You are on page 1of 160

SEMERKANT

Amin Maalouf,
www.iskenderiyekutuphanesi.com

Amin Maalouf, 1949'da Lbnan'da dodu. Ekonomi ve toplumbilim okuduktan sonra gazetecilie balad; 1976'dan beri Paris'te yayor. eitli yayn organlarnda yneticilik ve ke yazarl yapm olan Maalouf, bugn vaktinin ounu kitaplarn yazmaya ayrmaktadr. Yaptlarnda ok iyi bildii Asya ve Akdeniz evresi kltrlerinin sylencelerini baaryla ileyen Maalouf, ilk kitab Les Croisades vues par les Arabes (1983, Araplarn Gzyle Hallar) ile tannd ve bu kitabn evrildii dillerde de byk bir baar kazand. 1986'da yaymlanan ve ayn yl Fransz-Arap Dostluk dl'n kazanan ikinci kitab (ilk roman) Leon l'Africain (Afrikal Leo) ise bugn bir "klasik" kabul edilmektedir. Maaloufun 1988'de yaymlanan ikinci roman Samarcande (Semerkant) da cokuyla karland ve pek ok dile evrildi. Maaloufun sonraki kitaplar yine romand: Les Jardins de lu-miere (1991, Ik Baheleri) ve Le Premier Siecle apres Beatrice (1992, Beatrice'den Sonra Birinci Yzyl). Amin Maalouf, 1993'te yaymlanan roman Le Rocher de Ta-nios (Tanios Kayas) ile Goncourt dl'n kazand. Son roman Echelles du Levant (Dounun Limanlar) ise 1996'da yaymland. Amin Maaloufun drt roman yaynevimizce Trkeye kazandrlmtr: Afrikal Leo (1993), Semerkant (1993), Tanios Kayas (1995) ve Dounun Limanlar (1996). AMN MAALOUF Semerkant ROMAN Semerkant / Amin Maalouf zgn ad: Samarcande NDEKLER BRNC KTAP airler ve Sevgililer 11 KNC KTAP Hahailer Cenneti 77 NC KTAP Bininci Yln Sonu 135 DRDNC KTAP Denizde Bir air 189 Ve imdi, baklarn Semerkant zerinde gezdir! O, yeryznn kraliesi deil mi? Tm kentlerin kaderini ellerinde tutmuyor mu?

Edgar Allan Poe (1809 -1849) Atlantik'in dibinde bir kitap var. Anlatacam, ite onun yks. Belki nasl sonulandn biliyorsunuz: o tarihte gazeteler yazd, baz yaptlarda da belirtildi: 14 Nisan 1912'yi 15 Nisan 1912'ye balayan gece, Titanic gemisi, Newfoundland aklarnda battnda, en nl kurbanlarndan biri de, ranl bilge ozan, gkbilimci mer Hayyam'n Rubaiyat'nn elyazmas tek rnei idi. Bu deniz faciasndan sz edecek deilim. Benden bakalar, felaketi dolar ile deerlendirdiler, benden bakalar, llerin ve son szlerinin dkmn, yaplmas gerektii gibi yaptlar. Aradan alt yl gemi olmasna karn, layk olmadm halde bir ara sahibi bulunduum o deriden ve mrekkepten olma varlk, daha hl kafama taklyor. Onu, doduu Asya topraklarndan skp alan ben deil miyim? Ben, yani Benjamin O. Lesage. Onu Titanic gemisine bindiren ben deil miyim? Bin yllk gzerghn deitiren, amn kstahl deilse, nedir? O gnden beri, dnya her gn biraz daha kana ve karanla buland. Bana gelince, artk hayat glmsemiyor. Anlarn sesini dinlemek, saf bir mit beslemek, "onu yarn bulacaklar" hayalini kurmak iin, insanlardan uzaklatm. Altn kutusunun iinde, denizin derinliklerinden kacak, kaderine yeni bir macera eklenecek diyordum. Parmaklar ona dokunabilir, onu aabilir, iine dalabilir, gzler aama aama servenini izleyebilirdi. Kefedecekleri: airin kendisi olurdu ve onun ilk dizeleri, ilk aklar, ilk korkular! Ve de Hahailerin mezhebi! Sonra, boz ve zmrt rengi bir resmin karsnda, kukuyla dururlard. Resmin zerinde ne tarih, ne de imza! Sadece cokulu ya da bezgin u szler var: "Semerkant, dnyann gnee dnk en gzel yz." BRNC KTAP ARLER VE SEVGLLER Kim Senin Yasan inemedi ki, syle? Gnahsz bir mrn tad ne ki, syle? Yaptm ktl, ktlkle detirsen Sen, Sen ile ben arasnda ne fark kalr ki, syle? mer Hayyam Bazen Semerkant'ta, ar ve kasvetli bir gnn bitiminde, kentin isiz gsz takm, baharat arsnn yan bandaki iki meyhane kmaznda, Sogd lkesinin kokulu arabn imek iin deil, ama gelen gideni gzetlemek ya da akrkeyif bir ka akamcya saldrmak iin dolanp durur. Ele geirilen kii yere serilir, hakaret edilir, batan kartan arabn kzlln ona yz yllar boyu hatrlatacak olan bir cehennem ateine sokulur. te Rubaiyat, 1072 yaznda, byle bir olay zerine yazlmaya baland. mer Hayyam yirmi drt yandayd ve bir sredir Semerkant'ta bulunuyordu. O akam, meyhaneye mi gitmiti yoksa dolap dururken rastlantlar m onu oraya srklemiti? Bilinmeyen bir kenti arnlamann taze keyfi, biten gnn binlerce biim alna ak gzlerle bak... Gelincik Tarlas Sokanda bir kk olan, ard elmay gsnde tutarak tabanlar yalyor; uhaclar arsnda bir dkknn iinde, bir kandilin kr nda tavla partisi sryor, iki zar atndan sonra bir kfr ve tkrtl bir gl duyuluyordu. plikiler geidinde ise,

katrcnn biri emenin nnde durup yzn ykyor, sonra da uyuya kalan ocuunu percesine, dudaklarn uzatp muslua eiliyor, susuzluunu giderdikten sonra slak avularn yznde gezdirip krediyor, ii bo bir karpuzu yerden alarak su ile dolduruyor ve hayvannn bandan aaya, o da iebilsin diye boca ediyordu. Ttncler Meydannda, gebe bir kadn Hayyam'a yaklat. Peesini atnda ancak onbe yanda olduu anlalyordu. Tek sz etmeden, ocuksu dudaklarnda tek glmseme olmadan, Hayyam'n elindeki kestanelerden bir kan alverdi. Hayyam a-rmad. Bu Semerkant'da eski bir inant. Bir anne aday, sokakta houna giden bir yabancya rastlarsa, yiyeceini elinden almak cesaretini gsterebilmeliydi. Bylece, doacak ocuk, onun kadar yakkl, onun gibi ince uzun, onun kadar soylu ve dzgn hatlara sahip olacaktr. mer, uzaklaan kadna bakarken, elinde kalan kestaneleri yemeye devam etti. O srada duyduu bir uultu, hz13 I lanmasna yol at. Az sonra kendini, zincirinden boanm bir gruhun ortasnda buluverdi. Kollar ve bacaklar upuzun, beyaz salar dalm bir ihtiyar, yere serilmi, lklar fke ve korkudan hkra dnmt. Gzleriyle yeni gelene yalvarmaktayd. Zavallnn evresini, yirmi kadar titrek sakall, sopal adam alm, az tede keyifli bir seyirci kitlesi birikmiti. Aralarndan biri, Hayyam'n kzgn yzn grnce: "nemli deil, bu uzun Cabir'den bakas deil" dedi. mer srad, bir utan dalgas gelip boaznda dmlendi, kendi kendine: "Cabir, Ebu Ali'nin arkada!" diye sylendi. Ebu Ali, aslnda sk rastlanan bir isimdi. Ama ister Buhara'da olsun, ister Cordoba'da, ister Belh'de olsun, ister Badat'ta, ad sayg ile anlrsa, kim olduu kolaylkla anlalr. Bu, bn-i Sina'dan bakas deildir. Bat'da Avicenne diye bilinen! mer onu tanm deildi. Onun lmnden onbir yl sonra domu,, ama onu, kuann en byk ustas, btn bilimlerin stad, Mantk havarisi olarak kabul etmiti. Hayyam tekrar sylendi: "Cabir, Ebu Ali'nin en sevdii arkada!" Cabir'i geri ilk kez gryordu ama, talihsiz yaam hakknda bilgisi vard. bn-i Sina, Cabir'i kendi halefi sayar, yalnz dncelerini sergilemedeki ataklln ve pervaszln eletirirdi. Cabir, bu kusuru yznden gnlerce hapis yatm, meydan dayama ekilmi, son kamlanmas Byk Semerkant Meydannda, ailesinin gzleri nnde gereklemiti. Cabir bu hareketi asla unutmamt. Cesur, gzpek bir adam iken nasl olmutu da byle ihtiyara dnmt? Herhalde karsnn lm yznden! Kars ldkten sonra, yrtk prtk giysilerle, sendeleye sendeleye, sama sapan konuarak dolamaya balamt. Cabir'in peinden, glp baran, ellerini rpan, attklar talarla onun, gzlerinden ya aktacak kadar, cann yakan bir ocuk ordusu giderdi. mer, btn bunlar izlerken "Dikkat etmezsem, gnn birinde ben de byle olacam" diye dnd. Korktuu sarholuk deildi; nicedir arapla aralarnda karlkl bir sayg olumutu. Onun asl korktuu, iindeki saygnlk duvarn ykmalarndan rkt, insan ynlaryd. urada duran zavall, dkn, etrafnda ember oluturulmu adam grmek istemiyor, uzaklamak istiyordu. Ama yine

biliyordu ki, bn-i Sina'nn bir dostunu bylesi bir gruha terk edemezdi. Ar ar ilerledi. Son derece sakin bir sesle: Bu zavally brakn gitsin! diye seslendi. Eleba, Cabir'in zerine gelmiken doruldu, davetsiz konu14 unun karsna dikildi. Yznde derin bir bak yaras vard ve mer'e, suratnn o yann dnerek konumaya balad: Bu adam bir sarho, bir zndk, bir feylesof! dedi. Hele bu son szck, azndan tkrrcesine kmt. Semerkant'da artk tek bir feylesof istemiyoruz! Kalabalktan bir onama sesi ykseldi. Onlar iin "feylesof szc, Yunann din d bilimlerine, genelde din ya da edebiyat d her eye ilgi gsteren adam anlamna geliyordu. mer Hayyam, gen yana karn, tannm bir feylesoftu. Yani u zavall Cabir'e oranla ok daha byk bir avd. Anlalan, surat yaral adam onu tanmamt, nk arkasn dnerek iine koyulmu, ihtiyar salarndan yakalayarak, kafasn , drt kez saa sola sallamaya balam, en yakn duvara arpacakm gibi yapp, bir anda brakvermiti. Sert olmakla birlikte, davrannn yine de temkinli bir yan vard, ii sonuna kadar gtrmek istemiyormu gibiydi. Hayyam, bundan yararlanarak tekrar araya girdi: Brak u ihtiyar, o bir dul, bir hasta, bir deli, dudaklarn ancak kprdatabildiini grmyor musun? Eleba bir srayta Hayyam'n yanna geldi, parman gzne sokarcasna sordu: Sen onu iyi tanyor gibisin. Kimsin sen? Semerkant'l deilsin! Seni bu kentte tanyan yok! mer, karsndakinin parman itti. Adam bir adm geriledi ama yine de srar etti: Adn ne yabanc? Hayyam duraksad, smacak bir yer arad, gk yzne bakt. Hilali rten bulutlar grd. Sustu, i ekti. Dnceye dalma, yldzlar adlar ile tek tek sayma, uzaklara gitme, halk ynndan kama! Kalabalk evresini sard, birka el omuzuna dokundu, kendine gelip doruldu: Ben mer, Niapur'lu brahim'in olu. Ya sen kimsin? eklen sorulmu bir soruydu. Adamn kendini tantmaya hi niyeti yoktu. Buras onun kentiydi ve sorgu sual etmek yalnzca onun hakkyd. Daha sonra mer adamn lakabn renecekti. Kesik Yz diye tannrm. Eli sopal, az laf yapar, gelecekte Semerkant' titretecek olan adam! imdilik sadece, bir iareti ile dilediini yaptrd evresindeki u insanlara egemendi. Gzlerinde beliren ani prlt ile hempalarna dnd, sonra da kalabala seslendi: Vay canna, Niapur'lu brahim Hayyam'n olu mer'i na15 sl oldu da tanmadm? Horasan'n yldz, ran'n, Irak' Arab ve Irak- Acem olmak zere her iki Irak'n dhisi, feylesoflarn prensi mer!

Szde derinden bir selam verip, parmaklarn sarnn iki yannda akrdatnca, aylaklarn kahkahalarna yol at. man sahibi, inan sahibi, rubailer yazarn kim tanmaz? arap testimi krdn, Tanrm. Zevk yolumu tkadn, Tanrm. Nar rengi arabm yere aldn, Tanrm. Tvbeler olsun, yoksa sarho musun Tanrm? Hayyam, kzgn ve endieli, dinledi. Bu biimde bir kkrtma, cinayete davetiye kartmak demekti. Tek bir saniye yitirmeden, kalabalktan ayartlan olmasn diye, yksek sesle haykrd: Bu drtl ilk kez duyuyorum. Benim yazdm rubai yle: Hi, hi bir ey bilmiyorlar, bilmek istemiyorlar u cahillere bak, dnyaya egemen onlar. Onlardan deilsen eer, sana kfir derler Onlara aldrma Hayyam, yoluna devam et. "u cahillere bak" derken, eliyle kalabal gsteren Hayyam, yanl bir i yapm oldu. Eller kalkt, giysisini ekitirmeye balad, elbisesi paraland, srtna indirilen bir diz darbesi ile kendini yerde buldu. Kalabaln altnda ezilmiti ama, kendini savunmaya kalkmad. Giysilerinin lime lime, bedeninin param para olmasna ses kartmayacakt, kurbanlk koyun uyuukluu ile kendini koyuverdi. Artk hibir ey hissetmiyor, hibir ey duymuyordu. Kendi iine kapanm, i lemine ekilmiti. Hayyam, kyam durdurmaya gelen silahl on adama, davetsiz konuklarm gibi bakt. Kee kalpaklarnn zerinde, Semerkant kent zabtasnn ak yeil iareti vard. Saldrganlar onlar grr grmez, Hayyam'dan uzaklatlar; ama davranlarn hakl klmak iin, kalabal tank gstererek haykrmaya baladlar: Simyac! Simyac! Resmi makamlarm gznde, feylesof olmak bir su deildi ama simyacln sonu lmd. Simyac? Bu yabanc bir simyac? Zabta efinin tartmaya hi niyeti yoktu. Bu adam gerekten bir simyac ise, onu yce yarg Ebu Tahir'e gtrmek gerekir. Herkesin unuttuu Uzun Cabir, bir daha darda dolamamaya kendi kendine and iip meyhanelerden birinden ieri szlrken, mer kimsenin yardm olmadan ayaa kalkt. Kimseye bakmadan, dosdoru yryordu; gururlu tavr, lime lime olmu giysilerini ve kanl yzn bir tl ile rter gibiydi. nnde, mealeli zabta gleri yol ayor, ardnda saldrganlar gruhu yryordu. En arkadan da ayak takm gelmekteydi. mer onlar grmyor, duymuyordu. Ona gre sokaklar ssz, yeryz sessiz, gkyz bulutsuzdu ve Semerkant, daha hl bir ka gn nce kefettii o d lkesiydi. Hi durup dinlenmeksizin, hafta yryerek gelmiti Semerkant'a ve eskiden gelmi olanlarn tlerine uyarak dosdoru Kuhandiz kalesine kp kenti

seyretmiti. Ona "Su ve yeillik, ieklikler ve bahvanlarn ustaca fil, deve, atlamaya hazr kaplanlar biiminde budadklar aaklar greceksiniz" demilerdi. Gerekten de kalenin batsnda, Manastr Kapsnn i ksmndan, in Kapsna kadar sk meyvelikler, rl rl akan dereler grmt. Sonra, urada burada tuladan bir minare, oymal bir kubbe, bir kk kkn duvarnn beyazl gzne arpmt. Salkm stlerin kapladklar su birikintisinin kysnda, salarn rzgra am bir kadn, plak, suya giriyordu. Rubaiyat'n elyazmas kitabn resmeden ve kim olduu bilinmeyen ressam, ite bu cenneti anlatmak istememi miydi? Semer-kant'da, kadlarn kads Ebu Tahir'in ikamet ettii Asfizar'a gtrlrken, mer'in hayalindeki grnt bu deil miydi? Kendi kendine tekrarlayp duruyordu: "Bu kentten nefret etmeyeceim. Suya giren kadn bir serap bile olsa. Gerein yz, Kesik Yz'nki gibi olsa bile. Bu serin gece, benim son gecem olsa bile." 16 17 II Kad Efendi'nin geni divannda, amdanlardan szlen clz k, Hayyam'n yznn rengini balmumuna evirmiti. eriye girer girmez, iki muhafz, kendisi tehlikeli bir deliymi gibi, omuzlarndan yakalamt. Onu bu durumda, kapnn yannda bekletiyorlard. Odann teki ucunda oturmakta olan Kad, Hayyam' farketmemiti. Davay bitirmi, davaclarla tartyor, birine nasihat ederken, dierini azarlyordu. Anlald kadaryla bu bir komu dalamas idi, eskiden birikmi hnlar yinelenmi, sama ayrntlar ortaya dklmt! Ebu Tahir, aka usandn gsterip, aile reislerinden pp barmalarn istemiti. Hemen orackta, hi ayrlmayacaklarm gibi. Biri, bir adm atm, dev gibi olan ise geri ekilmiti. Kad, hzla ona bir tokat indirip, orada bulunanlar dehete drmt. Dev gibi olan, suratna vurmak iin kalkp uzanmak zorunda kalan fkeli Kad'ya bir an iin bakm, sonra denileni yapmt. Herkes ktktan sonra, Ebu Tahir, milislere yaklamalar iin iaret etti. Bunlar yaklap raporlarn vermeye ve sokakta onca kalabaln toplanmasna neyin sebep olduunu anlatmaya baladlar. Sonunda sra Kesik Yz'e geldi. Adam Kad'nn nnde eildi, Kad'nn onu uzun sredir tand anlalyordu. Kesik Yz heyecanla anlatmaya balad. Ebu Tahir dinliyordu. Yznden, ne dnd belli olmuyordu. Birka saniye durdu, dnd, sonra: Ahali dalsn, diye buyurdu. Herkes, en ksa yoldan evine dnsn. Sonra saldrganlara bakarak: Sizler de evlerinize dnn dedi. Yarndan nce karar verilmeyecek. Sank geceyi burada geirecek. Yalnzca benim adamlarmn gzetiminde olacak, bakasnn deil! Byle arabuk yok olmas emredilen Kesik Yz, kar kacak oldu, ama kendini tuttu. Eteklerini toplayp, iki bklm selam verdi. Ebu Tahir, sadece kendi adamlarnn tanklnda, mer ile kar karya geldiinde, u artc szleri syledi: - Bu yce makamda, Niapur'lu mer Hayyam' kabul etmek

bir ereftir. Kad alayc da deildi, heyecanl da... Hibir heyecan belirtisi gstermiyordu. Tekdze bir ses tonu, dzgn bir konuma, burma bir sark, kaln kalar, kr bir sakal, byksz bir yz, merakl baklar... Bylesi bir karlama, bir saattir ayakta, herkesin alayl baklarna hedef olmu durumda bekletildiinden, mer iin daha da artc oldu. Ebu Tahir, ustaca geitirdii bir ka saniyeden sonra, devam etti: mer, Semerkant'n yabancs deilsin! Gen yana karn, bilgin dillere destan, baarlarn okullarda rnek gsteriliyor. bn-i Sina'nn kaln bir kitabn sfahan'da yedi kez okuduktan sonra, onu Niapur'da kelimesi kelimesine ezbere tekrarlayan sen deil misin? Hayyam, hnerinin Maverannehir'de duyulmu olmasndan memnun, ama yine de endieli idi. Bir Safi kadsnn azndan, bn-i Sina'nn adn duymak, yine de gven verici deildi; stelik, daha hl oturmasna izin kmamt. Ebu Tahir devam etti: Anlatlanlar sadece bulularn deil. Pek tuhaf drtlklerin de varm. ll szler, sulayc deil, aklayc deil, sadece dolayl biimde sorgulayc. mer, sessizlii bozmann sras geldiine karar verdi: Kesik Yz'n syleyip durduu rubai, bana ait deil. Kad, elinin tersi ile bu ka kar koydu. Bu kez sesi sertti: unu ya da bunu yazm olman nemli deil. ylesine zndka szler naklettiler ki, bunlar tekrarlayacak olursam, kendimi yazar kadar gnahkr sayarm. Sana itiraf ettirmek, seni cezalandrmak niyetinde deilim. Simyaclk sulamalar, bir kulamdan girip, dierinden kt. imdi yalnzz, birbirini tanyan iki kii gibi ve ben sadece gerei bilmek istiyorum. mer'in ii rahat deildi, bir tuzaktan kukulanyor, konumaktan ekiniyordu. Kendini imdiden cellada teslim edilmi gryordu. Uzuvlar kesilmi, paralara ayrlm ya da armha gerilmi olarak. Ebu Tahir, sesini ykseltti. Neredeyse baryordu: Niapurlu adrc brahim'in olu mer, bir dostu tanyabilir misin? Bu szlerde, Hayyam' kamlayan bir itenlik hissediyordu. "Bir dostu tanmak m?" Soruyu ciddiyetle tartt, Kad'nn yzn 18 19 inceledi, srtmasna, sakalnn titreyiine dikkatle bakt. Gven duygusu yava yava iini kaplad. Yz hatlar gevedi. Yumuad. Muhafzlarn ellerinden kurtuldu, zaten Kad'nn iareti zerine, onlar da onu skmyordu. Kad itenlikle glmsedi ama yine de sorusunu tekrarlad: Sen, sylendii gibi zndk msn? Bu bir soru olmaktan ok bir mitsizlik l idi. Hayyam yantlad: Yobazlarn gayretkeliinden ekinirim ama, Bir'in iki olduunu asla sylemedim. Sylemedin ama dndn m? Asla, Tanr tanmdr.

Benim iin bu yeterli. Tanr iin de, sanrm. Ya halk iin? Szlerini, hareketlerini gzlyorlar. Benimkileri de, Hkmdarnkini de. Sen yle demisin: "Arasra, Gnee yardmc olan glgenin bulunduu camilere giderim..." Sadece, Yaradan ile bar iinde olan bir insan, ibadet yerinde rahat uyur. Ebu Tahir'in kukulu baklar zerine, mer heyecanla devam etti: Ben, iman Yarg korkusu, duas da secde etmek olanlardan deilim. Nasl m dua ederim? Gle bakarm, yldzlara bakarm, yaratln gzelliine hayran kalrm, Yaradan'n en byk, en gzel eseri olan insana, bilgiye alk duyan beynine, sevgiye susam olan yreine, duyularna, uyanm ya da doyuma ulam tm duyularna hayranlk duyarm. Kad, dnceli dnceli ayaa kalkt, gelip Hayyam'n yanna oturdu, elini babaca omuzuna koydu. Muhafzlar akn akn birbirlerine bakyordu. Dinle gen dostum, Yce Tanr sana, bir dem olunun eriebilecei en deerli eyi vermi: zek, belagat, salk, gzellik, renmek arzusu, hayattan zevk alma, erkeklerin takdiri ve sanrm kadnlarn hayranl. Seni, bilgelikten yoksun brakmadn umarm. nk dilini tutma bilgelii olmazsa, btn bu saydklarma ne hayranlk duyulabilir ne de korunabilir. Dndm sylemek iin yalanmay beklemem mi gerek? Btn dndklerini syleyebilecein gn, torunlarnn torunlar yalanacak zaman bulur. Bizler, giz ve korku an yayoruz. Senin iki yzn olmal, birini halka dierini de kendine ve Tanr'ya gstermelisin. Gzlerine, kulaklarna, diline sahip olmak istiyorsan, gzlerin, kulaklarn, dilin olduunu unut. Kad sustu, tepeden inme bir sessizlikti bu. Karsndakini konumaya davet etmeyen, aksine oday tmyle dolduran, hizaya getirici bir sessizlik. mer, gzleri yerde, bekliyordu. Kad'nn, kafasndaki szckleri semesine frsat vermek istiyordu. Oysa Ebu Tahir derin bir nefes aldktan sonra adamlarna sert bir emir verdi. Adamlar ekildiler. Kapy kapattklarnda, kad kalkt, bir duvar halsn kaldrd, sonra oymal bir kutunun kapan at, iinden bir kitap kartarak zenle mer'e verdi. Artk yumuam, yz koruyucu bir ifade almt. te bu kitap, benim, yani Benjamin O. Lesage'nin, ellerimle tuttuum, dokunduum kitapt. Sanrm eskiden de, dokunulduu vakit ayn duyguyu verirmi. Kitap kaln ve sert bir ciltle kapl ve yz kabartmal idi. Yapraklarnn kenarlar yenmiti. Ama o unutulmaz yaz gecesinde, Hayyam kitab atnda, ikiyzelli bo sayfa grd, zerlerinde ne bir yaz, ne bir resim, kenarlarnda ne bir knt, ne bir not, her hangi bir yerinde ne bir minyatr! Ebu Tahir, heyecann gizlemek iin, ii rtkanla vurdu: Bu in Kaghez'inden yaplm. Bugne dek Semerkantta imal edilmi en iyi kt cinsi. Maturid mahallesinden bir Yahudi, eskiden kalma yntemle, beyaz dut aacndan imal etti bu kd. Salt benim iin. Dokun bak, aynen ipek gibi. Boazn temizleyerek devam etti: Benden on ya byk bir aabeyim vard. ldnde, senin yandayd. Dnemin hkmdarnn houna gitmeyen bir iir yazd iin Belh kentinde ikenceyle

ldrld. Onu, ayr bir mezhep kurmakla suladlar. Doru mu bilmiyorum. Ama bir iire, zavall bir rubaiden biraz daha uzun bir iire karlk hayatn koymasn hi affetmedim. Sesi atallat, nefes nefese ayaa kalkt: Bu kitab sakla. Dncende bir msra olutuu ve gn na kmak iin dudaklarna kayd her seferinde, onu kendine sakla, sr gibi gizlenecek bu kitaba yaz. Yazarken de Ebu Tahir'i unutma. Kad, bu davran ile, bu szleriyle, edebiyat tarihinde en iyi korunmu gizlerden birine yol atn biliyor muydu? mer Hayyam'n o ince iirlerini kefetmek, Rubaiyat'n alarn en zgn yapt saymak ve Semerkant'n bu elyazmas kitabnn garip yksn renmek iin, aradan sekiz yz yl gemesi gerekeceini nereden bilecekti? 20 21 III mer o gece, Ebu Tahir'in geni bahesindeki tepelerden birinde, kendisine ayrlan yazlk kkn iinde, uyumak iin dnenip durdu. Yanbanda, alak bir sehpann zerinde, kalemi, hokkas, snm kandili ve ilk sayfas alm, zerine hibir ey yazlmam kitab duruyordu. Sabaha kar bir rya grd: gzel bir cariye ona bir tepsi zerinde dilimlenmi kavunlar, yepyeni bir giysi, in ipeinden sarklk kuma getiriyor, bir de kulana fsldyor: Efendi seni sabah namazndan sonra bekliyor. Oda imdiden dolmu, ikyetiler, talepiler, dalkavuklar, akrabalar, her evreden ziyaretiler ve bunlarn arasnda, haber almak zere gelmi olan Kesik Yz. mer, kapdan ieriye szlm, Kad'nn sesi, herkesin dikkatini zerine toplam: mam mer Hayyam aramza ho geldi. Hi kimse, Peygamberimizin hadislerini onun kadar bilemez. Kimse, gvenilirliini tartamaz. Sylediklerine kimse kar kamaz. Ziyaretiler tek tek ayaa kalkp temenna ettiler. mer, kaamak baklarla Kesik Yz'e bakt. Adam kede durmu, patlayacak gibi ama yine de alayc bir yz taknm. Ebu Tahir, yanndakilere hzla yer atrarak, mer'i sana oturttu. Sonra da konumaya balad: Deerli konuumuzun bandan, dn akam bir olay gemi. Horasan'da Fars'ta, Mazandaran'da balar stnde tutulan, her kentin konuk etmek iin birbiriyle yart, her hkmdarn saraynda grmek istedii konuumuz, dn akam Semerkant sokaklarnda tartaklanm. Orada bulunanlardan fkeli sesler ykseldi, Kad durdurmadan nce, grlt bir sre devam etti. Ebu Tahir devam etti: Daha da kts, arda az daha bir ayaklanma olacakm. Tam da, Saltanatn Gnei, sevgili hkmdarmz Nasr Han, Allah'n izniyle bu sabah Buhara'dan kentimize gelecei srada! O g-

22 ruh durdurulmasa ve datlmasayd, bu sabah duyacamz znty, tahmin etmeye bile cesaret edemiyorum. Ama hemen belirteyim: nice kelle omzunun zerine dm olacakt. Ebu Tahir, nefes almak ve yaratt etkiyi anlamak, korkunun yreklere iyice sinmesini beklemek iin durdu. Neyse ki bir eski rencim, ki imdi aramzda bulunuyor, deerli konuumuzu tanm ve gelip bana haber verdi. Kad parma ile Kesik Yz iaret etti ve ayaa kalkmasn syledi: mam mer'i nasl tanyabildin? Cevap yerine bir mrlt... Kad bard ve yannda oturan ak sakall ihtiyar gsterdi: Daha yksek! uradaki yal amcan seni duyamyor. Kesik Yz, zoraki, konutu: Deerli konuumuzu belagatinden tandm. Onu kadmza getirmeden nce, kimliini sordum. yi yapmsn. Ayaklanma srseydi, kan akard. Gel, konuumuzun yanna otur. Bu onuru hak ettin. Kesik Yz yapay bir uysallkla yaklat srada, Ebu Tahir, mer'in kulana fsldad. Sana dostluk gstermese de, en azndan herkesin nnde sana sataamaz. Sonra yksek sesle devam etti: Bana gelenlere karn, Hoca mer'in Semerkant' kt anmasn istemeyiz. Hayyam cevap verdi: Dn akam olanlar unuttum bile. leride, bu kenti dndmde, aklmda bambaka bir grnt kalacak. O da harika bir adamn grnts. Ebu Tahir'den sz etmiyorum. Bir kadya yaplacak en gzel vg, onun meziyetlerini saymak deildir, sorumlu olduu, ynettii kiilerin drstldr. Semerkant'a geldiim gn, katrm Ki Kapsna giden son yokua da trmanm, ben de yere henz ayak basmken, bir adam yanma geldi. Bu kente ho geldin, dedi. Ailen, dostlarn var m? Bir yankesici, en azndan bir dilenci olabilecei korkusu ile, bir taraftan yrrken bir yandan da cevap verdim: "Hayr yok!" Adam: "Benden korkma soylu ziyareti," dedi. "Ben burada bekleyip, gelen ziyaretileri arlama emrini efendimden aldm." Adam, fakir bir adama benziyordu ama st ba temiz, kendisi de ok saygl idi. Onu izledim. Biraz sonra, beni ar bir kapdan geirip, bir kervansarayn avlusuna soktu. Orta yerde bir kuyu vard. n23 sanlar ve hayvanlar suyundan yararlanyordu. Avlu, epeevre bir sr odas olan iki katl bir binayla evriliydi. Adam, "Burada kalabilirsin" dedi. "ster bir gece, ister bir mevsim. Yatacak ve yiyecek bulursun. Katrn iin de ot bulursun." Ka para vereceimi sorduumda, "Sen burada efendimin konuusun" dedi. "Bunca cmert, konuksever Efendin nerede, gidip ona teekkr edeyim" dedim. "Efendim leli yedi yl oluyor. Bana, Semerkant'a gelen yolculara sarf etmem iin gerekli paray brakt" dedi. yiliklerini anlatmam iin, Efendinin adn syle dediimde, "krann Yce Tanr'ya ynelt. Kimin iin kendisine kredildiini bilir" dedi. Ve

bylece, bir ka gn, bu adamn konuu oldum. Kervansaraya girip, kyordum. Sofram nefis yemeklerle donanyor, hayvanma da benim bakacamdan iyi baklyordu. mer, kendisini dinleyenlere bakt, anlattklar ne gzlerde bir lt, ne dudaklarda bir prlt yaratmt. ardn anlayan Kad: Daha nice kent, slam lkesinin en konuksever kenti olduunu iddia eder. Ama bu sfat sadece Semerkant hak eder. Bildiim kadar ile, bugne kadar hibir yolcu, yatacak ve yiyecek paras vermemitir. Yolculara ya da yoksullara yardm edebilmek iin iflas etmi nice aile tanrm. Ama tek bir gn vndklerini duyamazsn. Sokak balarnda grdn emeler, gelen geenin su imesi iin yaptrlmtr. Kimi tuladan, kimi iniden, kimi bakrdan iki bin eme vardr, hepsi Semerkant'llarn armaandr. Bir teki bile, teekkr alacam diye, zerine adn yazdrmamtr. Doru, dedi mer. Hibir yerde buna benzer bir cmertlie rastlamadm. Ama yine de, aklma taklan bir soruyu sorabilir miyim? Ne soracan biliyorum. Konukseverlii bunca ileri olan kiiler nasl oluyor da, senin gibi bir konua iddet gsterebiliyor? Ya da Uzun Cabir gibi zavall bir ihtiyara? Cevabm tek bir szckle vereceim: korku! Burada grdm iddet, korkunun ocuudur. Dinimize her yandan saldrlyor. Bahreyn'deki Karmati'ler, Kom'daki mamiyeciler, Konstantiniyye'deki Rumlar, tm kfirler ve zellikle Badat'n ortasna kadar hatta Semerkant'a kadar gelmi olan Msr'daki smailiyeliler. Bizim slam kentlerimizin nasl olduklarn unutma. Mekke, Medine, sfahan, Badat, am, Buhara, Merv, Kahire, Semerkant, her biri bir anlk ihmalin lletirecei kentler. Her biri, kum frtmalarna ak. Kad, pencereden giren gne na bakt. Ayaa kalkt. Ellerini rpt: Bize yolluk getirsinler. Yol boyunca kuru yemi yemeyi adet edinmiti. Dostlar ve konuklar da ona uyard. Bu yzden orta yere bir sini getirdiler. zeri tepeleme zm ile doluydu. Herkes ceplerini doldurdu. Sra Kesik Yz'e geldiinde bir avu alp, Hayyam'a verdi: zm, arap olarak vermemi yelerdin. Yksek sesle konumamt ama, orada bulunanlar nefeslerini tutmutu. Herkes mer'e bakyordu. O ise: arap imek istenirse, saki de, iki arkada da zenle seilir, dedi. Kesik Yz, sesini hafife ykseltti: Ben, tek damla ime heveslisi deilim. Cennete gitmek istiyorum. Bana elik etmeye niyetli grnmyrsun. Hikmet yumurtlayan ulema takm ile sonsuza dek ahirette olmak m? Yok, hayr. Tanr bizlere daha baka eyler vaad etti. Konuma burada bitti. mer, Kad'ya yetimek iin hzland. Kad: Kent halk seni yanmda grmeli, dedi. Dn akamki izlenimleri silinir bylece.

Kad'nn evi nnde biriken kalabaln iinden, bir armut aacn siper etmi akamki kestane hrszn fark eder gibi oldu mer. Yavalad. Gzleriyle onu arad. Ama Ebu Tahir onu iteledi: abuk ol. Han bizden nce gelmi olursa, kemiklerini krarm. 24 25 IV Mneccimler ta ezelden beri bunu sylyor ve doru sylyor. Drt kent var ki, isyan yldz altnda domu. Bunlar Semerkant, Mekke, am ve Palermo'dur. Bu kentlerin insanlar, zorla olmadka asla yneticilerine ba ememiler, adaletin klc olmadka asla doru yoldan gitmemiler. Peygamberimiz, Mekke'nin kstahln klc ile gidermi, ben de Semerkant'n kstahlna adaletin klc ile son vereceim! Maverannehir'in hkmdar Nasr Han, her yan kakmal, muazzam tahtnn nnde ayakta durmu, el kol hareketi ile konuuyor, sesi etrafmdakileri titretiyordu. Gzleri, topluluk iinde bir kurban, kprdanma creti gsterebilecek bir ift dudak, inanmayan bir bak, bir ihanet belirtisi yakalamaya alyordu. Ama herkes, igdsel olarak, yanndakinin arkasma saklanm, srtn, boynunu, omuzlarn, frtna geene dek, gizlemeye alyordu. Nasr Han, penesine uygun bir av bulamad iin, tren giysilerine saldrd ve pepee her birini srtndan karmaya balad. Trk-Mool ivesi ile sralad kfrlerin ard arkas kesilmiyordu. Gelenee gre, hkmdarlar, st ste , drt, bazen yedi kat giyinirler ve gn boyu, bu ilemeli giysilerini, onurlandrmak istedikleri kimselerin srtlarna geirirlerdi. Byle davranmakla Nasr Han, o gn onurlandraca kimse olmadn gstermi oluyordu. Oysa, hkmdarn Semerkant'a her geliinde olduu gibi, o gn de enlik yaplmalyd ama daha ilk saniyelerden itibaren, herkesin keyfi kamt. Nasr Han, Siab rma boyunca tal yollar ap, kentin kuzeyindeki Buhara Kapsndan girmiti Semerkant'a. Yz glyor, iyice ekik gzleri prldyor ve elmack kemikleri alev alev yanyordu. Sonra, birdenbire keyfi kaverdi. Aralarnda Ebu Tahir'in de bulunduu ikiyz kadar erafa yaklam, kalabala bir gz atm, aradn bulamaynca, atn mahmuzlayp, anlalmaz szlerle uzaklamt. Siyah ksrann zerinde dimdik, somurtkan, sabahn erken saatinden beri toplanm kalabaln alklarna cevap vermeden geip gitti. Kimileri, "arzuhalci'lere yazdrdklar dilekeleri ellerinde sallyordu ama, bouna! Kimse dilekesini hkmdara sunma cesaretini bulamamt. Daha ok vezirine bavuruluyor, o da ktlar toplamak zere atnn zerinden eiliyor ve ilgilenecei vaadinde bulunuyordu. Nasr Han, nnde hanedann kara bayraklarm tayan drt atl, ardnda koca bir emsiye tutan, yar beline kadar plak bir kle ile, iki yan aal yoldan geti, arik ad verilen su yollar boyunca ilerledi ve Asfizar mahallesine vard. Sarayn, Ebu Tahir'in evinin iki adm tesinde, ite bu mahallede yaptrmt. Gemite, hkmdarlar kale iinde otururlard, ama son savalarda kale ykld iin, oray

terk etmek gerekmiti. Artk kalede sadece yurtlarn kuran Trk askerlerinin karargh vard. Hkmdarn keyifsizliini gren mer, Saraya gitmeye ekinmi ama Kad, nl dostunun orada olmas havay deitirir midiyle srar etmiti. Yolda giderlerken; Ebu Tahir neler olduunu anlatt Hayyam'a: Kentin ileri gelen din adamlar, Han, silahl muhaliflerinin siper kurduklar Buhara'daki Byk Cami'yi yaktrd iin, onu karlamaya gelmemilerdi. Kad: Hkmdar ile din adamlar arasnda bitmez tkenmez bir sava var dedi. Bazen ak ve kanl, ou kez kurnaz ve sinsi. Ulema takmnn, hkmdarn davranlarndan bezmi olan baz subaylarla iliki kurduu da sylenmekteydi. Anlatldna gre, Nasr Han'n atalar, yemeklerini subaylar ile bir arada yer, iktidarlarnn, cengverlerinin cesaretine dayal olduunu gstermek iin hibir frsat karmazlarm. Ama, kuaktan kuaa, Trk Hakanlar, Acem hkmdarlarnn kt alkanlklarn edinir olmular, kendilerini yar-tanr gibi grmeye balam giderek daha atafatl trenler dzenlemiler ve bu durumu subaylarna kabul ettirememilerdi. ou, dini liderlerle iliki kurmu ve onlarn Nasr'a dil uzatmalarn, slam'n yolundan ayrldn sylemelerini keyifle izler olmulard. Dini btn bir adam olmasna karn babas, saltanatn, sarkl kelleleri uurtmakla balatm deil miydi? lerinde bulunduklar o 1072 ylnda, Ebu Tahir, Hakan ile ilikileri iyi olan ender din adamlarndan biriydi. Onu sk sk Buhara'da ziyaret eder, hkmdarn Semerkant'a her geliinde onu trenle karlayp arlard. Onun bu uzlamac tutumu, bir ksm ulemann hi houna gitmiyordu ama ounluk, kad ile hkmdar arasndaki bu yaknlktan memnundu. 26 27 Kad, bir kez daha uzlamac tutumu ile, Nasr'a kar kmaktan saknarak onu yumuatacak her yolu denedi. fkesinin gemesini bekledi. Hakan tahtna oturduunda ve srtn yumuak yastklara dayadnda, mer'in de iini rahatlatan bir ustalkla ii ele ald. Vezire iaret eder etmez, ieriye bir cariye girdi ve sava meydann andran yerden, Hakann giysilerini toplamaya balad. Havada hemen bir hafifleme olmu, herkes gevemi, fsldamalar balamt. Kad, kabul odasnn ortasna kadar ilerledi, hkmdarn karsnda durdu, ban edi ve tek kelime etmedi. Uzunca bir sessizlikten sonra Nasr, bkkn fakat gl bir sesle: "Bu kentin tm ulemasna, sabah ezannda gelip ayaklarma kapanmasn syle" diye buyurdu. "Ba emeyen kafa, uurulacak; kimse kamaya yeltenmesin, fkemden kap snabilecekleri tek bir lke yoktur." Herkes, frtnann gemi olduunu, hkmdarm tutumundan anlad. Hkmdarn cezalandrmaktan vazgemesi iin, din adamlarnn yola gelmeleri yeterli olacakt. mer, ertesi gn kad ile birlikte Saraya gitti. Hava tmden deimiti. Nasr tahtna oturmutu. Yan bandaki klelerden biri, zeri pembe ekerlerle dolu bir tepsiyi tutmakta, hkmdar birini alp dilinin zerine koyarken, dier elini, glsuyu dkme tel iindeki kleye uzatmaktayd. Bu hareket yirmi-otuz kez tekrarla-na dururken, heyetler de hkmdarn nnden gemekteydi. Bunlar

zellikle Asfizar, Panjkin, Zagrimah, Maturid gibi mahallelerin temsilcileriydi. ardaki esnafn ve loncalarn temsilcileri, bakrclar, ktlar, ipekiler ve sakalarn yani sra, korunmaya alnm topluluklarn, yani Yahudilerin, Mecusilerin ve Nesturi Hristiyanlarnn temsilcileri de vard. Hepsi nce yeri pyor, sonra dorularak, Hakan ekilmeleri iin iaret edene kadar, iki bklm bekliyorlard. Hakan iaret verince, szcleri bir ka kelime ediyor, geri geri giderek ekiliyorlard. Odadan karken, hkmdara srtlarn evirmeleri sz konusu deildi. Tuhaf bir alkanlk! Bu usul, saygnlna fazlasyla dkn bir hkmdar tarafndan m, yoksa pek kukucu bir ziyareti tarafndan m konulmutu? Sonunda sra, merakla beklenen din adamlarna geldi. Yirmi kii kadardlar. Ebu Tahir, gelmelerini hi zorluk ekmeden kabul ettirmiti. Btn kzgnlklarn gsterdiklerine gre, bu yolda srar etmek kurban vermeyi gerektirirdi ki, buna da hibirinin niyeti yoktu. te imdi tahtn karsna dizilmiler, her biri yana gre edilebildii kadar eilmi, dorulmak iin hkmdarm iaretini bekliyordu. Ama iaret bir trl gelmiyordu. On dakika gemiti. Sonra yirmi dakika. En genleri bile, bu rahatsz durumda kalabilmenin zorluunu ekiyordu ama baka are de yoktu. zinsiz dorulmak, Hakann yldrmlarn zerine ekmek olurdu. Her biri, ardarda diz st dmt. Bu da eilmek kadar sayg gstermekti ama hi deilse daha az yorucu idi. Sonuncusu da diz st ktnde, hkmdar kalkmalarn ve hibir konuma yapmadan ekilmelerini emretti. Kimse, iin byle sonulanmasna amad. Bu, denmesi gereken bir bedeldi. Daha sonra sra Trk subaylarna, erafa ve ky aalar dihknlara. geldi. Rtbelerine ve mevkilerine gre, kimi hakann elini, kimi ayan, kimi de omzunu pyordu. Sonra bir ozan yaklat, han ven bir kaside okudu. Hakan, skldn aka belli etti, vc szn bir iaretle kesti. Vezirine iaret etti, o da eilip hakan dinledikten sonra, orada bulunanlara seslendi: Efendimiz hep ayn eyleri duymaktan bktn sylyor. Artk ne aslana, ne kartala ne de gnee benzetilmek istiyor. Baka syleyecek eyi olmayan ekilsin. 28 29 V Vezirin bu konumasndan sonra, srann kendilerine gelmesini bekleyen ozanlar arasnda mrldanmalar, kprdanmalar, karklklar grld. Bazlar, usulca ortadan kaybolmak zere, bir iki adm geri att. Aralarndan yalnzca bir kadn, sert admlarla yaklat. mer'in merakl baklarn gren kad: Bu Buhara'l bir kadn air. Kendini Cihan diye artyor. Dnya gibi, lem gibi Cihan. Bir hayli dedikoduya yol am ak yklerine sahip gen bir dul, dedi. Sesi uyarcyd ama mer'in bir kez merak kabarmt, gzlerini kadndan alamyordu. Cihan, peesini hafife kaldrm, boyasz dudaklar ortaya kmt. Gzel bir iir okumaya balad. iirde, bir kere olsun hkmdarn ad gemedi. Hayr, Semerkant' ve Buhara'y sulayan, suyunu almaya hibir denizin layk olmamas yznden ln derinliklerinde kaybolan Zerefan rman vyordu.

Nasr Han, her zamanki alkanl ile: yi dedin, dedi. Azn altnla dolsun. Cihan, zeri altn para dolu geni bir tepsinin nnde eildi ve altnlar tek tek azna doldurmaya balad. Herkes yksek sesle saymaya balad. Cihan, boazna taklan bir hkrk yznden boulacak gibi olunca, bata hkmdar, herkes kahkahayla gld. Vezir, kadnn yerine dnmesi iin iaret etti. Azndan kan altn, tam krkalt dinard. Glmeyen tek kii Hayyam'd. Gzleri Cihan'a taklm, ona kar ne gibi duygular hissettiini anlamaya alyordu. iiri o denli saf, syleyii o denli vakur, yrei o kadar cesur bu kadnn, bu aalayc dle boyun emesini anlayamyordu. Cihan peesini kapatmadan nce daha da ykseltmi ve bir bak frlatmt. mer, bu bak yakalad, iine ekti ve orada kalmasn istedi. Bu, kalabalm kavrayamayaca bir ksack an, bir sevgili iin upuzun bir sonsuzluktu. Hayyam, zamann iki yz var diye dnmekten kendini alamad. Zamann iki yz, iki boyutu var. Uzunluu gnee, genilii tutkulara uyarlanm. Bu esiz an, koluna dokunmakla, Kad bozmu oldu. Artk ok geti. Kadn yok olmu, ortada sadece bir araf kalmt! Ebu Tahir dostunu Han'a tantt: Yce katnzda, Horasan'n en byk bilgini mer Hayyam bulunuyor. Onun iin, hibir bitkinin, hibir yldzn srr yoktur. Ebu Tahir'in, Hayyam'n bildikleri arasnda tptan ve mneccimlikten sz etmesi bouna deildi. Hkmdarlar her zaman bu iki dala ilgi duymulardr. Birincisine, salklarn ve yaamlarn korumak, ikincisine yazglarn anlamak iin! Hakan memnun olduunu, onurlandn syledi ama, o gn bilimsel konumalar yapmak niyetinde deildi. Konuunun durumunu deerlendiremeyerek: Az altnla dolsun! dedi. mer irkildi, ard ve yznde bir tiksinti belirtisi grld. Bunu anlayan Ebu Tahir rkt; hkmdar red etmek onu kzdrabilirdi. Dostunu kolundan tuttu ama ge kalmt. Hayyam konumaa balamt bile: Hametl beni mazur grsnler, ama oruluyum. Azma bir ey koyamam dedi. Yanlmyorsam, oru ay geceli hafta oluyor. Ramazanda seferi idim. Niapur'dan Semerkant'a gelirken orucu braktm. Sonradan borcumu deyeceime and itim. Kad dehete dt, odadakiler kprdad, hkmdarn yznden bir ey anlamak olanakszd. Soruyu Ebu Tahir'e yneltmeyi yeledi: Sen ki dinin kurallarn bilirsin, azna altn sokup kartmakla Hoca mer'in orucu bozulur mu? Kad yansz bir sesle: Tam olarak sylemek gerekirse, azdan giren her ey orucu bozar, dedi. Altnn yanllkla yutulduu da olmutur. Nasr bu gr kabul etti ama tatmin olmad. mer'e dnerek: Red ediinin gerek nedeni bu mu? diye sordu. Hayyam bir an duraksad, sonra: Tek nedeni bu deil, dedi.

Konu yleyse. Benden korkmana sebep yok. Bunun zerine mer u drtl okudu: 30 31 Beni sana getiren yoksulluk muydu? stekleri basitse, kimse yoksul deil. Drst ve zgr onurlandrabiliyorsan, Beklediim, onur vermen, baka bir ey deil. Ebu Tahir kendi kendine: Hey gnlerin kararsn Hayyam, diye sylendi. Byle bir eyi aslnda istedii yoktu ama korkusundan sylemiti. Hakann fkeli sesi kulaklarndan gitmemiti, bu kez iin stesinden gelebileceinden emin deildi. Han, derin bir dnceye dalmasna sessiz, hareketsiz kald; yanndakiler, azndan kacak ilk szc, bir idam hkm beklercesine bekliyor, dalkavuklarn bir ksm usulca yok olmann yollarn aryordu. mer, bu genel aknlk havasndan yararlanarak, Cihan'n gzlerini arad. Cihan, bir stuna dayanm, yzn avularnn iine almt. Acaba mer iin mi korkuyordu? Sonunda Han ayaa kalkt. mer'e doru kararl admlarla yrd. Ona kuvvetle sarld, elinden tutup peinden srkledi. Tarihiler: "Maverannehir'in Efendisi, mer Hayyam' o denli sayyordu ki, onu hep tahtnda, yan banda oturtuyordu." diye yazdlar. Saraydan ktklarnda, Ebu Tahir: Artk Han ile dostsunuz, dedi. Az nce boazn kurutan korku ne denli bykse, imdi de sevinci o denli bykt. Ama Hayyam: Denizin komusu olmaz, hkmdarn dostu olmaz ataszn unuttun mu? diye sormaktan kendini alamad. Alan kapy kmseme. Saraydaki gelecein izilmi grnyor. Saray hayat bana gre deil. Tek dm, tek tutkum, gnn birinde bir rasathane, bir gl bahesi sahibi olmak. Sonsuza dek, elimde arap, yanmda gzel bir kadn, gkyzn incelemek istiyorum. Ebu Tahir gld: u air kadn kadar gzel, dedi. mer'in tek dnd oydu ama sustu. Azndan kacak en ufak bir szcn kendisini ele vermesinden ekiniyordu. Kad, biraz hafif davrandn anlayarak, szn deitirdi: Senden bir ey isteyeceim. - steklerimle beni martan sensin her zaman. - yle olduunu kabul edelim ve diyelim ki karlnda bir ey istiyorum. Evin nne gelmilerdi. Ebu Tahir, konumalarn sofrada srdrmeyi nerdi: - Seninle ilgili bir tasarm var. Bir kitapla ilgili. Bir an iin Ru-

baiyat' unutalm. O benim iin bir dahinin kaprisleri. Sen asl tpta, astrolojide, matematikte, fizikte ve metafizikte baarlsn. bni Sina'nn lmnden beri, bu konular senden iyi bilen yok derken yanlyor muyum? Hayyam cevap vermedi. Ebu Tahir devam etti: te bu dallarda senden bir kitap bekliyorum. Sonuncusu olacak bir kitap ve onu bana ithaf etmeni istiyorum. Sanmam ki bu alanlarda sonuncu kitap olsun ve bu nedenle bugne dek hibir ey yazmadan sadece okudum, rendim. Akla. Eskileri ele alalm. Yunanllar, Hintlileri, benden nceki Mslmanlar. Tm bu konularda pek ok kitap yazdlar. Yazdklarn yineleyecek olursam, benim iim nafile i olur. Onlara kar ksam, ki bunu hep istedim, benden sonrakiler de bana kar kacaklar. Bilginlerin yazdklarndan geriye, yarn ne kalacak? Kendilerinden nce gelenleri karalamalar. Bakalarnn kuramlarn nasl yktklar belki anmsanacaktr ama kendi kurduklar kuramlar da bakalar tarafndan yklacaktr, hatta ardndan gelenlerce alaya alnacaktr. Bilinen yasadr bu; iirde byle bir yasa yoktur, sonraki ondan ncekini asla yadsmaz, ardndan gelen de onu yadsmaz! Yzyllar, byk bir rahatlkla aar. te bunun iin Rubaiyat' yazyorum. Bilimde beni hayran brakan nedir bilir misin? Onda, iirin yceliini bulurum, matematikte saylarn ba dndrc tadn, astronomide evrenin gizemli mrltsn. Ama bana gerek olandan ltfen sz etmeyin! Bir an durdu, sonra devam etti: Semerkant'n evresinde dolatm gnler oldu. zerlerinde, artk hi kimsenin zemedii yazlar olan harabeler grdm. Kendi kendime dedim ki: Eskiden burada ykselen kentten, geriye ne kald? Nasl bir krallk vard, nasl bir bilim, nasl bir yasa, nasl bir gerek? Hi. stediim kadar bu enkazn altn stne getireyim, bir anan zerinde bir yz, bir duvarda bir resim paras bulabildim sadece. te bin yl sonra, benim zavall iirlerim de byle olacak. Krk mlekler, resim paralar, sonsuza dek gml32 33 m bir dnyann artklar. Bir kentten geriye kalan, yar yarya sarho bir airin zerinde gezdirdii kaytsz baklardr. Ebu Tahir, pusulasn arm gibiydi: Szlerini anlyorum diyebildi. Ama yine de Safi bir kadya arap kokan iirler adamak istemezsin herhalde. mer, eer arab sulandrmak denilebilirse, uzlamac, minnet dolu bir tavr taknd. Bu konumay izleyen aylarda, kp denklemleri ile ilgili ciddi bir eser yazmaya koyuldu. Bu cebirsel denklemin bilinmeyenine, Arapa ey diyordu. Bu szck spanyolca yaptlarda Xay diye yazldndan, zamanla X biimi alacak ve bilinmeyeni gstermekte kullanlan evrensel X harfine dnecekti. Hayyam, Semerkant'ta tamamlad eserini, koruyucusuna adad: "Bizler bilim adamlarnn gzden drldkleri bir an kurbanlaryz. Aralarnda pek az, gerek bir aratrma yapmak olanan bulabiliyor... Gnmz bilginlerinin bilmedikleri eylerden biri, maddi sonular kartmak... Bu nedenle, bu dnyada

olup biten kadar Bilime ve insanolunun kaderine ilgi duyan bir kiiye rastlamak midini yitirmiken, Tanr karma byk kad Ebu Tahir'i kartt. Bu almay onun yardm ile tamamlayabildim." Hayyam o akam, artk evi gibi kulland bahedeki kk kkne dndnde, akamn o saatinden sonra yazamam diye yanna lamba almamt. Yolunu ay aydnlatyordu. evval'in bu son gnlerinde, ay incecik bir hill biiminde olduu halde... Kad'nn konandan uzaklar uzaklamaz, el yordamyla yrmee balad ve birka kez decek gibi oldu. Salkm stlerin dallar, yzne arpp duruyordu. Odasna girdiinde, tatl bir sesin tatl sitemi ile karlat: Daha erken gelirsin sanmtm. Bu kadn aklndan karmad iin mi sesini duyar gibi oldu? Usulca kapatt kapnn ardnda durmu, nce bir grnt semee alyordu. Bouna. Ses, bir sis perdesinin ardndan gelir gibi, yeniden duyuldu: Susuyorsun. Bir kadnn, odann mahremiyetini bozabileceini sanmyorsun. Sarayda baklarmz karlat geri ama, Han oradayd. Sonra Kad ve tm Sarayllar. Baklarn kardn. Nice erkek gibi sen de kamay yeledin. Basit bir kadn iin, kaderi zorlamak niye? eyiz olarak sivri dilinden ve kt nnden baka bir eyi olmayan bir dul iin Hakann fkesine yol amak niye? mer, sanki grnmeyen gler tarafndan yerine mhlanmt. Ne kmldayabiliyor, ne konuabiliyordu. Cihan: - Bir ey sylemiyorsun dedi. Ne yapaym, ben de kendi kendime konuurum. imdiye kadar giriken davranan da benim zaten. Sen saraydan ktktan sonra, hakknda bilgi edindim, nerede oturduunu rendim. Semerkant'l zengin bir adamla evli olan bir akrabamda kalacam bahanesi ile dar ktm. Genelde, sarayla birlikte yolculuk yaptmdan, haremde kalrm. Haremdeki arkadalarm beni sever, dar gidip onlara haber getirmemi isterler. Beni rakip olarak grmezler. Hann kars olmak gibi bir niyetim olmadn bilirler. Geri hakan batan kartabilirdim ama hkmdar karlarnn nemenem bir hayat yaadklarn yakndan grdm. Onun iin de istemem. Benim iin yaamak, erkeklerden daha nemli. Birinin kars olsam da olmasam da Hakan Divan'a gelip iir okumam istiyor. Benimle evlenmeyi dnd an, beni drt duvar arasna kapatmakla ie balar. aknlndan zorlukla kurtulan mer, Cihan'n sylediklerini aklnda tutamad ve ilk szckler dudaklarndan dkldnde Cihan'a ya da kendisine deil, bir glgeye konuuyor gibi konutu: Yetime anda ve daha sonralar bir bak ile, bir glmseme ile karlatm ok oldu. Geceleri, bu bak bedenlenip bir kadna, karanlkta bir prltya dnyordu. imdi ise, bu karanln iinde, gerek olmayan bir kkte, gerek olmayan bir kentte, sen, gzel kadn, stelik air kadn, kendini sunuyorsun. Cihan gld: Sunmak m? Ne biliyorsun? Bana dokunmadn, beni grmedin ve herhalde grmeyeceksin, nk gn domadan gideceim.

Koyu karanln iinde ipek kuma hrts ve koku birbirine kart. mer, nefesini tuttu, eti canland, bir ocuk safiyeti ile sormaktan kendini alamad: Peen hl yznde mi? Geceden baka rtm yok. 34 35 VI Bir kadn, bir erkek... Ad bilinmeyen bir ressam onlar yan yana uzanm, birbirlerine sarl olarak hayal etmi. Gllerden bir yatak, ayakucunda akan gm rengi bir dere, Cihan'a Hint tanrasnn dolgun memelerini yaktrm, mer'in bir elinde arap kadehi, dier eliyle sevgilisinin salarn okuyor. Her gn, Saray'da kar karya geliyorlard. Duygularn belli etmek korkusuyla birbirlerinden uzak duruyorlard. Hayyam her akam, kk kknn yolunu tutup sevgilisini beklemeye gidiyordu. Acaba ksmette ka gece beraberlik vard? Her ey hkmdara bal idi. O gitmee kalkrsa, Cihan da onlarla gidecekti. Hkmdar, nceden hibir aklamada bulunmazd. Bir sabah, atna atlad gibi Buhara'nn, Ki'in ya da Pencikent'in yolunu tutuverirdi gebe olu gebe! Saray, peinden yetimenin tel iinde.. mer ile Cihan, bu ann gelmesinden korkuyorlard. Her pte bir veda tad, her sarlta soluk kesici bir kaamak lezzeti vard. ok scak yaz gecelerinden birinde, mer Cihan' beklerken dar kt. Muhafzlarn sesleri yakndan gelince, rkt. Ama endiesi boa kt. Cihan, kimseye grnmeden gelmiti ite. lk pler kaamak, sonrakiler uzun uzun... Bakalarnn gnn bitirip, kendi gecelerine balamann bir yoluydu bu. Bu kentte bizim gibi buluan ka sevgili var dersin? Soruyu soran Cihan, muzip muzip fsldyordu. mer, gece takkesini dzeltti, yanaklarn iirdi, sesine bir arlk verdi: Durumu yakndan inceleyelim bakalm. Canlar sklan evli kadnlar, itaatkr kleleri, kendilerini satan ya da kiralayan fahieleri, i eken bakireleri bir kenara brakrsak, geriye ka kadn, kendi setii erkekle buluan ka sevgili kalr? Yine acaba ka erkek, sevdii kadnn, zellikle baka bir ey yapamad iin kendini sunan deil, bir baka nedenle kendini veren bir kadnn yannda uyur? Kimbilir? Belki bu gece Semerkant'ta tek bir seven kadn ve tek bir seven erkek vardr. Neden sen, neden ben, diyeceksin. nk Tanr nasl baz iekleri zehirli yaratmsa, bizi de k yaratm da ondan. mer glyor, Cihan'n gzyalar akyordu. - eriye girelim ve kapy kapatalm. Mutluluumuzun sesini duyabilirler. Birka kez sevitikten sonra, Cihan doruldu, yar yarya rtnd, sevgilisinden az teye gitti: - Sana bir sr vereceim. Bunu Han'n einden rendim. Neden Semerkant'a geldiini biliyor musun? mer onu durdurdu. Harem dedikodusu dinlemeye niyetli deildi: Hkmdarn srlar beni ilgilendirmiyor. Bunlar dinleyenin kulaklar yaklr.

Dinle beni. Bu sr, ikimizi de ilgilendiriyor, nk hayatmz altst edebilir. Nasr Han, askeri teftite bulunmak iin gelmi. Yaz sonunda, scaklar geer gemez, Seluklu Ordusunun saldracan sanyor. Seluklular Hayyam ocukluundan bilirdi. Mslman Asya'nn efendileri olmalarndan ok nce, doduu kenti ele geirmilerdi. Kuaklar boyu dillere destan Byk Korku, o gnlerden kalma idi. Hayyam'n doumundan on yl nce olmutu btn bunlar. Niapur'lular, bir sabah uyandklarnda, kentlerini Trk savalarnn kuattklarn grmlerdi. Ordularnn banda iki karde vard: "ahin" diye tannan Turul Bey ve "Atmaca" diye bilinen ar Bey. O sralarda adlar henz duyulmam ve daha yeni Mslman olmu gebe airet reislerinden Seluk Bey'in olu Mikil Bey'in iki olu idiler. Kentin ileri gelenlerine yle haber gndermilerdi: "Erkeklerinizin kstah, sularnzn yer altnda olduklar syleniyor. Direnecek olursanz, yer altndaki su oluklarnz yer stne, erkekleriniz de yer altna gider." Kuatma srasnda sk grlen palavralar! Yine de, Niapur'un ileri gelenleri, kent halknn canna ve malna dokunulmayaca, su yollarna zarar verilmeyecei szne karlk teslim olmaya karar verdiler. Yenenin sz ne ie yarar? Kuvvetler kente girer girmez, ar Bey adamlarn kent iine ve arya salmak istedi. Turul Bey, ramazan olduu ve bir slam kentinin ramazanda yamalanamayaca gerekesiyle kar kt. Gr benimsendi ama ar 36 37 Bey pes etmedi. Sadece halkn baland ramazan ayndan kana kadar beklemeye karar verdi. Kentliler, iki karde arasndaki gr farkn rendiklerinde, ertesi ay yamalanacaklarn, saldrya urayacaklarn ve ldrleceklerini anladlar. te Byk Korku byle balad. Saldrdan kts, saldrnn beklenmesidir. Hibir ey yapamadan, aalayc bekleyi. Dkknlar boalmt. Erkekler gizlenmiti. Kadnlar ve kzlar gsz kalm, alayorlard. Ne yapmal? Nasl kamal? Hangi yoldan gitmeli? galci her yeri tutmutu. Atl askerler, Byk Meydan arsnn evresinde, Yank Kap'da mahalle aralarnda, semt sokaklarnda gidip geliyorlard. Srekli sarhotular. Bir fidye, bir vurgun, bir rvet bekleyii iindeydiler. Dierleri de komu kyleri yamalyorlard. Orucun bitmesi, bayramn gelmesi istenmez mi genelde? O yl, orucun sonsuza kadar srmesi, bayramn hi gelmemesi istendi. Yeni ay gkyznde belirdii vakit, kimse ne elenmeyi, ne gezmeyi, ne kuzu evirmeyi dnebiliyordu. Zaten btn kent, biri aydr beslenen kurbanlk bir koyuna benziyordu. Bayram ncesinde, dileklerin yerine getirildii Kadir Gecesi'nde, binlerce kii, dua ve gzyalar iinde, geceyi camilerde, tekkelerde geirmiti. Kale iinde ise, Seluklu kardeler arasnda hararetli bir tartma srmekteydi. ar Bey, askerlerine aylardr para verilmediinden szlanyor, bu zengin kenti yamalamalar sz verildii iin savatklarn sylyor, ayaklanmak zere olduklarn, onlar daha fazla tutamayacam sylyordu.

