You are on page 1of 112

T.C.

KAHRAMANMARA ST MAM NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS FELSEFE VE DN BLMLER ANABLM DALI
ZET YKSEK LSANS TEZ

SOSYOLOJK PERSPEKTFTEN SEKLERLEME VE DN LKSNE YENDEN BAKI


Ali BAYER

DANIMAN: Do. Dr. Mehmet Ali KRMAN Yl: 2006 Sayfa: 107

Jri : Do. Dr. Mehmet Ali KRMAN Do. Dr. Haluk ALKAN Yrd. Do. Dr. Nuri KAHVEC

Seklerlemeyle ilgili tartmalar sosyal bilimler alannda ok nemli bir yer igal etmektedir. Bu aratrma ne seklerleme ynndeki tartmalara katlr ne de seklerlemeye kardr. Bununla birlikte, din ve seklerleme arasndaki iliki gz nnde bulundurulursa, bu konu zerinde teorik almalarn yannda ampirik almalar yaplmas gerektiinde srar etmektedir. zellikle son yirmi yl zarfnda, seklerleme birok farkl bak asndan tartlan bir konudur. Tartmalarn birou konunun znden ziyade tanmlama zerinde ve biimsel dzleme odaklanm ve ksr tartmalara neden olmutur. Seklerleme Fransz Devrimi, Reformasyon ve Avrupa aydnlanmasnda kkleri bulunan tarihi, siyasi, ekonomik ve sosyo-kltrel bir sretir. Bununla birlikte din, modern toplumlarda grnmeyen din gibi farkl biimlerde de olsa varln korumaya devam etmektedir. Seklerleme tezine karlk yeni dini hareketlerin ortaya k, rasyonel seim teorisi gibi yeni modellerle bir takm eletiriler ortaya konmutur. Anlalan, modern toplumda din ve seklerleme arasndaki karlkl iliki iinde varlklarn srdreceklerdir. Anahtar Kelimeler: Din, seklerleme, seklerizmden dn, modernleme, rasyonelleme, grnmeyen din, zelleme, rasyonel seim teorisi yeni dini hareketler I PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

KAHRAMANMARA ST MAM UNIVERSITY INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES DEPARTMENT OF PHILOSOPHY AND RELIGION SCIENCES
ABSTRACT
MA Thesis

THE RELATIONSHIP BETWEEN RELIGION AND SECULARIZATION IN SOCIOLOGICAL PERSPECTIVES

Ali BAYER

SUPERVISOR: Assoc. Dr. Mehmet Ali KRMAN Year : 2006 Pages: 106

Jury: Assoc. Prof. Dr. Mehmet Ali KRMAN : Assoc. Dr. Haluk ALKAN : Asist. Prof. Dr. Nuri KAHVEC

ABSTRACT The secularzation debates concerning occupy an important place in the field of social science. This study is neither against or with secularization. Howewer, by taking into acoount the relationship between secularization and religion, it is insisted that there has to be empirical studies besides theoretical studies on this subject. Especially, in recent two decade the secularization is a subject was debating from many diverse sociological perspectives. Much of that debate has been rather sterile, focusing more on form than content, definition than substance. Secularization is a socio-cultural, economic, political and historical process, which has roots in Europan illumination, French revolution and reformation. Neverthless, religion remains also different forms such as invisible religion in modern societies. Secular trends that do not directly concern religion frequently impact indirectly in ways which both promote and alter religion Key Words: Religion, secularization, modernization, de-secularization, invisible religion, rational choice theory, new religious movements.

II PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

NSZ nsan inanma kapasitesine sahip bir varlktr ve insanlk tarihi boyunca akn bir gce inanma sregelen bir olgudur. Bir kutsal fikrinin tarihin btn dnemlerinde olduu gibi gnmzde de geerliliini koruduu grlmektedir. Aydnlanma dneminden itibaren sosyologlar yakn zamanlara kadar dinin lmnn gerekleecei, dini kurum ve sembollerin toplumsal nem ve etkileme gcn kaybedecei ynnde bir takm grler ne srmlerdir. Sosyoloji literatrnde seklerleme olarak bilinen sz konusu tezlerin ngrlerinin gereklemedii ynnde son yllarda, zellikle 1980lerden balayarak yeni ve farkl bir takm iddialar ortaya konmutur. Seklerleme tartmalar ilk olarak Bat toplumlarnda, zellikle Hristiyan toplumlarda ortaya kmakla birlikte sz konusu srecin etkileri Bat d toplumlarda da grlmeye balanm, son yllarda artan bir ekilde dnyann dier blgeleri ve dinleri zerinde bu srecin daha ok etkili olduu gzlenmitir. Kresellemenin etkilerini daha derinden hissettirdii gnmzde Batl olmayan toplumlarn da bu sreten etkilenmesi doal karlanmaldr. Trk toplumu Tanzimattan bu yana modernleme ynnde bir dizi reformlar gerekletirmitir. Ulu nder M. Kemal Atatrk nderliinde gerekletirilen ve modernleme ynnde atlan admlarla Trkiye Cumhuriyetinin sekler bir karakter kazand bilinmektedir. lkemizde seklerlemeyle ilgili tartmalar son dnemlerde ele alnmaya balanm; kavram daha ok laiklik, adalk ekseninde ilenmitir. Bu dncelerle gerekletirilen aratrma alt ana blmden olumaktadr. Birinci blmde konuya genel bir giri yaplm, kinci blmde din ve seklerlemenin kavramsal ve sosyolojik anlamlar, tarihsel arka planlar zerinde durulmutur. nc blmde seklerlemeyle ilgili fikirler hakknda bilgi verilmitir. Drdnc blmde seklerleme teorileri ortaya konulmutur. Beinci blmde seklerlemeyle ilgili seklerleme teorileri zerinde ortaya konulan verilerin llmesi ve deerlendirilmesi, altn a dncesi, slam ve seklerleme gibi eitli problemler ele alnmtr. Sonu ve deerlendirme blmnde konuyla ilgili fikirlerin genel bir deerlendirmesi yaplmtr. Seklerleme konusu zerinde nemli tartmalar yaplm olsa da bir sre zelliini tadndan henz sonulandn sylemek iin elimizde yeterli veri yoktur. Bylesi tartmal bir konu zerinde almak belli zorluklar da beraberinde getirmektedir. Ancak lisans dneminden itibaren byk bir ilgi ve desteini her zaman grdm, aratrmann olumasna fikri destek vermekle kalmayp, ayn zamanda aratrmann danmanln yrten hocam sayn Do.Dr. Mehmet Ali KRMANa arkamzda deil, aratrmalaryla nmzde olduu ve gen aratrmaclara k tuttuu iin zellikle teekkr ederim. Sosyolojik bir bak as kazanmamz salayan, aratrmann oluumunda gerek kaynak temini, gerekse fikirleriyle byk bir yardm grdm hocam sayn Prof.Dr. Hsn Ezber BODURa sonsuz teekkr ederim. Aratrmann oluumunda gr ve eletirileriyle yardmlarn esirgemeyen hocalarm sayn Do.Dr. Haluk ALKANa ve Yrd. Do.Dr. Nuri KAHVECye kranlarm sunarm. Hayatmn her dneminde ilgi ve desteini zerimde hissettiim aileme teekkr bir bor bilirim. Ali BAYER

III PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

NDEKLER NSZ ...........................................................................................................III NDEKLER................................................................................................IV KISALTMALAR.............................................................................................. V 1. GR ............................................................................................................1 1.1. Aratrmann Konusu ..............................................................................2 1.2. Aratrmann Amac ve nemi ................................................................3 1.3. Aratrmann Metodu ..............................................................................3 1.4. Aratrmann Snrllklar .......................................................................5 1.5. Konuyla lgili Daha nceki Aratrmalar ................................................5 2. DN VE SEKLERLEME ..........................................................................8 2.1.Din...........................................................................................................8 2.1.1.Kavramsal Adan Din ......................................................................8 2.1.2. Sosyolojik Adan Din......................................................................9 2.2.Seklerleme..........................................................................................12 2.2.1.Kavramsal Adan Seklerleme .....................................................12 2.2.2. Tarihsel Srete Seklerleme ........................................................16 3. SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR.........................................22 3.1. Farkllama ...........................................................................................22 3.2. Rasyonelleme ......................................................................................27 3.3. Modernleme ........................................................................................31 3.4. Bireycilik ..............................................................................................35 3.5. oulculuk............................................................................................37 3.6. zelleme .............................................................................................42 4. SEKLERLEME TEORLER .................................................................46 4.1. Klasik Seklerleme Teorisi ..................................................................46 4.2. Yeni Paradigma ve Rasyonel Seim Teorisi ..........................................52 4.3. Klasik Seklerleme Tezini Destekleyen Veriler ...................................62 4.4. Yeni Paradigmay Destekleyen Veriler..................................................65 4.5. Seklerleme Teorilerine Genel Bir Bak .............................................67 5. SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER.........................................72 5.1.Seklerlemenin llmesi ....................................................................72 5.2. Katlm, badetlere Devam ....................................................................76 5.3. Gemiin Dindarl veya Altn a Dncesi.....................................80 5.4. Seklerleme Kanlmaz Bir Sre midir?............................................85 5.5. Seklerleme ve Yeni Dini Hareketler...................................................88 5.6. slam ve Seklerleme...........................................................................93 6. GENEL DEERLENDRME VE SONU..................................................99 KAYNAKA ................................................................................................ 102 ZGEM .................................................................................................. 107

IV PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

KISALTMALAR ayr. bkz. AFD AFY ev. CUFD der. DB ed. haz. FD kr. KSU OMU s. ss. Yay Ayrca Baknz Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Yaynlar eviren Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi Derleyen Diyanet Bakanl Yaynlar Editr Hazrlayan lahiyat Fakltesi Dergisi Karlatrnz Kahramanmara St mam niversitesi Ondokuz Mays niversitesi Sayfa Sayfalar aras Yaynevi

V PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

GR 1. GR

Ali BAYER

Bat toplumlarnda ortaya kan Rnesans, Reform, Corafi Keifler, sanayileme, kentleme, kitle iletiim aralarnn yaygnlamas, g hareketleri gibi kkl deimeler ve byk apl savalar sadece Bat toplumlaryla snrl kalmam; tm dnyay derinden etkilemi ve kkl deime ve gelimelere kap aralamtr. On dokuzuncu yzyla kadar hemen her toplumda din, btnyle kltr, dnya grn temelde paylar. Ancak modern dnyada oyuna dhil olan dier gler, zellikle de bilimin bir kurum olarak ortaya k genel kuak iindeki formel eitimin yksek seviyesi ve teknolojinin daha byk alanlara etkisi gibi durumlar nemli deimelere neden olmutur. Bilimsel metot hakikatin ls haline gelmi, bylece toplumdaki dier kurumlar dini merulatrmaya daha az baml olmutur. Din, geleneksel toplum ve kltr yaps ierisinde toplumsal yapy aileden ekonomiye, eitimden hukuka ve bo zaman deerlendirme gibi alanlar btnyle kucaklamaktayken, modernlemeyle birlikte toplumda kutsal ve kutsal d (sacred ve profan) ayrm Durkheim, Dini Hayatn lkel Biimleri (2005) ortaya km, geleneksel deerlerde zayflama meydana gelmi ve insanlar anlam arayna girmilerdir. Modernlemenin mekn olarak kabul edilen ehirler, insanlar yalnzla srklemi, daha nceleri kolektif bilince dayal toplum yaps yerini bireyci anlayn egemen olduu yaplarla yer deitirmitir. Ortaya kan bu kkl deimelere uyum salama konusunda eitli problemler yaanm, yaanan gelimeler toplumsal bunalmlar ve anomik durumlara doru bir seyir izlemitir. Robert Nisbet, sosyolojideki cemaate karlk cemiyet, otoriteye karlk g, statye karlk snf, mensubiyete karlk yabanclama ve kutsala karlk sekler gibi baz kavramlarn ztlklar meydana getirdiini ifade etmektedir. Kutsala karlk seklerliin sosyolojik aratrmann bir znesi olarak en ak bir ekilde akla gelen bir karlk olduunu ifade etmektedir. Sosyolojik bak asndan, sosyal ilikilerin kiisellikten k, egemenliin brokratiklemesi ve geleneksel snflarn paralanmas gibi modern tarihteki byk eilimlere toplumun seklerletirilmesi elik etmitir, yani kutsal deerlerin faydac, uygulamac ve hazc dier deerlerle yer deitirmesi sreci elik etmitir (Nisbet, 2005:58-60). Toplumda meydana gelen deime ve gelimeleri anlamak ve aklamak zere bilim adamlar bir takm teoriler retmilerdir. Bir yanda sanayileme, modernleme ve kitle iletiim aralarnn hzl gelimesiyle birlikte dini kurum ve sembollerin daha nce sahip olduu nem ve prestijin azalacan ne sren teoriler yer alrken; bunun karsnda son zamanlarda ortaya kan ve iddia edildii zere dini kurum ve sembollerin toplumsal nemini yitirmedii, aksine yakn zamanlarda meydana gelen bir takm gelimelerle dinin daha da glendiini ve daha nce ifade edilen fikirlerin geerliliini kaybettiini ne sren yeni bir akm ortaya kmtr. Bir kimsenin sahip olduu dini tutum, seklerleme olgusuna yaklamnda etkili olmaktadr. Bu balamda seklerleme tezini destekleyenlerin dine kar kaytsz olmalar, kar kanlarn da dine kar yakn bir eilim duymalar mmkndr. Seklerleme tezinin, dini zayflatmak iin dine kar olanlar tarafndan kullanlan bir silah olduu ileri srlmtr. Fakat ayn ekilde ada toplumun seklerlemesi fikrini uygun bulmayanlar tarafndan din kavramnn da bir silah olarak kullanlabilecei sylenebilir (Hamilton, 2001:186). Anlalan, din ve seklerleme konusu ele alnrken bizim nerede durduumuz ve konuya hangi perspektiften yaklaacamz, elde edeceimiz sonularda baat rol oynamaktadr. 1

PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

GR

Ali BAYER

Aratrmann konusu olan seklerleme ve din ilikisi incelenirken aratrmaclarn duruu ok nemlidir. Bu balamda ortaya konulan aklamalarda, doal olarak dikkate alnacak ey, toplumda dinin roln aklayacak bir teori tipine bal olacaktr. Dinin grnmezlii veya zayflamas ya da, dinin yeniden ykselii durumu iin ortaya konulacak bir aklamada sonuca etkide bulunan ey, teorilerden birinin dierini hesaba katp katlmamasna bal olacaktr. ayet din, zulm ve mahrumiyete bir reaksiyon veya onlarn sonucu olarak aklanan ey ise; seklerlemenin aklamas demokrasi ve refahn gelimesine iaret edecektir. ayet din kavram, gcn eksikliinin bir sonucu ise, seklerleme bilimin gelimesinin bir sonucudur. Yine din, korku ve kukunun bir rn ise, seklerleme bizim tabii dnyay kontrol ve aklama yeteneimizin gelimesinin bir sonucudur. ayet din, hayat artlar zerinde kolektif bir lye nevrotik bir cevap ise, seklerleme modern artlarn gerektirdii ok daha uygun bir dizi deerin sonucudur. ayet din, kadn ve erkein varlna anlam vermenin bir yolu ise, seklerleme bir anlam krizinin veya yeni bir anlam salama yollarl srecinin, hkim durumdaki artlara daha uygun aratrmalarn bir sonucudur. Son olarak, btnyle ne tatmin edici bir din teorisine ulamak, ne de btnyle tatmin edici bir seklerleme teorisi ortaya koymak mmkndr (Hamilton, 2001:195). Richard Fenn, seklerleme srecini toplumda kutsal ve profan arasndaki snr asndan tartr. eitli gruplar, birliktelikler, organizasyonlar ve bireylerin sahip olduklar amalar tanmak iin aratrdklar bir snrdr. Anlalan, seklerleme otomatik/kendiliinden hareket eden veya evrimci bir sre deildir. Karmak ve elikili bir sretir ve her seviyede atmac eilimlere maruz kalr. Onun sebepleri tersine evrilebilir (Hamilton, 2001:209). Anlalan, Seklerleme, karmak ince farllklarn bulunduu elikili bir alma alandr. Bu durumun en iyi yn yksek derecede aydnlatc olmas, en kt yn ise, ideolojik seklerizm iin gizli, arzal bir klf oluturmasdr (Davis, 2005:109). 1.1. Aratrmann Konusu Aratrmann konusu; seklerleme ve din ilikisinin sosyolojik perspektiften incelenmesidir. Genel olarak, dini kurum ve sembollerin toplumsal nemlerini kaybedeceini ne sren klasik seklerleme teorileri ve buna karlk olarak dini kurum ve sembollerin nemini belli bir dnem iin kaybetmi olsa da, son dnemlerde meydana gelen toplumsal gelimelerle birlikte dinin toplumsal neminin yeniden artt ve daha da glendii ynnde yeni paradigma olarak isimlendirilen modelin seklerlemeyle ilgili ortaya koyduu aklamalarn genel deerlendirmesini konu edinmektedir. Seklerlemeyi oluturan entelektel arka plan tartmalar, modernleme, rasyonelleme gibi modern dnemin genel karakteristikleri seklerleme balamnda tekrar ele alnacaktr. Seklerleme; kimilerine gre insanln bana gelebilecek en byk felaket olarak anlalrken, bat insann ortaan karanlklarndan karp aydnla kavuturan bir olgu olarak ele alanlara da rastlanmaktadr. Son yllarda meydana gelen nemli gelimelerle birlikte yeni bir ivme kazanan seklerleme tartmalar; kresel bir olgu olarak yeni dini hareketler ve zellikle rasyonel seim teorisi balamnda ele alnmaya balanm, gelitirilen yeni teorik yaklamlar konuya farkl bir boyut kazandrmtr. Dnya apnda meydana gelen deimelerle birlikte insanlarn dindarlklarnda da farkllklar ve deimeler meydana gelmitir. Bat dnyasnda; ait olmadan inanma (believing without belonging), (Davie, 1990:455-69), dindar deil ama inanl (spiritual but not religious), Bergere 2

PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

GR

Ali BAYER

gre uygunsuz olsa da sekler teoloji veya sekler Hristiyanlk, dinsiz Hristiyanlk gibi farkl tipolojik kavramlar kullanlmaya balanmtr (Berger, 2002:242). Dolaysyla, dindarlk biimlerinde grlen bu farkllamalarn anlalp ifadelendirilmesi de aratrmann konusu ierisine girmektedir. 1.2. Aratrmann Amac ve nemi Seklerleme konusu teorik neme sahiptir, bu balamda dinin toplumdaki yerini aklama modeli olarak seklerleme zellikle batl bilim adamlar tarafndan youn bir ekilde ilenmi bir konudur. Din ve seklerleme ilikisini ele alan bu aratrma, tarihsel sre ierisinde seklerleme hakknda ifade edilen grleri ortaya koymak ve bu grleri gelien yeni artlara uygun biimde onlarn genel bir deerlendirmesini yapmaktadr. nceleri, modernlemenin bir sonucu olarak dinin toplumsal hayatta zayflayaca, gelien bilim ve teknoloji karsnda dinin toplumsal nemini kaybedecei, bu balamda dnyevi ilgi ve nceliklerin n plana kaca eklinde yaygn bir anlay mevcuttur. Ancak yaanan deiim tecrbeleriyle birlikte dinin, iddia edildii zere toplumsal hayattan balarn koparmad ve biim deitirerek de olsa varln bir ekilde devam ettirdii grlmtr. Toplumsal bir olgu olarak din, sosyal dzeni koruyucu, btnletirici ve deiimi engelleyici bir unsur olarak grlmekle birlikte toplumsal alanda bir atma unsuru ve deimeyi hzlandrc bir faktr olarak da grlmtr. Sosyologlar, seklerleme teorileriyle gemite ve gnmzde toplumlarn dini hayatlarndaki deiim ve dnm tecrbelerini ortaya koymay hedeflemilerdir. Modernleme ve seklerleme srecinde dini kurum ve sembollerin azalmasnn yannda geleneksel dindarlk tiplerinde farkl olarak ait olmadan inanmadan inanl ancak dindar deil, sekler Hristiyan. ateist Mslman gibi farkl dindarlk biimlerinin ortaya kt iddia edilmitir. Dindarlk biimlerinde grlen bu deimelerin anlalmas asndan da seklerleme din ilikisinin ortaya konulmas byk nem arz etmektedir. Aratrma, ortaya kan bu yeni durum karsnda, klasik seklerleme teorileri ve bunun anti tezi olarak nitelenen yeni paradigmann grlerini ortaya koymak suretiyle konuya farkl bir yaklam getirmeyi amalamaktadr. ada toplumlarn dini zayflatma eilimlerinin ne olduu ortaya konulduunda, gemite ve dier toplumlarda dinin varl ve gc daha iyi anlalabilecektir. zellikle gelimekte olan lkeler kategorisinde yer alan ve nemli ekonomik, sosyal, siyasi, kltrel deiimler yaamakta olan; Trkiye gibi gei zellii (tranzisyonel) sergileyen lkelerin seklerleme tecrbelerinden ne derece etkilendiinin tespitine ve ortaya kan bu yeni durumun daha iyi anlalmasna katkda bulunmay amalamaktadr. Bilim insannn bata gelen grevlerinden biri iinde yaad toplumun gereklerini ortaya koyup, bilim dnyasnn hizmetine sunmaktr. Bu nedenle seklerleme konusunda yeni gelimeleri takip etmek ve seklerleme-din ilikisi zerinde yaplan tartmalarn yeniden incelenip bilim insanlarnn hizmetine sunma amac ierisinde bu alma hazrlanmtr. 1.3. Aratrmann Metodu Sosyolojide uzun bir sre aratrlp incelenen, zellikle son dnemde yeniden ele alnmaya balanan seklerleme din ilikisi din sosyolojinin gzde konular arasnda yer almaya devam etmektedir. Dini karakterli olaylarn incelenmesi bilimi olan din 3

PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

GR

Ali BAYER

sosyolojisi alannda yaplan aratrmalarda sosyal bilimler metodolojisi izlenmektedir ve aratrma bu modele bal kalacaktr. Yaplan bu aratrma sosyolojik bir literatr taramasdr. Aratrmann konusu olan seklerleme incelenirken bu alanda yaplan almalarda bat toplumlarnda kilise din ilikilerinden hareketle ele alnp ortaya konulmaktadr. Kavramn ortaya kt ve geliim gsterdii mekan Bat toplumlar olduuna gre haliyle kilise din ilikileri n plana km olsa da, zamanla Bat d toplumlarda da seklerleme eilimleri grlmeye balamtr. Seklerleme din ilikisi sadece Hristiyan alemi iin deil; onun dnda kalan btn dini birlik ve organizasyonlar iin genel deerlendirmelerde bulunmak bakmndan zellikle dini sosyal biimlerin yaplar hakknda fikir edinmek bakmndan son derece nemli olmaktadr (Wach, 1987:26). Din sosyolojinde aratrlacak konuya yaklamda objektiflik ilkesi ok nemlidir. zellikle modernleme, rasyonelleme, yeni dini oluumlar gibi ok boyutlu (multi-dimensional) seklerleme olgusu ele alnrken her trl n yarg ve kabullerden uzak, bilimsel metodolojiye bal kalmak gerekmektedir. Sosyolojik bir konu ele alnrken sosyolog, kiisel tercihlerini, n yarglarn, inanlarn kontrol altnda tutmaya almal ve deersel olarak hkm vermekten ziyade ak ekilde ortaya koymaldr (ifti, 1999:8). Konu ele alnrken hem Bat toplumlarnn hem de, Bat d toplumlarn dini hayatlarndaki deimeler deer yargsndan uzak kalnarak deerlendirilmeye allacaktr. Dolaysyla, hem klasik seklerleme teorileri hem de yeni paradigmann verileri elden geldiince nesnel olarak ele alnacaktr. Yeni paradigmann klasik seklerleme teorilerin verilerini sorgulamalar, bilimsel yntemin ne olduu veya bilimsel objektiflik yargsnn nasl dzenlenmesi gerektii ynndeki sekler anlaylara kadar uzanmaktadr. rnein dinin bize nesiller boyu aktarlan ve modernite tarafndan krlamayan bir zincir olduu eklindeki teziyle tandmz Daniele Hervieu-Leger,din sosyologlarnn inanan kimseler olmamasn objektifliin temel ls sayan mant u szlerle sorgulamaktadr: Aile sosyolojisi yapmak iin evli olmak m gerekir?(Hervieu-Leger, 2000:13). Sosyolojik aratrmalarda tabi bilimlerdeki gibi deney yapma olana ok g ve snrl olduu iin, bu eksii giderme ynnde yararl olan ve aratrmaclar tarafndan ska bavurulan yntemlerden biri de, karlatrma yntemidir (Ozankaya, 1991:56). Seklerleme olgusunun farkl toplumlarn inan ve kltrlerini ayn oranda etkileyip etkilemediini, ortaya koymak, ortaya k itibariyle batl bir olgu olmasna karn, batl olmayan dier lkeleri de etkileyecei gereinden hareketle aratrma ortaya konulurken karlatrma yntemine bavurulmutur. Seklerlemeyle ilgili ortaya konan veriler karlatrarak bu verilerin gvenirlii deerlendirmeye tabi tutulmutur. nk ayn olguya farkl alardan bakan bu teorilerin verilerinin kendi alarndan doruluu kabul edilse de ok boyutlu bir konunun tek bir bak asyla doru olarak anlalmas ve ifadelendirilmesi mmkn deildir. Dolaysyla aratrmada, farkl toplumlarn inanlar da yer yer karlatrarak konuya zenginlik katlm ve daha doru sonulara ulalmaya allmtr. Seklerleme, laiklik kavramyla yakn bir anlama sahiptir ancak ayn anlam karakterlerini paylamazlar. Laiklik, din ve devletin ayrlmasn ifade ederken seklerleme din ve devletin ayrlmasn da ieren, genel olarak dinin toplumdaki yerini ifade eden bir kavram olarak n plana kmaktadr. Dolaysyla, konu ele alnrken kavrann bu yn dikkate alnacaktr. Aslnda konu, hali hazrda, din ve devletin ayrlmas olarak anlalm olsayd ortada tartlabilecek fazla bir ey olmamas 4

PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

GR

Ali BAYER

gerekirdi. Batl toplumlarn ounda laiklik anayasada yer almtr. Ancak seklerleme tartmalar halen devam etmektedir. Seklerleme ok boyutlu bir olgudur ve farkl bak alarndan yararlanlarak aklanabilir, onu sadece din ve devlet ilikileri olarak ele almak yanl sonulara ulatracaktr (Kkta, 1997:16; Kse, 2001:204). Seklerleme kavramnnn kullanm daha nceki almalarda dnyevileme, adalama gibi kavramlar kullanlm olsa da, kavramn ifade ettii anlam snrlayacan dikkate alarak seklerleme ifadesini kullanmtr. 1.4. Aratrmann Snrllklar Bilimsel aratrmalar doas gerei belli snrllklar bnyelerinde tarlar. Her bilimsel aratrmada olduu gibi aratrmamz da belirli snrlklar bnyesinde barndrmaktadr. Aratrma konusu olan seklerleme ok boyutlu (multi dimensional ) ve disiplinler aras (interdisipliner) ele alnp incelenecek bir olgudur. Aratrmada seklerleme olgusu, din sosyolojisi perspektifinden ele alnmtr. Aratrma bir literatr almas olduundan grme, anket gibi teknikler kullanlmamtr. Seklerleme olgusu, Bat dnyasnda uzun yllar tartlmasna ramen lkemizde ancak son dnemlerde tartma zemini bulmutur. Konuyla ilgili yabanc literatrde hazrlanan birinci el kaynaklara elden geldiince ulalmaya allmtr. Kaynaklarn byk ounluunun yabanc dilde olmas, Trke literatrde seklerleme konusu zerine yazlan eserlerin ok az olmas veya konunun sosyolojik perspektiften incelenmemesi gibi faktrler konunun ilenii bakmndan baz zorluklar beraberinde getirmitir. Dolaysyla aratrma ulalan kaynaklarla snrldr. Toplumsal artlar ve durumlar srekli deitii iin seklerleme ve din zerine yaplan bu aratrmada ulalan sonular da nihai deildir. Ayrca, seklerleme olgusu Bat dnyasyla snrl bir olgu deildir. Buradaki snr corafi deil, kltreldir. Yani, seklerleme srecinden sadece Batl lke ve toplumlar deil; ayn zamanda Bat d toplumlar, bunlardan slam dnyas ve zellikle modern Trk toplumu bu sreten etkilenen ve hali hazrda bu sreci yaayan bir lkedir. Durum byle olmasna karn, konuyla ilgili Trke literatrde aratrmalar olduka yetersizdir veya daha ok modernleme-slam tartmas zerinde yaplmaktadr. Ayrca, seklerlemeyle ilgili almalar daha ziyade Batl toplumlar zerinde yaplm olduu iin, Bat d toplumlar zellikle de, Trk toplumu ile ilgili kapsaml analizler yaplmas pek mmkn olmamtr 1.5. Konuyla lgili Daha nceki Aratrmalar Din ve seklerleme olgusu Bat sosyal bilimler alannda uzun yllar ilenmi bir konudur. Seklerleme konusunda nde gelen Batl sosyologlardan Peter L. Berger, Thomas Luckmann, Rodney Stark, William S. Bainbridge, Jeffrey K. Hadden, Robert N. Bellah, Grace Davie, David Martin, Bryan Wilson, Steve Bruce, Daniel Bell ve dier birok batl sosyolog gerek kitap olarak, gerekse makalelerle seklerleme konusunu ilemilerdir. Bu yazarlarn eserlerini, hem aratrmann kapsam hem de zaman asndan, tek tek sunma yerine aratrma ierisinde bu sosyologlarn grlerine zaman zaman yer verilecektir. Seklerleme olgusu batda uzun yllar aratrlmasna karlk Trke literatrde konunun ele alnmas olduka yeni saylr. Trke literatrde seklerleme zerine yaymlanan eserlerden ksaca sz etmek gerekmektedir. Kronolojik olarak seklerleme zerine yaymlanan eserler unlardr: 5

PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

GR

Ali BAYER

Ali Kse, Seklerizm Sorgulanyor (2001) Eser, Peter L. Berger, Rodney Stark, W. H. Swatos, K. J. Christiano, Jeffrey K. Hadden, Robert N. Bellah, David Martinin seklerleme zerine, Mark Juergensmeyerin fundamentalizm zerine farkl yer ve zamanlarda yaynlanm olan makalelerden oluan sekidir. Seklerleme teorilerinin ngrlerinin gereklemedii, dini kurum ve sembollerin yeni dini hareketler rneinde olduu zere yeniden canland ve seklerleme olgusunun bu balamda yeniden deerlendirilmesi gerektiini ne sren yazarlarn almalarnn tercmesidir. Yazarn kendi makalesinin de bulunduu bu alma, seklerleme olgusunu ieren ilk derli toplu eser olama niteliini tamaktadr. M. Ali Kirman, Din ve Seklerleme (2005) Eser seklerleme olgusunu sosyolojik bakmdan ele alan ilk almadr. Bylesine nemli bir konunun sosyologlar tarafndan ele alnmas zorunluluu ortaya kmtr. M. Ali Kirmann bu almas eksik braklan bu boluu doldurma noktasnda nemli katklar salamaktadr. Seklerleme kavram sosyal bilimler literatrnde yakn zamanlarda fark edilmi ve bu konuyla ilgili problemler de daha ok laiklik, modernlik, adalk gibi konular erevesinde ele alnmtr. Din ve Seklerleme ilikisi zerine yaplan ilk alan aratrmas olan bu almada seklerleme olgusunu din, ekonomi, bilim, siyaset ve aile gibi temel toplumsal kurumlar balamnda incelemitir. Eser alan aratrmasdr. Yazar, Trk toplumunda dinin sosyal hayatta ne derece etkin olduunu ortaya koymay amalamaktadr. Yazara gre seklerleme srecinin ortaya k ve etkileri her toplumda ayn biimde gereklememitir. Her toplumun kendine zg sosyo-ekonomik, kltrel ve tarihsel artlar birbirinden farkl olduu iin her toplum kendi toplumsal yapsna gre seklerleme srecinden farkl biimlerde etkilendii gzlenmektedir. Dolaysyla, seklerleme olgusu ele alnrken tek bir seklerleme modelinden bahsedilemeyeceini, seklerlemenin artk sona erdiini iddia etmenin de belli noktalarda hatal olacan ifade etmektedir. nk seklerleme bir sretir ve henz sonulanmamtr. Ayrca, seklerleme gerilemi grnmesine karn; etkisini hala gl bir ekilde srdrmektedir. Ramazan Altnta, Din ve Seklerleme (2005) Yazarn seklerleme zerine daha nceden eitli yer ve zamanlarda yaynlanm olan makalelerinden oluan, derleme bir eserdir. Din ve seklerleme ilikisini teolojik perspektiften ele alan yazar, slam ve seklerleme, slam-Protestanlk ilikisi balamnda seklerlemenin kkleri zerinde durmu, ekonomi ve seklerleme konularn ele alarak konuya farkl bir perspektifte yaklamtr. Eser yazarn Kelam alannda almas nedeniyle seklerleme hakknda genel bilgiler iermektedir. Zeki Sayman, Din Seklerleme Cemaatler (2005) Akademisyen olmayan ancak bu konulara ilgi duyan biri olarak yazar din ve seklerleme ilikisini slamiyet balamnda deerlendirmektedir. Mezhepleme olgusu, selefilik ve slam dnyasnn son yzyldaki seklerleme tecrbesini cemaatleme balamnda ele almaktadr. slamiyat Dergisi, Dnyevileme (2002) slamiyat dergisinin Dnyevileme zel says olarak hazrlanan almada farkl bilim dallarndan akademik alanda alan ve aratrmac yazarlarn dnyevileme/seklerleme olgusunu eitli perspektiflerden ele aldklar konuyla ilgili bilgilerin sunulduu bu alma faydadan hali deildir. Diyanet Aylk Dergi, Dnyevileme (2006) 6

PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

GR

Ali BAYER

Gndemi takip edici bir nitelie sahip olan dergi; seklerlemenin son yllarda poplaritesinin artmasnn bir sonucu genel olarak dnyevileme olgusuyla ilgili eitli grleri bir araya getirmitir. Gerek slamiyat, gerekse Diyanet Aylk Dergide seklerleme, dnyevileme olarak ele alnmtr. zellikle Diyanet dergisi, seklerlemeyi dnya-ahiret ilikisi erevesinde teolojik olarak ele alan ve elementer yazlardan olumaktadr.

PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

2. DN VE SEKLERLEME 2.1.Din
2.1.1.Kavramsal Adan Din

Din olgusunu konu edinen bu aratrmada ncelikle dinin ne olduunun belirtilmesi gerekmektedir. nsanln hemen her dneminde toplumlarn hayatn etkileyen, akn bir gce inanma duygusunun var olduu grlmektedir. Din insanlarn yaam biimlerinin ekillenmesinde, sosyal, kltrel, ekonomik vs. alanlarn dzenlenmesinde nemli bir unsur olmaktadr. Btn insanlarn zihninde ayn duygular uyandracak olan bir din tanm gerekletirme ideali tarihin her dneminde gncelliini korumutur. Ancak zerinde herkesin uzlamaya varabilecei bir tanm da ortaya konulabilmi deildir. Klasik dnemden, gnmze kadar her sosyolog din-toplum ilikileri balamnda kendi bak alarn yanstan farkl tonlarda tanmlamalarda bulunmulardr. Bergere gre tanmlar doalar gerei doru veya yanl olduklarna gre deil de, az veya ok faydal olup olmama durumuna gre deerlendirilmelidir (Berger, 2000:253). nk din kavram bir Budist ile Yahudi bir insann zihninde ayr armlar yapacaktr. Hatta ayn dine inanan insanlar bile farkl din anlaylarna sahip olabilmektedirler. Baz din tanmlamalarnda dinin bilgi veren yn n plana karlrm, konunun psikolojik, sosyolojik yn ihmal edilmi, bazlarnda da kognitif yannn aleyhine olacak ekilde ahlak ve duygu konusu n plana karlmtr (Kkta, 1993:22). Dolaysyla, her bilim dal kendi metodolojisine uygun tanmlamalar yapmtr. Dinin Tanr ya da bir ksm tabiatst manevi glerle ilikili olduunu varsayan tanmlar dinin teolojik tanmlar olarak kabul edilebilir. Buna gre din, Tanrya, manevi varlklara inanmadr, Tanrnn insan ruhunda yaamasdr. Din, hem korkutucu hem de cezp edici olan gizemdir. Yani teolojik tanm, bir eyin din olabilmesinde genel olarak bir Yce Varlk eklinde kiiselletirilen ancak zaman zaman gl manevi varlklarda yaylm bir varlk olarak da tasavvur edilen ya da gayri ahsi, gizemli, tabiatst bir g olduu kabul edilen bir gce inanc temel lt haline getirir. Dinin ahlaki tanm, dinin kendisine inananlarn nasl yaamalar gerektiini anlatmaktan ibaret olduunu vurgulayan tanmlardr. Ahlaki tanmlar, kaynan sorgulanmam ya da sorgulanamaz bir otoritede bulan ve genel olarak inananlar tarafndan desteklenen doru bir davran kodunu, bir eyin din saylmasnn temel lt sayarlar. Felsefi tanmlar, insann kozmik dzen ya da beeri var olula ilikili olarak yorumlad bir ideay ya da kavram bir eyin din saylabilmesinin lt haline getirir. Dinin psikolojik tanm, insanlarn iinde bulunulan his ya da duygular bir eyin din olarak kabul edilmesinin temel lt haline getirir. Bu duygular ya da hisler, insanlarn sz konusu duygu ve hisleri tatmin etmek iin daha byk glere bavurmalarna sebep olurlar. Sosyolojik tanm, bir insan toplumunun varln dini temel kriteri haline getirir. Bu insan topluluu, toplumun kendisinden daha byk kuvvetler ya da glere olan inanlaryla zdeletirilir, toplum bu inanlar tarafndan bir arada tutulur ve varl bylece devam eder (Cox, 2004:19-22). Tanmlarn bu eitlilii dinin evrensel tanmnn yaplamayaca, efradn cami ayarn mani bir tanmlama yaplamayaca gibi durumla kar karya brakr. Tanmlar yaplar gerei belli snrlamalar bnyelerinde tar. Dolaysyla, her tanm bir dierini darda brakr. Din bir sosyolog iin sosyal bir kurum olarak deerlendirilirken, psikolog iin yaanan bir tecrbe olarak alglanmaktadr. 8 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

Herhangi bir seklerleme tartmasnda seklerlemenin hangi fikirsel temele dayandnn ortaya konulmas tartmann sonucunu belirlemek iin ok nemlidir. zerinde durulmas gereken nokta, seklerlemenin nasl tanmlanacadr. Belki daha esasl olarak dinin nasl tanmlayaca, konunun odan oluturmaktadr. Seklerlemeyi yorumlayanlarn muhtemelen en nemli zellii, grlerini din tanmlamarna balamalardr (Haralambolos and Holborn, 1995:488). Din ve seklerleme zerinde herkesin zerinde uzlat genel tanmlamalar olsa da olmasa da, bir ksm sosyologlar tarafndan byle bir sre tanmlanmtr. Din, ilkelden moderne btn toplumlarda ayn biimde yaanmam ve anlalmamtr. Ayn dini gelenek ierisinde bile din insanlar tarafndan farkl biimlerde uygulanm ve yorumlanmtr. Durum byle olunca insanlarn bir ve ayn dini yaay ve anlaya sahip olduundan hareketle din tanmlamalarnda bulunmak yanltc sonular verecektir. Din toplumsal ve balayc bir fenomendir. Mikro seviyede bu sosyal balamda din ayr ayr eitli insan ihtiyalarnn tamamyla karlanmas iin yardm eder ve tevik eder. Burada iki dnceye vurgu yaplmaktadr. Birincisi, dini gd ayet evrensel deilse, toplumsal yapnn temel bir ynn oluturur. kincisi, din-kastedilen dini tecrbedir-sosyal yapnn toplumsal seviyesinin bir trevidir (Wentworth,1989:48). Dindarln boyutlar zerine yazd makalesinde Charles Glock, dindarln boyutlarn dini inan, pratik, tecrbe, bilgi ve etkileme eklinde be boyutta ortaya koymaktadr. Buna gre, insanlarn dini yaaylar farkl formlarda olabilmektedir. Yaplacak aratrmann da dindarln bir boyutunu yaayan insann dier boyutunu yaamad veya yaamas gerektii gibi n kabullerden ziyade dindarln genel olarak ele alnmas gerektiidir. Bylece daha genel ve daha gvenilir sonulara ulalacaktr (Glock, 1998:252-9). rnek olarak ar iki durum ele alndnda: ayet din sadece kurumsal pratik asndan tanmlandnda seklerleme, kilise yelii ve katlmnn d anlamna ve karakteristik bir sre gibi grnebilir, en azndan Bat Avrupa toplumlarnda; ancak dier taraftan, dini her bireyde dindarln bir miktar olarak tanmlandnda, seklerlemeyi tanmlama imknsz hale gelir ve sadece insan psikolojisinin bu evrensel zelliini gstermek iin deiimin ieriine iaret etmek iin kullanlr. Seklerleme almasndaki belirli ana problem tanmlamadr, bu bakmdan ortaya konulan kavramlarn farkl kullanmlarn gz nnde bulundurmak olgunun anlalmas asndan ok nemlidir (Hill, 1973:228).
2.1.2. Sosyolojik Adan Din

Seklerleme konusunun anlalmasnda; problemin ortaya konulmasnda kullanlan kavramlarn birbirinden olduka farkl ekilde kullanlmas etkili olmaktadr. Bunlardan biri de, din kavramna yklenilen anlamlar ve bu balamda din kavramnn farkl perspektiflerden tanmlanmasdr. Dinin zc (substantive) tanmn yapanlara gre doastne bir inan olarak din, seklerleme sreciyle birlikte kte gibi grnr. Dinin fonksiyonel tanmn elinde bulunduranlara gre, hayata bir anlam salayc olarak din; seklerleme sreciyle birlikte bir takm deimelere maruz kalr, ancak dini k zorunlu deildir (Roberts, 1990:319). Dolaysyla burada yaplmas gereken ey dinin zc ve fonksiyonel tanmlarn ele alarak konunun daha iyi anlalmasn salamak olacaktr. ster zsel isterse de ilevsel olsun belli bir din tanm ve buna dayal din teorilerinden hareket etmenin bile snrlayc ve indirgeyici eilimleri ierebilecei, buna trl felsefeler ve doktrinlerin artlandrc, ynlendirici ve hatt yanltc tuzak etkilerinin olduu ifade edilmitir (Gnay, 2002:18). Sosyologlarn yapm olduu din

9 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

tanmlar arasnda zc (substantial) ve fonksiyonel (functional) din tanmlar dikkat ekmektedir. zc tanmlara gre, din, inanlar, tutumlar, ynlendirmeler, aktiviteler, kurumlar ve yaplarn z olarak doastne ait olduunu vurgular. Dini bu ekilde tanmlayanlarn toplumun ileyii iin dinin neminin kaybetmesi veya anmasn eitli boyutlarn kabul etmeleri mmkndr (Wilson, 1987:159). in banda dinin bir tanmn yapmak mmkn deildir. Olsa olsa bir tartmann sonunda-aada olduu gibi-bir tanm yaplabilir diyen Weber, bir tanm yapmaktan ekinir. Bergerin de ifade ettii gibi Weberin eserini okuyan bir kimse vaat edilen tanmsal sonucu bo yere bekleyip durur dese de, Weberin dneminin din biliminde geerli olan zc tanm kabul ettii ve takip ettii ifade edilmitir (Ta, 2003:203). Btn dinleri kapsayacak ekilde bir tanmlamann R. Otto tarafndan yapld kabul edilmektedir. Ona gre din, insann kutsalla ilikisidir. Ottoya gre, kutsal olarak bilinen veya kabul edilen ey, her eyden nce sadece dini alanda ortaya kan zel bir deerlendirmedir. Bu tanm, bireyin kutsal olan yaabilme kabiliyetinin varln ve bu tecrbenin onun varl icab bulunduunu ifade etmesi bakmndan nemlidir (Kkta, 1993:25). J. Wach da Ottoyla benzer ekilde, din kutsaln tecrbesidir tanmn kabul etmektedir. Ona gre din alannda geerli bir ifade veya formun gerek anlam ve en temel kayna, orijininde ve karakteristik bir dini tecrbeye tanklk etmesindendir. Wacha gre dinin bu ekilde anlalmas ve objektiflii zerinde srar etmekte ve onun yalnzca yanltc tabiat zerinde srar eden psikolojik nazariyelere kar koymaktadr (Wach, 1987:17;Ta, 2003:203). Sosyolojik anlay Wachn etkisinde ekillenen G. Menschinge gre din, insann kutalla hayati ilikisini ve kutsalla evrilmi insann cevabi davrandr. Bir ereve tanm olan dinlerin tezahrlerinde tarihsel imkanlarn ounu akta brakan bu tanm, daima kullanld ekliyle din kelimesiyle ifade edilmi olan esas yapya dayanr (Kkta, 1993:26). Berger, hem din tarihi hem de genel olarak din bilimlerinde ortak olan fenomenin yerleik kavramlaryla hareket ettiini belirtir. Rottounun din tanm dorultusunda hareket ettiini belirtmi ve zc bir tanmlamayla alma denediini ifade etmitir. Ancak ak bir din tanm da vermemitir. Berger, dnsel dnm yaamtr, yani balangta ateli bir seklerleme taraftaryken, daha sonra bu grlerinden vazgemitir ve bu balamda, Luckmannn ilevsel tanmna tamamen katldn ifade etmitir. Dinin zsel bir tanmn yapmaya almann ve onun antroplojik temellenmesiyle toplumsal ilevselliinin ayr ayr konular olarak incelenmesinin daha yararl olacan dnmektedir (Berger, 2000:254-56). Anlald kadaryla dinin zc tanmlar, dinin kutsal, akn, doast bir varla atfta bulunmaktadrlar. Bu tanmlar baz sosyologlar tarafndan din fenomenini evrensel olarak tanmlayamadklar iin dar tanmlar olarak deerlendirilmilerdir Sosyal deimenin olduka yava gerekletii sanayi ncesinin duraan toplumlarnda dinin zyle ilgili tanmlara uygun bir dini yaayn hakim olduu grlrken; hzl sosyal deimelerin yaand ve geleneksel olandan sanayi toplumuna geite modernizmin etkisindeki toplumlarda ise, fonksiyonel din tanmlarna uygun bir dini hayatn yaand grlmtr. Ancak, buradan zc tanmlamalarn geleneksel toplumlarda, fonksiyonel tanmlarn da modern toplumlar anlamada daha uygun olaca sonucu karlamaz (Cokun, 2005:13). Dinin sosyolojik deerlendirmesinde ortaya kan farkllklarn temel sebebi dine bakn hangi dzlemde gerekletirildii, dinin hangi gzle deerlendirildii ile

10 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

yakndan ilgilidir. Mesela Bryan Wilson gibi din sosyal bir kurumdur yaklamyla kurumsal anlamda deerlendirmede bulunanlar mabetlere devam veya din kurumlara katlm gibi tamamyla sosyal aktiviteleri dikkate alarak modernite ile birlikte dinin zayfladn iddia etmektedirler. Ama dinin bir anlam sistemi olduu yaklamn benimseyenler ise dinin metafizik alan, dolaysyla da iinde yaanlan dnyay anlamlandran bir olgu olduunu, bu anlamlandrmann da insan iin nemini hibir zaman kaybetmediini dnmektedirler. Onlara gre bu nem modernite ile gerilemek yerine giderek artan bir ivme gstermitir (Kse, 2001:214). Dinin zc tanmlamalarn yannda, bir ksm sosyolog dini, belli sosyal fonksiyonlar yerine getiren bir dizi inan, dnce ve aktivitelerin olduu fonksiyonel terimlerle tanmlamlardr (Wilson, 1987:159). Fonksiyonel tanmn ncs olarak kabul edilen Durkheime gre din, kutsal nesnelerle ilgili inan ve uygulamalara bal bir sistemdir, yani katlanlar kilise ad verilen tek bir ahlaki toplulukta bir araya getiren, ayr yasaklanm inanlar ve uygulamalardr (Aron, 2000:278). Durkheimin bu tanmn deerlendiren Bergere gre, Durkeimi, Weberin aksine dneminin din biliminin uzmanlnn dini zc bakmdan tanmlamak eklindeki eilimin karsnda yer ald. Bu balamda, Durkheimin dine yaklamnn Weberinkinden ok daha kklce sosyolojik olduu sylenebilir, yani Durkheimci adan din, toplumsal olgu olarak alglanmaktadr (Berger, 2000:254) Dini onun toplumsal ilevsellii asndan tanmlamaya girien en inandrc ve en kapsaml giriim The Invisible Religion (1967), adl kitabnda Thomas Luckmannn kidir. Her ne kadar gzle grlr bir biimde Durkheimi aan genel antropolojik telakkilerle geniletilse de bu giriim ok ak bir ekilde Durkheimci izgide yer alr. Ayrca Luckmann ada yapsal ilevselcilik ile kendi ilevsellik anlay arasnda ayrm yaparken dikkatlidir. levsellik belli temel antropolojik varsaymlara dayanr, yoksa (szgelimi Bat kltrne zg dinin bir kurumsallamas olan kilise zerinde younlaan din sosyologlarnn yapt gibi) tarihsel adan greceli olduu kadar evrensellik statsne de kolay kolay karlamayan zgl kurumsal burlarda deil. Olduka ilgin bir iddia olan Luckmannn znn, insan organizmasnn; biyolojik tabiatn nesnel, ahlaken snrlayc ve tamamen kuatc mana alemleri vastasyla aknlatrma yeteneinde odaklandklar grlr. Netice itibariyle din, (Durkheimde olduu gibi) sadece toplumsal bir olgu olmakla kalmaz, ayn zamanda gerekten par excellence (tam anlamyla) antropolojik bir olgu da olur. Bylece asl itibariyle beeri olan her ey, ipso facto (bilfiil) dini de olmu olur ve beeri dzlemde dini olmayan fenomen, yalnzca insann hayvani tabiatnda veya daha dorusu dier hayvanlarla ortak olduu biyolojik yaplarnda yer alanlardan ibaret olur (Berger, 2000:255). 1950 ve 60lara kadar Amerikan sosyolojisinin hareket noktasn dinin btnletirici etkisi oluturmaktadr. Talcott Parsons da, dinin btnletirici etkisine vurgu yapmtr (Davie, 2005:). Dini sembollerin birletirici gc ve ortak bir dini dnya grnn btnletirici fonksiyonu sosyal istikrar iin ok nemlidir. Kesinliin bir atmosferi ve kutsal sembollerde ifade edilen, tek bana bir dnya grnn yoksunluu, Bergerin esas ilgi alandr. Dolaysyla, o seklerlemenin-kltr ve toplumun birok sektrnn dini kurumlar ve sembollerin egemenliinden kaldrlanmodern toplum ve din arasndaki ilikide eletirel bir sre olduuna inanr (Roberts, 1990:306).

