You are on page 1of 166

ANKARA NVERSTES HUKUK FAKLTES YAYINLARI NO : 530 AHF.

DNER SERMAYE YAYINLARI NO : 45

ANAYASA KAYET

E c e GZTEPE

Ankara-1998

ISBN : 975 482 441 - X

Toptan veya Perakende steme Yeri:


ANKARA NVERSTES HUKUK FAKLTES (DS) KTAP SATI YER : Cebeci-ANKARA Tel: (0312) 319 11 50 . Fax : (0312) 363 56 96 Kapak-Dizgi ve Mizanpaj : A.. Hukuk Fakltesi Bask ve Cilt: Adalet Matbaaclk Tic. Ltd. ti. ANKARA

Bana sonsuz sevgilerini veren biricik annem Birgl ve babam Turan Gztepe'ye

TEEKKR Bu tez almas, Ankara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits bn yesinde 1993-1994 retim ylnda baladm kamu hukuku ykseklisans program erevesinde yazlmtr. Danmanln Prof. Dr. Tuner Karamustafaolu'nun yapt bu alma, 29 Temmuz 1996 gn Prof. Dr. Ergun zbudun bakanlnda toplanan ve Prof. Dr. Tuner Karamustafaolu ile Prof. Dr. Yavuz Sabuncu'dan oluan tez jrisi nnde savunulmu ve pekiyi derece ile deerlendirilmitir. Her bilimsel almada olduu gibi, bu alma da bir tartma ve bi limsel yardmlama rndr. Bu nedenle tezin yazlmas srasnda sonu gelmez sorularm dinleyip benimle tartan tm hocalarma ve arkadalanma teekkr ederim. Ancak ncelikle tez danmanm olan saygdeer hocam Prof. Dr. Tuner Karamustafaolu'na, beni Alman hukukunun nemli bir kurumu zerine almaya ynlendirdii, tm alma boyunca yntem ve ierik konusmda bana yol gsterdii ve sonrasnda titiz eletirileriyle bana yeni ufuklar at iin teekkr borluyum. Anayasa ikayetinin medeni usul ve ceza hukuku alanlanndaki olas sorunlanna dikkatimi eken Do. Dr. Sha Tannver ile Yrd. Do. Dr. Metin Feyziolu'na teekkr ederim. Son olarak, almalarm boyunca bana bilimsel ve kiisel olarak des tek olan ve tm umutsuz anlarm verimlilie dntrmeme yardm eden . Aykut elebi'ye gnl borcum olduunu belirtmek isterim. Elbette almamn tm hata ve eksiklerinden yazan sorumludur.

Ankara, 26 ubat 1998

NDEKLER KISALTMALAR GR BRNC BLM ANAYASA YARGISI ve ANAYASA KAYET I. ANAYASA YARGISI ve DEMOKRAS II. BR KATILMA BM OLARAK ANAYASA KAYET A. ANAYASA KAYETNN NTEL ve LEV B. ALMANYA'DA ANAYASA KAYETNN TARHES III. ANAYASA KAYETNN UYGULANDII DER LKELER i) Avusturya ii) svire ) spanya iv) ek Cumhuriyeti v) Slovak Cumhuriyeti vi) Macaristan vii) Belika viii) Meksika ix) Arjantin x) Brezilya xi) Kolombiya xii) Kore KNC BLM FEDERAL ALMANYA'DA ANAYASA KAYETNE BAVURU KOULLARI I. BREYSEL ANAYASA KAYET A. ANAYASA KAYETNN KONUSU OLAN KAMU GC LEMLER B. KSEL KOULLAR 1. Taraf Ehliyeti a) Gerek Kiiler b) zel Hukuk Tzelkiileri c) Kamu Tzelkiileri 42 42 50 50 50 52 53 7 15 16 26 27 28 30 33 35 36 36 37 37 38 39 39 40 ,,.XI 1

vn

d) Siyasal Partiler 2. Dava Ehliyeti 3. Taraf Sfat a) Kiisel Olarak lgili Olma b) Dorudan lgili Olma c) Gncellik C. HUKUK YARAR D. KANUN YOLLARININ TKETLMES ve KNCLLK KOULU 1. Kural a) Kanun Yollannn Tketilmesi b) kinciUik lkesi 2. stisnalar a) Kanun Yollarjmn Tketilmesinden Bir Sonu Alnmasnn Beklenmemesi b) Anayasa ikayetinin Genel neme Sahip Olmas c) ikayeti Asndan Ar ve Giderilemez Zarar E. SRE 1. Kural a) Bir Aylk Sre b) Bir Yllk Sre 2. Eski Hale Getirme F. GEC TEDBR KARARI G. KARAR II. GENEL USUL KURALLARI A.Temsil ve Duruma B.Bavuru C.Masraf ve Harlar III. KOMNAL ANAYASA KAYET A. TARAF EHLYET 1. Belediyeler 2. Belediye Birlikleri (leler) B. KOMNAL ANAYASA KAYETNN DAYANDII TEMEL HAK C. DAVANIN KONUSU . D. KNCLLK LKES

55 56 57 60 62 65 67 70 70 70 73 78 78 79 80 81 81 81 83 84 87 93 96 96 96 97 99 99 99 101 102 103 103

vm

NC BLM ANAYASA KAYETNN GELECE ve TRKYE ZERNE DNCELER I. ANAYASA KAYETNDE SORUNLAR ve NERLER A. KARAR NCES NCELEME B. ANAYASA KAYET N REFORM NERLER 1. Avukat Tutma Zorunluluu 2. Bilimsel Yardmclann Artmlmas 3. Senato Saysmm Artmlmas 4. Temel Hal^ann Korunmasmda Ek Hukuki areler Getirilmesi 5. Aylk Dava Ama Sresinin Uzatlmas 6. Dier neriler IL ANAYASA KAYET ve TRKYE'DE ANAYASA YARGISI A. K ANAYASA DNEMNDE ANAYASA YARGISI 1. 1961 Anayasas 2. 1982 Anayasas B. TRKYE'DE ANAYASA KAYETNN KABUL KOULLARI 1. Anayasa Yargs erevesinde zmler 2. Genel Mahkemeler Dzeyinde zmler SONU KAYNAKA 105 105 114 114 116 117 118 119 120 124 124 124 127 130 130 132 137 141

IX

KISALTMALAR a.g.e. a.g.m. AMKD AnwBl AR AHFD ASBFD AYMK BayVBI BGE bkz. BVerfG BVerfGE BVerfGG BVerwGE DMTD dn. DV DStR DVBl EuGRZ JR JuS JW JZ md. : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : ad geen eser ad geen makale Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi Anwaltsblatt Archiv des ffentlichen Rechts Ankara niversitesi Hukuk Fakltesi Dergisi Ankara niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesi Dergisi Anayasa Mahkemesi Kanunu Bayerische Verwaltungsbltter Entscheidungen des Bundesgerichts (svire Federal Mahkemesi Kararlan) bakmz Bundesverfassungsgericht (Federal Anayasa Mahkeme si) Entscheidungen des Bundesverfassungsgerichts (FederalAnayasa Mahkemesi kararlan) Bundesverfassungsgerichtsgesetz (Federal Anayasa Mah kemesi Yasas) Entscheidungen des Bundesverwaltungsgerichts (Fede ral dare Mahkemesi (Dantay) kararlan) Darama Meclisi Tutanak Dergisi dipnot Die ffentliche Verwaltung Deutsches Steuerrecht Deutsches Verwaltungsblatt Europische Grundrechte Zeitschrift Jahrbuch des ffentlichen Rechts Juristische Schulung Juristische Wochenschrift Juristen Zeitung madde XI

MDR NJW NStZ NVwZ NWVBl Rdnr. ROW s. St. Rspr. TMTD vd. ZRP ZZP

: Monatsschrift fr Deutsches Recht : Neue Juristische Wochenschrift : Neue Zeitschrift fr Strafrecht : Neue 2^itschrift fr Verwaltungsrecht : Nordrtiein-Westflische Verwaltungsbltter : Randnummer (Kenar says) : Recht'in Ost und West : sayfa : stndige Rechtsprechung (yerleik itihat) : Temsilciler MecMsi Tutanak Dergisi : ve devam : Zeitschrift fr Rechtspolitik : Zeitschrift fr Zivilprozess

XII

GR Gnmzde temel hak ve zgrlklere ulusal ve ulusal-st alanda etkili koruma salayan Kta Avrupas lkelerinin temel hak ve zgrlk lere tarihsel yaklamlan, anayasa yargsnn esas ilevinin de temelini oluturmutur. Kta Avrupas, Amerika Birleik Devletleri'nin bamszlk savandan farkl olarak bir 'halk' yaratmaya deil, bir 'ulus' yaratma dncesine dayanarak temel hak ve zgrlk bildirgeleri yaratmtr. Amerika'da somut bir insan topluluunun siyasal talepleri sz konusuy ken, 1789 Fransz Devrimi'nde burjuva snfnn szcln yapt soyut bir ulus dncesi siyasal taleplerin temelinde yer almtr. Siyasal talep lerin sonucu, ulus adna siyasal talepte bulunan burjuva snfnn parla mentoda temsil edilmesi ve ulus dncesinin siyasal temsil araclyla gerekletirilmesi olmutur. Fransz Devrimi'nde dile getirilen temsil ta lepleri Rousseau'nun genel irade teorisine; birlik ve ortaklk dncesine dayanyordu. Bu nedenle de monarka kar verilen mcadelenin simgesi olan parlamento, ulusun ifadesini bulduu, iradesinin yanstld, temel haklan gerekletiren bir organ olarak anlalm ve haklann parlamen toya 'kar' deil, parlamento, yani yasa 'araclyla' gerekletirilecei kabul edilmitir!. Bu anlayn olaan sonucu ise, parlamentonun yapt her trl ilemin, dzenin temel deerlerini yanstan anayasaya uygun olduunun ve kiilerin temel haklarnn parlamento araclyla ger ekletirildiinin kabul olmutur. Ancak kinci Dnya Sava trajedisi, parlamentonun stnl ilkesinin bir yanlsama olduunu ve sava n cesi siyasal krizin de ksmen bundan kaynaklandn ortaya koymutur. Kta Avrupasnn bu parlamento krizinin almas iin bulduu zm, parlamentonun ilemlerinin denetlenmesinde, dzenin temel deerlerini yanstan anayasann bir l-norm olarak kullanlmas ve bu denetimin bamsz bir organ tarafndan yaplmas biiminde olmutur. Sz konusu denetimin bamsz bir yarg organ, bir anayasa mahkemesi eliyle yaplmas gerektiini ileri sren ve teorik temellerini Kelsen'de bulan grn karsnda, dzenin koruyuculuunun tarafsz bir devlet bakan

! Fransz Devrimi'yle Amerikan Bamszlk Sava'n ve temel hak anlaylarn karlatran ufuk ac bir yaz iin bkz. Louis Henkln, "Revolutionen und Verfassungen," Zum Begriff der Verfassung (Hrsg. Ulrich K. Preuss), Frankfurt am Main, Fischer Taschenbuch Verlag, 1994, zellikle s. 225 vd.

tarafndan yaplmas gerektiini ileri sren Cari Schmitt'in gr^ yer almtr. Schmitt'in gr, parlamentoyu yine siyasal yaamn merkezine oturtmasmn yansra, temsili sistemin bunalmn salt parlamento-devlet bakan dzleminde zmeyi amalamas, temel hak ve zgrlklere ilikin bir korumay zmn bir paras saymamas nedeniyle sorunun snrlan dna kamamaktadr. zm anayasa yargsnda bulanlann izdii erevede ise, parlamentonun anayasal dzenin bir paras olmas salanarak bununla, dolayl olarak dzenin deerlerini ifade eden temel haklann korunmas amalanmtr. Yani her iki zm, farkl noktalardan hareket etmi olsalar da, esas amalan, temsili sistemin anayasal dzenin snrlan iinde tutulmasn salamaktr. Savatan en az parlamenter de mokrasi kadar zarar gren temel hak ve zgrlkler, korumann dolayl sonulanmn gvencesine terkedilmitir. Grlyor ki, dzenin korunmas ilevinin yannda hukuki koruma ilevi, anayasa yargsnn kabul nedenleri arasnda yer almamaktadr. Ancak baz lkeler temel haklan anayasa yargsnn birincil koruma alanna sokmak amacyla, bu ikinci boyutu da anayasa yargsna ek lemilerdir. Bu ilevin anayasa yargs asndan nemini kavramak iin, ncelikle bunun konusunu oluturan ve anayasayla gvence altna alnm temel hak ve zgrlklerin yapsna deinmek yararl olacaktr. Temel hak ve zgrlkler anayasal devletin, hukuk dzenine ilikin bir deer tercihinin rnleridir. Bu hak ve zgrlklerin kapsam ve snn, hem kiilerin zgrlk ve kendi benliklerini gerekletirme alanlarn hem de devletin anayasal organlannn eylem erevesini oluturur. Bu haliyle "temel haklarla ilgili tm deerlendirmelerde, bu hkmlerin iki karakterini gz nnde tutmak gereklidir. Gerekten de, temel haklar bir yandan bireysel yaam - tarih iinde zellikle tehdit altnda olduu gr len alanlarda- gvence altna alnan 'stat haklar' niteliinde grlrler, te yandan bylece gvence altna alman yalmzca bireyin haklan deil, ayn zamanda toplumsal adan nem atfedilen baz alanlardr da (...) Baka bir deyile, aslnda tm temel haklar, kiiler asndan baklnca 'hak', toplumsal ilikiler asndan baklnca ise -u ya da bu lde'kurum gvencesi' nitelii gsterir ve anayasa dzeninin kurucu unsurlann olutururlar"^. Anayasa yargsndaki genel eihme baknca, temel haklann esas olarak kurum gvencesi olarak ele alnd, dzenin korun mas amacyla gerekletirilen denetimin, temel haklann hak boyutunu da
Bkz. Cari Schmitt, "Das Reichsgericht als Hter der Verfassung," Verfassungsrechtliche Aufstze, Berlin, Duncker & Hurablot, 1958, s. 63-110 ve "Der Hter der Verfassung," AR (16), 1929, s. 161-237. Yavuz Sabuncu, "Temel Haklann Anayasal Konumu zerine," tnsan Haklan Yll, C. 7-8, 1985-1986, s. 16.

dolayl olarak etkileyeceinin kabul edildii grlmektedir. Bunun so nucu olarak da temel haklann tayclan olan bireyler anayasa yargsmn znesi olarak kabul edilmemekte, yalmzca anayasa yargsnn dolayl etki lerinden yararlanabilmektedirler. Ancak Aliefendiolu, anayasa yargsnn bireysel haklan koruma ilevinin anayasaya uygunluu salamak ynndeki amacnn yannda ikincil nitelikte kaldn kabul etmemekte, bunun pozitivist bir anlay olduunu belirtmektedir^. Ne yazk ki, Aliefendiolu'nun, Anayasa Mahkemesi'nin anayasa dnda hu kukun genel ilkelerini, anayasa-st ilkeleri, uluslararas szlemeleri anayasallk blokuna katmasnn anayasa yargsnda hukuki koruma ilevinin gerekletirildiinin kant olduu ynndeki dncesine katlmak olanakl deildir. nk bunlar korunan yarann (hukuk d zeni) denetim ltlerinin geniletilmesiyle ilgili gelimelerdir. Oysa hu kuki koruma boyutunun varlndan sz edebilmek iin, hakk ihlal edi len znenin bizzat anayasa yargsnn kapsamna alnmas gerekmektedir. Anayasa yargsnn bu eksiklii, bireylerin Anayasa Mahkemesi'nden hukuki koruma talebinde bulunmalarna olanak salayan anayasa ikayeti (Verfassungsbeschwerde) kurumuyla giderilmeye allmtr. Bata Almanya, Avusturya, svire, Meksika ve spanya olmak zere, her lkede uygulamas farkl olmakla birlikte, anayasa ikayetiyle amalanan, bireylerin dorudan etkilendikleri ve temel haklanm ihlal ettiini dndkleri tm kamu gc ilemlerine kar Anayasa Mahkemesi'nden bizzat hukuki koruma talebinde bulunmalanna olanak salamaktr. Bu yolla bireylere, yani temel haklann tayclanna, anayasaya aykn temel hak ihlallerini bizzat engelleme hakk tamnmaktadr. Bu kurum, anaya saya gvence altna alnan temel haklan etkililetirdii, bunlan hayata ge irdii iin son derece nemlidir. nk "temel haklar anayasa hukukunm normatif dzleminde geerli olduklan zaman deil, ancak etkili bi imde gerekletirildikleri zaman anayasal dzende esasl bir ilev grr ler. Temel haklar geerli klnamadklan/uygulanamadklan zaman etkisiz ve hukuki bakmdan deersiz olacaklardr"^. Temel haklann, tayclan tarafndan en etkili biimde korunmasnn gereklilii, Trkiye'de yakn zamanda, son genel seimler ncesinde arpc bir biimde ortaya kmtr. Seimden nce Seim, Siyasi Partiler
^ Ylmaz Aliefendiolu,"Trk Anayasal Yargsnda Yrrln Durdurulmas," Dantay Dergisi, S. 89, 1995, s. XXI. Bunun yannda Blent Tanr, iptal davas ama yetki sinin bugnk haliyle bireyler asndan dolayl bir koruma saladn dnmektedir. Bkz. Trkiye'nin nsan Haklar Sorunu, Cilt 1, 2. bask, stanbul, BDS Yaynlar, 1991, s. 183. * Dieter Lorenz, "Der grundrechtliche Anspruch auf effektiven Rechtsschutz," AR * (105), 1980, s. 627.

ve Milletvekili Seimi kanunlarnda yaplan deiikUkler^, Anayasa'nn eitli hkmlerinin yansra temel haklan da dorudan doruya ilgilen diren hkmler ieriyordu. Bamsz milletvekillii adaylyla, seim evresi barajyla, yurtdnda yaayan yurttalann oy kullanmalanyla ilgili nemli dzenlemeler ngren ve aynca g nedeniyle halen oturduklar yerde oy kullanamayanlarla ilgili bir dzenleme yapmayarak bu semen leri oy hakkndan yoksun brakan bu kanunlar, anayasaya ayknlklan nedeniyle anayasal dzeni ilgilendirdikleri kadar semenleri, seimlerde bamsz aday olmay dnen yurttalar da ilgilendiriyor ve dorudan etkiliyordu. Oysa yalnzca Anayasa'nn 150. maddesinde behrtilen siyasal organlar Anayasa Mahkemesi'ne bavurmu ve baz maddelerin iptaUni salayabilmitir. Seim ncesinde daha durgun ve uzlamac bir siyasal atmosferin varl halinde, bu denetimin dahi yaplamamas sz konusu olabilirdi. Bu rnek, anayasal dzenin etkih biimde korunmas iin bi reylerin de anayasal yarg denetiminin znesi haline getirilmelerinin ne denli gerekli olduunu gstermektedir. Bu tezin ana amac, temel haklann etkili biimde korunmasna yne lik anayasa ikayeti kurumunun ileyiini, koullann ve sorunlann ince lemek, Trkiye iin bu tr bir dava trnn kabulnn olanakl olup ol madn aratrmaktr. Tezde bu ama dorultusunda, Almanya'daki ana yasa ikayeti uygulamas rnek olarak seilmitir. Bu kurumun var olduu pek ok lke iinden, Almanya'mn rnek olarak seilmesinin ne deni ise, yasama, yrtme ve yarg olmak zere tm kamu gc ilemlerine kar anayasa ikayeti hakknn tannd tek lkenin Almanya olmasdr. Bireylerin, devletin zorlayc ilemleri karsnda nasl etkin hale gelebildiklerini, yargsal korumann ne denli geni biimde salanabil diini gstermesi asndan, Almanya iyi bir rnek oluturmaktadr. Tezin birinci blmnde, anayasa ikayetinin anayasa yargsyla balants incelenmi ve bu dorultuda anayasa ikayetinin ayrdedici ni telikleri saptanmaya allmtr. Blmn sonunda ise, anayasa ikaye tinin uyguland dier lkelerdeki dzenlemeler genel hatlanyla ele alnmtr. Bu dzenlemelerin, hem Almanya'daki dzenlemeye ilikin bir karlatrma unsuru olmalan hem de Trkiye asndan olas zmler iin rnek oluturmalan amalanmtr.

Bkz. 4125 sayl "Seimlerin Temel Hkmleri ve Semen Ktkleri Hakknda Kanun ile Siyasi Partiler Kanunu ve Milletvekili Seimi Kanununda Deiiklik Yaplmasna ilikin Kanun", 28.10.1995 RG 22447 (Mkerrer); 4138 sayl "Milletvekili Seimi Kanununda Deiiklik Yaplmas Hakknda Kanun", 24.11.1995 RG 22473 (Mker rer).

ikinci blmde, Almanya'da uygulanan anayasa ikayeti gerek usul hukuku gerekse maddi hukuk dikkate alnarak incelenmitir. Tezin amac, temel haklann kiilerle balantlanni kurmak ve bunlan etkili bi imde korumann yoUann aratrmak olduu iin, yerel ynetimlerin zerk ynetim ilkesi erevesinde sahip olduklan komnal anayasa ikayeti hakkna, yalnzca bireysel anayasa ikayetinden aynid nokta lara ksaca deinilerek yer verilmitir. Tezin son blmnn birinci ayrmnda, Almanya'da uyguland bi imiyle anayasa ikayetinde karlalan sorunlar ve zm nerileri ele alnp deerlendirilmi; anayasa ikayetinin varhnn gerekli olup ol mad, kuruma ilikin reform nerileri ve bunlarla ilgili tartmalara yer verilmitir. kinci aynmda ise, anayasa ikayetinin, anayasa yargsnn geliim izgisi dorultusunda Trkiye'de kabul koullan incelenmitir. Anayasa ikayeti kurumunun anayasa deiikliiyle mi yoksa yalnzca yasal dzenlemeyle mi hukuk sistemimize kazandrlaca tartlm; tek nik olarak anayasa ikayeti olarak nitelendirilemese de, genel mahkeme ler dzeyinde geici bir zmn gerekletirilmesi nerilmitir. Sonu olarak, anayasa ikayetinin, temel hak ve zgrlklerin etkili biimde korurunas iin Trkiye'de de kabul edilmesinin yararl olaca gr ileri srlmtr.

BIRINCI BOLUM ANAYASA YARGS VE ANAYASA IKAYETI . ANAYASA YARGS VE DEMOKRASI

Anayasa yargs ve demokrasi, anayasa mahkemelerinin henz yanm yzyllk tarihinde hep iki kartlk olarak ele alnm ve anayasa yargsnn demokratik meruluu tartma konusu yaplmtr. Demokrasinin esas olarak ortaya konulan iki ilke, meruluk tartmasnn belkemiini oluturmaktadr: Kuvvetler aynl ilkesi ve halk egemenlii. Bu ilkeler den yola klarak ortaya atlan iki soun udur: 1- Kuvvetler aynl ilkesi gerei, hibir organ dierinin etkinliine kanamaz, dierine mdahale edemez. Dolaysyla yargnn yasama ze rindeki denetimi, bu ayrlm ilevleri birbirine kartrmaktadr. 2- Demokrasi, halkn setii temsilciler eliyle devletin ynetilmesiyse, halk tarafndan seihneyen yarglarn yasama meclisinin yapt ilemleri denetlemesi, iptal etmesi demokratik ilkelerle badamaz^. _ Modem anayasal demokrasilerin yalnzca halk egemenliiyle tanmlanamayaca ve kuvvetler aynlnn da bu eletirilerde ileri s rldnn aksine, olumsuz deil, olumlu bir ilevi olduu gsterilerek, anayasa yargs/demokrasi kartl zlebilir.

' Ronald Dworkin, yarglarn seilmemiliinden kaynaklanan itirazlarn, tartmann dier yzn grmediklerini belirtmekte ve seilmi bir parlamenterin bir iileri, ma liye ya da savunma bakan olarak topluma, bir yargcn tm meslek yaam boyunca veremeyecei kadar ok zarar verebileceini anmsatmaktadr. Bkz. "Gleichheit, Demokratie und die Verfassung: Wir, das Volk, und die Richter," Zum Begriff der Verfassung (Hrsg. Ulrich K. Preuss), Frankfurt am Main, Fischer Taschenbuch Verlag, 1994, s. 171. Benzer biimde Helmut Simon da, Federal Alman Anayasa Mahkemesi'nin kamuoyunda fazla tartlmam olmakla birUkte, say ve nitelik ola rak kamuoyunun tepkisini (ya da ilgisini) eken kararlardan ok daha fazla kararnn, evlilik d ocuklar, yabanclar, yetimler, tutuklular, transsekseller gibi toplumun aznlklarn ve korunmas gereken kesimini olumlu ynde etkilediini belirtmekte dir. Bu da temel haklar etkililetirdii, idarenin ve genel mahkemelerin temel haklar konusundaki duyarlln hissedilir biimde gelitirdii iin dikkate almmas gereken bir katkdr. Bkz. Helmut Simon, "Verfassungsgerichtsbarkeit," Handbuch des Verfassungsrechts der Bundesrepublik Deutschland, (Hrsg. E. Benda), Berlin, Walter de Gruyter, 1983, s. 1288.

Anayasa yargsna kar ileri srlen kuvvetler aynl ilkesi, devletin yasama, yrtme ve yargdan oluan ilevinin birbirinden aynimasnn, iktidar younlamasn nlemeye ynelik olduu ve dolaysyla bunlann birbirini denetleyerek bu tehlikeyi nleyebilecekleri tezini iermektedir. Bu olumsuz tanmlamada vurgulanan, her ilevin birbirinden bamsz olduu, birbirleriyle etkileim olanaklarnn olmad ve olmamas ge rektiidir. Birinin dierine mdahalesi ya da dierini kapsamas, yneti lenler iin en nemli tehlikedir. Montesquieu'ye dayandrlan bu aynmdan, yasamann yargnn denetimine tabi klnamayaca sonucunun kanlmas bir yana, yasama ve yrtmenin ilikilerinin nitelii de bu snflandrmada tamamen gzard edilmektedir. Montesquieu'nn 'Kanunlann Ruhu' kitabnn siyasal literatrde bu denli popler olmasn, kitabn temel tezlerinin basietirilmesine, do laysyla bir tartma metninin bir direktifler kataloguna indirgenmesine balayan Kgi, Montesquieu'nn kuvvetler ayrl ile neyi ger ekletirmek istediini dnmemiz gerektiini behrtmektedir^. Kgi'ye gre, Montesquieu'nn amac bu ilke ile devletin bykln, onu runu, gcn deil, insann kii olarak onurunu korumakt. Kuvvetler aynlna ve birliine dayanan dzen de zgr insanlann zgr toplumlanmn hizmetinde olmaldr^. Ayn biimde Oktay da, Montesquieu'nn Kanunlann Ruhu'ndan nceki yapt Considerations'da. Roma ynetiminin hayranlk uyandran ynnn bu ynetimde her trl arln 'dzeltilebilir' olmasnda bulduunu belirtmektedir. nk "aslolan siyasal iktidann haklar ve toplumsal bans alamnda menf oluumlar yaratmasn nleyebilecek me kanizmay kurmaktr"io. Loewenstein da bir siyasal sistemin demokratikliinin, iktidar sahip lerine siyasal iktidann kullanmn paylatran ve iktidar sahiplerini, en stn g olarak ynetilenlerin denetimine tabi klan dzenlemelerin varl ya da yokluuyla saptanabileceini belirtmektedir. nk "insan doas gerei, iktidar sahibi -tek bana ya da birden ok olsun- zgr iradesiyle kendini snrlama eiliminde deildir. ktidann snrlandnlmasmn bilinli ve planl biimde yaplmas gerekir"! i.
Bkz. Werner Kgi, "Von der klassischen Dreiteilung zur umfassenden Gewaltentei lung," Festschrift fr Hans Huber, Bern, Verlag Stmpfli, 1961, s. 151-173. 9 Bkz. Kgi, a.g.m., s. 153-162. '^^ Cemil Oktay, "Kuvvetler Ayrl ilkesinin Yarg Asndan Anlam ve Trkiye rnei," Anayasa Yargs 1, Ankara, 1984, s. 220. '^'^ Kari Loewenstein, Verfassungslehre, (ev. R. Boerner), 2. Auflage, Tbingen, J.C.B. Mohr, 1969, s. 127.

Kuvvetler aynlna dayal itirazlarda anayasa yargsnn, yasamann alanna girdii ve siyasal tercihlerin seilenler dnda yarglar tarafndan da oluturulduu ileri srlmektedir. Oysa anayasa mahkemelerinin yargsal nitelii ok aktr ve taleple bal olmalan, ancak bavuru ze rine harekete geebilmeleri, yetkilerinin anayasa ve kanunlardaki dava larla snrl olmas bir yana, kararlannn tek lt anayasalardr ve siyasal kararlar almalan szkonusu deildir^^ Anayasa mahkemelerinin gc sadece hukuku dzeltmekten olumaktadr^^. Anayasa yargsmn siyasal alana mdahale ettii itirazlanna en ilgin ve arpc yant kukusuz Hans Kelsen vermitir. Kelsen yasamayla yargnn ilevlerinin ayn olduu noktasndan hareket etmemi, hukuki ile siyasal olan yeniden tanmlayarak anayasa yargsnn ilevinin ne olduunu yantlamtr. Kelsen, siyasal olanla hukuki olan arasnda esasa ilikin bir kartlk grenlerin, yasalarn anayasaya uygunluunun denetlenmesir ve anayasaya aykn yasalann kaldrlmasn 'siyasal bir ilem' olarak deerlendirdiklerini, bunun ise yanl bir neden-sonu ilikisi olduunu belirtmektedir^'^. Kelsen'e gre, yargnn deil yalnzca yasa mann 'gerek' anlamda siyasal olduu gr, yasamann retici (produktiv) hukuk yaratmnda bulunduu, yargnmsa yeniden-retici (reproduktiv) hukuk uygulamas yapt gr kadar yanltr. Sonuta yasamayla yarg arasnda niteliksel deil, niceliksel bir fark vardr^^. Nitekim Kelsen buna dayanarak, anayasa yargsnn 'negatif yasama' olduunu, ancak bunun yargnn yasamann alanna mdahale ettii an lamna gelmediini sylemitiri^. Sonuta Kelsen, siyasal olanla yargsal olan baka bir adan deerlendirerek anayasa yargsn anayasal demok rasinin bir gerei olarak deerlendirmi ve kendisinin gelitirdii norm lar hiyerarisi teorisi erevesinde stn normun korunmasnn ve devle tin eylem ve ilemlerinin bu stn norma uygun olup olmadnn nasl
^2 Ayn dorultuda bkz. Otto Bachof, "Die richterliche Kontrollfunktion im westde utschen Verfassungsgefge," Festschrift fr Hans Huber, Bern, Verlag Stmpfli, 1961, s. 42 ve Wiltraut Rupp-von Brnneck, "Verfassungsgerichtsbarkeit und gesetzgebende Gewalt," AR (102), 1977, s. 3 vd. te yandan Rupp-von Brnneck anayasa yargsnn siyasetle kartlk iinde dnlmesini, genel mah kemelerden farkl olarak anayasa mahkemelerinin siyasal nitelii olan davalarla uramasna balamakta, ancak bunun anayasa mahkemelerinin siyaset yapt an. lamna gelmediini belirtmektedir. ^' Rudolf Machacek, "Temel Haklarn Korunmas ile Siyaset Arasndaki Gerilimde Anayasa Yargsnn Konumu," Anayasa Yargs 9, Ankara, 1993, s. 57. ^ Hans Kelsen, "Wer soll der Hter der Verfassung sein?," Die Justiz, Bd. VI Doppelheft 11/12, s. 585. 1^ Kelsen, a.g.m., s. 586. 16 Kelsen, a.g.m., s. 598-599.

denetlenecei sorusuna yant olarak da anayasal yarg denetimini gs termitir. Dier yandan, yasama organmn her trl denetimden bamszlnn gerekesi olarak gsterilen kuvvetler aynl, hibir zaman saf haliyle mevcut olmamtr ve demokrasilerdeki biiminin fikir babas saylan Montesquieu'nn de amac yaltlm bir ilevler dzeni yaratmak deildir. Devlet iktidan tektir ve bunun ortaya kma biimleri olan or ganlar, birbirinden yaltlm deildir; aksine bunlar arasnda yalnzca ilevselletirilmi bir iblm mevcuttur. Bu nedenle de bu organ bir kartlklar toplam deil, bir yapmn faildi unsurlan olarak incelenmelidir. Kluxen'e gre de, kuvvetler aynhmda szkonusu olan, devlet organlannn karlkl olarak denetlenmesi ve bylelikle biraraya getirilmesidir^^. organ, kendi ilevlerini yerine getirmenin yansra, btnn ama ve deerlerini korumak ve gelitirmekle de ykmldr. Btne ilikin byle bir ama iinde yasama organyla yrtme organ kart kutuplar olarak nitelenemez. Karamustafaolu da kuvvetler ayrl kurammn grn, deeri ve anayasal ilevinin ada parlamentoculukta byk deiime uradn, bunun ada gereklere uymadm, onlarla elitiini, nk bu kuramn henz partilerin ortalkta grnmedii d nemde dnldn behrtmektedir^^. Bachof ise, bu gr dorultu sunda artk yasamann denetiminin yrtmenin de denetimi anlamna geldiini dnmektedir^^. Hesse'nin F. Alman Anayasas iin kulland, ancak tm modem demokratik anayasalar iin kullanlabilecek olan "karma anayasa" tanm, gnmz demokrasilerinde anayasa yargsnn ilevini ak bi imde ortaya koymaktadr. Buna gre, "anayasa, yasama, yrtme ve yarg iin organlar ngrrken, bunlarn deiik ilkelere gre yaplanmasn dzenlemitir. Bu organlar ortak, ok eitli dzenleme ve
^' Kurt Kluxen, Geschichte und Problematik des Parlamentarismus, Frankfurt am Main, Suhrkamp, 1983, s. 247. '^ Bkz. Tuner Karamustafaolu, Yasama Meclislerini Fesih Hakk, Ankara, AHF Yaynlan, 1982, s. 70. Mehmet Turhan da benzer grtedir. Yazara gre, "parlamenter sistemlerde siyasal partilerin disiplinli olmalar hkmetle parlamen toyu, bir baka deyile parlamento iindeki ounluu birbiriyle atan iki ayr kuvvet olmaktan karmtr. Parlamenter sistemlerde gerek ayrlk iktidardaki parti veya partiler karsndaki muhalefet partileri ile yasama ve yrtmenin parti disip lini yoluyla oluturduu btnlk ile yarg arasmdadr. Anayasal devlette iktidan kul lanan organlar ile yarg kurulular arasnda kuvvetler ayrlnn bulunmas gere kir". Bkz. "Anayasaclk ve Kuvvetler Aynh Kuram," Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Arkivi 2, (haz. Hayrettin kesiz), istanbul, Afa Yaynlar, 1995, s. 108. '^^ Bkz. Bachof, a.g.m., s. 31.

10

denetim mekanizmalanyla ortak alma iin biraraya getirilmitir ve g revleri ortak etkinliktir. Bu ortaklkta her organ dierinin grevlerine sayg gstermekle ve kendi etkinlii kadar dier organlann etkinliini de benimsemekle ykmldr. Bu grevin baansmn sorumluluu tm or ganlara aittir"20. Anayasadaki snrlar iinde hedeflerini gerekletirmeye alan, ana yasal ilke ve deerleri gerekletimekle ykml pariamentonun, bu g revini kurallara uygun olarak yerine getirip getirmediini deneemek, doal olarak bir yarg organna ait olacaktr. Anayasal demokrasilerin buna bulduu zm de anayasa mahkemeleri olmutur^. Anayasa yargsmn, halkn oylanyla seilmilerin yapt yasalan de netlemesinin demokratik ilkelere aykr olduu itiraz da esasen halk egemenlii tezine dayanmaktadr. Bu tezin ana nermesi, demokrasinin halk egemenliine dayand, halk parlamentodaki temsilcilerin temsil ettii ve buradaki ounluun yapt yasalann halkn hak ve zgrlk lerini korumaya ynelik olduu, bunun aksinin olanaksz olduudur. Ksaca bu tezin z, demokrasinin ounluk egemenlii olduudur. Ancak demokrasinin yalmzca bir ounluk egemenlii olmad, bu ereveye dahil olan ve bir siyasal dzenin hukuk devleti olarak tanmlanmasn salayan pek ok kurumm varhmn da zorunlu olduu tarih iinde ortaya kmtr. nk "demokrasi tek bana bir ama deildir, aksine zgr ve adil bir toplumun gerekletirilmesi iin bir aratr"22. Tezi'in belirttii gibi, "demokrasi, yalnzca iktidann oyunun kurallanna gre el deitirmesi ile ilgili olmayp iktidann kullanlmas ile de ilgilidir. Bu bakmdan temel haklann gelimesini salayan, glendiren her husus, demokrasinin de geliimine uygundur"23. Tocqueville'in de mokrasinin geliimi iin uygun grd en etkili ara da hukuki dene tim olmutur: "Yrtmenin her eyi yapmaya hakk varm gibi, o unluk olmasna dayanarak camnn her istediini yapmaya hakk yoktur.
2^ Konrad Hesse, "Funktionelle Grenzen der Verfassungsgerichtsbarkeit," Recht als Prozess und Gefge (Festschrift fr Hans Huber), Bern, 1981, s. 265. 2 ^ Amerika Birleik Devletleri gibi anayasal denetimi genel mahkemelere veren lkele rin tarihsel geliimi ayr bir inceleme konusudur. Ayrca tezin konusunu oluturan anayasa ikayeti, anc^ merkezilemi anayasa yargsyla olanakl olduundan ana yasa mahkemelerini merkez alan bir alma tercih edilmitir. 22 Walter Klin, Verfassungsgerichtsbarkeit in der Demokratie, Bern, Verlag Stmpfli & Cie AG, 1987, s. 146. 23 Erdoan Tezi, "Anayasa Mahkemesi'nin Esasa ilikin Denetimi," Anayasa Yargs 2, Ankara, 1986, s. 23.

11

ounluun egemenlik talebinin snrn hukuk izer: Parlamento oun luunun elinde olan yasama orgamnn tiranlna kar en etkili g, ba msz yarglann yapt hukuki denetimdir"^^. Grld gibi, seilmilik tek bana bir anlam tamamakta, beUi amalan gerekletirirken kullanmas ve korumas gereken deerlerle anlam kazanmaktadr. Feyziolu da anayasa yargsnn antidemokratik olduu iddialanna, egemenlikle siyasal iktidarn ve demokrasiyle hukuk devletinin ayn eyler olmadn belirterek karlk vermektedir: "Devlet kudretinin bir vasf olan egemenlik, hukuken, bir devletin hibir organna -hatta miUetin ounluuna dahi- mledilemez. (...) Demokrasi ile hukuk devleti kavramlann dikkatle ayrmak zaruridir. Demokrasi bir devlet ekUdir ve devlet iinde en yksek iktidann hangi organa ait olaca meselesiyle il gilidir. Halbuki hukuk devleti kavram, btn devlet organlanran kendi lerinden daha stn hukuk kaideleri ile bal olmalan ve bu balln hukuki messeselerle meyyide altna alnmas meselesiyle ilgilidir"25. Halk egemenlii tartmalannda vanlan en radikal nokta, anayasalann deitirilemez hkmlerinin, halk tarafndan seilenler iin ne dereceye kadar balayc olduu sorusuyla ilgilidir. Anayasalann koyduu temel ilkelerin gelecek kuaklar balayp balayamayaca ve her kuan kendi ynetim biimini zgrce semeye hakk olup olmad on yedinci yzyldan bu yana tartlmaktadr. David Hume, Thomas Jefferson, John Locke ve Thomas Paine, hibir kuan gelecek kuaklara yasaklar ko yamayacan, orann karar verme ve kendi ilkelerini benimseme haklann ellerinden alamayacaldanm savunmulardr. Paine'in deyiiyle, "Bir egemenlik biimini merulatran tek onay, yaayanlann onaydr"^^. Ayn biimde Jefferson da "Dnya llere deil, yaayanlara aittir" di yerek Paine'i destekliyordu^^. Anayasalann deimez hkmleri zerine yaplan bu tartmalann vard noktalar bu konunun kapsam dndadr. Ancak ounluk iktidan ve bunun snrlan konusunda en u noktalarda
^^ aktaran Rene Marcic, V e r f a s s u n g s g e r i c h t s b a r k e i t und Reine Rechtslehre, Wien, Verlag Franz Deuticke, 1966, s. 77. Bamsz yargnn de mokrasinin olmazsa olmaz koulu olmasna ilikin olarak bkz. Cemil Oktay a.g.m., s. 225. ^^ Turhan Feyziolu, Kanunlarn Anayasaya Uygunluunun Kazai Mura kabesi, Ankara, Ankara niversitesi Hukuk Fakltesi Yaynlar, 1951, s. 324 ve 342. 26 Thomas Paine, The Rights of Man, s. 251, 254; aktaran Stephen Holmes, "Verfassungsfrmige Vorentscheidungen und das Paradox der Demokratie," Zum Begriff der Verfassung (Hrsg. Ulrich K. Preuss), Frankfurt am Main, 1994, s. 139. *^' Thomas Jefferson, Writings, s. 963; aktaran Holmes, a.g.m., s. 140.

12

gezinen bu sorular, bir demokrasinin halk egemenlii dnda hangi nite liklere sahip olmas gerektiini dndrmesi bakmndan nem tamaktadr. nk belli bir sre iin halk tarafndan seilip iktidara ge lenlerin istedikleri her trl karan almalanm engelleyen her kural, anti demokratik olarak nitelenemeyeceine gre, demokrasi baka ltlere muhtatr. Daha iktidann oluma aamasnda bir paradoks ortaya kmaktadr. Halkn temsilcileri, baz kararlan almalanm engelleyen anayasann ilke ve kurallan uyannca iktidara gelmilerdir. Yani, bu anayasann ilkeleri er evesinde almay, amalanm bunun ngrd snrlar iinde gereldetirmeyi bandan taahht etmilerdir. Anayasal bir demokraside devlet iktidann kullanmann snr ve ilke leri belirlenmise ve bunlar ancak anayasann sert ekirdeine kadar deitirilebiliyorsa, anayasalann ortadan kaldnlamaz, deitirilemez baz deer ve tercihleri ierdii ortaya kar. Bu deerlerin yokluu, iktidann sonu ya da hi olmamas anlamna da gelecektir. Holmes'un benzetme siyle, eer Amerikan Anayasas'n yapanlar gelecek kuaklan belli ilke lerle balamasalard, bir devlet de olmazd^^. Yukandaki aklamalarla, anayasa yargsnn yasama organyla dikey deil, 'yatay ve diyalektik'^^ bir iliki iinde olduu ve yasama organnn denetiminin hukuk devletini gerekletirmeyi hedefleyen parlamenter demokrasilerin bir zorunluluu olduu aklanmaya allmtr. Anayasa Mahkemesi'nin siyasal alana mdahale ettii iddialan da anayasa yargsmn yargsal niteliiyle badamamaktadr. nk Mahke me ancak talep zerine harekete geer, anayasaya aykn bir ilemi kendi liinden ortadan kaldramaz. Bunun yannda Mahkeme karannn hangi makam tarafndan uygulanacana karar verebilmekle birlikte, karann uygulanacan garanti edemez. nk icrai gten yoksundur. Yarg gc bu nitelii nedeniyle, Montesquieu'nn deyimiyle, 'en quelque faon nuUe'dr^o. Gnmzde parlamenter demokrasi, gemite monarka kar verilen mcadeleden bu yana, ok kapsaml ve ok-boyutlu bir nitelik ka zanmtr. Modem devletlerde demokrasinin ayrdedici zellii, zerinde uzlalm deer ve ilkelerin kiileri ne denli zgrletirebildii, yurttalan
^ Holmes, a.g.m., s. 153. ^" Kavram Kalin'e aittir. Bkz. a.g.e., s. 150. '^ Josef Isensee, "Verfassunsgsrecht als politisches Recht," Handbuch Staatsrechts (Band VU), Heidelberg, C. F. Mller Verlag, 1992, s. 135.

des

13

seimler dnda hangi oranda politikalann oluturulmasna kalabildiidir. Hukuk devletinin unsurlarnn etkili bir biimde gerekletirilmesi de demokrasinin vazgeilmez kouUanndandr^i. Bunun yannda partilerin parlamentoya egemen olmas, yasama ve yrtmenin birlemesi ve y rtmenin, parlamentodaki ounlua sahip partinin yelerinden olu mas, parlamenter demokrasilerdeki iblmn deitirmitir. Bu dei imin anayasa yargsn ilgilendiren taraf, yasama orgammn ilemlerini denetleyecek olan anayasa mahkemesinin kimler ya da hangi kurumlar tarafndan harekete geirilecei sorunudur. Anayasa mahkemesinin yalnzca yasama organnn belli saydaki yelerinin bavurusuyla harekete gemesini ngrmek ve somut norm denetimi yoluyla yurttalara snrl bir denetim olana salamak, anayasa yargsmn temel haklan ve anayasal ilkeleri koruma ve gzetme ilevini tamamen etkisiz klmaya almakla eanlamldr. nk bu durumda ya sama organn, kendi ilemlerinin denetimi konusunda serbest brakm, dier bir deyile, onu kendi davasnn yargc yapm oluruz. Duran da benzer bir tehlikeye dikkat ekmi ve iktidar partisiyle iktidara aday par tinin anayasa yargsn kolaylkla engelleyebileceini belirtmitir: "Yasama ilemlerini gerekletiren iktidar partisi veya partileri olduuna gre, bunlarn kendi eserlerinin iptali isteminde bulunmalar asla dnlemeyecei gibi; anamuhalefet partisi de gelecein iktidar olaca umud ve kansyla, benimsedii, bazan da kar kt kanunlar aleyhine Yksek Mahkeme'ye bavurmamay yegleyebilir"32. Baz anayasal de mokrasilerin byle bir sakncaya karlk bulduklan zm, devletin va tandalarna ya da ilgililere anayasa mahkemesini harekete geirme olana tannmas olmutur. Bu sistemlerdeki temel ama, "insan haklanmn ve temel hrriyetlerin tam gvence altna alnmasdr"^^. Hukuk devletine dayanan anayasal demokrasilerin, hibir seilmi orgamn deitiremeyecei baz temel deerlere dayand yukanda be lirtilmiti. Devletin hukuk dzeninin temelini oluturan bu deerlerin
Ayn dorultuda Jrgen Habermas da, her trl siyasal egemenlik biimi hukuk olarak ortaya ktndan, siyasal iktidarlar henz hukuk devleti olarak biimlenmemi ol salar da bir hukuk dzeninin varolduunu, benzer biimde, demokratik olmakla bir likte anayasas olmayan hukuk devletlerinin varolabildiini belirtmektedir. Bunun karlk Habermas'a gre, demokrasisiz bir hukuk devletinin varl olanakl deildir. Bkz. "ber den internen Zusammenhang von Rechtsstaat und Demokratie," Zum Begriff der Verfassung (Hrsg. Ulrich K. Preuss), Frankfurt am Main, Fischer Taschenbuch Verlag, 1994, s. 83 vd. ^^ Ltfi Duran, "Trkiye'de Anayasa Yargsnn ilevi ve Konumu," Anayasa Yargs 1, Ankara, 1984, s. 70. ^-' Duran, a.g.m., s. 59.

14

banda anayasa yargsnn korumak ve gelitirmekle ykml olduu temel hak ve zgrlkler gelmektedir. Temel hak ve zgrlklerin varl, anayasa yargsyla etkili biimde korunabilir, ancak bu korumann kolaylkla nne geilmesi, temel haklan ii bo balklara da indirgeyebilecektir. Hukuki korumann fiilen varolmas, karlarn att du rumlarda dahi gerekletirilebilmesi gerekir. Bu nedenle anayasa yargsn yalmzca devlet organlaryla ya da anayasadaki ileyi kurallanyla snrl tutan bir anayasa yargs baz durumlarda hukuki olarak hibir ey ifade etmeyebilir^'^. Anayasa yargsnn anayasadaki temel hak ve kurallan koruma ilevini yerine getirirken, temel haklan gnn deien kouUanna gre yeniden yorumlad ve gehtirdii de gzden kanlmamaldr. Bireylere doru dan anayasa mahkemesine bavurma olana tanyan anayasa ikayeti de temel haklann tayclanna, temel haklann gnceUetirilmesine ve ge litirilmesine dorudan katkda bulunma olana tand iin demokratik katlm asndan nem tamaktadr. Demokratik hukuk devletinin kurucu unsurlanndan saylan anayasa yargsnn etkin hale getirilmesine hizmet eden anayasa ikayeti kurumu ve ilevi aada aynntb olarak ele alnacaktr. n. BR KATILMA BM OLARAK ANAYASA KAYET35 Katlmadan anlalan genellikle, ynetimde ve siyasal kararlarn alnmasnda sz sahibi olmaktr. Siyasal iktidann ve ynetilenlerin bak
^^ ^ Ayn dorultuda bkz. Dieter Grimm, Die Zukunft der Verfassung, Frankfurt am Main, Suhrkamp, 1991, s. 187. Anayasa ikayeti, soyut ve somut norm denetimi gibi anayasa yargs iinde yer alan bir dava trdr. Bu nedenle anayasa ikayeti davasnn almasndan sz etmek yanl olmayacaktr. Bunun yannda Trke'de 'ikayet' szc 'bulunmak' fiiliyle kullanldndan ve kurumun bir dava niteliinde olduu belirtildiinden, metinde genellikle 'anayasa ikayetinde bulunmak' ifadesi tercih edilmitir. ikayette bu lunma ifadesinin, yargsal nitelii olmayan, bir kamu makamna ynelik talep ola rak anlalmamas gerekir. Ancak Servet Armaan, anayasa ikayetini bir dava olarak ele almakla birlikte, 'anayasa ikayeti amak' ifadesini kullanmaktadr. Oysa tpk butlan, iptal, yokluk gibi anayasa ikayeti de davann addr ve 'dava amak' fiiliyle kullanlmas gerekir. Bkz. "Federal Almanya'da Anayasa ikayeti," Mukayeseli Hukuk Aratrmalar Dergisi, C.7, 1971, s. 58 (dn.l8). Gren, Pekcantez ve Sabuncu ise, 'anayasa ikayetinde bulunmak' ifadesini kullanmaktadr. Bkz. Zafer Gren, "Anayasa Mahkemesi'ne Kiisel Bavuru," Anayasa Yargs 11, Ankara, 1995, s. 97-134; Hakan Pekcantez, "Mukayeseli Hukukta Medeni Yargda Verilen Kararlara Kar Anayasa ikayeti," Anayasa Yargs 12, Ankara, 1995, s. 257287; Yavuz Sabuncu, "Federal Almanya'da Anayasa ikayeti," ASBFD, C. 37 (34), 1982, s. 139-152.

15

asndan yaplan bu tanmlama, yalnzca yasama organm ve idari yapy esas almaktadr. Oysa katlmn kurucu unsurlanna bakldnda, kiilerin, kendilerini dorudan ilgilendiren her trl kamu gc karanna/ eyle mine/ilemine kar kendilerini savunma, ifade etme ve sz syleme haklannn olmas, katlm olarak nitelenebilir. Katlmn bu geni yorumunun kapsamna kukusuz yasamann ve idarenin ilemlerine katlma kadar yarg kararlarna katlma da girecektir. Gnmz hukuk devletlerinde kiilere genel mahkemelerin yansra, idare mahkemelerinde de dava ama hakknn tannmas, yargsal katlmann alannn geniletilmesini salamtr. Ancak idari yarg araclyla salanan bu katlm olanann, anayasa yargsnda yaygn ve etkih olarak gerekletirildii sylenemez. Somut norm denetimi yoluyla kiiler, yasama organnn ilemlerini bir baka kamu organnn takdiri araclyla, dolayl olarak denetletme olanana sahip klnmlar; kendilerine kural olarak, yasamann ilemlerini doru dan dava etme yetkisi tannmamtr. Oysa yasama ve idare organlannn karar alma srelerini etkilemek kadar nemli olan bir dier nokta da, alnan kararlann hukuka uygun olup olmadklarnn ve amalan dorultusunda uygulanp uygulanmadklannn denetlenmesini salayabilmektir. Anayasa ikayeti kurumu, bu denetimin nemli bir boyutunun anayasa yargs kapsamnda ger eklemesine hizmet etmektedir. Kiilere, idari ilemlerin ve yarg kararlannn yannda, dorudan doruya yasalara kar anayasa ikayetinde bulunma hakkmn tannmas, demokratik katlmn yargsal boyutunun en iyi rneini sunmaktadr. Bu dorultuda aada, yargsal bir katlma biimi olan anayasa ikayetinin ayrt edici nitelikleri ve asl ilevinin ne olduu zerinde duru lacaktr. A. ANAYASA KAYETNN NTEL ve LEV Alman Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun (AYMK) 90/1 maddesine gre, "herkes temel haklanndan ya da Anayasa'mn 20/IV, 33, 38, 101, 103 ve 104. maddelerindeki haklanndan birinin kamu gc tarafndan ihlal edildii gerekesiyle Anayasa Mahkemesi'ne anayasa ikayetinde bulunabilir". Bireylere tamnan bu bireysel anayasa ikayetinin yansra belediye ve belediye birliklerine tannan komnal anayasa ikayeti de ayn yasann 91. maddesinde dzenlenmitir: "Belediyeler ve belediye birlikleri, federal bir yasamn ya da bir eyalet yasasnn, Anayasa'mn 28. maddesini ihlal ettii gerekesiyle anayasa ikayetinde bulunabilirler. Eer zerk ynetim ilkesinin ihlali Eyalet Anayasa Mahkemesi'nde ileri 16

srlebiliyorsa. Federal Anayasa Mahkemesi'ne bavuru yolu kapaldr". Anlalaca gibi komnal anayasa ikayeti, Anayasa'nn 28/11 maddesin deki "Belediyelerin, yerel topluluun ilerini yasalar erevesinde kendi sorumluluklar altnda dzenleme yetkileri teminat altna ahnmaldr. Belediye birlikleri de yasalann kendilerine verdii grev erevesinde ya salara uygun olarak zerk ynetim hakkna sahiptir. zerk ynetim mali sorumluluun esaslann da kapsar" hkmn yerel ynetimler asndan korumaya yneliktir. Anayasa ikayeti ile yahzca negatif stat haklannn deil, aktif stat haklannn da korunmas amalanmtr. Alman Anayasasas'mn 'temel haklar' balkl birinci blm dnda yer alan ve literatrde temel hak benzeri haidar olarak nitelenen haklar da anayasa ikayeti yoluyla ko runmaktadr. Bylelikle Alman kamu gcnn egemenlii altnda yaayan tm bireyler iin hukuk devleti olmann gereklerinin yerine ge tirilmesi amalanmtr. Kural olarak, anayasadaki temel haklar herkes iin geerliyken, baz maddelerin yazhndan bu haklann yalnzca Alman vatandalan iin ge erli olduu anlalmaktadr. Bunlar, toplant ve gsteri yapma (Md. 8), sendika kurma ve rgtlenme (Md. 9), seyahat etme (Md. 11), meslek seme (Md. 12/1), vatandalk ve smrd edilmeme hakk (Md. 16/1 ve II), tm Alman vatandalannm her eyalette ayn vatandalk hakkna sahip olma ve kamu hizmetine girme (Md. 33) baklandr. Temel hak benzeri olarak nitelenen ve anayasa ikayetine dayanak oluturabilen haklar ise, direnme hakk (Md. 20/IV), seme ve seilme hakk (Md. 38), yasal yarg gvencesi ve istisnai mahkeme yasa (Md. 101), hak arama zgrl (Md. 103)^^ ve temel haklann snrlanmasna ilikin snrlardr (Md. 104). Anayasa ikayetinin anayasa ve yasadaki bu dzenlemelerinden anlalaca zere, kurumun ilk amac, temel hak ve zgrlkleri anayasa yargs yoluyla korumak ve gelitirmektir. Ancak ikinci blmde daha aynnth olarak incelenecei gibi, kurumun bu sbjektif ilevinin yannda, hukuk dzenini korumak ve anayasa hukukunu gelitirmek gibi objektif bir ilevi de bulunmaktadr. Bu ilevlerden birine ncelik veren yazarlar

^ " Alman Anayasas'nda "Herkes mahkeme nnde davasn dinletme hakkna sahiptir" (Md. 103/1) biiminde ifade edilen bu temel hak, 1982 Anayasas'nn 36., 1961 Anayasas'nn 31. maddelerini karlamaktadr. Bkz. Yavuz Alangoya, "Anayasann Medeni Usul Hukukuna Etkisi," Milletleraras Hukuk Blteni, 1981, S. 2, s. 3 (dn. 18).

