You are on page 1of 17

Hacettepe niversitesi Edebiyat Fakltesi Dergisi Cilt: 18 i Say: 2 i ss.

37-53

"Bat" ile "Dou"nun Tmdengelimli Uslamlamalar: Aristoteles'in Syllogismi ile Hintlilerin Nyaya- V aisesias .. Uzerine
Yard. Do. Dr. Cemal GOZEL*
zet Bu yazda "Bat" ile "Dogu"nun tmdengelimli uslamlamalarnn ilk biimleri, Aristotelesi'in tasm ile Hintlilerin N yaya- V aisesikas ele alnmtr. Aristoteles'in mantkla ilgili almalar, bir tr uslamlama olan tasm ile bu tasmn dayandg ncllerin bilgisel degerleri hakkndadr. Aristoteles' e gre iki nclle bir sonutan oluan tasm, kendisinden hareket ettigi ncllerin bilgisel degerine baklarak tantlayc, diyalektik, tartmac ile yanltc olmak zere drde ayrlr. Dayandg ncller hem ilk hem de dogru olduklarnda tasm tantlayc olur, ttibar edilir kanlara dayanlarak yaplan tasm diyalektiktir. Kanlara dayanmadg halde kanlara dayanr gibi grnen tasm tartmacdr. Dayandg ncller ne dogru ile ilk ne de genelolarak kabul edilmise tasm yanltcdr. Ayrca diyalektik uslamlama da tasm ile epagoge diye ikiye ayrlmaktadr, Nyaya- Vaisesika mantkla ilgilenen bir Hint felsefe okuludur. Nyaya Okulu bilmenin aralarnn mantksalolarak zmlenmesiyle, Vaisesika Okulu'ysa bilginin nesnelerini zmlemelkle ilgilidir, Bu iki okulun birlikteligi, Nayaya Okulu'nun bilgikuramn Vaisesika Okulu'nun varlkkuramna dayandrmasndan trdr. Nyaya-Vaisesika Okulu'nun uslamlamasnda duyulardan kaynaklanan bilgiye dayanlarak kantlama yaplr. ncllerin bilgisel degerlerinin neler oldugu hesaba katlmaz, Bununla birlikte, kullandklar uslamlamadaki be nclden biri bir gereke dile getirir; nc nermede de benzeim kullanlr. Benzeim araclgyla iki eyarasndaki benzerlige baklp bir ey hakknda dile getirilen yarg teki hakknda da verilir. Bunlardan hibiri Aristoteles'in tasmnda yoktur. Bu iki karm tr arasndaki ortak yan. sonutan nce kendisine dayanilarak karm yaplacak tmel bir nernenin olmasdr,
(*) H'eepe il't'r.vite,fi EJebi,'(I/ Flikllesi Febefe Biilm .~rc'im .w,fi

,.';

-_._._--

"Bal"

ile "Dogu"nun

TmdengelirnU

Uslamlamalar

Aris/o/eles'in

Syllogismi

ile Hin/li/erin

Nyaya-Vaisesias

zerine

Anahtar
uslamlama,

Szckler:
uslamlama,

benzeim,
yanltc.

diyalektik,

epagoge,

nc!, tanltlayc,

tartmac,

tasm, tmdengelimli

Abstract The aim of this paper is to present the frst forms of deductive reasonings in the "West" and the "East", namely the Aristotelian syllogism and the Nyaya- Vaisesika of India. Aristotle's works on logic deal with syllogism, which is a kind of reasoning and with the epistemic value of the premises opon which syllogism rests. For Aristotle, syllogism, which consists of two premises and a conclusion, can be classified, according to the epistemic value of the premises from which it derives, into four types: demonstrative, dialectic, eristic and paralogistic. When its premises are both primary and true the syllogism is demonstrative. Reasoning is dialectical if it reasons from opinions that are generally accepted. The syllogism which does not rest on opinions though it seem so, is eristic. Finally, if the premises of the syllogism are neither true and primary, nor generally accepted, reasoning is paralogistic. Moreover, he dis~inguishes two forms of reasoning: syllogism and epagoge. The Nyaya-Vaisesika is an Indian school ofphilosophy, that is interested in logic. The Nyaya School deals with the logical analysis of the means of acquiring knowledge, whereas ihe Vaisesika School focuses an analyzing the objects of knowledge. The union of these two schools is based upon the fact that the Nyaya School's epistemology rests on the ontology of the Vaisesika SchooL. In the reasoning adopted by the Nyaya-Vaisesika School, demonstration is conducted on the basis of knowledge derived from the senses. In this process, the epistemic value of the premises is not taken into account. Nevertheless, they use five premises in their reasoning, one of which expresses areason, whereas in the third premise, analogy is used. The similerity between two things is put forward by means of analogy, and the judgement made for one thing is also ascribed to the other. None of these exists in Aristotle's syllogism. The shared element in both types of inference is the existence of a general statement upon which the reasoning could be based in reaching a conculusion.
Key Words:
prenise, reasoning,

analogy, deductive reasoning, demonstration, dialeetic, epagoge


syllogism

(induction), eristic, paralogistic,

Aristoteles'in Syllogismi i Felsefenin temel dallarndan biri de mantktr. Mantk ya da logike, doru dnme, doru konuma bilgisi, sanat, yolu yordam; doru dnme kurallarnn bilgisi diye tanmlanagelmitir. Bu mantgm bir yandan dnmeyle, bir yandan da dille ilikili bir alan oldugu anlamna gelecektir. Burada dile getirilen dnmeninse ok belli bir ieri-

