You are on page 1of 11

DORULANABLRLK LKES, 19.

yzyln sonlarna doru Hegelcilik yalnzca Kta Avrupasnda deil deneyciliin beii saylan ngilterede de dal budak salmaya balamt. T. H. Green (18361882) ile F. H. Bradley (18461924) Oxfordda, John McTaggart (18661925) da Cambridgede Hegelci idealizmi olaanst bir biimde etkili klmlard. yle ki, bu etki kendisini Josiah Roycela (18551916) Amerikada bile gstermeye balamt. Hegelciliin bu ykseliinin yan sra her trl metafizie kar iten ie oluan deneyci tepkiler Viyana evresi altnda birleip genel bir yaklama dnecektir. Kktenci deneycilii uzlamaz bir biimde savunan bu yaklam Mantk Olguculuk olarak nlenip, 20. yzyl felsefesinde nemli bir yer tuttu. Mantk Olgucular yalnzca Hegelci idealizme deil, her trl metafizie karydlar. zellikle, duyu deneyimin tesinde kalan eylerden, Kant kendinde eylerden sz etmeye karydlar. Duyu deneyiminin olanaklarn aan bir gereklie gndermede bulunan hibir tmcenin anlaml olamayacan savunuyorlard. Deneyciliin ilkelerinden sapmadan, duyu deneyimi alannn dna taan akn bir gerekliin bilgisinden sz eden metafizik tmceleri elemenin yollarn aryorlard. Bu tr gereklikten sz eden metafizik dnceleri btnyle elemek iin nl dorulanabilirlik ilkesini ileri srdler: Anlaml bir tmce ya analitiktir ya da olgusal olarak dorulanabilirdir. Dorulanabilirlik ilkesi bir nermenin anlaml olup olmadn saptamayla ilgili genel bir lt ileri srer. Geleneksel ussalc metafizik kuramlarn bu lt karlamad aktr. Dahas, bu ilkeye gre geleneksel aklc metafizik kuramlar dnyaya ilikin bir ey dile getirmez. Dorulanabilirlik ilkesi bir trpan gibi geleneksel metafizik savlar kknden kesip atyordu! Spinozann tz, Leibnizin monadlar, Hegelin Mutlak konusunda ileri srd savlar dorulanabilirlik ilkesine gre yanl deil, yalnzca anlamszdlar! Bu ilke her ne kadar dorudan olgusal ierikli, yani deneyimle ilgili nermelerin anlamllyla ilgi grnse de, deneyle ilgisi olmayan nermelerin anlamllna ilikin ltle de ilgilidir. lt yalnzca deneye, olgulara ilikin nermelerin anlaml olup olmadn deil, deneyle, olgularla ilikili olmayan ama anlamsz olmad apak ortada olan nermelerin de anlaml olup olmadn belirtir. Bu bakmdan, dorulanabilirlik ilkesi bir ynyle olgu kavramnn, dier ynyle de analitiklik kavramnn geliimine baldr. Ancak, bu lt, bir nermenin anlamnn ne olduunu, nereden geldiini aklamaya alan dorulamac anlam kuramndan ayrt etmek gerekir. Dorulamac anlam kuramna gre, bir tmcenin anlam, o tmcenin doru olduunu gsteren koullar btndr. Tmce yanl olduunda bu koular gereklemeyecektir. Ancak, tmce doru olsayd, ne olacan syleyebiliriz. Bu kurama gre, tek tek szckler deil de, tmce doru ya da yanl olabileceinden, szcklerin anlam tmcede oynadklar role gre zmlenmelidir. Bir anlam kuram olarak dorulamaclk, dorulanabilirlik ilkesiyle i-ie olgunlamtr. Dolaysyla dorulanabilirlik ilkesinin geliimi ayn zamanda dorulamaclk anlam kuramnn da bir bakma geliimidir. Mantksal Olgucularn metafizie kar atklar savata ileri srdkleri dorulanabilirlik ilkesi her ne kadar 20. yzyl deneyciliine zg bir dnce olsa da David Humedan (17111776) buyana sregelen

geleneksel deneycilikten pek ok bakmdan beslenmitir. Tz gibi kavramlarn bir tr san olduunu ileri srerek metafiziin elenmesinde Hume, en nemli adm daha nce atmt. Hume btn bilisel zihin ieriklerimizi ya dorudan olgulara dayanan duyu verileriyle gelen izlenimlerin (impressions), ya da bu izlenimlerin bellekte oluturduu kopyalar ile bu kopyalardan tremi idealarin (tasarm) oluturduunu ileri srerek btn metafizik kavramlarn d dnya dayanan ortadan kaldryordu. Humea gre izlenimler ile idealar zihin ieriini oluturmalarna karn bilgiyi oluturmazlar. Bilgi nermeler araclyla oluturulur. Dolaysyla ileri srlen bir nermenin anlamll ile doruluu, epistemolojik bir sorundur. Hume, anlam oluturan temel birim olarak terimi grr. Bir terime karlk gelen bir idea varsa o terim anlamldr. Bir insan, bir terimin anlamn, eer o terimin ideasnn olumasna zorunlu olarak karlk gelen izlenimlerin deneyimine sahipse renebilir. Olanakl bir deneyimin tesinde bir nesneye gndermede bulunan bir terim anlamszdr. Dolaysyla, anlamsz bir terim ieren herhangi bir nerme, ne yanl ne de dorudur yalnzca anlamszdr. Bylece, Hume, anlaml dili, olanakl deneyim alanyla snrlandrr. Hume, anlaml nermeleri de idealarn bantlarn ya da olgu