You are on page 1of 335

T.C.

ANKARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS TEMEL SLAM BLMLER (TEFSR) ANABLM DALI

KURNA GRE AKIL VE AKILCILIIN KURN KURN TEFSRNE ETKS

DOKTORA TEZ

Yasin PGN

DANIMAN PROF. DR. DRS ENGL

ANKARA/2008

NDEKLER
NDEKLER..II KISALTMALAR..VI NSZ............................VII GR....1 A) ARATIRMANIN AMACI VE NEM.............1 B) ZLENEN METOD....................2 C) KULLANILAN KAYNAKLAR.......5 D) AKIL KELMESNN KAVRAMSAL ANALZ.7 1) Terim Anlam.....................7 2) Ekolc Akl Tanmlamalar11 a) Yunan Felsefesinde Akl...11 b) slm Dncesinde Akl..17 b. 1) Ehl-i Snnete Gre Akl...............17 b. 2) Mutezileye Gre Akl.21 b. 3) Mslman Filozoflara Gre Akl....23 b.4) Dier Ekollerin Akl Tanmlar28 BRNC BLM AKLIN KURN KONUMU VE SNNETTE AKIL

A) KURNDA AKIL KAVRAMI........33 B) AKLIN KURN KONUMU....35 1) Akln Deeri ve Grevi.35 2) Akln Snr....39 C) AKLIN LK BMLER.....45 1) Akl-nsan likisi..45 2) Akl-Vahiy likisi.46 3) Akl-mn likisi..50 4) Akl-Kalp likisi...56 5) Akl-Gayb likisi..61

II

6) Akl Vahiy ve Duyular Arasndaki Bilgi likisinin Hiyerarik Mahiyeti.65 D) SNNETTE AKIL.72 KNC BLM lH BR METN OLUU BALAMINDA KURNI TEFSR ETMEDE TEMEL BELRLEYC LKELER

A) KURNIN LH OLUUNUN UNSURLARI............77 1) Nbvvet Yoluyla nsanla Sunuluu....77 2) Salt Vahiy Oluu...86 3) Mucize Oluu.91 4) Ftr Akla Hitap Etmesi............97 B) KURNI ANLAMADA TEMEL LKELER...101 1) Snneti Dikkate Alma....101 2) Nzl Sebeplerini Bilme....113 3) Btnsellii Gzetme .....115 4) Mteabih Faktrn Dikkate Alma121 5) Sahabenin Konumunu Dikkate Alma...129 6) mn hls ve taatin Anlama zerindeki Etkisi....132 C KURNI DORU ANLAMANIN NNDEK ENGELLER...137 NC BLM SLAM DNCESNDE ERKEN DNEM AKILCILIK VE KURN TEFSRNE ETKS

A) ERKEN DNEM AKILCILIIN TANIMI...143 B) GELM VE TARH SREC....147 C) ORTAYA IKI SEBEPLER....152 1) Sebepler...152 a) Siyasal ve Sosyal Yozlama154 b) Tercme Faaliyetleri..157

III

c) Corafi Genilemeyle Teolojik eitliliin Artmas161 2) D Etkenler.164 D) AKILCI TEFSR ANLAYIININ LK DNEM TEMSLCLERMUTEZLE..168 1) tizal Aklcln Tarihi Arka Plan.171 2)Aklc Tefsir Anlaynn Kulland Temel lkeler..177 a) Adalet...178 1) Husun-Kubuh Meselesi...180 2) Vad-Vaid.183 3) el-Menziletu Beynel-Menzileteyn..184 4) yilii Emretmek ve Ktlkten Engellemek185 5) Kulun Fiilinin Yaratcs Oluu..186 b) Tevhd Tenzh..193 1) Sfatlarn nkr.194 2) Halkul-Kurn Teoris.198 3) Yorum Metodolojiler..216 a) Gaibin ahide Kyas.216 b) Mteabihin Muhkeme Hamli......219 c) Dil Kurallarn Aklc Yoruma Uygun Bir ekilde Kullanma...220 d) Akl-Nakil atmasnda Akln Nakle Takdimi......223 E) FELSEF TEFSR.....229 DRDNC BLM SLAM DNCESNDE GE DNEM AKILCILIK VE KURAN TEFSRNE ETKS

A) GE DNEM AKILCILIIN TANIMI....245 B) GELM VE RASYONALZM POZTVZM LKS..249 C) ORTAYA IKI SEBEPLER....253 1) Sebepler...253 2) D Sebepler.256 a) Aydnlanma Felsefesi..256

IV

b) Oryantalizm.262 D) YORUM PRENSPLER..267 1) Akla ve Bilime Uygunluk...267 2) Sahih Rivayetleri nemsememe273 3) Sosyal Konjonktr nceleme..281 E) GE DNEM AKILCILIIN KURN TEFSRNDE KULLANDII YAKLAIM BMLER..............282 1) Tarihselci Yaklam282 2) Antropolojik Yaklam...284 3) Hermentik Yaklam292 4) Sembolizm...295 F) ERKEN DNEM VE GE DNEM AKILCILIIN BENZER YNLERYLE LGL BR DEERLENDRME..299 SONU303 BBLYOGRAFYA............308 TRKE ZET.343 SUMMARY.....344

KISALTMALAR

A...F.D. D..A. s. sy. E...F.D. c. yay. .A. D..B. M..S.B.E. thk. trc. nr. bkz. bb. bkz. drl. trk. ev. T.D.V. haz. S...F. M...F. der. ayrc. bkz. sl. Art. Yk. sl. Enst. sl. Art. Der. a.g.e.

: Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi : Diyanet slm Ansiklopedisi : Sayfa : Say : Erciyes niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi : Cilt : Yaynlar : slm Ansiklopedisi : Diyanet leri Bakanl : Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits : Tahkik Eden : Tercme Eden : Nereden : Baknz : Bu Balamda Baknz : Derleyen : Trkesi : eviren : Trkiye Diyanet Vakf : Hazrlayan : Seluk niversitesi lahiyat Fakltesi : Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi : Dergisi : Ayrca Baknz : slami Aratrmalar : Yksek slm Enstits : slami Aratrmalar Dergisi : Ad Geen Eser

VI

NSZ
Din insanlarn, zerine kaim olarak yaratldklar temel ftrattr. Hem dinin sahibi hem de ftratn yaratcs Yce Allah olduu iin dinle ftrat arasnda bir paradoks dnlemez. nk Allahn peygamberleri araclyla insanlar irat etmesi demek olan vahiy; akl ve vicdan gibi beeri ftratn btn paralarna ayn anda hitap eder ve onu btnsel olarak irat eder. Dolaysyla vahiy ne salt akla hitap edip ilah mesaj rasyonel bir materyale dntrr ne de srf kalbi, vicdan ve hissiyat muhatap alp imnn akl referanslarn imha eder. nk vahiy yarattn iyi bilen Allahn, ihtiyalarna tam tekabl etmesi iin beeriyete ltfettii ilh bir inayettir. nsann dnya ile ahireti, madde ile manay, akl ile kalbi, fizikle metafizii ve ideal olanla realiteyi dengelemesi imkn ise ancak vahiy iklimi iinde mmkndr. Bu iklim iinde akl, ftrat iinde tad ilah fonksiyonu itibariyle vahyi deerlendirecei iin kendisiyle vahiy, dnya ile ahiret, dinle yaam ve madde ile mana arasnda bir eliki grmez. Hz. Peygamber ve sahabe dnemlerindeki akl vahiy uyumu da bu gerekliin bir neticesidir. nk vahiy, insana hitap ederken dnceye belli bir snr, misyon ve deer atfeder. Dolaysyla vahyin gvenli ve diriltici atmosferinden uzaklatka insann ftr deerleri altst olur. Baka bir ifadeyle insan, ya kalbi hissiyatna kaplarak ruhbanlar ya da akln ve duyularn n plana kararak deney, gzlem, tecrbe ve be duyuyla idrak edilemeyen btn akl st olaylar inkr edip seklerleir. Bu aamadan itibaren insan, vahiyle her karlatnda ya onu inkr eder ya da onu sert akl yorumlara tabi tutarak rasyonel bir hale getirir. Bu sebeple hem akl-nakil atmas hem de vahyin rasyonalize edilmesi, ftri btnlnden koptuu iin paralanm bir akln rnleridir. Bir de bu akln karsndaki vahyin ilah sahihliini kaybetmi olduunu dndmzde bu rasyonel tavr aln, pozitivist bir materyalizme dnmesi de kanlmazdr. Bu mana ekseninde akl-din atmasnn en sistematik tecellisi olan ve usture ve safsatalar din olarak sunanYunan mitolojisine tepki mahiyetinde gelien Yunan aklcl, ayn zamanda vahyin imkn ve anlam zerine de ykc tenkitlerde bulunmu ve vahye kar akl, dine kar felsefeyi, Tanr fikrine kar da insan tahkim ve takdim etmitir. Bu anlay, ftuhat hareketleriyle artan teolojik eitlilie

VII

ve itikad, sosyal ve siyasal dejenerasyona esasl bir zm gelitirmek iin felsefi medreseler ve tercme faaliyetleri araclyla slm dncesine de gemitir. zellikle Mutezile ve Mei filozoflarda, akl-nakil atmasnda akla gre vahyi yeniden yorumlamak eklinde tecelli eden bu aklclk, Ebu Bekir er-Raz ve bn Ravend gibi aklclarda ise vahyin aka inkr gibi en u neticesini dourmutur. Akl-din atmasnn ikinci tecellisi ise akl ve insan hileyen kilise dogmatizmine kar aydnlama felsefesiyle gereklemitir. Bu aklcln oluumunda bn Bcce ve bn Rd gibi Meai filozoflarn yer almas ve bu aklcln son dnem slm modernizmine ilham kayna olmas, hem bat hem de slm aklclnn btn alarda birbirleriyle sk bir iliki iinde olduunu gstermesi bakmndan olduka nemlidir. Bu aklclk zellikle 1850li yllardan itibaren modernizm talebi ve oryantalist faaliyetler yoluyla slm dnyasnda gl talepler bulmutur. Bylece ilk dnem aklclktaki gibi Kurnn hem lafzna hem de btnsel ruhuna aykr pek ok yorum bizzat Kurnla delillendirilmitir. Biz bu almamzda ncelikle akln kelime ve terim anlamlarn, Yunan felsefesinin, slm filozoflarnn, Mutezilenin ve ksaca Ehl-i Snnet, mutasavvflar ve iann akl tanmlarn incelemeye altk. Daha sonra aklc tefsr ve tevil anlayn bilimsel bir slupla deerlendirebilmek iin; I. Blmde akln Kurn konumunu (snrn ve grevini), akl-vahiy, akl-kalp, akl-imn ve akl-bilgi ilikilerini incelemeye gayret ettik. Bu noktada snnet-i seniyyede akla atfedilen anlam ve misyonu da bir katk mahiyetinde ele aldk. II. blmde Kurn sradan beer metinlerden ayran alamet-i farika vasflarn ve sra dlk unsurlarn incelemeye altk. Bu balamda onun nbvvetle insanla sunuluunu, Hz. Peygamberin vahyin anlalmasndaki konumunu, onun lafz ve mana ile mucize oluunu ve Kurnn anlalmasnda sebeb-i nzln, btnselliin, mteabih faktrnn ve vahye imn ve itaatin, vahyi doru anlama konusundaki katklarn incelemeye altk. Bundan sonra III. Blmde ilk dnem aklcln slm dnyasna giri sebeplerini, yorum metodolojisini ve neticelerini Mutezile ve Meailer zelinde deerlendirdik. IV. Blmde ise yine ayn ekilde ge dnem aklcln ortaya k sebeplerini, yorum usllerini ve rneklerini ortaya koymaya gayret ettik

VIII

Bu almamzn oluumunda hibir zaman yardm ve ilgisini esirgemeyen danman hocam sayn Prof. Dr. dris ENGLe ilgi ve katklarndan dolay kranlarm arz ederim.

Yasin PGN Ankara2008

IX

GR A) ARATIRMANIN AMACI VE NEM: Kurna Gre Akl ve Aklcln Kurn Tefsrine Etkisi isimli bu almamz ilk felsefi tercmelerin slm dncesine girdii Hicri II. asrdan gnmze kadar sregelen rasyonalist anlaylarn Kurn yorumuna olan etkilerini genel karakterleri itibariyle incelemeyi amalamaktadr. Hz. Peygamber Allahn kendisine verdii risalet misyonunun ona salad geni yetkilerle gayr- metluv vahiy balaml olarak Kurnn mcmel ve muhtasar olan ayetlerini gerek sz ve fiil gerekse takrirlerle aklamtr. Bylece Allahn kendisine verdii hikmet ekseninde ortaya koyduu nebevi reti ve yaam sistemiyle Hz. Peygamber, klli karakterli olan Kurn naslarnn beeri anlam seviyesine gre almn yapm ve naslar bizim anlama seviyemize ekmitir. Bu balamda hepimize amil genel geer felsefenin zerinde bir vasfa sahip bir aklla muttasf olan Hz. Peygamberin snneti, Kurnn z ve evrensel almdr. Dolaysyla onun aklamalar, yorumlar hiyerarisinin en st basamanda olup evrensel karakterli bir balayclk vasfna sahiptir. Mslman corafyann kltrel ve siyasi hkimiyet alanlarnn genilemesiyle meydana gelen bir medeniyetler bulumas, dier medeniyetlerin zellikle de Yunan felsef metodolojisinin Kurn anlamada etkin ve alternatif bir yorum projesi olarak alglanmasna ve nebevi karakterli yorumsal metodolojinin akl eksenli bir ekilde rasyonalize edilmesine neden olmutur. tizal hareketle balayan bu farkllama, sz konusu dnemden itibaren farkl tonlarda ve versiyonlarda deiken nitelikli bir etkinlik gcne sahip olarak gnmze kadar devam etmitir. te biz bu almamzda, akln Kurn statsnn nda, vahiy harici yaplanma sergileyen anlaylarn Kurn yorumundaki izdmlerinin yorumsal deerlerini incelemeyi amalamaktayz. Allahn insana en nemli ltfu olan akl, insan dier varlklardan ayran ve onu yeryznde, sonunda ceza ya da dln gerekleecei bir deneme srecine ehil klan bir almet-i frikadr. Kurnda isim olarak gememekle birlikte defaatle vurgulanan akletmek ve trevleri Kurnn muhataplarndan dinamik ve retken bir akl aktivite istediinin ak gstergeleridir. Kurna baktmzda koordinatlarn

vahyin belirledii bir akli aktivite yaps gze arpmaktadr. Bu belirlemeyle Kurn, insan mikrodan makroya ok geni bir balamda kozmosu dnmeye tevik etmekle birlikte insann zayf bir varlk oluu dolaysyla akln da snrl bir gce sahip olduunu da nemle vurgular. Ancak, akln bu konumu, dine rakip olarak hakikatin bilgisine vahyi dikkate almadan ulamay hedefleyen epistemolojilerin oluturduu akl anlayyla deiime urad. Bu rasyonel karakterin oluumunda, adeta bir mitoloji haline gelen muharref din anlaylarnn, insanlarn hakikate ulama gayretlerini ve arzularn tam olarak karlayamamas, bu yetersizliin ise hakikati aklc bir tavrla bulma konusundaki felsefi kprdanlar tetiklemesi etkili olmutur. Fetih hareketleriyle slm corafyasna dhil olan felsef medreseler ve tercme faaliyetleri bu aklcln slm dncesine de girmesine neden oldu. Bu aklclk, slm dncesinde sekler ve rasyonel katln belli oranlarda yumuatmasna ramen ayetlerin lafzlarn glgede brakacak ekilde idealize edilmi bir akl merkeze alan bir tefsr metodunun oluumuna sebep oldu. Bu anlay zellikle Mutezilenin ve Mei aklclarn Kuran ayetlerine getirdikleri aklc yorumlarda grmek mmkndr. slm dnce tarihinin erken dnemlerinden itibaren bazen etkin bazen de pasif bir ekilde varln srdren aklc hareket, son dnemde ehl-i Kurn ekolyle tekrar byk bir dinamizm kazanm ve onsekizinci yzyln nc eyreinden itibaren oluturmaya balad aklc paradigmayla birlikte slm dnce dnyasndaki teolojik gndemi belirlemede srekli olarak etkin bir konuma sahip olmutur. Dolaysyla aklcln yorum tarihinde igal ettii alann genilii ve gndem belirleyicilik gc bakmndan yorumlarnn nemi, almamzn da nem seviyesini gsteren en nemli parametrelerdir. B) ZLENEN METOD: nsan sorumlu bir varlktr. Onun sorumluluu ise akll bir varlk olmasyla yakndan ilgilidir. nsann akl sahibi oluunu gz nnde bulunduran vahiy, ehadet lemindeki pek ok delil zerinde dnmesini insana emretmi, bu deliller zerinde dnp imn edeni de vmtr. Vahyi anlama ve yorumlama konusunda akl alabildiine kriter alan tefsr anlaylar, bu yaklamlarn merulatrmak iin, Kurnn akletmeyi ve tefekkr tevik eden ayetlerini delil olarak getirmilerdir. yleki Abbasiler dneminde tercme faaliyetleriyle slm dncesine iyiden iyiye giren Yunan aklcl dahi, Kurnn tefekkr tevik edici sz konusu ayetlerinin

kapsamna dhil edilmitir. Bu balamda Kurnn akl-vahiy, akl-gayb ve aklimn ilikileri iin akla uygun grd deeri, snr ve misyonu ihlal etmi bir aklclk, Kuran ayetlerini yoruma tabi tutmaya balamtr. slm d kltrel kodlar ieren bu aklcln tefsr faaliyeti ise bir akl-vahiy atmasnn mimar olmutur. Konu itinayla incelendiinde ortaya kacaktr ki; vahiyle bir atma alan oluturan aklclk Yunan felsefesinin zellikle de Aristo aklclnn derin izlerini tar. Bu nedenle biz bu almamzda ncelikle Yunan aklclnn temel karakterini ve onun slm dncesindeki gl takipileri olan Mutezil ve Me bilginlerinin akl tanmlarn incelemeye altk. Bu inceleme tizl ve Mea aklclnn slm d referanslara sahip oluunun ve aklla atmas dolaysyla Kurn ayetlerini tevil ediinin Yunan aklclyla balantl olduunu ifade sadedinde byk nem tamaktadr. Sz konusu aklc tefsr anlaynn gelitirdii metod ve yorumlarn meruiyet bakmndan konumunu belirlemek iin ise akln konumunu, snrn, grevini ve akl-vahiy, akl-imn ve akl-gayb ilikilerini Kurn ayetleri perspektifinde incelemeye altk. Bunun iin ncelikle sz konusu konu balklarn dikkate alarak Kurn batan sona bir okumaya tabi tuttuk ve sz konusu ayetleri tespit etmeye altk. Bu ayetleri ilgili konu balklarna tasnif ettikten sonra gerektiinde tefsr kitaplarna bavurarak Kurnn vasfettii akln fonksiyon ve konumunu ortaya koymaya altk. Bu balamda snnette akla yklenen misyon ve fonksiyonlar da konuyu netletirmemize yardmc olmas iin ele almaya altk ve muteber hadis kaynaklarnda akln nem, snr ve deerinden bahseden rivayetleri gerektiinde hadis erhine ilikin kaynaklara mracaat ederek incelemeye gayret ettik. zellikle bu blmdeki tespitler aklc tefsr anlaynn idealize ettii akln ve aklliin Kurna uygun olup olmadn belirlemede olduka nemli bir konuma sahiptir. Konunun ileni merhalelerinde grlecei zere aklclk hangi ada ortaya karsa ksn benzer zelliklerle karakterize olmutur. rnein ayetleri serbest bir ekilde yoruma tabi tutabilmek iin hadis ve snneti gz ard etmi ve peygamberi adeta bir iletici, Allahn muciz kelam olan Kurn da sanki sradan bir beer metin gibi telakki etmitir. Bu balamda aklc tefsr hareketi belki sadece beer metinler iin uygun olabilecek bir anlama metodolojisini Kurna da tatbik etmi ve

ayetleri lfz delaletlerini hie sayarak tahrif derecesinde tefsr ve tevile tabi tutmutur. Bunu yaparken de ou zaman ayetlerin ini sebepleri, btnsellik ve mteabih faktr gibi Kurnn anlalmasnda dikkate alnmas gereken pek ok hususu gz ard etmitir. nk sz konusu kriterler Kurn salt akla gre anlamak isteyen aklc tefsr hareketine bir ayak ba nitelii tamaktadr. Bu sebeple biz Kurn sradan beer metinlerden ayran alamet-i farika vasflarn da ksaca vurgulamay konunun akla kavumas asndan nemsedik. Bu balamda peygamberin vahyin doru anlalmasndaki roln, Kurnn insann ftratna hitap eden Allahn mucize kelam olduunu ve onun ancak snnet ve sahabe telakkilerini dikkate alma, nzl sebeplerini bilme, mteabih ayetlerinin fevkal akl mahiyetlerine imn etme ve btnsel olarak Kuran deerlendirme gibi kriterlerle doru bir ekilde anlalabileceini ifade etmeye altk. Akln her trl znellikten kurtulmu bir ekilde vahyi doru anlayabileceini iddia eden aklc tefsr hareketinin bu iddiasnn yanlln ifade sadedinde, salkl anlamann nndeki psiko-sosyal ve kltrel etkenleri izah etmeye gayret ettik. Konunun bu blmn incelerken mmkn olduunca ilk dnem tefsr, hadis ve tefsr usl kaynaklarndan istifade etmeye gayret ettik. Kurnn idealize ettii akln nemini, snrn ve grevini ortaya koyup Kurnn sradan bir kitap olmadn kendisine ait anlalma hususiyetlerinin olduunu ve ancak bu zellikleri dikkate alndnda Kurnn doru anlalabileceini ifade ettikten sonra, aklcln yorum usln ve bu uslle ayetler zerinde yapt tefsrlerin oluturduu sorunlar, rnekler vererek ortaya koymaya altk. ncelikle aklcl, ortaya k zaman, karakteri ve vuku bulu sebepleri bakmndan iki blme ayrmay uygun bulduk. lk dnem aklclk olarak isimlendirdiimiz ve Mutezile ve Meler ekseninde younlatmz III. Blmde sz konusu aklcln zelliklerini, geliimini, tarihi srecini, ortaya k sebeplerini, adalet ve tevhid ilkeleri ekseninde Kurn ayetlerine getirdikleri yorumlar incelemeye altk. Bunun yannda ilk dnem aklclarn yorum ilkelerinden olan Gaibin ahide kyas, Mteabihin muhkeme hamli ve Akl-nakil atmasnda akln nakle tahkim ve takdimi gibi metodolojik unsurlar da rnekleriyle birlikte incelemeye gayret ettik. Konunun bu blmnde zellikle

Mutezileye ait ilk dnem eserlerden, Milel ve Mezhib kitaplarndan ve mmkn olduunca Me aklclarn kendi eserlerinden istifade etmeye altk. Ge Dnem Aklclk olarak ifade ettiimiz blmde ise kilise dogmatizmine bir bakaldr mahiyetinde gelien Aydnlanma aklclnn 1850li yllardan itibaren slam dnce dnyasnda oluturduu akisleri ve bunlarn Kurn tefsrindeki etkilerini ele almaya gayret ettik. Bu balamda ge dnem aklcln tanmn, ortaya k sebeplerini ve zellikle aydnlanma aklclyla olan irtibatn ortaya koyduktan sonra Akla ve bilime uygunluk, sahih rivayetleri nemsememe ve sosyal-cari konjonktr nceleme gibi prensipleri gz nne alarak ayetlere getirdikleri tefsrleri inceledik. zellikle son dnem aklcln Kurn rasyonalize etmede kulland tarihselcilik, hermentik, sembolizm ve antropolojik yaklam gibi yardmc disiplinlerin Kurn akl bir uslle tefsr etmede nasl kullanldn aklamaya altk. Konunun bu merhalesini ele alrken ge dnem aklclkla erken dnem aklcln ortak ynlerini de mmkn olduunca tespit etmeye gayret ettik. Blmn materyalini olutururken aydnlanma felsefesine dair eserlerden ve son dnem aklclarn bizzat rasyonel tefsr rneklerini verdikleri kendi eserlerinden istifade etmeye altk. C) KULLANILAN KAYNAKLAR: almamzn, akln kavramsal analizini el-Klliyytndan, Mfredtndan, et-Tehnevnin yaptmz giri blmnde, el-sfehnnin Manzrun el-

Firzbdnin el-Okyansundan, Crcnnin et-Tariftndan, Ebul-Beknn Kefndan, bn Zebdnin Tacul-Arusundan, Lisnul-

Arabndan ve kavram tanmlarna ilikin dier ansiklopedik eserlerden istifade etmeye altk. Ekolc akl tanmlarnda deindiimiz balklar incelerken a) Yunan felsefesinde akl blmnde Weberin Felsefe Tarihi, Ahmet Arslann lka Felsefe Tarihi, Bertrand Russelin Bat Felsefesi Tarihi, Macit Gkberkin Felsefe Tarihi, Sleyman Hayri Bolayn Felsef Doktrinler Szl, Ali Selakn el-Akl f Mecrat-Trh gibi eserlerden b) slm Dncesinde Akl isimli blmde ise Macit Fahrinin slm Felsefesi Tarihi, emseddin Gnaltayn Felsefe-i Ul, Ahmet Cevizcinin Orta a Felsefesi Tarihi, De Boerun slmda Felsefe Tarihi, Abdurrahman Bedevinin Mezhibul-slmiyyn, Muhammed Ammrann Mezhibul-slmiyyn, Cahzn Kitabul-Hayevn,

Ali Sami en-Nern slmda Felsef Dncenin Douu gibi eserlerden temel olarak istifade etmeye altk. Akln Kurn Stats isimli blmde ise akletmeye ve tefekkre vurgu yapan ayetlerinin tespit ve tasnifinde Muhammed Fuad Abdulbakinin Muceminden ve Ktb- Tisa gibi temel hadis kitaplarndan ve ayetleri izahta yer yer temel tefsr ve tefsr usl eserlerinden istifade etmeye altk. Bunun yannda zellikle son dnemde akln Kurn konumuna ilikin yaplm zel almalardan olan Fatma smailin el-Kuran ven-Nazarul-Akl, Nayif Marfun el-nsan vel-Akl, Yusuf evki Yavuzun Kurna Gre Tefekkr, Kettninin Cedelul-Akli ven-Nakl, lyas elebinin slm Dncesinde Aklclk, Abdulbaki Gnein Akl Tefsr Hareketi gibi eserlerden de istifade etmeye altk. Kurnn ilhi bir metin olduunu ve onu doru anlamada birtakm kriterlerin varln ifade etmeye altmz blmde ise yine Kurnn sz konusu ayetlerinden, temel hadis, tefsr ve tefsr usl kitaplarndan istifade etmeye altk. Ayrca ada almalardan Mevdudinin Mebdiu Esasiyyun li Fehmil-Kurn, Yusuf Ickn Kurn Anlamada Temel lkeler, Mustafa nverin Kurn Anlamada Siyakn Rol, Sebban Tefsr Usl Aratrmalar gibi eserlerden olabildiince yararlanmaya altk. Mutezile aklclnn Kurn tefsrine etkisini incelediimiz blmde ise Mutezilenin tefsr anlayn ifade ederken Kad Abdulcebbarn el-Muni, erhul-Uslil-Hamse, Mteabihul-Kurn, Zemaherinin Kef ve Zhdi Carullahn el-Mutezile isimli eserlerden istifade etmeye altk. Ayrca enNearn slmda Felsef Dncenin Douu, Macit Fahrinin slm Tarihi Felsefesi, Abdulhalim Mahmudun et-Tefsrul-Felsef fil-slm, Kamil Gnein Akl ve Nas ve Mustafa ztrkn Kurnn Mutezil Yorumu gibi eserlerden istifade etmeye altk. Filozoflarn zellikle de Mea aklclarn Kurn tefsrine ilikin rnekleri konusunda bn Rdn Faslul-Makl, Menhicul-Edille ve Tehftt-Tehfut, Farbnin es-Siyase ve Aru Ehlil-Medine, bn Snnn Kitabun-Nect gibi eserlerden ve Mbahat Trkerin Tehaft, brahim Makdurun fil-Felsefetil-slmiyye, lhan Kutluerin Akl ve tikat isimli eserlerinden istifade etmeye altk.

1850li yllardan sonra Ehlul-Kurn vel-Hadis ve Hint Alt Ktas Tefsr Ekolyle ba gsteren son dnem aklcl ele alrken Seyyit Ahmet Hann Tefsrul-Kurn, Gulam Ahmetin Luatul-Kurn, Muhammed Abduhun Risletut-Tevhid ve Tefsru Czi Amme, Reit Rzann Tefsrul-Menr ve Hseyin Heykelin Haytu Muhammed gibi eserlerden yararlanmaya altk. Bunun yannda Muhammed Kutupun ada Fikir Akmlar, Mustafa Sabri Efendinin Mevkiful-Akl, Aziz Ahmetin Modernizm ve slm, Baljonun Kurn Yorumunda ada Ynelimler, Ahmet Yksel zemrenin Modernist Akm inde Kurn Tefsrleri, es-Sebban Tefsr Usl Aratrmalar ve Abdulbaki Gnein Tefsrde Aklc Hareket gibi eserlerden azami oranda faydalanmaya altk. D) AKIL KELMESNN KAVRAMSAL ANALZ 1) Terim Anlam Yunancada Nous Latincede Ratio ve ntellectus, Grekede Slectus ve Trkede Us anlamna gelen Akl kelimesi Arapa a.k.l sls mcerred fiil kknden tremi bir mastardr. Szlkte yasaklamak, engellemek, devenin ayan balamak, istemek, tutmak, korunmak, snmak, bilmek, anlamak, zek, bilgi, ruh, dnce, gr, nefs-i natka ve kavrama yetenei gibi anlamlara gelir.1 Bir kelimeye izafe edilen anlam boyutu ne kadar genilerse genilesin o kelimenin temel anlam ve filolojik mant, izafe edilmi anlamlarda da kendisini gsterir. Bu adan yzden fazla anlamn kendisine izafe edildii akl kelimesinin2 orijinal anlam olan koruma, gzetme ve engelleme kelimenin kapsama alanna giren btn anlamlarda kendini gsterir.3 nsann sahip olduu ayrt edici vasfa akl

2 3

Fruzbd, Ebt-Thir, el-Okyansul-Bast f Tercmetil-Kmsil-Muht, Dersaadet, Kahire, 1913, IV, 18; Crcn, Seyyid erif, Kitbut-Tarft, stanbul, 1300, 151152; Ebl-Bek Eyyb b. Musa, el-Klliyt, nr. Adnan Dervi, Muhammed el-Msr, 1992/1412, 212217; et-Tahnev, Muhammed b. Ali b. Ali, Kef-u Istlhtil-Fnn, Kalkta, 1862, II, 10331034; el-sfehn, Rgb Hseyin b. Muhammed b. Rid, el-Mfredt fi Garbil-Kurn, nr. Muhammed Seyyid Kiln, Kahire, 1381/1961, 341; bn Manzr, Ebl-Fadl Cemlddin Muhammed b. Mkerrem, Lisnl-Arab, Beyrut, 1990, Akl md.; sm Efendi, Kms Tercemesi, stanbul, 1304, III, 291 292; ez-Zvi, Thir Ahmed, Tertbu Kmsil-Muht, sa el-Bb el-Haleb Basks, II. bask, 1973, Akl md. bn Manzr, Lisnl-Arab, Akl md. el-sfehn, el-Mfredt, 342.

denmesi de4 bu vasfn insan sapmaktan ve tehlikeye ve helake dmekten korumasndan dolaydr. nsann kil olarak vasflanmasnda, kendini ktlklerden ve nefsan arzulardan korumas ve engellemesi gz nne alnmtr.5 Dolaysyla akl kelimesinin izaf anlamlarna yn veren temel manann da engellemek olduunu syleyebiliriz.6 rnein slm hukukunda maktln varislerine katilin yaknlar tarafndan denen ve adna akl deyenlere de kile denilen diyetin bu isimlendirilii, maktln velisini katili ldrmekten engellemesi sebebiyledir.7 yleki konuamaz hale gelmeye ya da tutuklanmaya itikal, dm, boum ve ekleme ukle, ipe ikal, snak ve kaleye makl8 hapse ve toplama kampna da mutekal denmesi de bu temel anlamn dikkate alnmas dolaysyladr.9 Bu balamda terim olarak insann sahip olduu dnme, bir dnceden dier bir dnceye intikal etme, delil getirme, tasavvur etme, ilkeler ve dnceler araclyla bilineni sistematize etme gibi melekeler bilekesine akl denmesi, bu vasflarn olmamalar durumunda insann cehalet, ahmaklk ve delilik gibi sebeplerle decei olumsuz durumlardan insan korumas dolaysyladr.10 Bylece insan maddeden ekilleri soyutlayarak kavram haline getirir, kavramlar aras ilikiler kurar, nermelerde bulunur, kyaslar yaparak varln hakikatini idrk edip doruyu yanltan ve iyiyi ktden ayrr. Yani aklederek kendini ktle maruz kalmaktan (engelleyip) korur. nsan dier varlklardan farkl klc bir vasf olan akln varlnn ilk belirtisi, insann zararl olan eylerden kamas ve faydal olan eylere ynelmesidir.11 Dolaysyla akln gerek iyi ile ktnn arasn ayrt etme gerekse dnme ve delil getirmeyle kaim oluu sebebiyle, hayvanlara, deli ve ocuklara kl denilmez.12

4 5

bn Manzr, Lisnl-Arab, Akl md. Bolay, Sleyman Hayri, Akl md. T.D.V. slam Ansiklopedisi., II, 238. 6 bn Manzr, a.g.e., Akl md.; Ebl-Hseyin Ahmed b. Fris, Mucemul-Mekyisil-La, thk. Zbey Abdulmuhsin Sultan, Beyrut, 1988, III, 616. 7 bn Manzr, a.g.e, Akl md. 8 Fruzbd, a.g.a, IV, 18. 9 bn Manzr, a.g.e, Akl md. 10 Hseyin Kzm Kadri, Trk Lugat, Merif Matbaas, stanbul, 1943, Akl md.; emseddin Sami, Kmsi Trk, Dersaadet, stanbul, 1317 h, Akl md. 11 bnul-Cevz, Ebl-Ferec Abdurrahmn b. Ali, Zemml-Hev, Beyrut, 1978, 40; Crcn, Tarft, 101, Bolay, Sleyman Hayri, Akl md.,T. D., slam Ansiklopedisi II, 238. 12 bn Frek, Mcerred, 284.

Bu yeti sayesinde insan gerek duyular gerekse haberler araclyla ald verileri sistematize ederek ileride kullanaca fikr bir bnye kurar13, delilleri kullanarak fizik ve metafizik lemi kavrar.14 Vacib, mmkn ve muhali sebepleriyle idrk ederek eyann hakikatini anlar.15 Gemii hatrlar, u an bilir gelecei kurgular.16 Hatta insan, akl sayesinde mahedeyle duyum lemini idrk ettii gibi delillerle duyum tesinin bilgisine de ular.17 yleki; akl ontolojik yaps gerei kinattaki sebep-sonu ilikisine ve duyularla alglanan ehadet lemindeki derun incelemelerine dayanarak grnen leme varlk veren grnmeyen bir var edicinin mevcudiyetini anlar. Akl soyut olmasna ramen nasl ki somut tecelli ve eserlerle varln izhar ve ispat ediyorsa, mkemmel tecellilerle dolu olan kinat eserinin, bir messirin varlna iaret ettii de aikrdr. Ancak nasl akl ile onun eseri arasnda bir benzerlik mevzu bahis deil ise kinat eserinin var edicisi, var olanlarn hibirine benzeyemez. te akl, maddeden soyutlad kavramlarla eyann hakikatini anlayabilme gcne sahip oluu sebebiyle grnen eser zerinde dnerek grnmeyen bir messirin var olduunu anlar.18 Bu yetenek, kendisine ftr akl da diyebileceimiz; vacibin vcbu (Allahn varlnn zorunluluunu), mmknn imkn (Varln ezel olmad) ve muhalin imknszl (bir varlk zerinde iki var edicinin itirakinin imknszl yani tevhd) ilkeleriyle temellenen bir yapya sahiptir. Her insann ftr mevcudiyetine kodlanm olan bu yeti ehadeti gayba, mahlku halka sevk eden bir badr. nsann, kendisini ve varl anlamlandrd ve bir yaratcnn var olduu kanaatine kendisiyle ulat bu vasfa akl denmesi de yaratlanla yaratan arasndaki ba ifade etmesi sebebiyledir. Akl devre d brakan bir illet ve arza olmadka her (doan) insan bu ba (olan akl)la dnyaya gelir.19 Bu her insanda standart olarak var olan tab, garz, ftr

13 14

Keskin, Halife, slm Dncesinde Bilgi Teorisi, Beyan Yay., st., 1997. Crcn, Kitbut-Tarft, 157. 15 Hseyin Kzm Kadri, a.g.e, Akl md. 16 es-Semalut, M. Tevfik, Kurna Gre nsann Psikolojik Yaps, trc. smail Durmu- Habil entrk, Yeni mit Dergisi, IV, sy. 2, zmir, 1995, s. 44. 17 ez-Zebd, Muhammed Murtaza Hseyn, Tcul-Ars, Drul-Fikr, Beyrut, t.y., VIII, 26. 18 Crcn, Kitbut-Tarft, 151. b.b. bkz. es-Sbk, Tcddin Ebn-Nasr Abdlvehhb, bn Takiyyuddin, Tabaktu-fiiyyetil-Kbr, Drul-Marife, Beyrut, t.y., s. 42. 19 el-Mverd, Ebl-Hasen Ali b. Muhammed, Edebud-Dnya ved-Din, thk. Mustafa es-Sek, sa el Bbi el-Haleb Basks, Kahire, 1973, s. 20. Ayrca bkz. Henry C. Link, Dine Dn, trc. mer Rza Dorul-Ahmet Halit Kit, stanbul, 1949, s. 104; Cbir, Muhammed bid, Bnyetul-Aklil-Arab, Beyrut, 1991.

ya da vehb olarak isimlendirilen temel akldr.20 Dnme, kavrama, deerlendirme ve tecrbeyle bu temel akl beslenerek glenir. Aksi takdirde de zayflar.21 Ancak bir illet sebebiyle tamamen imha olmadka yukarda akladmz ftr kodlarn ve bir imtihan srecinde oluuna gereke olan standart uurunu her zaman muhafaza eder. Bu balamda akl tabannda vacibin vcbunun, muhalin imknszlnn ve mmknn imknnn bilgisi olan, tavan ise zihni yetilerle srekli beslenip byyen bir ilimler bilekesi ya da kesb bilgilerin kendisiyle elde edildii bir z ilimdir. Dolaysyla bir insan iin akll dendiinde asgari de olsa olmazsa olmaz zorunlu bir ilme sahip olduu anlalr.22 Bu bak asyla bilgiyi zaruri (zorunlu) ve tecrb (mmkn) akl da ftr (standart) ve kesb olarak temel bir tasnifle ikiye ayrabiliriz.23 Bu ayrm baz bilginlerce daha detaylandrlmtr. rnein; Crcn akl heyulan (pratikte olmayan salt akl), meleke (zaruriyyat bilip nazariyyat bilme istidad tayan akl) ve bil-fiil akl (nazariyyatla elde ettii sonularla yeni nazariyytlara ihtiya duymadan dnce reten akl) olarak l bir tasnife tbi tutmu, 24 Gazzl ise akl insanlar dier canllardan ayran almet-i farika olan akl, temyiz ana gelmi olan ocuun mmknn imknn ve muhalin imknszln ayrt etmesini salayan akl, yaamla meydana gelen tecrb akl ve olaylarn sonularn ve arka planlarn idrk eden akl olmak zere drde ayrmtr. Bu drtl tasnifin birincisi akln kk ve temel anlam, ikincisi onun yan dal, ncs birinci ve ikincinin fonksiyonu, drdncs ise akldan beklenen nihai neticesidir.25 Akln ve akletmenin neliine ve kapsamna ilikin mutlak bir epistemik ayrcala sahip olmadmzdan, bunlara ilikin bir st snr izmek gibi bir ansmz olmamakla birlikte, nemli lde neyin akl d veya akledilemeyecek bir ey olduu konusunda ansl olduumuzu syleyebiliriz. En azndan felsefede (mantkta) dncenin temel ilkeleri olarak bilinen z-delik ilkesi, elimezlik ilkesi, nc hlin imknszl gibi yasalarla elien eylerin akl- d veya akledilmeyecek
20 21

Henry, a.g.e, s. 104. bnul-Cevz, Zemmul-Hev, s. 13; Zebd, Tcul-Ars, VIII, 2526. 22 evket Ulyan, el-Aklu fil-slm el-Mevrid c. IX, sy. IV, Beyrut, 1981, s. 95; ayrc. bkz. Da, Mehmet, Earde Bilgi Problemi, slm limler Enstits Dergisi, IV, Ankara, 1980; Cz, Muhammed Ali, el-Akl vel-Kalb fil-Kurn ves-Snne, Drul-lmi lil-Melyn, Beyrut, 1983, s. 4043. 23 Eb Sleyman, Abdlvehhb, Devrul-Akl fil-Fkhil-slm, Mecellet Klliyeti-era vedDirstul-slm, Mekke, 1977, s. 155. 24 Crcn, a.g.e, s. 151152. 25 Takprizde, Mevztul-Ulm, trc. Kemleddin Muhammed Efendi, Dersaadet, stanbul, 1314, s. 271.

10

eyler olduu ve bylece bu ilkelerin akli bir muhakemenin zn tekil ettiini syleye biliriz26. Akln ve akletmenin alt snr ve bylece n koulu olan bu ilkeler ( rnein, zdelik ilkesi veya elimezlik ilkesi gibi) asndan baktmzda slamn en temel inanc olan tevhid inancnn bu ilkelerle elimek yerine onlar en gl bir ekilde doruladn syleyebiliriz.27 Akl, gerek insann dnyada var olu misyonunu tayin eden ilah bir nimet olarak ona verilmi zorunlu bilgi ya da ftr yeti olarak gerekse bu ftr yetinin kavrama, dnme ve deerlendirme gibi kabiliyetlerle gelimesi sonucu elde ettii malumatlar btn olarak ifade edilsin her halkrda ya ilh bir vehbilii ya da beer bir kesbilii ifade etmesi sebebiyle Allahn ilmi iin kullanlmaz.28 Gerek ahlk ve siyasi deerleri ayrt etmek gerekse bilgi nesnesine eriip onu temyiz, tahkik, tahlil ve terkip ederek bilmediklerine kyas yoluyla ulap muhakeme etme yeteneine sahip olan akl, ayn zamanda vahye muhatap oluu, onunla diyaloga girii ve onu anlama ve aklamas bakmndan aklclk hareketinin merkezinde bulunmaktadr. Akln nemi, snr, yaps ve misyonu konusunda oluturulan akl tanmlar ayn zamanda hem akl-vahiy ilikisini hem de akln vahye muhatap olarak onu aklama ve anlamlandrma konusundaki yetkisinin mahiyetini belirledii iin gerek antik Yunan dncesinde gerekse slm dncesinde aklla ilgili sz sylemi ekollerin grlerinin incelenmesi, aklc yorumun fikr arka boyutunu anlama konusunda nemli bir rol oynayacaktr. 2) Ekolc Akl Tanmlar a) Yunan Felsefesinde Akl Gerek slm Felsefesi ve tizl aklcla gerekse Aydnlanma Felsefesi ve on sekizinci yzyl sonras aklc tefsir hareketine ilham merkezi olan Yunan felsefesi, topik temelli anlatlarn rettii, mitolojik karakterli tanrlarn oluturduu bir ok tanrl bir din anlaynn, insan hayatnn her alanna mdahil olarak ona zgrce dnme, karar verme ve yaama hakk vermedii hurafelerle dolu bir mistik aa kar gelitirilmi bir refleks mahiyetindedir.29 Bu refleksin gelitii ortam metafizik
26 27

Reber, Mehmet Sait, slam, Din ve ada Durum, slmiyt 7 (2004) say 4, s.19 A.g.m., s.20 28 bn Frek, Mcerred, s. 284. 29 Arslan, Ahmet, lka Felsefe Tarihi, zmir, 1995, 1 vd.

11

olmaktan ok mitolojiktir. Yani sahih bir vahyin ve dinin deil mtehayyilenin rnleri olan speklatif ve iirsel putlarn kiiletirilmeleri ve onlara tanrsal heybetlerin atfedilmesiyle ilgilidir.30 Bu tepki balangta sekler bir karakter arz etmemesine ramen31 mitolojiye kar gelitirilen bu sert tavrdan din de nasibini ald. yleki tanrsal anlatlar, statsn yava yava akla deneye ve gzleme dayal bilgiye devretmeye balad. Baka bir deyile lahut deerlerin temelinin rgtledii bir ontoloji ve kozmoloji anlay, yerini insan merkezli bir anlaya brakt.32 Bir yandan mitolojik sunumlarla dini irrasyonel bir efsaneye dntren politeist din anlay, te yandan hakikatin idrkini hislere endeksleyerek akl dlayan sofistiklerin salt znel hakikat anlaylar, hakikatin tespit ve tayini konusunda rasyonel bir kriteri gerekli kld. Bu balamda Sokrat (. 399 M..) ve Aristo (.322 M..) akln ontolojik ve psikolojik fonksiyonlar zerinde eitli teoriler gelitirerek akl noksan ve aldatc bilgiye kar tutarl ve doru dnceyi temin eden bir unsur olarak n plana kardlar.33 yleki o kendisinin dnda vahiy dhil hibir yardm ve ynergeye ihtiya duymaz34 bir yeterlilikte kabul edildi. Bylece kanun, nizam ve tedbir kuvveti anlamlarna gelen ve Logos ve Nous olarak ifade edilen akl35 topik mitlere kar kalkanlatrlrken tutarsz bir ekilde Akl tanrdan ilk sudr eden eydir. sylemi gibi bir baka mitolojiye isnat edildi.36 Bylece akl; fizik tesini, varln kaynan ve ilk yaratln naslln vahiyden azade bir ekilde anlama iddias tayan ve Yunanca Hikmet sevgisi (Philo Sophia) anlamna gelen felsefeye katalizr oldu.37 Hikmete erimede akl ilkeleri gndeme ilk olarak getiren, hakikati salt znel bir babolua ve izafilie mahkm eden Sofistiklerle mcadele eden Sokrattr.38 bu balamda akl insann nefsinin bilmesi ve tanmasyla elde edecei hikmetin bir
30

erif, M.M., Yunan Dncesi, ev. Kasm Turan, slm Dncesi Tarihi inde, nsan Yay., stanbul, 1990, I, 97. 31 Arslan, a.g.e, s. 34. 32 Weber Alfred, Felsefe Tarihi, ev. H. Vehbi Eralp, Sosyal Yay., stanbul, 1998, s. 39; Collingwood, R.G., Tarih Tasarm, ev. Kurtulu Diner, Gndoan Yay., Ankara, 1996, s. 46. 33 Bolay, Sleyman Hayri, Akl md., D..A., II, 239. 34 Gne, Kamil, slm Dncesinin ekilleniinde Akl ve Nas- Bakilln ve Kd Abdlcebbrda Kelmullah rnei, nsan Yay., st., 2003, s. 157. 35 ez-Zyid, Muhammed, el-Mevsutil-Felsefetil-Arabiyye, Beyrut, 1986, Akl md. 36 Akln tanrdan ilk sudur eden ey olduunu ilk olarak syleyen Plotinustur. Bkz. el-Kind, Eb Ysuf, Ykub b. shak, Felsef Risleler, ev. Mahmut Kaya, z Yay., st., 1994, s. 149 vd.; Bolay, Sleyman Hayri, Felsef Doktrinler Szl, s. 239. 37 Nyif Mahmut Marf, el-nsanu vel-Akl, Dru Seblir-Red, Beyrut, 1995, s. 11. 38 Emin, Ahmet Zeki Necib Mahmud, Ksstul-Felsefetil-Yunaniyye, Kahire, 1957, s. 59, 122.

12

vastas olarak tanmlar.39 Hikmete sbjektif yollarla ulama iddiasn tayan Sofistiklerle mcadele eden Sokrattan sonra Eflatun da bir znelci kart olarak zihindeki her klli idrkin harici bir gerekliinin olduunu ifade etmitir. O, duyularn irfan iin yeterli olduunu savunan Sofistlere O halde hayvanlarn hepsi duyu sahipleri olduuna gre arif midirler? sorusunu sorar.40 Sokratta olduu gibi onun felsefesinde de lm sonras yaamla ilgili sylemler vardr. O insann ruh ve cesetten oluan bir varlk olduunu, ruhun cesetten nce yaratldn, cesedin yok oluundan sonra da varln srdrdn ifade eder.41 Yine O bilginin kkeninin ruhta mevcut olduunu ancak ruhun bedene giriiyle bu bilgilerin bilinaltna itildiini ve yaam sresi iinde hatrlandn ve bu hatrlama ile de insann sabit hakikatler (ideler) lemiyle srekli irtibat halinde olacan ifade eder. Bu irtibatn varlnn devam ise zel anlamlarn (el-Menil-Hassa) ve cziyyatn dnlmesiyle gerekleir. nk bunlar ezel ve sabit hakikatlerin ehadet lemindeki izdmleridir.42 Eflatun akl, nefis ve ruhla zde bir anlam erevesinde deerlendirir. Ona gre akl hem ehvet ve gazap gibi duygulara hem de yce leme ynelebilme eilimi tayan ruha ev sahiplii yapmaktadr. Ayrca onun devlet prototipi iinde halk; iiler, askerler ve akln kullanan aristokratlar olarak e ayrmas daha sonra genelde felsefenin zelde de slm felsefesinin en temel sylemlerinden biri olan avam-havas ayrmnn da temelini atmtr.43 Aristo ise akl, nefsin bir fonksiyonu olarak grr. Hatta ebed olan ruhun ve onun fonksiyonu olan akln bedenden ayr olmasnn gerektiini ifade eder. Bu bakmdan akln bedene kar aikr bir stnl sz konusudur. Akl nefsin btn yetilerine galip ve stn bir fonksiyona sahiptir. O insana d dnyadan gelen tek ilah vergidir. Dolaysyla ona gre akl, bizde tam bir var olula meydana gelen, fesada uramayan ve bedenden bir para olmayan bir hususiyete sahiptir.44 Aristo bilgiye ulamann idrkle baladn daha sonra varln suretini alglamayla devam ettiini, alglamayla oluan edinimlerin hafzaya, hafzadan da

39 40

Nyif, Marf, a.g.e, s. 14. Selak, Ali, el-Aklu fi Mecrat-Tarh, Drul-Md, Beyrut, 1984, s. 84. 41 Zeydan, Mahmut Fehmi, Fin-Nefsi vel-Cesed, Drun-Nehdtil-Arabiyye, Beyrut, 1980, s. 18. 42 es-Sadr, Muhammed Bakr, Felsefetun, Drut-Terif, Beyrut, 1410/1989, s. 5354. 43 Nyif, Marf, a.g.e, s. 1416. 44 Eb Ride, Muhammed Abdulhdi, Resilul-Kind el-Felsefiyye, Drul-Fikril-Arab, Kahire, 1950, s. 333.

13

zakire araclyla akla ulatrldn ifade eder.45 O, akl, heyulan (mnfail ya da pasif) ve ilah (faal ya da etkin) olmak zere ikiye ayrr. Pasif akl varln btn mahiyet ve suretlerini maddeden ayrma gcne sahiptir. Ancak onda ekiller henz maddeden soyutlanm deildir. Pasif akl maddi olmamasna ramen ekil alr ve bedene bal oluu dolaysyla fanidir. Aktif akl ise bedenden nce de sonra da var olan akldr. Bu akl pasif akla etkide bulunarak bilginin meydana gelmesini salar. Baka bir ifadeyle aktif akl pasif akl mktesep akl seviyesine ykselten bamsz ve lmsz akldr.46 Aristo slm Dncesinde ve Kurn yorumunda da nemli tesir ve izdmleri olan mantn kurucusudur. O, mant, tasavvurat, tasdikt ve istidlal olmak zere e ayrr. Tasavvurat filolojik adan lafzlarla akladmz dncelerdir. Bu dncelerin temeli ise hayat tecrbesi, edinilmi haberler, duyumlar ve alglardr. Tasdikat ise d ortamda doru ya da yanl olma ihtimali tayan nermelerdir. ncllerin doruluuna, yanllna ya da sonuca baklmadan kesinlik arz eder.47 Aristo, takipisi olduu, irfan akl savunan Eflatunun aksine hissi akl savunmu, Eflatun nefsin kdemini savunurken O, nefsi yalnzca bedenle kaim hdis bir varlk olarak grmtr. Bylece bedenden nce ruhun hakikatin bilgisine vakf olduunu, ancak bedenle ittisal sonucu bu bilgilerin unutulduunu ve hayat sreci iinde hatrlandn iddia eden Eflatunun istizkar teorisini reddetmi ve bilgi ve hikmetin yaamla ibtidai olarak elde edilen kazanmlar olduunu ifade etmitir. nk bilgi ve hikmetleri hayat srecinin belirginletirmesi ve bunlarn ideler leminin izdmleri olmas teorisi; bilgi ve hikmetin czileri soyutlama ve klli anlamlar yakalama gcne sahip insann bir retisi olduu fikrinin de temelini oluturur. Oysaki Aristo czilerin idrkinin kllilerin idrkinden nce geldiini sylerken bu durum Eflatunda tam tersidir. Bu sebeple Aristo aslnda bir pozitivisttir.48

45 46

Nyif, Marf, a.g.e, s. 17. Kasm, Muhammed, Fin-Nefsi vel-Akl li Felsifetil-Garik, Kahire, 1949, s. 194198; Gne, Kamil, a.g.e, 159. 47 Nyif, Marf, a.g.e, s. 1820. 48 Nyif, Marf, a.g.e, s. 1516.

14

Eflatun ve Aristonun uyku ile uyanklk arasnda grlen yakazalar kadar vehmi bu felsef kurgular49 artlar tarafndan akln ontolojik konumu, snr ve grevi gzetilmeksizin metafizik sahada da kullanlm ve hem ehadet hem de gayb lemi iin mutlak kriter olarak kabul edilmitir.50 Bu balamda Yunan aklc felsefesi iki boyutlu bir grnme sahiptir. Birinci boyutuyla Yunan aklcl Epikr (. 270 M..)de olduu gibi be havasla alglanamayan her eyin inkr eklinde salt maddeci51 ya da Xenophaneste olduu gibi tanry insan retisi sayan salt ateist bir yapya sahiptir.52 kinci boyutunda ise maddeye Allahtan bamsz bir stat atfederek tanrdan yaratclk kudretini ekip alan isbt- vcibin savunucusu Aristoda olduu gibi salt determinist bir aklcla sahiptir. Bu balamda Tanrnn vahyetmesi ya inkr edilir ya da vahyin kayna akla dayandrlr. rnein Stoa felsefecilerine gre vahiy tanry deil, akl ifade eden rasyonel bir almdr. Bu nedenle insan ister ilah isterse paganist olsun hibir dine muhta deildir. Mutluluk dinin de kendisinden kt akln yasalarnda gizlidir. nsanlk tarihindeki btn vahiy vakalar ve dinler de akln bir rndr.53 Bu akl tabiatla tam bir mutabakat halindedir. Bu sebeple vahiy akl aamaz. Bu balamda akl vahyin ieriine zaten sahip olduu iin peygamberlik ve kitap fikri terk edilmesi gereken ilkel bir dncedir. Bu rasyonalist anlaya gre ri akldr.54 Gerek fizik gerekse metafizik alanda mutlak sz sahibi klnan bu akl sbjektif-rasyonel karakteri dolaysyla yaam ncesi, yaam sonras ve yaamn ilk kaynana ilikin sr perdesini aralayamam ve stelik de insann beraberce hayat srd ruhu ve akl dahi ortak kabul gren bir tanma kavuturamamtr.55 Sonu olarak diyebiliriz ki; ilk adan itibaren filozoflar akln ontolojik ve psikolojik konumu zerinde eitli teoriler gelitirmiler, varlk ve bilgi teorisi alanlarnda farkl ekollerin teekklne sebep olmulardr. Anaxogorasta lemi idare eden akl Sokrat, Eflatun ve Aristoda hatta bir dereceye kadar Stoaclarda noksan ve aldatc bilgiye kar tutarl ve doru dnmenin fonksiyonu iken politeist nitelikli mitolojik bir din anlayyla balatlan savata n saflara srlen akl, bu hurafe dini
49 50 51 52 53 54 55

Nyif, Marf, a.g.e, s. 1415. Bkz. Abdulhalim Mahmud, el-slm vel-Akl, Drul-Merif, Msr, 1988, s. 65. Abdulhalim Mahmud, a.g.e, s. 65. Bertrand Russel, Bat Felsefesi Tarihi, ev. Muammer Sencer, stanbul, 19691970, I, 71. Gkberk, Macit, Felsefe Tarihi, stanbul, 1985, s. 207. Gnay, nver, Din Sosyolojisi Dersleri, Kayseri, 1993, s. 84. Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 2526.

15

imha ederken sahih bir din olgusu ve vahiy anlayn da ayrt edilmeksizin imha etti.56 Bylece akl, aamal olarak bir yandan her an yetkilerini arttrarak kendisini anlaml klarken dier yandan tanrnn etkinliini ve vahyin ifade ettii anlam da imha etti. Bu aklc yaklam sadece kendi kltrel habitatnda kalmakla yetinmeyip hicr II. yydan itibaren slm dnce evreninde kuvvetli akisler oluturmaya balad. Bu akma sempati duyan Mslman filozoflar tarafndan her ne kadar deist ve salt rasyonel yaps belli oranlarda rafine edilse de Yunan aklcl, slm dncesinin iki kurucu znesi olan Kurn ve snnetin maml olmad hissini veren birtakm felsef yaklamlarn ve Kurn yorumlama biimlerinin etkin tetikleyicisi oldu. Bu sebeple slm dnce dnyasndaki aklc tavrlarn fikr arka planndaki ynlendiricilii dolaysyla Yunan aklclnn izini srmek ve onun vuku balamn analiz etmek, ayn zamanda gerek vahyi neredeyse dikkate almayan Meai filozoflarn gerekse Mutezilenin aklc metodolojisini anlamlandrmak bakmndan olduka nemlidir. nk Mutezilenin ve Mei filozoflarnn Kurn yetlerine getirdikleri aklc yorumlarn ve bu balamda gelitirdikleri metodolojinin ilham kayna Yunan aklcldr. Bu aklclk ise ifade ettiimiz gibi ilh vahyin imknna inanmaz. Hakkat anlama konusunda ilah hidayeti ve Allahn vahiyle yol gstermesini muhal grd iin hem fizik hem de metafizik alanda akla geni yetkiler tanmtr. Bu durum ise ileride deineceimiz zere Kurnda vurgulanan akln misyonu, deeri, snr ve yetersizlii konusundaki perspektife tamemen aykr bir konum arzeder.

b) slm Dncesinde Akl b. 1) Ehl-i Snnete Gre Akl Deist karakterli Yunan aklclnn Mslman felsefeciler ve Mutezile arasnda rabet bulmas ve son tahlilde akl vahye tahkim etmesi, paralelinde de reaksiyonerini oluturdu. Sahibinin kltrel enlem ve boylamna gre znellie gark olmu bir akln iyinin ve ktnn mutlak belirleyicisi olamayacan syleyen Ehl-i
56

Bolay, Sleyman Hayri, Felsef Doktrinler Szl, s. 239.

16

snnet ulemas akln vahye tabi olmas gerektiini ifade etmilerdir. nk ehadet lemiyle ilgili kanaat ve hkmlerinde bile yanlan akln metafizik unsurlar da ierecek derecede belirleyici olmas bir topyadan baka bir ey olamaz.57 Akln Kurn deeri, snr ve grevi balamnda meseleye yaklaan Ehl-i snnet bilginleri akl kapasitesi ve grevi balamnda deerlendirmilerdir. rnein bn Teymiyye akl Dnme ve duyu organlar araclyla bilen ve anlayan ftr kuvvet olarak tanmlar.58 Temelini ftr melekeler toplamnn oluturduu bu yeti,59 gerek duyular gerekse vahiy yoluyla bilgi elde eder. Bunlar zerinde dnerek elde ettii yeni sonular vahye uygunluk arz ettiinde muteberdir. O vahyin ieriinde akln anlama snrn aan Mtebih konularn olduunu ve akln bu alanda cari olmayacan ifade eder.60 O sahih aklla sahih naklin atmayacan eer grnte bir atmann varl sz konusu olursa bunun bir takm akl zafiyetlerden kaynaklandn syler.61 Felsef akln faziletine dair Kindnin yazd Risle fil-Akl isimli esere bir tepki olarak akln grev, g ve zafiyetleriyle ilgili Mhiyetul-Akl ve Manhu ve htilfun-Ns fhi isimli risaleyi yazan el-Muhsib de akl Zorunlu bilgileri bilen ve gereince davranan yeti olarak tanmlar.62 Ehl-i snnetin Ear kanad ise gerek ilk kurucularnn akl vahye nceleyen Mutezileden kopmu olmas gerekse aklc anlaya ilk tepkiyi gstermi olmalarndan dolay, iyinin ve ktnn tek belirleyicisinin vahiy olduunu ve sorumluluk konusunda temel kriterin akl deil vahiy olduunu syler.63 Aklc akma gsterilmi acil bir tepki olmasndan dolay Earlerde, Mturidlerdeki akln bir takm eyleri vahiyden nce ya da vahiyle paralel olarak vahye zt dmeden bilebileceine ilikin gereki deerlendirmelere rastlanmaz. Onlar kesb akln farklln, bundan dolay da iyi ve ktnn tespitinin insan aklna gre kiiden kiiye deieceini, iyilik ve ktln eyann lazim vasflar olmadn, iyiyi ve kty tayin ve tespit edenin mutlak anlamda vahiy olduunu, rnein; Adam
57 58

Bkz. Yavuz, Ysuf evki, Akl md., II, 242245. bn Teymiyye, Takiyyuddin Ahmet b. Abdulhalim, Risle fil-Akl ver-Rh, Drul-hyitTursil-Arab, Beyrut, 1970, (Mecmutur-Resil iinde), I, 35. 59 bn Teymiyye, Takiyyuddin Ahmet b. Abdulhalim, er-Redd alal-Mantkiyyin, Drul-FikrilLbnn, Beyrut, 1993, s. 52. 60 Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 70; el-Kettn, Cedelul-Akl ven-Nakl, s. 473. 61 Nyif, Marf, a.g.e, s. 71. 62 bn Teymiyye, a.g.e, I, s. 3435. 63 Nyif, Marf, a.g.e, s. 73.

17

ldrmenin normalde kt ama vahyin onay dolaysyla ksasta iyi olduunu ifade ederek iyilik ve ktln eyann asl deil ariz sfatlar olduunu ve bu sfatlar eyaya arz edenin yalnzca vahiy olduunu sylerler.64 Mezhebin kurucusu mm Ear, akln ilim olduunu, akl olmayann ilminin de olmayacan, akl olann az da olsa ilminin olacan syler.65 Dier bir Ear bilgin Cveyn ise akln zaruri bilgileri bilmesinin zorunlu olduunu ifade eder. Zaruri ilmin standard da vacibin icab, muhalin imknszl ve mmknn imkndr. Kr olan kii optik veriler konusundaki eksiklii dolaysyla aklsz olarak nitelenemez.66 te yandan mm fi akln nesneleri ve ztlar ayrc bir g olduunu syler.67 Fahreddin er-Rz ve Kalnis gibi limler de ayn ekilde akln bir temyiz gc olduunu sylerler.68 bn Haldn ise akln insan hayvandan ayran alamet-i frika olduunu, bilinenden bilinmeyene geebileceini ve hissedilenlerden soyut klli kaideleri karabileceini ifade eder.69 Bakilln ise akl ve ilmi doutan getirilen ve sonradan kazanlan olmak zere ikiye ayrr.70 Earlerin akl konusundaki grlerini kabul etmekle birlikte akln nazariyat bilmekten ibaret olduunu ifade eden grleri de benimseyen Crcn71 ise nefsin idrk, tasarruf ve idrke hazr olululuk gibi zelliklerinden dolay akl bnyesinde barndrdn yani akln, zihnin ve nefsin ayn olduunu ifade eder.72 bnul-Cevz ise akln insan hayvandan ayran ve ilim renmeye yetenekli klan garz akl, mmknn imknn ve muhalin imknszln bilen akl, deneyimlerle geliip glenen tecrb akl ve insann yemek imek gibi igdsel ihtiyalarn koordine eden ehev akl olmak zere drde ayrr.73 mm Gazzl ise akl insan hayvandan ayran garz akl, vacibin icabn, mmknn imknn ve muhalin imknszln bilen akl, yaamla gelien (tecrbe)

64 65

Nyif, Marf, a.g.e, s. 75. el-c, Abdullah Abdurrahmn b. Ahmet, el-Muvfk fi lmil-Kelm, lemil-Ktub, Beyrut, t.y., s. 146; el-Eri, Maklt, s. 480. 66 el-Cveyn, mmul-Harameyn, Ebl-Meli, Kitbul-rd la Kuvvtil-Edille fi Uslil-tikd, thk. Muhammed Ysuf Musa-eyh Ali Abdulmunim Abdulhamid, Mektebetl-Hric, Kahire, 1950, 15 vd. 67 Zerke, el-Bahrul-Muht, I, 122. 68 Kurtb, el-Cmi, I, 36; er-Rz, Tefsrul-Kebr, Drul-Fikr basks, Beyrut, 1980, XVI, 256. 69 bn Haldn, Mukaddime, Drul-Hilal, Beyrut, 1983, s. 307. 70 Bkilln, et-Temhd, s. 6 vd. 71 Yavuz, Akl md., D..A., II, 224. 72 Crcn, Kitbut-Tarft, s. 31. 73 bnul-Cevz, Kitbul-Ezkiy, thk. Muhammed Merisi el-Hl, Kahire, 1970, s. 9.

18

kesb akl ve nefsi drtleri kontrol eden manev (mistik) akl olarak drde ayrr.74 O, zelde Aristo genelde ise Yunan felsefesinin Kurn yetlerinin tefsirinde kullanlmasn iddetle eletirmi ve Kurn onun tad vahiy ruhuna ve nebev hikmete uygun bir ekilde yorumlamak iin adeta alternatif bir felsefe ve anlama metodolojisi gelitirmitir.75 Gazzl gelitirdii akl anlaynda ve yorum metodolojisinde yle baarl olmutur ve aklla vahyin tashihini yle bir yapmtr ki ondan sonraki Ear kelmclar bile vahyin hizmetkrlnda vahyin doruluk senedi olan bu akln vahiyden nce geldiini sylemilerdir.76 Ancak onun savunduu ve n plana kard akl, vahyi rasyonel bir tavrla yorumlayan ve ona mstani bir tavrla hakikati bulma iddias tayan felsef ve itizl akl deil, son tahlilde vahyi ispatlayp onun lafz boyutunu dikkate alarak ona tabi olan akldr. mm Mturid ise akl, sahip olduklar bilgisel yaplarna gre eyay tasnif eden bir ayrc olarak tanmlar.77 Ona gre salam akl duyularla ve haberlerle gelen bilginin shhat kriteridir. Akln bu payeyi elde edebilmesi iin nefsan ve eytan etkilerden korunmu olmas gerekir.78 Akl, ftr snrll dolaysyla gayb lemini ancak bir peygamber sayesinde kavrar.79 Bu balamda o; akl, iyiyi ktden ayran, varln bilgisini tasnif eden, bunlardan sonular karan kuvvet ya da nuran latif cisim olarak tanmlar.80 Akl, teklif bilincini ancak vahyin geliiyle elde eder. Vahiyden nce akln, Allahn varln bilmesi ve marifetullaha ermesi her ne kadar muhtemel olsa da bu, ceza ve ikab gerektirecek gte bir kriteri ifade etmez.81 Dolaysyla gerek anlamda sorumluluun, akln vahiyle bulumasyla gerekleeceini syleyen Mturid, kulu fiilinin halk yapacak kadar takdis edilmi bir aklla akl neredeyse hileyen cebr (-i mtevasst) arasnda bir orta yol bulmutur. Ehl-i snnet akl temel olarak; natralist, sensualist ve materyalist felsefecilerin dedii gibi duyu organlar ve beynin ortak bir rn olarak deil, insana Allah tarafndan lutfedilmi ve insann ontolojik misyonuna uygun bir yaps olan ilh bir
74 75

Bolay, Sleyman Hayri, Felsef Doktrinler Szl, s. 250. Bolay, Sleyman Hayri, Aristo Metafizii le Gazzl Metafiziinin Karlatrlmas, Kalem Yay., stanbul, 1980, s. 18. 76 Yavuz, Ysuf evki, Akl, slam.Ansiklopedisi., II, 245. 77 Mturdi, Eb Mansr, Kitbut-Tevhd, nr. Fethullah Huleyf, Beyrut, 1970, s. 5. 78 Mturdi, a.g.e, s. 27. 79 Mturdi, a.g.e, s. 116. 80 Mturdi, a.g.e, a.y. 81 Yavuz, Ysuf evki, a.g.m., II, 245.

19

nimet olarak grr. Onlar akln, felsefecilerin iddia ettikleri gibi mahiyeti belirsiz bir faal akln etkisiyle deil, Allahn mdahalesiyle altn sylerler.82 Bu sebeple de akl, bilginin kendisi deil yaam sreciyle beslenen bir yapya sahiptir.83 Bu balamda Ehl-i snnetin akl ve aklclk tasavvurunu felsef ve Mutezel aklclktan ayran temel nokta; vahyi amayan, vahyi ispat ve vahye ittiba balamnda vahyi tefekkr edip ona tabi olan akl savunuyor olmalardr. Bu akl nce imn eder sonra delil getirir. Felsef aklclk ise nce delilini arar sonra imn eder ya da etmez. Onlar temel olarak ikiye ayrdklar akln ftr ynnn insan, Allaha imna sevk eden beer tabiat olduunu, kesb ynnn ise istidlal ve tefekkr yoluyla gelien boyutu olduunu ifade ederler. Bu kesb akl ne kadar geliirse gelisin, vahyin mtebih kapsamna ald metafizik konulara, tefekkr, istidlal ve gaibi ahide kyaslamak gibi yollarn hibiriyle ulaamaz.84 Bu sebeple Ehl-i snnet bilginleri, Yunan felsefesinin ve Aristo mantnn realiteden kopuk ar kutsanm topik bir akl dnceyi dinin alternatifi olarak grmelerine kar nitelikli eserler kleme almlardr.85 yleki selef ulemas, akl vahye amade klan Gazzl mantna kadar felsefe ve manta kar ciddi bir mukavemet gstermitir.86 b. 2) Mutezileye Gre Akl Yunan aklclnn etkin yansmalarnn ilk olarak belirginlik kazand Mutezile ilk bakta aklc tefsir-yorum anlayyla direkt ilikilendirilemeyebilir. Ancak tercme faaliyetleriyle slm dncesine intikal ettirilen felsef materyalin ierdii metafizik yapnn vahiyle oluturduu sorunlar zebilmek iin Mutezile kelmclar Kurn yetlerini ar yorumlara tabi tuttular. dealize edilmi ar muktedir bir akl tasavvurunun temelini tekil ettii bu yorumlarn meruluunu salayabilmek iin Kurn konumunu, snrn ve misyonunu dikkate almakszn akl yeniden tanmladlar.

82 83

Yavuz, Ysuf evki, a.g.m., II, 244. Gne, Kamil, a.g.e, s. 181182. 84 Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 72. 85 rnein; bn Receb el-Hanbelnin Fazlu lmis-Selefi, Bkillnnin Kitbun Limen Ubtuliye bi Hubbil-Mantkn, en-Nevbahtnin er-Redd al Ehlil-Mantkn, bn Ebid-Dnyann KitbulAkl ve Fazluh gibi eserleri sayabiliriz. 86 es-Suyt, Celluddin, Savnul-Mantk vel-Kelm an Fennil-Mantk vel-Kelm, nr. Sami enNer, y.y., 1366/1947, s. 48.

20

yleki Mutezil aklclar iyi ve ktnn, Allahn sfatlarnn ve ahiret ahvalinin ancak aklla bilinebilecei konusunda ortak bir kanaat oluturmulardr.87 Bylece aklclar vahyin hem asl hem de feri konularn, alamaz delil olarak grdkleri aklla yoruma tabi tutmaya baladlar.88 Bylece vahiy sadece akln pasif destekleyiciliine ve mcmel ve muhtasar akl saptamalar tafsil ve beyan eden zaid bir fenomene dntrld. Bu balamda vahyin akl bilgiye bir ey eklemesi ve ona ters dmesi Mutezileye gre artk imknszdr.89 Vahiy karsnda akl hkim klma temelli bu anlayn izini srdmzde tercme faaliyetleri araclyla Yunan felsefesine varrz.90Akla uymayan her yeti tevil eden her hadisi ise reddeden Mutezile91 ilk insan topluluunun akla dayal bir eriatle yaadn, bunun da vahiy olmakszn insan erdemlere ve hakikatin bilgisine ulamann imknn gsterdiini ifade eder.92 Onlar vahye kar akla mstani bir staty atfettikleri iin Ehl-i snnetten ayrlmlardr. Ekoln kurucularndan
93

Vasl

b.

Ata

(.

131/748)

hakikatin

aklla

bilinebileceini iddia eder.

Ebl-Huzeyl el-Allf ise akl insan dier varlklardan

ayran alamet-i frika ve bilgilerin renilmesini salayan g olarak tanmlar.94 Chz ise akl Allahn insana verdii akl olarak tanmlar. Ona gre duyular yanlabilir, ama kesin hkmn zihinde varl dolaysyla akln yanlma imkn yoktur.95 Bu sebeple o, aklla kavranamayan ve sebep balants zlemeyen bilginin yakn ifade etmeyeceini syler.96 Eb Ali el-Cbb ise akl, insan delilikten ayran bir alamet olarak tanmlar ve onun alamazlndan bahseder.97 Onun rencisi Kd Abdlcebbr ise akln, ilimlerin oluturduu bir btnlk olduunu sylemitir. Bu

87 88

Yavuz, Ysuf evki, Akl md., slam.Ansiklopedisi II, 245. Bedev, Abdurrahmn, Mezhibul-slmiyyin, Drul-lmi lil-Melyn, Beyrut, 1971, I, 48. 89 Ammr, Muhammed, el-slm ve Felsefetul-Hkm, Dru-uruk, Kahire, 1989, s. 180183. 90 Hsni Zeyne, el-Akl ndel-Mutezile Tasavvurul-Akl ndel-Kd Abdlcebbr, Beyrut, 1978, s. 1819. 91 Watt, W. Montgomery, slmn lk Dneminde Hr rade ve Kader, trc. Arif Aytekin, stanbul, t.y., 83 vd. 92 Akseki, Ahmet Hamdi, slm, s. 182. 93 Hsni Zeyne, a.g.e, s. 1819. 94 Hsni Zeyne, a.g.e, s. 1921; Ik, Kemal, Mutezilenin Douu ve Kelm Grleri, A...F. Yay., Ankara, 1967, s. 79. 95 el-Chz, Amr b. Bahr, Resil Chz, thk. Abdusselam Harun, Kahire, 1979, I, 95. 96 el-Chz, Amr b. Bahr, Kitbul-Hayevn, Msr, 1947, VI, 3639. 97 Hsni Zeyne, a.g.e, s. 21.

21

btnln oluturduu olgunluk da teklifin artdr.98 Bu balamda o, akl ile kast edilenin akln zat olmadn ilimle beslenip glenen mktesep akl olduunu ifade eder. Kurnda geen kalp ifadesinden de akln anlalmas gerektiini savunan99 Kd Abdlcebbr akln cevher olduunu syler.100 Dier bir Mutezil lim Nazzm ise akln vahiyden nce bile Allahn varln bulmasnn gerekli olduunu ifade eder.101 Grld zere Mutezile; akl, Yunan felsefesi ve onun slm dnce evrenindeki izdmlerinden etkilenerek, iyi ile ktnn arasn ayrt eden g olarak tanmlar.102 Bata olduka masum grnen bu ortak kanaat, akla varlk alannn fizik ve metafizik inan ve amel, dnya ve ahiret btn alanlarnda mutlak bir g isnat etmitir. yleki Cafer b. Mbeer ve Cafer b. Harb gibi Mutezil bilginler Allahn sfatlar dhil btn din hkmlerin akl tarafndan vahye gerek kalmakszn bilinebileceini sylerler.103 Akl-vahiy ilikisi balamnda sylenen ve akla metafizik bir kutsalln yklenmesiyle gittike vahyi yok sayan bu aklclk, Smame b. Eras gibi Mutezil limler tarafndan Akl iyinin ve ktnn gerek anlamyla tannmasnda evrensel bir kriterdir. ifadesiyle zirveye ulamtr.104 Bylece Mutezile btn din retilerin aklla bilinebileceini kabul ettiinden dolay vahyi akl karsnda pasifize edilmi bir statde konulandrrlar. Onlara gre vahyin akla yapt katk, baz pheli fiillerin ahlk arka plannn tespiti ve baz teferruatn beyanndan ibarettir. Bundan dolay Mutezile akln vahiy karsnda mutlak stnlnn olduunu syler. Bu sebeple de olas bir akl-vahiy ve akl-hadis atmasnda vahyi akl yorumlara tabi tutar,105 hadisi de reddeder. Mutezile bu anlamda akl-vahiy atmasnn ok ynl mahede edildii gl bir rnei olduu iin Erken Dnem Aklclkn tefsir anlay incelenirken itizl aklcln arka plan, tarihi sreci, yorum metotlar ve bunlarn somut rnekleri zerinde ayrntl olarak durulacaktr.
98

Kd Abdlcebbr, Eb Hasen, el-Muni Fi Ebvbit-Tevhd vel-Adl, thk. Muhammed Ali Neccar-Abdulhalim Neccar, Messetul-Msriyye, 1960, IX, 375. 99 Kd Abdlcebbr, a.g.e, XII, 28. 100 Hsni Zeyne, a.g.e, s. 65. 101 bn Nedm, el-Fihrist, s. 252. 102 Tahnev, Kefu Istlhtil-Fnn, Akl md. 103 Ik, Kemal, Mutezilenin Douu ve Kelm Grleri, s. 80. 104 Gne, Kamil, slm Dncesinin ekilleniinde Akl ve Nas, s. 178. 105 Ik, Kemal, a.g.e, s. 80.

22

b. 3) Mslman Filozoflara Gre Akl Yunan dncesinde ar derecede idealize edilmi ve metafizii bile kavrama yetkisiyle donatlm akl telakkisi hicri II. yydan itibaren balayan medeniyet bulumasyla slm dncesinde de varln gl bir ekilde hissettirmeye balad. Tamamen vahy in gz ard edildii bir ortamda oluan akl paradigmas ve aklc felsefe vahyin rgtledii slm dnce mekanizmasnda erken saylabilecek bir dnemde gl talepler ve sadk tbiler buldu. yleki; Gazzl dndaki Mslman felsefeciler vahiyle bir atma alan oluturmak bahasna, aklc paradigmalarnn motivasyonuyla, akln anlama gcnn zerinde bulunan gayb konular dahi aklla aydnlatmaya altlar.106 Deist bir mantalitenin kurucu zneliini yapt akl tanmlamalar daha ilk aamada Kind (. 252/866)nin yazd ve takdis edilmi bir akla yapt vglerle doldurduu er-Risle fil-Akl isimli risalede akis buldu. O akl drt blmde inceler. Beer akln ilkesi ve aksiyoneri olan faal akl, meleke olan bil-kuvve akl, faal aklla meleke olan akln etkileimiyle ortaya kan bilgi reten ve kllileri idrk eden mstefad akl ve mstefad akln aksiyonerliinde oluan beyan akl. Grld zere Kindnin son ksmlandrmas sadece Aristonun tarifine ilavedir.107 O, Aristonun aktif ve pasif akl ayrmlarn aynen kabul etmitir.108 O tpk takipisi olduu Aristo gibi, akl hakikati bulma konusunda mutlak iktidara sahip bir cevher olarak tanmlar.109 Allah-insan ve Allah-lem ilikisi konusundaki dnceleri de Aristoyla birebir uyum gsterir.110 Farb de, sje-obje ilikisini drt kademede ele alp her kademeyi akl olarak ifadelendirir. Ona gre statik akl nefis ya da nefsin bir czdr. Bu statiklik, devinim kazandnda fiili akl safhas, bu safhadan sonra da varln formlarn maddeden soyutlayarak kavrayan mstefad akl oluur. Mstefd akl hem somuttan soyuta hem de soyuttan somuta hareketle ulv olanla sfl olann arasnda hareket etme kabiliyetine sahiptir. Ayst felekle ayalt lemde meydana gelen her trl fizik, kimyev ve biyolojik olay tayin eden de akldr. Statik akl ancak faal aklla
106 107

108 109 110

Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 47. Bolay, Sleyman Hayri, Akl md., slam Ansiklopedisi., s. 240; Macit Fahri, slm Felsefesi Tarihi, (III. Bask), ev. Kasm Turhan, klim Yay., stanbul, 1992, s. 82. Cbir, Arap Aklnn Oluumu, s. 334. el-Misbh, Muhammed, Minel-Marife ilel-Akl, Drut-Tal, Beyrut, 1990, s. 1921. Cbir, a.g.e, 335.

23

ittisale getiinde fiiliyata geebilir. Faal akl ise manalarn kendisinden fkrd kaynaktr.111 Nefsin ruhan bir cevher olduunu syleyen bn Sn ise insanda iki trl akln varlndan sz eder. Birincisi bedeni idare eden, ikincisi de dnceyi reten akldr. Bu iki akl bir elmann iki yars gibidir.112 Akln marifete ulamas ancak nefsin faal aklla temas kurmasyla gerekleir. Bu marifet anlay, sufi doktrindeki mahede anlayna olduka benzer.113 Ayrca o alglarn deil, alglara gre verdiimiz hkmlerin yanlabileceini ifade ederek Epikrist anlayn szcln yapmtr.114 O da akl heyula, meleke, bil-fiil ve mstefd akl olarak drt blmde ifade eder.115 Heyula akl, akl mertebelerinin ilki olup nazar gcn temel suretlerini mutlak ekilde idrk edebilme halidir. Bu akl ftr olup salt haliyle her insanda mevcuttur. Meleke olan akl ise btnn paradan bykl gibi bedh ve zarr eyleri bilir. Bill-fiil olan akl ise istedii zaman mlahazalarda bulunarak teorik eyleri sonulandrabilir. Mstefad olan akl ise teorik eyleri kaybolmayacak ekilde yaplandrr. bn Sn bu drt akln zerinde bir beinci akldan daha bahseder. Rhul-kudsle ilikili kutsal bir kuvvet olan bu akl, dnlebilen eylerin tamamn bir yerde birka zaman iinde kendiliinden bilir.116 Ona gre akln fiiliyata geii faal akl denilen ruhan bir cevher sayesinde gerekleir. Bu balamda ona gre dnmek, akln faal aklla temasa hazr olululuunu ifade eder. bn Snnn akl teorisi Farbnin akl teorisiyle hemen hemen ayndr.117 Farb nce bir akl tasavvur etmi buradan da akl- bil-fiil ile akl- mstefada km ve bunlarn hepsinin zerinde bir faal akl dnmtr. bn Sn ise bu tasnife tasavvuf anlamda bir akl daha ilave etmitir.118 Aklla ilgili on risalesi olan bn Sn, Aristonun aklla ilmi ayrarak akln ftr yolla oluan nefis kaynakl tasdik ve tasavvur oluuyla ilgili grn aynen kabul

111 112 113 114 115 116 117 118

Nyif, Marf, a.g.e, s. 34; Macit Fahri, a.g.e, s. 113114. Nyif, Marf, a.g.e, s. 34. el-Kasm, fin-Nefsi vel-Akl, s. 211212. Nyif, Marf, a.g.e, s. 35. Gnaltay, M. emseddin, Felsefe-i Ul, haz. Nri olak, nsan Yay., stanbul, 1994, s. 248249. Gnaltay, a.g.e, s. 249. Gnaltay, a.g.e, s. 436437. Gnaltay, a.g.e, s. 247.

24

etmi, akl ftr, ilmi ise mktesep grmtr.119 Onun aklla ilgili syledikleri, slm felsefesindeki aklla ilgili klliyatn adeta bir zetidir.120 Hayatn Aristonun eserlerinin erhine adayan, felsefeyi slm dncenin savunucularnn hcumlarndan korumak ve felsef retilerle din retilerin bir birlerine dman olmadn anlatmak iin byk aba harcayan bn Rd,121 hakikatin bilgisine yolla ulalacan bu yollardan ilk ikisi olan tarkul-hatbenin (sufilerin kulland i aydnlanmaya dayal metodun) ve tarkul-cedelin (kelmclarn kulland diyalektik yolun) hakikati bulmada yetersiz olduunu, hakikatin bilgisine ulamann asl yolunun istinbat ve ilim yolu olan tarkul-burhn (felsefecilerin burhn metodu) olduunu syler.122 Aristonun akl tanmlamasyla Yeni Eflatuncu akl nazariyelerini telif eden bn Rde gre akl, nefsin ve ahsn zerinde olan ezel karakterli bir varlktr. Soyut bir kabiliyet ya da kuvvet deildir. Maddenin mahsus alanda bamsz bir varla sahip olduunu syleyen bn Rd heyula olan akln ezel olduunu syler ve rasyonel bilgi edinme yolunu mnfail akl olarak isimlendirir. Bu akl heyula akl gibi ezel deildir. Akla tahayyl edecei formlar kazandran faal akldr. Faal akl ise kadim ve deimez bir karaktere sahiptir.123Felsef bilgiyle din bilginin birbiriyle badatn iddia eden bn Rd hkmlerin hsun kubuh balamndaki gerekliini tamamen akln tespitine brakr.124 Kurn felsef bilgilerle tevil etme konusunda da byk gayret sarf eder.125 Onun varla ait formlar maddeden soyutlayp kavramlatrmaya muktedir grd akla ve felsefeye gveni o derecedir ki mutluluun kaynann Aristo mant olduunu syler.126 lk yaratlann akl olduunu syleyen Gazzl de127 nefs-i natkay btn bilgilerin stok yeri olarak grr. Ancak beden zelliklere gark olmuluu dolaysyla pasifize olmu durumdadr. Ancak zamanla renme ve buna bal akletmenin

119

120 121 122 123 124 125 126 127

bn Sn, Eb Ali Hseyin b. Abdullah, er-Risletr-Rebia fil-Hudd, Matbaatu Hindiye, y.y., 1908, s. 7981. Ftma smail, el-Kurn vel-Aklun-Nazar, y.y., s. 57. Cevizci, Ahmet, Ortaa Felsefesi Tarihi, Bursa, 1999, s. 117. Bolay, Sleyman Hayri, Akl md., slam .Ansiklopedisi II, 239. De Boer, T.J., slmda Felsefe Tarihi, ev. Yaar Kutluay, Ankara, 1960, s. 233. De Boer, a.g.e, s. 235. De Boer, a.g.e, s. 236. Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 36. el-Gazzl, Eb Hamid Muhammed b. Ahmet, el-Meriful-Akliyye, thk. Abdulkerm el-Osman, Drul-Fikr, Dimak, 1383/1963, s. 26.

25

gereklemesiyle aktif duruma geer.128 Ona gre insan salt cisimden ibaret deildir. nsan cismin yannda ayn zamanda ahirette ceza ya da ikaba muhatap cevher olan nefse ve suretlerin makulat renmesini salayan akla da sahiptir.129 O, vahiy olmadan akln tek bana hakikati bulamayacan ifade eder.130 nsann grnmeyen boyutunu akl, nefis ve ruh diye e ayran Gazzl nefsin aracsz bir ekilde Allahtan ilham alabileceini ifade ederek nebi ve velilerin ilmiyle felsefecilerin ilmini birbirinden ayrr. Birinci grubun ilimlerini vahiy ve ilham yoluyla gayb leminden ikinci grubun ise duyu organlaryla mlk (ehadet) leminden aldklarn syler. Bu teori sufi doktrinde uyku ya da yakaza esnasnda Allahtan ilim alma iddiasyla da ciddi paralellikler arz eder. Ancak bu benzerlik Gazzlnin sufi sylemlere tam olarak tbi olduunu gstermez. nk o sufilerin hull ve ittihad gibi ar agnostik fikirlerini iddetle eletirir.131 Ayrca gerek akl vahye mstani grmemesiyle gerekse cesetlerin harinin imknszln, Allahn czileri bilemeyeceini ve lemin fani olmadn syleyen felsefecilere kar duruuyla da farkl bir konuma sahiptir. Grlecei zere filozoflar akl, varln mahiyetini idrk eden, maddi olmayan fakat maddeye tesir eden, maddeden ekilleri soyutlayp kavram haline getiren, kavramlar arasnda iliki kurarak nermelerde bulunan ve iyi ile ktnn arasn ayrmaya yarayan cevher olarak tanmlamlardr.132 Akln cevher olduunu syleyen Mslman filozoflar133 kelm ve felsef bir ayrm yapmakszn konuyla ilgili btn bilgileri sralamlar, orijinal ve sistematik bir tavr sergileyememilerdir. rnein akl dnme, idrk ve bilgi vastas olarak gren Farb, bn Sn ve bn Rd gibi Meai filozoflar134 akl nazar ve amel olarak ikiye ayrmlar ve her ksma farkl fonksiyonlar atfetmilerdir. nk onlara gre bu akllardan her birinin farkl bir gc, fonksiyonu ve alglay olup fonksiyonel olmada birbirlerine muhtatrlar. Nitekim Aristo da akl aktif ve pasif olarak ikiye ayrm, Aktif akl

128 129

el-Gazzl, a.g.e, s. 38 el-Gazzl, Eb Hamid Muhammed b. Ahmet, el-Mericul-Kudsi, Matbaatul-stikme, Kahire, t.y. s. 1819. 130 el-Gazzl, Kimyus-Sede, Mektebetl-Lndi, Msr, t.y., s. 46. 131 Nyif, Marf, a.g.e, s. 40. 132 Bolay, Akl md., . slam .Ansiklopedisi II, 238. 133 Bolay, Sleyman Hayri Akl md., slam .Ansiklopedisi II, 238242. 134 Taylan, Necip, Gazzlnin Dnce Sisteminin Temelleri, stanbul, 1989, s. 72 vd.

26

olmadan biz bir eyi bilemeyiz. demitir.135 Bu balamda tanrdan kan ilk eyin akl olduunu syleyen Mslman filozoflar; mstakil, kaynak ve fail olan ve insan akl ve insann dndaki eyler zerinde cari olan faal akln btn mevcudatn kayna olduunu sylerler. Oysaki Kurn dncede btn mevcudatn kayna tanrnn bizzat kendisidir.136 zellikle bn Sn ve Farb gibi Meai filozoflar Kurndaki yoktan yaratma dncesini izah edemedikleri iin kinatn meydana geliini Yeni Eflatuncu bir teori olan Kozmik Akllar Nazariyesi ile aklamlardr. zellikle Aristonun Tanrdan ancak bir kar nermesiyle hareket eden bu filozoflar, tanrdan birden fazla eyin kmasnn tanrda oklua sebep olaca endiesiyle tanryla ilk madde arasna araclk yapan bir takm gayri maddi mtevasstlar ortaya koymular ve tanrdan ilk sudur eden eyin akl olduunu bu akln oklu arazlara sahip olduunu lemdeki okluun da bu balamda gerekletiini ifade etmilerdir.137 Bylece Kurnn akletmeye ve dnmeye tevik eden yetlerini Yunan felsef dncesinin meruiyetine ve vahiyle uzlatrlabileceine delil olarak kullanan bu aklc anlay138 sahip olduu aklc paradigmayla, akln kavrama gcnn zerinde kalan gayb mtebih konular bile aklla yorumlama abasna girimi139 ve bu balamda kanlmaz olarak oluan aklvahiy atmasnda vahyin literal balaycln ve lafz delaletin icaplarn hie sayarak yetleri tevil etmilerdir.

b. 4) Dier Ekollerin Akl Tanmlar Hicri ikinci asrn sonlarna doru belirginlik kazanmaya balayan sf anlay balangc itibariyle Hz. Peygamberin ve ashbnn hayatlarn ve ahlk karakterlerini rnek almay, onlar gibi yaama lksn tayan ve manev erdemleri elde etmeyi salayacak bir yaam (hali) ifade ediyordu. Bu balamda onlar akl, dinin reti ve buyruklarna tam bir tabiyetle uyan ve uhrev saadeti kazanmay dine uyarak salayan bir meleke olarak grmlerdir.140 yleki felsefeyle bozulmam
135 136 137 138 139 140

Bolay, a.g.m., slam .Ansiklopedisi II, s. 239; Crcn, Kitbut-Tarft, s. 157158. Ftma smail, el-Kurn ven-Nazarul-Akli, y.y., s. 57. Bolay, a.g.m., slam .Ansiklopedisi II, 239. Bkz. bn Rd, Faslul-Makl, Beyrut, 1986, s. 28. Nyif, Marf, a.g.e, s. 49. Uluda, Sleyman, Akl md., slam .Ansiklopedisi II, 246.

27

selefi salihinin aklla ilgili yaptklar Akl ilah hitab anlamaya yarayan bir alettir. eklindeki tanm aynen benimsemilerdir. Dolaysyla slm dncenin bu saf dneminde fkh, hadis ve tasavvuf kanadnda akla yklenen anlam ve misyon konusunda z bakmndan bir farkllama sz konusu deildir. Allahn rzasn gerek anlamda yakalayan Hz. Peygamber ve onun ashbnn yaadklar asr- saadetin ibadet ve itaate dayal hayat, din ve dnya telakkilerinin ifade ettii anlam gerei selef ulemas, akln grevi ve gereklii zerinde durmu ve akl tanmlarn da buna gre yapmlardr. Sz konusu ortamda ilk dnem sufiler de akl, insann kulluk misyonunu gerekletirmesinin ve dnyev ve uhrev mutluluu kazanmasnn etkin faktr olarak grmlerdir.141 Bu sebeple akln yapsn alabildiine irdeleyen felsef dnceden uzak bu dnem, akln grevinin anlamlandrlmaya alld bir dnemdir. Bu balamda aklla ilgili ilk konuanlardan biri olan mutasavvf Haris elMuhsib142 akln, eyann hakikatini anlamay salayan bir basiret arac olduunu syler.143 Ona gre anlay, eyann mahiyetini kavrayan zahir akldan ibarettir. Basiret ise eyann ilah ve ahlk deerini kavramaya yarayan garizi balaml bir nfuz editir.144 Bu balamda o; akln cisim, cevher ya da araz olmadn, hakla batl birbirinden ayrmay salayan ilh bir ihsan olduunu syler.145 Bundan dolay bir kimse Allaha ve peygamberine imn ve itaat ediyorsa o aklldr. Aksi halde o ahmak saylr.146 Bu ise Kurnn akla ykledii deer, anlam, snr ve misyonla da olduka bark ve badak bir yaklam tarzdr. zelde el-Muhsib genelde ise ehl-i tasavvufun mtekaddim bilginleri, akl, Ehl-i snnetin genel telakkilerine uygun bir ekilde ftr ve kesb olarak ikiye ayrrlar.147 Ancak sonraki dnemlerde mutasavvflar akl fiziki lemi kavrayan akl- mea, manev lemi kavrayabilen akl- mead ve vahyi almaya yetkin olan akl- nbvvet ya da akl- velayet olarak e ayrmlardr.148 Metafizik hakikatleri

141 142 143 144 145 146 147 148

Uluda, a.g.m., a.y. Gne, Kamil, Akl-Nass, s. 174. el-Muhsib, el-Aklu ve Fehmul-Kurn, s. 149. el-Muhsib, a.g.e, s. 153. el-Muhsib, Kitbu Mhiyetil-Akl ve Manhu, s. 202. el-Muhsib, a.g.e, s. 203. Uluda, a.g.m., slam .Ansiklopedisi II, 246. Gne, Kamil, Akl-Nass, s. 193194.

28

kavrayan akl- mead ancak akl- mean etkin bir din yaantyla beslenmesi sonucu geliir.149 Hicri II. asrn sonlarna doru belirginlik kazanmaya balayan sufi anlayn akl, vahyi anlamay ve yaamay salayan ve hayatla Kurn btnletiren bir ara olarak grme eilimi,150 gittike Eflatun, Platon ve Pisagorun felsef dncelerinden ve Hint-ran kaynakl felsefelerden etkilenmeye balamtr. Bu etkilenmenin belirleyici dncesi kendisine snrsz ledunn ilmin verildii veli tiplemesidir. Bu dnem mutasvvflara gre velayet rtbesi, tezkiye ve takvaya dayal derun bir yaamla elde edilebilir. Bu yaam ise gnah ve isyandan el ekme (etTehall), ahlk faziletlerle bezenme (et-Tehall) ve bylece lahut ilmin tecellilerine muhatap olma (et-Tecelli) ile gerekleir.151 Bu balamda onlar snrl olan akln ancak etkin bir din yaam sayesinde elde edecei bir nur ve feyizle Kurnn ve kinatn yetlerini ve varln hakikatini anlayabileceini ifade ederler. Bu anlama derun bir arnmann nclnde gerekleir. Aksine arnmam bir akl metafizik hakikatleri anlamaya kalkarsa aknlk vadisinde kaybolur gider.152 Felsefenin akla atfettii, metafizii kavrama gc, felsefeyle tanan tasavvufta farkl bir versiyonla kendini gsterir. Onlar itaat ve ibadetle aydnlanm olan akln gayb hakikatleri tam anlamyla kavrayabileceini syleyerek felsef argmanlarla badak bir seyir takip etmilerdir.153 yleki filozoflarn avam-havas ayrmnn bir benzeri bir felsef etki olarak tasavvufta da gzlemlenir.154 Bu balamda akln bir cevher olduunu syleyen ge dnem sufilerden Mevlana tecrbe ve bilgiye bal olan mktesep akln tek bana hakikati bulamayacan, marifetin ancak derun (manev) bir yaantyla elde edileceini syler.155 Felsef etki ilk yaratlann akl olduu156 syleminde de kendisini hissettirir. Haris el-Muhsibden itibaren ortaya kan bn Arab, Abdulkerm el-Cl ve brahim Hakk Erzurum gibi mutasavvflarca da seslendirilen bu anlay sz konusu mutasavvflarca yeniden yorumlanm ve bu
149 150

151

152 153 154

155 156

Gne, Kamil, a.g.e, s. 194. el-Kelbz, Eb Bekir Muhammed b. shk, et-Terruf li Mezhebi Ehlit-Tasavvuf, thk. Ahmed emsddin, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1993, 71. allab, Muhammed, el-Marife nde Mtefekkiril-slm, ed-Drul-Msriyye lit-Telif vetTercmeti ven-Ner, t.y., s. 325. Gne, Kamil, a.g.e, s. 195. Gne, Kamil, a.g.e, s. a.y. el-sbahn, Eb Nuaym Ahmed b. Abdillah, Hilyetul-Evliya ve Tabaktul-Asfiye, Beyrut, 1987, I, 130131. Uluda, Sleyman, a.g.m., slam .Ansiklopedisi II, 247. Bkz. Acln, Keful-Haf, I, 236238, 263.

29

gr Hallac- Mansrda Hakkati Muhammed olarak ifade edilmitir. bn Arabnin kalem-i ala ve drer-i beyda gibi isimler verdii bu ilk akl (akl- evvel) lemde mevcudiyet bulan ilk varlktr. Abdulkerm el-Clye gre ise ilk akl ilah ilmin nurudur. Bu sebeple Cebraile akl- evvel de denir.157 aydnlanmayla btn akn hakikatlerin kavranabileceini iddia eden felsefeyle mayalanm tasavvufular, tpk her filozofun, aklla tespit edilebileceini iddia etmesine ramen hi bir gayb konuda uzlaamad gibi, metafizik tasavvurlarnda uzlaamamlar ve felsefecilerin dtkleri paradokslara aynen dmlerdir. Onlar Hz. Peygambere mirata elik eden Cebrailin akl, Hz. Peygamberin de ak temsil ettiini ve sidretul-mntehann tesine ancak byle geebileceini syleyerek i aydnlanmayla oluan akn, tefekkrle oluan akldan stn olduunu sylemilerdir.158 Felsefenin slm dnce dnyasna girmesinden kaynaklanan ideolojik kaymay tasavvufta da mahede etmek mmkndr. Mutasavvflarn balangta akl, kulluun arac olarak grme konumundan, istisnasz tm metafizik hakikatlerin kavranmasnda bir ara haline getirmeleri bu kaymann bir ifadesidir. Bu akldan onlar her ne kadar pratik akl (akl- mea) deil, pratik akln dindarlyla elde ettii ve ahlk erdemlerle gelien manev akl (akl- mead) kast ediyor olsalar bile bu yaklamn Akln Kurn Konumu iinde deerlendirilmesi imkn dhilinde deildir. Hicri IV. asra kadar akln snrsz bir delil getirme gcne sahip olmad kanaati iann iinde de baskn unsur olarak grlr. Bu egemen dncede akl, kendisinden bahsedilmeyecek kadar nemsizdir ve kitap ve snnet karsnda yok gibidir. Ancak hicri IV. yy.dan itibaren akl her eyin temeline koyan ve hkme delil olmas bakmndan ona vahiyden ncelik tanyan ar rasyonel bir anlay, varlln iyiden iyiye hissettirmeye balad.159Felsef aklcln etkisiyle oluan bu anlayla birlikte Yeni Eflatuncu bir sylem olan lk yaratlann akl olduu ve onun bir cevher olduu iddialar belirginlik kazand.160 Bu balamda ia akl, hakla batl bir birinden ayran, nazariyyt idrk eden, be duyuyla dnyay, i duyularla da
157 158 159 160

Uluda, a.g.m., slam .Ansiklopedisi II, 247. Uluda, a.g.m., a.y. Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 66. Yavuz, Ysuf evki, Akl, slam .Ansiklopedisi II, 243; er-Riehri, Muhammed, MznulHikme, Tahran, 1362, VI, 396.

30

manalar kavrayan, yaratcsna ynelme istidadyla temayz eden, derun glere, zahir ve batn fonksiyonlara sahip btnsel bir varlk olarak tanmlad.161 Onlar akln ri, akl hkmn de eriat kadar balayc olduunu, vahiyden nce bile iyinin ve ktnn tespitini yapabileceini sylerler.162 iadan aklla ilgili ilk sz syleyen e-eyhul-Mfiddir. O akl Kurn ve snneti anlama vastas olarak grr.163 ii usulclerden akln delil olduunu syleyen ilk kii olan e-eyh b. dris el-Acli, Kurn, snnet ve icmada bir delil bulunmaynca akln devreye gireceini ifade eder.164 Mezheb balangta akl, vahyi bilip anlamaya yarayan bir alet165 eklinde Kurn perspektife ve akln Kurn konumuna uygun olarak tanmlarken daha sonra akl, uyulmas vacip ve mutlak hkim olarak ifadelendirmeye balad.166 Olas bir akl-nakil atmasnda da akln tercih edilii ia ile Mutezile arasnda nemli bir ortak noktadr.167 Bu adan Ehl-i beytin nakillerine nem veren Ahbriyyeyi ve hakikatin bilgisine yalnzca immn retisiyle ulalacan savunan smailiyyeyi saymazsak iann ounluunun akl konusunda Mutezile ile ayn tavr sergilediklerini syleyebiliriz.168 ia, akl; idrk edici teorik akl ve amel edilmesi gereken ileri tasarlayc pratik akl olmak zere iki blmde inceler.169 eyhul-Mfid gibi baz ia alimleri ise akl doutan getirilen bedih, bilgileri bilen zarur ve dnce ve ilim yoluyla gelitirilen kesb akl olmak zere ikiye ayrrlar.170iann iinde akln yalnzca bedihiyyat bilebileceini, vahiyden nceki kararlarnn mutlak isabet gibi zorunlu bir vasfnn olmadn syleyen Muhammed Rzay171 ve masum immn iletilerinin asl olduunu syleyen smailiyyeyi172 saymazsak iann akl

161 162 163 164 165

166 167

168 169 170 171

172

et-Tabatabi, Muhammed Hseyin, el-Mzn fi Tefsril-Kurn, Kum, ty., II, 247. Nyif, Marf, a.g.e, s. 6263. Nyif, Marf, a.g.e, s. 59. el-Acl, bn dris, Kitbus-Serir, el-Mektebetl-lmiyye, Kum, ran, 1390, s. 5. en-Nerk, Muhammed Mehdi, Cmius-Sede, thk. Muhammed Rza el-Muzaffer, DrunNuman, en-Necef, 1955, I, 117. Nyif, Marf, a.g.e, s. 60. Rdi Aliyyan, Dellul-Akl nde iatil-mmiyye, Matbaatu Dris-Selam, Badat, 1393/1973, s. 83. Yavuz, a.g.m., slam .Ansiklopedisi II, 245. el-Muzaffer, Muhammed Rza, Usll-Fkh, Necef, 1390/1971, III, 125. el-Fakh, e-eyhul-Mfid, el-Akl fi Uslid-Din, ed-Drul-lemiyye, Beyrut, 1412/1992, s. 73. el-Garrv, Muhammed Abdulhasen Muhsin, Mesdirul-stinbat, thk. Abdulkerm Osman, Drul-Fikr, Dmak, 1383/1963, s. 212. el-Kirmn, Ahmed Hamiduddn, Rahtul-Akl, Drul-Endls, Beyrut, t.y., s. 194.

31

konusundaki grlerinin Mutezileye byk oranda paralellik gsterdiini ifade edebiliriz. Grld zere Ehl-i snnetin dndaki frkalar, Yunan aklclndan mlhem felsefeyle tantklar andan itibaren Kurnda vasfedilen akl-vahiy ve aklgayb dengelerini kaybetmiler ve akla gcnn zerinde grevler ykleyerek, Kurnn akla atfettii snr ve grevi ihlal etmilerdir. Dolaysyla da bu oluturduklar akl ve aklilikle Kurn yetlerini tefsir etmeye kalktklarnda ise bir akl-vahiy atmas meydana gelmi, bunun sonucu olarak da kendi aklclklaryla vahyi yoruma tbi tutmaya balamlardr. zellikle Mutezilede ve Mei aklclarda daha net birekilde ortaya kan bu aklclk, onlarn Kurn yetlerine getirdikleri yorumlarda kendini aka gsterir.Dolaysyla onlarn akl ve aklclk anlaylar Kurn ve snnet d bir yaplanmaya sahiptir. Bu sebeple akln Kurn konumu aklcln Kurn tefsirine etkisini tespit etmek iin byk nem arz eder.

32

I. BLM AKLIN KURN KONUMU A) KURNDA AKIL KAVRAMI Kurn incelediimizde akln ve akletmenin olduka eitli lafzlarla ifade edildiini grrz. Bu durum, Allahn insan tefekkr ve akletmenin btn trev ve kategorilerine tevik etme amacndan kaynaklanr.173 nk akl ok ynl bir kavram olup marifet, dirayet, fetanet, fehim, hatr, vehim, hayal, keys, firaset ve kehanet gibi pek ok bilme ve dnme trlerine delalet eden olduka zengin bir anlam alanna sahiptir.174 Gerek akln bu geni anlam alan gerekse insan varlk leminde anlaml klan unsur oluu dolaysyla Kurn akl kknden tremi fiilleri 49 yerde kullanr.175 Kurndaki aklla ilgili yetleri; a) Ftr meleke olan akl b) Akln grevi c) Akl sahiplerine hitap ve onlarn vlmesi d) Akln kullanmayanlarn yerilmesi e) Lb, nha, hicr ve hulm gibi akla e anlaml kelimeler olarak bee ayrdmzda, aklla ilgili 500 civarnda yetin Kurnda bulunduunu grrz.176 Akl kelimesi Kurnda bu ekliyle gememekle birlikte gerek farkl fonksiyonlarn ifade eden lb, nha, hicr vb. isimlerle gerekse fiil olarak yada akln dnme ilevine atf yapar bir ekilde pek ok yerde bulunmaktadr.177 rnein nazar ifadesi 129 yerde geer.178 Bu kavramla Allah, dnce ierikli ibret bakyla mikrodan makroya evrenin incelenmesini ve bylece tevhit ilkesine ulalmasn istemitir. Bir dier ifade ise tebassurdur. Kurnda 148 yerde geen bu kelime,179 ince bir dnle insann akln altrmasn ifade eder. Yine akletme manasn tayan tedebbr kelimesi Kurnda drt yerde geer180 ve vahiy zerindeki derun bir dn ifade eder. Akl aktivitenin bir dier eidi olan
173 174

Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 113. el-sfehn, ez-Zer, s. 105106. 175 Ftma smail, el-Kurn ven-Nazrul-Akliyy, s. 6364. 176 Ftma smail, a.g.e, s. 64. 177 rnein; olarak (Bakara 2/75), olarak (Mlk 30/10), olarak (Ankebt 69/43), olarak (Bakara 2/164, 170, 171), olarak (Bakara 2/44, 73). 178 Abdulbk, Muhammed Fuad, Muceml-Mfehres li Elfzil-Kurnil Kerm, el-Mektebetlslmiyye, stanbul, 1982, Nun md. 179 Abdulbk, a.g.e, Be md. 180 Abdulbk, a.g.e, Dal md.

33

tefekkr dn ve akledi biimlerinin genel bir ad olarak 16 yerde,181 dikkatli dnmeyi ifade eden itibar ise 7 yerde gemektedir.182 Derin anlay ifade eden tefekkuh 20 yerde183 ve akl aktivitenin en geni anlam alanna sahip tezekkr kelimesi de Kurnda 69 yerde184 gemektedir. Daha nce de ifade ettiimiz gibi akl kelimesi isim olarak deil fiil olarak ya da farkl Arapa karlklaryla Kurnda gemektedir. Bunun en nemli nedeni, zellikle bu kelimenin akl dediimiz varln metafizik mahiyetine delalet ediyor oluudur. Akln metafizik boyutu ise tpk ruh gibi insann akl kavrama snrnn ok zerindedir. Akln mahiyetinin kavranmasnn imknszl ve gereksiz teorik tartmalara sevk edici bir teabhe sahip oluu dolaysyla Kurn, akln neliinden deil niinliinden bahseder. Baka bir deyile Kurn, imnla neticelenecek bir tefekkr greviyle muttasf bir akldan bahseder. yleki aklla e anlaml olarak kullanlan kelimeler bile akln ontolojik esrarna deil onun ftr misyonuna iaret eder mahiyettedir. Bu balamda Kurn 26 yerde lbb ifadesini kullanr.185 z ve nve gibi anlamlara gelen bu kelime, akln insann z olmasn ve insann tevhde olan ihtiyacn ifade eden saf boyutunu anlatr.186 Fecr sresinin 6. yetinde geen hicr kelimesi ise akln insan dnyann ve ahiretin tehlikelerinden koruyan ynn ifade iin kullanlmtr.187 Th 54. ve 128. yetlerde geen nha kelimesi de ayn anlam ieriine sahiptir.188 Hulm kelimesi ise Tr sresi 32. yette geip akln yumuak ve sakin karakterine atf yaparak ona saduyu vasf ykler.189 te yandan Kurnda 132 yerde geen kalb kelimesi ise190 hem hisleri hem de akl ifade edecek ekilde kullanlarak imna yatkn bir dnn ilham noktas olarak ifade edilir.191 Kurn akl sahibi kimseleri muhatap almasna ramen192 akln tanmn yapmaz. Onun mahiyetinden ok ilevini n plana kartr. Bu durum ise dikkatleri
181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192

Abdulbk, a.g.e, Fe md. Abdulbk, a.g.e, Ayn md. Abdulbk, a.g.e, Fe md. Abdulbk, a.g.e, Zel md. Abdulbk, a.g.e, Lam md. el-sfehn, el-Mfredt, Lb md. er-Rz, Fahreddin, Meftihul-ayb, XXXI, 164165. bn Manzr, Lisnl-Arab, Nhy md. bn Manzr, a.g.e, Hlm md. Abdulbk, a.g.e, Kf md. el-sfehn, a.g.e, Kalb md. Arf 7/179, Kehf 18/57, Hac 22/46, Secde, 32/9.

34

akla deil akl dnceye eker. Bu sebeple Kurnn akl dnceye verdii deer, grev, ona tayin ettii snr ve bu balamda akl-insan, akl-vahiy, akl-kalp ve aklgayb ilikilerinin incelenmesi akln Kurn konumunun saptanmasnda byk neme sahiptir.193 B) AKLIN KURN KONUMU 1) Akln Deeri ve Grevi Akln mahiyeti konusunda uzun tartmalara girip kompleks tasnifler yapan felsef tanmlar dikkate almazsak kaba bir tasnifle, akl doutan getirilen ftr yn ve bu ftratn yaam sreci iinde gelitirilmesiyle ortaya kan kesb yn olmak zere ikiye ayrabiliriz. nsana emanet olarak verilen ve sorumluluk bilincinin temelini de tekil eden akl194 maddi olmamasna ramen sahip olduu maddi tecellileriyle, mevcudat var eden grnmeyen bir yaratcnn en byk delilidir. nsan yer yznde anlaml klan bu konumu dolaysyla akl, Kurnda srekli misyon ve fonksiyonlaryla zikredilir. Mahiyeti ve ileyii sz konusu edilmez ve daha ilk bakta akl kendi kendine yeten bir cevher olarak grp hakikati bilme konusunda vahye mstani bir tavr taknan felsef fraksiyonlarn akl tanmlarnn tamamndan ayr bir konumda deerlendirilir.195 Akln Kurnda kendi kendisine yeter bir bilgi deposu (ya da Yunan felsefecilerinin deyiiyle cevher) olarak deil, tevhde, salkl bilgiye ve doru bir imna sevk edici bir ara olarak takdim edilii196 ve vahiyle irtibatlandrl onun grevi konusunda ok nemli bir ufuk kazandrmaktadr. Bu balamda akl, hakla batl birbirinden ayrmaya yarayan aktif fonksiyonuyla Kurnda idealize edilir197 ve imn ve itaat duygusuna ulaabilmesi iin mikrodan makroya btn kozmozu ve varlk lemini incelemesi, akla tavsiye edilir.198 Bu durum, Kurnn akl iin

193

194 195

196 197 198

Ayasbeyolu, Nevzat, slmn Eitimimize Getirdii Deerler, M.E.B. Yay., y.y., t.y., s. 12, 48 49. el-sfehn, ez-Zeri, Beyrut, 1980, s. 94. Karadeniz, Osman, Akl-Vahiy likisi, Diyanet lmi Dergi, c. 33, sy. 4, Ekim-Kasm-Aralk, 1997, s. 40. Ftma, smail, el-Kurn ven-Nazarul-Akliyy, s. 79. Bkz. Bakara 2/164, Enm 6/151, Arf 7/179, Ankebt 29/43, Csiye 45/5, Nahl 16/112. Nahl 16/112.

35

belirledii ulv gayenin bir ifadesidir.199 Kurn, insann kendisini ve varl doru bir ekilde anlamlandrp olumlu bir tefekkr ve salkl bir akledile Yce Yaratcy bulabilmesini, vahyin talep ettii ekilde akln tefekkr etmesine balamtr.200 Bu balamda Kurn, insann baklarn d dnyaya evirmi ve akl, kozmik sistemin saysz harikalarnn zerinde dnmeye sevk etmitir. Bylece akla bir hedef, bir alan ve bir snr izmi ve akln dnce seyahatna balayaca noktay ve yolculuk iin gerekli prensipleri bildirmitir.201 Bu balamda Yce Allah Kurnda akln kullanmayanlar yaratklarn en erlisi ilan ederek202 onlar eletirip akln kullanarak imn edenleri verken203 ayn zamanda dnmeye ilikin bir mantk ve metod ortaya koymutur.204 Kurn insanda bulunan kalp, nefis ve zihin gibi mtefekkir gleri ayn anda tetikleyerek harekete geirir. Gerekirse muhatab, mptelas olduu hurafe bataklndan ve batl inanlardan kurtarmak iin onu, sonu tevhd fikriyle neticelenecek metodik bir pheye drr.205 Bu arada da akla onu tevhde ulatracak enfus ve afak delillerini sralar. rnein; eer yerde ve gkte Allahn dnda ilahlar olsayd dzensizliin meydana geleceini syleyerek206 lemdeki grnen nizamdan grlmeyen munazzime, sanattan sanatkra, fizikten metafizie doru bir dnme srecini balatr.207 Bu sre iinde akl rnein; yamurun buluttan, bulutun buharlamadan, buharlamann scaklktan, scakln ise gneten geldiini dnr. Gnein zerinde dndnde ise onun da dier mahlklar gibi yaratlm olduunu grr. Bylece gnei de var eden bir yaratcnn olduu fikrine ular. Bu balamda ulalan imn bir dn srecinin doruk noktas olmas sebebiyle akl bir mahiyete sahiptir. Hatta Kurn imnn deil, imnszln
199

200 201 202

203 204 205 206

207

Bkz. Mlk 67/10, Hadd 57/17, Hucurt 49/4, Nr 24/61, Arf 7/169, Ynus 10/16, Hd 11/51, Ysuf 12/12, Enbiy 21/10, Mminn 23/280, Kasas 28/60, Ysn 36/62, Sfft 37/138, Bakara 2/73, 76, 242, l-i mrn 3/65, Enm 6/32. Ynus 10/101, Ankebt 29/20, Zriyt 51/2021, Tr 52/35, Enbiy 21/22, Mminn 23/91. Kutub, Seyyid, slm Dncesi, trc. Akif Nri, r Yay., stanbul, 1973, s. 48. Enfl 8/22. ayrc. bkz. Bakara 2/44, Arf 7/169176, Enbiy 21/6667, Enm 6/148, Ynus 10/36, 66, Furkn 25/43,44, Csiye 45/23, Kasas 28/50, Nis 4/135, Th 2/16, Sd 38/26, Necm 53/30. Bakara 2/179, l-i mrn 3/7, Ysuf 12/111, 105, Rad 13/19, Zmer 39/1718. Zakzuk, Mahmud Hamdi, Devrul-slm fi Tetavvuril-Fikril-Felsef, Katar, 1981, s. 59. el-Chz, Amr b. Bahr, Kitbul-Hayevn, thk. Abdusselm Harun, Kahire, 1965, VI, 63. Enbiy 21/22. el-Yfii, Abdullah b. Esad, Kitbu Merhemil-lelil-Mudile fir-Reddi al Eimmetil-Mutezile, thk. Mahmud Muhammed Mahmud - Hasan Nassr, Drul-Cil, Beyrut, 1992/1412, s. 5657. Kutub, Muhammed, ada Fikir Akmlar, III, 123. ayrc. bkz. Arf 7/143, Enbiy 21/22, sr 17/42.

36

irrasyonel olduunu ifade eder.208 Bu balamda balamak ve irtibatl olmak gibi anlamlara gelen akl kelimesinin; bilginin kayna deil, insan malumatlaryla yaratanna sevk eden bir ba oluu nemli temel noktalardan biridir.209 Dolaysyla akl Allahn mucizev kudretini, tekliini, kinattaki tecellilerini, evrendeki her eyin adeta insan taltif edercesine ona msahhar klndn dnerek210 zorunlu bir ekilde Allaha imn eder, ahireti dnyaya nceler. Bylece akl ftr misyonunu ifa etmi olur.211 Bu anlamda Kurn akl dncenin merkezine Allaha ve ahirete imn koyar. Dolaysyla dnsel iskeletlerini Allahn gayrsnn ve dnyann oluturduu btn ideoloji ve izimler son tahlilde sekler olup merduttur. Kurn, insanlar tevhde arrken onlara hibir akln inkr edemeyecei temel hakikatleri bildirir. Yerdeki ve gkteki her eyin mevcudiyet misyonunun Allah birlemek ve ululamak olduunu ifade eder.212 Kurn mmin aday bir akl bu ekilde tefekkre sevk ederken insann tabiatndaki manev genlerine kaznm inanma ihtiyacn dikkate alr. Ona doru istikameti gsterir. Bu ekilde mmin olma vasfn kazanm olan akla ikinci bir tefekkr teklif eder ve kinata, imnn ona kazandrd ferasetle bakp tekrar deerlendirme yapmasn ister.213 Bylece Kurn, imna sevk edene kadar ftr eilimlerle, onu imna sevk ettikten sonra da imnn kazandrd erdemlerle akl yine dnmeye tevik eder. Bu andan itibaren imn basiretiyle islah olmu akl imn ettii Allahn emirlerine ve inand ahiretin ifade ettii anlama bigne kalamaz. Bu sebeple imn etmi bir akl bu erdemi itaate ve fiiliyata dkmedike ekmel akl olarak isimlendirilmez.214 Dolaysyla akln Kurn grevi ve konumu lemi tefekkr edip tevhde, oradan da itaate ulamak, Kurnn ifadesiyle ahireti dnyaya ncelemektir.215 Son tahlilde Kurnda betimlenen akln grev ve tanm ile ilgili olarak unlar sylemek mmkndr. Akl; duyu organlar araclyla kendisine ulaan bilgileri

208

209 210

211 212 213 214

215

Bakara 2/170, 171, Mide 5/58. Aydn, Mehmet, Allahn Varlna nanmann Akllii, (makale), s. 18. J.E. Creighton, Reasoning, The Encylopedia Americana, 1957, s. 263. Kutub, a.g.e, III, 167. ayrc. bkz. Tr 52/3536, Lokmn 31/1011, Nahl 16/17, Enbiy 21/22, Mminn 23/91, 115, Sd 38/27, l-i mrn 3/190194. Arf, 7/169, Enm 6/32, Kasas 28/60. sr 17/44, Hacc 22/18, Nr 24/41. Bakara 2/164, l-i mrn 3/190. Sheyr, Fadlullah Eb Vafiye, Felsefetl-Amel fil-slm, Drul-Kitb, Kahire, t.y., s. 18 vd. ayrc. bkz. el-sfehn, ez-Zeri, s. 93. Enm 6/32, Arf 7/69, Kasas 28/60, Ahkf 46/26.

37

analiz ederek hakla batl birbirinden ayran,216 mukayeseler yapabilen,217 varlklar,218 gaye,219 imkn ve ihtimal bakmndan inceleyip onlar hakknda doru bilgiler ortaya koyabilen,220 fakat btn varlk ve olular kuatamad iin snrl bilgiye sahip olan,221 insan bnyesinde var olan ve bilginin oluumuna etki eden, kuruntular ve eitli arzular nedeniyle yanlabilen bundan dolay da kendisine k tutacak salam bir kaynaa (vahye) ihtiya duyan, faydal ve zararly bulabilen222 zihn bir kuvvettir.223 Dolaysyla Kurnda vlen ve idealize edilen bil-kuvve akl deil bil-fiil akldr.224 O gc yettiince dnr gcnn yetmedii yerde imn eder. Bylece eyann metafizik anlamn ve mevcudiyetinin lahut gayesini anlar. Mikrodan makroya mevcudata serpitirilmi deliller sistemiyle, grlen mevcuttan grlmeyen mucide ular. 2) Akln Snr nsana sorumluluk bilincini veren, akl ve onun bilinli kullanm olan iradedir. Akl gerek duyu organlar gerekse kendisine ulaan sahih nakillerle birtakm bilgilere ulap bunlar tasnif etme kabiliyetine sahiptir. Bu durum bilginin kendi olmak ya da hkm koyan ri payesini elde etme anlamna gelmeyip, bilgiyi elde etmeyi ve rinin koyduu hkm anlamay ifade eder. Akln bilgiyi edinme ve ilemeye dayal bu kabiliyeti Kurn tarafndan kullanlm ve yer ve gkteki, bir yaratcnn varln gsteren delilleri incelemesi ve Allaha imn etmesi talep edilmitir.225 Bu talebe olumlu cevap verip akln kullananlar vlm226 akln kullanmayp imn etmeyenler ise tenkit edilmi227 hatta hayvanlardan da daha aa grlmlerdir.228

216 217 218

219 220 221 222 223 224

225 226 227

228

Nahl 16/78. Arf 7/191195, Nahl 16/76, Neml 27/5964, Rm 30/28, Nzit 79/27. Tevbe 9/116, Ynus 10/56, 231, 32, brhm 14/10, Nahl 16/1017, 80, 81, Kehf 18/37, Th 20/50, 53, 54, Enbiy 21/3033, Hacc 22/6566, Mminn 23/118, 7880, Nr 24/4145, Furkn 25/5053, Ankebt 29/6163. l-i mrn 3/197, Hacc 15/85, Ftr 35/12, Ysn 36/33, Secde 38/27, Csiye 47/1213, Kf 56/10. Enm 6/4041, Ynus 10/50, Hd 11/28, Kasas 28/7172, Fussilet 41/52, Sebe 34/24. l-i mrn 3/7. Enm 6/32, Mlk 67/10. Yavuz, Ysuf evki, Kurna Gre Tefekkr, s. 67. Atay, Hseyin, slmn Evrensel lkeleri, A...F. slm limleri Enstits Dergisi, ayr basm, Ankara, 1975, s. 11. Zriyt 51/21, Ankebt 29/20, Nahl 16/12. Ysuf 12/111, l-i mrn 3/7, 191, Zmer 39/18, Rad 13/19. Bakara 2/44, l-i mrn 3/65, Muhammed 47/24, Ynus 10/3, Hd 11/24, 30, Nahl 16/17, Mminn 23/85, Kasas 28/60, Enbiy 21/66, uar 26/28. Enfl 8/22, Furkn 25/44.

