You are on page 1of 10

KANTTA VE SCHOPENHAUERDE KEND NDE EY (DING AN SICH) KAVRAMI etin Trky lmaz

Felsefe tarihi ierisinde birok filozof, kendi felsefesini kurarken, kendinden nce ya am kimi filozoflar n en temel d ncelerini ve bu filozoflar n felsefe yaparlarken yapt klar belirli ayr mlar , deyim yerindeyse, bir hareket noktas ya da kendi d ncelerinin dayana! olarak kabul etmi tir. Bunun bilinen bir rne!i, Platon-Aristoteles ba!lant s d r. Bu tr ba!lant lar iin birok rnek verilebilir: Kant-Fichte, Fichte-Schelling, Heidegger-Sartre gibi. Ama bu ba!lant larda, sonradan gelen ve kendinden nceki herhangi bir filozofun felsefesini kendi felsefesinin dayana! yapan filozofun, filozof olabilmesi iin bir ncekinin birebir tekrar olmamas n n gereklili!i de a kt r. Felsefedeki philosophia perennis kavram da tam olarak byle bir eye i aret eder. Bir anlamda hem kendinden nceki herhangi bir felsefenin temel varsay mlar n dayanak olarak almak, hem de bu dayanaklar sorunlu grmek ve eski zmlerin yan nda yeni zmler nermek, i te bu -e!er varsa byle bir ey- felsefedeki ilerlemenin bir gstergesidir. Bunun yan nda, ku kusuz, daha nce hi sorun edinilmemi kimi sorunsal alanlar , kendi felsefesinde i leyen, bu sorunlara zm nerileri getirmeyi ba aran kendileri bunun ay rd nda olsunlar ya da olmas nlar- filozoflara da rastlanmaktad r. Ama yukar da say lan ynlerin tmn kendi felsefesinde birle tirebilmek, yani hem gelenekten kopmamak, hem gelene!in belirli ynlerini sorunlu grp bunu a maya al mak, hem de gelene!in gremediklerini grmek, felsefe tarihi iindeki her filozoun ba arabildi!i bir i olmasa gerek. Felsefe tarihinde Arthur Schopenhauer bu zorlu i in stesinden bir lde gelebilmi bir filozoftur. O bir yandan, felsefesini genel olarak, Kanttan hareketle kurmu , Kant n daha nce yapm oldu!u ayr mlar kabul etmi , te yandan bu ayr mlar yap l rken onun kendi ifadesiyle- yap lan yanl lar ortaya koymaya al m , tm bunlar n yan nda da kendi eti!inde tek insandan ki iden- hareket ederek (Kuuradi 1968: 12) daha nce ortaya konmu olan etiklerin gerekle tiremedi!i bir i i ba arm , yirminci yzy l antropolojisinin yryece!i yolu am t r. Biz bu al mada onun Kantla olan ba!lant s n t pk yukar da kurulan ba!lant lara benzer olan ba!lant s n - belirli bir kavram
1

