Professional Documents
Culture Documents
TATAV YAYINLARf
YAYIN No: 24
Konferans Scrisi, No: 1
Dizgi-Mizanpaj
TATAV Ltd.
Baskl-Cilt
Altan Matbaaclllk
Kapak Tasarlm
KIfITIlZI Rek1am
ISBN 975-6596-24-4
isteme Adrcsi:
Tarih vc Tabiat Vakfl
Eski BeJediye Gnti Sk. No: 23
DoganCllar/Oskiidar
Tel: (0216) 492 62 86
Faks: (0216) 492 62 87
WEB: http://www.tarihtabiatvakfi.org
e-mail: info@tarihtabiatvakfi.org
\1JTA T A V Ltd. $ti., 2004
TATAV
MiJletleraraSI
ORTADOGU: }{AOS MU, DUZEN Mi?
KonferanSI
9-10 Ocak 2004
Bildiriler
***
International
MIDDLE-EAST: CAOS or/and ORDER?
Conference
til
January 9-10 ,2004
Issues
Vayma Hazlrlayanlar
Yrd. 009. Dr. Ali AHMETBEYOC.iLU
Yrd. 009. Dr. Recep AHISHALI
A r ~ . Gar. Yahya BASKAN
A r ~ . Gar. Hasan OEMiROGLU
istanbul 2004 istanbul 2004
168 I ORTADOGU: Kaos mu, Dlizcn mi?
donemdir. DP'nin takip ettigi aktif ve yonlu
sayesinde Turkiye NATO'ya tam uye olurken bu kurumun beyni
ve sadece ingiltere, Fransa ve ingiltere'nin dahil oldugu 'Standing Group'
a allllmasl dahi planlanmltL Turk-ingiliz ilikileri ai5lsmdan bu donemim
en onemli ozelligi ise, Ankara'nm Londra'nm Orta Dogu politikalarma
vermeye balamasl idi. Bundan baka Turkiye ozellikle 1950
ortalardan itibaren Orta Dogu politikalannda teme! belirleyici
olmaya
Ancak Orta Dogu'da yukselen Arap milliyeti5iligi, Nasinzm ve
karl olan diger aktmlar Menderes'in kurmu oldugu Bagdat
Paktl'nlll 1958 Yllmda Ylktlmasll1a sebep olmutu. Hii5 uphesiz Bagdat
Paku'l11n YlkllmaslIlm en buyuk sebeplerinden birisi ingiltere'nin 1955
yIlmda Pakta uye olmasl ve paktl kendi amai5lan dogrultusunda kullan
mak istemesi idi. Bagdat Paktl'llIn Ylkllmasl sadece Menderes'in 1960
trajik sonunu hazlrlamaml ayl11 zamanda Turkiye'nin Orta
Dogu'da sahip oldugu niifuz ve aglrlIgm kaybolmasma sebep
Zira Paktm Ylktlmasmdan sonra Tiirk-Amerikan munasebetleri bozul
maya balaml ve hatta Menderes, alternatif olarak, iktidanm kaybetme
den az zaman once Sovyet Rusya ile Turkiye'nin munasebetlerini geli
. dahi planIamltI.
Bagdat Paku'nll1 1959 Yllmda ingiltere'nin insiyatifi
CENTO' ya doniimesinden ve ozellikle de DP yonetiminin 1960 YI
Imda devrilmesinden sonra Turkiye'nin Orta Dogu politikalannda ve
uzerindeki aglrItgl ve rolii hlzla azalml ve kaybolmutur.
kaybmm en onemli yansmJasl ise Klbns'ta ortaya i51km1ur.
tere, 1960 Yllma kadar Klbns'ta Turkiye'ye yakm bir politika takip eder
ken sonraki yIllarda bu degimeye balaml ve ozellikle de 1963 ytlmdan
itibaren Klbns'm Yunanistan'la birlemesini savunmaya balamltlr. Bu
da sonui5 itibariyle Turk-ingiliz ilikilerinin sogumasll1a ve hIZla azalma
sma sebep oImutur.
"f
,.