38

Akl bilgiye ulama konusunda iki taycnn verilerine gre hareket eden bir analiz, tasnif ve deerlendirme merkezidir. Fizik lemle ilgili verilerin taycs duyular, metafizik lemle ilgili verilerin taycs ise vahiydir. leride deineceimiz zere bir yandan nefis denilen arzular sistemi229 ve eytan230 dier yandan akln mntesibi olduu toplumun deerler sistemi, gerek bilgiye ulama ve doru dnme konusunda akl engeller.231 Bundan dolay Kurn akl mutlak otorite konumunda deil, vahiy ve duyular yoluyla gelen verilerin deerlendirildii bir merkez olarak tanmlamtr. Kurn hem insan tabiatnn/aklnn epistemik yetilerini mutlaklatran bir anlay hem de onu epistemik bir anarizme gtrecek gereklikten ve doruluktan koparan bir anlay reddeder. Bu anlamda slam, insan aklnn (epistemik) yetilerine byk nem vermekle birlikte, onu kendi bana, ilahi vahiyden bamsz veya onun rehberliini bir ekilde yadsyan bamsz bir lt olarak grmez. nk insan tabiat kendine yabanclama riskini hep tayacandan, epistemik yetileri de buna paralel olarak gereklikten ve hakikatten uzaklaabilir. Bir baka ifadeyle, snrl ve yanlgan bir tabiata sahip olan insann akletme ve dier epistemik yetileri her zaman (zorunlu olarak) doru/baarl bir sonu veremedii iindir ki, nihai anlamda hakikatin ls olamayacaklar gibi, vahyin klavuzluuna bu yzden muhtatrlar. Ancak bu, daha nce de deindiimiz gibi, insann akletme gcn bir ekilde kmsemek anlamna asl gelmez ve hakikati bulma noktasndaki isabetin gerekletiini dndmz srece onun hibir epistemik faaliyeti, ilkesel olarak, vahyin sunduuyla elimemelidir.232 Akl temsil (analoji), tmevarm ya da kyas gibi yntemlerle bir bilinenden baka bir bilinmeyene ulaabilir. Ancak mcerret akl aktivite ile ncller olmakszn bir gerein bilgisine ulamas imknszdr. rnein ne kadar tefekkr edilirse edilsin bir atn azndaki dilerin saysnn bilgisine ulalamaz.233 Akl, emrine msahhar klnm duyularn kullanarak elde ettii verileri deerlendirerek fiziki lemle ilgili birtakm sonulara ulaabilir. Fakat Allah, melekler, ahiret lemi, insann var olusal anlam, gayesi ve kulluunu ifa biimi gibi pek ok alan akln
229 230 231 232 233

ems 91/710. Enm 6/43, Enfl 16/63, Neml 27/24. Macit Fahri, Felsefe Tarihi, s. 114. Reber, M. Sait, slam Din ve ada Durum, s. 29. Gerviyn, Muhsin, slm Felsefesine Giri, s. 52.

39

cevap bulmaya muktedir olduu alanlar deildir. Akl ancak vahyin yardmyla bu alanlarda doru sonulara ulaabilir. Yalnzca vahiyle bilinebilecek bu alanda salt aklla yol almaya almak ancak salam bir gemiyle geilebilecek bir okyanusu yzerek gemeye ya da ancak merdivenle alabilecek yksek bir duvar srayarak ama almasna benzer.234 Vahyin sunduu rehber kriterler olmadan akln insana ulv anlamn ve varolu misyonunu ifade etmesi imknszdr. Vahyin mutlak ilimden gelen mutlak deeri235 sebebiyle, beeriyetin tarih sahnesindeki mevcudiyetinin balad ilk gnden itibaren vahiy236 ve nbvvet asl olmu ve Kurnn ifadesiyle tarihte peygambersiz bir toplum bulunmamtr.237 Yce Allah ilk insandan itibaren vahiy ve nbvvetle insanla k tutmu, onlara gidecekleri yolu gstermi, maddenin tesinde bir mana, bu dnyann tesinde bir ahiret olduunu retmi ve akla sadece yetkisi orannda grev yklemek suretiyle akl st konulara ihtiya nispetinde aklk getirerek ona dnya ve ahiret mutluluunu bahetmitir.238 Sz konusu konumu dolaysyla akl her zaman bir d kaynaa yani vahye muhtatr.239 yleki, onlar standart st bir aklla muttasf yapan fetanet sfatna sahip peygamberler bile vahyin gelmedii zamanlarda akl ynden acze dmlerdir. Bu balamda Hzr-Musa kssasnda Hzrn birer hikmete mebni uygulamalarna Musann, o an iin vahiyle desteklenmemi aklyla verdii refleksler ve kssann sonunda Hzrn normal bir beerin anlayamad ve takat getiremedii tasarruflarna getirdii hikmetli izahlar,240 vahiy olmakszn akln dnyev fenomenlerin hikmetlerini kavrama konusunda bile ne kadar aciz kaldn gstermesi bakmndan nemlidir.241 Yerin ve gn alt gnde yaratld,242 cehennem meleklerinin saysnn on dokuz olduu,243 yerin ve semann alt gnde yaratld,244 namazn rekt ve vakit saylar, nisap miktarlar vb. konular aklc

234 235

236 237 238 239 240 241

242 243 244

Toprak, Sleyman, lmden Sonraki Hayat, Konya, 1990, s. 411. Albayrak, Halis, Vahiy Gerei, Kutlu Doum Haftas, 1217 Ekim, 1989, T.D.V.Yay., Ankara, 1990, s. 121. Bakara 2/38, 39. Nahl 16/36, Ftr 35/24. ayrc. bkz. Akseki, Ahmet Hamdi, slm, stanbul, 1966, s. 63. Erdoan, Mehmet, Vahiy-Akl Dengesi Asndan Snnet, s. 10. Gzel, Murat, Bir Tartmann Tartamadklar, Tezkire, sy. 7/8, Ankara, 1994, s. 185. Kehf 18/5983. bnul-Cevz, Ebl-Ferec Abdurrahmn b. Ali, Telbsu bls, et-Tbaatul-Mnra, Msr, 1347/1928, s. 81; bn Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm, II, s. 170. Furkn 25/59. Mddessir 74/30. Ynus 10/3.

40

yaklam tarzn benimseyenlerin bile vahiy olmakszn suskun kaldklar alanlardr.245 Bu acziyetin bir gerei olarak vahiy ve peygamberlik ilk insann ilk peygamber olmasyla balam246 ve insanl imtihan macerasnda yalnz brakmamtr. Akln sz konusu snr ve acziyeti dolaysyla vahye muhta olduu dncesi, felsef aklcln slm dncesinde de belirginlik kazanmasyla belli oranlarda deiime urad. Kurnn akl tefekkre vurgu yapan yetleri mesnet alnarak felsef aklcln meruiyet zemini tesis edilmeye alld.247 Hatta salt akl dnceyle vahyin eitlenmesi teorisini destekleyecek topik kurgular oluturuldu. Bir adada tek bana kalan Hayy b. Yekzan isimli mitolojik bir ahsiyetin bebeklikten itibaren geirdii yaam tecrbesi ve tefekkr sreci sonunda elde ettii hikmete ilikin bilgilerin vahiyle nasl rtebilecei anlatld.248 Bylece son aamada akl ile vahiy, felsefeyle de din birbirine e deer grld. Gerein Hayy b. Yekzan kurmacasyla hedeflenenden ok farkl olduunu mesela; Hindistanda bir maarada bulunan ve kurtlarla yaayan iki gencin tpk kurtlar gibi drt ayak yrdn, ellerini kullanmadan azlaryla yiyip itiklerini ve l hayvanlarn etlerini yediklerini249 dndmzde senaryonun realitelerle badamayan zoraki bir kurmaca olduunu ve son tahlilde din-felsefe uyumunu hedeflediini syleyebiliriz. Sz konusu uyumu gerekletirmek isteyen felsefeciler250 Kurnda vlen tefekkr ve akl dnceyi felsefe olarak tanmladlar. Bizce bu ok ak bir yanlgdr. nk tipik felsefe doktrini Antik Yunann dnce dnyasndaki dogmalarn, mitolojik kurgularn, topikmedyatik anlatlarn kol gezdii bir kltre akl bir tepki olarak ortaya km ve hakikatin bilgisine ulamak iin tertipledii akl sistemle, bir din olgusuyla koordineli bir gidii deil, hrn bir muhalefeti ve alternatif bir var oluu hedef almtr. Hlbuki Kurnn akl aktiviteyi ven yetleri; ke talar, yn, gc, snr ve yol haritas tamamen vahiyle belirlenmi bir ekilde kontroll ve imn hedefine
245 246

247

248

249 250

Bkz. ez-Zemaher, el-Kef, III, 228. Mevdd, Tefhmul-Kurn, I, 145; Demirci, Muhsin, Vahiy Gerei, s. 49. ayrc. bkz. Ynus 10/19, Bakara 2/213. Bkz. bn Rd, Ebl-Velid Muhammed, Faslul-Makl fma Beynel-Hikmeti ve-erati Minel-ttisl, thk. Muhammed Ammr, Drul-Merif, II. Bask, t.y., s. 22. bn Tufeyl, Eb Bekir Muhammed b. Abdulmelik, Hayy b. Yekzn, thk. Faysal Bedir Avni, Mektebet Saif Rafet, Kahire, 1983, s. 377. Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 197199. bn Rd, a.g.e, s. 3132.

41

gtrc bir tefekkr ifade eder. Bu hareket insan ilk hamlede Allahn varlna ve birliine imna, ikinci hamlede ise Allahn mnezzeh varlk konumunun, sfatlarnn, Allah-insan, Allah-kinat ve insan-insan ilikisinin bilgisine tar. Bu iki aamada da tefekkrn nclleri ve sonular belli olduu iin akl bir topya retemez. Oysaki felsefecilerin lideri Aristonun isbt- vcibe harcanm bir mrn sonunda elde ettii bulgularda bile mntesibi olduu kitlesel akln kadim din ritellerinin, sembol ve inanlarnn derin tesirleri grlr. stelik Aristonun cesetleri haredemeyen, czileri bilemeyen ve lemin kendisiyle birlikte kadim olduu tanr tasavvurunun, Kurnda betimlenen Allahla uzaktan yakndan bir benzerlii yoktur. Bir yandan tarih boyu vahye muhatap olmu peygamberlerin ve onlarn sadk tbilerinin zerinde sz birlii etmiesine ifade ettikleri inan esaslar, te yandan akl bir kr dvnde heder eden filozoflarn metafizik hakikatler konusundaki kadim ve derun ihtilaflar, akln snr ve acziyeti konusunda nemli bir fotoraf gzler nne sermektedir. Kurn, inanma ve kulluk ihtiyacnn tam anlamyla gerekleebilmesi iin insann mutlak anlamada vahye muhta olduunu brahim kssasyla gzler nne serer. Hz. brahimin aray srecinin daha en banda ona yerin ve gn melektunun (varln arka planndaki hikmet ve gayenin) gsterildii251 ve bu ilah mdahaleyle onun yldz, ay ve gne zerinde Acaba bunlar benim Rabbim olabilir mi? diye dnd,252 onlar batarken grdnde ise yeri ve g yaratana teslim olduunu ifade ettii,253 daha sonra ise putperest kavminin yanl ve hurafe inanlar konusunda onlarla tartmaya girimesi254 anlatlr. Kssann sonunda ise brahimin hidayetinin Allahn ona verdii ilah delile (hccete) dayand ifade edilir.255 Bir dier yette ise Hz. brahimin tefekkr srecinin doru neticelenmesi ona verilmi rde balanr.256 yleki Kurn, Hz. Peygamberin hidayeti vahiyle bulduunu kavmine deklare ettiini ifade eder.257 te akln bu derece snrl oluu dolaysyla

251 252 253 254 255 256 257

Enm 6/75. Enm 6/7678. Enm 6/79. Enm 6/8081. Enm 6/83. Enbiy 21/51. Sebe 34/50.

42

Kurn, peygambersiz hibir toplumun tarihte gemediini258 ve peygamber gndermeden sorumlu tutmann zulm olacan ifade eder.259 Kurnda akla ve dnceye yaplan atflar, felsef dncenin slmiliine referans gsterile dursun260 Kurn, stesinden gelemeyecei yklerin altnda hercmer olmasn diye akl snrlar.261 nk o aktif olduu fiziki lemde bile asrlar sren yanlglar zerinde karar klar. rnein alar boyunca insan akl, duyu organlarnn da tastikiyle gnein doup batmasna bakarak dnyay sabit, gnei hareketli zannetmi ve beer akl adeta bu sonu zerinde ittifak etmitir. Oysaki hakikat, asrlar sonra bunun tam tersi olarak tespit edilmitir.262 Son tahlilde Kurn, akl; btn birimleriyle ktlkten korunma iin insana lutfedilmi muhakeme gc olarak grr. Bu ise metne (vahye) bal akldr. Snr vahyin sz kestii yerde balar, enerjisi de burada biter.263 Onun vahyi dikkate almadan Allah, ahiret ve akn hakikatler hakknda sz sylemeye ve gerek anlamda hakikati tespit etmeye gc yetmez. Dolaysyla vahiyle aydnlanmam bilgi insanla yarar yerine zarar getirir.264 Ancak unu da ifade etmek gerekir ki Kurndaki akl, mutlak egemen olmamakla beraber tamamen ktrm olan salt pasif akl da deildir. O gerek hakikatin gerekse vahyin bir ksmn kavrar bir ksmn da (Mtebiht gibi) kavrayamaz. Oysaki akla bir snr tayin etmeyen aklclar, gaybi ierikli yetleri dhil olmak zere Kurnn tamamn aklc bir metodla tefsir etmilerdir. Halbu ki Kurann ilh bir metin oluu balamnda mtebih yetleri incelerken de ifade edeceimiz gibi vahyin akla aykr olmayan ama akl st ierie sahip olan bir yaps vardr. Bu yap ise akletmenin deil imn etmenin alndr. mn ise akln yetersiz kald alanda iradenin peygambere ve vahye boyun bkyle gerekleen bir teslimiyeti ifade eder. Dolaysyla Kuran aklc bir metodolojiyle tefsir etme eilimini, kendisini yaratan Allahn koyduu snr hie sayan bir akln faaliyeti olarak deerlendirmekle ileri gitmi saylmayz.
258 259

Nahl 16/36, Ftr 35/24. Enm 6/130131. 260 Eb Zeyd, Nasr Hamid, el-ctihdul-Akliyyu fit-Tefsr Dirse fi Kadiyyetil-Mecz ndelMutezile, el-Merkezs-Sekf il-Arab, Beyrut, 1996, s. 4546. 261 Kutub, Muhammed, ada Fikir Akmlar, III, 155. 262 Kam, mer Ferit, Felsef Sohbetler, sadeletiren: Sleyman Hayri Bolay, D..B.Yay., Ankara, t.y., s. 163165. 263 etin, Mustafa, Kurn Anlamak, Diyanet lmi Dergi, c. 30, sy. 1, Ocak-ubat-Mart, 1994, s. 8792. 264 Akgen, Alparslan, Bilgi Felsefesi, nsan Yay., stanbul, 1992, s. 55.

43

C) AKLIN LK BMLER 1) Akl-nsan likisi Yce Allah insan en gzel srette yaratm,265 ona kendisinden fledii bir ruhla onu dier varlklara stn klm266 ve yerin, gn ve dalarn stlenmekten ekindikleri sorumluluk bilincini (emaneti) ona ltfetmitir.267 Sonunda mkfat ya da cezann mukadder olduu bir imtihan srecinde ilh bir ltuf olan emanetin, Allahn rzasna uygun bir ekilde if edilebilmesi iin insan, akl ve vahiyle desteklenmitir. Bundan dolay o, kulluk misyonunu, icra ettiinde meleklerden yce, ihmal ettiindeyse hayvanlardan bile daha aa bir seviyeye der.268 nk hayvanlar akln zdd olan hev ve heveslerine akl nimetinden yoksun olmalar sebebiyle uyarlar. stelik onlar bir vahye ve bir peygambere de muhatap olmamlardr. nsan ise akl, vahiy ve peygamber nimetiyle teyit edilmi olmasna ramen hevsna uyarsa, bulunduklar seviyede mazur bulunan hayvanlardan da daha alt bir varlk seviyesine der.269 Bu balamda inkrlarnda srar edenler irade ve emanetlerini zayi etmeleri dolaysyla, insana vaolusal derini atfeden akldan mahrumlar demektir.270 nsan inanma ve kulluk etme tabiatyla doar. Bu, Allahn insann manev genlerine kazd bir eilimi ifade eder. yleki Yce Allah Kurnda yle buyurmutur: Siz kyamet gn biz (bu kulluk sorumluluundan) gafildik demeyesiniz diye hani Rabbin demoullarnn bellerinden zrriyetlerini ekip alm ve onlara Ben sizin Rabbiniz deil miyim? demiti. Onlar da sen bizim rabbimizsin, demilerdi.271 Belleimizce hatrlanmayan bu szn insandan aln aslnda insana inanma ihtiya ve iktidarnn veriliidir ya da Kurnn ifadesiyle Allahn btn insanlar, yerin ve gn alternatifsiz tek dini olan tevhde eilimli yaratmasdr.272Allah insann manev tabiatna bu yneli kabiliyetini bahetmekle

265 266 267 268 269

270

271 272

sr 17/10, Tn 95/4. Hicr 15/29, Sd 38/72. Ahzb 33/7273. Cz, Muhammed Ali, Mefhmul-Akli vel-Kalb fil-Kurn ves-Snne, s. 80. et-Tirmiz, Hkim, Kitbul-Akli vel-Hev, nr. Ahmet Suphi, Frat, arkiyt Mecmuas, sy. V, stanbul, 1964, s. 119 el-Herev, Aliyyul-Kri, el-Masn fi Marifetil-Mevz, Mektebetl-Matbaatil-slmi, Halep, 1969, s. 206. Arf 7/172. bkz. Mide 5/7. Rm 30/30.

44

kalmam, onun gnl lemindeki kulluk eilimini harekete geirecek vahyi ve vahye imn edecek akl da insana ltfetmitir.273 Bu balamda Kurn insan muhatap alrken doutan onun getirdii manev ftrat esas alr ve onda zor zamanlarda bile otomatik olarak Allaha ynelme eklinde bir yapya sahip bu ftrat,274 bal olduu akla sunduu delillerle harekete geiririr. Bu balamda Allahn yaratcln,275 insann bu konudaki acziyetini276 ve Allahn birliini277 ifade ederek lemdeki dzenin ve sistemin akl sahipleri iin ok nemli olduunu belirtir.278 Bylece beer kimliin derinliklerindeki imn refleksi vahiy ve peygamberin akla hitabyla devinim kazanarak insan varolu misyon ve anlamna balar. 2) Akl-Vahiy likisi lk insandan itibaren balayan sorumluluk, bunun snanmas ve bu imtihan srecinde Allahn vahiyle yol gstermesi, Allah-insan ilikisinde son peygambere kadar srecek bir vahiy messesesini snnetullah haline getirmitir. yleki Hz. demin cennette bulunduu esnada yasak aala denenii ve eytann saptrma tehlikesine karn Allahn imtihan vesilesi olan aaca yaklamamasn vahyedii,279 Hz. demin bu vahy uyary dikkate almamas sebebiyle dnyaya gnderilii, tevbe iin yine vahiyle Allahtan bir takm kelimeler al280 ve bu aamadan itibaren balayan vahiy-insan ilikisi, beeriyetin medeniyet mayasnda vahyin olduunu aka gstermektedir. Bylece insann tabiatna yerletirilmi olan imn ihtiyac, bu tabiatn dini olan slm281 sunan vahiyle karln bulmu ve bylece vahiy ve slm beeriyetin varlk damarlarnda hayat kan olarak tarih boyunca gezinmitir.282

273

274 275 276 277 278

279 280 281

282

Beyhk, Eb Bekir Ahmed b. Hseyin, Kitbul-Esm ves-Sift, Darl-Ktbil-lmiyye, Beyrut, t.y., s. 496. Bkz. Ynus 10/2223. Alk 96/1, la 87/12, Th 20/45, Lokmn 31/25, Tevbe 9/3031, Arf 7/191198. Tr 52/3536, Vka 56/5759, 64,65, 6872, Ynus 10/3435, Rad 13/16. Mminn 23/91, sr 17/42, Enbiy 21/22, Hacc 22/73. Rad 13/4, Ftr 35/2728, Nahl 16/1011, Rm 30/22, Enm 6/141, Nr 24/33, Kamer 54/49, Furkn 25/2, Rad 13/8. Bkz. Arf 7/1921. ayrc. bkz. Eb Hayyan, el-Bahrul-Muht, I, 149. Bakara 2/37. Ftrattan kastedilenin ne olduu belirsiz doal bir din deil, bilakis Kurn ve Hz. Peygamberin snnetiyle sunulan slm olduunu ifade iin Ftratu Muhammed (Muhammedin dini) ifadesi iin bkz. Buhr, Ezan, 119; Nes, Sehv, 66. Muhammed, Kemal Cafer, Min Kadayal-Fikril-slm, Drul-Ulm, Kahire, 1978, s. 348.

45

yleki yz binlerle ifade edilen peygamberler283 inan, ibadet ve hatta muamelt konusunda bile ortak bir bilin oluturmulardr. Bu balamda Kurn miras ve meden hukukla ilgili bir takm ahkm yetlerini sraladktan sonra Allah sizi ncekilerin snnetine iletmek istiyor yetini serdeder.284 Bu durum deimeyen insan ftratna hitap eden ftrat dini slm anlatan vahyin, btn alar boyunca ayn temel kaynaktan ktnn tarihi bir ispat nitelii tar. Gerek nefsin gerekse eytann haktan saptrc etkisi dolaysyla akl, tabiat zerindeki dnn hikmetle ssleyip eserden doru messire yani Allaha ulaabilmek iin srekli vahye ihtiya hissetmitir.285 nsann istisnai bir varlk oluunun kil oluuna bal olmasna ve Kurnda pek ok yette zelde mminlerin genel de tm insanln akletmesini tevik etmesine ramen, vahyin anlam btnl iinde akl yegane bilgi kayna olmayp vahye muhtatr.286 nk tanrsal iradenin bir ifdesi olan vahiy, insan akl dhil tm beer glerin stndedir. Bu balamda akla gre vahiy aktif ve kurucu, vahye gre akl ise pasif ve alcdr. Sz konusu konumu itibariyle akl vahyin yardm olmakszn geree ulaamaz. stelik akln aksiyonel dinamikleri, meleke dzeyindeki aktiviteleri ve doutan getirdii ftr donanmlar veri taban bakmndan ilah kaynaa dayanmaktadr. Kurn bu durumu Allahn ftr talimi olarak ifade eder. Bu balamda beer bilginin saf kayna Allahn sonsuz ve mutlak bilgisidir.287 Allahn iradesinin beer seviyeye inmi ekli olan, doru yola ulatran ve dejenere olma ihtimali bulunmayan vahiy288 olmakszn insann, yaratl misyonuna uygun hayat formlarn bulmas, yaamas ve dnya ve ahirette mutlu olmas imknszdr.289 Vahiy karsnda akln grevi ise onu anlamaya almaktan ibarettir. Akl her ne zaman vahyin muhatab olma konumundan onun muhalifi olma konumuna geerse sapma kanlmaz olur. nk yalnzca vahiyle bilinebilecek bir bilgiyi salt aklla bilmeye almak, ancak grmeyle bilinebilecek rengi, krn, aklyla anlamaya almasna benzer. Bu balamda vahyi dikkate almayan, hev ve heveslerine
283 284 285

286

287 288 289

bn Hanbel, V, 266. Nis 4/26. Cevdet, Said, Bireysel ve Toplumsal Deiimin Yasalar, ev. lhan Kutluer, nsan Yay., stanbul, 1998, (IV. Bask), s. 116117. elebi, lyas, slm nan Sisteminde Aklclk ve Kd Abdlcebbr, Rabet Yay., stanbul, 2002, s. 3536. Bkz. Bakara 2/2934. Fussilet 41/42. zmirli, smail Hakk, Yeni lmi Kelm, Evkf- slmiye Matbaas, 1329, I, 50.

46

uyan290 kimseler Kurnda ak bir ekilde zemmedilir. nk grmek iin gz nasl yeterli deil ve bir a muhtasa akl da hakikate ulaabilmek iin bir takm verilere muhtatr. ncelikle vahyin ynergeliini yok sayarak geree ulamas imknszdr.291 Vahiy ve din, hukuk ve yaptrmn ulaamad bireysel i dnyann denetimini salayp, beeriyeti behm bir yn olmaktan kurtaran tek gtr. Vahyin toplumdan ihracyla meydana gelen ahlk boluk zorunlu olarak baka bir takm ideolojilerle doldurulacaktr. Bu durum ise insann znden ve ftr misyonundan uzaklamas anlamn tar.292 stelik gerek psikolojik gerekse sosyal alanlarda vahyin ilevini akln devralmas ve hakkyla bu grevi yerine getirmesi imkn ve ihtimal d grnmektedir. Bu balamda insann vahye ihtiya duymamasn Kurn kendi kendini yeterli grme (istina)293 olarak ifade eder. Bu durum ise insan kendi kendisinin zindan yapar. Vahye kar tavr alanlarn n ve arkalarndan Allahn bir set ektiini ve bylece akl ve basiretlerinin devre d kaldn ifade eden yetin kastettii anlam da budur.294 Hibir eylem kendiliinden balamaz. Her bilinli eylemin bir ana rahmi, bir referans noktas vardr. nsann bilinli eylemlerinin toplam, onun kimlik ve kiiliini ele verir. nsan kiiliini oluturan eylemlerin ana rahmi ise akldr. Akl da kendisini douran bir baka rahme muhtatr. Bilinli bir eylem, ina edilmi bir kiiliin rndr. Kiiliin inas ise akl ve tasavvurun inasndan geer. te vahiy bu noktada devreye girer. Akln ev sahipliiyle vahiy, ilh bir proje icab tasavvuru, akl ve ahsiyeti295 yani hayat ina eder. Kurn, ei emsali olmayacak ekilde oluturduu zgn akletme karakteriyle, kaynak bakmndan vahiy-akl, deer bakmndan madde-mana, gaye bakmndan dnya-ahiret, muhatap bakmndan ferttoplum ve uygulanabilirlik bakmndan ideallerle realiteler arasnda denge kurmutur.296 Bu balamda akl, n gneten alan ay gibi kendine ait bir a sahiptir. Ama n kayna deildir. Akl alc, vahiy ise vericidir. Vahiy akln
290

291 292 293 294 295

296

Csiye 45/23, Kasas 28/50, Necm 53/23, Th 20/16, Sd 38/24, Kehf 18/28, Arf 7/176, Nis 4/135. Akseki, slm Dini, s. 10. Akseki, slm Dini, s. 11. Alak 96/7. Ysn 36/89. Seyyid Kutub, slm Dncesi, aret Yay., stanbul, 1988, II, 5761. Bayrakl, Bayraktar, Din Eitiminde Akln Yeri, Din Eitimi Aratrmalar Dergisi, 1999, sy. 6, s. 45. Erdoan, Mehmet, Vahiy-Akl Dengesi Asndan Snnet, M...F. Yay., stanbul, 1995, s.12.

47

rehberi, akl da vahyin ileri srd delillerin shhatini, tevhd ve inan ilkelerini ispat vastasdr. Bu sebeple Kurn genelde imn etmeleri iin btn insanl zelde de imnlarn glendirmeleri iin inananlar akletmeye arr. Bu balamda sfehn akl-vahiy ibirliini ifade iin Akl dhil vahiy, vahiy ise haric akldr der.297 Dolaysyla slamn din tasavvurunun en nemli kurucu iki unsuru, (i) dinin kaynann akn yaratc ( Allah) olduu ve (ii) dinin insandaki karlnn onun en asli sz (ftrat) olup, insan ftratna en uygun reti olduu ve bu yzden de ftratnn korunmas ve ycelmesi iin kanlmaz olduudur.298 Vahyin nerdii akl aktivite, rasyonalist dnn aksine ahlktan bilgiye doru bir seyir izler. Yani vahyin nerdii dn ahlktan bilgiye dorudur. Bu ise bilgiyi reten akln bir akitivitesidir. Bu sebeple Allah Kurnda insanlara verilen misalleri yalnzca bilenlerin akledeceini ifade eder.299 Akl vahyi anlar, vahyin iaret ettii meseleleri zmler. Vahyin bilinli boluk olarak brakt alanlarda ise vahyin ruhuyla hkmeder.300 3) Akl-mn likisi nsan hayvandan ayran en nemli zellii akldr. Akl erefli ve muteber yapan ise duyu organlaryla alglad fiziki lemin tesinde duyularn aan metafizik bir lemin var oluuna olan inancdr.301 nk insan, akl ile her fiilin bir faile ihtiya duyduunu ve bu lemde her varln ortak bir var ediciye muhta olduunu idrk eder. Bu lemin var edicisinin bu lemde alglanamay, onun alglanamayan bir lemde olduu tasavvuruna akl ulatrr.302 nsann ftratnda var olan bu dnce, ftrata hitap eden Kurn tarafndan doru bir metotla sahih imna ulatracak bir ekilde koordine edilir. Bu balamda Kurn, insanlarn psikolojik ve biyolojik var olularnda,303 gklerde, geceyle gndzn ardarda gelmelerinde, yeryznde oaltlm canllarda, Allahn gkten

297

el-sfehn, Ebl-Kasm Hseyin b. Muhammed b. Mufaddal, Kitbuz-Zeri ila Mekrimier, thk. Ebl-Yezid el-Ucm, Drus-Sahve, (I. Bask), Kahire, 1985, s. 207. 298 Reber, M.Sait slam, Din ve ada Durum, s.20 299 Ankebt 29/43. 300 Muz hadisi bu balamda nemli bir alm sunmaktadr. Bkz. Tirmiz, Ahkm, 3; Eb Dvd, Akdiye, II; Drim, Mukaddime, 20; bn Hanbel, V, 230, 236, 242. 301 Ftma, smail, el-Kurn ven-Nazarul-Akliyy, s. 158. 302 Ftma, smail, a.g.e, s. 158159. 303 Zriyt 51/2021.

48

indirdii ve kendisiyle topraa can verdii suda ve rzgrlar evirip evirmesinde304 akl sahipleri iin deliller olduunu ifade eder. Bylece akln kinattaki gzlemlenebilir fenomenleri, yaratcsna delalet etmesi bakmndan kavramas da ona nemli bir ilerlik kazandrr, imna ulama konusunda elini kuvvetlendirir. Kurnn bu rehberliine olumlu yant vermeyip lemdeki dzeni bir munazzime balamayanlar ise Yce Allah, Delillerden yz eviriciler olarak ifade eder.305 nk akl, kinattaki mkemmel nizam, varlk sorunlarnn zmlenmesi amacyla dnmezse, akl ve delil kendi ksr dnglerinde ilevsizlie mahkm kalrlar. Bu durum ise akln, yaratcsn bulma konusundaki en byk engeldir.306 Bu sebeple Kurn, akln tevhde ulaabilmesi iin kinatn incelenmesini emreder.307 rnein yerin ve gn aslnda bitiik olduunu, canl olan her eyin sudan yaratldn,308 kozmik dzenle ilgili verilen tafsil delillerin bilme ve renmeye nem veren bir toplum iin nemli olduunu309 ifade ederek akl eserden messire, sanattan sanatkra ulatrr. mnn dier temel unsuru olan ahiret ve lm sonras yaamn varln ifade sadedinde ise ilk yaratln lm sonras yaam imkn dhiline ald,310 insann nasl yoktan yaratldn ve yaratl aamalarn,311 kupkuru bir topran gkten indirilen yamur suyuyla diriltiliini312 delil getirerek bylece Allahn, rm kemikleri diriltmeye muktedir olduunu,313 onun lden diriyi kartabileceini,314 Onun nihayetsiz bir yaratma gcne sahip olduunu315 ifade etmi ve bu dnyadaki isyan ve itaatlerin yaamn sonunda karlklarn ceza ya da mkfat olarak bulacan,316 dolaysyla da insann dnyada babo

304 305 306 307 308 309 310 311

312

313 314 315

316

Csiye 45/35. ayrc. bkz. Ynus 10/101, Arf 7/185, 57, Zmer 39/21, Nr 24/43. Ysuf 12/105. Mahmut Kasm, el-Mantikul-Hads ve Menhecul-Bahs, (II. Bask), Msr, 1953, s. 79. Csiye 45/1720, Kf 50/68, Nuh 71/1516, Furkn 25/45. Enbiy 21/30. Ynus 10/5. bkz. Har 59/2. Enbiy Hacc 22/5. ayrc. bkz. Ankebt 29/20, Ysn 36/78, 79, Meryem 19/67, Vka 56/62. Rz, Meftihul-Gayb, XXIII, 910; Taftazn, Ebl-Vef, el-nsan vel-Kevn fil-slm, DrusSekfe, Kahire, 1975, s. 33. Fussilet 41/39. bb. Bkz. Ftr 35/9, Arf 7/57, Kf 50/611, Ysn 36/33, Hacc 22/63, Hadd 57/17, Zuhruf 43/11. Ysn 36/7879. Ysn 36/80, Enm 6/95, Bakara 2/28, Hacc 22/66. sr 17/9899, Ahkf 46/33, Gfir 23/57, Secde 32/10, Kf 50/4, Ynus 10/61, Lokmn 31/28, Enm 6/60. Sd 38/28, Sebe 34/35, Ynus 10/4, Necm 53/31, Th 20/15.

49

olmadn317 ifade ederek akln nne ok nemli bir tefekkr materyali koymu ve akl bu materyalle imna ulamaya sevk etmitir. Bu sebeple yetlerinin gndermelerde bulunduu delil menbalarnn izi gereince srldnde, imna ulatrc fonksiyonu dolaysyla Kurnn kendisi bizzat bir hidayet rehberi ve tefekkr salayc bir znedir.318 Onun akla nerdii metod ve materyal, insann varlk misyonunu ve dinin ulv amacn vurgulayc ve nceleyici bir yap arz eder.319 yleki bu gayeyi gerekletirmek ve itaatle hedeflenen olgunlua ulatracak tefekkr salamak iin Kuran nceki mmetlerin kulluk kusurlarnda diretmeleri, inkrlarnda srar etmeleri gibi sebeplerle Allahn gazabna nasl uradklarn anlatm,320 bu balamda Allah-toplum aras kanunlar (snnetullah ya da snnetulevvelni) da gndeme getirerek321 delillere sosyolojik bir karakteri de eklemitir. Bylece atalarnn mitolojilerini dinletiren vahiy kart toplum,322 taklit323 ve zan324 bataklndan Kurn tarafndan ekip karlmtr. Kurn bu rehberlii icra ederken ilk aamada batla derun bamllklar olan insanlar metodik bir pheye drm,325 bylece onlarn batlla olan btn isel ilikilerini sarsm326 ve onlar tevhde dayal bir imna ulatrmtr.327 mndan nce balayan ve imnla neticelenen bu tefekkr328 srecinin asla bir paradoksa (elikiye)329 sahne olmamas, Kurnn ilah sahihliinin temel gstergelerinden biridir. kinci aamada ise tevhd inancna sahip olan insann bu inancn gerei olan itaate dayal yaantsnn oluturduu feraset ve takva duygusuyla tekrar dnmesinden ve bunun imna etkisinden bahsedilir. Bu balamda Allah
317 318

319 320 321 322 323

324 325

326 327 328

329

Kyme 75/36 Mminn 23/115, Duhn 44/3840. Bkz. Zmer 39/27, Muhammed 47/24, Kamer 54/17. kr. bkz. brhm 14/52, sr 17/41, Csiye 45/20. ayrc. bkz. Kurtb, el-Cmi li Ahkmil-Kurn, IV, 310; bn Kesr, Tefsrul-KurnilAzm, IV, 441. Abduh, Muhammed, Risletut-Tevhd, Drul-Merif, Kahire, 1966, s. 19 vd. Ysuf 12/111, Arf 7/176. Fetih 48/23, l-i mrn 3/137, Hd 11/120. Rm 30/8, Arf 7/184, Enm 6/50. Bakara 2/170, Mide 5/104, Ynus 10/78, Enbiy 21/53, Lokmn 31/21, Zuhruf 43/22, brhm 14/10, Hd 11/62, Tevbe 9/31. Necm 53/2728, Enm 6/148, 116, Nis 4/157. Zuhruf 43/2324, Lokmn 31/21, Mide 5/104, Bakara 2/170, Enm 6/4047, Ynus 10/50, Hd 11/63, 88, Fussilet 41/52. evkn, Fethul-Kadir, II, 484. Rz, Meftihul-Gayb, III, 188. rnekler iin bkz. Rm 30/8, 21, Bakara 2/266, Sebe 34/46, Rad 13/3, Nahl 16/11, 44, Mddessir 74/18, Enm 6/50. Paradoks ya da eliki ayn zaman ve artlarda bir konuya ayr yklemi balamak demektir. ner, Necati, Mantn Ana lkeleri, A...F.D., XVII, s. 287 vd.

50

mminlerin en nemli zelliklerini sayarken gayba imndan, namaz klmaktan, zekt vermekten ve bunlarn yakn imna ulatrmasndan bahseder.330 Dolaysyla imnszlk ya da imn olmasna ramen itaatsizlik, akln ftrata uygun dnmesini engelleyen iki nemli handikaptr. Hatta inkrn akl ldren bir nyarg, imnn ise akla enerji veren bir n bilgi olduunu syleyebiliriz. Bu n bilgi salkl bir aklediin hedefini ve temel ilkelerini belirler. mn bir n bilgi yapan unsur; vahyi gnderene, getirene ve vahyin direktiflerine yaplan teslimiyettir. Bu teslimiyet kaybolduunda ise insan yakn bilgiyi kaybeder.
331

Bylece bir imtihan faktr

olarak insann ftratna yerletirilmi olan ayartc z benlik ve igdler (nefis) kula sarlatrp gz krletirerek akl ktrm hale getirir.332 Bundan sonra, vahye uyarak Allaha kul olmas gereken akl, hevya uyarak nefse tapmaya balar.333 Kurn, imnn ilkelerini temellendirirken gayb nitelikli bu ilkelerin delillerini ehadet leminde gstermi ve bylece grnmeyen yaratcnn grnen lemdeki mevcudiyet izlerini srme konusunda rehberlik yaparak akl, mlkten melekta, ehadetten gayba, fizikten metafizie doru sevk etmitir. Bu balamda da kinat tevhde sevk eder mahiyette anlamlandrm ve mntesiplerinin gayba imnn, ehadet lemindeki tefekkrle taklitten tahkike ulatrmtr.334 Bylece slm, inanc; temelsiz, topik ve mitolojik kurgusal yntlar olmaktan kurtarm ve taraftarlarn grmedikleri halde sanki gryorlarm gibi kuvvetli bir imn seviyeye eritirmitir.335 Kurnn tahkik imn iin tefekkr emreden bu yetleri,336 imn sbjektifrasyonel bir zihni aktivite ya da topik-mitolojik temelli mesnetsiz bir tasavvur olmaktan kurtarr. Bylece insan kinat, ortak bir gaye prensibine gre okuyarak varlk sahasndaki konumunu kavrar337 ve varln rnein; ayn, gnein ve dier

330 331 332 333 334

335 336 337

Bakara 2/25. bb. bkz. Csiye 45/15. Ynus 10/66, 36, Enm 6/148, Kehf 18/36. Bakara 2/18. Csiye 45/23. Ftr 35/9, Rm 30/2027, Nr 24/4145, Bakara 2/21, l-i mrn 3/191, Enm 6/141, Arf 7/57, Nahl 16/1017, Rad 13/4, Ynus 10/105. kbal, Muhammed, Din Tefekkrn Yeniden nas, ev. Sofi Huri, stanbul, 1964, s. 147. Bakara 2/260, Mide 5/111115, Enm 6/11, Enbiy 21/5767, Sfft 37/8889. brhm 14/19, Hicr 15/85, Rm 30/8, Ahkf 46/33, Sd 38/27, l-i mrn 3/291. bkz. bnulCevz, Ebl-Ferec Abdurrahmn b. Ali, Zdul-Mesr fi lmit-Tefsr, Beyrut, 1384/1964, I, 45.

51

mevcudatn Allahn hkimiyetinde olduunu anlar.338 Buna karn atalarnn safsatalarna ballkta sadakat gsterip uursuzca onlar taklit edenler339 ise iddetle yerilir.340 Onlarn bir yandan Allah, ldren, yaatan, yaratan ve rzk veren olduunu ikrar eden, dier yandan da ona ortak koan mantklarn, sistematik olarak ila eder.341Allahn gemii, gelecei hsl btn gayb bilebileceini iddia ederken ayn zamanda neyin helal ve neyin haram olduunu bilemeyeceine ilikin iddialar konusunda342 tatmin edici bir ikna metodolojisi takip eder. ncil ve Tevrat Hz. brahimden sonra inmi olmasna ramen Hz. brahimin Yahudi ya da Hristiyan olduunu iddia edenlere343 ve Musaya inene inandklarn sylemelerine ramen Allahn hibir beere vahyetmediini ileri srenlere344 arpc cevaplar vererek onlar bu elikileri konusunda dnmeye davet eder. Bylece Kurn, bu sevk ileminde onlarn ar ve hantal dnce tortularn temizlemi, onlarn akl dncelerini slah iin iinde bulunduklar elikiler konusunda onlar tefekkre davet etmitir.345 rnein; lleri diriltip, kr ve alaca hastal iyiletirdii, gayb haberleri verdii, amurdan kular yapp iine fleyip Allahn izniyle onlar uurduu iin Hz. saya ulhiyet atfeden Hristiyanlar,346 Kurn tarafndan tefekkre davet edilmitir. Bu balamda rahimlerde olan Allahn ekillendirdii,347 Hz. sann bir annenin rahminde Allah tarafndan yaratlp ekillendirildii, Hz. sann ve annesinin yiyip ien kimseler olduu, yiyip ien birinin ilah olamayaca, onun da selefi olan peygamberler gibi bir peygamber olduu,348 bu sebeple de eer gsterdii mucizeler sebebiyle tanrsallatrlacaksa mucize gsteren dier peygamberlerin de tanr olmas gerektii ifade edilmitir. te yandan onlarn Allaha

338

339

340

341 342 343 344 345 346

347 348

Ynus 10/56, sr 17/12, Ysn 36/3343. ayrc. bkz. Kasas 28/73, Neml 27/8688, Mminn 23/7880, Th 20/5054, Enm 6/9597, Ynus 10/67, Rad 13/4, brhm 14/34, Nahl 16/78 79. Bakara 2/170, Mide 5/104. ayrc. bkz. Tevbe 9/31, ayrc. bkz. Bakara 2/170, Mide 5/104, Hacc 22/31, Cuma 62/5. Gne, Abdulbaki, Kurnda levsel Akla Verilen Deer, Ahenk Yay., Van, 2003, s. 65. ayrc. bkz. Bakara 2/171, Rad 13/14, Hacc 22/31, Cuma 62/5. Ynus 10/31, Ankebt 29/61. Enm 6/139142. l-i mrn 3/65. Enm 6/91, bb. Bkz. Ynus 10/32, Tur 53/3033, Bakara 2/76, Nis 4/51. Enm 6/40 47, Ynus 10/50. kr. bkz. Enm 6/65, Hd 11/88, Enbiy 21/1115. bn Him, Eb Muhammed Abdulmelik, es-Sretn-Nebeviyye, thk. Muhammed Fehmi esSercn, el-Mektebetl-Tevfikiyye, Kahire, II, 108. l-i mrn 3/6. Mide 5/75.

52

ocuk isnat etmeleri349 ve sann babasz dnyaya gelii sebebiyle hem ilah hem de Allahn olu olduu iddiasna kar Hz. dem350 ve Hz. Havvann351 hem anasz hem de babasz yaratldn ifade ederek, eer babasz yaratlma ilahlk gerekesi ise Hz. Adem ve Hz. Havvann ilahla daha uygun olduu ifade edilmi, Allahn e ve evlattan mnezzeh olduu,352 bu balamda da sann Allahn kelimesi ve Allahtan bir ruh olduu353 ve kyamet gn peygamberlik grevini icra edip etmedii konusunda sorgulanaca belirtilmitir.354 Sonu olarak her insan imn etmeye msait bir yap ve imna ulama vastas olan akl nimeti ile dnyaya gelir. Vahyin telknatlar ile ilerlik kazanan akl, vahye uymasyla doru bir imna ular.355 mn ve itaat ile neticelenmeyen bir aklediin ise hibir deerinin olmad Kurnda yle ifade edilir: Sizin hatrnza onlarn imn edeceklerini mi zannediyorsunuz? Onlardan bir grup Allahn kelmn iitip aklettikten sonra onu tahrif ediyorlar.356 Bu sebeple gerek anlamda bir akledi, insann imn ve itaat duygusuna ulamasn salar. Bu balamda akln imnn mttefiki olduunu syleyebiliriz. Akletme sonunda elde edilen bilgi ve imnn salkl oluu, dnceye dayanak olan ncl ve metodun doruluuyla yakndan ilgilidir. Bundan dolay Kurn, akl tefekkr ettirerek imna davet ederken onu, ne yapacan bilemez bir anarik kaosun iinde brakmam ve ona doru bilgi ve imn salayacak koordinatlar da vermitir. Belki de bu yntem vahy aklla deist akln dn biimleri arasndaki en temel farktr. yleki daha ilk yetiyle Kurn, Hz. Peygamberi ve onun ahsnda btn inananlar okuma (aratrp tefekkr etme)ya arrken daha ilk vahiyle birlikte bu iin Yaratan Rabbin adyla yaplmas gerektiini vurgulam357 ve akla, insann varlnn anlamn ve misyonunu ncl olarak vererek imn tefekkrle bezemitir. Hatta Kurn, kiinin gerek anlamda lim (ve mtefekkir) olarak isimlendirilebilmesi iin mutlak anlamda mmin olmas gerektiini ifade eder.358 Bu balamda da Allah korkusunun, limin lazim bir sfat
349 350 351 352 353 354 355 356 357 358

Bakara 2/116, Meryem 19/88, Ynus 10/68, Enbiy 21/26, Tevbe 9/30. l-i mrn 3/59. Nis 4/1. Enm 6/101. Nis 4/171. ayrc. bkz. Zuhruf 43/59, Meryem 19/30, Mide 5/72. Mide 5/116. ayrc. kr. Nis 4/171, Mide 5/73. Akgen, Alparslan, Bilgi Felsefesi, s. 234. Bakara 2/75. Alk 96/15. l-i mrn 3/18, kr. l-i mrn 3/7.

53

olduunu vurgular.359 Hatta dinin ve imnn gerek ve yetkin akln kendisi olduunu ve dini ve imn olmayann aklnn da olmadn sylemekle ar gitmi olmayz.360 yleki Allah irkinlii imn etmeyenlerin zerine koyar.361 yeti de imnszln aklszlkla eit olduunu gstermesi bakmndan olduka nemlidir. Son tahlilde diyebiliriz ki Kurnn kinat dnmeyi emreden yetlerinin tamam,362 akl harekete geirerek insan ideal imna ulatrmay hedeflemektedir.363 slam insanlar, kendisini herhangi bir akli muhakemeye sunmayan kr krne bir imana deil, akletme temeli zerinde akli saylabilecek her hangi bir doruyla ve deerle elimeyen bir imana davet etmektir.364 Dolaysyla iman ile akl arasnda herhangi bir atmadan sz edilmez.365 4) Akl-Kalp likisi Kurn, duyu organlarnn ibret alma yetisini kullanp akletmeyenlerin mahlkatn en erlisi olduunu366 belirterek, akletmemeleri sebebiyle imna ulamayanlar keskin bir slupla zemmeder.367 Bylece Kurnda gerek anlamda bir akletmeyle, imn etme temelde eitlenmi ve Allahn kudret izlerini gzlemleyecek organlar ve tefekkr edecek akl olmasna ramen imn etmeyenler var oluun en zelil noktasna indirgenmilerdir.368 Bu balamda akl; insana imn etme olana tanyarak onu, yaratcsn bulup ona kulluk yapmaya kadar gtrecek olan bir tefekkr srecinin en olgun halidir. Bu srecin sonunda oluan imn etmi akl ya da akleden kalp, insan, yaratl rtbesi olan eref-i mahlkat olma konumuna terfi ettirir. Bu andan itibaren insan yakalad bu erdemle varl her zamankinden daha iyi bir ekilde anlama ve anlamlandrma konusunda birtakm yeni kabiliyetleri elde eder. te Kurn, imnn akla ve kalbe kazandrd sz konusu bu yeni feraset vasfnn nemi ve bunun vahiyle kazanlyor olmas konusunda olduka
359 360 361 362

363 364 365 366 367 368

Ftr 35/2728. Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, IV, s. 458. Enm 6/25. Bakara 2/164, 219, 266, l-i mrn 3/191, Enm 6/50, 148, Arf 7/176, Ynus 10/24, 101, Ysuf 12/103, 109, Rad 13/3, 1, Hd 11/17, Necm 53/23, Sebe 34/46, Rm 30/8, 20,-25, Mminn 23/6669, Enbiy 21/30, 32, Nahl 16/11, Neml 27/64, Csiye 45/5, Trk 86/57, Giye 88/17 20, sr 17/41, Sd 38/29, Gfir 40/59. Kutub, Muhammed, ada Konumuz, trc. Salih Uan, Dnya Yay., stanbul, 1987, s. 166. Reber, Mehmet Sait, slam, Din ve ada Durum, s.18 Reber, Mehmet Sait, slam Metafizii ,s.108. Enfl 8/22. Enfl 8/55. Tn 85/46, Beyyine 98/6, Asr 103/13.

54

etkili vurgular yapar. rnein imnla devinim kazanan bir tefekkrn imn srekli olarak artrdn, kalplerinde hastalk bulunanlarn ise vahiyle her an imndan uzaklatklarn ifade eder.369 Kurn perspektifte akl, kalp, dnce ve imn kavramlarnn birbirleriyle olan organik ilikilerini dikkate aldmzda Kurnda ifade edilen akln ratio olan akl deil Nous ya da Intellect denilen akl olduunu grrz. Aralarndaki en nemli fark, birincisinin zihni dzlemdeki akl-duyu ilikisini, ikincisinin ise insann hem zihin hem de kalbiyle ilikili ftr akl ifade etmesidir.370 Bu balamda Kurn defaatle kalbin aklediinden bahseder. Bu akledi salt rasyonel zihnin akledi formatnn zerinde bir nitelik tayp dnn en shhatli noktasn ifade eder.371 Hatta Kurn salkl tefekkr eden aklla kalbi e anlaml olarak kullanr372 ve asl kr olann gz deil gslerin iindeki kalp olduunu,373 bunun ise adeta kalbi kilitleyeceini vurgular.374 nsann yedii yiyeceklerden faydalanabilmesi iin nasl ki onu yemesinin yannda midede hazmetmesi, barsaklarda emilmesi ve daha sonra faydal olanlarn emilip zararl olanlarn atlp, faydal olanlarn vcutta tutulmas gerekiyorsa duyu organlaryla tedarik edilen verilerin doru deerlendirilip kalpte hazmedilmesi gerekir.375 Kalp, akln duyu organlaryla kazand bilgilerin insicaml bir btnlk kazand ve imnla sonuland bir kararghdr ve iradenin barnadr. nsann beyni ya da ncelikli olarak beynin fonksiyonlarna dayal dncesi balangta alabildiine sfl ve sekler bir karakter arz ederken irade araclyla kalbin aklediine tanp iselletirildii andan itibaren imn gereklemi demektir. Akldan daha gl bir erdem olan irade yetisi,376 z benlii imna ikna edici gcn addr. Kurndaki sevk edici akl delillere ramen kfirlerin inkrlar, bu delillerin makuliyetlerini idrk etmelerine ramen siyasal, sosyal, ekonomik ve psikolojik bir takm sebeplerden dolay iradeleriyle z benliklerini ikna etmeye abalamamalar, onlar aklediin en olgun haline yani kalbin aklediine (imna) ulatrmamtr.
369 370

371 372 373 374 375 376

Tevbe 9/123. Nasr, Seyyid Hseyin, slm ve Modern Bilim, (slm ve Bilim ierisinde), Seha Neriyat, stanbul, 1993, s. 18. Kf 50/37. Hd 11/61, Kf 50/37, Secde 32/9, Necm 53/11, sr 17/36, Nahl 16/78, Mlk 67/23. Hacc 22/46. Muhammed 47/2324. Nyif Marf, el-nsan vel-Akl, s. 178. Akgen, Alparslan, Bilgi Felsefesi, s. 206.

55

nk ideal akledi, eylemini kalpte tamamlayan bir iliki kurma ve hfz iidir.377 Bu balamda akln misyonu deliller lemine bakp imna ulamaktr.378 mnn yeri ise akl deil kalptir. Akl makul grmese de kalbin imn etmek iin geerli sebepleri vardr. Allah hisseden de odur. Bu his ise inancn temelidir. nk Allah akl iin deil kalp iin duyulandr.379 Bu adan delilin aklda, bu delilden oluan imnn da irade vastasyla kalpte olutuunu syleyebiliriz. nsan aklyla idrk ettii delilleri kalp mekanizmasnda deerlendirmez ise yani imna ulamazsa bu aklediin, hedefini bulma imknndan bahsedilemez. Bu sebepledir ki Kurn Allaha ynelmi bir kalbin, varl dnnn deerini ve farkn nemle vurgular.380 Kurnn aklla kalbi bu derecede irtibatlandrmas inananlara nerdii zgn bir akledi vasatnn ifadesidir. Pascaln Kalbin Mant dedii bu dn biimi, din dnyann zgn mantdr.381 Akln doruluunun, shhatinin ve kalbin dinginliinin (itminannn) bu geree bal olduunu vurgulayan Kurn382 bu mantkla (ya da imnla) yaplandrlmam bir bilginin sahibini sapmaktan kurtaracan belirtir.383 mnn, aklediinin en kmil noktas oluu ve kalpte zirveye ulamas, btn rasyonel ve felsef dn biim ve usullerini stat bakmndan imnn, btn akllar da kalbin altnda konulandrr. Bu sebeple Kurn, vahyin Hz. Peygamberin zihnine ya da aklna deil, kalbine indirildiini ifade eder.384 Bunun ifade ettii anlam ise akln ve tefekkrn ve filozofun ve felsefenin peygamber ve vahiyden stn olamayaca, onlarla paradoksa giremeyecei ve onlara muhalefet yapamayacadr. nk akln ve akl aktivitelerin misyonu, kalbin imn tabiatn etkinletirerek, kinata serpitirilmi olan imn kolaylatrc delilleri ve bu delillere, doru bir usulle, doru anlamlar ykleyen vahyi tefekkr edip hslasn kalbe iletmektir. Bu iletilerle her insann, zerine doduu ftrat (inanma duygusu) harekete geer ve insan mmin olur. Akln sz konusu iletilerle kalp toprandaki imn tohumunu sulamamas ise
377

378

379

380 381 382 383 384

el-Cbir, Muhammed Abid, Bnyetl-Aklil-Arabi, el-Merkezs-Sekf il-Arab, Beyrut, 1991, s. 209. Bekarolu, Mehmet, Bir Anahtar Kavram Akl I. slm Dncesi Sempozyumu Beyan Yay., stanbul, 1995 s. 166167. Wershedel, Wilhelm, Felsefenin Arka Merdiveni Pascal ya da armha Gerilen Akl Trkesi: Sedat Umran, z Yay., stanbul, 1997 s. 166. Kf, 50/33. Shery, Patrick, Philesophers on Religion, London, 1987, s. 67. Rad 13/28. Bkz. Csiye 45/23, Arf 7/100105, Nr 24/3740, Enbiy 17/4547 Kehf 18/5161. Bkz. uar 26/193194.

56

inanma ftratn kalpte yani tohumu toprakta hapseder. Aslnda bu balamda drt drtlk bir ateizmden bahsetmek bile imknszdr. nk imn etmeyi salayan enerji ve aygtn mahalli kalptir ve bunlar doumla dnyaya getirilir, imtihan sreci boyunca da lme kadar tepki ve reaksiyon vermeye devam eder. Bu sebeple akln verilerini imn ve kalple buluturacak olan irade her ne kadar inkr bir tavr sergilese de tevhde yneliin ftr genleri imtihan srecinin bittii lm anna kadar kalpteki varln srdrr. yleki Kurnn inceledii numune kfirler bile Kurnn sunduu verilerle psikoanalize tabi tutulduunda imn bir bilinaltna sahip olduklar grlr. Bu bilinalt, ilahlk iddias tayan Firavunda bile mrnn son annda kendini deifre etmitir.385 Bu nedenle insan imna ve bunun gerei olan itaate tamayan btn akl aktivite ve tefekkr biimleri Kurnca aklllk olarak deil ahmakllk olarak tanmlanr. Akln tefekkr srecinin imnla sonulanmas kalbi vahyin nuruyla besler. Bylece kalple onu yaratan arasnda manevi bir iliki ve al-veri balar.386 Allahn buyruu olan vahye ve Peygambere imn eden kalbe, imn sebebiyle Allahn bir takm bilgileri, teorik akla ihtiya hissetmeyen bir yolla vermesi de sz konusu olabilir387. Ancak; zellikle felsefi kanada mensup sufilerin atahatlarnda olduu gibi aklda salkl tefekkr engelleyen vehimlerin vcut bulmas gibi kalpte de hev ve arzulardan kaynaklanan tecellilerin olmas riski kanlmazdr. Vahiy d ve hatta kart ideoloji ve felsefelerin dini, hayattan akl da vahiyden koparmasnn slm dnce corafyasndaki garip izdmlerinden biri de Ferit Vecdi gibi aklc teologlarn dillendirdii mn akln deil kalbin iidir yaklamdr. Bu yaklama gre kalbin tastiklediini akln tekzibi mmkndr. Deist doktrinlerin paralad ve ftratna yabanclatrd paralanm bireyin dncesinin bir rn olan bu yaklam, insan benliinde, birbirine muhalif olma ihtimalini her zaman barndran iki ayr karar mekanizmasnn varln kabul eder. Oysaki Kurn, insanda paradoksal alan iki ayr karar mekanizmasnn olmadn ifade sadedinde Allah insann gs boluunda iki kalp yaratmamtr buyurarak388 aklla kalbi zt iki cephe deil insan karakterinin iki uyumlu unsuru

385 386 387 388

Ynus 10/8991. el-Kettn, Cedelul-Akli ven-Nakl, s. 485. et-Tahnev, Kefu stilhtil-Fnn, el-lm md. Crcn, Kitbut-Tarft, el-lm md. Ahzb 33/4.

57

olarak grr.389 Bu sebeple de vahiy insann hem aklna hem de ruh, uur ve hislerine hitap ederek insan karakterinin derinliklerine nfuz edip karakter karmaalarn sistematize eder. Kalp lafznn hem dnmeyi salayan akl hem de hissetmeyi salayan gnl kapsayan mterek bir lafz olmas390 ve Kurnn anlama iini kalbe izafe etmesi391 akln ikamet ettii meknn kalp olduu iddalarna sebep olmutur.392 Gerek imna ulatrc akl tefekkrn gerekse derun ftr hissiyatn bilekesi olan kalp Kurni dncede bir eylem prensibinin kurucu znesidir. Salkl bir tefekkrn sonucu olarak ortaya kan imn; akl ve onun makulatn, varln hikmetini anlama konusunda hedefi olmayan gelii gzel bir dnce ynts olmaktan kurtarr. Onlar ortak bir gaye erevesinde koordine eder. Tefekkr eden akln, imn ve iradenin barna olan kalple ilikisi kesildiinde ise salt bir zekya dnr. stelik manevi erdemleri ihtiva eden kalpten kopan akl aamal olarak hevnn barna olan nefse mptela olur. yleki Kurnn ifadesiyle son tahlilde nefis taplan bir put haline gelir.393 Bylece salkl bir tefekkrle imnn merkezi olmas gereken kalp394 kfrn ve sapkln imn nurunu boduu bir cendereye dnr. 5) Akl-Gayb likisi Duyu ve akl alanlarnn zerinde kalan varlklar btnne gayb denir. nsann zaman ve mekn farkndan dolay ilmen bilemedii eyler de o kimseye gre gayb olup izaf gayb olarak isimlendirilir.395 Akln kavrama snrn aan metafizik (gayb)

389 390 391 392

393 394

395

Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, I, 440. Nyif Marf, el-nsan vel-Akl, s. 125. Arf 7/139, Hacc 22/46, Kf 50/37. Mverd, Edebd-Dnya ved-Din, s. 7; el-Muhsib, Eb Abdillah Haris, el-Aklu ve FehmulKurn, thk. Hseyin Kavteli, Drul-Kind (Darul-Fikr), Dmak, (II. Bask), 1978, s. 120122; Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, I, 440. Akln yerinin beyin, tecellisinin ise kalpte olduunu iddia edenler de vardr. Yavuz, Ysuf evki, Akl md. slam.Ansiklopedisi. II, 244 Akln mstakil bir kelime olarak Kurnda gememesi ve ruhla kalp arasnda sk bir mnasebetin bulunmas dikkate alnarak akln ruhun bir gc ve fiili mahiyetinde bir araz olarak kabul edilmesine imkn hazrlad sylenebilir. nk Kurnda ruhla beden arasndaki balant noktas olan ve akl yrtme eylemini gerekletiren kalp (bkz. Hacc 22/46, Kf 50/137) zikredilerek ruh kastedilmi olabilir. Yavuz, a.g. m., II, 244245. Csiye 45/23. uar 26/193194, Hucurt 49/7, 14, Hacc 22/32, Tegbn 64/11, Hadd 57/1627, Zmer 39/45, l-i mrn 3/103, Ahzb 33/53, Rad 13/28. Taber, Cmiul-Beyn, XIX, 121; el-sfehn, el-Mfredt, Gayb md. Elmall, Hak Dini Kurn Dili, VII, 5414.

58

lemin bilgisi ise Kurnn beyanyla sadece vahiy ile gayba muttali klnan peygamberlere Allah tarafndan uygun grld oranda msahhar klnmtr.396 Vahye mazhar olmakszn mutlak anlamda yalnzca Allahn bildii bu alan397 Allahn meietine bal olarak onun belirleyiciliinde ancak bir peygamber araclyla bilinir.398 Bu sahann en belirgin zellii akl tefekkre kapal oluudur. Bu balamda Kurn Allahn zatnn deil mahlkatnn dnlmesini emreder.399 Hz. Peygamberde Halk deil mahlkunu dnn buyurmutur.400 yleki kendisine Allahn ne olduunu soran Firavuna, vahye mazhar olmu bir peygamber olmasna ramen Hz. Musa, Allahn mahiyetini deil yarattklarnn ve yerin-gn rabbi olduunu belirtmi ve Zt- Kibriynn akn mahiyetiyle ilgili bir ey sylememitir.401 nk vahiyle mayalanm, hikmet bilgisiyle taltif edilmi bir nebev bilince sahip olmasna ramen ulul-azm olan bir peygamberin bu beyan, akn olann bilgisinin aklla bilinemeyecei gereine dayanr.402 Bu sebeple insanlar snrl akllaryla tanr hakknda konuurken zorlanmakta ve hatta bazen samalamaktadrlar.403 Akln bu sahaya uzanamay dolaysyladr ki Kurn, insanlara Allah anlatrken felsefi speklasyonlara hi benzemeyen ftr bir marifetullah bilinci vermektedir. Aslnda Allah hakkndaki btn speklasyonlar vahyin deil, vahiyden bamsz olarak sadece insan aklnn yetenekleriyle, bir tanr anlay ortaya koymak isteyenlerin eseridir. Speklatif Allah anlaylar ilevsel olamazlar. Bunlar ancak zihinde soyut bir kavram olarak var olan bir tanry tahayyl ederler. Halbuki vahyin insan benliinde oluturduu marifetullah bilinci, aklen ve vicdanen insana ah damarndan bile daha yakn olan,404 ftraten aina olunan, speklatif olmayan bir Rabbi benimsetir. Bu benimseme ve iselletirme, duyu ve duyguya eit oranda hitap eden vahyin yaantsal tecrbeyle oluturduu bir nitelie sahiptir.405
396 397

398 399 400

401 402 403 404 405

Enm 6/50, Hd 11/31, 49, Ynus 12/102, Cin 72/26. l-i mrn 3/179, Enm 6/59, Ynus 10/20, Hd 11/23, Nahl 16/77, Neml 27/65, Mide 5/109, 116. Nyif Marf, el-nsan vel-Akl, s. 31, 144116. l-i mrn 3/191. Tabern, Ebl-Kasm Sleyman b. Ahmet, el-Mucemul Evsat, thk. Tark b. Ivazullah b. Muhammed el-Hseyni, Drul-Haremeyn, Kahire, 1415, VII. Th 20/4953. Akgen, Alparslan, slmi Bilim ve Felsefe Anlay, sl. Ar., c. IV, sy. 3, 1990, s. 184. Aydn, Mehmet S., Din Felsefesi, Seluk Yay., Ankara, 1992, s. 111. Kf 50/16. Akgen, Bilgi Felsefesi, s. 238.

59

Fiziki lem duyu organlaryla alglanabilir ve akledilebilir olmas sebebiyle kesin bilgiye konu olabilir. Sebep-sonu ilikisinin cari olduu bu alan, akln kendisine bal olduu tefekkr sahasdr. Bu sahayla ilgili akl bulgu ve bilgiler eer aklda, duyu ve incelemede bir arza yok ise bir btnlk ve uyum sergiler. Akln uzanamad gayb lemi ise bilgi ve bilie konu olamaz. nk bu alan tasavvur st bir ontolojik farklla sahiptir. Metafizik konular akllaryla aklama iddias tayan filozoflarn iinde bocaladklar tefrika ve ihtilaf da bunun en ak gstergesidir.406 Bu sebeple Kurn gaybn mahiyeti hakknda bilgi vermez. Ancak gayba delalet eder ve ehadet leminden deliller vererek gayb bilmeye deil ona imn etmeye arr. Bu imn ise inanm olmann en nemli meziyeti olarak ifade edilir.407 Duyu organlaryla grlen ve kesin bilgisine sahip olunan bir eye imn gerekmez. nk bilinen ve grnen ey btn insanlarn kolayca sahip olduklar niteliksiz tekdze bir bilgiyi ifade eder. Gayb ise insan bilgisinin , tefekkrnn ve aklnn stndedir. Bu sebeple de Kurn insanlarn gayb bilmesini ve dnmesini deil gayba imn etmesini ister. Yani insan Allah kavramak zorunda deildir. Ama imn etmek zorundadr. Bundan dolay Kurnn dnmeye sevk eden yetlerinin amac, fizik lemdeki intizama bakarak fiziki lemden mnezzeh bir munazzimin olduu bilgisine insanlar ulatrmaktr. Bunu salayabilmek iin Kurn Allah eserleriyle tantr.408 Hatta metafizik varlklarn mahiyetinin bilgisini, akln acziyeti sebebiyle vermez. rnein ruhun mahiyeti konusundaki soruyu, nsana bu (gayb) konuda ok az bilgi verilmitir diye mtebih brakr.409 nk Kurn, akln dnme alann a) Allahn kinattaki yetleri zerinde, kulluu yalnzca Ona tahsis etmek iin Onun mucizev kudretinin eserleri zerinde b) Allahn kendisine verdii Halifetul-Arz payesine layk olarak yeryzn imar etmek iin snnetullah zerinde dnmek olarak iki ksma ayrr.410 Sebep-sonu ilikisi zerine ina edilmi ehadet lemi, akln habitatdr. Akl tefekkr gcyle yalnz bu alanda etkin ve aktiftir. Metafizik (gayb) lem ise akl st olup tefekkr ve

406

407 408 409 410

el-Gazzl, Eb Hamid, Filozoflarn Tutarszl, ev. Bekir Karla, ar Yay., stanbul, 1981, s. 56. Bakara 2/3. Har 59/2224. sr17/85. Kutub, Muhammed, ada Fikir Akmlar, III, 140. bb. bkz. Kasas 28/72, Mlk 67/1520.

60

akledile deil imn ve teslimiyetle ilikili bir sahadr. Fakat bu durum, imnn irrasyonel (akld) olduunu deil sper natrel (akl st) olduunu gsterir. Kurnn gayba imn teklifini, akld bir doma ve mitoloji olmaktan ayran en temel unsur, akln imn teslimiyete; gayba imn etmesini ilzam edici gnderme, delil, ynlendirme ve kantlarla dolu fizik (ehadet) lem zerindeki tefekkrnn sonucu ulamasdr. Akl bu lemdeki kantlar bir srama tahtas olarak kullanp grnenden grnmeyene, eserden messire, sanattan sanatkra ular. Ancak srama tahtasndan ykselen kimsenin o tahtayla ilikisi nasl kesilirse, balangc her ne kadar akllie dayansa da imn olgusu gerekletikten sonra imnn ve tefekkrn konumu, mevzusu ve amac rasyonel lemin hudutlarn geer. Bu balamda Kurnda nerilen akl dnncenin tek amac, insan gayba imn duygusuna ulatrmaktr. te akl-vahiy atmasnn ve vahiy karsnda aklc yorum anlaynn olumasndaki en nemli etken, metafizik konular akl olarak tasavvur etme iddias tayan felsefenin, metafiziin tefekkrn deil, ona imn emreden vahyin atmosferine girmesiyle oluan basn farkdr.411 Ancak bir peygambere ltfedilmi vahiyle ve Allahn diledii oranda bilinebilecek olan bu alan, vahye mstani bir tavrla salt akl tefekkre dayanarak irdelenecek olursa akln ehadet alanndaki ontolojik mahkmiyeti dolaysyla akl gaibi ahide kyaslar. Bylece fizik metafizie ve akl da dine tahkim edilerek, imn kat bir seklarizasyon karsnda heder edilmi olur. Bu ise vahyin hayat zerindeki yaplandrc ve ynlendirici bir kurucu zne olma fonksiyonunu alaa eder. Bylece fizik ve metafizik, e gdml olarak dnyeviletii iin din, vahiy, peygamber ve imn, anlam ve fonksiyonunu yitirir. Oysaki akln gayb, sbjektifrasyonel bir tavrla kurgulamak yerine ona imn etmesinin ona salayaca alm, felsefenin tedarik etmesinin imkn ve ihtimali yoktur. nk imn ve vahiy varl(n) anlama ve anlamlandrma konusunda insana bir alm ve feraset (nr) kazandrr.412 Ancak imnla elde edilebilecek olan bu nur olmakszn insan deil varl(n) doru anlayp yaradl misyonunu idrk etmek, Kurnn ifadesiyle elini, nn, hatta burnunun ucunu gremez.413 Hatta bu nur olmakszn ehadet lemi iin geerli bir akl tefekkr bile imknszlar. yleki; Yce Allah Kurnda verdii
411 412 413

Bb. bkz. Akgen, Bilgi Felsefesi, s. 152153. Bkz. ra 42/5253. Bkz. Nr 24/3840.

61

rnekleri ancak imnla benliklerini nurlandrm olanlarn anlayabileceini, imnszlarn ise Bu rnekle Allah neyi kast etti diyerek isyankrlklarn ve ahmaklklarn ifa edeceklerini vurgulayarak414 salkl bir tefekkrn ancak imnla kaim olduunu ifade eder.415 Sonu olarak Kuranda akl, duyular lemiyle ilgili olarak dnp sahibini dnyevi ve uhrevi risklerden korumakla grevli, snrl bir varlktr.416 Fizik tesi hakikatlerin idrkini ancak kendisine vahiy ve hikmet bilgisi verilmi bir peygambere ballkla salar. nk peygambere verilen hikmet gayb ile ehadeti epistemolojik adan birletiren bir disiplindir. Bu zellik ise insann aklyla kalbini, tefekkryle imnn dengeye oturtur.417 Dolaysyla gayb konusunda konuabilmenin imkn ve alan nebev iletilerle ya da vahyin birbirini aklayan ifadeleriyle snrldr. Bu balamda gayb konusunda yorum imkn ya azdr ya da hi yoktur. Gaybn bilgisi Kurndan yorumsuz karlp sistemletirilir.418 Akl-gayb ilikisiyle ilgili Kurnn en rafine sz akln, gayb tefekkr etmek deil, ona imn etmek zorunda olduudur. nk imn akln mahiyetini bilemedii fakat var olduunu deliller araclyla idrk ettii eye tefekkrle deil teslimiyetle yaklamasdr. Kurn gayba imn etmeyi ngrdne gre gayb akl, tefekkr ve bilgi stdr. Buna ramen akln hem gayb hem de vahyin mtebih gayb ifadelerini zorlamal yorumlara tabi tutmas, Kurnn ifadesiyle insann bilgi sahibi olmad eyin peine dmesidir. Bu ise gz, kula ve dolaysyla da ak1 ve gnl ar bir ykn (sorumluluun) altna sokmak demektir.419 6) Vahiy-Akl ve Duyular Arasndaki Bilgilenme likisinin Hiyerarik Mahiyeti Yeryznde, Allahn halifesi olarak kulluk vazifesini icra ve ifa iin grevlendirilen insann, bu misyonunu gerekletirmesi iin Allah onu, akl ve ona k tutan vahiyle desteklemitir. Kendi aln teri ve tefekkr gcyle imna ulaabilmesi ve yaradl misyonunu anlayabilmesi iin insan, dnyaya tertemiz bir
414 415 416

417 418 419

Bakara 2/26. Mmin 40/13. bb. bkz. Mddessir 74/31. Gne, Abdlbaki, Akl Tefsr Hareketi -Mutezile ve Menr Ekol, Ahenk Yay., stanbul, 2003, s. 2526. Akgen, a.g.e., s. 187. Akgen, a.g.e., s. 180. Bkz. sr 17/36.

62

bellek ve benlikle Kurnn ifadesiyle Annelerinin karnndan hibir ey bilmez bir ekilde gnderilmitir.420 Bu balamda insan, ulvi sorumluluunu gerekletirmesini salayacak ftr temayl ve igdsel baz yetilerin dnda herhangi bir bilgiye sahip olmakszn dnyaya gelir. bn Hazm gibi baz bilginler insann ftraten, scakla souun, acyla tatlnn arasndaki farka ve iki zttn bir arada bulunamayaca gibi baz temel bilgilere sahip olarak dnyaya geldiini sylerler. Bu sebepledir ki bebek ac ve scak, tatl ve souk karsnda farkl tepkiler verir. Ya da bir yere gitmek isteyip de engellendiinde alar. nk tutulduu yerin gitmek istedii yer olmadn, tutulduu yerde kalrsa gitmek istedii yerde olamayacan bilir.421 Sz konusu konumda kendisine kulluk emaneti olarak verilen aklla dnyaya gnderilen insan, doumundan itibaren mevcudiyet bulduu fiziki lemden duyu organlar araclyla etkilenmeye ve bilgi edinmeye balar. Bu durum, varlktan var ediciye ulamay salamak iin insana verilmi donanmn bir gereidir.422 nsan duyular vastasyla gzlemleyerek elde ettii verileri salkl bir ekilde deerlendirip bilginin bir st seviyesi olan imna ular.423 Bu balamda Allahn varlnn delil ve alametleriyle dolu olan ve Kurnda; Bir eyi onun dndaki baka eylerden ayrmaya yarayan alem kknden mtak bir ekilde lem olarak ifade edilen varlk sahasnn dnlmesi ve bunun sonucunda imna ulalmas, Yce Allah tarafndan Kurnda emredilir. Dolaysyla Allahn varl ve birlii bilgisine delalet eden alametlerin bulunduu leme, onu dnen akla ve akln edindii bilgiye Kurnda biilen hedef, Allaha imn ve itaattir. Bu vasf tamayan bilgi ise Hz. Peygamber tarafndan faydasz ilim olarak ifade edilmitir.424 Allahtan gerek anlamda bilenlerin (limlerin) korkacan ifade eden yet de425 bilginin amac ve bilenin misyonu konusunda nemli bir ipucu vermektedir. Kurnn ngrd medeniyet salkl bir akl, gzlem, tefekkr ve bilgi zerine kurulmu bir medeniyettir. Bu balamda Kurn, Hz. deme Allahn
420 421 422

423 424

425

Bkz. Nahl 16/22. Ftma smail, el- Kurn ven-Nazarul-Akliyy, s. 8990. Bu balamda Yce Allah Kurnda, ibret iin duyu organlarnn kullanmn emreder. bkz. Enm 6/7, Arf 7/178,193,194, Hacc 22/46, Nahl 16/78. ayrc. bkz. Taber, Cmiul-Beyn, IX, 132. Bkz. Bakara 2/171, Nr 24/51, l-i mrn 3/193. Faydasz ilim ayn zamanda insann doru bilgiden istifade etmemesi ve gereince amel etmemesi anlamn da tar. Bkz. Mslim, Zikr, 73 Ftr 35/28.

63

eyann isimlerini retmesiyle nasl meleklere stn klndn anlatr.426 Yine Hz. Peygambere inen ilk vahyin Seni yaratan Rabbinin adyla oku. O insan bin kan phtsndan yaratt. Oku Rabbin en kerem sahibi olandr. (nk O) kalemle insanlara bilmediini retendir427 eklinde olduunu dnrsek, ilmin nemi gayesi ve asl kayna noktasndaki temel sorulara ciddi yantlar bulmu oluruz. Bu balamda ilk vahiydeki oku (dn- tefekkr et) emrinin, Allahn adyla (Onun varln birliini ikrara ve Ona imn nitelikli bir tasdike gtrecek ekilde) yaplmasnn emredilii, Allahn insann muallimi oluunu ve insana ltfedilen ilim ve imnn, insann ftr ihtiyalar olduunu gsterir. Bu iki ftr ihtiyacn atmas ise mmkn deildir. Kurnn akletmeye ve bilgi edinmeye yapt bu tevik, sahih ve salkl bilginin imna ulatrc fonksiyonundan kaynaklanr. Bu sebeple doru bilginin, doru imnn rehberliinde oluturduu btnlk, evk verici bir insicam dourur. Bu insicam slm tarihinde akidenin bilime katalizr grevi yapmasnda ve bilimsel sramann bizzat inantan fkrmasnda grebiliriz. Hatta Kurnn sahih inanla doru bilginin bulutuu tek kavak olduunu sylemekle de ileri gitmi olmayz. Bu kavakta bilim adamnn inancn laboratuarn dnda brakmas ya da mabede girerken bilimi terk etmesi gerekmez. Bu yzdendir ki; optikle ilgili teorileri ancak Einstein tarafndan kavranan ve 19. yya kadar Avrupa niversitelerinde okutulan Hasan b. el-Heysem, kitabna Allahn ad ve onun hamdi ile balar.428 Kurnn Allah-lem-insan ilikileri konusunda ortaya koyduu vahiy ve Allah merkezli model, sadece insan yaratlmlarn en ereflisi klmakla kalmam, ayn zamanda fiziki dnyay da btn hamet ve gizemiyle onun karsnda duran, bazen mcadele edilmesi ve egemen olunmas bazen de korku veya hayranlk saikiyle esrarengiz gler atfedilerek taplmas gereken bir put olmaktan karp, mutlak ilim, kudret, irade, hikmet ve ikram sahibi olan Allah tarafndan yaratlp ynetilen, Onun yeryzndeki halifesi sfatyla insann emir, tasarruf ve hizmetine sunulan bir nimet durumuna getirmitir. Bu durum ise akl tefekkr ve onun sonucunda oluan bilginin amacn belirlemek asndan son derece mhimdir. yleki Kurn, dile getirilen bu model ile balantl olmayan hibir zihni faaliyeti akl tefekkr hibir bilgiyi de ilim olarak saymad gibi aklszlk ve
426 427 428

Bakara 2/3133, bb. bkz. Ankebt 29/43, l-i mrn 3/18, Ftr 35/28. Alk 96/15. Kutub, Muhammed, ada Fikir Akmlar, III, 127.

64

cahillik olarak grmektedir.429 Bu balamda Kurn, bu standarttaki bilginin yakn,430 buna aykr olan bilginin de zann431 olduunu, zannn ise bir safsata,432 bir emni (kuruntu)433 ve bir vehim434 olduunu ifade eder.435 Bu sebeple bilgi kaynaklarn akl, deney, sezgi ve duyular olarak belirleyip vahyi, bilgi kaynaklar arasnda grmeyen felsefe de436 vahiy ve imn hilemesi sebebiyle son tahlilde bir zan ve safsatadan teye geemez. Bilgiyi zihnin d dnya ile ilikisi olarak tanmlayan felsefe437 ya bir ifrt tavrla zihne arlk vererek rasyonalist ya da d dnyaya tefrit bir tavrla younlaarak realist olmutur.438 Tamamen sezgiyi temel alarak szde bir i aydnlanma iddiasyla oluan atahat ve psiko-patalojik kurmacalar felsefesi de vahyi hileyici bir sapmann ifadesi olarak karmzda durmaktadr. Bu balamda vahye imn ve ittiba etmeden oluturulmu btn yorum biimleri, akl ar takdis edip ona lahut bir heybeti atfederek, gayb lemi dhil btn alanlarda bir ekilde akl tek merci olarak grdkleri iin Kurnca zan olarak ifadelendirilip merdut ilan edilmitir. Bu balamda vasfn idrk edemediimiz metafizik ahsiyetler olan melekleri, Ehl-i kitap ve Mecusi mriklerin, Allahn kzlar olarak tasavvur edip sapmalaryla, vahyi imkn d grp onu hileyerek melekleri439 mahiyeti belirsiz kozmik-mekanik aralar ya da akllar olarak deerlendirip, vahyin meleklerle ilgili beyannn stnde ve tesinde sz syleyen felsefi yaklamlar da Kurna gre ayn illegal vasfa sahiptir. Bu adan dogmatik bir aklcla meydan vermemek iin duyularn (gzlemtecrbe), akl ve vahyin, ihtiva ettikleri bilgi trleri asndan bir alan ayrmna tabi tutulmas gerekmektedir. Bu balamda bilgi; srf akl tecrbe ve duyu organlaryla bilinen, srf vahiyle bilinen ve hem akl hem de vahiyle bilinen olarak e ayrlabilir. Birincinin alan kural ve kanunlarn cari olduu fiziki lem, ikincinin alan ahiret ve
429

430 431 432 433 434 435 436

437 438 439

Sarolu, Hseyin, Kurnda Akl Tefekkrn Boyutlar, Kurn ve Tefsr Aratrmalar, II, Ensar Nr., stanbul, 2001, s. 148149. Bakara 2/4, Zriyt 51/20, Rad 13/7, Csiye 45/4. Neml 53/27, Ynus 10/36, Hucurt 49/12. Enm 6/148. kr. Enm 6/116, Ynus 10/66. Nis 4/157, sr 17/52, 101102, ra 26/156, Kasas 28/3839. Csiye 45/24, Necm 53/23, 28. Ayrc. bkz. sr 17/101, uar 26/186, Kasas 28/38, Mmin 40/137, Fetih 48/12, Cin 72/7. Erdem, Hsamettin, Problematik Olarak Din Felsefe Mnasebeti, H-Er Yay., Konya, 1999, s. 120; Byk Larousse Szlk ve Ansiklopedisi, Milliyet, stanbul, 1993, Bilgi md., IV, 1637 1638. Keklik, Nihat, Felsefe, stanbul, 1978, s. 100. Atay, Hseyin, Kurnda Bilgi Teorisi A...F. Der., XVI, 156. Zuhruf 43/19.

65

lm sonras gibi unsurlarn yer ald gayb lem, ncnn alan ise ahkm ve muameltla ilgili sahadr.440 Akln sahas ise duyular lemi olup duyular tesi lemle ilgili bilgi iin bir peygambere ihtiya duyar.441 Tpk fiziki lemin bilgisini oluturabilmek iin duyularn salayaca verilere muhta olduu gibi.442 Yce Allah Kurnda, duyular bilgiye ulatrc birer vasta olarak ifade eder.443 nsan d (fiziki) dnyaya alan duyular araclyla ftraten sahip olduu akl, edindii verileri bilgi bilekeleri araclyla btnsel anlamlar haline getirerek ina eder.444 nk akl adeta bo bir havuz gibi olup, dolabilmek iin kendisine su tayacak kanallara muhtatr. Bu olmadan akl grevini yerine getiremez. Ayn durum gayb alan iin de sz konusudur. Akl fizik lemde rnein; baln tad ile ilgili bilgi sahibi olabilmek iin nasl ki dilin tatma yetisine muhta ise gaybla ilgili bilgi ve yarglara ulaabilmek iin de gayb bilgiyi akl havuzuna sevk edecek vahiy kanalna gereksinim hisseder. nk gayb, ontolojik yaps sebebiyle alg ve zihin yetilerimize hitap etmez.445 Bu sebeple gaybn bilgi taycs olan vahiy kanal olmadan akln gayb konularda hkm vermesi, tatmad baln tadn tefekkrle bulmaya almasna benzer. Baln tadyla ilgili akln ulat yarg asla baln gerek tadn ifade etmeyecektir. Bu sebeple Kurn insanlardan bir ksmnn hibir bilgiye, delile ve aydnlatc bir kitaba dayanmakszn Allah hakknda tartp durduklarn446 ifade ederek, gayb konusunda vahye istinat etmeksizin oluan btn yaklamlarn hurafeliini ifade eder. Bu balamda vahyin akl temele muhta olduundan daha ok akl vahy temele muhtatr.447 nk gayb sahada vahyi dikkate almadnda akln yapaca tek ey, gaibi ahide kyaslamak olacaktr. Bu yntemin isabetsizlii ise ok aktr.448 Bu sebeple ncelikle vahye ve peygambere imn etmek ve bunlarn ilettii bilgilerle gayb idrk etmeye almak, metafizik lemle ilgili bilgi ve hkm
440 441

442 443

444 445 446 447 448

Ftma smail, el- Kurn ven-Nazarul-Akliyy, s. 9698. Nyif Marf, el-nsan vel-Akl, s. 245; Aydn, Ali Arslan, slm nanlar ve Felsefesi, DB Yay., Ankara, 1964. s. 83. Nyif Marf, a.g.e., 90. Bakara 2/17, Mlk 67/10, Ynus 10/42, 43, Hkka 69/12. ayrc. bkz. el-Mturid, Kitbt-Tevhd, s.78; el-Badd, Abdulkerm b. Muhammed, Uslud-Din, Matbatud-Devle, stanbul, 1928, s. 1112. Byk Larousse, XXI, 11340. Akgen, Bilgi Felsefesi, s. 211. Lokmn 31/20. bn Merzuk Eb Hamid, Beretul-Eariyyn min Akidil-Muhlifn, Dmak, 1388/1968, I,100. Ftma, smail, el- Kurn ven-Nazarul-Akliyy, s. 9899.

66

oluturmann tek yoludur. mnn oluturduu bu idrk hali, sadece gayb hakikatler konusunda akla alm salamakla kalmayp kalpte oluturduu dingin, ar ve aydnlk gr gcyle, fiziki lemi gzlemleyen duyulara da deruni vasflar kazandrr. Kurnn nur olarak ifadelendirdii bu zellik,449 ancak Hz. Peygambere ve Onun ahsiyetiyle insanla sunulan Kurna imn ve ittiba ile vcut bulan bir ferasettir.450 Kalbin akletmesini salayan bu meziyet olmadan, Ehl-i kitabn hidayeti elde etmek bakmndan hibir eye g yetiremeyecei, Kurn tarafndan ak bir ekilde vurgulanr.451 Hatta Kurn gz, kulak ve kalbin sz konusu imn olmadan adeta mhrlenerek ilevsizletirildiini452 ve fonksiyonlarn f edemeyeceklerini bildirir.453 Bu balamda Kurn, salt duyma ile iitmenin ve salt bakma ile grmenin arasn ayrr. Bakma grme iin yeterli olmad gibi duyma da iitme iin yeterli deildir.454 Bakan her ne kadar gz, duyan da her ne kadar kulak olsa da gren de iiten de imnn etkinliiyle organize olmu kalptir. Dolaysyla gzn grmesinden ve kulan iitmesinden ok kalbin grmesi ve iitmesi sz konusudur. Bundan dolay da Allah Kurnda biyolojik gzn deil gslerin iindeki kalbin krlnden bahseder.455 uras bir gerektir ki insan bulunduu an kltrel ve kozmolojik enlem ve boylam arasnda tutuklu ve tarihsel zafiyetlerle dolu bir varlktr. Bundan dolay da hem doru bilgiye ulaabilmek iin bir rehbere hem de bu bilgiyi akl tefekkrle ileyebilmek iin bir metoda ihtiya hisseder. O yldzn kklne, ayn parlaklna ve byklne bakp aklen ayn yldzlardan daha byk olduu sonucuna ulaabilir456 ya da glgeye bakp onun hareketsizliine hkmedebilir.457 Gzn gkyzne bakp gnei hareketli dnyay sabit grmesi ama hakikatin bunun tam tersi olmas da byledir. stelik bu yanl kanaat zerinde insanlar asrla boyu adeta icma etmilerdir. Bundan dolay srf duyularn verilerinin ve bunlarn deerlendirme merkezi olan akln verdii hkmlerin mutlak olmadn ve gerek organlarn zafiyetleri
449 450 451 452 453 454 455 456 457

Bkz. Hadd 7/29. Nes, Kad 12. ayrc. bkz. Tebun 64/11. Buhr, Tefsru Tebun, 67. Hadd 57/9. Tevbe 9/93, Rm 30/59, Arf 7/179. Ahkf 46/26.ayc. bkz. Ynus 10/42, Enfl 8/22, Enm 6/198 Bakara 2/18,171. Enfl 8/21, Ynus 10/42, 43, Hkka 69/12. Hacc 22/46. el-Gazzl, Eb Hamid, el-Munkiz mined-Dall, Beyrut, 1959, s. 11. el-Gazzl, Eb Hamid, Miktul-Envar, Msr, 1325, s. 3435.

67

gerekse nefis, hev-u heves ve eytan faktr dolaysyla akln maruz kald kaygan zemin, salkl bilgiye ulama konusunda akl bir rehbere muhta klmaktadr.458 Hatta bilimsel bilgi bile pozitif dnce metodolojisinin rn olup kesinlik arz etmez. Vahy bilgi ise Allahn mutlak ilmine istinaden mutlak karakterdedir. Bu sebeple vahiy-bilim atmasnda bilimsel bulguyu vahye ncelemek de hataldr.459 nk bir dnem tam bir hkimiyet kuran felsefi bir sistem sonra hibir anlam ifade etmeyebilir. rnein orta ada Aristo, Batlamyus ve Ptolemaios gibi felsefecilerin savunduu canl organizma eklindeki kozmoloji tasavvuru, Kopernik, Bruno, Kepler, Galileo ve Newton gibi aydnlanma dnemi bilginlerince oluturulan gne merkezli kozmoloji tasavvuruyla terk edilmitir. Bylece orta an animist tabiat anlay yerini mekanist doa felsefesine terk etmi ve tabiat olaylar arasndaki ilikiler psiik deil matematiksel olarak ifade edilmi, bu da mekanik determinizmi daha sonra da pozitivizmi dourmutur.460 Akln isabetsizlik, geriye ark etmilik ve paradokslarla dolu sabkas, verdii hkmn vahiyle atmas halinde, mutlak ilimden fkran vahyi tercih etmeyi kanlmaz klmaktadr. Bu balamda insanlarn bir dnem dnyay sabit gnei hareketli sandklar hakikat, bir dnem sonra tam tersine dnm ve bilim, gnein sabit dnyann hareketli olduunu ifade etmitir. Oysaki artk bilim gnein de ekim alanndaki sistemle birlikte solar-apeks ynndeki hareketini tespit etmitir. Kurn ise ilmin henz ulat bu gerei 14 asr nce ifade etmitir.461 Bu balamda insan bilgi ile ilah bilginin taycs olan vahyin atmas halinde her ne kadar akl, o anda hikmetlerini kavramasa da vahye teslim olmak zorundadr. nk insani bilgi ve bilim mutlak ilme istinat eden vahyin yannda zrldr. stelik bu zrne ramen bilim laboratuvarda test edemedii gayb inkr da eder. Oysaki bilimin alan fizik, gaybn yaps ise metafiziktir. Bu sebeple de onun ahiret, lm ve sonras ile ilgili konuabilmesi imknszdr. Fakat Allahn mutlak ilminin bir tecellisi olan vahyin hem gayb hem de fiziki lem hakknda hkm izhar etmesi dinin hayata hitap ediyor oluunun bir gereidir. te Kurn fiziki sahadaki, Allahn varlna sevk edici delilleri ihtiva eden ierii

458 459

460 461

Bkz. Ysuf Mrvve, zafiyet Teorisi ve Kurn lkeleri, ev. Recep al, Ankara, 1979, s. 19. Krca, Celal, lmi Tefsr Ekolnn Problemleri, Gnmz Din Bilimleri Aratrmalar ve Problemleri Sempozyumu, 2730 Haziran 1989, O.M.. . F. Yay., Samsun, 1989, s. 193 vd. elebi, lyas, slm Dncesinde Aklclk, s. 54. Bkz. Ysn 36/36.

68

dolaysyla insanlar defaatle bizzat kendisi zerinde dnmeye arr.462 Bu balamda deimez hakikat olarak ifade edebileceimiz nihai bilgi, vahiyle uyumlu olan bilgi olup vahyin verdii bilgiyle atan btn bulgu ve bilgiler son tahlilde merduttur.463 Hakkatin bylesi tecrbe st karakteri ve deimez nitelii, vahyin, hakikatin insani seviyeye lahut bir alm oluu ve akln hata etme riskinin oransal ykseklii, aklcln vahye takdim ve tahkimini de imknsz klmaktadr. Kurnn Artk sana dini yalanlatan nedir sorusu ve devamnda Allahn hkmedenlerin en stn olduunu deklare etmesi,464 ilk tahlilde paganist, heretik ve deist btn sylemleri, son tahlilde de dinin dnce evreni iinde olumu btn felsefi aklclk ve aydnlanma biimlerini gayr- meru ilan eder.465 nk beer bilginin izafilii ve tarihsellii, onu deikenlik illetiyle muallel klmtr. Bunun en nemli sebebi insani bilginin tecrbeyle besleniyor oluudur. Bu sebeple Mahsust ortadan kaldrdmz zaman Makulat da (Akln mevzusu ve akledi materyali) ortadan kalkar. nk akl ontolojik varl itibariyle ehadet lemine baldr. Gayb lemini de ancak ehadet lemi zerinde tefekkr ederek idrk eder. Bundan dolay da akl gaybn inanca konu olan kesitini ve ieriini ancak vahyin yardmyla bilir. Vahyin skt ettii yerde o da skt eder. Bu balamda adeta bir bilgi ilem havuzu olan akln kendisine renklerin bilgisini tayan gz (musluu tkanp) kr olduunda rengin bilgisinden mahrum kalan bir m gibi vahiyin olmad yerde gayb hakikatlere ulamas ve vahyin ieriini ve literal yapsn yok sayarak onu yorumlara tabi tutmalar mmkn ve muteber deildir. D) SNNETTE AKIL Snnet, Allahn iradesinin mcmel ve muhtasar bir ekilde tecellisi olan Kurn vahyinin (Metluv), yine Allah tarafndan Hz. Peygambere salanan bir alm ve yolla (gayr- metluv) beyan edilmi oluu sebebiyle Kurnla btnsel bir uyum arz eder. Bu birliktelii ve ayn kaynaktan km olmann kantlarn, Kurn tek ve alternatifsiz doru yol olarak tanmlayan hadislerde grmek mmkndr.466 Bu
462

463 464 465

466

Bkz. Ysuf 12/2, uar 26/192195, Fussilet 41/13, Muhammed 47/24, Nis 4/82, Mminn 23/68, Zmer 39/2728, Kamer 54/17, 22, 32, Bakara 2/219. Bkz. Tirmiz, Fedilul- Kurn 42; Drim, Fedilul- Kurn 23. Tn 85/78. el-Kettn, Muhammed, Cedelul-Akli ven-Nakl fi Menhicit-Tefkril-slm, Drus-Sekfe, y.y., t.y., s. 70, 107. Bkz. Tirmiz, Fedilul- Kurn 14; Drim, Snen, I, 77.

69

balamda Kurnn akla ykledii anlam467 ve marifetullaha erme misyonu,468 onu imnla muttasf klarak aktif hale getirme ve bylece itaate sevk etme gayesine matuf bir belirlemedir. Hatta Kurn dncede, imnn akln dinamizmini, imnszlnda akln hantalln hatta aklszl ifade ettiini sylersek ileri gitmi olmayz.469 nk Kurn, akl; Allahn emir ve yasaklarnn gerekelerini kavrayc ve iselletirici bir itaatkr muhatap olarak grr.470 Bu balamda imn ve itaat bilincinden yoksun olan insan Kurn tarafndan akletmemi kabul edilir.471 Dolaysyla akl insana dnya ve ahirette mutluluu kazandran imn ve itaatin aracdr.472 Yani Kurnn akla bitii paye, son tahlilde, dnyada insann iinde bulunduu imtihan kazanmasn salayc bir yeti olmasdr.473 Snnet (Hads)te de bu konuma paralel olarak akl ahireti imar etmenin bir vastas474 olarak ifade edilir.475 Kullanld anlam eitlilii itibariyle akl hadislerde bilmek,476 ezberlemek,477 deli olmamak,478 olgun olmak479 ve tecrbe anlamnda kullanlmtr.480 zellikle Kurni perspektife uygun olarak akl doutan getirilen ftr481 ve sonradan gelitirilen kesbi olmak zere ikiye ayrlr. mtihan esprisine dayanak olan482 ftr akl standart bir kuvvet olup imn ve itaate sevk etmek bakmndan her insanda tabi olarak mevcuttur. Tecrbeyle beslenen kesb akl ise deney, gzlem ve renmenin younluuyla doru orantl olarak farkllar. Bu balamda iki kadnn ahitliinin bir erkein ahitliine denk grlmesiyle ilgili rivayetlerde483 kadnn aklnn eksikliinin ifade edilii, erkeklerin sosyal hayatn iinde aktif olmalar dolaysyla
Bakara 2/75. Hacc 22/46. 469 el-Muhsib, el-Akl ve Fehmul-Kurn, s. 210218. 470 Bkz. Enm 6/151, Bakara 2/241242, Nr 24/61. 471 Mide 5/58. 472 Oliver Leaman, Orta a slm Felsefesine Giri, trc. Turan Ko, Rey Yay., Kayseri, 1992, s. 117. 473 Bkz. Enm 6/32, Arf 7/169. 474 Heysem, Mecmauz-Zevid, X, 209. ayrc. bkz. Tirmiz, Hads No: 2448. 475 Bu balamda Hz. Peygamberin keyyis (akll insan) tanmlar iin bkz. Tirmiz, Kymet 25; bn Mce, Zhd 31. ayrc. bkz. Heysem, Mecma, IX, 405. 476 Ahmed IV, 219. 477 Ahmed V, 181, II, 362. 478 bn Mce, Talak, 15; Eb Dvd, Hudd 17; Tirmiz, Hudd 1. 479 Ahmed, III, 492, IV, 342. 480 Buhr, Hayz 6, Zekt 44; Mslim, mn 132; Ahmed, II, 67. 481 bn Muhabber, Dvd, Kitbul-Akl (Metlibul-liye iinde), Matbaatul-Asriyye, Kuveyt, 1983, III, 1324. 482 bn Kuteybe, Uynul-Ahbr, I, 279. ayrc. bkz. Mslim, mn I; Ahmed, II, 67. 483 Buhr, Hayz 6, Zekt 44; Mslim, mn, 32; Ahmet, II, 67.
468 467

70

sahip olduklar tecrbeden, kadnlarn yoksun olduklarn vurgulamak iindir. Dolaysyla kadnn da tecrb bilgisine sahip olduu alanlardaki ahitlii erkee denktir. Hatta st emme, gebelik, adet, iddet vb. gibi alanlarda erkein ahitliine gerek kalmakszn kadnn ahitliinin hkm belirlediiyle ilgili hadisler vardr.484 Bu balamda gerek sz konusu hadislerin ifade ettii, kadnn aklnn eksik oluu gerekse Kurnn iki kadnn ahitliini bir erkein ahitliine denk grmesi ve bunu unutma riskine balamas;485 kadnn, kulluun icrasndaki dayanak olan ftr aklnn zafiyetine deil, tecrbe ve birikime dayal kesb bilgi ve deneyim eksikliine ve duygusal hassasiyetine iaret etmektedir.486 Sahip olduu Kurn konumun zerinde akl ar taltif ve takdir eden pek ok rivayet de hadis kltr iinde yer bulmutur. Bu balamda; Allahn yaratt ilk, en efdal ve hayrl eyin akl olduu,487 Hz. demin akl, dini ve hevy seme konusunda muhayyer brakld ve onun akl setii488 ve akln din, dinin de akl olduu rivayet edilmitir.489 Vahiy karsnda akla alternatif bir konum atfeden bu rivayetler akl-nakil atmasnda ve akln nakli yorumlanmasnda ona bamsz bir yetkiyi de izafe etmitir.490 Bu hadisleri dounun gnostik dncesinin alad Yeni Platoncu akmn slm dncesine szma menfezi olarak deerlendirenler,491 akl ven btn rivayetleri ideolojik uydurmalar olarak grrler.492

484 485 486 487

488

489

490 491 492

Heysem, Mecma, IV, 201. Bakara 2/282. Tekine, Ayhan, lk Devir slm Dnyasnda Akl zerine Tartmalar, Divan, 2000/1, s. 2002. bn Ebid-Dnya, el-Aklu ve Fadluh vel-Yakn, thk. Mecdi es-Seyyid brhm, MektebetlKurn, Kahire, ty., s. 31. Suyt, Zerke ve bn Teymiyyenin bu hadisi inkr ettiklerini Abdullah b. Ahmedin bu hadisi ceyyidul-snat saydn syler. Hadsi Tabern de Mucemul Evsatnda zikretmitir. Bkz. Kavukci, Muhammed Ebl-Mehasin, Kitbul-Lului vel-Mercan fi ma Kle, La Asla lehu ev Asluhu Mevz, Msr, t.y., s. 64.ayrc. bkz. el-Mverd, Ali b. Muhammed, et-Tuhfetul-Asfiya, Drur-Reyyan lil-Hra, Khire, t.y., VII, s. 318; el-Kri, Ali b. Muhammed, el-Esrrul-Merfa fi Ahbril-Mevda, thk. Muhammed Lutfi es-Sebb, Beyrut, 1986, s. 421; Ahmed, Msned, IV, 124. bn Kuteybe, Eb Muhammed Abdullah b. Mslim ed-Dineveri, Uynul-Ahbr, Kahire, 1925, s. 281. Irak, dinin akl olduunu ifade eden hadisi Tabernnin el-Mucemul-Evsat isimli eserinde rivayet ettiini, bu rivayeti de Eb Umme ve Eb Naimin Hz. Aieden iki zayf senetle rivayet ettikleri hadisten tahric ettiini syler. Bkz. el-Irak, Zeynuddin Ebl-Fadl Abdurrahim, elHseyin, el-Muni an Hamlil-Esrr fil-Esfr, Drul-Kalem, Beyrut, t.y., (III. Bask), I, 80. Bu anlay iin bkz. bn Arab, Ftht- Mekkiyye, trc. Nihat Keklik, Ankara, 1991 s. 408. en-Ner, slmda Felsef Dncenin Douu, II, 242. Oki, M. Tayip, Tefsr ve Hads Uslnn Baz Meseleleri, stanbul, 1955, s. 238239. ayrc. bkz. Krbaolu, M. Hayri, slm Dncesinde Hads Metodolojisi, Ankara Okulu Yay., Ankara, 1999, s. 294.

71

ou, akl metafizik boyutu itibariyle de tanmlayarak takdis eden bu rivayetler; felsefenin din, akln da vahiy karndaki zerkliini teyit ve takviye ediyor oluu dolaysyla Yeni Eflatuncu bir kozmoloji krnts olarak ortaya kmaktadr.493 Bu tesbit aratrmamz asndan byk neme sahiptir. nk Yeni Eflatuncu dnce, akl kendi kendinin delili sayd iin vahiy gibi bir st deere balanmaz. Kurnda ise akla, bylesi bir g ve bamszlk atfedilmemitir. nk akl kelimesi bile kk itibariyle balanmak anlamn tar. Bu sebeple de kendi kendisinin delili olmas imkn ve ihtimal ddr. Kendi kendisinin delili olan tek varlk btn mevcudattan mstani olan Allahtr. nk O vacibul-vcd olmas sebebiyle hakikatin ta kendisidir. Bu sebeple aklla ilgili hadisleri sahih kabul edenler olduu gibi494 sz konusu ekince sebebiyle bu rivayetlerin tamamnn mevzu olduunu syleyenler de vardr.495 Hadislerin toptan mevzu ya da toptan sahih olduunu sylemek, ok da isabetli deildir. Bu sebeplede sz konusu rivayetler, bir ayklama ve analize muhtatr. Her nakledilen hadisin, akln Kurn konumuna uygun olduu sylense de496 gerek hadislerin akla salad otonomi ile Hz. Peygamberin tamamen vahye ittiba ittiba ederek yaplandrd kulluk hayatnn atmas, gerekse ilk yaratlann akl olduunu syleyen rivayetlerin ilk yaratlann nur-u Muhammed, ar, levh-i mahfz,497 kalem,498 aydnlk, karanlk, su ve vb olduuyla499 ilgili rivayetlerle oluturduu eliki alan, sz konusu rivayetleri ciddi bir thmet altnda brakmaktadr. zellikle de bu rivayetlerin aklclar, Batinler ve felsef kkenli mutasavvflar tarafndan kullanl, ideolojik bir kavgann epistemolojik nesnelerini Hz. Peygamberin nebev ahsiyetine tastikletme abasn

493

494

495 496

497 498 499

Bayraktar, Mehmet, slm Felsefesine Giri, T.D.V. Yay., Ankara, 1997, XIII. (nsz) Bu hadislerine zellikle de ilk yaratlann akl olduuyla ilgili rivayetlerine Hristiyanlktaki St. Pauln logos kavramyla ilikisinin bulunduunu syleyenler de vardr. Krbaolu, slm Dncesinde Snnet, s. 288 vd. ed-Dehlev, ah Veliyullah, Hccetullhil-Blia, Drul-Marife, Beyrut, t.y., II, 88; Kocaba, akir, Kurnda Akl Kelimesi, slm ve Bilim inde, Seha Ner., stanbul, 1993, s. 301311; Nyif Marf, el-san vel-Akl, s. 122. Aliyyul-Kri, el-Esrrul-Merfa, s. 421422; bn teymiyye, Mecmu Fetv, II, 301. e-arkav, Muhammed Abdullah, es-Sufiyye vel-Akl, Drul-Cl, Beyrut, 1995, s. 89; elMneccid, Selahuddin, el-slm vel-Akl, Drul-Kitbil-Cedid, Beyrut, 1976, s. 43. el-Kettn, Nazmul-Mtenasir minel-Hadsil-Mtevatir, Beyrut, 1980, s. 20. Rudn, Cemul-Fevid, V, 226. Oruhan, Osman, Hads Klliyatnda Yaratl ve Balang, (Yaymlanmam Yksek Lisans tezi), A...F. Ankara, 1994, s. 99103.

72

artrmaktadr.500 Oysa umulann ve imaje edilenin tam tersine, Hz. Peygamberin ibadet ve muameltla ilgili olarak kendisine ynlendirilenen pek ok soruda vahyi beklemesi501 ve mnafklar iin istifar etmesi,502 Abdullah b. mm Mektuma mdahalesi,503 helal olan bir eyi kendisine haram klmas,504 mnafklara izin vermesi,505 Bedir esirleri,506 Hz. Zeyneble izdiva meselesi,507 gibi pek ok meselede vahyin tashihine muhatap olmas508 baka bir ifadeyle vahiy olmakszn aklyla yapt itihatlarda vahyin uyar ve tashihine maruz kalmas, Hz. Peygamberin diliyle akla mutlak bir yetkiyi atfetmeye alanlarn grlerini ve rivayetlerini ila etmektedir. Hatta Medinede hurma alama olaynda olduu gibi509 srf dnyevi konularda ya da yargyla ilgili alanlarda510 (vahiy gelmedii takdirde) Hz. Peygamberin, kendisinin hata edebileceini ifade edii de sz konusu rivayetlerin hedefledii akln vahye mstani bir balamda zerk olmas fikrini son tahlilde reddeder. zetle snnette de akl, tpk Kurnda olduu gibi insann kulluk misyonunun icra vastasdr.511 Gerek Hz. Peygamber ve ashbnn vahye muntazr yaam biimleri, gerekse Hz. Peygamberin, kendisine yneltilen ruh ve kyametin kopu zaman gibi gayb konular hakkndaki sorulara, vahiy gelmemesi sebebiyle cevap vermemesi, akl vahye alternatif grme eiliminin snnet ve sahih hadislerle onaylanmasn imknsz klmaktadr.

500

501 502 503 504 505 506 507 508 509 510

511

Bkz. el-sim, Abdurrahmn b. Muhammed en-Necdi, Mecmu Fetv bn Teymiyye, Riyad, 1382, 18/336337. Dvdolu, Ahmet, Sahh-i Mslim Tercemesi ve erhi, stanbul, 1975, I, 234. Tevbe 9/80. Emirolu, Tahsin, Esbbun-Nzl, Konya, 1974, V, 29. Abese 80/110. ayrc. bkz. evkn, Fethul-Kadir, V, 380. Tahrm 66/13. ayrc. bkz. evkn, a.g.e. V, 249. Tevbe 9/4446. Elmall, Hak Dini, IV, 2553. Enfl 67/69. evkn a.g.e, II, 325. Ahzb 33/37. Enm 6/52 kr. Kehf 1/28. lus, Rhul-Meni, VII, 158. Mslim, Fedil, 43. Buhr, Hiyel 90, Ahkm 93; Mslim, Akdiye 30, Fedil 43; Eb Dvd, Akdiye 14; Tirmiz, Ahkm 13; Nes, dbul-Kudt 49; bn Mce, Ahkm 13. Bkz. Mslim, mn I, Hudd 29; Eb Dvd 37; bn Mce, Tp 31, Fiten 36; Ahmed, IV, 347. ayrc. bkz. Mnv, Abdurrauf, Feydul-Kadir erhl-Cmius-Sar, Drul-Marife, Beyrut, 1972, IV, 528.

73

II. BLM LH BR METN OLUU BALAMINDA KURNI YORUMLAMADA TEMEL BELRLEYC LKELER A) KURNIN LAH OLUUNUN UNSURLARI 1) Nbvvet Yoluyla nsanla Sunuluu Dier varlklardan farkl bir kategoride mesuliyet bilinciyle yaratlm olan insan; akl, irad ve hiss meziyetleri sebebiyle yeryznde Allahn halifesi olarak512 grevlendirilmi ve Allah tarafndan babo braklmayarak kulluk misyonuyla sorumlu tutulmutur.513 lm ve yaamn, kendisi iin yaratld bu misyonun514 Allahn rzasna uygun bir ekilde icra ve ifa edilebilmesi iin, insann yeryznde mevcudiyet bulduu ilk gnden itibaren onlara bir rehber, bir pusula ve bir uyarc olarak peygamberler gnderilmi ve Kurnn ifadesiyle peygambersiz bir toplum insanlk tarihinde vaki olmamtr.515

512 513 514 515

Bakara 2/30, Sd 38/26, Enm 6/165, Ynus 16/14, Ftr 35/39. Kymet 75/36, Zriyt 51/56. Mlk 75/2. Nahl 16/36, Hacc 22/75, Ynus 10/47.

74

Peygamber(lik) Kurnda insanlarn kaytsz-artsz itaat etmeleri gereken bir otorite (messese)dir.516 Bu sebeple Yce Allah Peygamberlerini yalanlayp517 alay eden518 toplumlarn helak edilip tarih sahnesinden kaldrldklarn,519 yerlerine yeni topluluklarn getirildiini520 ve onlara uhrevi pek ok cezann olduunu ifade etmitir.521 nk insan, melek ve behm vasflarla ayn anda muttasf mstesna bir varlktr. Eer insan, ftratna hitab eden vahye ve vahyin mcessem hali olan peygambere imndan ve itaatten yz evirirse, aalarn aas olarak Kurnda ifade edilen522 bir sefalete dar olur. Bylesi bir tenzil-i rtbeden kurtulmak ise ancak Peygambere ve vahye imn etmeye baldr.523 yleki grmek iin gz nasl tek bana yeterli olmayp dardan gelen bir a muhta ise akl da Allahn varl, birlii, sfatlar, Allah-insan, Allah-lem ilikisi ve Allahn rzasn kazanmann nasll gibi konularda harici bir takm kriterlere, yani vahye ihtiya duyar.524 Yarattn en iyi bilen yaratann525 yaratlmn doasnda var olan inanma ve tapma ihtiyacn tam olarak karlamas iin lutfettii vahiy tpk bir ilacn bir doktorun gzetimini zaruri kld gibi bir peygamberin ahs, karakteri ve hayatyla insanla sunulmay zaruri klmtr.526 Bu balamda akln, vahiy ve Peygamber karsndaki konumu, hastann ila ve doktor karsndaki konumu gibidir. Hastann ifa bulmas nasl ki ilaca ve doktorun talimatlarna balysa akln hidayeti bulmas da vahye ve peygambere ittibaya baldr. Hasta, doktorun tavsiyesini dikkate almadan kendi ilacn kendisi belirleyip kullandnda nasl ki hastalktan kurtulamazsa, peygamberi ve vahyi dikkate almadan hakikati salt tefekkrle bulmaya alan bir akl da hakikati bulma konusunda baarl olamaz. Bu sebeple vahiy ve peygamber karsnda akl mtehakkim tavrl etin bir rakip deil sz dinler ve

516 517

518 519

520 521 522 523 524 525 526

Nis 4/64. l-i mrn 3/184, Enm 6/34, Hacc 22/44, Ftr 35/26, Hicr 15/80, 11, Ysn 36/15, Mlk 67/9, Nzit 79/21, ems 91/4. Rad 13/32, 43, Enbiy 21/41, Enfl 8/31, Furkn 25/4, 5. Arf 7/64, Rad 13/32, brhm 14/13, Hicr 15/83, Nahl 16/36, Hacc 22/44, Mminn 23/41, Rm 30/47, Sd 38/14, 15, Mmin 40/5, Zuhruf 43/8, Talak 65/8, 9, Hkka 69/10. Mminn 23/41. Kehf 18/107, Mmin 40/21, 22, Nahl 16/13. Tn 98/5. Tn 98/6, Asr 103/3. Akseki, slm Dini, s.27. Mlk 67/14. Akseki, a.g.e, s.11, 34, 156.

75

itaatkr bir muhatap olmak zorundadr. nk din gerei akln aktivite alan deildir.527 O, lm, lm sonras, hesab, har, cennet, cehennem, kr, ibadet vb. alanlarda aktif olarak doru sonulara ulaamaz. nk akl, eytan528, nefsin yanltc fonksiyonu529, insann zayf yaratl530, dnya tutkusu531, huysuzluu532, mal sevdas533, ehveti534, cimrilii535, nankrl536, zulm ve cehaleti537, unutkanl538 ve tartmacl539 gibi bir takm zafiyetlere ev sahiplii yapan bir tabiata sahiptir.540 te bu noktada peygamber, ismet sfat ve vahyin mayalad stn karakteriyle sz konusu btn bu arzalardan uzak olan rnek ahsiyeti ve hayatyla akln nnde Allah tarafndan hazrlanm zel bir numune-i imtisal olarak durmaktadr. Kurnn uyarc bir peygamberi olmadan maziye karm bir toplumun olmadn vurgulamas541 ve dnyevi helakin ve uhrevi azabn ancak bir uyarcnn iradna olumsuz tavr taknm bir toplum iin sz konusu edilmesi542 insann yaradl misyonunu tek bana icra etme konusunda, akln aciz kalmas sebebiyledir. Bu balamda akl insana sevap ya da ikab terettp ettirmede tek bana mesnet olamayaca iin Allah, insana verdii akl deil, akla rehber olarak gnderdii vahyi ve peygamberi sorumluluk iin kriter kabul etmitir. yleki bir yette Yeminlerin var gcyle eer kendilerine bir uyarc gelseydi dier mmetlerin herhangi birinden daha ok hidayette olacaklarna dair yemin ettiler. Onlara bir uyarc geldiinde ise
527

528

529 530 531

532 533 534 535

536 537

538 539

540 541 542

el-Gazzl, hy, Bedir Yaynevi, stanbul, 1975/1395, I, 291; Erdoan, Mehmet, Vahiy-Akl Dengesi Asndan Snnet, s. 38. Mide 5/27, 31, Arf 7/22, Ysuf 12/5, Ftr 35/6, Mcdele 58/19, Sd 38/8283. Bakara 2/36, Arf 7/20. Mide 5/30, Ysuf 12/53, 83, Th. Arf 7/11. Ftr 35/5, Arf 7/51, Lokmn 31/13, Csiye 45/35, Enam 6/70, 130,32, Muhammed 47/36, Ankebt 29/64, Hadd 37/20, l-i mrn 3/14 185,197, Nis 4/27, Nahl 16/117 Enm 6/32, Arf 7/169. Ynus 10/1921. diyat 100/8, Fecr 89/20, Kymet 75/20, 21. l-i mrn 3/14, Nis 4/27, Meryem 19/59, Arf 7/8,Neml 27/55. sr 17/100, Nis 4/128, 137, l-i mrn 3/180, Muhammed 47/28, Tevbe 9/176, Hadd 57/24, ley 92/8. sr 17/28, 67, 88, 89, Zuhruf 43/15, Abese 80/17, Ynus 10/12, 14, 34, Hacc 22/38, 66. Ahzb 33/72, Ynus 10/44, Ankebt 29/40, Bakara 2/57, l-i mrn 3/117, Tevbe 9/70, Rm 30/9. Bakara 2/286, Zmer 39/8, Har 59/19, Secde 32/14. Kehf 18/54, 56, Nis 4/19, Enm 6/12, 25, Arf 7/71, Hd 11/74, Rad 13/13, Lokmn 31/20, r 42/35. Bkz. Saka, evki, Yabanc Karsnda Kurn, Ankara, 1987, s. 10, 54. Ftr 35/24, Ynus 10/47, Nahl16/36. Kasas 28/59.

76

bu sadece onlarn nefretlerini artrd buyrulmu543 ve bylece Allah gnderdii vahiy ve peygamber ile kyamet gn insanlarn, Ey Rabbimiz sen bize dnyadayken bir peygamber gnderseydin biz ona imn ve itaat ederdik544 diyerek akl sapmalarn merulatrmalarn engellemitir. Sorumluluun temeline aklla birlikte yerletirilen Bir beldenin merkezine bir uyarc gelmeden o beldenin helak edilmeyecei gerei de bu balamda Kurnda akca vurgulanr.545 Bylece kyamet gn insanlarn; Ey rabbimiz! Sen bize bir uyar gnderseydin de biz de rezil ve aalk olmadan nce imn edip yetlerine tabi olsaydk546 Bizden nce kitap iki toplulua indirildi dorusu biz kitaptan habersizdik547 ve Eer kitap bize indirilmi olsayd (Allahn emrine tabi olmada) daha baarl olurduk548 gibi sylemlerle Allahn rubbiyeti aleyhine bir takm hccetler ileri srmeleri engellenmitir. Bu balamda vahyi ve peygamberin gnderiliini anlaml klan en nemli unsurlardan birisi insanlarn, akllarnn acziyet ve zafiyetleri dolaysyla yaptklar sapknlklar kyamet gn Allaha mazur gstermeye almalardr.549 Bu durum kyamet gn inkr ve isyanlarna bahane ve sulular arayanlara Allahn Benim huzurumda tatmayn. Ben size dnyadayken uyarclar gndermitim.550 sznde de ak bir ekilde grlebilir. Bylece vahiy ve peygamberle hem gerekten t almay isteyen n yarglarndan arnm ve Kurnda Hay olarak ifade edilen insanlarn akllarna klavuzluk yaplm551 hem de inkrlarnda srar eden nyargl ve tarafgir kfirlere verilecek dnyevi ve uhrevi cezalar, adalet ilkesi zerine ina edilerek552, kulluk misyonuyla dnyaya gnderilen insann, yapt itaatkr ilerin mkfatn ve isyankr ilerin cezasn grecei, bu bilinle akllarn imn ve ittiba balamnda kullanmalarnn gereklilii ifade edilmitir.553 Bu balamda gerek insann ftr zafiyetleri gerekse sorumluluun bu zafiyetlere ramen salt akl zerine ina edilmesinin oluturaca isyan ve inkra mazeret oluturma
543 544 545 546 547 548 549 550 551

552 553

Ftr 35/42. Ftr 35/43. Kasas 28/59. Kasas 28/47, Th 20/135. Enm 6/156. Mide 5/19, Enm 6/157. Nis 4/165, Mrselt 77/6. Kf 50/2527. Ysn 36/6570. ayrc. bkz. antay, Hasan Basr, Kurn Hakim ve Meal-i Kerm, Elif Ofset, stanbul, 1404/1984, II, 788. Ysn 36/70. Bkz. Kasas 28/47, Th 20/135, Ysn 36/6, 7.

77

eilimi vahyi ve peygamberi insan hayatnn temel kanunlarndan biri (snnetullah) yapmtr.554 Allahn takdir ve iradesine gre setii peygamber;555 Allahtan gelen ve eyay normal insanlarn grnden daha farkl bir ekilde kavramasn salayan bir nurla onlar dolduran zel ve olaan st bir gcn alcsdr. Bu g ayn zamanda btn bir insanln ve toplumlarn hayatna yn veren ve yaaylarn deitiren belli bir davran tarzn semelerinde onlara kesin kararlar verdirir.556 Bu karar veriin, metodik ya da mtereddid bir hazrlanma tarafndan ortaya karlmak yerine kendiliinden fkrma ve sknet iinde olma ile karakterize olmas nbvveti kehanetten ayran farktr.557 Vahye mazhar olmak zenle donatlm stn ve vehb bir kabiliyeti gerektirir. Bu balamda Allahn, peygamberi vahye nail olmaya uygun yetilerle yarattn syleyebiliriz.558 Bu yeti, Herkes doasna gre davranr yeti559 ve Herkes ne iin yaratlmsa ona yatkndr560 hadisinde ifade edilen ftr kanun dorultusunda kolayca gelitirilir ve Allah tarafndan devreye sokulur.561 Allahn emir ve yasaklarn insanlara tebli eden peygamberin sz ve davranlar, vahye istinat etmesi sebebiyle balayc vasfa sahiptir. nk peygamberin syledii her sz onu gnderenin sz gibi addedilir. Bu ise elilik hukukunun bir gereidir.562 Bu hukuka gre mrselin (elinin) syledii sz mursilin (eliyi gnderenin) syledii sz gibidir. Bundan dolay Allah Hz. Peygamber iin O hevsndan konumaz563 ve Resul size neyi getirirse onu kabul edin, neyi yasaklarsa da ondan vazgein564 buyurarak, Ona imn ve itaati net bir ekilde emretmitir.565 Bu, uhrevi saadetin temel artdr.
566

Ona imn etmek akla,

aydnlnda yryecei bir nur kazandrr. Bu, insann dalletten kurtulup hidayete
554 555

556 557 558 559 560 561

562 563 564 565 566

Yavuz, Salih Sabri, slm Dncesinde Nbvvet, nsan Yay., stanbul, t.y, s. 2026. Meryem 19/58, Th 20/13, Enm 6/57, l-i mrn 3/33, Nahl 16/21. ayrc. bkz. brhm 14/11, Enm 6/124. Fazlurrahmn, Ana Konularyla Kurn, Ankara, 1993, s. 199. Erdoan, Mehmet, Vahiy-Akl Dengesi Asndan Snnet, s. 17. bn ur, Tefsrut-Tahrir, VIII, 54. Hicr 15/29. Buhr, Tefsr 92/3, 5, 7, Edeb, 120; Mslim, Kader 8, Eb Snne 16. entrk, Habil, Peygamberin Dier nsanlardan Fark; Vahiy, D.E...F. Der., Sy. 3., zmir, 1986, s. 181187. Hamidullah, Muhammed, Rasulullah Muhammed, trc. Salih Tu, stanbul, 1973, s. 243. Necm 53/3. Har 59/17. Nis 4/13, Arf 7/35, Tevbe 9/71, 72, Nr 24/52, 56, Ahzb 33/71, Fetih 48/17. Bkz. Mide 5/16, Hadd 57/28.

78

ulamasnn olmazsa olmaz yoludur.567 Kurn peygamberi inkr ve ona isyan edeni hastalkl kalp sahibi olarak ifade eder.568 nk insan, ancak, peygamberin davet ettii kalbi diriltici atmosfere girerse kalbini ihya ve imar edebilir.569 Bu atmosfere giri ise ancak peygambere ve onu getirdiine imnla gerekleir. Bu imn ve ittiba salt peygambere olmayp, onun araclyla Allaha imn ve ittibay ifade eder.570 Bu imn, insann kulluk balamnda yapt iyiliklerin uhrevi geerliliinin de en nemli artdr.571 Kurn, peygambere itaatsizliin douraca dnyevi ve uhrevi tehlikeleri ifade eden yetlerle doludur.572 Bu balamda peygambere imn ve ittiba, btn imn unsurlarnn kurucu ilkesidir. nk Peygamber ve onun iletisi olan vahiy olmakszn akln imn ve itaati ifa ve icra etmesi imknszdr. yleki daha ilk insan olan Hz. demin cennette bir takm emir ve uyarlara muhatap oluu,573 bunlara uymamas sonucu cennetten ihrac,574 daha sonra ise Allahn Hz. Ademe ve onun nesline yapt tavsiyeler575 ve Hz. Ademin tevbe ve kulluk grevini yapmak iin Allahtan bir takm kelimeler almas576 vahye ve Peygamberlik messesesine insanln duyduu zorunlu ihtiyacn birer ifadesidir. stelik akln, mntesibi olduu kitlesel zihniyete ve kltrel enlem ve boylama mahkmiyeti sebebiyle tarihsel olduunu dndmzde, evrensel inan ve hakikatlere ulama konusunda bir vahye ve peygambere ne denli muhta olduu da ak bir ekilde ortaya kmaktadr.577 Gaybn haberlerini fizik tesi lemden getiren elinin beer st (bir melek) olmas gerektiine ilikin kklemi yanlg ve itirazlara578 ramen Yce Allah, insanla bir beer peygamber modelini uygun grmtr.579 nk ftrata uygun olan, insanlara, kendi hemcinslerinden olan bir insann peygamber olarak
567 568

569 570 571 572

573 574 575 576 577 578 579

Nis 4/115, uar 26/67, Nr 24/48, 50. Ahzb 33/36, Hucurt 49/14, Arf 7/157, Enfl 8/20, Tevbe 9/91, ems 91/16. ayrc. bkz. Hucurt 49/15, Nr 24/47. Enfl 8/24. Fetih 48/10, l-i mrn 3/31. ayrc. bkz. Tevbe 9/80, Fetih 48/10. Bkz. Tevbe 9/54, 6566, Muhammed 47/32. ayrc. Bkz. Mide 5/92. Mide 5/33, Nis 4/1442, Araf 7/3653, Enfl 8/33, Har 59/34, Cin 72/23, Tevbe 9/90, Ahzb 33/57, 66, Kf 50/14. Bkz. Arf 7/19. Bkz. Arf 7/2022. Arf 7/2627. Bakara 2/37. Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 229. Bkz. sr 17/94, Arf 7/69, brhm 14/10, Enbiy 21/3. sr 17/9495. ayrc. Bkz. Furkn 25/20.