17

olduu-''' gibi, her ikisini de eit biimde deerlendirenler^^ ya da ana yasa ikayetini 'insan haklanmn koruma aralanndan biri'39 olarak nite leyenler de bulunmaktadr. Hund, sbjektif ileve arlk vermekte, ana yasa hukukunu koruma, yorumlama ve gelitirme ilevini ikincil nitelikte bulmaktadr^o. Gerontas da anayasa ikayetinin sbjektif zelliinin n planda olduunu dnmektedir. nk anayasa ikayed hakk, temel haklann korunmas ve gerekletirilmesine hizmet eder ki, bu da sbjektif niteliktedir^i. Zacher de temel haklarn sbjektif karakterlerine uygun olarak, yani kiilere uygulanabilir olma nitelii nedeniyle, anayasa ikayetinin sbjektif ilevini ne karmaktadr^^ Ayn biimde Roellecke de, anayasa ikayetinde demokratik hukuk dzeninin korunmasmn szkonusu olmadn (parti kapatmada ya da temel haklann k tye kuUanlmasmn denetlenmesinde olduu gibi), yalnzca devlete kar anayasal haklann korunduunu belirtmektedir^^. Anayasa ikayetinin sbjektif ve objektif ilevinin belirlenmesi ve varsa, ncelikli ilevinin saptanmas anayasa ikayeti davasnn geri almp alnamayaca tartmas asndan da nem tamaktadr. Eer sbjektif ilevi arlk kazanrsa, tpk adli ya da idari davalarda olduu gibi, dava geri alnabilecek; objektif ilev arlk kazanrsa, kamu davas olarak sr drlen ceza davalannda olduu gibi, dava geri alnamayacaktr*^.

^'

-'

-'^

*"

^^

^^ *^

Ernst Trger, objektif ilevi ne karmaktadr. Bkz. "Zum Umfang von Prfungsbefugnis und Prfungspflicht des Bundesverfassungsgerichts im Verfassungsbeschwerde-Verfahren," Verantwortlichkeit und Freiheit (Festschrift fr Willi Geiger zum 80. Geburtstag), 1989, s. 769-770. Michael Sachs, bu iki ilevden birine ncelik tanmamakta, her ikisinin varln birlikte kabul etmektedir. Bkz. "Die kommunale Verfassungsbeschwerde im System der verfassungsgerichtlichen Verfahrensarten," BayVBI, 1982/2, s. 38. Ibrahim Kaboglu, "Insan Haklar Gvenceleri-Hukuk ve tesi," tnsan Haklar Sempozyumu (10-11 Aralk 1994), Istanbul, Istanbul Bykehir Belediyesi Hukuk Mavirlii Yayn, 1995, s. 78. Michael Hund, "Zur Rcknahme von Verfassungsbeschwerden," Festschrift fr Joachim Faller, 1984, s. 66. Apostolus Gerontas, "Zur Subsidiaritt der Verfassungsbeschwerde gegen ein Gesetz," DV, 1982/11, s. 440. Hans F. Zacher, "Die Selektion der Verfassungbeschwerden," Bundesverfassungsgericht und Grundgesetz (Band 1), (Hrsg. Christian Starck), Tbingen, J.B.C. Mohr, 1976, s. 397. Gerd Roellecke, Politik und Verfassungsgerichtsbarkeit, Heidelberg, Verlagsgesellschaft Recht und Wissenschaft, 1961, s. 122. Hund, sbjektif ileve ncelik verdii iin, anayasa ikayeti davasnn geri alnabileceini belirtmektedir. Bkz. a.g.m., s. 78.

18

Anayasa ikayetinin ilevlerinden her biri, Mahkeme'nin eitli kararlanyla zaman zaman ne kmtr. Ancak Elfes karan olarak anlan bir kararla, anayasa ikayetinin objektif ilevinin baskn hale geldii syle nebilir. Bu karara gre, "anayasada gvence altna alnm temel hak ve zgrlkler, ancak anayasal dzene ait bir yasayla snrlanabilir. Buna gre, bir kii temel hakkn smrlayan bir yasann anayasal dzene ait ol madm, bu nedenle de temel hakkmn ihlal edildiim anayasa ikayeti ile ileri srebilir'"^^. Franssen, Elfes karanndaki bu yaklamn, iki farkl amaca hizmet edebileceini belirtmektedir. Biri, objektif ilevin anayasa ikayeti bavurulanm snrlamaya ynelik olarak kullanlmas, dieri ise, sbjektif ilev gznne alndnda dikkate alnmayacak bir menfaatin, anayasa hukukunu koruma gerekesiyle anayasa ikayetinin konusu haline getirilmesidir^. Mahkeme'nin yerleik itihadna gre, "Anayasa Mahkemesi, dava konusu kamu gc ileminin ilgili olduu btn ana yasa hukuku normlanm, denetleme srecinde kullanmaya yetkilidir"^^. Byle bir yaklam, anayasa ikayetinin temel haklan korumak dnda, kamu gc ilemlerinin dier anayasa kurallanna uygunluunu denetle meye de hizmet edip etmedii, kurumun amacn ap amad tartmalanm da beraberinde getirmektedir. Anayasann dier kuraUannn da anayasa ikayeti denetiminde esas alnmas gerektiini dnenlerden Trger, "anayasa ikayeti, yalnzca bireylerin haklanm korumaya hizmet etmez, aym zamanda bir kamu ya ran da mevcuttur. Bu yolla, yarg kararlanna kar anayasa ikayetinde bir karann anayasal dzene uygun biimde verilmesi de salanm olmak tadr (...). OzeUikle kurumun objektif ilevi, dava konusu kamu gc ileminin denetimini, anayasa ikayetinde dava lt olan haklan aarak geniletmeyi ve anayasamn dier hkmlerine de yaymay gerektirmek tedir" demektedir^s. Trger objektif ilevin aka kabul edilmi olduu tezini, Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 90/11 maddesinin ikinci cmlesine da yandrmaktadr. Buna gre, "Kanun yollan tketilmeden yaplm bir anayasa ikayeti bavurusu, dava eer genel bir neme sahipse ya da da vacdan kanun yoUanna bavurmas istendii taktirde, davac asndan
45 BVerfGE 6, 41; ayn ynde bir karar da BVerfGE 7, 1 ll'dir. 4 Everhardt Franssen, "Verfassungsbeschwerde- eine verkappte Normenkontrolle?," Brger-Richter-Staat, 1991, s. 90. 47 BVerfGE 54, 53. Aym ynde dier kararlar iin bkz. BVerfGE 31, 333; BVerfGE 42, 325; BVerfGE 70, 162. 48 Trger, a.g.m., s. 769-770.

19

ar ve giderilemez bir zarar doacaksa, Anayasa Mahkemesi anayasa ikayeti hakknda derhal karar verebilir". Klein da kanunun bu madde lerini objektif ilevin dayana olarak grmektedir^^. Anayasa ikayetinin anayasa hukukunu gelitirmek dnda, temel haklarn yorumu, uygulamas ve somutlatnlmasnda kamu gcn kul lananlara yol gsterdii de aktr. Anayasa ikayetinin objektif ilevinin ne kanlmas, popler davaya dnmesine de yol aabilir. Hukuk dzeninin korunmas amacna yne len byle bir taraf ehliyeti ltnn genilemesi, tm yurttalar hukuk dzeninin bekisi yapabilir. Klein, yurttalann kendi hak ve karlanndan bamsz olarak yurttalann genel bilincinin anayasa hukukunun korun masnda yer almam, zgrlk devlet dzeninin bir gerei saymakta ve bunu bir tehlike olarak grmemektedir^^. Ancak anayasa ikayetinin ikinci blmde incelenecek kabul koullan byle bir olasl dlad gibi, geni yorumlarla tartmal bir biimde popler davay benimsemek yerine yasakoyucunun bunu aka dzenlemesi daha doru grnmek tedir. Anayasa ikayeti temel hak ihlallerini gidermeye, ortadan kaldrmaya ynelik bir hukuki aredir^l. Bu nedenle anayasa ikayeti ile hukuki bir sorunun genel bir zme kavuturulmas^^^ yeni yasalann kanlmas^^ ya da tazminat denmesi^'^ talep edilemez. Anayasa ikayetinin yukanda anlan kurumsal ilevlerinin yannda bi reyler zerinde psikolojik etkileri de vardr. Anayasal bir hukuk devleti nin egemenlii altnda yaayan bireylerin hukuk ve adalet duygulan, te mel hak ve zgrlklerinin ii bo hukuk kurallanndan ibaret ol madnn, gerek genel mahkemeler araclyla gerekse Anayasa
'^^ Trger, a.g.m., s. 770 ve Eckart Klein, "Zur objektiven Funktion der Verfassungsbeschwerde," DV, 1982/19, s. 801. 50 a.g.m., s. 803. ^ ^ Hukuki are kavram, Trk hukukunda kullanlan bir kavram deildir. Alman huku kunda ise hukuki are, geni anlamda ve dar anlamda olmak zere ikili bir ayrmla tanmlanmaktadr. Buna gre, "geni anlamda hukuki are, bir hakkn gereklemesi iin bavurulan her trl usuli aratu". Dar anlamda hukuki are ise, yargsal kararlarn iptalini salayan her trl olana ieren bir st kavramdr". Bkz. Zysk Lothar, Rechtslexika, Mnchen, 1971, s. 149; aktaran Ramazan Arslan, Medeni Usul Hukukunda Yarglamann Yenilenmesi, Ankara, Turhan Kitabevi, 1977, s. 39 dn. 7. Anayasa ikayeti de geni anlamda bir hukuki are olarak ele alnmaktadr. 52 BVerfGE2, 141. 53 BVerfGEl, 97. 54 BVerfGE 1, 31; BVerfGE 43, 211.

20

Mahkemesi'ne bizzat bavurarak bu haklann somutlatrabileceklerinin bilinciyle pekiir. Schuler'e gre, "yurttalann, devlet organlarnn temel hukuk dzenine, bu dzenin temelindeki deerlere uygunluunu denet lemenin bir paras olduklann bilmeleri onlara bir gven duygusu verir. Bu da yurttalann kurumlann ileyiine duyduklan gveni artrr"^^. Rinken ise bireyler asndan anayasa ikayetinin koruma dnda, siyasal katlmamn bir boyutu olarak nem tadn belirtmektedir. nk birey ler, mahkeme kararlan dnda yasalara kar da bu hakk kullanarak siya sal srece dolayl da olsa katlabilme olanana kavumaktadr^^. Anayasa ikayeti, yargsal bir yaptnm olmayan dileke hakkyla kartrlmamaldr. On dokuzuncu yzyla kadar Almanya'da ayn an lama gelen dileke hakk ve anayasa ikayeti, iUc olarak 1919 Bavyera Anayasas'nda biimsel bir hukuki are olarak anayasa ikayetinin tannmasyla, dileke hakkndan farkl bir ilev kazanmtr^^. Alman Anayasas'nn 17. maddesine gre, "Herkes tek bana ya da topluca is tek ya da ikayetlerini yetkili makamlara ve meclise yazl olarak bildirme hakkna sahiptir". Bireylerin bu hakka dayanarak kamu gcn uygula yanlardan bir ey talep etmeleri olanakl olmad gibi, bavurulannn hu kuki bir balaycl ya da yaptrm bulunmamaktadr. Bu nedenle yargsal bir karar verilmesini salayan anayasa ikayeti ile dileke hakkmn tarihsel balan dnda ortak bir yanlan yoktur. Anayasa ikayetine ynelik en nemli eletiriler, bu davamn actio popularis'e (popler dava) dnebilecei noktasnda toplanmaktadr. Anayasa ikayeti yalnzca temel haklan kiisel ve dorudan ihlal edilmi olan kiilerin bavurabilecei bir yol iken popler dava, temel hakk kiisel olarak ihlal edilmemi olsa bile herkesin aabilecei bir davadr. Yani anayasa ikayeti ncelikle sbjektif bir koruma salamakta ve ob jektif koruma ilevi ikincil bir nitelik tamaktadr. Oysa popler davann objektif nitelii n plandadr. Popler dava Almanya'da federal dzeyde kabul edilmemitir. Yalnzca Bavyera eyaletinde Anayasa'snn 98. maddesindeki hkme dayamlarak yurttalanna popler dava hakk tannmtr. Bu dava yoluyla
^^ Andrea Hans Schuler, Die Verfasun^sbeschwerde in der Schweiz, der Bundesrepublik Deutschland und sterreich, Zrich, Verlag Schulthess, 1968, s. 44. ^ " Alfred Rinken, Kommentar zum Grundgesetz fr die Bundesrepublik Deutschland (2 Bnde), (Hrsg.) Rudolf Wassermann u.a., 2. Auflage, Neuwied, Hermann Luchterhand Verlag, 1989, s. 1043. ^ ' Rdiger Zuck, Das Recht der Verfassungbeschwerde, 2. Auflage, Mnchen, Verlag C.H.Beck, 1988, s. 90.

21

davac, anayasayla korunan temel haklarn anayasaya aykr olarak snrlandn iddia edebilir. Bylelikle herkes tarafndan temel haklarn kurumsal olarak korunmas salanm olmaktadr^^. Eer kamu gcn temsil eden organlann bir ihmali dava konusu ediliyorsa, ihmalin hangi hukuki gerekeye dayand aka ortaya konmaldr. Popler davay gerek kiilerin yansra zel hukuk ve kamu tzelkiileri de aabilir. Taraf ehliyeti iin dava konusu temel hakkn taycs olmak gerekme mektedir^^. Actio popularis yoluyla yasalann anayasal yarg denetimine tabi klnmas, anayasaya uygunluun salanmasnda hukuk dzeninin kanna ncelik tammaktadr. Bu denetimin kiilerin temel hak ve zgr lklerini dorudan etkiledii kukusuzdur. Ancak popler davaya yne lik en nemli eletiri, bu davann anayasa mahkemelerini ok fazla ge reksiz i yk altnda brakacadr^^. Bu eletirilere karn, anayasa ikayetinin menfaat ihlali koulu nedeniyle ncelikle bireylerin temel haklanm koruduu ve popler davann da herkese dava hakk tanyarak dzeni koruma ilevini yerine getirdii dnlrse, anayasa yargsnn denetim ve koruma ilevlerinin bu iki kurum araclyla tam anlamda gerekletirilecei kukusuzdur. Almanya'da federal dzeyde popler davann kabul edilmemesinin nedeni, hem anayasa ikayetinin ncelikli sbjektif ilevi hem de Anayasa Mahkemesi'nin i ykn biraz olsun hafifletme isteidir. Anayasa Mahkemesi de bir karannda, "Anayasa ikayetinde davacnn kiisel, dorudan ve gncel olarak dava konusu ilemden etkilenmi ol mas koulu, popler davay nlemek iindir. Aksi taktirde anayasa ikayeti soyut norm denetimine dnrd"^! diyerek anayasa ikayetinin sbjektif ilevini ne karm popler davann anayasa ikayeti yoluyla federal dzeyde gereklemesinin nn kapamtr. Anayasa Mahkemesi'nin anayasa ikayeti bavurulanyla artan i y knn en nemli nedenlerinden biri de Anayasa Mahkemesi'nin bir 'sper temyiz mahkemesi'^2 olarak dnlmesidir. Mahkeme pek ok

58 Zuck, a.g.e., s. 89. 5^ Bavyera eyaletinde popler dava iin bkz. Christian Pestalozza, Verfassungsprozessrecht, 3. Auflage, Mnchen, C.H.Beck, 1991, s. 441-454. " ^ Bkz. Feyziolu, a.g.e., s. 54. 61 BVerfGE 79, 14-15; BVerfGE 43, 386. '^ Anayasa ikayetinin sper temyiz mercii olmad, aksine yalnzca bir temel hak ih lalinin olup olmadnn denetlenmesine ilikin olduu hakknda bkz. Roland Fritz, "Die Novellierung des Verfassungsbeschwerdeverfahrens-Neue Zugangsbarrieren fr

22

karannda anayasa ikayetlerinin Mahkemece incelenmesinin niteliine deinmi ve anayasa ikayeti ile dava konusu karann hukuki denetiminin yaplmasmn szkonusu olmadn aklamtr. Temyiz aamasnda ilk derece mahkemesinin inceledii olay ve bel geler yeniden incelenmez, yeni bir yarglama yaplmaz. Yalnzca karan veren mahkemenin olay ve belgeleri yorumlamasmn ve deerlendirme lerinin hukuka uygun olup olmad denetlenir. Oysa anayasa ikaye tinde Anayasa Mahkemesi hukukun doru biimde uygulanp uygulanmadyla ilgilenmez. Yalmzca karar veriliricen anayasa hukukunun ihlal edilip edilmediini, anayasadaki temel haklann gzard edilip edilmedi ini denetler. Mahkeme'ye gre^^^ "BJI- anayasa ikayeti davasnda mah kemelerin basit hukuka ilikin yorumlanmn doruluunu incelemek Anayasa Mahkemesi'nin grevi deildir (BVerfGE 32, 325 vd). Anayasa Mahkemesi bir temyiz mahkemesi deildir (BVerfGE 3, 219), aksine, yalnzca genel mahkemelerce verilen kararlann anayasa hukukunu ihlal edip etmediini denetler. Bu, mahkemenin bir temel hakkn anlam ve kapsamn dikkate almad durumlarda szkonusudur (BVerfGE 19, 310; St. Rspr.). Yani anayasa hukuku, karann basit hukuka gre objektif olarak yanl ohnas halinde ihlal edilmi saylmaz. Yanl, temel haklann dikkate alnmamasndan kaynaklanmaldr (BVerfGE 18, 92 vd; st. Rspr.)". Anayasa Mahkemesi'nin yerleik itihadna gre, "genel mahkeme ler basit hukukun yorumlanmas ve uygulanmas srasnda anayasal lt leri ve genel ilkeleri dikkate almakla ykmldr. Eer bir mahkeme bu ltleri gzard ederse, kamu gcnn taycs olarak temel haklan ihlal etmi saylr. Bir mahkemenin byle bir karan da, anayasa ikayeti yo luyla Anayasa Mahkemesi'ne gittiinde kaldnlmaldr (...). te yandan Anayasa Mahkemesi'nin bir temyiz mercii gibi genel mahkemelerin kararlann hukuken denetlemesi, anayasa ikayetinin mantna ve zellikle Mahkeme'nin grevine aykn olurdu. Dava srecinin geliimi, olaylann saptanmas ve incelenip haklannda karar verilmesi, basit hukukun yo rumu ve somut olaya uygulanmas yetkili genel mahkemelerin grevidir ve Anayasa Mahkemesi'nin denetim yetkisi dndadr; Anayasa Mahkemesi yalnzca genel mahkemelerin spesifik anayasa hukukunu^"*
den Rechtsuchenden," AnwBl., September 1986, s. 358; Hans-Herbert Gather, "Voraussetzungen und Grenzen der Verfassungsbeschwerde, " DWW, 1984/5, s.123. 63 BVerfGE 75, 313. " ^ Spesifik anayasa hukuku, anayasa ikayeti davalarnda Anayasa Mahkemesi'nin g rev alan belirlenmeye allrken basit anayasa hukukunun kart olarak aklanmaya allmaktadur. Ancak bugne dek ne Mahkeme'nin itihatlarnda ne de retide ki kavramn fark aklkla ortaya konabilmi deildir. Yine de itihatlar-

23

ihlal etmeleri halinde anayasa ikayeti yoluyla devreye girebihr (kr. BVerfGE 1, 420)"^^. Mahkeme bu kararlan dorultusunda, yarg kararlanna kar anayasa ikayetlerinde ok dar snrlar iinde denetim yap maktadr. Anayasa ikayeti ile Anayasa Mahkemesi'nde anayasaya ayknh id dia edilen bir karar hakknda yeniden yarglama yaphr. Bu yarglama eski yarglamann devam deildir^^. Burada nemli olan, Anayasa Mahkemesi'nin temyiz mahkemelerinden farkl olarak hukuka uygunluk denetimi yapmad, incelemesinin temel haklann yorumlanmas ve kul lanlmas ya da dikkate alnmamasyla snrl olduudur. Bundan baka. Mahkeme'nin denetim alann snrlamasnn doru olmadn dnen yarglar da vardr. rnein, Federal Anayasa Mahkemesi yargc Rupp-von Briinneck, "bir mlkiyet uyumazlnda yanl deliller sunulmasnn ya da olaya uygulanacak kuraln yanl yo rumlanmasnn anayasal yarg denetiminin dnda brakldm, oysa byle yanllara dayanan bir karann da sonuta ilgili tarafn mlkiyete ilikin temel hakkn ihlal edeceini" behrtmektedir^^. Anayasay koruma grevinin yalnzca Anayasa Mahkemesi'ne ait olmamas, genel mahkemelerin de anayasay korumakla ykml olma lar, anayasa ikayetiyle Mahkeme'nin sper temyiz mahkemesine dntrlmesinin engellenmesinde gereke olarak gsterilebilir.

dan kavramla neyin kastedildiinin ipular bulunabilir. Yerleik itihada gre, "eer genel mahkemelerin kararlan bir temel hakkn anlam, zellikle de koruma alan konusunda esasl derecede yanl bir gre dayanyorsa ve bu, somut durumda belli bir neme sahipse. Anayasa Mahkemesi genel mahkemelerin yorum hatalarn dzeltmekle ykmldr" (BVerfGE 42, 148-149; st. Rspr.). Ayrca bkz. BVerfGE 68, 230; 79, 376; 80, 296; st. Rspr. Leibholz/Rinck/Hesselberger, Mahkeme iti hatlarndan yle bir deerlendirme yapmaktadr: "Eer bir yargcn verdii kararda taraflardan birinin kar dierine gre daha fazla gzetilmise ve bu, basit hukukun uygulanmasndan kaynaklanyorsa, yargcn kararnn 'doruluuna' ve deerlendirmenin adilliine ilikin kukular bulunsa da, bu durumda bir temel hakka aykrlk sz konusu deildir. Temel hakkn ihlali ya yargcn somut olayda, atan temel hak alanlarnn dengelenmesinin szkonusu olduunu farketmemesi ya da ka rarnn temel haklardan birinin ya da dierinin nemine ilikin temel bir yanl grten, zellikle de bu temel hakkn koruma alanna ilikin yanl bir grten kaynaklanmas halinde gerekleir". Bkz. Grundgesetz (Kommentar an Hand der Rechtsprechung des Bundesverfassungsgerichts), 7. Auflage, Kln, Verlag Dr. Otto Schmidt, 1993, s. 17. 65 BVerfGE 18, 92; st. Rspr. " " Pekcanitez, a.g.m., s. 261. " ' BVerfGE 30, 218 kararnn karoyunda.

24

Anayasa Mahkemesi'nin bir temyiz mahkemesi olmadnn dier bir kamt da, genel mahkemelerdeki anayasaya ayknlk iddiasnn bekletici sorun niteliinde olmas, oysa anayasaya ayknlk iddiasnn Anayasa Mahkemesi asndan davann esasn oluturmasdr. Son olarak, anayasa ikayetinin ne karann kesinlemesini geciktirme etkisinin (Suspensiveffekt) ne de uyumazl bir st mahkemeye g trme etldsinin (Devolutiveffekt) olmas, anayasa ikayetinin bir temyiz incelemesi nitelii tamadnn kantdr. Bir mahkeme karan anayasa ikayeti yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne gtrlse bile, bu bavuru szkonusu karann uygulanmasm kural olarak, durdurmad gibi, biimsel ve maddi anlamda kesinlemesini de nlemez^^. Dava konusu karann uygulanmasmn durdurulmas iin Mahkeme'nin geici tedbir karan al mas gerekmektedir^^. Anayasa ikayetine konu olan karar, bir 'st' mahkemede deil, ge nel mahkemeler dnda yer alan Anayasa Mahkemesi'nde ince lendiinden, genel mahkemelerin kararlanmn tekrar temyiz incelemesine tabi tutulduu iddia edilemez. Bir karann temyiz edilmesinden sz etmek iin bu karann, karan veren ilk derece mahkemesinin hiyerarik olarak stnde yer alan bir mahkemece incelenmesi gerekir. Oysa Anayasa Mahkemesi bu hiyerari iinde yer almayan 'baka bir mahkeme'dir^o. Anayasa ikayetinde incelenen yalmzca mahkemenin dava konusu olan karar ile davacmn temel haklanm ihlal edip etmediidir. Eer mahkeme, karannda keyfi davranmsa, yasalann yorumunda temel haklara ilikin esaslara uymamsa, anayasaya aykn yasalan uygulam ya da karann anayasaya aykn yasalara dayandrmsa, byle bir ihlal gereklemi sayhr"7i.

" Temyiz edilen kararlarn etkisi konusunda bkz. Meral Sungurtekin, "Karar Dzeltmenin Kanun Yolu Nitelii ve Karar Dzeltme Dilekesinde Sebep Gsterme Zorunluu Bulunup Bulunmad Meselesi," Yargtay Dergisi, C. 16, S. 4, 1990, s. 474-476. "^ Anayasa ikayetinin etkileri iin bkz. Zuck, s. 7 vd. ' " Zuck, s. 8. Almanya'da genel mahkemeler, ceza ve hukuk mahkemelerinden oluan adli mahkemeler, i mahkemeleri, idare mahkemeleri, sosyal mahkemeler ve finans mahkemelerinden olumaktadr. Anayasa Mahkemesi dndaki tm mahkemeler ge nel mahkemeler olarak anlmaktadr. ' ^ Leibholz/Rink/Hesselberger, Grundgesetz (Kommentar an Hand der Rechtsprechung des Bundesverfassungsgerichts), 7. Auflage, Kln, Verlag Dr. Otto Schmidt, 1993, Rdnr. 86 Vor Art. 1-19, s. 14-15.

25

B. ALMANYA'DA ANAYASA KAYETNN TARHES 1949 Bonn Anayasas'na gelinceye dek anayasa ikayeti konusun daki en dikkate deer gelime Bavyera eyaletinde olmutur. 1818 Bavyera Anayasas'nda yargsal deil, siyasal nitelikli bir anayasa ikayeti hakk tannmtr. Buna gre her yurtta (ya da yerel ynetim), anayasal haklarndan birinin ihlal edildii gerekesiyle iki meclisten birine bavurabiliyordu. Bunun sonucunda da sorun krala gtrlrd. Ancak bu hak yalnzca idari ilemlere kar ve baka bir kanun yolu olmad taktirde kullanlabiliyordu. Schlaich, bu hakkn daha ok bir dileke hakk niteliinde olduunu belirtmektedir^^. 1919 Anayasas'yla yaplan dzenlemeye gre ise, Bavyera'da oturan her jortta ve tzelkii, bir devlet kurumunun eyleminden dolay anaya saya aykn bir biimde haklannm ihlal edildii gerekesiyle Yksek Mah keme'ye bavurabiliyordu. Ancak davann konusu yine idari ilemlerle smrlyd ve baka kanun yolu olmad taktirde kullanlabilen bir yoldu. 1919 tarihli Weimar Anayasas da federal dzeyde anayasa ika yetiyle ilgili herhangi bir dzenleme iermiyordu. 1946 Bavyera Anayasas'nda mahkeme kararlanna kar da anayasa ikayeti kabul edilmitir. Bylelikle anayasa ikayeti dier kanun yol larnn karsndaki ikincil niteliinden kurtulmu ve zgl bir hukuki ko ruma arac niteliine kavumutur^^. 1849 tarihli Frankfurt Reich Anayasas ise, yrrle hi girmemi olmakla birlikte, gnmzdeki anayasa ikayetini etkilemitir. Bu ana yasa Alman vatandalanna, anayasal haklannn ihlal edildii gerekesiyle Yksek Mahkeme'ye bavurma hakk tanmtr. 1949 tarihli Bonn Anayasas yaplrken anayasa ikayetinin kabul edilip edilmemesi konusu ska gndeme gelmitir. Kurumun anayasaya alnmamasndan yana olanlar, Anayasa'nm 19/IV maddesindeki "Kamu gc tarafndan haklan ihlal edilenlere kanun yolu aktr. Aksi dzen lenmedike olaan kanun yollan geerlidir" ifadesinin bireylere yete rince hukuki koruma saladn ileri srmlerdir. Ancak Anayasa Mahkemesi daha sonraki tarihlerde, bu maddenin, "yasalara kar bir ka-

' 2 Klaus Schlaich, Das Bundesverfassungsgericht, 1985, Rdnr. 189; aktaran Tae Ho Chung, Bedeutung des 90 BVerfGG fr die Zulssigkeit der Verfassungsbeschwerde unmittelbar gegen Gesetze, (Dissertation), Regensburg, 1993, s. 30. ' ^ Tarihe iin bkz. Joseph Wintrich-Hans Lechner, "Die Verfassungsgerichtsbarkeit," Die Grundrechte (III/2), (Hrsg. Bettermann-Nipperdey), 2.Auflage, Berlin, Duncker Humblot, 1972, s. 670 vd.

26'

nun yolunu iennedii"ne ilikin bir karanyla^'^, bu maddenin her trl hukuki korumaya olanak tammadn ortaya koymutur. Kurumun be nimsenmesinden yana olanlarsa, kinci Dnya Sava deneyimi nedeniyle temel hak ve zgrlklere ilikin her trl korumann benimsenmesi ge rektiini dnyorlard. Sz konusu olan temel haklar olduuna gre, korumada bir anlktan szedilemezdi. Bu tartmalara karn anayasa ikayeti hakk 1949 Bonn Anayasas'na alnmamtr. Ancak yasal bir dzenlemenin nn kesme mek iin. Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerini dzenleyen 93. maddenin ikinci fkrasna, "Anayasa Mahkemesi bundan baka, federal bir yasayla kendisine verilen grevleri yerine getirir" hkm konmutur. Federal Meclis'in ilk toplantsndan ay sonra Sosyal Demokrat Parti Meclis'e anayasa ikayetiyle ilgili bir yasa tasars sundu. Yasal d zenleme konusunda yine iki kart gr vard. Kurumun benimsenme sinden yana olanlann tezleri, temel haklann bu konuda uzmanlam bir mahkeme tarafndan korunmasmn daha etkili olaca, anayasa ikayeti nin devlete gveni salamasmn yansra demokratik katlm salayaca ve temel haklara ilikin etkililetirilmi bir hukuki korumann yararl olduu noktalannda toplamyordu. Bu tartmadan anayasa ikayeti taraftarlan galip kt ve 1951 tarihinde anayasa ikayeti Anayasa Mahkemesi Kanunu'nda dzenlendi. Yasann gerekesinde, "Anayasa ikayeti ile halkn ve anayasamn birlikte gelimesi salanacak ve yurttalann demok ratik biUnci ykseltilecektir. Eer temel haklann korunmas yarg yetkisi dnda braklrsa, anayasay korumakla grevli Anayasa Mahkemesi, en nemli ilevlerinden yoksun braklm olacaktr" denilmekteydi^^. Anayasa ikayetinin Federal Anayasa'ya ahnmas ise 1969 ylnda gereklemitir. Olaanst halle ilgili anayasa deiikliinin yapld srada temel haklar aleyhine olan gerilemenin, anayasayla gvence altna alnm bir anayasa ikayeti hakkyla dengelenmesi dnlmtr. By lelikle temel h ^ a n korumaya ynelik anayasa ikayeti hakk, yasakoyucunun hakk kaldrma ya da kapsamn daraltma taleplerine kar korun mu olmaktadr. m. ANAYASA KAYETNN UYGULANDII DER LKELER Anayasa ikayetini, "kiilerin anayasayla gvence altna alnm haklann korumaya ynehk, yasa ya da anayasayla ngrlm olan dava
'^'^ BVerfGE 24, 41 vd. '^ Bkz. Zuck, a.g.e., s. 44.

27

tr"^^ olarak tanmlarsak, F. Almanya dnda, ayn gelenee sahip olduu sylenebilecek olan Avusturya ve svire'de, Latin Amerika lke lerinden Meksika, Arjantin, Kolombiya, Brezilya'da, Avrupa'nn dier lkelerinden Belika ve spanya ile eski Dou Bloku lkelerinden Macaristan, ek Cumhuriyeti ve Slovak Cumhuriyeti'nde, Uzak Dou'da ise Kore'de anayasa ikayeti kurumu kabul edilmitir ve uygulanmak tadr^^. Her lkenin uygulamasnn aynntlann ele almak bu tezin snrlarn aacandan, burada yalnzca ad geen lkelerin mevzuatna ksaca deinilmekle yetinilmitir. Ancak Almanca konuulmas ve aralanndaki tarihsel balar nedeniyle, Avusturya ve svire'ye daha geni yer verilmitir. i) Avusturya Avusturya'da 1867 ylnda karlan bir yasayla mparatorluk Mahkemesi kurulmutu. Bu mahkemenin grevi, yurttalann anayasayla gvence altna alnm siyasal haklann idarenin keyfi ilemlerine kar ko rumakt^^. mparatorluk Mahkemesi'ne gidebilmek iin ncelikle yetkili idari makamlara bavurmu olmak gerekiyordu. Bu dzenlemeyle yurttalara, devletin iradesinin oluumuna katlmalanna olanak tanyan anayasal haklann koruma olana salanyordu. 1919'da kanlan bir yasayla, Avusturya-Alman Cumhuriyeti hukuk dzeninde anayasayla gvence altna alman haklan koruma grevi yeni kurulan Anayasa Mahkemesi'ne verildi ve 1929 yasa deiikliiyle de Anayasa Mahkemesi'nin grevleri byk lde geniletildi. 1933-45 dnemi dnda, mahkemenin neminde herhangi bir deiiklik olmad. 1948 Avusturya Anayasas'nn 144. maddesine gre, kiiler anaya sayla korunan haklannn ihlal edildii gerekesiyle idari ilemlere kar Anayasa Mahkemesi'ne ikayet yoluna bavurabiliyorlard. Anayasa Mahkemesi'nin itihatlanna gre, anayasayla korunan haklar kiilerin sbjektif haklanm ifade ettiinden, biimsel olarak anayasadan kaynak' " Helmut Alexy, Verfassungsgerichtsbarkeit in der Gegenwart, Kln, Carl Heymanns Verlag, 1962 iinde, s. 738. ' ' Anayasa ikayetinin ilevi anayasayla gvence altma alnm temel haklarn ihlali nin nlenmesi olduundan, baka bir nedenle kiilere tannan Anayasa Mahkemesi'ne bavurma hakk bu kapsamda deerlendirilmemelidir. Kabolu'nun verdii Portekiz rnei, somut norm denetiminin deiik bir uygulamas olduu ve amac temel haklar korumak olmad iin anayasa ikayeti kapsam iinde yer al mamaktadr. Bkz. ibrahim Kabolu, Anayasa Yargs, Ankara, mge Kitabevi, 1994, s. 64. ' Felix Ermacora, Der Verfassungsgerichtshof, Graz, Verlag Styria, 1956, s. 80; Rdiger Zuck, a.g.e., s. 50.

28

lanan btn haklar bu denetimin kapsamna girmekteydi. Yani anaya sayla korunan haklardan yalnzca temel haklar anlalmyordu. Bu dava trnde yalnzca idari ilemler davann konusu olabilmesine karn, kiilerin bu dava araclyla yasakoyucunun hakszlklanna ve yasaya aykn kanun hkmnde kararnamelere kar korunmalan da olanaklyd. nk Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasa'nn 140. maddesine dayana rak yasalann anayasaya uygunluunu ve 139. maddeye dayanarak ka nun hkmnde kararnamelerin yasaya uygunluunu resen inceleme yetkisi bulunmaktayd. Bylece 144. maddeye dayanlarak alan ikayet davas araclyla, ikayetin konusu olan ilemlerin dayand normlann anayasal yarg denetimi de yaplabiliyordu^^. 1948 Anayasas'nn 144. maddesinde yaplan deiiklikle, kiilere, idarenin eylem ya da ilemlerinin anayasayla gvence altna alnm temel haklarn ihlal ettii gerekesiyle ikayet yoluna gitmelerinin yansra, yasaya aykr bir kanun hkmnde kararnamenin, anayasaya aykn bir yasamn ya da hukuka aykn bir uluslararas szlemenin uygu lanmasndan dolay haklarnn ihlal edildii iddiasyla ikayet yoluna bavurabilme hakk da tannmtr. Demek ki, Avusturya'da yalnzca idari eylem ve ilemler iin anayasa ikayeti olanakldr. Yarg kararianna ve dorudan doruya yasalara kar bu kanun yolu ak deildir. Bunun iin de Avusturya Anayasa Mahke mesi, "zel dare Mahkemesi" olarak nitelenmitir^^. Avusturya anayasa ikayetinde yurttalar, yabanclar, vatanszlar, stat leri anayasayla korunduu srece kamu tzelkiileri ve zel hukuk t zelkiileri taraf ehliyetine sahip saylmaktadr^i. zel hukuk t zelkiilerinin taraf ehliyetiyle ilgili herhangi bir yasal ya da anayasal d zenleme bulunmamasna karn, tzelkiiliiyle badat lde belli haklann onlar asndan da geerh olduu hem retide hem de yargda kabul edilmitir^2 te yandan tzelkiilikleri olmamasna karn semen gruplanmn da taraf ehliyeti olduu kabul edilmektedir^^ Almanya'da olduu gibi, belediyelerin de zerk ynetim ilkesi gerei kendilerine tannan anayasal haklannn ihlal edildii gerekesiyle
' " Ertnacora, a.g.e., s. 82; Erwin Melichar, Verfassungsgerichtsbarkeit in der Gegenwart iinde, s. 454. ^ Krauss, Der Umfang der Prfung von Zivilurteilen durch die Bundesverfassung, Kln, 1987, s. 21; aktaran, Pekcanitez, Anayasa Yargs 12, s. 262. ^ Ermacora, a.g.e., s.'309. 2 Andrea Hans Schuler, a.g.e., s. 176. 83 Schuler, a.g.e., s. 178.

29

anayasa ikayeti yoluna gitme haklan vardr. Dini kurulular da bu ilke erevesinde deerlendirilmekte ve kendilerine bu hak tannmaktadr. Almanya ve svire'den farkl olarak Avusturya'da avukat tutma zo runluluu vardr. Dava dilekesinde, davacnn yalnzca herhangi bir hakknn ya da anayasayla gvence altna alnm anayasal bir hakknn ihlal edilmi olduunu iddia etmesi yeterlidir. Hakkn somut olarak belirtilmesi zo runlu deildir. nk Mahkeme btn haklar asndan bir inceleme yapmaktadr. Son olarak. Mahkeme'nin, eer idari ilemin yrrlnn durdu rulmasnda nemli bir saknca yoksa ya da ikayeti asndan giderilmesi g bir zarar doacaksa, dava konusu ilemin yrrlnn durdurul masna karar verme yetkisi bulunmaktadr^"*. Grlyor ki, Avusturya'daki anayasa ikayeti yalnzca idari ilemlere kar olanakl olmas bakmndan Almanya'daki benzerinden daha dar kapsaml, buna karlk anayasayla gvence altna alnm tm haklann da vann dayana yaplabilmesi bakmmdan daha geni kapsamldr. ii) svire svire'de 1848 Federal Anayasas'nn 105. maddesinde u dzenle meye yer verilmiti: "Kiilere anayasayla tannm haklarn ihlali duru munda Federal Mahkeme'nin, bundan kaynaklanan ikayetleri inceleme yetkisi vardr". Bylesi anayasa ihlallerinin yalnzca kanton dzeyinde gerekleecei dnlm, daha zayf ve smrl bir iktidara sahip olan federal devlete kar byle bir koruma salama ihtiyac hissedilmemiti. Bu dzenlemenin varlna karn 1848 Anayasas dneminde gerek anlamda bir anayasa ikayetinden szedilemez. Kanton organlarndan kaynaklanan hak ihlallerinin siyasal makamlara iletilmesi de olanaklyd. Byle bir bavurunun, sorunun Federal Mahkeme'ye gtrlmesi gibi bir sonucu da olabiliyordu. Ancak Federal Mahkeme'nin siyasal sorun larla ilgili karar verme hakk olmadndan, etkili bir sonu alnamyordu. rnein, 1848-1874 yllan arasnda yalnzca bir dava hakknda karar verilmirir. Bu nedenle Federal Anayasa'nm ihlali hahnde ilk bavurulan makam yine parlamento oluyordu^^. 1874 tarihli Federal Anayasa'nm 113/1-3 ve II. fkralan ile Federal Mahkeme'nin anayasa yargs yetkisi kabul edildi; bu yetkinin istisnasn
^ Melichar, Verfassungsgerichtsbarkeit in der Gegenwart iinde, s. 471. ^ Sciuler, a.g.e., s. 47.

30

federal siyasal organlarn yetkisi oluturmaktayd^^. te, snrllklanna karn svire'de anayasa ikayeti kurumu bylelikle domutur. 1874 tarihli grev ve yetki yasasnda Federal Mahkeme ve siyasal or ganlarn yetkileri ak olarak dzenlenmeye alld. Buna gre, konusu siyasal ya da idari olan konularda federal siyasal organlar, hukuki bo yutu ne kan konularda ise Federal Mahkeme yetkili khnyordu. Ancak bu aynm erevesinde ticaret yapma ve meslek edinme zgrl, inan ve vicdan, din ve yerleme zgrlyle, seme ve seilme haklan "siyasal sorun" olarak kabul edilmekteydi. 1911 ylndaki reform ya sasyla bu haklann denetimi de tamamen Federal Mahkeme'ye verildi. Ancak Anayasa'nn 113/111 maddesi, federal yasalann, genel balayc federal kararlann ve federal meclis tarafndan onaylanm anlamalann denetim dnda tutulmasn ngrmekteydi. Bu da on dokuzuncu yzyldaki yasamann stnl dncesinden kaynaklanmaktayd^^. 1943 tarihli "Federal Hukukun Dzenlenmesine Dair Federal Yasa"nn 84. maddesinin (a) bendi yurttalann, anayasal haklannn ihlali durumunda, kanton ilemlerine ya da kararlarna kar Federal Mahkeme'ye bavurabileceklerini belirtmektedir. Grld gibi, isvire'de anayasa ikayeti^^ halen yalnzca kanton dzeyindeki kamu hukuku ilemlerine kar bavurulabilen bir kanun yoludur, federal ilemler kapsam ddr. Ancak dava konusu kanton ileminin federal hu kuka m yoksa kanton hukukuna m dayand nemli deildir^^ Yasada sz geen 'ilem'den anlalmas gereken, genel-soyut d zenlemeler, kararlar ve birel ilemlerdir^^. rnek olarak, ara kararlar, icrai ilemler, idarenin ihmali ya da hi ilem yapmamas, tek ya da az miktarda parseli ilgilendiren imar planlan gsterilebilir. Buna karlk b yk imar planlar kanun hkmnde kararname olarak deerlendiril mektedir^^. svire hukukunda, Almanya'dan farkl olarak, dayanlan hakkn yer ald metinden ismini alan pek ok ikayet tr bulunmaktadr. rnein, ikayeti federal anayasadaki ya da kanton anayasasndaki yazl ya da
^6 Schler, a.g.e., s. 49. ' Schler, a.g.e., s. 49. "staatsrechtliche Beschwerde" olarak anlan kurum, aslnda 'devlet hukuku ikayeti' olarak evrilse de, kurumun kapsam, konumuz olan anayasa ikayetiyle ayn olduundan kavram farkll yaratlmamas tercih edilmitir. 89 Schler, a.g.e., s. 142. 90 Zuck, a.g.e., s. 58. 91 Zuck, a.g.e., s. 58 dn. 15.

31

yazl olmayan bir hakka dayanyorsa, anayasa ikayetinden, uluslararas bir szlemedeki bir hakka dayanyorsa, szleme ikayetinden, seme ve seilme hakknn ihlaline dayanyorsa, seme hakk ikayetinden szedilmektedir. Burada sz edilen, federal anayasa ya da kanton anaya sasndaki bir hakka dayaralarak kullamlan anayasa ikayeti hakkdr. svire'de, "kendilerini ahsen ilgilendiren veya genel bir kapsam tayan kararnameler veya kararlar ile madur edilmi ahslar veya ku rulular mracaat vasfna sahiptir"^^ Yurttalar, yabanc ve vatanszlar, zel hukuk tzelkiileri, partiler ve dini kurulular bu kapsam iinde saylmaktadr. Kamu tzelkiilerinin taraf ehliyetine sahip olup olmadklar tartmaldr. Bir ksm yazar, hangi hukuki iliki iinde olurlarsa olsunlar, bunlann taraf ehliyetinin olamayacam savunurken, dier bir ksm yazar da kamu otoritesinin kuUamlmad durumlarda beUi baz temel haklar dan kamu tzelkiilerinin de yararlandrlmas gerektiini ileri srmekte dir. Zuck'a gre, kamu tzelkiileri, grevleri kiilerin haklarn korumak olduundan, Almanya ve Avusturya'dan farkl olarak, taraf ehliyetine sahip saylmamaktadr^^ Ancak Federal Mahkeme, baz kararlannda Hazine ve svire DemiryoUan'nn^^ taraf ehliyetine sahip olduklanna karar vermitir. svire'de de Almanya'da olduu gibi, belediyelerin, zerk ynetim haklanmn ihlal edildii gerekesiyle Federal Mahkeme'ye ikayette bu lunma haklan vardr. Gene Alman hukukunda olduu gibi, svire'de de ikinciUik ilkesi^^ mevcuttur. Ancak burada mutlak ve greli olmak zere bir ayrm yaplmtr. Eer iddia edilen hak ihlali baka bir kanun yoluyla Federal Mahkeme ya da federal bir idari makama gtrlemiyorsa, mutlak ikin ciUik ilkesinden; anayasa ikayetinden nce hukuk yoUanmn tketilmi olmas koulundan szediliyorsa, greli ikinciUik ilkesinden szedilir^^. Bu ilkenin baz istisnalan vardr. Szleme ikayetinde, baz haklann (rnein, yerleme ve seme hakkmn) ihlali durumunda -nk artk bu durumda "ilkesel bir kanun yolu"ndan szedilir^^- ya da kanun yol"^ Jean-Franois Egli, "Anayasa Yarglamasna ahsi Mracaat," Anayasa Yargs 9, 1993, s. 362. ^^ Zuck, a.g.e., s. 59. 94 BGE 33 I 706 vd., aktaran Schler, a.g.e., s. 180. 9-* Kavramn ayrntl aklamas iin bkz. 2. Blm I. Ayrm (D) bah. 96 Zuck, a.g.e., s. 59. 97 Schler, a.g.e., s, 196.

32

lannin tketilmesinin yalmzca biimsel bir kural olarak grnd, yani baar ansnn bulunmad durumlarda bu dava koulu aranmaz^^. Aynca ifte vergilendirme yasa, yasal yarg ilkesi, eitlik ilkesine dayal bir ikayette Mahkeme, kanton iindeki kanun yollan tketilmemi olsa bile davay kabul edebilir. Bu dzenlemenin amac, bu haklann bekleyemeyecek ve zamana braklamayacak kadar nemli anayasal haklar olduunun kabul edilmesidir^^. Normal koullarda, bir temel hak ya da zgrln ihlali belli sreler iinde dava konusu edilebilir. Ancak svire'de baz temel haklara yle nemli ve ayncalkl bir stat tannmtr ki, bunlara "vazgeilmez ve za manamna uramaz haklar" denmektedir. Normal ikayet sresi gemi olsa bile, hakk ihlal edilen kii ikayette bulunabilir. Bylece bu temel haklar araclyla kiisel yarar, hukuki istikrardan daha byk bir nem kazanm olmaktadr. Sz edilen haklar unlardr: kiisel zgrlk, inan ve vicdan zgrl, yerleme zgrl, evlenme zgrl, bor ne deniyle hapis yasa ve bedensel ceza yasadr^^^ svire'de kural olarak, dava dilekesinde hangi temel hakkn ihlal edildii aka belirtilmelidir. Eer iddia olunan temel hak iin bir ihlal grlmezse Mahkeme dier haklar asndan bir inceleme yapmaz. Ancak yukarda behrtilen vazgeilmez ve zamanamna uramaz haklar bu kuraln istisnasn oluturmaktadr. Mahkeme incelemesini, dilekede yer almayan haklar asndan da yapar, nk davacnn her zaman dava ama ve yeni hak ihlali iddialann ileri srme hakk bulunmaktadrioi. Bu nedenle de Mahkeme usul ekonomisi gerei incelemeyi tm temel hak lara yayar. svire'de de anayasa ikayetinin koruma kapsamnn, federal ilemlerin kapsamd olmas, temel haklar arasnda nitelik asndan aynm yaplmas ve yasalann anayasa ikayetinin konusu olamamas nedeniyle, Alnanya'dakinden daha snrl olduu grlmektedir. )spanya spanyol hukukuna 1931 Anayasas'yla giren recurso de amparo, Avusturya ve Almanya'da da anayasa ikayeti hakknda karar verebilen Anayasa Mahkemeleri'nin kurulmasyla 1978 Anayasas'nda zel bir

^ Zuck, a.g.e., s. 59. ^^ Schler, a.g.e., s. 198. 100 Schler, a.g.e.. s. 92. 101 Schler, a.g.e.,s. 213-214.

33

nem kazanmtr^^^ Recurso de amparo, Anayasa'nn 53/11 ve 161/lb maddelerinde dzenlenmitir. Ancak spanyol Anayasas'nda temel hak ve zgrlklerle kamu zgrlkleri ve yurttalk haklaryla ykmllk leri arasnda aynm yapan dzenleme nedeniyle, Almanca konuulan l kelerdeki benzerlerinden farkllklar gstermektedir. Anayasa'nn 14.-29. maddeleri arasnda temel hak ve zgrlkler saylmtr. Bu haklara rnek olarak, yaam hakk, din ve vicdan z grl, kiiliini gelitirme hakk, toplanma ve rgtlenme hakk gs terilebilir. Bunun yamnda mlkiyet hakk, alma hakk, vicdani neden lerle askerhk hizmetini reddetme hakk (Md.30) ya da angarya yasa gibi haklar, yurttalk'haklan kapsamnda yer almaktadr. Haklar arasnda bu tr bir ikili aynm yapan spanyol Anayasas, ana yasa ikayetinin kapsamna yalnzca temel hak ve zgrlkleri dahil et mektedir. Yani yurttalk hakk saylan alma hakk ya da angarya yasa anayasa ikayetinin salad korumamn dnda braklmaktadr. Yalnzca vicdani red hakk bir istisna olarak anayasa ikayetiyle dava konusu edilebilmektediri03. Bu tabloya bakldnda spanyol Anayasas'mn, anayasa ikayeti iin Alman Anayasas'na gre daha snrl bir haklar katalogu ngrd sylenebilir. Bundan baka, sonulan itibariyle bu ikili aynmn temel haklann hukuki korunma gvencesini nemli lde zayflatt da bir gerektirl04 Amparo srecinde, Anayasa'nn 161/1 b bendi uyannca, meru bir kan olan tm gerek ve tzelkiilerle, halkn avukat (Defensor del Pueblo) ve savclk taraf ehliyetine sahiptir. Halkn avukatmn ilevi, sve kaynakl ombudsman kurumuna benzetilmektedirios. Amac, yurttalann temel hak ve zgrlklerini korumaktr; bu amala idarenin etkinliklerini izlemek ve bu konuda parlamentoya rapor vermekle ykmldr. Savcln taraf ehliyetine sahip olmasnn nedeni ise, pek ok lkede grlenin aksine, savcn grevinin yalnzca ceza davalanyla snrl ol mamasdr. Savcln Roma hukuku geleneinden kaynaklanan grevleri
brahim Kabolu, amparonun 1980'de kabul edildiini belirtiyorsa da (Anayasa Yargs, Ankara, mge Kitabevi, 1994, s. 63), spanyol hukukunda 193rden beri varolan kurumun, 1978 Anayasas'yla sadece neminin arttndan szedilebilir. Meksika kkenli amparonun dier lkelere yaylmasyla ilgili olarak bkz. HansRudolf Horn, JR (29), 1980, s. 506-508. 103 H. J. Faller, "Das spanische Verfassungsgericht," JR (29), 1980, s. 284. 104 Albrecht Weber, "Die Spanische Verfassung von 1978," JR (29), 1980, s. 221. 105 bkz. FaUer, a.g.m., s. 284; Zuck, a.g.e., s. 65.

