan ok sayda toprak aas vard. ukurova'nn en byk toprak aalarndan Cavit Oral 1935, 1939, 1943 dnemlerinde; yine ukurova'nn bata gelen toprak aalarndan Damar Ankolu, 1920, 1923, 1927 1931, 1935, 1939, 1943 dnemlerimde milletvekili olarak TBMM yesidir/*' Bundan baka, Ali Saip Ursava, Cemal Hsn Taray, Hilmi Taray, Hilmi Uran, Kasm Glek ve Hilmi Ulu isimleri unutulmayan aalardr. Kasm Glek, eref Uran ayn zamanda nde gelen brokratlardandr. 1931'den sonra Adnan Menderes de srekli mebuslua tayin edilenler arasna girmitir. Menderes ailesinin Aydn'da 60 bin dnm aan topraklan vard... Menderes; "kendisini Mustafa Kemal'in kefettiini, mebusluunu hararetle istediini"^32' yazar. Meclise srekli tayini kanlar sadece toprak aalan deildir. Srekli olarak "mebuslua" tayin edilen eyhler de var. 1920-50 171 dneminde Vanl brahim Arvas, tayin listelerinde srekli yer alan bir eyhtir. Ayn ekilde Hakk Ungan, .1923'ten ld 1943 ylna kadar mebus tayin edilmi bir eyhtir. Diyarbakr Mebusu Zlf Tigrel, Siirt Mebusu eyh Halil Hulki, Mahmut Soydan, Sreyya zgeevren srekli "mebus"1 tayin edilen eyhler arasndadr. (33> Bunlar ortadayken, Mustafa Kemal'in, "Efendiler ve Ey Millet, iyi biliniz ki, Trkiye Cumhurtiyeti, eyhler, derviler, mritler ve meczuplar lkesi olamaz" szlerini her halde biraz nanse etmek gerekecektir... Grld gibi, sadece brokratlar burjuvalamyor; mlk sahibi aalar ve eyhler de "brokratlayor." te bu yzden Trkiye'de hkim snflar bloku bylesine bir karlkl "yatay geiler" sreci sonucunda biimlenmitir. Bu yzden, hkim snflarn ve fraksiyonlarnn herbirini "zerk" varlklar olarak ele alp, bamsz evrimlerini tahlil edip kavramaya almak yanltc sonulara gtrebilir. Yeni kurulan bir devlet iinde bu kesimlerin herbirinin yerlemi, kklemi (gemiten miras aldklar kimi zellikler dnda) bir konumlar yoktu. Tersine, toplumsal formasyonun evrimiyle birlikte, i ie, karlkl ilikiler ve "yatay geiler"le evrim-leip kklemilerdir.

Asker-sivil brokrasi kesimi, Cumhuriyetin ilk yllaryla birlikte sadece brokrat olarak varlklarn srdrmediler. st seviyelerde (hiyeraride) olanlar ticaret, sanayi, bankaclk, toprak speklasyonu vb. gibi alanlardaki "abalar" sonucu mlk sahibi snf konumuna terfi etmilerdir. Trkiye'de hkim snflarn Bonopar-tist rejim altnda devlet aygtyla zel ilikileri ve "yatay geiler" sonucu gelimesi, siyasal temsilcileri ile ve devlet aygtyla ilikilerinin niteliini de belirlenmitir. "ok Partili" rejime geile birlikte, ortaya kan farkl siyasal kadrolar karsnda ise deiik bir tutum benimseyeceklerdi... 172 8. BLM RETC GLER ve KTSAT POLTKASI "Zenginlik bir kutupta birikirken, yoksulluk, klelik, cahillik, yabanclama ve manevi yozlama da teki kutupta, yani kendi rnn sermaye biiminde reten snfn bulunduu tarafta birikir. KMarx Cumhuriyet ilan edilip azgelimilik srecinde yeni bir evreye girilirken, retici gler clz bir gelime dzeyine sahipti. Emperyalizmin gdmnde arptrlm yaplar ve retim ilikileri olumutu. Kapitaftst retim ilikileri "dnda" kalan olduka geni bir sektr dikkate alnmazsa, bir "ihracat ekonomisi" grnmndeydi. Ekonominin genel durumuyla ilgili olarak . R. Hatipolu unlar yazyor: "Yeni Trkiye'ye Osmanl mparatorluu'ndan kurulmu bir millet iktisad miras kalmamtr. Bilakis dank, perian bir mntkalar iktisad geri kalmtr. Mnhal ve seyyal bulunan bir iktisad iinde geri olan. ilerlemesi icabeden, kurulmaya muhta bulunan ne yalnz endstridir, ne de yalnz mnkaledir. Endstrinin yokluu, munakelenin gerilii, byk realitenin ancak bir parasadr. Bunla173 rn yannda Osmanl Imparatorluu'nun yeni Trkiye'ye devrettii ziraat da, ormanclk da geridir, suculuk da, madencilik de,ticaret de periandr. O halde Trkiye'de btn bu ekonomi ubelerinin hepsinin de yeni batan kurulmas zaruridir."W Genellikle ihracattan salanan gelir, d borlara, "Bat tipi" tketime alm aznln tketim amal gereksinmelerini karlamaya ynelikti. "1923-1925 aralnda pamuk ve yn iplik ile dokuma ve hazr elbise, Trkiye'nin toplam ithalatnn % 30-43'lk blmn oluturmaktayd. Tarm dahil, ulusal ekonominin gelime dzeyi ylesine dk ve emperyalist devletlere bamllk o denli bykt ki, Trkiye tahl bile ithal etmek zorunda kalmtr. 1923 ylndan 1929'a dein Trkiye, 71.58 milyon lira tutarnda 643 bin ton tahl ithal etmitir. "(2) Genellikle stanbul, zmir gibi birka liman kentinde toplanm clz bir hafif sanayi sz konusuydu. "Belli bal dier ehirlerde yalnz birka un, debagat fabrikas mevcuttur. Anadolu'da, dier yerlerde nemli sanayi messeseleri bulunmuyor."*3) Gelien ve yaylan kapitalizm, zellikle sanayi devrimi sonrasnda, yerli sanayi (el sanatlar) byk lde ortadan kaldrmt. Bu srecin sonucunda lke ekonomisi "sanayisizletirilerek" sre iinde emperyalist merkezlere "organik" olarak balanmt. "Avrupa snai kapitalizminin memleketimizde dourmu olduu buhran.... Gittike geni-liyerek ve birer birer btn sanayi ubelerine sirayet ederek asrn (19. asr) ikinci yarsnda sanayimizin inkirazn tamamlamtr."*4) Bat kapitalizminin etki alanna daha ok girdike, Osmanl sosyal formasyonu, bir yandan geleneksel retim olanaklarna ve rnlerine yabanclarken, dier yandan da emperyalist lkelerin ihtiyac olan mallarn retimine yneli-yordu. Bu srecin sonucunda, kendi "i btnl"n ve "tutarllTn yitirmiti. "Tarmn btn alanlarnda grdmz uzmanlama eilimi, lke iindeki deiimin yaygnlamasnn deil, tersine, bizim dnya apndaki deiimin iine girmemizin bir sonucudur. Deiimin gelitii blI geler, ihra mallar reten blgelerdir."*5) 19201i yllarda emperyalist metropollerin ihtiyacn karlamak zere bir sr mal ihra eden Trkiye'nin,

bir tarm lkesi olduu halde yaklak be yllk dnemde (1923-1929) 643 bin ton tahl ithal etmesi bu yzdendir. Ekonominin yapsna ve biimleniine damgasn vuran, "dar-daki" sermaye birikimi ve onun dinamiiydi. Da dnk bir ekonomide de "dinamik" olan sektrn "ihracat sektr" olmas kanlmazdr. hracat sektr ve bu sektr "evresinde" oluan hizmetler sektr, Bat'ya dnk, "Bat tipi" yaam biimini de temsil ediyordu. Bunun dnda kalan olduka geni bir geleneksel sektr sz konusuydu. " yaps ve ileyii" bakmndan byk lde kendi kendine yeten, meta ilikilerinin isellemedii geleneksel sektr, yine de ticaret yoluyla ihracat sektrne, genel olarak da ticari dolam srecine sokuluyordu. "Geleneksel sektr"de, sosyal- artk, kapitalist retim ilikileri sonucu ortaya kmamakla birlikte, dolayl bir biimde "kapitalist alan"a tanyordu. "Trkiye'de en geri blgelerdeki ky bile, u ya da bu dzeyde, pazarla iliki iindedir."*6) Sadece kapitalist retim ilikileri sonucunda ortaya kan sosyal -artk deil, yan-kapitalist ve pre-kapitalist sektrlerde aa kan da eitli mekanizmalarla, d pazara dnk sektr araclyla kapitalist mekropollerin yolunu tutuyordu. Kapitalizmin etki alanna girerek, i yaps ve gelime dinamii arptlan imparatorluk, kendi kendine "yeterli" olmaktan uzaklamt. Bu durum artn nemli blmnn ilrfacat sektr araclyla darya aktarlmasn kolaylatryordu. mparatorluun yar-smrgelemi siyasal yaps da bu ileyii kolaylatryordu. Ne ki, ekonominin da bamlln zorunlu klan nemli bir neden de, yerli sanayinin sanayi kapitalizminin rekabeti sonucu yklm olmasyd. Elbette szn ettiimiz tasfiye mutlak deildi. Kapitalizmin henz girmedii ya da yeterince etkilemedii yerlerde "el zanaatlar" varln belirli llerde de olsa srdryordu. Yine de, genel eilim, yerli zanaatlarn (pre-kapitalist dnemin sanayi sektr) yok olmas ynndeydi. 174 175 "(...)stanbul'un yzyllarca en byk ii olan saralk bitmitir. anta, bavul vb. dardan geldiinden bu meslekte ancak 200 kii kalmtr. Saralar ithal mal deri ile almaktadr. Fakat deriye 27 kuru, deriden mamul eyaya 15 kuru gmrk konduu iin, saralk lmtr. zel- sanayi olan dericilik, Yedikule'de 1500 kadar usta ve iiye bir geim salamaktadr... Dokumaclk ok gerilemitir. Pamuk iplikleri ve pamuklu dokuma, ou talya ve ingiltere'den olmak zere, dardan gelmektedir... Btn demirler gibi, demir eya da ithal olunmaktadr. Demir mamulat sanayiinde, ylda yalnz 30 bin lira gibi ok kk deerde imalat yaplmaktadr."^ Cumhuriyetin ilann izleyen dnemde, stanbul Ticaret Odas tarafndan hazrlanan rapordan yaplan yukardaki alnt, lkenin d kapitalizmin etki alanna girmesiyle, yerli sanayinin nasl yok olmaya yz tuttuunu ortaya koyuyor. 8 Mart 1921'de Maliye Bakan Ferit Bey, TBMM'de yapt bir konumada unlar sylyor: "imdiye kadar hali Trkiye alyor, retiyor, fakat rnlerinden bakalan yararlanyor. Memleketimizde herkes alyor, birok aln teri dkerek elde ettiimiz iptidai maddeleri bin rica ve minnetle yok pahasna harice satyoruz. Sonra yabanclar bu maddelerin eklini deitirerek bize iade ediyorlar. Bir kurua satyoruz, yirmi kurua satn alyoruz. Krk kurua bir okka yn veriyoruz, ayn yn binikiyz kurua bir metre halinde yalvararak geri alyoruz. Bu dnyann neresinde grlmtr.?'*8) Aslnda Bakan'n bu duruma amas gerekmezdi. Benzer eitsiz ticari ilikiler hemen tm smrge ve yan-smrge lkeler iin geerliydi. Ve uluslararas iblm ve "eit olmayan uzmanlamann" ve artlandrmann sonucuydu. 1920'li yllarda ekonominin gelimilik dzeyi hakknda daha btnleyici bir gr salamak zere, tarm ve sanayi ve alt yapya ilikin verilere ksaca gz atmak yeterli olur. 176 Tarm Sektr Tarm kesiminde verimlilik, topran ar eitsiz dalmnn da etkisiyle, ok dk dzeydeydi. Fakat verim dkln aklayan nedenlerden biri olan bu durum; topran eitsiz dalmndan ok, topraa sahip olmann (mlkiyet)

biimiyle de yakndan ilgili bir eydi. Topraa tasarruf etmenin biimleri ounlukla kapitalist deil, pre-kapitalist ve yar-kapitalist nitelik tayordu. Toprak ou zaman aalarn denetimindeydi. Dolaysyla aalarn toprak (tarm) emekisiyle olan ilikisi, kapitalist-cretli emek ilikisi deildi. Bu durum retim teknolojisi zerinde de etkili oluyordu. Yar-kapitalist ve prekapitalist retim ilikilerinin "egemenlii", rnn yerinde tketilmesine neden olarak, pazara almay snrlyordu. Sz konusu dnemde ekilebilir topraklarn yaklak bete birinin pazar iin retim yapt, retimin geri kalannn yerinde tketildii, "geleneksel sektr" terketmedii sylenebilir. Bu durum, ayn zamanda topran belirli ellerde toplanmasnn kapitalist gelimeyle dorudan ilgili olmadn da gsterir. "1912, ylnda Anadolu'nun tahl ambar olan Konya Vilayeti'nde bile retilen tahl trleri iinde buday mahsulnn % 26.4', arpa mahsulnn % 25.5'i ancak ticarete sunulabilmektedir.'*9) Aalarn topraklarnda alanlar, genel olarak yarc durumundaydlar. Her kyl ailesi aa toprann bir blmn hayvan gcne dayanarak ekip biiyor, ounlukla gbre, zararllarla mcadele vb. gibi modern girdiler kullanlmyordu. Ortak-kyller, elde ettikleri rnn yarsndan drtte ne kadar bir blmn toprak aasna brakmak zorundayd. Dou ve Gney Dou'da, Krt beylerinin byk topraklar denetimleri altnda bulundurduklar yrelerde sz konusu iliki "feodal" yan ar basan ilikilerin rengini alyordu. Toprak kirasnn deni biimi ounlukla ayn (rant) demeydi. Kiraclk daha ok istisna idi ve pazara dnk retim yapan yre177 lerde sz konusuydu. Topra ileyenlerle, topran hukuki veya efektif mlkiyetini elinde tutanlar arasndaki iliki, ne pre-kapitalist ne de tarm kapitalizmine zg ilikilerdi. Bir bakma bu iki u arasnda eitli "biimlerin" ve "ilikilerin" iice getii bir durum sz konusuydu. Ne ki, kyl sadece toprak sahipleri (aalar) tarafndan smr-lyordu. Prekapitalist ilikilerin and, buna karlk kapitalist ilikilerin de yeterince gelimedii koullarda, tefecilerin kapanna da kslyordu. Mehmet Zeki, 1930 ylnda, "en dk tefeci faizinin % 50" olduunu yazyor: "Ama sk sk bu oran iki kat ykselmektedir. Tefeciye baml hale gelen kyl, gayri menkulnn ipotek edilmesi ve rnnn en dk dzeyde 'gz kararyla' deerlendirme esasna gre, ald kredinin faizlerini bile deyememektedir."(10) Tefeciye bor-lanmann nihai sonucu; kylnn snrl varln da tefeciye kaptrmas, mlkszlemesidir. Yanc ve ortak durumundaki kylnn toprakla ilikisi, topraklarn veri-simsizlemesinin de nedenlerinden biridir. Toprak verimliliinin arttrlmas konusunda yarclarn kaytszl, emeinin rnn topran sahibi olan aaya kaptrd iin genel bir durumdur. Benzer bir kaytszlk toprak aalar iin de geerlidir. Byk topraklar denetim altnda bulunduran aalarn da verimlilik artrc yntemlere rabet etmemeleri doaldr. I. Dnya Sava balamadan nce; "Byk toprak sahibi aalar (ky nfusunun % l'i) tm ilenen topraklarn % 39.3'n, kk toprak aalar ve zengin kyller (ky nfusunun % 4') topraklarn % 26.2'sini ellerinde tutuyorlar, kyl ailelerin (ky nfusunun % 95'i) payna ise ilenen topraklarn % 34.5'i kalyordu."^11' Birinci Emperyalistleraras Sava ncesine ait yukardaki oranlar, topraksz ve az toprakl kyller lehine deimedii gibi, aalar eitli mekanizmalarla topraklarn daha da geniletmeyi "baarmlard". Bir kere Ermeni tehciri sonucu aa kan topraklar ounlukla aalarn eline gemiti. Yine Rum mbadelesi srasnda bir ksm nfuzlu byk toprak sahipleri, bu durumdan yararlanarak toprak178 I larn geniletmilerdir. Bu ikisi dnda, svire Medeni Kanu-nu'nu ithal edilmesiyle, sz konusu kanunun salad olanaklardan yararlanan aalarn hazine arazisinden bir blmn de tapula-tarak topraklarna kattklar biliniyor. Bu sonuncu durum, toprak aalarnn neden Mustafa Kemal'in "inklaplarn" desteklediklerini de aklar. Kemalist rejim yerleirken aalar daha gl, kyller de daha yoksul ve aresiz bir konumdaydlar. Kemalist rejimin

"demokratiklii"nden sz edenler iin bu durum rahatsz edici saylr... Rozaliev'in yapt tahminlere gre; 1920'li yllarn sonlarnda topraklarn yarsnn byk toprak saliplerinin elinde olduu sylenebilir. Buna karlk ky nfusunun % 65-70'e varan blm, ilenen topraklarn % 5 ila 10'una sahiptiler/12^ Fakat, yoksul kylnn omuzuna binen yk bunlarla da snrl deildi. Bte gelirlerinin en nemli blm de kylnn dedii vergilerden oluuyordu. 1925 ubat'na kadar "aar vergisi" ayn bir vergi olarak deniyordu. "Aar" toplamnn mltezimlere braklmasnn dourduu sonulara burada girmek gerekmez. 1925'te Kemalist rejim aar kaldrarak, yerine, retim deerinin % 8 ile % 10'una varan bir nakdi vergi koydu. Grnrdeki ama kyly aann ar yknden "kurtarmak" ise de, gerekte toprak aalarnn karlarn birinci planda gzeten bir maniplasyon sz konusuydu. Bu konuda Y. Kk unlar yazyor: "ifti grubu aardan kurtulmak istiy>r. Tarmdan vergi alnmasnda kararl ticaret ve sanayi gruplar bunun karsna kyor. iler ise feodal bir vergi yerine daha ada, kukusuz adil bir vergi istiyor. Ancak 1920-1923 meclisinde 26 kez aar tartmasna ramen aar vergisinin kaldrlmasyla ilgili yasa tasarsnn meclise verilmesi iin 10 ubat 1925 tarihini beklemek gerekiyor. 11 ubat 1925 tarihinde eyh Sait isyan su yzne kyor. Hkmet tasarnn ivedilikle grlmesini istiyor. 17 ubat 1925 tarihinde tasar 151 lehte ve bir aleyhte oyla kabul ediliyor."^13' Gerekten, ayn bir vergi olan aann kaldrlmasnn Krt ayaklanmas gnlerine rastlamas ve aann yerine konan verginin de bir yl sonra (1926) kaldrlmas, sz konusu "operasyonun" gerek amacn ortaya koyuyor. Tarm179 dan alman vastasz vergilerin toplam vergi gelir oran 1924'te % 27.5 iken, bu oran 1930'da % 10'a indi.(4) Bu sonuncu durum hkim snflar ittifaknda toprak aalarnn ne kadar gl ve Kemalist rejimin bu kesime ne lde dn vermeye hazr olduunu da gsteriyor.-Bu nedenle Kemalist rejimin "ilerici" inklaplaplar-na rejimin szclerinden farkl yaklalmaz ise, grntyle gerek arasndaki ayrmn gzden uzaklamas kanlmaz olur. Aa ve tefeci sermayenin basks sonucu topraklarn yitiren kyllerden bir blm byk kentlere, bu arada Ankara'ya g etmek zorunda kalyordu. "Gnmzde Trk gazeteleri "yorganl-lar" denilen bir insan kategorisinin Ankara'ya akn ettiinden sz ediyorlar. Bu 'yorganl'lar; yoksullaarak i aramak zere kente koan, yoksuluktan a ve bakmsz insanlar olarak 'yorganna' brnp sokaklarda srnmek durumunda kalm kylleri anlatmakta-dr."(1S) Resmi ideoloji reticileri, o dnemde hkmetin "toprak sorununa ilgisiz" kalna gereke olarak, lkede ekilebilir alanlarn genilii ve nfusun azln, sonuta da "toprak talebi" ynnde basknn olmayn ileri srmeyi det edinmilerdir. Tarmdaki nfusa gre ekilebilir topraklarn geni olduundan phe yoktur. Ama hibir pheye yer vermeyen bir gerek daha vard ki, o da geni topraklarn aalalarn u ya da bu biimde denetiminde olmasyd. Dolaysyla, geni topraklarn varl yzbinlerce kyl ailesinin yoksulluk ve sefalet iinde yaamasna engel deildi. "Ortakln tutsakl ile eli-kolu bal, ilkel alma aralaryla acnacak bir retim yapan ve rnn bir blm karlnda aadan toprak kiralayan yar ii-ortak, Trk kynn tipik bir simgesi idi."(16) Egemen snf ittifaknn "gerici" nitelii ve Kemalistlerin bu yapy krmak yerine, pekitirici bir politika izlemesi, 1920'lerdeki geerli yap ve ilikilerin nemli bir deiime uramadan 1950'lere kadar devam etmesini salamtr. 1920'li yllarda Trkiye'de tarm sektr, eit olmayan ve bileik (kombine) gelimenin tipik rneini oluturuyordu. 1927 ylnda nfusun % 82'si tarm sektrnde yayordu. Tarmn belirgin 180 nitelii, gerilii ve "melez" retim ilikilerinin egemen oluuydu. Bat'da zmir, Denizli, Aydn, Mula, Manisa, Balkesir, sparta, Burdur ile; Gney'de, ukurova'da pazara dnk retim nemliydi. H. Kvlcml, Adana Valisi Hilmi'den unlar aktaryor: "Adana itfileri buharl lokomobilleri, byk kk traktrlerle topraklarn hazrladktan sonra ve iftliklerini tutma ad verilen srekli tarm iisi (daimi ziraat amelesi) ile bir sre idare ettikten sonra,

pamuklarn apa mevsiminde ii ile kendisini kar karya bulur." Yamurun azl okluu, bankalardan az veya ok para kaldrabil-mi olmasnn nemi ise, ovann tozlu yollarda, rengrenk klkla-nyla beliren ii kafilelerinin o yl btn iftileri tatmin edecek bir say sunup sunmayaca ve ii gndeliinin en ok-en az arasnda nasl seyredecei de Adana itfisi iin ayn derecede nemlidir. "(17> Bir baka yerde Kvlcml 1925 Pamuk Kongresi tutanaklarndan unu aktaryor: "Bugnk Adana iftisi pamuk piyasasna olduu kadar, gaz ve benzinin cihan piyasasndaki gidiiyle de ilgilenmekte; kredi, kambiyo meselelerini incelemekte ve makinenin knlverdii herhangi bir yer iin ofr ve onarm evleri (tamirhaneler) zerinde uzun uzun ikyet konular bulmaktadr."*18) Snrl yrelerde tarm kapitalistleri ve kapitalist tarm iletmeleri bulunuyordu. leri bir retim teknolojisi kullanlyor ve rn d pazarlara ihra ediliyordu. D pazara ynelik rnler; pamuk, incir, zeytin, haha vb. idi. Samsun'da yaygn bir ttn iletmecilii vard. Rozaliev'in H. Kvlcml'ya dayanarak yazdna gre; "O dnemde lkenin bat ve gney bat blgelerinde kmelenmi bulunan ve toprak aalar ile zengin kyllerin iftliklerinde alan tm cretli tarm iilerinin says 240 bin olarak hesaplanyordu. Bylece rn toplama dneminde tarm iilerinin says 400 bine ulayordu. "(19) Cumhuriyetin kurulduu yllarda, tarm kesiminde en geri retim ilikileri ve teknikleriyle en ileri olanlara doru uzanan bir eitlilik egemendi. Fakat genel olarak verim ok dk, teknoloji de 181 geriydi. "Baz yerlerde zirai hafriyat ucu krk bir engel vastasyla, baz yerlerde de tahta karasabanla yaplr. Pulluk gibi en basit rasyonel teknik vastalar bile mehuldr. Mstahsil, babasndan grd gibi tarlay srer."*20' 1930'lu yllardaki durumu eyda Ziya yle zetliyor: "iftimizin elinde aletler hem mahduttur, hem de basit ve iptidaidir. Bunlardan toprak ileyen, ekim yapan, bakma yarayan, biim ve harmanda kullanlan aletleri bir defa dnmek, ziraatin bizde ne kadar kuvvetsiz olduunu kavramaya yeter. Ziraatimizin bugn fena, iptidai aletlerle almas yznden itfi-mizin i kuvveti, hayvan kuvvetleri iyice istismar edilemiyor."(21' Ticari sermaye tarma egemen olmakla birlikte, en geri smr yntemleri de geerliydi. zellikle tefecilik olduka yaygnd. Tacirler kylleri avans vererek borlandrr, sonra da rnleri ucuza kapatrlard. zetlemek istersek; tarmda melez retim ilikileri ve smr biimleri egemendi. ktidarn kompozisyonu ve egemen snf ittifaknn yaps da sz konusu yapy koruyup srdrmeye uygundu... Sanayi Cumhuriyetin ilk yllarnda, Osmanl mparatorluu'ndan miras kalan sanayi, "tipik yar-smrge" zellikler tayan clz bir sanayi idi. "Dinamik" sanayi dallar olmad gibi, "geleneksel sanayi" de byk lde tasfiyeye uramt. "Bizde eski ekillerin zeva-liyle, hemen hemen btn ehemmiyetli snai faaliyetler de zeval bulmu ve memleket ekonomisi belli bal sanayi ubelerinin hepsinden mahrum kalp, en iptidai mamulleri bile hariten ithal etmek zarureti hasl olmutur."(22' Sanayi, i pazarn ihtiyalarnn bile ok kk bir blmn karlayabiliyordu. "En gelimi" sanayi alt dallarndan biri olan tekstil, i pazarn drtte birden az bir blmn karlayabiliyordu. Cumhuriyetin ilannn onuncu ylnda bile durum deimemiti. 1933'de "Trkiye'de tketilen pamuk182 lu, mensucatn ancak % 25'ini karlyordu. Ynl mensucatn ancak % 24', ipekli mensucatn da % 6's yerli retimdi. Trkiye o yllarda ekeri, imentoyu, unu, deriyi, sabunu ve saysz baka mallar ithal yoluyla salyordu."'23' Trkiye'de "kalan" sanayi, emperyalist lkelerin el atmad ya da el atamad alanlarla snrlyd. Var olan sanayi, emperyalist lke sanayicilerinin "ilgilenmedii" alanlarda faaliyet gsteriyordu. Henz "ithal ikameci", "ie dnk" sanayilemenin koullan olumamt. Yerli sanayi yar-smrge zellikler tayordu. Cumhuriyetin kurulmasndan sonra bu yap varln korudu. Bir baka

zellik de, sanayi kurulularnn birka blgede toplanm olmasdr. Tm imalat sanayiinin yaklak % 75'i stanbul ve zmir'de faaliyet gsteriyordu. Snai iletmelerin % 3.3' devlete, % 10.6's hisse senetli irketlere, geri kalan da zel teebbse aitti." Sanayide kullanlan tm motorlarn toplam gc ancak 20.977 beygir gc kadard. "(24' Aslnda sanayinin bir blm de dorudan Bat kapitalizminin tamamlaycs ilevine sahipti.1927 nfus saym sonularna gre, nfusun sadece % 5.6's sanayi sektrnde istihdam edilmekteydi. (25' Sanayi kurulular daha ok i tketime ve ihra mallarnn "ilk-dnme" uratlmas amacna ynelikti. Kullanlan retim teknolojisinin gerilii ve retim nitelerinin ccelii, sanayinin en belirgin zelliini oluturuyordu. 1927 sanayi saym sonularna gre, 65.245 retim nitesinden 28.246's atlye boyutunda bile olmayan ve cretli ii kullanmayan ok kk iletmelerdi. 23.332 nitede alan ii says ortalama 2 ila 3't. 7683 nitede 4-5 ii altrlmaktayd. 20 ve stnde ii altran iletme says 872'iydi. Geriye kalanlardan 3910 kuruluta 6-10, 1188'inde de 10-20 ii almaktayd. "Fabrika" boyutunda ve belirli bykle ulam iletmeler kk bir oran oluturuyordu. "Fabrika tipinde iletmeler arasna girenler unlard: Yllk retim gc 450 bin metre pamuklu doku183 maya ulaan 11 tekstil fabrikas, 3 bin iinin alt Cibali Ttn Fabrikas, 15 bin iinin alt stinye Tersaneleri ve deniz tatlar onarm iletmeleri (Trk-Hollanda sermayeli), gnde 200 tona kadar retim yapan Zeytinburnu imento Fabrikas, gaz fabrikas, elektrik istasyonu, iki adet bira fabrikas (Fransz, Belika, Alman sermayeli), ortak iletmeler vb.<26^ "stanbul'da daha ok Yedikule'de younlaan deri iletmeleri, belirgin bir rol oynuyorlard. Birka byk imalathane 30 bin kii altryordu. Burada 200'den fazla ii altran byk atlyeler bulunmaktadr. Bu atlyelerde retim el emeine dayanmakta, Avrupa ve Amerika'da izme sanayiinde kullanlan makineler burada bilinmemektedir. stanbul ile sk ekonomik ba iinde bulunan zmir'de asker elbisesi yapan iki devlet fabrikas, imento fabrikas ve birka hah imalathanesi vard.''^27) Tekstil, deri, metal, aa, besin, seramik ve kimya sanayi alt dallarnda 33.058 iletmede, 76.216 ii alt tahmin edilmitir. Bunlarn da 70.2'si sadece tekstil ve deri sanayilerinde alyordu. 1920'lerin ortalarnda imalat sanayiine yatrlan sermaye 191.2 milyon lirayd. Bunun 36.6 milyonu (% 18i) tekstil alt sektrne yatrlmt/28' 1921'de yaplan ve stanbul, zmir, Adana dndaki blgeleri kapsayan sanayi saym sonularna gre, 33.058 kuruluta toplam 76.216 ii almaktayd. Burada da , iilerin yaklak % 69'u dokuma ve deri sektrnde almaktayd. Dikkat edilirse imalathane bana 2-3 ii dyor ki, bunlar gerek anlamda sanayi niteleri saylamazlard. " 1920 yllan banda izmir'de 40 bitkisel ya, 24 meyve kurutma, 14 sabunculuk ve 13 tekstil isletmesi vard ve bunlarn ounda yalnz el emei kullanlyordu.' te yandan 1924'te, yaklak yz kadar yabanc irket faaliyet gstermekteydi.Bunlann 7'si demiryolu sektrnde, 23' banka, 184 35'i ticaret, 12'si imalat ve istihra, 11'i de belediye kurulularnda faaliyet gsteriyordu. Yabanc sermaye yatrmlarnn % 10'dan az imalat sanayiinde bulunuyordu. % 61 'i demiryolu, % 16's ticaret alanna yatrlmt. Bu rakamlar Trkiye'de faaliyet gsteren sermayenin niteliini de ortaya koyuyor. Faaliyet alanlar, sanayilemi lkelere ucuz hammadde salamak gibi bir ama tayorlard. Tm yabanc sermayenin yardan fazlasnn demiryolu yatrmlarna ynelmi olmas bu gr dorulamaktadr. (1924'te 4086 kilometre demiryolundan 1734 km.'si devlete, 2352 km.'si yabanclara aitti). Kredi sistemi de yabanc bankalarn denetimi altndayd. Elbette bu, sanayileme asndan olumsuz bir durumdu. Sanayi sektrndeki sermayenin % 62'si en byk kredi kuruluu olan Osmanl Bankas tarafndan denetleniyordu. "1920'lerin banda Trkiye'de, sermayelerinin toplam 91.8 milyon liray bulan 23 yabanc banka ile ulusal sarmeyeye dayal, toplam sermayeleri 17.8 milyon lira olan 10

banka faaliyet gsteriyordu."(30) lkenin mali kaderine hl Osmanl Bankas hkmediyordu. Varl tm ulusal bankala-rnkinin katyd. "Banka, hazine dairesi ilevini grmekte, banknot emisyonunu gerekletirmekte, hkmet adna yabanc devletlerle ilemleri ynetmekteydi31) Kk tetimin yaygn olduu bir alan da, hal dokumaclyd. Youn smrnn geerli olduu hal dokumaclnda, sanayi istatistiklerinde yer almayan binlerce kii alyordu. "Karpet Kumpanyas'nn mtalaasna baklrsa, 1913 yl irket hesabna 16.000 kadar ii alm olup, Anadolu'da hal dokumayla uraan genel ii says 60.000 kadar tahmin olunur. "*32^ "Finans-kapitalin en cra kylere dek boynuzlarn sokup kk retmenleri smrs korkuntur. Bir ii gnde 5-6 bin dm atabilirken, en ok ii gndelii dm saysna gre deiir. zmir'de 1700. Uakta 2200, Krkaata 2600, Sivas, Burdur'da 3000 dm iin 4 para (1 kuru) cret denir" diye yazyor H. Kvlcml. 185 I Tarma dayal geri bir "ihracat ekonomisi" durumundaki Trkiye'nin d ticareti de, bu yapnn doal sonucu olarak, tarm rnleri ihracat ve tketim mal ithalatna dayanabilirdi. Sanayi rnlerinin ihracat iindeki pay (1923-29 dneminde) % 8.6 idi. stelik bu orann gerisinde de, yine byk lde tarm ve hayvanclk vard. Ayn dnemde tarm rnlerinin toplam ihracatmza oran % 86.3't! Madenciliin pay da % 4 civarndayd. Zaten d ticaretin GSMH'ye oran da, birok benzer durumdaki lkeye gre ok dkt. (1924'te cari fiyatlarla ihracatn GSMH'ya oran % 014, 1929'da, % 0008; ithalatin oran da 1924'te % 017, 1929'da % 013.) zetlemek istersek, sanayi; d pazarn gdmnde ve onun koyduu snrlar iinde faaliyet gsteren son derece geri, kendi iinde btnl ve tamamlaycln yitirmi, i pazara ynelik fakat, i pazarn bile gereksinmesinin ok dk bir blmn salayan, kk meta retimi niteliini byk lde koruyan, yabanc sermaye egemenliini nemli olduu, d pazara dnk maddelerin da satmn salayacak kadar dnme uratan, insan emei dnda fazla mekanik motor gc kullanmayan, kk aile iletmelerinin ounlukta olduu, yan-smrge bir lke sanayisinin tipik rneini oluturuyordu. Cumhuriyetin kurulduu ilk yllardaki durumu, Emin T. Eliin yle dile getiriyor: "Dar-geni btn hatlar bir arada yalnz 4072 kilometrelik hepsi yabanc mal bir demiryolu ebekesi. 18 bin 335 kilometrelik bakmsz osesi, birka liman ehri arasnda ileyen topu topu 72 bin tonilatoluk ufak teknesi vardr. Cumhuriyet'in daha ilk ylnda Trkiye darya ancak 85 milyonluk mal satabilmi, buna karlk 145 milyon liralk mal almt, 60 milyon ak vard. Alnan eylerin bir ksm yiyecek-iecek, geri kalan eylerin hemen hepsi Avrupa usul giyinip kuanmaya ve kullanmaya yarayan eyadan ibaretti. Kaam birka askeri fabrika saylmazsa, i pazarn ihtiyacna yle-byle yetecek hibir retim dal yoktu, ierlek kelerde kalm tektk el tezghlar ortadan ekilmek iin ilk trenle veya motorlu arala gelecek yabanc ticaret mallarn bekliyordu. "Trk kyls elindeki ilkel aralar ve daha da ilkel retim metod-laryla topraktan karabildii rnlerle kamn zor doyuruyor, kt yllarda vergi borcunu bile veremedii iin ineinin ve yatak-yorgannn haczedilip gtrlmesine katlanmak zorunda bulunuyordu. Dr. Reit Galip'in anlatt gibi, ufak itfi, kyl ve kasabadaki aalarn, tefeci ve murabahaclarn elinde kleydi. Para para olup kyn drt bucana serpilmi olan elayas geniliindeki tarlalarda, ama kendi topranda alan kk kyl yine mutlu saylrd, ortak yarc, rgat olarak hayatlarn kazanmaya uraanlarn hali daha berbatt. Ankara'daki Mustafa Kemal, onlar iin 'bu memleketin efendisi', demi olsa ne kard, bu sz onlarn kulana bile eriemezdi." ktisat Politikasyla Amalanan ngiltere'nin desteini ektii bir ortamda Anadolu'dan kovulmas zor olm^-yan Yunan Ordusu yenilip lkeden atlnca, "asalak snflar"n tehlikeye giren smr olanaklar "yeniden domu" oluyordu. Bu aamadan sonra yrrle konulacak ekonomi politikasnn egemen snflar blokunun karlarn

gerekletirmeye ynelmesi kanlmazd. Asalak snflar niyetlerini aa vurmada acele ediyorlard. Lozan Bar grmeleri 4 ubat 1923'te kesildi. 17 ubat 1923'te zmir'de ktisat Kongresi topland. Kn ortasnda aceleyle bir iktisat kongresi toplamann baz "nemli" nedenleri olmalyd. Aksi halde, lkenin geleceini angaje eden nemli stratejik kararlarn olumasna temel oluturacak bir kongrenin bu kadar aceleye getirilmi olmas baka nasl aklanabilir? 186 187 Kongre, bata emperyalist devletler olmak zere, yerli "burjuvaziye zellikle de stanbul'un tccarlarna gvence vermeyi amalyordu. Bylece, bir yandan stanbul'un kozmopolit "i ev-releri"yle ittifak pekitirilirken. onlarn araclyla da emperyalistlere gvence verilmek isteniyordu. Kongreye davet edilenlerin kompozisyonu Milli Mcadele srecince oluan snfsal ittifaknn da belirgin bir yansmasyd. "Kongreye her ileden ancak sekiz kii gelebilecek ve bu sekiz kiiden ifti, bir tanesi de tccar, zanaatkar, ii, irket temsilcisi , bankac olabilecekti."*34* Grld gibi, Kongre'de toprak aalan sekizde lk bir temsil hakkna sahiptiler. ilerin temsili sembolik, gstermelikti. Yoksul ve az toprakl kyl kitlesinin temsili zaten olanakszd. Aslnda kongrede temsil edilen kyllk deil, toprak aalaryd. "ifti" szcnn kullanlmas, yanlsama yaratma amac tayordu! "Kongre Salonu'nun sa yan tccarlara, sol yan iilere ayrlmt. Ortann sanda iticiler, ortann solunda sanayiciler oturacaklard. "(3S> Sanayicilerin "ortann solu"nda oturmalar, politikada "ortann solu"na ilgi duymalar iin yaklak elli yl geecekti... Kongre'de, Trkiye'nin emperyalist sistem iinde kalmaya devam edecei aka ilan edilmiti. ncelikle Osmanl borlarnn deneceine ilikin gvence veriliyordu. Osmanl borlarnn devralnmas, hem Milli Mcadele'nin anti-emperyalist bir ze sahip olmadn, hem de Cumhuriyetin imparatorluun devam olduunu gsterir. Ayn ekilde, Trk hkmeti, karlksz milliletirmelere de girimeyecekti. Milliletirmeler, bir siyasal hareketin "snfsal znnn" aynasdr. Milliletirmelerin gerek anlamda milliletirme olabilmesi iin, hibir demede bulunulmamas gerekir. Aski halde sz konusu olan bir "sat ilemi"dir. te yandan, yabanc sermayeye kar dmanca bir tutum iine girilmeyecei konusunda da gvence verilmiti. Mustafa Kemal, Kongre'yi a konumasnda; "(...) Kanunlarmza uymak artyla yabanc sermayeye gereken gvenlii salamaya her zaman hazrz" diyordu. Mustafa Kemal'den sonra konuan ekonomi bakan 188 Mahmut Esat Bozkurt da; "(...) Yeni Trkiye Ekonomi Okulu'nun yabanc sermayeye kar bir dmanl olduu sanlmasn. Trklerle ayn kanunlara ve artlara bal olmak zere yabanc sermayeye hatta baka memleketlerden fazla, kolaylk gstermeye hazrz" diyordu. Dikkat edilirse, yasalara saygl olmaktan ve eit koullardan sz ediliyor. Yasalar karsnda eitliin sermaye iin ne nemi olabilir? Bu, eit olmayanlar arasndaki yasal eitlik deil midir? Clz yerli sermayenin emperyalist sermayeyle eit koullarda faaliyet gstermesi, ister istemez onun emperyalist sermayenin gdmne girmesiyle sonulanabilirdi... Ne ki, emperyalizmin yapsal bunalm, ("uzun dalga"nn ikinci aamas) yznden yabanc sermayenin Trkiye ekonomisini biimlendirip, artlandrmas snrl kald. O dnemde, bunalmn sonucu olarak ortaya kan bu zel durum, Kemalistlerin yabanc sermayeye kar bir tutum iinde olduklar biiminde yorumlanmtr. Tam tersine, kapitalist gelime srecinin genilemesine ayak ba olan engeller kaldrlarak (inklaplar), yabanc sermayenin faaliyetine uygun koullar yaratlmt. zel teebbse bir kayt getirilmemekle birlikte, "aznlk" burjuvazisine kar "Trk burjuvazisi" desteklenecektir. "Yeni Trkiye bir Karma Ekonomi Sistemi izlemelidir. Ekonomik iler ksmen devlet, ksmen zel teebbs tarafndan yaplmaldr. Mesela; byk kredi nesseselerini, sanayi ilerini devlet idare edecektir. nk memleketimizin ekonomik durumu bunu gerektiriyor. Baz ekonomik konularda devletletirme yolunu izliyeceiz, baz konular zel teebbse brakacaz."(36)