erevesinde, daha do!rusu kendimizi bu ba!lant da bir kavrama kendinde ey (Ding an sich) kavram na- s n rlayarak ele alaca! z. Bu al man n btn gznnde tutuldu!unda grlebilece!i gibi, Schopenhauer Kant n grn (Erscheinung) ve kendinde ey ayr m na ynelik ortaya koydu!u d ncelerinde, -onun kendi felsefesinde kabul etti!i bu ayr ma ynelik olarak ortaya koyduklar nda- Kanttan belirli eyleri belirli llerde alm , onunla belirli bir a amaya kadar birle mi , belirli bir a amada da ayr lm t r. Schopenhauerin Kanttan neyi ne lde ald ! n grebilmek iin, onun felsefesinin temel kavramlar n ele almak, yapt ! ayr mlar gz nnde bulundurmak gerekmektedir. Schopenhauerin kendi felsefesindeki hareket noktas , dnya nedir? sorusudur. Bu soruyu Schopenhauer, varolan nas l biliyoruz? sorusuyla, yani bilgi teorisinden hareketle ele alm t r. Bizim bu al mada temele ald ! m z steme ve Tasar m Olarak Dnya (Die Welt als Wille und Vorstellung) adl ana yap t nda Schopenhauer, dnya nedir? sorusuna ilk yan t n , Dnya benim tasar m md r (Schopenhauer 1998: 31) eklinde vermektedir. Bu Schopenhauere gre, ya ayan ve bilen her varl kla ilgili olarak geerli olan bir hakikattir (agy). Schopenhauere gre dnya sadece onu tasarlayan dolay s yla vard r. Burada dnya kar s nda bu dnyay tasarlayan n e deyi le znenin- belirleyicili!i szkonusudur: Dnyaya bir biimde ait olan ve olabilecek olan her ey, zneyle ko ullanm bir biimde ka n lmaz olarak ba!lan r ve yaln zca zne iin vard r: dnya tasar md r (age: 32). Dnyan n tasarlayana (zneye) ba!l olarak bir tasar m (Vorstellung) olarak grlmesi, felsefe tarihi bak m ndan bir yenilik olarak grlemez. ;ngiliz empiristlerinden Berkeley, daha sonra ise farkl l klar gzard etmemek ko uluyla- tm bir transsendental idealizm bu d nceyi, Schopenhauerden nce dile getirmi tir. Schopenhauerin felsefe tarihi bak m ndan di!er filozoflardan ayr m ve onun nemi, yukar da dile getirildi!i gibi, kendi eti!indeki hareket noktas olmu tur. Dnyan n bir tasar m oldu!unun dile getirilmesiyle, tasar m n yap s , bu tasar m n nas l bir tasar m oldu!u, bilme yetileri bak m ndan d nld!nde bu tasar m olu turan !elerin neler oldu!u sorunu a !a kmakta, bu soruna Schopenhauerin verdi!i yan tla da onun bilme yetilerini nas l ay rd ! belirginle mektedir. Schopenhauere gre Tm tasar mlar m z aras ndaki temel ayr m grsel (intuitiv)1 ve soyut (abstrakt) olanlar aras ndad r. ;kincisi
Schopenhauer felsefesinin btnn gznnde bulundurarak, buradaki intuitiv kavram n grsel olarak eviriyorum. 2
1

tasar mlar n yaln zca bir s n f n olu turur, yani kavramlar ; ve bunlar yeryznde yaln zca insan n mlkiyetindedir. ;nsan btn hayvanlardan ay ran bunlara ili kin yetene!e nceden beri ak l denmi tir (age.: 35). Hemen, yaln zca bu al nt ya dayanarak, tasar m n trlerinin, yani grsel ve soyut tasar mlar n, bilme yetilerinin iki trne kar l k geldi!ini syleyebiriz. Bu iki temel bilme yetisi gr (Anschaung) ve ak l (Vernunft) d r. Bilme yetilerinin bu ayr m , Kant n yapt ! ayr m an msatmaktad r. Kant Saf Akl n Ele$tirisinde bilme yetilerini e ay rm t r: Gr/duyusall k (Sinnlichkeit), anlama yetisi (Verstand) ve ak l. Schopenhauerin bilme yetilerinin ayr m nda, Kant felsefesi erevesinde d nlrse, ba lang ta ikinci k s m (yani anlama yetisi k sm ) gzard edilmi gibi grnebilir. Ama Schopenhauer, anlama yetisini, nedenselli!in (Kausalitaet) bilgisi erevesinde, gryle ili kilendirmi tir. Ona gre maddenin (Materie) btn z nedensellikte bulunur (age: 39). Bunu u ekilde de anlayabiliriz: Madde nedensellikle belirlenir ve nedensel ili kiler bilindi!inde bilinebilir. Bu nedenle, Schopenhauere gre, Kant taraf ndan grnn saf formlar olarak grlen uzam ve zaman, nedensellikte birle mi lerdir. ; te buras anlama yetisinin gryle ili kilendirildi!i, daha do!rusu anlama yetisinin bir grleme yetisi haline getirildi!i yerdir. Schopenhauere gre, maddenin ya da nedenselli!in znel ba!l la ! (Korrelat) anlama yetisidir (age: 41). Yine ona gre tasar m olarak bu dnya yaln zca anlama yetisi yoluyla ve anlama yetisi iin vard r (age: 42). Bylece nesneyle do!rudan do!ruya ili kide grleme nedenselli!in bilgisiyle, yani anlama yetisi yoluyla olu ur. Bu ekilde ele al nan ve gryle ayn oldu!u d nlen anlama yetisi, Schopenhauer'de insan n ay r c bir zelli!i olarak grlemez. Ona gre btn hayvanlar n en basitlerinde bile, bir anlama yetisinin oldu!u ortaya kar (age: 53). Anlama yetisi tm hayvanlarda ve insanlarda ayn d r, her yerde ayn yal n formu ta r: nedenden etkiye ve etkiden nedene gei (agy). Bu bilgi de nedenselli!in bilgisidir. Grmeye dayal bilgi, grsel bilgi anlama yetisinin sa!lad ! bilgi olarak d nld!nde, Schopenhauerin yapt ! temel ayr m n anlama yetisiyle ak l aras nda yap lan ayr m oldu!u ortaya kar. ;ki bilme yetisi (anlama yetisi ve ak l) iki bilgi trn (grsel ve soyut) ortaya kar r. Ona gre, anlama yetisi, yaln zca insanda bir bilme yetisi olarak ortaya kan ak ldan tmyle ve kesin bir biimde ayr l r. (...) grleme yaln zca anlama yetisine ait olmak suretiyle akl n etkisinden ba! ms zd r (age: 58). Schopenhauerin bilme yetileri ile bilgi trlerine ili kin yapt ! bu ayr m, Kant n yapt ! ayr mlarla rt memektedir. Kant bilme yetilerinin
3