durumlarn dile getirmek bakmndan ikiye ayrr. dealarn bantlar, iki kere drt sekiz eder gibi yalnzca dncenin ilemleriyle ortaya kan doruluklardr. Bu tr nermeler yalnzca kavramlarmz arasndaki isel bantlar dile getirirler. Bu nermelerin yadsnmas kendiyle eliik nermelere yol aar, usddr. Bu tr nermeler zorunlu, apriori nermelerdir, doruluklar olgulardan bamszdr, dolaysyla olgulara ilikin bilgi vermezler. Humea gre, olgu durumlarn dile getiren nermeler ise idealarn bantlarn dile getiren nermelerden ulamsal olarak ayrlr. Olgu durumlarn dile getiren nermeler dorudan dnyada gerekten var olanla ilikilidirler, dnyaya ilikin savlardan oluurlar, dolaysyla bu tr nermeler olumsal dorudurlar, doruluklar ya da yanllklar olgulara baldr. Bir olumsal nermenin yanl olduunu sylemek ne elikidir ne de daha az ussaldr. Bir olgu durumunu dile getiren nerme, aslnda bir dizi izlenimin bir arada gerekletiini bildirir. Bu bakmdan bir olgu durumunu dile getiren nermenin doruluuna da o nermenin ierdii izlenimlerin gerekleip gereklemediini gzlemleyerek karar verebiliriz. zlenimler yalnzca anlam ile doruluun temeli deil ayn zamanda gereklii oluturan yap talardr da. Humea gre bilinebilir tek dnya da bu izlenimler dnyasdr. Her izlenim, ontolojik olarak dier bir izlenimden ayrdr: Bir izlenimin varl ya da yokluu baka bir izlenimin varlna ya da yokluuna kesinlikle bal deildir. Dier bir deyile, Hume, olgulara ilikin tmel bilginin olanakszln ilan etmiti! Hume, idealarn bantlarna dayanan nermeler ile olgu durumlarna dayanan nermeler arasnda hem bilgi ierii hem de doruluk bakmndan ulamsal bir ayrm olduunu gstererek, insann kavrama yetisinin hi bir zaman, ne olgulara ilikin bilgi vermeyen idealarn bantlarnn tesine, ne de olgusal durumlarn tesine geebileceini ileri srer. Dier bir deyile metafiziin kavramlar bir tr bo, anlamsz, uydurma kavramlardr. Hume, bu metafizik kavramlar o kadar bo, sama, dahas zararl bulur ki, metafizie ilikin kitaplarn yaklmasn nerir! Humeun ileri srdkleri, aslnda mantksal olgucu dorulanabilirlik ilkesi

anlaynn ruhunu oluturur. Ancak Hume, gerekliin yap talar olarak grd izlenimler arasnda herhangi bir zorunluluk ilikisi olmadn ileri srerek d dnyann bilgisini kukulu hale getirdi. dealarn bantlarndan oluan matematik, geometri, cebir gibi bilgi trlerini de apriori olarak deerlendirip, deneyle ilikisi olmayan bir alana snrlayarak d dnyann bilgisini ussal bakmdan bsbtn dayanaksz brakt. Bu elbette deneycilerin istedii bir durum deildi. Hele pek deer verdikleri doa bilimlerinin, matematikle evliliinin yolunda gitmesi iyiden iyiye sknt yaratyordu. stelik Kantn, matematiin nermelerinin sentetik apriori olduunu ok gl bir biimde ileri srmesinin yaygn etkisi deneycileri iyice huzursuz ediyordu. nk Kant dnyaya ilikin bilgi salayan, doruluu apriori, zorunlu, evrensel nermelerin varlndan sz ediyordu. Dier bir deyile zihnimizde deneyden gelmemi ama deneye ilikin bilgi veren apriori nermeler vard. stelik bu nermeler matematiin nermeleriydi! Geri J. S. Mill (18061873) matematiin nermelerinin deneye dayal genellemeler olduunu gstermeyi denedi ama bu deneycileri tatmin edecek bir sonuca gtrmedi. Mantk Olgucular dorulanabilirlik ilkesini ileri srdklerinde, dorulanabilirlik dncesi bir hayli olgunlamt. Mantksal Olgucular derinden etkileyecek olan Ernst Mach (18381916) usun, duyumlarn tesinde bir eyi bilme ya da kavrama gcnn olmadn Humecu izgide ileri srer. Macha gre bir kavram eer duyumlara indirgenip tanmlanamyorsa metafizik bir kavramdr. Bu bakmdan bilim tarihine dayanarak, bilimsel kavramlar duyumcu bir yaklamla yeniden yorumlayp, metafizik kavramlar bilimden elemeyi neriyordu. Macha gre btn bilimsel nermeler, yani olgusal nermeler, deneysel olarak dorulanabilir, btn deneysel nermeler de duyusal gzlemlere indirgenebilir olmalyd. Bu Humeun bilinebilir tek dnya izlenimler dnyasdr dncesinin ar duyumcu biimde dile getiriliidir. Olgulara ilikin dorulanabilirlik dncesinin bir hayli olgunlamasna karn, matematikle olgular arasndaki ilikinin hesabn, metafizie yol amadan zmek pek kolay grnmyordu. 