Cumhuriyetin ilk yllarnda. Osmanl dneminde egemen olan tarm toplumunun ideolojik ve kurumsal yaplar dzeyinde ortaya kard engellerin almas, zel sermayenin desteklenmesine ynelik nlemler, bu vaadlerin yerine getirilmesi ynndeki admlardr. svire Medeni Kanunu, Alman Ticaret Kanunu vb'nin ithali, Tevik-i Sanayi Kanunu'nun kabul, Bankas, Sanayi ve Maa189 din Bankas'nn kurulmas, 1925'te kabul edilen Ticaret ve Sanayi Odalar Yasas, 27 Eyll 1925'de esnaf rgtlerinin kapatlmasna ilikin yasann kabul vb. bu yndeki admlara rnektir. Tacir ve aalarn durumunu "dzeltmek" zere, vakit kaybetmeden iki yasa ithal eden Kamalist iktidar, ayn acelecilii bir "i kanunu" ithal etme konusunda gstermiyor... Alnan tm nlemler ve zendirici uygulamalara ramen, daha 1928-1929 yllarna gelindiinde, "beklentiler"le "gerekleenler" arasnda byk bir uyumsuzluk olduu grld. Bu "uyumsuzluun" nedeni olarak ok sk ne srlen gereke, Lozan'da kabullenilen ekonomiye ilikin kstlamalardr. Z. H. Herslog, Lozan Ant-lamas'yla ilgili olarak; "Trkiye esasl tavizler verdi ve bu tavizler zellikle 1920'lerde memleketin gelimesini ters ynde et-kilediler"^37) diyor. Bilindii gibi, Lozan Antlamas'na gre Trkiye, anlamann imza tarihinden balayarak be yl sreyle gmrklerini ykseltemiyecekti. Osmanl borlarn da demeyi taahht etmiti. Elbette bu ve benzer kstlamalar "anti-emperyalistlik" iddialarnn nasl ii bo iddialar olduunu da gsterir. "(...)Devletin gmrk vergisi gelirlerinden eksik kalmas bir yana braklrsa, kalknmak iin atlmlar yapmas zorunlu olan bir lkede, kurulmas gerekli sanayi-ler iin ne denli zararl olaca ortadadr. "Osmanl borlarnn tamamen kaldrlmamas, Lozan Antlama-s'nn getirdii bir baka snrlamadr. 6 Austos 1924'te Antlama yrrle girdiinde, Osmanl borlar 129.384.910 altn lira olarak saptanmt; Trkiye tarafndan stlenilen miktar 84.597.495 altn lira oldu. Yllk taksitleri 5.809.312 lira olan bu borcun. Trkiye'nin btesine ykledii yk kamu yatrmlarnn snrl olmasna yol amtr. zellikle 1930'lardan sonra 1928'de yaplan indirimlere karn, bte harcamalarnn yzde 13-18*ini Osmanl borlar oluturuyordu."^38^*'. 190 phesiz, gmrklerin be yl sreyle 1916 seviyesinde tutulmasnn kabullenilmesi ve nemli bir bor yknn devralnmas ekonomik byme asndan olumsuz bir durumdu. Fakat, olum suzluu sadece bu snrlamalarla aklamak fazla basitletirme olur. Eer bu "aklama" snn aslmazsa, bundan Trkiye'deki snfsal yaplanmann sanayilemeye uygun bir ortam yaratt anlam kar. Oysa egemen snf ithifaknn bileenlerinden bir kesimi sanayileme kart karlara sahipti. Ticari sermaye kesimi gmrklerin ykselmesine karyd. 1929 ylnda li ktisat Meclisi tarafndan ileri srlen , ticaret sermayesinin grlerini yanstan tercih bu yndeydi. li ktisat Meclisi'nin gr, "Gmrk Siyasetimizin Esaslar" adl raporda yle dile getiriliyordu: "Gmrk politikamzn kskan ve tutucu bir dnceden esinlenerek uygulanmas caiz deildir. "Korumada zorlama ve arlk ou kez iktisadi tecride yol aar. Zorlayc koruma ve iktisadi tecrit, d rekabeti tamamiyle kaldran ve yok eden ar ithalat vergisinin yerli sanayiinin yabanc sanayii ile rekabet etmesi olanan yok edecei nedeniyle kabul edilemez. nk lke sanayiini tembellie yneltme tehlikesi vardr. Koruyucu gmrk vergileri... Hibir zaman arya vardnlmamaldr." (39) Fakat, eitli yntemlerle (fiyat politikalar ve stihlak Vergisi gibi), i piyasada fiyat dzeninin yksek bir seviyede olumas salanyordu. Bu durum yerli sanayinin tevikinin baka yollar da olduunu gsterir. rnein, petrol ve eker fiyatlar 1929 ncesinde de d piyasalardan ok yksekti/40^ Dolaysyla, egemen snf yapsn ve bu yapnn sanayileme karsndaki tavrn bir yana brakp, "olumsuzluu" sadece Lozan'da kabullenilen kstlamalara balamak yeterli olmaz. Zaten Lozan Antlamas, alm satm "devlet tekeli "ne braklan mallar 191

iin tarife hakk tanyordu. Bir baka nemli sorun da, 1929'da yrrle konulan yeni tarifenin gerek anlamda koruyucu bir tarife olup olmadyla ilgilidir. Trkiye'de sanayinin gelimilik dzeyi veri iken, sadece gmrk tarifeleri yoluyla bir korumann yeterli olmas da beklenemezdi. "Trkiye ile Avrupa lkeleri ve ABD'nin snai gelime dzeylerindeki fark ylesine byktr ki, hibir gmrk engeli yabanc mallarn gl rekabetini duymaya devam eden Trk sanayiini gvenilir biimde koruyamyordu. thal edilen mallardan, ithal fiyatlar zerinde, % 25 ile % 100 oranlarnda gmrk vergisi alnmasna ilikin yasa 1 Haziran 1929'da yaynlanm ve 1 Ekim 1929'da yrrle girmitir. "Ticaret sermayesi 4 aylk arada byk speklatif ithalatlarda bulunmutur! "<42> "Ticari sermayenin, artk deer retimine katlmamakla birlikte, ortalama bir kr haddi oluumuna katld gr kabul edildiinde, bu ortalama kr haddinin, ticari sermayeye den kr pay orannmda azalacan, yani yeni sanayi sermayesi kr orannn deceini de kabul etmek gerekir. "O halde ticari sermaye sanayi sermayesine oranla ne kadar bykse, snai sermayenin kr hadleri de o kadar kk olacaktr. Tabii bunun tersi de aynen geerli, yani ticari sermaye sanayi sermayesine oranla ne kadar kkse, sanayi sermayesinin kr oran o kadar byk olacaktr. "(43) Gerekten, sanayi kl tketim mallarnda i tketimin en byk ksmn sanayilemi lkelerden ithal yoluyla karlanan bir l-kede.ticaret sermayesinin karlarnn sanayileme politikasyla uyumas beklenemez. Sz konusu mallarn yurt iinde retilmesi (ithal ikmesi), ithalattan byk kr salayan kesimin kr olanaklarn ortadan kaldrr. 1923-1930 aralnda, pamuklu dokuma, pamuk iplii ve ynl dokuma ithalat, toplam ithalatn % 38'ini oluturuyordu. "ithalat balantlar iin byk bir sermaye yatrm yapmayan ve finansman iin byk lde yabanc kaynakl kredi kullanan itha192 lat tccarlarn Trkiye'de pamuklu ve ynl dokuma sanayilerinin gelimesine kar kmalar doal saylmaldr.'^44^ Kemalist iktidar, zmir ktisat Kongresi'nde alnan kararlar dorultusunda sanayii tevik edici nlemler almaya girimi, bu amaca ynelik yasal ve kurumsal dzenlemeler yaplmtr. 1924'te kartlan bir yasayla ihracata dnk "sanayilerin" kullandklar hammaddelerin gmrk vergisinden bak tutulmamas salanmtr. Ayrca ie dnk retim yapan sanayinin de gmrklerle koruma olanann bulunmay nedeniyle, ucuz girdi salamak yoluna gidilmitir. Sanayii koruyucu gmrkler, ancak 1929'da kartlan 1499 sayl "Gmrk Tarifesi Kanunu" ile konu-labilmitir. 1924'te kurulan ve yar resmi bir banka niteliinde olan Bankas, sanayinin finansmann salama amacn da gdyordu. Bir yl sonra, 1925'te Sanayi ve Maadin Bankas kuruldu, Kurulu yasasnda; "Banka kendisine devredilen fabrikalar yzde elli biri nama muharrer senetle kendisine ve Trk efrat ve ehas hkmiyesine ait olmak zere tesis edecei Trk anonim irketlere devrederek iletmeye mezundur" deniliyor. Grld gibi, kanun, kamuya ait sanayi kurulularn zel kesime devretmeyi amalamaktadr. Bankaya devredilen fabrikalar arasnda Beykoz Deri ve Kundura Fabrikas, Hereke pekli ve Ynl Dokuma Fabrikas. FeshaneYnl Dokuma Fabrikas, Bakrky Pamuklu Dokuma Fabrikas da vard. 1927'de de 1055 sayl Teviki Sanayi Kanunu kartlarak sanayilemeye, zel giriimlere destek salama yolundaki yasal ve kurumsal dzenlemeler tamamlanm oluyordu. Bu yasa, zel kesimde faaliyet gsteren sanayi kurulularna byk olanaklar ve ayrcalklar tanyordu. Parasz arsa temini, arazi vergisi, kazan vergisi, bu vergilerin zel idareye ve belediyelere ait ksmlarndan; maktu zam vergisinden, belediyelere ait inaat, buhar kazanlar, motorlar ve imbiklerin ruhsatiye resimlerinden baklk; snai kurulu kurulmas amacyla karlacak hisse senetleri ve tahville193 rin damga resminden bakl; snai kurulularn yatrmlarnda kullanacaklar her trl inaat malzemesinin zerinde kullanacaklar hammaddelerin, yatrm mallarnn tmnn gmrk vergisinden bak olarak

ithali; snai kurulularnn yap malzemesi ile makine ve gerelerinin yurtii denizyolu ve demiryolunda % 30 indirimli tanmas; bu indirimden yararlandnlmayanlara da ayn miktar prim verilmesi; Bakanlar Kurulu karar ile snai kurululara; yllk imalat deerinin % 10'una kadar prim verilmesi, snai kurulular iin gerekli olan tuz, ispirto ve patlayc maddeler, cari fiyatlardan indirimle ya da prim ile verilecek; ithal malna oranla yzde 10 pahal olsa da devlet kurulular, belediyeler ve yasadan yararlanan tm kurulularn yurt ii retim kullanma zorunluluu^45* getiriliyordu. "14 Nisan 1924'de eker fabrikalarnn ayrcalna ilikin bir yasa karld. Sz konusu yasaya gre, Trk fabrikalarnda retilen eker, sekiz yl boyunca tketim vergisinden bak tutuluyordu. eker pancar ekim ve rnn, kmr ocaklar ve eker fabrikalar iin kire reten iletmeler de ayn ekilde vergi d tutulu-yordu. eker Fabrikas kuracak olanlara 5 hektara kadar karlksz arazi verilecei ve fabrikalarn rettii mallarn da Devlet Demiyolla-r'nda indirimli olarak tanaca yasada ngrlyordu.'^46) Kurulan sanayilerin niteliiyle ilgili olarak A.H. Baar unlar yazyor: "Yeni gmrk tarifesinin arkasna snarak dnya fiyatndan birka misli yksee satan basit ve mank bir sanayi tremeye balamt... te, demir telleri keserek ivi yapan, iviyi d piyasa fiyatnn on misline satan, milli sanayi olduu iin demir telleri de hammadde diye gmrksz sokan u ivi fabrikas, eski bir medresenin yksek duvarlar arkasna kurulmutur. te u, yine dardan hammadde diye gmrksz getirdii telleri sadece galvanize edip mamul halde yine on misline satan muhur fabrika (!) Galata'da bir arsa aralndaki... tte u bakr mamulat fabrikas mahallenizin kesinde, eski bir ta evde kurulmutur. Fabrikann satan ba194 casndan her gn btn muhalleye yaylan kurum, halka pencereleri amaya bile msade etmez. Mahallenin ikyete hakk yok! Bunlar vatann selameti iin alyorlar! "^ Teviki Sanayi Kanunu'ndan yararlanan kurululardan ou, sanayi kuruluu saylmas tartmal, madencilik, tarm ve hayvanclkla ilgili kurululard. 1927 sanayi saym sonularna g-re,kurulularn ancak % 32.55'i sanayi saylabilecek niteliklere sahipti. Tm kurululann % 85.09'u tketime dnk kk boyutlu hafif sanayilerden oluuyordu. Kk atlye tipinin hkim olduu bir "sanayi" sz konusuydu. Tm iletmelerin binde 24' yzn stnde ii altryordu. Sanayinin bu durumu 1927'de bile, sz konusu sektre aile tipi kk iletmelerin hkim olduunu gsteriyor. Teviki Sanayi Kanunu'ndan yararlanan irili ufakl tm iletmelerde alan toplam ii says 65.245'tir. Sanayi kurulular iinde, tarm, evcil hayvanlar ve av rnleriyle, dokuma sanayi, toplam sanayi retiminin % 82.73'n oluturuyordu. Dokuma sanayi, kulland hammaddelerin % 21.55'ini dardan ithal ediyordu. Toplam kurulularn % 77.12'si, alanlarn (iilerin) da % 68.41 'inin tketim mallar sanayilerinde toplandklar sylenebilir. te yandan, sanayi kurulularnn % 54.44' evirici g olarak kulland enerjiyi kendi retiyordu. Bu durum, alt-yapnm (enerji vb.) da henz son derece geri olduunu gsterir. Btn bunlar zel sermayeyi hazr i pazar olan, ksa vadede yksek kr salyan alanlara yneltiyordu. Byk Dnya Ekonomik Krizi'nin yaratt oktan sonra, devlet, sana-yileme srecine dorudan mdahale ederek, hem altyapi yatrmlarn gerekletirme yoluna gidecek, hem de kurduu sanayilerle zel sermayeye "dsal ekonomiler" salamaya ynelecektir. Sz konusu dnemde yabanc sermaye girii de umulann altnda kalmtr. Bu durum; "1923-1946 dneminde Cumhuriyet Hkmeti'nin uygulad milli ekonomi politikas dardan yabanc sermaye giriine izin vermiyordu" biimindeki resmi gre kar195 n. emperyalist sermayenin kendi i sorunlarndan kaynaklanyordu. Bu dnemde azgelimi lkelere ynelen yabanc sermaye ak-ndaki gerileme genel bir durumdur. Yine de sz konusu dnemde zel kesimde belirli bir canlanma mevcuttu. 1921-27 yllar arasnda sanayi kurulularnda % 30'luk bir art olmutur. Bunun byk

blm zel kesimde gereklemitir. Ayn dnemde cretli ii sa-ysnda da % 60'lk bir art olmutur. Ne ki, rejimin Bonapartist bir nitelik tamas, brokratlara byk olanaklar salamaktayd. Brokratlar, ayrcalkl konumlarndan yararlanarak, bir yandan Bonapartist diktatrln "sekin st dzey ynetici kadrosunu" olutururken, bir yandan da "zel giriimler yoluyla" lke kalknmasna "byk katk"larda bulunuyorlard. Oluturulan irketlerde brokratlarla tccarlarn ittifaknn somut rneklerini grmek mmkndr. Bunlardan biri "Trkiye Milli thalat ve hracat Anonim irketi"dir. Bu irketin kurucular arasnda 54 milletvekiliyle 37 de tccar vard. 1 ve 9 Temmuz 1923 tarihli gazetelerde kan ilanlarda irketin teki ortaklan hakknda da bilgiler yer alyordu: "irketimizin kurucular ierisinde 115 deil, daha fazla mebus vardr. Fakat, hepsi de irketlerden rkm olan halkmza rehber olabilmek gayesiyle itiraki kabul etmilerdir. Hissedarlarmzn byk bir ksm kahraman ordumuzun binba ve daha yksek rtbeli subaylarndan ibarettir." "Dnya pazarlarnda artk, ancak Trk tccar ve komisyoncusu i grecektir. Hele hkmetin desteini elde etmi byle bir irketin baar kazanmas, daha olaan grlmektedir." 1931 ile 1940 arasnda kurulan (ve 1968"de varlklarn hl srdren) irketlerin % 74.2'sinin kurucusu brokratlard.^ Asalak burjuvazinin "devrimcilii"ni" yukardaki rnek kukuya yer olmayacak biimde ortaya koyuyor. Ayrca ilanda, irketin kurulu nedeninin, "Rum ve Ermenilerin" yerini almak olarak aklanm olmas da, batan beri ileri srlen grleri dorular nite196 liktedir. Bylece "vatan kurtarma misyonu", "ekonomiyi kurtarma misyonu"na dnyor. Bunu da, "irketlerden rkm olan" halkmza rnek olarak gerekletiriyorlar. En byk rnekler de en yksek rtbeliler arasndan kyor... rnek olmak iin biraz acele davrandklar da biliniyor. "Halkmza rnek olmak iin" Byk Taarruz'u bile beklemiyorlar. 25 Temmuz 1922'de irketin kurulma almalar balatlyor. Daha Yunan ordusu lkeden atlmadan rnek olmaya balyorlar. "Kuvayi Milliye Ruhu", bu sefer ekonomi alanna arlyor! Btn bu "rnek giriimlere" ramen, 1929'a kadarki dnemde burjuvazi dikkate deer bir varlk gsteremiyor. "Yasalara saygl olmak kouluyla" gelmesi beklenen yabanc sermaye de beklenen lde gelmiyor. 1920'li yllarn sonuna gelindiinde; balangtaki sermaye birikim dzeyinin dkl, alt-yapnn yetersizlii, beklenenin altnda yabanc sermaye girii, daha nemlisi kolay kazan yollarnn varl gibi nedenlerden tr, izlenen "liberal iktisat politikas"nn zmszl kendini ak bir biimde gstermekteydi. 1929 Byk Dnya Ekonomik Krizi'nin ortaya kmas emperyalizmle kurulmu olan dengeyi de sarsmtr. Bu "an retim krizi", zaten yapsal bunalm nedeniyle olduka zayflam olan balar daha da zayflatmtr. Klasik bir "ihracat ekonomisi" nitelii tayan Trkiye ekonomisi ciddi bir bunalmn eiine gelmitir. Krizin ekonomide yaratt ok etkisi o zamana kadar uygulanan ekonomi politikalarn da tartlr hale getirmitir. Bylece, "devletilik" olarak bilinen politikalarla ilkel sermaye birikimi srdrlecekti... 197 9. BOLUM BONAPARTST REJM ve SERMAYE BRKM "...Memleketimizde birok milyonerin, hatta milyarderlerin yetimesine alacaz. " Mustafa Kemal Mustafa Kemal'in, yukardaki szleri syledii 1923 ylndan bu yana yaklak eyrek yzyla yakn bir zaman geti ve bu zaman zarfnda birok milyonerler ve milyarderler yetitirildi. Eitsizlii srekli retip derinletiren bir toplumsal dzende, daha ok yoksul da "yetitirilmek" durumundayd. Ne ki, Mustafa Kemal, "milyoner, hatta milyarder yetitirme" iine kendinden balad. Bylece soruna verdii nemi kendi kiisel yaamyla gstermi oluyordu. Nedense Mustafa Kemal'in bu yan pek bilinmez. lkokuldan niversiteye kadar renciler, "ilke ve inklaplarn" renmekten onun ne denli yetkin bir "i adam" olduunu renmeye vakit bulamyorlar... Sadi Borak Bilinmeyen Ynleriyle Atatrk^ adl eserinde Mustafa Kemal'in servetinin bir dkmn

veriyor. Buna gre; yzbin dnmden fazla arazi (ba, bahe, fidanlk, ayr, yoncalk, orman vb. dahil), bir bira fabrikas, bir malt fabrikas, buz fabrikas, soda ve gazoz fabrikas, deri fabrikas, ziraat aletleri ve demir fabrikas, yourt imalathaneleri, arap imalathanesi, deirmenler, bir eltik fabrikasnn % 40 199 hissesi, mandralar, 13.100 ba koyun, 443 ba sr, (eitli rklarda) 69 at, 2450 tavuk, 16 traktr, 13 bier ve harman makinesi ve ziraat aletleri, bir adet deniz motoru, 5 kamyon ve kamyonet (iftliklerde kullanlan), iki binek otomobil, 19 adet yk arabas vb... Grld gibi, Mustafa Kemal'in kendisi de Osmanl st dzey brokratlarnn "i adam" olmaya ne kadar yatkn olduklarn kantlyor. Bir bakma st dzey sivil-militer "Batc Osmanl brokratlar", bir eit "kurtarc rant" elde ediyorlard. Bu ranttan mahrum kalan, ya da az rant elde eden "kskn brokratlar", resmi ideoloji reticileri tarafndan brokrasinin "devrimci kanad" sayl-mlardr(!) Doan Avcolu brokrasiyi, "bir kanad tutucu, bir kanad devrimci"(2) olmak zere ikiye ayryor!.. Y.K. Karaosmanolu, vatan kurtarclarn devleti nasl soyduklarn anlatr-ken unlar yazyor: "(...) O sralarda bence bu hadiselerin en nemlisini tekil eden dnk Milli Mcadelelcier ve o gnk devrimciler kadrosunun bir kazan ve menfaat irketi karakterini tamaya balamasyd. Bunlardan kimi arsa speklasyonlar, kimi idare meclisi azalklar, kimi taahht ileri, kimi de trl trl ekillerde komisyonculuklar peine dm bulunuyordu. Garp Cephesi Kumandan iken, yolsuzluklarndan phelendii bir levazm reisini herkesin gz nnde nasl haladn kulaklarmla iittiim ismet Paa'nn, temeli fazilet ve feragate dayanmas lazm gelen bir devrim rejimini daha ilk gnlerinden itibaren soysuzlatrma tehlikesi gsteren bu hal karsnda belli bal bir tepkide bulunmamas ve benim bu husustaki baz yaknmalarm, hi cevaplandrmadan mphem bir glmsemeyle dinleyii beni hayretten hayrete dryordu.'^3' Karaosmanolu'nun hayrete dmesi gerekmiyordu... Garp Cephesi Kumandan'nn emrindeki bir subaya sz geirmesiyle Milli Mcadale'nin yiyicilerine sz geirememesi farkl eylerdir. Karaosmanolu bir de "devrim" kavramyla ilgili yanlgya d200 yor. Emeki halk kitlelerinin katlmad bir hareketin devrim saylmayacam bilmiyor... Zaten devleti soyma o gnlere zg bir ey de deildir. "Devlet soyma" eskiden beri bir gelenektir ve sreklilik arzediyor/4' Burada, (stelik emperyalizm anda), "brokratn devrimcilii" sorununu tartmaya gerek yok. Tarihsel olarak bir imparatorluu ke gtren, en azndan k srecinde etkin olan brokrasinin birdenbire "devrimci" olmas eyann tabiatna ters den bir eydir. i brokrasisi de dahil, brokrasinin her eidi, toplum iindeki konumu ve ilevi gerei daima status quo'mxa korunmasndan yanadr. Ne ki, emperyalizm anda ilerici bir rol oynama ans olmayan sadece brokrasi deildir. Ticaret burjuvazisi de ilerici bir rol oynayamazd. Kemalist brokrasinin bir kanad (kendi paylarna deni de almak kouluyla), suyun bana geerek, suyu asalak snflara (tacirler ve toprak aalar) doru evirdiklerinde, harikalar yaratmakta olduklar efsanesini yaymay da ihmal etmediler... Daha nce deindiimiz gibi, yaplmak istenen; aznlk tccarn (Rum, Ermeni) el koyduu toplumsal art, Mslman-Trk unsurlara kaydrmakt. Bylece sorunlarn zlecei varsaylyordu. Tacir ve aalar iin bir yanlsama sz konusu deildi. Onlar, neyin neden yapldn ok iyi biliyorlard. Brokrasi de dahil, iktidar blokunu oluturan snflarn hibiri tarihsel olarak "ilerici" bir rol oynayacak durumda deillerdi. Hepsinin ortak kaygs, tehlikeye den karlarnn gvence altna alnmas ve smr olanaklarnn derinletirilipeitlendirilmesiydi... te yandan, Trkiye'nin emperyalist sistem iinde igal ettii yer gz nne alndnda, ticaret sermayesinin "milliyeti"nin de nemi yoktur. Tccarn nfus czdannn deimesi sanld kadar nemli deildir. Zaten sz konusu dnemde

sk sk nfus czdan deiiklikleri de yaplmtr. Aznlk tacirler Trk tabiiyetine girerek, Trklerden ortaklar bulup destekler salayarak, "Mslman201 Trk" olmamann dezavantajn byk lde ortadan kaldrmlardr. Milli Mcadele dnda kalan tccarn birden "ar milliyeti" kesilmesi Meclis'te eletiriye urar. Ktahya Mebusu Besim Atalay unlar sylyor: "Arkadalar, memlekette yolsuzluklar yapldndan sz ediyorsunuz. Bu memleketin kurtarlmas ve bugn yapld sylenen yolsuzluk Hoca Sadi'nin nl kuzu hikyesini andrd. Kurdun elinden kuzuyu kapt kurtard, fakat kendi kesti, kendi yedi. Arkadalar, yldr u Milli Mcadele srasnda kadnlara cephane mi tatmadk, tuzdan, hatta undan bile vergi mi almadk? Kadnlar bile ehit mi vermedik? Gaziler topraklarna masumlar m gmmedik? Sonu ne oldu? Mcadele ile hi, ama zerre kadar hi ilgisi olmayanlar, bu memlekete doldu... Sanki yaptklarmz, kurtardmz memleketi, bunlara peke ekmiiz, gidin grn arkadalar, u zmir'e bir gidin... Sokaklar dolduran eit eit 'yurtsever' tccarlar bir grn..."O Ticaret sermayesi emperyalist bloka kaynak transferi ilevine koulmu olduu srece, bu ilevi gerekletirenin hangi dine mensup olduu sanldndan daha az nemlidir. Nora eni'nin yazd gibi: "(...) Osmanllar gibi Trkiye'yi de danya balamadaki baat roln ticari sermaye tarafndan oynanaca tartlmam, yalnzca bu ticari sermayenin dayana i toplumsal tabakann Mslman olmasna karar verilmitir.'*6) 1912-1915 sanayi saym sonularna gre, sanayideki sermayenin ancak % 15'i Trk unsurun elindeydi. % 50'si Rumlarn, % 20'si de Ermeniler'in kontro-lndeydi. Yahudiler'in pay % 5, yabanclarn pay ise % 10'dur.(7> Milli Mcadele'nin bandan beri oluan aa, ayan-eraf, Anadolu tccan ve brokrasi ittifakna atekesin hemen ardndan stanbul'daki Mslman tccarn da katlmasyla, egemen snf bloku yerini alm oluyordu. Mustafa Kemal'in Bonapartizmi altnda sermaye birikiminin nasl gerekletirilmek istendiini tartmaya girmeden nce, egemen snflar blokunun nitelii zerinde durmak gerekiyor. Doas gerei bu "gerici ittifak", hangi tarihsel ileve koulmutu? 202 Melez Bir Snf ttifak Osmanl sosyal formasyonu, geliip yaylan kapitalizmin etki alanna girince toplumsal yap nemli lde deimi, "biimsiz-lemi"ti. Ekonomi bir taraftan Bat karlar dorultusunda "biimlenirken", yine de kendine zg prekapitalist "formlar" korumaktayd. mparatorluun "st-yap kurumlar"yla, yeni oluan ekonomik yaplar ve ilikiler arasnda bir uyumsuzluk sz konusuydu. Milli Mcadele sonrasnda kurulan Cumhuriyet'in "temel misyonu" bu "ikilii" ortadan kaldrmakt. Kemalist hareket, Bat kapitalizminin gelimesine ayak ba olan pre-kapitalist hukuki yaplar ve formlar ortadan kaldrmay amalamt. Bylesi bir durumda ancak emperyalizmle btnleme sreci hzlanabilirdi. Baka trl sylemek istersek, azgelimilik sreci ivme kazanacak. Azgelimi bir lkenin emperyalizme bamll ve bu bamlln biimi deiik "arlklar" alabilir. Baml lkedeki egemen snf ittifakknn nitelii bu "arl" belirler... Elbete lkenin siyasal zerkliinin derecesi de nemsiz deildir. Ayn ekilde, emperyalist bloktaki "zel durumlar" da bamlln biim ve younluu zerinde etkili olabilir. Kapitalist retim tarznn yapsal kriz dnemlerinde (uzun dalgann ikinci aamas), emperyalistleraras sava durumunda vb. azgelimi lkenin "bamllk katsays" da azalr. Her ^el durumda emperyalist blokla kurulan denge de deiebilir. Belirli aralklarda baml lkenin "zerklik katsays", en azndan geici bir dnem iin de olsa ykselebilir. Cumhuriyetin kurulduu dnem kapitalizmin yapsal kriz dnemine rastlamt. stelik 1929 krizi gibi kapitalist retim tarzn temelinden sarsan en byk "an retim" (veya eksik tketim) krizi de o dneme rastlamt. Bu da lkenin emperyalizm tarafndan artlandrlmasn zayflatmt. Bu durumun yaratt "geveme" ve "ilikilerinin zayflamas" ynetimin "anti-emperyalistliine" ve "devrimciliine" yorulmutur! 203

1920'li yllarda Trkiye'de geerli retim ilikileri melez bir nitelik tayordu. Iie gemi deiik "retim ilikilerinin varl, egemen snf yapsn ve devletin yapsn da doal olarak biimlendiriyordu. Bir kere, lke nfusunun ezici ounluu kapitalist retim ilikilerinin "dnda" ya da sz konusu sektrle snrl ilikiler iindeydi. Bitlis, Mu, Erzincan illerindeki duruma ilikin raporda, buralarda retilen budayn % 80'inin yerinde tketildii bilinmektedir. Kyl, ancak kendi gereksinmelerini salar. Pazara srlen mallarn oran % 2'yi gemez. orap, amar, hatta kundura ve elbise gibi maddelerin genellikle aile yeleri tarafndan yapld grlr. Hayvanclk blgelerinde de durum ayndr. Kylnn pazar ile ba snrldr. Birok durumda al veri para ile deil, mal ile yaplmaktadr. rnein, kasabada alan zanaat, maln kylyle nakit karl deil, tarmsal mallar karl deiiyordu/8' Buna karlk, lkenin baz Bat blgelerinde kapitalist ilikiler geerliydi. Byk toprak sahipleri tipik "tarm kapitalisti" zelliklerine deil, daha ok "pre-kapitalist" zelliklere sahiptirler. Savalar, hastalklar, ekiyalk, ar vergiler, aznlklara ynelik "etkisizletirme siyaseti", nfus mbadelesi vb. gibi nedenlerle, retici gler nemli lde tahrip edilmi durumdayd. Tarmsal artn en byk blm "prekapitalist" retim ilikileri sonucu ortaya kyordu. Ticaret burjuvazisi araclyla pazarlanan (ihra edilen) rnlerin nemli bir blm kapitalist retim ilikileri dndaki sektrde ortaya kyordu. Bu nedenle, bir sosyal formasyonun ya da bir blgenin kapatalist retim ilikilerinin etkisi altna girmesiyle, oralarda kapitalizmin gelimesini birbirinden ayrmak gerekiyor.*9) Dier yandan, Osmanl mparatorluu'nun siyasal bamszln "yitirmeyii"nin de bir sonucu olarak, emperyalizmle btnlemenin ald "zgl biim" d pazarlara ynelik latinfundia tipi byk tarm iletmeleri (ve tarm kapitalistleri) ve bu rnlerin pazarlaycs gl bi ihracatlar "grubu" da olumamt. Bu yzden bizde Latin Amerika'dakine benzer bir "klasik oligari" hibir za204 man var olmamtr. Ayn dnemde Latin Amerika'da geerli snf ittifakndan (byk toprak kapitalistleri, ihracatlar, ksmen de ih-talatlardan oluan) farklyd. ounlukla pre-kapitalist retim ilikilerini yanstan egemen snf ittifak, "melez" bir nitelik tayordu. Erzurum Kongresi "nden beri oluagelen, daha sonraki dnemde de pekien snf ittifak, tipik kapitalist ekonomideki sanayi, ticaret, finans ve toprak kapitalistleri yerine, aalardan, tefeci, tccardan, Osmanl subay ve paalanndan, hoca, mft ve eyhlerden ve bir ksm "serbest meslek" erbabndan oluuyordu. Gerek anlamda bir sanayi burjuvazisi olmad gibi, kendi tarihi gemii olan bir ticaret burjuvazisi bile mevcut deildi. Bu ifadeden, tarihi gemii olan "tefeci -bezirgan" sermayesinin de bulunmad anlam karlmamaldr. Pre-kapitalist alanda faaliyet gsteren ve yzlerce yllk bir tefeci-bezirgan sermaye elbette vard. Bu sermayenin varl sanayi sermayesinin glenmesine nemli bir engel oluturur. Mslman-Trk tccar, Rum ve Ermeni tccarlardan boalan yere adayd ama, ii de onlardan renmek gibi bir amaz vard. Bu konuya ilikin olarak A. F. Mller unlar yazyor: "Ma-mafi Kemalistler, gericilerin siyasal muhalefetini krmakla birlikte, kompradorlara ciddi ekonomik bamllk iinde kaldlar. Ulusal sava bitince Anadolu tccar ilk nce d ticareti renmeye alt. Halbuki ilerinde stanbul burjuvazisi ok gl idi. Bat ile eski balantlar, ticaret tecrbesi ve birikmi tecrbesi vard. Yaplanlarn hepsi, kmpradolar atan ve d dnya ile ilikilerde onlarn yerini alan Anadolu burjuvazisinin, sosyal ilikilerde onlarla uyumasna ve politik olarak onlara yaklamasna yarad."*10) Verili tarihsel-toplumsal ve ekonomik ortam yerli burjuvaziyi ortakla zorluyordu. "Trk burjuvazisinin, yabanc sermayeye kar savam, sonuna dein varan bir sreklilikte olmamtr. nk rakiplerin karlar ylesine iice gemiti ki, ulusal burjuvazi, yabanc sermayeyi btnyle tasfiye etmeyi deil, ancak onun faaliyetini snrlamay ama edinmiti. Bu nedenle burjuvazi bir yandan yabanc tekellere kar savan verirken, bir yandan da baz yabanc irketleri zendiren Trkiye'ye sermaye yatrmaya armtr."*11)

205 retim ilikilerinin bu "melez" nitelii, melez bir snf ittifak yaratmt. Melez snf ittifak da "melez bir siyasi egemenlik" biimine neden olmutur. Kurulan yeni devlet; giderek ideolojik styap kurumlar bakmndan (ve oluturulan yeni kurumlar) burjuva olsa da, byk lde pre-kapitalist, yankapitalist, kapitalist toprak aalan, bir ksm yan-eraf, eyhler, sivilmiliter brokrasinin st dzeylerinde yer alanlar, Anadolu tccan ve byk liman kentlerinin (zmir-stanbul vb.) komprador burjuvazisinden oluan bir "egemen snflar bloku" olumutu. Byle melez bir snf ittifaknn varl, devletin biimleniini ve deiik kesimlerin devletle ilikilerini de belirleyecekti. ktidar blokunda sanayiciler bir varlk gsteremedii gibi, mali sermaye de emperyalistlerin finans kurulular niteliindeki yabanc bankalarn denetimindeydi. Egemen snflar blokunu oluturan unsurlar iinde byk toprak sahipleri, sivilmiliter st dzeydeki yneticiler ve ticaret burjuvazisi belirleyici durumdayd. Her ne kadar ticaret burjuvazisi zayf olsa da, tarihsel ortam ve emperyalizmle oluan "yeni eklemlenmenin" biimi, onun karlarnn gerekletirilmesi ynndeydi. Her zaman bir egemen snf fraksiyonunun siyasal etkinlii, mutlaka onun ekonomik gcnn bir yansmas olmayabilir. te yandan, egemen s-nflar blokunu oluturan eitli fraksiyonlarn arlklar farkl dnemlerde deiik olabilir. leriki sayfalarda grlecei gibi, ekonomik kriz koullarnda toprak aalarnn arl artarken, kinci Sava'tan sonra ticaret burjuvazisi n plana kmtr. "Brokrasi", 1923'ten kinci Sava sonrasna kadar, arl deiik dnemlerde farkl olsa da, iktidar blokunun nemli bir fraksiyonunu oluturmutu. Brokrasinin ittifak iinde olduka uzun bir sre yer almasnda "d konjnktr"n ve egemen snflarn dier kesimlerinin zayf oluunun rol byktr. "Olumsuz" uluslararas konjonktr ticaret kesiminin emperyalizmle "eklemlenme" srecini hem yavalatm, hem de geciktirmiti. Bu durum bir sre ittifakn "ie dnk" nitelik kazanmasna neden olmutur. 206 ounlukla "yerel burjuvazi" kavram yerine "milli burjuvazi" kavram kullanlr. Aslnda bu yanltr. Bir burjuvazinin yerellii, onun "milliliinin" gvencesi olamaz. Milli burjuvazi, karlar yabanc (emperyalist) burjuvazilerle elien bir burjuvazidir. Burjuvazi (daha genel olarak mlk sahibi snflarn bir blm) yabanc burjuvaziler karsnda kendi snfsal karlarn sonuna kadar koruduu zaman "milli burjuvazi" saylabilir. Doal olarak bu durum ona zorunlu bir tarihsel misyon da ykler. Trkiye'de byle bir misyonu stlenecek snf ya da snflar mevcut deildi. Devlet otoritesine dayanarak Rum ve Ermenilerden ve bir ksm Lvantenden boalan yere aday bir ticaret sermayesi bulunuyordu. Zaten emperyalizm amda "ulusal burjuvazi"nin oluma ve varlk gsterme dnemi kapanmt. phesiz bylesi bir olaslk (milli burjuvazinin olumas) XIX. yzyln ikinci yarsnda henz ortadan kalkmamt. Ne var ki, Osmanl Devleti'nin yaps ve siyasal iktidarn nitelii, devletin kapitalizmin "ebesi" olma ilevine ve byle bir rol oynamasna imkn vermemitir. Emperyalizm anda burjuva temel zerinde kalarak, emperyalizmle balar koparmadan, "bamsz bir sanayileme", "kapitalistleme" srecini balatp srdrmek zaman oktan gemiti. Bonapartist rejimin ilevi, yeni smrgecilik dneminde yerel burjuvazi ile emperyalizmin ibirlii ortamnn yaratlmas olacakt... pazarn oluturulmas, temel baz alt-yap yatrmlarnn gereklemesi, ulam sorunun belirli snrlar dahilinde "zm" ticaret burjuvazisinin bata gelen talepleri arasndayd. Ayn ekilde, emeki snflarn bask altnda tutulmas yerli burjuvaziye "palazlanma" olanaklarm yaratt. 207 Kriz ve Sava Yllar 1929 Byk Dnya Ekonomik Krizi'nin ortaya kard olumsuz tablo, devletin ekonomiye daha ok mdahale etmesini gerektiriyordu. Liberal topyann ne anlama geldii bir defa daha ortaya kmt... Krizin ortaya kard yeni durum, "suyun bandakiler'^ yeni grevler yklyordu. Youn devlet mdahalesiyle iki ey amalanmaktayd: Birincisi, krizin ekonomide yaratt "kopukluu" gidermek;

ikinci olarak da, Milli Mcadele yllarndan beri oluan hkim snf ittifakn koruyup srdrmek. Elbette Bo-napartist rejimin her uygulamas, son tahlilde, asalak snflarn tmnn karlarn gzeten nlemleri ieriyordu. Kriz, Bonapart'n daha alaktan umasn ve daha ok kanat rpmasn gerektiriyordu... Resmi ideoloji retip yaymay meslek edinenler, 1930'lu yllarda devletin ekonomiye mdahalesinin younlamasnda pekok "kerametler" gryorlar. Devlet mdahalesinin artmasn Kemalizm'in byk bir "buluu" sayyorlar. Devletilik, Kemalizm'in "devrimci ilkelerinden biri" saylyor! Elbette burada, Yalova'da elenmek iin yaplan sayfiye evini bile "Yalova Sefas nklab" diyecek kadar ileri gidenleri kasdetmiyoruz. Szn ettiimiz, "rafine ve bilimsel" olanlardr. Kiiyi yceltmeyi marifet sayanlarn, Osmanl'daki "ilmiyye" snfnn bir karikatr olmalar kanlmazdr. Kriz ortamnda devlet mdahaleciliinin artmas, hemen tm lkeler iin geerli bir durumdu. "Devletilik", Kemalizmin bir orijinallii deildi. Niyazi Berkes; "Bu yzden Kemalizm'in nc ynnn (devletilik, F. B.) ele alnnda belli bir ekonomik doktrin, ona dayanan belli bir siyasal ideoloji rol oynamamtr. O zamanlar Kemalizm'i bir ideoloji olarak grme abalar yoktu. Genel olarak ideolojilere kar bir rkeklik ya da ilgisizlik vard. Baz ideolojik eilimler baar kazanamad. Kemalizm'in bilinen ideolojilerden farkl, ayr bir ideoloji ya da onlardan birine benzer bir ideoloji ol208 duu fikirleri sonradan dodu. rnein Serbest Frka onu liberalizm olarak tantmaa kalkt. kne yakn yllarda Halk Partisi iin de onu faizme benzetmeye alanlar oldu. Bugn de onu sosyalizme benzetenler ya da sosyalizm olduunu, snfsz bir toplum dzeni gerekletirmek istediini syleyenler oluyor. Gerek udur ki, Kemalizm bir ideoloji deil, tarihsel bir olay ve o olay zerinde bir grtr. ki yzyldan beri balayan modernleme akmnn doru yolunu bulmas, ona ynelmesidir"^12) diyor. Mollier'in eserindeki Moniseur Jourdain'in, konutuunun nesir olduunu bilmemesi sylediklerinin niteliini deitirmedii gibi, Kemalizm'e orijinallik yaktrmalar da gerei deitiremezdi. Zaten Kemalizmin bir ideoloji olmadn sylemek, "tarihsel bir olay zerinde bir gr" olmakla eliiyor. "deolojiler, ekonomik temel ilikileri gzden saklamaya altklar zaman bile yine o ilikileri dile getirirler." N. Berkes Kemalizmin bir ideoloji olmadn sylerken, tarihsel ilevi kapitalizmi gelitirmek olan Cumhuriyet brokrasisinin ideolojisini yanstyor. Aslnda "devletilik" denilen politikalar, sermaye birikimini (burjuvazi yetitirme sreci) salamaya ynelik stratejinin dnya ekonomik krizi koullarnda ald biimdi. Mustafa Kemal de devletilii, "kiilerin zel teebbslerini esas saymak, fakat byk bir milletin ve geni memleketin btn ihtiyalarn ve birok eylerin yaplmad lke ekonomisini devletin eline almak olarak anlyor." (13) Dnya Ekonomik Krizi'nin balang yl olan 1929'da Trkiye ekonomisi tipik bir ihracat ekonomisi grnmn koruyordu. hracat ekonomileri, olumlu ya da olumsuz uluslararas konjonktrden dorudan etkilenirler. Ekonomideki sarsnt, hem mlk sahibi snflarla emekiler, hem de mlk sahibi snflar aras dengeleri dorudan etkiler. hracatta nemli bir azalma sadece ihracatlarn 209 deil, toprak zenginlerinin gelirlerini de azaltr. sizlii artrr. thalat, dolaysyla (ithalat vergilerini de azaltarak) bte gelirlerini de azaltr... Btn bunlarn sonucunda, kurulu dengeler sarslr, sosyal patlamalara uygun bir ortam da oluabilir vb... Elbette dar-daki krizin etkisinin younluu, sz konusu ekonominin emperyalist dnya sistemiyle entegrasyon dzeyiyle de yakndan ilgilidir. te yandan, "gelimi" bir ihracat ekonomisi sz konusu ise, bu durum krizden k iin elverili koullarn varl anlamna da gelir. Byk ihracat gelirleri salayan bir azgelimi lke, gelimi bir alt-yap oluturabilmi ve snrl da olsa bir i pazara sahipse, mevcut potansiyeli "ithal ikameci" bir

sanayileme ynnde seferber ederek, krizin olumsuz etkisini dnleyebilir. Baz Latin Amerika lkeleri (Brezilya, Arjantin, ili vb.) bu duruma rnektir. Emperyalist lkelerle geri kalm lkeler arasndaki smr, bamllk ve artlandrma ilikileri zayfladnda, geri kalm lkelerde "bamsz" gelime eilimleri kuvvetleniyor. Ne ki, retim ilikileri, gelir dalm, tketim kalb vs. ayn kald iin, emperyalizmin krizi atlatmasyla ilikiler yeniden kuruluyor ve "grece bamsz" gelime sreci de bylece son buluyor. Trkiye'de 1930'lu yllarda ilk sanayi planyla, devlet nclnde ithal ikameci bir sanayilemenin balatlmas bu btnlk iinde anlalmaldr/14) Trkiye, ihracat ekonomileri arasnda "orta yerde" bir konumda bulunuyordu. Yine de devletin youn mdahalesi olmadan ekonomide ortaya kan kopukluu gidermek ve hkim snrlar blo-kundaki srtmeleri dengelemek mmkn olmazd. Tarm rnleri ve madenler dnda, baka bir ihracat kalemi olmayan Trkiye'yi dnya krizi nemli lde sarsmt. 1929 ylna gelindiinde, d ticaret a daha da artmt. hracattaki ani d, ithalatda da ani bir de neden oldu. Trkiye'nin ihracat 1928'de 173 milyon dolardan, 1931'de 127 milyon dolara geriledi. Srasyla; ayn yllarda ithalatta 223 milyon dolardan, 126 milyon 210 dolara dt. Tarmsal rnler ihracat deerinde yaklak yar yarya d sz konusuydu. thalattan alnan vergi 1928'de 77.9 milyon TL.'den, 1931'de 54.1 milyon TL.'ye geriledi. 1930 ve 1931 yllarndan balayarak demeler dengesinde grlen fazlalk, dorudan ithalatn kslmasyla ilgiliydi.Trkiye, miktar olarak ihracatn artrd halde, ihracat gelirlerindeki d dnya fiyatlarndaki ar gerilemenin sonucuydu. 1928'de 626.682 tonluk ihracatla 750.482 tonluk ithalat yapld halde, 1931 ylnda 883.221 tonluk ihracat karlnda sadece 496.609 tonluk ithalat yaplabilmitir. Zaten derin bir yoksulluk iinde yaayan kitlelerin yaam koullar, krizin etkisiyle daha da ktleti. "Dnya ekonomik bunalm baladnda Trkiye gerekten bir kmazda gibiydi. Kalknmak deil, gnlk geimini salayacak duruma gelmemiti. Yaplp bitirilen 'Atatrk Devrimleri' geni halk ynlarnn geim dzeyinde en kk bir dzelme ve ykselme salamamt."(5) Trkiye gibi azgelimi bir lkede bunalmdan kmak iin trl "zm" sz konusu olabilirdi: -Ticaret burjuvazisinin ithal ikmesi salayacak sanayi mallar (daha ok tketim amal) retimine ynelmesi; -Yabanc sermayenin a kapatmas; -Devletin, dorudan mdahale ederek ekonomideki olumsuz gidii tersine evirmesi. Sonuncu seenein geerli olduu durumda, Bonapartist rejim, sadece politik deil, ekonomik planda da mlk sahibi snflarn nne gemi olur. Elbette bu "ne gei", bir ilke sorunu deil, konjnktrel nitelik tayan bir "yer deitirme" ya da zorunluluktur! Trkiye'de ticaret burjuvazisinin gszl, alt-yaplar ve "dsal ekonomiler" asndan elverili olmayan durum, ticaret burjuvazisini byle bir misyonu omuzlamasna imkn vermiyordu. Ticaret burjuvazisi, sermayesini sanayiye kaydrarak bir ithal ikmesi salayacak gce sahip deildi. Emperyalist lkelerin irketleriyle 211 ortaklklar kurmak ya da onlarn lkedeki "pazarlaycs" olmak, speklasyon ve karaborsaya ynelmek hem krl, hem de risk unsurunu pek iermiyen faaliyetlerdi. Ticaret sermayesi iin kolay kazan kaplar sonuna kadar akt... iktidar partisinin nde gelen adamlarndan Recep Peker bile sermayenin bu "asalak" niteliinden rahatszd: "Ezici ve gayr'i meru, istismarc sermaye'nin dmanyz. Muharebeler devrini (stikll Harbini) takip eden senelerde birok mteebbisler az zamanda milyoner olmak ihtirasyla hareket etmilerdir. Bu gayritabii teebbslerin birou yklm olmakla beraber, normal ticaretin meru ve drst kn ile yetinme drstl avdet etmemitir. "(16) kinci olasln gereklemesi, yani yabanc sermaye girii de beklenemezdi. Zaten lkeye yabanc sermaye ekmeye ynelik giriimler sonu vermemiti. Sermayenin en youn bunalm yaad bir ortamda bu, zaten zayf bir olaslk olmaktan teye geemezdi. Yabanc sermaye girii olmakla birlikte, bu,

beklenenin ok altndayd. "Trkiye Cumhuriyeti'nin 10. Yl" adl brornde; "lkemizde yabanc irketlerin faaliyeti ve kapital yatrm devaml bir ekilde artyor, bunun sebebi yabanc sermaye yatrmlarna cumhuriyet rejimi tarafndan elverili artlarn yaratlmasdr''^17' deniyor. Yabanc sermayenin ithal ikmesini salamak amacyla azgelimi lkelerde yatrmlara ynelmesi iin 1950'li, 196O'l yllar beklemek gerekecekti.... Bu dnemde, yabanc irketlerden zarar edenleri, yksek fiyatlar denerek "milliletirildi." Bylece yabanclar, kriz koullarnda iflastan kurtulmann yolunu bulmulard.^18' Milliletirmelerle ilgili olarak Y. Kk unlar yazyor: "Cumhuriyet rejimi, 1923-1933 yllar arasnda uzun yllar alm olmaktan dolay nemli lde eskimi ve ciddi tamir ve yenileme isteyen 1667 kilometrelik demiryolunu kamulatrd. Kilometre bana, kamulatrma karl olarak, 95 bin Trk Liras dendi. Ayn Cumhuriyet rejimi 1923212 1939 yllar arasnda yeni olarak ina ettii demiryolunun kilometresini 115 bin Trk Liras'na mal etti. Bu rakamlarn karlatrlmasndan, kamulatrma bedeli olarak ok yksek bir deme yapld sonucunu karmak mmkn oluyor.''^19' te yandan kamulatrlan irketler, tekel nitelii tayan ve elektrik, su, hava gaz, tnel vb. gibi hizmet reten kurululard. Milliletirilen 22 irketten 20'si kamuya ynelik hizmet reten irketlerdi. Bylece, bir taraftan zarar eden irketler iflastan kurtarlrken, milliletirmeyle devlete gelir salama yolu da alarak bir eit "devlet kapitalizmi" yntemleri devreye sokulmu oluyordu. Tekel nitelii tayan irketler devlet denetimine gemiti. "Btn bu operasyonlar devlet bankalar zerinden yaplmt. Daha sonralar Trkiye burjuvazisi, ok daha geni apta devlet gelirinden istifade etmeye balayarak, zellikle devlet-kapitalistleme operasyonlarna nem veriyordu, bu ekil ise devlet kapitalizminin ekillerinden biridir. Bu maksatla iki banka kurulmutur: biri Smerbank, dieri Etibank. Bunlarn grevi Trkiye'de etatist teebbslerin finansman idi."(20) Rejimin Bonapartist karakteri, burjuvazinin gszl, ekon-mik zorluklar (ar devlet borlar, alt-yap yatrmlarn gerekletirme zorunluluu, milliletirilen yabanc irketlerin sadece devlet tarafndan satn alnmas gibi) nedeniyle, devletin artan lde mdahalesi zorunluluk olarak kendini dayatyordu. Devlet, ithalat ikme edecek sanayi alt-dallarn kurarak, altyap yatrmlarna ynelerek vb. krizi atlatmada nemli bir ilevi yerine getirdi. Bonapartist rejim bir yandan ticaret ve sanayi "burjuvazisinin" karlarn gerekletirirken, toprak aalarn da ihmal etmemek zorundayd. Egemen snflar blokunun en gl orta olan toprak aalarnn karlarn dikkate almamak, rejimin tehlikeye girmesi, oluan snf ittifaknn dalmas anlamna gelirdi. "Hkmet, tarmda devlet giriimlerini rgtleyerek, gelimekte olan kapitalist ilikiler ile varln srdrmekte olan feodal kalntlar arasndaki elikinin keskinliini gidermeye alyordu."(21> 213 Bu dnemde i ticaret hadleri tarm rnleri aleyhine bozularak, ie dnk sanayileme iin elverili bir ortam yaratld. Budayn fiyatnn dk tutulmas, ekmek fiyatnn da dk olmasn salyordu. 1930'lu yllarda i ticaret hadleri yalak % 40 orannda tarmn aleyhine dnd. Bonapartist rejim altnda sermaye birikimi, tarmdan sanayiye kaynak transferi yoluyla gerekleiyordu. Fakat i tketime dnk tekstil sanayiinin hammaddesi olan pamuun fiyat 1933'ten sonra ykseldi. Tarm rnlerini saptamada bir ayrm yaplarak, baz kapitalist tarm iletmelerini dierlerinden daha fazla destekleme yoluna gidildi. Celal Bayar bu konuda unlar yazyor: "Yerli iptidai maddeler... Sanayi hareketlerinin tesiriyle kymetlenebilir. Sanayi hareketlerimiz sayesindedir ki, mhim bir ksm mahsullerimizin fiyat buhran dolaysyla ok dm olan ar ulusal fiyatlarn fevkine... kabilmitir... Sanayimizi kurmadan evvel... hariten... mallarmz dikte edilen fiyatlarla satmakta idik. Fakat bir ksm iin sanayii memlekette kurduktan sonra, hari alclarna kar fiyat nokta-i nazarndan bir rol oynamaya baladk. Pamuun da byledir. Ynn de byledir... Demek oluyor ki,

