You are on page 1of 150

ARZU OZTORKMEN 1965 yilmda Beyrut'da dogdu, Ona ogtenirnini Notre Dame de Sion'da, yuksek 6~mini Bogati~ Universitesi'nde

ramamladi. 1991 yihnda, Indiana Universitesi Folklor Ensrirusu'nden Turhiye'de Halh Oyunlan Hareketi konulu tezlyle master derecesini, 1993 yihnda da Pennsylvania Oniversitesi Folklor 801umu'nden Turkiye'de folhlor ve Mi1/iyd(ilik baslikh teziyle doktorasiru aldi. 1994}'tlmdan bu yana ~Q Oniversitesi Tarih Bolumunde ogretirn uyesi olup, GOsteri Sanatlan Tarihi, SOzIo.Tanh, Tarih ve Antropoloji, Cumhuriyet D6neminde Kultllr ve Halk Edebiyau derslerini vermektedir; Yerli vc yabanci dergilerde Turkiye'de folklor arasurmalan, Halkevleri, mUli bayrarnlar ve dans tarihine iliskin cesitli makaleleri ve kitap kritikleri yayimlanrrusnr,

Turkiye'de Folklor ve Milliyetc;ilik

ARZU 6ZTURKMEN

Iletisirn Yaymlan 449 • Arastirma lncelerne Dizisi 69 ISBN 975~70-223-3 © 1998 lletisrrn Yayincrhk A. S. 1. BASKI 1998, Istanbul 2. BASKI 2006, Istanbul (500 adet)
KAPAK

KAPAK flUv11

Omit Kivanc Mat Yapirn UYGUZAMA Suat Aysu

DOZELTI Sait Kizihrtnak

BASKI ve CtLT Sena Of set

Iletisim Yaymlan
Binbirdirek Meydam Sokak lleusim Han No.7 eagaloglu 34122 Istanbul Tel: 212.5162260-61-62· Faks: 212.516 1258 e-mail: iletisim@ilelisim.com.tT·web:wwwiletisim.com.tr

Sevgili Anneme, "Kendimize Air Odalar" kin

Halkevlerinde Folklor Faaliyetleri ve Halkevi Dergilerinde Folklora Dair Yazr ve Haberl~r

,..,

".,.116

ONSOZ

FOLKLORU MtLLlYET(:lLlKTEN AYRISTIRMA <;:ABASI: 'PERTEV NAIll Bo,RATAV VAKASL , Boratav Davasmm Tarihsel Arkaplarn Pertev Naili Boratav'm Davasma Dogru
Pertev N at.[. Boratav 'in Mudalaast J In

139 " " ' " 142 147 151 159 167 179 193 '"'' .195

" " " "."


.

"501 Ternayullu Profesorler" Davasmm Gelisi mi Tarnkl ann Bora ta v'la Iliskileri .. Boratav'm "Millet" ve "Milliyet" Ozerine Gorusleri 1950'LER TORKIYE'SlNDE

.. ,

FOLI<LOR <;:ALlSMALARI . .."


Merkezilesrnesi

Ozel ve Devlet Destekli Kurumlarda Gelisen Soalu Kultur Arasnrmalaru,., Halk Oyunlan Kurum la n
L

".....

" " .. ..

..

..~ ....199 ...205

1960'larda Fclklor Aktivitelerirrin Milli Polklor Enstitusunun

Kurulmasi., .."

....................... 209 ..214 223 224

TRT'nin Folklora Yonelik Cahsmalari HALK OYUNLARININ MILLlLE$ME5L ..

........... " "

Osmanh Donerninden Cumhuriyete Gecis Surecinde "Milli Raks" "'''''''' Milli Bir Rituel Olarak Halk Oyunlan ..""'''' ' Yerel Derlemeler ve Halk Oyunlarimn Sehirlerde Yaygmlasmasi "
"Milli" Bir Halk Oyunlan Repertuartrun

Bu kitap, 1993 yilmda Pennsylvania Universitesi, Folklor Bolurnu'nde doktora tezi olarak hazlrladlglm "Folklore and Nationalism in Turkey" adh cahsmamin geni$letilmi$ bir seklidir. Arasurmama ba$ladl~m 1992 Ylhndan) tezin kitaba donu$mesine kadarki sure~te bana yardrmci clan bir dizi ki$i ve kururna bu Irrsatla te$ekkurlerimi ile.tmek istiyorum. Her seyden once, Indiana ve Pennsylvania Oniversiteleri'ndeki hocalanm Roger Abrahams, Richard Bauman, Dan Ben-Amos, Hassan EI-Shamy, Henry Glassie, Kenneth Goldstein, John MCDowell, Margaret Mills, Anya P Royce, Robert Saint-George, Beverly Stoeltje ve 'Don Yoder, ogretileriyle, folklorun "rurlu inceliklerine" vakif olrnarm sagladilar, Yillardir, Ortadogu kulturunn-, labirentlerinde buyuk bir ustahkla dolasmayi kendilerine siar edinmis Dan BenAmos, Henry Glassie ve Margaret Mills'in ozellikle bu cahsmama grden yolda maddi ve rnanevi destekleri buyukrur, Bogazici Dniversitesi'nden Profesor Zafer Toprak, tez arastirmam sirasmdi, beni cesaretlendirerek, Halkevi dergilerine
9

" " "

"__"" "

231 241
254

Olusmasi """"

Sehirlerde Halk Oyunlan Oynama Geleneginden Ctkan Yeni Bir Kulrurel Form: "Folklor Oynarnak" TURKIYE'DE FOLKLOR ARASTIRMALARIIC;:lN VENt BlR G ONDEME DOC RU . Kaynakca Dizin.i., . .. , ._,.... . . ........ " . "

263

..... 71 2 275 .293

lC;tNDEld.LER

ONSOZ ....".." "" GIRI5··,··,·,,·,


"., ..,.,_

, ,......" '..... ......, """.."..... "


_".,.",.".,." ",.".,"""'-

",

"

,"_.., ".,

,9

.." ,,'

, ,' '" " ,,' '

, , _,,_15 _, ,,19

SON DONEM OSMANLl AYDINLARlNIN FOLKLOR HAKKINDAKI DDSDNCELERI ,.., "" ..', " ' Folklora Dair Uk Yazilar " ." " "" "
..,

",...........,,22 , _ ... , ' " ,.3 7

Son Donern Osmanh Aydinlarirnn Folklora Yaklasrmlarmm Bir Degerlendirtlmest ".......

FOLKLORUN KURUMSALLASMASl: OSMANLI TURK<;OLOCONDEN CUMHURIYETIN KOLTOR KURUMLARINA GE<;lS " .. .. ".." Turk Dernegi, Gene Kalemler, Turk Yurdu Cemiyeti. Turk Ocaklan ....." ..,..,,,,.,.. . Turk Halk Bilgisi Dernegi Turk Dil Kurumu .. "
Koy Enstituleri ..

,.., , ",.._ " " " ' "_


,",

" ..41 ..44 ,, ,..53


,..,.,,64 "_,,......... 65

....,.." " '" ."

".., "

"" "
,,_

,' '''
'"

,,,,, ..46

HALKEVLERt VE FOLKLORUN

MILLlLESMESL

, ,,,
"

,,_.,,

69
,,' ,,71

Halkevlerinin Kurulus Sureci ve Yaprianmast.. ,,, ...., . Gelisrne Donernlerinde Halkevleri: Cogalan ve Farkhlasan Subeler lcir, Ywi Bir Yapilanma ..,.." ''' Halkevlerinin Kapaulmast.. ... .... ...... "", Millilesme Surecinin Araclari Olarak Halkevleri ........ , " "." _

"." """ 84
"", , ",90

"""

92

ve daha pek cok kaynaga ulasrnarnda rehber olrnu stu r. Keridisi ne, diger hocalanma, ve kitabrn Ile tisirn Yaymlari'ndan cikrnasi hususunda yoi gosteren sevgili Sirin Tekeli ve Sevket Pamuk'a bir kez daha tesekkur etmek isterim. Ilko kuldan baslayarak , lise ve universite yrllarmi bir "halk danslan kariyerine" cevirirken, bu deneyimlerirnin ileride degme saha arastirmasrndan daha kiyrnetli gozlemler olarak hahzamda yeT edinecegini dusunemezdim. Notre Dame de Sion'un "Folklor Emektan" sevgili Ayten Ozlu'ye, emekli oldugu bu yilda ozellikle tesekkur ederirn. La Rochelle ve Saujon civarmdaki Iestivallere yapnglmlz rnacerah yolculuklanmlzm, folklor dernekleri analizime onemli katk i st o l rrrus rur. Bo gaz i c i Universitesi Fo lk lo r Ku lu bu (BUFK) deneyirni ise, milli egitim kurumlan iciride "icine dogdugumuz" halk oyunlanna, aruk 20'li yaslara geldigimiz bir donemde, elestirel bir yaklasrm geli$tirmemizi sagladi, Tarzr, gelenegi ve zaman zaman da "genclik devrimleriyle" BUFK, her birimize "Biz burada ne yapiyoruz" sorusunu 0 kadar sik sordurdu ki, sonunda bazrlarirrnz careyi bu ve benzeri k~nularda doktora yapmakta bulduk. Dans anrropolojisi ve koreografhgma giri~mem, biraz do. bu sorularm sesiyle olmustur, Dokto ra ogrencisi o larak Amerika'da bulu ndugu m donernde, bir gun, bir toplantida yanrma biri oturdu , folklor do ktor asi yaptigirm ogrendi, ve bana "Beriirn dedem de Iolklorcudur" dedi. "Kim?" diye sordugumda, bu "dede'tnin Pertev Naili Boratav oldugunu ogrendiml Boratav ailesmin "Ienci'' kanadmdan gelen sevgili Olus Boratav'i, Pertev NaHi Boratav'a u lasrna mdakj samirni gayreti icin burada anmak isterirn. Tamsrnarruzdan once ve sonra, Perley Naili Boratav'm Turkiye folkloruna yakla$lml, her zaman ve her mekanda en ternel rehberirn oldu. Kendisine ve esi Hayrunnisa Boratav'a, arasurrnam sirasindaki ilgi ve misafirperver10

likleri ve ozel belge1erini emanet etrne guvenleri icin tekrar resekkur ederim. DTCF olaylan srrasmda mahkemeye sunulan savunrna metnini kendi ofisin de gormeme rnusade eden ve yine bu konuya ihskin bir soylesinin kayitlarina ulasmarm saglayan Profesor Korkut Boratav'a da aynca rnutesekkinm. Arasnrmarn boyunca bircok folklorcuyla tarnsma Irrsanm buldum. Arikara'da birkac kez beni kabul eden, ve uz un sohbetleriyle 1930'lardan 1970'lere kadar olan donem hakkmda kiyrnetli hanralarim aktaran Serif Baykurt bu Iolklorcular arasmda ozellikle tesekkur etmek istedigim ilk kisidir, Ankara Universitesi'nden Profesor Nevzat Gozaydm, ODTU'den Profesor Seyfi Karabas ve Istanbul Teknik Universitesi'nden Saym Fikret Degerli bana zarnan aylrma inceligini gostererek, Turkiye'deki akademik foIklor deneyimlerini benimle paylas nlar. Ankara, Istanbul ve Izrn ir'de., basta folklor camiasmm emektar sanatcisi Musa Uzunkaya olrnak uzere, aralarmda Cengiz Aydin, Okray Cengizay, Ismail (.clik, Suat Ince , Ismail Ozboyaci ve Sabin Unarm da bulundugu pek cok cahsrmci ile gorusme Iirsanm buldum. Halk oyunlanmn 1950 sorirasi gelisimi hakkmdaki pek cok 50ruma bu soylesiler acikhk getirmistir, Milliyet gazetesinden Uzrnan Saghk'la halk oyunlan yansrnalan hakkmda yapnglffilZ gorusme, arasnrmarmn en ilginc soylesilerinden birine de vesile oldu. Anrep yoresinin tanmrms cahstrncist Ali Cavaz'la yapngrrmz sohbet esnasmda Halkevleri'rrin halk oyunlanna yaklasuruna dair pek cok sey 6grendim. Semah gelenegi He ilgili bilgi birikimirni ise, Alevi semahlanm "halk oyunlan" kategorisi icinde ilk kez BUFK catisi altmdo. tam tan ve ogre ten sevgili Durrnus Genc'e borcluyurn, Her birine o.y1"1 ayn tesekkurlerirni sunanm. Arkadaslanrn Sener ve Rezzan Gunay ile Bulent ve Belma Kurtisoglu, halk oyunlan carniasi hakkmdaki bilgilerini be11

nimle paylasarak ozellikle yan$ma kulislerinde bana rehberlik ettiler, Arastirmamm Kirklareli ayagmda beni misafir eden Sener Gunay aracihgiyla tarudigim TFK (Turk Folklor Kururnu) camiasi, zamanla gorsel malzeme bakimmdan en zengin verileri topladigim mekan olrnustur, TFK'mn cahskan yorietici, cahstmci ve oyuneulanna sonsuz tesekkurler. Halk oyunlanna dair gorse! malzeme o larak bugun hala kullandigrm pek cok fotografi ozgun yaklasirmyla arkadasim Laleper Aytek goruntulemi~.tir. Fuad Do manic, film cekmenin bu kadar kolay olrnadigt gunlerde, sade bir "arkadas hanrma" bir tatil sabahi, hala dans analizlerimde gonderme yaptlglm bir malzernenin don saar suren cekimlerini yaprmsnr. Her ikisine de ayn ayn tesekkur etmek isterim.

Dans konusundaki analizlerimde lCTM (International Council of Traditional Music) causi al n n da rarustrgrm bircok dans antropologunun etkisi oldu. Etnokoreoloji cahsma grubu uyelerinden Adrienne Kaeppler, Anca Giurchescu, Irena Loutzaki, Egil Bakka ve Mats Nilsson ile bir yaz ritueli haline getirdigimiz cahsmalar sirasmda yapug1m mukayeseli tarnsmalarm Turktye'deki halk oyunlan hareketinin dmamiklerini c;ozumlememde buyuk katkisrrn gordum. Oz elli kle Adrienne Kaeppl er'iri, cahs rnarnm halk oyunlan b61umune dair yapngl yorumlann, bircok dusuncerni forrnule etrnede etkisi oldu. Arastrrrnam sirasmda, iki degerli kultur tarihcisi, urnulmadik kaynaklara ulasmarm sagladi. Bunlardan ilkini bulmam icin Paris'e kadar gitmem gerekiyormu~. Turk OcakIan ve Halkevleri konusunda bilgisine damsugrm Francois Georgeon'un onerisiyle ulasngim sevgili Fusun Dstel, yanm saatlik bir tam~akltkla, bu kitapta ve derslerirnde hala kullandigim bir dizi kaynagi buyuk bir cornertlikle bana sundu, lkinci kisrye ise, bir gun bir kitapcida birinci hamur ka12

glda basilrms bir masal kitabmm pesine duserek ulasnrn. Bu kitabi "Bakanhklanrmzdan" biri basrnadiysa kim basmis olabilir diyerek, sevgili PANDORA'cliann da yardrmlanyla, israrh bir takip sonueu iz ini surdugum Gundag Kayaoglu'nu, so nunda isyerlerinden birinde yakaladrm. Kendisinin sadece yaymcihkla kalmayip, bir de folklor konusunda Turkiye'de esine az rastlamr bir ihtisas kutuphanesi olusturdugunu gordum. Gundag Bey, bu kutuphanede serbestce dolasmama izin verdi, akltma gelmeyen birco k kaynaga dikkatirni cekri, ayrica, Turkiye Milli Talebe Federasyonu'na dair birinci el bir dizi dokumana ulasmarm sagladi. Hem Fusun Ostel'e hem de Gundag Kayaoglu'na bu cahsmam sirasmda gosterdikleri ilgi ve ornek yardimlasmadan dolayi tesekkur etmek isterirn, Arasurma surecinde bircok kutuphane ve arsiv gorevlisiniri de yardimlanm gordurn; her birini, en azmdan kururn olarak burada anrnak isterirn.. Bunlar, Ankara'da Milli Kutup hane; Istanbul'da Bogaz ici Uriiversitesi Kutuphanesi. Ataturk Kitaphgi ve Beyaz it Devle t Kutuphanesi; Paris'te Universite de Paris-X'e bagh Laboratoire d'ethnologie et de sociologie comparative; ve Amerika'da Library of Congress, Pennsylvania Universitesi'ndeki Van-Pelt Library ve Columbia Universitesi'ndeki Butler Library'dir, Bu kurumlarm yanmda, Halk Kulturlerini Arasnrma ve Gelistirrne Genel Mudurlugu, erken Cumhuriyet donemi folklor arasttrrnalanna dair pek cok belgeyi bu labi ldigim bir mekan oldu. Arasurmalanrn srrasmda ilgi ve yardimlanru g6rdo..gum Daire eski Baskarn Kamil Toygar'a, Zurnrut Nahya, Ahmet Cakir ve Mehmet Ocal'a tesekkurlerirni sunanm. Halkevi dergileri, talimatnarneleri, nizarnnameleri ve Pertev Naili Boratav'm Mudafaa'sl gibi birinci el rnetinlerdeki kendi donernlerinin cumle dusuklukleri ve imla hatalarma dil anlayismi belgelemeleri acismdan rnudahale edtlmedigi13

ni de belirtrnek isterim. 1994 yihndan bu yana, ozellikle tezi "tezlikten" cikanp "kitaplasnrrnaya" cahsngun donernde Bogazi<;i Universitesi cephesinden buyuk destek gordum. Her seyden once, neseli oldugu kadar verimli bir cahsma ortarm yaratarak, bu kitabm hazrrlanmasmdaki en oriernli alryapryi saglayan, basta Profesor Selcuk Esenbel olmak uzere, Bogazic;i Universitesi Tarih Bolumu'nun tum ogretim uyelerine, arastirma gorevlileri ve ogrencilerine, ve hepirnize okul ici hayati kolaylasnran bo lum sekreteri Oya Arikan'a tesekkur etmek isterim. Milhyetcilige, Cumhuriyet kulturune, ve daha pek cok konuya dair turlu anektodlan paylasmayi zevk bildigim sevgili Nukhet Sirman, henuz yertsiz yurtsuz bir arasnrmaci 010.rak ortahkta dolasngim gunlerde kutuphane odasmm anahtarim benimle paylasrna comertligini gosterdi. Almtiladigun pek co k Halkevi dergisini dort ay boyunca 0 odada okudum. Ay;;e Nihal'in dogumundan sonra isler yavaslayacagma hizlandi. Bunda iki tath "anne"nin, Neriman Malkoc Ozturkrnen ve Ulku Yilmaz'in, ve bu "cok enteresan" bulduklari cahsmama dair turlu sorulartyla beni zarnan zaman S1kistiran sevgili Ay::;e,Ahu, Baki, ve. Ayda'nm desteklerinin buyuk rolu var. Hakan'm tath tesellileri, ve onlarm gundeIik hayau can sikicihktan kurtaran turlu maceralari arasmda, bana dusen de "gayret edip," uc yilhk bir aradan sonra, bu kitabi tamamlarnak oIdu. Istanbul, 1997