79

gnderilmesidir. yleki Arap toplumuna inli bir peygamberin gnderilmesi bile derin bir eliki iken insanla fevkal-beer bir varln eli olarak gnderilmesi daha daha u bir tutarszlktr. Muhataplaryla ayn varlk kategorisinde olan bir beer peygamber o toplumun iinde bir mr geirmi,580 ortak kltrel ve sosyal deerleri paylam ve bylece o toplumun bir ferdi olarak581 onlarn halleriyle hallenip onlara efkatli ve merhametli davranmtr.582 Bu balamda Hd (a.s.) kavmine Ben sizin, byk gnn azabna maruz kalmanzdan korkuyorum583 demitir. Peygamber olarak gnderilenle peygamberin gnderildii toplumun ayn varlk seviyesinde oluunun dikkate alnmasnn sz konusu psiko-sosyal hedeflerinin paralelinde, muhatap kitle ile ayn dili konuan elinin lisanyla ilah mesajn anlalmas da kolaylatrlmtr.584 yleki ana ilkeler ve temel prensipler eklindeki mcmel ve muhtasar vahyi talimatlar Peygamberin modelliinde pratize edilerek mminlere bir numune-i imtisal olarak sunulmutur. uras bir gerektir ki peygamberler vahyin ilk muhataplar, dolaysyla da ilk mminleri ve uygulayclardrlar.585 Vahyin hedef ve gerekleri Allahn talim ve tarifiyle, ncelikle onlarn ahsnda uygulanr.586 Bu balamda vahyin icap ve ieriinin tatbikine dair vahye ek bir bilginin de peygambere Allah tarafndan verilmi olmas akl bir zarurettir. nk insanlara indirilen vahyin hem mbellii hem de mbeyyini olan peygamber587 izah ve uygulamalarnn ilhili ve balaycl, ancak bu ilkeye istinaden tedarik edilebilir. Bu balamda rnein namazn ifa ve eda biimine ilikin mcmellik ve mphemlik, Hz. Peygamberin Namaz benden grdnz gibi kln emriyle izah edilir. Namazn kln biimi, rekt saylar ve ieriinin ed keyfiyeti, Kurnda aklanmamasna ramen mminlerin kld namazn Allah tarafndan retildiinin ifade edilmesi,588 vahyin mbellii ve mbeyyini olan Hz. Peygamberin beyanlarnn, ona verilen hikmet bilgisiyle hayata akan ilah bir ierie sahip olduunun en bariz gstergesidir. Bu
580 581 582 583 584 585 586 587 588

Ynus 10/16. Bakara 2/151, Kf 50/2. Tevbe 9/128. Ahkf 46/21. Meryem 19/97, Duhn 44/58. Bkz. Enm 6/14, Zmer 35/12. Enm 6/106, Ynus 10/109, Ahzb 33/2, Nahl 16/44, 66. Nahl 16/44. Bkz. Bakara 2/239.

80

balamda Hz. Peygamberin vahyi beyannn ilhlii, Kurnda Yce Allah tarafndan aka vurgulanr.589 Sonu olarak diyebiliriz ki; vahyin sz konusu klli ve muhtasar ieriini anlamak ve yaamak iin, akl, hem maddeye dayanan dncesinin hem de hepimize amil olan akl felsefesinin tad vasfn zerinde bir vasfa sahip olan peygamber, vahyin hedefledii mterek yaam biiminin de kurucu ilkesidir. Eer ona metluv olarak verilen vahyin yannda gayr- metluv yolla verilen aklayc malumat olmasayd o takdirde vahiy her okuyann kendi birikimi ve aklyla anlayp yaad ok elastiki ve belirsiz bir anlam ve yaam kargaasnn kayna olmaktan kendini kurtaramazd. Bu sebeple vahyi anlama, anlamlandrma ve yaama konusunda Hz. Peygamberin yine bir biimde vahye istinaden Allahn muradna uygun bir ekilde getirdii izahlar, uygulad metodu ve icra ettii yaam biimini dikkate almamak ve peygamberin bir beer oluunun vahyi anlama ve yaamaya ilikin ifade ettii hikmetlerini gz ard ederek vahyi yoruma tabi tutmak, itikd ve ideolojik sapmay kanlmaz klmaktadr.

2) Salt Vahiy Oluu Kelime anlam olarak gizlice bildirmek, konumak, ilham etmek, ima ve iarette bulunmak ve fsldamak anlamlarna gelen vahiy kelimesi,590 Kurnda genel anlamda gklere,591 yeryzne,592 meleklere,593 bal arsna,594 Musann annesine595 ve havarilere596 Allahn hareket tarzn bildirmesi, zel anlamda ise Rhul-Kuds vastasyla597 perde arkasndan ya da vastasz bir ekilde direkt olarak598 peygambere indirilmi Allah sz olarak tanmlanr.599 Mahrecini levh-i

589 590

591 592 593 594 595 596 597 598 599

Kyme 75/19. Tahnev, Kefu Istlhtil-Fnn, II, 1523; Ebl-Bek, Klliyat, Vahiy md., s. 916918; Cerraholu, Tefsr Usl, s. 37. Fussilet 41/12. Zilzl 99/45. Enfl 8/11 Nahl 16/6869. Th 20/3839. Mide 5/11. Nahl 16/102, uar 26/193195, Bakara 2/9798. Bkz. ra 42/51, 52. Tahnev, a.g.e., II, 1523; Cerraholu, a.g.e., s. 39.

81

mahfzdan alan600 bu bilgi ak tecrbe ve gzlem yoluyla alglanamad iin vahyin keyfiyetini ancak onu yaayan peygamber bilir. Peygamberde tecelli ediyor olmasna ramen metodik ya da mtereddid temelli bir zihn aktivite ve planlamayla ortaya kmak yerine kendiliinden fkrma ve sknet iinde olma ile karakterize olmas vahyin, peygamberin irade ve inisiyatifinin dnda mutlak anlamda salt ilh bir tasarruf olduunu gsterir. Bu konumu sebebiyle vahyin balangc, nihayeti ve periyodu sadece Allahn meietine bal olup, bu merhalelerde peygamberin vahye mdahil olma imkn ve ihtimali yoktur. Hz. Peygamberin fk olaynda bir ay,601 Tebk Gazvesinden geri kalan Kab b. Malik, Hilal b. meyye ve Mrare b. Rebi hakknda elli gn vahyi beklemesi,602 Kelle hakknda sorulan soruya vahiy gelene kadar cevap vermemesi,603 ruhla ilgili sorular iin vahyin geliini beklemesi,604 kblenin deimesi konusundaki arzusuna ramen yzn semaya evirip vahyin talimatna muntazr olmas605 ve hatta bazen Allahm vahiy kapsn a diye niyazda bulunuu,606 vahyin beer st ve peygamber d bir kaynaktan geldiini gstermesi bakmndan olduka nemlidir. Hatta vahyin Hz. Peygambere geli periyotlar bile onun tahmin ve iradesinin dnda bir seyir takip eder. yleki vahiy bir gn Hz. Peygambere, elindeki bir etli kemii yerken gelmiti.607 zellikle son dnem aklcla ilham veren aydnlanma felsefesinin yaklam tarzna gre ise vahiy, zmleyici zek kabiliyetine sahip dahi peygamberin beer tefekkr srecinin bir hslasdr.608 Durkheime kadar gtrebileceimiz, vahyi kollektif alt uur olarak da ifade eden bu anlay, dinin znesini de nesnesini de insan yaparak Rabb-merbub ilikisi olan vahyi, insan psikolojisinin i ie girmi sarmal bir riteli yapmtr. Bylece vahiy, insanst bir olgu ve mdahale olmaktan

600 601

602

603

604 605 606 607 608

Zuhruf 43/4, Rad 13/39, Vka 56/78, Brc 85/21, 22. Buhr, ehdet 15, tism 28, Cihat 64, Meazi 34, Tefsrun-Nr, 6, Eymn 18, Tevhd 35, 52; Mslim, Tevbe 56, Fedilus-Sahbe 155. Buhr, Vasaya 16, Cihat 103,, Menkb 23, Menkbul-Ensar 43, Megzi 3,4, Tefsrut-Tevbe 14, 17, 18, 19, stizan 21, Eymn ven-Nzr, 24, Ahkm 54; Mslim, Tevbe 53; Nes, Talk 18, Nuzr 37; Eb Dvd Hads No: 2202, 2773, 3317; Tirmiz, Hads No: 3102. Buhr, Vud 44, Marda 5, Feridi, Tefsru Nis 4, tism 8; Mslim, Ferid 58; Eb Dvd, Hads No: 2886, 2887; Tirmiz Hads No: 2097, 3015. Buhr, tism 3. Bkz. Bakara 2/144. Mslim, Lian 10. Buhr, Tefsru Ahzb, 8; Mslim, Selam 17. Bkz. Watt, Muhammedin Mekkesi, s. 114122.

82

kartlarak, Sosyal hayatn ferdi uura bireyselleme balamnda nfuz etmi zmleyici kllisi konumuna dntrlm ve adeta vahyi, peygamberin ahsiyet ve zihninin bir sonucu olarak deerlendirmitir.609 Bu anlay; vahyin, saf ftratn bir rn olduunu ima edip, saf tabiata sahip insann vahye mstani olduunu da ayn zamanda ifade etmi olmas sebebiyle olduka sekler bir yapya sahiptir. Vahyi batl teoloji dnyasnn bu denli sekler bir usulle tanmlamas, Hristiyanln vahiy anlayyla yakndan ilgilidir. nk Hristiyan teolojide vahiy sadr. sann insanlarla girdii diyalog ise vahyin yani sann sylemlerinin belirleyici unsurudur.610 Vahyin bu denli beer ve salt sekler karakterine, kutsal metnin (ncillerin) sann yorumu (ya da yorumlan) olduu gereini de eklediimizde, Kurn vahyi ile batnn vahiy dedii ey arasndaki bariz fark ortaya km olur. Fakat batl bu vahiy tanmlamas 18. yzyldan itibaren slm dnce corafyasnda da kuvvetli akisler bulmutur. yleki Cemaleddin Afgani, Drul-Fnnun alnda peygamberlii, akl- kll olarak tanmlamtr.611 Dolaysyla da Kurn Hz. Peygamberin derun zeksyla ilikilendirmitir. Hatta o, peygamberi filozoftan ayran farkn, peygamberin zmlerinin umuma hitap ediyor oluu sebebiyle tad sembolik yap olduunu syler.612 Bu anlayn bir dier temsilcisi Seyyit Ahmet Han, ise vahyi peygamberin karakteriyle yle ayniletirir ki, Cebrail denilen vahyin tayc meleini inkr ederek Cebraille ilgili btn yetlerdeki Cebrail ifadesini Hz. Peygamberin vahyi oluturma melekesi olarak tanmlar.613 Ayn bak asna dayanan Ubeydullah Sind ise bu melekenin sradan insanlarda da hatta Hristiyanlar da bile grlebileceini ifade eder. Bylece o, son tahlilde slm, Hint rahiplerinin ve inli dnrlerinin felsefeleriyle eitler.614 te yandan Muhammed Abduh; vahyi, kiinin ruhunda Allahtan aldna inand bilgi olarak tanmlar.615 Beer uuru n plana kartc bu anlay; vahyi, sosyal meseleleri zmeye elverili bir yapyla doan, toplumsal taleple harekete geen, beer belleinin sosyal bir yansmas olarak tanmlar.616 Abduhun, peygamberin vahyi
609 610 611 612 613 614 615 616

Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, IV, 4041. Grgn, Tahsin, lah Szn Gc, s. 23. Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, IV, 388. Sddki, a.g.e, s.72. Sddki, a.g.e, s.75. Sddki, a.g.e, s.76. Malik. b. Nebi, ez-Zhiratul-Kurniyye, ev. Abdussabur ahin, Dmak, 1987, s. 146. Bkz. Mustafa Sabri, Mevkful-Akl, IV, 4041.

83

almaya elverili olarak yaratlm olduu dncesi, aslnda geleneksel tanmla da uyumludur. Ancak geleneksel anlay bu ftratn ilah otoriteyle harekete getiini ifade etmesiyle, peygamberlik ftratnn muharrikinin sosyal yap olduunu syleyen Abduhun dncesinden ayrlr. Vahyi vicdani bir olgu sonucu oluan bir edinim olarak tanmlamaya ilikin bu temel yaklam zzet Dervezede de grmek mmkndr.617 Vahyi; Toplumsal kesitin insan kalbine zmleyici-sbjektif bir ikin doula iz dm yapmas olarak tanmlama konusunda ittifak eden bu anlay peygamberdeki akl ve ahlk potansiyelin, toplumsal ihtiyala harekete getiini ve bu balamda literal formlara dntn ifade eder. Bylece vahiy alabildiine sbjektif ve tarihsel bir olgu olarak telakki edilmitir. Bu balamda sz konusu anlayn en kuvvetli savunucularndan Fazlurrahmn, vahyi tanmlarken Cebrailden hi sz etmez. Bu tanm ve teoride Cebrail; yerini, ikin ve belli belirsiz bir duyguya brakr.618 Ya da Kurnn zenle bir birinden ayrd Cebrail olan Rh ile619 vahiy olan ruh620 Kurnn ayrm gzetilmeksin harmanlanarak, son tahlilde Cebrail yerini felsefedeki gibi kimlii belirsiz kozmik bir mevcudiyete terk eder.621 Bu balamda vahyi Hz. Peygamberin deruni kiiliiyle bu denli ilikilendiren Fazlurrahmn da vahyin literal boyutunun Hz. Peygamber tarafndan gerekletirildiini dolaysyla da tarihsel olduunu ima etmesi bakmndan olduka seklerdir.622 Bu anlay vahyi ideal insann prototipi olan peygamberin bir rn olarak grr. yleki Kurn artk onlarn nazarnda Hz. Peygamberin ahlkdr. Oysaki Kurn Onun ahlknn yce olduunu623 Hz. Aiede Hz. Peygamberin ahlknn Kurn olduunu ifade eder.624 Bu sebeple Onun ahlk Kurnd szyle Kurn onun ahlkyd sz arasndaki fark, vahyin mutlak mutasarrfnn insan ya da Allah olduu dncelerinin arasndaki fark kadar belirgindir. Bu dnce kava ise vahyin beerilii-ilahlii tartmalarnn mahrecini ald bir yol
617

618 619

620 621 622 623 624

Ferid, Mustafa Sleyman, Nbvvet zzet Derveze ve Tefsrul-Kurnil-Kerm, Riyad, 1993, s. 198. Fazlurrahmn, Ana Konularyla Kurn, s. 169. Bkz. Meryem 19/1722, Enbiy 21/91, Tahrm 66/12, Hicr 15/29, Secde 32/9, Sd 38/72, Kadr 97/4, Meric 70/4, Nebe 78/38, Nahl 16/102, uar 26/193, Tekvr 81/1921, uar 26/193 195, Bakara 2/9798. Bkz. Nahl 16/2, Mmin 40/15, ra 42/52. Fazlurrahmn, a.g.e, 167170, 175177. Sifil, Eb Bekir, Modern slm Dncesinin Tenkidi, II, Kayhan Yay., 1988, s. 35. Kalem 78/4. bn Hanbel, VII, 188.

84

ayrmdr. Bu ayrm vahyin oluturucusunun Allah olduunu syleme ya da Hasan Hanefnin iddia ettii gibi vahyi toplumsal yapnn bir hslas olarak grmeyle ilgili iki ayr fikr yol haritasn ifade eder.625 slm dncesinde din, ezel ilmin sahibi olan Allahn vahyine dayanr. Hibir kozmolojik tasavvurdan etkilenmeden inen vahiy; felsefe, mantk, astroloji gibi tarihsel-kitlesel akln rnleri olan beer disiplinlerden mstani olmasyla mutlak karaktere sahiptir. Bu balamda mukayyet akl ve filozof, mutlak vahye ve onun mbelliine tabi olmaya mecburdur.626 nk vahiy ve peygamber, ideal imn ve insani hayatn arzi nesnesi deil cevher znesidir. Sadece peygambere gelii, kesin ve ak bilgi eklindeki tecellisi, standart bilgi edinme yollarnn zerinde oluu, keyfiyetini, onu tecrbe eden peygamberden bakasnn bilememesi, peygamberin bile, zerinde tasarrufta bulunamamasyla beer szden ayrlan vahiy, mutlak anlamda insanst bir kaynaktan neet eder. O da Allahtr.627 Bu sebeple de vahyin; peygamberin ikin, deruni ve etik refleksleriyle meydana gelen bir psikolojik olgu olduunu syleyen btn yaklam tarzlar,628 hem vahyin tanrsal bir tasarruf olduunu ifade eden Kurn yetleriyle hem de tarihi verilerle uyumaz. Bu anlay vahyi akln alm olarak gren stoa felsefesiyle de olduka benzeir.629 Hatta Aydnlanma felsefesiyle oluan rasyonalizm ve vahiy tasavvuru da bu anlayn revize edilmi halidir.630 Bu anlay, akl vahye eitlemeyle balayp akl vahye tahkim etmeyle devam eden ve vahyin inkryla neticelenen deist bir srecin sistematik evrelerini tekil eder. Vahyi kitlesel bilinten bireysel bilince akan bir refleksif iliki olarak gren bu yaklam, neticede, tapmas gerekeni hem tapan hem de taplan konumuna ykseltmitir.631 Sonu olarak vahiy, insanst bir kaynaktan, insanst bir aracyla, peygamberin nebev bilincine akan, insan ve aklst bir yapya sahiptir. Vahyin keyfiyetini yalnzca onu yaayan peygamber bilir. nc bir ahsn vahyin yapsndan dem vurmas krn renkten bahsetmesine benzer. Kurnn kaynan
625

626 627 628 629 630 631

Hanef, Hasan, el-Vahyul-Vaki, el-slm el-Hadase, Drus-Saki, London, 1990, 19990, s. 135 136. Macit Fahri, slm Felsefesi tarihi, s. 170. Bakara 2/75, Tevbe 9/6. Fazlurrahmn, Ana Konularyla Kurn, s. 197. Gkberk, Macit, Felsefe Tarihi, stanbul, 1985, s. 207. Gkberk, a.g.e, s. 362364. Gnay, nver, Din Sosyolojisi Dersleri, Kayseri, 1993, s. 105.

85

oluturan bu vahiy tanmna karn Hristiyanlkta vahiy sadr. ncil ise say yorumlayan havarilerin szleridir. Bu balamda havariler slmdaki peygambere tekabl eder.632 Bu ise batnn kutsal metinden anladnn mutlak anlamda salt beer szler olduu gereinin bir gstergesidir. Kurn vahyiyle batnn vahiy olarak kabul ettii muharref beer olgunun arasndaki bu fark hermentik, tarihselcilik ve retorik gibi batnn kutsal bir metni anlama ve yorumlama konusunda oluturduu btn metotlarn gerek vahyi tanmyor ya da yok sayyor olmas sebebiyle Kurn iin nehil olduunu ifade etmekle ileri gitmi saylmayz. nk Kurn, batal teologlarn mnkir ve mfteri tavrl bak alarna ramen insanln elindeki tek sahih vahiy mecmuasdr. 3) Mucize Oluu Beeriyet tarihinde mevcudiyet bulmu btn peygamberler, nbvvet davalarna mukavemet gsteren azgn bir gurupla mcadele etmek zorunda kalmlardr. Hem sz konusu mcadele ortamnda peygamberi takviye etmek hem de peygamberin, varln iddia ettii gayb hakikatlerin ispatna dayanak tekil etmek zere Yce Allah, onlar beer ve tabiatst bir takm meziyetlerle muttasf klmtr. Kelime anlam olarak aciz brakp gc kran ve kar konulamayp kudreti kerten anlamna gelen mucize kelimesi,633 peygamberlik iddias sadedinde peygambere verilen, inkrclar susturan, tabiat kanunlarna aykr olarak tecelli edip insanlar tarafndan misli gerekletirilemeyen olay demektir.634 Nbvvetin istinat noktas olan mucize, mutlak anlamda kaynak ve mevcudiyetini Allahn gcnden alr ve Onun varlna delalet eder. 635 Bu sebeple mucizeyi inkr etmek, Allah inkr etmekle ayn anlama gelir. nk Allahn, nbvvet iddias ileri sren bir peygambere verdii mucize, ona verdii ilh bir muvafakat ifade eder. Mucize; fevkal- de bir ekilde tecelli etmesiyle, grnenin tesinde grnmeyen bir akn gcn varln temsil eder. Bu sebeple de Allahn varlnn en somut ve akl kant durumundadr. Bu kant; icaz gcn, teblie
632

633 634

635

Yiit, Metin, Hermoneutik Yntem ve Usl-u Fkhn Kti-Zann Diyalektii, Yznc Yl niversitesi lh. Fak., Kurn ve Dil-Dilbilim ve Hermentik Sempozyumu, 1718 Mays 2001, s. 153. Crcn, et-Tarft, s. 243. Crcn, et-Tarft, s. 243; Sbn, Nreddin, el-Bidye fi Uslud-Din, (Mturidiyye Akidi), ev. Bekir Topalolu, D..B Yay., Ankara, 1971, s. 46 Bkz. Ankebt, 29/50. ayrc. bkz. Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, IV, 26.

86

muhatap grubun en hkim olduu sahada gsterir. Bu balamda Hz. Musa ve Hz. Sleyman sihrin hkim olduu bir topluma hitap etmeleri sebebiyle, sihirle misilleme getirilmesi imknsz mucizeler serdetmilerdir. Hz. sada tp sahasnda olduka gelimi bir topluma olaan stlkler sergilemitir.636 Hz. Peygamber de bu balamda belagat ve fesahatte olduka baarl bir topluma, btn insan ve cinler bir araya gelseler bile benzerini getiremeyecekleri Kurn bir mucize olarak getirmitir.637 Mriklerin, peygamberin uydurduuna ilikin iddialarna bir yant mahiyetinde Yce Allah, srekli olarak Kurnn mucizev ynn vurgulam ve onlar Kurna denk bir kitap oluturmaya davet etmitir.638 Kurnn bu meydan okumasna kar gelitirilmi birka giriim ise baarszlkla sonulanm ve Kurn bylece ilk muhataplarn hem lfzen hem de manen aciz brakmtr.639 Kurndaki nbvvet geleneine baktmzda Hz. Peygamberden nceki btn peygamberlerin yerel ve snrl bir hitapla gnderildiini grmekteyiz.640 Bu lokal hitap misyonuna uygun olarak her peygambere verilen mucize de peygamberlerin nbvvetlerinin evrensel olmamas dolaysyla hissi trden olmu, baka bir ifadeyle Musann vefatyla asasnn icaz da tarih olmutur. Ancak Kurn, Hz. Muhammed (s.a.v)in kendisinden sonraki insanlar da mutlak anlamda kapsayc641 bir misyonla ve btn dier din ve ideolojileri nesheden bir dinle gnderildiini syler.642 Dolaysyla ister resul isterse nebi olsun ondan sonra hibir peygamber643 ve ister suhf olsun isterse kitap olsun Kurandan sonra da hibir ilah metin var olmayacaktr. Baka bir ifadeyle Kurn, insanln bir peygambere inanmasnn temel gerekesi olan mucize ihtiyacn her zaman kesitinde tedarik edici muciz muhteviyatyla, Hz. Peygamberin nbvvetinin gerekliine ve Allahn varlna kyamete kadar delalet edecektir. te mriklerin inatla hissi bir takm mucizeler talep etmelerine ramen644 Yce Allah Kurnn indirilmesi

636 637 638 639 640 641 642 643

644

Sbn, el-Bidye, s. 46. Bkz. sr 17/88. Bkz. Enfl 3/31, Tr 52/3334. Bilmen, mer Nasuhi, Muvazzah lmi Kelm, Bilmen Yay., stanbul, 1972, s. 274. Bkz. Arf 7/65, Hd 11/25, 50, 97, Arf 7/10, 104, l-i mrn 3/49, Nzit 79/12, 19. Cuma 62/3, Arf 7/158. Tevbe 9/33, Fetih 48/28. Ahzb 33/40. ayrc. bkz. Pigin, Yasin , nsan ve Peygamber Olarak Hz. Muhammed, lahiyat Yay., Ankara, 2002, s. 18. Furkn 25/710, sr 17/9093, Bakara 2/218, Nis 4/115, Ankebt 29/3051.

87

(mucize olarak) onlara yetmedi mi?645 buyurarak, onun hem lafz hem de muhtev ynnden mucize olduunu ve kyamete kadar btn inkr ve itiraz nitelikli sorular mucizev bir ekilde karlama konusunda yeterli olduunu ifade etmitir.646 Bylesine evrensel mucizev ynyle insanlar peygambere ve Allaha ynlendiren Kurnn, Hz. Peygamberin mmetini artrmaya olan katks da Hz. Peygamberin vncne mazhar olmutur.647 Sz, ortaya kndan nce tehayyl, tasavvur, teakkul ve telaffuz gibi aamalar kaydeder. Szn mkemmellii, sz konusu her aamay eksiksiz ve mkemmel kaydetmesine baldr. Eksik ve kusurlu olan beer akln sz konusu mkemmellikte bir kelm meydana getirebilmesi ise imknszdr. Telaffuz halindeki kelmn telaffuzdan nceki nefs boyutta tad mana duyu, derinlik, dzey ve younluk, lafz fenomene dntnde yitirdii g orannda nakslar. Bu balamda Yce Allahn dzey, younluk ve yetkinlik bakmndan mkemmel ifade kudretiyle mevcudiyet vermi olmas sebebiyle Kurn, Allahn dndaki mahlkatn benzerini getirmeleri riskinden azade olan mucize szdr.648 yleki Kurnn Allahn dndaki melek, cin, mmin ve kfir rneklerinden naklettii szler bile nazm, fesahat ve belaat bakmndan nefsul-emirdeki mana, duyu, derinlikle tpatp bir uyum ve seviye birliktelii iindedir. Sz konusu varlklarn tefekkr edipte telaffuza dkemedikleri anlamlar bile, Kurnn slubuyla, asl mecradaki younluuyla uyum iinde herhangi bir dzey kaybna uramadan tam bir ifadeye kavuturulmutur. Sz konusu slup yle mkemmeldir ki btn iri ve remz manalara ak olduu gibi ok geni tefsir ve yorumlara da msaittir. Bylesi bir mkemmelliin Allahn dndaki bir mtekellim tarafndan telaffuzu ve tekellm son tahlilde imkn ve ihtimal ddr. Kurnn son kitap oluu sebebiyle Yce Allah, mstakbel ve muhtemel btn okuyucularn mucize ihtiyalarn karlayacak bir icaz rezervini de muhteva olarak Kurna yerletirmitir. yleki modern astronomik verilerle uyumlu kinatn douuyla ilgili izahlardan beer remeye alar boyunca insann biim ve formundaki deimeler yoluyla Kurn, asrlar boyunca mfessirlerin kavray

645 646 647 648

Ankebt 29/51. Furkn 25/33, 39, sr 17/89, Rm 30/58, Zmer 39/27, Nr 24/3435, Nahl 16/74. Bkz. Mslim, mn 70. sr 17/88. ayrc. bkz. Bakara 2/2324.

88

glerinin ok zerinde kalm ve bugnn bilim adamlarnn hayretlerini celbetmitir. Hatta Kurnda yle yetler vardr ki harfi tercmesi imknszdr. Fakat on drt asr boyunca srekli okunmu ve yazya dklmtr. Bu anlalamama durumuna ramen metin byk bir itina ile muhafaza edilmitir. Eer orijinaline sadk kalnarak muhafaza edilmemi olsayd bugn bsbtn anlalmaz bir hal alrd. Hlbuki Kuran kadar titizlikle muhafaza edilmitir ki biz bu yetleri bugn kavrar duruma geldik. ou zaman baz mtercimler kendi ekol ve grleri sebebiyle bir yetin byle bir deneysel ve bilimsel gerei ihtiva edemeyecei inancna kaplmalar dolaysyla birok yete bilerek ters anlam vermilerdir.649 Bu balamda Kurnn modern bilimlerin 21. yyda yzylda ancak ulaabildii birok ilm hakikati ihtiva ediyor oluu ve istikbale ait verdii dier gayb bilgiler, onun icaz ynnn nemli bir blmn oluturur.650 Kurnn, belagat ve fesahatin zirvesinde gayb ve ilm hakikatleri mucizev bir usulle bildirmesinin yannda kr gzleri, sar kulaklar, rtl gnlleri ap insanla ruh vermesi, doru yolu ve hak retiyi mkemmel bir eriat olarak ortaya koymas onun dier bir icaz ynn oluturur.651 yleki devleti, sultas hatta okuma yazmas olmayan bir beer peygambere verdii ilham ve idealle, behm seviyenin bile ok altnda olan hurafelere batm bir toplumu, insanln eref tablosu yapmtr. Hz. Peygamberin nbvvet senedi ve ilh muvafakati olan mucize, Kurndr. Kurnn icaznn istinat noktas da Hz. Peygamberin mmiliidir.652 Onun mmiliinin Kurnn icazna getirdii anlam ifade sadedinde Yce Allah Okuma-yazma bilseydin o zaman batla uyanlar pheye derlerdi653 buyurarak adeta Hz. Peygamberin mmiliine ilh bir takdir ve ynlendirme anlam katmtr. Bylece bugn bizim iin yarn da kyamete kadar ki tm insanlk iin Kurnn, bilimin henz tespit ettii ve edemeyecei pek ok gayb ve ilmi hakikati mmi bir peygamberin eliyle ifade ediyor oluu, peygamberi zellikle mmi yapan kaynaa dikkatleri ekmektedir. Mevcudiyetinin ahitleri olan mminlere vahyin hemen
649

650 651 652 653

Bucaille, Maurice, Kurn Byk Mucize, slm ve Bilim , Seha Ner., stanbul, 1993, s. 222 223. Bucaille, a.g.e, a.y. Crullah, Musa, Kitbus-Snne, ev. Mehmet Grmez, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2000, s. 73. Hz. Peygamberin mmiliini ifade sadedinde bkz. Cuma 62/2, Tevbe 9/128. Ankebt 29/48, Arf 7/128.

89

intikali Hz. Peygamberin beyanlarnn shhatine kant durumundadr. yleki o kendi yaad kent olan Mekkede okuma yazma bilmeyen bir peygamber diye kendisinden bahseden yeti654 eer gerekten mmi olmasayd ayn kentte yaad insanlara nasl tebli edebilirdi. Bu durumda onlarn gvenini kaybetmez miydi? Byle bir paradoksun tarihen vaki olmadn dndmzde onun mmiliinin tarihen sabit bir olay olduunu syleyebiliriz. Bu balamda mriklerin inkrlarn gerekelendirirken Kurn Hz. Peygamberin yazm deil, yazdrm olduu iftirasna dayandklar, Kurn tarafndan da ifade edilir.655 Her okuyucu tercmesinden bile okusa hemen fark edebilecei Kurnn stn deeri gz nnde bulundurulduunda, mmilii hem ada olan toplumun hem de topluma tebli ettii yetlerin delaletiyle sabit olan bir kii nasl olur da fusahann, bulaann ve mrn gzel sz sarf etmeye harcam olan statlarn hayal bile edemeyecekleri mkemmellikte bir eser ortaya koyar. Bu durum yle bir mucize, onun nbvvetinin shhatine yle gl bir karinedir ki pek ok art niyetli msterik bunu fark ettii iin Okuma-yazma bilmeyen (mmi) ifadesini Kafirlerin peygamberi olarak tercme etmitir.656 Allahn mmi bir peygamberin rnekliiyle insanla sunduu Kurn, sonu olarak kendisinin mbellii tarafndan uydurulduu iddiasn iptal eder. Bu icaz vasf, salt kendi adalarna sunulmakla kalmam, mstakbel ve muhtemel btn okuyuculara da her ada hitap etmitir. Bu balamda gnein hareket ettiini ifade eden yet,657 uzun zamanlar akl tecrbeyle atr gibi grnm ancak 19. yzylda F.M. Hershelin gnein kresel bir harekete sahip olduunu iddia ve ispat etmesiyle gerek tefsirini bulmutur.658 Ya da dalarn bulutlar gibi hareket ettiini ifade eden yet,659 bilim dnyas tarafndan henz teyit edilmitir.660 Bundan dolaydr ki; Kahirede yaplan Mucize konulu konferansta tebli sunan Keeth Moore, Kurn Hz. Peygamberin ya da baka birinin uydurmu olma imkn ve ihtimalini imknsz grdkten sonra bir rnekle yle der; Ceninin anne karnndaki biyolojik geliim evreleri 20. yy. sonunda henz tespit edilmiken 14 asr nce bu

654 655 656 657 658 659 660

Arf 7/157, 158. Furkn 25/5. Bkz. Bucaille, a.g.e, s. 221. Ysn 35/38. Tantv, el-Cevhir, II, 15. Neml 27/88. el-Kettn, Cedelul-Akli ven-Nakl, s. 587.

90

evrelerin ifade edilii, bu ifadeleri ihtiva eden Kurnn kaynann fevkal-beer olduunu gsterir.661 Kurn apak bir Arapayla,662 hibir anlam bulankl olmakszn,663 Allahn hfz-u himayesiyle,664 bir hidayet rehberi olarak,665 indirilmi, evrensel,666 Allah kelmdr.667 Onunla beer kelm arasndaki seviye fark, yaratanla yaratlan arasndaki fark kadardr. O nzul anndan itibaren hem nazm, belagat ve fesahat hem de muhteva bakmndan, insanl, benzerini getirme konusunda aciz brakmtr. Mana ve muhtevedaki akla hitap eden icazn, lafz icazla takdimi,668 onun evrensel nitelikli ilah sz olma vasfnn bir sonucudur.669 Bu ynyle o kyamete kadarki btn akllar vahye ve Allaha sevk etme istidadna sahiptir. Bu balamda insann varolusal ihtiyalarnn tamamn karlayp,670 gerek kendi i btnlyle gerekse kozmozdaki kevn yetlere ykledii ilh anlam araclyla akla k tutmasyla,671 hem hissi hem de akl trde Hz. Peygamberin en byk mucizesidir.672 Bu ynyle Kurn, srekli aktif bir mucize olarak gerekletirdii rehberlik misyonuyla Hz. Peygamberin vefatndan sonra da zelde mmetini genelde ise tm insanl srat- mstakime davet etmi, Hz. Peygamberde bu durumun mmetine kataca zenginlik ve ziyadelikten dolay memnuniyetini ifade etmitir.673 Mriklerin mucize taleplerine674 karlk olarak Yce Allah Kurnn en byk mucize olduunu,675 onun zerinde dnmelerini,676 eer onu inkr ediyorlarsa onun on sresi gibi,677 eer yapamazlarsa bir sresi gibi,678 bir metin
661 662 663 664 665 666 667 668 669 670 671

672 673 674 675 676 677 678

e-erif, Adnan, min lmit-Tbbil-Kurn, Drul-lmi lil-Melyin, Beyrut, 1990, s. 16. Zuhruf 43/3, Nahl 16/103, uar 26/195, Ysuf 12/2, Rad 13/37, Th 20/113, Zmer 39/28. Kamer 54/17, Hacc 22/78 ayrc. bkz. Nis 4/85. Hicr 15/9, Mide 5/44. Bakara 2/185, ayrc. bkz. Tekvr 81/27. Tekvr 81/27 ayrc. bkz. Enm 6/92, Arf 7/158, Cuma 62/3, Tevbe 9/33, Fetih 48/28. Furkn 25/6, Bakara 2/285, Nr 24/51, Hkka 69/4043, Tekvr 81/1921. Ynus 10/38, Hd 11/13. es-Salih, Subhi, Kurn limleri, trc. M. Said imek, Hiba Yay., Konya, t.y., s. 250256. Nahl 16/89. Aydn, Hseyin, yinin ve Ktnn Belirlenmesinde Akln ve Vahyin Rol, Marife Der., yl: 1, sy. 2, Konya, 2001, (Gz Dnemi), s. 139. Bkz. Buhr, tism 1; Mslim, mn 239. Bkz. Buhr, tism 1; bn Hanbel, Msned, IV, 144. Ankebt 29/50. Ankebt 29/5051. Sd 38/29. ayrc. bkz. Ysuf 12/2, Zuhruf 43/3, Fussilet 41/3, Muhammed 47/24, Nis 4/82. Hd 11/13. Ynus 10/38.

91

oluturmalarn, ancak insanlar ve cinler birleseler bile byle bir misillemeyi gerekletiremeyeceklerini ifade eder. Bu balamda Kurn hem lfzen hem de manen679 mucize olan Allahn szdr. Bu sebeple normal bir beer metni anlamak, anlamlandrmak ve yorumlamak iin kullanlan btn usul ve metodolojiler Kurn anlama konusunda acizdirler. zellikle beer tefekkr ve yorumlarn bir hslas olan batnn kutsal metinleri iin mmkn ve elzem olan tarihselcilik, hermentik, retorik vb. anlama ve yorumlama usullerinin Kurn iin uygun olduunu sylememiz imknszdr. Beer olan anlamaya ynelik olarak gelitirilen bu yntemlerle Kurn anlama iddias, Allahn mucize sz olan Kurn beer sz snfna tenzili rtbe etme anlamn tar. Kelmullah olan Kurn ise bundan mnezzehtir. 4) Ftr Akla Hitap Etmesi Yce Allah insan dier varlklardan farkl bir kategoride sorumluluk yklenebilecek yetenekte yaratm, onu akl ve hiss bir takm melekelerle donatm ve kulluk misyonuyla sorumlu tutmutur.680 Saysz nimetlerle donatlarak babo braklmayan insan,681 ayn zamanda Allahn rzasna uygun bir ekilde arz imar konusunda da halife tayin edilmitir.682 Yerin, dalarn ve gklerin yklenmekten ekindii bu sorumluluk emanetini683 hakkyla ifa ve icra edebilmesi iin Yce Allah, insan dhili ve hrici olarak takviye etmitir. Dhili anlamda onun tabiatn ve deruni mekanizmasn tevhd dinine meyyal ve aina konumda yaratm684 ve Allaha, vahyine ve peygamberine ynelme uurunu Kal bela denilen berzah leminde onun manevi genlerine kazmtr.685 Hrici anlamda ise insann manevi tabiat ve donanmn Allaha kulluk iin harekete geirip ona rehberlik yapacak kitaplar ve peygamberler gndermitir. lk insanla balayan bu peygamberlik sreci beeriyetin varolu yolculuunda srekli olarak onlara yn ve yol gstermi ve

679 680 681 682 683 684 685

sr 17/88. Zriyat 51/56. Kymet 75/36. Bakara 2/30, Sd 38/26, Enm 6/163, Ynus 10/14, Ftr 35/29. Ahzb 33/72. Rm 30/30. Arf 7/172, 173.

92

Kurnn ifadesiyle vahiysiz ve peygambersiz bir toplum insanlk tarihinde vaki olmamtr.686 Allaha kulluk etmeye muhta olmas bakmndan deimeyen bir ftrata sahip olan insana687 hitap eden vahiyde ve onun mstesna ileticileri peygamberlerde evrensel geerlilie sahip bir takm ortak vasflar gzlenmitir. Onlar adeta sz birlii etmiesine insanlar tevhde ve Allaha kulluk etmeye armlardr.688 Bu sebeple de her vahiy ve peygamberin ayn kaynaktanilham aldklarnn en bariz kant olarak eriatlar ve peygamberler aras hibir paradoks vaki olmam, aksine her kitap ve peygamber kendisinden nceki sreci tasdiklemi, bu tavr da imnn temel ilkelerinden biri olmutur.689 Bu durum her peygamberin ve kitabn tek meru din olan slma intisaplaryla izah edilebilir.690 slm ise yarattn ok iyi bilen Allahn691 yarattnn ftratna ve manevi kimliine tam ve tek tekabl eden varolu nizamdr.692 Dolaysyla da nsann varlk misyonunu ifa ve icra etmesindeki yol gstericilii bakmndan da alternatifsizdir.693 Bu balamda vahiyle olumu slmn dnda bir din ve inan talebi son tahlilde deruni bir sapmay ve telafi edilemez bir ziyan ifade eder.694 nsandaki bu ftratn dinle uyumunu ifade sadedinde Ftratn dhili din, dinin de harici ftrat (ya da akl) olduunu sylemekle ileri gitmi saylmayz.695 Ftrat dininin kurucu znesi olan vahyin beer tabiatna en ekmel bir biimde tekabl ediyor oluunun bir sonucu olarak Kurn, insann deruni kiiliine btnsel anlamda hitap eder. Felsefenin salt duyulara hitap etmesiyle oluan naksa Kurn iin sz konusu deildir. O ftr akl da diyebileceimiz akl, kalp ve duyulardan oluan insan karakterinin zne ve btnne hitap eder.696 Bu karakter ise insanla
686

687 688 689 690

691 692 693 694 695

696

Enm 6/12, 42, 64, brhm 14/12, Nahl 16/64, Rm 30/9, 7, Ftr 35/25, Sfft 37/92, Zuhruf 43/68. Rm 30/30. Hd 11/54, Nahl 16/36, 2, Mide 5/48, Hacc 22/67, Nis 4/47, Enm 6/90, 92, Ftr 35/31. l-i mrn 3/50, 179, Hacc 22/92. Mminn 23/52, ra 42/13, Al 87/18, 19, Mide 5/4648, Ynus 10/37, Bakara 2/136, 285, Nis 4/163. Mlk 67/14. Rm 30/30. l-i mrn 3/19, Bakara 2/193. Bkz. l-i mrn 3/85. el-Kettn, Cedelul-Akli ven-Nakl, s. 479481. Gazzl bu ilikiyi Din harici akl, akl ise dhili dindir eklinde ifade eder. Bkz. Gazzl, Mericul-Kuds fi Medrici Marifetin-Nefs, Msr, t.y. , s. 4346. Akgen, Bilgi Felsefesi, s. 142,143. ayrc. bkz. Zerkn, Menhilul-rfan, II, 314.

93

birlikte kaim olan ve teklifin ontolojik anlam ve mahiyetinin zerine ina edildii deimeyen ve her insanda bulunan bir vasat ifade eder. Sz konusu bu hitap ilikisi Kurnn rklar, alar ve corafyalar st hitap gcnn istinat noktasdr.697 Ftratla vahyin bu ilikisi sonucu oluan imn ise salt akln deil, aklla birlikte irade, vicdan, hisler gibi ok geni ve deruni nitelikler yelpazesinin mterek etkinliinin bir sonucudur. Bu durum ise akleden kalbin ya da imn etmi bir akln rndr. Bu aamadan itibaren ilimle irfan insann deruni kimliinde mayaland iin akl vahyi anlar, imn ve itaat eder, vahiy de bu ftr akla, ihtiya duyduu yolu ve yn gsterir. Bu balamda Kurn hem varlk ve hayatn hem de bizzat vahyin doru anlalmasnda akla btnsel ilke ve telakkiler sunar. Bu sebeple vahiy akln kurgulad bir nesne deil, akl, muhta olduu ftr hedeflere sevk eden kurucu bir znedir. Vahiy insan bu balamda irat ederken, insann deruni ftratna kodlanm tevhd ilkeleri fark etmesini salayc nclleri kullanr. Bu, beer uurda olduka ar ve bedh sonular oluturacak sade ama etkili bir metottur. Felsefenin soyut, hantal, girift ve hedefsiz akl yrtme usulnden olduka farkl olan bu yntemle Kurn, Allahn varlnn d dnyadaki delilleriyle, insann ftratnda bulunan deruni kanaatleri yzletirir. Adeta imn esaslarn insana tastikletir. rnein irkin batlln, varlk lemindeki nizamn tek ilah zorunlu klmasyla aklar.698 nsann bir meniden yaratlnn699 lmden sonraki dirili iin bir kant olduunu ifade eder.700 Yine ayn ekilde lm sonras dirilii, cansz topran yamur sonras yeermesiyle701 izah ederek ok girift, metafizik ve tefekkr ar bir olay sade ve etkili bir slupla aklar. Bu sebeple vahiy insann hem akl ve mantk hem de kalb, vicdan ve hiss beklentilerini tam anlamyla tedarik etmesiyle, naksayla muttasf btn din ve itikd ideolojilerden ayr bir stat kazanr. Vahiy, mahlkatn bilgisini insana aktarrken, olduka kapsaml bir metotla akla ve kalbe hitap eder. Bu balamda temsil ve somutlatrma metodunu,702 blmleme (tecezzi),703

697 698 699 700 701 702 703

Draz, Abdullah, Kurnn Anlalmasna Doru, trc. Salih Akdemir, Mim Yay., y.y., 1993, s. 4. Bkz. sr 17/42. Bkz. Vka 56/58. Bkz. Ysn 36/7879. Arf 7/57, ayrc. bkz. Bakara 2/28, Vka 56/5760. Bakara 2/26. Neml 27/5964.

94

genelletirme

(tamim)

ve

somutlatrma

(tehis),704

tanmlama

(tarif),705

karlatrma (tekabl),706 kssalandrma,707 tartma708 ve iptal709 yntemi gibi pek ok usul kullanr.710 uras bir gerektir ki; her doan insann akl, ne Jhon Lockenin dedii gibi bombo bir levha ne de aklclarn (rasyonalistlerin) iddia ettikleri gibi apriori bilgilerin ambardr. nk Kurn insann hibir bilgiye sahip olmadan doduunu ancak onun bilgi edinmesini salayc gz, kulak ve kalple dnyaya geldiini711 bildirir. te yandan Yce Allah Kurnda insann deimeyen bir ftratta yaratldn, dinin ve vahyin de bu ftrata hitap ettiini712 ifade eder. Bu balamda biz dinin hitabnn ve vahyin yapsnn gz, kulak (duyular), kalp (hisler) ve aklla (bilgi ve mantkla) ayn anda dengeli bir ekilde beslenen ftrata, sz konusu btn bu menfezleri araclyla sirayet ettiini, bu sebeple de beer kimliin btnln koruyarak ona yol gsteren tek rehber mekanizma olduunu sylemekle de ileri gitmi saylmayz. Sonu olarak Kurn, gerek itikd ve ahlk gerekse hukuki konular insanlara aklarken insan karakterinin btn olan ftrata hitap eden bir yntem kullanr. Ftrat ise iddia edilenin aksine deimeyen evrensel bir yapya sahiptir. Bu yntem, ekilci, tek deerli, kavramsal boulganlkla muallel olan ve salt zihni esas alp vicdan kmseyen felsefi yntemden olduka farkldr.713 O hem akla hem de kalbe714 sade, pratik ve hedefe gtrc bir tarzda hitap eder.715 Bu sebeple onun delil getirme ve hitap metodu felsefecilerin taksimi olan burhn, cedel ve hatab ksmlarnn tamamnn fevkinde bir yapya sahiptir. Bu balamda filozoflarn burhn, havas olarak tanmladklar kendilerine, hatab delili de avam olarak ifade ettikleri sradan halk tabakasna tahsis edip, Kurn; hitabnn umum karakteri

704 705 706 707 708 709 710 711 712 713 714 715

Th 20/4955. Enm 6/90100, Mminn 23/1216, Mide 5/9092. Nahl 16/1718, Rad 13/6. Meryem 19/4143, Neml 27/2026. Enm 6/89. Arf 7/40. Ftma, smail, a.g.e, s. 103123. Bkz. Nahl 16/78. Rm 30/30. Mevdd, Tefhmul-Kurn, I, 23. el-Kettn, Cedelul-Akli ve n-Nakl, s. 388389. tib, Muvfkt, II, 62; Demirci, Muhsin, Vahiy Gerei, M...F. Vakf Yay., stanbul, 1996, s. 52.

95

dolaysyla avm delillere sahip sembolik-hatab bir kitap olarak grmeleri716 son tahlilde merduttur. Felsef anlaya gre burhn delil; teakkle, hatab delil imn ve inanca dayanr. Bu balamda onlara gre imn, teakkl yetersizliini izale iin avamn kulland bir yntem olup felsefecinin vahye, peygambere ve imna ihtiyac yoktur. Bu durum ise felsefenin deist fikr anatomisinin bir uzvu mahiyetindedir. Oysaki vahiy, insann ontolojik kimlik ve gereksinimlerine tam tekabl ediyor oluu dolaysyla ftr ve evrensel bir vasfa sahiptir. Bu bakmdan Kurnn evrensellii sanld ve iddia edildii gibi bir dogma deil717 bir vakadr. Akl ve akl tespitler ise vahye uyumu orannda insan, ftr ve merudur. Bu sebeple de akln mstakil bir ahlanla vahye paradoks oluturmas, ilah ve ftr olan ve hatta kendi varolusal kimliini yok sayp onu ihlal etmesi anlamna gelir. B) KURNI ANLAMADA TEMEL LKELER 1) Snneti Dikkate Alma nsanlara bir ltuf olarak gnderilen peygamberler,718 ilah hitap olan vahyin ilk muhataplar olarak Allaha teslim olmakla emrolunmular719 ve vahyin gereklerini, Allahn kullar olmalar sebebiyle720 hayatlarna tatbik ederek hem kemlatn zirvesinde bir kmil insan modelini ortaya koymular hem de insanlara indirileni onlara beyan etmilerdir.721 nsanlarn Allahn rzasn kazanmalarn salayc tek yol olmas sebebiyle balayc karaktere sahip olan bu nebev rneklik iin Yce Allah Kurnda; Sizden Allaha ve ahiret gnne kavumay uman ve Allah oka zikreden kimse iin Resulullahta ok gzel bir rnek vardr722 buyurur. Hz peygamberin bu fonksiyonu; vahyi, gayr- metluv vahiy destekli hareketleri ve izahlaryla hayat formatna dntryor olmasdr. Bu dnm inan, ahlk, hukuk ve ibadet olmak zere hayatn btn alanlarn kapsayc bir karakter arz eder. yleki Kurn onu sve-i hesene olarak aile reisliinden devlet bakanlna, tikelden tmele btn yaam sahasnn tek modeli olarak sunar. Sz konusu yette
716 717

718 719 720 721 722

bn Rd, Faslul-Makl, s. 2124. Bu iddia iin bkz. zsoy, mer, Kurn Hitabnn Tarihsellii ve Tarihsel Hitabn Nesnel Anlam zerine, slami Aratrmalar, c. 9, sy. 2, 1986, s. 135. l-i mrn 3/164, Bakara 2/129, 151, Cuma 62/2. Enm 6/14, 163, Zmer 39/12. Enm 6/106, Ynus 10/109, Ahzp 33/2. Nahl 16/44. Ahzb 33/21.

96

Onu rnek almann zorunluluunun imn bir gereklilik olarak ifade edilii de inanann, kiilik ve karakterini onun ahlkyla bezemeye varncaya kadar her alanda Ona tabi olmasn zorunlu klar. Farkl zaman ve corafyalarda irat ve tebli yapm olsalar da Hz. demden Hz. Muhammed (s.a.v)e kadar btn peygamberler ayn temel ruha sahip evrensel mesaj dillendirmilerdir.723 Ancak Hz. Muhammed (s.a.v) hari btn peygamberler muhataplar ve hedef kitleleri itibariyle yerel ve tarihsel bir tebli aksiyonu ortaya koymulardr. rnein Hd, (a.s) kardeleri olan d kavmine,724 Hz. Salih Semud kavmine, Hz. uayb Medyene, Hz. Musa Firavuna lokal bir tebli misyonuyla gnderilmitir.725 Oysaki Kurn Hz. Peygamberin kendisinden sonraki nesilleri de kapsayc,726 btn insanlara amil727 ve btn sair din ve ideolojileri il edici vasfa sahip bir dinle (vahiy ve misyonla) gnderildiini aka vurgular.728 yleki Yce Allah ona uyar misyonunu telkin ederken Mekkeyi ve etrafndaki ehirleri gibi lokalize edilmi bir tamlamay kullanmak yerine (dnya) ehirlerinin merkezini ve tm (dnya) ehirlerini729 ifadesini kullanarak Onun davet ve hitabnn srf Arap yarmadasna mnhasr olmadn vurgulamtr. Gerek Hz. Peygamberin, slmn temel ilkelerini ilan onlar slma davet ettii veda hutbesinin, orada bulunmayan insanlara eden eliler gndermesi bu hakikatin en bariz ulatrlmasn emretmesi gerekse uzak corafyalardaki pek ok devlet bakanna, yansmalarndandr. Hz. Peygamber bu uygulamasyla adeta maddenin merkezi olan atomun atelenmesiyle balayan zincirleme bir inkiaf reaksiyonu gibi btn insanl kapsayc byk bir hareket balatmtr. Evrensel lekteki bu aksiyonla son vahiy lemler iin bir uyar730 ve bu vahiyle tebli yapan Hz. Peygamber de lemler iin bir uyarc731 olarak ilan edilmitir. Bu balamada slm bir kabileyi ve milleti hedef alan yresel bir hareket olmamtr. Vahyin mesajn srekli olarak mutlak beere yneltip732 belli bir rk, blgeyi ve evreyi n plana karmaktan
723 724 725 726 727 728 729 730 731 732

uar 42/13, Mminn 23/52, Al 87/18. Arf 7/65. Bkz. Hd 11/25, 50, 97. ayrc. bkz. Arf 7/103,104, l-i mrn 3/49, Nazit 79/12, 19. Bkz. Cuma 62/3. Arf 7/158. Tevbe 9/33, Fetih 48/28. Enam 6/92. Tekvr 81/27. Enbiy 21/107. Hacc 22/1, Arf 7/26, 158.

97

itinayla saknmas, peygamberin aralarndan kt topluma ve kltre hibir zel stat tanmamas, hatta zel bir sebebe binaen inmi yetlerde bile ahs isimlerinin zikredilmemesi bu anlamda olduka manidardr. Bu balamda o sadece adalar iin deil btn alar ve nesiller iin mutlak rnektir. nk Yce Allahn, kendisine uyulmas iin btn peygamberlerden (dolaysyla da mmetlerden) salam bir sz ald Hz. Peygamber,733 kendisinden sonra hibir peygamberin gelmeyecei hatemul-enbiyadr.734 Misyonunun ve rnekliinin evrensel balayc vasf sebebiyle Kurn, onunla ilgili genelde (peygamberleri araclyla) tm insanln735 zelde ise Yahudi ve Hristiyanlarn ayrntl olarak bilgilendirildiini,736 onlarn Hz. Peygamberi oullarn tandklar gibi tandklarn737 ve hatta Hz sann Hz. peygamberin ismini bile srail oullarna bildirdiini738 ifade eder. Asr- saadette ellerinde tahrif edilmemi Tevrat ve ncil metinleri olan Abdullah b. Selm ve Selmn- Frisi gibi Ehl-i kitap limlerinin bir rpda Mslman olular da739 bu hakikatin en bariz gstergelerindendir. Hz. Peygamberin ve onun araclyla insanla ltfedilen vahyin sz konusu hususiyetleri ve istisnai nitelikleri, hem vahyi anlama ve yorumlama hem de yaama konusunda Hz. Peygamberin alar ve corafyalar st belirleyicilik ve rehberlik vasfna haiz olduunun en ak gstergesidir. yleki bizzat onun kendi ifadesiyle Musa da hayatta olsayd kendisine ve Kurna imn ve ittibadan baka bir faaliyet yapmazd.740Allahn raz olaca ideal bir kulluk yaamnn kurucu znesi olarak inen Kurnn yetleri mutlak, mcmel ve muhtasar bir delalet yapsna sahiptir. Bu konumu sebebiyle de tarih st bir konum arzeder. Dolaysyla da Kurnn icmali ve ihtisar yaps, tpk bir projenin bina suretine dnebilmek iin bir mhendisin varln gerektirdii gibi, sz konusu zl yapnn almn yapacak bir peygamberi
733 734 735 736 737 738

739

740

Bkz. l-i mrn 3/181. Ahzb 33/40. Bkz. l-i mrn 3/81. Arf 7/157. Bakara 2/146, Enm 6/20. Saff 61/16. Hz. Peygamberin Tevratta da nitelediini ifade eden hadisler iin bkz. Buhr, Menakibul-Ensar 35; Heysem, Mecmauz-Zevid, VIII, 240. Bkz. Heysem, Mecma, VIII, 250. Herakliyusun ve am Hiristiyanlarnn ba psikoposu bn Naturun Hz. Peygamberin nbvveti hakkndaki grleri iin bkz. Buhr, Bedul-Vahy I, mn 37, ehdt 28, Cihd 11, 99, 102, 122, Cizye 13, Tefsru l-i mrn 4, Edep 8, stizan 24, Ahkm 40; Mslim, Cihd 73; Heysem, Mecma, I, 72. Bkz. bn Hanbel, III, 387.

98

gerekli klar. Ancak bu peygamberin, insann maruz kalmasnn mukadder olduu psikolojik ve sosyal zafiyetlerden741 ve sradan beer tefekkrn maruz kald znellikten uzak olmas gerekir. Hatta peygamberin vahye getirdii alm ve izahn, vahyin mcmel ve muhtasar yapsna biimini veren Allahn maksadna tam tekabl etmesi iin bu beyann, Allah tarafndan verilmesi de akl bir zarurettir. te bu balamda Kurn, Hz. Peygambere vahyin yannda hikmet denilen bir bilgi trnn de verildiini ifade eder.742 Onun peygamber olarak seiliinin vahyi aklamak gayesine matuf olduunu ifade eden yetleri743 dndmzde Hz. Peygamberin kitab tebyinini, ilh bir ihsan ve yetkiyle yapm olmas zorunludur. Peygamberin kitab aklaynn Allahn gstermesi ve iradyla olduunu ifade eden yet de buna delalet eder.744 Bu balamda Hz. Peygamberin Kurn aklama sadedindeki sz, fiil, terk ve takrirlerinin bilekesi olan snnet, ona kitapla birlikte verilen hikmetin rndr. Kurnda genel olarak, mahrecini ve ruhunu vahiyden alm meru bilgiyi ifade iin kullanlan hikmet kelimesi,745 vahye istinat eden isabetli sz ve davran ifade eder.746 Bu balamda hikmet, zelde snnet-i nebiyi genelde ise kaynan vahiyden alan ve Kurnn ve snnetin ilkesel btnlne mutabk olan kalb ve zihn faaliyetlerin btndr. Hikmetin vahye mstenit yaps, onu sekler bir tefekkr srecinin rn olmaktan ayran temel unsurdur. Tmel ve kll karakterli vahyin beer anlama seviyesine ekilmesindeki fonksiyonu sebebiyle insani bir karakter tamasna ramen hikmetin sekler olmamasnn en nemli sebebi vahiyle balantl olmasdr. Bu balamda hikmetin zirvesi ve kayna Kurn ve Hz. Peygamberin snnetidir.747 yleki Kurna ve snnete muhalefet eden hibir tefekkr ve ideolojik sistem hikmetin kapsamna girmez. Bu sebeple de Kurn son tahlilde dinin emirlerine itaati ve yasaklarndan kanmay hikmet olarak tanmlar.748

741 742 743 744 745

746

747 748

Emirolu, brahim, Mantk Yanllar, M...F. Vakf Yay., stanbul, 1993, s. 2836. Bakara 2/129, 151, l-i mrn 3/129, 164, Cuma 62/2. Nahl 16/43, 44, 66. Bkz. Nis 4/105. Bkz. Nahl 16/125, Mide 5/110, Bakara 2/129, 231, 251, 269, Kamer 54/5, Lokmn 31/12, Ahzb 33/34, l-i mrn 3/48, 81, 164, Cuma 62/2, Nis 4/22, 29, 54, 113 Zuhruf 43/63. Elmall, Hak Dini, II, 913. ayrc. bkz. Tirmiz, lim, 19; bn Mce, Zhd, 15; Drim, Mukaddime, 28. bb. bkz. Kamer 54/5. Bkz. sr 17/39, Bakara 2/269, 251.

99

Gerek vahyin, bilgi yollar hiyerarisinde en st mertebede bulunuu gerekse Hz. Peygamberin, vahyin izah iin geni yetkilerle donatlarak vahye mazhar oluu snnet-i nebiyi hikmetin zirvesi ve kriteri yapmtr. Bu sebeple deryadan km damla nasl kt denizden byk olamazsa hibir imn ehlinin hikmeti nebev hikmetten byk olamaz, ona muhalif demez. zellikle de isbt- vcibi kabul etmesine ramen vahyin imknna ihtimal dahi vermeyen Aristo felsefesi dhil btn felsef birikim, sonularyla birlikte merduttur. ster hakikatin bilgisine vahiyden bamsz bir ekilde ulamay hedefleyen isteyen Bat felsefesi olsun isterse mistik tefekkr ve arnmaya dayal dou ya da uzak dou felsefeleri olsun ldin ve gayr- merudur; neticede de kendi banadr. nk Hz. Peygamber, onun beyanlarn peygamber olmayan dier insanlarn beyanlarndan ayran ok nemli iki zellie sahiptir; a) Gayr- Metluv Vahiy: Nebev misyonu salt ileticilikten ok te olan Hz. Peygamber, Kurnn ifadesiyle nsanlara indirileni onlara aklamak749 gibi ok etkin bir yetki ile donatlmtr. Bu yetki gerei o, vahyin mcmel ve muhtasar yapsn sz, fiil, takrir ve terklerle aklam ve din namna hibir mphem nokta brakmamtr.750 rnein Namaz kln emrindeki mcmellik, Namaz benden grdnz gibi kln hadisi ve buna ilikin fiille giderilmitir.751 Bu balamda Hz. Peygamber; vahyin mutlak, mcmel, muhtasar ve ilkesel dzeydeki anlam rgsn insan anlama ve uygulama seviyesine ekmitir. Ancak onun vahyi izah sadedindeki ifade ve beyanlarn beer izah ve aklamalardan ayran ok nemli bir zellii sz konusudur. yleki; Kurn pek ok yette Hz. Peygambere Kurnla beraber verilen hikmetten bahseder.752 Vahyi anlama konusunda gerekli olan beyann Allah tarafndan yaplacan ifade eden yeti de gz nne aldmzda753 Kurn metni iinde mevcut olmayan, vahyi aklayc nebev sylem ve tasarruflarn ilh talimat

749 750 751 752 753

Nahl 16/4344, 66. Beyhk, Snen, VII, 76. Buhr, Ezan 18, Edep 27; bn Hanbel, V, 53; Drim, Salt 42. Bakara 2/129, 151, l-i mrn 3/129, 164, Cuma 62/2. Kyme 75/19.

100

ve direktifler zerine temellendiini ifade etmemiz gerekir.754 Bu adan Hz. Peygambere verilen hikmetin onun snneti olduunu syleyebiliriz.755 Hz. Peygamber melekt lemiyle irtibata getikten sonra onda iki ayr hal grnrd. Birinci halde O, Bu sylediim Allahn katndandr diyerek onu vahiy ktiplerine yazdrr,756 dier halde ise ya bir uygulama yapar veya Bunu byle yapn buyururdu. Ya da defa Benden aln derdi.757 Hatta baz zamanlar Bana vahyolundu ki ifadesini kullanr ama onu yazdrmazd.758 rnein; Allah bana sizin alak gnll olmanz gerektiini vahyediyor.759 Cebrail benim kalbime hibir canlnn rzkn tamamlamadka lmeyeceini vahyetti.760 buyurmu, bazen de hibir ey sylemeden sze balamtr.761 Grld zere Hz. Peygamberde tecelli edi alametleri bakmndan, Kurn vahyine olduka benzeyen bu bilgilendirilme biimi, hem dinin temel umdelerinin vurguland Cibrl hadisinde olduu gibi762 dinin btnsel yapsn, hem de Cebrailin Hz. Peygambere abdesti,763 hacc764 ve komu hakkn retmesi765 rneklerinde olduu gibi dinin taabbud ve sosyal ynne ilikin geni bir alan kapsamaktadar. Bylece bu mstesna yetki sayesinde Hz. Peygamber, vahiy ve din adna hibir mcmel ve mphem nokta brakmamtr. Dinin artk tamamlandn ifade eden yet de766 buna delalet eder. Bu balamda kll manzumelerle dolu olan kitabn anlamada, akl, maddeye dayanan dncenin ve hepimize amil genel geer akl felsefenin zerinde bir vasf tayan Hz. Peygamberin snneti, balayc bir hususiyet arz eder. O bir hukuku, bir ziraat ve bir doktor olmamasna ramen, Onun sarf ettii szler, sunduu dnya gr ve yaad hayat tarz iinde btn bu saylan dallara temel tekil edecek ilke ve esaslar

754

755 756 757

758 759 760 761 762 763 764 765 766

Bkz. tib, Muvfkt, IV, 21,30; Taber, Cmiul-Beyn, I, 527; er-Rz, et-Tefsrul-Kebir, IV, 66; bn Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm I, 467; e-fi, Muhammed b. dris, er-Risle, ev. Abdulkadir ener, brahim alkan, T.D.V. Yay., Ankara, 1996, s. 63. e-fi, a.g.e, s. 63. Buhr, Tefsr 4. bn Hanbel, V, 317, 318. ayrc. bkz. Hamidullah, Muhammed, Kurn- Kerm Tarihi, ev. Salih Tu, stanbul, 1993, s. 16. Buhr, lim 24; Mslim, Cenne 64; bn Hanbel, IV, 104. Mslim, Cenne 64; Eb Dvd, Edep 48. bn Mce, Ticaret 5; Beyhk, Snen, VII, 76. bn Hanbel, II, 538, VI, 103. Buhr, mn 37; Mslim, mn 157. bn Hanbel, IV, 161. Eb Dvd, Mensik 24. Buhr, Edep 28; Mslim, Birr 140. Mide 5/3.

101

vardr.767 Sadece dini alana has olmayan bu bilgilendirme, risaletin shhatine mesnet tekil edecek ekilde pek ok alanda varln hissettirmektedir.768 Dolaysyla Hz. Peygamberin vahyi beyan ve izah sadedindeki vahyin tashihine uramam uygulamalar, sz, fiil ve takrirleri, vahyin onayndan gemi kabul edilir. Bu adan snneti nebevye, Kurnn anlam ve izahn belirlemek bakmndan btn ya da takrr vahiy olarak kabul edilir. b) smet Sfat: Hz. Peygamberin beyanlarn balayc klan bir dier zellii de onun ismet sfatna sahip oluudur. Vahyin aklayclar ve uygulayclar olan peygamberler kfr, isyan, gaflet ve nbvvet haysiyetini zedeleyici btn sapmalardan Allahn ltuf ve ikramyla korunmulardr.769 Bu vasf onlarn vahyi, tam anlamyla tebli, tebyin ve talim etmelerinde de onlara elik eder. Bu anlamda peygamberler; tebli, tebyin ve itihatlarn, vahyin denetiminin rehberliinde gerekletirilmelerinden dolay ya mutlak isabet ya da hata zerine braklmama eklinde bir ilh iltifata mazhar olmulardr.770 yleki Yce Allah Kurnda vahyin telif ve tebyininin Allahn gzetim ve vahyiyle gerekleeceini ifade eder.771 Vahyin pek ok hikmete binaen gecikmesiyle itihat etmeye sevk edilen Hz. Peygamberin772 baz kararlarnn vahiyle tashih edilmesi, ismet sfatnn farkl bir tecelli biimidir. Vahyin tashih ve denetlemesi diyebileceimiz bu boyutuyla da ismet sfat; onun sz, fiil, takrir ve terklerine ilh bir ikrar ve shhat atfetmesiyle onun snnetini sradan bir zihni faaliyet olmaktan ayrm ve Kurnn doru anlam ve beyannn belirlenmesinde olmazsa olmaz bir kriter yapmtr. Hatta vefatyla birlikte, onun, vahyin tashihine uramam btn sz, fiil ve takrirlerinin batn ya da takrr vahiy stats kazandn sylemekle ileri gitmi saylmayz.Bu balamda Hz. Peygamber in vahiyle toplumun arasnda sahip olduu konumu ve yetkiyi drt temel ksmda incelemek mmkndr;

767 768

769

770 771 772

Grmez, Mehmet, Metodoloji Sorunu, s. 209. Peygamber olup olmadn test etmek iin beer reme ile ilgi soru soran bir Yahdiye Hz. Peygamberin verdii cevap iin bkz. Mslim, Hayz 3. Hz. Peygambere bu balamda sorulan ve yalnzca bir peygamberin bilecei sorular ve cevaplar iin ayrc. bkz. Mslim, Hayz 34; Nes, Tahrmud-Dem, 18; Buhr, Menkibul-Ensar 51, Tefsru Bakara 6, Tefsru akkl-Kamer I, Menkb 27, Menkbul-Ensar 36; Mslim, Siftul-Mnfikn 4345. er-Rz, Fahreddin, smetul-Enbiy, ev. Hasan Fehmi Ulus, lim Yay., stanbul, 1986, s. 20 vd. ayrc. bkz. l-i mrn 3/33, 39, Enm 6/85, Enbiy 21/72, Sfft 37/112. Abdulcelil, sa, ctihdur-Rasul, s. 33 Kymet 75/1719. el-Buhr, Abdulaziz, Alaauddin, Keful-Esrr al Usli Pezdevi, Derseadet, III, 206.

102

a) Tebli: Vahye mazhar olmu peygamberin vahiy zerinde eksiltme ve ilave yapmakszn onu muhatap kitleye tamasdr.773 Bu fonksiyon olmakszn peygamberliin icra edilmesi imknszdr.774 Peygamber, tebli aksiyonuyla Allahn vahyini, imn ve itaat etmeleri iin insanlara iletir.775 Ancak bu konuda onlar icbar ve ikrah etmez.776 Vahyi, gereince tebli ettikten sonra da inkr tavr edenlerden sorumlu deildir.777 nk Kurnn ifadesiyle peygamberler, vahyin nuruna gzlerini, kulaklarn ve kalplerini tkayarak kr, sar ve l gibi tavr taknanlar hidayete sevk edemezler.778 Fakat onlarn hidayete gelmelerini salayc bir usul ve ortam da hazrlarlar.779 mmetlerine nasihat edip780 kalplerini yumuatmaya alrlar.781 Buna ramen inkrlarnda srar edenlerden yz evirirler.782 Teklifin ancak tebli ile kaim oluu sebebiyle Yce Allah Kurnda 33 ayr yerde bu misyonu telkin etmi783 ve her peygamber, peygamberlik geleneinin en temel aksiyonu olan bu grevi, hedef sapmaz bir gaye edinmilerdir.784 Bel bir slupla785 ve hikmetle balantl olarak gzel ve yumuak bir tle,786 peygamberler tarafndan icra edilen ve risalet misyonunun ilk merhalesi olan bu aksiyon, azap ve mkfatn, zerine ina edildii787 sorumluluun gerekesidir. Bundan dolay da peygamberler, ei emsali grlmemi bir gayretle insanlar vahye imn ve itaat etmeye davet etmilerdir.788 b) Tebyin: Vahye tabi olmak bakmndan dier insanlardan farkl olmayan peygamberin, vahyin gereklerini bizzat yaayarak insanlara gstermesidir.789
773

774 775

776 777 778

779 780 781 782 783 784 785 786 787 788

789

Ulvni, Abdullah Nsih, Vucbut-Tebli ved-Dava, Drus-Selam, (I. Bask), Kahire, 1990, s. 56. Bkz. Mide 5/67. Mide 5/92, 99, Nis 4/84, l-i mrn 3/20, 40, Ynus 10/40, 41, 82, Kehf 18/6, Enbiy 21/109, Nr 24/54, Ankebt 29/18, Ahkf 56/22, Cin 72/23. Ynus 10/10/, l-i mrn 3/20. Nr 24/54, Zmer 39/41, uar 42/6, 48, Ynus 10/41. uar 26/3, 4, Neml 27/80, 81, Rm 30/57, Ftr 35/22, Zuhruf 43/40, Nahl 16/37, Mnfikn 63/6, Ynus 10/42, 43. Bkz. Hd 11/32, Nuh 71/8, 9. Nis 4/63, Hd 11/46, Sebe 34/46. Kf 5/45, Zriyat 51/55, Tur 52/29, Al 87/9, Giye 88/21. Nis 4/63, Enm 6/68, 106. Abdulbaki, el-Mucemul-Mfehres, Belag md., s. 712. Ankebt,29/14, Arf 7/59, 79, 88, Hd 11/32, uar 26/116, 161, 163, 167. Nis 4/63, Nahl 16/125, Th 20/44. sr 17/15. Kasas 28/87, Rad 13/108, uar 42/15, Nahl 16/125. ayrc. bkz. Ahzb 33/45, 47, Ynus 10/25, Fussilet 41/33. tib, Muvfkt, III, 37.

103

Peygamber bu fonksiyonunu icra ederken fiil, sz takrir ve terk gibi ifade ve izah biimlerini kullanr.790 nk onun grevi, niteliksiz bir postaclk olmayp ayn zamanda vahyi, insanlara beyan ve izah etmekle de sorumludur.791 O, bu yetkisiyle Kurnn mcmel lafzlarn aklar, mkil olanlarn aydnlatr, genel lafzlarn tahsis edip mutlak lafzlarn takyit eder.792 Bu balamda Namaz kln emrindeki mcmellik Hz. Peygamberin Namaz benden grdnz gibi kln hadisiyle ortadan kaldrlr.793 Bylece Hz. Peygamber beyan misyonuyla mcmel, muhtasar, genel, ilkesel, tarih st ve deimez bilgisel konuma sahip vahyi, deikenliin ve eitliin alan olan hayat iin, dinamik isabetli ve canl bir tavrla izah eder. Bu izah yaparken adeta bir mhendisin bir binann projesini amele ve ustalar iin izah ve beyan etmesi gibi vahiy kltrn insan kltr iin anlamlandrr. Peygamberin bu misyonunu sradan bir beer bir faaliyet olmaktan ayran en temel unsur, onun beyan ve izahlarnn nebev bilincini ve fetanetini besleyen (gayr metluv) vahiyle oluuyor olmasdr.794 Peygamberin bu nebev fonksiyonu; vahyi, kiiden kiiye farkl yorumlanan, sradan, sbjektif bir psikolojik olgu olmaktan kurtaran yegne unsurdur. yleki; Salt kelimesi Kurnda kavram olarak geen ve Sayg ve sevgi ile Allaha ynelme anlamn tayan bir terimdir. Sayg ve sevgiyle Allaha ynelmenin ise saysz biim ve usullerinden bahsedilebilir. te peygamber beyan fonksiyonuyla burada devreye girerek saltn mahiyet ve ifa biimini akl bir itihada mahal kalmayacak ekilde tanmlar ve Allahn murat ve meetine mutabk olarak yaplan bu tanmlamann haricinde sylenen btn szleri ve nerileri ila edip l dn ilan eder. Bu balamda tamamen ya da ksmen hadis ve snneti hileyen aklc yorum anlaynn vahyi akla ve moderniteye uydurma abalar, atn nne arabay srmekten baka bir ey deildir. nk Allahla onun ilmi ve beeriyetin akl ve idrki arasndaki ontolojik fark, Allahn irade ve ilminin, beer varlk seviyesindeki tecellisi olan vahyi anlama ve yaama da akl ve psikolojik yetileri beer st bir eliye imn ve ittibay zorunlu klmaktadr. Bu zorunluluk beer sz ve metinlerle vahiy arasndaki en temel farktr. Bu fark grmeksizin
790 791 792 793 794

mid, el-hkam, II, 24. Nahl 16/43, 44, 66. ayrc. bkz. Beyhk, Snen, VIII, 76. Eb Zehra, slm Hukuk Metodolojisi, s. 107. Bkz. Buhr, Ezan 18, Edep 27; bn Hanbel, V, 53; Drim, Salt 42. Bakara 2/50, Arf 7/203, Ynus 10/15, Kehf 18/110. ayrc. bkz. Buhr, Ezan 18; Drim, Salt 42.

104

beer metin tahlillerine ilikin metotlar Kurna tatbik etmek,795 bilimsel bir ze sahip olmayp, son tahlilde beer olanla ilah olan eitlemeyi ima eder. c) Talim: Peygamber tebli ve tebyinle sunduu vahyi insanlarn gerek anlamda iselletirip ona imn ve itaat etmeleri salamak iin onlar zerinde bir retim faaliyeti icra etmitir.796 Bu misyon; vazifesi salt tayclk ve ileticilik olmayan Peygamberin vahyin anlamn besleyen ve belirleyen, ilh onaya mazhar olmu bir etkinliidir. Bu sebeple Kurnda Yce Allah, Hz. Peygamberin insanlara ayn zamanda Kitab ve hikmeti retmek iin gnderildiini ifade eder.797 Hz. Peygamber bu yetkisiyle vahy direktiflerin icra ve ifa keyfiyetlerini belli bir metot ve usul erevesinde insanlara retir. Bu retim her aamasnda lahut murakabe ve mutabakatn olmas ve vahyin hedef ve gayelerini gerekletirici imn, ahsiyet ve davranlar bireye ve toplumlara kazandrmas itibariyle nbvvetin temel unsurlarndan biri olmutur. d) Tezkiye: Vahyin gzetim ve ynlendirmesiyle gerekletirilen tebli, tebyin ve talim srecinin sonunda muhatap toplum Allahn rzasna aykr inan, huy ve ilerden nebev metotla arndrlr. Baka bir deyimle tezkiye edilir.798Bu fonksiyonuyla peygamber; hedef kitlesini, vahyin ve nbvvetin (tebli, tebyin ve talimin) ortak gayesi olan irk ve isyandan kurtarp imn ve itaate sevk ederek ideal bir kulluk bilinciyle muttasf klar.799 rat-tebli srecinin semeresi ve hslas olan bu aksiyonla Hz. Peygamber her trl edepsizliin, sapklk ve hurafenin kol gezdii bir ortamda800 behm seviyesinin bile ok altndaki bir toplumu rnek kullar haline getirmitir. Nbvvetin sz konusu bu ilerlik sreci neticesinde insanlara salad eref ve meziyet, salt zihni argmanlarla hareket edip vahyi hileyen ve insann erdem, inan ve iyiliklerini insan tesi bir st ilke ve gayeye balamad iin heder eden felsefeyle arasndaki en nemli farklardan biridir. lk insandan bu yana vahye muhatap olmu btn peygamberler ayn ortak temele sahip mesaj, sz birlii etmiesine farkl a ve corafyalarda baaryla
795

796

797 798 799 800

Bkz. Eb Zeyd, Nasr Hamid Mefhumun-Nass, el-Merkezus-Sekfiyyetul-Arab, Beyrut, 1996, s. 910. Tahvi, Eb Cafer, erhul-Menil-sar, thk. Muhammed Seyyid Cadul-Hak, MatbaatulEnvar, Kahire, t.y., IV, 233. Bakara 2/129, 151, l-i mrn 3/164, Cuma 62/2. ayrc. bkz. bn Hanbel, III, 328. Taber, Cmiul-Beyn, I, 558. Bkz. Bakara 2/129, 151, l-i mrn 3/164. Bkz. Saram, brahim, Hz. Muhammedin Peygamber Olarak Gnderildii Ortam, Diyanet mi Dergi, Ankara, 2000, s. 97 vd.

105

insanla sunmulardr. nsanlar Allahn vahyine uymaya801 ve Allah birlemeye aran peygamberler802 aras bir ihtilaf olmad gibi hem kendileri hem de mmetleri nceki kitab ve peygamberi tasdiklemilerdir.803 nk vahiy medeniyetinde a ve corafyalar farkl da olsa btn peygamberler tek bir mmettir.804 Hepsi srat- mstakm zincirinin bir halkasdr. Bu zincir ise din birlii ve ortak bir mesaj ifade eder.805 Peygamberler aras ayrm yapmak ise imn ban yitirmek iin yeterli bir sebeptir.806 Peygamberler ve mesajlar aras sz konusu uyuma ramen filozoflarn hem ada hem de dier zamanlardaki mezhepdalaryla oluturduklar tutarszlk ve derin paradokslar, vahy bilginin objektif ve evrensel, felsef bulgu ve tespitlerinde znel ve tarihsel olduunun en ak kantdr.807 Bu balamda filozoflarn, vahy bilginin hatab ve sembolik, felsef bilginin de burhn ve akl olduu iddias da bir safsatadan baka bir ey deildir. Felsefe ve din varln niinliini ve metafizik hakikatleri konu edinmelerine ramen dinin vahye, felsefenin ise salt akla dayanyor oluu aradaki ak farkn temel sebebidir.808 Hatta felsefe son tahlilde tanry bile sorgulamakta bir mahzur grmez.809 Dahas imn, teakkulden aciz olan avamn, akletmek ve fehmetmek konusunda bitap dtkleri yerde tehayylleriyle oluturduklar avm bir fenomen olarak deerlendirir.810 Bundan dolay da ancak bir muhbir-i sadkn vahye dayal ihbar ile bilinebilecek gayb sahayla ilgili akl saptamalarda bulunur. Bylece sevgi, itaat, hayet vb. erdemleri reten vicdan yok saymasyla insann yapp etmelerine anlam veren akn gaye ve illeti hie sayar,811 insana ok ey vaat eder ama hibir ey vermez. Filozof ve felsefecilerin daha felsefenin tanm zerinde bile anlaamam olmalar, felsefenin, insanl maddi ve manevi anlamda tatmin edecek bir ilkeler btn ortaya koymaktan ne kadar uzak olduunun en bariz

801 802 803 804 805 806 807 808 809 810

811

Enm 6/50, Tur 52/3, 4, Ynus 10/72, Th 20/27, Bakara 2/67. l-i mrn 3/79, 80 Zuhruf 43/45, Nahl 16/2, 36. Mide 5/48, Hacc 22/67, Nis 4/47, 136, Enm 6/90, 92, Ftr 35/31, l-i mrn 3/50, 179. Hacc 22/92. Ysn 36/25, Mminn 23/52, ra 42/13, Mide 5/4648, Nis 4/163. Nis 4/150152. kr. bkz. Bakara 2/136, 285. Taylan, Necip, slm Dncesinde Din Felsefeleri, stanbul, 1994, s. 205. Taylan, a.g.e, s. 4445. Erdem, Hsamettin, Problematik Olarak Din-Felsefe Mnasebeti, Konya, 1997, s. 2225. Arslan, Ahmet, Keml Paazdenin Felsef Grleri, eyhul-slm bn Keml, Ankara, 1989, s. 88. Kutub, Muhammed, ada Fikir Akmlar, III, 103105.

106

gstergesidir.812 Bu gerein aksine bn Tufeylin Hayy ve bnun-Nefisin Kmil tiplemeleriyle hedeflenen, bkir akln itikd saptamalarnn vahye edeer olduu tezi813 topik bir kurmacadan ibarettir. Felsef aklcln tad rasyonalite merkezli salt sekler sre, ana menba ve mahrec itibariyle gayr- slm bir vasfa sahiptir.814 Bu sebeple ister batnn rasyonel felsefesi, isterse dounun i aydnlamaya dayal tefekkr ve arnma felsefeleri olsun vahye imn ve ittibaya kapal olmalar dolaysyla deist bir eilime sahiptirler. Bu sebeple de ne vahyin gcne edeer bir irat ve tezkiye etkinlii saylrlar ne de vahyin anlam ieriini tebyinde meru bir fonksiyon icra edebilirler. Bu balamda Kurn anlama konusunda ortaya kan akm, yaklam ve okuma tarzlarnn mahrec noktas sekler vasfa sahip olup vahyi izaha elverili deildir.815 Biz kll manzumelerle dolu olan kitab anlayabilmek iin akl, maddeye dayanan dncenin ve genel geer akl felsefenin zerinde bir vasf tayan bir peygambere muhtacz. Kurnda Hz. Davuda verildii sylenen faslul-hitp, Hz. Ysufa verildii sylenen tevlil-ehdis, Hz. Musaya verilen furkan ve Hz. Peygambere verilen hikmet, mutlak ve kll olan esas ve kaidelerle ilgilidir.816 Bu adan onun snnetinin Kurnla ilikisi, anayasayla ynetmelikler arasndaki iliki gibidir.817 Hz. Peygamberin snnetine kaynaklk eden hikmet, vahyin mcmel ve ilkesel anlam ieriini sbjektif bir kaosa meydan vermeden gayr- metluv vahyin ynlendirmesiyle belirler ve btn inananlar balayan nesnel bir vaka olarak ortaya koyar.818 Bu fonksiyonuyla snnet herkesin ahsi beyin performansna gre Kurn anlama abas sonucu oluacak olas bir yorum anarisinin en nemli engelleyici amilidir.

812 813

814 815 816

817 818

Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 108; Erdem, Hsamettin, a.g.e, s. 18. Sami, S. Hawl, slmic Naturalism and Mysticism, Leiden, 1974, s. 2628; De Boer, slmda Felsefe Tarihi, s. 220221. Akgen, slmda Bilim ve Felsefe Anlay, s. 187. bb.bkz. Grgn, Tahsin, lah Szn Gc, Gelenek Yay., stanbul, s. 17. Grmez, Mehmet, Snnet ve Hadsin Anlalmasnda ve Yorumlanmasnda Metodoloji Sorunu, s. 209. el-Karadv, Ysuf, Snneti Anlamada Yntem, s. 85, 92. Bkz. Erdoan, Mehmet, Kurnda Ahkm yetleriyle lgili Klllik Czilik Dengesi tb rnei, slm Dncesinde Yeni Araylar, I, Rabet Yay., II. Bask, stanbul, 2001, s. 2829.

107

2) Nzl Sebeplerini Bilme Vahiy insann ftr yapsna ve beklentilerine tam tekabul etmesi bakmndan evrensel bir hitap gcne sahiptir. nsann inanma ve varln hakikatini anlama ihtiyacnn beer tabiatn deimez unsuru oluu, mutlak beere ve ftr akla hitap eden vahyin evrensel vasflarda karakterize olmasna sebep olmutur. Mutlak beere ve ftr akla hitap etmesine ramen belli bir nzl srecinde tecelli ediyor oluu, vahyin iniine sebep olan rnek olaylarn (Esbb- nzlun) vahyin anlalmasnda dikkate alnmasn zorunlu klmtr.819 Ancak vahyin belli bir tarihte belli bir olay zerine inmi olmas vahyin, nzl sebebinin tarihselliine gark olmas anlamn dourmaz. nk vahiy, mutlak irade ve ilim sahibi Yce Allahn topluma emir ve nehiylerle mdahil olmasdr. Bu mdahale seici ve ayrt edici vasfa sahiptir. Yani nzl ortamnda cereyan eden her olay iin vahyi indirmez. Bilakis bu olaylar arasnda dini insanlara sunmaya vasta olacak olaylar zellikle tercih edilmitir. Hz. Peygamberin yaad her hadise ve ona sorulan her soruya zel bir yetin inmemi olmas da yetlerin vesile edindii olaylarn, din gereini beeriyete sunmaya elverili rnekler olduu fikrini glendirir. Vahyin mutlak mutasarrf olan Yce Allahn mazi (gemi), muzari (an) ve mstakbeli (gelecei) ihata eden ilmi ilahsiyle, zel sebebe ramen yeti kyamete kadar ki mstakbel ve muhtemel btn okuyucular dikkate alarak indirmesi yani hkm mutlak beere sunmas vahyin evrenselliinin temel gerekesidir. Kurnn alar, rklar ve corafyalar st hitap gc, herhangi bir zaman dilimindeki okuyucunun, Kurnn direkt kendine indirilmi bir kitap olduunu vehmetmesine ve dolaysyla sbjektif-rasyonel bir yorum anarisine sebep olabilir. Oysaki Kurn belli bir ada, belli bir topluma ve belli bir peygambere inerek evrensel anlamn ifade etmitir. Gerek vahyin ilk muhatab ve mbellii olan Hz. Peygamberin Kurann mcmel ve muhtasar anlam ieriini izah sadedinde muttasf olduu tebli, tebyin, talim ve tezkiye gibi ilh yetkilerin vahyi doru anlamada zorunlu bir kriter oluu gerekse Hz. Peygamberin eitiminden geen ilk neslin (sahbe), vahiy vakasnn olay yeri ahitleri olmalar sebebiyle yetlerin anlamn belirleme konusundaki etkinlikleri, Kurn doru anlama konusunda nzl
819

Bkz. Vhid, Esbbun-Nzl, s. 4. ayrc. bkz. nver, Mustafa, Kurn Anlamada Siyakn Rol Btnlk zerine, Sidre Yay., Ankara, 1996, s. 126; es-Suyt, Cellddin Abdurrahmn b. Eb Bekir, Lbbun-Nkl fi Esbbin-Nzl, Drut-Tunusiyye lin-Ner, Tunus, 1984, s. 6.

108

dneminin nemini ifade eder.820 rnein; mn edip salih amel ileyenlere yiyip itikleri eyler konusunda bir gnahn olmadn ifade eden yet,821 Hz. merin hilafeti dneminde baz kimselerce, iki iilmesinde bir mahzurun olmad eklinde anlalmtr. Oysaki yetin ini sebebi, iki haram klndktan sonra baz sahbenin, haramlk hkmnden nce iki ier bir halde len mmin arkadalarnn uhrev akibetlerine ilikin olarak Hz. Peygambere soru sormalardr.822 Hz. merin esbb- nzl bilmemekten dolay oluacak yorum anarisinin mmetin tefrikasna sebep olacana ilikin endiesi de823 nzl ortamn dikkate almadan yaplan sbjektifrasyonel yorumlarn sebep ve sonularn ifade etmesi bakmndan byk nem tamaktadr. Bu balamda dier bir rnek ise Allahn zalimlerin saltanatlarn ykacan ifade iin inen yette824 geen inkalebe fiilinin, muasr siyasi slm anlaynn inklp ve devrimci lksne mesnet edilmesidir.825 Ayn ekilde hadis ve snnetin de vrud balamn analiz etmek Hz. Peygamberin sz ve fiillerini, icra edili amalarna uygun bir ekilde anlamaya yardmc olur. rnein; Hz. Peygamber ve ashbnn pabularyla namaz kldn ifade eden rivayetlere dayanarak826 bugn mescitlerde ayakkab ile namaz klnabileceini sylemek vrud balamn dikkate almamaktan kaynaklanan bir hatadr. nk o dnemde, mescidin zemini toprakt. yetlerin belirli bir nzl srecinde iniini onlarn tarihselliine dayanak yapmak nasl ifratsa, evrensellik iddiasn glendirmek iin nzl dnemini yok sayarak vahyi direkt kendisine iniyor zannetmek de bir o kadar tefrittir. Nzl sreci hakkndaki iki deerlendirme de vahiy-nzl sreci-evrensellik denklemini ifade etmekten uzak olup z itibariyle merduttur. nk vahiy her ne kadar belli bir zaman ve belli bir toplumda tecelli etmi olsa da zel konum ve sorunlara ilikin zmleri ftr ve evrensel olup, hkm ve hitap mutlak beeredir. Bu sebeple de Kurn Ey Kurey, Ey Araplar demekten zellikle saknr. Hitabn srekli Ey insanlar gibi

820

821 822 823 824 825 826

Sbjektif-rasyonel bir belirsizlikten uzak bir yorumun szn vrud balamyla ilikili olduu konusunda bkz. Collini, Stefan, Sonlu ve Sonsuz Yorum, Umberto Eco, Yorum ve Ar Yorum, trc. Kemal Atakay, Can Yay., stanbul, 1996, s. 20. Mide 5/93. Ksm, Cemalddin, Mehsinut-Tevl, Msr, 1958/1377, VI, s. 2152. tib, Eb shak, el-Muvfkt fi Usli-era, thk. Abdullah Draz, Msr, 1975/1395, III, 348. uar 26/227. Bkz. zsoy, mer, Kurn Hitabnn Tarihsellii, slmi Aratrmalar, IX, s. 141. bn Hanbel, III, 92.

109

mutlak bir slupla sunar.827 Bu slup Kurnn, hem kendisine hem de mbelliinin misyonuna ve hitabna evrensellik atfeden yetleriyle de uyumludur.828 Bu sebeple her ne kadar sebep zel olsa da hkmn genel-evrensel bazda olduu gerei zerinde, adeta tefsir uslcleri arasnda icma gereklemitir.829 yleki hesaplarna yle uygun dt iin mriklerin haram aylarn yerlerini deitirmelerine ilikin mahall bir problem bile Allahn yeri ve g yaratt gn, aylarn saysnn on iki olduu, bunlardan drdnn haram ay olduu ve asl dinin bu olduu ifade edilerek830 zel bir sebep evrensel lekte zmlenmitir.831 Sonu olarak diyebiliriz ki; vahiy mahrecini Allahn ilim ve iradesinden alan, insandaki deimeyen ze hitap etmesi sebebiyle832 evrensellikle muttasf olan, bundan dolay da mstakbel ve muhtemel btn okuyucular kapsayan ve salt Allahn irade, ilim ve tasarrufunun rn olan bir yapya sahiptir. Her ne kadar zel bir corafya ve toplumda vaki olup ksmen bir takm sebeplere binaen inse de, vahyin asl ini illet ve gerekesi, meetullahtr. Kendi katnda makbul ve muteber grd ve adna ed-Din dedii bir itaat ve kulluk sisteminin beer lemde tecelli etmesine vesile olacak olaylar seip bunlara istinaden vahyi indirmek eklinde seici olarak alan bu irade, nzl srecindeki her olaya bir yet indirmemekle, vahyin nzlnn temel gerekesinin olaylar deil, kendi iradesi olduunu ima ve ifade etmitir. yetlerin birtakm olaylara tekabuliyeti, yetlerin kastettii temel ve evrensel manay anlamada nemli bir ara olup bunlar dikkate almadan yaplacak her yorum denemesi, vahyin rasyonalize edilmesi neticesini douracaktr. 3) Btnsellii Gzetme Kurnn asl kayna Allahn ilim ve iradesidir. Bu konumu itibariyle de yirmi yl gibi uzun bir zamanda nazil olmasna ramen sergiledii uyumlu mesaj ve gaye btnl onun fevkal-beer bir kaynaktan geldiinin en nemli kantdr. Bu sebeple Yce Allah Eer Kurn Allahn dnda bir kaynaa dayansayd onda
827

828

829

830 831 832

Hacc 22/1, Arf 7/26, 158. el-Bt, M. Said Ramazan, Kurn Kermin Evrensellii, ev. dris engl, Tasavvuf lmi ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 1, sy. 1, Ankara, 1999, s. 149. Bkz. Cuma 62/3, Arf 7/158, Tevbe 9/33, Fetih 48/28, Enm 6/92, Tekvr 81/27, Enbiy 21/107. Cerraholu, smail, Tefsr Usl, s. 115121; es-Sbn, Muhammed Ali, et-Tbyn fi UlmilKurn, Dersaadet, stanbul, t.y., s. 40. Bkz. Tevbe 9/3637. Kotan, evket, Kurn ve Tarihselcilik, s. 297. Rm 30/30.

110

pek ok ihtilaflarn ve paradokslarn olacan ifade ederek833 Kurnda hibir eriliin bulunmadn834 ve ona nnden ve arkasndan batln sirayet edemeyeceini nemle vurgular.835 Kurnn gerek fesahat ve belaat gerekse bir anlam elikisine mahal vermeden neredeyse eyrek asrlk bir srede tecelli edii, onun bir mucize olarak tek kaynaktan yani Allahtan sadr olduunun en nemli gstergesidir.836 lk inen yetten son inen yete kadar Kurnn tamamnn, gerek din olan slm ifade ediyor oluu, onun btnsel bir anlam rgsne sahip olduunu gsterir.837 yleki yetler arasnda umum-husus, mutlak-mukayyed ve mcmel-mbeyyen ilikileri sz konusudur.838 Dolaysyla bir konuyla ilgili olarak Kurnn son szne ulaabilmek iin konuyla ilgili yetlerin aralarndaki btnsel anlam ilikisini dikkate almak gerekir.839 nk yetler her ne kadar bulunduklar balamda mstakil anlamlar ifade etseler de ortak konular itibariyle bir araya geldiklerinde sz konusu manann en olgun aamasna kadar btnsel anlam, farkl ynleriyle ifade ederler. Yani yetler hem bulunduklar literal konumda hem de btnsel bir konuyu ifade etmek eklinde iki ynl bir fonksiyona sahiptir.840 Bu adan Kurn, bir ksm dier ksmn tefsir eden btnsel bir kitaptr.841 Bu btnlk dikkate alnmad takdirde birbiriyle elien sbjektif-rasyonel ar yorumlar kanlmazdr. Bylece okuyucu ideolojik aidiyetlerini ve siyasal tercihlerini Kurna tasdikletmek iin sz konusu bu anlam btnln paralar. yleki Kurn her akmn tashih edici znesi olma konumundan, her ekol ve ideolojinin, doruluunu kendisine tasdiklettii epistemolojik bir nesne konumuna indirgenmi olur. rnein; Mutezile Gzler onu idrk edemez. O gzleri idrk eder.842 yetini, Musann ryetullah talebine Allahn Beni gremezsin843diyerek olumsuz karlk verdii yetle beraber

833 834 835 836 837

838 839 840

841 842 843

Nis 4/82. Kehf 18/1. Fussilet 41/42. ez-Zerke, el-Burhn fi Ulmil-Kurn, Msr, 1376/1957, I, 32. bn Teymiyye, Takiyyuddin Ahmed b. Abdulhalim, Mukaddime fi Uslit-Tefsr, nr. Adnan Zerzur, Beyrut, 1972/1392, s. 93. Ick, Ysuf, Kurn Anlamada Temel lkeler, Esra Yay., Ankara, 1997, s. 47. Ick, a.g.e, a.y. Hris, Eb Sayfiye Abdulvehhab, Dellets-Siyak Menhecun-Memn li Tefsril-KurnilKerm, Diratl-Mektebt vel-Vesik el-Vataniyye, Amman, 1989, s. 127. tib, Muvfkt, thk. Abdullah Draz, Drul-Marife, III, 420. Enm 6/103. Arf 7/143.

111

deerlendirip Allahn hem dnyada hem de ahirette grlemeyecei n kabulne gre yorumlar.844 Oysaki yetler kendi siyaklar iinde ryetullahn dnyevi artlar itibariyle imknszlna iaret eder. Bunun ahiret lemi iin mmkn olduu ise Kurnda aka vurgulanr.845 Bir dier rnekte ise Hariciler, ihramlnn ldrd hayvann mal bedelini belirleyecek846 ve kar kocann arasndaki geimsizlii zecek hakemden bahseden yeti847 grmezlikten gelip hkmn yalnz Allaha ait olduunu848 ve Allahn indirdiiyle hkmetmeyenlerin kfir olduklarn ifade eden yetlere dayanarak849 Kurnn anlam btnl kendi ideolojilerini tasdikler mahiyette bozmular ve Hz. Aliyi hakem olayna bavurduu iin tekfir etmilerdir.850 Yine Cehm b. Safvan cennet ve cehennemin ebediliini ifade eden pek ok yeti, yalnzca Allahn ebediliini ifade eden yetlerle851 yorumlayarak cennetle cehennemin fani olduu sonucuna varmtr.852 Ayn ekilde imn amelle kaim olarak dnen btn fanatik frkalar Seyyiattan tevbenin ncesinde imn edilmesi gerektiini ifade eden yete853 dayanarak bu grlerini Kurna tastikletmilerdir. Oysaki yet, siyak ierisinde deerlendirildiinde, nceki yetlerin irkten bahsettii ve seyyiat ifadesiyle de irkin kastedildii grlecektir.854 Bir dier rnekte ise Mutezile Kymette hibir dostluk ve efaatin olmadn ifade eden yete855 dayanarak efaati inkr etmi, Allahn mmin ve mttakileri bu durumdan istisna tutacan ifade eden856 ve efaatin Allahn izniyle gerekleeceini bildiren yetleri857 gz ard etmek suretiyle sz konusu anlam btnln paralamtr. Oysaki Kurnn yok dedii efaat, mriklerin putlarna isnat ettikleri efaattir.858

844

845 846 847 848 849 850 851 852 853 854 855 856 857

858

Malat, Ebl-Huseyn Muhammed b. Ahmed, et-Tenbh ver-Redd ala Ehlil-Ehvi vel-Bida, nr. M. Zahid el-Kevseri, Badd, 1968, s. 6061. Kyme 75/23. Albayrak, Halis, Kurnn Btnl zerine, ule Yay., stanbul, 1998, s. 11. Bkz. Mide 5/95. Nis 4/35. Ysuf 12/67. Mide 5/44. tib, Muvfakat, III, 390. Hadd 57/3, Rahmn 55/27. Macit, Fahri, slmda Felsefe Tarihi, s. 47. kr. bkz. Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, IV, 210. Arf 7/153. Arf 7/150151. Bakara 2/254. Zuhruf 43/67. Necm 53/26, Bakara 2/255, Ynus 10/3, Th 20/109, Enbiy 21/28, Sebe 34/23, Mmin 40/18, Zuhruf 43/86, nfitr 82/19. Bkz. Arf 7/53, Enm 6/94, Ynus 10/18, Rm 30/13, Bakara 2/48, 123, 254, uar 26/100, Mddessir 74/48, Necm 53/39, l-i mrn 3/182, Enm 6/132.

112

Yce Allah Kurnn ak ve anlalr bir kitap olduunu defaatle vurgular.859 Ftihadan Ns sresine kadar yetlerinin tamamnn sergiledii ortak gaye ve bir anlam gvdesinin mtemmim czleri olduklarn ima etmeleri, Kurnn Allahn katndan olduunun en bariz gstergesidir. Onda ihtilafl manalarn bulunmas bir yana Kurn kendisini ihtilaflar zmleyici bir kitap olarak tanmlar.860 Bu sebeple Kurn zerindeki ihtilaflarn kayna Kurnn bizzat kendisi deil, ona n yargl, ideolojik ve parac yaklam sergileyenlerdir.861 rnein ryetullahn ehadet lemi iin imknszln ifade balamnda inmi yetler,862 ryetullahtan bahseden dier yetlerden tecrit edilerek mutlaklatrldnda dnyada da ahirette de Allah grmenin imknszl sonucuna ulalr. Oysaki Kurnda Yce Allah; a) Cennetliklere olaanst nimetlerin dnda bir ilavenin olduunu,863 b) Kymet gn baz insanlarn Rablerine bakacaklarn,864 c) Baz insanlarn Allah grmekten engelleneceklerini865 bildirir. Sz konusu yetleri bir btn olarak incelediimizde ryetullah nefyeden yetlerin, hadisenin dnyev balamna delalet ettiini rahatlkla syleyebiliriz. stelik Kurnla kaynak ortakl olan snnetle oluturduu btnl esas alarak Hz. Peygamberin ifadelerine bakarsak Hz. Peygamberin, ryetullahn vaki olacana dair pek ok hadisini grebiliriz.866 Konunun ifade ettii nem sebebiyle Kurnn btnsel anlamna ilikin baz rnekler vermek yerinde olacaktr. a) Kurn eytann mminler zerinde bir etkinliinin olmayacan ifade etmektedir.867 te yandan Hz. Musa, att yumruk dolaysyla Kptinin lmesi zerine Bu eytann iidir demitir.868 Dolaysyla ilk yet itikd bir saptrma gcnn olmadn ifade eder. Hz. Musann eytana isnat ettii fiil ise itikd deil, amel bir konuma sahiptir.869
859

860 861 862 863 864 865 866

867 868 869

l-i mrn 3/138, Nahl 16/89, Enm 6/97, Arf 7/32, 52, 174, Tevbe 9/11, Ynus 10/24, 37, Hd 11/1, Ysuf 12/111, Rad 13/2, Rm 30/28, Nr 24/34, 46. ayrc. bkz. Kamer 54/17, 22, 32, 40. Nis 4/59, 105, 213. Bkz. Albayrak, a.g.e, 39. Enm 6/103, Arf 7/143. Kf 50/35, Ynus 10/26. Kyme 75/23. Mutaffifn 83/15. Bkz. Buhr, Mevkitus-Salt, 26, Tefsru Kf 4, Tevhd 24, Ezan 129, Rikak 52; Mslim, Mescid 211, mn 297298, 299, 300; Eb Dvd, Hads No: 4729; Tirmiz, Hads No: 2551, 2552, 2554; Heysem, Mecma, X, 422 Hicr 15/42. Kasas 28/15. Malat, et-Tenbh ver-Redd, s. 6567.

113

b) Yce Allah Kurnda Hz. demin topraktan,870 amurdan,871 mayalanm amurdan,872 cvk amurdan,873 yapkan balktan874 ve pimi amurdan875 yaratldn syler. Btn bu farkl ifadeler aslnda Hz. demin biyolojik tekevvn aamalardr. Bundan sonra ona ruh flenmi876 ve normal biyolojik haline kavutuktan sonra da onun nesli spermadan remitir.877 c) Kurn yerin gkten nce yaratldn878 ifade eder. Baka bir yette de Allahn g yarattktan sonra yere yneldii ve onu yaratt ifade edilir.879 kinci yette kullanlan deh kelimesi gn yaratlmasndan nce var edilmi, gk yaratldktan sonra da detayl olarak tefri edilmi arz zerindeki lahut ileme delalet eder.880 d) Kann, yenilmesi haram bir madde olduu Kurnca ifade edilmitir.881 Buradan hareketle etin iinde kalan kann hkm merak konusu olabilir. te bu konuda baka bir Kurn yeti882 akan kann haram olduunu ifade etmitir.883 e) Kurn bir yerde mphem brakt bir kavram ya da tabiri baka bir yerde izah ederek de bir btnsellik imasnda bulunur. rnein; kendilerine nimet verilenlerin884 peygamberler, sddkler, ehitler ve salihler olduunu,885 ZnNnun886 Hz. Ynus,887 lanetlenmi aacn888 zakkum aac olduu,889 meleklerin iinde yer almasna ramen blsin890 melek deil, cin olduu891 yine Kurnda ifade edilir.

870 871 872 873 874 875 876 877 878 879 880 881 882 883 884 885 886 887 888 889 890 891

Bkz. l-i mrn 3/59, Ftr 35/11, Gfir 40/67. Arf 7/12, Secde 32/7, Enm 6/2. Hicr 15/26, 28, 33. Mminn 23/12. Sfft 37/11. Rahmn 55/14. Hicr 15/29, Secde 32/9. Secde 32/8. ayrc. bkz. Cerraholu, smail, Tefsr Usl, s. 180. Fussilet 41/911. Nzit 79/30. bn Kuteybe, Tevlu Mkilil-Kurn, s. 6768. Mide 5/13, Bakara 2/173, Nahl 16/115. Enm 6/145. evkn, Muhammed b. Ali, rdul-Fuhl, Msr 1937/1356, s. 165. Ftiha 1/5. Nis 4/69. Enbiy 21/87. Sfft 37/142. Sfft 37/6264. Duhn 44/4344. Hicr 15/30, 31. Kehf 18/50.

114

Kurn salkl anlama ve anlatma konusunda btnsel yaklam o kadar ehemmiyetlidir ki Hz. Peygamber de bunu dikkate almtr. rnein; mn edip imnlarna zulm bulatrmayanlar892 yeti sahbeye ar gelmiti. nk onlar zulm her trl gnah anlamnda alyorlar ve bundan mstani olmadklar iin yetteki itaba muhatap olduklarn dnyorlard. Hz. Peygamber ise bu yetteki zulm ifadesini, irki en byk zulm olarak ifade eden yetle893 birlikte deerlendiriyor ve imnla irkin ayn anda kaim olamayacan ifade ediyordu.894 Yine Hz. Peygamber Hudeybiyede aacn altnda beyat edenlerin hibirinin cehenneme girmeyeceini ifade edince, Hz. Hafsa Sizden hi kimse yoktur ki oraya uramasn895 yetini okumu, Hz. Peygamber de Mminlerin cehenneme girmekten Allahn ltfuyla korunacaklarn ve zalimlerin orada diz km bir ekilde terk edileceklerini ifade eden yeti896 okuyarak Kurn btnsel olarak beyan etmitir.897 Bu btnsel yaklam sahbede de grmek mmkndr. rnein; bn Mesud Ey Rabbimiz! Bizi iki kere ldrttn, iki kere de dirilttin898 yetini Siz lydnz sonra sizi diriltti sonra sizi tekrar ldrp diriltecek899 yetiyle deerlendirmitir.900 Sonu olarak Kurn ne indireceini ok iyi bilen Allahn eseridir. O, Allahn stn ilim ve kudretiyle mevcudiyet bulduu iin hem literal hem de ihtilaflardan mnezzeh olan mana btnlyle mucizedir. Neredeyse eyrek asrda tecelli etmesine ramen binlerce yetin sergiledii uyum ve gaye birliktelii Kurnn, Allahn messir ve mfettiliinde mevcudiyet bulduunu gstermesi bakmndan nemlidir.901 Ondaki uyum ve btnsellik yet, siyak-sibak ve kitap (Kurnn tamam) baznda zerreden krreye, harflerinden kitabn btnne kadar gzlemlenebilir. Eer bu btnsellik gzetilmezse ya; okuyucu kendi nyarg ve ideolojik beenilerini Kurna tasdikletecek ekilde onu okur ve bu sz konusu btnl paralar ya da okuyucu bu btnl paralayarak oluturduu yanl
892 893 894 895 896 897 898 899 900 901

Enm 6/82. Lokmn 31/13. Buhr, mn 23, Enbiy 8, Tefsru Enm 3; Mslim, mn 197; Tirmiz, Hads No: 3067. Meryem 19/71. Meryem 19/72. Mslim, Fedilus-Sahbe, 163; Ahmet, III, 328; Tirmiz, Hads No: 3159. Gfir 40/11. Bakara 2/28. Bkz. Heysem, Mecma, VII, 102. Kyme 75/1619.

115

yorumlar sebebiyle ideolojikleir.902 zellikle aklc yorumun Kurna yaklam tarzn anlamak asndan Kurnn anlam btnln bozmann oluturaca bu sapmay grmek yeterlidir.903 nk aklclk sahip olduu ideolojik ve epistemolojik n yarglar sebebiyle vahyin anlattn ve dediini deil, kendilerinin anladklarn ve dedirtmek istediklerini Kurndan kompoze etmilerdir. Bu durum ise dkknlar caddesinde tekstil maazas bulmaya artland iin dier dkknlar fark etmeyen kiinin durumuna benzer.904 4) Mtebih Faktrn Dikkate Alma Allahn insana bahettii saysz nimetlerden biri olan akl, varlk misyonunu, hedef ve istikametini kendisine hitap eden vahyin iradyla bulan, alamet-i farika bir vasftr. Vahyin akla, akln da vahye tam anlamyla tekabl ediyor oluu, insann ftratnn dinine mutabk bir eilimle yaratl ve vahyin insandaki bu yap zerinden ona hitap edii, aklla vahiy arasnda olduka sk ve uyumlu hitap-muhatap ilikisi oluturmutur. yleki akln dhili din, dinin de bir hrici akl olduunu sylemek sz konusu mutabakat ifade etmek asndan olduka nemlidir. Bu balamda vahyin akla hitabnn gereklemesiyle balayan sorumluluk, imtihann kurucu illeti ve en temel gerekesidir. Vahyin iletilerini akln tastiklemesiyle anlamn kazanan bu sre dinleme, anlama, dnme ve imn edip itaatkrlama ile neticelenen gnll bir boyun bkn en derun nvesini ve muharrik enerjisini temsil eder. Bu ilikide vahiy, akla anlayabilecei iletileri sunarak imn etmesini salk verir. Akl da vahye imn ederek sz konusu ilikiyi tesis eder. Vahyin akla sunduu iletiler iinde hkim olan unsur, akln ehadet leminde var edilmi delilleri temaa ederek Allahn varlna yakinen inanmasn ve teslim olmasn salayc bir vasf tar. Ancak akn varlk seviyesinden kaynan almas ve nerdii imnn konusunun gayb olmas sebebiyle vahiy, akl d olmayan ama akl st vasf ve muhtevaya sahip bir takm hakikatleri de insana sunar. Bu balamda vahiy, gerek akln ontolojik snrll gerekse kitlesel akln kltrel enlem ve boylam iindeki mahkmiyeti sebebiyle kozmolojik adan tad zafiyetleri905
902 903

904 905

nver, Mustafa, Kurn Anlamada Siyakn Rol, s. 110. Seyyit Sabk, el-Akidul-slmiyye, Beyrut, t.y., s. 41; Seyyid Kutub, slm Dncesi, trc. Akif Nri, r Yay., stanbul, 1973, s. 41. Ick, Ysuf, Kurn Anlamada Temel lkeler, s. 77. Emin, Ahmed, Duhal-slm, (X. Bask), Beyrut, 1969, III, 15.

116

dikkate alarak, sz konusu gaybi hakikatleri ifade ederken mtebih (kapal) bir slup kullanmtr. Bu balamda Yce Allah Kurnda yle buyurur: Sana kitab indiren Odur. Onun bir ksm muhkem906 olup bunlar Kitab (Kurn)n temelidir. Dier yetler ise mtebihtir.907 Kalplerinde erilik bulunanlar fitne ve keyfi yorum amacyla mtebihlerin peine derler. Hlbuki mtebih yetlerin yorumunu ancak Allah bilir. limde derinlemi olanlar da nandk, hepsi Rabbimizdendir derler. Bu (gerei) (kirlenmemi) akla sahip olanlardan bakas dnemez.908 Bu yet Necranl Yahudi ve Hristiyanlarn gayb hakikatler konusunda akl yrterek Hz. Peygamberle tartmalar zerine inmitir.909 yetin anahtar kavram olan tevl z anlam itibariyle bir eyin znn ya da bir vakann nasllnn ortaya kmas anlamn ifade ederken,910 bu kavrama daha sonra tefsir ve beyan anlamlar da verilmitir. Bylece tefsir (beyan) anlamdaki tevlle vuk ve keyfiyete delalet eden tevl birbirine meczedilmi ve mtebih yetlerin, anlamaya tamamen kapal olduu dnlmtr. Oysaki sz konusu yetler tefsir adan anlamaya ak ama tekevvn ve tecelli edi keyfiyetini tasavvur etme bakmndan idrk ve anlama st bir vasfa sahiptir.911 Bu sebeple bu yetler, srekli olarak kendisinin anlalabilir bir kitap olduunu ifade eden Kurnn,912 temel ve ortak gaye btnl iinde tefsir bir anlamaya msait ama vuku keyfiyetini tefekkr ve tasavvur bakmndan anlamaya kapaldr. nk dnme, mehulle ilintili olan malumlardan hareketle mehule ulama aktivitesidir.913 Hem akln ontolojik zafiyet ve acziyetlerini hem de mtebih yetlerin ierdii akn hakikatlerin akl stln dndmzde mtebihler konusunda tasavvur ve tefekkr bir tevlin imknszl ortaya kar. Bu sebepledir ki Yce Allah, Kurnda kendi zat iin bahsettii yedullah,914 vechullah,915 aynullah916 ve
906

907

908 909 910

911 912

913 914

Muhkem: Tek bir yne delalet edip anlalmasnda glk olmayan yettir. Bkz. es-Suyt, Celalddin b. Abdurrahmn b. Eb Bekir, el-tkn fi Ulmil-Kurn, Kahire, 1978, IV. Bask, II, 16. Mtebih: Birden fazla yne delalet etmesi sebebiyle anlalmasnda glk olan yetlerdir. Bkz. es-Suyt, a.g.e, a.y. l-i mrn 3/7. bn Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm, I, 6869; Taber, Cmiul-Beyn, III, 118. bn Fris, Ebl-Hseyn Ahmed, Mucemul-Mekyisil-Lua, Msr, 1972/1392, I, 162. ayrc. bkz. Ysuf 12/36, 37, 44, 45, Arf 7/53, sr 17/35, Nis 4/59. Bkz. Ick, Ysuf, a.g.e, s. 110. Bkz. Fussilet 41/3, 44, Ysuf 12/2, Rad 13/37, Th 20/13, r 42/7. ayrc. bkz. Hicr 15/22, Arf 7/57. Tehnev, Kef, I, 1386, Beyrut basks, y.y., 1278/1861. Fetih 48/10, Sd 38/75.

117

istiv917 gibi akn vasf ve olaylarn keyfiyeti hakkndaki btn akl tasavvur ve tefekkrlerden mnezzeh olduunu Hibir ey Onun benzeri deildir918 yetiyle ifade eder. nk tarihsel bir varlk olan insann, gayb ve akn vasf ve olaylar tasavvuru, gaibi ahide kyaslama dolaysyla da akn ve mnezzeh olan seklerize etmeyi ifade etmektedir. te bundan dolay Yce Allah Kurnda Allaha misaller getirmeyin919 buyurur. Bu balamda mtebihlerin her iki ekilde de tevlini mmkn gren aklclarn dayanak noktas olan sz konusu yetteki Allah ile erRsihne fil-ilm arasndaki vav atf vav olarak grme ve dolaysyla da mtebihi Allahla birlikte limlerin de bilebileceini ifade etmek son tahlilde bir hatadr. nk sz konusu vav atf deil, istinafiye denilen yeni bir cmlenin balang vavdr.920 stelik imn, tefekkr sahann stnde kalana bilgisel olarak ihata edilemese de inanlmas olarak dndmzde, yetin sonunda limlerin bu yetlere imn ettik demeleri de bu gr perinler. Bu sebeple yetin hem siyaksibak ilikisi hem de nzl sebebi mtebihlerin, bilgi ve tasavvurun deil, imnn konusu olduunu ifade eder. Bu balamda Yce Allah mriklerin lm sonras diriliin nasllna ilikin srarl sorularna921 akl tasavvuru deil, imn teslimiyeti nceleyen bir slupla, u anki var olmuluun ve yaratlmln lm sonras dirilie delil olduunu ifade ederek cevap verir.922 Bu sebepledir ki selef ulemas mtebih yetlerin tefsir anlamda tevlini mmkn grrken vuku keyfiyetinin kavranmas anlamndaki tevli ancak Allahn bilebileceini ifade ederler.923 Hz. Peygamberin oluturduu saf imn ortam iinde sahbeyi kiram sz konusu yetler hakknda haddi akn sorular sormam, Hz. Peygamber de bu yetlerin muhtevalar hakknda aklamada bulunmamtr. nk onlar sz konusu

915 916 917 918 919 920

921 922 923

Rahmn 55/27. Kamer 54/14, Tevbe 9/39. Th 20/5. r 42/11. Nahl 16/74. el-Kettn, Cedelul-Akli ven-Nakl, s. 183, 503, 203; Koyiit, Talat, Hadsilerler Kelmclar Arasndaki Mnakaalar, s. 232; Sabri, Mustafa, Mevkiful-Akl, IV, 230, 398. sr 17/49, Mminn 23/82, Secde 32/10, Rad 13/5, Ysn 36/77. Bkz. Ysn 36/78, Enbiy 21/104, sr 17/51. Kurtb, el-Cmi, IV, 1618; bn Teymiyye, Deru Tearudil-Akli ven-Nakl, V, 381. Selef ulemas iinde Mchid ve Rebi b. Enesten oluan bir grup sz konusu yetteki vav atf vav olarak deerlendirip mtebihleri Allahla birlikte limlerin de bilebileceini ifade etmilerdir. Suyt, el-tkn, II, 4; bn Kuteybe, Abdullah b. Mslim, Tevlu Mkilil-Kurn, thk. Seyyit Ahmet Solcar, Kahire, 1954, s. 7273.

118

alanda aklla deil, imnla aktif olabileceklerini ok iyi fehmetmilerdi.924 Hz. merin mtebih yetler konusunda ileri geri konuan birini fitne kartt iin dvdrmesi,925 fukaha olan sahbenin en nde gelenlerinden olan Hz. merin Hz. Peygamberden devrald bu anlay ve mtebih yetler zerindeki akl yorumlarn douraca muhtemel riskleri ifade sadedinde olduka nemlidir. mm Malikin stiv malumdur, nasll mehuldr. Onunla ilgili soru sormak bidattir sz de926 mtebihlerin isbt- vuk (gerekleeceini anlama ve bilme) anlamnda bilinebileceini ama idrk-i vuk (gerekleme keyfiyeti) bakmndan bilinmesinin imknsz olduunu ve bu keyfiyetle ilgili soru sormann bidat olduunu ifade etmesi bakmndan olduka nemlidir. Bu balamda mtebih yetler konusunda Hz. Peygamberin, ashbnn ve selef ulemasnn tavr tevl deil, tefvizdir.927 Yani idrkinin imknszl sebebiyle vuku biim ve keyfiyetine ait bilgiyi Allaha havale etmedir. Ancak vahyi yok sayarak gayb sahasyla ilgili birtakm rasyonel saptamalar yapan felsefe928 ve zellikle de Aristo mant, ilk dnem aklclar (Mutezile ve Meai filozoflar) tarafndan mtebih yetleri orumlamada bir materyal olarak kullanld. Oysaki bu mantk, sofistik muarzn entelektel tuzaklara drmeyi amalayan koruma, savunma ve ispat psikolojisine dayal bir yapya sahiptir. Kurnn mant ise savunma ve ispata deil, beyan ve hidayete yneliktir.929 mn iin, aklen kavranabilirlii esas alan aklclar bu balamda metafizik inan konularnada imn iin, bunlarn akl ablonlara oturtulmasn zorunlu grrler.930 Bu balamda l-i mrn sresinin 7. yetindeki er-Rsihne fil-lmin imnnn makul ve muteber olabilmesi iin mtebih yetleri aklederek onlara imn etmeleri gerekir.931

924 925 926 927

928

929

930 931

el-Kettn, Cedelul-Akl ven-Nakl, s. 578. Drim, Snen, I, 54; Gazzl, Faysalut-Tefrika Beynel-slmi vez-Zenadika, Msr, t.y., s. 34. el-Beyhk, Eb Bekir b. Ahmed b. Hseyin, Kitbul-Esm ve-if, Beyrut, 1984, s. 516. el-Herev, Abdullah b. Muhammed b. Ali el-Ensar, Zemmul-Kelm, thk. Smeyh Duaym, Drul-Fikril-Lbnani, Beyrut, 1994, s. 58. Bkz. bn Receb, el-Hanbel el-Hafz, Fadlu lmis-Selef ala lmil-Halef, thk. Yahya Gazzavi, Drul-Beiril-slmiyye, Beyrut, 1407/1983, s. 40. Krca, Celal, Mzakereler, Kurn ve Tefsr Aratrmalar, Ensar Neriyat, stanbul, 2002, III, s. 467468. el-Kettn, a.g.e, 578. el-Kettn, a.g.e, 591594.

119

Onlara gre metafizik ierie sahip olsa da bir yetin akledilebilir olmas ayn zamanda o yetinin shhatinin de bir nianesidir.932 Aklclara zellikle de Meailere gre Kurnn tamam ayr ayr bu shhat nianesine muhtatr. Onlar bu tavrlaryla, Kurnn btn yetlerinin ilah sahihliinin bir muhbir-i sadkn ihbaryla sbt bulduu gereinin grmezlikten gelirler. Hatta mtebih yetleri bilmede kendilerinin peygamberden daha muktedir olduklarn ima ederler.933 Bylece zelde tanry genelde btn gayb sahay akla sacak ekilde determinize ederler. Vahiy ise byle bir anlay indirgemeci olarak deerlendirir.934 Bu indirgeme sonunda, ya mcessime ve mebbihe ekollerinde olduu gibi gayb hakikatleri maddeletirme935 ya da bu hakikatleri maddeletirmeden ar tenzhi bir metodla, gaibi ahide hamletmek suretiyle tevl etmek gibi iki u gr olumutur. Bu balamda krs (maddi deil) manevi bir ynetim merkezi936 olarak kabul edilmi, yedullah, vechullah ve istiv gibi mtebih ifadeler de delalet ettikleri metafizik keyfiyetleri yok saylarak akl bir tevlle g, zat ve ynetim kudreti olarak yorumlanmtr.937 Sz konusu yorum ve grlere kabir azabnn inkr, cennet ve cehennemin u anda yaratlmam olduu, lm meleinin inkr gibi pek ok misal verebiliriz.938 limde rsh sahiplerinin mtebih yetleri bileceini iddia eden Mutezile de939 mtebih yetlerin anlalamamasnn Kurnn ak bir kitap olduu ilkesiyle badamayacan syler.940 Bu sebeple de sz konusu yetteki vav balang deil, atf vav olarak grr.941 Oysaki er-Rsihne fil-ilm ifadesi illallah ifadesine atf olarak grlrse yeklne diye balayan cmlede bir fail eksiklii ya da belirsizlii durumu ortaya kar. Rsh sahibi limlerin mtebihi anlayabileceini iddia eden Mutezileye gre istiv942 hkimiyeti, vechullah943 Allahn zatn, aynullah944 Allahn ilmini, Allahn her an insanla beraber olmas945
932 933 934 935 936 937 938 939 940 941 942 943 944 945

el-Kettn, a.g.e, 564. el-Kettn, a.g.e, 583584. Taylan, Necip, slm Dncesinde Din Felsefeleri, s. 32. en-Ner, Ali Sami, slmda Felsef Dncenin Douu, II, 111. en-Ner, a.g.e, II, 114 Malat, et-Tenbh, 113. Malat, et-Tenbh, 116. Kd Abdlcebbr, Mtebihul-Kurn, s. 1516. a.g.m., a.g.e, s. 16. Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, Kahire, 1988, s. 62; ez-Zemaher, el-Kef, II, 413. Arf 7/54. Kasas 28/88. Th 20/39. Hadd 57/4.