ORTADOGU'DA SOMURGELESME SURECl: BiR Ztl INfYET ANALizi
Hilal GORGON'
gibi
gibi inanmaya
"Bir kimseye kirk deli dersen, deli olur"
Atasozleri
1. Bir zihniyet doniiiimii olarak somiirgeleme
Zihniyet ile hayat arasmdaki iliki, bir i50k unlu ilim ya
nmda, ozellikle Aimanya'da Max Weber, Turkiye'de Sabri Dlgener
isimleri tarafmdan aratIrma konusu haline getirilmitir.
1
arasm
daki dikkate deger en onemli fark, birisi yani Weber bir Umede
temsilcisi olarak, yukseli ile zihniyet
i5aIIlrken, digeri yani Dlgener "inhitat" ile irtibat
kurmaya i5ahmaktaydl. ikisinde de temel ahlak"
sebep olarak tchis
dile getirilmekte idi.
Bizim amaClmlZ burada ne Weber'i ne de Uigencr'i herhangi e
ele almak de gil; bu isimleri burada zikrctmemizin sadece
daha once de "zihniyet" analizlerinin yaplldlgml Ancak
Dr., iSAM-istanbuL
Max Weber, Die protestantische Ethik und der Geist des Kapitalismlls , Max Weber,
Gesammelte AtlJsaetze zlir ReIigiorzszoziologie, Tubingcn: Mohr Verlag, 19RR
s. 1-236; Sabri F. Dlgener, jktisadi jnhitat Tarihimizin Ahlak ve
18. ,1S1r Son/ann,. Kadar hkir ve Sanat 7Llribi {{",,,mr"
Umumi bir Tahld /JPrlr>rt1I''' Fak. Yay., 1951; a.mH., Dt/nil ve Bu
gfinfi ile ve Din: Llam, ve Devri jktisat
Dcr Yay., 1981; ve hm'lerDenemeler ve
kara: Mavas, 1983.
bagh olarak bazl tcklifler
1
170 f ORTADOcJU: Kaos mu, DUzen mi'!
her eye ragmen U kadanm soylemek gerekir ki, Ulgener'in, muhtemc
len materyalist olmayan ama her haldc batlh bir a<;lklama cklini tcrcih
etmck gibi iyi niyetlc ustlendigi bir yaklalm ckli, bcklcnenin tam da
aksi bir neticcYI ortaya <;Ikarmltl. (Bu tavlr daha once de soma da dcvam
etmitir. Daha once maddccilige kaf1 ruh<;uluk ustlenilirkcn, daha soma
marksizme kaql -Olgener ornegindc gordugumuz gibi- Webcrcilik be
nimsenmitir.) Bu <;er<;evcde Weber'den (ve dolaYlsl ile tamamen
tarihi ve toplumsal artlarda, bu artlar uzerinde <;ahIlarak gelitirilmi,
yabanci bir) yontem ustlenme ve bunu ayniyle Turk toplumsal tarihine
tatbik etmenin, her zaman dogru neticelere ulatIrmayacagl gibi, aslmda
bu da bir "zihniyet" meselesi olarak incelenmeye deger bir husustur.
C;unku kendi ge<;miimizi, onu tekil eden, daha dogrusu "yapan"lann
kendi terimleri ile anlamaya yonelmeyi, mumkun ve meru bir "yontem"
olarak duunememek, kendi bama incclenmesi gereken tayin edici bir
mescledir. Weber, Braude! veya Pi renne, kendi tarih tezlerini dillendire
rek sadece kendi "milli" geleneklerini genel ge<;er bir yontem haline geti
rirken, Ulgener'in ve onun benzcrlcrinin, mescli MlSIrda Enver
Abdulmalik'in, Hasan Hanefi'nin, Fas'ta Cabiri'nin, Cezayir'de Tahir b.
Aur'un, Pakistan'da ikbal'in ve daha sonra da Mevdudi ve
Fazlurrahman'm -onlarca isimden sadece bir ka<;;ml zikretmek i<;;in- ta
kmdlklan tavnn bizzat kendisinin aratIrma konusu cdilmesi gerekmek
tedir. Burada sadece u kadannI soyleyebiliriz: 1S. yuz}'1lda yaaml bir
<;;ok alimin, islam dunyasmm mesclclerini halletme konusunda dile gctir
digi teklifler ve bu tekliflerin kullandlgl dil ile XX. YuzYllda yapllanlar
mukayese edildiginde, bu bir yiiZYll i<;;erisinde, yani XIX. yiizYllda
olmayan bir donuumiin yaandlgl ve bu doniiiimiin askeri bir yeni[gi ve
iilkelerin askeri a<;;ldan igal edi[mcsi ile ba[adlgml; ancak burada kalma
dlgml soylemek mumkun olacaktlr.