GiRlS

Dunyarun en merahlt Jolkloru Hinde bulunur. Selim


SlITl

Turk

Tarcan, 1922

Bogazici Universitesi Folklor Kulubunun yetrnisli ve seksenli yillarim tantyanlar bilirler. "Fo lklor oynarnak" icin kulube gelenlere soylenen sudur: "Folklor Oynanmaz!" Zira, "Iolklor," halk oyunlan sozcuguyle esanlamh degildir, "daha ciddi" bir istir, Terimin anlarnsal celiskisi dusunulecek olursa, bu belki de, ve bir yere kadar, dogrudur, "Folklor oynanrnaz," arna belki de "folklorla oynamr." Bu kitap, esasen tam da bunun hikayesidir. Son doriem Osmanh ente llektuellerinin penceresinden tarustigumz folklorla bir yuzyila yakin bir suredir oynaytp duruyoruz. Admi koymarmz bile pek kolay olmuyor, Onceleri halkiyat dedik, ilm-ul halk dedik, halk bilgisi diye derriegini kurduk, folklor dedik, halk bilimi dedik, kirnilerimiz adrna milli kultur dedi, kimilerimiz halk kulturu; uzun bir sure. "otantik mi degil mi" diye tartisnk, "dinamik" ve "statik' diye sifatlar taktik; cogu zarnan da oldugu haliyIe degil' de "donusturerek" tuketmek istedik, Asl ma bakilacak olursa, Turkiye mi llilesme surecinde "Iolklorla oynayan" tek ulke degil, Her seyden once, Iolklo15

14

fun baglIDSlz bir disiplin olarak ortaya ~lkl.~l milli-devlet kavrarmndan baglmslz degil. Degisik ulkelerin fclklor tarih~elerinin de' gosterdigi gibi, c;ogu kez 19. yuzYllsonunda yeniden sekillenen dunya rejimlerinin resrni soylem kurgulamalannda ba~vurduklan ilk kaynak ~ogu zaman folklor olrnus.' Folklora, ozgun bir arastrrrna alam olarak ilk dikkati ceken Alman dusu nuru Johann Gottfried Herder'in millet ve kultur arasmda kurdugu iliski belki de en erken orneklerden biri olarak g6'steiilebilir. Fin milliyetciligi ve Kalavela destam arasrridaki iliski de aym turd en bir ikinci orrie ktir. Osmanlt entellektuellerinin gundemine biraz da bu kanalla girmis clan Iolklor kavrarm ve terimi Cumhuriyetin kurulusuyla birlikte hrzla benimseniyor ve po puler soylernin bir parcasi oluyor. Turkiye'de folklorun tarihcesi bugune kadar ya folklora kucak acan kurumlanyla ya da Cumhuriyet doneminde yer lesiklik kazanan tu rler baglarrunda incelenegelmi~.2 Bu c;ah..$malar,bir bagimsiz arasnrrna alam olarak Iolklorun kendi geli$imi uzerine dusunme cabalan olarak bugun

1 Bkz. Bronner, Simon J. 1986. American Folklore Studies. University Press of Kansas; Dorson, Richard. 1968. The British Folklorists: A History. Chicago: The University of Chicago Press; Herzfeld, Michael. 1982. OUTS Once More: FoHdore, Ideology, and the Malling of Modern Greece. Austin: University of Texas Press; Howell, Dana Prescott. 1992. The Development of Soviet Folkloristics. New York: Garland Publishing Co.; Uxfeld, Hannjost. 1994. Fo!lllore and Fascism: the Reich Institu.te Jor German Volkskunde. Bloomington: Indiana University Press; Wilson, William A. 1976. Folklore and Nationalism in Modern Finland. Bloomington: Indiana University Press; Zumwalt, Rosemary Levy. 1988. American Folklore Scholarship: A Dialogue of Dissent. Bloomington and Indianapolis: lndiana University Press. 2 Bkz. Baykurt, Serif. 1976. Turkiye'dc Foll/lor. Ankara: Kalite Matbaasl; Boratav, Pertev Naill. 1942. Hal k Edebiyall Denleri. Ankara: Dil ve Tanh-Cogralya Fakultesi Turk Dili ve Edebiyan Ensrnusu Nesriyan No.4; Ornek, Sedat Veyis. 1977. Turk Halkbi!imi. Ankara: Turkiye 1s Bankasi Kulrur Yaytnlan; DlkUt.a~tr, M. $akir. 1973. CumhuTiyet'Je Bir!iktc Turhiyc'de Folklor ve Etnograjya Cah~ma· Ian. Ankara: Basbakanlik Kultur l\lhi.ste~arhgl. 16

kuskusuz buyuk bir degere sahip, Bu kitabm izledigi kurumsallasma tarihi de az cck bugune kadar ortaya konulan c;:izgiuzerinde hareket ediyor. Ne var ki, daha onceki folklor tarihcelerinden farkh olarak iki noktayi ozellikle vurgulamak istiyor. Bunlardan ilki, folklorun "kurumsallasma" surecinin "millilesrne" sureciyle olan iliskisini ortaya koy. mak. Digeriyse bu surec icmde nasil bir donemsellestirrne yapacagirmza da acikhk getirmeye cahsmakur. Bu baglamda, kitabm ilk bolumu son doriem Osmanh aydmlarrmn Iclkloru yeni ve milli kimlik icin onernli bir cahsrna sahasi olarak ilk kesifleri uzerinde durur, 19. yuzyil sonu ve 20. yuzyr] basmda kalerne ahnan fclklor yazilarma karsilasurmall bir bakis sunar. Daha sonraki iki bolum Osmanh donemi Turkcu kurumlarmdan Halk Bilgisi Dernegi ve Halkevleri gibi kurumlara gecis surecini ve 6zellikle Halkevlerinin folkloru "tamtma," "yayrna" ve "donusturrne" islevleri uzerinde durur, Turkiye'de folklor cahsmalarmin gelisiminde bir donum noktasr olan Pertev Naili Boratav ekolunun Halkevlerinin son donemi He Milli Folklor Ensritusu'nun kurulusu arasmdaki sureci nasrl belirledigi ise ayn bir bolum olarak ele ahnrnisnr. Son iki bolurn de Turkiye'de folklorun bir tur "imaji" haline gelen ve belki de en yaygm ve en populer folklor turu olarak benimsenen halk oyunlanmn tarihcesine bakarak, bu turun "rnilli'' bir form olarak olusumunu incelernektedir. Cahsrnanm teme! kaynaklanm erken donem fol klor dergi ve kitaplan, Halkevi dergileri, cesitli festival programlan ve dernek tuzuklerini kapsayan bir kutuphane arastirrnasi He folklorcu ve halk oyunlan carniasmdan kisilerle yurutulen bir sozlu tarih arastirrnasi olusturrnaktadir. BaZI kaynaklara ise ancak 6zel arsivler aracihgryla ulasrnak mumkun olmustur.

r
! ,

i
c

SON DONEM OSMANLI A.YDINLARININ FOLKLOR HAKKINDAKi DD~DNCELERi

"Folklor," bagrmsiz bir arastirrna sahasr olarak Osrnanh aydinlarimn gundemine "dil," "millet," "vatan" ve "medeniyet" kavrarnlarry la eszarnan li olarak girdi. Nam i k Kemat den Sinasi'ye, Ziya Gokalp'den Selim Srrri'ya kadar uzanan son donern Osmanli aydmlari, folklorun konusuna ve turlerine dair saptarnalar yapnlar ve daha sonra kururnsallasan Cumhuriyet donemi Iclklor arasnrrnalari icin de bir bakrma "anahtar" gorevi gorduler, Osrnarih aydm larmrn folkloru riasil algrladiklanrun hikayesine ge<;:meden evvel, Osmanh'dan gunumuze bir "folklor tarihcesi" yazmaya dair iki onemli noktaya dikkat cekmek gerekir. Bunlardan ilki, bugune kadar, Osrnanh sirurlari icindeki kulturel hareketlerin tarihcelerinin birbirlerinden soyutlanarak ayn ayn hikaye edilmis olmalaridir. Adina folklor denilrnese de belli bir toplulugun dil ve sanati etralmda hayat bulan Helenizm, Slavizm veya Turkculuk gibi akimlar tarihsel olarak belli cografi bolgelerde daha yogun olarak gelistilerse de, her biri aym sisternin birer parcasi durumundaydilar, Bu nederile, milli tarih yazimlarryla aralarmda cok temel bir iliski olan
19

bu kulturel hareketlerin birbirlerinden bagimsiz birer vakum icinde olustuklan dusunulemez. Aln cizilrnesi gereken ikinei onernli nokta ise sudur: Folklor tarihcelerinin yazirm (Turkiye'de ve Turkiye dismda) genelde hep bir "oricu aydmlar" ve "girisirnci kurumlar" cercevesi icinde hikayelenmistir, Polklor tarihcesi dedigimizde nedense akhrmza belli bir yerel tanh icinde kisilerin kendi toplurnlari, dilleri, sanatlanyla kurduklan iliskiler sisterni gelmez. Folklorun tarihcesi hep aydinlarm yerel topluluklar hakkmda ne dusundugunu inceler, belli bir toplulugun kendi kendisini ifade etrne ve ternsil etrne bicimlerinin tarihsel bir anlansi seklinde ortaya cikrnaz. Kisacasi, aydmlar tarafmdan "toplanan" ve "derlenen" folklorun tam da birseyleri toplarulan ve derlenilen topluluklar icin ne ifade etrigi sorusuyla pek ilgilenmez, bunun tarihsel olarak nasil bir iliski ortaya koydugunu arasnrmayi kendi konusu olarak gorrnez. . Bu anlarnda , benim cahsrnam da daha orice.leri yazrlan Iolklor tarihcelerinden buyuk bir farkhhk tasmuyor, Esasmda, yukarida degindigim her iki noktaya tam da folklor tarihcernizi bu "aydm Iikirler" ve "oncu kurumlar" cercevesinde yazma sureci icinde gelisen bir memnuniyetsizlik sonueu vardrm. Bu cahsmamn ternel eksenini Turkiye'nin millilesme doriemindeki Iolklor arastrrmalarmm tarihcesi olusturdugundan, folklorun Osmanh'mn gundemme girisinin "Turkculuk" akimryla paralel olarak hikayelenrnesi belki mazur gorulebilir. Yine de Turkculugun Osmanlmm son donemindeki tek baskin kulturei hareket oldugunu soylemek murnkun degtldir, Herseyden once, Turkculuk, Hellenizrn ve Slavizrnin de icinde bulundugu kulturel sisternin bir parcasiydr, ve npki bu kulturel hareketler gibi, koku Orta Asya'nm gecrnisinde DIan ozgun kulturel bir mites vaadediyor ve Anadolu'dan Orta Asya'ya uzanan alana referans vererek imparatorluk topraklannm eski guzel gunleri20

ni cagnsrmyordu. Bu nedenle de, aynhk«;l hareketlerle ozdeslesemeyen, eski duzene iyi ko tu baghhgim rnuhafaza eden ondokuzuneu yuzyi] Osmanh aydm tabakasim hiz la etkiledi ve mobilize etti, Turkculuk, Turk diline ve Turk kulturunur; temcllerine duyulan ilgiyi artnrdi, son doriem Osmanh aydmlan arasmda ve kurumlan icmde gelisti ve yirminci yuzyilm ilk yarismdakt Cumhuriyet do nemine ayak uydurrnaya cahsn. 3 Ne var ki, Tllrk<;:lller kadar Errneni, Rum ve Bulgar cernaatlerinin eve belki de bugun izi surulemeyen baska diger cemaatlerm) de 19. yuzyil boyunca knlturel faaliyetlerine belli bir ivme verdiklertrn, okullar ve cemiyetler actiklanrn bihyoruz. Sonuc olarak, bu hareketler de Osmanh simrlan icinde gelisen akrmlardi, ve kelimenin gents anlarniyla kullaml, digmda degi~ik topluluklara mensup "Osrnanh aydmlanrun" gundeminde birbirlerine paralel olarak yer tutrnaktaydi, Bu topluluklarm, bir arastirms aiarn olarak folklorla kurduklan iliski daha sonra "rnilli tarihlerinin" yazimr sirasrnda detayl: olarak incelendi. Her biri ayn birer hikaye olarak kaIerne alman bu milli canhlerin yazumnda "rnilli kllltunln" kaynaklan ve turlerine clair anlanlar da sikca yer aldi." Ondokuzuncu yuzyilm bu tun karrnastkhgma ragmen, milli-

3 Cumhuriyer Donemi Turk(u harekeu icin bkz. Ozdogan, Gunay Goksu, 1990. The Case of Racism· Turanism: 1ilrkism DuYillg Single Party Period. 1931-19"14, A Radical Variant of Turkish Nation.alism, Dokrora Teei, 130gazid Dniversitcsi, Sosyal Bilimler Enstitusu. 4 En belirgin ornekler rein bkz. Sugar. Peter F. 1977. "A History of East Central Europe," Cih V, Southeastern Europe under Olloman Rule, )354-1804. (der.) Peter F Sugar ve Donald W.Treadgold. Seattle 61: Loudra. University of Washing{on Press; Jelavich, Barbara, & Ch:arlesJelavich. 1977. "A HiStory of East Central Europe," Cilt VIIl, The Establishment of the Balkan National States, 18041920. (der.) Peter F. Sugar ve Donald W Treadgold. Seaule ve Londra: University of Washington Press; Braude, Benjamin & Bernard Lewis. 1982. Christians and Jews in the Ottoman Empire. New York: Holmes and Meier Publishers. Herzfeld, Michael 1982. Ours Once More: Folklore. Ideology, and the Mailing of 21

yetci akirnlar, sanki aym sistemin, dinamigi icerisinde islemiyorlarrmscasma - ve biraz da dog~lan geregi - yalmz baslarma hikayelendiler. 0 yuzden, degisik milliyetci akimlarm aydm liderlermin birbirleri ile nasil bir iliski ve i1eti-· sim icinde olduklan veya birbirlerinin kulrurel aktiviteleri hakkmda ne kadar bilgi sahibi olduklarma dair mukayeseli arastirmalanrmz $imdilik yok. Farkh topluluklan barmdiran bolgelerde , Helenizrn, Slavizrn ya da Turkc:;uluk gibi kulturel akimlarm birbirleriyle nasil rekabet ettikleri hakkmda do. cok kisith bir bilgiye sahibiz. Diger yandan, Eric Hobsbawm'un onernle alum ~izdigi gibi, farkh milhyetcilik hikayeleri c;:ogunluklo. aydrnlarm, burokratlann ve resrni kurumlarm bakis acismdan yazilrms olup belli bir iktidar iliskisi icinde anlatildilar.i "Halkm" milliyetci fikirlere nasil muhatap oldugu, onlan nasil ve hangi kururnlar aracihgiyla ozurnsedigi ve nasil bir karsihk verdigi halo. arastirilmasi gereken bir alan. Aym problemler ve kaygilar benim kurgulamaya cahstigim folklor tarihcesi icin de gec;erlidir, ve bir bakirna bu tanhce de, diger tarihceler gibi, esasen "hikayeDin bir yUzu" olarak okunmahdir. Folklora Dair ilk Yazllar Osmanh egitim muesseselerinde tarihc;:ilik lslami gec;mi$ ve Osmanh hanedaru uzerinde dururken, "Turkluk" fikri, diger rnilliyetci akimlarda da oldugu gibi, dil kavrarrunm etrafmda ~ekillendi. Esasen, Osmanh aydmlanmn dikkatini bir "Turk kimliginin" uzerme cekeri, Turkleri diger AsyahModem Greece. Austin: University of Texas Press; Suny, Ronald Grigor. 1993. Looking Toward Ararat: Annenia in Modem History, Bloomington: Indiana University Press. 5 Bkz. Hobsbawm, Eric. 1990. Nations and Nationali5m Myth, Reality. Cambridge: Cambridge University Press. Since J 780; Program,