19. yzylda modern mantktaki gelimeler ile matematii manta indirgemedeki almalar deneycilerin yreine su serpti. Daha sonra bu alandaki gelimeler, zellikle Bertrand Russelln (18721970) matematii mantkla temellendirme abas ile Hilbertin biimcilii, Kantn matematik nermeleri sentetik apriori olarak yorumlamasyla at metafizik delii kapama yolunda deneycilerin umutlarn glendirdi. Russell, matematiin btn kavramlarnn, ok az sayda mantk kavramlaryla tanmlanabileceini, matematiin btn nermelerinin de mantn nermelerinden tretilebileceini gstermek iin yeni bir biimci (formalist) mantk gelitirip, Whiteheadla birlikte Principia Mathematica adl nl yapt yazd. Yeni mantn temel zellii kaplamsal (extensional) olmasyd. Bu mantk, nermeleri yaln (atomic), bileik (moleculer) olarak ayrp, bileik nermeleri de mantksal eklemler araclyla yaln nermelerden olumu nermeler olarak ele alyordu. Bu mantkta her yaln nerme doru ya da yanl deeri alr. Bileik nermelerin doruluk deeri de mantksal eklemlerin tanmna dayanarak bileik nermeleri oluturan yaln nermelerin doruluk deeriyle belirlenir. Dier bir deyile, bileik nermelerin deerlendirilmesi, kesinlikle bileik nermeleri oluturan yaln nermelerin anlam ya da ieriine bal deildir. Yeni mantk nemli lde

metafizik nermelerin gcn kryordu. Bu mantkta Tanr dnyay yaratt., Su svdr., Trkiyenin bakenti Ankaradr. gibi farkl nermeler ayn doruluk deerine sahiptir, doru ya da yanl. Bu nermelerin ierii ya da anlam bu nermelerin eklemler araclyla oluturabilecei olas birlikteliklerinin doruluk deerlerine hibir ekilde etki etmez. Kantn matematik nermelerin sentetik apriori olduu sav, nemli lde Bertrand Russelln, matematiksel doruluu mantksal dorulua indirgeyip, mantksal doruluun da analitik doruluk olduunu gstermesi abasyla zayflar. Dorulanabilirlik ilkesinin gerektirdii dier kavram, yani analitiklik kavram da bylece nemli lde belirginleir. Wittgensteinn daha da gelitirdii biimiyle bu kavram, Mantk Olgucularn, dorulanabilirlik ilkesini oluturmasna nemli katk salayacaktr. Kendisi Mantksal Olgucu olmamasna karn, Ludwig Wittgenstein (18891951) Tractatusta Mantksal Olgucularn arad zm sunuyordu. nk Tractatustaki savlar hem olgulara ilikin nermelerin hem de matematie ilikin nermelerin hesabn deneycilik snrlar iinde kalarak metafizie kar verebilmeyi salayacak bir deneyci yoruma akt. Wittgensteinn Bir tmceyi anlamak, o doru olduunda, neyin olduu gibi olduunu bilmektir. (4.024) sz Mantk Olgucular bylemiti! Bu bakmdan Mantk Olgucular dorulanabilirlik ilkesini Tractatusa dayandryorlard. Dorulanabilirlik ilkesi dnce olarak Mantk Olgucular arasnda u ya da bu ekilde uzun sreden beri vard. Ancak bu dncenin bir anlam lt olarak ileri srlmesi iin gerekli teknik kavramlar Wittgensteinn Tractatusu hazrlamtr. Wittgenstein, Tractatusta doruluk tablosu araclyla bileik nermelerin alabilecei olas btn doruluk deerlerini vererek yapt zmleme sonucunda nerme tr belirler. Birincisi, verilen doruluk deerlerine bal olarak doru ya da yanl olan nermeler, (contingent), ikincisi, btn doruluk deerlerinde yanl olan nermeler, (contradictions), ncs, her trl doruluk deerlerinde doru olan nermeler. Bu sonuncusunu Wittgenstein totoloji olarak adlandrr. Btn mantksal, dolaysyla matematiksel dorularn da totoloji olduun syler. Totolojiler dnyaya ilikin bir ey sylemez. Artk Kantn sentetik apriori dedii trden nermelerin stesinden gelinmi, o nermeler totolojilere indirgenerek, akln dnyaya ilikin apriori bir bilgi iermesinin dier bir deyile, metafiziin nne geilmiti. Deneyle ilgili olmadndan, yani dnyaya ilikin bir bilgi iermediinden tr, totolojilerin apriori saylmasnda bir saknca da yoktu. Dorulanabilirlik ilkesinin bir baka nemli kavramsal arac olan olgu kavram, yine Tractatustaki olgu kavramnn Mantksal Olgucu yorumundan tremitir. Hume, deneyimin temel esi olarak izlenimi almt. Wittgenstein bu temel eyi olgu olarak alr. Hem Wittgenstein hem de Hume iin, anlaml bir dilin temel birimi, deneyimin temel birimine karlk gelmeliydi. Hume iin anlamn temel birimi, bir ideaya karlk gelen terim iken, Wittgenstein iin anlamn temel birimi bir yaln (atomic) olguya karlk gelen yaln nermedir. Wittgensteinn Tractatusta gelitirdii ontoloji zellikle Mantk Olgucularn Humecu yorumuna olduka elveriliydi. Hume izlenimleri temel gereklik olarak ele alrken, Wittgenstein temel gereklii yaln olgular olarak ele alr. Wittgensteina gre Dnya