38

Yard. Do. Dr. Cemal GZEL

i vardr. Sz konusu edilen, her trden dnme deil de uslamlamal dnmedir: dnmenin uslamlama biimine girmi trdr. Diyeceim, doru diye bilinen bir ya da birden fazla nermenin insan ne gibi bir baka nermenin doruluuna inanmaya gtrdnn soruturolmasdr. Soruturulan, doru diye bildiimiz nermeye baka hangi nermelerin doruluunu belgeleyeceimizdir. Burada sz konusu edilen de tantlamadr. ncllerden -belgeleyici nermelerden- bir sonuca -belgelenen nermeye- gidHir. Bunun tersi de olanakldr. Bylesi iki tr nerme arasnda kurulan bu trden baa karm ad verilir. Baka trl sylendikte eldeki bilgilerden, verilerden yeni bilgiler tretmeye verilen addr karm. Byle olduunda da mantk karmlarn geerliliinin kurallarn aratran bir bilgi alan olarak tanmlanabilir. Bir karm yapldnda ama sonucun doru olduunu tantlamaktr. Bu amacn gereklemesi iin, birinci olarak, ncllerin -belgeleyici nermelerin- tmnn ya da bir ksmnn doru olmas, ikinci olarak da ncllerin sonucu -belgelenen nermeyi- zorunlu klmas g~rekir. Bu koullardan ilkinin yerine gelip gelmediini soruturmak. yani ncllerin doru olup olmadn soruturmak mantkla uraan kiinin deil de bilginin iidir. Mantk bu koullardan ikincisinin yerine gelip gelmediini soruturacaktr. Yani, nclleri doru diye kabul edecek, nclleri doru diye kabul ettiinde sonucu da doru diye kabul etmesinin zorunlu olup olmadn soruturacaktr. Burada unutulmamas gereken bir nokta vardr: ncllerin tm doru olmadnda sonucun ille de yanl olmas gerekmemektedir; ncllerin tmnn doru olmas durumunda da sonu yanl olabilmektedir. II .. 322 ylnda len Aristoteles'in yazlar kimi rencileri tarafndan bir araya getirilir. Bu yazlardan uslamlamalar hakknda olanlar (bilimin arac demeye gelen) Organon ad altnda toplanrlar. Mantk szcyse .S. 3. yzylda, Aristoteles'in yaptlarna aklamalar yazan Afrodisiasl Alexandros'a gelesiye kullanlmayacaktr. Ne ki. mantk denen felsefe dal da Organon'un ierdiklerince belirlenecektir. Organon'u Qluturan kitaplardan biri Kategoriai'dr (Kategoriler). Bu kitapta \'arolan her ey hakkndaki deyi biimlerinin en geni, en genel kavramlar ele alnr. Aristoteles'e gre on kategori vardr. Bir nermede. szkonusu edilen konu hakknda an~ak bu on kategoriye gre bir ey sylenebilir. Kategoriler yklem eitlerinin sntlamasdrIar. Bu kategoriler hem varlk biimleri hem de dil-dnme biimleri hakkndadrIar. Organon'un bir baka kitab olan Peri Hermeeias yorumlama ile aklama sanatn irdeler; nermeyi. cmleyi ele alp kartlk ile elimeler zerinde durur. AlIalyfikll

--

"Bal"

ile "Dogu"un

TmdengelimU

Us/am/ama/ar

Aristote/es'in

Syllogismi

ile Hitli/erin

N)Ylya-Vaisesias

zerine

Protera ile Ana.lytika Hystera Aristoteles mant~nn zn oluturur. Birinci kitapta nermelerin niteli~i, niceli~i ile tasm ele alnr. kinci kitapsa tantlamay inceler. Topika, diyalektik uslamlamann incelendi~i bir kitaptr. Bu kitabn eki saylabilecek Peri Sophistikon Elenkhon ise aldatc karmlar, Sofistlerin yanl karmlarn inceler. III Mantk hakkndaki almalar ksaca yukarda dile getirilen Aristoteles, mantk dizgesinde agrlkl olarak bir tr uslamlama olan tasm (sullogismos) ile bu tasmn dayand~ tmcelerin, ncllerin (protasis) birbirleriyle ilikileri zerinde durur. Aristoteles Topika'nn hemen banda bu kitapta yapmak istedi~i eyi dile getirir. Bu kitapta diyalektik uslamlamay ele alacaktr. Yapmak istedi~i, insann karlaabilece~i her konu hakknda itibar edilir kanlardan yola karak uslamlamalarda bulunacak; ayrca da bir sav ileri srd~nde bunu elecek bir ey sylemekten saknmasn sa~layacak bir yntem ortaya koymaktr. Bunu yapmann yarar vardr. Birinci yarar zihnin e~itimidir. Yntemi olmak insan, tartlan konu hakknda kolayca gereke bulmaya gtrecektir. kincisi, bakalaryla kar karya gelindi~inde grlecek bir yarardr. Kii, pek ok insann savunduu kanlara itibar edildiinde, kendisine rkm gibi gelen her sav deitirip bunlar baka insanlarn kanlar olduu iin deil, kendileri olduu iin ele alacaktr. nc olarak felsefece bilimler iin de yararldr. nk bir konunun her iki yan hakknda dnebilmek, karlalacak sorunlara ilikin do~ru ile yanl ortaya karmay kolaylatracaktr. Bunun farkl bilimlerdeki ilkelere dair baka bir yarar daha vardr. Bunlardaki ilkeleri ilk olduklar iin tartmak olanakszdr. Dolaysyla da bunlar, kendileri hakknda itibar edilir kanlar araclyla tartlrlaroBu da diyalektiin iidir nk diyalektik tm soruturmalarn ilkelerinin yolunu aacaktr (10 1 b4). Tasmla uramasnn gerekelerini byle sralayan Aristoteles, tasm, tasmn hareket ettii ncllerin bilgisel de~erlerine bakarak drde ayrr. Bunlardan ikisi -tantlama ile diyalektik- doru, ikisi -tartmac ile yanltc- de bozuk uslamlamalardr. Aristoteles bunu yapmaya tasm ile diyalektik tasm birbirinden ayrarak balar. Topika'nn hemen ilk satrlarnda tasm yle tanmlar: Tasm kendisinde baz eylerin olduu, bunlardan, baka bir eyin zorunlu olarak kt bir uslamlamadr (100 315). Tasmn dayand ncller hem doru hem de ilk olduklarnda ya da ncilere ilikin bilgimiz yine hem do~ru hem de ilk ncllerden geldiklerinde bu bir tantlamadr (apodeiksis). nandrclklarnn gcn baka eylerden deil de kendilerinden alan eyler hem ilk hem de do~rudurlar; nk bilimin ilk ilkelerinin niinini sormak uygun olmaz. lk ilkelerin her biri kendinde, kendisi iin inandrc olmaldr.

40

Yard. Do. Dr. Cemal GZEL

itibar edilen grlere dayanlarak yaplan tasma da diyalektik (dialektike) tasm denir. Aristoteles ya herkesin ya ounluun ya da bilge kiilerin kabul ettii grlere itibar edilir grler adn verir. itibar edilir gibi grnen, gerekteyse byle olmayan grlerden yola kan ya da yine, itibar edilen ya da itibar edilir gibi grnen grlerden sonu karr gibi grnen tasm tartmac (eristike) tasmdr. nk itibar edilir gibi grnen her gr gerekte itibar edilir deildir. itibar edilir denen grlerin hibiri, tartmac uslamlamalann ilkelerinde olduu gibi, ilk bakta btn zelliklerini gstermez1er. nk bunlarda yanllk, anlay en kt olan insanlar iin bile, hemen belli olur. Dolaysyla, sz edilen tartmac tasmdan ilki tasm denmeyi arna ikincisi tasm deil tartmac tasm denmeyi hakeder. nk bir sonu karr gibi grnr ama aslnda bir sonu karmamaktadr. Sz edilenler dnda, geometri gibi belli bilimlere zg ncllerden yola kan yanltc (paralogismos) tasmlar vardr. Bu uslamlarna biimi yukanda sz edilen tasmlardan farkldr. Yanl ekil izen biri ne doru ne yanl ne de itibar edilir eylerden sonu karr. Ne herkesten ne ounluktan ne de bilge kiiden alnm grleri varsayar. Tasmn, ad geen bilime uygun olmakla birlikte, doru olmayan sayltlara dayanarak kurar. Byle biri, ya yarm daireleri yanl tanmlayarak ya da birtakm izgileri izilemeyecekleri biimde izerek yanltc tasm oluturur. Bu sylenenleri yle bir emayla gsterebiliriz:

Tasm
Tantlayc

Yanbe

Diyalektik TarbmacI
i i

i
sonu karan

i sonu karr gibi grnen

Uslamlama (logos) ile tasmn hareket ettii eler sayca eittir, birdir. Uslamlamalar nermelerden yola karlar. Tasmn konusunuysa sorunlar (problema) oluturur. Her nerme ile hersorun ya bir cinsi (genos) ya bir zellii (idion) ya bir ilinei (sumbebekos) ya da bir tanm (horos) dile getirir. Yani sorunlar ile nermeler bunlardan hareket ederler. Sorun ile nerme arasndaki ayrm dile getiri bakmndandr. rnekse, "iki ayakl hayvan insann tanm mdr?" ya da "Hayvan insann cinsi midir?" nermenin dile getiriliidir. "ki ayakl haY'fan insann tanm mdr yoksa deil midir?" ya da 41

-----

"Bat"

ile "Dolu"nun

Tmdengelimli

Us/amlamalan

Aristoteles'jn

Syllogismi

ile Hintlilerin

Nyaya.Vaisesias

zerine

"Hayvan insann cinsi midir deil. midir?" ise sorunun dile getiriliidir. Byleyse nermeler ilesorunlar sayca eittir. Yani her nerne dile getirilii deitirilerek soruna dntrlebilir. Aristoteles bundan sonra tasmakonu olan sorun ile nermelerin dair olduklar tanmn, cinsin, iyeliin, ilinein ne olduunu syler. Tanm bir eyin ne olduunu imleyen szdr (101 b38). Tanm ister bir adn yerini tutan bir szn, ister szn yerini tutan bir baka szn biimine sokmak olanakldr; nk, kimileyin bir adn anlamn tanmlamak da olanaklrlr. "Alg ile bilgi ayn m~drdeil midir?" ya da "Gzel uygun olandr" gibi dile getiriler de tanmlaycdrlar; nk, tanmlar hakknda olan sav, ou kez, benzerlik ya da bakalk sorunlaryla ilgilidir. ki eyin benzer mi yoksa baka m olduu tartlabilirse, ayn ey bunlarn tanmlarna da uygulanabilir. Benzer olmadklar gsterildiinde de tanm yklm olacaktr. zellik, bir eyin zn dile getiren bir ey deildir, yalnzca belirli bir tek eye aittir (102 a18). rnekse, dil renebilme insann zelliidir hem de dil renebiliyorsa o kii insandr. nsan rneinde "uyuma" ele alnrsa, belirli bir dnemde yalnzca belirli bir insana ait olsa da, baka bir eye ait olma olasl olan eye zellik denmez. Byle bir eye zellik dense bile bu mutlak anlamda zellik deil zamana bal ya da greli zellik olacaktr. rnekse, sada olmak zamana bal zellik, iki ayakl olmak greli bir zelliktir. Cins, trce farkllk gsteren bir dizi eye yklenen eydir (102 a31). "nsan hayvandr" rneinde, hayvan insann cinsidir. "kz hayvandr" dendikte, hayvan da kzn cinsidir. Dolay~yla insan ile kz ayn cinstendir denir. Ne ki, bunun birinin cinsi olduu, dierinin cinsi olmad gsterilirse, bunlarn ayn cinsten olmad da sylenebilir. linek ne tanmdr ne zelliktir ne cinstir ama yine de eye aittir. Ayrca, herhangi bir eyle ayn eye ait olan ya da olmayan bir eydir. rnekse, "oturuyor olmak" ayn bir eye ait olabilir de olmayabilir de. "Aklk" da byle; hibir ey, ayn eyin bir vakit ak olmasn, bir vakit de ak olmamasn engelleyemez (102 b4). Bu sylenenlerin ortaya koyduu bir ey de udur: linek zamana bal ya da greli bir zelliktir de. Tek bir insann oturmasndan sz ediliyorsa, oturnu olmak zamana bal bir zellik, ayakta duranlar olduunda da greli bir zelliktir. mdi, nerneler ile sorular ya bir tanmdan ya bir zellikten ya bir cinsten ya da bir ilinekten kaynaklanrlar. Yani yk1em nesnenin tanm olabilir; yklem nesnenin zellii olabilir; yklem nesnenin cinsi olabilir; yklem nesnenin ilinei olabilir. Bunlara dair bir tr bilgi (pistis) oluturmann bir yolu epagoge bir yolu da tasmdr. Aristoteles bu drt kavramdan sonra, bu yklernlerin ierisinde bulunaca on tr ka42

----

fard. Do. Dr. Cemal GZEL

tegoriden sz eder. Bunlar ousia (z; [belli bir] insan, [belli bir] at... gibi 1 ), poson (nicelik; iki dirsek, dirsek... gibi), poion (nitelik; ak, dilbilimci... gibi), pros ti (bant; iki kat, yarm, daha byk... gibi), pou (yer; Lykeion 'da, arda... gibi), pote (zaman; dn, geen yl... gibi), keisthai (durum; uzanm, oturuyor... gibi), ehein (iyelik; ayakkabl, silahl. ., gibi), poiein (etki; kesrnek, yakmak... gibi), pashein (kesilmek, yaklmak... gibi) (lb 25-2a4). Tanm, zellik, cins, ilinek her zaman bu kategorilerden birinin ierisinde yer alacaktr. nk bu d~rt kavramn oluturduu btn nermeler ya z ya nitelii ya nicelii ya da dier kategorilerden birini dile getirecektir. Bunlar uslamlamalarn konular, yola ktklar malzemedir. Bunlarn nasl, hangi yollardan elde edileceine gelince... lkin diyalektik nerme ile diyalektik sorun tanmlanmaldr. nk ne her nerme ne de her sorun diyalektiktir. Diyalektik nerme ya herkesin ya ounluun ya da bilgelerin (bunlardan da en hatrl olanlarn) itibar ettii bir sorudur (erotesis). Bu sormann atksal da olmamas gerekir. nk ounluun kanlarna ters dmyorsa, kii, bilge kiilerin grn kabul edebilir. Diyalektik nermeler itibar edilir kanlar, itibar edilir kanlarn kartlaryla elien kanlar. ayrca sanatlarn kabul ettii btn kanlar da ierir. Aristoteles, itibar edilir kanlarn kartlarn elen kanya yle bir rnek verir: "Dostlara ktlk etmek gerekir" yollu bir nerme, itibar edilir kanya karttr; "Dostlara ktlk etmemek gerekir" nermesiyse bu kart nermeyi eler. Sanatlarn kabul ettii btn kanlarn da diyalektik nerme olduu besbellidir. nk bylesi eylerle uraanlarn savunduu kanlar kabul edilebilir. rnekse, insanlar bir salk sorun\! hakknda hekimin syledikleriyle ayn eyi dneceklerdir. Diyalektik bir sorun da ister seip yadsmaya ister doru ile bilgiye katks olan; bunu da ister kendisi iin ister bu trden baka sorunlarn zmne yardm olsun diye yapan bir soruturma (theoria) konusudur. rnekse "Haz yelenmeli midir yelenmemeli midir?" sorusu gibi kimi sorunlar, seip yadsmay bilmek iin yararldr. "Evren sonsuz mudur, deil midir? sorusu gibi kimi sorunlar da yalnzca bilmek iin yararldr. Sav ise, Antisthenes'in "eliki olanakszdr" ya da Herak1eitos'un "her ey devinir"i ya da Melissos'un "varolan birdir"i gibi, sekin filozoflarn atksal inanlardr. Uslamlama araclyla varlan, insanlarn genel kanlaryla elien bir gr de tezdir. Aristoteles'e baklrsa bir tez bir sorundur ama her sorun bir tez olamaz. nk tez atksal bir inantr. Bu ayrmlar yaptktan sonra diyalektik uslamlamann ka tr olduunu soruturan Aristoteles iki tr diyalektik uslamlama olduunu syler: tasm ile epagoge (l05 all).
1 Aristoteles'in burada szn ettigi ousia. birincil ousia yani grlr ousiadir.