T
~ e

lardan aYIran faktorlerin izini suren Cin kulturu uzmanlan ve sarkiyatcilarm arasnrmalart oldu.! Tanzimat do neminde bircok aydin yeni yeni olusan siyasi ve toplurnsal Iikirlerin daha etkin iletisimi icin dilde sadelesme geregini vurguladi, Bunlarin basinda Narmk Kemal (1840-1888) Sinasi (18261871) ve Ziya Pasa 0829-1888) gelir,? Her ne kadar Narmk Kemal, hayal ettigi ideal Osmanh toplumunu, vatan kavrarru etrafinda percinlenmis ve birbiriyle uyumlu ortak bir y~am suren Iarkh etnik grup ve dinlere mensup halklarm birlikteligi olarak tanimltyorduysa da, onun halk kavrarm Herder'ci bir anlamda kullamlrmyordu." Narmk Kemal icin, savunucusu o ldugu kulturel hareketi koyluye yayma gibi bir dusunce sozkcnusu degildi; onun hayal ettigi balk hie degilse makalelerini okuyabilecek bir grubu ternsil ediyordu.? Bu anlarnda, Narmk Kernal'in Osmanlicayi suslu tarzmdan arindirmaya iliskin gosterdigi hassasiyet, daha ziyade bu tarzm yazmm gercek icerigini golgeledigi fikrinden kaynaklamyordu. Ayrica, Osmanh Turkcesinin suslu tarzrna alternatif olarak halk dilinin kullammmda IStaI etrnekle beraber, Narmk Kernal, icinde dogaustu unsurlar barindiran halk edebiyatma hep bir kusku ve mesafeyle baku. Bu tavnyla, Sinasi ya da Ziya Pasa gibi halk edebiyaurn degerli bir malzerne olarak goren diger Tanzirnat yazarlanndan Iarkhydr. Sinasi 1863 yilrnda Durubu Emsal-i Osmaniye adiyla bir atasozleri derlernesi yaymlarken, Ziya Pasa da saI

6 Bkz, Tirnur, Taner, 1986. Osman!l Kimligi. Istanbul: Hil Yay m, 7 Bu konuda kapsamh bir bilgi icin bkz. Mardin, Serif. 1962. The Genesis of Yoling Ottoman Thought: A Study in the Modernization of Turkish Political Ideas. Princeton, New Jersey: Princeton University Press. 8 Johann Gottfried Herder 0744-1803) vollls!wnde olarak adlandrrdtgi halk bilimini, bir ulkenin en saf kuhururnm. dogayla kurduklan yakm iH~ki uibarryle, koylu kultunmun icinde var oldugunu savunuyordu. 9 Boratav, Pertev Naill, 1982. FolMor ve Edebiyal-J. Istanbul: Adam Yaymcilik.

22

23

de dile kaynak olusturrnasi acismdan a~lk edebiyatma dikka t cek mis ti. 1 0 Bununla beraber, bir folklor arasnrmactsmm bakis acismdan dusunuldugunde.: Namik Kemal'in eserler inin orierni, ust simf burokrat elitin ve ayarun tersine, onun toplum ve halk kavramlanna dair bir bilinc olusturrnada oncu bir rol
oynamasidrr.

Dil ekseni etrafmda yava$ yava$ Osmanh aydmlannm gundemine giren h~lk kultururie duyulan bu ilginin baska bir ayag: da mernleketm maddi kulturuyle ilgiliydi. Oryanralistlerin etkisiyle de 0150. Osmanh kulturunu ternsil ettigi dusunulen el sanatlan zarnanla deger kazandi. 1869 yilmda Muze-i Humayun olarak adlandmlacak ilk Osmanh muzcsi, 1846'da Istanbul'da acildi ve degerli bircok halk sanati ornegi orada sergilendi; benzer sekilde, 1873'de Viyana'da Osrnanh topraklannm kiyafet geleneklerini gosteren bir halk giysileri sergisi acildi." Osmanh aydmlan folklordan daha belirgin bir bicimde bahsetmek icin yirrninci yuzyihn basma kadar bekleyeceklerdi. Esasen.. Turk Iolkloru hakkindaki ilk arastirmalar yabanci folklorcular tarafmdan yapildi. Trakya ve Anadolu'dan derledigi halk edebiyau malzernesini 1899'da yaymlayan Ignacz Kunos, ve_golge tiyatrosu Karagoz us tune yazan George Jacob erken do nern folklor arasnrmalarma katkrda bulunmus oriernli arasnrrnacilardir. Bunlan takiben, Riza Tevfik'in (1869-1949) dans turlerinin farkh icralanna dikkat ceken makalesi "Mernaliki Osmaniye'de Raks ve Muhtelif Tarzlari," 1909'da, ve Mus10 Basgoz, llnan. 1972. "Folklore Studies and Nationalism in Turkey," Journal oj the: fo!lllore Institu.£e (9):162-176; Boratav Pertev Naili. 1982. folnlor ve Edebiyat-l. lstanb'ul: Adam Yaymcihk. 11 Bkz, tvgin. Hayretrin. 1986. "Turk Foklorunda ·tlk·!er: IfI. Mi!lctlerarasl Tu.rn Folhlor Kongresi llildirile:ri, ("ilt 1, (der.) MfAD, 153-160_ Ankara: MFAD YaYlnlan. sayi 77. 24

tafa San Bey'in etnografya hakkmdaki ders notlan do. 1912'de "Ilrn-i Akvarn" adryla yaymlandi. 12 Ne var ki, .Osmanh donemmin bizzat adim koyarak folklorla ilgili yazrlar uretrnesi 1913'den sonra basladi. Folklorun bagrmsiz bir disip lin olarak ele almdigi bu yazilarm sayisi d.a oldukca kisithdir. Bunlar arasmda en criernlileri belki de .Ziya Gokalp'in 1913'de Halka Dogru'da yaymladigi "Halk Medeniyeti I, Baslangic" adh makalesi, Riza Tevfik'in 1914'de Peyam gazetesinin edebi ekinde cikan "Folklor-Folklore" adh yazlSl, Kopruluzade Mehmet Fuad'm yine 1914'de Ikdam'da yaymlanan "Yeni Bir Ilirn: Halkiyat; Folk-lore" adh makalesi. Se lim Sun (Tarcan i'm n 1922 yi h na a it Terbiy e ve Oyun.'da cikan "Mure,?biler Arasmda: Folklor" adh yazlsl ve Halk Bilgisi Dernegi'nde Akcuraoglu Yusuf Bey tarafmdan verilen bir konusrnanm 1929'da Yen! Muhit dergisinde yayimlanan "Folklor Nedir? (Folklorun Turklerde tarihcesi)" adh dokurnunu sayabiliriz.P Folklorun konusunu ve turlerini aciklarnaya yonelik bu makalelere bakngimizda bazi temel mesajlan gozlernlemek murnkun. Oncelikle her rnakale bu yeni arastirrna alanmrn isminin nereden geldigiyle ilgili detayh bir aciklamaya yer veriyor. Bu alam "Iolklor" olarak uluslararasi deyimle tamtan ve benirnseyen ilk Osrnanh aydminm Riza Tevfik olrnasma ragmen, folklorun ondan daha once Ziya Go kalp'in gundemme "halkiyat" olarak girdigini bil iyo ruz. Gokalp,
12 Bkz. lvgln, a_g.c.; Ucrnan, Abdullah. 1982. Rlza Tevfih'in Tehhe ve Hall? Edebiyalr ile 11gili Makalele:ri. Ankara: Kultur ve Turizm Bakanhgi Yaymlari, say! 515. 13 Folkloru yeni bir arasnrrna alam olarak tamrnlayan bu rnakalelerin dismda, 1910'lu ytllarda kalerne ahndigr tahmin edilen Abdulaziz Bey'in, "Adat ve Merasim-i Kadime , Tabirat ve Muamelat-i Kavmiye-i Osmaniye" ismi alrmda topladigr norlanndan cia bahsetrnek gerekir, Bkz. Abd ulaz iz Bey. 1995. Osmanll Adel. Me:rasim ve Tabirferi_ Yayma haz trlayan lar Prof. Dr. Kazrm Ansari ve Duygu Ansan Gunay Istanbul: Tarih Vakh Yurt Yaymlarr.

25

halkiyati,

aglZa ge<;mek suretiyle bir soyda uzayrp giden rnanevi medemyeti rnutalaa eden Him" olarak tammhyordu."
"kaideleri yazih olmayan ve ancak aglzdan Halkiyatm Go kalp icin

gildir. Ona gore, "ne resmi ariflerde de halk irfanmda mistir." Gokalp'in degildir, lemistir. usuli bir intizarn yazrlan

milli bir hassasiyet, ve irtika mevcut bu makalestyle

ne

o labil-

o nemi

"resmi

medeniyet"

ve '

folklor uzerme
baslayarak,

sirurh
der-

arasmda kurdugu karsithkla yakmdan ilgHidir. Gokalp'e gore, halk medeniyeti ve resmi medeniyet Turklerde baska milletlerde o ldugundan cok daha keskin bir cizgiyle aynlrmsn: Turklerin .yakm donemde hezimete ugramalanndaki en buyuk etken kendi muesseselerini yukselterek medeniyet kurmak yerine yabanci milletlerin muesseselerine zahmetsizce konarak bir rnedenryet olusturmaya kalkismalarrydi. "kainat"

"halk medeniyeti''

1912'den 1922'de

halk hikayeleri,

halk inancla"Usull ere adh rnakafikirlerini

n ve halk sarkilanrn Dair: Halkiyyat lelerinde

da iceren bir [01k10r malzemesini yaymlanan

KU9ak Mecmua'da
"Masallan

1. Masallar,"

ve 1928'de Halh Bilgisi Mecmu-

zisr'nda yaymlanan anlanr."


didaktik

Nasil Toplarnah?"
hakkmdaki

saha arasnrrnasi

yoritemleri

Gokalp,

Esasmda, eski Turkler kendi milletlermi


gorur ve baskalarmm taklit edilme"Turk vicdamTurk kavminin

goruslerinin, ozellikle de hep olan s iiri nin, ko layh kla yayilrnasmda etkin bir
da dusunur."

folklorun,

kadar mustakil

arac oldugunu

sine hos bakrnaz lardi. Gokalp'in deyimiyle, run bu dogru mefkureli ruhiyatma ragmen, resrni ululari

Ziya Gckalp gibi, fo1klora yeni bir arastirma


dikkat ceken Osmanh Halk medeniyetini aydmlanndan

alam olarak
bir kaynak arasmda kuredebi ekinde iliskiyi

biri de Riza Tevfik'dir, eden

Divan teskilan yuzunden milli ananelerini unuttu." Iste Gokalp icin halkiyatin orierni de burada devreye girer; Turkluge dair ne varsa halkm muhafaza ettigi kulturel formlarda yasamistir: "Bereket versin ki halk secmeleri sifahi ananeleri muhafaza ederek Turklugu busbutun izrnihlalden kurtardilar." Gokalp, aynca, resmi medeniyet ile halk medeniyeti arasmdaki

Turkh.i.gu muhafaza

olarak goren Gokalp'in folklor ve milliyetcilik dugu iliskiyi, 1913 ytlmda Peyam gazetesmin

cikan "Folklor-Fo lk-lore"

adh yazismda

Riza Tevfik farkh

bir acidan kurar, Ona gore foIklor ve ulus arasmdaki kuran kavrarn "anonimlik'ttir: "... soyleyenleri sun a kavmin , tamarneri rnechul olmalidir ki,

run tehlikeli bir boyutu oldugunu


" ... Unutmayahm

farkhhgin veya aynsmado. vurgular:

uluve

kendi sunuhat

eseri, kendi dusunce

ki , bir mi llet in sifa hi an'ariesiyle

tahriri maarifi arasmda bu kadar derin bir ayrihk acihrsa resmi medeniyet halkm bu tu n zekalanrn ezerek halk medeniyetini buyuk bir kansizhga dusurur."
Bunun sonueu

vicdanlarmm tercumaru gibi telakki edilebilmesin! ... Ulusal sayrlan dusunceler ve sozler 0 ulus efradmdan bazilanrnn sunceleridir -ihtimal ... Fakat ki ileri gelenlerinin a sozler, ulusun sozleri ve dudusuncelerine,

olarak , G6kalp'in

20. yuzyilm

basmda verici de15 Bkz. Basgoz , Ilhan. 1972. "Folklore Studies and Nationalism oal of the Folklorc Institute, 5a)'l 9, s.162-176. in Turkey," }Ollr·

Osmanh-Turk

toplumu

icin tespiti pek de umut

14 Ba~ka bir bilgi vertlmedigi rakdirde, Ziya Gokalp'den yapilan ahnular kin bkz. Evliyaoglu, Sail & Serif Baykurt, 1988. Turh Halllbilimi. Ankara: Ofset Reproduksiyon Marbaacihk, s.72·74.

16 Bkz. Berkes, Niyazi. 1959. Turkish Nationalism and Wcstern Civilization: Selected Essays oj Ziya G6kalp. Westport, Connecticut: Greenwood Press; Mut!uay, Rauf. 1969. 100 S07·uda. Tiirll Edebiyall. Istanbul: Gercek Yaymevi. 27

26

duygularma, ernellerine, inanclarma ger<:ekten tercuman olmak haysiyetiyle buyuk bir oriem tasirlar ve cok yasarlar. Ulusun ekseriyet efradi da onlann hukrnune uyarak yasar, Onun icin ulusun tekmil toplumun kendi 50z11, kendi dusuncesi, kendi istekleri 01mak uzere telakki olunurlar, ,,17 Diger bir deyisle, Riza Tevfik'e gore, ancak toplumun benimsedigi soz lu urunler yasayabilirler; belli bir tarihsellik icinden suzulerek gunumuze kadar uzanan Iolklorik turler bir milletin kendi kendini ifade edis bicimi olarak da gorulebilirler.

isaret-i edasi ve delalet ettigi anlam ile bir adarmn yureginin derinliklerine "infaz-i nazar" edebilen ve en gizlt niyetleri kesfeyleyen mizaci acik secik goren zeki mustantiklere ve psikologlara benzer, »18 Riza Tevfik'in onernle vurguladigi bir diger nokta da folklor urunlerinin belli bir sadelik icinde ulastrklari ustun sanatsal ifade gucudur. Halk dilinin edebi dile oranla daha kisith bir soz dagarclgt oldugunu kabul etrnesine ragmen soyle der: "... onda ne garip ne i'cazh bir Iusun-i eda (charrne de l'expression) var ki birkac sozle birco k seyler soyleyebiliyor." Riza Tevfik icin halk edebiya nrnn "buyuleyici edasi' resrni edebiyanrmzm bircok eserlerini geride birakir. Herhangi bir folklor urununun yogun ifade gucuyle hem tarihsel bilgiler icerebilecegini hem de tarihsel anlanlarm yapamadigirn yaparak bahsedilen konularla daha farkh bir duzlemde bulusma sagladlgml soyler, "Zincirli l Ian" turkusu buna iyi bir ornek reskil eder Riza Tevfik icin: 19 "Zahiren pek ilintili gorunrneyen $U dizelerin arasrnda nice cumleler daha sakh ve' anlamh degil midir? $u bes kucuk satir adeta olaylarm bir destarnrn soyluyor. Birinci dizeyi dinler dinlemez anhyo ruz ki bir kabadayi, bir yigit geliyor, ve teessufu gerektiren bir kazaya maruz olrnus, galiba vurulmus ve tehlikeli bir yerinden yaralanrrus ... henuz olrnemis, hem kendisine kiyarn da biliyor. Yakup vurmusl Belki de rakibidir. Lakin "Besa" veriyor: "Yaram iyi o lursa Allah kerimdir, Ben bunu onun yamna kornam!" diyor,