34

arasnda, yarg srecinin yasalln denetlemek, yurttalk haklarn koru mak, genel dzeni resen ya da kiilerin bavurusu zerine korumak, mahkemelerin bamszlm gzetmek ya da toplumsal karlann korun mas iin aba gstermek bulunmaktadr (Anayasa md. 124)1^^. Bu ilevi dolaysyla savcla anayasa ikayetinde bulunma hakk da tannmtr. Amparo bavurusu, yasalar dnda kalan kamu gc ilemlerine (idari kararlar/ilemler ve yarg kararlan) kar, btn kanun yoUar tke tildikten sonra yirmi gnlk sre iinde yaplabihnektedir. Mahkeme'nin resen ya da talep zerine yrrln durdurulmas karan verme yetkisi Vardr*0^. iv) ek Cumhuriyeti 25.11.1992 tarihli yasayla dalmasna karar verilen ekoslovak Federasyonu bu yasa dorultusunda 31.12.1992 tarihinde resmi olarak ortadan kalkm; Federasyon'un ardllar olarak ek Cumhuriyeti ve Slovak Cumhuriyeti, 1.1.1993 tarihi itibariyle Federasyon'un yeticilerini devralmlardr. Nitekim szkonusu yasann kabul edilmesinin hemen ardndan her iki devlet de anayasalanm hazrlamlar ve buna ek olarak Anayasa Mahkemesi kanunlarn yrrle koymulardr. ek Cumhuriyeti de bamszlm kazandktan sonra Federasyon'un demok ratiklemedeki ilkelerine sadk kalm ve ek Ulusal Parlamentosu 16.12.1992 tarihinde ek Cumhuriyeti Anayasas'n kabul etmitir. Bu anayasada temel hak ve zgrlkler tek tek saylmam yalnzca 3. mad desinde, "Temel Hak ve zgrlklere likin Belge"nin anayasal dzene dahil olduunun beUrtilmesiyle yetinilmitir. 4. maddede de temel hak ve zgrlklerin yarg korumas altnda olduu belirtilmitir. Anayasa Mahkemesi'nin grevlerim dzenleyen Anayasa''hn 87. ve 16.1.1993 tarihli Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 72.-84. maddelerine gre Mahkeme, yerel idarelerin devletin yasalara aykn mdahalelerine kar atklan anayasa ikayeti davalan ile kesin kararlara kar ve kamu gcn kullanan kamu organlannm anayasayla korunan temel hak ve zgrlkleri ihlali nedeniyle alan anayasa ikayeti davalanna bakar. Buna gre, bireysel anayasa ikayeti hem yarg kararlanna hem de idari eylem ve ilemlere kar olanakldr. Komnal anayasa ikayeti ise, Almanya'dakine benzer biimde zerk ynetim haklannm ihlali gerek esine dayandnlmaktadr.

106 Faller, a.g.m., s. 284. 1^"' Zuck, a.g.e., s. 66.

35

Dava ama sresi 60 gndr. Anayasa ikayeti ile birlikte ikayete konu olan ilemin dayand yasa ya da tzn tamamnn ya da bir ksmmn iptali de talep edilebilir. Anayasa ikayetinin durdurucu etkisi yoktur. Ancak kanunda ngrlen zorunluluk hallerinde geici tedbir karan verilebiliri^^. v) Slovak Cumhuriyeti Slovak Cumhuriyeti de ncl olan Federasyon'un ilkelerini byk lde benimsemitir. Bu dorultuda 1991 ylnda kabul edilmi temel haklar katalogunu neredeyse tamamen devralmtr. Tpk ek Cumhuriyeti'nde olduu gibi, insan haklan ve temel zgrlklere ilikin uluslararas szlemeler yasalarn stnde yer alr. Anayasa Mahkemesi'nin yetkileri arasnda, temel haklan ihlal eden idare organlarnn kesin kararlarna kar yaplacak anayasa ikayeti bavurulann incelemek de yer almaktadr. Buna gre, yalnzca idarenin eylem ve ilemlerine kar anayasa ikayeti hakk mevcuttur. Yasamann ve dier genel mahkemelerin kararlanna kar bu hukuki korumadan yararlanlamamaktadri09_ vi) Macaristan 1990'm bana kadar Macaristan'da anayasa yargs mevcut deildi. Bu, 1990 ncesi devlet yapsnda iktidann birlii ilkesi asndan zaten olanakszd. Macaristan Anayasa Mahkemesi'nin mevcut yetkilerine bakldnda ise, dier uluslararas rnekleriyle karlatmldnda olduka geni yetkilere sahip olduu grlmektedir. Mahkeme hem sojot hem de somut norm denetimi yoluyla anayasaya aykmlk iddialarn incele mektedir. lgin olan, soyut norm denetimi iin herkesin bavuru yetki sinin olmasdr. Yani soyut norm denetimi, popler davann somutlam bir biimine dntrlmtr. 1993'e dek yaplan bavurulann % 90'n vatandalann soyut norm denetimi bavurular oluturmaktadr. Bu hakkn en kayda deer sonulanndan biri hi kukusuz, lm cezasnn Anayasa Mahkemesi karanyla kaldnlm olmasdr. Anayasada gvence altna alnm haklar (yalnzca temel hak ve zgr lklerle snriandnlmamtr) anayasaya aykn bir hukuk normuyla ihlal
Anayasa iin bkz. Helmut Slapnicka, "Die Verfassungsordnung der Tschechischen Republik", Osteuropa-Recht, 1994, s. 45-63; Anayasa Mahkemesi Kanunu iin bkz. R O W . 1995/1, s. 27-31 ve 1995/2, s. 58-64. '^"" Bkz. Christian Baumgartner, "Die Verfassung der Slowakei vom 1.9.1992", ROW, 1992, s. 375-380. 1^

36

edilenler ise, bu norma kar gidilebilecek btn kanun yoUan tketildik ten sonra bu normun iptali iin Anayasa Mahkemesi'ne anayasa ikayetinde bulunabilirler. Anlalaca zere, anayasa ikayetinin konusu yalnzca bir normdur, kesinlemi mahkeme kararlan ya da balayc idari kararlar anayasa ikayetinin konusunu oluturmaz. Bavuru sresi, normun ilgiliye uygulanmasndan itibaren 60 gndr. Eer bavuru kabul edilirse, ilgili norm ksmen ya da tamamen iptal edi liri i. vii) Belika Belika'da bireysel bavuru hakk bir yasa ya da kararnameye kar olanakldr ve kar bulunduunu iddia eden herkes bu yola bavurabilirdi. viii) Meksika Anayasa ikayetinin Latin lkelerindeki adyla 'amparo', Latin Amerika'da ilk olarak Meksika tarafndan anayasaya alnmtr. Amparo, 1857 tarihli Anayasa'yla Meksika hukukuna girmi ve 1919, 1936 ve 1951'de kanlan yasalardan sonra bugnk halini almtr. Meksika'daki anlamyla amparo, "anayasayla gvence altna ahnm olan insan hak larnn korunmasnda kullanlan hukuki yollardan biridir"ii2. Amparo ad verilen kurumun konusu "garantias individuales" olarak anlan ve Anayasa'mn birinci balnn birinci ksmnda yer alan haklardr. Bu kav ramn insan haklarna denk bir anlam olduu dnlmektediril^. Meksika amparosu ok geni bir koruma alanna sahiptir. Temel ilevi, anayasallk denetimi ve genel ulusal hukuk dzeninin federal devlet ve eyaletler dzeyinde korunmasH'^ olmakla birlikte, bu srecin bahca be ilevinden szedilmektedir: a) Yaam hakk ve kiisel zgrln korunmas (Anglo-Sakson hu kukundaki habeas corpus'a benzer bir yntem olarak), b) Anayasaya aykn yasalann ikayet ya da dava yoluyla iptali.
11^ Gabor Halmai, "Die Verfassungsgerichtsbarkeit in Ungarn", Recht in Ost und West (ROW), 1993, s. 4-6. I l l bkz. Kabolu, a.g.e., s. 64. 11^ Hdctor Fix-Zamudio,"Verfassungskontrolle in Lateinamerika," JR (25), 1976, s. 661. 11-' Hans-Rudolf Horn, "Grundzge des mexikanischen Verfassungsrechts," JR (29), 1980, s. 500. 11^ Fix-Zamudio, a.g.m., s. 663.

37

Burada ama, anayasayla gvence altna alnm bir kiisel hakknn, bir yasa tarafndan ihlal edildii gerekesiyle hak sahibinin, szkonusu yasa maddesine kar dava hakkmn korunmasdr. Ancak Mahkeme'nin dava konusu yasa maddesini anayasaya aykn bulmas halinde, bu mad denin davacya uygulanmamasna karar verilmesiyle yetinihr; karann et kisi yalnzca tarafla smrldr, yani karann erga omnes etkisi yoktur. c) Yarg kararlannm iptali. Ceza, hukuk, idare ve i mahkemelerinin yansra askeri mahkeme ve dier btn mahkemelerin kararlarna kar amparo yoluna bavurulabilir. d) Yrtmenin ve idarenin karar ve ilemlerinin iptali. Bu kapsamda, gerek federal gerekse eyalet idare organlan tarafndan verilen ve idare mahkemelerinin snrl yetlcisine dahil olmayan tm karar ve ilemler iptal konusu olabilir. e) Toprak reformu tedbirleri nedeniyle iftilerin korunmas ^^^. Amparonun bu geni kapsam iinde norm denetimi, temyiz, idari usul ve temel haklann korunmas ilevi birlemitir. Konumuz olan ana yasa ikayeti bu srecin kk bir blmn oluturmaktadr^^. Amparo yoluyla, idarenin eylem ve ilemlerinin yannda, bu ilemleri denetleyen idare mahkemelerinin kararlan da denetlenebilmektedir. Kiiyi gncel ve dorudan etkilemek kouluyla federal yasalara ya da eyalet yasalanna kar da amparo olanakldr. ix) Arjantin Arjantin'de federal dzeyde anayasal denetim, "habeas corpus" ve koruma ikayeti olarak evrilebilecek "recurso de amparo" ile ger ekletirilmektedir. Habeas corpus kiisel zgrl korumaya ynelik olduu halde, amparo, anayasada yer alan temel haklan korumaya yne liktir. Arjantin, amparo gibi bir koruma yntemini, mahkeme karanyla hukuk dnyasna kazandran tek rnek olarak dnya hukuk tarihine gemitir. Yksek Mahkeme, 1957 ve 1958 ylnda verdii iki kararla^i^
11^ Horn, a.g.m., s. 502-503; Monika Reckhorn-Hengemhle, Der spanische "Recurso de amparo" und die deutsche Verfassungsbeschwerde, (Dissertation), Osnabrck, 1987, s. 23 vd. ^^" ayn dorultuda bkz. Zuck, a.g.e., s. 63. 11^ Kararlar iin bkz. Angel S. Siri, Entscheidungen vom 27.12.1957 (La Ley Bd. 89, S. 532); Kot Samuel S.R.L., Entscheidungen vom 5.9.1958 (La Ley Bd. 92, S.

38

anayasada yer alan temel haklan kkl bir biimde deitirmitir. Mahkemenin kararlarndan u sonular kanlmaktadr: a) Amparo davas, habeas corpus'la korunan kiisel zgrlk hakk dnda kalan ve anayasada yazl olan tm temel haklann ihlal edildii gerekesiyle alabilir. Dava konusu ilemin yrrle konmu olmas gerekmektedir, b) Habeas corpus'un aksine. Yksek Mahkeme'nin bir karanna gre, bu dava trnde gerek kiilerin eylemlerine kar da dava alabilir. Yani davann taraflan, hakk ihlal edilen kii ile devlet organ ya da dava ko nusu ilemi uygulayan kii olabilir, c) Temel hak ihlali yle ak biimde hukuka aykn bir ileme da yanmaldr ki, yarg ksa bir inceleme sresinde iddia edilen hak ihlalini saptayabilsin. Aynca hakk ihlal edilen kiinin hakkn korumak iin baka bir hukuki araca sahip olmamas gerekir. Mevcut kanun yoUannn ar ve giderilmesi olanaksz bir zaran nlemeye yetmemesi de yeterli g rlmektedir, d) Karar vermeye her derecedeki mahkemeler yetkilidir, e) Karann hkm fkrasnda, dava konusu ilemin kaldnlmasna ya da bir ihmal szkonusuysa bir ilemin yaplmasna karar verihr^^^. x) Brezilya Brezilya Anayasas'nm 153. maddesine gre, "mandado de seguranca" olarak anlan anayasa ikayeti ile mahkeme kararlarna kar Anayasa Mahkemesi'ne bavurulabilmektedir. Bunun iin mahkeme kararlanna kar bavuru olanaklanmn tkenmi ve karann ekli anlamda kesiremi olmas gerekmektedirH^ xi) Kolombiya Kolombiya'da kiiler, anayasayla gvence altna alnan haklannn y rtmenin ya da idarenin bir ilemiyle ihlal edildii iddiasyla Anayasa Mahkemesi'ne bavurabilmektedir. Yine yarg yoUannn tketilmi ol mas ve kiinin hukuki kannn bulunmas dava aranndandr.

632), aktaran, Julio A. Barberis, "Verfassungsgerichtsbarkeit in Argentinien," Verfassungsgerichtsbarkeit in der Gegenwart iinde, s. 47 (dn.33). ^^ Barberis, Verfassungsgerichtsbarkeit in der Gegenwart iinde, s. 47-48 ve 65-67. l'^^ Pekcanitez, Anayasa Yargs 12, s. 265.

39

xii) Kore Kore'de kabul edilen bireysel bavuru hakk, itiraz yolunun bir st aamas olarak kabul edilmi olmas nedeniyle ilgi ekicidir. Buna gre, bireyler temel haklarn korumak amacyla u durumlarda Anayasa Mahkemesi'ne bavurabilirler: 1) dari ilem tesisinden veya tesis edilmemesinden dolay temel haklannn ihlal edildiini dnyorlarsa, 2) Anayasaya ayknhk iddialarnn Anayasa Mahkemesi'ne gtrl mesi ile ilgili talepleri genel mahkemelerce reddedilmise^^O. Anayasa Mahkemesi yarglarnn kiilerin doal yargc olarak kabul edilmesiyle ikinci tr bavuru hakknn doal yarg ilkesinin ihlalini nlemeye y nelik olduu dnlebilir.

^^^ Yang-Kyun Kim,"Kore'de Anayasal Bavuru Sistemi," Anayasa Yargs 9, Ankara, 1993, s. 347.

40

IKINCI BOLUM FEDERAL ALMANYA'DA ANAYASA IKAYETINE BAVURU KOULLAR

Birinci Dnya Sava'ndan sonra liberal bir mantkla hazrlanan, yani temel hak ve zgrlkleri tanmakla birlikte bunlar korumaya ynelik tedbirler ngrmeyen, 1919 tarihli Weimar Anayasas'nn, anayasal d zeni korumakta yetersiz kalmas ve Almanya'da nasyonal-sosyalist reji min yolunu amas, kinci Dnya Sava sonrasnda yaplan 1949 Bonn Anayasas'nn yapsn ve karakterini nemli lde eciiemitir. Devletin temel deerlerinin korunmas grevinin tarafsz, siyasal dalgalanmalardan etkilenmeyecek bir organa braklmas dnlm, bunun da en iyi bi imde bir Anayasa Mahkemesi tarafndan gerekletirileceine karar ve rilmitir. Katz'a gre, sava sonras Almanya'snda hukuk devleti, biime ve esasa ilikin ohnak zere iki ynden yeniden tanmlanmtr: Burjuva-liberal hukuk devleti yerine sosyal hukuk devleti ve biimsel bir hukuk devleti yerine maddi bir hukuk devleti benimsenmitir. Artk devlet, ana yasadaki temel hak ve zgrlkleri yalnzca korumakla grevli deildir, aksine bunlan gerekletirmekle ykmldri^. zgrlk demokra tik dzene kar temel haklann ktye kullanlmasmn yasaklanmas, sos yal devlet ilkesinin aka benimsenmesi ve sosyal eitliin gvence altna alnmas, yeni anayasa anlaynn ortaya kma biimleridir. Federal Alman Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerine bakldnda, Mahkeme'ye yklenen zel grev kolaylkla anlalabilir. Yksek federal organlann yetki ve grevleriyle ilgili uyumazlklarda anayasay yorum lamak, yasalann soyut ve somut norm denetimi yoluyla anayasaya uy gunluunu salamak, federal devletle eyaletler arasndaki yetki ve grev uyumazlklann karara balamak ve nihayet bireysel ve komnal ana yasa ikayetlerine bakmak. Mahkeme'nin geni yetki ve grev alan iinde en ok yer tutan ve Mahkeme'nin itihatlarnn byk blmn
121 Alfred Katz, Staatsrecht, 10. Auflage, Heidelberg, C.F.Mller, 1991, s. 79. Bunun yannda Schmidt-Bleibtreu/Klein, Anayasa Mahkemesi'nin, devlet birliinin kurulmas ve gelitirilmesinde birletirici bir etken olduunu belirtmek tedir. Bkz. Kommentar zum Grundgesetz fr die BRD, Neuwied.Darmstadt, Luchterhand, 1977, s. 806-807.

41

oluturan dava tr, anayasa ikayetidir. Bu blmn konusunu, byk lde Mahkeme'nin itihatlar ve retinin katksyla gelimi olan ana yasa ikayeti usul oluturmaktadr. I. BREYSEL ANAYASA KAYET A. ANAYASA KAYETNN KONUSU OLAN KAMU GC LEMLER Anayasa ikayetinde bulunmak iin ikayetinin, " haklanmn bir ka mu gc tarafndan ihlal edildiini iddia etmesi" gerekmektedir (AY 93/1, 4a; AYMK Md. 90/1). Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 92. mad desinde de, ikayetin gerekesinde ihlal edildii iddia edilen temel hakla birlikte, "eylem ya da ihmaliyle hakk ihlal eden organ ya da makamn"m da belirtilmesi gerektii kural yer almaktadr. Bu durumda kamu gcnden ne anlalmas gerektii ortaya konmahdr. Federal Alman Anayasas'nn l/I maddesinde, insan onurunun doku nulmaz olduu; buna sayg gstermek ve bunu korumann devlet gc nn grevi olduu belirtildikten sonra, 3. fkrada temel haklann yasama, yrtme ve yarg organlarn dorudan balad hkm yer almaktadr. Buna gre, AY Md. 93 ve AYMK Md. 90'da sz edilen "kamu gc"nden anlalmas gereken, yasama, yrtme ve yarg organlandri22 Anayasa ikayetinde davann konusu, kamu gcnn bir davrandr. Bu, bir eylem ya da ilem gibi olumlu bir davran olabilecei gibi, yap mas gerekeni yapmama, bir eylem ya da ilemi gerekletirmeme bii minde olumsuz bir davran da olabilir. Gerek anayasa ikayetinin gerekelendirilmesiyle ilgili 92. maddede gerekse kararda bulunmas gereken unsurlar belirten 95. maddede, kamu gcnn ihmahnden szedilmesi, ihmalin de dava konusu olabileceinin ak kantlandr. Dava konusu kamu gc ilemi/ihmah. Federal Alman kamu gle rine ait olmaldr. Avrupa Birlii, yabanc bir devlet gc, uluslararas ya da ulusal-st bir kamu gc ilemi. Federal Almanya'da tannm bir hak olan anayasa ikayetinin konusu olamaz ^ 23 Aynca Federal Anayasa

^^^ Bkz. Dieter Drr, Die Verfassungsbeschwerde in der Prozesspraxis, Mnchen, Carl Heynianns Verlag KG, 1990, s. 23; Zuck, a.g.e., s. 195. ^^-' Pestalozza, a.g.e., s. 173 ve ayni sayfada dn. 77. Avrupa Birlii kamu gc ilemlerinin/ihmallerinin dava konusu olamayaca hakkmda bkz. BVerfGE 22, 295, 297; 37, 283; 58, 22 vd. Her ne kadar sz edilen kararlarm verildii tarih lerde Avrupa Birlii, Avrupa Topluluu olarak anlmaktaysa da, bugn kullanlan terimin kullanlmas yelenmitir.

42

Mahkemesi de bir Alman kamu gc makam olmasna karn, bu Mahkeme'nin kararlan anayasa ikayetinin konusu olamaz^24 Yasama organnn yalnzca maddi anlamda yasalar deil, uluslararas anlamalan uygun bulma yasalar da anayasa ikayetinin konusu olabilmektedir^^^. Bu doaldr, nk ancak kabul yasas Alman kamu gc ilemi olarak kabul edilmektedir. Uluslararas anlamaya kar anayasa ikayeti sz konusu olmad gibi, bunun uygulanmasndan doacak ih lallere kar da ikayette bulunma olana yoktur. Anayasa Mahkemesi Eurocontrol kararlanyla, Mahkeme'nin ulusla raras szlemelerin hkmlerini anayasaya uygunluk asndan denetleyemeyeceine karar vermitirl26_ Bunun anlam, ne bu tr szlemelerin maddelerine ne de uygulama ilemlerine kar anayasa ikayetinde bulunulabileceidiri27_ Ancak szleme, bunu uygulayacak devlet olan Almanya'ya bir takdir alan brakmsa ve uygulamay gerekletiren Alman kamu gc makamlan bir temel hakk ihlal etmise, bu ihlal ana yasa ikayetinin konusu olabilirmi. Yine Mahkeme'ye gre, "kiilerin temel hak alanlann dorudan etki leyen uluslararas szlemeleri onay yasalan" da anayasa ikayetinin ko nusu olabiliri29. Trk Anayasas'nn 90/11 maddesine benzer biimde. Alman Anayasas'nn 59/11 maddesinin aksi yorumundan kanlan so nuca gre, federal devletin siyasal ilikilerini dzenlemeyen anlamalar, onay yasalan olmakszn da i hukukta uygulanabihnektedir. Bu du rumda szleme hkmleri dorudan doruya Alman kamu gc ma kamlan tarafndan uygulanacandan, szleme hkmleri de anayasa ikayeti yoluyla denetlenebilecektir. Robbers, onay yasalanmn dier yasalardan farkl olarak, yrrle girmeden nce, ancak Meclis'te kabul edildikten sonra anayasa ikayetinin konusu olabileceini belirtmektedir. Bunun nedeni olarak da, Almanya'nn uluslararas alanda kendisini anayasaya aykn biimde balamasn ve szleme hkmlerinin anayasaya aykn olduunun sap-

124 125 126 127 128 129

Fritz, AnwBI., 1986, s. 359; Pestalozza, a.g.e., s. 174. BVerfGE 6, 295 vd; 40, 141 vd; 57, 23. BVerfGE 57, 26 vd; 59, 85 vd. Dorr, a.g.e., s. 32. BVerfGE 30, 310; ayn grte Drr, a.g.e., s. 33. BVerfGE 6, 294 vd; BVerfGE 40, 156.

43

tanmasi halinde uluslararas dzeyde sorumlu tutulmasn nleme amacn gstermektedir^^O. Anayasa deiikliine ilikin yasalar da anayasa ikayetinin konusu olabilmektedir^^l Devlet bakannca verilen af kararlan, kamu gcnn dava edilebilen ilemlerinden deildiri32. Henz yrrle girmemi bir yasaya kar anayasa ikayeti geersizdiri33 Resmi Gazete'de yaynlanm ama henz uygulanmaya balamam bir yasa da hukuki anlamda var olmasna karn, "bir g" (kamu gc) olmadndan anayasa ikayetinin konusu olamaz 134, Yalnzca bireyler iin balayc ve emredici kamu gc ilemleri ikayetin konusu olabilir. nk ikayette birey, temel haklanndan biri nin ihlal edildiini iddia etmektedir. Yani balayc olmayan genel direk tifler, kurum ii gr bildirmeler, bilirkii raporlan, yargsal t ve neriler davann konusu olamaz^^^. Davamn konusunu oluturan kamu gc ilemlerinde dikkat edilmesi gereken bir dier nokta ise, bunlarn kamu hukuku nitelikli olmalandr. Yani bireylerle eit hukuki statlerde girdii zel hukuk ilikilerinde kamu organlanmn ilem ve eylemleri, kural olarak, anayasa ikayetinin konusunu oluturamaz. nk ortada zorlayclk ve balayclk unsuru eksiktir. Ancak Weber devleti ilevsel bir kamusal g olarak ele almakta ve zel hukuk ilikileri iinde olsa bile, bu ilevi yerine getirirken dolayl da olsa temel haklarla olan balantsnn anayasa ikayetinin konusu olabileceini belirtmektedir^^^. Pestalozza da, kamu organlan zel hu kuk tzelkiileri gibi ilem yapsalar da bu iliki iinde, tpk yurttalar gibi, temel haklarla dolayl olarak bal olduklarn dnmektedir.
1-^" Gerhard Robbers, "Verfassungsprozessuale Probleme in der ffentlichrechtlichen Arbeit", JuS, 1993/9, s. 742. l-'l BVerfGE 30, 16 vd. Bu kararda, anayasa deiikliine ilikin yasalara kar ana yasa ikayetinin olanakl olduu kabul edilmekle birlikte, somut olayda, anayasa deiikliinin uygulanmak iin basit yasakoyucunun bir yasasn gereksindii, dorudan ilgili olma koulu gereklemedii iin davann reddi gerektii belirtil mektedir. 132 BVerfGE 25, 357 vd. 133 BVerfGE 42, 283. 134 Zuck, a.g.e., s. 200. 13^ Schler, a.g.e., s. 141. 13 Hermann Weber, "Die Zulssigkeit der Verfassungsbeschwerde in der ffentlichrechtlichen Arbeit," JuS, 1992/2, s. 124.

44

"Dolayl kamu gc" olarak nitelenebilecek bu ballk nedeniyle szkonusu ilemler de ikayetin konusunu oluturabilmektedir^^^. Kamu gcnn ihmali, dava konulan iinde en ok tartma yaratamdr. Bir ihmal bir temel hakk, ancak kamu gcne -aka ya da rtk olarak- bir eylemde bulunulmas emredilmise ihlal edebilir^^^. Anayasa Mahkemesi kararlanna gre, icrai ilemlere yasa^^^ kanun hkmnde karamameleri^o^ tzk^^, kamu hukuku szlemelerii42 ye idarenin bireysel ilemlerii'^^ mek gsterilebilir. hmalin varl iin, eylemde bulunmaya ilikin bir ykmllk bu lunmaldr. Bu ykmllk, aka dzenlenebilecei gibi, temel hakkn yorumundan da karlabilir. Schler, ancak kiilere sbjektif olarak pozitif bir yasama ilemini talep hakk veren ak anayasal buyruk normunun varl halinde ihmal den szedilebileceini belirtmektediri44_ Anayasa'nn 3. maddesindeki eitlik ilkesi, kamu gcnn ihmali bulunduuna ilikin pek ok davamn dayana olmutur. zellikle yasakoyucunun -ikincil olarak da yasay yorumlamak ve uygulamakla g revli idarenin- baz dzenlemelerinin kapsam dnda braklanlar, bu ilemle temel haklannn ihlal edildiini iddia edemedikleri iin, yasakoyucunun bu alanda bir ihmali olduunu ileri srerek, anayasa ikayetinde bulunma yoluna bavurmaktadrlar. Eitlik ilkesinin ihlaline dayandnlan anayasa ikayetinde dava konu sunun, yasakoyucunun eksik brakt genel-soyut ilem olduunu dnenlerin yannda^"*^, arlk kazanan bir gr de bir ihmal davasmn alabileceidir^^^. hmal davas almas durumunda davann konusu, pozitif dzenleme deil, yasakoyucunun ihmali olacaktri47
J' 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 Pestalozza, a.g.e., s. 174. Pestalozza, a.g.e., s. 173. BVerfGE 30, 17; 43, 386. BVerfGE 53, 389; 74, 320 vd. BVerfGE40, 195; 43, 266; 61, 274. BVerfGE 68, 215. BVerfGE 58, 104 vd; 65, 36. Schler, a.g.e., s. 163. Ayn grte bkz. Gather, DWW, 1984/5, s. 117-118. Wessel, DVBI. 1952/67, s. 164; aktaran Schler, a.g.e., s. 164-165. Schler, a.g.e., s. 164-165. BVerfGE 6, 264-265; 15, 60.

45

Alman Anayasas'mn yasakoyucuya verdii en ak ykmllk, ev lilik d ocuklan, evlilik ii ocuklarla ayn toplumsal statye kavu turma ve maddi ve manevi gelimelerini salamak iin ayn koullan ger ekletirme ykmlldr (AY Md.A'^). Anayasa Mahkemesi'nin ka rarna gre de, "yasakoyucu kendisine tannan srede bu ykmll n yerine getirmezse, anayasay ihlal etmi olacaktr"!"^^. Yine Mahkeme'ye gre, "AY Md.6A^ anayasal bir deerdir ve yasakoyucu genel eitlik ilkesi erevesinde de bu hakk dikkate almakla ykmldr"^'^^. zellikle dikkat edilmesi gereken bir nokta da, eitlik ilkesine da yanlarak alacak bir anayasa ikayeti davasnda, yasakoyucunun bir ih malinden szedebilmek iin, yasakoyucunun bir ileminin varldr. nk yasakoyucu bir ilem yapmaya zorlanamaz ve hareketsizlii, 3. maddedeki eitlik erevesinde ihmal olarak nitelenemez^^^. Zuck ise ihmal konusunda gerek/gerek olmayan ihmal aynm yapa rak, yasakoyucunun bir dzenleme yapt durumlarda, bu dzenlemenin dnda braklanlarn aacaklan davann konusunun yasal dzenleme olduunu belirtmektediri^l. Detterbeck de bu aynm benimseyerek, ya sakoyucunun bir dzenleme yapt ancak baz kii ya da gruplan kap samlsnda brakt durumlann gerek olmayan ihmale rnek olutur duunu belirtmektedir. Bu durumda ihmale kar anayasaya aykrlk de il, yasaya kar anayasaya aykrlk ileri srlr^^^ Detterbeck gerek/gerek olmayan ihmal aynmnn olas sonulann yle deerlendirmektedir: 1- Gerek olmayan ihmalde, kii kendisinin de kapsama alnmas iin bavuruda bulunur. Bu arada ksmi dzenlemeye kar dava aar ve bu dava srasnda somut norm denetimi talebinde bulunur. Eer sonu kmazsa, nihai karara kar anayasa ikayetinde bulunur.

1^

149 150 151 l-''^

BVerfGE 8, 216 vd. Anayasa Mahkemesi 1969 ylnda verdii bir kararda (BVerfGE 25, 180), bu ykmll yerine getirme sresinin mevcut yasama dneminin so nunda sona erdiini, yasama dneminin sonuna kadar gerekli ilemlerin yaplmas gerektiini belirtmitir. Eer bu gereklemezse, anayasann iradesi, olanakl olduu lde yarg tarafndan yerine getirilecektir. Ayrca bkz. Gather, DWW, 1984/5, s. 118. BVerfGE 17, 153; 22, 172. Lechner, NJW, 1955/8 II, 1818-1819; aktaran Schler, a.g.e., s. 165. Zuck, a.g.e., s. 228. Steffen Detterbeck, "Subsidiaritt der Verfassungsbeschwerde nach Art.93 Abs. 1 Nr.4a GG auch bei normativem Unterlassen?," DV, 1990/20, s. 860.

46

2- Gerek ihmalde ise, yasakoyucuyu harekete geirecek bir yaptnm mevcut deildir^^^. Ancak Detterbeck'in bu kesin aynmna karhk Anayasa Mahkemesi istisnai olarak, "yasakoyucu ihmali ile bir dzenlemenin iyiletirilmesi ynndeki anayasal ykmlln ihmal etmise, anayasa ikayetine bavurulabilir" grn ortaya koymutur^^^. ' Drr ise, yasakoyucunun bir ileminin dnda braklanlarn Ana-yasa'nn 3. maddesindeki eitlik ilkesine dayanarak atklar davann, bir ihmal davas olmadn, davann konusunun pozitif dzenleme olduunu belirtmekte ve bu durumu "gerek olmayan ihmal" olarak nitelendirmektedir^^^. Mahkeme'nin szkonusu yasay iptal etmesi durumunda da yasakoyucu ya eitlik ilkesine aykn dzenlemeleri kaldrarak ayn dzenlemeyi yapacak ya da nceden bundan yararlanamayanlan kapsa ma dahil edecektir. Drr AY Md. A'^'in yansra, askerlik hizmetini vicdani kanaatlerine aykr bulanlarla ilgili AY Md. 12a/II, cmle 3'n de yasakoyucuya aka ykmllk getirdiini dnmektedir^^^. Bu maddeye gre, "vicdani nedenlerle silahl askerlik hizmetini reddedenler, ikame bir hizmetle ykmlendirilebilirler. Bu ikame hizmetin sresi, askerlik hiz metinin sresini geemez. Dier hususlar yasayla dzenlenir. Ancak yasa, vicdani karar verme zgrln kstlayamaz; ordu birlikleri ve federal snrlann korunmasyla ilgisi bulunmayan bir ikame hizmet olana sunmak zorundadr". Bunun yannda baka bir davada da yasakoyucunun yaam hakk ve bedensel btnln dokunulmazh hakkndan kaynaklanan koruma ykmlln, bunlar iyiletirmek iin yapmas gereken ilemleri yapmay ihmal etmesi durumunda, ihlal etmi saylamayacana karar verilmitir. Buna dayanak olarak da devlet organlannn ne tr ilemler yapacaklanna kendilerinin karar verecei, hizmet gereklerinin deerlen dirilmesinin organlara ait olmas gsterilmitir^^^. Yasama organnn ihmaline kar alan anayasa ikayeti davasnn basan kazanmas durumunda ne olacaktr? Bir temel hak ihlalinin sap tanmas dnda Anayasa Mahkemesi'nin pozitif bir dzenleme yapmas
153 154 155 156 157 Bkz. Detterbeck, DV, 1990/20, s. 860. BVerfGE 56, 71 vd. x)rr, a.g.e., s. 39. Drr, a.g.e., s. 40. Ayn gr iin bkz Zuck, a.g.e., s. 230. BVerfGE 56, 54.

47

szkonusu deildir. Gather, anayasann yorumlanmasnda en yetkili yarg organ olarak. Anayasa Mahkemesi karannn etkili bir moral bala yclnn olduunu dnmektedir. Ayn zamanda ihmalin anayasaya ayknlnn saptanmas, pozitif bir dzenleme yapma emri niteliinde olduundan, davay kazanan kii, bir ilem talep etme hakkna da sahip olacaktr^^^. Anayasa ikayeti bir yarg organnn ihmaline kar da olanakldr. zellikle Anayasa'nn 100. maddesindeki somut norm denetiminin koullan mevcutken, dava yargcnn sorunu Anayasa Mahkemesi'ne g trmemesi, davann ilgili tarafn doal yargcndan mahrum brakmak anlamn tar ve anayasa ikayetinin konusu olabilir^ 5^. Anayasa ve yasada idari ilemlere kar da anayasa ikayetinde bulunulabilecei belirtilmekle birlikte, bu durum pratikte ok ender ger ekleebilmektedir. nk ncelikle AY Md. 19/IV'te belirtilen kanun yollarna bavurularak kanuna ya da anayasaya aykrlk giderilmeye allmaldr. Kanun yollarndan sonu alnamamsa, anayasa ikayetine bavurulabilir. Burada artk davann konusu yalnzca idari ilem ya da ihmal deil, bavurulan kanun yollannda ihlali gideremeyen mahkeme kararlardr!60 Dorudan idari ileme kar anayasa ikayetine, ancak ka nun yollarnn tketilmesi koulunun istisna hallerinde bavurulabilir. Mahkeme kararlanna kar anayasa ikayetinde kural olarak, yalnzca kararn hkm fkras dava konusu yaplabilir. Ancak kararn gerekeleri bavuran kii asndan bamsz bir ikayet nedeni oluturuyorsa, buna kar da anayasa ikayetinde bulunulabilirimi. Yine kural olarak, kesinlemi kararlar aleyhine anayasa ikayetinde bulunulabilir. Ancak kesin karardan bamsz ara kararlara kar da
158 Gather, DWW, 1984/5, s. 118. 159 Bkz. BVerfGE 10, 306; BVerfGE 73, 366 vd.; Walter Leisner, "Urteilsverfassungsbeschwerde wegen Nichtvorlage bei Abweichung," NJW, 1989/39, s. 2447; Pestalozza, a.g.e., s. 206. Pestalozza bu konuda daha ok doal yarg ilkesinin ihlalini ne karmaktadr. Dikkat edilmesi gereken dier bir nokta ise, Anayasa Mahkemesi'ne bavurmamann keyfi olmas, geerli bir hu kuki dayanann bulunmamasdr. 1"^ Armaan da "idare mahkemesinin iptal davasn reddetmesi ya da o karar ksmen kaldrmas durumunda, anayasa ikayeti szkonusu olacaktr. Bu durumda anayasa ikayetinin konusu, yarg karar ve idari ilem olacaktr" diyerek kuraln yarg ka rarna kar anayasa ikayeti olduunu dorulamaktadr. Bkz. a.g.m., s. 65. 161 BVerfGE 6, 9. ikayeti bu anayasa ikayetinde Anayasa'nn 1. ve 2. maddesindeki temel haklarnn (insan onurunun korunmas ve kendini gelitirme hakk), su suzluu kantland halde mahkeme kararnda, delil yetersizliinden beraat ettii belirtildii iin ihlal edildiini ileri srmtr.

48

Anayasa Mahkemesi ok snrl durumlarda anayasa ikayetinde bulunulabileceini belirtmektedir: 1- Ara karar artk hi kaldnlamayan ya da ksmen kaldmlabilen bir karar olmal ve ilgili aleyhine siirekh bir hukuki durum yaratmaldr (BVerfGE 1, 324 vd), 2- Ara karar, davann ileriki aamalan iin nemli bir hukuki sorun oluturmal ve bu aamalarda denetlenebilme ve dzeltilebilme olanana sahip olmamaldr (BVerfGE 24, 61; st. Rspr.). Bu kouUann her somut olayda, sk bir biimde denetlenmesi ge rektii aktr. Anayasa Mahkemesi de, ara kararlara kar anayasa ikayeti konusunda genelgeer bir kural konamayacan, bu sorunun yantnn bireysel ve kamusal karlann karlatnlmasndan, ayn zamanda usul ve i ekonomisinden kanlacam belirtmitir^^^ isvire Federal Mahkemesi de karann ilgili asndan dourduu olumsuz sonulann ve kararn ileriki aamalarda kaldnlp kaldnlamayacamn lt olarak benimsenebilecei grndediri^^ rnein, bir arama karan^^^, kantlann deerlendirilmesiyle ilgili bir ara karari^^ y^ ^j^ bir tutuklama emri^^^^ Alman Anayasa Mahkemesi'nce bu tr kararlar olarak deerlendi rilmitir. Ara karann bamsz olarak dava konusu yaplabilmesi iin nemli ve korunmaya deer bir karn bulunmas gerekmektedir^^^. Son olarak unu belirtmek gerekir ki. Federal Alman Anayasas'nca tannan anayasa ikayeti hakk, ancak Alman Anayasas'nda tannan temel haklann ihlal edildii iddiasyla kullanlabilir. Uluslararas hukukun genel ilkeleri. Birlemi Milletler nsan Haklan Bildirgesi, Avrupa nsan Haklan Szlemesi ya da eyalet anayasalanndaki temel haklar, federal anayasa ikayetinin dayana olamaz^^^. Eer bir kamu gc ilemi, Almanya topraklannda, ancak onun iradesi olmakszn yabanc bir devlet tarafndan yaplmsa, bu ileme kar anayasa ikayetinde bulunmak olanakszdr. Ayn durum, genel olarak btn yabanc devlet ilemleri, ulusalst organlann ilemleri ve Avrupa Birlii ilemleri iin de geerlidir.
162 163 164 165 166 167 168 BVerfGE 1, 325. BGE68I, s. 168; 69 I, s. 16. BVerfGE 20, 173; 42, 218. BVerfGE 34, 244 vd. BVerfGE 9. 89; 32, 92; 46, 194. BVerfGE 58, 23. Weber, JuS, 1992/2, s. 124.

49

B. KSEL KOULLAR 1. Taraf Ehliyeti Anayasa Md. 90/1 ve 93/1 4a, "herkes"in temel hak ya da temel hak benzeri haklanmn ihlal edildii gerekesiyle anayasa ikayetinde bulu nabileceini belirtmektedir. Burada sorun, "herkes" szcnden ne anlalmas gerektiidir. Anayasa ikayeti davasnda daval ve davac taraflar yoktur. Anayasa ikayetinde dava edilen ne dava konusu ilemin sahibi kamu organdr ne de devlettir. Ortada yalnzca dava konusu ilemin/eylemin/ihmalin gide rilmesi talebi vardr. Anayasa Mahkemesi'ne bavuran kii iin de, teknik olarak doru olmamakla birlikte, ikayette bulunan/ikayeti teriminin yansra, davac terimi de kullanlabilmektedir. a) Gerek Kiiler Ne anayasada ne de Anayasa Mahkemesi Kanunu'nda, "herkes" szcnden ne anlalmas gerektiine ilikin bir aklama bulunmak tadr. Pestalozza, anayasa ikayeti temel haklarn korunmasna hizmet ediyorsa, herkes szcnden, temel hak sahibi olma yeteneine sahip kiilerin anlalmas gerektiini belirtmektedir. Bu durumda temel haklann taycs olanlar taraf ehliyetine de sahip olacaklardrl69. Mahkeme'nin yerleik itihadna gre ise, "temel haklar ncelikle bireylerin zgrlk alanlannn korunmasna hizmet eden ve bireylerin kamu yaamna zgrce katlmalann ve onu etkilemelerini gvence altna alan bireysel haklardr. Tzelkiileri maddi temel haklarn koruma alanna dahil etmek, oluturulmalan ve etkinlikleri, gerek kiilerin kendi lerini zgrce gelitirme haklanmn bir ifadesi ise, zellilcle tzelkiiliin maddi temel haklar alanna dahil edilmesi, tzelkiiliin arkasndaki bi reyler asndan anlaml ve nemli grnyorsa, olanakldr" ^^^ Temel haklarla ilgili aklamalardan karlacak ilk sonu. Alman kamu gc ilemlerinden dolay temel haklanndan biri ihlal edilen her gerek kiinin anayasa ikayetinde bulunma hakkna sahip olduudur. Bu saptamann istisnasn, yalnzca Alman vatandalanna tannm olan te mel haklar oluturmaktadr. O halde yabanclar, vatanszlar, dlt (cenin), temel hakkn niteliine gre ller, anayasa ikayeti hakkna sahiptirler.
1"'' Pestalozza, a.g.e., s. 171. Temel hakkn taycs olmakla dava ama yetkisi bir birine kartrlmamaldr. 170 BVerfGE 75, 192 vd; st. Rspr.

50

Yani genel kannn aksine, anayasa ikayeti yalnzca Alman vatanda laryla smrlandmlmamtr. Drr, yabanclarn da anayasa ikayeti hakkna sahip olmalann, "Almanlann haklanna" deil, "insan haklanna" sahip olmalarna dayandrmaktadr^^i. Bunun yannda yabanclar her zaman, usule ilikin temel haklara (AY Md. 101 ve 103/yasal yarg hakk ve hak arama z grl) dayanarak anayasa ikayetinde bulunabilir. Ayn durum va tanszlar asndan da geerlidir. Dltn temel haklara sahip olup olmad, zerinde uzlalm bir konu deildir. Alman Ceza Yasas'nn 218. maddesindeki krtaj yasa ve bu yasan leh ve aleyhinde grlere sahip olanlann varl, dltn hukuki statsnn kesin tanmn zorlatrmaktadr. Dltn, Anayasa'nn Md. l/r deki insan onurunun dokunulmazh, 2/II d ' d e k i kendini z grce gelitirme hakk ve 14/I'deki mlkiyet hakkna dayanarak anayasa ikayeti hakkna sahip olduu savunulmaktadr. Yani bu gre gre dlt, miras olabilir, dltn bedensel btnl ihlal edilebilir ve tbbi mdahalelerle insanlk onuru ihlal edilebilir^ ^^ llerin hak ehliyetine sahip olmamasna karn. Anayasa Mahke mesi, lmden sonra da insan onurunun varln srdrdne, bu ne denle llerin anayasa ikayetinde taraf ehliyetine sahip olabileceklerine karar vermiti r^ ^3 Tzelkiilii olmayan kii gruplar da taraf ehHyetine sahip olabiliri"^"* Sparmer, bunun ekonomik alanda kabul edilmesini, bunlarn eko nomik karlar etrafnda biraraya gelmi kiiler olarak, ortak bir irade
^'^ Dn, a.g.e., s. 11. Yalnzca Alman vatandalarna tannan temel haklar: Md. 8/1 (toplant ve gsteri yry hakk); 9/1 (rgtlenme zgrl); 11 (yerleme ve seyahat zgrl); 12/1 (alma zgrl; 16/1 ve II (snrd edilmeme ve vatandlktan karlmama hakk); 33/1 ve 11 (tm Alman vatandalarnn her eyalette ayn vatandalk hakkna sahip olma ve kamu hizmetine girme hakk). Robbers ise, 20/IV. maddede yer alan direnme hakknn da yalnzca Alman vatandalarna tannan bir temel hak olduunu dnmektedir. Bkz. JuS, 1993/9, s. 739. ^ ' ^ Robbers, JuS, 1993/9, s. 740; Hans Spanner, "Die Beschwerdebefugnis bei der Verfassungsbeschwerde," Bundesverfassungsgericht und Grundgesetz (Band 1), (Hrsg. Christian Starck), Tbingen, J.B.C. Mohr, 1976, s. 387; Weber, JuS, 1992/2, s. 387; Anayasa Mahkemesi de bu gre yakn kararlar vermitir. Bkz. BVerfGE 39, 36 vd. Son dnemde ok tartlan ve dltn anneye kar hukuken korunmas gerektii sonucuna varan Anayasa Mahkemesi karan iin bkz. JZ (Sonderausgabe) 7.6.1993, s. 1-51. 173 BVerfGE 51, 87; 53, 13. Ayrca bkz. Pestalozza, a.g.e., s. 171. ^'^'^ Spanner, a.g.m., s. 390-391; Weber, JuS, 1992/2, 123; BVerfGE 3, 391; 6, 277; 10, 99; 15, 261.

51

oluturmalarna ve buna ynelik etkinlikte bulunmalarna balamaktadr. Benzer biimde, tzelkiilii olmayan yurtta giriimleri de kendilerini ilgilendiren temel haklara dayanarak anayasa ikayetinde bulunabilirlerl75.

b) zel Hukuk Tzelkiileri Anayasa'nn 19/III maddesine gre, doasna uygun olduu srece temel haklar, yerli (inlndisch) zel hukuk tzelkiileri iin de geerlidir. Bu durumda hangi haklarn tzelkiilerin sahip olabilecei haklar olduu saptanrsa, tzelkiiler iin anayasa ikayetinde dayanak olabilecek haklar ortaya karlm olur. Buna gre, - AY Md. 2/1 (kiiliini zgrce gelitirme hakk)!^^, - Md. 3/1 (yasa nnde eiik)!^^ - Md. 4/1 (din ve vicdan zgrl)^''^ - Md. 5/1 (dnce ve basn zgrl)!^^ - Md. 9 (rgtlenme zgrl)^^^ - Md. 12/1 (ahma zgrl)^^^ - Md. 13 (konut dokunulmazh)!^^ - Md. 14 (mlkiyet hakk)l83 - Md. 101/1 C. 2 (yasal yarg ilkesi)184 - Md. 103/1 (hak arama zgrl)^^^.

1'75 l'^6 177 l'^8 l'^9 180 181 182

BVerfGE 6, 277. BVerfGE 20, 326 50, 319. BVerfGE 53, 345 BVerfGE 19, 250, BVerfGE 21, 271 BVerfGE 28, 323 BVerfGE 53, 13. BVerfGE 44, 371 183 BVerfGE 53, 345 184 BVerfGE 3, 363; 18, 447. 185 BVerfGE 3, 363 18, 447. Snflandrma iin bkz. Drr, a.g.e., s. 13; Schler, a.g.e., s. 175; Zuck, a.g.e., s. 240.

52

101. ve 103. maddeler "adalet temel haklar''^^^ ya da "bireysel olmayan temel haklar"!^^ olarak da anlmaktadr. Mahkeme'ye gre, "bu haklar muhakeme srecinin dorudan muhatab olan ya da dava ehliyetine sahip herkese uygulanmas gereken ve btn muhakeme sre cini ilgilendiren nesnel muhakeme esaslardr"!^^. Dolaysyla bu temel haklar gerek kiiler kadar hem devlet hem yabanclar hem de t zelkiiler iin geerlidir. Bunun bir dier nedeni ise. Alman Anayasas'nn temel ilkelerinden olan hukuk devleti ilkesinin byle bir kabul gerekli klmasdr. nk aksi halde bir davada taraflardan biri bu haktan yararlanrken dieri yararlanamayacak ve adalet ilkesi gerekletirilemeyecektir! ^9 Yabanc zel hukuk tzelkiileri ise, Md. 19/in'n kapsamnda deildir. Ama bunlar da Md. 103/1'deki hak arama zgrlnden ya rarlanabilir ve bu haklarnn ihlal edilmi olduu iddiasyla anayasa ikayetinde bulunabilirler. "Bu temel hak, Federal Alman mahkemele rinde bir davayla dorudan ilgisi/balants olan herkes iin geerlidir"i90 ]y[(j 101/1 C. 2'deki yasal yarg ilkesi iin de benzer durum szkonusudurl^!. c) Kamu Tzelkiileri Kamu tzelkiileri kamu gcnn taycs olduklan iin kural olarak, anayasa ikayetinde taraf ehliyetine sahip deildir. Ancak bu kuraln hem baz anayasa kurallanndan hem de kamu tzelkiilerinin baz niteliklerin den kaynaklanan istisnalar bulunmaktadr. niversiteler, faklteler^^^^ aratrma enstitleri, sanat ve meslek yksekokullar ve radyolari93 gjbj^
1^^ Dn, a.g.e., s. 13; Weber, JuS, 1992/2, s. 124. 1 ' Leibholz/Rink/Hesselberger, Grundgesetz (Kommentar an Hand der Rechtsprechung des Bundesverfassungsgerichts), 7. Auflage, Kln, Verlag Dr. Otto Schmidt, 1993, s. 30, Rdnr. 520. 188 BVerfGE 21, 373; 72, 131. 189 Bkz. BVerfGE 12,8. 190 BVerfGE 12, 8. 191 BVerfGE 18, 403; Drr, a.g.e., s. 17; Spanner, a.g.m., s. 393; Zuck, a.g.e, s. 241 dn. 35. 192 niversite ve fakltelerin taraf ehliyeti iin bkz. BVerfGE 15, 262; 39, 314; 45, 79; Drr, a.g.e., s. 15; Robbers, JuS, 1993/9, s. 740; Zuck, a.g.e. , s. 244-245. 193 BVerfGE 59, 255; Zuck, a.g.e., s. 245. Mahkeme'ye gre, "radyolar devlet tarafmdan kurulan, ancak etkinlik alanlarnda devletten bamsz olan ve bu alanla ilgili olarak temel haklar savunan kurululardr. Haberleme zgrlnn salanmas iin radyolar yasayla kurulmu, devletten bamsz ve zerk ynetime sahip kamu hukuku kurululardr. Yaplar gerei devletin radyolara mdahalesi

53

kendilerine verilen hukuki devler nedeniyle, beUi temel haklarla koru nan alanlarda etkinlik gsteren kurumlar ve kilise^^'^ gibi, yurttalara bi reysel temel haklanm gerekletirmelerinde hizmet eden ve devletten g rece bamsz, en azndan devletten aynlm yaplar, baz temel haklara dayanarak anayasa ikayetinde taraf ehliyetine sahip olabilir. Belediye ve belediye birlikleri gibi kamu hizmeti yrten kamu t zelkiileri ise, bu blmn III. aynmnda aklanan zerk ynetim haklannn ihlal edildii iddiasyla komnal anayasa ikayetinde bulunabil mektedir. Kamu tzelkiilerinin anayasa ikayetinde bulunmalanna olanak tanyan anayasal dayanak ise, yabanc zel hukuk tzelkiileri iin de uy gulanan "adalet temel haklan"dr. Yani kamu tzelkiileri de, taraf ol duktan bir davada yasal yarglarndan mahrum brakldklan ya da hak arama zgrlklerinin smrlandg gerekesiyle anayasa ikayetinde bulu nabilirler. Bu gr dorultusunda. Alman DemiryoUan'nn taraf ehli yeti, bir davada taraf olduu ve kamu tzelkiisi de olsa yasal yarg il kesinden ve hak arama zgrlnden yararlanabilecei gerekesiyle kabul edilmitir. Mahkeme bu karann yle gerekelendirmitir: "Temel haklann deer sistemi, insanlarn gerek kii olarak onurlanndan ve z grlklerinden yola kar. Temel haklar ncelikle bireylerin zgrlk alann devlet gcnn mdahalelerine kar korur (BVerfGE 21, 369). Kamu gc tayclanndan birinin, dierinin ilev ve grev alanna m dahale etmesi elbette olasdr. Ancak burada szkonusu olan yetki atmas, devlet gcnn amasal blm ve yetkilerin karlkl olarak snrlandnlmas olup insanlarla dorudan balants olmayan bu ilikiler btnnn temel haklarla da ilikisi yoktur (...). Ancak bu aklamalar Anayasa Mahkemesi'nin Alman DemiryoUan'nn Anayasa'nn lOl/I ve 103/1 maddelerindeki haklannm ihlali nedeniyle yapt anayasa ikayeti bavurusunu kabul etmesiyle bir eliki oluturmaz. nk bu anayasa hkmleri Anayasa'nn 19. maddesindeki temel haklardan deildir. Anayasa'nn 1.-17. maddeleri arasndaki temel haklar gibi bireysel hak lar da iermezler, aksine her dava iin geerli olan ve bir davada taraf

szkonusu deildir. Bu nedenle radyolar, haberleme zgrlklerinin ihlal edildii gerekesiyle anayasa ikayetinde bulunma hakkma sahip klmmtr" (BVerfGE 31, 321-322). '^"^ Dini topluluklarn ve alt kurulularnm eitlik ilkesine ve din ve vicdan z grlne dayanarak anayasa ikayetinde bulunabilecekleri kabu edilmitir. Bkz. BVerfGE 19, 5; 30, 120; 57, 240; 70, 161; Robbers, JuS, 1993/9, s. 741; Zuck, a.g.e., s. 245.