43

--

"Ban"

ile "Dogu"nun

Tmdengelimli

Uslanlana/ar

Aristoteles'in

Syllogismi

ile Hintlilerin

Nyaya-Vaisesias

zerine

Diyalektik uslamlarna i i

epagoge

tasm

Burada yle bir sknt var gibi grnmektedir. Diyalektik tasm bir yandan, tasm eitlerinden biri olmakta, te yandansa diyalektik uslamlama epagoge ile tasm olmak zere ikiye ayrlmaktadr. Burada bir tantlama biimi olarak diyalektik daha genel bir uslamlama olarak dnlmekte, bunu yapmann da, yani bir tantlamada bulunmann da iki yolundan bir tr tmevanm olan epagoge ile tmdengelim olan tasmdan sz edilmektedir. Epagoge tek teklerden genele giditir. rnekse, bilgili klavuz baarldr; bilgili src de baarldr, dolaysyla, genelolarak bilgili insan belli bir i iin en iyisidir (lOS alS). Aristoteles bu konuya Analytika Protera'daysa yle de~inir: Epagoge ile epagogeli tasm, bir ucun orta terimde bulundu~unu teki u aracl~yla karmaktr. rnekse, A ile C'nin orta terimi B ise, A'nn B'de bulundu~u C aracl~yla tantlanacaktr. Epagoge de byle oluturulur. Diyelim ki, A "uzun mrl", B "safrasz", C "tek tek uzun mrller'1 -szgelii insan, at, katr- olsun. Bu halde A her C'de bulunur. nk btn C'ler uzun mrldr. Ne ke, B de -"safrasz"- btn C'lerde bulunur. mdi, C B'yle evrilip orta terim genilemezse A'nn B'de bulunmas zorunludur. nk Aristoteles'e gre, iki nesne ayn nesnede bulunup u da bunlardan biriyle evriliyorsa, yklenenlerden biri evrilmi teki yklenende bulunacaktr. Ne ke, C'nin de her tekten olutu~u anmsanmaldr. yle ki, tmevanm btn tek teklerden kar. Epagogeli bir tasm ilk ile orta terimsiz ncl sonu olarak karr. Nitekim orta terim varsa orta terim aracl~yla tasm ortaya kar. Orta terim yoksa epagoge araclyla tasm ortaya kar. Epagoge belli bir biimde tasmla da eliir: Tasm u terimin ncde bulunduunu orta terim araclyla tantlar; epagoge ise u terimin ortancada bulunduunu nc terim araclyla tantlar (68 bIS-38). Aristoteles'e gre epagoge daha inandrc, daha aktr. Duyularn kullanm yoluyla da daha kolay renilir. Bundan tr de pek ok insan tarafndan uygulanabilir bir eydir (lOS alS). Orta terim araclyla sonuca ulalan tasm daha nce gelir, daha bilinirdir ama epagogeyle sonuca ulalan tasm insanlar iin daha aktr (68 b38). ) nernelerin salanmas; 11)bir dile getiriBir tasm kurmak iin drt ara vardr: in ka trl kullanldn ayrma gc; 111)eylerin farklln kefetme; v) zdeliin aratrlmas. Son ara, bunlarn her birine karlk gelecek istenen gzelolabilir, ) bir nerme dile getirmek olanakl oldu~u iin, bir anlamda nermedir de. rnekse, hoa giden olabilir, faydal olabilir; 11)duyum bilgiden bakadr, nk ilki yitirildiinde yeniden elde edilemez ama ikincisi elde edilebilir; 111)salkl sala bakarak neyse 44

Yard. Do. Dr. Cemal GZEL

kuvvetli de kuvvete bakarak odur. Bu nermelerden birincisi bir terimin baka baka kullanmdr, ik~ncisi eylerin farkllgna, ncs de eylerin benzerligine bagldr. Aristoteles' e gre ne kadar nerme tr varsa bir o kadar da nermeleri seme tarz vardr. Yukarda Aristoteles'in nelere nerme dedigine baklmt. Aristoteles nermele) mantgn nerri balk altnda toplar: i) Etigin nermeleri; LL) fzigin nermeleri; meleri. "Aralarnda anlamazlk varsa, kii ailesine mi yoksa yasalara m boyun emelidir?" gibi bir dile getiri etigin nermesidir. "Evrenin ba sonu var mdr yok mudur?" gibi bir dile getiri fizigin nermesidir. "Kartlarn bilgisi ayn mdr degil midir?" gibi bir dile getiri de mantgn nermesidir. Bunlarn ayns sorunlar iin de sz konusudur. Aristoteles'in nermeler konusunda syledigi bir ey daha vardr. Ona kalrsa btn nermeler en genel biimleriyle sylenmelidir. Bir nermeden bir ok nerme kar labilmelidir. rnekse, "Kartlarn bilgisi ayndr" nermesinden "Greli terimlerin bilgisi ayndr" nermesinin karlmas gibi. Ayn biimde, bunlar blnebildikleri kadar da blnmelidirler. rnekse, "iyi ile ktnn bilgisi", "ak ile karann bilgisi", "soguk ile scagn bilgisi" gibi. Aristoteles'e gre kimi sorunlar tmeldir kimi sorunlarsa tikeldir. "Her haz iyidir" ile "Hibir haz i.yidegildir" gibi sorunlar tmel sorunlardr. "Kimi haz iyidir" ile "Kimi haz iyi degildir" gibi sorunlar da tikel sorunlardr (l08 b35). Aristoteles, bunlarla tasmda kullanlacak nermelerin neler olduunu da dile getirmi olur. Aristoteles mantgnda, Otaag'da dile getirildigi biimiyle A, E, , O harfleriyle gsterilen koulsuz drt tr nerme vardr. Bu nermelerin tmnde de niceleyici bir ge vardr. 'S' ile 'P' terim temsilcileridir ('S' zneyi, 'P' de ykle mi temsil eder). Bu terim temsilcileri a, e, i, o harfleriyle -terim ekleml~riyle- birletirilince SaP, SeP. SiP, SoP gibi yaln nerme kalplarna varlr. Tasmda kullanlacak nermeleri bylece snrlayan Aristoteles, sonra btn mantk dizgesinin temeli saylabilecek bir ey syler: Bir yklernin her duruma ait oldugu kantlanrsa, bu yklemin birtakm durumlara da ait oldugu kantlanr; ayn biimde bir duruma ait olmadg kantlanrsa her duruma ait olmadg da kantlanr. Burada sz konusu edilen karolum yasalarndan biri olan altklktr. Bu sylenenler SaP SiP ile SeP SoP biiminde simgelerle gsterilebilir. Bu sylenen sonralar yle dile getirilecektir: Dictum de omni et de nullo. Yani, btne yklenen ey o btnn herhangi bir parasna da yklenir.