RLZa Tevfik'in uzerinde en cok durdugu folklor turu ise atasoaleridir, Bunun bir nedeni "folk-lore" terirnini Osmanhcaya cevrildiginde ortaya cikan "hikrnet-i avam" tabirinin Osmanh kulturunde 0 gune kadar "durub-i emsal" yani atasozu anlarnmda kullaruhyor olmasidir, Riza Tevfik bu yeni arasnrrna alarnnm atasozlerinin cok otesine ge<:tiginin farkmdadir. Ama yine de ulus ve fo lklor arasmdaki yakm iliskiyi omeklendirirken bu Iolklor turunden bol bol faydalamr. Filolojinin bir yan bolumu olarak gordugu atasozlerinin derlenmesini ayn bir rneslek olarak tammlar. Ona gore, atasozlerinin bir millen, 0 millete dair yazrlan tarihi anlatrlardan daha iyi tamrnlarna kapasitesi vardir: "... bir ulusun mizacmi, ahlakirn, "nUSUS-l arnalini" gercekten ogrenebilmek icin - filolojinin bu bolumu en emin vasitadir. Tarih gibi ehseriya 6vucu, baron yerici, (ok deja gaJil, ya da y abanci, nadiren pervaslZ, "hakgu ve mert" bir ~ahid-i nahil degLIdir. Bir sozun

18 Vurgu bana ail. 17 Baska bir bilg] verilmedigi rakdirde , Riza Tevfik'den vaprlan alinnlar icin bkz. Evliyaoglu, Sail &: Serif Baykurt. 1988. Turh Halkhihmi. Ankara: Olset Reproduksiyon Matbaacilrk, s. 78-86. 28 19 Turkunun bahsedllen bolumu $U bes dizedir: "Kif au bagladlm Zincirli Han'a/ Kirk ytlda bir yigit gelrnez meydana/ Dogur:m 3n;!.ya rahrnet okuna .. j Vurma Yakup vurma! Yaram derindir/ Yaram savulursa Allah kerirndir! ~

29

Su curnleler aracihgi ile butun bu anlarm cikaran zihin, bizzarure olayi ihya ediyor ve "rnusavvir-i endise" gerek olay kahramamrnn, gerekse Yakup'un durum ve unune uygun birer cehre resmediyor, Zincirli Han'da bagh duran kir ann bile, hircm bi.r sabirsiz hkla yerinde esmdigini ve yarah olan Agasrm g6rmek istedigini insan tasavvur ediyor. Sonra butun bu levhaya bir cerceve yaplp onu suslemek icin aruk Zi ncir li Han'r, ortasmdaki sad rrvaru , etrafmd ak i rneydam, yillardan kalmis cmar agacim, genis yalakh ve musluksuz cesrnesini ve bu cevreye yakisir kiyafette bit suru adamlan, nalbant dukkamru hasih her seyi dusunuyor, Gerceiue ash olmasa da tahayyul ediyor, icad ediyor, resmediyor, muhemmel bi,.. buyilh tablo yaplyor. I?te evocation denilen 0 buyuleyici ethi budw: "20
Riza Tevfik'in bu rnakalesi, folkloru yeni bir disiplin ola-

bile gafil" olrnasmdan yakimr, Balkan ornegini gostererek folklor ve milliyetperverlik arasmdaki yakm ilgiyi Koprulu soyle kurar.f "Balkan milletleri Rurneli'yi kendi aralannda taksim icin mucadele ederlerken yalmz silahla degil, bir takim delail tarihiye , lisaniye ve insaniye ile de mucehhez idiler: "Folklor" tetkikari orilara bir cok noktalarda delil ve rehber oluyordu." Buna gore, milli smrrlar icindeki folklor malzernesinin arasrmlmasi ve derlenmesiyle .birlikte, "rnilliyet asri" saYlIan bu asirda bir "milletin varhgl butun beseriyete isbat ediliyor"du. Gckalp gibi Koprulu de halk kitlesinin oneminin yeni yeni anlasrldigma dikkat cekerek halk edebryatirun "halkm dogrudan dogruya ruhundan (:lktlgl icin onun en sadik en belig ifadesi" oldugunu savunur, Makalesinin ilk kismmda milliyetperverligin ilk adirmm 6ncelikle kendini milletinin anasir rnesgalesini yani tarihini, cografyasmi, i(:~ tirnaiyanm, lisam m, edebiyanrn bilmek o larak tarurnlar, "Bugun en yakm Anadclu vilayetlerinde "Iolklor" tetkikan icra ettik rni?" sorusuyla bu konuda Avrupah arasurmacilardan geride oldugumuza dikkar ce ker, ve hernen Turk folkloruyla ilgili arastirma yapan ilk bilim adarmmn da bir yabancr arasnrmaci oldugunu ekler, Koprulu'ye gore Iolklor arasnrmalannm milliyetctlikle ilgist sadece bir vatan askindan ibaret degildir. Folklorik bilgi siyasi idarecilerin sik sik basvurduklan bir kaynak olrna51 vesilesiyle aym zamanda islevsel bir bilgidir de. Bu konudaki ilk ornegi s6murgeci ulkelerden verir:

rak tamtirken, Iolklordaki "tur" kavrarrumn cia uzer indc durur, orriekler verir, Turler arasi gecislerden bahsederek "anonimlik" ternasma yenide n geri dorier. Makalesi ni de Avrupah arasurrnacilarm Iolklora duyduklan ilgiye karsm, bizde halk edebiyatmm hilinrnernesinden ve arasrmlmarnasmdan yakmarak bitirir. Riza Tevfik gibi folkloru Avrupa referansiyla gundeme getiren bir diger yazar da Kopruluzade Mehmet Fuad'dir." 1914 yihnda kalerne aldigi "Yeni Bir Ilim: Halkiyat; Fo lk-lore" Ikdam gazetesinde yaymlamr. Koprulu, folklorun Avrupa'da yillardan beri kururnsallasrms olrnasina ragmen Osmanh carniasmm "halo. boyle bir seyin mevcud iyediriden

20 Vurgu bana ail. 21 Bundan soma Fuad Koprulu isrniyle gececek.

22 Baska bir bilgi verilmedigi takdirde, Kopruluzade Mehmet Fuad'dan yapiian almular rein bkz. Evliyaoglu, Sail &: Serif Baykurt. 1988. Turll Halhbi/il7!i. Ankara: Of set Reproduksiyon Matbaacihk, s.74-77. 31

30

kavi bir hukumet yeni bir mustemleke elde etti mi, orada nasil bir tarzi idare tesisi icabettigini kararlasnrmak icin alimlerin mutetebbilerin - vesakine rnuracat ediyor. Onlar senelerce cahsrp ugrasivor, 0 memleketin her rarafrm yorulmaz bir metanetle geziyorlar, halk arasmda uzun muddet ya~lyorlar ve nihayet onlann tarihini, adanru, an'anatlm, dinini, lisanmi, ~arkllanm, masallarmi zabrt ve telfik ediyorlar. Cografya, tarih, ensab ilimleri kadar "Folklor" do. bu hususata idare adamlanna hizmet ediyor... bir memleketi bilmeden orada icrai hukumet etmek, orasi icin kanunlar yapmak muessesatt idariye ve ictimaiye vuouda getirmek kabil degildir. Yalmz biz buno. bir istisna teskil ediyoruz Bugun en yakm Anadolu vilayetlerinde "Folklor" tetkikati icra ettik mi?" Devlete hizmet icin folkior kaynaklanm kullanma meselesinin alnru <;izen Koprulu, bu konuda Ingilizlerin Hindistan'da ve Franslzlann Cezayir ve Tunus'da yuriittukleri arasnrmalara deginir: aynca, Ruslann benzer ara~tlnnalan Tur-kivat adi alnnda yapnklanm da haurlatir. Ama oriemle vurguladlgl bir baska nokta da folklorun uluslararasl camia i<;indeki "temsiliyet" ve "tamtirn" ozellikleridir. K6prulu'ye gore, Avustralya ve Afrika "vahsileri" hakkmda yapIlml~ arasnrmalar Turkler ozerine olanlardari kat kat daha fazladir: " ...Garp Him irfanma Turk folklorunu tamtmak vazifesi tabiatiyle Turk mutefekkirlerinin uhdei rnes'uhyetine terettup ediyor. Bu tarzi mesai Turk mille tine edilecek hizrnetlerin be1ki en muhirnidir" Fuad KoprUlu gibi Iolklor arasurrnalarma "milli bir vaziIe" gozuyle bakan bir baska Osmanh aydrni da ku~kusuz Selim Srrrt (Tarcan) idi. 1922 yilinda Terbiye ve OyUI1 dergi32

"Mustemlekeci

sinde yayimladrgi "Murebbi ler Arasmda: Fol klor" isimli makalesinin ilk bolumlermde folklora dair goruslerini acikladiktan sonra Selim Sirn yaztsrm Koprulu'den de kuvvetli bir ifade ile noktalar: "Ey vaktiyle u~ buyuk kita-i aleme hukumran olan yuce Turk! Ey Rurneli'nde, Asya'da, Anadolu'da hamaseti dillere destan olan fedakar kahraman! Ey Akdeniz'in, Bahr-i Ahmer'in kopuklu dalgal.an arasmda tahta tekne icinde din ugruna, memleket ugruna can veren Barbaros evladil Senin daglarm, ovalarm , sularm, orrnanlarm, denizlerin nice kahraman menkibesi sakhyor. Hikayelerin, masallarm, turkulerm, rakslann, mertlik ve Iedakarhkla doludur. Dunyanm en meraklr folkloru Turk ilinde bulunur. Onu yazacak ellere bin buse-i tekrirn. "23 Selim Srrri'nm makalesi kendisinden evvel bu alanda fikir uretrnis alan Ziya Go kalp, Riza Tevfik ve Fuad Koprulu'nun folklorla itgili yazilarmdan cok daha kisadir. Selirn Sirri "Iolklor" terirnine halk edebiyau dernekten ziyade "iIm-ui halk" demeyi yegler. Ona gore, "Folklor milletin rnazisini y~~ata~ bir ilimdir," ve bunu tanh disiplininden farkh bir sehide .lc~a :der: Ta.rih, hep goze carpan buyuk vakalan kaydetmistir; vazifesi asirlarca hukumdarlarin ve eazimin menklbel~rini, muharebelerim nakletmekten ibaret kalrmstir." Selim Sirri, folkloru "vucuda getirilen" bir malzeme olarak da gormektedir: Halk kavrammm aydm lar aras mda oriem kazanmasiyla birlikte "her millet maz isini tedkike

23 Selirn Sirri'nm "Murebbiler Arasmda: Folk-lor~ isimli rnakalesi Mut lu Ozt urk rarafmdan hazrrlanan yayunlanrnarms transkripsiyondan ahnulanmisnr Bu rnakaleye ulasrnarndaki yardirnlar mdan dolayi kendisine resekkur ed '. Vurgu bana aittir, errm.

33

baslarms, itiyadm ve tabayiin menseleri ara~tmlml$,. hurafeler, ananeler, mas allar, darb-i meselier, destanlar, turkuler, milli rakslar toplanarak folk-lor vucuda geurilrnistir," Makalede aynca Avrupa'da yetismis onernli folklorcular isimleriy-. le srralarnr. Bugun folklor tarihcesi icinde yeri onernle vurgulanan J.G. Herder'e direkt referans veren ilk aydmlardan bin de Selirn Sirn'dir, Ama Selirn Srrn'nm Iolklor alamndaki aS11rol modeli yakmdan tamdigi Isvec'deki folklor derlernecileri ve oniann cahsmalari ~lgmda olusturulmus clan [olklOT rnuzeleridir, Isvec'deki folklor muzeleri, Selim Sirn icin
de Fuad Koprulu'de inanclann "vesaikle rudan cldugu gibi eski adet, ya~am bicimi ve tespit" edildigi yerlerdir, Folklora dog-

filoloji ve etnografya disipIinleriyle olan iIgisinden ve hatta rekabetinden bahseder .. . . T an ihiIn yar d nnci bIlgIlennd~n bi~i ol~r~k gordugu fo]k10r, Akc;:ura icin dogal. olarak eskiye an bdgIlerle ilgilenen bir alandrr. Yine de ".Folklor bilinse tabii en yakm devrin bile daha iyi, daha de~ nnden an]a~11acagll1a suphe etmiyorum" demekten de geri ~~lrnaz. Esasen, Akc;ura'ya gore folklor fHoloji disipIininin icinden cikrrusnr: "Filo~ogi Tari11i insan cerniyellerinin ta men~e'lerine hadar.g1den butun. harsi tecellilerini ve binaenaleyh 0 te~ celhler arasrnda belki en rnuhimi clan lisaru da tetkik ~der, baska tetki~l~ri~i de ekseriya lisan vaSItaslyle icra eder, Bunun icindir ki filologi tetkikan ilk once t~tkik ~Iuna~ak cemiyetin lisanml 6grenmekle ba~lar. Fzlolog1, tetk ik enigi cemiyeun lisaniyle beraber diniru, siyasi teskilanm, hukukunu, nefis san'adanm her turlu zanaatlanm, ahlaklhl, adetierini, ikcisadi ~eviyesi ni, tica~e rini, aile te~kilaulll, ictimai siruflarmj , haslhmaddl ve manevi harsa muteallik butun husus~tl~l, ke~di t~t~ika[ dairesinin icine ahr, Anla~lhyor ki filologi, tanhm muesseselerden bahis klsmml tamamiyte ihtiva ediyor, Bu muesseselerin aynllgl tarinda filologi de aynlarah Yunal1 Latin C R ' , ennen, oman, [slav, Turh.. v.s. Filologlan olahilir. Ve bunlardan baztlari ba~ka tabirle de ifade olunur: mesela Turk filologisine Tarkologi de denilir"

r~ folklorun

referans vererek kalerne aldigi bu rnakalesinin yarnsira, Selim SlITl folklor alanmdaki en onernli derlernelerini daha sonralan halk danslan alanmda verecektir." Folklor konusuna dogrudan deginen ve bu konudaki dusunceleri, yaklasrmlari yazrh olarak bugune ulasan bir baska aydm do. kuskusuz Yusuf Akcura'drr. Daha ziyade Turkculuk akrmrna dair dusu n ce ler iyle tarud igrrmz Akc;:ura, 1929 yih nda Halk Bilgisi Dernegi'nrn davetlisi olarak bir koriusrna verir. "Polklor Nedir? (Folklorun Turklerde tarihcesi)" konulu bu konusrnanm metninin bir bo lumu daha sonra Yel1i Muhi: dergisinde yayimlarur. "Beyler, ben hie; folklorcu degilirn ... Balk bilgisi diye cok iyi Turkcelestirdiginiz bu bilgiye clair tum bildiklerirn, nihayet bir iki gazete ve mecrnua makalesiyle birkac lugat kitabindan ogrenebildiklerirnden ibarettir,,25 diye basladig; konusrnasmda Akcufolk dans konusundaki

:rnk-

24

VI. bolurnde bkz. Tarcan, Basirnevi.

de arunan

Selim Srrrr'run

cahsmalari

icin Ulku

Selirn SIITL1948,

Ha.lll Dal1slan ve Tarcal1 Zeybegi.

Istanbul:

Bu tannna gore, filoloji bugun belki de "[olkIor" ve "bo], gesel ara~tlrmalar" diye ayri ayri cammladlgiki rna alarum da icme alan bir disiplin olarak anla~lImaktadlr. Ak<;ura. [olklor disiplininin isrnini tam da moLo·· di . 1" .
. ...' ~l

."

irnrz

11

ara~nr-

25

Akcura,

Yusuf. 1929. "Polklor Nedir? (Folklorun Turklerde rarthcest; Halle Bilgisi Dernegi'nde Akcuraoglu Yusuf Bey efendi tarahndan ver ilen bir konferansur)." Yen! Ml.lhil, sene 2, saY' 13, Tesrininisani, 5.975-1153.