ayr m n , transsendental felsefe erevesinde ortaya koymaktad r. Kanta gre transsendental bilgi, nesnelerle olmaktan ok, a priori olanakl oldu&u lde nesnelere ili kin bilme tarz m zla (Erkenntnisart) ilgilenen (Kant 1995: B26) bilgidir. Bu tan ma gre, Kant kendi transsendental felsefesinde bilgi kuramsal dzeyde- bilme tarzlar n ele almaktad r. Onun bilme tarzlar na ili kin olarak yapt ! ilk temel ayr m gr ve anlama yetisi ayr m d r. Ona gre bizim tm bilgimiz, ruhsal yap n n iki ana kayna! ndan kar (age: B74). Bu iki kaynaktan ilki izlenimlerin al rl ! (Rezeptivitaet), ikincisi ise kavramlar n kendili!indeli!i (Spontaneitaet)dir. ;zlenimlerin al rl ! genel olarak duyusall k ve gryle, kavramlar n kendili!indeli!i ise anlama yetisiyle ilgilidir. Gr, Kantta nesneyle do!rudan do!ruya ili kiyi sa!layan yetidir (age: B33) ve bilindi!i gibi saf gr formlar uzam ve zamand r. Anlama yetisi ise Kantta kendinde tasar mlar ortaya karan ve duyusal grnn nesnesi zerinde d nen kavramlar arac l ! yla d nenyetidir (age: B75, 76). Kantta gre bu yetilerin kar l kl ili kisiyle bir bilgi ortaya kar. Bir bilgi ortaya koymak iin kavramlar duyusal yapmakla (yani onlara grdeki bir nesneyi eklemekle), grleri anla l r yapmak (yani onlar kavramlar n alt na sokmak) ayn lde zorunludur. Bu d ncelerden hareketle Kant kendi nl cmlesini ortaya koymu tur: ;erik olmaks z n d nceler bo , kavramlar olmaks z n grler krdr (age: B76). Kant n bilme yetilerine ili kin yapt ! bu ilk ayr m , yani gr ve anlama yetisi ayr m n Schopenhauer ciddiye almamaktad r. Onun Kant n teorik felsefesine ynelik yapt ! en temel ele tiri de bu noktada ortaya kmaktad r. Ona gre bizim bilgimizin, ruhsal yap n n iki ana kayna! ndan kt ! , bunlardan birinin izlenimlerin al rl ! , di!erinin ise kavramlar n kendili!indeli!i oldu!u d ncesi yanl t r (Schopenhauer 1998: 560). nk gr ile anlama yetisi birbirinden farkl iki yeti de!illerdir. Bunun yan nda d nmede kavramlar kendinde ta yan, ya da daha do!ru bir ifadeyle kavramlar reten, kavramla t rma yapan bilme yetisi hibir biimde anlama yetisi olamaz. Bunu gerekle tiren ba ka bir bilme yetisidir, ak ld r. Schopenhauere gre tasar m dnyas , bir tasar m olarak dnya nedensel ili kiler yoluyla belirlenmi tir ve grseldir. Buna gre anlama yetisi bir grleme yetisi olmal d r (age: 563). Bu noktadan hareketle Schopenhauer, Kant n yapt ! en byk yanl onun bilme yetilerini ve bilgi trlerini uygun bir biimde ay ramamas nda bulur. Ona gre Kant, grsel (anlama yetisinin ortaya koydu!u bilgi) ve soyut bilgiyi (akl n ortaya koydu!u bilgi) uygun bir
4