11 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

2.2.Seklerleme
2.2.1.Kavramsal Adan Seklerleme

Herhangi bir kavramn ierdii anlamlar btnyle bnyesinde barndran bir tanmlama yapmak olduka zordur. Sz konusu olan, birbiriyle ilikili birok kavram ve srelerin ats olarak kabul edilen seklerleme olduunda, zorluun derecesi daha iyi anlalr. Aslnda, byk lde kltrel eksen zerine oturtulan bu kavramn tanmlamak olduka gtr. Kavramlar kullanldklar yer ve zamana gre deiiklik arz etmektedirler. Bir kavramn ilk kullanld zaman sahip olduu anlamda kaymalar olabilecei gibi, yeni ve farkl anlamlar da kazanabilmektedirler. Yabanc literatrdeki kavramlarn alnp kullanlmasnda baz skntlar yaanmaktadr. nk tanan kavram baz deiim ve dnmlere, hatta ieriinin tamamen boalmasna yol amaktadr. Dolaysyla, seklerleme, modernleme, rasyonelleme gibi kavramlarn ortaya kt yerden bamsz ele alnmamas gerekmektedir. Ele alnacak olan seklerleme (secularization) kavram da uzun bir anlam servenine sahiptir. Kavram teoloji, felsefe, sosyoloji, sanat, mimari ve hukuk gibi eitli alanlarda kullanlmtr. Sekler kelimesinin tanm zerinde kavramn kullanlmaya balanmasndan gnmze kadar gelen srete tam bir mutabakatn saland sylenemez. Kavram olarak sosyoloji literatrnde kullanlmaya balanncaya kadar kelime farkl anlamlarda kullanlmtr. Ancak kavram sosyolojide kullanlmaya balandnda bile her sosyolog; kavram kendi dnce yapsna uygun olarak tanmlamtr. Kavrama deer yargs ekleyen sosyologlarn yan sra; kavram mutlak anlamda tanmlama giriimlerinde bulunanlar da olmutur. Bu bakmdan, seklerleme kavramnn tam olarak anlalmas iin kavramsal analizin yaplmas gerekmektedir. Genel olarak, seklerlik Latince "secularity" szcnn ngilizce kanalyla dilimize gemi bir seklidir. "secular' szc, Latince'deki "u anki a/zaman" anlamna gelen "seaculum" szcnden tretilmitir (Swatos and Christiano, 1996:211; Attas, 2003:40). Bununla birlikte drdnc-beinci asrlardan itibaren muhtemelen bir devrin ruhu fikrinin uzants olarak dnya anlamn da stlenmitir. Attas, seklerizm kavramnda yer alan zaman-mekan armnn tarihsel olarak Greko-Romen ve Yahudi geleneklerinin Bat Hristiyanl ierisinde kaynamasndan doan uygulamalardan olutuunu ifade eder. O tarihlerde de kelimeye karmak bir anlam atfedilmitir. rnein sonsuz zaman gibi bir anlama gelirken, bugn resmi Hristiyan dualarnn sonunda yer alan ebedi dnya veya ebediyen gibi tabirler Latince seaculum kelimelerinin tercmesidir. Saeculum kavram eytann egemenlii altndaki bu dnyaya iaret eden dini olarak olumsuz bir terim olarak kullanlmtr (Hill, 1973:229). Kavram d dnya anlamn da ifade etmektedir. rnein, d dnyadan soyutlanarak resmi bir yaam disiplini iinde yaayan manastr rahipleri, d dnyada insanlara hizmet veren mahalle papaz anlamna gelen sekler papazlardan ayrt edilmilerdir. Ancak kelime ayn zamanda Tanryla uyumayan bir hayat veya hayat ekli anlamnda da kullanlyordu. Dolaysyla insanlar dnyadan kamak iin manastr hayatna gireceklerdi. Kavram daha sonra sivil hukukla kilise hukukunun, sivil mlkiyetle kilise mlkiyetini ayrt etmek iin kullanlmaya balanmtr (Swatos and Christiano, 1996:211; Hill, 1973:229). "Seklerizasyon" ifadesi de batda ilk defa 1644-48 yllar arasnda Katoliklerle Protestanlar arasnda uzun sren din savalar sonunda yaplan "Westfalya" antlamas metinlerinde kullanlmtr. Bu ifade ile "kilisenin elinde bulunan emlakin kamulatrlmas kastedilmektedir. Bylece resmi bir metinde ilk defa kullanlan 12 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

"seklerletirme" ibaresi ile ruhani iktidara ait olan dnyevi gcn mlkiyet ve kontrol dnyevi iktidara verilmi oluyordu (Altnta, 2002:58; Hocaolu, 1994b:49) Ayn kavram Roma dini hukukunda tarikatlardaki bir mridin dnyaya yneliini de gstermektedir. Kavramn kullanm, zel durumlardaki tartmalar ne olursa olsun tamamen tasviri ve deerlendirmeden uzak bir anlamda kullanlmaktadr. Ancak bu kullanm son zamanlardaki seklerleme tartmalarndan son derece uzaktr (Berger, 2000:116). Seklerlikin bir izm halinde ortaya k George Jacob Holyoake ile 1851 ylnda olmutur. Hocaolunun ifadesine gre Holyoake seklerizmin sosyal, siyasi ve ahlaki amalarnn ateist inanlar ortaya karmamasnn imknlar zerinde uram, bununla o, liberal zihniyetli teistlerin de, kendi teizmlerini bir pein hkm haline getirmemeleri durumunda bu hareketin iine ekilebileceini mit etmitir. Seklerizm genel olarak, bir dnce akm, bir hayat tarz olarak Protestan dnyada; dinden arndrlm bir dnyevi hayat tarznn tesis edilmesi; dinin dnyevi olan her trl aksiyon ile balantsndan koparlarak btn sosyal fonksiyonlarnn ve uygulama glerinin yok edilerek pasifize edilmesi ve btnyle ferdi ve kiisel bir boyuta indirgenerek dnya ile fonksiyonel balants kesilmi bir riteller ve inanlar kompleksi haline getirilmitir (Hocaolu, 1994b:43). Bylece, IXX. yzylda kelime ngiliz dnr G.J. Holyoake tarafndan resmen benimsenmitir. Dolaysyla, kelime sosyal bilimlere uyarland yllarda zaten karmak bir kullanma sahiptir, ancak giderek bir takm olumsuz anlamlar da yklenmektedir (Swatos and Christiano, 1996: 211). On sekizinci yzylda seklerleme (secularization) kavram araziyi kilisenin idaresinden sivil idareye dntrlmtr ve kavram genel olarak ntr bir anlama sahiptir, on sekizinci yzyl boyunca-kilisenin arazileri ynetimi ok daha kapsaml siyasal programa dntnde-kavram bu ntrln kaybetti. On dokuzuncu yzylda seklerizm (secularism) kavram militan bir ekilde ateistik kurumlar nitelemek iin kullanlmtr ve belki bundan dolay seklerleme dncesi birincisine (secularization) teologlar tarafndan farkl ynde eitli eletirilerde bulunulmutur, daha sonraki sekler kavram, teologlarn tartmalarnda olumlu bir madde haline gelmitir (Hill, 1973:229). Seklerleme kavramnn tanmlanmasnda her tanm kavrama bir snrlama getirmitir. Dolaysyla yaplan her tanmlama zerinde konuyla ilgilenenlerin zihninde bir takm kuku ve problem varln korumutur ve korumaya da devam etmektedir. Schiner (1966),kavramn alt anlamn veya kullanmn belirler: 1-) nceden kabul edilen dini semboller, doktrinler ve kurumlarn prestij ve neminin kaybolmasyla dinin kne, dinsiz bir topluma ulamay ifade eder. 2-) Dikkatin doastnden uzaklaarak dnya hayatnn ihtiyalarna ve problemlerine ynelmesi anlamnda daha ok bu dnyayla hem hal olmaya atf yapar. Bu aamada, dini ilgiler ve gruplar, sosyal ilgiler ve dini olmayan gruplardan ayrt edilemez. Ahlak alannda insanlarn gelecek hayat ynndeki motivasyonlarnn veya var olan ihtiyalar iin temel motivasyon salayan pragmatik bir ahlak yoluyla geleneksel ahlak dncesinin yer deitirmesini de kapsamaktadr.( Hill, 1973:234). 3-) Seklerleme toplumun dinden ilgisini kesmesi anlamna gelebilir. Burada din, kendi ayrlm alanna ekilir ve zel hayatn bir meselesi haline gelir, btnyle isel bir karaktere sahip olur ve dinin kendisi dnda sosyal hayatn her ynndeki etkisi sona erer. 4-) Din, dini inanlar ve kurumlarn dindar olmayan formlarna doru bir dnme maruz kalabilir. Bu deiim nceden ilahi gce dayandrlan bilgi, davran

13 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

ve kurumlarn tamamen insann yaratclk ve sorumluluk alanna yani antropolojik dine doru dntrlmesini ifade eder. 5-) Dnyann kutsallktan arndrlmas anlamndadr. nsann ve doann doast tarafndan rasyonel ve nedensel bir aklamas ve maniplasyon konusu haline gelirken; dnya kutsal karakterini kaybeder. 6-) Son olarak seklerleme, geleneksel deerler ve pratiklere balln kaybedilmesi anlamnda, deiimin kabul ve alnan btn kararlar ve eylemin rasyonel ve faydac bir temele dayandrma ynnde toplumda kutsaldan seklere doru bir geitir. Akas, bu kullanm toplumda dinin sadece deien bir durumuna iaret edilenden daha uzak anlamlara iaret eder (Hamilton, 2001: 187; Hill, 1973: 228). Benzer ekilde Richard Fenn seklerleme srecini be aamada deerlendirir. Buna gre ilki, dinin tarih boyunca devam etmesinden baka ok erken ortaya kan dini roller ve kuramlarn farklldr. kincisi, dini ve sekler konular arasndaki snr aydnlatma isteine dayanmaktadr. Sekler yaplar genel olarak, dini ve sekler kurumlarn belli olduu, bunlar yetki alanlarnn ayrlmasndan ok nce dini alandan farkllamtr. Onlar, gerekte, asla btnyle bamsz ve belirsiz olamaz. Kutsal ve profan arasndaki ayrmn belirsizlii, seklerleme srecinin kendisi tarafndan gelitirilen eyin kendisidir. nc aama, toplumun eitli unsurlarnn ilgilerinin snrn aan genellemi dini sembollerin gelimesini ierir. Amerika balamnda, Fenn, burada "sivil din" (Bellah 1967) olarak isimlendirilen eyin gelimesine iaret eder. Drdnc aamada, aznlk ve kiisel zellik "durum tanmlar" ortaya kar. Sosyal otorite seklerlemitir, ancak burada birok grubun dini zeminlerde merulatrma aamas gibi kutsaln bir yaylmas vardr. Son olarak, beinci aama ortak yaamdan bireysel yaamn ayrlmasdr (Hamilton, 2001:209). Seklerleme kavram genel ynlendirici bir nerme olarak kullanlmasnn yannda daha farkl anlamlar ifade eden bir nerme olarak da kullanlmaktadr. Bunlar arasnda dinin d veya kaybedilmesini, dini olann sekler olandan ayrlmasn, bilimi aydnlk getirici ve din ile dier karanlk eyleri yok edici olarak gren Aydnlanma efsanesini, dinin dnmn sayabiliriz (Hadden, 1989:13-14; Stark and Bainbridge, 1987:279). Hatta daha ileri giderek Eric S. Waterhause ise seklerizmi ahlaki bir amac olan negatif bir dini hareket olarak tanmlanabileceini ifade etmitir. O seklerizmi, hayata ve idareye dair belirgin bir teori ortaya koymakla ahlaki olacan, bunu yapmak iin de ilahi veya gelecekteki hayata dair hibir referansa bavurmadn, ancak dini balantlardan uzak bir dini fonksiyon teklif ettiini ve bu sebeple de negatif olarak dini kabul edilebileceini ileri srmektedir (Hocaolu 1994b: 43). Ancak, ounlukla son derece basit bir tarzda hem toplumda hem de bireylerin bilincinde dinin geriledii bir sre olarak tanmlanmtr. Seklerlik kavramn sradan etimolojik bir kavram olarak ele alp snrlamak yerine zmlenmesi gereken bir sorunun ifadesi olarak ele almak gerekmektedir. Zira bu kavram sadece epistemolojik, siyasi ve sosyolojik bir kavram olarak ele almak ierisinden klmas zor bir durumla ve ksr bir dngyle karlama ihtimalini olduka artracaktr. nk seklerleme, temelinde daha ok ontolojik, kozmolojik ve teolojik unsurlar da ieren bir sorun olarak karmza kmaktadr. Bu sorunun cevabn bulmak, 'laiklik', 'adalk', 'ilericilik' gibi kavramlarn karlklarn daha net kavramamza yardmc olacaktr. Seklerleme, Trkede ilk kez kullanlmaya baland yllarda genellikle, adalk, asrilik, laiklik vs. gibi anlamlarda kullanlm fakat sonralar bu karlklarn bir takm eksik ve snrl tanmlar ierdii dncesiyle bu karlklar yaygnlk kazanmamtr. Seklerin karl olarak dnyevi, seklerlemenin karl olarak da dnyevileme, adalama kavram kullanlmtr (Berkes, 1973:15-6; Demirci:

14 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

2001:21). Ancak kullanlan bu kavramlar seklerleme kavramnn anlam ve ieriini btnyle karlamamaktadr. Seklerleme kavramna slam dncesine felsefi teolojik bir perspektiften baktn ifade eden aratrmaclar kavram derin sapknlk (Gler, 2001:46), gaflet (Reber, 2001:21) eklinde tanmlayc yaklamlarda bulunulmutur. Ancak bu tr ideolojik ve pejoratif yaklamlardan kanlmas gerekmektedir. nk ortaya konan yaklamlar Kirmann da belirttii gibi seklerleme kavramnn ifade ettii anlamlarda kaymalara hatta ieriinin btnyle boalmasna yol amaktadr (bkz. Kirman, 2005:52-53). Seklerlemenin gerisinde Aydnlanma srecinin bilim ve teknik anlamda gelimesi yatar. Seklerleme Weber tarafndan sosyoloji literatrne kazandrlm bir kavramdr. Weber kavram dnyann gzn amas, seklerlemenin anahtar olan rasyonelleme by ve gizemden uzaklama anlamnda kullanmtr (Hamilton, 2004:197). Sosyal bilimler literatrne sosyolojinin bir armaan olarak giren seklerleme; din dnce, mumelt ve kurumlarn sosyal nemini yitirdii bir sre (Brayn Wilson), din inanlar, ibadetler ve cemaat duygusunun toplumun ahlki hayatndan uzaklatrlmas, mistisizm dhil tm din konu ve tutumlara kar tam ilgisizleme, yar paganlama, kilisesizleme (Peter L. Berger) gibi eitli ynlerden tanmlanmtr. Yine Berger, seklerlemeyi kltr ve toplum sektrlerinin dini kurum ve sembollerin egemenliini ortadan kaldran bir sre olarak tanmlar (Berger, 2000:168). Bergerin grnde dinin dnya grn ve sembolleri birletirme fonksiyonu ar ekilde nemlidir (Roberts,1990:304). Yani din, bir dnya grnn yaptn; lm ve dier sarsc deneyimleri aklamak veya hafifletmekle kalmaz ayn zamanda onlar merulatrr (Segal, 1999:150). Seklerleme, dinin gerilemesi, yani dinin daha nce kabul gren sembollerinin, doktrinlerinin ve kurumlarnn prestij ve neminin azalmas anlamna gelmektedir (Swatos and Christiano, 1996:5). Gerhard Lenski 1961de The Religious Factore girite modern dnyada dinin, aydnlanma ve bilim anda grnmezlie mahkm olacan ve dini insanlarn ilkel gemiinde kalan ve sadece eskiden kalma bir ey olarak pozitivist bak asna balamt. nk pozitivist adan din, aslnda cahillik ve batl inanlarn kurumsallamasdr. Seklerlemenin bir teori, tez, ideoloji veya doktrin olup olmad tartlmtr. Haddena gre seklerleme teorisi, herhangi bir sistematik incelemeden geirilmeyen faraziyelerin tesinde; sistematik nermeler btn olmaktan ok sorgulanmadan kabul edilen ideolojidir (Hadden, 1989:4). Bellaha gre seklerleme teorisi bilimsel olmaktan ok dini bir doktrindir (Bellah, 2002:192). Berger, seklerlemeyi salgn bir hastalk olarak grr. Bu hastaln taycs olarak, bat toplumlar dndakiler asndan Bat medeniyetinin bizzat kendisinin olduu anlalacaktr. Ancak bat medeniyetinin iinden, sz gelimi bir spanyol kasaba papaz tarafndan bakldnda ise, seklerlemenin zgn taycs olarak modern ekonomik sre, kitle iletiim aralarnn dnyevi ierikleri gibi etkenler grlr (Berger, 2000:171). Seklerleme ile seklerizm arasnda anlam ynnden farkllamaya gidilmitir. Seklerleme, deerler ve dnya grlerinin tarihteki evrimsel deimeye gre srekli olarak gzden geirildii srekli ve snrsz bir sre; buna karlk seklerizm, bir din gibi insan iin mutlak neme sahip tarihsel ve nihai amaca uygun, kapal bir dnya gr ve deerler dizisi verdii ifade edilerek bu iki kavram arasndaki farkllk ortaya konulmutur. (Attas, 2003:43.) Attas, seklerlemenin, tm deerleri greceletirerek insan eylemi ve tarih iin gereken akl ve zgrl sunduunu; dolaysyla seklerizmin seklerlemeye kar bir tehdit olarak alglandn iddia eder. Bunun dikkatle incelenmesi ve devlet ideolojisi haline getirilmesinin nne geilmesinin gerekliliini ne srdklerini ifade

15 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

eder (Attas, 2003:43). Seklerleme bir teori olarak ne srlmektedir. Onu dzenleyici bir ilke olarak tanmlamak byk olaslkla daha doru olacaktr. Bu ekilde seklerleme, modern toplumlarda din hakknda geni kapsaml bir dnce ve bilgileri deerlendirmek iin bir ereve ve etkili bir yntem sunar (Davie, 2005:109). Buraya kadar yaplan kavramsal analizden anlalaca zere seklerleme kavramnn ne olduu zerinde tam bir mutabakatn salanamad grlmektedir. Kavram, tarihi sre iinde anlam kaymalarna uram, siyasi, sosyal faktrlerin etkisiyle farkl anlamlar kazanmtr. Seklerleme tanmlamas yapanlarn dnya grlerinin de kavramn tanmlanmas ve ele alnmasnda etkili olduu grlmektedir. Kavram zerinde farkl tanmlamalar olsa da seklerlemeyle birlikte dinin daha nce btn toplum zerindeki etkisinin azaldn syleyebiliriz.
2.2.2. Tarihsel Srete Seklerleme

Bu balk altnda genel olarak dini kurum ve sembollerin toplumsal nem ve etkilerini kaybedecei bir sre olarak tanmlanan seklerlemenin ortaya kn hazrlayan tarihi, dini, felsefi, kltrel arka plan zerinde durulmas ok boyutlu bir olgu olan seklerlemenin anlalmas asndan nem tamaktadr. nk bir dncenin ortaya kmasnda, tarihsel adan o dnceyi oluturucu olaylar ve olgular bilinmedike meselenin akla kavuturulmas mmkn deildir. Bu sebeple seklerlemenin alt yapsn oluturan felsefi, sosyal, siyasi ekonomik dini vb. nedenleri ve kkleri zerinde durulmas gerekmektedir. Zira modernleme ve bilimin ilerlemesi sadece maddi hayat dntrmekle kalmam, bata din olmak zere gelenek, kltr ve kutsal yeni bir okumaya tabi tutarak farkl bir takm deimelere uratmtr. Bu kkl deimelerin daha iyi anlalabilmesi iin tarihi arka plan tartmalarnn yaplmas gerekmektedir. Genelde, seklerlemenin kkleri Rnensans, Reform ve Aydnlanma dnemine kadar uzand belirtilmitir. Ancak seklerleme kavramnn uzun bir gemie sahip olduu sylenebilir. Fakat kavramn sosyal bilimler literatrnde gnmzdeki anlamyla kullanma girmesi yeni kabul edilmektedir. Kavram sosyal, siyasal, ekonomik vb. ynlerden zaman ierisinde anlam kaymalarna uram ve farkl biimlerde kullanlmtr. nemli seklerleme teorisyenlerinden Stark ve Bainbridge seklerlemenin aslnda yeni bir olgu olmadn; doastne ball zayflatan bir sre olarak ou ilkel toplumlarda olsa dahi hemen her toplumda grldn ifade ederler (Stark and Bainbridge, 1987:311). Baz yazarlara gre, Hristiyanlk kendi dini gelenekleri ierisinde bir takm sekler vurgular barndrmaktadr. P. Berger, seklerlemenin kklerinin YahudiHristiyan dini gr geleneinin kendi ierisinde yatan baz nedenlerine iaret eder. Eski Ahit teolojisi dnyay ruhsallktan arndrmak iin faaliyette bulunmutur. Bu dnemde sadece Tanr kutsaldr, dnya ruhlarn bulunduu varlk olarak grlmemi, dnya insanln kullanmna sunulmutur. Bu bak as, Tanrnn insanlarn kontrol kaynaklarn ve sorumluluklarn ktye kullanma tutumuna sahip olmalarna izin veren bir sreci gelitirmitir. nsanla yeryz zerinde egemenlik sahibi olmak iin yol gsterilmi ve bu tutum teknoloji ve bilimin daha sonraki gelimelerine izin vermitir (Roberts, 1990:305). Ancak bu durum Hristiyanln seklerleme ynnde gelimeye msait, otomatik bir eilime sahip olduu anlamna gelmez. Sosyal, ekonomik faktrler gibi dini gelenein dndaki faktrlerin de etkisinin olduu bilinmektedir. Seklerleme eilimleri zellikle Hristiyan sosyal evrelerde ortaya kmtr, hlbuki dier dinlerde byle eilimler yoktur ve bu dini gelenekler de seklerleme meydana gelmedii gibi endstrileme, modernleme ve ehirlemenin etkisi de sz konusu deildir. Bu 16 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

balamda, Berger Hristiyanln onlar iin mezarlk yaptn sylemitir (Berger, 2000:172; Hamilton, 2001:195). Seklerlemenin sadece dinsel kkenleri olmad, onun douunda farkl bir takm faktrlerin etkili olduunu ifade etmek gerekmektedir. Bat kltrnn geliiminde Yunan aklc dncesinin etkisi seklerleme olgusunun geliiminde nemli rol oynamtr. Ancak seklerlemenin Ahdi Atikte hali hazrda mevcut baz dinsel temellerden ayr bir ekilde anlalamayaca ifade edilmitir. Tanr kavramnn kkl bir tarzda aratrlmas, yani Tanr ile bu dnyann btn doal srelerinin ayrlmasyd. Yahudiler Kraln ilahlatrlmasn kabul etmezler. srail Oullar ile ahitleen Tanrnn tekilii inancndan gelir. Bu gayri tabii Tanr anlay ki Hristiyanlkta daha da ileri gtrlmtr, dnyevileme dediimiz ve daha sonralar dnyann tamamen kutsaldan arndrlmas halini alan hadisenin en nemli dinsel dayana olarak grlebilir (Berger, 1999:105). sann Tanrnn hakkn Tanrya, Sezarn hakkn Sezara verin sz laiklikte olduu gibi seklerlemenin de aslnda Hristiyan kaynakl olduu ve tarihinin saya kadar uzand ynnde grler ileri srlmtr (Mert, 1994:89; kr. Bula, 1994:66). Byle bir yorumlama Hristiyanln btnsel yapsna, tarihsel geliimine, mantna ve o adaki duruma bakmadan literal bir okumayla bu szden hareketle Hristiyanln laiklie elverili bir din olduunu iddia etmektir. Aslnda bu ifadeyle sa, bu dnyaya ve bu dnya dzenine nem verilmemesi gerektiini bildirmektedir (ktem, 1994:38; Mert, 1994:89). Seklerlemenin balangc olarak antik Yunan medeniyeti ve Roma Hukukuna dayandran bir yaklam olsa da seklerlemeyi esas olarak Rnesans ve Reform hareketlerine dayandrmak kavramn tarihi geliimi ve ifade ettii anlam asndan daha uygun olacaktr. Rnesans dnya tarihi asndan nemli dnm noktalarndan birini tekil etmektedir. Sanatta, bilimde, felsefede tabiata ynelme eilimi sonucunda, gerek konu, gerekse metot olarak Tanrsal ve ilahi olandan tabii olana doru ynelim insanla doay kar karya getirmi, bir anlamda Tanrsal gleri devre d brakmtr. Rnesansn balangcnda bulank, belirsiz, mphem olan seklerleme, Rnesansn bitiminde olduka net ve berrak bir ekil almaya balamtr. Balangta igdsel bir hareketi andran seklerleme, sonralar bilinli bir harekete dnmtr (Hocaolu, 1994a:95-108). Kavram olarak kullanlmam olsa da seklerlemenin izlerini, Reformasyon hareketlerinde grmek mmkn olmaktadr. Reformasyon hareketleri, genel olarak Hristiyanla ve onun temsil ettii gelenee, zelde Katolik kilisesine kar k hareketi olarak 15 ve 17. yzyllar arasnda etkili olan ve Hristiyan geleneine yeni bir ekil vermek amacyla hareket eden ve birok Protestan kilisesinin ortaya kyla sonulanan bir yenilik hareketi olarak tanmlanmaktadr (Kirman, 2004a:188; Altnta, 2001:222). Reformasyon hareketini Martin Luther, (1485-1546) 1517 yl sonlarna doru Wittenbergde bir kilisenin kapsna asm olduu mehur Doksan Be Maddelik Tezi ile Protestan hareketini balatt ifade edilmitir. Bu hareketiyle Luther, kilise ve papalk kurumunu, gnah karma, iman, tvbe, kutsal metinlerin farkl dillerde okunmas, insan ve Tanr ilikisi gibi birok konu zerinde ok uzun srecek tartmalar da balatmtr. Martin Luther btn ileri yceltilmi olan Tanrnn katna ykseltmitir (Bruce, 2002:7) Reformasyon, Avrupa toplumunun yapsnda ok sayda deimeye yol amtr. Bu balamda, iki deime zellikle nemlidir: (1) Latin Kilisesinin paralanmas, (2) devlet kilisesi veya blgesel kiliselerin ortaya k. Bat Hristiyanlnn olduu yerde Katoliklik, Luthercilik ve Kalvinizm veya reformcu Protestanlk vardr. Katoliklik ve

17 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

evrensel bir kilisenin olduu yerde de blgesel kiliseler veya blgesel kiliseler benzeri gnmzde birok kilise vardr (Groski, 2000:151). Geleneksel bak asnda, Reformasyon, genellikle Protestan dncenin kabul edilmesi veya yaylmasyla ne geen esas olarak bir dini sre olarak tanmlanmtr. Yakn zamanlardaki bak asna gre, tersine, bu srete Protestanln gc, biiminde sosyal ve siyasi elitlerin ve ilgilenenlerin rol oynad daha ok vurgulanmtr (Gorski, 2000:150). Sosyologlar Reformasyonu, esasnda dini oulculuun modern sisteme yol aan Latin Hristiyan leminin orijinal birimi ierisinde sosyal farkllama sreci olarak grmler ve Bat kilisesinin bozulmasn seklerleme srecinin bir anahtar sebebi olarak gz nne alma eiliminde olmulardr. Benzer ekilde, Reformasyona kadar tarihiler temel gnah karma-Lutercilik arasndaki teolojik, liturjik ve organizasyonel farkllklar ortaya karmakla ilgilenmilerdir. Her yorumlama bylece bir dierini kuvvetlendirme ve dorulama eiliminde olmutur. Bununla birlikte son yllarda, tarihiler ana kiliseler arasndaki teolojik farkllklardan ziyade geliimsel benzerlikleri vurgulamaya balamlardr. zellikle, onlar Gnah karma anda devlet ve kilise arasndaki sk ittifaka iaret etmiler ve onlarn dini ve siyasi elitleri disipline etme ve halk idare etme gayretine iaret etmilerdir. P. Gorski , sosyal dzenleme ve gnah karma zerinde son zamanlarda meydana gelen eyin literatrn farkllama sreci olduu kadar farkllamadan dn (de-differenatiation) srecinin Reformasyonu kapsadn iddia eder. zellikle reformasyonun temelinde sekler bir toplum iin tohumlar yatarken, gnah karmada hi bir ey olmadn ancak sekler bir a olduunu iddia etmektedir (Gorski, 2000:150) Gnah karma yalnzca dini bir sre deildir. O, ayn zamanda sosyal, kltrel ve siyasi bir sretir. Dini seviyede gnah karma sadece farkl ve birbirine zt doktrinleri ve ritelleri deil ayn zamanda laik ve papazn her ikisi zerinde kilise rgtne ait disiplinin zorla kabul ettirilmesini de ierir. Sosyal seviyede kilise ve devletin ska el ele tututuu bir kampanya ve kilise hukuku izgisinde bireysel davran tarz olduu kadar ve gndelik hayat tarznn Hristiyanlatrlmasna gayret sarf etmeyi ierir. Kltrel seviyede, gnah karma popler batl inanlar yok etme ve yerine yenisini ve btnyle Hristiyan dnya grn koyma abasn ierir. Son olarak politik seviyede, kilise ve devlet arasndaki derin bir ittifak, ve ulusal kimlik arasndaki ilikinin bir gerginlii anlamna gelmektedir (Gorski, 2000:152) Seklerlemenin tarihi izlerine Rnesans ve Reformasyon hareketlerinde rastlanlsa da kavram olarak Seklerleme ifadesi batda ilk kez 1644-48 yllar arasnda Katoliklerle Protestanlar arasnda (uzun sren din savalar sonunda) yaplan Westfalya Antlamas metinlerinde kullanlmtr. Bu ifadeyle kilisenin elinde bulunan mallarn kamulatrlmas kastedilmektedir. Bylece, resmi bir metinde ilk defa kullanlan seklerleme ibaresiyle ruhani iktidara ait olan dnyevi gcn mlkiyet ve kontrol dnyevi iktidara verilmitir. Bat tarihinde Restorasyon dnemi olarak bilinen zamanlarda yerleik din anlayna kar bir takm itirazlarn artarak devam ettii ifade edilmektedir. 1700l yllarn banda Thomas Woolston, modernizmin dine stn gelebileceini, 1900l yllarn banda Hristiyanln tamamen ortadan kalkacan tarih vererek ortaya koyan ilk kiidir. Ondan yarm yzyl sonra Woolstonun bu tahminin din adna daha iyimser bulan Byk Frederick, arkada Voltairee yazd mektupta Woolstonun yakn zamanlarda neler olacan iyi gremediini, dinin zaten varln devam ettirdiini ve knn de ksa srede tamamlanacan ifade eder (Stark, 2002:34). Ancak burada ifade edilen dinin toplumsal hayattan tamamen silinecei eklindeki bir ngr

18 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

seklerleme kavramnn ifade ettii anlamlar tam olarak karlamad dikkate alnmaldr. nk tek bir seklerleme teorisi yerine birok seklerleme teorisinden bahsedilmektedir. Baz seklerleme teorisyenlerine gre, dinin yok olmas seklerleme olarak dnlrken, dierleri ise dinin kendi zel alanna ekilmesi, bireysel bir tercih ve vicdan konusu haline gelmesi olarak anlalmtr. Dolaysyla burada tek bir seklerleme teorisinden bahsetmek hatal bir tutum olmaktadr. Bu durumda ancak seklerleme teorilerinden sz edilebilir. On sekizinci yzyl Aydnlanmasyla birlikte seklerleme gerek anlamda tarih sahnesine kmaya balamtr denilebilir. Bu dnemde on yedinci yzyln aklc felsefesiyle birlikte bilim, felsefe, din, kltr, sanat gibi alanlar yeni bir okumaya tabi tutulmu, bilimsel akln nderliinde yeni ve farkl fikirler ileri srlmtr. Aydnlanma deyince genellikle ngiliz Devrimiyle balatlp, Fransz Devrimiyle bitirilen felsefi bir hareket ve srece iaret edilmektedir. Fakat bu hareketin kapsam sadece felsefeyle snrl kalmam ve birok kurumu etkilemitir. Aydnlanma Hareketinin amac insanlar esasta kt, kleletirici ve karanlk olduuna inanlan mit, nyarg ve hurafelerin ve bunlar retip yaydna inanlan yerleik din ve kilise yaplanmasn temsil ettii dnlen eski dzenden (ancient regime) kurtararak, yine esasta iyi ve zgrletirici olduu kabul edilen akl dzenine sokulmasdr. Aydnlanmann entelektel yapsnda akln dzeni btn insanlar apriori olarak iyi kabul edilen btn unsurlar kapsamaktadr (iyinin ve dorunun lt din deil, insan akldr). Dolaysyla her trl felsefi ve toplumsal proje akla ve aklla/aklda somutlaan ilkelere dayanmak zorundadr. Bu sebeple Aydnlanma, ayn zamanda akl a olarak da adlandrlmaktadr. Aydnlanma dnrlerinin en sk ve belirgin olarak kullandklar akl, tabiat, hrriyet vb. btn kavramlar dini ieriklerinden tamamen soyutlanm kavramlardr. Aydnlanma, en byk etkilerini Fransa ve Almanya bata olmak zere neredeyse tm Avrupa ve Amerikagstermitir. Bu lkelerde grlen hareketler temel zelikleri itibariyle homojen yapda deildir. rnein, ngiliz Aydnlanmas toplum projesi olarak parlamenter bir mutlakyetilie, Fransz aydnlanmas despotik bir devlet ve topluma, Alman aydnlanmas ise otoriteryen bir devlet ve toplum sistemine dayanyordu. Aydnlanman hem dolayl siyasal ve toplumsal sonular itibariyle hem de aklsal devrim denilen oluumun altyapsn oluturarak modern toplumun biimlenmesinde tartlmaz bir etki salad kabul edilir. Dolaysyla, Aydnlanma dnrlerinin yapt eyin, Ortaadan devralnan dini, felsefi, kltrel mirasn seklerletirilmesi olduu ifade edilmitir (Altnta, 2001: 222; Stark, 2002:34-35; Bellah, 2002: 162; Kirman, 2004a: 29; Cokun, 2005: 54). 18.yzyl dnrlerinin pek ouna gre dinin toplumsal sevide d, ilerleme dncesinin doal bir sonucudur. ounluk, bilimdeki ilerlemeler ve aydnlanma ile birlikte dinin ve hurafelerin kanlmaz bir ekilde akln glerine boyun eeceine inanyordu. nk din, sosyal kurumlar, bilim ve teknolojideki deimelerin birbiriyle yakndan ilikili olduu dnlyordu. phecilik ve speklasyon a olarak nitelendirilen Aydnlanma dneminin en nemli katks, bu dnemde seklerleme kavramnn ayrntl bir ekilde ele alnp incelenmesiydi. Anlalan, herhangi bir alanda meydana gelen deimelerin dier alanlara da yansmas son derece doald. stelik sadece J.G. Herder, Jean-Jacques Rousseau gibi ok az sayda dnrn kar kt geliim kanunlarnn szde evrenselliinden dolay, tarihsel bir ilerleme ve bir ulusun seklerlemesi, dierlerinden herhangi birinin deiimi asndan geerli bir paradigma olarak kabul edilebiliyordu. Bu varsaymlar seklerleme srecinin bizzat tabiat kanunlar kadar phe gtrmez olduunun kabul edilmesine katkda bulunmutur (Davis, 2005: 83).

19 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

IXX. yzylda kavram, ngiliz dnr G. J. Holyoake tarafndan resmen benimsenmitir. Holyoake, Secular Society isimli bir dernek kurmutur. Bu dernek insanlarn karlat problemleri doast aklama ekillerine bavurmayan, ahlaki bir bireysel eylem programna dayal bir adil dnya dzenine sadk insanlardan olumaktadr. Bu dnemde seklerleme kavram gnmz kullanmndaki anlamna henz kavumamtr. ok boyutlu ve karmak bir kullanma sahip seklerleme kavram zaman ierisinde farkl karakterlerde kullanlmtr. Dolaysyla, kavram sosyal bilimlere uyarland yllarda zaten karmak bir kullanma sahipti, ancak giderek de olumsuz bir anlam yklenmekteydi (Swatos and Christiano, 1996: 12). lk dnem sosyologlarnn eserlerinde sosyolojik bir kavram olarak seklerleme ifadesine rastlanlmasa da, kavramn anlam ieriine yakn ifadelerin olduu grlmektedir. Auguste Comteun hal yasas seklerlemenin tarihi geliimi asndan olduka nemlidir. Ayn zamanda sosyoloji biliminin isim babas da olan Comte (1852), toplumlarn; teolojik, metafizik, ve son olarak akln ve bilimin egemen olaca pozitif dnem olarak aamal bir sreten geeceinden sz eder (Aron, 2000: 67). Comte, yapm olduu bu hal yasasyla dinsiz bir topluma geii tasarlamamtr. Comte, nsanlk Kilisesi (Humanity of Church) kurmu, bu din, doast glerden arndrlmtr. Dolaysyla burada din, sosyal kontrol mekanizmas olarak dnlmtr (Hadden, 1989: 6). Yirminci yzyln balarnda A. E. Crawley, dinin ilkel devirden kald ve sonunun da an meselesi olduu kanaatinin her yerde hakim olduunu ifade etmitir. Sigmund Freud, Bir Yanlsamann Gelecei isimli eserinde dinin kaynann Oediupus komplekste yattn ileri srmtr. nsanlar kendi nevrozlarnn asln gizleyen dini sembolleri terk edecek ve kendi i problemleriyle kendileri muhatap olacaklard. Sonuta, nevrotik illzyonlarn en by olan dinin, terapistin muayene koltuunda leceini iddia etmi, ancak dinin lm konusunda daha nce de ifade edildii zere dinin sonunun gelecei iddialar seklerleme kavramnn ieriini tam olarak karlamamaktadr. Durkheim, Dini Hayatn lkel Biimleri (2005) isimli eserinde kutsal ve kutsal d (sacred-profan) ayrmn ortaya koyar. Durkheime gre geleneksel dinler bilimsel aklcln gelimesiyle iflas etmilerdir. Webere gre insanln balang noktasnda dnya kutsallkla dolu bir dnyadr. amzda vard nokta ise, dnyann gzn amas/bysnn bozulmasdr (disenchantment of nature) (Weber, 1985: 93). Weberden mlhem olarak alnan bu ifadeyle dnyann byden arndrlmasyla, insanlarn rasyonellemesi, seklerleme anlamna gelmektedir (bkz. Pierrucci, 2000: 131-38). Weber, bu ifadeyle Tanrlarn, animistik ruhlarn, by ve tlsmn kovulmasn Tanr ve insann ayrlmasn, tabiatn kutsal karakterinden syrlmasn ifade etmektedir (Weber, 1985:93; Hamilton, 2001:196; Aron, 2000:431; Attas, 2003:42). Ksaca, ilk dnem sosyologlar seklerlemenin modernitenin btnleyici bir paras olduunu ve tm dnyay kuatacan dnmlerdir. Modernleme ilerledike din zel alanna ekilecek, zelleecek, kltr zerindeki etkisini kaybedecek, tamamen bireysel bir olguya dnecek ve hibir deiim potansiyeli olmayan, toplumsal gc bulunmayan bir hale dnecekti. Anlalan, seklerleme toplumlarn gittike kutsaldan uzaklat, ilahi olana ilgilerini kaybettii, dini g ve otoritenin gittike zayflad bir sre olarak anlalmtr. Seklerleme tezi, balangtan gnmze tek bir teori olarak gelmemi, her devirde yeni bir anlam ve kapsam kazanmtr. Seklerlemenin mutlak doru bir teori olmad iddia edilmitir. Dnyada meydana gelen yeni gelimeler karsnda

20 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

DN VE SEKLERLEME

Ali BAYER

seklerleme tezinin bu gelimeleri aklayamad ve ngrlerinin gereklemedii ynnde bir takm iddialar ortaya konulup seklerleme tezi eletirilmitir.

21 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

3. SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR Seklerlemenin ortaya knda birbiriyle ilikili olmakla birlikte olduka farkl birok srelerin varlndan sz etmek mmkndr. Bu sreler seklerlemenin oluumunda direk bir etkisinin olduunu sylemek pek mmkn olmasa da, yani sebepsonu ilikisine dayal bir ilikisi deil de, belli oranlarda etkili olduu grlmektedir. Dolaysyla, bu srelerin aklanmas seklerlemenin hangi fikirsel kaynaklardan beslendiinin ortaya konulmas asndan nemli olmaktadr. 3.1. Farkllama Tarihi sre ierisinde, toplumda dinin yerini ortaya koymak iin sosyologlar tarafndan bir takm teoriler gelitirilmitir. Modern toplumdaki dinin yerini anlamak ve anlamlandrmak iin gelitirilen teorilerden biri de seklerlemedir. Seklerlemenin hangi fikirsel kaynaklardan beslendiini ortaya koymak iin bu dnceleri yakndan incelemek gerekmektedir. Din ve toplum ilikileri din sosyolojisinin merkezinde yer almaktadr. Toplumsal yapda meydana gelen deimelerin din zerinde etkili olabilecei gibi, dini yapda meydana gelen deimelerin toplumsal yap zerinde etkili olabilecei de ifade edilmektedir (Wach, 1987: 17-48). Din, geleneksel toplum ve kltr yaps ierisinde toplumsal yapy aileden ekonomiye, eitimden hukuka ve bo zaman deerlendirme gibi alanlar btnyle kucaklamaktadr. Ancak sanayileme ve modernleme srecinde toplumlarn yapsnda meydana gelen deimelerle birlikte dinin yapsnda da birtakm deimeler meydana gelmitir. Bu deimelerden biri de toplumun yapsnda meydana gelen farkllamadr. rnein, toplumsal bir kurum olarak aile, eskiden sosyal kurumlar olduu kadar bir retim nitesiydi. Endstrilemeyle birlikte ekonomik aktivite evden bamsz hale gelmitir. Eitim, salk, sosyal refah ve sosyal kontrol nceden btnyle dini kurumlarn nfuz alan iindeydi; ancak uan biz her biri uzmanlam kurumlara sahibiz. Kontroln deiimi tedrici ve farkl dizilerde eitli hzlarda ilerlemitir, ancak dini profesyoneller uzmanlam-eitimli profesyoneller olarak yenilenmitir; bilgi ve beceri gruplar oluturulmutur (Bruce, 2002: 8). Farkllama, dinin toplumun birok yn zerindeki sosyal etkisini kaybetmesine yol aan bir sre olarak anlalr. Din, daha nceleri sahip olduu fonksiyonlar kaybetmitir. Farkllama neticesinde meydana gelen seklerleme ise, sosyal kurumlarn dinin etkisinin zgr ve zerk hale gelmesi srecine iaret eder. Neticede, din aka grev ve sorumluluktan ziyade, bireysel seim ve vicdan meselesi haline gelmitir ki, bu durumda din giderek zerklemitir. Bu srete, din yakn ilikiler ve pratikler azalr. Buna bal olarak, rasyonelleme eilimleri giderek artar ve hadiseler bilimsel bak asyla deerlendirilir, dini inanlarn inandrcl zayflar ve insanlarn onlar uzun sre kabullenmeleri zorlar. Sonu olarak, daha ok dnyevi deerler sistemi stn duruma gelir (Hamilton, 2001: 188. Smelser, farkllamay bir toplumsal rol veya organizasyonun yeni tarihsel koullarda ilevini daha etkinlikle yerine getirebilecek iki veya daha fazla sayda rol veya organizasyona ayrlmas sreci olarak tanmlar. Farkllama, retim, tketim ve deiim etkinliklerini bu deiim dorultusunda ayr, zellemi alanlar olarak gerekli klar. nsanlarn geleneksel rol ve statlerinde deimeler meydana gelir. Geleneksel toplumlarda atf yollu statler, farkllamayla birlikte, mesleki baar bireyin

22 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

statsnn nemli, srekli gelien bir paras haline gelir. Yeni inan sistemlerinin ortaya kyla birlikte, geleneksel dini inan sistemlerinin toplumsal etkinlikleri azalr (Smith, 1996: 99). Balangtan itibaren btn kurumlar kaynan dinden almaktadr. Ancak toplumsal farkllama ve i blmnn ortaya kyla birlikte bu kurumlar dinden balarn kopararak bamsz, profan birer kurum haline gelmilerdir. Bu balamda farkllama, dinlerin ilevlerini de snrlandrarak sosyal hayatn btnn kapsayan bir alt yap olmaktan karm, yatay dzlemde belli zelliklerdeki olgularn bekletii bir temel kurum halini almtr. Sonu olarak din, bugn sosyal hayatn btnn kapsamaktan ok uzaktr (Aydn, 2000: 100). Seklerleme teorilerini yeniden gzden geiren Tschannene gre seklerleme; dnya grnn kmesi, oulculama, genelletirme, zelletirme, zerkletirme gibi birbiriyle alakal bir takm srelerle ilgilidir. Farkllk, temelde ak bir ekilde veya dolayl olarak btn seklerleme teorilerini Tschannenin analizine gredir. Dier unsurlar yaygndr ancak, btnyle evrensel deildir. En nemli kazanm farkllamadr, bu anlam srecinde din ve dini kurumlar dier alanlardan farkllam hale gelir. En ak rnek kilise ve devletin ayrlmasdr (Hamilton, 2001: 188). Tschannenin tablosunda yer alan seklerleme teorisyenlerinin paylatklar temel unsur kurumsal farkllamadr. rnein, Ralf Dahrendorfa (1959) gre tm Avrupa sosyal sistemi bir kurumsal sistemin dierini kaplad ve her bir sistemin dieri zerinde sz sahibi olduu katmanl bir karaktere sahiptir. Kilise, devlet, eitim, salk, gvenlik, hukuk vb. o kadar i ieydi ki, bunlarn birbirinden ayrlmas, sistemin dinin de dahil olduu tm sektrlerini etkilemitir. Ancak, ABD daha kuruluunun ilk yllarndan itibaren bunun tam aksine oulcu bir yapya sahiptir. Kilise ve devlet yapsal olarak ayrlmlardr ve serbest pazar ekonomisi toplumsal sistemin dier kurumsal sektrlerini ilgilendirdii kadaryla devletin roln de snrlandrmtr (Swatos and Christiano, 2000:213). Shiner tarafndan ortaya konulan seklerleme kavramnn nc bir kullanm farllamayla ilgilidir. Zira bu kullanm, toplumlarn dinden ilgisini kesmesine veya dini dnce veya kurumlarn sosyal yapnn dier ksmlarndan farkllamasna iaret eder. Dinin toplumun btn iin merulatrmann temel kayna olma fonksiyonu yerine, o giderek zel bir seim konusu haline gelir, dindar olarak ilgilenen katlmclarn alanna bir snrlama getirir. Bu srecin bir sonucu olarak din kamu roln kaybeder ve bunun doal sonucu olarak toplum dinin otorite kaynan baka yerde arar. Kurumsal seviyede ska ne srlen eilim karmak bir endstriyel toplumda aileye yklenen eye birok biimde benzerdir. Geleneksel ok fonksiyonlu aile (ynetimsel, dini, eitim ve ekonomik hizmetlerin kendi yeleri arasnda)asli fonksiyonlarndan uzaklatrmtr, bylece bir zamanlar eitim sorumluu ve salk hizmetleri fonksiyonlar olan geleneksel dinin fonksiyonlarn devlet sektrleri tarafndan bu aktiviteler geri alnmtr (Hill, 1973:238). Seklerleme olgusu zerine almasyla tannan Bruce farkllamay, yapsal ve sosyal farkllama olarak iki kategoride deerlendirir. Yapsal farkllamayla sosyal kurum ve rollerin daha nce somut halde sahip olduu zelliklerin uzmanlam rol ve yer deitirmesi ve sosyal hayattan ayrlmasn kasteder. Sosyal farkllama ise, stat ve rollerdeki farkllamadr. Ancak sosyal farkllama yapsal farkllamadan tamamen ayr deildir, birbirlerine elik etmektedirler (Bruce, 1999: 8, 2002: 8-9). Seklerleme srecinden kaynaklanan toplumsal yapnn farkllamas Belika rneinde Katolik yap zerinde nemli etkiye sahiptir. Hizmet sektrleri ok daha fazla uzman haline gelmitir ve laik profesyoneller okullarda, hastanelerde, huzur evlerinde ve benzerlerinde dindar insanlardan ynetimi ele almlardr. Sonuta, papazln

23 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

toplumsal nemini kaybetmesi (de-clericalization) sreci balamtr ve kurumsal yap da, seklerleen Katolik dnya iin onun kolektif bilincine adapte olmutur (Dobbeleare, 1989: 37). Luckmanna gre seklerleme toplumun yapsal deiimlerinin bir sonucudur, yani, toplumun fonksiyonel farkllamasdr (Luckmann, 2003: 28). Bu sre, Berger, Luckmann, Fenn, Martin ve Wilson gibi dier sosyologlarn seklerleme teorilerinde en azndan dolayl bir ekilde seklerleme iin bir kanttr. Sonu olarak, sosyologlarn seklerleme srecini, sosyal alt sistemlerde retilen fonksiyonel farkllamann bir sonucu olarak ortaya ktna katldklar sylenebilir. Alt sistemler-ekonomi, siyaset, aile, eitim ve bilim-giderek kendi fonksiyonlarnda uzmanlam ve bazlar artan bir ekilde rasyonel organizasyonlarn gelitirmilerdir. Bu sre net bir biimde birok kurumsal ilgi alannn blnmesine yol am ve kurumsal normlar gittike fonksiyonel, rasyonel ve ayr kurumsal nfuz alanlarnda zerk hale gelmitir. Dier bir deyile, rol beklentileri ve rol sistemlerinin bir farkllamas farkl alt sistemler arasnda meydana gelmitir (Dobbeleare, 1989: 27). Bellah, farkllama kavramn evrimci bir erevede birletirir ve dinlerin gelimesinde, arkaik, ilkel, tarihi, erken modern, modern din eklinde be ideal-tipik aama kabul eder. O, evrimi giderek artan bir farkllama ve organizasyonel karmaklk sreci olarak deerlendirir ve bu srecin kanlmaz ve tersine dndrlemez bir sre olduunu kabul etmez. O, karmak ve basit formlarn ayn toplumda bir arada var olabileceine iaret eder (Robertson, 2005: 262-63). Bu nedenle, onun geliim aamalar sabit, tarihsel bir dizi konular olmaktan ziyade, ampirik genelletirmeler olarak dikkate alnmaldr (Hill, 1973: 240). Ayrca, farkllama kavramnn dini inanlar ve organizasyonda deiimini analiz iin bir yntem olarak kullanm iin modern toplumun seklerlemesi veya dinde bir k zorunlu olarak ima etmeye gerek yoktur. Farkllamann bizzat kendisi, Bellahn daha ska ifade ettii zere ntr bir kavramdr (Hill, 1973: 243). Farkllama teorisini ileyen son zamanlardaki almada, rnein Chaves (1994), seklerlemenin dinin k olarak tanmlanmas yerine; dini otoritenin faaliyet alannn k olarak tanmlanmas gerektiini ifade eder. Chavese gre seklerleme ve farkllama genel olarak baz evrimci benzere eilimlerdeki kklemi master/rnek eilimler deildir, somut sosyal mcadelede kklemi tarihsel bir sretir. Seklerleme, dinin sosyal nemini srdren, ykselten veya nemini azaltan sosyal aktrler arasndaki sosyal ve siyasal atmalarn sonucudur. Ancak dini tecrbenin yapsna sahip olan dini otoritenin faaliyet alanndaki bir kn etkisinin ne kadar olduu tartmal bir konudur (Gorski, 2000: 160). nsanlarn dinle ilgilerini kesmeleri sz konusu olabilir, ancak bu durum dini kle ayn imalar iermez; bu duruma daha ok farkllama denilebilir (Hill, 1973: 238). Farkllama, ska iddia edildii gibi, modern toplumda ne onlarn neminin kaybolmasdr ne de bunu ima eder. Farkllama uan olanlardan yapsal olarak farkllaan hayatn belli ynleri zerinde organizasyonel yetkisi olmayan g kullanma deil; bireylerin motivasyonel ballklar ve deer ballklarnn etkisi anlamndadr. Onlarn aileleri ve kiliseleri dndaki alanda ve bireysel organizasyonel kontroln geni serbestlii ve bu anlamda kendi sahip olduklar sorumluluk zerinde eylem zerklii kazanm olabilir. Ancak bu, asla onlarn d alanlarda davranlarnn srasyla aile ve kilisede onlarn katlmlaryla etkilenmediini sylemek anlamna gelmez (Hill, 1973: 239). Dini alanlar ve dini olmayan alanlar arasndaki ilikideki deiimi ve dindarln karakterindeki deiimleri aklayan Weberin dini deiim teorisi temel bir

24 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

eletiriyle karlar. Buna gre, teori kendi kendini snrlar. rnein, rasyonellemenin farkllamaya yol at iddias byledir. Muhtemelen, uzun vadede durum byle olabilir, ancak ksa vadede hibir zaman doru bir yol deildir. rnein, Reformasyonda rasyonelleme farkllamayla ilikili gibi grlmtr. Benzer bir konu Weberin teorisinin dier ksmn oluturan farkllamann rasyonellemeye yol at iddias hakknda da grlebilir. Bat toplumunda dini olan ve olmayan alanlarn modern ncesinde olduundan daha ok modern dnemde btnyle farkllatn sylemenin daha uygun olduu ifade edilmitir. Ancak din, gerekten daha ok rasyonellemi midir? Doal olarak verilen cevap, bir kiinin dini olan ve rasyonellii nasl tanmladna bal olacaktr, ancak bir kimse kolaylkla olumsuz biimde (by, astroloji, New Age ve eitli Hristiyan olan ve olmayan senkretizmler gibi) cevap iin akl yrtmede bulunabilecektir. Ve bir kimse ayet olumlu bir biimde cevap verirse, o hala rasyonellik terimi tarafndan btnyle elde tutulamayan dindarln karakterindeki ok nemli deiimleri tartabilecektir. Bylece, seklerleme bir teori olarak, Weberin analizinde baz bakmlardan gelitirilmemi olarak kalr, en azndan iki boyutta: kltrel ve sosyal farkllamadan dnn [(de) differenation] temelinde yatan nedensel sreler ve mekanizmalar yeterli bir ekilde belirtilmemitir ve farkllama, rasyonelleme sreci olarak dini deiim de zoraki ekilde kavramsallatrlmtr (Gorski, 2000:161). Weberin iddias udur: Sosyal eylem iin kesin bilgi salama anlamnda ilahi otoriteye yneli, gemie gre gvenirliini kaybetmi ve pratik ekonomik faktrler (cennette banka hesab amann aksine) bilginin deerini belirlemede giderek artan bir rol oynamaya balamtr. Dini bak as olsa olsa otorite iin yaran adaylardan biri olacaktr. Bundan sonra dnyevi problemlerin zm iin papazlara, rahiplere ve mollalara; ekonomistlerden, fizikilerden ve siyaset bilimcilerden daha az bavurulacak; psikologlar, sosyal danmanlar ve tp doktorlar gerek bireysel, gerekse makro dzeyde toplumun muteber uzmanlar olacaktr. rnein, Chaves, seklerlemeyi bu erevede aklayarak onu, dini otoritenin gerilmesi biiminde ifade eder (Swatos and Christiano, 2000: 212). Weberin, Luckmannn ve Luhmannn almalar eski ve yeni paradigmalarn krdm arasnda orta bir yol nermilerdir. ayet seklerleme, sosyal farkllama sreci olarak yapsal terimlerde anlalrsa ve dini canllk btnyle kavramlatrlm biimde grlrse, seklerlemenin dini ke yol at iddias gereksizdir. Bu bak asndan burada, sosyal farkllamann artan seviyesinin otomatik olarak bireysel dindarln azalan bir seviyesine yol atn iddia etmek uzun sre muhakeme edilemez. Gerekte, bunun aksi doru olabilir; bireysel dini tecrbenin younluu dini kurumlarn yapsal faaliyet alan kerken dahi artabilir. Ne de bireysel dini katlmn artan bir seviyesinin zorunlu olarak seklerlemenin azalan bir seviyesini yansttn iddia etmek iin herhangi bir neden yoktur. Birisi, kamu dini kurumlar rpnrken bile zel dini pratiklerin gelitii bir durumu kolaylkla dnebilir. Ksaca seklerleme ve dini canlln birbiriyle zt olmas zorunlu deildir. Bu ikisi arasndaki iliki ya ampirik veya tarihsel bir problemdir (Gorski, 2000:161). Dier taraftan, insann dnya anlayndaki farkllama ile by bozumu arasnda sk bir iliki olduu ifade edilmektedir. Bilimlerin gelimesi, dnyann doal ve kltrel bir srece tabi olduunu gstermekte, bu durum insann dinsel anlaynda tikel hatta znel olduunu retmektedir. Toplumun fonksiyonel farkllamas, dinin gitgide kamusal yaamdan dar itilmesine yol aar. Din, ekonomik, siyasal ve hatta sosyal davran ve tutumlar alanndan zel yaamn gizli bir kesine ekilmi ve orada

25 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

bireysellemi insann kutsalla ilikilerini yorumlama ve organize etme ilevine indirgenmitir (Robinson, 2002: 344). Neo-seklerleme taraftarlar farkllamann nemine vurgu yapmaktadrlar, ancak onlar yaplar ve kurumlara odaklamasna snrlama yapmalaryla geleneksel seklerleme teorisyenlerinden ayrlrlar. Onlar, farkllamann bireylerin dini inan ve pratiklerinde zorunlu bir ekilde ke yol aaca eklindeki varsaym reddetmilerdir. Tschannen: Deien ey, sosyal yap iindeki dinin pozisyonu olarak bireylerin dinle ilikisinde ok da fazla bir ey deimemitir der. Casanova, seklerlemenin, sekler alanlarn dini kurumlar ve normlardan kurtuluu olduu iddiasnda ve kiisel dindarln terk edilmesi veya bozulmasnn zorunlu olmad iddiasnda hem fikirdir. Sonu olarak Chaves, seklerlemenin bireysel dini katlmla bir azalmann balantl olmamas, ancak bunun yerine dini otoritenin azalan bir faaliyet alan olarak tanmlanmas gerektiiyle sonulandrr. Casanova, dini ve sekler alanlarn farkllamas tezinin hala Seklerleme tezinin merkezi olarak kabul edilebileceini ifade eder (Phillips, 2004: 141). Weberin Dnyay Reddeden Dinler ve Bunlarn Ynelileri isimli makalesinde yedi deer alann (dini, sosyal, ekonomik, siyasi, ateistik, erotik ve entelektel/bilimsel gibi) aklar. O, bunlar modernliin oluturucular olarak ele alr. Bat toplumlar ve onun taslan izdii gerilim tipleri tipik olarak dini olan ve dini olmayan alanlar (komnal balla kar evrensel sevgi, kiisel kara kar dini kardelik, detata kar the Sermon Mount gibi) arasnda ykselmitir. O, bu gerilim orijinlerinin peygamberci ve kurtarc dinlerde (Yahudilik, Hristiyanlk ve slam gibi) yattn iddia etmitir. Gerilim bu dinlerdedir ve sekler ve dindar, dnyevi ve te dnyac, kendine zg ve evrensel arasndaki ilk temel blnmenin bu dinler arasnda ortaya ktn ileri srmtr. Weber, nce bu gerilimlerin ortaya ktn syler, burada onlarn daha fazla keskin hale gelmesi iin genel bir eilim vardr, nk dini ve dini olamayan alanlarn farkllamas her bir alana (zellikle rasyonalite) belirli pratikler ve deerlere daha ok aklk ve uyumla sonulanmas iin izin verir ki, bu rasyonellikler arasndaki gerilim ve atmann derecesi artar, bylece daha byk farkllama ilerleme imkan bulur. Weberin emasnda, farkllama rasyonellemeye yol aar ve rasyonelleme de daha ileri seviye farkllamaya yol aar (Weber, 1986: 278-294). Anlald kadaryla toplumlarn yapsnda meydana gelen deimeler, ilkelden moderne, ayn zamanda toplumlarn din anlaylarnda da bir takm deimeleri dourmutur. Toplumsal yapnn dini kurumlar zerindeki etkisi olduu gibi dini kurum ve anlaylarn da toplumsal yap zerinde etkili olduu grlmektedir. Karlkl etkileim ierisinde cereyan eden bu karmak ilikinin ortaya konmas zor olsa da, imkansz deildir (Wach, 1987: 31). Geen yzyl iinde meydana gelen nemli gelimeler, zellikle sanayi devrimiyle birlikte makineleme, ii snfnn ortaya k gibi retim sisteminde grlen deimeler sadece ortaya kt corafyayla snrl kalmam; btn dnyay etkisi altna almtr. Bu balamda, kinci Dnya Savandan sonra byk bir hz kazanan krsal alanlardan ehirlere byk g dalgalar ehirleme olgusunu ortaya karm, bu durum insanlarn sadece sosyal ilikilerini deil, ayn zamanda din ve dnya grlerini de kkl deiimlere uratmtr. Bilim, teknoloji ve kitle iletiim alanlarnda meydana gelen n alnamaz hzl gelimeler, brokratik yaplarn hzl ekilde bymesi, siyasi yaplarda grlen eitliki demokrasilerin ortaya k gibi kkl deimeler sonuta modernleme ve seklerleme srelerini dourmutur.