34

~m icinde ,geh~mi$ olan folk epos veya folk lied gibi bazi tenmlerden ilham aldlgml sayler ve "foLk! " or un mevzusuyla,
35

lSlP 101-

filolojinin

mevzulannm

zaman zarnan ortu-?tuklerine

de

dikkat ceker, Bunlara ek olarak, "etnografi" ve "etnoloji" de Akcura'run tammlamak istedigi kavramlar arasma girer. EmograH, Akcura'ya gore, "bilhassa daha iptidai seviyede bulunan ve yahut mutemeddin kavimlerin iptidai seviye,ahval ve te~kilatml henuz muhafaza eden tabakalannm maddi ve manevi harsleriyle me~gul olan" bir cahsrna alamdir." Yine kendi deyimiyle, "Etnografi, halklan ogrenip tasvir etmek icin, onlarm maddi ve manevi harslerine taalluk eden her nevi' malzemeyi, hem ok yayiyle karrns kargiyi, el degirmeniyle kara sapani toplar; hem de destanlanm ve masallanm toplar; ancak, bu ikinci nevi' malzerne ile mesgul olan kisrrn , sonradan Folklor adiru alarak bir az muhtariyet kazanmistir." Butammlara gore, emografi once hem maddi hem de manevi kulturle ilgilenen bir alan olarak tammlamyor, daha sonra ise bugun "etnografya" olarak tannnlanan, ve kendini maddi kultur ara~tlrmalanyla smnlayan cahsma alamna dogru kaYlyor. Esase.n, Ak9ura'nm etnografi tam':'· nunda "halklari ogrenip tasvir etmek" olarak aC;lkladlgi islev modem emografinin tammllla da cok yakm bir yerde duruyor. Butun bu c;er<;eveicinde ise, "folklor" emografinin baslangicra kapsadigi "manevi hars" He ilgili boh"imunu kendi alarn olarak tammlayarak "etnografya"dan aynlml~ oluyor. Ne var ki, Yusuf AkC;ura'ya gore "Ne etnografi ne de Folklor birer Him (science) degildir; ancak aS11ilrne , etnologiye malzerne toplayan hadirnlerdir." Diger bir deyi$le, folklor derlerne isinden ibarettir, degerlendirme isiyse etnolojinin isidir. Etnoloji "emogra(inin topladlgl malzemeyi bir sistern uzere tanzirn edip halk hayannm her nevi hadiselerini mu26 Vurgu bana ail.

ayen kanunlara irca ederek, bu hayatm tekarnul seyrini gosteren ilirn" olarak gorulur, Bu tanrmlamalar Akcura'mn "Iolklor" teriminden daha ziyade "folklorik malzeme"yi alglladlgma isaret eder, Son Donem Osmanll Aydlnlarlnln Folklora Yakla~lmlarmrn Bir Degerlendirilmesi GoruldD.gu uzere, folklor konusunda yazrlan ilk yazilarm buyuk bir .;;ogunlugu bu yeni disiplini tarumlarnaya ve diger sosyal bilim alanlari icinde konumlandrrrnaya dikkat cekiyorlar. "Folk" ve "lore" kavramlan mn etirno lojik anlamlanmn yam srra.t bunlarm Turkce karsihklari konusunda da onerilerde bulunurlar: halkiyat, ilm-ul halk, halk bilg~si, Iolklor, halk bilirni, milli kultur, veya halk kulturu gibi. Tarnmi konurnlandirma izler, ve bu cercevede folklor ozellikle tarih ve filoloji disrplinleriyle. karsilast mhr. Riza Tevfik'e gore Iolklor bir ulusun mizaciru tarihin ovgucu uslubun~an cok daha zekice bir sekilde ifade eder. Ayru sekilde Selirn Sirri, tarih yazrcthgmm geneldebuyuk vaka ve hukurndar lar ekseriinde ol masma karsm folklorun mille tin mazisini "yasatngim" savunur, Koprulu icinse Iolklor son yuzyilda hizla gelisen sosyoloji ve tarih disiplinler inin neredeyse dogal bir uzannsidir, Ya~arlann hemen ..her biri bu konunun siyasi boyutuna do. dikkat cekiyor, Ozellikle "Io lklor" ve "ulus" arasmdaki iliskinin farkh acilardan da olsa aln hep ciziliyor. Riza TevIik'e gore folkloru ulusa mal eden temel nokta "anonimlik" ise, ~i~a Gokalp'e gore folklor "Turk ulusunun" ozgun k.~1turunun bozulmadan biriktigi bir depodur. Fuad Koprulu folklorun ulus-devlet "idaresi" icin bilgilendirici hatta "is t ihbar at" ve r ici ro lun e dikkat ce ker. Sel im Srrrt ise "Dunyamn en merakh folkloru Turk ilinde bulunur" diye37

rek folklorun bir ulkeyi baska ulkeler nezdiride "ternsil etrnesi" boyutunu vurgular. Bu yazar larm c;ogu icin Avrupa'yla mukayese anahtar bir noktadu. Avrupa'da folklor kohusunda fikir uretrnis olan Herder. Thoms, Grimm Kardesler ve Van Gennep gibi bircok arasnrmaci-aydma referans verirler, Fo lklor, 6zellikle Gokalp ve Akcura tarafmdan daha cok sozlu edebiyat clarak algI1ansa da (folklor tarihcesinde baska ulkeler de benzer bir aylnma gitrnislerdir) "folklorun turleri" Osmanh aydmlan arasmda oldukca gems bir yelpazeye yayihr. Go kalp halkiyan "halk teskilati," "halk felsefesi," "halk ahlakiyati," "halk hukukiyati," "halk bediiyan ," "halk lisaniyati," "halk ikusadiyau," ve "halk kavrniyau" olarak sekize aymr, Bu bir "turlere gore srmflandirma" 01masa cia folklorun cahsma alammn smrrlarma isaret etrne olarak go rulebilir, Riza Tevfik ise folkloru sadece atasczlerinden ibaret degil, halk masallari, bilrneceleri, destanlari , hikayeleri, halk sarkilan (turkuleri) ve oyunlanrn da kapsayan bir butun olarak gorur, Esasinda, Riza Tevfik'in 1909 yihnda kaleme aldlgl "Raks Hakkmda" adh makalesi diger burun turlerden once onun halk danslarma duydugu ilgtyi tespit eder." Fuad Koprulu de "folklor tetebbuanmn" halkin sarkrlanru, masallarim , darb-l meselle.rini, adetlerini, itikadlanrn, hikayelerini ve desranlarim kapsadigmi du~unur, Selirn Sun'ya gelince, onun tarurm daha geni~tir: folkloru vucuda getiren seyin hurafeler, anane ler, masal lar, darb-i meseller, destanlar, turkuler, milh rakslar oldugunu soyler. Bu baglamda, folkloru tarnmlamaya cahsan oricu yazarlarin, Iolklor disiplinine Avrupa'da yasandigi gibi turler
27 Riza Tevflk (Bolukbasi) 1900. "Raks Hakkmda" N..-vsal·j Afiyet Schname·j Ttbbi. Istanbul, sayfa:405-419_ Tam transkripsiyonu kin bkz. Evliyaoglu, Sait &< Serif Baykurt. 1988. Turk Halhbilimi. Ankara: Of set Reproduksiyon MarbaaciItk, 5.105-112.

arasmda belli bir hiyerars] kurarak degil. tersine rurleri n c:;:e~it1iligini vurgulayacak bir sekilde yaklasmis oIduklan s6ylenebilir. Ornegin halk $arkdannm ve oze llikls halk danslanmn ColkIor baslig: altmda kabul gorrnesinin Avrupa'da dlger turlerle mukayese edildiginde oldukca gee kaldlgI gczlenirken, Riza Tevfik'in Osmanh Rakslanyla ilgili makalesi kendi dcnerni icin oldukc:;:a ilerici bir yaklasirna
sahiptir."

-------28 Friedland, Lee Ellen.199B. "Folk Dance: History and Study," /ntemaliol1al En.cyclopedia of Dance. der. Selma Jeanne Cohen. Berkeley: University of California Press.

38 39

-.-----~

r
f
~t

"

FOLKLORUN KURUMSALIASMASI: OSMANLI TORK(::ULUGUNDEN CUMHURiYETiN KULTUR KURUMIARINA GE(::iS

folklorun tarihcesi icinde Ziya Gokalp'den Riza Tevfik'e kadar pek cok aydmm katkismm aln cizilse de, bu aydinlarm ternel zihinsel kaygilanm yalmzca folklorun olusturdugunu soylernek zor olur. Bu aydmlar, Iolklor arastirmacist ya da derlemecisi olmaktan ziyade kulturun uluslasmadaki onemli roluyle ilgilidirler, Riza Tevfik haricinde herbiri yeni kurulan rejime angaje olur ve siyasi arenada faaliyet gostermeye baslarlar, Bunlar arasmda, Ziya Gokalp bizzat parlamentoda gorev alnus, Yusuf Akcura ve Fuad Kopru10 de Turk Tarih ve Turk Dil Kurumlan gibi devlet destekli kulturel kurumlann kurulusunda bizzat belirleyici olrnuslardir. Bunun yamsira, c;ogunun Osmanh doneminin Turkcu kurumlannda belli bir gecmisi vardir. Yine c;ogu, kuruTurkiye'de luslan esasen Cumhuriyet Iolklor arastirmalanru doriernine rastlayan ve dogrudan geciste de vartemel alan kururnlara

hklanm gosterirler. Bu acidan, folklorun kururnsallasmasi meselesine, kulturun millilesme surecindeki yerine o nem atfeden bu aydmlarin Iaaliyet gosterdikleri Osmanli donerni
Turkcu derneklerine g6z atarak baslarnakta Iayda vardir,
41

Esasen, Osmanh aydinlan icin "kulturel devrimde" kururnsallasmarnn onemim vurgulayan en oriernli gelisme , belli bash etni k ve kulturel gruplann kendi dil ve sanat urunlerini derlemeye baslamalan ve bunlan kendi topluluklanna belirgin bir kurumsal agla duyurrnalarrydi. 19. yuzyilm sonuna dogru, <;og;u aydm yakm tarihe baktigmda milliyetci akrmlarm basanlan ile bu kurumsal terneller arasmda birebir bir iliskiyi acikca gozlemleyebrliyordu. Slav milliyetciliglnde anadilin ve geleneksel edebiyatm muhafazasmda kilisenin rol11,29 Ermeni arnira sirnfmm okul kurma ve yaym yapma hususundaki mali destegi,30 syllogoisler ve Yunan Edebiyat Dernegi'nin egitime yorielik, edebi ve k111turel faaliyetleri bu gozlemleri murnkun kilan geli.$melerdi. Daha once de belirtildigi gibi, bu gelismeleri birhirine paralel bir zaman dilirninin, ve tum problernlerine ragmen aym siyasal sisternin bit parcasi olarak tecrube eden farkh topluluklar arasmdaki iletisirnin tarihcesi hakkmda karsilasnrmall analizler yok denecek kadar azdir. Bu eksiklik, herhangi bir kultur kurumunun tarihcesini anlamaya cahstigirmzda daha da hissedilir bir hale geliyor. Kurumlar, ozlerinde, hirer uzlasma alarn olduklan kadar, baskin kulturel siste ml er in a ltrnda , tur lu karsn hklari ve coz o m lenrnemis problernlerin de birbirlerinin yarunda barmdiklari mekanlardrr, Bu anlamda her kurum, hem turlu gelenek tasiyicila-

29 Bkz. jclavich, Barbara, &: Charles Jdavich. 1977. The Establishment oj the Bal. llan National States, 1804·1920, Cilt V11I. (der.) Peter F. Sugar &: Donald W. Treadgold. Seaule 6;[ Londra: University of Washington Press; Sugar, Peter F. 1977. Soullrw5tcrn Europe u.nder Ottoman Ru.le, 1354-1804, Cilt V. (der.) Peter E Sugar &: Donald WTreadgold. Seattle &: Londra: University of Washington Press. 30 Bkz. Barsoumian, Hagop. 1982. "The Dual Role of the Armenian Amira Class within the Ottoman Government and the Armenian Millet (1750-1850)," Christians and Jews in the Ottoman Empire, (der.) Bernard Lewis &: Benjamin Braude. 5.55-68. New York: Holmes 6;[ Meier Publishers. 42

nnm uzlasnklart bir gelenek kaynagmdan beslenebilir, hem de daha uzun so luklu kulturel olusumlarm bir halkasim olu~turur.31 Bu cerceve icerisiride, Osmanh donerni Turkcu kurumlan ile Cumhur iyetin folklor kurumlanmn canlan al unda, .baz i geleneklerin pa ylasilrms 01masrrun yamsira farkh geleneklerin de catisngt bir ortarn olusturduklanrn, ve bu kurumsallasrna surecinin bir kulturel olusurn olarak her iki donerni de kapsayan bir zarnan dilimine yayildigim unutrnarnak gerekir. Diger bir deyisle hem Osmanh Turkcu kurumlan hem de Curnhuriyetin kultur kurumlan kulturun siyasi ikridarla iliskisini saptarms ve bunu ya~ama gec;:irmeye kararh bir Jon Turk geleneginin parcasiydilar, Ne var ki, bu gelenegin icinde, Turkcu esaslann nasil Hade bulacagi veya hangi cahsma alanlannm oncelikli olrnasi gerektigi gibi gruplar arasi Iarkhhklar da disa vuruluyordu. Turk Ocaklan'mn kaparns oncesi ve Halkevleri'nin kurulus asarnasi soylemleri bazr geleneklerin aktarihrken bazrlarrrun lead edilrnesi, kisacasi kurumlar arasi surekliligt disa vurmalan bakirmndan oldukca ilgi cekicidir. Bir diger onernli nokta da kultur kurumlarinm genelde hep bu kurumlara katilan kisilerm katkilanyla anilmalandir. Esasen, bu kurumlan tarihsel surecleri iciride saghkh bir bicirnde degerlendirebi!mek icin "bu kurumlann dismda kalanlar kimlerdi" sorusunu da sorrnak gerekir. Bu bir dizi kurumun yasarna gecis sureclerinin, kuruculan ve kaulimcilan kadar kaulmayi reddedenler ve kanlamayanlar tarafmdan da behrlendigini hatirlarnakta Iayda vardir. Ornegin, Cumhuriyet in ilk donemlerinde, Halkevleri gibi orgutlu, yaygm ve devlet destekli bir kururnlasmada yer almayan ya da alamayan buyuk bir kitlenin varhgi gozardi edilernez.
31 Bkz. Williams. Raymond versu y Press, s.115-120. 1977. Marxism ana Lilcralure. Oxford: Oxford Uni-

43

Aym soruyu belki daha karmasik bir donernde yapilanmaya cahsan Turk Ocaklan icin sormakta da fayda vardrr,

Turk Dernegi, Gen~ Kalemler,

Turk Yurdu Cemiyeti


1908 Devrimini takip eden donernde, topium icin yeni kurumlasma bicimleri aramaya baslayan Osrnanh-Turk aydmIan daha cok kulturel arasnrmalara yonelik bir dizi Turkcu dernek kurdular, Bu kururnlar arasmda Turk Ocaklan en etkili olamydi. Yine de "Turk Dernegi' veya "Turk Yurdu Cemiyeti" gibi Turk Ocaklan'ndan once kurulmus olan birkac kurumu, ozell ikle folklor arastrrmalarrru faaliyet alanlan icine alan ilk kurumlar olarak saymak gerekir. Osmanh donemi Turkcu Dernekleri ve onlarm yaymlanyla ilgiii arasurmasiyla tarudigirmz Masarni Arai'nin Jon Turkler Donemi'nde Turk Milliyetl;iligi isirnli kitabi ve Fusun Ostel'in Turk Ocahlan (1912-1931) isirnli doktora tezinm l~lgmda bu derneklerin folklora dair nasil bir faaliyet alam ya- . rattiklarma dair Iikir edinmemiz murnkun oluyor." 1908'te Yusuf Akcura ve arkadaslari tarafmdan kuru Ian Turk Dernegi, faaliyetlerini kulturel Turkculu kle smirlamisti. Dernek kendi faaliyetlerini iumuyle "bilimsel" olarak tammlryor ve Turk olarak kabul edilen butun etnik gruplar hakkmda tar ihs el , dilbilimsel, etnografik ve etno lojik arasnrrnalara o nem veriyordu. Bunlann yayginlastrnlmasi ve Turk dilinde bir reform yapilrnasi konulan da aynca dikkatle ilgilenilen ko nulardi.
32 Bkz. Aral, Masarni. 1992. Tu.rkish Nationalism in the Young Turk Era. Leiden: E.]. Brill: Ustel, Fusun, Turk Dealllan 0912-1931). Doktora rezi, Ankara Universitesi, Siyasal Bilimler Fakultesi. Ankara 1986 (Ustel'in doktora text Ileti~im Yaymlarr'ndan 1997 yihnda yaymlanrmsnr, ancak burada lam ash referans olarak alrnrmsur). 44

Dernegin, lzrnir, Kastamonu, hatta Ruscuk ve Budapeste gibi Osmanh smirlan dismda kalan yerlerde de subeleri, ve buralarda arastirma yapan Ermeni, Rus ve Macar bilim adarm uyeleri de vardi. Dernegin resmi yaym orgam Turk Dernegi Dergisi'nde, hem Osmanh smirlari icindeki Turklerin hem de Orta Asya'daki Turki gruplann gecmisleri ve bugunlerine iliskin cesitli konulara yer veriliyordu. Bunlarm arasmda, eski Turk dili, Osrnanh- Turkcesinin basitlestirilmesi ve arrndrnlrnasr, alfabenin yenilenmesi ger egi , ve Turkce'nin aksam, vezin teknigi ve imlasi konulan uzerine makaleler vardi. Dergi, aym zarnanda, butun subelerirri, halk sarkilarr, atasozleri ve halk hikayeleri derlerneye, Turk esrafinm aile tarihi hakkinda arastirrna yaprnaya, ve halk hekimligi ve halk sifalan ustune, alan cahsmasi yorietmeye <;agmyordu. Bu anlarnda, folkloru sadece sozlu turlerle stmrlamayrp halk nbbmi da derginin ilgi alam icine almasi, diger ulkelerle kiyaslandigmda dikkat cekicidir. Orner 5eyfettin ve Ali Canip'i de icine alan bir baska grup aydm do. Gem; Kalemler adh bit dergi etrafmda toplandilar, Ilk saYlsmm tarihi bilinmese de, derginin ikinci cildi, 1911 Nisan'mda cikn. Ziya Gokalp'in yazilan aracihgryla, Gene Kalemler, Ittihat ve Terakki Cemiyeti ile baglanrn geli$rirdi. Dergi, esasen, Turkluk, Osrnanlihk, Irk ve millet gibi kavrarnlan irdeleyen gunluk siyasi konularda odaklanmasma ragmen, diL reformunun onernini de sik sik vurguluyordu ." 1911'de kurulan diger bir Turkcu dernek ise Turk Yurdu Cerniyeti'dir. Yusuf Akcura ve arkadaslan tarafmdan kuruIan dernegin kurucu uyeler inin buyuk <;:ogunlugu Rusya'dan gelen gocmenlerdi. Turk Yurdu Cemiyeti, Turh Yurdl! isimli dergisi aracihgiyla, Osmanli topraklan dismdaki

33 Bkz. Arai, Masarni. 1992. Turkish Nationalism E.). Brill.

in Ike Young 1ilrR Era. Leiden:

~ .