Christian Maure! oyle demektedir: "Savalann tarihi goz oni:me alI
nIrsa somurgecilik baarlSlzbga ugramltlr. (Fakat) Somurgeciligin tum
zamanlann en biiyiik baansl oldugunun farkllla varmak i<;;in algdamala
nn tarihini yazmak yeterlidir. Somurgeciligin en degerli, en <;;arplCl yam,
Ortadogu'da Surecil 171
bagll11slziIglnI kazanma komedisidir... Beyazlar sahnenin gensme ge<;;
l11ilerdir, ama gosterinin yaplmcIsryine onlardlr":
Christian Maurel'den naklettigimiz bu ifadcler ilk baklta, dlctrdan
bakan bir goziin yaptlgl bazl tespitleri dile getirmektedir. Bu tespitler
once baan/baarlSlzhk ile baglantllJ olarak s()miirgeciligin askeri a<;;ldan
baanh oldugunll soylemenin dogru olmadlgml, yani batddann somiirge
haline getirdikleri ulkeleri buyuk askeri baanlarla ele ge<;;irmedikleri;
a<;;ldan bakllchgmda somiirgecilerin baanh olduklanm soylemenin 0[
duk<;;a zor oldugunu si:iylemektedir. Bu konuda somi.irgecilerin ()nemli
hedefi olan Osmanh Devleti ile yapuklan savalar incelenecek olursa,
e[de ettikleri bapnlann aslmda askeri olmadlgl; daha dogrusu askeri
alanda elde ettikleri baanlar ile, genel anlamda kazandlklan arasmda tam
bir nispet olmadlgl goriilur. Yazar somurgecilerin genel anlamda "bap
nlanm" gormek i<;;in, somiirge haline getirdikleri ii[kelerdeki "algdamala
nn tarihine" bakmaya yoneltirken, asker! alandaki nispi baan ile elde
edilen mutlak baprJ arasmdaki a<;;lgl tamamlayanm, s6murgc haline geti
bolgelerde yaayan insanlann algi veya "duiincesi"ndeki donuum
oldugunu, yani askerf bir ij,gal halini somiirge haZine getirenin askeri gii<;;
olmaYlp, igal ahmda yaayanlann bu guce bakll oldugunu; bu bakIlI1
kendisini en a<;;lk ve dolayslz bir ekilde "dflunceler" tarihinde gosterdi
gini de ifade etmektedir. Diiunceler tarihi, mesela burada konumllz olan
"Ortadogu" ile ilgili olarak yazllml olan standart escrlerden
olanAlbert Hourani'nin Ambie Thought in the Liberal Age 1798 -1939'u
(Cambridge:Cambridge University Press, 1984, ilk baskt 1962) incelene
cek olursa, somurgeciligin hakiki baansmm, askeri istili olmaYlp, igal
edilen yerlerde ger<;;ekleen, zihniyet di.'iniiiimu oldugu; zihniyet donii
iimii sayesinde igalin zahirden batma, afaktan enfuse doniierek, yani
"is;selletirilerek", "benimsendigini" bu sayede, Maurel'den yaptlglmlz
iktibaslI1 son klsmwda dile getirdigi durumu mumkun kdmltlr: somi.ir
geciligin dogrudan y6netim yerine, yaplsal ve dolayh bir ekilde teme!
kararlan ve sure<;leri tayin etmek ekline doniimesi. Somiirge <lrtlanl11
C Christian
Paris: Robert
1985, s. 15, den naklcdcn
tere. Tcmcl
istanbul: Aynnn, 1989,
172 / ORTADOGU: Kaos mu, DUzen mi?
ve "benimsemi" olan bir taraftan somiirge
cilerin yapdmasml arzu ettikleri eyleri yaparken, diger taraftan insanlan
"baglmslz" bir iilkede yaadlklanna inandlrmakta ve "beyazlar" tarafm
dan yazdan bir komedi, yerli aktorler tarafmdan oynanmaktadlr.' Bu
yonden somiirgecilik, Cengiz Aytmatov'un bir terimi ile ifade etmek
gerekirse, oluturdugu "mankurdar" sayesinde, tarihin en biiyiik ve en
bapnh "istila" hareketi olma slfatml hakketmektedir'.