olgulara ayrlr. (1.2), Dnya olgularn toplamdr, eylerin deil.(1.1) Hume, izlenimlerin birbirlerinden ayr olduunu ileri srm, bir izlenimle baka bir izlenim arasnda zorunlu bir iliki olmadn, zorunluluk ilikisinin idealarn bantlar arasnda olduunu savunmutu. Bunu Wittgenstein Tractatusta u ekilde dile getirir: Biri olduu gibi olabilir ya da olmayabilir, btn geri kalanlar ise ayn kalabilir. (1.21) Bir ey oldu diye baka bir eyin de olmas gerektii yollu bir zorlama yoktur. Yalnzca mantksal bir zorunluluk vardr. (6.37) Hume, her yaln ideann bir baka yaln ideadan mantksal olarak ayr olduunu sylerken, Wittgenstein, deneysel bilgimizi dile getiren her yaln nermenin baka bir yaln nermeden mantksal olarak ayr olduunu syler. Hibir yaln nerme bir baka yaln nermeden elde edilemez. Hibir yaln nerme bir baka yaln nermeyle elimez. En yaln tmce, temel tmce, bir olgu balamnn varoluunu savlar. (4.21) Temel tmcenin bir gstergesi, hibir temel tmcenin onunla elime iinde bulunamamasdr.(4.211) Wittgenstein, deneysel bilgimizin, birbirlerini etkilemeyen temel nermelerden olutuunu savlar. Dnyann olgulara ayrldn dile getiren Wittgenstein, olgu balamlarn, nesnelerin (olanlarn, eylerin) bir balants olarak ele alp, olgu balamn ise, mantksal olarak olanakl bir olgu olarak grr. Wittgensteina gre, bir olgu balamna karlk gelen bir nerme anlamldr. Yine, bir olguya karlk gelen nerme dorudur. Wittgenstein, bir nerme ile o nermenin karlk geldii olgu balamnn mantksal biimlerinin ayn olduunu syler. Dolaysyla, anlaml bir nerme bir olgu balamnn mantksal resmidir. Bu bakmdan, mantksal olarak doru bir dilin iinde, szcklerin btn anlamsz birleimleri, sahte nermeler, dilin sentaks kurallarn ihlal edeceini ileri srer. Ancak, hibir doal dil bylesi bir durumu karlamaz. Bu bakmdan Mantk Olgucular, mantksal olarak doru bir dil oluturmak iin olduka aba harcadlar. Principia Mathematicada gelitirilen biimci mantn dili bu i iin biilmi kaftand. nk dorulanabilirlik ilkesinin bir yn olgularn mantksal olarak dile getirili biimiyle ilgiliydi. Wittgenstein Tractatusta bu mantksal dile getiri biiminin yapsal kurallarn aka gstermiti. Dorulanabilirlik ilkesi, bir nermenin anlaml olup olmadn, bilginin ya analitik ya da sentetik olduu geleneksel deneycilik savna dayanarak saptamay amalyordu. Wittgenstein, bilgi konusundaki geleneksel felsefe sorunlarnn mantksal zmleme ile dil sorunu olarak ele alnabilinmesinin dolaysyla anlam sorununa indirgenebilinmesinin kavramsal olanaklarn salamt. Bu olanaklara dayanarak Mantksal Olgucular tmceleri drde ayrdlar: Birincisi salt biimsel nermeler yani totolojiler ile eliik nermelerdir. Bunlar anlamldr nk bunlarn doruluk deerlerini biimlerini zmleyerek belirleyebiliriz. kincisi yaln nermelerdir. Bunlar da anlamldr. nk bunlarn doruluk deerlerini de bu nermelerin olgulara denk gelip gelmediklerini gzlemleyerek belirleyebiliriz. ncs bileik nermelerdir. Bunlar yaln nermelerin doruluk ilevidirler. Bunlarn doruluk deerleri, bunlar oluturan yaln nermelerin doruluk deerlerleri belirlenip sonra da mantksal deimezlerin tanmlarn uygulamakla elde edilir. Drdncler ise bir dizi szcn bir araya gelmesinden olumu, bilisel ierikleri olmayan sahte nermelerdir. Bunlar anlamszdr. Mantk Olgucular, yeni mantk yoluyla matematiin nermelerinin totolojiler olarak kurulabileceini gsterip, sentetik apriori nermeleri

engellemeye altlar. Matematiin nermeleri artk Kantn ileri srd gibi deneyden gelmeyen ama deneyi biimlendiren apriori bilgiler deil, doruluklar salt biimleri mantksal zmlemeyle gsterilebilir totolojilere dnt. Bu tr nermeler, olgulara ilikin herhangi bir bilgi tamayan, hep doru analitik nermelerdir. Bu nermelerin deillenmeleri, eliiklie yol aar. Buna karn, olgulara ilikin bilgi sav tayan sentetik nermeler, doru ya da yanl olabilir. Sentetik bir nermenin doruluu, bir olguya karlk gelmesine baldr. Eer sentetik bir nermeye, yani olgulara ilikin bir sav dile getiren bir nermeye, karlk gelen bir olgu varsa o nerme doru, yoksa o nerme yanltr, ama anlamsz deildir. Doa bilimlerinin nermeleri, olgulara ilikin bilgi sav tayan deneysel nermeler olarak, bu trden sentetik nermelerdir. nl dorulanabilirlik ilkesi, her ne kadar ileyii bakmndan sentetik nermelerin anlamlyla ilgili bir lt olsa da temelde bu analitik-sentetik ayrmna yaslanr. Mantk Olgucular, anlamll, analitik ile sentetik nermeler alanyla snrlayarak, hem matematiin hem de doa biliminin nermelerini kurtarp, bu iki nerme beine girmeyen btn nermeleri