45

butun Turklerin birlesmesi fikrine sahip cikiyor, ve Turk dilinin, yaygm bir egitim ve yaymcihk ile bu birlesmede anahtar bir rol yuklenebilecegini savunuyordu, Turk Yurdu dergisi de bu baglamda, Iarkh Turki gruplara dair kucuk etnografik ve cografi arasurmalarin yaymlanmasi icin bir forum sagladi. Ancak, Turk Yurdu Cemiyeri zamanlama olarak, Turk Ocaklari'nm acihs hazirhklarma denk geldiginden, bir sure sonra Turk Ocaklarr'na dahil olmak durumunda kaldilar,
34

Kisacasi, Turk Dernegi, Gene Kalemler ve Turk Yurdu Cemiyeti, Orta Asya ve Kafkasya'daki Turk kokenli gruplar hakkmda bilgi top lama ve bunlan yayma uzerine yogunlasnlar. Turk Ocaklan, 1912'de resmen aC;:lldlglzarnan, kendilerinden once kurulan bu derneklerin mirasi olan birikirn

uzerine daha etkin bir sekilde yapilanabildi, ve Jon Turk Devrirni'nin atesli ortarmm da arkasma alarak faaliye.t alanlarirn genisletti.

Turk Ocaklan
icinde aynca11k11 yeri olan Turk Ocaklan hakkmda son yillarda yabir ymlanan ozgun arasnrrnalardaki artis sevindirtcidir." Turk Ocagi, banl!dlrdlgl aydin kitlesi arasmdaki tartismalar, donernin kendi siyasi dinarnikleri, ve elitizrnle pragmatizm arasmda gidip gelen soylernleriyle, daha once de degindigimiz kurumlann karrnasik kimliklerine dair belki de en
34 Tilrk Dcrnegi ve Turll YurUu Cemiyeti hakkinda daha detayh bilgi icin bkz. . Arai, Masami. 1992. Tuyl>ish Nationalism in the Young Turh Era. Leiden: E.]. Brill; USlel, Fusun. 1986. Turk Ocaklari (1912-1931). Doktora Tezi, Ankara Universitesi. Siyasi Bilirnler Fakuhesi. 5.10-48.
1992 Turh Owl~lan (1912-1931). Ankara: Turk Yurdu Nesriyau: Ustel, Fusun. 1997. Turk Ocahlan.

6nemli orneklerden biridir, Bu nedenle, Turk Ocaklari'nm yaplsml, lider kaclrolannm itici guclerini ve Osmanh toplumunun son on "Osmanh yilmda" ne gibi izlenimler uyandirdrgi no ktalari uzerinde dikkatle durrnak gerekir. Her ~eyden onemlisi, buyuk kentlerin dismda kalan orgutlenmelerinde yerel farkhhklarm Iarkh Turk Ocaklan yaratip yaratrnadlklan sorulanrn da sormakta buyuk Iayda olur. Resrnen 1912 Mart'mda kurulan Turk Ocaklan, aslmda faaliyetIerine 1911 Bahar'inda basladi. 190 Askeri Tibbiye Mektebi ogrencisi, Mayis 1911 tarihli bir mektup ile egitim, tarim, sanayi ve ticaret alanlannda sosyal bir refonnun ge. rekliligini vurgulayarak zamamn bazi aydmlanna sundular, ve Turk Ocaklan'na dogru ilk giri$imi baslatrrns o ldular. Turk Ocaklan nihayet Mart 1912'de resmen kuruldu. Fakat Balkan Savasi'rnn cikis; ve Turk Yurdu gibi daha onceden kurulmus olan diger kurumlann varligi nedeniyle baslangicta pek de erkin bir kurum iz le.nirni birakmadrlar. Turk Ocaklan'nm daha etkili ve nufuzlu bir cizgiye o turrnasi Hamdullah Suphi'nin (Tanriover) kanhrmru takip eden gunlere rastlar, Arnaciru, "akvam-i Islamiyenin bir rukn-u rnuhimi clan Turklerin yelerinin cahsirken milli terbiye ve ilmi, ictimai, iktisadi seviterakki ve alasiyla Turk Irk ve dilinin kernaline

Son dcriem Osrnanh- Turk kultur kurumlan

hsrnak" olarak belirleyen Turk Ocaklari,

bu maksatlan sadece "milli ve ictimai bir vaziyette't.kalarak siya-

caicin

setle ugra$mayacaklanm ve hie bir zaman siyasi firkalarm hizmetinde olmayacaklariru da vurguluyorlardr."

36 Bkz. UStei, Fusun. Universitesi,

1986

Tilrll

Qealtlan

(1912·1931).

Do ktora

Tez i, Ankara siyasi

Siyasi Bilimler Fakultesi,

5.100. Kernal Karpat , bu konuda,

35 Bkz. Karaer.rlbrahirn.

Istanbul: llerisim Yaymlan.

karsm, TUrk Ocaklari'run luihat ve Terakki Cemiycti'ne bir ideolojik rehber gorevi gordugunu ve bu siyasi olusumun destegiylc gel~ip yaygmlasabildigini one surer. Bkz. Karpat, Kernal H, 1963. "The People's Houses in Turkey, Establishment and Growth" The Middle East JOI((l1al, cilt 17, sayt 1 ve 2, Kis-Bahar, 5.55-67.
47

angajman

karsui bu iladelerine

46

-------"----1913 yih boyunca duzenli bir bicimde toplantilar, konferanslar ve konserler tertipleyen Turk Ocaklan, 1918'de ikibin uyelik bir guee ulasarak Anadolu ve Rumeli'nin degisik yerlerinde subeler acarak uyeleri arasinda Halide Edip, Mehmet Emin, Ziya G6kalp, Ahmet Ferit, Yusuf Akcura, Ahmed Agao-glu, ve Huseyinzade Ali gibi doriernin onde ' gelen aydmlanm do. aldilar. "Turk Ocagi'nin Nizamname-i Esasi ve Dahilisi"nden de anlasilacagi gibi, kurulus gerekcelerinde Ocaklarrn ternel amaci diger Turk<;u derneklerde oldugu kadar "kulturel" faahyetlerle smulandlnlmlyoT, soylemleri, daha cok, sosyal ve ekonomik reformlarm her seyden once ele almmasi gerektigini vurguluyordu. Bu yakla$lmm ilk gostergesi, 1918'de bazi Turk Ocaklan uyelerinin Koyculer Cemiyeti adh baska bir kurumlasrnaya gitmeleri oldu. Amac;;lanm "Koyculer arasmda insaniyetkar bir tarzda cahsmak ve sihhat, maarif hususatmda kendileririe yardrm etrnek" olarak belirleyen bu yeni kurumun baskam Halide Edip old u." Amerika'da benzer. faaliyetlerde bulu nrnus olan Jane Addams'rrol-rnodel olarak alan Halide Edip'e ragmen, Cerniyetin pratik islerini takip eden Dr. Resit Galip'in katkilarmm zamanla daha belirleyici 01dugu 'g6rulmu$tur. Fusun Ustel'in tfadesiyle, "Koycu luk" hareketi, Turk Ocaklan icindeki "Halka Dogru" gitrnek, Anadolu'ya <;agda$ uygarhgi g6turmek anlayisrrnn bir ,,38 uzantisi 0 1 k ortaya <;1k misur. ara Bir inci Du nya Savasi suresince Ocaklann sadece birer "edebi salon" islevi g6rdugu elestirileri uzerine, "ameli" fa- . aliyetlere aglrhk verilrnesi gundeme geldi. Bu baglamda, ozellikle doktorlarm 6nculugunde ve "ornek koyler' olusturrna yoluyla Anadolu'da hizmet veren Cemiyet uyelerinin, zaman zarnan lstanbul'da oturan yoneticilerle ihtilafa do. dustukleri oldu. Turk Ocaklan Birinci Dunya Savasi'ru takibeden isgal yillannda zor bir doriem gecirdi. Izmir'de Yunan isgaline, 15tanbul'da ise MuttefikKuvvetlere karst duzenlenen protesto g6sterilerindeki rolleri. lstanbul'daki merkez buro lariyla . bir likte, Bursa ve Izrnir'deki subeleri nin de kapatrlmalan sonucunu getirdi. Ocaklar ancak Kurtulus Savasi'm takip eden gunlerde yeniden faaliyetlerme hiz verebildiler, 1923 ytlmm Nisan ayinda Ankara'da ve Haziran aymda da Istanbul'da acrlan sube lerle birlikte, bu donernde. yaklasik altrms Turk Ocagl subesi acildi. 39 Cumhuriyetin ilk yillan, temelleri Osrnanh doneminde aulan bircok kurum icin yeni bir sureci de beraberinde getirdi. Turk Ocaklan, Cumhuriyet dorieminin ilk kongresini 1924 Nisan'mda topladrlar, 11k topianuda bir ko nusma ya~ pan Hamdullah Suphi'ye gore, Turk Ocaklari'nm iki temel gorevi, lisan hudutlanm istilalara karst koruyarak hem "rnanevi Turk vatamrnn" hem de "yeni Turk Devrirninin" bekciligini yapmakti. Ne var ki, Turklugun tarurm 0 kadar do. kolay degildi, Kimin Turk o lup kirnin o lmadigt sorusu 1-924 kongresinde atesli tartismalara yol acan bir kavram oldu. Turk Ocaklari'na kaulirken Abhaz, Cerkez , Bosnak ve Gurcu kokenli multecilerin maruz kaldigt aynrnciliga karst uyelerini uyaran Hamdullah Suphi, "Burada Anadolu'da rekrar toplamyoruz, burada yeni bir tahamrnur devri gecirecegiz. Burada lehceler birlesecek, sima farklan ortadan kalkacak. Yeniden
39 Bkz. Geo rgeon, Francois. 1982. "Les Foyers Turcs A L'Epoqu e Kernaliste (l923-193l),~ Turcica: R~Ul D'Etudes Turqucs, 5aYl XlV, 5,168·215_

37 Almu kin, bkz, Ustel. Fusun. 1986. Tllrll Ocanlan (1912-1931), Doktora tez i, Ankara Oniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakultesi, s.114_ 38 Bkz. OSlel, Fusun. 1986. Tllrh Oeanlan (1912-1931). Doktora Tezi, Ankara Universiresi , Siyasi BiHtnier Fakultesi. s.llS. 48

49

tarihin kayd ettigi 0 degismez Turk kudretirri kendi ruhlari-rmzm icinde binktirecegiz'' ve "Ya irkr kabul edeceksiniz ya harsi n dernekle birlikte tarnsmalar tam bir uzlasmayla 50nuclanamadi." Francois Georgeon da, 1926 ve 1927 Kurultaylarmda, muslurnan olsun veya olmasm Turkce'den ba~ka dil konusan ve kendi lokal geleneklerini yasatan yerlesik ve gocmen azmhk tcpluluklannm durumlanyla ilgili tarnsmalara dikkat ceker." Bu yeni donemde, Turk Ocaklarr'nm cozum bulmasi .g~reken diger bir onemli husus ise yeni bir yapilanrnaya gidilip gidiirneyecegrydi. 1918'e gelindiginde sayilan ulke capmda ikibine ulasan uyelerin buyuk bir c;ogunlugunu _ge~<; aydmlar olusturuyordu. Fakat simdi sorun, daha buy_uk bir katihrna kapilanrn acarak genislernenin, ya da daha onceleri o ldugu gibt elit bir grup olarak kalmamn ne kadar dogru olacagi uzerine bir karara varrlmasiydi. Bu "niteliknicelik' sorunu sonraki kongrelerde de tarrisildi, ama pratikte 1930 yilma gelindiginde ulkenin her yarunda acilan Ocak sayisimn ikiyuzelliye ul~n&P g6ruluyordu.42. Ne var sayisal artism yarnnda Ocaklar arasmda belirgin farkIthklann da o ldugu goz le mlenebrlird i. Georgeon, 1924-1931 yillan arasmda, Turkiye'nin Ban bolgelerinde Dogu'dakinden cok daha fazla sayida Ocak acilmis olmasi ve Dogu'daktierin genellikle daha sirnrh mali kaynakla~ ~e daha az uyeyle faaliyet gostermeye cahsnklan gerceginin alum cizer." Turk Ocaklari'mn folklora yonelik olarak tarurnlanabilecek faaliyetlermin cercevesini 1926 yilmda rnerkez ve tasra

r
~ ~

subeleri arasmdaki koordinasyonu saglamak amaciyla yayinlanan Turi: Ocahlari Mesa; Programl'nda bulmak mumkundur, Georgeon'un tabiriyle "ideal Ocak" tammmm yaplldlgl bu belge, bir Ocagrn yapilanma bicirniyle birlikte her subeden beklenen faaliyet mrlerim de acikca belirtiyordu." Buna gore, her sube, mumkunse her harta, iktisat, seyahat, tarih, cografya, yerei ara$urmalar ve guzel sanatlar gibi konularda konferanslar duzenleyecekti. Aym zamanda, her subeden, Turk dunyasi uzerine yogunla$an ke ndi halk kiitllphanesini kurmasl, ve Turklye'nin dogal guzelliklerini, insa nlar mt, koyluleri-, gundelik hayat1annl ve oneml] maddi kultur eserlerini beIgeleyen fotograf kolekSiyonlan olusturmasi beklenmekteydi. Turk Ocahlari Mesai Programt'mn folklora dcgrudan referans veren en onernli boliimu ise Turk kulturunu "unutulmakran" ve "yok olmaktan" korumaya yorielik yapilan Onerilerdi. Buna gore, Ocaklar, gelenekleri derlernek, hikayeleri, atasoz lerirn, halk $arkllannt toplamak, farkh leh~eleri incelernek, yerel danslann tasvirini yaprnak ve degi~ik mezhepler ile g6~ebe topluluklara dair ara$urmalar yapmak hususunda tesvik ediliyorlardl. Ayrica, her subenin bir "hars" rnuzesi kurarak yoresinin sanat ve zenaanm sergilmest, bir "irk" muzesinde ise geleneksel esyalara, aletlere ve tarirn araclarma yer venlmesi tavsiye ediliyordu. Program aynca, Batr muziginin ve Banh spor turt"erinin gender arasmda le$vikini ve np doktor1annm civar koylere hizrnet ve Hac;:u laslIrmalanm da tavsiye ediyordu."

ki, bu

40 A.g.e., s.151, 157.

41 A.g_c., 5.192. 42 Bkz. Karpat, a.g.e., 5.55-67.


43 Bkz, Georgeon,

"realize" edilmeleri pek de rnumkun olrnadi, Her Ocak, Mesai Programmm ancak bir kosesinden tutabildi. Bazi subeler kendi tIp dispanserlerini kurdular.
44> A.g_e-_,s.185_

Bu ideal Ocaklann

a.g.e., 5.168-215.