Bir yklemin konuya ait olmadg gsterilirse, bu tmelolumlu sav rtr. Bir tek durumda yklernin konuya ait oldugu gsterilirse de, bu tmelolumsuz sav rtr (110 a35).

45

-----

"Bal"

ile "Dogu"run

Tmdengelimli

Uslamlamalan

Aristoteles'in

Syllogismi

ile Hintli/erin

Nyaya-Vaisesias

zerine

LV Aristoteles'in ortaya koyduu tasm geleneksel mantn en nemli karm yntemi. tantlama yntemidir. Kimi tasmn tantlama olduu ama her tasmn tantlama olmad da unutulmamaldr (25 b30). Yukarda Topika'nn hemen banda yapt tanmdan baka Aristoteles, Analitikon Protera' da da bir tasm tanm verir. Topika' daki tanmdan biraz daha inceltilmi biimde dile getirilen tanm udur: inde belli eylerin belirtilmesiyle, belirtilmi olanlardan baka bir eyin, bunlarn byle olmas (yani sonucun olanlardan tr kmas -bu da zorunlu sonucun olumas iin terimin dnda baka bir eye gerek yok demektir-) asndan zorunlu olarak sonuland uslamlamaya tasm denir (24 bIS). Burada tam tasm ile tam olmayan tasm diye iki tr tasmdan da sz edilir. Tam tasm, zorunlu sonucu ak klmak iin alnanlar dnda hibir eyi gerektirmeyen tasmdr. Tam olmayan tasmsa, tayc terimlerden tr zorunlu olan, oysa ncllerde sylenmemi bir ya da daha ok eyi gerektiren tasmdr. Tasm orta terime zne ya da yklem olarak bal iki terimin, zne ya da yklem olarak birbirlerine zorunlu olarak bal bulunduunu tantlayan bir karm tr olarak tanmlanabilir. Tasm tmdengelirndir; ne ki her zaman tmden tikele gelili olmaz, tmden tme geliii de olabilir. Geerli bir karm, yani sonucun ncllerden zorunlu olarak kt bir karm tmdengelimli bir biimde kurulmutur. Bu, tmdengelimli karrnlarn hepsi geerlidir demeye deil de, geerli karmlarn hepsi tmdengelimlidir demeye gelir. Tasmda yukarda saylan koulsuz nermelerden ikisi ncl olur; bu iki nclden de sonuca gidilir. Aristoteles ncl yle tanmlar: ncl bir eye ilikin bir eyin evetlendii ya da deillendii bir nermedir; bu da tmel, tikel, belirsiz olur. Tmel, bir eyin hepsinde bir eyin bulunmas ya da hibirinde bir ey bulunmamasdr. Dolaysyla tmel evetleyici ile tmel deilleyici nermeden sz edilecektir. Tikel kiminde bulunmas, kiminde bulunmamas ya da tmnde bulunmamasdr. Tikel evetleyici ile tikel deilleyici nermelerden sz edilecektir. Belirsiz ise, tmellik ile tikellikten bamsz olarak bir eyde bir eyin olup olmamasdr. rnekse, "kartlarn bilimi ayndr", "Haz iyidir" gibi. Bunda da belirsiz evetleyici ile belirsiz deilleyiciden sz edilmektedir. Aristoteles ncl de dorudan tantlamal ile diyalektik olmak zere ikiye ayrr. Dorudan tantlamal ncl, elimenin bir parasnn kabul edilmesidir. diyalektik nclse bir elimenin dile getirildii ncldr. Nedir, her ikisi de tasmn olumasnda bir farkllk yaratmayacaktr (24 a2S). Aristoteles .ncl dedii eyi de ayrttrp buna da terim adn verir. nc i ayrtrldnda yklenilen ile olmak ya da olmamak eklenerek kendisine yklenen gibi oluturucu paralardan sz edilir (24 bIS). Kendisi bakasnda bulunan, bakasn kendisinde bulunduran, yerletirme bakmndan da orta olan, orta terimdir. Kendisi bakasnda bulunan ile kendisinde bakasn bulunduranlar ise ulardr (25 b36). Ular ise byk ile 46

---

Yard. Do. Dr. Cemal GZEL

kk olmak zere iki tanedir. Byk u orta terimi kendisinde bulundurandr; kk usa orta terimin altnda olandr (26 a 2l). Yani sonucun znesine kk terim, yklemine de byk terim denir. Kk terimin getigi ncl kk ncl, byk terimin getigi ncl de byk terimdir. Byk ile kk ncln her ikisinde de bulunan terime orta terim ad verilir. Orta terimin tasmda bulundugu yere gre Aristoteles tr tasm kalb ayrr; tr konumdan sz eder.2 Bir eyin, tekinin hepsinde bulundugu, hibirinde bulunmad, kiminde bulundugu kiminde bulunmadg konum birinci konumdur. Ayn terim, birinin hepsinde bulunup tekinin hibirinde bulunmadgnda ya da her ikisinde bulundugunda yada hibirinde bulunmadgnda sz konusu konum ikinci konumdur (26 b30-36). Terimlerden birinin ayn terimin tmnde bulunup teki hibirinde bulunmadg ya da her ikisi de ayn terimin hepsinde bulundugu ya da hibirinde bulunmadg konum da nc konumdur (28 a1O). Birinci konum: M-P, S-M\ S-P; ikinci konum: P-M, S-M \ S-P; nc konum: M-P, M-S \ S-P'dir. Tmel evetleyici bir nerme yalnzca birinci konumda, bu konumda da ancak bir biimde tantlanr. Tmelolumsuz, birinci ile ikinci konumda, birinci konumda ancak bir biimde, ikinci konumda da iki biimde tantlanr. Tikel evetleyicibirinci ile son [nc] konumda, birinci konumda ancak bir, son konumda da biimde tantlanr. Tikel olumsuz her konumda tantlanr, birinci konumda bir biimde, ikinci konumda iki biimde, son konumda da biimde tantlanr (42 b30). Tmellerin rtlmesi tikellerin rtlmesinden daha kolaydr. Bunlardan tmelolumlu en zor temellendirilen, ne ki en kolay rtlebilendir. Tikellerse daha kolay temellendirilir, daha zor rtlrler. Burada genelolarak sylenebilecek olan ey, tmellerin tikellerle, tikellerin de tmellerle rtlebilir oldugu; tikellerin tmellere dayanlarak temellendirilirken tmellerin tikellerle temellenemez oldugudur. Ancak grldg zere rtmek, temellendirmek-

ten her zamandahakolaydr. .