biimde ay ramam t r (age: 557). Bu nedenle Kant, anlama yetisini grden farkl bir yeti olarak grm , akl n yapt ! i i ise anlama yetisine yklemi tir. Oysa, Schopenhauerin d ncesine gre, kavramlar (retme) yetisi, [anlama yetisi de!il], ak ld r. Genel, grsel olmayan, sadece szckler yoluyla simgele tirilen ve saptanan tasar mlar n btnyle kendine zg olan bu s n f , insan hayvandan ay ran ve ona yeryznn efendili!ini sa!layan eydir (age: 655). yleyse anlama yetisi soyut, kavramsal bilgiyi ortaya koyamaz; o sadece grmeye dayal bilgiyi, yani grsel bilgiyi ortaya koyar ve grlen ey de maddenin zn ifade eden nedenselliktir. Schopenhauer, Kanttan farkl olarak kavramsal d nme daha do!ru bir ifadeyle genel olarak d nme- i ini anlama yetisinin elinden alarak akla vermi tir. Bylelikle imdiye ba! ml olan grsel bilgi (anlama yetisinin bilgisi) kar s nda, kavramsal bilgi (insan di!er canl lardan ay ran bu ak l bilgisi, soyut bilgi), bizi imdiden kurtar r, olu u a klamam z ve gelece!i belirlememizi sa!lar (age: 578). Bu anlamda bu bilgi, aktar lma zelli!i sayesinde bilim yapma olana! n sa!lar. Tek tek durumlar , imdiye ba!l anlar genel bir tasar m erevesinde kavray p bu durumlar kavramla t rabildi!imiz iin bir dile, kltre ve tarihe sahibiz; bunu yapabildi!imiz iin bilim yapabiliyoruz; bunu yapabildi!imiz iin hayvanlardan ayr l yoruz. Schopenhauer bu trden bir reflektiv bilginin yaln zca tek bir forma sahip oldu!unu, bu formun da soyut kavram oldu!unu d nmektedir (age: 579). Ona gre, Kant n anlama yetisinin kategorilerini ondan tretti!i yarg lar izelgesi, bu trdeki bir reflektiv bilgiden, yani ak ldan tretilebilir (agy). Demek ki yarg da bulunan, yarg formunda bilgi ortaya koyan yeti, Kantta oldu!unun tersine anlama yetisi de!il ak ld r. Kant n anlama yetisinden anlad ! eyle Schopenhauerin ak ldan anlad ! ey bylelikle ayn olmaktad r. Kant anlama yetisi-ak l ayr m n uygun bir biimde yapamam , gerekte akla ait olan bir i levi, anlama yetisinin i levi olarak grm tr. Bu da Schopenhauere gre, Kant n temel yanl d r. Kant anlama yetisini kural koyma yetisi olarak grrken, akl ise ilkeler yetisi olarak grm tr. Kanta gre e!er anlama yetisi kurallar [e deyi le kavramlar] arac l ! yla grn lere birlik kazand rma yetisi oluyorsa, ak l da anlama yetisi kurallar na ilkeler alt nda birlik kazand rma yetisi olacakt r (Kant 1995: B359). Schopenhauer, Kant n bu ayr m n n, kural ile ilke aras nda byk bir fark oldu!unu d nmekten kaynakland ! n syler. Ona gre kural ile ilke aras nda bylesi byk bir fark grmek yanl t r