Tebligimizde genel olarak asker! igal ardanm somiirge konumuna
doniitiiren ile ilgili bazl hususlan iaret ederek, bazl neticelerin,
dogrudan asker! igali yaamaml olan bolgelerde de ortaya
ve asker! igal doneminde bile ortaya bazl gelimelerin igal
somaSl yaandlgml dikkate alarak, esas itibariyle bir zihniyet degiimi ile
alakah oldugunu gostermeye
2. igalden Somiirge'ye
Somiirgecilik" tarihi olarak gerilere gittigi ve esas olarak deniza
lfl iilkelerle Avrupah bazl devletlerin gelitirdigi bir ilikiyi ifade ettigi
zaman bir apmalar ancak yaadlgl her tiirlii
degiiklige ragmen, bir ozelligi hep aym kalmltlr. Bu ozellik, Afrikah bir
papazm ifade ettigi gibi, A vru pahlar ile ilk kaqdama amnda yerlilerin
MISlrda anayasaya konulan, criatin tqriin ana kaynagl oldugu ifadesi, boylesi bir aldat
maeanm enteresan orncklerinden biridir. TcferruatJ i"in bak: Hilal Gorgiin, Die
politische Rolle der Azhar in der Sadat Aera , Istanbul: TDV-ISAM, 1998.
4 Cengiz Aymatov, Gun Olur Asra Bedel, tere. Refik Ozdck, Istanbul:Otiiken, 1997, s.
150-175.
Biz burada somiirgeeilik ile emperyalizmi, teknik olarak kullaruldlgmda her zaman aynl
anlama gelmediginin farkmda olmakla birlikte, eanlamli olarak kullamyoruz. SOmiir
geeiligin emperyalizm ilc bir ve aym oldugu doncmler kadar, bazl yerlqim birimleri
(koloniler) oluturarak, daha onee insanlann yaamadlgl ycrleri mamur hale gctirmc
anlarTii da dikkate almmal!drr. Aneak bu anlamlar bizim hakkmda konutugumuz biilge
i"in kaybolmakta ve cmperyalizm ilc eanlamh olarak kaf1l11lZa "lkmaktadlr.
Somiirgeeiligin kJsa bir tarihi bk. Mark Ferro, Somurgecilik Tarihi Fetihlerden
Bagpnslzltk Hareketlerin Kadar: 13. -20. YIIZYzl, tcre. Muna Ccdden, Istanbul: Imge
Kitabevi, 2002; Raimondo Luraghi, Somiirgecilik Tarihi, "cv. Halim Inal, Istanbul: E
yaymlan, 1975.
Ortadogu'da Somiirgelqme Siireei/ 173
elinde topraklan, Avrupaldann ise (burada Batl kiiltiiriinii temsil eden)
"Kutsal Kitap"lan bulunmakta; zamanla yediler "Kutsal Kitab"a sahip
Avrupahlar topragl,.ele olmaktadlrlar. Ortadogu
sozkonusu olunca toprak yerine, petrol ve altm gibi yeraltl zenginlikleri
ve bunlann yamnda "meta" haline getirilebilen her eyi, Kutsal Kitap
yerine de biitiin "tiiketim ahkanhklanm" koymak miimkiindiir.
Ortadogu'daki somiirgeleme FranSlZ generali Napoleon
Bonapart'm 1798'de MlSlr'l igali ile baml ve bu cografya bu tarihten
itibaren bazen dlandan veya dolayh, bazen de fiili igaller eklinde
den ve dogrudan olmak iizere Batlh miidahale alam olmutur.