Turul Bey, baka bir dilden konuuyordu: Biz, fetihler ncesi bir dnem yayoruz. Daha alacamz! nice kent var: sfahan, iraz, Rey, Tebriz ve daha niceleri. Teslim olduu halde Niapur'u yamalayacak olursak, bize hibir kapl almaz, hibir karargh zaaf gstermez. Dn grdn tm bu kentleri, ordumuz olmadan, askerlerimiz bizi terk edecek olurlarsa, nasl alrz? En sadk olanlar bile, imdiden ayaklanm durumda, tehdit savuruyor. ki kardein yannda, airetin kdemli subaylar vard ve hepsi ar'y doruluyorlard. Bundan cesaret alan ar, ayaa kalkp yle dedi: ok konutuk. Adamlarma kent sizindir diyeceim. Sen, seninkileri durdurmak istiyorsan, durdur. Herkes kendi ordusundan sorumludur. Turul cevap vermedi, kmldamad. Korkun bir ikilemin tam ortasndayd. Sonra birden srad ve hanerini eline ald. ar klcn ekti. Oradakiler, mdahale etmek mi yoksa her zamanki gibi iki kardein hesaplamasn izlemek mi gerektiini bilemiyordu. Sonra Turul konutu: - Aabey, bana itaat etmeni bekleyemem. Senin adamlarn da durduramam. Ama onlar kente salarsan, bu haneri kalbime saplarm. Bunu deyip, haneri kalbinin hizasna getirdi. Aabeyi bir an duraksad. Sonra kollarn aarak ona doru ilerledi ve kardeine sarld. Ona, bir daha kar kmayacana yemin etti. Niapur byle kurtuldu. Ama o yln Ramazannda duyduu Byk Korku'yu asla unutmad. 38 39 VII Hayyam: te Seluklular byledir, dedi. Hem insafszca yamac ve hem de en aalk ve en yce duygular besleyebilen aydn hkmdarlardr. zellikle Turul Bey, bir imparatorluk kuracak aptayd. sfahan' aldnda, ben yamdaydm, Badat' aldnda on yandaydm. Halifenin koruyuculuunu stlenmi ve "Dou ve Bat Kral Sultan" unvann almt. Yetmi yanda olduu halde Halifenin z kz ile evlenmiti. mer, byle konuarak belki de hayranln belirtmi oluyordu ama Cihan, saygszca glmeye balad. mer ona bakt, aln krt, ciddileti, alnd, bu ani kahkahaya bir anlam veremedi. Cihan, zr diledi: Bu evlilikten sz edince, bana haremde anlatlanlar anmsattn. mer, Cihan'm her bir ayrntsn anmsad yky hayal meyal hatrlyordu. Turul Bey, Halifeden kz Seyyide Hatunun elini isteyince, halife sararmt. Sultann elisi ekilir ekilmez de fkesinden patlamt: u Trk, yurdundan yeni frlam! Daha dne kadar atalar, bilmem hangi puta tapan ve bayraklarna domuz resmi koy- duranlardan gelme u Trk! Bir halifenin, soylularn soylusu bir adamn kzn nasl ister? Halifenin byle tir tir titremesinin nedeni, istei geri eviremeyeceini bilmesiydi. Aylarca duraksadktan, kendisine iki kez haber gnderildikten sonra,

cevabn verdi. En kdemli danmann, Turul Bey'in bulunduu Rey kentine gndermiti. Adam nce vezir tarafndan kabul edilmiti: Sultan sabrszlanyor. Beni sktrp duruyor. Neyse ki cevab getirdin. Cevab duyunca o kadar sevinmeyeceksin. Halife zr diliyor. Ona iletilen istei yerine getiremeyecek. Vezir etkilenmi grnmedi. Yeimden tespihini ekmeye devam etti: imdi buradan kp, oradaki byk kapdan gireceksin ve Irak'n, Fars'n, Horasan'n, Azerbeycan'n Efendisine, Asya'nn Fatihine, gerek dini savunan Mcahid'e, Abbasilerin tahtnn Koruyucusuna: "Hayr, Halife sana kzn vermiyor" diyeceksin. Pek l, u muhafz seni ona gtrr. Muhafz grnd, eli arkasndan gitmek zere ayaa kalkt. Vezir, en masum halini taknarak: Tedbirli bir adam olarak borlarn demi, servetini oullarna datm, kzlarn evlendirmi olman umarm dedi. Eli, vezirin yanna kverdi: Ne nerirsin? diye sordu. Halife sana bir talimat vermedi mi? Bir uzlama yolu gstermedi mi? Bana dedi ki, bu evlilikten kamann hibir yolu kalmazsa, karlnda yz bin dinar altn iste. Bu daha iyi bir yaklam. Ama sanrm Sultann, Halife iin yaptklarndan sonra, iilerin kendisini kovduklar yurduna onu kavuturduktan sonra, mallarn ve topraklarn kendisine iade ettirdikten sonra, bir karlk istemek mantkl bir ey olmaz. Turul Bey'i kzdrmadan da bir sonuca ulaabiliriz. Sen, Halifenin kzn vermeyi kabul ettiini sylersin, ben de, onun bu sevinli anndan yararlanarak, nne yakr bir armaan vermenin yerinde olacan sylerim. Byle davranld. Sultan byk bir sevinle, aralarnda vezirinin, ehzadelerin, pek ok subayn, grevlinin, aile by baz kadnlarn, yz kadar muhafzn ve bir o kadar klenin bulunduu bir kafile oluturdu. Badat'a bu kafile ile deerli armaanlar, kumalar, kymetli talarla dolu kutular ve ayrca yzbin altn gnderdi. Halife, heyetin ileri gelenleriyle grt, nazik ama mesafeli davrand. Sonra Sultan'n veziri ile babaa kaldnda, bu evlilii onaylamadn, zorlanrsa Badat' terk edeceini syledi. Halife hazretlerinin karar bu ise, neden altn karl uzlama nerisinde bulundunuz? Kesin red cevab veremezdim. Sultan'n bunu, istiskalimden anlyacan ve benden byle bir ey istemeyeceini sanmtm. Bunu sana aka syleyebilirim. Trk olsun, Acem olsun, daha nce hibir Sultan, Halifeyi byle bir i iin zorlamamtr. Bu bir onur ii. Onurumu savunmalym. 40 41 Bundan birka ay nce, cevabn olumsuz olabileceini dnerek, Sultan hazrlkl klmak istedim. Ondan nce hi kimsenin byle bir istekte bulunmaya cesaret edemediini, byle bir gelenek olmadn, herkesin aracan syledim. Verdii cevab asla tekrar edemem.

Korkma, konu! Halife Efendimiz beni affetsinler, o szckleri tekrar edemem. Konu, emrediyorum, hibir eyi gizleme! Sultan nce, bana hakaretler yadrd. Beni sizden yana, kendisine kar olmakla sulad. Beni prangaya vurmakla tehdit etti. Vezir bile bile kemkm ediyordu. Sadede gel! Turul Bey ne dedi? Sultan buyurdu ki: "u Abbasiler tuhaf herifler! Atalar, dnyann yarsn fethettiler, en bereketli kentleri kurdular. Bir de bugnk hallerine bak! Ellerinden imparatorluklarn alyorum. Raz geliyorlar. Bakentlerini alyorum. Mutluluk duyup beni hediyelere bouyorlar. Halife de bana "Tanrnn bana verdii btn lkeleri sana veriyorum, bana emanet ettii btn Mslmanlar sana teslim ediyorum" diyor. Sarayn, kendini, haremini korumam iin yalvaryor. Ama i kzn istemeye geldiinde, isyan edip, onurunu korumak istediini sylyor. Uruna savamak istedii tek yer, bir bakirenin k m?" Halife boulacak gibi oldu. Azndan tek sz kmad. Vezir durumdan yararlanarak konumasn tamamlad: Sultan ayrca unu syledi: "Git syle, bu kz alacam. O mparatorluu ve Badat' aldm gibi". VIII Cihan, byk bir zevkle, nl adamlarn evlilik yklerini ballandra ballandra anlatyordu; onu sulamaktan vazgeen mer de, Cihan'in mimiklerine katlyordu. Cihan, hnzrca sustuunda, mer yknn nasl bittiini bildii halde, devam etmesi iin yalvaryordu. ykmze devamla, Halifenin, iini karalar basa basa "Evet" demek zorunda kaldn syliyeyim. Turul, cevab alr almaz, Badat'n yolunu tutmu ve kente varmadan nce, dn hazrlklarn grmesi iin nden vezirini gndermiti. Halifenin sarayna vardnda vezire, nikhn aktedilebileceini ama bulumalarnn sz konusu olamayaca sylendi. "in nemli yan buluup grmeleri deil, bu nikhn tad eref" idi. Vezirin sabr tat halde, kendini tuttu: Turul Bey'i tandm kadar ile syleyeyim, iin erefi kadar birlemeye de verdii nem yabana atlr gibi deildir. Gerekten de Sultan, artk daha fazla sabredemeyecei iin, birliklerini hazrola geirmi, Badat'n etrafn evirmi, Halifenin sarayn kuatmt. Halife sonunda direnmekten vazgeti ve "buluma" gerekleti. Halifenin kz, altn ilemeli bir yastn zerinde oturuyordu: Turul Bey odaya girdi, yeri pt, sonra "peesini kaldrmadan, ona tek bir sz sylemeden, onu orada yokmu varsayarak, onurlandrd." Ondan sonra hergn gelip onu onurlandrd, ama bir tek kez olsun, yzndeki peeyi amyordu. Her "bulumadan" sonra, darda ynla adam bekliyordu. nk Turul Bey o kadar keyifli kyordu ki, sunulan btn dilekelere olur diyor, saysz "ihsan" datyordu. Meydan okuyarak yapt bu evlilikten ocuu olmad. Alt ay sonra Turul Bey ld. Ksrl nam salmt. Kendi kusuru olduu halde, ilk iki karsn boamt. Saysz e, cariye, odalktan sonra, gerei kabul etmek zorunda

kalkt. Ortada bir kusur varsa, kendisine aitti. Mneccimlere, saaltclara, frklere ve amanlara bavurulmu, her dolunaydan 42 43 sonra, yeni snnet edilen bir ocuun kapn yutmas tavsiye edilmiti. Sonu yine ayn. Sonunda Turul Bey de kaderine raz gelmiti. Ama bu kusuru yaknlar zerindeki saygnln yok eder korkusu ile, mthi bir k olarak n salmaya bakmt. Nereye gitse, ardndan, her biri doyuma ulam bir harem tayordu. evresinde, yeteneklerinden konuulmasn isterdi. Subaylarnn, hatta yabanc konuklarn hnerini merak ederek, bu iin srrn kendilerine de yermesi ve geceleri edindii bu gcn reetesini, iksirini ulatrmas istenirdi. Dediimiz gibi Seyyide Hatun, alt ay sonra dul kald. Altn ilemeli yata bo kald diye yaknacak hali yoktu. in asl ciddi olan yan, iktidar boluu idi. Yeni doan mparatorluk, atas Seluk'un adn tasa da; asl kurucusu Turul'du. ocuksuz lm, Dou'daki slam leminde kargaa yaratmyacak myd? Bir sr karde, yeen, kuzen vard. Trk'lerde ne byk evlat hakk ne de bununla ilgili veraset yasas vard. Ama bir adam ortaya kt: Bu ar'nn olu Alp Aslan idi. Bir ka ay iinde airet yelerine, kimini katlederek, kimini satn alarak, kendini kabul ettirmiti. Ksa srede, kendi vatandalarnn gznde byk bir hkmdar oldu. Byk, azimli ve adil bir hkmdar. Ama rakipleri dedikodudan vazgemediler. Ksr Turul'un erkeklii n sald halde, dokuz ocuklu Alp Aslan, cins-i latife az ilgi gsterir diye bilinirdi. Dmanlarnn ona takt ad "Efemine" idi. evresindekiler, bylesi tehlikeli konuya deinmekten rkerlerdi. Hakl ya da haksz, bu n, henz balayan parlak saltanatna bir anda son verecekti. Cihan ile mer bunu henz bilmiyorlard. Ebu Tahir'in bahesindeki kk kkte ene alp dururlarken, otuz sekiz yandaki Alp Aslan yer yznn en gl insan olmutu. mparatorluu, Kabil'den Akdeniz'e uzanyordu. ktidar mutlak, ordusu sadk, veziri de ann en yetenekli adam Nizamlmlk idi. Alp Aslan, ksa sre nce Anadolu'da, Malazgirt'de, Bizans mparatorunu yenmi, ordusunu perian etmiti. Btn camilerde onun zaferleri anlatlyordu. Savarken nasl bembeyaz bir kefene brnd, nasl kokular srnd, atnn kuyruunu kendi eliyle nasl balad, Bizansllarn gnderdikleri Rus keif erlerini ordughnn yan banda nasl yakalad, burunlarn nasl kestirdii ama bunun yan sra mparatoru nasl serbest brakt anlatlyordu. Kukusuz slam lemi iin byk bir an, Semerkant iin korkulu bir d yaanmaktayd. Alp Aslan her zaman Semerkant' is44 temi gemite onu ele geirmeye almt. Srf, Bizansllar ile anlamazla dtnden bu ie ara vermi, iki hanedan arasndaki evlilikler de bir brakma salamt. Sultann byk olu Melikah, Nasr'n kz kardei Terken Hatun ile, Nasr Han da Alp Aslan'n kz ile evliydi.

Ancak bunun gibi dzenlemeler kimseyi aldatmaz. Kayn babasnn Hristiyanlar yendiini haber ald andan itibaren, Semerkant hkmdar, kentin basna gelecekler iin korkmaktayd. Haksz da deildi. Olaylar hzla geliiyordu. ki yz bin Seluklu askeri "nehri" gemeye hazrlanmaktayd. O tarihte ad Ceyhun olan, daha eskiden Oxus dedikleri ve ileride Amu Derya adn alacak olan nehri. Birbirine bal kayklarn zerinde kurulan kpry, sonuncu askerin gemesi, yirmi gn almt. Semerkant'ta taht odas azna kadar dolu, ama sessizdi. Han, sarslmt. Sarayllar zgnd. Kamak m, imdiden ihanette bulunmak m yoksa beklemek mi gerektiini bilemiyorlard. Han gnde iki kez, kale duvarlarndan birini teftie gidiyor, kendini askerlere ve ayak takmna alklatyordu. Bu gidi gelilerinden birinde, gen kentliler yanma yaklamak istemiler, hkmdarn yanna yaklatrlmaynca da, askerleri yannda savamaya, kenti ve hanedan savunmaya hazr olduklarn haykrmlard. Nasr Han, bu giriimden honut olaca yerde, fkelenerek gezisini yarda kesmi ve askerlere, onlar gzlerinin yama bakmakszn datmalarn emretmiti. Saraya dndnde, subaylarna verdii t u oldu: Byk babam, Tanr bize bilgeliini unutturmasn, Belh kentini almak istediinde, kentliler, hkmdarlarnn olmad bir srada silaha sarlp askerlerimizin ounu ldrmler. Ordumuz geri ekilmek zorunda kalm. Bunun zerine dedem, Belh hkmdar Mahmud'a sitem dolu bir mektup yazm. Demi ki: "Ordularmzn karlamasn istersem, Tanr kimi isterse, galip odur. Ama kavgamza sradan insanlar karrsa, bu iin sonu nereye varr?" Mahmud dedeme hak vermi, vatandalarn cezalandrm, silah tamalarn yasaklam, savatan doan zararlar onlara altnla dettirmi. Belh halk iin geerli olan, asi mizal Semerkant'llar iin de geerlidir ve benim kurtuluum kentlilere kalacaksa, tek bama, silahsz gider Alp Aslan'a teslim olurum. Subaylar Nasr Han' hakl bularak halk yattrma sz verdi45 ler. Bir kez daha sadakatlerini yenileyerek, yaral hayvanlar gibi savaacaklarn sylediler. Bunlar srf laf olsun diye sylenmi szler deildi. Maverannehir ordusu, Seluklu ordusu kadar deerli ili- Alp Aslan, sayca stnd ve Han'dan yal idi. Tabii ki kendi ya deil, ama hanedannn ya daha fazlayd. Alp Aslan, kurulu heyecann yitirmemi ikinci kuaa aitti. Nasr ise, yaylmaktan ok eldekini tutmak kaygs iinde, soyunun beinci srasnda yer alyordu. Bu kark gnlerde, Hayyam kentten uzak kalmak istedi. Tabii ara sra Saraya ya da Kad'ya grnmezlik etmiyordu, yoksa byle bir zamanda kam olduunu sanabilirlerdi. Ama ounlukla evden kmyor, almalarna ya da gizli defterinin sayfalarna dalyor, durmadan drt elle yazyordu. Onun iin sava sanki, ona ilham veren saduyu aracl ile vard sadece. evresindeki ac gerei ona hatrlatan, bir tek Cihan idi. Her akam cephedeki, saraydaki haberleri getiriyor, mer de hibir heyecan belirtisi gstermeden onu dinliyordu.

Alp Aslan yava yava ilerliyordu. ok kalabalk, disiplini gevek, hastas ok bir ordunun bataklklar geerken gsterdii yavalkt onunkisi. Bazen, byk bir direnile karlat iin yavat. Nehrin yaknlarndaki kalelerden birinin komutan, Sultan'n gnn karartanlardan biriydi. Geri ordu, kaleyi kuatr ve yoluna devam edebilirdi ama bu, geriyi grevsiz klar, geri ekilme halinde tehlike yaratabilirdi. Bu nedenle kale komutannn iini bitirmek gerekiyordu ve Alp Aslan, on gn nce bu karar vereli, atmalar iddetlenmiti. atmalar Semerkant'tan izlenebiliyordu. gnde bir, kaleden uurulan bir gvercin geliyordu. Gnderilen haber asla bir yardm ars deildi, insanlar ve yiyecekler tkeniyor diye bir szlanma da deildi; sadece kardakilerin kayplarindan sz ediliyor, aralarmda salgn hastalk sylentileri dolat belirtiliyordu. Harzemli Yusuf, bir gnde Maveannehir'in kahraman haline gelmiti. Ne var ki bir avu savunucunun datld, kalenin surlarnn ykld, burlarna trmanlp ieriye girildii gn geldi. Yusuf yaralanp esir dmeden nce, sonuna kadar savamt. Bunca skntya neden olan Yusuf'u merak ettii iin, onu Sultann huzuruna kardlar. ki dev yapl er, iki kolunu skca tutmutu. O ise, ba dimdik Sultann karsnda duruyordu. Alp Aslan, zeri yastklar46 la dolu ahap bir kerevette oturmaktayd. ki adam, birbirine meydan okurcasna bakt. Sultan buyurdu: Drt kaza balansn, gerip paralayn! Yusuf kmseyen bir bak frlattktan sonra haykrd: Erkeke dvene bu ceza hak m? Alp Aslan cevap vermedi. Ban evirdi. Yusuf ona seslendi: Sana sylyorum, kar klkl! Sultan, akrep sokmuasna yerinden srad. Yan bandaki yayn ald. Okunu kertikledi. Askerlere, esiri brakmalarn buyurdu. Eli bal bir adam vurmak istemezdi. Zaten korkusu da yoktu. O gne dek, hedefi hi skalam deildi. Sinirli oluu, acele edii, bunca ksa mesafeden ok atmaya kalk yznden midir nedir, Yusuf'u vuramad. kinci okunu ekemeden, esir zerine saldrd. Giysileri arasnda sakl duran hanerini Sultana saplad. zerine ullandlar, vcudunu parampara ettiler. Suratnda lmn dondurduu bir srt vard. cn almt, Sultan da ok yaamayacakt. Alp Aslan drt gn, drt gece can ekiti. O acl drt gn boyunca, ac dncelere dald. Syledii szleri, o dnem tarihileri yle naklettiler: "Geen gn, yksek bir yerden orduma bakyordum. Ayaklarmn altndaki topran titrediini hissettim. Kendi kendime Dnyann hakimi benim! Benimle kim boy lebilir? dedim. Tanr bana, insanlarn en sefilini gnderdi. O savata yenilmi bir esir, bir mahkum. Benden gl kp beni vurdu. Beni tahtmdan etti, beni canmdan etti." mer Hayyam bu olayn ardndan m yazd u drtl? Zaman zaman bu dnyada bir adam kalkar, iinerek: te buradaym! der.

Ksa bir d boyunca srer zaferi, lm gelmitir bile ve: te buradaym! der. 47 IX Bayram sevinci yaayan Semerkant'ta, bir kadn alama creti gsterebilmekteydi: O da, sevinci bana vurmu Han'n kars idi. nk hanerlenen sultan; onun babas idi. Geri kocas ona basal dilemi, haremin yas tutmasn buyurmu, sevincini oka belli eden bir harem aasn krbalatmt ama, Divan'a dndnde: "Tanr Semerkant'llarn duasn kabul etti" demekten kendini alamamt. O ada, bir kent ahalisi, bir Trk hkmdarna dierini neden ye tutsun denilebilir. Ama Semerkant'llar yine de dua et-mislerdi nk ardndan gelecek katliam, yama ve apulculuk nedeniyle sahip deitirmekten korkuyorlard. Bir baka hkm- darn, kendi hkmdarlarn yenmesini dilemeleri iin, onun kendilerini korkun bir vergi yk altnda ezmesi, sresiz huzursuz klmas gerekirdi. Oysa Nasr Han byle bir hkmdar deildi| Belki en iyisi deildi ama, en kts de saylmazd. Semerkant'llar Nasr ile geinmenin yolunu bulmular, gerisini de Allah'a havale! etmilerdi. Semerkant'ta, sava nlendii iin bayram edilmekteydi. Koca Ras-el-Tak alannda, lklar duyuluyor, dumanlar ykseliyordu. Duvar diplerine seyyar satclar dizilmi, sokak lambalarnn alt arkclar ile algclar kapmt. Meddahlarn, falclarn, ylan oynatclarn evresi kh kalabalk kh tenha idi. Alann tam ortalk yerinde, derme atma bir krsye kan ozanlar, ele geirilmeyen, fethedilmeyen, ei bulunmayan Semerkant adna iirler okumaktayd. Halkn karar anlktr. Ykselen yldzlarn yan sra, kayan yldzlar da vardr. Aylardan aralk idi. Geceleri sert geiyordu. Sarayda arap testileri dolup boalyor, Han mutlu bir sarholuk yayordu. Nasr Han, ertesi gn camide sl okuttuktan sonra, kaynbabasnn lm nedeniyle taziyeleri kabul etti. Bir gn nce, gle oynaya kutlamaya gelenler, imdi de yal gzlerle zntlerini belirtiyorlard. Bir ka ayet okumu olan Kad, mer'e de ayn eyi yapmasn iaret etti, sonra kulana fsldad: Hi ama. Gerek, iki yzldr. nsanlar da yle. Nasr Han, ayn akam Ebu Tahir'i artt ve Semerkant' temsil eden taziye heyetine katlmasn istedi. Yzyirmi kiilik heyette mer de vard. Gittikleri yer, tam nehrin kysnda, Seluklu Ordusunun karargh idi. evrede binlerce adr ve yurt grlyordu. IVlaverannehir'in sayg deer temsilcileri, geici olarak kurulmu olan bu kentte, airetlerinin balln yenilemeye gelen askerlere kayg ile bakyorlard. Onyedi yamda, ocuk yzl bir deve benzeyen Melikah, babasnn dt basamakta, ayakta duruyordu. Ondan bir iki adm geride, mparatorluun gl adam, Melikah'n sayg belirtisi olarak "ata" diye ard, bakalarnn ise takma ad ile andklar Nizamlmlk duruyordu. Nizamlmlk, devlet dzeni anlamna gelmekteydi ve bu ad onun kadar hak eden bir bakas olamazd. Ziyaretilerinin her yaklalarrnda, gen hkmdar

baklaryla ona danyor, kimsenin grp anlamad bir iarete gre, ya saygl, ya yakn, ya souk ya da ilgisiz davranyordu. Semerkant heyeti olduu gibi Melikahn ayana kapanmt. Aralarndan ileri gelen bir ka kii, kalkp Nizam'a doru gitti. Nizam kprdamadan duruyordu. Yardmclar evresinde dolanmaktayd. Nizam, onlar hi kprdamadan dinliyordu. Onu, barp aran bir amir olarak deil, nasl davranlmas gerektiini hareketleri ile gsteren bir ynetici olarak grmek gerekir. Suskunluu dillere destand. Bir ziyaretinin, onun huzurunda tek bir sz etmeden bir saat oturduu grlmt. nk o ziyareti srf onunla konumak iin deil; sevgisini salamak, kukularna son vermek, unutulmasn nlemek iin gelmiti. Semerkant'llardan oniki kii, mparatorluu yneten eli skma onuruna sahip oldu. mer, Kad'nn yan sra Nizam'a yaklam, o da ban kaldrp, ellerini avucuna alm, sonra da alak sesle kulana: Gelecek yl bu vakit sfahan'a gel. Konualm, demiti. Hayyam, doru duyup duymadndan emin deildi. Karsndaki adam gzn korkutmu, trenden etkilenmi, ayrca, alayclarn barmalar onu serseme evirmiti. Bir dorulama, bir onay bekler gibi durmu ama ardndaki insan seli onu srkleyip vezirden uzaklatrmt. Dn yolunda Hayyam sadece bunu dnyordu. Acaba bu 48 49 szler yalnzca kendisine mi sylenmiti? Kendisini, bakasyla kartrm olamaz myd? Sonra gerek zaman gerek yer bakmndan neden bu kadar uzak bir buluma? Kadya almaya karar verdi. Kad, tam nnde durduuna gre, bir eyler grm, bir eyler duymu, bir eyler hissetmi olabilirdi. Ebu Tahir, Hayyam' dinledikten sonra alayc bir tavrla: Vezirin sana bir eyler fsldadn grdm dedi. Ne dediini duymadm. Ama kesinlikle unu syleyebilirim ki, seni bakas ile kartrm deildir. evresindeki btn o yardmclar grmedin mi? Ne ie yaryorlar sanyorsun? Her heyet kimlerden oluuyor, adlar nedir, ileri nedir, bunlar hakknda bilgi verirler. Senin adn rendikten sonra, Niapur'lu bilgin, gkbilimci mer Hayyam'm diye sordular. Kimliin hakknda yanlglar yok. Zaten Nizamlmlk'n kendisi yaratmak istemedike, yanlg sz konusu olamaz. Tal bir yoldan gidiyorlard. Sada, ta uzaklarda, yksek dalarn tepeleri bir izgi oluturmutu. Pamir'in kollaryd bunlar. Hayyam ve Ebu Tahir yan yana at sryor, eyerleri birbirine srtp duruyordu. Peki benden ne isteyebilir? Bunu renmek iin bir yl sabretmen gerekecek. O tarihe kadar tahminde bulunacam diye kendini yorma, nnde ok zaman var, yorulursun. Bundan kimseye sz etme! Konukan olduumu grdnz m hi? Hayyam'n sesi sitemliydi. Kad oral olmad:

Dobraca sylemek gerekirse, o kadna bundan sz etme! mer'in kukulanmas gerekirdi aslnda. Cihan'n gidip gelmeleri gnn birinde anlalacakt. Ebu Tahir devam etti: Daha ilk bulumanzda, muhafzlar haber verdiler. Onun ziyaretlerini meru klacak bir takm bahaneler uydurmak zorunda kaldm. Onu grmezlikten gelmelerini ve seni her sabah uyandrmalarn syledim. Sakn telalanma, o ev hl senin evindir, bunu bugn de yarn da byle bil. Ama sana bu kadn anlatmalym. mer bozuldu. Dostunun "bu kadn" deyi biimini sevmedi. Akn tartmak niyetinde deildi. Kad kendisinden byk olduu iin karlk vermedi ama yz asld. Szlerimin seni kzdrdn biliyorum. Ama ne diyeceksem, sonuna kadar syleyeceim. Geri dostluumuz yeni ama, yam ve bam bana bu hakk veriyor. Bu kadn sarayda ilk grdnde, ona tutkuyla baktn. Gen ve gzel bir kadn. iirleri ho50 suna gitmi, cesareti kann alevlendirmi olabilir. Ama gel gr ki, o bir tepsi altn karsndaki davranlarnz farkl idi. Senin irendiin eyi o azna soktu. O bir saray airi gibi, sen ise bir bilge gibi davrandnz. Ona bunu syledin mi? mer bir ey sylemedi ama Kad, cevabn hayr olduunu anlad. Devam etti: Genellikle bir ilikinin banda hassas konulara deinilmez. Binbir zahmetle kurulan bu krlgan yuvann yklmasndan korkulur. Ama bana kalrsa, seni o kadndan farkl klan ey, ciddi ve nemlidir. in zdr. Hayata ayn bakla bakmyorsunuz. O bir kadn ve dahas bir dul. Bir efendiye bal olmadan yaamaya alyor. Bu cesaretine hayran olmamak elde deil. iirinin hak ettii altn ald diye, onu neden sulamak? Ebu Tahir, Hayyam' bu tartmaya srklemi olmaktan memnun, devam etti: Kabul edelim. Ama sen de kabul et ki bu kadn, saraydaki kadnlardan farkl bir hayat sremez. Belki. Yine kabul et ki, sen saray hayatndan nefret ediyorsun ve gerektiinden bir saniye fazla kalamazsn. Skntl bir sessizlik oldu. Ebu Tahir ksa kesti: Ben sana gerek bir dosttan duyabilecein eyleri syledim. Bundan sonra, sen amadka benden tek sz iitemezsin! 51 X Semerkant'a vardklarnda souktan, at srmekten ve aralarndaki] huzursuzluktan yorgun dmlerdi. mer, attan iner inmez kk kkne gitti, yemek bile yemedi. Yol boyunca adet rubai yaratmt ve imdi onlar yksek sesle on kez, yirmi kez tekrarf ediyordu. Bu drtlkleri, kitabnn derinliklerine gmmeden nceJ urasn burasn dzeltiyor, ya da deitiriyordu.

Her zamankinden erken gelen Cihan, aralk duran kapdan szld, arafn kard. Ayaklarnn ucuna basarak ilerledi. mer dalgnd. plak kollarn aniden boynuna dolad, yanan yanana dedirdi, gzel kokan salaryla yzn rtt. Hayyam'n bundan ok honut olmas gerekirdi. Kim, hangi sevgili, bundan daha sevecen bir saldrya urayabilirdi? aknl getikten sonra, sevgilisini belinden yakalayp, zlemin acsn kartmas gerekmez miydi? Ama sanki mer, bu ziyaretten rahatszd. Kitab nnde ak duruyordu. Keke onu gizleyebilseydi. Cihan'n geri ekilmesini nlemek istedi ama Cihan bu souk karlay hemen hissetti. Nedenini anlad. Kukulu baklarn ak kitabn zerinde gezdirdi. Sonra: Bala! dedi. Seni bir an nce grmek istiyordum. Seni rahatsz edebileceimi dnmemitim. Ar bir sessizlik oldu. mer sessizlii bozdu: Bu kitab sana gstermeyi hi dnmedim. Onu senden hep sakladm. Onu bana hediye eden, gizlememi tembih etmiti. Kitab uzatt. Cihan bir ka sayfasn evirdi. Bir sr bo sayfa arasnda karalanm bir ka sayfaya ilgisiz gzlerle bakt. Sonra: Neden gsteriyorsun ki? dedi. stemedim ki... Zaten okuma bilmem. renmedim. Bildiim ne varsa, kulaktan dolma, mer amad. O tarihte nice iyi airin okuma yazma bilme mesi olaand; stelik kadnlarn hepsi cahildi. Bu kitapta ne gizli? Simyaclk formlleri mi? Ara sra yazdm iirler. Yasaklanm iirler mi? Din d? Mezhep d? Kkrtc? Cihan kukulu baklarla bakyordu. mer glerek kendini savundu: Yok canm, nereden aklna geldi? Hi komplocuya benzeyen bir yanm var m? Bunlar araba, yaamn gzelliklerine ve hayatn boluuna dair rubailer. Rubai mi? Sen mi? Cihan'n azndan kan akn lk ayn zamanda bir kmsemenin de ifadesiydi. Rubailer, avam airlerine zg, hafif hatta baya, yaznsal deerleri olmayan eyler saylrd. mer Hayyam gibi bir bilginin, ara sra bir drtlk yazmas, oyalanmak diye nitelendirilebilirdi ama, yazdklarn son derece ciddi bir biimde, sr perdesine brnm bir kitapta saklamas, bu kstaslara nem veren bir kadm airi artacak bir iti. mer utanm gibiydi. Cihan ise meraklanmt: Bana bir ka satr okur musun? Hayyam'n daha ileri gitmeye niyeti yoktu. Gn geldiinde hepsini okurum, dedi. Cihan daha fazla zerinde durmad. Baka soru sormad. Ama fazla alayc grnmemeye alarak: Bu kitap bittiinde sakn Nasr Han'a verme dedi. Rubaiyat yazarlarna pek sayg gstermez. Seni, bundan sonra bir daha yan bana oturtmaz. Bu kitab kimseye sunmak niyetinde deilim. Bundan bir kazan beklemiyorum. Saray airlerinin hrs bende yoktur. Cihan Hayyam', Hayyam da Cihan' yaralamt ite. Aralarndaki sessizlikte, her ikisi de ok ileri gidip gitmediklerini, geriye bir eyler kalmsa, onlar

kurtarmann imdi sras olup olmadn dndler. Hayyam, u anda Cihan'a deil, Kad'ya kzyordu. Onu konuturmu olmaktan pimand. Sylediklerinden dolay, sevgilisine baka gzlerle bakp bakmadn bilemiyordu. O gne dek, byk bir saflk ve umursamazlk iinde, onlar birbirlerinden ayrabilecek eyleri akla getirmeme istei ile yayorlard. Hayyam: Acaba Kad gzlerimi mi at, yoksa sadece mutluluunu mu glgeledi" diye dnmekten kendini alamad. Deitin mer. Nasl deitiini syleyemem ama, bana bakn, konuu biimin, tanyamayacam bir ekil ald. Sanki, kt bir ey yapmm da benden kukulanyorsun, sanki bir nedenden tr bana kzyormusun gibi. Anlamyorum ama birdenbire iini hzn kaplad. 52 53 mer, onu kollarna almaya alt. Cihan hzla geri ekildi. Beni bu biimde yattramazsn. Ne oldu? Syle bana. Cihan; gel yarna kadar konumamay kararlatralm. Yarn burada olmayacam. Nasr Han, afak vakti Semer-kant'dan ayrlyor. Nereye gidiyor? Ki, Buhara, Tirmiz, ne bileyim? Btn saray peinden, tabii bu arada ben de... Semerkant'da, yeeninde kalamaz msn? , bahane yaratmaktan ibaret olsayd! Sarayda bir mevkim var. Bunu elde edinceye kadar, on erkek gcyle savatm. Ebu Tahir'in bahesinde elenmek iin bu yeri yitirecek deilim. mer, dnmeden atld: Elenmek iin deil. Hayatm paylamak istemez misin? Hayatn paylamak m? Paylaacak bir ey yok! - Cihan hi fke belirtisi gstermeden bu szleri sylemiti. Bir gzlemde bulunuyordu ve sevgisini yitirmi deildi. mer'in dehete dm yzn grnce, yalvarmaya ve alamaya balad: Bu akam alayacam biliyordum. Ama bu yzden deil. Birbirimizden uzun sre, hatta sonsuza kadar ayrlacamz biliyordum ama bu szler, bu baklarla deil. Yaadm en gzel aktan bu baklar, bir yabancya aitmi gibi olan bu baklar gtrmek istemiyorum belleimde. Bana son kez bak mer! Senin sevgilin olduumu anmsa. Beni sevdin, ben seni sevdim. Beni tandn m? Hayyam sevgi ile kolunu beline dolad. ini ekti: Keke iimizi dkmeye, aklama yapmaya zamanmz olsayd. Bu budalaca kavga yok oluverirdi. Ama zaman abuk geiyor. Bu karmak saniyelerde, geleceimiz ile oynamamz iin bizi zorluyor. mer de bir damla gzyann dkldn hissetti. Gzyalarn saklamaya alrken, Cihan onu durdurdu. Hzla kollarn boynuna dolad, yzn yzne dayad: Yazlarn saklayabilirsin ama gzyalarn saklayamazsn. Onlar grmek, onlara dokunmak, kendileriminkilere katmak, izlerini yanaklarmda hissetmek, tuzlu tadn dilimde tutmak istiyorum.

Sanki birbirleriyle didimek, boumak, birbirlerini yok etmek ister gibiydiler. Elleri delirmi, giysileri uumu halde, yakc gzyalar ile alevlenen bedenlerinin, bir benzeri olmayan ak gecesine 54 dal idi yaadklar. Ate yaylyor, onlar saryor, evreliyor, mest ediyor, coturuyor, zevkin doruuna dek, eti etin iinde eri-Hrcesine birletiriyordu. Masann zerindeki kum saati, damla damla zaman eritiyordu. Ate hafiflemi, titremeye balam, snmeye yz tutmutu. Soluk solua bir glmseyiin habercisi gibiydi Birbirlerini uzun sre ilerine ektiler. mer, ona ya da meydan okuduu kadere seslendi usulca: Kavgamz yeni balyor! Cihan, gzleri kapal, ona sarld: - Gn doana kadar beni uyutma! Ertesi gn, Hayyam'n elyazmas kitabnda iki yeni msra yer alyordu. El yazs titrek, ekingen ve bozuktu: Hayyam, yalnzdn sevgilinin yannda! imdi gitti, artk ona snabilirsin. 55 XI pek Yolu'nun zerinde, Tuz l'nn berisinde, alak konutlardan oluan bir urak yeridir Kaan. Kervanlar, sfahan varolarn haraca kesen haydutlarn sna, uursuz Akbaba Da'na trmanmadan nce, orada soluklanrlard. Kaan bir kil ve amur kentiydi. Oraya varan, doru drst bir duvar, ssl bir bina cephesi bulma midini bo yere beslerdi. Semerkant'tan Badat'a binlerce camiyi, saray, medreseyi yeile ve altna boan o nl cilal tulalar bu kentte yaplmaktayd. Dou'daki slam aleminde fayansn ad K ya da Kan idi. Tpk porselenin Acemce ve ngilizce, in'e atfen in adn tamas gibi! Kentin dnda, dut aalarnn glgesinde bir kervansaray vard. Dikdrtgen surlar, gzetleme kuleleri, hayvanlar ve ykler iin bir d avlusu, odacklarla evrili bir i avlusu vard. mer, bu odalardan birini tutmak istedi ama han sahibi zgnd. Hibiri bo deildi, sfahan'l zengin tccarlar, oullar ve hizmetkrlar ile gelmilerdi. Bunun doru olduunu anlamak iin, han defterine bakmaya gerek yoktu. Her yan, grltc satclar ve semiz hayvanlarla doluydu. Kn ilk gnleri olduu halde, mer ak havada yatabilirdi ama, Kan'n akrepleri, inileri kadar nlyd. Sabaha kadar kvrlacam en ufak bir ke de mi yok? Adam kafasn kad. Karanlk basmt. Bir Mslman geri evirmek olmazd: Ufack bir oda var. Bir renci kalyor. Syle de sana yer asn, dedi. Odaya yneldiler. Kaps kapalyd. Hanc, kapya vurmak gereini duymadan at, titrek bir mum nn nnde bir kitap hzla kapand. Bu sayg deer yolcu ay nce Semerkant'dan yola km. Senin odan paylaabileceini dndm. Gen adam skldysa da belli etmedi. Nazik ama hareketsiz durdu. Hayyam ieriye girdi, selam verdi. Kendini ihtiyatla tantt:

Niapur'lu mer. Karsndakinin gzlerinde bir k yanp snd. O da kendini tantt: - Ali Sabbah'n olu Hasan. Kum doumlu, Rey'de renci, sfahan yolcusu. Bu ayrntl tant Hayyam' huzursuz etti. Bu, kendi hakknda daha fazla bilgi vermesi iin bir ar idi. Buna bir neden grmyor, bunu yapmaktan ekiniyordu. Sustu. Yerine oturdu. Srtn duvara dayad ve ufak tefek, esmer, kadidi km delikanly incelemeye balad. Yedi gnlk sakal, simsiyah sar, yerinden frlam gzleri birbirine hi uymuyordu. Delikanl glmseyerek ona bakt ve: nsann ad mer olunca, Kaan evresinde dolamak tehlikelidir, dedi. Hayyam, byk bir aknlk gsterir gibi yapt. Oysa atlan ta anlamt. Adn, Peygamberin ikinci halifesi mer'den almt. Halife mer, Ali'den yana olan iilerce sevilmezdi. ran nfusunun ounluu Snni olduu halde, zellikle Kum ve Kaan kentleri, iilerin ounlukta olduklar yerlerdi ve buralarda bir takm garip detler tremiti. Her yl, Halife mer'in katlinin yldnmnde, kutlamalar yaplmaktayd. Kadnlar sslenir, tatllar, fstk kavurmalar yapar, ocuklar evlerinin nnden geenlerin zerine: "Allah mer'in belasn versin!" diyerek su dkerlerdi. Halifeye benzettikleri bir kukla yaparlar, eline tezekten yaplan bir tespih takarlar ve mahalle mahalle dolaarak yle barrlard: "Sen mer, cehennemliksin. Sen hainsin, sen gaspsn." Kum ve Kan'n ayakkabclar, yaptklar kunduralarn tabanna "mer" diye yazarlar, katrclar hayvanlarn "mer" diye arrlar ve her sopa vuruta bu ad keyifle tekrarlarlard. Avclar, sonuncu oklarn atarken "Bu da mer'in kalbine" diye barrlard. Hasan, btn bu detleri birka kelime ile anlatverdi, ayrntya girmedi. mer ona dik dik baktktan sonra, tok bir sesle unlar dedi: Adm yznden yolumu, yolum yznden adm deitirecek deilim. Uzun sren bir sessizlik oldu. Birbirlerinden baklarn kardlar. mer ayakkablarn kartarak, uykuya dalmak iin uzand. Hasan tekrar konutu: Bunlar anlatmakla belki de seni incittim. Sadece, buralarda adn sylerken dikkatli olman istedim. Niyetimi yanl anlama. 56 57 ocukken, Kum'da bu enliklere ben de katlrdm. Bydkten sonra bunlara baka gzle bakmaya baladm. Bu gibi taknlklarn, bir bilgine yakmayacan dndm. Peygamberin rettiklerine de uymuyordu. te yandan, mezzinler, Kaan ii minarelerden "Ali'nin lanet olas mezhepileri" diye bardklarnda, bu da Peygamberin rettiklerine uymuyor, diye dnyorum. mer hafife doruldu: te akll bir adamn szleri, dedi. Akll olmasn da, deli olmasn da bilirim. Sevimli olmay da, itici olmay da. Ama, kendini tantma zahmetine bile katlanmayan biri ile odam nasl paylaabilirim? Bana tatsz eyler sylemen iin, adm sylemem yetti. Ya bir de kimliimi aklam olsaydm?

. Belki o zaman bunlardan hibirini sylemezdim. Halife mer'den nefret edilebilir de, hendeseci mer, gkbilimci mer ya da feylesof mer sevilebilir. Hayyam ayaa kalkt. Hasan kazanmt. nsanlarn kim olduklar sade adlarndan m anlalr sanyorsun? Baklarndan, yrylerinden, konuma biimlerinden de anlalr. Daha sen ieriye girer girmez, bilgili bir adam olduunu, ana da erefe de yabanc olmadn, ama ayn zamanda n de unvan da nemsemediini, yolunu sormadan bulanlardan olduunu anladm. Adm syler sylemez iyice emin oldum. Ben, tek bir Niapurlu mer bilirim. Beni etkilemeye alyorsan, baardn. Ya sen kimsin? Sana adm syledim ama bir ey ifade etmedi. Ben, Kum'lu Hasan Sabbah'm. Hibir eyle vnmyorum ancak onyedi yamdayken din, felsefe, tarih ve yldzlar hakknda ne varsa okudum. Her eyi okumak asla olas deildir. Her gn renilecek nice yeni eyler vardr. Sna beni. mer, oyun oynar gibi, karsndakine bir ka soru sordu. Eflatun, Euklides, Porphyrios, Ptolemaios, Dioscorides, Galenos ve bn-i Sina hakknda. Sonra eriatn yorumlanmas konusunda. Arkadann yant her seferinde doru, kesin ve kusursuzdu. Gn aarrken, ne biri ne de dieri uyumutu. Vaktin nasl getiini anlamamlard. Hasan sevinliydi, mer ise etkilenmiti. Bunca ey bilene bugne kadar rastlamadm, diye itiraf etti. Tm bu birikimle ne yapmak niyetindesin? Hasan nce sitemle, ruhunun derinliklerinden bir srr almlarcasna bakt, hemen sonra gevedi, gzlerini yere indirerek: Nizamlmlk'n yanma gitmek istiyorum, dedi. Belki bana verecei bir i vardr. Hayyam, kendisinin de byk vezirin yanma gittiini sylemekten son anda vazgeti. inin ta derinliklerinde yok olmam kukusu, onu alkoymutu. ki gn sonra tccarlar kervanna katldlar. Yanyana yryor, Farsa veya Arapa iirleri ezbere okuyorlard. Arasra tartyorlar, hemen ardndan tartmay kesiyorlard. Hasan "kesin dorulardan", "tartlmaz gereklerden" sz ederken bile, mer kukulu bekliyor, dncelerini belirtmede aceleci davranmyor, nadiren tercihte bulunuyor, bilmedii bir ey olursa bilgisizliini itenlikte sylyordu. Ama tekrarlad szler hep unlard: "Ne syleyeyim istiyorsun? Bu eyler rtl. Sen ve ben, her ikimiz de rtnn bu yanndayz. rt kalktnda, artk burada olmayacaz." Bir haftalk yoldan sonra, sfahan'a vardlar. 58 59 XII Isfahan, nsf- Cihan! Acemler, byle derler. Yani: "sfahan, dnyann yars". Bu deyim, Hayyam'dan ok sonra ortaya km ama daha 1074'de, kenti vmek iin neler sylenmemi: "Talar cevher, sinekleri ar, otu safran!" "Havas mis,

ambarlar kurtsuz, etleri dayankl!" Bebin ayak ykseklikte kurulduu bir gerek! Ama yine de' altm kervansaray, ikiyz banker ve sarraf, bir o kadar da ars vardr. Atlyelerinde ipek ve pamuk dokunur. Hallar, kumalar, kilitli ekmeceleri uzak lkelere ihra edilir. Zenginlii dillere destan! Acem lkesinin bu en kalabalk kenti, iktidar, servet ya da bilgi arayanlar kendine eker. Bu kent dediysem de, tam anlam ile kent saylmaz. Rey'den; gelen bir yolcunun yks anlatlp durur. Adam, sfahan' grmek iin yle acele etmi ki, kervanndan ayrlp tek bana at srm. Birka saat sonra kendini, "hayat veren rmak" anlamna gelen Zende-Ru'nun kysnda bulmu. Ky boyunca gidip, kerpiten yaplma bir kalenin nne varm. Geri oras da kalabalkm ama, geldii yer olan Rey'in eline su dkemezmi. Kapya gelince, muhafzlara sormu: Buras Cay kentidir demiler. eriye girmeyi deer bulmayp batya ynelmi. At yorgun dm. Sonunda bir baka kentin kapsna varm. Yal bir adama sormu: Buras Yahudiye'dir diye yantlam yal adam. Yahudi kenti. Bu lkede o kadar ok Yahudi mi var? Bir ka aile var. Oturanlarn ou, senin benim gibi Mslmandr. Buraya Yahudiye derler, nk Kral Nabukodonozor, Kuds'ten getirdii Yahudileri yerletirmi. Bazlar da der ki: Bir Acem ah ile evli olan Yahudi bir kadn, kendi rkndan gelenleri, daha slam'dan nce buralara yerletirmi. Hangisi dorudur, onu Allah bilir. Yolcumuz oradan da dnm, yoluna devam etmek istemi ama, at yklr gibi olmu. htiyar adam sormu: Byle nereye gidiyorsun oul? sfahan'a! Adam kahkahay basm. Sana sfahan diye bir yer yoktur diyen olmad m? Nasl olur? O, ran'n en gzel, en byk kenti deil mi? ok eski zamanlarda Part Kral Artaban'n bakenti deil miydi? Kitaplarda gzellikleri ile vlmedi mi? Kitaplar ne diyor bilemem, ama ben burada dodum. Tam yetmi yl nce. Sadece yabanclar sfahan'dan sz eder. Ama onu bugne dek grmedim. htiyar, pek o kadar abartmamt. sfahan ad, ne zamandan beri tek bir kentin ad deil, birbirinden bir saat mesafede, biri Cay dieri Yahudiye olmak zere iki ayr kentten oluan bir mahallin ad idi. Bu iki kentin ve evresindeki kylerin gerek bir kente dnmesi iin, XVI. yzyl beklemek gerekecekti. Hayyam'n zamannda henz kurulmamt ama, on iki millik kale surlar tm bu yreyi epeevre korumak zere yaplmt. mer ile Hasan ge vakit kente girdiler. Tirah Kapsna yakm bir kervansarayda yatacak yer bulmulard. Buraya gelir gelmez, tek kelime bile konumadan, yatp derin bir uykuya daldlar. Ertesi gn Hayyam, Byk Vezire gitti. Sarraflar Meydannda, gezginin ve satcnn her trls vard. Andaluzlu, inli, Yunanl, hepsi sarraflarn evresinde toplanm, onlar da terazilerinin bana gemi Kirman'dan, Niapur'dan,

Sevilla'dan gelen bir dinar trnaklar ile kazmakta, Delhi'den gelen bir tanka 'yi koklamakta, ya da deeri yeni drlm olan bir Konstantiniye nomisma'sna yz buruturmaktaydlar. Hkmet Kona ve Nizamlmlk'n resmi konutu olan Divan Kaps, hemen oracktayd. Gnde ya da be kez Byk Vezirin onuruna borazan almmaktayd ama bu atafata karn dileyen kapdan rahata girip kmaktayd. Byk toplant odasma gidip, mparatorluun en gl adamma yaklamalar ve gzya dkmeleri ya da bir istekle bulunabilmeleri zor deildi. Ancak burada, nizam'm evresinde duran muhafzlar, gelenleri sorguya ekip, can skclar uzaklatrmaktaydlar. mer, kapnn eiinde durdu. Oday, plak duvarlar, katli yer hallarn inceledi. Orada bulunanlara ekingen bir selam verdi. Nizam'n evresinde her trl insan vard. Nizam ise bir Trk 60 61 subay ile konuuyordu. Nizam gz ucuyla, yeni geleni grd, dosta glmsedi, oturmasn iaret etti. Be dakika sonra mer'e yaklap, iki yanandan ve alnndan pt. Seni bekliyordum dedi. Vaktinde geleceini biliyordum. Sana o kadar anlatacaklarm var ki... Sonra mer'i elinden tuttu, yalnz kalabilecekleri kk bir odaya gtrd. Yerde duran koca bir minderin zerine yanyana oturdular. Baz syleyeceklerim belki seni artacaktr ama umarm sonunda davetimi kabul ettiin iin piman olmayacaksn. Hi Nizamlmlk'n kapsndan giren, piman olmu mudur? Vezir ac bir glmseme ile: Olmutur, dedi. Kimilerini gkyzne kadar ykselttim, kimilerini yerle bir ettim. Her gn hayat ve lm datyorum. Tanr beni, niyetime gre yarglayacaktr. Her kudretin kaynamda O vardr. En yce iktidar bir Arap halifesine devreden O'dur. Halife de onu bir Trk Sultanna, Sultan da bir Acem vezire vermitir. Bakalarnn bu iktidara boyun emesini istiyorum. Senden ise Hce mer, dlerime sayg gstermeni istiyorum. Evet, nnde uzanp giden bu muazzam topraklar zerinde en gzel, en zengin, en istikrarl, en iyi korunan devleti kurmak istiyorum. Her eyaletin, her kentin, iinde Allah korkusu olan, adil, vatandalarnn ikyetlerine kulak veren yneticilerce ynetilmesini istiyorum. Kurt ile kuzunun yanyana su iebilecekleri bir devlet dlyorum. Ama dlemekle kalmyor, o devleti ina ediyorum. Yarn sfahan mahallelerinde bir dola. Bir alay iinin temel atp bina yaptn, bir sr sanatkrn ar gibi altn greceksin. Her yanda imarethaneler, camiler, kervansaraylar, kaleler, saraylar ykseliyor. Yaknda her nemli kentte bir byk okul bulunacak. Adma "Nizamiye Medresesi" denilecek. Badat'daki ald bile. Planlarn ellerimle izdim, tedrisat programn ben hazrladm, en iyi retmenleri setim. Her renciye burs verdim. Grdn gibi, bu imparatorluk muazzam bir antiye, ykseliyor, geniliyor, zenginleiyor. Tanr bize, yaanmaya deer bir devir bahetti.

Kumral bir uak ieriye girdi, eildi, gm tepsinin zerindeki buz gibi gl erbetlerini sundu. mer birini ald. Dudaklarna dedirdi. Niyeti, erbetin keyfini yava yava kartmakt. Nizam ise bardan bir yudumda dikmiti. Konumasn srdrd: Burada olmandan ok memnunum ve ok onurlandm. Hayyam karlk vermek istedi ama Nizam onu durdurdu: Seni pohpohladm sanma. Ben ancak Tanr'y vecek kadar glym. Ama biliyorsun Hoca mer, bir imparatorluk istedii kadar byk, kalabalk ve zengin olsun, daima adam yokluu ekilir. Uzaktan baktmda bir sr yaratk, bir dizi kalabalk, bir yumak kitle! Oysa, drt bir yana dalm orduma, ezan okunduunda camiye gelenlere, ary dolduranlara, hatta divanma baktmda, bu adamlardan tek birinde acaba ussallk, bilgelik, ballk, doruluk var mdr diye sorarm. Bunun cevabn bulmak iin, nce kalabaln seyrekletiini sonra geriye kalanlarn eriyip bittiini grmek zorunda kalrm. Yalnz bir adamm ben mer, umutsuzca yalnz! Divanm bo, saraym da yle. Bu kent de bo, bu imparatorluk da! Alklayacaksam, hep bir elim arkada alklamak zorunda kalacakmm gibi geliyor. Senin gibileri Semerkant'dan getirtmek bir yana, gelmeleri iin ayaklarna gitmeye hazrm. mer, mahcup, "Estafurullah!" gibilerden bir eyler mrldanacak oldu, Vezir szn kesti: te benim dlerim ve kayglarm bunlar. Gnler ve geceler boyu, bunlar anlatmaktan usanmam ama seni dinlemek istiyorum. Bunlar seni etkiledi mi? Bunlar gerekletirmek iin yanmda olmak ister misin? Tasarlarn heyecan verici, gvenin ise onurlandrc! Benimle almak iin ne istersin? Ak syle. Ben seninle nasl konutuysam, sen de yle davran. Ne istersen, verilecektir. Sakn ekinme, lgnca cmertliimden yaralanmaya bak. Vezir gld, Hayyam ise glmsemeyle yetindi. Yokluk ekmeden almalarm srdreyim, bana yeter, dedi. Yiyip ieceim, barnacam olsun yeter. Daha ounu istemem. Barnman iin sana sfahan'n en gzel evlerinden birini vereceim. Saraym yaplana kadar benim oturduum evdi. Baheleri, bostanlar, hallar, uaklar, odalklar, cariyeleri ile senindir. Harcamalarn iin on bin dinarn olacak. Bu para, ben yaadka, her yln banda sana denecektir. Yeterli olur mu? Artar bile. Bu kadar para ile ne yapacam bilemem. Hayyam itenliklidir ama Vezir kzmtr: Ne yapacan bilemez misin? stediin btn kitaplar sabr alr, tm arap testilerini doldurur, btn sevgililerini mcevhere boar, kalan da fakirlere sadaka diye datr, Mekke kervanlarna yardm eder, adna bir de cami yaptrrsn. 62 63 Tokgzllnn ve alak gnlllnn, ev sahibinin houna gitmediini anlayan Hayyam, heyecanla atld:

En byk emelim bir rasathane kurmaktr. Gne ylnn uzunluunu tam olarak lmek istiyorum. Kolay! Gelecek haftadan sonra, bu konuda denek alrsn. Rasathanenin yerini seersin, bir ka ay iinde yaplm olur. Ama syle bana, istediin baka bir ey yok mu? Tanrm! Baka ne isteyebilirim ki? O zaman belki ben de senden bir ey isteyebilirim? Bana verdiklerinden sonra, ne kadar minnet duyduumu gstermenin bir yolunu bulursam, ne mutlu bana! Nizam uzatmad: Sr sakladn, az konutuunu, bilge bir insan olduunu, drstln, adil olduunu, her konuda doru ile yanl ayrabildiini, sana gvenilebileceini bilirim. Senden ok hassas bir grev yapman isteyeceim. mer en ktsn beklerken, en kts onu bekliyordu. Seni Sahib-i Haber olarak atayacam. Sahib-i Haber mi? Ben mi? Casuslarn ba yani? mparatorluun stihbarat Tekilatnn bakan. Hemen ce-vap verme. Senden beklediim, iyi insanlar ihbar etmen, mmin- lerin evlerini dinletmen deil. Sz konusu olan, herkesin huzurlu yaamasn salamak. Bir lkede, en basit yolsuzluk, en ufak halssizlik hkmdar tarafndan bilinmeli ve sulu, kim olduuna baklmakszn, cezasn bulmaldr. u ya da bu eyaletin kads ya da valisi, yoksulun srtndan kpn dolduruyor mu diye nasl bileceiz? Adamlarmz aracl ile! nk zarara urayanlar korkularndan ikyet edemezler! Ama bu adamlarn, kadlar ya da valiler tarafndan satn alnmamalar, su ortaklar olmamalar gerekir! Sahib-i Haber'in grevi, ite bu yoldan kmlar bulup, onlar azletmektir. Byle namussuzlar varsa, iin dorusu bunlar kad ya da vali yapmamak deil mi? Hayyam bunu safiyetle sylemiti ama Nizam bunu alay gibi ald. Aniden ayaa kalkt: Tartacak deilim, dedi. Sana ne verebileceimi ve senden ne beklediimi syledim. Git, nerimi dn. Erisini dorusunu tart. Cevabn yarn getirirsin. 64 XIII Dnmek, tartmak, deerlendirmek, bir karara varmak, Hay-yam'n o gn yapamayaca eylerdi. Divan'dan kar kmaz, arnn dar ve dolambal yollarna dald. Her admda, sokak biraz daha kararyor, kalabalk daha yava hareket ediyor, konumalar ve kfrler birer fslt gibi kyor, satclar ve dkkn sahipleri sanki birer maskeli oyuncu, birer uyurgezer raksc oluveriyordu. mer, bir saa bir sola yalpa vura vura ilerliyordu. Birden, ormanlktaki dzlk misali, aydnlk bir meydanca kverdi. Gne gzlerini kamatrd, doruldu. Nefes ald. Ona ne oluyordu byle? Sanki cehenneme zincirlenmi bir cennet sunmulard. Nasl evet desin, nasl hayr desin? Byk vezirin huzuruna hangi yzle ksn, kenti hangi yzle terketsin?

Sa tarafmda ak bir meyhane kaps grd. Kapy itti, birka tozlu basamaktan indi, alak tavanl, lo bir yere vard. Zemin nemli toprakt, oturma yeri var m yok mu belli deildi, masalar da pisti. Kum arab istedi. Prtkl bir testi iinde getirdiler. Uzun sre, gzleri kapal, arab koklayp, iine ekti. Gen, genliimin gzel gnleri, Unutmak iin ierim arab. Ac m? ylesi gider houma, Bu aclktr mrmn tad. Birden aklna bir ey geldi. Bunu akl etmek iin, meyhane diplerine gitmesi gerekiyormu meerse! Burada, bu pis masada, nc ya da drdnc kadehten sonra aklna gelecekmi meerse! Hesab arabuk dedi, hatr saylr bir bahi brakt, kendini darya att. Gece olmu, herkes dalmt. arnn han soka ar bir cmle kaps ile korunuyordu. mer'in, kervansaraya var-mak iin dolamas gerekti. Ayaklarnn ucuna basarak odasma girdiinde, Hasan oktan 65 uyumutu. mer, bu ciddi ve acl yz uzun sre incelendi. Aklna bin eit soru geldi. Cevaplarn aramak zahmetine katlanmadan, her birini defetti. Kararn vermiti, kimse bu karar deitiremezdi. Kitaplarda yer alm bir ykdr. arkadatan sz eder. Derler ki: Binli yllarn balarnda a etkilemi ranl vardr: Dnyay gzlemlemi olan mer Hayyam, dnyaya hkmetmi olan Nizamlmlk ve dnyay titretmi olan Hasan Sabbah. Derler ki, her de Niapur'da okumutur. Ama doru deildir bu! Nizam, mer'den otuz ya bykt, Hasan da tahsilini Niapur'da deil, Rey'de ve doduu kent olan Kum'da yapmtr. Gerek, Hayyam'n elyazmas kitabnda yer alyor mu? Derler ki bu adam ilk kez sfahan'da, Byk Vezir'in Divannda bulumutur ve kaderin cilvesine bakn ki bu buluma Hayyam'n abalaryla gereklemitir. Nizam, kk odasna ekilmiti. Kap aralndan mer'in yzn grr grmez, cevabnn olumsuz olacan anlad. Demek ki tasarlarm seni ilgilendirmiyor. Hayyam sklarak ama kararl bir biimde cevap verdi: ok yce olan dlerinin gereklemesini dilerim. Ama benim katkm, senin nerdiin biimde olamaz. Giz ile gizi aa karan arasmda, ben gizden yanaym. Bana bir konumay nakletmeye gelen muhbire syleyeceim ilk sz, "Onu kendine sakla, sus konuma. Anlatacaklarn ne seni ne de beni ilgilendirir. Bir daha da evime gelme" olur. Ben insanlarla ve olaylarla baka adan ilgilenirim. Kararn sayg ile karlyorum. Devletin, salt bilim ile uraanlara da ihtiyac vardr. Sana vaat ettiim ev de, altn da, rasathane de senindir. Gnl rzas ile verdiimi asla geri almam. Seni, yapacaklarma ortak etmek istedim. Yine de, tarihilerin, "mer Hayyam, Nizamlmlk ile ayn dnemde yaad. Byk vezire, onun gznden dmeden hayr diyebilen ender kiilerdendi" diye yazmalar ile avunurum. Senin bu bykln bir gn deyebilecek miyim bilmem? mer sustu. Bir an duraksad.

Belki, olumsuz cevap veriimi, yeni karlatm birini tantrmakla giderebilirim. ok akll, ok bilgili, ok becerikli birini. Sahib-i Haber grevi iin biilmi kaftan gibi geldi bana. sfahan'a, yannda almak midiyle geldiini syledi. Bir tutkulu, bir hrsl adam, diye sylendi Nizam. Benim kaderim de bu! Gvenilir birini buluyorsun, ihtirassz kyor ve iktidarn gcnden ekiniyor. Verdiim greve atlmaya hazr biri ktnda da, sabrszl beni rktyor. Nizam bkkn gibiydi: Peki bu adam kim? Hasan bin Ali Sabbah. Ama hemen uyaraym: Kum kentinde domu. Yani bir ii imam? Aldrmam. Btn arlklara kar olsam da... Yardmclarm arasmda en iyilerinden bir ksm Ali mezhebin-dendir, en iyi askerlerimden bazlar Ermeni'dir, veznedarlarm da Yahudi'dir. Onlardan gvenimi de himayemi de esirgemem. Bir tek smaililerden ekinirim. Arkadan smaili mezhebinden deildir, umarm? Bilmiyorum. Hasan buraya kadar benimle geldi. Darda bekliyor. znin olursa, onu araym, kendin sorabilirsin. mer, birka saniye yok oldu, sonra arkada ile geri geldi. Hasan, hi de etkilenmi grnmyordu. Yine de sakalnn altnda, enesinin titrediini farketti Hayyam. Hasan Sabbah' takdim ediyorum. Bylesine sk sarlm bir sarn altnda bu denli bilgi bulunmas, grlm ey deildir. Nizam glmsedi: Demek evremi bilginler alm. Bilginlerle dp kalkan hkmdar, hkmdarlarn en iyisidir denir. yle deil mi? Bunu Hasan yantlad: Yine denir ki: hkmdarlarla dp kalkan bilginler, bilginlerin en ktsdr. Byk bir kahkaha sesi duyuldu. Ksa ama iten olan bu gl, onlar bir an iin yaknlatrd. Ama Nizam, kalarn atm, ciddilemiti. Her trl Acem palavrasm ieren laf ebeliinden bir an nce kurtulup, Hasan'a ondan beklediklerini anlatmak iin sabrszlanyordu. Daha ilk szcklerden itibaren, kanlar kaynat, mer'e sessizce ekilmekten baka yapacak i kalmad. Bylece, Hasan Sabbah, Byk Vezir'in vazgeemedii yararclarndan biri oluverdi. Sahte tccardan, sahte derviten, sahte aclardan oluan ve Seluklu mparatorluunu batan aa dola66 67 an bir muhbirler ebekesini ksa zamanda kurmutu ve her saray da, her arda, her evde kula vard. Komplolar, dedikodular, sylentiler rapor ediliyor, aa karlyor, oyunlar bozuluyordu. Nizam, ilk gnler ok memnundu. Bu korkun ebekenin ipleri kendi elindeydi. O gne dek; bu ie souk bakan Melikah'a varp, vnecei sonular sunuyordu. Aslnda, Melikah huzursuzdu. Babas Alpaslan, byle bir siyaset gtmemeyi tavsiye etmemi miydi? "Drt bir yana muhbir yerletirecek olursan, sana sadk

olan gerek dostlarn bundan kukulanmayacak, dmanlarn ise tetikte, nlemlerini alm olacaklardr. Zaman getike, muhbirleri etkilemeye alacaklar, gn gelecek dostlarnn aleyhine, dmanlarnn lehine raporlar almaya balayacaksn. yi olsunlar, kt olsunlar, szler birer ok gibidirler. Bir kan bir arada frlattn m, biri mutlaka hedefi bulur. Sonunda, kalbini dostlarna kapatr, dmanlarna aarsn. Yanna gelip kurulanlar, dmanlarn olur. O zaman, gcnden geriye ne kalr?" Ama Melikah'm muhbir kullanmann yarar konusundaki kukular, hareminde onu zehirlemek istiyen bir kadnn yakalanmas ile yok oldu. Hasan Sabbah, Melikah'n yanndan ayramad adam haline geldi. Sultan ile Hasan arasmdaki bu skfklk, Nizam'in hi houna gitmiyordu. Bir kere, her ikisi de genti. Cuma gnleri dzenlenen len srasnda, iki delikanl, Veziri ihmal ederek eleniyorlard. Bu lenlerin birinci ksm, resmi ve ciddi bir biimde cereyan ederdi. Nizam, Melikah'n sanda otururdu. Okuma yazmas olanlar, bilginler, epeevre dizilir, Hint ya da Yemen kllarn methederler, Aristo'nun yazdklarna kadar her konuda tartrlard. Sultan bir sre bu konulara ilgi duyar, sonra baklar donukla-rd. te o zaman Vezir, gitme vaktinin geldiini anlar, dierleri de onu izlerdi. Onlarn yerini sazclar, rakkaseler, oyuncular alr, arap testileri dolar, iki sofras da, hakann keyfine gre uzun ya da ksa srerdi. Gl vezirinden vazgemeyen Sultan cn elenmekle alm olurdu. Gn geldiinde "baba"sn nasl vuracan tahmin etmek iin, ocuksu bir taknlkla ellerini nasl rptn izlemek yeterliydi. Hasan, Sultan'n Vezir'den nefret etmesi iin elinden geleni yapmaktayd. Nizam hangi konularda eriilmez saylyordu? Bilgisi ile mi? Ussall ile mi? Tanr ve mparatorluu savunma yetenei ile mi? Hasan, ksa bir srede benzeri bir yetenek sergiliyordu. Vezirin sadakati mi sz konusuydu? Sadk olduunu gstermekten kolay yoktu. Sadakat, yalanc azlardaki kadar doru olamaz. Hasan, Melikah'n dillere destan pintiliini harekete geirmeyi de iyi biliyordu. Srekli biimde Vezir'in yapt harcamalardan sz ediyor, ald yeni giysileri, Vezir'in yaknlarnn aldklar eyalar anlatyordu. Nizamn iktidar ve atafat sevdii bir gerekti. Hasan ise sadece iktidar seviyordu. Dnya nimetlerinden el etek ekmi biri olarak grnmeyi iyi beceriyordu. Melikah iyice krkledikten sonra, atei yakmay kararlatrd. Olay, bir cumartesi gn, taht odasnda meydana geldi. Sultan, leye doru, ba ars ile uyanmt. Can son derece skknd. Vezirinin, Ermenilerden oluan muhafzlarna altm bin altn dattn renmi, fena ierlemiti. Haber, tabii ki, Hasan ve ebekesi aracl ile kendine ulamt. Nizam, sabrla, ayaklanmay nlemek iin birlikleri beslemek gerektiini en ufak bir ayaklanmada, harcamann on misli fazlasn harcamak gerekeceini anlatyordu. Melikah ise, avu dolusu altn samakla, sonunda maa verilemeyecek duruma dleceini, ayaklanmann ite o zaman balayacan sylyordu. yi bir hkmet, altnn, ihtiya duyulacak gnler iin saklamamal myd?