anlamsz ilan ettiler. Etik, estetik, teoloji, ontoloji, metafizik gibi alanlarn, yani metafiziin nermeleri ne analitik ne de sentetik olduundan, bu anlamlk snrnn dna itildi. Bu ynden ele alndnda, metafizik nermeler yalnzca anlamsz olmakla kalmyor, stelik olanaksz oluyordu. Geriye, anlaml alan olarak analitik nermeler ile doa bilimlerinin sentetik nermeleri kalyordu. Mantk Olgucularn baarmak istedii, tam da buydu! Dorulanabilirlik ilkesini aka ilk olarak Friedrich Waismann (1896 1959) ileri srm, daha sonra da Moritz Schlick (18821936), Rudolf Carnap (18911970), Otto Neurath (18821945), Hans Reichenbach (1891 1953), Carl Hempel (19051997), A. J. Ayer (19101989) gibi Mantk Olgucular tarafndan deiik biimlerde ilenmitir. Waismannn ileri srd, Schlickin de paylat biimiyle, dorulanabilirlik ilkesi, sentetik nermelerin anlamlln kat bir yolla o nermelerin dorulanabilirliklerine balyordu. Waismanna gre, bir nemeyi dile getiren kii, o nermenin hangi koullarda doru ya da yanl olacan bilmesi gerekir. Eer bunu bilmiyorsa, o kii ne sylediini de bilmiyordur. Bir nerme kesin olarak dorulanamyorsa, dorulanabilir bir nerme deildir, her hangi bir anlamdan da yoksundur. Kat dorulanabilirlik olarak bilinen bu yaklama gre, bir nermenin bilisel olarak anlaml olabilmesi iin o nermeyi kesin dorulayacak snrl sayda gzlem nermesinin olmas gerekir. Schlick, dorulama ilkesinin kat biimini sentetik nermelerin anlamlar bu nermelerin dorulanma yntemlerinde yatar szleriyle dile getirmitir. Dorulanabilirlik ilkesinin bu kat biiminin snrllklar, sorunlar hemen fark edilmitir. rnein, evrensel biimde dile getirilen bilimsel yasalarn snrl sayda gzlemle dorulanabilmesi olanakszdr. Peki, bu yasa nermeleri anlamsz mdr? Hem Waismann hem de Schlick bu sorunu kabul edip, bilimsel genellemeleri anlamsz, sahte nermeler olmaktan kurtarmann yolunu aradlar. Bilimsel genellemelerin aslnda nerme olmadklarn yalnzca bir bek gzlem nermelerinden, bir baka bek gzlem nermelerini karmamza yol gsteren kurallar olduunu ileri srerek, asl grlerini korumaya altlar. Bu da, pek geerli bir zm

deildi. Ayrca, dorulanabilirlik ilkesinin kendisi, bu ilkenin gerekliliini yerine getiriyor muydu? Dier bir deyile dorulanabilirlik ilkesinin kendisi dorulanabilir miydi? lke, ne analitiktir ne de sentetiktir, peki nedir? Gemie, gelecee ilikin nermeler ne trden nermelerdir, peki? Buna benzer sorunlar amak iin baz mantksal olgucular dorulanabilirlik ilkesini yumuatmay denediler. Rudolf Carnap (1891 1970), anlaml bir nermenin deney ile gzleme dayanarak snanabilir olmas gerektiini ileri srerek bu yumuamaya nemli bir gei yapt. Carnapn bu yaklam Mantk Olguculuun yumuayarak Mantk Deneycilie geii, bir tr Mantk Olguculuun liberallemesi adm olarak deerlendirilir. Carnapla birlikte Hans Hahn (18791934), Neurath bu liberallemeye katlmlardr. Bir takm nermeler deneyle dorudan dorulanabilir. Duyu deneyimiyle bu nermelerin doruluunu ya da yanlln belirleyebiliriz. Mantk Olgucular bu tr nermeleri protokol ya da gzlem nermeleri olarak deerlendirdiler. Mantk Olgucular arasnda hangi nermelerin bu trden saylaca konusunda ciddi anlamazlk olmutur. rnein Carnap gzlem nermelerini, deneyimlerimizi dile getiren grng nermeleriyle snrlandrmtr. Neurath ise dnyann gzlemlenebilir durumlarn dile getiren nermelerin ancak dolaysz dorulanabileceini ileri srmtr. Mantk Olgucularn ou gzlem nermelerinin dnyann gzlemlenebilir durumlarn dile getiren trden nermeler olduunu savunmutur. Carnap, Schlick ile Waismannn kesin dorulanabilirlik kavramn sorunlu grp, bu kavram yava yava artan pekitirme kavramyla deitirmeyi nerir. Pekitirilebilir nerme kavramn Carnap, gzlemlenebilir yklem anlamnda ele alr. Aslnda, bu, Mantk Olguculuun, anlamn temel biriminin nerme olduu dncesinden, Humeun anlamn temel birimini terim olarak gren anlayna geri dntr. Carnapn bu yaklamn arkasndaki neden, terimlere karlk gelen eyler varsa bir nerme gizil olarak dorulanabilir olmas dncesidir. Dolaysyla anlaml ama dorulanamayan nermeler sorunundan kurtulmu olacaz. nk dorudan deneyle dorulanamayan nermeler de vardr. zellikle dorudan deneyle gzlemlenemeyen zellikler ya da eyler ieren kuramsal terimlerin ( g, kuvvet gibi) getii nermeler iin bunu syleyebiliriz. Bu tr kuramsal terimlerin anlamn aklamak iin Mantk Olgucular bu terimleri ieren