iptidai maddesi memlekette bol olarak yetien herhangi bir sanayi kurulduu zaman ondan mstefit oluyor."(22) Sanayi hammaddesi olan rnlerin desteklenmesi dnda, bu dnemde devlet, pazar iin retim yapan byk toprak sahiplerini de desteklemenin eitli yntemlerini gelitirmitir. Traktr ithal eden byk toprak sahiplerine hazine yardm yaplmas (1930 ylnda denen tazminat 2 milyon yedi yz bin lirayd), 1932'de karlan Buday Koruma Kanunu, 1938'de oluturulan Toprak Mahsulleri Ofisi, 1932'de karlan Buday Koruma Kanunu'nda hkmete saptanan fiyattan buday satn almakta Ziraat Banka-s'nn grevlendirilmesi ve bankann ylda 1 milyon lira zarar edebilecei ve bu zarann hazineden karlanmasna ilikin hkm byk toprak sahiplerini desteklemeye ynelik nlemlerdir. 1933 ylndan balayarak silo ve ambarlarn yaplmaya balanmas, 2466 214 sayl Buday Koruma Karl Kanunu, buday satabilen byk iftiler lehine gelitirilmi dzenlemelerdir. Bu dnemde, bir yandan ticaret ve sanayi burjuvazisinin durumunu dzeltici daha tutarl ilere giriilirken, bir yandan da iktidar blokunun nemli bir orta olan byk toprak sahipleri desteklenmitir. Fakat btn bunlarn yaplabilmesi, emeki snflarn ar smrlmesiyle "mmkn" olmutur. Bu dnemde emeki kitlelerin yknn daha da arlamas, Kemalist ideologlar tarafndan "halklk" olarak gsteriliyor. Halk kitlelerinin ve ii snfnn s-mrlme katsays ykseldike, Bonapartist diktatrln "halk" yan da gleniyor! Y. Kk, Buday Koruma Karl Kanunu ile ilgili olarak unlar yazyor: "Adndan da anlalaca gibi bu kanun buday korumann karln salamak amacyla karlyor. Mant, gerekesinde yazld biimiyle, gayet basit. Gerekede Trkiye'de ylda 3 milyon insann frndan ekmek alarak beslendii kabul ediliyor. Bunlarn kii bana ylda 150 kilo ekmek yedikleri varsaylyor. Ekmek bana bir kuruluk bir vergi ile ylda 4-5 milyon lira toplanaca dnlyor. karlan Kanuna gre, un ve undan yaplm mamuller buday koruma karl kanunu kapsam iine almyor. Buday, deirmene getirilip tld zaman kanun iliyor. Bir ahs kendi ihtiyac iin bile deirmende buday tt takdirde vergi vermek, zorunda. Verginin btn yk, tketiciye ait. Ekmek yiyen bir avu mlk sahibi bir kenara atlacak olursa, buday koruma karl vergisinin ykmlleri, ii ve emekiler oluyor. Bylece, ok dorudan bir biimde, byk itfiyi korumann yk, ii ve emekilerin omuzlarna bindiriliyor. Daha sonraki yllarda, ayn uygulama vergiler ya da enflasyon yolu ile srdrlyor.'*23) 1930'lu yllarda ii snf zerindeki bask artyor. Basknn artmas smrnn artmas sonucunu douruyor. Yoksul ve az toprakl kylnn durumu ise, iinin durumundan daha iyi deildi. Kylnn sadece rn deil, topra da para etmemeye balyor. 215 rn elinden ucuza karan kk kyl, topran da ticari sermayeye kaptrarak mlkszleme srecine giriyor. Vergiler ykselirken, sanayi kl tketim mallar fiyatnn ykseklii emeki snfn yaam koullarn iyice arlatryor. Dnyada lm kalm sava veren sermaye, Trkiye'de Bonapartist diktatrlk altnda nemli bir gelime gsterebiliyor. 1933'den 1939'a varan alt ylda, ekonomide byme hz ortalama % 9'un stnde bir seviyede gerekleiyor. Sanayilemede de nemli bir gelime gzleniyor. Sanayinin GSHM iindeki pay 1923-1928'i kapsayan be yllk srede % 11 dolaynda iken, bu oran 1933-1939 yllan arasnda % 15'e ykseliyor. Sanayinin byme hz da 193339 dneminde 1924-1929 dneminde ortalama % 1.7 daha yksek bir dzeyde gerekleebiliyor. Bu dnemde ie dnk sanayilemenin ivme kazanmas ve izlenen ithalat politikas sonucu d ticaret a ortadan kalkyor; stelik bir fazlalk bile ortaya kyor. Ayn ekilde, ithalatn GSMH iindeki pay da, 1923-28 dneminde, ortalama % 15'den 1933-39 arasnda % 6.5'a dyor. Yukardaki rakamlar emperyalizmle olan bamllk ve smr ilikilerinin zayflad dnemlerde, yan-smrge lkelerde, "bamsz" bir gelimenin ivme kazandna ilikin grleri de dorulayc niteliktedir. thalatn GSMH iindeki pay derken, ilgin bir gelime ticaret yaplan lkelerle ilgili olarak ortaya kt. Trkiye'nin, Fransa ve ngiltereyle olan

ticareti derken, Almanyayla olan ticaret ykseliyor. 1930'da Trkiye ihracatnn % 12'si Fransa'ya yaplyordu. Bu oran 1936'da % 3.1'e dt. Fransa'dan yaplan ithalat 1930'da % 10.1, 1936'da % 2.5'tir. ngiltereyle yaplan ticarette de benzer bir gerileme oldu. 1930'da Trkiye'nin ihracatnn % 88'i ngiltere'ye yaplyordu bu oran 1936'da % 5'e dt. ngiltere'den yaplan ithalat ise 1930'da 12'den, 1936'da % 6.3' e dt. Faist Almanya'nn paynda ise byk art gzleniyor. 1931'de Trkiye'nin ihracatnn % 10.6's Almanya'ya yaplrken, bu oran 1936'da % 51'e ykseldi. Almanya'nn ithalattaki pay da, 1931'de % 21'den, 1936'da 45.9'a ykseldi. 216 Devletin temel yatrmlar yannda baz sanayi dallarna da el atmasnn, ksa dnemde zel sermayenin bir kesiminin aleyhine sonular dourduu ileri srlebilir. Devletin sanayiye dorudan yatrm yapmas, baz kesimlerin kolay kazan olanaklarn kstlanm olsa da, sermaye iin yaratlan koullar bir btn olarak ok daha nemliydi. Bonapartist rejim, sistemi daha salam temellere oturmay amalad srece,yaplan her ey son tahlilde sermayenin tarihsel karlarn gerekletirmeye ynelecekti. Bu durum Birinci Sanayi Plan'nda da aka ifadesini buluyor: "Bu programa hususi teebbs erbab tarafndan tesisine imkn grlmeyen sanayi ubeleri ithal edilerek devlet veya milli messeselerin teebbs olarak kurulmalar dnlmtr. Ancak bu ana sanayi, hususi teebbs ve sermaye erbabna da ok geni ve faide-li 'industrie' imknlar bahedecektir. Devlet teebbs ile kurulacak ana demir sanayii hususi mteebbislerin yeniden tesis edecekleri makine, tel, ivi,dkm boru, civata, vida (vesaire) fabrikalarna ve sanayie ucuz ve kolay tedarik edilir yan mamul emtia verecektir. Yeni bez dokuma sanayimiz, mevcut milli fabrikalarmzn inkiaflarna bir pay brakt gibi pamuk, ip ve halat, kadife, pel, kordele, erit, pasmanteri eyas ve pamuk rme sanayiine de yeni faaliyet imknlar bahedecektir.^24' Ksaca, kapitalizmin yapsal bunalmna 1929 ar retim bunalmnn eklenmesiyle, Trkiye ekonomisinin sarslmas, Bonapartist rejime geni bir manevra olana salad. Sovyetler Birlii'nden salanan mali ve teknik yardm da, bu dnemde Kemalist ynetime hatr saylr bir destektir. ktidar blokunu oluturan kesimlerin durumlarnn sarslmas halinde rejimin de sarslmas tehlikesi, devlet mdahalesi daha da artrlarak nlendi. Devletilik olarak adlandrlan, bizim bunalm dneminin Bonapartizmi dediimiz bu uygulama, hibir zaman bir ilkeden kaynaklanmamtr. Olaylarn zorlanmasyla ortaya km ve bu zorlama ortadan kalknca da terk edilmitir. Zaten Bonapartist diktatrln bir arac durumundaki CHP'nin hibir zaman tutarl ilkeleri olmamtr. Du217 ruma gre deien uygulamalar, sonradan "ilkeletirilmek" gibi zorlamalara giriilmitir. 1937'de devletiliin anayasaya girmesi de hibir anlam tamaz. l bir metin olan anayasa CHP tzne gre biimleniyordu. Oysa CHP, hibir zaman bir ilke partisi olmamt. ' Bu partide ilkeler, esen rzgra gre deiirdi. te ve dta koullarn deitii bir ortamda, 1950 seim beyannamesinde, partinin yalnz devletilii deil, alt-okun tmn birden anayasadan karmaya hazr olduunu bildirmekte duraksamayacakt. "Tek parti devrinin icab saylarak anayasa sokulmu olan 6 umdeyi oradan karacaz." CHP, ite bylesine makyavelist bir partidir, iktidarda kalmak ya da ortaya kmak iin feda etmiyecei umde, ilke, kavram, anlam yoktur/25) Aslnda "devletilik" uygulamas, bir baka adan daha zerinde durmay gerektiriyor. Trkiye'de sol, genellikle kamu-zel ayn-myla sosyalis-kapitalist ayrm arasnda bir zdelik grme eilimindedir. Bir ey kamunun eline geince, devlet mlk olunca, "kapitalizmden koparlm" saylmaktadr. phesiz byle bir yaklam sosyalizmin en temel sorunlarn kavramaya vakit bulamayanlara zgdr. stelik bu yaklam, Stalinizmin "kapitalist olmayan yol", "aamal devrim" veya in'in bir zamanlar pek revata olan " Dnya" teorileriyle kendisine "Marksist" bir maske bulabilmekteydi. Devletin snf karakterinde herhangi' .giiklik olmadan, yaplan kamulatrmalar, yalnzca s a dzeninin dnemsel tkanklklarnn almasna yara- capitalist bir toplumda, burjuva devletinin "kamu sektr" ile "zel sektr" arasndaki ayrm, burjuvazimin bir i ayrmdr. Kamu sektr ile zel

sektr ayn snfsal kategoriler olarak gstermeye almak, sorunlar arptma dnda bir anlam tamaz. 1970'li yllarn ikinci yansnda uluslararas planda hammadde fiyatlarndaki dler nedeniyle kr oranlan azalan byk emperyalist irketler, bu alandaki sermayelerini daha krl alanlara kay218 drmak amacyla, madenlerin devletletirilmesi iin evre hkmetlerine bask bile yapyorlard. Bylece, emperyalizm asndan bir tala birden fazla ku vurulmu oluyordu. Bir kere, madenleri devletletiren hkmetler "antiemperyalist hkmetler" oluyorlar. (phesiz burada Stanilistlerin abalarnn hakkn da vermek gerekir!) Bylece kitleler zerinde bir yanlsama yaratmay basanyor-lar. te yandan, devletletirme, karlnda denecek miktarlar emperpyalist irketler tarafndan tespit ediliyor. Ve "milliletir-me"den elde edilen fonlar daha krl sektrlere kaydrlyor. Trkiye'deki bunalm dnemin Bonapartizmini de bu btnlk iinde deerlendirmek gerekiyor. "Devletilik" uygulamasyla devletin sanayi yatnmlarna girimesi, hkim snflar iinde nemli bir yere sahip olan brokrasinin arln daha da artrmtr. Bylece Bonapartist rejim, devletilie geite kolaylatrc bir etken olduu gibi, bu uygulamaya geiin kendisi de Mustafa Kemal Bonapartizmi iin bir hayat as olmutur. Serbest Frka ile kendini gsteren genel honutsuzluk ortamnda, rejimin kendisine salam bir dayanak salanmasna ve daha uzun mrl olmasna imkn vermitir. Yine Mustafa Kemal'in lmnn ardndan, yani "Bonapart"n ortadan ekilmesinden sonra, Bonapartist rejimin "Milli ef karikatr ile devam etmesi de, bu olguya bal olarak aklanmaldr. Gerekten de, nn gibi her zaman ikinci planda kalm bir ahsiyetin birdenbire Mustafa KemaHn yerini almas (hatta paralara onun yerine kendi resmini bastracak kadar), ancak brokrasinin bu denli zerklemi ve hkim snflar bloku iinde arln artrm olmasndandr. Bu, ayn zamanda, devlet aygtnn ekonominin ileyii iin vazgeilmez bir ge olduunu da gsterir. phesiz, "Milli efin geliinin ardndan, bir dnya savann patlak vermesi ve ortaya kan "olaanst" koullar "ef'in durumunu korumasn kolaylatran bir etkendi. Bylece Mustafa Kemal ile balayp "Milli efle devam eden Bonapartist dnem, zel sektrn gelimesine bir ivme kazandr219 mak amacna yneliktir. Nitekim emperyalizmin yapsal bunalm ve ona eklenen ar retim bunalm ve emperyalistleraras savan yaand bir ortamda, "yerli" bir ticaret ve sanayi burjuvazisi yaratma giriimleri olduka baarl olmutur. Devletilik dnemine geile birlikte, hazrlanan Birinci Be Yllk Sanayileme Plan, esas olarak daralan ithalat olanaklar nedeniyle ithal ikmesine ynelik bir ama tamaktayd. Bu plana gre, dokuma, maden selloz, seramik ve kimya sanayilerinde, byk bir ksm i finansmana dayal yatrmlar ngrlmekteydi. (SSCB'den salanan 10.5 milyon TL.'lk kredinin dnda, tm bteden karlanacakt.) O dnemin rakamlarna gre, gerekleen yatrmlarn olduka yksek dzeyde olduunu daha nce de sylemitik. 1933-1940 dneminde yllk sanayi yatrmlar, 19 milyonu kamu, 8 milyona zel sektr tarafndan olmak zere, ylda ortalama 27 milyon TL. dzeyinde gereklemitir. Birinci Sanayi Plan'ndan sonra hazrlanan 2. Be Yllk Sanayi Plan (1936), ilk plann aksine, yatrm ve ara mallar sanayiine ve alt yap yatrmlarna ynelik bir pland. te yandan, plan, uluslararas politik durumu, gvenlik ve kendi kendine yeterlilik gereini dikkate alan bir anlay yanstyordu. Fakat bu planda ngrlen madencilik, kmr, elektrifikasyon, yakt, seramik, gda, kimya, makine ve deniz ulam alanlarnda 112 milyon TL.'lk yatrmlarn byk bir ksm savan balamas ve askeri gvenlik sorunlarnn n plana kmasyla gerekleemedi. Yine de sanayi retiminde ylda ortalama % 5'lik bir art olmas, bir nceki dneme oranla dk de olsa, kayda deer bir gelime saylmaldr. Szn ettiimiz dnemde banka ve sanayi sermayesinde bir younlama da grlyor. Bankas ve Ziraat Bankas'nn denetledii sermaye rezervleri,

toplamn % 72'sini oluturuyordu. Sanayi sermayesinde de younlama sz konusu: 1932'den 1941 ylna 220 kadar, 1937 tarihli kanuna gre kurulmu iletme saysnda te birlik bir azalma olurken, iletmelerdeki motorlarn gc ve retilen mallarn deeri 4 kat artmtr. 1936-1941 yllar arasnda i gn saysnda 2, ilenen hammaddelerin deerinde de 3 katlk bir art olmutur. 1939 ylnda en byk 113 iletme, iletmelerin retiminin % 73'nden fazlasn salamaktayd. (Burada sz konusu edilen iletmler, yllk retim deeri 500 bin TL'den az olmayanlardr.) Bu dnemde, 1938-1946 arasnda sanayi retimi % 42'lik bir art gsteriyor. 1939'dan 1945'e kadar geen srede zel sektr iletmelerinin tm iletmelere oran, % 8.8'lik bir art gstererek % 43'e ulamtr. zel sektrn fabrika retimindeki pay da 1939'da % 46 iken bu oran 1945'te % 57'ye ykselmitir. 1930'lu yllarn bandan, kinci Emperyalistleraras Sava sonrasna kadar sren "devletilik" dnemi, devletin salad destek sayesinde "Trk" burjuvazisinin zenginlemesi ve "ilkel sermaye birikiminin" gerekletirilmesini salamtr. zellikle sava yllar karaborsa, speklasyon, vurgunculuk, zorla altrma, cretlerin drlmesi, i gnnn 11 saate karlmas, byk toprak sahiplerinin tarm rnlerinin devlete satn alnmas ve bunun giderek arlaan vergilerle karlanmas, varlk vergisi sayesinde aznlklarn elindeki mlkn ve sermayenin yerli mlk sahibi snflara aktarlmas burjuvazinin palazlanmasn salamtr. Dnemin zelliini daha ak olarak belirtmek iin birka rnek vermek yeterlidir. lgin olan bir olgu, sava yllarnda d politika ile d ticaret arasndaki ilikidir. Sava srasnda "Milli efin iki emperyalist kamp arasnda bir denge politikas uygulayarak tarafsz kalmas, devletin uygulad politika sonucu Trk hakim snflarnn iyice palazlanmalarna hizmet etmitir. Trkiye'nin bunalm dneminde iyice gerilemi bulunan d ticaret ilikilerinin Almanyayla giriilen 221 ilikilerle yeniden canlanmas karsnda, ngiltere ve ABD'nin Trk ihra mallarn yksek fiyatlardan satn almasna neden olmutur. Bu da yerli mlk sahibi snflarn ar krlar elde etmelerine yaramtr. Bir bakma Trkiye , "tarafszl" bir koz ya da antaj unsuru olarak kullanyordu. Bu durum d ticaret dengesinde hatr saylr bir iyileme yaratt. 1939 ylnda ihracat, deer olarak, ithalattan % 7 daha fazla gerekleti. Bu oran 1945 'te % 74 gibi bir seviyeye ykseldi. Burada gzden karlmamas gereken olgu, ihracat gelirlerindeki artn retim artna dayanmamasdr. Tersine, 1934-38 yllarndaki kii bana ylda ortalama 414 kilogram tahl derken bu oran 1941-45 yllar iin 342 kg.'a dmtr. Bunun anlam, bir yandan lkede ktlk ve yoksulluk hkm srerken ve arlm artrrken, dier yandan da uygulanan devlet politikas sayesinde byk toprak sahiplerinin ve ticaret burjuvazisinin ar krlar elde etmesidir. Fakat bu politika sadece d ticaret alannda uygulanan bir politika da deildir. ticarette de benzer bir politika izlenmitir. Ortalama gelirlerin dt bir ortamda, yksek fiyatlarla byk toprak sahiplerinin mallarnn satn almasnda olduu gibi.. Toprak Mahslleri Ofisi kanalyla yaplan bu almlar, mallarn fiyatlarn ykselterek, giderek yoksullaan kitlelerin ulaamayaca dzeylere karmt. te yandan, daha nce de deinilen toprak aalarna ynelik sbvansiyonun ii ve emeki kesimlerden alnan ek vergilerle karlanmas da, bu politikann teki yzdr. Ayn ekilde, sanayici ve tccarlarn, Ticareti Dzenleme ve Vurgunculukla Mcadele Kararnamesi araclyla an krlar elde etmesi salanmtr. Bu kararname bir dizi arac kesimin, rnlerin maliyetinin % 10-20'si orannda kr edebilmesine olanak veriyordu. Mal tketiciye ulatnda, fiyat % 50 orannda artm oluyordu. "Devletilik" ve sava yllarnda uygulanan politikalarn sonular 10 Eyll 1946 tarihi Akam Gazetesi'nde arpc bir ekilde 222

sergileniyor. Gazete, sava yllarnda Trkiye'de 2000 milyoner ailenin doduunu bildiriyordu. Keza stanbul Ticaret ve Sanayi Odas Blteni, sava yllarnda tccarlarn % 300 ila % 1000 orannda kr ettiklerini aklamaktayd. Bylece, 23 yl sonra Mustafa Kemal'in ryas gerek oluyordu. Artk lkede birok milyonerler, hatta milyarderler yetitirilmiti. Ama bir de madalyonun teki yz vard. kibin milyonerin yetitii, ortalama kr oranlarnn % 300 ila % 1000 orannda gerekletii yllarda, dolaysz reticilerin "manzaras" farklyd. Fiyatlarn drt kat art 1938-1946 aralnda, bask, ar alma ortamnda ii cretleri hemen hemen sabit kalm; keza kr kesiminde mlkszleme ve yoksullama genel bir eitim halini almt. Yoksul kyller, Hititler'den kalma "retim teknikleri "yle, topraklar ilemeye devam ediyorlard. Gerekletirilen birok inklaptan da pek haberleri yok gibiydi.... (1946 ylnda kyl nfusun yaklak yars topraksz ya da ok kk toprak paralarn ekip bier durumdayd). Sava gerekesiyle, ambarlar ve silolarda tahl stoklar byrken, ekmein karneyle datld, insanlarn alktan ld bir ortamda ve Bonapartist rejim altnda asalak burjuvazi artk iyice palazlanm, Bonapartist rejim misyonunu gerekletirmiti... 223 10. BOLUM "SINIFSIZ", "MTYAZSIZ", "HALKI" BR DKTATRLK "Kavramlarn eksik olduu yerlere szckler tam zamannda yetiir..." Goethe [Faust] Milli Mcadele yllarndan balayarak, "halklk" kavramnn, deiik dnemlerde farkl amalar iin ama, her seferinde bir ma-niplasyon arac olarak kullanld grlyor. Bu blmde, bata M.Kemal olmak zere, Kemalistlerin "halklk" kavramn nasl bir "ara" olarak kullanmak istediklerini tartacaz. Bylece Bo-napartist rejimin niteliiyle ilgili olarak yaratlm yanlsamalardan biri olan "halkln" gerekten ne anlamna geldiini gstermeyi deneyeceiz. Milli Mcadele'de Mustafa Kemal; haklk kavramn, meclis iindeki ve dndaki muhalefeti, zellikle de ttihatlarn "radikal" kanadm etkisizletirmek iin kullanyordu. 1930'lu yllarda ise, halklk, kitlelerin iktidardan kan ve honutsuzluunu dnlemek ve kitleleri denetim altnda tutmak amacyla yeniden gndeme getirilmitir. Kemalistlerin halklyla ilgili olarak K. 225 Karpat; "Halk iin hkmet teorisi hakikatte yerini, hkmet iin halk prensibine brakmt"*1) diyor. M. Heper de; "Halklk hkmetin halk tarafndan deil, halk iin olduu grnn kuramsal evevesini oluturuyordu"*2) diye yazyor. Mustafa Kemal Nutuk'ta, "Yeil Ordu" evresinde kmelenen "sol muhalefet"i tasfiye etmek amacyla bir halklk program oluturduunu sylyor: "Gizli dernek zerinde incelemelerde bulundum. Bu dernein zararl bir biim ve nitelik ald inancna vardm. Hemen kapatlmasn dndm"*3) diyor. Milli Mcadele'de emeki kitlelerden yana bir eilimin ortaya kmas Mustafa Kemal'e byk bir "tehlike" olarak grnyor."Yeil Ordu" ve "Halk Zmresi" muhalefetlerini ortadan kaldrmak iin 13 Eyll 1920'de kendi "halk programn" aklyor. Mustafa Kemal siyasal yaamnn hibir dneminde "halklk" kavramndan halk yararna bir ynetim anlamamtr. Ona gre halklk padiahn, Osmanl Sultan'mn siyasal iktidarna son vermektir. Emeki snflarn Mustafa Kemal"in "ebedi ef olarak lkenin kaderini elinde tuttuu dnemdeki siyasal etkinlii, padiahlk dneminden daha fazla deildi... te yandan, XIX. yzyln bandan beri hibir Osmanl Sultan Mustafa Kemal kadar snrsz yetkilere sahip olmamt. Sonradan anayasaya dnecek olan haklk programnn altnc maddesinde, "Hakimiyet bila kayd art milletindir. Usul idare halkn mukadderatn bizzat ve bilfiil idare etmesi esasna mstenittir" deniyor. Dikkat edilirse burada sz edilen, iktidarn artk Sultann olmayacadr. Mustafa Kemal, ayn yln Eyll aynda Ali Fuad Paa'ya; "Mecliste sonradan meydana kan 'Halk Zmresi' bizim tandmz arkadalardr. Bunlar memlekette

bir toplumsal devrimin ksmen olsun gerekli olduuna inananlardr. Bu giriimin tehlikelerini kavrayamamadadrlar. Hkmetten ayr bir grup yapmaktan vazgeirmek istedik, mmkn olmad. Fakat imdi halklk program altnda hkmete bir program kabul ettik. 'Halk Zmresi' kendiliinden dalm gibidir"*4) diyor. Yukardaki ifade, Mustafa Ke226 mal'in "halklk"tan ne anladn ortaya kovuyor. Sol muhalefetin etkisizletirilmesinde ikinci adm, "Resmi Komnist Partisi"nin kurulmasdr. Mustafa Kemal klii tarafndan kurulan bu parti de zellikle erkez Ethem'in gcn krmay amalyordu. Fakat sz konusu manevralar erkez Ethem'i tasfiye iin yeterli olmaynca, baka maniplasyonlar devreye sokuluyor. Yunanllarn bir keif harekt yapp ekilii, byk bir zafer gibi gsteriliyor. Gerekte olmayan ey, byk bir zafer olarak gsteriliyor. Ama, maddi bir g haline gelen sol hareketi tasfiye etmek. O kadar ileri gidiliyor ki, "keif hareketi" sonucu kazanlan zaferle smet Bey'in sadece Yunan Ordusu'nu yenilgiye uratmakla kalmad, "milletin makus talihini yendii" efsanesi de yaylyor. Bu konuda Y. Kk u ilgin deerlendirmeyi yapyor: "Ku-vay Seyyare bylece tarihe kart. Kurtulu Sava'nn burjuva ihtilalcileri halk ve kyl tohumlar tayan bir gezginci kuvveti dattlar. Bu hareketin prestijini kolaylkla datamayacaklarn biliyorlard. Bu presjtiji datmak iin erke Etem ve arkadalarnn Yunanla birlik olduunu sylemek zorunda idiler. Sylediler. Uzun sre inanld. Halbuki hibir dayana yoktu. Dn de bugn de erkez Etem'in Yunanllar ile birlik olduuna dair en kk bir iz bile yok."*5) "Resmi Komnist Parti"nin genel sekreteri olarak imza atan Hakk Behi tarafndan Ordu Komutanlarna yollanan yazda; "parti resmen kurulmu olup faaliyetini dzenlediinden ve eskiden kurulmu bulunan Yeil Ordu rgt dahi partiye dntnden dolay artk Bolevizm, Komnizm fikri ve ilkeleri zerinde hibir dernek ya da kurulu, fotorafl kimlii ve yetki belgesi olmakszn kim olursa olsun hibir kiinin faaliyette bulunmasna da izin verilmeyecektir" deniyordu.*^ Osmanl paalar ve beyleri Bizans yntemlerini ne kadar da iyi zmlemiler! Hibir halk yan olmayan "halklk program", btnyle taktik amalar iin uydurulmutu. Yoksul halkn desteini sala227 mak, en azndan balangta Sovyetler Birlii'ne "irin grnmek" asl amat. En geni anlamda "halklk", halk dndaki bir sekinler grubunun halk adna ve yararna bir eyler yapmak istemesi olarak tanmlanabilir. Halk kitlelerinin kaderini tayin etmesinin, kendileri tarafndan deil de, onun yerine geen bir sekinler grubu tarafndan "stlenilmesi"dir. Sekinci dnya grnn bir yansmas olan halklk, emeki toplum kesimlerine gvensizliin de bir ifadesidir. arlk Rusyas'nda XIX. yzyln ikinci yarsnda sol akmlarn bir versiyonu olarak ortaya kan "poplizm", kendi iinde tutarl bir toplum projesi neriyordu. Poplizmin nde gelen teorisyenleri (Lavrov, Mikhailovski, Tkatchev, Vorontsov, Nikolais Nikolaion, Danielson vb.) Marksizme yabanc deillerdi. Rus poplistleri, tm toplumlarn zorunlu olarak "kapitalist aama"dan geme zorunluu olmad, sosyalizme "zgn" bir gei srecinin mmkn olabilecei grn savunuyorlard. Poplizmin katklar, Lenin'in bunlar topiklikle sulamasndan sonra ilgi oda olmaktan kmtr. zellikle XIX. yzyln son eyreinde Rusya'da hzl bir kapi-talistleme, mlkszleme, proleterleme sreci balamt. Tarm kesiminde derinleen yoksulluk, topraklarn belirli ellerde toplanmas, kk reticilerin yaam koullarnn ktlemesi, brokrasinin ve kk burjuvazinin ortaya kmas gibi sonular ortaya kyordu. Bir bakma Rus populist (narodnichestvo) akm, kapitalist gelimeden zarar gren emeki kesimlerin zlemlerini dile getiren bir "poplist marksizm"di. Sz konusu akmn temel tezleri; toplumlarn tarihsel gelime izgisinin farkll, eitlilii, azgelimi tarm toplumlarnn kapitalist gelime aamasn atlayarak onun yaad olumsuzluklardan saknabilecei, bu amala ekonomik liberalizmin ve kapitalist sanayilemenin reddi, kyl uygarlndan "obshichina"dan sosyalizme geiin mmkn olabilecei, devlet mdahelesiyle geleneksel tarmsal (obshichina) sosyal dzenin canlandrlmas, bunun iin, sz konusu yapy glendirecek bir

(kapitalist olmayan) sanayileme stratejisiyle snfsz topluma geilebilecei, vb. gibi tezlere dayanyordu. Poplist kuramclarn 228 Sovyetler Birlii'nde 1917 sonras gelimeleri belirli oranda etkilediklerini sylemek mmkndr. Trkiye'deki "halk akmV'n Cumhuriyet ncesi dnemde Rus poplizminden esinlendii kesindir. ttihad ve Terakki iktidar dnemindeki halklkla, Kemalist ve Cumhuriyet dnemi halkl arasnda bir sreklilik sz konusu deildi. Ayn ekilde baka yerlerde de, in ve Hindistan vb. gibi, Rus poplizminin yanklar olmutur. 1930 ve 194O'l yllarda Latin Amerika'daki poplizm ayn ad tasa da, Rus poplizminden farkl bir ierik ve tarihsel misyona sahipti. Byk dnya ekonomik kriziyle sarslan ticari ilikiler evremerkez ilikilerinde ortaya kan kopukluk, ie dnk, ithal ikameci bir sanayileme srecinin koullarn yaratmt. Bylece sanayici kesim; "klasik oligari"nin etkinliinin azald koullarda, kitlelerin tepkisini oligariye kar seferber ederek, hem muhalefeti denetim altna alma, hem de oligariye kar bir koz olarak kullanma amac tayordu. Latin Amerika poplizminin parolas, "halk devrim yapmadan biz yapalm" eklinde zetlenebilirdi... Kemalizmin "halkl" teorik referanslarn Rus poplizmi yerine, A. Comte ve E. Durkheim'in pozitivist felsefesinde buluyordu. Sz konusu ideolojiyi Trkiye'ye tayan Ziya Gkalp'n grlerine dayanyordu. 1930'lu yllarda "Kemalist halkln" Ziya Gkalp'ten esinlendii inkr edilmitir. Bu durum kii klt retmenin kural olduu koullarda kanlmazd! Yceltilen kiinin bir teorisyenden etkilenmesi kabul edilir bir ey deildir... Oysa Mustafa Kemal; "Hissimin babas Namk Kemal, fikrimin babas Ziya Gkalp"(7) demiti. "te yandan", diyor Taha Parla, "G-kalp'in 1924'teki lm ile Atatrk'n 1938'deki lm arasnda "Gkalp'in hibir yapt, 1928'de resmi yaz haline gelen Latin alfabesine evrilmemitir. Bu yndeki ilk giriim, Trkln Esaslar'va, 1939'da rk faist bir milliyeti grup tarafndan gerekletirilmitir. 1944'de de yasaklanmtr."(8) 229 Kemalist poplizmin (halklk) esinlendii pozitivizm, iki temel gr ieren bir burjuva ideolojisidir. Buna gre; Toplumsal yaamda doal bir uyum vardr. Bunun anlam, toplumda gerekleen her eyin doal ve normal olduudur. Episte-molojik adan da toplum yasalar doa yasalarna benzerler. Baka bir deyile, toplumda da doada olduu gibi deimez yasalar geerlidir. Eer toplumsal yaamda doal bir uyum varsa, bunun sonucu olarak toplumsal gelime insan bilincinden ve bilinli eyleminden bamszdr. nsanlar bilinli eylemleriyle toplumsal sreci etkileyemezler. Toplumu dntrmeye ynelik abalar bounadr ve sonusuz kalmaya mahkmdur. topik abalar olmann tesine geemez. stelik doal bir uyum iinde gelien srece mdahale onun dengesini bozar... Eer toplumsal evrim doal, deimez yasalara uyuyorsa, insanlarn da yapabilecei fazla bir ey yoktur. nsanlara den status quo'yu kabullenmektedir. Zaten "pozitif" kavram da "negatifin kart olarak kullanlyor. Var olann korunmas pozitif, onu dntrmeye ynelik abalar da negatiftir... Emile Durkheim, Sosyolojik Metodun Kurallar'nda, kendi yntemleriyle ilgili olarak unlar yazar: "Bizim metodumuzun devrimcilikle bir ilgisi yoktur. Daha da tede ve bir anlamda temelli tutucudur. nk o, sosyal olaylar doa ile bir tutar, zde sayar. Bu olgular ise ne kadar eilir bklr ve yumuak olurlarsa olsun, bilinle, istekle deitirilemezler."(9> Bat burjuvazisinin ideolojik dayanan oluturan bu gerici sosyoloji, "bu sahte bilim" diyor Cemil Meri, "tek ie yaram: Nesillerin uyanmasn nle-mek."(10> Comte ve Durkheim'in okul kitaplarnda byk yer tutmas bouna deildir.... "nklap" bir rejimin pozitivist bir dnya grne dayanyor olmas "sevimsiz bir manzara" oluturduu bilindiinden, "Kemalist halkln" Ziya Gkalp'le ve onun araclyla pozitivizmle 230 olan seere zinciri inkr edilmitir. Halklkla ilgili bir tartmada Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak; "Gkalp'n halklktan anlad ey milli hakimiyetin

halkn elinde olmasdr. Bu dnce serbest seimlerle bir siyasi gcn olumas ve devletin bir dereceye kadar ekonomiye yn vermesinden kaynaklanmaktadr. Oysa Atatrk'n dncesi, ok daha geni bir zemine ve baka bir esasa oturmutur. Atatrk'n halkl memleketin vitrin zenginliini kaldrarak byk kitleleri maddi ve manevi bakmdan n plana karmak eklinde zetlenebilir"(11) diyor. Ayn tartmada Ord. Prof. Ziya Enver Karal da kendini benzer bir titizlik gstermek zorunda hissediyor: "Gkalp, baka kitaplardan, baka fikirlerden derledii bir halklkla karmza gelmiti. Oysa Atatrk iinden kt toplumun duygularndan, eilimlerinden, ihtiyalarndan ald kuvvetle halkl ekillendirmitir."^12) A. Comte da, Pozitif Felsefe Dersleri'nde grlerini yle zetliyor: "(Pozitivizm) doas gerei boyun eme gdsn gelitirerek kamu dzenini glendirmeye yneliktir. Gerek bir boyun eme, kar gelinmez ktlklere srekli katlanma ise, bir dnle-me olmadan salanamaz. Bu, ancak sz konusu ktlklerin doal yasalarn gerei olduu kafalara yerletirilerek salanabilir. Hangi konuda olursa olsun, nne geilmez politik ktlkler karsnda (!) byle bir ilevi olsa olsa pozitivist felsefe yklenebilir."^13) Durkheim'in sosyolojik kuramnda toplumsal olaylar doa modelleriyle "zdeletirme" sz konusudur. Durkheim toplumdaki ilevleri canl bir organizmada, rnein hayvandaki organlarn ilevleri gibi, gerekli ve zorunlu sayar. Ona gre toplum, hayvanda olduu gibi "hepsinin zel rolleri olan eitli organlar sistemidir." Baz organlar zel konuma sahiptir. Bu onlara ayrcalkl olma hakkn verir. Durkheim, bunun doal, zorunlu ve ilevsel olduunu ileri sryor. Ona gre; "Bu durum herhangi dsal bir nedenden deil, tamamiyle sz konusu organn oynad rolden ileri gelir." Buradan giderek, Durkheim sosyalDarwinci bir gre varyor. "Bir canlda, herhangi bir hayvanda her organ ancak kendi 231 gc ve onuruna yarar besin talebinde bulunabilir." Ayn ey toplum iin de geerlidir. Buradaki anlam aktr: Toplumda ayrcalkl durumda olanlar, bu konumlan ve ilevlerinin sonucu olarak ayrcalkl olmalar gerekenlerdir. Canldaki organsal ilev, nasl canl organizma btnlnde zorunluysa, ayn ey toplum iin de geerlidir. Toplumsal ayrcalklar ve eitsizlikler yapay bir durum olmad gibi, yapay yntemlerle de deitirilemez. Toplumun farkl sosyal snflar arasnda bir uyum vardr... Ziya Gkalp, 1918'deki bir yazda, solidarist (dayanmac) gr yle ifade ediyor: "Bir cemiyette terzi kunduracsz, kundurac terzisiz, frnc kasapsz, kasap frncsz, air filozofsuz, filozof airsiz, doktor avukatsz, avukat doktorsuz kalmay hibir zaman isteyemez. Btn itimai meslekler birbirinin lzm ve melzmu-dur. O halde snflar kalkp da onlarn yerinde meslek zmreleri kuvvetli bir surette teekkl edince, itimai darvinizm iflas ederek, cemiyet iinde dahili sulh hkm srmeye balar." Ziya Gkalp'e gre halkln gayesi, tabaka ve snf farklarn kaldrarak, cemiyetin birbirinden farkl zmrelerini, yalnz i blmnn dourduu meslek zmrelerine hasretmektir. Yani halklk, felsefesini bu dsturda icmal eder. (Snf yok, meslek var. 1918) Grld gibi Ziya Gkalp, toplumu uzlamaz elikilere sahip snflardan deil, birbirine gereksinme duyan ve birbirini tamamlayan mesleklerden olumu sayyor. Ayrca bu uygulamann Bat'daki gibi snflamalar da engelleyici bir rol olacana inanyor. "Halklk, ayrc zmreler yerine, cemiyetin fertlerini birbirine sk rabtalarla birletiren meslek zmrelerinin kaim olmasna alyor. nk cemiyet itimai bir uzviyete benzetilirse, bu uzviyetin birer hayati vazife ifa eden hakiki unsurlar ancak meslek zmreleri olabilir. Bundan dolaydr ki, cemiyetler tekml ettike iblm ve ihtisas messeleri gittike derinleiyor ve mesleki tekilatlar gittike daha sk bir tesant daha byk bir ehemmiyet kazanyor." 232 Mustafa Kemal, Yunanllarn lkeden atlmasndan sonra, tek parti iktidanna ideolojik bir destek salamak ve "ideolojik dzeyde" muhalefetin gereksiz olduunu kantlamak iin, "halklk "grn ortaya atmt. Ona gre "halklk" toplumsal bir proje olmaktan ok, siyasi bir manevra aracdr. 30

Ocak 1923'de; "Bence bizim milletimiz yekdierinden ok farkl menfi takip edecek bu itibarla yekdieriyle mcadele halinde bulunagelen muhtelif sunfa malik deildir. Mevcut snflar yekdierinin lzm ve melzumu mahiyetindedir" diyor. Grld gibi Mustafa Kemal, Durkheim sosyolojisinin tipik bir szcs gibi konuuyor. 13 Ocak 1923'te verdii bir demete: "Ben yle bir frka tekilini tasavvur ediyorum ki, bu frka milletin btn sunfunun refah ve saadetini temine matuf bir programa malik olsun" diyor.Trkiye'de snflarn bulunmadn, meslekler bulunduunu sylyor; "Bineanaleyh muhtelif meslekler erbabnn menfaatleri yekdieriyle imtiza halinde olduundan onlan snflara ayrmak imkn yoktur ve umumi heyetiyle hepsi halktan ibarettir'^14) diyor. Aralarnda uzlamaz elikilerin bulunduu snflarn olmad yerde siyasi partilere de yer yoktur. Trkiye snfsz bir toplumdur. Snfsz topluma da bir tek siyasal parti yeter! 1920'li yllarda Trkiye'de snflarn olmadn sylemek bilim d olmann yannda, lkede'yaayanlarn "ilkel", "barbar" olduu anlamna gelir. "Trkiye'de sosyal snflarn yok olduunu ne srmek, Trkiye'nin barbarlk anda yaadn sylemektir."^15) Oysa XX'inci yzyln ilk onyllarnda, Anadolu bir yana, dnyada snfsal ayrmann olmad, emperyalizmin etki alanna girmeyen bir yer bulmak zordu... Hseyin Avni anda, daha 1863'te Bat kapitalizmi y-le kar ortakl bulunan komprador bir snfn ortaya ktn yazyor: "Bu suretle, Avrupa sermayeciliinin ajanlar ve mrte-kip devlet adamlarndan karma tekelci bir snf meydana gelmiti. Bu snf sermayesinini emlak zerine kapatan yeni bir rantiye snfdr. stanbul semtlerinde, han, apartman ve sayfiyelerdeki kk 233 adlar, snfn canl bir tandr."*1^ Osmanl toplumu snflyd. Cumhuriyete geite snflarn ortadan kalktn aklamakta zorluk ekeceklerdi... Ama Mustafa Kemal snflarn olmadn ilan edince sorun zmlendi... Trkiye'de snflarn bulunmadn sylemek nasr anlamszsa, emekle sermaye arasnda kar ortaklnn bulunduuna ilikin grler de ayn derecede anlamszdr. Marx, cretli Emek ve Sermaye adl brornde; "Sermayenin karlar ile iilerin karlarnn bir ve ayn karlar olduunu sylemek, sermaye ile cretli emein bir ve ayn iliki'nin iki yan olduklarn sylemektir. Yalnzca biri tekinin sonucudur; tpk tefeci ile bor alann, karlk olarak birbirini yaratmalar gibi. "cretli ii, cretli ii olarak kaldka, yazgs sermayeye baldr. i ile kapitalist arasndaki o kadar vnlen kar ortakl ite budur"(7> diyor. cretli ii ile sermaye sahibi kapitalist arasndaki kar ortakl bir yana, karlar tam kart snflar sz konusudur. Milli Mcadele dneminde Mustafa Kemal ve evresinde "halklk" kavram taktik bir amala kullanlyordu. Bunun byle olduunu 17 ubat 1923'te toplanan zmir ktisat Kongresi gstermitir. Bu kongrede "milli" bir burjuva snf yaratmaya dnk kararlar alnmtr. Mustafa Kemal'in Frkas da, milletin btn sunfnun refah ve saadetini temine matuf" bir program yerine, kongrede alnan ve emeki snflarn ezilmesine ynelik politikann bir arac haline gelecekti. Sabiha Sertel; "Bir gn Trk Oca binasnda yaplan bir toplantda" diyor, anayasa komisyonunda ye olan Aaolu Ahmet Bey'e, snfsz toplumdan ne anladklarn sordum. Cevap verdi: -Onu ben de anlamadm. Trk milleti bir btndr. Ama iinde snflar vardr, Snfsz bir toplum ancak sosyalist rejimde olur. Oy234 sa biz sosyalist bir anayasa yapmyoruz. Bizim hazrladmz tasar zel mlkiyetin korunmas, serbest rekabet, ticaret serbestlii esaslarna dayanyor. "(18) Mustafa Kemal bundan sonra hallk kavramna fazla rabet etmiyecektir. ki yazarn dedii gibi; "Mus- tafa Kemal'in artk ne geni halk ynlarnn desteine, ne de Sovyetler Birlii'nin yardmna ihtiyac vardr. ktidarn merula-trm ve kararl hale getirmitir. "(19) Mustafa Kemal, 8 ubat 1923'te Balkesir'de yapt konumada Trk toplumunu snfsz bir toplum, proleter bir ulus gibi gstererek snfsal farkllamalarn ve snfsal kartlklarn olmadn anlatmaya alyor!:

"Gya bizim memleketimizde de ayr ayr snflar varm gibi teesss eden siyasi frkalar yznden ahit olduumuz neticeler malmdur. Halbuki Halk Frkas dediimiz zaman bunun iinde bir ksm deil, btn millet dahildir. Bir defa halkmz gzden geirelim. Biliyorsunuz ki, memleketimiz itfi memleketidir. O halde milletimizin eskeriyet'i azamisi itfi ve obandr. Bu bylece olunca buna kar byk arazi ve iftlik sahipleri varidi hatr olur. Bizde byk araziye ka kii maliktir? Bu arazinin miktar nedir? Tetkik edilirse grlr ki, memleketimizin vsatine nazaran hi kimse byk araziye malik deildir. Binaenaleyh bu arazi sahipleri de himaye edilecek insanlardr. Sonra sanat sahipleriyle kasabalarda ticaret eden tccaran gelir. Bittabi bunlarn menfaatlerini, hal ve atilerini temin ve muhafaza mecburiyetindeyiz. iftilerin karsnda olduunu farzettiimiz byk arazi sahipleri gibi bu ticaret erbabnn karsnda da byk sermaye sahibi insanlar yoktur. Ka milyonerimiz var? Hi. Binaenaleyh biraz paras olanlara da dman olacak deiliz. Bilkis memleketimizde birok milyonerlerin, hatta milyarderlerin yetitirilmesine alacaz. Sonra amele gelir. Bugn memleketimizde fabrika, imalathane vesaire gibi messesat ok mahduttur. Mevcut amelemizin miktar yirmi bini gemez. Halbuki memleketi taali eylemek iin ok fabrikalara muhtacz. Bunun iin de amele lazmdr binaenaleyh tarlada alan ifilerden farkl olmayan ameleyi de himaye ve siyanet etmek icabeder. Bundan sonra mnevveran ve ulema denilen zevat 235 gelir. Bu mnevveran ve ulema kendi kendilerine toplanp halka dman olabilir mi? Bunlara tereddp eden vazife halkn iine girerek irat ve il etmek ve onlara terakki ve temeddnde pive olmaktr, ite ben milletimizi byle gryorum. Binaenaleyh mesali-ki muhtelife erbabnn menafii- yek dierine memzu olduundan, onlar snflara ayrmak imkn yoktur ve heyeti umumiyesi halktan ibarettir." Mustafa Kemal'in 8 ubat'ta yapt bu konumann zmir ktisat Kongresi'ne davet edilen mlk sahibi snflar rahatlatmay amalad aktr. Nitekim o dnemde, stanbul'un komprador evrelerinde "halk" ve "halklk" szcklerinden kukulanlyordu. zmir iktisat Kongresi'nde bu tereddtler giderildi. Mlk sahibi snflarn, smrc, asalak evrelerin karlar dorultusunda kararlar alnd. Kongre'de, "Trkler hangi snf ve meslekte olurlarsa olsunlar, candan seviirler" gibi gerekten sama ve emeki kesimler iin hibir anlam tamayan kararlar alnmt. Bundan sonraki dnemde Kemalist brokrasi, toplumun temeline hi dokunmadan, st yapda baz dzenlemelere giriiyor. 1930'lu yllarn Trkiye-si'nde toplumun temeline dokunmadan st yapdaki dzenlemelerle toplumun ileri gtrlebilecei tezi, Rus poplizminden ok, faizmden esinleniyordu. Bilindii gibi, faist model, toplumun temeline, mlkiyet ilikilerine dokunmadan, ekonomik kerte ile siyasal kerte arasndaki ilikiyi tersine evirip, siyasal seviyeyi ne kararak, g ilikilerini deitiren bir modeldir. Gerekten, 1929 krizi sonrasnda "Liberal kapitalizmin ekiciliini yitirdii koullarda, sosyalizmden korkan siyasal rejimler ve onlarn liderleri iin, faist model ekici hale gelmiti. Buradaki ama siyasal iktidar glendirmek ve mlk sahibi snflarn konumlarn salamlatrmakt. Dolasyla, yaplan bu dzenlemeler emeki halk kitleleri yararna hibir yenilik getirmiyor, hibir yarar salamyordu. te yandan, yerel burjuvazinin emperyalist burjuvaziyle ilikilerini rasyonel temeller zerine oturtuyordu. Ve "Atatrk nklaplar", hzl bir "palazlanma" srecine sokulan ve Bat karsnda "aalk duygusunu" bir trl zerinden atamayan yerel asalak burjuvazinin is236 teklerine cevap verecek dzenlemelerdi. Bu Atatrk inklaplaryla ilgili olarak, Emin Trk Eliin unlar yazyor: "Kald ki bunlar btn grltl reklamlara karn Devrimler deil, ou kt stnde kalacak reformlardan ibaretti. Onlar kimsenin kkl ekonomik karlarna dokunmuyor, gelenek ve greneklerinde bile pek tedirgin etmiyordu. apka giyse, cuma yerine pazar tatil gn yapsa, ocuklar Arap harfleri yerine Latin harfleriyle okusa, hatta medeni kanun ailede kadnla erkei, olanla kz eit saysa ne kard, toplum katlarnda herkes eski yeri neredeyse yine orada

kalyordu ya!.. Kanun yle yazyor diye kimse tek kadnla yetinecek deildi, isteyen imam nikh ile istedii kadar evlenir, diledii kadar ocuk yapard. "<20) Bask yasalar ve skynetim altnda gerekletirilen "Atatrk nklaplar", emeki kesimlere hibir ey getirmedii gibi, daha fazla smrlmeleri ve ezilmeleri sonucunu dourmutu. ktidar da geni halk kitlelerindeki honutsuzluun farkndayd. Tepkinin boyutunu lmek iin bir "Serbest Frka" deneyi de gerekti. Fakat halk kitlelerinin siyasal iktidar karsndaki tavrn lmeyi amalayan gdml muhalefet, hzla gdml olmaktan kmt. Ruhlar aranlar, imdi de geri yollayamyorlard. Mustafa Kemal'in "halk" ynetimi kitleler iin daha ar vergiler, daha ucuza elden karlan rnler; hibir deiiklie uramayan, halka yukardan bakan Osmanl merkezi ynetimine zg baskc tavr, jandarma zulm, kendi srtlarndan sratle zenginleen vurguncu tccar ve Milli Mcadele "kahramanlarTnn gsterili harcamalar, emeki halkn dnda gerekletirilen "Atatrk nklaplar" demekti. Halk, 18 kurua devlet eliyle ithal edilen ekerin neden kendisine 60 kurutan satldn biliyordu. "Halk" diktatrlk 18 kurua ithal ettii ekeri alt komisyoncudan geirerek halka ulatnyordu. ou zaman da, eker yoksul halka hi ulamyordu. Bir koyunun 50 kurua satld bir ortamda bir emeki ailesinin eker satn almas zaten olanakszd. Yoksul halk ekerden nce, ekmei bile yeteri kadar yiyemiyordu. "Tik itfisi"nin istihsal ve geinme vaziyeti 237 anketinin amalar deerlendirilirken, 1935-36 yllarna ilikin unlar syleniyor: "Fakir gruptaki hububat istihlaki yetikin erkek bana senede 416 kilo ekmee tekabl ettii halde, hali vakti nispeten daha iyi olan Il'nci grupta bu istihlkin (tketimin) azalacak. yerde 452 kiloya ykselmesi, kylnn 1935-36 senesinde ekmek ihtiyacn bile tanamiyle karlayamaz olduunu gstermektedir, n. grupta khil (yetikin) erkek bana senelik ekmek istihlaki l'nci gruba nazaran 70 kilo buday ekmei daha fazla, yani cem'an 34 kilo fazladr."*21) Komisyoncular zengin etmeyi ama edinen bir siyasal iktidar, elbette emeki toplum kesimlerinin yararn bir yana itecekti. Zaten sz konusu olan "snfsz bir top-lum"du. Sreyya lmen, Serbest Frka'yla ilgili olarak unlar yazyor: "1927 senesinde mebus olduum srada bir gn Millet Meclisi Krssnde Bavekil smet Paa'nn irad ettikleri nutuk, hl kulaklarmda nlamaktadr: "Arkadalar, dedi, memlekette imendifer yok, liman yok, kpr yok, yol yok, mektep yok, velhasl hibir ey yok! Ben bunlar yapacam; bunlar yapabilmek iin paraya ihtiya var. Onun iin milletin cebinde on para da bulsam alacam." smet Paa'nn, cebinde on para da bulsa alaca toplum kesimleri bellidir. Toprak aas, tccar, vurguncu, karaborsac, komisyoncu dnda kalan yoksullar ordusu... smet Paa, smrc snflara yedirmek iin ok paraya ihtiya duyuyor. Bunu da yoksul halktan zorla alyordu... "Snfsz", "imtiyazsz", "halk" diktatrlk Osmanl geleneini hi aratmayacak biimde, toprak aas, stanbul'un byk tccarlar, Milli Mcadele'de vatan kurtaran, imdi karln isteyen sivil-militer brokratlarn soygun ve smr olanaklarn artrmak iin, her seferinde yoksul halka daha fazla ykleniyordu. Gelir fark gzetilmeksizin, her yetikin erkek "yurtta"tan ylda 8 ila 15 lira arasnda deien yol vergisi almyordu. Yetikin 238 be nfusa sahip bir kyl ailesi iin bu, ylda yaklak 60 TL. deme zorunluluu demekti. Bir ton budayn 40 liraya satld koullarda bu vergiyi demenin ne demeye geldiini anlamak zor deildir. "Snfsz", "imtiyatsz", "kaynam" toplumda hapishaneler vergilerini deyemeyen yoksul kyllerle dolup tayordu... Devlet , tketim mallar zerinde tekel kurarak, yeni vergiler koyarak, eski vergileri artrarak yoksul halk zerideki basky daha da artryordu. Kt rn ve fiyatlarn ar d karsnda vergi yk giderek artyordu. 1927'yi baz alan endekse gre, vergi yk 1934'te 153'e kmt. Nfus bana gayri safi gelir ise, ayn yllar esas alan endekse gre, (1927=100), 1930'da 92.6'ya, 1934'de 60.5'a kadar gerilemitiS21> Gelirde ar dler olurken , artan vergilerin yaratt bask dayanlmaz boyutlardayd...

Yol vergisiyle ilgili olarak, Glten Kazgan unlar yazyor: "Amac demiryolu yapmnn finansman olan Yol Vergisi de bir 'ba' vergisi idi, her ailedeki yetikinlerden alnan (8-15 TL. oranndaki) bu vergi, gelirdeki azaltan bamsz bir yk getiriyordu. rn fiyatlar (te bire) 1/3'e dnce, bir de buna kt rn yllar eklenince, tutar ayn kalan verginin (gelir zerinden) yk bununla ters orantl olarak arlam oluyordu. Nitekim 1930'larda (19321934), 1932'deki kt rn ylnn da etkisiyle, bu vergiyi deyemeyip^bedeni ykmll yerine getiren yol yapmnda a-lanlarm says 700 bin kiiyi buldu. Ayn durum hayvan saym vergisi iin de geerliydi: Hayvan bana kuru olarak tahsil edilen bu vergi, hayvanlarn fiyatlar veya hayvansal rnlerin fiyatlarndan bamszd. Vergi 1929'da tekrar artrlmt. Bu rnlerin fiyatlar yan yarya derken, verginin ayn kalmas, gelir zerinden denen verginin arlamas demekti."^ te yandan i ticaret hadlerinin % 40 (1930) civarnda tarmn aleyhine olarak bozulduu bir ortamda , "ruhlar aranlarn neden geri yollayamadklarn anlamak kolaylayor. "Gdml mu-halefef'e hemen byk bir kitle desteinin ortaya kmas, "yeni 239 parti"nin kitleler yararna bir programa sahip olmasndan deil, iktidar partisinden kan bir gstergesiydi.Halk ynlar Fethi Bey'in lideri olduu partinin ne programndan ne de temel politikalarndan haberdard. Ama saduyuyla "halk ve inklap iktidardan kayordu... Samet Aaolu, "Serbest Frka" kurucularnn zmir'e geliinde halkn Serbest Cumhuriyet Frkas'na gsterdii byk ilgiyi yle anlatyor: "(...) Halk Anadolu Gazetesi'nin matbaasna doru yrm... Matbann i tarafna saklanm olan polis neferleri, halk korkutmak iin olacak, izdihamn zerine tabanca boaltmaya koyulmu ve atlan kurunlardan biri 14 yandaki mektepli bir ocua rast-gelerek ldrmtr. "Bu mey anda hibir eyden haberi olmayan bizler otelde idik ve alt kattaki salonda bir oklar ile gryorduk. Birden bire otele byk bir kalabalk hcum etti. Herkes mteheyyi ve mtehev-virdi. Kimi alyor, kimi neftin ediyor, kimi tehditler savuruyor. "Kalabaln ortasnda ihtiyar bir adamcaz kucanda tad bir ocuu birden bire Fethi Bey'in ayaklarna atarak: -"te size bir kurban. Bakalarn da veririz! Yalnz sen bizi kurtar, dedi ve alayarak Fethi Bey'in ellerine sarld. Manzara mthi ve tyler rperticiydi. Kanlara bulanm krpe mektepli bir ocuk Fethi Bey'in ayaklan altnda son nefesini veriyordu. Babas da Fethi Bey'in ellerine sarlarak yakc bir lisanla daha baka evladn da kurban vermeye hazr olduunu sylyordu. Yalnz bizi kurtar! Kurtar bu zalim mutemetlerin elinden diye yalvaryor.'^24) te bu koullarda Kemalist iktidar tekrar "halkla" dnyor, bir sre aradan sonra Durkheim sosyolojisi tekrar hatrlanyor... Diktatrln ideolojisi; iktidarn "inklap olduu", inklaplarn yaamasnn da ancak baskyla mmkn olaca grn dile ge240 tiriyordu. Bu, Kemalist rejime zg bir "inklaplk" anlayyd. Faist eilimlerini gizlemeye pek gerek duymayan, iktidarn nde gelenlerinden Recep Peker, talyadakine benzer faist yntemlerin, Trkiye'de de uygulanmas iin raporlar hazrlayp Babakan smet nn'yle bu konuda gr birliine varrken, "devrimlerin ancak bask ve zor altnda yaplabileceini"*25) ileri sryordu. Byle bir ortamda halktan gelen tepki ve direni, onun "cehaletinden" ileri gelebilirdi... Sekin yneticiler "snfsz" bir toplumda onun yararna olan her eyi dnp yapmyorlar myd?.. Artk her ey akt; halktan gelen tepkiler "gericilik ve "inklap dmanl", ynetici elitten gelen her ey de "inklaplk" saylyordu. Krt halknn "mecburi iskan"a zorland, emeki ynlarn yoksulluk ve sefalet iine itildii bir ortamda, bir de "Cumhuriyet Balolar" dzenleniyordu. Balo, Cumhuriyet yneticilerine tarihten mirast... "Brokratlar Tanzimat Ferman ile bu defa, gerekten Bal grntl yeni bir lle devri balattlar. Bu durum ayn zamanda balolar dnemidir. Bu defa kaplumbaalarn mum tad lle baheleri yerine saraylar, elilik binalar seiliyordu, istanbul'da eliliklerde, saraylarda ve Osmanllarn Avrupa

eliliklerinde verilen bu balolarda brokratlar, Batl dostlar ve levantenlerle beraber elenirken, isizlik artyor ve yerli retim glerinin yok olmas son derece sratle devam ediyordu. Bu balolarn benzerlerini, hatt devamn, daha sonra Cumhuriyet Halk Frkas**) dneminde yoaltm mallarnn ktlnn yaratt koullar altnda, Anadolu Kasabalarnda halkn nefreti altnda verilen Cumhuriyet balolarnda grmemek mmkn m?"^26) Yzbinlerce yoksul insann ar vergileri deyemedikleri iin hapse atld bir ortamda yaplan balolar, Bat burjuvazisi karsnda aalk duygusunun bir rn olduu kadar, ynetici sekinlerin emeki kitlelere bak asnn da bir gstergesidir. Tek parti rejiminin ideologlarndan M. E. Bozkurt; "(...) Snfsz, zmresiz. Trk ulusunda lk, birlik varsa ve bu birlik iinde 241 II gayeye erimek isteniyor ve eriiliyorsa zorla partiler ihdas etmek nasl mmkn olur. Byle mi olmak lazmdr. Yoksa snf ve zmreler yaratan partiler ihdas etmek mi lazmdr?" diyor. Attilla l-han'n deyiiyle, "komprador aydn", soruna tersinden bakarak sonuca varmak istiyor. Burjuva toplumunda siyasal partilerle toplumsal snflar arasndaki ilikiyi tersinden gryor. Smrge aydn, varlkla bilin arasndaki ilikiyi de tersinden grd iin, her eyi tersinden almak zorunda kalyor!.. Ne ki, marlarda "imtiyazsz, snfsz, kaynam bir kitleyiz" demekle ne snflar yok olur, ne de kitlenin kaynamas mmkn olabilirdi... Snfsz bir toplumda siyasal partilerin gereksiz olduunu kantlamaya alanlarn faist bir lkeden yasa maddeleri ithal etmeleri garip bir "dnsel akrobatlktr... Faist bir rejimin ceza yasasndan ithal edilen 141 ve 142'inci maddeler tek parti diktatrlnn ideologlar iin can skc deil mi? O zaman, snfsz bir toplumda "sosyal bir snfn dier sosyal snflar zerinde tahakkmn tesis etmeye veya sosyal bir snf ortadan kaldrmaya" ynelik "abalarn" 8 yldan 15 yla kadar ar hapis cezasna arptrlmas nasl aklanabilir!.. Olmayan snf nasl ortadan kaldrlacaktr? Ne ki Kemalistler, yasay bouna ithal etmezlerdi... Milli Mcadele'nin ilk yllarndan, Milli ef dneminin sonuna kadar, "halklk", ynetici kliin ideolojik bir zorlamasyd. Halklk ,halktan yana bir ynetim deil, btnyle halktan kopuk ve ona yabanclam baskc bir ynetimin uyduruk ideolojisinin bir parasyd. 242 11. BOLUM YEN SMRGECLK DNEMNDE SOSYO-EKONOMK FORMASYONUN EVRM "Biz zengin olduk, nk bizim iin baz rklar ve miletler ld, baz ktalar tamamen boald." Sombart kinci Dnya Sava sonrasna kadar Trkiye'de gerekleen tm dzenlemeler (Tanzimat, Ishalat, Merutiyet, Cumhuriyet, Atatrk inklplar vb.) kitlelerin istek ve iradesi dnda, "memleketin sahipleri" tarafndan gerekletirildi. Btn bu sre boyunca hibir "yenilik" kitlelerin istek ve basks sonucu ortaya kmad. Srekli olarak, "gdenler" tarafndan "gdlenler"e empoze edildi. "ok Partili Rejim"e geite de durum aynyd. Zaten gerek anlamda bir "ok partili rejim" sz konusu deildi. Ceza yasasnn "nl" maddeleri, genel hukuki ereve, devlet ynetim zihniyeti, Krt sorunundan kaynaklanan "kstlar", fanatik bir sosyalizm dmanl veri iken, ancak dzen partilerinin yaama ans vard. D.P. bir muvazaa partisi olarak kuruldu, balangta gdml bir muhalefetti. Ama, daha sonra gdmllk ve muvazaa partisi olmaktan uzaklat. Ve bedelini de ar bir biimde dedi... 243 Btn bu sre boyunca emeki kitlelerin hibir ey yapmasma izin verilmedi. Trkiye'de parlamentonun ve ok partili sistemin geleneksel hakim snflardan bir mcadele sonucu olarak koparl-mam olmas ve sk sk askerlerce datlmas, parlamentoyu etkin ve saygn bir kurum olmaktan uzaklatrm, 1960 sonrasnda da Milli Gvenlik Kurulu'nun tasviye kararlarnn onayland bir eit sekreteryaya dntrmt. Balkondaki seyirciyi oyalama ilevini bile

yerine getirecek durumda deildi. phesiz "memleketin sahipleri"nin bylesine geni bir manevra ve maniplasyon gcne sahip olmalar, emeki toplum kesimlerinin rgtszl, mcadele geleneinin zayfl, dolaysyla bilin dzeyinin geriliiydi. Ezici ounluu kk reticilerden oluan kylln, nfusun % 80'den fazlasn oluturduu, sanayi retiminin de % 10'lar seviyesini bile gemedii bir sosyal formasyonda, ynetici kliin neden "kolay ynettiini" anlamak kolaylar. Cumhuriyetin kurulmas, Cumhuriyete gei de bir "hkmet darbesi" sonucuydu. Cumhuriyet sonrasnda gerekletirilen "nklaplar", "reaya"y vatanda mertebesine ykseltmek iin yeterli olmayacakt. Byle olunca, kitle; yapmas gereken her eyin annesi tarafndan yapld iin, ilerlemi yana ramen, hibir ey yapamaz duruma gelen bir "ocuk" gibi, marazi, edilgen, srekli "korunan ve kollanan" pasif bir ym haline geldi. Tarihin znesi konumuna bir trl ykselemedi. 1946'dan balayarak "ok Partili Rejim"e geilince, artk kitleler maniple edilebilir bir yn olarak grlecekti. Bu aamada, "o halde neden ok partili rejime geildii" sorusu akla gelir. Byle bir sorunun cevab, i ve d belirleyicilerin bir btn olarak anlalabilir. ounlukla ileri srld gibi, demokrasiye gei, Milli ef nn'nn bir ltf deildi. Bunlardan birincisi, 1910'lu yllardan beri desteklenip kayrdan (tevikler, ayrcalklar, muafiyetler, "devletilik", sava yllarnn enflasyonist uygulamalar, karaborsa vb.) yerli sermaye, artk palazlanmt. Vesayet altnda daha fazla kalmak istemiyordu. Artk ocuk by244 mt ve onu bytenlere itaat etmeyecekti... kinci olarak, uluslararas g dengeleri de "ok partili bir siyasal rejim" ynnde bask yaratyordu. "Hr Dnya"nn zaferiyle biten emperyalist sava sonrasnda tek parti rejimleri (1920'li ve 1930'lu yllarda pek revata olan) gzden dmt. "ok Partili Rejime" gei sonras dnemin tahliline gemeden nce, uluslararas konjonktrn nitelii, yeni dneme damgasn vuran temel stratejiler ve hegemonik gcn "porojesi" zerinde ksaca durmak yararl olur. kinci Dnya Sava'nn sonu, ayn zamanda kapitalizmin yapsal kriz dneminin de sonu olmutur. Nitekim, 1910'lu yllardan beri srp gelen kriz (uzun dalgann ikinci aamas), ABD'de daha 1940'da, Bat-Avrupa ve Japonya'da da 1947-1948'de son bulmu-tu/1) Yapsal krizin sonu, ayn zamanda hegemonya krizinin de sonu olmutu. 1910'lu yllardan beri devam eden hegemonya krizi ABD'nin lehine olarak sonulanm, "Pax Britanica", yerini "Pax Americana"ya brakmt. Klasik smrgeci bir devlet olmayan ABD'nin klasik smrgeciliin tasfiyesinde kar vard. Bu aamadan sonra klasik smrgeciliin yerini yeni smrgecilik (Neocolo-nialisme) alacak ve ABD liderliinde kolektif smr srdrlecekti. Kollektif smrnn srdrlmesi iin de uygun aralar, kurumlar ve mekanizmalar oluturulacakt. phesiz, klasik smrgeciliin tasfiyesinde kar olan sadece Birleik Amerika Devletleri deildi. Klasik smrgeci imparatorluklar da smrgeciliin eskimi, anm klasik biiminden uzaklamak istiyorlard. Kapitalist retim tarznn ulat aama veri iken ve smrgeciliin "iselleti-i" koullarda, artk "yerli oligariler" smrgeci yneticilerin yerini alabilirlerdi. Bu yeni durumda da smrgecilik yeni yntem ve aralarla srdrlebilirdi. Yeni durumda, kapitalist rasyonele uygun den zm, "bamsz" ulus-devletlerin varln gerektiriyordu.^ Gerekten, klasik smrgeciliin tasfiyesi ve yeni smrgeciliin onun yerini almas, ABD'nin karlarnayd. Bir sr Asya, Afrika lkesi smrgeci Avrupa devletlerinin (ngiltere, Fransa, Belika, Hollanda vb.) dorudan siyasi denetimi altnda kaldka, bu, 245 ABD sermayesinin ve mallarnn hareket alann snrlayan bir eydi. Fakat klasik smrgeciliin tasfiyesi sadece ABD iin deil, smrgeci lkeler iin de "krl" bir eydi. Zaten, smrgelerinden "ekilirken", yerlerine bu ii yapacak "yerli" adamlarn brakyorlard. te yandan, yeni-smrgeciliin aralar olan kurumlar, IMF, Dnya Bankas, Birlemi Milletler rgt etrafnda oluturulan dier "insancl amal kurulular", teker teker smrgeci devletler yerine kolektif bir smrye olanak verecek durumdayd... Tek bir smrgeci lke yerine, eski smrgeci devletlerle ok tarafl bir bamllk biimi ortaya

kmt. Bunun da aralar, szde "uluslararas kurulular"d. "Uluslararas" denilen bu kurulular emperyalist devletlerin dnya leinde status quo'yu korumasna olanak veren kurululard. Gruhn'a gre; "Bu devletler eski smrgeci devletle ikili bamllktan, uluslararas rgtler araclyla ok tarafl bir bamlla dtler."^ "Para Fonu birok lkenin dier ye lkelerle ibirlii iinde salkl mali politikalar izlemesini salamt. Uluslararas bir kurulu olarak Fon'un bamsz hkmetlere, duyarl mali politikalarda fikir vermesi, ya da yardm karlnda baz nlemlerde srar etmesi, dier bamsz hkmetlerin ayn eyi yapmalarndan daha kolaydr. Bence bu nokta ok nemlidir. Para ve Maliye Politikalar gibi hassas konularda hkmetler nesnel, yansz ve yetenekli bir uluslararas kuruluun grlerini ne kadar iyi niyetli olursa olsun bir dier hkmetin grlerine yelerler. "^) Bylece herbir smrgeci emperyalist devletin smrgelerdeki kurulularnn, adamlarnn ilevi, yerini kolektif ynlendirme ve denetim biimlerine brakyordu. Bu yzden, kinci Dnya Sava sonrasnda smrgeciliin tasfiye edildiine ilikin grler, kapitalist retim tarznn temel yasalar ve ileyii hakknda yeterli bilgiye sahip olmayanlarn bir kurumuuydu. Smrgecilik tasfiye edilmiyor, yeni koullara uyarlanyor ve emperyalist lkeler iin daha rasyonel hale sokuluyordu. Colonialisme, neo-colonialisme'e dnyordu. Bir lkenin emperyalist smrye maruz kalmas iin onun dorudan smrge olmas gerekmez. Bugn "gelime yolunda" denilen lkelerde, em246 peryalist lkelerin ihtiyalarn karlamak iin (gda, biyomas, enerji, maden vb.) kullanlan topraklar klasik smrgecilik dne-mndekinden daha fazladr. Klasik smrgeciliin geerli olduu dnemde yar-smrge konumundaki lkelerin durumu bu vesileyle hatrlanmaya deer. Nitekim, bir kondominyon olan M. Ali Pa-a'nn Msr', ngiliz byk burjuvazisi iin dorudan smrgelerden daha az "verimli" deildi. Dolaysyla, "bamszlk" hareketlerinin sonucu ortaya kan yeni ulus-devletlerin emperyalizme bir darbe vurduu, kapitalist pazar daraltt vb. gibi argmanlar somut duruma ve gerek srelere ters dyor.(S) Aslnda kinci Dnya Sava sonrasnda tasfiye edilen, smrgeciliin klasik biimiydi. Bu biim, smrgeci devletlere "pahal" geliyordu. Yeni-smrgecilik, smrgeci devletlerin birok harcamalardan kurtulmalarna olanak veren bir zmd. Bylece gvenlik, salk, okul, snrl sosyal hizmetler, alt-yap (yol, kpr, elektrifikasyon vb.) yatrmlar iin yaptklar harcamalardan da kurtuldular. Fildii Sahili Devlet Bakan HouphoetBoign Y, yeni smrgecilikle ilgili olarak; "Bu eskisinden ok daha kt bir smrgecilik. Zira eski smrgecilik hi deilse baz sorumluluklar alyordu. Ekonomik smrgecilik hibir sorumluluk stlenmiyor"^ demiti. Klasik smrgeciliin tasfiye srecine girdii dnemde emperyalist lkeler nemli retim artlar gerekletirdiler. Dnya ticaretinde byk bir srama oldu. 1947-1966 aralnda alt AET lkesinde snai retim % $, Japonya'da % 9.6 art gsterdi.^ Bat'ya ulamay temel ama ve tek kurtulu yolu olarak gren klasik smrgecilik sonrasnn ulus-devletleri, Batllar tarafndan nerilen byme modellerine (kalknma reetelerine) uyum salamaya yneldikleri lde, oyunu daha batan kaybetmilerdi. kmaz bir yola girmilerdi... Gerekten bamszla ulamann koulu, Bat modelini daha batan reddetmeye, farkl bir uygarlk ve toplumsal dzen tercihi yapmaya balyd. "Uygar ve uygarlatrc"nn gsterdii yol, sonu olmayan bir yoldu. Bat'y taklit, hem gerekli deildi, hem de zaten olanakszd... 247 Trkiye'nin 1950'den balayarak DP iktidaryla girdii yeni dnem, emperyalizmin lkeyi artlandrp biimlendirme srecini hzlandracakt. Bu bakmdan kinci Dnya Sava srasnda "emperyalizmin lkeye yeniden girdii" gibi iddialar inandrc deildir. 1923'ten, sava sonrasna kadar emperyalizmin lkeyi daha fazla "etkileyip" biimlendirmemesinin nedeni, byk lde emperyalizmin iine dt "yapsal kriz"dir. Tam tersine, 1920'lerden beri gerekletirilen "dzenlemeler", uygulanan politikalar, emperyalizmle yeni bir eklemlenmenin koullarn yaratmt. Baz pre-kapitalist yap ve kurumlar tasfiye edilerek ve kimi burjuva kurumlar ithal edilerek eklemlenmenin maddi temelini oluturacak

bir "ibirliki" snf yaratlarak, yeni-smrgecilie "elverili bir ortam" yaratlma. Tm abalara ramen (devletilik vb.), 1950'li yllara gelindiinde, emperyalizmle yeni bir tip btnlemenin koullar tam olarak olumu deildi. te DP iktidaryla balayan dnemin temel ilevi, btnlemenin eksik kalan unsurlarn tamamlamak olmutur. Zincire, eksik kalm halkalar eklenecekti. Sava sonrasnda, smrgeciliin yeni bir biim alp, smrnn derinletirilmesinin koullar olumutu. Emperyalizm yapsal krizi atlatm, dnyann geri kalan blmn daha youn olarak artlandrp biimlendirecek duruma yeniden gelmiti. ABD, emperyalistle-raras hiyeraride piramidin tepesine oturmu ve tartmasz bir stnlk salamt. Ekonomik, siyasalsosyo-kltrel yaplar dnya leinde (en azndan o zamanki brokratik "sosyalist" lkeler dnda) biimlendirebilecek bir hegemonya gcne ulamt. Vakit kaybedilmedi. 4 Temmuz 1947'de Trkiye ile ABD arasndaki ilk "ikili" anlama imzaland. Bu "ilk anlama"y, 12 Temmuz 1948'de imzalanan ikinci "ikili anlama" izledi. Artk ABD yardmlar akmaya balyordu; Amerikallar demode olmu, ie yaramayan, depolanmalar da sorun yaratan silahlar, sava artklarn Trkiye'ye yardm olarak veriyordu. Ama Trkiye, sz konusu silahlar ABD'nin izni olmadan kullanamayacakt. 4 Temmuz 1947 anlamas, ulusal ege248 menlii zedeleyen bir sr maddenin dnda, ekonomiye ilikin ykmllkler de ieriyordu ki; bunlar arasnda, "devleti uygulamalardan vazgeilmesi", gmrk korumalar ve tekellerin kaldrlmas, uluslararas ticaretin serbeste ileyiini engelleyen dzenlemelerin tasfiye edilmesi vb. gibi yaptrmlar sz konusuydu. Sz konusu srete ilgin olan; egemen snflar, bata ABD olmak zere emperyalizmle ibirliinden yana tavr koyup gereini yaparken, halk ynlarnn da egemen snflarn projesine destek vermi olmasdr. Tarada ve ehirlerde hzla zenginlemek isteyen kk reticiler dnda (esnaf, tccar, arac, komisyoncu vb.); jandarma ve tahsildar basksndan bezmi, "Ebedi ef ve "Milli ef dneminin iktisat politikalarndan hep zararl km yoksul kyller de DP'yi desteklemiti. Ezici ounluu, bir Amerikal uzmann deyiiyle, hl "Hititler zamanndan kalma retim aralaryla" retim yapmaktan kurtulamam, az toprakl yoksul kyllerin oluturduu krsal kesim insanlar, "devletilik" uygulamalarndan bir yarar salamadklar gibi, Osmanllarn son dnemlerdeki uygulamalar aratmyacak lde devlet bask ve terrne maruz kalmlard. Geni kitlelerin yaam koullarnda hibir iyileme olmazken, tek parti rejimi, devlet terr koullarnda gerekletirilen "inklaplar" ve geleneksel kltr odaklarnn datlmas kitlelerde iktidar aleyhinde kkl bir kin ve nefret uyandrmt. Halkn iktidar partisi CHP'ye ynelik tepkisinin boyutlar daha 1930 Maki gdml Serbest Cumhuriyet Frkas deneyiyle ortaya kmt. 1950 sonrasnda Trkiye, bata ABD olmak zere, Bat hegemonyasna daha fazla sokulurken ve ABD'nin izdii yolda yrmeye zorlanrken, iki alanda nemli gelimeler kaydedildi. ABD'nin (daha genel olarak emperyalist Bat'nn) de karlarn gerekletirmeye ynelik bu gelimelerden biri, alt-yap yatrmlarnn hzl bir tempoyla gerekletirilmesi; ikincisi, alt-yapdaki gelimelere elik eden tarmsal retimdeki nemli arttr. Batllar Trkiye'ye; mukayeseli stnlkler ve uluslararas iblm ve 249 uzmanlamaya uyum salamay amalayan tarma dayal bir byme modeli neriyorlard. 1950 seimlerinin hemen sonrasnda Trkiye'ye gelerek rapor hazrlayan bir Dnya Bankas heyeti (IBRD) raporunda unlar diyordu: "Endstriyel gelimeye tarmn aleyhine olarak verilen arlk ok fazla olmutur. Tarm ne kmaldr. Tarmda verimlilik artrlmadka endstri iin gerekli besin ve igc salanamaz."(8) Trkiye gibi "azgelimi" bir lke, dardan ithal ettii aralar ve tarmsal girdilerle balangta tanmsal retimi artrabilirse de, verimlilik artn srdrebilmesi srekli ithalat gerektirecei iin, kar yol deildir. Uzun dnemde hem da bamll artrr, hem de gerekten sanayileme hedefinin de gndem dnda tutulmasna neden olur. Nitekim; "Bir lke sanayileerek,

sanayisini kendi kendisine gelitirmek kouluyla (fabrika satn alndnda bu koul yerine getirilmi olmuyor) ve teki sektrlere gelimeleri iin gerekli teknik aralar salyorsa zenginleir. nk hem sanayisi emek verimliliini ykseltir, hem de iledii hammaddelere daha fazla deer katt iin zenginleir. Bundan baka yksek katma deerli sanayi rnleri ihra edip, dk katma deerli, zellikle de hammaddeler ithal ettiinde d ticaret yoluyla da zenginleir. Bylesi bir durumda eit olmayan bir deiim uyguluyor demektir. "(9) F. Partant'dan yaplan yukardaki alntda aka ortaya konduu gibi, bir lke teknoloji ithaliyle kalknamaz. (Bat gibi olamaz demek daha uygun dyor). Sanayilemeden bamsz bir tarmsal gelime de olanakl deildir. Verili uluslararas iblmne uyum salamann tesine gemeyen bir lke, hiyerarik dnya sistemindeki yerini deitirme iddiasnda bulunamaz. Zaten tarm m, sanayi mi trnden tartmalar anlaml da deildir. Bir ekonominin salk koulu, sz konusu sektrlerden birini n plana karmak deil, tarm, sanayi ve alt-yap yatrmlar arasnda uygun bir dengenin kurulmasna baldr. Oysa Batllarn nerdikleri byme modellerinin asl amac, Trkiye'yi nl "mukayeseli stnlkler" teorisinin ngrd bir dorultuya zorlaya250 rak, verili uluslararas iblm ve uzmanlamayla uyumlu bir ekonomik yap hedefliyordu. 1950'lerin ilk yllar olduka "umut verici" grnyordu. Bir kere ABD'den salanan yardmlar nemli rakamlara ulamt. 1946'da balayan ABD yardmlar, 1946-1950 aralnda GSMH'nin yaklak % 3'ne ulamt. Bu lde nemli d yardm, Trkiye'nin ithalatnda bir patlamaya neden oldu. Elbette, bu ithalat art, ABD'nin Trkiye'ye ynelik ihracatnn artmas demekti. Tarm makineleri bata olmak zere, alt-yap yatrmlar (yol, kpr, baraj, elektrik santrali vb.) iin gerekli makine-tehizat ithalat hzlanmt. Aslnda Trkiye'ye alan kredi Amerikan sanayici ve ihracatlarna verilmi tevikler anlamna geliyordu. Tarm makinelerinin toplam ithalat iindeki pay yaklak sekiz kat artarak, % l'den % 8'e kt. Alt-yap yatrmlarnn hzlanmas, yol, baraj vb. inaatlar bir taraftan yeni istihdam olanaklar yaratrken (1950-1960 aralnda yaklak 14.000 km. karayolu yapld), dier yandan tarma traktrn girmesi (1948 ylnda Trkiye'de sadece 2000 kadar traktr varken, bu rakam daha 1950'de24.000'e, 1960'da da 42.137'ye ykselmiti) hem tanmsal verimlilii artrd, hem de ekilebilir alanlarn genilemesi sonucunu dourdu. (Ekilebilir alan 1950'de 14.542.000 hektardan, 1960'da 23.227.000 hektara ykseldi). Bylece verimlilik ve rn artnda nemli bir srama oldu. 1950 sonrasnda yaklak 312 bin aileye toprak datlmasyla 1950-1960 dneminde topraksz kyl oran % 16'dan % 10'a drld. 1950'lili yllarn banda traktr almlar iin kylye alan kredi (sat fiyatnn % 60') iktidara her kesimden destek salayan uygulamalardan biriydi. Kyl kitlesi tarmsal kredilerden, nceki dnemlere gre daha ok yararlandrlyordu. (Elbette byk toprak sahipleri de nemli bir pay almak kouluyla.) retim fazlasn elden karmak isteyen ABD, Trkiye'ye at251 kredilerle ve nerdii "byme modeli" araclyla ihracatn artrrken; Trkiye'de de balangta ortaya kan tablo "umut verici" grnyordu. En azndan 1950'li ylarn banda durum buydu. Trkiye'nin "Kk Amerika" olacana inananlarn says hzla artyordu. Amerikallara an hayranlk rahatsz edici boyutlardayd. Yeni zenginler ve bir ksm kk burjuva, evlerinin salonlarna "Amerikan bar" ina edip, "kaak" viski imeyi "American way of Life" yakalamak sayyorlard. Eski dnemin Fransz, ngiliz, Alman hayranl, yerini Amerikan hayranlna brakmt. Amerikan erlerinin ve avulannn marklklan byk bir hogryle karlanyordu... Artk Amerikallarn her eyi hayranlk uyandrr olmutu. Olumlu i ve d koullann ekonomide yaratt canllk ve hatn saylr refah art hem yerel mlk sahibi snflan honut ediyor hem de hegemonik gcn projesinin "tutarll" ve "etkinlii" konusunda inandrc grnyordu. Trkiye "Souk Sava" koullarnda ABD'nin Sovyetler Birlii karsnda ileri karakolu olmay severek stleniyor.

NATO'ya giriyor, ABD'ye sler veriyor, Kore'ye asker yollayarak emperyalistlere sadakatini kantlyor, Amerikan "yardm uzmanlar" karsnda bamsz bir lke in-sanlan iin utan verici bir uak zihniyetiyle boynu bkk, onlarn her istediklerini fazlasyla yerine getiren bir "uydu devlet" ynetim anlay yerleiyordu. Amerikan slerinde Trk yasalar gemez olmutu. Ne ki, 1950'li yllarn ortalar yaklarken tablo kararmaya balamt bile.. nemli bir gelime de elektrifikasyon alannda gerekleti. Elektrik retimi 1950-60 dneminde, bir nceki on yla oranla, 3.5 kat artt. Fakat bu olumlu gelime, tren yolu tamacln zendirecei yerde paradoksal bir durum ortaya kt. lke ekonomisi iin fevkalade ucuz, temiz, evre kirlenmesi de yaratmayan tren tamacl gzden karld. Aslnda baml lkelerde neyin ne zaman nasl retilecei emperyalist merkezlerce belirleniyor. Trkiye'de zellikle imparatorluun son 50-70 yllk dnemi nemli tren yolu yatnmlarna sahne olmutu. (O zamanki ama smry derinletirmekti.) Bat'da dinamik sanayilerde ortaya kan kayma, 252 i Trkiye'de ulam politikasn karayolu tamaclna kaydrd. Yol makinalar, otomobil, otobs, kamyon, lastik, asfalt vb. ithalatnn hzla artmas ve demiryolunun ikinci snf bir konuma itilmesi, Bat'daki teknolojik kayma ve yeni sektrn krllk orannn yksekliindendir. Trkiye'nin, olduka gelimi demiryolu ebekesini ihmal ederek, lke gereklerine ve karlarna uygun dmeyen karayolu tamacln n plana karmas, emperyalist artlandrma ve biimlendirmenin ilgin bir rneidir... 1950'li yllarn banda ABD hegemonyas ve DP iktidar lehine olumlu bir "havann" ortaya kmasnda iki faktr daha sz konusuydu. Bunlardan birincisi, hava koullarnn elverili olmasdr. Buday retimi, 1953'de 8 milyon tona kadar ykseldi. Tarmsal retimdeki art sava ncesi dnemden % 80 daha fazlayd. te yandan 1950-1953 aralnda kii bana gelir yaklak % 30 orannda art gstermiti. D yardmdaki hzl artla birlikte, lkenin ithalat kapasitesinin artmas yannda, Kore Sava'nn neden olduu "boom" sonucu d ticaret cephesinde de olumlu bir tablo ortaya kmt. D ticaret hadleri, 1950 = 100 olarak alndnda, 1951'de 122, 1955'de de 107 olmutu. 1950 sonrasndaki bir nemli "gelime"de tarm sektrne traktrn (ve dier tanm aralarnn) girmesi sonucu hem i gcnn bir blmn aa karmas hem de neden olduu verimlilik artnn toplumsal dinamizmi artrmas, kentleme ve "marjinalizas-yon" srecini hzlandrmtr. 10 yllk srede Ankara, stanbul, zmir ve Adana'nn nfusu yaklak % 75 orannda artmtr. Bu dnemde 1.5 milyon kii kylerden kentlere g etti. Bunlarn da te birden biraz fazlas 4 byk kentte yaamaya balad. Trkiye'de kylerden kentlere gn refah art dnemine rastlamas, nemli bir zellik oluturmutur. Glerin ekseri grld gibi sadece mlkszleme sonucu ortaya kmam olmas, balangta g edenlerin sanayi ve hizmetler sektrnde kolay i bulabilmeleri, kyleriyle balantlarn srdrmeleri, ii hareketinin niteliine de damgasn vurmu bir zelliktir. Bu nedenle, Trkiye'deki gece253 kondular birok azgelimi lkelerdeki "bidonville"lerden ve "fa-vr/f.y"lardan daha elverili konutlardr. Oy almak isteyen iktidarlarn da buralara sratle kamu hizmetlerini tamalar buralarn birer sefalet yuvas olmasna izin vermemitir. 1950 sonrasnda Trkiye, Batllarn istekleri dorultusunda ekonomik politikalar izliyor ve Batllar tarafndan uydurulmu efsanelere de drt elle sarlyordu. Yabanc sermayeyle kalknma masal etkili oldu; hemen yabanc sermayeyi zendirecek yasal dzenlemelere gidildi. Artk yardm almak iin her trl taviz veriliyor; Trkiye, bata ABD olmak zere, Batllarn her istediklerini yaptrabildikleri bir lke haline geliyordu. te yandan, kamu sektrnn kltlmesi, o zamana kadar oluturulmu Kamu ktisadi Teebbsleri'nin "zel sektre devri" de gndeme getirildi: "Serbest Piyasa Ekenomisi"nin bir gerei olarak! Aslnda o dnemde KiT'lerin zel sektre devri konusunun gndeme getirilmesi, kamu sektrnn kltlmesi, Batllarn Trkiye gibi lkelerin gereini kavramada da ne kadar yaya kaldklarnn bir

gstergesidir. Trkiye'de sz konusu dnemde KiT'ler, neoliberal topyann ileri srd gibi, zel sektrn gelimesini engelleyen, "pazar ekonomisinin ileyiini" bozan iktisadi kurulular deil; tam tersine, zel sermayeye palazlanma olana salayan, zel sermayenin o "olmazsa olmaz" koulunu oluturan, zel sermayenin yetersizliini dnleyen kurululard. Aramal reterek (aramal reten sektrde krllk oran dktr), zel sermayeyi bu alana yatrm yapmaktan kurtararak, rnleri ucuza tayarak vb. KTTer zel sermaye iin vazgeilmez kurululard. Bu yzdendir ki, an "zel teebbsc" retorie ramen, 1950-1960 aralnda KiT'lerin tasfiyesi, zel sektre devri bir yana, KT saysnda yaklak iki kat art olmutu. zel sektrn nde gelen temsilcileri, oldum olas KiT'leri sulaya gelmilerdir, ama bunu "sknt" duymadan yaptklarn sylemek zordur. imdilerde KiT'lerin tasfiyesi yeniden gndeme gelmi durumda, ama bu sefer de yabanc sermaye tarafndan yutulma ans olduka yksek. Bu sorun zerinde ileriki sayfalarda tekrar duracaz. 254 Yeni Smrgeciliin lk On ylnda Snf ttifak Yeni smrgecilik dneminin ilk onyllannda; daha ak olarak, 1960'a kadar, Trkiye'deki hkim snf ittifak ticaret sanayi burjuvazisi bu dnemde ticaret ve sanayi burjuvazileri arasnda tam bir ayrma olmamt. (evre lkelerde tam bir ayrma zaten pek olanakl da deildir) ve toprak zenginleri (aalar) snfndan oluuyordu. DP iktidaryla emperyalist destekli yerel burjuvazinin hem ekonomik ve siyasal, hem de grece ideolojik etkinlii artmt. Milli Mcadele yllarndan beri egemen snflar koalisyonunun orta olan, 1930'lu yllarda ve sava sresince etkinliini artran brokrasi, DP iktidaryla ittifak dna atlmt. 1950-1960 dnemi ittifak d kalan brokrasinin "yksekleri" 1960 27 Mays darbesi sonrasnda toprak aalarnn dlanmasyla tekrar ksmi bir etkinlik salamay baarmlard. 1960 sonrasnda, 1930'lardakinden ok farkl ve snrl etkinlik salayan brokrasi, bu konumunu 1980 darbesine kadar srdrmeyi baarmtr. 1960 sonras egemen snf ittifakna damgasn vuran sanayi burjuvazisi olmutur. 1980 ncesinde (yaklak 1960-1980) geerli egemen snf ittifak ya da "yeni oligari" sanayiciler, byk ticaret sermayesi, bankalar, ithalat ve ihracatlar, sivil ve militer brokrasinin st dzeylerini igal den brokratlardan oluuyordu. Dier azgelimi lkelerdeki oligariler gibi, Trkiye'deki oligari de ancak Amerikan emperyalizmine srtn dayayarak egemen olabilirdi. Aslnda "yeni oligariler", klasik smrgecilik dneminin yneticileri gibi, "kendi" emeki kitlelerine yabanclam durumdadrlar. 1920'lerden beri lkenin kaderini elinde tutan Kemalist iktidarlar, (Ebedi ve Milli ef dnemleri), toplumu istedikleri biime sokabilecekleri, istedikleri gibi yourabilecekleri dncesine sahiptiler. Elbette bu, emeki toplum kesimlerine "dardan bakanlara" zg bir zihniyettir. Bir bakma toplumu bir "tavuk iftlii gibi y255 3 p J O re p c ? 5 p a . f C. ** g 3. 3 S^ g" g. (< O Sir *" cro< " & "' re 3 ^3 O ^ I - ~ o 3 S. * 5: S. ^"^ re EX o 3 3? 3 CO 65 - "" 65 re" 3 " , . h. BJ lii. g:

g E* Sis

CO ,6j

2- ^ 2 u o; 2g 3 =- g: 3 Xn 65 65 a. ere *< o | P IS; re a. i s 3 P" 2 ^ w co !S J ~ . O 3 frill I re ?3 re g 3 c: c: < re" S." 3 re en 3 B S 5- ET K o ? 3 g ^ S" o" "3" & E & - w e c: r c 9 "g. Q S N5y a 5' B is M S inin O. < W KA riK 65 re 65 = "S 65 3 o.^ 2. 5 3 Q. 65 g 6> '-*> S S; P en 2 re 5 o a >-i k en JT p < p-3 2 re -, en _ S 3 O: >_ -D. PV O g 2 p^re S.-i'&g' n> n> 2j 8 | IHI s 2.W3 2. B. < re 2 "2 2. s;* S. ^ I.-O 3 r^ ^ 3 t. ^ 6? % 3 2 S 2 "& & *< E. 5. S. 're 51 "" to H