26 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

3.2. Rasyonelleme Seklerleme, sanayileme, kentleme, rasyonelleme, modernleme gibi birbiriyle ilikili olmakla birlikte, her birinin seklerlemeyle birlikte ilerledii ve ayn zamanda bu gelimelerin sonucunda meydana gelen bir sre olarak da deerlendirilebilir. Dolaysyla, konuya daha derinden ve geni sosyal deime perspektifinden baklmas gerekmektedir. 1960 ve 1970lerde Peter Berger, David Martin ve Bryan Wilson gibi birok nde gelen sosyolog rasyonelleme olgusunu tartmlardr. Aydnlanma ann aklc felsefesinin bir rn olarak ortaya kan rasyonelleme, by, doast ve dinle ilgili fikirlerin toplumda kltrel nemini yitirdii, bilim ve pratik hesap zerine kurulu fikirlerin egemen olduu bir sreci nitelemektedir. Bireylerin hedeflerine ulamak, karlarn en st dzeye ykseltmek iin aklc ve ll hareket etmesi; toplumsal gruplarn aklc bir ekilde rgtlenmesi (Kirman, 2004a:187) eklinde tanmlanan rasyonelleme ile rasyonel olmad ileri srlen din arasndaki iliki teden beri tartlmaktadr. leri srlen grler seklerleme konusun anlalmasnda nemli katklara sahiptir. Rasyonelleme genel olarak insanlarn karlarn en st seviyeye karmas, hedeflerine en kolay ve en az maliyetle ulamas, aklc biimde hareket etmesi gibi bireyin dnce ve eylemlerinde meydana gelen deimeyi ierir (Bruce, 2002: 6). Rasyonelleme kavram M. Weberin dnyann gzn amas/byden arnmas (disengagement) kavramndan yola klarak aklanmaktadr. Aslnda bu ifadenin Frederich Schiller tarafndan Weberden ok daha nce kullanld ifade edilmitir (Attas, 2003: 42). Webere gre rasyonelleme, gzn almas veya baka bir ifadeyle byden ya da gizemden uzaklama demekti. Gzn almas sadece insanlarn dinin eski gizemlerine inanmamalarn deil; ayn zamanda gizemli ya da deersiz hale gelmesini kapsamaktayd. Rasyonellemenin derecesi ve ynn olumlu adan, bysel unsurlarn ortadan kalkmasyla; olumlu adan da fikirlerin sistematik tutarllk ve doaya uygunluk salamasyla belirlemektedir (Weber, 2002: 94). Weber rasyonelleme-gzn ama srecine seklerleme ismini vermitir. Seklerleme, aslnda bu srecin hem kendisi hem de sonucuydu. Gizem, iinde girilip aratrlmas gereken bir ey olarak deil, akl ve teknolojinin rnleriyle aratrlmas gereken bir eydir. Webere gre artk bu srete dini bak as olsa olsa otorite iin yaran adaylardan birisi olacakt. Bundan sonra dnyevi problemlerin zm iin artk din adamlarna deil, ekonomistlere, fizikilere, siyaset bilimcilere, psikologlara, sosyal danmanlara ve doktorlara mracaat edilecekti (Wilson, 1976: 20; Swatos and Christiano, 2000: 4-5). Ancak unu da belirtmek gerekir ki, Weberin sosyoloji literatrne kendisinin kazandrd bu kavram yazlarnda pek fazla kullanmad grlmektedir (Swatos and Christiano, 2000: 212; Yeilyurt, 2001: 120). Webere gre, modern toplum, ilkel toplumda tesadf olarak aklanan eyi rasyonelletirmitir; hesap edilebilir ve nceden tahmin edilebilir hale getirmitir. Weber, rasyonellemenin artmasnn, brokrasinin artmasyla birlikte olduunu syler. Brokrasi doal olarak rasyonel bir yaam biimini ne karsa da, rasyonellik kavram farkl balamlarda byk deiiklikler gsterir (Weber, 2002: 319; Wallace and Wolf, 2002: 50). Weber, dnya dinlerini incelerken kulland tipolojileri, bat ve orta dounun kltrel elerini rasyonellik asndan karlatrr. Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhuunda olduu gibi gelime, ilerleme, rasyonellik olgularnn esas olarak bat kltrnn bir zellii olduunu ifade eder (Weber, 2002: 94; Hamilton, 2001: 195).

27 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

Rasyonellik ve toplumsal evreler arasndaki ilikileri aratran antropologlar, rasyonelliin modern toplumlara has olmadna iaret etmektedirler; rasyonelliin bir zamanlar yalnzca by, sihir ve hurafelerin hakim olduu dnlen ilkel blgelerde de var olduu ifade edilmektedir (Wuthnow, 2002: 94). Weberden sonra, Berger de Bat rasyonelliinin Yahudi Hristiyan kklere sahip olduunu makul biimde ifade eder. Eski Ahit dini birok nemli bakmlardan evre kltrlerden farkldr. Mezopotamya ve Msr dinleri esas olarak kozmolojiktir. nsan ve dnya arasnda keskin ayrlk olmamakla birlikte btn kainat kuatan, ampirik ve sumpra-emprica kozmik bir dzen iine yerletirilmitir. Yunan ve Roma Tanrlar bile insanla eletirilmitir. nsanlar ve Tanrlar arasnda sren bu durum Yahudi dini tarafndan bozulmutur. Burada esasl bir ekilde mitolojiden dnlen bir dnya anlay ortaya kmtr (Bruce, 2002: 6). Rasyonelleme toplum yapsn birok ynden deiime uratmtr. Toplumsal farkllamayla rasyonelleme arasnda yakn bir iliki vardr. Farkllama srecinde din ve dini kurumlar toplumun dier alanlardan farkllamtr. En ak rnek kilise ve devletin ayrlmasdr. Rasyonelleme nce dinden ayrlma srecine, dier sosyal kurumlarn izleyi prensiplerine rasyonel olarak ilikilendirilen onlarn kendine zg sosyal fonksiyonlarna ve bamsz bir ekilde dini deerler ve kriterlere iaret eder. rnein ekonomik hayat modern dnyada gittike rasyonel hesap ve pazar mantyla egemen haline gelir bylece sreler bizzat din zerinde olumsuz etki yaparlar; bylece insanlar doast konularla daha az ilgili hale gelir ve din d grnmyle daha fazla sekler bir hale gelir. Din ruhsal konulardan ziyade, psikolojik rahatlama arac haline gelir (Hamilton, 2001: 188). Webere gre rasyonelleme , gereklik stne gittike ince ve soyut kavramlar kullanarak artan bir kurumsal egemenlik kurmaktadr. Bu anlam seklerleme ile paralellik arz eder, nk sonu itibariyle rasyonalite nesnel dnyay bir alglay biimidir. Bu anlamyla rasyonalizm, metafizik ve dinsel olmayandr. (Aydn, 2000: 126). Weberin endstriyel toplum yorumu kutsaldan dn (desacralization)tezinin en erken ifadelerini sunar. O, endstriyel toplumun entelektelleme ve rasyonellemeyle btn bunlarn da stnde dnyann byden arnmasyla karakterize edildiini savunur. Dnya uzun sre by ve gizemin egemenliinde olamaz; doast, toplumdan uzaklatrlmtr. Davran ynlendiren gd ve anlamlar artk rasyoneldir (Haralambolos and Holborn, 1995: 492). Seklerleme kavram her ne kadar dinsel fenomenlerin dnmn aklamak iin gelitirilmi olsa da daha sonra btnyle kltrn dnmne uyarlanmtr. lk dnm, kiilere ve eyaya ynelik tutumun kutsallktan arnmasdr ki, bu, dinsel mukabelede yani, kutsala mukabele edite bulunmas gereken duygusal ballk ,yani dnya zerinde dnmede duygularn ie karmasndan saknmadr. Aklileme, hem greli olarak duygudan bamsz bir bilisel tutumu hem de dnceyi rgtleme duygusal sembolizmden ok mantn kullanmn dile getirir (Baer, 2001: 60). Rasyonel esasen teknolojinin kutsaldan btnyle arnm olduu ileri srlemez. O, daha ziyade-mantksal ve rasyonel formlar iinde kutsaln bir yeniden inas olarak-kritik duyarllklarda Tanrsaldan beeriye doru bir vurgu kaymasn beraberinde getirir. ODeann (1966: 81) da belirttii gibi dinsel dnmn bu rasyonalizasyonu, insan dnnn ve giderek kltrn kutsaldan arnmasnda bir moment oluturmaktadr. Seklerleme, dncenin mantksal olarak rgtlendirdii rasyonel bir teolojinin inas araclyla, ilkin zel olarak dinde, bunun ardndan da kiilere ve eyaya ynelik tutumunda duygusal balln gerileme sureti ile daha sonra kltrde gerekleen bir dnm ifade etmektedir. Bununla birlikte, rasyonel

28 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

teknoloji, seklerlemeyi yaratan bir nedensel etki olmayp, bu srece katkda bulunan bir bileen olarak ele alnmaldr (Baer, 2001: 61). Bryan Wilson, dinin rasyonel veya entelektel bir fenomen olmadn ifade eder. Bu balamda, seklerleme mantksal, rasyonel kavramlarla inanlarn sistemletirmesini ierir. Wilsonun rasyonel olmayan din kavram onun dinde bir ke iaret eden seklerlemeyle sonulandrmasna yol aar (Wilson, 1982:152; Roberts, 1995:306). Weberin dnceleriyle parelel olarak, rasyonel bir dnya grnn dinin dman olduunu iddia eder. Dnya gr objektif olarak llebilen ve belirlenebilen faktrler araclyla dorunun deerlendirilmesine, rasyonel prosedrlerle inanlar ve iddialarn denenmesine dayanr. Din, inanca dayanr ve aslnda rasyonel deildir. Onun iin gereklik iddias rasyonel prosedrlerle test edilemez (Wilson, 1976: 16-20, 1982: 149-152). Berger, Weber ve Wilsonun baz dncelerini bilgi sosyolojisi erevesinde gelitirmitir. O, Bat toplumlarnda insanlarn gittike dini yorumlarn faydas olmakszn hayatlarn ynlendirdii ve dnyay aratrmaya baladn ifade eder. Sonu olarak, burada bilincin seklerlemesi vardr. Berger, sanayi toplumunun n art olan rasyonelleme srecinin seklerleme iin kesin deiken olduunu iddia eder. Rasyonel dnya gr dinin dayand inanc reddeder. O, byy, gizemi ve dinin otoritesini ortadan kaldrr (Berger, 2000: 202; Haralambos and Holborn, 1995: 493). Protestan Ahlak tezinde, kaynan dini ve ahlaki motiflerden alan rasyonel, faydac, bireyci insann srekli biriktirerek sonuta kapitalizme ulat ifade edilmitir. Asketik Protestanlk, ok alma ve biriktirme sonucu artan bir maddi kazanca ve sonuta tarihin hibir periyodunda daha nce grlmemi ekilde insanlarn hayatlar zerinde amansz bir gce sahip olmutur. Endstri toplumunda retimin makinelemesini kapsar. Dini motivasyon servet biriktirme ve sk almaya izin verir. Makinelemi retim teknolojisi, insanlardan ziyade, endstriyel toplumun ona itici gcn salar ve teknoloji dini motivasyona ihtiya duymaz. Dini asketizmin ruhu uzun sre zorunlu deildir, nk muzaffer kapitalizm mekanik temele dayandndan uzun sre onun desteini hissetmez. Endstriyel toplum onun sahip olduu g ve gdy gelitirmitir (Haralambos and Holborn, 1995:492). Dinin insan davranlarna yn veren duygu ve dnce muhtevalarndan zamanla uzaklap dnyeviletiini belirtir. Bu balamda yeryznde Tanr krall yerine faydal almay hedef alan seklerleme sreciyle, kapitalistleme arasnda iliki kurulmutur. Weber, oluumunda din ve ahlak ilkelerinin nemli rol oynad kapitalizm, bugn seklerleme sreciyle dini ve ahlaki deerlerden soyutlandn, seklerize ettii dini ve ahlaki sermayeyi yerine baka bir ey koymasn dnmeden kullanarak bitirdiini ileri srmtr (Bodur, 1990: 89-91: Roberts, 1990: 306). Rasyonelleme, dier bir anlamyla bilimsel dnya gr ve teknolojinin egemen hale gelmesine iaret eder. Rasyonel aksiyon; din, gelenek veya duygunun rehberliini kabul etmez. O, sadece denenmi sonulara dayanan aksiyon iin makul taleplerin zihnin soukkanl ve nceden tasarlanan muhakemesine dayanr (Haralambos and Holborn, 1995: 493). Thomas ODea, seklerlemenin insan dncesinde birbiriyle ilikili iki dnmden meydana geldiini iddia eder: insanlarn ve dncelerin tutumlar ynnde kutsallktan uzaklamas/kutsala dn ve dncenin rasyonellemesi, kutsaln faaliyet alan geni oranda azalmtr ve hatta btnyle terkedilmi olabilir. Bu kavram Bergerin seklerlemeyi ele al tarzna uyumludur. Bununla birlikte Odea, rasyonelleme srecine zellikle vurgu yapar. Burada o, dnyann anlalmasnn temel anlamlar olarak akla, manta ve bilimsel kefe ve gvene iaret eder. Uzun sre

29 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

kutsal olmayan dnyann bir evrimi dncesi ve gizemlerin olduu bir dnyann ortaya knn anlamlarn birisinin insan aklyla anlalabilir olmas problemiyle yer deitirmitir. Bu ekilde sadece Bat kltr seklerlememi ayn zamanda din de seklerlemitir. Felsefi teolojiler-bilimin bulgularn ieren ve sistematik manta dayanan-gelitirilmitir. rnein, Paul Tillich ve Henry Nelson Weimannn sistematik teolojileri ncil kssalarndan ziyade insan bilgisine ve insan tecrbesine odaklanr. Onlar, Tanry insan bilgisi ve tecrbesi ve yaratmann kayna olarak grr. Bu manta gre, btn insan tecrbesi, sadece belirli dini kssalar iin deil, teolojik dnceye uygundur. Bilimsel kant teoloji iin merulatrc bir balang noktasdr. Ayrca, mantksal tutarllk ve uyumun bir kural, nemli felsefi teolojilerde nde gelir ve doru iin bir kstas haline gelir. Byle teolojiler rasyonel anlam sistemlerine dnr; geleneksel olarak mitolojiye de vurgu yapmazlar. Odea, mitostan logosa, mitten manta bu deiime byk nem verir. Bu deiim, ncil materyalinin mitolojiden arndrlmasn (de-mtyhologizing) ierir. Bu ayn zamanda ncilsel perspektiflerin yeni bir biime sokulmasn ierir, bylece onlar modern bilimsel dnya grleriyle uyumlu hale gelirler (Roberts, 1990: 306). On dokuzuncu yzyl boyunca sanayi retimi, teknoloji ve modern kapitalizmin ykseliiyle oluturulan maddi rnler, matematik, mhendislik ve tp alannda grlen gz kamatrc baarlar yakalanmtr. Tabiatn insanolunun kontrol dncesine vurgu yapm ve bu dnceyi desteklemitir. Kiisel faktrler, bulaclar, hastalklar, sel basknlar ve uluslar aras savalar nce doast glere, ilkel byye ve ilahi mdahaleye veya kr talihe nlenebilir sebepler ve nceden tahmin edilebilir, sonu olarak dikkate alnm olann meydana gelmesine yklenmitir. Papazlar (mahalle), papalar, rabbisler ve mollalar gibi kutsal otoriteye ho grnenler modern toplumlarda bilgininin sadece tek bir kayna haline gelirler ve hayatn birok boyutunda birine gvenildii veya en nemli zorunluluk, profesyonel ekonomist, fizikiler, doktorlar veya mhendislerin pratik maharetiyle onaylanm eitim ve uzmanlam eksperle karlatrldnda, Devlet ve kilisenin blnmesi ve hkmetlerin temsilciler meclisi ve sekler-rasyonel brokratik devlet ve hkmetlerin temsilcilerinin ykselii, Tanrdan otorite aldn iddia eden yneticiler ve kilisevi kurumlar ve manevi liderlerin rolleri deimitir. Bruce bu tartmay yle zetlemitir: Sanayileme erken modern toplumlarda dnya hayatn paralanmas, topluluun k, brokrasinin ykselii, teknolojik bilin gibi birlikte yaplan, dinin geliiminin durmas ve makuliyetinin daha az hale gelmesine yol aan bir dizi sosyal deimeyi beraberinde getirmitir. Bat dnyasnda ou bilim adam, tarihi ve kilise liderlerinin ulatklar bir sonutur. Weberci tezin merkezi Reformasyon ve Sanayi devrimin etkisini birok lkede daha erken meydana gelmesidir. Bylece o herhangi bir ada ampirik bir kantla sistematik olarak incelemek zor gibidir. Ancak, eer rasyonel dnya gr metafizik inanta ve Tanrnn varl hakknda yaygn phe oluturuyorsa, bilime gveni ifade eden bu toplumlar en azndan dindarl ispatlamak iin beklemi olabilirler (Norris and Inglehart, 2005: 12). Rasyonellemeyle birlikte bir zamanlar bysel ve dini anlamlarla dolu olan dnya modern ekonomik gelimelerle kutsallndan arnmtr. retimin makinelemesi, teknolojik ilerlemeler insanlara rahat bir hayat sunarken; dier yandan rasyonelleme modern insan dnyada yalnzla srklemi ve bir demir kafes haline gelmitir (Healas and Woodhead, 2001: 43; Aron, 2000: 444). Rasyonelleme ve brokratik rgtlenme, modern insana doa ve toplum zerinde etkin bir denetim imkan sunmu ve bylece onu, sonu nceden kestirilemeyen bir dnyann endielerinden ve bysel glerin egemenliinden kurtarm ancak bir takm skntlar

30 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

da beraberinde getirmitir. Bilim ve rasyonel dnce insanlarn davranlarn meydana getirmede temel referans olarak alnmaya balamtr. Bylece, dinin daha nceden var olduu iddia edilen toplumsal nemi ve etkisinde azalmalar meydana gelmitir. 3.3. Modernleme Toplumda meydana gelen deimeleri aklamak zere gelitirilen zellikle 1950 ve 60l yllarda sosyal bilimlerde egemen olan modellerden biri modernleme teorisidir (Fox, 2004: 56). Modernleme sosyolojik bir kavramdr ve sosyal deimeyi ifade eder. Ayn kkten gelmelerine karlk modernizm bir ideolojiyi, bir dnceyi baskyla kabul ettirmeyi, modernite batya zg modernlemeyi ifade eder. Seklerleme ve modernleme arasnda ok yakn bir ilikinin olduu, modernlemenin birok bakmdan seklerlemeyi ima ettii, ancak bunun ok karmak bir karakter arz ettii ifade edilmitir (Berger, 2002: 13-15; Dobbeleare, 1989: 27-44; Woodhead, 2001: 2). Kavram olarak modernleme, modern kabul edilen toplumlar ynnde gerekleen sosyal deime srecini ifade eder. Daha geni bir tanmla modernleme, ileri olduklar kabul edilen lkelerin kurumlarnn, deerlerinin ve tketim modellerinin benimsenme srecidir. lerleme kavram gibi bakasna uyumu ifade eder (Aslantrk ve Amman, 2001:389). Modernleme zerinde eitli tanmlamalar yaplmtr, ancak zerinde herkesin uzlaaca bir tanmlamadan bahsetmek olduka zordur. Modernleme kavramn ilerleme dncesiyle bal olarak batllama kavramyla e tutan bir yaklam vardr. Ancak byle bir yaklam sosyologlar tarafndan eletirilmitir. Gnmz sosyolojisinin modernlemeyi batllama ile edeer grmedii gibi, onun bireysel ve toplum seviyesinde olmak iki kategoride incelediini; modernlemenin sosyal sistemdeki kalknmaya uyan bireysel seviyede olduu ifade edilmitir (Trkdoan, 1998: 77-79; Erkal, 1998: 47). Ayrca, modernleme kavram, batllama olarak alndnda onun evrensel olma nitelii gz nnde tutulmam olunur ki; modernleme ve bat arasnda analitik bir ilikiye dayal bir tutumu ifade eder. Gnmzde bat d modernliklerden bahsedildii gz nnde bulundurulmaldr (bkz. Gle, 2000). Modernleme kavramnn Tke karl olarak adalama, asrileme ve modern gibi kavramlarn yannda; aa uyan, onun nimetlerinden istifade eden insan anlamnda da kullanlmtr (Aydn, 1997: 16). Uzun bir zaman diliminde modernlik, Bat Avrupa ve kuzey Amerika lkelerini niteleyen bir terim olduundan modernleme ile batllama zdelemi, gnmzde Japonya gibi modern olduu tartmasz kabul edilen baz uzak dou lkelerinin varl, bu iki kavramn ayrmasna neden olmutur. Modernleme veya batllama, bir toplumun i dinamiklerinden ok, ynetici elitler tarafndan gerekli grlen planl bir sosyal deime srecini ifade ederse, bu durumda modernletirme ve batllatrmadan sz edilebilecei ne srlmtr (Aslantrk ve Amman, 2001: 389). Anthony Smith, modernlemeye verilen anlam itibariyle modernlemeyi u ekilde tanmlamaktadr: Birinci anlam ile modernleme, toplumsal bir deime sreci olarak yer ve zaman boyutunda evrensel olan sreler grubudur. Bu balamda, modernleme ilerlemeyi ifade eder; toplumsal dokuyu zenginletiren ve glendiren glerin ortaya kmas ve bymesidir. kinci anlamyla modernleme, tarihseldir. Avrupada Rnensans ve Reformasyona kadar giden dnem laikleme ve kapitalizmin douu ile ayrt edilir. Baka bir tarihsel ayrm da Fransz ve Sanayi devrimleri sonras gelimelere tekabl eden dnemin modernleme sreci olarak nitelendirilmesidir.

31 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

nc anlamyla modernleme, gelimekte olan lkelerin liderleri veya elitlerince izlenen bir dizi politikalara verilen isimdir. Dolaysyla modernleme, liderlerin belirli alardan daha gelimi olarak grd ada toplumlar dorultusunda belirli toplumu deitirmek iin bilinli uyguladklar bir dizi plan ve politikalar btndr. Bu balamda; Atatrk, Gandhi veya Nyerere yeniliki liderlerdir (Smith, 1996: 90). Alex Inkelese gre modernleme, ferdi seviyede ortaya kan bir deimedir. Bu bakmdan bireyin zihni durumu ile yakndan ilgilidir. Baz sosyologlar ise modernlemeyi, gelenekli hayat tarzndan daha karmak, teknolojik ynden ilerlemi ve hzla deien bir hayat tarzna doru fertlerin ynelmesi olarak tanmlar. Ancak gelenek ile modernlemeyi anti-etikal zt kutuplar olarak grmek doru deildir. Baz durumlarda bu iki zt kavram birbirleriyle uyum salayabilecei gibi, karlkl olarak birbirlerini etkileyebilirler (Trkdoan, 1998: 74). En genel anlamyla modernleme, 15 ve 17 yzyllarda Avrupada balayan ve daha sonra tm dnyay etkisine alan toplumsal yaam ve rgtlenme biimlerini ifade eden bir sretir. Bu sre ierisinde toplumlarn yaplarnda nemli deimeler olmutur. Corafi keifler, Sanayi Devrimi, Aydnlanma hareketi, bilimsel ve teknolojik bulular, ehirleme, eitim, kitle iletiim aralarnn hzl gelimesi gibi nemli sonular douran hadiseler yaanmtr. Bu gelimelerin etkisi sadece ortaya kt corafi alanla snrl kalmam; etkileri giderek tm dnyaya yaylmtr. Geleneksel toplumlarda toplumsal yap zerinde egemen olan din, farkllama, iblm, kentleme, bireyleme, modernleme ve seklerleme sonucunda geleneksel fonksiyonlarn kaybetmi; insanlarn kimliklerini ifade etme, var olusal anlam krizlerini aklama ve anlam verme arac olmutur. Modernleme srecinde sosyologlar tarafndan dini yeri tartlmtr. Tartmann merkezini modernlemenin din iin problem yaratp yaratmama durumu oluturmutur. Wilson, geleneksel dini kurum ve sembollerin neminin ve etkisinin azald bir sre olarak modern aa geii birbirini izleyen aamada deerlendirmektedir. Birincisi, dardan dini tehditlerle ahlaki kontrol salama dnemidir, ahlaki kontroln yerini artk trafik lambalar, radar sistemleri ve sigorta gibi teknik aralar almtr. nceleri inancnn gerei olarak baz kurallara uyan insan artk modern kontrol aralarna uymak durumundadr. kincisi, dine dayal vicdan temeline oturan i kontroln saland dnemdir, toplum ahlaki dzenlemelere daha az baml hale gelmitir. likiler kiisel olmaktan kp role dnt iin dinin fonksiyonlarnda azalma meydana gelmitir. ncs, isel ve dsal her trl kontroln dini ve ahlaki bir konu olmaktan kt modern dnemdir. nancn gerilemesi ve etkisinin azalmas sonuta kilise ve buna bal inan yapsn deitirmitir (Demirci, 2001: 28). Teknoloji ve bilim alannda yaanan gelimeler neticesinde dinin daha nceleri sahip olduu fonksiyonlar bilimle yer deitirmitir. Bu balamda Bryan Wilson, insanlarn gemite karlatklar problemlerin zm iin kutsal metinlere ve din adamlarna mracaat ettiklerini, ancak bilim ve teknik alannda meydana gelen gelimelerle birlikte insanlarn artk dine deil, bilimsel veri ve tekniklerle problemleri zdklerini ifade eder. Ayrca, din adamlarnn da sosyal bir problemle karlatklarnda zm kutsal metinler yerine sosyal bilimcilerden aldklarn ekler ve dinin modern toplumda neminin azaldn ifade eder (Demirci, 2001: 28). Modernlemeyle kitle iletiim aralarna grlen gelimeler sonucunda farkl inan ve uygulamalar daha kolay aktarlabilir hale gelmitir. Dnyann her yeriyle annda haberleme, farkl sosyal, siyasi ve kltrel sonular dourtmutur. Bu balamda farkl dini oluumlar modernlemenin salad bu frsatlardan yararlanma eiliminde olmular, insanlara nerede olurlarsa olsunlar ulama dncesinden hareketle teknolojik

32 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

gelimelerden faydalanmtr ve radyo, televizyon ve internet araclyla geni halk kitlelerine dini inan ve uygulamalar hakknda hzl ve daha kolay ulama imkn elde etmilerdir. Artk geleneksel yaplar dnme uram ve elektronik din (electronic religion), televangelizm, elektronik kilise (electronic church) gibi kavramlar ifade edilmeye balanmtr (Dobbeleare, 1989: 35). Evanjeliklerin nclinde ortaya kan bundan dolay televangelizm olarak da isimlendirilen bu gelimenin misyonerliin modern bir ekli olarak da niteleneceini belirten Kirman, dinin elektronik bir nitelik kazanmasnn seklerlemenin dini yok edemeyeceini, dinin modernlemeyle ortaya kan durumlarda da bir ekilde kendine yer edinebileceini gsteren nemli bir gsterge olarak deerlendirilebileceini ifade eder (Kirman, 2002: 71, 2005b: 29). Gelenekselden farkl olarak modern toplum yaplarnn bir zellii de bireyci olmalardr. Bireyci toplum yaps sergileyen toplumlara dinin bireysel alana ekildii, bir tercih konusu olduu ifade edilmitir (Luckmann, 2003: 81). nsanlarn artk cami, kilise ve havra gibi mabetlere gitmeden de ibadetlerini yerine getirebilecei anlay ortaya kmtr. Modernlemeyle birlikte rgtl dinden memnun olmayan insanlarn saysnda art gzlenmitir. Yerleik dinden ayrlma olumlu karlanrken, bal kalma olumsuz alglanmtr. Sonuta, dini ayin ve ritellere katlm orannda nemli lde azalma yaanmtr. Luckmann, meydana gelen bu durumu grnmeyen din (invisible religion) olarak isimlendirmitir (Luckmann, 2003). Baz aratrmalara cami ve kiliseye gitme orannda grlen d, seklerlemenin bir zaferi olarak anlalabilirse de, yaplan dier aratrmalar insanlarn dini eilimleri terk etmediini, dini yaaylarn yeni artlara uyarladklarn ortaya koymutur. Bir inanma ve balanma derecesini gsteren dindarlk, nicel anlamda ak bir gerileme srecine girmiken, nitel anlamda varln srdrmeye devam etmektedir. Birinci durum, nicel seklerleme olarak nitelenirken; ikinci durum, nitel seklerleme olarak nitelendirilmektedir (Kirman, 2005b: 24). Modernleme bir yandan insanlara somut yarar ve imkanlar salarken, dier yanda hem kurumsal dzeyde, hem de psiko-sosyal anlamda problemlere yol amaktadr (Berger, 2002b: 78). Modernlemenin belirleyicilerinden olan bilimin gelimesi, karlalan problemlere zm sunmas her zaman tatmin edici tarzda gereklememitir. Bilim insana tabiat ve toplum zerinde snrsz bir denetim imkn sunarken, insan bir anlamda yalnzla srklemitir. Bilim, bize dnyann durumunu aklayabilir, ancak dnyann anlam ve insann var oluu hakkndaki evrensel sorular cevapsz kalr. Bilimden farkl olarak din, insanlara doast tarzda zmler sunar. ada toplumda seklerlemeyle grlmemi bir canllkta bilimin ykselite olduu bilinirken; Stark ve Bainbridge bilimin insann birok merkezi ihtiya ve arzularn yerine getirmediini iddia etmektedir. Bilim, hayattaki adaletsizlii ve btnyle acy ortadan kaldramaz; lmden kurtulu yolunu neremez yani yok olua cevap sunmada yetersizdir ve insann var oluunu anlaml klamaz. Dinin telafi edici (compensator) fonksiyonunun nndeki en byk engel olarak da bilim ve siyasetin olduu ifade edilmitir (Stark and Bainbridge, 1987: 284; Hamilton, 2001: 205). Trk toplumundaki modernleme srecini analiz eden erif Mardin de bu srete dinin toplumsal plandan tamamen kaybolmad gibi zaman zaman devreye girdii ve belli fonksiyonlar stlendiini belirtirken ayn geree vurgu yapmaktadr. nsanlar yaad dnyay anlaml klmak isterler. Din, insanlarn aciz durumda kaldklar problemlere doast cevaplar sunarken; modern seklerlemenin insanlarn kiisel elemlerini ve dnyadaki adaletsizlikleri teselli etmede herhangi bir ileve sahip olmad iddia edilmitir. Din, insanlarn karlatklar mahrumiyetlere kar teodisiler sunar. nsanlarn skntlarn hafifletir ve telafi edici bir fonksiyon stlenir.

33 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

Seklerleme, balangta sahip olduu, insanlarn sorunlarna alternatif cevap sunma potansiyelini son dnemlerde kaybederken; dinin telafi edici fonksiyonu insanlarn gznde yeni bir gvenirlik kazanmaya balad ifade edilmitir (Berger, 2002b: 77). Douglasa gre modernleme, kltre meta-seviyede bir bak getirmitir (Wentworth, 1989: 45). Materyalist bir bak asyla her ey alnr satlr olarak dnlm, bu balamda dinler ve inanlar pazar mantyla rasyonel bir tercihle reklm yaplan, pazardan alnp satlan veya belli bir sre kullanldktan sonra deitirilebilir hale gelmitir. Bu sre ierisinde geleneksel deerlerle ba kopan birey yalnzla srklenmi, yabanclam; hayata anlam veren deerler sistemi erozyona uramtr. Belirsizlik ortam iinde birey birtakm anlam araylarna girmitir. Modernleme neticesinde insann kutsalla ba koparlm, sonu nceden kestirilemeyen belirsiz bir gelecekle kar karya braklmtr (Hervieu-Leger, 2005: 315). Modernizmin getirdii din anlay, insanlar tatmin edemedii iin yeni araylarn ortaya kn nleyememitir. Bu bakmdan gnmzde ortaya kan dini hareketler de, akla dman veya karanlk glerin eseri olarak alglanmamaldr. Problem, znde felsefi bir problem olarak ortada durmakta ve post-modern teoriler yeni grlere kap asa da, probleme bir zm getirmeleri bu bakmdan mmkn olmamaktadr (Muta, 1999: 461). Modernleme, bireyin anlam dnyasnda deimeler meydana getirmi, dini salam olduu anlam dnyasndan mahrum olan birey anomik durumlar ortaya karmtr. Berger, 1960lardaki gelimelerle ilgili olarak genlik kltr, kar kltr aklamak iin, kendi eserinin de ismi olan Homeless mind (Berger, 1973) olarak isimlendirmitir. Bu belirsizlik ortam, dncede grecelilik ve ahlaki karmaa meydana getirmitir. Ahlaki snrlarn ne olduu belirsiz hale gelmitir. retim devrimi, sosyal artlarn aralksz bozukluu, sonu nceden kestirilemeyen belirsizlik ve ajitasyon gibi modern dnemin olumsuz artlarndan kutsal ve profan ayrmna dnmtr. Bergere gre geleneksel dini kurumlardan kopan birey snrlar ve kesinlii olmayan bir dnyada tek bana braklmtr (ayr. bkz. Healas and Woodhead, 2001: 44). Din ve modernlemenin bir arada bulunup bulunmayaca tartlmtr. Din ve modernizmin temelde birbiriyle eliki arz ettii, bir toplumun ne kadar modernleirse o derece dinden uzaklaaca ynnde fikirler ne srlmtr (Wentworth, 1989: 44; Berger, 2002b: 75). Buna karlk, dinin modern toplumda yer almas ideolojik bir sylem konusu olsa da, bu onun kart bir kutup olduu anlamna gelmez. Din, yakn bir biimde kendisine bal olan aile ve sosyal ilikiler alannda gzle grlr bir ekilde realite olma gcne sahip olmaya, ayni gndelik toplumsal faaliyetlerinde insanlarn igd ve z yorumlamalaryla alakal olmaya devam eder (Berger, 2000:202). Modernlemeyle birlikte dini kurumlarn fonksiyonlarnda bir takm deimeler grlebilir; ancak bu, dini kurumlarn k anlamna gelmez. Dolaysyla, modern toplumda fonksiyonlarn yer deitirmesinden sz edilebilir. Modernlemenin mutlak surette dinin gerilemesine neden olaca ngrs alsnda herhangi bir deer tamaz. Byle bir dnce, bunun iyi bir haber olduunu dnen kiilerce de, tersini dnenlerce de iddia edilebilir. Aydnlanma dnrlerinin ve ilerici zihniyetteki kimselerin ou en azndan gerici, batl ve hurafe inanlar yok edecei zannyla seklerlemenin, ok iyi bir ey olduu dncesindedir (onlardan bazlar bu menfi zelliklerden syrlan bir dini hala kabul edebilir bulmaktadr). ok fazla geleneksel inanlar olanlar da dhil olmak zere, dindar insanlar da modernite ile seklerleme arasnda bir ilikinin olduunu kabul edip bu durumdan olduka ikayeti olduklarn ifade etmilerdir. Hatta bunlardan bazlar

34 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

moderniteyi her frsatta mcadele edilmesi gereken bir dman olarak grmektedir. Bunun tersine bazlar da, moderniteyi dini inanlar ve pratiklerin kendine adapte olmas gereken yenilmez bir dnya gr olarak alglamaktadrlar. Bir dier deyile reddetme veya adapte olma, seklerletii dnlen dnyada dindar insanlarn nnde bulunan iki farkl yoldur. Ancak her frsatta grld gibi, yanl alglamalara dayandklar zaman her iki yol da emin olunamayan, mulk sonular ortaya koymulardr (Berger, 2002a: 14). Religion as a Chain of Memory isimli eserinde Daniele Hervieu Leger (2000) dinin nesiller boyu aktarmla bize ulaan bir hafza zinciri olduu tezini iler. Modernleme nesiller aras ilikide daha nceki dnemlere gre zincirin farkl bir halkasdr; kopmasna neden olmamtr. Modernleme ile birlikte din nemsizlememi, dini semboller gnlk yaamn her alannda var olmaya devam etmi, sadece dinin sosyal ve kltrel yaps dnme uramtr. Atalarmz gibi inanalm anlay bireysel merulatrmalara dnm, otorite kaynaklar deimitir. Ama bu deiim ve dnm hibir zaman dinin dinamik bir sosyal ve kltrel g olarak varln devam ettirmesine engel olmamtr. Belki de dinin kurumsal boyutu zayflamtr, ancak bireysel boyutta glenmitir (Kse, 2001: 215). 3.4. Bireycilik Bireycilik (individualism) kavram olarak bireyin nemi ve karn vurgulayan fikir ve retileri iermektedir. Sosyolojik bakmdan bireycilik, kendi kendine yeten, kendisini ynlendirebilen rasyonel bireyi, toplum ve devlet karsnda n plana karan tm toplumsal oluumlarn temel ve en yksek amacnn bireyin haklarn korumak, bamszln gvence altna almak olduunu savunan bir anlay ifade etmektedir (Kirman 2002: 39). Toplumda dinin yerinin anlalmas bakmndan bireycilik olgusunun anlalmas, klasik dnemde olduu gibi gnmzde de geerliliini korumaktadr. Bireycilik, her kiinin yaam biimi ile ilgili kendi seimini kendisinin yapma hakk ve zorunluluudur. Bu kiisel kararlar temel ve vazgeilmez insan zgrlkleri olarak kabul edilir. Bireyin zgr, bilinli, olgun bir insan olmas sonucu ortaya kan kiisel olgunlama, yani kiisel btnlk vurgulanr. Bir kiinin dier insanlardan farkl olma, dini olmayan bir toplumda kendi inancn benimseme ve uygulama, tersi bir durumda dinsel inanca dayal bir toplumda dinsiz olma veya toplumda yerleik din inancndan farkl inan ve uygulamaya ynelme hakk bireyciliin gerei olarak dnlmtr (Michel 1994:104). Bu balamda bireyselleme (individuation) ile bireycilik (individualism) arasnda ayrma gidilmitir. Bireyselleme, bireyleri birbirinden farkl varlklar eklinde tanmlayan ve ayran semboller ve iaretleri iermektedir. Buna karlk bireycilik, dini, siyasi, ekonomik veya hukuki gibi eitli ekillerde aklanabilen bireysel haklara dair reti eklinde tanmlanmtr (Wuthnow 2002:89). Bireycilik, klasik dnem sosyologlarndan Marxa gre, retim biimlerinde grlen deime ve kapitalizmin ortaya k bireysel mlkiyet haklarn merulatran bireycilii ortaya karmtr. Bireyciliin ortaya kyla piyasa ilikilerinin nnde engel olarak dnlen geleneksel dini yaplar zayflamaya balamtr (Bruce 2002:11; Wutnow 2002:84). Webere gre kapitalizm ncesi toplumlarda kazanma rasyonel metotlarla deil, tketim, gsteri ve bakalarna hkmetme, belli davran ve seime zorlayarak stnlk duygusunu tatmin etme arac olarak alglanrken; asketik bir hayat tarzn

35 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

benimseyen birey Tanrnn rzasn kazanmak ve seilmi olmak iin alr ve kazanr. Katoliklikten farkl olarak Protestanlk kurtulu fikrini kilise ayinlerinin dnda brakmtr. Bu durum seilmi olmak iin bir dzen ve disiplin ierisinde rasyonel planlamalarla, gnn her anna hakkn veren, durup dinlenmeden almay gerektiren asketik bir hayat tarz ortaya karmtr. Bu hayat tarz bireyin hayatn rasyonel biimde dzenlemesi ve z denetimi altnda tutmas anlamna gelmektedir. Dini kurtulu Tanr ile insan arasnda bireysel bir mesele olarak tanmlanmtr. nsanlarn Tanryla olana ilikileri, insanlarn birbirleriyle olana ilikisinden olduka farkldr. Byle bir reti, bireyleri psikolojik bakmdan dier insanlardan ayrmaya hizmet etmitir (Roberts, 1990: 205-209; Bruce, 2002: 10-12). Modern toplumlarn belirleyici karakteristiklerinden birisi bireyci olmalardr. Bireycilik olgusunun brokrasilerin gelitii, toplumsal iliki alarnn karmaklat, kurum ve yaplarn farkllamasyla nasl olup da ayn zamanda ilerleyebilecei tartlmtr. Bireycilik, l mnzevileri gibi toplumdan tamamen bamsz ortamda gelimemi; homojenlik ve koordinasyon gerektiren ortamlarda ortaya kmtr. Modern brokratik devletler tolumda bireycilik olgusunun yerlemesini, kiileri birbirinin yerine geebilir klan standartlatrma, oy verme ve vergi deme gibi hak ve sorumluluk bilinci ykleyen kiiletirmeyle gerekletirmilerdir (Wutnow, 2002:84-9). Anlald kadaryla bireycilik olgusunun belirleyicisi, bireylerin son derece rasyonel tutuma sahip olmalar ayn zamanda kendi hak ve sorumluluklarnn bilincinde olmalardr. Buna paralel olarak Bruce bireyciliin ekonomik gelime ve yapsal farkllamann ortaya kmasna elverili ortamlarda sosyal realitenin farkllamasyla ok sk bir iliki bulunduunu ifade eder (Bruce, 2002: 11). Modernleme, toplumsal yap ve kurumlarda bir takm deimeler meydana getirmitir, geleneksel yapya sk biimde balanan bireyler giderek kendini daha ok kefetmeye ynelmi, bylece toplumdan bamsz, zgrlk ve bireyci eilimler artmtr. Artan bu eilimler karsnda geleneksel yapda bir takm zlmeler meydana gelmitir. Bu durum dini hayat derinden etkilemi, deien ve gelien artlar karsnda geleneksel din, insanlarn ihtiya ve beklentilerini karlayamaz hale gelmitir (Gnay, 1999:101). Bireycilik olgusu kendi ierisinde baz ikilemleri barndrmaktadr. Bir yandan rasyonel tutumla dnya zerinde egemenlik kurmu, bilim ve teknolojinin gelimesi, retim faaliyetlerinin standartlamas, saysz dnya grlerinin ortaya kyla birey anlama krizine girmitir. Seklerleme srecinde dini kurum ve semboller geleneksel nemin kaybetmitir. Dini ve dnyevi ilgiler arasnda byk bir ayrlk meydana gelmitir. Birey iin hayatn anlamyla ilgili nihai problemlere zm salayc kanallar kaybolmaya balamtr. Birey iin merulatrma kaynann kaybolmas, birleik bir dnyada anlamn tkenmesi anlamna gelmektedir (Wentworth, 1989:44). Son derece rasyonel bir tutum sergileyen modern insan, anlam ihtiyacn gidermek iin farkl araylara girmektedir. Bu balamda bireycilik, farkllk ve eitlikilik eilimleri dini otoritelerin toplumsal etkisini zayflatmtr (Bruce, 2002:30). Modernlemenin neticesi olarak bilin seklerlemi, temel referans kayna olarak geleneksel dini onaylamalar toplumun genelini ilgilendirmekten ziyade bireyler iin tercih konusu haline gelmeye balamtr. Byle bir dindarlk modern toplumun sekler alanlarndan ayrt edilebilen, fakat toplumsal hayatn belli blgelerine skp kalan bir dindarlktr. rnein, bir insan kamusal alanda faaliyetlerini herhangi bir deere bal kalmakszn yerine getirebilirken, aile hayatnda dini deerlerin sembol ve llerine sk biimde bal kalabilmektedir. Dinin zel alana doru bu tr elikisi,

36 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

modern ekonomik ve politik kurumlarn yksek seviyede rasyonel dzenlerinin korunmas iin tamamen ilevsel bir durumdur (Berger, 2000:203). Geleneksel deerlerin egemen olduu toplumlarda din, insan hayatnn btnn kuatmaktadr. Dini deerler ve normlar toplum hayatna yn vermektedir. Ancak seklerleme sreciyle birlikte din, daha nce sahip olduu bu fonksiyonlar kaybetmitir. Geleneksel ve kurusallam din yapsndan kopu ve ok ynl ampirik realiteyi inkar etmeksizin bireye yneli, dini inan ve uygulamalar konusunda; Ben byle dnyorum, Zihnim kilisemdir ve Bizzat kendim bir mezhebim eklinde ifade edilen farkl bireysel dindarlk tipleri gelimitir (Gnay, 1999:105). Seklerlemenin balca niteliklerinden biri bireyciliktir. Bunun anlam; zelletirilen dinin birey iin bir seenek veya tercih konusu haline gelmesi demektir. Fakat byle bir zel dindarlk biiminin, onu benimseyen bireyler iin gerek olabilmesine ramen dinin, ierisinde tm toplumsal hayatn herkesi balayc yce manalara sahip olduu ortak bir dnyay ina etme eklindeki klasik grevi yerine getirmekten uzak olduu ifade edilmitir (Berger, 2000:203). Modernleme ve seklerleme sreciyle geleneksel dindarlk biimlerinde farkllamalar meydana gelmitir. Bireycilik olgusunun gcn daha fazla hissettirdii gnmzde kutsalla iliki kurmann farkl yollar aratrlmaya, benimsenmeye balanm, insanlar artk rgtl dinden uzaklamlar; yaplan aratrmalarda kilise, cami, sinagog gibi mabetlere gitme oranndaki azalmalar olduunu tespit etmitir. Bu noktada Bat toplumundan farkl olarak Mslman toplumlarda ibadetlerin camiye gidilmeden de yaplaca anlay, Hristiyanlktaki ibadetlerin kilisede yaplmas gerektii dncesinden farkllk arz eder. Batdaki bireyciliin dine etkisiyle, Trk toplum yapsna etkisi birebir rtmemektedir. Dolaysyla, yaplan aratrmalarn uyguland toplumlarn kltrel yapsnn gz nnde bulundurulmas gerekmektedir. 3.5. oulculuk oulculuk, bir toplum ve devlet yaps ierisinde eitli dini grup veya mezheplerin yer almasn, ayn zamanda ayn millet veya kltre mensup kiilerin farkl din veya mensubiyeti ve bundan kaynaklanan sosyal sreleri de ifade eden bir kavramdr (Gnay, 2000: 249). En genel anlamyla oulculuk; farkl sosyal, siyasi kltr unsurlarnn toplumsal yap ierisinde, uyumlu bir biimde yaatlmasna imkan veren oluumlarn genel ad olarak tanmlanabilir. znde bencil olan insanlarn nasl olup da bir arada uyum ierisinde yaayabilecekleri tartma konusu olmutur. Thomas Hobbess, insann bu olumsuz zelliklerini [insan insann kurdudur (homo hominu lippos)] giderecek bir yapya ihtiya olduunu, bununla sivil devletin toplumsal kaos ve iddete neden olduunu dnm ve uyumazln sadece dini tekellerin bulunduu yaplarda ortadan kalkabileceini ifade etmitir. David Hume da dini eitliinin toplumsal kaos ve iddete neden olduunu dnm ve uyumazln sadece dini tekellerin bulunduu yaplarda ortadan kalkacan ne srmtr (Stark, 2005: 248). Tarihin btn dnemlerinde din veya dini kurulular bireylerin zel hayatlarnda ve toplumsal yap zerinde egemen olmaya almlar, bu balamda dini tekeller oluturmulardr. Bylece, dini kurumlar bireylerin dnce ve eylemlerini dzenleyen mekanizmalar halinde varlklarn srdrmlerdir. Bir toplumda din veya dini organizasyon dini tekeli elinde bulundurduunda, alternatif dini organizasyonlarn gcn bastrmak iin yeterli gc kendisinde bulur. Ancak dinde anma meydana geldiinde, dier dini organizasyonlar iin rekabet gc zayflayacak ve neticede

37 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

rekabet edemez hale gelecektir. Byle bir durumda dini oulculuun seklerlemenin orta aamasn oluturduu sylenebilir (Stark and Bainbridge, 1987: 288). Batda dini tekel olarak tanmlanan ey, Hristiyanlk kavram ve onun toplumsal gerekliidir (Berger, 2000:206). Batda Katolikliin, sa, Bakire Meryem, krtaj gibi konularda tutucu bir yapda olmas dolaysyla onun uzun bir dnem dini tekeli elinde bulundurduu bilinmektedir. II. Vatikan Konsiliyle birlikte Roma Katolik Kilisesindeki deiim, zellikle Papa 23. Johnun bu konsilde, dinin modern artlara uygun olmas gerektii, dolaysyla gncellenmenin (aggiornamento) zorunlu olduu eklinde yapm olduu aklama, insanlarn zihinlerinin din ve toplum arasndaki ilikilere evrilmesini salamtr (Troll, 1999: 324; Berger, 2002a: 16; Nottingham, 2004: 155). Protestanlk ise, Katoliklikten farkl olarak daha lml bir karaktere sahiptir. Bu balamda Protestanln oulcu bir yapya daha uyumlu olaca ifade edilmitir. Bir toplumun oulcu bir karaktere sahip olabilmesi iin farkl din ve inanlarn bir arada bulunmasnn yeterli olmad, bu dinler arasnda bir rekabet ilikisinin var olmas gerektiine vurgu yaplmtr. Bu dinler arasndaki ilikiler snrl veya hi yoksa bu gruplar ayr birer toplum olarak tanmlanr ve oulcu toplumun bir paras saylmazlar. Stark, byle bir durumu sahte oulculuk olarak nitelemitir. Gerek oulculuk iin rekabet arttr. Dini gruplar kendi inanlarn zgrce ifade edebilme, bireyler de gerek anlamda dini zgrle sahip olmaldrlar ki, gerek oulculuk byle bir yapda gerekleir. Stark, Hindistanda, Mslman ve Hristiyanlarn bir arada yaamalarnn oulcu bir toplum kategorisinde deerlendirilemeyeceini, sadece analitik olarak her biri farkl inanlara sahip komu toplumlarn bir arada yaamalar olarak deerlendirilebileceini ifade eder (Stark, 2005: 255). Modern oulcu yaplarn bir zellii toplumsal yapnn farkllam olmasn gerekli klmaktadr. Bir toplum geliimini srdrrken, ilerledike daha karmak bir hale gelecektir. Daha kozmopolit toplumlarn kltrleri de daha karmak olmaktadr. Kozmopolitlik bir toplumda oul kltrlerin varlna iaret eder. Kltrn bir unsuru olarak din, karmak bir toplum yapsnda geleneksel konumundan uzaklaacaktr. Toplumsal farkllama ve iblmnn kendini daha ok fark ettirdii yap ierisinde din, kendi zel alanna ekilecektir. Ancak pazar mantnn ortaya kt bir ortamda din genel telafi edici olarak din pazarndaki yerini alacaktr (Stark and Bainbridge, 1987: 289). oulcu toplum yapsnn dier bir zellii, eski dini tekellerin kitlelerin balln salamak iin dini inan ve uygulamalar olduu gibi kabul edilebilir olmaktan karmaktr. Ballk bir gnl iidir ve tanm gerei hi de deimez bir ey deildir. Netice itibariyle, daha nceleri dayatlabilen dini gelenek, imdilerde pazarlanabilen bir olgu olarak grlmektedir. oulcu yapda dini rnler, reklam yaplr, alnr-satlr, gerektiinde bir yenisiyle deitirilebilir tketim mallar haline dnr. Bu durumda dini aktivite pazar ekonomisinin mantna gre belirlenmeye balar. Bu balamda dini oulculuk, dini gruplarn tekel olmaktan kp rekabeti pazarlanma merkezleri haline dnmeleri durumudur (Berger, 2000: 208). oulcu toplum yapsnn bir dier niteliini hogr oluturmaktadr. oulcu toplumlarda hogr normlar en fazla dindar ve en az dindar olanlar ve doast olan bir ve z olarak tanmlayanlar arasnda geliir. Bunun sonucunda da en sert uyumazlklar en az dindar olanlarla banazlar arasnda yaanr (Stark, 2005:256). oulculuk kavram genellikle, srf ierisinde farkl dini gruplarn devlet tarafndan hogryle karland ve birbirleriyle serbeste rekabete giritikleri durumlar iin geerlidir (Berger, 2000: 204).

38 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

oulculuk eitli dnya gr ve deer sistemlerinin bir arada bar iinde yaamalar anlamna gelmektedir. Seklerleme ve oulculuk birbiriyle ilikilendirilmi olsa da, tarihsel bakmdan birbirlerinden bamsz gelitikleri ifade edilmitir (Berger, 2002b: 78). ada toplumlarn temel ayrt edici zelliklerinden birinin oulcu bir yapya sahip olduklar ifade edilmitir. Gnmz dnyasnda hibir toplum, ister geleneksel isterse teknolojik ilerleme kaydeden bir toplum olsun, homojen deildir ve doal olarak da kresel bir toplum zellii tamaz. Her yerde farkl arka planlara sahip, farkl dili, kltr, etnik kkeni, farkl sosyo-ekonomik yapdaki snfsal oluumlara sahip toplumlar olabilmektedir (Troll, 1999:322). Bu bakmdan oulculuk, toplumdaki hibir grubun ounlukta olsa bile, grlerini baka bir gruba dayatamayaca anlamna gelir. oulculuk ilkesi ayrca, belirli din gruplar iinde bile dinsel ibadet ve uygulamalarda byk ayrmlar olabileceini kabul eder. Bu ayrmlar, dini konularda ok hassas olup inan ve ibadetlerini tm ayrntlarna kadar uygulayan dindar ar u ile dine kar hibir ey hissetmeyen ateistler gibi veya dini uygulamalara kaytsz olan dier bir u arasnda yer alabilir. oulcu bir toplumda, her birey veya grup tekinin dinsel yaklamlarna engel olmayacak biimde dini uygulamalarn yerine getirme serbestliine sahiptir (Michael, 1994: 104). nsanlarn dini konulardaki seimin sadece dini tekel ve dzenleme etkilemez, bunun yannda sosyal, siyasal, ekonomik gibi pek ok faktrler etkili olmaktadr. Katolik lkeler ve topluluklar arasndaki kiliseye devam, orada sosyal ve siyasal faktrlerin hkim olmasndan kaynaklandna iaret edilmitir (Hamilton, 2001:200). oulculuk ifadesinin Batdaki politik kullanm, kart politik grlerin birey ve halk tarafndan kabul edilmesi anlamndadr. Politik oulculuk kavram her ne kadar ilk olarak ileri derece sanayilemi, Aydnlanma tecrbesini yaam ve halk devrimleriyle ekillenmi Avrupa ve Kuzey Amerika toplumlar tarafndan karakterize ediliyorsa da, bu tr oulcu durumlar hzl bir ekilde gelien ve modern sosyo-ekonomik yaplarda ve hayat ekillerinin byk lde etkisinde kalarak gelien geleneksel toplum yaplarnda grmek de mmkndr (Troll, 1994: 322). Modern toplumda seklerleme ve oulculuk, birbirlerini glendirici bir karaktere sahip olduu iddia edilmitir. Seklerleme, toplumsal yapda oulculuun yaabilmesi iin gerekli olan sivil dzenlemeleri yapar; oulculuk da, eitli dnya grlerinin her birinin hakl olduu iddiasn zayflatarak seklerleme eilimine katkda bulunur (Berger, 2002b: 78). Seklerlemenin oulculuu dourduu nasl sylenebiliyorsa, oulculuun da seklerlemeyi dourduu ayn ekilde ifade edilebilir. Seklerleme ve oulculuk birbirine bal srelerdir. Modernleme ve endstrileme kltrel ve dini gruplarn oulcu bir karaktere brnmesiyle toplumun sosyal paralara ayrlmasn ve meydana getirmitir. Sonuta, devlet atma olmakszn sadece bir dini uzun sre destekleyemez. Dinlerin oulluu, bireylerin inanlarn kiisel bir tercih, bir seim konusu haline getirmitir (Haralambos and Holborn, 1995: 486). Kutsaln faaliyet alannn klmesi ve dnya grlerinin oulluunun etkisi bireylerle snrl olmamtr. oulculuk, toplumun btnl ve istikrar iin tehlike yaratabilir. Berger; inanlarn, deerlerin ve sembollerin bir toplumda birbiriyle kaynatna inanr. O, toplumun ortak amalarnn bir merkezi kefedilmeksizin varln uzun sre devam ettiremeyeceini ileri srer. Din daima bu rol oynamtr (Roberts, 1990: 305). Modern sekler toplumda din, merkezi konumunda uzaklamtr ve oulcu yap dini tekelcilikten karmakla onun yerine tekrar uygun yaayabilir, makul yaplar yerletirmeyi veya ina etmeyi ok daha zorlatrm olmaktadr (Berger, 2000: 223-29).