(Schopenhauer: 552). Bu iki ey aras nda byk bir fark grmek te onu ayr mlar yanl yapmaya gtrm tr. Schopenhauer, bilgi trleri ve buna ba!l olarak bilme yetileri aras ndaki ayr m Kant n yanl bir biimde yapt ! n d nmekle birlikte, bilginin tasar m bilgisi oldu!u noktas nda Kantla uyu maktad r. Kant grde verilen tasar mlar n bir e itlili!inin, anlama yetisinin sentezleme etkinli!i yoluyla birle tirildi!ini d nmektedir. Dolay s yla bilgi anlama yetisinin sentezi, yani anlama yetisinin tasar mlama gc sonucu ortaya kmaktad r (Kant 1995: B130). Schopenhauer iin de, yukar da ad geen bilgi trleri do!rudan do!ruya tasar mla ilgilidir. Yani hem grsel hem de kavramsal bilgi tasar mlarla ilgilidir; bize tasar m olarak dnyay verir. Tasar m (Vorstellung), grn le (Erscheinung) ilgilidir. Ona gre her nesnenin, hangi tarzda olursa olsun btn tasar m grn tr (Schopenhauer 1998: 163). Grn bir eyin grn olaca! ndan, onu eyin kendisinden ay rmak gerekmektedir. ;mdi, Schopenhauere gre, Kant n byk hizmeti, grn kendinde eyden (Ding an sich) ay rmas d r (age: 534). Bu ayr m onu, Platonun felsefesinde ve Hint felsefesindeki maya (varl ! rten perde, yan lt c imge [Trugbild]) gr nde yer alan ve genel olarak duyulara grnen dnya hakiki varl !a sahip de!ildir eklinde ifade edilebilecek olan d nceyle birle tirmi tir (age: 536). Ama, byle bir ayr m yapmakla birlikte, Kant n d ncesinde eksik kalan nokta, onun grn n tasar m olarak dnya, kendinde eyin ise isteme (Wille) oldu!unun bilgisine ula amamas d r (age: 539). ; te Schopenhauer taraf ndan Kant n gremedi!i iddia edilen bu nokta, Schopenhauer felsefesinin Kant felsefesinden tam anlam yla koptu!u yerdir. Kant kendinde eyi isteme olarak grmez. Oysa Schopenhauere gre, kendinde ey yaln zca istemedir: isteme olarak o, hibir biimde tasar m de!ildir; tersine ondan toto genere ayr l r (age: 163). Tasar m olarak dnya, bir ve ayn olan, ba tan sona isteme olan dnyan n bir grn dr. ;steme, tm tasar m n, btn nesnelerin, grn n, grlebilirli!in (Sichtbarkeit), nesneli!in (Objektitaet) ondan olu tu!u eydir (age: 163,164). Kendinde ey olarak isteme, grn ten ve onun btn formlar ndan ba! ms zd r. Grn , istemenin yani kendinde eyingrnmesidir, onun nesne haline gelmesidir, nesneli!idir. Grn varl ! n nndeki perdedir (maya) ve gerek grsel bilgi gerekse kavramsal, soyut bilgi bu perdenin nndekileri bilir. Varl ! n asl n , kendinde eyi -e deyi le

istemeyi- bilmek ise farkl bir bilmeyi, do!rudan do!ruya, arac s z bir bilmeyi gerektirir2. Yukar da ifade edildi!i gibi, Schopenhauer, Kant n grn le kendinde eyi ay rmas n onun bir ba ar s , byk bir hizmeti olarak grr. Kant n bu hizmetinin bir ba ka yn daha vard r Schopenhauere gre. Bunu da u ekilde dile getirir: Kant her ne kadar istemeyi kendinde ey olarak grememi se de, o insan eylemlerinin moral anlam n n grn n yasalar ndan btnyle farkl oldu!unu ve bu yasalara ba!l olmad ! n , tersine do!rudan do!ruya kendinde eyle ilgili oldu!unu sylerken, bunun [istemenin kendinde ey olarak] bilgisi ynnde ok byk ve ! r aan bir ad m atm t r (age: 540). Kant, ona gre, eylemlerin byk etik nemini (Bedeutsamkeit) grn ten ve onun yasalar ndan ay rm t r ve o bunun, do!rudan do!ruya, kendinde ey olarak, dnyan n en iteki zyle (das innerste Wesen der Welt) ilgili oldu!unu d nm tr (age: 534). Ama Schopenhauere gre Kant n bu byk hizmeti taml ! na eri ememi tir, kendi iinde byk eksiklikler ta r. Bu eksikli!in en ba nda da onun istemenin do!ru bilgisine eri ememesi bulunur. Oysa Schopenhauere gre varolan n asl , her eyin temeli olan bu isteme kendinde eyin ta kendisidir. Schopenhauerin kendinde eyi isteme olarak grmesine, bu onun metafizik dnya gr n ifade etti!inden, bizim diyebilecek bir szmz olamaz. Ama onun kendinde ey ile grn aras nda Kant taraf ndan yap lm olan ayr m ele al biimini, Kant n kendi metnine ba vurarak sorgulayabiliriz. Bu sorgulama sonucunda, bu ayr m n gerekte varl ! n asl olarak istemenin bilgisi ynnde bir ad m olup olmad ! ynnde a kl !a kavu abilece!imizi umuyorum. Kant n transsendental ematizm gr 3, anlama yetisi kavramlar n n iki kullan m ortaya karm t r. Bu kullan mlar n ilkinde, duyusall ! n emalar , kategorileri anlama yetisinin d nda kalan ko ullara, duyusall ! n
2