^^

i *" '

PV ^ T1 V ?

x% re re 5^ o a re n' C_ C* 65 O: 3 re

> o* 3 3,' 65 ?r o- i B ordu iinde darbe odaklan vard. Koullarn olgunlamas, nn'ye kar saldrlar, tahkikat komisyonu oluturma abalar, basn ve niversitelere ynelik basklar, niversite rencilerinin ve Harbiyelilerin gsterileri askeri bir darbe iin koullar "olgunlatrmt." Kitlelerin toplumsal sreci etkileyip biimlendirmelerine ilk tepki 1960 askeri darbesiyle geldi. Ve on yllk srelerle tekrarlanarak devam etti. Resmi ideolojinin bir blnn ileri srd gibi, 27 Mays 1960 darbesi "ilerici" deil, "brokratik"ti. Dolaysyla kitlelerin toplumsal sreci belirleme yeteneini zaafa uratan bir hareketti. Trk aydnlarnn ounluu, 27 mays darbesiyle gelen anayasadan tr, sz konusu darbenin "ilerici" bir nitelik tadn ileri sryorlar. Anayasann "ilericilii" teranesine kendisini kaptran aydnlar, Anayasa'da meclisin stnde kurumlarn varln grmezlikten gelmilerdir. "Milli Gvenlik Kurulu" gibi meclis st kurumlarn varl bile bir bana Anayasa'nn ilericilii tezini rtmeye yeter. Bir anayasann ilericiliini belirleyen, sadece ierdii baz maddeler deildir. Asl belirleyici olan, kimler tarafndan nasl yaplddr. dris Kkmer; "Nitekim baz yazarlar 27 Mays Anayasas'nn ok iyi bir anayasa olduunu sylerler. Bu anayasa kimler iin iyi ve ileri idi? Kimler yapt, kimler bozdu? Halk niin savunmad? Millet nereye gitti?" derken sorunun bu yanna iaret etmek istiyor/1 X) te yandan, 27 Mays darbesi, kendisini bir anayasa hazrlanmas ve ynetimin sivillere devredilmesi pespektifiyle snrlad lde, ilevi daha batan sona ermiti. Bu durum bir ksm kk burjuva aydnna ortaya kan "iktidar boluu"ndan yararlanma yolunu amt. Sz konusu "iktidar boluu" koullarnda aydnlar, zellikle anayasann yaplmasnda etkin bir konuma geldiler ve anayasaya anti-demokratik bir sr maddeler yannda, demokratik birok madde koyulmasn saladlar. Ne ki, bu durum bir bana sz konusu anayasann "ilerici" olmas iin yeterli olamazd... 258 "leri" saylan anayasa yaklak on yl sonra "yapclar" askerler tarafndan kua evrildi. kinci onyln sonunda da btnyle ortadan kaldrld... Daha nce szn ettiimiz i ve d koullarn ortaya kard olumlu "eilimler", 1954'ten balayarak tersine dnmeye balad. Bir kere iklim koullan tarmsal retimi olumsuz ynde etkiledi, te yandan d ticaret cephesinde de aleyhte bir tablo ortaya kt. 1953 ylnda 8 milyon tona kadar ykselen buday retimi, 1954'te 5 milyon ton'a dt. Tanmsal retimde toplam % 20 civarnda bir d sz konusuydu. Alnan kredilerin daha byk bir blm eski borlarn denmesine tahsis edilmeye baland. D krediler darald. Artk Trkiye 1954 ncesi ithalat dzeyini srdremez durumdayd. 1958 yl ithalat 1953 ylndakinin % 42'sine kadar gerilemiti. Vadeleri dolan borlann denmesi sorun olmaya balamt. Bte aklan da giderek byyordu. 1953'te 21.9 milyon TL olan bte a, 1954'te 173.9 milyon TL'ye, 1957'de 196.1 milyon TL'ye ykseldi. 1950 = 100 alndnda toptan eya fiyatlan endeksi, 1954'te 121, 1957'de 18 l'e ykselmiti... ve d koullarn diyalektii, daraltc politikalar ynnde bask yapyordu. Ama Menderes iktidar daraltc politikalara itibar etmekten yana deildi. Adnan Menderes'in prestijinin srmesi, kitlelerin gznde umut olmaya devam etmesi, genileyici politi-kalann srdrlmesi gerekiyordu. Bu da, akl'nn deyiiyle,

"enflasyonun benimsenmesiyle" mmknd/12) Dnemin babakan Adnan Menderes, neden byle bir yola girmek durumunda olduklarn yle ifade ediyordu: "En byk muvaffakiyetleri (CHP kastediliyor, F.B.) d ticareti muvazene iinde tutmaktan ibaret kalmtr. Ama bu muvazene memleket iktisadiyatn dar bir ember iinde tutan ve memleket hizmetlerinden kanma pahasna elde edilen bir muvazenedir. Biz ok daha evvel denk bteyi temin edebilirdik. Fakat biz muvazeneyi aa noktalarda tutmak deil, yaama seviyesini ykselten 259 bir irtifada byle bir muvazeneye ulamak iin komaktayz... Ne ithalat durdurulacak, ne de tahsisatn sarfnda mkilata uranla-caktr."<3> Gerekten Menderes Hkmeti, enflasyonist finansmanla, daha nce giriilen bayndrlk projelerini tamamlama ve yenilerini ina yolunu seti. Toptan eya fiyatlar endeksi (1950 balang olmak zere), 1953'te 110'dan 1958'de 208'e ykseldi. D "yardmlarn" kslmas ve d ticarete ilikin zorluklar, d bor demeleri, liberal d ticaret politika ve uygulalamalann ister istemez gzden drecekti. Ortaya kan yeni durum ithalatn denetim altna alnmasn gerektiriyordu. thalatn kslmas ise, ou tketim mal reten sanayiciler iin dolayl tevik anlamna geliyordu. Enflasyonist srece elik eden korumaclk, sanayici krlarn ykselterek, i pazara ynelik ithal ikameci sanayileme ynnde uyarc etki yapyordu. Zaten kinci Dnya Sava sonrasnda, zellikle de 1950 sonrasnda, tarmsal retimin artmas, alt-yap yatrmlar ve ulam ebekesinin genilemesi, kyden kente g, genel refah art, sanayi iin "zgr" emein aa kmas, doal olarak i pazar grece geniletmiti. Bu durum i pazara dnk retim yapan sanayiciler iin potansiyel gelime ortam yaratmt. Gmrk du-varlaryla korunan bir i pazarda retilen her sanayi rn yksek fiyatlardan sata sunulabilirdi. Bu aamadan sonra sanayi tarma oranla daha hzl byyecek, tarmn milli gelir iindeki pay da grece decekti. Ne var ki, d borla yryen, enflasyonist bir byme modelini belirli bir eikten sonra srdrmek mmkn deildir. Byle bir politika, ekonominin dengelerini bozmak yannda, toplumsal kargaalklar, alt-stlkler iin potansiyel bir ortam da yaratr. Baka bir anlatmla, devlet gcnn sarslmas sz konusudur... Byle bir duruma ise, emperyalist status <7o'nun korunmasndan kan olanlarn ve yerli ibirlikilerin kaytsz kalmalar mmkn deildir. Mutlaka "bir eyler yaplmas"n isteyeceklerdir... 260 Bata ABD olmak zere, empeyralist kurulular (IMF, Dnya Bankas OECD vb) Trkiye'ye yeni krediler amann ve eskileri de ertelemenin koulu olarak ekonomiye "eki dzen verilmesi"ni srarla istiyorlard. Bu amala, "Austos 1958 kararlar"n Menderes'e kabul ettirmilerdi. Menderes, sz konusu d basklara ramen, kald yerden devam etmek isteyince de, Batllar iin "muteber adam" olmaktan kacakt. Trkiye'de planl dneme geii asl isteyen emperyalist Bat ve onun karlarnn bekiliini ve szcln yapan emperyalist kurululard (IMF, Dnya Bankas vb.). 1950'lerin ikinci yarsnda "olaylarn zoruyla" ortaya kan korumaclk ve uyard ithal ikameci sanayi, 27 Mays 1960 darbesinden sonra "planl dnem"de, "plansz" bir biimde gelime olanana kavuacakt. Bylece askeri darbeyle Menderes iktidardan uzaklatrlrken, artk Batllarn onayn alm "planl" bir byme sreci balatlyordu... Bir nceki dnemin snf ittifaknda bir kayma olmu, 1950'de egemen snflar koalisyonu dna atlan brokrasi, Milli Gvenlik Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Tabii Senatrlk, Planlama Tekilat vb. gibi kurumlar araclyla egemen snf ittifaknda tekrar etkinlik salamay deneyecektir... Kaynak dalmnda sahip olduu "stratejik konumu" sayesinde, byk sermayeyle ad konmam bir eit ittifak kurmay baarmt. TL'nin deerlenmi (TL'nin resmi deerinin piyasa deerinin stnde tutulmas) olmas, brokrasiye olduka geni W manevra gc kazandrmaktayd. Sanayiciler dviz tahsisi bakmndan "kalknmac brokrasi"ye baml hale gelmilerdi. Brokrasinin st kesimleri, 1960 darbesiyle, 1950'de kaybettikleri konumlann ksmen kazanmlardr. NATO ve CENTO'ya balln darbe bildirisinin en bana koyan 27 Mays askeri cuntas, uygulanacak ekonomi politikas hakknda da emperyalistlere gvence

vermeyi ihmal etmedi. Batllarn istedikleri "planl bir ekonomi" sz konusu olacakt. Darbenin lideri General Cemal Grsel, Planlama Tekilatyla ilgili konumasnda, "Artk memlekette, herkes cannn istedii gibi u yaplsn bu yapl261 sn diyemiyecek"(14) derken, bir rasyonalizasyon planyla ekonomiye eki dzen verileceini sylyordu. Ama asl ama, Bat'ya bir mesaj vermekti. Gerekten, 1960 darbesinden 1980 darbesine kadar geen yirmi yllk srede brokrasi, sanayi burjuvazisinin n plana kt bir snf ittifak iinde az ok etkin konumunu korudu. Dnemin koullar ve uluslararas plandaki eilimler, thal ikameci sanayileme modelinin nitelii, "kalknmac brokrasi"nin ekonominin ynetiminde kmsenemeyecek bir etkinlik salamasna neden oldu. Ne ki, 1980 askeri cuntasyla Trkiye yeni bir sermaye birikimine zorlanrken, yeni modelde artk "kalknmac brokrasiye" de yer yoktu. 24 Ocak -12 Eyll'le balayan yeni dnemde, kalknmac ideolojiye retorik dzeyinde bile olsa artk yer verilmeyecekti... 1980 sonras srecin tahliline gemeden nce, yaklak yirmi yllk bir srede geerli olan "baml ve dlayc" byme modelinin (ithal ikameci model) gelimesi ve krize giri nedenleri zerinde ksaca durmamz gerekiyor. Baml Sanayileme Srecinin Dinamii ve Krizi n. Dnya Sava sonrasna kadarki dnemde azgelimi lkelerle sanayilemi lkeler arasndaki iliki bir bakma kr-kent ilikisi nitelii tayordu. Genel olarak azgelimi lkeler hammadde ve tarm rnleri ihra edip, karlnda sanayi rn olan tketim mallar ithal ediyorlard. Fakat kapitalizmin yeni evresinde durum deiecekti. Emperyalizmin klasik dnemi de denilen 1880'li yllardan II. Dnya Sava sonrasna kadar geen srede hammadde kaynaklarnn kontrol ve tketim mallar pazannn geniletilmesi amac n plandayd. n. Sava'tan sonra hammadde kaynaklarn kontrol ederek, "uygun koullarda" elde edilmesi nemini korumakla birlikte, azgelimi lkelere sermaye ihracnn birincil amac artk sermayenin kendini dnya leinde yeniden retebilmesinin koulu haline 262 I geldi. Kr oranlarndaki azalma eilimine kar bir "savunma" nitelii tamaktayd. Bu aamada, azgelimi lkelerdeki byme sreci iki ekilde etkilenecekti. Birincisi, dorudan yabanc sermaye yatrmlarnn artk tarm rnleri ve hammaddelere deil, i pazara dnk imalat sanayi sektrne ynelmesidir. Hammadde fiyatlarndaki srekli gerileme (ticaret hadlerinin hammaddeler aleyhine daha ok bozulmas), sermayeyi byle bir tercihe zorlarken, pazarn genilemesinin koullar yaratlyordu. Tm azgelimi lkelere ayn oranda yabanc sermaye yatrm sz konusu olmayacana gre, i pazara dnk sanayilerini gelitirmek isteyen lkelere patent, tehizat, aramal, hammadde sat artmt. Grece geri teknoloji rn mallar sz konusu olduu ve retim (montaj) teknoloji ithaliyle yrd iin, sz konusu sre gerek anlamda bir sanayilemeye gtremezdi. Baml ve dlayc bir sreti. Bamllk da ikili bir karakter tayordu: Birincisi, teknoloji, aramal ve baz hammaddeler okuluslu irketlerden saland iin ve retilen mallar da i pazarda satld iin, dviz sorunu srekli byyordu. ithalat iin gerekli dviz, geleneksel ihra rnlerinin ihracyla salanyordu. Ama salanan dviz srekli byyen sanayinin ihtiyacn karlamaktan uzak kalyordu. Bu koullarda (geleneksel rn fiyatlarnn srekli geriledii), borlanmak zorunlu hale geliyordu. Mali bamllk (d borlar) artt lde, ekonomi politikalarnn ynetimi d karar merkezlerine doru kayar. Clke yneticilerinin manevra alan azalr. Karar mercileri IMF, Dnya Bankas gibi kurulular olmaya balar. Ar borlu bir lkenin bor verenlerin isteklerini dikkate almamas ancak istisnai durumlarda sz konusu olabilir. Sanayileme srecinin dlayc niteliine gelince; i pazara ynelik ve ounlukla tketim mal reten, bunu da teknoloji ithaliyle gerekletiren bir lkede, sanayilemenin snrl kalmas, snrl istihdam yaratmas, sonuta da

i pazarn da snrl bir genileme gstermesi doaldr. Toprak dalmnn ar dengesiz olduu lkelerde i pazar daha da snrl kalr. 263 Sz konusu dnemde, okuluslu irketlerin yaylma ve genileme stratejisiyle, azgelimi lkelerde benimsenen byme modelinden yarar salayanlarn karlar akmaktayd. Dviz yetersizlii korumac uygulamalar zorunla hale getirirken, patent, ekipman, aramal ve kimi hammaddelerin gmrk duvarlarn amasna olanak veriyordu. Tketime hazr rnlerin ithalini yasaklayan lkeler, ayn maln montaj iin her trl ithalata izin veriyorlard. stelik byk muafiyetler ve kolaylklar da sz konusu oluyordu. Bylece, yeni sre baz dk katma deerli mallarn i pazara dnk retimine olanak vererek okuluslu irketlerin pazar geniletmelerini salarken, yerli hakim snflar iinde de sanayi burjuvas n plana gemiti. Yine de burjuvazinin dier fraksiyonlar karsnda tam bir stnlk salamalar mmkn deildi. Sanayici, kendi ihtiyac olan dvizi geleneksel rnlerin ihracndan karlad srece, dier sermaye kesimlerinin el koyduu sosyal arta sahip olabilmek iin emeki kitleleri peinden srkleyip, dierleri zerinde bask yapmaya cesaret edemez. (Harekete geen kitle dinamiinin kendini de hedef almasndan korkar) Bu yzden baml lkelerde sanayi burjuvazisinin baat rol oynamas olaan bir ey deildir. Sanayilemenin finansman geleneksel rnlerin ihracna ve d borlanmaya bal kaldka, sanayi burjuvazisinin baat rol oynamas olanakszdr. Bamll pekitiren ikinci faktr, kk bir ayrcalkl aznln ihtiyac olan mallarn retilmesiyle ortaya kyor. Bylece toplumsal formasyonun genel gelimilik dzeyine uygun dmeyen bir tketim kalb yerleiyor. Bir bakma, sanayileme sreci sondan balam oluyor. ncelikli sanayi dallar kurulmadan, sz konusu sanayilerin retmesi gereken girdiler ithal edilerek, montaj mmkn oluyor. Motor retilmeden otomobil "retilmesi" gibi... Byle bir sanayilemenin ekonomide dikey ve yatay "eklemlenmeler" yaratmas, istihdam yaratmas da snrl kalmak durumundadr. Sonuta i pazarda ancak snrl bir genileme olabilir. Bu durum 264 i lek ve verimlilik sorunlar yaratt gibi; tek-nolojik bamllk, teknolojik yaratcl da gndem dna itiyor. lke ihtiyalarndan bamsz bir teknoloji ithali zorunlu hale geliyor. Pazarn snrl kalmas, ithal edilen teknolojinin (grece geri olsa da) gelirin daha ok varlkl kesimlerin eline gemesini salamas, ayn ekilde yaratlan istihdamn snrll, geni toplum kesimlerinin dlanmas, "marjinallemesi" sonucunu douruyor. D kaynaa bamllk zorunlu olarak artmak durumunda olduundan, demeler dei-gesi tkanklklar srecin krize girmesiyle, tkanmasyla sonulanyor. Yukardaki genel aklamalardan sonra, Trkiye'de 1950'lerin sonlarnda balayp, 1960 sonrasnda hzl bir gelime gsteren "baml ve dlayc" sanayileme srecinin tahliline geebiliriz. Bir taraftan okuluslu irketlere patent, lisans, tehizat, aramal ve hammadde ihra olana veren, dier yandan szde ithal ikmesi salayan sanayileme sreci, d belirleyiciliklere byk lde bamlyd. Aslnda grntyle gerek arasndaki izgi yakalanabilirse, bu srecin ithal ikmesi yapmad, tam tersine, bir ithal patlamasna neden olduu kolaylkla grlr. Nitekim kullanma hazr tketim mal ithalinin yerini o maln retilmesi iin gerekli girdilerin ithali almaktadr. Byle bir srecin belirli bir eikten sonra krize girmesi doaldr. retebilmek iin byk ithalata gereksinme duyan, rettii mallan i pazarda satt iin dviz ihtiyacn kendisi salayamayan, geleneksel rnlerin ihracndan salanan dvizin de srekli azald koullarda (1968-1971 aralnda Trkiye'nin ihracatnn %77'sini tanmsal rnler oluturmaktayd) srecin srdrlmesi demeler dengesine balyd. okuluslu irketlerin denetiminde ve onlann bir uzants olarak kurulan sanayiler, i pazara ynelik olarak kurulduklar iin, lek, verimlilik, rekabet edebilirlik, standardizasyon gibi, kapitalist retim iin olmazsa olmaz kriterler dikkate alnmadan kurulmutu. retilen mallann balangta ihrac dnlmyordu. Bu durum, okuluslu irketlerin de iine gelen bir eydi.

265 D rekabetten korunan, byk tevik, sbvansiyon ve muafiyetlerden yararlanan, tekelci deilse bile oligopol konumundaki sanayi kurulular ok yksek krlar salayabiliyorlard. Kambiyo politikas da (TL. deerinin yksek tutulmas), byk rantlarn (dviz tahsisleri yoluyla) ortaya kmasna olanak veriyordu. Byk sanayici rant salayan, korunmu bir i pazarda "tekel" konumundaki sanayi kurulular, ok yksek krlar elde ettikleri srece "yksek" cret uygulamasndan da pek rahatsz olmazlar. e dnk retim yapan sanayiciler iin "yksek cret", rettikleri mallarn srm anlamna gelir. Bu yzden zellikle sigortal-sendikal ve byk iyerlerinde alan iilerin reel cretleri srekli ykseldi. (Askeri darbe dnemi olan 1971 yl hari). Reel cretler 1968-1971 arasnda ylda ortalama %6 civarnda artmt. cretliler iinde szn ettiimiz ii kesimi bir bakma "ii aristokrasisi" konumuna gelmiti. (Bunlara birok KT iisi de dahildir). thal ikameci model, sadece bamllk yaratp derinletirmekle kalmyor (teknolojik ve mali bamllk), teknoloji retimini de gndemden karyor. stelik lkenin genel gelimilik dzeyine denk dmeyen bir tketim yaps ve alkanln da yerletirerek, bamll daha kapsaml hale getiriyor. retme yeteneine sahip olunmayan mallarn tketilmesine olanak veren model, lkeyi dnya ekonomisi btnl iinde "gecekondu statsne" sokarak, evrede yer almasna ve bunun sreklilik kazanmasna neden oluyor. Sanayi retiminin hzla artt, ama sanayi rnleri ihracatnn artmad koullarda, srecin devam ettirilmesi, balangta d borlanmayla srdrld. Trkiye'nin ihracat 1960-1970 dneminde ylda ortalama % 1.6, 1970-77 Aral'nda da %0.8 orannda artt. Trkiye'yle benzer gelimilik dzeyindeki 54 lkede ise bu oranlar ayn dnemler iin % 5.4 ve % 5.1 oldu. Ayn dnemlerde sanayilemi lkelerde de % 8.5 ve % 6.2 olmutu. Buna karlk Trkiye'nin ithalat 1960'h yllarda % 5.5 1970'lerde de % 13.1 artmtr/15) Bir baka nemli nokta da Trkiye'nin Dnya ticareti 266 I iindeki paynn ok dk olmasdr. Bu oran 1965'te % 028, 1980'de % 016 idi/16) Dnya ekonomisindeki byme eilimlerinin tersine dnd 1960'lann sonlarnda, Batl devletler ve uluslararas finans kurulularndan alnan d "yardm" ve krediler azalrken, Bat Avrupa'ya gen Trk iilerinin yollad dviz nemli rakamlara ulamt. i dvizlerinin de grece azald 1974-75 sonrasndaysa, petro-dolarlannn devrelenmesinin ve uluslararas speklasyonun neden olduu para bolluu, okuluslu zel ticari bankalardan, ekseri ksa vadeli, yksek faizli borlanma yolunu at. 1970'li yllarn sonuna gelindiinde, belli bal faktr Trkiye ekonomisinin yapsal bir krize srklenmesine neden oldu. Bunlardan birincisi, salanan d kaynan baml byme srecini srdrecek seviyede olmamas; ikincisi, 1950'lerde gerekletirilen alt-yapnn, (zellikle de elektrik enerjisinin) yetersiz kalmas, daha da nemlisi 1950'lerde balayan emperyalist artlandrma sonucu petrole bamlln artmas, 1974'ten sonra ardarda gelen petrol oklarnn demeler dengesini tkamas; ncs de, i pazarn da artk snrna yaklalm olmas ve olduka yksek cretlerin krllk oranlarn kemirmesidir. Ekonominin krize girdii yllarda, 1950'lerden beri artk bir gelenek haline gelen (genel oyun da zorlamas sonucu) tarmsal sbvansiyonlar da srdrlyordu. Tarma yaplan sbvansiyonlar ve destekleme almlan bu sektrde yaratlan deerin olduka yksek bir oranna ulamt. (1963-1971 dneminde tarmsal retim deerinin %22'si). Sanayinin dviz yutucu nitelii, ithal edilen, tehizat, aramal ve hammadde fiyatlarnn ar ykselmesi ve ticaret hadlerinin aleyhte seyri (1950 = 100 alndnda d ticaret hadleri 1973'de 95, 1974'de 77, 1975'de 68, 1976'da 70, 1977'de 69, 1978'de 71, 1979'da 70(17> olmutu). Petrol faturarasnn ar ykselmesi, tarma yaplan sbvansiyonlar ve destekler, sigortal ve sendikal byk iyerlerinde cretlerin grece yksek oluu 267

(1977'de Trkiye'de cretler Yunanistan'dakine eitti, oysa Yunanistan'da kii bana gelir Trkiye'nin 2.5 katyd. 1977'de Trkiye'de cretler Gney Kore'dekinin 3 katyd), ucuz konut kredisi, salk hizmetlerinden yararlanmalar vb. de dikkate alndnda iilerin grece yksek bir "refah" seviyesinde olduklar anlalr). D ticaret cephesindeki tersine gidi, (ihracatn ithalat karlama oran 1975'de % 29.5, 1980'de % 38'e kadar dmt) petrol fiyatlarndaki ar ykselmeye ramen sbvansiyon yoluyla petrol fiyatlarnn dk tutulmas, KT aklan, tanma ynelik sbvansiyonlar, d krediler ve ii dvizlerindeki greceli azal, altyapnn yetersizlii, Bat'dan ithal edilen enflasyon, artan d borlar (d borlar 1975-76 arasnda % 412 orannda artmt), d ticaret hadlerindeki bozulma demeler dengesi kriziyle sonuland. Trkiye'nin 1977 sonu ihracat yaklak 1.7 milyar dolar iken, ithalat 5.8 milyar dolard. Ekonomik kriz, kanlmaz olarak sosyal ve politik alana da yansd. Artk 1920'lerden beri oluturula gelen yap ve kurumlarla, geerli devlet ve toplum anlayyla krizi amak mmkn grnmyordu. te yandan emperyalizmin iine girdii yeni kriz dneminde, Trkiye'ye biilen rol de deiecekti... Egemen snflar blokunun eski ilikiler, kurumlar ve ideoloji erevesinde Trkiye'ye ynelebilmeleri ans kalmamt. Olduka dinamik bir nitelik kazanan kitle hareketini de mevcut yasal ve anayasal ereve iinde massetmek kolay deildi. Zira demokratik kurulularn basks (aydnlar, sendikalar, meslek odalar, dernekler, niversite genlii vb.) mevcut yapy zorlamaktayd. Dolaysyla kurumsal-ideolojik yapy yeni bir temel zerine oturtmadan, sadece baskyla duruma hakim olunamyacan 12 Mart bask rejimi gstermiti. Baskya, kurumsal-ideolojik dzenlemeler de elik etmeliydi... Devlet, mevcut yaplar ve ileyi, ideolojik merulatrma mekanizmalar veri iken, dzenin "snrlan" dna tama potansiyeli tayan toplumsal dinamizmi kramaz durumdayd. stelik muhalefet bizzat, devlet aygt iine de szm durumdayd. Ksaca devlet yaps yeni durumla baa kamaz hale gelmiti... 268 Artk ekonomik krizin almas ncelikle siyasal krizi amaya balyd. Egemen snflar bloku, devlet aygtna yeni bir biim verilmeden siyasal krizin alamayacan, siyasal kriz almadan da ekonomiye yeniden yn vemenin ve g dengelerini deitirmenin olanakszln kavramt... Nitekim, siyasal ve ekonomik kriz iice gemi, biri dierini artlandrr hale gelmiti. Birinin zmszl dierinin zmn daha da zorlatrr durumdayd. Siyasal krizin ncelii vard. Devlet aygtnn toplumu ynetmede "yetersiz kalmas", bir bakma "fellemesi" egemen snflarn hegomonya gcn zaafa uratmaktayd. Elbette siyasal krizin derinlemesi d ilikileri de (d yardm, bor alma vs.) zorlatnyor-du. Yukanda sralanan nedenlerden tr, mevcut yap, kurumsal-ideolojik ereve iinde zm araylan (1977-1980) sonu vermeyecekti... Krizin derinlemesine, krizi amak iin alnan nemlerin zamanlama hatalan ve tutarszlklar da eklendi. Elbette d basklar ve karlan zorluklar da krizin derinlemesinin bir baka nedeniydi. te, 24 Ocak 1980'de balayp 12 Eyll'le devam eden srete krize emperyalizmin ve yerli hakim snflarn karlar ynnde zmler dayatlacakt... 269 12. BOLM SEKSENL YILLAR: UYDULAMA SRECNN DERNLEMES "Belirleyici olan, her zaman nereye bakld deil nereden baklddr." Piere Teilhardde Chardin 1970'li yllarn ikinci yarsnda Trkiye'de geerli "baml ve dlayc" byme modeli krize girmiti. Kapsaml dzenlemeler olmadan hkim snflarn krizi amalar ve yeni bir sermaye birikim modelini dayatmalar olanaksz gibiydi. Bilindii gibi, sermaye birikim modelinin krizi, ayn zamanda siyasal, ideolojik, kurumsal boyutlar da olan bir krizdir. Bylesi koullarda krizi amak iin sadece ekonomiye ilikin dzenlemeler yeterli deildir. Bu arada ideolojik plandaki anmaya da bir are bulmak gerekiyordu... Geerli resmi ideoloji olan Atatrkln yeni bir versiyonunun retilmesi de gndeme gelmiti. Baka bir ifade ile, yeni bir sermaye birikim modelinin geerli

klnmas, yeni dzenlemeler ve dengeler oluturmaya balyd. Kapsaml dzenlemeler yapmak ve eski dengelerin yerine yenilerini oluturmakla, egemen snf smr koullarnn srekliliini salyabilirdi... 271 Trkiye "yapsal bir kriz" iine srklenmiken, emperyalizmin Ortadou'ya ilikin beklentileri de yeni bir durum almt. Kapitalizmin yapsal krizi koullarnda, emperyalizmin yeni-smrge statsndeki azgelimi lkelerde yaklam deiirken, Trkiye'nin iinde yer ald corafi blge, dnyann en scak ilgi alanlarndan biri haline gelmiti. 1970'lerin bandan beri ardarda gelen "petrol oklar" emperyalist lkeler iin Ortadou petrolnn nemini daha da artrmt. OPEC araclyla azgelimi lkelerin bir bl, ihra ettikleri rn zerinde sz sahibi olmulard. Bunun dier temel mallar reticisi lkeler iin rnek oluturmas sanayilemi lkeler iin "tedirgin edici " bir durumdu. Byle bir eilimin glenip etkinlik salamas, yzyllardr dnya kaynaklarn istedikleri gibi kullanan Bat iin "kayg verici"ydi. Birinci petrol okunu izleyen dnemde alternatif enerjilere ynelmelerine ve enerji tasarrufu yntemlerini devreye sokmalarna ramen, Batllarn tkettii petroln % 4O' hl Ortadou'dan geliyordu. stelik dnyann en zengin rezervleri de sz konusu blgede bulunuyordu. Batllar iin petroln nemini artran baka gelimeler de sz konusudur. Bir kere Ortadou'da emperyalizmin en gvendii kalelerden biri olan ah rejimi dm, yerini Humeyni'nin slamc fundamentalist rejimi almt. Daha sonra ran-Irak sava patlak verecekti. Mslman lkelerde Fundamentalist (radikal) eilim g kazanmaktayd. slmi radikalizmin ykselmesi, blgedeki emperyalist karlar iin potansiyel bir tehlike olarak grlyordu. Ayn ekilde, Sovyet askerlerinin Afganistan'a girmesi, Sovyetler Birlii'nin Gney-Bat Asya'ya daha fazla sokulmasnn yolunu aabilirdi. ah'n devrilmesiyle ran'da Krt ulusal hareketi de ivme kazanmt. te btn bu gelimeler blgede "istikran tehlikeye atyordu." Emperyalist Bat iin istikrarszla zm bulmak hayati bir neme sahipti. Aksi halde kinci Dnya Sava sonrasnda oluturulan status quo ve emperyalist karlar tehlikeye girerdi. ah'n Ortadou'nun jandarmal rolnn son bulduu koullarda, sadece Siyonist srail devletine dayanarak emperyalist karlar gvence altna almak mmkn deildi. Zaten bylesi bir ortamda 272 Siyonist devletin kendi de tehlikede saylrd... Ksaca Ortadou'da istikrarn salanmas, ncelikle Trkiye'deki istikrarszln giderilmesine bal grnyordu. ran'dan boalan Ortadou'daki alt-emperyalist ileve (jandarmala) en uygun aday Trkiyeydi... 15 Austos 1980 tarihli New-York Times'da yer alan bir yazda, "Trkiye'deki durum Bat asndan bir kriz arzediyor. areler aratran Bat'nn bu krizin daha fazla devam etmesine tahamml yok. nk Trkiye NATO'nun stratejik cephesi iinde... ran'n kaybndan sonra Dou ile Bat arasnda tampon lke "W deniyordu. Gerekten de krize daha fazla "tahamml etmeye" gerek kalmad... Aradan bir ay bile gemeden Trk generalleri, blgenin istikrarnn Trkiye'deki istikrardan getiini, blgedeki emperyalist karlarn korunmasnda ellerinden geleni yapacaklarn 12 Eyll 1980'den balayarak gstermeye balyorlard. Daha 1975'de ABD de, "Trkiye'de salam bir hkmetin gerekliliinden" sz ediliyordu... Ortalama bir insan 12 Eyll'le gelen askeri diktatrln "anariyi nlemek" gibi snrl bir amac olduunu sanr. Dkkn sahipleri mantalitesinin tesine geememi diplomallarn ounluu da benzer bir sanya sahiptir. Oysa generallerin geliinin kkl "gerekeleri" vard. Dnyada sadece zabtay salamak amacyla darbe yapld grlmemitir: Sonuta zabtay salyanlarla darbeciler ayn olduuna gre! Askeri diktatrln, ekonominin yrngesini deitirmek, blgedeki emperyalist karlar gvence altna almak, Trkiye'nin dnya ekonomisindeki konumunu Batllarn istekleri dorultusunda yeniden biimlendirmek gibi belirgin hedefleri sz konusuydu. Btn bunlar yeni bir resmi ideoloji (Atatrkln yeni bir yorumu) oluturmay da zorunlu olarak gndeme getirmiti. Aksi halde devlet aygtn batan sona ele alp yeniden dzenlemeye, dzen partileri de dahil tm siyasal partilerin kapatlmasna, tm

toplumsal-siyasal katlm odaklarnn ezilmesine, sendikalarn daha da etkisizletirilmesine, bilimsel-entellektel faaliyetlerin cezalandrlmasna, anayasa da dahil, hemen tm 273 nemli yasalarn deitirilip anti-demokrat bir kurumsal ereve oluturulmasna, devletin bask aygtnn daha da glendirilmesine gerek kalmazd. Zaten o dnemde Trkiye'de skynetim geerliydi. Anarinin nlenmemesi iin de hibir neden yoktu. Anarinin daha nce neden nlenemedii, 12 Eyll'den sonra nasl nlendiinin tartmasna burada girmeyeceiz. Artk, isteyen herkes anarinin nasl ve neden trmandrld, neden nlenmedii ,12 Eyll'le nasl nlendii vb. konusunda yeteri kadar bilgi sahibidir. 12 Eyll'le gelen devlet terr rejiminin belli bal iki amac vard. Birincisi, Trkiye'ye yeni bir sermaye birikimi modelini kabul ettirmek, bunun iin gerekli dzenlemeyi yapmak; ikincisi de, Trkiye'yi emperyalizmin Ortadou'daki karlarnn korunmas amacyla alt-emperyalist role hazrlamak. 13 Eyll 1980 tarihli New-York Times'de, "Bir NATO yesi olan Trkiye Dou Akdeniz'deki Amerikan menfaatleri asndan stratejik bir konumda bulunuyor" deniyordu. ABD Temsilciler Meclisi Heyeti, Narkotik zel Komite Bakan Charles Rangel, "Trkiye sadece mttefik olarak deil, blgede liderliini desteklediimiz bir lkedir"(2) diyordu. te yukarda szn ettiimiz iki temel amacn gerekletirilmesi iin, devlet terr rejimi gndeme geldi. Blgedeki emperyalist karlarn ve Trk egemen snflarnn karlarnn gvence altna alnmas, nce siyasal nitelikteki krizin almasn gerektiriyordu. Trkiye'de 1960'lardan beri geerli sermaye birikim modelinin yerine yeni bir birikim modelinin konabilmesi iin, mevcut g dengelerinin deitirilmesi, yeni bir snf ittifaknn oluturulmas gerekiyordu. Fakat bu aamada, belirli hedefleri gerekletirmek amacyla iktidara el koyan askeri cunta, nemli bir sorunla karlamt. Bu, geleneksel rejimi ideoloji olan Atatrkln "yeniden tanmlanmas", formle edilmesiydi. Artk koullar 1930'lardan beri geerli olan resmi ideolojinin yeni versiyonunun oluturulmasn gerektiriyordu! Yaplacak i, yeni koullarn gerektirdii, yerli burjuvazinin ve emperyalizmin kar274 I larna cevap verecek bir Atatrklk versiyonunun retilmesiydi. Bu da geleneksel olarak geerli klnm resmi ideoloji olan Atatrkln ksmen de olsa dlanmasn gerektiriyordu. Bu yzden askeri cunta, geleneksel olarak resmi ideolojinin (Atatrklk) retilip yayld kurumlan (TTK, TDK, TITE vb.) yeniden biimlendirdi. Bu kurumlardaki etkin kiiler tasfiye edildi. Eitim kurumlan ve niversiteler yeni bir dzenlemeye tabi tutuldu. YK'e hkim olan zihniyet ve kiilerin nitelii hatrlanrsa bu konuda neyin amaland daha iyi anlalr. Elbette, cunta bylesi bir maniplasyona giriirken, Atatrklkten de ok sz edilecekti... Kimi "radikal Atatrknn" ileri srd gibi, cuntann amac Atatrkl tasfiye etmek deildi. Ama, yeni durumun gerektirdii, yeni koullara cevap verecek bir Atatrklk (resmi ideoloji) oluturmakt. Resmi ideoloji olan Atatrkln yeni bir versiyonunun gndeme getirilmi olmasnn bize gre belli bal nedeni vard: Birincisi, Atatrkln geleneksel yorumunda, sola kar tavr ok net deildi, snr kaln izgilerle aynlmam. 12 Eyll Askeri rejimi, bir kere bu kaln izgiyi izmek iin Atatrkln yeni bir yorumuna ihtiya duyuyordu. kincisi, radikal Islmn glendii koullarda dine kar geleneksel yaklamn da nanse edilmesi gerekliydi. Zira, dini, hem sol harekete, hem de radikal slamc harekete kar kullanmak, ABD'nin istedii "devlet kontrolndeki slmn iktidarda olduu lkelerle scak ilikiler kurabilmek iin, din zerindeki basknn daha da yumuatlmas gerekiyordu. Gelereksel yaklam geerliyken, yukardaki amalan gerekletirmek mmkn grnmyordu. Bu aamada uyduruk "Trkslm Sentezi" yamas devreye sokuldu. Aslnda "Trk slm Sentezi" bir paravan ilevi gryordu. Irk-faist eilimli unsurlar, oportnist dinciler ve bunlar tarafndan kullanlabilen "renksizler" iin Trk-slm sentezi, gerek kimliklerini gizlemenin bir aracyd.