nermelerin doruluunu ya da yanlln, bu terimleri ieren nermeleri gzlem nermelerine evirerek dolayl olarak belirlemenin yollarn aradlar. Mantk Olgucular bir nermenin anlamnn, baka bir nermenin anlam araclyla akland, iki nerme arasndaki mantksal ilikiyi aklamak zorunda kaldlar. Carnap, kuramsal eylere ynletim yapan btn nermeleri gzlem nermelerine evirmeyi nerdi. Mantksal zmleme tam da bu konuda nemli olmutur. Carnap, dilin mantksal sentaks yapsna dayal salt biimsel bir zmlemeyle, hem bu evirinin yaplabileceini hem de metafizik tmcelerin anlamszlnn gsterilebileceini dnd. Mantksal Olgucular kendilerini sembolik mantkn aralaryla snrlandrdklarndan, dndkleri eviri, kuramsal nermelerin ilemlerini koruyan bir eviri deil, ayn olgusal koullar altnda doru olan nermeleri belirtmekti. Bylece, eviri de, bir kuramsal nermenin doruluu yalnzca ve yalnzca baka bir birleik gzlem

nermesinin doruluuna bal olan karlkl-koullu nermelere dntrld. Ne var ki bu da bal bana ayr bir sorun dourdu. Bu karlkl koullu nermelerin olaan d bir zellii vardr. Bir nermenin anlam ancak dier bir nermenin anlam yoluyla anlaldndan, karlkl koullu nermeler hi bir biimde deneyle dorulanamazlar dolaysyla deneyle reddedilemezler! Bylece, Carnapn, mantksal olarak zmlenebilir bir yapya oturtmaya alt gzlem nermeleri, olgulardan kopuk, salt analitik nermelere dnt. Dier bir deyile, dorulanabilirliin, yerini salt analitik zmleme almt. Carnapn kurmaya alt dnyann mantksal sentaksnda, gzlem nermeleri, gzlemlenenden bamsz, salt analitik zmleme konusuna dnerek, olgular terk etti! Kuramsal terimlerin nasl dorulanaca, Mantksal Olgucular asndan, dorulanabilirlik ilkesinin kaderini belirleyecek lde nemli saylyordu. Kuramsal terimleri dorulamaya ilikin deiik bir zm Percy Bridgman (18821962) nerdi. Bridgmann grne gre bir kuramsal terim ileri srdmzde, bu terimin kullanmnn hangi ilem (operation) yoluyla dorulayacamz ya da yanllayacamz belirterek, kuramsal terimlerin ilemsel tanmn (operational defination) yapmalyz. Bridgman, bu yolla kuramsal terimlerin, gzlemlenebilir bir ilem konusuna dnerek sorun olmaktan kacan varsayar. Ancak, Bridgmann ilemsel tanm gr, Mantksal Olgucularn gzlem terimlerine yaklamnn bir uzantsdr. Bridgman, yalnzca gerekli gzlemleri salayacak ilemi ekler. Dolaysyla, kuramsal terimlerle ilgili sorun srmeye devam eder. Bir sre sonra kuramsal terimlerin, gzlem terimlerine dntrlmesi gerektii yaklamnn ar olduu anlald. Her eyden nce kuramsal terimlerle deney arasnda birden ok iliki kurmak olanakldr. Bu genellikle farkl gzlem ltlerinin olanakl olduu lm terimleri iin dorudur. Bilim adamlar bu lmlerden herhangi birini tanm olarak tanmak yerine onlar alternatif ltler olarak deerlendirirler. Eer pek ok lm ortak bir lm destekliyorsa baz lmler saylmayabilir. Kuramsal terimleri gzlem terimlerine dntrrken bir tek tanm olacak diye srar edersek bilim adamlarnn bu tutumu anlalmaz. Dier bir sorun, bir dizi kuramsal terim, rnein zlebilir gibi durumsal (dispositional) terimlerin, gzlem terimlerine dntrlememesidir. Bir nesnenin zlebilir olma zellii nesne suya konulmadan, nesnenin gzlemlenebilir zellikleriyle dorudan ilikilendirilemez. Pek ok nesne suya konulmayacaktr. Daha da nemlisi, durumsal terimler koullu nermelere dntrlemezler. Bunun nedeni aktr. Sembolik mantkta Eer P ise, Q. biimindeki bir nermede, eer ncl yanl ise, nerme doru olur! Dier bir deile, suya koyulmayan bir nesne, mantksal olarak zlebilir olur! Bu tr terimlerin anlamn zebilmek iin Carnap, zlebilir trnden durumsal terimlerin, indirgeme nermelerine dntrlmesini nermitir. Eer x suya konursa, x zlr yalnzca ve yalnzca x zlebilirse. Bu tr bir indirgeme nermesi sz konusu sorunun stesinden geliyor grnmtr. nk bylesi bir indirgeme, hi suya konmam bir eyin zlebilir olduundan sz etmiyor. Snama koullarnn incelenmedii durumlarda kuramsal nermelerin doruluunu belirleyemeyeceimiz sonucuna gtrr. Ancak, indirgeme nermeleri, bir kavramn yalnzca belirli bir snama koulu altndaki durumunu dile getirir, kavramn genel bir