Nizam'm on iki olundan biri, sze karmann yerinde olacan dnd: slam'm ilk gnlerinde Halife mer, fetihlerde salanan altnlar samakla sulandnda yle demiti: "Bu altn bize Tan-r'nn ltf deil mi? Tanr'nn daha fazlasn bahedeceine inanmyorsanz, hibir ey sarfetmeyiniz. Bana gelince, Allah'n cmertliine inanyorum. Mslmanlarn iyilii iin sarfedebileceim altndan bir tekini bile kasamda tutmam." Melikah'n byle bir davranta bulunmaya hi niyeti yoktu. Hasan'n kafasna soktuu bir dnce, nicedir iini kemiriyordu. Emrini verdi: Hazineme giren her bir kuruun ve sarfedilen her bir akenin ayrntl hesabn istiyorum. Sonu ne zaman hazr olur? Nizam km gibiydi. Bu hesab verebilirim ama, zaman alr, dedi. Ne kadar zaman, hoca? Sultan'n "Ata" deil de "Hoca" demesi dikkati ekti. Geri saygl bir sesleni biimiydi ama, gzden dmenin iareti de saylabilirdi. Nizam, arm, anlatmaya alyordu: Her eyalete bir muhasip gndermek ve uzun hesaplar yap68 69 mak gerekecek. Tanr'nn inayeti ile, geni bir imparatorlua sahi-; biz. Byle bir almann sonucunu iki yldan nce almamz zordur. Hasan, saygl bir biimde yaklat: Efendimiz, dedi. Olanak verilir ve Divan'n btn evraknn verilmesi emredilirse, byle bir almay krk gn iinde tamamlarm. Nizam cevap vermek istediyse de, Sultan ayaa kalkmt. Byk admlarla kapya gitti ve: Pekl, dedi. Hasan, Divan'a girecektir. Divan kalemi onun emrinde olacak. Onun izni olmadan hi kimse kaleme giremeyecek. Krk gn sonra bu i bitmi olacak. 70 XIV O gnden sonra, btn imparatorluk byk bir telaa dt, idari kesimlerde alma yrmez oldu, birliklerin ayaklanaca haberleri gelmeye balad, i savatan sz edilir oldu. Nizam'n sfahan'n baz mahallelerini silahlandrd syleniyordu. arda esnaf maln gizler olmu, belli bal arlarn kaplar kapatlm, zellikle kuyumcular dkknlarn leden sonralar amaz olmulard. Divan'da gerginlik bykt. Koca Vezir kalemini Hasan'a brakmak zorunda kalmt ama, ikameti hemen yan bandayd. Arada sadece kk bir bahe vard. Ancak bu kk bahe, gerek bir karargha dnmt. Nizamn kiisel korumalar, tepeden trnaa silahl olarak kol geziyorlard. mer son derece skknd. Ortal yattrmak iin araya girmek istiyor, uzlama yollar aryordu. Nizam onu kabul etmeye devam ediyordu ama "zehirli hediyesi" iin sitem etmekten kendini alamyordu. Hasan'a gelince, evraklarn iinde kaybolmutu ve Sultana sunaca sonucun tela iindeydi. Hasan geceleri, bir

avu adamnn ortasnda, Divan'n topland odann halsndan baka yere yatmyordu. Kader gnnden gn nce, Hayyam son bir giriimde bulunmak istedi. Hasan'n yanna gitti, onu grmek iin diretti. Ancak Sahib-i Haber toplantda olduu iin, bir saat sonra gelmesi sylendi. Kapdan kaca srada, tepeden trnaa krmzlar iinde bir harem aas yanna gelip: Hoca mer beni izlemek ltfunda bulunurlar m? diye sordu. Bekleniyorsunuz. Adam onu aprak yollardan, bir takm merdivenlerden geirdikten sonra, bir baheye soktu. Hayyam, byle bir bahenin olabileceini aklna bile getirmemiti. Tavus kular serbeste dolayordu. Kays aalar iek amt. Bahedeki emenin arka tarafndan geip sedef ilemeli bir kapnn nne geldiler. Aa kapy at. mer'i buyur etti. Buras, duvarlar ipek kumala kapl geni bir odayd. Dip ta71 rafta, bir perdenin rtt, tonozlu bir girinti gze arpyordu. Perde kprdad, orada birinin durduu akt. Hayyam ieri girince, hafif bir kap tkrts duymutu. Bir ka saniye bekledi. Sonra bir kadn sesi duydu. Ses yabancyd ve Trke konuuluyordu. Ses kskt ama szler kaya gibi sertti. Hayyam ne sylendiini anlamad, konuann szn kesmek istedi, Farsa konuulmasn rica etti, ya da Arapa, ya da daha tane tane konuulmasn... Ama bir perdenin ardna gizlenmi bir kadnla konumak kolay deildi. Kadnn szlerini bitirmesi iin bekledi. Ardndan bir baka ses: Sultanmzn ei, hanmm Terken Hatun, buraya geldiin iin sana teekkr ediyor, dedi. Bu kez Farsa konuulmutu. mer sesi tand. Barmak istedi ama azndan sevinli bir mrlt dkld: Cihan! Kadn rty kaldrd, peesini at ve glmsedi ama mer'in yaklamasn elinin bir hareketiyle nledi: Hatun, Divan'daki kavgadan endie duyuyor. Huzursuzluk artyor. Kan dklecek. Hakanmz dahi ok kaygl, yanna yaklalmaz oldu. Harem, Hakann fkeli barmalar ile titriyor. Bu durum byle sremez. Terken Hatun iki taraf bartrmak iin, senin byk aba sarfettiini biliyor. Senin baarl olman ok istiyor ama pek midi yok. Hayyam bayla onaylad. Cihan devam etti: Terken Hatun, i bu noktaya vardna gre, iki rakibi saf d brakp, ynetimi huzur salayacak birine vermenin daha doru olacan dnyor. Sultann, evresini sarm entrikaclara deil, akll, bilgili, karc olmayan, mantkl birine ihtiyac olduunu dnyor. Hakanmz seni ok takdir ettii iin, Byk Vezir olarak senin atanman nermek istiyor. Sen atanrsan btn lke rahatlayacak. Ama byle bir neride bulunmadan nce, senin onayn almak istedi. mer, kendisinden bekleneni bir sre kavrayamad. Sonra haykrd: Tanr akna, Cihan, beni mahvetmek mi istiyorsun? Beni, imparatorluun ordularna kumanda ederken, bir emirin kellesini uururken, bir kle ayaklanmasn bastrrken grebiliyor musun? Beni yldzlarmla babaa brak.

Dinle beni mer. leri ynetmeye niyetin olmadn biliyorum. Sen sadece orada bulunacaksn. Kararlar bakalar verip uygulayacak! Yani gerek vezir sen olacaksn, hanmn da gerek Sultan. stediin bu, yle deil mi? Bundan niin rahatszlk duyuyorsun? Onuru sana, tasas bize ait olacak. Bundan iyisi can sal! Terken Hatun, neriyi yumuatmak iin araya girdi, Cihan sylediklerini evirdi: Hanmm diyor ki: Senin gibi adamlar siyasete srt evirdikleri iin, bu kadar kt ynetilmekteyiz. ok iyi bir vezir olabilecek btn niteliklere sahip olduunu sylyor. Ona de ki: Ynetmek iin gerekli olan nitelikler ile, i bana gelmek iin gerekli olan nitelikler arasnda fark vardr. leri iyi ynetmek iin, kendi ilerini unutup sadece bakalarna, zellikle en yoksul olanlara bakacaksn; iktidara gelmek iinse, insanlarn en a gzls, en bencili, kendi dostlarnn bile gznn yana bakmayan olacaksn. Ben ise kimseyi incitemem! ki kadnn tasars ylece yarm kald. mer nerilerini red etti. Zaten bir ie de yaramazd. Nizam ile Hasan'n kar karya gelmeleri nlenemez olmutu. O gn kabul odas bir arenaya benziyordu. Orada bulunan on-be kii, birbirinin hareketini gzlemekteydi. Her zaman takn mizac ile tannan Melikah bile alak sesle konuuyor ve her zamanki gibi byn ekitirip duruyordu. Arada bir, iki gladyatre bir bak frlatyordu. Hasan, siyah buruuk giysileri, siyah sar ile ayakta duruyordu. Sakal sanki her zamankinden daha uzundu, avurtlar km, gzleri Nizam'nkilerle karlamaya hazr ama uykusuzluktan ve yorgunluktan kpkrmz idi. Arkasnda bir ktip, geni bir kurdele ile balanm bir sr evrak tayordu. Byk Vezir, kdemine duyulan saygdan tr, oturmaktayd. Giysileri beyaz, sakal kr, aln krkt. Sadece gzleri gen, hareketli ve parlakt. Oullarndan ikisi yannda duruyordu. evrelerine kinci baklar frlatyorlard. Sultan'n hemen yannda duran mer bitkin ve kaygl idi. Kafasnn iinde, herhalde sylemee hi frsat bulamayaca szleri tasarlayp duruyordu. Melikah: Hazinemizin durumu hakknda bugn bilgi verme vaadinde bulunulmutu. Hazr m? diye sordu. Hasan eilerek selam verdi. Szm tuttum. Her ey hazr, dedi. 72 73 Ktibine dnd, adam yanna geldi ve ona evrak verdi. Sab-bah okumaya balad. lk sayfalar, uzun teekkrler, hayr dualar, bilgece sylenmi cmlelerle doluydu. det byle idi. Orada bulunanlar daha fazlasn bekliyorlard. Sonunda i oraya da geldi. Hasan:

Her eyaletin, her nl ve byk kentin, Sultanmzn Hazinesine ne verdiini tam olarak hesap ettim. Dmandan elde edilen ganimeti de deerlendirdim. Bu paralarn nasl sarfedildiini artk biliyorum, dedi. Boazn temizledi, okuduu sayfalar ktibine uzatt, dierini ald. Okumak zere gzlerinin hizasna getirdi, dudaklar araland, sonra ksld. Sayfay uzaklatrd, dier sayfalara bakt, kzgn bir biimde evrak kartrmaya balad. Kimseden ses kmyordu. Sonunda Hakan sabrszland: Ne oluyor? Seni dinliyoruz, dedi. Efendimiz, gerisini bulamyorum. Sayfalar sraya koymutum, ama aradm kt aradan kaym olacak. Onu bulacam. Aramaya devam etti. Durumdan yararlanan Nizam, st perdeden konumaya balad: Herkesin bana gelebilir. Gen dostumuza bu yzden kzmamak gerek. Byle bekleyip duracamza gerisini dinleyelim. Haklsn ata, gerisini dinleyelim. Herkes, Hakann Vezirine yeni batan "ata" dediini farketmiti. Bu yeniden gze girdiine iaret mi saylmalyd? Hasan utantan kvranrken Vezir, lehindeki durumu daha da salama balamak istedi: Kaybolan sayfay unutalm. Hakanmz bekletmek yerine, kardeimiz Hasan'n baz nemli kent ve eyaletlere ait rakamlar vermesini neriyorum. Hakan onaylad. Nizam devam etti: rnein, aramzda bulunan mer Hayyam'n memleketi Niapur'u ele alalm. Bu kent ve eyalet, acaba hazineye ne getirmi? Hasan: Hemen sunaym, dedi. Ayaklarna kapanmak ister bir hali vard. Alkn bir biimde dosyaya el att. Otuzdrdnc sayfay kartmak istedi. Niapur'a ait ne varsa, bu sayfaya yazdn biliyordu. Bouna. Sayfa yok, kaybolmu... diyebildi. almlar... Ktlarm kartrmlar. 74 Nizam ayaa kalkt. Melikah'n yanna vard ve kulana: Efendimiz en yetenekli hizmetkrlarna, ilerin zorluklarn bilen ve oluru olmazdan ayrabilenlere gven duymazsa, sonunda ya bir deli, ya bir arlatan ya da bir cahil tarafndan ite byle hakarete urar, diye fsldad. Melikah, mthi bir oyuna getirildiine, bir saniye olsun, kuku duymuyordu. Tarihilerin belirttiklerine gre, Nizamlmlk Hasan'n ktibini satn alm, baz sayfalar yok etmesini, bazlarnn yerini deitirmesini emretmi ve bylece rakibinin sabrla ve zenle yapt almalar boa kartmt. O istedii kadar komplo yapldn sylesin, evresindeki grlt sesini bastryor, Sultan da oyuna getiriliinin, dahas vezirinin vesayetinden kurtulma giriiminin baarszlkla sonulanmasnn kusurunu Hasan'da buluyordu. Askerlerine onu tutuklamalarn sylemi ve annda idamn emretmiti. mer ilk kez sz ald:

Efendimiz merhamet etsinler. Sabbah belki kusur ilemitir, belki ok aceleci ve ok igzar olmakla gnah ilemitir, ki bu yzden kovulmas gerekir, ama kimseye byk bir ktl dokunmamtr. yleyse gzlerine mil ekilsin. Demiri kzdrn. Hasan ses karmyordu. mer yeniden sz ald. Kendisinin ie soktuu bir adamn ldrlmesine ya da gzlerine mil ekilmesine gnl raz olamazd: Efendimiz diye yalvard. Gen, gzden dm olmann tesellisini okumada bulacak bir adama, bu cezay uygun grmeyin. Bunun zerine Melikah: nsanlarm en bilge olan, en saf yrekli olan senin iin Hoca mer, kararmdan vazgeiyorum. Hasan Sabbah srgn edilecek ve mrnn sonuna kadar uzak beldelerden birinde yaayacaktr. mparatorluk topraklarna bir daha asla ayak basmayacaktr, dedi. Ama Kum kentinin adam geri gelecek ve grlmemi bir intikam alacaktr. 75 KNC KTAP HAHALER CENNET Cennet de cehennem de senin iinde. mer Hayyam 1) Baln asl: "Paradis des Assassins", yani "Caniler Cenneti" dir. Ancak, 1090 ylnda Hasan Sabbah tarafndan kurulan ve haha kullanmalarndan tr Hahain (Hahailer) ad verilen gizli rgt, Franszca Assassins (Caniler) szcnn kkeni olarak bilinir. Konumuz dolays ile Cani yerine Hahai szc daha uygun grlmtr. (.N.) XV Aradan yedi yl geti. Gerek Hayyam, gerek mparatorluk iin grkemli yedi yl! Son bar yllar! zerinde asma yapraklar olan ardakta sofra kurulmu, zerine iraz'n, kokusu kvamnda, en iyi beyaz arab konmu, srahinin evresinde binlerce prlts olan kseler dizilmiti. te haziran akamlar, mer'in kameriyesinde grlegelen manzara! nce hafif olandan balamal. arap ve erez. Sonra kark olan tatmal: yaprak dolmalar, ayva tatllar. Hafif esinti, Sar Dalar ap, iekli meyve bahelerinden gelir. Elinde udu ile Cihan, hafiften tngrdatr. Rzgra elik eder udunun sesi. mer kadehini kaldrd, uzun uzun iine ekti. Cihan onu izliyordu. En byk, en kaygan, en koyu renkli pestili seti, erkeine verdi. Bu, meyveler dili ile "Hemencecik bir pck" demekti. mer eildi, dudaklar birbirine dedi, kat, yeniden bulutu, ayrld, birleti. Parmaklar doland. Hizmeti kz geldiinde, acele etmeksizin ayrldlar, her biri kendi kadehine dnd. Cihan glmseyerek mrldand: Yedi yaamm olsayd, birini mutlaka burada geirir, u kerevete uzanr, u arab ier, parmaklarm u kseye daldrr, mutluluu u tekdzelikte bulurdum. mer: Bir, ya da , ya da yedi yaamm olsayd, her birini burada geirir, elim salarnda uraya uzanrdm, diye yantlad.

Birlikte ama birbirlerinden deiik idiler. Dokuz yllk sevgili, drt yllk kar koca idiler ama dleri ayn at altnda deildi. Cihan zaman yutuyor, mer yudum yudum tadna varyordu. Cihan'n arzusu, dnyaya egemen olmakt. Hanmnn kula idi, ha-rurrt da Sultan'm kula! Gndzleri Sultanm hareminde dzenler kuruyor, tm haberlere el koyuyor, yatak odas dedikodularna kulak kesiliyor, zehirleme kukularndan haberdar oluyordu. Heyecanl, hareketli, cokulu idi. Akamlan ise kendisini akn mut79 luluuna kaptrveriyordu. mer asmdan durum farklyd . Bilimin zevkine, zevkin bilimine varyordu. Ge kalkyor, a karnna bir kadeh sabah ikisini iiyor, daha sonra alma masasma geerek yazyor, hesap yapyor, izgiler ve resimler iziyor, yine yazmaya koyuluyor, sonra gizli kitabna bir ka satr iir dktryordu. Gece olduunda, evinin st katna yaptrd gzlem kulesine kyordu. Sevdii, elleriyle bakp onard aletlerine kavumas iin baheden gemesi yeterliydi. Arasra, kentten gelip gemekte olan bir bilgin olurdu yannda. sfahan'da bulunduu ilk yln, -rasathaneyi kurmakla geirmiti. Yap, gereler, birer birer denetiminden gemiti. mer, 21 Mart 1079'da byk trenlerle ilan edilen yeni Celali takvimini hazrlamak iin de, byk emek sarfet-miti. Onun yapt hesaplamalar sonucu kutsal Nevruz bayramnn tarihinde bir takm deiiklikler olduunu, Balk burcunun ortasna rastgelen yeni yln Ko burcunun balangcna kaydrldn, bu deiiklikten sonra ran ay adlarnn bur ad aldklarn ve bylece Favardin'in Ko ay, Esfand'n Balk ay diye arldn hangi ranl unutabilir? 1081 ylnn Haziran'mda sfahan'da ve btn mparatorluk topraklarnda oturanlar, yeni takvimin nc yln yaamaktaydlar. Bu takvim resmi olarak Sultan'n adm ta-sa da, halk arasnda "mer Hayyam Takvimi" olarak bilmiyordu. Kim, salnda byle bir onura sahip olabilir? Ksacas, Hayyam otuz yama geldiinde, tannan ve sevilen bir insan olmutu. Onun, iddetten ve hkmetmekten nefret ettiini bilmeyenler iin de, ekinilen ve korkulan bir insan... Btn bunlara karm, onu Cihan'a yaklatran neydi? Bir ayrnt ama nemli bir ayrmt: ikisi de ocuk istemiyordu. Cihan, ardnda brakaca bir varln ykn kesinlikle tamak niyetinde deildi. Hayyam da, hayran olduu Suriye'li air Ebu'l-Al'nn szlerini aynen benimsemiti: "Beni dllendirenin gnahn ekiyorum, kimse benim gnahm ekmeyecek." Bu tutumu bizi yanltmamak, Hayyam hi de ktmser biri deildi. u satrlar yazan o deil midir?: "Acn sonsuz olduunda, dnyann kararmasm istiyecek olduunda, yamurdan sonra parldayan yeillii, bir ocuun uykudan uyann dn." mer ocuk sahibi olmak istemiyorsa, yaamn gln dnd iindir. "Dnyaya hi gelmemi olana ne mutlu!" deyip dururdu. Grld gibi, ikisinin ocuk yapmak istemeyi nedenler 80 ayn deildi. Cihan ihtirasl olduu, mer de ihtirassz olduu iin ocuk istemiyordu. Ama bir erkek ve bir kadn olarak, ran'daki btn erkeklerin ve

btn kadnlarn knadklar bir davranla, birbirlerine bal idiler ve birinin ya da dierinin ksr olduu sylentisine aldrmadan aralarnda mthi bir ortaklk kurmulard. Ama bu, yine de snrlar olan bir su ortakl idi. Cihan, hi bir ihtiras olmayan bir insan olan mer'den deerli fikirler alyor ama kendi yaptklar hakknda ona asla bilgi vermiyordu. Yaptklarn mer'in onaylamayacan biliyordu. Bitmeyen kavgalar yaratmak kime yarard? Geri Hayyam Saraya uzak bir insan deildi. Saray hayatn, dalaverelerini ne kadar kmsese de, baz kanlmaz ykmllkleri olduunu biliyordu. Arasra Cuma yemeklerine girmesi, baz hasta Emirleri muayene etmesi, Melikah'a takvimi hakknda bilgi vermesi ve yldz falma bakmas gerekiyordu. Melikah da herkes gibi, ne yapmas ve ne yapmamas gerektii konusunda yldz falma danrd. "Ayn 5'inde seni gzleyen bir yldz var, Saray'dan dar kma, Ayn 7'sinde, hibir biimde kan aldrma, ila ime. Ayn 10'unda sarn tersinden sardr. Ayn 13'nde kadnlarndan hibirine yanama." Sultan, bu sylenenlere kar kmay asla dnmezdi. mer'in elinden kendi yldz falm alan Nizam da, iyice inceler ve harfiyen uyard. Yava yava bakalar da, bu ayrcalktan yararlanmaya balad; mabeyinci, sfahan'n byk kads, hazinedarlar, baz amirler, bir takm zengin tccarlar sraya girdi; bu da mer iin bir hayli i demekti, zellikle ayn son on gn ve gecesi! nsanlar fala ylesine dkndler ki... talihli olanlar mer'e baktrabiliyor, dierleri daha z tanman gkbilimcilere bavuruyordu. Genellikle de bir din adamna gidiliyor, o da Kur'an'n bir sayfasn rasgele aarak bir ayet okuyordu. Meraklarnn cevabn bu ayette bulmak kalyordu onlara! Bir karar ncesinde olan yoksul kadnlar ise, arya gidip ilk duyduklar szckten bir anlam kartmaya alyorlard. O gece Cihan: Terken Hatun, Tir ay iin falnn hazr olup olmadn sordu, dedi. mer dalgnd. Bu gece hazrlarm. Gkyz berrak, yldzlar gizlenmiyor, rasathaneye gitme vakti, diye yantlad. Kalkaca srada ieriye bir hizmeti girdi ve: Kapda bir dervi var dedi. Geceyi geirmek iin konukseverliinize snmak istiyor. mer: 81 Gelsin, diye izin verdi. Merdiven altndaki kk oday ver, sonra syle bizimle yemee otursun. Cihan, yabancnn girmesine olanak tanmak iin ban rtt, ama hizmeti yalnz dnd: Odasnda dua etmeyi tercih ediyor. Bu mektubu size vermemi istedi. mer kd okudu, sarard. Bir robot gibi ayaa kalkt. Cihan merakland: Kim bu adam? Birazdan dnerim. Kd bin paraya ayrdktan sonra, hzl admlarla kp kk odaya yneldi, ieri girip kapy kapatt. Bir an durdu, sonra bir kucaklama ve bir sitem:

sfahan'da iin ne? Nizamlmlk'n btn adamlar seni aryor. Seni ayartmaya geldim. mer yzne bakt, adamn aklnn banda olup olmadndan emin olmak istiyordu. Ama Hasan gld, tpk Hayyam'la karlatklar kervansaray odasnda gld gibi: Merak etme. Mezhep deitirtmeyi dneceim en son insan sensin. Ama saklanmam gerekiyor. Sultan'n mneccimi, Vezir'in danman mer Hayyam'n evinden daha gvenli snak m var? Sana duyduklar nefret, bana duyduklar sevgiden byk. Evime ho geldin ama burada olduundan kukulanrlarsa, seni kurtarabileceimi sanma. Yarn uzaklara gitmi olacam. mer kukuland: almaya m geldin? Ama teki, onuruna dokunulmuasma srad: Ben kiisel bir peinde deilim, benim peinde olduum, Trk egemenliini ykmak! mer arkadana bakt, siyah sark yerine imdi beyaz sarklyd ama her yan kuma bulanmt giysileri kaba ve eskiydi. Kendinden pek emin grnyorsun; oysa bana gre, srgn edilmi, izi srlen, evden eve gizlenen ve tm silah u kn ile u sarktan ibaret olan bir adamsn. Bir de kalkm, Dou'dan Bat'ya uzanan bir mparatorlukla boy lmee kalkyorsun. Sen olandan sz ediyorsun, ben olacaktan. Seluklu mparatorluunun karsna Fedailer dikilecek. rgtl, korkun bir g 82 olarak! Sultanlar ve vezirleri korkudan titretecek. Sen ve ben doduumuz vakit, yani aradan ok zaman gemedi, sfahan Acemlerin ve iilerin elindeydi ve Badat'taki halifeye hkmn geiriyordu. Bugn ise, Acemler Trklerin ua durumunda ve Nizamlmlk bu uaklarn en aalk olan. Dn nasl idiyse, yarn da yle olamaz m? Zaman deiti Hasan, imdi g Trklerde, ranllar yenik dt. Bazlar, Nizam'n yapt gibi, gllerle uzlamaya alyor; dierleri, benim yaptm gibi, kitaplara snmaya bakyor. Bakalar da savayor. Belki henz bir avu insan, ama yarn saylar binleri bulacak, kalabalk, kararl, yenilmez bir ordu olacak. Ben, Yeni Gr'n havarisiyim. Hi ara vermeden, lkeyi boydan boya katedeceim, hem ikna hem zor yoluna bavuracam ve Yce Tanrnn inayeti ile kokumu iktidar yerle bir edeceim. Hayatm kurtarm olan sana sylyorum mer: pek yaknda dnya, anlamm pek az kiinin kavrayabilecei olaylara tank olacak. Sen anlayacaksn, ne olup bittiini kavrayacaksn, bu dnyay kimin sarstn, bu kargaann nasl son bulacan bileceksin. inandn eylerden kuku duymuyorum ama, Melikah'n Saraynda Trk olan Sultann gzne girebilmek iin Nizamlmlk ile rekabete giritiini anmsyorum. Yanlyorsun. Ben, artk ima ettiin o aalk adam deilim,

Benim bir ey ima ettiim yok, sadece birka tutarszla deiniyorum. Bu tutarszlklar, gemiimi bilmenden kaynaklanyor. Grne bakarak hkme varman eletirmiyorum ama, sana gerek ykm anlattmda olaylara baka trl bakacaksn. Ben eski bir ii ailesindenim. Bana her zaman, smaililerin mezhep sapkn olduklar sylendi. Ta ki gnn birinde bir dervie rastlayana kadar... Benimle tartt, inancm sarst. Ona boyun eerim korkusuyla konumamaya karar verdiimde hastalandm. ylesine hastalandm ki, son saatimin geldiini sandm.,Bunda bir hikmet var dedim, Yce Tanr'dan bir iaret! Yaarsam, smailiye mezhebine girmee ahdettim. Ertesi gn iyilemitim. Ailemde, bu kadar abuk iyiletiime kimse inanmad, bir anlam veremedi. Tabii verdiim sz tuttum ve and itim. ki yl sonra, bana bir grev verdiler. Nizamlmlk'n yanma girecek, Divan 'nda yer alacak ve zorda olan smaili kardelerimi koruyacaktm. Bylece Rey'den kp sfahan'a vardm ve yolda, Kan'da bir kervansarayda konakla83 dim. Kk odamda Nizam'n yanna nasl gireceim diye dnp dururken, kap ald. Kim girdi dersin? Hayyam! Byk Hayyam, onu bana Allah gndermiti. mer aknd: Bir de Nizamlmlk bana, senin smailiye mezhebinden olup olmadn sordu da, ben de "sanmam" dedim! Yalan sylemedin, bilmiyordun! imdi biliyorsun. Hasan durdu, sonra: Beni yemee davet etmemi miydin? dedi. mer kapy at, hizmetiye seslendi, yemek getirmesini syledi, sonra soru sormay srdrd: Yedi yldr, byle sufi klnda m dolanp duruyorsun? ok dolatm. sfahan'dan knca, beni ldrmek istiyen Nizam'n adamlarnca izlendim. Kum'da onlardan kurtuldum, arkadalarm beni sakladlar. Sonra Rey'in yolunu tuttum- Orada bir smaili Msr'a, kendisinin de gitmi olduu medreseye gitmemi tavsiye etti. Daha nce, am'a gitmeden, Azerbaycan'a uradm. Msr'a kestirmeden gitmeyi tasarlyordum ama Kuds evresinde Trkler ile Maribiler arasnda sava vard. Bu yzden kydan gidip, Beyrut, Saida, Tir ve Akra'dan gemek zorunda kaldm. Orada bir gemiye binip skenderiye'ye ulatm. Orada Ebu Davut bakanlnda bir heyet tarafndan karlandm. Hizmeti ieri girdi. Yere bir ka anak koydu. Hasan dua eder gibi yapt, hizmeti knca konumasna devam etti: Kahire'de iki yl kaldm. Medrese'de kalabalkaydk ama aramzdan sadece bir avu insan Fatmi lkesinin dmda i grmeye layk bulunmutu. Hasan fazla ayrntya girmek istemedi ama eitli kaynaklardan derslerin iki ayr yerde grld biliniyordu. Dinin ilkeleri El-Ezher'de, ulemalar tarafndan, bunlar yayma teknikleri de Halife Saraynda retiliyordu. Fatmi Saraynn nemli kiilerinden biri olan dervilerin ba, rencilerine insanlar inandrma yntemlerini, bir gr gelitirme sanatn, manta olduu kadar duygulara da nasl hitap edileceini retiyordu. Birbirleriyle iletiimde hangi gizli ifreyi

kullanacaklarn da... Her dersin sonunda, renciler onun nnde diz kyor, o da balarnn zerinden, mam'm imzasm tayan bir fetva geiriyordu. Daha sonra, daha ksa bir ders balyor ama o sadece kadnlara veriliyordu. Hasan: htiyacm olan btn bilgiyi Msr'da rendim, dedi. Hayyam: Bana, onyedi yama geldiimde her eyi biliyordum, dememi miydin? Onyedi yama kadar bilgi birikimi yaptm. Sonra inanmay rendim. Kahire'de inandrmay rendim. Peki, inandrmak istediklerine ne sylyorsun? Onlara, retecek hoca olmadka din ie yaramaz, diyorum. Bizler "Allah'tan baka Tanr yoktur" derken, hemen ardndan "Muhammed O'nun Resuldr" diye ekliyoruz. Neden? nk Tek bir Tanr var derken, kaynan belirtmeyecek olursak yani bir gerei bize retenin adn vermezsek, anlam kalmaz. Ama o adam, o resul, o peygamber, uzun sre nce ld, yaadn ve bize sylenen gibi konutuunu nereden bileceiz? Ben ki senin gibi Eflatun ve Aristo okudum, kant gerek diyorum. Ne kant? Bu konuda gerekten kant olabilir mi? Siz Snniler iin aslnda kant yok. Sizler, Muhammed'in miras brakmadna, Mslmanlar kendi balarna braktna, en gl ya da en kurnaz olann kendilerini ynetmelerini kabul edeceklerine inanrsnz. Bizler ise, Resuln bir miras, srlarn bilen bir halef braktna inanrz: o da damad, yeeni, neredeyse kardei mam Ali'dir. Ali de bir miras gsterdi. Meru mam'larn soyu ite byle olutu. Onlar aracl ile Muhammed'in Resullnn ve Tek Tanr'nn varlnn kant gnmze kadar devredildi. Btn bu anlattklarnda, dier iilerden ne farkn var, anlayamyorum. Benim inancm ile aileminki arasnda ok byk fark var. Onlar, yeryzne adaleti getirecek olan ve gerek mminleri dllendirecek olan Gizli mam gelene kadar, dmanlarmzn egemenliine sabrla katlanmamz gerektiini rettiler bana. Oysa ben, imdiden harekete gemek, bu lkede mammzn "zuhuru" iin gerekli ortam her yoldan hazrlamak gerektiine inanyorum. Ben, btn Zamanlarn mam'n kabul edecek duruma gelmesi iin dnyay dzenlemek zere gnderilen nc'ym. Peygam-ber'in benden sz ettiini biliyor muydun? Senden mi? Kum doumlu Hasan bin Ali Sabbah'tan m? "Kum'dan bir adam gelecek, insanlara doru yola germeleri arsnda bulunacak, evresine adamlar toplayacak, hibir rzgr, hibir frtna onlar datamayacak, savamaktan ylmayacaklar, zaaf gstermeyecekler ve Tanr'dan g alacaklar" demedi mi? 84 85 Ben byle bir ey sylediini bilmiyorum. Oysa Hadisleri okumutum. Sen istediklerini okumusun. ii'lerin ellerinde baka Hadisler var. Ve senden sz ediyor, yle mi? Bekle ve gr.

86 XVI Yuvalarndan frlamasma koca gzl adam, gezginciliine devam etti. Hi yorulmayan bir dervi olarak slam lkelerini, Belh'i, Merv'i, Kagr', Semerkant' dolap durdu. Her yerde vaaz verdi, tartt, inandrd, rgtledi. Bir fedai bulmadan, beklemekten usanm iiler'i ve Trk egemenliinden ikyeti Acem ya da Araplar evresinde toplamadan, o kentten ayrlmad. Hasan'n ordusu gn getike byyordu. Onlara "Batni" deniliyordu, yani gizli ilerin adamlar! Onlara din sapkn, Allahsz da deniliyordu. Ulemalar tehdit zerine tehdit savuruyorlard: "Onlara katlanlarn vay hallerine! Kanlarn dkmek, bahe sulamak kadar sevaptr." Ses tonu ykseliyor, iddet szde kalyordu. Savah kentinde bir vaiz, dier mslmanlar gibi camide deil de ayr olarak toplananlar ihbar etmi, onlar polisin cezalandrmasn istemiti. Onse-kiz tarikat tutuklanmt. Bir ka gn sonra muhbir baklanm olarak bulundu. Nizamlmlk ibret olacak bir ceza verilmesini istedi. smailiye mezhebinden bir marangoz yakaland, ikence edildi, armha gerildi, sonra da ls kent sokaklarmda gezdirildi. Bir tarihi "O vaiz smaililerin ldrdkleri, o marangoz da verdikleri ilk kurban oldu" diye yazd. lk zafer de Niapur'un gneyindeki Kain kentinde alnd. Kirman'dan alt yz tccar, hac ve nemli miktarda yk getiren bir kervan gelmekteydi. Kain kentine yarm gnlk yolda, yzleri maskeli, silahl adamlar yolu kesmilerdi. Kervanc onlar haydut sanm, hara verip kurtulmak istemiti. Oysa durum farklyd. Yolcular bir kale-kente gtrlm, bir ka gn tutulmu ve mezhep deitirmeleri istenmiti. Bazlar kabul ettikleri iin serbest braklm, dierleri ldrlmt. Kervan olay, ardndan gelecek iddet olaylarnn sadece kk bir habercisiydi. Katliam, karlkl ldrme eylemleri, her kentte, her kasabada, her kyde cereyan ediyor ve "Seluklularn bar dzeni" anmaya yz tutuyordu. te unutulmaz Semerkant krizi o sralar patlak verdi. Bir tarihi "Olaylarn ardnda Ebu Tahir var" diye kestirip att. Oysa iler o kadar basit deildi. 87Geri, mer Hayyam'n eski velinimeti, gnlerden bir Kasm | gn kp sfahan'a gelivermiti. Tirah Kapsndan kente girer girmez doruca arkadann evine varm, o da minnetini belirtebilmenin mutluluu iinde, evini ona amt. Geleneksel nezaket szleri ksa kesilmi ve Ebu Tahir yal gzlerle: Nizamlmk' hemen grmem gerek demiti. Hayyam kady hi bu halde grm deildi. Onu yattrmaya alt: Vezire bu gece gideriz. O kadar vahim mi? Semerkant'tan kamak zorunda kaldm. Kad szlerine devam edemedi, tkand, gzlerinden yalar akmaya balad. Son grmelerinden bu yana yalanmt, cildi krm, sakal beyazlam, sadece kalar kapkara kalmt. mer teselli edici birka sz syledi, Kad kendine geldi, sarn dzeltti, sonra: Hani u Kesik Yz denilen adam hatrlyor musun? diye sordu.

lmme susam adam nasl unuturum;? En kk bir farkl dnce sezinleyince zvanadan ktn hatrlyorsun deil mi? smailiyelilere katld yldan beri, eskiden Gerek Din'i savunmak iin gsterdii gayretkelii, bu kez O'nun hatalarn kantlamak iin gsteriyor. Yzlerce, binlerce kii peinde gidiyor. Sokan hkimi o; kendi yasasn esnafa zorla kabul ettirdi. Ka kez Han' grmee gittim. Sen Nasr Han' tanmtn, aniden fkelenir, annda sakinleirdi. Allah rahmet eylesin, her duamda ona da okuyorum. imdi yeeni Ahmet ibanda. Toy, kararsz, ne yapaca belli olmayan biri. Ne ynden yanaacam bilemedim hi. Ka kez bu yobazlarn yaptklarndan ikyet ettim, beni hep bir kula ile dinledi, cannn skldn gstermeyi de ihmal etmedi. Hibir ey yapamayacan anlaynca, milis kuvvetlerinin komutanln ve bana yakm olan baz yarglar ardm, smailiyelilerin hareketlerini yakndan izlemelerini istedim. Kesik Yz' izlemek zere gnll kt. Amacm Han'a ayrntl bilgi vererek gzlerini amakt. O srada adamlarm tarikatlarn reisinin Semerkant'a geldiini haber verdiler. Hasan Sabbah m? Ta kendisi! Benimkiler smailiyelilerin toplandklar Ghatfar mahallesinde Abdak sokann iki ban tuttular. Sabbah, klk deitirmi olarak dar ktnda zerine ullandlar, kafasna bir uval geirip bana getirdiler. Onu hemen Saraya gtrdm. Yapt88 m ii beenileceini sanyordum. Han ilk kez ilgi gsterdi, adam grmek istedi. Sabbah huzuruna kartldnda, ellerinin -zlmesini ve onunla yalnz kalmak istediini syledi. Han' o tehlikeli yobaza kar uyarmak istedim ama fayda etmedi. Adam, doru yola gelmesi iin inandrmak istediini syledi. Grmeleri uzayp gitti. Arasra Han'n adamlarndan biri kapy aralayp bakyordu. Grme devam ediyordu. Gn aardnda, ikisinin yanyana namaza durduklar grld. Ayn szleri bir azdan tekrarlyorlard. Adamlar, onlara bakmak iin birbirlerini itekleyip duruyorlard. Ebu Tahir bir yudum erbet itikten sonra devam etti Gerei kabul etmek gerekiyordu. Semerkant'n Efendisi, Maverannehir'in Hkmdar, Karahanllarn Vris'i tarikata girmiti. Geri bunu aklam deildi ve Gerek Din'e balym gibi grnyordu ama, evresindeki danmanlarn yerini smaililer almt bile. Sabbah' yakalatan kuvvet komutanlar teker teker ldrld. Benim muhafzlarmn yerini, Kesik Yz'n adamlar ald. Bana yapacak ne kalmt? lk hac kafilesi ile yola kmak ve slam'n klcn tayan Nizamlmk ile Melikah'a durumu anlatmaktan baka? Ayn akam, Hayyam Ebu Tahir'i Nizam'a gtrd. Onlar babaa brakt. Nizam sessizce kady dinledi, yz glgelendi. Kad konumasn bitirdiinde: Semerkant'taki felaketin ve hepimizi tehdit eden belann gerek sorumlusu kim, biliyor musun? diye sordu. Seni buraya getiren adam? mer Hayyam m?

Baka kim olabilir? Onu ldrtebileceim gn, Hasan Sab-bah'n hayatn Hoca mer kurtard. Onu ldrmemizi engelledi. imdi bizi ldrmesini engelleyebilecek mi bakalm? Kad ne diyeceini bilemiyordu. Nizam iini ekti. Ksa, skntl bir sessizlik oldu. Ne yapalm dersin? Soruyu soran Nizam'd. Ebu Tahir'in cevab hazrd. Tane tane sylemee balad: Seluklu bayrann Semerkant zerinde dalgalanmasnn zaman geldi. Vezirin yz karard: Szlerin altn deerinde dedi. Yllardr, mparatorluun Maverannehir'i iermesi, Semerkant ve Buhara gibi zengin kent89 leri kapsamas gerektiini tekrarlayp duruyorum. Bouna. Melik-ah dinlemek istemiyor. Oysa Han'n ordusu ok zayf. Emirlerine maa veremiyor, kaleleri harabeye dnm durumda. Bunu biliyoruz. Melikah, babas Alpaslan gibi, nehri geecek olursa, ayn akbete uramaktan m korkuyor? Katiyyen. Kad daha baka soru sormad. Bir aklama bekledi. Nizam: Sultan ne nehirden, ne rakip bir ordudan korkuyor. Onun korktuu bir kadn! dedi. Terken Hatun mu? Melikah nehiri geecek olursa, onu yatana almayacan, Harem'i cehenneme dndreceini sylemi. Unutma ki Semer-kant, Terken Hatunun vatan. Nasr Han aabeyi idi, Ahmet Han da yeeni. Maverannehir onun ailesine ait. Atalarnn kurduu saltanat son bulacak olursa, onun da saray kadnlar arasndaki konumu deiir ve olunun Melikah'a vris olma olasl ortadan kalkar. Ama olu daha iki yanda! yi ya, ocuk ne kadar kkse, anas o denli savamak zorunda! Anladm dedi Kad. Sultan asla Semerkant' almak istemeyecek. Bunu sylemedim. Ama bunun iin fikrini deitirmek gerekir. Ne var ki, Hatunun silahlarndan daha gl silahlar kullanmamz gerekecek. Kad kzard. Nazike glmsedi, yine de nerisinden vazgemedi: Size anlattklarm Sultan'a tekrar etmem yetmez mi? Hasan'n evirdii dolaplar ona anlatmam yetmez mi? Nizam: Hayr, diye kestirip att. O an tartamayacak kadar dnceliydi. Kafasnda bir plan olumak zereydi. Kad sessiz, verecei karar bekliyordu. Vezir: Yarn sabah Sultan'n Harem'ine gidip, ba harem aasn grmek istediini syliyeceksin. Semerkant'tan geldiini ve Terken Hatun'a ailesinden haber getirdiini syliyeceksin. Memleketinin bir kads, hanedannn sadk bir hizmetkr olduun iin, seni kabul edecektir.

90 Kad bayla onaylamak gereini bile duymad. Nizam devam etti: Kabul odasma girdiinde, yobazlarm Semerkant' ne hale getirdiini anlatacak ama Ahmet'in onlara katldn sylemeyeceksin. Tam aksine, Hasan Sabbah'n tahtn tehlikeye soktuunu ve ancak bir mucizenin onu kurtarabileceini syleyeceksin. Beni grmee geldiini, ama seni gerei gibi dinlemediimi, hatta Sultan'a bunlar anlatmaktan seni vazgeirmek istediimi syleyeceksin. Ertesi gn, strateji hibir engel grmeden aynen uyguland. Terken Hatun, Semerkant' kurtarmak iin, Sultan' ikna etmeyi zerine alrken, Nizamlmlk buna kar kar gibi yapyor ama bir yandan da seferberlik hazrlnda bulunuyordu. Bu kandrma sava sonunda Maverannehir'i almaktan, Semerkant' kurtarmaktan ok, smaililerin bozgunculuu yznden sarslan saygnlna yeniden kavumak istiyordu. Bunun iin de kesin ve etkili bir zafere ihtiyac vard. Yllardan beri, casuslar Hasan'n yerinin bilindiini, yakalanmasnn an meselesi olduunu tekrarlayp duruyorlard ama, asi ele gemiyor, en ufak bir karlamada adamlar adeta buharlap yok oluyorlard. Bu nedenle Nizam, yzyze savamann yollarn aryordu. Semerkant ona, hi ummad bir anda bu frsat verdi. 1089 ilkbaharnda, ikiyz elli bin kiilik bir ordu, filleri ve silahlar ile harekete geti. Onu harekete geiren yalanlar ve entrikalar bir yana, her ordunun yapt ii yapmaya hazrd. nce Buhara'y ele geirdi sonra Semerkant'a yneldi. Kentin kapsna geldiklerinde, Melikah Ahmet Han'a, duygulu bir slupla, kendisini yobazlarn ellerinden kurtarmaya geldiini yazd. Han, souk bir ifadeyle "Saygdeer biraderimden byle bir isteim olmad" diye cevap verdi. Melikah ard ama Nizam hi heyecanlanmad: "Han, hareketlerinde zgr deil, yokmu gibi davranalm" dedi. Zaten ordunun geri gidecek durumu yoktu, Emirler paylarna decek olan istiyorlard, her halde elleri bo dnecek deillerdi. Daha ilk gnlerden itibaren, kule muhafzlarndan birinin ihaneti ile saldrganlar kente szmlard. Bat'da, Manastr Kapsnn yaknnda mevzilendiler. Savunucular ise gneye, Ki Kapsnn yanma ekildiler. Halkn bir ksm Sultan'n birliklerini tutmaya karar vererek, onlar beslemeye, tevik etmeye giriti. Dierleri ise, inanlarndan tr, Ahmet Han'dan yana oldular. Sava iki hafta 91 btn iddeti ile devam etti. Ama sonucu belli idi. Kubbeler mahallesinde bir dostunun evinde gizlenen Ahmet Han ile tm smaili liderler esir alnd. Sadece Hasan, bir lam kanalndan kamay baard. Tabii kazanan Nizam oldu ama Sultan' ve Hatun'u kandrarak! Saray ile ilikileri, onanmaz biimde bozuldu. Melikah, Ma-verannehir'in en nl kentlerini ele geirmekten memnun olduysa da, aldatlm olmann ezikliini fazlasyla duydu. Hatta birlikler iin verilen geleneksel zafer ziyafetini vermeyi red etti. Nizam, duymas gerekenlere "pintilik" demekle yetindi. Hasan Sabbah'a gelince, bu yenilgiden nemli bir ders kartt. Hkmdarlar kazanmaktan vazgeip, insanln o gne kadar tand en korkun terr rgtn kurdu. Bu rgte Hahailer Tarikat denildi.

XVII Alamut. Bir kaya zerinde bir kale. Alt bin ayak ykseklikte. Manzara olarak: plak dalar, unutulmu gller, dik yarlar, dar boazlar. Bu boazlardan en kalabalk ordu bile, ancak tek tek geerek girebilir. Bu kayalklar en hzl kurunlar bile delip geemez. Elburz Dalar'nm karlar, ilkbahar olup da eridii, aalar yerlerinden ettii iin "deli rmak" diye adlandrlan ah-R, hkimdir yreye. Yaklaann vay haline, vay kylarnda konaklamaya yeltenen orduya! Nehirden ve gllerden hergn kaim bir sis tabakas ykselir, uurumu olduu gibi kaplar, yer ortasmda ylece asl kalr. Orada bulunanlar iin Alamut kalesi, bulutlar okyanusunda bir adadr. Aadan bakldnda da cinlerin sna! Yerli deyie gire Alamut: "Kartal Yuvas" demek. Anlatldna gre, bu dalar denetlemek iin bir kale yaptrmak isteyen bir hkmdar, oralara terbiye edilmi bir kartal brakm. Ku gkyznde dolanp durduktan sonra bu kayann stne konmu. Sahibi de en iyi yerin buras olduunu anlam. Hasan Sabbah da tpk o kartal gibi yapt. Adamlarn toplayaca, okutaca, rgtleyecei bir yer bulmak iin btn ran' dolat. Semerkant olayndan sonra byk kentleri zaptetmenin hayal olduunu, Seluklular ile annda atmaya girmek zorunda kalacan, bunun da mparatorluun lehine olacan anlamt. Ona gereken baka bir yerdi, girilmez, alnmaz, ulalmaz, dalk bir snak! Maverannehir'de ele geen bayraklar sfahan sokaklarnda sergilendii srada, Hasan da Alamut dolaylarnda bulunuyordu. Buras onun iin bir esin kayna oldu. Daha Alamut'u uzaktan grr grmez, kendi ykseliinin, devletinin douunun gerekleecei yerin ancak buras olacan anlamt. Alamut o sralarda pek ok kent gibi, iinde birka askerin, birka kylnn, bir o kadar da esnafn, aileleri ile birlikte yaadklar tahkim edilmi bir yerdi. 92 93 Banda, Nizamlmlk'n atad, ad Mehdi Alayit olan bir vali bulunuyordu. Adamm btn derdi ceviz, zm ve nar yetitirmek ve sulamada kullanaca suyu bulmakt. mparatorluktaki alkantlar uykusunu hi karmyordu. Hasan nce, Alamut'lu birka mridini oraya salverdi. Adamlar vaaz vermee ve mezhep deitirtmeye baladlar. Birka ay sonra lidere, durumun elverili olduu haberini gnderdiler. Hasan, her zaman olduu gibi, sufi bir dervi klnda kente girdi. evreyi dolat, tefti etti, denetledi. Vali bu mbarek adam huzuruna kabul etti. Neyin houna gideceini sordu. Hasan: Bana bu kale gerek, diye yantlad. Vali glmsedi, derviin akac bir adam olduunu sand. Ama konuu hi de glmsemiyordu: Ben bu yeri almaya geldim. Kararghrndaki btn adamlar benden yana, dedi. Sonras ne duyulmu ne grlmtr. zellikle smaililer tarafndan tutulmu o gnlerdeki tutanaklar incelemi olan doubi-limcileri, yanlmadklarndan iyice emin olmak iin, onlar birka kez okumak zorunda kaldlar. Bir de biz grelim:

XI. yzyl sonlarndayz, tam olarak 6 Eyll 1090 tarihinde. Hahailerin dhi kurucusu Hasan Sabbah, 166 yl boyunca Ta-rih'in en korkun tarikat merkezi olacak kaleyi ele geirmek zeredir. Oysa urackta, valinin karsnda oturmu, sesini ykseltmeden: Alamut'u almaya geldim diye tekrarlayp durmaktadr. Bu kale bana Sultan adna verildi. Onu almak iin para verdim. Ne kadar? bin altn dinar! Sabbah bir kt alp yazar: "Alamut kalesinin bedeli olarak Mehdi Alayit'e bin altn dinar densin. Bize Tanr yeterlidir. Koruyucularn en iyisidir." Vali endielendi. Dervi klkl bu adamm imzasnn bu miktarda bir paray detmeye yetmeyeceini dnd. Damgan kentine vardnda, hi beklemeden altnn ald. XVIII Alamut'un alnd haberi sfahan'a geldiinde, tela yaratmad. s-hafan daha ok, Nizam ile Saray arasndaki ekimeyle meguld. Terken Hatun, ailesine kar giritii eylemden tr, Nizam' af-fetmemiti. Melikah', gl vezirinden kurtulmas iin sktryordu. Sultanm, babas ld vakit bir vasi sahibi olmas ok doald, nk o tarihte daha onyedi yandayd, oysa bugn otuz-be yanda olgun bir erkek olarak ilerin ynetimini ata'sna brakamazd, mparatorluun gerek efendisinin kim olduunun renilmesinin zaman gelmiti! Semerkant olay, Nizam'n gcn kantlamak, efendisini aldatmak ve herkesin nnde onu kk drmek istediini gstermemi miydi? Melikah harekete gemede duraksayp dururken, bir olay karar vermesini abuklatrd. Nizam, Merv valiliine kendi torununu atad. ddial, dedesinin gcne gvenen delikanl, herkesin nnde yal bir Trk Emirine hakaret etmiti. O da alayarak Me-likah'a ikyete gelmiti. ileden kan Sultan, Nizam'a yle bir yaz gnderdi: "Sen benim yardmcmsan, bana itaat etmen ve yaknlarnn adamlarma atmalarm nlemen gerekir; yok kendini, benimle e dzeyde iktidar orta sanyorsan^ bilesin ki bundan byle, gerekli kararlar verme hakk bana aittir." mparatorluun nemli adamlar ile gnderilen mesaja Nizam yle yant verdi: "Sultan'a sorun, bugne kadar onun orta olduumu ve ayet ben olmasaydm bu gce eriemeyeceini bilmiyor mu? Babas ldnde ileri benim ele aldm, dier taht vrislerini benim saf d braktm, btn asileri etkisiz kldm unuttu mu? lkenin en u snrna kadar sz dinleniyorsa, benim sayemdedir. Evet, gidin syleyin, klahnn kaderi, benim hokkamn kaderine baldr." Heyettekiler donakaldlar. Nizamlmlk gibi akll bir adam, nasl oluyor da Sultana, kendini azlettirecek hatta kellesini uurtu-racak szler syleyebiliyordu? Kstahl delilik derecesine mi varmt? 94 95 O gn bu davrann nedenini tam olarak bilen bir tek adam vard, o da mer Hayyam'd. Haftalardan beri Nizam, kendisini i yapamaz, gece uyuyamaz hale getiren korkun arlardan ikyetiydi. mer onu uzun uzun muayene ettikten

sonra, Ni-zam'da, oka vakit brakmayan, bir doku kanseri tehis etmiti. Hayyam'n bu ac gerei dostuna syledii gece, ok hazin bir geceydi. Ne kadar zamanm kald? Birka ay. Daha fazla ac ekecek miyim? Acn hafifletmek iin sana afyon verebilirim ama o zaman da srekli uyuklar ve alamazsn. Yaz da yazamaz mym? Uzunca konuma da yapamazsn. yleyse ac ekmei yelerim. Her cmleden sonra uzun sren bir sessizlik oluyordu. Ahretten korkar msn Hayyam? Neden korkaym? lmden sonra ya hilik var ya da gnahlarn balanmas. Ya yapm olabileceim ktlkler? Gnahn ne denli byk olursa olsun, Tanr'nn balamas daha byktr. Nizam'n ii rahatlam gibiydi: yilik de yaptm. Camiler, okullar yaptrdm, dinsizlikle savatm. Hayyam szn kesmedii iin devam etti: Yz yl sonra, bin yl sonra, beni hatrlayacaklar m? Nereden bilirsin? Nizam kukuyla mer'e bakp devam etti: "Hayat yangna benzer. Oradan geen, alevleri unutur, rzgr klleri frr, yaam olan insandr" dememi miydin? Ni-zamlmlk'n kaderi de bu mu olacak dersin? Nefes nefeseydi. mer susuyordu. Arkadan Hasan Sabbah, lkeyi batan baa geip, benim Trk'lerin ua olduumu sylyor. Gelecekte de sylenen bu mu olacak dersin? Beni, Arilerin yz karas olarak m anacaklar? Sultana otuz yldr kafa tutan ve istediini yaptrann ben olduum unutulacak m? Ordular zaferler kazanrken baka ne yaplabilirdi? Bir ey sylemiyorsun? Dalm gibiydi: 96 Yetmi drt yl, gzlerimin nnden geiyor. Onca d k-rkl onca pimanlk, baka trl yaamak istediim onca ey! Gzleri kslm, dudaklar bzlmt: Vay haline Hayyam! Hasan Sabbah onca-ktlk yapabiliyorsa, senin yzndendir! mer, yle demeyi ok isterdi: Seninle Hasan'm nice ortak ynleriniz var! Bir davay benimseyecek olursanz ki o ister bir mparatorluk kurmak, ister mam' hkmdar klmak olsun sonu elde etmek iin ldrmeyeceiniz adam yoktur. Oysa benim iin lmle sonulanacak her dava, dava olmaktan kar. stedii kadar gzel olsun, benim gzmde irkinleir, deersizleir, bayalar.

mer haykrmak istedi ama kendini tuttu, arkadan kaderi ile babaa brakmay yeledi. Bu korkun geceden sonra Nizam kaderine raz oldu. Artk var olmayaca dncesine almt. Devlet ilerinden uzaklam, Siyasetname adn verdii kitabna kendini vermiti. Bu, drt yz yl sonra Bat iin Machiavelli'nin Prens adl eseri ne ise, Mslman Dou iin ayn paralelde, ynetme sanat ile ilgili esiz bir yaptt. Ancak ikisi arasnda nemli bir fark vard: Prens, siyasette d krklna uram, iktidardan yoksun kalm bir adamn eseriydi, oysa Siyasetname, mparatorluk kurmu bir insann ei olmayan deneyiminin meyvesi idi. Ksacas, Hasan Sabbah uzun sredir dn kurduu ele geirilmez snan fethettii srada, mparatorluun gl adamnn Tarih'teki yerini almaktan baka arzusu kalmamt. Sultana sonuna dek kafa tutmaya hazr, hoa giden szckler yerine gerei yanstan szckler kullanmay yeliyordu. Hatta artk, grkemli bir lm, apma uygun bir lm bekledii sylenebilirdi. Bunu da elde edecekti. Melikah, Nizam'dan dnen heyeti kabul ettiinde, sylenenlere inanamad: Benim ortam, benim eitim olduunu syledi, yle mi? Eliler, skkn bir halde onaylaynca, Sultan patlad. Vasisini kaza oturtmaktan, canl canl doramaktan, kalenin burlarndan sallandrmaktan sz etti. Sonunda Terken Hatun'a varp, Nizam' tm grevlerinden alacan ve lmesini istediini syledi. Ancak ii, Nizam'a sadk askeri birliklerin tepkisini yaratmadan zmlemek gerekiyordu. Terken ile Cihan, areyi bulmakta gecikmediler. Madem ki Nizam'n lmn istiyenlerin banda Hasan Sabbah 97 vard, o halde Sultan'n zerine kukular ekmeden, bu i bu yolla yaplamaz myd? Alamut'a bir birlik gnderildi. Birliin bamda Sultana sadk bir Emir bulunuyordu. Grnrde, smaililerin elindeki kaleyi almak sz konusuydu ama aslnda, kuku uyandrmadan grmede bulunmak amalanyordu. Olaylarn ak en ince ayrntsna kadar gzden geirildi. Sultan'n, Nizam' sfahan ile Alamut arasnda bulunan Nihavend'e getirmesi kararlatrld. Oraya gelindiinde, Hahailer iini bitireceklerdi. O gnden kalma metinlere baklrsa, Hasan Sabbah adamlarn toplayp yle demi: "Bu lkeyi, Nizamlmlk denilen beladan kim kurtaracak?" Aralarndan, Arrani denilen biri "ben" dercesine elini gsne bastrm, Alamut reisi de ona bu grevi vererek "Bu, iblisin lm, mutluluun balangcdr" demi. Btn bunlar ola dursun, Nizam evine kapanmt. Yanna varp gelenler, gzden dtn renince onu yalnz brakmlard. Bir tek Hayyam ve Nizamiye muhafzlar evine girip kyorlard. Nizam, vaktinin byk bir ksmn yazmakla geiriyordu. Byk bir abayla kalemine sarlmt ve arasra mer'e, yazdklarn gsteriyordu.

Hayyam, metni okurken bazen glmsyor, bazen surat asyordu. Nice byk adam gibi Nizam da, mrnn sonbaharnda, oklarn savurmaktan, hncn kartmaktan kendini alamamt. Hele de Terken Hatun'dan... Krknc Blm, "Perde Arkasndaki Kadnlar" adn tayordu. Nizam yle demekteydi: "Eski gnlerden birinde, krallardan birinin ei kocasna hkmedermi. Bunun sonucu olarak karklklar ve anlamazlklar km. Daha fazlasm sylemeyeceim, herkes bu rnei baka alarda da bulabilir. Bir ite baar elde edilmek isteniyorsa, kadnlarn dediklerinin aksini yapmak gerekir." Daha sonraki blmlerden alts smaililere ayrlmt. yle bitiyordu: "Bu mezhepten sz ettimse, dikkatli olunmasm uyarmak iindir... Sultanm sevdii kiileri, bu imanszlar yok ettikleri vakit bu szlerimi hatrlayn. Meydana gelen kargaada hkmdar bilmelidir ki sylediklerim dorudur. Tanr Efendimizi ve Devletimizi ktlklerden korusun!" Sultan tarafndan bir haberci gelip onu, Badat'a yaplacak bir yolculuk iin ardnda, Vezir kendisini neyin beklediinden emin gibiydi. Veda etmek zere Hayyam' artt. mer: Senin durumunda bu kadar uzun yola kmamalsn dedi. Benim durumumda artk hibir ey farketmez. Beni ldrecek olan yol deil. mer ne diyeceini bilemedi. ptler ve vedalatlar. ster ince ilerin doruk noktas, bilinsizliin en st aamas, ister ar sapklk denilsin, gerek Sultan, gerek Vezir lmle oynamaktayd. lm "noktasna" gelmeden nce, Melikah "babasna" yle dedi: Daha ne kadar yaayacan sanyorsun? Nizam hi duraksamadan cevap verdi: Uzun, ok uzun zaman. Sultan fkeliydi: Bana kar kstahln gesek bile, Tanr'ya kar da kstahsn! Yce radesi belli olduu halde, nasl byle konuursun? Yaama da lme de hkmeden O'dur! Byle konutum, nk geen gece bir rya grdm. Peygamberimizi grdm. Ne zaman leceimi sordum. imi rahatlatan bir cevap aldm. Melikah sabrszland: Nasl bir cevap? Peygamberimiz bana dedi ki: "Sen, slam'n temel direisin. evrene iyilik yapyorsun, senin varln mminler iin deerlidir, lm vaktini seme ayrcaln sana veriyorum." Ben de dedim ki: "Tanr korusun, kim byle bir seimde bulunabilir ki? Hep daha ou istenir ve en uzak tarihi semi olsam bile, o gn yaklayor korkusu ile yaar ve bir ay ya da yz yl sonra olsa bile, o gnn ncesinde korkudan tirtir titrerim. Tarihi ben semek istemiyorum. stediim tek ey, Sultan Melikah'n ardma kalmamaktr. Onun bydn, bana baba dediini grdm, onun ldn grmek mutsuzluunu ve acsm tatmak istemem." Peygamberimiz kabul buyurdular. "Sultandan krk gn nce leceksin" dediler. Melikah bembeyaz kesildi, titredi, neredeyse kendini ele verecekti. Nizam glmsedi: Grdn m? Hi de kstah deilim. Artk uzun sre yaayacam biliyorum.