54

olan ya da davadan dorudan etkilenen herkes iin geerli olmas gere ken usul esaslanm ierir (kr. BVerfGE 3, 363; 12, 8)"195. Kamu tzelkiilerinin de yararlanabilecekleri belirtilen hak arama zgrl (Md. 103/1) Mahkemece, "hukuk devleti ilkesinin yargdaki sonucu" olarak nitelenmektedir. Bu hakkn kapsamna, - karardan nce davay ve karan etkileyip ynlendirebihnek iin sz almak, - davadaki hukuki sorunlar hakknda gr bildirmek (kr. BVerfGE 86, 144), - savunma yapma olanana sahip olmak (kr. BVerfGE 81, 129), - dava srasnda bu haklarn kullanabilmek iin yasal srelerden yararianmak (kr. BVerfGE 74, 224) girmektedir^^e. d) Siyasal Partiler Mahkeme'nin yerleik itihadna gre, "siyasal partiler seim sre cinin hukuki unsurlarna ilikin uyumazlklan, sorunlar ancak organ uyumazl davasyla Anayasa Mahkemesi'ne gtrebihrler. Ancak bu, partilerin temel haklann tayclan olmalanna ve anayasa ikayetinde bulunmalanna engel deildir. Bu sayede dier partilerle eit ilem grme hakk, anayasa ikayetinin dayana olabihr''^^^. Pestalozza bunun iin, Anayasa'mn 93/1 4a maddesinde anlan haklara dayamlmas gerektiini ve zellikle Md. 21/I'de siyasal partilerin anayasal statlerini dzenleyen maddeye dayanlmamas gerektiini belirtmektediri^^. Zuck da bir siyasal partinin anayasa ikayetinde taraf ehliyetine sahip olup olmadnn, anayasal yaamdaki statsne ilikin bir hakk m, yoksa anayasal statsnden bamsz olarak bir temel hak ihlalini mi dava
195 BVerfGE 21, 373. Mahkeme'nin baka bir kararnda da, "bir davada taraf olan her kesin, ister gerek kii, ister tzelkii, ister yerli ya da yabanc olsun, yasal yarg ilkesinden yararlanma hakk vardr" (BVerfGE 18, 447) denilmektedir. 196 Mahkeme'nin 2.5.1995 tarihli karar, NJW, 1995/32, s. 2095-96. Pekcantez ise isvire hukuku iin, - kar tarafn iddialarna kar kmay, - gerekli delilleri sunmay, - tutanak ve dosyalar inceleyebilmeyi, - delilleri tartmay bu hakkn kapsam iinde grmektedir. Alman hukuku iin de ayn ltleri uygulamak yanl olmayacaktr. Bkz. Anayasa Yargs 12, s, 263. 197 BVerfGE 6, 277; st. Rspr. 198 Pestalozza, a.g.e., s. 172.

55

konusu ettiine bal olarak deieceini belirtmektedir^^^ partilerin frsat eitlii hakk ve ba toplamada rekabet, partilerin anayasal statle rine ilikin iken^oo^ balarn vergilendirilmesinde ya da seim ncesinde radyo ve televizyon yaynlanmn paylalmasnda eitlik, partilerin anaya sal statleriyle deil, temel haklarla ilgili olduundan anayasa ikayetinin konusu olabilmektedir^oi. Siyasal partilerin taraf ehliyetiyle ilgili dier bir sorun da, milletvekil lerinin taraf ehliyetine sahip olup olmadklardr. Mahkeme'ye gre, "federal ya da federe meclisin yeleri, milletvekilliinden kaynaklanan haklannn bir devlet organyla atmas durumunda bunu anayasa ikayetinin konusu yapmak yerine, organ uyumazl yolunu semelidir ler. Ayn ey, milletvekilinin genel eitlik ilkesinin ihlalini ileri srd durumlarda da geerlidir"202, 2. Dava Ehliyeti Dava ehliyeti, kiinin kendisinin ya da yetkili klaca bir temsilci araclyla bir davay takip etme ve usul ilemlerini yapabilme ehliyetidir. Medeni haklar kullanma ehliyetine sahip olan btn gerek ve t zelkiiler, dava ehliyetine de sahiptir203. Anayasa Mahkemesi Kanunu dava ehliyetiyle ilgili ak bir dzen leme getirmediinden Pestalozza, davann konusu bir yarg karanysa, ka rar veren mahkemenin usul hukukuna gre dava ehliyetinin saptanabi leceini belirtmektedir^o^. Zuck ise, anayasa yargsnn zelliinden do lay dier usul hukuku kurallannn bu alana kolayca uygulanamayacan

199 Zuck, a.g.e., s. 247. 2 BVerfGE 66, 115; 73, 65. Bu sorunlar Anayasa'mn 93/1 Nr. 1 maddesinde Anayasa Mahkemesi'nin yetkileri arasnda saylan organ uyumazl davalarnn konusu olabilmektedir. Bu maddeye gre, "Anayasa Mahkemesi federal organlardan birinin ya da anayasa ile ya da yksek federal organlardan birinin tzyle zel haklara sahip dier kurulularn, yetki ve ykmllklerinin kapsam konusundaki uyumazlklar dolaysyla anayasay yorumlamakla grevlidir". Bu davann usul hkmleri Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 63.-67. maddelerinde dzenlenmitir. 201 Bkz. srasyla BVerfGE 6, 273 vd; 7, 103; 47, 222; 67, 151. Ayrca Drr, a.g.e., s. 17-18. 202 BVerfGE 64, 312. 203 Baki Kuru -Ramazan Arslan -Ejder Ylmaz, Medeni Usul Hukuku, Geniletilmi 4. bask, Ankara, Yetkin Yaynlar, 1991, s. 215; Pestalozza, a.g.e., s. 172. 204 Pestalozza, a.g.e., s. 172.

56

dnmektedir. Dayanlan temel hakkn niteliine, bunun dava konusu hukuki ilemle hukuki ilikisine baklmasn nermektedir^O^. Drr ise, retide gelitirilen "temel hak reitlii" kavramnn ana yasa ikayetinde dava ehUyeti iin bir lt olabileceini belirtmekte(ji-206 Burada lt, kiinin davaya dayanak oluturan temel hakk tek bana kullanp kullanamayacadr. Mahkeme de bu gr dorultu sunda, reit olmayan ancak askerlik hizmeti yapmas gerekenler asndan, vicdani red hakk, disiplin cezalanna kar ve askerlikle ilgili dier davalar asndan anayasa ikayetinde dava ehliyeti tanmtr^O^. Dava ehliyetinin yansra Alman hukukunda olup da Trk huku kunda karl bulunmayan bir kurum vardr. Buna gre, yle baz ilemler vardr ki, bunlar ancak bir avukat tarafndan yaplabilir. Bu gibi hallerde davamn taraf olan kii, bir temsilci atamak zorundadr. Anayasa ikayetinde de byle bir durum szkonusudur. Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 22/1 maddesine gre, "Taraflar davann her aamasnda Alman mahkemelerinde grev yapabilecek bir avukat ya da bir Alman yksekretim kurumunda hukuk eitimi veren bir retim yesi ta rafndan temsil edilebilirler. Anayasa Mahkemesi nndeki durumada temsilci atamak zorundadrlar". Eer temsil zorunluluunun bulunduu bir aamada kii bu ilemleri kendisi yaparsa, yaplan ilemler geersiz olur208. 3. Taraf Sfat Sfat, dava konusu sbjektif hak ile taraflar arasndaki ilikidir. Bir sbjektif hakk dava etme yetkisi (dava hakk) kural olarak, o hakkn sa hibine aittir209. Anlalaca gibi, taraf sfat, taraf ehliyeti ya da dava eh liyeti gibi kiinin bir zellii deildir. Anayasa ikayetinde de bu sfatn varl, kiinin bir kamu gc ilemine kar anayasa ikayetinde bulunup bulunamayaca hakknda bilgi verir^io. Taraf sfat, hukuki korunma ihtiyac, kanun yollannn tketilmesi ve kinciUik ilkesi, aslnda byk bir btnn iice gemi ve maddi olarak
205 Zuck, a.g.e., s. 249. 206 Kavram iin bkz. Fehnemann, Die Innehabung und Wahrnehmung von Grundrechten im Kindersalter, 1983; Roell, Die Geltung der Grundrechte fr Minderjhrige, 1984; aktaran Drr, a.g.e., s. 19. 207 BVerfGE 28, 255; 60, 240; 65, 321. 208 Robbers, J u S , 1993/9, s. 741. 209 Kuru- Arslan- Ylmaz, a.g.e., s. 222. 210 Bkz. Zuck, a.g.e., s. 251.

57

aynlamaz paralandr. Bir koulun unsurlan, dierinin iinde de mevcut tur ve dierinden bamsz bir btn oluturmamaktadr. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin doksan ciltlik itihatlarnda bu btn eitli paralara aynlm, bazen anayasa ikayetlerinin saysn azaltmak amacyla, bazen davann konusunu oluturan kamu gc ileminin karmaklm, zm leme yoluyla sonuca balamak amacyla, birbiriyle balantl ancak kav ramsal olarak ayrtrlm ltler gelitirilmitir. Bu nedenle dikkat edil mesi gereken nokta, aada yaplan ikiU aynmn tamamen retici nite likte bir aynm olduudur. Bunlar somut olayda iice gemi halde bu lunmakta ve birinin varl dierinin varlnn da kant olabilmektedir. Bu nedenle snflandrmay kesin izgilerle belirlenmi ltler olarak ele almamak yerinde olacaktr. Anayasa ikayeti davalarnda Mahkeme'yi en ok megul eden ve itihatlann byk blmnn konusunu oluturan taraf sfat iki ana b lmde incelenebilir: a- ikayette bulunann kendi temel haklannm ihlal edildiini ileri srmesi, b- Dava konusu ilem/ihlalden kiisel, gncel ve dorudand 1 olarak etkilendiini iddia etmesi. Birinci koul, kiinin, dayand sbjektif hakla maddi ilgisini ortaya koyarken ikinci koul, hem taraf sfatyla hem hukuki korunma ihti yacyla hem de anayasa ikayetinin ikinciUiiyle ilgilidir2i2 a) Anayasa ikayetinde davac, kural olarak, kendi temel hakknn ih lal edildiini ileri srmelidir. Anayasa ikayetinde bakalannn temel haklannn ileri srlp srlemeyecei tartma konusu olmu ve bu ku rala baz istisnalar getirilmitir. Kural uyannca, yesi olan doktorlar adna anayasa ikayetinde bulu nan bir rgtn taraf sfat, rgtn, yelerinin temel haklann dava ko nusu yapamayaca gerekesiyle reddedilmitir^^. Bunun yannda bir
^^
0 1 0

Kiisel, gncel ve dorudan ilgili olma koulu, "Selbst, gegenwrtig und unmittel bar Betroffenheit" kavramlarmm karl olarak kullanlmaktadr.
-

*-^^ Kiisel, dorudan ve gncel ilgili olma koullarnn her birini baka bir dava artna balayanlar da vardr. Buna gre, kiisel ilgililik taraf sfatna; gncellik hukuki yarara; dorudan ilgili olma ise ikincillik ilkesine ilikindir. Ancak yu karda da belirtildii gibi, bu koullar birbirinin iine gemitir ve byle analitik bir inceleme esasa ilikin olmaktan ok retici niteliktedir. Bkz. Kley/Rhmann, in: Umbach/Clemens (Hrsg.), Bundesverfassungsgericht, 1992, 90 Rdnr. 47; aktaran Weber, JuS, 1995/2, s. 116. 213 BVerfGE 11, 35. Ayrca bkz. BVerfGE 2, 294.

58

rgt, Anayasa'nn 9/III. maddesindeki sendika kurma hakknn ya da 8. maddedeki toplant ve gsteri yapma zgrlnn ihlal edildii gerek esiyle anayasa ikayetinde bulunabilir. nk burada ihlal edildii ileri srlen temel hak, yelerin deil, dorudan doruya rgtn temel hakIandr2l4. Ayn biimde, el konulan topraklannn kendisine geri verilmesi iin yarg karanna kar anayasa ikayetinde bulunan kiinin, dava srerken topraklanm satmas ve topraklan satn alan yeni malikin davay srdnnek istemesi zerine Mahkeme, yeni malikin taraf sfatn reddetmitir. Kararda, "dava konusu mahkeme karan kendisi hakknda verilmemitir ve anayasa ikayeti davasnda bakasnn temel haklann ileri srmek ola nakl deildir" denmektedir^i^. ikayetinin lm halinde ise durum, davann konusuna gre deimektedir. Eer davann konusunu maddi talepler oluturuyorsa, ikayetinin miraslarnn anayasa ikayeti davasn srdrebilecekleri kabul edilmektedir2i6. Eer kiiye sk skya bal temel haklar anayasa ikayetinin dayanan oluturuyorsa, ikayetinin lmyle dava da sona erer. Bu haklann hangileri olduunu ayrca incelemeye gerek yoktur, nk Mahkeme yalmzca mali talepleri miraslann taraf sfat iin yeterli saymakta, anayasa ikayetine dayanak oluturan dier temel haklan bu kapsamda grmemektedir. Kendi temel hakk olmamakla birlikte, kendilerine taraf sfat tannanlarsa, snrl sayda olup ok sk ltlerle deerlendirilmektedir. Bu hakka sahip olanlar, iflas yneticilerimi"^ ve vasiyeti tenfiz memurlandr. Vasiyeti tenfiz memuru, miras irketi adna dava aabilmekte, hu kuki ilemlerde taraf olabilmektedir^^. Amlan istisnalar dnda, kendi temel haklannm ihlal edildiini ileri srmeyen kiiler anayasa ikayetinde taraf sfatna sahip olamazlar. b) Anayasa ikayetinin pek ok koulunu iinde banndran ikinci koul ise, ne anayasada ne de kanunda yer almakla birlikte. Mahkeme'nin itihatlanyla ortaya km, yasal ve anayasal dzenleme nin mantn ve amacm zmleyen ilkelerdir. Bu koulun unsurlanmn
mi'* 215 216 21' Gather, a.g.tn. s. 114. BVerfGE 25, 262 vd. BVerfGE 69, 201; st. Rspr.; kr. BVerfGE 26 332; Bkz. Spanner, a.g.m., s. 381. BVerfGE 65, 190. iflas yneticisi terimi, "Konkursverwalter" karlnda kul lanlmtr. 218 BVerfGE 21, 143; 27, 333; Robbers, JuS, 1993/12, s. 1023; Spanner, a.g.m., s. 381.

59

varl Mahkemece titizlikle incelenmektedir, nk bununla gereksiz anayasa ikayetlerinin nne geilmekte, ikinciUik ilkesi korunmakta, Mahkeme'nin bir sper temyiz merciine ve anayasa ikayetinin de pop ler davaya dnmesinin nne geilmektedir. Rinken'e gre, kiisel ve gncel olarak ilgili olma koulunun gerek esi, mantksal olarak bir temel hak ihlalinin ancak kiinin haklar alanna bir mdahale ile olanakh olduunu somutlatrma istei; dorudanlk koulunun ise, ikinciUik ilkesiyle birlikte ok-katmanl bir filtre ilevi grmesi ve bylelikle gereksiz anayasa ikayetlerinin nne geilmesidir2i9.

Bu koul ilk olarak, yasalara kar anayasa ikayeti davalarnda gelitirilmekle birlikte zaman iinde btn anayasa ikayetlerinde kul lanlan bir lte dnmtr220. a) Kiisel Olarak lgili Olma Bir yasann kiinin haklarn ihlal etmesi iin onu kiisel olarak etki lemesi gerekir. Bakalarnn yaranna olan bir yasann kapsam dnda braklm olmak, kiisel olarak ilgililik koulunu gerekletirmez22i. Bu koul ayn zamanda anayasa ikayetinin ilevinin korunmasna da yardm etmekte, kurumun bylelikle popler davaya dnmesi nlenmektedir222.

Yarg kararlannda ise kiisel olarak etkilenenler, ncelikle davann taraflandr. Ancak davada dorudan taraf olmamakla birlikte, baz durum larda kiisel olarak etkilenildii kabul edilebilmektedir. rnein, bir pro fesr, dava yoluyla profesrlk unvann elde etmitir ve davann taraf olmayan niversite ve ilgili fakltenin taraf sfat kabul edilmitir. nk profesr olan kii, yalnzca bir kamu grevhsi olmakla kalmam, ayn zamanda niversite ve fakltenin de bir yesi olmutur. Bu nedenle ilgili kurumlar anayasann 5/I1I maddesindeki bilim zgrlne dayanarak anayasa ikayetinde bulunabilmilerdir223. Kiisel olarak ilgili olmann
2 1 " Alfred Rinken, Kommentar zum Grundgesetz fr die Bundesrepublik Deutschland (2 Bnde), (der.) Rudolf Wassermann, 2. Auflage, Neuwied, Hermann Luchterhand Verlag, 1989 iinde, s. 1048. 220 ltn kullanld ilk karar BVerfGE 1, 97 (Witwe Schneeweiss davas olarak anlmaktadr). 221 BVerfGE 49, 8 vd. 222 Harald Klein, "Funktionell- und verfahrensrechtliche Probleme der Rechtssatzverfassungsbeschwerde," Festschrift fr Wolfgang Zeidler (Band 2), 1987, s. 1329. 223 BVerfGE 15, 263.

60

lt Mahkemece, "davada taraf olmayan kiinin hukuki statsnn dorudan deimesi" olarak belirtilmitir^^^. Bunun yannda tehlikenin varl da, rnein, karann uygulanmas halinde deiikliin gerekle ecek olmas, yeterli grlmektedir-^^S. Bir kamu ilemiyle evlilii engellenen nianlnn yansra, bu ilemin taraf olmayan dier nianh da kiisel olarak ilgili kabul edildiinden, anayasa ikayetinde taraf sfat kabul edilmitir226. Baka bir davada ise, bir dava srasnda temsil yetkisi temyiz mahkemesince kaldnlan avukatn, davada taraf olmamasna karn, karar avukatlk mesleini etkiledii iin, taraf sfat kabul edilmitir. Davann taraf olan temsil edilenin ise, sa vunma hakk ihlal edildii iin anayasa ikayetinde bulunma hakk zaten kabul edilmektedir227. Bakalarnn lehine dzenlemelerde, baz hallerde lehine dzenleme yaplmayann da taraf sfat kabul edilmektedir. rnein, bir vergi ya sasna kar alan anayasa ikayeti davasnda, ilgili yasamn hkmlerin den yararlandrlmayan kiinin, yararlanan kiiler karsndaki rekabet g cnn azaldn ileri srmesi nedeniyle taraf sfat kabul edilmitir228. Bir yasal dzenlemenin muhatab olmasalar bile, bundan olumsuz biimde etkilendiini ve bu etkinin temel haklanna bir mdahale nitelii tadn iddia eden kiilerin, bu etkinin dolayl olmadm kamtlamalan gerekmektedir229. Elerden birinin snrd edilmesiyle dier ein de kiisel olarak ilgili olmas230; ocuun okuldaki eitimine ihkin nlemlerin, ebeveynlerin eitim hakk nedeniyle onlar da kiisel olarak etkilemesi23l; birinin tele fonunun dinlenmesi halinde, evinin telefonu dinlenen kii dnda, konumann kar tarafndaki kiinin de bundan kiisel olarak etkilenmesi232, kiisel olarak ilgili olmann kabul edildii durumlara rnek gsterilebilir.
224 BVerfGE 4, 101; 30, 123; 52, 52. 225 BVerfGE 15, 286; 24 289. 226 BVerfGE 31, 66 vd.
227 228 22" 230 231 Zil BVerfGE 22, 114; 61,72. BVerfGE 18, 12 vd. Bkz. Drr, a.g.e., s. 61. BVerfGE 51, 395. BVerfGE 47, 69 vd. BVerfGE 30, 16 vd. alar her ne kadar 'madur' kavramnn geni yorumlan masnn Avrupa nsan Haklar Szlemesi'nin getirdii sistemi anayasa ikeyetine yaklatrdn belirtiyorsa da, sz konusu kavramn geni yorumlanmas, muhalif

61

b) Dorudan lgili Olma Mahkeme'nin yerleik itihadna gre, bu kavramn z, "ilgililik koulunun ancak baka bir ilemle deil, dorudan dava konusu ilemle gereklemi olmasdr233. BU koulun gerei olarak, genel nitelikli d zenleyici ilemlere kar anayasa ikayetleri geersiz kabul edilmektedir^^'^. Stem'e gre de, kamu gcne belli bir alanda dzenleme yapma yetkisi veren yasalar, yaplacak dzenleme ilgililerin haklann kstlayacak olsa bile, dorudanlk koulunu gerekletirmemitir^^S. Ancak bir uy gulama ilemine gerek duyulmakla birlikte yasa, "kiileri daha nceden belli kararlar almaya itiyorsa ve bu kararlar sonradan yinelenemeyecek ya da dzeltilemeyecek nitelikteyse", dorudanlk koulu yine ger eklemi saylmaktadr^^. Ksaca, "bir yasamn kendilerine bir ey emrettii ya da bir eyi ya saklad, zgrlklerini smrlad, kendilerine bir ykmllk getirdii, haklann ya da hukuki statlerini ellerinden ald kiiler" kamu gc ilemiyle dorudan ilgilidir^^"?. Klein ise, yasalar ikiye ayrmakta, bir ksmnn bir uygulama ileminin araclna ihtiya duymakszn zgrlkleri snrlayan, bir ykmllk getiren ya da hukuki bir durumu olumsuz ynde etkileyen yasalar olduunu; ikinci ksmdakilerin ise, idareye ykmllk getiren onu yetkilendiren, yani ierik ve biim asndan idari bir ilemle so mutlatrlmas gereken yasalar olduunu belirtmektedir^^s. Klein'n bu aynmndan hareketle birinci ksmdaki yasalara kar dorudan doruya anayasa ikayetinde bulunmak olanakhdr, nk bu yasalar icrai nitelik tedir. Ancak Klein bir usul hukuku kural olarak bu ltlerin yeterince
yarglarn da belirttii gibi, Avrupa sistemini actio popularis'e yaklatrmaktadr. Bkz. Bakr alar, "Anayasann Hukuku ve Anayasann Yargc, Yenilenen Anayasa Kavram zerine Dnceler," Anayasa Yargs 8, Ankara, 1991, s. 48. BVerfGE 73, 68 vd; st. Rspr. Baka bir kararnda da (BVerfGE 68, 325; st. Rspr.), "dorudan ilgili olma koulu, dava konusu norm dorudan temel haklarla korunan alana mdahale ediyorsa, yani bu etkinin gereklemesi iin kanun hkmnde ka rarname, tzk ve zellikle de idarenin bir ilemi gerekmiyorsa gereklemitir" denmektedir. Bkz. BVerfGE 18, 15. Bonner Kommentar 1982, Rdnr. 582 vd.; aktaran Zuck, a.g.e., s. 265. BVerfGE 43, 386; 58, 107. Bettennann, "Zur Verfassungsbeschwerde gegen Gesetze und zum Rechtsschutz des Brgers gegen Rechtssetzungsakte der ffentlichen Gewalt," AR (86), 1961, s. 133-134. Harald Klein, Festschrift fr Wolfgang Zeidler (Band 2), 1987, s. 1334.

233

234 235 236 ''

238

62

ak ve kesin olmadn belirterek, usul kurallannn nceden bilinmesi postlasnn Anayasa Mahkemesi'nce yerine getirilmemesini de eletirmektedir239. Zuck, kiisel, dorudan ve gncel olarak ilgili olma koulunun doruluu ve bunun gerekte yalnzca kanun yollannn tketilmesi ile ikinciUik ilkesinin koullarnn bir unsuru olup olmad konusunda kukular olduunu belirtmektedir^^O. BU grn de Mahkeme'nin, ncelikle dorudanlk koulunun varlna hkmetmesine, ancak ikinci aamada, kanun yollannn tketilip tketilmediini ya da ikincillik ilke sine uyulup uyulmadn denetlemesine balamaktadr. Ancak Zuck'ta kuku uyandran bu durum, anayasa ikayetinin niteliinden kaynaklan maktadr. nk dorudanlk koulu, Anayasa Mahkemesi ile genel mahkemeler arasndaki iblmnn ve kanun yollannn tketilmesi zo runluluunun doal bir sonucudur. Eer bir norm kiiyi dorudan etki lemiyorsa, etkilemesi iin idari bir ilemin varl gerekiyorsa, kii nce likle bu ileme kar kanun yollarn tketmeli ve son olarak anayasa ikayetine bavurmaldr. Eer mevcut kanun yollan kuUanlmamsa, dorudanlk koulunun gerekletii ilemler asndan bir koruma talep edilmemise, kanun yollar hiyerarisine uyulmam demektir. Bu du rumda anayasa ikayetine bavurulamayaca aktr. Drr, dorudan etkisi olan yasalara mek olarak, bir meslee hak ka zanmay dzenleyen, bir birhin adm kaldran, aktif ve pasif seme hakkn ya da memurlann maalann dzenleyen yasalan gstermektedir24i. Bunun yannda seim srecinde bir partiyi ihmal eden yasann parti kadar semenlerini de dorudan etkiledii kabul edilmektedir242. Anayasa ikayetinin kabul iin dorudanhk koulunun aranmad istisnai durumlar da kabul edilmitir: 1- Eer idari ileme kar bir kanun yolu yoksa bunun dayana olan yasaya kar dorudan anayasa ikayeti yoluna gidilebilir^^S.

239 240 241 242

Bkz. Klein, a.g.m., s. 1337-1338. Zuck, a.g.e., s. 266-267. Drr, a.g.e, s. 59. BVerfGE 12, 22. Bu kararn kiisel olarak ilgili olma koulu iin de rnek oluturduu aktr. 243 BVerfGE 6, 295.

63

2- Yasa ilgilileri gncel olarak ilgilendiriyor ve ileride dzeltemeyecekleri kararlar vermeye zorluyor ya da uygulama ileminin yaplma sndan sonra dzeltilemeyecek bir durumda brakyorsa^'^'^, 3- lgilinin genel mahkemelere bavurmasndan ne bir n sorun ola rak anayasaya aykrln dikkate alnmas ne de bu yolla Anayasa Mahkemesi'nin i yknn azaltlmas bekleniyorsa, dorudan doruya yasaya kar anayasa ikayetinde bulunma yoluna gidilebilir^^S. Bu istisnayla ilgili olduka sk atfta bulunulan bu karar, ksaca Nfus Saym Yasas olarak anlan, asl ad "Nfus, meslek, konut ve iyeri saym yasas" olan 25 Mart 1982 tarihli yasaya ilikin karardr. Bu karara gre, "Bu yasa yurttalara ok ksa bir zaman aralnda uygulanmtr. Saymla ilgiU belgeler 18 Nisan 1983'te datlacak ve Mays 1983 banda topla nacakt. dare mahkemelerinden hukuki koruma talebinde bulunmak iin iki haftalk bir sre kalyordu. Bu ksa sre iinde mahkemelerden Anayasa Mahkemesi iin aydnlatc olacak bir karar kmas beklene mezdi. Aynca idari yargda verilen red kararlanna kar dari Usul Yasas'mn 80A'^, 123 ve 146/1 maddelerine gre anayasa ikayetinde bulunulabilirdi. Bunun yannda Anayasa Mahkemesi Kanunu Md. 90/11 C. 2'de belirti len, kanun yollan tketilmeden Mahkeme'ye bavurma gndeme gelebi lecekti. Bu durumda da Mahkeme ok sayda ve birbiriyle elien idari kararlarla uramak zorunda kalacakt. Baz mahkemelerin ilgililere hu kuki koruma saladklan, bazlannnsa bunu reddettii durumlarda da hukuki gvenlik tehdit edilmi olacakt. Bu kouUar altnda kiileri nce likle genel mahkemelere bavurmaya ynelten ikincillik ilkesi, tersine dnecekti: Bu kurum Mahkeme'yi i yknden kurtarmaya ve genel mahkemelerin grlerini Mahkeme'ye iletmeye deil, maddi ve zamansal olarak Mahkeme'yi bask altna almaya yol aacakt. Bu koullar altnda ikayetilerin dorudan yasaya kar istisnai olarak bavurabil meleri kabul edilmitir". Grlyor ki bu karar, dorudan ilgililik koulunu tm unsurlanyla aklamaktan baka, ikincillik ilkesini de bu koulun bir paras olarak kabul etmektedir. Bylelikle, yukarda deinildii gibi, bavuru

244 BVerfGE 60, 372; 74, 76 vd. Mahkeme'nin ayn yndeki bir baka karanna gre de ( BVerfGE 71, 35 vd.), "eer ilgili kii uygulama ileminin yaplmasndan nce, yasann uygulanmasndan sonra yineleyemeyecei ya da dzeltemeyecei kararlar almaya zorlanyorsa, istisnai olarak anayasa ikayetinin dorudan yasaya kar yaplmas, hukuki yarar gerei kabul edilebilir". 245 BVerfGE 65, 37 vd.

64

kouUannm birbirinden tamamen ayn, bamsz koullar olmad doru lanmaktadr. Mahkeme, son kararlarndan birinde yine dorudanlk koulunu aynntl olarak aklamtr: "Dorudanlk, herhangi arac bir ileme gerek olmakszn bir yasann ikayetinin haklar alanna etkide bulunmasdr (...). Eer bir yasa hukukun gerei olarak ya da idari teamle gre bir idari ileme ihtiya duyuyorsa, bireyin haklar alan ancak sz konusu bu idari ilemden etkilenmi olur. Bu da yasa asndan dorudanlk koulunun gereklemediinin bir kantdr. nk bu kavram, anayasa yargs srecinin ve anayasa ikayeti ilevinin nda bir anayasa usul hukuku kavram olarak anlalmaldr"246 c) Gncellik hlahn gncellii, dava konusu normun iddia edilen temel hak ihlalirn gemite mi gerekletii, gelecekte mi gerekleecei ya da halen srmekte mi olduuyla ilgilidir. Bu, zamanla ilgili bir sorundur ve genel hukuki yararla balantldr. Gncellik koulu yarg kararlarna ve idari kararlara kar anayasa ikayetinde nemli bir rol oynamamaktadr, koulun nemi yasalara kar anayasa ikayetinde ortaya kmaktadr. Anayasa Mahkemesi, yrrle girmi ancak ilk olarak gelecek se imde uygulanacak bir seim yasasna kar anayasa ikayetinde bulunan semen adaynn gncel olarak ilgili olduunu kabul etmitir247_ Zuck bu karara ilikin olarak unlan sylemektedir: "Bu kararda ilgin olan ve sorulmas gereken, davac adayn yasann uyguland zamanda halen aday olup olmayaca kesin olarak bilinemeyecei ve gelecek seimler deki adayhm bu denli korunmasnn gerekli olup olmaddr. Aslnda Mahkeme gncellik koulundan vazgemektedir, nk aksi halde ana yasal koruma ok ge gerekleecektir^^S. Drr ise, Mahkeme'nin bu tercihinin nedenini, anayasaya aykn bir seim yasasyla yaplacak sei min sonularnn ok ar ve bu sonulan gidermenin de ok zor ol masnda grmektedir. Aynca bu seim yasas seimden nce semenlerin ve adaylann statlerinde bir deiiklik de yaptndan hem semenlerin hem de adaylann anayasa ikayetinde bulunma haklan olduunu belirtmektedir249 Gerekten burada Mahkeme, hukuki korumadan ok d zenin korunmasn ne karmakta ve koullar kii asndan ger246 247 248 249 BVerfGE 90, 135-136. Kr. BVerfGE 70 50 vd; 71, 355. BVerfGE 38, 335 vd. Zuck, a.g.e., s. 268 dn. 104. Drr, a.g.e., s. 57-58.

65

eklememi olmasna karn hukuk dzeninin gelecekteki bir zarara kar korunmasm amalamaktadr. Ayn biimde, halen eitim grdkleri yksekretim kurumunu bi tirdikleri zaman "mhendis" sfatn kuUanamayacaklann ngren bir yasaya kar, renimlerini tamamlayp tamamlayamayacaklan kesin ol mad halde, renimini srdrmekte olanlann da dava aabilecekleri kabul edilmitir. Mahkeme'ye gre, bu kiilerin motivasyonlan ve okul laryla ilgili olarak karar verme yetenekleri bu yasayla gncel olarak ihlal edilmektedir^SO. Drr'e gre burada Mahkeme, kiilerin yasadaki koullan gerekletirmelerini aramam, yalnzca yasamn belli bir sre iinde ykmllk getirmesini yeterli grmtr^^i. Bir yasamn gncel bir hak illalini gerekletirmesi iin en erken za man, yasann Resmi Gazete'de yaynlanmasdr. Ancak yerleik itihada gre, uluslararas szlemelerin onay yasalan, yaynlanmadan da anayasa ikayetinin konusu olabilmektedir252. Drr'e gre bunun gerekesi, onay yasalannn ikili niteliidir. Bunlar bir yandan szlemenin ieriini i hukuka aktanrken, dier yandan da szlemeyi uluslararas hukuk asndan uygulanabilir hale getirirler. Eer Federal Almanya szlemeyle nihai olarak balanrsa, yasamn iptaliyle birlikte, uluslararas hukuk ve i hukuk birbiriyle eliecektir. Bu tehlikeyi gidermek iin anayasal denetim, nihai olarak balanmadan nce yaplabilmelidir253. Anayasa ikayetinin lkemizde kabul edilmesi halinde dahi, bir anayasa deiiklii yaplmakszn byle bir durumun szkonusu olmas olanakl deildir. nk 1982 Anayasas'na gre uluslararas szlemelerin ana yasaya ayknl ileri srlemez. Szlemenin i hukuka aktanlmas ey leminden ibaret olan onay yasalanmn anayasaya ayknlmn ileri srlmesirn, hatta bunun sonucunda iptal edilmesinin bile szleme asndan bir etkisi olmayacaktr. nk szlemenin iptali szkonusu olmad gibi, onay yasas olmakszn da szleme dorultusunda genel yasalann kanhnas ile szlemenin i hukuka etkisi salanabilir. Anayasa Mahkemesi'nin gncellikle ilgili verdii ilk karar yerleik itihada dnmtr254. Buna gre, "ikayetiye ynelik gncel bir temel hak ihlalinin olup olmad olaydan olaya yeniden ele alnmaldr.
250 BVerfGE26, 251 vd. 251 Drr, a.g.e., s. 57. Yazar, Mahkeme'nin itihatlarnda dorudanlk ve gncellik koullarnn zaman zaman ayn talepler iin kuUanldm ve terminolojide bir bir lik olmadn da belirtmektedir (s. 55-56). 252 BVerfGE 24, 53 vd.; st. Rspr. 253 Drr, a.g.e., s. 57. 254 BVerfGE 1, 102 vd.; st. Rspr. - (Witwe Schneeweiss davas).

66

Ancak svire Federal Mahkemesi'nin anayasann 113. maddesine daya nan itihatlaryla, Almanya'daki anayasa ikayeti arasnda bir karlatrma yapldnda, bu pratiin Almanya'ya aktarlmas olanakl deildir. svire'de ikayetinin gelecekte bir gn dava konusu yasayla hakkmn ihlal edileceini iddia etmesi yeterlidir (kr. BGE 48 I 265 594; 65 I 240; 64 I 386). ikayetinin gelecekte bir gn dava konusu kamu ileminden etkilenecek olmasnn yeterli saylmasna ilikin pratiin kabul edilmesi, -Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun mantna aykr olarakanayasa ikayetini popler davaya dntrecektir"255. C. HUKUK YARAR Bir kiinin anayasa ikayetinde bulunmada hukuki yaran bulun maldr. Davacmn dava hakkna sahip olmas, dava amas iin yeterli deildir. Bundan baka, davacmn dava amakta hukuki bir yarannm bu lunmas gerekir. Yani dava hakk hukuki yarar ile smrldr256. Hukuki yararla ilgili bu genel kural, aslnda Anayasa Mahkemesi itihaannda 'kiisel, dorudan ve gncel' olarak ilgiU olma kouUannda ifadesini bulmaktadr. Yani yukanda amlan koullan gerekletirdiini kantlayan kiinin anayasa ikayetinde bulunmada hukuki yarannm bulunduu da kabul edilir. Ancak Mahkeme, bu kouUann yamnda dier usul hukuklannda geerli olan hukuki yarar koulunun anayasa ikayetinde de aranmas gerektiine, "her anayasa ikayetinde. Anayasa Mahkemesi'nin karar verdii zamanda da halen srmekte olan bir hukuki yarann var ol mas gerekir" diyerek karar vermitir^^?. rnein, davacnn dava ettii bir idari ilemin daha sohra kaldnlmas durumunda, davac yalnzca ana yasaya ayknln saptanmas iin anayasa ikayetinde bulunamaz. nk artk bir hukuki yaran mevcut deildir. Hukuki yarar ilkesi ayn zamanda anayasa ikayetinin ikinciUiiyle de yakndan ilgilidir. kinciUik ilkesi aada ayn bir balk altnda incele neceinden, burada yalmzca hukuki yarann zel koullan ele alnacaktr. Anayasa ikayetinden beklenen, bir temel hak ihlalinin ortadan kaldnlmas olduuna gre, eer kiilerin genel mahkemeler araclyla temel hak ihlalini ortadan kaldrma olanaklan varsa, anayasa ikayetinde bulunulmasnda hukuki yarar bulunmamaktadr. Pestalozza, ikincillik ilkesinin kiileri, yasay uygulama ilemlerini ya da yasann dier etkilerini beklemeye ve ncelikle genel mahkemelere
255 Ayn dorultuda bkz. BVerfGE 60, 371. 25o Kuru-Arslan-Ylmaz, a.g.e., s. 245. 257 BVerfGE 9, 92; 69, 201; 74, 172 vd.

67

bavurmaya zorlayan bir yaps olduunu belirtmektedir. Bu koulun, kanun yollannn tketilmesinin yannda 'dier' yollara da bavurarak temel hak ihlalinin giderilmeye allmasn ngrmesi nedeniyle, hukuki yararn deiik bir varyasyonu olarak grlebileceini belirtmektedir^^s. Genel hukuki yarar, bavurulan hukuki arenin temel hak ihlalini gi dermek iin (ashnda ya da hl^^^) gerekli ve uygun olup olmadna ilikin geleneksel soruyla da balantldr260_ Pestalozza uygun ve gerekli olmay yle aklamaktadr: "Eer baka bir hukuki koruma olanaklysa, rnein, genel mahkemelerde bir bavuru yolu daha varsa ya da Anayasa Mahkemesi'nde baka bir dava yolu^^^ olanaklysa, anayasa ikayeti gerekli deildir. Eer anayasa ikayeti ikayeti iin bir iyiletirme ans veriyorsa, anayasa ikayeti uvgun demektir. Buna rnek, yarg kararlanna kar anayasa ikayetinde, dava konusu yarg karannn bir temel hak ihlaline dayanmasdr, yani bir ihlal olmasayd karann baka trl verilecek olmasdr. Yasalara kar anayasa ikayetinde ise, yasann anayasa ile badamadna karar verilmesinin beklendii ya da zorunlu olduu durumlarda, ikayeti asndan daha iyi ve yeni bir dzenleme ans olduundan ikayet uygundur^^Z. Bunun yannda Mahkeme'nin karanndan nce dava konusu kamu gc ilemi kaldnlm olmakla birlikte, temel hak ihlali hl sryor olabilir263 y^ ^^ jjjiai srmese bile hukuki sorunun esasl nemi264^ ihla lin yinelenmesi tehlikesi^^^ ya da ihlal edilen temel hakkn nemi^^ ne deniyle anayasa ikayeti gerekli olabilir. Kural olarak, anayasa ikayeti tm kanun yollan tketildikten sonra bavurulabilen bir hukuki are olduundan, srmekte olan bir dava
258 Pestalozza, a.g.e., s. 166. ^^" Spanner hukuki yararn, yalnzca anayasa ikayetinde bulunurken deil, Anayasa Mahkemesi kararnn verildii srada da varolmas gerektiini dnmektedir. Bkz. "Die Beschwerdebefugnis bei der Verfassungsbeschwerde," Bundesverfassungs gericht und Grundgesetz (Band 1), (Hrsg. Christian Starck), Tbingen, J.B.C. Mohr, 1976, s. 379. 260 Pestalozza, a.g.e., s. 187. 2"^ Bkz. BVerfGE 14, 155; 28, 218 vd. Bu kararlarda ngrlen dava tr. Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 48. maddesinde dzenlenen 'seimlerin denetimi' da vasdr. 262 Pestalozza, a.g.e., s. 188. 263 BVerfGE 53, 55. 264 BVerfGE 76, 38. 265 BVerfGE 76, 89. 266 BVerfGE 75, 325 vd.; 76, 381.

68

srasnda davann konusunu oluturan kamu gc ilemine kar anayasa ikayetine bavurmada bir hukuki yarar bulunmamaktadr. Anayasa Mahkemesi ilk kararlanndan birinde bu konuya deinmi ve bunun istis nasnn olabilecei sonucuna varmtr: "Genel bir mahkemede dava srd srece, norma kar anayasa ikayetinde bulunmada hukuki ya rar yoktur, nk normun anayasaya uygunluu genel mahkemedeki dava srasnda denetlenmelidir. Eer sz konusu norma kar anayasa ikayetinde bulunulmusa, usul ekonomisi nedeniyle genel mahkeme da vay durdurmaldr (...). Srmekte olan bir davaya karn anayasa ikayeti yoluna gidilmesi durumunda ikayette hukuki yarann varl gereklidir"267. Mahkeme'nin istisnaya ihkin kesin bir lt koymamas ne deniyle. Mahkeme her somut olayda hukuki yarara ilikin bir deerlendirme sonunda istisnann olup olmadna karar verecektir. Zuck'a gre hukuki yarar koulu, genel mahkemelere verilmi olan, temel hak ihlallerini ncelikle giderme ykmllnn bir sonucudur^^^. Gerekten de kanun yollarnn tketilmesinin istisnalan mevcut olmad srece, genel mahkemelerde srmekte olan bir dava srasnda anayasa ikayetinde bulunmada hukuki yarar yoktur. kinciUik ilkesi gerei, yasalara kar anayasa ikayeti ncesinde kiiler genel mahkeme lerde somut norm denetimi talebinde bulunabilirler. Bu durumda ya mahkeme anayasaya uygun yorumla temel hakk ihlal ettii iddia edilen normu anayasaya uygun olarak uygulayacak ya anayasaya uygun yo rumu olanakl grmedii iin somut norm denetimi amacyla yasay Anayasa Mahkemesi'ne gtrecek (bylelikle anayasa ikayetine gerek kalmayacaktr) ya da talebi reddedecektir. Taleplerinin reddi durumunda kiiler, yasal yarglan olan Anayasa Mahkemesi yarglanndan, keyfi biimde yoksun brakldklar gerekesiyle anayasa ikayetinde bulunabileceklerdir269. Genel mahkemelerde dorudan ya da dolayl anayasaya uygunluk denetimi olanakl olduu srece anayasa ikayetinde hukuki yarar bu lunmad aktr. Zuck bunun smnn, temel haklann etkili biimde ko runmas ykmll olduunu dnmektedir^^o

267 BVerfGE 3, 74 vd. 268 Bkz. Zuck, a.g.e., s. 272. 269 Bkz. Rinken, a.g.e. iinde, s. 1177; Zuck, a.g.e., s. 274. 270 Bkz. Zuck, a.g.e., s. 273 dn. 13. Ayrca BVerfGE 72, 44; 74, 76 vd.

69

D. KANUN YOLLARININ TKETLMES ve IKNCILLIK LKES Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 90/11 maddesine gre, "Eer ih lale kar kanun yollan aksa, anayasa ikayetine ancak kanun yollan t ketildikten sonra bavurulabilir. Anayasa ikayeti genel bir neme sa hipse ya da nce kanun yollanna bavurmas ikayeti asndan ar ve giderilemez zararlara neden olacaksa, Anayasa Mahkemesi kanun yollan tketilmeden yaplm bir bavuru hakknda derhal karar verebilir". Bu maddenin anayasal ifadesi, Anayasa'nn 94AI C. 2'dir. Maddeye gre, "Federal Anayasa Mahkemesi'rn kuruluu ve alma usul federal ya sayla dzenlenir ve yasa hangi hallerde Mahkeme'nin kararlanma yasa gcnde olduunu belirtir. Yasa, anayasa ikayeti iin nceden kanun yoUannn tketilmi olmasn ve zel bir kabul usul ngrebilir". Bu anayasal ve yasal dzenlemeler dorultusunda nce kural, sonra da istisnalar aklanacaktr. 1. Kural a) Kanun Yollarnn Tketilmesi Kanun yolu, bir mahkemeye bavurmak iin ngrlm bir ola naktr. Bu kavramn kapsamna, davay bir st mahkemeye iletme etkisi olmayan hukuki areler de girer^'^i. Zuck'un kanunyolu kavramna idari bavurulan da dahil etmesine karm^^s^ Anayasa Mahkemesi bunu yalnzca yargsal nitelikli olanaklarla snrlamaktadr: "Kanun yolu, ya sayla belirlenmi bir mahkemeye bavurma olanaklandr. Mahkemeler, yarg gcnn yasama ve yrtmeden bamsz ve yasayla bal devlet organlardr"273_ Anayasa'nn 19/lV. maddesinde yer alan, kamu gcnn ihlallerine kar kanun yollanmn ak olduu hkm, Mahkeme'nin itihadna gre yasalar iin geerli olmamakla birlikte^^^ Schenke, Anayasa Mahkemesi Kanunu Md. 90/11 C. l'in gerek sistematik gerekse lafzi yorumundan kanun yoUanmn tketilmesi koulunun yasalara kar anayasa ikayeti iin de geerli olduunu dnmektedir^^^. Aada ikinciUik ilkesi
271 2'72 273 274 Pestalozza a.g.e., s. 186; BVerfGE 67. 170. Bi(-2 luck, a.g.e., s. 280. BVerfGE 67, 170. BVerfGE 24, 41 vd. Wolf-Rdiger Schenke, "Die Subsidiaritt der Verfassungsbeschwerde gegen Gesetze," NJW, 1986/23, s. 1456.

70

bahnda da grlecei gibi, Mahkeme anayasa ikayetinin ilevine de dayanak olan bu grne karn, yasalar iin de etkili hukuki koruma yollar olabileceini ve anayasa ikayetinin kabul iin bunlara bavurmann zorunlu olduunu dnmektedir. Eer ikayeti genel mahkemelerde kamu gc ilemiyle gerekleen ihlali ortadan kaldrabilme olanana sahipse ve geerli bir hukuki arac geri alm, bunu kullanmam ya da bu bavuru biimsel nedenlerle so nusuz kalmsa (rnein, kanun yolu bavuru sresi karld iin tketilememise^^^), kanun yollannn tketilmi olmasndan sz edilemez^^?. Bunun yannda geerli ancak sonu vermeyecei aka belli bir kanun yoluna bavurulmusa, kanun yolu tketilmi saylmaktadr^^^ Kanun yollannn tketilmesi koulu, anayasa ikayetinin temel hak ihlallerini nlemek iin son ve olaanst bir hukuki are olmasnn doal sonucudur2'79_ Anayasa Mahkemesi'nin temel haklan koruma ilevinin son are olarak devreye girmesi ve hak ihlallerini ncelikle ge nel mahkemelerin gidermekle ykml olmas, kanun yollannn tketil mesi koulunu zorunlu klmaktadr. Geiger de raportrn, dava dosyasn incelerken, ikayetinin genel mahkemelerde. Anayasa Mahkemesi'nde tartlacak olan temel hak ihlaline ilikin anayasal sorunu ileri srp srmediini incelemesi gerektiini belirtmektedir. Yani iddia ilk olarak Anayasa Mahkemesi'nde ileri srlmemelidir^^o gggj- olanaklysa genel mahkemelerde tesbit ya da iptal davalanyla temel hak ihlali giderilmeye allmahdr^^^. Drr, grnte ok basit ve eyann doas gerei olduu dnlen bu koulun, Mahkeme'nin i yknn artmasyla gittike karmaklaan ve anayasa ikayetinin baanl olmasnda etkili, sk bir denetim ltne dntn belirtmektedir^^^ Gerekten de kanun yollarnn snrla sayda olmasna karn Mahkeme'nin en kk olaslklar bile deerlendirme yoluna gidilmesir ngren kararlan, kiileri hem anayasa
276 2'' 278 2'9 280 BVerfGE 5, 19; 16, 3; 17, 91. Pestalozza, a.g.e., s. 186; Zuck, a.g.e., s. 283. Zuck, a.g.e., s. 283; BVerfGE 16, 2 vd; 69, 252. Drr, a.g.e., s. 75. wjiji Geiger, "berlegungen zum Institut der Verfassungsbeschwerde," EuGRZ, 1988/19, s. 484. Markus van den Hvel de genel mahkemelerde ihlalin ileri srl memi olmasn red nedeni saymaktadr. Bkz. "Die Urteils- Verfassungsbeschwerde als einzig erforderliche Verfassungsbeschwerde in der Rechtspraxis?", NVwZ, 1993/6, s. 549 dn.l. 281 Detterbeck, DV, 1990/13, s. 559. 282 Bkz. Drr, a.g.e., s. 75.

71

ikayetinde bulunmaya hem de akla gelen ancak basan ans pek fazla olmayan olanaklar da denemeye yneltmektedir. Mahkeme'nn eski ka rarlarndan birinde, "ikayeti duruma gre olanakl her trl usuli olana kullanm/tketmi olmak zorundadr" denmektedir^^S. Drr de bu dorultuda, yalnzca mevcut kanun yoUanna bavurmann yeterli ol madn, bu srada mevcut tm hukuki aralann da kullanlmas ge rektiini belirtmektedir. rnein, bir idari ilemin temel haklarn ihlal ettiini ve kanuna aykr olduunu iddia eden kii, idari yarg denetimi srasnda somut norm denetimi iin de giriimde bulunmal, kanunun ve idari ilemin anayasaya ayknlm ileri srmelidir284, BU nedenle genel mahkemelerdeki dava aamalannda olanakl olan en erken zamanda te mel hak ihlali iddialannn ileri srlmesi ve olaan kanun yoUannn yansra olaanst kanun yoUannn da temel hak ihlalinin ortadan kaldrlmas iin kullanlmas gerekmektedir. Mahkeme'nin bu konudaki kararlar, yasalarla dzenlenmi kanun yollarn tketmenin tek bana yeterli olmayacann ve bugn bile hl tartmal olan ikinciUik ilkesinin baka bir biimde geerli bir lt olacann ipulann vermektedir. Ancak Bender, genel mahkemelerde temel hak ihlalini iddia etme ve hukuki koruma talebinde bulunma ykmllnn ok geni yorum lanmamas gerektiini dnmektedir. nk bu ykmlln btn unsurlanyla yerine getirilmesini beklemek, anayasa yargs srecini daha ilk yarg aamasnda balatmay gerektirecektir ki, bunu gerekletirmek ok zordur285 Mahkeme kanun yoUannn tketilmesini hem mahkemeler arasndaki hiyerari hem de kendi i yk asndan deerlendirmektedir: "Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 90AI C. l'in amac, ikayet konularnn nce likle olaan yetki hiyerarisi iinde genel mahkemelerde zme kavuturulmas, bylelikle Anayasa Mahkemesi'ni asl grevi olan anaya say koruma devini yerine getirebilmesi iin ykten kurtarmaktr"286. Mahkeme eskiden yalnzca idari ilemlere ve yarg kararlarna kar anayasa ikayetinde kanun yoUannn tketilmesi koulunu ararken, za man iinde yasalar iin de bu koulun varln aramaya balamtr287.
2J BVerfGE 5, 10. zellikle mahkeme kararlar iin ikayetinin anayasal haklarmn ihlalini nlemek amacyla her trl usuli olana kullanmas gerektii Mahkemece belirtilmitir. Bkz. BVerfGE 63, 78. Drr, a.g.e., s. 81; ayn dorultuda bkz. BVerfGE 1, 103; 58, 105; st. Rspr. Michael Bender, "Vortrag vor den Gerichten und Verfassungsbeschwerde," NJW, 1988/13, s. 809-811. Bkz. BVerfGE 4, 198; 16, 127; 70, 185. Bu konudaki ilk karar iin bkz. BVerfGE 68, 319 vd.

'^^'^ '^-' 286 287

72

Buna gre, eer ikayeti asndan genel mahkemelere bavurarak etkili bir hukuki koruma elde etme umudu varsa, ikayeti bu dolayl hukuki korumadan yararlanma yolunu denemelidir. Ancak ikayeti asndan 'dolayl hukuki korumann' ne zaman olanakl olduu Mahkemece aka, genel bir ilke/lt olarak ortaya konmamakta, hep somut olayla snrl ltler gelitirilmektedir. Drr dolayl korumann, dava konusu yasa normunun yetkih makamlarca nasl yorumlanaca henz bilinmi yorsa ya da ikayeti pek ok yorumdan yalnzca biri nedeniyle dorudan etkileniyorsa, olanakl olduunu ve ikayetiden bu yola ba vurmasnn beklenebileceini belirtmektedir^^^. Mahkeme'nin, anayasa ikayetinin temel koullarndan olan kanun yollanmn tketilmesi koulunu, bir usul kural olmaktan karp maddi bir koula dntrme eiliminde olduu grlmektedir. Anayasa ikayeti bavurulanmn fazlal, Mahkeme'yi kanun yolu kavramnn kapsamn geniletme eilimine sokmutur. Alttaki balkta incelenecek olan ikincillik ilkesi de bu eilimin hl aka tanmlanamayan bir rndr. Pestalozza kanun yollanmn tketilmi olmasnn anayasa ikayetinin ka bul iin zorunlu ancak yeterli olmayan bir koul olmasn eletirmekte, bu bak asmn kanun yollanmn tketilmesinin anlamn byk lde zayflatacan sylemektedir^^^ b) kincillik290 tikesi Anayasa Mahkemesi Kanunu'nda yalnzca kanun yollanmn tketil mesinden sz edildii halde, Mahkeme'nin itihatlanyla, kanun yolunun tketilmesiyle ayn nitelikte olmad anlalan ikincillik ilkesi gelitirilmitir. Bu kavramn anayasa ikayetinin zn ve ilevini akla kavuturan bir kavram olduu dnlebilecei gibi, bunun teorik bir amlamadan ok Mahkeme'nin yorum esnekliine dayanan bir kavram olduu ve Mahkeme'nin i ykn azaltmaya ynelik olarak kullanld
288 Drr, a.g.e., s. 83. 2 " Pestalozza, a.g.e., s. 185. ^"" Bu szck, "Subsidiaritt" szcnn yerine kullanlmaktadr. Yardmc, yedek, ikame szcklerinin karl olan bu szck, Avrupa Birlii hukukunda 'ikame', 'ortak bamllk' anlamnda kullanlmakla birlikte, anayasa ikayetinde, bu olaanst hukuki arenin genel mahkemelerde zlemeyen temel hak ihlallerini gidermeye ynelik olmas, yani asl deil, genelin karsnda zel, spesifik bir yol olduunu anlatmak iin kullanlmaktadr. Kavramn ieriini yeterince ifade ettii dnld iin, Subsidiaritt szc ikincil szcyle karlanmtr. Szcn Avrupa Birlii hukukundaki anlam iin bkz. Beril Dedeoglu, "Avrupa Birlii rgtlenme Modeli ve Subsidiarite Prensibi," Deien Dnyada Hukuk, Devlet ve tnsan (Edip F. elik'e Armaan), istanbul, Engin Yaynclk, 1995, s. 102 vd.