Aristoteles hangi durumlarda tasmdan sz edilebilecegi hangi durumlarda da tasmdan sz edilemeyecegini belirtir. Bu terim biribirine, nc ortancada btn olarak bulunacak, ortanca da birincidebtn olarak bulunacak ya da bulunmayacak biimde bal oldugunda ulardan tam bir tasm ortaya kacaktr (25 b32). Terimlerden biri tmel teki tikelse, byk u ister olumlu ister olumsuz olsun tmelolarak, kk u da hem olumlu hem de tikelolarak ne srldgnde tam bir tasm ortaya kacaktr (26 aI7). Terimlerden biri orta terime tmel teki tikel baglamrsa, ikisi de olumlu olduunda tasm oluur ~28 bS). Terimlerden biri olumlu teki olumsuz, olumlu olan da tmelse, kk u olumlu olduundil-tasm ortaya kacak (28 blS).
2 Mantk kitaplannda yer alan drdnc tasm kalib. ya da drdnc konum Aristoteles'te yoktur. Galenus'un ortaya koyduu bir konumdur. Bu konum, balarda tartmalara yol am. kimi zaman da reddedilmitir. 47

---_.---

"Ba"

ile "Dou"nun

Tmdengelimli

Uslamlamalar

Aristoteles'in

S)'/logismi

ile Hintlilerin

N)'a)'a-Vaisesias

zerine

Birinci terim ortancann hepsine uyuyorsa, ortanca da sonuncunun hibirinde bulunmuyorsa, ulardan bir tasm ortaya kmayacaktr (26 a47). Kk u tmelse tasm ortaya kmayacaktr (26 a21). Byk u olumlu ya da olumsuz tmel, kk u olumsuz tikeloldugunda tasm olumayacaktr (26 a32). Olumlu, olumsuz, biri olumlu teki olumsuz, biri belirsiz teki belirli ya da her ikisi belirli sylensin ncllerin ikisi de tikelse tasm ortaya kmayacaktr (26 b22). Tasmn bu kurma kurallarn yaygn biimiyle sylersek: I) Orta terim en az bir kez dagtlm olmaldr. yani tmel bir nermede gemelidir. 2) nclnde dagtlmam olan terim sonuta dagtlm durumda bulunamaz. -Bu iki kuraln sylediliudur: ncllerde, sonuca oranla, en az bir dagtlm terim fazlas olmaldr.3) ki degiHeyici ncIden bir sonu kmaz. 4) ki evetleyici ncIden degiHeyici bir sonu kmaz. 5) ncllerden herhangi biri degiHeyiciyse sonu da degmeyici olur. 6) ki tikel ncIden bir sonu kmaz. 7) ncllerden herhangi biri tikelse sonu da tikelolur. 8) Byk ncl tikel evetleyici, kk ncl tmel degmeyici olan tasm geerli olamaz. Nyaya- Vaisesika i Nyaya, Vaishesika, Samkhaya, Yoga, Mimamsa okullar felsefece zmlemelerini Vedalara dayanarak yapan Hint ortodoks felsefe okullardr. Nyaya Okulu temel olarak, bilmenin aralarnn mantksal zmlemesiyle, Vaishesika Okulu da bilinen eylerin trlerini zmlemekle ilgilidir; Samkhaya kiinin d dnyaya ilikisini aratrr; Y oga benin yapsyla, bir de Saf bene nasl ulalacayla ilgilidir; Mimamsa Okulu da, bilginin znel geerliliinin ltlerini soruturur; Vedanta ise Upaniat'lann sonu blmlerine dayanarak gereklik ile bilginin ussal zmlemesini verir. II Nyaya-Vaisesika, temelolarak mantkla uraan bir Hint felsefe okuludur. Sanskrite yntem demeye gelen nyaya, be esi olan bir tantlama yntemidir. Mantk diye de evrilir. Nyaya Okulu asl olarak mantkla, bilgikuramyla ilgilenir. Vaisesika Okulu'ysa temelolarak fizik, metafizik, bir de varlk felsefesiyle u~rar. Dnyann ayn, indirgene-

48
~--

Yard. Do. Dr. Cemal GZEL

mez oluturucularn snflayp tanmlar. Okulun adnn da ayr demeye gelen Sanskrite visesa szcnden geldii sanlmaktadr. ki okulun birliktelii, Nyaya Okulu'nun bilgikuramyla mantn Vaisesika Okulu'nun varlk felsefesine dayandrmasndan kaynaklanr. Amalar bakmndan da temelde ayn eyi isterler: bireyin zgrl. Vaisesika hem bir felsefe okulu olarak hem de sutra olarak Nyaya'dan daha eskidir. Burada yine.Hint felsefesinin temel zelliklerinden birisi sz konusudur. yle ki, yazl tarihten nce balatlmakla birlikte Hint felsefesindeki baat zellikler gnmze kadar pek deiiklik gstermemitir. Hint felsefesini anlatrken, onun en temel zelliinin klgn bir yan tamak olduu vurgulanr. En bandan bu yana Hint felsefesi yaamn temel sorunlarn zmeyi, yaam daha yaanlr klmay amalamtr. Fiziksel, zihinsel, ruhsal aclara kar koyup bunlarn sebebIerini anlamak iin uramtr. Acnn sebebIerini bulmak, olanakl en iyi yaama ulamak iin zorunlu diye grlmtr. Hint felsefesinde dile getirildii biimiyle, kiinin 'olduu', 'olmak istedii' ile 'sahip olduu', 'sahip olmak istedii' arasndaki boluk acya sebeb olmaktadr. Kii yoksuldur; eksikliini duyduu zenginlii ister. Bu onda 'ac'ya sebeb olur. Kii lmn kanlmaz olduunu bile bile lmszl ister; kanlmaz bu durumdan korkmaktadr. Bu ondaki 'ac'nn kaynadr. Sorunun zm aktr: 'Olan' ile 'olmas istenen' birklnmaldr. Bu kez u soru gndeme gelmektedir: Bu birolma nasl baarlacaktr? Btn Hint felsefesi, insann duyduu bu acy konu ediniyor; ac eken 'ben'in her zaman zne olduunu; bu znenin, znenin deneyimini edindii nesnelerden ok daha nemli olduunu belirtiyor diye zetlenebilir. III Nyaya Okulunun derli toplu ilk kitab, Gautama'nn, aa yukar l. 3. yzylda yazm olduu Nyaya-sutra'dr. nemli bir baka kitap, Nyaya-sutra'ya aklama olsun diye Vatsyayana'nn yazm olduu Nyaya-bhasya (? i.S. 4. yzyl) ile Uddyotakara'nn yazd Nyaya-varttika'dr (i.S. 6. yzyl). Vaisesika Okulu'nun ilk kitab Kanada'nn yazm olduu Vaisesika-sutra'dr. Vaisesika-sutra'ya yazlp gnmze kalm bir aklama ya da bhas)'a yoktur. (Seylan kral Ravana'nn byle bir aklama yazd sylenirse de gnmze byle bir kitap kalmamtr.) Prasastapada'nn i.S. 4. yzylda yazm olduu Padartha-dharma-samgraha adl kitab Vaisesika-sutra'nn aklamas olarak kabul edilir. Aa yukar i.. 3. yzylda Gautama ile Kanada adl dnrlerle balatlan okul, yine aa yukar 1200 ylnda yaam olan Gangesa adl dnrle sona erdirilir. Balangcndan 900 ylna kadar olan dneme ilk dnem, bu tarihten Gangesa'nn 1225 gi49