39 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

Berger, toplumda ok sayda dini dnya grnn mevcudiyetinin tm dier dnya grlerini greceletirmek suretiyle toplumda deer ve normlarn merulatrcs olarak fonksiyon icra eden kurumsallam dini gelenei nemsizletireceini ifade ederek byle bir durumun toplumsal dzeni ve istikrar tehdit edeceini iddia etmektedir (Roberts, 1990: 304-306). Berger, dini oulculuun birey zerinde anlam krizine yol aarak anomiye neden olacan belirtmek suretiyle fonksiyonalist ya da uzlama teorisyenleriyle ayn gr paylamaktadr (Bodur, 2005: 82). Dini oulculuk, dine kaytsz kalan ve alan snf iin dini bir k yolu salamada seklerleme srecinde, baz boyutlarda engel olmutur. Wilson, Methodizmin sadece rasyonellemeyi gelitirmekle kalmayp, ayn zamanda nemli bir dini canlanmay da meydana getirdiini kabul eder. Bununla birlikte, uzun vadede bu gre gre oulculuk, dinin gelimesinden ziyade, seklerlemeyi gelitirmitir. Dini oulculuk, seklerleme srecinin belli bir safhasna nfuz etmi ve bu srecin nemli bir yn olarak grlmelidir. Dini oulculuk sadece rasyonelleme eiliminin yaylmasnda etkili olmam, ayn zamanda dinden ok ayr olarak insanlara rehberlik etmede direk etkiye sahip olmutur. Bir dini yorum veya dieri arasnda bir kiinin seim yapabilme olanann olduu yerde ve dinlerin pazarda rakip yorumlar ve organizasyonlarn rekabet ettii yerde dini gr iin otoritenin gcnn azalmas veya kaybolmas muhtemeldir. Bir kiinin dinlerden birini seebildii oulcu bir ortam, ayn zamanda dinlerden hibirini seemedii bir ortam da yaratmaktadr (Hamilton, 2001: 197-98). Batda uzun sre devam eden dini tekel, din savalar sonunda bozulma ve paralanma srecine girmitir. oulculatrc sre ilk kez gnmze kadar varln srdren ve karlkl hogrl mezheplerden oluan bir sistemin kurulmasyla sonulanan Amerikada ortaya kmtr. Amerikan tarz bu mezhep biimi, gerekte kalc olmas ve kendi z blgesindeki dier kiliselerle rekabete girme noktasna ulamas nedeniyle bir kilise olarak tannmtr (Berger, 2000: 207). Peter Beyer, Kanada zerine almasnda dini snflarn gelimesinin devlet dzeninin yokluunda, on dokuzuncu yzyln ikinci yarsnda oulcu bir rekabetle birlikte ortaya ktn ifade eder. Katoliklik 1840tan sonra kaldrlan devlet kstlamalarndan sonra gelimitir. Anlalan devlet yoluyla meydana getirilen dini tekel ve dini canllk arasnda sk bir iliki vardr. Belli oranda biri artarken dierinde azalmalar meydana gelmektedir. Ancak bu durum her toplumda ayn ekilde gereklememitir. Bruce, Avustralya, Birleik Devletler ve skandinavya lkeleri zerinde ayn konuyu ele almtr. skandinavya blgesindeki dzensizlik Kanadada olduu gibi bir dini canlanma meydana getirmemitir (Hamilton, 2001: 200; Bruce,2000: 32-46). Saylar hzla artan ampirik aratrmalar oulculuk problemini terk etme ynnde bir eilim sergilerken ve dini canllk olgusunu sallantda brakrken, rasyonel seim tarz seklerleme problemine nemli, yeni bir g kazandrm, yeni sorular ve bu sorulara yeni kaynak ve bilgiler sunmutur. Bruce, seklerlemenin anahtar unsurlarndan biri olan oulculuun artlara bal olarak baz durumlarda dini canll artrdna, baz durumlarda da engellediine iaret etmektedir. Bu balamda, oulculuk ar muhafazakar toplum ve blgelerde geleneksel dini zayflataca gibi, daha liberal toplumlarda geleneksel dindarln yaama imkann kolaylatrmtr (Bruce, 2002: 9, 34) Stark, Finke ve Iannaccone, youn bir ekilde Bergere olduka kart bir pozisyonda oulculuun dini ball gelitirdiini ve dini tekelciliin de onu zayflattn iddia etmilerdir. Bruceun aksine onlar, Birleik Devletlerin yksek dini

40 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

ballk ve canllnn orada oulcu bir toplum yapsnn bulunmasndan kaynaklandn iddia ederler (Stark and Bainbridge, 1987: 289-93). Sanayilemi batl lkelerde zellikle ABDde oulcu toplum yapsnn bir sonucu olarak gzlenen dini oulculun ekonomik modelle aklanmas ve bu ekilde seklerleme tezine kar klmas doru bir yaklam olmamaktadr. nk neo-Marksist atmac teorisyen Antonio Gramscinin egemenlik (hegemony) anlayna gre bir grubun ya da gelenein dierleri zerindeki hakimiyeti erevesinde yeni dini hareketler marjinal dini oluumlarn ok rahat faaliyet gsterebileceklerini sylemek hayli zordur (Bodur, 2005: 82). oulcu bir toplum yaps bir dini oluum ve organizasyonlarn ortaya kn beslemektedir. Byle bir yapda dini oluumlar adeta mantar gibi oalmaktadr. oulcu bir karaktere sahip olduu ifade edilen Amerikann yeni dini hareketlerin sper marketi haline geldii ve 2550 Hristiyan cemaati olduu ve bunlarn dnda yaklak 600 civarnda Hristiyanlk d yeni dini oluumun varl (Kirman, 1999: 228) dikkate alndnda oulculuk ve yeni dini hareketler olgularnn yakn bir ilikiye sahip olduu grlmektedir. Buna bal olarak dinin artk yeniden dnyay merulatrma fonksiyonu kaybolmaya balamtr. Onun yerine deiik dini gruplar, ekime halindeki birok alt-dnyalar karsnda deiik aralar kullanmak suretiyle kendi zel alt-dnyalarn srdrmeye alrlar. Buna bal olarak, dini merulatrmalarn bu ok seslilii bir kimsenin aralarnda seim yapaca bir imknlar okluu olarak bilinte iselletirilir. Herhangi bir seim greceletirilir ve kesin olmaktan kar. Belirsizlik ortamnda birey, anlam dnyasn oluturan kutsal emsiyesini (Berger 2000) kaybeder. Dolaysyla, yeni araylara girer. Kendisine geleneksel dinden farkl olarak zmler sunan yeni oluumlara katlr (Berger, 2000: 225; Stark, 2005: 276). Modernleme tecrbesi yaayan toplumlarda oluan eitli honutsuzluklar oulcu yap ierisinde de ortaya kmaktadr. Bergere gre oulculuk, insann kesinemin olma arayn zorlatrmakta, inan yerine phecilii, kapallk yerine kurala dayal bir akl, serbestlii getirmektedir. Fakat insanolu ruhunun derinliklerinde bir kesinlik ve inan arzusuna sahip olduundan oulculuun bu sonsuz aklk anlayn, zellikle de ahlaki alandakini kabullenmede zorluk ekmektedir. Bunun karlnda da eski, kesin bilgilerin belki zaman zaman fanatike tekrarn douran bir kar oluum ortaya kmaktadr. Bu oluum prensipte hem dini hem de, sekler bir karakterde olabilir (Berger, 2002b: 86). Bilim adamlarnn dnyay inas mantk ve nedensellie dayanr, ancak bireysel dnce deer yargldr. Bilimsel olarak ynlendirilen toplum dnya grlerinin oulculuuna izin verir, hatta tevik eder. Aslnda, Berger oulculuk olarak isimlendirilen fenomenin bilincin seklerlemesinin sosyal yapyla ilikili olduunu ileri srer. Ancak o, oulculuun doru bir dnce olarak zorunlu olmadn ima eder. Dnya grlerinin ok boyutlu olmas btn dnya grlerini greceli bir hale getirir. Dolaysyla, bu dnya grlerinin hibiri, bireyler tarafndan kesin ve kukusuz olarak benimsenemez. Byle bir durum bir anomi duygusu yaratarak bireyler iin bir akut krizi meydana getirmitir. Baz psikologlar tarafndan var olusal boluk veya var olusal kayg olarak gsterilen hayattaki bu anlam eksiklii bireyler iin ar ekilde zihin kartrc olabilir (Roberts, 1990: 304). Bergere gre, oulcu durumun can alc sosyolojik zellii, dinin bundan byle yukardan dayatlmayp bir rn gibi pazarlanmas gerektiidir. Bu gn bir mal sz konusu mala ilikin itahlar kabartmakszn isteksiz bir tketici topluluuna pazarlamak adeta a priori olarak imknsz gibidir. Belli bir grubun eski dini geleneklere

41 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

kar ilgisi halen varln srdrmektedir. Ekonomik bir ifadeyle eski bir tketici kesimi arasnda gl bir rn ball olduu sylenebilir. Ancak artan oulcu yap karsnda dini gelenekleri deimez bir hakikat olarak korumak olduka g hale gelmitir (Berger, 2000: 216-17). Anlalan, oulculuun toplumsal yap zerindeki etkisi dini organizasyonlar arasndaki rekabetin seviyesiyle ilgilidir. Dini organizasyonlar arasnda rekabet arttka oulculuun da etkisi artacaktr. Modernleme-seklerleme srecinde insanlar, geleneksel dini kurum ve sembollerin etksini daha az hissetmeye balamlardr. Duygu, dnce ve idealleri oluturmakta dini kaynaklardan daha az beslenmektedirler. Dnya gr ve hayat tarz oluturmada dinin rehberliine daha az bavurulmakta, bunun yerine sekler deerleri benimsemektedirler. oulcu bir ortamda dini pazarlar olumu, din artk reklam yaplan, retilip tketilen bir ticari meta seviyesine indirgenmitir. oulcu bir ortamn getirmi olduu seenekler zenginliiyle herhangi bir inanc semekte modern birey zorlanmakta, bazen de hibirini semeyerek farkl dindarlk tiplerinin ortaya kmasna yol amaktadr. 3.6. zelleme Toplumsal farkllama sonucunda, iblm ve uzmanlamann gerekletii, ilikilerin karmak bir hal ald modern toplumlarda sosyal deimeyle birlikte dindarlk tiplerinde de deiim kanlmaz olmutur. Seklerlemeyle birlikte din, geleneksel fonksiyonlarndan uzaklam, kendi zel alanna ekilmi, bireysel bir tercih ve seim konusu haline gelmitir. oulcu yapnn bir zellii olarak din, retilip tketilen bir meta haline dntrlmtr. Bireycilik tecrbesi yaayan toplumlarda din, geleneksel otoriteden farkl olarak bireylerin vicdannda sakl hale gelmitir. Dinin bireysel bir tercih konusu haline gelmesi dinin zellemesi sonucunu dourmutur. Bylece insanlar anlam dnyalarn kendileri yaratr bir duruma gelmilerdir. Din, geleneksel sosyolojik terimlerle, ortak pratikler ve yaygn biimde paylalan inanlar ieren bir kamusal etkinlik olarak ifade edilmitir. Baz sosyologlar seklerlemenin yaand modern toplumlarda, dinin ancak daha zel bir inanlar ya da duygular kmesi eklinde kalabileceini savunurlar. Max Weber Bir Grev Olarak Bilim balkl makalesinde, dinin sadece kiisel insani durumlarda ok hafif bir tonla devam edeceini ileri srmtr (Weber, 1986:278-294). zel din kavram bazen grnmez dine edeer olarak da kullanlmtr (Marshall, 1999: 599). Seklerleme teorisyenlerinden bazlar, sekleemeyle birlikte modern toplumda dinin tamamen kaybolaca ynnde fikirler ileri srmlerdir. Seklerleme teorisyenlerinin bu iddialarna karlk, sekler bir dnyada dinin varln devam ettirmesini aklama modellerinden birisi de, zelleme tezidir. Bu teze gre, modern dnyada din kozmik bir g olmak yerine; bireyin bilincinde, bireysel bir hadisedir. Yine bu teze gre, din belki bir sosyal kontrol mekanizmas olarak geleneksel fonksiyonlarn en azndan baz alanlarda devam ettiriyor olsa da, artk dnyay ynlendiren bir g olmaktan kmtr (Hadden, 1989: 20). Seklerleme dini normlarn, aksiyonlarn, bilincin sosyal neminin kaybolmas srecidir. Dinin sosyal neminin kaybolmas zel dindarlk biimlerini ortaya karmtr. Geleneksel dini formlarn yerine geen zel dindarlk biimleri grlmeye balanmtr. Modern toplumda zel dua, batl inanlar, radyoda dini yaynlar dinleme, astroloji ile ilgilenme, yldz falna inanma, alternatif holistik terapiler gibi bir dizi farkl aktivitenin hepsi zel din kategorisinde ele alnmtr. Ancak, Wilson ve Bruce dini bir

42 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

karaktere sahip olsun veya olmasn bu pratiklerin ounlukla gn birlik ve ok az sosyal neme sahip olduklarn ifade etmilerdir (Hamilton, 2001: 192). Baz sosyologlar modern toplumlarn tipik olarak seklerlemediine, dinin farkl bir karaktere brnerek zelletiine vurgu yapmaktadrlar Luhmanna gre, dinin bireysellemesi veya zellemesi, kararlarn bireysellemesinin zel, belirli bir rneidir ve toplumun fonksiyonel farkllamasnn bir sonucudur. Modernlemenin her iki yn yani, seklerleeme ve bireyleme ayn fonksiyonel farkllama srecinin bir sonucudur ve birbirlerini tamamlayan srelerdir (Dobbeleare, 1989: 28). Seklerlemenin meydana gelip gelmemesi dinin sosyal nemini srdren, ykselen veya nemini azaltan sosyal aktrler arasndaki sosyal ve siyasi atmalarn sonucudur. Dini otoritenin faaliyet alanndaki bir kn toplum ve bireyler zerindeki etkisi tartlmtr. Son zamanlardaki bir makalesinde Luhmann (1990), birbiriyle ilikili etkiye iaret eder. Birincisi, zellemedir. Sosyal farkllamann ve karmakln seviyesi ykselirken, Luckmann, belirli bir dini dnya grnn sosyal evrenselliini srdrmesinin giderek zor hale geldiini iddia eder. Din, kiisel bir tercih haline gelir. Bireysel tketiciler ada dini pazarda elde edilebilir, ruhsal ham maddelerin dnda kendi kiisel dnya grleri olutururlar. kinci etki, azalan stnlktr. Dini dnya grleri daha farkl hale gelirken, Luckmann kurtarc dinlerin kolektif ritellerini somut halde da vuran byk stnlklerin daha az sk tekrarlanan duruma geldiini dnr. Onlarn yerini gndelik hayatn baz ynlerinde bireyler tarafndan tecrbe edilen daha kk stnlkler almtr (Gorski, 2000: 16162). Modernlemeyle birlikte zel ve kamusal alan ayrm yaplmaya balanmtr. Kamusal alan sekler bir mahiyet kazanrken, din sadece zel alann konusu haline gelmeye balamtr (Wentworth, 1989:47). Luckmanna gre din, modern dnyada grnmeyen din biiminde varln devam ettirmektedir. Yani, rgtl dinin sunduu hizmetleri tercih etmeyen bireyler artk kilise, cami, sinagog gibi mabetlere ilgisiz kalmaktadr. Byle bir durumda rgtl dine ballk ve bireysel dindarlk arasnda ayrm yaplmtr. Bireysel dindarlk olumlu karlanrken, rgtl dindarlk olumsuz karlanmaya balanmtr. Din bireysel seim konusu haline gelmitir. Meydana gelen bu yeni durum grnmeyen din kavramyla ifade edilmitir (Luckmann, 2003: 77-81). Yaplan aratrmalarda cami veya kiliseye gidenlerin saysnda grlen d, seklerlemenin zaferi olarak anlalabilirse de, yaplan dier aratrmalar insanlarn dini eilimleri terk etmediklerini, onlar yeni artlara uyarladklarn gstermektedir. Bu durumda inanma ve balanma derecesini gsteren dindarlk nicel anlamda ak bir gerileme srecine girmiken nitel anlamda varln srdrmeye devam etmektedir. Baka bir ifadeyle, toplumsal planda dindarln yerini bireysel dindarlk almtr. Birinci durum nicel seklerleme olarak nitelenirken, ikinci durum nitel seklerleme olarak ifade edilmektedir. Anlalan, insanlarn mabetlere gitme oranndaki azalmann istatistiksel ifadesi nicel seklerlemeyi; insanlarn karlatklar problemlere kar yaklam tarzlarndaki rasyonel sekler eilimler seklerlemeyi ifade etmektedir (Kirman, 2005b: 24). Kurumsal dinden memnun olmayan insanlar herhangi bir dini gelenee ait olmadan kutsal iliki kurmann bir takm zel, kiisel yollarn aramtr. nanl olduklarn, ancak herhangi bir dini gelenee ait olmadklarn ifade eden insanlarn bu durumunu Grace Davie, ait olmadan inanma (believing without belonging) eklinde ifade etmitir. Davie, modern ngiliz toplumu rneinde kiliseye gidenlerin saysnda nemli azalmalar yaanmasna ramen; insanlarn bilincinde inancn devam ettiini gsteren vicarious religion kavramyla ilikilendirilerek aklanmtr. nsanlarn

43 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

inan konularnda yani Tanrnn varl gibi konularda- inanl olduu, ancak daha detay-sann Tanrnn olu olmas- gibi konularda farkllk sergilediini ifade eder (Davie, 1990:455-69; Berger, 2001:195). Ayrca bu srete farkl dindarlk biimleri ortaya km ve bunlar ifade etmek iin dindar deil ama inanl (spritual but not religious), ateist Hristiyan, sekler Mslman gibi kavramlar gelitirilmitir (Kirman, 2005b: 26; Fuller, 2001: 1-10). zelleme olgusunun etkisi sadece Batyla snrl kalmamtr. Trk toplumunda seklerleme olgusunu inceleyen bir aratrma da, bireylerin dini bir tercih meselesi olarak grenlerin orannn olduka yksek % 71 olmas zelleme tezinin verilerinin Trk toplumu iin de geerli olabileceini destekler mahiyettedir (Kirman, 2005b: 123). zellemeyle birlikte din, akn ynyle anti-tekelci pazar olan modern toplumda drt kanalda varln srdrmeye devam etmektedir: Kitle iletiim aralaryla. Eski mezhep ve kurumsallam dini rgtlerin kendilerini yeniden kabul ettirmesiyle. On dokuzuncu yzyldan kalma sekler ideolojilerin kalnt tayclaryla. Daha kk karizmatik ahsiyetler, astroloji ve bilin artrc faaliyetler etrafnda oluan yar-kurumsal yeni dini oluumlar araclyla varln srdrmektedir (Cokun, 2005: 15). zelleme tezi baz bakmlardan eletirilmitir. Haddena gre dini zel alana indirgeyen bir tezi savunanlar eline geen paray har vurup harman savuran, sonra da fakirlikten ikayet eden bir insann durumunu andrmaktadr. nk bir yandan son derece ateli bir ekilde Aydnlanma tezine bal olarak dinin yok olacan savunmakta, dier yandan onun varln srarla srdrmesi karsnda mahcubiyet psikolojisiyle yeni aklama ekilleri tretmektedirler. Bir zamanlar din ld diyenler imdi artk din nasl olsa lecek, lm tarihini belirlemeye gerek yok, lmeden nce biraz da zel alanda yayor demektedirler (Hadden, 1989: 20). Seklerleme teorisinin kurumsal ayrmlama, dini kurum ve sembollerin toplumsal nemini kaybedeceini ngrmekle kalmadn, asl hedefinin bunun yannda bireysel dindarlk, zellikle de bireysel dindarln inan boyutu olduu ne srlmtr. Modernlemeyle birlikte bireyin bilincinde din gerileyecek, artk modern insan doast glere inancn kaybedecekti. nk rasyonelleen toplumsal yap doast inancn ho gremezdi. Hedef makro dzeyde bir etkiydi. nk bir alandaki d dier alanlar da etkilemeliydi: Dini kurumlar g kaybedince, bireysel dindarlk da zayflayacakt. Ancak ngrler tam olarak gerelememitir. Din, modern toplumda bireysel dindarl formunda varln srdrmektedir (Kse, 2001: 204). Seklerlemenin en arpc ynlerinden birinin insanlarn dine kar gven bunalm yaratmas olduu ifade edilmitir. Farkl bir deyile seklerleme, realitenin geleneksel dini tanmlamalarnn makul olma zelliklerinin top yekun kyle sonulanan bir gelimedir. Seklerlemenin bilin dzeyine bu yansmas znel seklerleme, toplumsal-yapsal bir karln oluturmaktadr. Saysz dnya grlerinin okluu karsnda belirsizlik ortam ierisinde birey karar vermekte zorlanmakta, farkl birtakm araylara girme, seeneklerin okluu karsnda dine kar olumsuz tavrlar taknabilmektedir. oulcu bir yapyla birlikte kesinliin olmay veya dnyann geleneksel dini tanmlamalarnn realiteden yoksun bir hale geliiyle din, giderek zgr bireysel tercih haline gelir, yani bireyler aras olma biimindeki zorlayc niteliini kaybeder (Berger, 2000:195, 244). Davie, modern bireysel sekler ilgiler olarak siyasal partiler, alveri merkezlerine, futbol malarna ve sinemaya gitmeye bakldnda, btn grafiklerin ayn ynde gittiini; ancak futbol ve sinemaya bakldnda J-erilerinin grleceini ifade eder. Futbol ve sinemann sava sonras dnemde keskin bir ekilde dtn 21.

44 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEMEYLE LGL KAVRAMLAR

Ali BAYER

yzyl ve zellikle 1980l yllarda inanlmaz bir ykselie getiini ifade eder. Davie, byle bir durumun din iin imkansz olmadn, ancak henz gereklemediini ifade eder (Davie, 2005). Davie, bireysel sekler ilgiler olarak niteledii futbol ve sinema gibi aktivitelerin modern dnemde din iin de gerekleebileceini bunun da farkl dindarlk biimleriyle olabileceini ifade eder. Sonu olarak zelleme, seklerlemeyi oluturucu bir etken olarak grlebilecei gibi, seklerlemenin sonucunda oluan bir durum olarak da deerlendirilebilir. Dinin bireysel bir tercih konusu haline gelmesi, pazar mantyla hareket edilerek beenilmediinde marka deitirir gibi dini inancn deitirmesi durumunda seklerlemeyi oluturucu bir etken olarak deerlendirilebilir. Dier yandan modern dnemde dinin toplumsal hayattaki varln sona erdirmesi, bireysel boyutta zel alanda varln srdrmesi de seklerleme sonucu meydana gelen yeni bir durum olarak grlebilir.

45 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

4. SEKLERLEME TEORLER Tarihi sre ierisinde sosyologlar toplumda meydana gelen deime ve gelimeleri aklamak iin bir takm teoriler gelitirmilerdir. Din ve toplum ilikilerini aklama modeli olarak seklerleme teorileri gelitirilmitir. Sosyal bilimler literatrnde uzun yllar etkili olan, ilk dnem sosyologlardan itibaren toplumsal olgu ve olaylarn anlalmasnda-son zamanlarda youn bir eletiri hedefi haline gelmesine ramen-son dnem sosyologlarnn youn ilgisiyle etkisi halen devam etmekte olan seklerleme olgusu din sosyolojisinin gzde konular arasnda yer almaktadr. Peter L. Berger, balangtan yani, Durkheim ve Weberin yaad klasik dnemden, gnmze kadar din sosyolojisinin, seklerleme olgusunun bysnden kurtulamadn, buna karn seklerleme kavramann enine boyuna tartlmadn ifade eder (Berger, 2002c: 187-98) Seklerleme olgusu zerinde ok eitli teori ve grler olmasna ramen gemite meydana gelen din toplum ilikilerini ve gnmzde yaanan toplumsal durumu aklamak ve deerlendirmek gibi ortak bir temele sahip olduklar sylenebilir. 4.1. Klasik Seklerleme Teorisi lk dnemden itibaren din ve toplum yapsnda meydana gelen deimeleri aklama modelleri gelitirilmitir. Bu modellerden biri de seklerlemedir. Klasik seklerleme teorileri, sosyal yaplar ve siyasal kurumlarn nceleri dini anlamlarla kaplyken sekler varlklara dntklerinde, kilisenin kamu gcn kaybettiini ve insanlarn dinle daha az ilgilenir hale geldiklerini iddia eder. 1980lere kadar, bu teoriler din sosyolojisinde hakim durumdadr (Chiristiano and Swatos 2002: 59-67; Phillips, 2004: 139). lk dnem sosyologlarnn eserlerinde seklerleme kavram olarak yer almamtr. Ancak kavramn ieriini belli oranda yanstan ifadelere rastlanmaktadr. Tek bir seklerleme teorisinin olmad gereinden hareket edildiinde, klasik olarak isimlendirilen seklerleme teorilerinin de aslnda btnyle ayn grleri ihtiva etmedii anlalacaktr. lk dnem sosyologlarndan olan ve ayn zamanda Sosyoloji biliminin isim babas olan Auguste Comte (1798-1857), toplumda meydana gelen btn olay ve olgular tabi yasalara balamaya alm ve pozitif bilim anlay eklinde beliren bir yaklam ortaya koymutur. Comtea gre, tabi bilimlerde olduu gibi sosyal olaylarn da bir kanunu vardr, aralarnda bir nedensellik ilikisi vardr. Olgu ve olaylar bu nedensellik ilikisi gz nnde bulundurularak aklanmaldr. Bu modele uygun olarak Comte, insan dncesinin geliimini evrimci bir bak asyla birbirini izleyen hal kanunuyla aklar. Birinci, teolojik aamadr; insan dncesi olgular, insann kendisiyle kyaslanabilecek varlk ya da glere mal ederek aklar. kincisi, metafizik aamadr; bu dnemde insanlk doa gibi soyut nesnelere bavurur. Son olarak pozitif aamada, insan olgular gzlemler ve aralarnda meydana gelen ilikileri belirler. Olgularn nedenlerini kefetmekten vazgeer, onlar yneten yasalar bulur. Buna gre, insanlk pozitif aamaya ulatnda bilim ve akl egemen olacaktr ve dine ilgi azalacaktr. Sonuta, dine ihtiya duyulmayacaktr (Aron, 2000: 67-69; Ksemihal, 1982: 149-61). Ancak Comte, dinsiz bir topluma geii tasarlamamtr. Comte, nsanlk Kilisesi (Humanity of Church) adnda bir kilise kurmu; bu kilisede din, doast glerden arndrlmtr. Dolaysyla, burada din, sosyal kontrol mekanizmas olarak

46 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

dnlmtr. Anlalan, modern pozitif dnemde bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle dinin toplumsal etkisi kaybolacak, insanlk dine ihtiya duymaz hale gelecektir (Hadden, 1989: 6). A. Comte'un, insanlk tarihini pozitivist ve materyalist bir felsef bak asndan evrimci bir perspektifte toplumsal yapy incelemesi, toplum ve din incelemeleri zerinde ok derin ve geni etkiler uyandrm; bu etkiler 19. yzylda olduu gibi 20. yzylda da varln srdrmektedir (Gnay, 2002: 4). Karl Marx, din toplum ilikilerini materyalist bir bakyla ele almtr. Toplumu makro seviyede aklayan atmac Ekoln ncleri arasnda yer alan Marx, bir toplumun, kanlmaz bir ekilde atma yolu ile komnist topyaya doru evrimletiini farzeden bir tarih kuram gelitirmitir (Wallace and Wolf, 2002:48). Ona gre, insanlk tarihi retim gcn elinde bulunduranlar ve ii snf (ploretarya) arasnda geen mcadelenin tarihidir. Bu noktada din retim gcn elinde bulunduran elit snfn meruiyetini salama grevi stlenmitir. Marxn deyimiyle din, insanlar uyuturan afyondur. nsan ekonomik bir varlk (homo economicus) olarak deerlendiren Marx, toplumsal yapda meydana gelen deimeyi ekonomik temelde aklar. Toplumsal kurumlar alt yap olarak ekonomiyi, st yap olarak da din, hukuk, eitim gibi alanlar eklinde ayrr. Alt yapda meydana gelen deime st yapy etkilemektedir. Marxa gre insanlar kapitalist rejimde yabanclamtr ve yabanclamann temelinde ekonomik yabanclama yer almaktadr. Modern sanayi devrinde insan retimin canl bir paras haline dnmtr, yabanclamtr. Bu balamda din, insanlarn statlerinin meruiyetini salar. Snfsz bir topluma ulaldnda statler eit olaca iin artk dine ihtiya duyulmayacaktr (Wallace and Wolf, 2002: 48; Aron, 200: 157-63; Lwith, 1999: 161-63). Marx, toplumda atmann ve meruiyetin kayna olarak grd dine ekonomik bir yaklamla; retim gcn elinde bulunduranlarla ii snfnn eit statde olduu bir toplum yapsnda dine ihtiya duyulmayacan ifade etmektedir. Durkheim (1858-1917), seklerlemeyle ilgili olarak kutsal ve profan (sacred and profan) ayrm yapar. Kutsal, inanlar ve ayinler btnnden oluur. Durkheimn kavramlatrmasnda kutsal ile profan birbirinin zdd olarak ele alnr. Bu ayrma gre, kutsal doast olduu iin daha stn, saygya layk ve tapnma gerektirendir, profan ise, saygya layk olmayan, sradan ve olaan; zamanl olay ve sreleri ifade eder. (Aron, 2000:278). Durkheim, toplumda meydana gelen deimeleri ilevsel (functional) perspektiften aklama modeli olan Fonksiyonalist Kuramn en nde gelen sosyologlarndandr. Bu bak asna gre herhangi bir sosyal davran veya kurum toplumsal yapda mutlaka bir fonksiyon icra eder. Eer ilevsel olamazsa toplumdaki varln srdrmesi de mmkn olmaz. Toplumdaki sosyal kurumlar insanlarn ihtiyalarn gidermeye yneliktir. Din de bunlardan bir tanesidir. Din btn toplumlarda ilevsel bir karaktere sahiptir. Din, drt nemli fonksiyona sahiptir. Bunlar, anlam, kimlik, aidiyet ve yapsal ilevlerdir. Durkheime gre toplumsal ilerleme, mekanik dayanma zelliine sahip ilkel topluluklarn farkllamam yaplarndan organik dayanma zelliine sahip modern toplumlarn farkllam yaplarna dorudur (Wallace and Wolf, 2002: 56). Weberin seklerlemeyi dnyann byden arnmas ifadesiyle sosyoloji literatrne kazandrd ifade edilmitir. Weber kavram rasyonelleme-gzn almas veya baka bir ifadeyle byden ya da gizemden uzaklama, Tanrlarn, animistik ruhlarn, by ve tlsmn doadan kovulmasn, Tanry ve insan doadan arndrma anlamnda kullanmtr. Gizem, iine girilip aratrlmas gereken bir ey olarak deil, akl ve teknolojinin rnleriyle fethedilmesi gereken bir eydir. Bu srete

47 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

insan, doay ilahi bir varlk olarak grmez; insann istek ve ihtiyalarna uygun bir biimde tasarrufta bulunabilecei bir alan haline gelir (Swatos and Christiano 2000: 4-5; Attas, 2003: 42). Dnyann arnmas, kurtulu arac olarak rasyonelliin artna paralel olarak bynn darda braklmas demektir. Bu srecinin izleri Protestan ahlaknn etkisinde ak ekilde grlmektedir. Pritenizm, kiinin kendi yetenek ve karar verme gcne dayanan rasyonel meru kazanma gdsn gelitirmitir. Disiplinli-rasyonel i ve meslek ahlakn ekonomik faaliyete ynlendiren, Priten retileri, asketik yaama biimini gizliden yok edecek dnyevi baary tevik etmitir. Mekanik temele dayanan ve baarya ulam kapitalizmin artk dini asketizm ruhunun desteine ihtiyac yoktur. Ksaca, oluumunda din ve ahlak ilkelerinin nemli rol oynad kapitalizm artk seklerleme sreciyle dini ve ahlaki deerlerden soyutlanmtr (Bodur, 1990: 87-91). Bu srele birlikte insan artk kutsallndan arndrlm bir dnya ile ba baa kalr, dnya aknln kaybeder ve ikin bir hale gelir (Bruce, 2002: 7; Hamilton, 2001: 203). Endstrileme ve kentlemeyle balantl olmakla birlikte seklerlemeye her ikisi ilerleyen ve bu gelimelerin bir seklerleme srecinin anahtar olarak, Batda rasyonalitenin gelimesidir. Bilim ve teknolojinin hzl ilerlemesi, iblm ve uzmanlamann her alanda kendini gstermesi insanlarn din anlaylar ve dnya grlerinde deimelere yol amtr. Durkheim, Weber ve Marx seklerlemenin modernitenin btnleyici bir paras olduunu ve tm dnyay kuatacan kabul ettiler. Modernleme ilerledike din zelleecek, kltr zerindeki etkisini kaybedecek, tamamen bireysel bir olguya dnecek ve hibir sosyal deiim potansiyeli olmayan, toplumsal gc bulunmayan bir hale decekti. Ksacas, seklerleme toplumlarn yava yava kutsaldan uzaklat, ilh olana ilgilerini kaybettikleri, din g ve otoritenin gittike zayflad tek ynl bir yoldu (Kse, 2001: 203). lk dnem sosyologlarna gre seklerleme, geleneksel dinin toplumsal nemini kaybettii bir sretir. Aydnlanma dncesi, sanayileme, Fransz htilali ve Burjuva devrimleri dncenin dini biimlerini reddetmenin yolunu am, bu mnasebetle bilimin olanaklarn yaratmann nn amtr. Bu dnem dnyaya bilimsel yaklam tarznn gelimesini ve bilginin btn alanlarda ilerlemesine tanklk etmitir (Hamilton, 2001: 203). Klasik seklerleme teorisinin nemli temsilcilerinden Bryan Wilson seklerlemeyi, dini kurumlarn, aksiyonlarn ve bilincin sosyal nemlerini kaybettikleri sre olarak tanmlar. Seklerleme, sosyologlar tarafndan kullanlan sosyolojik bir kavram olduu kadar; ayn zamanda saf tanmlayc bir kelimedir. Seklerleme tezi ifadesi herhangi bir zaman periyodunda meydana gelen sosyal deime sreciyle ilgili bir teorinin yapsn, dank biimdeki bir dizi nermeyi gstermektedir. Seklerleme tezi, insanlk tarihinin ok uzun bir gemiine doru gidildiinde toplumun aralkl bir ekilde ve eitli olu skl ve hzllyla daha sekler hale geldii bir sreci yaadn ima eder. Wilsona gre, byle bir tanmlama belki de bugne kadar hi yaplmamtr (Wilson, 1982: 148-49). Berger, seklerleme olgusunun kklerinin Yahudi-Hristiyan geleneinden hareketle aklamaya alr. Wilson, Bergerin tersine, seklerleme olgusuna modernite, bilim, teknoloji, sanayileme ve ehirleme gibi Hristiyanlk d faktrlere ynelmitir. Yine o rasyonalitenin gelimesinin seklerleme srecinde merkezi bir rol oynadna inanr. Bu srete bilimsel bilgi ve metotlarn zerk gelimesi merkezidir, ancak Hristiyanln tabiatnda bulunan rasyonelletirici gler merkezi deildir (Hamilton, 2001: 201).

48 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

Klasik seklerlemenin ortaya koyduu teorinin dini k teorisi olduu ne srlmtr. Her eyden nce tek bir seklerleme teorisi yoktur. Klasik teori, sadece tek bir bak asn yanstmamaktadr ve tek bir teori deildir. Comte, Durkheim Weber gibi ilk dnem sosyologlarndan hareketle klasik teorinin dini k teorisi olduunu iddia etmek btnyle yanltr. Klasik teori iinden bazlar dini k ynnde tarihsel bir eilimi ileri srm olsa da, bunu genelletirmek hatal ve belli bir n yarg da tayan bir yaklamdr. Sosyologlarn seklerlemeyi onaylayp onaylamamas olguyla ilgili kendi kiisel kanaatidir. Toplumda meydana gelen eyin ne olduunun bir aklamas olarak seklerleme tezini ileri srmek iin ne seklerist olmalar ne de seklerlii alklamas gerekmez. Seklerleme olgusu hakknda yaplacak bir aratrma sadece belgelemek ve sosyal deimeyi betimlemek iin yaplr, her birey rnei iin baz aklayc aralar salayan genel bir modeldeki dokmanlar dzenlemek iin yaplr (Wilson, 1982: 148). Dolaysyla seklerleme olgusu ele alnrken kabul ya da ret gibi objektiflik ilkesinden yoksun, deer yargs ieren yaklamlardan kanmak gerekmektedir. Ancak, ayn toplumsal olguya farkl alardan bakan sosyologlar zaman zaman objektiflik ilkesini ihlal etmilerdir. Wilsona gre seklerleme sreciyle birlikte ke urayan dinin bizzat kendisi deil, kilisenin kurum olarak kdr. Kilisenin toplumsal hayatla ilgili fonksiyonlarn toplumsal farkllama ve uzmanlama sonucunda dier kurumlar yerine getirmeye balamtr. Bylece, kilise toplum hayatnn merkezinden uzaklamtr. Toplumun farkllamas ve farkl sosyal kurumlarn olumas sonucu toplum mekanizmalarn kontrol eden kiliselerin yerini modern an yeni rnleri olan rasyonel vastalar almtr. Meydana gelen bu yeni durum dinin fonksiyonunu azaltm ve seklerleme srecini hzlandrmtr (Demirci, 2001: 19). Shiner tarafndan seklerlemenin tanmlanmasnda kullanlan anlamlardan biri de dinin kdr. Bunun anlam daha nce kabul edilen dini semboller, doktrinler ve kurumlarn sosyal prestij ve etkisini kaybetmesidir; byle bir srecin sonu dinsiz bir toplum olacaktr. Bu tanmlamada son ifadeleri kullananlardan birinin Bryan Wilson olduu ifade edilmitir. O, seklerlemeyi bu srele dini dnce, pratik ve kurumlarn sosyal nemlerinin kaybolduu bir sre olarak tanmlar. Wilson dini deiimin farkl toplumlarda benzer yollarla meydana gelmesinin zorunlu olmadna dikkat eker ve skandinavya lkelerinde olduu gibi dini pratiin zorunlu olarak yok olamayacana veya Birleik Devletlerde olduu gibi, onun farkl bir kltrel anlamla geleneksel dncede srar etmesinin zorunlu olmadna iaret eder. Dini kurumlarBirleik Devletlerde-olduu gibi olaanst esneklik gsterebilir, bu dnce onlarn brokratiklemesi pahasna olabilir. Ancak dini dnce, artan ekilde ampirik terimlerde dnya gr ve dini motivasyonlar asndan insanlarn aksiyonlar aa derecede; ok gze arpan bir deiim alanndadr (Hill, 1973: 229-30). Wilsona gre seklerleme, basite dinin itibarn kaybetmesi srecidir. Seklerlemenin ok nemli olduu dorudur, ancak fundamental bir sre deildir. Bilimin gelimesiyle dinin veya Hristiyanln zayflad kanlmaz bir sonu da deildir. Spesifik doktrinler gerekten zayflamtr ancak, dini dnya gr ayet yenilenebilir ve onun doktrinleri deitirilebilirse, k zorunlu olmaz (Hamilton, 2001: 203). Seklerleme kavram, seklerlemeyi Hristiyanln nemini kaybetmesiyle (dechristianization) ak olarak veya dolayl biimde eit kabul eden birok Hristiyan yorumcunun kullanmndan ak biimde ok daha kapsamldr. Onlarn duygusal ilgileri ska byledir ve onlar gemi alarn dindar (Hristiyan anlamnda) olmad gstermeye alrlar. Ancak paganizm daha az olmaktan ziyade; genellikle

49 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

daha fazlayd, dindardan ziyade Hristiyand ve dini inanlara aykr dnce normal Hristiyan inancndan genellikle daha etkili ve kuvvetliydi ve piskopos ve papalar ieren Ortodoks kilise insan bile batl inanlara sarlmt. Hristiyan disiplinine kadar dini bilincinin bu karmak gstergeleri er ge azalmtr, Hristiyanln bizzat kendisi Max Weberin uzun sre nce iddia ettii gibi, seklerletirici bir acenta olarak grlmelidir (Wilson, 1982: 150). Seklerleme insan toplumlarnda meydana gelen uzun vadeli bir sretir. Onun aka gsterilen gerek modelleri kltrel ve tarihsel olarak her balamda spesifiktir ve onlarn daha saygn bir yere koyduu kurumlar daha nceden vardr ve doast kavramlarn zel karakteriyle ilgilidir. ada bat toplumlarnn deerlendirilmesi bize kurumsal kurulular konusunda meydana gelen deimelerin rneini vermemize izin verir. svirede, kilise neredeyse devletin bir blmdr ve toplanan vergilerle kiliseyi destekler, hizmetlerdeki katlm fenomonolojik olarak dk olsa bile kilise sonuta gl kalr. Britanyada devletle ilikili kurulular biim olarak olduka fazla zayflamtr ve kilise kamusal olmayan fonlar alr, katlmlar ok da dk deildir, ancak gnll balar ok azdr. Birleik Devlerde, kilise ve devlet kuvvetli bir ekilde ayrlmlardr, katlmlar yksektir ve ba ok fazladr. Bu durum kiliseye-gitmenin bal olduu anlamn ve kiliseye ba yapmann toplumdan topluma deitiini gsterir (Wilson, 1982: 151). Anlalan, kilise yelik rakamlar ve balar konusunda olduu gibi, seklerleme olgusu ele alrken rakamlara sadece istatistiksel veriler olarak bakmak, realitenin salkl olarak yorumlanmasna engel olmaktadr. Wilsona gre, istatistiklerin dz bir karlatrmas, bu istatistikleri biz kltr ve tarih balamnda yorumlamadka bize seklerleme hakknda hibir ey vermez. Birleik Devletlerdeki yksek g ve hzl ekilde mobilize olmu nfusla ilgili kiliseler toplumlarn yerleim rollerinden ziyade onlarn kimlikleriyle ilgili daha ok fonksiyon icra etmitir. Britanya kiliselerinin Amerikan kiliselerinden daha ok kiliseye devam olduu ynnde gzlemciler tarafndan tartmalar meydana gelmitir. Amerikan kiliseleri; Amerikada seklerletirici srelerin kilisenin iinde meydana geldii grlmtr, bylece dini kurumlar srar etse de onlarn spesifik olarak dini karakterleri gittike durmadan zayflamtr. Bu durum, seklerleme gstergelerinin belirli kltrler iin ak olabileceini gsterir (Wilson, 1982: 152). Seklerleme toplumda meydana gelen sadece bir deime deildir, o ayn zamanda toplumun temel organizasyonunda toplumun bir deimesidir. Bu, farkl biim ve balamlarda meydana gelmi olsa dahi, temel sosyal deime sreleriyle birlikte meydana gelen birok eyden birisidir. Baz seklerletirici deimeler nceden hazrlanm ve bilinli bir ekilde meydana gelmitir, dini temsilcileri gcnden yoksun brakma veya kilise mallarnn dnyevilemesinde olduu gibi gndelik hayatta doastne referans azalmtr (Wilson, 1982: 148). Wilsona gre din, gelenein deposudur ve toplumsal kurumlarn koruyucudur. Bu bakmdan dini deiim kltrel bir deiimdir. Modern toplumlarda din insan hayatn snrlayan bir gtr. Geleneksel toplumlarda din toplumsal kontrol salamann ve sosyallemenin temel aralarndan biridir (Demirci, 2001: 24). Wilson tarafndan vurgulanan ilave bir faktr, sosyal kontroln tabiat ve yrngesindeki deiimin sonucu ve modern ehirde topluluun kdr. Topluluk, iten samimi ilikilerin yaand, sosyal kontroln ahlaki ve dini bir temele sahip olduu yaam biimidir. Toplum ise, modern, rasyonel, teknik ve brokratik dnyada kontroln kii st hale getirildii hayat biimidir. Toplum, daha nceki etiksel ve ahlaki temelden syrlmtr. Din, dini kutlamalar ve kollektif ritellerin formundaki geleneksel ifadesi ve kamusal deerlerindeki nemini kaybetmitir (Hamilton, 2001: 201). Modern toplumda

50 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

geleneksel dinin nerdii deerler yerini kamu sorumluluu, sivil erdem, sznde durma, drstlk, ortaklk ve iyi niyet gibi sekler deerlerle yer deitirmitir (Wilson, 1982: 50-52, 176-78; Dobbeleare, 1989: 40.) Wallis ve Brucea gre seklerleme, dinin gerilemesini deil toplumsal neminin azalmasn ifade etmektedir. Nitekim dinin kamusal alandaki rol azald ve bu alanda dini kurumlar geriledii halde, hakiki dinin kapsam olduu gibi kalabilir. Baka bir anlatmla, dini itibari balanma ve dini ritellerin icras azalr veya kaybolurken, inanmaya ve ibadete devam edenlerin dindarl katln koruyabilir. Seklerlemenin asl anlam olan dinin toplumsal neminin azalmas ise, onun toplumsal rol ve kurumlarn ileyiini ve bireysel inan ve eylemlerin daha az etkilenmesini ifade eder (Erdoan, 1995: 180). Dinin daha eski eitli aktiviteleri ve fonksiyonlarnn diniden sekler kontrole doru deiimin; kendisini ampirik olmayan ilgilere adayan insanlarn zaman, enerji ve kaynaklarndaki k; dini kurumlarn bozulmasn; davran konularnda dini ilkelerin yerine onunla uyumlu olarak teknik kriterlerin yer deitirmesini; ve tedrici olarak spesifik olarak dini bilincin (geni oranda by, ritel, tlsm veya ibadetlere dayanan ve geni olarak ahlaki ilgilere ilham veren manevi ilgiler) yerine ampirik, rasyonel faydac bir ynlendirmeyle yer deitirmesini; tabiat ve toplumun mitik, iirsel ve artistik yorumlanmasn gerein tanmlanmas lehine terk etmeyi, deerlendirici ve duygusal bir tabiattan bilisel ve pozitivist ynlendirmelerin kesin olarak ayrlmalarn ima eder (Wilson, 1982: 149). Bat Hristiyan Kilisesi bugn hayat cenderesinde nemli konular; yani, doum, evlilik, lm gibi insan hayatnn nemli anlarnda geleneksel ritellerden ok azn salar. Bu durum kiliselerin idamesi iin gerekli hususlar deildir ve seklerlemenin kant olarak deerlendirilmitir. Bir zamanlar hkmette taht krizinde nemli bir sz hakkna sahip olan din adamlar, bu gn nemlerini kaybetmilerdir. Bugn piskoposlarn Lordlar Kamarasnda oturma haklar bir yana braklrsa, kilisenin hkmette temsili olduka zordur. (Haralambolos and Holborn, 1995:485). Wilsona gre, kilise geleneksel fonksiyonlarn kaybetmitir, insanlar artk kiliseye ihtiya duyulduunda gidilen bir tr postane gzyle bakmaktadrlar. Bu durum dinin bireysel tarzda yaand, farkl dindarlk biimlerinin ortaya ktn gstermektedir. Wilsonun postane benzetmesi eletirilmitir. Buna gre, insanlarn postaneye uramamas haberleme ihtiyacnn olmad anlamna gelmedii, farkl bireysel haberleme ekillerinin ortaya kmasna engel olmad eklinde tenkit edilmitir (Kse, 2001: 208). Dinin geleneksel formlarndan farkl olarak yeni dini oluumlar ortaya kmtr. Kimi sosyologlara gre bu durum seklerlemeyi tehdit edici bir gelime, iken Wilsona gre yeni dini oluumlarn ortaya kmas; geleneksel dinin nemini kaybetmesi anlamnda seklerlemenin bir kant olarak alnmaldr. Yeni paradigmann nemli teorisyenlerinden Stark ve Bainbridge seklerlemeyi dini dncelerin yerine sekler dncelerin almas deil; toplumun dini hayatnda meydana gelen hzl bir dini dnm olduu noktasnda Bryan Wilsonla ayn gr paylarlar (Stark ve Bainbridge, 1987:279, 1966:120; Demirci, 2001:13). Klasik seklerleme teorisinin revizyonist savunucular seklerleme kavramnn hi olmad kadar yararl olarak kullanmda kaldn iddia ederler. Onlarn bak asna gre, seklerleme teorisi bir dini deiim teorisidir (Gorski, 2000: 138). Sonu olarak, dinin toplumsal nem ve etkileme gcnn kaybolduu bir sre olarak tanmlanan seklerleme, klasik seklerleme modeli ierisinde de baz farkllklar barndrmaktadr. Dolaysyla, seklerlemeyi sadece dini k olarak deerlendirmemek gerekmektedir. Aydnlanmadan itibaren toplumlarn yapsnda

51 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

meydana gelen kkl deimeler ayn zamanda insanlarn dini anlaylarnda da bir takm deimeler meydana getirmitir. Dini otorite ve gler etkinliini kaybetmi, rasyonelleme ve farkllama gibi srelerin sonunda zel alana ekilmi ve bireysel bir tercih konusu haline gelmitir. 4.2. Yeni Paradigma ve Rasyonel Seim Teorisi Dinin toplumsal alanda hem kurumsal hem de sembolik nemini byk lde kaybedecei ynnde ne srlen ve klasik seklerleme olarak isimlendirilen teoriler son dnemlere kadar sosyal bilimlerde egemen durumdadr. Seklerleme olgusu hakknda daha nce ortaya konan grler sistematik bir btnlkten yoksundu ve bu teoriler Berger, Luckmann, Stark ve Wilson tarafndan ortaya konulan teoriler gibi kapsayc teoriksel temele sahip deildi. Modernleme sonras toplumlarda dinin nemini kaybedecei ve yok olaca ynnde fikirler ileri srlmtr. Ancak yaanan deiim tecrbeleri durumun bu kadar basit olmadn gstermitir. Seklerleme tezinin verilerinin gereklemedii; dinin modern toplumda varln bir ekilde devam ettirdii gereinden yola klarak seklerleme tezi sorgulanmaya balamtr. kinci Dnya Savan takip eden olaylar sonras, zellikle 1980li yllarda baz tarihiler de dhil olmak zere sosyal bilimciler arasnda toplumlarn yaad modernleme-seklerleme tecrbesinin tarih seyri ciddi tartmalara neden olmaya balamtr. P. Berger gibi baz sosyologlar nceleri Seklerlemenin ateli bir savunucusuyken yaanan gelimeler zerine savunduu seklerleme tezini tekrar deerlendirmek durumunda kalmlardr. nceleri seklerleme tezinin nemli savunucular arasnda yer alan Berger, son zamanlarda (1997) nceki grleri terk etmekle kalmam, ayn zamanda seklerlemenin ngrlerinin gereklemediini ileri srerek kapsaml deerlendirmelerde bulunmutur (Berger, 2002a:11-32; Stark, 2002: 38-39). Seklerleme tezi, on dokuzuncu yzylda din ve toplum ilikisi hakknda hakim paradigma iken, son zamanlarda eitli meydan okumalara maruz kalm, yeni teoriler gelitirilmitir. Yeni paradigma teorisyenleri, klasik seklerleme teorilerinin modern dnyada dinin ve gelien yeni olaylarn aklanmasnda yeterli olmadn, dolaysyla btn teorik sylemlerinde seklerleme kavramnn kullanmdan kaldrlmasn nerirler. Onlar seklerlemenin dinin bozulmas veya k teorisi olmadn, dini deime olduunu iddia ederler (Stark ve Iannacoone 1994: 231; Gorski, 2000: 138). Bu balamda seklerleme tezinin ciddi itibar kaybna urad grlmektedir. Yeni paradigmay savunanlar seklerlemenin eski grlerindeki eksikliklerin kesinlikle ortaya konulmas gerektiini dnrler. Wentworth, klasik seklerlemenin din ve toplum hakknda baz konularda noksanlklar olduunu ifade eder ve yeni bir grn ortaya kmasn ve bunun da klasik seklerlemenin yerine gemesinden memnun olduunu ifade eder (Wentworth, 1989: 47). Hadden ve Shupea gre 1960 ve 1970li yllarn bilimsel almalar, herhangi bir tenkitten geirilmeyen dorusal seklerleme/modernleme/fonksiyonalist teorik modelleri modern dnyada dinin durumunun aklanmasnda yeterli deildir. Din, sosyal ve siyasal deimeleri ieren yeni dramatik olaylar szde seklerletii sylenen endstriyel uluslarda meydana gelmitir ki, kresel bir skalada yeni bir deerlendirmeye ihtiya duyulduu grlmektedir (Dobbeleare, 1989: 27). Klasik seklerleme tezi kilise ve devletin ayrlmasn seklerlemenin gstergesi olarak sunar. Yeni paradigmann savunucular ise, seklerlemeyle din ve devletin ayrlmalarn kastetmemektedirler. Zira seklerleme kavramyla kastedilen din

52 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

ve devletin ayrlmas olsayd ortada bir tartmann olmayacan dolaysyla kastedilenin bundan farkl olduu ifade edilmitir. Seklerleme kavramyla, eskiden bir dini kuruluun kontrol altnda olan, ancak daha sonra bu zelliini kaybeden kurumlar tanmlamak iin kullandklarn ifade etmektedirler. Aslnda, yeni paradigma, seklerleme sonucunda kutsaln sosyal alanda marjinal bir konuma geldii, dinin sosyal fonksiyonlarn kaybettii ve kiisel, zel bir tercih meselesi haline gelip, ferdin zihninde konumlanaca dncesine kar kmaktadrlar (Swatos and Christiano, 2000:214; Kse, 2001: 204). Yeni paradigmann nc isimlerinin banda, nceleri ateli bir seklerleme savunucu olan ancak 1997 ylnda daha nce ileri srd grlerin yanl olduunu, klasik seklerleme teorilerinin ne srd fikirlerin kabul edilemez olduunu ileri srerek klasik seklerleme teorilerine kar grler ortaya koyan Berger gelmektedir (Stark, 1999: 41-66, Hamilton, 2001: 185). Bergere gre seklerleme; kltr ve toplum sektrlerinin dini kurum ve sembollerin egemenliini ortadan kaldran bir sretir (Roberts, 1990: 310). Yeni paradigmann dier nde gelen savunucular olarak G.Davie, M.Douglas, P.Glasner, Glock and Bellah, A.Greeley, J.K.Hadden, T.Luckmann, D.Martin, R.Stark, W.Bainbridge, L.Warner, R.Wuthnow saylabilir. Bu teorisyenlere gre din, ayn zamanda rasyonalizme ve modern toplumun bilimsel ve teknolojik temeline ramen akn karakterini kaybetmez (Hamilton, 2001:186). Yeni paradigma, seklerleme tezine ynelik eitli eletirilerde bulunmutur. Bunlar temel kategoride deerlendirmek mmkndr: 1-Seklerlemenin hibir zaman gereklemediini savunanlarn grlerini ierir. Rodney Stark ve William Bainbridge de seklerlemenin meydana geldiine inanmazlar. Onlar, baz yerleik kiliselerin doast zerinde vurgularnn nemli ksmn kaybedilebileceine, ancak seklerlemenin asla doastnn ortaya kmasnda yeni dini gruplar zerinde daha ok vurgu yapamayacana inanrlar. (Haralambolos and Holborn, 1995: 487). Seklerlemenin iddialarnn doruluunun tarihi delile bal olduunu, ifade edenlere gre biz eer insanlarn yzyl ncesine gre imdi daha az didar olduklarn sylersek, o zaman hem dinin farazi bir tanmlamadan hareket etmi, hem de yzyl nce insanlarn ne kadar dindar olduunu bildiimizi ifade etmi oluruz diyerek seklerlemenin iddia ettii gibi gemite dindar olan insanlarn dinle daha az ilgilenir hale gelmelerinin tarihi delille ispatlanamayacan ifade ederler. Seklerleme tezinin modernlik ncesi dnemde yaanlan dinin abartl bir dille ifade edildiini; yerleik dine ballk ve katlmn iddia edildii kadar abartl olmadn savunanlar (Stark, bu durumu geni bir ekilde aklamtr Stark, 2000:25459); seklerleme tezinin kilisenin bir kurum olarak gerilemesiyle dinin gerilemesini yanl biimde eit olarak grdklerini ifade ederler. Oysa kilise rgt ve din/Hristiyanlk birbirinden farkl olgulardr, farkl balamlarda ele alnmas gerekir. Tarihsel sre ierisinde Kilise rgtnn modernlemeyle dnyevi iktidarn kaybetmeye balad bir gerektir, ancak dnyevi gcn kaybeden Hristiyanlk deil, ruhban snfdr. Bu geree iaret eden Wilson da, Hristiyanln bir kltr alan olarak varln halen koruduunu kabul etmektedir (Wilson, 1982:130-34: 152; Luckmann, 2003: 33). Stark ve Bainbirdge, seklerlemenin kendini snrlayan bir sre olduunu iddia etmitir. Klasik seklerleme teorisyenlerinin grlerinde yeni herhangi bir eyin olmadn, seklerlemenin de, dini gelimenin normal dneminin paras olduunu ifade etmektedirler (Swatos and Christiano, 1999: 211). Luckmann dahil bir ok