73

da sylenebilir. kincillik ilkesi yasal bir ifadeden yoksun olduu iin, kavramn ierii de ancak itihatlann incelenmesiyle ortaya kacaktr. Bu kavram, Mahkeme'nin ilk kararlannda yer almamaktadr. Kavram sekizinci ciltte yer alan kararlarda kullanlmaya balanmakla birlikte, gemiteki kararlann gerekeleri, ilkenin aklanmasnda kullanlmtr^^i. kinciUik ilkesi Zuck'a gre, ikayeti asndan yalnzca usuli bir y kmllk getirmemekte, maddi bir ykmll de ifade etmektedir. Kesinlemi karar ortaya kmad srece, ikayeti davayla ilgili anaya sal itirazlann genel mahkemelerde dile getirmekle ykmldr^^^. Oysa bu sylenen, kanun yollarnn tketilmesi ykmllnn bir parasdr. Yukanda da akland gibi, kii yalnzca biimsel olarak kanun yollarna bavurmakla yetinmemeli, temel hak ihlallerini ortadan kaldracak btn hukuki olanaklar da kullanmaldr. Bu nedenle bu ykmlln dorudan doruya genel koulla ilgili olduu sylenebilir. Gerontas ise, anayasa ikayetine ancak kanun yollan tketildikten sonra bavurulmasn 'greli ikincillik' olarak niteleyerek, 90/irdeki kouldan ayn bir ilkenin varln onaylamaktadr^^S. Zuck, ikincillik ilkesini kanun yollannm tketilmesinden ok, genel mahkemelerle Anayasa Mahkemesi arasndaki temel hak ihlalleriyle ilgili yetki ve grev paylamnda grmektedir. Yani bu ilke anayasal yetki d zeninin bir rndr. Buna gre, ikayetiler yalmzca biimsel olarak ihlalleri giderecek mahkemelere bavurmakla deil, ihlallerin ieriini buralarda da ileri srmekle ykmldrler294. Anayasa ikayetinin, ka nun yollan tketilmi olmasna karn giderilemeyen temel hak ihlallerini nlemeye ynelik bir hukuki are olduunu ve dier hukuki olanaklara alternatif bir are olmadm dnenler, bu gre dayanarak, bu duru mun anayasa ikayetinin ikinciUii ilkesinin gstergesi olduunu ileri srmektedirler295.

^"1 rnein, BVerfGE 1, 97 vd.; aklama iin bkz. Eckart Klein, "Subsidiaritt der Verfassungsgerichtsbarkeit und Subsidiaritt der Verfassungsbeschwerde," Festschrift fr Wolfgang Zeidler (Band 2), 1987, s. 1305 dn. 4. 292 Zuck, a.g.e., s. 10. 2"3 Apostolus Gerontas, "Zur Subsidiaritt der Verfassungsbeschwerde gegen ein Gesetz," DV, 1982/11, s. 443. 2^'* Bkz. Zuck, a.g.e., s. 13-17. Anayasa Mahkemesi ise bir yerleik itihatnda ikin cillik ilkesini, kanun yoUarnm tketilmesi koulunun z olarak tanmlamtr. Bkz. BVefGE 72, 43; st. Rspr. 2"^ Schmidt-Bleibtreu/Klein, Kommentar zum Grundgesetz fr die BRD, Neuwied,Darmstadt, Luchterhand, 1977, s. 830.

74

Buna karlk Drr, Zuck'un bu gr savunuricen kanun yoUannm tketilmesi ile ikincillik ilkesi arasndaki yakn ilikiyi gzard etmesini eletirmektedir296. Detterbeck de ikincillik ilkesinin kanun yollarnn tketilmesiyle olan balantsmn bu biimde kesin olarak ayrlmasn an bulmakta ve Zuck'un grn eletirmektedir. Ona gre, balayc ve zorlayc Anayasa Mahkemesi kararlaryla anayasa hukukuna giren ikincillik ilkesi hukuka aykndr. Buradan yola karak Detterbeck bu il keyi Md. 90/11 C. l'den bamsz olarak deil, aksine bu maddenin dorudan bir sonucu olarak deerlendirmekte ve bu maddedeki kanun yolundan anlalmas gerekenin ne olduunu yle aklamaktadr: "Md. 90/irdeki kanun yollarnn tketilmesi koulu yalnzca anayasa ikayetinin konusunu oluturan norma/karara kar var olan dorudan kanun yoUann kapsamamaktadr. Aksine, anayasa ikayetinin konusu nun dolayl olarak da denetlenebildii ve genel mahkemelerde alan davalan da kapsamaktadr. Bu nedenle 90. madde yalnz ilkesel deil, tali kanun yollarn ve genel norm denetimini de emretmektedir"^^?. Sonuta Detterbeck, Mahkeme'nin bu 'buluunu' gereksiz bulmaktadr. Henschel de ikincillik ilkesinin itihatla gelitirilmi olmasn ve ya sayla aka dzenlenmemesini eletirmekte, itihatla deitirilmeyen ve usul ekonomisinden sapma oluturmayan ak yasal dzenlemelerin ge rekliliini vurgulara aktadr298. Mahkeme ise ikincillik ilkesini yle aklamaktadr: "ikayeti ta rafndan ileri srlen temel hak ihlali olanak lsnde yetkili genel mahkemenin hiyerarik dzeni iinde zme kavuturulmaldr; bunun dnda Anayasa Mahkemesi'ne karanndan nce, genel mahkemelerin, zellikle de yksek mahkemelerin somut olaya ilikin hukuki gr ve dncelerini renme olana tamnmaldr"299. te yandan Anayasa Mahkemesi'nin yerleik itihadnda, ilkenin hem yetki blmyle hem hukuki istikrarla hem de Mahkeme'nin asl grevleriyle ilgili olduu be lirtilmitir: "Anayasa Mahkemesi Kanunu Md. 90/11 C. 1 'deki ikincillik ilkesi, anayasa ikayetinin geerliliiyle ilgilidir. Buna gre, ikayeti te mel haklara aykr olduunu iddia ettii kamu gc ilemini ortadan kaldrmak iin, yasalarla belirlenmi ve kullanabilecei btn hukuki a^"^ Drr, a.g.e., s. 76 dn. 6. 297 Detterbeck, DV, 1990/13, s. 561-562. 29 Johann Friedrich Henschel, "Rechtswegerschpfung im Verfahren der Verfassungsbeschwerde," Festschrift fr Joachim Faller, 1984, s. 170. Eclcart Klein da bu ilkenin anayasal bir temeli olmamasm eletirmektedir. Bkz. Festschrift fr Wolfgang Zeidler (Band 2), 1987, s. 1318. 299 BVerfGE 9, 7. Ayrca bkz. BVerfGE 68, 380; 78, 160; st. Rspr.

75

relere bavurmahdr (kr. BVerfGE 5, 10; 8, 225 vd.; 10, 281; 16, 2). Anayasa ikayeti, baka yolla giderilemeyen temel hak ihlallerini ortadan kaldrmaya ynelik olaanst bir hukuki aredir. Bunun nedeni de, hu kuki istikrar nedeniyle mahkemelerin ya da yetkili makamlann verdii biimsel olarak kesinlemi ya da kaldnlamayacak kararlannn yalnzca istisnai olarak yeniden denetlenmesinin ilenebilmesi ve bylelikle Mahkeme'nin gereksiz anayasa ikayetleriyle dier grevlerini yapmak tan alkonmamasn salamaktf'^O^. kinciUik ilkesinin kanun yoUanyla yakn balantsn dorulayan bir baka kararda ise, "ikayeti dar anlamda kanun yoUannn tketilmesi dnda, iddia edilen temel hak ihlalini, kullanabilecei btn olanaklan kullanarak dzeltmeye ya da nlemeye almaldr. Anayasa ikayetine ancak bu kurumla elde edilmek istenen amaca. Anayasa Mahkemesi'ne bavurulmadan ulalamayacaksa bavurulabilir (...). 0te yandan eer bir ihlal genel mahkemede usulne uygun olarak ileri srlmedii iin denetlenememise, kanun yoUannn tketildiinden sz edilemez" denmektedir"30l. Aka grld gibi burada ikinciUik ilkesi aklanmaya allrken, biimsel ve maddi olarak kanun yoUannn tke tilmesinden sz edilmektedir. Anayasa Mahkemesi ikinciUik ilkesini en u noktasna gtrd ka rarlarndan birinde, ar zrllerin yasal hastalk sigortas kapsamna alnmasn snrlayan federal bir yasaya kar yaptklan anayasa ikayeti bavurusunu reddetmitir. Mahkeme'ye gre, davac nce ilgUi hastalk sigortasnn kapsamna alnmak iin bavuruda bulunmah, kurumun, bu talebini reddetmesi zerine Sosyal Mahkeme'de red karanna kar dava amaldr. Mahkeme bu prosedrn izlenmesinde basan ans grmtr ve ikayetinin ikinciUik ilkesi gerei bunu yapmakla ykml olduu grndedir302, Rinken ise zellikle yasalara kar anayasa ikayetinde uygulanan kinciUik ilkesini, anayasa ikayetini zorlatrmaya ynelik bir ilke olarak ele almaktadr: "Mahkeme'ye gre ikayeti, bir olasUk dahi olsa, genel mahkemelerden etkili bir hukuki koruma talebinde bulunabilir. ltn bylesine dar yorumland yasalar ise genellikle, idareye ya da mahke-

300 BVerfGE 22, 290-291; st. Rspr. Mahkeme baka bir kararnda ise, "ikinciUik il kesi zellikle Anayasa Mahkemesi'nin zel ilevi ve i yknn artmas balamnda incelenmelidir." diyerek, yalnzca i ykn ikinciUik ilkesinin da yana olarak gstermitir. Bkz. BVerfGE 68, 151. 301 BVerfGE 74, 113; st. Rspr. 302 Bkz. BVerfGE 69, 122 vd.

76

melere belli bir takdir alam brakan yasalardr''^^^ Rinken'in bu ilkeyle ilgili kaygsnn temelinde, takdir alannn mevcut olduu durumlarda kamu gcnn bu yetkisinin denetiminin ok zor olmas ve olaslk dahi lindeki bu korumadan da sonu alnamamasndan sonra Anayasa Mahkemesi'ne gidildiinde ise, bavurulan yolun geersiz saylp bavu runun sre asndan geersiz saylma olasl yatmaktadr. Bu aklamalardan sonra. Mahkeme'nin anlan kararlanndan u so nular kanlabiUr: 1- kinciUik ilkesi kanun yoUannn tketilmesiyle sk bir balant iindedir. Daha ok kanun yollannm tketilmesi srasnda ileri srlmesi gereken ihlal iddialaryla, yani kanun yoUannn tketilmesinin maddi ieriiyle ilgili olarak ikinciUik ilkesi kullanlmaktadr. 2- lke anayasal yetki ve grev blmnn bir sonucu olarak g rlmektedir. 3- Anayasa ikayetinin olaanst bir hukuki are olduu ve genel mahkemelerin de temel haklan korumakla ykml olduu bu ilkeyle bir kez daha vurgulanmaktadr. 4- Anayasa Mahkemesi'nin i ykyle ve bunun azaltlmasyla, bu il kenin ilevi arasnda balant kurulmaktadr304. Bu saptamalardan yola karak, ikinciUik ilkesinin Anayasa Mahkemesi Kanunu Md. 90/11 C. l'den baka bir yerde gerekelendirilmesinin olanakl olmad ortadadr. Bu ilke, kanun yoUannn tketil mesinden farkl bir lt olmaktan ok, bunu somutlatran bir ilkedir. Genel mahkemelerle Anayasa Mahkemesi'nin yetki ve ykmllklerini, davamn konusunu oluturan (birinde esas dava, dierinde bekletici sorun olmakla birlikte) ihlaUe balantl olarak tanmlamaya almaktadr. Hvel'in ikinciUik ilkesiyle ilgili tartmalardaki nerisi, anayasa ikayetinin bavuru ve kabul kouUanyla ilgUi dzenlemelerin ak bi imde ortaya konmas, bylelikle taraflann dava ncesi basan anslar hakknda bir ngrye sahip olmalannn salanmasdr. Bu sayede kendi durumlannn istisnai bir durum olabilecei inancyla alan ve dk basan ansna sahip anayasa ikayetlerinin nne geilecektir305. Harald
303 Rinken, a.g.e., s. 1053. 304 lkenin i ykyle ilgili balants iin bkz. Eckart Klein, Festschrift fr Wolfgang Zeidler (Band 2), 1987, s. 1318. Klein, bu ilkenin Mahkeme'ye 'manevra alan' saladm belirtmektedir (s. 1314). 305 Markus van den Hovel, "Die Urteils- Verfassungsbeschwerde als einzig erforder liche Verfassungsbeschwerde in der Rechtspraxis?" NVwZ, 1993/6, s. 552.

77

Klein ise ilevsel olarak, bu ilkenin snnmn temel haklann etkili bir bi imde korunmasn salama grevi olduunu belirtmektedir^O^. 2. stisnalar Anayasa ikayetinde bulunmak iin ncelikle kanun yoUanmn tke tilmesi koulunun, biri itihatla gelitirilmi, ikisi yasal istisnas bulun maktadr. Aada nce itihatla gelitirilen istisna, sonra da Anayasa Mahkemesi Kanunu 90/11 C. 2'deki iki yasal istisna incelenecektir. a) Kanun Yollarnn Tketilmesinden Bir Sonu Alnmasnn Beklenmemesi Kanun yollarna bavurulmasndan bir sonu alnmas beklenmiyorsa, kii bundan muaf tutulabilmektedir. Mahkeme'ye gre, "Anayasa Mahkemesi Kanunu Md. 90/11 C. l'in mant iinde, eer yerlemi, yakn zamanda tekrarlanm ve yksek yarg organlan tarafndan verilmi bir karar dorultusunda, somut olayda da mahkemenin bu itihattan aynlmas iin bir neden grlmyorsa, kiiden kanun yoUann tketmesi beklenemez"307 Yasal dzenleme, idareye bir takdir alan brakmyorsa, yani idarenin farkl bir yorum yapma olana yoksa ve daha nce yaplan bavurular da sonusuz kalmsa, ikayetinin kanun yollarn tketmesi yine beklenemez308, Drr'e gre, Mahkeme'nin bu itihadnn nedeni, hukuki bir aracn geerli olup olmad konusundaki anlalr bir behrsizliin, hakkn ara yan kiinin anayasa ikayeti bavurusunun geersizliine neden olmasn nlemektir^o^. Bunun yansra rnein, dava konusu mahkeme karanyla yanl bilgi lendirilme^^^ ya da bir davaya mdahil olarak katlma hakkndan kusuru olmakszn haberdar olmama nedeniyle yanl hukuki aralan kul lanmakla da kanun yoUanmn tketihnesinden bir sonu beklenmemesine rnek oluturmaktadr.

306 307 308 309 310 311

Bkz. H. Klein, Festschrift fr Wolfgang Zeidler (Band 2), 1987, s. 1341. BVerfGE 9, 7 vd; st. Rspr.; 68, 379 vd; 70, 186. BVerfGE 47, 17 vd; 69, 202. Drr, a.g.e., s. 92. Ayn dorultuda bkz. BVerfGE 5, 20. BVerfGE 21, 136 vd. BVerfGE 13, 289.

78

Anayasa Mahkemesi baka bir yerleik itihadnda, yeni ve yerleik bir itihadn olmad bir durumda da kanun yollarnn tketilmesinin ikayetiden beklenemeyeceini belirtmitir: "Anayasa Mahkemesi pek ok kararnda, usul kurallannm yorumunun olanak tand lde, hak arama zgrlnn ihlali halinde etkili hukuki koruma yoUanna bavurmay emretmitir. Anayasa ikayetinde bulunulduu zamanda sz konusu usul hukuku kural Medeni Usul Kanunu Md. 513/irnin uygu lanmasna ilikin yazl yarglama usulnde verilmi bir karar yoktu. Bu nedenle eyalet mahkemesinin, kendisine yaplacak bavuruyu kabul edip etmeyecei de belli deildi. Bundan dolay ikayetiden bu hukuki arac kullanmas beklenemezdi"^^^. Mahkeme daha sonra verdii ve yerleik itihat haline gelen karannda ise, yukanda anlan karann istisnai nitelikte bir karar olduunu belirtmektedir. Bu kararda kabul edilen lt udur: "Eer mevcut hu kuki are, genel mahkemelerin bu konudaki kararlan gz nnde bu lundurulduunda, batan itibaren sonusuz kalacak gibi grnyorsa, kanun yollan tketilmeden de anayasa ikayetinde bulunulabilir. Ancak dava konusuna ilikin olumlu bir karann olmamas, kanun yoUannm t ketilmemesi iin yeterli gereke oluturmaz''^^^. Grld gibi, Mahkeme'nin istisna iin gelitirdii bu lt, ob jektif verilerden yoksundur. Her somut olayda, anayasa ikayeti bavurusunun pek ok unsuruyla biriikte Mahkeme'nin deerlendirmesi, istisnann varlnn kabulnde rol oynamaktadr. Yasal dzenlemelerin somut olaylar karsnda yetersiz kalmas ve hakkaniyetin anayasa ikayetinin reddini olanaksz kld durumda Mahkemece gelitirilen is tisna kural, ikayetilerin mutlak gvenlerini hak etmemektedir. Bu ne denle kiiler, ncelikle zorunlu koullar yerine getirmeye almal. Mahkeme'nin somut olaya ilikin istisnai deerlendirmesini de bir ans olarak ele almaldr. b) Anayasa ikayetinin Genel neme Sahip Olmas Anayasa Mahkemesi Kanunu Md. 90/11 C. 2'de belirtilen iki istisna dan biri anayasa ikayetinin sbjektif, dieri de objektif ilevinden kay naklanmaktadr. Anayasa ikayetinin genel nemi nedeniyle kabul edilen istisna, objektif ileve ilikindir3i4.
312 BVerfGE 64, 206; St. Rspr. 313 BVerfGE 70, 186; st. Rspr. 1 Drr de bu istisnann ikayetiye ilikin bir istisna olmadm, bunun davaya ilikin objektif bir nitelii olduunu belirtmektedir. Bkz. a.g.e., s. 95.

79

Belirtilmesi gereken dier nemli nokta da, yasann ngrd bu istisnalann, hibir biimde Mahkeme'yi bir anayasa ikayeti hakknda karar vermeye zorlayamayacadr. Mahkeme'nin kararna gre, "dava konusu norm esasl anayasal sorunlan ortaya koyuyorsa ve Mahkeme'nin kararyla somut olay dnda benzer pek ok durumun akla kavuturulmas bekleniyorsa, anayasa ikayeti asndan genel neme sahip olma koulu gereklemi sayhr"3l5.

Yasalara kar anayasa ikayetinde, dier anayasa ikayetlerine oranla, genel nemin daha fazla szkonusu olaca kolayca tahmin edilebilir. Bir anayasa ikayeti dolaysyla somut olayn davacs dnda pek ok kii de normun anayasaya aykrlnn denetlenmesinden yararlanacaktr. Mahkeme bu dorultudaki bir karannda yle demektedir: "Bir eyalet mahkemesi karannn dava konusu edildii bir anayasa ikayeti davasnda, eyalet mahkemesinin hukuki grnn, yarg evresinde gzard edile meyecek sayda ceza davas asndan nem tad, bu nedenle de Anayasa Makemesi karannn benzer pek ok duruma akhk getirecei bilinmektedir"3l6. Yukanda anlan karann uygulamasna rnek, 1982-83 n seimle rinde federal hkmetin kamu almalanmn anayasal smmnn belirlen mesinin, yalnzca ikayetinin seme hakkn deil, onun yansra tm semenlerin seme ve adaylann seilme haklann; siyasal partilerin reka bet anslann ilgilendirdiine, bu nedenle de anayasa ikayetinin genel bir neme sahip olduuna karar verilmesidir^!^. Zuck, ikayette bulunacak olanlann Md. 90/11'deki istisnaya fazla bel balamamalann nermektedir. Yasalara kar anayasa ikayetinde snrl olarak kabul edilen 'genel nem'e karlk, 'ar ve giderilemez zarar' neredeyse hibir davada bamsz bir lt olarak kuUanlmamtr^i^. c) ikayeti Asndan Ar ve Giderilemez Zarar Bu istisnayla ilgili ltleri aka ortaya koyan Anayasa Mahkemesi kararlan yoktur. Kanun yoUanmn tketilmesiyle ilgili istisnalar geneUikle genel neme ya da kanun yoUanmn tketilmesinden bir yarar umulma-

315 316 317 318

BVerfGE 19,289. BVerfGE 62, 342. BVerfGE 63, 242. Zuck, a.g.e., s. 287.

80

masna dayandrlmaktadr. Yine de kararlardan baz ltler saptamak olanakldr. ikayeti asndan mevcut olan ar ve giderilemez zarar, istisnai ola rak verilecek Anayasa Mahkemesi karanyla giderilebilir/nlenebilir olmahdr^i^. ikayetinin mali adan zarara urayacak olmas, kiilii youn bi imde etkilemedii iin istisnaya dayanak olarak deerlendirilmemektedir320. Drr bu istisnann, anayasa ikayetinde dava konusu edilen kamu gc ileminin derhal uygulanacak olmas ve bunu nlemek iin baka arenin olmad durumlarda sz konusu olabileceini belirtmektedir^^i. Bu istisnamn bu denli az- hatta hi- kuUamlmasm, genel mahkemeler dzeyinde talep edilecek hukuki korumada ar ve giderilemez zararlar nlemeye ynelik eitli nlemlerin (ihtiyari tedbir karan, yrtmenin durdurulmas vb.) varlna balamak da olanakhdr. Ancak genel mah kemeler hiyerarisi iinde baz dava konulan iin ngrlemeyen boluklann domas olasdr. Anayasa Mahkemesi byle bir boluktan kaynaklanan ve ar temel hak ihlallerine neden olan bir durumda, bu is tisna yetkiyi kullanabilecektir. E. SRE 1. Kural a) Bir Aylk Sre Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 93/1 maddesi bir aylk bavuru s resini dzenlemektedir. Buna gre, "Anayasa ikayeti bavurusu bir ay iinde yaplmak ve gerekelendirilmek zorundadr. Sre, eer ilgili usul hukuku kuralna gre resen yaplyorsa, gerekeli karann tebli ya da tefhiminden itibaren balar. Dier hallerde sre, karann ilanyla ya da ilan yaplamyorsa, karann ikayetiye herhangi bir yolla bildirilmesiyle balar. Eer ikayetiye bu arada karann tamamnn yazl bir rnei verilmemise, birinci cmledeki sre, ikayetinin, karann tamamn almaya ilikin olarak ilgili makama yap yazl ya da ahsi bavuruyla kesilir. Kesilme, karann tamam ikayetiye mahkemece verilinceye ya da resen
319 BVerfGE9, 122. 320 BVerfGE 72, 122 ve 124. 321 Drr, a.g.e., s. 98.

81

veya davada yer alm olanlardan biri tarafndan tebli edilinceye dek sr rer". Bir yarg karanndan dorudan etkilenen ancak davaya katlmam bir kii iin sre, gerekeli karardan gvenilir biimde hal^erdar olduu za man balar322 Maddeden anlalaca gibi, burada yalnzca kurala uygun olarak tm kanun yollan tketildikten sonra mahkeme kararlanna kar yaplan ana yasa ikayeti bavurulan dzenlenmektedir. dari ilemlerin de bu mad denin kapsamna dahil olduu aktr. nk idari ilem aleyhine bavurulan kanun yollanndan sonu elde edilememise, ikayeti nihai karara ve idari ileme kar birlikte anayasa ikayetinde bulunacaktr. Ksaca, "aylk zamanam sresi, aleyhine kanun yollanna bavurulan btn kamu gc ilemleri iin geerhdir"323 Yasa metninin ak hkmne karn dava sresiyle ilgili baz sorunlar vardr. Anayasa Mahkemesi'nin anayasa ikayetini kabul kouUanndan olan, mevcut ve olanakl btn kanun yoUannn tketilmesi koulu, bavurulan yoUann uygun ohnamas ya da geersiz olmas durumunda sre asndan sorunlar dourmaktadr. nk sre, geerli ve uygun son yarg karanndan itibaren bir ay iinde sona ereceine gre, bavurulan yollardan birinin geersiz olmas durumunda bir ayhk sre karlacaktr. Anayasa Mahkemesi bu konuda belli bir esneklik ieren itihatlar gelitirmitir: "Eer bavurulan kanunyolunun geersiz olduu ikayeti asndan aka belli deilse, gemi olan bir aylk sre yeniden balatlabilir"324. Drr'e gre. Anayasa Mahkemesi'nin bu itihadnn nedeni, genel mahkemelere olabildiince ok olanak tanyarak anayasaya ayknlklann giderilmesini onlara brakmak ve kendi i ykn azaltmaktr^^S. Buna karlk Robbers, yanh ve geersiz kanun yoluna bavurulduunda bir aylk srenin ileyeceini belirtmektedir^^ Mahkeme'nin, Drr'n belirttii, anayasaya aykmlm genel mah kemelerde giderilmesini salamaya ynelik kararlanna ilikin en u r nekte ise, ikayetiye, nihai karan veren mahkemenin aka grlen bir

322 323 324 325 326

BVerfGE 21, 136; 28, 93 vd; 60, 13. Drr, a.g.e., s. 108. BVerfGE 28, 6; 62, 352; 63, 85. Bkz. Drr, a.g.e., s. 108. Robbers, JuS, 1993/12, s. 1024.

82

hatasim dzeltmek iin tekrar mahkemeye bavurmas nerilmektedir^^? Mahkeme'nin bu nerisine karhk Robbers, karan veren mahkemeye yaplan bavuru kolaylkla geersiz saylabileceinden hem mahkemeye hem anayasa ikayeti iin Anayasa Mahkemesi'ne bavurulmasn nermektedir328. Mahkeme'nin bu karannn hukuk hiyerarisi iinde kabul grmesi ok zordur. nk kanun yollan yasayla belirlenir ve tketilmi bir kanun yoluna ak ya da zmni bir hukuki ya da maddi hatann d zeltilmesi iin bavurulmas ve bunun teknik anlamda kanun yolu sayhnas olanakszdr. Genel mahkemeler bunu kabul etse bile, Anayasa Mahkemesi'nin bunu her somut olayda geerli bir bavuru sayp sayma yaca belli olmadndan Robbers'in nerisi doru grnmektedir. Eer bir mahkemenin ya da idari makamlann bir ihmaline kar ana yasa ikayetinde bulunuluyorsa, ihmal srd srece bavuruda bulu nulabilir. hmalin sona erdii andan itibaren ise bir aylk olaan dava ama sresi ilemeye balar329. b) Bir Ylhk Sre Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 93/III maddesine gre, "Anayasa ikayeti davas bir yasaya ya da aleyhine bir kanun yolunun ak olmad bir kamu gc ilemine kar almsa, anayasa ikayetine ancak yasann yrrle giriinden ya da kamu gc ileminin yaplmasndan itibaren bir yl iinde bavurulabilir". Maddeden anlald zere, bir yllk zamanam sresi yasalar ve aleyhine kanun yoUanmn ak olmad kamu gc ilemleri iin geer lidir. Eer yasaya kar bir kanun yoluna gidilebiliyorsa, bu kanun yol larnn sonunda verilen nihai karara kar anayasa ikayetine bavurulabilir. Yarg karannn verilmesi srasnda yasann yrrle giriinden itibaren bir yl gemise artk yasaya kar dorudan anayasa ikayetinde bulunulmas olanakl deildir. Bu durumda anayasaya aykn olduu iddia edilen yasa ancak Kanun'un 'karar' balkl 95/III C. 2 maddesine gre, denetimin ve iptalin konusu olabilir. Maddenin nc fkrasna gre, "Bir yasaya kar anayasa ikayeti kabul edilirse, szkonusu yasa iptal edilir. Ayn ey, ikinci fkrada anlan bir anayasa ikayetinde kaldnlan mahkeme karanmn anayasaya aykn bir yasaya da yanmas durumunda da geerlidir"330.
327 328 329 330 BVerfGE 63, 78 vd. Robbers, JuS, 1993/12, s. 1024. Drr, a.g.e., s. 113. Ayn dorultuda bkz. Detterbeck, DV, 1990/13, s. 563.

83

Yasann yrrle girmesinden sonra bir yl iinde deil de daha sonra yasadan etkilenen kii artk dorudan doruya yasaya kar ana yasa ikayetinde bulunamaz. Ancak kendisini etkileyen ileme kar yapt anayasa ikayeti bavurusunda ve daha nce bavurduu kanun yollarnda, yasann anayasaya ayknlm ileri srp anayasal yarg dene timini dolayl olarak yaptrabilir. Yasalara kar anayasa ikayetinde sreyle ilgili dier bir sorun da, yasakoyucunun ihmaline kar bavuruda srenin ne zaman balaya cadr. Mahkeme, ihmal srd srece davann alabileceine karar vermitir33i. Ancak ikayeti ihmalin sona erdiini biliyorsa, bir yllk zamanam sresi bu andan itibaren ilemeye balar^^^. Yasada yaplan dzeltmeler^^^^ ikayetiyi etkilemeyen deiiklikler334 sreyi yeniden balatmaz. Ancak ierie ilikin deiiklikler (do layl da olsa) srenin yeniden balamasna neden olur^^S. 2. Eski Hale Getirme Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun bir aylk sreyi dzenleyen fkrasn izleyen 93/11 maddesine gre, "Bir ikayeti kusuru olmakszn bu sreyi karmsa, talebi zerine kendisine eski hale getirme olana tannr. Engelin ortadan kalkmasndan itibaren iki hafta iinde talepte bulunulmaldr. Talebin gerekeleri bavuru srasnda ya da talebin ince lenmesi srecinde inandmc bir biimde ortaya konmaldr. Talep sresi iinde, yaphnam olan hukuki ilemler yaplmak zorundadr; bu koulun gereklemesi haUnde, eski hale getirme talep olmakszn da kabul edi lebilir. Kamlm srenin bitiminden itibaren bir yl getikten sonra ta lepte bulunulamaz. Temsilcinin kusuru ikayetinin kusuruyla edeer dir". Kanunun bu maddesi retideki uzun tartmalar sonucunda ilk ola rak 11 Austos 1993 tarihli yasa deiikliinin 19. maddesiyle kabul edilmitir. Bu deiikliin, ayhk zamanam sresiyle yllk zamanam sresi arasnda ek bir fkra olarak yaplmas, sistematik olarak bakldnda, eski hale getirmenin yalnzca mahkeme kararlanna ve idari ilemlere kar anayasa ikayetinde kabul edildiini dndrmektedir.
331 BVerfGE 6, 266; 16, 121. Ayn dorultuda bkz. Dn, a.g.e., s. 113; Pestalozza, ^ a.g.e., s. 189. 332* Zuck, a.g.e., s. 301 dn. 50. 333 BVerfGE 12, 141; 56, 378. 334 BVerfGE 17, 369; 23, 237. 335 BVerfGE 11, 359 vd; 12, 24.

84

Henz yasa deiiklii yaplmadan nce Zuck, eski hale getirmenin Anayasa Mahkemesi itihatlanyla olanakl olup olmad sorusuyla ilgi lenmi ve usul hukuku kurallarnn biimsel adan daha sk ltler ge rektirmesi nedeniyle, bir yasa deiikliinin gerektii sonucuna varmtr^^^. Mahkeme de eski hale getirme taleplerine ilikin karar larnda, anayasa usul hukukunun bunu ngrmedigi^^^ ya da Md. 93/1'deki srenin hak drc zamanam sresi olduu^^^ gerekele riyle bu yndeki talepleri geri evirmitir. Eski hale getirmenin anayasa usul hukukunda da benimsenmesi ge rektiine ilikin tartmalann temelinde, Mahkeme'nin federal posta hiz metleriyle ilgili yerleik itihad yer almaktayd^^^, BU karara gre, "Alman Federal Posta Hizmetleri, mektuplann ulatrlmasnda yasal tekel hakkna sahiptir. Yurttalar, bu hizmetin iletme ve organizasyon ilkele rine uygun olarak, normal koullar iin ngrlm srede yaplacana gvenebilmelidirler. Eer hizmet bu srede yerine getirilmezse, yurttalann bu gecikme zerinde bir etkileri olmadndan, eski hale ge tirme erevesinde kendilerine yklenebilecek bir kusur yoktur". Bu karar, mektupla yaplan anayasa ikayeti bavurulanndaki ge cikme riski ve bunun sonulan zerine verilmitir. Ancak postadaki bu olaanst gecikme dnda, btn anayasa ikayeti davalannda geerli bir eski hale getirme kurumu. Anayasa Mahkemesi itihatlanyla kabul edilmemi, bu, yasakoyucuya braklmtr. Yasa deiiklii ncesinde Zuck, kiilerin devlete kar sahip olduklan spesifik bir koruma yolu olan anayasa ikayetinde dier usul hukuklannda mevcut bir kurumdan yararlanamamalann tepkiyle karlamak tayd. nk Zuck'a gre, eski hale getirme neredeyse btn usul kanunlannda standart hale getirilmiti ve anayasa hukukuna aktanlmasmda da bir saknca yoktu^^O. Mahkeme, eski hale getirmeyi reddetmesinin gerekesini ilk olarak belirttii karannda^"*!, eski hale getirmenin tm usul hukuklan iin ge erli tek bir dzenlemesinin olmadn belirtmi, ancak daha sonra bu

336 337 338 339 340

Zuck, a.g.e., s. 118. BVerfGE9, 115vd. BVerfGE 28, 256. BVerfGE 62, 336; st. Rspr.; aynca bkz. BVerfGE 62, 221. Bkz. Zuck, "Die Wiedereinsetzung in den vorigen Verfassungsbeschwerdeverfahren," ZRP, 1985/11, s. 302-303. 341 BVerfGE 4, 309 vd.

Stand

im

85

kurumun "zaman iinde genel bir usul kurumuna dnt" fikrini kabul etmitir342 Anayasa ikayetinde bulunanlann sk sk kar karya kaldklan ve yalnzca srenin kusurlu olunmakszn karlmasndan doan maduriyetlerinin ve Anayasa Mahkemesi'nin usul hukukundaki or taklamaya ilikin grlerinin yasakoyucunun yasa deiikliini yap masnda etkili olduu ortadadr. Henschel de federal posta hizmetleriyle ilgili karara dayanarak, ana yasa ikayeti usul hukukunu, hukuk devletinin gerei olan dier usul hukuklanndan ayrmann olanaksz olduunu belirtmektedir^^^. nk hakl olarak Henschel, genel mahkemelerde kabul edilen ve kiilerin, zerinde etki sahibi olmadklan aksaklklardan sorumlu tutulamayacaklar ilkesinin, neden temel haklann korunmasm amalayan bir davada bu ak saklk olaslklanmn kiilere yklenen bir risk payna dtn sormak tadr. Eski hale getirmenin Mahkeme'nin i ykn artraca endiesi, eski hale getirmeyi anayasa usul hukukunda benimsemeye ynelik drdnc yasa deiiklii teklifi (1970) srasndaki tartmalarda da dile geti rilmitir. Ancak bu endienin yersizlii, Bavyera eyalerinin Anayasa Mahkemesi pratiiyle kantlanmtr. Bavyera Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 24. maddesinde yer alan bu dzenleme, ok ender olarak kullanlmtr344. Bunun yannda eski hale getirmeyi kabul etmeme, kendi bana hak arama zgrlnn ihlali anlamn da tamaktayd^^^. Yasa deiiklii sonrasmda tartlan bir nokta da, eski hale getirmenin hem aylk hem de yllk zamanam sreleri iin mi, yoksa yalnzca aylk zamanam sresi iin mi geerli olduudur. Eski hale getirme, daha nce birinci fkrada olan aylk sre ile ikinci fkrada olan yllk srenin arasna, ikinci fkra olarak eklenmi, bylelikle yllk sre nc fkraya dntrlmtr. Yasakoyucunun bu sistematii tercih etmesinin, esasa ilikin bir tercihi de ierdii aktr. te yandan bir yllk srenin gerek anlamda hak drc bir sre olduu Mahkeme'nin bir karannda da

342 BVerfGE 60, 287. '* Johann Friedrich Henschel, "Wiedereinsetzung in den vorigen Stand im Verfassungsbeschwerdeverfahren," Festschrift fr Wolfgang Zeidler (Band 2), 1987, s. 1396. -'44 g)j^2. Pestalozza, a.g.e., s. 55. 345 Henschel, a.g.m., s. 1397 dn. 145; Pestalozza, a.g.e., s. 55.

86

belirtilmitir^'*^. Mahkeme'nin bu karar olmasayd bile, ncelikle hukuk gvenlii nedeniyle, kiilere tannan bir yllk dava ama sresini yalnzca bir kiinin, kusuru olmakszn karm olmas, artk herkes asndan h km ve sonu dourmaya balam genel ve soyut yasann anayasa ikayeti yoluyla anayasaya uygunluk denetimine tabi tutulmas sakncal olurdu. Bunun yannda yarg kararlan iin ngrlm bir ayhk sre, ikayeti dnda ok dar bir kii grubunu etkileyen, kiisel sonu douran bir kamu gc ilemi iin ngrlmtr. Mahkeme karannn objektif ilevi ikincil niteliktedir. Kusuru olmakszn sreyi karm ol mak, kii asndan ar sonular dourabilecektir. Son olarak, bir yllk srenin kusursuz olarak kamlmas halinde kiilere eski hale getirme olana tanmak, ancak bir yllk srenin sonunda yasadan kiisel, dorudan ve gncel olarak etkilenen kiilere dava ama hakk tannmamas nedeniyle bu grupla aralannda eitsizlik yaratacak ve bu kiiler eitsiz biimde anayasa ikayeti hakkndan yoksun braklm ola caklardr. Klein ve Robbers de eski hale getirmenin yalnzca yarg kararlanna kar anayasa ikayetinde geerli olduunu dnmektedirler347 Henschel de bir ayhk ve yllk srelerin farkl nitelikte olduunu, eski hale getirmenin yasalara kar anayasa ikayetinde kabul edilmesinin hukuk gvenlii asndan sakncal olduunu belirtmektedir348. F. GEC TEDBR KARARI349 Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 32. maddesi yedi fkrayla geici tedbir karann ok ayrntl bir biimde dzenlemektedir. Yalnzca ana yasa ikayeti iin deil. Anayasa Mahkemesi'nin bakt btn davalar

346 BVerfGE 4, 309 vd. ' 4 ' Eckart Klein, "Konzentration durch Entlastung? (Das Fnfte Gesetz zur nderung des Gesetzes ber das Bundesverfassungsgericht)", NJW, 1993/33, s. 2076; Robbers, JuS, 1993/12, s. 1026. 348 Henschel, a.g.m., s. 1392-1393. 349 'Einstweilige Anordnung' szcnn karl olan bu kavram, Trk hukukunda yrnenin ya da yrrln durdurulmas kavramlaryla ifade edilmektedir. Trk hukukunda kullanlan kavramlardan biri yerine bu kavramn kullanlmasnn ne deni, hem kavramn ieriini ok iyi anlatmas hem de daha nce Alman hukukun daki bu kurumu inceleyen yazarlarn bunu tercih etmi olmalar, dolaysyla bir ge lenei izleme isteidir. Kavramn Trke'deki kullanm iin bkz. Metin Kratl, Alman Federal Anayasa Mahkemesi, Ankara, Ankara niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesi Yaynlar, 1963; Yavuz Sabuncu, "Alman Anayasa Yargsnda <Geici Tedbir Karar>," Amme idaresi Dergisi, C.17, S.2, 1984, s. 76-86.

87

iin kabul edilmi bu kurum anayasa ikayetinde olduka snrl bir uygu lama alam bulmaktadr. Maddelere bakacak olursak, 32/1: Anayasa Mahkemesi bir uyumazlkta ar zarar nlemek, tehdit edici gc engellemek iin ya da baka nemli bir nedenle kamu yaran iin acilen zorunlu ise, geici tedbir karan verebilir. 32/11: Geici tedbir karan duruma yaplmadan verilebilir. zel zo runluluk halinde Mahkeme davaya katlanlann, temsilcilerin ya da davada sz hakkna sahip olanlann grlerini almadan karar verebilir. 32/111: Geici tedbir karan verilmesine ya da talebin reddine ilikin durumasz verilmi karara itiraz edilebilir. Bu kural, anayasa ikayeti da vasndaki ikayeti iin geerli deildir. tiraz hakknda Anayasa Mahkemesi duruma sonunda karar verir. Duruma itirazn gerekesinin bildirilmesinden itibaren iki hafta iinde yaplmak zorundadr. 32/lV: Geici tedbir karanna itirazn, durdurucu etkisi yoktur. Anayasa Mahkemesi geici tedbir karannn uygulanmasm durdurabilir. 32/V: Anayasa Mahkemesi geici tedbir karanna ya da itiraza ilikin karann gerekesiz olarak aklayabilir. Bu durumda gereke, davaya katlanlara zel olarak bildirilmek zorundadr. 32/VI: Geici tedbir karan, verildikten alt ay sonra ortadan kalkar. Karar te iki ounlukla yenilenebilir. 32/VII: Senato karar yetersaysna sahip deilse, zel zorunluluk ha linde geici tedbir karan, en az yargcn varlnda oybirliiyle verile bilir. Karar bir ay sonra ortadan kalkar. Eer karar Senato tarafndan onaylanrsa, verildikten itibaren alt ay sonra ortadan kalkar. Geici tedbir karannn anayasa ikayeti iin de kabul edilmesi, ana yasa ikayetinin durdurucu etkisinin olmamasnn zorunlu sonucudur. nk temel haklara ynelik bir ihlali ortadan kaldrmak iin anayasa ikayetinde bulunan kiinin elinde, dava sonulamncaya kadar onu dava konusu kamu gc ileminin etkilerinden koruyacak bir ara yoktur. Baz durumlarda anayasa ikayetinin baanyla sonulanmasna karn artk Anayasa Mahkemesi karannn herhangi bir koruma etkisinin olma mas da olasdr. Bu nedenle, ar zararlan nlemek ve Mahkeme'nin kararlanm ilevsizletirmemek iin anayasa ikayeti davalannda da geici tedbir karan verilebilmesi kabul edilmitir. 32. maddede bir davadan deil, uyumazhktan sz edilmektedir. Maddenin yasa tasansndaki ilk halinde, alm bir davadan sz edilirken maddern 'uyumazlk' durumundan sz etmesi, bunun basit bir terim tercihinden te bir anlam olduunu dndrmektedir. Nitekim bu te88

rim farkllnn bir sonucu olarak bir anayasa ikayeti davas ncesinde de geici tedbir karar verilebilecei Mahkemece kabul edilmitir^^^. Elbette bu uyumazln herhangi bir uyumazlk ohnas yeterli deildir. Bu uyumazln "Anayasa Mahkemesi nnde bir davaya dnm ya da dnecek, talepte bulunann taraf olduu ya da olaca" bir uyumazlk olmas gerekir^^^. Ancak Mahkeme'nin anayasa ikayetinde bulunulacandan emin olmas gerekmektedir. Zuck, istisnai bir durum olan dava ncesi geici tedbir karan verilmesini gvenceye almak iin taleple davann ayn anda Mahkeme'ye iletilmesini nermektedir^^z. Eer dava ama sresi iinde anayasa ikayetinde bulunulmazsa, dava ncesi verilmi geici tedbir karan da ortadan kalkacaktr^^^ Geici tedbir karan ile ilgili nemli bir tartma da, maddede talep koulundan sz edilmemesinden kaynaklanmaktadr. Byle bir koulun belirtilmemesinden dolay kimi yazarlar Anayasa Mahkemesi'nin resen geici tedbir karar verebileceini savunmaktadr. Dier yandan Mahkeme de pek ok kararnda byle bir yetkisi olduunu belirtmitir^^'^. Zuck resen yetkinin varln, anayasa ikayetinde hukuki korumamn ayn zamanda objektif bir ilevi olmasna -anayasay korumadayandrmaktadr^^^. Pestalozza ise geici tedbir karan ile ilgili resen yetkinin, Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerine ilikin sistemle badamadm ve yasann grlmesi srasndaki tartmalardan byle bir yetkinin amalanmadmn anlaldn ilen srmektedir^^^. Robbers de dava ncesi resen yetkiden sz etmenin, siyasal srece mdahale olacan ve bunun Mahkeme'nin zellii ile badamadn belirtmek tedir. Bunun yansra maddedeki 'verebilir' ibaresini Mahkeme'nin bir takdir ye&isi olarak deil, kouUann varl halinde 'zorunluluk' olarak
350 Bkz. BVerfGE 3, 277; 16, 238; 71, 352. Franz Klein da geici tedbir karar iin da vann art olmadn dnmektedir. Bkz. "Die einstweilige Anordnung im verfas sungsgerichtlichen Verfahren," JZ, 1966/14, s. 462. ^51 Pestalozza, a.g.e., s. 246. Ancak Pestalozza bu terim farkllnn, dava ncesi ge ici tedbir karan verilmesini salad grne katlmamaktadr. 352 Bkz. Zuck, a.g.e., s. 358. '5-' Drr, a.g.e., s. 144. 354 BVerfGE 1, 75; 1, 283; 15, 79; 35, 14; 42, 119 vd. 355 Bkz. Zuck, a.g.e., s. 358 dn. 2 ve "Die einstweilige Anordnung bei der Verfassungsbeschwerde gegen strafrechtliche Entscheidungen," NStZ, 1985/6, s. 242 dn. 17. Drr de resen yetkiyi tanmaktadr. Bkz a.g.e., s. 141. 3 5 " Bkz. a.g.e., s. 245. Ayn dorultuda Erichsen de ak yasal dzenlemenin gerekli olduunu savunmaktadr. Bkz. Hans-Uwe Erichsen, "Die einstweilige Anordnung," Bundesverfassungsgericht und Grundgesetz, (Hrsg. Christian Starck), Tbingen, J.C.B Mohr, 1976, s. 177.

89

nitelemektedir^^^. Buradaki paradoks ise, koullarn varlnn deer lendirilmesinin yine Mahkeme'nin yetkisinde olmasdr. Bu tartmann zm, gerek anayasa ikayetinde gerekse dier ana yasa yargs davalannda, geici tedbir karan verilebilmesinin kouUannn hangi ilev esas alnarak belirlendiini saptamaktr. 32. maddeye gre, "ar zaran nlemek, tehdit edici gc engellemek iin ya da baka nemli bir nedenle" kamu yaran iin acilen zorunlu ise, geici tedbir ka ran verilebiHr. Ashnda madde metninden kamu yaranmn yalnzca 'dier' nemli nedenler iin mi, yoksa ilk iki koulu iin de mi geerli olduu aka anlalmamaktadr. Ancak Mahkeme itihattan ve reti, kamu yarann ortak koul olarak yorumlamaktadr^SS. Buna karlk Klein ilk iki koulun, kamu yaran iin nemli dier koula alternatif olduunu dnmektedir359. ncelikle kiilerin temel haklarna ynelik ihlalleri ortadan kaldrmaya ve sbjektif koruma salamaya ynelik anayasa ikayetinde, geici tedbir karanmn temel ltlerinden birinin kamu yaran olmas il gintir. rk kii kendisine ynelik ar zarar tehlikesinin kamu asndan da benzer bir sonu dourabileceini kantlamak zorunda kala caktr. Kiinin sbjektif kouUannn Anayasa Mahkemesi'nce deerlen dirilmesi ve kamu yaranmn ek bir koul olmas daha yerinde olurdu. nk bu durumda, ancak genel bir neme sahip anayasa ikayetleri geici tedbir kararnn konusunu oluturabilecektir. Bu da anayasa ikayetinin yalnzca objektif ilevinin ne kmasna, Mahkeme'nin i yknn azaltlmasnn dolayl bir yolu olarak sbjektif ilevin gz ard edilmesine yol aacaktr. reti de bu kurumun objektif ilevini vurgulamaktadr. Pestalozza'ya gre, yasa metni kiisel tehlikeleri gz ard etmemekle bir likte, daha ok genel hukuk barn ve gvenliini korumaya yneliktir^O Zuck da geici tedbir karanmn bireysel bir hukuki koruma arac olmadn, aksine bunun Mahkeme'nin gelecekte verecei karan g vence altna aldn belirtmektedir. Yani Anayasa Mahkemesi, anayasa

-'-" Robbers, J u S , 1994/12, 1032. Pestalozza da burada bir takdir yetkisinin ol madn dnmektedir. Bkz. a.g.e., s. 248. Erichsen ise bir 'karar verme yetkisi'nin varlndan sz etmektedir. Bkz. a.g.e., s. 173. 358 BVerfGE 15, 226; 36, 139; Drr, a.g.e., s. 147; Erichsen, a.g.m., s. 185; Pestalozza, a.g.e., s. 249-250; Robbers, J u S , 1994/12, s. 1032; Zuck, a.g.e., s. 354. 359 F. Klein, J Z , 1966/14, s. 462. 3 " " Pestalozza, a.g.e., s. 249.

90

ikayetinin objektif ilevini ve Mahkeme'nin devlet yaps iindeki stat sn esas almaktadr^^l. Bu durumda, eer geici tedbir karannn ancak kamu yaranyla snrl olarak verilebilecei kabul edilirse, bu objektif ilevin resen yetkiye de olanak tamd kabul edilmelidir. Elbette yukarda belirtilen dava ncesi geici tedbir karan verilmesi olasl, resen yetkinin kullanlmas halinde sz konusu olmayacaktr. nk Mahkeme'nin bir davay resen amas olanakl olmad gibi, henz almam bir dava hakknda da geici tedbir karan vermesi olanakl deildir. Dier yandan anayasa ikayetlerinde geici tedbir karannn sbjektif ltler de dikkate alnarak verildii ka bul edilirse, kamu yarannn varhna dayanlmayan durumlarda, resen yetkinin kullanlmasnn sz konusu olmamas gerekir. nk resen yetki kamu yararna tannm bir yetki olup sbjektif hakkn korunmas amacyla Mahkemece kullanlamaz; koruma talebinin bizzat ikayetiden gelmesi gerekir. Geici tedbir kararlannda en ok dayanlan gereke, "ar zarann nlenmesi"dir. Ar zarara rnek olarak, tutuklanma tehlikesi^^^, bir mltecinin snrd edilecek olmas^^^ y^ da bir Alman vatandann einin smrd edilmesi^^^ gsterilebiUr. Bu rneklerden de grld gibi, ge ici tedbir karan verilirken ne yalnzca kamu yaran gzetilmekte ne de yalnzca kiisel koullar dikkate alnmaktadr. Bu talepte bulunanlar hem kendileri asndan ar zarann varln hem de bu tedbirle salanacak kamu yarann kantlamak zorundadr. Bunun yannda kii asndan ar ekonomik zararlar yeterli saylmamaktadr^^S. "Tehdit edici bir gcn engellenmesi" ise Anayasa Mahkemesi'nin kararlannda dayanak olarak hi kullanlmam olmakla birlikte, retide 'darbe tehlikesi, bir siyasi partinin iktidara el koymaya kalkmas' gibi durumlar buna rnek gsterilmektedir. Klein'a gre bu koulun mad deye konmas, Weimar Cumhuriyeti'ndeki nasyonal sosyalist terrn de neyimlerinden kaynaklanmaktadr^^^. Anayasa Mahkemesi ileri srlen koulun varln denetlerken bu koulun arl ve zorlayclyla, verecei geici tedbir karannn sonulann karlatrmaktadr. Karlatrma unsurlan, anayasa ikayetinin baar
361 362 363 364 365 366 Zuck, a.g.e., s. 354. Ayn dorultuda Drr, a.g.e., s. 142; BVerfGE 12, 40. BVerfGE 22, 180. BVerfGE 6, 445. BVerfGE 35, 178. BVerfGE 3, 38; 3, 285; 6, 6; 7, 180 vd; 14, 153. F. Klein, J Z , 1966/14, s. 464.

91

ans ve anayasa ikayetinin sonulandr. Her ne kadar Mahkeme anayasa ikayetinin basan ansnn geici tedbir karanmn verilmesinde etkili ol madn belirtmi olsa da^^^, pratikte basan ve sonuca ilikin ngrler birbirine kout biimde dikkate alnmaktadr^^^. Sonulara ilikin ngr, Mahkeme'nin yerleik itihadnda yle aklanmtr: "Geici tedbir karan, mahkemenin davann esasna ilikin gerekli kapsaml aratrmay yapacak zamarann olmad durumlarda ge rekli olabilir; byle bir durumda geici tedbir karann davann basan ansmn genel ve belirsiz bir deerlendirmesine brakmak uygun deildir (BVerfGE 7, 371). Anayasa Mahkemesi zellikle geici tedbir karanmn verilmedii ancak daha sonra anayasa ikayetinin basan kazand du rumda ortaya kacak sonularla, geici tedbir karanmn verildii ancak anayasa ikayetinin baanh olmad durumdaki sakmcalan gz nne almak ve buna gre karar vermek zorundadr"369_ Basan ansnn deerlendirildii durumlarda ise ncelikle, anayasa ikayetinin geersiz ve aka gerekesiz olup olmadna baklmaktadr^'^o. Zuck pratikteki incelemenin aamal olarak gerekletiril diini behrtmektedir: 1- Anayasa ikayetinin basan ans, 2- Karar iin srenin yeterli olup olmad, 3- Bir ara zmn acil olup olmad^^^. Geici tedbir karannda dikkate alnan dier bir nokta ise, verilen ka rarla Mahkeme'nin esas hakkndaki kararnn ne alnmamas, yani Mahkeme'nin karann gvenceye alan geici tedbir karanmn karann ye rine gememesidir. Ancak bu kuraln kural kadar ok uygulanan bir is tisnas vardr: "Eer mevcut durumda esasa ilikin karar ok ge gelecek ve talep sahibine de baka yollardan hukuki koruma salanamayacaksa, esas hakkndaki nihai karann nceden verilmesi yasandan sz edilemez"3^2 Buna rnek, seim propagandas srasnda radyo ve televizyo nun kullanlmasnda partilere getirilen baz snrlamalardr. Bu durumda verilecek her trl karar seimden sonraya kalaca iin, sonradan gele-

367 368 369 370 371 372

BVerfGE 7, 371; 44, 101; 71, 161. Ayn dorultuda bkz. Dn, a.g.e., s. 149; Zuck, a.g.e., s. 363. BVerfGE 64, 69-70 ve BVerfGE 72, 301. Bkz. BVerfGE 68, 235; 80, 79-81. Zuck, NStZ, 1985/6 s. 242 dn. 14. BVerfGE 34, 162 vd; 67, 151.