Sultan, o srada vezirini ldrtmekten vazgeti mi? Geseydi pek iyi yapm olurdu. nk rya bir ima bile olsa, Nizam mthi nlemler almt. Yola kmadan bir gn nce, muhafz subaylar, Nizam ldrlecek olursa, dmanlarndan hibirini sa koymayacaklarna dair Kitap zerine yemin etmilerdi! 98 99 XIX Seluklu mparatorluu, dnyann en gl devleti olduu dnemde, bir kadn iktidar eline alma cretini gsterebilmiti. Perde arkasnda oturmu, Asya'nn bir ucundan dierine ordular sevkediyor, beyleri, vezirleri, kadlar, valileri atyor, halifeye yazlacak mektuplar yazdryor ve Alamut'un reisine eliler gnderiyordu. Birliklere emirler yadrdn grp de sylenen komutanlara: "Bizde savaan erkeklerdir, ama kime kar savaacaklarn kadnlar syler" diyordu. Haremde ona "inli" denilirdi. Semerkant'da, Kagr asll bir ailedendi ve tpk aabeyi Nasr Han gibi, kark soydan gelmedii yznden anlalyordu. Ne Arab'n Sami izgilerini, ne Acem'in Ari izgilerini tayordu. Melikah'n en kdemli kars idi. Onunla evlendiinde Melikah dokuz, kz da onbir yandayd. Sabrla olgunlamasn beklemiti. enesindeki ayva tylerini okam, bedeninde ilk uyan-may grm, uzuvlarnn gerildiine, pazlarnn itiine tank olmutu. En sevilen, en saylan ve zellikle sz en ok dinlenen gzdeydi. Melikah, bir aslan av sonunda, kanl bir yarmann bitiminde ya da Nizam ile yorucu bir alma yapt bir gnn akamnda, huzuru Terken'in kollarnda bulurdu. zerindeki tlleri kartr teni tenine deer, oynar, kkrer, keiflerim ya da skntlarn anlatrd. "inli", kzm kaplann sarmalar, okar, onu bedeni ile bir kahraman gibi karlar, uzun sre iinde tutar ve tekrar iine ekmek zere koyuverirdi. Bir fetih gibi nefes nefese, olanca arl ile kendini koyuvermi Sultann, zevkin doruuna kartmasn bilirdi. Sonra usulca ince parmaklaryla kalarn, gzkapaklarn, dudaklarn, kulak memelerini, nemli boynunu okard; kaplan bitkin derek mrldanr, arlar, doymu bir kedi gibi glmserdi. Terken'in szleri ruhunun derinliklerine kadar iler, Terken Melik100 sah' vc szler syler, ocuklarndan, yapt ilerden sz eder, iirler okur, t verici meseller syler; Melikah onun yannda bir saniye olsun sklmaz ve her geceyi onunla geirmeye ahdederdi. Terken'i kendine gre, hoyrata, serte, ocuka, hayvanca sevmektedir ve son nefesine kadar sevecektir. Zaten Terken de en ufak bir isteinin geri evrilmeyeceini bilir. Neyi nasl fethedeceini syleyen Terken'dir. Btn imparatorlukta Terken'in tek rakibi Nizam'dr ve 1092 ylna gelindiinde, artk iini bitirmek zeredir. "inli" mutlu mudur? Nasl olsun ki? Srda Cihan ile babaa kaldnda, alamaya balamaktadr. Bunlar bir annenin gzyala-rdr. Hakszla lanetler yadrmaktadr ve kimse onu, bu yzden sulamamaktadr. Oullarndan by Melikah tarafndan veliaht tayin edilmiti; btn gezilere katlyor,

btn trenlerde hazr bulunuyordu. Babas onunla o kadar vnyordu ki, her yere tayor, btn kentleri gezdiriyor, yerini alaca gnden iftiharla sz edip duruyordu. "Hibir sultan, oluna bu kadar byk bir mparatorluk brakmamtr" diyordu. Terken'in ok mutlu olduu o gnleri karartacak hibir neden yoktu. Sonra, veliaht ld. Ani, acmasz, vurucu bir ate. Kan alnd, lapa konuldu, ne yapldysa fayda etmedi, iki gn iinde yuvarlanp gitti. Nazar dedi diyenler, hatta zehir verildi diyenler oldu. Yasa boulan Terken, yine de kendini toparlad. Yas bittiinde oullarndan ikincisini veliaht iln ettirdi. Melikah'n ocua kan abuk snd, dokuz yanda olmasna karn ona grlmedik sfatlar verdi. Zaten devir de grkem ve gsteri devriydi: "Krallarn Kral, Devletin temel direi, Mminler Emiiinin Muhafz" gibi sfatlar hi de garipsenmiyordu. Uursuzluk, nazar, ne denilirse denilsin, yeni veliaht da lme yenildi. Aabeyi gibi aniden ve onun gibi kukulu biimde... "inli"nin bir olu daha vard ve Sultan'dan onu da veliaht ilan etmesini istedi. Ama bu kez i o kadar kolay deildi; ocuk bir buuk yandayd ve Melikah'n her biri daha byk olu vard. kisi bir cariyeden olmayd ama ncs teyzezadesinden olma Berkyaruk idi. Onu nasl saf d brakabilirdi? Hangi gereke ile? Anadan ve babadan Seluklu kan tayan bir ehzade kadar veliahtla layk olan var myd? Nizam da byle dnyordu. Trklerin aralarndaki ekimeleri dzene sokmak isteyen, her zaman hanedann devamna nem vermi olan Nizam, son derece salam gerekelerle, en byk olun veliaht ilan edilmesi iin srar 101 etmiti. Ama bouna. Melikah, Terken'e kar kmaktan ekinmisti. Terken'in olunu seemediine gre, kimseyi veliaht gstermeyecekti. Babas gibi, btn ailesi gibi tahta bir vris brakmadan lmeyi yeliyordu. Terken huzursuzdu, ancak kendi soyundan biri vris ilan edil-dii takdirde rahat edecekti. Bu yzden, tutkularna set eken Ni-zam'n gzden dmesini, herkesten ok o istiyordu. dam ferma-nn elde etmek iin, her yolu denemee hazrd. Hahailer ile ya-plan grmeleri gn gnne izlemesinin nedeni de buydu. Sul-tan'a ve Vezir'e Badat yolunda elik ediyordu. nfaz srasnda orada bulunmak istiyordu. Bu, Nizam'n son yemei idi. sa'nn son akam yemei gibi onunkisi de bir iftar yemei idi. Ramazann onuncu akamnda. st dzey grevlileri, saray erkn, ordu komutanlar, hepsi allmadk biimde az yiyordu. Sofra, muazzam bir yurdun iinde kurulmutu. Klelerden bir ksm meale tutuyordu. Byk gm sahanlar iinde en iyi deve veya kuzu paralar, en besili keklik butlar dizi dizi serilmi, zerlerine altm a el uzanmt. Etler paralanyor, blnyor, yutuluyordu. nlerine gzel bir para geldiinde, ikram olsun diye yanlarnda oturanlara veriyorlard. Nizam az yiyordu. O gece, her zamankinden ok ars vard. Gs alev alevdi. Karnnn iini, grnmez bir devin eli kucakl- | yordu. Dik durmak iin byk aba sarfediyordu. Yanbamda oturan Melikah, ikram edilen her paray kemirmekle

meguld. Arasra vezirine bir bak frlatyordu. Korktuunu sanm olmalyd. Birden elini bir incir tabana uzatt, en olgun olanlarndan birini seti ve Nizam'a uzatt. Nizam kibarca inciri ald, dilerinin ucu ile diledi. Tanr tarafndan, Sultan tarafndan ve Hahailer tarafndan kat mahkm edildiini bilince, bir incirin tad ne fark eder? Sonunda iftar yemei bitti, gece bastrd. Melikah aniden ayaa kalkt, bir an nce "inli"sinin yanna varmak istiyordu, vezirinin nasl yzn ekitip durduunu anlatacakt. Nizam ise dirseklerinin zerinde doruldu, zorlukla ayaa kalkabildi. Hareminin adr uzak deildi, teyzesinin kz ona esasl bir yattrc hazrlam olacakt. Ataca admlarn says yz gemezdi. evrede her zamanki grltler vard. Askerler, hizmetiler, seyyar satclar, arasra bir cariyenin kkr kkr glmesi...Yol ne kadar da uzun grnyordu. Tek bana srklenir gibiydi. Her zaman yannda bir ka insan olurdu ama, gzden dm bir adamla kim birlikte grnmek ister? Her zamanki dileke sunucular bile grnrlerde yoktu, gzden dm bir ihtiyardan kim ne istiyebilirdi? Yine de bir adamn yaklat grld. Srtnda yamal bir palto vard. Bir takm dualar mrldanyordu. Nizam kesesini yoklad ve altn kard. Daha hl ona gelebilen u adam dllendirmek gerekirdi. Bir parlt, bir bak parlts, her ey bir anda oluverdi. Nizam, elin hareket ettiini grd anda, haner giysisini, etini delip cierine sapland. Barmak frsat bile olmad. Sadece bir arma, son bir nefes... Yere yklrken, o parlty, o uzanan kolu ve o tkrk saan az grebildi: "Bu armaan sana Alamut'dan!" te o an lklar ykseldi. Katil kat, adr adr arand, bulundu, hemen orada boaz kesildi, ayaklarndan srklenip atee atld. Bunu izleyen yllarda, Alamut fedaileri hep ayn biimde ldrldler, ne var ki artk kamaya gerek grmyorlard. Hasan onlara: "Dmanlarmz ldrmek yetmez. Bizler katil deil, infazcyz. bret olsun diye aka i grmeliyiz. Bir kiiyi ldrmekle, bin kiiye dehet salyoruz. Yine de infaz etmek, dehete drmek yeterli deildir. lmesini bilmek gerekir. nk ldrmekle dmanlarmz harekete gemekten caydryorsak, lmekle halkn hayranln kazanyoruz. Bize katlacak olanlar ite o halkn arasndan kacak. lmek, ldrmekten nemlidir. Biz kendimizi savunmak iin ldryoruz, mezheplerini deitirmek ve fethetmek uruna lyoruz. Fethetmek bir ama, kendimizi savunmak bir aratr" demiti. Bunu izleyen gnlerde toplu ldrmeler, genellikle cumalar, camilerde, herkesin biraraya geldii namaz vakti yaplyordu. Kurban, ister bir vezir, ister bir ehzade, ister din adam olsun, ezan vakti evresi kalabalk, halkn gz zerinde olur. Alamut fedaisi, oralarda bir yerlerde, en phe ekmiyecek klkta bekliyordur. rnein, saray muhafz klndadr. Btn gzler, seilen kurbann zerinde olduu srada, darbeyi indirir. Kurban yklr, cellad kprdamaz. retilen szleri haykrr, meydan okuyan bir hal taknr, ileden km muhafzlarn kendisini parampara etmelerini bekler. Mesaj verilmitir; kim

ldrlmse, onun yerine geen kii artk Alamut'a daha hogrl davranacaktr; halk arasndan da On, yirmi ya da krk kii onlara katlacaktr. 102 103 Bu inanlmaz sahneleri grenler, Hasan'n fedailerinin afyonlu olduklarn tekrar edip durmulardr. lme glmseyerek gitmeleri, baka trl nasl aklanr? Hahan etkisinde olduklar gr, giderek arlk kazanr. Bunu Bat'ya duyuran da Marco Polo olur. slam aleminde, bunlardan olmayanlar, onlara hahaiyun adn takmlardr. Yani "haha iiciler." Baz doubilimcileri bu deyimi, Avrupa dillerinde katil ya da cani anlamna gelen "assassin" szcnn kk saymlardr. "Hahailer"in yani "Assassins: Katiller"in ykleri daha da rktcdr. Gerein bir dier yz vardr: Hasan adamlarn, Dinin Esasna bal anlamna gelen "Esasiyun" diye armaktan holanr-m. Anlamn kavrayamam olan gezginlerin bu szc hahaiyun ile kartrdklar sylenir. Sabbah'n bitki tutkunu olduu, bitkilerin tedavi edici, dingin-letirici, uyarc zelliklerini tand bilinirdi. Kendisi de bitki yetitirip, adamlarn hasta olduklarnda tedavi eder, her birine uygun ilac hazrlard. Beyindeki renme gcn artran reetesi nlyd. Bal, ceviz ve kini karm bir eydi. Grlecei gibi pek basit bir ila! nat ve cazip geleneklerine ramen gerei kabul etmek gerekir: Hahailerin, ok banaz bir imandan baka uyuturucular yoktu. Ve bu iman, retilerin en banaz, rgtlerin en etkilisi, grev anlaynn en kats ile srekli pekitiriliyordu. Hiyerarilerinin doruk noktasnda Hasan Sabbah bulunuyordu, Byk Usta, Yce mam, tm Srlarn Bilicisi diye tannan! evresinde bir avu propagandacmisyoner bulunurdu. Bunlara dai denilirdi. Aralarndan , Hasan'm bayardmclar idi. Bu yardmclardan biri, ran'n dousuna, Horasan'a, Kuhistan'a ve Maverannehir'e bakard; ikincisi, ran'n batsna ve Irak'a; ncs de Suriye'ye bakyordu. Bu ekibin hemen altnda refik denilen, hareketin yneticileri vard. Mkemmel bir eitim grmlerdi; bir kaleyi, bir kenti hatta bir eyaleti ynetebilecek durumdaydlar. En yeteneklileri, gn geldiinde misyoner kartlyordu. Hiyerarinin en alt basamanda lassek'ler, yani rgt yeleri vard. Bunlar ne eitime ne eyleme yetenekleri olurdu. Sadece mmin idiler. ounlukla Alamut evresindeki obanlardan, kadnlardan ve yallardan oluurlard. Sonra mucip ler yeni acemiler gelirdi. lk eitimlerinden sonra, yeteneklerine gre ynlendirilirlerdi. Ya mmin olurlar, ya refik olurlar ya da o zamann Mslmanlarna gre Hasan Sabbah'n gerek gcn oluturan "fedai" snfna seilirlerdi. Byk Usta 104 onlar, iman sahibi, beceri ve diren sahibi kiiler arasndan seerdi. Bunlarn okuma dzeyleri dk olurdu. Misyoner olabilecek birini asla fedailer snfna almazd. Fedai'nin eitilmesi, Hasan'n byk nem verdii hassas bir iti. Hanerini saklamay bilmek, aniden kartmay becerebilmek, kurbann tam kalbine

saplayabilmek ya da kurban zrhl ise ah damarn kesmek; posta gvercinlerini kendine altrmak, ifreleri aklda tutmak, Alamut ile sratli ve gizli haberleme salamak, bazen bir yrenin lehesini renmek, yresel ive ile konumasn bilmek, yabanc bir evreye szabilmek, bir evreyle btnlemesini becerebilmek, infaz saati gelene kadar kuku ekmemek, av bir avc gibi izlemek, yryn, giyiniini, alkanlklarn, gezdii yerleri aklda tutmak, yanna yaklalmas zor biriyse yaknlar ile iliki kurup gelitirmek gibi eyler retilirdi. Kurbanlardan birini ldrmek iin, iki fedainin iki ay sresince, kei kl ile bir manastra kapandklar anlatlr. Bukalemun gibi renk deitirme yetenei, basit bir haha kullanm ile aklanamaz. Her eyden nce, tarikata girenin, ileden km kitlelerin onu param para etmek zere stne geldiinde, lmle burun buruna gelecek kadar imanl olmas gerekir. Hasan Sabbah'm, Tarih'in en korkun lm makinasn yarattn kimse yadsyamaz. Yine de bu kanl yzyln sonunda, bu rgtn karsna bir bakas dikildi. O da katledilen Vezir'e bal olanlarn Nizamiye'si idi ki o da, belki daha kurnaz ve daha az gsterili yntemlerle lm sam ve etkileri, dieri kadar ykc olmutu. 105 XX Kalabalk, Sabbah'n fedaisinden arta kalan paralara hcum ettii srada, Nizam'n henz soumam cesedi banda alayan be subay, her bir azdan: "Rahat uyu efendimiz; dmanlarndan hi biri ardna kalmayacak" diye and iti. Kimden balamak gerekiyordu? Kara listeye alnanlarn says oktu ama, Nizam'n talimat akt. Be subay, birbirlerine danma gerei duymadlar. Ellerini cesedin zerine uzatp, dizlerini yere dayadlar. Hastalktan ty gibi olmu ancak lmn arl km cesedi birlikte kaldrdlar ve usulnce evine tadlar. Alamak iin bir araya toplanm olan kadnlar, ly grnce ulumaya baladlar. Subaylardan biri fkelenip: "c alnmadka alamayn" diye bard. Alayclar korkarak sustu, hepsi subaydan yana dnd. O uzaklamt bile. Tekrar rtkanlklarn srdrdler. Bir sre sonra Sultan geldi. lk barmalar baladnda Ter-ken'in yanndayd. Haber almas iin gnderdii bir harem aas titreyerek dnd: "Nizamlmlk imi efendimiz. Bir katil saldrm. Geri kalan mrn sana vermi efendimiz," dedi. Melikah ile Terken baktlar. Sultan ayaa kalkt. Karaul paltosunu srtna ald, karsnn aynasna bakp yzn tokatlad, lnn yanna kotu. Son derece akn ve zgn grnmeyi ihmal etmedi. Kadmlar, ata 'snn yanna varmas iin ona yol verdiler. Eildi, bir dua okudu, basal diledi ve iin iin sevinerek Terken'in yanna dnd. Melikah'n tutumu garipti. Vasisinin kayb ile ileri ele alaca, mparatorluu kendisinin ynetecei beklenirdi. yle olmad. Arlklarn frenleyen adamdan kurtulmann sevinciyle kendini elenceye verdi. toplantlar kesiliverdi, eli kabullerine son verildi, gnler cirit ve av, geceler iki alemleri ile gemee balad.

Daha da kts, Badad'a vardnda halifeye: "Klar burasn bakentim yapmak istiyorum. Sarayndan k, kendine yer ara" 106 diye haber gndertti. Atalar buuk asrdr Badat'ta yaam olan Peygamber'in Halifesi, ilerini yola koymak iin bir aylk sre istemek zorunda kald. Terken, otuz yedi yana gelmi, dnyann yarsna egemen bir hkmdara yakmayan bu hafifliklerden endie duyuyordu ama, Melikah da buydu ite, hafifliklerine gz yumup, kendi otoritesini kurmaya kalkt. Emirler ve memurlar artk ona bavuruyorlard. Bunlar, Nizam'a sadk adamlarn yerlerini almt. Sultan'a, iki oyun ya da iki iki kadehi arasmda, sadece iin onaylanmas kalyordu. 18 Kasm 1092 gn, Melikah Badat'n kuzeyinde, ormanlk ve bataklk bir yrede ava kmt. Att oniki oktan sadece biri hedefi vuramamt, yanndakiler vg yardaydlar. Ak hava ve yry, Sultan'n itahn amt. Bunu kfrlerle belirtti. Kleler ie koyuldular. Oniki kadar kle vard ve vurulan hayvanlar temizleyip, kesip, biip ie geiriyorlard. En yal para hkmdara aitti. Eliyle alp diliyor, bir yandan da mayalandrlm ikisini iiyordu. Arasra da bir turu attryordu. Bu onun en sevdii yiyecekti ve as her gittikleri yere turu tard. Birden korkun bir karin ars ile avaz avaz barmaya balad. Yanndakiler titrediler. Sultan hrsla bardan frlatt, azndakini tkrd. ki bklm olmutu. i boald, sayklamaya balad, bayld. evresindekiler akn, korkudan titriyorlard. kiye kimin zehir koyduu hibir zaman renilemedi. Yoksa turuya m? Yoksa av etine mi? Ama insanlar hesapladlar: Nizam leli otuzbe gn olmutu. "Krk gne kadar" dememi miydi? ntikamclar zaman ayarlamasn bilmilerdi. Terken Hatun, olayn cereyan ettii yere bir saatlik mesafede, Saltanat kararghnda bulunuyordu. Hareketsiz ama henz lmemi olan Sultan bulunduu yere getirdiler. Tm merakllar uzaklatrp sadece Cihan' ve iki sadk adamn bir de Saray hekimini alkoydu. Efendimiz iyileebilecek mi? diye sordu Nabz hafifliyor. Tanr na son verdi, snmeden nce titreiyor. Dua etmekten baka yapacak bir ey yok. Yce Allah'n buyruu buymu. Syleyeceklerime kulak verin. Bu szleri dul kalacak bir kadn tavryla deil, bir imparatorie edas ile syledi. 107 Bu adrn dnda hi kimse, Sultann artk aramzda olmadn bilmeyecek. Yava yava iyiletiini, dinlenmesi gerektiini, kimsenin kendisini gremiyeceini syleyin sadece. Terken Hatun'un yks kadar ksa ve kanl bir yk olamaz. Daha Melikah'n kalbi durmadan, adamlarna, o srada drt buuk yanda olan Sultan Mahmud'a sadakat yemini ettirdi. Sonra Halifeye bir haberci gndererek, kocasnn ldn, olunun verasetini onaylanmasm istedi. Buna karlk Halife, lkesinde

rahat braklacak ve mparatorluk topraklarnda okunan hutbelerde ad saygyla anlacakt. sfahan'a doru yola ktklarnda, Melikah leli birka gn olmu ama, "inli" haberi birliklerden gizlemeyi srdrmt. Ceset, alt atm ektii ve zeri adrla rtl bir arabaya konulmutu. Ama hile srp gidemezdi. Tahnit edilmemi ceset, ryp varln belli etmeden canllar arasnda daha fazla kalamazd. Terken ondan kurtulmak istedi ve bylece: "Saylan ve sevilen Sultan, Yce ehinah, Dou'nun ve Bat'nn Hkmdar, slam'n ve Mslmanlarn temel direi, Dnyann ve Ahiretin Medar- iftihar, Fetihler Babas, Yce Tanr'nn Halifesinin tek dayana" bir gece yars, alelacele, bir yolun kenarna gmlverdi. O gn bugn kimse mazarn bulamad. Tarihiler bylesine gl bir hkmdarn, duasz, trensiz, gzyasz gmld ne grlmtr ne duyulmutur, diye yazdlar. Sultan'n yok olduu duyuluverdi ama Terken mazereti bulmutu: Ordunun ve Saray erknnn bakentten uzak olduu bir srada haberin, dman tarafndan duyulmasm istememiti. Aslnda, olunu tahta oturtmak ve dizginleri ele geirmek iin vakit ka-zanmt. O gnn tarihileri yanlmadlar. mparatorluk birliklerinder sz ederlerken: "Terken Hatun'un Ordular" diyorlard. sfahan'dan sz ederlerken: "Hatun'un bakenti" diyorlard. ocuk Sultan'a gelince -ki neredeyse unutulmutu- "inli'nin ocuu" diyorlard. Terken'in karsna Nizamiye subaylar dikilmiti. Kara liste nin ikinci srasnda Terken Hatun vard. Melikah'tan hemen sonra! ah'n byk olu Berkyaruk' destekliyorlard. evresinde toplanyor, tavsiyelerde bulunuyor, savaa hazrlyorlard. lk atmalar lehlerine sonulanm, Terken, evresi kuatlan sfahan'a ekilmek zorunda kalmt. Ama yenilgiyi kolay kolay kabul edecek 108 kadnlardan deildi. Kendini savunurken, n gnmze kadar gelen hilelere bavurmutu. rnein eyalet valilerine yle yazmt: "Dulum, reit olmayan, adm atmasn retecek bir babas olmayan bir ocuun sorumluluunu tayorum. Kim, senden daha iyi bu ii yapabilir ki? Birliklerinin basma geip, doru buraya gel, sfahan' kurtaracak, bir fatih gibi kente gireceksin. Seninle evleneceim, iktidar senin olacak." Hile tutmutu. Valiler, emirler Azerbaycan'dan, Suriye'den koup geldiler, sfahan kuatmasn kaldramadlarsa da, Sultan'n rahat aylar geirmesini saladlar. Terken, Hasan Sabbah ile de iliki kurdu: " Sana Nizamlmlk'n kafasn vaad etmemi miydim? Szmde durdum. imdi sana mparatorluun bakenti sfahan' sunuyorum. Bu kentte pek ok adamn olduunu biliyorum. Niye karanlkta yaasnlar? Ortaya kmalarn syle, altn ve silah sahibi olabilecek, ak ak vaaz verebileceklerdir." Gerekten de, tm o bask yllarndan sonra, smaililer su yzne ktlar. Tarikata girmeler oald. Baz mahallelerde, Hatun adna silahl eteler kurdular.

Terken'in en son hilesi, en korkun olanyd: Yanndaki emirler, gnn birinde kar karargha gittiler ve Berkyaruk'a Hatunu terk ettiklerini, birliklerinin isyana hazr olduunu, kendileriyle birlikte kente girecek olursa, bir iaretleriyle ayaklanmay balatabileceklerini sylediler. Terken ve olu ldrlecek, Berkyaruk tahta rahata oturacakt. Yl 1094'tr ve tahta hak iddia eden kii henz on yandadr. neri houna gitmitir. Emirlerinin bir yldr kuattklar halde ele geiremedikleri kenti, tek bana almaya gidecektir! Hi duraksamam, ertesi gece gizlice kararghtan karak, Terken'in adamlar ile Kahab Kapsmda bulumutur. Kap, sihirliymiesine kendiliinden almtr. Kararl admlarla ieriye girmi, evresindekilerin keyfini zafere yormutur. Adamlar yksek sesle gldklerinde susmalarn syler, onlar da saygyla, sz dinler gibi yaparak, makaralar koyuverirler. Bu kadar neenin kuku verici olduunu farkettiinde artk ok getir. Onun hareketsiz hale getirip, ellerini, ayaklarn, gzlerini balarlar, Harem Kapsna gtrrler. Baaa uyanarak, Terken'e haber vermee koar. Olunun rakibi hakknda karar verecek olan odur. Bomak m gerekecek yoksa sadece gzlerine mil ekmek mi? Aa, lo koridorlardan getii srada, barmalar, alamalar, lklar duyar. Yasak blge olmasna ramen, subaylar meraklanp ieriye girerler ve geveze bir hizmetiden haberi alr109 lar: Terken Hatun yatanda l bulunmutur. Yannda, onu boan ku ty yastk durmaktadr. Gl kuvvetli bir harem aas srra kadem basmtr. Onu hareme alan hizmeti, birka yl nce Nizamlmlk'n tavsiyesi ile geldiini hatrlar. XXI Terken Hatun yandalar, garip bir kmazla kar karya idiler. Bir yandan Sultanlar lmt, te yandan en byk rakibi ellerinde tutsakt. Bir yandan bakentleri kuatlmt, te yandan kuatan ellerine dmt. Onu ne yapacaklard? ocuk Sultan'n sorumluluunu, Terken yerine Cihan stlenmiti. O gne kadar binbir gr sahibi olduu halde, Harun'un kayb ile zerine bast toprak kaymt. Kime bavurmal, kime danmalyd? mer'den iyisi bulunamazd. mer geldiinde, Cihan' Terken'in yatana oturmu, ba eik, salar dank durumda buldu. ocuk Sultan, batan aa ipek kaftan ve ipek sar ile yan banda oturuyordu. Minderinin zerinde hareketsizdi. Yz krmz ve sivilceli, gzleri yar kapal, can sklyormu gibiydi. mer Cihan'a yaklat. Sevecenlikle elini tuttu, avucuyla yzn okad. Alak sesle: Terken Harun'u sylediler. Beni artmakla iyi ettin dedi. Salarn okayacakken, Cihan elini itti: Seni, beni teselli edesin diye artmadm. nemli bir konuda danmak istedim. mer bir adm geri att, kollarn kavuturdu ve dinlemee balad: Berkyaruk'a tuzak kurulmutu, imdi bu sarayda tutsak. Onu burada tutup tutmama konusunda adamlarmz ikiye blnd. Bazlar, zellikle bu tuza

kurduklar iin hesap verme korkusu iinde olanlar, onu ldrmek istiyor. Bazlar da onunla anlap tahta geirmek istiyor, gzne girmek ve yaplan unutturmaktan yan&! Bir ksm da onu rehin tutup kuatmaclara kar pazarlk konusu yapmak istiyor. Sence ne yapmalyz? Beni kitaplarmdan bunu sormak iin mi ayrdn? Cihan fkeyle ayaa kalkt: Konu yeterince nemli deil mi sence? Hayatm buna bal. 110 111 Binlerce insann, bu kentte, bu mparatorlukta yaayanlarn kaderi bu karara bal. Ve sen, mer Hayyam, bu kadar basit(!) bir ey iin rahatsz edilmek istemiyorsun! Evet efendim, bu kadar basit bir ey iin rahatsz edilmek istemiyorum! Kapya doru gitti, kapy aacakken tekrar Cihan'a dnd: Bana hep su ilendikten sonra danlyor. imdi dostlarna ne sylememi istiyorsun? ocuu brakn desem, yarn boazlarn kesmek istemeyecei ne malum? Rehin tutun ya da ldrn desem, onlarla su orta olurum. Beni bu kavgann uzamda tut Cihan, sen de uzanda kal. Ona acyarak bakt. Bir Trk sultannn veledi bir baka veledin yerine geiyor, bir vezir, bir dierini deviriyor, Tanr akna Cihan, mrnn en gzel yllarn bu canavarlarn kafesinde nasl geirirsin? Brak birbirlerini boazlasnlar, birbirlerini ldrsnler. Gne daha m az parlayacak, arap daha m tatsz olacak? Yava konu mer, ocuu uyandracaksn. Yan odalarda dinleyen vardr. mer diretti: Beni grm almak iin artmadn m? Aka sylyorum ite: bu odadan k, bu saraydan k, arkana bakma, veda etme, eyan bile toplama, gel, elini ver, evimize dnelim, sen iirlerini yazarsn, ben yldzlarm incelerim. Her gece, plak, koynuma girersin, arabn kokusu bize arklar syletir, bizim iin dnya durur, onu grmeden, onu duymadan zerinden geeriz, ne amuru ne de kan bular ayamza. Cihan'n gzleri buuland. O masum gnlere geri dnebilsem, tereddt eder miydim? Ama artk ok ge. ok ileri gittim. Yarn, Nizamlmlk'n adamlar sfahan' ele geirecek olurlarsa, beni balamazlar. Kara listelerinin en banda benim adm var. Nizam'n en yakn dostuydum. Seni korurum, evime girip karm almazlar. Gzlerini drt a mer. Bu adamlar tanmyorsun sen, tek dnceleri almak. Dn, Hasan Sabbah'rn kellesini kurtardn iin suladlar seni; yarn Cihan' sakladn iin sularlar ve benimle birlikte seni de ldrrler. Olsun, yine de birlikte oluruz, kendi evimizde! Kaderimde seninle lmek varsa, buna katlanrm. Cihan doruldu:

Ben katlanmam! Ben bu sarayda, bana sadk adamlarla birlikte artk bana ait olan bir kentte yayorum. Sonuna kadar savaacam, leceksem bir sultan gibi lrm. Sultanlar nasl lrlermi? Zehirlenerek mi, boularak m, boazlanarak m? Yoksa doururken mi? atafat, felaketi nlemez. Uzun sre sessizce baktlar. Sonra Cihan yaklaarak mer'in dudaklarna, ateli olmasna alt, bir buse kondurdu. Ksa bir sre onun kollarnda kald, ama mer kendini ekti. Buna benzer veda sahnelerine dayanamyordu. Son bir kez yalvard: Akmza en ufak bir nem vermeye devam ediyorsan, benimle gel Cihan. Bahede sofra kurulu, Sar Dalar'dan kopup gelen hafif bir esinti var. ki saat iinde sarho olup gider yatarz. Hizmetilere, sfahan sahip deitirirken bizi uyandrmamalarn tembih ederim. 112 113 XXII O gece sfahan rzgrlar kays kokuyordu. Ama sokaklar lyd! Hayyam rasathanesine kapanmt. Genelde, oraya girer, gzlerini gkyzne diker, usturlabnn przl tekerini eline alp dnyay unuturdu. Ama bu kez yle olmamt. Yldzlar sessizdi, ne bir mzik sesi, ne bir mrlt, ne de sr verme... mer srar etmedi, susmalar iin bir nedenleri olmal idi. Eve dnmeye karar verdi, ar admlarla yryordu. Ellerinde kh imlere kh asi bir fidana konan iy tanecikleri vard. imdi klar sndrm, yatana uzanmt. Kollarnda hayali bir Cihan, gzleri araptan ve alamaktan kpkrmz... Sol yannda, yerde bir srahi, bir gm kupa duruyor, eliyle uzanp dnceli bir yudum alyordu. Kendi kendine, Cihan ile, Nizam ile hayali konumalar yapyordu. zellikle de Tanr ile. zlmekte olan bu evreni O'ndan baka kim tutabilir? mer, ba buulu, bitkin, ancak afak skerken dalabildi. Ka saat uyumutu? Ayak sesleriyle uyand. Gne ykselmi, perde aralndan gzlerine girer olmutu. Ancak o zaman, kapnn eiinde grltyle gelmi olan adam grd. Uzun boylu, bykl bir adamd. Eliyle klcnn kabzasn okuyordu. Bandaki sark ac yeil renkteydi. Omuzlarna Nizamiye ordusunun ksa stln atmt. Hayyam esneyerek: Kimsin? Uykumu blme hakkn nereden buldun? diye sordu. stadm, beni Nizamlmlk'n yannda hi grmediniz mi? Onun muhafz idim, onun glgesi idim. Bana Ermeni Vartan derler. mer anmsad, ama ii rahat etmedi. Boynuna dolanm bir ip, ta barsaklarna kadar onu skar gibiydi. Korktuunu belli etmek istemedi. Muhafz ve glgesi mi dedin? Onu korumak sana dmez miydi? 114 Uzak durmam emretmiti. yle bir lm istediini bilmeyen yok. O katili ldrsem bile bir bakas trerdi. Efendim ile kaderi arasna girecek kii miyim? Ne istiyorsun?

Geen gece birliklerimiz sfahan'a szd. Karargh bize katld. Sultan Berkyaruk kurtarld. Artk buras onun kenti. Hayyam bir hamlede ayaa kalkt: Cihan! Bu bir lk ve ayn zamanda kaygl bir soruydu. Vartan bir ey sylemedi. Endieli yz, askerce tavrna hi uymuyordu. mer, gzlerinde sanki korkun bir itiraf grd. Subay mrldand: Onu kurtarmay ok isterdim. Yce Hayyam'a eini sa salim getirmekle vnm olacaktm. Ama ge kalmtm. Btn saray halk, askerler tarafndan ldrld. mer subayn zerine atld: Bana bunu haber vermek iin mi geldin? brnn eli hl klcnn kabzasndayd. Knndan karmad. fadesiz bir sesle devam etti: Ben baka bir ey iin geldim. Nizamiye subaylar senin lmen gerektiine karar verdiler. Arslan yaraladn takdirde, iini bitirmek gerekir diyorlar. Seni ldrme grevi bana verildi. Hayyam aniden duruldu. Son anda vekarn kaybetmemek! nsan kaderinin bu doruk noktasna ulamak iin yaamlarn feda etmi nice bilge vardr! Yaamak iin savunmaya geecek deildi. Aksine, korkusunun her saniye azaldn hissediyor, daha ok Cihan' dnyordu. Onun da vakur kaldndan emindi. Karm ldrenleri asla affetmezdim, mr boyu onlarn dman olurdum, gnn birinde kaza oturtulacaklarn dlerdim. Benden kurtulmak istemekte haklsnz. Benim dncem bu deil stadm. Karar veren be subaydk. Hepsi lmn istedi, bir ben muhalif kaldm. Hata etmisin. Arkadalarn daha akllca davranmlar. Seni Nizamlmlk ile ok sk grdm. Baba oul gibiydiniz. Karnn davranlarna ramen seni hep sevdi. Aramzda olsayd, seni mahkm etmezdi. Karn da, senin hatrn iin affederdi. Hayyam adam szd, sanki onu yeni fark eder gibiydi: Madem lmemi istemiyorsun, ldrmeye neden sen geldin? 115 Adaylm koyan ben oldum. Dierleri seni ldrrlerdi. Benim niyetim seni kurtarmak. Yoksa seninle byle durup konuur muydum? Arkadalarna nasl aklayacaksn? Aklamayacam. Gideceim. Seninle birlikte. Bunu, sanki uzun zamandan beri verilmi bir karar gibi, ne kadar sakince sylyorsun! Ama doru. Ben dnmeden hareket etmiyorum. Nizamlmlk'n en sadk hizmetkr idim, ona inancm tamd. Tanr isteseydi, onu korumak iin canm verirdim. Ama ok eskiden beri, Efendim ld takdirde ne oullarna, ne vrislerine hizmet etmemek, askerlikten ayrlmak karar vermitim. lm biimi, ona son bir hizmette bulunmam gerektirdi: Melikah'n lmnde benim de parmam var ve bundan pimanlk duymuyorum. Vasisine, atasna, onu dorua

kartm adama ihanet etti, lmeyi hak etmiti. ldrmem gerekti, yine de katil olmadm. Bir kadn asla ldrmezdim. Arkadalarm Hayyam' da kara listeye alnca, yaam biimimi deitirmenin, bir kei ya da gezginci ozan klna girmenin sras geldi diye dndm. Beni dinlersen stadm, alacan al ve bir an evvel bu kentten uzaklaalm. Nereye gitmek iin? stediin yere. Her yerde peinden gelirim, bir mmin gibi. Klcm hizmetindedir. Ortalk yatnca dneriz. Subay atlar eyerlerken, mer de elyazmas kitabn, yaz takmn, matarasn ve bir kese altnn ald. sfahan' boydan boya getiler, batdaki Mazbin mahallesine kadar askerler tarafndan durdurulmadlar. Vartan'n tek bir sz ile kaplar alyor, nbetiler sayg ile yol ayorlard. Bu denli kolaylk, mer'in tuhafna gitti ama yine de yol arkadana soru sormad. imdilik ona gvenmekten baka aresi yoktu. Yola kal bir saat olmu olmamt ki, rndan km bir kalabalk Hayyam'n evini yamalamaya ve atee vermeye balad. leden sonra olduunda rasathane oktan yerle bir edilmiti. Ayn anda Cihan'n bedeni, Saray duvarnn dibinde topraa verilmiti. Yatt yeri belirten hibir iaret yoktu. Semerkant Elyazmas'ndan bir alnt: " arkada, ran'n yksek yaylalarnda geziniyordu. Karlarna bir pars kt. Yeryznn en vahi yarat idi. 116 "Pars adama uzun uzun bakt ve onlara doru komaya balad. Birincisi, en yal, en zengin, en gl olanyd. Haykrd: 'Bu yrelerin efendisi benim, bana ait topraklar bir hayvann altst etmesine asla izin vermem.' Yanndaki iki av kpeini parsn zerine sald. Kpekler pars srdlar, ama bu onu daha gl kld. ki kpei de ldrd ve sahiplerine saldrd, karnn deti." "Nizamlmlk'n ksmetine den buydu. "kincisi kendi kendine: 'Ben bir bilim adamym, herkes beni sayar, neden kaderimi bir parsla kpeklere terk edeyim?' dedi, arkasn dnerek savan sonucunu beklemeden kap gitti. O gnden beri bir maaradan dierine, bir kulbeden dierine, pars onu izliyor inanc ile dolap duruyor. "mer Hayyam'n ksmetine den buydu. "ncs bir iman adamyd. Parsa ellerini aarak yaklat, gzleri hkmediyor, az laf yapyordu: 'Bu topraklara ho geldin. Arkadalarm benden zengindi, onlar soydun; benden gururluydu, balarn edirdin' dedi. Hayvan dinliyordu. Bylenmi, yola gelmi gibiydi. nc adam onu evcilletirmeyi becerdi. O gnden sonra hibir pars ona yaklaamad, insanlar da uzak durdu." Semerkant Elyazmas u sonuca varyor: "Karklklar balamaya grsn, kimse durduramaz, kimse kaamaz, bazlar da yararlanmann yollarn arar. Hasan Sabbah, yeryzndeki vaheti evcilletirmeyi herkesten iyi becermitir. Kendi minicik diyar Alamut'a snmak iin, evresine korku salmtr."

Hasan Sabbah, kaleyi ele geirince, onu d dnyadan yaltlamak iin almalara giriti. Her eyden nce, dmann szmasn nlemek istiyordu. Akllca yaplm binalar ve yrenin olaanst zellikleri sayesinde, iki tepe arasndaki geitleri kapatt. Ama Hasan iin bu kadar yeterli deildi. Saldr ile Alamut'u ele geirmek olanaksz bile olsa, saldrganlar onu ala ve susuzlua mahkm edebilirlerdi. Bu ou kuatmann elde ettii sonu olmutur ve Alamut kalesi pek az ime suyu kaynana sahip olduu iin, zayftr. Byk mam bunun da yolunu buldu. Suyunu komu derelerden alacak yerde, dalar delerek, grlmedik boyutlarda sarnlar yerletirtti. Yamur ve kar sularn bu sarnlarda toplatt. Kalenin kalntlar gezildikte, Hasan'n inzivaya ekildii byk odada, boaldka dolan ve dolduka sular asla tamayan "mucize havuz"u grmek mmkndr. Erzak iin de, Byk mam, iinde ya, sirke, bal muhafaza 117 edilen kuyular atrd. Bir yl yetecek kuru yemiler, kuzu ya, kavurma, arpa kodurtmay ihmal etmedi. Bunca erzak, kuatmaclarn dayanma gcn ayordu, zellikle k aylarnn onca sert getii yrede... Bylece Hasan, kusursuz bir kalkana sahip olmutu. Bu nlemlerle mutlak bir savunma silah edindi. Kendisine bal fedailerle de mutlak bir saldr silahna! lmeye hazr olana kar ne gibi nlem alnabilir? Her trl savunma caydrya dayanyordu ve bilindii gibi nemli kiiler, her saldran korkutacak yapda muhafzlara sahipti. Ama saldrgan lmeye hazr ise? ehit olmakla cennetin kaplarn atna inanmsa? Byk mam'n u szleri aklndan hi kmyorsa: "Siz bu dnya iin deil, teki dnya iin yaratlmsnz. Hi balk, denize atlma tehdidinden korkar m?" Hele fedai, kurban edecei adamn evresine szabilmise? Onu durduracak hibir ey yaplamaz. Gnn birinde Hasan, valilerden birine: "Ben Sultan kadar gl deilim ama, sana onun verebileceinden daha fazla zarar veririm! diye yazmt. Akla gelebilecek en esasl sava aralar ile donanan Hasan Sabbah, kalesine ekilmi ve bir daha oradan hi ayrlmamt. Yaam yksn yazanlar, mrnn son otuz ylnda evinden iki kez, o da dama kmak iin ayrldn yazmlardr. Sabah akam, ypranm ama asla deitirmedii bir hasrn zerinde oturur, retir, yazar ve fedailerini dmann peine salard. Gnde be kez, ayn hasrn zerinde, ziyaretileri ile birlikte namaz klard. Alamut kalntlarn hi gezmemi olanlara sylemek gerekirse, bu kale sadece zor alnan bir yer, bir kayann tepesinde bir kenti en azndan bir kasabay barndracak byklkte bir yayla olmaktan ibaret olsayd, tarihte bu denli n salmazd. Hahailer dneminde doudaki dar bir tnelden aa kaleye varlrd; meydan getikten sonra yukar kaleye ulalrd. Yukar kale, yatk bir ieye benzerdi, geni yan douda, dar yan batdayd. Dar yan sk korunurdu. Hasan'n evi, ite bu dar boazn uundayd. Tek penceresi bir uuruma alrd. Kale iinde kale idi.

lettii kanl cinayetler, evresinde oluan efsane, tarikat ve kalesi nedeniyle, Hahailerin byk mam', Dou'da ve Batda srekli korku salmt. Her slam kentinde yksek grevliler ldrlm, hallar da nemli kayplar vermiti. Ama terrn, nce Alamut'ta hkm srd, genellikle unutulmaktadr. Skynetimden beter ne olabilir? mam Hazretleri, mminlerinin her sani118 yesini kendisi dzenlemek iddiasndayd. Ne kadar alg aleti varsa yasaklanmt; en kk bir kaval derhal atee atlr, sahibi prangaya vurulur, krbalanr ve sonunda topluluktan atlrd. kinin cezas daha ard. Hasan'n z olu, bir akam babas tarafndan akr keyif yakalannca, lme mahkm edilmiti; annesinin yalvarmalarna karn sabaha kar kafas uurulmutu. bret olsun diye! Hi kimse, tek bir yudum arap iemez olmutu bylece. Alamut adaleti, abuk ileyen, batan savma bir adaletti. Anlatldna gre, Hasan'n ikinci olu, bir adam tarafndan sulanm, erisi, dorusu aratrlmadan, Hasan sonuncu olunun kellesini uurmutu. Birka gn sonra, gerek sulu itiraf etmi, o da kellesinden olmutu. Byk mam'n yaam yksn yazanlar, adaletini ve tarafszln gstermek iin, oullarnn ldrln rnek gsterirler; btn bu cezalar sayesinde Alamut halknn rnek bir hal aldn, ahlak ve erdem timsali olduunu belirtirler. Buna inanmak zor deildir. Yine de baz kaynaklardan, bu idamlarn ertesi gn, Hasan'n tek karsnn ve kzlarnn ona kar ktklarn, Hasan'n onlar Alamut'dan kovdurduunu ve haleflerine ayn eyi yapmalar tavsiyesinde bulunarak, kadn etkisi ile doru yoldan sapmamalar gerektiini sylediini renmi oluyoruz. Dnyadan elini ayan ekmek, evreden kopmak, etrafmda bir ta ve korku duvar rmek Hasan Sabbah'n sama d idi. Yine de, bu boluktan bunalmaya balamt. En gl krallarn bile bir delisi, bir soytars vardr. Kat havay yumuatrlar. ekik gzl adam ise, onanmaz biimde yalnzd, kalesine kapanm, evine kapanm, iine kapanmt. Konuacak kimsesi yoktu, sudan konular, sessiz uaklar, bylenmi mminler vard. Tanm olduu btn insanlar arasnda, dosta deilse bile merte konuabildii tek insan Hayyam'd. Ona yazd. Gururlu ifadesinin ardnda korkun bir yeis vard: "Bir kaak gibi yaayacan yerde, neden Alamut'a gelmiyorsun? Senin gibi ben de ac ektim; imdi ise ac ektiriyorum. Burada korunursun, baklrsn, saylrsn. Yeryznn btn emirleri gelse, sann tek teline dokunamaz. Muazzam bir ktphane kurdum. En nadide eserleri bulur, okur, yazarsn. Burada huzura kavuursun." 119 XXIII sfahan'dan ayrlal, mer Hayyam tam bir kaak ve bir parya gibi yaad. Badat'a gittiinde, Halife onun halka konuma yapmasn ya da kapsna ylan hayranlarn kabul etmesini yasaklam, Mekke'ye gittiinde, ona kar olanlar az birlii ile "Ho grnme umresi" yapmakla sulamlar, Basra'dan getiinde, Kad'nn olu, nazike ziyaretini ksa kesmesini istemiti.

Gelecek can skc grnyordu. Kimse dehasn, bilgisini yadsmamaktadr; nereye gitse, okur yazarlar, aydnlar evresine toplanmaktadr. Gkyz bilimine, cebire, tbba hatta dine ait sorular sormaktadrlar. Ama geliinden birka gn ya da birka hafta sonra ona kar komplo dzenlenmekte ve hakknda inanlmayacak hikyeler uydurulmaktadr. Ona zndk veya sapk denmekte, Hasan Sabbah ile olan arkadal anmsatlmakta, Semerkant'daki gibi byclkle,sulanmakta, konumalarn yarda kesen bozguncular zerine saldrtlmakta, onu konuk edeceklere ceza verilecei tehditleri yaplmaktadr. Aslnda, Hayyam da srarc olmamaktadr. Havann arlatn hisseder etmez bir rahatszlk uydurarak ortalarda grnmemekte ve hemen ardndan piliyi prty toplamaktadr. Yeni bir kente doru, oradaki gnlerinin de bir nceki kadar ksa ve rasgele olaca bilinci iinde yola kmaktadr. Yannda Vartan'dan baka kimsesi olmadan, barnacak bir dam, bir koruyucu hatta bir sanatsever aray iindedir. Nizam'n balattt ykl maa, onun lmnden beri alamad iin, hkmdarlarn, valilerin yldz fallarna bakarak geinmek zorunda kalmaktadr. Hep sknt iinde olduu halde, paray ba emeden almasn bilmektedir. Anlatldna gre, mer'in bebin altn dinar istemesi zerine aran bir vezirin: Ben bu kadar para almyorum, onu biliyor musun? deyiine, Hayyam: ok doal, diye yant vermitir. Nedenmi? 120 nk benim gibi bilginlere yzylda bir rastlanr. Oysa senin gibi vezirlerden, her yl be yz adet atanacak adam bulunur. Tarihiler, vezirin kahkay basp tm isteklerini yerine getirdiini yazarlar. mer'in yazd ise udur: "Benim kadar mutlu bir sultan, benim kadar mutsuz bir dilenci yoktur." Aradan yllar geer. Hayyam, 1114 ylnda Horasan'n bakenti Merv'dedir. Merv, ipekli kumalar ve bir sreden beri siyaset yapmas yasaklanm medresesi ile nldr. Parlakln yitirmi sarayna biraz canllk katmak isteyen yerel hkmdar, evresine o gnn nl kiilerini toplamak abasndadr. Byk Hayym' nasl ekeceini bilmektedir: sfahan'dakinin ei bir rasathane kurmasn ister. mer, altmyedi yana geldii halde, hl bunun dn kurmaktadr, neriye drt elle srlr. Bina bir tepenin zerinde, bir iek bahesinin ortasnda, Bab- Sencan mahallesinde ykselmee balar. mer, iki yldan beri mutludur, canla bala alr; meteoroloji dalnda artc deneyler yapar, gkyzn iyi tand iin be gnlk hava tahminlerinde bulunur. Matematik alannda da ncl kuramlar gelitirir; klid geometrisi dndaki geometrilerin dhi bir ncs olduunun anlalmas iin XIX. yzyl beklemek gerekecektir. Ayn zamanda, Merv balarnn olaanst rn sayesinde aka gelip, Rubaiyat'n yazmay srdrmektedir. Btn bunlarn, tabii ki bir bedeli vardr... Saray trenlerine katlmak, her bayram, her snnet, her av veya sava dn hkmdara sayglarn sunmak, divan 'da sk sk hazr bulunmak, duruma gre bir nkte yapmaya ya da bir

darbmesel sylemeye hazrlkl olmak zorundadr. Bu iler onu yormaktadr. Bilgin bir ay postuna brnd hissine kaplmaktan baka, alma masasmda daha verimli geirebilecei bir zaman yitirmenin huzursuzluunu duymaktadr. stelik, hi holanmad kiilerle karlamak olasl da byktr. Tpk, onu ekemeyen birinin, genlik gnlerinde yazd bir drtl bahane edip kendisine att o souk ubat gnnde olduu gibi... O gn divan'da sarkllar ounluktadr. Hkmdar, az kulaklarnda evresine baknp durmaktadr. mer geldiinde, din adamlarnn pek sevdii tartma konusu oktan almtr: "Dnya, bundan iyi yaratlabilir miydi?" Bunu "evet" diye yantlayanlar zndklkla sulanmaktadr nk Yce Tanr'nn daha iyisini yapamadn ima ettikleri ileri srlmektedir. 121 nsanlar birbirini ekitirmekte, tartmaktadr. mer, her birinin el yz hareketini gzlemektedir. Ama konumaclardan biri, onun adn ortaya atar ve ne dndn sorar. mer hafife ksrr, daha konumasna frsat kalmadan, kentte bulunuuna sinirlenen Merv Kads, yerinden frlar ve onu parma ile sularcasna: Bir Allahszn dinimiz konusunda fikir yrtebileceini bilmiyordum, der. mer bezgin ama ayn zamanda endielidir. Glmseyerek: Bana Allah'sz demek yetkisini sana kim verdi? En azndan, beni dinledikten sonra konu, der. Seni dinlemem gerekmez. "Yaptm ktl ktlkle detirsen Sen, Sen ile ben arasnda ne fark kalr ki, syle?" diye yazan sen deil misin? Byle eyler syleyen adam Allahsz deil midir? mer omuz silkti: Allah'n var olduuna inanmasaydm, O'na hitap etmezdim. Kad alayl sorar: Bu biimde mi? etrefilli szlerle sultanlara ve kadlara hitap edilir, Yaradan'a deil. Tanr uludur, bizim eilip bklmemize, yaltaklanmamza ihtiyac yoktur. Beni dnr yaratmtr, ben de dnyorum ve dncemin rnn gizlemeden O'na aklyorum. Topluluktan onama sesleri ykselince Kad tehditler mrldanarak kt. Hkmdar gldyse de endielendi, baz yerlerde bunun acsnn kartlmasndan rkyordu. Yz aslnca, ziyaretiler daldlar. mer, Vartan ile birlikte eve dndnde, Saray hayatna da, tuzaklarna da, kofluuna da svp durdu. Kendi kendine, Merv'den bir an nce ayrlmaya karar verdi. Vartan hi telalanmad, stad yedinci kez gitmekten sz ediyordu. Ertesi gn olduunda ise, sakinleiyor, aratrmalarna koyuluyordu. O gece mer, kitabna unlar yazd: araba kar ver sarn, Piman olma, yn takkeyi geir bana Sonra kitabn her zaman soktuu yere gizledi, yata ile duvarn arasna! Uyandnda rubai'sini yeniden okumak istedi. Bir sz-

122 c dzeltmek istiyordu. Kitabn eliyle yoklayp, buldu. Atnda, uyurken sayfalar arasna konulmu notu buldu. Hasan Sabbah'tan geliyordu. mer o saniye, el yazsn, imzay tand. "Kaan kervansarayndaki arkadan" diyordu. Krk yl nce, aralarnda byle bir parolay kararlatrmlard. Okuduunda bir kahkaha att. Yan odada henz uyanm olan Vartan, stadn neyin elendirdiini anlamaya geldi. Sunturlu bir davet aldk. mr boyu baklacaz, konuk edileceiz, korunacaz. Hangi hkmdar tarafndan? Alamut hkmdar? Vartan irkildi. Kendini sulad: Bu mektup buraya kadar nasl gelebildi? Yatmadan nce btn kaplara baktm. Hi kendini yorma. Sultanlar ve halifeler bile kendilerini savunmaktan vazgetiler. Hasan sana bir haber ya da bir haner gndermek isterse, emin ol sana ular. Kapn ister ardna kadar ak olsun isterse de mhrl! Vartan mektubu yznn hizasna kaldrd, koklad, sonra bir ka kez okudu: Bu iblis belki de haksz deil. Sen en iyi Alamut'ta korunursun. stelik Hasan senin eski dostun. imdilik en eski dostum Merv arab! mer ocuksu bir sevinle kd binbir para yapp havaya frlatt ve salmalarna bakarken: O adamla ortak neyimiz var ki? diye sordu. Ben hayat seviyorum, o lm. Ben "Sevmesini biliyorsan, gne domu ya da batm ne umurun?" diye yazyorum. O ise adamlarna ak, musikiyi, iiri, arab ve gnei yasak ediyor. Bir de stelik cennet vaad etmee kalkyor! nan bana, kalesi cennetin kaps olsayd, ben cennetten vazgeerdim. Bu sahte dincilerin inine asla ayak basmam. Vartan oturdu, ensesini kad, sonra: Madem cevabm bu, o halde ben de sana eski bir sr vereyim, dedi. Acaba hi kendi kendine, sfahan'dan kaarken askerler bizi neden saf saf, zorluk karmadan koyuverdiler diye dndn m? Hep merak ettim. Ama yllardr senden sadakat ve sevgi grdm iin, gemii kurcalamak istemedim. 123 O gn, Nizamiye subaylar seni kurtaracam ve seninle kaacam biliyorlard. Bu benim tasarladm plann bir parasyd. Konumasn srdrmeden nce, Hayyam'nkiyle birlikte kendi kadehini doldurdu. Nizamlmlk'n kendi eliyle yazd kara listenin banda, asla yakalayamadmz adamn, Hasan Sabbah'n ad yazlyd. Cinayetin ba sorumlusu o deil mi? Planm basitti. Alamut'a snrsn midiyle seninle gelecek, kim olduumu sylemeden beni yanna alman istiyecektim. slam' ve tm dnyay bu iblisten kurtarma frsat geecekti elime. Ama o karanlk kaleye ayak basmamakta inat edip durdun. Btn bu zaman iinde yine de yanmda kaldn. Balangta, sabretmek yeterlidir sandm. Onbe kentten kovulduktan sonra Alamut yolunu tutmaya raz olabilirdin. Sonra yllar geti, sana balandm,

arkadalarmdan her biri mparatorluun bir yanna dald. Bu konudaki kararllm zaafa urad. te imdi de sen mer Hayyam, Hasan Sabbah'n hayatn ikinci kez kurtaryorsun. Szlanp durma, belki de seninkisini kurtardm. ninde iyi korunduu bir gerek. Vartan'n cannn sklmas, Hayyam' elendirdi: Oysa sen bana plann sylemi olsaydn, seni Alamut'a gtrrdm. Vartan yerinden frlad: Sahi mi sylyorsun? Hayr. Otur yerine. Srf seni zmek iin syledim. Hasan'n yapm olduu eylere karn u an nehirde boulduunu grsem, onu kurtarmak iin yine de elimi uzatrdm. Bense kafasn suyun iinde tutardm. Ama davrann iimi rahatlatyor. te byle bir adam olduun iin yannda kaldm. Bundan hi piman deilim. Hayyam dostunu uzun uzun kucaklad: Hakkndaki kukularmn dalmasndan dolay ok mutluyum. Artk yalandm, yanmda gvenebileceim birine ihtiyacm var. u elyazmas kitabm yznden. Sahip olduum en deerli ey o! Dnyaya meydan okumak iin Hasan Sabbah Alamut'u ina etti: ben ise sadece u kttan atoyu ina ettim ama Alamut'tan ok yaayacama inanyorum. Benim iddiam, benim vncm de 124 bu! ldmde kitabmn deer bilmez ellere dme olasl kadar beni rkten bir ey yok! Trensel bir tavrla kitabn Vartan'a verdi. Ap bakabilirsin, nk artk sende kalacak! Arkada heyecanland: Benden nce bu ayrcala sahip olan oldu mu? ki kii. Biri, Cihan'd. Semerkant'da kavga ettiimiz gece. Dieri de Hasan'd. sfahan'da ayn oday paylatmzda. Ona o denli gveniyor muydun? Asln istersen hayr. Ama canm sk sk yazmak istiyordu, sonunda grp kitabn varln kefetti. Ben yokken, gizliden okuyabilecei iin aka gstermeyi yeledim. Sr saklayacana da inanyordum. Sr saklamasn ok iyi biliyor. Ama daha ok bunu sana kar kullanmak iin. iir kitab, gecelerini Vartan'n odasnda geirir oldu. En ufak tkrtda eski asker sryor, klcna davranyor, kulaklarn dikiyordu. Evin her odasn tek tek kontrol ediyor, sonra baheye kp evin evresini dolayordu. Dnnde yine de uyuyamyor, masasndaki kandili yakyor, bir drtlk ezberliyor, sonra da onun anlamn zmek ve stadn bu iirleri hangi koullarda yazdn anlamak iin derin dncelere dalyordu. Uykusuz geirdii birka geceden sonra aklna geleni mer de iyi karlad. Sayfann, Rubailer'den bo kalan ksmna, bu kitabn yksn yazmak ve bu yolla Hayyam'n da hayat yksn yazm olmak. Niapur'daki ocukluu, Semerkant'taki genlik yllar, sfahan'da n kazanmas, Ebu Tahir, Cihan, Hasan, Nizam ve dierleri ile tanmas. Bylece, Hayyam'n gzetiminde, bazen de onun

yazdrmas ile yknn ilk sayfalar yazlm oldu. Vartan sk alyordu. Her sererinde, on, yirmi kez bir baka sayfaya yazyor, sonra onu ince, dikkatli, keli bir yaz ile temize ekiyordu. Ama bu zen gnn birinde, bir cmlenin tam ortasnda kala kalacakt. O sabah mer erken uyand. Vartan'a seslendi, cevap alamad. Sevecenlikle "uykusuz bir gece daha geirdi" diye dnd. Dinlenmesi iin stelemedi, kendine bir kadeh doldurup baheye kt. ieklerin zerindeki iy damlacklarn flemekle oyaland, sonra olmu dutlardan kopard, ikisine meze yapt. Eve dnmee karar verdiinde bir saat gemiti. Vartan'n kalkma zamanyd. Ona sesleneceine odasna girdi. Vartan, boa125 z kesilmi, yerde yatyordu. Gzleri ve az, son bir arda bulunmak istercesine akt. Masann zerinde, kandil ile yaz takmnn arasnda, cinayet kamas kvrlm bir kda saplanm duruyordu. mer, kd alp at, yle yazyordu: "Kitabn senden nce Alamut'un yolunu tuttu." 126 XXIV mer Hayyam, dostunun lmne, dierlerine alad gibi ayn vakarla, ayn sabrla, ayn ac ile alad. "Ayn araptan tattk ama benden iki kadeh nce sarho oldular." Ama neden yalan sylemeli? En ok kitabnn kaybna zld. Geri yeni batan yazabilirdi, virglne kadar anmsayabilirdi. Ama Hayyam'n, kitabnn karlmasndan kartt bir ders vard. Bundan byle asla gelecei elinde tutmaya bakmayacakt; ne kendi geleceini ne de iirlerininkini... Hayyam bir sre sonra Merv'den ayrld. Alamut'a gitmeyi asla dnmyordu, doduu kente doru yola kt. "Artk serserilie son vermenin sras geldi. Niapur, mrmn ilk dura idi, son dura olmas doal deil mi?" diyordu. Artk orada yaayacakt. Yaknlar, kzkardei, saygl bir enite, yeenleri ve mrnn sonbaharnda btn sevgisini verdii kz yeeni ile birlikte, kitaplarnn arasnda. Artk yazyor, ustalarnn kitaplarn okuyordu. Bir gn, her zaman olduu gibi odasnda bn-i Sina'nn Tedavi adl kitabn okurken, sar bir ac iini yakt. Elindeki altn krdan sayfann arasna koydu, kitab kapatt, yaknlarn arp vasiyette bulundu. Sonra duasn u szlerle bitirdi: "Tanrm, elimden geldiince Seni alglamak istedim. Senin hakknda bildiklerim, Sana ulamann tek yolu olduysa, beni affet!" Gzlerini bir daha amad. 4 Aralk 1131 idi. mer Hayyam seksen drt yandayd. 18 Haziran 1048'de afak vakti domutu. O devirde doum tarihinin bu kadar kesinlikle bilinmesi grlm ey deildi. Ama Hayyam bu konuda bir gkbilimcinin hassasiyeti ile davranmt. Annesinden bilgi edinmi, kizler burcundan olduunu anlam ve dnyaya geldii saatte Gne'in, Merkr'n ve Jpiter'in konumlarn saptamaya almt. Tarihi Belh'te bildirmek zere kendi doumunu byle saptamt. adalarndan yazar Nizami Aruzi yle anlatr:

127 "mer Hayyam'a, lmnden yirmi yl nce Belh'te rastladm. Kle Tccarlar sokanda oturan eraftan birinin evinde konuktu. nn bildiimden, bir szn kaydetmek zere onu bir glge gibi izledim. Bylece "Mezarm her ilkbahar kuzey rzgrnn iek sat bir yerde bulunacak" dediini duymu oldum. O sra bu szckler bana sama geldi; ama onun gibi bir adamm geliigzel konumadn da biliyordum. Hayyam'm lmnden drt yl sonra, Niapur'dan getim. Bir bilim ustasna duyulmas gereken saygy duyduumdan mezarn ziyarete gittim. Bir rehber beni oraya gtrd. Mezar bahe duvarnn dibindeydi, eftali ve armut aalarnn dallar kabrin zerine uzanm, ieklerini boydan boya zerine dkmt. Kabrin zerinde sanki ieklerden bir hal vard." Denizde boulan su damlac, Toprakta eriyen toz zerrecii, Bu dnyadan geiimiz nedir ki? Deersiz bir bcek, Bir grnd, bir yok oldu. mer Hayyam hakl deil. Syledii kadar geici olmad gibi, yeni yeni var oluyor. En azndan drtlkleri var oluyor. Zaten air, kendisi iin istemeye cesaret edemedii lmszl, onlar iin istememi miydi? Hasan Sabbah'n odasna girmek ayrcalna sahip olanlar, duvar oyuklarnn birinin nndeki bir kafeste bir kitabn saklandn farkedebilirlerdi. O kitabn ne olduunu bilmezler, Byk mam'a sormaya cesaret edemezlerdi. O kitab, szle anlatlmas olanaksz gerekleri ieren kitaplarn bulunduu byk ktphaneye vermemesi iin kendine gre nedenleri olduunu dnrlerdi. Hasan seksen yanda ld vakit, halefi olarak tayin ettii kii mam'n odasna geip oturma cesaretini gsteremedi, hele de esrarengiz kafesi hi aamad. Kurucularnn lmnden nice yl sonra bile Alamut halk, oturduu yerin duvarlarndan bile rkmlerdir. Hayaletine rastlarz korkusu ile, artk kimselerin oturmad o semtte dolamaktan bile korkarlard. Tarikatlarn yaamlar, Hasan'n vermi olduu talimat dorultusunda srp gitmekteydi; topluluk yeleri, srekli ileke durumundaydlar. Hibir geveme, hibir rahatlama sz konusu deildi ve d dnyaya 128 kar reisin lm ile hibir eyin deimediini gstermek iin bile olsa daha fazla cinayet ve iddet oluyordu. Buna gnlden mi katlanyorlard? Her geen gn daha az. Mrltlar ykselmeye balyordu. Hasan'n salnda Alamut'a gelmi olan "eskiler" arasnda deil tabii, onlar en ufak bir gevemenin ar cezalarla sonulanaca korkusunu zerlerinden atm deillerdi. Ama bunlarn saylar gn getike azalyordu. Artk kalede bunlarn oullar ve torunlar da yayordu. Geri her birinin daha beikteyken beyinleri ykanm, Hasan'n dediklerine harfiyen uymalar istenmiti ama, ou giderek kar koyar olmu, hayat yaamaya balamlard. Hatta bazlar, tm genliklerini her trl elencenin yasak olduu bir eit garnizon-manastr karm bu yerde neden geirdiklerini sorar olmulard. ylesine ar bir ceza grmlerdi ki, herkesin nnde dncelerini belirtmemeye zen gstermeye balamlard. Tabii ki herkesin nnde, nk gizli toplantlar evlerde yaplr

olmutu. Genler, bir oul, bir karde ya da bir kocay asla geri dndrmeyen bir grev uruna kaybetmi kadnlar tarafndan tevik edilir olmulard. Bu gizli, bastrlm zlemleri dile getiren bir adam ortaya kt sonunda. Ondan baka kimse buna cesaret edemezdi. Hasan'n halef olarak atad adamn torunu idi; babas ldnde Tarikat'n drdnc reisi olacakt. Kendisinden ncekilere oranla avantaj, Kurucu'nun lmnden sonra domas ve onun dehetini yaamam olmasyd. Hasan'n odasn merakla geziyor ve o denli olmasa bile btn dierleri gibi bylenmi oluyordu. Hatta bir kez, onyedi yamda iken, yasak odaya girmi, ierde bir tur atm, byl havuza yaklam, buz gibi suyuna elini dedirmi ve Elyazmas'nn durduu duvar oyuunun nne dikilmiti. Kitab amak istemi sonra vazgeip arka arka yryerek odadan kmt. Bu ilk ziyaretinde, bu kadar yeterliydi. Veliaht, Alamut sokaklarnda dolatnda, kendisine ok yaklamasalar bile yine de evresinde toplanyorlard. Bir takm dualar okuyarak... Veliaht'n da ad Sabbah gibi Hasan idi ama onu grenler: "te Kurtarc, ite Mnci, ne zamandr beklenen kii!" diye fsldyorlard. Bir tek eyden korkuluyordu: Eskilerin duygularn biliyor, veliahtn ihtiyatszca konumalarndan iktidara gelmesini nlemelerinden rkyorlard. Gerekten de babas dilini tutmasn syleyip duruyor hatta zaman zaman onu dinsizlikle suluyordu. Hatta anlatlanlara gre babas, olunun yandalarnn iki yz elli129 sini ldrtm, iki yz ellisini de, arkadalarnn cesetlerini srtlarnda tamakla cezalandrarak Alamut'tan kovmutu. Ama babalk sevgisinden bir nebzecik nasibini alm olmalyd ki, Hasan Sabbah'n yaptn yapmad. Baba 1162 ylnda ldnde, asi olu hibir zorlukla karlamadan onun yerine geti. Uzun zamandan beri ilk kez, Alamut'un lo sokaklarnda gerek bir bayram yaand. Ama acaba beklenilen "Kurtarc" o muydu? Aclar dindirecek o muydu? O ise hibir ey sylemiyordu. Alamut sokaklarnda dnceli dnceli dolamaya devam ediyor ya da Kirman'l ktphanecinin sevecen baklar altnda saatlerce ktphaneye kapanyordu. Bir gn, kararl admlarla Hasan Sabbah'n dairesine gitti, hzla kapy at, duvardaki oyuun nnde durup btn gc ile kafes kapaa asld. Kafes yerinden kt, toz ve ta paracklar yere sald. Hayyam'n kitabn ald, zerine vurup tozunu yok etti ve koltuunun altna sokup, odadan kp gitti. Sonra, odasna kapanp okuduunu, tekrar tekrar yeniden okuduunu anlattlar. Bu durum yedi gn srd, yedi gnn sonunda tm Alamut halknn toplanmasn emretti. Kadn, erkek, ocuk, hepsini alabilecek tek yer olan meydan'da topladlar. Gnlerden 8 Austos 1164't, Alamut gnei balara ve yzlere vurmutu ama kimse korunmay dnmyordu. Bat ynnde bir krs dikilmi, drt bir yanna

muazzam bayraklar aslmt: biri krmz, biri yeil, biri sar ve biri beyaz. Baklar o yne evrildi. Birden, O grnd. Kar beyaz bir giysi iindeydi, gen ve ufak tefek olan kars arkasnda duruyordu ve yz akt. Gzlerini yere dikmi, yz sklmaktan al al olmutu. Bu grnt son kukular da yok etti, herkes: "Kurtarc O" diye mrldand. Vakur bir biimde krsye kt, mminlerine selam verdi ve yeryznde o gne dek duyulan en tuhaf konumay yapt: Dnyada oturan herkese sesleniyorum: Cinler, insanlar ve melekler! ada mam'nz sizi kutsuyor, gemi ve gelecek btn gnahlarnz af ediyor. eriat' kaldrdn iln ediyor, nk Dirili vaktidir. Tanr sizi eriat ile zora kotu, cenneti hak edesiniz diye. Hak ettiniz. Bugnden itibaren cennet sizindir. Artk eriat yok. Btn yasaklar kaldrlmtr! Btn mecburiyetler yasaklanmtr! Be vakit namaz yasaktr. Madem ki artk cennetteyiz ve Tanr ile srekli iletiim halindeyiz, o halde sadece belirli saatlerde O'na bavurmamza gerek yok; be vakit secde etmekte direnecek olanlar Dirili'e inanmayanlardr. Artk dua etmek, secde etmek, inanszlktr!" Kur'an'n cennetin ikisi diye niteledii araba izin kmt, imemek gnaht. O tarihte yaam olan bir Acem tarihisi: "nne gelen saz almaya hatta mimberin basamaklarma kp arap imeye balad" diye yazar. Hasan Sabbah'n eriat adna uygulad sk ynetime tepkiydi bu. Daha sonra, Kurtarc'nn halefleri, onun bu mesihi cokusunu lmlatrmlard ama Alamut bir daha asla eskisi gibi olmamt. Hayat daha yaanr biime girmi ve slam kentlerini dehete dren cinayetler son bulmutu. smaili'ler son derece kktenci bir tarikat iken rnek bir hogr sergiler olmulard. Kurtarc, Alamut'lulara ve evre halkna iyi haberi verdikten sonra Asya ve Msr'daki smaili topluluklarna eliler gnderdi ve onlara eliyle imzalad belgeler yollad. Elileri, herkesin kurtuluu kutlamalarn istediler. Kurtulu gn, ayr takvime gre saptanyordu: Peygamberin Hicri takvimi, Makedonyal skender'in takvimi ve her iki lemin en deerli bilgini; Niapur'lu mer'in takvimi. Alamut'da, Kurtarc Semerkant Elyazmas'nn bir bilge kitap olarak sayg grmesini emretmiti. San'atkrlar kitab resimler, minyatrler ile sslemiler, altn mahfazsn bir kuyumcu gibi ilemilerdi. Hi kimse kitab kopya etmek iznine sahip deildi. Kitap, ktphanede srekli olarak bir rahlenin zerinde duruyordu, merak edenler gelip bakyordu. O gne kadar Hayyam'm sadece genliinde ihtiyatszca kaleme ald bir ka drtl bilinmekteydi. O gnden sonra, dierleri de renildi, ezberlendi, tekrar edildi ve bazlar ciddi deiikliklere urad. O tarihte tuhaf baz olaylar da oldu: airler balarna dert aabilecek iirler yazdklar her sefer, onlar Hayyam'a yklyorlard. Bylece Hayyam'n Rubaiyat'na yzlerce sahtesi eklendi. yle ki, kitaba bakmadan, erisini dorusundan ayrmak olanakszlat. Acaba Alamut ktphanecileri, Elyazmas Kitabn yksn, Vartan'n brakt yerden Kurtarc'nn emriyle mi yazmaya devam etmilerdi? Hayyam'n lmnden

sonra Hahaileri etkilemi olduunu ve deimelere neden olduunu bu Kitap'tan re130 131 niyoruz. Olaylar yzyl bu biimde srp yazld, sonra birden aniden kopuverdi. Moollarn istilas balamt. Cengiz Han ynetimindeki ilk akn, hi kukusuz Dou'daki en ykc aknd. Pekin, Buhara, Semerkant gibi nl kentler yerle bir edilmi, halk ldrlm, insanlar hayvan gibi boazlanm, kadnlar subaylara peke ekilmi, esnaf kleletirilmi, geriye kalanlar kltan geirilmiti. Sadece, Byk Kad'nn evresindeki aznlk kurtulmu, bir sre sonra Kad da Cengiz Han'a balln iln etmiti. Bu felakete karn, Semerkant yine de ayrcalkl bir kent gibiydi nk bir sre sonra, bu enkazn iinden ykselerek Timurlenk'in bakenti olacakt. Oysa kendini toparlayamayan nice kent vard. zellikle, dnyann bu kesimindeki btn kltrel etkinliklerin younlat Horasan'n byk merkezi Merv, Belh ve Niapur bu durumdayd. Buna Rey'i de eklemek gerekir. Dou'daki Tp merkezi saylan bu kentin ad bile unutulacaktr. Yerine bir baka kentin, Tahran'n ykseldiini grmek iin yzyllar beklemek gerekecektir. Alamut'u yok eden, aknlarn ikincisi idi. Daha az kanl ama daha byk bir aknd. Mool birliklerinin birka ay farkla Badat', am', Polonya'daki Krakovi'yi ve in'deki Tzeuan' yok ettii bilinince, o gnleri yaayanlarn korkusu kolaylkla anlalr. Yzaltm yl boyunca, btn istilaclara kafa tutmu olan Hahailer kalesi, teslim oluverdi. Cengiz Han'n Torunu Hulagu Han, bu askeri deha yaptn ahsen grmee geldi, hatta efsaneye inanlacak olursa, Hasan Sabbah'tan beri korunmu erzak buldu. Hulagu Han, subaylaryla evreyi dolatktan sonra; askerlerine her eyi ykmalarn, ta zerine ta brakmamalarn syledi. Ktphane bu emrin dnda tutulmad. Ancak oray atee vermeden nce, Cveyni adl otuz yandaki bir tarihinin ieriye girmesine izin verdi. Cveyni, Hulagu'nun emriyle Dnya Fatihi'nin Tarihi'ni yazmaktayd. Bu yapt, gnmzde bile, Mool istilalar konusunda en deerli kaynaktr. te bu adam, onbinlerce kitabn, el-yazmasnn bulunduu bu yere girebildi. Kapnn dnda bir Mool subay ve bir el arabas tutan bir asker bekliyordu. Bu el arabasnn alabildii kadar kitap kurtarlabilecek, gerisi atee verilecekti. Kitaplar, hatta balklarn bile okumak sz konusu deildi. nanl bir Snni olan Cveyni, ilk iinin Kelam- Kadim'i kurtarmak olduunu dnd. Bu nedenle, hep ayn yerde olduklar 132 iin kolayca saptanabilen ne kadar Kur'an varsa toplayp, el arabasna koydu. Araba nerdeyse dolmutu. imdi neyi semeliydi? Bir duvara gitti, oradaki kitaplar, dier raflardakilerden daha dzgn duruyordu. Hasan Sabbah'n otuz yllk gnll ilekelii srasnda yazd eitli yaptlar vard. Aralarndan

sadece birini seti, bu kendi yazd kitaba da aktaraca, Hasan'n zyaam ile ilgili yazlard. Ayrca yeni ve iyi belgelenmi bir Alamut tarihi buldu. O da Kurtarc'nn yksn anlatmaktayd. Bunu almakta ivecenlik gsterdi, nk Tarihin bu kesimini, smaililer dnda, kimse bilmiyordu. Cuveyni'nin Semerkant Elyazmas 'ndan haberi var myd? Herhalde yoktu. Varlndan haberi olsa, arar myd? Bilinmiyor. Anlatldna gre, bir sre simyaclk ve byclkle ilgili yapta dalm ve saati unutmutu. Ona saati hatrlatmaya gelen Mool subay, zrha brnm, basma da bir mifer geirmiti. Elinde bir meale tutuyordu. Acelesi olduunu gstermek iin mealeyi tozlu bir sr tomara yaklatrd. Tarihi srar etmedi, hibir seme ve ayklama yapmakszn ellerine ve koltuk altlarna ne alabildiyse ald, Yldzlarn ve Saylarn Sonsuz Gizi adl kitap yere dtnde eilip yerden kaldrmad. Hahailerin ktphanesi yedi gn yedi gece yand. Nice yapt yok oldu, tek bir nshas bile kalmad. Bunlarn, evrenin en iyi korunan gizlerini ierdikleri ileri srld. ok uzun sre, Semerkant Elyazmas'nn Alamut'ta kl olduuna inanld. 133 NC KTAP BNNC YILIN SONU Ayaa kalk, uyumak iin nmzde sonsuzluk var! mer Hayyam XXV Buraya kadar, kendimden az sz ettim. Amacm, Semerkant Elyazmasnn, Hayyam', onun tand kiileri, yaad olaylar nasl anlattn gstermekti. imdi i, Moollar dneminde kaybolan bir yaptn, amzn ortasnda nasl ortaya ktn, onu ele geirmek iin ne gibi servenler yaadm ve hangi rastlant sonucu kaybolmadn rendiimi anlatmaya kald. Adm sylemitim: Benjamin O. Lesage. Fransz adna benzese de Amerikalym. Maryland eyaletinde, Atlantiin kk bir uzants olan Chesapeak krfezinde, Annapolis'te domuum. Atalarm, XIV. Louis zamannda Fransa'dan g etmi bir Hugue-notf(1) ailesi. Fransa ile ilikilerim bu uzak akrabalktan ibaret deil. Babam bu ilikileri canlandrmaya alt. Aile kkeni konusunda her zaman hafif bir saplants vard. Okul defterine "Soyaacm, kaaklarn saln yapmak iin mi ykld?" diye yazm ve Franszca renmeye koyulmutu. Sonra byk bir heyecan ve byk bir resmiyetle Atlantii gemiti. Zaman saatinin tersi ynnde! Bu gezi yln ok kt ya da ok isabetli biimde semiti. 9 Temmuz 1870'de Scotia gemisiyle New-York'tan ayrlp, 18'inde Cherbourg'a, 19 Temmuz akam da Paris'e vard. Tam o gn, le saatinde sava patlad. Geri ekilme, bozgun, istila, alk, Komn, kym, bundan kts her halde dnlemezdi. Ama o yl, ayn zamanda anlarnn en gzel ylyd. Neden yadsmal? Kuatlm bir kentte bulunmann manyaka keyfi, baka eydi. Snrlar dtnde barikatlar ykseliyor, kadnlar ve erkekler ilkel klan hayatnn zevkini yayordu. Annem ve babam, Annapolis'e dndklerinde, geleneksel ylba hindisinin banda, Paris'te

ylba gecesi Haussmann Bulvar'ndaki ngiliz kasap Roos'tan kilosu krk franga aldklar fil hortumunu nasl yediklerini anlatrlard. Henz nianlanmlar, ertesi yl evleneceklermi. Sadlar sava olmu. Babam anlatrd: "Paris'e ayak basar basmaz, sabahlar (1) 16. yzyldaki Reform sonucu Protestan olmulara Fransa'da verilen ad. (.N.) 137 I Boulevard des Italiens'deki Cafe Riche'e gitme alkanl edinmitim. Koltuumun altna bir sr gazete alrdm: Le Temps, le Gau-lois, le Figaro, la Presse. Masaya oturur, her satrn okurdum. Anlayamadm szckleri defterime not eder, dnte bizim bilgi kapcya sorardm. nc gnd, kr bykl bir adam gelip, yandaki masaya oturdu. Onun da bir sr gazetesi vard ama, bir sre sonra onlar bir kenara brakp bana bakmaya balad. Sanki bir soru sormak istiyordu. Sonunda dayanamad, ksk bir sesle benimle konumaya balad. Bir eliyle bastonunun topuzunu kavram, dier elinin parmaklar mermer masann zerinde piyano alyordu. Benim gibi gen, grnte salkl birinin vatan savunmak iin neden cepheye gitmediini renmek istiyordu. Ses tonu nazik ama kukucu idi ve not defterime kaamak baklar frlatyordu. Anlatmama gerek kalmad, konumam beni ele verdi. Adam zr diledi, beni masasna davet etti. La Fayette'den, Benjamin Franklin'den, Tocqueville'den sz etti, sonra da uzun uzun gazetelerde okuduklarn aklamaya balad. Gazetelere gre: 'Bu sava, birliklerimiz iin Berlin'e bir gezi yapmaktan ibaret'idi." Babam ona kar kacak olmu. Her ne kadar Franszlar ile Prusyallarn glerini kyaslayabilecek durumda olmasa da, Amerikan Sava'na katlm, Atlanta'da yaralanmt. Anlatmaya devam etti: "Savalarn hibiri bir gezinti deildir diyebilecek konumdaydm. Ama uluslar ylesine unutkan, barut ylesine ayartcdr ki, tartmaktan kandm. Zaten tartmann ne yeri ne srasyd. Adam dncemi sormuyordu. Arasra 'yle deil mi?' diyor, ben de bamla onaylyordum. Ho bir adamd. Bylece her sabah bulumaya baladk. Ben her zamanki gibi az konuuyordum, o da bir Amerikalnn grlerini bu denli paylamasndan mutluluk duyuyordu. Bu denli cokulu, monologunun drdnc gnnde, beni evine yemee ard. Benim her zamanki gibi onaylayacamdan emin olarak, azm amama frsat vermeden bir araba evirdi. Piman olmadm itiraf etmeliyim. Ad Charles Hubert de Luay idi ve Boulevard Poissoniere'de bir konakta oturuyordu. ki olu askere alnmt ve kz, senin annen olacakt." Kz onsekiz yandayd ve babam ondan on ya bykt. Vatanseverlik atmosferi iinde, birbirlerini uzun uzun szmlerdi. 7 Austos'tan itibaren, birbiri ardna bozgundan sonra, savan kaybedildii anlalmt. Vatan topra tehlikedeydi. Dedem, giderek konumaz olmutu. Kz ve gelecekteki damad zntsn 138 yattrmak isterlerken, kendi aralarnda da bir gizli anlama oluturmulard. Artk hangisinin sze balayaca, doktorluk yapmaya kalkrken ne gibi gerekeler ileri srecekleri bir bakmalaryla saptanabiliyordu. "Koca salonda ilk kez babaa kaldmzda, aramzda bir lm sessizlii oldu. Sonra da lesiye

glmeye baladk. Birlikte onca zaman bir arada bulunmutuk ama birbirimizle dorudan konumadmz yeni fark etmitik. ten, ocuksu, rahat bir glt bizimkisi ama devam etmesi yersiz kaard. lk sz benim sylemem gerekiyordu. Annenin kucanda bir kitap vard. Ne okuduunu sordum." Sanrm mer Hayyam, yaamma o an girdi. Hatta doumuma neden oldu diyebilirim. Annem, 1867 ylnda, mparatorluk Matbaasnda baslan, ran'daki Fransa Bykelilii eski evirmeni J.B. Nicolas tarafndan Farsa'dan evrilmi Hayyam'n Drtlkleri'ni almm. Babam ise beraberinde, Edward FitzGerald'rn 1868 basks mer Hayyamn Rubaiyat n getirmimi. Babam diyordu ki: "Annen ne kadar memnun olduunu, benim kadar saklayamad. kimiz de yaamlarmzn birletiinden emindik. Bunun basit bir rastlant olduu, aklmza bile gelmemiti. mer, bize o an, kaderin bir iareti gibi geldi. Bunu grmezlikten gelmek gnah olurdu. Geri, iimizdeki frtmay da vurmadk, konumamz iirler stne srdrdk. Bu yaptn yaynlanmasn, III. Napolyon'un emretmi olduunu annenden rendim." te o sralar, Avrupa mer'i kefe balamt. Geri bir takm uzmanlar daha nce ondan sz etmilerdi. Cebir almalar 1851'de Paris'te yaynlanm, baz dergilerde hakknda yazlar kmt ama. Batllar onu henz tanmyordu; Dou'da ise, Hayyam'dan geriye ne kalmt? Bir isim, birka efsane, yapm kime ait olduu bilinmeyen bir ka drtlk ve zeri rtl bir gkbilimcilik n! Bir ngiliz ozan olan FitzGerald, 1859'da, evirdii yetmi be adet drtl yaymladnda, ilgi yaratmad. Kitap iki yz elli adet basld. Yazar birkan dostlarna vermi, gerisi yaymc Bernard Quaritch'in deposunda kalakalmt. FitzGerald Farsa retmenine "Poor old Omar", "Zavall mer kimseyi ilgilendirmiyor" diye yazmt. ki yl sonra, yaymc indirimli sat yapp kitaplar elden kartmak istedi. Rubaiyat, be ilingden bir peniye inerek, altm kat d gstermiti. Bu fiyata bile az satlmt, iki eletirmenin onu kefettikleri gne kadar! Onu okuyup hayran kalm139 lard. Alt kitap satn alp dostlarma armaan verdiler. lginin domakta olduunu sezinleyen yaymc, fiat iki peniye ykseltiverdi. ngiltere'den son getiimde, artk zengin bir adam olarak Piccadilly'e yerlemi olan ayn Quaritch'ten o ilk baskdan birini satn almak iin dokuzyz sterling vermek zorunda kaldm dnyorum da... Ama yine de, kitap Londra'da hemen tutulmad. Paris'ten gemesi gerekti. M. Nicolas kitab evirdi, Theophile Gautier Moneur niversel'de "Hayyam'n Drtlklerini okudunuz mu?" diye tantmn yapt. Anglo-Sakson dnyasnda FitzGerald ve "Zavall mer"in nihayet gn na kabilmeleri iin, Ernest Renan'n yle yazmas gerekti: "slam dogmatizmi iinde ran'n zgr dehasnn ne olduunu anlamak iin, belki de incelenecek en ilgin kii Hayyam'dr." Uyan korkun oldu. Bir gn iinde, Dou'nun tm grntleri Hayyam'n ad evresinde bulutu, eviriler birbirini izledi, ngiltere'de ve bir ok Amerikan kentinde bask zerine bask yapld, "mer" dernekleri kuruldu.

Tekrar edecek olursak, 1870 ylnda, Hayyam modas daha henz balamt, mer hayranlar gnden gne artyordu ama, aydn smfnn snrlarn henz amamt. Birlikte Hayyam okumalar, annemle babam birbirlerine yaklatrm, mer'in drtlklerini ezberlemiler, anlamn tartmaya balamlard: mey ve meyhane, Hayyam'n kaleminde Nicolas'nn dedii gibi, salt mistik simgeler miydi? Yoksa, FitzGerald ve Renan'n dedikleri gibi zevkin hatta sefahatin belirtisi mi? Bu tartmalar, dudaklarnda yepyeni bir tat brakyordu. Babam, sevgilisinin salarn okayan mer'den sz ettiinde, annem kzaryordu. ki ak iiri arasnda ilk pck, ilk kez evlilikten sz ettiklerinde doacak oullarna mer adm koyma vaadi... Doksanl yllarda, yzlerce kk Amerikalya bu ad takld; ben 1 Mart 1873'te doduum zaman, bu yola henz hi bavurulmamt. Bu egzotik adn ykn tayabilmem iin, onu ikinci ad olarak takmay uygun grmlerdi. Bylece, istediim vakit sadece basit bir O. harfiyle yetinebilecektim. Okuldaki arkadalarm bunun Oliver, Oswald, Osborne veya Orville olduunu sanyorlard ve ben hibirini yalanlamyordum. Bylesine bir isim mirasna konunca, uzak akrabam merak etmezlik edemedim. Onbe yamdayken, onun hakkmda ne varsa (1) mer ad ngilizce Omar olarak "O" harfiyle yazlp okunur. (.N.) 140 okumaya koyuldum. Farsa renmeye ve ran' grmeye karar vermitim. Ama bu ilk heyecan dalgasndan sonra duruldum. ayet herkesin kabul ettii gibi, FitzGerald'rn msralarna, ngiliz iirinin bayapt diye baklmsa da, Hayyam'n yazdklaryla yakndan uzaktan ilgisi yoktu. Hayyam'n drtlklerine gelince, baz yazarlar bin kadarn sayabiliyordu. Nicolas drtyz tanesini evirtmiti, ince eleyip sk dokuyan uzmanlar sadece yznn "gerek" olabileceini sylyordu. Tanmm baz doubilimciler, aralarndan bir tekinin bile, kesinlikle mer'e ait olduunun ileriye srlemeyeceini belirtiyorlard. Bir zgn kitabn var olabileceini, kitabn gerek ile sahteyi birbirinden ayrmaya yarayacan, ancak byle bir kitabn bulunduunu gsteren hibir belirti olmadn sylyorlard. Sonunda, hem kiiye, hem yaptna olan ilgim kesildi ve admn ortasndaki O harfini, annemle babamm ocuksu bir hevesine balamakla yetindim. Ta ki beklemediim bir karlama beni ilk akma dndrene ve hayatm Hayyam'n admlar dorultusuna ekene kadar... 141 XXVI Eski ktaya 1895 ylnda, yaz sonunda gittim. Bykbabam yetmi alt yana basmt ve bana ve anneme alamakl mektuplar gnderiyordu. Beni, lmeden nce son bir kez grmek istiyordu. Btn derslerimi yarda kesip yola ktm, gemide, hep baucuna meleceimi, soumakta olan elini tutacam ve son szlerine yetiebileceimi dnyordum. Beni bekleyen bu olmalyd. Bouna. Bykbabam, en salkl haliyle beni Cherbourg'da bekliyordu. Onu yeniden grr gibiyim. Caligny rhtmnda, elinde bastonu, her zamankinden dik byklar, yry endaml, hanmlarn her geilerinde eliyle kaldrd apkas

ile. Amirallik Lokantasna girip oturduumuzda, kolumu skca tutup tiyatroda oynar gibi "Dostum demiti, iimde bir delikanl dodu, ve bir arkadaa gereksinimi var." Szlerini hafife almakla yanlmm, gezintimiz tam bir frtna idi. Brebant'da, Foyot veya Pere Lathuile'de yemeimizi tam bitirmiken; Eugenie Buffet'yi, Mirliton'a Aristide Bruant', Scala'ya Yvette Guilbert'i grmeye koardk. Sanki iki kardetik, beyaz bykl ve kara bykl, ayn yry, ayn apka. Ama yine de kadnlar nce ona bakarlard. Patlayan her ampanya iesinde nasl hareket ettiine, nasl yrdne bakardm. Tek bir kez aksamazd. Bir hamlede kalkar, benim kadar hzl yrrd. Bastonu sadece ss diye kullanyordu. Bu gekin baharn her gln koparmak istiyordu. Doksan yana kadar yaadn belirtmekten iftihar duyuyorum. O tarihte nnde daha onyedi yl yard, yeni genlik yllar... Bir akam beni Madeleine Alan'nda Durand'a yemee gtrd. Lokantann bir kesinde, yanyana konulmu masalarn evresinde bir grup kadn-erkek oyuncu, gazeteci ve politikac vard. Bykbabam, ancak benim duyabileceim bir sesle her birini teker teker tantt. Masann tam ortasnda bo bir iskemle vard. Az sonra bir adam geldi, yerin ona ayrldn anladm. Hemen evresini 142 sardlar, syledii her sz hayret ya da glmeyle karlanyordu. Dedem kalkt, kendisini izlememi istedi: Gel sana kuzenim Henri'yi tantaym! Beni ekitirip duruyordu. ki kuzen birbirlerine sarldlar, sonra bana dndler: te Amerikal torunum! Seninle ok tanmak istiyordu. aknlm pek gizleyemedim. Adam inanmyormu gibi bana bakt. Sonra da: Pazar sabah gelip beni grsn dedi. Trisikletimle gezintim bittiinde(1) Ancak yerime oturduktan sonra kim olduunu anlayabildim. Bykbabam onu mutlaka tanmam istiyordu. Ondan sk sk, ayn soydan olmann bbrlenmesiyle sz ederdi. Aslnda, sz konusu kuzen Atlantiin te yakasnda pek tannmasa da, Fransa'da Sarah Bernhardt'dan da nlyd. nk sz konusu kii Victor Henri de Rochefort-Luay, demokrasilerde tannan adyla Henri Rochefort'dan bakas deildi. Soylu bir marki, hzl bir komnc, eski bir parlamanter ve bakan, ileli bir zindan mahkmu idi. Versailles'clar tarafndan Yeni Kaledonya'ya srldkten sonra, 1874'te, inanlmaz yntemlerle firar etmi ve adalarna, zerinde ileyebilecekleri malzeme olmutu. Edouard Manet bile, Rochefort'un Kann resmini yapmt. 1889'da yeniden srgn edilmiti. Bu kez, General Boulanger ile komplo kurmakla sulanyordu. Etkili gazetesi Intransigeant' Londra'dan ynetmeyi srdrmt. 1895 affndan yararlanarak dnd vakit, kendisini iki yz bin Parisli lgnca karlamt. Blanqui ve Boulanger yanls, sol ve sa devrimci, idealist, demagog, birbiriyle ekien yz eit davann szcs olmutu. Btn bunlar biliyordum ama beni bekleyen srpriz bakayd. Saptanan gn Pergolese Soka'ndaki konana gittim. Bykbabamn en sevgili kuzenini bu ilk ziyaretimin, Dou lemine yapacam gezinin ilk admlarn oluturacan nereden bilebilirdim?

Demek siz, sevgili Genevieve'in olusunuz? mer adn takt olu sizsiniz, deil mi? Evet, Benjamin mer. Seni kollarma aldm biliyor muydun? Bu koullarda bana sen demesi doald. Ama bu sesleni tabii ki tek ynl olmakla kald. (1) Trisiklet: tekerlekli bisiklet. (.N.) 143 Annem, siz katktan sonra San Fransisco'ya gelip, Dou Ekspresine bindiinizi anlatmt. New-York'ta sizi garda karlamz. O zaman iki yandaydm. ok iyi anmsyorum. Senden, Hayyam'dan, ran'dan sz etmitik. stelik, senin byk bir doubilimcisi olacan sylemitim. Onun bu tahminlerini gerekletiremediimi, baka eylere ilgi duyduumu, daha ok mali konulara yneldiimi, babamn kurduu denizcilik irketinin bana gemeyi tasarladm sylerken, hayli skldm. Benim bu seimimden dkrklna urayan Rochefort, bir sr yk beraberinde, bana uzun bir sylevde bulundu. Montesqieu'nun ran Mektuplar ve Nasl ranl Olunur? adl yaptlarndan tutun da, kendini XIV. Louis'nin elisi diye tantp ran ah tarafndan kabul edilen kumarbaz Marie Petit'nin servenine Jean Jacques Rousseau'nun kuzeninin mrnn son yllarn sfahan'da bir saati olarak geirmesine kadar bir dizi hikye anlatt. Onu yarm yamalak dinliyordum. Dikkatimi onu incelemee vermitim, kocaman kafasna, dalgal ve gr salarn kaplad kk alnna bakyordum. Arla kamadan, heyecanla konuuyordu. Ateli yazlarn bilince, el kol hareketlerinde bulunacan sanrdm. Hi ayak basmadm halde ran'a baylyorum. Gezginci bir ruha sahip deilim. Srgn edilmi olmasaydm, Fransa'dan dar ayak atmazdm. Ama zaman deiiyor, dnyann br ucunda meydana gelen olaylar bizi de etkiliyor. Bugn altm yerine yirmi yanda olsaydm, Dou'da bir serven yaamak isterdim. Hele adm mer olsayd! Hayyam'dan niin yz evirdiimi anlatmak zorunda kaldm. Rubaiyat ile ilgili kukular, gerek olduklarn gsterecek hibir kantn olmadn anlattm. Ben konutuka, gzlerinde anlamn zemediim bir k belirdi. Sylediklerim byle bir heyecan yaratacak nitelikte deildi. Meraklandm ve skldm iin ksa kestim. Rochefort heyecanla sordu: Ya, Elyazmas Kitabn varlndan emin olsaydn, mer Hayyam'a yeniden ilgi duyar miydin? Elbette. Ya ben sana, bu Elyazmas'n gzlerimle grdm, hem de urada Paris'te ellerimle dokundum dersem? 144 XXVII Bu ani aklama hayatm altst etti dersem, doru olmaz. Rochefort'un bekledii tepkiyi gstermedim. Bir hayli arm ve meraklanmtm ama, ayn zamanda kukuluydum. Karmdaki adam bana tam bir gven vermiyordu. Dokunduu,

yapraklarn evirdii kitabn, Hayyam'n gerek yapt olduunu nereden bilecekti? Farsa bilmiyordu, belki de onu aldatmlard. Hibir doubilimcisi varln aklamad halde, nasl oluyordu da bu kitap Paris'te bulunuyordu? Terbiyeli bir biimde: "nanlr gibi deil!" dedim ama, bu ayn zamanda gerek dncemdi. Bylece hem karmdakinin heyecanna katlyor, hem de kendi kukularm belirtmi oluyordum. Konumasn bekledim. Rochefort: Olaanst birini tanmtm dedi. Gelecekteki kuaklara iz brakmak zere tarihte yerini alan kiilerden biri. Trk padiah ondan ekiniyor, ran ah adn duyduunda titriyor. Peygamber slalesinden olduu halde stanbul'dan kovuldu, nk pek ok din adamnn, vezirin, vekilin huzurunda feylesofluun insanla peygamberlik kadar gerekli olduunu sylemi. Ad Cemaleddin.(1) Tanyor musun? Cehaletimi itiraf etmek zorunda kaldm. Msr ngilizlere kar ayaklandysa, bu adamn ars zerine ayakland. Nil vadisinin tm okur yazarlar, ondan saygyla sz ederler. Onu stad diye arrlar. Aslnda Msrl deildir. Orada pek az kalmtr. Hindistan'a srlm, orada da bir ok yanda edinmitir. Onun tevikiyle gazeteler km, dernekler kurulmutur. Genel Vali de endielenerek, Cemaleddin'i smr d etmitir. O da Avrupa'da yerlemeyi yelemi ve etkinliklerini Londra'dan ve daha sonra Paris'ten srdrmtr. Intransigeant'a yaz yazyordu ve ok sk karlardk. Bana mridlerini tantrmt. Bunlar Hintli Mslmanlar, Msrl Yahudiler, Suriyeli Maruniler idi. Franszla arasnda sanrm en iyi arkada bendim. Ama yalnz(1) Sz konusu kii Cemaleddin Afgan'dir. (.N.) 145 ca ben deil, Ernest Renan ve Georges Clemenceau da var. ngiltere'de de Lord Salisbury, Randolph Churchill ve Wilfrid Blunt ile dostluk kurmutu. lmnden bir sre nce Victor Hugo da onunla tanmt. Daha bu sabah, onunla ilgili baz notlar gzden geiriyordum. Anlarmda ondan sz etmek niyetindeyim. Rochefort, ktlar arasndan, ince yazs ile yazd bir kt ekti ve okumaya balad: "Bana srgn edilmi bir adam tantrdlar. Btn slam dnyasnda n salm. Bir 'Islahat ve htilalci' olarak. Ad eyh Cemaleddiri, gerek bir aziz! Gzel kara gzleri hem yumuak hem ateli, koyu kara sakal yar beline kadar inmi, ona tuhaf bir azamet kazandryor. Kitlelere egemen olan tiplerden. Tek tk konuabildii Franszcay az ok anlyordu ama dilimizi bilmemesini, zeks ile gideriyordu. Sakin ve sessiz grnnn altnda, kpr kpr bir canllk vard. Birbirimizle hemen kaynatk, nk bende devrimci bir ruh var ve her zgrlk savas beni kendine eker..." Ktlar yerine koydu ve devam etti: Cemaleddin, Madeleine yaknlarndaki Seze sokanda bir otelin son katnda, kk bir oda tutmutu. Hindistan'a ve Arabistan'a balyalarla gnderdii gazetelere burada yaz yazard. Bir kez ieri girdim, neye benzediini grmek iin. Cemaleddin'i Durand'a yemee davet etmi ve onu geip alacam sylemitim. Dorudan odasna ktm. Gazete ve kitap ynlar arasndan zor geiliyordu. erde boucu bir puro kokusu vard.

Rochefort, adam ok beendii halde, o son cmleyi yzn ekiterek syledi ve benim de o saniye yakm olduum puroyu sndrmeme yol at. Rochefort glmseyerek teekkr etti ve konumasn srdrd: Danklktan tr zr diledikten sonra, nem verdii bir ka kitap gsterdi. zellikle muhteem minyatrlerle sslenmi Hayyam'n kitabn. O kitabm adnn "Semerkant Elyazmas" olduunu, ozann kendi eliyle yazd drtlkleri ierdiini, kenarna da tarih dldn anlatt. Elyazmas'nn hangi yoldan eline getiini de belirtti. Good Lord! Benim Tanr'ya ngilizce sesleniim, Henri'nin kahkahasna yol at. Belliydi ki inanszlm bir yana atarak, onu can kula ile dinleyecektim. Bundan yararlanmaya bakt: Tabii bu konuda Cemaleddin'in sylediklerini pek anmsamyorum diye acmaszca devam etti. O gece, daha ok Sudan'dan sz ettik. Sonra o Elyazmas 'n bir daha grmedim. Ama var olduuna tanklk edebilirim. Yine de, kaybolmu olmasndan korkuyorum. Arkadamn elinde ne varsa yaklp ykld ya da datld. Hayyam'n kitab da m? Yant olarak Rochefort, cesaret verici bir iarette bulunmakla yetindi. Sonra heyecanla anlatmaya balad. Arasra notlarna da bakyordu: ran ah 1889'da Sergi iin Avrupa'ya geldiinde, Cemaleddin'e "kfirler arasnda mr tketeceine ran'a dnmesini" nerdi. nemli bir grev vereceini ima etmekten geri kalmad. Cemaleddin de koullarn syledi: "Bir Anayasa yaplmal, seimler olmal, 'uygar lkelerde olduu gibi' yasa karsnda herkes eit olmal ve yabanc devletlere verilen ar dnler kaldrlmal" idi. ran'n durumu, yllar boyu karikatrlerimize konu edilmiti. ran'da yol yapma tekelini ellerinde tutan Ruslar, imdi de askeri eitimi stlenmilerdi. Bir Kazak Tugay kurmulard. Bu, ran ordusunun en iyi donatlm tugay idi ve dorudan ar'in komutanlarndan emir alyorlard. Buna karlk ngilizler, bir lokma ekmek karlnda btn madenlerin ve ormanlarn iletmesini stlenmilerdi, ayrca banka sistemini ellerinde tutma hakkn elde etmilerdi. Avusturyallara gelince, onlar da Posta daresi'ne el koymulard. Cemaleddin, mutlakiyetilie son vermesi ve yabanclara verilen dnlerin kaldrlmasn isterken, red edileceini biliyordu. Oysa byk bir aknlkla, ahn btn koullarn kabul ettiini ve lkeyi modernletirme vaadinde bulunduunu grd. "Cemaleddin ran'a gitti, hkmdarn evresinde yer ald, Hkmdar da ilk zamanlar ona, haremindeki kadnlar sunacak kadar yaknlk gsterdi. Ama reformlar askdayd. Bir Anayasa m? Din adamlar bunun Tanr Yasas'na aykr olacana ah inandrdlar. Seimler mi? Sarayllar, ah mutlak otoritesinin sarslmasna izin verirse, sonunun XVI. Louis'ye benzeyeceini sylyorlard. Yabanclara verilen dnler mi? Olanlar kaldrmak bir yana, hkmdar hep para sknts ektiinden, yeni dnler vermek zorunda kalyordu. Bir ngiliz irketine, on be bin sterlinge karlk, ran'n ttn tekelini vermiti. irketin yalnz d

satm deil i satm hakk da oluyordu. Kadn, erkek, ocuk, herkesin nargile itii bu lkede bu, pek krl bir iti. "dnler konusunda bu sonuncu haber, Tahran'da resmen aklanmadan nce, el altndan datlan el ilanlar ile duyurulmu ve ahn bu kararndan vazgemesi istenmiti. Hatta hkmdarn 146 147 yatak odasna bile bu bildirilerden bir tanesi konulmutu. Bunlar yazann Cemaleddin olmasndan kukulanlyordu. Kayglanan Cemaleddin, pasif direnie gemeye karar verdi. ran'da detti: herhangi bir insan, zgrlnden ya da hayatndan kaygland vakit, Tahran dolaylarndaki eski trbelerden birine snrd. Orada yakalanmazd. Cemaleddin de ayn eyi yapt ve bu hareketiyle kitleleri harekete geirmi oldu. Binlerce kii, ran'n drt bir bucandan, onu grp dinlemek iin yola kt. Bunun zerine hkmdar da fkelenerek onun oradan kartlmasn emretti. Bu hainlii yapmadan nce ok dndn, ancak sadrazamnn, Avrupa'da yetimi biri olduu halde, Cemaleddin'in trbenin dokunulmazlndan yararlanma hakkna sahip olmadn syleyerek onu etkilediini anlatrlar. Askerler bu ibadet edilen yere silahlaryla girdiler, ziyaretiler arasndan kendilerine bir yol aarak Cemaleddin'i yakaladlar, nesi varsa soyup, yar plak durumda lke snrna kadar srklediler. O gn, o trbede, Semerkant Elyazmas, ahn askerlerinin izmeleri altnda kayboldu. Rochefort konumasn srdrerek ayaa kalkt, duvara yaslanp kollarn birbirine geirdi: Cemaleddin sa ama hastayd. zellikle, kendisini hayran hayran dinlemeye gelen onca ziyaretinin, bylesine aalanmasna seyirci kalmalarn hazmedememiti. Bundan da bir takm sonular kartt: mrn baz din adamlarnn yobazln knamakla geirdii Msr, Fransa ve Trkiye'deki mason localarna devam ettii halde, ah'a ba edirmek zere elindeki sonuncu silah kullanmaya karar verdi. Ne olursa olsun sonularna da katlanacakt! Bunun zerine, ran'daki Ba mam'a uzun bir mektup yazd. Hkmdarn, Mslmanlarn mallarn kfirlere ucuza satmasn nlemesini istedi. Bundan sonrasn gazetelerden izlemisindir. Anmsadm kadaryla, Amerikan basn, iilerin Ba mamnn artc bir aklamada bulunduunu yazmt: "Ttn ien her kii, Mehdi'ye -Tanr geliini yakn klsn- kar km saylr. O gnden sonra hibir ranl, tek sigara imedi. Nargileler krld, ttncler kapand. ahn karlar bile, emre harfiyen uydular. Hkmdar telaland. Ba mam'a gnderdii mektupta onu, ttn yasaklamakla Mslmanlarn sal ile oynuyorsun diye sulad. Ama boykot daha da sertleti. Tahran, Tebriz, sfahan'da gsteriler yapld. Rochefort devamla: Bu ara, Cemaleddin ngiltere'ye varmt, dedi. Ona orada rastladm, uzun uzun grtm. Bana, akn ve ne sylediini bilmez grnd. "ah' devirmek gerek" deyip duruyordu. Yaral, aalanm biri olarak intikam almaktan baka bir ey dnmyordu. stelik hkmdarn fkesi onu rahat brakmamt. ah, Lord Salisbury'e bir mektup yazmt: "Biz bu

adam, ngiliz karlarna kar kt iin kovduk. O kalkm nereye snyor? Londraya!" Resmi olarak, ah'a ngiltere'nin zgr bir lke olduu, bir insann snmasn nleyecek hibir yasa bulunmad sylenmiti. zel olaraksa, Cemaleddin'in etkinliklerini snrlayacak yasal yollar bulunaca vaad edilmiti. Ayrca Cemaleddin'den de ikametini ksa kesmesi rica edilmiti. Bunun zerine, istemeye istemeye stanbul'a gitti. imdi orada m? Evet. ok hznl olduu syleniyor. Sultan ona bir konak tahsis etmi. Orada dostlarn ve mritlerini kabul ediyormu. Ama lkeden kmas yasakm. Sk gz hapsinde tutuluyormu. 148 149 XXVIII Kaplar ardna kadar ak muhteem hapishane: Yldz srtlarnda ahap bir saray; Sadrazam konann yan banda. Yemekler, Saray mutfandan geliyor. Ziyaretiler art arda aalkl yoldan ilerliyor, kap eiine vardklarnda pabularn kartyorlard. eri girildikte, stadn, tok sesiyle ah'a ve ran'a lanetler yadrd duyuluyordu. Ben, tuhaf apkam, tuhaf yrym, tuhaf kayglarmla Paris'ten stanbul'a yetmi iki saat sren ve imparatorluk toprandan geen Amerikal yabanc, elyazmas bir kitab elde etmek iin, -eski bir iir kitabn,- Dou'nun kargaasna dalverdim! Yanma bir uak geldi. Osmanl usul bir temennan, iki Franszca szck, tek bir soru sormakszn! Buraya zaten herkes ayn nedenle geliyordu: stad grmek, stad dinlemek, stad gzaltnda tutmak. Byk salonda beklemem istendi. eriye girer girmez, bir kadm grnts gzme arpt. ster istemez gzlerimi edim; gle bir yzle tokalamak iin yaklamayacak kadar lke adetlerini biliyordum. Konuur gibi yapp, belli belirsiz apkamla selam verdim. Oturduu yere yakn, bo bir koltuk gzme arpt. Oraya seyirttim. Gzlerim yerdeki halya dikilmiken, kadnn iskarpinlerinden mavi etekliine, oradan dizlerine, gslerine, boynuna, peesine kadar ykseldi. Ama tuhaf ey, peeyle karlaacak yerde, ak bir yz ve bana bakan gzlerle karlatm. Ve de bir glmsemeyle... Baklarm kardm, hallarda gezdirdim, bir yer demesine takl kaldlar. Sonra yava yava, bir mantarn suda ykselii gibi, baklarm da ona doru ykseldi. Banda ipek bir yamak vard. Gerekirse yzn rtyordu. Oysa yamak, yabancnn karsmda ak duruyor ve inmiyordu. Bu kez baklar uzaa dalmt. Bana da profilini ve teninin duruluunu izlemek kalmt. Tatlln bir ad olsayd, onun tenine konulurdu. Gizemin bir ad olsayd, kendisine taklrd. Yanaklarm terlemi, ellerim buz gibi olmutu. akaklarm mutluluktan zonkluyordu. Tanrm, Dou'nun bu ilk grnts ne kadar gzeldi! l ozanlarnn vecekleri bir kadm: yz gne, salar glge, gzleri pnar, bedeni fidan, glmsemesi serap! Onunla konumak m? Burada m? Seslerin olduu gibi yankland bu odada m? Ayaa kalkmak? Ona doru yrmek? Daha yaknna oturup glmsemesine

yakndan bakmak ve peesinin bir giyotin gibi indiini grmek tehlikesini gze almak m? Gzlerimiz, rastlantym gibi yeniden karlat, sonra gzlerini kard. Uan gelmesiyle bu ksa bulumalar da son buldu. Birincisinde ay ve sigara tutmak iin, ikincisinde de yerlere kadar eilip Trke bir eyler sylemek iin gelmiti. Bunun zerine kalkt, yzn rtt, adama mein bir kese uzatt. Adam k kapma doru kotu, kadn onu izledi. Tam kaca srada yavalad, adamm uzaklamasn bekledi, bana dnd ve benimkinden ok daha iyi bir Franszcayla: Bilinmez! Bir gn yeniden karlarz, dedi. Nezaket mi? Vaad mi? Konuurken muzipe glmsyordu. Bir kafa tutma ya da tatl bir sitem izlenimini edindim. Koltuumdan acemice kalkp, dengemi bulmak iin salnp dururken, o karmda hareketsiz durmu, elenir bir tavr taknmt. Syleyecek tek bir szck bile bulamyordum, Birden yok oldu. Pencerenin yanmda durmu, aalarm ve faytonlarm arasndan onu semee alrken, bir ses beni dncelerimden ayrd. Sizi beklettiim iin zr dilerim. Konuan Cemaleddin'di. Sol elinde snm bir puro tutuyordu. Sa elini uzatt, itenlikle elimi skt, yumuak ama merte... Adm Benjamin Lesage. Henri Rochefort tarafmdan geliyorum. Rochefort'un mektubunu uzattm. Okumadan cebine soktu, kollarn at, beni kucaklayp alnmdan pt. Rochefort'un dostlar, benim dostlarmdr. Onlarla daima ak konuurum. Omuzlarmdan tutup, ahap merdivenlere doru srkledi. Umarm dostum Henri iyidir. Srgnden byk bir zaferle dndn duydum. Parislilerin adm bara bara nnde gemeleri, onu ok mutlu etmi olmal. Olanlar Intransingeant''da okudum. O gazeteyi dzenli gnderir. Bylece Paris'te olan biten hakknda bilgi sahibi olurum. 150 151 Cemaleddin zenle, dzgn bir Franszcayla konuuyordu. Bazen bir szck ararken, ona fsldayveriyordum. Doru bulmu-sam teekkr ediyor, bulmamsam belleini yokluyordu. Paris'te karanlk bir odada yaadm. Ama odam geni bir dnyaya alyordu. Bu evden bin kat ufakt ama iim byle daral-myordu. Halkmdan binlerce kilometre uzaktaydm ama onlarn iyilii iin burada ya da ran'da olduumdan daha rahat alyordum. Sesimi ta Cezayir'e kadar duyurabiliyordum. Bugn ise sadece, beni ziyaretleri ile onurlandran kiilere duyurabiliyordum. Kapm onlara her zaman ak tabii, zellikle Paris'ten gelirlerse... Ben Paris'te yaamyorum. Annem Fransz, adm Fransz adna benziyor ama ben Amerikalym. Maryland'da oturuyorum. Elenir gibiydi: 1882'de Hindistan'dan kovulduum zaman Amerika'dan getim. Hatta inanr msnz, az daha Amerikan uyruuna geecektim. Glmsyorsunuz! Dindalarmn

ou ok geirirdi. Seyyid Cemaleddin, slam Rnesansmn havarisi, Peygamber soyundan gelme, bir Hristiyan lkesinin uyruuna gesin! Ama utandm yok, hatta dostum Wilfried Blunt'un bunu Anlar'nda belirtmesine izin verdim. Gerekem basit: slam topraklar zerinde zulmden korunabileceim tek bir ke yok. ran'da geleneksel olarak dokunulmazl olan bir trbeye snmak istedim, hkmdarm askerleri ieriye girip, beni yzlerce ziyareti arasndan alp darya kardlar. Tek bir talihsiz istisna dnda, kimsenin kl kprdamad. Kimse kar kma cesaretini gstermedi. Zalimden korunacak ne bir medrese, ne bir trbe, ne bir kulbe vard! Titreyen bir elle, masann zerinde duran tahtadan bir dnyay okamaa balad. Trkiye bundan da kt. Sultan ve Halife Abdlhamid'in resmi konuu deil miyim? Tpk ah gibi, o da kfirler lkesinde yaadm iin sitem dolu mektuplar gndermedi mi? Keke ona, "gzelim lkelerimizi hapishaneye dntrmeseydiniz, Avrupallara smmam gerekmezdi" diye yant verseydim. Ama zaaf gsterdim, kandrldm, stanbul'a geldim; sonu ortada! Bu yar deli, konukseverlik kurallarn bir yana iterek, beni hapsetti. Ona en son u haberi gnderdim: "Sizin davetliniz deil miyim? Brakn gideyim! Sizin mahpusunuzsam, ayama pranga takp beni zindana atn!" Cevap bile vermedi. Amerikan, Fransz, Avusturya-Macaristan hatta Rus veya ngiliz uyruunda olsaydm, konsolosum Sadrazamn kapsm vurmadan ieri dalar, yarm saat iinde beni ser152 best braktrrd. Dediim gibi, bu yzyln Mslmanlar olarak, bizler birer yetimiz. Nefes nefese kalmt. Son bir abayla: Sylediklerimin hepsini yazabilirsiniz dedi. Sadece, Abdl-hamid'e yar deli dediimi yazmaym. Bu kafesten uup gitme frsatn tmyle yitirmek istemiyorum. stelik yazarsan da yalan olur nk adam tam deli, stne stlk tehlikeli bir cani, hastalkl ve kendini mneccimin ellerine terk etmi. Hi kayglanmayn. Bunlarn hibirini yazacak deilim. Ara vermesinden yararlanarak, yanl bir anlama olmamas iin atldm: tiraf edeyim ki ben gazeteci deilim. Henri Rochefort dedemin kuzeni olur ve sizi grmemi o syledi. Ancak geliimin amac ran ya da sizin hakknzda yaz yazmak deil. Ona Hayyam'm Elyazmas 'na duyduum ilgiyi, onu elime almak, sayfalarn evirmek, derinliklerine inmek, ieriini yakndan incelemek istediimi anlattm. Beni dikkatle dinledi ve sevincini gizleyemedi: Beni bir an tasalarmdan uzaklatrdnz iin size minnettarm. Szn ettiiniz konu beni her zaman heyecanlandrmtr. M. Nicolas'nm, Rubaiyat' tantrken arkadan, Nizamlmlk, Hasan Sabbah ve mer Hayyam'm ykleriyle ilgili yazdklarn okudunuz mu? Onlar birbirinden farkl kiilerdi ama her biri ran ruhunun lmsz bir yann temsil ediyorlard. Ben bazen her olduumu sanrm. Tpk Nizamlmlk gibi bir byk slam devleti kurmay dlyorum. sterse, ekilmez bir Trk Sultan tarafndan ynetilsin! Tpk Hasan

Sabbah gibi, tm slam lkelerine bozgunculuk tohumlar ekiyorum, beni lme kadar izleyen mridler yaratyorum. Durdu, dnd, kendini toparlayp glmsedi: Hayyam gibi bir ann zevkini tadyor, arap, meyhane ve sevgili zerine iirler yazyorum; tpk onun gibi sahte dincilerden kanyorum. Baz drtlklerinde kendisinden sz ederken, mer'in beni anlattn sandm anlar oldu: "Rengrenk Dnyada bir adam gezer, Ne zengin, ne fakir, ne mmin, ne zndk, Hibir geree dalkavukluk etmez, Hibir yasay tanmaz... Bu alacal dnyada kimdir bu adam, cesur ve zgn?" 153 Bunu sylerken, bir sigara yakt, dnceye dald. Kk bir ate parac sakalnn zerine dt, alkn bir hareketle silkeledi. Sonra devam etti: Ta ocukluumdan beri Hayyam'a hayranlk duyarm. air, ama zellikle feylesof, zgr dnr Hayyam'a! Avrupa ve Amerika'nn, ge de olsa, onu kefetmesinden kvan duyuyorum. Hay-yam'n kendi eliyle yazd Rubaiyat elime geince, ne kadar sevindiimi tahmin edersiniz. Ne zaman elinize geti? On drt yl nce, Hindistan'da, srf beni grmek iin gelmi olan gen bir Acem getirdi onu bana. Kendisini yle tantmt: "Mirza Rza, Kirmanl, Tahran ars'nda eski bir tacir, hizmetkrnz!" Glmsemi ve eski bir tacirden ne kastettiini sormutum. yksn bunun zerine anlatt. Eski giysiler satan bir dkkn varm, bir gn, ah'n oullarndan biri, ondan allar, krkler alm. Karlnda bin yz tuman, yani bin dolar verecekmi. Ertesi gn, Mirza Rza parasn almak zere ah'n oluna gittiinde, dayak yemi, hatta lmle tehdit edilmi. Onun zerine gelip beni grmeye karar vermi. O sralarda Kalkta'da ders veriyordum. Mirza devamla dedi ki: "Keyfi ynetilen bir lkede, namusuyla para kazanmann olanaksz olduunu anladm. ran'da bir Anayasa ve bir Parlamento gereklidir diye yazan sen deil misin? Bugnden itibaren en sadk mridin olaym. yerimi kapattm, karm terk ettim, srf peinden gelebileyim diye! Sen sadece emret!" Bu adam anmsarken, Cemaleddin ac eker gibiydi: Heyecanlanm ve zor durumda kalmtm. Ben bir gezgin feylesoftum. Ne evim, ne yurdum vard. Ykml olmamak iin evlenmemitim. O adamn Mesih'miim, Kurtarc'ymm ya da Mehdi'ymiitn gibi beni adm adm izlemesini istemiyordum. Ona "Her eyi, dkknn, aileni, pis bir para ii iin terketmee deer mi?" diye sordum. Yzn ast, buna cevap vermedi, dar kt. Alt ay sonra tekrar geldi. Cppesinden zeri ta ili altn bir kutu kartt. Ap bana verdi: "u kitaba bak. Ka para eder dersin?" Sayfalar evirdim, okuduka heyecandan titriyordum. "Hay-yam'm gerek kitab! u resimler, u sslemeler! Paha biilmez!" "Binyz tumandan ok mu eder?" diye sordu. "ok daha fazla!" dedim. "yleyse senin olsun, dedi. Sana, Mirza'nn parasn geri almak iin deil, onuruna yeniden sahip olmak iin geldiini hatrlatr."

Cemaleddin devamla: Elyazmas bylece benim oldu, dedi. Bir daha da ayrlmadm. Amerika'ya, ngiltere'ye, Fransa'ya, Almanya'ya, Rusya'ya sonra da ran'a hep yanmda gtrdm. eyh Abdlazim'in trbe-sindeyken de yanmdayd. Onu orada, o trbede kaybettim. imdi nerede olabileceini biliyor musunuz? Size anlatmtm. tilip kakldm srada tek bir adam ah'n askerlerine kar kabilmiti. O da Mirza Rza idi. Ayaa kalkm, barm, alam, askerleri ve orada bulunanlar alaklkla sulamt. Onu tutuklayp ikence ettiler, drt yl sreyle zindana attlar. Serbest kaldnda stanbul'a beni grmeye geldi. O kadar ktyd ki kentteki Fransz hastanesine kaldrdm. Geen kasm ayna kadar oradayd. Onu daha fazla alkoymak istedim, dnnde tekrar yakalanmasn diye! Ama kabul etmedi. Hayyam'n Elyazmas m geri almak istiyordu. Onu baka hibir ey ilgilendirmiyordu. Bir saplantdan dierine geen adamlar vardr. Sizce Elyazmas hl duruyor mu? Bunu bir tek Mirza Rza syleyebilir. Ben tutuklanrken onu elimden alan askeri bulacana inanyordu. Gidip onu bulmak, kitab ondan satn almak istiyordu. Tanr bilir hangi parayla? Elyazmas'm geri almak sz konusuysa, para sorun deil! Heyecanla atlmm. Cemaleddin yzme bakt, kalarm att, zerime eildi: Bence siz, dedi, zavall Mirza gibi, bu Elyazmas'na takmsnz! O halde tek bir yolu var: Tahran'a gitmek! O kitab bulacanz garanti edemem ama, grmesini bilirseniz, Hayyam'n baka izlerine de rastlayabilirsiniz! Vize alabilirsem yarn yola karm. Bu sorun deil. Bak'daki ran konsolosuna bir mektup veririm. Gerekeni yapar, hatta Enzeli'ye kadar gitmenizi salar. Yzmde bir endie farketmi olmal ki gld: Herhalde benim gibi birinin, ran hkmetinin bir memuruna nasl tavsiyede bulunabileceini dnyorsunuz. Bilin ki her yerde mritlerim var, her kentte, hatta hkmdarn en yakn evresinde bile! Bundan drt yl nce, Londra'da bulunduum srada, bir Ermeni arkadamla ran'a gizliden sokulan bir gazete yaynlyordum. ah telalanm, Posta Bakann artm ve gazetenin datmna mutlaka son vermesini emretmiti. Bakan, gmrklerden her trl bozguncu yayn ieriye sokmamalarn ve derhal iade etmelerini istemiti. 154 155 Cemaleddin purosundan bir nefes ekti, sonra bir kahkaha att: ah'n bilmedii, Posta Bakannn en sadk adamm olduu idi ve gazetenin datm grevini stlenmiti. Krmz fesli ziyareti geldiinde, Cemaleddin hl glyordu. Ayaa kalkp onlara selam verdi, yer gsterdi, birka kelime Arapa konutu. Benim kim

olduumu anlattn ve onlardan biraz izin istediini tahmin ettim. Tekrar bana dnd: Tahran'a gitmee kararlysanz, size birka mektup veririm. Yarn gelin, stelik korkmayn, kimsenin aklna bir Amerikaly snrda aramak gelmez. Ertesi gn koyu renkli zarf beni bekliyordu. Onlar kapatmamt. Birincisi Bak'daki konsolosa, ikincisi Mirza Rza'ya yazlmt. ncsn uzatrken unlar syledi: Bu adamn dengesiz ve sapk olduunu syleyip sizi uyarmak istiyorum. Gereinden fazla grmeyin onunla. Onu ok severim, ok iten ve sadktr. Mritlerim arasnda en temiz olandr ama her trl delilii yapabilir. ini ekti. Beyaz entarisinin altndaki pantolonunun geni cebine elini soktu: te on altn. Benim tarafmdan ona verirsiniz. Hibir eyi yoktur, belki de atr. Ama dilenmeyecek kadar onurludur. Onu nasl bulacam? En ufak bir fikrim yok. Ne evi, ne ailesi, ne yeri, ne yurdu var. Bir yerden bir yere dolap durur. te bu yzden bu nc mektubu bir baka gencin adna yazdm. Bu, farkl biridir! Tahran'n en zengin adamnn oludur. Yirmi yanda olduu halde, bizi yakan ate onu da yakyor. Deiken huylu deildir. En devrimci dnceleri, karn doymu bir ocuun glmsemesiyle syler. Onu, Doulu olmamakla sularm bazen. Greceksiniz, Acem kl altnda ngiliz soukluu, Fransz mant, Clemenceau'nunkinden ok kart-ruhbanclk vardr. Ad Fazl. Sizi Mirza Rza'ya gtrecek olan odur. Mirza'ya gz kulak olmasn ondan rica etmitim. Delilik yapmasn engellediini sanmyorum ama, nerede olduunu bilir. Gitmek iin ayaa kalktm. Hararetle uurlarken elimi eline ald: Rochefort mektubunda adnzn Benjamin Omar olduunu 156 yazm. ran'da sadece Benjamin'i kullannz. mer adndan hi sz etmeyin. Oysa Hayyam'n ad! On altnc yzylda Acemler ii olduklarndan beri, bu isim yasakland. Banza i aabilir. Dou ile btnletiinizi sanrken, kendinizi kavgalarn iinde buluverirsiniz. Yznde bir znt, bir avuntu, bir aciz belirtisi oldu. Tavsiyesine teekkr ettim. kacam srada beni durdurdu: Son bir ey daha... Dn burada gen birine rastladnz. Onunla konutunuz mu? Hayr, frsat olmad. O, ah'n torunu prenses irin'dir. Eer herhangi bir nedenle ok darda kalacak olursanz, ona bir haber gnderip benim evimde karlatnz hatrlatn. Onun tek bir sz ile pek ok kap alr. 157 Yolculuk yaparken beraberinde a bulundurmak gerekir. XXIX Trabzon'a kadar yelkenliyle gidi... Karadeniz sakin, oka sakin, hafif bir esinti, saatlerce ayn ky, ayn burun, ayn kayalk, ayn Anadolu aal... Aslnda szlanmamam gerekirdi, yapacam iin arln dndke... Hayyam' eviren

M. Nicolas'n Acemce-Franszca konumalarn anmsamak gerekiyordu. nk oradakilere kendi dilleriyle seslenmek istiyordum. ran'da, Trkiye'de olduu gibi, pek ok aydnn, st grevlinin ya da tccarn Franszca konutuklarn biliyordum. Hatta bazlar ngilizce biliyordu. Ama saraylar ve elilikler emberi almak istendiinde, byk kentlerin dnda dolamak istenildiinde, Acemce renmek gerekiyordu. Bu zorluk beni hem kamlyor hem elendiriyordu. Kendi dilimle hatta ou Latin kkenli dille ortaya karttm inceliklerden keyif alyordum. Franszca'nn pere, mere, frere, fille'i ve ngilizce'nin father, mother, brother, daughter', Acemce peder, mader, birader, dohtar'dan geliyordu. Hint-Avrupa dilleri arasndaki akrabalk, bundan daha iyi betimlenemez. ran Mslmanlar Tanr'ya "Hoda" derler. Hoda, ngilizce God ve Almanca Gott'a, dier Mslmanlarn dillerindeki Allah'tan daha yakndr. Bu rnee karm, ran'da en etkili olmu dil Arapa'yd. Pek ok Acemce szcn yerine Arapasn kullanmak bir eit kltrel zppelikti. Aydnlar arasnda ok kii, kendi dili yerine Arapa szckler hatta koca koca cmleler kullanmay yeliyordu. zellikle Cemaleddin de buna dknd. Arapa'ya girimeye daha sonra niyetliydim. imdilik M. Nicolas'nn szckleriyle yetiniyordum ve bunlar bana Acemce retmekten baka, yararl ipular da veriyordu. rnein, yle konumalar retiliyordu: ran'dan hangi mallar ihra edilebilir? Kirman allar, inci, yeim, hal, iraz ttn, Manderan ipei, slk, yasemin sigara azl. mi? Evet. ran'da as, yata, hals ve uaklar olmadan yolculuk edilmez. ran'da hangi paralar geiyor? Rus mparatorluk kaimeleri, Hollanda dukalar. Fransz ve ngiliz parasna az rastlanr. imdiki Kraln ad ne? Nasreddin ah. ok iyi bir kralm. Evet, yabanclara kar ok iyi ve ok cmerttir. yi okumutur. Tarih, corafya, resim bilir. Franszca konuur, Arapa, Trke, ve tabii Acemce bilir. Trabzon'a vardmda, talya Oteli'ne yerletim. Her yemei harman yerine eviren sinekler bir yana, rahat bir oteldi. Ben de, dier yolcular gibi, birka kurua sinekleri kovacak bir ocuk tuttum. Yalnz iin en zor yan, sinekleri kovaca yerde, onlar dolmalarla kebaplarn iinde ezmee kalkmasndan vazgeirmekti. Bir sre szm dinliyor ama bir sinei gzne kestirdi mi, kendini tutamyordu. Geliimin drdnc gn, Marsilya-stanbul-Trabzon hattn yapan gemide yer buldum. Karadeniz'deki Rus liman Batum'a kadar gidiyordu. Oradan trene bindim. Hazar denizi kylarndaki Baku'ya kadar gittim. ran konsolosu beni o denli nazik karlad ki, ona basit bir yolcu olarak grnmek daha iyi deil miydi? Ama yine de iimi bir kuku kaplad. Belki de mektubunda, bende kalmas doru olmayacak bir mesaj vard. Aniden:

Belki de ortak bir dostumuz var, dedim. Zarf karttm. Konsolos dikkatle at. Masasndan gm ereveli gzln ald, okudu. Birden, parmaklarnn titrediini grdm. Ayaa kalkt, gidip kapy kilitledi, mektubu dudaklarna gtrd ve birka saniye ylece kalakald. Sonra buna dnerek kazadan kurtulmu bir kardee sarlr gibi sarld. Kendine gelir gelmez hizmetilere seslendi, bavulumu evine tamalar, en gzel odaya yerletirmeleri ve akama gzel bir yemek hazrlamalarn buyurdu. Beni bylece iki gn evinde alkoydu, ii gc brakm, durmadan stad hakknda, sal, keyfi ve zellikle ran'daki durum iin ne dedii hakknda sorular sorup durdu. Ayrlma vakti geldiinde, Kafkas Merkr irketine ait bir 158 159 Rus gemisinde bir kamara tuttu. Sonra yanma arabacsn katarak Kazvin'e kadar bana elik etmesini, hatta hizmetine gereksinim duyacam sre yanmda kalmasn istedi. Arabac ok becerikli, az bulunur bir adamd. Nargilesinden ayrlp da bavuluma bakmas iin kaytan bykl gmrknn cebine para koymay, ben akl edemezdim. Ertesi gn gelmemizi syleyip duran memuru, bize bir araba kiralamas iin yola getirmeyi de beceremezdim. Yolculuun bu zahmetlerine, benden nce bu yolu yapm olanlarn ilesini dndke, katlanabiliyordum. Bundan on yl nce, ran'a ancak eski kervan yolunda gidilebilirdi. Trabzon'dan Erzurum'a ve oradan da Tebriz'e, krk moladan ve bitkin dren alt haftalk pahal ve airetler aras savalardan tr tehlikeli yolculuktan sonra varlabilirdi. Kafkas demiryollar bu durumu deitirmi, ran' dnyaya amt. Artk oraya, byk tehlikeler atlatmadan Baku'dan gemiyle Enzeli limanna, sonra faytonla Tahran'a giderek varlabiliyordu. Bat'da top, bir sava ya da tren aracdr. ran'da ayrca bir de ikence arac! Bunu sylyorsam, Tahran'a vardm gn, en dehet verici biimde kullanldn grdm iindir. Topun iine her taraf bal bir adam sokulmutu. Sadece tral kafas topun azndan kyordu. Orada, gnein altmda, a, susuz, lm bekleyecekti. Sonra, uzun sre cesedi orada braklacak diye anlattlar bret olsun diye! Bu ilk grntden tr m ran'n bakentinden holanmadm acaba? Dou illerinde, bugnn rengine, dnn glgesine baklr. Tahran'da byle bir ey grmedim. Ya ne grdm? Kuzeydeki zengin mahallelerine balayan koca koca caddeler; Kahire'nin, stanbul'un, sfahan'n ya da Tebriz'in arlarnn ellerine su dke-meyecei develer, katrlar, alacal kumalar karmaas iinde bir pazar! Nereye baksan, i karartc binalar! Tahran fazla yeni! Tarihi yn pek az! Uzun sre, Moollarn ykt bilim kenti Rey'e bal bir kaza imi. Ancak XVIII. yzyl sonunda bir Trkmen aireti olan Kakarlar buray ele geirmi. Btn ran' egemenlii altna alan kent, basit bir kasaba olmaktan kp bakent dzeyine ykselmi. O gne kadar lkenin siyasi merkezi sfahan, Kirman veya iraz imi. Bu da, bu kentlerde oturanlarm, kendilerini yneten ama dillerine varana kadar hibir eylerini bilmeyen "kuzeyli kylleri" asmaktan beter etmeyi

dndklerini gsterir. imdiki ah, tahta ktnda vatandalar ile konumak iin, evirmen kullanm. O tarihten beri Acemceyi daha iyi rendii anlalyor. Zaten yeterince zaman da olmu. Ben Tahran'a Nisan 1896'da vardmda, ah tahta knn ellinci yln kutlamaya hazrlanyordu. Kent ulusal bayraklarla donatlmt. Bu nedenle Avrupallar iin yaplm Albert ve Prevost Otelleri doluydu. Prevost'da zar zor bir oda bulabilmitim. nceleri, dorudan Faz'a gidip, mektubu verip, Mirza Rza'y bulmay dndm ama sabrszlm dizginledim. Doulularn detlerini bildiimden, Cemaleddin'in dostunun beni evine davet edeceini biliyordum. Onu, bu daveti red ederek incitmek istemediim gibi, siyasi eylemine hele de stad'nkine karmak da istemiyordum. Onun iin de Prevost Oteli'ne yerletim. Oteli bir Cenevreli iletiyordu. Ertesi sabah bir katr kiralayarak, Bykeliler Cadde-si'ndeki Amerikan Elilii'ne bir nezaket ziyaretinde bulundum. Sonra da Cemaleddin'in en sevgili mridini bulmaya gittim. nce by, beyaz entarisi, kibirli hali, souka edas ile Fazl, bana stanbul'da anlatlana ok benziyordu. ok iyi arkada olacaktk. Ama ilk grmemiz souk geti. Dobra konuuu beni huzursuz klm ve kayglandrmt. Mirza Rza'dan sz ederken de yle oldu: Size yardmc olmak iin elimden geleni yaparm ama, o deliye bulamak istemem. stad bana onun canl bir kurban olduunu sylemiti. Ben de, keke lseydi diye yantlamtm. Bana yle bakmayn, bir canavar deilim ama o adam o kadar ekti ki, akln yitirdi. Azn her anda davamza zarar veriyor. imdi nerede? Haftalardan beri eyh Abdlazim'in trbesinde kalyor. Bahesinde geziniyor, Cemaleddin'in nasl tutuklandn anlatyor, kendi ektiklerini bara ara sylyor ve ah'n devrilmesine dua ediyor. Seyyid Cemaleddin'in Mehdi olduunu tekrarlayp duruyor. Oysa Seyyid'in kendisi bu kadar abuk subuk konumasn yasaklamt. Onunla bir arada gerekten grlmek istemem. Elyazmas hakknda bana bilgi verecek tek insan o! Biliyorum. Sizi ona gtreceim ama sonra bir saniye bile yannzda kalmayacam. O akam, Tahran'n en zengin adamlarndan biri olan Fazl'n babas, onuruma bir yemek verdi. Cemaleddin'in yakn dostu olmasna karn, hibir siyasi eyleme katlmamt. Benim araclm ile stad' arlam oluyordu. Yz kiilik bir davetti. Konumalar 160 161 hep Hayyam zerineydi. Drtlkleri, fkralar btn azlardayd. Tartmalar hararetlendiinde, politikaya dnyordu. Hepsi Acemce'yi, Arapa'y, Franszca'y iyi biliyordu. Bazlar da biraz Trke, Rusa ve ngilizce anlyordu. Hepsi beni Rubaiyat uzman bir doubilimcisi olarak grdke, kendimi daha bilgisiz buluyordum. Ancak, kar koymaktan bir sre sonra vazgetim, nk bu da gerek bilginlere zg bir alakgnlllk iareti saylmaya balanmt.