tanmn deil. Dier bir deyile, bir kuramsal kavramn, btnyle gzlem terimlerine indirgenmesi baarsz kalr. Dolaysyla da, ierisinde kuramsal kavram geen bir nermenin anlam, dorulanabilirlik ilkesinin gereini yerine getiremez. Ne yazk ki bu da Mantksal Olgucularn balangta ki isteklerinin gerekletirilemedii anlamna gelir. Dorulanabilirlik ilkesi zerine olduka kafa yormu bir baka Mantksal Olgucu A. J. Ayerdir (19101989). Ayer de, dorulanabilirlik ilkesinin, ilk kat yorumunu sorunlu grm gl dorulanabilirlik ile zayf dorulanabilirlik ilkesi arasnda ayrm yapmtr. Ayerin ayrmna gre gl dorulanabilirlik ilkesi, eer bir nerme deneyimle kesin olarak dorulanamyorsa o nermenin anlamsz olduunu dile getirir. Zayf dorulanabilirlik ilkesi ise, bir nermenin doruluunun ya da yanllnn belirlenmesi iin belirli bir gzlemin uygunluunu belirtir. Evrensel nermelerin, gemi ile gelecee ilikin nermelerin, anlamsz olacan kabul etmez. Ayer, Carnapn zayf dorulanabilirlik ilkesinin metafizik nermeleri elemek iin yeterli olduu dncesini paylar. Ayerin asl abas, dorulanabilirlik ilkesini epistemolojik bir konuma dntrmektir. Dolaysz, dorudan, aka dorulanabilen nermeler ile dorudan, aka dorulanamasalar bile ilkece dorulanabilir nermeler arasnda ayrm yapar. rnein, Antalya deniz kysndadr. nermesi klgsal olarak aka dorulanabilir bir nermedir, dolaysyla da anlamldr. Buna karn, Dnyann zeinde cva vardr. nermesi, aka, klgsal olarak dorulanabilir bir nerme deildir, ama anlamsz da deildir. Bu tr nermeler her ne kadar klgsal olarak, aka dorulanamasalar da ilkece dorulanabilir niteliktedirler. nk kuramsal olarak, en azndan, bu tr nermelere ilikin gzlem yapm olsaydk, hangi gzlemlerin bu nermeyi doru ya da yanl klacan bilirdik. Dolaysyla bu tr nermeler dorulanabilirlik ltne gre anlamldr. Ayer ilkece dorulanabilirlik yaklamyla, Schlickin, kat dorulanabilirlik anlayn yumuatp, genileterek, bir nermenin anlaml olmas iin, kuramsal olarak dorulanabilir olmasn yeterli sayar. Ayer, gemie ilikin nermeler ile genel, yasa tr nermelerin anlamll sorunun stesinden gelmek iin de gl dorulanabilirlik ile zayf dorulanabilirlik arasnda ayrmn kullanr. Eer deneyim bir nermenin doruluunu kesin klmyor da yalnzca olas klyorsa bu nerme zayf dorulanabilir bir nermedir. Dier bir deyile, bir nermenin doruluuna ya da yanllna ilikin baz gzlemlerin, deneylerin yaplabilmesi o nermeyi anlaml klar. Schlick, yasa tr nermeleri, bilim adamna yol gsteren ynergeler, davran kurallar olarak deerlendirip, bu nermeleri dorulanabilirlik ilkesi bakmndan skntdan kurtarmaya almt. Ancak Ayer, bu tr yasa nermelerin her ne kadar dorulanabilirlik ilkesini yerine getirmeseler de, nerme olarak ele alnmas gerektiini dnr. Benzer biim de, gemie ilikin nermeler de kesin olarak dorulanamazlar. Dolaysyla, Ayer, yasa tr nermeler ile gemie ilikin nermelerin, kantlar ne kadar gl olursa olsun, doruluklarnn hibir zaman yksek bir olasl geemeyeceini belirtir. Dorulanabilirlii zayf anlamda ele aldmzda bu tr nermelerin anlamllna ilikin sorunlarn ortadan kalkacan dnr. Bu bakmdan Ayer, Carnapn bir nermenin anlaml olmas, o nermenin dorulanabilme olanadr, liberal yaklamna katlr. Ayer, dorulanabilirlik ilkesini, bir nermenin anlaml saylmas iin

olgusal ieriinin olmasnn yeterli olmas anlamnda genileterek, bu ilkeye epistemolojik bir nitelik kazandrmaya alr. Bu anlamyla, dorulanabilirlik ilkesi, salt olgusal ierii olan nermelerin bilgi tadn dile getirir. Olgusal ierikten yoksun olduklar iin metafizik nermeler anlamsz, dolaysyla bilgi tamayacandan epistemolojinin konusu dna itilecektir. Dorulanabilirlik ilkesi bu yumuak anlamda, yasa tr nermeleri, gemie ilikin nermeleri kapsayp ayn zamanda da metafizik nermeleri eleyerek Mantk Olguculuun ruhuna uygun decekti. Mantk Olgucular, dorulanabilirlik ilkesiyle, yalnzca doa bilimlerinin nermelerini deil, tarih, toplumbilim gibi alanlarn olgusal ierikli nermelerini de anlaml sayarak, bu alanlara bilimsel olmalarnn yasal yolunu gsterdiler. Mantk Olguculara gre, toplumbilmlerinde, davran bilimlerinde anlam bakmndan pek ok bulanklk, belirsizlik, karklk vardr. Politika, din gibi alanlarda dilin ak kullanlmamasndan tr bu anlam bulankl, belirsizlii, karkl daha da youndur. Eer dilin kat anlam kurallar uygulanmaz ise bu karklktan kanlmaz olarak, srekli anlamsz nermeler treyecektir. nk dorulanabilirlik ilkesine gre, bir nermenin anlamszl, o nermenin yanlln deil, anlalmazln gsterir. Dolaysyla, bu sorunun giderilmesi, anlaml sylemi belirleyen ilkelere uymay, kendimizi dilin anlaml kullanm biimine srlamamz gerektirir. Bunun yan sra, Mantk Olguculara gre, dilin yanl ya