-~

"Bat"

ile "Dolu"nun

Tmdtngelimli

Us/omlamalar

Aristoteles'in

Syllogismi

ile Hintlilerin

Nyaya-Vaisesias

zerine

bi yazd~ Tattvacinta-mani adl kitaba kadar olan dneme de son dnem Nyaya- V aisesika denecektir. IV Dharmakrti, Nyayabindu adl kitabnn ilk sayfasnda "Baarl her insan eylemi, zorunlu olarak do~ru bilgiden sonra gelir" der. Bu szler Dharmakrti'nin soruturaca bilgi alannn, yani mant~n neyle u~at~n, amacnn da ne olduunu; ayrca da doru bilginin baarl eylemeler iin temelolduunu anlatmaktadr. nsann varmak istedi~i amalar olumlu da olabilir olumsuz da; bu amalar kimi zaman istenir bir eydir, kimi zaman da istenir bir ey deildir. Amal eylem istenir olan elde edip istenmez olandan kanmaktr. Do~ru bilme baarl bilmedir, yani yerine gre baarl bir eylemi izleyen yargnn arkasndan gelir. Yoldan km bilmeyse, duyular olan varlklarn beklentileriyle, istekleriyle aldatlm bilmedir; yanl bilmedir. Yanlla kukuysa doru bilginin kartdr. ki tr kuku vardr: ) Hibir bilgi iermeyen tam bir kuku. Bylesi kukuda hibir ) yarg, hibir yeni zm yoktur. Niyetli hibir eylem de bylesi bir kukuyu izlemez. Bir baar beklentisi ya da bir baarszlk korkusu tayan kuku. Bylesi bir kuku bir yargnn ardsra geliyordur. ifti iyi bir rn alp alamayacandan emin deildir ama yine iyi bir rn bekler. Nyaya-sutra do~ru bilginin tanmn vermez. Bunun yerine gerek doann ya da hakikatin bilgisini sunacak on alt tane eyden sz eder: Bilginin aralar, bilginin nesneleri, kuku, gdil, rnek, kabul edilmi grler, syllogismin eleri, dolayl uslamlama (olanaksza indirgme), kesinlik, tartma, grme, yanltc, hatal orta terimler, ift anlaml szlerle aldatma, sofiste rtmeler, azarlama vesilesi (Randie, 197647). Doru bilginin bir kayna eliki tamayan deneyimdir. Do~ru bilgi etkili bilgi diye de tanmlanr. Bilginin kayna demek bilginin nedeni demektir. Nedenler de yaratc ile aydnlatc olmak zere iki trldr. Bilginin nedeni yaratc bir nedense, bu, insan buna karlk gelen bir eylem ortaya koymak iin zorlar. Aydnlatc ise yalnzca bilgi verir, bir eylem ortaya koysun diye insan zorlamaz. Doru bilginin bu tanmnda gze ilk arpan ey deneysel yan gibi grnmektedir. Doru bilgi gnlk do~ru bilgidir. Sahiden ne iseler eylerin bilinmesidir ya da d dnyann gerekli~inin ya da gerek dlnn bilinmesidir; mutlakn bilgisi deildir. Sradan insan duyularyla d nesneleri alglar. duyularn gerekliine verilen ad dorudan gerekliktir. duyulara gndermede bulunan bir kavramn gerekli~iyse dolayl gferekliktr (Stcherbatsky 1993: 506). Bu nesneler ile duyular arasnda bir balant olduundan da emindir. Neyin varolduu ile neyin varolmad~nn bilgisi hakikat oluturur. Va-

50
---

Yard. Do. Dr. Cemal GZEL

rolmaya ilikin bir bilgi olumlu, varolmamaya ilikin bilgiyse olumsuz yargya ilikindir. Hint mantnda, balangta bu iki gelenek vardr. Nyaya-sutra da dile getirilen mantk Vaisesika-sutra'da dile getirilen mantktan daha ileri birevreyi temsil eder. Bunlar arasnda yle bir ayrm vardr: Vaisesika-sutra karmsa1 srele, Nyaya-sutra ise tantlamayla ilgilenir. Dolaysyla Vaisesika tasm biiminde dile getirilemez. karm rneklere bavurmak diye grmez; karm dorudan eylerin gerek ilikilerine dayandm, gerek ilikileri karrnn temeli olarak alr. Nyaya ise gerek ilikileri karrnn temeli olarak almak yerine, rnein ilevini vurgulayp karm benzeyie dntrr. karm, laingikam jnanam, yani "bir iaretten ya da imden kan bilgi" diye tanmlanr. Gerek ilikilere dayal bu karm iki trldr: i) grlen eyin imi (deneyimi dorudan olan); ii) grlmeyen eyin imi (suretten deneyimlenen). Bu ikincisi, genellikle 'surette grlen" diye tanmlanr. rnekse, bir ruhun, fizik niteliklerin dayana olarak varlnn kantlanmas savlar bu karm trnce salanr. Bu iki tr karm ayrm, Vaisesika kaynakl olarak, baka mantk okullarnda da grlr. rnein, Sabara, Bhasya adl kitabnda yle der: "karm iki trldr: i) algyla deneyimlenen iliki; ii) suretten deneyimlenen iliki". Bunlardan ilkine, yani deneyimi dorudan olana Hint mantk kitaplarnda genellikle yle bir rnek verilir: nekten baka bir hayvanda gerdan olmad deneyiminden yola kp baka bir yerde, yalnzca bir gerdan grp [bu gerdan olan] yaratn inek olduu karlr. Bu karrnn zellii, bir eyden, btnyle ayn olan baka bir eye gidilmesidir. kinci tr karrnda ise deneyimi edinilen bir eyden deneyimi edinilmeyen baka bir eye gidilir. rnekse, gk cisimleri dorudan gzlem erimi dndadrlar, bunun iin de yer deitirdiine baklrsa gne hareket ediyor yollu bir karm bu ikinci tr karrnn rneidir (RandIe: 1976149-150). Be paral bir uslamlama olan nyaya bir tantlama yntemidir. Bu be para srasy) rnekle birlikte genel bir nerla unlardr: ) nerme (pratijna); ii) gereke (hetu); me (udaharana); v) uygulama (upanaya); v) sonu (nigamana). nerme eliki tamayan -"Rzgar tzdr" ya da "Tepede ate var" gibi- bir probandum bildirir. Gereke "iaretin" (orta terimin) -"nk devinir", " nk nitelii vardr" ya da "nk dumanl" gibi- dile getiriliidir. rnekle birlikte genel bir nerme (rneklendirme) iki trldr. Birinde rneklendirme suret araclyla yaplr, dierinde suret araclyla yaplmaz. Suret araclyla rneklendirme, srekli olarak probandumla birlikte olan "iaretin" grlmesidir. rnekse, "Devinir olan bir tz olarak grlr, ok gibi". Suret araclyla olmayan rneklendirme, probandumdan ayr olduu yerde "iaretin" yokluunun grlmesidir . rnekse,"Tz olmayaney devinmez,varlkgibi". Uygulama, rnektekizellikle birlikte grlen "iaretin" znesine yaplan yklemedir. rnekse, "yle ki, rzgar