Davet gn batmmda balad ama ev sahibim daha erken gelmemi istemiti. Bana, rengrenk bahesini gstermek istiyordu. Bir ranl, Fazl'in babas gibi bir saray sahibi de olsa, sadece bahesiyle vnr. Davetliler geldike, ellerine bir iki barda alp salkm stler arasndan kvrlp giden doal ya da yapay su akntsnn yanna seriliyorlard. Ya bir halnn ya bir yastn ya da dorudan doruya topran zerine! ran bahelerinde im bulunmaz, bu da bir Amerikal iin oraklk demektir. O akam ok iki iilmedi. Dindarlar ay imekle yetindi. Bunun iin de byk bir semaver gezdirilmekteydi. ki uak semaveri tayor, ncs servis yapyordu. ou rak, votka ya da arap imeyi yeliyordu. Hibir arlk, kabalk gzlenmiyordu. akrkeyif olanlar, algclara pes perdeden elik ediyorlard. algclar arasnda bir Tar'a bir zarb'c bir de ney'ci vard. Sonra oyuncular geldi. ou erkekti. Davet boyunca ortalkta tek bir kadn grlmedi. Yemek gece yarsna doru verildi. Daha nce fstk, badem, ekirdek ve eker yenmiti. Yemein kmas, davetin sonunun geldiine iaret saylyordu. Ev sahibinin yemei olanca ge vermesi bir nezaket kuralyd. nk ba yemek gelir gelmez, ki o geceki ba yemek cevahir pilav idi, her konuun yemei yiyip,, elini yzn ykayp gitmesi detti. Dar ktmzda fenerlerini yakm faytonlar kap nne ylm, her biri efendisini bekler durumdayd. Ertesi gn afak vakti Fazl beni eyh Abdlazim'in trbesine gtrd, eriye yalnz girdi, yannda ekingen tavrl biriyle dnd. Uzun boylu, zayf, kirpi sakall, elleri srekli titreyen bir adamd. Uzun beyaz bir entari giymiti. Boynuna renksiz, biimsiz bir anta asmt. Dnyada nesi varsa, onun iindeydi. Gzlerinde, Dou'nun tm yeisi okunuyordu. Mirza Rza'ya stad'n mektubunu verdim. Ellerimden koparrcasna ald, pek ok sayfas olduu halde bir nefeste okudu, beni unutmu gibiydi. Beni neyin ilgilendirdiini sylemek iin bekledim. Sonra, anlamakta glk ektiim yar Acemce yar Franszca karm bir dille: Kitap Kirmanl bir askerde, dedi. Kirman, benim de memleketim. br gn, yani cuma gn, beni gelip grmee sz verdi. Ona biraz para vermek gerek. Kitab satn almak iin deil; kitab kurtard iin adama teekkr etmek iin. Benim bir kuruum bile yok ne yazk ki! Hi duraksamadan Cemaleddin'in gnderdii altm cebimden kardm. Bir o kadarn da kendimden ekledim. Memnun oldu. Cumartesi gel, dedi. Allah'n izniyle Elyazmas burada olur. Onu sana veririm, sen de stanbul'a, stad'a gtrrsn. 162 163 XXX Tembellik kentin ruhuna sinmiti. Kzm toz zerrecikleri gnete parlyordu. Tm uyuukluu ile ranllara zg bir gnd. Kaysl pili, iraz arab ile otelin balkonunda tatl bir rehavet iindeydim. Yzme slak bir havlu koymutum... Ama o 1 Mays 1896 gn, tan vaktinde, bir mr tkenecek, bir dieri balayacakt.

Kapm deli gibi yumruklanyordu. Sonunda duyabilmitim. Yerimden frlayp yalnayak kotum, zerimde, bir gn nce satm aldm bir entari vard. Islak ellerimle kap tokman zor evirebildim. Fazl kapy itti, kapatmak iin beni bir kenara savurdu ve omuzlarmdan yakalayarak beni sarsmaya balad: Uyan! Onbe dakika sonra lm bir adam olacaksn. Fazl'n kesik cmlelerle anlatt eyi, btn dnya telgraf denilen byclk sayesinde ertesi gn renmi olacakt. Hkmdar cuma namaz iin eyh Abdlazim'in trbesine gitmi. Jbilesi iin diktirdii giysiyi giymi. Srmalar, eritler, yeim ve zmrt rengi kalpak. Trbenin en geni odasnda, namaza duraca yeri semi. Secdeye kapanmadan nce gzleriyle karlarna arkasnda saf tutmalarn iaret etmi. O ara, halk trbeye hcum etmi, muhafzlar nleyememi. D avludan alk sesleri duyuluyormu. ahn karlar yerlerini almak zere ilerlerken aralarndan bir adam szlm. Dervi klkl adam, elinde bir kt paras tutuyormu. ah, okumak zere gzlklerini takm. Birden, kt parasnn arkasmdan bir tabanca grlm ve o an bir ate sesi duyulmu. Hkmdar kalbinden vurulmu. Ama "Tutun beni!" diyecek gc bulmu. Bu kargaa iinde akln ilk toplayan sadrazam olmu. "Bir ey deil! Hafif bir yara!" diye barm. Oday boalttrm. ah saray arabasna tattrm. Tahran'a kadar, arkada oturur durumda olan cesedi yelpazeleyip durmu. Bu ara Tebriz'de vali olan veliaht arm. Trbede kalan ahn karlar katili yakalayp, tartaklamaya, stn bam paralamaya balamlar. Lin edilecei srada, muhafz glerinin komutan Albay Kassakouvski araya girip adam ellerinden ekmi. Cinayet arac silah, tuhaf bir biimde kaybolmu. Bir kadnn onu yerden alp arafnn altna sakladn grmler. Ama bulunamam. Ne var ki, tabancay rten kt paras bulunmu. Tabii Fazl, tm bu ayrntlar anlatmad. Onun kartt sonu mthiti. u deli Mirza Rza ah ldrd. zerinde Cemaleddin'in mektubunu bulmular. inde senin de adn geiyor. Bu kyafetini sakn deitirme, paran, pasaportunu al. te o kadar. Bir an nce Amerikan Elilii'ne snmaya bak! lk dndm ey Elyazmas oldu. Mirza Rza o sabah onu alabilmi miydi? Aslnda durumun vahametini henz anlamadm akt. Bir devlet bakannn ldrlmesinde su ortakl, ben ki airlerin lkesine gelmitim! Grnrde her ey bana karyd. Hangi yarg, hangi komiser benden kukulanmazd? Fazl balkondan bakyordu. Birden bana doru: Kazaklar geldi bile! Oteli eviriyorlar! diye bard. Merdivenlere yneldik. Giri kapsna geldiimizde, daha vakur, daha az kuku uyandran bir tutum takndk. O srada ieriye, sar sakall, gzleriyle evreyi kolaan eden bir subay girdi. Fazl, "Elilie" diye tekrar fsldama frsatn bulup benden ayrld, subaya doru gitti. "Palkovnik!"(Albay) dediini duyabildim. Elini saygyla skp, basal diledi. Ben aba'ma brnerek kapya seirttim. Kazaklarn siper kurmaya hazrlandklar baheye ktm. Onlardan hi ekinmedim. Onlar da ierden geldiim iin, komutann beni braktn sandlar.

Parmaklkl bahe kapsndan karak dar sokaa ktm. Oradan Bykeliler Caddesine geebilecektim. Amerikan Elilii on dakikalk mesafeydi. Sokan bamda nbeti duruyordu. nlerinden geebilecek miydim? Soldan bir baka sokak vard. Belki oraya sapsam daha iyi olacakt. lerledim. Askerlere hi bakmyordum. Birka adm sonra, ne onlar beni, ne ben onlar grecektik. Dur! Ne yapmal? Durmal m? Daha ilk soruda Acemce bilmediim anlalacak, kimliimi gstermem istenecekti. Kamal m? Bana yetimeleri g olmayacak stelik sulu duruma decektim. yi niyetimi anlatmam bsbtn olanakszlaacakt. Bir seim yapmam iin bir saniyeden az vaktim vard. Hi acele etmeden, sanki bir ey duymam gibi yoluma devam etmee karar verdim. Yeni 164 165 bir seslenme, doldurulan tfekler, atlan admlar... Hibir ey dnemez oldum, sokak aralarndan komaya baladm, hi arkama bakmyordum, en dar geitlere dalyor, en karanlk yerleri seiyordum. Gne batmt. Yarm saat sonra her yer karanlk olacakt. Bildiim btn dualar okuyordum. "Tanrm! Tanrm! Tanrm!" diye sylemekten baka birey yapamyordum. Sanki cennetin kapsnda durmu, almas iin yakaryordum. Ve kap ald. Cennetin kaps. amurlu bir duvarm iinden gizli bir kap. Bir el elimi tuttu, olanca gcyle kendine ekti, ardmdan kapy kapatt. Korkudan, aknlktan, mutluluktan, nefes nefese gzlerim kapal, ylece durdum. Darda koumalar devam ediyordu. ift gz zerime dikilmiti. kadn. Balar rtl, yzleri akt ve bana yeni domu bir bebek gibi bakyorlard. Aralarndan en yal grneni ki krk yalarnda gibi duruyordu arkasndan gitmemi iaret etti. Bahenin arka tarafnda, koca bir hasr koltuk vard. Beni oraya oturttu ve iaretlerle biraz sonra dneceini belirtti. Bir iareti ve bir byl sz, iimi rahatlatmt: "Enderun". Yani: Harem! Askerler buraya gelemezlerdi. Gerekten de, askerlerin ayak sesleri nce yaklam sonra uzaklamt. Hangi sokakta "buharlatm" nereden bileceklerdi? Mahalle ok kark bir mahalle idi. Nice geit, nice bahe, nice ev! stelik karanlk da basmt. Bir saat sonra siyah ay getirdiler, sigaram sardlar. Konumaya baladk. Tek tk Acemce, biraz Franszca karm ile kurtuluumu neye borlu olduunu anlattlar. ah'n katilinin su ortann, yabanclarn kaldklar otelde olduunu duymulard. Katm grnce, o kahramann ben olduumu anlamlar ve beni korumak istemilerdi. Neden mi? Bundan onbe yl nce, evin reisi, bir ayrlk tarikata bal olduu gerekesiyle haksz yere idam edilmiti. O tarikat, ok kadml evliliin kaldrlmasn, kadn-erkek eitliini, demokrasiyi savunan Bablik tarikat idi. ah'm ve din adamlarnn ortak eylemleriyle on binlerce Bablik yanls ldrlm, tabii bu ara, komunun ihbar gibi sudan nedenlerle binlerce masum da katledilmiti. te kurtarcm, o gnden beri, kzlaryla yapayalnz kalm ve intikam saatinin almasn beklemiti. kadm, o intikam alm olan kahramann, mtevaz evlerine eref vermesinden onur duyuyorlard.

Kadnlarn gznde kahraman olmusanz, onlar yalanlyabi-lir misiniz? Dlerini krmann yersiz hatta tehlikeli olacan dndm. Yaam sava veriyordum ve onlara ihtiyacm vard. Gizemli bir suskunlua brnmekle, son kukularn da datm oldum. kadn, bir bahe, iime yarayan bir yanlg... Bu ran ilkbaharnn gerek dym gibi geen krk gnn, sonsuzlua dek anlatabilirim. Mthi bir yabanclk ektim, stelik bu Doulu kadnlar arasmda en ufak bir yerim olamazd. Koruyucum, kendisini ne gibi zorluklarn beklediini biliyordu. stste koyduu ilte-li yer yatamda ml ml uyurken, eminim o, sabaha dek gzlerini krpmamt. Sabah afanda beni artm, sama oturtmu, iki kzm da sol yanna almt. Sonra uzun uzun dnp tasarlad anlalan bir konuma yapt. nce cesaretimi vd ve beni evinde arlamaktan mutluluk duyduunu syledi. Sonra bir sre sustu, gmleinin dmelerini zmeye balad. Kzardm, baka yere baktm ama beni kendine doru ekti. Omuzlar ve gsleri plakt. Szle ve iaretle gslerini pmemi istedi. Kzlar kkrdyordu ama analar trensel bir ciddiyete brnmt. En masum halimle, dudaklarm meme ularma dedirdim. nce birine, sonra dierine... Bunun zerine, hi acele etmeden, dmelerini ilikledi. Son derece resmi bir biimde: Bylece olum oldun, dedi. Seni dourup, emzirmi gibiyim. Sonra, glmeyi kesmi olan kzlarna dnd ve benim bundan byle aabeyleri olduumu, bana z kardeleri gibi davranmalarn istedi. Tren duygulandrc ama glnt. Ama sonra dndm vakit, Dou'nun ince bir ynn kefettim. Bu kadn iin, iinde bulunduumuz durum, zor bir durumdu. Bana, hayat pahasna yardm elini uzatmaktan ekinmemi ve kaytsz, koulsuz evini amt. Ama te yandan, sabah akam kzlaryla birlikte kalan yabanc bir erkein varl, baka bir tehlike ieriyordu. Simgesel bir evlat edinme treninden baka bir zm dnlebilir miydi? Artk evde istediim gibi dolaabilecek, ayn odada yatabilecek, "kzkardelerimi" alnlarndan pebilecektim. Bu evlat edinme treni ile hepimizi korumu oluyordu. Benden bakas, kendini kapana kslm hissedebilirdi. Ben rahatlam oldum. sizlikten, skntdan, skklktan, bu kadndan biriyle bir ilikiye girebilir, yava yava dier ikisinden uzaklap, gzlerimi gzlerinden karmann yollarn arayarak, iyiliimden baka birey istememi olan bu kadnlar d krklna 166 167 uratabilirdim. Oysa her ey, bir mucize gibi, son derece basit, ak ve temiz bir biimde zmlenmiti. Bylece onlarn ka-g yapmalarna gerek kalmadan, birlikte yaayabilecektik. steklenmedim dersem yalan sylemi olurum. likilerimiz tensel ama ayn zamanda saft. Kentte aranan insanlarn banda yer aldm o gnleri ite bylece, bu kadnlarla geirmi oldum. Geriye baktm vakit, bu kadnlarn arasnda geirdiim gnleri, ayrcalkl gnler olarak gryorum. Onlar olmasayd, Dou ile bu denli har neir olmazdm. Onlar olmasayd, dillerini bu denli renemezdim. lk gnler birka kelime Franszca

konumulard ama onu izleyen gnlerde tm konumalarmz Acemce olmutu. Eer, bu daha uzun srseydi, bu denli ho bir an olur muydu? Hi bilemeyeceim. Bilmek de istemiyorum. Ne yazk ki, her zaman beklenebilecek bir olay, o gnlerimize son verdi. Olaan bir ziyaret... Bykanne ve bykbabann ziyareti bu ii noktalam oldu. Aslnda her zaman, giri kapsndan uzakta dururdum. lk tehlike iaretinde gizlenmek zere... Bu kez, kendime ok gvendiim iin midir, nedir, gelenleri duymadm. Kadnlarn odasnda sere serpe oturuyordum. Keyifli keyifli nargilemi iiyordum. Bir erkein ksr ile yerimden sradm. 168 XXXI Birka saniye sonra odaya giren "annem", evinde bir erkek bulundurmann aklamasn yapmak zorunda kald. Adn ya da kzlarnkini ktye kartmaktansa, gerei sylemeyi yeledi. Byk bir vatanseverlik ve kahramanlk ile, yabancnn kim olduunu aklad. Zalimi yok edenin ve bylece kocasnn intikamn alm olann su orta, btn polisin arad Frenk ite buydu! Bir an duraksadlar, sonra kararlarn verdiler. Beni kutluyor, cesaretimi vyorlard. Koruyucumu da kutlamay unutmaks-zn... Aslnda bylesine mnasebetsiz bir durumdan, ancak bu aklamayla syrlabilirdi. Enderun'un ortalk yerinde, durumum sorun yaratacak nitelikteydi ama beni gizlemek iin bundan baka are yoktu. Namus kurtulmutu ama benim de gitme zamanm gelmiti. ki seeneim vard. Basit olan, kadn klna girip, Amerikan eliliine kadar yrmemdi. Yani birka hafta nceki yoluma devam etmem! Ama manevi annem beni vazgeirdi. evreyi dolam ve elilie giden btn yollarn tutulmu olduunu saptamt. stelik byle bir boyla -1.83- hibir askeri, kadn olduuma inandramazdm. Dier zm, Cemaleddin'in tavsiyesine uyarak, Prenses irin'e haber gndermekti. "Annem"e sylediimde, hemen onaylad. ldrlen ah'n torununu duymutu, zorda kalanlara yardm ettiini biliyordu. Ona bir mektup gtrmeyi nerdi. , yeterince ak olduu halde, bakasnn eline geerse bir anlam ifade etmeyecek biimde nasl yazacam saptamaktayd. Ne kendi adm, ne stadmkini belirtemezdim. Bana syledii cmleyi yazmakla yetindim: "Bilinmez! Belki yollarmz bir gn karlar!" "Annem", ahn krk okunduunda Prensese yaklamay uygun bulmutu. Bir sr insann arasndan mektubu ona iletmekte zorluk ekmedi. Prenses okumu, korkuyla kimin yazdna baknm, "Annem", "Bizde" diye fsldam, irin hemen duadan ayrlm, arabacy artp, annemi yanma oturtmu. Sonra Saray ar169 mal fayton Prevost Otelinin nnde durmu, arafl iki kadn, yollarna yryerek devam etmiler. Bulumamz, ilk karlamamz kadar ksa oldu. Prenses gzleriyle beni inceledi, dudaklarna bir glmseme yayld, sonra: Yarn arabacm gelip sizi alacak. Hazr olun. araf giyin, banz kaldrmadan yrmeye bakn! diye buyurdu.

Beni elilie gtreceini sanyordum. Araba kent dna knca yanldm anladm. Sizi Amerikan Eliliine gtrebilirdim, dedi. Emniyette olurdunuz ama oraya nasl geldiinizi renmekte hi zorluk ekilmezdi. Hanedan ailesinden olduum iin gcm varsa da, ahn katilinin grnrdeki su ortan koruyacak kadar gl deilim. stelik yalnz ben deil, sizi gizleyen kadncaz da zor durumda kalrd. Kald ki, Eliliiniz, byle bir sula sulanan kiiyi korumaktan hi memnun kalmazd. nann, ran' terk etmeniz herkes iin iyi olacak. Sizi anne tarafndan akrabalarm olan Bahtiyari-lerin reisine gtryorum. ah'n krk iin, airetiyle birlikte gelmiti. Kim olduunuzu, susuz olduunuzu anlattm. Ancak adamlar hibir ey bilmemeli. Osmanl smrma kadar size elik edecekler. Kervanlarn bilmedii yollardan gideceksiniz. Bizi, eyh Abdlazim'in kynde bekliyorlar. Paranz var m? Var. Koruyucularma iki yz tuman verdim. Yanmda drt yz tuman kadar var. Yetmez. Elinizdekinin yarsn size elik edenlere datmanz gerekecek. Yolculuunuzun geri kalan iin de bol para gerekecek. te biraz Trk paras. inizi grebilir. Bir de stad'a bir mektup gnderiyorum. stanbul'dan geeceksiniz deil mi? Ona "hayr" demek zordu. Mektubu entarimin cebine sokuturdu. Mirza Rza'nn ilk sorgusunun tutanaklar bunlar. Btn geceyi, onlar temize ekmekle geirdim. Okuyabilirsiniz, hatta okumanz gerek. Size pek ok ey retecektir. stelik uzun yolculuunuzda sizi oyalayacaktr. Ama baka kimse grmesin. Kyn dma varmtk. Polis, katrlarn ykne varana kadar her yeri didik didik ediyordu. Ama bir saray faytonuna kim dokunabilirdi? Safran rengi bir binaya gelene dek yolumuza devam ettik. Avlunun ortasnda, asrlk bir nar, evresinde de apraz fieklikler kuanm askerler vard. Prenses onlara hor bakt: Grdnz gibi sizi emin ellere brakyorum dedi. Sizi, o zavall kadnlardan daha iyi korurlar. 170 Kukum var! Gzlerimle, drt bir yne evrili namlulara kaygyla baktm. Ben de kukuluyum, diye gld. Ama yine de sizi Trkiye'ye kadar gtrrler. Vedalaacamz srada: Biliyorum yeri deil, diye atldm. Ama acaba Mirza Rza'nn eyalar arasnda eski bir elyazmas kitap bulunmu mu? Gzlerini kard, ifadesi sertleti: Gerekten de yeri deil, dedi. stanbul'a varmadan, o meczubun adn aznza almayn! Hayyam'n kitab! Israr etmede haklydm. Btn bunlar bama, bu kitap yznden gelmemi miydi. Ama irin sabrsz bir biimde iini ekti. Hibir ey bilmiyorum. renirim. Bana adresinizi brakn, size yazarm. Ama sakn bana cevap yazmaym.

Acele ile "Annapolis, Maryland" diye yazarken, ran'daki yolculuumun bu denli ksa srmesine ve daha balangcnda kt balam olmasma zldm. Kd prensese uzattm. Alaca srada elini tuttum. Ksa srse de iyice sktm. O da trnaklarn avu-cuma geirerek, elimi kanatmadan bir sre srecek bir iz brakt. Dudaklarmzda iki glck belirdi. Ayn anda:, Kimbilir! Belki yine karlarz! dedik. ki ay boyunca, yola hi de benzemeyen yerlerden getim. eyh Abdlazim'in kynden sonra, gneybatya, Bahtiyari airetinin topraklarna ulatk. Tuzlu Kum Gl'nden getikten sonra, ayn adl rman kenarnda geceledik, ancak kente girmedik. Yol arkadalarmn omuzlarndan tfek dmyordu. Kalabalk yerlerden kamyorduk. irin'in days zaman zaman "Amuk'tayz, , Vera'dayz, Humeyn'deyiz" dese de, bu sadece bu kentleri tepeden grdmz anlamna geliyordu. Kum Nehri'nin kar yakasndaki Luristan Dalar'na vardmzda, Bahtiyarilerin topraklarna girmi olduk. Onuruma bir ziyafet dzenlendi. Elime afyonlu ubuk tututuruldu, geveyip enlie katldm. nmdeki uzun yolculua kmadan iki gn beklemem gerekti. uster ve Ah-vaz'dan geerek attlarap'taki Osmanl kenti Basra'ya gelebildim. Artk ran topraklarnda deildim. Kurtulmutum. Bahreyn'e kadar bir ay sren bir deniz yolculuu yaptm. Kzldeniz'den ve skenderiye'ye kadar Svey Kanal'ndan gemem gerekti. Sonunda, eski bir Trk gemisi ile stanbul'a vardm. 171 Bu tehlikeli ve yorucu ka boyunca tek dinlencem, Mirza Rza'nn sorgulanmasyla ilgili tutanaklar oldu. Oyalanacak baka bir ey bulsaydm belki bunlara yine bakardm ama, bu idam hkmls ile babaa geirdiim saatler, beni tarif edemeyeceim kadar etkilemiti. Sskack hali, ac ekmi gzleri, molla kl gzlerimin nnden gitmiyordu. Bazen, ac ekmi sesini duyar gibi oluyordum! " Sevgili ahmz neden ldrdn? " Grmesini bilenler, ah'n Seyyid Cemaleddin'in tutukland yerde vurulduunu anlarlar. O aziz insan, peygamber ahfadndan gelen o esiz adam, trbeden yle srklenip gtrlmek iin ne yapmt? " ah' ldrmeni kim syledi? Su ortaklarn kimler? " Yce, gl Cemaleddin'i ve btn insanlar yaratan Tan-rm'a and olsun ki, benden ve Seyyid'den baka, ah' ldreceimi kimse bilmiyordu. Seyyid stanbul'da yayor, haydi gidip yakalayn bakalm! " Cemaleddin sana ne emirler verdi? " stanbul'a gittiimde ah'n olunun bana yapt ikenceleri anlattm. Seyyid, "Szlanp durma. Alamaktan baka birey bilmez misin? ah'n olu sana ikence ettiyse, ldr onu!" dedi. " Neden olunu deil de ah' ldrdn? Madem sana ikence eden olu idi ve madem Cemaleddin sana yle t vermiti? " Kendi kendime dedim ki: "Olunu ldrrsem, ah o korkun kudretiyle, karlnda binlerce insan ldrecek." Bir dal kesmek yerine, zulmn aacn kknden skmek yedir. Belki yerine baka bir aa yeerir. Zaten Trk Sultan

da Cemaleddin ile konuurken" Btn Mslmanlar birletirmek iin bu ah'tan kurtulmak gerekir." demi. " Sultan'm Cemaleddin ile yapt zel konumay sen nereden biliyorsun? " Seyyid Cemaleddin'in kendi syledi. Bana gvenir, benden sr saklamaz. Ben stanbul'dayken, bana z oluymuum gibi davrand. " Orada sana o kadar iyi davranld ise, tutuklanmaktan ve ikence grmekten korktuun ran'a neden dndn? " Ben, ayet yazlmamsa, hibir yapram aacndan kop-mayacana inanrm. ran'a dneceim ve yaplan iin arac olacam Yazl imi." XXXII Yldz Tepesi'nde, Cemaleddin'in evinin evresinde dolanp duran adamlar, feslerinin zerine "Sultan'n espiyonlar" diye yazm olsalard, ziyaretilerin en safnn bile grr grmez anlayaca eyi bundan iyi aklam olmazlard. Ama belki de bunu amalyorlard: ziyaretiyi sindirmek! Gerekten de, bir sre nce yandalar ile, yabanc muhabirlerle, stanbul'dan gemekte olan nemli kiilerle dolup taan ev, bu eyll gnnde tam bir sessizlie brnmt. Sadece, geen seferki kadar sessiz duran uak vard. Beni birinci kata kard. stad kadife koltuuna gmlm, dnceli ve dalgnd. Beni grnce yz gld. Byk admlarla bana doru geldi. Beni kucaklad, bama gelenlerden zr diledi, kurtulmama sevindiini syledi. Ksaca nasl katm, prensesin yardmlarn anlattm. Sonra sra Fazl ve Mirza Rza ile karlamama geldi. Adn duymak bile Cemaleddin'i fkelendirdi. Geen ay asldn haber verdiler. Tanr affetsin! Tabii sonunun ne olacan biliyordu, bilmedii ne zaman olaca idi. ah'n lmnn yznc gnnde! tiraf almak iin ikence grmtr kukusuz! Cemaleddin yava konuuyordu. Zayflam, gszlemiti. Her zaman dingin olan yznde, zaman zaman tikler oluyor ama yine de ekiciliini yitirmiyordu. Ac eker gibiydi, zellikle Mirza Rza'dan sz ettiinde. u zavallnn elinin titremesine stanbul'da baktrdn ama yine de bir ay fincann tutamazken nasl olup da tabancay tutabildiini ve tek atta ah' ldrebildiini anlamakta glk ekiyordu. Acaba meczup olmasndan yararlanarak, bakasnn iledii suu ona yklemesinler? Yant olarak, prensesin temize ektii tutanaklar uzattm. nce ereveli gzlklerini takp, okudu. Heyecanla, dehetle hatta bana yle geldi ki iten ie sevinerek! Sonra ktlar katlayp cebine soktu ve odada gidip gelmeye balad. On dakikalk sessizlikten sonra bir eit at yakt: 172 173 ran'n yitmi evlad Mirza Rza! Salt meczup olaydn keke, salt bilge olaydn keke! Bana ihanet etmekle ya da sadk kalmakla yetmeydin keke! Bende yalnzca sevgi ya da yalnzca nefret uyan-draydn keke! Nasl sevilirsin, nasl ihanete urarsn! Ya Tanr? Seni ne yapsn? Seni ehitlerin cennetine mi, cellatlarn cehennemine mi gndersin?

Yerine geip oturdu. Yorulmutu. Yzn ellerinin arama ald. Ben sessiz kalmay srdryor, nefes almaya korkuyordum. Cemaleddin doruldu. Sesi daha dingin, dncesi daha berrak idi. Okuduum szler gerekten Mirza Rza'ya ait. Bu ana kadar baz kukularm vard. Artk hi kalmad. Hi kukusuz katil o! Herhalde bunu intikamm almak iin yaptn dnd. Ama sylediinin aksine ben ona asla ldrme emri vermedim. stanbul'a gelip, ah'n olu ve avenesi tarafndan nasl ikence grdn anlatrken alyordu. Onu kendine getirmek iin "Szlanmay brak! dedim. Sanki sana acnsn istiyorsun! Sana acyacaklarn bil-sen, sakatlanmay gze alrsn!" Ona eski bir yk anlattm. Darius'un ordular Byk skender'in ordular ile karlatnda, Yunan'n danmanlar, Acem'in ordusunun daha kalabalk olduuna dikkat ekmiler. skender omuz silkmi: "Benim adamlarm yenmek iin, Darius'unkiler lmek iin savayor!" demi. Cemaleddin belleini toparlamaya alyordu: O zaman Mirza Rza'ya dedim ki:" ah'n olu sana zulmediyorsa, sen de kendini mahvedeceine onu mahvet!" Bu, onu ldr demek mi? Siz gerekten, evimde bin kiinin grd Mirza Rza gibi bir meczuba byle bir grev verebileceime inanyor musunuz? ten davranmak istedim: Size yklenmek istenen cinayetin sulusu deilsiniz ama, manevi sorumluluunuz yadsmmaz. Ak konumam onu duygulandrd: Bunu kabul ediyorum. ahn lmesini her Allah'n gn istemi olduumu da! Ama kendimi ne diye savunuyorum ki? Zaten mahkm edilmiim. Bir kasaya doru gitti, iinden bir kt kard: Bu sabah vasiyetimi yazdm. Metni bana verdi, okurken heyecanlanmamam olanakszd. "Hapis olduuma zlyorum. Yaklaan lmden korkmuyorum. Tek zntm, ektiim tohumlarm yeerdiini grmemektir. Zu174 lm, Dou halklarn ezmekte devam ediyor. Yobazlk, zgrln sesini bouyor. Eer tohumlarm, orak saray topra yerine verimli halk toprama ekseydim, belki daha iyi sonu alrdm. Ve sen, btn midimi baladm ran halk, bir adam yok etmekle zgrln kazanacam sanma. Senin yok etmen gereken, yzyllk geleneklerin ykdr!" Bir suretini alp, evirip Henri Rochefort'a verin. Intransige-ant susuz olduumu savunan tek gazete. Dierleri bana katil gzyle bakyor. Herkes lmemi istiyor. Rahatlasnlar, kanser hastasym. ene kanseri! Szlanma zaafn gsterdii her sefer, kendini yapay bir kahkaha ile toparlyor ve ii akaya vuruyordu. Kanser, kanser, kanser, diye tekrarlad. Gemiteki hekimler, btn hastalklar yldzlarn konumuna balarlar. Bir sre dnceli, tasal durdu. Sonra bir hayli yapay bir nee ile devam etti:

Bu kansere lanet ediyorum. Ama acaba beni ldrecek olan bu kanser mi? Oras da belli deil. ah iade edilmemi istiyor, Sultan davetlisi olduum iin beni veremiyor ama bir devlet bakanna kar su ilemi bir adamn cezasz kalmasn istemiyor. ahtan ve slalesinden nefret etse bile, bu dnyann byklerini, Cemaleddin gibi bir kula kar birletiren meslek dayanmas var. zm? Sultan beni burada ldrtecek, tahta yeni gemi olan ah rahatlayacaktr. nk iademi istemitir ama ellerini benim kanma bulamaktan ekinmektedir. Beni hangisi ldrecek? Kanser mi? ah m? Sultan m? Bunu bilecek belki de hi vaktim olamya-cak. Ama sen gen dostum, bileceksin! stelik glme yrekliliini gsterdi. Aslnda, ben de hi bilemedim. Dounun byk reformcusunun hangi koullarda ld, gizemini korudu. Annapolis'e dndkten birka ay sonra, lm haberini aldm. 12 Mart 1897 tarihli Intransigeant gazetesinde, gn nce ld yazlyd. Ancak yaz sonu, irin'in vaat ettii mektup geldiinde, Cemaleddin'in nasl ldn rendim. En azndan yandalarnn inanc buydu: "Bir sredir, her halde kanserinden tr olacak, korkun di arlar ekiyormu. O gn, acs ekilmez olduundan uan Saraya gndermi. Sultan kendi diisini yollam. Dii gelip bakm, hazrlam olduu bir ineyi di etine sokarak acsnn duracam sylemi. Birka saniye sonra, stad'n enesi imi. Ua boul175 makta olduunu grnce, diinin peinden komu. Adam henz evden kmamm. Ama geri dnecek yerde, kendisini bekleyen faytona doru komaya balam. Seyyid Cemaleddin bir ka dakika sonra lm. Akam, Sultan'n adamlar gelip cesedini almlar. Alelacele ykayp gmvermiler." Prensesin anlattklar, Hay-yam'dan evirdii szcklerle son buluyordu: "Onca bilgi sahibi olanlar, bize bilginin yolunu gsterenler, kuku denizinde boulmadlar m? Bir yk anlatrlar, sonra gidip yatarlar." Mektubunun asl amac olan Etyazmas'mn ne olduu konusunda irin basit bir eyden sz eder gibiydi: "Gerekten de katilin eyalar arasnda bulunmu. Kitap imdi bende. ran'a dndnzde, istediiniz kadar bakabilirsiniz." Benden bu kadar kukulanrlarken, ran'a dnmek mi? XXXIII ran serveninin tad damamda kalmt. Tahran'a gitmek iin bir ay, kmak iin ay gerekmi, sokaklarn ancak gezebilmi-tim. Beni oraya eken nice grnt kalmt belleimde: Nargile imenin keyfi, irin'in elini tutmann heyecan, bir anlk bir vaat, bir gecelik annenin safiyetle sunduu gslere kondurulan buse ve tabii hepsinin stnde, koruyucu meleimin kollar arasnda duran Elyazmas kitap! Dou'nun ekiciliine kendilerini kaptrmam olanlara, benim bir cumartesi akam ayaklarmda pabularm, kafamda koyun derisi klahmla Annapolis'in ssz olduunu sandm kylarnda dolatm nasl aklayabilirim, bilmiyorum. stelik dnte, dlerime dalm durumda Compromise Caddesinden geerken, hi de ssz olmadn unutmutum. "yi akamlar Bay Lesage", "yi gezintiler Bay Lesage", selamlamalar st ste yayordu. "yi akamlar sayn peder!" Kendime

ancak, Pederin akn baklarn grnce geldim. Aniden durup, yukardan aaya kendime baktm, sonra admlarm sklatrdm, hatta sanrm aba'mn iindeki plaklm gizlemek zere komaya baladm. Eve geldiimde zerimdekileri karttm, sarp sarmaladktan sonra, dolabn dibine attm. Bir daha bu klkta hi dolamadm ama, o tek sefer, admn zirzopa kmasna yetti. ngiltere'de zirzoplara her zaman hogryle baklmtr, hatta biraz da hayranlkla... zengin olduklar takdirde! O yllarn Amerika's bu tarz zprlklara ak deildi. Yzyln dnemecine byk bir lllk ile giriliyordu. Belki New York ya da San Fransisco'da deil ama benim kentimde durum byleydi. Bir Fransz anne ve bir Acem klah, Annapolis'in kaldramayaca kadar oktu! Bu iin bir yan. Dier yanna gelince, Dou'nun byk kifi olarak, hi de hak etmediim bir ne kavutum. Yerel gazetenin mdr Matthias Webb, o klkta gezdiimi duymu, ran servenimi yazmam istemiti. 176 177 Annapolis Gazette and Herald'da ran adnn en son getii tarih 1856 olmalyd. Cunnard irketinin pek vnd yandan arkl gemilerinden biri bir aysberge arpt vakit. Bizim yreden yedi tayfa lmt. Talihsiz geminin ad: Persia idi. Denizciler, kaderin gstergeleriyle oyun oynamaz. Ben de yaz dizime balarken Persia adnn uygunsuz bir deyim olduunu, Acemlerin kendi lkelerine ran dediklerini, bunun "Ayrania Vedca" yani "Arilerin Topra" anlamna geldiini belirtmek gerei duydum. Sonra, ou okuyucunun adn duyduklar tek ranldan, mer Hayyam'dan sz ettim ve byk bir phecilik belirtisi olan u szlerini naklettim: "Cennet, cehennem, bu garip yerleri gren oldu mu?" ran topraklarnda varola gelmi nice din ve tarikattan sz ermeden nce, byle bir giri yapmay uygun bulmutum. Zer-dtlkten, Manicilikten, Snni ve ii slam'dan, Hasan Sabbah'n smailiye mezhebinden, sonra bizlere daha yakn olan Babilikten, eyhlerden, Bahailerden sz ettim. Bizim "paradis" yani cennet szcmzn kknn, Acemce "paradaeza" yani bahe szcnden geldiini anmsattm. Mathias Webb bilgimden dolay beni kutlad vakit daha srekli bir ibirliinde bulunmamz nerdim. Azck skld ve sonra: Denemeyi isterim ama u metinlerinizi barbar szcklerle donatmaktan vazgeerseniz, dedi. Yzndeki aknlk aka grlebilirdi ancak Webb'in de kendine gre gerekeleri vard: Gazette'nin srekli olarak bir ran uzmanna verebilecek paras yok. Ama ayet tm d haberleri yklenmeyi ve uzak diyar-lardaki lkeleri vatandalarmza tantmay kabul ederseniz, gazetemizde size yer bulunur. Yazlarnz belki derinliini kaybedecektir ama genilik kazanacaktr! kimizin de yz gld. Bar purosunu uzattktan sonra: Daha dne kadar Dou bizim iin Cod Burnunda bitiyordu. Ama birdenbire bir yzyl batyor, dieri douyor bahanesiyle, sakin kentimiz yeryznn kemekeine kendini kaptrverdi.

Bu konumay 1899'da yaptmz belirtmeliyim. Birliklerimizin yalnz Kba ve Porto-Rico'ya deil ayn zamanda Filipinlere kadar gitmesine yol aan spanyolAmerikan Sava'ndan hemen sonrayd. Amerika Birleik Devletleri, daha nce otoritesini hi bu kadar uzaklara gtrmemiti. spanyol mparatorluu'na kar zaferimiz, bize iki bin drt yz lye mal olmutu ama, Deniz Aka-demisi'nin merkezi Annapolis iin durum farklyd. Her kayp, bir 178 akrabann, bir dostun, bir nianlnn kayb demekti. Hemerileri-min en tutucular, Bakan Mackinley'i tehlikeli bir servenci olarak gryorlard. Webb byle dnmyordu ama okurlarnn antipatilerini dikkate almak zorundayd. Bu ciddi, orta yal aile babas bunu aklarken kkryordu. Yz ekimi, parmaklar bir canavarn penesi gibi kvrlmt. Vahi dnya Annapolis'e byk admlarla yaklayor ve siz Benjamin Lesage, sizin greviniz hemerilerinizin endielerini yattrmak olacaktr. inden, pek parlak bir biimde syrldm sylenemeyecek bir sorumluluk! Benim haber kaynaklarm, Paris'te, Londra'da, New-York'ta Washington'da, Baltimore'da meslektalarmn yazdklar yazlard. Boer'lerin sava, ar ile Mikado arasndaki 1904-1905 sava ya da Rusya'daki karklklar hakknda sanrm yazdklarmn hibiri kayda deer deildi. Sadece ran konusunda gazetecilik mesleimden sz edebilirim. Gururlanarak syleyebilirim ki, Gazette, meydana gelen ve 1906'da tm dnya gazetelerinde yer alan patlamay ngren ilk gazete oldu. lk ve herhalde son defa,'. Annapolis Gazette and Herald'm yazlarndan, Gney ve Bat kylarnn altmtan ok gazetesinde sz edildi. Kentim ve gazetem bunu bana borlu. Ben de irin'e borluyum. Olumakta olan olaylar, ksa ran deneyimimle deil, irin sayesinde anlyabiliyordum. Yedi yldr prensesimden haber almamtm. Elyazmas hakknda bana bir yant m borluydu? O borcunu demiti. Ondan, daha baka bir ey beklemiyordum. mit etmiyorum anlamna gelmiyordu bu tabii. Her mektup gelite mitleniyor, zarflarn zerindeki yazlara bakyor, pullar zerinde bir Arap harfi, kalp biiminde yuvarlak bir be says aryordum. O tarihte ailem, Baltimore'a yerlemek zere Annapolis'ten ayrlmt. Babam artk orada alyor ve iki erkek kardeiyle bir banka kurmaya urayordu. Bense, doduum yerde, yal ve sar amzla kalmay yelemitim. Pek fazla dostum yoktu ve bu yalnzlm, beklentimi daha da artryordu. Sonra gnn birinde irin, mektup gndermeye balad. Semerkant Elyazmas'ndan tek sz etmiyordu. Uzun mektubunda kendisiyle ilgili hibir ey yazmamt. Sadece "Sevgili uzaktaki Dost" diyordu. evresinde olan bitenden sz ediyordu. Zeksna hayran kalmtm. Dncesinin rnlerini sunmak zere beni semi ol179 mas da gururumu okuyordu. Artk ayda bir gnderdii haberlerin ritmine kendimi kaptrmtm. Kimliini aklamamam konusunda koyduu kesin yasaa uymasam, yazdklarn olduu gibi yaynlayabilirdim.

Olaylar okuyuculara sunma biimim, onunkisinden ok farkl idi. rnein, Prenses asla unlar yazmazd: "ran Devrimi, Belika asll bir Bakan, molla klna girmek gibi aptalca bir dnceyi uygulamaya koyduu gn balad." Bu pek de yalan saylmazd. irin'e gre, devrimin ilk belirtileri, ah 1900 ylnda Contrexeville'deki kaplcalara gittii srada ortaya kmt. ah tm evresindekiler ile gitmek istemi buna da paras yetmemiti. Hazinesi her zamanki gibi botu. ardan bor istemi o da 22,5 milyon ruble vermiti. Hibir armaan, bu denli zehirli olamaz! Saint-Petersburg Ynetimi, srekli iflasn eiinde olan gneyli komusunun bu paray deyeceinden emin olmak iin, ran Gmrk daresine el koymu ve alacan gmrk gelirlerinden kesmeye balamt. Onbe yllk bir sre boyunca! Bu imtiyazn ne demek olduunu ve Avrupa devletlerinin bundan hi holanmayacaklarn bilen ar, Gmrk daresini kendi memurlarnn denetimine vermektense, bu ii kendi adna ynetecek birini aram ve Belika Kral Leopold H'yi bulmutu. Bundan sonra da ah'm evresinde, saylar otuzu bulan Belikal danmanlar grlmeye baland. Bunlarn en nemlisi, M. Naus admda biriydi. ktidarn en yksek basamaklarna kadar ykselebilmiti. Kraliyet Yksek Konsey yesi, Posta ve Telgraf Bakan, Defterdar, Pasaport Dairesi Bakan ve Gmrk Genel Mdr idi. Ayrca vergi sistemini dzenlemekle grevliydi ve yeni kervan vergisi adyla bilinen katrlarn yknden alman vergiden o sorumlu tutuluyordu. M. Naus'un, ran'n en nefret edilen kiisi olduunu sylemeye gerek yok. Arasra kovulmas iin sesler ykseliyor ama adam yerinden oynamyordu. ar, daha dorusu evresindeki gericiler de bu adam tutuyordu. Bu evrenin siyasal amac, Saint-Petersbourg resmi basnnda aa vurulmutu: ran' ve Basra Krfezini, kimseyle paylamadan, vesayet altna almak! M. Naus'un durumu ok salam grnyordu. Koruyucusu devrilene kadar da yle oldu. Ancak bu i, ran'daki en hayalperest kiilerin bile dleyemeyecei kadar abuk oldu! ki aamada! nce Japon Sava! Sava, dnyann beklediinin aksine, ar'm yenilgisi ile sonuland. Donanmas yok oldu. Sonra srasyla, yetenek180 siz yneticiler yznden onurlar krlan Ruslarn fkesi, Potemkin zrhls subaylarnn isyan, Kronstadt Ayaklanmas, Sivastopol bakaldrs, Moskova olaylar grld. Kimsenin unutmad bu olaylar zerinde duracak deilim; sadece, zellikle Nicolas linin 1906'da bir Parlamento -Duma- toplama zorunda kalnn ran zerindeki ykc etkileriyle yetineceim. Son derece basit bir olay, ite bu karklklar srasnda meydana geldi. Belikal bir danmann verdii maskeli baloya, M. Naus'un molla klnda gitmek geldi aklna! Kkrdamalar, glmeler, alklar arasmda Bakan1 in evresi alnd, kutland, fotoraf ekildi. Bu fotorafm kliesi, birka gn sonra, Tahran arsnda elden ele dolamaya balad. 181 XXXIV

irin, bunlardan birini bana gnderdi. Hl saklarm. Arasra glerek bakarm. Bahenin ortasnda, bir halnn zerinde krk kadar kadn-erkek, Trk, Japon, Avusturyal klna girmi, ortalarnda hemen n planda, beyaz sakal, kr by ile rahatlkla dindar bir patrik de olabilecek molla klndaki M. Naus! irin resmin arkasna yle yazm: "Onca su iin ceza grmedi, bir kabahat iin lanetlendi." Naus'un herhalde din adamlaryla alay etmek gibi bir niyeti yoktu. Sadece, hafiflik, bilinsiz davran ve isabetsiz bir seimde bulunma ile sulanabilirdi. Onun asl kabahati, ar'n Truva At roln stlendiine gre, kendisini unutturmas gerektiini anlamam olmasyd. nce Naus'un sonra btn Hkmet yelerinin gitmesi istendi. Tpk Rusya'daki gibi bir Parlamento kurulmasm istiyen bildiriler datld. Gizli rgtler yllardan beri almaktayd. Mutlakiyet rejimine kar olan rgtler bazen Cemaleddin'e hatta bazen de Mirza Rza'ya bal olduklarn ak ak sylyor-lad. Kazaklar sokak balarn tutmutu. Resmi makamlarn yayd s^dentilere baklrsa korkun cezalar verilecek, ar askerlerce alp halka yamalattrlacakt. Bu bin yldan bu yana, tccarlar tehdit etme biimiydi. Bu nedenle 19 Temmuz 1906'da bir grup tccar ve ar sarraf, ngiliz maslahatgzarna bavurarak nemli bir konuyu grmek istediler. ayet tutuklanma tehlikesiyle karlaacak olurlarsa, elilie snabilirler ve korunabilirler miydi? Yant olumluydu. Gelenler teekkrler ve temennahlar ile ayrldlar. Ayn gnn akamnda, dostum Fazl, baz arkadalaryla elilie gelmi ve hararetle karlanmt. Henz otuz yanda olmasna karn, babasmn tek vrisi olarak, arnn en zengin adam saylyordu. Geni kltr ve bilgisiyle; meslektalarnn zerinde byk etkisi vard. Onun konumunda birine, ngilizler en gzel odalarn vermek iste182 diler, ancak o kabul etmeyerek, geni elilik bahesinde bulduu bir keyle yetinmiti. Bunun iin bir adr, bir seccade ve birka kitap getirmiti. Ev sahiplerine de dilerini skp gzlerini ksarak eyalarm yerletirmesini izlemek kalmt. Ertesi gn otuz tccar daha gelmiti. gn sonra, 23 Temmuz gn, gelenlerin says sekiz yz altm bulmutu. Temmuz 26'da be bin kii olmulard. 1 Austos'ta oniki bin kii! Bir ngiliz bahesinde ykselen bu Acem kenti, gerekten tuhaf bir grntyd. adrlar loncalara gre gruplanmt. Hemen bir dzen kurmular, nbeti kulbelerinin arkasma bir mutfak yapmlard. Koca kazanlar bahedeki "mahalleler" arasnda dolayor ve yemek servisi saat sryordu. Hibir karklk, hibir grlt yoktu. Acemlerin dedii gibi bast yaplm, yani snmada bulunulmutu. Bir baka deyimle, bir trbenin dokunulmazlnda pasif direnie gemilerdi. Tah-ran'm pek ok yerinde trbe vard: eyh Abdlzim Trbesi, ah Ahrlar gibi. Bast larn en k, Tophane Meydanmdaki tekerlekli toptu. Sulu gizlenecek olursa, gvenlik gleri gelip onu oradan kartamazd. Ne var ki Cemaleddin olay, bu yerlerin pek gvenli olmadklarn gstermiti. Resmi makamlarn tandklar tek dokunulmazl olan yer, yabanc eliliklerdi.

Her snmac, elilie, nargilesini ve dlerini getirmiti. Bir adrdan dierine, okyanuslar kadar fark vard. Fazl'n evresini adalar almt. Bir avu insan deil, yzlerce insand. Gen-yal, encmen eklinde rgtlenmilerdi. Gizli ya da yar gizli rgtlerdi bunlar! Aralarndaki konumalar sk sk Japonya, Rusya ve zellikle dilini konutuklar Fransa hakknda oluyordu. Franszca kitap ve gazete okuyor, Saint-Simon'un, Robespierre'in, Rousse-au'nun ve Waldeck-Rousseau'nun Fransa'sn biliyorlard. Fazl, bir yl nce Fransa'da oylanan ve Kilise ile Devleti birbirinden ayran yasa metnini gazeteden kesmi, evirmi ve dostlarna datmt. Hararetle tartyorlard. Ama alak sesle, nk az telerinde mollalar toplant yapmaktaydlar. Din adamlar blnmt. Bir ksm, Avrupa'dan gelen her eyi red ediyordu. Hatta demokrasi, parlamento ve adalamay bile! "Kur'an varken anayasaya ne gerek var?" diyorlard. adalar buna, Kitabm insanlara, kendilerini demokratik biimde ynetmelerini sylediini belirterek kar kyorlard. Kitap: "lerinizi, aranzda danarak grn" demiyor muydu? Sonra kurnazca unu ekliyorlard: ayet Mslmanlar, yeni domakta olan devlet183 lerini bir anayasaya sahip olarak rgtleselerdi, mam Ali de yok edilemezdi, kanl veraset savalar da olamazd. Doktrin tartmas bir yana, mollalarn ou, ah'rn keyf ynetimine son vermek iin, anayasa dncesine scak bakyorlard. Bast yaparak yzlerce kii haline gelilerini, Peygamberin Medine'ye hicretine, halkn ektii ileyi de mam Ali'nin olu Hseyin'in ektiklerine benzetiyorlard. Zaten Hseyin'in bir Mslman olarak ektikleri, sa'nn ilesine e deerdeydi. Elilik bahesinde, profesyonel alayc takm Roze-Khvan lar, Hseyin'in ektikleri iin at yakyorlard. Hseyin'e alyor, kendilerine alyor, ran'a alyorlard. Fazl'n dostlar bu gsteriden uzak duruyorlard. Cemaleddin, RozeKhvan lardan ekinmelerini tlemiti. Onlara endie ile bakyor ve dinliyorlard. irin'in mektuplarndan birinde yapt soukkanl yorum beni etkilemiti: "ran hasta" diyordu. "Baucunda pek ok doktor var. ada doktorlar, geleneki doktorlar... her biri kendi ilacn neriyor. Onu kim iyiletirirse, gelecek onun olacak. Bu devrim baarl olursa, mollalar demokratlama; olmazsa demokratlar molla-lama zorunda kalacaklar." imdiki halde hepsi ayn siperde, ayn bahede bulunuyordu. Austos'un 7'sinde elilikte on alt bin Basti vard. Kent sokaklar sszd. nl tccarlarn hemen hepsi "g" etmiti. ah'a, istekleri kabulden baka bir ey kalmyordu. Bast 'in balamasndan bir ay bile gemeden, ah Tahran'da dorudan, tarada dolayl seimlere gideceini ilan etti. ran'n ilk Parlamentosu 7 Ekim'de topland. Taht adma konuma yapmak zere ah, Cemaleddin'in dostu, onu son Londra'da bulunduunda konuk etmi olan, sfahanl bir Ermeni ve en eski muhaliflerinden biri olan Malkom Han' semiti. Malkom Han, ngiliz'i andrr muhteem bir ihtiyard ve btn mrnce, merut bir hkmdarn sylevini Parlamentoda okumay dlemiti. O dnemi daha yakndan incelemek isteyenler, Malkom Han' o dnemin belgelerinde aramasnlar.

Hayyam'n yaad dnemde olduu gibi bugn de ran, yneticilerini adlaryla deil unvanlary-la tanr: "Kralln Gnei", "Dinin Temel Direi", "Sultann Glgesi" gibi. Demokrasi an balatm olan Malkom Han'a da unvanlarn en nls verildi: Nizamlmlk! artc ran! alkantlar arasnda onca deimez, deiimler arasmda onca kendisi olan! 184 XXXV Dou'nun uyanna katlmak bir ayrcalktr, bir heyecan, bir coku ve bir kukudur. Uyuyan beyninde ne gibi hayrl ya da canavarca dnceler yeermiti? Uyanrsa ne yapacak? Kendisini sarsann zerine yryecek mi? Beni, endieyle soru yamuruna tutan okuyucu mektuplar alyordum. Daha hl belleklerinde, 1900 ylndaki Pekin Boxers isyan, yabanc diplomatlarn rehin alnmalar, "Gkyznn Korkun Kz" yal mparatorienin karsna dikilen lejyoner ordu olduu iin, Asya'dan korkuyorlard. ran farkl olacak m? Ben, domakta olan demokrasiye gvenerek "Evet" diyordum. Bir Anayasa ve nsan Haklar Yasas kartlmt. Her gn yeni dernekler kuruluyordu. Gazetelerin ve dergilerin says bir ay iinde doksana kmt. Uygarlk, Eitlik, zgrlk gibi adlar tayorlard. Ya da daha tantanal biimde Yeniden Dou Borazan gibi adlar... Bunlardan ngiliz basnnda ya da liberal Ryech veya sosyal-demokrat Sovremenny Mir gibi Rus gazetelerinde sz ediliyordu. Tahran'n mizah gazetelerinden biri, daha ilk saysmda kaplyordu. Karikatrcler oklarn Saray dalkavuklarna, ar'n ajanlarna ve daha ok da yobazlara frlatyorlard. irin yle yazyordu: "Geen cuma, bir takm mollalar arda yanda edinmek istediler. Anayasay din d bir yenilik diye niteliyor ve halk, Parlamentonun bulunduu Baharistan'a yrmesi iin kkrtyorlard. Baarsz oldular. stedikleri kadar yrtnsnlar halk ilgilenmedi. Arasra bir kii durup onlara bakyor, sonra geip gidiyordu. Sonunda kentin en saygm ulemas geldi. Gzlerini bir kar yukar kaydrmadan, en ksa yoldan evlerine dnmelerini istedi. nanasm gelmiyor: ran'da artk yobazlk ld." te bu son cmleyi, yazlarmdan en gzeline balk yaptm. Prensesin yazdklarna kendimi ylesine kaptrmtm ki, yazm senet yerine geti. Gazette'in mdr daha lml olmam istedi ama okuyucu mektuplarndan, onaylandm anladm. Bu mektuplardan biri, Neto-Jersey Princeton niversitesinde 185 renci olan Howard C. BaskerviUe'den geliyordu. Bachelor of Arts diplomasn alm ve anlattm olaylar yakndan grmek iin ran'a gitmek hevesine kaplmt. Onun yazd bir cmle, bana baya dokunmutu: "Bu yzyln banda Dou uyanmazsa, Bat uyuyamayacak gibi bir sezgim var." Yantmda, bu yolculua kmasn tevik ediyor ve kacak olursa baz dostlarmn adlarn vermeyi vaat ediyordum. Baskerville, birka hafta sonra Annapo-lis'e gelerek, Amerikan Presbiteryen Kilisesi tarafndan ynetilen Tebriz Erkek Okulunda bir retmenlik aldn haber verdi. ranl ocuklara ngilizce ve Fen dersleri verecekti. Hemen yola kmay planlyordu, onun iin tavsiyelerimi ve tlerimi almaya gelmiti. Onu

kutladm ve dnmeden konuarak ran'a gidecek olursam onu grme vaadinde bulundum. Ama yakmda gidebileceimi hi sanmyordum. Geri istiyordum ama yersiz sulamalar nedeniyle henz bu yolculuu erken buluyordum. ah'n katilinin su orta sanlmyor muydum? Tah-ran'daki deiikliklere karn, tozlu belgelerden biri yznden snrda tutuklanmaktan ve elilie haber ulatramamaktan korkuyordum. Baskerville'in gidii, durumumu dzeltmek iin baz giriimlerde bulunmama yol at. irin'e asla yazmayacama sz vermitim. Her geen gn daha byk etki kazanan Fazl'a yazmaya karar verdim. Millet Meclisi'nde sz geenlerin banda geliyordu. Yantn ay sonra aldm. Dosta bir yantt. Adalet Bakanlndan, her trl sanklktan arndrldma dair resmi bir yaz alm, onu gnderiyordu. Yani artk tm ran topraklarnda serbeste dolaabilirdim. Daha fazla beklemeden Marsilya'ya, oradan da Se-lanik'e hareket ettim. stanbul, Trabzon ve sonra katr srtnda Ar Da zerinden Tebriz! Scak bir haziran gn Tebriz'e vardm. Ermeni mahallesindeki kervansaraya yerletiimde, gne damlarn hizasna inmiti. Yine de bir an nce Baskerville'i grmek istediimden doru Presbiteryen Okuluna gittim. Alak ve enine yaylm bir bina idi. Yeni beyaza boyanmt. Kays aalarnn arasnda yer almt. Parmaklklarn zerinde ve damda gsterisiz iki ha ve kapnn stnde yldzl bir bayrak vard. ranl bir bahvan bana doru geldi. Beni, sakall kzl sal bir rahibin yanna gtrd. Konumaya balamadan nce, beni gece konuk edebileceini syledi: Aniden gelip bizi ziyaretleriyle onurlandran vatandalarmz iin her zaman bo bir odamz var. Size zel muamele yapmyoruz. Buras var olduundan beri srdrlen bir dettir bu! tenlikle zntlerimi beyan ettim. Eyalarm kervansaraya braktm. br gn de Tahran'a gitmeyi dnyorum. Tebriz, bir gnden fazlasna layktr. Buraya kadar gelmiken, Byk ar'y, ad Binbir Gece Masallarnda geen mavi caminin kalntlarn grmeden gitmeyi nasl dnrsnz? Gnmzde yolcularn ok acelesi oluyor nedense. Benim bunca kt bir gezgin olmama esef ediyordu. Savunma yapmak zorunda kaldm: Aslnda Tahran'da iim var. Tebriz'e kadar geliim, sizde retmenlik yapan Howard Baskerville'i grmek iindi. Bu ad syler sylemez, hava arlat, nee kayboldu, hararet snd, babaca yaklamlar yok oldu. Yz skntl, baklar kaamakt. Uzun bir sessizlikten sonra: Howard'in arkada msnz? diye sordu. Bir bakma ran'a geliinden sorumlu saylrm. Ar bir sorumluluk! Yznde, bo yere bir glmseme aradm. Bana birden bitkin ve km gibi geldi. Baklar yalvarr gibiydi:

Buray onbe yldr ynetiyorum. Okulumuz kentin en iyi okulu. Yaptmz iin yararl ve hayrl olduuna inanyorum. almalarmza katkda bulunanlar buna inanmasa, genelde dmanca bir ortamda buraya gelmeye gerek grmezler. Onlar zorlayan hi bir ey yok. Herhangi bir kuku duymam iin bir neden yoktu ama adamn kendini savunmadaki heyecan beni rahatsz diyordu. Birka dakikadan beri odasndaydm, onuherhangi bir eyle sulamam-tm, ondan hibir ey istememitim. Bam nazike sallamakla yetindim. Devam etti: Bir misyoner ranllarn aclarna ilgisiz kalrsa, bir retmen rencilerinin kaydettikleri ilerlemelere hibir sevin gstermezse ona derhal Amerika'ya dnmesini tavsiye ederim. Bazen, en gen olanlar bile, heyecansz olabiliyor. Bu ok insanca, deil mi? Bundan sonra rahip sustu. Koca parmaklar sinirli biimde piposunu skyordu. ini kolaylatrmay grev bildim. En umursamaz biimde: Siz Howard'in birka ay iinde cesaretini kaybettiini, Do186 187 u'ya duyduu ilginin geici olduunu mu sylyorsunuz? Yerinden srad: Tanrm hayr, size pek ok kiiyle bamza geleni anlatmaya altm, ama Baskerville ile deil. Arkadanzla iin tam tersi oluyor ve bu yzden son derece endieliyim. Bir bakma bugne kadar gelen en iyi retmen, rencilerini ok iyi yetitiriyor, aileler varsa yoksa o diyorlar. Misyonumuz bugne kadar bu kadar ok hediye almamtr: kuzular, horozlar, helvalar, hepsi Baskerville iin. Onunla olan sorun, bir yabanc olduunu unutmas! Buradaki insanlar gibi giyinmekle, benimle bile yrenin lehesiyle konumakla ve pilava baylmakla yetinse, gler geerdim. Ama Baskerville grnle yetinmiyor. Siyasi savaa atld. Anayasay vyor, rencilerini Ruslarn, ngilizlerin, ahn ve gerici mollalarn aleyhine kkrtyor. Onun burada "Adem'in Olu" yani gizli rgt yesi olmasndan bile kukulanyorum. ini ekti: Dn sabah, kapmzn nnde bir gsteri oldu. En nemli iki din adamnn liderliinde, Baskerville'in gitmesi, aksi halde Misyonunun kapanmas istendi. saat sonra bir baka gsteri yapld, onlar da Howard'i destekliyor ve kalmasn istiyorlard. Anlyorsunuz ya? Bu byle devam ederse bu kentte kalamayz. Howard'la konumadmz m? Belki yz kere, her slupta, her tonda. Dou'nun Uyan, Misyonun kaderinden nemlidir diyor da baka bir ey sylemiyor. Anayasa devrimi baarsz olursa, nasl olsa gitmek zorunda kalrmz. Geri szlemesini iptal edebilirim ama bunu yaparsam, bizi her zaman desteklemi olanlarn fkesini ekeceimden korkarm. Tek zm Baskerville'in sakinlemesi. Bunu belki siz baarabilirsiniz. Byle bir sz vermeksizin, Howard'i grmek istedim. Papazn bir an gz parlad. Bir srayta ayaa kalkt:

Arkamdan gelin, nerede olduunu gstereyim. Sanrm nerede olduunu biliyorum. Onu sessizce izleyin, neden byle dndm anlar, kayglarm paylarsnz. DRDNC KTAP DENZDE BR AR Oyunu oynayan Tanr, bizlerse dama ta! in dorusu bu, gerisi laf- gzaf. Onun iin dnya dama tahtas, bizler birer oyuncak. Bkar sonunda, salverir hiliin kuyusuna. mer Hayyam 188 XXXVI Duvarlarla evrili bir bahenin alacakaranlnda, kpr kpr insanlar. Baskerville'i nasl ayrdetmeli? Tm yzler ylesine yaz ki! Bir aaca yaslanm, duruyorum. evreme bakyorum. i aydnlatlm bir kulbenin nnde tuluat yaplyor. Anlatc ve alayc Roze-Khvan'lar, mminleri alamaya, barmaya, kan dkmeye armaktayd. Adamn biri ortaya kt, gnll olduunu syledi. Acya gnll! Yalm ayak, yardan yukars plak, elleri zincirli... zincirleri havaya frlatyor, omuzlarndan plak srtna kaydryor, demir kaygan, cilt ince... moraryor ama dayanyor. Kanatmas iin otuz-krk darbe vurmas gerek. Siyah bir fkrt! Acnn tiyatrosu da bu! Bin yllk ile gsterisi! Krbalanma arttka, halkn barmas da artyor, anlatc darbelerin ve lklarn grltsn bastrmak iin daha ok baryordu. Tam o srada oyunculardan biri ortaya atld, klcyla tehditler yadrd, yzn buruturdu, lanetlendi. Kendisine birka da ta atld. Az sonra kurban ortaya kt. Kalabalk lk stne lk att. Ben bile kendimi tutamayp bardm, nk adamn kafas kopmu, yerde srkleniyordu. Bam evirdim, dehet iinde rahibe baktm, souk bir glmsemeyle beni yattrd: Bu ok eski bir hile. Bir ocuun ya da ok ksa boylu bir adamn kafasnn zerine bir koyunun kopmu kafasn oturtuyorlar. yle bir biim veriyorlar ki, kanl boyun st ksmda kalyor, zerlerine de tam yerinden delinmi beyaz bir araf rtyorlar. Grdnz gibi yaratt izlenim dehet verici! Piposunu ekti. Kafas kopmu olan, sahnede srayp dneni-yordu. Sonra yerini garip bir adama brakt. Baskerville! Tekrar dnp Rahibe baktm. Gzlerini krptrmakla yetindi. Asl tuhaf olan, BaskerviUe'in bir Amerikal gibi giyinmi olmas idi. Hatta, bu trajedi ortamnda komik kaan bir de hotform apka 191 giymiti. Halk yine de avaz avaz baryor, alyordu ve grdm kadar ile, hibiri elenir grnmyordu. Rahibi saymazsak... O da bana anlatma nezaketindeydi:

Bu trenlerde daima bir Avrupal bulunur ve tuhaf ama hep "iyileri" temsil eder. Gelenee gre, Sarayda bulunan bir eli, Hseyin'in lmnden etkilenip cinayeti aka knamak durumundadr. Tabii ellerinde her zaman bir Avrupal bulunmuyor, onun yerine bir Trk' ya da ak renkli bir Acem'i kartyorlar. Baskerville Tebriz'de olduundan beri, bu role hep o kyor. Mkemmel bir oyun sergiliyor. Sonra, sahnede alyor! O srada, kll adam, byk bir grlt kararak Basker-ville'in evresinde dneniyordu. Baskerville kprdanyor, apkasn dryor, sar salar ortaya kyor, sonra bir robot yaval ile diz st kyor, yere uzanyor, gne gzyalarm belir-ginletiriyor, siyah giysisinin zerine iekler yadrlyordu. Kalabal duymaz olmutum. Gzlerim arkadama taklm, heyecanla ayaa kalkmasn bekliyordum. Tren bitmez gibi geliyordu. Onunla karlamak iin acele ediyordum. Bir saat sonra, Misyon'da, bir orba ksesinin nnde buluabildik. Rahip bizi yalnz brakmt. Aramzda skntl bir sessizlik vard. Baskerville'in gzlerindeki kzarklk gememiti. Batl ruhuma dnmem vakit alyor, diye mazeret beyan etti. Acele etme. Yeni yzyl henz balyor. ksrd, scak orba ksesini dudaklarma gtrd, yine sessizlie brnd. Sonra glkle: Bu lkeye geldiim zaman, koca koca sakalllarn, bin iki yz yl nce ilenmi bir cinayete alayp szlanmalarn anlayam-yordum, dedi. imdi ise anlyorum. ranllar gemite yayorlarsa, o gemi vatanlar olduu iindir. Bugn buralar yabanc bir diyar olduu ve bu diyarda onlara ait hibir ey bulunmad iindir. Bizler iin ada yaam, zgrlk simgesi olan her eydir, onlar iinse yabanc egemenlik anlamna geliyor. Yol: Rusya'dr. Ray, Telgraf, Banka: ngiltere'dir. Posta: Avusturya-Macaristan'dr. ... ve de bilimlerin retimi: Amerikan Presbiteryen Misyonundan Baskerville'dir. Tam stne bastnz. Tebrizliler iin iki seenek var: oullarn ya, tpk Atalar gibi ayn cmleleri on yl boyunca anrsmlar diye geleneksel okullara gnderecekler, ya da Amerikallar gibi eitim grecekleri benim snfma yollayacaklar, ama bir han ve yldzl bayran glgesinde. Benim rencilerim, lkenin en yararllar, en iyileri, en ustalar olacaktr ama dierlerinin onlara satlm gzyle bakmalar nasl nlenecektir? Geldiimin haftasnda,. kendi kendime bu soruyu sordum ve yantn, grdnz trenlere benzer trenlerde buldum. Bir gn, kalabala karm, yryordum. evremde iniltiler ykseliyordu. Alayan, perian, korkmu, akn yzleri inceledike, ran'n btn sefaletini grm oldum. Farkna varmadan ben de alamaya baladm. evremdekiler bunu grd, heyecanlandlar ve bana iyileri temsil eden drst eli roln oynattlar. Ertesi gn rencilerimin velileri geldi. ocuklarn Presbiteryen Okuluna gndermenin yantn bulmular, bundan mutluluk duyuyorlard. "Ben olumu mam Hseyin'e alayan retmene emanet ettim" diyorlard. Bir ksm mollalar rahatsz oldu. Bana kar gttkleri

dmanlk, benim ne derece baarl olduufnu kantlyor. Onlar yabanclar, yabanclara benzesin istiyorlar. Davrann anlyordum ama yine de kukuluydum: Yani sence, ran'n sorunlarna zm yolu, alayclara katlmaktan m geiyor? Ben bunu demedim. Alamak reete deil. Marifet de deil. Sadece basit bir eylem. Kimse gzya dkmeye zorlanmamal. nemli olan tek ey, bakalarnn felaketini kmsememektir. Beni alarken grdklerinde benim yabanclara zg umursamazlm olmadn grdklerinde, bana geldiler ve alamann bir ie yaramadn, ran'n fazladan bir goygoycuya gereksinim duymadn, yapabileceim en iyi iin Tebrizli ocuklara doru drst eitim vermek olduunu sylediler. Akllca szler. Ben de sana ayn eyleri syleyecektim. Ne var ki, ayet alamam olsaydm, bana gelmezlerdi. Beni alar grmeselerdi, benim ocuklara bugnk ah'n kokumu olduunu, Tebrizli mollalarn ondan geri kalmadn sylememe izin vermezlerdi. Bunu snfta sylyorsun, yle mi? Evet. Bunu smfta sylyorum. Ben, sakalsz, gen Amerikal, ben, Presbiteryen Misyonu Okulunun kk retmeni, tac ve sariklkfr sarstm ve renciler bana hak verdi. Ana ve babalar da. Sadece Rahip huzursuz oldu. Benim kendime gelemediimi grnce, ekledi: Onlara Hayyam'dan da sz ettim. Milyonlarca Amerikal ve 192 193 Avrupal'nn Rubaiyat' baularndan eksik etmediklerini anlattm. Fitzgerald'n iirlerini ezberlettim. Ertesi gn, bir bykbaba gelip beni grd. Torunu ona her eyi anlatm. Bana dedi ki: "Biz de Amerikal airleri ok sayarz." Tabii bir tekinin bile adn bilmiyordu ama ne nemi vard? Ona gre, minnet gstermenin bir yolu buydu. Ama btn aileler byle davranmad, hatta biri ikyet bile etti. Rahibin nnde bana dedi ki: "Hayyam sarho bir zndktr." Ben de "Byle sylemekle Hayyam'a hakaret etmiyor, sarholuu ve zndkl vyorsunuz" dedim. Rahip az daha bouluyordu. Howard bir ocuk gibi gld. Afacan bir ocua benziyordu! Yani imdi sen, seni suladklar sula vnyorsun. Yani sen yoksa "dem Oullarndan" msn? Rahip bunu da m syledi? Benden ok sz etiniz gibi bir izlenim iindeyim. kimizin tand bir bakas yok da... Senden hibir ey gizlemeyeceim. Benim vicdanm, yeni domu bir bebeinki kadar temiz. Bundan iki ay nce, bir adam gelip beni grd. Koskoca bir deve benziyordu ama bir o kadar da utangat. Bana, Encmen'de bir konuma yapp yapmyacam sordu. Hangi konuda dersin? Hi tahmin edemezsin! Darwin teorisi zerinde! lkedeki siyasi kargaa ortamnda, bunu elenceli buldum. Kabul ettim. Darwin hakkmda bir sr bilgi topladm, onun aleyhinde olanlarn grlerini anlattm. Konumam skcyd ama salon doluydu ve beni byk bir hayranlkla dinliyorlard. Sonra, baka toplantlara da gittim. Deiik konularda konumalar

yaptm. Bu insanlarda mthi bir renme al var. Bunlar ayn zamanda en ateli Anayasaclar. Tahran'dan son haberleri almak iin, evlerine uradm olur. Onlar tanmalsn, onlar da senin benim gibi bir dnya dlyorlar. 194 XXXVII Akamlar, Tebriz arsnda pek az dkkn ak kalr ama sokaklar hareketlidir. Erkekler ke balarnda, hasr iskemleler zerinde nargilelerini tttrrler. Nargilenin duman, gn iindeki bin bir eit kokuyu bastrr. Yrym, Howard'mkine uydurmaya alyordum. Hi duraksamadan, bir sokaktan dierine geiyor, arasra bir rencisinin babasna selam vermek iin duruyordu. Her yerde, ocuklar oyunlarn yarda brakp, gemesi iin kenara ekiliyorlard. Sonunda pasl bir kapnn nne geldik. Arkadam kapy itti, aalkl kk bir baheden getik, kerpi bir evin nne vardk, yedi kez vurduktan sonra kap gcrtyla geni bir odaya ald. Oda, cereyandan tr sallanp duran tavandan sarkan lambalarla aydnlanmt. Odadakiler buna alk olmalydlar. Ama ben sallanp duran bir kaya binmi gibiydim. Hibir yz sabit gremiyor, gzlerimi kapatp uzanmak istiyordum. "dem Oullar" toplantlarnn yabancs deildi Baskerville. Zaten karlanndan belliydi. Onun yannda olduum iin ben de kardee kucaklandm, stelik Howard, ran'a geliine benim neden olduumu syleyince, daha da scak bir kucaklama oldu. Tam oturacam sandm srada, odann kar kesinden bir adam ayaa kalkt, gelip karmda durdu: Benjamin! Yerimden sradm, gzlerimi ovuturdum: Fazl! Birbirimize sarldk, birbirimize masum kfrler savurduk. Fazl, huyu olmad halde, bu samimiyetimizi aklamak gereini duydu: Benjamin Lesage, Seyyid Cemalettin'in dostuydu. O saniye, deerli bir konuk olmaktan kp, tarihi bir ant ya da kutsal bir yadigr oluverdim; yanma byk bir sayg ile, ekine ekine yaklayorlard. 195 Howard' Fazl'a takdim ettim. Birbirlerini sadece ismen tanyorlard. Fazl, doduu kent olan Tebriz'e, bir yl gekin bir zamandr gelmiyormu. Zaten bu svas dkk duvarlar, sallanp duran lambalar arasnda bulunmas hayra alamet deildi. Anayasa Devriminin temel talarndan biri olan Demokrat Parlamenterlerin lideri deil miydi? u sralar bakentten ayrlmas doru muydu? Bu sorular kendisine sordum. Rahatsz oldu. Oysa Franszca ve alak sesle konumutum. Yannda oturanlara kaamak baklar frlatt. Sonra yant olarak: Nerede kalyorsun? diye sordu. Ermeni mahallesindeki kervansarayda. Gece gelirim. Gece yarma doru, odamda alt kii olmutuk. Baskerville, ben, Fazl ve onun arkada. Onlar, kimlikleri bilinmesin diye, sadece kk adlar ile tantt.

Encmen'de neden Tahran'da deil de burada olduumu sordun. nk bakent, Anayasaclar iin kayp vaka! Bunu otuz kiinin nnde syleseydim, panik yaratm olurdum. Ama iin dorusu bu! Tepki gsteremeyecek kadar afallamtk. Fazl devam etti: ki hafta nce, Saint-Petersbourg'dan bir gazeteci beni grmeye geldi. Ryech gazetesinin muhabiriydi. Ad Panoff ama yazlarn "Tane" diye imzalyor. Ondan sz edildiini duymutum. Londra basn, arasra yazlarndan alntlar yapard. Fazl devam etti: O bir sosyal-demokrat. arlk dman. Ama bir ka ay nce Tahran'a geldiinde, dncelerini kendine saklad, Rus Eliliine kolayca girip kmann yolunu buldu ve hangi rastlant ya da hangi hile sonucu bilmem, bir takm dosyalara el koyma frsatn buldu. Kazaklar, mutlakiyet rejimini geri getirmek zere bir darbe hazrl iindeymiler. Her ey aka yazlym. arda, yeni rejime gveni sarsmak iin, hrszlk olaylar balatlacak, baz mollalar da ah'tan, szde slam'a aykr olan, anayasay kaldrmasn is-teyeceklermi. Tabii bana bu belgeleri getirirken, Panoff byk bir riske giriyordu. Ona teekkr edip, Parlamento'nun olaanst toplanmasn istedim. Durumu ayrntlaryla anlatp, hkmdarn tahttan'indirilmesini, yerine oullarndan birinin geirilmesini, Kazak Birliinin kaldrlmasn, sulu mollalarn tutuklanmalarn nerdim. Pek ok konumac krsye kp durumu knad ve nerilerimi destekledi. Birden bir grevli kageldi. ngiliz ve Rus elilerinin bize acele bir nota vermek zere Parlamento'da olduklarn syledi. Toplantya ara verildi, Meclis Bakam ve Babakan darya ktlar, dnlerinde birer kadavra gibiydiler. Eliler, ah'in tahttan indirilmesi halinde, her iki devletin askeri mdahalede bulunmak zorunda kalacaklarn sylemeye gelmilerdi. Bizi yalnz bomaya hazrlanmyor, kendimizi savunmamz da engelliyorlard! Baskerville dehet iinde: Bu gayretkelik niye? diye sordu. nk ar, burnunun dibinde demokrasi istemiyor, Parlamento szc bile onu zvanadan kartyor. Ama ngilizler iin ayn ey sylenemez? Hayr ama, ranllar kendi kendilerini ynetmeyi renirlerse, bunun Hintlilere rnek olmasndan korkuyorlar. nk o takdirde ngilizler, pllarm prtlarn toplayp gitmek zorunda kalacaklar. Tabii bir de petrol var. 1901 ylnda, Knox d'Arcy adl bir ngiliz, yirmi bin sterling karlnda tm ran petroln iletme hakkn ald. Bugne kadar retim nemsiz miktardayd, ama birka haftadan beri Bahtiyari airetlerinin topraklarnda byk miktarda petrol kt. Her halde duymusunuzdur. Bu, lke iin nemli bir gelir kayna olabilir. Parlamento'dan Londra Antlamas'n gzden geirmesini ve bylece daha adil koullar elde etmemizi istedim; milletvekillerinin ou beni destekledi. O gnden beri ngiliz Elisi beni davetlerine armaz oldu. Oysa bast olay Elilik bahesinde olmutu!

ngilizler o tarihte, Rus etkisinin ok olduunu, ran pastasndan kendilerine ok az bir para brakldn dnyorlard. Onun iin bizi destekleyip, bahelerini atlar. Hatta M. Naus'u kt duruma dren resmi, onlarn bastrd syleniyor. Bizim hareketimiz baar kazannca, Londra, ar bir blme anlamasna raz etmi oldu. ran'n kuzeyi Rus nfuz alanna, gneyi de ngil-tere'ninkine girecekti. ngilizler istediklerini elde eder etmez, demokrasimizden yz evirdiler. Onlar da ar gibi demokrasimizi sakncal buluyor ve yok olmasn istiyorlar. Baskerville patlad: Hangi hakla? Fazl ona babaca glmsedi ve konumasn srdrd: ki diplomatn gelilerinden sonra milletvekilleri cesaretleri196 197 ni kaybettiler. Btn dmanlara ayn anda kar koyamayacaklar iin, zavall Panoff'a yklenmeyi yelediler. Pek ok konumac onu sahtekr, anarist olmakla sulad ve amacnn ran ile Rusya arasnda sava balatmak olduunu syledi. Gazeteci Parlamen-to'ya benimle gelmiti, tankl gerekebilir diye onu byk salonun yannda, kap nnde bekletiyorum. Oysa milletvekilleri kalkm tutuklanmasn ve ar'n elisine teslim edilmesini istiyorlard. Bunun iin bir de nerge vermilerdi. Kendi hkmetine kar bize yardm elini uzatm olan bu adam, cellatlara teslim edilecekti! Her zaman sakin bir insan olduum halde, kendimi tutamadm, bir iskemlenin stne ktm, deli gibi barmaya baladm: "ayet bu adam tutuklanacak olursa, babamm mezar zerine and iirim ki 'dem Oullarn arr ve Parlamento'yu kana boarm. Bu nergeyi onaylayacaklar olanlardan hibiri sa kmayacaktr." Dokunulmazlm kaldrp beni de tutuklayabilirlerdi. Cesaret edemediler. Oturumu ertesi gne ertelediler. O gece bakenti terk ettim, buraya geldim. Panoff da benimle geldi, baka bir lkeye gidene kadar Tebriz'de bir yerlerde saklanyor. Konumamz uzayp gitti. Bylece sabah bulduk. Ezan sesi ile aydnlk daha belirgin oldu. Tartm, olaslklar zerinde durmu, dur durak bilmemitik. Baskerville gerindi, saatine bakt, bir uyurgezer gibi ayaa kalkt, ensesini kad ve: Aman tanrm! dedi saat alt olmu! Uykusuz bir gece. rencilerimin karsna ne yzle kacam? Bu saatte dndm gren Rahibe ne diyeceim? Bir kadnla beraber olduunu sylersin! Howard'in glecek hali yoktu. Ben rastlant demek istemiyorum nk bu ite rastlantnn pek rol yok... ama Fazl bize Panoff'un belgelerine dayanarak gen ran demokrasisine kar oynanan oyunlar anlatrken, darbe harekt balamt. Daha sonra rendiim zere, 23 Haziran 1908 aramba gn sabahn drdnde, bin kadar Kazak, balarnda Albay Liakhov olmak zere, Parlamento'nun bulunduu Baharistan'a doru yrmekteydi. Parlamento'nun evresi sarlm, klar denetime alnmt. Yerel Encmenlerden birinin yeleri, birlikleri grnce, telefonun henz takld yaknlardaki bir koleje koup baz sosyal-

demokrat milletvekillerine ve Ayetullah Behbahani ile Ayetullah Tabatabayi gibi dini liderlere haber vermilerdi. Onlar da afak skmeden nce, anayasaya ballk yemini etmek zere Parlamentoya gitmilerdi. Gariptir, Kazaklar gemelerine izin vermiti. Aldklar emir, Parlamentodan k yasaklamakt, girii deil! Protestocu kalabalk giderek byyordu. Sabah olduunda -yz kii olmulard ve aralarnda pek ok "dem Olu" vard. Ellerinde karabinalar, bir miktar cephane, her birine den altm kadar fiek vard ama kullanmaktan ekiniyorlard. Gerekten de damlarda, pencere arkalarnda siper almlard ama nce kendilerinin ate edip mthi bir kyma yol amalar m yoksa darbe hazrlklarnn tamamlanmasm pasif biimde beklemeleri mi gerektiini bilmiyorlard. Yanndaki Rus ve Acem subaylarla Liakhov, birliklerini ve toplarn yerletirmekle meguld. O gn, alt adet top saymlard ve bunlardan en ldrc olan Topnane Meydanna yerletirilmiti. Albay st ste birka kez savunucularm hattn at ile yarm ama "dem Oullar"nm karlk vermeleri, ar'n bunu bahane edip lkeyi igal etmesinden korktuu iin, engellenmiti. Saldr emri leye doru verildi. Kuvvetler denk olmad halde atma alt-yedi saat srd. Direniiler, toplardan n saf d brakmay baardlar. Bu, mitsizliin kahramanl idi. Gne batarken, teslimiyetin beyaz bayra ran tarihinin ilk Parlamentosuna ekilmi bulunuyordu. Son attan dakikalarca sonra, Liakhov topularna yeniden ate emri verdi. arn emirleri kesindi: Parlamentoyu feshetmek yetmiyordu, onu barndran bina da yklmal ve Tahranllara ilelebet ders olmalyd! 198 199 XXXVIII arpmalar Tahran'da devam ettii srada, Tebriz'de ilk silah sesleri duyulmaya baland. Hovvard' dersten sonra almaya gitmitim. Fazl ve bir arkada ile yemek yemek zere Encmen'de buluacaktk. Henz arnn aprak sokaklarna girmemitik ki, ilk silah seslerini duymaya baladk. Yakndan geliyordu. Byk bir merakla seslerin geldii yne gittik. Yz metre tede, barp aran bir kalabalk yryordu: toz, toprak, duman, tfekler, mealeler birbirine karmt. Anlamadm szler barlyordu. Anlamyordum, nk Azericeydi, yani Tebrizlilerin konutuklar Trke. Baskerville evirmeye alyordu: "Anayasaya lm! Parlamentoya lm! Allahszlara lm! Yaasn ah!" Bir sr insan her bir yana koup duruyordu. Yal bir adam, akna dnm bir keiyi ekitirmeye alyordu. Kadnn birinin aya taklm, alt yandaki olu dorulmasna yardm ediyordu. Kamaya balamlard. Biz de buluacamz yere varmak iin admlarmz sklatr-dk. Sokakta, genlerden bir grup barikatlar kurmaktayd. Bizi tandlar, gememizi salayarak acele etmemizi tavsiye ettiler, nk "bu yana geliyorlar mahalleyi yakacaklar" diyorlard. Btn "dem Oullarn" ldrme emri almlard.

Encmen merkezinde, Fazl'n yannda krk-elli kii vard. Tfei olmayan tek insan Fazl'd. Sadece bir tabanca, bir Avusturya tabancas vard. Sakindi, bir gece ncesine oranla daha az sinirliydi, ekilmez bekleyi bittiinde eylem adamnn duyduu rahatl duyuyordu. te, dedi. Panoff ne dediyse doru kt. Albay Liakhov darbesini yapt. Kendisini Tahran Askeri Valisi ilan etti, sokaa kma yasa koydu. Bu sabahtan itibaren Anayasac avm balatt. Her yerde ve zellikle Tebriz'de. Howard hayretle: Her ey ne kadar abuk oldu, dedi. Darbenin balad Rus konsolosuna telgrafla haber verilmi, o da bu sabah mollalara haber gndermi. Onlar da yandalarn Deveci Alan'nda toplamlar, oradan da kentin drt yanma yaylmlar. nce, dostum gazeteci Ali Mehedi'nin evine gitmiler, kars ile anasnn gzleri nnde boazn ve sa elini kesmiler, kan gl ortasmda brakp gitmiler. Hi tasalanmayn, akam olmadan Ali'nin intikam alnacak! Sesi bouklat, bir saniye durdu, derin bir nefes ald, sonra: Ben Tebriz'e, bu kentin direneceini bildiim iin geldim, dedi. zerine bastnz bu toprakta Anayasa henz geerli. Artk Parlamento merkezi buras, yasal hkmet merkezi buras. Esasl bir sava olacak, sonunda biz kazanacaz. Beni izleyin. On iki yandayla birlikte onu izledik. Bizi baheden geirdikten sonra, bir evin evresinde dolandrd, bir ucu yapraklar arasndan kaybolmu tahta bir merdivenin nne getirdi. Dama ktk, bir geitten getik, birka basamak indik, sonunda kaim duvarl, neredeyse mazgal delii denecek minnack pencereli bir odaya geldik. Fazl darya bir gz atmamz istedi. Mahallenin en az korunan, en zayf noktasnn zerinde bulunuyorduk. Bir barikat kurulmu, barikatm arkasnda, bir dizi yerde, elinde tfek yirmi kadar gen bekliyordu. Fazl: Bakalar da var diye aklad. Dierleri de bunlar kadar azimli. Hepsi mahallenin balarn tutuyor. Gruh gelmeyegr-sn... Gruhun gelmesi uzun srmedi. "dem Oullar"na ait birka evi yakmak iin biraz ge kalmlard. Onlar da silahlyd, bara ara yaklayorlard. Birden hepimizi bir titreme ald. stediimiz kadar geldiklerini bilelim, istediimiz kadar bir duvarn ardma snm olalm, zincirinden boanm bir srnn bara ara stmze gelmesi, yaayacamz en korkun deneyim olacakt. Kendimi tutamayarak fsldadm: Ka kiiler? Bin, bin be yz kadar, diye ak ve yksek sesle yant verdi Fazl. Sonra emredercesine: imdi korkutmak sras bizde dedi. Yardmclarna, bize de silah vermelerini syledi. Howard'la aramzda, neredeyse alayl bir bakma oldu. O souk nesnelere bylenmi gibi bakyorduk. Fazl: 200

201 Pencerelere gein dedi ve kim yaklarsa vurun. Benim imdi ayrlmam gerekiyor, bu vahilere bir srprizim olacak. O kar kmaz, atma balad. atma demek abartmak olur. Sr geliyordu, kin kusan, zvanadan km bir gruh, balarndaki ncyle barikatlara, hibir ey yokmuasna dalyordu. "dem Oullar" ate ediyorlard. Bir salvo. Sonra bir daha... On kii kadar vurulup yere dyor, geriye kalanlar ekiliyordu. Aralarnda biri barikat amay baarm ama bir sngnn zerine olanca arl ile geivermiti. Ardndan bir lm l... gzlerimi evirdim. Eylemcilerin elebas arkada durmu, "lm!" diye haykrmaa devam ediyordu. Sonra bir baka kalabalk barikata yklendi, bu kez daha becerikliydiler. Yani savunmaclarn ve ate edilen pencerelerin zerlerine ate ediyorlard. Alnndan vurulan "dem Oullarndan" biri, kendi takmnn tek kayb oldu. Salvolar yeniden ilk sray dvmeye koyulmutu. Saldr yavalad, geri ekildiler, birbirlerine bara ara danyorlard. Yeni bir saldrya geecekleri srada, yeri g inleten bir ses duyuldu. Saldrganlarn tam ortasna bir havan topu dm, ortal kana bulamt. te tam o an, savunucular ellerindeki tfekleri havaya kaldrarak barmaya baladlar: "Merutiyet! Merutiyet!" Barikatn te yannda saysz ceset vard. Howard usulca: Benim silahm sopsouk duruyor. Tek bir fiek atmadm. Ya sen? diye sordu. Ben de. Tanmadm birine nian alp, onu ldrmek zere tetii ekmek... Fazl birka saniye sonra geri geldi. Sevinliydi. Srprizime ne dersiniz. Bir eski Bange Fransz topu, Fransz mparatorluk ordusundan bir subaydan satn aldk. Damn zerine yerletirdik, gelin de hayran kaim! Pek yaknda onu Tebriz'in en geni alanna yerletirip zerine "Anayasay kurtaran top" diye yazacaz. Anlaml bir baar kazandm bildiim halde, bu szlerini fazla iyimser buluyordum. Amac akt: Anayasaya bal olan birka kiiyi, toplanabilecekleri, korunabilecekleri ve en nemlisi gelecekte ne yapacaklarm dnebilecekleri bir toprak parasna sahip olmak! Eer bize; hazirann o kark gnnde, Tebriz arsnn dolambal yollarnn az tesinde, omuzlarnda Lebel silahlar ve bir tek Bange topu ile, ran'a alnm olan zgrln geri vereceimiz sylenseydi, kim inanrd? Ama yle oldu. Ne varki, idealist olanmz bunu hayat ile dedi. 202 203 XXXIX Hayyam'n lkesinde karanlk gnler yaanyordu. Dou'ya vaad edilen afak bu muydu? sfahan'dan Kazvin'e, iraz'dan Heme-dan'a kadar her bardan ayn ses ykseliyordu: "lm! lm!" zgrlk, demokrasi, adelet szcklerini sylemek iin, gizlenmek gerekiyordu artk...Gelecek, yasaklanm bir dt; anayasaclar

sokaklarda kovalanyordu, "dem Oullar"nn merkezleri boaltlm, kitaplar toplatlp yaklmt. ran'n hibir yerinde, bu sakin akl durdurulamamt. Tebriz dnda hibir yerde! Kald ki bu kahraman kentte, darbe gn sona ererken, otuz kadar mahalle arasnda yine de biri, armm kuzeybatsnda AmirHz denilen mahalle, direniini srdryordu. O gece, gen partizanlar, onar onar ar kapsn tutarken, karargha dntrlen Encmen Merkezi'nde Fazl, buruuk bir harita zerinde bir takm oklar iziyordu. Kaleminin izgilerini izleyen on kii kadardk... Fazl: Dman henz, ona verdirdiimiz kayplarn aknl iinde, dedi. Bizi olduumuzdan gl sanyor. Onlarn topu yok ve bizim ka topumuz olduunu bilmiyor. Bu durumdan yararlanmalyz. ah eninde sonunda askerlerini gnderecektir. imdiden kentin tamamn ele geirmemiz gerek. Bu gece saldrya geeceiz. Eildi, onunla birlikte btn balar da harita zerine eildi: Ani olarak nehri geip kaleye iki yandan saldracaz. ardan ve mezarlktan saldracaz. Akam olmadan kale bizimdir: Kale on gn sonra ele geebildi. Her sokakta kanl atmalar oldu, ama direniiler ilerliyordu, her ey lehlerine gidiyorflu. "dem Oullarndan bazlar Hint-Avrupa Postahanesini ele geirmilerdi. Bylece Tahran ve lkenin dier kentleri, hatta Londra ve Bombay ile iletiim kurulabiliyordu. O gn bir polis klas da Anayasacara katld ve bir de Maxim mitralyz ile otuz kasa cephane getirdi. Bu kazanlar halka cesaret verdi. Gen, ihtiyar yzlerce kii, kurtarlm mahallelere kouyordu. Bazlar silahlaryla birlikte geliyordu. Birka hafta iinde dman kent dna itilmi oldu. Sadece kentin kuzeyinde, pek oturulmayan ve Deveciler mahallesinden Sahip-Divan ordughna kadar uzanan bir yreyi elinde tutabilirdi. Temmuz ortalarna doru bir gnlller ordusu kuruldu, geici bir ynetim i bana geti, Howard'a alm-ikmal ileri verildi. Artk btn vaktini arda alveri etmekle geiriyordu. Satclar ona byk yaknlk gsteriyorlard. Howard, ranllarn arlk lleri ile pek l ba edebiliyordu. Litreyi, kiloyu, onsu unut, diyordu. Burada dirhem, meskal, inik ve eek yk iin de harvar geerli. Bana retme abasndayd: Temel arlk ls Cav. Orta byklkte kabuklu bir arpa arlna eit. Mthi! diyordum. Hocam, ben rencisine sitemle bakyordu. Dersimi iyi rendiimi gstermek iin: Demek ki Cav en kk l birimi, diyordum. Hi de deil, diye kzyordu Howard. Derhal notlarma bakyor, sonra: Bir arpann arl yetmi hardal tanesine eit ya da alt adet katr kuyruu teline! Benim grevim onunkisi kadar ar deildi. Yerel leheyi konuamadm iin, yabanclarla iliki kurmak, gvenliklerini salamak ve Fazl'n niyetleri hakknda onlara bilgi vermekle ykmlydm.

Tebriz, yirmi yl nce Trans-Kafkasya Demiryolu yaplana kadar, ran'm giri kaps, yk katarlarn zorunlu geit noktasyd. Alman Mossig ve Schnemann veya Avusturya Dou Ticaret Anonim Ortakl gibi pek ok Avrupa irketinin Tebriz'de ubesi vard. Ayrca konsolosluklar, Amerikan Presbiteryen Misyonu ve daha baka kurulular da bulunuyordu. O zor gnlerde hibir yabancnn zarara uramadn vnerek syleyebilirim. Dahas, duygulandrc bir dostluk ba kurulmutu. Baskerville'den, kendimden ya da harekete katlan Panoff'tan sz etmiyorum. Burada, Fazl'n yannda silaha sarlmaktan ekinmemi ve yaralanm olan Manchester Guardiarim. muhabiri Mr. Moore'u, ya da pek ok lojistik sorunumuzu zen ve Asie franaise'e yazd yazlarla Paris'te ve btn dnyada Tebriz'den yana tavr alnmasna yol aan 204 205 ve bylece kenti tehdit eden korkun kaderden kurtaran yzba Anginieur' selamlamak istiyorum. Kentin baz din adamlar, yabanclarn bu katklarn Anayasaclara kar kullandlar: "Bir avu Avrupal, Ermeni, Babai ve de her trl serseri" diyorlard. Halk bu propagandaya kulak asmyor, bizi sevgiyle karlyordu. Her erkek bizlere karde, her kadm abla ya da anne idi. Sylemeye gerek yok, Direnie en byk destek yine ranllarn kendilerinden geldi. Bir kere Tebrizliler, sonra da inanlar yznden kentlerinden ya da kylerinden kamak zorunda kalm olan gmenler destek veriyorlard. lkenin drt bir yanndan gelmi olan dem Oullar, kendilerine bir silah verilmesinden baka bir ey istemiyorlard. Bir ok milletvekili, Bakan ve Tahranl gazeteci iin de durum aynyd. Ama Snmaclarn en deerlisi hi kukusuz irin idi. Sokaa kma yasana aldrmadan otomobiliyle yola km ve Kazaklar, onu durdurmaya cesaret edememilerdi. Halk, hayran hayran arabasn izliyordu, stelik aslen Tebrizli olan ofr, byle bir arac kullanan nadir ranllardan biriydi. Prenses terk edilmi bir saraya yerleti. O saray bykbabas yaptrmt. ldrlen yal ah, ylda bir kere buraya gelip kalmay dlemiti. Ama anlatldna gre, daha ilk gece bir rahatszlk geirmi ve yldzbilimciler byle uursuz bir yere ayak basmamasn tlemilerdi. Otuz yldan beri kimse oturmuyordu ve biraz rkerek oraya "Bo Saray" deniliyordu. irin uursuzlua filan aldrmayarak oraya geip oturmutu. Direniiler, geni bahesinde toplanmaktan holanyorlard. Aralarna ben de sk sk karyordum. Prenses, beni her grnde seviniyordu. Mektuplar, aramzda kimsenin bozamyaca bir ortaklk kurmutu. Tabii hibir zaman yalnz kalmyorduk, her toplantda veya her yemekte en az on kii oluyordu. Durmadan tartyor, arasra akalayorduk ama asla arla kamyorduk. ran'da laubalilikten holanlmaz, ince bir nezaket, hatta cafcafl bir terbiye vardr. ou kez, konuurken: "Bendeniz, glgeniz, kulunuz" gibi deyimler kullanlr, hele soylulara ve soylularn kadn olanlarna hitap edilirken yerlere kapanlr, gerekte deilse bile bu i szle yerine getirilir.

Sonunda o heyecanl perembe gn gelip att. 17 Eyll gn. Nasl unutabilirim? irin'in saraynda, yanmzdakiler eitli nedenlerden tr kmlar, ben de sona kalanlarla birlikte izin istemitim. D kapdan kacam srada, nemli yazlarn bulun206 duu evrak antam unuttuumu grdm. Hemen geri dndm, prensesi grmek gibi bir art dncem yoktu. Ziyaretilerini geirdikten sonra, dinlenmek zere ekildiini sanyordum. Yanlmm. Hl oturuyordu, yirmibe bo iskemlenin ortasnda, tek basma! Endieli, dalgm... onu gzden yitirmeden, antam usulca aldm. irin hl sessiz, beni grmemi gibiydi. Ben de hi ses kartmadan onu seyre koyuldum. Sanki oniki yl ncesin-deymiim gibiydi; stanbul'da, Cemaleddin'in salonunda kendimi gryordum, onu gryordum. O zaman da byle yan oturmutu, salarn rten ve iskemlenin ayaklarna kadar inen mavi bir rt vard. O zaman ka yamdayd? Onyedi mi? Onsekiz mi? Bugn ohz yanda, olgun, huzurlu bir kadm, bir ece! lk gnk gibi endaml! Onun durumunda ve konumunda olan kadnlarn alkanlklarna kendini kaptrmamt: tembel, obur biri olarak, btn gn bir divann stnde yatarak geirmek gibi! Evlenmi miydi? Boanm myd? Dul muydu? Bundan asla sz etmedik. Ona ok kesin bir biimde: "Seni stanbul'dan beri seviyorum" diyebilmeyi istiyordum. Dudaklarm kprdad, sonra tek bir ses kmadan yeniden kapand. irin, bana doru dnmt oysa... Sanki ne gitmi ne de geri gelmitim, arm deildi. Baklaryla duraksad. Ne dnyorsun? lk kez sen diyordu. Yant dudaklarmn zerindeydi: Seni. stanbul'dan beri. Glmseyii biraz sklgand ama hibir engelle karlamak istemedii btn yzne bu glmseyiin yaylmasndan belliydi. Bense, onun szlerini tekrar etmekten baka bir ey bulamamtm; aramzda bir eit parola olmu szleri: Bilinmez! Belki bir gn karlarz! Sessiz, anlarla dolu birka saniyeden sonra irin: Tahran'dan kitapsz ayrlmadm, dedi. Semerkant Elyazmas m? Baucumdaki ekmecemde duruyor devaml olarak. Sayfalarn evirmekten hi bkmyorum. Rubailerini ezberlemekten... hele her sayfann yanma yazlm olan gnlk olduu gibi belleimde. O kitapla bir gece geirmek iin mrmn on yln veririm. Ben de mrmn bir gecesini. Az sonra, irin'in yzne eildim, dudaklarmz bulutu, gzlerimiz kapand, dolup kalm kafalarmzn iindeki austosbce207 i arklarndan baka bir ses duyulmaz oldu. Uzun bir pme yakc bir pme, uzaklardan gelen, engelleri aan bir pme.

Bakalar gelir korkusuyla, hizmetkrlar grr korkusuyla ayaa kalktm, onu izledim, kap olduu hi anlalmayan kk bir kapdan getik, basamaklar yer yer krlm bir merdivenden ktk, imdi torununun kald eski ahn odasna vardk. Ar iki kap kanad zerimize kapand, bir kilit sesi ve yalnz kaldk, ikimiz! Tebriz;, dnyann bir ucunda bir kentti, dnya Tebriz'den uzak erimekteydi. Stunlu, boyal koca bir yatakta, sevgilimi pyordum. Her dm, her dmeyi, her ilii ellerimle ayordum, parmaklarmla, avularmla, dudaklarmla, vcudunun her kvrmn yeniden iziyordum, okaylarma, acemi pleriyle karlk veriyor, kapal gzlerinden lk gzyalar akyordu. Sabah olduunda, Elyazmas'n henz amamtm. Yatan te yanndaki komodinin zerinde duruyordu. irin plak, ba kollarmda, gsleri bana dayal uyuyordu. Dnyada hibir ey beni yerimden kprdatamazd. Nefesini, kokusunu iime ekiyor, kirpiklerine bakyor, ne gibi pembe dler ya da korkulu ryalar grdn tahmin etmee alyordum. Uyandnda, kentin ilk grltleri de balamt. Hemen toparlanmak zorunda kaldm. Kendi kendime Hayyam'n kitabna, bir sonraki ak gecesinde bakmaya sz verdim. XL "Bo Saray"dan km, rpererek yryordum. Tebriz sokaklar hi scak deildir. Kestirmeden gitmeye kalkmadan, kervansarayn yolunu tutmutum. Oraya varmak iin hi acele etmiyordum. Gecenin kprts iimde durulmu deildi. Resimler, hareketler, fsltlar gzlerimin nnde uuup duruyordu. Mutlu muydum, onu bile bilmiyordum. Bir doyum, bir rahatlama, bir dolgunluk hissediyordum ama yasak aklarla birlikte gelen sululuk duygusu iimi kemiriyordu. Uykusuz gecelerin dnceleri nasl olursa, o biim dnceler taklyordu kafama: "Ben gittikten sonra, yznde bir glmseme ile tekrar uykuya dald m? Pimanlk duyuyor mu? Onu tekrar grdmde ve yalnz kaldmzda yaknlk m gsterecek, souk mu duracak? Bu gece gene gideceim, gzlerinde bir inan arayacam." Birden bir top at duyuldu. Durdum, kulak verdim. nce bir sessizlik oldu, ardndan silahlar patlad, sonunda her ey duruldu. Yoluma devam ettim, biraz daha hzl admlarla, kulam kabartm yryordum. Yeni bir gmbrt duyuldu, ardndan ncs. Bu kez telalandm, bu sklkta tek bir top at olamazd bu! ki top olmalyd, ya da daha ok. ki sokak tesinde iki havan topu patlad. Komaya baladm. Kaleye doru. Fazl, korktuum haberi dorulad. ahn kuvvetleri gece gelmiti. Mollalarn tuttuklar mahallelere yerlemilerdi. Arkalarndan gelen birlikler vard. Her bir yandan akyorlard. Tebriz kuatlmt. Tahran askeri valisi albay Liakhov'un, birliklerine ektii nutuk yleydi: "Deerli Kazaklar; "ah tehlikede, Tebrizliler onu tanmyor, ona sava atlar, Onu Anayasay kabule zorluyorlar. Oysa Anayasa, bizim ayrcalklarmz kaldrmak, birliklerimizi lavetmek istiyor. Baarrlarsa,

208 209 sizin karlarnz ve ocuklarnz a kalacaklardr. Anayasa en byk dmanmzdr. Ona kar aslanlar gibi savamaksnz. Parlamentoyu ykmakla, btn dnyay kendinize hayran kldnz. Bu hayrl eyleminizi srdrn, isyan etmi kenti ezin, ben de size, Rus ve ran hkmdarlar adna para ve mevki vaad ediyorum. Tebriz'in zenginlikleri sizindir. Gidip almaya bakn!" Tahran ve Saint-Petersbourg'da yksek sesle, Londra'da fslt ile verilen emir aynyd: Tebriz'i yerle bir etmek! Tebriz cezalarn en arn hak etmitir! bret iin cezasn grmelidir! Tebriz yenilirse, artk hi kimse Anayasa, Parlamento, demokrasi sz edemez. Dou yeniden derin uykusuna dalabilir. te bylece btn dnya, aylar boyu srecek garip ve ackl bir ekimeye tank olacakt. Tebriz rnei, ran'n dier kentlerinde direni ateini yakt halde, kentin kendisi giderek sertleen bir kuatmaya tabii oluyordu. Anayasaclar kalknmak, toparlanmak, yeniden rgtlenmek ve son kaleleri yklmadan silah ele almak vaktini bulabilecekler miydi? Ocak aynda nemli bir baar kazand Anayasaclar. irin'in daylar Bahtiyari reislerinin ars zerine, eski bakent sfahan isyan etti ve Tebriz'i desteklediini ilan etti. Haber, kuatlm kente ulatnda, sevinten yer yerinden oynad. Btn gece, bkp usanmadan "Tebriz-sfahan, lkedir uyanan!" diye barld. Ama ertesi gn ar bir saldr sonucu, savunuculardan bir ksm gneydeki ve batdaki noktalardan ekilmek zorunda kald. Tebriz'i d dnyaya balayan tek bir yol kalmt, o da Rus snrna gtren kuzey yoluydu. hafta sonra, Rest kenti isyan etti. sfahan gibi Rest de ah'n boyunduruunu red ediyor, anayasadan ve Fazl'm direniinden yana olduunu ilan ediyordu. Tebriz, yeni bir sevin daha yayordu. Ayn anda, kuatmaclardan yeni bir saldr oldu, Tebriz'i dar balayan son yol da kesildi. Tebriz epeevre kuatlm oldu. Artk ne haber ne de yiyecek gelebiliyordu. Kentin iki yz binlik nfusunu beslemek iin daha sert bir tayn usul uygulamak gerekiyordu. 1909 ubat ve Mart aylarmda birka kent daha isyan etti. Bylece iraz, Hemedan, Mehed, Astarabad, Bender-Abbas, Anayasay kabul eden kentler oldu. Paris'te, Tebriz'i savunma komitesi kurulmutu. Bamda M. Dieulafoy adnda biri vard; tannan bir do-u-bilimciydi. Ayn i Londra'da da yapld. Bakanlna Lord La-mington getirildi. Daha da nemlisi, Osmanl topraklarnda Kerbe210 la'daki ii din adamlar aka anayasadan yana tavr alm ve gerici mollalar knamlard. Tebriz kazanmt. Ama Tebriz lyordu. Bunca isyana, bunca yadsmaya kar koyacak gc olmayan ah'n kafasmda tek bir dnce vard: ktln kkeni olan Tebriz'i yerle bir etmek gerek! Tebriz derse, dierleri ba eer. Onu ele geiremediine gre, ala mahkm edecekti. Karneye baland halde, ekmek giderek bulunmaz olmutu. Mart sonunda, zellikle yallar ve kk ocuklar arasnda lm oran yksekti.

Londra, Paris, Saint-Petersbourg basnnda eletiriler oalm ve kuatlan kentte hayatlar tehlikede olan vatandalarnn bulunmas nedeniyle, Devletler kmanmaa balanmt. Bu haberler bize ancak telgrafla ulaabiliyordu. Bir gn Fazl beni artt: Ruslarla ngilizler pek yaknda kendi vatandalarn buradan kartacaklar, bylece Tebriz, dnyada pek fazla yank uyandrmadan rahata ezilmi olacak. Bizler iin ar olacak ama bilmeni isterim, buna kar kmayacam. Burada kimseyi zorla tutacak deilim, dedi. Benim grevim ilgililere bunu duyurmak ve gidilerini kolaylatrmakt. te olaylarn en olaanst olan o srada meydana geldi. Buna tank olunca, insanlarn dier alaklklarna daha kolay katlanabiliyorum. Durumu anlatmak iin dolamaya balam ve ilk nce Presbiteryan Misyonu'na gitmitim. Dorusu Rahiple karlamaktan ve azar iitmekten korkuyordum. Howard'i yola getirmem iin bana gvenmiken, ayn yoldan gitmeme sitem etmeyecek miydi? Gerekten de beni gerektii lde bir nezaketle ama mesafeli karlad. Neden geldiimi syleyince, hi duraksamadan: Gitmeyeceim, dedi. Yabanclar buradan kartmak iin bir konvoy dzenlenebildiine gre, a kenti doyurmak iin de bir konvoy dzenlenebilir. Davranna teekkr ettim. Dini ve insani inanlarna yakr bir davrant. Daha sonra o yaknlardaki irkete gittim ve byk bir hayretle, ayn yant verdiklerini grdm. Rahip gibi tccarlar da, gitmek istemiyorlard. Aralarndan bir talyan yle dedi: Byle zor gnlerde Tebriz'den gidecek olursam, daha sonra dnmeye utanrm. Onun iin kalacam. Belki burada kalm, hkmetimi harekete geirebilir. 211 Aralarnda szlemi gibi her yerde ayn cevap verildi. ngiliz konsolosu Mr. Wratislaw'dan, konsolos M. Pokhitanoff dnda Rus Konsolosluu'nun personeline kadar! Yabanclarn bu mthi dayanmas kente moral verdi. Ama durum parlak deildi. 18 Nisan'da Wratislaw, Londra'ya u telgraf ekiyordu: "Ekmek azald. Yarn daha da azalacak." 19 Nisan'da yeni bir mesaj gnderiyordu: "Durum mitsiz. Kuatmay yarmak iin son bir hamleden sz ediliyor." Gerekten de o gn kalede bir toplant yaplmaktayd. Fazl, Anayasaya bal birliklerin Ret'ten Tahran'a yrdn, iktidarn yklmasna az kaldn sylyordu. Ama Howard artk hibir yerde yiyecek kalmadn belirtmek zorunda kald: nsanlar, damdaki kedilere varana dek tm evcil hayvanlar yediler. Pek ok aile, gece gndz sokaklarda bir arpa tanesi, bir ekmek krnts aryor. Yamyamlk tehlikesi gelip kapya dayand. ki hafta, iki hafta bize yeter! Fazl adeta yalvaryordu. Ama Howard'rn elinden bir ey gelemezdi: Bugne kadar idare ettik. Artk databilecek hibir ey kalmad. Hi. ki haftada halk krlp gider, Tebriz bir hayalet kent olur. Son gnlerde l says sekiz yze kt. Alktan ve aln neden olduu hastalklardan lyorlar.

ki hafta! Sadece iki haftack! Oru tutmak gerekse bile! Biz ka gndr oru tutuyoruz. yleyse ne yapalm? Teslim mi olalm? Sabrla oluturduumuz bunca destei yok mu edelim? Bir baka are bulunamaz m? Dayanmak iin? Dayanmak. Dayanmak. Alktan, yorgunluktan ama ayn zamanda hemen ellerinin altndaki bir zaferin sarholuundan akna dnm oniki adamn tek bir saplants vard, o da dayanmakt. Howard: Bir zm olabilir, dedi. Belki... Btn gzler Baskerville'e evrildi: Ani bir yarmada bulunmak, dedi. Parman haritaya koydu ve devam etti: Bu konuma yeniden girebilirsek, glerimiz dar ile yeniden balant kurmu olur. Dman kendine gelip toparlanncaya kadar, selamete kabiliriz. Ben bu neriye hemen kar ktm; askerler de ayn fikirdeydi. Hepsi bunun bir intihar olacan sylyordu. Dman, hatlar212 mzn beyz metre kadar tesinde, bir tepenin zerinde mevzilen-miti. Bu beyz metreyi geip, kerpi bir duvar ap, savunucular yerlerinden edip, kar saldrya direnecek gleri yerletirmek sz konusuydu. Fazl tereddt ediyordu. Haritaya bakmyordu bile. Onun merak ettii, harektn yarataca siyasal etkiydi. Birka gn kazandrabilir miydi? Tartma uzayp duruyordu. Baskerville diretiyor, savlar ileriye sryordu. Bir sre sonra Moore da ona katld. Guardian 'in muhabiri, kendi askeri deneyimini ileri sryor, ani baskndan sonu alnabileceini sylyordu. Sonunda, Fazl karar verdi: Hl inanm deilim ama baka bir are olmadna gre Howard'rn nerisine kar kmayacam, dedi. Ertesi gn, 20 Nisan'da, sabahn nde saldrya geildi. Sabahn birinde baz yerler ele geirilmise, cepheye birka yerden ilerlenecek ve dmanm kar saldrda bulunmas nlenecekti. Ama daha ilk dakikalardan itibaren, giriimin ne derece tehlikeli olduu anlald: ilk kta, Moore, Baskerville ve altm kadar gnll bir ate hatt meydana getirmilerdi. Ama dmanm hi de baskna uram bir hali yoktu. Hazrlklarmz bildiren bir casus mu vard? Dorulanmas olanakszd tabii, ne var ki oras, Li-akhov'un en yetenekli subaylarndan biri tarafndan korunuyordu. Mantkl biri olarak Fazl, harektm durdurulmasm emretti. Geri ekilme iareti verdi. Savalar tersine akmaya balamlard. Moore da dahil ok kii yaralanmt. Geri dnmeyen bir tek kii vard: Baskerville. Daha ilk salvoda, vurulup dmt; Tebriz gn boyunca taziye havas iinde yaad. Presbiter-yen Misyonunda usulca, dem Oullarnn semtlerinde'avaz avaz alanyordu. Gzlerim kpkrmz, kime ait olduklarn bilmediim eller skyordum. Durmadan, hi bitmeyecekmi gibi kucaklanyordum. Ziyaretiler arasnda ngiliz konsolosu vard. Beni bir keye ekti: Belki teselli eder diye sylyorum; arkadanzn lmnden alt saat sonra Londra'dan haber geldi. Tebriz konusunda, Devletler bir anlamaya varmlar.

Baskerville bo yere lm olmayacak. Kenti kurtarmak ve donatmn salamak iin, bir birlik gnderilmi. Tabii yabanclar da kentten kartacak... Bir Rus birlii mi? Elbette. evrede ordusu olan bir tek onlar var. Ama biz de 213 teminat istedik. Anayasaclar rahat braklacak ve ar ordusunun, grevi tamamlanr tamamlanmaz geri ekilecek. Fazl'n silahlar brakmas iin gvendiim kii sizsiniz. Niin kabul ettim? aknlktan m? Yorgunluktan m? Bende de yerlemee balayan ran kaderciliinden mi? Ne var ki kar kmadm ite., bu berbat grev benim yazgmm gibi bir duyguya kapldm. Yine de Fazl'n yanna hemen gitmedim. Birka saatliine kamay yeledim. irin'e gittim. Ak gecemizden beri ona sadece topluluk iinde rastlayabiliyordum. Kuatma, Tebriz'de yepyeni bir hava yaratmt. Hi durmadan dmann szdndan sz ediliyordu. Herkese casus ya da sabotajc gzyle baklyordu. Silahl adamlar sokaklarda kol geziyor, belli bal binalarn girilerinde nbet tutuyorlard. Bo sa-ray'm kaps nnde de be ya da alt kii oluyorlard. Beni her seferinde glerek selamlasalar da, orada olular, irin'e yalnz gitmemi engelliyordu. O akam, nbet her yanda lakalat iin, prensesin odasna kadar gizlice szabildim. Kap aralkt. Usulca ittim. irin yatan zerine oturmu; Elyazmas'n dizlerinin zerine koymutu. Usulca yanma vardm, omzu omzumda, kalas kal-amdayd. Ne o ne de ben o akam sevimeye gnllydk! O gece baka trl sevitik, ikimiz de ayn kitaba dalmtk. Gzlerimi, dudaklarm ynetiyordu. Her szc biliyor, her resmi tanyordu. Oysa benim iin bunlar ilk idi. Genelde Franszcaya eviriyordu. Kendine gre. ylesine gl, ylesine ada, ylesine zaman tesi iirlerdi ki, sekiz yz yl nce Niapur'un ya da sfahan'n ya da Semerkant'm bir bahesinde yazldklar unutuluyordu. Yaral kular lrken saklanr. Yenik dm ok byk bir airin hazin ikyeti! Huzur bulsun ahiretin kam sessizliindeki insan! Keyifli, neeli olanlar da var: Mey, yanaklarn kadar pembe olsun skntm da sann kvrmlar kadar hafif. Drtlkleri sonuna kadar okuduktan ve her minyatre uzun uzun, hayranlkla baktktan sonra, kitabn tekrar bana dnp sayfa kenarmdaki yazlar okuyorduk. nce, yaptm yarsm doldurmu olan Ermeni Vartan'n yazdklarn... Onun yazdklar sayesinde o gece mer ile Cihan'in ve arkadam yksn renmi oldum. Daha sonraki otuz sayfann her birinde, Alamut ktphanecileri, babadan oula, Elyazmas hin yksn, Merv'de nasl alndn, Hahailer zerindeki etkisini ve Mool aknna kadar Hahailerin yksn yazmlard. Yazy skemediim iin, son sayfalar bana irin okumutu: "Alamut yklmadan nce, memleketim Kirman'a katm. Nia-pur'lu byk Hayyam'n eserini de beraberimde gtrerek.... Onu tutmaya layk eller tutana dek, onu saklamaya karar verdim. Bunun iin Yce Tanr'ya snyorum. Dilediine yol gsterir, dilediini yoldan karr." Bu satrlar yazan, bir de tarih atmt: 14 Mart 1257.

Dncelere saplandm: Elyazmas 13. yzylda susuyor, dedim. Cemaleddin'e 19. yzylda armaan edilmi. Peki, arada ne oldu? Uzun bir uyku, diye yantlad irin. Bitmez tkenmez bir Dou siestas. Sonra o deli Mirza Rza'nn ellerinde srayarak uyan. Alamut ktphanecileri gibi o da Kirmanl deil mi? Atalar arasmda bir Hahai'nin olmas, o denli artc m? irin ayaa kalkt, aynasmm nnde bir tabureye oturdu. Eline taran ald. plak kolunu, zarif hareketlerini saatlerce seyredebilirdim. Ama beni gerekle yzyze getirdi: Seni yatamda yakalamalarn istemiyorsan, gitmeye hazrlan. Gerekten de gn odaya dolmu, perdeler saydamlamt. Bkkn bir sesle: Doru, dedim. Sana laf gelsin istemem. Glerek dnd: stne bastm. Bana laf gelsin istemem. Tm ran haremlerinde, yakkl bir yabancnn btn geceyi, soyunmay bile dnmeden yanmda geirdiini anlatmalarn istemem. Sonra kimse bana gz dikmez! Elyazmasim kutusuna yerletirdikten sonra, sevgilimin dudaklarna bir buse kondurdum, sonra sarayn koridorlarndan koarak kendimi dar attm, kentin kalabalna karverdim. 214 XLI Bu acl gnlerde lenlerden neden Baskerviile'i andm? Dostum ve vatandam olduu iin mi? Kukusuz. Ama ayn zamanda, yabancs olduu u Dou'da zgrln ve demokrasinin doduunu grmekten baka ihtiras olmad iin de! Kendini bo yere mi feda etti? On yl, yirmi yl, yz yl sonra Bat, onun verdii rnei anmsamayacak m? ran, yaptklarn hatrlamayacak m? Dnmek bile istemiyorum. ki dnya arasnda, ayn zamanda hem va-ad edici hem d krc iki dnya arasnda, melankoliye kaplmaktan korktuum iin. Yine de, Baskerville'in lmnn hemen ardndaki olaylarla yetinecek olursam, lm yararsz olmad diyebilirim. Dardan mdahale edildi, abluka kalkt, yiyecek geldi. Howard sayesinde mi? Belki daha nce karar verilmiti, ama onun lm kentin kurtarlmasn abuklatrd. Binlerce a insan, hayatlarn ona borludur. Beklenecei gibi, ar ordularnn kente girii Fazl'n houna gitmedi. Ona, kadere raz olmas gerektiini sylemeye alyordum: Halkm direnecek gc kalmad. Onlara verebilecein tek armaan alktan kurtarmaktr. Bunca acdan sonra onlara byle bir borcun var. On ay sava, sonra ah'rn koruyucusu Nicolas'm eline d! Ruslar kendi balarna hareket etmiyor. Uluslararas topluluk adna geliyorlar. Yeryzndeki tm dostlarmz bu harekt alklyor. Bunu red etmek, buna kar kmak, bizi bugne kadar tutmu olanlarn desteini yitirmek olur. Zafer yanbamzdayken teslim olmak, silahlar brakmak! Bana m cevap veriyorsun yoksa kaderine mi laf atyorsun? Fazl silkindi, gzleri sitem doluydu:

Tebriz byle bir aalanmaya layk deil! Elimden bir ey gelmez, elinden bir ey gelmez. yle anlar 216 vardr ki verecein her karar ktdr. Ktler arasnda, sana en az pimanlk verecei se! Durulmu grnd, dnceye dald: Arkadalarm ne olacak? ngilizler gvenliklerini garanti ediyor. Silahlarmz? Herkes kendi silahn alkoyabilecek, evler aranmayacak, sadece ate edilen ev' olursa oraya girilecek. Ar silahlar teslim edilecek. Hi de inanm grnmyordu: Peki, bir sre sonra ordusunu geri ekmeye ar' kim mecbur edecek? Tanr'ya emanet olacaz! Birdenbire bama Doulu kesildin! Fazl'n dilinde "Doulu" szcnn iltifat olmadn bilmek iin onu yeterince tanmak gerekir... Hele bunu sylerken bir de yzn ekitirse... Taktik deitirmek zorunluluunu duydum. Grltl bir i ekmesiyle ayaa kalktm: Belki de hakkn var, tartmakla hata ettim. Gidip ngiliz konsolosuna seni raz edemediimi syliyeyim. Sonra buraya dner, sonuna kadar yannda kalrm. Fazl kolumdan tuttu: Seni sulam deilim. nerini red etmi de deilim. nerim mi? Benim mi? Ben sadece ngiliz konsolosunun nerisini naklettim, stelik kimin tarafndan yapldn vurgulayarak... Sakin ol ve anla beni! Ruslarn Tebriz'e girmelerini nleyecek olanam olmadn biliyorum. En ufak bir direnite bulunursam, kimin tarafndan olursa olsun kurtarlmay bekleyen kendi vatandalarm bata olmak zere btn dnyann beni knayacan da biliyorum. Kuatmann son buluunun ah iin bir yenilgi olduunu da biliyorum. Savama amacn da bu deil miydi? Hayr, ite bunda yanldn! Bu ah1 a lanetler yadrabilirim ama savatm o deil. Bir despotu yenmek nihai ama olamaz. Ben, ranllar zgr olduklarnn bilincinde olsunlar diye, burada sylendii biimiyle birer dem Olu gibi kendi glerine gvensinler, gnmz dnyasnda layk olduklar yeri alsnlar diye savayorum. Burada bunu baarmak istedim. Bu kent, ahn ve mollalarn vesayetini red etti, byk devletlere kafa tuttu, yrekli in217 sanlarn hayranln kazand. Tebriz halk kazanmak zereydi ama kazanmasna frsat vermiyorlar, bu rnein yaylmasndan korkuyorlar, onlar aalamak istiyorlar, bu gururlu halk ekmek yemek iin arn askerlerine ba eecek. Sen ki zgr bir lkede dodun, bunu anlaman gerek. Aradan birka saniye geti. Sonra: ngiliz konsolosuna ne cevap vermemi istiyorsun? diye sordum. Fazl yapay bir glmseme taknd:

Ona de ki, bir kez daha Majestelerine iltica etmekten kvan duyacam. Fazl'n karamsarlnn ne denli yerinde olduunu anlamam iin zamann gemesi gerekti. nk hemen ardmdaki olaylar, onu haksz karmt. Fazl ngiltere konsolosluunda birka gn kald. Sonra M. Wratislaw onu kendi arabasyla, Rus hatlarm geerek, Kazvin yaknlarna kadar gtrd. Fazl orada Anayasa birliklerine katld. Onlar da, uzun bir bekleyiten sonra, Tahran zerine yrmee hazrlanyorlard. Tebriz kuatma altnda olduu srece ah'n elinde, dmanlarn caydracak bir koz bulunuyordu. Onlar tehdit edebilir, onlar durdurabilirdi. Kuatma kalkar kalkmaz, Fazl'n dostlar, ellerini tutan badan kurtulduklarn hissettiler ve hi vakit kaybetmeden bakent zerine yrmee baladlar. Biri kuzeyden Kazvin'den, dieri gneyden sfahan'dan iki ordu halinde ilerliyorlard. Gney ordusu oklukla Bahtiyari airetlerindendi ve 23 Haziran'da Kom'u ele geirmiti. Birka gn sonra, bir ngiliz-Rus ortak bildirisi yaynland. Anayasaclarn ilerlemeyi durdurmalarn ve ah ile anlamaya gitmelerini istiyordu. Aksi halde iki devlet mdahale etmek zorunda kalacakt. Fazl ile arkadalar aldrmadlar, yrylerine hz verdiler. 9 Temmuz'da iki ordu Tahran surlar nnde bulutu. 13 Temmuz gn, onbin kii bakente kuzey-bat-da iyi tutulmayan bir kapdan ve Temps gazetesi muhabirinin hayretten alm gzleri nnde kente giriyordu. Sadece Liakhov direnmeye kalkmt. yz askeri, birka eski topu ve iki makinelisi ile merkezde birka mahalleyi denetimi altmda tutmay baard. atma btn hzyla 16 Temmuz'a kadar srd. O gn saat sekiz otuzda ah, Rus Eliliine snd. Trensel biimde be yz asker ve Sarayl kendisine elik etmiti. Bu davran tahttan feragat anlamna geliyordu. 218 Kazak komutannn silah brakmaktan baka seenei yoktu. Bundan byle anayasaya sadk kalacama ve Anayasaclarn hizmetinde olacama yemin etti. Tek art, birliinin datlmamasy-d. Bu da kendisine vaad edildi. Yeni ah, tahttan inen ahn kk olu idi. Oniki yanda var yoktu. Onu bebekliinden beri tanyan irin'e gre, yumuak ve duygulu, iinde ktlk olmayan bir ocuktu. atmalarn ertesi gn vasisi M. Smirnoff ile birlikte, Saraya gitmek zere kentten geerken "Yaasn ah" lklaryla karland. Bir gn nce "ah'a lm!" diye baranlar, ayn kiilerdi! Gen ah halkn zerinde iyi bir izlenim brakt. ok fazla glmsemeden, zaman zaman elini sallayarak vatandalarn selamlyordu. Ama Saray'a varr varmaz evresindekilerin dnyasm karartt. Ailesinin yanndan apar topar alnd iin, durmadan alyordu. Hatta o yaz, annesiyle babasn bulmak zere Saraydan kamaya kalkt. Yakalannca, kendini asmaya kalkt. lmik boynunu sknca, bu kez korkup imdat istedi. Tam vaktinde kurtulabildi. Bu serven, zerinde olumlu bir etki yaratt: Korkularndan syrld ve meruti hkmdar roln, gerei gibi oynamaya balad. Gerek iktidar Fazl ile dostlarnn ellerindeydi. Yeni dneme, hzl bir temizlik hareketi ile baladlar. Eski rejim yanls alt partizan asld. Aralarnda dem Oullarna sava am mollalar ve bir de eyh Feyzullah Nuri vard. Suu, bir yl

nceki darbeden sonraki kyama fetva vermesiydi. Cinayete bulat iin lme mahkm edildi ve lm ferman ii makamlarnca onayland. Bu cezann simgesel bir yn olduu da akt: Nuri, anayasann delilik olduunu iddia etmiti. 31 Temmuz 1909 gn Tophane Meydannda halkm gz nnde ipe ekildi. lmeden nce: "Ben gerici deilim" demi ama hemen sonra yandalarna anayasann dine aykr olduunu ve son szn dine ait olacan sylemiti. Yeni yneticilerin ilk ii, Parlamentoyu yeni batan yaptrmak oldu. Bina enkaz halindeydi. Seimler dzenlenmiti. 15 Kasm'da gen ah kinci Meclis'i u szlerle ayordu: "zgrl baheden Tanr adna ve Mehdi'nin manevi koruyuculuunda Ulusal Danma Meclisini byk bir sevinle am bulunuyorum. Kltrel ilerleme ve zihniyetlerdeki gelime, deiiklii nlenemez klmtr. Bu gelime ac deneyimlerden gemitir ama ran, alar boyu, bir ok buhran atlatmasn bilmitir ve bugn ran halk emellerinin gerekletiini grmektedir. Bu 219 ilerici yeni hkmetin, halkn desteine sahip olmasndan memnunluk duyuyoruz. lkeye huzur ve gveni geri getirmitir. Hkmet ve Parlamento, gerekli reformlarn yaplmas iin, devletin yeniden rgtlenmesine, zellikle mali ilerin uygar lkelerdeki gibi dzenlenmesine ncelik vermelidir. Tanr'ya ulusun temsilcilerine yol gstermesi ve ran'dan onuru, bamszl ve mutluluu esirgememesi iin yakaryoruz." O gn Tahran'da bayram havas esti. Sokaklarda geziliyor, k-ebalarmda arklar syleniyor, her szc "Anayasa", "Demokrasi", "zgrlk" ile kafiyeli iirler dktrlyor, satclar sokaktakilere erbet ve eker ikram ediyor, darbe srasnda susturulmu olan onlarca gazete zel saylarnn reklamn yapyorlard. Gece olunca, havai fiekler kenti aydnlatt. Baharistan bahelerinde tribnler kurulmutu. eref tribnnde diplomatlar, yeni hkmet yeleri, milletvekilleri, dini liderler, ar loncasndan temsilciler bulunuyordu. Baskerville'in bir arkada olarak bana ilk sralarda yer ayrlmt: Fazl'n hemen arkasnda oturuyordum. Patlamalar, havai fiekler, birbirini izliyor, gkyz ksa aralklarla gndze dnyor, balar arkaya eiliyor, yzler ldyor, sonra ocuksu glmsemelerle yerine geliyordu. Darda ise, dem Oullar, hi yorulmadan, ayn eyleri baryorlard. Hangi lk, hangi grlt Howard'i dnmeme neden oldu bilmiyorum. Bu bayram aslmda onun bayram idi. Fazl da ayn anda bana dnd ve: Hznl grnyorsun, dedi. Hznl deilim tabii ki! Ne zamandr, Dou'da "zgrlk" diye barlsn istiyordum. Ama baz anlar aklm eldi. Onlar bir yana at, glmse, elen, son sevin anlarndan yararlanmaya bak! Gecenin tm kutlama hevesini kursakta brakan rktc szler! Fazl, yedi ay nce Tebriz'de yaptmz tartmay m srdryordu yoksa? Endie duyaca yeni konular m vard? Ertesi gn, daha fazla bilgi almak iin ona gitmeye karar verdim. Ama sonra vazgetim. Btn bir yl, onunla karlamaktan kamtm.