53 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

sosyolog seklerlemenin tamamen egemen olaca fikrini kabul etmeye yanamazlar. Seklerlemenin, dinin geleneksel formlarnn zayflamasndan kaynaklanan bir yanlsama olduunu iddia ederler. Zira bu formlarn yerine srekli yenileri ortaya kmaktadr (Hamilton, 2001: 185). 2-Seklerleme, dini k deildir. Seklerleme tezinin yerleik dinin modern toplumda k iinde olaca ngrs gereklememitir. Byle dnenlere gre seklerleme, dini deiim olarak anlalmaldr. Dini deiim ve toplumda dinlerin yerindeki deiimi de, dinin lmne iaret etmez (Wentworth, 1989:45). Seklerlemeye kar k noktas, onun toplumsal olaylar ele al tarz hakkndadr. Rasyonelleme, modernleme, bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle dinin faaliyet alannda azalma meydana geleceini, dier aamada toplumsal alandan kaybolacan ngrmektedir. Buna karlk, toplumsal olaylar tek ynl dzlemsel dorultuda seyreden olgular eklinde deerlendirmemek gerektii ne srlmtr. Seklerleme tezine gre, farkl artlar dinin lmne engel olamayacaktr, veya belki dinin tamamyla yok olmasa da, bir bo zaman aktivitesi olma seviyesinden teye de gemeyen marjinal bir olgu haline gelecektir. Martin bu durumu: Dinin devlet kurumlarnda veya ekonomide daha az, ama insanlarn kafalarnda ve duygularnda daha ok var olmas onun gerekten nemsiz hale geldiini mi gsterir? diyerek sorgulamaktadr (Martin, 1991: 193). Seklerleme karsnda g durumdaki gelenee ve seklerleme tezinin resmi bilgeliine ramen, din lm iin yaplan btn davetleri kabul etmemitir. Alman Katoliklii rneinde olduu gibi mezheplerin toplumsal alandaki etkinlikleri kebilir, ancak Birleik Devletlerdeki Mormonlar ve Baptistler rneinde olduu gibi dierleri ykselmitir. Kilise yeliinin olduu yerlerde geleneksel dinler eitli demografik, siyasal ve tarihsel nedenlerden dolay zayftr, geleneksel olmayan dini inanlar ve kltler ok gibi grnr (Wentworth, 1989: 45). 3-Seklerleme tezine kar dier bir iddia, seklerleme gereklemi olsa bile, yirminci yzyln sonlarna doru seklerlemeden dnn (de-secularization) meydana geldiini, dier bir deyile kutsala dnn gerekletiini ifade eden grler oluturmaktadr. Bu dnceyi savunanlara gre byle bir seklerleme dnemi ile seklerleme teorisinin iddia ettii gibi dinin sonuta yok olmas beklenemez. nk dinin k d hadisesi dorusal bir yaklamla deil, dngsel-dairesel bir yaklamla deerlendirilmelidir Buna gre de seklerleme dinin dairesel eylemi iinde sadece belirli bir noktaya mahsus kalmaktadr ve bu nokta da din geliim dairesinde dine neticede zarar veren bir safha deildir. nk dairenin dngsel eylemi devam etmektedir (Swatos and Christiano 2000: 8; Kse, 2001: 207). Seklerleme srecinden etkilenme her toplumun kendi toplumsal yapsna gre olmaktadr. Seklerleme deitirilemez bir sre deildir. Burada dini canlanmalar, dler ve ini-klar olan dindarlk grafikleri vardr. Burada belirli dinler, dinin d ve ykselileri uzun vadeli ele alnm olabilir Yeni dini hareketlerin ortaya k ve Hristiyan fundamentalizminin ykselii, bunun bir kant olarak ok sk iaret edilen gelimelerdir. Hadden seklerleme teorisini sistematik olarak drt noktada eletirmitir: Birincisi, teoriye eletirel bir gzle bakldnda onun sistematii olmayan bir teori olduu grlr. kincisi, eldeki veriler teoriyi desteklememektedir. ncs, seklerlemenin kurumsal dini; etkisi altna ald blgelerde yeni dini hareketlerin hzl bir ekilde oalmas, dinin muhtemel btn kltrlerde her zaman var olduunu gstermektedir. Drdncs, dinin reformlarla, isyanlarla ve devrimlerle bann derde girdii lkelerin says gittike artmaktadr. Bu realite seklerleme teorisinin din zel

54 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

alanna indirgenecek eklindeki ngrsn geersiz klmaktadr (Hadden, 1989: 13). Ancak birok yeni paradigma savunucusunun seklerleme tezinin ngrlerinin gereklemedii, bu balamda farkl dindarlk tiplerinin gelieceini, kurumsal dinden farkl olarak dinin zel alanda yaanacan, grnmeyen din ve ait olmadan inanma eklinde bir dindarlk biiminin ortaya ktn ne sren grlerden de anlalaca zere, klasik seklerlemenin sistematik olmadn ne sren yeni paradigmann da kendi iinde tutarl olmad sonucuna ulalabilir. Yirminci yzyln son dnemlerine kadar din toplum ilikisinin hkim paradigmas olan seklerleme teorisinin geerliliini kaybettiini ifade edenler, onu yalnzca aa doru giden bir otel asansr gibi kullansz bir teori olarak tanmlamaya balamtr. 1960larda teoriyi savunan, hatta 1968 ylnda New York Times gazetesinde yaynlanan bir rportajnda XXI. yzylda dine inananlarn ok kk cemaatlerden ibaret olacan; dnyann her tarafna yaylan sekler kltre kar koyabilmek iin bir arada yaamak zorunda kalacaklarn syleyen Peter Berger 1990larn sonunda seklerlemi bir dnyada yaadmz zannnn olduka yanl olduunu, baz istisnalar hari, dnyann bugn olabildiine din bir dnem yaadn, seklerleme teorisinin znn kabul edilemeyeceini dile getirmeye balamtr. (Berger, 2002a: 13; Kse, 2001: 205). Modern dnemde bilimin ve teknolojinin ilerlemesinin din zerinde andrc bir etkiye sahip olduuna inanan Stark, bilimin insanlarn ihtiyalarna belli bir dnem zmler sunduu kabul edilmekle birlikte, bunlarn insanlarn nihai ihtiyalarna cevap vermede yetersiz kald ifade etmektedir. Din insanlara doast tarzda zmler sunmaktadr. Bu balamda dinin; telafi edici (compensator) fonksiyonuyla insanlarn nihai problemlerine zm sunmadaki ihtiyacn her geen gn artaca ifade edilmektedir (Stark and Bainbridge, 1987: 311). Modern toplumlarda rasyonelleme, modernleme, bilim ve teknolojinin gelimesiyle dinin gerilemesine neden olmayaca dncesine karlk, yeni paradigmann grleri u ekilde zetlenebilir: a-) Seklerleme teorisi temelsiz fikirler karmaasndan ibarettir. Birbiriyle ilikili bir sistematik neriler btnnden olumamaktadr. Doru kabul edilen bir ideolojiyi temsil eden varsaymlara dayanmaktadr. Ayn dnceyi benimseyen Haddena gre seklerleme bir teoriden ok bir doktrindir. Ona gre seklerlemenin temelini herhangi bir tetkikten geirilmeyen faraziyeler oluturmaktadr. Seklerleme, sorgulanmadan kabul edilen bir ideolojiyi temsil etmektedir. Dolaysyla, seklerleme imdi zerine gerekletirilen bir izah olmaktan ok, gemi zerine oluturulan inanlara dayanmaktadr (Hadden, 1989: 4). Seklerleme Aydnlanma ideolojisini yanstmaktadr. Teori, modern dnemde dinin yok olacan gzlemle ortaya koymak yerine, byle bir gelimenin iyi olacan ve bu yolda ilerlemek gerektiini savunarak ideolojik bir yaklam sergilemitir. nk dinin gerilemesi veya tamamen yok olmas, Aydnlanm kafalarn hararetle arzuladklar ilerleme ideolojisinin bir parasyd. Ksacas, seklerleme tezi bir teori olmakla kalmad, taraf oldu. Seklerleme taraftar olan sosyal bilimciler dnyann gelecekte seklerleeceini objektif bir yaklamla deil, ideolojik bir yaklamla ileri srdler (Kse, 2001: 205). b-) Uzun sredir gerekletirilen aratrmalar seklerleme teorisini desteklememektedir. Yaplan aratrmalar yaanan gelimelere ramen, dinin modern toplumda bir ekilde varln devam ettirdiini gstermektedir (Luckman, 2002). c-) Modernlemeyle birlikte dini canlln azalaca ynndeki ngrler gereklememitir. Modern dnyada dinin hala kar konulmaz bir gcnn olduu

55 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

grlmektedir. Bergere gre dnya bugn skandinavya blgesi gibi baz istisnalar hari, alabildiine dini bir dnem yaamaktadr. Bu da 1950-60larda tarihiler ve sosyal bilimciler tarafndan ifade edilen seklerleme teorisinin yanldn gsterir. Baz blgelerde skandinavyada ve baz gruplarda mesela hmanist akademisyenlerde bu g o kadar fazla deilse de ou yerde din coku ykselmektedir. (Berger, 2002a: 13). d-) Modernizm kendi iinde ikilemler barndrmaktadr. Yani bir taraftan geleneksel din formlarda bozulmalara neden olurken; dier taraftan din canlanmay dourmakta, yeni din hareketler rneinde grlecei zere farkl dindarlk biimlerinin ortaya kmasna yol amaktadr. Daviein ait olmadan inanma, Lucmannn grnmeyen din kavramlar modern toplumda dinin farl formlarda ortaya ktn gstermektedir. e-) Yeni din hareketlerin seklerletii kabul edilen lkelerde ortaya km ve bugne kadar varlklarn devam ettirmilerdir. f-) Komnizmin Dou Avrupa ve eski Sovyetler Birliinde ateizmi yerletirmek iin sistematik olarak gerekletirdii seklerleme projesi baarsz olmutur. Seklerleme teorisi her yerden daha fazla geerli olmas gereken bir corafyada geerliliini kaybetmitir (Stark, 2002:61; Berger 1995: 16). g-) Din bugn hem dnya politik arenasnda hem de yerel politika zerinde nemi giderek artan bir g olarak yer almaktadr. Bu da, toplumlarn modernletike kanlmaz olarak seklerleecei tezinin iyi bir temele dayanmadn gstermektedir. Berger, ABDdeki Evanjelizm ve slam dnyasndaki dirili hareketlerinin artan gcn buna rnek olarak gstermektedir (Berger, 2002a: 27-31). h-) Bilimin ilerlemesiyle birlikte dinin gerek bireysel gerekse kurumsal anlamda hayatn tm boyutlar zerindeki etkisini kaybedecei tezi bugn yaplan aratrmalarla geerliliini kaybetmitir. Bu aratrmalara gre bilim disiplinleri arasnda daha bilimsel olarak deerlendirilen fizik, matematik gibi tabi bilimlerle megul olan bilim adamlar arasnda kendilerini dindar olarak tanmlayanlarn oran psikolog, sosyolog ve antropologlara gre daha fazladr (Stark 2000: 57). Din ile sosyal bilim arasndaki ilikinin hem karmak hem de baz bakmlardan organik olduunu ifade eden Bellah, bilim ve din arasnda sadece mekanik bir iliki olabilecei dncesine kardr. Yani, birisinin ykselmesiyle dierinin deceini, dolaysyla da modern dnyada bilimin ykselmesiyle orantl olarak dinin d gstereceini ngren seklerleme teorisinin iddialarnn tecrbeye dayal olmadn, modern toplumun mit/efsane olarak isimlendirilebilecek bir teori olabileceini ileri srmektedir. Ona gre, teori tutarl bir gereklik grnts ortaya koymay amalayan bir fonksiyon stlenmektedir. Dolaysyla bu adan baklnca seklerleme teorisi hi de bilimsel deil, aksine dinseldir. Bu teori veya efsane, bilimi aydnlk getirici olarak gren, bunun karlnda da din ve dier karanlk eylerin yok olacan iddia eden Aydnlanma teorisidir. Bellah, bilim ve din arasndaki mcadelenin son zamanlarda pek iddetli olmadn; bunun sebebinin iki tarafn birbirlerine yaklamas veya benzeri bir olumlu durumun gelimesi deil, zmni bir anlamayla birbirlerini yok saymaya karar vermeleri olduunu ifade eder (Bellah, 2002:162-71). I-) Seklerleme ve ehirleme arasnda dorusal bir balantnn olduu var saylmtr. Modernlemenin mekn olarak kabul edilen ehirler seklerlemenin en fazla gzlemlenebilecei yerler olarak dnlmtr. ehirler, modernitenin karakteristiklerini geni bir ekilde sergileyen teknoloji, bilim ve rasyonaliteyle ilikilendirilmitir. Bununla birlikte ehirlerin dier krsal blgelerden daha az dindar olduu faraziyesine birok aratrma tarafnda youn olarak meydan okumutur

56 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

(Luckmann, 2003: 25). Yine, dini canlln llmesi dini organizasyonlardaki aktif katlmla olmaktadr. Finke ve Stark 1906'da Amerikan ehirleriyle ilgili bir aratrmada "ehirleme ve din arasndaki ilikinin nostaljik bir mit" olduu sonucuna varmlardr. Onlar ehirlerdeki dini katlm orannn krsal blgelerdekinden daha yksek olduunu buldular. Bu yksekliin temelinde ehirlerde kiliselere giri imkn daha kolay olduunu ve kiliseler arasnda daha ok seim yaplabilme imkan olduunu ne srerler. Dier bir deyile mevcut artlar daha ok katlm salar. Bu iddia daha ada aratrmalarla da desteklenmitir. Breault (1989), kr ve ehir arasnda gerek bir farkllk olmadn bulmutur; ona gre, din ve ehirleme arasndaki iliki tarihsel olarak deikendir (Hamilton, 2001: 204). Ancak burada bir noktaya dikkat ekmek gerekir. Modernlemenin temel karakteristiklerinden biri olan ehirlemeyle birlikte, ehirler insanlar yalnzla srklemi, daha nceleri kolektif bilince dayal toplum yaps yerini bireyci anlayn egemen olduu yaplarla yer deitirmitir. Ortaya kan bu kkl deimelere uyum salama konusunda eitli problemler yaanm, yaanan gelimeler toplumsal bunalmlar ve anomik durumlara doru bir seyir izlemitir. Yeni paradigma baz bakmlardan eletirilmitir. seklerleme tezinin kilise ve devletin ayrlmasnn yeni paradigma iin sorun tekil etmediini, bunun tamamen farkl bir durum olduunu ifade etmektedirler. Ancak, modern ncesi dnemde dinin btn toplumsal kurumlar elinde bulundurduu, farkllama ve iblm sonunda dinin kendi zel alanna ekildii dikkate alndnda yeni paradigamann eletirilerin tarihi gerei tam olarak yanstt sylenemez. Seklerleme tezine ynelik eletirilerden birinin de dinin modern toplumda yok olacana dair ngrnn gereklemediini somut bir ekilde rasyonel seim teorisiyle ortaya koyarak aklamaya almlardr. Bergere gre, seklerlemenin zgn k yeri ekonomik alanlardr ve zellikle ekonominin kapitalist ve endstriyel srelerde oluan sektrleridir. Modern toplumun farkl kesimleri bu srelere yaknlna veya uzaklna gre seklerlemeden farkl biimlerde etkilenmilerdir. (Berger, 2000: 198). Seklerleme teorilerine kar meydan okuyan gelimeler yaanmas neticesinde meydana gelen yeni durumu izah etmek iin sosyologlar tarafndan gelitirilen teorilerden biri de rasyonel seim teorisidir. Saylar hzla artan ampirik aratrmalar oulculuk problemini terk etme ynnde bir eilim sergilerken, ve dini canllk olgusunu sallantda brakrken, rasyonel seim tarz seklerleme problemine kesinlikle yeni bir g kazandrm, yeni sorular ve bu sorulara yeni kaynak ve bilgiler sunmutur. kinci Dnya Sava, zellikle 1950 tarihinden itibaren sanayileme, ehirleme, byk apl g dalgalar, kitle iletiim aralarnda grlen ok hzl ilerlemeler btn dnyada kkl deimelere yol amtr. Bu olaylar sadece toplumlarn yaps ve kurumlarnda deimeler meydana getirmemi, bireylerin hayatlarnda, onlarn dnsel yaplarnda da nemli deimeler meydana getirmitir. Kresel bir olgu olarak ortaya kan yeni dini hareketler de bu gelimelerden biridir (Barker, 1992; Kirman, 1999: 223-33). Yeni dini hareketlerin ortaya k, seklerleme tezinin sorgulanmasn da beraberinde getirmitir. Yeni paradigmann seklerleme tezini tehdit eden en nemli gelime; dini canlanmann bir rnei olarak yeni dini hareketleri gstermilerdir (Berger, 2002a:17; Stark, 199: 230-52; Hadden, 1989: 18). nsanlarn yeni dini oluumlara niin katldklar veya yeni bir inanc niin benimsedikleri tartlmtr. Greli mahrumiyet yaklam (bkz. Bodur, 2003:16), beyinleri ykand (bkz. Kirman 2004b), marjinallik (Wilson: 1982: 154) gibi birok farkl adan aklanmaya allmtr. ok boyutlu bir olgu olan yeni dini hareketlerin zellikle rasyonelleme, modernleme sreci sonunda ortaya kmas artc olmutur. Modernleme sonucu

57 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

bireyler araya girmiler ve ihtiyalarn giderecek dini oluumlara katlmlardr. Burada dini gruplarla yeler arasnda arz-talep ilikisinin olduu ifade edilmitir (Kirman, 2005a: 149). Dini durumlarn ekonominin terimleriyle ifadelendirilmesi yeni olsa da din ve ekonomi arasndaki iliki tarihsel sre ierisinde her zaman varln korumutur. Din ve ekonomi ilikisi sosyologlarn her dnemde ilgisini ekmitir. Marx, toplumsal sistemin alt yaps olarak ekonomiyi, st yap olarak da dier kurumlar belirlemi ve ekonomide meydana gelen deimelerin dier kurumlar da etkileyeceini ifade etmitir. Marx, ekonomiyi toplumsal deimenin belirleyicisi olarak grrken; Weber, nl Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu isimli eserinde (1985) dini inan ve doktrinlerin (Protestan ahlak) ekonomik dnce ve aksiyon (kapitalist zihniyet) zerinde etkili olacan, neticede din ve ekonomi arasnda karlkl etkileimin olacan ifade etmektedir. Buradan din ve ekonomi arasnda karmak bir ilikinin olduu, biri dierini oluturucu bir e olarak deerlendirmek yerine, karlkl etkileim erevesinde deerlendirilmesi gerektii anlalmaktadr. Rasyonel seim teorisi ayn zamanda rasyonel aksiyon teorisi olarak da isimlendirilir, bireysel rnlerin sonularn, aksiyonlarn aklamak iin gelitirilmi bir modeldir. Bireyler kendi sahip olduu ilgilere dayal amalarn elde etmek iin rasyonel seimler yapar (Bankston, 2002: 312). Ayrca din aksiyonun anlalmas asndan olduka yararl katklar salayan bu yaklamlar arasnda insan sermayesi kuram da ska kullanlmaktadr (Kirman, 2005a: 150). Dine ekonomik bir gzle bakma ve din olgular aklarken ekonominin kavramlarn kullanma eklinde kendini gsteren bu yeni yaklam tarz, din sosyolojisi literatrnde, din ekonomi veya din pazarlar modeli olarak adlandrld gibi, daha genel bir ifadeyle dine ekonomik yaklam veya dinin ekonomik modeli ya da ksaca ekonomik model olarak da anlmaktadr. Bu yeni yaklam, aslnda bir tek teori olmayp, rasyonel seim kuram ve bu kuramn temel bileenlerinden olan arz ve talep ynl yaklamlar ile rekabet, altkltrel farkllklar, sosyal izolasyon gibi alt parametrelerden olumaktadr. Bu yaklam savunanlar arasnda, bata Laurence R. Iannaccone olmak zere Rodney Stark, William S. Bainbridge, Roger Finke ve Stephen Warner gibi isimler gelmektedir. Homojen bir grup oluturmayan bu teorisyenler arasnda baz konularda gr farkll olduu bilinmektedir. Bu isimler arasnda Amerikal sosyolog ve ekonomistlerin arlkl olarak yer almas, serbest din pazarlarn ideal tipi olarak sk sk ABDnin oulcu din yapsna atfta bulunulmas, bu erevede zellikle 19. ve 20. yzylda ABDdeki din zerine younlalmas, bir analize tabi tutulduunda; ABDde olduka geni bir din pazarn olmas, dolaysyla bu pazarda son derece youn bir rekabetin yaanmas ve din mobilitenin ok yaygn olmasyla aklanabilir (Bodur, 2005:81; Kirman, 2005a: 151; Norris and Inglehart, 2005: 7) Rasyonel seim teorisinin merkezini insann ekonomik bir varlk oluu (homo economicus) oluturmaktadr. Birey, rasyonel tercihle kendi faydasna olan bir rn seer ve alr, zarar verecek eylerden saknr. Taleplerdeki deime, dini davrantaki tarihi eilimi gz nnde bulunduran rasyonel seim teorisyenlerinin iddialarnn dier nemli k noktasn oluturur. Dini davran zerindeki daha nceki perspektif, seklerleme tezi, toplumlarn ehirleme, oulcu ve rekabeti bir yap hakim olduka dinin azalacan iddia etmektedir. Eski bir seklerleme teorisyeni olan Bergere gre rekabet, tekelci kesinliin iddialarna ka kurumsal meydan okumayla anlam salayc bir kaynak olarak dini zayflatmtr (Bankston, 2002: 312). Rasyonel seim kuramna gre insanlar dini pazarda istedikleri rn seerler. Ancak bu durumun oluabilmesi iin toplumlarn hogrl olmalar ve buna bal

58 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

olarak da oulcu bir yapya sahip olmalar gerekmektedir. Dini tekelciliin olduu bir yerde herhangi bir seimden bahsetmek zor grnmektedir. Bu bakmdan dini pazarlarn kurulabilmesi iin serbest bir ortamn varl gereklidir. Bylece bireyler kendi ihtiya ve beenilerine uygun dini rn serbeste arar, seer, beenir kabul eder veya beenmez; belli bir sre bal kaldktan sonra bir dieriyle deitirir. nsanlarn davranlarnn rasyonel bir temele dayanmas ana balk altnda deerlendirilmitir: 1. Bireyler rasyonel olarak hareket ederler, yani yapacaklar davranlarn maliyetini ve getirecei kr hesap eder ve kr en yksek olan tercih ederler. 2. Bireylerin, maliyet ve kr hesab yaparken gz nnde bulundurduu ncelikler, kiilere ve zamana gre deikenlik gstermez. 3. Toplumsal ktlar, bireysel davranlarn toplam ve etkileiminden meydana gelen bir denge oluturur (Iannaccone 1995: 77; 1997: 26; Wallace and Wolf, 2002: 186). nsanlarn rasyonel hareket edeceklerini sylemek, onlarn her zaman en fazla dl getiren ya da en aklc seimi yaptklar demek deildir. Blaunun szleri ile insanlar gizil ortaklar veya hareket seenekleri arasnda, deneyimlerini, ya da beklenen deneyimleri deerlendirerek seim yapalar ve en iyi seenei tercih ederler (Wallace and Wolf, 2002: 187). Stark ve Bainbridge rasyonel seim teorisinin din sosyolojisine uygulanmasnda en nde gelen iki isimdir. Onlar, insanlarn tabi yollarla elde edilemeyen baz faydalar arzu ettiklerini iddia ederler. Bu, lmden sonraki hayat ve var oluun nihai anlamn vermeyle rahatlataca gibi arzular ierir. nsanlar yaanlan hayatlarnda ulamadklar bir takm isel problemlerine zm iin dini cevaplara ihtiya duyarlar ve bunlar ararlar. Bu ihtiyalar dini olsa da olmasa da, dini rnlerin reticileri tarafndan mobilize edilen dindarlna dayanacaktr. ayet dini pazar, bir dieriyle rekabetle dini hizmetler ve rnlerin geni bir eitliliini tercih ederken byle ok yaplanm olursa potansiyel mteriler bu durumda gerek mteri olur (Hamilton, 2001: 198). Ekonomi bilimindeki azalan marjinal fayda ilkesine gre, rasyonel bireyler ister dorudan maliyetler olsun, ister vazgeilmi imkanlar olsun; bir eyi, eer o eyin deeri onun karlndan verdiklerinden veya vazgetiklerinden daha bykse, yaparlar; baka bir deyile, net kar elde ettikleri takdirde yaparlar. Ancak bir eyin ilk birimi onlara gre ayn eyin ikinci birimine, ikincisi de ncsne gre daha deerli olduundan, ksa zamanda artk o eyi demeye deer bulmadklar bir duruma gelirler. Bu durumda ise, alveri son bulur (Wallace and Wolf, 2002: 191). Ekonomideki azalan marjinal fayda sosyolojik bir dille ifade edilecek olursa; birey, dini pazardaki ok sayda dini firma arasndan kendisine uygun bir tercih yapar. Ancak dierinin bir ncekinin sunduu hizmetten daha fazlasn vereceini dnr, bu devam eder. Sonuta hibir dini firmann rnn tercih edemez hale gelir. Bergerin de belirttii zere dini pazardaki firmalarn okluu insanlarn seim yapmalarn zorlatrm ve bu durum tamamen ilgisiz kalmaya doru bir eilimi dourmutur. Rasyonel seim teorisi ayn zamanda dini pazar (religious market) gerekli klar. Dini pazarlar kavram, dini cemaatlerin varlklarn srdrebilmeleri iin kaynak ve ye bulma mcadelesi verdikleri sosyal alanlar nitelemek iin kullanlmtr. Bu durumda dini gruplar ticari firmalara, yeler de mterilere benzetilmitir. Din ekonomik bir rn gibi alglanmaya balam; retilip tketilen, belli bir sre sonra deitirilebilen, reklam yaplabilen meta haline dntrlmtr. Bireyler rnler arasnda kendilerine uygun olan rasyonel olarak tercih ederken, dini firmalar da

59 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

tketicinin beklentisine uygun yeni hizmetler sunma yarna girmilerdir (Kirman, 2005a: 153). Dini firmalar arasnda meydana gelen rekabetin dini canll dourduu ifade edilmitir. Firmalar arasndaki rekabet, mteriler iin ekici rn salar ve dini firmalar belli mteri gruplarna hizmet sunar ve bylece mteriler geni bir dini bir tercih alanyla karlar. Firmalar aktif olarak yeni gelen yeleri cezbetmek iin benimsetme stratejilerini, buna bal rekabet aralarn aratrrlar. Tekelci bir yap ise ye arama noktasnda ilgisiz kalmtr. Tekelci organizasyonlar, dini farkllk ve ruhsal ihtiyalar toplumdan ekmeye veya onlarda katlmszlk yapmaya yol amaya hizmet etmekten de acizdir, dier organizasyonlarla rekabet edemez hale gelmitir (Hamilton, 2001: 199). Dini pazardaki rnler tketicilerin eilimlerine gre deiiklik arz edecektir. Tketicilerin dnceleri deitike bunlar rn tercihlerine yansyacaktr. Tketiciler dnyevilememi olanlardan ok dnyevileen bilin ile uyumlu dini rnleri tercih edeceklerdir. Bu durum deiik dini kurumlar iin mteri olarak hizmet gren tabakalara gre deiiklik gsterecektir. Deiik tabakalarn seklerleme dzeylerinin farkl olduu kabul edilirse, dini tketiciler olarak bu tabakalarn seklerletirici etkilerinin de farkl olmas doal karlanr. (Berger, 2000: 205). Dinin ekonomik modeli ierisinde nemli bir yer tutan rasyonel seim yaklamnn iki temel aya vardr: lki, din faaliyetlerin arz ynne vurgu yapt iin arz ynl rasyonel seim kuram olarak bilinir. Din deerin kolektif retiminde etkili olan faktrlerin nemi zerinde duran bu kurama gre din gruplar, din mal ve hizmet retiminde uzmanlam ve en yksek kr elde etmeye alan birer ticar firma olup, insanlarn ihtiyalarn karlad srece var olaca, aksi takdirde talep ve kabul grmeyecei ifade edilir (Kirman, 2005: 80). Dini pazarlarda dinin arznn rn olan ruhsal yaamn canllnda herhangi farkl ulusal deime ve srekli olan din iin halk talebine vurgu yapar. Bu bak asnda insanlarn dine olan ihtiyacna vurgu yapar. Bu bak as ayet siz bir yere kilise yaparsanz insanlar oraya gelecektir eklinde zetlenebilir Din faaliyetlerin talep ynne vurgu yapan ikinci yaklam ise, talep ynl rasyonel seim kuram olarak bilinir. Deien nceliklerin ve toplumsal basklarn bireylerin tercihleri zerindeki etkisini aklamaya alan bu kurama gre bireyler, kendilerini sunulan seenekler iinden en uygun olann tercih edeceklerdir (Iannaccone 1997: 39-40; (Norris and Inglehart, 2005: 3). Her iki yaklamn merkezinde de dine uyarlanan bir pazar benzetmesi vardr ve bu pazarda bireylerin rasyonel tercihleri sz konusudur. Bir dier ifadeyle, btn rasyonel seim yaklamlarnda ekonominin dili ve mant baskn bir ekilde kendisini hissettirir. Bu yaklamlar, dine olan talebin zaman ve zeminden bamsz olarak devamllk gstereceini, deimeyeceini ve din faaliyetlerin azalma veya artma ynnde gsterecei deikenliin dinin insanlarn ihtiyalarn karlama yollarndaki deimelerle paralellik arz edeceini ngrr (Kirman, 2005a: 155). Modern toplumda dinin varln devam ettirmesinin bir yolunun pazar modeli olduunu seklerleme teorisinin nde gelen savunucularndan Wilson da kabul etmektedir (Wilson, 1982:174). Dinin toplumsal olarak nem arz eden ilgisi ncelikle zel hayat alannda olduu iin, tketici tercihi bize bu alann ihtiyalarnn ne olduuna dair bir ipucu verebilir. Yani dini byk kamu kurumlarna zg, bavurmay gerektiren byk bir kurum olarak tantlmas yerine, zel hayatla ilgili bir kurum olduu gsterilebilirse daha kolay bir biimde pazarlanabilecei anlamna gelir. Byle bir tantm dinin ahlaki ve tedavi edici ilevleri iin zellikle nemlidir (Berger, 2000: 218).

60 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

Arzulanan bir dln yokluunda, uzak bir gelecekte dln elde edilmesini neren aklamalar kabul edilmi olabilir. nsanlar dlleri telafi edicilere tercih ederler ve dller iin telafi edicileri deitirme giriiminde bulunurlar ayet dl, bir hastaln aresi ise, rnein; insan hasta olabilir veya yllarca sren kronik hastalkla kolayca lebilir. Byle sonular bysel telafi edicilerin yanl olduunu gstermitir. Dini uzmanlar by iinden nemli bir boyutta geri ekilmek iin ok iyi tlemilerdir. Ancak az bulunan dller iin arzular tatmin etmeye kar telafi ediciler iin byk bir pazar vardr, ve birok spesifik telafi ediciler kltrel ilerlemenin belirli bir seviyesinde kolayca onaylamama olmaz. Dinle birlikte btnlemi olabilen byle spesifik telafi edicilerin alt st olmas deerlendirme aklamalar ve dllerin salanmasnn her ikisi de kltrel ilerlemedir. Kltrel ilerleme by iin pazar azaltr (Stark ve Bainbridge, 1987: 283-84). Yerleik kiliseler ve mezhepler arasndaki rekabeti ortam kilise katlm oranlarn ykseltmitir. Anlalan rekaket tezi, siyaset ve din kurumu yaplarnn farkllamalarn takiben bireysel dindarlk seviyelerinde bir art grlmektedir. Bu eilim geleneksel seklerleme teorilerinin ngrlerine ters dmektedir, ancak bu Finke ve Stark iin srpriz deildir. Onlara gre, ne zaman bir kilise canl bir dini tekelden yana tavr taknrsa, tekelci kilisedeki katlm oranlar dmtr, nk tek bana bir organizasyon btn bir toplumun farkl dini ihtiyalarn karlayamaz. Karlanamayan ihtiyalar isyanc sektler iin potansiyel bir seim blgesi yaratr, bylece onlarn hkimiyetini kaybederler, tekelci kiliseler henz balamakta olan hizipilii bastrmak iin ve aznlk inanlardan al koymak iin g kullanmak zorunda kalrlar. Onlar bunu kilise ve devletin bir birlikteliiyle potansiyel rekabetilerin aktivitelerini dzenleme yoluyla yaparlar. Bu dini rekabetin gelimesini engeller ve tekelci kiliseye mensubiyeti terk etme ihtimalini azaltr (Phillips, 2004: 139-44). Bu balamda, ABDdeki Mormonlar zerine yazm olduu makalesinde Utahda Mormonizmin gelimesinde ve canlanmasnda rekabetin nemli fonksiyonlar stlendiini ancak rekabet tezinin tek bana bu durumu aklayamacan ileri srlmtr (Phillips, 2004: 145). Sosyal aksiyon perspektifinde din, bireylerin ve gruplar zerindeki etkinin basit bir sonucu deildir, baar amalarn dzenlemek iin bireyler ve gruplar tarafndan alnan kararlarn bir sonucudur. Dini, rekabet eden firmalar olarak grmek, ada oulcu toplumlarda varln devam ettirdii hatta daha da gelitiinin anlalmas bakmndan yararl olmaktadr. Ancak rasyonel seim kuram eitli ynleriyle eletirilmitir. Dine rasyonel seim asndan bakmann avantajlar olmasna ramen, baz problemleri de barndrmaktadr. Bu problemlerden biri doast hakkndaki dini inanlar ve ifadeleri ekonomik retimin aralar olarak dnlrse onlarn doruluunu nasl anlayacaz sorular gndeme gelmektedir (Bankston, 2002: 311). Dinin bir pazar ortamnda bulunmas belki teolojik anlamda ho olmayan bir standartlamaya ve marjinal farkllamaya yol aabilir. Bununla birlikte her inanann kendi inancn ifade etme ekillerini bulabilecei bir ortam yaratr ki, bu ortam nceden belirlenen bir sosyal oluumda bulmak mmkn deildir. Pazar ortamnn bu zellii de teolojik anlamda memnuniyet verici olmaldr (Berger, 2002b: 91). Rasyonel seim teorisyenleri bir yandan evrensel bir teori ortaya koymaya altklarn iddia ederken, dier yanda deiim teorisi ve ekonomik analizlerden elde edilen bilgi ve bulgulara dayanarak ABDdeki dini grup ve hareketlerin artn aklamaya almlardr. Dolaysyla, teori sadece ABDye uygun olabilecei dncesini akla getirmektedir. Yine bu perspektif yanllar bir yandan, toplumlarn modernlemesiyle dinin neminin giderek azalacan ngren seklerleme

61 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

paradigmasna kar kmlar; dier taraftan tketicilerin kendi deiik arzularn ve ihtiyalarn karlamak iin yaptkar tercihler sonucu dini oulcu bir yapnn oluacan ileri srmlerdir. ABD toplumundaki aratrma ve gzlem sonucu yeni dini hareketler gibi ok fazla taraftar olmayan ancak say itibariyle hayli fazla olan marjinal dini gruplara bakarak byle bir sonuca ulamak gerei yanstmamaktadr. nk dini inan ve aktivite geni lde sosyal snf, sosyal mobilite, d g sonucu etnik aznlk stats, zellikle sosyalleme ve bireysel mistik tecrbeler gibi eitli faktrlerden etkilenmektedir. Bu yzden Stark ve Bainbridge gibi dinle ilgili aklamalarn evrensel ihtiyalara indirgeyerek dinin gelimesinde etkili olan sosyal faktrleri teorilerinde ihmal etmi grnmektedir (Bodur, 2005: 81-82). Dine ekonomik yaklam ve dini kavramlar ekonominin diliyle ifade etmeyi uygun bulmazlar. Din analiz edilirken firma, sermaye gibi metaforlarn kullanlmamasn tercih ederler. nsanlarn davranta bulunurken her zaman rasyonel hareket etmedikleri de gz nnde bulundurulmaldr. Rasyonel seim teorisyenlerinin grlerinin btnlk arz etmedii gzlenmektedir. Modern dnemde dinin varln koruduunun bir gstergesi olarak sunulan rasyonel seim teorisinin nde gelen savunucularndan Stark ve Bainbridge, nsanlarn bilinen ve elde edilebilen daha etkili ve daha ucuz alternatif olduunda ilahlarla birlikte alverie girmeyeceini ifade eder. Toplumlar, daha geni ve daha kozmopolit hale gelirken, Tanrlar iin daha az ibadet edecektir (Stark and Bainbridge, 1987: 284). Bu durumda modern dnemde dinin faaliyet alanndaki azalma seklerlemenin verilerini dorular grnmektedir. Ayrca, arz ynl teoriler sosyal bilimlerde henz genel kabul kazanmam (Norris and Inglehart:2005: 8) olsa da, sosyal bilimlerde din-toplum ilikisinin anlalmas ve aklanmasnda getirmi olduu yeni bak asyla da zenginlik kazandrmtr. 4.3. Klasik Seklerleme Tezini Destekleyen Veriler Seklerleme sosyolojinin en eski dncelerinden biridir ve Comte ve Weber Durkheim gibi kurucu teorisyenlerin alma alannn merkezinde yer almaktadr. Aslnda, geleneksel seklerleme teorileri dinin toplumda gzlemlenmesine dayanmaktadr. Seklerleme tezinin merkezini geleneksel dini kurum ve sembollerin toplumsal nem ve etkisini kaybetmesi oluturmaktadr. Farkllama, rasyonelleme, modernleme gibi sreleri tecrbe eden toplumlarda bilim ve teknolojinin byk bir hzla gelimesiyle dini kurum ve sembollerin nemini kaybettii ifade edilmitir. Seklerlemeyle ilgili yaplan aratrmalarn bazlar seklerleme tezini destekleyen veriler sunarken, dierleri son dnemlerde teorinin zayflna iaret etmektedir. nsanln varlyla dinin varlnn birlikte olduu ifade edilmitir. Baz aratrmaclar toplumlar ilkel, modern snflamasna tabi tutup; ilkel toplumlarn dinden yoksun olduunu ifade etmilerdir. Bunun karsnda seklerleme teorisyenlerine gre, ilkel insann belki de dinden baka hibir eyi yoktu. nk antropolojik veriler de daha nceki kltrlere ait kalntlara bakldnda din merkezli bir hayatn olduu grlmektedir. Gemi dnemlerde dinin yani kilise kurumunun toplum zerinde ok byk etkisi bulunmaktadr. Kilise toplum hayatn ekillendirici bir fonksiyona sahipti. Kilise sadece dini ve ahlaki konularda deil, hukuktan ekonomiye btn toplumsal alan kuatmt. Ancak, Rnesans, Reform, rasyonelleme, farkllama gibi sreler sonunda kilise toplumsal etkinliini kaybetmitir. Wilsona gre bu durumda etkinlii azalann din deil, kilise rgtnn etkinlii ve kilise odakl Hristiyan din anlaynn olduunu ifade etmitir. rnein, 1970te yaplan bir ankete gre Britanya halknn % 88inin

62 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

Tanrya inandn sylediini, % 45inin Tanrnn zati bir varlk olduunu dndn ortaya karrken; yaplan son yoklamalarda sadece % 64nn Tanrya inandn, % 29unun Tarnn bir zat olduunu dndn ortaya koymutur (Demirci, 2001: 27). Anlald kadaryla, Tanr inancnn dte olduu, modern insann gndelik hayatnda Tanrnn neminin azald ifade edilmektedir. Wilson, bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle birlikte dinin toplumsal kontrol salama fonksiyonlarnn yerine modern toplumda rasyonel, teknik aralarn aldn, insanlarn artk rasyonel hukuk, trafik lambalar radar sistemlerine gre davranlarn dzenlediklerini, kontrol edici gcn modern teknik aralar olduunu ifade etmitir. Bu balamda dini otoritenin gcn kaybettiini, insanlarn artk sosyal problemler karsnda din adamlarna deil, problemin ilgili uzman bilim adamna bavurduklarn ifade etmektedir (Demirci, 2001: 28). Yaplan bir aratrmada % 62 gibi byk bir ounluun dinin toplumsal hayat dzenlemesinin belli sorunlar beraberinde getirecei dncesine katlmas (Kirman, 2005b: 190; bkz. Kkta, 1993: 180) benzer eilimlerin modern Trk toplumunda dinin dzenleyici fonksiyonunun azalmasnn seklerleme tezini destekler grnmektedir. Ayn durum kilise yelik rakamlarnda da kendini gstermektedir. Britanya halknn 1900lerde % 30 olan kilise yeliinin 1990da % 14e dtn gstermektedir (Bruce, 1999: 212). Ayrca, Bruce, 1900-2000 yllar arasnda Britanyada kilise yeliiyle ilgili veriler sunar. Buna gre, 1900lerde % 27 olan kilise yelii oran 2000li yllarda % 10a dmtr (Bruce, 2002: 67). Anlalan kilise yeliinde gemi dnemlere gre byk bir d yaanmtr ve kilise ve yelik zerine ou uzun vadeli kant seklerleme tezini destekliyor grnmektedir. Son yllarda daha kk dini organizasyonlarda bir byme yaanmasna ramen, on dokuzuncu yzyl ve yirminci yzyln ilk on yllar karlatrldnda bir dini organizasyona ye olmada veya ibadete katlmda daha az insan olduunda phe yoktur. Bununla birlikte, sadece rakamlara dayal sunulan kantlar tezin geerliliini korumas asndan yeterli olmad da ifade edilmektedir. Toplumsal yap srekli bir deiim ierisindedir ve istatistikler her geen gn deimektedir. Grace Davienin syledii gibi; Dini istatistikleri elde tutmak ok zordur (Haralambolos and Holborn, 1995: 481). Seklerleme tezinin dier bir iddias da, insanlarn dini ibadet ve uygulamalara katlmnda azalmalar olacadr. 1900de Britanyada Pazar Okullarna katlm oran % 55 iken; 2000 ylnda % 4e dmtr (Bruce, 2002: 68). Kehrer, Almanyada kilise cemaati incelemesinde dini pratiin toplumsal olarak aktif olmayan tabakalarla (ocuk ve yallar gibi) geni lde zdelemi bir aznln ii haline geldiine iaret etmitir. nsanlarn yerleik kilise kurumlarndan memnun olmadklarn, ancak genel Hristiyanlk inancna saygl olduklarn ifade eder. A. Levensteinin yapt aratrmaya atfla, sosyal demokrat ve hr sendika olarak rgtlenmi iilerin din ve kiliseye kar tutumlarnda; bir Tanrya inanc reddedenlerin sadece % 40 bu tutumu temellendirmezken, Tanrya inandklarn ifade edenlerin % 90dan fazlas bu inan iin temellendirmede bulunamamalarn ilgin olarak nitelemektedir. Anlalan dnme dzeyi arttka Hristiyan inan ilkeleri reddedilmektedir (Kehrer, 1998: 42-44, 69). Grace Davie de, benzer ekilde dini tren ve uygulamalara katlmn az olduunu ifade etmektedir. Elde edilen verilerin gen kuaklarn yallardan daha az dindar olduunu gsterdiine iaret eder. Davie biraz daha ileri giderek, Gen insanlar sadece kilisemizden ayrlmyorlar, onlar nominal inanlar da reddediyorlar gibi grnyorlar der. ayet onlar ihtiyarlarken de dini reddetmeye devam ederlerse; bu, seklerleme tezini daha da kuvvetlendirecei sylenebilir (Haralambolos and Holborn, 1995: 484).

63 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

Trk toplumunun dini hayatyla ilgili yaplan aratrmalarda da dini uygulamalar yerine getirmede nemli oranda azalmann olduuna iaret edilmektedir (Kirman, 2005b:127; Kkta, 1993:108-9; elik, 2002:223). Anlalan seklerleme sreciyle birlikte dini uygulamalarda azalma olmakta, Bat toplumu ve Trk toplumunda elde edilen bulgular benzerlik gstermektedir. Son yllarda, dnya apnda meydana gelen kkl deimeler dini yaant biimlerini de etkilemi, geleneksel dinlerden farkl olarak, bir takm yeni dini oluumlar modern dnyada yerini almaya balamtr. Yeni dini hareketlerin ortaya k, dini canlanmada bir art gibi alglanm, kutsaln dnnden bahsedilir olmutur. Seklerleme tezinin nemli teorisyenlerinden Wilson, yeni dini hareketlerin, seklerleme tezini zayflatmadn, aksine geleneksel dinlere kar bir alternatif oluturmalar, insan aklna verilen ar neme bir tepki olmas, ounluunun marjinal bir karakterde olmas ve dinin neminin azalmasn gstermesi bakmndan da nemli olduunu ifade etmitir. Ayrca bu tr hareketlerin toplumun genelini yanstmadn, kapal bir grup yaps sergiledikleri ve geici bir yaplanma olduunu ifade etmektedir (Wilson, 1982: 96). Geleneksel seklerleme teorileri, genel olma iddiasndadr. ABDde dini canlann olduu ve bu durumun seklerlemeyi tehdit ettii ynndeki eletirilere karn, Birleik Devletlerde dini canlln devam etmesinin neo-seklerlemenin ilklerine ters dmedii ifade edilmitir. Bu seklerlemenin ak ynn kullanmasndan dolaydr (Phillips, 2004: 141). Seklerlemenin gelien yeni olaylar karsnda yeni bir aklama modeli gelitiremedii gerekesiyle artk geerliliini yitirdii eklinde eletiriler yaplmaya balanmtr. Seklerleme tezini srdrmek iin harekete geen baz bilim adamlar neo-seklerleme eklinde isimlendirilen tezle problemlere seklerlemenin daha az bir desteiyle ynelmilerdir. Onlar, rekabetin Finke ve Starkn modelinin, dindarln artnn motoru olduuna dikkat ekmilerdir, dini farkllama neticesinde sosyal yaplar ve kurumlarn bir zamanlar dini anlamlarla doluyken, onlarn rasyonel seimle birlikte sekler varlklara dnmesi yoluyla oluan sre seklerleme tezinin dinin daha nce sahip olduu nemin azalmas dncesini destekledii grlmektedir (Phillips, 2004: 140). Anlalan seklerleme teorisi, Starkn bir makalesinin balnda olduu gibi Topran Bol Olsun Seklerleme (Stark, 1999:249-273) sona ermemi, ve belki de gcn daha da artrmtr. Steve Bruceun yapm olduu bir aratrmada Bat Avrupa ile ilgili bulgular gerekten son derece ilgintir. skoyada 1851de kiliseye devam eden gen nfus %60 iken, bu oran 1995 ylnda % 11e dmtr. ngilterede 1900 ylnda Pazar okullarna giden ocuklarn oran % 55 iken bu oran 2000 ylnda % 4 e dmtr. Yine ngilterede Tanrnn varlna inandn ifade edenlerin oran 1940 ylnda % 43 iken bu oran 2000 ylnda % 26ya dmtr. Kiliseye en azndan ayda bir kez gidenlerin oran Danimarkada % 6, svete % 7, Norvete % 9dur. Hi kiliseye gitmeyen Danimarkallarn oran 1947 ylnda % 12 iken bu oran 1996 ylnda % 34e kmtr. Ayn ekilde hi kiliseye gitmeyenlerin oran svete % 32, Norvete % 33tr (Bruce, 2000: 32-46). Seklerleme tezini, baz ynlerden eletirenler de geleneksel dinin toplumsal nemini kaybettii dncesini kabul etmektedirler. Bu balamda yeni paradigmann nemli savunucularndan Stark ve Bainbride, seklerlemenin geleneksel dini kurum ve organizasyonlarn etki gcn azalttn ve ok derin meydan okumalarla kar karya braktn kabul etmektedir (Stark ve Bainbridge, 1987:278).

64 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

Modern toplumlarda kiliseler sosyal kontrolde daha az etkilidir. Modern dnemde aforozlar halk stigmalarna daha uzun sre maruz kalamaz. nancndan dnen kimselere, ceza verilemez, krbalanamaz veya srgne gnderilemez. Bu ortamda, kiliseler sadece kendi ballklarn serbeste sunanlar zerinde g kullanr. Birisi ak olarak din pazarndan ve kiliseler arasndaki rekabetten sorumludur. (Phillips, 2004: 149). Dini organizasyon arasnda rekabetin olmas bir oulluu gerektirir. Dinlerin oulluu karsnda birey tercih yapmakta zorlanabilir. Byle durumlarda organizasyonlarn farkl gereklikler sunmas bireyin anlam dnyasnda bozulmalara neden olabilmekte ve dini pazardan hibir rn almamaktadr. Netice itibariyle, seklerleme tezi eletirilere maruz kalmakla birlikte; modern dnemde varln halen korumakta olduu da grlmektedir. 4.4. Yeni Paradigmay Destekleyen Veriler Modernleme, seklerleme sreciyle birlikte dinin toplumsal nemini kaybedecei ve toplumsal alandan tamamen ekilecei ynndeki seklerleme tezinin ngrlerinin gereklemedii ifade edilmektedir. Hadden ve Shupea gre 1960 ve 1970li yllarn bilimsel almalar herhangi bir tenkitten geirilmeyen dorusal seklerleme-modernleme teorik modelleri modern dnyada dinin durumunun aklanmasnda yeterli deildir. Din ve sosyal, siyasal deimeleri ieren yeni dramatik olaylar szde seklerletii sylenen endstriyel uluslarda meydana gelmitir ki, kresel bir yelpazede yeni bir deerlendirmeye ihtiya duyulduu grlmektedir (Dobbeleare, 1989: 27). Dinin toplumsal nemini kaybedecei dinin toplumsal alandan tamamen uzaklaaca ynnde seklerleme tezine karlk, insanlarn her dnemde dinin nemini koruduunu iddia etmektedirler. Iannaccone, ABDde 1945te Tanr inancnn % 95, 1995te 96 olarak, sann gerekten yaadna inananlarn 1950de % 77, 1995te 84, ldkten sonraki hayata inancn 1945te % 76, 1995te71 olduunu ifade eder (Iannaccone, 1998:1471). Tanrya inanma durumunun Trk toplumunda da byk bir ounluk % 84-95 benimsenmi olmas yeni paradigmann verileriyle uyumluluk arz etmektedir (Kirman, 2005b: 115; Kkta, 1993: 78; elik, 2002:199; Akyz, 2001: 33). Yeni paradigma grlerini desteklemek iin Birleik Devletlerdeki dini katlm rakamlarna odaklanr. Byle bir ynelim aka Birleik Devletlerdeki kilise katlm ve kilise yelii oranlarnn dini dzenleme seviyesiyle olumsuz ilikili ve dini oulculukla olumlu ilikili olan kilise yelii ve kilise katlm seviyesinde yerel ve blgesel eitlilikle ilgili olduunu ve yelik ve katlmn gittike hi durmadan arttn gl bir ekilde ifade eder (Gorski, 2000: 142). Seklerleme tezinin kilisenin toplumsal nem ve etkisini kaybettii grne karlk yeni paradigmann nde gelen teorisyenlerinden Hadden, Gallup aratrmasnn verilerinin kilise yelik rakamlarnn azalmadn, son krk yllk kilise yelik istatistiklerine gre Amerikada 1937de % 73, 1984te % 68, oranyla kilise yelik rakamlar da seklerleme tezinin iddia ettii kilise yeliinde dn olmadn gstermektedir. Bu rakamlar kilisenin toplumsal alanda varln ve nemini gstermesi asndan nemlidir. Orta Amerika ve Karayiplerden gelen g sonucunda Amerikada Katoliklerin 1947de % 20 olan nfus oranlarnn 1985te % 30 olmas da Amerikada dini canlanmann olumasnda etkili olmutur (Hadden, 1989: 16). Yeni paradigma, Avrupa lkelerinde belli oranda azalmalar olsa da, kilise yelik rakamlarnn ykseliinin yannda, kiliseye devamn da arttn iddia etmektedir. Bat Avrupayla karlatrldnda Amerikada dini kurumlara katlm ve yelik oranlarnn

65 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

yksek oluuna iaret edilmitir. Amerikan Kiliseler Yll (The Yearbook of American Churches) 1940tan 1957ye kadar onlarn yeliinde nfusun % 49undan, % 61ine ykselirken, haftalk kiliseye devam ortalamasnn % 37den % 40a ykseldiini ifade eder. ngiltere rneinde Brown (1992), yaklak olarak 18401920 aras kentleme ve kilise katlm gstergelerinin yan yana ykseldiini gsterir ancak 1920'den sonra, kilise katlm oranlar nemli derecede azalrken ehirleme oranlar azalmaz. Geleneksel seklerleme teorisyenleri, "zellikle sanayilemenin erken dnemlerinde alt st edilen yaam biimleri ve geleneksel toplumlarda" aslnda dini canlanmay harekete geirebileceini kabul ettiler (Hamilton, 2001: 204). Anlalan sanayileme, modernleme, seklerleme sreciyle birlikte dinin toplumsal nemini kaybetmesi, ayn zamanda dini canlanmann bir kaynan oluturmaktadr. Seklerlemenin btn toplumlarda ayn etkide ortaya kmad iddia edilmitir. Wilson, ak bir ekilde seklerlemeyi modern toplumlarda geni bir gelime olarak deerlendirir. Dini katlm istatistikleri seklerleme hakknda farkl bilgiler sunmaktadr. Katolik Roma durumunda bu sre iin grnen bir istisna rlandadr. Benzer art Pakistan ve Hindistana aknlarla birlikte yeni yerleenlerle Mslmanlarda ve Sihlerde meydan gelmitir Baptisizmin, dini olarak evlilikler ve definleri yerine getirenlerin grece yksek seviyesi seklerlemenin her toplumda mutlak manada ayn ekilde gelimeyeceini gstermektedir (Wilson, 3-5; Hill, 1973: 230). Bruce, Wallis gibi nemli seklerleme teorisyenleri de bu durumu kabul etmektedir (Bruce, 1999:41; Haralambos and Holborn, 1995: 495). Yeni paradigmaya gre bu durum seklerleme tezinin evrensel olmadn belirlemesi asndan nemlidir. Hadden ve Shupe (1985) Prophetic Religion and Politicse girilerinde, modern dnyada dindarln etkisinin btn grnen anomalilerin hesabna seklerleme teorisinin istenen sonucu hakkndaki phenin artmas sonucunda ortaya ktn ileri srmlerdir. Onlar bunu gstermek iin Amerikadaki Sivil Haklar hareketinde dinin rolne, siyasal g iin Soka Gakkai Buddhistsin ykseliine, Birleik Devletlerdeki Moral Majoritye ve randa Ayetullah Humeyni tarafndan izin verilen ii Mslmanlarn mcadeleci gcnn ykseliine iaret etmilerdir. Hadden ve Shupe dinin artan etkinliini gstermek iin zgrlk teoloji, dinler aras atma, Polonyada Katolik Kilisesi otoritelerinin direnii, yeni dini hareketler ve Gney Afrikada rk ayrmna kar kiliselerin yaps gibi birok olayn kendi verilerini desteklediklerini ortaya koymaktadrlar (Dobbeleare, 1989: 27). Yeni paradigma savunucularna gre, din ile bilimin uyumaz olduu varsaym hayali bir kurgudur ve bir efsaneden ibarettir. Bilim adamlar yle dikkate deer bir ekilde din kart deildirler, onlarn din ile ilikileri dier insanlarnkinden farkl deildir. Bilim adamlarnn din inanlar ve davranlar zerine yaplan aratrmalar bu kanaatin yanl olduunu ortaya koymaktadr. Amerikada 1969 ylnda 60.000 dolaynda profesr zerinde gerekletirilen ok geni apl bir aratrma bunun en net rneklerinden birisidir. Aratrmaya gre, dindarlk oran beklenenden yksektir. Tabi bilimlerdeki bilim adamlar sosyal bilimlerdekilere gre daha dindardrlar. Mesela matematik ve istatistik bilimlerinde kendisini dindar olarak tanmlayanlarn oran % 60 iken, psikolojideki oran % 33tr. Yine matematik ve istatistik alannda kendisini hibir dine mensup deil olarak tanmlayanlar % 27 iken, psikolojideki oran % 48dir. Din ritellere katlm oranlar da genel nfusunkinden farkl deildir. 1973 tarihli General Social Survey Amerikallarn % 44nn ayda iki veya defa kiliseye gittiklerini ortaya karmtr). Matematik ve istatistikilerin % 47si; fiziksel bilimlerle uraanlarn da % 43 ayda iki- veya daha fazla kiliseye gittiklerini belirtmilerdir.