Burada al man n s n rlar n a aca! n d nd!mden, Schopenhauer felsefesindeki, yukar da say lan bilgi trleri d nda kalan, ama yine de bu bilgi trleriyle temelde de grsel bilgiyle- ba!lant l olan di!er bilgi trlerini al mamda ele alm yorum. Onun bu bilgi trleriyle ba!lant l olan etik ve insan gr n ise btnyle d ta b rak yorum. Gerek Schopenhauerdeki bilgi trleri gerekse onun insan gr iin, olduka kapsaml olan ve bu al may yaparken srekli gznnde bulundurdu!um ;oanna Kuuradinin Schopenhauer ve nsan adl kitab na bak n z. Metnin knyesi kaynakada verilmi tir. 3 Bkz. Kritik der reinen Vernunft: Von dem Schematismus B176-B187 7

ko ullar na s n rlar. Bu kullan m kategorilerin empirik kullan m d r. Ama e!er duyusall ! n ko ullar n ortadan kald r rsak, bu ko ullar n s n rlad ! kavram geni letmi oluruz. Bu kategorilerin s rf mant ksal anlam n gsterir ve hibir nesneyi tasar mlamayan bu kullan m Kant anlama yetisinin transsendental kullan m olarak adland r r. Kanta gre, bir kavram n transsendental kullan m genel olarak ve kendinde eylerle, empirik kullan m ise s rf grn$lerle, yani olanakl deneyin nesneleriyle ilgilidir (Kant 1995: B298). Bu, Kant n, bir kavram n iki farkl kulan m yla, -yani deneyle ilgili ve deneyi a an kullan m yla- ilgili olarak yapt ! en genel ayr md r. Bunun yan nda bu konuyla ilgili daha zel bir ayr m yapar: fenomen ve noumen ayr m . Kant fenomenin, empirik grnn belirsiz nesnesini ifade eden grn n, kategorilerin birli!ine gre d nlmesiyle ortaya kt ! n d nmektedir (age: A249). Noumen ise, fenomenin rlatif kavram olarak, anlama yetisinin s rf nesneleri olan ve duyusal olarak verilemeyen eyler varsay ld ! nda szkonusu olacakt r (age: A249). Kant noumenleri anlama yetisi varl ! (Verstandeswesen) olarak da adland r r. Burada duyusal olarak verilemeyen derken ne kastedilmektedir? Bu soruya iki ekilde yan t verilebilir: ya ayr mlar bilgi kuramsal dzeyde yap larak duyusall ! n ve anlama yetisinin s n rlar gsterilmekte ve duyusal olarak verilmeyenden s rf anlama yetisi varl ! e deyi le d nsel olan eyler- kastedilmekte denebilir, ya da Kant duyusal olmayan -yani duyulur st olan- ve bizim bilemeyece!imiz real varl klar n szn ediyor denebilir. Bu soruya verilebilecek bu iki yan ttan hangisinin daha uygun olaca! n yine Kant n metnine ba vurarak grebiliriz. Kanta gre e!er biz noumenle duyusal grmzn nesnesi olmayan bir eyi anl yorsak ve bylece grleme tarz m zdan onu ay r yorsak, bu negatif anlamda bir noumen olacakt r. te yandan e!er, noumenle duyusal olmayan bir grnn nesnesini anl yorsak, o zaman bize zg olmayan ve onun olana! n hibir biimde anlayamayaca! m z bir gr tarz n , yani zihinsel bir gr tarz n varsaym oluruz, ki bu da pozitif anlamda noumen olacakt r (Kant 1995: B308). Kant duyusall k !retisinin ayn zamanda negatif anlamda noumen !retisi oldu!unu syleyerek, ayr mlar btnyle bilme tarzlar na gre yapt ! n gstermektedir. Bu sylenene gre, noumeni zihinsel bir grnn nesnesi olarak grmek, yani reel bir varl !a sahip olan ama bizim bilemeyece!imiz bir ey olarak grmek yanl t r. Ama Kant bunun yan nda, noumenin, negatif anlamda ele al nan noumenin, duyusall k yoluyla ula labilecek olan n d nda kalan, grn alan n s n rlayan bir kendinde eyin (Ding an sich) d nlmesine izin
8