120

ise zatlik bakmndan deil, himaye ve koruma bakmndan bir birliktelii ifade eder.946 Mtebih yetler konusunda ayn aklc yaklam 18. yyn ikinci yarsndan itibaren balayan son dnem aklclkta da aynen grlr.947 Grld zere l-i mrn sresinin yedinci yeti geni bir dnce yelpazesinin deiik yn ve yollardan kendisine kt bir ana meydan gibidir.948 Bu meydann kavak noktas ise sz konusu vavn balang m yoksa atf vav m olduu meselesidir. Bu vavn balang vav olduunun en nemli delili yetin siyak-sibakna anlamn veren sebeb-i nzludur. Necranl Ehl-i kitabn metafizik konularda zellikle de Hz. sann Allahtan bir ruh olmas hakkndaki sorular zerine sz konusu yet inmitir.949 Bu yetin, Yahudilerin hurf-u mukattalar hakkndaki sorular zerine indiine ilikin rivyetler de vardr.950 Tefsr Uslyle ilgili eserlere bakldnda Kurnn yetlerinin bilinebilirlik ynnden drt ksmda mtalaa edildiini grrz. Buna gre herkesin, dil bilgileri sebebiyle yalnz Araplarn, muhakkik limlerin ve yalnzca Allahn bilebilecei yetler vardr.951 Kymet alametleri ve ondan sonraki lemin keyfiyeti tekevvn biimi, kyametin vakti, hurf-u mukattalar gibi mtebihleri herhangi bir beerin bilmesi imknszdr.952 Gayb alan iaret eden mtebih yetlerin dndaki yetleri insanlar akllar, ilim ve tefekkrleri orannda idrk ederler. Hz. Peygamberin Hz. Ali ve bn Abbas iin Allahm ona tevli ret duasndaki tevl de bu alanla ilgili derun bir anlay kabiliyetini ifade eder.953 Daha dorusu tevlin tefsir ve beyana tekabl eden ksmna iaret eder. nk Hz. Peygamber mtebih yetlere tbi olanlar zemmetmi954 ve rnein Allahn zat ve kader zerinde dnlmesini ve konuulmasn yasaklamtr.955 Onun bu tavr, meleklere diilik atfeden mrikleri

946

947 948

949 950 951 952 953

954 955

Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, Kahire, 1965, s. 600 vd.; er-Ressi, Kasm b. brahim smail, Kitbu Uslil-Adli vet-Tevhd, thk. Muhammed Ammr, Drul-Hilal, Kahire, 1971, I, 105. Baljon, a.g.e, 6873. Kl, Sadk, Kurn Kermin Inda Tefekkrn Boyutlar, lim-Sanat, Ocak-ubat, 1987, sy. 11, s. 62. Suyt, ed-Durrul-Mensr, II, 6. Taber, Cmiul-Beyn, III, 177. Rz, Meftihul-Gayb, III, 188190; Suyt, a.g.e, II, 7. Suyt, el-tkn, II, 5. lus, Rhul-Meni, III, 85. ayrc. bkz. bn Hanbel, Msned, I, 266, 268, 314; bn Mce, Snen, Mukaddime, II. Buhr, Tefsru l-i mrn, I; Mslim, lim, I; Eb Dvd, H. No: 4598; Tirmiz, H. No: 2993. Suyt, el-Cmius-Sar, I, 132; Acln, Keful-Hafa, I, 311; Tirmiz, Kader, I.

121

Onlar meleklerin yaratlna ahit mi oldular?956 diye azarlayan ve salt akl tefekkrle gayb hakikatleri tespit etmeyi kerih gren Kurnn tavryla da uyumludur. nk insan m badet-tabada vahiy olmadan bir hitir.957 Vahiy bu alanda bilgi verdiinde ise bunu ya olduka az ve snrl tutmutur958 ya da olduka kapal bir slupla mtebih olarak (tekevvn biimini ve keyfiyetini deil) gayb olaylarn ve varlklarn mevcudiyetlerini ihbar ve ifade etmitir. Bu sebeple gayb (metafizik) hakikatler konusunda mtebih, gne karsnda gz iin koruyucu gne gzl gibi akla giydirilmi koruyucu bir zrhtr. nk bu yetlerin ihtiva ettii olay ve varlklarn ontolojik keyfiyetleri fevkal-akl bir mahiyete sahiptir. Zaten vahiy de bu mahiyet ve keyfiyetleri deil, sz konusu olay ve varlklarn mevcudiyetini insana bildirmeyi amalamtr. Hzr-Musa kssasnda; Musann beraber yolculuk talebine Hzrn Hafsalann alamayaca eye nasl dayanabilirsin?959 demesi ve Hz. Musann yolculuk esnasnda ehadet leminde cereyan eden olaylarn akl st hikmetlerini bilememesi ve tahamml edememesi beer akln istidad konusunda nemli ip ularna sahiptir.960 Bu sebeple insan vahyin irad olmadan dnyevi hikmetleri dahi kavramaktan acizken mtebiht aklla kavrama ve tasavvur etme iddias aklc bir mitolojiden te gemeyen bir hurafedir. Akln haddini aarak bu konularda sz sylemesi kk bir evde aydnlatan kandilin byk bir lde hilemesi gibidir.961 Bu sonsuz l akl, kendi z n kaybetmeden ancak vahye tabi olup ona imn ederek aar. Bu sebeple Kurn, zanla salam bilginin arasn ayrd gibi962 salkl dncenin rnyle hayalin arasn da ayrr.963 Metafizik konular dnmek ise Kurnn ifadesiyle gabya ta atmaktr.964 Dolaysyla gayba imn antik a ve skolstik retilerindeki lahut vasfn kaybetmi dogmalarn oluturduu akide sistemi karsnda akl susturmak deil, akl st sahann arlnn altnda ezilip sapmadan akl kurtarma faaliyetidir. stelik Kuranda akl aktiviteye kapal bu alana ek olarak,
956 957 958 959 960 961

962 963 964

Zuhruf 43/19. en-Ner, slmda Felsef Dncenin Douu, I, 64. sr 17/81. Kehf 18/6768. Bkz. Kehf 18/7082. mer Mahir Alper, bn Kemlin Risle fi Beynil-Akli, slm Aratrmalar Dergisi, sy. 3, yl: 1999, s. 250. Nis 4/157, Enm 6/116, 148, Ynus 10/36, 66, Csiye 45/24. Bakara 2/119, Nis 4/123. Kehf 18/21, l-i mrn 3/154.

122

tehlike oluturacak her trl rlativizmi imknsz klacak, itikd, ahlk ve amel iin son dererce nemli muhkem yetler vardr.965 Mtebih yetlerin phe ve saldr malzemesine dnmesi sebebiyle bu yetleri tecsm ve tebhe dmeden Kurn ve er-i erifin ruhuna uygun bir ekilde yorumlamak zorunlu ve kanlmaz olmutur.966 Ancak sz konusu yetlere psikososyal saiklerle getirilen yorumlar, yetlerin iaret ettii gayb anlamlarn vukuuna halel getirmez. rnein; Allahn hem elinin olduunu hem de Allahn yaratlmlardan hibirine benzemediini dnrsek, yedullah bizim iin, keyfiyetini ancak Allahn bilebilecei bir ekilde mtebihtir.967 Her ne kadar tevl edilse de metafizik bir mevcudiyetinin olmad anlamna gelmez. Tm yeryznn kyamet gn Allahn avucunda, gklerin de sa elinde olacan ifade eden yetle ilgili968 Hz. Peygamberin, bu olayn aynen gerekleeceini el iaretleriyle ima edii de969 bu hakikati destekler. Bu balamda yed, vech, ayn gibi Allaha izafe edilmi ifadelerdeki teabh rnein yede g, veche zat, ayna grme ve gzetme anlam vererek tevl edip kaldrmak mmkn ve dahi sz konusu provakatif saldrlar sebebiyle de elzemdir. Ancak Allahn zat ve sfatlarn, cenneti ve nimetleni biimini, cehennemi ve azap gr eklini, bas, melekleri, ruhu vb. mtebihleri ihtiva eden yetlerdeki kapallk ve zellikle yukarda ifade ettiimiz yette ifade edilen teabh manzara tevli bilinemez bir konum arz etmektedir. Bu sebeple mtebih yetlere, ihtiyat ve himaye gayesiyle de olsa getirilen yorumu yetin hakiki anlam ve tek tevli kabul etmek lafzlarn ihtiva ettii lahut metafizik tabloyu ve srl balam dnyeviletirmeye ve sradanlatrmaya neden olacak riskli bir yaklamdr.

965

966 967

968 969

Aydn, Mehmet S., slm Rasyonellik zerine Baz Dnceler, II, Uluslar Aras slm Dncesi Konferans, stanbul, 1997, s. 112. zellikle bn Hanbelin yorumlar iin bkz. Zerke, el-Burhn, II, 79. er-Rz, Fahreddin, Essut-Takds, thk. Ahmet Hicz, Mektebetl-Klliytil-Ezheriyye, Kahire, 1986/1406, s. 220221. ayrc. bkz. Duman, Zeki, Mzakereler, Kurn ve Tefsr Aratrmalar, III, Ensar Nr., stanbul, 2002, s. 467468. Zmer 39/67. Mslim, Mnafikn, 23; bn Hanbel, II, 324; bn Mce, Mukaddime, 13. Hz. Peygamberin Biz o gn gkleri kitap sahifesi gibi dreriz. Enbiy 21/104 yetiyle ilgili benzer beyan iin bkz. Buhr, Tevhd, 6.

123

5) Sahbenin Konumunu Dikkate Alma Hz. Peygamber icmal, ihtisar ve ilkesel olan Kurn; tebli, tebyin, talim ve tezkiye misyonuyla hayatiyete dntrm ve bir toplum ina etmitir. Bu sebeple Hz. Peygamberin snneti slm toplumunun kurucu ilkesidir. Yourdun st mayalad gibi vahiy, ncelikle kalbine indii peygamberde nebev bir ahsiyet ina etmitir. Bu balamda zelde Hz. Peygamber genelde ise onun yetitirdii ashb, Kurnn oluturmak istedii en ideal insan ve toplum modelini ifade ederler. Kurnn neredeyse eyrek asrlk uzun bir nzl srecine serpitirilerek yaamsal kalplarda tebellr etmesi ve ashbn bu nzln hem muhataplar hem de ahitleri olmalar sebebiyle vahyin arka planna ve kll rgsne olan vukufiyetleri, tarihin muahhar dnemlerinde asla elde edilemeyecek bir zerklii onlara kazandrmtr. Hz. Peygamberin ve vahyin irat ve denetiminde mevcudiyet bulan bu sosyal mimarinin, nzl atmosferi iinde vahiy ve Hz. Peygamberle organik diyaloglar sonucu elde ettikleri, Kurn anlama ve yaama felsefeleri sonraki nesiller iin rnektir ve balayc bir yapya sahiptir.970 nk onlar hem lafz ve manaya hem de nzln sebep ve balamna tam anlamyla vakftlar.971 Bu sebeple Kurn doru anlama ve yaama konusunda onlarla dier nesiller arasndaki fark, bir olayn grp yaayanlaryla sadece duyanlar arsasndaki fark gibidir. Nzl srecindeki problemlere, vahyin zmlerine ve vahyin gelmedii zamanlarda da Hz. Peygamberin itihat mantna ahitlik etmeleri, onlarda hem vahyin hem de Hz. Peygamberin tasvibine mazhar olmu bir anlama ve itaat bilincini ina etmitir. Bu balamda Hz. Peygamber Yemene vali olarak gnderdii Muz b. Cebele karlaaca sorunlar nasl zeceinin sormu, o da zellikle Kurn ve snnetle bu problemleri zeceini eer zm bu ikisinde bulamazsa (Kurn ve snnetin oluturduu) reyi ile meseleye are arayacan syleyince972 Hz. Peygamber memnuniyetini izhar etmi ve Allaha kretmitir.973 Yine Hz. Peygamber mteaddid defalar ashbnn dini anlama ve yaama konusunda en baarl nesil

970

971 972 973

Cveyn, mmul-Haremeyn Ebl-Meli Abdulmelik, el-Burhn fi Uslil-Fkh, Katar, 1978, II, 1352; bn Kayyim el-Cevzyye, lmul-Muvakkn an Rabbil-lemin, Kahire, 1955, IV, 148 149. Dehlev, Hccetullhil-Blia, Beyrut, 1990, V, 379. Tirmiz, Ahkm, 3; Eb Dvd, Akdiye, 11; bn Hanbel, I, 37. Benzer rnekler iin bkz. Buhr, lim, 39; Mslim, Vesya, 20; Eb Dvd, Nikh, 31; Tirmiz, Nikh, 44, Ahkm, 51, tism, 1. ayrc. bkz. Suyt, Trihul-Hulef, Kahire, 1952, s. 52.

124

olduunu,974 sonraki nesiller iin yldzlar gibi yol gsterdiklerini975 ifade etmesi ve bu balamda varid olmu saysz hadisler976 Hz. Peygamberin en byk eseri olan ashbn Kurn ve snnetin doru anlalmas ve yaanmasnda olduka nemli bir prototip olduunu ifade eder. Hz. Peygamberin sz konusu hadisleri, zelde Ensar ve Muhacirden977 genelde de tm ashaptan raz olduunu bildiren Kurnn ifadeleriyle de uyumludur.
978

Bu balamda snnet Kurnn, ashb- kiram da snnetin

mcessem ve mahhas alm ve en orijinal pratiidir. Hz. Peygamberin, Kurn ve snneti batl bir usulle anlama ve yaamayla dlecek bidat batana kar mmetini srekli uyarmas,979 bidatten en nemli kurtulu yolunu Kurnn en doru anlama ve yaam biimi olan snnete ve sahbenin yoluna tabi olmaya balamas980 ve bu yoldan sapn srat- mstakimden kopup eytana tabi olmayla ayn anlam tadn ifade etmesi,981 sahbenin Kurn doru anlama ve yaamann ilh projesi olan snnetin en mcessem hali ve simgesi olduklarn vurgulamas bakmndan olduka nemlidir. yleki Kurn doru anlama ve yaama nasl ki snnetle kaim ise Kurn ve snnetin en doru anlam ve yaam zne ulama da, sahbe neslinde tecelli etmi olan yaayan snneti dikkate almaya baldr. Bu balamda Kurn, doru bir kulluun ve cenneti kazanp cehennemden kurtulmann metodunu verirken snnete tabi olmay, mminlerin yolu dedii ashba tabi olmayla birlikte zikreder.982 Bu adan sahbenin Kurn ve snneti anlama, yorumlama ve yaama bakmndan konumu bir nehrin menbandaki safln, duruluunu ve orijinalliini ifade eder. Aklc yorumlarn en ok tecelli ettii mtebih ve gayb konular ihtiva eden yetler karsnda ashbn akl tasavvur ve tefekkr deil, imn ve teslimiyeti

974

975 976 977 978 979

980 981

982

Bkz. Buhr, ehadt, 9, Fedilul-Ashb, 1, Rikak, 7, Eymn, 27, Cihd, 76, Menkb, 25; Mslim, Fedilus-Sahbe, 214215, 221; Nes, Eymn 29; Eb Dvd, H. No: 46574658; Tirmiz, H. No: 22212222, 3858, 3861, 3862. Mslim, Fedilus-Sahbe, 207; Tirmiz, H. No: 3865. Bu konuda derlenmi rivayet koleksiyonu iin bkz. Rudn, Cemul-Fevid, V, 88217. Tevbe 9/100. Bkz.Tevbe 9/88. Mlik, Muvatta, Kader 3; Tirmiz, H. No: 3788, 2676, 2664; Eb Dvd, H. No: 4604; bn Hanbel, IV, 131; II, 367, 483. ayrc. bkz. Buhr, Edep 70, tism 3, 20, Mevkt 7, Sulh 5; Mslim, Akdiye 1718; Heysem, Mecma, I, 88, 129, 169, 172. Tirmiz, H. No: 2641. bn Hanbel, I, 435, 465; Drim, I, 67; Hkim, Mstedrek, II, 318; Taylis, Msned, H. No: 244; bn Hibbn, H. No: 67. Nis 4/115. ayrc. bkz. Elmall,a.g.e., III, 1465, 1466; abn, Zekiyyddin, Fkh Usl, s. 110.

125

ncelemeleri de olduka nemlidir.983 Bu balamda onlar ahkm ihtiva eden yetlerle ilgili sorular sormalarna ve hatta bu nedenle pek ok yet de inmesine ramen fevkal-akl konularda imn ve teslimiyeti tercih etmeleri akl-vahiy arasndaki en meru ve ideal bir ilikinin rndr.984 Onlarn, aklcln ve mezheb tefrikann suistimal ettii yedullah985 kabzatullah986 nefsullah987 gibi pek ok konuda tevli de tatili de terk edip hakiki tevli Allahn ilmine havale etmeleri olduka nemlidir.988 nk onlar gayb bir hakikati ifade etmesine ramen yedullaha kudret anlamn vererek akl bir yorum yaptklarnda yetin akl st metafizik boyutunu iptal edeceklerinin989 ve kendi sahasnn dnda akl suistimal etmi olacaklarnn990 farkndaydlar. Vahiy ve snnetin ina ettii, madde ile manay, akl ile nakli, ruh ile bedeni ve dnya ile ahireti dengeleyen bu atmosferden uzaklaldka Kurn, her okuyucunun kendi sbjektif ve salt bireysel perspektifine gre tefsir edilmitir.991 Hicri I. yydan sonraki fikr kamplama da bu iklimden uzaklalmasyla doru orantldr. Neredeyse eyrek asrlk bir dnemde anlam-yaam dengesinde anlalan Kurn, bu kamplamadan itibaren bir peygamberin kalbine ve bylece bir toplumun barna inmi ve bir yaam biiminin kurucu ilkeliini yapm olmas gz ard edilerek sanki okuyana bir celsede inzal edilmi tek ciltlik mazruf bir materyal haline dntrlmtr. Bylece yirmi yl boyunca muhatabn evirip evirerek onu ina etmi bir zne olan Kurn, muhatabn kendi yaamna gre indirgenmitir. Bu andan itibaren her ideoloji kendi etnik, kltrel ve rf enlem ve boylamna gre Kurnn anlamn ina etmeye almtr. Oysaki yaplmas gereken snnet-i seniyye ile mevcudiyetlerini ina etmi bir nesilde tebellr etmi somut anlamlarla Kurn doru anlayp bu anlamn rehberliinde hayatlarn imar etmekti.

983

984 985 986 987 988 989 990 991

tib, el-tism, II, 338, Msr, 1914; rfan, Abdulhamit, slmda tikd Mezhepler ve Akid Esslar, ev. M. Said Yeprem, Marifet Yay., stanbul, 1983, s. 139. es-Sebb, Tefsr Usl Aratrmalar, 303 304. Sd 38/75. Zmer 39/67. Mide 5/110, Enm 6/45, Th 20/41, l-i mrn 3/28. et-Tehvi, erhul-Akidetit-Tehvi, el-Mektebetl-slmi, yy. 1408, s. 239. es-Sebb, a.g.e, s. 295. Aliyyul-Kri, Fkh Ekber erhi, Msr, 1905, s. 33. Nadim Macit, Ehl-i Snnet Ekolnn Douu, htar Yay., Erzurum, 1995, s. 1620.

126

6) mn hls ve taatin Kuran Anlama zerindeki Etkisi nsanlar doru yola sevk etmek iin indirilmi olan Kurn,992 insanlar, Allah inkr ve Ona isyandan, Ona imn ve itaate sevk etme konusunda ok nemli bir usl ortaya koymutur. O beer metinlerin dar olduu sadece akla ya da hislere hitap etme tek dzeliinden mnezzeh bir ekilde ayn anda hem insann aklna ve tefekkrne hem de kalbine ve hiss-i selimine hitap etmektedir. Bu durum Kurnn, dnya ile ahireti, lm ile yaam, madde ile manay, ruh ile bedeni ve aklla kalbi, ftr yaplarn esas almak suretiyle dengeleyen bir hayat kitab olmasyla yakndan ilgilidir. Bu balamda o, okuyucusu iin salt epistemolojik bir metin ve materyal deil, ayn zamanda okuyucusundan kendisine inanmasn (imn) ve talimatlarna gre amel etmesini (itaati) talep eden kurucu ve yaplandrc bir kitaptr. Bu sebepledir ki Kurn imn ve itaatin hem vahyi hem de hayat doru anlama ve anlamlandrma konusundaki etkinliini nemle vurgular.993 nk imn ve itaat salkl bir dn faaliyetinin en olgun ve mtekmil evresinde tecelli etmi bir yneli ve boyun bk faliyetidir. Bu sebeple de imn ve itaatin erozyona uramas ve nihayetinde yok olmas doru anlama ve dnme etkinliini de kademeli olarak sfrlar. Bu balamda Kurn ayn ekilde imnszlk ve itaatsizliin insann basiret, feraset ve tefekkr gcn nasl tkettiini nemle vurgular.994 nk inkr ve isyan tefekkrle imnn buluma noktas olan kalbin mhrlenmesine sebep olan bir faciadr.995 Bu aamadan sonra gz baksa da gremez, kulak duysa da iitemez. Akl her ne kadar dnse de fehmedemez.996 Bylece insan hayvanlar. Belki de daha da aalar.997 Bu anlamda vahyin amac davranlar dnyasnn mimar olan kalbi ve akl ina etmek, onu diriltmektir.998 Dolaysyla insan vahiy karsnda iradesiyle, imnl ve itaatkr bir tavr sergiledii takdirde Allahn ltfu olan bir fehim ve idrk enerjisini iktisap eder.999 Bunun tam

992 993 994

995 996 997 998 999

sr 17/9. ayrc. bkz. l-i mrn 3/103. Bkz. Hadd 57/28. Bkz. Arf 7/179, Enfl 8/65, Tevbe 9/87, Kehf 18/57, Enm 6/25, Hacc 22/32, 46, Csiye 45/23, Muhammed 47/16, Bakara 2/171. Arf 7/100. Zuhruf 43/40, Ynus 10/43. Arf 7/179, Furkn 25/44. bb. Bkz. Asr 103/13, Tn 85/15. Enfl 8/24. Hz. Alinin Kurn anlamay, Allahtan mlhem bir ltuf olarak tanmlamas iin bkz. Buhr, lim 39, Cihd 171, Diyt 31; Tirmiz, H. No: 1412; Nes, Kasme 9.

127

tersi ise insann kendi kalbini kendi eliyle kilitlemesi anlamna gelir.1000 Dolaysyla imn ve itaat akl snrlayan bir n yarg deil, tefekkre ontolojik yn ve kimliini atfeden bir n bilgidir. Bu sebeple Kurn imn edenle etmeyeni kr ile gren gibi deerlendirir.1001 yleki insan, imn ve itaatle grlenden grlmeyene yle kesin bir kanaatle ular ki Allah Kurnda bu durumu yakin imn olarak ifade eder.1002 Yani insan etkin bir imn yaamla lm sonras bir hayat daha lmeden grm ve inanm gibi olur. Kurn, vahyin ieriinin ancak imnla anlalabileceinin,
1003

btn yleki

peygamberler ve kutsal kitaplarda sz konusu olduunu ifade eder.

Kurnn, mminin imnn mnkirin de inkrn arttran bir kitap olduunu syleyebiliriz.1004 Bu balamda o salt cansz ve nesne olan bir metin deil, okuyucusuyla yaplandrmaya dayal bir ilikide okuyucunun fikr ve itikd durumuna gre onu ina eden zne bir kitaptr. O, bu diyalojik yn itibariyle adeta bir tzel kiilik sergiler. bn Abbasn ifadesiyle Kurn kendisine imn ve ihlsla yaklaann felahn, inkr ve art niyetle yaklaann da fesadn artrr.1005 Bu balamda Yce Allahn Kurn tilavetine, talanm olan eytann errinden kendisine snma ile balanmasn emretmesi,1006 tilavet ncesi zihn ve manev sistemi adeta artarak ilah szden mstefit olmaya msait hale getirme ve hem szn sahibine snma hem de sz, sahibinin muradna muvafk olarak anlama konusunda szn sahibinden istimdatta bulunma anlamn tar. Dolaysyla Kurn doru anlama, Kurn indirenle Kurn okuyucusu arasnda tesis edilecek imn ve itaate dayal bir st iliki sonucu ltfedilen lahut bir mazhariyettir. Hz. Peygamberin bn Abbas iin Allahm onu dinde fakih kl ve ona tevli ret diye niyazda bulunmas1007 ve kendisine l-i mrn sresinin yedinci yetinde geen er-Rsihne fil-lmin kim olduu sorulduunda imn ve itaati nceleyen bir tanm yapmas1008 da vahyi doru anlama konusunda muhatabn tad itikd ve
1000 1001 1002 1003 1004 1005 1006 1007

1008

Muhammed 47/23, 24. Bkz. Rad 13/16, 19. Bakara 2/3. Bakara 2/121. Enfl 8/2. lus, Rhul-Meni, I, 7. Nahl 16/9899. Buhr, Vud 1017, lim 17, Fedilul-Ashb 24, tism 1; Tirmiz, H. No: 3824; Mslim, Fedilus-Sahbe, 138. Bkz. Heysem, Mecmauz-Zevid, VI, 324.

128

ideolojinin nasl ve ne denli nemli olduu ve nasl olmas gerektiinin en somut gstergelerindendir. Bu balamda Abdullah bn mer unu syler: Hayatmda yle bir zaman yaadm ki bize Kurndan nce imn verilirdi. Bu esnada bir sre Hz. Peygambere iner sonra da biz onun helal ve haramn renirdik. Sonra gryorum ki sizden bir adama imndan nce Kurn veriliyor. Ftiha sresini batan sona okuyor da ne dediini anlamyor. Neyi emrettiini ve neyi yasakladn fark etmiyor.1009 Bu balamda Kurnn mtekmil bir ekilde tam anlamyla anlalmasnda, imn ve itaatle tecelli etmi bir feraset ve idrk yetisinin etkinliini kabul etmek zorunluluk arz etmektedir.1010 Bu sebeple Kurn salt zihn ve epistemolojik bir materyal olarak grp salt akl onu anlamada alternatifsiz tek kriter olarak dnmek esasl bir hatadan ibarettir. nk Kurn, kinatn ve onun tm unsurlarnn her an Allaha itaat ve teslimiyet iinde olduunu ifade ederek1011 lemi, insann nne bir kulluk numunesi olarak koyar ve imn etmi bir akln iktisap edecei ve ismine furkan dedii bir st yetiden bahseder.1012 Bu tavryla Kurn: zelde kendisinin merkezde olduu bir okuma biimini nceler. Okuyucunun kendisini merkeze koyarak ideolojisini Kurna tasdiklettii bir yaklam biimini de teler. Genelde ise imnl, itaatkr ve hrmetkr bir imnl okuyula imnsz, kstah ve cretkr bir oryantalist okuyuu birbirinden ayrr. Bu balamda Kurnn ancak etkin bir imn yaantyla anlalabilecek bir hayat kitab olduunu sylemekle ileri gitmi saylmayz.1013 Hz. Peygamberin dini tanmlarken Kurna kar samimi olmay da zikretmesi,1014 son kertede imnl ve ihlsl bir okumayla imnsz ve art niyetli bir okumay ayrt eder. Anlatan zne olan Kurnla, anlayan zne (ya da nesne) olan insan arasndaki diyalog da ancak bu ar niyet ilikisiyle tesis edilebilir. Eer bu niyet fesada urarsa Kurnn anlam anlaycya kapanr ve iliki tamamen bir monoloa dnr. Hayat iinde oluup bir takm ilh ilkelerle hayat imar eden bir kitap, ancak sz konusu ilkelerin gerei olan bir yaam biimi iinde anlalabilir. Sosyal ilikiler
1009 1010 1011 1012

1013

1014

Bkz. Heysem, Mecmauz-Zevid, I, 161. es-Suyt, el-tkn, II, 465. Rad 13/15, Fussilet 41/11, Nahl 16/48. Ey imn edenler eer mttaki olursanz Allah hakla batl birbirinden ayrt etmenizi salayan bir furkan size bahedecek. Bkz. Enfl 8/29. Ali zzet Begovi, Dou ve Bat Arasnda slm, ev. Salih aban, nehir Yay., stanbul, 1989, s. 22; Koyiit Talat, Hadsilerle Kelmclar Arasndaki Mnakaalar, s. 122. Bkz. Mslim, mn 95; Nes, Biat 31; Eb Dvd, H. No: 4944.

129

a ve sosyal yap zemininden soyutlanm bir metin, sadece teorik zihn fantezileri tatmin edebilir. Bu adan itikd ilkeleri, ahlk, hukuku, kssalar, emirleri, yasaklar, ibretleri tavsiye ve tevikleri derun bir insicam iinde mayalanarak btnlemi olan Kurn, ani konu deiiklikleriyle srekli tekrar ve vurgularyla, korkutmalar ve mjdelemeleriyle hayatn kendisidir. O, insana sunduu sevinler, tasalar, zntler, aknlklar, harikalar, tehditler, teribler, terhibler, tevikler ve tebirlerle okuyucusunun iinde bulunduu hayat gibi onun gznn nnde akar durur. Onun derun insicam ve mesajn anlamak iin onun talep ettii manevi ve maddi yaam rotasn tutturmak, onu doru anlamann da mihenk tadr. Onun bu aksiyonel boyutunu grmeksizin koltua yaslanarak onu anlamaya almak ya hedefi tahakkuk ettirmesi muhal bir gayretkelikten te geemez1015 ya da onu, pozitif bilimsellik ierisinde inceleme anlamna gelir. Bylesine bir inceleme iinse imn ve itaat gerekmez. Hatta artk, onun talep ettii hayat yaayarak vahiyle btnlemesi gereken okuyucuyla Kurn arasnda nesnel bir mesafenin mevcudiyet bulduunu da syleyebiliriz. Bu nesnellik ise hem bir yabanclama ve kopuun hem de okuyucunun kendi znelliini vahye tasdikletiinin bir ifadesidir. Bu balamda sahbe neslinin Kurnn en baarl ve mtekmil anlayclar olmalar, Kurnn derun btnlne olan vukufiyetleriyle ve Kurnn talep ettii imn ve itaate dayal bir hayat her ubesiyle kendi hayatlarnda ina etmi olmalaryla yakndan ilgilidir. Dolaysyla Kurn parac bir ekilde bazen onun temel btnlne zt manalar ondan karacak ekilde anlamak, Kurnn talep ettii btnsel yaamn paralanmlna ve tezadna da bir delildir. mnn temelde kabul ve teslimiyeti iermesi, bireyin ampirik ve rasyonel yetilerini hilemez. Aksine sonluluk, eksiklik ve kuatlmln verdii her eit kayg ve tedirginliin yol at kayganlktan psikolojik dinginlie eritirir. te Kurnn insana atfettii btnsel ontik kimliin en kmil mmessili olan Hz. Peygamber ve terbiye ettii sahbe neslinde bu dinginlii grmek mmkndr. Bu balamda Kurn ve onun mcessem hali olan Hz. Peygamber, her birimizin her bir irad eylemi araclyla yaandndan her insan iin adatr. Kiilie derinlik, yn ve birlik verir. Bu niteliklere sahip bir kiisel yaam btnlemi demektir. Bu
1015

Mevdd, Ebl-la, Kurn Anlamak in Temel Prensipler, ev. Mehmet Sylemez, y,y. 1969, slmi Mecmua Kitap Organizasyonu, s. 67. ayrc. bkz. Seyyid Kutub, slm Dncesi, ev. Mehmet elen-Resul Tosun, Dnya Yay., stanbul, 1987, II, 28 vd.

130

kiiliin btnletirici gc ise imndr. Nihai bir yneli olarak imn, bir bireyin toplam kiiliini ilgilendirir. Bu nedenle de yaamn btnletirici merkezi olarak ilev grr ve insann kiisel yaamnn bedensel, bilinalt, bilin ve tinsel elerini birletirir. Bylece insan vcudunun her siniri, insan ruhunun her fonksiyonu ve abas imn eylemine katlr. Bunlar, insan varlnn srekli birbirleri iinde bulunan boyutlardr. Dolaysyla imn, evresinden kopuk bir zihin meselesi veya zihne ve bedene zt olarak bir ruh meselesi olmayp, aksine btn kiiliin nihai anlam ve neme sahip bir hedefe doru odaklanm hareketidir. Bu anlamda imnn kaybedilmesi insan bnyesindeki btnletirici merkezin kayb anlamna gelir ve iinde bulunduumuz evrenin sonsuz eitlilii yannda zihnin isel hareketleri, kiilik paralanmasna neden olabilir.1016 Sonu olarak imn ve itaatin hem insann maddi ve manevi yaantsnn derleyici ve btnletirici znesi hem de Kurn doru anlamann tashih edici ve kurucu ilkesi olduunu syleyebiliriz. Bu balamda Kurn, imnl bir okuyucunun yetler karsndaki alamet-i farika vasfn zikrederek1017 salt epistemolojik bilile, imn ynelii birbirinden ayrr ve akledip bilmelerine ramen imn etmemeleri sebebiyle Kurn anlamam bir gruhu telin eder.1018Onlar bakmalarna ramen grmemekle ve duymalarna ramen iitmemekle sulayarak imnszlklar sebebiyle sergiledikleri tepkisizlii, lnn haline benzetir.1019 Bu balamda imnla desteklenmemi bir akledi ve anlama serveni akmdir. nk Kurn anlamak herhangi bir zihn faaliyet deildir. Yatay (fiziki ya da ehadet leminin) bilgiyi gerektirdii gibi dikey (vahye imnla olumu metafizik) ynelii de gerektirir.1020 Bu bilginin anlamaya katks ise salt teorik bir destei deil, pratik bir boyun bk srecinin sonunda insann derun kiiliinde olumu bir basireti ve hiss selimi ifade eder. Kurnn muteber grd akl ve anlama budur. Vahyin talebi olan bu yaamdan kopu, salkl akledii ve doru anlam zayi etmeyle e anlamldr. nk Kurn anlamak sadece Kurna doru epistemolojik bir zihn hareketi deil ayn zamanda Kurndan hayata doru, imn ve itaatle hayat ina edici bir hareketi de
1016 1017 1018

1019 1020

Yeilyurt, a.g.m., s. 127. Bkz. Mide 5/83. Bkz. Bakara 2/75. ayrc. bkz. Arf 7/179, Mminn 23/63, l-i mrn 3/7, Tevbe 9/125, Bakara 2/107, Enm 6/46, Csiye 45/23, Fussilet 41/5, Enm 6/25, sr 17/46. Bkz Rm 30/52, Ftr 35/22. Kutluer, Hikmet md., T.D.V. slam Ansiklopedisi., s. 68.

131

gerektirir.1021 Dolaysyla Kurnn zgn bir yaamla anlalmas meselesini salt zihn bir faaliyete indirgemek ve onu yaamn kurucu zneliinden epistemolojik bir kitaba dntrmek durumunda, Kurn bir kenarda kalr ve onun hakkndaki sylem kendi iinde devinir durur. C) KURNI DORU ANLAMANIN NNDEK ENGELLER Mtebih faktrnn Kurn anlamadaki konumu ile ilgili blmde deindiimiz gibi tevl; szn ifade ettii anlamn vaki olmasdr.1022 Kurnda on be yerde on yedi defa geen bu kelime, vuku bulma ve sonu verme anlamnda kullanlr.1023 Sahbe dneminin sonlarna doru balayan fikr kamplama ve her ideolojinin meruiyet temellerini Kurna dayandrmak iin, onun yetlerini lafz anlamn dnda mecaz bir balamdan deerlendirerek yorumlamalar ve bunu tevl olarak ifade etmeleriyle1024 bu kelime, akl ile kavramak, yorum ve deerlendirmeye tabi tutmak anlamlarnda da kullanlmaya baland.1025 Bylece Kurnn lafz anlam, her ideolojin ve frkann kendi hedefleri dorultusundan sbjektif-rasyonel balamda anlalmaya baland. Oysaki insanlara indirileni onlara aklamak iin gnderilen Hz. Peygamberin yaam ve onun eittii sahbenin hayat, Kurn yetlerinin objektif ve meru aklamalar olarak onun anlamn belirlemitir.1026 Bu balamda Hz. Peygamber ve ashbnn aklayc (mfessir) sz ve fiillerini, nzln sebeplerini ve balamn dikkate almadan yaplan her yorum Kurnn yetlerine, Allahn onlara ykledii anlamn dnda bir manay atfetmeyi de beraberinde getirir. nk beer akl saysz, baml ve znel olup1027 iinde bulunduu toplumun kozmolojik ve ontolojik enlem ve boylam iinde mahpustur.1028 Baka bir ifadeyle
1021 1022 1023 1024

1025

1026

1027

1028

Bkz. Cndiolu, Dcane, Kurn Anlamann Anlam, Tibyan Yay., stanbul, 1995, s. 125. bn Fris, Ebl-Hseyn Ahmet b. Zekeriyya, Mucemu Mekyisil-Lua, Beyrut, 1991, I, 162. Ick, Ysuf, Kurn Anlamada Temel Bir Problem Tevl, Konya, 1997, s. 21. Karm, Orhan, Tefsr lminde Tevlin Yeri ve nemi, (Yaymlanmam Doktora Tezi), Ankara, 1975, 3542. Eb Zeyd, lah Hitabn Tabiat, s. 280287; bn Salim, brahim b. Hasan, Kadiyyetut-Tevl filKurnil-Kerm Beynel-Gulati vel-Mutediln, Beyrut, 1993, s. 3536. Krca, Celal, mm Mturidye Gre Tefsr ve Tevl Kavramlar, Kurn ve Bilim, stanbul, 1996, s. 176. Kl, Sadk, Dil ve nann Tarihsellii Balamnda Dini Metin, Kurn ve Dil Sempozyumu Bildirileri, Van, 2001, s. 100. Birand, Kamran, Manev limler Metodu Olarak Anlam, A...F. Yay., Ankara, 1960, s. 35 vd.

132

kitlesel akln bir rn veya paras olan czi (ferd) akl, kitlesel-konjonktrel aklla byk oranda rtr.1029 Bu sebeple akln davranlar dnyasn ve tarihi yaplandrd kadar tarih ve davranlar dnyas da akl yaplandrr. yleki tarihin akln rn olduundan ok, akln tarihin rn olduunu syleyebiliriz. Yani felsefe ve filozoflar, a nasl etkilemilerse adan da yle ve daha fazla etkilenmilerdir.1030 yleki ilkel toplumlarn mitolojik karakterli varlk anlaylaryla, okltist zellikler tayan bilgi metotlar arasnda yakn bir iliki vardr. Bu balamda Aristonun ortaya att ay st lem tasavvuru ya da Batlamyusla Ptolemaiosun kozmolojik tasavvurlar, orta adaki sihir, tlsm ve kehanete dayal okltist yaklamlarla rtmektedir.1031 Orta an canl bir organizma eklinde dnlen bu kozmoloji tasavvuru yerini, aydnlanma dneminin tabiat bilimcilerinin ortaya att gne merkezli bir kozmolojiye brakm ve bylece orta an animist tabiat anlay yerini mekanist doa felsefesine brakmtr. Bu kozmolojik deiimle artk tabiat olaylarnn arasndaki ilikiler ruhsal deil, matematiksel olarak ifade edilmeye baland. Bu determinist anlay, btn doa olaylarnn, hareket halindeki madde paracklarnn birbirlerini birebir etkilemesi ile meydana geldiini syleyen mekanizmi dourmu, bu aamadan itibaren August Comte insan davranlar dhil evrendeki btn olaylar fiziksel nedenlere dayayarak pozitivizmi ina etmitir. Grld zere akl ve akmlarla bunlarn iinde nev- nema bulduu toplumlarn varlk telakkileri ve bilgi trleri arasnda birbirinin yaplandrmaya dayal helezonik ve dngsel bir iliki vardr.1032 te yandan insann Kurnda vasfedilen zelliklerine baktmzda onun pek ok zafiyet ve zrle muallel olduunu grrz. Kurnn ifadesiyle zayf yaratl olan insan1033 huysuz,1034 mal1035 ve ehvet dkn,1036 aceleci oluu sebebiyle

1029

1030 1031

1032 1033 1034 1035

1036

Cbir, Muhammed Abid, Arap slm Aklnn Oluumu, trc. brahim Akbaba, stanbul, 2000, s. 72. zlem, Doan, Tarih Felsefesi, Ara Yay., stanbul, 1992, s. 64. Hegel, George, Wilhelm Friedrich, Tarihte Akl, ev. nay Szer, Verso Yay., stanbul, 1991, s. 88. elebi, lyas, slm Dncesinde Aklclk, s. 5155. Nis 4/28, sr 17/11, Enbiy 21/37. Meric 70/1521. diyt 100/8, Fecr 89/20, Kyme 75/2021, Al 87/1617, Enfl 8/67, Tevbe 9/38, Th 20/131, Hicr 15/88, Kehf 18/46, l-i mrn 3/196197. l-i mrn 3/14, Nis 4/27, Meryem 19/59, Arf 7/81, Neml 27/55.

133

cile olarak isimlendirilen, dnyaya meyyal,1037 cimri,1038 nankr,1039 zalimcahil,1040 unutkan1041 ve tartmac1042 bir yapya sahiptir. te yandan Kurn, insann bir yandan eytan1043 ki eytan ilk rasyonel yorumu yaparak aklyla ilk sapan olarak Allah tarafndan rneklendirilir1044 ve nefis1045 te yandan da dnya hayatnn cazibe ve yanltclnn tahakkmnde kaldn ifade eder.1046 Yani insan epistemik adan yanlabilen bir varlktr. nsan bilgisi dikey anlamda dorulukla zde deildir, nsann doruluk konusundaki epistemik eriimi her zaman isabetli olmayabilir; dolaysyla bir eyin doruluu veya yanll insann onun doru veya yanl olduunu bilmesinden / tanmasndan bamsz bir olgudur. Yani, insan bilgisi dorulua, ontolojik anlamda kaynaklk etmez, aksine onu sadece kefeder. nsan bilgisi yatay anlamda da dorulukla zde deildir: nsann epistemik olarak eriim salayabildii dorularn kmesiyle gerekte doru olan veya ideal balamda bilinebilecek doruluklarn kmesi arasnda birebir bir rtmden sz edilemez. nsan bilgisini aan, onun kuatamad doruluklar her zaman sz konusudur. yleyse doruluun insan bilgisiyle zdeletirilemeyeceini; bir baka deyile, hakikatin lsnn insan bilgisi olmadn syleyebiliriz.1047 Ayn ekilde insann taklit ve zannn etkisinde kalma vasf da Kurn tarafndan zikredilir.1048 Bylece insann gzeli kt, kty gzel grme eklinde

Kyme 75/2021, nsan 76/27, sr 17/1819, Kehf 18/46, Ynus 10/5051, Rad 13/6, Hacc 22/47, uar 26/204, Ankebt 29/5354, Sfft 37/176, r 42/18, Zriyat 51/59. 1038 sr 17/100, Nis 4/125, l-i mrn 3/180, Muhammed 47/38, Tevbe 9/176, Hadd 57/24, Leyl 92/8, sr 17/19, Mcdele 58/9, Tebun 64/16, Ahzb 33/19, Furkn 25/67, Nis 4/37. 1039 sr 17/67, Zuhruf 43/15, Abese 80/17, Ynus 10/12, brhm 14/34, sr 17/28, 89, 99, Hacc 22/3866, Lokmn 31/32, Ftr 35/36, Zmer 39/8, r 42/48, Fussilet 41/49, 51, Zuhruf 43/15, nsan 76/3, 23, Fecr 89/1516, diyat 100/6. 1040 Ahzb 33/72, brhm 14/3234, Ynus 10/44, Ankebt 29/40, Bakara 2/57, l-i mrn 3/117, Arf 7/9, 160162, 177, Tevbe 9/70, Nahl 16/33, 118, Rm 30/9, Zmer 39/64, Bakara 2/67, Enm 6/35, 111, Hd 11/46, Ysuf 12/33, Kasas 28/55, Arf 7/199. 1041 Bakara 2/286, Zmer 39/8, Har 59/19, Secde 32/14. 1042 Kehf 18/54, Zuhruf 43/58, Mmin 40/35, 65, Bakara 2/258. 1043 Mide 5/27, 31, Arf 7/22, Ysuf 12/5, Ftr 35/6, Mcdele 58/19, Sd 38/8283, Bakara 2/36, Arf 7/20, 22, 27, Nis 4/119, Nr 24/21, brhm 14/22. ayrc. bkz. Hicr 15/39, 40, Sd 38/82 83. 1044 Neml 27/24, Enm 6/43, Ankebt 29/38, Arf 7/30, 1617, Kehf 18/104, Sebe 34/2021. 1045 Mide 5/30, Ysuf 12/53, 83, Th 20/96, Enm 6/32, Muhammed 47/36, Ankebt 29/64, Hadd 57/20, l-i mrn 3/14. 1046 Nis 4/27, Nahl 16/117, Arf 7/169, sr 17/18, Ftr 35/5, Arf 7/151, Lokmn 31/3, Csiye 45/37, Enm 6/70, 130, Csiye 45/35, Enm 6/70, 130. 1047 Reber, Mehmet Sait, slam Metafizii: Kavramsal Bir ereve, Ana Konulara Yeni Yaklamlar D..B. Yay. stanbul, 2007, s.107. 1048 Bkz. Bakara 2/170, Enm 6/28, Necm 53/28.

1037

134

sapmasnn kanlmazl da ayn ekilde vurgulanr.1049 yleki insan, bu sapmann sonucu nefsini ve hev-u hevesini rabb edinir.1050 Bu durum ise akletme, anlama, fehmetme, dnme ve basiretlenme yetilerinin tamamnn kaybedilmesine yani kalbin mhrlenmesine neden olur.1051 Bu sebeple insan hem fiziki (kltrel, konjonktrel) hem de ftr (psiik) pek ok saikin etkisiyle snrl ve etkilenen bir varlktr. yleki mutlak, objektif ve vahye mstani bir akl iktidar ortaya koyabilmesi imkn ve ihtimal dhilinde grnmemektedir.1052 Bu balamda akln Kurn konumunun iyi ve kty tanmlayan deil, bunlar (vahiyle) tanyan ve mucebine gre amel etmeyi salayan bir vasfa sahip olduunu sylemekle ileri gitmi saylmayz. Dhili ve hrici saikler dolaysyla baml ve znel olan akln n kabullerini ve ideolojisini metne tekaddm ettirerek1053 ona tahakkm etmesi, son tahlilde vahyin otantik anlamn bir tahriftir.1054 Bu durum ise bata ifade ettiimiz gibi psiko-sosyal ve siyasal adan yorumcunun znel anlamn vahye tasdikletmesi ve onun anlamn yorumla yeniden dizayn etmesidir. Byle bir yorum kltrel kodlarn yaplandrd kavram ve anlam dnyas iinde tutuklu olan akln, ekolist n yarg ve a priorileriyle devindii ar yorumdur ve sonuta belirsizliklerle bezeli bir kmaz sokaktr.1055 Bu balamda yorumcunun faaliyeti vahyin dediini anlamaya deil, kendisinin istinbat etmek istedii fikri vahyin lafz belirleyiciliini yok sayarak vahye itiraf ettirmeye dayal tek ynl (monolog) bir zihn faaliyettir. Bu sebeple insan vahyin lafznn hem siyak-sibak hem de kitab btnlkteki anlamna tabi olarak bu znelliinden arnr ve evrensel bilgiyi yakalar. Aksi takdirde saysz ahsiyet, yntem, kltr, nemseme ve vehmetme trlerine gre birbirini nakzeden saysz yorumun olumas mukadderdir. Yz binlerle ifade edilen peygamberlerin sylem, gaye ve mesaj birlikteliine ramen filozoflarn daha

1049 1050

1051 1052 1053

1054 1055

Fetih 48/12, Ynus 10/36, Necm 53/28. Csiye 45/23. ayrc. bkz. Muhammed 47/20, Tevbe 9/87, 93, Sd 38/26, Rm 30/29, Enm 6/119, Kasas 28/50, Th 20/16, Necm 53/23, Furkn 25/43. Bkz. Bakara 2/7. ayrc. bkz. Tirmiz, Edep 76; Drim, Fedilul-Kurn 1. zlem, Doan, Siyaset Bilim ve Tarih Bilinci, nklap Yay., stanbul, 1999, s. 73 vd. Cndiolu, Dcane, Szn z, Kelm- lahnin Tabiatna Dair, Tibyan Yay., stanbul, 1996, s. 111112. Leonard Binder, Liberal slm, s. 315. Collini, Stefan, Sonlu ve Sonsuz Yorum, Umberto Eco, Yorum ve Ar Yorum , trc. Kemal Aktay, Can Yay., stanbul, 1996, s. 18.

135

felsefenin tanmnda bile anlaamam olmalar da bunun en ak gstergesidir.1056 Bu balamda meru yorum vahyin lafz anlamn dikkate alarak vahyin hem siyaksibak hem de kitabn tamamnn btnlne uygun den yorumdur. Bu aamadan itibaren yorum, vahyin deil, vahiy yorumun doruluunun kriteri olur. Bu yorum standardnn dna kmak ise Hz. Peygamberin sahibine cehennemi mjdeledii1057 bir sapmann ve akl yorumlarla nefsi vahye tahkim etmenin bir ifadesidir.1058 Kurnn hem siyak-sibak hem de btnsel anlamnn dnda anlalmas, bir hadiste Kurn Allahn ona verdii anlamn dnda yorumlamak ve dolaysyla da sapknlk olarak ifadelendirilir.1059 nk insann grevi ftr saikler ve tevars edilmi tasavvur ve tefekkr kalplaryla vahyin anlam ieriini kendi znelliiyle donatmak deil, onun derun ve mucizev etkisine ruhunun btn menfezlerini aarak vahyin anlam ve iradyla karakterini ve benliini mayalamaktr. nsan vahyin bu tesis edici akna kendisini teslim etmeyip kitlesel tefekkrn nclleriyle onu deerlendirirse Velid b. Muirenin Kurn hakknda uzun uzun dndkten sonra onu iir olarak nitelemesindeki duruma der.1060 Sonu olarak Kurn, ilim ve irade sahibi olan ve ne indirdiini gayet iyi bilen Allahn, insanlar dnya ve ahiret saadetine isal etme fonksiyonuyla indirdii bir hidyet rehberidir. O, hem yet ii ve yetler aras siyaksibakta hem de kitabn tamamnda irat edici kll bir btnle sahiptir. yetlerin srtnda tad anlam ise olduka net ve berraktr.Bir irat ve necat kitab oluu dolaysyla manas, hibir mphemlie mahal brakmayacak ekilde tebellr etmi olan Kurn; anlatan zne, okuyucusu ise ya anlayan zne ya da en azndan dinleyip itaat eden nesnedir. Bu balamda Kurnn gsterge sistemi, kendisine ynelenin anlama faaliyetini biimlendirir ve ynlendirir. Bu sebeple Kurn doru anlamak ve doru yorumlamak onun gsterge sisteminin btnlk ve gereklerinden bamsz bir anlam ykleme olmayp Kurnn lafznn gerekten delalet ettii manay kavramak1061 ve mucebince davranmaktan ibarettir. Bunun dnda bir yorum biimi ve yaklam tarz
1056 1057

1058 1059 1060 1061

Kutub, Muhammed, ada Fikir Hareketleri, III, 106. Bkz. Eb Dvd, H. No: 3652; Tirmiz, H. No: 2952; Eb Yala, H. No: 1520; Heysem, Mecma, VI, 303. Bkz. Tirmiz, H. No: 2550. bn Abdilberr, Cmiu Beynil-lm, II, 193. ayrc. bkz. Mslim, Mnfikn, 40. Bkz. Mddessir 73/1825. Kutluer, lhan, Kurn Anlama Yolunda Felsef Tecrbenin Yolu ve Deeri, Kurn ve Tefsr Aratrmalar, II, stanbul, 2001, s. 162.

136

akl yaplandrc zne olan Kurn, akln yaplandrd nesne konumuna drr. Artk Kurn, vahyin ruhunu ve ilkesel btnln paralayc yorumlara bir mizansen yaplr. Bu durum ise adeta Kurn okuduunda Hz. Peygambere Ya baka bir Kurn getir ya da bunu deitir diyen1062 zihniyet tarzyla e karaktersel bir seyr-i slka sahiptir. Aradaki tek fark birinci grubun lafz bir deiimi istemesi ikinci grubun ise lafz deitirmenin muhal oluu dolaysyla talep ettikleri deiiklii (tahrifi) vahyin lafznn kastetmedii bir anlam vahye giydirerek yapmalardr. Olas bir akl-nakil atmasnn muharrik sebebi de gemiten gelen ve u ana tutuklu olan akln, bu znelliine ve tarihselliine vahyi gark etme talebidir. Bu balamda olas bir akl-nakil atmasnda akl nakle tahkim iin yoruma tabi tutan aklc yaklamlar ceman merduttur.1063 nk sz konusu karakterdeki bir yorumu reten akln Kurnn talep ettii konum, vasf, misyon ve yaay biiminden beslenmeyen bir akl olduu aktr. Kurnla anlama ve itaate dayal bir diyaloga deil kendi znel anlamn Kurna dayatmaya bal bir monologa giren bu akln sadece mttakiler iin hidayet olan Kurn1064 gerek manasyla anlamas ve yorumlamas ise imkn ve ihtimal ddr. nk o bir felsefeye, siyasete, kelm bir tutuma ve ideolojik yaklama angaje olarak anlalmay kabul etmez.1065

1062 1063

1064 1065

Ynus 10/15. Bkz. Kk, Hasan, Mukayeseli slm ve Bat Felsefelerinde Sistematik Problemler, stanbul, 1974, s. 173174. Bakara 2/24. Trkmen, Hamza, Kurn Algsnda Evrensellik ve Sorumluluumuz, mran, Temmuz 2001, s. 7879.

137

III. BLM SLAM DNCESNDE ERKEN DNEM AKILCILIK VE KURN TEFSRNE ETKS A) ERKEN DNEM AKILCILIIN TANIMI Gerek Kurnn akl kelimesini isim olarak deil, fiil ve trevleriyle kullanarak ona, kulluun ikame edilmesinde amel bir misyon atfetmesi, gerekse bunun bir izdm olarak Hz. Peygamberin, onu; dnyev ve uhrev saadetin yegane kurucu znesi olan rza-i Bariyi kazanmann vesilesi olarak tanmlamas sebebiyle akl, insann kulluk misyonunu ifa etmesini salayc ftr bir yeti ve idrk gc eklinde tanmlanmtr.1066 Kuran ve snnetin akla yapt tanm ve tehislerin yaplandrd bu anlay ilk dnemde akln mahiyeti ve alma keyfiyeti gibi arz ve haric meselelerin gndeme gelmesini engellemitir. Her ne kadar Olmu vastasyla olaca bilmeye almak gibi Amr b. Asa, Muaviyeye ve Hz. Aliye atfedilen baz tanmlar olsa da1067 akln bir temyiz gc ve salih ya da fasit amelle, kulun ceza ya da ikaba muhatap olmasnda istinat noktas ve sorumluluk illeti olduu gr, homojen Kurn ve snnet dncesinin zerinde mttefik olduu bir husustu. uras bir gerektir ki her din yaylmaya baladnda, o dinin naslarn rasyonalize etmek isteyenlerle bu metinlerin otantik anlamlarn korumak isteyenler arasnda bir mcadele gerekleir.1068 Bu mcadele ortam zellikle antik a Yunan felsefesinden fikr iktibaslarn yapld Abbasi dneminde slm Dncesinde de belirginlik kazanmaya balad. Her ne kadar aklc yorum anlaynn balangcna belli bir mekn ve kesin bir zaman tayin etmek g olsa da1069 evveliyatnda temyiz gc olarak tanmlanan akln, Mutezileyle birlikte mutlak bilgi olarak tanmlanna, vahye kar akln, tevkife kar tevfikin n plana karlna bakarak1070 itizl hareketin balang srecini aklclk iin bir milat sayabiliriz.1071
1066 1067 1068

1069 1070 1071

el-Muhsib, el-Aklu ve Fehmul-Kurn, s. 205; bn Kuteybe, Uynul-Ahbr, I, 282. el-Mneccid, el-slmu vel-Akl, s. 9. el-Behiy, Muhammed, slm Dncesinin lah Yn, ev. Sabri Hizmetli, Fecr Yay., Ankara, 1992, s. 7. en-Ner, Ali Sami, slmda Felsef Dncenin Douu, II, 58. en-Ner, a.g.e, II, 88. Yavuz, Ysuf evki,.slam.Ansiklopedisi., Akl md., 1989, stanbul, I, 249.

138

Hatta Benan b. Semann Talut b. Uhti b. Lebin Uhti Asamdan ald halkul-Kurn teorisini1072 bir nve olarak Mutezileye miras brakan Cad b. Dirhemi1073 ya da Mcessime ve Mebbiheye tepki olarak aklc yorumlar gelitiren Cehm b. Safvan1074 bu hareketin fikr ardiyesindeki iki msebbib olarak grmek de mmkndr. Fikr kamplamann iyiden iyiye hissedildii bu dnemde her mezhep ve frkann kendisini Kurn yetleriyle teyit etme istei,1075 slm ya da Kurn akl diyebileceimiz asr- saadette tekevvn etmi homojen yapda ciddi bir krlmaya neden olmutur.1076 Bylece vahyi, akl ve irfan merkeze alanlar olmak zere ayr fikr kompartman olumutur.1077 zellikle vahye ve nebev bilgiye mstani bir tavrla gayb akln konusu olarak gren1078 aklc felsef anlayn1079 vahyi yorumlamada bir usl gibi kullanl, bu paralanmaya hz verdi. Din dilinin aklla aklanmaya muhta bir mphemlik sergilediini iddia eden aklclar,1080 Kurn rasyonalize edilip akl bir temele oturtulmas gereken bir metin olarak grdler.1081 Bylece gaybla ehadet, beer olanla ilah olan, var olusal alan farklar gzetilmeksizin akla arz edildi.1082 Gerein akla uygun olmas gerektii1083 zerine kurulu bu yaklam hakikate ulama konusunda akla yle bir yetki ve stat atfetti ki sonunda onu peygamber, felsefeyi de din gibi telakki etmek bir temayl halini ald. Ancak ilk aamada vahyi ve peygamberi yok saymas mmkn olmad iin akln ve filozofun vahiy ve peygamberle ayn ama ve abaya tabi olduklarn dillendirmi ve felsefeden devirilen mktesebatn vahye uygunluunu ispat sadedinde akl yorumlara bavurmutur.1084 Hatta felsefeyle dinin z itibariyle birbirinin tamamlaycs olduunu ifade ederek felsefeyi, Hz. drise hatta Hz. Musaya
1072 1073 1074 1075

1076

1077 1078 1079 1080

1081 1082 1083

1084

bn Kesr, Trihu bn Kesr, IX, 25. en-Ner, a.g.e, II, 89. Gne, Kamil, Akl ve Nas, s. 407. Eb Zeyd, Nasr Hamid, lah Hitabn Tabiat Metin Anlaymz ve Kurn limleri zerine, ev. M. Emin Maal, Ankara, 2001, Kitbiyat, s. 29. Aydn, Mehmet S., Fazlurrahmn ve slm Modernizmi, slmi Aratrmalar, c. IV, sy. 4, Ankara, 1990, s. 279. el-Kettn, Cedelul-Akl ven-Nakl, s. 437438. Albayrak, Halis, Kurnda nsan-Gayb likisi, ule Yay., stanbul, 1993, s. 7. kbal, Muhammed, slm Felsefesine Bir Katk, nsan Yay., stanbul, t.y., s. 4950. Kind, bn Rd ve hvn- Safnn bu iddiay dillendirmeleri balamnda bkz. Kutluer, lhan, slmn Klasik anda Felsefe Tasavvuru, z Yay., stanbul, 1996, s. 195. Aydn, Mehmet, Din Felsefesi, zmir, 1987, s. 3. bb. bkz. Bayraktar, Mehmet, slm Felsefesi Tarihi, s. 21. Bolay, Sleyman Hayri, Felsef Doktrinler Szl, s. 225; Demir, mer-Acar, Mustafa, Sosyal Bilimler Szl, s. 20. Taylan, Necip, Dnce Tarihinde Uluhiyet zerine Tartmalar, slm Dncesinde Yeni Araylar, I, Rabet Yay., stanbul, 2001, s. 259.

139

rencilik yaptn iddia ettikleri Eflatuna kadar gtrmlerdir. Bylece her a ve medeniyette tecelli eden tarih st bir akln ve evrensel bir hikmetin varln ispatlamaya almlardr.1085 Hatta vahiyle akln, dinle felsefenin, peygamberle filozofun, stnde uzlamalarnn imknsz olduu cisman harin inkr, lemin kdemi ve Allahn yalnzca kllileri bilebilecei iddialarnn dahi detay kabilinden eyler olduu iddia edilmitir.1086 Bu sebeple peygamberle filozofu, dinle felsefeyi ve Kurn aklla felsef akl ayn balamda deerlendirmek son tahlilde bir sapmadr.1087 Her ne kadar felsefede tek tanr inancna yakn bir tanr tasavvurunu ihtiva eden bir kulvar olsa da1088 vahiysiz ve peygambersiz bir yaklamla hakikatin bilgisine ulalabilecei gr, mitolojik ve mcbir nitelikli tanr ve insan srtmesinin kt bir mirasdr. Bu haliyle o, tanrnn lahut kiiliini basit ve tanmlanamaz bir evrensellie indirgemitir.1089 Tanr diye bir eyin aslnda olmadn syleyen felsefeciler zellikle Stoac filozoflar ayn ekilde vahiy denilen eyin de akln erdeminin da vurumu olduunu ifade ederler.1090 zellikle salt aklcla dayanan ve batl (fasid) bir kyasla sahih bir neticeye ulatn iddia eden Aristo mant,1091 tefsir anlaynda nemli krlmalara neden olmutur. nk o, varlk sahasndaki her eyi ve olay tabiat kanunlar dedii ezeli sebeplere indirgeyerek, adeta ilimci bir ateizmde karar klmtr. Aristonun zorunlu grd bu sebep sonu ilikisi, tanrnn bile ihlal edemeyecei bir balayclk vasfna sahiptir. Bu balamda Aristo mantna gre brahimi atein yakmamasn inkr ya da tevl etmek kanlmazdr.1092 Bu bakmdan ilk rasyonalist Aristodur.1093 O, bu rasyonalist mantk anlayn metafizik leme de temil ederek fizik ve gayb sahada makul olmayan bir eyin var olamayacan ifade eder.1094 Bu sebeple aklclar; sze kar gr, vahye kar akl, tefsire kar tevli n plana karrlar. Neticede de genelde dinle felsefeyi zelde de vahiyle akl eitlerler.
1085 1086 1087 1088 1089 1090 1091

1092 1093 1094

Kutluer, a.g.e, s. 216217; Bayraktar, a.g.e, s. 23. Bkz. el-Amir, Ebl-Hasen, el-Emed alal-Ebed, nr. E. K. Rowson, Beyrut, 1979, s. 6876. Macit, Fahri, Felsefe Tarihi, s. 307. Akkad, Abba, Kitbun fi Neetil-Akidetil-lahiyye, Drul-Merif, Kahire, 1964, s. 188. kbal, a.g.e, s. 6263. Gkberk, Macit, Felsefe Tarihi, stanbul, 1985, s. 207. enit, Muhammed Fethi, Usll-Mantk vel-Menhecul-lmiyyu, Drun-Nahdatil-Arabiyye, Beyrut, 1980, s. 45. ayrc. bkz. Akgen, slmda Bilgi ve Felsefe Anlay, s. 177. Bolay, Sleyman Hayri, Felsef Terimler Szl, s. 144145, 193. Bolay, a.g.e, s. 224. Bolay, a.g.e, s. 223.

140

Dolaysyla vahye kar akl n plana karp akl d olan her eyi ya ret ya da tevl eden tm retiler, aklclk olarak tanmlanabilir.1095 zellikle aklclk dini sahaya girdiinde kendine zg bir felsef ve kelm anlay oluturarak vahyi onun anlam rgsnn ve btnlnn dnda yorumlara tabi tutmutur.1096 Teolojik rasyonalizm diyebileceimiz bu yaklamn metafizii de aklla tanmlamas tam anlamyla bir akl-vahiy atmasn oluturmutur.1097 Oysaki Allahn mutlak ilminden kaynaklanan vahiy karsnda akln adeta onu nakz ve tekzip edercesine hareket etmesi, vahyi irrasyonel ilan etmek demektir. Bu durum ise tevl perdesinin ardnda gizlenen bir tr inkrdr.1098 nk vahyi, Allahn ona verdii lafz ve makasd gz ard ederek yorumlamak beer olan lahut olana tahkim etme anlamn tar. Bu balamda salkl akledi ve yorum, vahyin lafznn ve temel btnlnn hudutlarn tamayan yorumdur.1099 uras bir gerektir ki akl ve akl aktiviteyi temel bir tasnifle ikiye ayrmak mmkndr. Birinci ksm beynin d dnyaya dnk ameliyesi oluturur. Bu, maddi aklclktr (rasyonalizmdir). Bu tr aklclk slm dncesine Aristo felsefesiyle girmi ve bn Sn, bn Rd ve Farb gibi gl savunucular bulmutur. kinci akledi biimi ise Kurnda kalp, fuad, sadr ve elbab olarak ifade edilen, d ve i dnyaya ayn anda dnk olarak madd olanla manev olan uyumlu bir srete dikkate alan akledi biimidir.1100 Birincisi vahyi aan ve hileyen bana buyruk bir tefekkr srecini ifade ederken ikincisi, vahyin koordinatlarna gre dnr ve onunla elimez. Birincisi nasl, neyle ve niin olduuna bakmakszn nce bilgiye sonra ahlka ulamay tasarlar. kincisi ise ahlk ve imndan bilgiye ulamay hedefler. Birincisi sadece aklla, sadece vahiyle ve hem akl hem de vahiyle bilinebilecek alan ayrm yapmakszn hem gayb hem de fizik lemde teakkul ederken, ikincisi, sadece vahiyle bilinebilecek alanda vahye tabi olur. Hem vahiy hem de aklla ve sadece aklla bilinebilecek alandaki istinbatlarnda ise vahyin btnln zedeleyici, nakz ve tekzip edici neticeleri retmez.1101
1095 1096

1097

1098 1099 1100 1101

Bkz. Bekarolu, Mehmet, Antik Akl ve Aydnlanma, Bilgi ve Hikmet, Bahar1993/2, s. 125. Ley Safi, el-Vahyu vel-Akl Bahsun fi kliyyeti Terudil-Akli ven-Nakl, slmiyyetulMarife, K says, 1418/1998, s. 49. smail Fenni, Lugate-i Felsefe, stanbul, 1341, s. 584. ayrc. bkz. Bolay, Sleyman Hayri, Felsef Doktrinler Szl, s. 223, 224. Koyiit, Talat, Kelmclarla Hadsiler Arasndaki Mnakaalar, s. 119121. Erdoan, Mehmet, a.g. tebli, s. 48. Bayraktar, Mehmet, slm Felsefesi Tarihi, s. 107108. Sadece vahiyle, sadece aklla ve hem akl hem de nakille bilinebilecek alan ayrm iin bkz. elebi, lyas, slm Dncesinde Aklclk, s. 61.

141

B) GELM VE TARH SREC leride aklcln ortaya k sebeplerini incelerken de ifade edeceimiz zere, aklcln dhil balamda psiko-sosyal ve sosyo-politik, harici anlamda ise Yunan aklclna kadar dayandrabileceimiz haric pek ok sebebi vardr. Ftht hareketleriyle hzl bir biimde gelien corafi snrlar, pek ok farkl din, felsefe ve kltr de slm corafyas iinde konulandrm oldu. zellikle Abbasi halifesi Memn dneminde Msrn fethiyle birlikte tanlan skenderiye Felsef Medresesi, Yunan aklclyla girilen ilk ciddi dirsek temasdr.1102 Gerek Yunanl bilginlerle yaplan fikr mnazaralarn dourduu etkilenmilik1103 gerekse hicri II. yydan itibaren a) Tesniye akidesi zerine temellenmi Mazdekiye mezhebinin iki savunucusu Hubr b. Bear b. Berd ve Salih b. Abdulkuddsn faaliyetleri1104 b) Hint rahiplerinin tenash nazariyesini yayarak nbvveti inkr edileri c) Yahudilerin Tevratn yaratlm olduu fikrinin halkul-Kurn teorisine bir nve yaplar ve tebh ve tecsm ierikli akid anlaylar1105 d) Ahmet b. shak erRvend ve Muhammed b. Zekeriyya er-Rz gibi nbvvet inkrclarnn heretik fikirleri1106 e) Emeviler dneminde siyasi mezalimin merulatrlmas iin kurgulanan cebr doktrini gibi pek ok sebep aklc bir yaklam tarznn temel tetikleyicilerinden olmutur.1107 Karlkl ideolojik refleks ve reaksiyonlara dayal bu ortam iinde ilk felsef yaklam sonradandr diyerek ilm-i ezeliye dayal takdiri inkr eden Mabed elCheyniye kadar dayamak mmkndr.1108 Mabedin Eb Ynus Sensyeden ald bu gr daha sonra Gaylan ed-Dimek tarafndan da savunulmutur. Bunun yannda Mervn b. Hakemin de hocas olan Cad b. Dirhem, Eban b. Seman isimli yahudiden ald sfatlarn inkr fikriyle, Allahn ismi dnda btn sfat ve isimlerini inkr etmiti.1109 Cadn rencisi Cehm b. Safvan ise hocasnn

1102 1103 1104 1105 1106 1107

1108 1109

en-Ner, slmda Felsef Dncenin Douu, I, 141. en-Ner, a.g.e, I, 147148. Ahmet Emin, Duhal-slm, en-Nahdatul-Msriyye, 1956, I, 157. bn Haldn, Mukaddime, s. 367. brahim el-Makdr, fil-Felsefetil-slmiyye, I, 88. Faysal Bedir Avni, Nazariyyetul-Marife inde bn Sn, Mektebet Said Rafet, Kahire, 1978, s. 162. zmirli, smail Hakk, slmda Felsef Akmlar, s. 37. zmirli, a.g.e, s. 52. Cadn Harranl olmas sebebiyle Harran Sabiilerinden etkilendii ve Babil ve Keldani putuluunun kalnts olan bu Sabiilerin Yeni Eflatuncu dncelerle mayalanarak tanry sfatlardan soyutlayp onu saf z olarak grmeleri konusunda bkz. zmirli, a.g.e, s. 5052.

142

retilerini felsef balamda marifet sorunsal olarak sistematize ederek slm dncesinde akl-nakil atmas problemini gndeme getirmitir.1110 Cad ve Cehmin bu denli sfat inkrcl, sfatlar tespitte tecsm ve tebh eksenli bir fikr akmn yaplanmasna neden oldu.1111 Mutezileye pek ok noktada nve tekil etmesine ramen Cehm ile Vasln ayrldklar temel nokta, Vasln kaderi inkr ederek kulun fiilinin halk olduunu iddia etmesidir. Vasl bu sebeple cebri savunan Cadn deil, kaderi inkr eden Gaylan ed-Dmeknin rencisi kabul edilir.1112 Dolaysyla Cehmiyyenin, Allahn btn fiillerin zorunlu kayna olduu grne kar Mutezile, Allahn insan fiillerinin halk olamayacan savunmu hatta Aristonun illiyet doktrinine benzer bir adetullah teorisi gelitirmitir.1113 Gerek paganist frkalarn heretik fikirlerinin karsnda tevhd inancn ispatlama arzusu, gerekse sapkn mezheplerin kendi meruiyetlerini ispat sadedinde yetleri ar ve ind yorumlara tabi tutmalar, Mutezileyi, hem tevhdi ispatta hem de yetleri ar yorum tahrifinden kurtarmada akl bir metodu benimsemeye sevk etti.1114 zellikle cebr ve ihtiyar doktrinlerinin felsef kkene sahip olmas Mutezilenin, metafizik unsurlar ve Kurn yetlerini aklla ablonlatrmasna sebep oldu.1115 yleki Abbasi sultasnn sahip olduu siyasal rasyonalizmin de desteiyle1116 adeta, aklla vahiy, felsefeyle din birletirilmi, rnein; Ebl-Huzeyl Allf, tpk filozoflarn yapt gibi, Allahn sfatlaryla zatn birletirmi ve hareketin bann ve sonunun olmadn ve bundan dolay da lemin kadim olduunu iddia etmitir.1117 Bu yaklam tarz, ayn zamanda, Allahn vahiy olmakszn bilinmesinin de vacip olduunu sylemitir.1118 Mutezile tarafndan akln vahye bu denli tahkimi, zelde vahiy karsnda akl snrlandran genelde de, yeren bir anlay oluturdu. Bu balamda a) Akl merkeze alan Mutezile b) Bunlara muhalif olarak irfan ve sezgiyi merkeze alan mutasavvflar
1110 1111 1112 1113

1114 1115 1116

1117 1118

en-Ner, a.g.e, II, 146. zmirli, a.g.e, s. 38. en-Ner, II, 130. en-Ner, II, 142. Kt fiillerin kaynann Allah olamayaca fikri zerine temellenen bu anlay Mecusiler, Harran Sabiileri gibi heretik frkalarn iyilii ve ktl iki ayr tanrya isnat eden dalist anlaylarnn Kaderiler zerindeki olas etkisi iin bkz. zmirli, a.g.e, s. 5051. Ahmet Emin, Fecrul-slm, Kahire, 1965, s. 299. en-Ner, II, 260. Bkz. Leonard Binder, Liberal slm, s. 487; ubuku, . Agh, Nakilcilik ve Aklclk, slmi limler Fakltesi Dergisi, Ankara, 1977, III, 47. zmirli, a.g.e, s. 39. Bakilln, et-Temhd, Beyrut, 1957, s. 611.

143

c) Vahyin akla bitii misyon, snr ve konumla akl, vahiy merkezli kullanan Ehl-i snnet alimleri olmak zere temel anlamda farkl fikr patika belirginlik kazand. Bu balamda bn Kllab hicri III. yydan itibaren Ehl-i snnet kelm okulunu oluturdu.1119 Grek felsefesinin, inancn yerine felsefeyi, vahyin yerine akl ve peygamberin yerine filozofu koyan anlayna alternatif olarak el-Muhsib, el-Aklu ve Fehmul-Kurn isimli eseriyle, akln vahiy karsndaki konumu, snr, nemi ve misyonuna ilikin bir eser yazarak1120 imn konularda akln sz sylemeye ve vahiyle elimeye muktedir olamayacan ifade etti.1121 el-Muhsibnin yan sra, mm Earnin itizl ekolden ayrlp bn Kllabn okuluna girmesi, ardndan da Ebl-Abbas el-Kalnisnin Ehl-i snnete verdikleri destek, Ehl-i snnete ciddi bir g kazandrd.1122 zellikle hicri III. yzyln sonlarnda doru Abbasi saraylarnda Memnun huzurunda aklclarla yaplan mnazaralarda Ear okulunun nemli baarlar saladn syleyebiliriz.1123 zellikle Fahreddin er-Rz, Gazzl, EblBerekt en-Nesefi, ve Amid gibi Ear limleri hem itizl kelmcln hem de Meai felsefenin btn argmanlarn rtmlerdir.1124 Bu balamda oluan antirasyonalist tepki akln yapsn/snrn ve Allahn kaytlanamaz kudret ve hkimiyetini ifade eden metafizik taslak olmak zere iki temel noktada younlamtr.1125 Ehl-i snnetin akla ve aklclara kar verdii bu sert yant daha sonra lemin srlarnn renilmesi, Yaratcnn varlnn ispat ve baz inan konularnda bulmutur.1126 zellikle Gazzlnin aklclarla yapt mcadelelerden sonra tasavvufa ynelmesi, agnostik bir akl kartlnn olumasna da bir noktada destek salad.1127 Bu konumuyla Gazzl, akl takdis eden Mutezileye ve Meailere tavr koyarak ve hem felsef hermetizme hem de Batn gnostisizme sava amtr.
1119 1120 1121

akln

nemli

olduunu

fakat

mutlak

olarak

vahyin

nne

geemeyeceini

syleyen mm Mturidyle

kvamn ve

ideal yapsn

1122 1123 1124 1125 1126 1127

zmirli, a.g.e, s. 40. Ulutan, Burhan, slm Medeniyeti ve Aklc Felsefe, tken Yaynevi, stanbul, 1976, s. 52. Leaman Oliver, Orta a slm Felsefesine Giri, trc. Turan Ko, Rey Yay., Kayseri, 1992, s. 194. zmirli, a.g.e, s. 41. kbal, slm Felsefesine Bir Katk, s. 8082. kbal, a.g.e, s. 92. ayrc. bkz. zmirli, a.g.e, s. 47; Macit, Fahri, a.g.e, s. 185, 186. Macit, a.g.e, s. 190. Mturid, Eb Mansr, Kitbut-Tevhd, nr. Fethullah Huleyf, Beyrut, 1970, s. 180. elebi, lyas, slm Dncesinde Aklclk, s. 95.

144

Mant mstakil bir deer olarak grmeyen Gazzl, onu insan dncesinin bir rn olarak grm1128 ve mant, eri ilimlere girite ok nemli bir alet ilmi olarak tanmlamtr. Bylece o, daha nce el-Muhsibnin bir projesi olan beyann irfan zerine tesisi dncesini, formlize etmitir.1129 Gazzlnin zelde Btnilere genelde ise tm aklclara ar gnostiklere kar ald ald bu itidalli ve sistematik tavr, ayn tepki kulvarndaki bn Hazmda grlmez. nk bn Hazm, sz konusu Batn ve ar gnostik yaklamlara bir tepki olarak, mucizenin dnda sihir ve keramet gibi hibir olaan stln varln kabul etmemi, keif, ilham ve irfana dayal btn retileri ayrm yapmakszn tmden reddetmi, ar tevle kar ar lafzc bir tavr taknmtr.1130 slm dncesinde Farb, bn Sn ve bn Rdn, Aristonun aklclna tutunarak oluturduklar Meailie bir tepki olarak hicri VI. yy. ortalarnda ihabddin Shreverdinin Eflatunun grlerini esas alarak kurduu rak felsefe de sz konusu etki tepki ilikisinin bir rndr.1131 Akl vahiyden bamsz-mutlak ve onu vahye baml snrl grenler olmak zere temelde iki fikr kulvar olutu.1132 Dolaysyla ilk dnemde aklclk atmas, er mkellefiyetin ls olarak grlen Kurn akln, insan davranlarn belirlemede yeterli olduunu savunan Ehl-i snnet ulemasyla akln hakikatin bilgisine ulamada vahiyden bamsz bir istidada sahip olduunu savunanlar arasndaki mcadeledir.1133 Bu mcadelede Ehl-i snnet, akl vahyi anlamada bir muhatap olarak grm ve onun vahyi aamayacan savunmutur. Bu balamda akl-vahiy atmasnda, aklla vahyi yorumlayan btn frkalar aklcdrlar.1134 Ehl-i snnet ulemas Kurn salt reyi ile yorumlayan telin eden rivayetlere

1128 1129 1130 1131 1132

1133

1134

el-Gazzl, Miyrul-lim fi Fennil-Mantk, Drul-Endls, Beyrut, ty., s. 27. elebi, a.g.e, s. 97. elebi, a.g.e, s. 9799. Gerviyn, Muhsin, slm Felsefesine Giri, s. 34; Macit, Fahri, a.g.e, s. 309. Glck, erafettin, Kelm ve Antropolojiye Gre Akl ve nsan, Uluslar Aras slm Dncesi Konferans, II, stanbul, 1997, s. 131. Leaman, Oliver, slm Medeniyeti ve Aklc Felsefe, s. 169. Gazzl bu dnemde yalnz akl, yalnz nakli esas alanlar, akl temel alp nakli ona uyduranlar, nakli temel alp akl ona uyduranlar ve hem akl hem de nakli esas alanlar olmak zere beli bir tasnif yapar. Gazzl, Eb Hamid Muhammed b. Muhammed, Knnut-Tevl, Mecmtur-Resil li mmul-Gazzl, DrulKtbil-lmiyye, Beyrut, 1988, s. 124126. J. Meric, Pessagno, Akl ve Dini Tasdik, trc. Blent Balolu, Adil ifti, Dokuz Eyll niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, zmir, 1994, s. 441442.

145

dayanarak,1135 vahyin bilinli bolukla, mmin mtehidin slmla mayalanm aklna irsal ettii (maslahat- mrsele) alanda, vahyin btnl ve temel ilkeleriyle atmadan akln faal olabileceini ifade ederler. Bu balamda erken dnem aklclk, mitolojiye tepki olarak gelien Yunan felsefesinin savunduu dinle akln uzlamasnn imknszl ve dinin akliletirilmeye muhta olduu fikrinin, lml bir versiyonla, imn unsurlarna rasyonel anlamlar biilebilecei ve vahyin anlam ieriinin tamamen akla arz edilebilecei fikrine dnerek slm dncesinde yer bulmasdr. Bylece akl vahyin, felsefe de dinin anlamlandrcs konumuna terfi ettirilmitir.1136 C) ORTAYA IKI SEBEPLER 1) Sebepler Kurn ve snnetin yaplandrd asr- saadet, nbvvetin islah edici derin etkisiyle dnya ile ahireti, madde ile manay ve aklla kalbi dengelemitir. Bu denge ancak vahiy ve peygamberin yaplandrd bir toplumda mahede edilebilir.1137 Vahyin kendisine atfettii konum, deer, snr ve misyona uygun yaplanan akl; imn ve ikrara dayal bu ortam iinde her trl heretik, sekler ve rasyonel sapmadan korunmutur.1138 Bu nebev ortam iinde ashb zihinlerine taklan eitli sorular Hz. Peygambere sormu,1139 Hz. Peygamber ise iyi niyetli ve yakin imna ulatrc bu sorular cevaplam, ancak bilinmesi yakin imna pratik hibir fayda salamayan ve fikr kaosa sebep olacak sorular ise nehyetmitir.1140 zellikle aklen bilinmesi imknsz gayb konular hakknda Hz. Peygamber bilgiyi ve tefekkr deil, imn ve teslimiyeti ncelemitir. Allaha salam bir ekilde inanmay salayc kozmik deliller zerinde dnmeyi ya da rinin klli eri hkmlerin her zamana tam tekabuliyeti iin mtehidin itihadna brakt muamelt sahasnn bilinli boluunda Kurn ve snnetin klli ilkelerini fehmetmi akln itihat ve
1135

1136 1137 1138

1139 1140

Tirmiz, VIII, 146; es-Suyt, el-tkn, II, 306; bn Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm, IV, 473; bn Teymiyye, Tefsr zerine, erh: Adnan Zerzur, trc. Harun nal, Pnar Yay., stanbul, 1985, s. 136151. Ftma, smail, el-Kurn ven-Nazarul-Akliyy, s. 5559. Muhammed Ysuf Musa, el-Kurn vel-Felsefe, Drul-Merif, Kahire, 1966, s. 31. el-Mevdd, Ebl-Al, Kurn Nasl Anlayalm, trc. Bekir Karla, aret Yay., stanbul, 1990, s. 20. Baz sorular iin bkz. Buhr, Bedul-Halk, I, Kitbut-Tevhd, 22. Ftma, smail, el-Kurn ven-Nazarul-Akliyy, s. 234; bn Mce, Snen, I, 7475; bn Teymiyye, Deru Tecrudil-Akli ven-Nakl, III, 315.

146

istinbatn ise ho karlamtr. Bu balamda bn Mesd ve Muz b. Cebele Kurn ve snnette cevaplarn bulamadklar meselelerde reyleriyle sorunu zmelerini salk vermitir.1141 Sahbe de maslahat ve mefsedetlerine gre muamelt sahasnda Hz. Peygamberden mlhem itihad usl ve ruhuyla ikindi namazn Ben Kureyzda klma, fiyatlara narh koyma, zekt vermek istemeyenlerle savama, Kurnn cem ve teksiri, fethedilen topraklarn mcahitler arasnda paylatrlmayp maliklerinde braklmas1142 gibi pek ok hukuki sorun zerinde itihat etmilerdir. Onlarn, slmn saf ve bozulmam aklna ve dncesine sahip olularyla kaim bu hallerinin temelinde, vahiy d ve muhalifi akmlarla bozulmam tefekkr Kurnleri ve nbvvete kaytsz ve artsz teslimiyetleri vardr.1143 yleki onlarn aralarnda vuku bulan ihtilaflar bile itikd bir mahiyet arz etmemesi sebebiyle bir aacn ana gvdeye mntesip dallarnn bir btnn doal paralar olmalar sebebiyle mterek yn ve hedeflere furlanmas kabilindendir1144 ve felsef bir karakter arz etmez. Bu durum, sahbenin asr- saadetten aldklar inan ilkelerine ve salkl ve meru dncenin kurallarna uygun hareket etmelerinin onlara kazandrd bir uyumdur. Buna sahbe, yle azami itina gstermitir ki; Hz. mer mtebih yetlerin mahiyetleri ile ilgili soru soran Sbi b. Aseli tevbe edene kadar dvm,1145 kendisine u anda cehennemin nerede olduunu soran birine Gndz olduunda gece neredeyse cehennem de Allahn diledii yerdedir diyerek1146 vahyi anlama ve salkl akletmenin mahiyetiyle ilgili Hz. Peygamberden tevars ettii anlayn gzel rneklerini vermitir. Hz. Peygamberin; Yldzlar gn muhafzlardr. Yldzlar giderse gn bana korkulan gelir. Ben de ashbmn muhafzym. Ben gidersem ashbmn bana korktuu gelir. Ashbm da mmetimin muhafzlardr. Ashbm giderse

1141

1142

1143

1144

1145 1146

mid, el-hkm fi Uslil-Ahkm, Kahire, 1914, IV, s. 42; bn Abdilberr, Cmi Beynil-lmi ve Fadluh, II, 65; bn Kayyim el-Cevzyye, lmul-Muvakkn an Rabbil-lemin, darattTahtil-Mniriyye, Kahire, t.y., I, s. 175. rnekler iin bkz. bnul-Kayyim, lmul-Muvakkn, I, s. 176; bn Abdilberr, Cmiu Beynillm, II, s. 6667. bn Teymiyye, Takiyyuddin Ahmed b. Abdulhalim, Mukaddime Fi Uslit-Tefsr, thk. Adnan Muhammed Zerzur, Drul-Kurnil-Kerm, Beyrut, 1971, s. 35. bb. Bkz. Charnay, Jean Paul, slm Kltr ve Toplumsal Ekonomik Deiim, trc. Adnan Blent Balolu, Osman Bilen, T.D.V. Yay., Ankara, 1997, s. 1520. Abdulhalim Mahmud, et-Tefsrul-Felsef fil-slm, s. 109. Kandehlev, Muhammed Ysuf, Haytus-Sahbe, (II. Bask), Drul-Kalem, Dmak, t.y., III, 39.

147

mmetimin bana korktuu gelir.1147 hadisini teyit edercesine, sahbe neslinin sonlarna doru dhili anlamda, psiko-sosyal ve sosyo-politik dejenerasyon ve fthatlarla slm corafyasnda boy gsteren teolojik eitlilik, harici anlamda ise Yunan felsefesinin ve felsef medreselerin etkisiyle meydana gelen fikr kaos ortam, farkl tonlarda akl fikir hareketlerine de zemin hazrlad. Bu balamda vahiy karsnda n plana karlan akln ve yorumun tad kltrel kodlarnn ve misyonunun tam anlamyla tespiti, hem onun Kurnda vasfedilen akl aktiviteden farklln hem de meruiyet problemini ortaya koymak asndan byk nem arz etmektedir. a) Siyasal ve Sosyal Yozlama Kendisine vahiyle birlikte bir misli de verilen Hz. Peygamber, Allahn kendisine verdii geni yetkilerle hem Kurn teblide hem de Kurnn sosyal, siyasal ve teabbudi icaplarn toplumda ina etme konusunda vazifesini ekmel ve etem bir ekilde icra ve ifa etmitir. Sz konusu dzen Hz. Eb Bekir ve Hz. mer dnemlerinde shhat ve safiyetini korumutur. Hz. Osman dneminde devlet disiplininin bozulmas, toplumsal statlerin liyakati esas alan din statlerencelenmesi1148 ve bu kaos ortamnda Abdullah b. Sebenin; Hz. Eb Bekir ve Hz. merin hilafetlerinin meruiyetini tartmaya ap Hz. Alinin hilafete bunlardan daha layk olduunu ifade etmesi,1149 Hz. Osmann katline kadar gidecek olan provakatif olaylarn mayalayc unsurlar oldu.1150 Hz. Osmann katli ise karmak bir devrin miladdr.1151 Hz. Osmann ehadetinden sonra Hz. Aie, Talha ve Zbeyrin nderliindeki grup, Hz. Osmann katillerinin bulunmas ve cezalandrlmasn talep etti.1152 Bu esnada Medineliler Hz. Aliyi halife olarak kabul ettiler. Hz. Talha ve Hz. Zbeyrle birlikte Mekkelileri yanna alan Hz. Aie Cemel savana kadar gidecek olan scak bir muhalefetin iine girdi1153 ve bu savata yars Hz. Aienin yars da Hz. Alinin

1147 1148 1149 1150 1151 1152 1153

Mslim, Fedilus-Sahbe, 207. Aydn, Mustafa, lk Dnem slm Toplumunun ekillenii, Pnar Yay., stanbul, 1991, s. 146. Taber, Eb Cafer Muhammed b. Cerir, Trihul-mem vel-Mlk, Kahire, 1358, III, 378. en-Ner, a.g.e, I, 321. bn Kuteybe, Muhammed Abdullah b. Mslim, el-mme ves-Siyse, Beyrut, 1969, I, 1015. bn Kuteybe, a.g.e, I, 5253. Mesd, Mrcuz-Zeheb, II, 366.

148

taraftarlarndan olmak zere on bin kii ld.1154 Akabinde Hz. Ali ile Muaviye arasnda meydana gelen Sffn harbi Hz. Alinin lehine sonulanmak zereyken gndeme getirilen Hakem olay1155 gnmze kadar gelecek olan itikd frkalamalara zemin tekil etti. Hz. Ali taraftarlar ve kartlarna hakem olayna bavurduu iin onu tekfir eden Hariciler katld. Abdullah b. Kevva, Abdullah b. Vehb er-Rasih ve Hurkas b. Zbeyr nderliinde Harurada toplanan bu grup1156 hkmn sadece Allaha ait olduunu ifade eden yetleri zahiri ve btnsellikten uzak olarak, olduka radikal bir tevlle Hz. Alinin tekfirine malzeme yapt.1157 Buna mukabil olarak Abdullah b. Sebenin teorisyenliini yapt ve Hz. Aliyi celal sfatlarla takdis eden1158 ve ondan sonraki immlarn tpk Hz. sa gibi semaya ref olunduklarn iddia eden bir fikr yaplanma1159 gittike, Hz. Aliye ve ehli beyte tanrsal bir heybeti atfetmeye balad. zellikle Cemel ve Sffn savalarnda ldrenin ve ldrlenin uhrev akibetleri meselesinde, amel imna dhil eden Haricilere refleksif bir fikr akm olarak, amelsizliin imna zarar vermeyeceini ifade eden daha iyimser bir grup olan Mrcie de bu tepkisel ortamda neet etti.1160 Muaviye hilafeti ele geirdii andan itibaren, herhangi bir isyan endiesinden dolay insanlar pasifize edip kendi fiillerini merulatrmak iin bir doktrin gelitirdi. Bylece hem hilafetini hem de olumsuz btn fiillerini Allahn onaylad felsefesine dayal cebir anlayn devreye soktu. Bununla da zelde Hz. Ali taraftarlarn genelde ise btn toplumu otoriteye boyun edirmeyi amalad.1161 rnein Yezid, Allahn mlk dilediine vereceini ifade eden yetleri1162 ve Banza gelen musibetler kendi ellerinizle yaptnz eylerden dolaydr yetini1163 delil getirerek zelde Kerbela katliamn genelde ise btn mezalimini

1154 1155 1156 1157

1158 1159 1160

1161 1162 1163

Taber, Trih, III, 518. bn Kuteybe, a.g.e, I, 115. bn Kuteybe, a.g.e, I, 128. es-Salih, Subhi, slm Mezhepleri ve Messeseleri, trc. brahim Sarm, Dnce Yay., stanbul, 1981, s. 18; Eb ehbe, Muhammed b. Muhammed, el-sriliyyt vel-Mevzt fi Kitbit-Tefsr, Kahire, 1408, s. 2021; en-Ner, a.g.e, I, 327. en-Ner, a.g.e, I, 322. Taber, a.g.e, III, 378. Flal, Ethem Ruhi, Mezheplerin Douuna Tesir Eden Baz Sebepler, A...F. Dergisi, sy. 4, Ankara, 1980, s. 130. en-Ner, a.g.e, I, 327. l-i mrn 3/26, Bakara 2/247. r 42/30.

149

merulatrarak adeta bunlara ilah bir deer atfetmitir.1164 Bir dier rnekte ise Abdulmelik b. Mervn, Amr b. Saidi ldrdkten sonra bir fakih, halifenin Amr Allahn deimez kutsal kaderiyle ldrdn ifade etmitir.1165 Hatta Hasan- Basrnin bu batl tevllere kar Onlar bir edepsizlik yaptklar zaman Atalarmz byle yapar bulduk ve bunu bize Allah emretti derler. De ki; Allah edepsizlii emretmez. Bilmediiniz eyleri Allahn zerine mi atyorsunuz?1166 yetini okuyarak kar kmtr.1167 Ben meyyenin cebir doktriniyle hem kendilerini aklayan hem de muhalif mukavemeti krmay hedefleyen bu anlaylarna kar Medinede inzivaya ekilmi olan Hz. Alinin nc olu Muhammed b. Hanefiyye itiraz etti. Medinedeki ders halkasnda bulunan Mabed el-Chen, Gaylan ed-Dmek ve Vasl b. Ata da hocalarnn bu cebri inkr edici yaklamn, daha da olgunlatrd. Bylece birisi cebri dieri ise onun yokluunu savunurken kaderi inkr eden iki refleksif hareket mevcudiyet buldu.1168 Bu hakikati gz nne alan baz aratrmaclar, slm dncesindeki ilk akl tepki ekol olan Mutezilenin kuruculuunu Vasl b. Atann hocas olan Muhammed b. Hanefiyeye kadar dayandrrlar.1169 Bylece iktisad ve idar kayglarn oluturduu cebr anlayn, sorumluluktan kurtulmak ve mezalimlerine tanrsal bir meruiyet atfetmek iin oluturduu cebr doktrin, insan davranlarnn ve sorumluluunun tesisi ve temini konusunda alabildiine rasyonel ve akla dayal bir yaklam izdmledi.1170 Bylesine refleksif tepkilerle ina edilen bu anlaylar,1171 kendilerine meruiyet zemini tesis etmek iin Kurna ynelmiler ve bylece her ekoln kendisini destekleyecek tarzda tesis edilmi bir yorum ve tefsir anlay sbjektif-rasyonel bir mahiyette gelimitir.1172 zellikle cebir doktrinini siyasal destek malzemesi yapan Emevilere muhalefet anlay zerine tesis edilen Abbasi hilafeti, akl ve kader anlaya siyasal legalite imkn tand.
1164

1165 1166 1167 1168 1169 1170

1171

1172

Saram, brahim, Klasik Dnem slm Tarihinde Din stismar-Drt Halife ve Emeviler Dnemi, slmiyat , c. III, sy. III, s. 145. bn Kuteybe, el-mme ves-Siyse, II, 41. Arf 7/28. Alvn, a.g.e, s. 2829. en-Ner, a.g.e, I, 326327. en-Ner, a.g.e, I, 323324. Macit, Fahri, slm Felsefesi Tarihi, ev. Kasm Turhan, III. Bask, klim Yay., stanbul, 1992, s. 34. Bkz. Gadret, Lois, Hicri 330 Yllarndan nce slmda Din ve Felsefe, trc. Mustafa Said Yazcolu, A...F. slm limleri Enstits Dergisi, Ankara, 1982, sy. IV, s. 33. Ali Harb, Nakdul-Hakka, el-Merkezl-Sekfiyyul-Garb, Beyrut, 1993, s. 3233.

150

zetle diyebiliriz ki; Hulef-i Ridn dneminin sonlarna doru patlak veren fikr tefrika zellikle Muaviyenin hicri 661de iktidar ele geirip i savalar ve kargaay bir lde dindirmesiyle, daha belirgin fikr kamplamalarla frkalamaya dnt. Bu dnce kompartmanlamas ve kapmas esnasnda temel tartma akl ve iradenin insann davran ve sorumluluundaki rolleri ve vahiy karsndaki durumudur. Bu ortamda bir grup (Muaviye taraftarlar) akl ve iradeyi vahiy ve sorumluluk alannda edilgen grp cebri, dier bir grup ise etken grp akln ve iradenin mutlak zgrln gndeme getirdi. Bu iki temel kutbun yannda akl vahiy karsnda edilgen, iradeyi etken gren ia, akl ve iradeyi n plana karmadan Kurn yetlerini zahiri bir biimde deerlendirerek imn ve ameli bir gren ve daha sonra bir ynyle Zahirilere, bir ynyle de Mutezileye rnek tekil edecek olan Hariciler belirginlik kazand.1173 Bu balamda diyebiliriz ki baz dnemlerde gelien olaylar ve ortaya kan fikirler, siyas ve sosyal ortamn etkisiyle oluan tepki ve refleksler, genelde din inan ve mezheplerin, zelde de Kurna yaklam tarzlarnn ilham kayna olmutur. b) Tercme Faaliyeti Daha nce ifade ettiimiz gibi aklclk tek bir sebebin rn olmaktan ok bir etkenler bilekesinin rndr. Bu sebeple aklcl ortaya karan sebeplerin birbiriyle olan tamamlayc ilikisi sebebiyle i ie girmi bir btnlkleri vardr. yleki aklcln bir taraf her trl mezalimin Allahn iradesi sonucu olduunu syleyerek sorumluluk kabul etmeyen cebr doktrine,1174 dier taraftan da slm corafyasnn ba dndren bir hzla ilerlemesi sonucu karlalan pek ok heretik teolojiye kar Yunan felsef mirasndan, zellikle de isbt- vcib felsefesinden ve felsef medreselerden istimdatta bulunma eilimine dayanr.1175 Bu sebeple gerek dhili anlamda devletin bakenti olan Badatta kozmopolit bir entellektel frkalamann dizginlenemez hareketlilii, gerekse Maniheizm ve Mandeizm gibi heretik frkalar, felsef isbt- vcib teorisiyle susturma gayreti, tercme faaliyetlerini balatmtr.

1173

1174 1175

Bayraktar, Mehmet, slm Dncesi Etkilenmesi ve Etkilemesi, slmiyat, c. VII, sy. 2, NisanHaziran, 2004, s. 23. Browne, E. G., Literaty, History of Persia, Lambridge, 1924, I, 282. Macit, Fahri, a.g.e, s. 4445.

151

Tarihiler tercme faaliyetlerinin sembolik saiki olarak Halife Memnun grd ryadan bahsederler. Memn ryasnda Aristoyu grp ona iyi ve kt nedir diye sormu,1176 o da nce akln, sonra dinin, daha sonra da halkn gzel grd ey iyidir, bunun aksi de ktdr. diye cevap vermitir.1177 zenle senaryolatrlm bir kurgusal yapya sahip bu rivayet, tercme faaliyetlerine meru bir tarihi arka plan hazrlama1178 ve dinle felsefenin, aklla vahyin, peygamberle filozofun ve icma ile halkn grnn deer, kaynak ve meruiyet bakmndan eit statde olduklarn ispatlama gayesine matuftur.1179 yleki bu balamda felsefe ve genel kltr tarihi niteliindeki baz slm kaynaklarda Sokrat ez-Zahid ve Eflatun el-lah olarak ifade edilir. Hatta hvn- Safa ve baz rak dnrler Aristonun peygamber olduunu dahi iddia etmilerdir. Btn bu yaklamlar dinfelsefe ve vahiy-akl arasnda bir elikinin olmad iddiasn ispat iindir. Sz konusu birlik ve uyumu ifade iin Kind; Hayatma yemin olsun ki Muhammedin getirdikleri ile akl badamaktadr diyerek felsefe ile akln arasnda elikiye mahal brakmayan bir uyumun varlndan sz eder.1180 Bu balamda tercmeler konusundaki ilk teebbsn tarihini Emevi hkmdarlarndan Halid b. Yezid (. 85/704)e kadar gtrebiliriz. Bu dnemde Grekeden ve Koptadan tp, astronomi ve kimyaya dair baz eserler tercme ettirilmitir.1181 Daha ok pozitif ilimler sahasnda grlen bu tercme faaliyeti1182 ve daha sonra Salih b. Abdurrahman araclyla Haccac zamannda yaplan tercmeler bir devlet politikasndan ok bireysel bir talebi ifade ediyordu.1183 Sz konusu bu faaliyet Abbasi halifesi Eb Cafer el-Mansr (753774, 136158) dneminde Sryanice, Farsa, Hinte, Yunanca, branice ve Keldaniceden pozitif bilimlere dair

1176

1177 1178

1179

1180 1181

1182 1183

bn Ebi Usaybia, Uynul-Ahbr fi Tabaktil-Etibba, thk. Nizar Rza, Beyrut, t.y., s. 259; elBehiy, Muhammed, slm Dncesinin lah Yn, Trkesi: Sabri Hizmetli, Ankara, 1992, Fecr Yay., s. 179. bn Nedm- el-Fihrist, Kahire, 1348, s. 335. Kutluer, lhan, slmn Klasik anda Felsefe Tasavvuru, z Yay., stanbul, 2001, (II. Bask), s. 31. Bkz. Kaya, Mahmut, Felsefenin slm Dnyasndaki Serveni, slmi Sosyal Bilimler Dergisi, c. II, Gz 1415/1994, sy. 3, s. 12. Kaya, a.g. makale, s. 12. Kaya, Mahmut, Felsefenin slm Dnyasndaki Serveni II, slmi Sosyal Bilimler Dergisi, c. III, Yaz dnemi, 1416/1995, sy. 2, s. 25. ayrc. bkz. Eb Zehra, Trihul-Mezhib, s. 154. bn Nedm, el-Fihrist, s. 337. zmirli, a.g.e, s. 5354.

152

eserleri tercme giriimleriyle devam etmitir.1184 Ancak o dnemde pozitif ilimlerin felsefe iinde mtalaa ediliyor oluu, pozitif ilimlerin yannda metafizik felsefelerin de slm dnce dnyasna giriine zemin hazrlad.1185 Bu balamda sz konusu dnemde hem Batlamyus, Hipokrat ve klitin eserlerinin yannda,1186 zellikle bnul-Mukaffann (. 142/759) Yunan felsefesinden Farsaya tercme ettii tafra, cevher, zerre ve araz gibi, Aristo felsefesinin temel kavramlarn ve Aristo mantn ieren eserler de yer almtr.1187 Bu balamda bu dnem hem tp, astroloji ve hendese hem de teoloji, mantk ve metafizik nitelikli felsef tercmelerin paralel gittii bir dnemdir.1188 Memn dnemine (h. 198218) gelindiinde pozitif ilimlere ilikin tercmeler devam etmekle birlikte arlk felsef sahaya doru kaymtr.1189 zellikle bu dnemde zel tercme heyetleri kurulmu ve Anadoluya gnderilip felsef eserler toplatlp tercme ettirilmitir. Bu hedefi gerekletirmek zere Memn, Hunayn b. shakn banda bulunduu resmi tercme dairesi olan Beytul-Hikmeyi kurdurdu.1190 Bu kurumdaki evirmenlerinin ou Sabii, Sryani, Yahudi ve Frislerden oluuyordu.1191 Bundan dolay Beytul-Hikme, Yunan ve Aristo felsefesinin slm dncesine giriinde bir s olarak kullanlmtr.1192 zellikle akla ve deneye nem veren Aristo mant, aklcln temel etkenlerinden biri olmutur.1193 Bu balamda felsef tercme hareketi, slm kltrndeki aklc hareket ve yaklamlara bir kimlik, bir yn ve metot da atfetmitir, denilebilir.1194
1184

1185 1186 1187 1188

1189 1190 1191

1192 1193

Mesd, Ebl-Hasen Ali b. Hseyin Ali, Mrcuz-Zeheb ve Medimul-Cevher, thk. Muhammed Muhyiddin Abdulhamit, Beyrut, 1988, IV, 314. Bayraktar, Mehmet, slm Felsefesi Tarihi, s. 29. Mesd, a.g.e, IV, 314. Eb Zehra, a.g.e, s. 155. bn Nedm, el-Fihrist, 337341; Goldziher, Klasik Arap Kltr, s. 107143. Bu dnemdeki tercme faaliyeti hakknda geni bilgi iin bkz. zmirli, Felsef Mezhepler Tarihi, s. 5354. Emin, Duhal-slm, I, 264; Bayraktar, a.g.e, s. 2737; Macit, Fahri, slm Felsefesi Tarihi, s. 6. bn Nedm, a.g.e, s. 353; Macit, Fahri, slm Felsefesi Tarihi, s. 11. zmirli, a.g.e, s. 55. Tercme faaliyetlerinin akl-vahiy atmasnda bu denli rol oynamasn mtercimlerin gayr- mslim olularyla ilgili grenler de vardr. (el-Alvn, a.g.e, s. 47). Hanef, Hasan, Kelm lmi ve Bugnk Konumu, slm Dncesinde Yeni Araylar I, s. 313 zmirli, a.g.e, s. 5863. nk onun eserleri hem heretik frkalar karsnda isbt- vcibi savunmak iin kurgulanmt hem de ansiklopedik karakteri ve kolay anlalabilirliiyle sistematik bir yapya sahipti. Bu dnemde gerek ilk aklclar olan Mutezile kelmn, gerekse daha sonraki Meai filozoflarn grlerini ve felsefelerini vahyin rn olarak deerlendirmek olduka gtr. Bu felsefe daha ok Yunan felsefesinin slm tanrbilimle birletirilmi eklidir. yleki bu felsefe pozitif-rasyonel deneycilikten cokun tasavvufulua kadar uzanma eilimi gsteren ok versiyonlu bir grnme sahip tek bilimdir. Bu sebeple akl merkeze alan Aristocu Meailerle mhede ve murakabe yoluyla hakikati bulma ve z denetimi merkeze alma nitelikli Pltoncu rak mutasavvflar arasnda gerekliin bilgisini bulmaya felsef balamda

153

Bu yaplandrmann bir ifadesi olarak ilk dnem aklclar olan Mutezile ve onlarn halefleri olan Meai filozoflar, aklla vahyi muadil grme konumlarndan, akl vahye tahkim etmeye kadar giden bu srete, saf akln, hakikatin en srl perdelerini kaldrp metafizik hakikatleri idrke muktedir olduunu iddia etmeleriyle tam bir ekilde iva etmilerdir. yleki bn Bcce, bn Rd ve bn Tufeyl gibi baz filozoflar akln en yetkin halinde Allahla konuabileceini dahi ifade etmilerdir.1195 Bylece kelm ve kelmclar (Mutezile), felsefe ve filozoflara (Meailer) temel olmulardr. yleki Mutezil lim Chzn Kitabul-Hayevn isimli eseriyle, evrimci teorinin temelini att bile sylenmitir.1196 uras bir gerektir ki iki asr bulan tercme srecinin ilk dnemlerinde Maniheistler, Zerdtler, Mazdekiler, Brahmanistler, Deysaniler gibi heretik frkalarn faaliyetlerine kar Aristo, Eflatun ve Sokratn, materyalist mnkirleri ikna ve imha iin gelitirdikleri isbt- vcib teorileri bir istimdat mercisi olarak grld. yleki ilk dnem aklclar, bu sapk frkalar Kurn yetleriyle ikna etmeyi yetersiz gryorlard. nk bu sapk frkalar, Yunan felsef mirasndaki tabiyyn denilen Empodokles, Anaxagoras ve Demokritos gibi tanr tanmaz filozoflarn grlerinden istifade ediyorlard. Bu balamda sz konusu frkalarn grlerini imha etmek, ancak bu heretik anlayn panzehiri olan ve muvahhit olduklar iddia edilen Sokrat, Eflatun ve Aristonun felsefeleriyle mmknd. zellikle sz konusu mcadelede de nclk yapan Mutezile hem cebir anlayyla hem de sz konusu heretik frkalarla ayn zamanda mcadele ettii iin1197 diyebiliriz ki; Abbasi devletinin bidayetinin resmi ideolojisi olan Mutezilenin hkim olduu zaman; kulun zgrl, akln nemi, Allah-insan ilikisi konulu felsef tercmelerin de en youn yapld dnemdir.1198 Bu dnemden itibaren zat-sfat konular dhil her trl imn konusu, akl ile deerlendirilmeye

1194 1195 1196 1197

1198

talip olmalar bakmndan hibir fark yoktur. bn Sn ve Farb gibi Meai filozoflarn ahir mrlerinde rak tasavvufa meyilleri de sz konusu anlay ortaklyla yakndan ilgilidir. Dolaysyla farkl kltr, zaman ve zeminlerde deiik tonlarda ortaya kan akl-nakil atmasnn temel etkeni, felsef aklclktr. Bkz.Mcit Fahri,a.g.e, s. 45. Macit, Fahri, a.g.e, s. 56. Macit, Fahri, a.g.e, s. 78. Bayraktar, Mehmet, Evrimci Yaratl Teorisinin Tarihi, Ankara, 2001, s. 35. Erkol, Ahmet, Mutezil Dncede Dinamizm, Marife Dergisi, y: 3, sy. 3, Konya, K, 2003, s. 134135. el-Kift, Trihul-Hkem, Leipzig, 1903, s. 362.

154

baland.1199 Bu durum ise bir akl-nakil atmasn ve akln vahye tahkimi gibi bir sapmay da beraberinde getirdi.1200 Bylece heretik frkalarn materyalizme dayal felsefe ve inanlarn imha iin bavurulan ilahiyyn felsefecilerinin isbt- vcib teorileri tpk haricen kullanlmas gereken bir merhemin su-i istihdam sonucu yutulmas gibi vahyin kendisine zg i mekanizmasnda kullanlmaya baland. Bu ise tpk haricen srldnde olduka faydal ancak dhilen kullanldnda ldrc, en azndan ifsat edici olan bir merhemin eitli yan etkiler oluturduu gibi fikr bir kaosun ve Kurn anlama konusunda sbjektif-rasyonel bir yorum anarisinin kurucu znesi oldu. Bylece Hz. Peygamber ve sahbe dneminde var olan akl-vahiy uyumu, yerini derun bir paradoksa brakt.1201 Bu paradoksun amil etkeni ise akideyi heretik frkalara kar, ilzam edici ve dzeyli bir ekilde savunma amacyla bavurulan Aristo mantnn, Kurnn yorumunda zellikle de metafizik (inan) sahasnda kullanlmas1202 ve sahih akidenin kstas saylmasdr.1203 Bu ortamda tercme faaliyetlerinde en etkin ekol olan Mutezile ile1204 tercme edilen eserlerin zgrlk, Allahn mahiyeti, sfatlar gibi konularda olmas ve bu konularn Mutezilenin temel yapsyla uyumu bu anlamda tesadf deildir.1205 c) Teolojik eitliliin Artmas Yce Allah vahyi indirirken, Hz. Peygambere, Kurnn icmal, ihtisar ve kll yapsn fehmetme konusunda, seviyesine hi kimsenin ulaamayaca bir bilgelii ve anlay derinliini de vermitir. Bu balamda onu sz, fiil, terk ve takrirleriyle ortaya koyduu yaam, bir bakma Kurnn en meru ve ideal almdr. Kurn anlamay hedefleyen bir okuyucunun Hz. Peygamberin snnetini grmezlikten gelerek vahyin sahih anlamna ulamas, imkn dhilinde deildir. Hz. Peygamberin ilgili blmde detayl bir ekilde deindiimiz zere tebyin, talim ve tezkiye balamnda zihinlere ve gnllere yerletirdii Kurnn saf, emniyetli ve intizaml anlam ftuht hareketinin slm dnce ve corafya dnyasna katt

1199 1200 1201 1202

1203 1204 1205

Eb Zehra, Trihul-Mezhib, s. 154. lken, Hilmi Ziya, Uyan Devrinde Tercmenin Rol, stanbul, 1935, s. 234 Alvn, a.g.e, s. 2526. el-Behiy, Muhammed, slm Dncesinin lah Yn, ev. Sabri Hizmetli, Fecr Yay., Ankara, 1992, s. 179. Macit, Fahri, a.g.e, s. 22, 45. ayrc. bkz. lken, a.g.e, s. 234. Harput, Abdullatif, Trihu lmi Kelm, stanbul, 1332, s. 5. Bkz. Esad, Mahmud, Tarihi slm, Matbaay Amira, 1317, s. 120.

155

gayr- sahih pek ok heretik itikd ve buna nlem olarak devirilen felsef iktibas ve formllerle nemli lde tahrip edildi. Daha ilk halifeler dneminde 635li yllarda amn, 638de Antakya ve Halepin, 639-642de skenderiye ve Msrn, 639-641de Harran, Urfa ve Irakn, 670de Kuzey Afrikann ve 710da Pencap ve Sindin fethedilmesiyle adeta bir dinler ve medeniyetler yzlemesi meydana geldi.1206 zellikle Suriye, ran ve Irak blgesinin adeta bir dinler mozaii olduunu dndmzde,1207 erken dnemde bir itikdlar cmbnn dolaysyla da ciddi bir etkilenmenin meydana geldiini syleyebiliriz. rnein; Mukatil b. Sleyman Deysaniye, Mazdekiye ve Saneviyye gibi tecsm nitelikli grlerden etkilenmi,1208 hatta Allahn et ve kandan ibaret olduunu syleyecek kadar ileri gitmitir.1209 Mukatil bu grlerini destekleyebilmek iin hadis uydurmacl ve israil iktibaslar dhil ok ynl bir faaliyet yrtmtr.1210 Bu yaklam tarzyla birlikte mtebih yetleri, zahiri anlamlar zerine hapsederek israil iktibaslarla bezeyen Haeviyeci yaklam da belirginlik kazand.1211 zellikle Hilmniye mezhebi, Allahn insana ruhundan flemesini, insann ahsen-i takvim olarak yaratln ve meleklerin insana secde ediini gz nne alarak her gzel yzl insana Allahn hull etmi olduunu iddia etmiler ve gzel yzl bir insan grdklerinde secde etmeyi ilah bir emir olarak grmlerdir.1212 Hull ve tecsm nitelikli benzeri fikirleri, Muhammed b. Kerrmn kuruculuunu yapt Kerrmiye mezhebinde de grmek mmkndr.1213 Tecsm ve tebh doktrinlerinin slm dncesinde bu denli makes bulmas dou kltrnn mitolojiye meyyal rsiyeti ile yakndan ilgilidir.1214 Bu balamda zellikle randaki Mazdekilerin, Suriyedeki Yahudi ve Hristiyanlarn ve Kufe ve Basradaki dalist ran din mezheplerinin ve bunlardan etkilenmi sapk frkalarn ilk dnem aklcla ciddi bir ekilde hz kattn sylemek mmkndr.1215
1206 1207

1208 1209

1210 1211 1212 1213 1214 1215

Bayraktar, Mehmet, slm Felsefesi Tarihi, s. 27. Demirci, Mustafa, Mutezilenin slm Medeniyetine Katklar, Marife Dergisi, yl:3, sy. 3, (K2003), Konya, s. 112113. en-Ner, a.g.e, II, 21. el-Makdis, el-Bedu vet-Trih, V, 141. Benzeri gr ii Dvd el-Cevhirden de gelmitir. Bkz. el-Ear, Maklt, I, 153. en-Ner, a.g.e, II, 1819. en-Ner, a.g.e, II, 17. en-Ner, a.g.e, II, 24. Bkz. en-Ner, a.g.e, II, 40. en-Ner, a.g.e, II, 34. Hodgson, slmn Serveni, I, 400.

156

Bu balamda aklclar hem sz konusu heretik frkalarn grlerini onlarn silahyla imha etmek ve Manieizm gibi ar agnostik frkalara kar slm akl paradigmasn oluturmak iin Yunan felsefesinden istifade etmiler,1216 hem de devirdikleri felsef materyalle bu heretik dinlerin slm dncesinde bariz bir ekilde etkiledii tecsm, tebh ve batn karakterli frkalara kar ciddi bir eletiri gelitirmilerdir. Bu ortamda fasit grlerini desteklemek iin Kerramiye mezhebi ilhama vahiy stats vermi, Mukatil b. Sleyman ve Davud el-Cevher gibi israil rivayetleri Kurn tefsirinde bolca kullananlara1217 kar ise yetleri, akl yoruma tabi tutma anlay gelimitir. Agnostik anlayla gnostiklerin asl atma sahnesi, mtebih yetler zerinde gereklemitir. Bunun sonucu olarak, mtebih yetleri zahiri anlam zerine hapsedip tecsm ve tebhe giden ve mevzu hadis ve israil rivyetlerle grlerini desteklemeye alanlara kar aklclar; tenzhi, akl tevli ve sfatlarn inkrn n plana karmlardr. Bu balamda ar mitolojik-Haeviyeci agnostikler ne kadar ifratta ise onlara tepki veren gnostik aklclar da bir o kadar tefrittedir. Aslnda bu durum, birbirine refleks ve tepki olarak olumu muarz akmlarn iine dmekten kurtulamadklar klasik etki-tepki aksiyon-reaksiyon nitelikli bir kr dvnn kanlmaz sonucudur. rnein; yedullah, vechullah, kabdatullah gibi mtebih yetleri zahiri anlam zerine hapsederek onun et ve kandan mrekkep olduunu syleyen ar tecsm ve tebhilere kar Allahn cisim ve mekndan mnezzeh olduunu ifade iin aklclar yet ve hadislerde sarih olarak bildirilmesine ramen ryetullah inkr etmilerdir.1218 Hatta tecsmi inkr ve iptal iin aklclar, sfatlar dahi inkr edip Allah adeta bir vehim olarak grmlerdir.1219 Ehl-i snnetin sz konusu ortamdaki konumu ise daha slm ve vahye uygun bir yap sergiler. yleki; ara istivy, bir insann bir masaya oturmasna benzetmek nasl ar bir tecsm ve tebh olduu iin merdut ve mnker ise bu anlay inkr ve imha iin istivy, ilh etkinliin merkezi diye ok mulak bir ekilde yorumlayp istivnn gayb boyutunu hie saymak da ayn ekilde mnker ve merduttur. te Bu balamda Ehl-i snnet mfessirlerinin tavr, bir etki-tepki ilikisinin rn olmayp,
1216 1217 1218

1219

en-Ner, a.g.e, I, 287. bn Teymiyye, Minhc, I, 279. ehristn, el-Milel, Beyrut, 1974, I, 2632. ayrc. bkz. en-Ner, slmda Felsef Dncenin Douu, I, 359360. en-Ner, a.g.e, II, 22.

157

her iki u fikre birden verilmi Kurn ve snnete dayal sahih cevaptr. Bu balamda stiv malumdur fakat keyfiyeti mehuldr ve onun hakknda soru sormak bidattir sz1220 bir teorik ka olmayp dnyev artlarda akln keyfiyetini bilmesi imknsz olan bir konuda, vakann mahiyetinin Allahn ilmine havale edilmesidir. Bu konuda konumann bidat saylmas ise mtebih konulu blmde belirttiimiz zere Kurn ve snnetin metafizik bahisler hakkndaki temel tavryla da mutabktr. Bu anlamda Ehl-i snnetin tefsir ve yorum anlay hem ar tecsme hem de ar tenzhe verilmi bir Kurn cevab ifade etmesi bakmndan olduka nemlidir1221 ve Kurn renge sahiptir. Fikr bazdaki kitlesel hareketlerin manivelasn tek bir sebebe endekslemek yerine, insan hayatn ilgilendiren bir etkenler bilekesine balamak ve ok ynl dnmek daha isabetli olur. te aklcln tekevvnn tedarik eden etkenler bilekesi iinde, hem heretik teolojileri, hem de bunlarn slm dnce evrenindeki katk, etki ve izdmlerini tenkit ve tashih iin oluturulan aklclk, byk oranda sorunu zmek iin Yunan felsefesinde mevcudiyet bulmu olan ilahiyyn filozoflarnn isbt- vcib teorilerini ve metafizik felsefelerini kullanmtr.1222 Aslnda bu felsef istimdat ve iktibaslar, sz konusu heretik fikryat ve yaklam tarzlarn imhada belli bir fonksiyonel olumlulua sahip olmakla beraber, Kurn doru anlamann ve sahih bir yorumun mesnedi yapldnda; aklla vahyi, felsefeyle dini, filozofla da peygamberi eitlemesi sebebiyle indirgemeci, sekler ve rasyonel bir kimlie sahiptir. 2) D Etkenler Mild VII. yzylda balayan Arap fthatyla ele geen skenderiye, Suriye, Antakya, Harran, Urfa (Edessa) gibi kltrel merkezler, sahip olduklar felsef medreseler sebebiyle olduka canl bir entellektel yapya sahipti.1223 zellikle Ceziredeki Sryani kiliseleri, Anuirvan (I. Hsrev) tarafndan kurulan Cndiapur medresesi ve Urfa, Nusaybin ve skenderiye medreseleri Grek ilm ve felsef

1220 1221 1222

1223

Bkz. el-Beyhk, Eb Bekir b. Ahmed b. Hseyin, Kitbul-Esm ves-Sift, Beyrut, 1984, s. 516. en-Ner, a.g.e, I, 344, II, 22. Bircan, Hasan Hseyin, slm Felsefesi ve Antik Yunan Dncesi-Karlamann Keyfiyeti, slmiyat, c. VII, sy. II, Nisan-Haziran, 2004, s. 77. Macit, Fahri, a.g.e, s. 10.

158

geleneinin etkin olduu okullard.1224 Abbasi halifeleri Mansr, Harun Reid ve Memn dnemlerinde bu medreseler, Yunan aklclnn slm dncesine intikalinde bir s olarak kullanlmtr.1225 Bu balamda her ne kadar bu etkileim ve iktibas ortam iinde olduka lokal ve snrl olarak Budizm,1226 ran1227 ve Ehl-i kitap kltrnn etkisinden sz edilebilirse de1228 bu etkiler olduka clz ve snrl olup temel ve asl vurucu etki Yunan felsefesinden neet etmitir.1229 Siyasi ve sosyal alkantlarn oluturduu kelm mnakaalar, slm corafyasnn ftuht hareketleriyle genileyip teolojik eitlilie bir mozaik tekil etmesi, pek ok heretik inanla ve bunlardan etkilenmi sapk frkalarla ikna edici bir mcadele yapma talebi, felsef medreselerden ve Yunan felsefndeki ilahiyyn filozoflarnn isbt- vcib teorilerinden iktibas ve istimdatta bulunmaya sebep olmutur. Baka bir ifadeyle aklc anlayn oluumundaki bir etkenler bilekesinin unsurlar olarak yukarda saydmz her sebep, bir saikler btnnn mtemmim czleridir. Bu balamda btn bu saiklerin ardk ve mteselsil konumlarn ifade eden bir cmle kuracak olursak diyebiliriz ki; a) Irak blgesinin fethi, b) Irakn ok hareketli entellektel bir felsef yapya sahip oluu, c) Irakta pek ok heretik frkann bulunuu, d) Cndiapur ve Harran okullarnn Irakta olmas, e) Bu medreselerin Yunan felsefesinin vitrinini tekil ediyor olmalar,1230 f) slm dncesindeki ilk aklc zmre olan Mutezilenin Irakta ortaya k, g) Mutezilenin, bu blgedeki Yahudi, Hristiyan, ran dalistleri, Mazdekiler ve Sabiilerle mcadelede felsefeden istimdatta bulunma talebi1231 arasnda ok sk bir ilikiler andan bahsetmek mmkndr. yleki Yahudilerin insan biimci tanr tasavvurlar ve Hristiyanlarn teslis akidesiyle Allaha kadimler ortak komalar,1232 Mutezilenin hem sfatlar inkr ederek ar tenzhi yorumlar yapmasna, hem de teaddd- kudema ekincesi

1224

1225 1226

1227 1228 1229 1230 1231

1232

Demirci, Mustafa, Antik Yunan Kitaplarnn Abbasiler Baddna Yolculuu, slmiyat, c. VII, sy. 2, (Nisan-Haziran), 2004, s. 4360. Hitti, P. H., History of the Arabs, Londra, s. 375 vd. Shlomo, Pines, Hint Dncesinin Kelm Doktrinlerindeki Etkisi, ev. Murat Klavuz, Marife Der., yl: 3, sy. 3, Konya, (K 2003), s. 367. Bayraktar, Mehmet, slm Felsefesi Tarihi, s. 10. Zhd, Hasan Crullah, el-Mutezile, Matbaatu Msr, Kahire, 1947, s. 10. Bayraktar, a.g.e, s. 10. Zhd, a.g.e, s. 48. Bkz. Hodgson, slmn Serveni, trc. Komisyon, stanbul, 1993, I, 66; Corbin, slm Felsefesi Tarihi, s. 211. Karada, Cafer, Mutezile Kelm Okulunun Oluumu ve Geliim Sreci, Marife, yl:3, sy. 3, Konya, K 2003, s. 11.