Resmi ideolojinin yeni bir versiyonunun gndeme gelmesinin nc nedeni, devlet aygt iindeki bamszlk yanls, "anti-emperyalist", kalknmac ideolojiye bal unsurlan tasfiye etmekti. 275 Zira, 1980'de gndeme gelen birikim modelinde "kalknmac b-rokrasi"ye yer yoktu. Cunta lideri Kenan Evren, bir taraftan geleneksel resmi ideolojinin (Atatrklk) retildii kurumlar tasfiye eder, niversitelere yeni biim verirken, dier yandan da meydanlarda Kur'an'dan ayetler okuyordu. Bununla ikili bir hedef sz konusuydu. Birincisi, slama yumuak bakld imajn yaratarak, "devlet kontrolndeki slm'a" gz krpmak ve Ortadou'da da devlet kontrolndeki slmn iktidarda olduu gerici rejimlere ho grnmek, (onlara ho grnmek, ABD'ye ho grnmekle zdeti); ikincisi de, radikal slamc akmn Trkiye'de etkinlik salamasn nlemek... Elbette bu tip yaklamlar Trk generallerinin bir "buluu" deildi. Amerikal askeri stratejist Barry Rubin; "slmn ykselen sesinin blgede komnizme kar yrtlecek strateji iinde kulanlmasnn yollar aratrlmaldr" diyordu. Bata ABD olmak zere Batllar, radikal slamc*3) hareketin glenmesinden rahatszdlar. "slmiyetin blgede istikran tehlikeli biimde tehdidi Trkiye'nin nemini ortaya karyor"*4) deniyordu. Balangta ABD'li uzmanlarca nerilen komnizmin yaylmasna kar bir "yeil kuak doktrini", slm radikalizminin glenmeye balamasyla devlet kontrolndeki islamn radikal slmi harekete kar da kullanma biimini alacakt. Cuntann Rabta rgt ile balantlar, slm bankalarna salanan kolaylklar, Diyanet leri Bakanh'na salanan kolaylklar. Diyanet leri Bakanl'na ayrlan kaynan birka kat artrlmas, mam Hatip Liseleri saysndaki hzl art, liselere zorunlu din dersi konulmas vb. devlet kontrolndeki slmi (fundamentalist) harekete kar kullanma niyetini de yanstyordu. Ayn ekilde, "Trk-slm Sentezi"nin cunta tarafndan yeni bir Atatrklk yorumu iine sokulmas da, hem geleneksel resmi ideolojiden (Atatrklk) uzaklaldn, hem de ABD'nin de istei dorultusunda, devlet kontrolndeki slmn glendirilmesi isteini yanstyordu. Nitekim generaller, Trk-slm sentezinden yana grndkleri lde, bu onlarn devlet kontrolndeki slmi glendirme tercihine ideolojik destek salyordu. Bata Ziya'nn 276 Pakistan' olmak zere, devlet kontrolndeki slm'a dayanarak iktidarda kalabilen, Amerikan kuklas gerici rejimlerle (Suudi Arabistan vb.) ok scak ilikiler kurulmasnn nedenlerinden biri budur. Blgedeki ABD yanls gerici rejimlerle, generaller Trkiyesi arasndaki ilikiler 12 Eyll'den sonra "pek samimi" bir dneme girmiti!.. Ziya, Kenan Evren iin, "Sevgisi ve samimiyeti ile kalbimi fethetti" derken, ilikilerin scakln anlatmak istiyordu... Elbette Latince deyimdeki gibi ortak yanlar vard!.. 12 Eyll'le birlikte Trkiye ABD yrngesine iyice girdi. Emperyalizmin blgedeki karlarnn bekiliine, "alt-emperyalist" bir ileve aday olduunu aka ortaya koydu. "Meksika bor krizinden sonra Batllarn, azgelimi lkelere yeni krediler vermekten kanrken, Trkiye'ye yaklak 30 milyar dolar bor vermeleri bu yzdendir. Yerli ve yabanc sermaye evreleriyle sk ilikiler kurmay baarm NATO ile ilikilerden sorumlu General Haydar Saltk'n Milli Gvenlik Konseyi genel sekreterliine getirilmesi de bir tesadf deildir. "Trk-Amerikan ilikileri Badat Pak-t'ndan bu yana en scak dnemini yayor"du... Washington'un "keseri hep kendilerine dnk vuran, ar milliyeti politikaclar" dedii Ecevit ve Demirel gitmi, imdi sorunlara bir dnya lideri gibi bakan general A. Haig'in arkada Kenan Evren gelmiti... Artk Trkiye, ran'dan boalan rol stlenebilirdi... Eski ABD bakan Nixon, Kenan Evren'in; "Blgede sadece kendi lkesinin menfaatlerine^nem veren bir menfaatperest olmadn" sylyordu.. Parlamenter "demokratik" ortam sz konusuyken, Trkiye'nin bu lde ABD yrngesine girmesi, emperyalizme NATO anlamas dnda "ekstra olanaklar sunmas", "kolaylklar salamas" mmkn olmazd. Yunanistan'n NATO'nun askeri kanadna dnmesine raz olunmas, Mu ve Batman'da ABD'ye yeni sler verilmesi, Trk-ABD Yksek Savunma Konseyi, evik Kuvvet Projesi'ne Trkiye'nin dahil

edilmesi, Ortadou'da bir kriz halinde Trkiye'nin sleri 24-48 saat sreyle (Evren tarafmdan) ABD'nin 277 kullanmna izin sz verilmesi vb. ancak bana buyruk bir askeri diktatrlk geerliyken mmkn olabilirdi... te, Trkiye'nin siyasal krizi amas, Batllarn istekleri dorultusunda yeni bir-sermaye birikimi modelinin benimsetilmesi ve lkenin emperyalist hegemonyaya daha fazla sokulmas iin, devlet terr rejimi gndeme getiriliyordu... Devlet terr rejimi ile, sermaye rgtleri hari (TSAD vb.), tm demokratik odaklar etki-sizletirilerek devlet aygt yeni batan dzenlenerek baskc bir yapnn kalcl salanacakt. Cunta geri ekildikten sonra da makinenin ayn biimde ilemesi ve ayn ynde yol almas iin "uygun" bir hukuki, ideolojik, kuramsal ereve oluturulmutu... I. Yeni Sermaye Birikim Modeli 1970'li yllarn ilk yarsndan beri srp gelen kapitalizmin yapsal krizi, emperyalist odaklar yeni araylara itmiti. Bu arada uluslararas sermayenin yeni tercihlerini merulatrp kabullendir-meye yarayacak "teoriler" ve "politikalar" da gndeme gelmiti. Her yapsal kriz dneminde olduu gibi, sermaye iin kaynak sorunu yine gndemdeydi, . Dnya Sava sonrasnda Keynesci ekonomik politikalarn ve "refah devleti" uygulamalarnn sonucunda, sosyal amal devlet harcamalar artm (bu ynelite sosyalizm korkusunun da rol vardr), sendikalarn basksyla da hem reel cretler ykselmi, hem de alma sreleri ksalmt. Bu arada retken olmayan alanlar genilemi, silahlanma harcamalar byk rakamlara ykselmiti Doal olarak sermayenin krllk oranlar da gerilemiti. Sermaye, her zaman olduu gibi, kaynak sorununu zmek zere harekete gemiti. Bunun da yolu reel cretleri drmekten, baka bir ifadeyle, smr orann ykseltmekten geiyordu. Bu amala, emek-sermaye dengelerini sermayenin lehine olarak daha da bozmak, devlet araclyla gerekleen yeniden blm kanallarn tkamak, ksaca sermaye iin yeni bir rasyonali-zasyon srecini balatmak gerekiyordu. 278 Bir nceki yapsal kriz dneminde (1914-1940,47,48 reel cretlerin drlmesi iin faizm,nazizm, new-deal sava vb. devreye sokulmutu. Yeni durumda da, sermayenin smr oranlarn tekrar ykseltebilmesi sendikalar etkisizletirmekten geerdi. Ancak bu sayede ii snf bulunduu mevzilerin gerisine atlabilirdi. te yandan sosyal amal (rehaf devleti) harcamlan ksmak iin de, ii rgtlerinin etkisizletirilmesi gerekiyordu. Sermaye sendikalara ve demokratik kurululara ve sosyal amal devlet harcamalarna (salk, eitim, sosyal gvenlik, kltr vb.) saldrya geerken, bu saldry "bilimsel", "akademik" argmanlarla desteklemek durumundayd. te, piyasa mekanizmasnn, pazarn (grnmez elin), mteebbisin, serbest ticaretin, mukayeseli stnlkler teorisine dayal uzmanlamann vb. erdemlerini ycelten teoriler byle bir ortamda yeniden hortlatld. Bu "teoriler" tm ktlklerin ekonomiye arya vardrlan devlet mdahalelerinden kaynaklandn gstermek iin harekete geirilmiti. Reagan'c teorisyen Gder, "sadece mteebbislerin dnyann byk kanunlarn ve Tanr'nn emirlerini bildiklerini, bu sayede fani Dnya'daki hayat idame ettirebildikleri-ni(s) syleyecek kadar ii ileriye gtrmt... Bata monetarizm olmak zere, kriz koullarnda emperyalizmin imdadna yetien sz konusu "teoriler", aslnda "yeni" ve "orijinal" deildiler. "Yeni hakikatler kefetmeleri" de sz konusu deildi. Sanayi 'kapitalizminin ortaya kt ilk dnemlerden beri gerektiinde "yeni ambalajlarla" piyasaya srlen, bilinen eski eylerdi... Sz konusu teorik yaklamlarn "etkinlii", "yeni" ve "orijinal" olmalarndan deil, yapsal kriz koullarnda sermayenin ihtiyacna cevap veriyor olmalarndandr. "Monetarizm", "arz-ynl iktisat", "yeni-yeni klasikler" gibi deiik versiyonlar olarak ortaya kan bu teorik yaklamlarn, sermayenin saldrlarn merulatrmak gibi bir amac vard. Asl amalanan; apolitik bir toplum, baskc gc artm ama sosyal amal harcamalardan elini ekmi, kaynaklan sermayeye kanalize edecek biimde yeniden yaplandrlm bir devletti... 279

Bu hedeflere ulamann n koulu da ii rgtlerini etkisizletirmekten geiyordu. "Yeni-sa" ya da "yeni-muhafazakr" denilen yaklamlara gre, iilerin sendika ve konfederasyonlar biiminde rgtl olmalar emek piyasasnda bir tekel oluturmalarna neden oluyor, bu da pazarn serbeste ilemesini engelliyordu... 200 kadar okuluslu irketin dnya retimine ve ticaretine byk lde egemen olduu "ge kapitalizm anda", tekel olarak sendika ve konfederasyonlarn grlmesi ilgintir... Ne var ki, yzyl akn bir sendikal pratie ve gelenee sahip Bat'nn sanayilemi lkelerindeki ii rgtlerini sermayenin istekleri dorultusunda etkisizletirmek kolay deildi. Sendikalar ve demokratik gler bulunduklar mevzilerin gerisine hatr saylr bir ekilde atlmadka sosyal amal harcamalarda da byk ksntlar yapmak kolay deildi. Geri ekonomik kriz zorunlu olarak cretleri andryordu ama bu sermayenin ihtiyac olann gerisindeydi. Byle bir ortamda sermayenin yeni-smrge statsndeki azgelimi lkelere dnk beklentileri yeniden gzden geirilebilirdi... Onlara ynelik de "teori" gerekiyordu. Bilimsellik ve evrensellik safsatasyla emperyalist merkezlerde retilen "teorik yaklamlar" azgelimi lkelere ihra ediliyor. Bu yolla emperyalizmin bu lkelere dnk politikalar szde "bilimsel argmanlarla" merulat-rlyor... Bizimki gibi yeni-smrge lkelerin "bilim adamlarna" da bu yaklamlar ithal etmek dyor. Szn ettiimiz koullarda yeni-smrgeler iin de "teoriler" oluturuldu. Bu teorilerle amalanan, bu sonuncu lkelere "yeni bir sermaye birikimi modelini" kabul ettirmekti. Bylece yoksullardan zenginlere doru kaynak ak daha da hzlandrlp younlatrlabilirdi... IMF, Dnya Bankas, AID vb. gibi kurulular erevesinde oluturulup, azgelimi lkelere empoze edilen ekonomik politikalarn teorik geri plann serbest piyasa ekonomisinin erdemleri oluturuyordu. "Monetarist Kar Devrim"in nde gelen teorisyenlerin-den Nobel dl sahibi Milton Friedman, Playboy'la bir sylei de (1973); "Benim nerilerim ksa vadede ekonomik refahmz artrc 280 sonular dourabilir ama, bunlar ikincil nemde amalardr. Asl sorun kiisel zgrlklerin korunmasdr" diyordu. Kii zgrlklerine bu lde tutkun olan Chicago ocuklarnn, Latin Amerika'nn en kanl diktatrlerine ekonomik danmanlk yaptklar herkese biliniyor... Azgelimi lkelere ihra edilen "teorik bulularla asl amalanan, ekonomiye devlet mdahalelerinin kaldrlmasyd. Bu nedenle mdahaleciliin zararlar sergileniyordu. Devlet mdahalelerinin, kaynaklarn rasyonel olmayan kullanmna olanak verdii, ie dnk, ithal ikameci modelin byk israflara neden olduu, sonuta da kalknmay olumsuz ynde etkiledii, ithal yasaklarnn kaldrlmas gerektii, d ticarete konan kstlamalarn kaldrlmas, faizlere mdahale edilmemesi, faizlere mdahalenin fnans sisteminin gelimesini engelledii, sermayenin hareketini engelleyen tm kstlamalarn son analizde ekonomik gelimeyi olumsuz ynde etkiledii vb. gibi grleri ieriyordu. Korumacln, ithal yasaklarnn, bir btn olarak ekonomiye yaplan mdahalelerin israflara ve haksz kazanlara neden olduu dorudur. Ama "yeni muhafazakr saldr"nn asl amac ithal ikameci byme modeli yerine "da dnk modeli" kabullendirmekti... Yeni-smrge lkelerin da dnk byme modeli benimsemeleri emperyalizmin karlarna uygun dyordu ve kriz koullarnda kaynak transferini derinletirecek bir modeldi. Belirli gelimilik dzeyindeki tm azgelimi lkelere da dnk model nermek, teorik planda sakat olduu gibi, pratikte de olanakszdr. "Da dnk model" benimseyerek krizin daha da daraltt Bat pazarndan ok sayda lkenin pay alma yarna girmesi, ihra rnleri fiyatlarn daha da drecekti. Zaten kimi temel mallarn fiyatlar 1930'lardaki seviyeye inmiti. Bunun anlam, azgelimi lkeleri birbirine kar kkrtmak onlarn emekilerini birbirleriyle kyasya rekabete sokmakt. Dnya ticaretinin darald, korumacln younlat (bu arada tarife d uygulamalarn) koullarda da almann tm lkelere nerilmesi Bat sermayesinin karlarna uygun dyordu. Bylece, hem cret maliyetlerini, hem de sonuta retim maliyetlerini dk tutmalar mmkn olabilirdi... 281 1978-1982 aralnda ticaret hadleri ylda ortalama % 12 orannda azgelimi lkeler aleyhine olmak zere bozulmutu. LOME Konvansiyonu'na dahil Afrika

lkeleri 1980-87 arasnda hammadde fiyatlarndaki dalgalanma yznden, 147 milyar dolar kayba uramlard. Sz konusu lkelerin toplam d borlarnn 1987'de 120 milyar dolar olduu hatrlanrsa, uranlan kaybn nemi daha iyi anlalr... Da dnk model nerilmesinin ikinci nedeni ithal kstlamalarnn ve yasaklarnn kaldrlmasn salamak, sanayilemi lkelerin ihracatna konan engelleri amakt. 1970'lerde bor verilen lkelerin geri deme glerini dikkate almadan alan krediler, uluslararas fnans sistemini "rahatsz eder" boyutlara ulamt. Bylece hem uluslararas sermayenin hareket alan daha da genileyebilir, hem de okuluslu bankalar etkinlik alanlarn geniletebililerdi. IMF, Dnya Bankas, OECD ve dierleri tarafndan belirli gelimilik dzeyindeki lkelere nerilen da alma politikalar, srekli devalasyon, ihracatn teviki, bte aklarnn kapatlmas, borlarn dzenli denmesi amacyla ihracat fazlas verilmesi, reel cretlerin drlmesi, kamu personelinin azaltlmas, sbvansiyonlarn kaldrlmas, fiyat sistemine ve faizlere mdahale edilmemesi, korumac nlemlere son verilmesi, sosyal amal harcamalarn budanmas, KiT'lerin zelletirilmesi vb. gibi standart nlemleri ieriyordu. Azgelimi lke':.e nerilen sz konusu ekonomik politikalarla amalananlar: a- okuluslu irketlerin etkinlik alann geniletmek, b- Bankalarn yaylmasn kolaylatrmak, c- Azgelimi lkelerin ilracatni daha da ucuzlatmak; d- Borlarn dzenli denmesini salamakt. Fakat asl ama bu lkeleri mukayeseli stnlkler teorisine 282 uyum salamaya zorlayarak, "bilinli" sanayileme hedefinden uzaklatrmakt. Bu politikalarn devreye sokulmas, geni toplum kesimlerinin daha da yoksullatrlmas anlamna gelir. Bu yzden de, snrl da olsa demokratik bir ortamda uygulama ans olmayan politikalardr. Sz konusu politikalarn uygulanabilmesi devlet terr rejimiyle, askeri diktatrlkler sayesinde mmkn olabilir. te Trkiye'de 24 Ocak 1980'de balatlan, ama asl rengini 12 Eyll devlet terr rejimiyle alan "da dnk", "ihracat nclnde byme" modelini de bu btnlk iinde kavramak gerekir. Aksi halde yaplan tahliller bolukta kalmaya mahkmdur. Bundan nceki blmde, 1963-1980 araln kapsayan yaklak yirmi yllk dnemde. Trkiye'de geerli byme modelinin niteliini ksaca da olsa tartmaya altk. Bu modelin (kavram kimilerini houna gitmese de), "popplist" bir renge sahib olduunda phe yoktur. Retorik dzeyde byle afie edilmi bir niyet sz konusu olmasa da, modelin bizzatihi kendisi zorunlu olarak poplist bir ze sahiptir. Gerek geerli snf ittifaknn nitelii, gerekse de byme modelinden "yararlanan" kesimler gznne alndnda, durumun yle olduu grlr. e dnk byme modeli, doas gerei i pazarn genilemesine dnk bir modeldir. Geerli snf ittifak da sanayi burjuvazisini n plana karan bir nitelie sahiptir. Sz edilen dnemde, ad konmam da olsa, sanayi burjuvazisi ile "kalknmac brokrasi" arasnda bir ittifak sz konusuydu. Elbette byle"bir snf ittifak sermayenin dier fraksiyonlarnn (ticaret, inaat, mteahhitlik finans, rantiye) dland anlamna gelmez. Kaynak dalmndan sanayilerin ncelikle yararlandklarn ifade eder. Sz konusu ittifak geerliyken, "kalknmac brokrasi" sanayiye kaynak transferinde bulunuyor, sanayi burjuvazisi de d rekabetten korunmu bir pazarda ounluu tketime dnk mallar retiyordu. Elbette d rekabetten korunmu, i rekabetin de pek sz konusu olmad koullarda, yksek krlar elde ediliyordu. Kendi datm ebekesine de sahip olan byk sanayiciler iin kr marjlar daha byyordu. retilen mallarn alcs da iiler, memurlar, kyller olduu iin, hem cretlere, hem de taban fiyatlar283 na ynelik "yumuak" bir yaklam geerliydi. zellikle ii younluu yksek iletmelerde (500'n stnde ii altranlar) ve genellikle sigortalsendikal kesimlerde cretler olduka yksekti. Dolaysyla byme modeli ii snfnn rgtl kesimlerini de byk lde "tatmin eder nitelikteydi"!

Kapitalizmin yeni yapsal krizinin de etkisiyle, Trkiye'de geerli ie dnk sanayileme (byme) modeli, daha 1970'li yllarn ikinci yarsnda tkanmt ama, baz zorlamalarla 1980'e kadar sr-drlebildi. 1980 ylma gelindiinde, bir btn olarak sermaye evreleri Batllarn nerisini kabulleneceklerdi. Batllar, IMF, Dnya Bankas, OECD vb. araclyla da dnk model neriyorlard. 1970'lerin ikinci yansnda Trk sermayesinin etkin evreleri (sanayiciler) da dnk modeli kabullenmeye niyetli grnmyorlard. D kaynak sorunu zlebildii srece, bunda srar etmeleri doald... Ne ki, 1980 ylna gelindiinde, Trk sermayesinin tm fraksiyonlar da dnk modeli kabulleneceklerdi. IMF yetkilisi Struc'un, "Avukat yetitireceinize, niversitelerde tccar yetiti-rin"(6) sz, artk dikkate alnacakt. Struc'un asl sylenecek istedii, avukat deildi elbette, "iddial sanayileme tercihinden vazgein" demek istiyordu! Da dnk model benimsendii srece, volontarist sanayileme hedefi dlanyordu. Bilindii zere, "da dnk model" IMF, Dnya Bankas vb.'nin nerdii biimiyle, "mukayeseli stnlkler teorisi"ne, mevcut uluslararas iblm ve uzmanlamaya uyum salamay amalar. 1980 sonras Trkiye'de artk sanayici kesimin deil, ticaret, finans, inaat, rantiye sermayesinin n plana kt bir snf ittifak geerliydi. Tarmn da ciddiye alnmad 1980 sonras, retken sektrlerin dland, sermayenin ksr (retken olmayan) kesimlerinin stnlk salad bir sre anlamna geliyordu. Bu aamada, kendisini snf ittifaknda ikinci, nc snf bir konuma iten yeni "birikim modeli"ne sanayici kesimin nasl olup da tepki gstermedii sorusu akla gelir. 1980'de TSlAD tarafndan yaynlanan bir raporda, "ithal ikamesinin sanayilemenin tek 284 yolu olmad,... sanayileme stratejisinin deitirilmesi"(7) gereklii syleniyordu. Oysa TSAD, 1975'teki bir baka raporunda, "da dnk modelin baarsz olmas iin her trl koulun bulun-duu"w vurgulanyordu. Bu sorunun cevabn verebilmek, Trkiye'deki hakim snflarn (burjuvazi) nitelii zerinde ksaca durmay gerektirir. Bir kere Trkiye'de sermayenin deiik fonksiyonlar (sanayici, ticaret, finans, rantiyeler vb.) arasndaki snr "belirsizdir" Dolaysyla Trk burjuvazisi bakmndan fraksiyoncu ayrm nemli deildir. Bu ayrm daha da nemsizletiren bir neden de, Trkiye ekonomisinde ve siyasetinde etkin olan holdinglerin en byklerinin hemen tm alanlarda faaliyet gstermeleridir. Bunlar sanayici olduklar gibi, ithalat, ihracat, i ticaret, inaat, (mteahit-lik), bankaclkla da ilgilidirler. Arsa speklasyonu, dviz ticareti yapanlar bile vardr. Her tarakta bezi olan gruplar iin ayrm nemli deildir. Eskiden sanayiye dnk teviklerin (1980 ncesi) bu sefer ihracata, bankacla ynelmesinden bu gruplarn zararl kmalar sz konusu olmazd. Sanayiciler 1980 sonrasnda daha fazla ithalata yneldiler (zellikle 1980'lerin sonlarna doru). te yandan, 1980 sonrasnda birka yeni yetme dnda ihracat teviklerinden aslan payn alanlar da yine bykler oldu. Holdingler biiminde rgtlenmemi, retimin nemli bir blmn gerekletiren kk ve orta boy sanayiciler ve KiT'ler (KiT'ler f970'lerin sonunda sanayi retiminin %30'unu salyorlard) sz konusu olsa da, bunlarn siyasi tercihleri etkileme gc son derecede snrldr. KiT'lerin banda memurlarn bulunmas, ekonomideki arlklarna ramen, byk sermayenin politikalarna ters den bir tavr iine girmeleri zordur. Fraksiyoncu ayrm karsnda asl sanayici saylmas gereken, holdingler dnda kalan kk ve ortaboy sanayicilerin durumu ilgintir. Bize gre bunlarn da geerli (ie dnk) sermaye birikim modelinin deitirilmesine yeterli tepkiyi gstermemeleri, dahas yeni sermaye birikim modelini desteklemelerinin birka nedeni vard. 285 Birincisi; sanayinin da bamllk katsaysnn ok yksek olmasdr. Da baml, d kaynakla ayakta kalabilen sanayi kesiminin d basklara duyarl olmas doaldr. Gerekten ithal girdi bamll yksek, ama ihtiyac olan dvizi kendisi salayamayan sanayicilerin, finansman anahtarn (d krediler yoluyla) elinde bulunduran emperyalist burjuvazi karsnda sesini ykseltmesi ok zordur. rgtsz, dank kk sanayicilerin etkinlik salamas da ok snrldr. Aslnda holdingler biiminde rgtl olmayan ve "gerekten sanayici

kesimin" tepkisini dnleyen baka nedenler de sz konusuydu. Yeni model benimsendiinde d kaynak sorununun "zlmesi" ve ihracat seferberlii sonucu asl kapasitenin harekete geirilmesi ve cretlerin hzla andnlmas balangta sanayicilerin retimlerini ve kr marjlarn korumalarna olanak verdi. Fakat btn bunlardan daha nemlisi, sermayenin global karlarnn bilincine varmas ve bu ynde hareket etmesidir. Sermayenin farkl fraksiyonlarnn ksmi karlar bu sayede ikinci plana atlabilmitir. Bir btn olarak Trk burjuvazisinin "snf bilinciyle" hareket ettii sylenebilir. Yangn sndrlrken, eyalardan bazlarn kaybetmek byk nem tamazd... Bu yzden Trk burjuvazisi, kendisini kapitalist dnya sistemi iinde daha da marjinalletirip, yeniden "kompradorlatracak" (sanayileme hedefinden uzaklaldnda bu kanlmazdr) bir duruma raz olurken, ulusal bir burjuvazi olmann ne kadar uzanda yer aldn da gstermi oluyordu. Bu durum 1960'larda gndeme getirilen "milli burjuvazi" ve "milli burjuvazinin" de dahil olaca bir "anti-emperyalist cephe" oluturma stratejisinin ne kadar dayanaksz olduunu da gsterir. Trk burjuvazisi, en fazla, emperyalizmin taa-ronluundan fazlasna aday olmadn 1980 dnemecinde aka ortaya koydu. KiT'lerin yabanclara (okuluslu irketlerce yutulmas) sat karsndaki tavr da ilgintir!... imdilerde "kompra-dorlama" ve "uydulama" sreci hzla yol almaktadr. Bugnk sreler devam ederse, yakn bir gelecekte Bat'nn ak pazar olma amac gerekleecektir... 286 Burjuvazinin etkin kesimlerinin da dnk modelden yana tavr koyduu bir ortamda, "kalknmac brokrasi"yi tasfiye etmek de kolaylayordu. Kaynak dalmnda etkinlik salayan brokrasi, emperyalizmin ve ibirliki Trk sermayesinin yeni stratejisine kolaylkla raz olmazd. Bu kesimin tasfiye edilmesinin maddi koullar da kendiliinden olumu durumdayd. Bir kere da dnk, serbest piyasa ekonomisine ve rekabete dayal (btn bunlar szde geerli eylerdir) bir ekonomide, bata planlama rgt olmak zere, ekonomik brokrasi byk lde ilevsiz kalrd. Yine de mevcut kadrolar tasfiye edip, bunlarn yerine bakalarnn getirilmesi gerekiyordu. Tasfiye edilmeleri iin "kalknmac brokrasi"ye bir kimlik gerekiyordu! Bunlar "solcu" ve "sermaye dman" ilan edildiler. Yerlerine de "milliyeti" olup, sermaye'ye "dost" olan Amerikanc kadrolar yerletirildi. Bu, emperyalist sermaye iin nemli bir kazanand. Daha sonra ekonominin kilit noktalanna ABD'de eitim grm, orada "i deneyimi edinmi" ifte pasaportlu, "iktisad da bilen" kiiler getirildi. Bu durum, okuluslu irketlerin ve emperyalistlerin her istediklerini yaptrabilmelerini iyice kolaylatryordu. Brokrasinin maniplasyona elverili yaps, doal olarak "kalknmac brokrasi"nin tasfiyesini kolaylatryordu. Bu aamadan sonra, "Atatrk ilke ve inklaplarna bal, vatann ve milletini sevenler" brokratik aygt iinde tam etkinlik salyabilir-lerdi... Bu arada vatann ve milletini sevenlerle, dinine ve imanna bal unsurlar arasnda da sk dayanma ve ibirlii saland. Dincilik ve Amerikanclk "yeni brokrasi"nin ve ynetim zihniyetinin temel ayrdedici niteliini oluturuyordu. Brokrasi, yerli ve yabanc sermayenin her istediini hi bir zorluk karmadan gerekletirebilirdi artk... Trk toplumsal formasyonunun tarihinde, brokrasiyle hakim snf ilikilerinin bu kadar dolaymsz ve saydam olduu bir dnem ilk defa 12 Eyll sonrasnda gerekleiyordu. Devlet terr rejiminin yerli ve yabanc sermayeye yapt en byk hizmetlerden biri, her halde bu dolaymsz, saydam ilikiler ortamn yaratm olmasdr. Bunun anlam, 1980 sonrasnda brokrasinin tipik kapitalist 287 bir sosyal formasyondaki konumuna "yaklam" olmasdr. Bylesi bir durum emeki snflanl susturulduu bir ortamda sermayenin hareket alann daha da geniletmitir. II. Neo-Liberal topyann Ac Meyvalar Bilimsellik cilas biraz kazndnda, Trkiye'nin benimsedii "da ak byme modeliyle" neyin amalandn anlamak kolaylar. Ama Trkiye'yi dnya pazarna amak, darya kaynak transferini hzlandrmak, daha da nemlisi, ithal ikameci byme modelini gzden drerek, "bilinli" sanayileme

hedefinden uzaklamasn salamakt. thal ikameci modele ynelik "teorik" saldrlarn asl amac, Trkiye'yi (benzer durumdaki dier lkeleri de) okuluslu irketlerin ve okuluslu zel ticari bankalarn etkinlik alanna daha fazla sokmakt. Trkiye'yi sanayileme iddiasndan vazgeirmenin koulu da, devlet aygtndan kaynaklanan direnci ve kar koymalar etkisizletirmeye baldr. Nitekim tm anmalara ramen hl kalknma yanls, bamszlk yanls, "an-ti-emperyalist" bilin tayan insanlarn etkinlii btnyle ortadan kaldrlm deildi. "Yeni Muhafazakr Saldn", "daha az devlet, daha ok zel teebbs" slogann bouna ortaya atmamt. Azgelimi lkelerde tm zaaflarna, elikilerine, haksz kazanlara ve israflara da neden olmasna ramen, ekonominin asl dinamik sektr zel sektr deil, kamu sektrdr. 1950'lerde liberalizm dalgas zihinleri sardnda da "daha ok zel teebbs" slogan ortal kaplamt. Dnemin babakan Adnan Menderes, balangta Bat'dan ihra edilen, zel sektr nclnde bymenin bo bir hayal olduunu anlamakta gecikmemiti. zel sektr bytmenin yolunun kamu sektrn bytmekten getiini ok gemeden anlamt. Bu yzden, on yllk iktidar dneminde Kamu ktisadi Teebbslerini ikiye katlamt... Gerekten Boratav'n yazd gibi, "Orta veya uzun 288 dnem perspektifli bir inceleme, azgelimi lkelerde kamusal ve zel yatrmlarn rakip deil, tamamlayc kategoriler olduunu ve genellikle zel yatrmlar srkleyici gcn kamusal yatrmlann dinamizmi olduunu ortaya koyacaktr."^ Ne var ki Yeni Muhafazakar dalgann kulland dil farklyd. Devletin ekonomiye mdahalesi azald oranda,ekonomik etkinliin de artaca ileri srlyordu. Bu arada, korumacln ve ithal yasaklarnn neden olduu haksz kazanlar ve israf "yeni sa" saldrya "hakllk" da kazandryordu. Oysa "yeni sa"n asl amac bakayd. Bir kere ekonomiye youn devlet mdahalesi okuluslu irketlerin faaliyet alann snrlyordu. Neo-liberal retiye gre, sermayenin hareketini snrlayan her mdahale ktdr ve ekonomik etkinlikle eliir. Sanki 1920 ve 1930'larn ac deneyleri unutulmutu... Azgelimi bir lkede devlet ncl ve destei olmadan, korumac ve zendirici bir ortam yaratmadan sanayileme mmkn deildir. Eer ekonominin ileyii btnyle pazar mekanizmalarna ve lkenin gelecei zel ve yabanc sermayenin dinamizmine braklrsa, bylesi bir yaklam, azgelimilie, uydulamaya, dnya ekonomisinin edilgen, pasif bir unsuru olmaya daha batan raz olmak anlamna gelir. Zaten, da dnk modeli benimsemenin, benimsemenin mant da buradayd... Trkiye sanayileme hedefinden vazgeerek, mukayeseli stnlkler teorisinin ngrd uluslararas iblm ve uzmanlamaya raz olacakt... Be yldzl otellerle, zengin turizmine dayanarak kalknacakt... Eer lks oteller azgelimilii amaya yetseydi, Castro ncesi diktatr Ba-tista'nn Kbas da kalknm olurdu... Realiteden kopuk olduu srece, "yeni sa"n dayand teorik gerekeler ve iktisat politikas nerileri "tutarl" grlebilirdi... rnein yeni sa, varlkl kesimlerden (sermayeden) alnan vergilerin minimum seviyeye indirilmesini nerirken, bylece mteebbislerin vergi olarak verip israf devlet tarafndan ar ur edilecek kay289 naklar yeni yatrmlara yneltecei, yatrmlarn istihdam, dolaysyla milli geliri artraca, son kertede vergi gelirlerinin bile artaca beklentisi vard. Andrew Mellon; "Orta ve yoksul snflara yardm etmek iin, zenginlerin dedikleri vergiler azaltlmaldr" (10* diyordu.... Ne ki, olaylar gerek yaamda farkl bir yol izliyordu. Trkiye'de de Yeni-sa'n nerileri dorultusunda varlkl kesimlerden alnan vergiler azaltld. Ama, yatrmlar artmak bir yana azald! Sermayeden vergi almama yaklam, devletin sermayeye daha ok borlaanmas biimini ald... Trkiye'nin 1980'li yllarn ikinci yarsnda ar i bor yk altna girmesinin bir nedeni de sz konusu yakl asamn sonucudur. Yksek faiz uygulamas konusunda da benzer bir "akl yrtme" geerlidir. Yeni muhafazakar yaklamlara gre, yksek faiz, tketim eilimini drerek, tasarruflar, dolaysyla da yatrmlar artrr. Oysa Trkiye'deki uygulama

sonucu yatrmlar artmad gibi, sermayenin en parazit kesimine, rantiyelere kaynak transferinin bir arac haline dnt. Sonuta ekonomi de rantiye sermayesinin basks altna daha fazla girdi... Bu arada maliyet enflasyonunun da nemli nedenlerinden birini oluturdu. Bir baka saldr KiT'lere ynelik olarak gndeme gelmiti. KiT'lerin, kaynak israfna yol aan verimsiz kurulular olduu ileri srlyor. Bunlarn verimli almalar iin zel sektre devrinin yeterli olaca syleniyor. Ne var ki, bu sorunla ilgili olarak grnen amalarla gerek amalar farklyd. Bir kere zel sermayenin mutlaka verimli, kamu sektrnn de mutlaka verimsiz olduuna ilikin olarak yaylan efsanenin hibir inandrcl yoktur. Verimli alan KiT'ler olduu gibi verimsiz alan zel kurulular da mevcuttur. Fakat asl soru; kimin iin verimli, kimin iin rasyonel olduudur.*11' Daha nemlisi, KiT'lerin hangi koullarda neden ortaya kt, hangi ihtiyalar karlamay amaladdr. Aslnda KiT'ler belirli tarihsel koullarn ve zorlamalarn ortaya kard kurululardr. En nemli neden de zellikle azgelimi lkelerde tarihsel olarak zel sermayenin yetersizlii, clzldr. Bu nedenle 290 KiT'leri tmden dlayarak azgelimi bir lkenin sanayileme srecini srdrmesi ve baarl olmas mmkn deildir. Zaten KiT'lere ynelik saldrnn amac da sz konusu lkeleri sanayileme hedeflerinden uzaklatrmakt. Bir baka soru da, KiT'lerin ilevlerini tamamlayp tamamlamadklardr. Trkiye 1980 sonrasnda Neo-liberal topya'ya uygun politikalar izledi. Bu politikalar szde bilimsel argmanlara dayanyordu. Oysa asl olan bilimsel kayglar deil., ideolojik safsatalar ve snfsal karlarn bunlar araclyla kabullenirliini salamakt. Trkiye Bat'nn nerdii yolda ilerledii srece de uydulama sreci de-rinleebilirdi... Son yllarda Bat'dan gelen tm konuklar, Trkiye'nin son on ylda "harikalar yarattn" syliyerek sze balyorlar. Elbette haklar var. Chardin'in dedii gibi, "Belirleyici olan, her zaman nereye bakld deil, nereden baklddr." Trkiye'den her istedikleri hemen gerekleen Batllar elbette byk basanlardan" sz edecekler!... Trkiye srekli devalasyonlar ve kur politikalanyla ihra rnlerini srekli ucuzlattka, bor faiz ve ana-paralarn aksatmadan dedike, gerektiinde Ortadou'da Ba karlarn gvence altna alma niyetini ortaya koyduka, Trkiye'nin Bat'dan grntsnn "pek parlak" grnmesi doaldr... Bir ulusal ekonomide, tarm, sanayi ve alt-yap/enerji yatrmlarnn uygun bir bileimi, salkl kalknmann olmazsa olmaz kouludur. te" yandan, toplumsal artn kimlerin elinde topland, sermayenin hangi fraksiyonu tarafndan ncelikle kullanld da nem tar. Bir baka nemli sorun da, mutlak anlamda byme oranlar deil, bymenin nitelii, hangi sektrlerden kaynaklanddr. Bilindii gibi, toplumsal arta el koymada sanayi, finans (bankaclk) ticaret ve rantiyelerden hangisinin ncelikli olduu byk nem tar. Bymeyle kalknmann her zaman zde saylmas yanltcdr. Ayn ekilde hzl GSMH artlarna ramen, lke insanlannn ounluu yoksullamaya devam edebilir. Sosyal ve blgesel dengesizlikler derinleebilir. Toplumun geleceini tehlikeye atacak biimde ekolojik sorunlar ortaya kabilir. Son on 291 ylda Trkiye'de olduu gibi... statistikleri maniple ederek olaylar olduklarndan farkl gsterme abalan ksa dnemde ie yarasa da, uzun dnemde gerein hkmn deitiremez. Yaratlmaya allan efsaneye ramen, Trkiye'de 1980 sonra-sda gerek anlamda da dnk bir strateji uygulanmad. Zaten uluslararas konjonktr de da alma stratejileri iin elverili deildi. Asl sz konusu olan da alma deil, dardakilere ekonomiyi amayd. lkeyi okuluslu irketlerin ve okuluslu zel ticari bankalarn etkinlik alanna daha fazla sokmakt. Da dnk (ihracat nclnde byme) modelin baarl olabilmesi iin, ncelikle uluslararas koullarn ve konjonktrn elverili olmas gerekir. Trkiye'nin da almaya zorland dnemde, dnya ekonomisinin yapsal krizi devam ediyordu. (Bugn de devam ediyor). Dnya ticareti daralm, stelik korumac nlemler (ve tarife d uygulamalar) younlamt. Bunun dnda, da alma stratejisinin baaral olmasnn n koulu, dnya pazarnda rekabet gc olan yeni ve dinamik sanayileri devreye sokmaktr. D pazarlarda rekabet gc olan

bir sanayileme stratejisi sz konusu olmadan gerek anlamda bir da alma da olanakl deildir. Trkiye'de yaplan ise, var olan abartlm teviklerle ihra etmekti. Zaten kalite, maliyet, standardizasyon vb. bakmndan rekabet gc olmayan rnler an tevikler olmadan ihra edilemez. An teviklerle srdrlen ihracat ise, hem lkenin yoksullamas (darya karlksz kaynak transferi sz konusu olduu iin), hem de ekonominin dengelerinin daha da bozulmas sonucunu dourabilirdi. Trkiye'de de yle oldu. Bu yzden Trkiye'nin szde ihracat baarsnn ne pahasna gerekletiinin tahlilini iyi yapmak gerekir. Ekonominin zaten bozuk olan dengelerini daha da bozarak (enflasyonu azdrp, isizlii artrp, gelir dalm dengesizliini ve sonuta yoksulluu ve sefaleti derinletirmek; verimli yatrmlar caydrarak, tarmsal retimi problematik hale sokarak vb.) salanan baar gerek bir baar deildir. Bu, hastann midesini iyileti-reyim derken, bbreklerini ve karacierini bozmaya benziyor. Zaten bir ekonominin baars bir tek sektre baklarak da anlalamaz. 292 Ne pahasna olursa olsun, ihracat artrma yaklam iin geni kitlelerin satmalna gcnn drlmesi gerekiyordu. Ancak bu sayede ihra edilebilir bir mal stou ortaya karlabilirdi. Bunun da yolu reel cretleri budamaktan, tarma dnk sbvansiyonlar ksp taban fiyatlarn drmekten, bir btn olarak smr orann ykseltip, i ticaret hadlerini daha da bozmaktan geiyordu. IMF, Dnya Bankas kaynakl istikrar programlarnda, tarma dnk sbvansiyonlarn kaldrlmas srarla nerilir. Bu neriyi yapanlar, sanayilemi lkelerde her yl tarma yaklak 250 milyar dolar sbvansiyon verildiini pekl bilirler... hra edilebilir bir mal stoku oluturmada atl kapasitenin harekete geirilmesinin de pay byktr. Fakat btn bunlar baskc bir siyasal rejim altnda mmknd... Gerekten 1980 sonrasnda hem ihracat artt, hem de ihracatn kompozisyonu deiti. Bu arada ihracatn ithalat karlama oran da ykseldi. hracat 1975'de 2 milyar 261 milyon dolardan, 1989'da 11.5 milyar dolara ykseldi. 1980'de sanayi rnlerinin toplam ihracat iindeki pay % 30'dan 1985'de % 78.2'ye ykseldi. hracatn ithalat karlama oran da 1980'de % 37'den, 1989'da % 74'e ykseldi. Ne ki, ihra rnleri ounlukla dk katma deerli mallardan oluuyor. nemli bir blmn tarma dayal sanayiler oluturuyor. Dier nemli kalemler; deri, ksele, dokumaclk, de-mir-elik, baz tahl rnleri, konfeksiyon vb.dir. Dnya pazarnda rekabet gd olan yeni rnlere, verimlilik artna dayanmadka, ihracat artn tm teviklere ramen belirli bir eikten sonra srdrmek olanakszdr. Sabit Sermaye Yatrmlar Baka Dili Konuuyor Trkiye'nin son on yldaki performansnn saptanmasnda, deiik ltlere baklabilir, ama bunlar iinde en salkls sabit sermaye yatrmlarnn bykl ve kompozisyonundaki gelimeler293 dir. Sermaye birikimin seyri, yatrmlarn seyrine baldr. 1980-1989 aralm kapsayan on ylda, sabit sermaye yatrmlarn (sabit fiyatlarla) ortalama % 2.7 orannda byd. Sz konusu oran, 1970-79 aralnda % 8.0 idi. 1960-69 aralnda da % 8.2. Bu, Cumhuriyet dneminin, sava yllarn kapsayan 1940-49 dnemi hari (sz konusu dnemin oran % 2.2 idi), en dk orandr. Bu rakam, kimi dengesizliklerin nedeni olarak yksek oranl alt-yap yatrmlarnn gsterilmesinin ne kadar temelsiz olduunu gsterir. 1980 sonras dnemde sabit sermaye yatrmlarn alt-yap yatrmlarna, (yol, baraj, enerji vb.) ynelmesinin nedeni, dnya pazarnn darald koullarda alnan d kredilerin tek kullanm alannn alt-yap yatrmlar olmasndadr. Bu, tm azgelimi lkeler iin genel bir eilimdir. Ama, Trkiye'de batan beri sralanan nedenlerden tr (Ortadou'da gvenilir bir mttefike duyulan ihtiya ve IMFnin baanl bir renciye olan ihtiyac), nemli milli gelir dleri sz konusu olmad. Gelir dalm dengesizlii hzla derinleirken, GSMH art da srd. Sabit fiyatlarla GSMH, 1980-1989 aralnda % 4.2 orannda artt ki bu birok azgelimi lkedeki ar dler dikkate alndnda nemli bir orandr.

Fakat asl nemli olan, imalat sanayii sabit sermaye yatrmlarnn seyridir. Sz konusu yatrmlar 1973-77 aralnda % 10.4 art gstermiken, krizin derinletii 1978 sonrasnda bir d srecine girdii. Ve 1980-83 aralnda % 3.5 orannda, 1984-88 aralnda da % 6.4 orannda geriledi/12* Toplam yatrmlar iinde imalat sanayii yatrmlarnn pay 1973-77 deminde % 28.2 iken, 1975-83 aralnda da % 25.5'i, 1985-89 aralnda da % 17.5'a gerilemi durumda. Kamu sektr imalat sanayii sabit sermaye yatrmlarnn toplam sabit sermaye yatrmlar iindeki pay, 1975'de % 26.06'dan 1985'de % 5.4'e gerilemitir. Kamunun imalat sanayii yatrmlarnda bylesine bir d olurken, zel kesimin pay da 1979'da % 26.84 iken 1989'da % 21.80'e gerilemitir. Grld gibi bizde, 294 slogan, "daha az devlet daha az zel teebbs" biimini almtr. Devlet sanayi yatrmlarndan ekilirken, zel sektr de ekilmektedir... Oysa 1975'te zel yatrmlarn oran % 37.45 gibi olduka yksek bir seviyedeydi !.. Trkiye'nin 1980 sonrasnda sanayileme hedefinden nasl uzaklamakta olduunu, uluslararas iblm ve uzmanlamaya nasl uyum salamaya yneldiini ortaya koyan bir baka gsterge de, imalat sanayii retiminin kompozisyonundaki kaymada grlebilir. 1950-1980 genel gelime eiliminin tersine, 1980 sonrasnda dk katma deerli sanayi alt-dallarnn pay ykselmektedir. Bir ulusal ekonomide sanayileme sreci ilerledike, yksek katma deerli mallarn arlnn da artmas gerekir. Bu adan 1980 sonras, bir geriye gidi eilimi tamaktadr. Nitekim, 1950'de gda, iki, ttn gibi dk katma deerli sanayi altdallarnn yaratt katma deer, toplam imalat sanayi katma deerinin % 42.8'ini olutururken, bu oran 1979 ortalarnda % 22.6'ya kadar gerilemiti. Kimya ve petrol alt-sektrleri iin de yukardakine benzer bir eilim sz konusudur. Sz konusu alt-sektrlerin pay, 1950'lerin banda % 4.1'den, 1970'lere gelindiinde % 14.3'e kadar ykselmiken, 1985'de tekrar %10.8'e gerilemitir/13* Tat aralar sektr iin de durum ayndr. Yukardaki oranlar, Trkiye'nin "dinamik sektrlerden" nasl ekildiinin de bir gstergesidir. Zaten niversitelerin hali perian ve milli gelirden bilimsel aratrma-gelitirmeye ayrlan pay da (%0.64) binde altm drt (Fransa'da sz konusu oran % 2,25'dir), sanayileme iddiasnn bulunmadnn bir baka gstergesidir. Bir ulusal ekonomide toplumsal artn bykl kadar, kimler tarafndan nasl kullanld da byk nem tar. 1980 sonrasnda kaynaklar sanayicilerin deil, ticaret ve rantiyelerin eline daha ok gemitir. Bunun anlam, toplumsal artn sermayenin yatrmc olmayan, ksr kesimlerinin elinde toplanddr. Bu durum, benimsenen modelin mantna uygundur. Bir kere, banka 295 kredileri sanayi sektrnden ok, hizmetler ve inaat sektrne kayyor. Nitekim 1980'li yllarn banda sanayi kesimi banka kredilerinin % 40'n kullanmken, sz konusu oran 1989'da % 17'ye kadar gerilemitir. Bu arada uygulanan para, kredi ve borlanma politikalarnn doal sorunu olarak, bankalarn aktif yaps da deimi durumdadr. Bankalarn aktifinde kredilerin pay azalrken, devlet tahvili ve hazine bonolarnn pay hzla artmtr. Buraya ka-darki aklamalar, Trkiye'nin sanayileme hedefinden giderek uzaklamakta olduunu, verili uluslararas iblm ve uzmanlamaya uyum salama hedefinin h plana ktn ortaya koyuyor. eliik olarak, toplumsal artk byrken sanayi yatrmlar azalmtr. Bu durum neo-liberal topyann ne kadar havada kaldnn da bir gstergesi saylabilir. ticaret hadleri, 1980 sonrasnda daha ok tarm aleyhine dndrlp bu kesimden kaynak taransferi hzlandnld, reel cretler drlp ii snf smr oranlar ykseldii halde, byyen toplumsal artk sermaye ksr kesimlerin eline gemektedir... Tarm sektrnn milli gelirden ald pay 1979'da % 24.33'den 1985'de % 15.40'a gerilemitir. 1980'de 100 kg gbre almak iin 10.5 kilo buday gerekirken, 1988'de 100 kg. gbre iin 107.5 kg. buday gerekiyordu... cret ve maal kesimlerin (ii ve memurlarn) milli gelirden aldklar pay 1979'da % 32.79 iken, 1989'da % 14.80'e dmtr. Buna karlk kr, faiz, rant (sermaye gelirleri) elde edenlerin pay 1979'da % 42,88'den,

1989'da % 70'lere ykselmitir. Bu arada yabanc sermaye giriinde de grece bir art sz konusudur. 12 Eyll sonras dnemde ksa srede "ucuz ii cenneti" haline gelen Trkiye'ye yabanc sermayenin daha ok ilgi gstermesi doaldr. 12 Eyll rejiminin on yl dolarken, Trkiye hem sanayileme hedefinden uzaklat, hem de da bamll daha da artt. 1979'da 13.6 milyar dolar d borlar, 1989 sonunda 41 milyar dolara ykseldi. 1980-88 aralnda 30.3 milyar dolar d bor dendii halde hl 40 milyar dolarn stnde d bor var. Ve bugn 296 Trkiye dnyann en byk borlular arasnda yer alyor. borlar da 1979'da 321.4 milyar liradan, 1989'da 45 trilyon 52 milyar TL'ye ykseldi, bu lde i ve d borca batm bir ekonomide yatrmlara kaynak bulmak artk olanakszdr. Nitekim bteden yatrmlara ayrlan pay sadece % 7'dir. Geri kalan cari harcamalara gitmektedir. Bylesi bir ortamda eitim ve salk harcamalarnn daha da budanmas kanlmazdr. Artk siyasal iktidar sermayeye faiz demek iin, temel mallara zam yapmay bir gelenek haline getirmi durumda. DiE'nin 1987 aratrmasna gre, Trkiye nfusunun % 4O' (21.1 milyon kii) ylda ortalama 355 dolarla yaamak zorundayd... Da alma stratejisinin on yl geride kalrken, sanayileme hedeflerinden giderek uzaklaan, da bamll daha da artm, isizliin, yoksulluun ve safaletin giderek derinletii, yksek oranl enflasyon, lke geleceini ipotek altna alma potansiyeline ykselmi d borlar, daha ok bozulan gelir dalm ve giderek anan doal evre gibi temelli olumsuzluklarn boy gsterdii, uydulama srecinde hzla yol alan bir Trkiye sz konusu... Ne ki, btn bunlara ramen olumlu eyler de var: "Trkiye'nin d itiban hzla artyor!.." Yaasn d itibar!.. 297 13. BOLUM PARADGMANIN FLASI "zgrce dnmek, zgrce davranmak, aratrmacnn grevi deil, temel niteliidir." ismail Beiki Smrgecilikle balayan dnemde "Bat" ile "Batl olmayanlar" arasndaki ilikiler biim deitirse de z hep ayn kald. Balangta smrgeciliin yerlemesi iin askeri plandaki stnlk nemli olmakla birlikte, asl belirleyici olan "Bat dncesi", "Bat bilimi ve teknolojisi"ydi. Claude LeviStrauss; "Ondokuzuncu yzyl Avrupal's, buharl makina ve birka baka teknik hneriyle bbrlenip, kendini dnyann geri kalanndan stn gryordu"'1' diye yazyor. Descartes, "Dnyorum yleyse varm"; F.Bacon da "bilim iktidardr" demiti... Dnyann geri kalan blgelerindeki halklar; kendi doalarndan kaynaklanan bir "gerilie mahkm olduklarna, Avrupal'ya gre "aalk" olduklarna inandrlmalarnda sz konusu "modern bilim" belirleyici bir rol oynad. stelik her tarihsel dnemde smrgeciliin, bir arac olan "modern Bat bilimi" kendini "tarafsz" ve "evrensel" olarak sunmay da baard. Bylece tarafszlk ve evrensellik efsanesi, bat bilim ve teknolojisine kar konulmaz bir g kazandrd. Her kim bat dncesine, 299 egemen bat ideolojisine kar karsa, bilim dman ve gerici damgasn yemekten kendini kurtaramazd. Artk Avrupa merkezli, rk, nfuz yayc Bat ideolojisi tm dnyada egemen olabilirdi... Hristiyan misyonerlerin balangtaki "uygarlatrma misyonu", giderek "kalkndrma misyonuna" dnt! Smrgeletirmenin Bat'daki ad, "uygarlatrmakt."^ Uygarlk gtremezlerdi ama, var olan uygarlklar ve uygarlklarn yaratclarn tarih sahnesinden silecek gce erimilerdi. ddia edildiinin aksine, aydnlk felsefesinden esinlenen fikirler, yerli kltrlerin tahrip edilmesini merulatrmtr... imdilerde bilim ve teknoloji tayclar, smrgeciliin balangcndaki misyonerin yerini alm durumda. Bu arada 1960'larda azgelimi lkelere dalan "bar gnllleri"ni de hatrlamamak olmaz... Bugn sadece Sahrann gneyindeki Kara Afrika'da 80 bin "kalknma uzman" grev yapyor ve bunlara ylda 4 milyar dolar cret deniyor! O