92

cek hukuki korumamn bir etkisi olmayacaktr^^^. Benzer biimde nfus saym yasasna kar bavurulan anayasa ikayeti iin verilecek karann, saymdan sonra verilmesi halinde bir etkisinin olmayacana karar verilmitir374. Yasa kimlerin geici tedbir karan talebinde bulunabileceklerini aka belirtmemitir. Ancak ilgili maddenin ikinci fkrasnda, duruma yapl makszn verilen geici tedbir kararlannda grlerinin alnmayabilecei belirtilen kiilerin, talep hakkna da sahip olduklan sonucu kanlabilir. Buna davaya katlanlar, Anayasa Mahkemesi Kanunu md. 94/V C. l'e gre, ilemi dava konusu edilmi anayasal organlan temsile yetkili olanlar ve davada sz hakk olanlar dahildir. Karan vermeye, davamn esas hakknda yetkili Senato yetkilidir. G. KARAR Anayasa Mahkemesi Kanunu md. 95/I'e gre, "Anayasa ikayeti ka bul edilirse kararda, anayasann hangi hkmnn, hangi eylem ya da ih malle ihlal edildii behrtilmelidir. Anayasa Mahkemesi ayn zamanda dava konusu ilemin yinelenmesinin anayasay yine ihlal edeceini belir tebilir. Bir yarg karanna kar anayasa ikayeti kabul edildiinde, Anayasa Mahkemesi karan bozar ve md. 90/11 C. 1 'deki durumda davay yetkih bir mahkemeye gnderir. Bir yasaya kar anayasa ikayeti kabul edildiinde, yasa iptal edilir. Ayn durum, bozulan karar anayasaya aykn bir yasaya dayand iin ikinci fkraya gre kabul edilen anayasa ikayetinde de geerlidir. 79. madde hkmleri sakhdr"375_ Federal Anayasa Mahkemesi kararlan kesindir. Birinci ya da kinci Senato'da baklan anayasa ikayeti davalan, iki Senato'nun birlemesin den oluan genel kurula (Plenum) gtrlemez. nk Mahkeme'nin de belirttii gibi, "Anayasa Mahkemesi deiik biimde ortaya kar; Birinci Senato, kinci Senato ve Genel Kurul. Bu kurul da Anayasa
373 BVerfGE 67, 149. 374 BVerfGE 64, 69. 3 ' 5 Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 79/1 maddesine gre, "Anayasayla badamad aklanan ya da 78. maddeye gre iptal edilen bir norma ya da bir normun Anayasa Mahkemesi'nce anayasayla badamad aklanan bir yorumuna dayanan ke sinlemi bir ceza karar hakknda, ceza usul hukuku kurallarna gre yarglamann yenilenmesi talep edilebilir".

93

Mahkemesi'ni oluturur"^^^. Bu kararla, Mahkeme'nin kararlarnn ke sinlii aka ortaya konmutur. Senatolar arasndaki itihat farkll ise Mahkeme'nin trl ileyiine ilikin bir sorun olarak ele alnm olup hukuki zmlerin bulunmas, Mahkeme'ye braklmtr. Eer ikayetinin Anayasa md. 3/I'deki yasa nnde eitlik hakknn bir yasayla ihlal edildii sonucuna vanhrsa ve bu ihlal ksmen yasakoyucunun ihmalinden kaynaklanyorsa, Anayasa Mahkemesi Kanunu md. 95/1 dorultusunda temel hakkn ihlal edildii aptami^^^- Mahkeme yasa kurallarn iptal edebilecei gibi, yasal bir dzenlemenin yalnzca anayasayla 'badamadm' saptamakla da yetinebilir^^S. Anlald zere. Federal Anayasa Mahkemesi'nin bir yasayla ilgili olarak verebi lecei kararlar yalnzca iptalle snrl deildir. Yasa hkmn ortadan kaldran iptahn yansra Mahkeme 'anayasayla badamazlk' karan da verebilir. Bu karar tr, yargsal itihatla getirilmi olup zaman iinde Anayasa Mahkemesi'nce de benimsenmitir. Burada sz konusu olan, saptanm anayasaya ayknln giderilmesi iin birden fazla yol varsa, en uygun zmn uygulanmasnn yasakoyucunun seimine braklmasdr. rnein, yasakoyucunun devlet hizmetlerinin sunulmasnda belli baz kii gruplarn gzetip eitlik ilkesine aykm olarak baka bir grubu ihmal etmi olmas halinde, bu anayasaya aykmlk ya ihmal edilen grubun da hizmetin kapsamna alnmasyla ya o zamana dek sunulan hizmetlerin sfrlanmasyla ya da hizmetten yararlanmay batan dzenleyen yeni bir yasama ilemiyle giderilebilir379. Bir ihmale kar anayasa ikayetinin kabul halinde kural olarak. Anayasa Mahkemesi belli eylemlerde bulunma ykmll getiremez. Bu, bir yasak getirmeyi de kapsamaktadr^^^. Ancak baz durumlarda, zellikle de anayasann 3/1 maddesindeki yasa nnde eitlik ilkesinin yasayla ihlalinde, bu kuraln istisnas kabul edilmektedir^^i.

376 BVerfGE2,95. ^' ' Zuck, a.g.e., s. 343. 3 ' ptal iin bkz. BVerfGE 65, 3; badamad saptamas iin bkz. BverfGE 62, 374 vd. ^'" Aklama iin bkz. Wiltraut Rupp-von Brnneck, AR(102), 1977, s. 19. Ayrca bkz. BVerfGE 22, 360 vd. 380 BVerfGE 55, 364. Ayrca bkz. Gather, DWW, 1984/5, s. 122. ^^ Bkz. BVerfGE 15, 76: Bu kararda, karar bozulan Federal Mahkemesi'nin ancak federal hkmet anayasal devini yerine getirdikten sonra yeni bir karar verebi lecei belirtilmitir. Aynca bkz. BVerfGE 15, 125.

94

Maddi anlamda kesinlik yalnzca karann sonucu iin geerlidir; karar gerekeleri iin geerli deildir^^^ AYMK md. S/I'e gre, Anayasa Mahkemesi'nin kararlar federal ve eyalet anayasa organlann, tm mah keme ve makamlan balar. Bunun yansra, Anayasa Mahkemesi kararlannn yalnz hkm fkras deil, gerekeleri de tm devlet organlan asndan balaycdr^^^. Mahkeme kararlannn balaychgnm yannda, maddenin ikinci fkrasnda kararlarn baz durumlarda vasa gcnde ol masndan sz edilmektedir. Buna gre, bir anayasa ikayeti davasnda Mahkeme bir yasay anayasaya uygun ya da anayasayla badamaz ilan ettii ya da iptal ettii durumlarda karann yasa gcnde olmas szkonusudur. Bir yasann anayasaya ya da federal hukuka uygun olduu, bu nunla badamaz ilan edildii ya da iptal edildii durumda karar. Federal Adalet Bakanl tarafndan Federal Resmi Gazete'de ilan edilir. AYMK md. 35'e gre Mahkeme, karannn hangi organ tarafndan uygulanacan, bazen de somut olayda uygulamann nitehk ve biimini de belirtebilir. Bir yarg karan ya da idari ileme kar anayasa ikayetinde bulu nulmusa, ikayetin kabul halinde Mahkeme, yarg karann ya da idari ilemi ortadan kaldrr. Bunu yaparken dava konusu karar ya da ilemin yansra, kanun yollar tketilirken bu ihlali ortadan kaldrmayan, bu ne denle de iptal edilmemeleri/ortadan kaldnlmamalan halinde temel hak ihlalini srdrecek btn ilem ve kararlar da kaldnlr384. Eer kanun yollan tketildikten sonra Mahkeme'ye gelinmise dava, yeni bir karar verilmek zere yetkili bir mahkemeye gnderilir. Eer ka nun yollar tketilmemise, geri gnderilecek bir makam da yoktur. Bu durumda otomatik olarak, karan bozulan mahkeme devreye girer. Pekcantez, bu haliyle Anayasa Mahkemesi'nin temyiz mahkemesi gibi grev yaptn belirtmektedir^^^. Yetkili bir mahkemeden ne anlalmaldr? lk akla gelen, davaya son olarak bakm mahkemedir. Ancak yasadaki ifade. Anayasa Mahkemesi'nin davay son mahkemeye gndermeye zorunlu olmadn gstermektedir^^^. Mahkeme davay ilk derece mahkemesine de geri gnderebilir. Ancak bu gnderme usul

382 BVerfGE4, 38. 383 BVerfGE 40, 93 vd. Bkz. Robbers, JuS, 1994/12, s. 1034; Zuck, "Die Zulssigkeitsvoraussetzungen der Verfassungsbeschwerde nach 90 BVerfGG," JuS, 1988/5, s. 375. 384 Bkz. Drr, a.g.e., s. 138. 385 Pekcantez, Anayasa Yargs 12, s. 281. 386 ^yfij dorultuda bkz. Pestalozza, a.g.e., s. 200.

95

ekonomisine aykm olmamaldr. Anayasa ikayeti ncesinde davayla hi ilgisi olmam bir mahkemenin bu kapsamda olmad da ortadadr. Bir yasaya kar anayasa ikayeti kabul edilmise, yasa iptal edilir ya da anayasayla badamadna karar verilir. Eer bir ihmal varsa, anaya saya ayknhn saptanmasyla yetinilir^^^. n. GENEL USUL KURALLARI Anayasa ikayetinde usul kurallan tek bana bir inceleme konusu oluturacamk kadar genitir. Bu tezin smrlan iinde usul kurallann ince lemekte ama, bu blmn birinci ayrmnda maddi olarak ele alnan anayasa ikayetinin genel usul kurallanyla tamamlanmasdr. Bu nedenle bu balk altnda usulle ilgili tm sorun ve tartmalann ele alnmas bek lenmemelidir. A. Temsil ve Duruma Anayasa ikayetinde kural olarak, temsil zorunluluu yoktur. Yani anayasa ikayetinde bulunanlar davay bizzat yrtebilirler. Ancak Anayasa Mahkemesi'nde duruma yaplmas halinde, ikayetinin Ahnan mahkemelerinde yetkili bir avukat ya da bir Alman yksekretim ku rumunda hukuk alannda alan bir retim yesi tarafndan temsil edilmesi zorunludur (AYMK md. 22/1). Temsil yetkisi veren vekletna mede dava zellikle ve aka belirtilmelidir (md. 22/11). Anayasa Mahkemesi kural olarak, duruma sonunda karar verir. Ancak davaya katlanlarn bundan vazgemesi ya da baka bir dzenle menin varl halinde dosya zerinde karar verir (AYMK md. 25/1). B. Bavuru Bavurular Mahkeme'ye yazl olarak yaplmak zorundadr. Bavuru mektup ya da telgrafla yaplabilecei gibi, teleks ya da faksla da yaplabihr^^S. Talepler gerekeli olmal ve gerekli kantlar bavuruyla birlikte Mahkeme'ye sunulmahdr (AYMK md 23A). rnein, yarg kararlanna kar anayasa ikayetinde bulunan kii, kanun yoUann tkettiini gste ren btn belgeleri bavurusuna eklemelidir. hlali gerekletiren olay da dilekede yer almaldr389. Gerekede ihlal edildii ileri srlen hak ve
387 Gather, DWW, 1984/5, s. 122. 388 BVerfGE 74, 235. 389 BVerfGE 9, 115; st. Rspr.

96

ihlali gerekletirdii iddia edilen organ ya da makamn eylem ya da ih mali belirtilmelidir (AYMK md. 92)^^. Bu aklamalardan davada neyin talep edildii anlalmaldr^^i. Anayasa Mahkemesi'nin yerleik iti hadna gre, "ihlal edildii ileri srlen hak, bir anayasa ikayetindeki taleplerin en alt snnm oluturur ve bu nedenle dava ama sresi iinde bu eksiklik mutlaka tamamlanmaldr^^^ Bavurusu yaplm ancak gerekelendirilmemi bir bavuru dilekesi, genel deftere yazlr ve dava sresinin sonuna kadar bekletilir. Eer sresi iinde eksik tamamlanmsa sre ilemeye devam eder; eksik tamam lanmazsa, dava almam saylr^^^ Henschel'e gre, ancak kapsaml bir gerekelendirme ykmll anayasa ikayetinde bulunacak kiiyi bavurusunun basan ans ve anayasa ikayetinin olaanst bir hukuki are olmasnn istisnai ilevi zerinde dnmeye itecektir. Bylelikle de anayasa ikayeti amacna uygun olarak kuUanlacaktr394. ikayette bulunan kii btn bu biimsel koullan yerine getirmi olsa bile davas kabul edilmeyebilir. nk kii biimsel kouUann yannda, verilebilecek bir karann anayasal nemi konusunda da yeterli kamt sunmak ve bunu gerekelendirmek zorundadr. zellikle mahkeme kararlanna kar anayasa ikayetinde bulunan kii, dava konusu karann yalnzca basit hukuku ihlal etmekle kalmayp ayn zamanda temel hak larla ilgili esaslar gzard ettiini ve bir temel hak ihlalinin ger ekletiini kantlamak zorundadr^^S. C. Masraf ve Harlar Anayasa Mahkemesi'nde baklan davalar harca tabi deildir. Eer anayasa ikayetinde bulunulmas ktye kullanma oluturuyorsa ya da
^"" Henschel, Anayasa Mahkemesi'nde dava almasn dzenleyen genel nitelikteki 23. maddeyle anayasa ikayetinin gerekelendirilmesini dzenleyen 92. maddenin lex specialis- lex generalis ilkesi uyarnca deerlendirilmesi gerektiini dnmektedir. Bkz. Johann Friedrich Henschel, "Zulssigkeit und Darlegungslast im Verfahren der Verfassungsbeschwerde," Festschrift fr Helmut Simon, 1987, s. 96-97. Drr, a.g.e., s. 100. BVerfGE 5,1; st. Rspr. Mahkeme'nin bir baka yerleik itihadna gre de, "ikayetinin bavurusundan bir temel hek ihlali olasl yeterli lde anlalabilmelidir" (BVerfGE 78, 329; st. Rspr.). Zuck, Die unzumutbare Monatsfrist fr die Verfassungsbeschwerde gegen Gerichtsentscheidungen," MDR, 1985/10, s. 804. Johann Friedrich Henschel, Festschrift fr Helmut Simon, 1987, s. 99. Drr, a.g.e., s. 106. n incelemedeki koullar ve ltler aada nc blmn birinci ayrmnda ele alnacaktr.

391 392

^^^ 394 '95

97

kt niyetle geici tedbir karar talebinde bulunulmusa. Mahkeme be bin marka kadar bir har denmesini ngrebilir (AYMK md. 34). Drr cezai nitelikteki bu harlarla. Mahkeme'nin i yknden bir lde kurtanlmasnm umulduunu, bylelikle Mahkeme'nin ilevselliinin ko runmasnn amalandn dnmektedir^^. Mahkeme'ye gre, "ikayette bulunann ya da temsilcisinin anayasa ikayetinde bulunurken hukuki zen ykmlln ihlal etmeleri ha linde" ktye kullanma harc szkonusu olacaktr^^^. Anayasa Mahkemesi'nin bakt davalann harca tabi olmamasnn temeUnde, anayasa yargsmdaki btn davalarn objektif hukuk dzenini korumaya ynelik aralar olarak grlmesi ve anayasa ikayetinde ise, kiilerin temel haklarn korumann maddi bir deerle llememesi, bu nun yannda mali koullarn hak aramada engel oluturmasn nleme istei yatmaktadr. Ktye kullanma harc 1951 tarihli Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun ilk halinde yer almyordu. 1970 tarihli yasa deiikliiyle 34. mad denin beinci fkras olarak dzenlenmitir. Bu dzenlemede, "bir ana yasa ikayetinin karar iin kabul reddedildiinde (...) ikayet bir ktye kullanma oluturuyorsa, Anayasa Mahkemesi ikayeti iin 20 marktan 1000 marka kadar bir har ngrebilir" denmekteydi. Daha sonra 1985 tarihli yasa deiikliiyle ktye kullanma harcna ek olarak red harc da getirilmitir. Bu dzenlemede de, "bir anayasa ikayeti karar iin kabul edilmediinde ya da esastan reddedildiinde. Anayasa Mahkemesi ikayeti iin 1000 marica kadar bir har ngrebi lir. Harca ve miktanna karar verilirken btn koullar, zellikle davann konusu, gerekelerin arh, davann ikayeti asndan nemi ve servet ile gelirlerinin oran dikkate alnmaldr" denmekteydi. Bu yasa deiikliinde ktye kullanma harcnn da 5000 marka kadar yksellebilecei hkm getirilmitir. Zuck bu red harcyla. Anayasa Mahkemesi'ndeki davalarn harca tabi olmad kurahnn ortadan kaldrld sonucuna varmtr. Bu durumda 1000 marka kadar bir har ngrldnde red harcndan, 5000 marka kadar ykseldiinde ise ktye kullanma harcndan sz edilecekti^^^. Gerekten de 1985 ylndaki dzenlemede, red gerekesiyle ktye kullanmann snrnn i396 Drr, a.g.e., s. 152. 397 BVerfGE 7, 330; 14, 195. '" Zuck, "Die Fnfte Novelle zum Bundesverfassungsgerichtsgesetz," NJW, 1986/15, s. 968-969. Zuck ayrca bu yolla, anayasal olarak snrlandrlmam anayasa ikayetinin, dolayl mali yklerle snrlandrldn belirtmektedir.

98

zilmesi konusunda Anayasa Mahkemesi snrsz biimde takdir hakkyla donatlm grnmektedir. Red harc yalnzca sekiz yl uygulanm ve 1993'te yaplan yasa deiikliinde kaldrlmtr; ktye kullanma harc ile ilgili dzenleme halen yrrlktedir. III. KOMNAL ANAYASA KAYET Bireysel anayasa ikayetinin yannda, baz zel koullan gerektiren dier bir hukuki bavuru yolu da komnal anayasa ikayetidir. Bu ku rumun bireysel anayasa ikayetinden en nemli farkn, hakkn zneleri ve dayanlan temel hak oluturmaktadr. Nitekim bireysel anayasa ikayetinden farkl olarak komnal anayasa ikayeti, devletin idari yaplanmasnn gvence altna alnmasna hizmet eder399. Trkeye basite, belediye (Gemeinde) ve belediye birliklerinin (Gemeindeverbnde) anayasa ikayeti hakk olarak evrilebilecek olan bu dava trn anlamak iin, Trkiye ynetim yapsndan olduka farkl olan Almanya ynetim yapsnn bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle ta raf ehliyetine sahip kurumlar aklamricen, bu kurumlann yapsna ve ta rihesine de ksaca deinilecektir. A. TARAF EHLYET 1. Belediyeler Kamu gcn kullanyor olmalanna karn belediyeler. Federal Alman Anayasas'nm 93/1 4b maddesi uyannca, Anayasa'nn 28/11 mad desinde yer alan "zerk ynetim" haklannn ihlal edildii gerekesiyle komnal anayasa ikayeti yoluna bavurabilirler. Trkiye'nin belediyeler, bykehir belediyeleri, il zel idareleri ve kylerden oluan yerel ynetim yapsna karlk Almanya'da, ileler ve belediyeler olmak zere iki temel yerel ynetim birimi bulunmaktadr. Trk hukukunda 1982 Anayasas'yla olduka merkeziyeti bir arayla dzenlenmi olan yerel ynetimler, Stndestaat geleneinden gelen Almanya'da geni bir zerklie sahiptir.

-'^" Burmeister, "Die kommunale Verfassungsbeschwerde im System der gerichtlichen Verfahrensarten," JA (1980), s. 18; aktaran Michael Sachs, "Die kommunale Verfassungsbeschwerde im System der verfassungsgerichtlichen Verfahrensarten," BayVBl, 1982/2, s. 38.

99

ehir devletiyle zde olmayan Stnde kurumlan, Ortaa'da pays, kontluk, prenslik, lke ya da eyalet gibi corafi snrlar belli bir blgeyi kapsyordu'*^^. Bu kurumlann farkll, merkezi iktidann karsnda yerel bir iktidar olarak varlklann srdrmeleri ve bu yolla hkmdara kar siyasal bir g oluturmalaryd. Poggi bu zerklii dalizm olarak tanmlamakta ve bu kavramn, blgesel hkmdarla Stnde'nin siyasal gc birlikte elde tuttuklan, ancak her ikisinin de ayn birer siyasal mer kez olarak kabul edildikleri anlamna geldiini belirtmektedir^^!. Ortaa'n bu siyasal gelenei, Almanya'nn idari ve siyasi alanda gl bir merkezi yaplanmay gerekletirmesini engellemitir. Bu zerklik anlay, gnmz Almanya'snn federal sisteminde bile terkedilmediinden, Almanya'da yerel ynetimler basit birer hizmet birimi ola rak deil, beUi bir corafyada yaayan topluluun siyasal rgtlenmesi olarak anlalmaktadr. Yerel ynetimler, kendi snrlan iindeki yerel nitelikli kamu hizmet lerinin tmn, kendi sorumluluktan altnda yrtme yetkisine sahip tek ve temel kurululardr402, Bunlann genel, dorudan, serbest, eit ve gizli oyla seilen bir ynetim organlan bulunur ve bunlar bir ileye bal olabilecekleri gibi, olmayabilirler de^o^. Yerel ynetimler iki ana grup altnda toplanabilir: - Krsal blge yerel ynetimleri: Bunlar, ile ve kk belediyelerden oluur. Bu kapsamdaki belediyeler ile sistemi iinde yer ahr, ancak il eyle aralannda astlk-stlk ilikisi yoktur. leler tzel kiilie sahiptir ve yerel ynetim birimi olarak belli temel ilevlerinin yannda, modelde yer alan belediyeler federasyonunun st birimi ya da bir tr "belediyeler birlii" niteliindedir. Federal dare Mahkemesi'nin bir karanna gre, "belediyelere tannan zerk ynetim hakkyla ilelere tannan hak arasnda ze ilikin bir fark yoktuf'^^'^. - Kentsel yerel ynetimler: Bata Berlin, Hamburg ve Bremen olmak zere Almanya'da 90'mn zerinde ile sistemi dnda yer alan t)elediye vardr. Bunlar dier smflandrma iinde yer alan belediye ve ilelerin ye rine getirdii grevleri tek balanna yerine getirmektedirler^^^. rnein,
"^^^ Gianfranco Poggi, ada Devletin Geliimi, ev. Binnaz Toprak-ule Kut, stanbul, Hrriyet Vakf Yaynlar, 1991, s. 58. 401 Poggi, a.g.e., s. 58-59. ^^^ Seluk Yalnda, F. Almanya ve Trkiye'de Yerel Ynetimler, Ankara, TODAIE Yaynlar, 1992, s.ll. 403 Creifelds Rechtsvprterbuch, Mnchen, C.H.Beck, 1992, s. 459-460. 404 BVerwGE 67, 321. 405 Snflandrma iin bkz. Yalnda, a.g.e., s.27-70.

100

Bremen eyaletinde hem Bremerhaven hem de Bremen ehrinin belediye leri, komnal anayasa ikayeti asndan taraf ehliyetine sahip saylmaktadr. Buna karlk, Bremen eyaleti aada aklanacak olan an lamda belediye birlii saylmamaktadr^^^. Bunun nedeni, eyalet olma niteliinin, anayasal sonulan bakmndan baskn olmasdr. Ayn ey, Hamburg ve Berhn ehir devletleri iin de geerlidir. Bu ehir devleti, eyalet-merkez atmas nedeniyle soyut norm denetimi yoluna bavurabilirler, ancak komnal anayasa ikayeti yetkileri yoktur^^^. 2. Belediye Birlikleri (leler) Belediye birlikleri, belediye ynetimlerinin stnde yer alan kamu hukuku kurulutandr. Eskisinden farid olarak bunlar, yalnzca belediye lerin biraraya gelmesinden oluan yeni bir hukuki kiilik deil, dorudan halk tarafndan seilen bir meclisi olan bamsz yaplardr. En tipik be lediye birlii, ilelerdir. Birliklerin yasadan kaynaklanan grevleri nede niyle, zerk ynetim haklan vardr^^^. Gerek ile sisteminin iinde yer alan gerekse bunun dndaki beledi yeler, komuluk ilikileri iinde belli hizmetlerin daha iyi retilebilmesi iin ibirlii yapp belediye birlii ats altnda bir araya gelebilirler^^^. Federal Alman Anayasa Mahkemesi'ne gre, "belediye birlikleri, zerk ynetim grevini yerine getirmek zere belediyelerin, evre ve etki alanlanna gre oluturduktan yerel ynetim rgtleridir'"*^^. Badura ise Anayasa'da sz geen belediye biriii teriminden ilelerin anlalmas gerektiini sylemektedir^^ 1. Bu, ile sistemi iinde yer alan belediye lerle, ayn biimde zerk ynetim hakkna sahip olan ileler asndan doru olmakla birlikte, ile sistemi iinde yer alsn ya da almasn, beledi yelerin biraraya gelerek oluturduktan birlikleri capsamamaktadr. Bu nedenle, t)elediye birlii terimini kuUanmak daha doru olacaktr.

^^ 407 408 409 410 411

Gerhard Robbers, "Verfassungsprozessuale Probleme in der ffentlichrechtlichen Arbeit," JuS, 1994/2, s. 129; Zuck, a.g.e., s. 418. Robbers. J u S , 1994/2, s. 129. Creifelds Rechtswrterbuch, Mnchen, C.H.Beck, 1992, s. 461. Yalnda, a.g.e., s. 47 ve 70. BVerfGE 52, 95. Peter Badura, Staatsrecht, Mnchen, Verlag C.H.Beck, 1986, s. 237 ve 527.

101

B. KOMUNAL ANAYASA KAYETNN DAYANDII TEMEL HAK Komnal anayasa ikayetinde szkonusu olan, kamu tzelkiilerinin sbjektifletirilmi hukuki durumlarna ilikin ihlallerin saptanmasdr^^^. F. Alman Anayasas'nn 93/1 4b bendine gre bu hukuki durum, zerk ynetim hakkyla smrlandnlmtr. zerk ynetim ilkesi, zellikle Almanya gibi yerel ynetim yaps gl bir devlette yalnzca anayasamn pozitif dzenlemesiyle snrl olarak anlalmamaldr. Dietlein'n da beUrttii gibi, ancak ierik ve doasyla birlikte, demokratik, federatif bir hukuk devletinin snrlar iinde dnldnde belediye ve belediye birliklerinin anayasal anlam kavranabilir^^^. zerk ynetim ilkesinin ihla, yalmzca aktif olarak deil, rnein, yerel ynetimlerin katlmn zorunlu klan bir karann, bunlar dnda alnmasyla pasif biimde de gerekleebilir4i4. Hangi tr karar larn yerel ynetimleri ilgilendirdiini. Federal dare Mahkemesi bir karannda yle aklamtr: "Yerel ynetimlerin yetki alanlanmn tamamn ya da bir ksmn ilgilendiren, haklarn ihlal eden ya da yresel geliimlerini etkileyen kararlar, yerel ynetimlerin katlmm zorunlu klan ve bu gereklemedii takdirde zerk ynetim ilkesini ihlal eden kararlardr'^^is. Bunun yannda Anayasa Mahkemesi'nin yerleik itihadna gre, belediyelerin isimleri zerindeki haklan da zerk ynetim ilkesinin kapsamndadr^^^. Anayasa Mahkemesi, zerk ynetim hakknn ihlali iddiasn inceler ken, szkonusu ilkeyi anayasann btnl iinde ilgilendiren dier anayasa normlanm da gznne alr ve dava konusu normu bu erevede denetlerdik.

'^^~ Michael Sachs, "Die kommunale Verfassungsbeschwerde im System der verfas sungsgerichtlichen Verfahrensarten," BayVBl, 1982/2, s. 41. 41-' Max Dietlein, "Einfachrechtliche Kontrollmassstbe im kommunalen Verfassungsbeschwerdeverfahren gegen gesetzliche Normen," NWVBL, 1992/1, s. 5. 414 Dietlein, NWVBL, 1992/1, s. 6. 415 BVerwGE, NJW 1987, s. 2096-97, aktaran Dieein, a.g.m., s. 6. 416 Robbers, JuS, 1994/2, s. 130. 417 BVerfGE 1, 181 vd.; 26, 244; aktaran Alfred Rinken, Kommentar zum Grundgesetz fr die Bundesrepublik Deutschland (2. Band), (der.) Rudolf Wassermann, 2. Auflage, Neuwied, Hermann Luchterhand Verlag, 1989 iinde, s. 1061.

102

C. DAVANIN KONUSU . Bireysel anayasa ikayetinden farkl olarak, bu dava trnde yalmzca yasalar aleyhine dava alabilir. Yasadan anlalmas gereken, belediye ve birlikler asndan sonu douran her trl hukuk normu olup kanun hkmnde kararnameler ve tzk, ynetmelik gibi dier hukuk normlan da ikayetin konusu olabilir; aksi halde hakkn korunma amacn snrlayan, hatta ortadan kaldran bir hukuk boluu doacaktr^i^^ Teaml hukukunun ve yargcn yaratt hukukun dava konusu olup olamayaca ise tartmahdr. Dava konusu ilem, federal devlete ait olabilecei gibi, bir eyalet ilemi de olabilir. Bireysel ikayette olduu gibi, belediyeler ya da belediye birlikleri, yasann kendilerini, dorudan ve gncel olarak etkiliyor olduunu kantlamak zorundadrlar. Eer bir yasann uygulanmas iin bir kanun hkmnde kararnamenin karlmas gerekiyorsa, komnal anayasa ikayeti yasaya deil, buna kar almaldr. nk dorudanlk koulu yasa iin henz gereklememitir. Ancak dava srasnda ilemin da yanan oluturan yasa da anayasaUk denetimine tabi tutulabiUr^^^. te yandan hak sahibi kurumlar, yalnzca yasay somutlatran bir idari ilemin kanlmasn beklemek ve ncelikle idari yarg yoluna bavurmak zorunda braklamazlar. nk bu kurumlar yalnzca yasalara kar ana yasa ikayeti yoluna bavurabileceklerinden, sz konusu idari ilemlere ya da mahkeme kararlanna kar benzeri bir haklan yoktur^^O D. KNCLLK LKES Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 91. maddesinin ikinci cmlesine gre, "eyalet hukuku, zerk ynetim ilkesinin ihlali nedeniyle Eyalet Anayasa Mahkemesi'ne bavurma olana tanyorsa. Federal Anayasa Mahkemesi'ne gitme olana yoktur". Berlin, Brandenburg, Freistaat Bayern, Baden-Wrttemberg, Freie Hansestadt Bremen, Hessen, Mecklenburg-Vorpommern, Nordrhein-Westfalen, Niedersachsen, Rheinland-Pfalz, Freistaat Sachsen, Sachsen-Anhalt, Thringen ve Saarland eyaletlerinde bu hak tannmtr^^l Ancak gzden kamlmamas

"^l^ 419 420 421

bkz. BVerfGE 26, 237; 76, 112 vd.; Christian Pestalozza, a.g.e, s. 192. bkz. BVerfGE 76, 113. BVefGE 71. 35 vd. Birleme sonras Alman eyalet anayasalar iin bkz. Die Verfassungen aller Deutschen Lnder, Mnchen, Wilhelm Goldmann Verlag, 1994 ve Rinken,

103

gereken nokta. Eyalet Anayasa Mahkemelerinin yalnzca eyalet huku kunu denetlemeye yetkili olduklandr. Yani, eyaletlerde bu yol ak tu tulmu olsa bile, zerk ynetim hakkn ihlal eden yasa bir federal yasa ise, yalnzca Federal Anayasa Mahkemesi tarafndan denetlenebilir^^^. Bu blmde anlatlan zel koullar dnda, komnal anayasa ikaye tinin dier dava koullan bireysel anayasa ikayetinde olduu gibidir.

a.g.e., s. 1061. Bu durumda, Eyalet Anayasa Mahkemesi'ne bavurma olana tanunayan eyaletler, Freie und Hansestadt Hamburg ve Schleswig-Holstein'du'. 422 bkz. Robbers, a.g.m., s. 129.

104

NC BLM ANAYASA KAYETNN GELECE ve TRKYE ZERNE DNCELER

I. ANAYASA KAYETNDE SORUNLAR ve NERLER Anayasa ikayetinin ilevi ve gelecei tartmalarnda pek ok neri getirilmekle birlikte, asl nemli nokta. Senato'nun yarglamaya bala masndan nce gerekletirilen ilk aamadr. Bu nedenle birinci bahk ka rar ncesi incelemeye aynhn, anayasa ikayetiyle ilgili dier reform nerileri de ikinci bahkta ele alnmtr. A. KARAR NCES NCELEME Karar ncesi inceleme, anayasa ikayetinin Anayasa Mahkemesi'nin i yetenei snrlan iinde rasyonel bir dzeye getirilmesi, Mahkeme'nin i yknn azaltlmas tartmalanmn merkezinde yer alan ve pek ok yasa deiikliine konu olan bir kurumdur. 1951 tarihli Anayasa Mahkemesi Kanunu'nda yaplan 1956, 1959, 1963, 1970, 1985 ve 1993 yasa deiikliklerinin temelinde, karar ncesi inceleme yoluyla anayasa ikayetini yeniden dzenleme dncesi yatmaktadr. Karar ncesi inceleme aamasn ve dairelerin grevini incelemeden nce. Federal Anayasa Mahkemesi'nin yapsna ksaca deinmekte yarar vardr: Federal Anayasa Mahkemesi sekizer kiilik iki Senato'dan oluur. Her iki Senato'nun da kararlan kesindir ve bir Senato'nun karanna kar dier Senato'ya bavurulamaz. Senato'lann karar yetersays altdr. Eer zorunluluk nedeniyle bir senato karar yetersaysna ulaamyorsa, bu sayya ulalmcaya kadar dier Senato'dan yarglar vekleten grev ya par (AYMK md. 15/11). Senatolar arasnda iblm deil, grev blm ilikisi vardr. Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 14. maddesinde Birinci ve kinci Senato'nun grevine giren konular belirtilmitir. Buna gre. Birinci Senato'nun bakaca davalar, daha ok bir yasal dzenlemenin temel haklarla ya da Anayasa'mn 33, 101, 103 ve 104. maddelerindeki temel hak benzeri haklarla badamadnn ileri srld soyut ve somut norm denetimi davalan ile komnal anayasa ikayeti ile seim hukukuna 105

ilikin anayasa ikayetleri dnda kalan anayasa ikayeti davalandr. kinci Senato'nun bakaca davalar ise, soyut ve somut norm denetimi dndaki dier denetim davalan ve Birinci Senato'nun grevine girme yen anayasa ikayeti davalardr. Aym maddenin drdnc fkrasnda ise, Genel Kurul'un gelecek i ylndan geerli olmak zere, eer bir senato nun yalnzca geici bir i yknden kurtanlmas iin deil, srekli bir i yknden kurtanlmas iin gerekliyse, grev ilikisini yeniden dzenleme yetkisine sahip olduu belirtilmektedir. Bu yeni dzenleme, henz durumas yaplmam ya da karar iin hakknda grme yaplmam derdest davalar iin de geerlidir. Genel Kurul'un bu karan Federal Resmi Gazete'de yaynlanarak yrrle girer. Bir Senato'nun hukuki bir sorunda dier Senato'nun grnden aynlmay istemesi durumunda, buna Genel Kurul karar verir. Genel Kurul, iki Senato'nun birlemesinden oluur ve karar yetersaysna her iki Senato'nun te iki oranndaki yarglannn varl halinde sahip olur. Genel Kurul da Anayasa Mahkemesi'nin bir parasdr, ancak senatolann stnde yer alan bir kurul deildir. Yani senato kararlan aleyhine Genel Kurul'a gidilemez^23 Senatolar bir i ylnda birden fazla daireler (Kammer) oluturabilir ler. Dairelerin yeleri, senato yarglandr. Her dairede yarg bulu nur. Daireler, yeleri en ok yl deimeden ahabihr (Bkz. AYMK md. 15a/I). 1963 tarihli yasa deiiklii grmelerinde, "Anayasa Mahkemesi'nin esash bir biimde i yknden kurtanlmas, yahzca anayasa ika yetinin kaldnlmasyla olanakldr" denmekteydi'^24 ^ ^ ^ yasakoyucu bu niyet ve isteine karn anayasa ikayeti kurumunu kaldrmam ve kaldmlmas ynnde de kkl bir deiiklik program aklamamtr. Bu nedenle i yk eksenli tartmalarda sylenen her sz, anayasa ikaye tinin ilevinin etkili hale getirilmesi ve Mahkeme'nin rasyonel ve ilkeli biimde nasl alabileceiyle ilgili olarak dnlmelidir. Son biimini 1993 yasa deiikliiyle alan dairelerin karar ncesi in celeme yetkileri, hemen her yasa deiikliinin konusu olmutur. Bu gelimelere ksaca deinmekte yarar var:

^^23 Bu konuda bir karar iin bkz. BVerfGE 2, 95. 424 B J . D J I V / 1 2 2 4 , S. 14, 19-); aktaran Ernst Gottfried Mahrenholz, "Kammer beschlsse-Nichtannahmegebhren," Festschrift fr Wolfgang Zeidier (Band 2), 1987, s. 1361.

106

1951 tarihli yasamn ilk eklinde dairelerin oluumuyla ilgili herhangi bir dzenleme yoktu. Bavurulan dorudan doruya senatolar inceli yordu. 1956'da her senatonun bir alma dnemi iin yargtan oluan birden fazla komisyon (Ausschuss) oluturabilecei hkm getirilmitir (md. 91a). Bu komisyonlann grevi, anayasa ikayetlerini n denetime tabi tutmakt. Maddeye gre, komisyon oybirliiyle anayasa ikayetinden anayasal bir sorunun aklanmasnn beklenmedii ya da bavurunun reddinin ikayeti asndan ar ve giderilemez bir zarara yol amayaca durumlarda, anayasa ikayetini reddedebiliyordu. Oybirlii salanama mas halinde Senato ayn nedenlere dayanarak anayasa ikayetini red detme hakkna sahipti. 1963'teki deiiklikte 91a maddesi kaldrlm, bunun yerine 93a maddesi getirilmitir. Buna gre, bir anayasa ikayetinin ncelikle karar iin kabul edilmesi gerekmektedir. Bunu gerekletirmek, her senatonun birden fazla kurabilecei, yargtan oluan komisyonlann grevidir. Komisyon bir anayasa ikayetini, oybirlii ile, biim koullanna aykn olmas, geersiz, sresinde almam, aka gerekesiz ya da aka taraf ehliyetine sahip olmayan biri tarafndan alm olmas halinde reddede biliyordu. Komisyonun anayasa ikayetini reddetmemesi halinde Senato karar veriyordu. Senatonun anayasa ikayetim karar iin kabul etmesi, en az iki yargcn, kararn anayasal bir sorunu akla kavuturaca ya da ikayetin reddi haUnde ikayetinin ar ve giderilemez zarara urayaca grnde olmasna balyd. Komisyon ya da senatonun kararlar durumasz veriliyor ve kararlann gerekeli olmas gerekmiyordu. Genel olarak bakldnda bu deiiklikte komisyonun reddetme kouUan biimsel ltlerle snrlandnlmtr. Senatoya ise esasa ilikin gerekelerle karar iin kabul etmeme olana verilmitir. 1970'te 93a maddesine u hkm eklenmitir: "Komisyon bir ana yasa ikayetini, eer geersizse ya da baka nedenlerle basan ans yoksa, oybirlii ile reddedebilir". 1985'te 93b ve 93c maddeleri eklenerek karar ncesi incelemeyle ilgili dzenlemeler iyice aynnth hale getirilmitir. ncelikle senatolann yarglarndan oluan kiilik kurulun ad komisyondan daireye dntrlmtr. Dairelerin bir anayasa ikayetini red koullan yle belirlenmitir: 1- ikayeti kendisi iin ngrlen harc dememi ya da zamamnda dememise. 107

2- Anayasa ikayeti geersizse ya da baka nedenlerle basan ans yoksa, 3- Eer Senato'nun anayasa ikayetini karar iin kabul etmeyecei bekleniyorsa. Durumasz verilen bu karariar kesindi. 1993'te 93a, b ve c maddeleri deitirilmi, 93d maddesi eklenmitir. Yeniden dzenlenen 93a/I'e gre, karar iin yine anayasa ikayetinin ka bul gerekmektedir. Bu koul da, (a) ikayetin esasl anayasal neme sa hip olmas ya da (b) 90/1 maddesinde belirtilen haklann (temel ve temel hak benzeri haklar) uygulanmasna/gereklemesine yararl olmas ya da eer ikayeti asndan karar iin kabul edilmeme zellikle ar bir za rara neden olacaksa, gereklemi saylmaktadr (md. 93a/II (a) ve (b)). 93b'ye gre ise, daire anayasa ikayetinin karar iin kabuln red dedebilir ya da 93c'deki durumda kabul edebilir. Dier hallerde kabule Senato karar verir. 93c'de, 93a/II (b)'deki koul varsa ve Anayasa Mahkemesi daha nce anayasa ikayetinde sz konusu olan anayasal sorun hakknda n ceden bir karar vermisse, daire anayasa ikayetinin aka gerekelendirilmi olmas halinde anayasa ikayetini kabul edebilir. Buradaki kabul artk karar iin kabul deil, davamn esastan kabulne ilikindir. Maddeye gre dairenin bu karan Senato'nun karanna denktir. Ancak bir yasamn federal hukukla ya da anayasayla badamadna ya da bunlara aykn olduuna ilikin bir karan daire veremez; bu yetki yalnzca Senato'ya aittir. 'Karar' kenar balkla 93d maddesine gre ise, daire durumasz ka rar verir; kararlan kesindir. Anayasa ikayetimn karar iin kabul edilme mesinde gereke gsterilmesi zorunlu deildir. Anayasa ikayetinin karar iin kabulne Senato karar vermedii srece daire anayasa ikayeti da vasn ilgilendiren btn kararlan verebilir. Bir yasann tamamen ya da ksmen uygulanmasn durduran geici tedbir karann yalnzca Senato ve rebilir. Daire kararlan oybirliiyle alnr; Senato'nun karar iin kabu lnde ise en az yargcn olumlu oyu gerekmektedir. Dairelerin yarglan en fazla yl deimeden kalabilir (AYMK md. 15 a). Maddenin gerekesinde bunun "dairelerdeki grlerin kemikle mesini nlemeye ynelik" olduu belirtilmitir^^^.

425 Aktaran Zuck, NJW, 1986/15, s. 969 dn. 24.

108

Yukanda ierii aklanan alt yasa deiikliinden, anayasa ikayeti ile ilgili baz ama ve eilimleri saptamak olanakldr: 1- Yasann ilk eklinde yer almayan komisyon/dairelere, anayasa ikayetinin uyguland be yllk srede anayasa ikayetlerinin umulann stnde bir sayya ulamas nedeniyle gerek duyulmutur. 1949 Bonn Anayasas ile Anayasa Mahkemesi'ne verilen pek ok yetki ve grevin yansra Mahkeme'nin pek ok hukuk dalyla ilgili anayasa ikayetlerinin hzna yetimesi ve nitelikli kararlar vermesi olanakl olmadndan, ana yasa ikayetinde n inceleme zorunluluu domutur. Oluturulan ilk komisyonun yetkileri, anayasa ikayetinin esasna ilikin yetkilerdi. yargtan kurulu komisyonun oybirlii halinde anayasa ikayetinin esasna ilikin kesin kararlar verilebiliyordu. 2- 1963 yasa deiikliiyle komisyonun yetkileri anayasa ikayetine ilikin biimsel koullarla snrlandmlm ve esas hakkndaki yetkiler ta mamen senatolara geri verilmitir. Bu, anayasa ikayetinde bulunanlar asndan olumlu bir gelimedir. Vitzthum'a gre, 1963 deiikliinin iki amac vard: Maddi olarak karar verme yetkisinin senatolara geri veril mesi ve durumalarn kaldrlp gereke gsterme ykmllnn smrlandnlmas'^2^. 3- 1970'te ise komisyonun esasa ilikin yetkileri yine geri verilmitir. Baar ansnn olup olmadn takdir etmek, senatonun kararlan deerlendirilip genel eilim saptanarak yaplsa da, komisyonun bir takdir yetkisinin olduu aktr. Her ne kadar bu deiiklikte komisyon karar larnn "daha az ikayeti dman" olmasna alld sylenmise de'^^^, i yknn azaltlmas amac anayasa ikayetleri aasndan hep sregittiinden, takdir yetkisinin bu ama dorultusunda daraltc biimde kuUamlmas olasl da hep var olmutur. 4- 1985 deiikliinde yaplan isim deiikhi, yalnzca basit bir bi im deiiklii deildir. Komisyon yerine daire denmesi, bu kurumu anayasa ikayeti davalannda yarglamamn asli unsuru haline getirmeye yneliktir. 1993 deiikliinde de grld gibi, artk daireler ve senato arasnda bir iblmne doru gidilmektedir. Astlk/sk, n/esas dene tim aynm gittike belirsizlemektedir. lk kez 1985'te dairelere karar iin kabul ya da redden baka, sena tonun ak itihatlan dorultusunda bir anayasa ikayeti hakknda esastan
'*-^ Wolfgang Graf Vitzthum, "Das Vorprfungsverfahren fr Verfassungsbeschwerden," Festschrift fr Otto Bachof zum 70. Geburtstag, 1984, s. 299. 427 Vitzthum, a.g.m., s. 302.

109

karar verme yetkisi de verilmi ve bu kararlara kesin hkm etkisi tannmtr^^^. 1985'te geniletilen bu yetkilerin varln, anayasa ika yetinin 1974'ten 1984'e dek ikiye katlanmasna balayabiliriz (1974: 1540; 1984: 3382)429. 1993'te pek ok eletiriye neden olan gereke gsterme zorun luluunun kaldmlmasmn balangc da, kararlarda yalnzca nemli hu kuki noktalarn belirtilmesinin yeterli olduuna ilikin 1985 tarihli 93b/III maddesindeki ifadedir. 5- 1993'te de dairelerin esastan karar verme yetkileri mevcuttur. Dairelerin btn kararlan durumasz verilmekte ve gereke zorunluluu bulunmamaktadr. Senatonun karar iin kabul karan vermedii sre iinde daireler dier usul yetkilerini kullanabilmektedir. Bunlann iinde eski hale getirme, geici tedbir karan verme (yasalar hari) ya da biimle ilgili dier konularda karar verebilme gibi nemli yetkiler bulunmak tadr. Aynca md. 93d/Iire gre senatonun verecei karar iin kabul karannda artk iki deil, yargcn oyu gereionektedir. Bylelikle davalann saysnm n incelemede azaltlmas kolaylatnlmaktadr. Bu haliyle anayasa ikayeti, l dairelerin eline braklm gibi g rnmektedir. Senatoyla dairelerin karar saylan da bunu dorulamak tadr. Daire/komisyon kararlannm demokratik hukuk devletine aykn yn lerinden biri de yaymlannn belli bir dzene tabi olmamasdr. rnein, 1979'da kararlann hibiri yaymlanmazken, 1980'de 2539 karann yalnz bei, 1981'de 2425 karann yalnzca biri yaynlanmtr^^o Anayasa ikayeti iin yaplan ve dnlen bu deiikliklerin ve bu dorultuda dairelerin yetkilerinin giderek artnlmasnn balca nedeni, anayasa ikayeti bavurularnn saysdr. 1989 sonuna kadar Anayasa Mahkemesi'ne yaplan 80.000 bavurunun 75140' anayasa ikayeti bavurusuydu; yani bavurularn yaklak %95'i. Bu bavurulardan 1200' (%1,5) baanyla sonulanmtr. Bavurulann %97'si dairelerin incelemesi sonunda anayasal olmayan gerekeleri nedeniyle reddedil mektedir. 1986'da 2935, 1991'de 3904 olan anayasa ikayeti says.

'^^ Klein, bu dzenlemenin i ykn azaltmann bir aamas olduunu belirtmektedir. Bkz. Eckart Klein, "Konzentration durch Entlastung? (Das Fnfte Gesetz zur nderung des Gesetzes ber das Bundesverfassungsgericht)", NJW, 1993/33, s. 2075. 429 Rakamlar iin bkz. Zuck, NJW, 1986/15, s. 968 dn. 2. 430 Rakamlar iin bkz. Vitzthum, a.g.m., s. 304.

HO

1992'de 4214'e ykselmitir^^i 31.12.1995 tarihli son istatistie gre de rakamlarda nemM bir deiiklik olmamtr. Anayasa Mahkemesi'ndeki derdest dava says 107.179 iken, bunlarn 102.773'n, yani yaklak % 95.85'ini anayasa ikayetleri oluturmaktadr^^^. Ancak i yknn fazlal, Anayasa Mahkemesi'ne demokratik hukuk devletinin unsurlanndan olan aklk ilkesinden aynk tutulma, keyfi davranma hakkna sahip olma ayncal tanmamaldr. Tpk anayasa yargsnn or taya kmasna neden olan yasamann keyfilii ve denetlenemez oluundan kaynaklanan belirsiz yetkileri gibi, Anayasa Mahkemesi de denetlenmesi zorunlu, baka bir keyfi iktidar olarak ortaya kabilir. Yasamann akl, ilemlerinin yaymlanmas, grmelerin kural olarak ak olmasyla salanyorsa, mahkemeler iin bu ilke, durumalann ald, kararlanmn gerekeli olmas ve yaymlanmasyla salanr ki, nihai karar ncesi aamada duruma yoktur ve Anayasa Mahkemesi'nin baz organlannca verilen kararlann gerekeh olma zorunluluu kaldnlmtr. zellikle Mahkeme kararlanmn gerekeli olma zorunluluu, kararlann rasyonelliinin ve denetlenebihrliinin salanmasna ynehktir. Byle likle yarglann anayasa, yasa ve hukuka ball ortaya kacaktr433. . 1993 deiikliinin gerekesinden, gerekenin ancak 'eitsel' adan gerekli grld taktirde aklanabilecei anlalmaktadr. Gerekeye gre, "belli durumlarda gerekli grld taktirde (rnein. Dou Almanya ile birlemeden sonra oluan yeni eyaletlerin sakinleri ta rafndan alan anayasa ikayeti davalannda) Anayasa Mahkemesi karann -ksaca- gerekelendirebilir. Eer mahkeme gereke yazmazsa, bavuruda bulunan kii bu karan, olaanst bir hukuki are olan ana yasa ikayetinde en st organ tarafndan verilen nihai bir karar olarak kabul etmelidir"434. Gerekenin davann taraflan asndan bir 'lks' olmas hukuk devleti snrlan iinde kabul edilemez. Herkesin mahkeme karannn gerekesini rerune hakk vardr, aksi halde bir "yarglar aristokrasisi"ne'*3^ yol alr.

431 Rakamlar iin bkz. Alfred Katz, Staatsrecht, 10. Auflage, Heidelberg, CF.Mller, 1991, s. 248. 432 Wolfgang Knies, "Auf dem Weg in den 'verfassungsgerichtlichen Jurisdiktionsstaat?'", Festschrift fr Klaus Stern, (Hrsg). J. Burmeister, CH.Beck, Mnchen, 1997, s. 1171 dn. 76. ^ J J Hermann Kroitzsch, "Wegfall der Begrndungspflicht -Wandel der Staatsform der Bundesrepublik," NJW, 1994/16, s. 1033. 434 Aktaran Kroitzsch, a.g.m., s. 1034. 435 Kavram iin bkz. Kroitzsch, a.g.m., s. 1035.

111

Daire ya da Senato'nun karara kabul iin red karan gerekeli olmak zorunda deilse de, anayasa ikayetinin kabul edilmesi hl gerekeli olarak aklanmak zorundadr (AYMK md. 30/1 C. 2 ve AYMK md. 95/1 ve II). 1993 deiildiinde reddin gerekeli olmasnn gerekmemesi, daha nceki nemli hukuki noktalan belirtme ykmlln de kaldrarak, i yknn azaltlmas isteini aka ortaya koymutur. Klein hakl ola rak, bir yarg karanndaki hukuki dncenin geliimini bilmemenin ok yanl ve haksz olduunu belirtmektedir^^^. Son deiiklikle getirilen n inceleme dzenlemelerinin amac, ya sann gerekesinde yle aklanmtr: "Mahkeme'ye almalarnn arl ve bylelilde i yknn azaltlmas konusunda daha geni bir ka rar alan salamak'"*^? Klein'n bu terime ilikin yorumu, bunun olum suz anlamda bir "serbest alan" olduudur^^S. Zuck da Mahkeme'yi i yknden kurtarmak amacyla salanan bu serbest alann yurtta-dostu deil, yurtta-dmam olduunu belirtmektedir^^^. Rinken de anayasa ikayetlerinin artc says karsnda yasakoyucunun. Anayasa Mahkemesi'nin hukuki koruma ileviyle, ilevini yerine getirme yetenei arasnda bir denge bulmaya yneldiini ve bunun yaplan yasa deiiklikleriyle getirilen ok aamah bir denetim sistemi yardmyla baanlmaya abldm behrtmektedir^^O. Karar iin kabulle ilgili nemli bir tartma da 93a/II (b)'deki koulun nasl yorumlanmas gerektiiyle ilgilidir. Bu bende gre, "bir anayasa ikayetinin karar iin kabul, 90/1 maddesinde belirtilen haklann (temel ve temel hak benzeri haklar) uygulanmasna/gereklemesine ya rarl olmas ya da eer ikayeti asndan karar iin kabul edilmeme zellikle ar bir zarara neden olacaksa" gereklemi saylmaktadr. Klein ikinci cmledeki sbjektif rnein, birinci cmledeki koulun ob jektif ltlere gre denetlenmesi gerektiinin kamt olarak grmektedir^"^!. Zuck ise, bu kouUann ya sbjektif ya da objektif gerekelerle var olabileceini, burada anayasa ikayetinin basan ansnn da gznne

436 E. Klein, NJW, 1993/33, s. 2075. ^^37 BT-Dr 12/3628 v. 5.11.1992, s. 9; aktaran Zuck, "Der Zugang zum Bundesverfassungsgericht: Was lsst das 5. nderungsgesetz zum Gesetz ber das Bundesverfassungsgericht von der Verfassungsbeschwerde noch brig?", N J W , 1993/41, s. 2642. 438 E. Klein, NJW, 1993/33, s. 2073. 439 Zuck, NJW, 1993/41, s. 2643. 44^ Alfred Rinken, a.g.e., iinde, s. 1055. 441 E. Klein, NJW, 1993/33, s. 2074.