159

dolaysyla halkul-Kurn teorisini iddia etmesine neden olmutur. Bu teorinin alt yapsn olutururken muvahhit olarak grdkleri Sokrat, Eflatun ve Aristo felsefesinden de iktibaslar yapmlardr.1233 Baka bir ifadeyle Mutezile halkulKurn teorisini savunurken Aristonun zat-sfat zdelii teorisini kullanmtr.1234 Felsef tercmelerle ilgili blmde ifade ettiimiz gibi Mutezilenin en etkin olduu hatta devletin resmi inan mezhebi olduu dnem, tercme faaliyetlerinin de zirveye ulat Halife Memn dnemidir. zellikle bu dnemde bnulMukaffnn, Aristonun Kitabul-Makult, Porphyriosun sagocisi ve Hermeneaisin Kitabul-baresi gibi felsef eserleri, Pehleviceden Arapaya evirmesi ile1235 aklc anlayn teorik materyalleri nemli lde hazrlanm oldu. Bylece herhangi bir alan ayrm yaplmakszn her trl bilginin kaynann akl olduu iddia edildi. Oysaki bilgi, ifade ettii deer ve stat bakmndan sadece aklla, sadece vahiyle ve hem aklla hem de vahiyle bilinmesi mmkn olan bilgi eklinde bir ayrma sahiptir. Aslnda vahiy, aklla bilinebilecek alanda sz sylemekten aciz olduu iin deil, bu sahay bilinli bir boluk ve hayatn deien maslahatlarnn korunmasna kolaylk olsun diye akla brakmtr. Bu bakmdan vahiy, bilgi alanlarnn tamamnda hkm ihdas etme inisiyatifine sahiptir. Hatta Kurnda akl ve duyularla elde edilen bilginin vahiyle uyumu esastr. Kurnn dnmeye ve gzleme tevik eden yetleri de bunu gsterir. Bu eitlilik insann btnsel kimliini ve ftratn dikkate alan Allahn, vahyi, insann ftratna hitap eder bir yapda tanzim etmesiyle ilgilidir. yleki, dinle ftratn uyumunu ifade eden yeti1236 dndmzde ftratn dhili vahiy, vahyin de harici ftrat olduunu sylemekle ileri gitmi saylmayz. Bu balamda bilgiyi sadece duyulara endeksleyen amprizm, sadece tecrbeye endeksleyen pozitivizm ve sadece akla endeksleyen rasyonalizm sonu olarak bu btnsel kimliin paralannn birer ifadesidir.1237 Bu sebeple hem akln, vahyin shhatinin ve anlam ieriinin sahihliinin kriteri olduunu iddia eden hem de akln kudreti sayesinde tabiatst bir k ve ynlendirmeye muhta

1233

1234

1235 1236 1237

Macdonald, D. B., Development of Mslim Theology, Newyork, 1903, s. 131. ayrc. bkz. enNer, a.g.e, I, 219; Eb Zehra, Trihul-Mezhib, s. 164. Subhi, Ahmed Mahmud, fi lmil-Kelm, Dirse Felsefiye li ril-Frakil-slmiyye fi UslidDin, Drun-Nahdatil-Arabiyye, Beyrut, 1985, I, 53. Bkz. bn Nedm, el-Fihrist, nr. Rza Teceddd, Tahran, 1971, s. 299. Rm 30/30. Bkz. elebi, lyas, Aklclk, s. 3334.

160

olmadn savunan btn aklclk fraksiyonlar kimliksel bir paralanmln ve garip bir dogmatizmin rndr.1238 te yandan Aristonun, ieriklerden soyutlanm kavram ve hkmlerle donatlm, biimci (formel) mant1239 zdelik, elimezlik ve nc halin imknszl ilkeleriyle, bir olay ya var ya da yok eklinde iki ktan birine indirger.1240 Bu mantn Kurn tefsirinde kullanlmasyla oluan dilemmaya bir rnek verecek olursak diyebiliriz ki; Kurn hem her eyin Allahn takdiriyle cereyan ettiini1241 hem de insann irade ve ihtiyar sahibi olduunu ifade eder.1242 Aristo mantnn, her iki kkn arasndaki mtenasip bir ilikinin nc bir kla tecelli edebileceine imkn tanmayan kat tutumu yani nc halin imknszl ilkesi sonucu, bir grup, irade ve ihtiyar inkr edip cebr bir anlaya, dier grup ise takdiri inkr edip kulun fiilinin halk olduu grne kaymtr.1243 Bu anlay blnmesi ya o ya bu diyen Aristo mantnn parac tutumunun, slm dncesinde oluturduu biri o biri bu eklindeki bir rndr.1244 Oysaki kulun uhrevi saadet ve ekavetinin kendi ihtiyar ve irad kesbiyle, ya kfr ya da imn eklinde tecelli edeceini ifade eden yetleri dndmzde, Allahn ilim, irade ve kudretiyle takdir etmesinin, czi iradeyi imha anlamnn dnda bir muhteviyata sahip olduu anlalr. Aksi takdirde Kurnn hem czi iradeye bir sorumluluk atfedip hem de Allahn onu icbar etmesi, Kurnda paradoksun bulunmamasn onun Allahn katndan oluuna balayan yetle de eliir.1245 uras bir gerektir ki ezici, mcbir ve zorba tanr tasavvurlarnn bunaltt Antik Grek kltr iinde, tanrlarn tasarruf, ilim ve mdahalelerini snrlama eilimi tayan bir aklcln mevcudiyet bulmas gayet normaldir. Oysaki daha ilk yetlerden itibaren kendisini Rahmn ve Rahm diye tanmlayan1246 ve mminleri

1238 1239 1240 1241

1242

1243

1244 1245 1246

Bkz. Macit, Fahri, a.g.e, s. 78. Erdem, Hsamettin, lk a Felsefesi Tarihi, s. 192. mer, Demir, Mustafa, Acar, Sosyal Bilimler Szl, s. 139. Tevbe 9/151, Arf 7/188, Enm 6/125, brhm 14/4, Nahl 16/93. ayrc. bkz. Buhr, Kader, 1 15; Tirmiz, Kader, 19. Mddessir 74/38, Fussilet 41/46, Ynus 10/30, Kehf 18/49, Kyme 76/3, Enm 6/104, Ynus 10/108, Nis 4/110111, Mddessir 74/5556, Rad 13/11. Bkz. en-Ner, a.g.e, II, 106107; Bolay, Sleyman Hayri, Felsef Terimler Szl, s. 180. ayrc. bkz. Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, 773; Kd Abdlcebbr, Fadlul-tizl ve Tabaktul-Mutezile, nr. Fuad Seyyid, Tunus, 1974, s. 167172. bb. Bkz. el-Gazzl, el-ktisd fil-tikd, s. 5758. Bkz. Nis 4/82. Ftiha 1/2, Har 59/22.

161

dost1247 edindiini ifade eden Allah, paganist bir ortamda nev- nema bulmu metafizik yaklamlarla tavsif etmek byk bir yanlgdr. Bu sebeple hikmetin mminin yitii olduunu, Yunan felsefesinin kkeninin Hz. drise dayandn dolaysyla da Hz. Peygamberin tevik ettii hikmet olduunu, bu sebeple de Yunan felsefesinin ilah bir meruiyete sahip olduunu syleyip adeta felsefeyle dini, peygamberle filozofu ve aklla vahyi eitlemek; neticede, beer olanla ilah olan ayn kefeye koymak demektir.1248 stelik genelde Yunan felsefesinin zelde Aristo metafiziinin lemin ezeliliini, lm sonras hayatn yokluunu, Allahn ilminin cziyyata taalluk etmediini sylemeleri gibi pek ok konu, Kurnca vurgulanan akide esaslaryla taban tabana zttr.1249 nk hem Yunan felsefesi hem de Yunan dnce ruhunun en gl yorumu olan Aristo felsefesi; kiisel, beer ve sekler Yunan dehasnn rndr.1250 Bir milletin felsefesi ise o toplumun uygarlk ruhunun yorumudur. Bu balamda rasyonel Yunan aklcl, dinsiz bir milletin uursuz terennmnden ibaret kalmtr.1251 Bu felsefe, aklla kavrayabildiimiz varlk sahasnn dnda, akln zerinde, insana evrenin gereini ve gayb leminin hakikatlerini gsterebilen akn bir mdahalenin imknn ( yani vahyi ) asla idrk edememitir.1252 Bu yapsyla slm dncesinde vahyi anlama ve anlamlandrmada bir usl olarak sunulan felsefe, tevkif olan Kurn metafiziini tevfik balamda ele alp, ciddi anlamda bir akl-vahiy atmas oluturdu.1253 nk Kurn, dinin artk tamamlandn ifade eden yetiyle1254 insann gayb lemine (akideye) ilikin tehayyl ve teakkul itihat ve katklarnn tamamn merdut ilan etmitir. Bu balamda aklcln, dinin inan ve ahlkla ilgili alanlarna yeni kural ve prensiplerle katk salayaca tezi, z itibariyle bir safsatadan ibarettir.1255 Ayrca Hz. Peygamber ve drt halife devrinde hibir inan tefrikasnn bulunmamas,1256
1247 1248 1249

1250 1251 1252 1253 1254 1255

1256

Mide 5/55. en-Ner, a.g.e, I, 153155, 168170. en-Ner, a.g.e, I, 219; Subhi, Ahmed Mahmud, fi lmil-Kelm Dirse Felsefiye li ArilArabiyye, Beyrut, 1985, I, 53. en-Ner, a.g.e, I, s. 6472. en-Ner, a.g.e, I, 35. en-Ner, a.g.e, I, 139. en-Ner, a.g.e, I, 72. Mide 5/3. Koyiit, Talat, Hadsilerle Kelmclar Arasndaki Mnakaalar, A...F. Yay., Ankara, 1969, s. 14. Koyiit, a.g.e, s. 3.

162

hem meru olan akl-vahiy ilikisinin yapsn hem de snr ve misyonunu am olan bir akln vahiyle oluturduu paradokslarn illegal konumunu ifade etme bakmndan olduka nemlidir. D) AKILCI TEFSR ANLAYIININ LK DNEM TEMSLCLERMUTEZLE Aklcln ilk olarak ortaya k Vasl b. Ata (. 131748) ve Amr b. Ubeyd (. 80144 h.) ile balayan Mutezile hareketinde grlr.1257 Byk gnah ileyip tevbe etmeden len bir mminin uhrev akibetinin ne cennet ne de cehennem olduunu, onun orta yerde (el-menziletu beynel-menzileteyn) kalacan syleyen Vasln, Hasan- Basrnin ilim meclisinden ayrlmasyla temeli atlan Mutezilenin, balangc itibariyle d etkilerden ok slm dncesinin dhili hareketliliinin bir rn olduunu syleyebiliriz.1258 Bu esnada hzla genileyen slm corafyasnn pek ok heretik ve paganist ekol, din ve felsefeyi de slm dncesine sokmas, Mutezileyi bu sapk frkalarla mcadeleye itti. Genelde bu sapkn merep, din ve yaklamlarn ilham ve argmanlarn, Sokrat ncesi Yunan doa felsefecilerinden (tabiyyundan) alyor olmalar, ister istemez Mutezileyi doa felsefesinin materyalizmine tepki mahiyetinde domu Sokrat, Eflatun ve Aristo felsefelerinin isbt- vcib felsefelerinden istifade etmeye sevk etti. nk Mutezile; vahiy, nbvvet, mucize ve ahiret gibi konular inkr eden heretik frkalarn1259 Kurn yetleriyle ikna edilebileceine inanmyordu. te Mutezilenin materyalist Yunan felsefesinden beslenen heretik anlaylar imha etmek iin, yine Yunan felsefesinde muvahhit olarak grdkleri aklc filozoflarn felsefelerinden ve isbt- vcib teorilerinden istifade etmesi, itizl hareketi rasyonel sistemlemeye doru ynlendirdi.1260 Bu balamda Mutezilenin sistemletii dnemin felsef tercme ve iktibaslarn en ok yapld Memn dnemine tekabl edii bir tesadf deildir.1261

1257

1258 1259 1260 1261

el-Muhsib, Haris b. Esed, el-Aklu ve Fehmul-Kurn, Drul-Fikr, Beyrut, 1982, s. 130; bn Hallikn, Vefayt, I, 101, 103; Ulutan, Burhan, slm Medeniyeti ve Aklc Felsfe, tken Yay., stanbul, 1976, s. 52. en-Ner, a.g.e, II, 213. Bedev, Abdurrahmn, Min Trihil-lhd fil-slm, Beyrut, 1980, s. 28. George, Makdis, Law and Orthodexy in Classical slm, slmic Studies, 1993, sy. IV, s. 313. en-Ner, a.g.e, II, 217.

163

Fikr tekevvnn ilk dnemlerinde her ne kadar aklc yaklam sergilese de Mutezilenin dnce yapsnn iinde Kurn ve snnetin ksmen de olsa dikkate alnmasndan doan din bir renk hissedilir. Ancak zellikle Allf dnemiyle birlikte felsef aklcln, Kurn anlamada etkin ve alternatifsiz bir metot olarak kullanlmaya balanmasyla birlikte Mutezile, zellikle kaderin inkr ve halkulKurn teorileriyle vahyin glgesinden kmtr.1262 Bu srete Mutezile, aklla vahyi anlamaya alma noktasndan, akl vahye edeer grmeyle ve onu vahye hkim klmayla sonulanan bir gidiat takip eder.1263 Bu gidiatn bir sonucu olarak da Mutezile, deliller hiyerarisinde ilk basamakta vahyi deil, akl konulandrr.1264 Bu tr bir aklcln kurucu etkeni ise ilhamn Yunan felsefesinden almaktadr.1265 Vahyin anlam, izah ve yorumunun akla gre yaplmas gerektiini savunan Mutezile,1266 akl eksenli bir tefsir anlay ortaya koymutur.1267 Bu akl tefsir anlay Kurndaki teakkle kapal olan inan ve gayba ilikin yetlere de uygulandnda yeni bir zat-sfat ve husun-kubuh ilikisi ortaya kmtr.1268 Bunun sebebi de yine bu sahada akl ncllerin kullanlmasdr.1269 zellikle aklcln en bariz ekilde ortaya kt alan olan mtebihler konusunda1270 sz konusu yetlerin lafz adan akl st bir takm gayb hakikatlere delalet edebilecekleri ihtimalini tamamen yok sayarak1271 bu yetlere mecaz anlamlar yklemilerdir.1272 Akln hkimliini kabul etmeden Kurn anlamann imknsz olduunu savunan Mutezile,1273 yetleri, akl ilkelere uydurabilmek iin Kurnn btnln paralar.1274 Mutezilenin tefsirde akla atfettii stat yle genitir ki, onlara gre akl, Kurnn umum ve mutlak hkm ifade eden yetlerini tahsis ve takyit edebilir. rnein Allahn dilediini yapabileceine ilikin Kurn hkm,
1262 1263 1264

1265 1266 1267

1268 1269

1270 1271 1272 1273 1274

en-Ner, a.g.e, II, 237. bb. Bkz. Koyiit, a.g.e, s. 81; ed-Dveyn, Ali b. Sad b. Salih, Arul-Mutezile el-Usliyye, Mektebetr-Rd, Riyad, 1417/1996, s. 160163. en-Ner, a.g.e, II, 237. Kd Abdlcebbr, el-Muni, VII, 174. Emin, Zuhrul-slm, Drul-Kttabil-Arabi, Beyrut, t.y., II, 40. ayrc. bkz. Kd Abdlcebbr, elMuni, VII, 206. Harb, Ali, Nakdul-Hakka, s. 63. Kd Abdlcebbr b. Ahmed, Mtebihul-Kurn, thk. Adnan Muhammed Zerzur, Mektebet Darit-Turas, Kahire, 1969, s. 35. alkan, smail, Siyasal Tefsrin Oluum Sreci, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2003, s. 99. Bkz. Zemaher, el-Kef, III, 52, IV, 142. Eb Zeyd, el-ttichul-Akliyyi fit-Tefsr, s. 239. Kd Abdlcebbr, el-Muni, XVI, 395. bn Teymiyye, Mukaddime fi Uslit-Tefsr, s. 8385.

164

Allahn ktle ve kulun irad eylemlerine fail olamayaca gryle tahsis ederler.1275 Akla bu denli nem veren itizl yaklam bn Sn, Farb ve bn Rd gibi Meai filozoflara nve tekil etmitir. Her iki grup da akln vahiyden bamsz bir ekilde hakikatin bilgisine ulamaya muktedir olduunu ve insann fiilinin halk olduunu iddia ederler.1276 Aralarndaki tek fark felsefeciler akl kyam bi nefsihi grrlerken Mutezile bu sfat yalnzca Allaha isnat eder.1277 Bu balamda Mutezilenin gr ve prensiplerinin Aristo ve Eflatunun felsefelerine dayand1278 ve bu felsef yaklamla Kurn tefsir ettii iddias olduka kuvvetli bir grtr.1279 1) tizl Aklcln Tarih Arka Plan Mutezilenin dnce sistemini salkl bir analize tabi tutabilmek, o dnemin siyasi, sosyal ve din yapsn anlamayla yakndan ilgilidir. Dhil anlamda Ben meyyenin siyasal mezalimini cebre dayal takdiri ilah teorisiyle merulatrmas gibi pek ok muharref din telakkinin oluturduu sfatlar problemi, haric anlamda ise Hicaz blgesinin Hint, Yunan, Msr, Mezopotamya, ran ve Irak medeniyetlerinin kavak noktasnda bulunmas sebebiyle slm dncesinin Yahudilik, Hristiyanlk, Mazdekilik, Deysanilik, Mandeizm, Mecusilik gibi pek ok paganist ve heretik din ve felsef dn biimleriyle yzlemesi1280 Mutezileyi bu zmrelerin grlerini imha ve onlar ikna konusunda bir fikr abaya sevk etti.1281 Mutezile bylesi bir fikr ve itikd murabtla soyunup bir harici savunma hatt olutururken1282 Kurnda akla aykr hibir eyin olmadn ispata alt.1283 Tamamen refleksif tepkilerin komuta ettii bu srecin sonunda, gerek anlamda bir akl-vahiy atmasna sebep olan bir aklclk anlay da ina edilmi oldu. yleki Mutezile slm savunma psikolojisiyle, Yunan felsef kavramlarna dayal bir bilgi sistemi de gelitirmeye almtr.1284
1275

1276 1277 1278 1279 1280

1281 1282 1283 1284

Hanef, Hasan, Konulu Kurn Tefsri Metodu, trc. Snmez Kutlu, slmi Aratrmalar, c. IX, sy. I-IV, 1996, s. 160. el-Kettn, Cedelul-Akli ven-Nakl, s. 473. el-Kettn, a.g.e, s. 472. Marib, Ali Abdulfettah, el-Frakul-Kelmiyyetul-slmiyye, Ezher, 1986/1407, s. 270. Mahmud, Kamil Ahmed, Mefhmul-Adl fi Tefsril-Mutezile lil-Kurn, Beyrut, 1983, s. 12. Ninian, Smart, The Worlds Religions, Australia, 1995, s. 247. Ayrc. bkz. el-Hayyat, Kitbulntisr, Beyrut, 1957, s. 21. Hanef, Hasan, slmi limlere Giri, s. 84. Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 50. M. G. S., Hodgson, slmn Serveni, ev. Heyet, z Yay., stanbul, 1993, I, 408. Watt, W. Montgomery, slm Felsefesi ve Kelm, ev. Sleyman Ate, Ankara, 1968, s. 63.

165

Hasan- Basrnin Vasl iin

(Kad itezele havlel-mme)

demesi, bu ayrln basit bir ksknlk ya da kat sla olmadn, bilakis derun bir fikr ve itikd kopua da delalet ettiini gstermesi bakmndan nemlidir.1285 Bu durumda Vasln orta yer teorisinin bir anlk tartma ortamnda verdii refleksif bir cevap olmaktan ok, fikr ardiyesi gemite yaplanm epistemolojik ve bilinli bir uzaklamaya bal olduu grlr.1286 te yandan meclisinden uzaklamann mmetten uzaklama olarak deerlendirilmesi ise, Hasan- Basrnin, yaad ada odak ahsiyet oluunu gstermesi bakmndan nemlidir. Ancak Mutezile bu ismi benimsemi olmasna ramen bunu haktan deil, batldan uzaklama anlamnda kullanr.1287 Bu kelime Kurnda haktan1288 ve batldan1289 uzaklama eklinde iki ynl olarak kullanlr. Mutezile bu ismi batldan uzaklama anlamnda benimsemitir.1290 Bir gre gre slma giren baz Yahudiler, Mutezile ile Efruim denilen Yahudi mezhebi arasndaki benzerlik sebebiyle bu ismi onlara vermilerdir.1291 Ancak uras bir gerektir ki byk gnah meselesi sebebiyle pe pee Hasan- Basrnin meclisinden ayrlan, Vasl iin Hasan- Basr tarafndan, Amr b. Ubeyd iin ise Hasann ders halkasn ondan sonra idare eden Katade b. Diame ve es-Sedusi tarafndan, Amr iin kullanld1292 en olgun ve muteber grtr. uras bir gerektir ki Kurn btn isyan ve gnah eitlerini olduka temel bir tasnifle, a) irk, b) dierleri, diye ikiye ayrp irkin dnda btn gnahlarn Allah tarafndan balanmaya namzet olduunu ifade eder.1293 Bu balamda

1285

1286 1287 1288 1289 1290 1291 1292

1293

Muhammed, erafddin, a.g. makale, s. 262. Mutezile ismi ve bunun kullanl versiyonlaryla ilgili dokuz ayr gr var dr. Bu isim ilk defa Muaviye ile Hz. Ali atmasnda balarnda Sad b. Ebi Vakkasn bulunduu her iki gruptan da uzak duranlar iin kullanlmtr. Mutezile mezhebinin bu isim ve gruptan neet ettiini savunanlar var ise de mezhebin asl ortaya k, Vasl b. Atann byk gnah ileyip tevbe etmeden len kiinin uhrev akibetini cennete de cehenneme de dhil etmeyerek Hasan- Basrnin meclisini terk etmesine dayanr. Mutezile isminin, bu ders halkasna devam eden Amr b. Ubeydin, hocas Hasan- Basrden farkl dnerek bu halkadan ayrl iin kullanldn syleyenler de vardr.bkz. bn Kuteybe, Uynul-Ahbr, 247. en-Ner, a.g.e, II, 158. Muhammed, erafddin, a.g. makale, s. 262. Bkz. uar 26/212, Duhn 44/21. Kehf 18/16. en-Ner, a.g.e, I, 379. er-Rm, Menhec, I, 43. Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, s. 137138; Nadim, Macit, a.g. makale, s. 47; aatay, Neet- . Agh, a.g.e, s. 92. Bkz. Nis 4/51.

166

Vasln bu yet karsndaki delil yetersizlii sebebiyle orta yer teorisiyle hkm muallkta brakt da ifade edilmitir.1294 Aslnda Mutezilenin aklcln slm dncesindeki milad olarak kabul edilmesi doru deildir. nk Mutezileden nce akl tevl metodunu benimsemi olan Cebriye ve Kaderiye mezhepleri vard.1295 Bu bakmdan ilk akl yorumu ortaya koyan Cad b. Dirhemdir. Son Emevi halifesi Mervn b. Muhammede hocalk da yapan Cad1296 sfatlarn inkr ve halkul-Kurn teorilerinin mimardr.1297 Cadn bu grleri, babas Yahudi olan Bir el-Merisiden1298 ya da Abdullah b. Sebe yanls Muire b. Saidden ald da ifade edilmitir. Sz konusu grleri Caddan alan ise Cehm b. Safvandr. Sz konusu grleri Smeni, Hint ve Yahudi felsefecilerin grleriyle meczeden Cehm, Yunan felsefesiyle sz konusu grleri meczedip hicri ikinci asrn son eyreinde, Kurn yetlerini kkten tevl etmeye dayal sbjektif-rasyonel bir yorum modeli ina etti.1299 Cehmin kulun fiilinin halk olduu grn Feruim isimli Yahudi frkasndan aldyla ilgili ciddi tespitler vardr.1300 Ayrca Cehmin Hint1301 ve ran1302 felsefelerinden de etkilendii gl iddialardr. Cehmin tebh ve tecsm nitelikli frkalara tepki olarak sfatlar inkr ettiini1303 ve halkul-Kurn konusunda Mutezileye ilham verdiini1304 dndmzde Cadn fikirlerinin tizl yaklama intikal kprs olduunu syleyebiliriz. Bu balamda kaderin reddi ve sfatlarn inkr (tatil) ynleriyle Mutezile cehmdir.1305 yleki Cehm, vahiy olmakszn akln hakikati idrk
1294 1295 1296 1297 1298

1299 1300

1301 1302

1303

1304 1305

Macit, Fahri, slm Felsefesi Tarihi, s. 46. en-Ner, a.g.e, II, 59. el-Kasm, Cemaluddin, Trihul-Cehmiyye vel-Mutezile, Kahire, 1331, s. 27. Gne, Abdulbaki, Tefsrde Aklc Hareket, s. 98. Bkz. bnul-Esr, Ali b. Muhammed b. Esr, el-Kmil fit-Trih, Beyrut, 1979, VII, 49; elBadd, Hatib, Trihu Badd, Kahire, 1913, VII, 61; bn Kuteybe, Abdurrahmn b. Mslim, Uynul-Ahbr, Kahire, 1343/1925, II, 148. Koyiit, Talat, Hadsilerler Kelmclar Arasndaki Mnakaalar, s. 113114. Bkz. Wolfson, Kelm Felsefesine Giri, s. 84; Eb Zehra, slmda Siyasi tikd ve Fkh Mezhepler Tarihi, s. 136. bn Teymiyye, el-Nerdetut-Hemeviye, s. 425. bn Hazm, Eb Muhammed Ali, el-Fasl fil-Milel vel-Ehv ven-Nihal, nr. brahim Nasr Abdurrahmn Umeyre, Riyad-Cidde, 1402/1982, II, 115; Badd, Abdulkhir b. Tahir, el-Fark Beynel-Firak, Kahire, 1965, s. 22. ayrc. Hristiyan etkisi iin bkz. Wolfson, Kelm Felsefesine Giri, s. 73 vd. Fazlurrahmn, Tarih Boyunca slm Metodoloji Sorunu, trc. Salih Akdemir, Ankara Okulu Yay., Ankara, 1997, s. 72. el-Hayyat, a.g.e, s. 92. er-Rum, Menhec, I, 4344.

167

edebilecei fikrinde bile Mutezileye temel tekil eder. Bundan dolay Mutezile pek ok kaynakta Kaderiye ismiyle zikredildii gibi Cehmiyye olarak da anlr.1306 Cehmin Cadn pek ok din ve felsefeden etkilenmi olma ihtimalleri, itizl aklcln argmanlarnn Yahudi ve Hristiyan teolojilerindeki vahiy, peygamber, vad, vad, zat ve sfat konularndan da derin bir ekilde etkilendiklerine dair iddialar glendirmektedir.1307 Bu bakmdan aklclk, kken itibariyle Mutezile ncesine dayanr. Ancak zellikle halife Memn dneminde resm mezhep hviyeti kazanmasyla Mutezile, aklcl devletin
1308

etkinliiyle

yaplan

tercme

faaliyetleriyle sistemli hala getirmitir.

mnn ancak amelle kaim olduunu

syleyen Mutezile,1309 bu grte Haricilerden etkilenmi olmasna ramen byk gnah ileyen mminin ebed cehennemde olmadn sylemekle Haricilere, ebed cennette olmayacan sylemekle de Mrcieye muhalefeti amalamtr. Memnun devletin resm mezhebi yapt Mutezile,1310 halife Mtevekkil dneminde etkinliini kaybetmitir. Gnmzde iann zellikle Zeydiye ekolnn itizl grleri srdrdn syleyebiliriz.1311 yleki Zeydiye ias, Mutezilenin be prensibini de kabul ederler. Hariciler ise orta yer teorisi, mmiye ias da emr-i maruf nehy-i anil-mnker hari btn itizl prensipleri kabul ederler.1312 Hatta Zeydiye mezhebi immlarndan Haim el-Hseyni, Kd Abdlcebbrn erhulUslil-Hamsesini derleyip yorumlayanlardan biridir.1313

1306 1307 1308 1309 1310 1311 1312

1313

en-Ner, a.g.e, I, 346. es-Subhi, a.g.e, s. 121. Bkz. Gne, Abdulbaki, a.g.e, s. 9798. Kd Abdlcebbr, Mtebihul-Kurn, Kahire, 1966, I, 98. Muhammed erafddin, a.g. makale, 265. ubuku, Mutezile ve Akl Meselesi, s. 53. Ammr, Muhammed, Mutezile ve nsann zgrl Sorunu, ev. Vahdettin nce, Ekin Yay., stanbul, 1998, s. 67. Ammr, a.g.e, s. 19. Oluum srecinde Mutezile Basra ve Badat Mutezilesi olmak zere ikiye blnmtr. Basra ekolnn ncleri Vasl b. Ata (. 131/748) Amr b. Ubeyd (. 144/761) Ebl-Huzeyl el-Allf (.227/842) Muammer b. Abbad es-Slem (. 215/830) Nazzm (. 221/836) Chz (. 255/869) Hiam b. Amr el-Fuvat (. 227/842) ve Eb Ali el-Cbb (. 303/915)dir. Badat ekolnn en mehur isimleri ise kurucusu olan Bir el-Mutemir (. 210/825) Smame b. Eras en-Numayri (. 218/828) bn Ebi Duad (. 240/854) Eb Musa sa b. Sabih elMurdar (. 226/841) Cafer b. Mbeir (. 234/848) Cafer b. Harb (. 236/850) Eb Cafer elskaf (. 240/854) Ebl-Hseyn el-Hayyat (. 300/913) ve Ebl-Kasm el-Belh el-Kab (. 319/931) gibi isimler saylabilir. Ebl-Huzeyl el-Allf el-ntisr adl eserini bnur-Rvendnin Fadihtul-Mutezile eserine karn yazmtr. tizl tefsirler arasnda Eb Bekir Abdurrahman b. Kayran el-Esamm (. 200/816)n Tefsrul-Kurn, ez-Zemahernin el-Kef, Kd Abdlcebbrn Tenzhul-Kurn anil-Metan ve Mtebihul-Kurn ayrca 20 cilt olduu zannedilen ve sadece 16 cildi bulunan el-Munisi vardr. ztrk, a.g.e, s.1516

168

zellikle halife Memn dneminde zirveye ulaan aklclk ve felsef eilim,1314 Mutezilenin akn olan anlamada akl yeterli grmesi sonucunu dourdu.1315 Antik a rasyonalizmine dayanan bu anlay, nesnelci bir yorum usln oluturmutur.1316 Bu yorum, vahyin rn olmayan bir akln neticesidir.1317 Yunan felsef rn diyebileceimiz bu akl,1318 emprist vahiy kavram ve buna tekabl eden dil kuramnn snrl alan iinde faaliyet gsteren bir aklcl dourdu. Bu ise dnyevilemi bir tefsir anlaydr.1319 Artk akl, inan dhil her yeti izahta mutlak muktedir olarak dnlmeye balamtr. Bu anlaya sahip Mutezil tefsir anlay, felsefeyi itikdn makamna ikame etmeye kadar varr.1320 yleki baz batl teosoflar, Mutezilenin doal dine ulatn dahi sylerler.1321 Bu balamda Mutezile, Kurn yetleri zerindeki dn farkllnn doal rn1322 deil, temel ilkelerini vahyin anlam rgsnn dnda tesis edilmi bir anlayn neticesidir. Mahrecini Yunan felsefesinden alan1323 ve dini olanla felsef olan birletirmeye alan bu anlay1324 menkul olan makul olann altnda lin edici bir seyir takip eder.1325 Yunan felsefesinde, biri Demokritos (M.. 420) ve Epicrusa (M.. 341) ait olan atomculuk fikrine dayanan ve lemdeki dzeni tanrya deil, ezeli, deimez ve sonsuz saydaki atomlara dayandran ateist anlay, dieri ise Aristoya ait olup bu materyalist anlaya tepki mahiyetinde gelien ve lemdeki dzeni tanrnn ilk dokunuuna balayan anlay olmak zere iki temel yaklamdan sz edilebilir. Aristoya gre tanr leme ilk hareketi verip nedensellii leme yerletirdikten sonra pasifize olmutur. Bu balamda lemdeki nedensellik akna ve cari kanunlara

1314 1315

1316 1317 1318 1319 1320 1321 1322

1323 1324 1325

Wolfson, Kelm Felsefelerine Giri, s. 8081. Nadim Macit, Kelmclarn Kurn Anlama Yntemi ve Sorunlar, slmiyat, c. II, sy. I, (Ocak-Mart), 1999, s. 117. Hodgson, Marshall G.S., slmn Serveni, ev. Kurul, z Yay., stanbul, 1993, I, 412. Emin, Ahmet, Duhal-slm, III, 7. Binder, Leonard, Liberal slm, s. 262. Arslan, Gyaseddin, Tefsrde Dnyevileme, s. 114117. Koyiit, a.g.e, s. 109. T.J. De Boer, slmda Felsefe Tarihi, ev. Yaar Kutluay, Anka Yay., stanbul, 2001, s. 71. Gler, lhami, Allah nsan likisinin Ahlk Boyutu, (Allahn Kullar myz), slmi Aratrmalar, c. V, sy. 3, 1991, s. 204. H.S. Nyberg, Mutezile, slam Ansiklopedisi., stanbul, 1979, VIII, 756. Zhd, Crullah, el-Mutezile, Beyrut, 1990, s. 57. el-Gazzl, Eb Hamid, el-ktisd fil-tikd, Beyrut, 1983, s. 3.

169

mucizeyle mdahale etmesi, tanr iin sz konusu olamaz.1326 Bu nedensellik yle gldr ki Mutezileye gre tanr bile tasarruflarn akl bir sebebe dayandrmak zorundadr.1327 nk onlara gre kinattaki bu dzen tanrnn srekli yaratma ve mdahalesine ihtiya hissettirmeyecek ekilde otonom zellie sahiptir. Mutezilede zellikle Smame b. Eras, Chz ve Muammer b. Abbad bu gr kabul ederler.1328 Hatta Muammer b. Abbad, Aristonun pasif tanr anlayn yle benimsemitir ki Allahn cevheri yaratmaya kadir olduunu ama arazlar yaratmaya muktedir olmadn ifade eder. Ona gre arazlar yaratan Allah deil, cevherdir. rnein ekinin iyi olmasnda Allahn bir etkinlii yoktur. Kaliteli buday ekinin etkinliidir, Allahn deil.1329 Oysaki Kurn, ekini bitirenin Yce Allah olduunu aka vurgular.1330 Mutezilenin nde gelen bilginlerinden Nazzm, atomun sonsuz blnebilirliini kabul etmitir. Bu tanr tanmaz Grek felsefesinin bir rndr.1331 O Allahn srekli ve etkin yaratma fikrinin yerine her varln znde kodlanm kanunlar tarafndan oluturulmas anlamna gelen kumn teorisini kabul etmitir.1332 Kumn nazariyesini ayn zamanda Drar b. Amr, Ebl-Huzeyl el-Allf, Eb Bekir el-Asamm, Muammer Bir b. Mutemir ve skaf gibi Mutezile ulemas da kabul etmilerdir.1333 Hatta Ebl-Kasm el-Kab insan nutfesinden insan dnda bir canl yaratmasnn Allah iin mmkn olmadn ifade etmitir.1334 Dolaysyla da insan kendisinde bulunan iradeyi kullanma konusunda mutlak hr olup doru ile yanl vahiyden bamsz olarak tespit etmeye de muktedirdir.1335 Bu balamda zellikle Smame b. Eras, el-Chz ve Abu Ali el-Esvar gibi Mutezile limleri, zorunlu olan nedensellik kanunu Marifetullah ve Marifetul-Hakk vel-Batl konusuna da temil etmilerdir.1336 Bunu delillendirmek iin de Allahn her nefse
1326

1327 1328 1329 1330

1331 1332 1333 1334 1335

1336

Bulut, Halil brahim, Mutezile Mezhebinde Nedensellik Tartmalar, Marife, sy. 3, yl: 3, Konya (K), 2003, s. 278. Denkel, Arda, Anlam ve Nedensellik, stanbul, 1996, s. 18. Tekine, a.g. makale, s. 211. Badd, el-Fark, s. 110111. Bkz. Vka 56/6365. ayrc. Kurnda Allahn etkin yaratma gcn ifade iin bkz. brhm 14/32, Rad 13/16, Hadd 57/2, Mminn 23/80, Abese 78/25, 32. Bulut, a.g. makale, s. 287. Yavuz, Ysuf evki, Kumn md., slam Ansiklopedisi, XXVI, 552. Bulut, a.g. makale, s. 289. Bulut, a.g. makale, s. 291. Ardoan, Recep, Mutezileye Gre Allaha mn Konusunda Akln Gc ve Sorumluluu, Marife Dergisi, sy. 3, yl: 3, K, 2003, s. 295. Ardoan, a.g. makale, s. 295.

170

hak ve batl ilham ettiini ifade eden yeti1337 ve Allahn demoullarnn bellerinden zrriyetlerini ekip onlardan sz aldn ifade eden msak yetini delil getirirler.1338 Dolaysyla Mutezile insanda tabii olarak bulunan psiik ftratn, vahiyden nce de insan mkellef klacak etkinlikte olduunu syler.1339 Bulula balayan bu etkinlie ulaamadan lenler zellikle Smame ve Chza gre sevaplar ve ikaplar olmadklar iin kyamette toprak edileceklerdir.1340 Bu balamda Allahn, koyduu kanunu ihlal edemeyeceini savunan Mutezile, Allahn insana yerletirdii iradeye de mdahale edemeyeceini iddia etmektedir.1341 yleki baz Mutezil bilginler Allah kulun iradesinin yettii eyin dengini ve benzerini yaratamaz bile demilerdir.1342 Bu anlay ise tanry pasif, insan aktif olarak tanmlayan Aristo metafiziinin sonucudur.1343 Bu sebeple Mutezileyi erken dnem aklc tefsir ekol olarak isimlendirmek uygun olacaktr.1344 2) Aklc Tefsir Anlaynn Kulland Temel lkeler Aklcln slm dncesinde ortaya k, hem pek ok heretik din ve felsefeye kar dinin sahih ve akl bir savunmasn yapma hem de zulmlerini Allahn takdiri olarak gsterip sorumluluktan kaan, dahas zulmlerine lahut bir meruiyet atfeden cebir savunucularna cevap verme amac tar.1345 Bu balamda Mutezile sz konusu merulatrmaya bir tavr olarak errin Allaha isnat edilemeyeceini ifade etmidir.1346 Bu anlay hayr ve erri nur ve zulumata isnat eden ve lemde ontolojik olarak iki ayr kadim yaratc kabul eden dalist yaklamlara1347 olduka benzemektedir.1348 Bu balamda derin bir etki tepki
1337 1338 1339 1340 1341 1342

1343

1344

1345 1346 1347 1348

ems 91/610. Arf 7/172. Ardoan, a.g. makale, s. 298. Badd, el-Fark, s. 172. Koyiit, Talat, Hadsilerler Kelmclar Arasndaki Mnakaalar, s. 80. Taftazn, erhul-Akid, 22. Nedensellii vahiyle uyumlu tarzda ele alp mucizenin imknna inanan, Basra ekolne mensup baz itizl ulemadan da sz edilmektedir. Bkz. Bulut, a.g. m., s. 284285. Chzn konuyla ilgili grleri iin bkz. el-Chz, Eb Osman Amr b.Bahr, Kitbul-Hayevn, nr. Abdusselam Muhammed Harun, Beyrut, 1969, I, 207. er-Rm, Fehd Abdurrahmn b. Sleyman, Menhecul-Medresetil-Akliyyetil-Hadse, Riyad, 1983, I, 40. Eb Zehra, Trihul-Mezhib, I, 155. Gne, Kamil, slm Dncesinde Aklclk, s. 180. Bkz. bn Nedm, el-Fihrist, s. 458. Gne, a.g.e, s. 181.

171

ortamnda oluan Mutezilenin, adalet prensiplerinin cebir doktrinine verilmi bir cevap olduunu syleyebiliriz. Hatta refleksif tavr belirleme eilimi Mutezilenin prensiplerinin tamamna temil edilebilir. rnein; Tevhd, tecsm ve tebh nitelikli frkalara, vad ve vad Mrcieye, orta yer teorisi ise hem Mrcieye hem de Haricilere verilmi bir cevaptr.1349 Bu balamda Mutezilenin tefsir anlay adalet, husun kubuh, vad vad elmenzile beynel-menzileteyn (orta yer), iyilii emretmek ve ktlkten men etmek, kulun fiilinin halik olmas, tevhd, zat sfat ayrm, halkul-Kurn ve salah aslah gibi ilkelerin rehberliinde incelenmesi gereken bir yaplanmaya sahiptir. Zaten Mutezile Kurn doru anlayp aklamann ancak bu ilkelere sadk kalnma ile gerekleeceini iddia eder.1350 Bu prensipleri desteklemeyen yetleri ise mecaz, tevl ve az (bile olmayan) kraatlerle tekrar koyu bir yoruma tabi tutarlar. Bu sebeple Mutezilenin sz konusu ilkelerinin analizi onlarn tefsir ve tevl metoduyla ilgili saptamalar iin byk ehemmiyet arz eder. Mutezilenin btn ilkelerini temel olarak adalet ve tevhd olmak zere ikiye ayrmak mmkndr.1351 a) Adalet Cebir doktriniyle her trl zulm Allahn takdirine isnad eden Emevi anlayna tepki olarak Mutezile, adalet prensibini ortaya koydu. Bu balamda Allahn insanlara zulmetmediini insanlarn kendi kendilerine zulmettiklerini ifade eden yetleri1352 delil olarak getirmiler1353 ve Allahn adaletli tasarruflar yapacan, zulm icra etmeyeceini ifade etmilerdir.1354 Allahn zulm irade ve cad (yaratma) etmesinin Allah iin sz konusu olamayacan iddia eden Mutezile, imn Allahn dilediini ancak kfrn onun iradesinde olmadn ifade eder.1355 Bu balamda Mutezilede errin irade ve icadn Allahn gayrsna (insana) isnat eder. Burada Mutezilenin Allah erri dilemez ve yaratmaz grnden dileyemez ve
1349

1350 1351

1352 1353 1354 1355

Bedev, Abdulmecid, Ebl-Fluh, et-Trihus-Siyasiyye vel-Fikriyye lil-Mezhibis-Snniyy fil-Merikl-slmi minel-Kurnil-Hms el-Hicri Hatta Sukti Badd, Drul-Vefa litTba ven-Ner vet-Tevzi, el-Menra, 1988, s. 37. ztrk, Mustafa, Kurnn Mutezil Yorumu, s. 43. ztrk, Mustafa, Mutezile ve Tefsr, Marife Dergisi, Yl:3, sy. 3, Konya (K), 2003, s. 92 93. ayrc. bkz. ztrk, Mustafa, Kurnn Mutezil Yorumu, s. 43; Macit Fahri, slm Felsefesi, s. 47. Bkz. Ynus 10/44. kr. Bkz. l-i mrn 3/182, Kf 50/29, Zuhruf 43/76, Arf 7/28. Zemaher, el-Kef, I, 350; ehristn, el-Milel, I, 45. Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, s. 130132. er-Rm, Menhec, I, 48.

172

yaratamaz grne kaymas, nemle analiz edilmesi gerek bir sapmadr. rnein Nazzm Allahn erri yaratmaya kadir olmadn1356 hatta daha adaletli ve hayrl olan dururken bunun aasnda bir eyi yaratmasnn dahi caiz olmadn sylerler.1357 Bu ise apak bir determinizimdir.1358 Oysaki Allahn zulm dhil her eyi bir ksmndan yani zulmden raz olmasa da irade ve icat etmesi ayr bir eydir ve Kurn olan da budur zulme irade ve icat bakmndan muktedir olmad iin bunlara ayr yaratclar tayin edilmesi ise ayr bir eydir. kinci dn biimi ar sekler ve rasyonel karakteri dolaysyla determinist bir ierie sahiptir. Ehl-i snnetle Mutezil doktrin arasndaki temel farklardan biride Ehl-i snnet; Allah erden raz olmasa da mutlak ve tek yaratc olma vasfyla irade ve icat eder derken, Mutezile Allahn zulme hem rza ve irade hem de icat istitaat yoktur der.1359 Katilin suunun merulatrlmamas iin Mutezile, takdir edilmi bir ecel dncesini de reddederek1360 Allaha bir err isnadn engellemeye almdr. Bu ilkenin ilerliini ahirete de temil eden Mutezile, Allahn ahrette iyi olana sevap, kt olana da ceza vermeye mecbur olduunu ifade etmitir.1361 yleki ahirette Allahn ikap ve mkfatlarn azaltma ve artrmayla deitirmeye muktedir olmad dahi ifade edilmitir.1362 Hatta Nazzm, Allahn cennetten birini alp cehenneme koymaya veya bunu tam tersine muktedir olmadn sylemektedir.1363 Bu yaklam tarz, Kurnda Allahn iznine bal olarak mmkn grlen1364 ve pek ok sahih hadisle sabit olan efaat kavramn da1365 Mutezilenin inkr etmesinin temelini tekil eder. Dolaysyla Mutezile, iyilere mkfat, ktlere ise ceza vermenin Allaha vacip olduunu, hatta iyileri dnyada ektikleri skntlara bedel olarak
1356

1357 1358

1359 1360 1361

1362

1363

1364

1365

ehristn, el-Milel, I, 54; bn Hazm, el-Fasl fil-Milel vel-Ehv ven-Nihal, Beyrut, 1986, II, 139. Badd, el-Fark, s. 81. Eb Ride, Muhammed Abudulhadi, Min uybil-Mutezile, brahim en-Nazzm ve AruhulKelmiyyetil-Felsefiyye, Kahire, 1989, s. 85. ehristn, el-Milel, I, 42. Karadeniz, Osman, Ecel zerine, zmir, 1992, s. 1920. ubuku, gah, Nakilcilik ve Aklclk, A...F. slmi limler Enstits ., sy. 3, Ankara, 1997, s. 4748. ehristn, el-Milel, I, 54. Allfn bu konuyla ilgili grleri iin bkz. bnul-Cevz, Ebl-Ferec, Telbsu bls, Msr, 1360/1950, s. 8284. Badd, Abdulkhir, Mezhepler Arasndaki Farklar, ev. Ethem Ruhi Flal, Ankara, 1991, s. 97. Bakara 2/255. ayrc. Bkz. l-i mrn 3/255, Nis 4/85, Ynus 10/3, Meryem 19/85, Th 20/109, Enbiy 21/28, Sebe 34/23, Mmin 10/18, Zuhruf 43/86. Buhr, Dvt 1, Tevhd 36, Tefsru sr 227, Tefsru Meryem 1; Mslim, mn 341, 330,326, Cennet 40; Tirmiz, Snen, S. no

173

ahirette Allahn mkfat vermeye mecbur olduunu sylemilerdir. 1366 Bu dnyay imtihan iin yaratm olmas sebebiyle Allahn vahiyle insanlara dnya ve ahiret saadetini de gstermeye mecbur olduunu sylemilerdir. Bu balamda da Yolu dzeltmek Allaha aittir yetini1367 delil olarak gsterip bunun Allah zerine lutf-i vacib olduunu iddia ederler.1368 Nazzmn rencilerinden Ahmet b. Habit hayvanlar arasndaki elem ve nimete muhatap olma farklln adalet prensibi asndan izah edebilmek iin; Allahn canllar baka bir lemde eit yaratp onlara akl ve ilim vererek sorumlu tuttuunu, bu sorumluluu hakkyla ifa edenleri cennete, asileri cehenneme soktuunu, hem isyan hem de itaatle kark tavr sergileyenleri ise crm ve itaatlerine gre dnyada eitli bedenlere naklettiini ifade eder. yleki gnahkrlar behim beden kalplar iinde crmlerinin cezasn ekene kadar eleme tabi olurlar.1369 Onun rencisi olan Ahmet b. Eyyub b. Ynus da benzer eyleri sylemitir. Bu iddialar tipik birer reankarnasyon iddiasndan baka bir ey deildir.1370 te yandan Hiam b. Amr el-Fti, Abbad b. Sleyman es-Saymari ve Muhammed b. Abdullah b. Muarra gibileri ise vehb nbvvet anlayn, adalete tezat tekil edecei iin kabul etmemiler ve alan herkesin peygamber olabileceini sylemilerdir. Yine bu balamda, Allahn kulun tevbesini kabulnn ve hayr emretmesinin Ona farz olduunu ifade ederler. Bu sebeple de eyada hayr ve erri tesbit gcne sahip olan akln kt dedii eyi Allahn haram, iyi dedii eyi de helal klmasnn Allaha vacip olduunu ifade ederler. Bu balamda her makul olann meru, her meru olann da makul olduunu sylerler.1371 Bu da insann egemen olduu bir imtihan zemininde bizzat kendi aklyla iyiyi ve kty belirlemesi anlamna gelir. Ceza ve ikapta onun bamsz iradi eylemlerine tekabl eder. Ahlk sorumluluk sadece insana aittir. Allahn buna herhangi bir mdahalesi

1366 1367 1368 1369 1370 1371

Muhammed erafddin, a.g. m, s. 268. Bkz. Nahl 16/9. , a.g. m, s. 267. A.g.m, a.g. makale, s. 268. Geni aklama iin bkz. Muhammed erafddin, a.g.m, s. 268. a.g.m, a.g. makale, s. 269270.

174

olamaz. Dolasyla Mutezileye gre Allah adildirin anlam, evreni insana ve tabiat kanunlarna brakarak gidiata sadece seyirci kalmas demektir.1372 1) Husun-Kubuh Mutezile, iyi (husun) ve ktnn (kubhun) Allahn iradesinden bamsz objektif deerler olduunu iddia eder. Bu balamda da akln bir eyi iyi olarak bilmesi onun husun olduuna bunun tam tersi de o eyin kubhuna delalet eder.1373 Bu dn tarz bamsz akl ideolojisinin bir rndr.1374 Eyadaki husun ve kubuh deerleri eyann lazmi sfatlar olup Allahn tasarruflarn dahi snrlayacak gce sahiptir. Baka bir ifadeyle Mutezile, Allahn kubuhu yaratmayacan sonraki dnemlerde ise yaratamayacan Onun, hsn yaratmaya mecbur olduunu syler. Onlarn kubha ayr bir yaratc tayin etmeleri, ontolojik sahada iki ayr tekvin ve icat merkezi kabul etmek gibi bir dalizm riskini de beraberinde getirmitir. Bu dn biimi ise Yunan dncesindeki hayr ve erri iki ayr ilaha isnat etmeye dayal dalist tasavvura olduka benzer.1375 Onlara gre husun ve kubuh, eyann lazm sfatlar olduu iin akl tarafndan kolaylkla ya da tefekkrle tespit edilebilir bir mahiyet arz eder. Bundan dolay da vahiyden nce akln iyi ve kty bilmesi ve bulmas vaciptir.1376 Bu anlay Cehm b. Safvann Mutezileye brakt en byk mirasdr.1377 Akln iyiyi ve kty tespitteki istidad o kadar etkindir ki, peygamber bile getirdii vahiyle bu makul olan akl tespitleri tasdik etmeye mecbur kalr.1378 Hatta vahiyden nce akln husunu ve kubhu bulmasnn vacip olduunu syleyen Nazzm, akln tespitine uymayan naklin kesinlik tamayacan ifade eder.1379 Mutezile sadece ibadet sahasnda akln vahye tabi olmak zorunda olduunu syledikten sonra, dier hususlarn tamamnn vahiy olmakszn da bilinebileceini ifade eder.1380 yleki, Eb Ali el-Cbb ve Eb Haim gibi baz Mutezil ulema, vahyin eriat gibi, akln
1372 1373 1374 1375 1376 1377 1378

1379 1380

en-Ner, slmda Felsef Dncenin Douu, II, 263. Mfid Fakih, el-Aklu fi Uslid-Din, Beyrut, 1412/1992, s. 781. Candan, Abdulcelil, Kurn Tefsrinde Sapma Nedenleri, Denge Yay., stanbul, 2000, 83170. er-Rz, et-Tefsrul-Kebir, XXII, 155. Eb Zehra, Trihul-Mezhib el-slmiyye, I, 147; Bakilln, et-Takrb, I, s. 228231. ehristn, el-Milel, I, 115. ehristn, a.g.e, I, 50. Hem husun-kubhun vahiyden nce aklla bilinebilecei hem de vahyin bu tespitlere mutabk olarak gelmesinin zorunluluu konusunda Kerramiye mezhebi de Mutezile ile ayn grtedir. Bkz. en-Ner, a.g.e, II, 4752. bn Nedm, el-Fihrist, Kahire, 1348, s. 252. Kd Abdlcebbr, Mtebihul-Kurn, s. 36.

175

da eriatnn olduunu ifade etmilerdir.1381 Bu anlayn bir sonucu olarak nsanlarn evvel-emirde tek bir mmet olduunu ancak ihtilafa dmeleri sebebiyle peygamberlerin gnderildiini ifade den yeti1382 delil getirerek, bu insanlarn akl ilkeler zere yaadn, bu sebeple de akln eriatnn asl olduunu ifade ederler.1383 Oysaki Hz. demin daha mevcudiyetinin banda cennette bir takm vahyi talimatlara maruz kalmas, bunlar dinlememesi sonucu cennetten ihrac ve yeryzne indikten sonra Allahtan ald bir takm kelimelerle Allaha iltica ve tevbe edii, insann akln ve var oluunu anlaml klan temel kurucu ilkenin akl deil vahiy olduunun bir gstergesidir.1384 Bu balamda gerek sorumluluun akln vahiyle bulutuu noktada cereyan ettiini ve akln vahiyden nce hakikate ulama konusunda tam bir yetkinlie sahip olamayacan sylememiz gerekmektedir. nk akl bir bilgi ve ilkeler deposu deil, bilgi ve ilkeleri belirli bir usl ve metotla elde etmeyi salayan bir bilgi ilem merkezidir. Bu balamda akl bir metod ve a muhtatr. Bu ise vahiydir.1385 zellikle Kurnda peygamber gndermeden azap edilmeyeceinin vurgulanmas1386 da bu gerei ifade eder. Bu sebeple teklifin ekmel bir biimde tecelli edebilmesi iin salkl aklla sahih naklin (vahyin) ictimas gerekir. Yani teklif-i kmile ancak tebli ile kaimdir. Hatta vahye muhatap toplum, vahyin sunuluunun bir aamasnda inen bir yasaklayc yetten nce o yasa ilemi olsalar dahi, bu bir sorun tekil etmez. rnein iki haram klnmadan nce iki iip lenlerin bile, imnlar sayesinde cezaya maruz kalmayacaklar Kurnda aka bildirilmitir.1387 Bu yle gl bir ifadedir ki; Hz. brahim babas iin vahiy gelmeden istifar etmi, fakat vahiyden sonra vahiy bunu nehyettii iin bundan vazgemitir.1388 Mutezil tefsirci Zemaher bu yetleri gz nne alarak vahiyden nce istifarn caiz vahiyden sonra ise haram olduunu ifade ederek Mutezilenin bu ilkesini ihlal etmeye mecbur kalmtr.1389
1381 1382 1383

1384 1385

1386 1387

1388 1389

Hanef, Hasan, slmi limlere Giri, s. 91. Bkz. Bakara 2/213. Bkz. ztrk, Mustafa, Kurnn Mutezil Yorumu, Eb Mslim el-sfehn rnei, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2004, s. 255. yetler iin bkz. Th 20/115116, Bakara 2/37. Arf 7/1922. el-Gazzl, Eb Hamid b. Muhammed b. Muhammed, el-ktisd fil-tikd, Matbaat Ceridetilslmiye, Msr, 1230, s. 23. sr 17/15. Mide 5/93 ayrc. bkz. Buhr, Eribe 3, Mezlim 21, Tefsrul-Mide 11; Mslim, Eribe 9, Msakt 67; Nes, Eribe 2; bn Hanbel, II, 351; Eb Dvd Hads No:3673. Meryem 19/47. Zemaher, el-Kef, III, 21.

176

Mutezilenin ilk dnemlerinde eri delilleri akl, vahiy, snnet ve icma diye sralamasnda,1390 vahyin aklla anlalmas gibi iyi bir niyetin olduu sylenebilir. Hatta Kd Abdlcebbr, vahyin ancak aklla bilebilecei iin Mutezil limlerin akl dier eri delillere takdim ettiini ifade eder. nk ona gre akl mescide getiren yol gibidir, ama mesciddir. Ama yol olmadan mescide ulalamayaca iin yol mescitten daha nemlidir. Bu sebeple de her ne kadar vahiy ama olsa da, vahye ulatran akl vahiyden daha nemlidir.1391 Ancak Kd Abdlcebbrn verdii bu rnekte baz sorunlar sz konusudur. Burada mescitle ona gtren yol, ayr balam ve alanlarda dnlmtr. Dahas mescit ve yol iin, zihnen iki ayr bani ve ina edeci tahayyl edilmitir. Bu sebeple bu rnein Kurnda n grlen akl-vahiy ilikisi iin uygun bir rnek olduunu syleyemeyiz. nk vahiy kendi gerekliini ortaya koyarken (mescidi yaparken), kendisini anlayabilecek akla belirli bir konum, usl, misyon ve snr da tayin eder. Yani mescidi yaparken mescide gtren yolu da ina eder. Bu balamda akl-vahiy ilikisine ayrdmz blmde deindiimiz zere vahiy, hakikati ortaya koyarken akln salkl tefekkrn salayc btn temel ilke ve argmanlar da ona sunar. Geri Kd Abdlcebbr peygamberin akla uymayan bir mesaj getirdiinde reddedilecei gereine katlmamakla beraber1392 Peygamberin akla muhalif bir vahiy getirmesinin de muhal olduunu sylemeden de geemez.1393 Kurn yetlerinin yalnzca imn edenleri baladna ve heretik mezhep ve dinlerin iknas ya da imhas iin, onlarn silahyla yani felsefe ve mantkla onlara kar koymann gerekliliine ilikin kanaat, Mutezileyi, gerek eyann zatnda ve insann fiillerinde gerekse Allahn lahut efalinde akla dayal bir takm husun ve kubuh ilkelerinin olduunu iddiaya kadar gtrmtr. Heretik mantkla mcadelede de baz faydalardan hali olmayan bu usln, Kurnn inanla ilgili mtebih yetlerinde de kullanlmas harici tarzda kullanldnda faydal bir merhemin dhilen kullanldnda vcutta pek ok yan etki oluturmas gibi aklla vahiy arasnda bir atmann nvesini tekil etti. zellikle husun ve kubhu eyann ve efalin zorunlu ve lazm vasflar olara grp, bu vasflarn tespit ve tayini yetkisini

1390 1391 1392 1393

Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, s. 88. Kd Abdlcebbr, Fazlul-tizl ve Tabaktul-Mutezile, s. 127. Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, s. 563. Kd Abdlcebbr, a.g.e, s. 563566.

177

akla vermek ve sonrasnda da husun ve kubha ilikin ilkelerin Allahn lahut efalinde de mevzu bahis olacan iddia etmek, Allah, rasyonel deerlendirmeye gtren olduka mahzurlu bir srecin kurucu znesi olmutur. Bu ise yaratlann, czi irade ve aklyla, yaratcnn klli irade ve ihtiyarna bir snr tayin etmesi riskini (determinizm) tamasndan dolay da olduka mahzurludur. 2) Vad-Vad Allahn adil olduunu ifade eden Mutezile, dnyada iken imn ve itaat etmi olanlara mkfat, inkr ve isyan etmi olanlara ise ceza vermenin Allaha vacip olduunu syler.1394 yleki Allahn ceza ya da mkfatta kulun sayu gayretine ya da isyanna tekabl etmeyen bir arttrma yapmasn Allah iin mmkn grmezler.1395 nk Allah akla uygun olarak, itaatkr mmine cenneti, asi mnkire de cehennemi vaat etmitir. Allahn akla mutabk olan bu vad ve vadini gerekletirmesi Allaha vaciptir. Hatta Nazzm gibi baz Mutezil bilginler Allahn cenneti hak etmi birini cehenneme ve cehennemi hak etmi birini de cennete sokmaya muktedir olamayacan dahi sylemilerdir.1396 Bu ilkenin sonucu olarak Mutezile mmin de olsa byk gnah sahibini ikaptan kurtaracak hibir efaatin olmadn ifade eder. nk mcrimi cezadan kurtaracak bir efaat vad ve vad ilkesiyle eliir. Bu balamda Mutezile, mcrim mminin cehennemde bir mddet yandktan sonra cennete girecei eklindeki grlerin sahibi olan Ehl-i Snneti, Ate bize sayl gnlerin dnda dokunmayacaktr diyen1397 Yahudilere benzetirler. Yine Hz. Peygamberin efaatini uman Ehl-i snneti peygamber dedelerinin kendilerini kurtaracan zanneden mcrim nesillere benzetir.1398 Bu balamda Mutezile, efaatin zaten cennetlik olan mminlerin derecelerinin ykselmesi iin sz konusu olduunu syler.1399 uras aktr ki, Mutezile her ne kadar tevbe artyla tahsis etse de1400 Kurn, Allahn irkin dnda btn gnahlar affedebileceini aka vurgular.1401
1394

1395 1396 1397 1398 1399 1400 1401

ubuku, Agh, Nakilcilik ve Aklclk, s. 4748, ayrc. bkz. Kd Abdlcebbr, erhul-UslilHamse, s. 135136. ehristn, el-Milel, I, 54; bnul-Cevz, Telbsu bls, s. 8284. Badd, Mezhepler Arasndaki Farklar, s. 97. Bkz. l-i mrn 3/23, 24. Zemaher, el-Kef, I, 349. ayrc. Bkz. IV, 235, Zemaher, a.g.e, I, 299; Ammr, el-slm ve Felsefetul-Hkm, s. 215. Zemaher, el-Kef, I, 4134147, I, 519520. Bkz. l-i mrn 3/129, Nis 4/48.

178

stelik Kurnn yok dedii efaat, ya inanmayan zalimlere1402 ya da putlara isnat edilen efaate iaret eder.1403 Gnahkr mminlerden, mitlerini kesmemelerinin talep edilii de1404 bunu destekler. Grld zere ncelenmi yarg, kanaat ve prensiplerle Kurn okumak, bir konuyla ilgili yetlerin btnln gz ard ederek parac bir yaklamla grn Kurna tasdikletmek anlamn tar. Mutezilenin efaati inkr ya da bir ksm mminleri kapsamayacak ekilde tahsis etmesi de bu parac yaklamn bir rndr. efaatin gnahkr mmet mensuplarn da kapsadn ifade eden pek ok hadis1405 Mutezilenin parac ve hadisi dlayc tefsir anlaynn bir gstergesidir. 3) el-Menziletu Beynel-Menzileteyn Mutezilenin oluumunda, dhili siyasal ve sosyal artlarn da byk oranda etkili olduunu ifade etmitik. yleki Drt Halife dneminin sonlarna doru balayan ynetim krizi ve siyasal atma ortam iinde vuku bulan Cemel ve Sffn muharebeleri ve bu ortamda Mslmanlarn birbirlerinin canna kymalar, Byk gnah ileyen mminin akidev ve uhrev durumu tartmasn gndeme getirdi. Dolaysyla Vasl b. Atann Hasan- Basrnin ders halkasndan ayrlmasna sebep olan fikr kopu da bu olay zerine cereyan etmi, Vasl byk gnah sahibi mminin cennet ve cehennemin dnda orta bir yerde olduunu syleyerek Mutezilenin fikr dsturlarndan birisini oluturmutur.1406 Kurnn insanlarn uhrev akibetlerini mmin ve mnkir olularna gre cennet veya cehennem olarak iki kl sunmu olmasna ramen 1407 Mutezile adalet ilkelerinin akl bir neticesi olarak gnahkr mminin imnndan dolay, cehenneme, isyanndan dolay da cennete giremeyecei sonucuna vard. Bu teoriyi olutururken vard sonula da, byk gnah sahibini imnndan dolay cennetlik gren Mrcieye ve onu direkt cehennemlik olarak grp atee mstahak gren Haricilere

1402 1403

1404 1405

1406 1407

Bkz. l-i mrn 3/192, Mmin 10/18. Arf 7/53, Enm 6/94, Ynus 10/18, Rm 30/13, Bakara 2/48, 123,254, ur 26/100, Mddessir 74/48, Necm 53/39, l-i mrn 3/182, Enm 6/132. Zmer 39/59. ayrc. Bkz. Ysuf 12/82. Buhr, Davat, I, Tevhd 36, Tefsru sr 227, Tefsru Meryem 1; Mslim, mn 341, 330, 326, Cennet 40; Tirmiz, Snen, H.no:2558, 2436, 2434, 3615; Drim, II, 327; bn Hanbel, V, 347; Heysem Mecma, X, 378, 379, 381. en-Near, a.g.e., II, 213. Bkz. Beled 90/1020, Tn 95/58, Asr 103/13, Brc 85/1010, nikk 84/613, Abese 80/38 42, Nzit 79/3741, Nebe 78/3140, nsan 76/3, Kyme 75/2025, Vka 56/89.

179

muhalefeti de ngrd.1408 Ameli ksmi olarak imndan bir ksm saymasnn bir neticesi olan bu ilke
1409

sebebiyle

Mutezile,

Yar

Harici

diye

de

isimlendirilmilerdir.

Mutezile bu ilkeyle Emevi yneticilerin her trl mezalimine ramen onlarn cennetlik olduunu syleyen Mrcieye ve imnlarna ramen bu yneticilerin ebed cehennemlik olduunu syleyen Hariciye frkalarna da epistemolojik ve kelm bir yant vermitir. Bu balamda Mutezilenin adalet teorisi ve bunun unsurlar siyasal bir endie ve tavr ierir.1410 Sfatlarn Allahn ne ayn ne de gayr olduunu syleyen Ehl-i snneti, muhal bir nc kkn imknn iddia etmekle itham eden Mutezile cennet ve cehennemin dnda bir nc uhrev konumun varln iddia etmekle, sz konusu paradoksa bizzat kendileri de dmtr. Hatta Mutezilenin bu teorisinin Aristonun fikr-i tavassut teorisiyle ilikili olduu gr de nemli bir iddia olarak nmzde durmaktadr.1411 4) yilii Emretmek Ktl Nehyetmek Zulme kar bir tepki mahiyetinde gelien Mutezilenin mukavim tavrnn yaplandrd bir dier ilke de budur. Mutezile ktl engelleme konusunda kalp, dil ve elle mcadele edilmesi gerektiini hatta zalim otoriteye sava bile alabileceini syler.1412 yilii emretme ve ktlkten nehyetme ile ilgili yet1413 ve hadisleri1414 de bu ilkenin nemini vurgulamak iin kullanan Mutezile, bu ilkeyle siyasal mcadelenin doruk noktasn oluturmutur. yleki silahl devrim bile, gerektiinde bu ilkenin bir gerei olarak dnlmelidir.1415 Bu dn biimi itizl yaklamla Ehl-i snnetin ayrldklar baka bir kavak noktasdr. nk Ehl-i snnet siyasi otoriteye kalple ve dille kar olunabileceini sylemekle birlikte fiili bir isyan hareketini uygun grmez.1416

1408 1409 1410 1411 1412 1413 1414 1415 1416

Ammr, a.g.e, s. 99100. el-sferyin, et-Tabsr, s. 39. Ammr, a.g.e, s. 231. es-Subhi, Salih, a.g.e, s. 128. Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, s. 745. l-i mrn 3/104110. Mslim, Kitbul-mn 1; Tirmiz, Kitbul-Fiten 31; Nes, Kitbul-mn 47. Ammar, a.g.e., s. 100. Ear, Maklt, s. 452.

180

Mutezileye gre Emr-i bil-Maruf ven-Nehy-i anil-Mnker ilkesi aklen her mslmana vaciptir. Emevilerin zulmlerini takdir-i ilah ve cebir doktrini ile dokunulmaz ve sorgulanmaz ilan ederek bu zulmleri Allahn irade ve icadna isnat etmelerine karn bu ilke, cebir doktrinini ykp mazlum halklar pasiflikten kurtarmann tek yoludur. 5) Kulun Fiilinin Yaratcs Oluu Kozmopolit etnik yaps ile Basra, Emevi saltanatnn muktedir gnlerinde derin bir ahlk erozyonu ile Kurnn ruhuna aykr bir hayat nizam iinde yayordu. Bu balamda zelde halifenin genelde ise idari sultann tm gayr- meru tasarruflarna kar bir isyan hareketinin nn almak ve zulm eklindeki uygulamalarn mazeretlendirmek iin siyasi sulta, cebir doktrinini ne srd.1417 yleki Yezid, Hz. Hseyini Ubeydullah b. Ziyada ldrttkten sonra Banza gelen herhangi bir musibet kendi elinizle iledikleriniz sebebiyledir1418 yetini okuyarak kendisini ve zulmn, Allahn lahut infaz arac konumuna getiriyordu.1419 Sekler ve alabildiine rijit bu gre tepki olarak Vasl b. Ata hayr ve er dhil kaderin Allaha ait olmadn syleyerek en az cebir doktrini kadar sekler baka bir u fikri ortaya koydu.1420 Bu ortamda devletin maln israf etmelerini merulatrmak iin Mal Allahn maldr diyen cebriyecilere kar, kaderiler Mal mslmanlarn maldr diyerek kar geldiler.1421 Kaderi inkr konusunda ilk konuann, Hasan- Basryle onun ders halkasnda tartan Mabed el-Chen1422 ve Gaylan ed-Dmek olduunu syleyen Evzai (88 157), bu fikrin, insan alet seviyesine indiren cebir teorisine bir tepki olarak gelitiini syler.1423 Emevi sultasna bakaldr anlam tad iin, Halife Abdulmelik b. Mervnn emriyle Haccac tarafndan ldrlen Mabedin, bu gr Hristiyan baz mezheplerden iktibas ettiine dair iddialar da vardr.1424 Kaderi inkr meselesi balangc itibariyle her ne kadar Yunan Felsefesinin etkisiyle ortaya
1417 1418 1419 1420 1421 1422 1423

1424

en-Near, a.g.e, II, 6368. r 42/30. Olay iin bkz. Heysem, Mecma, IX, 195. ehristn, el-Milel, II, 63. en-Near, II, 69; Takprzade, Mifthus-Sede, I, 35. Takprzade, a.g.e, I, 35. sferyin, et-Tabsr, s. 13. ayrc. bkz. Ltf Cengiz, Emeviler Dneminde Kader Problemi, Marife Der., yl.1, sy. II, Konya, 2001, (Gz Dnemi) s. 112. bkz. es-Subhi, Salih, a.g.e, s. 121.

181

kmam olsa da, tekaml srecinde zellikle Yunan aklcndan kendisine ok ciddi argman temin etmitir.1425 Bylece ileride deineceimiz gibi, Allah yaratlmlara benzetmemek iin sfatlar iptal eden Mutezile, Allahn, kubhun ve errin halk olmadn iddia ettiler.1426 Bu balamda bir makdurda iki kadirin itimasn imknsz gren Kd Abdlcebbr, kulun fiilinin Allah tarafndan yaratldn iddia etmenin byk gnah olduunu syler.1427 Bu sebeple Mutezile makult sahasna Allahn fiillerini de sokup Allahn efalinin makul olduunu ve onun akla aykr iler yapamayacan iddia eder. Dolaysyla Mutezile srf ilah olduu iin btn adalet ve doruluk hkmlerini ineyen, susuzu cezalandran ve imknsz talep eden bir kadir-i mutlak tanr tasavvurunu reddeder.1428 yleki onlar gerek tabiat olaylarn gerekse insan fiillerini direkt olarak tabi faillerine isnat etmiler ve bylece varla ve olaylara srekli mdahil olmak gibi skc bir iten Allah kurtarmlardr.1429 Fiille fail arasndaki sebep sonu ilikisine bakp, yakann Allah deil ate olduunu ifade eden itizl yaklam ate, yanc madde ve yanma arasnda zorunlu bir nedenselliin varlndan bahseder.1430 Bu balamda EblHuzeyl el-Allf alk, uyku vb. gayr- ihtiyari igdler dndaki btn beer yapp etmelerin halknn insan olduunu syler.1431 Bu anlay iinde Mutezile, katilin sorumluluunu kaldracak bir ecel anlayn da bu prensiple atr grd iin kabul etmez. Eceli, tabi ve kada olarak ikiye ayrr ve yetlerde tayin edildii ifade edilen ecelin insann doal yaama sresini ifade eden tabi ecel olduunu, kada ecelin ise kullarn irade ve fiilleri iinde gerekleen lm vakas olduunu syler.1432 Oysaki Kurndaki konuyla ilgili yetlere baktmzda hem tabii ecelin hem de lm vakasyla sonlanan yaam sresinin Allahn takdiri ve ilmi dhilinde olduu, ancak insanlarn ounun phe ettii,1433 baz insanlarn mrnn uzatld, bazlarnn da

1425 1426 1427 1428 1429 1430 1431 1432

1433

en-Near, a.g.e, II, 6366. en-Near, a.g.e, II, 256. Kd Abdlcebbr, el-Muni, VIII, 3. el-Badd, Abdulkhir, Uslud-Din, stanbul, 1928, s. 150. Macif Fahri, a.g.e, s. 53. el-Badd, el-Fark, s. 143. Macit, Fahri, a.g.e, s. 49. Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, 783. Dolaysyla Mutezile doal olan ve olmayan lm ecellerini birbirinden ayrr. bkz. a.g.e. s. 782. Enm 6/2.

182

ksaltld ve bunlarn bilgisinin Allahn katnda yazl olduu,1434 hatta bu ecelin toplumlarn var olu sreleri iin de geerli olduu ifade edilir.1435 Ecel, yaama srecinin biti vakasdr. Yani lmn kendisidir. Bu vaka ise mazi, muzari ve mstakbeli ilmi ezelisiyle bilen Allahn ilminde mahfzdur. Bu ilim, mr srecini, her trl olay, detay ve bunlarn douraca neticeleriyle bilmeye muktedirdir. Yani Allah sla-i rahim yapan birinin mrnn bundan dolay uzun olacan bilir ve byle takdir eder. Sadaka vermek ya da sla-i rahim yapmaktan dolay meydana gelen deiiklik ise insann yaam dzleminde vaki olur, Allahn ilminde deil.1436 nk Allahn ilmi, Onun zat kibriyasnn mnezzehliinin gerei, var olmu olan, var olan ve var olaca mutlak olarak bilir. Ancak Mutezile ve bn Rd gibi felsefeciler Allahn Kurn ezelde mana olarak bilmediini sylerler.1437 Bu, Allah bir eyi ve onun mevcudiyet sresini onu yaratmadan nce bilemez ya da Allahn bilgisi ezel ve ebed deildir demeyle e anlamldr. Allahn ilminin mutlak olmadn sylemek ise hi olmadn sylemekle ayn eydir. lmullahn mutlak vasfn inkrda, muhtemelen, ilmullahn malumullah icbar ettii bilinalt vardr. Abdulvahid b.Sleym Mutezileyi kast ederek Ata b. Ebi Rabaha Basrada kader yoktur diyen bir grup ortaya kt deyince, Ata, Zuhruf sresindeki Kurnn levh-i mahfzda olduunu ifade eden yeti1438 okumu ve bu ideolojinin Kurn yetleriyle attn ifade etmitir.1439 Allahn, insann geleceini bilmesinden dolay insann mecbur olacana ilikin bu kanaat, kaderi inkrn temel gerekesidir.1440 rnein Mutezilenin kurucularndan Amr b. Ubeyd, Tebbet sresi eer levh-i mahfzda var idiyse Allahn insanla kar hcceti yok demektir diyerek,1441 genelde Allahn istikbale ilikin bilgisini zelde ise nzl srecinin balamasndan nce levh-i mahfzda takdir edilmi bir
1434 1435 1436 1437

1438 1439 1440

1441

Ftr 35/11 ayrc. bkz. Hd 11/3, Nahl 16/61, Ankebt 29/53. Arf 7/34, Ynus 10/49, Hicr 15/5. ayrc. bkz. Tirmiz, Tefsr 2; bn Hanbel, V, 197. bkz. el-Badd, Uslud-Din, s. 142143. Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, Kahire, 1988, s. 183; bn Rd, el-Kefu an Menhicil-Edille, Beyrut, 1992, s. 8081. Muhammed kbalin benzer grleri iin bkz. kbal, Muhammed, slmda Dini Dncenin Yeniden Teekkl, ev. A. Arsan, stanbul, 1984, s. 111 112. ayrc. bkz. Gler, lhami, Muhtar Bir irade Allahn radesi ve Mmkn Bir Tarihin Kelm- Kadime ve Zorunlu Tarihe Dnmesi, III. Kurn Haftas Kurn Sempozyumu, 1319 Ocak, 1997, Fecr. Yay., Ankara, 1998, s. 224. Zuhruf, 42/14. ayrc. bkz. Vka 56/7779, Brc 85/3132. Tirmiz, Hads No: 2155. es-Saleb, Ali Muhammed el-Vasatiyye fil-Kurnil-Kerm, Drun-Nefis, Beyrut, 1999/1419, s. 443. Hatib el-Badd, Trihu Badd, XII, 171183.

183

Kurnn varln, insan sorumluluunu yok eden bir cebir olarak deerlendirir.1442 yleki Amr, Eb Lehebin elleri kurudu yetini1443 Eb Lehebin yapt gibi yapanlarn elleri kurusun eklinde yorumlamtr.1444 Bu balamda Mutezile Allahn imn sevdirmesi, onu kalpte sslemesi ve kalpleri bir araya getirmesi gibi yetleri1445 dahi tevl ederek, bu ilerin kullarn yapp etmeleriyle meydana geldiini sylemilerdir.1446 Kurna baktmzda hidayeti ve dalaleti baka bir ifadeyle saadeti (uhrev mutluluk ya da cenneti) ve ekaveti (cehennemlik olma durumu) Allahn meetine1447 balayp cebir imaj veren, ayn zamanda da kulun irade ve yneliini nceleyen yetlere rastlarz.1448 yetler hem siyak-sibak hem de Kurn btnl iinde incelendiinde, Allahn meetinin prensipsiz ve mcbir bir yapya sahip olmad grlr. Zalim olmadn aka vurgulayan Allahn,1449 drt elle zulm icra edeni hidayete, gzel ileri yapanlar da dalalete sevk etmesi eklinde bir meetinin olduunu sylemek mmkn deildir. nk Allah, kendisine ynelene hidayet verdiini,1450 ihtida edenlere hidayeti ltfettiini,1451 ihtidann ise peygambere itaat ve istinattan getiini aka ifade eder.1452 Yine Allah dnyada iken imn edenleri dnyada da ahirette de salam bir kelime zerine sabitleyeceini, zalimleri de saptracan ifade ettikten sonra, te Allah dilediini yapar buyurur.1453 Bu balamda Kurnn saptrma ve hidayet vermeyi Allaha isnat etmesi, insan iradesini hileyen bir yap arz etmez. nk Yce Allah, itaat ve ihsann insan imna sevk edeceini ifade eder.1454 Dolaysyla Hz. Peygamber, cahiliye dneminde iledii hayr-u hasenatn sevap bakmndan durumunu soran birisine Sen o iyilikler
1442 1443 1444 1445 1446 1447

1448 1449 1450 1451 1452 1453 1454

Askalan, bn Hacer, Tehzbut-Tehzb, Beyrut, 1968, VII, 71. Leheb, 111/1. Koyiit, Talat, Hadsilerle Kelmclar Arasndaki Mnakaalar, s. 229. Bkz. Enfl 8/63. ayrc. bkz. Hucurt 49/7. Amr el-Fuvatnin (.226) benzer grleri iin bkz. ehristn, el-Milel, I, 72. Bkz. Bakara 2/71, nsan 76/330, Mddessir 70/31, Enm 6/137, 111, Secde 32/13, Ynus 10/99, Nahl 16/93, Ahzb 33/24, Kasas 28/56, Hacc 22/14, Kehf 18/23, Arf 7/89, 178, Kehf 18/17, Tekvr 81/29, Tevbe 9/81, brhm 14/4, Rad 13/27. Mddessir 74/39, Fussilet 41/46, Kehf 18/29, Ynus 10/108. Mmin 40/31, 17. r 42/13. Bkz. Kasas 28/56. Bkz. Nr 24/54. Bkz. brhm 14/27. Bkz. Ynus 10/9, Tevbe 9/115, Tebun 64/11.

184

sayesinde hidayete erdin demitir.1455 Bunun aksine insann nyargl ve srarl isyan ve inkr da onun sapklna ve ekavetine sebep olur.1456 Dolaysyla sapma ve kfr inkrn bir sonucudur. Yani kul kendi iradesiyle sapnca Allah da onu saptrr. Bu sebeple Allah Onlar sapnca Allah da onlar saptrd buyurur.1457 yleki kulun kendi iradesiyle sapmasyla, Allahn onu saptrmas egdml bir seyir takip eder. Yani sapma gerekleirken saptrma da cz iradeye gre ona yn verir. Eer saptrmann sapmadan nce olduunu sylersek bu bir icbar, sapmadan sonra olduunu sylesek de bu bir ihmal yani faili bakas olan bir fiili stlenmek gibi zaid bir i olur. Dolaysyla varlk sahasna kan her i, ey, olay ve davran her ne kadar bir ksmna Allahn rzas olmasada Allahn irade ve icadyla mevcudiyet bulur. Bu balamda Allah mriklerin elleriyle yonttuu putlarn dahi Allahn yaratmasyla mevcudiyet bulduunu syler.1458 nk varlk sahasndaki her mevcut, vcudiyetini tek bir mucit ve mkevvinden alr. Dolaysyla Allahn ilmi, takdiri ve meeti cebre yol aan bir yapnn dnda bir mahiyete hamledilmelidir. Bundan dolaydr ki; kyamette dtkleri ackl azapta Eer Allah bana hidayet verseydi muttaki olurdum diyenlere, Allah yetlerimiz sana geldi sen de yalanladn, byklendin ve bylece kfir oldun diyerek1459 kendi sapklklarnn faturasn ilah iradeye kesmek isteyenlerin dncelerinin sekametini ifade etmitir. Hatta bunlar Allaha iftira atmakla sulanmlardr.1460 Yine Eer Allah dileseydi biz irk komazdk diyenler, yalanc ve iftiraclar olarak isimlendirilmilerdir.1461 Dolaysyla Allaha isnat edilen saptrma ve hidayet verme fiilleri, kulun saptma ve ihtidas zerine ina edilmitir.1462 Yani dileyen imn eder dilemeyen de etmez.1463 nsann en deruni ve ikin varlk merkezi olan iradenin imn ya da inkr edii konusunda peygamber dahi, icbar gcne sahip deildir.1464 nk imn ya da inkrda iradenin serbestlii, imtihann zerine ina edildii olmazsa olmaz

1455 1456

1457 1458 1459 1460 1461 1462 1463 1464

Bkz. Buhr, Buy 100, Zekt 24, Edeb 16; Mslim, mn 194196. Nis 4/168, Mide 5/41, Mmin 40/34, Muhammed 47/3, nsan 76/3031, Rad 13/19, Nahl 16/104, 108, Zmer 39/3, Fussilet 41/17, 44, Sebe 34/50. Bkz. Saff 61/57, Mnfikn 63/36, Zmer 39/3. Sfft 37/96. Bkz. Zmer 39/5759. Zmer 39/60. Enm 6/148, ayrc. bkz. Zuhruf 43/2022. Sebe 34/50. Kehf 18/29. Ynus 10/4243, Kf 50/45, iye 88/2122.

185

unsurdur.1465 yleki Yce Allah dahi zelde insann genelde toplumun iradesini dikkate aldn Kurnda aka vurgular.1466 Bu balamda bizim hidayete layk olduunu dndmz baz kimselerin dalalette olular ya da bunun tam tersi olanlar iin bile ayn durum geerlidir. Bu sebepledir ki Hz. Peygamber baz kimselerin hidayetini ok arzu edince Sen dilediini hidayete sevk edemezsin. Fakat Allah dilediini hidayete sevk eder. nk o mhtedileri ok iyi bilir1467 eklinde yet inmi ve bazen grne uymasa da Allahn mhtedileri iyi bilen olarak1468 o kimsenin manevi konumuna gre muamele ettiini ifade etmitir. Yani Allah, Mutezilenin iddia ettiinin aksine, istitaat sahibi olmasna ramen snnetullah gerei insann cz iradesine mdahil olmamay tercih etmitir.1469 Dolaysyla meetullahn ilerliinde bir takm esaslarn olduunu ve cz iradeyi icbar etmediini syleyebiliriz. Hatta Kurnda, Allahn kalplerini mhrlediini ifade ettii kimselerin bu duruma muhatap kalmalarnn sebebi bile, kendi iradeleriyle inkr ve isyanda srar etmeleri olarak ifade edilir.1470 Snneti seniyyeye baktmzda ise kaderin inkr edilmez bir realite olduunu grrz.1471 Kaderin Allahn ilmine istinad etmesinden kaynaklanan mtebih boyutu dolaysyla, her ne kadar Hz. Peygamber onun hakknda konuulmasn yasaklam olsa da,1472 kaderin Kurn balamn ifade ettiimiz sadede uygun olarak cz iradeyi nemsemitir. rnein korkuluksuz damda yatan birini grnce Damda korkuluksuz yatandan Allahn korumas kalkar demitir.1473 yleki yapt tedavi ve efsunlarn kadere kar gelmek olup olmadn soran Eb Huzeymeye, bu tedavilerinde Allahn kaderi olduunu sylemitir.1474 Bu balamda snnette kader, Allahn ilim ve iktidar sahasnda Allahn irade ve ihtiyarnn dnda bir i ve oluun bulunmadn ifade eder. Bu sebeple Hz. Peygamber Bir mmin bana

1465 1466 1467 1468 1469 1470

1471 1472

1473 1474

Mzzemmil 73/19, Mddessir 74/55, nsan 75/3, Nebe 78/39. sr 17/8, Rad 13/11, Gafir 40/2, Rm 30/9. Kasas 28/56. Kalem 68/7. Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, III, 7. Bkz. Nis 4/155157, Mide 5/13, Enm 6/125, Bakar 2/7, Secde 32/13, Mmin 40/35, Muhammed 47/16, 25, Ahkf 46/26. Mslim, Kader 19; Tirmiz H.No: 2157,3290; Heysem, Mecma, VII, 117; bn Mce, Hudd, 38. bn Mce, Mukaddime 10, bn Hanbel, II, 178. Tirmiz, H.No.2133, Eb Davud H. No. 4720, 4692, 4691. Kaderin akl st bir sr olduunu ifade eden hadisler iin bkz. Heysem, Mecma, VII, 200; Yafii, a.g.e, 7694, 153156; Saleb, a.g.e, 455. Eb Davud, H.No.5040. Tirmiz, H. No. 2065.

186

gelen her eyin kader olduuna inanmad mddete imnn hakikatini kavrayamaz buyurur.1475 Bu gerekten dolaydr ki, Hz. mer, Allahn istikbali bilmesinin cebir olduunu syleyen birisine, Allahn ilminin yer ve gk gibi olduunu, insan nasl gn altnn ve yerin stnn haricine kamaz ama bu da onu bir yerde kalmaya icbar etmezse, insann Allahn ilminden kamamasnn insan icbar etmeyeceini ifade etmitir.1476 Bundan dolaydr ki Hz. mer, vebal bir yerden kaarken Allahn kaderinden mi kayorsun diyen birine, Allahn kaderinden Allahn kaderine kayorum demitir.1477 Dolaysyla Kurn ve snnetin ilk nesli olan sahbenin kadere imn konusunda icma ettiklerini syleyebiliriz.1478 Bu balamda diyebiliriz ki; Kurnda, hidayet ve delaletin Allaha isnad1479 ve Onun kalpleri mhrlediinin bildirilmesi1480 gibi yetlerin, Cebriye tarafndan, insan hiletirici bir eda ile alglan nasl ifrat ise, hr irade adna tanry determinize etmek de bir o kadar tefrittir. Cebri savunanlar insann dnsel ve eylemsel alanda Allahn ilminden kamayacak olmasn temel alarak, insann iradesini tanrsal meetin iinde eritmilerdir. Buna karn kaderi inkr edenler ise Allahn sosyal alana ilikin bilgisinin mutlak olmadn savunmulardr. Dolaysyla cebir ve kadercilik, ilah bilginin akna kendilerini nesne olarak brakanlarla (yani cebriyecilerle) akntya kar krek ekenlerin (yani kaderiyecilerin) arasndaki fikr dellonun iki kart cephesidir. Bu balamda kader ve meetullah konusunda insan hilemeden ve Allah determinize etmeden daha salkl bir st sylem retmek iin; a) lmullah ile malumullah arasnda, iradeyi yok edici icbar ve dayatlm bir iliki olmadn, ancak ilmullahn yapsal gc ve kapasitesi sebebiyle varlk sahasnn mazi, muzari ve mstakbel btn zamanlarna taalluk ettiini, b) olduunu,
1475 1476

Bu balamda insann uhrev saadet ya da ekavetinin msebbibinin

Allahn bilmesi deil, insann cz iradesiyle yapt tercihler ve iledii ameller

1477 1478 1479 1480

bn Hanbel, VI, 441; Mslim, Kader 4; bn Mce, Hudd 38, Mustafa Hilmi, Menhecu Ulemil-Hads ves-Snne fi Uslid-Din, Drud-Davetilskenderiyye, t.y., s. 9. Buhr, Tbb 30; Mslim, Selam 98; Malik, Kitbul-Cmin, 22; Eb Davud, H.no; 319. Yafii, a.g.e, 7694, 153156; Saleb, a.g.e, 455. Arf 7/178, Secde 32/13, l-i mrn 3/154, Kehf 18/19, Nr 24/21. Bakara 2/5, 6, Enm 6/125, Nahl 16/95, Saff 61/5, Hakka 69/17, 27, ayrc. bkz. Enm 6/2, Arf 7/32.

187

c)

mn ve itaat ve inkr ve isyan, imtihann ana gerekesi olan cz

iradeye deil, onun dnda Allahn icbarna baland takdirde, insann denenme srecinin, hayatnn, Allahn peygambere vahiy ve kitap indirmesinin, hedefsiz ve anlamsz kalaca, dahas itaat ve imn, isyan ve inkr insann irad aln terine balanmak yerine ezelde ona baslm bir damga, mhr, etiket ya da rozete endekslemenin, Allahn adalet ve hikmeti aleyhine oluturaca hcceti, d) olmasnn, Allahn varlk sahasnn olu ve ilerini ezel ilmiyle biliyor cebir oluturaca vehmiyle ilmullahn determinize edilmesinin

douraca itikad riskleri dikkate aldmzda insan hiletiren cebirden ve tanry ve onun ilmini snrlayan kaderilikten kurtulup, Kurnn ruhuna ve snnete uygun bir cz irade, sorumluluk ve ilmullah perspektifleri oluturabiliriz. b) Tevhd-Tenzh Giri sebeplerinde ifade ettiimiz gibi ilk dnem aklclk, tebh ve tecsm nitelikli sapkn mezhep ve dinlere kar, dinin ahkmn zelliklede itikd hkmleri akl ablonlarla savunmay amalamtr. Tebh ve tecsm nitelikli frkalarn, stoa felsefesinden zellikle de tecsm anlayna sahip Yahudi ve Hristiyan kltrnden yaptklar felsef iktibaslar, Gulat iann tanr tasvirleri ve zellikle Mukatil b. Sleymann etli, kanl, elli, ayakl, oturan, kalkan, inen, kan sfli tebhtlarla muttasf tanr tasavvuru1481 ve Hristiyanlkta tebellr eden l tanr tasavvurunun ierdii irk ve tebh unsurlar, Mutezilenin akl unsurlarla tesis edilmi bir tevhd teorisi ortaya koymasna sebep oldu.1482 Allah sadece ilk muharrik olmakla snrlayp, leme il nihaye kendi varln devam ettirme vasfn (kdemi) atfeden Aristoya, ilk dnem Mutezilenin sert eletiriler ynelttiini syleyebiliriz.1483 Onun yerine, ark mizacna olduka uyumlu olan ve mesihi olarak tantlan Eflatunun felsefesiyle, Mutezilenin aklc anlaylar arasnda bir benzerlik sz konusu olduu sylenmise de, Mutezilenin tevhd anlay ne tam olarak Aristoculuu ve Eflatunculuu kabul eder, ne de klasik tevhd doktrinini. Bu bakmdan Mutezile felsefedekinden ok olumlu ancak Kurn ve snnet eksenli tevhd anlayna gre de ok olumsuz bir tanr anlay
1481 1482 1483

Bkz. ehristn, el-Milel, I, 124, 148149. en-Ner, a.g.e, II, 251. en-Ner, a.g.e, II, 247.

188

retmitir.1484 Belki de bu insani olan felsefeyle lahut olan dinin arasnda bir arabulmuluktu. Bu sebeple de Mutezile, tecsm ve tebh nitelikli frkalara kar isbt- vcib nitelikli felsefelerden ciddi bir ekilde istifade etmitir.1485 Bu balamda tanr ve sfatlaryla ilgili ilim ve akld btn ideolojilere rasyonel bir cevap vermek iin felsef argmanlarn nda bir fikr paradigma oluturan Mutezile, tenzh iin balad mcadelesini takyitle yani Allah snrlamakla sonulandrmtr.1486 Emevi mezalimi altnda madur ve mahpus olan halkn, mazlumiyetleri ve mkrehiyetleri sebebiyle mesuliyetlerinin olmadn ifade etmek iin Cehm b. Safvan tarafndan ortaya konulmu olan cebir doktrini, mevalinin mazuriyetini gstermeyi amalarken sultann mezalimini merulatrc bir argmana dnmtr.1487 zellikle ilmullahn, siyasi sulta tarafndan su istimal edilmesi, Cehm b. Safvan Allahn ilminin muhdes olduunu sylemeye itmitir.1488 Cehmin sfat inkrclnn sembol olmasndan dolay, sfat mnkiri btn ekoller Cehmiyye olarak isimlendirilir.1489 nk Cehm, Allahn hibir mahlka benzememesini esas alp, zahiri tebh ifade eden sfatlar aklc bir uslupla tenzh merkezli olarak tevl etmitir.1490 zellikle Sftiye ve Mcessimenin, Maniehizmin etkisiyle oluturduklar tecsm ve tebh nitelikli tanr tasavvurlar ve Abdullah b. Sebenin Hz. Aliye atfettii lahut heybet ve sonrasnda Allahn kendilerine hull ettiine inanlan yar insan yar ilah ii imm tasavvuru1491 sebebiyle oluan teaddd- kudema riski, zatla sfatlar zdeletirmeye ve sonra da sfatlar inkra kadar gtrmtr.1492 1) Sfatlarn nkr Belirttiimiz sz konusu sebeplerden dolay Mutezile, Allahla birlikte hibir kadimin olmadn, sfat ve isimlerin dahi hadis olduunu ifade etmi, bunun aksini
1484

1485 1486 1487 1488 1489

1490

1491 1492

en-Ner, a.g.e, II, 248250. Mutezilenin ibtidaen olmasa da tekaml srecinin ileri aamalarnda Eflatun ve Aristonun zat-sfat teorileriyle tevhd doktrini oluturduunu ifade sadedinde bkz. Macit Fahri, slm Felsefesi Tarihi, s. 55. en-Ner, a.g.e, II, 250. Gne, Kamil, slm Dncesinde Aklclk, s. 217. Kutluer, Akl ve tikad, s. 2022. el-Cbir, Muhammed Abid, el-Aklus-Siyasi el-Arabi, Beyrut, 1990, s. 318322. ed-Drim, Osman b. Said, er-Redd all-Cehmiyye, nr. Gosta Vitestam, Leiden, 1960, s. 93. Sfat inkrclar iin Muattla ismi de kullanlr. Kutluer, a.g.e, s. 23. Emin, Ahmed, Fecrul-slm, Drul-Ktbil-Arab, Beyrut, 1975, s. 197. Hatta Cehm ile Mutezile sfat inkrnda ayn dnr. Koyiit, a.g.e, 112. Badd, Uslud-Din, s. 332. Macit Fahri, a.g.e, s. 54.

189

savunmay, tevhde aykr pek ok kadimin varlna sebep olaca iin itikd adan da riskli grmdr.1493 yleki onlar mahlkat yaratmadan nce Allahn isim ve sfatlardan mcerret olduunu sylerler.1494 Kurndaki sfat ve isimlerle ilgili yetleri rasyonel olarak tevil eden Mutezile,1495 yetleri zahiri anlamlarnn dnda bir manaya hamlederler.1496 Bu balamda onlar sfatlar Allahn zatna bal arazlar olarak grrler. Bu sebeple de onlar Mahlkat yok iken Allahn mahlkatla diyalogunu salayan sfatlar da yoktu derler. Hatta onlar iradenin dahi Allah iin hadis bir sfat olduunu sylerler.1497 Sfatlar kabul etmenin, sfatla ilgili bir uzvu da Allaha izafe etmek demek olduunu syleyen Mutezile, bu balamda Allahn kelm sfatnn olmadn syler.1498 Dolaysyla Kurn, Allahn kelm olmayp muhdestir. Yani Allah tarafndan yaratlmtr. Yani mahlktur.1499 212/827 ylnda Halife Memn tarafndan devletin resmi ideolojisi olarak benimsenen halkul-Kurn teorisine1500 ileride ayrntl olarak deineceiz. Ancak unu ifade edebiliriz ki teaddd- kudema riskinden dolay Mutezile sfatlar zatn arazlar olarak grmekle, adeta yaratmaya balad andan itibaren kendisini ikmal eden bir tanr tasla dnmtr. Teaddd kudema sakncasnn tebellr ettii Mutezil ulemadan bir ksm cennet ve cehennemin ebedi olduu fikrini dahi kabul etmez.1501 Aklclarn Allahn kadim sfatlarnn inkr fikrini Aristo metafiziinden aldna dair kuvvetli iddialar vardr.1502 Aristoya gre tanr muharrik(-i ula)dr ama mteharrik deildir. Mteharrik olmad iinse her trl esbab ve evsaf sahibi olmaktan mnezzehtir.1503 Bu balamda Aristonun tanry vasfsz bir cevher olarak
1493 1494 1495 1496 1497 1498 1499 1500 1501 1502

1503

Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, Kahire, 1988, s. 88. Kd Abdlcebbr, a.g.e, s. 543. Salih, Subhi, fi lmil-Kelm, II, 27. Koyiit, Talat, Hadsilerle Kelmclar Arasndaki Mnakaalar, s. 112. Badd, Uslud-Din, s. 90. en-Ner, a.g.e, I, 361. Macit, Fahri, a.g.e, s. 58. bn Asam, Fth, IV, 454. Badd, el-Fark, s.73; ehristn, el-Milel, I, 7282. ehristn, el-Milel, I, 163; Eari, Makltul-slmiyyn, II, 483. ayrc. bkz., en-Ner, a.g.e, II, 288289; Macit Fahri, slm Felsefesi Kelm ve Tasavvufuna Giri, trc. ahin Filiz, nsan Yay., stanbul, 1998, s. 35. Hasan Hanef, slmi limlere Giri, ev. Muharrem Tan, nsan Yay., stanbul, 2000, s. 56; Y. Kumeyr, slm Felsefesinin Kaynaklar, trc. Fahreddin Olguner, Dergah Yay., stanbul, 1992, s. 97.

190

tanmlayna paralel olarak Mutezile mahlku yaratmadan nce Allahn isimsiz ve sfatsz olduunu savunur.1504 Bu mantk evresinde Mutezile sfatlarn varln ispat eden Kurn yetlerini akl ve felsef yoruma tabi tutar. yleki, Allahn kudretinin snrl ve sonlu olduu grn dahi dile getirirler.1505 Hatta Mutezilenin Vsliyye kolu Allahn ilim kudret, irade ve hayat gibi sfatlarn dahi inkr etmitir.1506 Sfatlar inkr ediin doal sonucu olarak determinize edilmi bir tanr tasavvuru oluturmulardr. Bu balamda Allahn makduratnn snrl olduunu iddia eden el-Allf cennet ve cehenneme Allahn ebedilik vermeye muktedir olmad syler.1507 zellikle unu ifade edelim ki sfatlar, tanr-lem ilikisinin temelidir.1508 nk bir varln mevcudiyetinin ve etkinliinin ispat ancak sfatlaryla mmkndr.1509 Bu sebeple Kurn, felsefenin soyut ve belirsiz bir ekilde tanmlad tanry ok ak ve belirgin sfatlarla vasfeder.1510 En gzel isimlerin ona ait olduunu syler.1511 Sfatlar ispatta tecsm ve tebhe den anlaylara tepki olarak tenzh eksenli bir seyir takip eden Mutezile, sfatlar zatn ayn kabul ederek nce sfatlar kabul etmi sonra da inkr etmitir.1512 Ehl-i snnet ise her iki u frkann aksine sfatlarn zatn ayn da gayr da olmadn syleyerek hem Aristonun nc kkn imknszl ilkesine hem de bu iki zmrenin sfat anlaylarna kar gelmitir.1513 Yani ne sfatlar inkr etmi ne de tecsm ve tebhe dmtr.1514 Kurnda defaatle vurgulanan isim ve sfatlarn1515 Ehl-i snnet tarafndan zatn ayn da grlmemesi ok anlamldr. Bu yaklamla onlar, sfatlar ispat edeyim derken tecsm ve tebhe dmemiler, Allah tebh ve tecsmden

1504

1505 1506 1507

1508 1509 1510 1511 1512 1513 1514 1515

Kd Abdlcebbr erhul-Uslil-Hamse, s. 543. ayrc. bkz. Harputi, Trihu lmil-Kelm, s. 18; Aristotales, Metafizik, ev. Ahmet Arslan, zmir, 1996, s. 508. Aydnl, a.g.e, s.156. ayrc. bkz. Gne, Kamil, a.g.e, s. 203. Bu kol Eb Huzeyfe el-Gazzln artlardr bkz. es-Suphi, a.g.e, s. 130131. bn Kayyim, el-Cevzyye, Hadil-Ervah l Biladil-Efrah, Kahire, 1989, s. 312, ayrc. bkz. elBadd, el-Fark, s. 73. Keskin, Halife, slm Dncesinde Allah-lem likisi, Beyan Yay., stanbul, 1996, s. 11. Bakllani, et-Temhd, s. 227228. Koyiit, Hadsilerle Kelmclar Arasndaki Mnakaalar, s. 12. Arf 7/180. zler, Mevlt, slm Dncesinde Tevhd, Nun Yay., stanbul, 1995, s. 202. Gne, Kamil, a.g.e, s. 196. Glck, erafettin, -Toprak, Sleyman, Kelm, S...F. Yay., Konya, 1988, s. 173179. Bkz. Ftr 35/11, Fussilet 41/15, Nis 4/166.

191

tenzh edeyim derken de sfatlar zatn iin eritip yok etmemilerdir.1516 Olduka orijinal olan bu yorum, her iki zmreden de olmamak iin kurgulanm teorik bir ka deil, vasflar, lemle olan ilikisini salayan Allahn, Kurnda anlatlan mutlak muktedir konumuna duyulan riayet duygusunu ifade eder. uras bir gerektir ki sfatlar zatn iinde dnmek, adeta sfatlar nce kabul edip sonra red etmek demektir. nk sfatla zat ayn olduunda Allahn ilim olmas ama lim olmamas, kudret olmas ama kadir olmamas gibi bir sonu ortaya kar. Bu sebeple sfatlarn zatn ayn olmamasnn ifade ettii anlam, Kurnda vasfedilen tam kadir-mutlak ve muktedir tanr kimliiyle bire bir rtr. Ehl-i snnet bu gerei gz nne alarak, sfatlar zatla birletirmemi, fakat onlar Allahn zatndan bamsz grerek teaddd- kudemaya dmemek iin de onlarn kadim olularn Allah zatna balamlardr. Yani sfatlar Allahn ne ayndr ne de gayrdr.1517 Dolaysyla sfatlar tecsm ve tebhe kayacak bir ekilde ispat etmek nasl bir arlksa onlar zatla zde grp yok saymak ve inkr etmek de bir o kadar arlktr. Her ne kadar tebh ve tecsm nitelikli heretik yorumlara kar gelmek iin olsa da, bizim iin mtebih mahiyetlere sahip sfatlar, genelletirilmi tevllerle aklayp, mtebih mahiyetin delalet ettii bir gaybi hakikatin varln gz ard etmek de bir o kadar byk bir hatadr. rnein yedullahtan maksat sadece Allahn kudretidir ve yedullahn delalet ettii baka bir hakikat yoktur demek de hatadr. nk yedullah ifadesinde, kudretle birlikte baka bir gaybi hakikati de kast ediliyor olmasayd, sz konusu yette Allah yed kelimesini tesniye olarak kullanmazd1518 ve eer yedden murat sadece kudret olsayd Ey iblis iki elimle yarattma secde etmekten seni alkoyan nedir diye soran Allaha iblisin beni de kudretinle yarattn demesi gerekirdi. Oysaki iblis bunun yerine beni ateten onu amurdan yarattn diyerek1519 demin yaratlyla kendi yaratl arasndaki hususiyet farkn kabullenmi olmaktadr. Ysin sresindeki gibi izafe edildii oul zamire uygun olmas iin yed kelimesi tesniye deil, cem olarak gelip kudreti ifade etmitir.1520 Ancak Sd sresinde olduu gibi mfret zamire mudf edildiinde
1516

1517 1518 1519 1520

Bb. Bkz. Aydn, Mehmet S., Din Felsefesi, Seluk Yay., Ankara, 1992, s.133. ayrc. bkz. Gne, Kamil, a.g.e., s.219. en-Ner, a.g.e, II, 102. el-sferyin, et-Tabsr, s. 163165. Bkz. Sd 38/75. Bkz. Sd 38/7576. Bkz. Ysn 36/75.

192

yedin kudret ve azametle birlikte Allahn zat hakknda delalet ettii gaybi hakikati ifade iin tesniye olarak kullanlmtr.1521 Ancak unu ifade edelim ki yedullah, vechullah, kabdatullah, istivullah gibi sfatlarn ve esmaullahn, mahlkatn sahip olduu vasflarla bir ortakl mevzuu bahis deildir. nk Allah bizzat kendi ifadesiyle hibir eye benzemeyendir.1522 Yani yedullahn gayb bir hakikat boyutuna sahip olduunu sylemekle biz, tecsm ve tebh nitelikli frkalarn yapt gibi bir organ Allaha isnat etmeyip yedullhn mahiyetini ancak Allahn bildii, bizim iin ise mtebih olan bir gayb hakikate de delalet ettiini savunuyoruz.1523 Bu sebepledir ki Hz. Peygamber Kymet gn yeryznn Allahn avucunda, gklerin de sa elinde drl olduunu bildiren yeti aklarken1524 bu olayn aynen gerekleeceini ifade sadedinde el iaretleriyle izah etmitir.1525 Dolaysyla Mutezilenin sfat anlaynn, gerekte Allahn zat ve sfatlarnda hibir ortann olmamasn ifade ettii eklinde anlamak1526 hakkaniyetli bir deerlendirme olmayacaktr. 2) Halkul-Kurn Teorisi Kurnn yaratlmlna ilikin iddia dhili ve harici bir etkenler bilekesinin bir rndr.1527 rnein yaratlm bir Kurn fikriyle Abbasi sultas, Kurnn ahkmn durumun gerektirdii zaman ihlal etme imknn da yakalam ve Kurnn, devlet dhil her eye hkmeden yaratlmam bir kitap olduunu syleyen muhaliflerini pasifize etmeyi istemitir. Allahn sfatlarnn kdemi zerine oluturulmu, Emevilerin cebir doktrinine kar gelitirilen, Emevi ve sfatlarn kdemi aleyhtarl, sfatlarn hadis veya zatla ayn olduu fikrini ortaya karmtr. Bu balamda Allahn sfatlarnn kadim olmadn syleyen Cad b. Dirhem, Allahn kelm sfatnn kadim olmamas iddiasn, Kurnn da kadim olmamas ile

1521 1522 1523 1524 1525

1526 1527

Bkz. es-Sebb, Tefsr Usl Aratrmalar, s. 296297. ra 42/11. es-Sebb, a.g.e., 297. Zmer 39/67. Bkz. Mslim, Mnfikn 23; bn Hanbel, II, 324; bn Mce, Mukaddime 13. Ayrca Biz o gn gkleri kitap sayfas gibi dreriz Enbiy 21/104 yetine Hz. Peygamberin benzer izah iin bkz. Buhr, Tevhd 6. Bu deerlendirme iin bkz. ztrk, Mustafa, Kurnn Mutezil Yorumu, s. 45. Say, Ali, Halkul-Kurn Meselesi ve Tefsr Hareketi Asndan Deerlendirilmesi zerine, D.E..lh. Fak. Der., zmir, 1989, sy. VI, s. 1607.

193

neticelendirdi.1528 Allahn sfatlarn tespitte aar gidip, tebh bir uslle Allah adeta bir mahlka indirgeyen Mukatile tepki olarak (Cada Kfede rencilik yapan) Cehm b. Safvan, sfatlar tenzhte hocasnn usl zere yle bir arla gitti ki Allah adeta bir hi mesabesinde vehim kld.1529 Zorunlu olarak da kadim olmayan bir kelm sfat, kadim olmayan bir Kurn anlayn oluturdu.1530 te yandan fetihlerle gelien slm corafyas pek ok farkl kltr ve felsef dn tarzyla slm dncesini buluturdu.1531 zellikle Yunan felsefesi ve Bat teosofisindeki zat-sfat tartmalar ve Aristonun zatla sfat zdeletiren tanr tasavvuru slm dncesindeki sfat-zat ilikisiyle ilgili tartmalara byk lde etki etmitir.1532 zellikle Hristiyan teolojisinin say Allahn sz (kelimesi) olarak grp ona lahut bir kdem atfederek tanrlatrmasyla oluan teadddd- kudema ve teslis teolojisi1533 slm dncesindeki teaddd- kudema kart tenzhi harekete, Hristiyanlara benzememe1534 gibi meru bir gerekeyi ve motivasyonu da ekledi1535 ve sfatlarn kdemini inkrda, aklc harekete esasl bir hcceti temin etti.1536 yleki kelm mnazaralarda Yuhanna ed-Dmek gibi pek ok Hristiyann, sann kdemi inancn temellendirirken Kurnn kdemi iddialarn kullanmalar,1537 sann tanr ve kadim olduunu inkr ve yaratlmln ispat etmek isteyen aklclar, Ehl-i kitaba koz vermemek iin Kurnn da yaratlm

1528

1529

1530

1531 1532

1533

1534 1535

1536

1537

Hatta bir bayram namazndan sonra verdii hutbe de Allahn Musayla konumadn sylemitir. Bkz. bn Kesr, Trihu bn Kesr IX, 350. Sfatlarn kdemini inkr eden ilk kii olan Cad ayn zamanda tatil ifadesini de ilk kullanandr. Aklc yaklamn ksmen hocas Vehb b. Mnebbihten almtr. en-Ner, a.g.e., II, 93. en-Ner, a.g.e., II, 9697. Tenzhin mimar Cehmdir. O bu konuda Mutezilenin de kaynak ahsiyetidir. Mutezileyle onun ayrldklar nokta o kinatta gerek failin Allah olduunu sylemek suretiyle oluturduu tenzhle cebre dm, Mutezile ise tanry kt fiillerden tenzh etmek iin kaderi inkr etmitir. Hatta Cehm tenzh ilkesine aykr olduu iin cennet ve cehennemin ebedilii ilkesini de inkr eder. en-Ner, a.g.e., II, 106. bn Teymiyye, Mecmtur-Resil, II, 26; el-Furab, Ali Mustafa, Trihul-Firakil-slmiyye, Msr, 1378/1959, s. 25. Berthol, W.slm Medeniyet Tarihi, trc. M. Fuad Kprl, D..B. Yay., Ankara, 1963, s. 11. Subhi, Ahmet Mahmud, fi lmil-Kelm Dirse Felsefiye li rail-Frakil-slmiyye fi UslidDin, Drun-Nahdatil-Arabiyye, Beyrut, 1985, I, 5357. Goldziher, Ignace, Klasik Arap Literatr, trc. Azmi Yksel- Rahmi Er, maj Yay., Ankara, 1993, s. 63. Gne, Kamil, a.g.e., s. 156. yleki Memn dneminde halkul-Kurn kabul etmeyenler Hristiyanlara benzemekle sulanrd. Bkz. Taber, Tarih, IX, 503. Bkz. Gne, a.g.e., s. 157; Corbin, Henry, slm Felsefesi tarihi, ev. Hseyin Hatemi, stanbul, 1986, s. 116. Bkz. Bakilln, et-Temhd, s. 93102; Tritton, A.S., slm Kelm, trc.Mehmet Da, A...F.Yay., Ankara, 1983, s. 49.

194

olduunu

kabul

etmeye

zorlad.1538

Mutezile,

bu

balamda

iddiasn

glendirebilmek ii Aristonun zat sfat zdeliinden istifade etmi1539 ve bu yaklam ile Kurn yoruma tabi tutarak byk lde bu ideolojik artlanmlk sebebiyle objektifliini kaybedip marjinallemitir.1540 Sfatla zatn zdeletirilmesiyle Allah sfatyla deil zatyla limdir denmi, bylece zatla ilim ayniletirilmitir. Yani Allah lim deil ilimdir. Oysaki sfat, zatn daryla ilikisini salar. Sfat inkr ettii halde Allahn zatyla lim olduunu sylemek Allahn zatn ve zatnn kllilerini bildii ve czileri bilmedii sonucunu dourmutur.1541 Bu balamda teaddd- kudema ekincesi sebebiyle sfatlar zattr demek sfat nce kabul edip sonra yok etmek demektir. Mutezilenin Yunan felsefesinden devirdii bu anlay,1542 halkul-Kurn iddialarnn nemli argmanlarndan biri olmutur.1543 Halife Mtevekkil dneminde etkisini kaybeden halkul-Kurn teorisi1544 Abbasi sultasna rahat hareket etme imkn verdii iin, Halife Mtevekkil dnemine kadar Abbasi Halifelerince sahiplenilmi ve devletin resmi ideolojisi olarak ilan edilmitir.1545 Bu balamda halkul-Kurn savunan Mutezile de devletin resmi mezhebi olmu ve halkul-Kurn kabul etmeyen Mcessime ve Mebbihe olmakla sulanmtr.1546 yleki Kurnn mahlk olduu konusunda sahbenin arasnda herhangi bir ihtilafn olmad bile ifade edilmitir.1547 Oysaki bu konuda sahbeye isnat edilen rey ve kavillerin hibiri sahih deildir.1548 Hatta Hz. mer

1538 1539 1540

1541 1542

1543 1544

1545 1546

1547 1548

Tritton, a.g.e, s.60. Subhi, fi lmil-Kelm, I, 57. Baum, G.E. Wen Grune, slm Medeniyetini Kaynaklar, trc. lhan Kutluer, slm Tarihi Kltr ve Medeniyeti Hikmet Yay., stanbul, 1988, 1989, IV, s. 49. en-Ner, II, 289. Ear, Makltul-slmiyyn, II, 475. Bu balamda ehristn Mutezilenin zellikle de Allf, Nazzm ve tevelld teorisini arkaya koyup tabiat bir filozof olan Bir el-Mutemirin felsef bir metodolojiye sahip olduunu syler. Bkz.ehristn, el-Milel, I, 3233. Emin, Duhal-slm, III, 23; es-Subhi, fi lmil-Kelm, s. 123. bnus-Sbki, Tcddin Ebn-Nasr, Takiyyuddin, Tabataktu-fiyyetul-Kbr, Msr, 324, I, 215. bn Asam, Eb Muhammed Ahmed, el-Kfi, Fth, Beyrut, t.y, IV, 454, (212/827). Kd Abdlcebbr, b.Ahmed, Fadlul-tizl ve Tabaktul-Mutezile, thk. Fuad Seyyid, edDrut-Tunusiyye lin-Neri fi Tunus vel-Messesetl-Vataniyye lil-Kttb fi Cezair, Tunus 1986, s. 156. Bkz. a.g.m., a.g.e, s. 156. Koyiit, Talat, a.g.e., s. 221.

195

Kurnn mahlk olduunu iddia eden birini Hz. Aliye gtrm o da bu durumu bir kyamet fitnesi olarak deerlendirmitir.1549 Teslis inancndaki sann tanrl ve kdemi anlayna esasl bir tepki gsteren Mutezile1550 Hristiyan, Yahudi, ran Mazdekileri ve Eski Hint ve ran inanlarnn ihtiva ettii agnostizmi imha iin ciddi bir tenzh ve takdis doktrini ortaya koydu.1551 Bu tenzh doktriniyle sz konusu zmrelere kar mcadele ederken, Yuhanna ed-Dmek ve Fisyun b. Eyyb gibi Hristiyan kelmclarn sann ulhiyetini delillendirmek iin, Kurnn kdemini savunanlarn grlerini delil olarak kullanmalar,1552 sfatlarn kdemini reddeden Mutezilenin halkulKurn fikrini billurlatrmtr.1553 Bu balamda yaratlmam Kurn anlayn savunan Ehli snneti Hristiyanlara benzemekle sulayan Mutezile,1554 Allahn mtekellim olmadn, nk Allahn mtekellim olduunu kabul etmenin kelmla ilgili bir uzvu da Allaha isnat etmek olduunu syler.1555 Dolaysyla Mutezile, Allahn mtekellim olduunu kabul etmez. Bu balamda Allah bir eyi yaratmay istedii zaman ona ol der yetinde1556 Allahn demesini ve konumasn yaratma olarak tevil eder.1557 yleki Zemaher, Allah Musa ile konutu yeti Kellemallahu (Allah konutu) eklindeyken, az bile olmayan mevz bir kraat kullanp, Kellemeha (Allahla konutu) eklinde mansup olarak okumutur.1558 Mutezile Kurndaki mensuh yetleri de Kurnn muhdes olduunun bir kant olarak grr.1559 yleki Kurn, Allahn ilmiyle olan ilikisi bakmndan bile kadim grmez. Ezelde muhataplar olmadna gre Allahn ilmindeki ya da levh-i mahfzdaki Kurnla elimizdeki Kurn ayn deildir. Bu anlamda Amr b. Ubeyd, Leheb sresinin levh-i mahfzda ilkesel olarak olduunu, Eb Lehebin ismine

1549

1550 1551

1552 1553 1554 1555 1556 1557 1558 1559

el-Gazzl, Eb Hamid Muhammed b. Muhammed, lcmul-Avm an lmil-Kelm, (Mecmtu Resilil-mm Gazzl), Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1986, IV, 60. Corbin, Henry, slm Felsefesi Tarihi, trc. Hseyin Hatemi, letiim Yay., stanbul, 1994, s. 212. Corbin, a.g.e., s. 210211; en-Ner, a.g.e.II, 306; Ammr, Muhammed, el-Mutezile ve Mkiletl-Hrriyetil-nsaniyye, el-Messetl-Arabiyye lid-Dirse ven-Ner, Beyrut, 1988, s. 63. bn Nedm, el-Fihrist, el-Matbaatur-Rahmniyye, Kahire, 1348, s. 255. es-Subhi, Salih, a.g.e, I, 57. Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, VII, 116. en-Ner, a.g.e., I, 36 Ysn 36\82. Nis 4/124. Kamil, a.g.e., s. 334.1. Zemaher, I, 591. Kd Abdlcebbr, Mtebihul-Kurn, I, 103.

196

mnhasr olarak bulunmadn syler.1560 Bu sylemde elimizdeki Kurnn sebep ve olaylara binaen olutuuna ilikin yle gl bir ima vardr ki, Mutezil tefsirci Zemaher Kurnn toplu indirilmesi fikrini kabul etmez.1561 Gerekeleri ise aktr. Elimizdeki Kurnn levh-i mahfzdaki Kurnla ayn olduunu sylemek, nzl ortamnn kahramanlarnn kaderlerinin ezelde takdir edildiini de kabul etmek anlamna gelecektir. Bu ise Allahn adaleti ve imtihann kulun irade ve fiillerinin zerine ina ediliiyle elien bir durumdur.1562 Dolaysyla Allah mtekellim olmad iin Kurn kelmullah deildir. Gerek levh-i mahfzdaki gerekse Allahn ilmindeki Kurn, ilkesel bir manzume olup elimizdeki Kurn o ilkeler manzumesinin sebep ve vakalar erevesindeki ksmi tecellisidir. Halkul-Kurn teorisinden bu sonular kardmz Mutezile, adeta ezelde nzl ortamn bilip buna gre vahyi takdir edecek bir ilmullah anlayn reddeder.1563 Bu ise halkulKurn ya da Kurnn ahlk, muamelt ve ibadete ilikin hkmlerinin tarihsel ve deiebilir olduu savnn kurucu ilkesidir.1564 Bu anlayla Kurn arazlardan mteekkil dnyevi bir metin olarak gren Mutezile, insann irade ve eylemlerini hrletirmek iin Allahn ilim ve takdirini snrlamtr.1565 Felsef bir derinlie sahip olan halkul-Kurn anlay, son tahlilde vahyi toplumlarn somut tarihine balar. Bylece onu, yeni yorum ve inalara ak hale getirmeye alr.1566 Baka bir ifadeyle Kurn insanlarn hr irade ve fiilleriyle yaadklar hayatlarnn bir sonucudur.1567 Dolaysyla aklclar hem tilavet edilen makru ve metluv olan Kurnn hem de onun metafizik konumunun muhdes olduunu sylerler.1568 Bylece kadim olan bir Kurn anlayyla, nzl ortamnn kahramanlarnn akibetlerinin nceden belirlenmi olmas gibi szde bir riski de engellemek isterler.1569

1560

1561 1562 1563 1564 1565 1566

1567 1568 1569

Muhammed erafddin, Kaderiye Yahut Mutezile, Marife yl.3, sy.3, Konya (K) 2003, s.435, ayrc. bkz. Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, s. 604. Zemaher, IV, 246. en-Ner, a.g.e., II, 258. bn Teymiyye, Fetva, V, 2831. Demirci, a.g.e., s. 135. en-Ner, a.g.e.,II, 303. elik, mer, slmc Gelenek ve Geleneksel slm, Perspektivizm ve Kutsallk Dilemmas, Bilgi ve Hikmet, K1990, sy. 9, s. 25. Gne, Kamil, a.g.e., s.281. Gne, a.g.e., 254. Muhammed erafddin, Mutezile ve Husun Kubuh, hazr. Kamil Gne-Ltfi Cengiz-Cem Zorlu, Marife, sy. 1, Bahar 2001, Konya s. 26.

197

uras bir gerektir ki Kurn ses ve harflerden oluan bir zeminde belirir. Ama burada olumaz. Yani bir ifade, szn dnyasna kmadan nce sz syleyenin nefsinde teakkl, tefekkr, tasavvur gibi pek ok aamadan getikten sonra teleffuz edilir. Bu balamda her sz, tekavvl, telaffuz ya da tekellmden nce mtekelliminin nefs-i maneviyesinde bir takm yaplanma srelerini yaar. Yani her szn, kelm-i lafz olmadan nce, kelm- nefs olarak mtekelliminin ilminde tebellr etmi olmas zorunludur. nk kelm denilen ey, belli bir ilim, irade ve icraat gcn gerektirir. Bu balamda Kurnn Allah kelm olduuna delalet eden pek ok yete bakarak,1570 Kurn kelmnn mtekelliminin Allah olduunu sylemek zorunda kalrz. Kelm, Allaha isnat ettiimizde ise Allahn nefs-i kibriyasndaki kelm- nefs olan Kurnn kdemini kabule mecbur kalrz. nk kelm sadece mtekellimin tekellm becerisiyle ilgili deil ayn zamanda onun ilmiyle de yakndan balantldr. Allahn ilminin ezeli olmas sebebiyle, bu ilmin rn olan Kurnn da ezeli ve kadim olduunu sylememiz gerekir. Allahn Kurn kendi ilmine gre indirdiini ifade etmesi de,1571 bu balamda olduka ufuk acdr. yleki Kurnn nzl srecinden nce levh-i mahfzda ya da Allahn indinde mml-kitapta olduunu syleyen yetler1572 ve onun metafizik lemde deerli yazc ktiplerin sahifelerinde yazl olduunu bildiren Kurn yetleri,1573 vahyin Allahn ilim ve kelm sfatlarnn rn olduunu gstermesi bakmndan olduka nemlidir.1574 Hatta bu argmanlar, Kurnn toplu halde beytl-izze denilen dnya semasnda bir yere inzal edildiini ifade eden rivayetleri bile anlaml klar.1575 Btn bunlara ramen Kurnn mahlk olduunu sylemek ise Allahn sosyal alana ilikin bilgisinin mutlak olmadn yani Allahn vukuundan nce bir vakay bilemeyecei gibi absrd bir kanaati de beraberinde getirir.1576 Dolaysyla halkul-Kurn savunucular, ezelde Allahn varlk sahasnn olay, sebep, sonu ve zaman ile ilgili bilgisinin ve konumasnn kadim ve mutlak
1570

1571 1572 1573 1574 1575 1576

Tevbe 9/6, Fetih 48/15, Bakara 2/75, Kehf 18/109, Lokmn 31/27, Ynus 10/64, Nis 4/164, ayrc. bkz. Bakara 2/174, l-i mrn 3/77, ra 42/51. Nis 4/66. Zuhruf 43/14. Abese 1116. Kettn, Cedelul-Akl ven-Nakl, s. 224. Bu rivayetler iin bkz. Heysem, Mecma, VII, 140. Bu yaklam iin bkz. Albayrak, Halis, a.g. m, s. 4647. Kar deerlendirme iin bkz. Bolay, Sleyman Hayri, Mzakereler Cevaplar, II. Kurn Haftas Sempozyumu, 24 ubat, 1996, s. 103.

198

olmadn ima etmilerdir.1577 Bu ise vahyin buyurucu gcn ciddi anlamda tahrip etmi ve onun ruhuna zt pek ok anlam onda ina ve restore etme gibi bir kozu, rasyonel okuyucuya salamtr. Bu ise Kurn ahkmn beer ahkmla e deer olmas gibi bir sonucu ortaya karr. Bu sebepledir ki; Hakem olayna bavurduu iin kendisini tekfir eden Haricilere; Hz. Ali herhangi bir yaratn szyle deil Allahn kelmyla hkmettiini sylemi1578 ve pek ok sahbenin huzurunda syledii bu sze hibir sahabi itiraz etmemitir. Tabiin ulemasnn da bu gr zerine icma etmi olmalar1579 Kurnn kaynak ve aidiyeti konusunda slmn ilk neslinin Hz. Peygamberden aldklar deruni anlay ifade etmesi bakmndan nemlidir. Bu sebeple her ne kadar Kurn ve snnette Kurnn mahlk ya da gayr mahlk olmasyla ilgili bir veri bulunmasa da1580 bu durum meselenin sonraki dnemde neet etmesiyle yakndan ilgilidir. Daha nce vurguladmz gibi mtekellimin ahs- maneviyesindeki kelm- nefs, onun tekellm ve telaffuz kabiliyetiyle doru orantl olarak szn dnyasna kar. Kurn ise Allahn ilminden ve onun zat- kibriyasndan mahrecini almtr. Bu balamda Allahn zatndaki bir kelm- nefsnin ihtiva ettii namtenahi derinlik, cokunluk ve anlamn g kaybetmeden kelm- lafz olabilmesi, ancak Allahn tekellm vasfyla mmkndr. Bu sebeple Kurn hem lfzen hem de anlam olarak salt Allah tasarrufudur. Onun fesahat ve belaat bakmndan tad lafz icaz da onun Allah kelm oluuyla ilgilidir. nk mucizenin mucidi ve msbiti Allahtr. Bu sebeple Kurnda, vahyin Allahn ilim ve iradesiyle tekevvnn vurgulamak iin mriklere, onun bir sresinin benzerine kadar tenzil edilmi bir meydan okuma grrz.1581 Belaat ve fesahat bakmndan zirvede olan muhatap toplum bu tehaddi yetlerine cevap verememi ve lafz tad mana ve muhteviyat itibariyle kyamete kadar devam edecek icaz iddiasn ispatlamtr.