51

"Bat"

ile "Dou"nun

Tmdengelimli

Uslamlamalan

Aristoteles'in

Syllogismi

ile Hintlilerin

Nyaya-Vaisesias

zerine

devinir". Bunun bir de olumsuz biimi vardr. zelliin olmad yerde, "iaretin" yokluuna vardktan sonra". ..rzgar, devinmez" denir. Sonu, birinci admda (nermede) sylenen, ama o vakit kesin olmayan nermeyi tantlanm olarak yeniden sylemektir. rnekse, "Dolaysyla rzgar tz olmaldr". Yukardaki nyaya rneini yle sralanabilir: Olumlu biim: 1- Rzgar tzdr. 2- nk devinir. 3- Devinen ey tz olarak vardr. 4- yle ki, rzgar devinir. 5- Dolaysyla rzgar tz olmak gerekir. Olumsuz biim: 3. ile 4. admlar deiiktir. 3- Tz olmayan ey devinmez de -varhk gibi. 4- Rzgar deilse devinmez de. Genellikle kullanlan bir baka nyaya rnei de udur: 1- Tepede ate var. 2- nk stnde duman var. 3- Dumanh tm nesnelerde ate vardr -mutfak gibi. 4- yle ki, tepede duman var. 5- Dolaysyla da tepede ate var. Nyaya-Vaisesika'nn mantk anlay temelde yalnzca duyulardan kaynaklanan bilgiye dayanarak tantlamalar yapmakla Aristoteles'in tantlamasndan ayrlmaktadr. Uslamlamada yer alan ncller arasnda bilgisel ayrmlar yoktur. Bu ylesi bir dnceden kaynaklanmaktadr: Brahman' dile getirmek kavramlar kullanmak demektir. Oysa Brahman'a ulamak iin, ona ermek iin btn kavramsal ayrmlardan, kavramlarla dnmekten vaz gemek gerekmektedir. Burda deneyimde bulunan 'Nefs' -her tek Benatmandr. Atman da Brahman'la ayn eydir. Bundan tr de nermeler, karmlarn yaplabildii duyulur dnya hakkndadr. Bu mantk dizgesinin Aristoteles'in mantk dizgesinden ayrld bir dier nokta da, tantlamada orta terimin yerine gre tasm eitlendirmemesidir. zne, yklem, orta terim arasndaki iliki her seferinde tek bir tr olarak ele alnmaktadr. Nyaya-Vaisesika uslamlamada bir gereke de dile getirmektedir. "Tepede ate var" demekle yetinmeyip buna bir de gereke sunmaktadr. Ne ki, tantlamann tantlad da yine bu ilk nerme olmaktadr. Oysa Aristoteles' in tasmnn byle bir yan yoktur. Orada yalnzca "nsanlarn hepsi lmldr" denir. Buna dayanlarak da bir sonu karlr. nsanlarn niye lml olduunun gerekesi verilmez. 52 --~~
--

Yard. Do. Dr. Cemal GZEL

Bir dier ayrm noktas Nyaya-Vaisesika'nn nc nermesinde bir uslamlama yntemi olan benzeimin de kullanlyor olmasdr. Yani, iki eyarasndaki benzerlie bakp biri zerioe varlan yarg teki zerine verilmektedir. nc admda "Dumanh tm nesnelerde ate vardr -mutfak gibi" denirken hem karmsal uslamlamann olmazsa olmaz koulu yerine getirilmekte, yani tmel bir nerme kurulmakta hem de bir benzeimde bulunulmaktadr. Burada tmelolan nerme, benzeim yaplrken benzetilenin kendisine benzetildii nermedir; bunun iin de birincil nemdedir. kisi arasnda grlen bir ortaklk vardr (slam felsefecileri buna 'illet neden' adn vereceklerdir). Bundan sonra da yine bir yarg bildirilmektedir. Ayrca varsaylan bir benzerlikten tr bu nc nermenin kendisinde de bir tmdengelim vardr. Her iki uslamlamada ortak olan, karmsal uslamlamann olmazsa olmaz koulu, sonutan nce kendisine dayanlarak karm yaplacak tmel bir nerme olmasdr. Bu hangi dil dnyasnda ya da kltr dnyasnda kurulursa kurulsun tasmn vaz geilemez kouludur. karmsal uslamlama, 'karm' szcnn kendisinden de anlalaca zere 'karlan' bir eyi dile getirir. karlan bir ey iinse Aristotelesin tanmnda dile getirdii gibi, kendisinden hareketle karrnn yaplaca bir ilk eyin olmas kanlmaz.

KAYNAKA _ Aristoteles, 1996, Kategoriler, ev. Saffet Babr, tmge Kitabevi, Ankara. _ Aristoteles, 1996, Yorum Ozerine, ev. Saffet Babr, tmge Kitaevi, Ankara. _ Aristoteles, Birinci zmlemeler, 1998, ev. Ali Houshiary, Dost Kitabevi, Ankara. _ Bames, Jonathan (yaymlayan), 1985, The Complete Works of Aristotele, 1. cilt, Princeton University Press, New Jersey
_

Bechert, Heinz ile Richard Gombrich (yay), 1984, The World of Buddhism, Thames and Hudson Ltd., Londra

-Kneale, William ile Martha Knea!e, 1962, The Development of Logic, Clarendon Press, Oxford, GB
_

Koller, John M., 1970, Oriental Philosophies, Charles Scribner's Sons, New York Radhakrishnan, Sarvepa!li (yaymlayan), 1967, History of Philosophy Eastem and Westem, George Allen ve Unwin Ltd., GB

_ H. N. RandIe, 1976,lndian Logic in the Early Schools, Orienta! Books Reprint Corporation, New Delhi _ T.H. Stcherbatsky, 1993, Buddhist Logic, 2 cilt, Motilal Banarsidass Pub., Delhi

53

--~

You might also like