112

alnmas gerektiini dnmektedir. Bunun yannda 'zellikle' ifadesi de sbjektif ltn denetimini iyice daraltmaktadr**^. Zuck'un karar iin kabulle ilgili yeni dzenlemelere en byk itiraz ise; artk anayasa ikayetinin yalnzca objektif ilevinin gzetildii, sb jektif ilevinin tamamen gzard edildii ve bylelikle her anayasa ikayetinin aslnda anayasay yorumlamaya ve gelitirmeye ynelik ol mak zorunda braklmasdr. Yani kiiler artk bu davamn znesi deil, aracs durumuna geleceklerdir*^^. Zuck'un bu endiesini, deiiklik sonras yakn tarihli bir karar da dorulamaktadr. Szkonusu kararda esasl anayasal nemin varlnn ltleri aklanmtr: "Bir anayasa ikayeti asndan esasl anayasal nem ancak, anayasadan dorudan kartlamayan ve anayasa yargs tarafndan henz yantlanmam ya da deien ilikiler nedeniyle yeniden aklanmas gereken anayasal bir so runu ortaya atyorsa, mevcuttur. Yani anayasal nemi olan sorunlann yantlanmasnda ciddi kukular bulunmaldr. retide kart grlerin varl ya da genel mahkemelerin kararlarnda farkl sonulara vanlm olmas, buna rnek gsterilebilir. Bunun yamsra, sorunun akla kavuturulmasnda somut olay aan bir yarar olmaldr. Gz ard edilemez saydaki anlamazlklar iin anlaml olmas ya da gelecekteki durumlar iin de zm oluturabilecek nemde bir sorunla ilgili olmas halinde byle bir yarardan sz edilebi2jj."444 Bu kararla anayasa ikayetinin sbjektif ilevinin yerini objektif ilevine brakt aka grlmektedir. Grld gibi, anayasa ikayeti balangcndan bu yana yapsal ve ilkesel adan olduka byk deiikliklere uramtr. Yarglama yetkisi sekiz kiilik senatolann yamsra kiilik yarglar kuruluna (daire) ve rilmi, anayasal hukuk devletinin temellerinden olan yarg kararlannn gerekeli olmas ilkesinden nemli lde vazgeilmi ve bu yolla Anayasa Mahkemesi'ne i ykn bizzat azaltma olana tannmaya allmtr.zellikle 1993 deiiklii yasama organnn anayasa ikayeti hakkndaki olumsuz grlerinin bir gstergesi gibidir. 1969'da kuru mun anayasal gvenceye kavuturulmasyla, ksmen ya da tamamen kaldnlmasmn hukuki zorluklan yannda yurttalann da tepkisinden ekinildiinden, yasal deiikliin snrlan iinde, yasamn uygulaycs ola rak Mahkeme'ye en geni takdir alann salayarak anayasa ikayetinin etkisi azaltlmaya allmaktadr. Nitekim 1983 ylnda babakan Helmut Kohl hkmet programn aklarken, "anayasal uyumazlklann artan
4*2 2uck, NJW, 1993/41, s. 2643-2644. **3 Zuck, NJW, 1993/41, s. 2646. 4*4 BVerfGE 90, 24-25 (8.2.1994).

113

says karsnda biz de Anayasa Mahkemesi ile birlikte-Mahkeme'nin i yknden nasl kurtulacan dnmeliyiz" demitir^"^^. 1985 yasa deiiklii bu abann bir rn olarak deerlendirilebilir. Anayasa Mahkemesi de bu abaya eilim duymakla birlikte, retide buna pek itibar edilmemektedir. Ancak bu yasa deiiklii bile Mahkcme'ye yetmi grnmemektedir. O dnemin Anayasa Mahkemesi Bakan Roman Herzog 1992 yhnda "eer bize yardm etmezseniz, boulacaz!" diyerek yardm arsnda bulunmutur^^^. Elbette reti de anayasa ikayetinin Mahkeme asndan ne kadar fazla i yk oluturduunun farkndadr. Ancak bunun iin getirilen zmler, keyfi takdir alanlan yaratmak deil, usule ve Mahkeme'nin yapsna ilikin yeni dzenlemeler olmutur. Anayasa Mahkemesi'nin byk lde anayasa ikayetlerinden kay naklanan i ykn azaltmaya ynelik son giriim ise, 1996 Ekim'inde Karlsruhe'de yaplan 61. Alman Hukukular Sempozyumu'nda ger eklemitir. Bu amala "Federal Anayasa Mahkemesi'nin Ykn Azaltma Komisyonu" kurulmu ve komisyonun bakanlna da eski Anayasa Mahkemesi bakanlarndan Prof. Dr. Ernst Benda getirilmitir. Sorunun tm boyutlarnn ele alnabilmesi iin komisyon yeleri geni bir yelpazeden seilmitir. Hl 1. ve 2. Senato'da grev yapan iki yarg, akademik cepheyi temsilen eski yelerden bir profesr, Federal Adalet Bakanl mstear ve anayasa blm mdr ve eyaletlerden temsilci ler sorunu enine boyuna tartp bir zm bulmak amacyla biraraya ge tirilmilerdir. Komisyonun 1997 sonuna kadar bir rapor hazrlamas kararlatnlmtr. Ancak 1997 sonu itibariyle rapor hakknda herhangi bir resmi aklama yaplmamtr^^. Aada anayasa ikayetinin Mahkeme zerindeki i ykn azalt mak iin dnlm neriler toplu olarak incelenecektir. B. ANAYASA KAYET N REFORM NERLER 1. Avukat Tutma Zorunluluu Daha nce de belirtildii gibi, kural olarak, anayasa ikayeti da vasnda avukat tutma zorunluluu yoktur; yalnzca duruma yaplmas
445 Verhandlungen des Deutschen Bundestages, 10. WP, 4. Sitzung am 5.4.1983, S. 66 A; aktaran Vitzthum, a.g.m., s. 293. '^'^^ Franfurter Allgemeine Zeitung, 24.2.1992, s. 6; Knies, a.g.m., s. 1170. ^^47 Adelhaid Brandt, "Der 61. Deutsche Juristentag", Neue Justiz, 1996/11, s. 579; Rdiger Zuck, "Die Entlastung des Bundesverfassungsgerichts", ZRP, 1997/3, s. 95 vd.

114

halinde temsil zorunludur (AYMK md. 22/1). AYMK md. 25'ten. Anayasa Mahkemesi'nin duruma sonunda karar vermesinin kural, durumasz verilen karann ise istisna olduu anlalmaktadr. stisna, ya sayla ngrlm olabilecei gibi, taraflann durumadan vazgemeleri halinde de olanakldr (AYMK md. 25/1). Genel usul kural olan bu h kmlerin yannda, md. 94/V'te anayasa ikayeti iin zel bir usul hkm de yer almaktadr. "nc kiilerin dinlenmesi" balkl bu maddeye gre, Mahkeme durumann dava asndan bir yaran olmad sonucuna vanrsa ve davada sz hakkna sahip anayasal organlar durumadan vaz geerlerse, durumasz karar verilir. Bu hkm, nc kiilerin dinlenmesiyle ilgili bir hkm olup dier hallerde, yani anayasal organlann dinlenilmesinin gerekmedii hallerde, genel kurallann geerli olaca aktr. Bunun yannda dairelerin karar iin kabul ya da red kararlan ile aka gerekeli olma (md. 93c) nedeniyle anayasa ikayeti hakknda esastan karar verdikleri hallerde de duruma yaplmaz (md. 93d/I). Bu yasal dzeremeler nda. Senato'nun bakaca davalarda duruma yaplaca ve temsil zoruuluunun olduu anlalmaktadr. Bu davalar da karar iin kabul edilmi ve sk denetim sonras Senato'da esastan grlmeye hak kazanm anayasa ikayeti davalandr. Krk be yllk uygulama sresince olduka karmak hale gelen ve sk ltlere balanan anayasa ikayetinde avukat zorunluluu teknik bilgi birikimi nin gerekliliiyle birlikte dnlmektedir. Yani buradaki soru, avukat zorunluluu sayesinde daha ok anayasa ikayetinin karar iin kabul ve sonuta esastan kabul edilip edihneyecei ile ilgilidir^'*^. Zuck avukat zorunluluunun hem kaliteyi artracan hem de Anayasa Mahkemesi'nin i ykn azaltacan dnmektedir. Kaliteyi artracaktr, nk gerekesiz, yeterince ak olmayan, bunun yannda ka nun yollan tketilmeden bilinsizce alm anayasa ikayeti davalannm nne geilecektir. ykn azaltacaktr, nk avukatlar somut olay dava ncesi deerlendirip basan ans olmad taktirde Mahkeme'ye gitmemeyi seeceklerdir^^. Bunun yansra Zuck, avukatlann at dava448 Avukatlar tarafndan alan anayasa ikayeti davas oran, 1957'de %22, 1968'de %33, 1988 sonunda da %66 olarak saptanmtr (Rakamlar iin bkz. Zuck, a.g.e., s. 109 dn. 61). Grld gibi, yasa deiiklikleriyle yaplan dzenlemelerdeki karmaklama, temsile de yansmtr. Ancak avukatlar tarafndan yaplan anayasa ikayeti bavurularnn 3/4'nn batan geersiz ya da aka gerekesiz olmalar nedeniyle reddedildiini de belirtmek yerinde olacaktr. Bkz. Seuffert, "Zu Fragen der Verfassungsbeschwerde," AnwBl, 1968, s. 298; aktaran Zuck a.g.e., s. 109 dn. 61. 449 Zuck, a.g.e., s. 106-107.

115

lann umulduu kadar baarl sonular vermemesinden hareketle, avukat zorunluluunun ancak anayasa hukukunda uzman avukatlar iin ng rlmesi halinde bir anlam olacan belirtmektedir. nk anayasa hu kuku gibi gnden gne gelien ve yenilenen bir hukuk dalnn yannda idare, vergi ve i hukuku gibi alanlar da uzmanlk gerektiren konular olup bunlar iin dahi yardm almak gerekecektir^^^. Gather de anayasa hukuku metinlerinin zorluu nedeniyle bu alanda uzmanlam avukatlann anayasa ikayeti davalann stlenmelerinin ve avukat zorunluluu getirilmesinin iyi olacan dnmektedir^Si. Rinken ise avukat zorunluluunun dahi anayasa ikayetlerinin hzn kesmeyecei grndedir^^^. Anayasa ikayetlerinin ilgili olduu hukuk dallanna, anayasa ikayeti srecinin teknik bilgi gerektiren usul kurallanna bakldnda ve anayasa ikayetinde baar kazanmann Mahkeme itihatlarn, bunlardaki deiiklikleri yakndan izlemekle olanakl olduu gznne alndnda, uzman avukat zorunluluunun anayasa ikayetinin gelecei iin yararl olaca grlmektedir. zellikle anayasa ikayetlerinin byk ouruunun yarg kararlanna kar olduu, yani bir ay gibi ksa bir dava hazrlk sresi olduu dikkate alnrsa, iddial bir yurttan bile baanh bir anayasa ikayeti dilekesi yazabilmesi dk bir olaslktr. Bu veriler nda, uzman avukatlar sayesinde anayasa ikayetlerinin niteliinin ve basan ansnn artaca sylenebilir. 2. Bilimsel Yardmclarn Artrlmas Trk Anayasa Mahkemesi'nden farkl olarak Federal Alman Anayasa Mahkemesi'nde raportrler (Berichterstatter), Anayasa Mahkemesi yarglardr. Trkiye'deki raportrlerin grevini bilimsel yardmclar (wissenschaftliche Mitarbeiter) yerine getirmektedir. Hem senatolarca hem de dairelerce verilecek kararlar ncesinde, her yarg belli sayda dosyann raportrln stlenmektedir. Raportr olarak hazrlad dosyayla yarg, senato ya da daire iin bir karar nerisi de sunmaktadr. Bilimsel yardmclar ise, hem raportrlk yaparken hem de genel olarak dier davalan iin malzeme toplarken her yargca yardmc olmaktadrlar; her yargcn bilimsel yardmcs bulunmaktadr. Yarglann ylda orta lama 1500 anayasa ikayetinin yannda dier anayasa yargs davalanyla

450 Zuck, a.g.e., s. 109. Ayrca bkz. NJW, 1986/15, s. 971. 451 Gather, D WW, 1984/5, s. 120. 452 Rinken, a.g.e. iinde, s. 1060.

116

da ilgilendii dnlrse, bilimsel yardimcilann katks daha kolay anlalacaktr. Bilimsel yardmclar grmelere katlamazlar. Buna karn bilimsel yardimcilann, raportr yarglann karar hakkndaki grlerini etkiledii dnldnden, nemlerini vurgulamak iin kendilerine "nc Senato" da denmektedir^^^. Dava dosyalanyla ilgili aratrmalan her ne kadar bilimsel yardmclar yapyorlarsa da, mahkeme kararlannm sorumluluu, yarglara aittir. Yardimcilann, yani yarglann ilerini kolaylatranlann says ne kadar artnlrsa artnlsm, yarglann bu dosyalan okuma ve tartma ykmllk leri ortadan kalkmayacaktr. Bu nedenle, buna ynelik bir zmn so runun esasna iUkin bir zm olmad sylenebilir^^'^. 3. Senato Saysnn Artrlmas Mahkeme'nin i ykn azaltmak iin dnlen zmlerden biri de, senato saysnn artnlmasdr. Halen sekiz yargla alan iki senato yerine, daha fazla senato, hatta daha fazla sayda yargtan oluan ikiden fazla senatonun anayasa ikayetinden kaynaklanan yk hafifletecei dnlmtr. Ancak bu zm de herkese kabul gren bir neri ola rak benimsenmemitir. Bu zm nerisine ynelik en nemli eletiri, senato saysnn artnlmasnn itihat birliini salamay gletirecei olmutur^^s. Wieland'a gre, anayasann yorumunun normatif bir gcnn olmas iin tek elden yorumlanmas gerekmektedir. Aynca senatolardaki yarg saysmn artnlmas da uzun ve zaman alc grmelere, byk teknik so runlara neden olacaktr. Bu dncenin en an biimi ise, iki senatonun dahi kabul grmemesidir. Yukanda da belirtildii gibi. Birinci ve kinci Senato'nun grev alanlan yasayla belirlenmi ve aralannda bir grev ilikisi kurulmutur. Bir senatonun bakt davalarda davann dayanan oluturan temel hak453 Gerhard Seibert, "Die Verfassungsbeschwerde in der Spruch-Praxis des Bundesverfassungsgerichts," Die Freiheit des anderen (Festschrift fr Martin Hirsch), 1981, s. 499. 454 ^yfu dorultuda bkz. Rinken, a.g.e. iinde, s. 1060; Seibert, a.g.m., s. 498-499; Joachim Wieland, "Der Zugang des Brgers zum Bundesverfassungsgericht und zum U.S. Supreme Court," Der Staat (29), 1990/3, s. 335. ^^^ Bkz. Ernst Gottfried Mahrenholz, "Kammerbeschlsse-Nichtannahmegebhren," Festschrift fr Wolfgang Zeidler (Band 2), 1987, s. 1363; Seibert, a.g.m., s. 517; Wieland, Der Staat (29), 1990/3, s. 334.

117

lann paylatnlarak birden fazla senatonun grev alanna datlmasnn i ykne olumlu katks olabilir. Bunun yannda temel haklara gre bir blm yaplsa bile, her davada taraf ehliyeti, kanunyoUanmn tketil mesi, geici tedbir karannn gereklilii gibi usuUe ilgili konularda her bir senatonun ortak olan denetim konulan olacaktr. Bu denetimlerden farkl sonular kmas kamlmazdr. retide dile getirilen, itihat birliinin salanamayaca sorunu, an cak senatolann somut olay aan, genel nitelikli ltler koymalan ve belli aralklarla yaplacak itihad birletirme toplantlanyla zlebilir. 4. Temel Haklarn Korunmasnda Ek Hukuki areler Getirilmesi Temel haklann korunmas yoUannn yeniden gzden geirilmesiyle anayasa ikayeti i yknn azaltlmas nerisinin iki unsuru vardr: lki, anayasa ikayetlerinin dayanan oluturan baz temel haklann genel mahkemelerde korunmasna ynelik nlemler alnarak, bunlann anayasa ikayetinin koruma kapsamndan kanlmas. kincisi ise, genel mahke melerde baz temel haklar iin ek olaanst hukuki areler getirilerek, bu haklara dayanlarak yaplan anayasa ikayetlerinin saysnn azaltlmas. kinci neride sz konusu haklar anayasa ikayetinin dayana olmaktan kanlmamakta ancak kiilere. Anayasa Mahkemesi'ne gitmeden nce genel mahkemelerde bir ans daha tannarak bir filtre ilevi salanmaya allmaktadr. Fritz, anayasa ikayetlerinin byk blmnn hak arama z grlnn (AY md. 103/1) ihlalinden kaynaklandm -ki bavurulann yaklak %45'ini oluturmaktadr- bu nedenle de bu temel hakka ynelik ikame bir zmn gerekli olduunu belirtmektedir. nerisi ise, medeni yargda bu temel hakkn ihlaline kar ikincil bir hukuki arenin dnlmesidir. Bu halde, kesinlemi kararlara kar iki hafta iinde aynnth bir gerekeyle hak arama zgrlnn ihlal edildii gereke siyle bavuruda bulunulabilecektir. Yazar bu zmn. Anayasa Mahkemesi'ndeki denetim ltlerinden daha az lt kullanlaca iin daha pratik olduunu ve Mahkeme'yi i yknden kurtaracan belirt mektedir"^^^. Ne yazk ki Fritz'in bu nerisi, eyalet adalet bakanlan ve senatrleri tarafndan genel mahkemelerin i yknn ok artaca ge rekesiyle kabul edilmemitir. Seibert de genel yarglama aamalannda uygun hukuki are ve usul kurallanyla, temel haklan ihlal eden idari ilemleri ve yarg kararlann ortadan kaldrma yoUannn bulunmasnn gerekli olduunu savumak456 Roland Fritz, AnwBl, 1986/9, s. 362.

118

tadr. Bunun yollarndan biri olarak, ceza yarglamasnda olduu gibi, medeni yargda da hak arama zgrlnn ihlali halinde, bu hakkn kullanma olanann talep zerine salanmasn ve bir anayasa ikayetinden vazgeilmesini grmektedir^^^. Seibert'in nerisinin de hak arama zgrlnn, anayasa ikayetinin dayana olan temel haklar kapsamndan kanlmas olduu anlalmaktadr. lk bakta temel haklar arasnda aynm yaplmas doru ve adil g rnmese de, genel mahkemelerce salanacak ek bir denetimle, bir yarg karanna kar bu hakka dayanarak alacak anayasa ikayeti davasnn baar kazanmas halinde elde edilmek istenen amacn ne olduu dnldnde, bu tr bir ikame zmn adaletsiz/haksz olmad g rlmektedir. nk hak arama zgrlnn ihlal edildiini ileri sre rek genel mahkemelerdeki ikame koruma yoluna bavuran kiiye, tale binin kabul halinde, rnein, ihlal karann baka trl verilmesine etki ediyorsa, bu hakkn kullanmasna olanak tannacaktr. Anayasa ikayetinin kabul halinde ise, kesinlemi karar yetkili bir mahkemeye gnderilerek hakkn yerine getirilmesi ve bu dorultuda yeni bir karar verilmesi salanacaktr. kame dava yolunda talebin reddinin yeterince ve ak olarak gerekelendirilmesi, talepte bulunan kiiyi ikna edecektir. Bu yolla da Anayasa Mahkemesi'nin ilevi, olaanst bir hukuki are ola rak genel mahkemelere ksmen devredilmi olacaktr. Federal Anayasa Mahkemesi'nin pek ok karannda da belirtildii gibi, genel mahkemeler de anayasay gzetmekle ykml olduklanndan ve hak arama zgrl dier pek ok temel hakkn aksine, yasalarda usul kurallar olarak aynntl biimde somutlatrlm bir hak olduundan genel mahkemelerce korunmas ve gzetilmesi daha kolay ve sorunsuz olacaktr^^^. 5. Aylk Dava Ama Sresinin Uzatlmas yknn azaltlmasyla ilgili son neri ise, yarg kararlarna kar anayasa ikayetinde bir aylk dava ama sresinin uzatlmasdr. nerinin sahibi olan Zuck'a gre'*^^, bunun nedenleri yle sralanabilir:

457 Seibert, a.g.m., s. 517 ve dn. 31. Alman Ceza Muhakemesi Yasas'mn (StPO) 33a maddesi byle bir olanak tanmaktadr. 4-' Benzer bir neri iin bkz. Zuck, a.g.e, s. 103. '^'^ Bkz. Zuck, "Die unzumutbare Monatsfrist fr die Verfassungsbeschwerde gegen Gerichtsentscheidungen," MDR, 1985/10, s. 804; NJW, 1986/15, s. 971; a.g.e., s. 110 vd.

119

- Anayasa ikayeti konusunda uzman olmayan avukatn anayasa ikayetinin baar ansn aratrmak iin daha fazla zaman gereksindii ortadadr, - Dier yandan anayasa ikayetinin konusu yaplacak yarg karanna fke duyan ilgili iin karar hakknda dnmek ve karan soukkanl ola rak deerlendirip anayasa ikayetinde bulunmak iin yeterli zaman ve rilmi olacaktr. Yazar, srenin uzatlmasyla Mahkeme'ye yaplan bavurulann kalite sinin artacam, gerekeli ve daha az anayasa ikayetinde bulunulacan ileri srmektedir^^^. Dava ama sresiyle ilgih bu neri, uzman avukat zorunluluuyla birlikte dnlmelidir. nk anayasa hukuku kurallan iinde bouan bir yurtta iin ne bir aylk ne de bir yllk dava ama sresi nitelikli bir dava dilekesi iin yeterli olacaktr. Ayn ey, uzman olmayan avukat iin de geerlidir. 6. Dier neriler Cezai har ve 1985 yasa deiikliinde kabul edilip 1993'te kaldnlan red harc da Mahkeme'nin i ykn azaltmaya ynelik n lemlerdir. Seibert'in de hakl olarak belirttii gibi^^^ harlann miktan ve nitelii, gerekten hakl olduuna inanan kiileri engelleyemez. te yan dan temel haklann korunmasn mali engellerle snrlamaya almak, te mel haklann niteliiyle ve anayasa ikayetinin birincil ileviyle ak bir eliki oluturmaktadr. Yine de belli bir harcn gereksiz anayasa ikayetlerini nleyebileceini dnenler de vardr^^^ Yarg kararlanna kar anayasa ikayetlerinin toplam anayasa ikayeti says iindeki byk oran, yarg kararlanna kar anayasa ikayetinin kaldnlmas zmn de akla getirmektedir. Yalnzca medeni yarg ka rarlanna kar anayasa ikayetleri, toplamn 1/3'n oluturmaktadr^S, Ancak byle bir durumda anayasa ikayetinin etkililii de ortadan kalka caktr^^"*. nk temel haklar ancak uygulanmakla etkinlik kazanr. Uygulama, olumlu olabilecei gibi, olumsuz da olabilir. Temel haklann
460 Bkz. Zuck, MDR, 1985/10, s. 804 ve a.g.e., s. 112. 461 Bkz. Seibert, a.g.m., s. 512. 462 Ulrich Scheuner, Verfassungsgerichtsbarkeit in der Gegenwart iinde, s. 810. 463 Oran iin bkz. Pekcantez, Anayasa Yargs 12, s. 284. 4 Jrgen Gndisch, "Die Verfassungsbeschwerde gegen gerichtliche Entscheidungen," NJW, 1981/34, s. 1817.

120

etkili bir biimde hukuk devleti ve anayasal ilkeler erevesinde yaama geirilmesinde ise, Anayasa Mahkemesi'nin yorumlarnn katks tartmasz byk yer tutmaktadr. Bu nedenle yarg kararlarna kar ana yasa ikayetinin kaldmlmas bu kurumu neredeyse tamamen ortadan kaldracaktr. retideki bu zm nerilerine karlk Pestalozza, en kktenci zm, anayasa ikayetinin tamamyla kaldrlmasn nermektedir^^^. Pestalozza, anayasa ikayetinin kaldnlmasm tek zm yolu olarak gr mektedir. Yazara gre, "Anayasa Mahkemesi'nin yllardr sregelen itihatlanyla kamu gcn kullanan kurumlara, temel haklarn korunmas ve gzetilmesi konusunda yeterince malzeme salanmtr; bu nedenle de temel haklan korumada zgl bir koruma yolu olan anayasa ikayetinin kaldnlmasmn riskleri gze alnabilir (...). Bunun yannda AY md. 19/IV (kamu gc ihlallerine kar kanun yoUanmn ak olmasn dzenlemek tedir) ve genel mahkemeler, anayasa yargsna devredilen arlklann da yeniden kazanacaklardr"466_ Pestalozza'nin burada gzard ettii ey, Anayasann 19/IV madde sinde kiilere tannan dava hakknn. Anayasa Mahkemesi karar uyannca"*^^ yasalara kar dava hakkn kapsamaddr. Bu durumda ana yasa ikayetinin kaldrlmasyla, kiilerin yasalara kar dorudan bavurabilecekleri bir kanun yolu kalmayaca gibi, yine yalmzca somut norm denetimi yoluyla bu olanaa sahip olacaklardr. te yandan kamu gcn kullanan organlarn temel haklarla ilgili olarak yeterince 'eitildiklerini' dnp kamu gcnn denetlenmesini artk gereksiz grmek ne idari yargyla ne de anayasa yargsyla badar. Hukuk dev leti dncesinin geliimci izgisi, mevcut koruma yoUanmn azaltlmasn deil, olabildiince oaltlmasn ngrr. Asl nemlisi ise, ilke ve ileviyle "hukuk devleti dncesinin talandmlmas'"^^^ olarak nitele nen anayasa ikayetinin hem daha etkin hale getirilmesinin hem de Anayasa Mahkemesi'nin rasyonel bir alma kapasitesine kavuturulmasmn koul ve olanaklann artrmak yerine, bu kurumu orta dan kaldrma kolayclna kaplmamn yanlldr. Anayasa ikayetinin gzden geirilmesini gerekli klan en nemli un sur kukusuz bavuru says kadar, anayasa ikayetlerinin basan oran olmutur. 1951'den 1994'e kadar yaplan 95.944 anayasa ikayeri
465 466 467 468 jj2. Pestalozza, a.g.e., s. 39 ve s. 163-164. Pestalozza, a.g.e., s. 164. BVerfGE 24.41 vd. Konrad Zweigert, "Die Verfassungsbeschwerde," JZ, 1952/11, s. 321.

121

bavurusunun 91.813', yani % 2,73', kabul edilmitir469. Son olarak 1993'teki bavuru says ise, bir nceki yla gre lOOO'den fazla bir artla, 5246'ya ykselmitir^^O. Almanya'daki bu orana karlk svire, %12'lik basan oramyla Almanya'ya gre daha baanl bir tablo izse de, genel oran olarak svire'de de baar oran dktr^^^. Bavuru saysnn okluu ya da baannn oran, tek bana kurumu red nedeni olamaz. nk bu durumda ulusal-st bir koruma meka nizmas olan Avrupa nsan Haklan Komisyonu'na bavuru hakknn da ayn nedenle reddedilmesi gerekecektir. Komisyon'a 1955'ten 1995'e kadar 29.539 bavuru yaplmtr. Bu bavurulardan 20.780'ninin kabul edilemez olduuna karar verilirken yalnzca 2834' kabul edilebilir bulunmutur^^^ Bunun yannda Avrupa nsan Haklan Mahkemesi 1994'e kadar yalnzca 500 dava hakknda karar vermitir^^^. Bu rakamlardan, Avrupa nsan Haklan Komisyonu'nda da bavuru saysyla basan oran arasnda byk bir fark olduu anlalmaktadr. Gerek ulusal-st bir zm olan Avrupa nsan Haklan Komisyo nu'na bavuruda gerekse ulusal bir koruma yolu olan anayasa ikayetinde ama, insan haklannn ve temel haklann etkili biimde ko runmas ve somutlatrlmasdr. Bu ama, baarl olan bavurularda dorudan bavuran iin gereklemesinin yannda, verilen kararlann ge rekelerinde de pek ok anayasal/szlemeyle ilgili sorun akla kavuturulmaktadr. Ulusal hukuk erevesinde oluturulan yarg sistemiyle, kamu gc nn hukuk snrlan iinde kalmas salanmaya allmakta; yasal ve idari dzenlemelerle anayasal ilkeler somutlatnlmaktadr. Byle bir dzen iinde anayasa ikayetinin ilevi, anayasada yer alan temel haklarla ilgili ilke ve dzenlemelerin yaama geirilmesinin anayasaya uygunluunu denetlemek, yargnn koruma alann geniletmektir. Kiilerin dorudan doruya Anayasa Mahkemesi'ne bavuramad yarg sistemlerinde hu kuki koruma, anayasa karsnda ikincil dzenlemelere dayanlarak yaplmaktadr. Eroul, yarg yoUanna bavurmay bir katlm biimi ola-

'*"" Julian Rivers, "Stemming the flood of constitutional complaints in Germany," Public Law, Winter 1994, s. 553. ^'^^ Bkz. Rivers, a.g.m., s. 555 dn. 13. ^'^ Oran iin bkz. Pekcanitez, a.g.m., s. 282. '^'^ Survey of Activities and Statistics 1995, European Commission of Human Rights. ^^ Jens Meyer-Ladewig, "Ein neuer stndiger Europischer Gerichtshof fr Menschenrechte," NJW, 1995/43, s. 2813 dn.l.

122

rak nitelemektedir^^"*; genel yarg sisteminin yannda anayasa yargsnn da yurttalara almas, yargsal katlmn en gelimi haline rnek olutu racaktr. Rinken ise, soruna mahkeme asndan yaklaarak yurttalara tannan byle bir katlm hakknn Anayasa Mahkemesi'nin toplumsal gereklii kavramasna yardmc olacam belirtmektedir^^S, Dier yandan. Anayasa Mahkemesi pek ok anayasa ikayetini red dederken bu red srasnda dahi temel haklarn yorumlanmasyla ilgili nemli itihatlar gelitirmekte, can alc anayasal sorunlan tartmaktadr476. Sabuncu da saysal verilerin nemli olmadn. Anayasa Mahkemesi'nin pek ok nemli karannn anayasa ikayeti yoluyla veril mesinin yannda, "kurumun varlnn kamu gc ilemlerinde hukuka uyma ve temel haklara sayg gsterme ynnde 'terbiyetkr' bir etkisi nin olacan" belirtmektedir^^'. Leicher-Wintrich de anayasa ikayetlerinin byk blm reddedilse bile, zgrlkler hukukunun yorumlanmas gibi bir ilevin yamsra, devlet iktidannm hukuka balmn denetlenmesini salamas asndan kurumun son derece nemli olduunu belirtmektedirler^'^. Yirminci yzyln ikinci yansna damgasn vuran insan haklan dncesi, ulusal-st kurumlarla korunmaya allrken ulusal alanda temel haklarn ikincil yntemlerle korunmas bir eksiklik olarak deerlendirilmelidir. Anayasa yargsnn hukuk dzenini koruma ilevi nin, hukuki koruma boyutuyla birletirilmesi, temel haklann etkililetirilmesinde ok byk rol oynamaktadr. Bu nedenle, anayasa ikayetinin varl bir klfet olmaktan ok rasyonelletirilmesi gereken bir nimet olarak ele alnmaldr.

^'"^ Cem Eroul, Devlet Ynetimine Katlma Hakk, Ankara, mge Kitabevi, 1991, s. 139-141. ^'^ Rinken, a.g.e. iinde, s. 1044. 476 y^ynj dorultuda bkz. Friesenhahn, Verfassungsgerichtsbarkeit in der Gegenwart iinde, s. 818; Henschel, Festschrift fr Helmut Simon, 1987, s. 95; Seibert, a.g.m., s. 513-516. 4 ' ' Yavuz Sabuncu, "Federal Almanya'da Anayasa ikayeti," ASBFD, C. 37, S. 3-4, 1982, s. 151. ^' Joseph Wintrich - Hans Lechner, "Die Verfassungsgerichtsbarkeit," Die Grundrechte (ni/2), (Hrsg. Bettermann-Nipperdey), 2.Auflage, Berlin, Duncker Humblot, 1972, s. 669.
t

123

n. ANAYASA KAYET ve TRKYE'DE ANAYASA YARGISI Trkiye'de anayasa ikayeti kurumunun kabul edilip edileme yeceini, kabul edilecekse bunun yntemini tartmak iin Trkiye'de anayasa yargsnn otuz yedi yllk gemiine ksaca bakmakta yarar vardr. 1961 Anayasas'ndan 1982 Anayasas'na nelerin deitiini, gelitiini ve gerilediini grmek, anayasa ikayeti gibi anayasa yargsnn ileri bir aamasnn kabul koullan hakknda da birtakm ipulan verebilir. A. K ANAYASA DNEMNDE ANAYASA YARGISI 1. 1961 Anayasas Trk anayasa hukukuna ilk kez 1961 Anayasas'yla giren anayasa yargs, yasama organndaki ounluu dizgiremeye, bu ounluun keyfi davranlarn nlemeye ve bylelikle anayasal dzenin temel deerlerini korumaya ynelik bir bak asnn izlerini tayordu. ptal davas ama hakkn yalnzca cumhurbakan ve siyasal partilerle smrlamayan, bunun yansra 'kendi varlk ve grevlerini' ilgilendiren ko nularda Yksek Hakimler Kurulu, Yargtay, Damtay, Askeri Yargtay ve niversitelere organ davas yoluyla snrl bir hukuki koruma yolu salayan 1961 Anayasas (Md.l49), esasen dzeni koruma ileviyle do natlm olmasna karn anayasal yarg denetimini olabildiince katlmc biimde gerekletirmeyi hedefliyordu. Her ne kadar 197rdeki anayasa deiikliiyle iptal davas ama hakkna kstlamalar getirilmeye allmsa da, dzenlemenin nitelii yok edilememitir. 1961 Anayasas'mn hazrlanmas srasnda Temsilciler Meclisi'nde y rtlen tartmalardan, dzenin korurunasnm yannda temel hak ve z grlklerin korunmasnn da esas amalardan olduu anlalmaktadr. ptal davas ama hakknn kimlere tannaca grlrken, bu hakkn temel haklann taycs olan tm vatandalara tamnmas anlamna gelen actio popularis'in kabul edilip edilemeyecei de tartlmtr. ptal davas ama hakknn btn vatandalara tannmasnn eskimi bir yntem olduunu dnenlerin yamnda"^^^, temel haklann korunmasnn en etkin biiminin herkese dava hakk tamnmas olduu grnde olanlar da vardr^^*^. Komisyon szcs Muammer Aksoy ise, "dava hastas olan ya
^'^ Komisyon szcs Nurettin Ardolu, iptal davas ama hakknm 'muayyen heyet lere' verilmesini doru bulduunu belirtmitir. Bkz. T M T D , Cilt:4, B:53 0:2, 25.4.1961, s. 215. Buna olanak tanyan bir zm hararetle savunan Suphi Batur, "Anayasa Mahkemesi'nin kaps smsk kiilere kapatlm bulunmaktadr. Halbuki bi-

^^

124

da reklam amacyla davranan kiilerce" actio popularis'in ktye kul lanlacan ve Anayasa Mahkemesi'nin gereksiz yere megul edileceini belirtmitir^^^ Necip Bilge'nin de, davada hukuki menfaatin varhgmm zorunlu olmas'^^^ asndan katld tartmada, iptal davasnn hak ihlali olmadan almasnn ancak belli kurumlara tannabilecei sonucuna varlmtr. Haklannn ihlal edilmesi halinde kiilere defi yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne gitme hakkmn tannmasnn yeterli olaca dnlmtr. Grld gibi bu tartmalar, temel haklan ihlal edilen vatandalann bir mahkemenin takdirine bal olmakszn dorudan doruya Anayasa Mahkemesi'ne gitme hakknn tamnmasndan ok, herhangi bir hak ihlali olmakszn kiilerin Mahkeme'ye bavurup bavuramayacaklan nok tasnda odaklanmtr. Hak ihlalinin varl halinde bu hakkn tannp tannamayaca, yani anayasa ikayeti hakk teknik olarak gndeme ge tirilmemi, ancak actio popularis tartmasyla buna ok yaklalmtr. Sonuta 1961 Anayasas, anayasa yargsnn hukuk dzenini koruma ilevini, organ davas yoluyla biraz olsun hukuki koruma boyutuyla bes lemi, ama bunu ok snrl tutarak temel hakkn tayclan olan kiilere kadar geniletmemitir. Trk anayasa hukukunda anayasa ikayetinin 1961 Anayasas ere vesinde kabulnn olanakl olduunu ortaya atan ilk kii Tahsin Bekir Balta olmutur. Balta, 1961 Anayasas'mn kabulnden ksa bir sre sonra, Almanya'da anayasa yargs konusunda dzenlenen Uluslararas Karlatrmal Hukuk Kollokvumu'na sunduu teblide, yeni anayasann anayasa ikayetinin kabul edilmesine olanak tandn ileri srmtr. Balta soruna iki adan yaklamtr: lk olarak. Anayasa, anayasa ikayetini aka tammad gibi. Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinin adi kanunla geniletilmesine de olanak tanmamaktadr. Bununla birlikte, adi kanunla verilecek bir yetkiyi de yasaklamamaktadr. Bu durumda, adi
lindii vehile temel hak ve hrriyetler kiilere baldr, yani asl sjesi kiilerdir. Bu yolu kiilere kapattktan sonra temel hak ve hrriyetlerimizin garantisi ne ola bilir? (...) Memleketimizin gereklerine eilip baktmz vakit temel hak ve hr riyetleri ineyenler daima resmi ahs ve resmi organlar olmulardr. Haklar inenenler ise kiilerdir. Biz tutuyor, haklan ineyen ve zedeliyenlere mracaat hakkn veriyoruz, bu hakk kiilere tanmyoruz. (...) Kanaatime gre Anayasa Mahkemesi'ne yalnz madur olanlar deil, yalnz ikayeti olanlar deil, btn va tandalarn dava amak zaruretleri olabilir. (...) Anayasa Mahkemesi'ne mracaat iin sadece insan olmak art yeter. Oraya her vatanda hakkn aramak iin gitme lidir" diyerek anayasa yargsnn temel hak ve zgrlklerle ilgili boyutunu vurgulamtu-. TMTD, Cilt:4, B:53 0:2, 25.4.1961, s. 216. 481 Bkz. TMTD, Cilt:4, B:53 0:2, 25.4.1961, s. 218. ^^ Bilge, bir kimsenin dava aabilmesi iin bir menfaatinin varln gerekli grmek tedir. Byle bir menfaatin yokluu, davann da yokluu sonucunu douracaktu-. Bkz. TMTD, Cilt:4, B:53 0:2, 25.4.1961, s. 218.

125

kanunla yaplacak bir deiikhin geerli saylmas gerekir. Balta bu savma dayanak olarak, 1961 Anayasas'nn 136/1 maddesinde yer alan "Mahkemelerin kuruluu, grev ve yetkileri, ileyi ve yarglama usulleri kanunla dzenlenir" hkmn gstermektedir^^^. kinci olarak. Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasa ile verilen dier grevleri yerine geti recei hkmnn (Md. 147/11), Anayasa'nn eitli maddelerinde Mahkeme'ye verilen grevleri ifade ettiini kabul etmek gerekir ki, bu da "adi kanunla mahkemenin anayasa sahasnda yetkilerini geniletmeye engel saylmamak, dier bir deyimle Anayasa Mahkemesi ancak Anayasa ile kendisine verilen ilerle urar, manasna alnmamak lzmdr"^^^ Ancak Balta'nn bu esnek yorumu, retide destek bulmamtr. Armaan, zel bir kanunla Mahkeme'ye yeni birtakm grevler verilebilecei Anayasa'da dzenlenmediinden Anayasa Mahkemesi'nin ancak Anayasa'da gsterilen grevleri yerine getirebileceini dnmektedir^^^. Azrak da "Anayasa'nn, Mahkeme'nin grev ve yetkilerini teker teker belirtmi olmakla, bu konuda kesin ve tketici bir sayma sistemi benimsediini; Anayasa'nn ilgili hkmlerinde saylanlar dnda her hangi bir yetki ve grevin bahis konusu olamayacan" belirtmitir^^^. Nitekim 1961 Anayasas dneminde, ne bir anayasa deiiklikliiyle ne de yasal bir dzenlemeyle Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinin artrlmas ve anayasa ikayetinin kabul edilmesi ynnde bir adm atlmtr. 1961 Anayasas'mn getirdii temel hak ve zgrlkler rejimi, bireyi devlete kar korumann yamsra bireylere kendini gelitirme ve ger ekletirme olana da salayan zgrlk bir anlayn rndr. Temel haklara mdahalenin snnnn hakkn zyle tammlanmas da ana yasa yargsnn denetim lt olarak korumac bir yaklamn izlerini tamaktadr. 1961 Anayasas'nda dzenlendii biimiyle, anayasa yargsnn hukuki koruma boyutu eksik olmakla birlikte, Trk anayasa hukukunda anayasa yargsnn ilk kez dzenlenmesi ve organ davasnn kabul edilmesi asndan bu anayasann temel haklann yorumlanp somutlatnlmasnda hukuk yaammza nemli katklan olmutur.

483 Tahsin Bekir Balta, "Trkiye'de Anayasa Yargs," AHFD, C.18, S. 1-4 (1961), s. 557-558. 484 Balta, a.g.m., s. 558, dn.(12). 4-' Bkz. Servet Armaan, "Federal Almanya'da Anayasa ikayeti," Mukayeseli Hukuk Aratrmalar Dergisi, C.7, 1971, s. 54. 4" lk Azrak, "Trk Anayasa Mahkemesi," stanbul niversitesi Hukuk Fakltesi Mecmuas, C. 28 (1962), s. 661.

126

2. 1982 Anayasas 1982 Anayasas'na bakldnda ise, artk anayasa yargsnn koruma alannn geniletilmesinden deil, hukuk dzeninin korunmas ilevinin bile alabildiine kstlanmasndan sz edilebilir. Gerek soyut gerekse so mut norm denetiminin smrlanmas, organ davasnn kaldmlmas ve baz dzenleyici ilemlerin anayasal yarg denetimi kapsamndan kanlmas, genel olarak 1982 Anayasas'yla geriye doru atlm admlardr. Danma Meclisi'ndeki grmelerden de anayasa yargsnn hukuk dzenini ko ruma ilevinin bile olabildiince snrl biimde kabul edilmesinin ama land anlalmaktadr. yelerden erafettin Yakn, "dava hakkmn, kanunlann anayasaya ayknlnm nlenmesi amac dnda kullanlmasna olanak vermemek iin dava aabileceklerin says azaltlm ve mahke mede i oalmasnn nlenmesi istenmitir" diyerek, Mahkeme'nin ileyiinin 'ktniyetli' kurumlar tarafndan sabote edilecei ynndeki bir endieyi de dile getirmitir^^^. Komisyon Bakan Orhan Aldkat'nm ve yelerden brahim Gktepe'nin de Yakn'm grlerine benzer grleri dile getirmeleri. Danma Meclisi'nin eilimini gstermesi asndan nemlidir. Aldkat, "kk siyasi partilere yer verilmemesinin sebebi, bunun tam manasyla bir propaganda unsuru (ab) haline geti rilmesi ve Anayasa Mahkemesi'nin ilerini artrmasdr" diyerek anayasa yargsnda hukuki koruma boyutuna ne denli uzak olduunu gstermitir^^^. Yetkileri anayasayla aynnth biimde dzenlenmi olan Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinin yasann geni yorumlanmas yoluyla geniletilmesi de olanakl grnmemektedir, nk yasa byk lde anayasa hkmlerinin yinelenmesinden ibarettir. 1961 Anayasas dne mindeki, Mahkeme'nin yetkilerinin yasayla geniletilmesi tartmasnn hukuki erevesi, 1982 Anayasas iin de geerlidir. nk yine Mahkeme'nin grev ve yetkileri Anayasa'da saylm ve Mahkeme'nin "Anayasa ile verilen dier grevleri de yerine getirecei" belirtilmitir (Md. 148/son). Yasakoyucunun bir yasayla yeni grev ve yetkiler verebi lecei eklinde bir hkm, Anayasa'da yer almamaktadr. zbudun da,

487 DMTD, C:10, B: 149 O: 1, 11.9.1982, s. 215. 488 D M T D , C:10, B: 149 O: 1, 11.9.1982, s. 218. ibrahim Gktepe ise, "hem Mahkeme'yi megul etmeme bakmmdan hem birtakm lke gereklerine uymayan arpk grleri, sk sk Mahkeme'ye yanstp bu Mahkeme'yi bu grlerle megul etmeme ynnden, memlekette arl olan anamuhalefet liderlerine ...mracaat hakkn tanmakta ahsen fayda grrm" ifadesiyle, Mahkeme'nin korunmas ge reken baz 'yasakl' grlere iaret etmitir. Bkz. DMTD, C:10, B: 149 O: 1, 11.9.1982, s. 216.

127

Anayasa Mahkemesi'nin statsnde bir deiiklik yaplmasmn ancak bir anayasa deiiklii ile olanakl olduunu dnmektedir^^^. Gerekten de iki anayasann dzenlemesine bakldnda. Anayasa Mahkemesi'nin genel mahkemelerden farkl olarak yetkilerinin aynntl biimde dzenlendii ve bylelikle bir 'anayasa organi' haline getiril meye alld grlmektedir*^^. Balta'mn, tezine dayanak olarak gs terdii "Mahkemelerin kuruluu, grev ve yetkileri, ileyii ve yarglama usuUeri kanunla dzenlenir" hkm (1961 Md.l36; 1982 Md. 142), hu kuk devletinin gerei olan doal yarg ile su ve cezalann yasall ilke lerinin olaan sonucudur. Olaanst mahkemelerin kurulmasnn n lenmesi byle bir anayasal dzenlemeyle gvence altna alnmaktadr. Mahkeme'nin, "Anayasa ile verilen dier grevleri yerine getirecei" hkmyle (1961 Md. 147/11; 1982 Md. 148/son) amalanan ise, 'Yarg' blmnde dzenlenen Anayasa Mahkemesi'nin, bu balk altnda dzen lenmeyen grev ve yetkilerine atfta bulunmaktr. rnein, Anayasa Mahkemesi'nin siyasi partilerin mali denetimini yapma (Md. 69/IV), si yasi partilerin kapatlmas hakkndaki davalara balana (Md. 69A'^I) ve ya sama dokunulmazlnn kaldmlmas veya yeliin dtne Meclise karar verilmesi halinde Meclis karanmn iptali iin yaplacak bavurulan inceleme (Md. 85) grevleri Anayasa'nn farkl blmlerinde dzen lenmitir. Bu aklamalardan yola karak, 1982 Anayasas erevesinde, Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinin geniletilmesinin ancak bir anayasa deiikliiyle olanakl olduu ortadadr. te yandan, 1961 Anayasas'yla karlatnldnda, yetkileri 1982 Anayasas'yla olduka daraltlm olan Trk Anayasa Mahkemesi, gelitirdii baz nemli itihatlarla yetkilerini ve anayasa yargsmn kap samn geniletmeyi baarmtr. zelikle olaanst hal kanun hk mnde kararnameleri ile yrrln durdurulmas hakkndaki kararlan anlmaya deerdir. Anayasa'nn 148/1 maddesindeki olaanst hal, skynetim ve sava halinde kanlan kanun hkmnde kararnamelerin denetlenemeyecei hkmne karn. Anayasa Mahkemesi, kendini ya sama ya da yrtme organnn hukuki tanmlamasyla bal saymam, kendi yapaca hukuki nitelemenin sonucuna gre, nne gelen dzen leyici ilemin anayasal yarg denetiminin kapsamna girip girmediine karar vereceini belirtmitir. Bu karan dorultusunda hareket eden
*^ Bkz. Ergun zbudun, Trk Anayasa Hukuku, 3.bask, Ankara, Yetkin Yaynlar, 1993, s. 345. Gren de Anayasa Mahkemesi'ne anayasada kesin olarak verilen grevlerin dnda bir grev verilmesinin ancak bir anayasa deiiklii ile olanakl olduunu belirtmektedir. Bkz. a.g.m., Anayasa Yargs 11, s. 136. 490 Ayn dorultuda bkz. zbudun, a.g.e., s. 345.

128

Yksek Mahkeme, olaanst hal balyla karlan bir ok kanun hkmnde kararnameyi iptal etmitir^^^. Mahkeme'nin, zerinde ok tartlan nemli kararlanndan ikincisi de, Anayasa Mahkemesi'nin yrrln durdurulmas karan verme yetkisi olduuna ilikin karandr. Ne 1982 Anayasas'nda ne de Anayasa ve Anayasa Mahkemesi Kurulu ve Grevleri Hakknda Kanun'da ng rlm olmasna karn, Anayasa Mahkemesi, yrrln durdurulmasn dava kavram iinde deerlendirerek bu kurumu yarg denetiminin et kinliini artmc, kii kanmn yannda kamu yarann ve kamu dzenini gzeten bir kurum olarak deerlendirmi ve bata PTT'nin T'sinin zelletirilmesiyle ilgili kanun hkmnde kararname olmak zere pek ok ilem hakknda bu yetkisini kuUanmtr^^^. Anayasa Mahkemesi'nin anayasa yargsnn etkisini artnr nitelikteki bu tr kararlanna karn yasakoyucunun. Anayasa Mahkemesi'nin yetki lerini artrmaya ynelik bir giriimi olmamtr. Ancak akademik evreler anayasa yargsmn gelitirilmesi dncesini tartmay srdrmlerdir. zellikle son birka yldr anayasa yargsnn hukuki koruma boyutu zerinde durulmakta, anayasa ikayeti Trkiye asndan deerlendirilmektedir^^^. Bunun yansra hukukular arasnda, anayasa yargsnda ip tal ve itiraz davalanmn anayasaya aykmlklan gidermek konusunda yeterli olmadn, kiilerin temel hak ve zgrlklerinin korunmas iin bireysel olarak Anayasa Mahkemesi'ne bavurma haklannm olmamasnnn bu eksikliin (denetimin doyurucu ve yeterli olmamasnn) nedeni olduunu dnenler bulunmaktadr494. Temel hak ve zgrlkler rejimi asndan bakldnda, 1982 Anayasas'mn 1961 Anayasas'mn tersine, tercihini otoriteden yana yapt, kiilere zgrlk ve kendini geliUrme alanlan amak yerine, kiileri devlet otoritesine zarar verebilecek zneler olarak deerlendirdii g rlmektedir. ounluk egemenliinin anayasa yargsna karn neredeyse mutlak khnmas, anayasamn genel erevesinde belki de dnyadaki tek rnek olarak baanlmtr. Temel hak ve zgrlklerin snrlanmasnda
491 Bkz. E.1990/25, K.1991/1, kt.10.1.1991, AMKD S.27 1. Cilt, s.l02; E.1991/6, K.1991/20, kt.3.7.1991, AMKD S.27 1. Cilt, s.400. 492 Bkz. E.1993/33, K.1993/40-2, kt.21.10.1993, s. 575 vd. 4"-' Armaan'n 1971 ve Sabuncu'nun 1984'teki makalelerinden sonra anayasa ikayeti, 90'l yllarda Gren ve Pekcantez'in makaleleriyle yeniden gndeme getirilmitir. . Bkz. Gren, a.g.m.. Anayasa Yargs 11, s. 97 vd.; Pekcantez, a.g.m.. Anayasa Yargs 12, s. 257 vd. 494 Bkz Anayasa Mahkemesi Bakan Yekta Gngr zden'le sylei. Cumhuriyet, 7.4.1996, s. 8.

129

ze ilikin bir smr saptamak bir yana, 1982 Anayasas tm temel haklar iin genel bir snrlama nedeni ngrm (Md.l3/son) ve temel haklan, devlete zarar dokunmad srece kullanlabilecek bir lkse dntrmtr. Anayasa yargsndaki eitli kstlamalar da, yasama ounluunun yapt ilemlerin olanak lsnde denetlenmeden uygu lanmasna, yani 'kamu dzeni'nin olanak lsnde bozulmamasna y nelik olarak dzenlenmitir. Bu mantk erevesinde anayasa yargsndan, dzenin korunmas ilevi dnda hukuki koruma boyutunun da dzen lenmi olmas zaten beklenemezdi. Ancak on drt yllk Anayasa Mahkemesi uygulamas, bu anayasayla bile belli baz kazanmlann ola nakl olduunu gstermitir. Bu nedenle yargdaki ve retideki olumlu eilim dorultusunda Trkiye'de anayasa ikayetinin kabul koullarm tartmak, anayasa yargsnn gelecei asndan nem tamaktadr. Aada eitli olaslklar zerinde durulacaktr. B. TRKYE'DE ANAYASA KAYETNN KABUL KOULLARI 1. Anayasa Yargs erevesinde zmler Yukarda da tartld gibi. Anayasa Mahkemesi'nin anayasada saylan grev ve yetkileri dnda anayasa ikayeti bavurularn inceleme grevi, ancak bir anayasa deiiklii ile olanakldr. Anayasa ikayetinin itihat yoluyla gelitirildii tek lke Arjantin'dir^^^. Ama yasayla verile meyen bir yetlcinin itihatla gelitirilmesi dnlemeyeceinden ve ana yasa ikayetinde bulunma hakknn bir itihadn smrlan iinde belirlene meyecek pek ok usul kural bulunduundan, anayasal bir yetkilendirme zorunlu grnmektedir.
^^^ Kararlar iin bkz. Angel S. Siri, Entscheidungen vom 27.12.1957 (La Ley Bd. 89, S. 532); Kot Samuel S.R.L., Entscheidungen vom 5.9.1958 (La Ley Bd. 92, S. 632), aktaran, Julio A. Barberis, "Verfassungsgerichtsbarkeit in Argentinien," Verfassungsgerichtsbarkeit in der Gegenwart iinde, s. 47 (dn.33). Ylmaz Aliefendiolu, anayasa yargs sempozyumunda Gren'in anayasa ikayeti konusunda sunduu teblii zerine. Anayasa Mahkemesi'nin yasalarn yrrlnn durdurulmasyla ilgili verdii kararda dile getirdii ilkeler dorultusunda (hukuk devleti, yarg kararnn etkinlii, kamu yaran, hukukun stnl, oun iinde azn olmas) anayasa ikayetinin de Trk anayasa yargsna yorum yoluyla getirilip getirilemeyeceini sormutur. Bkz. a.g.m., Anayasa Yargs 11, s. 135. Ancak yrrln durdurulmas karar dava kavram iinde tartlp zme kavuturulabilecek bir kavramken, anayasa ikayeti kendi bana bir dava tr olup ayrntl bir yasal dzenlemeyi gerektirir. Bu nedenle bu kurumun Trk hukukuna i tihatla kazandrlmas olanakl deildir.