verdi!ini sylemektedir. Bilme yetilerinin nesnesi anlam na gelen fenomeni s n rlayan kavram olarak noumen, kendinde eyin d nlmesine olanak vermektedir. Ancak byle bir kendinde ey d ncesi, bilme yetilerimizin kendisine zg yap s nedeniyle bizim iin bilinemez olarak kal r. Burada noumenin kendinde eylerin d nlmesine olanak tan mas , yani kendinde eyin bir s n r kavram olarak d$nlmesinin olanaks z olmamas bu kavram n problematik olarak ortaya kondu!unu gstermektedir. Kant, kendinde hibir eli ki bar nd rmayan, (...) fakat nesnel gerekli!i hibir biimde bilinemeyen kavram problematik kavram olarak adland rmaktad r (Kant 1995: B310). Kanta gre, kendinde ey kavram n n nesnel gerekli!i hibir biimde bilinemeyece!inden, o problematik bir kavram olarak kalmaktad r. Kant, bir kendinde eyin varoldu!u, bu kendinde eyin bir varl k oldu!u ynnde herhangi bir tez ne srmemektedir. Yani kendinde ey insan n bilme yetilerinden farkl olan bir bilme yetisine, rne!in bir zihinsel grye verilmi olan varl ! gstermez. Daha do!rusu biz, byle zihinsel bir grnn varl ! ya da yoklu!u hakk nda herhangi bir ey syleyemeyece!imizden, kendinde bir ey hakk nda da herhangi bir ey ne sremeyiz. Kendinde ey kavram , sadece, insan n bilme yetilerinin bilgisel kullan m fenomenonlarla s n rl oldu!undan, bizim iin d nlmesi olanaks z olmayan ama hakk nda hibir ey bilemeyece!imiz bir kavram olarak kal r. Kant n bilme yetilerinin yap s n ve bilginin s n rlar n gstermek iin yapt ! bu ayr mlar, temelde de grn ve kendinde ey ayr m , kimi filozoflar taraf ndan ontolojik bir dzeyde ele al nm , ayn ayr m n bilgi kuramsal dzeyde yap lmas yla ontolojik dzeyde yap lmas n n farkl olaca! gzden ka r ld ! ndan da yanl yorumlanm t r. Bu nedenle Hegelin, kendi Kant ele tirisinde, grn ve kendinde ey ayr m yla ilgili olarak, madem ki bir ey var, yleyse o bilinir eklinde karikatrize ederek ifade edebilece!imiz gr , yukar da sylenen tarzdaki bir dzey fark n gzden ka rmaktad r. Schopenhauerde hemen hemen ayn perspektiften ayn eyi gzden ka rmaktad r. O ontolojik bir erevede, tasar m dnyas yla kendinde eyi birbirinden ay rmakta ve kendinde eyin as l varl k, oldu!unu, temel isteme oldu!unu sylemekte, kendisini byle bir gr e varl k gr ne- gtrenin de Kant oldu!unu, hizmet szc!n kullanarak ima etmektedir. Kant n yanl n n da, ncelikle tasar m n (grn n) bilgisi erevesinde bilgi trlerini ay rmas s ras nda, sonra da kendinde eyi isteme olarak grememesinde ortaya kt ! n d nmektedir.
9

Oysa Kant n as l kayg s , kendinde eyi bir ey olarak d nmek de!il, gerekle tirmeye al t ! bir i in (metafizi!in olana! n n tart lmas i inin) yap lmas s ras nda, al man n bir blm olarak bilme yetilerinin yap s n do!ru bir biimde ortaya koymakt r. Bunu do!ru, uygun bir biimde ortaya koyup koymad ! rne!in insan n anlama yetisinin Kant n sayd ! ekilde oniki kategorisinin olup olmad ! - ise btnyle ayr , san r m pek de nemli olmayan bir sorundur. KAYNAKA KANT, Immanuel, (1995) Kritik der reinen Vernunft, Herausgegeben von W.Weischedel Frankfurt am Main: Suhrkamp Verlag. KUURAD;, ;oanna, (1968) Schopenhauer ve nsan, ;stanbul: Yank Yay nlar . SCOPENHAUER, Arthur, (1998) Die Welt als Wille und Vorstellung, Mnchen: Deutscher Taschenbuch Verlag.

10

You might also like