Napoleon igalden soma MlSlr Enstitiisii'nii (Institut d'Egypte) kurarak
yanmda gotiirdiigii saYlda bilim adammm saglaml ve
baka yamnda Mlslr'l anlatan Description de'l-Egypte bahkh
23 cildik devasa bir eser yazdlrmltlr (I-XXIII, Paris 1809-1828). Bu
eserin onsoziinde igalin olarak unlar soylenmektedir: "Onun
istedigi Dogu'ya (Orient) 'yararh bir Avrupa ornegi' sunmaktl ve nihayet
Dogululann hayatml daha miireffeh kdmak, aynca onlara 'kamil bir me
deniyetin tadlm' tawrmaktl"'. Bu eserin tarihi onsozii U sozlerle sona
erer: "Tarih MlSlr'm Napolyon'un biiyiikliigiine sahne oluunu
unutmayacaktlr, MlSlr bu olaganiistii olaym her tiirlii izini silinmekten
koruyacaktlr."s Napolyon'un MlSlr seferi askeri bapn
slzhkla neticelenmitir, fakat bu, onun bapnslz oldugu anlamma gelmez.
o giinden beri Batlhlar Dogu'ya Napolyon'un gozii ile bakmltlr. Bun
dan soma Dogu, Batl tarafmdan yeniden tarif edilerek muamele
lerden lslah edilecek ve kokiinden degitirilecek bir obje ola
rak kabul edilmitir. Bu obje iizerinde onceleri ciddi muhale
fede kaqdaml olsa da, zamanla askeri igal hali normalleerek,
ekiller alan "somiirge artlan" ortaya
7 .
Edward Said, OryalZtalizm: Somlirgecili/1in Kes,IJ Kolu, tere. Selahaddin Ayaz, Istan
bul:Pmar, 1989, s. 145'ten almtl.
s
Said, Oryantalizm, s. 146.
<;evrc wpraKlar araSlI1daKI u<;urumu
174 I ORTADO(;U: Kaos mll, Dtizen mi?
ve yem
Ortadogu soz konusu oldu
oldugu gozlenir.
191 Versailles Antlamaslyla sona eren klasik/merkantalist ve
modern adlIn alan dogrudan somi.irgecilikte sOI11i.irgeciler, somiiri.iyii,
egel11enliklerini giz1emeyi, yok saymaYl ama<;;layan bir <;;abaya gerek
dUYl11az1ar. Kendi adll11 soyleyen bir egemenlik soz konusudur. Bunu da
ya "uygarlat1rma misyonu" ya da "gu<;li.inun hakkl" gerek<;;esine dayandl
mIard!. Bu durumda somi.irgeletirilen toplumlar sistemin .
kurumsal
devreyc
Diger taraftan somiirgeletiri1enlerin sistcmin
ileyiini kurumsal mekanizmalara "katlhmlan" soz konusudur.
Burada hereyin egemenler tarafll1dan belirlenmedigi gibi bir izlenim
yaratan bir ideolojik soylem ve kurumsal ileyiler mevcuttur. J.J.
Rousseau "fendi, gucu hukttka, itaati de iideve donu en gUf
liidiir ve efendiligini kallCl kzlabilir,,9 derken, sanmm yeni somiirgeciligin
.. ongoriiyordu. Nikrumah'a (1965)
demokrasi bi<;;imlerinden diktatorli.ik bi<;;imlerine kadar dtinyanll1 Batlh
lamasl kurumlann tektiplqmesi noktasll1a ulamltlr.
9 Fikrct t,. Ankara:
(1 s. 17' dcn aim tl.
Ferro, 572.
Ferro, 579.