66 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

Bu aratrma lisans ve lisansst rencileri zerinde yaplan baka aratrmalarla da desteklenmitir. Ayrca bu aratrmalara gre gerek profesrler, gerekse renciler boylamsal olarak deerlendirildiinde akademik eitimleri ilerledike dindarlk dzeyleri dmemektedir (Stark, 2002: 61-62; Kse, 2001: 212-213). Yeni paradigma, kinci Byk Uyan (The Second Great Awakening), Devrimci Sava (Revolutionary War) sonras iddetli dini canlanma periyoduna, kendilerinin kilise ve devletin ayrlmas dini aktivitenin ykselttii iddialarn destelediine iaret ederler. Yeni paradigmann iki etkili teorisyeni Roger Finke ve Rodney Stark, kinci Byk Uyann kiliseler sonras devlet desteini alan paralanm Protestan kurulular arasnda rekabete neden olduunu iddia etmilerdir. Finke ve Starka gre, eitli dindar giriimciler, taraftarlar iin rekabet ettii yerde serbest ve ak bir dini pazar ortaya kar ve bu durum insanlara ok byk farllkta kiliselerden semelerine izin vermitir ve onlarn ihtiyalarndan birini karlamada iliki kurmalarna izin vermitir. Ksaca, Finke ve Stark dini zgrln Amerikan i harbinden nce cumhuriyette kiliseler arasnda ortaya kan etkin rekabet sonucunda ortaya ktn ne srerler. Bu rekabet dini organizasyonlarn verimliliini artrmtr ve bireysel dini katlm oranlarn artrmtr. Finke ve Starkn modeli en mehur yeni paradigma teorisidir ve bu geleneksel seklerleme teorilerinin neredeyse btn iddialarn ortadan kaldrp kendi onun yerine gemitir (Phillips, 2004: 140; Gorski, 2000: 160). Yeni paradigma savunucular Avrupada kiliseye devam gibi din pratiklerde dler olsa da bunun dinden uzaklama veya dinin lm anlamna gelmediini dnmektedirler. nk yaplan aratrmalar Tanrya inanma veya dier din inanlarda gemie gre bir d olmadn gstermektedir. 1990 rakamlarna gre Avrupa ortalamas % 70in Tanrya; % 61in ruhun varlna, % 43n lmden sonra hayata; % 25in eytana; % 41in cennete; % 23n cehenneme inandn gstermektedir. Avrupada haftada bir kiliseye gitme oran ise % 29dur (Kse, 2001: 208). Yeni paradigma seklerlemenin geerliliini kaybettiini; bir zamanlar dinin krizinden sz edilirken, imdilerde seklerizmin krizinden sz edilmeye balandn ifade eder (Berger, 2002b:75-93). Dini canlanmann dini hayatn aktif olarak engellendii Rusyada ortaya kmas, bu durumu destekleyen rnekler arasnda yer almaktadr. Sonu olarak, yeni paradigmann kendi grlerini destekleyen verilere genel olarak bakldnda, dinin toplumsal alandan tamamen yok olmayaca dncesi nemli lde geerlilik arz etmektedir. Ancak dini canlanmay ortaya koymak iin sadece ABDde kilise katlm ve yelik oranlarna dayal verilerle desteklemesi, verilerin yakn bir zamanda yaplan aratrmalardan elde edilmesi bu tezin eksiklii olarak ifade edilmitir. 4.5. Seklerleme Teorilerine Genel Bir Bak lk dnem sosyologlarndan gnmze kadar geen srete, toplumda meydana gelen deiimi aklamak iin eitli teoriler gelitirilmitir. Toplumsal deimeyi aklayc bir model olarak gelitirilen seklerleme teorisi son yirmili yllara gelinceye kadar sosyolojide hakim paradigma olmu, ancak yeni gelien olaylar karsnda bunlara yeni bir aklama getirmedii eklinde bir takm eletirilere maruz kalm, eletiriler zaman ierisinde farkl boyutlar kazanm ve bu erevede yeni bir model oluturulmaya balanmtr.

67 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

Klasik seklerleme tezi, genel olma iddiasndadr. lk dnem sosyologlarndan A. Comteun insanln dce tarihini; teolojik, metafizik ve pozitif dnemlere ayrrken bu modelin tpk tabiat bilimlerinde olduu gibi btn toplum ve kltrlerde ayn biimde grleceinden hareketle ortaya koymutur. Pozitif dnemin sonunda bilim her eye hkim olacak, dini kurum ve semboller nemini kaybedecektir. Ancak, seklerleme modern toplumlara zg kresel bir olgu olarak grlse bile, etkisi dnyann her yerinde ayn biim ve hzda yaylmamtr. Dolaysyla seklerlemenin kadnlardan ziyade erkekler, ok gen veya yallardan ziyade orta ya tabakasnda bulunanlar, krsal kesimden ziyade ehirler, esnaf ve zenaatkrlar gibi geleneksel ilerle uraanlardan ziyade ii snf gibi modern sanayi retimiyle dorudan yz yze gelen snflar, Katoliklerden ziyade ve Protestan ve Yahudiler zerinde daha etkili olduu iddia edilmitir. (Berger, 2000: 169). Dinin toplumsal hayattan tamamen kaybolaca hakknda kehanette bulunmak zordur. Martin, dinin neminde artn olabileceini, gelecekte seklerleme glerinin geri ekilecei muhtemel grnmektedir. Seklerleme ynndeki gd kuzey Bat Avrupada ortaya kmtr ve orada dini zayflatan grnmezlie neden olan faktrler vardr: 1-) Din toplumda uzun sre, zengin ve gl elitlerle ok sk iliki iinde olamaz. Bylece, o daha dk snflara mensup insanlara daha ok kabul edilebilir hale gelmitir. 2-) Rasyonalizm, cazibesinin ounu kaybetmitir. Burada mistik, doast ve dini ilgilerde bir art vardr. Avrupa dnda birok lke toplumdaki gl dini etkilerini kaybetmemitir. Martinin bak asndan, burada her toplumun sosyolojik olarak k iin kaderi olan tarihsel k eklinde kanlmaz bir eilim olamaz. Seklerleme otomatik ve evrensel bir sre deildir (Haralambolos and Holborn, 1995: 496). Evrensel olma iddiasndaki seklerleme tezinin sadece Avrupann gzlemlenmesine odakland, Avrupa dnda, zellikle Amerikada meydana gelen dini canllk hakknda yeni bir ey ortaya koymad ifade edilmitir. Buna karlk dini canlln ne olduu belirsizdir. Yeni paradigmann savunucular dini canll anket sorularna bireysel cevaplarla lld gibi, sbjektif inanlar, kiliseye devam ve kilise yeliiyle llmesiyle, dini katlm asndan tanmlamlardr. Bu gstergeler modern ortamda kesin bir geerlilik salamtr, ancak onlar post modern balama aktarlabilir mi? Kilise yelii evrensel ve kiliseye gitme zorunlu olduu bir ortam olabilir mi? Din bireyselden ziyade daha kolektif ve entelektelden ziyade daha ritel olduu bir zaman olabilir mi? Ak olarak, birisi bu eitli alar arasnda, dinin kendisinin deien karakterini dikkate alnan bir anlama iin, anlaml bir karlatrma yapmak isterse, dini canlln anlalmas iin daha geni kavramlatrmaya ihtiya duyacaktr. Yeni paradigmada, dini canllk, pazar yapsyla tanmlanmtr. Ancak pazar yapsyla tanmlanan nedir? Baz dini pazarlar niin dierlerinden daha serbesttir? Yeni paradigmann savunucular bu sorular henz cevaplayabilmi deildir. Ancak, yaplmas gereken ey, dini ekonomilerin eitli tiplerini snflama giriiminde, dini alanlarn siyasal ekonomiyle bir tr karlatrlmas; onlarn retim ve varln srdrme faktrlerini anlamak iin aratrlmas gerektii ifade edilmitir (Gorski, 2000: 160). Gerekte biz henz seklerlemenin kesin olarak Batya ait, veya Hristiyanla ait bir fenomen mi olduunu ya da endstrilemenin bir fenomeni mi veya modernizasyon baz daha geni srecinin bir fenomeni mi olduunu bilmiyoruz. Bu, modernlemenin basite bir sonucu olamaz. Hristiyan olmayan ve Batl olmayan

68 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

lkeler sadece Bat izgisi boyunca modernleme veya batllamayla elik eden endstrilemeleri tecrbe edebilirler (Hamilton, 2001:213). Seklerleme Bat fenomeni olarak alglandnda, Bat d toplumlarn batllama sreci yaamaya balamalarndan itibaren seklerletikleri sylenebilir. Seklerlemenin merkez iddias dini olan ve dini olmayan kurumlarn ve deerlerin gittike farkllam hale geleceidir. Ortaa birlii Reformasyon blnmesiyle zayflamtr ki, srasyla modern oulculua yol amtr. Bu ema fazla basitletirilmitir, nk Reformasyon a esnasnda ana kilisenin (Lutheryan, Reformed ve Katolik) farkllamas belirli bir blgeye ait toplum, devlet ve kilise arasnda farkllamadan dne el ele gitmilerdir. Reformasyon toplumunun bizden daha az dindar olduunu ne srmek problematiktir, Ortaa toplumunun Reformasyon toplumundan daha az dindar olduunu iddia etmek daha problematiktir (Gorski, 2000: 143). Batllama ve modernleme sreciyle ayn dnyeviletirici glerin artk evrensel bir hal ald grlmektedir. phesiz mevcut verilerin ou, bilincin seklerlemesinden ziyade toplumsal-yapsal bir dnyevilemenin gstergeleriyle alakaldr, fakat biz ada Batda nceki dnyevilemenin bol miktarda olduunu gsteren yeterli verilere de sahibiz (Berger, 2000: 170). Dolaysyla gemi dnemlerin dindarlklar hakknda her iki paradigmann ne srd grler kesinlie dayanmamakta, her ikisi de yoruma ak durmaktadr. Esasnda, gemi dnemin dindarl problemini kendi teorilerine temel olarak aldklar iin, ya temelden reddedici ya da olduu gibi kabul eden bir yaklam sergilemilerdir. Seklerleme zmlemeleriyle ilgili sosyologlarn bir ksm, din ve modernite arasndaki iliki konusunda uzun sre devam eden tartmalardan vazgemeye hazr gibi grnmektedirler. nceki dnemde dini hibir yerde bulamayanlar imdi spor, siyaset, evrebilim ve rock konserleri gibi daha pek ok yerde dindarl kefetmeye hazrdrlar. Bu entelektel karmaa ilgintir. Gemite birileri, modern toplumlardaki Hristiyanln kltrel yaylnn bykln vurgulamak iin dini pratikler (Hristiyanlk dini) ile sekler pratikler arasndaki karlatrmay kullandlar. imdi ayn gzlemler, grld kadaryla seklerlememi olduu dnlen toplumlar iinde dinin grnmez varln ifade etmek iin kullanlyor. Bu eilim iinde, dini alan kavramnn geerlilii ak bir ekilde sarslyor. Tm toplumda faal halde bulunan dini dinamiklerin analizi, dini alann snrlar konusundaki klasik sorgulama ile yer deitiriyor (Hervieu-Leger, 2005: 310). Seklerleme srecinin dinin toplumsal nemini kaybettii iddialarna karlk, dinin toplumsal alandan tamamen yok olmad bir ekilde varl srdrd ifade edilmektedir. Modern dnemde farkl dindarlk biimleri ortaya kmtr. Son yllardaki aratrmalar kurumsal dine kar oluan yabanclamaya ramen, zellikle Hristiyanlk iinde nemli bir din canlanma olduunu gsteren veriler ortaya koymaktadr. Bu veriler incelendiinde Avrupadaki durumu tanmlayan tespitin seklerleme deil, sadece kurumsallam dinden ka olduu ortadadr. Bu yeni durumu Grace Davie (1990) ait olmadan inanma ifadesiyle aklamaktadr. Buna gre, yerleik dinden memnun olmayan bireyler herhangi bir kilise ya da cemaatin yesi olmadan, zel hayatlarnda dindar olabilmektedir. Modern toplumda din, bireysel bir tercih, vicdan hadisesi olmaktadr. Dolaysyla, din iin bir yok olma deil, bir yer deitirme sz konusu olmutur (Kse, 2001: 208). Seklerleme teorilerine sempati duyan bilim adamlar kinci Byk Uyan gibi, dini katlmn yksek olduunu gsteren yerlerdeki rnekleri aklamakta zorlanmlardr. Bazlar btnyle bireysel dini davrann aklamalarn aratrmaktan vazgemitir ve basit biimde onlarn sosyal yaplar ve kurumlar zerine odaklamtr.

69 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

Bununla birlikte klasik seklerleme teorilerinin gnmzde neo-seklerleme teorileri eklinde farkl bir biimi ortaya kmtr. Neo-seklerleme bireysel dini katlmdaki deikenlere yapsal farkllamayla bal bir mekanizma salamtr ve rekabet tezinin yararllklarn snrlayan baz zorluklar zmtr. rnein, Finke ve Stark dini aktiviteyi resmi kilise katlm oranlaryla ler ve bu oranlarn ykselmesi ve dmesine bal dini rekabet boyutuna bal kuram ortaya koyar. Bununla birlikte, neoseklerleme farkllamann dntn ve dini aktivitenin yeniden tanmlandn ve resmi kilise katlm oranlarnn ykselip alalmasnn dini otoritenin faaliyet alann etkiledii kadar onlarn da dini rekabetin younluuyla etkilendiini gsterir (Gorski 2000: 243; Phillips, 2004: 149). Modern dnyada dinin geleneksel nemi kaybolmu, deerler erozyona uram, insanlar anlam arayna girmitir. Gelien artlar ierisinde geleneksel dinlerle yeni dini oluumlar arasnda bir rekabetin olduu ifade edilmitir. Din, bu balamda telafi edici mekanizma olarak ilev grmektedir. Gelecekte dinin en byk dmannn seklerleme deil, alternatif kltrel sistemlerin ykselii olduu, geleneksel dinin doastyle ilgili aklamalarda bulunurken, dier kltrel sistemlerle rekabet noktasnda telafi edicilikte byk skntlar yaad ne srlmtr (Stark and Bainbridge, 1987: 279). Seklerleme, modern insan iin btnyle yeni bir dnya ortaya koymutur. Belki de insanlk tarihinde ilk kez belli bir grup iin deil; toplumun geri kalan iin dnyann dini merulatrlmas makul zelliklerini yitirmitir. Bu durum sadece byk toplumsal kurumlarn merulatrlmalar deil, ayn zamanda bireysel biyografilerin merulatrlmas iin de byk bir bunalm dourmutur. Anlalan seklerleme, sadece kurumlarla kalmam ayn zamanda gndelik hayatn gelii gzel alkanlklar iin de anlamszlk sorununu gndeme getirmitir. (Berger, 2000: 190). Seklerlemenin ayn zamanda dini canlanmay da beraberinde getirdii iddia edilmitir. Modern dnemde anlam ihtiyacn karlamak iin insanlarn dine yneldiklerini belirten Berger, bir zamanlar seklerleme karsnda dinin kriz yaadn ancak imdilerde seklerlemenin krizinden bahsedildiini ifade eder. Ona gre dnya bu gn gemite hi olmad kadar dindar bir dnemi yaamaktadr (Berger, 2002b: 76). Kutsaln geri dnd ya da Gilles Kepelin yeni kitabnn bal ile sylendiinde, Tanrnn Rvannn yaand bu gnlerde seklerleme konusuna farkl yaklamlarn ortaya konulmas ihtiyac kendisini daha ok hissettirmektedir. Devlet Marksizminin kt topraklarda, etine dolgun Rus kadn Babukalardan, Rus Ortodoks Kilisesinin simgesi Batiukalara geilirken, tuvalet kd bulunmad iin 60 kopeke satlan Leninin eserlerinin yerini, ncil, Tevrat ve Kuran gibi kutsal kitaplar almaktadr (alar, 1994: 109). Dini canlln artnn nedeni olarak insanlarn var olusal gvenliine dayal yeni bir yaklam ortaya konulmutur. Buna gre, insanlar depremler, salgn hastalklar, kuraklklar, savalar, evresel felaketler gibi durumlar karsnda kendilerini gvende hissetmezler. Byle durumlarda, din insanlarn bir sna haline gelir. Ekonomik anlamda insanlarn kendilerini gvende hissetmedikleri durumlarda da benzer eilimlerin grlecei ifade edilmitir. Modernlemeyle birlikte insanlarn daha byk gvenlik artlarna kavumadklar, gven bunalmn en zengin ve modern uluslarn yaayabilecekleri belirtilmekte, zellikle 11 Eyll olaylarnn meydana gelmesi bu durumu desteklemektedir. Bylece, gvenli olmayan ve ekonomik bunalmlar iindeki toplumlarda dini canllk artarken, modern gvenli toplumlarda dini canlanma azalmaktadr (Norris and Inglehart, 2005: 8-10).

70 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME TEORLER

Ali BAYER

Seklerleme tezinin hatal olduunu, bir zamanlar byle bir teori ileri srmek iin geerli sebeplerin olduunu ancak deien artlar aklamadn ne sren Berger, bu literatrn baz ynleri hl geerliliini koruduunu; ancak ayn eyin teorinin z iin geerli olmadn ifade eder (Berger, 2002a: 13). Klasik seklerlemenin gelien artlarda yeni bir ey ortaya koymad ynnde ifadeler ortaya konurken, benzer ekilde yeni paradigmann da daha ok eskinin bir kritii olduu ifade edilmitir. Gerekten, yeni paradigmann ortaya koyduu grlere bakldnda seklerleme tezine kar tepkiler toplam olduu grlr. Klasik seklerlemeyi sistemli ve fikirsel btnl olmamakla sularken, seklerlemenin, seklerleme olgusuyla ilgili; rasyonelleme, farkllama, kilise devlet ayrm, yeni dini hareketler gibi konularda sadece klasik seklerlemeye kar gelitirilen tepkisel cevaplar olduu grlmektedir. Ancak tamamen faydasz olduu sylenemez, din sosyolojisine hem ampirik olarak hem de teorik olarak ok sayda olumlu katklar da salamtr. Ampirik olarak, yeni paradigmay destekleyenler modern Batda dini ve ruhsal dncelerdeki devama ve dini katlmdaki artc bir ekilde kar-ulusal deiimin yksek seviyesine iaret ederler. Rasyonel seim erevesinde bireylerin aksiyonlarnn gerisindeki nedenleri aklama gayreti de deien artlar ierisinde dinin toplumsal konumunu belirlemesi asndan nemlidir (Gorski, 2000: 143). ki paradigmay destekleyenler arasnda byk bir kt niyet olduu gibi, btn aklyla paradigmalarn kendileri esasnda uzlatrlamaz da deildir. Seklerlemenin ilgi merkezini btn bir toplumda dini kurum ve deerlerin nemi ve merkeziliiyle dini olan ve olmayan kurumlarn zamanla farkllam olmas oluturmaktadr. Yeni paradigmann ilgi merkezi, tersine, dini alann isel yapya sahip olmasna ve bireysel dindarln toplam seviyesi zerinde bu yapnn etkide bulunmad zerinedir. Bunlar apayr ilgiler olmaktan ziyade, bu iki paradigmann birbirlerini tamamlayc olmas da mmkndr (Gorski, 2000: 143). Din sosyolojisi normatif bir bilim deildir, olan olduu gibi inceler. Toplumsal yap srekli deiim ve dnm ierisindedir. Deien bu artlar ierinde mevcut bilgi ve kaynaklarn gelecek hakknda kesin yarglarda bulunulmasn engeller. Seklerleme teorileri ve dinin geleceiyle ilgili kesin sosyolojik bir tespitte ve neride bulunmak mmkn deildir, ancak kiisel bir kanaatle eitli tahminler yrtlebilir. Yaplacak tespit ve tahminlerde de ihtiyatl olunmas gerekmektedir. nk deien toplumsal yap ierisinde insanlarn dini tutum ve davranlarnda da deimenin meydana gelecei unutulmamaldr.

71 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

5. SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER 5.1.Seklerlemenin llmesi Seklerleme din ilikisi incelenirken hayli karmak olan bir konu da seklerlemenin llmesidir. ok boyutlu bir olgu olan seklerleme birbirinden farkl birok fikirsel kaynaktan beslenmektedir. Genel olarak, geleneksel dini kurum ve sembollerin toplumsal nemini kaybettii bir sre olarak tanmlanan seklerlemenin son yllarda birtakm itirazlarla karlat, geerliliini yitirdii ynnde eletirilerin yapld grlmektedir. Buna bal olarak seklerlemenin hangi kapsamda ele alnaca sorunu da kendini gstermektedir. Seklerlemenin Bat toplumlarnda ortaya kt ve sadece batl bir olgu olduu, dier toplumlarn bu srecin dnda tutulmas veya dier toplumlarn da bu sreten etkilenmeyecei, etkilense bile baskyla etkilenecei ynnde dncelerin varl da problemin boyutunun anlalmas asndan nemlidir. Seklerleme olgusuyla ilgili eserlerin ounluunu Bat literatrnn oluturmas, bu balamda Bat kltrn yanstmas, Bat d zellikle Hristiyanlk d din ve kltrlerin seklerleme srecinden nasl etkilendiinin deerlendirilmesi asndan olduka zor olmaktadr. Modernleme tanmlarnda olduu gibi seklerlemeyi de batnn seklerletirmesi olarak deerlendiren yaklamlarn, seklerleme olgusuyla ideolojik yaklam olarak ele alnan seklerizmin birbirine kartrlmas konuyu iinden klmaz bir duruma sokmaktadr. Seklerleme Bat Hristiyan toplumlarnda ortaya kmakla birlikte etkisi zamanla dier toplumlarda da grlmeye balanmtr. Dolaysyla seklerleme olgusu corafi olmaktan ziyade tarihi, kltrel bir olgu olarak deerlendirmek, daha tutarl ve geerli sonular verecektir. slam toplumlar, zellikle de modernleme seklerleme tecrbesini yzyldan fazla bir sre yaamaya balayan, bu alanda nemli mesafeler kazanan modern Trk toplumunun seklerlemeden ne derecede etkilendiinin de belirtilmesi gerekmektedir. Modernlik ncesi ve modern toplumlarn karakteristiklerinin her ikisini de bnyesinde barndran ve gei zellii sergileyen Trk toplumda meydana gelen yeni gelimelerin dinin konumun hangi boyutlarda deiim yarattn ortaya konmas, iinde yaanlan toplumun gereklerinin ortaya konulmas asndan nemli olmaktadr. Seklerleme llrken insanlarn dindarlklarndaki deiim dikkate alnmtr. Ancak dindarln llmesi de olduka zor olmaktadr. nsanlarn dindarlklarnn llmesi ne denli zor ise, seklerlemenin llmesi de ayn oranda zordur. Ayrca seklerleme llrken uygulamann yapld yer ve kltrel evre olduka nem arz etmektedir. Seklerlemenin llmesiyle ilgili kaynaklar genelde alan aratrmalarna dayanmaktadr. Bu aratrmalarda metot olarak anket teknii kullanlmtr. l olarak kiliseye devam, katlm, ballk, yelik, evlilik, vaftiz gibi kilisede uygulanan trenler gibi uygulamalar zerinde elde edilen rakamlardan karlan sonular dikkate alnarak hazrlanmtr. Baz aratrmaclar (Wilson, Bruce, Dobbleare), seklerlemeyi tanmlarken, dinin toplumsal nemini kaybetmesine vurgu yaparken, bazlar (Berger, Hadden, Stark ve Bainbride) da seklerlemenin toplumsal seviyede gereklese bile bireyin bilincinde dinin nem ve etkisini hala koruduunu ifade etmektedir. Dolaysyla, olgu aratrlrken lme teknii olarak anket uygulamas yaplacaksa duruma uygun sorularn hazrlanmas gerekmektedir. Dikkat edilmesi gereken dier bir nokta ise, seklerlemenin sadece din zerindeki etkisi deil, ekonomi, kltr, eitim, aile ve

72 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

bilimsel ve teknolojik gelimelerin toplum ve bireylerin zel hayatlar zerindeki etkisinin de gz nnde bulundurulmas gerektiidir. Anlalan sadece kilise, cami gibi mabetlere devam oranndaki bir art veya azalmann seklerlemenin incelenmesinde olgunun tek yann ortaya koymu gerei gz nnde bulundurulmal, olgunun birok adan incelenerek salkl sonulara ulalabilecei hatrda tutulmaldr. Bat dnyasnda yerleik bir kilise rgtnn olmas, her kilisenin de yllk ye saylarn, devam ve katlm gibi kriterleri bizzat kendisinin tespit etme olanana sahip olmas dindarlk llerinde bir bakma kolaylk salamtr denilebilir. Batda yaplan aratrmalarda insanlarn dindarlklaryla ilgili verilere salkl ulalamad ynnde eletirilerin olduu da dikkate alnacak olursa, kilise kuruluu benzeri bir kuruma sahip olmayan dier dinlerle ilgili yaplacak aratrmalarda bu durum daha da zor olmaktadr. Dolaysyla, Hristiyanlk dndaki toplumlarda katlm, kilise yelii gibi uygulamalarn olmamas, seklerlemenin her toplumun kendi dini ve kltrel yapsna gre deerlendirilmesi zorunluluunu da beraberinde getirmitir. A. Giddens, seklerlemenin farkl boyutlarda tezahr ettiini belirtir ve balk altnda toplar: a-) Dini katlmn azalmas. b-) Siyasal ve ekonomik alanda dinin etkinliinin zayflamas. c-) Dini inan ve ibadetlerde belirgin bir ilgisizliin grlmesi. Kirman, yerinde bir tespitle Giddensn bu tespitinin daha ziyade Hristiyan gelenek iin geerli olduunu ifade etmekte, slami bir gelenek sz konusu olduunda birincinin ncye dahil edilmesiyle bu boyutlarn ikiye indirilmesinin daha uygun olacan ifade eder (Kirman, 2005b: 59-60). Bat da olduu gibi her mezhebin kendi kilisesinin olmas, slam dnyasnda byle yaplamann olmamas seklerlemenin Bat d toplumlarda llmesinde farkl tekniklerin gelitirilmesi zorunluluunu ortaya koymaktadr. Toplumsal deime modeli olarak seklerleme olgusu incelenirken, seklerlemenin her toplumda, o toplumun tarihi, kltrel, sosyal, ekonomik vb. artlarnn etkili olacan gz nnde bulundurmak gerekmektedir. Yani din, toplumsal btnlemenin bir kayna olabilecei gibi; ayn zamanda atmann da kayna olabilmektedir. Toplumda bireylerin dini anlaylar farkl olmakta hatta ayn dini gelenek ierisinde dahi bireylerin dinden farkl boyutlarda etkilenecei bilinmektedir. nsanlarn eitli renk ve tonlarda ortaya kan dini hayatlarndaki farkllklar ve dinin insan hayatnn hangi ynnde ve hangi boyutta etkili olduunu ortaya koymak iin sosyologlar dindarlk tipolojileri gelitirmilerdir. Bireylerin dindarlnn birbirinden ayr boyutlarda meydana geldiini ortaya koymak iin C. Glock, bireylerin dindarlklarn; dini inan, pratik, tecrbe, bilgi ve etkileme eklinde be boyutta ortaya koymaktadr. Buna gre insanlarn dini yaaylar farkl ve ok boyutlu formlarda olabilmektedir. Yaplacak aratrmann da dindarln bir boyutunu yaayan insann dier boyutunu yaamad veya yaamas gerektii gibi n kabullerden ziyade dindarln genel olarak ele alnmas gerektiidir. Bylece daha genel ve daha gvenilir sonulara ulalacaktr (Glock, 1998: 252-9). ayet din sadece kurumsal pratik asndan tanmlanrsa seklerleme, kilise yelii ve katlmnn d anlamna gelir ve karakteristik bir sre gibi grnebilir, en azndan Bat Avrupa toplumlar iin byle olduu ifade edilmitir. Ancak dier taraftan, dini her bireyde dindarln belli bir miktar olarak tanmlandnda, seklerlemenin boyutlar daha iyi anlalacaktr (Hill, 1973:228). Glock, aratrmaclarn dinin nemini lemeyeceini nk onlarn kapsaml bir biimde dinin veya dindarln kavramlatrlmasna yeterli dikkati veremeyeceini ifade eder. Onlar dindarlk ve dinle sylemek istedikleri eyi tam olarak ifade edinceye ve ak bir ekilde dnnceye kadar, seklerlemenin tezinin yeterli ekilde test

73 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

edilemeyeceini savunur. (Haralambolos and Holborn, 1995: 497-98). Seklerlemenin modern toplumlarn genel karakteristiklerinde biri olarak grld, ancak hepsinde bir ve ayn tarzda meydana gelmedii ifade edilmitir. Seklerlemenin etkisinin kadnlardan ok erkekler, ok gen veya yallardan ziyade orta ya tabakasnda bulunanlar, krsal kesimden ziyade ehirler, daha kk esnaf gibi geleneksel ilerle uraanlardan ziyade modern sanayi retiminde uraanlar, Katoliklerden ziyade Protestanlar ve Yahudiler zerinde gl olma eiliminde olduu ynndeki bulgular Glockun ok boyutlu dindarlk kuramn destekler mahiyettedir (Berger, 2000: 169). Ayrca, Glockun bu kuramnn Mslman toplumlar iin de uygun olduu, slam alimlerinin de itikat, ibadet ve muamelat eklinde dindarln farkl boyutlarna iaret etmeleriyle benzerlik tamaktadr. Buna gre birey bir boyutta ok dindar bir tavr sergilerken, dier boyut veya boyutlarda sekler bir tutum sergileyebilmektedir. Bu gerek gz nne alndnda daha geerli bir seklerleme teorisine ulalacaktr. Dinin sosyal nemini kaybetmi veya kaybediyor olmasnn boyutu ampirik bir sorundur, ancak bunun lsnn gvenilir aralarn bulmak olduka zordur. Hatta kiisel ve zel dindarln l boyutunu bilmek de olduka zordur. Kiliseye katlm ve ballk iin kullanlan rakamlar katlanlarn yaamlarnda dinin nemini veya dini kanaatlerinin gstergeleri gibi, gvenilir olmayabilir. rnein, Birleik Devletlerde kiliseye katlm ngiltereden ve ou Avrupa lkesinden ok daha yksektir, bu doru olabilir. Birleik Devletlerde bireyler Amerikan tarz yaama biimini benimsemitir ve Birleik Devletlerde kiliseye katlm topluluun yeliini gsterir, toplumun ulus ve drstlk deerlerine ball ngilterede olduundan ok daha fazladr (Wilson, 1966: 105-107). Seklerlemenin toplumda zmlenmesiyle ilgili olarak Batl aratrmaclar daha ok kilise sosyolojisi (Kehrer, 1998: 40-70) erevesinde insanlarn dini tutum ve davranlar zerinde eitli analizler yaparak ortaya koymaya almlardr. Baz aratrmaclar dini kurumlar ve aktiviteleri onlarn dini davranlarnda anahtar unsur olarak grmlerdir. Bu bak asndan onlar, Bat toplumlarnda kilisede yaplan gnah karma, vaftiz, cenaze, evlilik gibi uygulamalar, kiliseye devam, kiliseye yelii, katlm gibi faktrler asndan toplumda dinin nemini lmlerdir. Seklerleme olgusu hakknda ok sayda istatistiksel veri ortaya konmutur. Yaplan aratrmalarn bazlar seklerleme tezini destekler grnrken, dierleri destekler grnmemektedir; veriler lkeler arasnda farkl noktalara iaret etmektedir ve istatistiklerin birounun gvenirlii ve geerlilii de pheye aktr. Bu bakmdan ortaya konulan verilerden elde edilen sonular dikkatli bir ekilde incelemeyi gerektirmektedir. statistiklerin hem gvenirlii hem de geerlilii pheye aktr. On dokuzuncu yzyl kilise katlm rakamlar belli noktalarda problemlidir. nk aratrmalardan elde edilen veriler gnn geerli dini durumunu yanstmaz. Daha yeni rakamlar dahi doru bilgiler vermeyebilir. Baz eletirmenler kilise yelii ve katlm rakamlarnn bu rakamlar retenlerin aa vurmadklar eitli motiflerle arptrdklarn iddia etmilerdir. Baz kiliseler, rnein Katolik Roma Kilisesi, zellikle Anglikan kiliseleri, sahip olduklar ye says ve katlm rakamlarn, dier cemaatlere kar daha fazla etkileyici gstermek iin fazlaca abartm olabilirler. Bu balamda, kilise yelii, kiliseye devam gibi rakamlar farkl biimlerde hesaplanm olabilir ve eitli kiliseler ve mezhepler ve dier dini gruplar hesaplamada farkl kriterler kullanlabilir. (Haralambolos and Holborn, 1995: 482). Baz aratrmaclar, toplumlarn dindarlnn ls olarak kiliselerin doluluunu dikkate almlardr. Bylece, onlar bo kiliseleri seklerlemenin kant

74 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

olarak grmlerdir. Dierleri, sosyal hayatn her nemli alannda dolaysz ilgilenilen bir kurum olarak kiliseyi dindar toplumun zelliklerinden biri olarak grmlerdir. Bu vurgu asndan, bir ayrlma veya toplumun genelinden kilisenin ayrlmas seklerleme olarak grlmektedir. David Martin, bu dncenin kilise rgtne ait kurum ve ak bir ekilde onun gcnde, servetinde, etkisinde, kontrol alannda ve prestijindeki herhangi bir azalmayla ilgili olduunu ifade eder (Haralambolos and Holborn, 1995:484) Eer birisi, seklerleme fenomeninin blgesel farkllklarn dile getirse bile, en modern toplumlarda var olan geleneksel dindarln resmi inan ve pratiklerinin sosyal ve kltrel yetersizletirilmesinin nemi konusunda srar etmemesi kesinlikle mmkn deildir. Bu gzlemler, herhangi bir zamanda, bilim ve teknolojinin gdmndeki modernitenin aklcl ile dinin akl dl arasndaki kesin uyumazlk eski fikrinin ortaya kard tepkilere yol aar. Bu entelektel temayl, zellikle, Avrupada dzenli kilise katlmnda meydana gelen genel d deerlendiren deneye dayal aratrmalarn geneli iinde grlebilir. Bu d, ngiltere, Fransa veya skandinavya gibi baz lkelerde Birinci Dnya Savandan sonra balayan gerek bir gerileme durumunu ifade eder. rnein son yirmi ylda en nemli deimelerin gerekletii talyada bu d kendisini daha fazla gsterdi. Fakat bu deiiklikler ancak genel yoruma bir geerlilik kazandrr: Bu farkllklarn modernleme srecinin genel tarihi iindeki ulusal farllklara gre uygun bir ekilde cevaplanmas gerekmektedir. Bu nedenle, bylesi bir durumun rnei, dzenli kilise katlmnda sert bir kriz grlmeye balanan; rahip ve keilerin genel saysnda ani bir d yaanan spanyann modern Avrupa lkeleri topluluuna giriidir. Avrupada % 81,6lk kiliseye devam etme oranyla bir istisna tekil eden rlanda genel teze aykr bir dorulama getirir: Din, daha modern bir lkede, o lkenin sosyal, siyasal ve kltrel hayat iinde daha az merkezi neme sahiptir (Hervieu-Leger, 2005. 308). Kuzey Bat Avrupa lkelerinde seklerleme konusundaki sosyal deiimler belirgin bir otonomi dahilinde gereklemitir. Hollandada dini eilimleri olan Katolik veya yar Katolik bir hkmet iktidarda olabilir ve ayn yllarda seklerleme sreci bu lkenin Bat dnyasnn en yksek oranda Kiliseden uzaklaan kitlesini dourabilir (Martin, 1991: 194). skandinavya, sosyologlar tarafndan dnyann en sekler blgesi olarak kabul edilir. Hatta seklerleme tezine kar kanlar, yani dnyann seklerlemediini savunanlar dahi bu blgenin bir istisna olabileceini itiraf ederler. skandinav lkeleri arasnda zlandann ise ayr bir yeri vardr, nk bu lke dnyann en fazla seklerleen lkesi olarak grlmektedir. Bu sebeple zlanda din sosyologlar iin (gerek seklerleme teorisi taraftarlar gerekse kar kanlar tarafndan) son yllarda zel bir inceleme alan haline gelmitir. zlandann ar derecede seklerletii iddias seklerleme teorisyenlerinin lleriyle deerlendirildiinde dorudur, nk kiliseye haftalk devam oran % 2dir. Ama yeni paradigmann savunucular zlandada znel din anlaynn var olduunu, kiliseye gitmemenin evde dinin yok olduunu gsteremeyeceini iddia etmektedirler. nk bu rakamlarn okunmas gereken en nemli yn tabiatstne inancn hala yaamakta olduudur. Oysa seklerlemenin niha hedefi toplumsal grngden de te bireysel bilin dzeyinde bu inanc yok etmektir (Kse,2001: 208). Sosyologlar tarafndan yaplan aratrmalar baz durumlarda seklerleme tezini destekleyen veriler sunarken, baz durumlarda ise yeni paradigmann grlerini destekler mahiyettedir. Veriler incelenirken gzden karlan nokta, tek bir seklerleme modelinden ziyade birok seklerleme teorisinin olduudur. Aratrmaclar

75 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

partiklarist bir yaklamla verileri deerlendirmekte ve bir anlamda kendi kanaatlerini verilerle dorulama eiliminde grnmektedir. nk teorilerin kendi tutarllklarn dorulamak iin kullandklar kilise yelii, katlm, kilisede yaplan uygulamalara devam gibi kriterler ayndr (Gorski, 2000: 139). Ancak bak alar farkl olmaktadr. Aratrmann uyguland yer bu noktada nemli olmaktadr. rnein kilise katlmyla ilgili seklerleme tezini destekleyenler daha ok Avrupay dikkate alrken, yeni paradigma Amerikadaki kilise katlmlarn dikkate almaktadr. Her iki teori de Avrupa veya Amerikadaki dini tecrbeyi evrenselletirme eiliminde olduklar grlmektedir. Oysa farkl tarih, kltr, din ve sosyo-ekonomik artlara sahip toplumlarn katlm durumu farkl sonular vermektedir. Aklda tutulmas gerekli en nemli yn, din bilimcilerin klasik teolojik slam anlaylar ile krsal kesimdeki insanlarn hayatndaki Mslmanlk halk dininin ayn yerde durmaddr. slam dininin bir dogmas ve billurlam bir yapsnn olmamas bu farkll daha belirgin hale getirir. Dolaysyla dini hayat zerindeki deime incelenirken kitabi din ile folk dininin ok iyi belirlenmesi ve elde edilen verilerin de bu hususlar dikkate alnarak deerlendirilmesi daha salkl sonular ortaya koyacaktr (Kray, 1999: 236). 5.2. Katlm, badetlere Devam Seklerlemenin ls olarak kullanlan kriterlerden biri de dini gelenee ballk, katlm ve ibadetlerdeki devamn skl oluturmaktadr. Dini canlln llmesi dini organizasyonlardaki aktif katlmla doru orantldr Modernleme ve seklerlemeyle birlikte insanlarn dini ritel ve ibadetlere ve zellikle Batda kiliseye katlmlarnda nemli oranda d yaand gzlemlenmektedir. Baz yazarlara gre bu durum seklerlemenin bir kant durumundayken dierlerine gre katlm tek bana seklerlemenin kant olamaz. Batda katlmn gereklemesi kilise yeliiyle salanmaktadr. nsanlar hangi dini anlay benimsiyorlarsa, ona ait kilisenin yesi olmak durumundadrlar. Bat toplumlarnda her dini oluumun kendine ait kilisesinin olmas ve onlarn da yllk ye says ve katlm rakamlarnn kayt altna alnmas belli noktalarda aratrmaclara kolaylk salamakta, ancak, rekabet ortamnda, rakamlarn abartlm olmas gerek durumu belirlemede baz zorluklar da beraberinde getirmektedir. nsanlarn bir kilisenin yesi olmas iin sadece din faktrnn yeterli olmad, sosyo-kltrel eitli faktrlerin etkili olduu ifade edilmektedir. rnein, Amerikada kilise katlm durumuna bakldnda katlmn olduka yksek olduu grlecektir. nk orada kilise katlmnn ayn zamanda Amerikan hayat tarzn benimseme durumuyla ilgili olduu ifade edilmitir. Yani yksek g ve hzl ekilde mobilize olmu nfusla ilgili; kiliseler toplumlarn yerleim rollerinden ziyade onlarn kimlikleriyle ilgili daha ok fonksiyon icra etmitir. Ancak Amerika dndaki yerlerde farkl durumlarn olduu grlmektedir. Bu geree iaret eden Wilson, kiliseye devamn anlamnn farkl ynlerde, btnyle farkl gelenek ve kiliselerde eitlilik gsterdiini, bylece katlm oranlarnn karlatrlmasnn ok aldatc gstergeler verebileceini ifade eder. (Wilson, 1992, 1998). Bat Avrupayla karlatrldnda Amerikada dini kurumlara katlm ve yelik yksektir. Amerikan Kiliseler Yll 1940tan 1957ye kadar onlarn yeliinde nfusun % 49undan, % 61ine ykselirken, haftalk kiliseye devam ortalamasnn % 37den % 40a ykseldiini ifade eder. Dini katlmn seviyesi Protestan toplumlarda geni oranda deiiklik gsterir. Amerikada her pazar kiliseye devam eden yetikin

76 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

nfusun % 40 veya daha fazlas, ngilterede rakamlar sadece % 10un zerindeyken, svirede % 5e kadar der. Martin bu deiimleri aadaki biimde aklar: Kilise katlmndaki d birok biimde yorumlanabilir. 1-) David Martine gre, Victorya dnemi Britanyada grece yksek katlm dini olmayan faktrler tarafndan etkilenmitir. O, on dokuzuncu yzylda kiliseye gitmenin gnmzden daha fazla boyutta orta snfn saygnlnn bir iaretiydi. ou Victoryan derin dini kanaatini aklamaktansa, kiliseye devam ediyor grnmektedir. 2-) Robert N. Bellah kurumsal dindeki dn dini inan ve kararlarda bir dn gstergesi olarak ele alnamayacan iddia eder. Din, bugn farkl biimlerde aklanabilir. Bellah, kolektif ibadetlerin zellemi ibadete ve doktrinlerin papazlara ait yorumundan bireysel yoruma doru bir hareketin olduunu ileri srer. O, ana Protestan mezheplerinin oundaki faraziyenin kilise yelerinin kendi kendisinin sorumluluunda olduunu iddia eder. 3-) Dini inanlarn elinde tutan birok bireyin byle inanlarla ksmen ynlendirilen davranlar olsa da, kilise yeleri olarak formel olarak ye olmamlardr. (Haralambolos and Holborn, 1995: 483-84) Aratrmalarda ortaya konan rakamlar devam eden seklerleme srecine aka iaret eden kiliseye devamdaki sregelen d gstermektedir. Vaftiz ve evlilik gibi zel Hristiyan trenlerindeki katlm da dmektedir. 1960taki bin doum bana 544 vaftiz, 1976daki bin doum bana 428 vaftiz olmasyla benzemektedir. Vaftiz rakamlar zerindeki kaynak 1976dan sonraki deimeler hesaplanmt, ancak d devam etmekteydi. Kilisede yrtlen evlilik rakamlarnda da dikkate deer d yaanmaktayd. ngiltere ve Galler lkesinde 1929da olan evliliklerin % 56s, 1973le karlatrldnda, ancak % 37 ngiliz Kilisesinde yrtlmekteydi. (Haralambolos and Holborn, 1995: 480). Sadece katlm rakamlar zerinden seklerleme olgusu zerine yorum yaplmas sakncal bulunmutur. Dini kurumlarda katlm zerine yaplan istatistikler sadece bireylerin dini kararlarnn belli bir rneini verebilir ve belki de dini inanlarn gcne mphem olarak ilikilendirilmi olabilir. Bryan Wilson gibi, seklerlemenin bir ls olarak istatistiksel rakamlar deerlendirenlere gre dindar bir kii kiliseye gitmek iin geleneksel bak asndan etkilenmitir. Peter Glansnere gre, Bu almalar kilise-ynelimli dinle dinin tanmlanmasnda bir ortakla sahiptir. Modernleme, seklerleme sreciyle birlikte geleneksel dini organizasyonlarn yaplanmalarnda da nemli farkllklar grlmektedir. Rasyonel seim teorisinin ne srd gibi dini organizasyonlar ticari firma, yeler de mteri gibi alglanmaya balam, dini organizasyonlar arasndaki rekabet dini canlanmann yeniden ortaya kmasnda katklar salamtr. Buna bal olarak geleneksel katlm ve ballk olgularnda da deimeler ortaya kmtr. nsanlar geleneksel kiliselere ait olmadan inanma biiminde yeni dindarlk formlar sergilemeye balamlardr. Bu balamda ortaya konulan rakamlarn kiliseye katlmna dair ok fazla bir ey gstermedii, geleneksel dinlerle ilgili bir kn de kesin olmad veya aslnda dinin bir k iinde olmad ifade edilmitir. rnein, Davie (1994), ada ngilteredeki durumu, birinin herhangi bir kiliseye bal olmadan inanmadan ait olmas olarak karakterize eder. Bununla birlikte anketler yoluyla inanlarn doruluunu aratrma giriimleri eit olarak yanltc sonular verebilir. (Hamilton, 2001: 193). Grace Davie, ngiliz inananlarnn sadece dini bir toplulua ait olmada deil; ayn zamanda kurumsal bir inan sistemini kabul etmede bile giderek daha az istekli olduklarn gstermitir. Ancak ngiliz kilisesi, sosyal kimliin nemli bir unsuru olarak kalmaya devam eder. skoya kilisesinin sko kimlii ile ilikili olduu gibi.

77 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

Avrupann her yerinede olduu gibi ngilterede de sosyal ve kltrel oulculuk sreci faal durumda olduu iin kilise artk muteber, kesinlikle nemi artabilecek bir kurumdur. Bu olgu, ait olmadan inanma ynnde byyen eilimin Eva Hammbergin sve rnei analizine gre eit bir ekilde inanmadan ait olma ynnde byyen eilimle birlikte var olduu skandinav lkelerinde en alglanabilir durumdadr. Eva Hammberg, Luteryan teolojiye gre Hristiyan inanlarnn mphemiyeti konusunda srar eder; ancak bununla birlikte Hamberg sve halknn, sve Kilisesine resmi yeliklerini-zellikle kilise vergisi deyerek devam ettirdiklerini ifade eder. Bu nedenle Eva Hammberge gre Luteryanizm sve sivil dininin bir tr haline gelir (HervieuLeger, 2005. 317). Anlalan modern dnemde kilise yelii ve ballnda grlen deiim, kilisenin bireylere sosyal kimlik sunmas, ait olduu topluma kltrel adan balanmasn salamasyla eit oranda devam etmektedir. Kiliseye devam ve yelik zerine ou uzun vadeli kant seklerleme tezini destekliyor grnmektedir. Son yllarda daha kk dini organizasyonlarda bir byme yaanmasna ramen, on dokuzuncu yzyl ve yirminci yzyln ilk on yllar karlatrldnda bir dini organizasyona ye olmada veya ibadete katlmda daha az insan olduunda phe yoktur. Bununla birlikte, bu kant seklerleme tezini kesin desteklemekten uzaklamay nerir. Grace Davienin syledii gibi; Dini istatistikleri elde tutmak ok zordur. (Haralambolos and Holborn, 1995: 481). World Values Survey/European Values Survey 1981-2001 kaynaklarna dayanarak dini katlm durumunu deerlendiren Norris ve Inglehart, toplumlar tarm, endstri ve endstri sonras toplumu olarak snfta deerlendirmektedir. Buna gre katlm oranlar tarm toplumlarnda haftada bir kez kiliseye gitme oran % 44, endstri ncesi toplumlarda % 25 ve endstri toplumunda % 20 olduu sonucu elde edilmitir (Norris and Inglehart 2005). Ayrca, gnlk dua, dinin insan hayat iin nemi, ahiret inancnn tarmdan ileri modern topluma doru bir azalma olduu da bulgular arasndadr. Anlalan, veriler bilim ve teknolojinin hzl ilerlemesi geleneksel dini inanlar andrdn ifade eden seklerleme tezini dorular mahiyettedir. Yeni paradigmann savunucular Birleik Devletlerde dini katlmn (kilise yelii ve kiliseye devam gibi) tarihsel olarak ykselen oranlarna ve dinin knn olmadnn bir kant olarak Bat Avrupada subjektif dini inanlarn grece sabit oranlarna iaret ederler. Klasik seklerlemenin savunucular Bat Avrupada dini katlm oranlarnn tarihsel olarak den oranlarna ve dini kurumlar ve dnya grlerinin nemini kaybetmesini bir kant olarak eitli Hristiyan olmayan gruplarn (astroloji, by ve reenkarnasyon gibi) ykseliine iaret ederler (Gorski, 2000: 139). Anlalan, her iki teorik yaklam katlm oranlarnn yorumlanmasnda kendi bak alarndan hareket ettikleri iin yorumlama farkndan kaynaklanan farkllk sz konusudur. rnein, erken 1980lerde Avrupa Deerler Aratrmas alma Grubu, Britanya halknn % 76snn Tanrya inandn, % 58inin kendisini dindar bir kii olarak tanmladn, % 50sinin Tanrnn hayatlarnda nemli olduunu sylediklerini, % 48inin lmden sonraki hayata inandn ve sadece % 19unun ruhsal tecrbe yaadn bulmulardr. Bu bilgi tr, kk bir aznln herhangi bir dzenlilikte dini seremonilere devam etse ve dini ibadetlere devamn gll seklerlemeye kar kant olarak kullanlsa da, nfusun ounluunun dini inanlarn kaybetmediini ileri srer. ABDdeki sivil sava ncesi kilise katlm oranlarnn kilise yelik oranlarndaki benzer eilimler bu konunun altn izer. New Englandda, insanlarn kilise toplantlarna katlm says genellikle gerek kilise yesi yelerin saysn oktan amt. Ancak parish yaplar farkllamaya balarken, resmi kilise yelii dini ifadenin

78 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

nemli bir arac olarak ortaya kmtr. Bylece, 1776 ve 1850 arasnda resmi kiliseye ye olan Amerikallarn saysn ikiye katladn dorulanmtr, bu zaman zarfnda kilise katlm oranlarnn sabit olduu da dorudur (Phillips, 2004: 146). Durum almalar dini farkllamann farkl formlar zerinde dini katlmn ayr, bamsz etkileri olduuna da iaret eder. rnein, Finke ve Stark, kendilerinin kinci Byk Uyan analizlerinde kilise ve devletin ayrlmasnn sonularnn ana hatlarn izerler, ancak bu sonular ok byk bir nfus art, ekonomik dnm, corafik mobilite ve kentleme durumudur. Topluluktan cemaate, ulusalclktan dini yakn ilikiye byk ve ani sosyal deiiklikler farkllatrmtr ve semen snflarna dayal mezheplere yol amtr. Byle deimeler rekabetin etki alarnn dini katlm zerinde ok byk etkide bulunmutur. Bylece, neo-seklerleme perspektifinden, kilise ve devletin ayrlmas zorunlu olarak hayatn esas dengeleyici olmamtr, dini farkllamann bir ekseni yerine bir ka arasnda hayatn esas dengeleyicisi olmutur. Bu, daha kapsaml ve ayrntl bir dini katlm teorisi ierisinde farkllama ve rekabet tezinin sentezi iin bir yol nerir (Phillips, 20004:149; bkz. Gorski 2000: 143). Trk toplumunun dini yaplanmas Bat toplumuyla farkllk arz etmektedir. Her eyden nce yerleik bir kilise benzeri bir dini rgtlenmemenin olmamas katlm, yelik, vaftiz, evlilik gibi trenlerin mabetlerde yaplmamas bu farkll belirginletirmektedir. Mslmanlkta ibadetlerin bireysel olarak cami dnda da yaplmas insanlarn seklerlemeden ne derece etkilendiinin ortaya konulmasn belli oranda zorlatrmaktadr. Ancak Tanr inanc, ibadetleri yapma skl gibi durumlar belli oranda fikir vermektedir. Trke literatrde yaplan aratrmalarda Trk toplumunun Tanrya olan inancnn genel olarak % 80-90 arasnda olduka yksek seviyesine iaret etmektedir; Gnay (1999), Kkta (1993), Kirman (2005b), Akyz (2001), elik (2002). Tanr inancyla ilgili bulgular arasnda kk farkllklarn aratrmann yapld yer, kiilerin ya, cinsiyet eitim, sosyo-ekonomik durumlarn etkili olduu anlalmaktadr. Gnlk ibadet/namaz klma durumunda Kirman, ibadetlerini tam yapanlarn % 18, biraz aksatanlarn % 42.5, ok aksatanlarn % 26, hi yapmayanlarn % 9, dine kar ilgisiz olanlarn % 3.5 olduunu tespit etmitir (Kirman, 2005b:127). Kkta, namaz klanlarn erkeklerde % 23 kadnlarda % 18, klmayanlarn erkeklerde % 17 kadnlarda % 37 olduunu tespit etmitir Kkta, 1993:108-9). elik, be vakit namaz klanlarn % 24, ara sra klanlarn % 9, hi klmayanlarn % 12 olduunu tespit etmitir (elik, 2002: 223). Cokun 5 vakit namazn dzenli olarak klanlarn orannn % 54.5, ara sra klanlarn orannn % 28 olduunu, Cuma namazn dzenli olarak klanlarn %48.5 orannda, bayram namazlarn klanlarn % 49.9 olduunu tespit etmitir (Cokun, 2005a: 163). Aratrmalarn genelinde gnlk be vakit namazlarn aksatmadan klanlarn orannn az olmas seklerleme tezini destekler mahiyettedir. nsanlarn haftada bir kez toplu olarak yapmak zorunda olduklar Cuma namazna byk bir ounluun devam etmesinin dinin emirlerine uymann yan sra toplumsal baskdan kaynakland grlmektedir. Namaz, zekt gibi ibadetlerin grnen ve bireyi ilgilendiren yan olduu, kurban ibadetinde ise yine toplumsal baskya dayal bir katlmn olduu grlmektedir (bkz. Kkta, 1993: 122, elik; 2002: 238). Ayrca aratrmann yapld grup zerinde ibadetlere devam hususunda eitim ve sosyoekonomik durum gz nne alndnda ibadetleri aksatma veya hi yapmama durumunun daha da artt, dini bir tercih meselesi olarak grenlerin olduka yksek oranda olmas Trk toplumunun seklerleme ynnde bir eilim sergilediine iaret etmektedir (Kirman, 2005b: 123-27; Kray, 1999: 240).