130

Anayasal zmn zorunlu olduu saptandktan sonra, anayasa ikayetiyle ilgili nasl bir anayasal dzenleme gerektii sorusu gndeme gelmektedir. lk akla gelen, anayasa ikayetinin, tpk dier anayasa yargs davalan gibi, ayrntl biimde anayasada dzenlenmesi ve yasal dzenlemeye yalnzca baz aynntlann braklmasdr. Bu yntemin sakncas, lkemizde anayasa deiikliklerinin uzun ve ypratc tartmalar sonucunda gerekletirilebilmesi, bunun yannda en olumlu nerinin bile taraflann karlkl dnlerinin konusu olabilmesidir. Anayasa ikayetinin koullan anayasada dzenlenirken bu olgunun doal sonucu olarak, ol duka snrb bir dava hakknn kabul edilmesi de olasdr. kinci olaslk, Mahkeme'nin grevleri arasnda anayasa ikayeti bavurulann karara balamasnn da olduunun belirtilmesiyle yetinilmesi ve asl dzenlemenin yasakoyucuya braklmasdr. Bu olaslk, ana yasa ikayetinin kabul konusunda anlaldktan sonra kolay bir zm olarak grlmektedir. Son olaslk ise, tpk Federal Alman Anayasas'nda olduu gibi. Anayasa Mahkemesi'nin grev ve yetkilerini dzenleyen 148. maddenin son flcrasm, "Anayasa Mahkemesi yasayla verilen dier grevleri de ye rine getirir" biiminde deitirmek ve bu anayasa hkmne dayanarak Anayasa Mahkemesi'ne anayasa ikayeti davalanm karara balama yetkisi tanmaktr. lk bakta, ikinci olaslktan farkl grnmeyen bu anayasal dzenlemenin yaran, yalnzca anayasa ikayetinin kabulne deil, gele cekteki baz yetki geniletmelerine de olanak tanmasdr. Pekcamtez anayasa ikayetinin lkemizde de kabul edilmesinin, Avrupa nsan Haklan Komisyon'una temel haklarn ihlali nedeniyle yaplacak bavurular en aza indirmek asndan yararh olacan dnmektedir'*^^. Gren ise, soruna hem sbjektif hem de objektif adan bakmaktadr. Gren'e gre, anayasa ikayetinin kabul, objektif anayasa hukukunun en geni kapsamyla korunmasn, yorumlanmasn ve gelitirilmesini salayacak; yarg kararlanna kar anayasa ikayetinin ka bul halinde Anayasa'nm 11. maddesindeki anayasamn balaycl ve stnl ilkesi tam olarak gerekletirilecek; te yandan Anayasa Mahkemesi'ne temel hak yorumunun nemli sorunlan konusunda daha fazla gr bildirme olana tannacaktr. Gren sbjektif nemle ilgili olarak da anayasa ikayetinin kabul ile, soyut ya da somut norm dene timinin konusu olmayan yasakoyucunun hareketsizliinin temel haklann yargsal korumas kapsamna gireceini dnmektedir'*^^.

'*"" Bkz. Pekcamtez, a.g.m.. Anayasa Yargs 12, s. 286. ^ " ' Bkz. Gren, a.g.m.. Anayasa Yargs 11, s. 132-133.

131

Anayasa Mahkemesi'ne bu tr bir yetki verilmesinin, Mahkeme'nin i ykn ar lde artraca itiraz anayasa yargsnn alannn geniletilmesi yanls olmayanlarca ileri srlebilir. Ancak bu gereke temel hak ve zgrlklerin nitelii ve ilevi gerei kabul edilemez. nk bu itirazn iki kutbundan biri, bir kamu organnn i yknn olabildiince azaltlmas amac, dieri ise, temel hak ve zgrlklerin et kili biimde korunmas, kiilerin anayasal haklarnn gvence altna alnmasdr. Anayasa Mahkemesi bir kamu grevi yrtmektedir ve totali ter rejimler dnda kiiler devlet iin deil, devlet kiiler iin var olduuna gre, i ykn gereke gsteren itirazlarn zgrlk bir hukuk sistemiyle badamad kolayca grlecektir. 2. Genel Mahkemeler Dzeyinde zmler Anayasa ikayetinde ama, temel hak ve zgrlklerin etkilerinin anayasal yarg yoluyla oaltlmas ve korunmasdr. Bu amacn birbirin den ayntnlabilecek birden ok unsuru vardr: Temel haklann korunmas, etkililetirilmesi ve anayasal yarg denetiminin geniletilmesi. Bu unsu run birarada var edilmesinin koulu, anayasa ikayetinin Anayasa Mahkemesi'nin grev alamna dahil edilmesi ve temel hak ve zgrlkle rin dorudan doruya hakkn znelerince korunmasnn salanmasdr. Sz edilen amacn unsurunun aym anda gerekletirilmesinin zaman alaca ya da eksik biimde gereldetirilebilecei durumlarda, unsurlar dan birinin bile yaama geirilmesi bir kazanm haline gelecektir. Bu ne denle, anayasa ikayetinin temel haklann somutlatnlp etkililetirilmesi ilevinin anayasa yargs dnda snrl da olsa olanakl olup olmadnn tartlmas gerekmektedir. Bu dorultuda genel mahkemeler^^^ dze yinde ek olaanst hukuki arelerin getirilmesi dnlebilir. Yarglamann yenilenmesi, kesinlemi olan hatal kararlarn dzelti lebilmesi veya ortadan kaldmlabilmesi iin ilgililere tannan aynk son bir olanaktr499 Arslan'a gre, "kanun yolunun kabulnde ama, yarg organlannca verilen her trl yargsal karann doru olmasn salamak, byle olmad kukusunun varlnda sz konusu karann dzeltilmesini isteyebilmektir (...) esasen belirli arlkta hata ve eksikliklere dayanan bir yarglama sonucunda verilen karann, kesin hkm kurumuna ramen, yarglamann yenilenmesi yoluyla kaldnlmas hukuk devleti anlaynn ve

Genel mahkemelerden kastedilen, ceza, hukuk ve idare mahkemelerinin hiyerarik olarak btn derecelerindeki mahkemelerdir. *"" Ramazan Arslan, Medeni Usul Hukukunda Yarglamann Yenilenmesi, Ankara, Turhan Kitabevi, 1977, s. 6.

132

kiilerde bulunan adalete ulama arzusunun bir gereidir"^*^^. Medeni yargda yarglamann yenilenmesine neden olan esasl hata ve eksiklikle rin, genel mahkemelerin yarg yetkilerinin snrlan gerei, yasaya ayknlk oluturan nitelikte hata ve eksiklikler olduu aktr. Yarglamann yeni lenmesi nedenleri, snrh sayda belirlenmi olup yasada yer alan nedenler dnda bir nedenle bu yola bavurulmas olanakl deildir. Hukuk Usul Muhakemeleri Kanunu'nun 445. maddesinde 10 bent halinde saylan bu nedenlerimi, usuli ve dava malzemesine ilikin nedenlerden olumaktadr. Ceza muhakemesinde ise yarglamann yenilenmesi nedenleri, mah kumun lehine (CMUK Md. 327) ve mahkumun aleyhine (CMUK Md. 330) olmak zere iki balk halinde dzenlenmitir. Bu kanundaki ne denlerin de usuli ve dava malzemesine ilikin hatadan kaynaklanan ne denler olduu anlalmaktadr. dari yargda da dari Yarglama Usul Kanunu'nun 53. maddesinde benzer biimde usuli ve dava malzemesine ilikin hatalardan kaynakla nan yenileme nedenlerinden sz edilmektedir. dari yargdaki yenileme nin, "karann dayand maddi sebeplerdeki sakatlklann sabit olmas ze rine ortadan kaldnlmas ve davamn yeniden grlmesi" amacna hizmet ettii belirtilmi ve hukuki hatadan sz edilmemitir502. Grld gibi, her yarglama usulnde de hukuki hatadan kay naklanan bir yarglamann yenilenmesi nedeninden sz edilmemektedir. zellikle ceza yarglamasnda hukuki hatann kabul edilip edilemeyecei tartma konusu olmu ve ancak ok yakn bir tarihte bunun snrl olarak olanakl olduu sonucuna vanlmtr. Erem, yarglamann yenilenmesinin ancak fiili hatalardan kaynaklanabileceini belirtmektedir^o^ zgen ise.
^mm Arslan, a.g.e., s. 9 ve 17. -'^^ Yeni bir senet veya belgenin ele geirilmi olmas (445/1); hkme esas alnan se nedin sahte olduunun sonradan anlalmas (445/2); hkme esas alnan bir ilamn kesin bir hkmle ortadan kalkm olmas (445/3); ifadesi hkme esas alnan bir tann hkmden sonra yalan tanklktan mahkum edilmi olmas (445/4); bi lirkiinin kasten geree aykr beyanda bulunduunun bir mahkeme karan ile sabit olmas (445/5); lehine hkm verilen tarafn, yalan yere yemin ettiinin kendi ik rar veya yazl delil ile sabit olmu bulunmas (445/6); lehine hkm verilen ta rafn, hkme etkisi olan bir hile kullanm olmas (445/7); vekil veya temsilci ol mayan kimseler huzuru ile davann grlp hkme balanm bulunmas (445/8); davaya bakmas yasak olan bin hakim tarafndan davaya baklm ve hkm ve rilmi olmas (445/9); taraflar, dava sebebi ve konusu ayn olan bir dava hakknda birbirine aykr kesinlemi iki hkm bulunmas (445/10). 502 Yzyl Boyunca Dantay (1868-1968), Ankara, Trk Tarih Kurumu Basmevi, 1968, s. 723. ^^3 paruk Erem, "Muhakemenin Yenilenmesi Hakknda Genel Bilgiler," AHFD, C. 19 (1962), s. 5.

133

ceza muhakemesinde lehe yenileme nedenleri arasnda hukuki hatalara kar yenileme nedenlerinin olmamasn eksiklik olarak nitelemi ve bu nun, "adaletin gereklemesi ve ferde tam bir teminat tannmas bakmndan da devletin ve onun adalet organnn vazifesi" olduunu be lirtmitir^^. Kunter ise, "hukuki meseleye ilikin olan ve ksaca hukuki hata da denilebilecekler iin de yemleme mmkndr (...) 327. ve 330. maddelerin 3. bentlerinin dndaki hallerde de hukuki hata sz konusu olabilecei gibi, nemli olmas iin belirli nitelikler tamas elbet arana cak Olan 'itihat deimesi olay' ile ortaya kan hukuki hatalar nedeniyle de yenilemenin kabul edilebilecei grndeyiz"505 diyerek Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu'nda aka belirtilmeyen bir nedenin varlna dikkat ekmektedir. Bunun yansra Kunter, kesinlik otoritesi ile adalet arasndaki dengenin kefesinin adalet lehine gittike arttn, ayn lde yenileme nedenlerinin de oaldn belirtmektedir^^^. Ceza hukukundaki bu gelimenin dier usul hukuklannda da uygu lanmamas iin hibir neden yoktur. Sz konusu hukuki hata yasann yanl uygulanmasndan kaynaklanabilecei gibi, anayasadaki baz temel haklann yanl yorumlanmasndan ya da hi dikkate alnmayp yasann yorumunun yar yaplmasndan da kaynaklanabilir. Temel haklarn etkinletirilmesi, olabildiince ok hukuki korumadan yararlanlarak ko runmas amacyla, yarglama usullerine uygun olduu lde, baz temel haklann ilgili yarg makamnca dikkate alnmamam ya da yanl yorum lanm olmas nedeniyle yarglamann yenilenmesi talebinde bulunulmas hakk tannabilir. Bu olanak btn temel haklar iin ngrlebilecei gibi, usuli temel haklar da denilen belli baz temel haklar iin de ngr lebilir. Ama temel haklann etkililetirilmesi olduuna gre, anayasa ikayeti anayasal yargnn yetki alanna dahil edilinceye dek, temel hak larn ihlalinin genel mahkemeler dzeyinde yarglamann yenilenmesi nedeni saylmas yerinde olacaktr^O^. Yarglamamn yenilenmesi talebi, davann konusu olan yarg karannn uygulanmasn durdurmad iin, byle bir kurumun yarg kararlannn uygulanmasn aksatt iddialan da bertaraf edilebilecektir.
504 gj-aip zgen, Ceza Muhakemesinin Yenilenmesi, Ankara, Ankara niversitesi Hukuk Fakltesi Yaynlar, 1968, s. 19. 505 Nurullah Kunter, Ceza Muhakemesi Hukuku, 9. bask, stanbul, Beta Yaynlar, 1989, s. 1123 ve 1124 dn. 348. 506 NuruUah Kunter, "Hukuki Hatay Gidermek iin Ceza Muhakemesinin Yenilenebilmesi Sorunu," Yargtay Dergisi, C.13, Say 3, 1987, s. 207. ^ " ' Pekcantez de medeni yarg asndan temel haklara aykrln yarglamann iadesi nedeni olarak ileri srlebilmesini nermektedir. Bkz. a.g.m.. Anayasa Yargs 12, s. 287.

134

Genel mahkemeler dzeyindeki bu tr bir olaanst hukuki areyle ilgili dier bir endie de, genel mahkemelerin yasalan uygulamakla y kml olduklar, anayasaya ayknlklann denetlenmesinin Anayasa Mahkemesi'nin grevi alanna girdii olabilir. ncelikle Anayasa'nn 11. maddesi uyannca, "Anayasa hkmleri, yasama, yrtme ve yarg organ larn, idare makamlanm ve dier kurulu ve kiileri balayan temel hu kuk kurallardr". Bu anayasa hkm karsnda genel mahkemelerin yalnzca yasalar uygulamakla grevli kamu organlan olduu iddia edi lemez. Mahkemelerin en st norm olan anayasayla bal ve bunun gerek lerini yerine getirme hakkna sahip olduktan, anayasa yargs davalarndan itiraz davasyla somutlatmlmtr. Mahkemeler denetimi dorudan doruya kendileri yapmasalar da, uygulamakla ykml olduklar ya sann anayasaya aykr olduuna ilikin hukuki grlerini Anayasa Mahkemesi'ne ileterek anayasa yargs denetimini balatma hakkna sahip klnmlardr. Genel mahkemelere verilen bu dolayl yetkinin yannda anayasamn stnl ilkesinin olanak lsnde tm hukuk dzeninde yatay olarak yaama geirilmesi de ada hukuk devleti dncesinin gerei olarak ele alnmaktadr. Nitekim Alman kamu hukukunda temel haklarn 'ncl etkisi'nden (Drittwirkung der Grundrechte) sz edilmektedir. Yansma etkisi ksaca, temel haklann kamu gcyle kiiler arasndaki iliki dnda kiiler arasndaki iUkilerde de etkisinin olup olmad ve varsa, ne lde etkili olduuyla ilgilidir. Federal Alman Anayasa Mahkemesi yerleik itihadnda, "Temel haklar ncelikle, kiilerin zgr lk alanlarn kamu gcnn mdahalelerine kar korumak iin ng rlmlerdir; bunlar yurttalann devlete kar savunma aralardr (...) Ancak ayn lde doru olan dier nokta ise, anayasann ntr bir deer dzeni ngrmedii, temel haklarla ilgili blmnde objektif bir deer dzeni yaratarak temel haklann geerliliklerinin ilkesel olarak glendi rilmesini amaladdr (...) Bu nedenle anayasa doal olarak zel hu kuku da etkileyecektir; hibir zel hukuk normu anayasaya aykn ola maz ve bu normlar anayasann ruhuna uygun olarak yorumlanmaldr"^^^ diyerek anayasa hkmlerinin hukuktaki yatay etkisine dik kat ekmitir. Gerekten de yasalardaki baz dzenlemelerin anayasal ifadelerini yorumlamadan mahkemelerin anayasamn temel deerlerine uygun karar vermesi olanakl olmayabilir. rnein, bir alma szlemesinin hkmleri yasaya uygunken, yasal dzenlemenin baz boluklan nedeniyle Anayasa'mn 18/1 maddesinde gvence altna alman angarya yasana aykn olabilir. Bu durumda mahkemenin, szleme h-

508 BVerfGE 7, 203 vd.

135

kmlerini anayasadaki temel hak erevesinde yorumlamas kanlmaz olacaktr. Temel haklarn yanl yorumlanmasndan ya da hi dikkate alnmamasndan dolay bir karann anayasaya aykm olduuna karar ve rildiinde, genel mahkemelerin bir dzenleyici ilemi iptal etmeleri sz konusu deildir. Yalmzca yarglama yetkilerinin snrlan iindeki yetkile rini daha st bir norma dayanarak kullanacaklardr. Bu nedenle temel haklara ayknln yarglamann yenilenmesi nedeni saylmasnn mevcut hukuk sistemini bozaca da ileri srlemez. Bu aklamalar dorultusunda, temel haklara aykmlk gerekesinin olaanst bir kanun yolu olan yarglamann yenilenmesi nedeni saylmas, genel mahkemelerin karar verirken temel haklan daha ok dik kate almasn salayacaktr. Bir anayasa yalnzca bir haklar katalogu ol mann tesinde, gerekletirilmesi amalanan ilkeler btn olduundan, temel haklara ilikin bir yenileme nedeni, anayasann hukuk dzeninde etkililetirilmesine hizmet edecek bir ara olacaktr.

136

SONU 1789 tarihli nsan ve Yurtta Haklan Bildirgesi'nin ierdii aklayc nitelikteki temel haklar, yirminci yzyln ikinci yansnda yargsal koru maya kavumu ve zeUikle ulusal-st dzeyde bu haklann dorudan doruya hakkn tayclar tarafndan yargsal korumann konusu yaplabilmesi salanmtr. rnein, Avrupa nsan Haklan Szlemesi'nde yer alan temel haklann ihlali haUnde kiilere, bireysel bavuru hakknn tannm olmas, bu anlayn sonucudur. Ne yazk ki Avrupa lkelerinin pek ounun ulusal hukukunda bu denli geni kapsaml bir koruma salanamamtr. Ancak Almanya, svire, Avusturya, spanya gibi Avrupa lkelerinin yamsra Meksika gibi baz lkeler ulusal dzeyde de kiilere, temel hak ihlallerini dorudan doruya dava konusu yapma olana tammlardr. Kiilere, anayasada yer alan temel hak ve zgrlklerini dorudan doruya Anayasa Mahkemesi'ne bavurarak koruma olana salayan anayasa ikayeti hakk, demokratik katlmn yargsal boyutunun en iyi rneklerinden biridir. nk bylelikle kiiler, kendilerini ilgilendiren tm kamu gc ilemlerine kar kendilerini savunma, bu ilemlerin hu kuka uygunluunun denetlenmesini salama ve kendilerini ifade etme olanana kavumaktadrlar. Katlmn, salt kararlann alnmasnda etkili olma deil, ayn zamanda bu kararlann uygulanmas aamasnda da bunlann denetimine katkda bulunma olana (hakk) anlamna geldii ortaya kmaktadr. Tarihsel olarak, parlamentoyu anayasaya uygun ilem yapmaya zor lamay ve siyasal yaam anayasal deerlerin snrlar iinde tutmay amalayan anayasa yargsnn asli ilevi, hukuk dzeninin korunmas olmutur. Kiilerin temel hak ve zgrlklerinin korunmas, anayasa yargsnn sz edilen asli ilevinin dorudan deil, dolayl sonularndan biridir. Buna karlk anayasa ikayeti hakk sayesinde temel haklar, ana yasa yargsnn dolayl sonulan araclyla korunmaktan kurtulmakta, kiisel hak ihlali halinde hakkn tayclannn bavurusuyla, hem kiilerin hJcuki korunmas hem de anayasal dzenin korunmas salanmaktadr. Bylelikle temel hak ve zgrlkler basit birer anayasa hkm olmaktan kmakta ve gerek anlamda anayasal gvence kazanmaktadrlar. zellikle aleyhine dorudan yarg yolunun ak olmad yasalara kar anayasa ikayeti hakk, yasama organnn temel haklar ilgilendiren 137

ilemlerini, bizzat hak sahipleri tarafndan balatlan denetim araclyla anayasa yargsnn konusu yapmas asndan byk nem tamaktadr. Anayasa ikayeti bireylere, etkili bir hukuki koruma salamann yannda kamu organlannn anayasal ilkelere uygun eylem ve ilemler yapmalan sonucunu da dourmaktadr. Kamu organlan, anayasann s tnl ilkesi nedeniyle her ne kadar eylem ve ilemlerinde en stn norm olan anayasayla bal olsalar da, ncelikle kendilerini yetkilendiren trevsel normlara bal kalarak ilem yapmaktadrlar. Oysa eylem ve ilemlerinin anayasal yarg denetiminin konusu olabileceini bilen kamu organlan, trevsel hukuku yorumlarken bunlara kaynaklk eden st norm olarak anayasay ve temel haklan daha fazla dikkate almakta ve bu ere vede yorum yapmaktadrlar. Trevsel hukukun anayasa nda yorum lanmas, anayasa ikayeti sayesinde gereklemektedir. Hukuk devletinin gerei olarak, kamu gc ilemlerine kar anayasa yargs dnda yarg yollarnn ak olduu ve bunun, bireyler asndan yeterli hukuki koruma salad ileri srlebilirse de, anayasadan kay naklanan yetkileri kullanan kamu organlarnn ilkesel olarak, temel hak lar gzetmek ve uygulamakla ykml olmalanna karn, bu grevlerini yerine getirip getirmediklerinin denetlenebilecei bir mekanizma bulun mamaktadr. te yandan genel mahkemeler dzeyindeki korumann, yasalann anayasaya uygunluunu ancak somut norm denetimi gibi dolayl yollarla salamas nedeniyle, temel haklann tayclan olan bireylerin, te mel hak ihlallerini son aamada Anayasa Mahkemesi'ne bizzat gtre bilmeleri, hukuki korumann etkililii asndan da byk nem tamak tadr. Anayasa ikayeti hakk, tm kamu gc ilemlerine kar tannabi lecei gibi, belli baz kamu ilemlerine kar da tamnabihr. Ancak yasa lara kar anayasa ikayeti hakknn tannmasnn, hukuki koruma alannda nemli bir boluu dolduraca aktr. nk genel mahkemeler dze yinde yarg denetimine tabi olan idari ilemlere ve yarg kararlanna karn, yasalar aleyhine gidilebilecek dorudan bir yarg yolu yoktur. Bireylerin temel hak ve zgrlklerini dorudan ilgilendiren kamu gc ilemlerinin byk lde yasama organ eliyle gerekletirildii gz nne alndnda, kuramun nemi daha iyi anlalacaktr Trkiye'de anayasa yargs, bugnk biimiyle yalnzca hukuk dze nini korumaya ynelik bir ileve sahiptir. Anayasa Mahkemesi somut norm denetiminin dolayl korumas dnda bireylere ak deildir. Oysa zellikle, temel haklan ihlal edebilecek yasalan yapan yasama organna kar bireylerin hukuki korumadan yararlanabilmeleri, temel haklann ha yata geirilebilmesi ve etkili bir hukuki korumadan yararlanabilmeleri 138

iin zorunlu ve gereklidir. Bunun yamsra, idare ve yarg organlarnn da anayasadan kaynaklanan trevsel hukukun yannda dorudan doruya anayasaya bal kalmalanm, temel haklan trevsel hukukun yorumlan mas ve uygulanmasnda dikkate almalann salamak iin, tm kamu gc ilemlerine kar anayasa ikayeti hakknn tannmas, anayasay yalnzca ilkesel bir st norm olmaktan kanp hukuk dzeninin gerek ve uygulanan bir kayna haline getirecektir. Trkiye'de, temel haklar iin belirtilen trde bir hukuki koruma salamak, iki aamal olarak gerekletirilebilir: lk olarak, genel mahke meler dzeyinde ek hukuki areler getirilip temel haklara ayknlk, olaanst yenileme nedenleri arasnda yer alabilir. Bylelikle genel mahkemelerin anayasay dorudan balayc norm olarak ele almalan salanm olur. kinci olarak, anayasada yer alan tm temel haklan ya da bunlann bir ksmn kapsayacak biimde, teknik anlamda anayasa ikayeti hakk Trk anayasa hukukunda dzenlenebilir. Bu ynde bir dzenleme, ancak bir anayasa deiiklii ile olanakldr. Anayasa ikayetinin Anayasa Mahkemesi'nin yetkileri arasna katlmas yasayla olanakl deildir. Anayasa deiikUinin kapsamnn ksa olmas ve kurumun aynntlannn yasayla dzenlenmesi, Trkiye gerekleri asndan daha uygun grn mektedir. Trkiye'de anayasa ikayetinin kabul edilmesi, bireylerin taycs ol duktan temel hak ve zgrlklerin dorudan kendileri tarafndan ko runmasn salayaca, kamu organlarn anayasaya uygun davranmaya zorlayaca ve temel hak ve zgrlkleri gerek anlamda yaama gei recei iin byk nem tamaktadr. Gnmzde insan haklannn ulusal-st dzeyde kavutuu hukuki koruma, ulusal hukukta da benzer bir gelimeyi zorunlu klmaktadr.

139

KAYNAKA KTAP Arslan, Ramazan, Badura, Peter, Chung, Tae Ho, LAR Yeni

Medeni Usul Hukukunda Yarglamann lenmesi, Ankara, Turhan Kitabevi, 1977. Staatsrecht, Mnchen, Verlag C.H.Beck, 1986.

Bedeutung des 90 BVerfGG fr die Zulssigkeit der Verfassungsbeschwerde unmittelbar gegen Gesetze, (Dissertation), Regensburg, 1993. Creifelds Rechtswrterbuch, Mnchen, C.H.Beck, 1992. Die Verfassungen aller Deutschen Mnchen, Wilhelm Goldmann Verlag, 1994. Lnder,

Drr, Dieter, Eroul, Cem, Feyziolu, Turhan,

Die Verfassungsbeschwerde in der Prozess-praxis, Mnchen, Carl Heymanns Verlag KG, 1990. Devlet Ynetimine Katlma Hakk, Ankara, mge Kitabevi, 1991. Kanunlarn Anayasaya Uygunluunun Kazai Murakabesi, Ankara, Ankara niversitesi Hukuk Fa kltesi Yaymlan, 1951. Die Zukunft der Verfassung, Frankfurt am Main, Suhrkamp, 1991. Verfassungsgerichtsbarkeit und politisches System, Frankfurt, Campus Verlag, 1980. Grundzge des Verfassungsrechts der Bundesrepublik Deutschland, 19. Auflage, Heidelberg, C.F. Mller Juristischer Verlag, 1993. Zivilprozessrecht, 24. Auflage, Mnchen, C.H.Beck, 1993. Anayasa Yargs, Ankara, mge Kitabevi, 1994.

Grimm, Dieter, Hase, FriedhelmLadeur, Karl-Heinz, Hesse, Konrad,

Jauemig, Othmar, Kabolu, Ibrahim .,

141

Kabolu, brahim ., Klin, Walter, Kapani, Mnci, Karamustafaolu, Tuner, Katz, Alfred, Kratl, Metin,

zgrlkler Hukuku, 1. bask, stanbul, Afa Yayn lan, 1994. Verfassungsgerichtsbarkeit in der Demokratie, Bern, Verlag Stmpfli & Cie AG, 1987. Kamu Hrriyetleri, Yenilenmi altnc bask, Ankara, Ankara niversitesi Hukuk Fakltesi Yaynlan, 1981. Yasama Meclislerini Fesih Hakk, Ankara, AHF Yaynlan, 1982. Staatsrecht, 10. Auflage, Heidelberg, C.F.Mller, 1991. Alman Federal Anayasa Mahkemesi, Ankara, Ankara niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesi Yaynlan, 1963. Geschichte und Problematik des Parlamentarismus, Frankfurt am Main, Suhrkamp, 1983. Kommentar zum Grundgesetz fr die Bundesrepublik Deutschland (2 Bnde), (Hrsg.) Rudolf Wassermann, 2. Auflage, Neuwied, Hermann Luchterhand Verlag, 1989.

Kluxen, Kurt,

Kunter, NuruUah, Kuru, Baki-Arslan,

Ceza Muhakemesi Hukuku, 9. bask, stanbul, Beta Yaynlan, 1989.

Ramazan-Ymaz, Ejder, Medeni Usul Hukuku, Geniletilmi 4. bask, Anka ra, Yetkin Yaynlan, 1991. Leibholz/Rink/ Hesselberger, Grundgesetz (Kommentar an Hand der Rechts prechung des Bundesverfassungsgerichts), 7. Auflage, Kln, Verlag Dr. Otto Schmidt, 1993. Verfassungslehre, (ev. R. Boemer), 2. Auflage, Tbingen, J.C.B. Mohr, 1969. Verfassungsgerichtsbarkeit und Reine Rechts lehre, Wien, Verlag Franz Deuticke, 1966.

Loewenstein, Karl, Marcic, Ren6,

142

Mosler, Hermann (Hrsg.),

Verfassungsgerichtsbarkeit in der Gegenwart, Kln, Carl Heymanns Verlag KG, 1962. Handbuch fr die ffentliche Verwaltung Einfhrung in ihre rechtlichen und praktischen Grundlagen (Band 1), Luchterhand, 1984. Demokrasiye Gei Srecinde Anayasa Yapm, Ankara, Bilgi Yaymevi, 1993. Trk Anayasa Hukuku, S.bask, Ankara, Yetkin Ya ynlan, 1993. Ceza Muhakemesinin Yenilenmesi, Ankara, Ankara niversitesi Hukuk Fakltesi Yaynlan, 1968. Verfassungsprozessrecht, Verlagen. Beck, 1991. 3. Auflage, Mnchen,

Mutius, Albert von-Schoch, Friedrich K. (Hrsg.),

zbudun, Ergun, zbudun, Ergun, zgen, Eralp, Pestalozza, Christian, Poggi, Gianfranco,

ada Devletin Geliimi, stanbul, Hrriyet Vakf Yaynlan, 1991.

Reckhom-Hengemhle, Der spanische "Recurso de amparo" und die deutsche Monika, Verfassungsbeschwerde, (Dissertation), Osnabrck, 1987. Roellecke, Gerd, Schmidt-Bleibtreu/ Klein, Schmitt, Carl, Schuler, Andrea Hans, Politik und Verfassungsgerichtsbarkeit, Heidel berg, Verlagsgesellschaft Recht und Wissenschaft, 1961. Kommentar zum Grundgesetz fr die BRD, Neuwied,Dannstadt, Luchterhand, 1977. Verfassungslehre, Mnchen, Duncker Humblot, 1928. Die Verfassungsbeschwerde in der Schweiz, der Bundesrepublik Deutschland und sterreich, Zrich, Vertag Schulthess, 1968. Die Verfahren der deutschen Verfassungs beschwerde und der europischen Menschen rechtsbeschwerde, Kln, Carl Heymanns Verlag, 1988.

Stackeiberg von. Curt Frieherr,

143

Survey of Activities and Statistics European Commission of Human Rights. Tanr, Blent, Tanr, Blent, Yalmda, Seluk,

1995,

tki Anayasa (1961-1982), 2. bask, Istanbul, Beta Yaynlan, 1991. Trkiye'nin nsan Haklan Sorunu, Cilt 1, 2. bask, Istanbul, BDS Yaynlan, 1991. F. Almanya'da ve Trkiye'de Yerel Ynetim ler, Ankara, TODAE Yaynlan, 1992. Yzyl Boyunca Dantay (1868-1968), Ankara, Trk Tarih Kurumu Basmevi, 1968.

Zuck, Rdiger,

Das Recht der Verfassungbeschwerde, 2. Auflage, Mnchen, Verlag C.H.Beck, 1988.

MAKA Alangoya, Yavuz, Aliefendiolu, Ylmaz, Armaan, Servet, Azrak, lk,

lEhEjR

"Anayasann Medeni Usul Hukukuna Etkisi," Milletleraras Hukuk Blteni, 1981, S. 2, s. 1-4. "Trk Anayasal Yargsnda Yrrln Durdurulmas," Dantay Dergisi, S. 89, 1995, s. 1-XXIX. "Federal Almanya'da Anayasa ikayeti," Mukayeseli Hukuk Aratrmalar Dergisi, C.7, 1971, s. 53-75. "Trk Anayasa Mahkemesi," stanbul niversitesi Hukuk Fakltesi Mecmuas, C. 28, 1962, s. 649700. "Die richterliche Kontrollfunktion im westdeutschen Verfassungsgefge," Festschrift fr Hans Huber, Bern, Verlag Stmpfli, 1961, s. 26-47. 'Trkiye'de Anayasa Yargs," Ankara niversitesi Hukuk Fakltesi Dergisi, C. 18, S. 1-4 (1961), s. 547-565. "Die Verfassung der Slowakei vom 1.9.1992", ROW, 1992, s. 375-380.

Bachof, Otto,

Balta, Tahsin Bekir,

Baumgartner, Christian,

144

Bender, Michael,

"Vortrag vor den Gerichten und Verfassungsbeschwerde," Neue Juristische Wochenschrift, 1988/13, s.808810. "Zur Verfassungsbeschwerde gegen Gesetze und zum Rechtsschutz des Brgers gegen Rechtssetzungsakte der f fentlichen Gewalt," AR (86), 1961, s. 129-186. "Der 61. Deutsche Juristentag", Neue Justiz, 1996/11, s. 579-581. "Anayasann Hukuku ve Anayasamn Yargc, Yenilenen Anayasa Kavram zerine Dnceler," Anayasa Yargs 8, Ankara, 1991, s. 13-62. "Avrupa Birlii rgtlenme Modeli ve Subsidiarite Prensibi," Deien Dnyada Hukuk, Devlet ve nsan (Edip F. elik'e Armaan), stanbul, Engin Yaynclk, 1995, s. 100-105. Modem Anayasal Sistemlerde Yarg Denetimi," (ev. T. Karamustafaolu), Ankara niversitesi Hukuk Fakltesi Dergisi, C. 26, S. 3-4, 1969, s. 179-205. "DCT allgemeine Grundsatz d a Subsidiaritt der Rechtssatzverfassungsbeschwerde nach Art. 93 Abs. 1 Nr. 4a GG," Die ffentliche Verwaltung, 1990/13, s.558-564. "Subsidiaritt der Verfassungsbeschwerde nach Art.93 Abs. 1 Nr.4a GG auch bei normativem Unterlassen?," Die ffentliche Verwaltung, 1990/20, s.858-864. "EinfachrechtUche Kontrollmassstbe im kommunalen Verfassungsbeschwerdeverfahren gegen gesetzliche Nor men," Nordrhein-Westfalische Verwaltungsblt ter, 1992/1, s.1-7. 'Trkiye'de Anayasa Yargsnn levi ve Konumu," Anayasa Yargs 1, Ankara, 1984, s. 57-87. "Gleichheit, Demokratie und die Verfassung: Wir, das Volk, und die Richter," Zum Begriff der Verfassung (Hrsg. Uhich K. Preuss), Frankfurt am Main, Fischer Taschenbuch Verlag, 1994, s. 171-209.

Bettermann, Karl August,

Brandt, Adelhaid, alar, Baku:,

Dedeolu, Beril,

Deener, David,"

Detterbeck, Steffen,

Detterbeck, Steffen,

Dietlein, Max,

Duran, Ltfi, Dworkin, Ronald,

145

Egli, Jean-Franois, Eisenbltter, Bernd,

"Anayasa Yargamasina ahsi Mracaat," Anayasa Yargs 9, 1993, s.357-365. "Die Verfassungsgerichtsbarkeit im politischen Prozess," Jahrbuch des ffentlichen Rechts (29) 1980, s. 63-83. "Muhakemenin Yenilenmesi Hakkmda Genel Bilgiler," Ankara niversitesi Hukuk Fakltesi Dergisi, C. 19 (1962), s. 3-48. "Die einstweilige Anordnung," Bundesverfassungs gericht und Grundgesetz, (Hrsg. Christian Starck), Tbingen, J.C.B Mohr, 1976, s. 170-193. "Das spanische Verfassungsgericht," Jahrbuch des f fentlichen Rechts (29), 1980, s. 279-293. "Verfassungskontrolle in Lateinamerika," Jahrbuch des ffentlichen Rechts (25), 1976, s. 649-693. "Verfassungsbeschwerde- eine verkappte Normenkont rolle?," Brger-Richter-Staat, 1991, s.81-91. "Die Novellierung des VerfassungsbeschwerdeverfahrensNeue Zugangsbarrieren fr den Rechtsuchenden," An waltsblatt, 1986/9, s.357-363. "Voraussetzungen und Grenzen der Verfassungsbesch werde, "Deutsche Wohnwirtschaft, 1984/5, s.ll4123. "berlegungen zum Institut der Verfassungsbeschwerde," Europische Grundrechte Zeitschrift, 1988/19, S.481-487. "Zur europischen Geschichte der Grundrechte," Festschrift fr Wolfgang Zeidler (Band 2), 1987, s.1401-1414. "Zur Subsidiaritt der Verfassungsbeschwerde gegen ein Gesetz," Die ffentliche Verwaltung, 1982/11, s.440-447.

Erem, Faruk,

Erichsen, Hajis-Uwe,

Faller, HansJoachim, Fix-Zamudio, Hector, Franssen, Everhardt, Fritz, Roland,

Gather, HansHerbert,

Geiger, Willi,

Geiger, Willi,

Gerontas, Apostolus,

146

Gren, Zafer, Gndisch, Jrgen,

"Anayasa Mahkemesi'ne Kiisel Bavuru," Anayasa Yargs 11, Ankara, 1995, s. 97-134. "Die Verfassungsbeschwerde gegen gerichtliche Entscheidungen," Neue Juristische Wochenschrift, 1981/34, S.1813- 1820. "ber den internen Zusammenhang von Rechtsstaat und Demokratie," Zum Begriff der Verfassung (Hrsg. Ulrich K. Preuss), Frankfurt am Main, Fischer Taschenbuch Verlag, 1994, s. 83-94. "Die Verfassungsgerichtsbaikeit in Ungarn", Recht Ost und West (ROW), 1993, s. 4-6. in

Habermas, Jrgen,

Haimai, Gabor, Henkln, Louis,

"Revolutionen und Verfassungen," Zum Begriff der Verfassung (Hrsg. Uhich K. Preuss), Frankfurt am Main, Fischer Taschenbuch Vertag, 1994, s. 213-247. "Zulssigkeit und Darlegungslast im Verfahren der Verfassungsbeschwerde," Festschrift fr Helmut Simon, 1987, s. 95-102. "Wiedereinsetzung in den vorigen Stand im Veifassungsbeschwerdeverfahren," Festschrift fr Wolf gang Zeidler (Band 2), 1987, s.1391-1397. "Rechtswegerschpfung im Verfahren der Verfas sungsbeschwerde," Festschrift fr Joachim Faller, 1984, s. 165-172. "Funktionelle Grenzen der Verfassungsgerichtsbarkeit," Recht als Prozess und Gefge (Festschrift fr Hans Huber), Bern, 1981, s. 261-272. "Verfassungsfrmige Vorentscheidungen und das Paradox der Demokratie," Zum Begriff der Verfassung (Hrsg. Uhich K. Preuss), Frankfurt am Main, 1994, s. 133-170. "Grundzge des mexikanischen Verfassungsrechts," Jahrbuch des i^entlichen Rechts (29), 1980, s.478-527.

Henschel, Johann Friedrich,

Henschel, Johann Friedrich,

Henschel, Johann Friedrich,

Hesse, Konrad,

Holmes, Stephen,

Horn, Hans-Rudolf,

147

Hovel, Markus van den, "Die Urteils- Verfassungsbeschwerde als einzig erfor derliche Verfassungsbeschwerde in der Rechtspraxis?", Neue Zeitschrift fr Verwaitungsrecht, 1993/6, s.549-552. Hund, Michael, Isensee, Josef, "Zur Rcknahme von Verfassungsbeschwerden," Fest schrift fr Joachim Faller, 1984, s.63-79. "Verfassunsgsrecht als politisches Recht," Handbuch des Staatsrechts (Band VII), Heidelberg, C. F. Mller Vertag, 1992, s. 103-163. "tnsan Haklan Gvenceleri-Hukuk ve tesi," tnsan Haklar Sempozyumu (10-11 Aralk 1994), Istanbul, Istanbul Bykehir Belediyesi Hukuk Maviriii Yaym, 1995, s. 76-87. "nsan Haklannn Geliimci zellii ve Anayasa Yargs," Anayasa Yargs 9, Ankara, 1993, s.121-136. "Kelsen Modeli 'Snrlan'nda Demokratikleme Srecinde Anayasa Yarglar," Anayasa Yargs 10, Ankara, 1993, s.381-404. "Hukukun Genel tikeleri ve Anayasa Yargs," Anayasa Yargs 8, Ankara, 1991, s.291-322. "Von der klassischen Dreiteilung zur umfassenden Gewaltenteilung," Festschrift fr Hans Huber, Bern, Verlag Stmpfli, 1961, s. 151-173. "Anayasa Yargisinm nemli Sorunlar," Ankara ni versitesi Hukuk Fakltesi Dergisi, C. 25, S. 3-4, 1968, s. 91-100. "Die Verfassung sterreichs," Jahrbuch des ffent lichen Rechts (XI), 1922, s. 232-274. "Wer soll der Hter der Verfassung sein?," Die Justiz, Bd. VI Doppelheft 11/12, s. 576- 628. "Kore'de Anayasal Bavuru Sistemi," Anayasa Yargs 9, Ankara, 1993, s.347-355. "Willkrschutz statt Grundrectsschutz?," Neue Juristische Wochenschrift, 1987/33, s.1988-1996.

Kabolu, Ibrahim .,

Kabolu, Ibrahim ., Kabolu, Ibrahim .,

Kabolu, ibrahim ., Kgi, Werner,

Karamustafaolu, Tuner,

Kelsen, Hans, Kelsen, Hans, Kim, Yang-Kyun, Kirchberg, Christian,

148

Klein, Eckart,

"Konzentration durch Entlastung? (Das Fnfte Gesetz zur nderung des Gesetzes ber das Bundesverfas sungsgericht)", Neue Juristische Wochenschrift, 1993/33, s. 2073-2077. "Subsidiaritt der Verfassungsgerichtsbarkeit und Subsidiaritt der VerfassungsbeschwCTde," Festschrift fr Wolfgang Zeidler (Band 2), 1987, s.1305-1325. "Zur objektiven Funktion der Verfassungsbeschwerde," Die ffentliche Verwaltung, 1982/19, s.797-805. "Die einstweilige Anordnung im verfassungsgerichtchen Verfahren," Juristenzeitung, 1966/14, s. 461- 467. "Funktionell- und verfahrensrechtUche Probleme der Rechtssatzverfassungsbeschwerde," Festschrift fr Wolfgang Zeidler (Band 2), 1987, s.1325-1342. "Auf dem Weg in den 'verfassungsgerichtchen Juris diktionsstaat?'", Festschrift fr Klaus Stern, (Hrsg). J. Burmeister, C.H.Beck, Mnchen, 1997, s. 1155-1182. "Wegfall der Begrndungspflicht -Wandel der Staatsform der BundesrepubUk," Neue Juristische Wochen schrift, 1994/16, s.1032-1035. "Hukuki Hatay Gidermek in Ceza Muhakemesinin Yenilenebilmesi Sorunu," Yargtay Dergisi, C.13, Say 3, 1987, s. 201-208. 'Typus und Status des Bundesverfassungsgerichts," Die Moderne Demokratie und Ihr Recht (Band 2), Tbingen, J.C.B. Mohr, 1966, s. 427-463. "Urteilsverfassungsbeschwerde wegen Nichtvorlage bei Abweichung," Neue Juristische Wochenschrift, 1989/39, s.2446-2450. "Der grundrechtliche Anspruch auf effektiven Rechts schutz," Archiv des ffentlichen Rechts (105), 1980, s. 623-649. 'Temel Haklann Korunmas ile Siyaset Arasmdaki Gerimde Anayasa Yargsnn Konumu," Anayasa Yargs 9, Ankara, 1993, s.47-61.

Klein, Eckart,

Klein, Eckart, Klein, Franz, Klein, Harald,

Knies, Wolfgang,

Kroitzsch, Hermann,

Kunter, Nurullah,

Laufer, Heinz,

Leisner, Walter,

Lorenz, Dieter,

Machacek, Rudolf,

149

Mahrenholz, Ernst Gottfried, "Kammerbeschlsse-Nichtannahmegebhren," Festsch rift fr Wolfgang Zeidler (Band 2), 1987, s.13611377. "Ein neuer stndiger Europischer Gerichtshof fiir Menschenrechte," Neue Juristische Wochenschrift, 1995/43, s. 2813-2817. "Kuvvetler Aynh lkesinin Yarg Asndan Anlam ve Trkiye rnei," Anayasa Yargs 1, Ankara, 1984, s. 215-242. "Mglichkeit der Auslagenerstattung bei erfolgloser Verfassungsbeschwerde," Deutsches Steuerrecht, 1981/23, s.676-680. "Anayasa Yargs ve Hukuk Felsefesi," Yargs 8, Ankara, 1991, s.265-275. Anayasa

Meyer-Ladewig, Jens,

Oktay, Cemil,

Oswald, Franz,

kteni, Niyazi, Papier, Hans-Jrgen,

"Spezifisches Verfassungsrecht und einfaches Recht als Argumentationsformel des Bundesverfassungsgerichts," Bundesverfassungsgericht und Grundgesetz, (Hrsg. Christian Starck), Tbingen, J.B.C. Mohr, 1976, s. 432-457. "Mukayeseli Hukukta Medeni Yargda Verilen Kararlara Kar Anayasa ikayeti," Anayasa Yargs 12, Ankara, 1995, s. 257-287. "Verfassungsgerichtsbariceit als Grundrechtsschutz," Die Freiheit des anderen (Festschrift fr Martin Hirsch), 1981, s.437-445. "Die sechste Tagung der Vereinigung der Deutschen Staatsrechtslehrer," Archiv des ffentlichen Rechts (14), 1928, s. 441-459. "Stemming the flood of constitutional complaints in Germany," Public Law, Winter 1994, s. 553-563. "Verfassungsprozessuale Probleme in der ffentlich rechtlichen Arbeit", Juristische Schulung, 1993/9, s. 737-742; 1993/12, s. 1022-1027; 1994/2, s. 129-133; 1994/5, s.397-402; 1994/8, s. 670-674; 1994/10, s. 854857; 1994/12, s. 1031-1035.

Pekcanitez, Hakan,

Podlech, Adalbert,

Richter, Lutz,

Rivers, Julian, Robbers, Gerhard,

150

Rupp-von Brnneck, Wiltraut, "Verfassungsgerichtsbarkeit und gesetzgebende Gewalt," Archiv des ffentlichen Rechts (102), 1977, s. 126. 'Temel Haklann Anayasal Konumu zerine," tnsan Haklar Ylh, C. 7-8, 1985-1986, s. 15-26. "Alman Anayasa Yargsmda <Geici Tedbir Karan>," Amme daresi Dergisi, C.17, S.2, 1984, s. 76-86. "Federal Almanya'da Anayasa ikayeti," Ankara niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesi Dergisi, C. 37, S. 3-4, 1982, s. 139-152. "Die kommunale Verfassungsbeschwerde im System der verfassungsgerichtlichen Verfahrensarten," Bayerische Verwaltungsbltter, 1982/2, s.37-43. "Yrtmenin Durdurulmas Kurumu ve Anayasa Yargs," Amme daresi Dergisi, C.26, S.4, Aralk 1993, s. 153-171.

Sabuncu, Yavuz, Sabuncu, Yavuz, Sabuncu, Yavuz,

Sachs, Michael,

Sancar, Mithat,

Schenke, Wolf-Rdiger, "Die Subsidiaritt der Verfassungsbeschwerde gegen Gesetze," Neue Juristische Wochenschrift, 1986/ 23, s.1451-1461. Schlink, Bernhard, "Nochmals: Die Vorprfung da Verfassungsbeschweide durch die Prsidiahte," Neue Juristische Wochen schrift, 1984/39, s.2195-2196. "Das Reichsgericht als Hter der Verfassung," Verfas sungsrechtliche Aufstze, Berlin, Duncker & Humblot, 1958, s. 63-110. "Der Hter der Verfassung," Archiv des ffentlichen Rechts (16), 1929, s. 161-237. "Verfassungsgerichtsbaikeit und Gewaltenteilung," Neue Juristische Wochenschrift, 1980/39, s. 2103-2111. "Verfassungsbeschwerden gegen Gerichtsentscheidungen," Monatsschrift fr Deutsches Recht, 1982/8, s.628-630. "Die Verfassungsbeschwerde in der Spruch-Praxis des Bundesverfassungsgerichts," Die Freiheit des anderen (Festschrift fr Martin Hirsch), 1981, s.491-517.

Schmitt, Carl,

Schmitt, Carl, Schneider, Hans-Peter, Schultz, Gnther,

Seibert, Gerhard,

151

Simon, Helmut,

"Verfassungsgerichtsbarkeit," Handbuch des Verfas sungsrechts der Bundesrepublik Deutschland, (Hrsg. E. Benda), Berlin, Walter de Gruyter, 1983, s. 1253-1289. "Die Verfassungsordnung der Tschechischen Republik", Osteuropa-Recht, 1994, s. 45-63. "Macaristan Anayasa Mahkemesi'nin Toplumsal Sistem Deiiklii erisindeki Rol," Anayasa Yargs 9, Ankara, 1993, s.287-301. "Die Beschwerdebefugnis bei der Verfassungsbeschwerde," Bundesverfassungsgericht und Grundgesetz (Band 1), (Hrsg. Christian Starck), Tbingen, J.B.C. Mohr, 1976, s. 374-395. "Karar Dzeltmenin Kanun Yolu Nitelii ve Karar Dzeltme Dilekesinde Sebep Gsterme Zorunluu Bulunup Bulunmad Meselesi," Yargtay Dergisi, C. 16, S. 4, 1990, s. 471-487. "Zum Umfang von Prfungsbefugnis und Prfungspflicht des Bundesverfassungsgerichts im VerfessungsbeschwerdeVerfahren," Verantwortlichkeit und Freiheit (Die Verfassung als wertbestimmte Ordnung) Fest schrift fr Willi Geiger zum 80. Geburtstag, 1989, s.762-781. "Anayasacilik ve Kuvvetler Ayrl Kuram," Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Arkivi 2, (haz. Hayrettin kesiz), stanbul, Afa Yaymlan, 1995, s. 106-113. "Das Vorprfungsverfahren fr Verfassungsbeschwerden," Festschrift fr Otto Bachof zum 70. Geburt stag, 1984, s.293-320. "Kognitionsgrenzen des Bundesverfassungsgerichts bei der Verfassungsbeschwerde gegen Zivilurteile," Zeitschrift fr Zivilprozess 98, 1985/2, s.200-215. "Befugnisse der Gerichtsverwaltung und Aspekte der Vorprfung im Verfassungsbeschwerdeverfahien," Neue Juristische Wochenschrift, 1984/17, s.950-954.

Slapnicka, Helmut, Solyom, Laszlo,

Spanner, Hans,

Sungurtekin, Meral,

Trger, Ernst,

Turhan, Mehmet,

Vitzthum, Wolfgang Graf,

Waldner, Wolfram,

Wand, Walter Rudi,

152

Weber, Albrecht, Weber, Hermann,

"Die spanische Verfassung," Jahrbuch des lichen Rechts (29), 1980, s. 209-279.

ffent-

"Beschwerdebefugnis und Rechtswegerschpfung bei der Rechtssatzverfassungsbeschwerde -BVerfGE 86, 382," Juristische Schulung, 1995/2, s. 114-119. "Die Zulssigkeit der Verfassungsbeschwerde in der ffentchrechtlichen Arbeit," Juristische Schulung, 1992/2, s. 122-127. "Der Zugang des Brgers zum Bundesverfassungsgericht und zum U.S. Supreme Court," Der Staat (29), 1990/ 3, s. 333-353.

Weber, Hermann,

Wieland, Joachim,

Wintrich, Joseph-Lechner, Hans, "Die Verfassungsgerichtsbarkeit," Die Grundrechte (III/2), (Hrsg. Bettermann-Nipperdey), 2.Auflage, Berlin, Duncker Humblot, 1972, s. 643-716. Zacher, Hans F., "Die Selektion der Verfassungbeschwerden," Bundesverfassungsgericht und Grundgesetz (Band 1), (Hrsg. Christian Starck), Tbingen, J.B.C. Mohr, 1976, s. 396-431. "Die Entlastung des Bundesverfassungsgerichts", Zeitschrift fr Rechtspolitik, 1997/3, s. 95-99. "Der Zugang zum Bundesverfassungsgericht: Was lsst das 5. nderungsgesetz zum Gesetz ber das Bundesverfassungsgericht von der Verfassungsbeschwerde noch brig?". Neue Juristische Wochenschrift, 1993/41, s. 2641-2646. "Fallstricke fr Verfassungsbeschwerdefhrer," Neue Juristische Wochenschrift, 1993/20, s.1310-1311. "Die Zulssigkeitsvoraussetzungen der Verfassungsbeschwetde nach 90 BVerfGG," Juristische Schulung, 1988/5, S.370- 375. "Die Missbrauchsgebhr im Verfassungsbeschwerdeverfahren," Neue Juristische Wochenschrift, 1986/34, s.2093-2096. "Die Fnfte Novelle zum Bundesverfassungsgerichtsgesetz," Neue Juristische Wochenschrift, 1986/15, 968-971.

Zuck, Rdiger,

153

"Die unzumutbare Monatsfrist fr die Verfassungsbeschwerde gegen Gerichtsentscheidungen," Monatsschrift fr Deutsches Recht, 1985/10, s.803804. "Die Wiedereinsetzung in den vorigen Stand im Verfassungsbeschwerdeverfahren," Zeitschrift fr Rechtspolitik, 1985/11, s.299-303. "Die einstweilige Anordnung bei der Verfassungsbeschwerde gegen strafrechtliche Entscheidungen," Neue Zeitschrift fr Strafrecht, 1985/6, s.241-245. Zweigert, Konrad, Zweigert, Konrad, "Die Verfassungsbeschwerde," Juristenzeitung, 1952/ 11, s. 321-328. "Einige rechtsvergleichende und kritische Bemerkungen zur Verfassungsgerichtsbaikeit," Bundesverfassungsgericht und Grundgesetz (Band 1), (Hrsg. Christian Starck), Tbingen, J.B.C. Mohr, 1976, s. 63-75.

154

You might also like