T
lI'da Scm Stireeil 175
3. Zihniyct donuumunde baZl yontemler ve aamalar
"
3.1. AagIlama
Modern empcryaJizmin dikkat <;eken en bariz ozelliklerinden birisi
bir <;ok yerde gayet biiin<;li olarak yerlileri modernlctirmeyc, gelitir
meye, ogretmcye ve medeniletirme <;;abasll1a girimesidir. Bq kita bo
yunca ktilturel tarihin btiyuk bir boli.imu onun i<;;inden geliir. Asya, Af
rika, Latin Amerika, Avrupa vc Amerika'daki okullar, misyonlar, univer
siteier ve hastanelerin somiin,f' hnlo-p1f't'lnrlp!.; prnf"\P1"u"l;ct egemenligin
destekler. Mesela buyuk somi.irge okullan, yerli burjuvazinin kuaklanna
tarih, bilim, ki.ilttir hakkmda "onemli gen;ekler" ve bu og
renme surecinden milyonlarca insan modern yaamm temellerini
kavraml ve somi.irge otoritesine boyun egen bagm1hlar olmaYI surdi.ir
mi.ilerdir
l
'. Somilrge egitiminin ama<;;lanndan biri de kendi tarihinin
tutunmaS1I11 saglamak oldugu i<;;in, aym zamanda yerli tarihi de aagda
ml, ge<;;miinden nefret nesiller yetitirmitir"'.
soz eden Rahip Gaspar de San Augustin olmutu: "Bunlara
asla gi.ivenilmcz, <;unkti tembel ve her zaman aylakhk hazlrdlr
iar... nankordurler, bor<; verilen parayl geri odemcsini bilmezler. .. , oyle
sine tembeldirler ki a<;;tlklan kaplYI bile kapatmazlar, i aletlerini yerine
koymasml akd etrnez, olduklan yerde blraklrlar..., iki i arasmda habire
uyurlar"'". Halbuki somi.irge toplumlan hakkmdaki <;ahl11alanyla tal1man
Y,12I11,
"
1991.
14
176 I ORTADO(iLJ: Kaos mu. DOzen mi'!
Frantz Fanon'a gore tembcllik bir nevi somi..irgcletirilen insanm kendi
kendini korumasmm ve somurgeciye karl direniinin farkh bir tezahur
eklidir. Ona gore "Somurgclqtirilen insanlann tembelligi somuri..i
<;arkmm bilin<;li bir sabotesi, biyolojik planda baanh bir kendi kendini
koruma mekanizmasldlr. Ne olursa olsun igalci clkoymaya getirilmi
belli geciktirme sozkonusudur. ,,15
FranslZiar Cczayir'i igal altma aldlktan soma Cezayir insam hak
kmda sistcmatik bir aagllama kampanyasma ginmiler vc bunlan aka
demik <;ahmalar olarak i..inivcrsitelerin bunycsindc ger<;ekletirmilerdir.
Hatta oyle teoriler oluturmulardlr ki, bunlar ydlarca up (:)greniml go
ren Cezayirli ogrencilere ogretilmitir. Cczayir insanmm somurge siste
mini kamksamasmdan soma, elit tabaka i<;selletirdikleri bu teorilerin
etkisiyle uwn bir sure Cezayir halkl11l11 "yaplsal eksiklikleri"ylc oyalan
nlllardlr. Onlara gore Cezayir insam dogutan yalanCl, hlr51z ve tembcl
d
. 16
lr .
Bcnzeri durum diger bir <;ok toplum gibi Malezya i<;in de gc<;erlidir.
Mesch, 1917'de Malezya'nm en oncmli siyasi partisi "Zihniyet Devrimi"
(Revoluci mental) bahkh on dort yazann ortak bir <;ahn1aS1l11 yayunla
mltl. Yukanda bahsettigimiz Rahip Gaspar de San Augustin'in Filipin
leri tasvirindcn yaklalk iki aSlr soma haZlrlanan bu <;ahmada Malezya
toplumunun <;eitli ozelliklcri tammlamyordu: buna gore Malaylar so
rumsuz, tembel, kaderci, karamsar bir toplumdu, aklldan <;ok duygulann
etkisiyle hareket ediyorlardl, sablrh degillcrdi, verdiklcri sozleri yerine
gctirmiyorlardl, zengin olmak istiyor ama bunun parmaklaruu
klplldatnllyorlardl." Nc hazindir ki burada da <;izilen tablo somiirgecinin
<;izdiginden de berbaw
il
toplumlan
baglammda ortaya <:;lkan modernleme kuramlan
kabul edilen yaam tarzml ifadc ederken, so
mlirge toplumlan soz konusu oldugunda hiyerarik bir soylem i<:;erisinde
glindeme gelmekte ve yerli toplumlar "barbar" ve "geleneksel", somli
ise "uygar" ve "modern" olarak nitelendirilmektedirler. Toplumla
2-' Lalouchc, $. 8 ..