79 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

Sonu olarak, hem Batda hem de modern Trk toplumunda geleneksel ibadetleri uygulamada bir zlmenin olduundan bahsedilmektedir. Ayrca, slam dininin ibadetleri mabetlere gitmeden de yaplmasna izin vermesi, aratrmalarda camiye gitme skl asndan farkl sonularn da ortaya kmasna neden olmutur. 5.3. Gemiin Dindarl veya Altn a Dncesi Seklerleme tartmalar ele alrken zerinde durulmas gereken dier bir nokta, gemiin gnmz toplumlarndan daha dindar olup olmad konusudur. Seklerleme srecini kabul edenlere gre gemite dindar olarak yaanan bir a vardr, daha sonraki dnemlerde din sosyal nemini kaybetmi ve kendi alanna ekilmitir. Modern dnemde insanlar dine kaytsz hale gelmitir. Seklerleme kart teorisyenlere gre ise, gemite altn a olarak isimlendirilen bir dnem olmamtr. Tarihin her dneminde din nemini korumutur ve halen de artan bir ekilde nemini korumaya devam etmektedir. Modern toplumlarn gemi toplumlardan daha az dindar olup olmadna dair birok fikir ileri srlmtr. Bizim gemi toplumlarn dini doas hakknda hatal bir gre sahip olduumuz ve gemi toplumlarda bugn olduu kadar dine kar olanlarn olduu iddia edilmitir. Bat toplumlarnda tartlan altn a dncesine benzer, slam dnyasnda da dini hayatn en mkemmel ekilde yaandna inanlan ve zlem duyulan ve asr- saadet olarak isimlendirilen bir dnemden bahsedilmektedir. Altn a teorileri hemen hemen daima baz mitolojik unsurlar ierirler: bir altn a teorisi iin hibir din istisna deildir (Hill, 1973: 234). Dolaysyla bir dinin ilk dnemlerine atfla o dnemi idealize edip yceltme ve gemie zlem duyma eklinde bir anlayn da ortaya kt, byle bir dneme atfla dini ihya hareketlerinin ortaya kt grlmektedir. Gemi dnemlerin daha dindar olup olmamas konusunun seklerleme asndan nemi temel tartmalardan biridir. Eer gemiin daha dindar olduu kabul edilirse, dinin toplumsal neminin azald ve seklerleme tezinin doruluu kabul edilmi olunur. ayet, gemi toplumlarn sylendii kadar dindar olmad ve gnmz toplumunda dini neminin aynen devam ettii gr kabul edilirse seklerleme tezinin doruluu kabul edilmemi olunur. Dolaysyla, gemiin dindarl hakkndaki duru, seklerleme hakkndaki kanaatin de belirleyicisi olmaktadr. Steve Brucea gre seklerlemeden bahsedebilmek iin gnmz toplumlarnn gemi toplumlardan daha az dindar olduunu kabul etmek gerekir (Bruce, 2002: 44). Gemite yaanlan inan a dncesinin ksmi olarak yaratlan bir illzyon olduu ynnde fikirler ileri srlmtr. Yani, gemi bugnk kadar seklerdi ve bu yzden gnmz gemi kadar dindardr. Aslnda gemiin bugnden daha Hristiyan olmadn iddia etmek ve bugnn gemiten daha az Hristiyan olduunu iddia etmek ayn kapya kar. (Hamilton, 2001:189). Starka gre, nde gelen birok din tarihisi artk tarihte bir nan a olmadnda hem fikirdir ve ou bir zamanlar efsanesinde olduu gibi dindar gemi fikri de sadece bir nostaljiden ibarettir (Stark, 2002: 43). Yeni paradigmaya gre, gemiin daha dindar olduu dncesi byk bir alg yanlmasndan kaynaklanmaktadr. Bugn birok lkede dini katlm dk olabilir, ancak bunun nedeni sanayileme, modernleme gibi nedenlerden kaynaklanmamaktadr. Farkl endstriyel toplumlarda dinin rol olduka deimitir. Seklerlemenin baz endstriyel toplumlarn gelimesinin bir zellii olmas mmkndr ancak, dierlerinin

80 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

deil (Haralambolos and Holborn, 1995: 479) Dolaysyla klasik seklerleme teorilerinin ne srd gemiin dindar olduu dncesi yeterli verilerle desteklenmemitir. Laurence Iannaccone (1966) ou Avrupadan olmak zere on sekiz lkenin 1920den itibaren kilise katlm oranlarn incelemitir. Bu verilere gre on sekiz lkeden sadece Dou Almanya, Slovenya ve ngiltere seklerleme tezinin iddias dorultusunda kullanlabilecek bir d eilimi gstermektedtir. Dier lkeler seklerleme tezinin verilerini rtmektedir (Stark, 2002: 50-51). Aslnda, burada altn a dncesinin modern ve antik iki trnden bahsedilmitir. Antik versiyon, Hristiyanln ortaya kn dikkate ald ve maksimum dindarln bir periyodu olarak ilkel kilise imparatorluun kurulu dini olduu kadar seklerlemenin kant olarak tanmlanr. Baz sosyolojik versiyonlar ilk birka lkenin saf temiz haline geri getirme giriimi olarak Reformasyona kadar uzatr. Modern versiyon, Bat Hristiyanlnda ruhsal gcn yan sra seklerlemenin saldrlarnn en nemli iareti olarak ve Reformasyon sreci ve ge ortaan mezhepilii ve oulculuunun gelimesi olarak Hristiyanln tekelinin stn geldii on ikinci yzyl dikkate alr (Hill, 1973:234). Ortaada insanlarn gnmzden daha dindar olduklarna dair birtakm fikirler ileri srlmtr. Bu dnemde kiliselerin hayatn btn ynlerini kuatt ifade edilmektedir. Ekonomi, hukuk, bilim, eitim ve kltr gibi alanlarda hep kilisenin etkisi grlmektedir. Bu dnemde kilise katlm rakamlarnn yksek oluundan bahsedilmitir. Doum, evlilik, vaftiz gibi insan hayatnn nemli dnemlerinde yaplan uygulamalarn kilisede gereklemesi gemite insanlarn daha dindar olduklarn gsteren durumlar olarak kabul edilmitir. Gemi dnemlerde kilise-devlet ilikilerinde, kilisenin etkin rolne vurgu yaplmtr. Bu dnemde kilise bir devlet bakannn ynetime gelmesi ve aforoz edilip ynetimden alnmasnda etkili olmaktayd. Ancak modern toplumda kilise devlet ayrmyla kilisenin etkinliinin azaldn Wilson, bir devlet bakannn bugn kilise nderiyle grmek iin zamannn az olduu bahanesiyle grmek istemediini, bununla da, kilisenin etkinliinin modern toplumda azaldn gsterdiini ifade etmektedir (Wilson, 1982: 164). Daha nceki dnemlerin dindarlnn abartld ifade edilmitir. Ortaada insanlarn dzenli aralklarla kilisede toplanmalar dini olmaktan ok, siyasi ama tamaktadr. Ortaan belli dnemlerinde geni apl dini patlamalar yaanmtr. Ancak bunlar geleneksel dini kurumlarn gl olduu blgelerde ortaya kmam, dini kurumlarn zayf olduu, dini ilgisizlik ve yabanclamann yaygn olduu blgelerde gereklemitir. Ortaya kan bu cokun dini oluumlar Ortaalarda kurumsal dine katlmn youn olduu eklindeki yaygn yanl inanc da rten bir veri olmaktadr. (Stark, 2002:49). Ortaan popler dini kltrnden bahsedilebilecei ancak bunun ayn zamanda yerel olduu gz nne alnmas gerektii iddia edilmitir. Bireysel mahalle papazlarnn rfleri ve dini pratikleri arasnda ok fazla farkllklar vardr. Gurevich (1988) popler dinin tout courtun dan ziyade parish Katolikliinden bahsedilmesinin daha uygun olduunu iddia eder (Gorski, 2000: 145) Gemiin daha dindar olduu dncesini efsane olarak niteleyen Starka gre, tarihsel bak asndan yoksun sosyologlarn Avrupann dindarln kaybettii eklindeki efsaneye skca tutunmalar sanayileme ncesi dine kar byk bir ilgisizlik, aykr inanlar ve agnostisizme yeteri kadar yer verilmediini dnmelerinden kaynaklanmaktadr. Andrew Greeleyin de belirttii zere Avrupann Hristiyanlktan uzaklamas sz konusu olamaz, nk zaten Hristiyanlatrlmas diye bir ey yoktu. Hristiyan bir Avrupa hibir zaman olmad ifadesi de gemite dindar bir Avrupa fikrini rtmektedir. Stark, gemi toplumlarn

81 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

dindar olmad, tersine gnmz toplumlarndan ok daha az dini bilince sahip olduunu gstermeye almtr. Bu balamda XI. yzylda yaayan ngiliz kei Malmesburyli William soylularn kiliseye ok ender gittiklerinden, en dindarlarnn bile ayinleri evlerinde yaptklarndan ikyet ederek onlarn sabah ayinini kilisede deil, yatak odalarnda elerinin kollarnda uzanarak yaptklarn ifade eder. O dnemde insanlarn kiliseye zoraki gittiklerini veya gitseler bile orada uygunsuz davranlarda bulunduklarn, ge gelip erken ayrldklarn ifade etmektedir. Buna sebep olarak da halkn Latince bilmemesi, kiliselerde yeterli seviyede kalifiye din adamnn olmamas (rnein 1222deki Oxford Konsl, mahalle papazlar iin aptal kpekler ifadesini kullanr), ruhban snfnn zevki sefa iinde olmas, papazlarn yeterli dini bilgiye sahip olmamalar (rnein 1551 ylnda Gloucester piskoposunun kendi blgesindeki papazlar imtihannda 311 papazdan 171i On Emri sayamamtr) gibi daha birok faktrn etkili olduu ifade edilmitir. Sonu olarak, halk kilisede saatlerce anlamsz bir ekilde vakit geirdiini dnmektedir ve bu yzden de ehirlerde dahi kiliseye katlm ok az olmaktadr (Stark, 2002: 43-51). Aslnda Ortaada Batda iki kltr olduu iddia edilir. Birincisi, okuryazar, Latince bilen, ehirli ve papaz olanlarn oluturduu kltr; dieri okuryazar olmayan, Latince bilmeyen, kyl, sekler Hristiyan1 olanlarn oluturduu kltr. Bu ikili yap ierisinde by ve mistik bir takm inan ve uygulamalarn birbirine sk bir ekilde girdii, dolaysyla ortaa Hristiyanlnn farkl bir takm unsurlar bnyesinde barndrd ifade edilmektedir. Ancak Van Engen bu ifadelerin gerei tam olarak yanstmadn ifade etmektedir. Ona gre, insanlar papaz hiyerarisinin yazl kltrn dnda brakldndan, o insanlarn Hristiyan inancnn bilgisini kabul etmedii anlamna geldiine iaret etmez. Vaazlar, ak oyunlar, ikonlar, kilise pencereleri ve dier szl ve grsel medya, ortalama Batclar ncil ve onun prensiplerinin temel bir bilgisine sahip olabileceklerdi. Ayrca, o yalnzca doktrine ve inanlara odaklanmann ekmek arap ayini ve ritellere merkezlenen ortaa dininin tabiatnn zellikle yanl anlalmas olduunu iddia eder. O, Ortaa Hristiyanlnn ok kapsaml eitli ve karmak yaygn unsurlarn uzlamas olarak daha iyi anlalabilecei ancak daha ok veya az srekli analizin yaplamayacayla sonulandrr (Gorski, 2000: 145) Gemiin gnmz toplumundan daha ok dindar olduu iddiasna karlk dinsiz bir gemi fikri de ileri srlmtr. Bat toplumlar Hristiyanlama srecini tamamlayncaya kadar orada dinsiz bir gemi olduu iddiasnda bulunulmutur. ayet bir altn a varsa bu, Feodal dnemde mlkiyet haklar ve miras sisteme ideolojik destek salamak iin ileyen dini elitin altn a olduu ifade edilmitir. Topra olmayan kyller Katoliklie ilgi duymu, ska kaytsz kalm veya dmanca davranm bile olabilir. Halk bysel veya batl halk pratikleri veya pagana kendilerini adam da olabilirler. Anlalan feodal Avrupada paganizm ve halk dini benzer ekilde bir arada bulunmutur (Hamilton, 2001: 190). Hangi biimde kullanlrsa kullanlsn, seklerleme tezini destekleyenler preendstri toplumlarn yksek seviyede dindar olduunu kabul etme eiliminde olmulardr. Baz aratrmaclar bu dnceye meydan okumulardr. Larry Shiner dinin sosyal neminin azalmasnn aslnda bir tanmlama problemi olduunu iddia edenlerin bulunduunu ve dini k dncesinin szde inan a dncesine dayandn ifade eder. Antropolog Mary Douglas belirli modern sekler toplumlarla bir karlatrma temeli olarak okuma-yazma bilmeyen toplumlarn dindar olarak kullanldn ifade eder. phecilik, materyalizm ve manevi cokunluun kabile
Bu ifadede yer alan sekler Hristiyan kavramyla ruhban snfndan olmayanlar kastedilmektedir.
1

82 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

toplumlarnn btn aamalarnda bulunabilecei dorudur. Ancak, btn ilkellerin, dindar, her eye inanan ve bycler ve papazlarn retilerine bal olduklarnn Batclarn basit bir uydurmas olduu ifade edilmitir (Haralambolos and Holborn, 1995: 494). Yeni paradigmann savunucularndan bazlar Kuzey ve Bat Avrupada XIX. ve XX. asrda din inan ve ibadet oranlarnn dt kanaatinin yanl olduunu, bu kanaatin gemiin yanl alglanmasndan, gemite daha dindar bir Avrupa olduu eklinde nostaljik saylabilecek abartl bir algdan kaynaklandn dnmektedirler. Onlara gre Ortaa bir nan a deildi veya en azndan zannedildii kadar ok dindar bir a deildi. nk Kuzey ve Bat Avrupada din katlm modernlemenin balamasndan ok nceki asrlarda da olduka dkt. zellikle Kuzey Avrupada Hristiyanla ballk hibir zaman byk kitlelerin katlmn salayacak kadar iten olmad. Dolaysyla, bu durum dikkate alndnda Avrupadaki din katlmda kantlanabilir uzun dnemli bir d gzkmemektedir. Ortaa dneminin biraz dikkatlice deerlendirilmesi halinde bu nan a varsaymnn elikilerinin kolayca grlebileceini basit bir soru ile dile getirirler: Bu dnemde tm Avrupada manastr hayat yaayan topluluklar nan ann nemli bir delili olarak gsterilmektedirler. Manastr hayat br dnyaya ynelik sade bir hayat, yani dnyadan geri ekili anlamna gelir. Eer Ortaa dnyas bu derece kutsalla dolu idiyse, o zaman niin bu kadar ok insan dnyadan geri ekilmek istemi olsunlar ki? sorulann cevaplar bir yana bu dnemde insanlarn kiliseye gidiindeki motivasyonlarnn ne olduu, kendi zgr iradeleriyle gidip gitmeleri durumu net olarak ortaya konulmamtr (Swatos and Christiano, 2000:220; Kse, 2001: 209). Gemi toplumlarda dini katlmn yksek olduuna dair kanaat vardr. 1800 yl sabit nokta olarak ele alndnda gnmzn kilise katlm oranlar daha yksektir. Bu tarihte kilise katlm oran %12 iken elli yl sonra % 17ye ykselmi ve 1990larda da aa yukar ayn oran korunmutur. Sanayilemenin youn yaand ngilterede benzer bir katlm oranlar grlmektedir. Anlalan, gemite katlm oranlar gnmze kadar artm, azalmamtr denilebilir. Yani dindarlk konusunda yaplabilecek genel bir tahmin toplumlarda nispeten istikrarl bir dini balln var olduu eklindedir. Ortaya konan veriler klasik seklerleme teorilerinin ne srd gibi genel bir d ve ykselme eilimiyle uyumamaktadr. nk klasik seklerleme teorileri uzun vadeli bir d gerektirmektedir. Ancak klasik seklerleme teorileri Gabriel La Brasn (1963) Fransz Katoliklerinin bugnk dini katlmlarnn bundan 200 yl ncesine gre daha bilinli, sk ve gnll gerekletii eklindeki bulgusu gibi gemiin daha dindar olmadn gsteren verileri grmezden gelmektedir (Stark, 2002: 50-51). Avrupann seklerlemesinin arz-ynl olarak yeniden yorumlanmasn destekleyen Stark ve Iannaccone (1994) Modern Avrupann, Ortaa Avrupasndan daha ok Hristiyan olduunu ne srerler. ddialarna destek olarak da La Bras ve Delemeaunun Ortaada halk arasnda pagan inan ve pratiklerinin hkm srdn ifade eden grlerinden hareketle Avrupann Reformasyon sonrasna kadar gerek anlamda Hristiyanlamadn ileri srerler ki, bu tartma Batda dini gelimenin ykselen imajn doruluyor gibidir. Yeni paradigmann savunucularndan olan Stark ve Iannaccone, bu grleriyle klasik seklerleme teorisyenlerinin gemiin dindarl tezini de bir anlamda dorulama durumuna dtklerini gsterir (Gorski, 2000:143). Buna karlk Wilson, insanlarn daha nceki sosyal hayat artlarnda sekler olmadklar veya en azndan gnmz artlarndan daha az sekler olduklar dncesine kar kmaktadr. Ona gre byle bir dnce duygusaldr ve gerekleri

83 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

tam olarak yanstmamaktadr. Seklerlemeyi Hristiyanlktan uzaklama (dechristianization) olarak yorumlayanlar byk bir yanlg iindedirler. nk gemiin dindarln vurgulayanlar Hristiyan anlamda dindar olmadn gstermeye alrlar. Ancak kimilerine gre gemi, paganizmden daha ziyade Hristiyand ve dini inanlara aykr dnce normal Hristiyan inancndan genellikle daha etkili ve kuvvetliydi ve piskopos ve papalar ieren Ortodoks kilise insan bile batl inanlara sarlmt. Hristiyan disiplinine kadar dini bilincinin bu karmak gstergeleri er ge azalmtr, Hristiyanln bizzat kendisi Max Weberin uzun sre nce iddia ettii gibi, seklerletirici bir acente olarak grlmelidir basit kltrler, geleneksel toplumlar ve gemi topluluklarla ilgili arkeolojik kalntlar doast glerle daha ok zihinsel olarak megul olduklarn gstermektedir (Wilson, 1982: 150-51). La Bras bu faraziyeyi ak bir ekilde ilk kez eletiren ilk kiidir. Fransa, Fransz Devrimini izleyen Hritiyanlktan dn dncesine saldrlmt, o bir toplumun Hristiyanlktan dnten nce Hristiyanlam bir toplum olmas gerektii eklinde yeni paradigma taraftarlar tarafndan defalarca bavurulan bir sze sert karlk vermitir. Onun Altn a tezine saldrs daha sonra Delumeau tarafndan onun Catholicism between Luther and Voltaire isimli etkili almasnda deerlendirilmiti. Delumeau, Hristiyanln altn ann bir efsane olduunu ne srmtr. Reformasyon ncesinde Batllarn genelinin sadece yzeysel Hristiyan olduklarn ileri srer. Bu iddiay desteklemek iin, Delumeau popler batl inanlarn gze arpan rneklerini sunar. O ortaa Hristiyanlnn pagan halk inanlarn yok etmekten ziyade onlarla kamufle edildii sonucuna ular (Gorski, 2000: 144). Yeni paradigma, Hristiyanln Roma mparatorluuna yayld ilk dnemde kilise, imparatorluun d blgelerindeki halk ve Avrupann geri kalan ksmn Hristiyanlatrmada baarsz olmutur. nk Hristiyanlk Avrupann ounda gnll olarak deil, krallar ulusal aziz ilan ederek yaylmay seen, dolaysyla da insanlar kendisine sadece ismen balayan bir din olmutur. Bu durum Kuzey Avrupa ve skandinav lkeleri iin daha fazla geerlidir. Onun iin seklerleme teorisyenlerinin kendi tezlerini ispat iin skandinav lkelerini ne karmalar, bu lkeleri Avrupann en ilk ve en hzl seklerleen lkeleri olarak gstermeleri gerei yanstmamaktadr. nk bu lkeler zaten ilk planda baarl bir Hristiyanlama sreci yaamamlardr (Kse, 2001:210). Gemi dnemin dindarl hakknda yaplan tartmalar baz sorular gndeme getirmitir. ayet din, k ierisindeyse onun zirvede olduu zaman ne zamandr? Ayrca, burada ak olarak pratik, inan ve dnce deikenleri arasnda ak bir ilgileim var mdr? lk problem, dinin altn a mitolojisi olarak tanmlanabilir ve farkl ynlerden tartlmtr. Humea gre altn a, byk oranda klasik Yunanda gereklemitir. Gibbona gre o, klasik Romada grlmtr ve Comtea gre ortaa Katolikliinden alnan bir ekildir. Dinin bir altn a olduu inanc topya olarak eletirilmitir. Genellikle Bat Hristiyanlnn zirvesi olarak benimsenen yzyl, on ikinci yzyl kabul edilirken, yirminci yzyl btnn en az dindar olarak kabul edilir. Kullanlan teknik, kullanl tarihsel sa ayadr sa ayann biri uandr, biri on dokuzuncu, dieri de yirminci yzyldr. Yirminci yzyl resmi Katolikliin zirvesi olarak dnlmtr ve seklerleme olarak gz nne alnandan ayrlma ve on dokuzuncu yzyl orta-Victorian dinin yksek zirvesini kapsar-dini pratiklerin yirminci yzylda dne kar dier bir kstas seklerleme srecinin ak bir gstergesini karlatrmal olarak verebilmesidir. (Hill, 1973: 232). nsanlarn gemi dnemde dindarl hakknda ne srlen klasik ve yeni paradigma Bat dini yrngesinin imajlar hakknda zt faraziyelere dayanyor grnmektedir. Bu yorumlar erken 1970lerde, ilk kapal seklerleme tartmasnda

84 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

savunulabilir grnmektedir, ancak onlar bugn daha az makul grnmektedir. Yakn zamanlardaki tarihsel aratrmalar gl bir ekilde Orta an ne evrensel bir inan periyodu ne de popler batl inan periyodu olduunu fakat evrensel bir hurafe periyodu olmaktan ziyade by ve inancn karm olarak birbirine karmam bir a olduunu iddia eder. Bat dini gelimesinin ykseltilen imaj bu ekilde yanltc ve anakronistiktir. Ancak, seklerleme tezi tarafndan gelitirilen yorum eit olarak problematiktir. ou Reformasyon tarihileri uanda Bat kilisesinin paralanmasnn sosyal ve siyasal hayatn btn alanlarnda kilise ve devlet arasnda daha dar bir ilikiyi ve dini elitler ve kurumlarn derinden artan otoritesini tevik ettiini savunurlar. Kesin bir anlamda, erken-modern periyot gerekten, Orta ada olduundan daha az seklerlemiti. Tarihsel kant bu nedenle eski ve yeni her iki paradigmalarn belirli ana ynlerden ampirik olarak yetersiz olduunu ve onlarn kavramsal erevelerinin yeniden dzeltilmeye ihtiya duyduunu iddia eder (Gorski, 2000: 39). 5.4. Seklerleme Kanlmaz Bir Sre midir? Seklerleme, zellikle modern sanayi toplumlarnda dini inanlarn, pratiklerin ve kurumlarn toplumsal nemlerini yitirdikleri bir sre olarak ifade edilmektedir. Farkllama, rasyonelleme, modernleme tecrbelerini yaayan toplumlarn; bu srelerin sonucu olarak seklerleme srecini yaacaklar iddia edilmitir. Bunun karsnda toplumlarn seklerleme srecini yaamalarnn zorunlu olmadn ifade eden grler ne srlmtr. On dokuzuncu yzylnda meydana gelen endstri devrimi, bilimsel bilginin gelimesi ve teknolojik ilerlemelerin yaygn bir biimde seklerlemeye yol aacana inanlyordu. Erken dnem sosyologlarn birou seklerlemenin kanlmaz olduu ynnde din teorileri ortaya koymulardr. Bu teorisyenler bilimin gelimesini, dinin geleneksel formlarnn deitirilemez ekilde andrc bir g olarak gz nnde bulundurmulardr, seklerleme gl dnceyi ieren dini aklamalarn yerine geecek biimde dnlm, dolaysyla bu sosyologlarn bilim grlerinin dini izgilerde kurulduu ifade edilmitir. Bununla birlikte seklerlemenin kanlmaz olduu gr dier sosyologlar tarafndan gelitirilen; seklerlemenin imknsz olduu veya hi imkn olmad dnceleriyle eletirilmitir (Haralambolos and Holborn, 1995: 479; Hill, 1973: 228). Seklerleme tartmalarnn ilk dnemden itibaren ar kavramlarla yrtld ve Weber, Marks, Sorokin gibi bir ok sosyologun dinin dnn nlenemeyecei ynnde grler ne srd ifade edilmitir. Bu balamda Herbert Spencer, ahlaki emirlerin kutsal kkenlerini yitirdiklerinden dolay, deerlerin zamanla seklerlemesinin kanlmaz olduunu dogmatik bir dille ifade etmitir. Yakn zamanlarda Talcott Parsons, Robert N. Bellah, Mary Dauglas, Thomas Luckmann ve dierleri seklerlemenin kesinlikle mmkn olmadn ifade etmitir. Ampirik verilerden hareketle daha ihtiyatl davranan baz bilim adamlar ise, toplumun belirli alanlarnda dinin gerileyebileceini ya da ortadan kalkabileceini, ancak seklerlemenin kesinlikle evrensel, kanlmaz ya da tersine evrilemez bir sre olmadna dikkat ekmitir (Davis, 2005: 86-87). Seklerlemenin tek bir teori olmad ve birok seklerleme teorisinden bahsedildiine aratrmann nceki blmlerinde iaret edilmiti. Klasik seklerlemenin farkl bir biimi olarak neo-seklerleme teorisyenleri ilk dnemde farkl olarak farkllamann nemine vurgu yapmaktadrlar, ancak onlarn yaplar ve kurumlara odaklamasna snrlamayla geleneksel seklerleme teorisyenlerinden

85 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

ayrlrlar. Onlar, farkllamann bireylerin dini inan ve pratiklerinde zorunlu bir ekilde ke yol aaca eklindeki varsaym terk etmilerdir (Phillips, 2004: 141). Seklerlemenin daha ziyade Bat Avrupa toplumlarnda grldn ve seklerleme tezinin de bu duruma odakland iddia edilmitir. Benzer ekilde yeni paradigma da Amerikada dini canlla bakarak seklerlemenin her yerde geerli olmayan teori olduunu ileri srmtr. Bu balamda, Avrupa ve Amerika arasndaki farkllamada olduu gibi modernleme srecinin bir sonucu seklerlemenin kanlmaz olduu anlamna gelmedii ifade edilmitir (Caroll, 2004: 6). Bruce, seklerlemenin kanlmaz olduu dncesinin yanl anlaldn ifade eder. Farkllama, rasyonelleme, modernleme sreleri sonunda seklerlemenin meydana gelmesi onun kanlmaz olduundan deil, artlarn bunu gerektirmesinden dolay olduunu ifade eder (Bruce, 1999: 7). Seklerlemenin evrimci bir erevede deerlendirilmesi eletirilmitir. Ancak, seklerleme teorisyenleri de seklerlemenin toplumun evrimsel geliimin sonunda ortaya kaca dncesini benimsemezler. rnein, Bellah, dinlerin geliimini evrimci bir farkllama erevesinde aklar. Buna gre dinlerin gelimesinde, arkaik, ilkel, tarihi, erken modern, modern din eklinde be ideal-tipik aama kabul eder. O, evrimi giderek artan bir farkllama ve organizasyonel karmaklk sreci olarak deerlendirir ve bu srecin kanlmaz ve tersine dndrlemez bir sre olduunu kabul etmez. O, karmak ve basit formlarn ayn toplumda bir arada var olabileceine iaret eder (Robertson, 2005: 262-63). Ayrca, farkllama kavramnn dini inanlar ve organizasyonda deiimini analiz iin bir yntem olarak kullanm iin modern toplumun seklerlemesi veya dinde bir k zorunlu olarak ima etmeye gerek yoktur. Farkllamann bizzat kendisi, Bellahn daha ska ifade ettii zere ntr bir kavramdr (Hill, 1973: 243). Tilly, toplumsal evrimci dncesinden kaynaklanan ve tarih ve siyaset aratrmaclarnn da paylat bir beklentiyi, modern tarihin kanlmaz sonularndan birinin, toplumsal sre ve yaplarn tedricen farkllamas olaca beklentisini ele alr. Tilly farkllamann nemli deiim srelerinden biri olduuna katlr, ama unu da ekler: amzdaki temel deiikliklerin ou beraberinde farkllamann ortadan kalkmasn getirmitir, baz temel deiiklikler iin de farkllama ikinci niteliktedir, hatta sz konusu deildir. Kant olarak da dilsel standartlama, kitlesel tketim ve dini yaylmacl gsterir (Dawison, 2002: 72). Seklerlemenin, toplumsal olaylar tek ynl bir dzlemsel dorultuda seyreden olgular eklindeki deerlendirmelerinin, toplumda meydana gelen farkl artlarn dinin lmne engel olamayaca ileri srlmektedir. Bu sosyolojik anlay, daha iyimser bir bakla belki dinin tamamyla yok olmayacan, ama bir bo zaman aktivitesi olma seviyesinden teye de gemeyen marjinal bir olgu haline geleceini iddia etmektedir (Martin, 1991: 193). Seklerleme olgusunu alan ou sosyolog kendine zg modern endstriyel toplumlarn aratrlmas ve gzlemlenmesine younlamlardr. Onlar, yine de ska seklerlemenin evrensel ve muhtemelen kanlmaz bir sre olduunu varsaymlardr. rnein Wilson, seklerlemenin bir toplumda uzun vadede meydana gelen bir sre (Wilson, 1982: 150, 1987: 161) olduunu iddia eder. Bununla birlikte Wilson, seklerlemenin nde gelen bir savunucusu olsa da, seklerlemenin gerek rneklerinin kltrel ve tarihsel olarak her balamda spesifik olduunun aka gsterildiini kabul eder. Toplumda dinin rolndeki deimelerin boyutu ve doas dnyann farkl blmlerinde ok deikenlik gsterebilir ki, seklerlemeyi tek bana bir sre olarak grmek hata olur. (Haralambolos and Holborn, 1995:494).

86 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

Dier taraftan, seklerleme kavramn ierdii varsaymlara, doasndaki belirsizliklere ynelik eletiriler ve sosyolojik kuram asndan yararl bir amaca hizmet edip etmedii konusunda da eitli tereddtler ileri srlmtr. Ancak seklerleme kavram bir yandan modernleme kuramnn temel kavramsal aralarndan biri olarak; br yandan da, modernizmin ilerleme projesinde kanlmaz bir sre olarak tanmlanmtr (Baer, 2001: 62). Modernlemeci yaklam, pozitivist felsefenin etkisinde kalarak, modernlemenin kanlmaz ve geri dndrlemez bir sre olduunu savunmutur. Gelimeci yaklama gre ise modernleme, geleneksel toplumdan modern topluma doru gidite kesinlikle yaanmas gereken kanlmaz bir sre deildir. Geleneksel toplumlarn, ilkel kabilelerden Roma ve in imparatorluklarna kadar uzanan izgide eitli trleri ve birbirinden tamamen farkl rgtlenme biimleri vardr. Bu toplumlarn batnn modernleme srecinden gemelerini kanlmaz olarak grmek, modern toplumu tarihin nihai evresi kabul etmeyi gerektirir. Kendi iinde bir elikiler btn olarak srekli deien bat tipi modern toplumun, insanln ulaaca en son toplumsal evre olduunu ise kimse syleyemez (Bayhan, 1997:136). Weberin dnyann byden arnmas ifadesinde zetlenen rasyonelleme sreciyle birlikte bilim ve teknolojideki gelimelerin bir sonucu olarak dini retilerin yerini rasyonel teknik ve prosedrlerin alaca, bilimsel metodun hakim olaca eklinde ifadeler ne srlmtr (Wilson, 1982:). Bunun karsnda, bilimin ilerlemesiyle birlikte dinin gerek bireysel gerekse kurumsal anlamda hayatn tm boyutlar zerindeki etkisini kaybedecei tezinin son zamanlarda yaplan aratrmalarla geerliliini kaybettii ne srlmtr. Fizik, matematik gibi tabi bilimlerle megul olan bilim adamlar arasnda kendilerini dindar olarak tanmlayanlarn oran psikolog, sosyolog ve antropologlara gre daha olmasnn da bu durumu destekledii ifade edilmitir. Din bugn hem dnya politik arenasnda hem de yerel politika zerinde nemi giderek artan bir g olarak yer almaktadr. Bu da toplumlarn modernletike kanlmaz olarak seklerleecei tezinin iyi bir temele dayanmadn gstermektedir (Kse, 2001: 211). Burada, bata Marx, J.S. Mill ve Hernry Maine olmak zere birok dnrn tarihi, yeninin eskiyi, modernin gelenekseli, seklerin dini alan amasn salayacak srekli bir dnm sreci olarak kavradklar iin bir durumdan baka bir duruma gei olarak niteledikleri ey ima edilir (Dawison, 2002: 12). Yani, rasyonelleme neticesinde bilimsel alanlarda gelimenin yaanaca, dinin etkinliini kaybedecei ileri srlmtr. ncelikle seklerlemenin geri dnlmez evrensel gereklikte bir sosyal sre olduu iddias bilimsellikten uzak, insana ve tarihe belli bir bakn rn olduu ve belli bir bak asn yanstt iddia edilmitir. Byle bir grn, insann iradi eylemini gz ard etmesi, sonuta ideolojik bir durumu ortaya karmaktadr. Ancak, dier yandan gzlemlenebilir olgular, dinin modernlemeyle birlikte geriledii yargsnn tersine sonular vermektedir (Muta, 1999: 464). Seklerleme tezi, seklerlemenin sanayi toplumunun ve kltr modernlemesinin ykseliinin kanlmaz bir zellii olduunu ileri srer. Bu teze gre, modern bilim, geleneksel inanlar daha az akla yatkn bir duruma getirmi yaam dnyalarnn oullamas dinsel sembollerin tekelini krm; kentleme bireyci anomik bir dnya yaratm; ailenin neminin anmas dinsel kurumlar daha az ihtiya duyulan bir konuma drm; teknoloji her eye kadir Tanr fikrini daha az gerekli ve akl d bir kalba sokarak, insanlara kendi evreleri zerinde daha fazla denetim kurma olana tanmtr. Bu anlamda seklerleme, Max Weberin toplumun aklclamas kavramyla ifade etmeye alt olgunun bir ls olarak kullanlmaktadr. Bunun yan sra seklerleme teorilerinin tamam, seklerlemenin zorunlu olarak meydana gelecei

87 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

grn ileri srmezler. Seklerlemenin kanlmazlyla ilgili tartmalarda yeni paradigma, seklerleme tezini eletirirken daha ziyade toplumsal olaylara tekamlc bir nazariyeden bakan, rnein Comteun hal yasasnn sonucunda pozitif dneme ulalaca, eklinde sosyologlarn grlerini eletirdii grlmektedir. Ancak, yeni paradigmann da farkllama, rasyonelleme, modernleme gibi sreleri tecrbe eden bir toplumun seklerlemeye ulap ulamayaca konusunu belirsiz brakr. Eletirilerin de daha ziyade seklerlemenin gerekletii ancak bu durumun zorunlu olmadn, sosyal olgular determinist bir bak asyla ele almann sonucu olduu iddia edilmitir. 5.5. Seklerleme ve Yeni Dini Hareketler Dnyada apnda meydana gelen yeni oluumlar deerlendirmek, zellikle de seklerleme teorilerinin verilerini deerlendirmek asndan yeni dini hareketler olgusu din sosyolojisinin gzde konular arasnda yer almaya devam etmektedir. Konu hem klasik seklerleme teorileri hem de yeni paradigmann ortaya koyduu verilerin gvenilirlii ve geerliliini korumas asndan nemli olmakla birlikte, modern Trkiyenin toplumsal yapsnda meydan gelen yeni gelimelerin anlalmas asndan da son derece nem arz etmektedir. Klasik seklerleme teorilerine kar bir meydan okuma olarak alglanan yeni dini hareketler farkl dindarlk biimlerinin ortaya konulmas, saylar son yllarda hzla artan din deitirme olgusunun aklanmas gibi yeni ve farkl olgularn incelenmesi asndan da aratrmaclara bu alanda byk bir veri kayna salamaktadr. Seklerlemeyle birlikte dinin yok olmad, en ok seklerletii iddia edilen lkelerde dini canlanmann ortaya kmas bir takm sorgulamalar beraberinde getirmitir. Seklerleme tezine kar en somut tehdit olarak nitelenen yeni dini hareketler olgusunun doru anlalmas seklerlemenin yn hakknda elverili bilgiler sunmaktadr. Modernleme seklerleme srecinde btn dnyada yaygn bir ekilde grnrlk kazanan yeni dini oluumlar tanmlama noktasnda bir takm farkllklar sz konusu olmutur. Medya ve kamuoyu, bu oluumlar iin ou zaman kt ve aldatc pratikler, zihin kontrol veya psikolojik bask ve belki cinsel suistimal ve iddet eilimleri ima eden olumsuz fikirler, genelde acayip inanlar anlamna gelen klt kelimesini kullanma eiliminde olmulardr. Ancak, akademisyenler yarglayc bir kavram kullanmak yerine; yeni dini hareket, aznlk veya alternatif din gibi tarafsz kavramlar kullanmay tercih etmilerdir. Din sosyolojisi literatrnde yakn zamanda kullanlmaya balanan yeni dini hareket kavram, kinci Dnya Savandan sonra, 1950lerde ortaya kan, 1970lerden itibaren grnrlk kazanmaya ve yaygn bir ilgi grmeye balayan bu yeni oluum sylemlerinde cokun bir dini, ruhi ve felsefi yaant vaat eden birbirinden farkl oluumlar ifade etmek iin kullanlmaktadr (Barker 1992: 9; kr.Kirman, 1999: 223). Barker Yeni dini hareketlerin nde gelen zelliklerini yle sralamtr: 1-) Geleneksel dinlerden farkl bir yap ve syleme sahip olmalar itibariyle yeni olmalar; yerleik dinden farkl olmalarna karn sylemlerinde cokun bir dini, ruhi ve felsefi ynlerinin olmas ynyle de dini olmalardr. 2-) yelerinin reme yoluyla deil de, din deitirme yoluyla kazanld belirtilmekte ve bu yelerin btn din deitirenlerde olduu gibi arzulu, adanm ve fanatik tipler olduu vurgulanmaktadr.

88 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

3-) 1970lerde ortaya kan yeni dini hareketlerin yeleri, iyi bir eitime sahip olan, orta snf gen yetikinlerden olumakta ve toplumun genelinden ayrldklar vurgulanmaktadr. 4-) ou kez karizmatik otoriteyi kullanan bir kurucu veya lider vardr ve erkek veya bazen kadn olan bu lider, gelenek veya kanunlar tarafndan kuatlmamtr. 5-) Yerleik dinlerin nesiller boyunca ifade etmeye alt hakikatin daha anlalabilir versiyonlarna sahip olduklarn iddia etmektedirler. 6-) Grup bilincine dayal olarak biz ve onlar ayrm yaplr. Bu ayrma gre onlar kty temsil ederken biz doru ve gzeli temsil etmektedir. 7-) Son olarak, yeni dini hareketlerin sylemlerine kar toplumun genelinde kuku, belki de dmanlk sz konusudur (Barker, 1992: 11). Birok sosyolog, dini gruplarn hzl sosyal deimenin yaand dnemlerde ortaya ktklarn ifade etmektedir (Berger, 2002: 13, Hervieu-Leger, 2005: 309). zellikle kinci Dnya Savann oluturduu ekonomik knt, isizlik, toplumsal yapdaki paralanma gibi durumlar insanlar farkl bir takm araylara sevk etmitir. Geleneksel deerlerin ve normlarn bozulmaya yz tuttuu, sosyal tutarszla ve anlam ilgilerini kaybettii durumlar yeni dini hareketlerin ortaya kmasna uygun bir zemin hazrlamaktadr (Bodur, 2000: 306). Yeni dini hareketlerin, bilim ve politikann zemedii pek ok problemin bulunduu, temel toplumsal kurum olan aile ve dinin zlmeye balad Bat toplumlarnda arad huzur ve mutluluu bulamayan, mekanik ve materyalist ideolojilerin kimliksizletirdii tatminsiz ve huzursuz insanlar iin modern hayatn meydana getirdii sosyo-ekonomik ve kltrel krizden bir ka yolu olarak ortaya kt iddia edilmitir (Kirman, 1999: 226). Geleneksel toplumlarda din, insan hayatnn ekillendirilmesi ve anlamlandrlmas asndan byk bir etkiye sahiptir. Ancak, farkllama, iblm, uzmanlamann ortaya kmas, bilim ve teknolojide kaydedilen hzl admlar toplumsal yapda nemli deimelere neden olmutur. Deime toplumsal yapyla snrl kalmam ayn zamanda dini de etkilemi; din, toplumsal alandaki etkinliini kaybetmi, kendi alanna ekilmi, bireysel bir tercih olarak alglanmaya balamtr. Dinin karakteri ve rolnde gzlenen deiimler yeni dini hareketlerin ortaya kmasnda nemli bir faktr olarak deerlendirilebilir. Yani, zellikle seklerleme srecinin yaanmasndan sonra toplumlarda geleneksel dini hareketler, yeni artlara uyum salama problemi erevesinde birtakm problemlerle yz yze gelmiler, bu durumda baz hareketler kendilerini bu yeni duruma, yeni artlara uyarlama yolunda bir takm deimelere yol am, bazlar da, bu deiime reaksiyon olmak zere bu tr oluumlarda dini hareketlerin domasnda bir baka nemli etken olarak dikkat eken husus olarak deerlendirilebilir (Bodur, 2000: 307). Yeni dini oluumlarn ortaya knda modernlemeyle birlikte dinin etki gcn kaybetmesi sonucunda, bilim ve teknolojinin ilerlemesi modern insan anlam arayna itmitir. nk daim bir zellik tayan ve zmleri rasyonel saptamalarn tesinde olan var olusal araylar tatmin olunmayan bir din sistemden, tatmin aranlan bir baka sisteme ynelmektedirler. Ksacas, yneli yine dindir. Berger, yeni din akmlarn ortaya kn tamamen modernite karsnda duyulan tatminsizlie balar. nk insanln tarih boyu tecrbe ederek kesinlik atfettii deerler bugn artk modernite tarafndan tehdit edilmektedir. Bu, insanlar iin rahatsz edici bir durumdur. Bu deerlere tekrar kesinlik atfeden yeni din hareketler bu rahatszl hafifletici bir grev stlenerek insanlar cezp etmektedirler. (Kse, 2001: 208). Toplumsal tabakalama sistemi, bir toplumdaki servetin kontrolyle ve bu kaynaklarn datmyla dorudan balantldr. Dolaysyla toplumsal konumundan

89 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

memnun olmayan bireyler hak ettikleri dlleri veya toplumsal saygnlk elde edemedikleri dncesiyle toplumda marjinal konuma dmekte ve iinde bulunduklar bu duruma reaksiyon olarak bu ihtiyalarn karlamak amacyla eitli dini oluumlara katlabilmektedirler (Kray, 1999: 148; Bodur, 2000: 305). deal bir dnya cenneti kurmay amalayan modern sosyal hareketlerin her birine yakndan baklacak olursa, dinlerin iyi veya kt bir kopyas olduklar grlr. te yandan szde-Marksist toplum bilimcilerin ekil ve adlandrma asndan tamamen sekler grnen bu tr yeni sosyal hareketleri, toplumda kolektif bir aknlk ve maneviyat araynn da vurumu olarak grmeyip, kendi deyileriyle bireysel ve toplumsal zgrlk araynn ya da sorumluluk araynn kendiliinden dourduu hareketler olarak grdkleri ifade edilmitir (Cokun, 2005: 18-19). Yeni dini hareketlerin hangi toplumsal tabandan beslendikleri konusunda birbirinden olduka farkl grler ileri srlmtr. Paralanm bir aile yapsna mensup, mutsuz bir evlilik, gelecei parlak olmayan bir kariyere sahip olan birinin bu olumsuz artlardan kap kurtulmasnn bir yolu olarak dnlmtr. Geleneksel dinlerin tarihsel sre ierisindeki sylem ve uygulamalarn skc, riyakar, lakayt olduuna ve toplumun daha geni kesimlerine ulamadna ve bu yerleik dinlerin materyalist bir dnyann ark dilisi olmadan te bir ey sunmadklarna inanan insanlarn farkl bir alternatif araylar olarak grlmtr (Barker 1992:12). Bunun yannda yeni dini hareketlere katlanlarn genelde gen yata, yksek sevide eitim alm, ekonomik bakmdan ortalamann st gelire sahip insanlar olduu da ifade edilmitir (Kirman, 1999:232). Wilsona gre Hristiyan geleneine ait hareketlere genelde s dnceli, yal ve eitimsiz olanlar katlrken, yeni ortaya kan hareketlere ise eitim grm daha gen insanlar katlmaktadr (Demirci, 2001: 32). Modernleme ile hem toplumsal seviyede hem de bireysel seviyede dinin gerileyecei ileri srlmtr. Fakat zaman bu temel fikrin yanl olduunu ortaya koymutur. Modernlemenin baz bakmlardan seklerlemeye sebep olduu, hatta baz corafyalarda bunun daha fazla hissedildii dorudur. Ama modernlemenin seklerleme kart birok gl hareketi dourduu da ortadadr. Ayrca toplumsal seviyedeki seklerlemenin mutlaka ferd bilin seviyesinde de gereklemesi gibi bir zorunluluk sz konusu deildir. Baz din kurumlar birok toplumda glerini ve etkilerini kaybetmiler, ancak hem eski hem de yeni din inan ve ibadet ekilleri, bazen yeni kurumsal ekillere, bazen de ar bir din ifadeye dnerek fertlerin hayatlarndaki yerlerini korumulardr (Berger, 20002: 13-14). Modern toplumlar ayn zamanda, Marcel Gauchetin deiimin zorunluluu dedii eyin basks altndadrlar. Bu nedenle modern toplumlarn hayatlar yapsal olarak belirsizdir. Bilim ve teknoloji tarafndan ortaya konan rasyonel zorunluluklar srekli meydan okumaktadr. Sonuta, kendi belirsizliklerinin doal bir neticesi olarak anlam kaymalaryla patlamalarn yaand toplumlardr. Fransa, Belika ve svirede yaplan eitli uygulamal aratrmalar, en modern ve en rasyonel kltr iinde yer alan bu insanlarn (mhendisler, bilgisayar uzmanlar) gaipten haber verme, ruhuluk gibi en irrasyonel tecrbeler aramak iin belirgin bir eilime sahip olduklarn gstermektedir. Bat Avrupann her yerinde-kilise ii veya kilise d-yeni dini hareketlerin mntesipleri arttka; derin ekoloji, diye ifade edilen ruhu psikoloji vb. akmlarn eitlilii de artmaktadr. Eer seklerleme, dinin rasyonel bir ekilde daralma sreci olarak grlrse, Seklerlemenin olup olmad eklindeki soruya verilecek cevap bugn iin aka grlyor ki hayr olacaktr (Hervieu-Leger, 2005. 313). Yeni dini hareketlerin zellikle son yllarda canlana gemesi, seklerleme tezinin sorgulanmasna neden olmutur. Seklerlemenin kendini en ok hissettirdii bir

90 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

dnemin ayn zamanda dini oluumlar da canlandrd bir dnem olarak nitelendirilmitir. yeni dini hareketlerin sper marketi olarak nitelenen ABDdeki hareketlerin saysndaki arta baklarak, bu hareketlerin seklerlemeye en gl meydan okumay gerekletirdii iddia edilmitir. Berger, insanlarn dine her zaman ihtiya duyduklarn ve dinin her zaman var olduunu; asl aklanmas gerekenin dinin yok olmamasdr. Ona gre, modern seklerizmin ortaya kyla bu hareketlerin ortaya k hayret vericidir. Dolaysyla Amerikadaki sekler eilimli Chicago niversitesinin varl, rann Kum ehrindeki medreselerin varlndan daha ilgintir. Dolaysyla, sorgulanmas gereken dinin varln devam ettirmesi deil, seklerlemenin halen devam etmesidir (Berger, 2002: 16). Bunun karsnda, yeni dini hareketleri birok sosyolog toplumdaki bireylerle toplum arasnda yeniden btnlemeye katkda bulunan oluumlar olarak mspet ynde deerlendirirken; dier bir ksm sosyolog da, bu tr hareketlerin herhangi bir kltrel zelliinin olmadn ve toplumda btnlemeye katk salamayan marjinal hareketler olarak deerlendirmektedirler (Bodur; 2000: 307). nde gelen seklerleme teorisyenlerinden Wilson, yeni dini hareketlerin ortaya kmasn Weberin dnyann gzn amas ifadesindeki anlamnda rasyonelliin geliimiyle e deer olarak deerlendirir (Hill, 1973: 231). Bu hareketleri, toplumun btnlemesi ve kltrne herhangi bir katks olmayan, kendi iine kapal marjinal gruplar olarak deerlendirmektedir. Ayrca, bu hareketlerin kilisenin otoritesinin kaybettiinin bir gstergesi olarak deerlendirileceini ifade etmitir (Wilson, 1982:86). Bununla birlikte, Wilson ekmenik hareketi seklerlemenin uzak kant olarak yorumlar. Ona gre, toplumsal szlemenin uzlama ve dzeltme anlamlarnda birlemesinden bu yana organizasyonlar glyken zayf hale gelmilerdir. O ekmenizmin, kteki Hristiyanln uan kutan medet umduunu gsterdiine inanr. (Haralambolos and Holborn, 1995: 487). Geleneksel dinlerin sahip olduklar fonksiyonlarndan ounu kaybetmeleri yeni dini modeller ortaya karmtr. ok eitli ve farkl kltr unsurlarn, geleneksel deerlerin yannda modern deerleri de barndran bu hareketleri kategoride deerlendirir. Birincisi, temel motivasyon misyonerlikten kaynaklansa da yerli kltrn kendine has zelliklerini tayan hareketler. kincisi, yresel zelliklerini kazanm, d temaslardan etkilenen hareketler. ncs, III. Dnya lkelerinde, Batl lkelerce ynlendirilen hareketler. Bu hareketlerin Hristiyan oluu ve dinin dnm haricinde pek ortak zellikleri de yoktur (Demirci, 2001: 31). Yeni paradigma, seklerlemenin gerilemesinin kant olarak sektlerin gelimesini grr. Peter Berger, doastne inancn sekler toplumlarda sadece sekteryan bir formda ayakta kalabileceini ne srer. Sektlerin says ve onlarn yelerinin boyutunun tam ve doru olarak llmesi mmkn deildir. Buna ramen Roy Wallis, ge 1970lerden bu yana yeni dini hareketlerde bir d olduuna ve daha eski yerleik sektlerin bazlarnn Britanyada gelitiine inanr. Yehova ahitlerinin yeleri 1970de 62.000den 1990da 116.000e ykselmitir. Bugn, kinci Dnya Savandan nce olduundan daha ok sekt vardr. Stark ve Bainbridge USAda 1960larda klt formasyonunun en yksek oranlarna sahip olduunu gsterirler. Kltlerin % 23 1970 ile 1977 arasnda biimlenmiti ve % 38i 1960larda, % 4 1950lerde ve geri kalan %25 ise 1950lerden nce biimlenmiti. Kanttaki bu tutarszla ramen, sektlerin grnr canll seklerleme teorilerine kar bir kant sunuyor gibi grnmektedir (Haralambolos and Holborn, 1995: 487). Wilsona gre, her ne kadar dinin toplumdaki etkisinin azalmas seklerlemeye gtrse de, bu sre ayn zamanda yeni dini uurlarn ortaya kmasna da sebep

91 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

olmutur. Yeni dini mezhepler dini dnm salayc olarak ortaya kmtr. Bu noktada din, alternatif bir kltr olarak srmekte ve modern sosyal sistemi tehdit etmeyen bir unsur olarak gzlemlenmektedir. Dinin modern/sekler bir dnyada eski formlarndan syrlp farkl formlarda tekrar ekillenmesi olayna Wilson Dinlerin Dnm adn vermektedir. Bu dnmlerden her biri bir seklerleme olaydr ve hatta seklerlemenin birer teyididir. Wilsona gre kilise kurumunun eski formlar ve sreleri artk bilerek terk edilme srecine girmitir. Bu durum kiliseyi ada topluma uydurma teebbslerinin bir sonucudur. te; yazarn ifadesiyle, kutsaln sahas seklerin zorlamalarna bylece boyun emektedir. Bu sre dnyann iman tarafndan deil, fakat imann, dnyann sanatl teknikleri tarafndan fethedilmesidir. Ksaca dnya teknikleri imana galip gelmitir. Netice itibariyle, Wilson asndan sekler bir toplumda dinin sosyal bir nemi yoktur. O ancak ferdi planda ve aile hayatnda var olabilir. Bu anlamda dinler lmtr. Onlarn bir daha doup domayacaklar ise belli deildir (Demirci, 2001: 20). Stark ve Brainbridge btn kltleri sama ve marjinal bir fenomen olarak klt hareketlerini kapsayan yanl bir deerlendirme yapldn ifade ederler. lk hipotez geleneksel kiliselerin ok zayf olduu yerde kltlerin ok olacan kabul eder, nk bu blgelerde nfusun byk bir oran, kuralc kiliselere ilgisizdir, muhtemelen corafi mobilitenin bir sonucu olarak yeni dnceleri tecrbe edilebilecektir. kinci hipotez, mezhepi yeniden canlanmann daha byk bir olu derecesinin, grece gl olan geleneksel kiliselerin olduu yerde yeni kltvari tecrbelerinden daha fazla olacan kabul eder. Stark ve Bainbridge, onlarn hipotezlerinin onlarn verileri tarafndan dorulandn buldular ve klt ve sekt teekklnn seklerlemeye fonksiyonel alternatifler olmad ancak farkl cevaplar olduu sonucuna ularlar. Seklerleme, geleneksel kiliseleri byk oranda zayflatmtr ancak o dindar olmayan bir nfus retmemitir, sadece kilisesizlik retmitir. Kilise yeliinin dk olduu blgelerde bile olaanstne inan yksek durmaktadr. (Hamilton, 2001: 207). Wilson, kltlerin ortaya kn seklerleme srecinin dorulaycs olarak grmektedir. nk bu kltler dinin modern bir toplumda neminin azaldn gstermektedirler. Dolaysyla, yeni dini hareketlerin toplumsal sistem asndan gerek bir nemi yoktur, bireysel seviyede kurtulular sunabilir (Demirci, 2001: 36). Dobbeleare Amerika Birleik Devletlerindeki Evanjeliklerin yllara gre yzde oranlarn verirken onlarn ye saysndaki azalmay gsterir ve sonu olarak, ayet bu birok aratrmann ne srd gibi kuaksal bir eilim ise, kilise ve sinagoglarn gelecei ok daha belirsizdir. Kilise ve sinagoglara ballk, zellikle szde liberal mezheplerde azalmtr, ancak 1968den beri Katolik Kiliselerinde de azalma meydana gelmitir. Bununla birlikte, 1972den bu yana kiliseye katlm iin kresel rakamlar ABDde yzde 40 civarndan yzdelik bir orandan daha ok deime olmamtr. Yine, kiliseye gitme oran daha gen olan kiilerden ziyade daha yallar arasnda daha yksektir ve bu eilimler Avrupa iin de dorulanmtr. Sonu olarak, seklerleme mekanik bir sre deildir ve o dini gruplara reaksiyonu hesaba katar. Bununla birlikte, onlarn gc bireylerin er ge mobilizasyonu ve motivasyonu iin srnrlanmtr. Uzun vadede, kilise/din zellikle genler arasnda, kilise ve sinagoglarn potansiyel yeni yelerini kaybetmi gibi grnr (Dobbeleare, 1989: 37.) Bu hareketler, seklerleme srecine kar koyamazlar ve sekler bir toplum karsnda meydan okumann ksa sreli ve istikrarsz jestlerinden ziyade baka kar koyu sergileyemezler. Benzer sonulara Roy Wallis tarafndan ulalmtr, Wallise gre yeni dini hareketler nfusun sadece kk bir orann kapsar ve yetikinlie doru gei dnemi zarfnda sadece ok geici periyotlar iin ska dzenler. Dnyay-