45 A.g_t., 5.185-186_ 51

so

bazilanysa halka acik yabanci dil, daktilo, muhasebe ve ticaret kurslan acnlar. Digerleri, kendi kutuphanelerini olu$-' turdu, tiyatro ve rnuzik gosterileri He konferanslar duzenledi. Yine de, ender istisnalar dismda, ongorulen "kulturel canlanrna" pek de. basarrlamadi. Etnografya muzeleri kurmave folklor rnalzernesi toplarna isleri ise daha planlama asamasmda nkandi, Turk Ocaklan, key yanhsi soylemlerine ragmen, koyden ziyade sehir veya kasaba kurumlan olmaya devam ettiler. Kemal Karpat'm d eyirniyle, 1930'lara ge lindiginde Turk Ocaklari'nm "Cumhuriyet hayatinm nabzim tutamaz hale gelmis" olduklan goronuyordu.46 Ornegin, 1930 yili prograrnmda aC;lga cikan belirsizlikler ve genellemeler, yeni kurulan rejimin gerektirdigi dinamizm karsismda zayif kahyordu. Son donemlerinde Ocaklara yorieltilen bashca elestiriler ise kurumun ternel arnaclarmdan uzaklasrms oldugu ve yeni yeni olusan diger ulusal kururnlardan kendilerini. tecrit etmis olmalan uzerine odaklamyordu. Sonuc olarak, Turk Ocaklari, 10 Nisan 1931'de toplanan olaganustu biz' kongreyle, iroriik olarak tam da Ankara'daki gorkernli merkez binalarmm acihsmm hemen ertesinde, mallan Curnhuriyet Halk Firkasi'na aktanlmak suretiyle Ieshedildiler. lc anlasrnazhklarrn yarunda, Turk Ocaklari'run feshine gitme kararmda bazi baska faktorler de. onernli rol oynadi, 1930'lann basma damgasirn vuran ekoriomik cokuntu ve uluslararasi siyasette yukselen gerilimler, yeni rejirni kendi kendisini saglamlasnrrnada daha ihtiyatli yaprnaktayn. Bazt Turk Ocaklan uyelermin alfabe ve kiyafet inkilaplarma taraftar olrnadiklan ve Ocaklann rnuhalif Serbest Frrka yanliIan icin bir bannak vazifesi gordugu soylenti ler i de fesih
46 Karpar, Kernal H. 1963. "The People's Houses in Turkey, Establishment and Growth," The Middle East JOllrnal, <:ill 17, say:t 1&2, Kis-Bahar saYISI, s.57.

kararma bir mazeret olusturdu:" Son oIarak, 1930 yih boytmca yer yer basgesteren dini ayaklanmalar, bizzat Atat~rk'u Ocaklara karst olumsuz bir tutum takmmaya yoneltn. Bu yillarda Anadolu'ya yaptig: gezilerde Turk Ocaklan'rnn degi$ik subelerim ziyaret eden Ataturk'un "inkrla larm" .on~~u kesen isyancrlara karst koylerdeki pasif tutur:uu elesnrdigi gcrulmekteydi. 48 . Yine de Turk Ocaklan'm kapatma karan bir yerde sasirnciydi, Walter F Weiker'in belirttigi gtbi, fesih kararma kadar, C~mhuriyet Halk Frrkasi'yla aralannda yukselen gerilime ragmen, Ocaklann resrni kanatla Iliskilerirrin normal seyrinde devarn ettigi yolunda da isarerlcr vardr."? Atatu.rk'un en yakm meslektaslari kurumun dergisi olarak faaliyet g6st~ren Turk Yurdu'na katkida bulunmaya d~vam etmekteydlle.r. _l930 raporlan, sube sayrlarrm ve faaliyet a~anlan~I ~el.~$tlnne yonundz plan taslaklanm i~ermektey~.l.. B.u gorunume ragmen, 1910'lu yillarm Jon Turk gelerie~l icinde yapilanrms olan Turk Ocaklan'nm, Cumhuriyecin 11k yillarmda millile-?me cabalarim peryinle~tirici bir rolu t~m do. ustlenemedikleri gerek~esiyle kapatdmalan devletl~ ~ult~r kurumlan uzerinde giderek anacak ola; etkisirnn ilk smyallerini veriyordu.

Turk Halk Bilgisi Dernegi


Cumhuriyetin ilk yillarinda kurulan Balk Bilgisi De -' T- k' f lkl . rnegl, _ ur lye, 0 or tarihces! icinde, devlet kurumlanndan bagimsiz bir statude, ve dogru~an Iolklor ara~tlrmalan yapma

47 (e~en, AmI. 1990. HalklOVleri. Ankara: Gundogan 48 Gcorgeon, «s e., s.211.

Yaymlan. in Turkey: The Free

1-9 Weiker, Walter. 1973. Political Tutelage and Democracy Party and Its Aftermath. Leiden: EJ. Brill.

52

53

arnacryla kurulmus DImaSI bakirmndan onemli bir yere sahiptir.i? Turk Halk Bilgisi Dernegi'yle ilgili oriemli verileri, M.$akir Ulkutasir'm 1939 yilmda Halh Bilgisi Haberleri'nde yer alan "Halk Bilgisi Derriegi: Kurulusu, Mesai ve Nesriyan" adh makalesinden, M.Halit Bayri'mn Turk Folhlor ArQ$tzrma/an dergisinde 1951 ve 1952 senelerinde dizi halinde yaymlanan "Halk Bilgisi Dernegine Aid Hatiralar" isimli yazilarmdan, Halil Bedii Yonetken'in yine Turk Folldor ArQ$tlnnalan'ncia cikan 1960 tarihli "Bizde Ilk Halk Bilgisi Dernegi Tesebbusu ve Bir Tarihi Belge" adh makalesi ile 1978 ve 1979 yillannda Levent lpekkan tarafmdan ODTU-Halkbilimi dergisinde kaleme almrms olan "Turkiye'de Cumhuriyet Donerninde Halkbilim Alanmda Cahsrna Yapan Kuruluslar (1927-1977)" adh makaleden edinmekteyizY Bayn ve Yorietken, kurulus asamalarma bizzat taruk olduklan bu dernege dair kisisel hanralarmdan ornekler verirler. Ipekkan'in arasnrrnasi ise , 1929 yilmda Maarif Velwleti Mecmuas['nda yaymlanrms o lan "Turk Halk Bilgisi Der negi II.
50 Esasen. 1920·Jj yillar Iolklorla ilgih baglmslz bircok bircysel Iaaliyetc de saline nlmustur. Bunlarm arasmda, 1924'de istanbul Darulelhan yonericiiert Yusuf Ziya Demircioglu ve Musa Sureya'run Anadolu'ya ankeiler gonderme yoluyla ilk kez ulke genetinde halk sarkilan derlerne girisimletin.i, 1925·de Hamil Zubeyr Kosay'm Muallimler Bfdigi MecmUa5I'nda yaymladlgl "Haile Edebiyan ve An'anelerini Toplamanm Usulu" adh makalesini, 1927'de Istanbul Untversiccsi Turk iyat Ensuiusu'nde kabul edilen Raife Hakki Kesirli'nin folh!onln Mall;yeti adh birirme tez ini saymak murnkundur (Bkz, lvgin, a.g.e.). Fakat bu cahsrnalar, dagmik bir bicirnde ve birbirlerinden bagimsrz olarak yaprlmakiaydilar, Halk Bilgisi Dernegi'nin kurulusu, bu acidan. folklor cahsmalanrn dogrudan orgutleme ve koo rdirie etrnesi planlanan bir girisirn olmasi bakrrnmdan
ooem rasir,

Ko ngresine ait Zabitlar," Dernegin "Esas Nizamnamesi," "Mumessillik Talimatnarnesi" ve "Irsat Encumeni Talirnatnarnesi" gibi birinci el kaynaklann onernli bit kisrrunm tipkibasimlanrn vererek Turk Halk Bilgisi Dernegi'nin 1932 .ytlmda Halkevlerine katilrna kararmdan evvelki donemine isik tutar. Bu kaynaklara gore, Dernek 1927 Kastm'mda.Ishak Refet Isitman, Ziyaeddin Fahri Fmdikoglu ve Ihsan Mahvi gibi folklor arasttrrnacisr ve sosyologlar tarafmdan kurulmustur, Bayn ve Yorietken'in anlattlarmda kurueularla olan yakm dostluklar ve folklor dernegi kurrna yolundaki ortak inane; biraz "romantik" biraz da "kahramanlik'' tonlarnalanyla diIe getirilir. Bayn, Ziyaeddin Fahri'run Anadolu folklorunun tesbiti icin bir dernek kurmanm faydah olaeagl dusuncesini "herkesten once" kendisine acugmi vurgulayarak soyle deyam eder: "Ziyaeddin Fahri cok eesur ve hararerli id i, inee hesablarla oyalanrnaga bu veya su rn ulahaza He vakit gecirrnege taraftar olmuyordu. Ona gore muhirn olan i:?, ilk adirrn atrnakn, dernek kurulduktan sonra butun guclukler yenilebilir, arkadas da para da bulunabilirdi; C .. ) bu fikirde 0 kadar inad ve israr etti ki , nihayet harmm krramadim, Anadolu Iolklorunu tespit etrnek uzere kurulacak dernek icin bir tuzuk taslagl hazrrlarnaga razi oldum . .,52 Yonetken ise kendi anlatismda dernegin kurulusunu, Suleymaniye Camii meydanmdaki medresede bulunan Etnografya muzesiriin muduru Doktor Mesaros'Ia tarnsrnasma baglar:

51 Bkz. Olkl1t3S1r, M.$akir. 1939. HOlIkBilgisi Dernegi, Kurulusu, Mesai ve Nesriyan, Halll Bilglsi Habederi, cih 8, sayi 95, 5.225-233; M.Halit Bayn. 1951-52. "Halk Bilgisi Dernegine Aid Hatrralar," Turh FoJldor ArCl$lmna!an, sayt 27-36, s.421-471; Yonetken, Halll Bedi, 1960. "Biz de 11kHalk Bilgisi Demegi T~bbusu ve Bir Tarihi Belge," Turll foIlzlor Ara.,llIrmalan, sayt133, s.2197-2198; lpckkan, Leven! 1978·1979. "Turkiye'de Cumhuriyet Doneminde Halkbilim Alamnda Calisma Yapan Kuruluslar (1927-1977)," HaIl,hilimi;:cllt 5, say' 41-52. 54

52 Bkz. Bayrr, M.Halit. 1951. "HOlIk Bilgisi Dernegine Aid Hatrralar: Kurulusu," TitrJl Foll:lor AraSllnnalan, say! 27, s.421.

Deroegin

55

"0 gun ben milli Turk Muzigi anlayisirm, halk muzigine karst olan inancrrm butun sarnirniyer ve heyecammla Mesaros'a anlatnrn. Kendisinin de aym inancta oldugunu gordum, 0 zarnan, bu konuda aym dusunceleri tasiyan insanlarla biraraya gelerek bir "Halk Bilgisi dernegt" kurmak ve Turk halk muz ig! ve oyunlanm toplamak hususunda harekete gec;:mek zamarumn gelmi~ ve gecrnekte bulunrnus oldugunu soyleymce Mesaros bu dernegin temelinin 0 saat ve 0 dakikada anlrms oldugunu bildirerek elirni siku, 11k projeyi 0 gUn orada beraberce yaptrk, sonra dernege uye aramaya ve kaydetrnege basladik. "S3 Goruldugu gibi, her iki anlati da demegin kurulusunda "hak iddia" eden -bir tonlamaya sahiptir. esasmda bu tur "kurulus hikayelerinde'' tek bir versiyon beklernemek de gerekir, Sonucta, Dernek daha once de belirtildigi gibi 1927 Kasrm'inda kurulur ve ilk ismi de Anadolu Halk Bilgisi Dernegi olarak belirlenir. Baslangicta Ankara'da acilrrus olmasl~ na ragmen, faaliyetlerin buyuk <;,:6gunlugu, 1929 yilmdan itibaren daha aktif olarak calisan Istanbul subesine kayar. Halk Bilgisi Dernegi'nin en ternel arnaci, folklor derlemelerini yurt capinda acilacak subeler aracihgiyla 6rgutlemek olarak belirlenmistir. "Esas Nizamnarnesi=nde de belirtildigi gibi, Dernek "musadei resmiyesini istihsalinden sonra gazete, kitap, nesir; konferanslar, musarnereler, seyahatler tertip; rnumessi llikler ve encumenler teskil" etrnek ile "diger ilmi muesseselerle rnunasebata girismek" hususlarirn da amaclarnaktaydr." Dernegin, ue; tarz OyeIigi vardi:
53 Bkz, Yorietken,

"asli azahk," "muhabir azalik" ve "fahri azalik." Kuru lu~ ~undan soriraki ilk birkac ay icerismde, bazr vilayetlerde Iolklor derlerneleriyle ilgilendigi b ilinen arastrrmacrlan "rnuhabir aza" olarak alan Dernek, bu ki$ilerin kendi bolgelerindeki folkor cahsmalarma dair g6nderdikleri raperlar lo?lglllda degisik bolgelerde "mumessi1likler" acmamn gerekli olduguna kanaat getirdi. Bunlarm faaliyet bicirn ve alanlariru da "Turk Halk Bilgisi Dernegi Mumessillik Talimatnarnesi" adi altmda belli kurallara bagladl. 5S Bu talimatname nin soylemi, derriegin ic yapismdaki hiyerarsiyi sergilernesi bakrmrndan oldu kca ilgi cekicidir, Talirnatname esaslarma gore, mumessillikler "vilayet merkezlerrnde" en az 25 aza He acilacakn Bu azalann kendi aralarmda sececekleri bir murnessil "dilediklerine azahk teklif" edebilir, ne var ki bu azaligm kabulu ancak "umumi merkez idare heyerince tasdik" edilmesine bagh olabiiirdi. Murnessil secilen kis! aynca "idare heyeti tarafmdan verilen tekliflere gore hare ket e trnek" ve "a lti ayda bir idare heyetine bir mesai raporu ·gondermek"le yukurnluydu. Cahsma alaru "bulundugu vilayet dahili" olarak smlflandlnlml$ clan bu murnessillerin resrni evraki nasil tutacaklarma clair detayh bir dokum de ayrica Talimatnarnede yer alrnaktaydi. Sonuc olarak, dernegin Ankara ve Istanbul subeleri disrnda Gaziantep, Kayseri, Bursa, Erzurum, Izrnir, Kastamonu, Kirklareli, Kenya, Mugla, Sinop, Antalya, Bahkesir, Isparta, Kutahya, Manisa, Sivas ve Trabzori'da da subeler acildi, bunlarm bir kisrm "muhabirlik" duz eyinde ternsil edi ldi. S6 "Mumessil subeler." daha ziyade , muhabir uyelerin sagla-

-_._----55 Bkz. lpekkan, a.g .c,, s.30-33. 56 Bkz. Bayn , M_HaIiL 1952, "Halk 8ilgisi Dernegine Aid Hamalar: Subeler ve teTl15i1cilikler," Turk Folhlor Ara~tlTmaian, sayi 30, s.474-475~ Dlkut~lr ve Ipekkan, arasurrnalarrnda acilan subeler arasmda Sarnsun ve Edirne'de.n de
bahsederler.

a.g.c., 5.2197.

54 Bkz lpekkan, Levent. 1978. "Turkiye'de Curnhuriyet Donerninde Halkbilim Alanmda Cal~ma Yapan Kuruluslar 0927-1977)," Halhbllimi, cilt 5, sayl 4446. Ekim-Kasun-Arahk, s.28. 56

57

fazla bir bilgi .akismm gerekli goruldllgu vilayetlerde acilrmsn. Fahri azalik 'hakkmda ise dernegin Esas Nizamnarnesi'nde "halkiyat ve harsiyat He mesgul ve bu husustaki mesaisi ile meshur zevat meyanmda idare heyetinin teklifi uzerine , urnurni heyet tarafmdan" inti hap edilmesi seklinde bir acikhk getirilrmsti. G6-ruldllgu gibi, dernegin rnerkez subesinde hem bir Idare Heyeti hem de belli arahklarla toplanacak olan bir Umurni Heyer olacakti. Bunlara ek olarak, aynca bir "Irsat ve Terbiye Encurneni" olusturulmasma karar verilrnis ve ozellikle dernegin bil imsel icerikli yaymlannm denetlenrnesi bu kurula aktarrlrrnsn, Irsat Encumeni'nin gorevleri de aynca bir "Irsat Encumeni Talimatnamesi"yle duzenlenrnis ve bu damsma kurulunun her yil umumi kongre tarafmdan secilecegi beli rtilmisti. Talimatnarne nin ucu ncu maddesinde bu kurulun esas vazifeleri soyle tammlarur:
yabileceginden

,.