Siirccinde
VC Zihniycr
Paramclrcleri", islam ve
2001, s. 361-392, aynca bk. a.. g.e., s. 423.
Ortadogu'da Siirecil 181
nn rarKII yaam tarzlan ustunluK IIlKllcri i<:;erisindc de ahmrken,
neksel olan daha aagl bir toplu'insal bi<:;im, modern olan da daha iistlin
bir toplumsal bi<:;lm olarak sunulmaktadlr. Bunun sonucunda da gelenek
modcrne . "mutlak bir zorunluluk" olarak gorlilmektcdir. Bu
noktada somlirgeciler somlirdiikleri toplumlarm karsisma fark" bir
likle <:;lkmakta, bu onlar tarafmdan tabii bir
dlr. Somlirgeci bundan sonra ezen, baskl aitmda tutan,
rak hastasma efkatle yaklaan, gcrektigindc ona "aCl re<:;eteler"
yazan bir "doktor" kimligine biiriinmektedir. Bundan sonra aruk 0
bcr" ve "yol gosterici"dir. Somiirgelcme siirecinde gelinen noktada ka
derini paylat1klan diger bin,;ok Afrika ve Latin Amerika iiIkeleri gibi
Ortadogu toplumlanna diien "diinya tabakalama piramidinin tepesinde
degil, orta ve alt katmanlanna talip ve raZl olmak; temel BanII
i<:;selletirmek suretiyle, Bau'nm <:;lkarlanna tehdit bir
.
benimsemektir. Bunun i<:;in yapmasl gereken de, son tahlilde,
temalan reforme etmesi ve/veya ... Miisliiman
toplumlann, bunu kendi yerli akademisyenleri eliyle ve yedi baglamlara
uygun diiecek ckilde yapmasl ongoriilmektedir; ancak, Batl'mn elctirel
ol<:;iitlerinden yararlanmak kouluyla."c; Fakat bu noktada,
aydmlanma ve modernlcme mutlaklatmlmakta, din ise gbreceliletirilc
rek, iizerinde oynamalara gitme teebbiislennde bulunulmaktadlr.
bu siire<:;ler dikkatlice incelenecek olursa, objektif artlarda
doniiiim yapOlrken, bunu kahCl bir hale esas doniiiimi.in
insanlann i<:; diinyasmda ger<:;ekletigi ortaya <:;Ikmaktadlr. Rousseau'nun
dedigi ger<:;eklemekte, yani guq hukuka, mecburi itaat vaziJeye donii
Biitlin bu siire<:;ler genellikle totaliter rejimler eliyIe
i<:;in toplumlarda "ozgiirliige" dogru bir talep ortaya
talep te, aS11 amacmdan saptmlarak, belirli bir ekilde taOlmlanan "Iibera
lizm" veya "liberalleme egilimi ve arzusu" olarak yorumlanmaktadlr.
Alev Erkilet Baer, "Muzakere", ModemleFne, Islam Diiny(1S/ ",'e
Ensar, 2001, s.137 yd. Aynca bk. Peter L. Brigitte
Modemlqme ve tere. Cevdet Ccrit, Istanbul: Pll1ar YaY1l1bn, 2000, ozellikle
"Modernizasyon" ba!tklI ikinci holum, s. 133-199.
182 / OR TAlJOGU: Kaos mu, DUzen m i?
3.4. Liberalleme
Kalkll1ma ve ilerleme ideolojisine eden diger bir anahtar kav
ram liberalizm Liberalizm, XX. YilzYllm seksenli
yazilml bir kitapta dile getirildigi gibi, "Onyargllann, toplum
geleneklerine baunhit\i:lI1 basktlanna karl bireyin one insan
Binder'in ifade emgl gibi",
ozgurlqmeleri onunde "engel" olan ne varsa ondan kurtulmalan gerek
mektedir. Garip bir burada sadece kastedilen degil, soyle
nen, en genel anlamda "din"dir. Liberalleme, sadece "dinden uzaklama"
olarak kabul edilmekte ve ancak din den yeterince uzaklalTIl olanlara,
sivil haklar anlamll1daki "ozgurllikler"i talep etme hakkl tamnmaktadlr.