Bat'nn rasyonalizmi ve bilimi bir kere egemen olunca, yzbin-lerce yldan beri birikip gelen tm bilgiler deersizleti. Bat burjuvazisi, egemen olabilmek iin byle bir yola bavuracakt. Bir tek "Bat bilimi" vard ve ifadesini "diplomal aydn"da buluyordu. Smrge ve yar-smrgelerdeki "Batc aydnlar", smrgeciliin rn olan yerli ibirliki orta-smflar kendi halklarn ve kendi gemilerini sulama yarnda, Batl efendilerini bile geride braktlar... Smrge "aydnlarnn" ve ibirliki snf ve gruplarn bu tavrn ideolojik bir yanlsama olarak grmek yanltr. Maddi, snfsal karlar sz konusuydu... Bugn olduu gibi, her tarihsel dnemde smrgecilik ve emperyalizimden kar salayan, varlklar emperyalist smr ve bamllk ilikilerine bal, ibirliki snflar sz konusudur. Bat burjuva uygarlnn, smrgecilik ve emperyalizmin ideolojik bir arac olan "iktisat bilimi" iin de durum ayndr. Egemen bat ideolojisinin nemli yapc unsarlanndan birini oluturan "iktisat kuram"na dayal politikalar, azgelimi lkelerde byk ykmlara neden olduu halde, tartmasz kabul gryor ve niversitelerde okutulmaya devam ediliyor. Bilimsellii ve evrensellii eletiri konusu olmasn engelliyor... Bir "bilim" ve "bilimsellik" lgnl zihinsel alan btnyle kuatm durumda. Yal bir kadn yzyllarn mirasna ve kendi deneylerine dayanarak, otlardan bir ila yaptnda, bu "kocakar ilac" olarak lanetleniyor. Kapitalist bir firma, ayn otlardan ayn ilac ret-tiindeyse, bilimselliin rn saylyor ve tartmasz kabul gryor. Yal kadnn rettii ilacn "lanetlenmesi", okuluslu irketin rettii ilacn kabul grmesi, elbette kadnn yandan kaynaklanmyor.. lac reten bir gen.kz olsayd da durum deimeyecekti. Zira, kapitalist toplumda, kapitalist retim srecine girmeyen, amac kr elde etmek olmayan hibir ey makbul deildir. Modern bilimin, bu arada iktisat biliminin ilgi alan dndadr. Para akmnn bittii yerde iktisadi analiz de son bulur. Kapitalist krllk kategorisine girmeyen hibir eyin retilmesine bu yzden iyi gzle baklmaz! Tek tek insanlarn kendi ilalarn retmeleri kapitalist ila pazarn daraltr, krll olumsuz ynde etkiler... Sonuta insanlarn ihtiya duyduklar ilalarn kendileri tarafndan retilmesi "bilim" araclyla yasaklanr. Mukayeseli stnl olmad gerekesiyle bir ok azgelimi lkenin en nemli gereksinmeleri olan gda maddelerini retmelerinin (buday, pirin vb.) neo-liberal iktisat kuramna dayanlarak yasaklanmas gibi.. Kapitalist firmann rettii ilalar "bilimsellik" damgasn tayorlar. Bilimsellikleri bir kere tescil edilince, artk sattklar her zehirde bir keramet bulunacaktr. lacn verdii ifa, biliminden menkul.. Benzer bir durum "iktisat bilimi" iin de sz konusudur. Son analizde smrgecilii ve daha genel olarak da burjuva uygarln merulatrmaya yarayan "iktisat bilimi"de "evrensel" saylyor. Zira modern bat bilimi evrenseldir. Her toplumda ve her tarihsel dnemde de geerlidir. Batda (nce ngiltere'de) retilen ve zel koullarn rn olan sz konusu bilim, artk her yere ihra 300 301 edilebilirdi. Tanm gerei bilimdir ve tabii evrenseldir. Bilim evrensel planda geerliyse, ona dayal iktisat politikalar da evrensel geerlilie sahiptir. Buradaki mesaj ok ak: Siz de ngilizler, Amerikallar, Franszlar, Almanlar vb. gibi yaparsanz, onlarn getikleri yollardan geerseniz kalknrsnz. (!) "Tarafsz" ve "evrensel" bilimin yaratt ideolojik artlanma ve klelik o kadar kkldr ki, kimse eskiden giderlerin nereye vardn, o yollarn imdilerde ak olup olmadn vb. dnme zahmetine bile katlanmaz. Deiik bnyelere ayn ilac uygulamann sonularn dnmeye yanamaz. Yaklak yarm yzyldan beri iktisat retisi giderek pozitif bir bilim olmaya yneldi.(4) Bylece fizik bilimlerine benzeyecek, her zaman, her yerde ve her koulda geerli olacakt. Normatif bir bilim olmaktan uzaklat lde, "etkinlii" ve "saygnl" daha da artacakt. Aslnda bylesi bir aba anlaml deildi ve bilimsellikle ilgili ideolojik bir yanlsamann rnyd. Deiik sosyal formasyonlar iin geerli bir iktisat bilimi olanakl mdr? Sorun, teorik dzeyde "rafine modeller" oluturmak deil, farkl durumlarn ve

koullarn ortaya kard toplumsal olgular aklayabilme yeteneine sahip olmaktr. Dolaysyla, "iktisat bilimi" normatif bir bilim olduu iin deil, tam tersine pozitif bir bilim olmaya yneldii iin bilimsellikten uzaklar. IMF ve Dnya Bankas gibi, Bat egemenliinin aralar olan kurulular, banaz bir dogmatizmle, deiik "azgelimi" sosyal formasyonlara istisnasz ayn ekonomik politikalar nerdiklerinde, pozitif olma iddiasndaki bilime dayal iktisat politikalarnn neden olduu "zc olaylar" ve ykmlar herkese biliniyor... Smrgecilik srecinde, bilimin tarafszl ve evrensillii nemli bir koz olarak kullanld. Smrgecilik de kapitalizmin gelimesinde nemli bir rol oynad(S)- Oysa sosyal bilimin geerlilii grece bir geerliliktir. te yandan bir bilim olarak ortaya kan iktisat kuram, Bat burjuva kltrnn bir parasyd. Dolaysyla 302 hakim Bat burjuva kltr ne kadar evrenselse, burjuva iktisat kuram da ayn lde "evrensel" geerlilie sahip olabilirdi... Burjuva ideolojisinin bir parasn oluturan bu bilim, tm dnya niversitelerinde okutuluyor. Zira asl evrensellik iddiasnda olan burjuva uygarlnn kendisidir. Onun yapc unsarlan da evrenseldir. Hakim Bat ideolojisinin bir paras olan "iktisat bilimi" ve ona dayal iktisat "politikalar" da evrenseldir... O halde herkes evrensele ait olmal ve ona uyum salamaldr. Onun egemen kld modele boyun emelidir. Aksi halde a d kalr. stelik bilim ve uygarlk dman saylp gericilikle sulanmaktan da kendisini kurtaramaz. "Evrensel"e, "bilimsel"e ait olmann koulu, kendisinden ve kendisine ait olan her eyden uzaklamaktr. Kendisine ve gemiine ait her ey "geri," "sama", "bilim d", "kaba", "kt" ve "deersiz"dir. Kurtulu, Bat bilim ve teknolojisine sahip olmaktadr... Bu amala kendi ayrann deil Coca-cola imeli, kendi ttnnden yaplm sigaray deil Marlboro'yu tttrmeli, san Batllarn rettii modaya gre kestirip onun ampuanyla ykamal, kendi beslenme kltrnn rn olan yemekleri deil Me Donald's hamburgeri yemeli, onun rettii televizyon dizilerini seyretmeli, kendisi de bir gn bir televizyon dizisi yaparsa, Bat'dan gelene benzemeli. (Aksi halde evrenselin dna itilmi olur!) Kendi mziini dinlememek iin "bilimsel gerekeler" retmeli, (pek para etmeyen) kendi dilinden nce, ngilizceyi renmeli, onun gelitirdii iktisat kuramn renip ona uygun iktisat politikalar benimseyip, serbest piyasa ekonomisi uygulamal, da almal, korumacl kaldrmal, yzelli yldr egemen Bat lkelerinin elinde bir smr arac ilevi gren "mukayeseli stnlkler teorisi"ne uyum salamal, kendi lkesinde ve benzer durumdaki lkelerdeki byk ykmlara ve facialara fazla deer ve nem vermemeli, ama ABD'de bir ocuun kuyuya d ve kuyudan kar lyla (buradan ocuun akibetine kaytsz kaldmz anlam karlmamaldr) Halepe katliamndan daha fazla ilgilenmeli; sonu olarak, ne 303 kadar kendine yabanclar, kimlik erozyonuna urar ve soysuzla-rsa o denli "ada olur" ve "evrenselin bir paras" durumuna gelebilir! Srekli kimlik erozyonuna urayan bir ulusal sosyal formasyon, kendi yolunu bulup, kendi ayaklar stnde durabilir, toplumsal srece egemen olabilir mi? Kendi zgnln ifade edemeyen bir toplum, evrensel deerleri yakalayabilir ve ona katkda bulunabilir mi? phesiz byle bir toplumun kk bir kesiti Batya benzeyebilir (ve benzeyebiliyor), ama bamsz ve ada olamaz. nk kendisi hakknda dnme ve geleceini tasarlayabilme yeteneine artk sahip deildir. Oysa sosyal bilimin evrensellii ve teknolojinin tarafszl da Batllarca uydurulmu bir efsaneydi. Bir kere bilim evrensel kltrle zde saylnca, (egemen yaklam yledir), bir toplumun da bilimsel yolda olabilmesi iin, evrensel kltre sahip kmas gerekir. Evrensel denilen kltr de hakim Bat burjuva kltrdr. "Kalknma" kavram, 1940'larda ortaya atld. Kavram yeni olmakla birlikte, smrgeciliin balangcndan beri geerli zihniyeti ve benzer ierikleri artryordu. Kalknmln kart kalkn-mamlkt. Gelimiler ve azgelimiler vard. Azgelimiler de gelimiler gibi olmalyd... Aslnda sz

konusu olan dinsizin (pai-en) Hristiyanlatrlmas, vahinin uygarlatrlmas, Batl olmayann Batllatrlmas problematiinin yeni koullardaki devamndan baka bir ey deildi. Eskiden uygarlamak, batllamak isteyenler ve bunun olanakllna ve gerekliliine inandrlm olanlar, imdilerde de kalknacaklarna inandrlm durumdadrlar. Btn bu dneme egemen olan yaklam, ikincilerin ne olduuna ve nasl olmalar gerektiine birincilerin (uygar, kalknm, ileri olanlar) karar veriyor olmasdr. stelik bu durum beyz yldr (1492'den beri) devam ediyor. Balangta kurtulu Hristiyanla-maktayd. Daha sonra modernlemekte, batllamakta, imdilerde de kalknmadadr. a atlama, a yakalama, 21. yzyla atlama vb. gibi yenileri de retilmeye devam ediliyor. Batllar kendi d304 ndakileri her zaman "geri" olarak grdler ve onlar deiip kendilerine benzemeleri gerektiine de inandrdlar veya inanmaya zorladlar. Fakat, eliik olan bir durumu da amalar gerekiyordu. Doalarndan kaynaklanan bir gerilie mahkm olan bu halklar, kendiliklerinden batllamazlar, kalknamazlar ve Batlya benze-yemezlerdi.. O halde bu ii smrgecilik, Bat'dan ihra edilen mallar, sermaye, teknoloji, bilim, silahlar vb. gerekletirebilirdi. imdilerde azgelimi lkelerin ibirliki oligarileri ve yozlam yneticileri, yabanc sermayenin gelip lkelerini kalkndracandan hi phe etmiyorlar. nl ngiliz Filizofu John Locke; "Orada (Amerika'da) geni ve hareketli bir lkenin kral, ngiltere'deki bir gndeliki iiden daha kt evde oturur ve daha kt giyinir"^ diyor. Dikkat edilirse, giyim ve barnak asndan Amerikal kral ngiliz gndelikiden daha kt durumda! O halde kraln nce sradan bir ngiliz gndelikisi durumuna getirilmesi gerekiyor.... imdilerde bunun ad, kii bana den GSMH'dir. Azgelimi lkelerin insanlar da ortalama bir Amerikalnnkine eit GSMH dzeyine ulanca kalknma gerekleecek!.. Nihai amac retim iin retim olan, deiim deerinin kullanm deerinin yerine getii kapitalist retim tarz, srekli eitsizlikler ve dengesizlikler retip, bunu derinletirmek durumunda. Zira retimin amac ihtiyalarn tatmin edilmesi deil, kr bir prodktivizm'dir. Baka bir ifade ile, daha ok art-deer, dolaysyla krdr... Azgelimi lkeler, GSMH'larn artrarak gelimiler gibi olacak! Tank, oyuncak ve gazoz retimini on kat artran bir lke ayn oranda yksek GSMH'ye sahip olur. Sz konusu kritere gre de. kii bana gelir ayn oranda artm saylr. (Aritmetik ortalama). Sz konusu lkenin byle bir bymeyi ne pahasna elde ettii dikkate alnmaz. Bu anlamda milli gelir hesaplar neyin retildii, ne pahasna retildii, retimin ekolojik ve sosyal maliyeti ile ilgili deildir. Oysa sz konusu GSMH art yenilenemez doal kaynaklarn tahribi ve gelecek kuaklarn yaamn tehlikeye atarak 305 gerekletirilmi olabilir! Sahip olduu ormanlar hzla kesip ihra eden ve orman rnleri retimini ve ihracatn elli kat artran bir lkenin kii bana geliri de o oranda ykselir... Ormanlar kesilip bittikten sonra, toprak erozyonu, lleme ve kuraklk lkeyi sardnda ve lke yaanamaz hale geldiinde, sz konusu bymenin ne ifade ettii anlalsa da, artk bir anlam ifade etmeyecektir. 30 milyon nfuslu bir lkenin toplam nfusu, onbe-er milyonluk iki metropolde toplandnda (ki kapitalist sre byle bir eilim iermektedir), kentin bir ucunda oturup dier ucunda alan, her gn 100 km. yol kateden ve ie gidip gelmek iin drt saatini harcayan ve ok sayda ulam arac kullanan kii, kulland ulam aralar nedeniyle "gelir yaratr" ve bu gelir de GSMH'y ykseltir. Bu arada evre kirlenmesi, kazalar, grlt vs. de ortaya kar ama, GSMH bakmndan bunun nemi yoktur. Oysa ayn kii orta byklkte bir kentte yaasayd, her gn drt saatini yollarda harcamasayd, iine yryerek gitseydi enerji israf, evre kirlenmesi, yorgunluk ve psikolojik sorunlardan uzak kalrd ama GSMH ve kii bana den ulusal gelir de ayn oranda dk olurdu... Bylesi bir durumda "zengin" olmay m, yoksa "yoksul" olmay m yelerdiniz?1^ ktisat bilimi bu sorunlarla ilgili olmad iin, ekolojik hareketin hakl eletirilerine maruz kalyor. Ekolojik snrlar dikkate alnmad zaman bile, azgelimi lkelerin gelimi lkeler gibi olabilmeleri olanakszdr. Bylesi

bir ey, hiyerarik kapitalist dnya sisteminin yapsna, mantna ve ileyiine ters der. II. Dnya Sava sonrasnn olduka uzun genileme (refah) dneminde bile, gelimi ve azgelimi lkeler arasndaki "zenginlik fark" hzla ald. 1980 sonrasndaysa durum, vahim bir hal ald. Bugn iki milyardan fazla insan (dnya nfusunun % 48'i), yaayabilmek iin dnya gelirinin % 13'nden azna sahip. Oysa, 1950-1980 dneminde yksek oranl bir ekonomik byme sz konusuydu. 1980 sonrasnda azgelimilerin durumu daha da ktle306 ti. Krktan fazla lke 1990'da, 1980 gelir dzeyinin de altna dt. Oysa bugn 1950'dekinin yedi kat retim dzeyine ulalm durumda... Dnya Bankas rakamlarna gre, sz konusu dnemde azgelimi lkeler sanayilemi lkelerden daha yksek oranda GSMH art gerekletirdikleri halde, kii bana gelir art ylda ortalama 7 dolar, sanayilemi lkelerde ise 270 dolar olarak gerekleti... Bilindii gibi bymenin nitelii de nemlidir. Bymenin nitelii dikkate alnmad durumda bile, azgelimi lkeler kii bana yllk 7 dolar artla "gelimi" lkeleri nasl yakalayabilirler? Ne ki, yukarda verilen rakam da aritmetik ortalamadr. Zira, ayn dnemde dnyann en yoksul 500 milyonunun kii bana geliri sadece 73 cent artt... Sanayilemi lkeler ylda % 2.4, azgelimi lkeler de % 2.8 GSMH art saladklarnda, zenginlerin ortalama geliri kii bana 11.430 dolardan 11.704 dolara ykselirken; yoksullarn kii bana ortalama geliri, 260'dan 267'ye ykselebiliyor... Mc Goman ve Kordan'n tahminlerine gre iki yzyl nce yoksullarla zenginler arasndaki zenginlik fark bire birbuuk (1/1,5) iken, bu oran 1960'da bire yirmiye (1/ 20) 1980'de de bire krkalya (1/46) ykseldik 1980 sonrasnda farkn daha hzl aldn sylemeye bile gerek yok. Yine Dnya Bankas rakamlarna gre, en yoksul lkeler 1978'de dnya gelirinin % 5.6'sna sahipken, bu oran 1984'de % 4.56'ya gerilemitir. Azgelimi lkelerin, gelimiler gibi "olabilmeleri" ekololjik bakmdan da olanakszdr. ktisat bilimi, retimin snrsz byyebilecei postulasna dayanr. nl Fransz iktisats Jean-Baptiste Say. "Cours d'Economie politique Pratiques, 1828-I830" adl eserinde, "Doal zenginlikler, tkenmezdirler, ne oaltlabilirler ne de tkenirler, bu yzden ekonomi biliminin konusu deildirler" di307 ye yazyordu. Condorcet de, daha 1770'lerde; "nsan dncesi ne kendi snrlarna ne de doann engellerine taklmadan srekli ilerle-yecek"^ diyordu. Geerli yaklamda asl ama, retimin artmas ve sosyal artn bymesidir. Onca nlen ve hayranlk uyandran burjuva uygarlnn "baars", aslnda biyosferin milyar ylda biriktirdii "sermayenin" ar israi'iyla mmkn olmutur. Bugn bu sre hzla devam etmektedir. Ne ki, tekniki burjuva uygarlnn marklnn ve arlklarnn bedeli, sadece "yoksullar" tarafndan denmekle kalmayacak; bir btn olarak insanln (gezegenin) gelecei tehdit altnda bulunuyor. Zira amac retim ve anlamsz bir prodktivizm olan, ekolojik ve insani boyutu dikkate almayan, neo-liberal iktisat kuramnca da merulatrlan bugnk eilimler ve sreler, hzla gezegeni yaanmaz duruma getiriyor. Azgelimi denilen lkeler de dnyann ayrcalkllar kadar retip onlar kadar tketmeye, onlar kadar yokedip onlar kadar kirletmeye kalkarlarsa durum ne olur? "Dnyann lanetlileri" de, ortalama bir Amerikal kadar tketmeye balarlarsa nasl bir tablo ortaya kar? Bugn dnya nfusunun yaklak % 20'sini oluturan ayrcalkllar (sanayilemi lkeler) dnya kaynaklarnn yaklak % 80'ini kullanyorlar. 1987'de dnya nfusunun bete birinden azn oluturan (747 milyon kii) OECD lkeleri, kii bana 6573 kilo petrole eit enerji tketiyordu. ok dk gelirli lkelerdeki 2 milyar 824 milyon insansa (Hindistan ve in dahil), sadece 297 kg. petrole eit enerji tketebiliyorlard! Ortalama bir Amerikal bir Bengladeli'den 440 kat, Etyopyal'dan da 600 kat fazla enerji tketiyor. 700 milyon insan yeterli beslenemez durumda. Bu insanlarn yeterli beslenebilmeleri iin, 40 milyon ton hububat yeterliyken, zengin lkelerde hayvanlar beslemek iin her yl 540 milyon ton hububat

harcanyor! Amerikallar zayflamak iin her yl be milyar dolar harcyorlar... 1.9 milyar insan sala uygun ime ve kullanma suyundan mahrum. 1988'de dnyada silahlanma amacyla kii bana 200 dolar harcand. Eer her ocuk iin sadece 5 dolar harcansayd, 14 milyon ocuun sradan bulac hastalklardan lmesi nlenebilecekti... Bugn dnyada okuma yazma bilmeyen 880 milyon insan var! 308 Dnya insanlarnn ezici ounluu kapitalist gelimenin ortaya kard yoksulluk ve sefaletle bouurken, "ada Romal'lar" refah iinde ve demokratik bir ortamda yayorlarsa (aslnda sz konusu sosyal formasyonlar gerek anlamda demokratik toplumlar deil, liberal oligarilerdir); bu, "dnyann lanetlileri" refahlarna ortak olmad iindir. Dnya nfusunun yaklak drtte n oluturan "yoksullar" bugnk retim ve tketim dzeyindeyken bile, gezegen, zerinde yaanamaz hale gelmi durumda... Hzla bozulmaya da devam ediyor. Sera etkisi, ozon tabakasnn zayflamas, hayvan ve bitki trlerinin yok olmas, denizlerin, gllerin, rmaklarn ve ime sularnn kirlenmesi, ormanlarn hzl tahribi (yangnlar) ve kesim yznden ve fosil yaktlarn kard karbon gazlarnn neden olduu sera etkisi ve snma, asit yamuru, nkleer tehlike ve nkleer kirlenme, sular giderek azalan byk nehirler (Nil, Missisipi, Ganj, Sar Irmak vb.), sanayi artklarnn neden olduu kirlilik, zehirli artklar, ar kullanlan topraklarn oraklap verimsizlemesi, (her yl 6 milyon hektar verimli arazi lleiyor ve 11 milyon hektar orman yok oluyor), atmosferin snmas, yaam kalitesinin bozulmas, yabanclamann dayanlmaz snrlar zorlamas, aalanan aznlk kltrlerinin hzla tahrip edilmesi vb. imdiden insanln geleceini tehdit ediyor. Dnya nfusunun % 5'ini olutaran ABD, dnya gda retiminin % 35'ini ve dnya enerji retiminin de % 60'n tketiyor. Btn azgelitai lkelerin, ABD'nin dzeyine deilse bile, grece daha az gelimi bir Avrupa lkesinin retim ve tketim dzeyine ulatnda, yarataca sorunlar hayal etmek bile bir kbus olurdu.. Btn inlilerin birer otomobile sahip olmalar halinde, bunun kaynaklar zerindeki basks ve yarataca evre kirlenmesini dnmek bile rperticidir. Yenilenemez doal kaynaklar hzla tketen, evreyi kirleten, gezegeni yaanmaz hale getiren, ekolojik snrlar sz konusu olmadnda bile ar yoksulluk ve safalet reten, Bat burjuva uygarlna dahil olmay, ona benzemeyi, "Batllamay", "adalamay", "kalknmay", "a atlamay", "bilgi an yakalamay", onlar kadar retip onlar kadar tketmeyi, kir309 letmeyi, yok etmeyi amalamal myz? Bu olanakl ve arzulanr bir ey midir? Dnyann geri kalan blmnde de tarmsal retim iin ABD'deki yntemler (ileri teknoloji) uygulansayd, dnyada retilen enerjinin tamamnn sadece gda retiminde harcanlmas gerekecektir ki, byle bir ey olanakszdr. 1970'de ABD'de bir kalorilik besin maddesi retmek iin 9.6 kalorilik fosil kalori harcanyordu. te dillere destan tarmsal verimlilik artnn srr.... ktisat Bilimi: Geerli Eilimleri Merulatrma Arac ktisat biliminin azgelimilik ve kalknma sorunlaryla ilgilenmesi iin, "biimsel bamszlklarn" ortaya kmas gerekti. Neo-Klasik ktisat Kuram'nn bir alt dal olarak II. Sava sonrasnda ortaya kan "kalknma iktisad", kendisini dourann zaaflarn, doal olarak tayordu. Ama, yeni bamszla kavuan lke yneticilerine "akl vermekti"... Neo-klasik iktisat gelenei, klasik ekonomi politie zg byme sorunlaryla bile ilgili deildir. Statik dengenin bozulduu durumlarda, pazar glerinin bu dengeyi yeniden nasl salayaca zerinde durur... Byme ve kalknma gibi sorunlara yabancdr. Zaten bilimsel olmaktan ok ideolojik bir retidir. F.Partant, bu konuda unlar yazyor: "(...) kalknma, fetihlerde ve smrgecilikte geerli olan dnceden esinlenen bir projedir. Ayn karlara hizmet etmekte ve smrgecilik dnemin-dekine benzer sonular dourmaktadr. Bu akl almaz bir yutturmacadr. (Christian Harzo'nun smrcnn uygarlatnc misyonu iin kulland bir kavram kullanmak gerekirse) Ve aldatanlar da aldatmak gibi bir zellie sahiptir."(10) Bir kere klasik ve neo-klasik iktisat kuram, her ekonomik olgunun, zorunlu olarak ekolojik, sosyo-kltrel ve ekonomik olmak zere boyutlu olduu, bunlarn diyalektik bir btn olduu gereini dikkate almyordu. Btnsellii

yakalayamad srece de, klasik ve neo-klasik iktisadn aklayc gc daha batan snr310 lanm oluyordu. Bilindii gibi, klasik ve neo-klasik iktisat kuram geleneinde, temel varsaymlar sz konusudur ki, bunlardan bazlar: mdahale edilmedii srece pazarn tm sorunlar zecei, dolaysyla, ulusal dzeyde olsun, uluslararas planda olsun, pazara mdahalenin sakncal sonular douraca, insanlarn rasyonel yaratklar olduklar ve rasyonel kararlar verdikleri... her ulusun mukayeseli stnl olan mallar retip satmasnn herkesin yararna olduu vb.'dir.. '^ Pazarn, teorinin ileri srd kadar "becerikli" olmad ac deneylerle (1920 - 1930'lu yllarda ve daha nceleri yaanan ykmlarda olduu gibi) ve teorik saptamalarla ortaya kondu. Elbette "rasyonellik" iddias da her zaman tartmaya aktr. Sahip olduu parayla video ve mzik seti satn alan, ama azndaki rk dileri yaptrmay dnmeyen bir adamn "rasyonal" davrandn sylemek olas mdr? Sz konusu adamn bir istisna olduunu da!.. te yandan, geleneksel iktisat kuram ne ulusal snrlarla evrili bir toplumsal btnl (ulusal ekonomi) kucaklar, ne de sermayenin vatan vardr. Geerli ekonomik yaklamda kaynaklarn rasyonel dalm zerinde ok durulur. Neyin kimin iin rasyonel olduu sorusuysa pek sorulmaz... Neo-klasik teorinin aklayc gc snrl olduu gibi, eliik teorik saplantlara da dayanyor. Bugnk haliyle (dn de yleydi), uluslararas sermayenin (ok uluslu irketlerin) hareketine ideolojik destek salamann ve yaplanlar merulatrmann tesinde bir ileve sahip deildir. Siyasal planda "bamszlasalar" da, "gen uluslar" ekonomik, sosyal ve kltrel planda ulusall gerekletiremediler. Dolaysyla ulusal bir ekonomi de sz konusu olamazd. Kulland teknolojiyi retemeyen, Bat-tipi tketim modeline uyum salamay temel ama sayan, ithal ettii teknolojiyle emperyalist metropollerin ihtiyac olan mallan retip ihra eden, ekonominin deiik sektrleri arasnda eklemlenmenin (articulation) bulunmad bir lkede, ulusal ekonomiden deil, yeni smrge ekonomisinden bahsetmek geree daha uygun der. 31] Liberal retiye dayal "kalknma iktisad", bymeyle kalknmay zde sayar. Oysa byme eittir kalknma yaklm inandrc deildir. Hzl byme (GSMH art), geni toplum kesimlerinin yoksullamasyla atba gidebilir. Blgesel ve sosyal dengesizlikleri derinletirebilir, ekolojik sorunlar ortaya karabilir. Genel olarak geerli olan bu durum, i btnl ve tutarll olmayan yeni smrge statsndeki azgelimi lkeler iin daha da geerlidir. Kii bana milli gelir, (aritmetik ortalamadr), bir ekonominin yapsn ve lkede yaayanlarn refah dzeyini yanstmaz. "Kalknma iktisad", azgelimilii ekonomik ve teknik bir gerilik olarak gryordu. Bu durumda sorunun zm de teknik nitelikte olabilirdi... Azgelimi lkeler gelimenin geri aamasnda sayldlar, neo-klasik retiye dayal politikalarla da gelimilere benzeyeceklerine "inandrldlar". Elbette bu srete sz konusu nerilerin kolaylkla benimsenmesi bir tesadf deildir... Smrgeciliin giderek "isel" bir nitelik kazand ve ibirliki yerli oligarilerin emperyalizmin bir uzants haline geldii koullarda, Ba-t'dan ihra edilen "kalkndrc nerilerin" neden tartmasz kabul grdn anlamak zor deildir. Bir kere, neo-klasik teorik yaklamlar azgelimi lkelerin geriliini, bu sosyal formasyonlarn kendi ekonomik, sosyal ve politik geriliinin sonucu olduu grne dayandrnca ve d smr, bamllk, biimsizleme, kimliksizleme, retici temelin zaafa uratlmas gibi nedenler analizin dna atlnca, d destek, d yardm, yabanc sermayeyle kalknabilecekleri gr hakllk kazand. Byle bir yaklam geerli olunca, bir lkenin kalknabilmesi, gelimilere benzemek, onlardan sermaye, teknoloji, bilim, deer yarglar vb. ithal etmekle mmkn olabilirdi! Byle bir srecin devam ettirilmesi ise, artk giderek isellemi smr ve bamllk ilikilerinin son analizde de azgelimiliin derinlemesi anlamna gelirdi. Bu nedenle azgelimi lkeler, Ali Mazrui'nin yazd gibi "Batllatlar", ama "adalaamadlar".*12) 312

Bat tketim ve davran kalplarn daha ok benimsemek hem genelletirilmesi zor bir eydir, hem de bu yolla azgelimi bir lkenin kalknp gerek anlamda ada olmas mmkn deildir. Nitekim, sz konusu srecin sonucunda kk bir aznlk emperyalist lkelerdeki orta snflar bile kskandracak maddi zenginlie kavuurken, geni toplum kesimleri marjinalleti. Toplumsal dengesizlikler daha da derinleti. Toplumu oluturan balar glenecek yerde zayflad. Bamllk, yaamn tm boyutlarn daha ok etkiler oldu... Ne var ki, Batllar tarafndan oluturulan ve azgelimi lkelere nerilen byme modelleri, bu lkelerin kalknma srecinin geri aamalarnda olduklar gr, Rostow'un nl "ktisadi Bymenin Aamalar" teziyle de desteklendi... Ve kalknma sadece teknik boyuta indirgendi... Fakat asl teorik geri plan oluturan nl "Mukayeseli stnlkler Teorisi"ydi Bu teori (ideoloji), ilk defa D.Ricardo tarafndan ortaya atld (1817) gnden beri, iktisat kuramnn belkemiini oluturdu. Zaman zaman baz itirazlar yaplsa da (son zamanlarda dinamik mukayeseli stnlkler vb.), teorinin egemenlii kesindi.... n. Dnya Sava sonrasnda ortaya atlan "kalknma stratejile-ri"nin teorik geri plannda bu teori vard. Elbette egemen paradigmaya soldan itirazlar eksik deildi. Ama, bu "itirazlar" geerli pa-radigmayf daha eitliki bir temele oturtmay amalamak dnda bir orijinallik tamyordu. Ama, yine GSMH art salamakt. Bat tipi retim srelerini ve tketim modelini reddetmeyen, ama ayn sonulara baka yollardan ulamay amalayan sol versiyonun, gerek anlamda alternatif oluturmas olanakl deildi. Sz konusu teoriye gre, her lke mukayeseli stnlne uygun mallar retip satarsa, bu herkesin yararnadr! lgin olan, o zamana kadar iktisat biliminin azgelimilik ve kalknma sorunlaryla hi ilgilenmemi olmasdr! Zira o zamana kadar "dnyann lanetlilerinin" byle bir talebi olmamt... 313 Sadece Batllarn her eyi belirledii dnemde (bu durum bugnde byk lde geerlidir) herhangi bir sorun ortaya kmamt. Azgelimiler, biz de varz deyip, dnya sahnesine knca, Batllarn zenginliinin her yerde tekrarlanamayaca anlalmaya baland... Smrye dayal, srekli eitsizlikler ve dengesizlikler retip derinletiren hiyerarik bir dnya sisteminde, birilerinin kayb bakalarnn kazanc anlamna geliyor... Ne ki, teori baka dili konuuyordu. Her lkenin kalknabilmesi iin mukayeseli stnl olan alanlarda uzmanlamasnn gereklilii zerinde duruluyordu... Aslnda 1950 ve 1960'l yllarda azgelimi lkelere mukayeseli stnlkler teorisini esas alan kalknma stratejileri nermek, bunlara azgelimilie raz olun demekle zdeti... "Mukayeseli stnlk" denilenler, sanayi devrimi sonrasnda tmyle sanayilemi lkelere kaymt. Bu sre sonucunda Ricardo'nun arap reterek (mukayeseli stnl araptayd), mukayeseli stnlk salayacan ileri srd Fortekiz, mukayeseli stnl sanayide (tekstil) olan kendi lkesi ngiltere'nin ekonomik diplomatik bir yar-smrgesi durumuna gelmiti. eliik bir ekilde, teorik olarak var olduu saylan stnlk, kendisi de bir imparatorluk olan Portekiz'in baml bir lke konumuna gelmesi ile sonulanmt... Aslnda yoksul lkelere, mukayeseli stnlklere uyum salayn demek, dnya sistemi iindeki konn- ...uza raz olun demekti... Ama neri bilimsel teoriye davanyordu... nsanln ezici ounluu iin bir smr ve bask arac durumundaki modern bilim ve teknolojinin prestijinin srekli artmas ilgintir... Yenilenemez doal kaynaklar hzla yok ederek, insanln ve tm canllarn varln ve geleceini tehdit eden bilimsel ve teknolojik ilerlemeye dayal burjuva uygarl neden hl hayranlk uyandrabiliyor? Smr ve basknn bir arac olan bilim ve teknoloji, hem emperyalist Bat'ya dnyann zenginliine el koyma olana verdii iin Batlalarca itiraz edilmiyor, hem de azgelimi lkelerdeki i314 birliki oligariler ve onlarn evresi smrden pay alabiliyorlar. Aldklar bu pay karlnda kendi halklarna zulmederek, bask ve devlet terrn srekli gndemde tutarak, eski smrgeci yneticilerin uyguladklar basky bile geride brakyorlar. stelik bunu "ulusallk", "ulusal kar", "ulusal gvenlik", "birlik beraberlik" gibi kavramlarn gerisine gizlenerek yapyorlar.

Bu anlamda bir dnrn dedii gibi; "halklarn kendi kaderlerini tayin hakk, bu lkeleri yneten oligarilerin kendi halklarn boazlama hakkna dnm" bulunuyor... 1960'larn bandan beri kalknma on yl geride kald halde, sanayilemi ve azgelimi lkeler arasndaki eitsizlik giderek byd. Geri plannda mukayeseli stnlkler teorisinin bulunduu "kalknma stratejileri", zenginleri daha zengin, yoksullar da daha yoksul yapmay baard... Balangta, sz konusu teoriye gre, buday ve pamuk retiminde mukayeseli stnle "sahip olan" bir lke ile, kuma ve bisiklet retiminde stnle sahip dier lke arasndaki ticaretten birinci lke srekli zararl kar. Deiim hadleri her seferinde yksek katma deerli mallar reten ikinci lke lehine iliyecektir. O kadar ki, belirli bir eikten sonra, birinci lke, ticareti devam ettirebilmek iin, ikinciden baz girdileri de satn almak zorunda kalr. Deiim hadlerinin srekli bozulmas karsnda ortaya kan kayplar dnleyebilmek iin her seferinde daha ok retip satmak zorunda kalacaktr. Bugn azgelimi lkelerin iine srklendikleri kmaz ite budur... stelik bu sre sefaleti derinletirmekle kalmyor, doann tahribine de ivme kazandryor. Paradoksal olarak, yoksulluk doa zerindeki basky artryor/13) Sz konusu teorinin, Trkiye gibi azgelimi lkeler iin ifade ettii anlam ksaca udur: Bir kere teori, glnn lehine olarak stnl nce donduruyor, sonra da derinletiriyor. Teknolojik dzeyi geri olan lkede (tarm rnleri ve maden ihra eden) teknolojik gelimeyi lke gndeminin dna atyor. retimi kalknmann hedefi haline getirerek, amalarla aralarn yer deitirmesine ne315 den oluyor. Sonuta, retim, amacn yitiriyor. Nihayet teori, birinin stnln herkesin stnl gibi gsteriyor. Doal kauuk retip ihra eden lkelerden biri, bir gn yapay kauuk retmeyi baardnda, dierlerinin doal kauuk retimini deersizletirdi-inde ve onbinlerce insan isiz braktnda, bu kimin avantajdr ve yarar nerededir? Bugn mikro elektroniin tekstil ve konfeksiyon alannda yaygn bir biimde uygulanmaya balamasyla, tam otomasyonun bu alana giriiyle, azgelimi lkelerin (ve Trkiye'nin) sahip olduu varsaylan mukayeseli stnl ortadan kalkm durumdadr... Bugn azgelimi lkelerdeki aln gerisinde mukayeseli stnlkler teorisine dayal "uzmanlama" yatmaktadr. Dolaysyla sz konusu lkeler, doal nedenlerden dolay deil, beeri nedenlerden dolay ala mahkm edilmilerdir... Nitekim, Batllar istedii iin kahve, kakao vb. retiliyor ama, bu rnlerin srekli fat erazyonuna uramas sonucu (ticaret hadlerinin bozulmas) ihtiyalar kadar buday, pirin vb. ithal edemez duruma geliyorlar. Richard Lombardinin yazdna gre, "1970'lerin sonunda nc Dnya lkeleri (petrol dndaki) 12 temel maln ihracndan 30 milyar dolar salyorlard. Bu temel mallar, sanayilemi lkelerde dnme uratldktan sonra 200 milyar dolara satlyordu! Bir tablet ikolatada kakaonun pay para-kende sat fatnn % 10'unu gemiyordu.'^14* Lombardi'nin yazd gibi, gerek mukayeseli stnlk, u ya da bu malla, u ya da bu lkeyle ilgili deil, btnyle bir rgtlenme sorunudur. Ve tm stnlkler Bat'nn sanayilemi lkelerinde toplanm durumdadr... Teknoloji, ulam, iletiim, finans, sigortaclk, datm vb. alanlarda stnle sahip olanlar, tm alanlarda stnlk salam durumdadrlar../15* IMF ve Dnya Bankas'nn neo-liberal topyaya dayal iktisat politikas nerilerine kle sadakatiyel bal Trk iktisatlarnn hl Trkiye'nin mukayeseli stnlnn hangi mallarda olduu316 nu aratrmalar garip deil mi? deolojik klelik o kadar kkl ki, sonuta aldatan da aldatr duruma geliyor... kinci Dnya Sava sonras dnemde, emperyalist smrnn merulatrlp srdrlmesinde, iktisat biliminin rol bykt. Azgelimi lkelerin ynetici oligarileri, Bat'dan gelen her eye olduu gibi, onun "bilimine" ve "kalknma reetelerine" de bir kle sadakatiyle sarldlar. "Azgelimi", "geri kalm" vb. gibi kavramlarn yerine de, "kalknmakta olan lkeler" kavram konularak, sevimsiz grnt de ortadan kaldrld... Bylece Batyla olan farkllk artk bir "kalite" fark deil, bir "kantite" farkna indirgenmi oluyordu... Bu

aamadan sonra Batllar, kalknma kavramn yeni dnemin eitsiz ilikilerini srdrmede bir ama olarak kullanabilirdi... Kalknma teorilerinin ve stratejilerinin boy gsterdii 1950'li yllardan bu yana yaklak krk yl geti. Ve " kalknma 10 yl" da geride kald halde, dnyann zenginliine yine eski smrge-ci-emperyalist lkeler el koyuyorlar. Sz konusu teori ve stratejiler de giderek balkondaki seyirciyi oyalama gcn yitiriyor... Bugnk egemen ilikiler ortamnda, herhangi bir maln retilmesinin koulu, o lke insanlarnn ihtiyalarndan tamamiyle bamszdr. Uluslararas planda rekabeti olmayan hibir eyin retilmesi sz konusu deildir. Her eyi uluslararas pazar mekanizmalar belirtiyor. Belirli snrlar iinde azgelimi lkelerin yoksulluu, sanayilemi lkelerin zenginliinden kaynaklanyor. Zaten azgelimilik olgusu, bu lkelerin kapitalizmin etkisi altna girmelerinin sonucunda ortaya km bir sretir. Batllar beyz yldr, dnyann geri kalan blmn sonu olmayan bir yolda ilerlemeye zorladlar. Misyonerlerin ve smrgeci yneticilerin yerini imdilerde "bilim adamlar" alm durumda. Bu konuda F.Partant unlar yazyor: "Tm azgelimi lkelerin sanayilemi lkeler gibi kalknabilecekleri ve kalknmalar gerektii dnceleri, niversitelerde okutulduu haliyle ekonomi bilimi tarafndan da srdrlyor. Bu 317 bilim, szm ona nc Dnya'y kmaz bir yolda ilerlemeye tevik ederek Bat'y rk, merkezcilikte rahatlatyor. Bu nedenden tr harekete geirdii tm inanalar ve tm eliik teoriler apak bir ekilde Bat ideolojisinin bir paras olduunu ortaya koyu-yor."(i6) Bat'dan ithal edilen iktisat kuramnn, Trkiye'nin (ve benzer durumdaki lkelerin) gereini ne aklama yetenei vardr, ne de yle bir istee sahiptir. Sz konusu kurama dayal politikalar da azgelimilii yeniden retmeye yarar. Bu nedenle, Bat'dan ithal edilen ve asl ilevi ideolojik olan, ama bilimsellik grnts altnda yerli ve uluslararas sermayenin karlarn gerekletirmek gibi bir misyonu olan sz konusu retinin, katksz bir eletirisini yapmamz gerekiyor. Nitekim, Trke szl hafif mzik ne kadar bize aitse, Trke szl iktisat kuram da o kadar bize aittir. Son yllarda Batllar baarl rencileriyle vnyorlar ve tm azgelimi lkeleri, mevcut uluslararas g dengeleri ve ilikiler ortamnda kalknabileceklerine inandrmak iin "Yeni Sanayi lkeleri" ya da "Asya'nn 4 Kaplan" denilen Hong Kong, Singapur, Tayvan ve G.Kore'yi rnek gsteriyorlar^17' Bu lkeler dierleri iin rnek oluturamazlar. Bilindii gibi, sz konusu lkelerin baars ihracata dayanyor. Gerisinde de okuluslu irketler var. okuluslu irketlerin bu blgede younlamasnn da zel nedenleri vard. Zaten bunlardan ikisi ehir-devlettir, dier ikisi ise zel koullarda da alma stratejisi uyguladlar. Burada, sz konusu baarnn anlam, ne pahasna ve nasl gerekletiinin tahliline gir-miyeceiz. Sadece iki hatrlatma yapmak yeterlidir. Bu lkelerde (Gney Kore ve Tayvan) askeri diktatrlkler geerliydi. Gney Kore'de 1987'de bile haftalk alma sresi 53 saatti. i sendikalar pratikte mevcut deildi, i kazalarnda dnyada ilk sralarda yer alyordu. Ucuz ii cennetiydi. 1987'de 48 milyar dolar d borcu vard... Tayvan'daysa. skynetim 1987'de son buldu. 1987 ncesi 38 yl boyunca skynetimle "idare edildi." 318 Fakat asl nemli olan yukarda sylenenler deildir. Korumacln ve tarife d snrlamalarn sz konusu olduu bir dnyada, tm azgelimi lkelerin "yeni sanayi lkeleri" kadar ihracat yapmalar olanakl mdr? IMF rakamlarna gre, 1987'de Gney Kore kii bana 1120 dolar, Hong Kong 8650 dolar. Singapur da 11 bin dolar deerinde ihracat yapt. Eer, 171 milyon nfuslu Endonezya 'da kii bana Singapur dzeyinde ihracat yapsayd, bu tm dnya ihracatnn % 75'ine eit olurdu... Dnyann en byk ihracatlarndan F.AImanya'nn bile dnya ticaretinde sadece % 12'lik bir paya sahip olduu dnlrse, "Asya'nn 4 Kaplan"nn ihracat baarsnn dierleri iin bir rnek oluturmasnn olanakszl anlalr/18' Son dnemde, bilimsel yarn dnda kalrsak sonumuzun kt olacana ilikin bir "korku" yaylyor. Bireysel dzeyde "ke dnme" ideolojisinin ulusal planda