Hangi nedenle? Yaadm mthi servenden sonra, Tebriz'deki davranmn doruluu konusunda kukularm vard. Dou'ya, bir kitabn peine derek gelmi olan benim, bana ait olmayan bir savaa bu denli bulamaya hakkm var myd? Hangi hakla Ho-ward'a ran'a gitmesi tavsiyesinde bulunmutum? Baskerville, Fa220 zl ve arkadalar iin bir ehitti. Benim iin yitirdiim bir arkada. Yabanc topraklarda, yabanclara ait bir dava iin lm ve ailesinin bir gn ocuklarn neden batan kardm soracaklar bir arkada! Howard yznden vicdan azab m? Belki sayg gsterme hassasiyeti! Uygun szck m bilemiyorum ama demek istediim, arkadamn lmnden sonra, Tahran sokaklarnda dolap Tebriz kuatmas srasndaki szde kahramanlklarla bbrlenmeye hi niyetim yoktu. Ben bu ie tesadfen, ucundan karmtm, bir dost sahibi, kahraman bir arkada sahibi olmutum ama ansna sarlarak ayrcalklar ve iltifatlar peinde deildim. Aslnda yok olmak, unutulmak, politikaclarn, Kulp yelerinin, diplomatlarn yanlarna uramamak istiyordum. Hergn zevkle grdm tek insan irin idi. Ailesine ait pek ok ikmetghtan birine gidip yerlemesini kabul ettirebilmitim. Zar-ganda tepelerinde, bakentin dnda bir yerdeydi. Ben de evrede kk bir ev kiralamtm. Grn kurtarmak iin... nk hizmetilerin yardm ile gece gndz onunlaydm. O k, odasndan kmadan haftalar geirdiimiz oldu. Harikulade bir ini sobann stt odada, Elyazmas'm ve birka baka kitab okuyor, nargile iiyor, iraz arab, hatta zaman zaman ampanya yudumluyor, Kirman fst ile sfahan helvas attryorduk. Prensesim hem bir arbal hanmefendi hem de afacan bir kz ocuu olmasn biliyordu. Yazm ilk gnlerinde Zarganda hareketlendi. Yabanclar ve ranl zenginler kklerine gelmeye balad. Onlar iin uzun dinlenme aylar balyordu. Yabanclar iinse Tahran'in boz skntsn gidermenin yolu bu yeil cennete gelmekti. K aylarnda Zarganda boalrd. Sadece bahvanlar, bekiler ve yerli halk kalrd. irin'le bylesi bir ssz le gereksinimiz vard. Ne yazk ki nisan ayndan itibaren tanmalar balad. Evlerin parmaklklar nnde babo gezenlerin says artt. irin, her le uykusundan sonra, ziyaretilerini kabul etmeye balad. Her saniye saklanmak, koridorlardan kamak zorunda kalyordum. Artk rahat k gnleri sona ermiti. Gitmek gerekiyordu. Bunu kendisine sylediimde, Prensesim zld: Mutlu olduunu sanyordum. Ender bir mutluluk yaadm. Bu mutlulua, bozulmadan ara vermek, bozulmadan yeniden kavumak istiyorum. Seni akla, hayranlkla izlemekten kendimi alamyorum. evremizi saran ka221 labahn, baklarm evirmeme neden olmasn istemiyorum. Yazn gidip, kn dneceim.

Yaz, k, gideceksin, dneceksin.. Mevsimlere, yllara, mrne, benim mrme hkmedeceini sanyorsun. Hayyam'dan ders almadn m? "Aniden, dudaklarn slatana kadar, uup gidersin. Gzlerini gzlerime dikti, beni okumak istercesine... Hereyi anlamt, iini ekti. Nereye gideceksin? Ben de bilmiyordum. ran'a ikinci geliimdi, her ikisinde de kuatmaya uramtm. nmde, kefedeceim btn bir Dou alemi vard. Boazii'nden in Denizi'ne kadar Trkiye, ki o da ran'la ayn zamanda isyan etmi, SultanHalife'yi tahtndan indirmi, milletvekilleri, kulpleri, muhalif gazeteleri ile vnr olmutu. Sonra gururlu Afganistan vard, ki ngilizler ba edirmilerdi ama ne pahasna! Ve tabii ran'n geriye kalan yerleri... Ben sadece Tebriz ile Tahran' biliyordum. Ya sfahan? Ya iraz, Kaan ve Kirman? Ya Niapur ve Hayyam'n mezar? Btn bu yollardan hangisini semeli, hangisine sapmak? Seimi, benim yerime Elyazmas yapt. Krasnovodsk'ta trene bindim, Akabad' ve tarihi Merv kentini getim, Buhara'y grdm. Semerkant'a zel olarak gittim. XLIII Hayyam'm genliini geirdii kentten geriye ne kaldn merak ediyordum. Asfizar mahallesi, mer'in Cihan ile sevitii, bahedeki kk kk, ne olmutu? Eski in yntemine gre beyaz dut aacndan kt yapan Yahudinin oturduu Maturid mahallesi duruyor muydu? Haftalarca, yaya sonra da katr srtnda dolatm. Satclara, gelip geenlere, camideki imamlara sorular sordum, karlnda bilgisizce edilmi szler, alayl gller ve ay davetleri almaktan baka bir yant alamadm. Bir sabah, Recistan meydanna gitmekle, talihim ald. Bir kervan gemekteydi, kk bir kervan; alt-yedi deveden ibaretti. Yal deveci az temde durmu, kucana yeni domu bir kuzu almt. Bir anak mlek satcsyla pazarlk ediyordu. kisini izliyordum. Yn rme takkeleri, izgili entarileri, kzlmtrak sakallar ile bin yln tesinden gelmi gibiydiler. Hayyam'm devrindeki gibi bir grnt myd bu? Hafif bir rzgr kumlar savurdu, giysiler kabard, tm alan grnmez bir rt kaplad. evreme baktm. Recistan'm yannda bina ykseliyordu. muazzam klliye... kuleleri, kubbeleri, cmle kaplar, mozaik kapl yksek duvarlar, altmmor-trkuaz klar saan sslemeleri ve zerlerine ilenmi pek ok yaz ile... Her ey muhteemdi, ama kuleler eriydi, kubbeler delikti, cepheler oyuk oyuktu... geen yllar, esen rzgr, yzyllk umursamazlk yaplar her bir ynden kemirmiti. Bu antlara, bu harikulade, devasa, bilinmeyen yaptlara bakan tek bir gz yoktu. Geriye doru gittim, ayam takld, arkama baktmda, benim gibi giyinmi bir adamla burun buruna geldim. Konumaya baladk. Adam Rus'tu. Arkeolog. O da kafasnda binlerce soru ile gelmiti. Ama birka yant bulmutu.

Semerkant'da zaman, bir felaketten bir felakete, bir ykmdan bir ykma geer. Moollar onikinci yzylda kenti yktklarnda, yerleim yerleri mezarla dnm. Bu yerleri terketmiler. 222 223 Geriye kalanlar kentlerini bir baka yere, daha gneye kurmular. O eski ehir, Seluklularn Semerkant' btnyle, kum katmanlar altmda yitip gitmi. Topran altnda ne hazineler, ne gizler var! Toprak stnde sadece otlar! Gnn birinde, evleri, sokaklar ortaya kartmak gerekecek. Semerkant kurtulunca, bizlere yksn anlatabilecek. Durdu. Siz de arkeolog musunuz? Hayr. Bu kent baka nedenlerden tr ilgimi ekiyor. Hangileri diye sorsam ok mu saygszlk etmi olurum? Ona Elyazmas 'ndan sz ettim. inde yazlm olan Tarih'ten, izilmi olan resimlerden... O kitab grmeyi ok isterdim dedi. O Tarihte ne yazl ise yok edilmi, biliyor musunuz? Lanetlenmi gibi. Duvarlar, saraylar bostanlar, baheler, su yollar, tapnaklar, kitaplar, belli bal sanat yaptlar. Bugn hayran kaldmz yaptlar, daha sonralar Timur tarafmdan yaptrlm. Beyz yldan daha az bir zamandan kalma. Hayyam'n dneminden krk dkk birka anak mlek kalm. Ve bir de, varln imdi sizden rendiim o mucizevi Elyazmas. Onu ellerinize alm olmanz hem byk bir ayrcalktr hem de ar bir sorumluluk. Emin olun, bunun farkndaym. Bu kitabm var olduunu rendiim yllardan bu yana, sadece onun iin yayorum. Beni bir servenden dierine srkledi. Onun dnyas benim dnyam oldu. Onun bekisi, benim sevgilim oldu. Anlatt yerleri grmek iin mi Semerkant'a geldiniz? En azndan, bu kentin insanlar bana eski mahallelerin nerede olduunu gsterirler sanyordum. Sizi d krklna uratacam iin zr dilerim, ama sizi ilgilendiren a hakknda sadece efsaneler, cin ve dev ykleri dinlersiniz. Bu kent, onlar byk bir keyifle yaatr. Yani dier Asya kentlerinden de mi ok? Korkarm yle. Bu ykntnn yaknnda bulunmalar, belki de hayal glerini arttryor. stelik bir de u yeralt kenti var. Yzyllar boyu, ka ocuk yarklarndan dp bir daha ortaya kmam, topran derinliinden gelen nice garip sesler duyulmu! te nl Semerkant efsanesi byle domu, ok kii iin bu kentin gizemi iinde yer alan efsane! Anlatmasn istedim. Derler ki, Semerkant krallarndan biri, her insann gerek224 lemesini istedii d gerek klmak istemi: lmden kamay! lmn gkyznden inecei inanc iinde, kendisine hibir vakit ulamasn diye, yer altnda demirden bir saray yaptrm. Muazzam bir saray. Btn k yerlerini kapattrm. ok zengin olduu iin, her sabah doan, her akam batan ve onu

stan yapay bir gne yaptrm. Ne varki lm tanrs, hkmdar aldatp sarayn iine szm. Btn insanlara, ne denli gl ve zengin olurlarsa olsunlar, lmden kaamayacaklarn kantlamak istiyormu. Bylece Semerkant, insann kaderi ile bulutuu kent olmu. Semerkant'dan sonra nereye gitmeli? Benim iin Semerkant, Dou'nun bir ucu, harikalarn yer ald, bitmeyen bir zlemin duyulduu yesdi. Kentten ayrlacam srada, eve dnmeye karar verdim. Annapolis'e gidecek, birka yl dinlenecek ve sonra yeniden yola koyulacaktm. Onun iin de delice bir tasar yaptm. ran'a dnecek, irin'i ve Hayyam'n Elyazmas 'm alacaktm, sonra byk kentlerden birine gidecektik, Paris'e, Viyana'ya veya New-York'a ! irinle bir Bat kentinde, Doulu biimde yaamak, cenneti yaamak olmaz myd? Dn yolunda yalnz ve dalgndm. irin'e syleyeceklerimin heyecan iindeydim. " Gitmek, gitmek, mutlu olmak arta yetmiyor mu?" diyecekti kukusuz. ekingenliimi yeneceime inanyordum. Hazar kylarnda kiraladm araba beni Zargnda'ya kapal kapmn nne getirdiinde, nnde bir baka araba duruyordu. Direinde yldzl bayrak dalgalanan bir Jewel-40! ofr beni grr grmez arabadan indi, kim olduumu sordu. Beni, gidiimden bu yana bekliyormu gibi bir duyguya kapldm. Hemen yantlad, sabahtan beri bekliyormu. Efendim, siz dnene kadar beklememi syledi. Bir ay, ya da bir yl sonra dnebilirdim ya da hi dnmezdim! Hayretime hi aldrmad: Buradasnz ya! dedi. Sonra bana Amerikan elisi Charles W. Russel'n bir notunu verdi: "Sayn B. Lesage; ok nemli ve acele bir i iin bugn leden spnra saat drtte gelebilirseniz sevinirim. ofrm emrinizde olacaktr." 225 XLIV Sabrszlandklarn gstermemeye alan iki kii bekliyordu beni Elilikte! Gri takmlar, muare papyonu, Theodore Roosevelt'inkine benzeyen ama daha zenle krplm sarkk byklar ile Russel ve her zamanki beyaz entarisi, siyah stl ve mavi sar ile Fazl! Tabii sze ilk balayan Eli oldu. Dzgn ama duraksak bir Fran-szcayla konuuyordu. Bugn yaptmz toplant, tarihin akn deitiren trden bir toplantdr. Bizim kiiliklerimizde iki ulus buluuyor. Mesafelere ve farkllklara aldr etmeksizin. Gen bir ulus ama yal bir demokrasi olan Amerika ile, bin yllk eski bir ulus ama gen bir demokrasi olan ran. Bu szlerinin kendisini rahatsz etmediini anlamak iin Fazl'a bir bak att, sonra devam etti: Birka gn nce, Tahran Demokrasi Kulbne davetliydim. Anayasa Devrimine duyduum ilgiyi ve sempatiyi dile getirdim. Bakan Taft ve Dileri Bakanmz Mr. Knox da benim gibi dnyor. Hemen unu da belirteyim, Dileri Bakanmz,

bugn yaptmz bu toplantdan haberlidir. Varacamz sonular kendisine telgrafla bildireceiz. Bana durumu aklama iini Fazl'a brakt: ar ordusuna direnmememi istediin gn anmsyor musun? Ne ba belasyd! Sana asla alnmadm, yapman gerekeni yapmtn, bir bakma da hakkn vard. Ama korktuum bamza geldi. Ruslar Tebriz'den hi kmadlar. Halk her gn rahatsz ediyorlar, Kazaklar sokakta kadnlarn peelerini ekiyorlar, dem Oullar ufack bahanelerle hapse atlyor. Ama daha kts var. Tebriz'in igal edilmesinden, arkadalarmn basma gelenlerden de kt! Demokrasimizin batma tehlikesi var. Mr. Russel "gen" diye tanmlad. Bence "krlgan" demeliydi. Grnrde her ey ok iyi gidiyor. Halk daha mutlu, ar daha hareketli, mollalar daha uzlamac! Oysa yapnn 226 yklmasn nlemek iin mucize gerek. Neden mi? nk, tpk gemite olduu gibi, hazine tamtakr. Eski rejimin garip bir vergi toplama yntemi vard. Her eyalette, halkn kann emen birini grevlendirirdi. Adam, toplad paray kendisine alkoyar, sadece bir ksm ile Saraydan bir takm adamlar satn alrd. Felaket de iin bu noktasnda. Hazine'ye para gelmeyince, Ruslardan ve ngilizlerden bor alrdk; onlar da borcun denme sras geldiinde dnler ve ayrcalklar kopartrlard. ar i ilerimize bu yoldan karmaya balad, btn zenginliklerimiz bu yoldan uup gitti. Yeni iktidar da ayn dertle kar karya: ada lkeler gibi vergi toplayamazsak, dier devletlerin vesayetini kabul etmek zorunda kalacaz. Bizim iin en ivedi ura, maliyemizi yoluna sokmak, ran'm adalatrlmasnn yolu buradan geiyor. ran'n zgrl buna bal. lac bilindiine gre, neden harekete geilmiyor? nk gnmzde hibir ranl, bu grevi yapabilecek apta deil. On milyonluk bir ulus iin bunu sylemek ac ama, cehaleti gzard edemeyiz. leri lkelerde devletin st dzey grevlile-rinkine e bir eitim alm bir avu insanz urada. Deneyimimizin engin olduu tek alan diplomasi. Askerlik olsun, ulam olsun, zellikle maliye olsun, sfr! Rejimimiz yirmi yl, otuz yl ayakta kalabilseydi, btn bu alanlarda bir kuak yetimi olurdu. Ama bunun gereklemesini beklerken, drst ve yetenekli yabanc uzmanlara bavurmaktan baka zm yok. Biliyorum, bylesini bulmak kolay deil. Gemite Naus ile, Liakhov ile ve daha birou ile kt deneyimlerimiz oldu. Ama mitsiz deilim. Bu konuda, Parlamento'da ve hkmette baz dostlarmla grtm. Amerika'nn bize yardm edebileceini sanyoruz. Birden: Gurur duydum, diye atldm. Ama niin benim lkem? Charles Russel bu sorumu hayret ve endie ile karladn gsteren bir harekette bulundu ama Fazl'n yant ile yatt: Btn devletleri tek tek gzden geirdik. Ruslar ile ngilizler, bize daha fazla egemen olabilmek iin, iflasa srklenmemizden sevin duyuyor. Franszlar, bizim kaderimize ilgi gsteremeyecek kadar arla ilikilerinin dzgn gitmesi

kaygsmda! Yani genelde btn Avrupa, bir takm ittifaklar ve kar ittifaklar a kurmu ki, bunun iinde ran, pek basit bir dama ta olur. Bizi ele geirmek istemeksizin yardm elini uzatabilecek tek lke Amerika'dr. Bu yzden Mr. Russel'a bavurdum ve byle ar bir grevi 227 yerine getirebilecek bir Amerikal tavsiye etmesini istedim. Hemen syleyeyim; senin adn veren o oldu, ben senin maliye okuduunu unutmutum. Skntl gller, kaamak baklar: Siz adamnz bulun, ben yannda alr, tavsiyede bulunur, ona yardmc olurum, dedim. Ama asl grev ona ait olmal. Ben ok iyi niyetli biriyim ama o denli de bilgisiz ve tembel biriyim. Israr etmekten vazgeen Fazl, ayn biimde konumay yeledi: Bakn bu doru! Tanklk edebilirim. Sonra senin daha da byk kusurlarm var. Benim arkadamsn, bunu herkes biliyor. Siyasi rakiplerim, baarsz olman iin ellerinden geleni yaparlar. Russel sessiz, dinliyordu. Yzndeki glmseme, ne zamandr orada kalm, unutulmu, donmu gibiydi. akalama biimimiz hi onun tarz deildi ama yine de istifini bozmamt. Fazl ona dnerek: Benjamin'in kusurlarmdan dolay zr dilerim, dedi. Ama anlamamz bozulmu saylmaz. Belki de bu ii, ran'daki olaylara hi karmam birine vermek daha doru olacak. Aklnza gelen biri var m? Hibir isim bilmiyorum. Ben gl, drst, ak fikirli birini istiyorum. Sizde byleleri var, bunu biliyorum. Nasl biri olduunu gzmn nne getirir gibiyim: zarif, temiz, dik duran, drst bakan, doru szl. Tanm Baskerville'in tanmyd. ran Hkmetinin Washington'daki Eliliine 25 Aralk 1910 Pazar gn gnderdii telgraf yleydi: "Parlamento'nun onayna sunulacak, balangta yllk bir szleme ile hazinedar olarak alacak, drst bir Amerikal uzman istihdam etmek zere, dileri bakanndan sizi derhal Amerikan mali evreleriyle temas ettirmesini isteyiniz. Devletin gelir kaynaklarn, gelir ve giderleri dzenlemekten sorumlu olacak ve kendisine bir muhasebe uzman ile tarada vergi tahsilini denetleyecek bir mfetti yardmc olarak verilecektir. Tahran'daki Amerika Birleik Devletleri Elisi, Amerikan Dileri Bakannn onayn bildirdi. Kendisiyle dorudan iliki kurun, arac sokmaktan ekinin. Bu metni olduu gibi kendisine iletin ve tavsiyeleri dorultusunda hareket edin." 228 Bunu izleyen 2 ubat gn, Meclis Amerikal uzmanlarn atanmalarn ezici ounlukla ve alk yamuru altnda kabul etti. Birka gn sonra, tasary Meclis'e sunan Maliye Bakan, sokan ortasnda, iki Grc tarafndan vuruldu. Ayn akam, Rus Eliliinin evirmeni, ran Dileri Bakanlna giderek arn tebas olan katillerin, derhal kendisine teslim edilmelerini istedi. Tah-ran'da herkes, bu eylemin Parlamento oylamasna yant

olduunu anlamt. Resmi makamlar, gl komularyla aray bozmamak iin, istekleri kabul ettiler. Katiller Elilie " gtrld, sonra da snra... Snr geer gemez serbest brakldlar. ar, protesto anlamnda kepenk kapatt. dem Oullan, Rus mallarnn boykot edilmesi arsnda bulundu, hatta lkede saylar hi de az olmayan Grclere kar misillemeler oldu. Bununla birlikte Hkmet, sabr gsterilmesini istiyordu. Gerek reformlar yaknda balayacak, uzmanlar gelecek, Hazine dolacak, borlar denecek, vesayet kalkacak, okullar ve hastahaneler yaplacak, modern bir ordu kurulacak, ar'n ordusu Tebriz'den kovulacak, savurduu tehdit yok olacak, diyorlard. ran'n bekledii mucizeydi. Gerekten de mucizeler olacakt. 229 XLV lk mucizeyi Fazl haber verdi. Fsldayarak konuuyordu ama sevinliydi. Bak ona! Sana Baskerville'e benzeyecek dememi miydim? O dedii, Morgan Shuster idi. ran'm yeni Genel Hazinedar bize doru geliyordu. Onu Kazvin yolunda karlamaya gitmitik. Yamndakilerle birlikte, clz atlarn ektii krk dkk posta arabasyla gelmiti. Ne kadar da Howard'a benziyordu! Ayn gzler, ayn burun, belki daha yuvarlaka ama ayn yz, ayn sa rengi, ayn sa izgisi, ayn tokalama, nazik ama fethedici! Ona gzlerimizi dikmi olmamzdan rahatsz olmu olmalyd ama bunu belli etmedi. Geri yabanc bir lkeye, bu denli olaan d koullarla gelince, meraklan zerine ekmeyi beklemi olmalyd. Burada bulunduu srece incelenecek, izlenecek, aratrlacakt doal olarak! Bazen kt niyetle. Her hareketi, her davran anlatlacak, yorumlanacak, vlecek ya da yerilecekti. Geliinden bir hafta sonra, ilk kriz patlak verdi. Amerikallara, Tanr'nn gn ho geldiniz demeye gelen yzlerce kii arasndan bazlar, Shuster'e ngiliz ve Rus eliliklerini ziyaret etmeyi dnp dnmediini sorup duruyordu. Yant belirsizdi. Ama sorular giderek sklayor ve sylentiler, ar'da tartmalara yol aacak kadar artyordu. Amerikal, eliliklere nezaket ziyareti yapmal myd yoksa yapmamal m? Elilikler hakarete uradklarn ima ediyorlard, hava gerginleiyordu. Fazl, Shuster'in gelmesinde oynad rolden tr, bu diplomatik gerginlikten son derece rahatszd. in tmyle bozulmas tehlikesi vard. Benim araya girmemi istedi. Bylece, Atabek Saraynda oturan vatandam ziyarete gittim. Beyaz mermer, otuz kocaman odal, bir ksm Dou dier ksm Avrupa stili denmi, hallarn ve sanat eserlerinin arl altnda adeta eilmi bir yapyd. inde akar sularn, yapay gllerin bulunduu muazzam bir bahenin ortasindayd. Kentin grltsn bastran ku ve austosbcei cvltlaryla tam bir ran cennetiydi. Tahran'n en gzel ikmetgh idi. Eskiden babakanlardan birine ait iken, Anayasac zengin bir tccara satlm ve o da sarayn Amerikalnn emrine vermiti.

Shuster beni kapnn eiinde karlad. Yol yorgunluu gitmiti ve adamakll gen grnyordu. Otuzdrt yandayd ama gstermiyordu. Bense, Washington'un dazlak kafal, kelli felli brokratlarndan birinin geleceini sanmtm. Size u Elilik iinden sz etmee geldim. Siz de mi? Elenmi grnyordu. Bu protokol iinin ne denli bydnn farknda msnz bilmiyorum. Unutmayn, entrikalar diyarnda bulunuyoruz. Entrikalardan benim kadar holanan olmasn! Gld, sonra birden grevinin gerektirdii ciddiyete brnd: Bay Lesage, dedi. sadece protokol ii deil, ilke ii! Bu grevi kabul etmeden nce, bu lkeye gelmi olan pek ok yabanc uzman hakknda bilgi edindim. Bazlarnn ne yetenei, ne iyi niyeti eksikti. Ama hepsi baarsz oldu. Niye biliyor musunuz? nk beni bugn davet ettikleri tuzaa dtler. Ben ran Parlamentosu tarafndan ran Genel Hazinedarlna atandm. Geliimden aha, Naibe, hkmete haber vermem doaldr. Amerikal olduum iin Mr. Russel' ziyaret etmem de doaldr. Ama Ruslara, ngilizlere, Belikallara ya da Avusturyallara ne diye nezaket ziyaretinde bulunaym? Bakn ne diyeceim: Amerikallardan bunca ey bekleyen ran halkna, tm basklara karn bizi ie alan parlamentoya, Morgan Shuster'in dier yabanclar gibi bir yabanc, bir Frenk olduum gsterilmek isteniyor. Daha ilk ziyaretimi yapar yapmaz, davetlerin ard arkas kesilmeyecektir. Diplomatlar kibar insanlardr, bildiim dilleri bilirler, bildiim kat oyunlarn oynarlar. Burada mutlu yaayabilirim Bay Lesage, bri, ay partileri, tenis, ata binme, maskeli balo, keyfime diyecek olmaz. yl sonra lkeme dndmde, zengin ve salkl biri olarak dnerim. Ama ben buraya bunun iin gelmedim ki... Neredeyse baryordu. Grnmeyen bir el, belki de einin eli, kapy kapatt. Bunu farketmedi bile. Devamla: ok belirgin bir grevle geldim, dedi. ran'n maliyesini adalatrmak. Bu insanlar bizim kurumlarmza ve ileri yneti biimimize inandklar iin bizi ardlar. Onlar d krklna uratmaya hakkm yok, onlar aldatmaya da... Ben bir Hristiyan 230 231 topluluundan geliyorum Bay Lesage ve bunun benim iin bir anlam var. ranllar bugn Hristiyan uluslara hangi gzle bakyorlar? Pek Hristiyan ngiltere petrolne el koyuyor, pek Hristiyan Rusya orman kanunu kurallar dorultusunda dilerini gsteriyor. Bugne kadar iliki kurduklar Hristiyanlar kimler? Kurnazlar, kstahlar, Tanrszlar, Kazaklar, hakkmzda ne dnsnler istiyorsunuz? Birlikte nasl bir dnyada yaayacaz? Bizim klelerimiz ya da dmanlarmz olmaktan baka onlara nereceimiz bir ey yok mu? Bizimle ortak, bizimle eit olamazlar m? Neyse ki aralarndan birka bize inanmaya devam ediyor ama Avrupaly canavara benzeten binlerce kiiyi nasl susturacaklar? Yarnn ran' neye benzeyecek? Bu, bizim davranmza, bizim vereceimiz rnee bal. Baskerville'in fedakrlklar, dierlerinin canavarlklarn unutturdu.

Ona byk saygm var. Ama emin olun, lmeye hi niyetim yok. Sadece drst olmaya alyorum. ran'a, bir Amerikan irketine hizmet eder gibi hizmet edeceim, onu soymayacam, salna kavumasna, refaha kavumasna alacam. Ynetime saygm olacak ama el pmeyeceim, eilip bklmeyeceim. Gzyalarm tutamadm, aptallar gibi! Shuster sustu. Bana kuku ve aknlkla bakyordu. Sizi bilmeden incittimse, ltfen affedin. Ayaa kalkp, elimi uzattm. Beni incitmediniz Bay Shuster, sadece beni altst ettiniz. Szlerinizi ranl dostlarma nakledeceim, tepkileri benimkinden farkl olmayacaktr. Oradan kar kmaz Baharistan'a kotum; Fazl' orada bulacam biliyordum. Onu uzaktan grnce, seslendim: Fazl, bir mucize daha! 13 haziran gn, ran Parlamentosu, ei grlmedik bir oylama ile, Morgan Shuster'e, lke maliyesini dzenlemesi iin tam yetki verdi. Bundan sonra, dzenli biimde Bakanlar Konseyine katlacakt. Bu ara, ary ve elileri telalandran bir baka olay oldu. Nereden kaynakland belli olmayan ama tahmin etmesi de zor olmayan bir sylentiye gre, Morgan Shuster bir Acem tarikatndan-d. Sama grnebilir ama, haberi yayanlar, zehirlerini sulandrarak, yalanlarna gerek ss vermeyi baardlar. Amerikallar bir gn iinde, halkn gznde kukulu kiiler durumuna dtler. Genel hazinedarla konuma iini bir kez daha stlendim. lk karlamamzdan sonra, ilikilerimiz iyilemiti. O bana Ben, ben ona Morgan diyordum. Neyle sulandn anlattm: Senin adamlarnn arasnda Bab'lerin ya da Bahai'lerin olduu syleniyor. Bunu Fazl da dorulad. Bahai'lerin Amerika'da ok etkin bir ube atklar syleniyor. Delegasyonundaki btn Amerikallarn Bahai olduklar ve lkenin maliyesini dzeltme bahanesiyle yanda kazanmaya altklar sonucuna varlm. Morgan bir sre dnd: nem tayan tek soruya cevap vereceim: Hayr, ben buraya vaaz vermeye ya da mrit kazanmaya gelmedim; ran maliyesinin ok gerekli olan dzenleme iini yapmaya geldim. Hemen syleyeyim, Bahai filan deilim. Bu tarikatlarm varln, buraya gelmeden nce okuduum Profesr Browne'un kitabndan rendim. Yine de Bab ile Bahai arasndaki fark bilmem. Hizmetilere gelince, ki bu evde yirmi kii kadardrlar, herkesin bildii gibi, onlar ie ben almadm. Buraya gelmemden nce de buradaydlar. lerinden memnunum; nemli olan da bu! Benimle alanlar, dinsel inanlarna ya da kravatlarnn rengine gre deerlendirme gibi bir alkanlm yoktur. Davrann anlyorum. Benim ilkelerime de tpatp uyuyor. Ancak, ran'dayz ve hassasiyet duyduklar konular deiik olabiliyor. Yeni Maliye Bakan ile grtm. Dedikoducular susturmak iin, uaklarn kovman gerektiini dnyor. En azndan aralarndan birkan. Maliye Bakannn bu konuda endiesi mi var? Sandndan da ok. Giriilen btn ilerin tehlikeye dmesinden korkuyor. Konumamzm sonucu hakkmda kendisine hemen bilgi vermemi istiyor.

yleyse seni alkoymayaym. Ona, hibir uaa yol vermeyeceimi ve iin burada biteceini syle. Ayaa kalkt, srar etmek zorunda kaldm: Bu yantn yeterli olacan sanmyorum Morgan! yle mi? yleyse unu da ekle: "Sayn Maliye Bakan, bahvanmn dinini kontrol etmekten baka bir iiniz yoksa, vaktinizi doldurmak zere size nem tayan birka dosya gnderebilirim." Bakana, szlerinin sadece anlamm tadm ama sanrm Morgan, ilk karlamalarnda ona dndklerini sylemi olmal. Bu bir sorun yaratmad. Aksine herkes, bir takm eylerin aka sylenmesinden memnundu. 232 233 Birgn irin: Shuster geleli, daha salkl, daha temiz bir hava esiyor, dedi. inden klmaz durumlarn zm iin yzyllarn gemesi gerekecei sanlr. Birden bir insan kar ye lme mahkm bir aacn yeerme mucizesi gstermesi gibi, meyve vermeye balar. O yabanc bana, lkemin insanlarna inanmay retti. Onlara yerli muamelesi yapmad, kklkleri, bayalklar grmezlikten gelerek, insanca davrand. Biliyor musun? Ailemdeki yal kadnlar onun iin dua ediyor. 234 XLVI 1911 ylnda, btn ran'n, "varsa yoksa Amerikal" dediini, btn sorumlular arasnda en sevileni ve en gls olduunu sylersem, hi de abartm olmam. Yapmak istediklerini gazetecilere aklad hatta dikenli konularda onlarn fikirlerini ald iin, gazetelerin destei bykt. stelik, stlendii bu zor grevde baar kazanmak zereydi. Mali sistem tam kecei srada, sadece hrszl ve savurganl nleyerek bteyi dengelemesini bilmiti. O gelmeden nce, prensler, bakanlar, st dzey grevlileri, pis ve buruuk bir kd Hazi-ne'ye gndererek ka para istediklerini bildirirler, oradaki memurlar da canlarn ya da grevlerini kaybetme korkusu ile her istei yerine getirirlerdi. Morgan ile her ey bir gnde deiti. Bir rnek vermek gerekirse: 17 Haziran gn, Shuster Bakanlar Kurulunda, Tahran'daki birliklerin maalarn demek iin krk iki bin tuman istemiyle karlam, Emir-i Azam, yani Sava Bakan, aksi halde ayaklanacaklar ve bunun da sorumluluu Genel Hazinedara ait olacak diye atlm, Shuster'den de u yant aln: Sayn Bakan on gn nce, ayn miktarda bir para ald. Onu ne yapt? Gecikmi borcu dedim. Asker aileleri a. Btn subaylar borlu. Durum mitsiz. Sayn Bakan o paradan hibir ey kalmadndan emin mi? En ufak bir ake bile... Shuster cebinden bir kk kt kartm, zerindeki incecik yazya bakm ve sonra: On gn nce Hazine'den alnan para Bakan'n zel uaklarnn adna yatrlm. Tek bir kuru harcanmam. Elimde bankacnn ad ve hesap numaras var.

Emir Azam ayaa kalkm, fkeden her bir yan titriyormu, meslektalarna kzgn bir bak frlatarak: erefimle oynanmak m isteniyor? diye sormu. 235 Kimse ses kartmaynca: Byle bir para adma yatmsa, bunu bilen en son kii olduuma yemin ederim, demi. Sonunda bankacy getirtmiler, bankac gelir gelmez, Sava Bakan ona doru atlp fsldayarak birka szck sylemi, sonra masum bir glmseme ile: Bu kr olas bankac talimatm anlamam. Birliklerin parasn dememi. Arada bir anlamazlk var demi. Olay zorlukla kapanm. Ama o olaydan sonra hi bir Bakan Hazineyi soymaya kalkmad. Bu durumdan holanmayanlar vard tabii ama susmaktan baka areleri yoktu. nk pek ok kiiyi, hatta Bakanlar bile memnun edecek bir ok neden vard: ran tarihinde ilk kez, memurlar, askerler ve yurt dndaki diplomatlar maalarn zamannda alyorlard. Uluslararas finans evrelerinde Shuster mucizesine inanlmaya balanmt. Nitekim, Londra'daki Seligman kardeler, ran'a drt milyon sterling kredi amay kabul etmilerdi. Bu tarz kredilerin yan sra istenilen aalayc dnlere yer verilmiyordu. Ne gmrk gelirlerine el koymak, ne ipotek etmek sz konusuydu. deme gc olan normal bir mteriye verilen normal bir bortu! Bu nemli bir admd. ran'a ba edirmek istiyenlerin gznde ise tehlikeli bir adm! ngiliz Hkmeti borcu bloke etmek iin mdahale etmiti. ar ise daha sert yntemlere bavurmaktayd. Temmuzda, eski ahm, iki kardeiyle birlikte, paral askerlerden oluan bir orduyla Tahran zerine gelmekte olduu haber alnd. Amac iktidar ele geirmekti. Oysa Rus Hkmetinin gzetiminde, ran'a asla geri dnmeyecei vaadi ile Odessa'da tutulmuyor muydu? Saint Petersbourg makamlar, kendilerine soruldukta, ahn gzetimlerinden katn, sahte bir pasaportla yolculuk yaptn, silahlarn zerlerinde "maden suyu" yazl kasalarda tadn, bu katan sorumlu olmadklarn sylyorlard. Bylece, Odessa'daki ikametghndan ayrlp, Ukrayna ile ran arasndaki yzlerce kilometrelik alan kimseye grnmeden ap, silahlaryla birlikte bir Rus gemisine binip, Hazar denizini geerek ran topraklarna ayak basacak ve bundan ne ar'm ne hkmetinin-, ne ordusunun/ne gizli polisi Okhrana'nn haberi olmayacakt! Ama tartmann ne gerei vard? ran'n hassas demokrasisinin yklmasn nlemek gerekiyordu. Parlamento Shuster'den para istedi. Bu kez, Amerikal hi tartmad. Tam tersine, birka gn iinde ordunun en iyi silahlarla donatlmas iin elinden geleni 236 yapt, hatta bir adm daha atarak, Komutanlna Efrayim Han'n getirilmesini nerdi. Efrayim Han, parlak bir Ermeni subay idi ve ay iinde eski ah' ezip snrn te yanma pskrtecekti.

Btn dnya buna inanamyordu; ran gerekten modern bir lke mi olmutu? Buna benzer ayaklanmalar, eskiden yllar boyu srerdi. Gzlemcilerin ou iin bunun tek bir yant vard, o da: Shuster idi. O artk sadece Genel Hazinedar deildi. Parlamen-to'nun eski ah yasa d ilan etmesini neren de o oldu. Tpk Amerikan kovboy filmlerinde "Aranyor" dercesine, ah ve kardelerini yakalayana para vaadinde bulunuldu. ar istifini bozmad. ran'daki emellerinin, Shuster orada olduka gerekleemeyeceini anlamt. Onun gitmesi gerekiyordu! Bir olay yaratmak gerekiyordu, byk bir olay! Bu grevi yklenen eski Tebriz Konsolosu, imdiki Tahran Bakonsolosu Pokhita-noff oldu! Grev szc belki de ok basit kaacak: nk son derece byk bir beceriyle dzenlenen bir komplodan sz etmek daha doru olacak. Parlamento, eski ah'n ve iki kardeinin mallarna el koyma karar vermiti. Bu ii Genel Hazinedar sfat ile yerine getirecek olan Shuster, ii son derece yasal ller iinde yapmak istedi. Mallarn nemlice ksm, Atabek Saraynn az tesindeki "Saltanat I" adn tayan saraydayd. Amerikal oraya, bir jandarma timi eliinde, ellerinde yasal emirler bulunan baz sivil grevlileri gnderdi. Bunlar Rus Konsolosunun gnderdii Kazaklarla burun buruna geldiler. Jandarmalarn saraya girmesini engelliyor, ekil-mezlerse Hkmete bavuracaklarm sylyorlard. Olan biten hakknda haber ald vakit Shuster, yardmclarndan birini Rus Eliliine gnderdi. Pokhitanoff, gelen adam tehdit etti: "Saltanat I" saraynn sahibi Prensin annesi, ara ve arieye bir mektup yazarak korunmasn istemi, onlar da bu ii stlenmilerdi. Amerikal duyduklarna inanamad; yabanclarn dokunulmazl olmasn, bir ranl bakan ldren katillerin arn uyru-undadr diye yarglanmamasn anlyordu. Bu deitirilmesi zor bir kurald. Ama ranllarn, bir gn iinde, mlklerini yabanc bir hkmdarm koruyuculuuna brakarak kendi lkelerinin yasalarna kar gelmeleri, ite bu duyulmu ey deildi. Shuster bunu kabul etmek istemedi. Jandarmalara, Saray kuvvete bavurmadan ama kararllkla teslim almalar emrini verdi. Bu kez Pokhitanoff 237 ses karmad. Yangn balatmt. Grevi tamamlamt. Tepki gecikmedi. Saint-Petersbourg'da bir hkmet bildirisi yaynland, meydana gelen olaym Rusya'ya saldr, ara ve arieye hakaret saylacan ne sryor ve Tahran Hkmetinin resmen zr dilemesini istiyordu. Panie kaplan Babakan, ngilizlere dant; ngiliz Dileri Bakanl, arn akas olmadn, Baku'ya birlik karttn, ran' igal etmee hazrlandn ve ltimatomu kabul etmenin akllca bir i olacan bildirdi. 24 Kasm 1911'de ran Dileri Bakan, ii kan alayarak, Rus Eliliine gitti, Elinin elini skt ve unlar syledi: "Ekselans, Hkmetim beni, Hkmetinizin konsolosluk mensuplarnn uradklar hakaret nedeniyle zr dilemekle grevlendirdi." Ona uzanan eli skarken, ar'n temsilcisi de u yant verdi:

"zrnz, birinci ltimatomumuza bir yant olarak kabul edilmitir. Ancak u anda, Saint-Petersbourg'da ikinci bir ltimatom hazrlandn haber vermek durumundaym. Bana ulatrldnda, ieriini renmi olacaksnz." Bu szlerin ard hemen geldi. Be gn sonra, 29 Kasm le vakti, Rus Elisi Dileri Bakanna yeni ltimatomu verdi ve ayrca Londra'nm da onay olduunu bildirdi: "Madde Bir: Morgan Shuster gitmelidir. Madde ki: Rus ve ngiliz Eliliklerinin onay olmakszn, bundan byle yabanc uzman istihdam edilmeyecektir." XLVII Parlamento'da, yetmi alt milletvekili bekliyordu. Bazlar sarkl, bazlar fesli veya takkeli idi. dem Oullarndan en ana olanlar Avrupa usul giyinmilerdi. Saat onbirde, Babakan bir daraa-cna kar gibi krsye kt, Londra'nn da onaym alm ltimatomu ksk bir sesle okuduktan sonra, Hkmetinin kararn bildirdi: direnmeyecekler, ltimatomu kabul edecekler, Amerikaly geri gndereceklerdi; yani bir kelimeyle, eskiden olduu gibi, devletlerin izmeleri altnda ezilmektense, vesayetleri altna gireceklerdi. Beterin beterini nlemek iin yetkiye gereksinimleri vard. Onun iin de milletvekillerine ltimatomun le saatinde bittiini, tartacak vakitleri olmadn hatrlatarak gvenoyu istedi. Konutuu srece, ieriye girmesini kimsenin nleyemedii M. Pokhitanoff'un locasma kaamak baklar frlatyordu. Babakan yerine oturduunda, ne alkland, ne yuhaland. Ezici, skc bir sessizlik oldu. Sonra, Shuster'i bandan beri desteklemi olan, Peygamber slalesinden saygdeer bir seyyid ayaa kalkt. Ksa bir konuma yapt: zgrlmzn ve egemenliimizin zorla elimizden alnmas belki de Allah'n emridir. Ama onlar kendi ellerimizle teslim edecek deiliz. Yeni bir sessizlik. Sonra ayn dorultuda ksa bir konuma daha! M. Pokhitanoff, gsterili bir biimde saatine bakyordu. Babakan bunu grnce saatini kard. Onikiye yirmi vard. rkt, bastonuyla yere vurdu. Oylamaya geilmesini istedi. Drt milletvekili, eitli bahaneler ne srerek aceleyle dar kt. Geriye kalan yet-miiki milletvekili "Hayr" dedi. arm ltimatomuna hayr! Shus-ter'in gitmesine hayr! Hkmetin tutumuna hayr! Bylece, Babakan istifa etmi sayld. Btn kabinesiyle dt. Pokhitanoff kalkt, Saint-Petersbourg'a ekecei telgraf zaten hazrd. Byk kap arplarak kapand, yanks sessiz salonda dalga dalga ykseldi. Milletvekilleri kendi balarna kald. Kazanmlar238 239 d ama ilerinden bu zaferi kutlamak gelmiyordu. ktidar ellerindeydi, lkenin yazgs, anayasann gelecei onlara bakyordu. Ne yapabilirlerdi? Ne yapacaklard? Bildikleri yoktu. Gerek d, duygulu, karmak bir oturumdu bu. Bir bakma da ocuksu. Ara-sra ileriye bir dnce srlyor ve hemen vazgeiliyordu: Amerika'dan askeri birlik gndermesini istesek?

Neye gelsinler? Ruslarn dostu onlar. ar, Japon mparatoru ile bartran Bakan Roosevelt deil mi? Ama Shuster'e yardm etmek istemezler mi? Shuster ran'da ok tannp, ok seviliyor. Ama lkesinde adm duyan ok az. Amerikan Ynetimi, Saint-Petersbourg ile Londra'y kzdrm olmasndan pek holanmyacaktr. Onlardan bir demiryolu yapmalarn isteriz. Belki bu neriye baylrlar, yardmmza koarlar. ' Belki. Ama gelmeleri alt ay srer. ar ise iki haftada burada olur. Ya Trkler? Ya Almanlar? Japonlar neden olmasn? Ruslar Manurya'da ezmediler mi? Kirman'l bir milletvekili, ahm tahtm Japon Mikadosuna sunma nerisinde bulunacakken, Fazl patlad: unu iyice bilmeliyiz ki, sfahanllar bile yardma ara-mayz. Eer savaacaksak, bu Tahran'da olacaktr. Tahranllarla olacaktr ve u anda Tahranda bulunan silahlarla olacaktr. Tpk yl nce Tebriz'de olduu gibi. zerimize bin Kazak deil, elli bin Kazak gndereceklerdir. Hibir kazanma ansmz olmadn bilerek arpm olacaz. Bu cesaret krc konumay bakas yapm olsayd, sulamalarn ard arkas kesilmezdi. Ama Tebriz kahramanndan, dem Oullarnn en nlsnden gelince, szckler gerek anlamn buldu, yani gerein ac yz ortaya kt. O andan itibaren, direni nerisinde bulunmak zorlat. Ama Fazl, yine de bunu yapt: Vurumaya hazrsak, bu srf gelecei kurtarmak iindir. ran daha hl mam Hseyin'in ansn yaamyor mu? Oysa o da, nceden yitirilmi bir savata arpt, yenildi, ezildi, katledildi ve imdi biz onun adn onurlandryoruz. ran'n, inanmak iin kana ihtiyac var. Biz mam Hseyin'in yoldalar gibi, yetmi iki kiiyiz. lrsek, bu Parlamento bir ant-kabir olur. Demokrasi, yzyllar boyu Dou toprana gmlr. Hepsi lme hazr olduklarn syledi ama hi biri lmedi. Davaya ihanet ettikleri iin deil, aksine kentin savunmasn stlene240 cek gnlller bulmulard. Tebriz'de olduu gibi, "Adem Oullar" ilk sralarda yerlerini almt. Ama bu zm deildi. arm birlikleri lkenin kuzeyini igal ettikten sonra, imdi de bakente doru yrmekteydi. lerlemelerini yavalatan tek ey, havann karl oluu idi. 24 aralk gn dk Babakan iktidar zorla ele geirmeye karar verdi. Kazaklarm, Bahtiyarilerin, jandarma kuvvetlerinin nemli bir ksmnn yardm ile bakente egemen oldu ve Parlamentoyu feshettiini bildirdi. Pek ok milletvekili yakaland. En etkin olanlar srgne gnderildi. Listenin bamda Fazl vard. Yeni rejimin ilk ii, arn ltimatomunu resmen tanmak oldu. Nazik bir mektupla Morgan Shuster'e, iine son verildii bildirildi. ran'da sadece sekiz ay kalmt, soluk solua, lgnca, ba dndrc ve Dounun yzn deitiren sekiz ay. 11 Ocak 1912'de Shuster trenle uurland. Gen ah, onu En-zeli limanna gtrmek zere, emrine kendi otomobilini ve Fransz ofr M. Varlet'yi verdi. Ona veda etmeye gelen ranllar ve yabanclar bir hayli kalabalktk. Kimi

oturduu saraya gitmi, kimi yol boyunca dizilmiti. Alk yoktu ama binlerce elin usulca selam, gzlerden akan gzyalar vard. Bir alay insan, terkedilen bir sevgili gibi alyordu. Yol boyunca, sadece ufak bir olay oldu: bir Kazak, Konvoy geerken, yerden bir ta ald ve Amerikalya atar gibi yapt, eylemini tamamlayabildiini sanmyorum. Otomobil Kazvin kapsndan kp kaybolduunda, Charles Russel ile birka adm yrdm. Sonra tek bama, irin'in sarayna yneldim. Beni karlarken: ok zgn grnyorsun! dedi. Shuster'i yolcu ettim. Ah! Nihayet gitti. Doru duymu olduumdan emin deildim, Aklad: Kendi kendime bu lkeye hi gelmeseydi daha iyi mi olurdu diyorum. Ona dehetle baktm: Bunu sen mi sylyorsun? Evet, bunu ben irin sylyor. Geliinde Amerika'ly alklayan ben, her eylemini onaylayan ben, onu bir kurtarc olarak gren ben, Amerika'da kalmam olduuna zlyorum. Ne kusuru oldu ki? Olmad. ran' anlayamam olduu da bundan belli. 241 Gerekten anlayamyorum. Krala kar hakl olan bir bakan, kocasna kar hakl olan bir kadm, subayma kar hakl olan bir er iki kat ceza grmez mi? Zayflarn hakl olmalar hatadr. Ruslarn ve ngilizlerin karsnda ran zayftr, bir zayf gibi davranmalyd. Sonuna kadar m? Gnn birinde ayaa kalkmas, modern bir devlet kurmas, halkn eitmesi, zengin ve saygn lkeler arasna girmesi gerekmez mi? Shuster bunu denemee kalkt. Bu yzden ona saygm sonsuz. Ama daha az baarl olsayd, bugnk duruma dmezdik diye dnmekten kendimi alamyorum. imdi demokrasimiz yok oldu, topramz igal edildi. arn emelleri hep byleydi, bu er ge olacakt. Felaket gelecekse bile, ge gelmesi yedir! Sen Nasreddin Hoca'nn eek hikyesini bilir misin? Nasreddin Hoca, ran'da, Maverannehir'de ve Kk Asya'da, fkralaryla efsane olmu bir kiidir. irin anlatmaya koyuldu: Yar deli bir hkmdar, eek ald diye Nasreddin Hoca'y lme mahkm etmi. Tam ldrlmeye gtrlecekken, Hoca yle barm: "Aslnda bu eek benim kardeimdir. Bir byc onu bu hale soktu. Bu eei bir yl bende brakn. Ona tekrar, sizin benim gibi konuma retirim." Hkmdar ilgilenmi, Hocaya sylediklerini tekrar ettirdikten sonra; "Pek l, demi. Ama gn gnne bir yl sonra eek konumazsa, lmlerden lm been." Hkmdar gidince, kars Hoca'ya "Byle bir eyi nasl sylersin? diye sormu. "Eein konumayacan sen de biliyorsun." "Tabii ki biliyorum" diye yantlam Nasreddin Hoca. "Ama bir yla kadar hkmdar lebilir, eek lebilir, ben lebilirim."

irin devam etti: Vakit kazanabilseydik, belki Rusya Balkan veya in Savana girerdi. Sonra ar da lmsz deil. lebilirdi, isyanlarla tahttan indirilebilirdi. Sabretmeliydik, beklemeliydik, kpry geene kadar ayya day diyebilmeliydik. Dou her zaman byle bir basiret gstermitir. Shuster bizi, Batllarn ritmi ile ilerletmek istedi, bizi ykma gtrd. Bunlar sylerken ac ekiyordu, ona kar kmamaya zen gsterdim. irin devamla: ran bana anssz bir yelkenliyi anmsatyor, dedi. Denizciler yeterli rzgr olmamasndan yaknyorlar hep. Sonra birden Tanr, onlar cezalandrmak istercesine bir frtna gnderiyor. 242 Uzun sre dncelere dalp sustuk. Sonra sevecenlikle ona sarldm: irin! Adn syleyi biimim miydi? Srad, benden uzaklat, kukuyla yzme bakt: Gidiyorsun. Evet. Ama baka trl. "Baka trl" nasl gidilir? Seninle gidiyorum. 243 XLVIII Cherbourg, 10 Nisan 1912. nmde usuz bucaksz Man Denizi, sakin, gm sularyla uzanyor. Yan bamda: irin. Bavullarmzda: Elyazmas. evremizde belirsiz bir kalabalk, olanca Doulu! Titanic'e binen pek ok nlden sz edildi ama bu deniz devinin kimler iin yapld unutuldu: gmenler, milyonlarca gmen erkek, kadn ve ocuk iin... Hibir topran beslemeyi kabul etmedii ve Amerika zlemi eken onca insan iin... Gemi, tam bir dolmu gemisi gibiydi: Southampton'dan ngilizleri ve skandinav-lar, Queenstpwn'dan rlandallar ve Cherbourg'dan daha uzak diyarlardan gelen Yunanllar, Suriyelileri, Anadolu Ermenilerini, Selanik veya Besarabya Yahudilerini, Hrvatlar, Srplar, Acemleri toplamaktayd. Limanda grdm Doulular bunlard. Her biri servenci bir baka, bir i acsna, bir dik kafalla sahip grnyordu. Hepsi, Batya varr varmaz, bir insan beyninden kma en gl, en modern, en sarslmaz rn olan bu gemiyle denize almay bir ayrcalk sayyordu. Ben de farkl dnmyordum. hafta nce Paris'te evlenmitim ve yola kmay erteleme nedenim, sevgilime, yaad grkemli Dou debdebesine e bir balay yolculuu yaatmakt. Bu bo bir kapris deildi. irin, Amerika'ya yerleme dncesini, uzun sre benimseyememiti. ran'n uyan yarda kesilmeseydi, irin bu nerimi asla kabul etmezdi. Onu, ayrld ortamdan ok daha grkemli bir d dnyasnda yaatmak.istiyordum. Titanic bu isteime tam uyan gemiydi. Bu yzen saray, Do-u'daki keyif ehilleri gibi zevkleri olan kiilerce ina edilmiti. stanbul'daki ya da Kahire'deki gibi

insan geveten bir Trk hamam vard. Palmiye aal verandalar, barfiksli jimnazyumu, lde geziyor izlenimi edinmek isteyenler iin elektrikli dmesine basnca yryen devesi vard. 244 Titanic'te yalnzca bu egzotik grnn aray iinde deildik. Avrupa usul elendiimiz de oluyordu. stridye yemek, Lyon usul piirilmi bir tavuun keyfine varmak, 1887 Cos d'Estournel arabn yudumlamak, Hoffmann'n Masallar'va ve Geya'y ya da Byk Mool'u yorumlayan orkestray dinlemek de cabasyd. Bugnlerin, bizim iin deeri, ran'daki gibi gizlenmek zorunda olmaymzd. Prensesimin Tebriz'deki, Zarganda'daki veya Tahran'daki evleri ne kadar rahat olursa olsun, akmz drt duvar arasnda gizli tutma zorunluluu beni rahatsz ediyordu. Artk birlikte olmann, birlikte kol kola gezmenin keyfini sryor ve geminin en geni kamaras olduu halde, kamaramza dnmeyip ge vakte kadar evremizdeki baklarn zerimizde takl kalmasndan holanyorduk. En ok sevdiimiz eylerden biri de akam gezintilerimiz idi. Yemeimizi yer yemez bir gemi subayn ve hep ayn subay bulmaya gidiyorduk. O bizi bir kasanm nne gtryor, oradan El-yazmas'm kartyor, gverteden ve koridorlardan geerek Cafe Parisien'in rahat koltuklarna kuruluyor, rastgele birka drtlk okuyor sonra asansre binerek gverteye kyor ve ak havada pyorduk. Gecenin ilerlemi saatinde, Elyazmas m. odamza gtryor ve sabah ayn subay tarafndan kasaya konuluncaya kadar yanmzda alkoyuyorduk. Bu, irin'in pek houna giden bir tren, bir ayindi. Onun iin de, her gn ayn ayrntlar ayn biimde tekrar etmeye zen gsteriyordum. Drdnc gece, Elyazmas'n, Hayyam'n u drtlnn bulunduu yerden atk: mr soluumuz nereden geliyor diye soruyorsun. Uzun bir yky zetlemek gerekirse Derim ki Okyanus'un dibinden, Her eyi yeniden yutan Okyanus'tan. Okyanus'tan sz ermesi houma gitmiti. Tekrarlamaya kalktm. irin szm kesti: Ltfen! Bouluyor gibiydi, kaygyla yzne baktm. Bu rubai'yi ezbere biliyorum, dedi. Ama birden ilk kez duyuyormuum gibi bir duyguya kapldm. Sanki.. 245 Anlatmaktan vazgeti, derin bir nefes ald, biraz sakinlemi gibiydi: Bir an nce varm olmay istiyorum, dedi. Omuzlarm silktim: Yeryznde gvenle yolculuk yapacamz bir gemi varsa, o da bu gemidir. Kaptan Smith'in dedii gibi, "Tanr bile bu gemiyi batramaz!" Byle demekle onu rahatlatacam sanrken bsbtn rkttm. Koluma yapt: Byle konuma! Asla! dedi. Niin byle telalanyorsun? Laf olsun diye syledim. Bunu sen de biliyorsun. Bizde, bir imansz bile byle bir ey demeye cesaret edemez. Titriyordu. Ar tepkisini anlamakta glk ekiyordum. Yolda dmemesi iin kendisini tutmak zorunda kaldm.

Ertesi gn kendisine gelmiti. Onu elendirmek iin geminin elence yerlerini gezdirdim, elektrikli deveye bindirdim. Ama irin'i hibir ey oyalayamyordu. Akam yemeinde sessizdi; bitkin gibiydi. Gvertedeki gezimizi yapmamay ve Elyazmas'n kasada brakmay nerdim. Yatmak zere kamaramza ekildik. Rahatsz bir uykuya dald. Onun iin kaygl idim ve bu kadar erken yatmaya alk olmadm iin gecenin byk bir ksmn onu seyretmekle geirdim. Neden yalan sylemeli? Gemi buzdana arpt zaman, farkna bile varmadm. ok sonralar, arpma ne zaman oldu diye sorulduunda, gece yarsndan az nce, yandaki kamarada yrtlan araf sesi gibi bir ey duyduumu hatrladm. O kadar. Herhangi bir arpma duymu deildim. Sonunda uykuya dalmtm. Kapya vurulup, avaz avaz barld vakit sradm. Saatime baktm, bire on vard. Sabahlm srtma geirip kapy atm. Koridor botu. Uzakta yksek sesle konuulduunu duyuyordum. Gecenin bu saatinde bu normal bir ey deildi. Fazla kayglanmadm iin i-rin'i uyandrma gerei duymadan ne olup bittiine bakmaya gittim. Merdivende, fazla telal olmayan bir sesle, kamarotlardan biri "baz kk sorunlardan" sz ediyordu. "Kaptan btn birinci smf yolcularn, geminin en stndeki Gne gvertesinde bulunmalarn istiyor." 246 Karm uyandraym m? Biraz rahatsz da... Kaptan herkes dedi efendim. Kamaraya dnp irin'i uyandrdm. Son derece yumuak bir biimde, alnn okayarak, kirpiklerini perek, adm fsldayarak, dudaklarm kulaklarna yaptrarak, mrldanrcasna: Kalkman gerekiyor. Gverteye kmalyz, dedim. Bu akam olmaz. ok yorum. Gezecek deiliz. Kaptann emri. Bu szck bir yldrm etkisi yapt: Hudy! Tanrm! diye haykrd. Acele giyindi. Onu yattrmak zorunda kaldm, acelemiz olmadn syledim. Gverteye ktmzda grlr bir tela vard. Yolcular filikalara bindiriliyordu. Biraz nceki kamarot oradayd. Ona doru gittim. Soukkanllndan bir ey yitirmemiti. nce kadnlar ve ocuklar. irin'i elinden tuttum, filikalara doru gtrrken: Elyazmas diye yalvard. Bu karklkta onu bsbtn kaybederiz. Kasada daha iyi korunuyor. Onsuz bir yere gitmem! Kamarot: Gitmek diye bir ey sz konusu deil, diye araya girdi. Yolcular bir veya iki saat iin uzaklatrmak sz konusu. Bana sorarsanz, bu bile gerekli deil ama gemide kaptann sz geiyor.. irin inanm grnmedi. Sadece srklendi ve buna kar koymad. Ta ki bir gemi subay yanma gelip: Efendim, bu yana, size ihtiyacmz var, diyene kadar. Yaklatm. Bu filikada bir erkek eksik, krek ekmesini bilir misiniz?

Cheaspeak Krfezinde yllardr krek ektim. Rahatlad, irin'i ve beni filikaya bindirdi. Filikada otuz kii kadardk, bir o kadar da bo yer vard. Bir ka deneyimli krekiy-le filikaya binmem emredilmiti. Bizi, pek de houma gitmeyen bir sertlikle denize indirdiler. Kreklere asldm. Nereye gitmek iin? Hangi karanlk noktaya? Hibir fikrim yoktu. Kurtarma iiyle uraanlar da bilmiyorlard. Sadece gemiden uzaklamaya ve yarm mil tesinde beklemeye karar verdim. lk dakikalarda hepimizin tasas souktan korunmakt. Dondurucu bir rzgr esiyordu ve gemi orkestrasnn ald havay duymamz engelliyordu. Uygun bir yerde durduumuz zaman, 247 gerei aniden farkettik: Titanic ne doru kayklm, klar tek tek sner olmutu. Hepimiz heyecanlanmtk, suskunduk. Birden biri seslendi, bu yzen bir adamn sesleniiydi. Filikay ona doru ynelttim. irin ve dierleri adam filikaya kartmaya yardm ettiler. Az sonra, bakalar da iaret verdi, onlar da denizden topladk. Bu ie dalmken; irin bir lk att. Titanic dikey bir biim almt. Be dakika ylece durdu, sonra yazgsnn kendisini bekledii yere gmld. 15 Nisan gn, bitkin, yorgun, zgn haldeydik. Carpathia gemisinin gvertesinde irin yan bamda, sessizdi. Titanic'in battn grdmzden beri, tek bir sz etmemiti. Baklarn benden karyordu. Onu sarsmak istiyor, kurtulduumuzu hatrlatmak istiyor, ou yolcunun ldn, u gvertede kocalarn, ocuklarn yitirmi kadnlar olduunu sylemek istiyordum. Yine de ona t vermekten kanyordum. Bu Elyazmast'mn benim iin olduu kadar onun iin de bir mcevherden daha deerli, biraz da birlikte oluumuzun nedeni olduunu biliyordum. Bunca felaketten sonra yok oluu, irin'i ister istemez ok etkileyecekti. Bu ii zamana brakmay yeledim. 18 Nisan gecesi NewYork limanna yanatmzda, mthi bir karlama oldu. Gazeteciler kayklarla gelmi, ellerinde hoparlrlerle avaz avaz sorular soruyor, yolcularn bir ksm da, ellerini hoparlr gibi azlarnda tutarak yant vermeye alyorlard. Carpathia rhtma yanar yanamaz, gazeteciler kurtarlanlara doru koup, aralarndan hangisinin konuyu ayrntlaryla anlatacan bulmaya alyordu. Beni seen, Evening Sun'n gen bir muhabiri oldu. zellikle Kaptan Smith'in tutumuna ve yolcularn davranlarna ilgi duyuyordu. Yolcular panik olmular myd? Birinci snftaki yolcularn kurtarlmasna ncelik verildii doru muydu? Yantlarn her birini dnyor, belleimi yokluyordum. Vapurdan inerken, sonra da rhtmda uzun uzun konutuk. irin, bir ara yanmda durmu, sessizliini korumu, sonra birden yok olmutu. Kayglanmam iin bir gerek yoktu, kukusuz bu yaknlarda olmalyd, beni fla ile yaklaan u fotorafnn arkasnda bekliyor olmalyd. Gazeteci ayrlrken tanklm iin beni kutlad, daha sonra da konumak iin adresimi ald. evreme baknp duruyordum. irin'e seslendim, sesim gittike ykseldi. irin yoktu. Beni brakt 248

yerden kprdamamaya karar verdim. Bekledim. Bir saat. ki saat. Rhtm yava yava boald. Nereye bakmal? nce White Star brosuna gittim. Titanic'in irketiydi. Sonra kurtarlanlarn yerletirildikleri otelleri dolatm. Hibir iz yoktu. Rhtma geri dndm. Botu. Bunun zerine, adresimi bildii ve yattktan sonra beni arayabilecei yere dnmeye karar verdim: Annapolis'teki evime! Uzun sre irin'den haber bekledim. Gelmedi. Bana yazmad, kimse benim nmde adn anmad. Bugn, kendi kendime soruyorum: acaba byle biri var myd? Dou saplantlarmn bir rn myd yoksa? imdeki kuku artnca, belleim sislenince, aklm kaybedecek gibi olduumda, kalkp odann btn klarn yakyor, eski mektuplar kartyor, onlar yeni almm gibi ayor, kokularn iime ekiyor, baz sayfalarn yeniden okuyorum. Bu mektuplarn ifadesindeki soukluk bile iimi styor. Bana yeniden, yeni bir ak yayormuum izlenimini veriyor. Ancak o zaman yatarak onlar yerlerine koyuyor ve gemi anlara dndm karanlklara dalyorum. stanbul salonlarndan birinde syleniverilen bir szck, Tebriz'de geirilen uykusuz geceler, Zarganda knn scakl! Son yolculuumuzdan da u sahne: gverteye km dolayor, karanlk bir kede pyorduk. Yzn ellerimin arasna alabilmek iin, Elyazmas'n bir kenara brakyordum. irin, bunu grnce glmekten krlm, bir iki adm geri atm ve tiyatroda oynar gibi gkyzne seslenmiti: Titanic'te Rubaiyat! Dou'nun iei, Bat'nn iekliinde! Ey Hayyam! Yaadmz u gzel n grebilseydin! -sonwww.iskenderiyekutuphanesi.com

249

You might also like