Daha baka bir ifade ile genel olarak islam Dunyasmda, ozel olarak da
Orta-Dogu'da din, mesela dcmokrasi ve hukuk dcvletinin onundeki en
buyuk engel olarak gosterilmekte ve demokrasi ve hukuk devletinin ger
talep etmenin 6n artl olarak, bu "engel"in ortadan kaldl
istenmektedir. Burada "bireysel1eme" ad! verilen ideoloji, ger
de insanlann gelenek ve goreneklerinden" uzaklamay!
etmekle birlikte, bunun "insan serpilip gelimesine ve
20 Latouche, DiinyaYiln s. 49.
"Leonard Binder, Liberal isl,1m, tere. Yusuf Rey YaYll1cdlk, 1996. Bu
kitabm bir tahlili ic;in bk. Tahsin Gargun, iliihi Gtlcii: V"rllk ve Bilgi Kayrwgl
Olarak Kur',1n, istanbul: Gelcnek YaYl[]lan, 2003, s. 169-181.
Ortadogu'da Siirecil 183
varoldugu ve insanlarm ancak gelenek ve gorenekler yardul1lyla
insan olduklan dikkate almd!gmda, burada dile getirilen soylemin, as
Imda somurgelqtirme surecinin gorlinlilerinden sadece birisi oldugu
ortaya <::unku kendi toplumunun gelenek ve gore
neklerinden uzaklaml olan "birey", modalann, irkederin, uluslar araSl
ideolojilerin ve daha baka merkezlerinin" tesirine hale gel
Daha baka bir ifade ile kendisini koruyan milli "kulturunden"
kuresel bir tuketici olabilmektedir.
maSl
hususunda,
4. Netice
Netice olarak . yenilgilerin ve igale maruz kalmanm, ulkelerin
tarihlerinde zaman zaman kaql karlya kaldlklan, millet olmanll1 slradan
neticelerinden oldugunu; ancak bir igali "normal" hale getirenin, onu
zihnen benimseme ve oldugu ve bunun da bir zihniyet degi
ikligi ile soyleyebiliriz. Bir toprak s6murge
haline getiren, orada bulunan yabancl askerler olmaYlp, orada yaayan
insanlann igalcilerin talepleri kaqlsll1daki tavlrlanndaki olarak
hale gelmektedir. Bu talcpleri zorla kabul edip uygulamak ve
bir ekilde "zorla" yapug1l11 bilmek ve bildirmek, henuz s6murge
anlamll1a gelmcktedir. Somurgelqmek, igalcilerin
bagllTIhhgll1 surdurulmesine baglal1lr ki, bu belirli bir aZll1hgm ulkeyi, iki
maddeden oluan bir "anayasa" ile yonetmesi aniamma gelmektedir:
Madde 1. Ben hakhyuTI ve 2. ihtilaf halinde birinci madde
184 / ORTADOGlJ: Kaos mu, Dilzen mi?
Ancak Toynbee'nin Islam dUnyasmda gozledigi herodyan-zealot
aymml dlmda baka bir tavlr da milmkiindilr; bu tavlr hakikaten so
mUrgecilerden farkh oldugunu fark ederek, bu farkhhgl muhafaza et
meye yonelik gayret olarak kendisini gosterecektir. Bu gayret, BatI ile
karlthk veya zltlama eklinde bir yerine, sadece fark
IIllk esasma dayal! bir tavlr olarak ekillenecektir. Batlhlama yoluyla
l,;agdalamanm mUmkUn olmadlgl ortaya l,;lktIgl gibi, hayatrmlza girdigi
haliyle bir l,;ok batll! unsuru reddetmenin de aruk miimkUn olmadlgl
a<;lktlr, Yani baul! olmadan batdl unsurlan da kullanabilmek ve bunu
sadece kendimiz ve kendi ihtiyal,;larumz, hatta zorunluluklanmda irti
bath olarak yapmak, somiirge zihniyetini amanm milmkiin bir yolu g'ibi
gozilkmektedir,
'"
III, OTURUM/SESSION
Ortadogu'da Dinler Medeniyetlerl
Religions and Civilizations in The
Middle East