bir benzeri uydurulmu durumda: Bu, "bilgi an yakalamak", "21. yzyla atlamak" vb. biimde ifade ediliyor. Bu yakalama operasyonuyla sylenmek istenen, "10 yl sonra dnyann zenginliine ortak olacamz!", "son bir zor on ylmzn kald" gibi hezeyanlar ve kuruntular artryor. Aslnda 200 yldr anlatlan hep ayn masal!.. "Her sz her a-za yakmaz" denir. Bugnk yneticilere zaten bilimsel kayglar pek yakmyor. Asla yle bir amalar olmad da kesin... Bugne kadar a, yakalamak, modern mallara. Bat'nn rettii mallara sahip olmak olarak anlald. Bu anlamda a yakaladmz dorudur. Modern nallarsa. "bizim yarn ihtiyacmz olan deil, dn Bat'nn rettiidir!..."^9' Eer adalk Bal teknolojisinin ve biliminin rnlerine sahip olmaksa, toplumun tm kesimlerinin bu anlamda "ada" olmas olanakszdr. Eer modern bilim ve teknolojiye sahip olmaksa, bu da samadr. Nitekim, liberal (kapitalist) ve brokratik (sosyalist) oligarilerin karna retilen ve amac daha fazla sosyal artk olan bir sistemde modern bilim ve teknoloji, insanln geleceini tehli319 keye atm durumdadr. "Bugn yaayan en parlak aratrmac da dahil, kimse bilimin bizi nereye srklediini gerekten bilmi-yor."(20) Bize gre, "ada toplum"; kimyasal-biyolojik silahlara, F. 16'lara, nkleer fzelere, otoyollara, uzaktan kumanda aletine, Co-ca-cola'ya, robotlara vb. sahip olan deil; kendisi hakknda dnme yeteneine sahipolan, bugnn ve geleceini tasarlayabilen toplumdur. Bunun da birinci koulu, Avrupa-merkezli dnya grnn, bilim ve teknolojinin ilevi hakknda dnce aklna ulamaktr. Baka bir anlatmla, ideolojikklelii amaktr. Bunu gerekletirmenin yolu da, bilimin pasif tketicisi olmaktan kp, bilim reticisi durumuna gelmektir... Ama, Bat'da yaplandan farkl biimde ve farkl amalariin... Kapitalist srelerin srekli yeni sorunlar ortaya kard, zmszln de giderek byd koullarda, toplumda iki ynde tepki ortaya kyor: Bunlardan birincisi, gemiin yceltilmesi, "altn aa dnme", "anl gemie snma" vb.dir; ikincisi de, Bat'y yakalayacamz ve yakalamamz gerektii ynndeki sama inantr. Bunlardan birincisi ounlukla dinci guruplarn, rk, sven, ar milliyeti unsurlarn kltr milliyetiliini yceltmeleri biiminde ortaya kyor. Nedense, kltr milliyetiliini yceltenler, emperyalist smrden hi sz etmiyorlar!.. Pazar ekonomisinin erdemleri konusunda da suskunlar!.. Kltr milliyetiliinin yceltilmesi, bir eyi olmad yerde aramaktr. Zira tarihte geriye dn yoktur. stelik arzulanan bir ey de olmamaldr. Bugnn sorunlarn dne ait yntemlerle zmek mmkn olmad gibi, elli yandaki adama sekiz yandaki ocuun elbisesini giydirmek de mmkn deildir. Son tahlilde, kltr milliyetilii mevcut te-zahrleriyle emperyalizmin ve yerli oligarinin ekmeine ya srmek gibi bir ileve sahiptir. kincilere gelince, bunlar da, dillerine neyi dolarlarsa dolasn-lar... lke zenginliine el koyan, emperyalist smrden pay alan 320 Batc aznlk ve evresidir. Bat bilim ve teknolojisine hayrandrlar. Zira ondan kar salyorlar ve rnlerine sahiptirler... Bu yzden, "Bat'dan gelen her ey iyidir" sloganna sk skya sarlrlar. Bu koullarda Bat gibi olma problematiini terk etmek, olanaklar lsnde de Bat'y "baka trl olmaya" zorlamak gerekiyor... Artk insanln geleceini temsil etme "ayrcalnn" Bat'nn elinden alnmas gerekiyor... Eer homo sapiens gerekten adna lyk olduunu kantlamaya niyetliyse, ncelikle insanl hzla felakete srkleyen bilim ve teknolojiyi, "ayrcalkllarn" elinden alarak, yeniden biimlendirmesi ve ynlendirmesi gerekiyor. Bilim ve teknoloji dmanl kadar, ar bilim ve teknoloji hayranlnn ve fetiizminin de tehlikeli olabileceinin bilincine varmak ve bu ynde harekete gemek gerekiyor. Herhangi bir yere termik santral m kurulmas, yoksa fidanlk m yaplmasna yre halk deil de, "uzmanlar" ve "bilim adamlar" karar verdii srece, bilim ve teknolojinin bir bask ve smr arac olarak kullanlmasnn nne geilemez. Ne ki, sanayilemi lkelerde

liberal, azgelimi lkelerde de ibirliki oligarilerin iktidarna son verilmedike, zmszlk devam etmek durumundadr... 321 REFERANSLAR 1. BLM (1) Francois Partant, Kalknmann Sonu, Bir Alternatif mi Douyor ev. Fikret Bakaya, Birey ve Toplum Yay. Ankara. 1985 s. 41 (2) Bkz. ktisat Dergisi, dris Kkmer'in Ansna Armaan, Eyll 1987, s. 274. (3) C. Meri. Kltrden frfana, tken Yaynlan s. 387 2. BLM (1) Bu konuda bkz: I. H. Uzunarl; Osmanl Devletinin tlmiyye Tekilat, TTK Basmevi, Ankara, 1965. (2) G. Konrad, I. Szelenyi, La Marche lu pouvoir des Intellectuels, Le cos des pays de L'Est, aux Editions du Seuil. Paris, 1979. (3) Kur-an' Kerim, Yusuf Suresi 55. Ayet: "Biz ite, bylece Yusuf u o yere yerletirdik, ona ryalarn nasl yorumlanacan rettik." Ayrca, Yusuf Suresi, 21. Ayet. (4) Pascal Ory- Jean-Franois Sirinelli, Les Intellectuels en France de L' Affaire Dreyfus a nos Jours, Armand Colin, Paris, 1986. (5) "Aydnlarn Grevi ve Sorumluluu", s. 112, "The Commitment of the Intellectuals", Monthly Review March. 1988. (6) Ziya Gkalp, Makaleler, Hazrlayan Ferit Ragp Tuncer, Kltr Bakanl Yaynlar, No: 284, s. 45. (7) S. H. Paa; Buhranlarm:, Tercman Yay. s. 118. (8) Yaln Kk Aydn zerine Tezler, 1830-1980, Tekin Yaynevi, 1984. 323 (9) Aydnlar ve Toplum, an Yaynlan, istanbul 1967, s. 25-26 (10) Dzenin Yabanclamas, s. 60 (11) Cemil Meri, Bu lke, s. 47-48 (12) "Batllama", Cumhuriyet Dnemi Trkiye Ansiklopedisi, s. 236. (13) Hasan Rza Soyak, Atatrkten Hatralar, Cilt II. s. 165 vd. stanbul 1973. (14) Bu konuda bkz: L. Trotsky; Edebiyat ve Devrim. (15) Bkz. Fikret Bakaya; "Bayla Yryen Ayayla Dnen Trk Aydn", Yeni Gndem, 16-30 Nisan 1985 (16) Nutuk, 8. Bask, s. 690-691 (17) Bkz: Hooshang Amirahmadi, "The Non-Capitalist Way of Development", Review of Radical Politicial Economics, vol. 9, No: 1/ 1987, s. 22-42 (18) Joseph A. Woolcock, "Politics, Ideology and Hegemony in Gramsci's Theory'in "Social and Economic Studies, Volume 34, No: 3,1985. (19) Serif Mardin; Jn Trklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908, Toplu eserler I., letiim Yaynlan, 1983. (20) "27Mays tnklab'nn Sebepleri ve Olusu", Milli Eitim Basmevi, stanbul 1960, s. 17. (21) S. H. Paa a. g. e Buhranlarmz, Tercman Yaynlan. (22) ktisat Dergisi, Eyll 1987 s. 50. 3. BLM (1) L. Kugelman'a 27 Temmuz 1871 tarihli mektup. (2) Rus Devrimi zerine Bir Sylev'in Bolschevisme Contre Stalinisme, s. 64. (3) a.g.e., s. 65 (4) S. Selek a. g. e. Anadolu ihtilali, Cilt 1, s. 186. (5) alar Keyder, Trkiye'de Devlet ve Snflar, letiim Yay., 1st, 1989, s. 61. 324 (6) Milliyet Gazetesi, 29 Ekim 1973. (7) Scheidemann, in "Milli Mcadele" Srekli Devrim , Say 3, Ekim 1978, s. 34. (8) . Keyder., a.g.e., s. 63 (9) Kazm Karabekir stiklal Harbimiz, s. 19-20. (10) a.g.e., s. 24 (11) a.g.e., s. 23

(12) Aktaran A. Dilipak, Bir Baka Adan Kemalizm, Beyan Yaynlan, 1988, s. 435. (13) Frey, The Turkish Political Elite, s. 40-42. Altn biz izdik. (F.B.) (14) Anadolu ihtilali, Cilt II., s., 397. (15) D. Avcolu a. g. e. Milli Kurtulu Tarihi, s., 1231 (16) Nora eni, Emperyalist Sistemde Kontrol Sanayii ve Ereli Demir-etik., Birikim Yay., 1978, s. 34-35. (17) Nutuk, Cilt I., s. 8. (18) "Devletilik ve Gnmzdeki Sonular." Atatrk Dneminin Ekonomik ve Toplumsal sorunlar 1923-1938. ktisadi ve Ticari ilimler Akademisi Mezunlar Demei Yay. 1977, s. 145. (19) 27 Mays ve Yn Hareketi, s. 145. (20) Hikmet Kvlcml, Trkiye'de Kapitalizmin Gelimesi. (21) .Keyder, a. g. e., s. 67. (22) Sabahattin Selek, Anadolu htilali, Ct I. s. 113. (23) S. Selek, a.g.e., s. 383. (24) Doan Avcolu, Milli Kurtulu Tarihil838'den 1995'e, Tekin Yay. istanbul 1977, s. 21 (25) D.Avcolu, a.g.e., s. 22. (26) D. Avcolu, a.g.e., s. 24. 325 (27) Ulu idemir, Heyet-i Temsiliye Tutanaklar, TTK. Yayn, Ankara 1975, s. 132. (28) a.g.e., s. 133. (29) a.g.e., s. 133. (30) 17 Kasm 1918 sayl Minber Gazetesi, Aktaran D. Avcolu, Milli Kurtulu Tarihi,*. 122. (31) Bkz. D. Avcolu, a. g. e. s. 121. (32) Erik Jan Zrcher; Milli Mcadelede tttilatlk. Balam Yay. 1987, s. 194. (33) S. Selek, a.g.e. (34) Kuvay- Milliye Ruhu, a.g.e., s. 30 (35) D. Avcolu, a.g.e. (36) Atatrk'n Sylev ve Demeleri. C. 1 s. 190-102,1st 1945. (37) Doan Avcolu, a. g. e. s. 75. (38) Doan Avcolu, a. g. e. c. I., s. 89. (39) M. Kemal ve Ghandi'den Milliyet Yaynlan 1972'den Aktaran D. Avcolu, Milli Kurtulu Tarihi, a.g.e., s. 88. (40) . Keyder, a.g.e., s. 67. (41) Mim* Cilt I, s. 16 (42) Nurdoan Tasalan, Ege'de Kurtulu Sava Balarken, s. 36. (43) S. Selek a. g. e., (44) a. g. e. (45)a.g.e. (46) Andre Clot, Muhteem Sleyman, Milliyet Yaynlan, 1st., 1987., s. 54. (47) S. Selek a. g. e (48) Atatrk Devrimi Sosyolojisi, s. 101-102, Altn Biz izdik (F.B.) 326 (49) Bkz. Ihlan zer, Trk Vergi Sisteminin... (50) Cumhuriyet'in 50. Ylnda Ormanclmz, Orman Bakanl, s. 53. (51) a.g.e., (52) a.g.e., s. 55. (53) Y. Kk Trkiye zerine Tezler, 1908-1978 Tekin Yaynevi, s. 20-21. (54) Bkz, Mete Tuncay, Trkiye'de Sol Akmlar, 1908-1925, 3.Basm, Bilgi Yaynevi Ankara 1978, s.282. (55) M. Gololu, Cumhuriyet'e Doru, s. 15. (56) a.g.e. 4.BLM (1) H. Kvlcml ihtiyat Kuvvet: Milliyet (ark), Yol Yaynlar 1.1st. 1979 s. (2) Bkz. Erbil Tualp, Eyll mparatorluu, Douu ve Ykselii, Bilgi Yaynlar 3. Bask 1988 s. 265. (3) K.Kautsky'e 7.11.1882 tarihli mektuptan.

(4) LTrosky'den aktaran E. Mandel. Partisans, Mays Austos 1971, Say 59-60 s. 53 .*. (5) 20.7.1930 Tarihli Cumhuriyet Gazetesinden nakleden H. Kvlcml htiyat Kuvvet: Milliyet (ark), a.g.e.. s, 200-201 (6) a.g.e., s. 200 (7) Kendal Nezan, in Les Kurdes el Le Kurdistan, F. Maspero. Paris 1978 s. 128 (8) Ali Kemal. Erzincan 1932. (9) Jawahanlal L. Nehru. Glimps of World History, Allahahad 1935 T. 2. s. 1108. (10) H. Kvlcml: //itiyat Kuvvet: Millivet (ark), Yol Yaynlar No:l istanbul, 1979 s. 26. 327 (11) Bkz. V. I. Lenin, Collected Works... (12) Kasmlo'dan alnt, in Macid R. Cafer, Azgelimilik iinde Geri Braktrlmtk, Yntem, 1979. s. 246. (13) M. erif Fuat: Dou tileri ve Varto Tarihi, nsz, MEB.Yay. (14) Aktaran Macid R. Cafer, Azgelimilik iinde Geri Braktrlmtk Yntem, stanbul 1979. s. 223. (15) H. Arfa, The Kurds, A Historical and Political Study, London 1966'dan aktaran, Macid R. Cafer, a.g.e. s. 225. (16) in Les Kurdes et le Kurdistan. Le/Mouvement National Krde., s. 38. (17) Macid R. Cafer, Azgelimilik iinde Geri Braktrlmtk, a.g.e., s. 22 (18) Detis de la Croix, en 1675. Relations de Douri Efendi, Paris 1810 s.95 in Chris Kutscchera, Le Mouvement National Krde, Flammarion. Paris 1979 s. 13. (19) a.g.e., s. 15 (20) Chris Kutcheera, a.g.e., s. 15 (21) Chris Kutchera, a.g.e., s. 42 (22) a.g.e., s.40 (23) Kogiri Halk Hareken, Komal Yay., s. 41 (24) Bkz. Nutuk. III. Cilt. 1919-1927 Belgeler, Belge No: 68. s. 40 (25) Macid R. Cafer "Azgelimilik inde Geri Braklmtk." Yntem, 1979 s. 238239. (26) Weilson Hawell: The Soviet Union and the Kurds, a Study of a National Minority, There University of Virginia, in Chris Kurtchera a.g.e. (27) Intemational Press Korrespender. 1925, Say 39. s. 587. (28) Kasmlo'dan aktaran Macid R. Cafer, a.g.e., s. 239 (29) H. Kvlcml (ark), a.g.e., s. 148. (30) Hareketin nitelii ile ilgili olarak bkz; Kendal Kurdistan de Turque, in les Kurdes et le Kurdistan, a.g.e., s.96 328 (31) Hikmet Kvlcml, a.g.e., (32) Macid. R. Cafer, a.g.e. s.242 (33) Chris Kutschera, a.g.e., s. 0.373. (34) Macid R. Cafer: a.g.e. s. 242 (35) Macid R. Cafer, a.g.e. s. 245 (36) Nutuk Cilt II. s. 50 5.BLM (1) Bu konuda bkz. F. Clandin, La Crise du Mouvement Communste: du Komintern au kominform, s.246. (2) F. Clandin a.g.e., s. 248. (3) a.g.e, s. 248 (4) a.g.e., s. 249. (5) a.g.e., s. 245. (6) a.g.e., s. 249. (7) Endonezya'nnjHollanda'nn bir smrgesi olduu hatrlanmaldr. (8) ///. Enternasyonal 1919-1943. Belgeler, s. 55. (9) a.g.e., s. 56. (10) Bkz., Bilan et Perspectives, Ed. de Minuit, 1969 (11) Mete Tuncay, a.g.e., s. 258.

(12) Bulletin of the IV th Congress of the Communist International, Say 20 Moskova, Kasm 1922 Editi on La Breche Tamer, I. Paris, 1979 (13) Pierre Frank, Histoire de L'Intemational Communist, (1919-1943) 329 (14) Moskova Hatralar, s. 200. (15) Atatrk Milliyetilii, Resmi deoloji D Bir nceleme, Dost Kitabevi, Ankara, 1988, s. 124. (16) Smrge ve yan-smrge lkelerdeki devrim sorunuyla ilgili olarak bkz: Pierre Frank, a.g.e ss (17) Aktaran Yaln Kk Trkiye zerine Tezler, s. 136. (18) Stefanos Yerasimos, Trk Sovyet ilikileri, Gzlem Yay. s. 234-236. (19) A. History of Soviet Russia, The Bolshevik Revolution 1917-1923 , cilt I, London 1966, s. 269'dan aktaran Y. Kk, Trkiye zerine Tezler II. s. 131. (20) Bkz. Chris Kurtchera, a.g.e. (21) E.H. Carr. a.g.e., Kk II. s. 132-133. (22) S.L. Meray, Lozan Bar Konferans, Takm II., cilt. I., Kitap I., s. 151152. (23) E.H. Carr. The Bolshovik Revolution s. 477. Nakleden D. Avcolu Milli Kurtulu Tarihi II. s. 712713. (24) ///. Enternasyonaldan Belgeler, s. 48. (25) F. Clandin. a.g.e., s. 265. (26) a.g.e., s. 266. 6.BOLUM (1) Abdi pekiden Aktaran A. Dilipak, Bir Baka Adan Kemalizm ,Beyan Yay. 1988. s. 387. (2) Aka Gndz, Hakimiyeti Milliye, 4.1.1934. (3) Betin. 1956. (4) H. Bedri Ynetken'in Bir Baka Adan Kemalizm a.g.e., s. 404. (5) K. Marx "Parlamentodaki basn zgrl tartmalar" Marx-Engels, Dnceler, Aforizmalar, Sosyalizm Sorunlar No: 1 Yeni Dnya Yay. 1st. 1975. 330 (6) Yanm Ay. Say 11. Is kinci Terin 1938. (7) N. Tevfik, 12.13.15 kinci Terin 1938. (8) Atatrk. Byk efin; Hususi - Askeri - Siyas Hayat, lke Basmevi stanbul, 1938 (9) Trkiye Cumhuriyeti ve Haliki G.M. Kemal, Akam Matbaas, 1933. (10) Dnceler, Aforizmalar, a.g.e. (11) Manksist Dncenin Temel Meseleleri, s. 304. Alt yazarn kendisi tarafndan izilmitir. (12) GV. Plekhanov, a.g.e., s.307. Altn biz izdik. (13) a.g.e., s.314. (14) a.g.e., s. 305. (15) Kahramanlar, RN. Gntekin evirisi, Aka Kitabevi, 1st., 19 s.43. (16) a.g.e., s.58. (17) Isaac Deutscher, Troki, Kovulan Sosyalist, s. 292. (18) Taine, ingiliz Edebiyat Tarihi, Paris 1963, c.II s. 4. (19) Selected Correspondance, Moscow, I975, s. 248. (20) La Revolution Trahie, in de la Revolution, Les Editions de Minuit s. 500 Altn biz izdik. (21) Histoire de la Revolution Russe 1. Sevil, 1950 s. 374-375. (22) M. E. Bozkurt, Atatrk htilali s. 158-159. (23) a.g.e., s. 48. (24) E.Z. Karal, Atatrk'ten Dnceler, Ankara, 1956. s.41. (25) a.g.e., (26)a.g.e., s. 132. (27) Trkiye'de Kapitalizmin gelimesi, s. 186. 331 (28) M.E. Bozkurt, a.g.e., s. 136-137. (29) a.g.e., (30) M.E. Bozkurt, a.g.e s. 136-137.

(31) Bkz. Istanbul 1943. s.15. (32) Cemal Granda, a.g.e., s. 273. (33) Trkiye'de Kapitalizmin Gelimesi, s.192-193. (34) Kemalist Devrim deolojisi, s.337. (S) Nutuk., Cilt I. s3\. (36) Trk Kurtulup Tarihi, s.709. (37) Understanding History, s. 73. (38) Playboy, Austos, Fidel Castro tie Sylei, 1985. (39) Atatrk htilali, a.g.e., .191. (40) Milli Mcadelede ttihatlk ihtilalcilik, Balam, 1st. 1987 s.301. (41) Afet nan'dan aktaran Kemal Anburun, Atatrk'ten Anlar, i BankasYay^ 1969, s.317. (42) Ziya Gkalp, Kemalizm ve Trkiye'de Korporatizm. letiim Yay., s.l 18. (43) Hrriyet, 3 Mays 1969, etin Yetkin'den alnt, Milliyet Sanat ,Yeni Dizi, 2 Mart 1980. (44) Le Kemalisme, Librarie Felix Alcan, Paris, 1937. (45) Qu'est-le Que le developpement. Ed. Maspero, Paris, 1973, s.36. 7. BLM (1) ismail Beiki, CHF Tz ve Krt Sorunu, s. 200. (2) Montaigne, Denemeler, ev. Sabahattin Eybolu, Gr Yay., 1970, s. 26. 332 (3) L. Trotsky, Faizme Kars Mcadele, Kz Yay., s. 349. (4) L. Trotsky, a.g.e., s. 345. (5) Sol Yaynlar. s. 68-69. (6) in Bolchevisme Contre Stalinisme, s. 117. (7) in, Bolchevisme Contre Stalinisme, Editions de La Taupe Rouge, No: 9, s. 117. (8) M. Gololu, Trkiye Cumhuriyeti, s. 97. (9) Soyadn ilk defa nerede kulland: 8 Kasm 1934'te Smerbank tarafndan alan bir serginin hatra defterine yazd yazda kullanmtr. 19 gn sonra da Soyad yasas kmtr. Bkz. Bilinmeyen Ynleriyle Atatrk, S. Borak, s. 116. (10) Metin Heper, Brokratik Ynetim Gelenei, ODT Yay., Ankara, 1974, s. 104. (11) . Keyder, a.g.e., s. 65. (12) "Drdnc Kurultay Mnasebetiyle" in T. Parla, a.g.e., s. 121. (13) F.R. Atay ankaya, s. 345. (14) Milli Mcadelede ttihatlk, a.g.e., s. 281.S. (15) S.Aaolu, DP.'nin Dousu ve Ykseli Sebepleri, s. 19-20. (16) D.P.'nin Douu ve a.g.e., s. 21-22. (17) The Emergence Of Modern Turkey, s. 282-283. (18) Demokrasimiz zerine Dnceler, SBF. Ankara, 1963, s. 32-33. (19) Tarih Asndan Trk Devriminin Temelleri. (20) CHF Tz ve Krt Sorunu, Komal Yay., 1978, s. 74. (21) Hakimiyet-i Milliye, 31 Austos 1927. Atatrk'n Tamim Telgraf ve Beyannameleri, cilt IV, s. 534. (22) Falih Rfk Atay. ankaya, 1881 - 1938 Atatrk'n Doumundan lmne Kadar, 1st., s. 319. (23) CHP Genel Sekreterliinin Parti rgtne Genelgesi, cilt I, s. 9. Altn biz izdik. . 333 (24) Hilmi Ural, Hatralarm, Ayyldz Matbaas, Ankara 1959, s. 297-98. (25) "Democracy and National Strategy in Periphery"; Third World Quarterly, (4e) October, s. 1151. (26) Trkiye'de Sanayi Proletaryas, Yar Yaynlan, s. 19-20. (27) H. Kvlcml, Trkiyede Kapitalizmin Gelimesi, Tarih ve Devrim Yaynlan, II. Bask, istanbul, 1974, s. 190. (28) Geberen Kapitalizm, s. 71 -72. (29) RR.Atay, ankaya, s. 426. (30) I. Beiki, CHF Tz, a.g.e., s. 278-279. (31) I. Beiki, CHF Tz, a.g.e., s. 278-279. (32) .S. Aydemir, kinci Adam ve Menderesin Dram, 1969, s. 93-97. (33) Bkz. .Beiki. a.g.e..

8. BOLUM (1) Trkiye'de Zirai Buhran, TC. Ziraat Enstits almalar, No: 39, Ankara, 1936, s. 26. (2) A. Hamdi (Baar) ktisadi Devletilik, c.I, s. 55,78,79. (3) Osmanl Sanayii 1913-1915. (4) mer C elal Sar. "Tanzimat ve Sanayimiz" Tanzimat. I. istanbul 1940, s. 343. (5) t. Hsrev (Tkin). "Ky iktisadiyatnda Borlanma Biimleri", Kadro, c.I, s. 76-77. (6) t.Hsrev (Tkin) "Trkiye'de Zirai Kooperatifilik Hareketi", s. 22. (7) Ticaret Odas iktisat Komisyonu Raporu, in A. Hamdi Baar, Bar Dnyas Dergisi, say 58 55.52.53 (8) stanbul Sanayi Odas Dergisi, 15 Nisan 1969. (9) S. Yerasimos, Azgelimilik Srecinde Trkiye, s. 913. 334 (10) Trkiye Teracim-i Ahval Ansiklopedisi, s. 747. (11) Y. N. Rozaliev; Trkiye'de Kapitalizmin Gelime zellikleri, s. 23 (12) Bkz. Y. N. Rozaliev, a.g.e., s. 23. (13) Y. Kk, a.g.e., s. 82-83. (14) Bkz. Y. Kk, a.g.e., s. 85. (15) K. Vasiliyevskiy'den aktaran Y.N. Rozaliev, a.g.e., s. 34. (16) Y.N. Rozaliev, a.g.e., s. 38. (17) Trkiye'de Kapitalizmin Gelimesi, s. 170. (18) Kongre Zabtnamesi, 1925. Matbaai Amire, stanbul, s. 4. in Kvlcml a.g e s 171. (19) V.N. Rozaliev, a.g.e., s. 34. (20) 1. Hsrev (Tkin), "ark Vilayetlerinde Derebeylik", Kadro, say: 11, s. 27. (21) Dnm, say 29, ikinci Terin, s. 199. (22) H. Avni Sanda, Trkiye'de 54 Yl nce i Hareketleri, istanbul, 1962, s. 434. (23) Trkiye Cumhuriyetinin 10. Yl, Ankara, 1934, s. 82-83. in Y.N. Rozaliev Trkiye'de Sanayi Proletaryas, s. 23. (24) I. Bulayev^en aktaran YN. Razaliev, a.g.e., s. 39. (25) istatistik Yll, c. 6. 1922-1933, s. 72. (26) Y.N. Rozaliev, Trkiye'de... a.g.e., s. 41. (27) Y.N. Rozaliev, a.g.e., s. 41. (28) Bkz. S. Zaim, stanbul Mensucat Sanayiinin Bnyesi ve cretler, s. 65. (29) Y.N. Rozaliev, a.g.e., s. 42. (30) Milli Bankaclk ve Milli Tasarruf. Cumhuriyet, 29-X-1933. 335 (31) a.g.e. (32) Sanayi statistikleri (1913-1915), in H. Kvlcml, s. 167. (33) Kemalist Devrim deolojisi, s. 273-22274. Ant Yay. istanbul 1970. (34) M. Gololu, Trkiye Cumhuriyeti, s. 97. (35) M.Gololu, s. 99. (36) M. E. Bozkurt'un Kongre'deki Konumasndan, in M. Gololu Trkiye Cumhuriyeti, s. 99. (37) Turkey The Challenge of Growth, Leiden, 1968, s. 16. (38) Tun Tayan, Sanayileme Srecinde Trkiye, s. 54. (39) O. Kurmu; Tarihsel Geliim iinde Trkiye Sanayii MMO Yay., Ankara, 1977, s.9. (40) Bu konuda bkz; Y. Kk, a.g.e., s. 128. (41) Y.N. Rozaliev, a.g.e., s.64. (42) M. Snmez, Kapitalist Devlet isletmeleri ve Trkiye, TIB Yay., No: 205-42. (43) Nora eni, Emperyalist Sistemde "Kontrol Sanayii" ve Ereli Demir elik, Biricim Yay., 1st. 1978 s. 59-60. (44) O. Kurmu, a.g.e., s. 14 .(45) Tun Tayan, Sanayileme Srecinde Trkiye, s. 58-59.

(46) Y.N. Rozaliev, a.g.e., s. 63. (47) A.H. Baar, Atatrk'le Ay, stanbul, 1945, s. 76-77. (48) Erdoan Soral, "zel Kesimde Trk Mteebbisleri ve Kapitalist Kalknma Yolu, Do. Tezi Ank., 1971, s. 117. 9. BLM (1) Kitaplk, Ticaret Limited irketi Yaynlan, stanbul 1966. 336 (2) Bkz. D. Avcolu, a.g.e., s. 1230-1231 (3) Politikada 45 Yl, Bilgi Yaynevi, Ankara, s. 86. (4) Bu konuda bkz. Hikmet Kvlcml, Trkiye'de Kapitalizmin Gelimesi, a.g.e. (5) D. Avcolu, a.g.e.. s. 1367-1368. (6) Emperyalist Sistemde Kontrol Sanayii ve Ereli Demir elik, Birim Yay., istanbul, 1978, s". 34-35. (7) Tevfik avdar; "Cumhuriyet Devri Balarken Trkiye Ekonomisinin 5O.Yl Semineri." Bursa ITIA: Yay., 1973, s. 163. (8) I. Hsrev, Trkiye'de Zirai Kooperatifilik Hareketi, s. 20-21. (9) Sz konusu, tartmalarla ilgili olanak Bkz. E. Mandel, Classes Sociales et Crise politique en Amerique Latine. Critique de I'Economic politique. No: 16-17. (10) Aktaran Y. Kk, a.g.e.. s. 48. (11) Y.N. Rozaliev, a.g.e., Onur Yay., s. 56-57. (12) Trk Dnnde Bat Sorunu, Bilgi Yaynevi, Ankara, 1975, s. 93-94. (13) S. Aydemir, Tek Adam, c.3, s. 448. (14) Bu konuda, bkz. A.G. Frank, Capitalism and Underdevalopment in Latin America, Monthly Review press, NY., 1969. (15) E.T. Eliin. a.g.e., s. 276. (16) E.T. Eliin, (nakleden). Kemalist Devrim ideolojisi, s. 62. (17) Cumhuriyetin ifcYt, 1934, s. 91. (18) Bkz. Y. N. Rozaliev, Trkiye'de Sanayi Proletaryas, s. 27. (19) 7T. Kk, a.g.e., s. 140. (20) Y. N. Rozaliev, a.g.e., s. 27. (21) Y. N. Rozaliev, a.g.e., s. 124. (22) B. Kun, iktisat Politikasnn Resmi Belgeleri, Ankara, 1963, s. 40-47, Aktaran K. Borotov, Tarih sel Gelime inde Trkiye Sanayii, TMMOB: MMO Yay., s. 19-20. 337 .(23) Y. Kk s. 164. (24) Afet inan, Devletilik tikesi ve Trkiye Cumhuriyeti'nin Birinci Sanayi Plan, 1933,Ankara, 1972, s. 13. (25) E. T. Eliin, a.g.e., s. 63. O.BLM (1) Trk Devrimi Tarihi, s. 250. (2) Brokratik Ynetim Gelei, s. 94 (3) Sylev ve Demeler, el, s. 143. (4) A.F. Cebesoy, Milli Mcadele Hatralar, s. 474-475. (5) Trkiye zerine Tezler (6) erkez Ethem'in Hatralar, s. 108. (7) Ziya Gkalp, Kemalizm ve Trkiye'de Korporatizm, iletiim Yay., 1989, s. 119 (8) Kemalizm ve Trkiye'de Korporatizm, a.g.e. (9) Us Reglles de la Methode Sociologique, preface, PUF 2956 P. VIII. (10) Cemil Meri, Bu lke, tken Yay., s. 87. (11) Atatrk Dneminin Ekonomik ve Toplumsal Sorunlar, a.g.e., s. 32. (12) a.g.e., s. 33-34. (13) Cours de Philosophic Positive, Schneider Frere ed. Paris 1908 t. IV. s. 214. (14) 7 ubat 1923. Balkesir Konumas. (15) Hikmet Kvlcml, Trkiye'de Kapitalizmin Gelimesi, s. 153. (16) 1908'de Ecnebi, Sermaye'ye Kar Kalknmalar, s. 4-6, in Kvlcml, a.g.e., s. 154. 338 (17) K. Marx "cretli Ekmek ve Sermaye" Sol Yay., s. 43. (18) S. Sentel, Roman Gibi,

(19) I. Tekeli, G. ayian, "Trkiye'de Halklk ideolojisinin Evrimi" in Toplum ve Bilim,.6.7., s. 72. (20) Kemalist Devrim deolojisi. a.g.e. (21) Ankara, f938 s. 41-55, burada 0-200 Tl, 201-1000 TL gibi gruplar kastediliyor. Rakamlar emeki kitlelerin refah durumu hakknda fikir veriyor. (22) Atatrk Dneminin Ekonomik ve Toplumsal Sorunlar, a.g.e.s 252. (23) a.g.e., s. 252-253. (24) Serbest Frka Hatralar, s. 57. (25) R. Peket, inklap Notlar, lk Yay., Ankara, 1936. (26) t. Kkmer, a.g.e., s. 69. 11. BLM (1) Bu konuda bkz. Ernest Mandel, Kapitalist Gelimenin Uzun Dalgalar, Yazn Yay., istanbul, 1986. A.Gunder. Frank, Crisis in the World Economy, Heinemann. London, 5-1980. (2) Bkz. Catherine Coquery-Vidrovitch, "Les debats actuels en p'histoire de la Colonsa-tion", ve Bouda E^mad. "Grandeur et Vicissitudes du Debak Colonial Tendances Recentes, (Histoire de la Colonisation) Tiers-Monde t. XXVIII, No: 112, Oct.- Dec. 1989. (3) Gruhn; The Recolonization of Africa, International Organizations on March, Afrika Today, 30 (4) 1983, pp. 37-48. (4) Aktaran C. Payer, Bor Tuza, s. 41. n F. Bakaya, Bor Krizi zerine Bir Deneme, Ankara, 1986. (5) Bu konuyla ilgili olarak bkz. F. Bakaya, Azgelimiliin Sreklilii, Kaynak Yay., istanbul, 1986. (6) Bernard Chantebout, Le Tiers-Monde, Arm an d Colin. Collection U. Paris, 1986, s. 51. 339 (7) Bkz. E. Mandel, Kapitalist Gelimenin Uzun Dalgalar, a.g.e. (8) IBRD; The Economy of Turkey'den Y. Kk. Planlama Kalknma Trkiye, Tekin Yay., istanbul, 1978, s. 255. (9) Francois Partant, a.g.e., s. 48 (10) Cumhuriyet, 30 Nisan, 1989. (11) iktisat Dergisi, Say 274, Eyll 1987, s. 51. (12) Sabri arkl, Trkiye'de 1950-60 Dneminde tktisat Politikasnn Analizi, Doktora Tezi.AlTlA, 1980, s. 153. (13) Nakleden S. arkl, a.g.e, s. 162. (14) Bkz. Kenan Mortan, Cemil akmakl, Kalknma Araylar, Altn Kitaplar, 1987, s. 78 (15) Kenan Bulutolu, Bunalm ve k Tekin Yay., 1980, s. 254. (16) F. Bakaya, Trkiye Ekonomisinde ki Bunalm Dnemi Devletilikten 24 Ocak Kararlarna. Birlik. 1986, s. 178. (17) Asaf Sava Akat, "Trkiye'nin D Ticareti zerine Gzlemler" Toplum ve Bilim, No: 12, 1980. 12. BLM (1) Ufuk Gldemir, evik Kmvet Glgesinde Trkiye, 1980-1984, s. 35. (2) a.g.e., s. 122. (3) a.g.e., s. 20 (4) a.g.e., s. 83 (5) G. Gilder, LEsprit de L'Entrprise. Fayard. Paris, 1985, s. 15 (6) TUSIAD Heyetinin 10-14 Ekim 1978 ABD'deki Temaslarnn Metni. Gizli Belge, s. 9-10, n Y. Doan, IMF Kskacnda Trkiye, s. 159. (7) Turkish Economy. 1980, s. 79. 340 (8) Ekonominin Dar Boazlan - Grler, neriler, s. 2. (9) "istikrar ve Yapsal Uyum Politikalarnn Bir Bilanosuna Doru"in Cahit Talaa Armaan. Mlkiyeliler Birlii Vakf Yay.. No. 5, s. 123-137.

(10) Taxation, People's Business, New-York Mamillan 1924'ten James T. Campen and Arthur Mac Evan, "Chris. Contradictions and Conservative Contraversies. inThe Review of Radical Political Economy, Fall 1982. (11) Bu konuda bkz. F. Bakaya "Neden zelletirmek istiyorlar?" Mlkiyeliler Birlii Dergisi, Nisan 1989. (12) Rakamlar iin bkz: TUSIAD Raporu 1989 ve OECD Economic Survey Turkey, 1988. (13) Bkz. F. Bakaya. "Seksen Sonras Trkiye Ekonomisinin Anatomisi", Mlkiyeliler Birlii Dergisi, Say 111, Eyll 1989. 13. BLM ' (1) Alain Finkilkrant "Identite Culture!" in 50 Idees qui Ebranlerent le Monde, Payot, Paris. 1980, s. 39. (2) Uygarlk gtrme safsatas ile ilgili daha yakn rnekler iin Cemiyet-i Akvam Yaynlarna baklabilir. zellikle de S.N.D. questions economiques et financiere II. B. 1938, 1-4, Memorandum prepare par M.N.F. Hail. (3) Bkz. Michael Edwards "The Irrevelance of Development Studies" T.W.Q., January 1989. (4) Bu konudaki abalarla ilgili olarak bkz. Glten Kazgan, ktisadi Dnce, Remzi Kitapevi. 19 W(5) Bkz. J.M. Blaut "Smrgecilikte Kapitalizmin Ykselii", ev. F. Bakaya, Mlkiyeliler Birlii Dergisi, Austos 1990, Say: 122. (6) Deuxineme Traite du Gouvernement Civil, 4, y. (7) GSMH. ile ilgili olarak bkz. Aslan Sonat, "Yerleik iktisadn Paradigmas ve GSMH" Mlkiyeliler Birlii Dergisi, Haziran 1990, s. 120. (8) P.T. Mc Goman and B. Kordan, "Imperializm in World System Perspective "International Studies Quarterly Vol. 25, no:l. March 1981, pp. 43-68 in F.E. Trainer, "Reconstructing Radical Development Theory", Alternatives XIV, 1989, pp. 481-515 341 (9) Condorcet, Oeuvres Ed.Dirot, 1848, pp. 190-191, in Serge Latouche, "Contribution a histoire du Concept de developpement" Pour una histoire du developpement, Etats, Societes, Developement, L' Harmattan, 1988. (10) Kalknmann Sonu. Bir Alternatif mi Douyor, ev. F. Bakaya, Birey ve Toplum Yaynlan, Ankara, 985, s. 26. (11) Bkz. Kenneth E. Boulding; "What went wrong with Economics?" The American Economist, Spring 1986. (12) Ali A. Mazrui "Africa Between the Meiji Restoration and the legacy of Atatrk: Comparative Dilemmas of Modernization" Trkiye Bankas, International Symposium on Atatrk, 17-22 Mays 1981. (13) Bkz. Alan B. Durning: Poverty and the Environment: Reserving the Downward Spiral World Watch papers, No: 42,1989. (14) R.W. Lombandi, Le Piege Bancaire, Dene et Developpement Flammarion, Paris 1987 S. 40. (15) R.W. Lombardi, Le piege Bancaire... a.g.e., (16) Kalknmann Sonu, Bir Alternatif mi Douyor, ev. F. Bakaya, a.g.e., s. 26. (17) Bkz. J. Browett "The Newly Industrialising Countries and Radical Theories of Development" World Development, Vol. 13, No. 7, 1985, pp. 789-803 ve Michelle Gittelman "The South Korean Export Miracle, Comparative Advantage or Government Creation, Lessons for Latin America" Journal of International Affairss. Fall1988. (18) Bkz. Susan George "Conciennce planetaire' "Trop Nombrenx" Pauvres" Le Monde diplomatique, Mai, 1990. (19) Dinesh Mohan "Promotion of 'Modem' Technology A New Tool for Neocolonialism" Economic and Political Weekly. August 12. 1989. (20) Ralp Lapp'ten alnt yapan Alvin Toffler in Michel Beaud, "Gezegen Riski Kavram, evre ve Kalknma", ev. F. Bakaya Mlkiyeliler Birlii Dergisi, ubat 1990, s. 116. s. 3-8, 342 NDEKLER 1. BLM

GRI :......:.................................................................. .......................5 2. BLM AYDINLAR VE RESM DEOLOJ............................................... 11 Devlet Aydnnn elikileri ............................................................24 3. BLM MLL MCADELE'NlN NTEL..............................................35 1. Milli Mcadele Anti-Emperyalisl Bir Harekel Deildi ........................................................................ ..41 Mdafai Hukuk Derneklerinin Asl Amac......................................50 2. Milli Mcadele'de Kille Katlm Snrlyd .................................59 4. BLM MLL MCADELE'NlN "ULUSALLII" SORUNU ..................69 1. Olmayan Krtler Ayaklanyor......................................................82 2. Krdistan'n lhaknn Devlet Yaps ve deolojiyle ilgili Sonulan........................................................................ ..........93 5. BLM , KOMlNTERN ve MlLLl MCADELE'NlN ANTl-EMPERYALtSTL SORUNU..........................................97 Devletten Devlete likilerin elikileri......................................... 114 6. BLM MUSTAFA KEMAL ve TARHTE BREYN ROL.................. 121 7. BLM KEMALST REJMN NTEL: ORJNAL BlR BONAPARTZM..................................................................... ...... 143 - Diktatrln Yerlemesinin Aamalar...................................... 154 - Hakim Snflan ve Bonapartist .................................................... 166 8. BLM RETC GLER ve KTSAT POLTKASI ...........................173 - Tarm Sektr......................................................................... ......177 Sanayi.......................................................................... ................. 182 - ktisat Politikasyla Amalanan........................................:...........187 9. BLM BONAP ARTST REJM ve SERMAYE BlRlKlMl ..................... 199 - Melez Bir Snf ttifak .................................................................203 - Kriz ve Sava Yllan.....................................................................208 10. BLM "SINIFSIZ", "MTYAZSIZ", "HALKI" BR DKTATRLK...........................'......................................... ........225 11. BLM YEN SMRGECLK DNEMNDE SOSYOEKONOMK FORMASYONUN EVRM .,..................................243

- Yeni Smrgeciliin lk Onyhnda snf ittifak...........................255 - Baml Sanayileme Srecinin Dinamii ve Krizi......................262 12. BLM SEKSENL YILLAR: UYDULAMA SRECNN DERNLEMES .....................................................271 I. Yeni Sermaye Birikimi Modeli ...................................................278 II. Neo-Liberal topyann Ac Meyvalar - Sabit Sermaye Yatrmlar Baka Dili Konuuyor .......................293 13. BLM PARADGMANIN FLASI............................................................299 iktisat Bilimi: Geerli Eilimleri Merulatrma Arac ..................310 REFERANSLAR..................................................................... ......323 Aydnlar, "dm noktasn" kapitalist yaylmada, kapitalist artlandrmada deil de, kendi kltrlerinde aradlar. Kendi kltrlerinden uzaklaarak "mutlu sona ulaacaklarn" sandlar!.. Bunun da yolu Bat kltrn ve Batnn styap kurumlarn daha fazla ithal etmekten geiyordu. Oysa Bat'nm styap kurumlarnn farkl sosyal formasyonlara transfer edilmesi iki olumsuz sonucu bir arada retebilirdi ki; bunlar; emperyalist smrnn derinlemesi ve kltrel yabanclamann hzlanmasdr... Zaten Bat burjuva kltrnn ilerici unsurlarnn tanmas da sz konusu deildi. Amerika'nn yerli halklarn soykrma uratan, Afrika'y kleletiren, Asya'y smrgeletirenlerin buralara bir de "ilerici kltr" gtrmeleri, zaten eyann tabiatna ters den bir eydir. "Laiklik" uygulamas da, dinin bask altna alnmas olarak anlald. Trbelerin ziyaretinin yasaklanmas gibi gariplikler "laikliin bir gerei" saylyordu. Bir insann kutsal sayd tarihi bir kiinin mezarn ziyaret etmesinin engellenmesi "ilericilik" saylyordu. Yazk ki Trk aydnlarnn ounluu hl yasaklk ve baskyla ilericilik arasndaki ilikinin tersliini kavram durumda deiller. Kendini dini kavramlar ve sembollerle ifade geleneine sahip kitlelerin normal hareket ve talepleri gericilik damgas vurularak cezalandrlr olmutu. Resmi ideolojinin geerli olduu tm lkelerde olduu gibi, bu ideolojinin irrasyonellii ok ak bir biimde ortadadr. Bir yanda Krtlnn bilincinde milyonlarca insan, br yanda bu varl inkar eden, ama hzla adalatm, kalkndn, a atladm ileri sren bir resmi ideoloji... a atlayan bir lkede milyonlarca insann devletin resmi dilini bilmiyor olmas, "a atlayclar" iin esef verici bir durum olmal... Tek partili dnemde CHP, parlamento ve devlet aygtyla btnlemitir. CHP tz anayasa ve kanunlarn stne karlarak, Kemalist diktatrln bir arac durumuna getirilmitir. CHP, hibir zaman bir ilke partisi olmamt. Bu partide ilkeler, esen rzgra gre deiirdi. 1950 seim beyannamesinde, partinin yalnz devletilii deil, alt-okun tmn birden anayasadan karmaya hazr olduunu bildirmekte duraksamayacakt. "Tek parti devrinin icab saylarak anayasa sokulmu olan 6 umdeyi oradan karacaz." CHP, ite bylesine makyavelist bir partidir. ktidarda kalmak ya da ortaya kmak iin feda etmiyecei umde, ilke, kavram, anlam yoktur. Fikret Bakaya _ Paradigmann flas www.kitapsevenler.com Merhabalar Buraya Yklediimiz e-kitaplar Grme engellilerin okuyabilecei formatlarda hazrlanmtr. Buradaki E-Kitaplar ve daha pek ok konudaki Kitaplar bilhassa grme engelli arkadalarn istifadesine sunuyoruz. Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum. Ekran okuyucu program konuan Braille Not Speak cihaz kabartma ekran ve benzeri yardmc aralar

sayesinde bu kitaplar okuyabiliyoruz. Bilginin paylaldka pekieceine inanyorum. Siteye yklenen e-kitaplar aada ad geen kanuna istinaden tm kitap sever arkadalar iin hazrlanmtr. Amacmz yayn evlerine zarar vermek ya da eserlerden menfaat temin etmek deildir elbette. Bu e-kitaplar normal kitaplarn yerini tutmayacandan kitaplar beenipte engelli olmayan okurlar, kitap hakknda fikir sahibi olduklarnda indirdikleri kitapta ad geen yaynevi, sahaflar, ktphane ve kitaplardan ilgili kitab temin edebilirler. Bu site tamamen cretsizdir ve sitenin ieriinde sunulmu olan kitaplar hibir maddi kar gzetilmeksizin tm kitap dostlarnn istifadesine sunulmutur. Bu e-kitaplar kanunen hi bir ekilde ticari amala kullanlamaz ve kullandrlamaz. Bilgi Paylamakla oalr. Yaar MUTLU lgili Kanun: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK MADDE 11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yaynna geilmitir. T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl ANKARA bu kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir. verilen emee sayg duyarak ltfen bu aklamala silmeyin. Tarayan ve Dzenleyen Yaar Mutlu www.kitapsevenler.com e-posta yasarmutlu@kitapsevenler.com kitapsevenler@gmail.com mutlukitap@hotmail.com kitapprensi@gmail.com Bilgi gtr, G ise bilgidir. Fikret Bakaya _ Paradigmann flas

You might also like