1577 1578 1579

1580

1581

Gne, Kamil, a.g.e., 291. Bakilln, el-nsf, s. 110111. Bkz. Buhr, Muhammed b. smail, Kitbu Halk- Eflil-bad, nr. Ali Sami en-Ner, Ammar Talibi, Mnseetl-Merif, skenderiye, 197, s. 137. Koyiit, a.g.e., s. 84. Kurnn mahlk olduuyla ilgili aklclarn varln iddia ettii rivayetlerin mevzu olduuyla ilgili olarak bkz. es-Sehv, Ebl-Hayr Muhammed b. Abdurrahmn, el-Maksidul-Hasene fi Beynin Kesrin minel-Ehdisil-Mtebihe alal-Elsine, thk. Ebl-Fadl Abdullah Muhammed es-Sddik, Beyrut, 1986, s. 304305. Bkz. Bakara 2/2324, Ynus 10/3738, Hd 1/1314, sr 17/88, Kasas 28/4849, Tr 52/3334, Hicr 159.

199

Bunun zerinde Sahbe ve sonraki dnem bilginlerin icmas vardr.1582 Yani Kurnn en kk sresinin bile tad lafz ve mana uyumu, gc, belaat ve fesahati, fevkal-beer bir yap arz eder. Bu balamda Kurn, nuzul ortamnn somut tarihinin bir rn olarak mahlk sayan Mutezile, Kurna lfzen misilleme yaplabileceini ancak Allahn bunu engellediini (yani sarfeyi) iddia etmi1583 ve onun icaznn lafzda deil manada olduunu ifade etmilerdir.1584 nk mahlk olan Kurn, benzerinin getirilebilmesini mmkn klar. Bu sebepledir ki halkulKurn teorisyenlerinden Cad b. Dirhem, Kurnn lfzen muciz olmadn syler.1585 Nazzm da bu konuda Cadla ayn gr tar.1586 Hatta Nazzm, Chz, erif el-Murtaza, Hiam el-Tuf (h.200) ve Abbad b. Sleyman (h.250) Kurnn lafznn Hz. Peygambere ait olduunu sylemilerdir.1587 Bu iddia daha ilk kertede, Allahn insan iradesine mdahale etmeyecei iddiasyla da eliir.1588 Sarfeyi savunmak kelmn mkemmelliine deil, muarazaya muktedir olduu halde bunu yapamayan muhatabn kendi acziyetine hayranln ifade eder. Eer Mutezile sarfe iddiasnda hakl olsayd o zaman, Allahn Kurn en alt belaat seviyesinde serdetmesi gerekirdi. nk icaz sarfecilere gre kelmda deil kelmn muhatabnn elinin kolunun balanmasndadr. Bu ise mucizenin mantna ve gayesine aykrdr. nk muhatap toplumlarn en mahir olduu sahada meydana gelen mucize, kaynan Allahtan almas sebebiyle beer takatinin zerindedir. Bunun aksini iddia etmek ise mucizeyi, kat bir natralizmle basite indirmek anlam tar. stelik Nadr b. Haris gibi pek ok mrikin Kurna kar alternatif ileri srme gayretlerin tarihin ehadetiyle sabit olmas da sarfe iddiasnn tarihi verilerle badamadnn en ak gstergesidir.1589

1582 1583 1584

1585 1586 1587

1588

1589

Zerke, el-Burhn, II, 94. Rz, Meftihul-Gayb, II, 117. Polat, Ahmet Fethi, Bir cazul-Kurn iddias, Sarfe, Marife, yl:3, sy. 3., Konya (K) 2003, s. 217. Polat, a.g.e., 199. Badd, el-Fark, s. 140144. Vasl b. Ata da bu grtedir. bkz. Polat, a.g.e., s. 198201. Ayn ekilde sarfeyi Ebl-Hasen Ali b. sa, er-Rumman Eb shak el-sferyin, erif el-Murtaza da bu gr benimsemitir. bkz. Polat, a.g.e., s. 205. ehristn, el-Milel, I, 50. ayrc. bkz. Abdulkadir Ata, Azametul-Kurn, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, s. 70. Polat, a.g.e, s. 205.

200

cazn sadece manada olduunu syleyenler namazda Arapa okunuu da farz grmezler.1590 Cumhur ulema namazn Arapa Kurnla kaim olaca konusunda mttefiktir.1591 Ancak mm- Azam gibi baz limler Arapa dnda bir dille ibadete cevaz verirler. Bunun sebebi mm- Azamn bir dnem halkul Kurn savunmu olmasndan kaynaklanr. Ancak o, rencisi mm Ysufla yapt uzun mzakereler sonucu halkul-Kurn reddetme karar almtr ve buna paralel olarak Arapa dnda bir dille ibadete cevaz verme fikrinden vazgemitir.1592 3) Yorum Metodolojileri a) Gaibin ahide Kyas Mutezile olgusal alanda ulatklar anlamlarn metafizik iinde geerli olduunu iddia etmi1593 ve Kurn dilinin ihtiva ettii gaybla ilgili mtebihatn yorumunda dil-olgu ilikisi zerinde durmulardr. Bu balamda onlar ontolojik farka ramen ehadet lemiyle gaybn ayn anlama ve yorumlama dzleminde olduunu dnmlerdir.1594 Gerek Allahn zat ve sfatlar, gerekse btn metafizik anlatlarn bunlarn insan biimci bir dille lafz-anlam ilikisinde verildiini syleyerek aklen ihata edilebileceini iddia eden aklclar,1595 pozitivist balamda epistemolojik bir totaliterizme gitmilerdir.1596 Bu anlaylar sebebiyle ilk dnem aklclarn felsef uslle kark akl bir yntemleri vardr.1597 Yani Mutezilenin gaibi ahide kyasla yrtt bu koyu olgusalclk, bir nermenin ieriinin doruluunu nesnel dnyadaki olgularla test eden mantk pozitivizme byk lde benzer.1598 rnein Mutezile ilah kelm beer sze kyaslayarak, beer kelmn kadim olmamas sebebiyle ilah kelmnda kadim olmadn syler.1599 Hatta onlar insan sznn
1590

1591 1592

1593 1594 1595 1596

1597 1598 1599

Tatan, Osman, slm Hukukunda Literalizm, Ana Hatlaryla Mukayeseli bir Analiz, slami.Aratrmalar, c. IX, sy. I-IV, 1996, s. 151152. ayrc. bkz. Kasani, Bedaius-Sanai, I, 113. Zerke, el-Burhn, Drul-Marife, Beyrut, 1391, I, 465. Bkz. Merinn, el-Hidye, Kahire, 1980, I, 47. ayrc. bkz. Altunta, Halil, Kurnn Tercmesi ve Tercme ile Namaz meselesi, T.D.V. Yay., Ankara, 1988, s. 23. Kd Abdlcebbr, Mtebihul-Kurn, s. 23. Kd Abdlcebbr, el-Muni, XVI, 395. Gne, Kamil, a.g.e., 43. al, amil, Kelmullahn ift Doas, Kelm- Lfz ve Kelm- Nefsi slmiyat, c. II, sy. I, 1999, s. 83. Wolfson, Kelm Felsefesine Giri, s. 43. Demir, mer, ktisat ve Yntem, z Yay., 1995, s. 100101. Kd Abdlcebbr, el-Muni, VII, 206.

201

harf ve seslerden olumasndan dolay kelmullah ses ve harflerden mteekkil bir vasfla tanmlamlar ve Kurnn Allahn zat kibriyasnda bir kelm- nefs boyutunun olmadn sylemilerdir.1600 Bir dier rnek ise, Aklclarn dnyada imtihann irade zerine ina edilie bakarak, imtihann artk olmadn cennette iradenin de olmayacan iddia etmeleridir.1601 Oysaki Kurn bunun tam tersi bir manay ifade eder.1602 ehadet lemi duyular ve aklla bilinebilen mahhas alan ifade eder. Gayb ise ehadet lemindeki fenomenlerin, fizik tesi illet ve boyutlarn kapsayan, makul ve mahsus alann stn ifade eder.1603 Allahn ilmine has olan bu sahann insan tarafndan bilinmesi ise Kurnn ifadesiyle sadece resuller araclyla, yani vahiyle olur.1604 nk insan, ehadet lemindeki kural ve kanunlar ile akln ina eder. Bu ina ile akl, ehadet lemindeki eya ve olaylarla ilgili kyas ve karmlar yaparak hakiki hkm idrk eder. Ancak akl kendisine gaybn haberlerini bildiren bir vahiy ve peygamber olmakszn duyular st lemle ilgili yapt her karm, grnmeyeni grnene kyaslama ve grneni grnmeyene dayatmadr. Bu metodla dlen hatal durum, krmz eti yedikten sonra krmz erbetin tadn, krmz etin tad gibi zannetmekten farkszdr. Yani vahyi dikkate almakszn, gayb hakknda, ehadet lemini baz olarak konumak, akn boyutu sfrlanm sekler ve insani bir itikd ve metafizik teorisini dourur. nk srekli eya lemine gre ekillenen akl,1605 mevcuttan hsl oluundan dolay mevcuda mahpus ve mahkmdur.1606 Yani yerekimi kanunun bamls olan akl dalarn kyamet gn yn paracklar gibi havada savrulacan vahiy olmadan bilemez. Vahiy bunu ifade ettikten sonra1607 ise lafz anlamsz klacak rasyonel bir teville sz konusu manay imha ve iptal edemez. Bu balamda Kurn, melekler hakknda vahyi gz ard ederek ileri geri konuanlarn zanna tabi olduunu, zannn ise hakikate hibir katk salamayacan ifade eder.1608 Hatta Kurn Allah hakknda ya da akl st gayb konularda ileri

1600 1601 1602 1603 1604 1605 1606 1607 1608

Kd Abdlcebbr, el-Muni, VII, 53, 76, 77. en-Ner, a.g.e, II, 301. Bkz. Vka 56/2021. Albayrak, Halis Kurnda nsan Gayb likisi, ule Yay., stanbul, 1996, s. 174. Bkz. Cin 72/2627. Sunar, Cavit, nsan-lem likisi, A...F., sl. Enst., sy. III, Ankara, 1977, s. 51. Sunar, a.g.e., s. 65. Sz konusu yetler iin bkz. Kria 101/5. ayrc. bkz. Tekvr 81/3. Necm 53/2829.

202

geri konumaya tevik edenin eytan olduunu syler.1609 Vahyi gz ard ederek metafizik hakknda konuan filozoflarn tutarszl ve uyumsuzluu da gayb sahasnn ancak vahiyle bilenebilecei konusunda nemli bir mesaj ihtiva eder.1610 Hz. Peygamber ve ashbnn, mabih yetler ve gayb konular hakknda sktu tercih eden konumlar da1611 bu sebeple olduka anlamldr. nk Kurn gayb hakknda vahiy olmakszn konumay cehalet, konuan da cahil sayar.1612 Hz. Peygamber ve ashb ise bundan beridir. Sonu olarak diyebiliriz ki; gaibin ahide kyaslanmas, Kurn parac okumaya tabi tutan rasyonel dncenin bir rndr.1613 Vahyin verileri olmadan akln metafizik bir konuda konumas zmszdr.1614 nk gayb konularn cari olduu varlk sahasnn kanunlar, ainalk kesb ettiimiz fiziki lemdeki yasalardan farkldr. Akl daha fiziki sahadaki konulara bile tam bir vukufiyet kesb etmemiken, tamamen yabancs olduu gayb hakknda, vahiy harici bir yolla ya da vahyin lafzn iptal eden ihlalci bir dnle muvaffak olmas muhaldir. rnein suyun dkldnde aa doru akmas makul iken yukar doru akmas gayr- makuldr. Oysaki uzay ortamnda dklen suyun farkl bir kanun dolaysyla yukar doru akmas makul aa doru akmas gayr- makuldr.1615 Bu balamda daha kendi varlk sahasnda genellemeler yapmaktan aciz olan akln, tamamen yabancs olduu gayb hakknda tespit ve tehisler yapmas ya da Kurndaki mtebihlerin gaybi boyutlarn ahitten hareketle tayine kalkmas son kertede merduttur ve Kurn sonsuz ilimden sonlu akla hitap etmesinden dolay hem beer st hem beer, hem akl st hem de akl bir kitaptr. Bu sebeple de onun yetleri mtebihleri kast ediyoruz ne tamamen anlalabilir mahiyetini tasavvur etmeyi kast ediyoruz ne de tamamen anlalamaz.

1609 1610

1611 1612 1613 1614

1615

Bakara 2/169. el-Gazzl, Filozoflarn Tutarszl, ev. Bekir Karla, stanbul, 1991, s. 56; Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, II, 27. el-Gazzl, lcmul-Avm, s. 93. Bakara 2/80. Gne, Kamil, a.g.e., s.380. Yeprem, Said, slmi limlerin Deien artlara Paralel zmler retememesinin Sonucu Ortaya kan Problemler ve Baz neriler, slm Dncesinde Yeni Araylar, stanbul, 2001, Rabet Yay., s. 79. Bkz. el-Kerem, Hasan Said, Akl md., El-Hadi il Luatil-Arab, Beyrut, 1992.

203

b) Mtebihin Muhkeme Hamli Tepki esasna dayal yaklam tarzlar, lafz delaletini ya ok genileterek ya da ok snrlayarak, Kurnn ifade ettii anlam ar ularda tevl etmilerdir.1616 Oysaki Kurnn lafz anlamn ap tevil edebilmek iin lafz ya da manevi bir karine gerekmektedir. Aklclar bu karinelere bakmakszn akla uygunluk kriterine gre vahyi, kaba ve ar yorumlara tabi tutmulardr.1617 Bu balamda aklclar kendi mezhebi prensiplerini Kurndan istinbat etme talebinin eliinde yetleri lafzla ilgisiz anlamlara hamlederek aklamlardr. rnein Allahn zatnn dnda hibir kadimin (sfatn) olmad n kabulnden hareket eden Mutezile, Allah Kitab ilmiyle indirdi1618 yetinde, Allahn ilim sfatn vurgulayan ifadeyi Allahn lim olmas eklinde deerlendirmitir.1619 Mtebih Faktr balkl blmde detayl olarak deindiimiz gibi Kurnda Allahn gelmesi1620, Allaha yaknlama1621, Onu yceltme1622, Onun istiv etmesi1623, Onun stte oluu1624, eli1625, yz1626, gz1627 gibi haberi sfatlar, bolca gemektedir. Gaybi bir takm hakikatleri ifade eden sz konusu yetleri Mutezile, aklc bir bak asyla deerlendirmitir.1628 Usl-i hamseyle elien her yeti mtebih olarak niteleyen Mutezile,1629 bu yetleri muhkem olan yetlere hamlederek anlamaya almtr. rnein yedullah Onun gc gibi anlamlardr. Bylece sz konusu mtebihlerin mstetir olarak delalet ettikleri gayb anlamlar, muhkemlere hamletmeyle yok edilmitir. Bu sebeple Mutezile, Kurnn tamamnn akla muvafk olduu iddiasyla onda hibir

1616 1617

1618 1619 1620 1621 1622 1623 1624 1625 1626 1627 1628

1629

Krca, Celal, Mezheb Tefsr Ekolnn Ortaya k, sl. Ar. sy. V, (Ekim 1987) s. 52. Tevil iin akla aykrln yeterli oluu iddias iin bkz. Kd Abdlcebbr, el-Muni, Matbaatu Daril-Ktb, Kahire, 19639 XVI, 356. Nis 4/166. Bkz. Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, s. 212. Bakara 2/210, Fecr 89/22. Necm 53/818. l-i mrn 3/85, Nis 4/158. Furkn 25/59, Secd 32/4, Fussilet 41/11. Nahl 16/50. Mide 5/64, Sd 38/75, Feth 48/10, Zriyt 53/47. Bakara 2/115, Kasas 2/88, Rahmn 55/27. Hd 11/37, Th 20139, Tr 52/48, Kamer 54/14. Bkz. en-Ner, Ali, Sami, Menhicul-Bahs nde Mtefikkiril-slm, s. 223; Ick, Ysuf, Kurn Anlamada Temel Bir Problem; Tevl, Esra Yay., Konya, 1997, s. 117. ztrk, Mustafa, Kurnn Mutezil Yorumu, s. 73.

204

mtebih yetin olmadn syler.1630 nk onlara gre akl Allahn sfatlar dhil her trl tmel hkme ulamaya muktedirdir.1631 Kurn anlamada Hz. Peygamberin ve Sahbenin Konumu isimli blmlerde deindiimiz gibi, Hz. Peygamberin ve onun ilk neslinin, Kurn anlama usulleri olduka nemlidir ve belirleyicidir. Onlarn mtebih yetler karsnda taknd tavra muhalif bir anlama ve yorum sistemi gelitirmek son tahlilde bir hatadr ve merduttur. Hz. Peygamber ve ashbnn tebh ve tatilden uzak bir uslle, tasavvuru ve tefekkr deil teslimiyeti ve imn nceleyen yaklamlar, bu yetlerin akl st bir takm gayb hakikatlere delalet ettiini gstermesi bakmndan nemlidir.1632 Bu sebeple mtebihleri, muhkem yetlere hamlederek hem onlara biilen yorumlar onlarn temel anlam saymak, hem de bu yetlerde verilen mahiyetlerinin idrkinin imknsz olduu- manalar yok sayarak teslimiyetin yerine tevili koymak, nebev usl ihlal anlamn dourur ve Kurn Hz. Peygamberden ve sahbeden daha iyi anlama iddias tar.1633 c) Dil Kurallarn Akc Yoruma Uygun bir ekilde Kullanma Felsefe karsnda kendine ekidzen veren Hristiyanlk, ksmen dogmalarn rasyonalize etmi, bundan dolay da slm dncesi hem rasyonel Hristiyan teolojisiyle hem de felsefeyle ayn anda mcadele etmek zorunda kalmtr. Hristiyan kelmclarn felsefe karsnda dini aklletirme abasna benzer bir hareket de, slm dncesinde Mutezileyle balam ve nihayetinde din rasyonel bir revizyona tabi tutularak, vahyin lafz boyutu ilevsiz braklmtr. Bu balamda Hristiyan din adamlarnn skolstik felsefeyle Hristiyanla belli oranlarda rasyonellik atfetmesi, Mutezilenin slahat ve tevl projesine bir bakma benzemektedir.1634 Vahyi aklla anlama istei, bu hareketin mntesiplerini dilin ve mantn msaade ettii oranda geni bir hareket alanna sevk etmitir.1635 Bu anlamda Mutezile akl prensiplerine mutabk bir Kurn okumasn gerekletirmek iin,
1630 1631 1632

1633 1634 1635

Kd Abdlcebbr, Mtebihul-Kurn, s. 25. ztrk, a.g.e., s. 105. ayrc. bkz. Kd Abdlcebbr, el-Muni, XVI, 361369. Bkz. Ear, Ebl-Hasen Ali b. smail, el-bane fi Uslid-Din, Drul-Kitbil-Arab, Beyrut, 1990, s. 70. ayrc. bkz. Gne, Kamil, a.g.e., s. 391. Bkz. Kd Abdlcebbr, el-Muni, XVI, 361369. Weber, Alfred, Felsefe Tarihi, trc. H. Vehbi Eralp, Sosyal Yay., stanbul, 1968, s. 157. elebi, slm Dncesinde Aklclk, s. 65.

205

pratik hayat olgularndan, mantk ve gramer kurallarndan istifade etmitir.1636 nk benimsenmi ideolojiler, siyasal sempatiler ve fikr angajmanlar, anlamada ve dili kullanmada nemli bir bask ve etki gcne sahiptir.1637 Bu balamda Mutezile Kurn metninin kendi prensiplerini desteklemedii yerlerde, dtkleri ideolojik boluklar ve dnsel tenakuzlar nlemek iin gramer ve mantk kurallarndan istifade etmitir.1638 rnein Allahn kelm sfatnn olmadn savunan Mutezile Allah Musa ile konutu yetini1639 ( Kellamellhe Musa) eklinde Musa Allahla konutu manasna gelecek ekilde okumutur.1640 Oysaki Allah Araf sresinde farkl bir kraat vechine imkn vermeyecek bir ibareyle Musayla konutuunu ifade etmitir.1641Yine efaatin olmadn savunduu iin La yukbelu yetini La yakbelu eklinde,1642 kalplerin zerindeki rty ifade eden yette geen ulf ifadesini zrh manasnda uluf olarak okumular1643 ve bylece yetleri, kendilerini ifade eder bir konuma brndrmlerdir.1644 Yine ahirette Allahn grlemeyeceini iddia eden Mutezile, Kyme sresinde Allahn grleceini ifade eden yeti1645 ryetullahn dnyevi konumuna iaret eden Gzler onu idrk edemez yetiyle birlikte yorumlar.1646 Sz konusu yetin lafz anlamn hileyerek onu tamamen zt bir anlama hamleder. nk Mutezilenin dayand Aristo mantna gre bir fenomenin varl iin yer, zaman, sbut, cihet, istikrar vb. hususiyetler gerekir. Tanr bunlardan mnezzeh olduu iin Mutezileye gre ryetullah Kurna ve mtevatir hadislere ramen mantksz ve muhaldir. Oysaki Aristo mant akl d muhakemeler yapan sofistlere kar bir tepkidir. Hatta Aristonun Organon isimli mantk kitabnn altnc cildi Refutations

1636 1637 1638

1639 1640

1641

1642 1643 1644 1645 1646

elebi, a.g.e, s. 64. Durand, Gilbert, Sembolik mgelem, trc. Aye Meral, nsan Yay., stanbul, 1998, s. 40. Eb Zehra, slmda Siyasi tikd ve Fkh Mezhepler Tarihi, trc. Sbatullah Kaya, stanbul, 1993, s. 241. Nis 4/164. Zemaher, Kef, I, 314. ayrc. bkz. Da, Mehmet, Mutezile Mezhebine Ehl-i Snnetin snad Kraatler Tevkif Deil tihaddir, Marife, yl: 3, K, 2003, s. 231. Arf 7/143. ayrc. bkz. Candan, Abdulcelil, Kurn Yanl Anlamada Taassup Faktr, Diyanet lmi Dergi, c. 39, sy. 1, Ocak-ubat-Mart, 2003, s. 22. Bakara 2/48. Bakara 2/88. Cerraholu, smail, Tefsr Tarihi, Ankara, 1988, I, 318319. Kyme 75/2223. Bkz. Durmu, Zlfikar, Zemahernin Muhkem ve Mtebihe likin Grleri, Marife, y. 4, sy. 3, Konya, (K), 2003, s. 265.

206

Sophistiques (Sofistiklere Reddiyeler) baln tar.1647 Dolaysyla Aristo mant zihni, hatadan korumay hedefleyen ve ilkel toplumlar iin gerekli olabilecek ibtidai bir formlasyondur.1648 Bu mantk matematiksel nermeleri tefekkrn kriteri yapmtr.1649 Mantksal bakmdan ekl bir uyumu esas ald iin formel olan bu mantk, eklen sahih olmasna ramen varlk lemine ilikin ncllere sahip olmad iin bo kalplar halindedir.1650 Oysaki Kurn, belaat ve fesahat bakmndan mucizev slubuyla, Aristo mantndan ok farkl bir konumdadr. Aristo mantndaki sz hantallndan Kurnda eser yoktur. yleki Kurn, insan tam anlamyla ikna etmek iin bazen delil ve kyaslarn ncllerini hazfederek, muhatab dnmeye ve kyaslamaya itirak ettirir. Aslnda bunu yaparken de bazen neticeyi insann ftratna kaznm ftr kanaatlere brakr. Yani bir delillendirme esnasnda, Kurnn mahzuf kld bir ncl ya da netice, aslnda insan ftratndaki tabii ve kanlamaz bir kanaate tekabl eder. rnein Hz. sann babasz yaratlmasna bakp onu ilah sayanlara kar Kurn, sann durumunun Hz. demin durumu gibi olduunu ifade ederek, Eer babasz var olmak taplmak iin gereke ise hem anasz hem de babasz yaratlm olan Hz. dem taplmaya daha layktr der.1651 Yine Allaha ortak koan mriklere kar mevcudattaki dzeni gstererek Eer yerde ve gkte Allahn dnda ilahlar olsayd yer ve gk fesada urard.1652 cevabn verir. Bylece muhatabn da dnme ve delil getirmeye ortak ederek salam, sade ve kestirme bir uslle, btn insanlarda var olan inanma ftratna hitap ederek onlar hakikate sevk eder. Bu balamda kavram kategorileri, sistematik olmayan bir rasyonalizmin temelini atan Aristo mant1653 zelde Kurn genelde ise varlk lemini anlama ve aklamada yeterli deildir. Ryetullah olayn incelerken ifade edeceimiz gibi bunun inkr da Aristo mantnn Mutezileye brakt mantk mirasndan kaynaklanr. Allah iin ryetullah caiz grmeyen Mutezile, bu manta uymayan yetleri rnein Onlar

1647 1648 1649

1650

1651 1652 1653

Bolay, Sleyman Hayri, Felsef Terimler Szl, s. 246. Grmez, Mehmet, Musa Crullah Bigiyef, Ankara, 1994, s. 94. Thilly Frank, Felsefe Tarihi, ev. brahim ener, stanbul, 1995, I, 123. Aristo mantna zellikle nc halin imknszl ilkesine sert eletiriler yneltmitir. Bkz. Kamil Gne, a.g.e, 174. Bkz. Eb Zehra, el-Mucizetul-Kbr el-Kurn, Drul-Fikril-Arabi, stanbul, t.y., s. 374; Rene Descartes, Akln daresi in Kurallar, trc. Mehmet Karasan, stanbul, 1966, s. 50. l-i mrn 3/59. Enbiy 21/22. Eb Zehra, Trihul-Mezhib, s. 14.

207

Rablerine bakarlar yetindeki nzira ifadesini bakmak deil rahmeti beklemek anlamnda kullanr. Oysaki dil toplumsal hayatn, kltrel birikimin fiziksel ve psikolojik dnyann da ifadesidir. Bundan dolay da metin, zerine ina edildii dil ve bu dilin kozmolojik derinlii kavranmadan anlalamaz.1654 Bu sebeple Kurnn rinin kastna uygun anlalabilmesi iin dilin nzl ortam iinde kullanl biimlerinin ve muhtevasnn bilinmesi gerekir. Dolaysyla dilin anlamsal apn ve delalet fonksiyonunu belirleyen nzl srecini grmezlikten gelerek, apak Arapayla nazil olan Kurn bir takm n yarglara muvafk olarak anlamaya almak, vahyi balamndan koparmak ve kendi balamn vahyin balam yapmak demektir. Bu ise anlam erozyonunun temel sebebidir. Dolaysyla Arapann dil yapsnn desteklemedii anlamlar sahih kabul edilemez.1655 Yani Kurnn Arapa indirilmi olmas dilin almnn ve gsterge sisteminin snrl olduunu dolaysyla yorum ve izahnda snrl olduunu gsterir.1656 Bu sebeple vahyin muhatab, vahyi, onu indirenin ona ykledii anlama ve bu anlam iin setii dile gre anlamak zorundadr. d) Akl-Nakil atmasnda Akln Nakle Takdimi Akl-nakil (vahiy) atmasnn tarihi, insanln tarihine eittir. nk her dnemde vahyi ve peygamberi elikili ve tutarsz olmakla itham eden bir grup var olagelmitir. Yce Allah Kurnda ak bir ekilde, dinin (ve vahyin) insandaki selim ftrata hitap ettiini ifade eder.1657 Hem ftrat yaratan hem de vahyi indiren Allahn insanla vahiy arasnda elikiye mahal brakmayaca ise aikrdr. nk o yarattn ok iyi bilendir.1658 Bu sebeple de selim olan ftratla (aklla) sahih olan vahiy atmaz.1659 Eer bir atma sz konusu ise ya nakil (vahiy) tahrif ve tahrip edilmi ve orijinalliini kaybederek beer mdahalelere maruz kalmtr, ya da akl kendi misyon, deer, snr ve konumunu ihlal edip vahyin rakibi olmutur.

1654 1655 1656 1657 1658 1659

Arslan, Hsamettin, Epistemolojik Cemaat, Paradigma Yay., stanbul, 1992, s. 11. erabas, Ahmet, Kssatut-Tefsr, Beyrut, 1978, s. 34. Ick, Ysuf, Kurn Anlamada Temel Bir Problem Tevl, s. 21. Rm 30/30. Mlk 67/14. bn Kayyim el-Cevzyye, lmul-Muvakkn an Rabbil-lemin, Beyrut, 1973, II, 71.

208

Oysaki akl, vahiy karsnda etin bir hasm deil, itaatkr ve sz dinler bir muhataptr. Dolaysyla insan, kendisinde bulunan pek ok ftr zafiyetten dolay1660 vahiyle akl arasnda bir atma olduu zehabna kaplabilir. zellikle vahyin, kendisine atfettii grev, deer ve snrn dnda yaplanan akln vahiyle paradoks oluturmas kanlmazdr. Bu balamda Yunan rasyonalizmi ve onun slm dncesinde tetikledii ve ynlendirdii aklc hareket ve bu hareketin vahiy karsnda taknd tavr, akl-vahiy atmasnn belirgin rneklerinden biridir. Eyann hakikatini kavramada akl yanlmaz ve belirleyici kriter olarak kabul eden Mutezile, kendi akl(clk)larna uymayan yetleri tevl, hadisleri de inkr metodunu benimsemilerdir.1661 Aristo mantndan ve Helenistik rasyonalizmden etkilenen bu ekol,1662 akl asl, nakli fer olarak grmtr.1663 Bu sebeple de nakli akla uyduracak ekilde tevl ederek akl nakle tahkim etmitir.1664 yleki onlar sadece ibadet sahasnda akln vahye muhta olduunu, dier alanlarda vahyin grevinin akl bulgu ve saptamalar teyit etmekten te geemeyeceini ifade etmilerdir.1665 Bu sebeple de onlarn er-i akl deil, mutlak akl benimseyip savunduklaryla ilgili ciddi iddialar ortaya atlmtr.1666 Mutezilenin, mutlak akl savunmasnn oluturduu en temel meselelerden biri ryetullahn gerekleip gereklemeyeceidir. Bu mesele biri vahiy teki akl merkezli iki farkl fikr patikann birbirinden koptuu rnek bir olaydr.1667 Kurn, Kyme sresinde Bir ksm yzlerin kyamet gn Allaha bakacan1668 bazlarnn Allahtan perdeleneceini ifade eder.1669 Mutezile Kyme sresindeki yette geen ve bakan anlamnda gelen kelimeyi sevab beklemek anlamnda
1660 1661 1662 1663

1664

1665

1666

1667

1668 1669

Bkz. Aydn, Hayati, Kurnda nsan Psikolojisi, Tima Yay., stanbul, 1999, s. 73 vd. el-Mneccid, el-slm vel-Akl, s. 44. Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 56. Sinanolu, Mustafa, Kurn ve Kelm lmi, Kurn ve Tefsr Aratrmalar, II, Ensar Ner., stanbul, 2001, s. 195196. etin, Mustafa, Kurn Kermi Anlama Usl, Akyol Ner., zmir, 1980/1400, s. 188; elebi, lyas, slm Dncesinde Aklclk, s. 175. Yksel, Macit, Mutezilenin Fkh Uslndeki Yeri ve Etkisi, Marife, y: 3, sy. 3, Konya (K), 2003, s. 79. en-Ner, Ali Sami, a.g.e, II, 5960. Mutezilenin bu kat aklcl Kerramiyenin srf ilhama dayal grlerinin yaylmasn bir dereceye kadar nlemi olmakla beraber dinen merdut bir aklcl merulatrmalarna olanak vermedi. Bkz. ubuku, Mutezile ve Akl Meselesi, s. 59. Mutezileye fikir babal yapm olan Cehm de Allahn varlk olmamas sebebiyle grlemeyeceini ifade eder. Ner, a.g.e, II, 103. Kyme 75/23. ayrc. bkz. Ahzb 33/44, Ynus 10/26. Mutaffifn 83/14.

209

muntazra olarak yorumlar.1670 Allf ise bu kelimeyi grmek deil, bilmek anlamnda yorumlamtr.1671 Mutezile Allahn grlebileceini ifade eden yetleri mtebih, grlemeyeceini ifade edenleri de muhkem kabul etmi ve mtebihi muhkeme hamlederek ryetullahn imknszln ortaya koymaya almtr.1672 Gzler onu gremez, o gzleri grr yetini1673 muhkem kabul eden Mutezile, ayrca Musann ryetullah talebine Allahn olumsuz karlk vermesini de delil olarak getirir. Hatta Zemaher israil baz rivyetlerden de yararlanarak, Allahn Hz. Musaya Ey hayzl kadnn olu sen ryetullah m talep ediyorsun? dediini nakleder.1674 Bylece Allahn grlmesinin imknszln Musaya, kavmine ve btn insanla bildirdiini ifade eder.1675 unu ifade edelim ki; Mutezile Kyme sresindeki nzra kelimesine beklemek anlam vermede hata etmitir. nk nazara beklemek anlamn ifade edecei zaman, ila harf-i cerri olmakszn gelir.1676 Kurn ise bu kelimeyi bakmak anlamn hedeflediinde her zaman onu ila harf-i ceriyle kullanr.1677 yette harf-i cerrin mukaddem olarak Rabbe isnad ryetullah vurgulamak iindir. Gzlerin onu idrk edemeyeceini ifade eden yete gelince,1678 bu ifadeden nce Allah tohumdan devasa kozmik olaylara, mikrodan makroya her mkemmel tabiat olaynn gerek faili ve halk olduunu, bunlar ise mriklerin grerek taptklar putlarn yapamayacan vurgular.1679 Ayrca Allahn grlemezliini ya da grlmeyi engellemeyi bir vg olarak zikretmesi, grlme imknnn olduunu ancak Allahn bunu engellediini gsterir. nk grlmesi tmden muhal olsa idi muhal olan bir eyden dolay vnmesi zaid olurdu. Ayrca yetteki Gzler onu gremez ifadesi baz gzlerin onu
1670

1671

1672 1673 1674 1675 1676 1677 1678 1679

Kd Abdlcebbr, Tenzhul-Kurn, Beyrut, t.y., s. 442; Zemaher, Kef, IV, 662. Cerraholu, smail, Kurn Tefsrinin Douu ve Buna Hz Veren Amiller, A.. Basmevi, 1968, s. 116. Ammr, Muhammed, el-Mutezile ve Mukiletul-Hrriyyetil-nsaniyye, Kahire, 1408/1988, s. 54. Allf Musann Allah grme talebini de bilmeyi talep etme anlamnda ele alr. el-c, Kd Abdurrahmn b. Ahmed, el-Mevkf fi lmil-Kelm, Kahire, t.y., s. 300. Ammr, a.g.e, s. 81. Enm 6/103. Zemaher, Kef, II, 155. Zemaher, a.g.e, II, 153. Ysn 36/49, Enm 6/158, Ftr 35/43, Neml 27/35. Arf 7/198, Kf 50/6, l-i mrn 3/77. Enm 6/103. Enm 6/100101.

210

grebileceine delalet eder. Tpk sultann yanna hi kimse giremez, dediimiz zaman baz kimselerin yanna girebileceini ima ettiimiz gibi. yette Gzler onu idrk edemez ifadesi ayrca Allahn grlemeyeceini deil, knhne vakf olunamayacan ifade eder.1680 te yandan ebsar ifadesi basarn oulu olup gzler demektir ve genelin olumsuzluunu ifade eder yani tmel olumsuzdur olumsuzluun genelliini deil. Tmel olumsuzun eliii ise tikel olumludur. yet ayn zamanda Allaha yn, mekn, zaman ve istikrar atfetmeye dayal bir gr ve bak da reddeder. Allah bundan mnezzehtir.1681 Bir tr grn reddi dier grme biimlerini de iptal etmez. Hz. Musann talebine, Allahn olumsuz karlk vermesi de ryetullahn muhal oluunu deil, bu biyolojik ve optik yapda mmkn olmadn gsterir. Ayrca Allahn daa tecellisi (kendini gstermesi) ise hem ryetullahn imknna hem de onun bu dnyada ve bu biyolojik yapyla mmkn olmadna iaret eder.1682 Ayrca ryetullahn ahirette vuku bulacana delalet eden pek ok sahih hadis vardr.1683 Bu hadisler mtevatir derecesine ulamtr denilebilir.1684 Hatta sahbe ryetullahn gerekleecei zerinde icma etmilerdir.1685 Her ne kadar sahabe Hz. Peygamberin mirata Allah grp grmedii konusunda ihtilaf etmi olsa da1686 ahirette ryetullahn gerekleecei konusunda icma vaki olmutur. Bunda herhangi bir ihtilaf yoktur.1687 Ryetullahn imknszln vurgulamak iin, Hz. Aienin Hz. Peygamberin mirata Allah grmediini ifade eden hadisini balamndan kopararak kullanan ve sk sk da aslsz ( ) olan rivayetlere bavuran Zemaher gibi1688

1680 1681

1682

1683

1684 1685

1686 1687

1688

Koyiit, Mnakaalar, s. 180. Bu sebeple ryetullah kabul eden Ehl-i snnet, ruyetin alal-ade bir grme olmadn keyfiyetinin mehul olduunu ifade eder. bkz. ed-Dmek, Abdulgani el-Ganmi el-Meydani elHanef, erhu Akidetit-Tehviyye, Drul-Fikril-Muasr, Beyrut, 1992/1412, s. 6869. el-Malat, et-Tenbh, s. 6061; Rz, Fahreddin, Melimu Uslid-Din (slm nancnn Ana Konular), ev. Nadim Macit, htar Yay., Erzurum, 1996, s. 65. Buhr, Mevkt 16, 26, Ezan 129, Tefsrul-Kurn 65, Sretu Kehf 40; Mslim, mn 312; Tirmiz, Cenne, 15, 16, Tefsru Sreti Ynus 1. ayrc. bkz. Buhr, Tevhd 24; bn Hanbel, III, 16 17, VI, 6; Eb Dvd, Sne 19; bn Mce, Mukaddime 13. Koyiit, Mnakaalar, s. 175. el-Emin, el-Hac Muhammed Ahmed, erhu Mukaddimeti bn Zeyd el-Kayravn fil-Akde, Mektebetu Daril-Matbuat el-Hadsiyye, Cidde, 1991/1412, s. 126127. el-Emin, a.g.e, s. 130132. el-Acri, Eb Bekir Muhammed b. el-Hseyin, Kitbut-Tasdik bin-Nazar ilallahi Teala filAhira, thk. Muhammed Gysul-Canbaz, Dru Almul-Ktub lin-Ner vet-Tevzi, Beyrut, 1405/1985, s. 59105. ayrc. bkz. bn Hacer, Fethul-Bri, VIII, 430. Bkz. Zemaher, a.g.e, IV, 234.

211

Mutezil bilginlerin, sz konusu icmaya srt evirmeleri onlarn ilmi bak alarnn tarafgirliini gstermesi asndan olduka nemlidir. Bu rnek olayn dnda, Mutezilenin akl-nakil atmasnda akl yorumlarla akl nakle tahkim etmesine pek ok rnek verilebilir. rnein; Mutezil mfessir Eb Mslim el-sfehn Ey ate brahime souk ol yetindeki1689 emrin meleklere ynelik olduunu syleyerek son derece tuhaf bir yorum yapmtr.1690 ehitlerin l olmadklarnn ifade edildii yeti1691 ileride diriltilecekler eklinde yorumlarlar.1692 Yine ryetullaha kap aralamasn
1693

diye

baz

insanlarn

kyamet
1694

gn Yine

perdeleneceklerini ifade eden yeti

huzura alnmama olarak anlarlar.

mucizeyle sihrin arasn ayrmak iin sihri inkr ederler.1695 Allahn gelmesinden bahseden yetleri,1696 Allahn hkmnn gelmesi olarak tevl ederler.1697 Allahn yere ve ge kulluu teklif etmesini ve onlarn da acziyetlerini ifade edilerini1698 temsili anlatm olarak grrler.1699 Oysaki Kurn canl-cansz, akl-gayr akl btn varlklarn kendilerine has bir kulluk bilinlerinin olduunu bildirir. Hatta arzn kyamet gn konuarak ahitlik edeceini ve Allah korkusundan baz talarn yuvarlandn anlatr.1700 Yine Kurnda amellerin tartlacan bildiren yeti1701 amellerin tartya konulamayacan ifade ederek temsil bir balamda ele alrlar.1702 Prensiplerine uymayan yetleri yoruma tabi tutan Mutezilenin hadisler konusundaki tutumu daha serttir ve inkrc bir grnm arz eder.1703 Onlar akla aykr olduunu dndkleri hibir rivayeti, isterse mtevatir olsun kabul etmemilerdir.1704 Her ne kadar Mutezilenin mtevatir hadisleri kabul ettii

1689 1690 1691 1692 1693 1694 1695 1696 1697 1698 1699 1700 1701 1702 1703

1704

Enbiy 21/69. ztrk, a.g.e, s. 136. ayrc. bkz. Rz, Meftihul-Gayb, XXII, 188. Bakara 2/154 169. ztrk, a.g.e, s. 240. Mutaffifn 83/14. ztrk, a.g.e, s. 234. ztrk, a.g.e, s. 247. Nahl 16/26, Fecr 89/22. Ammr, a.g.e, s. 8489. Fussilet 41/11. ztrk, a.g.e, s. 130. Zilzl 99/4, Bakara 2/74. Arf 7/8. el-Kettn, Cedelul-Akl ven-Nakl, s. 570571. Denizkular, Mahmut, Snneti Terk Kurnla Amel Meselesi, Ribat Yay., Konya, t.y., s. 172 173. nal, Yavuz, Hadsleri Tespitte Yntem Sorunu Akla Uygunluk Akla Aykrlk, Ett Yay., Samsun 1999, s. 24.

212

sylense de,1705 ryetullah konusundaki icma- sahbeyi ve tevatr kabul etmemeleri, durumun hi de yle olmadn gsterir.1706 te yandan Mutezilenin hadisleri tahrif ettii de ciddi bir iddia olarak ortada durmaktadr.1707 rnein sahih bir rivayette nceki mmetlerden bir adamn, gnahndan dolay lm sonras azaptan korktuu iin cesedinin yaklmasn ve kllerinin savrulmasn vasiyet ettii, bu vasiyeti yerine getirilince de Allahn korkusuna hrmeten onu tekrar diriltip, salih bir yaam nimetiyle onu dllendirdii anlatlmaktadr.1708 Amr b. Ubeyd bu hadis sebebiyle Hz. Peygamberi hilaf- hakikat beyanda bulunmakla itham etmitir. Yine o bn Mesdun Anne karnnda ceninin mukadderatnn belirlendiini ifade eden rivayeti iin bu hadisten dolay peygamberi de Allah da sorgulayabileceini ifade etmitir.1709 Mutezile, sahbenin adaletinden de phe etmitir.1710 Yahudi ve Hristiyanlarn batl zerinde ittifak etmelerine bakan Mutezile, adeta sahbenin yalan zerinde birlemesini mmkn grm ve mtevatir hadisleri de thmet altnda brakmtr.1711 Ayrca Ebl-Huzeyl el-Allf hari Mutezileye gre mtevatir bilgiyi nakledenlerin Mslman dahi olmas gerekmez.1712 Bu verilere dayanarak Mutezilenin snnetin ve hadisin tamamn inkr ettii de sylenmitir.1713 Hatta Nazzmn Eb Hureyreyi ve bn Mesdu yalanclkla itham ettii de ifade edilir.1714 Mutezilenin hadis inkrna bir dier rnek ise, Hz. Peygamberin, lmn kyamet gn bir ko olarak getirilip cennetle cehennemin ortasnda kurban edileceini bildirdii hadisi reddemesidir. nk Mutezileye gre lm arazdr. Araz ise cisme dnemez.1715 Yine Chz kpein necisliiyle ilgili rivayetleri,

1705

1706

1707 1708

1709

1710 1711

1712 1713 1714 1715

Sinanolu, Mustafa, Kurn ve Kelm lmi, s. 195196; zvarl, M. Said, Kelmda Yeni Araylar, stanbul, 1998, s. 12. Amr b. Ubeydin yirminin zerinde sahbenin rivayet ettii hadislerle ilgili gr iin bkz. Koyiit, a.g.e, s. 121122. Koyiit, a.g.e, s. 4. Buhr, Enbiy 54; Mslim, Tevbe 2426; Nes, Cenaiz 716; Malik, Cenaiz 51. ayrc. bkz. Buhr, Tevhd 35. Badd, Hatip Hafz Eb Bekir Ahmet b. Ali b. Sabit, Trihu Badd ev Medyenetus-Selam, Matbaatus-Saade, 1931/1349, XII, 172; Drekutn, Ahbru Amr b. Ubeyd, thk. Joseff Van Ess, Beyrut, 1967, s. 12. akn, Kamil, Hads nkarclar, Seba Yay., Ankara, 1998, s. 110. Hansu, Hseyin, Mutezile Aratrmalarnda Kaynak Problemi, Marife, yl: 3, sy. 3, Konya (K), 2003, s. 61. Yakubolu, a.g.e, s. 327. Crullah, Zhd, el-Mutezile, Kahire, 1947, s. 217. ehristn, el-Milel, I, 57; Badd, el-Fark, s. 89. Mslim Kitbul-Cenne 40. ayrc. bkz. el-Kettn, Cedelul-Akl ven-Nakl, s. 563.

213

kedinin evcilliinden dolay artnn temiz olduunu ifade eden rivayetlere bakarak reddeder. Ona gre kpek kedinden daha evcil ve temiz bir hayvandr.1716 Grld zere Mutezile felsef bir usulle, vahiyden felsef neticelere ulamak istemitir.1717 Hlbuki akl, vahyin skt ettii konularda ya da bulunmad ortamlarda etkin olabilir. Vahiy net bir ekilde hakikati serdettikten sonra akln itihad, Kbe karsnda iken kbleyi aramak gibidir. Oysaki kble Kbenin istikametinin bilinmedii zaman ve yerde aranr. Yani vahiy aka hkm serdettikten sonra hkm ilga edecek bir yorum gelitirmek, secde emrini duyan eytann secde etmemek iin Allaha kar hccet toplamasn andrr. Bu balamda da zaten akl-nakil atmasnn ilk somut mimar eytandr. Akln, vahyi tevl edebilmesi iin mutlaka kuvvetli bir karine lazmdr. Bu yoksa lafzn zahiri zere braklmas gerekir.1718 Bundan dolay Hz. Alinin Din eer salt rey olsayd mestin stn deil, altn meshederdim sz1719 byk neme sahiptir. yetleri, akln aina olduu iliki sistemine mutabakat ettiinde kabul, aksi takdirde reddeden ilk dnem aklclar,1720 vahyi rahatlkla tevl edebilmek iin, Kurnn, snnet ve sahbe kavliyle tefsiri gibi hiyerarik mracaat sistemini de kabul etmez.1721Bu tavrlar onlarn vahiyle attrdklar akln er akl deil, felsef ya da mutlak akl olduunu gsterir. Dolaysyla Kurn ve snnetin idealize ettii akl misyonu, snr, deeri ve yetkisi tayin edilmi ve vahiy karsnda imn edip teslim olmu akldr.1722 nk vahiy delildir. Akl ise deildir. Bu sebeple de akl delile tabi olur. Delil akla deil. E) FELSEF TEFSR slm dncesinde olumu her ekol, slm medeniyetinin merkezi ve kymet birimi olan Kurnla kendini merulatrmak istemitir. Bu balamda Mslman felsefeciler de aklla vahyin, dinle felsefenin uyumunu ispat etmek iin Kurn

1716 1717 1718

1719 1720 1721

1722

Emin, Ahmed, Zuhrul-slm, IV, 22. Wolfson, Harry Austryn, Kelm Felsefesine Giri, trc. Kasm Turhan, stanbul, 1996, s. 42. el-Gazzl, Eb Hamid Muhammed b. Muhammed, Faysalutt-Tefrika, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1986, s. 127. ayrc. bkz. imek, Said, ada Tefsr Problemleri, s. 7576. Drim, Snen, I, 181; Drekutn, I, 199; Beyhk, I, 292. ayrc. bkz. Eb Dvd, H. No: 162. Kd Abdlcebbr, el-Muni, XVI, 395. bn Teymiyye, Takiyyuddin, Ahmet b. Abdulhalim, Mukaddime fi Uslit-Tefsr, thk. Adnan Muhammed Zerzur, Drul-Kurnil-Kerm, Beyrut, 1971, s. 93 vd. Takprzade, Mifthus-Sede ve Misbhus-Siyde, thk. Kamil Bekri, Abdulvehhb EbnNr, Kahire, 1968, II, 150.

214

yetlerini istidlal etmiler, bu da felsefecilerin Kurna ilgisini, Kurnn da felsef tefsirini ve yorumunu kanlmaz klmtr.1723 Yaplan aratrmalarla tebellr eden neticeye gre vahyin rn olmayan bu felsef hareket,1724 Aristo mantn ve metafiziini Kurna tatbikten ve bunlara gre Kurn kat yorumlara tabi tutmaktan te geemedi.1725 Filozoflar felsefeyi ve akl Kurn anlamada tek yetkin g olarak grrler. yleki Farb hsaul-Ulmda ilimleri tasnif ederken tefsir ilmini zikretmez. nk ona gre felsef metodoloji Kurn anlamada yeterlidir.1726 Hatta felsefe onlarn gznde btn varl zmlemede tek ldr.1727 Kind ile balayan felsef yorum Farb, hvanus-Safa, bn Sn ve bn Rd ile devam etmitir.1728 Felsef anlay aklc karakteri dolaysyla, akl-vahiy atmasnda vahyi aklla tevl eder.1729 nk onlara gre Kurnn gizli manalar aslnda, felsef bilginin verilerini tasdikleme ve felsefeye mutabakat amac tar.1730 Bu balamda Kurnn dnmeyi emreden yetlerini1731 Kurnn felsef dnceye teviki ve felsefeyi onamas olarak deerlendirirler.1732 Hatta onlar vahyin shhatinin ancak aklla ispatlanabilmesinden dolay akln, vahiyden ncelikli olduunu sylerler.1733 yleki Kurnn ilimde rsh sahipleri dedii zmrenin filozoflar olduunu iddia ederler.1734 Din ve felsefenin kaynak ve gaye bakmndan birlikteliini ifade etmek iin Mslman felsefeciler, felsefenin balangcn Hz. drise kadar gtrerek tarih st bir akln ve evrensel bir hikmetin mevcudiyetini ortaya koymaya almlardr.1735 Bu sebeple de eski bilgeler muvahhid olarak resmedilmitir.1736 Felsefenin Kurn ve

1723 1724 1725

1726 1727 1728 1729 1730 1731 1732 1733 1734 1735 1736

Cndiolu, a.g.e, s. 162. en-Ner, Menhicul-Bahs, s. 237. Altnta, Hayrani, bn Sn Metafizii, Ankara, 1985, s. 26. ayrc. bkz. Sunar, Cavit, slm Felsefesi Dersleri, Ankara, 1967, s. 84. Kutluer, lhan, Hikmet md. T.D.V. slam Ansiklopedisi., s. 163. en-Ner, a.g.e, s. 153. Kutluer, a.g.e, s. 165. Kaya, Mahmut, Felsefenin slm Dnyasndaki Serveni, s. 29. Macit, Fahri, slm Felsefesi Tarihi, s. 162. rnein; iye 88/1720. bn Rd, Kitbu Faslil-Makl, London, 1967, s. 43. el-Kettn, Cedelul-Akl ven-Nakl, s. 169. Bkz. l-i mrn 3/5. . Kutluer, a.g.e, s. 181182. Kutluer, a.g.e, s. 185.

215

snnette vasfedilen hikmet olduunu syleyen felsefeciler,1737 dinle felsefeyi, aklla vahyi tek bir vcut gibi grmlerdir.1738 Dini insanln ortak felsefesi olarak gren bn Rd, eriatla felsefeyi birletirmeyi amalam, bunun iin de Faslul-Makl fm Beynel-Hikmeti ve-erati minel-ttisl isimli bir kitap yazmtr.1739 zellikle Kurnn akla yapt vurgular, felsefenin meruiyetine temel alan bn Rd,1740 akl ve felsefeyi merkeze alarak Kurn yoruma tabi tutmutur.1741 Aristo aklclndaki akl mefhumuyla, Kurnn yoruma tabi tutulmas ise akl vahiy atmasnn ortaya kna neden olmutur. zelde bn Rd, genelde ise filozoflar adeta Aristo, mantk ve metafiziini vahye tercih ettikleri iin Kurn yoruma tabi tutmulardr. Hatta bn Rd Aristoya olan hayranln ifade etmek iin O beer deil, bir melek denilse yeridir. te bunun iin eskiler onu ilah Aristo diye anarlard. demitir.1742Bu balamda bn Rd vahy bilginin felsef bilgiyi tamamlamak iin gnderildiini, peygamberlerin dahi halka seslenen filozoflar olduunu ifade eder.1743 Felsefeyle dinin arasnda gl bir uyumun varln ispat sadedinde bn Tufeyl, Hayy b. Yekzan romann kaleme alm ve bakir akln vahiyle nasl mutabakat halinde olduunu ispatlamaya almtr.1744 Ancak; a) Felsefenin mitolojik din ve akl atmasnda mevcudiyet bulmu olmas ve akl vahiyden, felsefeyi de dinden stn grmesi ve vasfettii din ve tanr ile Kurnda vasfedilen din ve tanr arsasnda kapatlamayacak mesafelerin olmas, b) Felsef metotun, balangta gayr- mslim frka ve teolojileri fikr bazda ikna etme amac tarken, sonralar Kurn yetlerini aklamak gibi, kastn aan bir misyonla techiz edilerek felsef bir din inasna kalkmas, c) Pek ok filozofun teist olmasna ramen deist bir anlaya sahip olmalar ve Kurnn vasfettii lemin, mrid ve halk olan Allah tarafndan yaratld fikrine ramen, Farb ve bn Sn

1737 1738 1739 1740 1741 1742 1743 1744

Kutluer, Hikmet md., XVII, s. 503511. Hanef, slmi limlere Giri, s. 84. zmirli, a.g.e, s. 317. bn Rd, Menhicul-Edille, s. 37. Bayraktar, a.g.e, s. 157158. Ayasbeyolu, A. Nevzat, bn Rdn Felsefesi, 1955, s. 48. zmirli, a.g.e, s. 314. De Boer, slm Felsefe Tarihi, s. 173; Macit, Fahri, a.g.e, 243. bn Snnn din-felsefe birlikteliiyle ilgili olarak bkz. Taylan, Necip, Ana Hatlaryla slm Felsefesi, III. Bask, stanbul, 1991, s. 202. bn Tufeylin Hayy b. Yekzan ilhamn bn Bccenin Mnzevi Adam teorisinden almtr. Ortak tema filozofun da aklyla, vahiyle peygamberin ulat hakikatlere ulaabileceidir. Ayn ekilde bn Snnn Salaman ve Absal hikyelerindeki kiiler de ayn gayeyi ifade eden birer sembollerdir.

216

gibi filozoflarn ilah iradeyi devre d brakarak pasif bir tanr anlayn savunuyor olmalar, d) te yandan Mslman filozoflarn lemin kdemi, ahiret hayatn ruhanilii ve Allahn czileri bilmemesi sadece kllileri bilmesi gibi slm akidesine temelden muhalif iddialar1745 dinle felsefeyi uzlatrma giriimlerinin kabul edilemezliini gstermesi bakmndan nemlidir. nk Din felsefe deildir, felsefe de din deildir.1746 Filozoflar peygamberlii gl insan doasnn bir yetenei olarak grrler.1747 Peygamberliin bu ekilde kesb olarak alglanmasnn en temel sebebi Aristonun, insan aklnn mstakil olarak hakikatin bilgisine ulaabileceine ilikin grdr. Filozoflar Cebraile denk grdkleri ve adna faal akl dedikleri kozmik bir mevcudiyetle irtibata geen her kiiyi peygamberle zdeletirmilerdir. Oysaki Kurnda Cebrailin irtibata getii Musann annesi ve Hz. Meryem gibi insanlar bile peygamber olamazlar iken, kimlii belirsiz bir irrasyonel san olan faal aklla, gya irtibata geen birisinin peygambere denk olmas dnlemez. Bu balamda her ne kadar avamn irad iin peygamberlii gerekli grseler de1748 filozoflar, ya filozofu peygambere eitlemiler1749 ya da filozofu peygamberin de zerinde grmlerdir. zellikle Farb vahiyle hikmetin ayn kaynaktan yani faal akldan ktn savunmu ve faal aklla irtibat kuran insann filozof olduunda ayn zamanda peygamber de olacan ifade etmitir.1750 Hristiyan lim Yuhanna b. Heylandan ders alan Farb,1751 dier Meai filozoflar gibi nbvveti rasyonel adan deerlendirmeye almtr. O filozofun hakikatin bilgisine taakkulle peygamberin ise tehayylle ulatn, bu sebeple de filozofun hakikati aynyla peygamberin ise imaj ve sembollerle kavradn syler.1752 Dolaysyla ona gre
1745 1746 1747 1748 1749

1750

1751 1752

Kaya, Mahmut, a.g.e, s. 1214. Kutluer, a.g.e, s. 170. zmirli, a.g.e, s. 316. ehristn, el-Milel, II, 199. bn Rdn grleri iin bkz. Karla, Bekir, Faslul-Makl, bn Rdn Hayat Eserleri ve Din-Felsefe likisi, stanbul, 1992, s. 3031. Manev arnmay ve teorik hikmeti, din d felsef akmlarla salamay amalayan, Kurndaki meta anlatlar sembolik bir yoruma tabi tutan, Allahn sfatlar ve lemle ilikisi konusunda Mutezileyle ayn dnen, ancak metafizik hakikatleri akln deil, insan ruhunda mndemi kuvve-i maneviyenin idrk edebileceini savunan hvn- Safann bu konudaki grleri iin bkz. Taylan, Necip, slm Dncesinde Din Felsefeleri, M...F. Vakf Yay., stanbul, 1994, s. 82. Bkz. Trker, Mbahat, Aristotales ve Frbinin Varlk ve Dnce retileri, Ankara, 1969, s. 156; Taylan, Necip, slm Dncesinde Din Felsefeleri, s. 140141. bn Ebi Usaybia, Uynul-Ahbr, II, 136. Frbi, es-Siyse, s. 50.

217

filozof peygamberden stn olduu iin vahiy filozofu balamaz.1753 Farb vahyi tabiatst bir olay olarak da grmez. Ona gre vahiy, insan tahayylnn faal akla ittisalidir.1754 Peygamber ona gre hakikati hayal, imaj, sembol ve yansmalaryla alglar. Fakat tasavvur etme gcne sahip deildir. Ksacas filozof akleder peygamber ise hayal eder.1755 Bu hayal, sembol ve remizlere dayand iin rasyonel yoruma muhtatr.1756 Bu sembolik vasf, vahyin, anlama ve idrk seviyeleri dk ve taakkulden mahrum olan avama hitap etmesinden kaynaklanr.1757 Bu balamda felsefeciler, insanlar avam-havas, bilgiyi zahir-batn, delilleri de burhn-hatab (ve cedel) olarak snflandrp, avama hitap eden Kurnn delillerinin genelinin hatab ve zann, filozoflarn delillerinin ise burhn ve kat olduunu bu sebeple de tevli gerektiren yetleri en iyi anlayp tefsir edecek olann filozoflar olduunu sylerler.1758 rnein; Farb melekleri tpk Eflatunun tanmlad gibi kyam bi nefsihi olan mutlak karakterli, soyut, kll gereklikler olarak yorumlar.1759 bn Sn ise Nr sresi 35. yette geen mikat kelimesini heyulan akl, mikatn nura izafesini heyulan akln mstefad akla nispeti, kandili mstefad akl, zcaceyi ise cevher olarak tevl eder. yette geen zeytin dnce kuvvetini, ate de kll akl temsil eder. Ate demese de tutuuverecek ifadesi ise bn Snya gre vahiy gelmese de akln hakikati bulabilecei olarak yorumlar.1760 Yine bn Sn Sonra duman halindeyken ge yneldi, ona ve arza isteyerek veya

1753

1754

1755

1756

1757

1758

1759 1760

Macit, Fahri, slm Felsefesi Tarihi, s. 130. Meailikte akl, faal akl denilen irrasyonel bir kaynaktan beslenir gr, rakilie kap aralam ve Meailikteki faal akln yerini rakilikte Nr-u Muhammed fikri almtr. Bu balamda bn Sn ve Frbi gibi Meailerin bir dnem sonra rak tasavvufa kaymalar da bu adan anlamldr. Bu balamda rakiliin veli tasavvurunun oluumunda Frbinin peygamber tanmlamasnn nemli etkileri olmutur. Bkz. Bayraktar, Mehmet, slm Felsefesi Tarihi, s. 156. Bu balamda felsef tasavvufta veli, peygamberden stn saylmtr. rnein Muhyiddin Arab, Hz. Peygamberden stn grlmtr. zmirli, smail Hakk, slmda Felsef Akmlar, Kitapevi Yay., stanbul, 1995, s. 2829. Frbi, Aru Ehlil-Medinetil-Fdla, (Fazl Medine Ehlinin Reyleri), ev. Nafiz Danman, stanbul, 1950, s. 50. Frbi, Aru Ehlil-Medine el-Fdla, s. 9096. Frbi ve bn Snnn nbvvet teorilerinin Helenistik felsefeden etkilendii hususunda bkz. Hanef, slmi limlere Giri, s. 84. Taylan, a.g.e, s. 143. ayrc. bkz. bn Sn, el-Hidye, thk. ve nr. Muhammed Abduh, II. Bask, Kahire, 1974, s. 296. Macit, Fahri, a.g.e, s. 243. Vahyin sembolik ve simgesel olduu iddias Tevrat felsef ilkelerle uzlatrmaya alan Filona da atfedilir. Bkz. zmirli, a.g.e, s. 141. bn Sn, e-if, el-lahiyyat, nr. G. Anawati, Said Zayid, Kahire, 1960, II, 445; bn Rd, Faslul-Makl (Din-Felsefe likisi), s. 101116. el-Behiy, slm Dncesinin lah Yn, s. 251253. bn Sn, Risle f sbtin-Nbvve ve Tevli Rumzihim ve Emslihim, nr. Micheal Marmura, Beyrut, 1968, s. 49. Frbinin benzer bir yorumu iin bkz. el-Behiy, a.g.e, s. 253255.

218

istemeyerek gelin dedi. kisi de isteyerek geldik dediler.1761 yetini yorumlarken; karanln, yokluun kaynana ve felein maddesiyle drt unsurun maddesinin farkllna delalet ettiine hkmeder. Yerin ve gn isteyerek geldik demelerini felein maddesinin suretine istek duymas olarak yorumlar.1762 Yine Sinsice vesvese veren ifadesinden1763 kastedilenin iblis ya da eytan olmadn bundan kastn insann ftratndaki ktl hayal etme gc olduunu syler. O yine Kurnda geen cin ifadelerine, kelime anlamndan yaklap, bu kelimenin gizli kapakl iler anlamna geldiini syler.1764 hvn- Saf ise Kurndaki cennet ifadeleriyle felekler leminin, cehennem ifadeleriyle de ay alt lemin yani dnyann kast edildiini syler.1765 Onlarn derileri pitike azap tatmalar iin onlar baka derilerle deitiririz.1766 Orada asrlar boyunca kalacaklar1767 yetlerini ise yle yorumlarlar: Zevkine dkn olan mcrim ruhlar, felekler lemine ykselip gk kaplarndan geip cennete girmeyi istemezler. Bu sebeple de ldkten sonra asrlar boyunca ay alt lemde hayal edilemeyecek derecede fesat, azap ve bask altnda inlerler. Ruhlar leminin nimetlerinden istifade edemezler, cennet arabn yudumlayamazlar.1768 Bu Allahn temizi pisten ayrmas ve pislii st ste yp cehenneme atmas iindir.1769 yeti ile ilgili olarak ise hvn- Saf unu syler: Czi ruhlar akllar araclyla kll nefisten kendilerine ilka edilen feyze muhatap olurlar. Bylece czi ruhlar ayr ayr beer bedenlerden kurtarlr. Sonunda Allah, kll ruh ve ilhama meyletmi nefsi birbirine balarlar.1770 Yine onlar ehitleri,1771 maddi bedenlerden ayrlm ruhani ileri grenler olarak yorumlarlar.1772 dris (a.s.)n yce bir makama ykseltildiini ifade eden yetle ilgili olarak da,1773 onun gkyznde yz yl kaldn, orann

1761 1762

1763 1764 1765 1766 1767 1768 1769 1770 1771 1772 1773

Fussilet 41/24. Detayl izah iin bkz. Hasan Asi, et-Tefsrul-Kurn vel-Lugatis-Sufiyye fi Felsefeti bn Sn, Beyrut, 1403/1988, s. 8993. Bkz. Ns 114/4. el-Behiy, a.g.e, s. 256. el-Behiy, a.g.e, s. 257. Nis 4/56. Nebe 78/23. el-Behiy, a.g.e, s. 257258. Enfl 8/37. el-Behiy, a.g.e, s. 258. Bkz. Nis 4/69. el-Behiy, a.g.e, s. 258. Meryem 19/57.

219

bilgisini elde ettiini ve sonra yeryzne dnp bu bilgileri insanlara rettiini ifade ederler.1774 Eer lem ezel kabul edilmezse, o zaman Allahn iradesiyle lemin yaratl arasnda geen zamanda, Allahn yaratmaya muktedir olmayaca riskinin ortaya kacan syleyen filozoflar, n gneten kt gibi lemin Allahtan ktn sylerler. Allahn hr ve bilinli bir yaratc olmasnn gz ard edildii bu teoriyle tanr, pasif veya mecaz yaratc derekesine indirgenmitir. Onlara gre gerek anlamda yaratma yoktan var etmedir. Ezel olan lemin gerek bir yaratmaya konu olmas dnlemez. Bu balamda lem, sadece tanrnn tahrk-i evveliyle ilemeye balayan ve ilemeyle ilgili kural ve yetileri mstakil olarak bnyesinde bulunduran zerk bir yapya sahiptir.1775 Bu bakmdan Meai filozoflarn geneli yerin ve gn yaratllarndan detaylca bahseden yetleri gz ard ederek lemin yaratln, ezelde vuku bulan bir feyiz eklinde yorumlamlardr.1776 nk onlar ilk maddenin ezel olduunun reddedilmesiyle, sonradan yoktan meydana geldiini kabul etmek gerektiini, bunun ise muhal olduunu ifade ederler. Bu anlayn temelinde ise Aristonun, ezel maddeye tanrnn sadece form kazandrdna ilikin pasif ya da mecaz yaratma teorisi vardr.1777 Bu anlay sebebiyle Meailer tekfir edilmilerdir.1778 nk onlar evrenin tanrdan irade d ktna inanyorlard. Bu ise tanrnn kendisinden baka bir ey bilmedii ya da sadece kllileri bildii anlamna gelir.1779 Bu gr, kaynan, tanry hareketsiz, maddeden ayr ve evrenin merkezinde gren Aristodan alr. O, evreni grmeden iyilik ve gzellikle ynetir ve harekete geirir. O genel yasalar ve trlerle urar. zel olaylar ve bireylerle megul olmaz.1780 nk onlara gre bilme, bilenin nefsinde bir formun ortaya kmasdr. Bu balamda bilinenin deiimi, formun deiimini, formun deiimi de bilenin deiimini gerektirir. Bu sebeple onlar deiim alan olan czileri bildiinde,
1774 1775 1776 1777

1778 1779

1780

el-Behiy, a.g.e, s. 259. Macit, Fahri, a.g.e, s. 202. Kaya, Felsefenin slm Dnyasndaki Serveni, s. 2930. zmirli, a.g.e, s. 302304. Aristo ilk yaratmada tanr ile maddenin ortak rol stlendiini sylemesi sebebiyle dalist ya da mrik olarak tanmlanmtr. Bundan dolay Aristonun sadk takipisi bn Rd bu grnde Aristodan ayrlarak yaratma iinde lemin meful, Allahn fail olduunu syler. zmirli, a.g.e, s. 308. Akdemir, Salih, Nas-Yorum likisi, s. 530. bn Sn, Kitbun-Nect, s. 403. ayrc. bkz. Kupnar, Bilal, Molla Sadrann bn Sn ve Shreverdiyi Allahn Tikelleri Bilmesi Konusundaki Eletirisi, sl. Art., c. V, sy. 1, Ocak, 1991, s. 45. zmirli, a.g.e, s. 309.

220

tanrnn

deieceini

dndkleri

iin

tanrnn

kllileri

bilmediini

savunmulardr.1781 nk Aristoya gre tanr hem akln, hem makulun hem de kilin kendisidir. Onun ilminin konusu ancak kmil bir ey olabilir. Yani onun ilmi zat iledir, zatndadr ve zat iindir. Ona gre Allahn ilminin konusunun bu lemde olmas mantkszdr. nk bu lem Kemle doru giden naks bir konuma sahiptir. Allah ise eksik bir eyi idrk etmekten mnezzehtir. Allahn ilmi en kmil olan iindir. En kmil olan da Allahn zat olduunu gre, O sadece zatn bilir. Tanrnn kusurlu ve naks olan lemi bilmesi onun ilmini de kusurlu yapar. lem bu naks pozisyonunda kmil olan tanrya ulamak iin atlm halindedir. Bu atlmla her ey, gaye ve misyonu dorultusunda hareket eder. Bu harekette tanrnn ilim ve iradesinin hibir rol yoktur. Bu hareket maddenin merkezinde mndemi mekanik bir devinimden ibarettir.1782 Mitolojik tanrlarn, hayatn her alanna yaptklar mdahalenin teorik zeminini ykmak iin oluturulmu bu anlay tanrnn leme kozmik ve sosyolojik anlamda mdahalesini imknsz grmektedir. Yani o yaratma ve tanzim etmeyle ya da vahiyle leme mdahil olamaz. htiya ve sorunlardan habersiz olduu iin peygamber gnderemez, duaya karlk veremez. Aristo metafiziinin ima ettii, bu Kurnla paradoks oluturan snrl tanr anlayn, Kurnla uyumlu hale getirmek iin Meailer, Yeni Pltonculuktan da faydalanmlar ve ilk akl, felek, nefis vb. kavramlarla almlardr. bu
1783

ar

snrlandrlm

tanr

tasavvurunu

yumuatmaya

Allaha bakalar araclyla i yaptran bu anlay bir nevi

paganizm grnm arz eder. Bu balamda felsef yorum geleneinin Kurn d yaplanmas, daha ilk aamada belirginlik kazanr. nk Kurn, daha ilk inen yetiyle Allahn yaratan, bilen ve reten olduunu vurgular.1784 Yani Yce Allah daha ilk indirdii vahiyde kendisinin hem kozmik hem de sosyolojik anlamda yaratma ve vahyetmeyle leme mdahil olduunu ifade etmitir. Bir eyi yaratmadan nce ise yarattn ok iyi
1781 1782 1783

1784

zmirli, a.g.e, s. 193. Erdem, Hsamettin, lk a Felsefesi Tarihi, s. 28. Meailer Allahn felekler vastasyla tpk bir padiahn vezirleri araclyla bir lkeyi ynettii gibi ynetir demilerdir. zmirli, a.g.e, s. 326327. rnein bn Rd Allahn her czide ynetici olmasnn ktln yaratcs problemini douracan, bunun ise Allahn tenzhi konumuna aykr olduunu ifade eder. Bu anlaytan dolay Mutezile de, kulun fiilinin halk olduunu sylemitir. Hatta bn Rd ve Mutezile Allahn ktl yaratmaya muktedir olmasnn bir erdem olmadn sylerler. Bkz. zmirli, a.g.e, s. 38. Alak 96/15.

221

bilen olarak1785 irade eder.1786 rade etme ise murad edilen eyin bilgisine murdin (yani Allahn) sahip olduunu gsterir. Bu sebeple Kurn, dalndan den yapraa arzn karanlklarndaki bir neme ve kurulua varncaya kadar, her eyi Allahn bildiini ifade eder.1787 Yani Kurn, aklclarn aksine Allahn lemin czilerini arz niteliklerini ve zamanla ortaya kan taayynleri bildiini ifade eder.1788 Filozoflar kapal devre olarak tahayyl ettikleri bu tanr tasavvuru dolaysyla kinatn ileyi g, prensip ve ynetiminde meydana gelen boluu ise sebeplere etkin roller bierek kapatmaya altlar. Sebeple sonu arasndaki korelasyonu zorunlu ve istisnasz gren felsefeciler akl grdkleri sebep-sonu ilikisine muhalif olan her trl olay irrasyonel (akl d) deerlendirmilerdir.1789 Dahas onlara gre bu sebep-sonu a, tanrnn bile mdahalesine kapal yle bir mstakil konum arz eder ki, sebep-sonu ilikisi ebediyete kadar gider. Bu sebeple ilh mdahaleyle nihayetlenecek bir kyamet vakas aklclar iin muhaldir. Yani lem ezel bir mevcudiyete sahiptir.1790Bu balamda lemde meydana gelen her ey, bir kural ve kanun erevesinde meydana gelir. Dolaysyla aklclar, mucize denilen eyin bile aslnda insan aklnn kavramaktan aciz olduu bir kurala dayandn sylerler.1791 Yani mucize bile akl ve tabiatst bir vasf tamaz.1792 Oysaki Kurna gre sebep ve sonu arasndaki korelasyon Allah icbar edecek bir mutlakiyet vasfna sahip deildir.1793 Allah, ya kendisi, ya melek ya da tabii sreci zorlamadan, sreleri i ie geirerek mucizeyi ortaya koyar. Tabii sreci ksaltarak da bunu yapmas mmkndr.1794 Yani atein yakmasndaki faili hakiki

1785 1786 1787

1788

1789 1790

1791 1792 1793 1794

Mlk 67/14. Ysn 36/82. Enm 6/59. ayrc. bkz. Gazzl, Tehftul-Felasife, s. 182. Gazzl Yeni Platoncu baz filozoflarn Allahn kllileri de bilmediini syleyerek onu bir l haline getirdiini syler. Gazzl, a.g.e, s. 221227. Macit, Fahri, a.g.e, s. 204. Felsefe ve mantn oluturduu Kurna muarz bu dnce rnleri sert bir eletiri tavrn da oluturmu, zellikle Gazzlyle birlikte felsefe ve mantk imn esaslara muhalif unsurlardan arndrlarak bir alet ilmi statsnde fkh dhil ulm-u eriyyenin pek ok alannda kullanlmtr. Macit, a.g.e, s. 281. bn Rd, Tehftt-Tehft, Kahire, 1901, s. 123. Bkz. Aydn, Mehmet, Din Felsefesi, 1987, s. 114. ayrc. bkz. Kutub, Muhammed, ada Fikir Akmlar, III, 101. zmirli, a.g.e, s. 316. zmirli, a.g.e, s. 315316. el-Gazzl, Tehft, s. 517. el-Gazzl, a.g.e, s. 354.

222

Allah olduu iin, brahim atee atldnda Allah yakma iini yaratmam; bylece atete brahimi yakmamtr.1795 Ayn ekilde aklclar, ruh iin ancak akl bir ac ya da lezzet olduunu syleyerek, harn ruhan olacan iddia etmilerdir.1796 Onlar cisman hairden bahseden yetlerin sembolik olduunu ifade ederek, tenash fikrine prim vermek istememilerdir.1797 Harn cismaniliine delalet eden ak yetlere ramen1798 bn Sn gibi Meai aklclarn ruhan har savunmalar hayret-i muciptir. Bu sebeple onlar gizli ateist olarak ifade edilmilerdir.1799 Meailer her ne kadar insan bedenden ibaret gren materyalistlere bir tepki olarak da bu teoriyi savunmu olsalar da,1800 cismani harn asl inkr sebebi, bir insann toprak olduktan sonra aynen diriltilmesini muhal grmeleridir. Onlara gre dirilten beden toprak olan beden olmayp ceza ya da mkfata ehil olmayan yeni bir bedendir. Bir dier sebep ise onlarn akl lezzeti hiss lezzetten stn grmeleridir.1801 Onlara gre akl kll, zaruri ve ebedidir. Hisler ise zahiri, cz ve fanidir. Onlar cismani har ifade eden yetleri garip tevllerle, sembolik anlamlara atfederler.1802 Grld zere aklclarn serd ettikleri grlerinin slm ncesi ya da vahiy d felsefelerde bir karl ve kkeni vardr. Her eyi aklda balatp aklda bitirdii iin de insan vicdanna temas etmez ve pratik hayata bir katk salamaz.1803 Vahyi kavram ve gerekleri uygun dtkleri, felsef kavramlarla izaha ynelen bu anlay,1804 aklla Kurn tefsire alm ve ifade ettiimiz gibi lemin yaratl, Allah-lem ilikisi, ilmullah, mucize ve har gibi pek ok konuda Kurnn temel

1795

1796 1797

1798 1799

1800

1801 1802

1803 1804

Trker, Mbahat, Tehft Bakmndan Felsefe-Din Mnasebeti, A.. Dil ve Tarih-Corafya Fak. Yay., Ankara, 1956, s. 6566. Meailer Allahn snnetinde bir deiiklik yoktur yetini (Ftr 35/4142) mucizenin inkrna delil getirirler. Trker, a.g.e, s. 79. zmirli, a.g.e, s. 6566; Trker, a.g.e, s. 107112; Gazzl, Faysalut-Tefrika, s. 31. Trker, a.g.e, s. 114; T.J. Boer, slmda Felsefe Tarihi, ev. Yaar Kutluay, Ankara, 1960, s. 102; bn Sn, Kitbun-Nect, s. 477. Bakara 2/243, 259, 260. Yavuz Hilmi, Gelenekilik Modernleme ve adalama Serveni, slm Dncesinde Yeni Araylar II, Rabet Yay., stanbul, 1999, s. 141 brahim Makdr, fil-Felsefetil-slmiyye, Menhecun ve Tatbkuhu, Drul-Merif, III. Bask, I, 178. Ftma, smail, el-Kurn ven-Nazarul-Akliyy, s. 215. bn Sn, Tisu Resile fil-Hikmeti vet-Tabiiyyt, Matbaatu Hindiye, (I. Bask), 1326/1905, s. 15 vd. hvn- Saf da hayr ve errin Allahtan olmas gibi baz meselelerde Ehl-i snnete yakn bir fikr seyir takip etmeyle birlikte cisman har inkr ederek aklc bir yol takip eder. Taylan, a.g.e, s. 99104. Kutub, Muhammed, a.g.e, III, 103. el-Behiy, a.g.e, s. 260.

223

tavrna muhalif bir durum sergilemi1805 ve son tahlilde Kurn anlamada baarsz kalmtr.1806 Akl, dini bilginin yeterli faktr olarak gren bu yaklam, akln anlama imknn aan her trl ifade ve nass ya reddetmek ya da tevl etmek gibi bir metoda sahiptir. Bu balamda aklclara gre bir metnin subut-i katilii ve subut bulduktan sonra metnin anlamnn tayini, ancak akla gre gerekleir.1807 Abbasiler dneminde Bermeki slalesinin etkinliini artrmasyla birlikte aklclk, ilhad bir noktaya kaymaya balad.1808 Akla dayal felsefeyle hakikati anlamann, vahye dayal nbvvetten daha baarl olduu, dinin derin paradokslar tad, peygamberlerin mucizelerine sihirbazlarn hnerleriyle misilleme yaplabilecei, pek ok Arap iirinin muhteviyat ve fesahat bakmndan Kurndan daha stn olduu, akln, sorumluluun tek kriteri olduu ve insan vahye mstani kld, hac menasiki ve pek ok ibadetin akla aykr bir ruh tad1809 gibi ok rijit bir aklc gr, ilhd bir tavrn temel unsurlar olmutur. Umumiyetle Helenistik materyalizm ve Hint mezheplerinden de etkilenmi bu ilhad aklclk,1810 sz konusu kan ba dolaysyla melek, cin vb. gayb varlklar inkr etmitir.1811 Kurn gereksiz klacak derecede akl mutlaklatran bu salt aklclar muaraza ad verilen Kurna alternatif metinler gelitirmeye almlardr.1812 lk mlhid filozoflar bn Rvend, bnul-Mukaffa, Beari el-Makdis ve Eb shak el-Verraktr. rnein; peygamberi gereksiz gren bn Rvend, Kurnn mucize olmadn1813 lemin kdemini, tesniyenin tevhde stnln ve ilah hikmetin bo olduunu1814 ifade etmi ve Kurn taklit ederek, Hz. Peygamberi mizah konusu yapmtr.1815 Ayrca tm metafizik hakikatleri inkr eden bn
1805

1806 1807 1808 1809 1810

1811 1812 1813 1814 1815

Bu aklclk ayn zamanda felsef tasavvufun da temelini atmtr. nk aklclk rasyonel bilgiye dayanak olarak irrasyonel bir istinat (faal aklclk) tayin etmi ve ruhun her trl yetkinlii kabul ederek tanrsal boyutta yetkinleebileceini ifade ederek vahdet-i vcutu bir felsef tasavvufun temellerini atmlardr. Zaten Kind de felsefeyi, insann mmkn olduunca tanrya benzemesi olarak tanmlar. Bu iliki bn Sn ve Frbi gibi Meailerin felsef tasavvufa kaymalarnn sebebi olsa gerektir. zmirli, a.g.e, s. 66. el-Gazzl, lcmul-Avm an lmil-Kelm, Msr, 1309, s. 19. Kd Abdlcebbr, Mtebihul-Kurn, s. 1. Kutluer, lhan, Akl ve tikad, z Yay., stanbul, 1996, s. 17. Kutluer, a.g.e, s. 84. zellikle Hint Smeniyye mezhebinin etkileri iin bkz. bn Nedm, el-Fihrist, s. 498; Macit, Fahri, a.g.e, s. 4144. Bedev, Abdurrahmn, Min Trihil-lhd fil-slm, Beyrut, 1980, s. 36. Kutluer, a.g.e, s. 20. bn Nedm, el-Fihrist, s. 255; Kaya, Mahmut, Felsefenin slm Dnyasndaki Serveni, s. 27. Macit, a.g.e, s. 89; Kutluer, a.g.e, s. 62. bn Nedm, a.g.e, s. 380.

224

Rvend, maddeyi ezel sayp tenashe inanmtr.1816 O mucizenin olaanst olmadn, mknatsn demiri ekmesi gibi bir kanuna dayandn, ancak bu kanunu tespit edemediimiz iin bize olaanst gibi geldiini iddia ederek, Bedirde meleklerin yardm, isra ve mira gibi pek ok mucizeyi inkr eder.1817 Yine o, Kurnn bir elikiler yuma olduunu, rnein Allahn, hem eytann tuzann zayf olduunu1818 ifade ettiini hem de Hz. demi kandrp cennetten kardn anlattn,1819 bunun ise derin bir eliki olduunu syler.1820 Dier bir mlhid aklc Eb Bekir er-Rz de, akln vahye ihtiyacnn olmadn ve vahyin gereksizliini ifade edenlerdendir.1821 Tenashe inanan Rz,1822 ilkel tabiatlarn grlerini benimsemi,1823 Harran sabiilerinden etkilenerek madde ve zamann ezel olduunu iddia etmi, nbvveti ve mucizeyi reddetmitir.1824 Ahmet b. Tayip es-Serahsi, bnul-Mukaffa ve Ebl-Atahiyye gibi mlhid filozoflar da benzer grler serdetmilerdir.1825 Dolaysyla ilhad aklclk, gerek Allah-lem ilikisi gerekse vahiy ve nbvvet konularnda Kurna aykr bir grnm arz eder. Madde ve hareketin ezeliliini savunan bu ilhad anlaya tepki olarak gelitirilen dier anlaylar da bir o kadar u noktay iaret eder. Bu balamda Allf maddenin ezeliliini iddia edenlere karlk verirken, Allahn dnda her eyin fani olduunu buna cennet ve cehennemin de dhil olduunu syler.1826 Bundan dolay da salt rasyonalizmin Batniye, Zenadika, Brahmanizm gibi salt irrasyonel ekoller kadar tehlikeli olduunu

1816

1817

1818 1819 1820

1821

1822 1823 1824 1825 1826

Bayraktar, slm Felsefesi Tarihi, s. 7679. ayrc. bkz. el-Asam, Abdulemir, Trihu bnirRvend el-Mlhid, Beyrut, 1975, I, s. 128. el-Asam, a.g.e, I, 122137. Bir baka mlhid Eb sa el-Verrak da mucizeleri inkr eder. bkz. Mturid, Kitbut-Tevhd, nr. Fethullah Huleyf, Beyrut, 1970, s. 186199; el-Verrak, shak b. Takut ve Numan b. el-Mnzir gibi bn Rvendnin mlhid hocalarndandr. Bkz. Kutluer, a.g.e, s. 1920. Nis 4/76. Arf 7/20. bnul-Cevz, bn Rvendnin bu faaliyetlerinden dolay Yahdilerden cret aldn, daha fazlasn veren olursa bunlara reddiyeler yazabileceini sylediini bildirir. Bkz. bnul-Cevz, Ebl-Ferec Abdurrahmn, el-Muntazam fit-Tarihil-Mlk vel-mem, Haydarabat, 1938, VI, 99. Sayfi, Kenan, Hekim Filozof Eb Bekir er-Rz Bir Mlhid miydi?, Divan, 2001/1, s. 193; Bedev, a.g.e, s. 166. Macit, Fahri, a.g.e, s. 9293; Taylan, a.g.e, s. 67. Macit, a.g.e, s. 91. Bayraktar, a.g.e, s. 84; Taylan, a.g.e, s. 6769. Bayraktar, a.g.e, s. 79; Macit, a.g.e, s. 89. Kutluer, a.g.e, s. 342.

225

syleyebiliriz.1827 Dolaysyla tevhdi inkr eden, lemin kdemini savunan, nbvveti gayr- makul gren, basi inkr eden, Kurnn icaz ynn inkr edip onun elikilerle dolu bir kitap olduunu syleyen her filozof, mlhid kavram altnda yer alr.1828 Grld zere felsefenin slm dnyasna girmesiyle birlikte tefsir, safiyetini kaybetmeye balad. Bu dnemden itibaren tefsir, rasyonalist felsefelerin Kurnla kendilerine meruiyet salamaya altklar bir metod durumuna indirgendi.1829 Bylece Kurnn rn olmayan Kurn d anlaylar, onun ruhuna aykr metafizik ilkeleri, onun yetleriyle ispatlamaya altlar. Bu balamda slmn rn olmayan bir dizi anlay, aklc usl ve yorumlarla varln iyiden iyiye hissettirmeye balad.1830 Bu ortamda, kkleri asr- saadette Hz. Peygamberin rahle-i tedrisatnda tekevvn etmi bir anlay da kendisini giderek daha da sistematize etmeye balad. Kurn anlamada akln gerekli olduunu ancak yeterli olmadn savunan bu anlay yetleri dil, nzl sebepleri, Hz. Peygamberin nebev beyanlar ve sahbenin teamllerine gre, Kurn d ideolojilerden ari bir ekilde tefsir etmitir.1831 Bu anlay, ideolojilerini Kurna tasdikleterek vahyi glgede brakan sair btn frkalardan ayran temel zellik, vahyi, grlerine gre yorumlamalar deil, vahye gre grlerini oluturmalardr. Sahih akl tefsir akm diyebileceimiz bu yaklam, rnein; sfatlarla ilgili mtebih yetleri tespitte, tecsm ve tebhe denlerden ve onlara tepki olarak sfatlar tenzhte ar gidip onlar inkr edenlerden farkl bir konuma sahiptir. Onlar istivy ne tecsmciler gibi fizik bir oturma olarak kabul etmiler ne de istivnn gayb mahiyetini yok sayp onu gcn ve ynetimin merkezi olarak yorumlayanlara benzemilerdir. Onlar yetin lafz yapsn dikkate alarak istivy kabul ederler. Fakat akln snr dolaysyla, keyfiyetini ihata edemeyecei iin istivy tasavvura deil, imna yeltenip metafizik mahiyeti Allahn ilmine havale ederler.1832 Dolaysyla bu akl tefsir usul, dier rasyonel yorum ve tefsir usllerinden farkldr. nk bu akl, vahyin dnda tekevvn edip vahye kendisini dorulatan
1827

1828 1829 1830 1831 1832

Binder, Leonard, Liberal slm, s. 494. Brahmniyye akl hakikatin tespitinde yeterli grp vahyi elikili ve anlamsz addeden Hint anlaydr. Kutluer, a.g.e, s. 8183. Kutluer, a.g.e, s. 15. Mennul-Kettn, Mebhis fi Ulmil-Kurn, Messesetr-Risle, Beyrut, 1993, s. 342. en-Ner, a.g.e, I, 219220. el-Akk, Halid Abdurrahmn, Uslt-Tefsr ve Kaviduh, Drun-Nefis, Beyrut, 1986, s. 167. Yavuz, Ysuf evki, stiv md., slam Ansiklopedisi XXII, 402. stanbul, 2001,

226

dayatmac rasyonalizmin aksine, vahyi, snnetin, sahbenin ve o dnemden itibaren kendisine akan vahyin legal birikim srecinin refakatiyle dikkate alp kendisini ona gre tesis eden akldr.1833 Bu anlay dirayet akl, yapt tefsiri de dirayi tefsir olarak da isimlendirmemiz mmkndr.1834 Mahrecini, Kurnn en legal izah olan snnet-i nebevden alan bu anlayn mntesiplerinin fark, Kurn tefsir ve tevl ederlerken kendi ahsi dncelerinden ve znel konumlarndan uzak durmaya almalardr. Vahyi anlama konusundaki bu objektiflikleri onlar homojen bir Kurn dnceye ulatrmtr.1835 Akln Kurn konumuna uygun ilk akl tefsir anlaynn sistematik oluumunu her ne kadar slmn zgn ilk filozofu olan mm- Azama ya da mm Ear ve mm Mturidye atfetsek de1836 bu anlay asr- saadete kadar uzanan etkin ve canl bir teamln devamdr. Bu fikr teamlde akl-vahiy dengesi olmasna ramen, akl vahye boyun bker, sz dinler ve itaat eder.1837 Bu tefsir anlay, felsefecilerin mutlak yetki atfettii mahiyeti belirsiz soyut akln yerine, Kurnn fonksiyonlar itibariyle tanmlad somut akl ne geirir.1838 yleki bu yaklam, Mutezile ya da dier aklc fraksiyonlarn tamamndan farkl bir konumda yer alr.1839 Bu balamda mm- Azam Mutezile mezhebinin kurucularndan olan Amr b. Ubeydi, Kurn d grlerinden dolay telin etmitir.1840 Bu akl belirleyici deil, kavrayc bir akldr. yetin muhteviyatn, bizzat tecrbe ettii iin ya da mantna uyduu iin akl kabul etmez. Ona gre yetin akllii, sz konusu yetin sz konusu muhtevay bizzat zikretmi olmasdr. Dier aklclk trlerinde ise akl, kraatten nce ina ettii akllikle vahyin anlam tesis ederken, Ehl-i reyde (ya da snn tefsir ekolnde) yet, akln aklliini ina eder. Dolaysyla ne vahyin ngrd akl ve akllik Yunan felsefesinin anlad ve tand akl ve aklliktir. Ne de Yunan felsefesinin tand din ve vahiy slm ve Kurndr.
1833

1834 1835

1836 1837 1838 1839 1840

Hanef, Hasan, Kelm lmi ve Bugnk Konumu, ev. M. Said zvarl slm Dncesinde Yeni Araylar, Rabet Yay., stanbul, 2001, s. 331. en-Ner, a.g.e, II, 238. Cerraholu, smail, Tefsr Tarihi, Ankara, 1988, II, 236. el-Benna, Hasan, Tefsr lminin Douu Gelimesi ve Baka Tefsr Ekolleri, ev. Ysuf Ick, S...F. Der., yl: 1997, sy. 7, s. 127. en-Ner, a.g.e, II, 328330. Bkz. elebi, slm Dncesinde Aklclk, s. 93. Nadim, Macit, Ehl-i Snnet Ekolnn Douu, htar Yay., Erzurum, 1995, s. 19. Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 67. Abdurrezzak, Mustafa, Temhd li Trihil-Felsefetil-slmiyye, Lecnett-Telf vet-Terceme ven-Ner, 1944, s. 155.

227

zetle diyebiliriz ki; Kurn mcmel, muhtasar, ilkesel ve kll yaps dolaysyla izah ve beyana muhtatr. Bundan dolay da Kbenin damna deil, eyrek asrlk bir srede bir peygamberin kalbine inmi ve onda bir karakter ve kimlik ina etmitir. Baka bir ifadeyle peygamberin hayatna inmi olan vahiy, onun hayatnda oluturduu anlamla kendini beyan etmitir. Bu gl anlam, ada olan bir neslin kurucu ilkesi ve yaplandrc mayas olmu ve stn iindeki yourdun st mayalad gibi bir nesli pozitif dnmle ina etmitir. Bylece Allahn muradnn en mkemmel izah olan Kurn, en mkemmel alm ve ifadesini zerinde tecelli ettirdii Hz. Peygamberle, en mkemmel nesli (sahbe neslini) oluturmutur. Bu balamda Hz. Peygamber sz, fiil, skt ve terkleriyle Kurnn anlamn yaayarak-yaatarak tebellr ettirmi ve onun, okuyucunun znel aklnn, beer bamllklarnn kurban olmasn engellemitir. Bu sebeple nzlun sahibi olan Allahn maksad, nzlun muhatab olan Hz. Peygamberin snneti ve nzlun olay yeri ahitleri olan sahbenin ve yakn dnem neslin Hz. Peygamberden aldklar derun anlama melekesinin arasnda kuvvetli bir rabta mevcuttur. Bu sebeple de Kurn aklama ve yorumlama iddias tayan btn ekoller, yorum ve usllerini bu ifade ettiimiz gereklik zerine ina ettikleri oranda legal, objektif ve dinidirler. Bu uslden uzaklatklar oranda da illegal, znel ve l dindirler.

228

IV. BLM SLAM DNCESNDE GE DNEM AKILCILIK VE KURAN TEFSRNE ETKS

A) GE DNEM AKILCILIIN TANIMI Var olan her eyin akl ile yorumlanmas, ispat edilmesi, reddedilmesi ya da zelliklerinin snrlandrlmas, yani rasyonalizm insanlk dnce tarihinde olduka eski bir doktrindir. En ak ekliyle Grek felsefesinde grlm ve Sokrat ve Aristo tarafndan temsil edilmitir. Bu anlay, kta Avrupasnda kilise Hristiyanlnn hkimiyeti glenene kadar hkm srmtr. Skolastik felsefeyle de akln yerini, kilisenin sunduu ekliyle vahiy almtr.1841 Gayb sahay bile rasyonalize etme iddias tayan Grek rasyonalizmi, adeta bir anahtar ait olmad bir kapnn deliinde kvratarak akl anahtaryla gayb kapsn amaya almtr. Oysaki kusur ne kapda ne de anahtardadr. Kusur bir kilidi ait olmad kapda kullanan insandadr. Bu sebeple bu kat rasyonalizm akl yeren, snrlayan kart bir dnceyi dourmutur.1842 Avrupa dnce tarihini tanr merkezlilerle akl merkezlilerin atma sreci olarak genellersek ar gitmi olmayz.1843 zellikle 17 ve 18. yylarda Hristiyan bat kltrnn esaslarn aklc bir temel zerine yeniden kurmak amacyla byk bir hareket balad.1844 Bu aamadan itibaren sloganlatrlan akln,1845 mistik ve dinsel dncelerden uzaklatnda nesnel bilgiye ulaaca, buna din metinlerin de

1841

1842 1843

1844 1845

Kutub, Muhammed, ada Fikir Akmlar, ev. M. Beir Eryarsoy, aret Yay., stanbul, 1986, III, s. 97. Kutub, a.g.e, III, 99101. Kotan, evket, Kurn ve Tarihselcilik, s. 125. Aslnda Bat dnyasndaki akl-nakil atmas tahrif edildii iin gerek vahiy ve dinle ilgisi kalmam mitolojik bir akln ona tepki olarak doan indirgemeci aklla atmasdr. lk gnahn sebebi olarak grlen akla tabi olmak Hristiyanlktan kmak olarak telakki ediliyordu. nk akl esas alan felsefe ruhbanlarn l ysel buyuruculuk ve tanr adna hkmedicilik vasflarn sorguluyordu. Bu sebeple kilise, retilerine ykledii dogmatik dokunulmazln dozajn artryor, buna misilleme olarak da felsefe akl alabildiine putlatryordu. Akln mutlak doruya gtrd fikri, Kantn mktesep akln tecrb donanm olmadan bir hi olduu, hayat anlamlandrmada yetersiz kaldna ilikin grleriyle gcn kaybetmitir. Bkz. Sddik, Mazharuddin, slm Dncesinde Modernist Dnce, trc. Murat Frat, Gksel Korkmaz, Dergah Yay., stanbul, 1990, s. 50. el-Faruk, smail Raci, Sosyal Bilimlerin slmletirilmesi, s. 32. Yavuz, Hilmi, amz ve Akln Snrlar, Varlk Dergisi, stanbul, 1991, s. 7.

229

dhil olduu ifade edildi.1846 Bylece akln objektiflii iin kutsaldan arndrlmas gerektiine ilikin kan, rasyonalizmi dourdu.1847 Bu aklclk ile de din metinler aklanp yorumlanmaya baland.1848 yleki mitolojiye kar mcadele veren akln kendisi aydnlanma ile bir mitolojiye dnmtr.1849 Vahyin kaynann akl olduunu ya da vahyin akln snrlarnn aamayacan syleyen Aydnlanma dncesi aslnda, vahyin getirecei ierie zaten sahip olduu iin akln vahye ihtiyacnn olmadn ve vahiy ve nbvvetin terk edilmesi gereken ilkel bir dnce olduunu savunur. Bu ise iyimser bir ifadeyle tabiatst nitelie sahip olan dinin lahut ieriini rasyonalize ve natralize etmek, ktmser bir ifadeyle akl putlatrp Allah inkr etmek demektir. Mantk zmlemelerini nceleyen i ie yarglarn temelini rgtledii son dnem aklclk,1850 hiss tecrbeyle ispat mmkn olan eyleri kabul edip bunun dnda kalan olaylar ya rasyonalize ederek yorumlamaya alr ya da tmden reddeder.1851 Bundan dolay da sbjektif, tarafgir, kararsz ve mantkszdr.1852 nsan kendine baml klacak kadar akl bamsz gren aydnlanma felsefesi nefsi, ruhu ve akl zihne indirgemitir. Zihni, apriori ilkelerin rezervi olarak gren aydnlanmac filozoflar, hmaniter eksenli dnce sistemlerine yakr bir ekilde tek kanun koyucunun akl (insan) olduunu ifade ederler.1853 Dolaysyla kll bir kavray melekesi olan akln usa (reason) indirgenmesi ve zekyla snrlandrlmas, kutsal bilgiyi hem ulalamaz hem de anlamsz klmakta ve insann erdem ve ahlka ulama abalarn da imknszlatrmaktadr.1854Akln faal aklla ittisale muktedir ezel bir vasfa sahip olduuna ilikin bn Baccenin gr de ortaa Avrupasna, bn

1846

1847

1848 1849 1850 1851

1852 1853 1854

Swingewood, a.g.e, s. 50. buna mzik de dhildir. Hatta Weber Mziin Toplumsal Ve Rasyonel Temelleri isimli eserinde Bat mziinin tonalite, polifoni ve kontrpuan almasna dayal ve improvizyona fazla olanak brakmadn, yapsal bileimini kolaylatran modern mzik notasyonunu zerk sanat rotasyonu haline getirerek ileri dzeyde rasyonelletiini, bylece org, piyano, keman, sonatlar, senfoniler ve operalar meydana ktn anlatr. Swingewood, a.g.e, s. 192. Beer, Vehbi, Sosyal Bilimler Asndan Kutsal Metinlerin, Anlalmas, II. Kurn Sempozyum, Bilgi Vakf Yay., Ankara, 1996, s. 2425. Max Horkheimer, Akl Tutulmas, ev. Orhan Koak, stanbul, 1986, s. 61. Gnay, nver, Din Sosyolojisi Dersleri, Kayseri, 1993, s. 84. Murphy, a.g.e, s. 143. Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, IV, 176; Yeilyurt, Temel, Sekler Dnyada mn Topluluklar, s. 124. Esed, Muhammed, Islam at The Cross Roads, Lahor, 1963, s. 134. mmanual Kant, Seilmi Yazlar, ev. Nejat Bozkurt, stanbul, 1984, s. 43. Yakupolu, a.g.e, s. 330.

230

Rdn nazariyesi olarak intikal etmitir.1855 uras bir gerektir ki bat, Aristo mantk ve metafiziini bn Rdn eserlerinin tercmesiyle tanmtr.1856 Hatta bn Rdn Aydnlanma aklclnn temeli olduunu sylemekle ileri gitmi saylmayz.1857 Akl st olaylar akl d gren aklclk 1850li yllardan itibaren slm dnyasnda da sadk takipiler bulmutur. Bu balamda akl, vahyin shhat ve anlamnn nihai kriteri addedilmi,1858 aklla nakil attnda ise mutlak anlamda akl tercih edilerek nakil tevl edilmitir.1859 Bu ise Kurn metninin balaycln nemli lde snrlamtr.1860 Tpk ilk dnem aklclarn yapt gibi, Kurnn akl tefekkre yapt atflar ve vgler son dnem aklclar tarafndan da felsef aklcl Kurnn onaylad ve aklcln vahyi yorumlamaya elverili bir usl olduu iddialarna mesnet edilmitir. Bu balamda akl olmayan dinin (Hristiyanlk) dini olmayan aklla (felsefeyle) atmasnn dourduu sorunlar, Kurn perspektife de aynen tanmtr. Oysaki Kurnn dnmeye tevik ettii akl, rasyonalizmin anlad anlamdaki akl olmayp imn etmi ya da imna sevk olunma iradesi tayan n yargsz akldr. ki ayr akl trn dn biimi itibariyle rneklendirecek olursak; Din aklilie gre kanat kua umas iin verilmi ilah bir ltuftur. yleki Kurn bunda Allahn varln gsteren delillerin olduunu ifade eder.1861 Rasyonalist aklcla gre ise kuta nce uma gereksinimi belirir. Daha sonra ise ku evrimsel olarak bu yetiye ular. O zaman dier uma gereksinimi duyan hayvanlarn niin kanatlanamadklar sorusu gndeme gelir.1862 Bu gerei gz ard eden aklclar koyu bir determinizmle mucizeleri natralize ederek aklletirmiler,

1855 1856 1857

1858 1859 1860

1861 1862

De Boer, slm Felsefe Tarihi, s. 216. De Boer, a.g.e, s. 252. Zeynep, Mahmut el-Hdayri, Eseru bn Rd fil-Felsefetil-Usril-Vusta, (II. Bask), Beyrut, 1985, s. 40 vd.; Macit, Fahri, a.g.e, s. 247. Aydnlanma, slm dnyasndaki ge dnem aklcln da temelini atmtr. lk dnem aklclkta Kelmclarn (Mutezilenin) filozoflar dourduunu dnrsek Mutezile, Meailer, bat aydnlanmas ve son dnem aklclk arasnda kuvvetli bir rabtann olduunu grrz. Modernist Th Hseyinin Yemendeki Mtevekkiliye Ktphanesinde gml bulunan Mutezilenin kltr hazinesini kefeden heyetin banda olmas da rastlant deildir. Bkz. Eb Zeyd, Nasr Hamid, Tarihte ve Gnmzde Kurn Tevli Sorunsal, sl. Art., c. IX, sy. 1, 1996, s. 32. Abduh, Risletut-Tevhd, s. 1921. Koyiit, a.g.e, s. 113. Aydn, Mehmet S., Modernleme abalar ve Kurnn Yeniden Okunuu, Kurn Haftas Kurn Sempozyumu 1319 Ocak, 1997, s. 329. Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, I, 187198. Mlk 67/19 Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, II, 5264.

231

kssalarn pek ounu sembolik okumaya tabi tutmular, ahkmn evrenselliini koyu bir tarihsellikle bertaraf etmilerdir. Grlyor ki akln takdis edilerek merkeze alnmasyla, dinsel mitten bilimsel mite kaylm ve bilim ve akl adeta mitolojik dzeyde kutsanmtr.1863 Akln her zaman fizik tesi lemden gelen harikul-ade bir yardma (vahye) muhta olduunu dndmzde,1864 akla atfedilen bu statnn vahyin ona ykledii misyon ve deeri aan mtecaviz bir tavr olduu ortaya kmaktadr. 20. yy.da mantk ilkelerine yneltilen itirazlar,1865 akln kategorilerinin iddia edildii gibi mutlak olmad, hatta bir eit efsane olduu, bunlarn bizimle belirli bir zaman ve meknda tarihsel anlamalara sahip olup evrensel olmad, fikrine ivme kazandrd. Bu balamda klit geometrisinin var olduunu iddia ettii dz izginin aslnda mevcut olmad,1866 k hznn sadece k noktasnda en hzl olduu ve mesafenin uzamasyla dt,1867 ifade edilerek mutlak olduu zannedilen akln ve bilimin, mutlak olduu zannedilen bulgu ve saptamalarnn izafilii vurgulanm1868 ve mantk kurallarnn ilkel bir bilimin ihtiyalarn ancak grecei ifade edilmitir.1869 Bylece Aydnlanmaclarn neredeyse ilahlatrdklar akln o kadar da aydnlk olmad ortaya kmtr.1870 yleki akln evrensel ve mutlak bilgiye ulatrd fikrinden, her kltrn kendine zg kullanmyla kendi evrensel dorularna ulaacak bir vasata sahip olduu dncesine bariz bir kayma gzlemlenmitir.1871 B) GELM VE RASYONALZM - POZTVZM LKS Eski Yunan, mitolojik tanrlarla insan krallklar arasnda geen kavgalarn ortamdr.1872 nsan hileyici bu ok tanrl din telakkisi,1873 sonraki srete tanrnn
1863

1864

1865

1866

1867 1868 1869 1870 1871 1872

A.M. Goichon, bn Sn Felsefesi ve Orta a Avrupasndaki Etkileri, ev. smail Yakt, stanbul, 1986, s. 130. Decartesin bu gr iin bkz. Advar, Abdulhak Adnan, Tarih Boyunca lim ve Din, Kenan Matbaas, stanbul, 1994, I, 173. Henry Le Ray Finch, Reason md., The Encylopedia of Religion, Macmillon Publishing Company, Newyork, 1987, s. 224. J. Donald Walters, Modern Dncenin Krizi, trc. ehabeddin Yaln, nsan Yay., stanbul, 1995, s. 18. Walters, a.g.e, s. 68. Walters, a.g.e, s. 54. Walters, a.g.e, s. 71. Gler, lhami, Hasan Hanefnin Tecdid Projesi, sl. Art., c. VII, sy. 2, Ankara, 1994, s. 168. Poss Poble, Ahlk ve Modernlik, trc. Mehmet Kk, Ayrnt Yay., stanbul, 1991, s. 4446. Doan, zlem, Tarih Felsefesi, Ara Yay., stanbul, 1922, s. 22.

232

lmne, kutsal bir sylem olmaktan karlp tarihsel bir problem haline gelmesine,1874 akln doa ve kanunlaryla zdelemesine1875 ve dinle felsefenin (bilimin) ve aklla vahyin birbirine zt kavramlar olarak deerlendirilmesine sebep olmutur.1876 Bylece dinsiz bir bilim ve aklsz bir din olumutur. yleki mabed akla, mabedin d da dine yasak alanlar ilan edilmitir.1877 Alan ayrtrmasyla iyiden iyiye ayyuka kan din felsefe atmasnda, kh felsefe dini, kh din felsefeyi varlk sahnesinden silip atmak iin abalamtr. rnein Dou Roma mparatoru Justianus, Hristiyanl ypratt iin Yunan felsefesini yasaklam, bylece yaklak bin yl boyunca felsefe yerini teosofiye, akl da yerini szde vahye brakm oldu.1878 zellikle skolastik felsefenin akl hileyen kat irrasyonel tutumu, akl mutlaklatran1879 bir hareketin gelimesine sebep olmutur.1880 Tabiat kanunlarn idrk eden akln bu kutsanyla, hem kilise uydurmas olan muharref vahiy hem de sahih vahiy ve din kavram, psiko-sosyal bir olguya indirgemi, eya ve eylemlerin din anlamlar, akl merkezli olarak yeniden ina edilmitir. yleki artk manev kurtulu iin bile tanrya ihtiya yoktur.1881 Dinin, akl olan sosyal vakalara indirgenmesi sonucu, akn olan, bireyin ikinliine terk edilmi, bilgi bilimlemi, bilim ise dinlemitir.1882 yleki bilgi ve bilim insann var olu gayesini anlamasna yardm eden bir hikmet olmaktan kp, insann tabiata hkmetmesini ve onu smrmesini salayc bir ara olarak dnlmtr. Artk olaylarn niinlii deil, nasll tartlmaya balanmtr. Akl tmel kavram, kural ve bilgilerin deposu olarak gren Aydnlanma aklcl,1883 erken dnem aklcln devam olarak peygamberi ve vahyi gereksiz grd. Tanrnn sosyal
1873 1874

1875

1876 1877

1878 1879

1880 1881 1882 1883

Collingwood, R.G., Tarih Tasarm, ev. Kurtulu Diner, Gndoan Yay., Ankara, 1996, s. 46. John W. Murphy, Postmodern Sosyal Analiz ve Postmodern Eletiri, trc. Hsamettin Arslan, Paradigma Yay., stanbul, 2000, s. 129. Aydn, Mustafa, Modernizmin Dinden Bilime Yapt Yolculuun Serveni, Zihin Srecinin Ayrmas, Bilgi ve Hikmet, Gz 1995, sy. 12, s. 120. Aydn, a.g.e, s. 121122. Aydn, a.g.e, s. 123. St. Augustinus, Pythagoras ve Platon gibi filozoflar dinle felsefeyi birbirine adapte etmeye almlardr. Benzeri bir faaliyet bn Rd tarafndan da gerekletirilmitir. Bkz. Gkberk, Macit, Felsefe Tarihi, Remzi Kitapevi, stanbul, 1996, s. 130136, 154; Weber, Felsefe Tarihi, s. 129; Thilly, I, 208. Thilly, a.g.e, I, 185. Barbier, Maurice, Modern Bat Dncesinde Din ve Siyaset, ev. zkan Gzel, Kakns Yay., stanbul, 1999, s. 294. Gkberk, a.g.e, s. 176, 177. Kutub, a.g.e, III, 137. Aydn, Mustafa, a.g. m, s. 123. Aydn, a.g. m, s. 120.

233

anlamda vahiyle leme mdahalesini zaid gren bu anlay doal olarak sistemi kurup, enerjiyi verdikten sonra lemden elini eteini ekmi, formalite icab var olan, pasif ve mnzevi bir tanr tasavvur etmekte de gecikmedi.1884Bylece btn kutsallardan arndrlan lem ve tarih, insan aklnn ilerleme zemini olarak dnld. Dini, korkunun bir rn olarak gren Aydnlanma, insanln korkularn anlamlandrmak iin, zaman iinde vahiy duygusuna ulatn ifade eder.1885 Akla uymayan ya da akln anlama kapasitesinin zerinde kalan her eyi akl dn ilan eden1886 rasyonalizm, pozitivizmi retti. Aslnda pozitivizm akln iyiden iyiye seklerlemesidir.1887 Dolaysyla rasyonalizmle pozitivizm arasnda gl bir iliki vardr. Aradaki temel fark rasyonalizmin tanry snrlayarak kendi artlarna boyun edirip aklletirmesi, pozitivizmin ise tanry, his ile idrk edilemedii ve laboratuarda deney altna alnamad iin bir kenara itmesidir.1888 Pozitivistler vahyi, peygamberi, tanry ve imn, iptidai dnemin hurafe bir kanaati olarak grrler. Modern ada ise taplacak tek varlk insann kendisidir.1889 Tanr ve takdri ilah inanc, insann geliiminin nndeki en byk engeldir. Din, vahiy, peygamber, imn ve tanr fikrini sadet d brakan pozitivizm,1890 natralist bir tavrla varl fiziksel alanla snrlad. Metafizii anlamsz ve mitolojik gren bu anlay,1891 kinat kadim olan kozmik yasalarn ynettiini ifade etmesiylede salt materyalizme kap aralamtr. Nitekim bir taraftan dinle ilgili konularda insan aklna byk vurgu yapan Kantn dier taraftan Tanrnn varlnn bilgisel bir temeli olmayacan syleyerek, onu sadece pratik akln ahlak metafizii balamndaki bir postulas olarak grmesi, buna iyibir rnektir. Kant bu dnceye srkleyen onun geleneksel metafizie olan gvensizlii ve bylece bilgiyi sadece zaman ve mekn erevesinde duyusal tecrbeyle snrlandrmasdr. Duyusal tecrbe yoluyla elde edilemeyen her trl bilgiyi (veya bilgi iddiasn) bilgi
1884 1885 1886 1887 1888

1889 1890

1891

Gkberk, a.g.e, s. 250. Aydn, a.g. m, s. 127128; Toplamacolu, Mehmet, Din Sosyolojisi, Ankara, 1961, s. 60. Leibniz, G. W., Akln mna Uygunluu, M.E.B. Yay., t.y., s. 79. Aydn, a.g. m, s. 129130. Kutub, Muhammed, a.g.e, III, 139; Sunar, Cavit, Varlk Hakknda Ana Dnceler, Ankara, 1977, s. 34. Kutub, a.g.e, III, 142. Akgl, Mehmet, Modernleme anda slm Dnyasnn Deiim Sreci ve Din Anlaynda Yaanan Krlma, Maklt, 1991/1, s. 60. Reber, Mehmet Sait, Realizm Din ve Dnyevileme, slmiyat, IV, 2001, sy. 3, s. 27.

234

snrlarnn dna karan bu yaklamnn her eyden nce iddia ettii epistemik ltn bile duyusal tecrbe yoluyla temellendirilemeyeceini dikkate aldmzda sz konusu yaklamdaki keyfiliinin boyutlar daha ak bir ekilde grlecektir. Kantn bu bilgi anlayyla, 20.yzylda mantksal pozitivistlerin metafiziksel ve dinsel btn nermeleri duyu tecrbesiyle dorulanamadklarndan anlamsz bulmalar arasnda bir iliki kurmak zor olmasa gerektir. Bir yerde, Adorno ve Horkheimerin dedii gibi, akledilebilir (metafiziksel veya din) dzlem, aydnlanm akln yargln temsil eden pozitivizm iin sadece yasakl deil, anlamsz bir lakrtdan baka bir ey deildir ve byle bir tutumun ateistik olmasna da gerek yoktur; nk byle bir soruyu (Tanrnn varl sorusunu) gndeme bile getirmenin imkn ortadan kaldrlmtr.1892 Tabiatn metafiziksel / dinsel boyutunu dlayan veya grmezlikten gelen pozitivist bilim anlay, bir taraftan bilimsel bilgiyi bilginin yegne paradigmas olarak yceltirken dier taraftan bilimsel gelimelere endekslenmi toplumda gittike artan bir seklarizme kaynaklk etmitir.1893 Dolaysyla Aydnlanma felsefesinin sonuta belli bir takm olumsal tarihsel, toplumsal koullar altnda elde edilen insan tabiat ve aklna ilikin tasavvuru mutlaklatrd bilim anlaynn ekillendirdii modern kltrn gnmzde postmodern dncenin radikal eletirisine konu oluu beklenmedik bir ey olmasa gerektir.1894 Tarihi, pozitivizme ulatrc bir srecin tekml evreleri olarak gren pozitivistler, balang dneminde insanlarn metafizie ve dine meylettiini, sonra rasyonalizmle akl ycelttiklerini, daha sonra ise pozitivizme ulatklarn iddia ederler. Pozitivizmle tanr gerilemi, insan mabut, tabiat da din haline gelmitir.1895 Akl bir idrk gc olarak kabul eden pozitivistler daha ok duyu tecrbeleriyle elde edilen mktesep akl esas almlardr. Bu sebeple de pozitivizm esasnda rasyonalizme bir katkdr. Bir yandan Auguste Comte pozitivist (ya da bilimsel rasyonalist) anlayyla, insan teoloji ve metafizikten uzaklatrmaya alrken, te yandan G.W. F. Hegel, vahyi ve metafizii mutlak bilginin rn olan rasyonel bir sistem haline getirmek istemitir.1896 Akla uymayan her eyi reddeden rasyonalizmin
1892 1893

Reber, Mehmet Sait, slam, Din ve ada Durum, s.25-26 Reber, Mehmet Sait, a.g.m, s.26 1894 Reber, Mehmet Sait a.g.m, s.26 1895 el-Behiy, a.g.e, s. 9697; Gerviyn, Muhsin, slm Felsefesi Tarihi, s. 7879. 1896 Dzgn, aban Ali, a.g. m, s. 306.

235

kriteri pozitivizm de yerini, bilim ve deneyle tespit edilen tabii realitelere brakmtr. Dolaysyla akl topyalarla megul olan rasyonalist akl yerini, deneyle uraan natralist rasyonalizme brakmtr.1897 Bu balamda pozitivizm, aydnlanma aklna yeni bir kvam ve hedef vermi, rasyonalizmle komaya sokulan din, tanr, nbvvet ve peygamber kavramlar, pozitivizmle mitolojik bir hurafe veya afyon olarak isimlendirilmitir. Bylece Auguste Comte, Ludwig Feuerbach, Steinthal ve Karl Marksn sosyalist ve komnist ideolojilerine bir iskelet tesis etmitir.1898 Sosyolojik pozitivizm olarak isimlendirilebileceimiz bu yaklam tarz Fransz devriminden sonra byk ivme kazanmtr.1899 Batnn hkimiyet ve gcnn srl formlasyonu sanlmas, Hristiyan teolojisini eletiriyor olmas ve emperyalizme kar duruu, 1850li yllardan sonra pozitivizmi slm modernizmin ilham kaynaklarndan biri yapmtr.1900 Seyyit Ahmet Hann ban ektii bu haraket, vahiyden bamsz pozitivist bat aklclyla, dinin btn olaan st ieriklerini kat bir aklclkla tevl etmitir. Bu balamda brahim (a.s.)in kular alp paralara ayrdktan sonra kularn dirilmesi, brahim (a.s.) onlar eitmesi olarak yorumlanmtr.1901 Yine Abduh dem kssasn gerek olmayan sembolik bir anlat olarak deerlendirir.1902 Lut kavminin sadece Cebraille helak edildiini ifade eden Abduh, Bedirde iki bin melein iniini sava iin deil, mjde ve teskin iin olduunu syler.1903 Akl ve vahyin alanlarn ayrma ya da birbirine uyumlu bir ekilde yorumlama gibi, rasyonalizmin lml tezahrleri varsa da, vahyi tamamen akln kontrolne vermek ve akl tevlle vahyin balamn paralamak, rasyonalizmin temel karakteri olmutur.1904 Bu sebeple de din metinleri anlamada akl egemen grmtr.1905
1897 1898 1899

1900 1901 1902 1903 1904 1905

Kutub, a.g.e, III, 143. Detayl analiz iin bkz. el-Behiy, a.g.e, s. 126 vd. Swingwood, a.g.e, s. 52. Komnizm ve faizmin, pozitivizmin nesnelciliini sosyal balamda da uygulama giriimi oluuyla ilgili bkz. Aktay, Yasin , Tarihselcilikteki Huzur radesi, III. Kurn Haftas Kurn Sempozyumu, 1319 Ocak, 1997, Ankara, 1998, s. 232. Bu balamda pozitivizmin dinleme hedefiyle ilgili olarak bkz. Bolay, Sleyman Hayri, Trkiyede Ruhu ve Maddeci Grn Mcadeleleri, Aka Yay., (IV. Bask), Ankara, 1995, s. 214. Bu durum ise insann dinsiz yapamayacann bir gstergesidir. Ark, Emin, Ateizmden nanca, Marifet Yay., stanbul, 1997, s. 233. Aziz Ahmed, Modernizm ve slm, ev. Ahmet Kskn, Yneli Yay., stanbul, 1990, s. 45. Abduh, Menr, III, 4748. Abduh, a.g.e, I, 233234. Abduh, a.g.e, IX, 511. Dzgn, aban Ali, a.g. tebli, s. 307. Dzgn, a.g. tebli, s. 307.

236

Pozitivizm ise hissedilemeyen her eyi inkr eder. Bu anlamda da Gzler onu idrk edemez yetiyle ifade edilen1906 Allahn grnemezlii ilkesiyle eliir. Bu sebeple rasyonalizm kat bir sje-obje ilikisi eklinde olmam, vahyin ieriini akl olarak yorumlama eklinde olmutur.1907 Bat dncesinde her ne kadar Bodin gibi, aklla vahyi bir btnn ortak ve uyumlu paralar olarak grenler1908 olsa da Rnesansn ana arteri rasyonalizm ve pozitivizmdir. Daha nce ifade ettiimiz gibi aklcln Yunan Felsefesine dayanan rasyonalist yn olduu gibi tecrbeyi temel alan pozitivist yn de vardr.1909 nk akln hem apriori yapya sahip hem de tecrbeyle gelien yn vardr. rnein; mknatsn demiri ekmesi tecrb olmasna ramen, gizli bir kyasla akl ablonlara oturtulduu iin yine akl bir karakter arz eder.1910 Ftr akln bilgisi bedihi iken tecrbeyle gelien kesb akln bilgisi istidlaldir. Dolaysyla aklclk dediimiz kavramla kastettiimiz anlam bu iki yn de ieren bir konum arz eder. Bu sebeple pozitivistler aklclktan, aklclardan, tecrbeden hali deildir. yleki doutan geldii zannedilen aprioriler aslnda zaman iinde olumu zihn tecrbenin semerelerinden baka bir ey deildir. Her tecrb bilgi ise zihinde akl bir sentezle mayalanr.1911 Bu sebeple tecrb, mktesep ya da pozitivist akl rasyonel dncenin bir ksmdr denilebilir.1912 C) ORTAYA IKI SEBEPLER 1) Sebepler Bat dnyasnn, asrlar sren atalet ve geri kalmlna ve kilise doktrinlerinin akl ve bilimi imha edici topik ve dogmatik vasfna kar, aklclkla mukavemet edip silkiniine ve kalknna ehadet eden slm dnyas, kltrel, sosyal ve siyasal durgunluunu, batnnkine benzer bir yolla zlebileceini zannetti. zellikle 19. yy.n ortalarna doru batnn kalknma hamlesini, din metinleri rasyonalize ederek

1906 1907 1908

1909 1910 1911 1912

Enm 6/103. Dzgn, a.g. tebli, s. 308. Barbier, Modern Bat Dncesinde Din ve Siyaset, s. 6264. Ballanche ve Hegelin benzer grleri iin bkz. el-Behiy, a.g.e, s. 116127. rnein Hegel tarihi tanrnn bir projesi olarak grr. Gkberk, Macit, Kant ile Hederin Tarih Anlaylar, stanbul, 1997, s. 135 vd. Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 275. el-Gazzl, Mihakkun-Nazar fil-Mantk, Beyrut, 1966, s. 60. Akgen, Bilgi Felsefesi, s. 156. el-Kettn, Cedelul-Akli ven-Nakl, s. 494; Nyif, Marf, a.g.e, s. 106.

237

yapmas gerei gz nne alnarak a) Kurn rasyonel bir okumaya tabi tutuldu, b) Kurnn sahih anlamnn tebellr ettii genel kltrn reddi ve zemmi esasna dayal bir gelenek dmanl balad ve hatta bu balamda pek ok hadis inkr edildi, c) Bat aklclnn ncili rasyonalize etmede kulland btn kavramlar aynen Kurn iin de kullanlmaya baland. Bylece ilk dnem aklclk slm corafyasnn gelimesiyle ortaya karken, ge dnem aklclk da slm corafyasnn klmesiyle, bir kurtulu ve slah reetesi hviyetinde ortaya kmtr. slm corafyasnn siyasi ve sosyo-kltrel hezimetlerinin hesabn, Kurnla yaamn tesis etme konusunda mtesahil davranan Mslmandan deil, Kurndan soran1913 bu anlay, adeta doktorun verdii reete ve ilac kullanmamasna ramen hastay deil, ilac ve reeteyi sigaya ekmitir. Oysaki Mslmanlarn aydnlanmas (!) olarak da dnlebilecek bir dnm iin, Batl Aydnlanma dan farkl olarak din ve dnce alannda sekler bir dnm deil; aksine, yatay din ve dnce tasavvurlarnn varlk, bilgi, bilim, anlam, ahlak, estetik ve nihayet insan yaamyla ilgili dier btn alanlarda kaybettii dikey boyutun; yani asli anlamnn yeniden kazandrmas gerekir. Bu balamda Mslmanlarnn iinde bulunduklar kimi olumsuzluklar slamn, deyim yerindeyse bu, dikey-entelektel gcn ve en temel doruluk iddialarn glgelememelidir. Tpk mevcut Bat kltrnn yatay gcnn ve hegemonyasnn onun haklln ortaya koymak iin yeterli olamayaca gibi.1914 zellikle 1798de Msrn Napolyon tarafndan igaliyle, bat kltrne meyleden gl bir modernizm talebi belirmi,1915 siyasal, askeri ve kltrel anlamda batya ynelii ifade sadedinde Tanzimat ve Islahat Fermanlar ve Glhane Hatt- Hmayunu ilan edilip ve pek ok ideolojik eser yazlm ya da tercme edilmitir.1916 Tarihsel ve toplumsal bir evreden baktmzda modernlik kavramnn ve delalet
1913 1914

Grgn, Tahsin, lah Szn Gc, s. 89. Reber, M.Sait, slam, Din ve ada Durum, s.32. 1915 Sddik, Mazhuruddin, slm Dnyasnda Modernist Dnce, trc. Murat Frat-Gksel Korkmaz, Dergah Yay., stanbul, 1990, s. 1213. 1916 M. Muhammed Hseyin, Modernizmin slm Dnysana Girii, ev. Sezai zel, nsan Yay., stanbul, 1986, s. 1920. Bu balamda 18261831 yllar arsanda Pariste bulunan Msrl Rfat Tahtvi Tahslul-briz fi Telhsi Paris, Menhicul-Elbab el-Msriyye fi MenhicilAsriyye ve el-Mridul-Emin lil-Benti vel-Benn gibi eserleri kaleme alm, Hayrettin etTunus ise Akvmul-Meslik fi Marifeti Ahvalil-Memlik isimli eseri yazmtr. (Hseyin, a.g.e, s. 2627.