92 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

onaylayan hareketlere ye olanlar iin yelik motifleri ounlukla zaten seklerdir: onlar dier dnyaya ait ilgileri srdrmekten ziyade dnya ile iyi geinmeyi isterler. (Haralambolos and Holborn, 1995: 488). Yeni dini hareketler llebilir gerilme ile geleneksel dindarln dne paralel, inanlarn yeniden organize edilmesi sreci arasndaki karmak-zellikle modern-ba dnmeye yneltmitir. Yeni dini oluumlarn aklamalar klasik seklerleme paradigmasyla eliki arz etmez; fakat seklerleme srecinin ne olduu konusunda yeniden dnmeyi gerekli klar: Seklerleme, btnyle rasyonel bir toplum iinde dinin gerilemesi deil; fakat dindarlk formlarnn genel bir yeniden ekillenmesidir. Yenilik ve deiime ncelik vermesinden dolay yapsal olarak belirsiz hale gelen toplumda, inanlarn daha genel ve yeniden datmnn bir parasdr (Hervieu-Leger, 2005: 309). Trk toplumunda ortaya kan dini karakterli yeni oluumlar, Trk toplumunun kendi i dinamiklerinin sonucudur. Trk toplumu bir manada dini oulculuun olmad veya oulcu bir toplum yaps eklinde deerlendirmeyeceimiz bir yap tipi sergilemektedir. Birlie daha ok vurgu yapan, niter bir yap sergilemektedir. oulculuk daha ok ABD ve bat endstri toplumlarnda grlmektedir. Ancak Trk toplumunda dini gruplar arasnda oulcu anlamda rekabet olmad gibi daha olumlu deerlerin ortaya kabilecei eklindeki bir iddiaya karlk, Trk toplumunun niter yap arz ettii ve dolaysyla ortaya kan yeni dini hareketlerin bu yapy zedeledii ifade edilebilir. Trk toplumunda genelde cemaatvari bir yaplanma mevcuttur. Tarm toplumundan sanayi toplumuna gei zellii sergileyen tranzisyonel bir karaktere sahiptir. Bu bakmdan geleneksel deerlerin ve zellikle dinin bu geite merulatrma arac olarak kullanlmas sz konusudur. Liberalleme sonucu bu tr dini hareketlerin grlmesi, bir bakma tarma dayal toplum tipinin uzantlarn yanstacandan hemen her tr gruplamalar daha ok dini elerin arlkl olduu bir yaplanma biiminde kendisini gsterecektir (Bodur, 2000: 310). 5.6. slam ve Seklerleme En genel anlamda geleneksel dini ve kurum sembollerin toplumsal nemini kaybettikleri sre olarak tanmlanan seklerleme srecinin Bat toplum ve kltrnn bir rn olduu, Bat d toplumlarn, kltr ve dinlerinin de bu sreten ayn oranda etkilenip etkilenmedii veya seklerlemeyi ortaya karacak potansiyelin bulunup bulunmad tartlmtr. Tartmann temelini, farkllama, rasyonelleme, modernleme srecinin sonunda seklerlemenin meydana gelecei eklinde klasik gre getirilen eletiriler oluturmaktadr. Seklerleme teorilerinin sadece Avrupa tecrbesinden hareketle genel geer ve evrensel bir karakterden uzak olduu ifade edilmitir. Bat d toplumlar arasnda yer alan slam toplumlarnn bu sreten hangi oranda etkilendii veya seklerleme eilimlerin slama gre imkn nemli tartmalara neden olmutur. Bir ksm sosyolog slamn znde seklerlemeye izin verdiini ifade ederken, dierleri slamn znde ve tarihi geliiminde seklerlemeye geit vermediini ifade etmektedir. slam dini, Hristiyanlk ve Yahudilik gibi evrensel dinler kategorisinde yer almaktadr. Hristiyanln seklerlemenin oluumuna elverili bir ortam salad ifade edilmektedir. Berger, seklerlemenin kklerinin Yahudi-Hristiyan geleneinde yer aldn ifade ederek, Eski Ahit teolojisinin dnyay ruhsallktan arndrmak iin faaliyette bulunduu, Tanrnn insanlarn kontrol kaynaklarn ve sorumluluklarn ktye kullanma tutumuna sahip olmalarna izin veren bir sreci gelitirdiini ifade

93 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

etmitir. Bylece, nsanla yeryz zerinde egemenlik sahibi olmak iin yol gsterilmi ve bu tutum teknoloji ve bilimin daha sonraki gelimelerine izin vermitir (Roberts, 1990: 305). Seklerleme eilimlerinin zellikle Hristiyan sosyal evrelerde ortaya kt, dier dinlerde bu trden eilimlerin olmad ifade edilmitir. Buna bal olarak, bu dini gelenekler de seklerlemenin olmad gibi endstrileme, modernleme ve ehirlemenin etkisinin de sz konusu olmad ifade edilmitir (Berger, 2000: 172). Seklerlemenin slam dini ve toplumlar iin geerli olmad ifade edilmitir. Byle dnenlere gre, seklerlemenin tarihsel geliimine bakmak gerekmektedir. Seklerleme Bat toplumlarnda Rnesans, Reform, corafi keifler, sanayileme ve aydnlanma dneminin rn olarak ortaya kmtr. Seklerlemenin merkezinde kilise devlet ayrmnn olduu bilinmektedir. Seklerlemeyle birlikte kilise/din toplumsal alandaki daha nce sahip olduu ekillendirici fonksiyonunu kaybetmitir (Wilson, 1987: 160). slam dininde Hristiyanlktaki gibi bir kilise rgtnn olmamas, Batda olduu gibi o dneme kadar kilisenin klasik din anlayn sarsan Reform hareketlerinin ortaya k ve Protestanlk benzeri bir durumu dourmamtr. Bunun yannda, slam dinindeki peygamberin tarihi ahsiyeti ve Mslmanlar tarafndan alglan ile Kilise tarafndan Hz. saya yklenen Tanrsal nitelikler farkl eylerdir. Yine Kuran semantiindeki akldan anlalan eyle Kilisenin dogmatik akl anlay ayn eyler deildir. Kald ki slmiyette, Hristiyanlkta olduu gibi kendilerine Tanrnn vekili veya onlar adna i yapan bir din adamlar snfnn olmamas seklerlemenin slam dnyasnda ortaya kmamasnn nedeni olarak gsterilmektedir (Altnta, 2001: 79). Seklerlemenin temelinde dnyann byden arnmas olduunu ifade eden Weber, rasyonellemenin ortaya kyla birlikte insanlarn by, tlsm, animistik ruhlarn dnyadan kovulmasnn yannda Tanr ve insan ayrmtr. Dnya bylece, kutsallndan arndrlm, insanlarn zerinde serbeste tasarrufta bulunabilecei bir alan haline gelmitir (Attas, 2003: 42). Weber'e gre seklerleme sreci Bat'ya zg bir gelimedir ve bunun kkleri antik Yahudilikte, Protestanlkta ve gelien kapitalizmde bulunmaktadr. Bu srecin merkezinde rasyonalite ve rasyonalizm kavramlar bulunmaktadr (Robinson, 2002: 343). slam tarihinde Bat benzeri byle bir gelimenin yaanmad ne srlerek seklerlemenin slam asndan geerli olmad ifade edilmitir. Birok aratrmac slam ve seklerlemenin uyumayaca ynnde yaygn bir kanaat tamaktadr. Dou toplumlarnda zellikle, halknn ounun Mslman olduu lkelerde din ve demokrasi arasndaki problematik iliki hala kendini youn bir ekilde hissettirmektedir. Bir ksm slamc yazara gre, insan Tanr karsnda yer alan bir rakip deil, onun yannda yer alan, onu destekleyen bir dost/velidir. Bu nedenle, slam iman asndan, Nietzchenin iddia ettii gibi bireyi otantik zgrlne eritirmek iin Tanrnn lmne ihtiya bulunmamaktadr. Tanry zgr isten karsnda nemli bir barikat olarak gren sekler dnce birey adna Tanry yok sayma eilimindedir. Bu adan ada sekler dncenin nemli bir tanmlayc zellii, dncenin mutlaktan arndrlmas olmakla birlikte, o meydana gelebilecek boluu doldurabilecek alternatifler sunamamtr. Tanry gereklik standardnn dna tamak ve bireyin anlam dnyasn her trl akn deerden arndrmak, insann temelde dnen bir varlk oluu nedeniyle Onu yaantmzn dna karmak anlamna da gelmektedir. (Yeilyurt, 2001: 124-125). slamn birey ve toplum hayatnn her alanna nfuz ettii ve seklerlemenin bu ynyle slamla badamad ifade edilmektedir.

94 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

slam ve seklerleme ilikisinde, slamn isel dinamiklerinden kaynaklanan iki alanda seklerlemeye izin vermeyecei ifade edilmitir. Birincisi, sabit olarak kabul edilen, slamn iman anlaydr. Ament esaslarnda ifadesini bulan tevhit, ahiret ve risalet seklerlemeye izin vermez. Yani, sekler dnya grnde varlk ve alem Tanrdan kopuktur. Bu dnya gr peygamber ve onun getirdiinden uzaklam ve yabanclamtr. Seklerlik, sadece bu dnyaya, yaanlan ana ynelmi lm sonras hayat zihnin arka planna atlmtr. Byle bir dnya gr slamn temel doktrini olan iman esaslaryla uyumaz. kincisi, slamn muamelat denilen dinamik boyuttur. nsanlarn hayatn eitli problemlerine kar kutsal kitaptan bulamad zmleri itihat akl gcyle bulmalarnn, Batda olduu gibi sadece din bilginlerine deil, bilgisi olan her mmine izin vermesi seklerlemenin olumasna izin vermedii ifade edilmitir (Altnta, 2005: 175-178). Klasik seklerleme tezine kar konumlandrlan yeni paradigmann nemli savunucularndan Stark, slami inanla modernleme arasnda, seklerlemeyi olaanst derecede yalanlayan derin bir uygunluk olduunu ifade etmektedir. Dnyann eitli blgelerinde yaplan farkl aratrmalarn Mslmanlarn dini ballklarnn modernlemeyle birlikte arttn gsterir. Bu aratrmalara gre Mslmanlarn dine ballklar eitim ve meslek prestijle olumlu bir ekilde ilikilidir. Ayrca da slam esnek yapsyla modernitenin tehditlerine kar kendisini uyarlama kabiliyetine sahiptir. Stark, slam dnyas ile ilgili aratrmalar deerlendirdikten sonra elde ok fazla veri olmadn belirtir, fakat szlerini ilgin saylabilecek bir cmle ile tamamlar: ...Ama uras da var ki, bilgili hibir gzlemci gnmz slamnn bu grleyen canlln kefetmek ve slamn modernlemeyle doru orantl olduunu anlamak iin bu tr verilere bile ihtiya duymaz. (Stark 2000: 59; Kse, 2001: 212). Modernlemeyle slam arasnda bir iliki kurarken Berger ise detayl bir deerlendirme ile unlar sylemektedir:slm hareket, kendilerini ilerici olarak tanmlayan entelektellerin hala iddia ettikleri gibi kesinlikle daha az modernize olmu veya gerici olarak nitelendirilebilecek bir toplum peinde deildir. Hatta aksine bu hareket modernlemi ehirlerde daha gldr ve baz lkelerde de Bat tipi yksek eitim alm insanlar tarafndan benimsenmektedir (Berger, 2002:19). Anlalan, modernlemeyle birlikte dinin toplumsal nemini kaybedecei ngrleri slam dnyasndan gsterilen rneklerde olduu gibi nemli sarsntlar geirmektedir. Seklerlemenin sadece batya zg bir gelime olduu, slamn bunun dnda kaldna iaret edenlerin yan sra, esasta slamn seklerlemeye elverili olduunu ifade eden grler de ifade edilmitir. ayet, yzyldan fazla bir sreden beri slam dnyasnn -eer son zamanlardaki yenileme gz nnde bulundurulmazsa- Bat dnyasnn bir-ka yzyl nce yaam olduuna benzer bir seklerleme srecini yaad grlmektedir. Bu srete kutsal yasa hzla kamusal yaamdan ekilirken; eitimdeki dinsel bilgiler de gitgide temelini yitirdi. Geri ok sayda Mslman kltrel anlamda slam'n iinde bulunmakta, ancak buna ramen genellikle sekler Batda Hristiyanlarn yaptklar gibi, onlar yaamlarn salt rasyonel dncelere gre belirlemektedirler (Robinson, 2002: 343). slam dini, Hristiyanlktan ok farkl bir tarihi ve sosyo-kltrel artlarda ortaya km ve gelimitir. slam dnyasnda din-devlet ilikilerinin gelimesi ve tutumlarn ekillenmesi asndan farkldr. Hristiyanlk, Roma mparatorluunun hkimiyeti altndaki topraklarda ortaya km, gelimesi ve yaylmas da bu imparatorluun kltrel ortamnda olmutur. slamiyet ise, bylesine bir siyasi, hukuki, kltrel ve sosyal imparatorluk artlarndan uzak, kabile dzeninin egemen olduu ortamda ortaya kp gelimitir. Dolaysyla, iki din arasnda karlatrma yaplrken, tarihsel

95 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

balamlarndan bamsz olarak deerlendirmek yanltc sonular verecektir (Gnay vd., 1997: 61). slam dini siyasi alanda herhangi bir ynetim modeli nermemekte, dnyevi ilerin dzenlenmesini insanlara brakmaktadr. Bu noktada Hz. Peygamberin hurma aacnn alanmas rneinde grld zere dnya ilerini yine insanlara brakmaktadr. Anlalan Batda uzun mcadeleler sonunda gerekleen veya daha genel bir ifadeyle din-dnya ayrm slam dnyasnda ilk dnemden itibaren mevcut olduu grlmektedir. slam dini birinci derecede bireyi muhatap ve hedef almakta, onun gnl ve vicdanna ynelerek onu uyarmaya ve kazanmaya almakta, sorumluluu da ona yklemektedir. Aslnda, bu zelliini balangtan itibaren de korumutur ve korumaya da devam etmektedir. Bu bakmdan da, denilebilir ki, slam dini, her eyden nce bireysel seim ve sorumlulua dayal bir vicdan dinidir. Zaten yle olduu iindir ki, mteakip gelimeler altnda sistemleen ve topluma ve dnyevi dzenlemelere ynelik nemli normlar ihtiva eden slam Hukuku bile sonuta bir tr kazvistik hukuk yani vicdan hukuku olarak karakterize olmutur (Gnay, 1999: 109). eriat, hem kendi yaamnda Mslmanl gerekletirme iin bir davran rntsn, hem de devletin ona emrettiklerini ieriyor. Bu yaklama gre bir Mslman toplum din kurallara riayet ettii lde slami bir toplumdur ve bir Mslman devlet de, o din kurallar destekledii lde slamidir. Burada slami toplum ve devletlerde seklerlemenin kriteri olarak bir yaklam getirilmitir; buna gre onlar din kurallara riayet edip onu uyguladklar lde slamidirler ve buna kar kp uygulamadklar lde de seklerdirler (Robinson, 2002: 351). slam dini akla, bilime, hogrye verdii nem dolaysyla laiklik ve seklerlie giden yolu amtr. Kuran ve snnette buna iaret eden saysz rnekler olduu ifade edilmitir. Din adna yaplan dzenlemelerin dinin temel iki kaynandan (Kuran ve snnet) bir tr akl yrtmeyle yaplan itihada braklmas, slam dininin akla verdii nemi gstermesi asndan nemlidir. slam dininde ruhban snfnn olmamas, dinin hibir ekilde kii ve toplum hayatnn tamamn dzenlemeyerek, onun emir ve yasaklarnn dnda kalan ve mbah olarak nitelenen geni bir karar ve fiillerinde insannn kendi akl ve hr iradesiyle seim yapmasna izin vermesi (Gnay, 1997:88) slamn seklerlemeye izin verdiini gsteren iaretler olarak deerlendirilebilir. Weber, rasyonel yaama biiminin Batya zg olduunu iddia etmekte, kapitalist sistem gibi rasyonel bilim, rasyonel hukuk, rasyonel sanat, disiplinli i ve meslek ahlaknn hepsini Batnn rn sayarak Protestanla balamaktadr. Oysa medeniyet kervannn ncleri olan Mslmanlar bilim, eitim ve retimin gerek tayclar olmulardr. Mslmanlarn bilime katklar, Dou ve Bat toplumlarnn edebi, ilmi ve felsefi alanlarndaki ilerlemelerinde etkili olmu ve yeni ufuklar amtr. Mslmanlar modern bilimin kurucular yapan unsur, Kurann genel ampirik tutumu olmutur (Bodur, 1990:93). slam dnce tarihine bakldnda aklc felsefenin ncs olarak bilinen Mutezile adl dini oluumun (Ebu Zehra, 1996: 135-168) gerekletirildii grlmektedir. Kurana bakldnda akla, dnmeye ve aratrmaya ok fazla vurgu yapld grlmektedir. Mutezile hareketiyle balayan aklc hareket, Yunan felsefesine ait eserlerin tercmesi ve o dnemde yabanc kltrlerle temas sonucu nemli kazanmlar elde edilmitir. Ancak daha sonraki srete bilimsel bir alanda duraklama ve gerilemenin yaand gzlenmitir. Dolaysyla, seklerlemenin temelinde yer alan rasyonalizmin slamn bnyesine uymadn sylemek tarihi gereklerle badamamaktadr.

96 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

slam, slam dnyasnn her yerinde paylalabilen evrensel bir biime sahiptir. Bunun dnda, onun bymesi ve gelimesi Avrupa Protestanlnn gelimesinde olduu gibi- dini bilginin yaylmasnda basl yayn rnlerinin devreye girmesiyle sk ilikilidir. Bylece Hint slam formlar arasnda, Ehl-i Hadis'in yalnz Kuran ve Hadisi kabul eden ar bir ekli olan priten biimi olumutur. Priten Mslmanlar, daha nceleri kendileri araclyla Tanr'ya ulalan, eyhler ve atalarn byk silsilesinden vazgeiyorlard. Onlar artk tamamyla kutsal varlklar ve glerle dolu bir dnyada yaamyorlard. Tanr tamamyla akn bir varlkt ve bu dnyada srdrlecek bir hayat iin buna uygun kararlar verilmeliydi. Peygamber araclyla gelen Tanr'nn mesaj bir rehberlik ve tten baka bir ey deildi. Bu Mslmanlar iin dnya, gittike sszlaan, souk ve byden arndrlm bir yer oluyordu. Protestan Hristiyanlk iin bu sre genellikle seklerlemeye yol aan bir durum olarak grlmt. Bundan sonra artk Tanr ile insan arasndaki ilikide, nce Tanr'nn sz snrlanmt, Tanrya olan inan bu szn inanlrlna balyd. Bu makuliyet zayfladktan sonra seklerleme iin btn deiim kaplar almt. Burada slam iin de ayn sonular beklenmekten ziyade; izlenen yol da benzerlikler olduuna iaret edilmektedir. Burada, priten bir slam'n yalnz Hindistan'da deil, slam dnyasnn baka kesimlerinde de ortaya ktn saptamak sz konusudur (Robinson, 2002: 348-9). ayet, dnyann bysnn bozulmasnda ifadesini bulan seklerleme kuramndan hareket edildiinde, Hint-Mslmanlar hatta esas itibariyle Mslman toplum seklerleme, farkllama ve dinsellikten arnma yoluna girmi gibi grnyor. Ancak dnya grnn rasyonalizasyonu olarak slamn geliim srecinin btnln dikkate aldmzda, o zaman karmza karmak bir manzara kar. 18 ve 19. yzyldaki Batl glerin uygulamalar, Mslman elitlerin dnya grn snrlamtr. Ancak dier taraftan da Avrupallarn getirdii modern devlet ve modern teknoloji, ou Mslmann eriata ncekinden daha fazla yaklamasna katkda bulunmutur. Bunun dnda son zamanlarda Avrupallarn geri ekilmesi ve daimi olarak devletin glenmesi, en azndan baz Mslman toplumlarda eriatn kamusal yaamda yeniden devreye sokulmas ile birlikte slami dnya grnn yeniden onaylanmasna elik etmektedir. Sregelen slamileme sreci, tpk yakn dnem slam tarihindeki seklerleme gibi, dikkate deer bir yeni gelime olarak grnmektedir (Robinson, 2002: 353). Batl sosyologlarn, slam asndan din, tarihi olarak dzenlenmitir ancak farkllamamtr (Hill, 1973: 240) grnn yanl olduu; din ve dier toplumsal alanlarn farkllamalarnn insan topluluklarnn ve sosyal hayatn tipik karakteristii olduu ve bunda alacak bir durumun olmad ifade edilmitir. Zira hibir toplumsal farkllama ve ayrmlamann olmad ve bu nedenle de tabii bir biimde zde olan toplumlarda bile, doal olarak bu farkllama eilimi mevcuttur. Farkllamayla birlikte, iblm ve uzmanlama artm, bu balamda din nceki fonksiyonlarndan syrlm, kendi zel alanna ekilmitir. Bunlarn bir sonucu olarak, din, birey ve toplum hayatnda dinamizmini kaybederken, te yandan ortaya kan gelime ve deimeler zamanla din ve dnyay birbirinden daha ok ayrarak sosyo-kltrel farkllamay ve seklerlemeyi hzlandrmtr (Gnay, 1987: 73-91). Toplumsal deime toplumun kendi sahip olduu tarihi, kltrel, sosyoekonomik artlarna gre deimektedir. slam toplumlarnda da deime lkeden lkeye deiiklik gsterir. Tunusta ve Msrda devlet olduka sekler hale gelmitir: slami inanlar siyasi kararlar zerinde byk bir etkiye sahip deildir. randa 1979 slami devrim, siyasal gcn ounu kazanan dini liderlerle zt bir ynetimden lkeyi devralmtr. Dier lkelerde dini ve sekler alan arasnda devam eden bir atma 97 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

SEKLERLEME LE LGL PROBLEMLER

Ali BAYER

vardr. rnein, Sudanda dini oulculuk ve toleransn gl savunucular vardr, ancak dierleri yerleik bir slami devlet grmeyi arzular. Trkiyede din ynndeki tutumlar deikendir. Bazlar dini geri kalmln bir nedeni olarak grr. Dierleri onu toplumun geri kalannn ahlaki deerleri zerinde hayati bir kurum olarak grr. (Haralambolos and Holborn, 1995: 496). Trkiye de Tanzimat ile Atatrkn lm arasndaki srete dinin hukuk, eitim ve iktidar gibi yaplardaki etkinlii btnyle ortadan kalkmtr. (Scharf, 1970: 35) ran'da ise Rza ah'n 1942'de taht terk ediine yahut Msr'da 1962 ylndaki hr subaylar devrimine kadar, her eyden nce Britanya Hindistanndaki gibi bir yapsal dalizmden sz edilmelidir. Yirminci yzyln ortalarnda slm dnyasnn byk ksmndaki manzara bu ekildedir (Robinson, 2002: 347). Dnya gr bakmndan slamn kaderci ve br dnyac yorumu, insann kendi hayatna hkmedecei dncesiyle yenidnya dzenine uyacak ekilde deimitir. Gndelik hayatta davranlar dzenleyen gnah ve haram inanlarnn bazlarnn bsbtn dinin dnda kald, bazlarna yeni anlamlar verildii, deitirildii, bazlarna da inanlmakla birlikte davranlarn onlara gre dzenlemedikleri mahede edilmitir. Anlalan kader, gnah, haram gibi temel inan konularnn yorumlanmasnda grlen deimeler dindarlkta nemli azalmalara yol amtr (Kray, 1999: 255). Sonu olarak, slamn seklerlemeyle uyumazl ynnde ne srlen fikirler, slam dnyasnn Batda olduu gibi Rnesans, Reform, aydnlanma gibi srelerden gemediini ne srerek slamn seklerlemeye izin vermediini ifade etmektedir. Kilise benzeri bir dini yaplanmas olmad iin ruhban snfnn olmamas dolaysyla, dini otoritede de dn yaanmad ifade edilebilir. Seklerlemenin slama uygun olduunu ifade edenlere gre, slam, temelinde akla, bilime ve aratrmaya verdii nemle aslnda seklerlemenin nn amtr. Ruhban snfnn olmamas itihat olgusunu kuvvetlendirmi, dini alanlarn dnda insana yorumlama yetkisi vermitir. Toplumsal farkllama ve iblmnn artmas nedeniyle din, kendi alanna ekilmi ve bireysel bir tercih olmaya balamtr. Hangi adan baklrsa baklsn, seklerleme teorisi, baz snrlamalarla da olsa slam dnyasndaki din deiimi aklama noktasnda teorik neme sahiptir.

98 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

GENEL DEERLENDRME VE SONU

Ali BAYER

6. GENEL DEERLENDRME VE SONU Bat dnyasnda ortaya kan, Corafi keifler, Sanayi Devrimi, Aydnlama dnemi, bilimsel ve teknolojik bulular, ehirleme, eitim, kitle iletiim aralarnda grlen hzl deimeler, vb. alanlarda kaydedilen yenilikler, bulular gibi kkl gelime ve deimelere yol amtr. Bu gelimelerin etkisi sadece Bat dnyasyla snrl kalmam ayn zamanda etkileri giderek tm dnyaya yaylm ve bu balamda toplumsal hayatn her kesiminde geni yanklar uyandran byk deiimler, kresel bir olgu olarak incelenmeye balanmtr Dini kurum ve sembollerin geleneksel nemini kaybedecei bir sre olarak tanmlanan seklerleme, on dokuzuncu yzyln sosyal bilimlerinde hkim paradigmadr. Sanayileme, modernleme, zellikle ikinci Dnya Sava sonras yaanan gelimeler seklerleme tezinin geerliliine ynelik bir takm sorgulamalarn yaplmasna zemin hazrlamtr. Seklerleme tezinin ngrlerinin gereklemediini ne sren yeni paradigma seklerlemeyi iki temel kategoride deerlendirmektedir. Birincisi, seklerlemenin hi meydana gelmediini savunurken; dieri, seklerleme gereklemi olsa bile seklerizmden dnn yaanacana vurgu yapar. Birinci grte olanlar, seklerleme teorilerinin sistematik bir btnlk iinde olmadn, tez veya teoriden ziyade ideoloji olduunu iddia etmilerdir. Kavramn geerliliini yitirdii, aslnda tarihsel srete de geerli olmad, bylece kullanmdan kaldrlmas gerektii ne srlmtr. kinci bak as ise, seklerlemenin belli alanlarda kendini histterdiini, ancak dnya apnda grlen kkl deimeler sonucunda, ortaya kan yeni durumu deerlendiremediini, dinin modernlemeyle birlikte toplumsal alandan kaybolaca eklindeki ngrlerinin gereklemediini, aksine dini canlanmalarn meydana geldiini, zellikle Bat toplumlarna kar ABD rnek gsterilerek seklerlemeden dnn yaanmaya baland ifade edilmitir. Seklerleme tezine ynelik ciddi eletiriler yneltilmitir. Seklerleme tezi belli oranda zayflamtr ancak buna karn seklerleme teorisinin halen geerliliini koruduu grlmektedir. Seklerleme tartmalar ele alnrken gzlenen hususlardan biri sosyologlarn din tanmlarnn etkili olduudur. Dinin zc tanmlarn benimseyen sosyologlar toplumlarn seklerletiini kabul etme eilimindeyken; dinin fonksiyonel tanmlamalarn benimseyen sosyologlar reddetme eiliminde olmulardr. Seklerleme kavramnn zerinde tam bir mutabakatn salanamamas ayn zamanda seklerleme tartmalarnn seyrini de etkilemitir. Seklerleme ile ilgili sunulan farkllama, rasyonelleme, modernleme gibi birok sreci kapsamaktadr. Bu sreler arasnda da zorunlu bir ban olmad ifade edilmitir. Bu sreler tek bana, birbirinden tamamen kopuk ve bamsz deillerdir. Dolaysyla, bu srelerin sonucunda seklerlemenin meydana gelecei gibi zorunluluun olamayacana dikkat ekilmitir. Aslnda her iki teori, ayn sosyal gereklii farkl perspektiflerden ele al biiminden kaynaklanan bir fikir ayrl ierisinde grlmektedir. rnein, yeni dini hareketler olgusu hakknda yeni paradigma, bu dini oluumlarn ortaya kn seklerlemenin zayflamas olarak grr. Onlara gre, modernlemeyle birlikte din ortadan kalkmam, farkl biimlerde de olsa varln korumaya devam etmitir. Yeni dinlerin sper marketi olarak nitelenen Amerikadaki duruma baklarak dini canlanmada grlen art seklerleme tezini en somut tehdit eden bir gelime olarak grmlerdir. Seklerleme tezine gre, yeni dini oluumlar geleneksel dini kurumlardan farkl olarak, onlarn sunduu hizmetlerden memnun kalmayan, ayn zamanda toplumun genelini

99 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

GENEL DEERLENDRME VE SONU

Ali BAYER

yanstmayan, genelde dini olmaktan ziyade farkl motivasyonlardan kaynaklanan oluumlardr. Dolaysyla, geleneksel dinlerin toplumsal neminin kaybna en somut rnekler olarak alnabilir. Grld zere ayn sosyal gereklik zerinde farkl yorumlar ortaya konmutur. Benzer rnekler istatistiksel veriler ele alnrken de grlmektedir. Bu bakmdan, sosyologlarn teorilerden birini kabul edip dierinin reddi yerine, teorilerin geerli olan ve olmayan ynlerinden faydalanmalarnn ve yeni seklerleme teorileri ortaya koymalarnn daha uygun olaca sylenebilir. Dier yandan, kimi sosyolog dini mutlak anlamda btn olarak ele alarak seklerleme lehine sonuca ularken, dier sosyologlar da ayn biimde seklerleme aleyhine sonuca ulamlardr. Aslnda bu durumda yaplmas gereken, insanlarn baz durumlarda seklerleme ynnde bir tutum sergilerken; dier durumlarda daha dindar ve kutsala ynelen bir durum sergilediklerini ortaya koymaktr. Farkl tarihi, kltrel, corafi vs. geleneklere mensup insanlarn ayn boyutta dini tutum ve davran sergilemelerini beklemek imknszdr. Ayn dini gelenek iindeki insanlarn dahi farkl dini tutum benimseyecekleri dikkate alndnda, dindarlk olgusu ele alrken indirgeyici yaklamlardan uzak durulmas gerektii daha net olarak ortaya kar. Glockun da iaret ettii zere bir insan dinin bilgi boyutunu youn bir biimde yaarken; ibadet boyutunu aksatm veya hi yapmyor olabilir. Yani dindarln bir boyutunu sk biimde elinde bulundururken dier boyutlarna kaytsz kalabilir. Bu durumda bu kiinin tek bir durumuna deil de, genel durumuna baklarak daha doru sonuca ulalabilir. Toplumsal bir olgu olarak seklerleme, modernleme din ilikisi incelenirken ska dlen yanllardan biri de konuya belli bir tarafn grlerini dorulayc veriler ortaya konularak yaplan almalar oluturmaktadr. Son zamanlarda zellikle son yirmili yllarda klasik seklerleme teorilerinin verilerinin zayflad, dinin yeniden ykselie getii iddia edilmektedir. Yeni paradigmann savunucular kendilerini bilim adam sfatndan soyutlayarak bir din savunucusu durumuna drmektedir. Hlbuki yaplmas gereken seklerleme kavramnn yeni bir tanmlanmas yaplrken onun ok boyutlu olduu dikkate alnmal, sosyolojik bir sre olduu ve henz sona erdii noktasnda kesin bir verinin olmad gz ard edilmeden, deerden bamsz ve zellikle bilimsel objektiflik ilkesi erevesinde yeniden tanmlanmas ve ele alnmas gerekmektedir. Seklerleme, dinin reddi anlamna gelmemektedir. Ancak dinin etkisinin toplumun dier kurumlar ve bireysel davran zerindeki etkileme gcnn azalmasdr. Seklerleme sreci deimezlik, sreklilik veya eitlikten, muhtemelen deitirilemez bir ey olmaktan uzaktr. Ne de, seklerleme sreci farkl toplumlar karsnda homojen veya eit deildir. Seklerleme sreci ortaya kt lkenin dini tarihi veya sosyo-kltrel yapsndan ok etkilenmitir. Trk toplumunda grlen deiim tecrbeleri zaman zaman inili kl olmakta, bazen anlam deimesi, bazen de btnyle dinselliin kaybolduu izlenimini vermektedir. Trk toplumunun Tanzimattan bu yana modernleme tecrbesi yaad, Cumhuriyetin kuruluuyla birlikte modernleme ynnde atlan admlarn daha hzl olduu grlmektedir. Trk toplumunun seklerleme ynnde deiimi belki uzun, skntl ve yava bir seyir iinde gereklemi olsa da kendi toplumsal dinamikleri ierisinde kendi toplumsal artlarna uygun olarak gereklemektedir. Bazen geleneksel deerlerin yerini sekler deerlerin almamas baz bakmlardan geleneksel deerlerin halen canl olduunu gstermektedir. Dolaysyla, bu durum Trk toplumunun gei toplumu olduunu ve belli oranda muhafazakr; belli oranda sekler bir karakter arz etmesi, dolaysyla modern muhafazakr denilen melez desenlerin varlndan sz edilmektedir.

100 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

GENEL DEERLENDRME VE SONU

Ali BAYER

Trk toplumunda grlen bu durum seklerleme tezinin dz bir izgide ilerlemedii, bazen zikzaklar izdiini gstermesi asndan da nemli olmaktadr. Trk toplumunda dini deiim zerine yaplan aratrmalar, insanlarn baz bakmlardan geleneksel deerleri benimsedikleri, baz bakmlardan da modern sekler deerleri benimsedikleri sonucunu ortaya koymutur. Bu durum hem seklerleme hem de yeni paradigma ynnde birtakm yorumlamalar yaplmasn mmkn klmaktadr. Seklerleme teorilerinin geleceiyle ilgili uan iin terk edilmesi, hatta kullanmdan kaldrlmas ynnde birtakm fikirler ileri srlm olsa da, sosyolojinin en gzde konular arasnda yer ald ve youn tartmalarn halen devam ettii grlmektedir. Mevcut veriler din ve seklerlemenin birbirlerine stnlkten ve birinin dierini yok edecei ynndeki fikirlerden ziyade karlkl etkileim ierisinde varlklarn srdrecekleri ynndedir. Modernleme-seklerlemeyle birlikte dinin toplumsal alandan tamamen kaybolaca ileri srlrken, imdilerde kutsaln dn ve dinsiz bir gelecek dncesinin illzyon olduundan bahsedilmeye balanmtr. Din, modern toplumda yok olmam ve varln bir ekilde devam ettirmitir. Ancak bu durumu birinin lehine; dierinin aleyhine olarak deerlendirmek yerine, din ve seklerlemenin birlikte ve i ie gemi olgular olarak deerlendirmek gerekmektedir. Sonu itibariyle, hem klasik seklerleme teorilerinin ortaya koyduu veriler hem de yeni paradigmann verileri ampirik olarak yetersiz ve teorik olarak yeniden gzden geirilmesi ve farkl deerlendirmelerin yaplmas gerekmektedir. Her iki teori de seklerleme konusuna dini deiim olgusu perspektifinden yaklamlardr. Ancak dini deiimi yorumlama noktasnda meydana gelen farkllk doal olarak ayr sonulara ulamalarna neden olmutur. ok ynl faktrleri bnyesinde barndran modernleme, seklerleme gibi konularn tek bir teorik yaklam ve metotla ele alnmas kanlmaz olarak hatal sonulara ulalmasna neden olacaktr. Bu bakmdan konuya eitli perspektiflerin konuya uygun ynlerinden faydalanarak ele alnp incelenmesi gerektii ve bu alanda yeni almalarn yaplmas, olgunun hem genel olarak hem de Trk toplumu zelinde anlalmas bakmndan aratrmaclara faydal veriler sunaca aktr.

101 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

KAYNAKA

Ali BAYER

KAYNAKA ALTINTA, R., 2002, Teolojik Seklerlemenin Neden Olduu nan, Davran ve Problemler, CFD, 6 (1), ss. 55-83 ______, 2005, Din ve Seklerleme, Pnar Yay, stanbul, 189s. ARON R., 2000, Sosyolojik Dncenin Evreleri, Bilgi Yay, Ankara, 524s. ASLANTRK, Z., Amman T., 2001, Sosyoloji, Kavramlar, Kurumlar, Sreler, Teoriler, amlca Yay, stanbul, 472s. ATTAS S. N., 2003, slam Seklerizm Ve Gelecein Felsefesi, ev. M.E.Kl, nsan Yay., stanbul, 228s. AYDIN, S. M., 1997, Trkiyede Din ve Modernleme zerine Baz Dnceler, Trk Yurdu, Nisan-Mays, ss. 11-27 AYDIN M., Kurumlar Sosyolojisi, Vadi Yay, Ankara, 228s. BANKSTON, C. L., 2002, Rationality Choice and The Religious Economy: The Problem of Belief, Review of Religious Research, 43 (4), ss. 311-325 BARKER, E. 1992, New Religious Movements, Londra:HMSO Publications, 240s. BAER, V., 2001, Modernizm ve Postmodernizm Arasnda Kutsaln Yitirilii, slamiyat, IV (3), Temmuz-Eyll, ss. 59-79 BAYHAN, V., 1997, niversite Genliinde Anomi ve Yabanclama, Kltr Bakanl Yay. Ankara, 416s. BELLAH, R., 1985, Religious Evolution, ed. Robertson Roland, Sociology of Religion, Selected Readings, Penguin Books, ss. 262-293 ______, 2002, Din le Sosyal Bilim Arasnda, ev. A.Kse, Seklerizm Sorgulanyor, Ufuk Kitaplar, stanbul, ss. 161-188 BERGER, P. L., 1999, Dini Kurumlar, ev. A.ifti, Toplum Bilim Yazlar, Anadolu Yay, zmir, ss. 71-137 ______, 2000, Kutsal emsiye, Dinin Sosyolojik Teorisinin Ana Unsurlar, ev. A. Cokun, Rabet Yay, stanbul, 269s. ______, 2001, Postscript, Berger and the Study of Religion, edited by Linda Woodhead, David Martin, and Paul Heelas, London anda New York Routledge, ss. 154-189 ______, 2002a, Seklerizmin Gerilemesi , der. A.Kse, Seklerizm Sorgulanyor, stanbul, Ufuk Yay, ss. 11-32 ______, 2002b, Dinin Krizinden Seklerizmin Krizine, der. A. Kse, Seklerizm Sorgulanyor, stanbul, Ufuk Yay, ss. 75-95 ______, 2002c, Gnmz Din Sosyolojisi zerine Dnceler, ev. .apolu, Dini Aratrmalar, 5 (13), Mays-Austos, ss. 187-199 BERKES, N., 2002, Trkiyede adalama, Yap Kredi Yay, stanbul, 598s. BODUR, H. E., 1990, Modern Kapitalizmin Douunda Dinin Rol, Atatrk niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 9, ss. 80-108, 10, ss. 80-95 ______, 2000, Kreselleme Balamnda Batda Ortaya kan Yeni Dini Hareketler ve Trk Toplumuna Etkileri, Uluslar aras Avrupa Birlii uras Tebli ve Mzakereleri, Ankara, DB Yay, C. I, ss. 305-311 ______, 2003, Moonculuk Hareketi ve Trkiyede Benzer Bir Cemaat Yaplanmasnn Sosyolojik Analizi, KSU lahiyat Fakltesi Dergisi, I (1), Ocak-Haziran, ss. 1339

102 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

KAYNAKA

Ali BAYER

______, 2005, Trk Din Sosyoloji Aratrma Alanna likin Sorunlar, Trk Din Sosyolojisinin Temel Sorunlar Sempozyumu, 11-13 Haziran 2004, Gazi niversitesi lahiyat Fakltesi Yay, Lider Matbaas, orum, ss. 75-88 BRUCE, S., 1999, Choice and Religion, Oxford University Press, 247s. ______, 2000, The Supply Side Model of Religion: The Nordic and Baltic States, Journal for the Scientific Study of Religion, 39 (1), March, ss. 32-46 ______, 2002, God is Dead, Secularization in the West, Oxford, Blackwell Publishing, 267s. BULA, A, 1994, slam ve Modern Zamanlarda Din-Devlet likisi, Cogito, 1 (Yaz), ss. 65-87 CAROLL, A., 2004, What is the Theory of Secularization Scribani Conference Antwerp September, ss. 1-18 COKUN, A., 2005, Din, Toplum ve Kltr, z Yay, 293s. COX, J. L., 2004, Kutsal fade Etmek, ev, F.Aydn, z Yay, stanbul, 263s. ALAR, B., 1994, Trkiyede Laikliin Byk Problemi, Laiklik ve Farkl Anlamlar zerine, Cogito, 1 (Yaz), ss. 109-116 T A.,1999, Toplum Bilim Yazlar, Anadolu Yaynlar, zmir, 182s. DAVE, G., 1990,Believing without Belonging: Is This the Future of Religion in Britain, Social Compass, 37 (4), ss. 455-459 DAVS, W., 2005, Din Sosyolojisi, ev. A.Cokun, Din, Toplum ve Kltr, z Yay. stanbul, ss. 77-100 DAWSON, A., 2002, Trkiyede Seklarizm ve Modernlik, Hermentik Bir Yeniden Deerlendirme, ev. Tuncay Birkan, letiim Yay, stanbul, 342s. DOBBELEARE, K., 1989, The Secularization of Society? Methodological Suggestions, Secularization And Fundamentalism Reconsidered, Religion and the Political Order Volume III, Edited by Jeffrey K. Hadden and Anson Shupe, Paragon Hause, New York, First edition, ss. 27-45 DURKHEM, E., 2005, Dini Hayatn lkel Biimleri, ev, F.Aydn, Ata Yay, stanbul, 530s. EBU ZEHRA, M., 1996, slamda tikadi, Siyasi ve Fkhi Mezhepler Tarihi, ura Yay, stanbul, 680s. ER, ., 1998, Din Sosyolojisi, Aka Yay, Ankara, 323s. ERDOAN, M., 1995, Seklerizm, Laiklik ve Din, slami Aratrmalar, 8 (3-4), YazGz Dnemi, ss. 179-194 ERKAL, M. E. ,1998, Sosyoloji, Der Yay, stanbul, 396s. FOX, J., 2004, Religion and State Failure: An Examination of the Extent and Magnitude of Religious Conflict from 1950 to 1996, International Political Science Review, 25 (1), ss. 5576 FRAYER, H., 1963, Sosyolojiye Giri, ev. Nermin Abadan, Sevin Matbaas, Ankara, 254s. FULLER, R., 2001, Spiritual But Not Religious: Understanding Unchurched American, New York, Oxford University Press, 212s. GEERTZ C., 1998, Kltrel Bir Sistem Olarak Din, Din Sosyolojisi, der. Y.Aktay, M.E. Kkta, Vadi Yay, Ankara, ss. 177-191 GLOCK, C., 1998, Dindarln Boyutlar zerine, Din Sosyolojisi, der. Y.Aktay, M.E. Kkta, Ankara, Vadi Yay, ss. 252-274 GORSK, P. S, 2000, Historicizing the secularization debate church, state and society in late medieavel and early modern Europe, ca. 1300 to 1700, American Sociological Review; Feb.; 65 (1), ss. 138-168

103 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

KAYNAKA

Ali BAYER

GLE, N., 2000, slamn Yeni Kamusal Yzleri, Metis Yay, stanbul, 260s. GNAY, ., 1997, Gngr Harun, Ecer Vehbi, Laiklik, Din Ve Trkiye, Adm Yaynlar, Ankara, 172s. ______, 1999, Dinin Bireysel ve Toplumsal Boyutu, AFD, Cumhuriyetin 75. Yldnmne Armaan, zel Say, Ankara, ss. 91-117 ______, 2000, Din Sosyolojisi, nsan Yaynlar, stanbul, 608s. ______, 2002, Din Sosyolojisini Tarihsel Geliimi ve Temel Sorunlar, E. Sosyal Bilimler Dergisi, S.12, Kayseri, ss. 1-20 GLER, ., 2001, Dnyann Bana Gelen Derin Sapknlk: Dnyevileme, slamiyat, 4 (3), Temmuz-Eyll, ss. 35-58 HADDEN, J. K and Shupe A.,1989, Desacralizing Secularization Theory, Secularization And Fundamentalism Reconsidered, Religion and the Political Order Volume III, Edited by Jeffrey K. Hadden and Anson Shupe, Paragon Hause, New York, First edition, ss. 3-27 HAMLTON, M., 2001, Sociology of Religion: Theoretical and Comparative Perspectives, London, Routledge, 303s. HARALAMBOS, M. and Holborn M., 1995, Sociolgy, Themes and Perspectives, Forth Edition Published in 1995 by Collins Educational, London, 985s. HEELAS, P.,2001, Woodhead Linda, Homeless Mind, Berger and the Study of Religion, Ed.Linda Woodhead, David Martin and Paul Heelas 2001, London and New York, Routledge, ss. 41-71 HERVEU-LEGER, D., 2005, Seklerleme, Gelenek ve Dindarln Yeni ekilleri: Baz Teorik neriler, ev. Halil Aydnalp, Dini Aratrmalar, 7 (21), OcakNisan, ss. 307-318 HLL, M., 1973, A Sociology of Religion, Published by Heinmann Educational Boks Ltd., London, 285s. HOCAOLU, D., 1994 (a), Bat Tarz Dnyevileme: Laiklik ve Seklerlik, Trkiye Gnl, Mays-Haziran, S. 28, ss. 92-112 ______,1994 (b) Seklarizm, Laisizm ve Trk Laisizmi, Trkiye Gnl, TemmuzAustos, S. 29, ss. 35-77 IANNACCONE, L. R., 1998, Introduction to the Economics of Religion, Journal of Economic Literature, XXXVI, September, ss. 1465-1496 KEHRER, G., 1998, Din Sosyolojisi, ev. M.E. Kkta, Din Sosyolojisi, der Yasin Aktay-M. Emin Kkta, Vadi Yay, Ankara, ss. 17-108 KEMERL, A., 2005, Seklerizm Yarglanyor, Zaman Gazetesi, 24.04.2005, s.16 KIRAY, M., 1999, Toplumsal Yap Toplumsal Deime, Balam Yay, stanbul, 375s. KRMAN M.A., 1999, Batda Ortaya kan Yeni Dini Hareketlerin Baz zellikleri ve Toplumsal Tabanlar, Dini Aratrmalar, 2 (4), ss.223-233 ______, 2000, Batda Ortaya kan Yeni Dini Hareketlerin Karakteristik zellikleri, Uluslar aras Avrupa Birlii uras Tebli ve Mzakereleri, Ankara, DB Yay, C. I, ss.317-321 ______, 2003a, Kreselleme Srecinde Din Pazarlar, 26-28 Eyll 2003 tarihleri arasnda Gazi niversitesi lahiyat Fakltesi tarafndan dzenlenen Kreselleme ve Din konulu sempozyuma sunulan tebli ______, 2004a, Din Sosyolojisi Terimleri Szc, Rabet Yay, stanbul, 272s. ______, 2004b, Beyin Ykama Teorileri AFD, 45 (1), ss. 107-132 ______, 2005b, Din ve Seklerleme, Karahan Yay, Adana, 302s. ______, 2005a, Dinin Ekonomik Modeli, OMU, lahiyat Fakltesi Dergisi, 18-19, ss. 147-165

104 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

KAYNAKA

Ali BAYER

KKTA, M. E., 1997, Din ve Siyaset, Siyasal Davran ve Dindarlk, Vadi Yay Ankara, 292s. ______, 1993, Trkiyede Dini Hayat, zmir rnei, aret Yay, stanbul, 261s. KSE, A., 2001, Modernleme-Seklerleme likisi zerine Yeni Paradigmalar, Gnmz nan Problemleri, Erzurum, ss. 203-216 ______, 2002, Seklerizm Sorgulanyor, Ufuk Yay, stanbul, 246s. KSEMHAL, N. ., 1982, Sosyoloji Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul, 337s. LWTH, K., 1999, Max Weber ve Karl Marx, ev. N.Ylmaz, Doruk Yay, Ankara, 186s. LUCKMANN, T., 2003, Grnmeyen Din, Modern Toplumda Din Problemi, ev. A.Cokun, Ragbet Yay, stanbul, 111s. MARSHALL, G., 1999, Sosyoloji Szl, ev. Osman Aknhay, Derya Kmrc, Bilim Sanat Yay, 917s. MARTN, D., 2002, Seklerleme Sorunu: Gemi ve Gelecek, ev. A.Kse, Seklerizim Sorgulanyor, Ufuk Kitaplar, stanbul, ss. 189-202 MERT, N., 1994, Laiklik Tartmalar ve Siyasal slam, Cogito, 1 (Yaz), ss. 87-99 MCHEL,S.J. T., 1994, Laisizme Katolik Bir Bak, Cogito, 1 (Yaz), ss. 101-109 MUTA, M. C, 1999, Seklerleme, Laiklik, Demokrasi ve Eitim, AFD, XL, Ankara, ss. 461-475 NSBET, R., 2005, Sosyoloji ve Din, ev, Ali Cokun, Din, Toplum ve Kltr, z Yay. stanbul, ss. 53-77 NORRS, P. & Inglehart R., 2005, Sacred and Secular Religion and Politics Worldwise, Cambridge University Press, 304s. NOTTNGHAM, E., 2004, Din Sosyolojisi Aratrmalar, ev. M. Ali Kirman, Din Bilimleri Akademik Aratrmalar Dergisi, 3, ss. 153-172 OZANKAYA, ., 1991, Toplumbilim, Cem Yay, stanbul 552s. KTEM, N., 1994, Dinler ve Laiklik, Cogito, S. 1, Yaz, ss. 31-49 PERRUCC, A. F. 2000, Secularization in Max Weber, On Current Usefulness ofReAccessing that Old Meaning, Brazilian Review of Social Sciences, Special Issue, 1, October, ss. 130-158 PHLLPS, R., 2004 Can Rising Rates of Church Participation be a Consequence of Secularization?, Sociology of Religion; Summer; 65 (2), ss. 139-153 POLOMA M., 1993, ada Sosyoloji Kuramlar, ev. H.Erba, Gndoan Yaynlar, Ankara, 358s. REBER, M. S., 2001, Realizm, Din ve Dnyevileme, slamiyat, 4 (4), TemmuzEyll, ss. 19-35 ROBERTS, K., A. 1990, Religion in Sociological Perspective, California, Wadworth Publishing Company, 401s. ROBNSON, F., 2002, slamda Seklerleme, ev. C. elik, E.. Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, 13, 2002, ss. 343-354 SEGAL, R., A 1999, Clifford Geertz, Peter Berger ve Din; Farkl ve Deien Grleri, ev. A.ifti, Toplum Bilimi Yazlar, Anadolu Yaynlar, zmir, ss. 137-162 SCHARF, B. R. 1970, The Sociological Study of Religion, London: Hutchinson & Co Ltd, 190s. SMTH, D.A., 1996, Toplumsal Deime Anlay, ev. .Oskay, Gndoan Yay, stanbul, 248s.

105 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

KAYNAKA

Ali BAYER

STARK, R., 1999, Secularization: R.I.P., Special Issue of Sociology of Religion, 60 (3), Fall 1999, ss. 249-273 STARK, R. and IANACCONE L. R., 1994, A Supply-Side Reinterpretation of the Secularization of Europe, Journal for the Scientific Study of Religion, 33 (3), ss. 230-252 STARK, R. and, BANBRDGE, W. S., 1987, 1987, A Theory of Religion, Peter Lang New York, 390s. SWATOS, W. H. and Chiristiano K. J., 1996, Secularization Theory: The Course of a Concept, Sosyology of Religion, 60 (3), Fall, ss. 209-228 TA, K., 2003, Dinin Sosyolojik Tanm zerine Bir Deerlendirme, Dini Aratrmalar, 6 (16), Mays-Austos, ss. 199-207 TRKDOAN, O., 1998, Deiim, Kltr ve Sosyal zlme, Trk Dnyas Aratrmalar Vakf Yay, stanbul, 207s. TROLL C. W., 1999, Hristiyanlk ve slam Perspektiflerinden Sosyo-Politik ve Kltrel oulculuun Temelleri, ev. .Ali Dzgn, AFD, Cumhuriyetin 75.Ylna Armaan, zel Say, Ankara, ss. 319-340 WACH, J., 1987, Din Sosyololjisine Giri, ev. Battal nand, AFY, Ankara, 65s. WALLACE, R. A.& Wolf A., 2002, ada Sosyoloji Kuramlar, ev. L.Elburuz & M.R. Ayas, zmir, 350s. WEBER M., 1985, Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu, ev. Z.Aruoba, Hil Yay, stanbul, 140s. ______, 2002, Sosyoloji Yazlar, ev. T.Parla, letiim Yay. stanbul, 547s. WENTWORTH, W. M., 1989, A Dialectial Conception of Religion and Religious Movements in Modern Society, Secularization And Fundamentalism Reconsidered,Religion and the Political Order Volume III, Edited by Jeffrey K. Hadden and Anson Shupe, Paragon Hause, New York, ss. 45-63 WLSON, B., 1966, Religion in Secular Society, A Sociological Comment, Publisher: C. A. Watts London, 254s. ______, 1976 Contemporary Transformation of Religion, Oxford University Press, 116s. ______, 1982, Religion in Sociological Perspective, Oxfod University Press, 180s. ______, 1987, Secularization, The Encyclopedia of Religion, ed.Mircea Eliade, Vol, 13, Macmillan Publishing Company, New York, Collier Macmillan Publisher, London, ss. 159-165 WOODHEAD, L., 2001, Introduction, Berger and the Study of Religion, edited by Linda Woodhead, David Martin, and Paul Heelas, London anda New York Routledge 2001, ss. 1-7 WUTHNOW R. J., 2002, Din Sosyolojisi, ev. A.ifti, Din Ve Modernlik, Toplum Bilim Yazlar I, Ankara, ss. 59-121 YELYURT, T., 2001, Sekler Dnyada man Toplululuklar-Modern nsan iin mann Anlam, slamiyat, IV (3), Temmuz-Eyll, ss. 119-133

106 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

ZGEM

Ali BAYER

ZGEM lk ve ortarenimini Konyada tamamlad. Yksek renimini Kahramanmara St mam niversitesi lahiyat Fakltesinde 2002 ylnda tamamlad. Halen KSU. Sosyal Bilimler Enstits Felsefe ve Din Bilimleri Din Sosyolojisi Ana Bilim Dalnda lisansst eitimine devam etmektedir.

107 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com

You might also like