da doru nermeler retmenin dnda da ilevi vardr. rnein, roman, yk, iir gibi eyler duygulanm yaratr, esinleyici olurlar. Ancak bilim, doruluklarla ilgilendiinden, bilimin, ak anlamllk ilkeleriyle snrl olmas gerektiini, dolaysyla, toplumbilim, davranbilim, politika gibi alanlarn bilimsel olmalarnn yolunun da ak anlamllk ilkelerine bal bir dil kullanmalarndan getiini savundular. Dier bir deyile Mantk Olgucular, dorulanabilirlik ilkesini yalnzca doa bilimlerinin diline zg bir anlamllk lt olarak deil, bilimselliin genel lt olarak sundular. Dorulanabilirlik ilkesiyle ilgili eletirilerin nemli bir blm Mantk Olgucularn kendi i sorunlar olmutur. Bunun yan sra, K. Poppern (1902-1994), dorulamacla kar yanllamacl savunmas ile W. V. O. Quinen (1908-2000), analitik-sentetik ayrmn eletirisi, anlmas gereken iki nemli eletiridir. Bu iki eletiri, her ne kadar temelde birbirinden ayr nitelikte olsa da, dorulanabilirlik ilkesini dorudan ilgilendirmektedir. Popper, bilimsel olanla, bilimsel olmayan ayrt etmenin lt olarak, dorulanabilirlik ilkesinin yerine, yanllanabilirlik ilkesini nermitir. Poppern temel sav, kktenci bir deneyci dorulamann olanaksz olduu yolundadr. Hibir olgusal nermeyi, tmel bir bilgiye ulaacak biimde dorulayamayacamz ileri srer. rnein, Btn kuular beyazdr. nermesinin dorulanmasnda, asla olas btn gzlemi tketecek biimde bir sonuca ulalamaz. Kald ki, bu nermenin mantksal zmlenmesi de bal bana ayr bir sorun dourur. Mantksal olarak bu nerme, P ise Qdur. (Bir ey kuu ise, beyazdr.) biiminde dile getirilir. Ancak, mantksal yorumlama asndan, bu nereme, yalnzca beyaz kuu gzlemlediimde deil, kuu olmayan bir ey gzlemlediimde de doru olacaktr! Buna karn, Poppera gre, bu nermenin yanllanmas iin olas tek bir gzlem yeterlidir. Hele, bilimin daha st dzey bilimsel kuramlarna geldiimizde, dorudan gzlemlenemeyen, karmak kuramsal nesnelerle karlarz ki, bunlar gzlemlenebilir olmaktan gittike

uzaklaarak, dorulanabilirlik anlam ilkesini ie yaramaz klarlar. Hem bir analitiki hem de kat bir deneyci olan Quinen, hem analitiksentetik ayrmna hem de indirgenebilirlik kavramna saldrs, dorulanabilirlik ilkesinin, zerine kurulduu temeli sarsmtr. Quine, analitik-sentetik ayrmnn, tutarl bir deneycilik iin doma olduunu dnr. Bir nermeyi neyin analitik yaptn tanmlamaya alan her giriimin, kanlmaz olarak dngsellie deceini ileri srerek, analitiklik kavramnn belirsizliine dikkat eker. Dolaysyla, salt anlamndan tr doruluk ile salt olgulara bal doruluk ayrmnn yaplamayacan belirtir. Dorulanabilirlik ilkesine gre her nermenin anlam, o nermenin kendisiyle snrl olduundan o nermenin doruluu ya da yanll da, yine o nermeyle snrldr. Quine, bu indirgenebilirlik anlaynn yanl olduunu tartr. Bir nermenin anlamnn, dier btn nermelerden bamsz, yaltk bir biimde anlalamayacan, dolaysyla da o nermenin doruluunun ya da yanllnn dier nermelerden bamsz, yaltk olarak belirlenemeyeceini savunmutur. A. J. AYER. The Principle of Verifiability, Mind, Vol. 45, 1936; A. J. AYER. Language, Truth and Logic, London, 1936; A. J. AYER. Logical Positivism, The Free Press, 1959; R. CARNAP. Meaning and Necessity, Chicago, 1947; R. CARNAP. Testability and Meaning, Philosophy of Science, N. 3, 419-71, 1936; N. 4, 1-10, 1937; R. CARNAP. Philosophy and logical Syntax, Kegan Paul, London, 1935; R. CARNAP. Logical Syntax of Language, Kegan Paul, London, 1937; D. HUME. Treatise of Human Nature, 1739-40; D. HUME. Enquiry Concerning Human Understanding, 1748; W. O. QUINE. Two Dogmas of Empiricism, From a Logical Point of View, Cambridge, Mass: Harvard University Press, 1956; K. POPPER. The Logic of Scientific Discovery, London: Hutchinson, 1959;.K. POPPER. Conjectures and Refutations: The Growth of Scientific Knowledge, Harper Torchbooks, 1963; H. REICHENBACH. The Verifiability Theory of Meaning, Proceedings of the American Academy of Arts and Sciences, Vol. 80, 1951; B. RUSSELL. On Verification, PAS, Vol. 38, 1937-1938; M. SCHLICK. Meaning and Verification, The Philosophical Review. V. 45, N.4, 33969, 1936; M. SCHLICK. Positivism and Realism, Logical Positivism, Ed. A.J. Ayer, The Free Pres, 1959; F. WAISMANN. Verifiability, PAS, Supp. Vol. 19, 119-150, 1945; L. WITTGENSTEIN. Tractatus Logico-Philosophicu,. ev. O. Aruoba, BFS Yay., 1937. Hasan ASLAN

You might also like