238

ettii gerekliin Bat kltr balamnda ortaya ktn ve bunun zamanla bir deer ifade eden modernizmle neredeyse e anlaml olarak yada bir arada kullanld sylenebilir.1917 Batllamann, kutsanm bir ideoloji ve rya gibi sunulduu bu eserlerde, pozitivist ve rasyonalist temayln ilk tezahrleri net bir ekilde grmek mmkndr.1918 iir, edebiyat ve mzie varncaya kadar her alanda hissedilen batllama cereyan,1919 antik felsefeye dayanan rasyonalist tefsir ve tevl anlayyla, menfi bir krlmann ba mimar olmutur.1920 Vahyin egemenliinde kutsaln hkim olaca bir dnya lksn ifade eden gelenek1921 dmanl, modernizmin temel sylemi olmutur.1922 nk gelenek, vahyin egemenliinde yaplanm szl ve teaml kltr ifade eder. Bu sebeple de Arapada gelenei en iyi ifade eden kelime ed-Dindir.1923 Bu balamda modernizm, gelenek kartlyla insan vahyin egemenliinden kurtarmay ve insanla din arasndaki ittiba ve sadakat ilikisini mmkn olduu kadar liberalize etmeyi hedefler.1924 Dolaysyla da aklclk, seklerizmin douuna rahim grevi yapmtr.1925 Bu sebeple de aka asl rehberin vahiy deil akl ve duyular olduunu syler.1926 yleki Hz. Peygamberin son peygamber oluu bile onun risaletinin evrenselliine deil, artk akln yetkinletiine ve vahye ve mucizelere muhta olmadna delalet eder.1927 Rnesansn, oradan da Antik Yunan aklclnn felsef izlerini tayan modernizm, evrenin, eyann, efalin ve vahyin aklletirilmesine ynelik bir proje olup, rasyonel ve pozitivist btn kodlar ihtiva etmektedir. Dolaysyla kitab, vahyi ve peygamberi
1917 1918

Reber, M. Sait, slam, Din ve ada Durum, s.22 Hseyin, a.g.e, s. 1819. 1919 Topalolu, Aydn, Son Dnem Osmanl Dncesinde Aklclk ve Din Eletirisinin Kayna, Kaynak Dergisi, (Ocak-ubat 2002), Sofya/Bulgaristan, s. 25. 1920 Aydn, Mehmet S., Fazlurrahmn ve slm Modernizmi, sl. Art. Der., IV, Ankara, 1990, s. 279; Polat, a.g. makale, s. 19. Th Hseyin, Mevlana Muhammed gibilerin, modernist olabilmek iin Yunanca ve Latincenin renilmesini art komalar ve Msr slm corafyasndan deil Akdeniz kltr havzasnda bulunuu sebebiyle- Yunan medeniyetine ait grmeleri, modernitenin Yunan felsefesiyle olan ban gstermesi bakmndan nemlidir. el-Behiy, slm Dncesinde Oryantalist Etki, s. 1114. 1921 Nasr, Seyyid Hseyin, Gelenek Nedir, trc. Ysuf Yazar, Bilgi ve Hikmet, (K1995), sy. IX, s. 53. 1922 Macit, Fahri, a.g.e, s. 323. 1923 Nasr, a.g.e, s. 52. 1924 Grgn, a.g.e, s. 148. 1925 Arslan, Abdurrahmn, Seklerizm; Akleden Kalbin Paralan, Bilgi ve Hikmet, Bahar, 1993/2, s. 3. 1926 Baljon, a.g.e, s. 78. 1927 Baljon, a.g.e, s. 8991.

239

olmayan, mkemmel ve mstani bir akl tasarmyla insann var olusal anlamn paralamtr.1928 Kurnn akletmeyi ve akledeni vmesini rasyonel bir kitap olmas olarak deerlendiren modernistler,1929 dini ekilsiz, muhteviyatsz, her alan ve herkese her eyi syleyen greceli, talebi olmayan medeni bir fenomene dntrdler.1930 Modernist hareket her ne kadar Msrda teolojik, Hindistanda kltrel bir grnme sahipse de1931 rasyonalizm ve pozitivizmin btn handikaplarn ksmen yumuak tonlarda da olsa ihtiva eder. Mslman corafyann bat medeniyeti karsnda ald malubiyetlerden oluan komplekslerin rgtledii modernizm talebi bu psikolojiyle Kurn batl metodolojilere gre yeniden okumutur.1932 tikd ve muamelt konusunda bu okumann sonucunda ortaya kan manzara ise vahyin alar boyu tecrbe edilen tezahr biimlerine aykr bir grnm arz eder.1933 Aklla ispatlanamayan bir inancn geerliliini kaybedeceini iddia eden modernist anlay1934 Kurn dhil btn kltrel tarihi rasyonel bir muhasebeye tabi tutmutur. yleki geri kalmln ve dnce donukluunun ana sebebi olarak gsterilen mezhepler kutsal ahmaklk olarak isimlendirilmilerdir.1935 Dolaysyla bat karsnda yaanan malubiyet ve geri kalmlk psikozu batnn kalknma forml olarak grlen rasyonalizm ve pozitivizmin slm corafyasnn modernizm talebinin iki unsuru olarak benimsenmesine neden olmutur. 2) D Sebepler a) Aydnlanma Felsefesi Mitolojik karakterli despot tanrlarn insan aklna ve hrriyetine imkn tanmayan tasallutlar bir mddet sonra tanrsaln yerine akl ve deneyi koyan din

1928 1929

1930 1931 1932

1933

1934 1935

Arslan, a.g.e, s. 910; el-Behiy, a.g.e, s. 1819. Hint alt ktas son dnem dnr ve tefsircisi Ahmeduddin Amritsarinin bu anlamdaki grleri iin bkz. Birk, Abdulhamit, Hint Altktas Dnce ve Tefsr Ekolleri, s. 354361. Grgn, a.g.e, s. 169. elebi, lyas, a.g.e, s. 196. el-Faruk, smail Raci, Kurnn Yorumunda Yeni Bir Metodolojiye Doru, trc. Mehmet Paac, sl. Art., VII,/34, Ankara, s. 312313. kbal, Muhammed, slmda Din Dncenin Yeniden Douu, trc. N. Ahmet Asrar, stanbul, 1984, s. 22. ifti, Adil, slm Yeniden Dnmek, Ankara, 2000, s. 170. Fazlurrahmn, slm ve adalk, trc. Alparslan Akgen, M. Hayri Krbaolu, Ankara, 1990, s. 281 vd.

240

kart bir ideolojiyi oluturdu.1936 Xnephones ve Parmenides gibi hem mitolojik putuluu hem de salt materyalizmi inkr edip tevhdvari bir anlayn izlerini tayan baz filozoflardan bahsedilebilirse de1937 aslnda batnn dnce tarihi en genel anlamda dine inananlarla inanmayanlarn kapmasnn sabkasn ihtiva eder.1938 Dine inananlar dini savunabilmek iin, vahye alternatif olarak ileri srlen akl zemmetmiler (ya da armha germiler)1939 buna misilleme olarak da kar grup vahyin btn mtemilatn ya tmden inkr etmiler ya da vaftiz ettikleri aklla batan sona yorumlamlardr.1940 Demokritosla birlikte balayan Bilginin kaynann duyular olduu fikri zere temellenen Sofistik felsefenin, btn bilgileri hislerin verdii hkmlere balamas ve nesnel ve evrensel bilgiyi yok saymasyla oluan ar znellik ve ahlk erozyon tepki olarak Sokratn, bilginin nesnel ve evrensel olma imknn savunmasna sebep oldu.1941 Ardndan evrensel ideler teorisiyle Eflatun ve evrensel mantk teorisiyle Aristo, ayn zamanda tanry da hileyen Sofistik filozoflara sava at.1942 Sz konusu filozoflarn tanrnn varln dikkate alan felsefeleri ve zellikle Aristonun isbt- vcib konusundaki almalar her ne kadar rasyonalize edilerek pasifletirilmi de olsa tanr merkezli bir grnm arz etmitir. Ancak Aristodan sonra materyalist felsefenin yeniden etkinlik kazanmas ve Helenizm projensin bir gerei olarak orta dounun (barbarlarn) yunanllatrlmas srasnda dou mistisizminden Yunan aklclnn ar darbeler yemesi hem tanry inkr eden materyalist felsefeye hem de tanrnn varln kabul etmesine ramen vahyin imknna inanmayan Aristo metafiziine kar bir farkl mukavemet bilincinini tesis etti.1943 Baka bir deyile Roma mparatorluunun Hristiyanl resm din olarak benimsemesiyle Hristiyanln bin yl srecek bir hkimiyeti balad. Baz dnemler skntl sreler yaasa da imparator Konstantin dneminde devlet apnda meruiyet kazanan Hristiyanlk1944 yaad bask dnemlerine tekrar maruz kalmamak iin

1936 1937 1938 1939 1940 1941 1942 1943 1944

Arslan, Ahmet, lk a Felsefe Tarihi, Ege niversitesi Basmevi, zmir, 1995, s. 2. Weber, Alfred, Felsefe Tarihi, trc. H.Vehbi Eralp, Sosyal Yay., stanbul, 1998, s. 1516. Binder, Liberal slm, s. 181. Weischedel, Pascal ya da armha Gerilen Akl, Felsefenin Arka Merdiveni, s. 159169. Weischedel, Thomas ya da Vaftiz Edilen Akl, Felsefenin Arka Merdiveni, s. 118. Weber, a.g.e, s. 2025. Thilly, I, s. 120123. Gkberk, Felsefe Tarihi, s. 136. naltay, Altay, Douda ve Batda Din-Devlet likileri, Endls Yay., stanbul, 1990, s. 17.

241

Tanrnn hakk tanrya Sezarn hakk Sezara1945 anlayyla devlet ve dnyadan el etek ekerek kendilerini risklerden korumaya almlardr.1946 Bu balamda salt tanr ve salt insan eksenli hibir ideolojinin varln uzun sre devam ettiremediini gren Hristiyan din adamlar hem tanry hem de insan kollayacak bir forml olmas iin teslis dogmasn oluturdular. Bu balamda yar ilah yar insan sa tiplemesi bir gler dengesini ve tanr insan uzlamasn ifade eder.1947 yleki Hristiyan teolojisi skolastik felsefeyle, din dogmalaryla akl ve dinle felsefe arasnda bir uyum iin ciddi bir gayret ortaya koymutur.1948 Bu tedbirlerle Hristiyanlk bir devlet ideolojisi olmu hatta skolastik felsefeye tepki olan Aydnlanma felsefesi bu balamda vahyi kurnaz devlet adamlarnn bir retimi saym ve dinin yerine seklerizmi, tanrnn yerine insan (hmanizmi), nbvvetin yerine de deizmi koymutur.1949 Dolaysyla aydnlanma srecinde din hususunda insan aklnn yeterlilii dncesi ile balayan sre, deizme ve ateizme bir ekilde kaynaklk etmitir.1950 Baty aydnlanma aklclna ulatran sre ana hatlaryla byle olsa da bat aydnlanmasnda akl ve felsefeyi vahye ve dine nceleyen bn Rdn ve deist bir akln vahiy ile ayn statde hakikatin bilgisine ulaabilecei tezini romanlatran bn Tufeylin azmsanamayacak bir etkisi vardr.1951 Aydnlanma ile birlikte dinin toplumun temelinde yerinin olamayaca fikri arlk kazanmaya balad.1952 Bylece ferdi ve toplumsal eylem ve olaylarda tanrnn bir dhlinin olmad, bunlarn rasyonel hadiseler olduu fikri olutu.

1945 1946

Bkz. Kitb- Mukaddes, Matta 22/21. mamolu, Tuncay, Ortaa Bat Dnyasnda Din-Siyaset likisi ve Seklerleme Seyrine Genel Bir Bak, Marife, yl: 1, sy. 2, Konya (Gz), 2001, s. 99. 1947 Gkberk, a.g.e, s. 166. 1948 Gkberk, a.g.e, s. 176. 1949 Kotan, evket, Kurn ve Tarihselcilik, s. 8183. Her ne kadar Aydnlanmac felsefenin akl kutsamasnn yol at ahlk knty gren David Hume gibi anti aydnlanmac ya da Lessing gibi vahyi inkr etmeden aklla vahyi yorumlamaya kalkanlar olsa da Aydnlanma felsefesinin ana arteri aklclktr. Kotan, a.g.e, s. 9394. Hatta Notre Damede akla tapma ayinleri bile dzenlenmitir. A. Aullord, Fransa nklbnn Siyasi Tarihi, ev. Nazm Doray, Trk-Tarih Kurumu Basmevi, Ankara, 1987, II, 656. 1950 Reber, M.Sait, slam, Din ve ada Durum, s.28 1951 Bayraktar, a.g.e, s. 244245. Kindnin ada modernizm hareketleri zerindeki etkisi iin bkz. Macit, a.g.e, s. 327. bn Rd lemin kdemi, cesetlerin harnn inkr ve Allahn sadece kllileri bildii iddialar sebebiyle materyalist aklclardan olduuyla ilgili bkz. Mustafa Sabri, MevkifulAkl, III, 360. 1952 Jeanniere, Abel, Modernite Nedir, ev. Nilgn Tutal, (Kk), Modernite Versus Postmodernite derl. Mehmet Kk, Ankara, 1993, s. 20.

242

Bylece din hayat ina edici ilke olmaktan azledildi.1953 nsann metafizikle olan iliki an paralayan seklerizm,1954 aklleme ile art zamanl olarak1955 mevcudiyet bulmu ve pozitivizm ve materyalizmle neticelenerek derin bir ahlk kntye neden olmutur.1956 Bylece aydnlanmann en temel hedefi olan, dini dnyaya mdahil olmaktan engelleme lks,1957 pozitivizme kuluka evresi tekil etmesinden de bellidir ki st rtl bir tanr tanmazlktr.1958 Bu dnyevileme yle yksek bir dozaja ulamtr ki, sa ve Meryem figrlerinin yapsnda bile gze arpar. yleki sa bu figrlerde kasl bir Kartaca delikanls, Meryem ise gzellik yarmasn kazanm bir kadn gibi almldr. Bundan dolay da hibir din duygu uyandrmazlar.1959 Tarihsel adan bakldnda, modern ve Aydnlanma srecinde din anlaynn nemli lde akliletirilmeye paralel olarak deizme yneldiini ve Aydnlanmann ateist dnrlerine de bir lde nayak olan bu dncenin daha sonra ada sekller kltre kaynaklk ettii dnlebilir. Deiik biimlerde ortaya kan seklerlemenin modern dncenin nemli bir zellii olduu aktr.1960 Ftratn inanma ihtiyac, psiko-genetik bir yapya sahiptir.1961 Aydnlanma ile dinin btn fonksiyon ve hedeflerini stlenen akl, nicel anlamda sekler bir insan- kmil hedefine ulamak iin, tanrsz, dinsiz, maneviyatsz ve adeta tek kanatla umaya alan ku misali yol almaya alt. nsan bu sekler mantkla kendi eylemlerine yn, hedef, anlam ve mkfat veren st ilkesini yani tanrnn rzasn ve ihls duygusunu kaybettii iin akn olana olan meyil ve yneliini zayi etti ve tabiata ve dnyaya hapsoldu. Tanrnn eya ve eylemlere lahut bir anlam ykleyen olmaktan azledilmesiyle oluan ii boaltlm maneviyatsz profan dnyada, nefsi ve eytanyla ba baa kalan insan, kulluun ve ahiretin tarlas ve Allahn varlk alametlerinin sergisi olan lemi, smrlmesi gereken bir batk gemi mal olarak
1953 1954

Aydn, Mehmet S., Dnyevileme, slmiyat, IV, (2001/3), s. 13. Attas, S.Nakib, slm Seklerizm ve Gelecein Felsefesi, ev. Mahmut Erol Kl, nsan Yay., stanbul, 1995, II. Bask, s. 43. 1955 Baer, Vehbi, Modernizm ve Postmodernizm Arasnda Kutsaln Yitirilii, slmiyat, IV, 2001, sy. 3, s. 60. 1956 Akgl, a.g. makale, s. 66; Kutub, Muhammed, Taklitlerin arpmas, Bir Yay., stanbul, 1985, s. 5365. 1957 Binder, Leonard, Liberal slm, s. 165. 1958 Yeilyurt, Temel, Sekler Dnyada mn Topluluklar, slmiyat, IV, sy. 3, s. 121. 1959 Gksu, a.g. makale, s. 54. 1960 Reber, M. Sait, slam, Din ve ada Durum, s.24-25 1961 Kutub, Muhammed, nsan Psikolojisi zerine Atflar, aret Yay., stanbul, 1987, s. 273311.

243

alglad. Bylece ahiret yolculuunda ve kulluu ikamede ara olan dnya ama oldu. Dolaysyla seklerizm insann Allahla olan ilah ban koparmas ve ahiret hedefini kaybetmesidir. nsan ilh ba ve misyonundan kopartan Aydnlanma aklcl ve seklerizmi,1962 tanr merkezli bir yaam grn insan merkezli bir yaam grne evirdi.1963 Hatta din denen kutsaln bile insan retimi olduu iddia edilerek insann yeni tercihi olan dinsizlik fikrinin de bir kutsiyetinin olduu sylendi.1964 nsan varlk sahasnda yle merkeziletirilmitir ki Balzac nsanlk Komedyasnda kendini tanrnn yerine koyarak konuur.1965 Hatta Descartesin Dnyorum o halde varm sz bile bu anlamda tanr merkezli bir kozmolojiden insan merkezli bir sisteme kay ifade eder.1966 Oysaki Descartesten nce Tanr var o halde ben de varm nermesi hkimdi. Aydnlanmayla tanrnn en stte olduu bir hiyerarik merdiven tepe taklak hale getirilmi ve insan tanrnn tahtna akl yani kendisini koymutur.1967 Bylece akl, zerinde dnmesi yasak olan kilise dogmalarn Grek rasyonalizminin olanaklaryla rasyonalize etmek iin ie koyulmutur.1968 Bylece yarattktan sonra her an mdahil olan tanr anlay yerini, yaratp kanunlara baladktan sonra adeta gaflete dalan bir pasif tanr anlayna brakt.1969 yleki, dinsel olan her ey kitlesel olan vicdandan bireysel vicdana tenzil-i rtbe edildi.1970 Sonuta da, gayba imn etmeye sevk edici bir manevi dnceden, maddeye bal bir rasyonalizme kaylmtr.1971 Yani hakikati ifade etmede ve ona ulatrmada akln dndaki btn yol gstericiler reddedildi.1972 Bu balamda vahyin ya da bir dini metnin ifade ettii geree ykselip onu anlamak yerine, metni kendi gerekliine indirip, kendi
1962

1963

1964 1965 1966 1967 1968 1969

1970 1971 1972

Swingewood, Alan, Sosyolojik Dncenin Ksa Tarihi, ev. Osman Aknbay, Bilim ve Sanat Yay., Ankara, 1998, s. 48. Hmanizmi, tarihi tanrnn cebri bir projesi sayan mitolojik tanr anlayna kar ilk tepkiye kadar gtrmek mmkndr. Gkberk, Macit, Kant ile Herderin Tarih Anlaylar, s. 101; Thilly, a.g.e, I, 277. Hof, Ulrich, Avrupada Aydnlanma, Afa Yay., 1995, s. 11 vd. Armaan, Mustafa, Gelenek ve Modernlik Arasnda, nsan Yay., stanbul, 1995, s. 40. Armaan, a.g.e, s. 41. Armaan, a.g.e, s. 48. Kutub, Muhammed, a.g.e, III, 116123. Kllolu, smail, Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, Deizm md., Risle Yay., stanbul, 1990, I, 311 vd. ayrc. bkz. Kutub, a.g.e, III, 125. Gkberk, Felsefe Tarihi, s. 383. zdenren, Alaaddin, nsan ve slm, stanbul, 1984, s. 913. Guenon, Rene, Modern Dnyann Bunalm, stanbul, 1986, s. 99.

244

anlamn metne ykleyerek1973 onu aklletirmek eklinde bir yorum metodu ortaya kt. Bylece din ibarelerin tamamnn akl olmas gerektii, buna uymayan metinlerin ise akl olarak yorumlanmas gerektii ifade edildi.1974 zellikle batnn ilah olduu iddia edilen beer uydurmas muharref metinlerinin, akl ve ilm sabitelerle daha ilk celsede atmas sebebiyle,1975 kutsal (olduu iddia edilen) metinleri anlamak iin teolojik okumann yeterli olmad, akln ve bilimin tespitlerini de okuma aktivitesine dhil etmek gerektii ifade edilmitir.1976 Hatta aklclar vahyi, ierik ve ierii tayan literal formalite olmak zere ikiye ayrmlar ve literal boyutunun vahyin anlamn tketmediini bu sebeple de vahyin, literal formun tesine geilerek okunmas gerektiini ifade etmilerdir.1977 Bu okuma biimi son dnem slm modernistlerinin de takip ettii bir usl olmas bakmndan nemlidir. Dolaysyla bat Rnesansyla bat dnce dnyasnda meydana gelen akl-nakil atmas, akln nakle tahkimi ve akl yorum uslleri, Kurn rasyonalize, liberalize ve modernize etme almalarna dinamizm kazandrm1978 ve nemli bir yn ve karakter atfetmitir. Batnn aklletirdii metinlerin beer karakterli olduunu dndmzde bu rasyonel yntemin, tek ilah sahihlie sahip Kurnla kan uyumazl olduu, daha ilk kertede ortaya kar.1979 Hristiyanlk inancnn sann ulhiyeti, teslis, enkarnasyon ve asl gnah gibi pek ok konuda irrasyonel oluu, var oluu ve diyalektik maddecilie dayal ilhad anlaylarn, zelde Hristiyanl, genelde din olgusunun tamamn inkr etmesine neden oldu.1980 nancn bu denli akl d oluu, Hristiyan mmine, sorgusuz ve teslimiyeti bir srayla inan konularna ulamasn telkin etmitir. Hatta Bat dncesinde din tasavvuru, kendisini bilimsel gelimeler/dayatmalar nda hep gzden geirmek eklindeki savunmac tutumdan kendini kurtaramamtr.1981

1973 1974 1975

1976

1977 1978 1979 1980

1981

Guenon, a.g.e, s. 116. Binder, a.g.e, s. 15. Bkz. Atay, Hseyin, Modern lim ve Kurn- Kerm likisinde Metod, Ysuf Mrvve, slm ve ada Bilim-zafiyyet Teorisi ve Kurn lkeleri ev. Recep all, Ankara, 1979, s. 7. Paac, Mehmet, Kurn ve Ben Ne Kadar Tarihseliz, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2000, s. 55 56. Binder, a.g.e, s. 6. Binder, a.g.e, s. 67. Alvn, Th Cabir, ada Dnce Krizi, ev. Burhan Krolu, stanbul, 1415/1994, s. 56. Aydn, Mehmet, Allahn Varlna nanmann Akllii, slmi Aratrmalar, sy. 2, Ekim, 1986, s. 13. Reber, M. Sait, slam, Din ve ada Durum, s.28

245

Bunun sonucu olarak da kilise, ya sezgiye olaan st bir fonksiyon atfetmek suretiyle inananla inanlan arasnda akl uurumu gemeye ya da akl snrlamak suretiyle rasyonalist pozitivist natralist ve materyalist anlaylar frenlemeye almtr.1982 Bu balamda Aydnlanma akl, kilse akln reddetmekte hakl olmakla beraber, hakikatin ilah referanslarn ve tm st deerleri redderek akl rayndan karmas ve dini, feodalitenin kalnts saymasyla yine bir haksz duruma dmtr.1983 Bu balamda Kurna gre hem kilise akl hem de ona reaksiyon olarak doan aydnlanma akl merduttur.1984 nk kilise akl akideyi heretik dzeyde tahrif etmi, buna karn aydnlanma akl ise apriori bilgilerle topluma ve tabiata tanrsal bir forsla hkmetmeye alt.1985 Bu sebeple her ne kadar kendisini evrensel saysa da Aydnlanma akl, zoraki iletilmi kurgusal bir srecin semeresidir. Tamamen aydnlanmann yreselliine gark olmu tarihsel bir tepkidir.1986 nk insan akn olana balayac ilah bir nur olan akl, ayn aydnlatmak iin gnee muhta olduu gibi, vahyin nuruna muhtatr. yleki sahih vahiyle balantsn kesen akln shhatli kalabilmesi ve varl btnsel olarak anlayabilmesi imknszdr.1987 Dahas bu akln nce rasyonalist sonra pozitivist olmas da mukadderdir. nk o, varln ardndaki var ediciyi, Onun vahyini ve peygamberini hesaba katmad iin bilgiyi seklerletirirken akl da mutlaklatrr. b) Oryantalizm Aklcln slm dncesinde etkinlemesinin en nemli sebeplerinden biri olan oryantalizmin1988 slm dnyasna tad aklc radyasyonlar, slm modernizmini ekillendirmitir.1989 Bat aklclnn oluturduu kavram kategorileriyle slm deerlendiren oryantalizm,1990 her trl dini metni akl

1982 1983 1984 1985 1986 1987

1988 1989 1990

Aydn, a.g. m, s. 1314. elik, mer, Aydnlk Din Gelenek ve Modernite, Bilgi ve Hikmet, K1993/1, s. 133. elik, a.g.e, s. 134. Aydn, a.g. m, s. 128. Aydn, a.g. m, s. 129. elik, mer, Modern drakin Tabii Hslas ya da Tarihin Krlm Evresinde Son Arayn Dili, Bilgi ve Hikmet, Bahar, 1993/2, s. 67, 68. es-Sebb, Tefsr Usl Aratrmalar, s. 292. es-Sebb, a.g.e, s. 293. Kl, Muharrem, slm Hukukunun Doasna Oryantalist Bir Bak, s. 124.

246

kriterine arz etmesiyle, Rnesans aklclnn ideolojik vitrini olmu ve metodolojisini tamamen aydnlanmann fikr temelleri zerine bina etmitir.1991 Bat, aydnlanma pozitivizmiyle oluturduu tabiat smrme felsefesini, batl olmayan btn dnyaya zellikle de slm corafyasna yneltmi, oryantalizm de bu iin epistemolojik ncln ve keif kolluu grevini yapmtr.1992 slm corafyasnda beliren aklclk ve modernizm talebine teorisyenlik grevi yapan oryantalizmin en ilkel versiyonu, slmn Hristiyanlarn karsna bir g olarak ilk k olan Mute savana kadar dayanr.1993 zellikle 20. yyn balangcnda gereklemeye balayan dekolonizasyon dneminden itibaren, yeni ulus devletler zerinde ciddi bir dntrme politikas icra eden oryantalizm1994 baty takdis eder ve insanlar bat ve dierleri (West and Rest) olarak ikiye ayrr.1995 Batly stn rk gren oryantalizm, dier insanlarn batl olamayacaklarn ancak batl yaam, sembolik dzeyde yaayabilecek olan ikinci snf kopyalar olabileceklerini1996 ifade eder. Bu balamda da dier insanlara bat medeniyetini sembolik dzeyde takdim ederken, kendisi dier uluslar kavramsal dzeyde analiz etmitir.1997 Dolaysyla oryantalize olma ya da Avrupallama, Avrupann akliliinin sembolik dzeyde taklidinden te bir ey deildir. Bu aklilik ise kendi aklliinin dndaki btn akl ve akllikleri teleyen aydnlanma aklcldr.1998 Bu sebeple de Kurna aykr pek ok veri tar. yleki oryantalistler daha ilk celsede Kurn vahiy saymadklar iin Kurna kaynak aramlar ve onu Hz. Peygamberin bir vehmi saymlardr.1999 Ya da Goldziher ve benzeri oryantalistlerin ifade ettii gibi Hristiyanlk ve Yahudilikten msvedde edilmi grrler.2000 Sara hastalnn rn2001 ya da hayal gcnn mahsul olarak
1991 1992

1993 1994 1995 1996

1997 1998 1999

2000

Maxime Rodinson, Oryantalizmin Douu, ev. Ahmet Turan Yksel, Marife Der., s. 173177. Birk, Abdulhamit, Hint Altktas Dnce ve Tefsr Ekolleri, nsan Yay., stanbul, 2001, s. 107 108. Bulut, Ycel, Oryantalizmin Tarihsel Geliimi zerine, Marife Der., s. 1724. Dvdolu, Ahmet, Batdaki slm almalar zerine, Marife Der.,s. 43, Dvdolu, a.g. makale, s. 46. Bu sebepledir ki Tanzimatlar batllamay erkeklerin Franszca konumas kadnlarnsa piyano almas olarak anlamlar ve Parisi kbe-i hrriyet olarak grmlerdir. Bkz. Yavuz, Hilmi, Oryantalizm zerine Bir Giri Denemesi, s. 5354. Yavuz, a.g. makale, s. 56. Yavuz, a.g. makale, s. 57. Albayrak, smail, Kurn yetlerinin Tertibi Hakknda Oryantalist Sylem, Marife Der., s. 156157. Goldziher, Ignaz, el-Akide ve-er fil-slm, Arapaya trc. Muhammed Ysuf, Dru rRadil-Arab, Beyrut, s. 6.

247

grenler de2002 az deildir. Hurbert Grimme de vahyi, sosyal skntlarn bir insann zihnine, zmleriyle birlikte izdm yapmas olarak grr.2003 Dolaysyla oryantalizm son tahlilde Kurn beer bir metin olarak telakki eder.2004 Bu sebeple de onun dnceyi engelleyen tutarsz ve irrasyonel bir kitap olduunu iddia eder.2005 Bu balamda oryantalistler Hz. Peygamberin de karizmatik btn liderlerin dar olduu bir psiko-patolojik bir illetle muallel olduunu da ifade ederler.2006 Onlarn en insafllar, Onun baarl bir Arap reisi olduunu,2007Kurn tefekkrle oluturduunu yani Kurnn, Hz. Peygamberin i dnyasnn bir rn olduunu sylerler.2008 nsafsz oryantalistler ise onu saral, ehvet dkn ve Yahudi katili olarak deerlendirirler.2009 Hatta talyan air Dante lahi Komedya (The Divine Comedy) adl iir kitabnda onu cehennemlik ilan eder.2010 Kaderle ilgili rivayetlere2011 bakp slm fatalizm (cebri), 2012 asr- saadetin ve sahbe neslini en efdal zaman ve nesil olduunu ifade eden rivayetlere bakp2013 slm irtica olarak tanmlayan oryantalizm, adeta slm iin kurulmu bir engizisyon mahkemesidir.2014 slm tarihinde ortaya km btn sapk frkalar sanki Kurnn grlerini savunuyorlarm gibi slma hamleden bu anlay, Kurnn sunduu korku tanrsnn ncildeki sevgi tanrsna tam zt olduunu sylerler.2015 Bundan dolay da oryantalistler, kh nirvanaya ulam bir Hindu rahibi
2001

2002

2003 2004

2005

2006

2007

2008 2009 2010 2011

2012

2013 2014 2015

Gustavenin bu gr iin bkz. Le Bon, Gustave, Hadaratul-Arab, Arapaya trc. Eden: Adil b. eyh mer, Beyrut, 1979, s. 140142. Wattn gr iin bkz. Watt, Willam Montgomery, Mahamet, London, Oxford Universty Pres, 1974, s. 12. Rodinson Maksime, Muhammed, trc. Anne Carter, 1971, s. 100. Wattn Kurnn mahreci konusundaki dier gr; O Kurn Hz. Peygamberle mriklerin ilikilerini ifade eden bir gnlk ve hatrat sayar. Watt, Muhammed at Mecca, 1953, s. 89. Erdem, Hsamettin, slmda Rasyonalist Hareketin Sebepleri, Seluk nv. lh. Fak. Der., 1997, sy. 7, s. 17. Godziherin gr iin bkz. Cerraholu, smail, Oryantalizm ve Batda Kurn ve Kurn limleri zerine almalar, A...F.D., 1989, XXXI, 121. Richard Bellin gr iin bkz. etin, Abdurrahmn, Kurn Kraatlerine Ynelik Oryantalist Yaklamlar, Marife Der., s. 95. Aydn, Mahmut, ada Hristiyan Dnrlere gre Hz. Muhammedin Peygamberlii, Diyanet lmi Dergi, s. 274275. Hdr, zcan, Batda Hz. Muhammed maj, Diyanet lmi Dergi, s. 298300. Sell, Canon Edward, The Life of Mohammed, Londra, 1913, s. 173. Miguel Polacics, Islam and Divine Comedy, London, 1968, s. 103. Buhr, Kader 1, 5, Edep 101, Tevhd 35; Mslim, Kader 36; Eb Dvd, Snne 16; Malik, Muvatta, Kelm 3. Watt, W. Montgomery, slmn lk Dnemlerinde Hr rade ve Kader, trc. Arif Aytekin, stanbul, s. 21 vd. Mslim, Fedilus-Sahbe, 210; bn Hanbel, Msned, V, 220221. el-Behiy, Oryantalizmin slm Dnyasna Girii, s. 20. el-Behiy, a.g.e, s. 2627.

248

kh ilah aka gark olduunu zanneden bir Hristiyan ruhban artran ve gya tanryla birletii iin cihad ruhunu kaybetmi vahdet-i vcutular, ideal inan sahipleri olarak grrler. Onlar, sann ulhiyeti ile Enel-Hakk iddias arasnda bir iliki grm de olabilirler. iilerdeki insan adeta tanrlatran immet anlay da byledir.2016 Onlar Kurn eletiri balamnda, Kurnn teslise Hz. Meryemin de katldn sylemesini ve Yahudilerin zeyrin Allahn olu olduunu bildirmesini, Hicaz halknn yanl kanaatleri olarak grrler. Yine onlar Kurnn sann armha gerilmediini ifade ediini de aslsz bir itham olarak deerlendirirler. Oysaki Hz. Meryemi teslisin bir unsuru olarak gren, sann armha gerilmediini ifade eden Dosetikler isimli Hristiyan mezhebini ve ilah metinleri bir araya getirdii iin Hz. zeyri ibnullah sayan Yemen yahudilerini dndmzde2017 iddialarnn ne kadar yersiz olduu ortaya kmaktadr. Yine onlar Mslman kadnlarn Hristiyan erkeklerle evlenememesi, drt kadnla evlilik konusu, talak, miras, slm devlet sistemi ve hilafet gibi konularda ar eletiriler yneltirler.2018 Kurn o dnemin sorunlarnn Hz. Peygamberin zihninde oluturduu zmler olarak gren ve Kurn basit bir beer metin olarak telakki ettikleri iin kat bir rasyonel okumaya tabi tutan oryantalistler,2019 slm dnyasndaki aklclara da mihmandarlk yapmlardr.2020 rnein; son dnem aklc tefsir hareketinin fitilini ateleyen Seyyid Ahmet Hann,2021 Sir William Muirn Life of Muhamet isimli eserine reddiye yazmak iin kaynak toplamak amacyla gittii ve kralie dhil pek ok st dzey yetkiliden iltifat grd iin 17 ay kald ngiltere, onun hayatnda derin izler brakmtr.2022 1857deki bamszlk savanda ngilizlere kar savamak yerine onlara yardm ettii iin ngilizlerin takdirine mazhar olmu, zellikle de Hint tarihine Sipahi ayaklanmas olarak geen olay srasnda ngiliz askerlerine yapt yardmlar dolaysyla Hint yldz (Star of Indian) olarak

2016 2017

2018 2019 2020 2021

2022

el-Behiy, a.g.e, s. 2729. Bkz. Paac, Mehmet, Kurn- Kerm Inda Vahiy Geleneine Kitb- Mukaddes Balamnda Bir Bak, sl. Art., V, 13, 1991, s. 191. el-Behiy, a.g.e, s. 6869. el-Behiy, a.g.e, s. 36. ngiliz yazarlarn etkilemeleri konusunda bkz. Dzgn, aban Ali, a.g. m, s. 317. Baljon, M.S., Kurn Yorumunda ada Ynelimler, trc. aban Ali Dzgn, Fecr Yay., Ankara, 1994, s. 17. Birk, a.g.e, s. 326.

249

isimlendirilmitir.2023Anti

panislamist

olmas,

hilafeti

redderek

Hint

Mslmanlarnn Osmanlyla olan ilikisini kesmeye almas,2024 laiklii savunmas, ncilin tefsirini yazmas2025 ve cihadn Hz. Peygamber dnemine has zorunlu bir durum olduunu ve gnmz iin geerli olmadn sylemesiyle,2026 o, bat kltrn slm corafyasna hkim klmay istemitir.2027 Kurn vahyin kendi zgn akllii ve btnl iinde anlamak yerine, deien artlara ve akl ilkelere gre yorumlam ve bu konuda ngiliz oryantalistlerin ortaya koyduu metin okuma tekniklerinden bol miktarda istifade etmitir.2028 yleki vahiy-tabiat uyumunu esas olan bir pozitivist olan Ahmet Han2029 iin William Muirun; Ben Seyyid Ahmedin slmna deil, Mslman halkn slmna karym demesi de2030 zelde Seyyid Ahmet Hann genelde ise son dnem aklclarn fikr paradigmalarnn yapsn ve ne kadar Kurna ve vahye uygun olduunu gstermesi bakmndan nemlidir. slm dncenin akllemesinin ve bilimselliinin bat dncesinin aklliine ve bilimselliine bal olduunu syleyen Taha Hseyin de2031 tpk stad Gibb gibi Kurnn Hz. Peygamberin yaad ortamn rn olduunu2032 sylemi ve Gibbin Muhammedanism eseri ile ulat sonulara Taha Hseyin de aynen ulamtr.2033 Oryantalizm, entelekteller zellikle de edebiyatlar zerinde de etkili olmutur. Bu balamda Tevfik Fikret Kurn ncil ve Tevrata benzetir.2034 Celal Nuri onun ilah sahihliinden phe eder.2035 Falih Rfk da Kurnn hukuki yetlerinin tamamnn mensuh olduunu syler.2036 Hseyin Cahit ise peygamberin bile bizim Kurna nem verdiimiz kadar nem vermediini, Abdullah Cevdet

2023

2024 2025 2026 2027 2028

2029 2030 2031 2032 2033 2034 2035 2036

Birk, a.g.e, s. 326327. zellikle ngiltere ziyaretinden sonra 1873de temelini att Aligarh Koleji ngiliz hkmetine yaknlyla nlyd. Birk, a.g.e, s. 109. Birk, a.g.e, s. 328. imek, Said, ada Tefsr Problemleri, s. 204207. Birk, a.g.e, s. 338. Aziz Ahmed, Hindistanda Modernizm ve slm, ev. Ahmet Kskn, stanbul, 1990, s. 48. zellikle D.C.G. Pronder (18031865) Alois Sprenger (18131893) ve Sir William Muir (1819 1905) gibi ngiliz oryantalistlerden etkilenmitir. Birk, a.g.e, s. 109. imek, a.g.e, s. 206. Bashir Ahmad, Religious Thought of Seyyid Ahmet Khan, Lahore, 1971, s. 11. el-Behiy, a.g.e, s. 10. el-Behiy, a.g.e, s. 4445. el-Behiy, a.g.e, s. 6465. Mehmet Fuad, Tevfik Fikret, Yap Kredi Yay., 1995, s. 208. Celal Nri, Trk nklb, haz. Receb Durmaz, Kakns Yay., s. 63. Bedir, Ahmet, Oryantalizmin Entellektellerimizdeki Etkileri, Marife Der., s. 199200.

250

onun Arapa inmesinin Araplara hitap etmesinden kaynaklandn, bizim iin inmediini ve slubunun usandrc olduunu syler.2037 Grld zere son dnem aklclar zerinde oryantalizm ciddi bir etkiye sahip olup, adeta onlarda batya kar zr dileyici bir literatrn olumasna neden olmutur.2038 zellikle Jean Paul Sartre (19051980) Frantz Fanonun (19251961) Yeryznn Lanetlileriisimli eserine yazd nszde Eitim iin batya gelenlere byk lokmalar gibi byk laflar retiyorduk. Onlar da memleketlerine dndnde bizim azlarna koyduumuz szleri bizim mikrofonumuz gibi tekrarlayp duruyorlard2039 ifadesi de, son dnem aklclarn bat oryantalizm ve aklclnn uydusu haline nasl geldiklerinin gzel bir gstergesidir. Oryantalistler, Kurnn Tevrat ve ncilden msvedde edilmi beer bir metin olduu konusunda adeta icma etmiler ve onu ypratc bir aklc metodolojiye tabi tutmulardr.2040 uras bir gerektir ki oryantalizmin ve modernist aklclarn iddetle eletirdikleri slm gelenek, snnet-i seniyyenin, snnet Kurnn, Kurn ise Yce Allahn ilim ve iradesinin almdr. Yani Kurn yazl bir metin olmakla birlikte bir metafizik izdme sahiptir. Allahn ilim ve iradesinin rn olduu iin de yaplandrc bir zne ve bir deer kaynadr. Dolaysyla da oryantalizmin pazarlad bat aklclnn, slm dnyasnda oluturduu yorum metodu, hurafe bir vahiy ve din telakkisine tepki olarak kendisini ina etmi sekler bir kaygnn rn olduu iin Kurn anlama ve yorumlama konusunda ilevsizdir.

2037

2038

2039 2040

Bedir, a.g.e, s. 202203. Aklclk aslnda akln tabu ve mitolojiden arndrlmas amacyla balayan ama ateizmle sonulanan bir srece sahiptir. Bu sebeple Tanzimatla birlikte balayan din eletirisinin ilk dnemlerinde (18131181 aras) inasi ve Hoca Tahsinin aklcl, Brherci bir materyalist olan Beir Fuadn ateizmiyle hzlanm ve kabuk deitirmitir. Daha sonra Tevfik Fikretin Tarih-i Kadimiyle ve Abdullah Cevdetin, Ahmet Nebilin ve Baha Tevfikin ahslarnda devam etmitir. yleki pozitivizm ve materyalizme kayan bu srete Auguste Comte Mustafa Reit Paaya pozitivizmin medhini anlatan bir mektup yazmtr. Bursa Eitim Mdr Ahmet Rza, Parisin pozitivist kulplerine ye olmu ve Unian et Progres ilkesine dayanarak ttihat ve Terakki cemiyetini kurmutur. Bu dnemde Baha Tevfik Muhtasar- Felsefesinde natralist olduunu aka ifade etmi ve Neitzchenin etkisiyle tanrnn maddede mndemi olduunu sylemitir. Dini, akl ve bilim d gren bu aklclk, Reinhardt Dozynin slm ve Hz. Peygamberi eletiren Tarihi slmiyet eserini tercme eden Abdullah Cevdette de grlr. Dini, terakkinin nndeki en byk engel olarak gren bu anlay sahipleri, slmn ahlktan ibaret olduunu ve en iyi i ahlkna sahip olan Japonlarn herkesten daha Mslman olduunu sylerler. Topalolu, a.g. m, s. 910. Yasin, Muhammed, Bilginin slmletirilmesi, Bir Eletiri, ev. Sleyman Gndz, slmi Sosyal Bilimler Dergisi, c. II, Gz, 1415/1994, sy. 3, s. 113. Bedir, a.g. makale, s. 194. Akdemir, Salih, Msteriklerin Kurn- Kerm ve Hz. Muhammede (s.a.v.) Yaklamlar, A...F. Der., Ankara, 1989, XXXI, 189208.

251

D) YORUM PRENSPLER 1) Akla ve Bilime Uygunluk Daha nce ifade ettiimiz gibi din metinleri rasyonalize etme giriimlerinin temelinde Aydnlanma aklclyla iyice tebellr etmi bir din-bilim atmas vardr. Bu atma din metinlerin yani vahyin akla ve onun en kuvvetli lojistii olan bilime uygunluu ilkesini oluturmutur.2041 uras bir gerektir ki akl ne iddia edildii gibi doutan getirilen bilgilerin ambardr ne de bo bir levhadr. Onun ftr bir takm yeti ve melekeleri olduu gibi tecrbe, deney ve gzlemle gelien kesb bir boyutu da vardr. te bu anlamda bilim, akln en gl, sistematik ve zgn rndr. Akl bilimi ina ederken her bulgu, bilgi ve tespitle, kendi aklliini de gelitirir. Bu, akln tecrbeyle terakki eden her terakkiyle mktesebatn arttran kesb ynnn bir neticesidir. Bu balamda akl doay, deney ve gzlemle inceleyip elde ettii verilerle bilimi ina ederken ayn zamanda kendini de ina eder. Dolaysyla bilimle akl arasnda ok gl bir iliki vardr. te bat dnyasnn sanayi inklbyla elde ettii bilimsel keif ve ilerleme, genelde din metinlerin zelde ise Kurnn bilime uygunluk ilkesiyle anlalmas ve yorumlanmas meselesinin gndeme gelmesine neden olmutur.2042 zellikle din metinlerin akl ve bilimsel olmad bat dnyasnda irrasyonel kabul edilen kutsal kitaplarn, belli oranlarda rasyonel ve bilimsel yorum szgecinden geirilmesi manidardr. Ancak bu ekliyle slm dnyasna geen bat aklcl, Kurna da ayn muameleyi reva grmtr. Baka bir ifadeyle aklcln ve akl-nakil atmasnn son dnem Kurn tefsirine sirayetindeki en nemli sebep batnn irrasyonel beer din metinlerinin akl ve bilimle oluturduu zorunlu atmay slm dncesinde de grme isteidir.2043 Bu durum ise Kurn, batnn mitolojik ve irrasyonel karakterli muharref din metinleriyle ayn statde grme handikabndan azade deildir. Bu anlayla vahyin ierii tamamen doa kanunlar ve bilimsel neticelere endekslenmi, hatta vahyin gayb bir takm olay, varlk ve vasflara dikkat eken akl st anlatmlar dahi bu kapsama dhil edilerek tam bir rasyonel ve pozitif

2041 2042 2043

bkz. Dzgn, aban Ali, a.g. m, s. 310. imek, Said, a.g.e, s. 96. ayrc. bkz. Gne, Abdulbaki, Aklc Hareket, s. 266. Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, II, 44, 63.

252

bir tevl anlayyla Kurna yaklalm ve imn temelinden sarsacak sonu ve yorumlar ortaya kmtr.2044 rnein; Seyyid Ahmet Han meleklerin yle sanld gibi mstakil manev ahsiyetler deil, tabiat kuvvetleri olduunu syler. Ona gre melek, varlklarn zlerine ilintili temel ve deimez nitelikler ve bir eit motivasyondur. Bu balamda meleklerin lemdeki hkim kanunlar olduunu syleyen Ahmet Han, meleklerin deme secde ettiini ifade eden yeti de tabiatn insann emrine verilmesiyle izah eder.2045 Muhammed Abduh da ayn ekilde melei maddenin merkezinde mndemi bulunan atlm ve var olu gc ve kanunu olarak tanmlar ve Ahmet Hanla bire bir benzer bir yorum ortaya koyar.2046 Bunun sonucu olarak da Cebrail, peygambere vahyi tayan grevli bir manev ahsiyet deil, vahyin ini kanunudur2047 ya da Hz. Peygamberin vahye nail olma yeteneidir.2048 Oysaki Allahn imn unsurlarndan sayd melekler,2049 Allahn emrine bil-etem inkyat eden, onu hamd ve tesbih eden, ikier, er, drder kanatlara sahip olan, insan ekline girebilen, amelleri yazan, insanlarn ruhlarn kabzeden, sura fleyen mahhas manev kiilikler olarak Kurnda vasfedilir.2050 yleki meleklerin Allahn kzlar olduunu syleyen mriklere verilen Onlar Allahn deerli kullardr cevab,2051 hem nzla ahitlik eden mriklere, hem de melekleri vahyin ve snnetin vasfettiinden baka bir ekilde yorumlayan indirgemeci ve heretik mstakbel btn zihniyetlere verilmi bir ltimatomdur. Melei tabiat kanunu olarak yorumlayan aklc tefsir ekol eytan da ayn ekilde bir tabiat kuvveti olarak tanmlar ve onun mstakil metafizik bir ahsiyet olduunu reddeder.2052 Yine Kurnda cinlerden bahseden yetleri, Araplarn slm ncesi yanl cin telakkilerinin tasvirleri olarak gren aklclar,2053 cinleri da ve
2044 2045 2046 2047 2048 2049 2050

2051 2052

2053

Seyyid Ahmet Hann bu yaklam iin bkz. Dzgn, a.g. m, 311. Sir Seyyid Ahmet Han, Tefsrul-Kurn, Lahor, 1995, I. bkz. 5258. er-Rum, Menhec, III, 1091. Abduh, Tefsrul-Menr, I, 267269. Perviz, Gulam Ahmed, Lugatul-Kurn, Lahor, 1984, I, 447. Sddk, a.g.e, s. 75. Bakara 2/285. Bkz. Enbiy 21/27, ra 42/5, Bakara 2/30, Ftr 35/1, Zriyt 51/25, Meryem 19/17, nfitr 82/1012, uar, 26/193195, Nahl 16/102, Secde 32/11, Zmer 39/68. Bkz. Enbiy 21/26. Ahmet Han, Tefsrul-Kurn, I, 59. Dier bir aklc Eb Zeyd de eytan kvrlarak gidiinin peine den insana yolu kaybettirdii iin ylan olarak yorumlar. er-Rum, a.g.e, III, 1092. Muhammed Abduh ve Mahmut eltutun konuyla ilgili grleri iin bkz. Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, I, 346361. Dzgn, a.g. makale, s. 322.

253

ormanlarda yaayan vahi kabileler2054 ve ilkel insanlar olarak2055, kendilerine insanlarn tabi olduu ifade edilen cinleri2056 ise zalim liderler olarak yorumlarlar.2057 Cinleri mikro dalgalar olarak yorumlayan aklclar da vardr.2058 Oysaki Kurn cinlerin ateten yaratldn, kullukla sorumlu tutulduklarn, isyanlarna cezalar vaat edildiini ve gayb bilemeyeceklerini ifade eder.2059 Bilgiyi duyu ve deneyle elde edilip test edilebilen bir akl edinim olarak tanmlayan aklclar,2060 mucize ve keramet gibi olaan st olaylardan bahseden yetleri de aklc bir yorumla yeniden ina ederler. Vahyin anlamn btn tabiatst ve bilim d unsurlardan arndrmay hedefleyen bu anlay,2061 olaan st anlamlara iaret eden yetleri ahlk, psikolojik ve bilimsel veriler nda tekrar gzden geirir.2062 Tabiat kanunlarn yaratann ve vahyi indirenin ayn ilah olduunu syleyen aklclar, vahyin tabiat kanunlarna muhalif olamayacan ifade ederler. Akln, mahiyetini makul olarak kavrayamad eye imn etmek zorunda olmadn iddia eden aklclar,2063 yetlerin lafz (szlk) anlamlarn n plana karp olaylar psikolojik vakalar olarak yorumlayp tabiata indirirler. Sebeple sonu arasndaki ilikiyi zorunlu gren ve bunun mucizelerle ihlalini, Allah iin gelii gzellik olarak deerlendiren aklclar,2064 Allahn kinat belli kanunlar erevesinde idare ettiini syleyerek Allahn kendi yasalarna bal bir ynetici olduunu ifade ederler.2065 Sebeple sonu arasndaki ilikinin zorunluluunu inkr edeni mrik olmakla itham edecek kadar ileri giden bu anlay2066 sebep-sonu arasndaki zorunlu ilikinin uhrev lem iin bile geerli olduunu iddia eder.2067 En
2054 2055

2056 2057 2058

2059

2060 2061 2062 2063 2064

2065 2066 2067

Perviz, Gulam Ahmet, Lugatul-Kurn, Lahor, 1984, I, 447. irak Ali Hz. Sleymann emrinde alan cinlerin vahi kabileler olduunu syler. Dzgn, a.g.m, 314315. Cin 72/1. er-Rum, a.g.e, III, 1092. Modernist Akm inde Kurn Tefsrleri, Bilgi ve Hikmet, Yaz, 1998, s. 133. ayrc. bkz. zemre, Ahmet Yksel, slmda Akln nemi ve Snr, s. 289. Rahmn 55/15, Hicr 15/27, Zriyt 51/56, Enm 6/130, Cin 73/14, Hd 11/119. ayrc. bkz. Rahmn 55/56, Sebe 34/14, Arf 7/27. Ulvni, a.g.e, s. 23. Macit, Fahri, a.g.e, s. 305. Dzgn, a.g. m, s. 317; Macit, Fahri, a.g.e, s. 305. Advar, Adnan, lim ve Din, II, 149. Emir Ali, Sprit of Islam, London, 1899, 597. Mucizeyi Allah iin keyfilik sayan bu anlay iin bkz. Halife Abdulhalim, Islamic Ideology, Lahor, 1960, s. 2026. Sddik, a.g.e, s. 23. Muhammed Abduhun bu gr iin bkz. Sddik, a.g.e, s. 19. ibli Numn, el-Kelm, Luknov, 1906, s. 135140. yleki Ferid Vecdi nasl olur da cehennemde insann lmeden kalabileceini anlayamadn ifade eder. Mustafa Sabri, a.g.e, IV, 415.

254

lml aklclardan Muhammed Abduh ve onun artlar, mucizelerin bizim bilmediimiz zel kanunlar olduunu syleyerek Allahn, tabii kanunlardan azade bir iradeyle harikul-ade bir tasarrufu ortaya koymasnn nn tkamak isterler.2068 Bu anlay lemin kadim ve ezel bir kanun mekanizmas iinde mutlak bir nizamla aktn syleyen Aristo aklclnn tipik bir tezahr niteliindedir. Oysaki ileride deineceimiz zere Yce Allah pek ok nebiyyi muhteremin elinde izhar ettii olaan st mucizelerle adeta lemdeki kanunlarn kendi gcnn emrinde ve altnda snrl ve sonlu olduunu ilan etmitir. Bu indirgemeci anlay Hz. Peygamberin hayatn basit bir beer hayat olarak grm ve Mustafa Mera, Reit Rza, Muhammed Abduh, Hseyin Heykel, Ferid Vecdi, Mahmut Akkad, Seyyid Ahmet Han gibi aklclar Hz. Peygamberin Kurnn dnda bir mucizesinin olmadn ifade etmilerdir.2069 Hiss mucizeleri muharref bir kltrn irrasyonel rnleri olarak gren aklclar,2070 pozitivist bir anlayla mucizeleri, yoruma tabi tutmulardr.2071 Hatta Kurnn fesahat ve belaat bakmndan mucize olmadn, onun sadace hidayet kitab olduunu ifade etmilerdir.2072 Oysaki ayn yarldn ifade eden Kurn yeti Hz. Peygambere Kurnn dnda hiss mucizelerin de verildiinin en gzel rneidir.2073 Her ne kadar aklclar akkul-kamer olaynn Hz. Peygamberin hiss bir mucizesi olduunu kabul etmeseler de2074 ve bu yetlerdeki2075 ayn yarlmasn hakkn ortaya kmas olarak yorumlasalar da2076 olayn gerek anlamyla Hz. Peygamberin hiss bir mucizesi olarak gerekletiini ifade eden mtevatir rivayetler2077 ve tarihi kaytlarn bu olaya delaleti,2078 olayn vukuu konusunda en ufak bir phenin olmadn gstermesi bakmndan nemlidir.

2068 2069

2070 2071 2072 2073 2074 2075 2076 2077

2078

Sddik, a.g.e, s. 21. Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, IV, 44; Birk, Abdulhamit, Hint Alt Ktas Dnce ve Tefsr Ekolleri, s. 367368; Heykel, Hseyin Muhammed, Haytu Muhammed, Kahire, t.y., s. 5356. Mustafa Sabri, a.g.e, IV, 96. Mustafa Sabri, a.g.e, IV, 100, IV, 133. Baljon, a.g.e, s. 5556. Mustafa Sabri, a.g.e, IV, 172. Reit Rzann bu gr iin bkz. Mustafa Sabri, a.g.e, IV, 135. Kamer 54/13. Abduhun bu gr iin bkz. Mustafa Sabri, a.g.e, IV, 172. Buhr, Menakb 27; Tirmiz, Tefsr 48; bn Hanbel, I, 447; bn Kesr, smail b. mer, emailurResul, Beyrut, t.y., 138139; bn Kesr, Tefsrul-Kurn, IV, 262. Hindistann Malaber tarihinde Reca isimli hkmdarn ahit olduu bu olay kaydettirmesi ve bununla ilgili tespitler iin bkz. Mevdd, Tefhmul-Kurn, VI, 48.

255

Bu mantk ekseninde Seyyid Ahmet Han, Hz. Sleymann ldkten sonra uzun bir sre asasna dayal olarak dikili kalmasndan bahseden yeti,2079 ynetim kaosu olumasn diye mumyalanmas olarak yorumlar.2080 Allahn koyduu kanunlar kendisinin bile amasnn uygun olmadn syleyen Ahmet Han, mucizeyi inkr anlay zerine bina ettii Knn-u Ftrat teorisiyle tabiat kanunlarna ve bilimsel sabitelere aykr her olay ya red ya da tevl etmitir. Bu balamda Hz. Ynusun baln karnnda kaldn ifade eden yette geen ve yutmak anlamna
2081

gelen

iltekame

kelimesini

azna

almak

anlamnda

yorumlamtr.

Yine o, Kzldenizi yarmas iin ona asasyla vurmasn emreden

yette geen drib (vur) ifadesini seyahat et anlamnda alp, Allah onlarn s denizde yrmelerini kast etmitir der.2082 Yine o, maktln kesilen inein bir parasyla kendisine vurulduunda dirileceini (ve dirildiini) anlatan yette2083 geen yuhy (diriltir) ifadesini, iaret eder anlamna alm ve katil zanllarnn lnn bedenine dokunmalarnn istendiini ve katilin dokunurken heyecanlanarak kendini ele vereceini ifade eder.2084 Reit Rza ise yette geen yuhy ifadesine Allah, katili ortaya karmakla kan davas sebebiyle lecek pek ok kiiyi lmden kurtard anlamnda yorumlamtr.2085 Allahn snnetinde bir deiikliin olmayacan ifade eden yeti delil getiren aklclar,2086 Tr dann srail oullarnn bann stne kaldrldn ifade eden yeti,2087 bir mucize deil, doal bir deprem olay olarak yorumlarlar.2088 Hz. Musann yed-i beydasnn ve asasnn, Musann ruh ve beden gcn ifade eden mecaz anlamlara hamli2089 ya da Fil sresinde kularn att talarn veba mikrobu

2079 2080 2081 2082

2083 2084 2085 2086 2087 2088 2089

Sebe 34/14. Ahmet Han, Tehzbul-Ahlk, III, 202; Baljon, a.g.e, s. 8788. Birk, a.g.e, s. 330331. yet iin bkz. Kalem 68/48. Seyyid Ahmet Han, Tefsrul-Kurn, I, 84. Dzgn, a.g. makale, s. 319. Bakara 2/50, uar 26/63, Th 20/78. Seyyid Ahmet Han denizin cezir halinde Hz. Musann getiini, Firavun geerken ise med hali gerekletiini ve onlarn byle helak edildiini ifade eder. Ahmet Han, Tefsrul-Kurn, I, 97105; Ate, Sleyman, a.g.e, I, 163164. Bakara 2/73. Ahmet Han, Tefsrul-Kurn, I, 20. Reit Rza, el-Menr, I, 351. yet iin bkz. Ahzb 33/62. Bakara 2/63. Ate, Sleyman, Yce Kurnn ada Tefsri, I, 177. Dzgn, a.g. makale, s. 321.

256

olarak yorumlanmas,2090 isra ve miracn ryada ya da beeriyetin terakkisi olarak tevl edilmesi2091 gerekten ar absrd aklc yorum rneklerindendir. Yine bu balamda Reit Rza ve Mahmut eltut Hz. sann ge kaldrlmas olaynn (refi sa) yalnzca ruhla olduunu sylerler.2092 Oysaki yette geen teveffi kelimesi ldrmek anlamnda deil, btnyle ekip almak anlamndadr. nk Kurn bu kelimeyi ldrmek anlamnda kullandnda nefis ya da enfs kelimeleriyle birlikte kullanr. Eer ldrmek anlamnda olsayd say ldrmek iin gelenler amalarna ulamlar ve Allahn korumasnn ve katili engellemesinin bir anlam kalmam olurdu.2093 Yine bu meyanda Musann ryetullah talebinin imknszln gstermek iin Allahn daa tecelli ediiyle da parampara yapmas bir volkanik patlamayla tevl edilmitir.2094 Ashb- Kehfin asrdan fazla uyumalar konusunda, onlarn gerekten lm olduu fakat maarann iki tarafnda taze hava sirklasyonuna maruz kalmalarndan dolay cesetlerinin rmedii sylenmitir.2095 Firavunun cesedinin ibret iin korunacan ifade eden yetin, Kzldeniz kysnda bulunan binlerce yllk rmemi ceset olduuyla ilgi iddialara itiraz eden Ahmet Perviz, cesedin II. Ramsesin mumyas olduunu sylemi, ancak cesedin sergilendii ngiltere British Museumdaki bilgi levhasnda cesedin mumyalanmam olduu belirtilmitir.2096 Yine Hz. sann Hz. Meryemden babasz douu tp ilminin kanunlarna aykr grld iin kabul edilmemitir.2097 brahimin kular paraladktan sonra Allahn onlar diriltmesinin ryada gerekletii ifade

2090

2091 2092 2093 2094

2095

2096 2097

Abduh ve Reit Rzann bu yorumu iin bkz. Mustafa Sabri, a.g.e, IV, 104. Benzer yorum iin bkz. Zemaher, Kef, IV, 799. Abduh kutan maksadn ayaklarnda mikrobik amurlar tayan sivrisinekler olduunu ve Ebrehe ve ordusunun bylece iek hastalna yakalandn syler. Abduh, Tefsru Czi Amme, s. 120. Mustafa Sabri, Muhtasaru Mevkifil-Akl vel-lm vel-lim min Rabbil-lemin ve Rusulihi, Dru s-Selam, 1986, 1407, s. 81. Mustafa Sabri, Mevkiful-Akl, IV, 199204. Mustafa Sabri, a.g.e, IV, 2021. Mustafa Sabri, a.g.e, IV, 177182. Kutluer, lhan, slm ve Bilim Tartmasnda Temel Yaklamlar, Bilgi Bilim ve slm, II, 1992, stanbul, s. 24. J.M.S. Baljon, Kurn Yorumunda ada Ynelimler, ev. aban Ali Dzgn, Ankara, 1994, s. 48. Baljon, a.g.e, s. 34. Kurnn hibir yerinde Hz. sann babasz dnyaya geldiini ifade eden bir yetin olmadn syleyen Ahmet Perviz, refu sann toplumsal terakkiye delalet ettiini syler. Baljon, a.g.e, 93. Ferid Vecdinin bu gr iin bkz. Mustafa Sabri, a.g.e, I, 176.

257

edilmitir.2098 Yine bu mantk ekseninde Hz. Sleymanla konuan karncann mikrop olduu ifade edilmitir.2099 Grlyor ki aklclar tabiat Allahn bir kanunu olarak grp, bu kanunlarn otomatie balanm, ihlal edilemez bir sebep-sonu zincir iinde aktn, yleki Allahn, Kurnda verdii bir szden dnmesiyle tabiat kanunlarn ihlal etmesinin ayn olduunu sylemilerdir.2100 Bu balamda sebep sonu ilikisinin zorunluluu aklcln ba tac bir sylem olup, zorunsuzluu savunanlar irrasyonalist olmakla itham edilmitir.2101 Bat aklclnn her olay sebep ve prensiplere balayan pozitivist anlaynn rn olan bu yaklam2102 slm modernistlerinin mucizeyi inkr etmelerinin ilham noktalarndan biri olmutur.2103 Bu mantk ekseninde daha nce ifade ettiimiz gibi ashb- kehf kssas, dabbetul-arz, hesap iin llerin kabirlerinden karlmas gibi pek ok olaan st Kurn bilgi imknsz grlmtr.2104 Kurn, tabiatn kelimelere dkm olarak gren aklclar, bylece Kurndaki akl st tasvirlerin tamamn, akl olarak ifade ettikleri mahsusta endeksleyerek anlamaya almlardr.2105 yleki Martin Lutherin akl dini teorisine olduka benzeyen ve akl doal bir k sayan antik an Stoa felsefesiyle ayn ideolojik kulvarda, vahyi tanrsal iradenin deil, akln rn sayan bu anlay,2106 akl dinin msbiti ve mucidi yapmtr.2107 Tamamen sekler, natrel ve rasyonel olan akl dini, tabiatst btn unsurlardan arndrlm olmas sebebiyle, tanrnn rahmet, inayet ve tasarruflarndan mstani olduu iin de olduka liberaldir.2108 Yani din minimum inan ve kurallara indirgenmi, Allah, illeti ul olmakla snrlanm2109 ve vahiy Allahn vehb bir tasarrufu olmaktan karlarak peygamberin kesb bir eylemine dntrlmtr. Peygamberlie kendisi ulam

2098 2099 2100 2101

2102 2103 2104 2105 2106 2107 2108 2109

Ahmet Hann bu gr iin bkz. Birk, a.g.e, s. 342343. Baljon, a.g.e, s. 96. Dzgn, a.g.e, s. 312313. Bolay, Sleyman Hayri, E. Boutrouxda Zorunsuzluk Doktrini, M.E.B. Yay., stanbul, 1989, s. 252253. Nyif, Marf, el-nsan vel-Akl, s. 88. Baljon, a.g.e, s. 37; Bolay, a.g.e, s. 257. Mustafa Sabri, a.g.e, I, 170. Mustafa Sabri, a.g.e, I, 170; Baljon, a.g.e, s. 7576. Dzgn, a.g. m, 308310. Gkberk, Macit, Felsefenin Evrimi, stanbul, 1979, s. 41. Dzgn, a.g. m, s. 309. Sddik, a.g.e, s. 5765.

258

bir kiinin de doal olarak tanr tarafndan tayin edilmi olmad iin mucizeyle teyidi de gereksiz ya da imknszdr.2110 zellikle Hindistann yasal yneticilerinin ngilizler olduunu syleyen ve onlarla yeni bir medrese sistemi kuran Ahmet Han,2111 vahyi pozitif bilim ve aklla tefsir etme konusunda numunelik bir ahstr. nsanln bidayetinde bilimin yetersiz oluu sebebiyle pek ok olayn inanla ilikilendirildiini ifade eden Ahmet Han, natralist zihniyetiyle Chz, Nazzm, ve bn Tufeyle dayanan, Allah vahiyde deil, tabiatta arama anlaynn bir temsilcisidir. Bu anlay hayatn manevi yorumunu dlad iin eksiktir ve btnyle kabul edilmesi mmkn deildir.2112 19. yy. bat aklclnn slm dncesindeki temsilcisi olan Ahmet Han, metafizii de kapsayan bir aklc slupla2113 vahiyle bilimi uzlatrmak iin vahyi tabii bilimlerin sonularna gre yoruma tabi tutmutur. Bu bakmdan bn Rd bir grnme sahiptir.2114 Akln vahiyden bamsz olarak hakikati bulma abasnn bir neticesi olan akl-nakil atmasnda tabiat kanunlar ve bilimsel verilerle vahyi kat bir determinist slupla yoruma tabi tutar.2115 Dini ftrat yasalarndan ibaret gren Ahmet Han, vahyi beer bir erdemin rn grd iin Kurnn lafz icazndan bahseden yetleri2116 fesahat ynnden icazna deil, hidayet rehberi olmasna balar. Cebraili peygamberin vahyi alma melekesi olarak gren Ahmet Han klasik filozoflarn sylemlerini neredeyse aynen tekrarlar.2117 Bu sebeple de materyalist, determinist, seklerist2118 olarak nitelendi. Son dnem aklc tefsir hareketini iki farkl ynde deerlendirmek mmkndr. Cemaleddin Afganinin ban ektii birinci grupta Muhammed Abduh, Reit Rza, Muhammed Mustafa el-Mera gibi isimleri sayabiliriz. Bu grup Kurnn evrensellii, israiliyyattan arndrlmas onun hidayet ynnn vurgulanmas gibi

2110 2111

2112 2113 2114 2115 2116 2117 2118

Mustafa Sabri, a.g.e, IV, 8. Troll, Christian W., Seyyid Ahmet Han ve lmi Kelmn On Dokuzuncu Yzylda Yeniden Teekkl, ev. aban Ali Dzgn, sl. Art., c. VIII, sy. 1, 1997, s. 36. Dzgn a.g.m, s. 313314. Dzgn, a.g.m, s. 311. Troll, a.g.e, s. 51, 63. Troll, a.g.e, s. 5256. Ynus 10/38, sr 17/88, Hd 11/31, Kasas 28/48. Troll, a.g.e, s. 5662. Birk, a.g.e, s. 400. zellikle ngiltere ziyareti dnnde yazd Tehzbul-Ahlk ve TefsrulKurn eserleriyle hadis ve icma gibi dini kaynaklar reddettiini ve tam bir natralist olduunu ifade eder. Macit, Fahri, a.g.e, s. 312; Smith Wilfred, Modern Islam in India, London, 1946, s. 20 vd.

259

konulara nem vermitir. Seyyid Ahmet Hann ban ektii dier grupta ise ekralev, Emir Asari, Emir Ali, Fazlurrahmn, Hasan Hanef, Roger Garaudy ve Muhammed Arkoun gibi isimleri sayabiliriz. Bu grubun Kurn tefsirinde ve yorumunda kulland anlay ve uslleri tamamen felsef olup slm d teolojik unsurlar ierir. Ancak rneklerde grld gibi iki grubu ou yorum ve tefsirlerinde birbirinden ayrmak olduka gtr. Her iki grup da, Kurnn insanlar imna tadktan sonra Allahn epistemolojik gvenilirliine terk ettii pek ok gayb konuda2119 rasyonel ve natrel yorumlara gitme bakmndan ortak karaktere sahiptirler. Bilim metodolojisi ve felsefesinden derin bir ekilde etkilenen bu anlay metafizik sahada akl kriter olarak kullanm2120 ve metafizik kanunlara tbi olan cin, eytan, melek gibi gayb ahsiyetlere ve kanun st mucize gibi fevkalade olaylara akln ve bilimin snrl imknlar iinde tahrifi andran pozitivist yorumlar gelitirmilerdir. Kurnn tevhde ulatrc birer delil olarak sunduu kozmik yetler, Kuvantum teorisiyle anlalmaya allm ve speklatif yorumlara malzeme yaplmtr.2121 Modern bilimin rasyonel ve amprik yntemiyle adeta dinle tabiat kanunlarn eitleyen bu yntem2122 Hristiyan agnostisizmine (bilinemezcilik) tepki olarak oluan gnostizmin (bilinebilircilik) slm dnyasndaki bir izdm olarak2123 gayb bilinebilir hale getirmek iin aklletirdi.2124 nk aklclara gre Kurn, Zlkarneyn kssasnda zikredilen gnein batmas ve benzeri pek ok olay, o dnemki Araplarn kozmolojilerinden mteekkil bir mitik yapya sahiptir.2125 Bu sebeple de aklletirilmeye iddetle muhtatr. yleki Ahmet Perviz insanlarn olaylar nce tabiat olaylarna, sonra dine ve Kurn vahyiyle birlikte akln hkim olduu pozitif ilimlere ve akla baladklarn ifade ederek, dinin mevsiminin

2119 2120

2121 2122 2123

2124 2125

Dzgn, a.g. m, s. 319. es-Sebb, Muhammed b. Lutfi, Tefsr Usl Aratrmalar, ev. mer Dumlu, Anadolu Yay., zmir, 1999, s. 290. zemre, slmda Akln Snr ve nemi, s. 286292. Dzgn, a.g. m, s. 310. Gksu, Muzaffer Emin, Hermentik Balamnda Dinin Yeniden Anlalmas ve Anlatlmas Sorunu, Umran, Temmuz2001, s. 49. Armaan, Mustafa, Gelenekle Modernizm Arasnda, s. 5354. Baljon, a.g.e, 115; Arkoun, Muhammed, Tarihiyyetul-Fikril-Arabil-slmi, Beyrut, 1986, s. 7 10. yleki aklclar teslise Meryemin dhil edilmesini o dnemki yanl telakkiye dayasalar da o dnemde Katoliklerden mariolatry denilen Meryeme tapan bir grup vardr. Baljon, a.g.e, s. 107.

260

getiini iddia eden Auguste Comten taksimine olduka benzer bir taksim yapmtr.2126 Ahmet Pervizin sosyolojik pozitivist evrim zerine temellenen bu tasla biyolojik evrim teorisiyle taban tabana bir uyuma sahiptir. Ahmet Pervizin durumu, ateist ieriine ramen evrimi Kurnla temellendirmeye almas ve insann tanr tarafndan aniden insan zelliklerini kazanarak bir mutasyona tabi tutuluunu iddia eden Hristiyan teologlara olduka benzer.2127 Kurn natralist ve pozitivist bir bak asyla bilime uygunluk kriteriyle yorumlamak onu balamndan koparr. Ancak bilimsel sabiteler ve zerinde ittifak edilmi veriler Kurnn alar ve corafyalar st icaza sahip kozmik ierikli yetlerini anlamada yardmc olabilir. Teori halinde ve zerinde kesin kanaat hsl olmam olan bilimsel bilginin geerliliini kaybetmesinin vahye zarar verecei ise aikrdr.2128 Bilim her ne kadar her sorunun cevabn bulmam olsa da2129 ilm sabitelerin Kurnn kozmik yetleriyle sergiledii uyum, Kurnn ilah sahihliine nemli katklar salamaktadr. Bu katk zerinde doru bir uslle alma, Kurnn bir astronomi kitab yapmaz. Onun hidayet kitab oluu ynne zarar vermez. Bilakis ona nemli katklar salar. Hatta bilimin istikamet zere geliecei entellektel bir iklimin olumasna da ciddi katklar salar.2130 nk muharref din metinler iin sz konusu olan din-bilim atmas Kurn iin sz konusu deildir.2131 2) Sahih Rivayetleri nemsememe Modern kelimesine modernistlerin ykledii anlam yaand adan nce tecesss etmi olan btn messese, inan, ilim, ahlk anlay, dnce, prensip, kural, kanun, davran biimi, rf ve detin tamamn herhangi bir ayrma tabi
2126 2127 2128 2129

2130

2131

Baljon, a.g.e, s. 119120. Baljon, a.g.e, s. 107. Hampson, Nomman, Aydnlanma a, ev. Jale Parla, Hrriye Vakf Yay., stanbul, 1991, s. 65. Akgen, Alparslan, slm Bilim ve Felsefe Anlay, sl. Art., yl. 1990, c. IV, sy. 3, s. 176. rnein; dnyann merkezde olduunu savunan Batlamyusun gne sistemi modeli 16. yy.a kadar eksiz phesiz kabul edilmi ancak Kopernikin dnyann deil, gnein merkezinde olduunu iddia ettii gne sistemi teorisiyle nceki anlay terk edilmitir. Bkz. zemre, a.g.e, s. 137. Roger, Triggy, Bilim Her eyi Aklayabilir mi? Aklclk ve Bilim, ev. K. Yeri, stanbul, 1996, s. 16. Krca, Celal, Kurn- Kermin Tefsr ve limlerle Olan Mnasebeti, slm Medeniyeti Dergisi, c. V, sy. II, Haziran, 1981, stanbul, s. 24.

261

tutmadan aalamak ve reddetmek eklindedir.2132 Modernist anlayn filizlendii blgelerin ngiliz istilasndaki blgeler oluu, modernizmin ve aklcln sz konusu anlamyla paralellik arz eder.2133 Aklc anlay a) Ahiret hayat, manevi varlklar ve mucize gibi konular maddi eylere endeksleyerek yorumlam b) Muameltla ilgili hkmleri ar basitletirerek seklerize etmi c) Hadislerin neredeyse tamamna yaknn tevle bile gerek duymadan reddetmitir. Kurn anlamada kinattaki tabii dzenin yeterli olduunu syleyen aklclar,2134 adeta Hz. Peygamberi yok sayarlar.2135 Akla uygunluk kriterinin kullanlmamas sebebiyle szl nakil dneminde heba edildiini iddia ederek hadislerin, Kurn anlalmaz kldn ifade ederler.2136 Szl nakil dneminde pek ok ideolojik szn hadis diye Hz. Peygambere isnat edildiini de iddia ederler.2137 Oryantalistlerin hadisler hakkndaki sylem ve kanaatlerine olduka benzeyen bu yaklam tarz son tahlilde hibir rivayeti itimada ayan grmez.2138 Her ne kadar mtevatir hadisleri kabul ettikleri sylense de2139 akla uymadktan sonra tevatr de olsa hibir rivayeti kabul etmedikleriyle ilgili rnekler mevcuttur.2140 Kurn anlamada tabii kanunlarn yeterli olduunu savunan aklclar, Kurnda kendisine beyan fonksiyonunun atfedildii resul kelimelerini kitap olarak yorumlarlar.2141 Kurnn anlalmasnda bu denli yok saylan hadis-i eriflerin ve snneti seniyyenin eksikliinin oluturaca btn riskler teker teker vuku bulmu, rnein devlete verilen vergi zekta mahsup saylm, orucun ramazann dnda daha uygun zamanlarda da tutulabilecei dahi sylenmitir.2142

2132 2133 2134 2135 2136 2137 2138 2139 2140

2141 2142

zemre, Yksel Ahmet, Modernist Akm inde Kurn Tefsrleri, s. 133. zemre, a.g. m, 133134. Birk, a.g.e, 276. Birk, a.g.e, 317. Birk, a.g.e, 318320. Henry, Lamnens, Islam Beliefs and Institutions, London, 1968, s. 69. Birk, a.g.e, 342343. Birk, a.g.e, 323. Ryetullah, Refi sa, akkul-Kamer gibi mtevatir rivayetlerin inkr iin bkz. Mustafa Sabri, a.g.e, IV, 21; Tekin, Mustafa, Kurnn Anlalmasnda Zihn Problemler, mran, Temmuz 2001, 63. Birk, a.g.e, s. 347348. Birk, a.g.e, 323324.

262

Akla geni hareket alan salamann nndeki btn engelleri kaldrmak iin Kurn d malzemeyi gereksiz gren aklclar,2143 kendi rasyonelliklerine aykr her menkl ya kuru demeden mevz ilan etmilerdir.2144 Mutezilenin hadis anlayn ifade ederken belirttiimiz zere son dnem aklclar, hadis inkrcl konusunda adeta Mutezile mezhebinin yeniden ihyas gibidir.2145 Subt-u kat olarak bize kitlesel nakille gelen Kurnn yetlerini neredeyse tahrif seviyesinde rasyonel yorumlara tabi tutan aklclarn, hadis ve snneti tmden reddetmeleri bu adan ok anlamldr. nk Kurnn ou mcmel, muhtasar, kll ve ilkesel karakterli yetlerinin, peygamber tarafndan kendisine gelen gayr- metluv vahiy yoluyla aklandn ve bununla ilgili rivayetleri kabul etmeleri Kurn rasyonalize etmelerinde onlara ciddi bir ayak ba olacakt. Bu sebeple gerek Mutezile gerekse son dnem aklc hareket, Kurnla ba baa kalp onu kendi rasyonel tutumlarna gre yorumlayabilmek iin zelde hadisi genelde ise 14 asrlk vahiy kltrn ciddi bir eletiriye tabi tutarlar. nk onlara gre slm toplumunu hezimete tayan sebep bidat, hurafe ve israiliyyatla dolu geleneksel kltrdr. Bu balamda Muhammed Abduh, limlerin slm bidat, hurafe ve israiliyyatla doldurduklarn ifade eder.2146 Bu sebeple Mslmanlarn son asrdaki hezimetlerinden kurtulma konusunda muhta olduklar ey, gelenee tabi olmak olarak ifade ettikleri taklitten kendilerini kurtarp dini rasyonel ve entellektel dzeyde yeniden dnp onunla yeni bir hayat tesis etmektir.2147 Bu balamda aklclar zgn ve rasyonel bir dn ve yaayn zdd olarak grdkleri taklidi ister hakk ister batl taklit olsun fark etmez ayn kefeye koyarlar.2148 Kendilerine hakka tabi olun denildii zaman atalarnn hurafelerini taklidi, hakka uymaya tercih edenleri azarlayan yetleri,2149 balamndan kopararak hakk taklit etmeye de hamlederler. Oysaki yetlerde, onun mesnetsizliini dnmeden batl taklit edenler levmedilmektedir. almamzn birinci blmnde
2143

2144

2145 2146

2147 2148 2149

Paac, Mehmet, ada Dnemde Kurna ve Tefsre Ne Oldu, slmiyat, c. VI, sy. IV, Ekim-Aralk, 2003, s. 9697. Mustafa Sabri, a.g.e, IV, 19. ayrc. bkz. Krbaolu, Hayri, slm Dncesinde Snnet, Ankara Okulu Yay., Ankara, 1999, s. 130131. zemre, a.g.e, s. 134. Abduh, Muhammed, Tefsru Czi Amme, Matbiu-ab, Msr, t.y., s. 138; a.g.m., Menr, II, 18. Abduh, Muhammed, Risletut-Tevhd, s. 38. Abduh, Risletut-Tevhd, s. 3840. Bakara 2/170, Ynus 10/78, Ysuf 12/106, Enbiy 21/53, uar 26/74, Mide 5/104, Lokmn 31/70.

263

akl-imn ilikisini aklarken ifade ettiimiz gibi, Kurn yer ve gkteki saysz delilleri, imn etmeleri iin insanlara sunmu ve onlardan Allahn varlnn delilleri zerinde dnp imnn hakikatine ermelerini istemitir. Yani Aklm yatmyor ama inanyorum anlay Kurnn ruhuna aykrdr.2150 Ancak bu durum bizi Kurndaki her ifadenin rasyonel bir karaktere sahip olduu sonucuna da gtrmemelidir.2151 Yani imnn bir akl boyutunun olduunu sylemekle onun tamamen rasyonel olduunu sylemek ok farkl eylerdir. Onu salt rasyonel bir rn olarak grmek, onu engin leminden koparp dar kalplar iine hapsetmek olur. Hlbuki imnn oluumu ve korunmas iin ilek bir zekya ve gelitirilmi soyut bir dnce yeteneine ihtiya yoktur. Yani akl tatmin, imn etmede temel etken olmayp pek ok etkenden biridir.2152 Hatta takliden imn etmi birinin tasavvur, teakkul ve tefekkr etmemi olmasna ramen imnn konusuna eksiz phesiz itikd olabilir. Bunun tam aksine tahkiki imna ulam bir kimseye de ciddi pheler arz olabilir. Bu sebeple sahih inancn taklidi caiz grlm,2153 takliden inanann mmin olduu konusunda da adeta bir ittifak salanmtr.2154 Bu balamda Yce Allah Hucrt 14de imn ettik diyen bedevilerin imn henz kalplerine girmedii iin teslim olduk demelerini ister. Ancak bu kiilerin kalplerinde imn unsurlarna muhalif inan ve akidelere mdavemet duygusu bulunmad iin, Allaha ve resulne itaate devam etmeleri durumunda imnn hakikatine ermemi olsalar da amellerinin boa gitmeyeceini ifade eder. Grlyor ki Kurn hakk taklitle batl taklidi ayn kefeye koymamtr. Kurnn bu alm sosyal vakaya da daha uygundur. nk toplumda insanlar farkl bilisel ve akl dzeylerde bulunurlar ve insanlarn ou da tahkik zere bir imn standard elde etmelerini salayacak olan bir tefekkr srecini kat edemezler. Bundan dolay yet; eer bir insann kalbinde imna muhalif gizli dnceler yok ise imnn hakikatine ermemi olsa bile, zahir ve taklid bir teslimiyetin ve itaatin zayi olmayacan ifade etmektedir.

2150

Aydn, Mehmet, Allahn Varlna nanmann Akllii, slmi Aratrmalar, 12, 1986, s. 18 Alper, Hlya, mnn Psikolojik Yaps, Rabet Yay., stanbul, 2002, s. 176. Alper, a.g.e, s. 176179. Gne, Abdulbaki, Aklc Hareket, s. 324. et-Taftazn, erhul-Meksd, V, 218.

2151 2152 2153 2154

19.

264

uras bir gerektir ki; akl ve tefekkr imnn tahkike ulama srecinde belli bir aralkta belli bir fonksiyonu icra edebilir. Ama dncenin materyali tkendiinde ya da dnlmesi gereken fevkal-akl olduunda artk insan tahkik zere teakkul ve tefekkrle o eyin mahiyetini idrk ederek ona imn edemez. Yani Kurnda verilen dnce materyalleri ve kinatta iaret edilmi deliller zerinde dnerek insan Allahn varlna ve birliine Kurnn onun kelm olduuna yakinen imn edebilir. Ancak mtebih bir slupla verilen gayb imn konularnda artk tefekkr ve tahkik ile imndan ok, kendisine tahkikle imn edilmi yaratcnn epistemolojik gvenilirliine itimat ve istinat edilerek yaplm farkl bir teslimiyet sz konusudur. nk Kurnda bahsedilen akl aktivitenin misyon, deer, grev ve snrn dndmzde, gayb, tefekkr st bir vasfa sahiptir ve bilinemezdir. Bu sebeple de mtebih bir slupla anlatlmtr. Varl, aklen test edilip ispat ya da reddedilip inkr edilemez. Onun bilgisi kendisine yakinen imn ettiimiz Yce Allahn lahut gvenilirliiyle bilinebilir. te bu snrda akl durdurmayan aklclar makul alann imna layk olduu dncesiyle imnn her unsurunu akl hale getirmeye almlar, bu balamda da gaibi ahide kyasla melek, cin, ar, krs, cennet, cehennem, hesap, mizan, har, ikap, mkfat gibi ancak vahiyle bilinebilecek imn unsurlarn kat ve indirgemeci akl yorumlara tabi tutmulardr. Bu balamda imn unsurlarnn salt aklla bilinebileceini iddia eden, bundan dolay da taklid imn kfr, taklid inanan kfir, ahiretteki konumunu da orta yerde (yani ne cennette ne cehennemde el-menzile beynel-menzileteyn) gren Mutezileyle,2155 ge dnem aklclarn taklit ekincesi benzer karakterlere sahip olup aklclk ortak paydasnn rndr. 3) Sosyal Konjonktr nceleme Aklclar gnlk hayata dogmann zerinde bir yer verirler. Pratiin dorulamad eyi yanllarlar. Bylece gerei olgulara endekslerler. Bundan dolay da varl btnyle deerlendirme imknndan uzaktrlar. nk aklclar hakikati, tabii ve bilimsel kanunlara ve sosyal ve tecrb realitelere balarlar.2156

2155

2156

Yakupolu, Kenan, Mutezilede Bilginin Kayna ve Deeri, Marife, yl: 3, sy. 3, Konya (K), 2003, s. 323. ayrc. bkz. Badd, Uslud-Din, s. 255. bb. bkz. Dzgn, a.g.m, s. 309.

265

Bu balamda aklclarn idealize ettikleri sosyal realite aklcln slm dncesine giri sebeplerinde ifade ettiimiz zere evrensel bazda idealize ettikleri batnn kltrel deerleridir.2157 Sosyo-ekonomik bakmdan zirveyi yakalam bat toplumunun tahkirkr bir slupla vahiy kltrne ve slm medeniyetine ynelttikleri kltrel saldrlar, aklc tefsir hareketinin Kurnn sosyal balamn batl mantaliteye gre oluturmalarna zemin hazrlamtr. Batnn kltrel yapsn tecviz ve hatta idealize eden bu anlay,2158 vahyin egemen kld asrlk anlam imha edip yeni kltrel kodlarla onu tekrar ina etmeyi amalar. Bat hayat tarznn bu denli slm dncesinde idealize edilmesi vahyin sosyal ve siyasal teaml, tatbik ve tesisinin tamamnn son tahlilde artk gereksiz grlmesine ve tpk bat aklclnn dini psikolojik bir duygu olmaya mahkm ettii gibi vahyin, etik ve isel bir alana hapsedilmesine doru bir ynelii zendirmektedir.2159 Bylece vahyin dnyev olana bir yn, varlk ve misyon atfetmesi eklindeki din-dnya, akl-vahiy ilikisi dnyev olana gre akln vahiyden neticeler istinbat etmesi eklinde tam tersine dnm ve Kurn adeta hakim olan sosyo-politik konjonktr tasdik ve takdis malzemesine dntrlmtr. Bu balamda vahyin nzlundan itibaren yaanmasyla oluan kurumsal ve sosyal gemii, bir atma alan olarak grlm ve hatta mm Ear ve fiye alternatif olarak Descartes gibi ahslar n plana karlmtr.2160 Nbvvet tarihinde iki ar sapma gzlemlenmektedir. Birisi; tahrif edilmi Tevratta Allahn Hz. Yakupla gre yapp yenilmesini, Yahudilere misafir olup onlarla ava kmasn anlatan indirgemeci ve tebhi sapma,2161 ikincisi ise bunun tam tersi olarak takdis amacyla saya mitolojik bir konum atfeden ar agnostik Hristiyanlk. Birincisi ar indirgemeci ve materyalist ikincisi ise ar yceltici ve mistik bir yap arz eder. Hakkat ise srat- mstakim diye Kurnn tarif ettii, iki sapmann dnda (gayril-madbi aleyhim velad-dlln)dr. Bu balamda son

2157 2158 2159 2160 2161

Bkz. Kasm Emin, Tahrrul-Mere, Msr, 1941, s. 12. imek, Said, ada Tefsr Problemleri, s. 63. el-Behiy, slm Dncede Oryantalist Etki, s. 89. Polat, a.g. makale, s. 23. Bu anlay Kurn kendilerine cihat emri geldiinde Sen ve Rabbin git sava biz burada oturup sonucu bekliyoruz (Mide 5/74) diyen Yahdileri zemmederken vurgular. Peygamberlerini ldrmeleri de (Bakara 2/91) bu balamda deerlendirilebilir.

266

dnem aklc karakterlidir.2162

tefsir hareketi

kutsala saygsz

tutumu dolaysyla

Yahudi

E) GE DNEM AKILCILIIN KURN TEFSRNDE KULLANDII YAKLAIM BMLER 1) Tarihselci Yaklam Modernizmin kurucu znesi rasyonalizmdir.2163 Vahyi kitlesel vicdandan kiisel vicdana indirgemesi ve dinin toplum iinde var olan somut yansmalarn sbjektif bir usulle soyutlamas, genelde vahyin zelde ise Kurnn tarihsellii sylemine zemin hazrlad.2164 Akln her trl hakikate stn tutulup, sosyal hayata hkim klnmasyla, vahyin sosyal hayattan srlp tarihin dna atlmas yani tarihselcilik,2165 akln tarihin dna ihra ettii vahyin boluunu doldurma isteiyle kaim garip bir tanrlk istencidir.2166 Kilisenin mitolojik din anlayna kar Rnesansla gelitirilen akl ve bilim felsefesi, kilisenin dolaysyla da dinin tahtn akl iin fethederken, tarihselcilik teorisiyle dini ve onun hkimiyetini ortaya k tarihine hapsetmi, akldan ve yaayan tarihten dine elini ve eteini ektirmitir. Bylesine muharref ve dikta bir dinin batnn hayat sahnesinden ekilmesiyle teknolojik ilerlemenin paralel seyri, teknolojik terakkiye susam ve geri kalmlk psikozuyla bunalm slm modernizmi iin ideal bir forml olarak grlm, bylece bu gnden balayp gemie doru z slm kltr acmaszca eletirilmitir.2167 yleki Kurn nzl tarihine defnedilmitir. Tarihselcilik ise takdis edilerek mutlak ve evrensel bir statyle akl ve toplumsal konjonktr alabildiine idealize etti.2168 Batda tarihselcilikten hem Marks gibi din kartlar hem de dindarlar istifade etmilerdir. Dinsizler, tarihselcilikle dini tarihin dna itmiler, buna karn dindarlar da vahyi reddetmeden tarihsellii temellendirerek Hristiyanlktaki akl ve bilim d

2162 2163

2164

2165 2166 2167 2168

imek, Said, a.g.e, 215. Adams Charles J., Bir Filozof Olarak Fazlurrahmn, ev. Bilal Kupnar-Ahmet T. Yksel, slmi Aratrmalar, c. IV, sy. 4, Ankara, s. 72. Kln, Fethi, Tarihselcilik ve slm Dnyasndaki Yansmalarna Eletirel Bir Bak, Haksz , stanbul, 1997, 75/24. Gkberk, Felsefe Tarihi, s. 362363. Kotan, evket, Kurn ve Tarihselcilik, s. 309. Gzel, Murat, zeletiri; Maluplarn Dili ve Ethosu, Tezkire, sy. 18, 2000, s. 10. Kotan, a.g.e, s. 310.

267

unsurlar ayklama imkn bulmulardr.2169 Bu balamda insann zaman, mekn ve sosyal farkllama ile srekli deiim iinde olduunu syleyen Herder (17441803) tarihselcilii kurmutur.2170 yleki bir metnin tarihsel olmas demek mutlak ve alar ve corafyalar st olmamas yalnzca kendi dnemini balamas anlamna gelir.2171 Kurnn evrenselliinin ilgas anlamna gelen tarihselcilik, kltrler aras etkileimle2172 zellikle de oryantalizm ve modernizm talebinin etkin koordinasyonuyla Kurn iin de n grlmtr. Batnn beer karakterli muharref kutsal metinlerinin onlar ihdas eden insanlarn tarihsel olmalarndan dolay tarihsel olmas gayet mantkl ve doaldr. Tarihselciliin ilah sahihlie sahip biricik kitap olan Kurna da ayn ekilde uygulanmas, Kurnn da dnyev, izaf ve beer bir metin derekesine indirilmesi anlamn tar.2173 Kurnn hkmlerini, indii an meselelerinin yerel ve yresel zmleri olarak gren Fazlurrahmn,2174 Kurn hkmlerin deil, onlara mevcudiyet veren ilkelerin evrensel olduunu syler.2175 zellikle sosyo-politik ve hukuk yetler, nzl ortam dhilinde analiz edilerek, bu cz hkmlerin kllilerine ulalmal ve bu ahlk ve evrensel klliler nda amzn sorunlar zmlenmelidir.2176 Kurnn, Hz. Peygamberin zihniyle, Allahn tarihe verdii tarihsel bir cevap olduunu syleyen Fazlurrahmn,2177 vahyin snrl bir zaman, snrl bir corafya ve snrl hkmlerle gelmesini onun yerelliiyle ilgili grr.2178 O Kurnn metin olarak tamamnn tarihsel, fakat onun prensipleriyle evrensel olduunu syler. Kurnn srekli deiim halinde olan hayat kapsamas da, literal boyutuna bal kalnarak salanamaz.2179 Dolaysyla ilk prototip toplum olarak ifade ettii sahbe nesline inen hkmlerin, srekli ak halinde olan toplumun ihtiyalar zmesi
2169

2170

2171 2172 2173 2174

2175

2176 2177 2178 2179

Kotan, a.g.e, s. 292; Gkberk, a.g.e, s. 367; Rousseau, J.J., limler ve Sanatlar Hakknda Nutuk, ev. Selahaddin Eyybolu, M.E.B. Yay., Ankara, 1997, s. 11 vd. Collingwood, a.g.e, s. 126. J.G. Herder ayn zamanda Alman tarih ekolnn kurucusudur. Hampsen, a.g.e, 159. Doan, zlem, a.g.e, s. 140. zsoy, mer, Kurn ve Tarihselcilik Tartmasnda Gzden Karlanlar, Tezkire, 1997, s. 71. Harb, Ali, Nakdul-Hakka, Beyrut, 1993, s. 63. Fazlurrahmn, Allahn Elisi ve Mesaj, ev. Adil ifti, Ankara, Ankara Okulu Yay., 1997, s. 53. Fazlurrahmn, Kurn Yorumlama, ev. Osman Tatan, slmi Aratrmalar, sy. 5, 1987, s. 100101. Fazlurrahmn, Kurn Yorumlama, s. 100. Fazlurrahmn, slm ve adalk, s. 78. Fazlurrahmn, Tarih Boyunca slm Metodoloji Sorunu, s. 187. Fazlurrahmn a.e., 194195.

268

imknsz olduu iin, Kurndaki fiili yasamann evrensel olduunu sylemenin imkn yoktur.2180 Fazlurrahmn vahyi adeta bir su birikintisinin iine dm ve dt yerden itibaren dalga dalga etkisi genileyen bir ta olarak dnr. Bu balamda her sonraki dalga bir nceki dalgadan byktr ve onu amtr. te ona gre Kurnda lafz bulunmayan snnetteki pek ok uygulamann ve snnete de makesi bulunmayan pek ok sahbe tatbikatnn ihtiva ettii hakikat da budur. Fazlurrahmnn yaayan snnet dedii ve hadisten ayrd bu durum, snnetin Kurn, sahbe uygulamasnn snneti, tabiin tatbikatnn da sahbe uygulamasnn at doal, olukan, canl snnettir.2181 Vahyi suya den ta gibi dt yerde brakan ve dini alabildiine beerletirerek vahyin yaplandrclk fonksiyonunu alaa eden bu teori, oryantalistlerin yaayan gelenek kavramyla neredeyse birebir rtr. Bu kavramn mucidi olan msterik J. Schachtn grlerini Fazlurrahmnn nasl sahiplendii ise olduka aikrdr.2182 O, yaayan snnetin, mm fi gibi bilginlerin hadisi snnetletirmesiyle yaamn kaybettiini syler.2183 Artk bu dnemden sonraki kltrn gramer ve hitabet sprntleriyle geirilmi kutsal bir ahmaklk olduunu syler.2184 Tarihselcilik konusundaki bir dier isim Garaudy de Kurn metninin tarihsel, metnin ilkelerinin evrensel olduu konusunda Fazlurrahmnla ayn kulvardadr.2185 Hatta o, ilkelerin deil, alar ncesinin hkmlerini ifade eden metnin toplumda tatbik edilmesini kltrel intihar olarak ifade eder.2186 yleki ona gre Kurn, iinde canl prensiplerin bulunduu l bir metindir.2187 Bu balamda Kurn dhil her trl metnin tarihsel olduunu syleyen Muhammed Arkoun da, Kurna hayat veren akl prensiplerin oluturduu halk dini kavramyla,2188 oryantalistlerin yaayan

Fazlurrahmn, slm ve adalk, ev. Alparslan Akgen- M.Hayri Krbaolu, Ankara, 1990, s. 74 vd. 2181 nal, smail Hakk, Fazlurrahmnn Snnet Anlay ve Yaayan Snnet zerine, sl. Art., c. IV, sy. 4, Ankara, 1990, s. 286. 2182 , Tarih Boyunca slm Metodoloji Sorunu, ev. Salih Akdemir, Ankara, 1995, s. 2224. 2183 Fazlurrahmn a.e., s. 32. 2184 Fazlurrahmn slm ve adalk, s. 17. 2185 Garaudy, Roger, slm ve nsanln Gelecei, ev. Cemal Aydn, Pnar Yay., stanbul, 1991, s. 67. 2186 Garaudy, Roger, Entegrizm, Kltrel ntihar, ev. Kamil Bilgin, Pnar Yay., stanbul, 1992, s. 101. 2187 Garaudy, Roger, slm ve nsanln Gelecei, s. 64. 2188 Binder, Leonard, Liberal slm, s. 271.

2180

269

gelenek ve Fazlurrahmnn yaayan snnet teorilerini aynen tekrarlar. Vahyin bir noktaya kadar toplumu ekillendirdiini ancak bir aamadan sonra toplumun vahyi ekillendirdiini ifade eden Eb Zeyd de Kurnn tarihselliini ve akln ve toplumun ynlendirmelerine maruz kalmasnn kanlmazln ifade ederek tarihselci bir tavr sergiler.2189 yleki dinin makasdnn akl, zgrlk ve adalet ilkelerinden ibaret olduunu ifade eder.2190 Aklclar vahyin tarihselliini ve vahyin hkmlerini belirleyen temel prensiplerin evrenselliini ispatlayabilmek iin bir makasd teorisi de gelitirmilerdir. Bundan dolay da makasd konusunda en derli toplu eseri ortaya koyan tibye byk nem verirler. Oysaki tibnin Muvfkt fi Uslier isimli eseri geleneksel itihat faaliyetinin gaye, hikmet ve felsefesinin derli toplu bir analizidir. Tarihselcilerin iddia ettiklerinin aksine o ahkmn ebed, ezel ve evrensel olduunu savunur.2191 Asl maksat ve maslahatn kullarn emir ve yasaklara riayet etmesi olduunu syleyen tib,2192 tarihselcilerin tam tersine czi hkmleri gz ard ederek kll prensip ve asllara ulalamayacan ifade eder.2193 Bu balamda tarihselcilerin n plana karttklar tib gerek tib olmayp yeni bir tib profili ya da restorasyonudur.2194 uras bir gerektir ki; din ister czi ister kll olsun her hkm ve unsuruyla insan ftratna hitap eder ve onunla uyumludur. yleki Yce Allah slmn insanlarn zerine kaim olmak zorunda olduklar ftrat olduunu yani dinin ftrat (ftratn da din) olduunu syler.2195 Bu balamda hem maln, cann, akln, dinin, neslin ve rzn korunmas gibi kll prensipler, hem de bu prensiplere ilikin czi hkmler ftrata hitap eden dinin hkmleri olup ftr ve evrensel bir mahiyete sahiptir. Yani bir kll prensibin ifas iin Allahn setii czi hkm, alternatif olduu zannedilen dier cziler iinde ftrata en muvafk olmak gibi bir mahiyet arz eder. yleki seilen czi hkmle kll prensibin evrensel ve en ideal ifa biimi arasnda ontolojik bir rabtann olduunu sylersek ileri gitmi saylmayz. rnein maln korunmas ilkesinin ihlaline Kurnn getirdii el kesme
2189

Eb Zeyd, Nasr Hamid, en-Nass, es-Sulta el-Hakka, el-Merkezus-Sekfil-Arab, I. Bask, Beyrut, 1995, s. 33. 2190 Eb Zeyd, Nasr Hamid, eratn Temel Kll Maksatlar, ev. Mustafa nver, sl. Art. Der., Bahar Dnemi, 1995, s. 139. 2191 tb, Muvfakt, II, 36, Drul-Marife Basks, Beyrut, 1997. 2192 A.g.m., a.g.e, II, 284, II, 325. 2193 A.g.m., a.g.e, III, 5. 2194 Kotan, evket, a.g.e, s. 269. 2195 Rm 30/30.

270

cezas ister sanal ortamda heackerlik yoluyla olsun isterse klasik alma biimleri olsun alma profilindeki izinsiz el ile gasp etme arzu ve bilincinin biricik frenleyicisidir. Hem hrszn ayn crm iin ikinci teebbs hem de ayn suu ilemeyi hayal edip arzulayanlarn engellenmesi yani maln korunmas prensibi ancak el kesmeyi ifade eden czi hkmn gereince tatbik edilmesiyle gerekleir. Bu ftr zecrin yerine konulan alternatif btn ceza ekil ve usllerinin, suluyu nasl sua cesaretlendirdii ve suu engellemedii gn gibi aikrdr. Cann korunmas ilkesinin ihlali olan cinayet suuna getirilen ksas, akln korunma ilkesinin ihlallerinden olan mskirtn icrasna karn getirilen celde, rzn ve neslin korunmasnn ihlaline getirilen recm (ya da celde) cezas da ayn ekilde ftr zecrin biricik ifa yollardr. Dolaysyla Kurn, kll prensipleri salt soyut ve muallk bir ekilde brakmam klliler kadar nemli olan czi tatbikatlar da ayn zamanda ifade etmitir. Bu czileri tarihsel ilan ettiimiz zaman zaten btn dinlerin de ayn kll prensipleri hedeflediini dndmzde slm dier dinlerle eitlemi oluruz. Yani her dinde, dinin korunmas ilkesi farkl czi ve icra biimleriyle vardr. Oysaki Kurn dinin korunmasn namaz, oru, hac ve zekt gibi czi hkm konumunda olan ibadetlere balamtr. Bu balamda dinin korunmas kllisi ancak sz konusu ibadet czileriyle ifa edilebilir. Bundan dolay da tib bu tr czi hkmleri olmazsa olmazlardan (zaruriyyattan) sayar.2196 Kll prensipleri n plana kararak bunlarn uygulan biimlerini muallkta brakan aklclar, zekttan amacn infakn kamusal alana kmas olduunu syleyerek, devlete verilen vergilerin zekt olduunu,2197 tefecilik eklinde olan cahil riba anlaynn bugnk banka faizlerini iermediini, bu sebeple de banka faizlerinin ekonomik ilerlemenin meru bir sonucu olduunu,2198 namazn asl amacnn tanr fikrinin canl tutulmas olduu bu sebeple de kyamsz, rksuz ve secdesiz de namaz olabileceini, hatta orta namazn (salt- vustnn) korunulmasnn emredilmesi sebebiyle tek vakit namazn bile yeterli olduunu sylemilerdir.2199 Tarihin iinde tarihle akp tarihe maruz kalan her ey tarihseldir. Bu sebeple tarihin bir paras olan insan ve onun zihne ve akla dayal zm ve saptamalar da

2196 2197 2198 2199

tb, Muvfakt, II, 7. Fazlurrahmn, slm ve adalk, s. 317; Baljon, a.g.e, s. 102103. Fazlurrahmn, slm, s. 369. Baljon, a.g.e, s. 101102.

271

tarihseldir. Tarihin tahakkmne bu denli maruz kalan insann tarihselliini gz ard eden tarihselciler, insan ve akl, tarihe ilikin btn tutukluluklarndan kurtularak nesnel bir mesafeyle analiz yapabilecek bir sper zne olarak grr.2200 Bylece bir metnin nesnel anlamnn hibir n yargya maruz kalmadan anlalabileceini iddia eden tarihselciler, okuyucunun Kurnla arasna nesnel bir mesafe koyarak onu objektif olarak anlayabileceini savunurlar.2201 Bu nesnel anlam ise bir konuyla ilgili naslarn toplamndan elde edilen tmel karakterdeki bir veridir. Kurn tarihi bir duruma verilmi tarihsel bir cevap metni olarak gren tarihselciler bu cevap metninin analizinden sonra bu metne hayat veren kll ilkeleri yakalayabileceklerini iddia ederler.2202 Kurn, anlalmay bekleyen sradan bir materyal haline getiren tarihselcilik, vahyin yerine akl koymasndan dolay rasyonalist, akln vahyi anlamas bakmndan kartezyenist ve emprik ilkelere dayanmasndan dolay da pozitivisttir. Akln, btn balarndan kurtularak nzl dnemine kendisini nlayp,2203 hem nzl balamn hem de vahyi ett edip nesnel sonulara ulaabilecei fikrini savunan kartezyen teori, epistemolojik nesneye dntrd Kurn anlama konusunda mmin olan ve olmayan ayrm yapmaz.2204 Oysaki Kurn imnl bir okuyula imnsz bir okuyuun vahyi anlama ve ondan istifade etmesinin arasnda uurumlar olduunu aka ifade eder.2205 Dolaysyla insan sonsuz deikenlik ve farkllamalarn ekillendirdii tarihin iinde tarihseldir.2206 Bu sebeple de insan belli oranlarda tarihi belirleyen belli oranlarda da tarih tarafndan belirlenendir.2207 Bu sebeple vahyi tarihsel ilan eden tarihselciliin nce kendi tarihselliini fark etmesi gerekir.2208 Nzl ortamyla e zamanl varolusal bir ilikiye gre inen vahyin, sadece bir durum tespiti olduunu syleyen tarihselciler,2209 Kurnn, doas gerei sylenir sylenmez tarihe karan bir sz olduunu dolaysyla da tamamen tarihselliini iddia
2200 2201

2202 2203 2204 2205 2206 2207 2208 2209

Kotan, a.g.e, s. 202204. Aktay, Yasin , Objektivist ve Relativist fadeler Arasnda Kurn Anlama Sorunu, II. Kurn Sempozyumu, Bilgi Vakf Yay., Ankara, 1996, s. 53. Fazlurrahmn, slm ve adalk, s. 74. Kotan, a.g.e, s. 200204. Kotan, a.g.e, 208. Bkz. Tevbe 9/124125, sr 17/82. ayrc. bkz. Bakara 2/171, Enfl 8/29. Popper, Karl R., Tarihselciliin Sefaleti, ev. afak Ural, nsan Yay., stanbul, 1985, s. 76. Arslan, Ahmet, Felsefeye Giri, Vadi Yay., Ankara, (IV. Bask), 1999, s. 84. Binder, Liberal slm, s. 476. Bkz. Kl, Sadk, Nesnellikle znellik Arasnda Yorum, slmi Aratrmalar, c. IX, sy. 2, 1996, s. 106108.

272

ederler.2210 Dolaysyla Kurnn metinlemi bir sz olduunu syleyen tarihselciler Kurnn tasarlanm bir metin olduunu ifade eden yani nzl ortamndan nce Kurnn levh-i mahfzda ve dolaysyla Allahn ilminde kadim olarak bulunduunu ifade eden yetlerle de2211 daha ilk celsede bir atma alan olutururlar. u an elimizdeki Kurnn nzl srecinden nce bir metin olarak levhi mahfzda ve kelm- nefs olarak Allahn ilminde kadim bir ekilde mevcut olduunu kabul etmezler. Hatta zahiren tarihselcilii temellendiriyor gibi grnmesine ramen ou tarihselci Kurnda mensuh yetlerin olduunu da kabul etmez.2212 nk hkm mensuh olmasna ramen bir yetin Kurn metni iinde yer almas, hfz-u himayesi konusunda lahut teminatn sz konusu olduu Kurnn levh-i mahfzdaki korunmuluuyla dnyev sahadaki mevcudiyet keyfiyetinin ayniyetine en byk delildir. Elimizdeki Kurnn levh-i mahfzdaki Kurnla ayn olmas ise kyamete kadarki btn tarihsellikleri hesaplayarak vahyi tesis eden takdiri ilah ile ilgilidir.2213 Netice itibariyle, car gereklii tasdik ve takdis eden tarihselcilik,2214 muharref din metinlerin rasyonalizasyonu iin bir anlam ifade edebilir. Ancak bu metodu ilah sahihlie sahip tek kitap olan Kurna uygulamak, kanser tedavisinde kullanlan ilac salkl insana iirmek gibidir. Yan etkileri itibariyle de Kurn iin ok incitici neticelerin meydana gelmesine neden olmutur. rnein; Kurnn mesajn Mekk ve Meden diye ikiye ayran Mahmut Taha, bat hukukunun medeni mesaj atn onun iin de bugn sadece Mekk yetlerin ihtiva ettii mesaj yaayp Meden yetlerin hukuk mesajn bat hukukuna havale etmek gerektiini syler.2215 yleki tarihselcilik; Kurnn, onda bahsedilen ed-dinin kendisi olmadn sadece onun bir zaman, bir mekn ve bir toplumdaki bir tecellisi olduunu syler. ed-Din ise bu tecellinin evrensel ilkeleridir. Dolaysyla da insanlar Kurna davet etmek onlar
2210

2211 2212

2213 2214 2215

Aybakan, Bilal, Kurn (Vahiy) Monolog mudur Diyalog mudur? Kurn ve Tefsr Aratrmalar, III, Ensar Ner., stanbul, 2002, s. 291. Brc 85/2122, Vka 56/7778. Gezgin, Ali Galip, Kurnda Nesh Problemine Eletirel Bir Yaklam, slmi Art., c. XIV, sy. 1, yl: 2001, s. 64; Kavak, zgr, Modernizmin Dntrc Etkisi: Seyyid Ahmet Han ve Ahkmn Dnyevilemesi, Divan, sy. 14, 2003/1, s. 148; Eb Zeyd, Nasr Hamid, lah Hitabn Tabiat, Metin Anlaymz ve Kurn limleri, ev. Mehmet Emin Maal, Kitbiyat, I. Bask, Ankara, 2001, s. 151. Kotan, a.g.e, s. 350. Kotan, a.g.e, s. 396, 210211. Canatan, Kadir, Gelenek Din ve Modernite (Eilimler ve Kkler), Bilgi ve Hikmet, K, 1995, sy. IX, s. 37.

273

slma deil, Araplamaya davet etmek anlamn tar.2216 Oysaki Kurnn, ilmi mazi (gemii), muzari (an) ve mstakbeli bil-etem ihata eden Allahtan sadr olmasnn, onun alar ve corafyalar st evrenselliine delaleti onun belirli bir zaman, mekn ve toplumda tecelli etmesinin oluturduu szde tarihsellik riskinden kyaslanamayacak kadar fazladr. nk vahiy insann zaman ve meknla deimeyen konumuna yani ftratna hitap eder. nsan ise tarihin hangi kesitinde yaarsa yaasn insandr. Vahiy de vahiydir. Bu sebeple vahiy, insana ontolojik anlamn telkin eden bir deer kaynadr. Dolaysyla da zelde insann genelde ise tarihin kimliine bir yn, misyon ve konum atfeder. Din, hayata ve reel vakalara gre tecelli eden bir ey deildir. Aksine tecellileriyle hayat kendi prensiplerine gre tanzim ve tesis eden bir kurucu znedir. Bu sebeple de tarihin iine mdahil olarak inmesine ramen tarih stdr. 2) Antropolojik Yaklam Tarihselcilik, vahyin hayat iindeki btnsel anlam ve hkimiyetini farkl dozajlarda imha etmitir. zellikle dinin hayat ynlendirme ve ynetme fonksiyonunu, cari aklcla devrettiren ve mevcut statkoyu tasdikler mahiyette vahyi rasyonalize eden tarihselcilik, daha ilk kertede Fazlurrahmn, Mahmut Taha vb.nde olduu gibi ahlk ve itikd yetlerin evrensel karakterine ramen hukukla ilgili yetlerin, indii dneme ait olduu sonucunu dourmutur. Daha sonralar Muhammed Arkoun, Abdullah Laroi, Hasan Hanef, Nasr Hamid Eb Zeyd vb.nde olduu gibi ahlk ve itikd yetleri de dhil Kurnn tamamnn indii an zihniyetine hitap ettii ve vahye ieriini ve eklini veren unsurun muhatap kitlenin konumu olduu gr ortaya atlarak vahiy, tamamen antropolojik bir srecin nezih bir hslas olarak dnlmtr. Vahyi tamamen antropolojik bir sreten ibaret gren Muhammed Arkoun,2217 son tahlilde vahyin Allah kelm olmadn, Kurnn kelmullah olduu tezinin Mslmanlarn uydurduu tarihi bir hurafe olduunu syler.2218 ed-Dinin Kurndan farkl bir ey olduunu, Kurnn anlalmasnn ed-Dinin anlalmas

2216 2217

2218

zsoy, mer, Kurn Hitabnn Tarihsellii, s. 139. Polat, Fethi Ahmet, Modern ve Postmodern Dncede Kurna Yaklamlar, Arkoun Hanef ve Eb Zeyd rnei, Marife Der., yl: 1, sy. II, s. 1112. Binder, Leonard, Liberal slm, s. 163164; Grgn, Tahsin, lah Szn Gc, s. 180.

274

anlamn tamadn syleyen Arkoun2219 Mslman dnyann nndeki en byk engelin mitoloji olarak ifade ettii Kurn olduunu syler.2220 yleki o, ilk dnemlerdeki okuyu zenginliinin Hz. Osman dnemindeki cebr mdahaleyle tek okumaya indirilerek, Kurnn demir kafeslere hapsedildiini iddia eder.2221 Hayat tarz olarak da aklc eilimlere sahip sol anlayn slm dnyasndaki temsilcisi olan Hasan Hanef,2222 akln sesini doann sesi diye tarif ederek,2223 pozitivist ve Marksist bir metodoloji ortaya koymutur.2224 yleki o, felsefenin vahye muhta olmadn ifade eder.2225 O, Kurnda geen vahiy, Allah, slm, din, eriat vb. kavramlarn iini boaltarak istedii ekilde doldurmu ve vahyi akla indirgemitir.2226 Hanef, vahiy olaynda akla ve antropolojik oluuma o denli rol bier ki Kurnn Allah iin sylenmi beer sz olduunu ifade eder.2227 Ona gre vahyi indiren beer gerekliklerin yani realitenin ta kendisidir.2228 yleki o vahyi, metnin geree inii deil, gerein metne k olarak grr.2229 Bu balamda Hanef, Kurnda Allaha izafe edilmi btn sfatlarn insana ait karakterler ve pozitif hayat tarafndan formle edilmi arzular ve nermeler olduunu syler. Bu sfatlar, insann kendinde olmasn arzu ettii bundan dolay da Allaha izafe ettii sfatlardr ve bunlar insan yaratmdr. Bu sebeple de Kurn Allah zerine sylenmi insan szdr.2230 yleki her asrda deien insan zihni yeni bir tanr tiplemesi oluturur.2231 Bugnk tarihselliin tanrs ise toprak, halk, demokrasi ve hrriyettir.2232

2219 2220

Grgn, a.g.e, s. 178. Grgn, a.g.e, s. 178180. 2221 Arkoun, Muhammed, el-Fikrul-Arabiyy, trc. Adil Havva, Menra tu Uveydt, III. Bask, Beyrut, 1985, s. 30. 2222 Hanef, Hasan, et-Turas vet-Tecdid, Beyrut, 1981, s. 12; Eb Zeyd, Nasr Hamid, slmi SolGenel Bir Bak, slmiyat, c. V, sy. II, Nisan-Haziran, 2002, s. 21. 2223 Hanef, Hasan, Aydnlanmac slm, slmiyat, c. V, sy. II, 2002, s. 40. 2224 Polat, a.g. m, s. 19. 2225 Hanef, Hasan, Teoloji mi Antropoloji mi? ev. M. Said Yazcolu, A...F. Der., sy. 23, 1976, s. 551. 2226 Gler, lhami, Hasan Hanef ve slmi Sol, slmiyat, c. V, sy. 2, 2002, s. 158. 2227 Hanef, a.g.m, s. 551. 2228 Hanef, a.g.m, s. 525. 2229 Hanef, a.g.m, s. 518519. 2230 A.g.m., a.g. m, s. 511. yleki Hanef sebeb-i nzlun yetlerin sebeb-i vcdu olduunu syler. Hanef, et-Turas, 48. 2231 A.g.m., a.g. m, s. 512. 2232 A.g.m., a.g. m, s. 529.

275

Hanefnin bu anlay tanry insan zihninin bir yansmas sayan Fewerbachn grleriyle tpa tp benzerlik arz eder.2233 Adeta kendi tasavvurlarna tanr diyen insann kendi kendisine taptn ima eden ve dini ontolojik deil, antropolojik bir ihtiya olarak gren bu anlay, tanrnn, insann korku ve ihtiyalarnn bir rn olduunu, bu korku ve ihtiyalarn giderilmesiyle insann, bu afyonik duygudan kurtulacan iddia eden Karl Marksn ideolojisiyle ciddi benzerlikler arz eder.2234 Oysaki ilk peygamberden itibaren temel inan ilkelerinin ve Allahn sfatlarnn hi deimemi olmas bu iddiann aslszln ortaya koymaktadr.2235 Eb Zeyd ise Kurnn peygambere iniiyle birlikte tenzilden tevle dntn, Hz. Peygamberin Kurn beyan edici szlerinin de bu yorumun ilk merhalesi olduunu ifade eder. Peygamberin yorumunu Kurnn z delaleti kabul etmek, peygambere tanrsal bir heybet ve akl atfedip beer karakterini yok etmek demektir.2236 Hz. Peygamberin Kurn anlama ve beyan fonksiyonunu tamamen beer ve rasyonel bir faaliyet olarak gsteren bu anlay, peygamberin kendi nev-i ahsna mnhasr ismet, fetanet, sdk ve emanet vasflaryla tebli, talim, tezkiye, tebyin ve davet grevlerini vahyin murakabe ve denetiminde yaptn gz ard etmektedir. Bu geree ilikin saysz Kurn referans sz konusudur. Aslnda tarihselcilikle ilgili balkta inceleyebilecek olmamza ramen antropolojik yaklam mstakil bir balkta ele almamzn sebebi, hukuk ahkma ncelikle isnat edilen tarihselcilik anlaynn, antropolojik yaklamla neredeyse dini insan retimi beer bir vakaya indirgeyip vahyi bir beer sz olarak grmesidir. yleki antropolojik yaklam tarihselci yaklamn en u ve sivri sonucudur. 3) Hermentik Yaklam Vahyin ilah boyutunu devre d brakmann iki yolu vardr. Ya vahiy, onu tebli eden peygamberin sz saylr ya da vahiy Allah kelm kabul edilmesine ramen onu, lafz aacak bir okumaya tabi tutup, vahyin dediinin stnde demedii

2233

2234 2235 2236

Aktay, Yasin, Anlama Vahiy ve Tarih, Vahyi Yorumsama Deneyimlerinin Eletirel Bir ncelemesi, Tezkire, sy. V, 1993, s. 34; Reber, Realizm Din ve Dnyevileme, s. 29. Aktay, a.g. m, s. 35. Kotan, evket, Kurn ve Tarihselcilik, s. 261262. Eb Zeyd, Nasr Hamid, Nakdul-Hitabid-Dini, Kahire, 1992, s. 94. Eb Zeyd de ayn ekilde vahyi sosyal olaylarn oluturduunu iddia eder. bkz. Eb Zeyd, Nasr Hamid, Mefhumun-Nass, Msr, 1990, s. 2829.

276

ondan istinbat edilir.2237 nsan metne egemen klan bu yaklam,2238 akl vahye, insan Tanrya ve felsefeyi dine stn klma eilimi tayan bir anlaytr. Akla ve bilime muhalif irrasyonel ve mitolojik din metinlerin ardnda, rasyonel anlamlarn olduunu varsayarak bu metinleri akla ve bilime uyumlu hale getirmeye dayal okuma biimi olan hermentik,2239 tarih gemii itibariyle yar insan yar tanr olan Hermesin bir etkinliidir.2240 O, bu etkinlikle sz, tanrsal seviyeden insani seviyeye eker.2241 Gadamer bu yn itibariyle hermentii teki dnyaya ait bir anlamn bu dnyaya indirilmesi olarak tanmlar.2242 Hayat vahye gre deil, vahyi hayata gre anlamlandrmay amalayan hermentik, kutsal metni reel ve rasyonel balama uygun olarak gncellemeye alr. Hermentiin tatbik edildii Hristiyan din metinlerinin beer rn ve Hristiyan teolojide vahyin sa, kutsal metinlerin ise havariler tarafndan sann yorumlanmas olduunu dndmzde,2243 son tahlilde hermentiin insan olan anlama almas olduunu syleyebiliriz. Kutsal metnin insan ve akl lehine aklanmas demek olan hermentik,2244 bir eseri, messirinden daha iyi anlayabilecei iddiasn tar.2245 Anladnn ise evrensel olduunu savunur.2246 Messirin eserini oluturduu sosyo-kltrel enlem ve boylam detayyla tahlil ederek eserle messir arasndaki psikolojiyi deifre etmeye alan bu anlay,2247 beer metinlerle ilgili bir anlama faaliyeti iken, Protestan ilahiyat ve Yunan felsefe tarihisi olan Schleiermacher,(17681864) hermentii,
2248

Hristiyanln

din

metinlerinin tefsir usl olarak olgunlatrm

ve onun takipileri olan Herder,

Heyne ve Wolf, hermentii, metafiziin anlalmasna kadar tamlardr.2249


2237 2238 2239 2240 2241

2242 2243 2244 2245

2246

2247 2248

2249

Kotan, a.g.e, s. 166. Japp Uwe, Hermeneutik Filoloji ve Edebiyat, Ankara, 1985, s. 246. Kotan, a.g.e, s. 132. zcan, Zeki, Teolojik Hermentik, Alfa Yay., stanbul, 1998, s. 12. Gadamer, H.G., Hermeneutik Doan zlem, Hermentik zerine Yazlar, Ankara, 1995, s. 11; zcan, a.g.e, s. 9 vd. Gadamer, a.g.e, s. 11. Michel Thomas, Hristiyan Tanrbilimine Giri, Orhan Basmevi, stanbul, 1992, s. 17 vd. Gadamer, a.g.e, s. 11. Birand, Kamran, Manev limler Metodu Olarak Anlama, Kamran Birand Klliyat, Aka Yay., stanbul, 1998, s. 4353. Habermas Jngen, Hermeneutiin Evrensellik Talebi, Hermentik ve Hmaniter Disiplinler, trc. ve drl. Hsamettin Arslan, Paradigma Yay., stanbul, s. 231. West David, Kta Avrupas Felsefesine Giri, ev. Doan zlem, stanbul, 1998, s. 122. Dilthey, Wilhelm, Hermeneutik v Din Bilimleri, ev. Doan zlem, Paradigma Yay., stanbul, 1999, s. 100. A.g.m., a.g.e, s. 101.

277

Aydnlanma ile birlikte artk aklc ve tenkiti bir tefsir metodu ve bilime dayal bir teoloji ortaya koymak ihtiyacnn dinamizm kazanmas,2250 kutsal metinlerden reel konjonktr tasdikleyici tevllerin istinbatn zorunlu klmtr. Modernizm taleplerinin zirveye ulat slm dncesinde 20. yy.dan itibaren hermentik, Kurnn anlalmasnda esasl bir kriter olarak kabul edildi.2251 Konumunu metne tahkim eden hermentik okuyucu, messirin yerine kendisini koyarak eserini ondan daha iyi anlama iddiasndadr.2252 Hermentii Kurn anlamada bir metot olarak uygun grdmzde, doal olarak kendimizi Allahn yerine koyma ve onun metni olutururken tad ilh niyeti deifre etme iddias tama gibi bir durum da kanlmaz olacaktr. Aklclarn vahyin literal grnmn, onun ardiyesindeki kll kaidelerin tarihsel tecellisi olarak kabul ettiklerini dndmzde, Kurn, bu kll prensiplere gre Allahn yapt itihatlarn mecmuas gibi addedilmi olur. Vahyin arka plannda var olduu iddia edilen prensiplere gre insann, vahyin ilk lafz boyutunu aacak anlamlar istinbat ise beer itihadn ilah itihad nakzetmesi gibi daha ar bir thmeti beraberinde getirecektir. Bu balamda ilah sahihlie sahip tek kitap olan Kurn, hermentik ya da tarihselci okumaya tabi tutmak, onu peygambere verilmi potansiyelin sosyal bir alm ya da nzl balamnn icad ettii antropolojik bir metin olarak telakki etmeyle mmkndr. Bu balamda Kurnn tamam hermentik bir okumaya tabi tutulduunda, namazn farziyetine gereke olan kll prensibin insanlar ktlkten alkoyma olduu ve bu ilkenin namazn dnda da bir vastayla if edilebilecei gibi bir anlamn ortaya kmas kanlmazdr. Dolaysyla diyebiliriz ki; beer olan anlama iddias tayan hermentiin batnn beer karakterli din metinleri karsnda belirli bir misyonu icra etmesi mmkn olabilir. Ancak bu geree ramen hermentii, Kurna uygulamak ya Kurn beer rn dier din metinlere eitleyip onun da beer bir vakann rn olduunu kabul etmek demektir ya da vahyin mcmel ve muhtasar yapsndan onun lafz grnmne muhalif anlamlar karmayla billurlam garip bir peygamberlik istencini ima etmektir. stelik bir mminin, vahyi hermentik uslle anlamak iin

2250

Paac, Mehmet, Kurn ve Ben Ne Kadar Tarihseliz, slmi Art., c. IX, sy. II, 1996, s. 119 Aktay, Yasin, Objektivist ve Relativist fadeler Arasnda Kurn Okuma Sorunu, s. 53. Yavuz, Hilmi, Felsefe zerine, Balam Yay., stanbul, 1987, s. 44.

2251 2252

120.

278

kendisini Allahn yerine koyma kstahl da tasavvur edilemez. Bir mminin hermentik metodla kendisini Kurn metninin mucidinin yerine koyarak anlayabilmesi iin Kurnla arasna tpk oryantalistlerin talep ettii gibi nesnel bir mesafe koymas yani imnndan syrlarak onu analiz etmesi gerekir. Bu durum ise mmin iin objektiflemeyi deil, yabanclamay ya da imnszlamay ifade eder. Oysaki Kurn salt teorik bir zihn anlama srecine hapsedilemeyecek enginlikte fiili bir metindir. Onun anlalmasnda onun nerdii bir imn ve slm yaant nemli bir rol oynar. Yani o emreder, okuyucu uygular. Bylece vahiy muhatabnn yaamnda kendisine ait bir anlam ina eder. Aslnda bu anlamla okuyucusunun zihnini ve derun psikolojisini imar eder. Bu yaamn rehberliinde Kurn okuyan imnl ve itaatkr okuyucu ise hibir anlama zorluu ekmez. Eer okuyucu Kurnla arasndaki imn ve itaate dayal bu ilikiyi paralar ise bu andan itibaren iliki okuyucunun kendisini Kurna tasdik ve takdis ettirdii bir monologa dnr. Bundan sonra Kurn bir kenara ekilir ve onun hakkndaki ideoloji ve yaklam kendi iinde devinir durur. Bu balamda Kurnla okuyucu arasndaki ilikinin salam bir imn ve itaat ilikisi zerine tesis edilmi olmas, okuyucunun rasyonel ve hermentik anlamda vahye mdahil olma olanaklarnn tamamn sfrlamtr. Bundan dolay da akn olandan gelen ve insann benliinin derinliklerinde onun btnsel kimliine hitap eden vahiy,
2253

rasyonel ve felsef kaynakl yorum

biimleriyle ele alnamayacak derecede mstesna bir yapya sahiptir.2254 Onun kendi kendini tefsir eden muhkemi, mcmelini beyan eden bir peygamberi vardr. O, ilah iradyla hem kendisini anlayacak akln snrn, konumunu, misyonunu ve fonksiyonlarn hem de kendisinin anlalmasnn keyfiyetini tanmlamtr. Bu sebeple tarihselcilik, hermentik, antropolojik yaklam ve sembolizm gibi vahyin habitatnn dnda nev- nema bulmu rasyonel nitelikli btn yorum ve anlama uslleri, Allahn varln, vahyin ve dinin temellerini, insann psikolojik dnyasnda arama abasnn bir sonucudur.

2253

2254

al, amil, Kelmullahn ift Doas, Kelm- Lfz ve Kelm- Nefsi, slmiyat, c. II, sy. 1, 1999, s. 84. Tatar, Burhaneddin, Kurn Yorumlama Sorunu, Yznc Yl niversitesi lahiyat Fak., Kurn ve Dil (Dilbilim ve Hermentik) Sempozyumu, s. 502.

279

4) Sembolizm Aklclarn imn salt rasyonel dncede makes bulmu, salt makul bir olgu olarak dnmeleri, onlarn neredeyse be duyunun zerinde kalan her eyi akl yorumlara tabi tutmalar sonucunu dourmutur.2255 yleki pratik, pozitif ve rasyonel yorumla kavranabilir ve akledilebilir hale geldikten sonra ancak akln vahye imnnn mmkn olduu bile sylenmitir.2256 Bu balamda daha nce iaret ettiimiz gibi mucizev anlatlar rasyonalize edilmi; rnein; Tr dann srail oullarnn zerine kaldrldn ifade eden yetler2257 sradan bir yanarda patlamas,2258 Hz. Meryeme Allahn katndan nimetlerin gelmesi2259 yre halknn ruhbanlara erzak temin etme gelenei,2260 Sleyman (a.s.)n hdhd kuuyla konumas2261 kendisine hayvan ismi verilmi bir insanla konuma,2262 l baln denizde yzp gitmesi2263 l olmas sebebiyle suya batp kaybolmas,2264 Ashb- Kehfin yz yldan fazla uyumas2265 lme ve hava sirklasyonu sebebiyle rmeden taze kalma,2266 cumartesi av yasan ineyenlerin maymuna evrilmesi2267 ise onlarn huy ve ahlklarnn ifsad2268 olarak aklletirilmitir. rrasyonel ve mitolojik tebh ve somutlatrmalaryla iyiden iyiye hayatn gerekleriyle elien ncil ve Tevratn akl dl, sembolik okumaya tabi tutularak kamufle edilmeye allm zellikle ncili mitten arndrmak iin bu yntem2269 youn bir ekilde kullanlmtr. Dier taraftan dinin, hakikatleri avm seviyede sembolik olarak, felsefenin ise havas seviyesinde hakiki olarak ve akla hitap ederek anlattna ilikin kadim iddia,2270 vahyi sembolizm nazaryla deerlendirmeye ciddi bir ivme kazandrmtr. zellikle Aristoyla birlikte balayan akln ykselii ve akl st anlatlarn prim kaybetmesiyle kutsal metinler (ve imn konular) mitolojik
2255 2256 2257 2258 2259 2260 2261 2262 2263 2264 2265 2266 2267 2268 2269 2270

z, Mustafa, Ahmet Han md., T.D.V. slam Ansiklopedisi., stanbul, 1989, II, 74. Baljon, a.g.e, s. 4142. Arf 7/170171. Baljon, a.g.e, s. 37. l-i mrn 3/3237. Baljon, a.g.e, s. 38. Neml 27/1619. Ahmet Han, Tehzbul-Ahlk, III, 172. Kehf 18/6263. Baljon, a.g.e, s. 40. Kehf 18/1718. Baljon, a.g.e, s. 48. Bakara 2/6566. Abduh, Muhammed, Tefsrul-Menr, Beyrut, t.y., I, 344. Ko, Turan, Mzakereler, II. Kurn Sempozyumu, Bilgi Vakf Yay., Ankara, 1996, s. 136. lken, Hilmi Ziya, Mantk Tarihi, stanbul, 1942, s. 82.

280

damgas yemi ve sembol anlatlar olarak grlp akl tevllere maruz braklmtr.2271 Bu haliyle Kurn yorumlamada aklclarn bir metod olarak kulland sembolize etme anlayyla mucize, keramet ve sihir gibi akl st olaylar ve imn konusu olan gayb hakikatler makul psikolojik vakalar olarak yorumlanmtr. yleki Kurnda hayvan ve canszlarn konumas tehis ve intak sanatlarnn sonucu birer fabl rnei,2272 kyamet sahnelerinin her biri ise evrensel ahlk felsefesinin sembolleri olarak tefsir edilmitir.2273 Bu anlaya gre Allahn ar hakikatte olmayp Onun gcn sembolize eder. stiv da byledir.2274 Tabiat kanunlarn sembolize eden meleklerin, Hz. deme secde etmesi ise kinatn insann emrine verilmesini, eytann secde etmemesi ise insann lemdeki fesad durdurmaya kadir olamayacan sembolize eder.2275Dolaysyla aklclara gre Kurnda anlatld gibi bir dem kssas gerekten mevcut deildir. Bu sembolik yaklam yle bir dozaja ulamtr ki aslnda cennet ve cehennemin olmad, bunlarn salih ve fasit amellere mukabil sevin ve zntler olduu sylenmitir.2276 Kurndaki cennet ve cehennem tasvirlerinin bedevilerin lirik tahayyl yaplarna uygun semboller olduu2277 dahi ifade edilmitir. Hatta Aziz Azme ve Eb Zeyd, Kurndaki kssalarn Araplarn kltrel yapsna gre indiini ve bundan dolay da tarihi hatalar yaptn da iddia ederler.2278 yleki Taha Hseyin, Emin el-Hl, Muhammed Ahmed Halefullah ve Seyyid Ahmet Han gibi aklclar Hz. dem, Hz. brahim ve Hz. smail gibi peygamberlerin tarihi birer ahsiyet deil, hayal sembolik ahsiyetler olduunu bile sylemilerdir.2279 rnein Seyyid Ahmet Han, Hz. demin peygamber ve ilk insan deil, insann mkellef

2271

2272 2273 2274 2275 2276 2277 2278

2279

nal, Ahmet Zeki, aa Kurn Yorumunda Arkoun ve Garaudy, (Tebli), II. Kurn Sempozyumu, Bilgi Vakf Yay., Ankara, 1996, s. 328. Baljon, a.g.e, s. 60; Reit Rza, el-Menr, I, 270271. kbal, Muhammed, The Reconstruction of Religious Thought in Islam, London, 1934, s. 77. ekralev, Abdullah, Burhnul-Furkn ala Saltil-Kurn, Lahor, t.y., s. 262. Reit Rza, el-Menr, I, 281282. Ahmet Han, Tefsrul-Kurn, III, 26; Birk, a.g.e, s. 322. nal, a.g. m, s. 329. Eb Zeyd, Nasr Hamid, Tarihte ve Gnmzde Kurnn Tevli Sorunsal, trc. mer zsoy, sl. Art. Der., c. IX, sy. 14, Ankara, 1996, s. 34. Th Hseyin, fi-iril-Cahiliyy, Drun-Nahr, Kahire, 1995, (II. Bask), s. 33; Ahmet Han, Tefsrul-Kurn, I, 6162; Polat, a.g. tebli, s. 17.

281

olmadan nceki halini sembolize ettiini sylemektedir.2280 Hatta Baljon, Halefullahn Kurn mitolojik bir kitap olarak grdn ifade eder.2281 uras bir gerektir ki; Kurn kssalar, theoria (Yunan dncesindeki ideal bilgi tr) deil, tarihi dayanaklar da olan gerek haberlerdir.2282 Ancak zellikle 19. yy.dan itibaren ayyuka kan sosyo-ekonomik k, kimlik zedelenmesi ve kltrel emperyalizme maruz kalma, Kurn gereine zt gr ve dncelerin makes bulmasna neden oldu.2283 Batnn medeniyet ve metodoloji bakmndan aynen klonlanmaya alld bu dnemde, bat kltr ve aklcln tasdik, takdis ve tecviz eden bir yaklam, arln ciddi bir ekilde hissettirmitir. yleki aklclar Kurnda salt kavramnn muntazam bir hkimiyeti sembolize ettiini, bu sebeple de yeryzne btnyle hkim olan batnn salt gerek anlamyla ifa ettikleri bile sylemilerdir.2284 1947de Msrl Muhammed Ahmed Halefullahla balayan bu anlay kssalar edeb bir balama oturtarak onlarn sembolik ve ustur (uydurma) olduunu, nk anakronik hatalarla dolu olduunu iddia etmi ve kssalar romana indirgemilerdir. Ama akl st nitelikler tayan kssa ieriklerini aklc bir tavrla yok etmektir.2285 Batnn rasyonalist ve pozitivist anlaynn Tevrat ve ncile reva grd kaba ve seviyesiz bu uygulamann bir benzerini ayn uslle Kurn kssalarna uygulayan aklclar, adeta Kurn, Tevrat ve ncille ayn statde grmler2286 ve Kurn kssalarn tpk ncil ve Tevrattaki gibi mitoloji ilan etmilerdir. Oysaki asl mitoloji, vahyin tahrif edilmi halidir. Bu balamda Kurn kssalar Tevrat ve ncildeki mitolojik kssalarnn orijinal halleridir. Dolaysyla Kurn kssalarnn muharref olarak da olsa Tevrat, ncil ve dier kutsal metinlerde gemesi Kurn kssalarnn mitoloji olduunu deil, Kurn kssalarnn tarihi vakalar olduu konusunda adeta antropolojik bir icmann olduunu gsterir.

2280 2281 2282 2283

2284 2285

2286

Ahmet Han, a.g.e, I, 6364. Baljon, a.g.e, s. 59. Grgn, lah Szn Gc, s. 99. engl, dris, Kurn Kssalarnn Tarihi Deeri, IV. Kurn Haftas Sempozyumu, 1718 Ocak 98, Fecr Yay., Ankara, 1998, s. 173174. Baljon, a.g.e, s. 100. engl, a.g. m, s. 175. ayrc. bkz. Kaya, Remzi, Kurn Kssalarnn Tefsr ve Terideki Yeri, Kurn ve Tefsr Aratrmalar, III, stanbul, 2002, s. 510. engl, a.g. m, s. 176.

282

te yandan Kurn, kssalar iin nebe, enb gibi, haber anlamn ifade eden kavramlar kullanarak2287 bunlarn tarihi vakalar olduunu ifade eder. Yine Yce Allah, Nuh, Ad, Semud, Lut ve uayb (a.s.) kssalarn ve Allahn onlar nasl helak ettiini anlattktan sonra, bu kavimlerin bir ksmnn silinip gittiini bir ksmnn da hala ayakta durduunu,2288 hatta Lut kavminin helak edildii yerin yol zerinde bulunduunu2289 ve Araplarn bu kavmin helak kalntlar zerinden srekli gelip getiklerini ifade eder.2290 Bu balamda Yce Allah Kurnn uydurulmu bir sz olmadn,2291 kssalarn gemi mmetlerin ibret verici gerek rnekleri olduu2292 ve peygambere (tarihi) gerekler olarak vahyedildiini2293 ifade ederek kssalarn Allahn vahiy yoluyla ihbar ettii ibretamiz tarihi hadiseler olduunu vurgulamtr. Dolaysyla kssalarn ve ihtiva ettii tarihi verilerin sbtunun en nemli delili bunlarn Allahn szyle (sylemesiyle) bilinmesidir. Allahtan da daha doru szl kim vardr.2294 Artk Allahdan ve Onun sznden baka neye inanacaz.2295 Dolaysyla aklclk kristalinden szan rasyonalizm, pozitivizm, natralizm, sembolizm ve antropolojik, hermentik ve tarihselci okuma tarzlarnn tamam vahyi akla, dini felsefeye, peygamberi de filozofa tenzil eden indirgemeci usllerdir. ndirgemeciliin tarihi ise insanln tarihine eittir. lk indirgemeci, Hz. demi topraa ve amura indirgeyerek secdeyi reddeden eytandr. Bu indirgemecilik beeriyet tarihi boyunca devam etmi ve zellikle Antik ve Aydnlanma a rasyonalizmiyle en sistematik, en kronik ve en deist halini alarak tekml etmitir. Bu sebeple sz konusu srecin retisi olan ve vahyi insann pragmatist karlarna, sekler ve rasyonel beklentilerine gre evirip eviren btn anlama ve yorumlama uslleri son kertede merduttur ve kendi banadr.

2287 2288 2289 2290 2291 2292 2293 2294 2295

Hd 11/49, 10, uar 26/69, Kasas 28/3, Th 20/99, Teabn 64/5, Kehf 18/13. Hd 11/100, Hacc 22/45. Hicr 15/76. Sfft 37/137138. ayrc. bkz. Hicr 15/76, Ankebt 29/35, Zriyt 51/37. Ysuf 12/111. Zuhruf 43/5556. ayrc. bkz. Rad 13/62. Kehf 18/13. Nis 4/87, 122. Csiye 45/6, Arf 7/185. Detayl izah iin bkz. engl, dris, a.g.m, s. 182.

283

F) ERKEN DNEM VE GE DNEM AKILCILIIN BENZER YNLERYLE LGL BR DEERLENDRME Grld zere erken dnem ve ge dnem aklclklar gerek bat dnyasndaki gerekse slm dncesindeki tezahr biimleri, ilkeleri, metodu ve ulatklar neticeler itibariyle byk benzerliklere sahiptir. Aklclk macerasnn menba saylan antik a Yunan aklcl ve onun son dnem mtekmil ve sistematik izdm olan Aydnlanma aklcl kendilerinden nceki mitolojik, mcbir, mtesallit ve muharref vahiy ve din anlaylarna birer tepki olarak organize olmulardr. Bunun sonucu olarak da zelde sz konusu muharref dini, genelde ise sahih anlamda bir din, vahiy ve itikd sistemini farkl tonlarda imha, inkr ya da tevl etmilerdir. Bylece vahyin yardm olmadan da akln hakikate ulaabilecei iddia edilerek, akn olan btn deerlere kar mstani, mtekebbir ve ister fizik isterse metafizik olsun her alann hikmetine ulamaya muktedir bir akl idealize edilmitir. yleki dinsel mitten bilimsel mite bir kay sz konusu olmutur. Artk vahyin btn fonksiyonlar insan hayatnda sfrlanarak aforoz edilip tanrnn zat ve sfatlar determinize edilmitir. Bylece tanrnn hem her an yaratma, murakabe ederek mdahil olma ve mucizelerle lemde muradn infaz etme hem de vahiy yoluyla sosyal hayata mdahale etme yolu tkanmtr. yleki Stoaclar vahyin akln bir rn olduunu dahi sylemilerdir.2296 Antik a aklcl bu haliyle en gl makesini heretik frkalara kar Aristo mantn kullanarak mcadele veren Mutezilede, daha sonra da onlarn takipileri olan Meai filozoflarda bulmutur. Aydnlanma aklclnn kurucu ilhamn, Aristo aklclnn en baarl temsilcileri olan Farb, bn Sn, bn Rd ve bn Bacce gibi Meai filozoflardan aldn dndmzde, antik ala balayan aklcln keskin bir kavisle slm dncesine ynelip itizl ve Meai aklcl oluturmas ve bu aklcln Aydnlanma rasyonalizmini rgtlemesi ve 1850li yllardan itibaren son dnem slm aklcln ina ettiini dndmzde, aklcln tpk bir bumerang gibi gidili gelili olan kronolojik iliki sistemi daha net bir ekilde ortaya kmaktadr. Bu balamda hem son dnem antik a aklcln bir metod olarak benimseyen Mutezileyi ve Meaileri ar bir tasdik ve takdisle

2296

Gkberk, Macit, Felsefe Tarihi, s. 202.

284

sahiplenileri2297 (hatta ada Mutezile olarak isimlendirilmeleri2298) hem de batl aklc ve oryantalistlerin Mutezile ve Meaileri vmeleri2299 bat ve slm aklclnn kken itibariyle Grek rasyonalizmine istinadnn bir sonucudur.2300 Hr iradenin ve akln vahiyden bamsz olarak hakikate ulama istidadna sahip olduu iddias zerine temellenen itizl aklclk, akl-nakil atmasnda mutlak olarak akl tercih etmi ve bu eksende hem dilin imknlarndan hem de gaibin ahide kyas, mtebihin muhkeme hamli ve usl hamse doktrininin sayesinde snnet-i seniyyeyi ve hadis-i erifleri inkr ederek Kurn batan sona rasyonel bir yorum ablonuna oturtmaya almtr. Bu balamda sebep-sonu arasndaki neticenin zorunlu olduu, dolaysyla da mucizelerle Allahn sebep-sonu ilikisini krmasnn muhal olduu iddia edilmi, hatta Kurnn hiss icaz boyutunu ifade eden belaat ve fesahatnn mucize oluu, Kurnn ruhuna ve tarihi gereklere aykr bir icaz teorisi olan sarfe iddiasyla adeta reddedilmitir.2301 Mucizev olaylarn akl st vizyonunu akl tevllere maruz brakarak reddetme yntemi Mutezilenin genel karakteridir. Modernist aklclarn rneklerini detayyla grdmz zere mucize, keramet ve sihir gibi tabii kanunlara muhalif olarak gelien olaan st olaylar tevle tabi tutmalar da sz konusu anlayn devam niteliindedir. yleki metafizik sahaya bile gaibin ahide kyas ya da natralizmle temil edilen bu indirgemeci tavr ar, krs, melek vb. gayb varlklar metafizik mevcudiyetlerini hileyici tarzda aklletirmitir. yleki ilk dnem aklclarn ne id belirsiz faal akla indirdikleri vahiy melei Cebrail, son dnem aklclar tarafndan vahyin ini kanunu ya da Hz. Peygamberin vahyi alma melekesi olarak yorumlanmtr. Hatta bu dnemde cinlerin mikrop, dabbetul-arzn aids, Allahn nurunun elektrik olarak yorumlanmas da sz konusu indirgemeci

2297

2298

2299 2300

2301

Polat, a.g. m, s. 1314; Kotan, evket, a.g.e, s. 229; es-Sibai, Mustafa, es-Snne ve Meknatuha fi Teriil-slmi, Mektebetl-slmi, (V. Bask), Beyrut, 1985, s. 142. Cbir, Usfur, Mefhumun-Nass vel-tizlul-Muasr, bda Dergisi, sy. III, Kahire, 1991; erRm, Fehd b. Abdurrahmn b. Sleyman, tticahtut-Tefsr fil-Karnir-Rabia Aere, Arabistan, 1986, II, 730. Aydnl, Osman, slm Dncesinde Aklleme Sreci, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2001, s. 35. el-Behiy, a.g.e, s. 69. Batdaki akl-nakil atmasnda akln tercih edilip naklin rasyonalize edilmesinde bn Rd felsefesinin ciddi katklar iin bkz. Dzgn, aban Ali, Rasyonalist Dncenin Son Dnem Kurn Yorumuna Etkileri, (Tebli), II. Kurn Sempozyumu, Bilgi Vakf Yay., Ankara, 1996, s. 305306. Arpa, Enver, czul-Kurn Konusunda Farkl Bir Yaklam, A...F. Der., c. XLIII, sy. 1, yl: 2002, s. 8991; Ik, Kemal, Nazzm ve Dnceleri, A...F. slm limleri Enstits, sy. III, Ankara, 1977, s. 107.

285

aklcln bir uzants niteliindedir.2302 yleki Seyyid Ahmet Hann Allahn zat dnda hibir sfatnn olmadn sylemesiyle, Mutezilenin sfat inkrclnn muvafakat hi de tesadf deildir.2303Son dnem modernist aklclarn da tpk Mutezile gibi takdir-i ilah fikrine kar klar, hatta Allahn cebbar olduunu ifade eden yeti,2304 zorlayan deil, krklar tamir eden olarak yorumlamalar,2305 Mutezilenin hr iradeci ve kulu fiilinin halk gren fikr paradigmasyla bire bir paralellik arz eder. Gerek Hristiyanln teslis akidesi gibi pek ok heretik frkann teaddd- kudemaya dayal inanlar ve bunlara kar Aristonun ar tenzhi ve Onu sfatlarndan soyutlayan isbt- vcib teorisinden istimdatta bulunma gerekse Abbasi sultasnn keyfi ynetiminin nndeki engelleri kaldrmak iin Mutezile, halkulKurn teorisini oluturmutur.2306 Bu teori Kurnn sosyal artlar erevesinde olutuunu kuvvetle ima eder. Bu ekilde yaratlm bir Kurnn, deien artlar gereke gsterilerek, sosyo-politik ortamda Abbasi sultasna ciddi bir meruiyet destei salad ise gayet aktr.2307 Bu ise potansiyel bir tarihselciliktir.2308 stelik Mutezilenin Kurn, Allahn kelm olarak kabul etmemesiyle adeta beer dzlemin bir neticesi saylan Kurnn, bir beer( itihat) tarafndan akl yorumlarla almas ise kanlmaz olur.2309 nk Kurn Allah kelm olarak grmemek ya onu o tarihin rn saymak demektir ya da Hz. Peygamberin abkariyyesinin.2310 Her iki durum da Kurnn tarihsel olmas sonucunu dourur. Dolaysyla tarihselcilii Mutezileye kadar gtrmekle ileri gitmi saylmayz.2311 stelik son dnem aklclarn vahiy-olgu ilikisini halkul-Kurn teorisiyle delillendirmeye almalar da bu sebeple hi de tesadf deildir.2312 Mutezileyi takdis eden son dnem aklclar, tpk onlar gibi nzlnden nce levh-i mahfzda bulunan bir
2302 2303 2304 2305 2306

2307

2308 2309 2310 2311 2312

Cndiolu, Dcane, Tefsrde Helenizm, Bilgi ve Hikmet, Gz, 1993/4, s. 161162. Dzgn, aban Ali, Seyyid Ahmet Han ve Entellektel Modernizmi, Ankara, 1997, s. 59 vd. Har 59/23. Baljon, a.g.e, s. 7980. Watt, W. Montgomery, slm Dncesinin Teekkl Devri, trc. Ethem Ruhi Flal, Umran Yay., Ankara, 1981, s. 225. Aydn, Mustafa, tizl Tarihselcilik ve slm, Marife Der., yl: 3, sy. II, Konya (K), 2003, s. 372. Aydn, a.g. m, s. 371; Gne, Kamil, slm Dncesinde Aklclk, s. 566. Gne, a.g.e, s. 564. Mustafa Sabri, a.g.e, IV, 19. Polat, a.g. m, s. 17. Eb Zeyd, Nasr Hamid, en-Nass es-Sulta el-Hakka, el-Merkezus-Sekfil-Arab, (I. Bask), Beyrut, 1995, s. 33.

286

Kurn tasavvurunu reddederler.2313 Bylece Kurnn nzlnden nce elimizdeki haliyle Allahn ilminde olduunu reddederek Allahn sosyal alana ilikin bilgisinin mutlak olmadn ima etmilerdir. Hem Mutezilenin hem de modernist aklclarn Kurnn fesahat ve belaatn muciz grmemeleri, onu Allahn kelm sfatnn dndan bir kaynaa isnat etmelerinin doal bir sonucudur. Grld zere daha ok d etkilerle organize edilmi olmalar, din karsnda felsefeyi, vahiy karsnda akl ncelemeleri olmalar, akl-vahiy atmasnda akl vahye tahkim etmeleri ve Kurn bu erevede yoruma tabi tutarlarken umumiyetle snnet ve hadisleri inkr etmeleri, mucize, cin, melek, ar, krsi vb. olaan st ya da gayb fenomenlerden bahseden yetleri akla ve tabiat kanunlarna gre anlamak istemeleri ve Allahn zat, sfat ve fiillerini kulun hrriyeti ve dokunulmazl adna determinize etmeleri erken dnem aklclkla ge dnem aklcln benzer ynleridir. Bu benzerliin temel nedeni ise direkt ya da endirekt olarak iki aklcln da Yunan aklclna dayanyor olmalardr.

2313

Polat, a.g. m, s. 14.

287

SONU Yce Allah insann mevcudiyet bulduu ilk andan itibaren vahiyle insanla yol gstermi ve onlara rza-i bariyi ve saadet-i dareyni kazandracak sahih bir akidenin temel unsurlarn ve ubudiyet hayatnn inceliklerini saysz nebiyy-i muhteremler araclyla telkin etmitir. deal bir sorumluluk bilincinin aklla vahyin ittisaliyle gerekleiyor olmasndan dolay Yce Allah, insann ontolojik misyonunu icra ve ifa etmesini doru bir ekilde salamas iin ayn zamanda insana en nemli nimeti olan akln; deerini, gcn, snrn ve misyonunu da bildirmitir. Bylece madde ila mana, dnya ile ahiret, zahir ile batn ve akl ile kalp dengelenmi ve aklvahiy, akl-bilgi ve akl-imn ilikileri balamnda delilleri Yce Allah tarafndan verilmi ve insan sahih inanca tevik edici bir tefekkr mekanizmas tesis edilmitir. Bu balamda vahiyden mstani bir ekilde akln imn hakikatleri, gayb ve ehadet leminin hikmetlerini idrk etmeye muktedir olduuna ilikin idiia ok salkl grnmemektedir. Tanry pasifize edip vahyi beer bir olguya indirgeyen ve akl ve insan takdis eden Yunan aklclnn ulat neticelerin Kurnla oluturduu paradokslara baktmzda bu durum daha da tebellr etmektedir. Dolaysyla akl vahye, felsefeyi dine ve filozofu peygambere takdim ve tahkim eden btn dnce sistemleri vahiy d ve kart bir fikr rgtlenmenin neticeleridir. te bylesi bir fikr kaos ikliminin organize ettii Yunan aklcl evveliyatnda bulunan ok tanrl mitolojik dinin irrasyonel tahakkmn ykmak iin zelde bu dini anlay genelde ise sahih bir din ve vahiy dhil akn ve akl st btn kavram ve deerlere kar sonu inkrla biten materyalist bir tavr gelitirdi. Be duyunun dnda kalan her eyi inkr etmeye dayal bu anlaya kar tanr fikrini n plana kartan Sokrat, Eflatun ve Aristo gibi filozoflar hem materyalizme hem de usturelerle dolu mitolojik dine prim vermeyen rasyonel bir metafizik gelitirme ihtiyac duydular. Bylece akl, Allahn zat ve sfatlar dhil her trl metafizik hakikati teakkl, tespit ve tayin gibi takat st bir ykn altna sokuldu. Ulat neticeler itibariyle de dinsel miti ykt ve kat materyalizmi ve tanrtanmazl frenledi ama kendisinin bir mitoloji ve topya olmasna engel olamad. Hulef-i Raidn dneminin sonlarna doru balayan itikd, sosyal ve siyasal tefesshe akl bir zm gelitirme istei, corafi gelimeyle teolojik eitliliin artmas ve bunun sonucunda heretik ve materyalist inanlarn Yunan ateist

288

felsefelerden istifade ediyor olular, bunlar sadece mminler iin delil olan Kurnla ikna ve imha edemeyeceini dnen Mutezileyi Yunan aklclndan zellikle de muvahhit saydklar Aristo mantndan istifade etmeye sevk etti. Bu balamda aklclk hem ar agnostik ve heretik teolojilere kar Kurnla delil getirmenin yeterli olmayaca kanaatinin motivasyonuyla vahyi akl argmanlarla savunma isteinin hem de mezheplemenin artmasyla oluan ideolojik Kurn okumasndan doan yorum kaosunu akl prensiplere dayal bir anlama uslyle zme lksnn ortak sonucudur ve saptamalar itibariyle sistematik bir btnle sahiptir. rnein; Mutezile Hz. sann Allahn olu ve ilah olduunu iddia ederek ona kdem atfeden Hristiyanlara kar Aristo mantnn ve metafiziinin de yardmyla itiraz ederken ayn zamanda Kurnn Allahn kelm olmadn syleyerek halkul-Kurn iddia etmitir. Bylece sann Allahn kelimesi olduu iin ilah ve kadim olduunu savunan Hristiyanlara kar koyabilmek iin Mutezile ayn zamanda teaddd- kudema riskine maruz kalmayacak ekilde Kurnn kelmullah olduunu reddetmitir. zellikle tercme faaliyetleri ve felsef medreselerin etkinliiyle slm dncesinde kuvvetli makesler bulan aklclk, gaibi ahide ve mtebih yetleri muhkem olanlara hamlederek akl vahye tahkim ve takdim etmitir. Bunun sonucu olarak da akln vahiyden mstakil olarak iyi ve kty tespit ve tayin edebilecei, kulun fiilinin halk olduu, sfatlarn reddi, Kurnn yaratlml ve ryetullahn inkr gibi Kurnn hem ibaresine hem de manev ardiyesine muhalif pek ok akl yorum ortaya kmtr. Bir dereceye kadar vahyin mant iinde meruiyet temelleri aranabilecek bu aklc yorum anlay, Meai filozoflarn vahyin lafzn tamamen iptal etmeleri ve felsef yorumlar yetlere giydirmeleriyle yerini, Kurnla telifi imknsz daha kat bir aklcla brakt. Aristo mantk ve metafizik kuramyla Kurn yorumlayan bu aklclkla cesetlerin har inkr edilmi, lemin kadim olduu ve Allahn czileri bilmedii gibi Kurna aykr pek ok yorum olumutur. yleki Farbde net dier Meailerde ise ima edilmi olarak grrz ki artk aklclk; akln vahye, felsefenin dine ve filozofun peygambere eit (hatta stn) olduunu iddia etmi ve bn Rvend ve Eb Bekir er-Rz gibi filozoflarla aklclk en heretik ve ilhad neticelerini vermi ve vahyin gereksizliine hkmetmitir.

289

Tpk Yunan aklclnn mitolojik din tasavvuruna tepki mahiyetinde gelitii gibi kilisenin irrasyonel dogmalarna kar akl n plana karan Aydnlanma felsefesi bn Rd, bn Sn, Farb ve bn Bacce gibi Meai aklclarn eserleriyle Antik Yunan aklclnn devam mahiyetinde bir yaplanma sergilemitir. Bylece din akl tarafndan ikinci defa sigaya ekilmitir. Nihayi tahlilde ise bilimin terakkisiyle oluan pozitivizmin etkisiyle deney ve gzlemle test edilemeyen ve be duyu organn aan her trl bilgi ve haber reddedilmitir. Bu ortam iinde batl ilahiyatlar tahrif edilmi ncilleri bilimin aklclna ezdirip yok ettirmektense bunlar rasyonel yorumlara tabi tutmay tercih etmiler ve her ne kadar vahyin lafz tarihsel ve geersiz olsa da lafza mevcudiyet veren rasyonel ilkenin evrensel olduunu syleyerek din, vahiy ve kutsal kltrn korumaya almlardr. Dinle felsefenin ve aklla vahyin arasndaki bu atmann sonucu olarak topluma rasyonel bilginin egemen olmas ve vahyin sosyal hayattan ihracna paralel olarak batnn ekonomik ve teknolojik gelimeye ulamas, sosyo-ekonomik bir kaosun ortasnda bulunan slm toplumu iin bir kurtulu aresi olarak algland. Modernizm talebi ve oryantalizmin ortak etkinliiyle birlikte aklclk, bu kaostan kurtuluun tek aresi olarak grlmeye ve uursuzca tatbik edilmeye baland. yleki ilacn kullanmad iin iyilemeyen hastann iyilememesinin hesabn hastaya deil, ilaca sorarcasna geri kalmln hesab Kurnla amel etmesi gerektii halde bunu terk eden Mslmana deil, Kurna soruldu. Bu balamda bat dnyasndaki tatbikatna aynen sadk kalnarak Kurn rasyonel bir okumaya tabi tutulmu ve ahkm ve etkinlii sistematik olarak hayat saflarndan tard edilmitir. Kltrel, sosyal ve hukuk adan bat dnyasn idealize eden bu anlay, bat aklclnn ncile tatbik ettii kat rasyonalizmi Kurna da reva grm ve adeta Kurn bir beer rn derekesine indirmilerdir. Tatbikattaki ayak balarn ortadan kaldrmak iin de hadisler toptan inkr edilmi, snnet kavramna ise tabii din tanmna uygun antropolojik bir anlam yklenmitir. Bylece aklclar tarihselcilik, hermentik ve antropolojik okuma gibi beer metinler iin ihdas edilmi anlama usllerinin eliinde Kurn indii aa hapsetmilerdir. Hatta inanla ilgili yetler bile orta a zihniyetine mahsus ifadeler olarak grlm ve Allahn zat ve sfatlar dhil pek ok yetin bugn iin olduundan farkl anlamlar ihtiva ettii dahi sylenmitir. te yandan mucize, keramet ve gayb anlatlar gibi akl st yetlerin anlamlarnn

290

sembolik olduu ifade edilerek kat bir natralizmle yet ierikleri aklletirilmeye allmtr. Akl insan dier mahlkattan ayran alamet-i farika vasftr. Onun doumla getirilen vehb bir temeli ve sonradan tecrbe, deney ve gzlemle gelitirilen kesb bir yn vardr. Bu adan onu a priori bilgilerin ambar olarak gren her anlay, akln fonksiyonlarn btnsel olarak kavramaktan uzak olduu iin daha ilk kertede nakstr ve Kurnn insann annesinin karnndan hibir ey bilmez bir halde karldna ilikin yetiyle tezat oluturur. Akln mahiyeti tpk ruhun durumu gibi akl st bilinemezlik vasfna sahiptir. Bunlar hakknda ise vahyin ihbar olmakszn nazar, istidlal ve kyasla tespit ve tayinler yapmak Kurnn ifadesiyle recmen bilgayb (gayba ta atmak)tr. nk bu alanla ilgili insana ya ok az bilgi verilmitir ya da hi bilgi verilmemitir. Dolaysyla da kendi mahiyetini idrk edemeyen bir akln vahiyden mstani bir tavrla hakikatin bilgisine ulaabilmesi muhal stne muhaldir. Bu gerekten dolay Kurn, akla ve tefekkre belli bir koordinat, misyon, snr ve deer atfederek ona bir dereceye kadar tefekkr bir dereceden sonra da imn telkin eder. Akl mikro kozmozdan makro kozmoza kadar varlk sahasndaki delilleri Kurn referanslaryla birlikte taakkl edip Allahn varlna, birliine, Kurnn Onun sz, Hz. Peygamberin de son peygamberi olduuna imn eder. Bu aamadan sonra akln Kurnda karlat gayb varlk ve fenomenlerin ve mucize gibi fevkal-akl hadiselerin shhati konusundaki akl tatmin, Allahn epistemolojik gvenilirliine braklr. Bu adan mtebih yetler karsnda tevli deil, teslimiyeti tercih edenlerin vlmesi olduka manidardr. Bu sebeple akln insan imna ulatrarak saadet-i dareyni kazandrmak gibi bir misyonu ve vahyin mtebih slupla kapal konutuu ya da hakknda skt ettii alan bilememek gibi bir snr vardr. Gaybn sadece vahiy yoluyla peygamberlere bildirileceine ilikin temel yaklam da bu balamda byk anlam ifade eder. Bu sebeple gerek Yunan gerekse slm felsefesinde akln ontolojik kimlii ve onu mstani ve muktedir olarak resmetme idealiyle ilgili btn sylenti ve teoriler son tahlilde Kurn bir grnm arz etmez. Kurnn tebli, tebyin, talim ve tezkiye yetkisi ve ismet, fetanet, sdk ve emanet sfat olan bir peygamber araclyla insanla sunuluunu ve Kurnn her anlam birimini, Ona Kurnla birlikte verilen hikmet ve gayr- metluv vahiy yoluyla beyan ettiini, bu beyanlarn da ilh

291

muvafakata sahip olduunu dndmzde vahyi, peygamber faktrn devre d brakararak anlama ve yorumlamann dini boyuttan uzak olduunu rahatlkla ifade edebiliriz. Bu sebeple muharref din metinlerin tad akl zafiyetlere kar onlar rasyonalize etmek iin ihdas edilmi okuma biimleri ve ona dayal aklc yorum anlay Kurnn ilahi tabiatyla kan uyumsuzluuna sahiptir. Buna ramen aklcl Kurna tatbik etmek, Kurn beer bir fenomen olarak grmeye dayal bir bilin altnn deifresi gibidir adeta. Onun doru anlalmas, eyrek asr boyunca kalbine inerek kendisiyle yaama dnt peygamberin sz, fiil, takrir ve terkleriyle vcut bulmu snnet-i seniyyeyi ve snnetin tesis ettii sahbe neslini analiz etmekle mmkndr. Ayrca onun yetlerinin ini sebeplerini ve btnsel anlamlarn kavrama ve imn, ihls ve itaatle vahyin gereini yaama, Kurn doru anlamann temel kriterleridir. Dolaysyla Kurnn bir mmin tarafndan anlalmasyla bir oryantalist tarafndan anlalmas arasnda metot ve neticeler bakmndan byk farklar vardr. nk Kurn, okuyucusuyla diyaloga girip onun hayatnda kendi anlamn ina eden zne kitaptr. Bu balamda imn, Kurn anlamada oryantalistlerin iddia ettii gibi objektif anlamann nnde bir engel ya da bir n yarg deil bir nbilgi ve arnmadr. Bu arnma olmakszn insan mahpus bulunduu kltrel enlem ve boylam iindeki tarihselliinin, nefsinin ve eytan faktrnn etkisiyle Kurn her trl neticeyi istinbat edecek tarzda okuyabilir. Bu sebeple hurafe ve mitolojilerin din diye lanse edildii bir kaos ortamnn reaksiyonerleri olan erken ve ge dnem aklclklar, akla bir deer, snr ve misyon atfeden Kurnn bir rn olmad iin vahyi tahrif derecesinde bir tevl metodolojisi nermesi sebebi ile de son tahlilde kendi bana bir grnm arz eder.

292

BBLYOGRAFYA Kurn- Kerm A. Aullord, Fransa nklbnn Siyasi Tarihi, ev. Nazm Doray, Trk-Tarih Kurumu Basmevi, Ankara, 1987. A.M. Goichan, bn Sn Felsefesi ve Orta a Avrupasndaki Etkileri, ev. smail Yakut, stanbul, 1986. Asam, Abdulemir, Tarhu bnir-Rvend el-Mlhid, Beyrut, 1975. Abd, Abdullatif, Uslul-Fikril-Felsef nde Ebi Bekir er-Rz, Kahire, 1977. Abduh, Muhammed, Risletut-Tevhd, Drul-Merif, Kahire, 1966. _________ Tefsru Czi Amme, Matabiu-ab, Msr, t.y., _________Tefsrul-Menr, Beyrut, t.y., Abdulbaki, Muhammed Fuad, Muceml-Mfehres li Elfzil-Kurnil Kerm, elMektebetl-slmiyye, stanbul, 1982. Abdulhalim Mahmud, el-slm vel-Akl, Drul-Merif, Msr, 1988. Abdulkadir Ata, Azametul-Kurn, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, Abdurrezzak, Mustafa, Temhd li Tarhil-Felsefetil-slmiyye, Lecnett-Telif vetTerceme ven-Ner, 1944. cir, Eb Bekir Muhammed b. el-Hseyin, Kitbut-Tasdik bin-Nazar ilal-Allahi Teala fil-Ahira, thk. Muhammed Gyasul-Canbaz, Daru Almul-Ktub lin-Ner vet-Tevzi, Beyrut, 1405/1985. Acl, bn dris, Kitbus-Serir, el-Mektebetl-lmiyye, Kum, ran, 1390. Akgen, Alparslan, Bilgi Felsefesi, nsan Yay., stanbul, 1992. __________ slm Bilim ve Felsefe Anlay, sl. Art., yl. 1990, c. IV, sy. 3. Adams Charles J., Bir Filozof Olarak Fazlurrahmn, ev. Bilal Kupnar-Ahmet T. Yksel, slmi Aratrmalar, c. IV, sy. 4, Ankara. Advar, Abdulhak Adnan, Tarih Boyunca lim ve Din, Kenan Matbaas, stanbul, 1994. Akdemir, Salih, Msteriklerin Kurn- Kerm ve Hz. Muhammede (s.a.v.) Yaklamlar, A...F. Der., Ankara, 1989, XXXI. Akgl, Mehmet, Modernleme anda slm Dnyasnn Deiim Sreci ve Din Anlaynda Yaanan Krlma, Maklt, 1991/1.

293

Akk, Halid Abdurrahman, Uslt-Tefsr ve Kaviduh, Drun-Nefis, Beyrut, 1986. Akkad, Abba, Kitbun fi Neetil-Akidetil-lahiyye, Drul-Merif, Kahire, 1964. Akseki, Ahmet Hamdi, slm, stanbul, 1966. Aktay, Yasin, Anlama Vahiy ve Tarih, Vahyi Yorumsama Deneyimlerinin Eletirel Bir ncelemesi, Tezkire, sy. V, 1993. _________ Objektivist ve Relativist fadeler Arasnda Kurn Anlama Sorunu, II. Kurn Sempozyumu, (Tebli), Bilgi Vakf Yay., Ankara, 1996. ________Tarihselcilikteki Huzur radesi, III. Kurn Haftas Kurn Sempozyumu, 1319 Ocak, 1997, Ankara, 1998. Albayrak, Halis Kurnda nsan Gayb likisi, ule Yay., stanbul, 1996. ________ Kurnn Btnl zerine, ule Yay., stanbul, 1998. Ali Harb, Nakdul-Hakka, el-Merkezl-Sekfiyyul-Garbi, Beyrut, 1993. Ali zzet Begovi, Dou ve Bat Arasnda slm, ev. Salih aban, nehir Yay., stanbul, 1989. Aliyyul-Kari, Fkh Ekber erhi, Msr, 1905. Alper, Hlya, mnn Psikolojik Yaps, Rabet Yay., stanbul, 2002. Altnta, Hayrani, bn Sn Metafizii, Ankara, 1985. Altunta, Halil, Kurnn Tercmesi ve Tercme ile Namaz Meselesi, T.D.V. Yay., Ankara, 1988. Alvn, Taha Cabir, ada Dnce Krizi, ev. Burhan Krolu, stanbul, 1415/1994. Amir, Ebl-Hasen, el-Emed alal-Ebed, nr. E. K. Rowson, Beyrut, 1979. Ammr, Muhammed, el-slm ve Felsefetul-Hkm, Dru-uruk, Kahire, 1989. ________ el-Mutezile ve Mukiletul-Hurriyyetil-nsaniyye, Kahire, 1408/1988. ________Mutezile ve nsann zgrl Sorunu, ev. Vahdettin nce, Ekin Yay., stanbul, 1998. Ardoan, Recep, Mutezileye Gre Allaha mn Konusunda Akln Gc ve Sorumluluu, Marife, sy. 3, yl: 3, K, 2003. Ark, Emin, Ateizmden nanca, Marifet Yay., stanbul, 1997. Aristotales, Metafizik, ev. Ahmet Arslan, zmir, 1996.

294

Arkoun, Muhammed, el-Fikrul-Arabiyy, trc.: Adil Havva, Menuratu Uveydt, III. Bask, Beyrut, 1985. _______ Tarhiyyetul-Fikril-Arabil-slm, Beyrut, 1986. Armaan, Mustafa, Gelenek ve Modernlik Arasnda, nsan Yay., stanbul, 1995. Arpa, Enver, czul-Kurn Konusunda Farkl Bir Yaklam, A...F. Der., c. XLIII, sy. 1, yl: 2002. Arslan, Abdurrahman, Seklerizm; Akleden Kalbin Paralan, Bilgi ve Hikmet, Bahar, 1993/2. Arslan, Ahmet, Felsefeye Giri, Vadi Yay., Ankara, (IV. Bask), 1999. _______ lk a Felsefe Tarihi, Ege niversitesi Basmevi, zmir, 1995. _______ Keml Paazdenin Felsef Grleri, eyhul-slm bn Keml, Ankara, 1989. Arslan, Hsamettin, Epistemolojik Cemaat, Paradigma Yay., stanbul, 1992. Asm Efendi, Kms Tercemesi, stanbul, 1304. sim, Abdurrahman b. Muhammed en-Necdi, Mecmu Fetv bn Teymiyye, Riyad, 1382. Askalan, bn Hacer, Tehzbut-Tehzb, Beyrut, 1968, VII, 71. Aster, Ernst Van, Bilgi Teorisi ve Mantk, ev. Macit Gkberk, stanbul, 1972. Atay, Hseyin, slmn Evrensel lkeleri, A...F. slm limleri Enstits Dergisi, ayr basm, Ankara, 1975. _______ Kurnda Bilgi Teorisi, A...F. Der., XVI. _______Kurnn Anlalmasna Ait lkeler, E...F.Dergisi Yay., sy. 8, Kayseri, 1992. Attas, S.Nakib, slm Seklerizm ve Gelecein Felsefesi, ev. Mahmut Erol Kl, nsan Yay., stanbul, 1995. Ayasbeyolu, A. Nevzat, bn Rdn Felsefesi, 1955 _______, slmn Eitimimize Getirdii Deerler, M.E.B. Yay., y.y., t.y. Aybakan, Bilal, Kurn (Vahiy) Monolog mudur Diyalog mudur?, Kurn ve Tefsr Aratrmalar, III, Ensar Ner., stanbul, 2002. Aydn, Ali Arslan, slm nanlar ve Felsefesi, DB Yay., Ankara, 1964. Aydn, Hayati, Kurnda nsan Psikolojisi, Tima Yay., stanbul, 1999.

295

Aydn, Hseyin, yinin ve Ktnn Belirlenmesinde Akln ve Vahyin Rol, Marife, yl: 1, sy. 2, Konya, 2001, (Gz Dnemi). Aydn, Mehmet S., Din Felsefesi, stanbul, 1992. ________Din Felsefesi, Seluk Yay., Ankara, 1992. _______Dnyevileme, slmiyat, IV, 2001/3. _______ Fazlurrahmn ve slm Modernizmi, slmi Aratrmalar, c. IV, sy. 4, Ankara, 1990. ________slm Rasyonellik zerine Baz Dnceler, II, Uluslar aras slm Dncesi Konferans, stanbul, 1997. ________Modernleme abalar ve Kurnn Yeniden Okunuu, Kurn Haftas Kurn Sempozyumu, 1319 Ocak, 1997. ________ Rasyonel Dnce ve slm Modernizmi, Birinci slm Dncesi Sempozyumu, Beyan Yay., stanbul, 1995. ________Allahn Varlna nanmann Akllii, slmi Aratrmalar, sy. 2, Ekim, 1986. Aydn, Mustafa, tizl, Tarihselcilik ve slm, Marife Der., yl: 3, sy. II, Konya (K), 2003. _______lk Dnem slm Toplumunun ekillenii, Pnar Yay., stanbul, 1991. Aydnl, Osman, slm Dncesinde Aklleme Sreci, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2001. _______ Mutezile Ekol, Teekkl lkeleri ve slm Dncesine Katklar, Marife, yl: 3, sy. 3, Konya (K), 2003. Aydnl, Yaar, Farbnin Nbvvet retisi, slmi Aratrmalar, c. II, sy. VIII, Austos, 1988. Aziz Ahmed, Hindistanda Modernizm ve slm, ev. Ahmet Kskn, stanbul, 1990. ______Modernizm ve slm, ev. Ahmet Kskn, Yneli Yay., stanbul, 1990. Badd, Abdulkhir b. Tahir, el-Fark Beynel-Firak, Kahire, 1965. ______Mezhepler Arasndaki Farklar, ev. Ethem Ruhi Flal, Ankara, 1991. ______Uslud-Din, Matbatud-Devle, stanbul, 1928. Badd, Hatip Hafz Eb Bekir Ahmet b. Ali b. Sabit, Tarhu Badd ev Medyenetus-Selam, Matbaatus-Saade, 1931/1349.

296

Baljon, M.S., Kurn Yorumunda ada Ynelimler, trc. aban Ali Dzgn, Fecr Yay., Ankara, 1994. Barbier, Maurice, Modern Bat Dncesinde Din ve Siyaset, ev. zkan Gzel, Kakns Yay., stanbul, 1999. Bashir Ahmad, Religious Thought of Seyyid Ahmet Khan, Lahore, 1971. Baer, Vehbi, Modernizm ve Postmodernizm Arasnda Kutsaln Yitirilii, slmiyat, IV, 2001, sy. 3. Bayrakl, Bayraktar, Din Eitiminde Akln Yeri, Din Eitimi Aratrmalar Dergisi, 1999, sy. 6. Bayraktar, Mehmet, Evrimci Yaratl Teorisinin Tarihi, Ankara, 2001. _______slm Dncesi Etkilenmesi ve Etkilemesi, slmiyat, c. VII, sy. 2, Nisan-Haziran, 2004. _______ slm Felsefesine Giri, T.D.V. Yay., Ankara, 1997, XIII. Bedev, Abdulmecid Ebl-Fluh, et-Tarhus-Siyasiyye vel-Fikriyye lil-

Mezhibis-Snniyy fil-Merikl-slmiyy Minel-Karnil-Hms el-Hicri Hatta Sukti Badd, Drul-Vefa lit-Tbaven-Ner vet-Tevzi, el-Menura, 1988. Bedev, Abdurrahman, Mezhibul-slmiyyin, Drul-lmi lil-Melayin, Beyrut, 1971. ________Min Tarhil-lhd fil-slm, Beyrut, 1980. Behiy, Muhammed, slm Dncesinin lahi Yn, ev. Sabri Hizmetli, Fecr Yay., Ankara, 1992. Bekarolu, Mehmet, Antik Akl ve Aydnlanma, Bilgi ve Hikmet, Bahar1993/2. _______Bir Anahtar Kavram Akl I. slm Dncesi Sempozyumu Beyan Yay., stanbul, 1995. Berthol, W.slm Medeniyeti Tarihi, trc. M. Fuada Kprl, D..B. Yay., Ankara, 1963. Bertrand Russel, Bat Felsefesi Tarihi, ev. Muammer Sencer, stanbul, 19691970. Beer, Vehbi, Sosyal Bilimler Asndan Kutsal Metinlerin Anlalmas, II. Kurn Sempozyumu (Tebli), Bilgi Vakf Yay., Ankara, 1996. Beyhk, Eb Bekir Ahmed b. Hseyin, Kitbul-Esm ves-Sift, Darl-Ktbillmiyye, Beyrut, t.y. _______ es-Snenl-Kbr, Beyrut, t.y.

297

Bilmen, mer Nasuhi, Muvazzah lmi Kelm, Bilmen Yay., stanbul, 1972. Binder, Leonard, Liberal slm, ev. Ysuf Kaplan, Rey Yay., Kayseri, 1996. Birand, Kamran, Manev limler Metodu Olarak Anlama, Kamran Birand Klliyat, Aka Yay., stanbul, 1998. _______Manev limler Metodu Olarak Anlam, A...F. Yay., Ankara, 1960. Birk, Abdulhamit, Hint Altktas Dnce ve Tefsr Ekolleri, nsan Yay., stanbul, 2001. Bolay, Sleyman Hayri, Akl md. T.D.V.slam Ansiklopedisi., II ______Aristo Metafizii le Gazzl Metafiziinin Karlatrlmas, Klem Yay., stanbul, 1980. ______E. Boutrouxda Zorunsuzluk Doktrini, M.E.B. Yay., stanbul, 1989. _______Trkiyede Ruhu ve Maddeci Grn Mcadeleleri, Aka Yay., (IV. Bask), Ankara, 1995 Bucaille, Maurice, Kurn Byk Mucize, slm ve Bilim , Seha Ner., stanbul, 1993. Buhr, Abdulaziz, Alaauddin, Keful-Esrr al Usli Pezdevi, Derseadet. Bulut, Halil brahim, Mutezile Mezhebinde Nedensellik Tartmalar, Marife, sy. 3, yl: 3, Konya (K), 2003. Bt, M. Said Ramazan, Kurn Kermin Evrensellii, ev. dris engl, Tasavvuf lmi ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 1, sy. 1, Ankara, 1999. Cabir, Usfur, Mefhumun-Nass vel-tizlul-Muasr, bda sy. III, Kahire, 1991. Cbir, Muhammed Abid, Arap slm Aklnn Oluumu, trc. brahim Akbaba, stanbul, 2000. _______Bnyetl-Aklil-Arab, el-Merkezs-Sekfil-Arab, Beyrut, 1991. _______ el-Aklus-Siyasi el-Arab, Beyrut, 1990. Chz, Amr b. Bahr, Kitbul-Hayevn, Msr, 1947, Kahire, 1965. _______ Resilu Chz, thk. Abdusselam Harun, Kahire, 1979. Canatan, Kadir, Gelenek Din ve Modernite (Eilimler ve Kkler), Bilgi ve Hikmet, K, 1995, sy. IX. Candan, Abdulcelil, Kurn Tefsrinde Sapma Nedenleri, Denge Yay., stanbul, 2000.

298

Crullah, Musa, Kitbus-Snne, ev. Mehmet Grmez, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2000. Celal, Nevzi, Trk nklb, haz. Receb Durmaz, Kakns Yay., Cerraholu, smail, Kurn Tefsrinin Douu ve Buna Hz Veren Amiller, A.. Basmevi, 1968. ________ Tefsr Tarihi, Ankara, 1988. Cevdet, Said, Bireysel ve Toplumsal Deiimin Yasalar, ev. lhan Kutluer, nsan Yay., stanbul, 1998, (IV. Bask). Cevizci, Ahmet, Ortaa Felsefesi Tarihi, Bursa, 1999. Charnay, Jean Paul, slm Kltr ve Toplumsal Ekonomik Deiim, trc. Adnan Blent Balolu, Osman Bilen, T.D.V. Yay., Ankara, 1997. Collingwood, R.G., Tarih Tasarm, ev. Kurtulu Diner, Gndoan Yay., Ankara, 1996. Collini, Stefan, Sonlu ve Sonsuz Yorum, Umberto Eco, Yorum ve Ar Yorum, trc. Kemal Atakay, Can Yay., stanbul, 1996. Corbin, Henry, slm Felsefesi Tarihi, ev. Hseyin Hatemi, stanbul, 1986. Cottingham, John, Aklclk, ev. Blent Gzkan, stanbul, 1995. Cuz, Muhammed Ali, el-Akl vel-Kalb fil-Kurn ves-Snne, Drul-lmi lilMelayin, Beyrut, 1983. Cndiolu, Dcane, Kurn Anlamann Anlam, Tibyan Yay., stanbul, 1995. _______Szn z, Kelm- lahinin Tabiatna Dair, Tibyan Yay., stanbul, 1996. _______Tefsrde Helenizm, Bilgi ve Hikmet, Gz, 1993/4. Crcn, Seyyid erif, Kitbut-Tarft, stanbul, 1300. Cveyn, mmul-Harameyn, Ebl-Meal, Kitbul-rd la Kuvvatil-Edille fi Uslil-tikd, thk. Muhammed Ysuf Musa, eyh Ali Abdulmunim Abdulhamid, Mektebetl-Harici, Kahire, 1950. el-Burhn fi Uslil-Fkh, Katar, 1978. aatay, Neet-. Agh ubuku, slm Mezhepleri Tarihi, Ankara, 1976. akn, Kamil, Hads nkarclar, Seba Yay., Ankara, 1998. alkan, smail, Siyasal Tefsrin Oluum Sreci, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2003. antay, Hasan Basr, Kurn Hkim ve Meal-i Kerm, Elif Ofset, stanbul, 1404/1984.

299

ekralev, Abdullah, Burhnul-Furkn ala Saltil-Kurn, Lahor, t.y., elebi, lyas, slm nan Sisteminde Aklclk ve Kd Abdlcebbr, Rabet Yay., stanbul, 2002. elik, mer, Aydnlk Din, Gelenek ve Modernite, Bilgi ve Hikmet, K1993/1. _______ slmc Gelenek ve Geleneksel slm, (Perspektivizm ve Kutsallk Dilemmas), Bilgi ve Hikmet, K1990, sy. 9. _______ Modern drakin Tabii Hslas Ya da Tarihin Krlm Evresinde Son Arayn Dili, Bilgi ve Hikmet, Bahar, 1993/2. etin, smail, John Lockede Tanr Anlay, Vadi Yay., Ankara, 1995. etin, Mustafa, Kurn Anlamak, Diyanet lmi Dergi, c. 30, sy. 1, Ocak-ubatMart, 1994. ______Kurn Kermi Anlama Usl, Akyol Ner., zmir, 1980/1400. ifti, Adil, slm Yeniden Dnmek, Ankara, 2000. ubuku, gah, Nakilcilik ve Aklclk, A...F. slmi limler Enstits, sy. 3, Ankara, 1997. Da, Mehmet, Earde Bilgi Problemi, slmi limler Enstits Dergisi, IV, Ankara, 1980. _______ Mutezile Mezhebine Ehl-i snnetin snad Kraatler Tevkif Deil tihaddir, Marife, yl: 3, K, 2003. Darekutn, Ahbru Amr b. Ubeyd, thk. Joseff Van Ess, Beyrut, 1967. Drim, Osman b. Said, er-Redd all-Cehmiyye, nr. Gosta Vitestam, Leiden, 1960, Emin, Ahmet, Zuhrul-slm, Drul-Kttabill-Arab, Beyrut, t.y. _______Duhal-slm, en-Nahdatul-Msriyye, 1956. _______Fecrul-slm, Drul-Ktbil-Arab, Beyrut, 1975. Davudolu, Ahmet, Sahh-i Mslim Tercemesi ve erhi, stanbul, 1975. De Boer, T.J., slmda Felsefe Tarihi, ev. Yaar Kutluay, Ankara, 1960. Dehlev, ah Veliyullah, Hccetullhil-Blia, Drul-Marife, Beyrut, t.y. Demir, mer, ktisat ve Yntem, z Yay., 1995. Demirci, Muhsin, Vahiy Gerei, M...F. Vakf Yay., stanbul, 1996. Demirci, Mustafa, Antik Yunan Kitaplarnn Abbasiler Baddna Yolculuu, slmiyat, c. VII, sy. 2, (Nisan-Haziran), 2004.

300

__________ Mutezilenin slm Medeniyetine Katklar, Marife Dergisi, yl:3, sy. 3, (K2003), Konya, Denizkular, Mahmut, Snneti Terk Kurnla Amel Meselesi, Ribat Yay., Konya, t.y., Denkal, Arda, Anlam ve Nedensellik, stanbul, 1996. Dervi Muhammed b. Seyit, Esnel-Metlib fi Muhtelefetil-Meratib, Msr, Dmek, Abdulgani el-Ganmi el-Meydan el-Hanef, erhu Akidetit-Tehviyye, Drul-Fikril-Muasr, Beyrut, 1992/1412. Dilthey, Wilhelm, Hermeneutik ve Din Bilimleri, ev. Doan zlem, Paradigma Yay., stanbul, 1999. Doan, zlem, Tarih Felsefesi, Ara Yay., stanbul, 1922. Draz, Abdullah, Kurnn Anlalmasna Doru, trc. Salih Akdemir, Mim Yay., y.y., 1993. Duman, Zeki, Mzakereler, Kurn ve Tefsr Aratrmalar, III, Ensar Nr., stanbul, 2002. Durand, Gilbert, Sembolik mgelem, trc. Aye Meral, nsan Yay., stanbul, 1998. Durmu, Zlfikar, Zemahernin Muhkem ve Mtebihe likin Grleri, Marife, y. 4, sy. 3, Konya, (K), 2003. Dveyn, Ali b. Sad b. Salih, Arul-Mutezile el-Usliyye, Mektebetr-Rd, Riyad, 1417/1996. Dzgn, aban Ali, Rasyonalist Dncenin Son Dnem Kurn Yorumuna Etkileri, (Tebli), II. Kurn Sempozyumu, Bilgi Vakf Yay., Ankara, 1996. _______ Seyyid Ahmet Han ve Entellektel Modernizmi, Ankara, 1997. Eb Ride, Muhammed Abdulhadi, Resilul-Kind el-Felsefiyye, Drul-FikrilArab, Kahire, 1950. _______Min uybil-Mutezile, brahim en-Nazzm ve Aruhul-KelmiyyetilFelsefiyye, Kahire, 1989. Eb Sleyman, Abdlvehhab, Devrul-Akl fil-Fkhil-slm, Mecellet Klliyetier ved-Dirastul-slm, Mekke, 1977. Eb ehbe, Muhammed b. Muhammed, el-sriliyyt vel-Mevzt fi KitbitTefsr, Kahire, 1408. Eb Zehra, el-Mucizetul-Kbr el-Kurn, Drul-Fikril-Arabi, stanbul, t.y.,

301

_________ slmda Siyasi tikd ve Fkh Mezhepler Tarihi, trc. Sbatullah Kaya, stanbul, 1993. Eb Zeyd, Nasr Hamid, lahi Hitabn Tabiat Metin Anlaymz ve Kurn limleri zerine, ev. M. Emin Maal, Ankara, Kitbiyat, 2001. ________ Mefhumun-Nass, el-Merkezus-Sekafiyyetul-Arab, Beyrut, 1996. ________ el-ctihdul-Akliyyu fit-Tefsr Dirse fi Kadiyyetil-Mecaz ndelMutezile, el-Merkezs-Sekafil-Arab, Beyrut, 1996. ________ en-Nass es-Sulta el-Hakka, el-Merkezus-Sekafil-Arab, (I. Bask), Beyrut, 1995. ________ slm Sol-Genel Bir Bak, slmiyat, c. V, sy. II, Nisan-Haziran, 2002. ________Mefhumun-Nass, Msr,1990. ________Nakdul-Hitabid-Dini, Kahire, 1992 ________eratn Temel Kll Maksatlar, ev. Mustafa nver, sl. Art. Der., Bahar Dnemi, 1995. ________ Tarihte ve Gnmzde Kurnn Tevli Sorunsal, trc. mer zsoy, sl. Art. Der., c. IX, sy. 14, Ankara, 1996. Ebl-Beka Eyyb b. Musa, el-Klliyat, nr. Adnan Dervi, Muhammed el-Msri, 1992/1412. Ebl-Hseyin Ahmed b. Faris, Mucemul-Mekyisil-La, thk. Zbey Abdulmuhsin Sultan, Beyrut, 1988. Emin, Ahmet Zeki Necib Mahmud, Ksstul-Felsefetil-Yunaniyye, Kahire, 1957. Emin, el-Hac Muhammed Ahmed, erhu Mukaddimeti bn Zeyd el-Kayravan filAkide, Mektebetu Daril-Matbuat el-Hadsiyye, Cidde, 1991/1412. Emir Ali, Sprit of Islam, London, 1899. Emirolu, brahim, Mantk Yanllar, M...F. Vakf Yay., stanbul, 1993. Emirolu, Tahsin, Esbbun-Nzl, Konya, 1974. Erdem, Hsamettin, slmda Rasyonalist Hareketin Sebepleri, Seluk nv. lh. Fak. Der., 1997. ________ Problematik Olarak Din Felsefe Mnasebeti, H-Er Yay., Konya, 1999. Erdoan, Mehmet, Kurnda Ahkm yetleriyle lgili Klllik Czilik Dengesi (tib rnei), slm Dncesinde Yeni Araylar, I, Rabet Yay., stanbul, 2001.

302

Vahiy-Akl Dengesi Asndan Snnet, M...F. Yay., stanbul, 1995. Erkol, Ahmet, Mutezil Dncede Dinamizm, Marife Dergisi, y: 3, sy. 3, Konya, K, 2003. Esad, Mahmud, Tarihi slm, Matbaay Amira, 1317. Esed, Muhammed, Islam at The Cross Roads, Lahor, 1963. Ear, Ebl-Hasen Ali b. smail, el-bane fi Uslid-Din, Drul-Kitbil-Arab, Beyrut, 1990. Etienne, Gilson, Tanr ve Felsefe, ev. Mehmet Aydn, zmir, 1986. Fakih, e-eyhul-Mfid, el-Akl fi Uslid-Din, ed-Drul-lemiyye, Beyrut, 1412/1992. Farb, Aru Ehlil-Medinetil-Fadla, (Fazl Medine Ehlinin Reyleri), ev. Nafiz Danman, stanbul, 1950. Faruk, smail Raci, Kurnn Yorumunda Yeni Bir Metodolojiye Doru, trc. Mehmet Paac, sl. Art., VII,/3-4, Ankara. Faysal Bedir Avni, Nazariyyetul-Marife inde bn Sn, Mektebet Said Rafet, Kahire, 1978. Fazlurrahmn, Ana Konularyla Kurn, Ankara, 1993. ________Allahn Elisi ve Mesaj, ev. Adil ifti, Ankara, Ankara Okulu Yay., 1997. ________slm ve adalk, ev. Alparslan Akgen- M.Hayri Krbaolu, Ankara, 1990. ________slm, trc. Mehmet Aydn-Mehmet Da, Ankara, 1992. ________Kurn Yorumlama, ev. Osman Tatan, slmi Aratrmalar, sy. 5, 1987. ________Tarih Boyunca slm Metodoloji Sorunu, ev. Salih Akdemir, Ankara, 1995. Felibeli, Halil Fevzi, Afganiye Reddiye, hzr. Sadk Albayrak, stanbul, 1976. Ferid Mustafa Sleyman, Nbvvet zzet Derveze ve Tefsrul-Kurnil-Kerm, Riyad, 1993. Flal, Ethem Ruhi, Mezheplerin Douuna Tesir Eden Baz Sebepler, A...F. Dergisi, sy. 4, Ankara, 1980.

303

Fruzbd,

Ebt-Tahir,

el-Okynsul-Bast

Tercmetil-Kamsil-Muht,

Dersaadet, Kahire, 1913. _______ Sifrus-Sede, thk. Halil el-Mey, Beyrut, 1986. Gadamer, H.G., Hermeneutik Doan zlem, Hermentik zerine Yazlar, Ankara, 1995. Gadret, Lois, Hicri 330 Yllarndan nce slmda Din ve Felsefe, trc. Mustafa Said Yazcolu, A...F. slm limleri Enstits Dergisi, Ankara, 1982, sy. IV. Garaudy, Roger, Entegrizm, Kltrel ntihar, ev. Kamil Bilgin, Pnar Yay., stanbul, 1992. ________ slm ve nsanln Gelecei, ev. Cemal Aydn, Pnar Yay., stanbul, 1991. Garrv, Muhammed Abdulhasen Muhsin, Mesadirul-stinbat, thk. Abdulkerm Osman, Drul-Fikr, Dmak, 1383/1963. Gazzl, Eb Hamid b. Muhammed b. Muhammed, el-ktisd fil-tikd, Matbaat Ceridetil-slmiye, Msr, 1230. ________el-Mericul-Kudsi, Matbaatul-stikame, Kahire, t.y., ________ el-Meriful-Akliyye, thk. Abdulkerm el-Osman, Drul-Fikr, Dimak, 1383/1963. ________ lcmul-Avm an lmil-Kelm, (Mecmtu Resilil-mm Gazzl), Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1986. _________ Knnut-Tevl, Mecmtur-Resil li mmul-Gazzl, DrulKtbil-lmiyye, Beyrut, 1988. ________ el-Munkiz mined-Dall, Beyrut, 1959. ________Filozoflarn Tutarszl, ev. Bekir Karla, ar Yay., stanbul, 1981. ________Mikatul-Envar, Msr, 1325. ________Faysalut-Tefrika Beynel-slm vez-Zenadika, Msr, t.y. ________hy, Bedir Yaynevi, stanbul, 1975/1395. ________Kimyaus-Sede, Mektebetl-Lndi, Msr, t.y. ________Miyrul-lim fi Fennil-Mantk, Drul-Endls, Beyrut, t.y. ________ Mihakkun-Nazar fil-Mantk, Beyrut, 1966. Gezgin, Ali Galip, Kurnda Nesh Problemine Eletirel Bir Yaklam, slmi Art., c. XIV, sy. 1, yl: 2001.

304

Goilthard Jaschke, Yeni Trkiyede slmlk, Ankara, 1972. Goldziher, Ignace, Klasik Arap Literatr, trc. Azmi Yksel- Rahmi Er, maj Yay., Ankara, 1993. ________el-Akide ve-er fil-slm, Arapaya trc. Muhammed Ysuf, DrurRadil-Arab, Beyrut. Gkberk, Macit, Felsefe Tarihi, Remzi Kitapevi, stanbul, 1996. _______Felsefenin Evrimi, stanbul, 1979. _______Kant ile Hederin Tarih Anlaylar, stanbul, 1997. Gksu, Muzaffer Emin, Hermenetik Balamnda Dinin Yeniden Anlalmas ve Anlatlmas Sorunu, Umran, Temmuz2001. Glck, erafettin, Kelm ve Antropolojiye Gre Akl ve nsan, Uluslar Aras slm Dncesi Konferans, II, stanbul, 1997. Glck, erafettin, -Toprak, Sleyman, Kelm, S...F. Yay., Konya, 1988. Grgn, Tahsin, lahi Szn Gc, Gelenek Yay., stanbul, Grmez, Mehmet, Musa Crullah Bigiyef, Ankara, 1994. Guenon, Rene, Modern Dnyann Bunalm, stanbul, 1986. Gler, lhami, Kutsallk ve Din Metinlerin Dogmalatrlmas, Birinci Kurn Sempozyumu, Bilgi Vakf Yay., Ankara, 1994. _______ Allah nsan likisinin Ahlk Boyutu, (Allahn Kullar myz), slmi Aratrmalar, c. V, sy. 3, 1991. _______ Dnyann Bana Gelen Derin Sapknlk; Dnyevileme, slmiyat, sy. 3. _______ Hasan Hanef ve slmi Sol, slmiyat, c. V, sy. 2, 2002 _______ Hasan Hanefnin Tecdid Projesi, sl. Art., c. VII, sy. 2, Ankara, 1994. _______ Muhtar Bir irade (Allahn radesi ve Mmkn Bir Tarihin Kelm- Kadime ve Zorunlu Tarihi Dnmesi, III. Kurn Haftas Kurn Sempozyumu, 1319 Ocak, 1997, Fecr. Yay., Ankara, 1998. Gnaltay, M. emseddin, Felsefe-i Ul, haz. Nuri olak, nsan Yay., stanbul, 1994. Gnay, nver, Din Sosyolojisi Dersleri, Kayseri, 1993. Gne, Abdulbaki, Kurnda levsel Akla Verilen Deer, Ahenk Yay., Van, 2003. _______Akl Tefsr Hareketi -Mutezile ve Menr Ekol, Ahenk Yay., stanbul, 2003.

305

Gne, Kamil, slm Dncesinin ekilleniinde Akl ve Nas- Bakilln ve Kd Abdlcebbrda Kelmullah rnei, nsan Yay., stanbul, 2003. Gzel, Murat, Bir Tartmann Tartamadklar, Tezkire, sy. 7/8, Ankara, 1994. ______ zeletiri; Maluplarn Dili ve Ethosu, Tezkire, sy. 18, 2000. allab, Muhammed, el-Marife nde Mtefekkiril-slm, ed-Drul-Msriyye litTelif vet-Tercmeti ven-Ner, t.y. Habermas Jngen, Hermeneutiin Evrensellik Talebi, Hermentik ve Hmaniter Disiplinler, trc. ve drl. Hsamettin Arslan, Paradigma Yay., stanbul. Halife Abdulhalim, Islamic Ideology, Lahor, 1960. Hamidullah, Muhammed, Kurn- Kerm Tarihi, ev. Salih Tu, stanbul, 1993. _______ Rasulullah Muhammed, trc. Salih Tu, stanbul, 1973. Hampson, Nomman, Aydnlanma a, ev. Jale Parla, Hrriye Vakf Yay., stanbul, 1991. Hanef, Hasan, Teoloji mi Antropoloji mi? ev. M. Said Yazcolu, A...F. Der., sy. 23, 1976. ________ Aydnlanmac slm, slmiyat, c. V, sy. II, 2002. ________el-Vahyul-Vaki, el-slm el-Hadase, Drus-Saki, London, 1990, 19990. ________et-Trs vet-Tecdd, Beyrut, 1981. ________slm limlere Giri, ev. Muharrem Tan, nsan Yay., stanbul, 2000. ________Kelm lmi ve Bugnk Konumu, ev. M. Said zvarl (Tebli), slm Dncesinde Yeni Araylar , Rabet Yay., stanbul, 2001. ________Konulu Kurn Tefsri Metodu, trc. Snmez Kutlu, slmi Aratrmalar, c. IX, sy. I-IV, 1996. Hansu, Hseyin, Mutezile Aratrmalarnda Kaynak Problemi, Marife, yl: 3, sy. 3, Konya (K), 2003. Harb, Ali, Nakdul-Hakka, Beyrut, 1993. Hris, Eb Sayfiye Abdulvehhab, Dellets-Siyak Menhecun-Memn li TefsrilKurnil-Kerm, Dairatl-Mektebat vel-Vesik el-Vataniyye, Amman, 1989. Harput, Abdullatif, Tarhu lmi Kelm, stanbul, 1332. Hasan Asi, et-Tefsrul-Kurn vel-Lugatus-Sufiyye fi Felsefeti bn Sn, Beyrut, 1403/1988.

306

Hawking Stephan, Karadelikler ve Bebek Evrenler, ev. Nezihe Bahar, stanbul, 1994. Hegel, George, Wilhelm Friedrich, Tarihte Akl, ev. nay Szer, Verso Yay., stanbul, 1991. Henry C. Link, Dine Dn, trc. mer Rza Dorul-Ahmet Halit Kit, stanbul, 1949. Henry Le Ray Finch, Reason md., The Encylopedia of Religion, Macmillon Publishing Company, Newyork, 1987. Henry, Lamnens, Islam Beliefs and Institutions, London, 1968. Herev, Abdullah b. Muhammed b. Ali el-Ensar, Zemmul-Kelm, thk. Smeyh Duaym, Drul-Fikril-Lbnani, Beyrut, 1994. Herev, Aliyyul-Kari, el-Masnu fi Marifetil-Mevz, (el-Mevztus-Sura), Mektebetl-Matbaatil-slm, Halep, 1969. Heykel, Hseyin Muhammed, Haytu Muhammed, Kahire, t.y. Hitti, P. H., History of the Arabs, Londra, Hodgson, Marshall G.S., slmn Serveni, ev. Kurul, z Yay., stanbul, 1993. Hof, Ulrich, Avrupada Aydnlanma, Afa Yay., 1995. Hourani, G. Averroes, On The Harmony of Religion and Philosophy, London, 1961. Hseyin Kazm Kadri, Trk Lugt, Merif Matbaas, stanbul, 1943. Hsni Zeyne, el-Akl ndel-Mutezile Tasavvurul-Akl ndel-Kd Abdlcebbr, Beyrut, 1978. Irak, Zeynuddin EblFadl Abdurrahim, el-Hseyin, el-Muni an Hamlil-Esrr filEsfr, Drul-Kalem, Beyrut, t.y., (III. Bask). Ick, Ysuf, Kurn Anlamada Temel Bir Problem; Tevl, Esra Yay., Konya, 1997. _______ Kurn Anlamada Temel lkeler, Esra Yay., Ankara, 1997. Ik, Kemal, Mutezilenin Douu ve Kelm Grleri, A...F. Yay., Ankara, 1967. _______ Nazzm ve Dnceleri, A...F. slm limleri Enstits Yay., sy. III, Ankara, 1977. bn Asam, Eb Muhammed Ahmet, el-Kufi, Ftuh, Beyrut, t.y, IV, 454, (212/827). bn Arab, Ftht- Mekkiyye, trc. Nihat Keklik, Ankara, 1991. bn Ebi Usaybia, Uynul-Ahbr fi Tabaktil-Etibba, thk. Nizar Rza, Beyrut, t.y.

307

bn Ebid-Dnya, el-Aklu ve Fadluh vel-Yakn thk. Mecdi es-Seyyid brahim, Mektebetl-Kurn, Kahire, ty. bn Faris, Ebl-Hseyn Ahmed, Mucemul-Mekyisil-Lua, Msr, 1972/1392. bn Haldn, Mukaddime, Drul-Hilal Basks, Beyrut, 1983. bn Hazm, Eb Muhammed Ali, el-Fasl fil-Milel vel-Ehv ven-Nihal, nr. brahim Nasr Abdurrahman Umeyre, Riyad-Cidde, 1402/1982. bn Hiam, Eb Muhammed Abdulmelik, es-Sretn-Nebeviyye, thk. Muhammed Fehmi es-Sercani, el-Mektebetl-Tevfikiyye, Kahire. bn Kayyim el-Cevzyye, lmul-Muvakkn an Rabbil-lemin, Beyrut, 1973. ______ Hadil-Ervah l Biladil-Efrah, Kahire, 1989. bn Kesr, smail b. mer, emailur-Resul, Beyrut, t.y. bn Kuteybe, Abdullah b. Mslim, Tevlu Mkilil-Kurn, thk. Seyyit Ahmet Solcar, Kahire, 1954. _______Uynul-Ahbr, Kahire, 1343/1925. _______el-mme ves-Siyse, Beyrut, 1969. bn Manzr, Ebl-Fadl Cemalddin Muhammed b. Mkerrem, Lisnl-Arab, Beyrut, 1990. bn Merzuk, Eb Hamid Beretul-Eariyyn min Akidil-Muhlifn, Dmak, 1388/1968. bn Muhabber, Davud, Kitabul-Akl (Metlibul-liye iinde), Matbaatul-Asriyye, Kuveyt, 1983. bn Nedm, el-Fihrist, el-Matbaatur-Rahmniyye, Kahire, 1348. bn Receb, el-Hanbel el-Hafz, Fadlu lmis-Selef ala lmil-Halef, thk. Yahya Gazzavi, Drul-Beiril-slmiyye, Beyrut, 1407/1983. bn Rd, Ebl-Velid Muhammed, Faslul-Makl fma Beynel-Hikmeti veerati minel-ttisal, thk. Muhammed Ammr, Drul-Merif, II. Bask, t.y. _______el-Kefu an Menhicil-Edille, Beyrut, 1992. _______Tehftt-Tehft, Kahire, 1901. bn Salim, brahim b. Hasan, Kadiyyetut-Tevl fil-Kurnil-Kerm Beynel-Gulati vel-Mutediln, Beyrut, 1993.

308

bn Sn, Eb Ali Hseyin b. Abdullah, er-Risaletr-Rebia fil-Hudd, Matbaatu Hindiye, y.y., 1908. _______el-Hidye, thk. ve nr. Muhammed Abduh, II. Bask, Kahire, 1974. _______e-if, el-lahiyyat, nr. G. Anawati, Said Zayid, Kahire, 1960 _______Risale fis-Tinbatin-Nbvve ve Tevli Rumzihim ve Emslihim, nr. Micheal Marmura, Beyrut, 1968 ______Tisu Resile fil-Hikmeti vet-Tabiiyyt, Matbaatu Hindiye, (I. Bask), 1326/1905. bn Teymiyye, Takiyyuddin Ahmed b. Abdulhalim, Mukaddime Fi Uslit-Tefsr, thk. Adnan Muhammed Zerzur, Drul-Kurnil-Kerm, Beyrut, 1971. _______er-Redd alal-Mantkiyyin, Drul-Fikril-Lbnani, Beyrut, 1993. ______ Risale fil-Akl ver-Rh, Drul-hyit-Turasil-Arab, Beyrut, 1970, (Mecmutur-Resil iinde). ______Tefsr zerine, erh: Adnan Zerzur, trc. Harun nal, Pnar Yay., stanbul, 1985. bn Tufeyl, Eb Bekir Muhammed b. Abdulmelik, Hayy b. Yekzan, thk. Faysal Bedir Avni, Mektebet Saif Rafet, Kahire, 1983. bnul-Cevz, Ebl-Ferec Abdurrahman b. Ali, Telbsu-bls, et-Tbaatul-Mnira, Msr, 1347/1928. _______Zdul-Mesr fi lmit-Tefsr, Beyrut, 1384/1964. _______ Zemml-Heva, Beyrut, 1978. _______el-Muntazam fit-Tarhil-Mlk vel-mem, Haydarabat, 1938. _______Kitbul-Ezkiy, thk. Muhammed Merisi el-Hl, Kahire, 1970. _______Kitbul-Mevzt, Drul-Fikr, 1966. bnul-Esr, Ali b. Muhammed b. Esr, el-Kmil fit-Tarh, Beyrut, 1979, VII, 49 bnus-Sbki, Tacddin Ebn-Nasr, Takiyyuddin, Tabaktu-afiiyyetul-Kbr, Msr, 324, I, 215. brahim Makdr, fi Felsefetil-slmiyye, Menhecun ve Tatbikuhu, Drul-Merif, III. Bask c, Abdullah Abdurrahman b. Ahmet, el-Muvafk fi lmil-Kelm, lemil-Ktub, Beyrut, t.y. kbal, Muhammed, slm Felsefesine Bir Katk, nsan Yay., stanbul, t.y.

309

________slmda Din Dncenin Yeniden Douu, trc. N. Ahmet Asrar, stanbul, 1984. _______The Reconstruction of Religious Thought in Islam, London, 1934. mamolu, Tuncay, Ortaa Bat Dnyasnda Din-Siyaset likisi ve Seklerleme Seyrine Genel Bir Bak, Marife, yl: 1, sy. 2, Konya (Gz), 2001. mmanual Kant, Seilmi Yazlar, ev. Nejat Bozkurt, stanbul, 1984. rfan, Abdulhamit, slmda tikd Mezhepler ve Akid Esslar, ev. M. Said Yeprem, Marifet Yay., stanbul, 1983. sbahn, Eb Nuaym Ahmed b. Abdillah, Hilyetul-Evliya ve Tabaktul-Asfiye, Beyrut, 1987. sfehn, Ebl-Kasm Hseyin b. Muhammed b. Mufaddal, Kitbuz-Zeri ila Mekrimi-er, thk. Ebl-Yezid el-Ucma, Drus-Sahve, (I. Bask), Kahire, 1985. sfehn, Ragb Hseyin b. Muhammed b. Raid, el-Mfredt fi aribil-Kurn, nr. Muhammed Seyyid Kiln, Kahire, 1381/1961. smail Fenni, Lugate-i Felsefe, stanbul, 1341. zmirli, smail Hakk, slmda Felsef Akmlar, Kitapevi Yay., stanbul, 1995. _______Yeni lmi Kelm, Evkaf- slmiye Matbaas, 1329. J. Donald Walters, Modern Dncenin Krizi, trc. ehabeddin Yaln, nsan Yay., stanbul, 1995. J. Meric, Pessagno, Akl ve Dini Tasdik, trc. Blent Balolu, Adil ifti, Dokuz Eyll niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, zmir, 1994. J.E. Creighton, Reasoning, The Encylopedia Americana, 1957. J.M.S. Baljon, Kurn Yorumunda ada Ynelimler, ev. aban Ali Dzgn, Ankara, 1994. Japp Uwe, Hermeneutik Filoloji ve Edebiyat, Ankara, 1985. Jeanniere, Abel, Modernite Nedir, ev. Nilgn Tutal, (Kk), Modernite Versus Postmodernit , der. Mehmet Kk, Ankara, 1993. Jhan Robinson, Honest to God, London, SCM Pres, 1963. John W. Murphy, Postmodern Sosyal Analiz ve Postmodern Eletiri, trc. Hsamettin Arslan, Paradigma Yay., stanbul, 2000.

310

Kd Abdlcebbr b. Ahmed, Mtebihul-Kurn, thk. Adnan Muhammed Zerzur, Mektebet Darit-Turas, Kahire, 1969. _______Fadlul-tizl ve Tabaktul-Mutezile, thk. Fuad Seyyid, ed-DrutTunusiyye lin-Neri fi Tunus vel-Messesetl-Vataniyye lil-Kttap fi Cezair, Tunus 1986. _______el-Muni Fi Ebvbit-Tevhd vel-Adl, thk. Muhammed Ali NeccarAbdulhalim Neccar, Messetul-Msriyye, 1960.(ayrc. Matbaatu Daril-Ktb, Kahire, 1963) _______ erhul-Uslil-Hamse, Kahire, 1988. _______ Tenzhul-Kurn, Beyrut, t.y. Kam, mer Ferit, Felsef Sohbetler, sadeletiren: Sleyman Hayri Bolay, Sleyman Hayri, D..B.Yay., Ankara, t.y. Kandehlev, Muhammed Ysuf, Haytus-Sahbe, (II. Bask), Drul-Kalem, Dmak, t.y., Kant, Emmanuel, Pratik Akln Eletirisi, ev. Toanna Kacuradi, lker Gkberk, Fsun Akatl, Mete Tuncay, Hacettepe niversitesi Yay., Ankara, 1980. Karada, Cafer, Mutezile Kelm Okulunun Oluumu ve Geliim Sreci, Marife, yl:3, sy. 3, Konya, K 2003. Karadeniz, Osman, Akl-Vahiy likisi, Diyanet lmi Dergi, c. 33, sy. 4, EkimKasm-Aralk, 1997. ______ Ecel zerine, zmir, 1992. Kari, Ali b. Muhammed, el-Esrrul-Merfa fi Ahbril-Mevda, thk. Muhammed Lutfi es-Sebba, Beyrut, 1986. Karla, Bekir, 2000li Yllarda Akl-Vahiy likisi, Dinler Aras Diyalog, Uluslar aras Avrupa Birlii uras Tebli ve Mzakereleri, D..B.Yay., Ankara, 2000. Faslul-Makl bn Rdn Hayat Eserleri ve Din-Felsefe likisi, stanbul, 1992. Karm, Orhan, Tefsr lminde Tevlin Yeri ve nemi, (Yaymlanmam Doktora Tezi), Ankara, 1975. Kasm Emin, Tahrrul-Mere, Msr, 1941. Kasm, Cemaluddin, Tarhul-Cehmiyye vel-Mutezile, Kahire, 1331.

311

_______ Mehasinut-Tevl, Msr, 1958/1377. Kavak, zgr, Modernizmin Dntrc Etkisi: Seyyid Ahmet Han ve Ahkmn Dnyevilemesi, Divan lmi Art., sy. 14, 2003/1. Kavukci, Muhammed Ebl-Mehasin, Kitbul-Lului vel-Mercan fi ma Kle, La Asla lehu ev Asluhu Mevz, Msr, t.y. Kaya, Mahmut, Felsefenin slm Dnyasndaki Serveni, slmi Sosyal Bilimler Dergisi, c. II, Gz 1415/1994, sy. 3. Felsefenin slm Dnyasndaki Serveni II, slmi Sosyal Bilimler Dergisi, c. III, Yaz dnemi, 1416/1995, sy. 2 Kaya, Remzi, Kurn Kssalarnn Tefsr ve Terideki Yeri, Kurn ve Tefsr Aratrmalar, III, stanbul, 2002. Keklik, Nihat, Felsefe, stanbul, 1978. Kelabazi, Eb Bekir Muhammed b. shak, et-Terruf li Mezhebi Ehlit-Tasavvuf, thk. Ahmed emsddin, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1993. Kerem, Hasan Said, Akl md., El-Hadi il Luatil-Arab, Beyrut, 1992. Keskin, Halife, slm Dncesinde Allah - lem likisi, Beyan Yay., stanbul, 1996. _______ slm Dncesinde Bilgi Teorisi, Beyan Yay., stanbul, 1997. Kettan, Muhammed, Cedelul-Akli ven-Nakl fi Menhicit-Tefkril-slm, DrusSekafe, y.y., t.y. _______Nazmul-Mtenasir minel-Hadsil-Mtevatir, Beyrut, 1980. Kl, Sadk, Dil ve nann Tarihsellii Balamnda Dini Metin, Kurn ve Dil Sempozyumu Bildirileri, Van, 2001. _______ Kurn Kermin Inda Tefekkrn Boyutlar, lim-Sanat, Ocakubat, 1987, sy. 11. ______ Nesnellikle znellik Arasnda Yorum, slmi Aratrmalar, c. IX, sy. 2, 1996. Kln, Fethi, Tarihselcilik ve slm Dnyasndaki Yansmalarna Eletirel Bir Bak, Haksz Der., stanbul, 1997, 75/24. Kllolu, smail, Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, Deizm md., Risale Yay., stanbul, 1990.

312

Krbaolu, M. Hayri, slm Dncesinde Hads Metodolojisi, Ankara Okulu Yay., Ankara, 1999. _______slm Dncesinde Snnet, Ankara Okulu Yay., Ankara, 1999. Krca, Celal, lm Tefsr Ekolnn Problemleri, Gnmz Din Bilimleri Aratrmalar ve Problemleri Sempozyumu, 27-30 Haziran 1989, O.M.. . F. Yay., Samsun, 1989. ______ mm Mturidye Gre Tefsr ve Tevl Kavramlar, Kurn ve Bilim, stanbul, 1996. ______ Kurn- Kermin Tefsr ve limlerle Olan Mnasebeti, slm Medeniyeti Dergisi, c. V, sy. II, Haziran, stanbul, 1981. _______ Mezheb Tefsr Ekolnn Ortaya k, sl. Ar. sy. V, Ekim 1987. _______ Mzakereler, Kurn ve Tefsr Aratrmalar, Ensar Neriyat, stanbul, 2002. Kind, Eb Ysuf, Yakub b. shak, Felsef Risaleler, ev. Mahmut Kaya, z Yay., stanbul, 1994. Kirmani, Ahmed Hamiduddin, Rahatul-Akl, Drul-Endls, Beyrut, t.y. Kitb- Mukaddes, Matta 22/21. Kocaba, akir, Kurnda Akl Kelimesi, slm ve Bilim inde, Seha Ner., stanbul, 1993. Ko, Turan, Mzakereler, II. Kurn Sempozyumu, Bilgi Vakf Yay., Ankara, 1996. Koyiit, Talat, Cehmiyye (Mutezile)de Aklclk, A...F.D., yl: 1968, c. XVI. _______Hadsilerle Kelmclar Arasndaki Mnakaalar, A...F. Yay., Ankara, 1969. Kupnar, Bilal, Molla Sadrann bn Sn ve Shreverdiyi Allahn Tikelleri Bilmesi Konusundaki Eletirisi, sl. Art., c. V, sy. 1, Ocak, 1991. Kutluer, lhan, Akl ve tikad, z Yay., stanbul, 1996. slm ve Bilim Tartmasnda Temel Yaklamlar, Bilgi Bilim ve slm, II, stanbul, 1992. slmn Klasik anda Felsefe Tasavvuru, z Yay., stanbul, 1996. (ayrc. 2001, II. Bask).

313

_______ Kurn Anlama Yolunda Felsef Tecrbenin Yolu ve Deeri, Kurn ve Tefsr Aratrmalar, II, stanbul, 2001. Kutub, Muhammed, ada Fikir Akmlar, ev. M. Beir Eryarsoy, aret Yay., stanbul, 1986. _______ ada Konumuz, trc. Salih Uan, Dnya Yay., stanbul, 1987. _______ nsan Psikolojisi zerine Atflar, aret Yay., stanbul, 1987. _______Taklitlerin arpmas, Bir Yay., stanbul, 1985. Kutub, Seyyid, slm Dncesi, trc. Akif Nuri, r Yay., stanbul, 1973. Kk, Hasan, Mukayeseli slm ve Bat Felsefelerinde Sistematik Problemler, stanbul, 1974. Le Bon, Gustave, Hadaratul-Arab, Arapaya trc. Adil b. eyh mer, Beyrut, 1979. Leaman Oliver, Orta a slm Felsefesine Giri, trc. Turan Ko, Rey Yay., Kayseri, 1992. Leibniz, G. W., Akln mna Uygunluu, M.E.B. Yay., t.y., Ley Safi, el-Vahyu vel-Akl Bahsun fi kliyyeti Terudil-Akli ven-Nakl, slmiyyetul-Marife, K says, 1418/1998. Ltf Cengiz, Emeviler Dneminde Kader Problemi, Marife Der., yl.1, sy. II, Konya, 2001, (Gz Dnemi). M. Muhammed Hseyin, Modernizmin slm Dnyasna Girii, ev. Sezai zel, nsan Yay., stanbul, 1986. Macdonald, D. B., Development of Mslim Theology, Newyork, 1903. Macit Fahri, slm Felsefesi Kelm ve Tasavvufuna Giri, trc. ahin Filiz, nsan Yay., stanbul, 1998. ________slm Felsefesi Tarihi, (III. Bask), ev. Kasm Turhan, klim Yay., stanbul, 1992. Mahmud, Kamil Ahmed, Mefhmul-Adl fi Tefsril-Mutezile lil-Kurn, Beyrut, 1983. Mahmut Kasm, el-Mantikul-Hads ve Menhecul-Bahs, (II. Bask), Msr, 1953. Makriz, Takiyyuddin, Ahmet b. Ali, el-Hta, Msr, 1324. Malat, Ebl-Huseyn Muhammed b. Ahmed, et-Tenbh ver-Redd ala Ehlil-Ehvi vel-Bida, nr. M. Zahid el-Kevseri, Badd, 1968. Malik. b. Nebi, ez-Zahirtul-Kurniyye, ev. Abdussabur ahin, Dmak, 1987.

314

Mturid, Eb Mansr, Kitbut-Tevhd, nr. Fethullah Huleyf, Beyrut, 1970. Mverd, Ali b. Muhammed, et-Tuhfetul-Asfiya, Drur-Reyyan lil-Hra, Kahire, t.y. ________ Edebud-Dnya ved-Din, thk. Mustafa es-Seka, sa el Babi el-Haleb Basks, Kahire, 1973. Max Horkheimer, Akl Tutulmas, ev. Orhan Koak, stanbul, 1986. Maxime Rodinson, Oryantalizmin Douu, ev. Ahmet Turan Yksel, Marife Der. Mehmet Fuad, Tevfik Fikret, Yap Kredi Yay., 1995. Mennaul-Kettan, Mebhis fi Ulmil-Kurn, Messesetr-Risale, Beyrut, 1993. Mesd, Ebl-Hasen Ali b. Hseyin Ali, Mrcuz-Zeheb ve Medimul-Cevher, thk. Muhammed Muhyiddin Abdulhamit, Beyrut, 1988. Mevdd, Ebl-Al, Kurn Nasl Anlayalm, trc. Bekir Karla, aret Yay., stanbul, 1990. _______Kurn Anlamak in Temel Prensipler, ev. Mehmet Sylemez, y,y. 1969, Michel Thomas, Hristiyan Tanrbilimine Giri, Orhan Basmevi, stanbul, 1992. Miguel Polacics, Islam and Divine Comedy, London, 1968. Misbh, Muhammed, Minel-Marife ilel-Akl, Drut-Talia, Beyrut, 1990. Muhammed erafddin, Kaderiye Yahut Mutezile, Marife yl.3, sy.3, Konya (K) 2003. _______ Mutezile ve Husun Kubuh, hazr. Kamil Gne-Ltfi Cengiz-Cem Zorlu, Marife, sy. 1, Bahar, Konya, 2001. Muhammed Ysuf Musa, el-Kurn vel-Felsefe, Drul-Merif, Kahire, 1966. Muhammed, Kemal Cafer, Min Kadayal-Fikril-slm, Drul-Ulm, Kahire, 1978. Muhsib, Eb Abdillah Haris, el-Aklu ve Fehmul-Kurn, thk. Hseyin Kavteli, Drul-Kind, (Darul-Fikr), Dmak, (II. Bask), 1978. (ayrc. Drul-Fikr, Beyrut, 1982.) Mustafa Hilmi, Menhecu Ulemil-Hads ves-Snne fi Uslid-Din, DrudDavetil-skenderiyye, t.y. Mustafa Sabri, Muhtasaru Mevkifil-Akl vel-lm vel-lim Min Rabbil-lemin ve Rusulihi, Drus-Selam, 1986, 1407. Muzaffer, Muhammed Rza, Usll-Fkh, Necef, 1390/1971. Mfid Fakih, el-Aklu fi Uslid-Din, Beyrut, 1412/1992.

315

Mnavi Abdurrauf, Feydul-Kadir erhl-Cmius-Sar, Drul-Marife, Beyrut, 1972. Mneccid, Selahuddin, el-slm vel-Akl, Drul-Kitbil-Cedid, Beyrut, 1976. Nadim Macit, Kelmclarn Kurn Anlama Yntemi ve Sorunlar, slmiyat, c. II, sy. I, (Ocak-Mart), 1999. _______ Ehl-i snnet Ekolnn Douu, htar Yay., Erzurum, 1995. Nasr, Seyyid Hseyin, Gelenek Nedir, trc. Ysuf Yazar, Bilgi ve Hikmet, (K 1995), sy. IX, _______ slm ve Modern Bilim, slm ve Bilim ierisinde, Seha Neriyat, stanbul, 1993. Nyif Mahmut Marf, el-nsanu vel-Akl, Dru Seblir-Red, Beyrut, 1995, Neraki, Muhammed Mehdi, Cmius-Sede,, thk. Muhammed Rza el-Muzaffer, Drun-Numan, en-Necef, 1955. Near, Ali Sami, Menhicul-Bahs nde Mfekkiril-slm, Drul-Merif, skenderiye, 1967. Ninian, Smart, The Worlds Religions, Australia, 1995. Olear, De Lac, Arabic Thought an Its Placein History, London, 1968. Oki, M. Tayip, Tefsr ve Hads Uslnn Baz Meseleleri, stanbul, 1955. Oliver Leaman, Orta a slm Felsefesine Giri, trc. Turan Ko, Rey Yay., Kayseri, 1992. Oruhan, Osman, Hads Klliyatnda Yaratl ve Balang, (Yaymlanmam Yksek Lisans tezi), A...F. Ankara, 1994. al, amil, Kelmullahn ift Doas, Kelm- Lfz ve Kelm- Nefs, slmiyat, c. II, sy. 1, 1999. mer Mahir Alper, bn Kemlin Risale fi Beynil-Akli, slm Aratrmalar, sy. 3, yl: 1999. meri, Nadiye erif, ctihadur-Rasul, Beyrut, 1985. ner, Necati, Mantn Ana lkeleri, A...F.D., XVII. z, Mustafa, Ahmet Han md., T.D.V. slam Ansiklopedisi., stanbul, 1989, II, 74. zcan, Zeki, Teolojik Hermentik, Alfa Yay., stanbul, 1998. zdenren, Alaaddin, nsan ve slm, stanbul, 1984.

316

zemre, Ahmet Yksel, Modernist Akm inde Kurn Tefsrleri, Bilgi ve Hikmet, Yaz, 1998. zlem, Doan, Siyaset Bilim ve Tarih Bilinci, nklap Yay., stanbul, 1999. ______Tarih Felsefesi, Ara Yay., stanbul, 1992. zler, Mevlt, slm Dncesinde Tevhd, Nun Yay., stanbul, 1995. zsoy, mer, Kurn Hitabnn Tarihsellii ve Tarihsel Hitabn Nesnel Anlam zerine, slmi Aratrmalar, c. 9, sy. 2. ______ Kurn ve Tarihselcilik Tartmasnda Gzden Karlanlar, Tezkire, 1997. ztrk, Mustafa, Mutezile ve Tefsr, Marife Dergisi, Yl:3, sy. 3, Konya (K), 2003. ______Kurnn Mutezil Yorumu, Eb Mslim el-sfehn rnei, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2004. zvarl, M. Said, Kelmda Yeni Araylar, stanbul, 1998. Paac, Mehmet, Anlama (Fkh) Uslne Dair, slmi Aratrmalar, c. VIII, sy. 2, Bahar 1995. ______ ada Dnemde Kurna ve Tefsre Ne Oldu, slmiyat, c. VI, sy. IV, Ekim-Aralk, 2003. ______Kurn ve Ben Ne Kadar Tarihseliz, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2000. ______ Kurn ve Ben Ne Kadar Tarihseliz, slmi Artrmalar., c. IX, sy. II, 1996. _______ Kurn- Kerm Inda Vahiy Geleneine Kitb- Mukaddes Balamnda Bir Bak, slmi Artrmalar, V, 13, 1991. Perviz, Ahmet, Islam A Challenge to Religion, Lahor, 1968. Perviz, Gulam Ahmed, Lugatul-Kurn, Lahor, 1984, I, 447. Pigin, Yasin, nsan ve Peygamber Olarak Hz. Muhammed, lahiyat Yay., Ankara, 2002. Polat, Ahmet Fethi, Bir cazul-Kurn iddias, Sarfe, Marife, yl:3, sy. 3., Konya (K), 2003. _______ Modern ve Postmodern Dncede Kurna Yaklamlar, Arkoun Hanef ve Eb Zeyd rnei, Marife Der., yl: 1, sy. II. Popper, Karl R., Tarihselciliin Sefaleti, ev. afak Ural, nsan Yay., stanbul, 1985. Poss Poble, Ahlk ve Modernlik, trc. Mehmet Kk, Ayrnt Yay., stanbul, 1991.

317

Rz, Eb Hatim, Almun-Nbvve, nr. Salah es-Savi, Tahran, 1977. Rz, Fahreddin, Essut-Takds, thk. Ahmet Hicaz, Mektebetl-KlliyatilEzheriyye, Kahire, 1986/1406. _______smetul-Enbiy, ev. Hasan Fehmi Ulus, lim Yay., stanbul, 1986. _______Melimu Uslid-Din (slm nancnn Ana Konular), ev. Nadim Macit, htar Yay., Erzurum, 1996. _______Tefsrul-Kebr, Drul-Fikr basks, Beyrut, 1980, XVI. Reber, Mehmet Sait, Realizm Din ve Dnyevileme, slmiyat, IV, 2001, sy. 3. ______ slam, Din ve ada Durum, slmiyt 7 (2004) say 4, _____ slam Metafizii: Kavramsal Bir ereve, Ana Konulara Yeni Yaklamlar, D..B. Yay. stanbul, 2007. Ressi, Kasm b. brahim smail, Kitbu Uslil-Adli vet-Tevhd, thk. Muhammed Ammr, Drul-Hilal, Kahire, 1971. Reit Rza, Tefsrul-Menr, Drul-Marife, II. Bask, Beyrut, t.y. Riehri, Muhammedi, Mznul-Hikme, Tahran, 1362. Roger Trigs, Aklclk ve Bilim, trc. Kadir Yerci, Sarmal Yay., stanbul, 1996. Roger, Triggy, Bilim Her eyi Aklayabilir mi? Aklclk ve Bilim, ev. Kadir. Yeri, stanbul, 1996. Rousseau, J.J., limler ve Sanatlar Hakknda Nutuk, ev. Selahaddin Eyybolu, M.E.B. Yay., Ankara, 1997. Rm, Fehd Abdurrahman b. Sleyman, Menhecul-Medresetil-Akliyyetil-Hadse, Riyad, 1983. ______ tticahtut-Tefsr fil-Karnir-Rabia Aere, Arabistan, 1986, II, 730. ______Dellul-Akl 1393/1973. Sbn, Muhammed Ali, et-Tbyan fi Ulmil-Kurn, Dersaadet, stanbul, t.y. Sbn, Nureddin, el-Bidye fi Uslud-Din, (Mturidiyye Akidi), ev. Bekir Topalolu, D..B Yay., Ankara, 1971. Sadr, Muhammed Bakr, Felsefetuna, Drut-Tearif, Beyrut, 1410/1989. Saka, evki, Yabanc Karsnda Kurn, Ankara, 1987. Salih, Subhi, slm Mezhepleri ve Messeseleri, trc. brahim Sarm, Dnce Yay., stanbul, 1981. nde iatil-mmiyye, Matbaatu Daris-Selam, Badat,

318

Salih, Subhi, Kurn limleri, trc. M. Said imek, Hiba Yay., Konya, t.y. Sami, S. Hawl, slmic Naturalism and Mysticism, Leiden, 1974. Saram, brahim, Klasik Dnem slm Tarihinde Din stismar-Drt Halife ve Emeviler Dnemi, slmiyat , c. III, sy. III. ___________Hz. Muhammedin Peygamber Olarak Gnderildii Ortam, Diyanet mi Dergi, Ankara, 2000. Sarolu, Hseyin, Kurnda Akl Tefekkrn Boyutlar, Kurn ve Tefsr Aratrmalar, II, Ensar Nr., stanbul, 2001. Sayfi, Kenan, Hekim Filozof Eb Bekir er-Rz Bir Mlhid miydi?, Divan, 2001/1 Say, Ali, Halkul-Kurn Meselesi ve Tefsr Hareketi Asndan Deerlendirilmesi zerine, D.E... Fak. Der., zmir, 1989, sy. VI. Sebba, Muhammed b. Lutfi, Tefsr Usl Aratrmalar, ev. mer Dumlu, Anadolu Yay., zmir, 1999. Sehv, Ebl-Hayr Muhammed b. Abdurrahman, el-Maksidul-Hasene fi Beynin Kesrin minel-Ehadisil-Mtebihe alal-Elsine, thk. Ebl-Fadl Abdullah Muhammed es-Sddik, Beyrut, 1986. Selak, Ali, el-Aklu fi Mecrat-Tarh, Drul-Mda, Beyrut, 1984. Sell, Canon Edward, The Life of Mohammed, Londra, 1913. Semaluti, M. Tevfik, Kurna Gre nsann Psikolojik Yaps, trc. smail DurmuHabil entrk, Yeni mit Dergisi, IV, sy. 2, zmir, 1995. Seyyid Ahmet Han, Tefsrul-Kurn, Lahor, 1995. Seyyid Kutub, slm Dncesi, ev. Mehmet elen-Resul Tosun, Dnya Yay., stanbul, 1987.(ayrc. aret Yay., stanbul, 1988.) ________ slm Dncesi, trc. Akif Nuri, r Yay., stanbul, 1973. Seyyid Sabk, el-Akidul-slmiyye, Beyrut, t.y. Sheery, Patrick, Philesophers on Religion, London, 1987. Shelia Me Donough, The Autherity of The Past A Study of Three Muslim Modernist, American Academy of Religion, 1970. Shlomo, Pines, Hint Dncesinin Kelm Doktrinlerindeki Etkisi, ev. Murat Klavuz, Marife Der., yl: 3, sy. 3, Konya, (K 2003). Sddik, Mazhuruddin, slm Dnyasnda Modernist Dnce, trc. Murat FratGksel Korkmaz, Dergah Yay., stanbul, 1990.

319

Sibai, Mustafa, es-Snne ve Meknatuha fi Teriil-slm, Mektebetl-slm, (V. Bask), Beyrut, 1985. Sifil, Eb Bekir, Modern slm Dncesinin Tenkidi, II, Kayhan Yay., 1988. Sinanolu, Mustafa, Kurn ve Kelm lmi, Kurn ve Tefsr Aratrmalar, II, Ensar Ner., stanbul, 2001. Smith Wilfred, Modern Islam in India, London, 1946. Subhi, Ahmet Mahmud, fi lmil-Kelm, Dirse Felsefiye li rail-Frakil-slmiyye fi Uslid-Din, Drun-Nahdatil-Arabiyye, Beyrut, 1985. Sultan Abdulhamitin Hatra Defteri, hzr. smet Bozba, Kervan Yay., 1975. Sunar, Cavit, slm Felsefesi Dersleri, Ankara, 1967. _______Varlk Hakknda Ana Dnceler, Ankara, 1977. Suyt, Celaluddin, Savnul-Mantk vel-Kelm an Fennil-Mantk vel-Kelm, nr. Sami en-Near, y.y., 1366/1947. ______Lbbun-Nkl fi Esbbin-Nzl, Drut-Tunusiyye lin-Ner, Tunus, 1984. ______ Mifthul-Cenne fil-htica bis-Snne, thk. Mustafa Abdulkadir Ata, Beyrut, 1987. ______el-tkn fi Ulmil-Kurn, Kahire, 1978, IV. Bask. ______Tarhul-Hulef, Kahire, 1952. Sbki, Tacddin Ebn-Nasr Abdlvehhab, bn Takiyyuddin, Tabaktuafiiyyetil-Kbr, Drul-Marife, Beyrut, t.y. Sheyr, Fadlullah Eb Vafiye, Felsefetl-Amel fil-slm, Drul-Kitb, Kahire, t.y. Swingewood, Alan, Sosyolojik Dncenin Ksa Tarihi, ev. Osman Aknbay, Bilim ve Sanat Yay., Ankara, 1998. fi, Muhammed b. dris, er-Risale, ev. Abdulkadir ener, brahim alkan, T.D.V. Yay., Ankara, 1996. arkav, Muhammed Abdullah, es-Sufiyye vel-Akl, Drul-Cl, Beyrut, 1995. atb, Eb shak brahim b. Musa, el-Muvfkt fi Usli-er, nr. Abdullah Draz, Kahire, t.y. (ayrc. thk. Abdullah Draz, Msr, 1975/1395.) _______el-tism, II, 338, Msr, 1914. emseddin Sami, Kmsi Trk, Dersaadet, stanbul, 1317. engl, dris, Kurn Kssalarnn Tarihi Deeri, IV. Kurn Haftas Sempozyumu, 17-18 Ocak 98, Fecr Yay., Ankara, 1998.

320

enit, Muhammed Fethi, Usll-Mantk vel-Menhecul-lmiyyu, Drun-NahdatilArabiyye, Beyrut, 1980 entrk, Habil, Peygamberin Dier nsanlardan Fark; Vahiy, D.E...F. Der., Sy. 3., zmir, 1986. erabas, Ahmet, Kssatut-Tefsr, Beyrut, 1978. erif, Adna, min lmit-Tbbil-Kurn, Drul-lmi lil-Melayin, Beyrut, 1990. erif, M.M., Yunan Dncesi, ev. Kasm Turhan, slm Dncesi Tarihi , nsan Yay., stanbul, 1990. evkn, Muhammed b. Ali, rdul-Fuhl, Msr 1937/1356. evket Ulyan, el-Aklu fil-slm el-Mevrid c. IX, sy. IV, Beyrut, 1981. ibli Numan, el-Kelm, Luknov, 1906. T.J. Boer, slmda Felsefe Tarihi, ev. Yaar Kutluay, Ankara, 1960. Tabatabai, Muhammed Hseyin, el-Mzn fi Tefsril-Kurn, Kum, t.y., Tabern, Ebl-Kasm Sleyman b. Ahmet, el-Mucemul Evsat, thk. Tark b. Ivazullah b. Muhammed el-Hseyni, Drul-Haremeyn, Kahire, 1415. Taber, Eb Cafer Muhammed b. Cerir, Tarhul-mem vel-Mlk, Kahire, 1358. Taftazn, Ebl-Vefa, el-nsan vel-Kevn fil-slm, Drus-Sekafe, Kahire, 1975. Taha Hseyin, fi-iril-Cahiliyy, Drun-Nahr, Kahire, 1995, (II. Bask), Tahnev, Muhammed b. Ali b. Ali, Kefu Istilhil-Fnn, Kalkuta, 1862. Tahavi, Eb Cafer, erhul-Meanil-sar, thk. Muhammed Seyyid Cadul-Hak, Matbaatul-Envar, Kahire, t.y. Takprizde, Mevztul-Ulm, trc. Kemleddin Muhammed Efendi, Dersaadet, stanbul, 1314. _______Mifthus-Sede ve Misbahus-Siyde, thk. Kamil Bekri, Abdulvehhab Ebn-Nr, Kahire, 1968. Tatan, Osman, slm Hukukunda Literalizm, Ana Hatlaryla Mukayeseli bir Analiz, slami Aratrmalar. , c. IX, sy. I-IV, 1996. Taylan, Necib, slm Dncesinde Din Felsefeleri, stanbul, 1994. _______Ana Hatlaryla slm Felsefesi, III. Bask, stanbul, 1991. _______ Dnce Tarihinde Uluhiyet zerine Tartmalar, (Tebli), slm Dncesinde Yeni Araylar, I, Rabet Yay., stanbul, 2001. _______Gazzlnin Dnce Sisteminin Temelleri, stanbul, 1989.

321

_______slm Dncesinde Din Felsefeleri, M...F. Vakf Yay., stanbul, 1994. Tekin, Mustafa, Kurnn Anlalmasnda Zihn Problemler, mran, Temmuz 2001. Tekine, Ayhan, lk Devir slm Dnyasnda Akl zerine Tartmalar, Divan, 2000/1. Thilly Frank, Felsefe Tarihi, ev. brahim ener, stanbul, 1995. Tirmiz, Hkim, Kitbul-Akli vel-Heva, nr. Ahmet Suphi, Frat, arkiyat Mecmuas, sy. V, stanbul, 1964. Topalolu, Aydn, Son Dnem Osmanl Dncesinde Aklclk ve Din Eletirisinin Kayna, Kaynak Dergisi, (Ocak-ubat 2002), Sofya/Bulgaristan. Toplamacolu, Mehmet, Din Sosyolojisi, Ankara, 1961. Toprak, Sleyman, lmden Sonraki Hayat, Konya, 1990. Tritton, A.S., slm Kelm, trc.Mehmet Da, A...F.Yay., Ankara, 1983. Troll, Christian W., Seyyid Ahmet Han ve lmi Kelmn On Dokuzuncu Yzylda Yeniden Teekkl, ev. aban Ali Dzgn, sl. Art., c. VIII, sy. 1, 1997. Trker, Mbahat, Aristotales ve Farbnin Varlk ve Dnce retileri, Ankara, 1969. ______ Tehft Bakmndan Felsefe-Din Mnasebeti, A.. Dil ve Tarih-Corafya Fak. Yay., Ankara, 1956. Trkmen, Hamza, Kurn Algsnda Evrensellik ve Sorumluluumuz, Umran, Temmuz, 2001. Trkne, Mmtazer, Modern slm Dncesinin Balangc Meselesi ve Cemaleddin Afgani Efsanesi, Bilgi ve Hikmet, Bahar1993/2. Uluda, Sleyman, Akl md., slam Ansiklopedisi., II. _______slm Dncesinin Yaps, Dergah Yay., stanbul, 1979. Ulutan, Burhan, slm Medeniyeti ve Aklc Felsefe, tken Yaynevi, stanbul, 1976. Ulvani, Abdullah Nsih, Vucbut-Tebli ved-Dava, Drus-Selam, (I. Bask), Kahire, 1990. lken, Hilmi Ziya Trkiyede ada Dnce Tarihi, tken Yay., stanbul, 1996. ________Mantk Tarihi, stanbul, 1942. ________Uyan Devrinde Tercmenin Rol, stanbul, 1935.

322

nal, Ahmet Zeki, aa Kurn Yorumunda Arkoun ve Garaudy, (Tebli), II. Kurn Sempozyumu, Bilgi Vakf Yay., Ankara, 1996. nal, smail Hakk, Fazlurrahmnn Snnet Anlay ve Yaayan Snnet zerine, sl. Art. Der., c. IV, sy. 4, Ankara, 1990. nal, Yavuz, Hadsleri Tespitte Yntem Sorunu Akla Uygunluk Akla Aykrlk, Ett Yay., Samsun 1999. naltay, Altay, Douda ve Batda Din-Devlet likileri, Endls Yay., stanbul, 1990. nver, Mustafa, Kurn Anlamada Siyakn Rol Btnlk zerine, Sidre Yay., Ankara, 1996. Vhid, Ebl-Hasen Ali, Esbbun-Nzl, Kahire, 1968/1388. Watt, W. Montgomery, slm Dncesinin Teekkl Devri, trc. Ethem Ruhi Flal, Umran Yay., Ankara, 1981. ________slm Felsefesi ve Kelm, ev. Sleyman Ate, Ankara, 1968. ________slmn lk Dneminde Hr rade ve Kader, trc. Arif Aytekin, stanbul, t.y. Weber Alfred, Felsefe Tarihi, ev. H. Vehbi Eralp, Sosyal Yay., stanbul, 1998. Wershedel, Wilhelm, Pascal ya da armha Gerilen Akl Felsefenin Arka Merdiveni, Trkesi: Sedat Umran, z Yay., stanbul, 1997. West David, Kta Avrupas Felsefesine Giri, ev. Doan zlem, stanbul, 1998. Wolfson, Harry Austryn, Kelm Felsefesine Giri, trc. Kasm Turhan, stanbul, 1996. Yafii, Abdullah b. Esad, Kitbu Merhemil-lelil-Mudile fir-Reddi ala EimmetilMutezile, thk. Mahmud Muhammed Mahmud - Hasan Nassar, Drul-Cil, Beyrut, 1992/1412. Yakupolu, Kenan, Mutezilede Bilginin Kayna ve Deeri, Marife, yl: 3, sy. 3, Konya (K), 2003. Yasin Muhammed, Bilginin slmletirilmesi, Bir Eletiri, ev. Sleyman Gndz, slmi Sosyal Bilimler Dergisi, c. II, Gz, 1415/1994, sy. 3, Yavuz Hilmi, Gelenekilik Modernleme ve adalama Serveni, (Tebli), slm Dncesinde Yeni Araylar II, Rabet Yay., stanbul, 1999. ______ amz ve Akln Snrlar, Varlk Dergisi, stanbul, 1991. ______ Felsefe zerine, Balam Yay., stanbul, 1987.

323

Yavuz, Salih Sabri, slm Dncesinde Nbvvet, nsan Yay., stanbul, t.y. Yavuz, Ysuf evki, Akl md., slam Ansiklopedisi, II. Yeprem, Said, slm limlerin Deien artlara Paralel zmler retememesinin Sonucu Ortaya kan Problemler ve Baz neriler, slm Dncesinde Yeni Araylar, (Tebli), stanbul, Rabet Yay., 2001. Yeilyurt, Temel, Sekler Dnyada mn Topluluklar, slmiyat, IV, sy. 3. Yiit, Metin, Hermoneutik Yntem ve Usl-u Fkhn Kati-Zanni Diyalektii, Yznc Yl niversitesi lahiyat. Fakltesi Kurn ve Dil-Dilbilim ve Hermentik Sempozyumu, 17-18 Mays 2001. Ysuf Mrvve, zafiyet Teorisi ve Kurn ilkeleri, ev. Recep al, Ankara, 1979. Yksel, Macit, Mutezilenin Fkh Uslndeki Yeri ve Etkisi, Marife, y: 3, sy. 3, Konya (K), 2003. Zakzuk, Mahmud Hamdi, Devrul-slm fi Tetavvuril-Fikril-Felsef, Katar, 1981. Zavi, Tahir Ahmed, Tertbu Kmsil-Muht, sa el-Babi el-Haleb Basks, II. bask, 1973. Zayid, Muhammed, Akl md. el-Mevsutil-Felsefetil-Arabiyye, Beyrut, 1986, Zebd, Muhammed Murtaza Hseyni, Tcul-Ars, Drul-Fikr, Beyrut, t.y. Zekiyyddin abn, slm Hukuk lminin Esslar, trc. brahim Kfi Dnmez, T.D.V. Yay., Ankara, 1996. Zerke, el-Burhn fi Ulmil-Kurn, Msr, 1376/1957. (ayrc. Drul-Marife, Beyrut, 1391) Zeydan, Mahmut Fehmi, Fin-Nefsi vel-Cesed, Drun-Nehdatil-Arabiyye, Beyrut, 1980. Zeynep, Mahmut el-Hudayr, Eseru bn Rd fil-Felsefetil-Usril-Vust, (II. Bask), Beyrut, 1985. Zhd, Hasan Crullah, el-Mutezile, Matbaatu Msr, Kahire, 1947.

324

TRKE ZET Akl insann en nemli ayrt edici vasflarndan biridir. O, insann sorumlu bir varlk oluunun gerekesidir. Onun bir misyonu ve snr vardr. Metafizik lemle ilgili ancak bir peygamber sayesinde bilgi sahibi olabilir. Ancak antik Yunan kltrnde akl, stn kudret sahibi olarak nitelenir. yleki o vahiy ve peygamber dhil hibir akn destee muhta grlmez. Ar kutsanm bu aklclk anlay, hicri birinci asrda slm dnyasnda da grlmeye baland. zellikle tercme faaliyetleri ve felsef medreselerin faaliyetleri zellikle Aristo mantnn slm dnyasnda gl talepler bulmasna neden oldu. zellikle Mutezile ve Meailerde akl vahye egemen klan bir tefsir anlay bu dnemden itibaren aka grlr. rnein Mutezile insann kendi fiilinin yaratcs olacak kadar zgr olduunu, Kurnn Allahn sz olmadn, Allahn ahirette grlemeyeceini sylemilerdir. Ayn ekilde Meailer de cesetlerin harn inkr etmiler, lemin kadim olduunu ve Allahn sadece kllileri bildiini savunmulardr. Kurn ise akla bir grev ve snr tayin etmitir. Onun vahiy, imn ve bilgiyle olan ilikisinin nasl olmas gerektiini ifade etmitir. Kurn kendisinin salkl bir ekilde anlalabilmesi iin srekli Hz. Peygamberin rnek alnmas gerektiini vurgular. nk o, Kurnn mcmel ve muhtasar yapsn gayr- metluv vahiy yoluyla ald ilim ve hikmetle beyan eder. Bu izah ileminde de o hata ve unutmadan ismet sfat araclyla korunmutur. Kurnn salkl anlalmasnda onun btnsel deerlendirilmesi ve sebeb-i nzlun bilinmesi ve vahyin gereklerinin yaanmas onun anlalmasnda geni olanaklar okuyucuya sunar. Dolaysyla akln Kurn konumu ve Kurnn sra dlk zelliklerini dndmzde aklc tefsir anlaynn Kurn doru anlamaktan uzak olduunu syleyebiliriz.

325

SUMMARY The reason is the most important characterictic of human being. Because he is a responsible being he has a mission within his limits. Therefore he is in need of revelation to develop his knowledge. But the reason as understood in the Archaic Grek Culture is superlative in character. Because of this, it was conceived independent of revelation. This evaluation of the reason had started to come into Islamic Thought in the first century of hegira. Especially, trough the agency of translation activities and philosophical medressehes, Aristos rationalism and logic had effected to interpretation of Koran. Mutezile and the Peripathetic philosophers had represented this school of rationalism and interpretated of Koran by rationalist explanations. On this context they had claimed that ruyetullah is imposible, the universe is infinite and the Koran isnt the literal word of God and so on. Koran designates a misson to limited human rational activities. Thus it arranges the relationship between revelation and belief. Koran considers reason to be dependent on revelation. It is the Prophet who receives divine revelation and explains the verses of the Koran. He is God-protected aginst great mistakes. The well understanding of Koran connects to prophet Muhammads Sunna in addition to the Koran. Because of this principlies, a reason developed independent of revelation can hardly do justice to a true understanding of the Koran.

326

You might also like