,
\

"Encurnen dernegin halka karst olan irsat vazifesinde rehber olacak esasau hazrrlar. Milli benligi kut leye kuvvetle hissettirecek ictirnai Iaaliyetlerif n) prograrmru yapar. Bu hususat icin idare heyetine, lazrrn gelen teklifler ve tavsiyelerde bulunur. »57 Esas Nizamnamesinin ucuncu maddesinde yer alan "Cemiyet siyasetle asla mesgul degildir" .ifadesine karsm Irsat Encumeni Talimatnamesindeki bu rnilliyetci soylern aslmda "siyaset' ve "rnillilik" kavramlanrun 0 doriemdeki anlarnlarim disa vurmasi bakirmndan ilgi cekicidir. Bu ifade, daha o nceleri Turk Ocaklarr'rnn kurulus soyl emi nde ve daha sonralan Halkevlerinin tuzuklerinde yer alan "siyasi olrna57 Trpkibasundan almnlar icin. bkz. Ipekkan, Levern. 1978. "Turkiyc'de Cumhuriyet Donerninde Halkbilim Alarunda Cahsma Yapan Kuruluslar (19271977) ," Hallibili>ni cilt 5, sayi 44-46, Ekirn-Kasrm-Arahk, s,33. Vurgu bana aitrir, 58

rna" ve boylelikle daha genis bir halk kitlesini hedef alma soyleminin bir parcasi olarak gorulebilir, lrsat Encurneni Talimatnamesi aynca Halk Bilgisi Dernegi'nin bilimsel faaliyetlerinin ic;erigini ve faaliyet turlerini de belirliyordu. Buna gore encumen, "uzak, yakm medeniyet tarihlerirnizm ilim, edebiyat, fen, felsefe sahalarmda" tarunan buyuk sahsiyetleri ve dikkate sayan cerniyet hadiseleri icin hususi gunler ve yildonumu gunleri tertip etrnek ve bu arnacla "nesriyat muhitleri" meydana getirmekle yukumluydu, Encumenden "halk bilgisi mevzulanm asri tenkitlerle islernek suretiyle tehrar halka vermeil, bunun icin icabettikce musarnereler, konferans1.ar tertip eylemek, nesriyal yapmak" gibi bir rnesai de bekleniyordu.P" Dernegin ustlendigi ilk nesriyat foIklor derlerneciliginde yol gosterrnesi arnacryla 1927-1928 yih icinde hazlrlanan Halk Bilgisl Topiayuutarma Rehber adinda bir cahsrnaydi. Rehber, Arnold Van Gennep, Millien ve Hofmann Krayer gibi Avrupah folklorculann folklor yo ntemine dair cizdikleri cerceveden esinlenerek folklorun kapsadlgl alanlarr, kullandlgl yontemleri, "amacmr" ve folklor tur lerine dair derayh bir bilgiyi sunmayi amachyordu, Nail Tan'rn aktardlgllla gore, Rehber'de yer verden fo lklor r ur ler i ya da "kadrolari," muhit, ev, esyalar, sanat ve meslekler , elbiseler , gida, adetler, itikatlar, bilgiye dair halk bilgisi, siir, ternasa, hikaye, rnusiki, raks ve hukuk anabashklari .alunda coplamyorlardi. Bunlardan yalmzca dil, rnuzik ve halk zenaatlarma dair ek bilgiler dernek uyeleri Hasan Fehrni (Turgal), Mahmut Ragip (Gazirnihal) ve Ismail Husrev tarafmdan "izahnarneler" seklinde Rehber'« eklenrnisti.P? Halk Bilgisi

58 lpekkan,

a,g.e., 5.34. Vurgu bana aitrir, Halk Kultu-

59 Bkz. Tan. Nail. 1988. Folldor (Halhbilimi) G,.nc! Bilgiler. Istanbul: nl,s.8.

59

Dernegi'nin hazrrladigi bu ilk yaYlOa ilgi, yaymm dil ve alfabe refcrrnlarmm yapildigi dorieme rast gelmesiyle de artn. 1928 yih icinde ikinci basktst yapilan Rehber'in, yurt capmda daglumml, dil devriminin gerektirdigi derleme Jaaliyetlerine yol gostermesi arnaciyla done min hukurneti ustlendi. Dernek, aym YII, folklorun degi$ik uluslarda tecrube edilen siyasi "Iaydalari," turlu tamrnlari ve tercumelerini ortaya koyan Halk Bilgisi Mecmuasi isirnli bir yilhk cikardi. Bu yilhk, Grand Encyclopedie ve Encyclopedia Britannica'da yer alan folklor maddelerinrn ve Van Gennep'in Iolklor kadrolan hakkmdaki simflandirmasmm da cevirilerini i<;.eriyordu. Halk B[lgisi Mecmua5z'nm yarusira, ve bu sefer daha ziyade halki [oiklor eserlerine ismdirrna arnaciyla Dernek iki yaym daha sundu. Bunlardan ilki, cesitli halk sairlerinden , derlenen kosma, destan, aglt, nefes gibi sozlu edebiyat turlerinin yer aldlgl Se(me Halk Siideri adh bir kitap, digeri ise Faruk Nafiz Carnlibel, Orner Bedrettin Usakh, KKami Kamu gibi sairlerm eserlerinden secilerek hazrrlanan Secme . Memlehet Siirleri'dir. lpekkan'in aktardrgma gore, bu iki yaym Irsat Encurneni'nin egitim faaliyetlerinin bir parcasi 010.rak hayata ge~irilmi~ti. Ayru dogrultuda, Yunus Emre'yi anmak icin yapilan bir toren munasebetiyle Yunus Emre· adh bir brosur de torende daginlmak uzere hazrrianmisti. Brosure, Fuad Koprulu, Ziyaeddin Fahri ve M. Halit Bayri'mn yaz ilartyla, Aka Gunduz bir Iikra ile ve N ecip Fazil do. bir manzurne ile katkida bulunrnusru. 60

itibaren Halh BilgisL Haberleri Bu yeni dergi artik yavas yava$ sayrsi arran yerel derlernelerden crnekler sunuyor, sozlu turler, kultur ve inanclar uzerme makaleler yaymhyor, ve uluslararasi folklor dunyasmdan haberler veriyordu. Degisik vilayetlerde orgutlenen dernek uyelerinin yolladiklan derlernelere de yer veren dergi, 1931 yilma kadar 19 saYI yaymlayarak ciku. Turk Halk Bilgisi Derriegi'nin yeni olusan Halkevleri'ne katilrna karari alrnasi ve ozellikle Fuad Kcprulu'nun Erninonu Halkevi'ndeki Edebiyat ~ubesi'nin basma gecmesi uzerine Halk BiIgisi Haberleri ·1932 yilmdan itibaren Eminonu Halkevi'niri resmi yaym orgam haline geldi. Dergi bu sekliyle 1941 yilma kadar ciku, yaymma 1946 yilma kadar ara verildi ve son uc sayi daha cikararak 1947 yihnda yaym hayanna son verdi. Halkevlerine katilrnadan once, Turk Halk Bilgisi Dernegi aym zarnanda, dilbilim, halk dansi, bilmece ve inanclar konusunda rnalzeme yaymlayan Turk Halk Bilgisine Ait Maddeler ve Turk Halk Bilgisine Air Tetkikler isimli iki kitap serisinin de yaymim usrlenrnistir." Tetkikler dizisinde yayrnlanan Ahmet Caferoglu'nun cahsmasi daha ziyade dil bilirnle ilgiliyken, Maddeler dizisinin kitaplan oyun, zanaat, bilmece, dugun. rnani ve inanclar gibi Iolklor turlerini kapsiyordu. Yayinlarmm yamsira , Turk Halk Bilgisi Dernegi, tuz ugllnde vaadeuigi yogunlukta olrnasa da bir dizi konferans duzenlerneyi de ihmal etmez. Bu smirh sayidaki konferansa, Ahmet Harndi, Yusuf Akcura ve Necip Asirn gibi devrin onde gelen aydmlan kanlrmslardir. Ironik bir sekilde, daha
adryla bir sureli yayrna giri;;tigi gornlur.

Dernegin 1929 yilmdan

60 Bkz, Bayrr, M.Halit.1952. "Halk Bilgisi Dernegtne Aid Hariralar: Konferanslar, Torenler, Ankerler, Derlerne Seyaharleri," Turn Folklor Ara~llrmalan, sayi 31. - 5.489. Bayn, burada Necip Fazrl'm kendi manzumesinin brosurde basrlmasi karSlllgl telif istemesinden "mureessir" oldugunu ifade ermeden gecemez.

61 Bu yaymlann tam lisiesi rein bkz. Dlkut~lr, M. Sakir, 1973. Cwnhuriycfle Birlihu Tiirhiye·dc follllor ve Etnografya Call$ma!an. Ankara: Basbakanhk Ku lrur . Muste.sarltgl, 5.41-42; Ipekkan, a.g.c., s.37 . 61

60

so nralan Turkiye'de kurulan ilk Halk Bilirni kursusunun kapanmasmda en 6nemli ro llerden birini oynayan Resat Sernsettin de dernegin davet ettigi ko nusmacrlar arasmda yeT ahr.62 Turk Halk Bilgisi Dernegi, nizamname ve talirnatnamelerinde hedefledigi yaym ve konferans tun} faaliyetlerinin yamsira, cahsmalan arasma saba gezileri ve anket arastrrrnalaTIm da katrmstir, Dernegin bu alanlardaki faaliyetleri hakkmda geni~ bir bilgiyi M.$akir Ulkutasir'm 1972 yilmda yaymladlgl ve Turkiye'de Iolklor tarihcesini ele alan kitabmda bulmak mumkundur.P Buna gore, Dernek belli bir anket forman hazirlayarak halk arasmda ya~ayan belli inane ve geleneklerin derlenrnesinde oncu olrnustu. Bunlardan "ay" ve "isimler" uzeririe yapilan anketlerin sonuclarrna dair derlerneler Muhit ve AtS1Z dergilerinde, baska bolurnlerse Halh Bilgisi Haberleri'nde yaymlanrmstt.v' Ancak dernek faaliyetlerinin belki de en onemli katkilanndan biri Anadolu'ya yapilan arastrrrna gezileriydi. Olkutasir bunlardan ilk ikisinin uzeriride oriemle durur, ve her iki gezide de Abdulkadir Inan'm varhgmm bu arasnrma gezilerinin bi limse l kalitesi ni nasil b ehr ledigini vurgular. 1929 yilmda, 15 Agustos-27 Eylul tarihleri arasmda gerceklestir ilen ilk gezide Trabzon, Rize , Gumushane ve Erzururn'a gidilmi~ ve buralarda ates ve ocak, cobanlik ve coban turkuleri, hayvancihk ve a$lk oyunlanna dair halk gelenek ve inanclari derlenmisti.F' Ulkutasir, "Raper" adi alt mda

toplanan bu gezi sonuclan hakkmda "folklor maddelerinin secilis ve toplams sekliyle bunlann toplarns, tasnif ve degerlendirilmesi takdire deger" ifadesini kullamr.P lkinci bilimsel gezi ise 1931 Ternrnuz ve Agustos aylan i~inde Gaziantep ve dolaylannda, Ali Riza Yalgrn, Sakir Sabri ve yine Abdulkadir Inan'm katilimla nyla gercekiesmistir." Bu gezi hakkmda kapsamh bir raper yaymlanrnarnakla beraber, Halh Bilgisi Haberleri'nde gezinin yapihs sekli, alam ve toplanan rnalzemenin mahiyeti hakkmda klsa bir haber yaymlanrmsnr. Bayri, bu gezi notlannm ilki gibi derlenemernesini Abdulkadir lna n'm Turkiyat Enstitusu'ndeki yogun islerine baglar ve bu geziden cikan verilerin dagmlk bir bicirnde A.lnan, H.Alparslan ve Ali Riza Yalgm imzalanyla Halk Bilgisi Haberleri'nde yer aldigim da ekler. Ulkutasir'm belirttigine gore, bu ikinci gezi ozellikle keylerden malzeme toplarnaya gayret etrnesiyle dikkat ~eker.68 Halk Bilgisi Dernegi'nin diger iki gezisine dair bilgileri Bayn ve Ipekkan'm makaleleri nde bulmak murnk undur, Buna gore, Derriegin ucuncu gezisi Musfika Inan tarafmdan 1931 yili icerisinde Maras civarmda yapilmis ve yine kitap seklinde degilse de Hall«. Bilgisi Haberleri'nde yaymlanrmsur, Balikesir, Smdirgi ve Dursunbey bolgelerine yapilan son gezi ise MiHalit Bayn, Yusuf Ziya Demirciojrlu ve H.Turan Daghoglu tarafindan yurutulrnustur. Bu geziden toplanan veriler 1939 yihnda Emi noriu Halkevi tarafmdan basrlan Mehmet Halit Bayri'mn Halh Adetleri ve Inanmalan adh kitabma kaynak saglaml$tlr.

62 KonferansJann
63 Bkz. Ulkurasn; nografya

ve konulanrun

lam bir listesr icin bkz. lpekkan, a.g.e., s.38.


Birlihre Tudliyc'de Folhlor ve Et66 Bu Raper, M(iste~arhj!;l,

M. Sakir. 1972. Cu.mhurjyet'le

Ca\I~llta\an. Ankara: Basbakanhk Kuitur

s.37-44.

64 Bkz. Ulkutastr, a.g.e.; lpckksn,

a,g.e.,

sayl41-Sl.

Bayn'nm aktardigma gore 1930 yilrnda /. l1mi Seyalwla Dair Rapor adi alunda Abdulkadir lnan tarafmdan kale me almrnrs ve 66 sayfahk kucuk bir kitap halmde nesrolunmustur.

65 Bayri ve Ipekkan gezilen yerler arasmda Ulkatasir'a sankale'den de bahseder,

ek olarak Bayburt ve Ha-

67 Bayrt gez ilen yerler arasmda Nizip ve Kilis'i de sayar, 68 Olkul<L.Slr, a,g.e.

62

63

Halke~lerinin acilrnasiyla birlikre bagimsiz bir dernek olarak kalma luzurnunu gormeyen Turk Halk Bilgisi Dernegi, 1932 yihndan itibaren Halkevlerinin bir parc;:asl 01arak faaliyetlerine devam etti. 1946'da, dernegin kuruculanndan bazilanrnn gayretleriyle yeniden aym isim altinda yasatilmaya cahsilsa da kurulus gunlerinin enerjisi tekrar yakalanamadi. Halkevlerine katilma karanmn altinda biraz o dcnemde devletten bagimsiz bir kultur kurumu olarak kalmanm pek de rnumkun olrnamasi, biraz da Ziyaeddm Fahri'nin doktora yapmak uzere Fransa'ya gidisiyle islerin yavaslarnasi ve Bayri'rnn deyimiyle dernegin gene! merkezinin uc yil suren "suskunlugu" oldugu ileri surulebilir. Halkevlerine kaulma karannm 0 doriemdeki dernek baskani Ishak Refet imzah bir resmi mektupla uyelere bildirilmesmi M. Halit Bayn bu karann "toplanacak genel kongre" tarafmdan ahnrms olrnamasi nedeniyle elestirtr" Turk Oil Kurumu bir ro lu olmasa da biri olan dil ve alfabe reformlannm uygulama asamalarmdaki derlerne ve yaytn faaliyetleri dolayisiyla Curnhuriyet kultur kurumlan arasmda Turk Dil Kurumunu do. anmak gerekir. 3 Kasim 1928'de, Cumhuriyet hukurnetinin "Turk Harne~i Hakkindo. Kanun" ile yeni alfabeyi kabul ermesi ve bunun uyguIanrnasi icin yurt capinda bir kampanya baslatmasiyla birlikte, dil reformunu destekleyecek temel bir kurum olarak planlanan "Turk Di li Tetkik Cemiyeti" Ternmuz 1932'de kurulrnustur ve Ataturk'un kisisel fonlanyla desteklenmisFolklor Curnhuriyet rejirninin ternel reforrnlarindan
69 Bkz, 8ayn, M,Halit. 1952, "Halk Bilgisi Dernegine Aid Hauralar: Son Safha," Turk fol klor A ra.$tI mlal an, sayt 36, s.4 70. 64

l,
ti

Turk dilinin koklerinin arastmlmasi hususu temel bir konu olarak ortaya cikar. 11k kurultaym ardindan, Ce:miyet uyeieri, (1) Dilbilim ve Filoloji, (2) Etimoloji, (3) Dilbilgisi-Sentaks, (4) Kelime Bilgisi-Tenninoloji, (5) Derleme ve (6) Yayin birimlerini kapsayan alu farkh bolumden olu$an Urnumi Merkez Heyeti'ni kurmaJ1 kararla§nrdllar.
Turk Dil Kurumu'nun iki ana arnaci vardi: arastrrrna ve reform. Kurumun arastrrrna faaliyetleri ulusal srrurlarm icinde ve dismda konusulan gunumuz Turkc;:e'siyle esk i Turkce'yi kapsayacaktl. Derleme Bolurnu, enerjisini Anadolu'dan ve eski yazih Turkce kaynaklardan malzeme toplamaya vakfedecek, Dilbilim-Filoloji bolurnu ise oriu diger dillerle kiyaslayacak, ve son olarak, Etimoloji Bolumu, toplanan rnalzemenin kokenlerim ara~tH'acaktL Reforma yorieiik faaliyetler icinse, "Kelime Bilgisi-Terminoloji Bolurmr," arastirrnacilar tarafmdan saglanan malzemeyi ulusal bir sozlukte toplayacak, "Dilbilgisi-Sentaks" Bolurnu bu yeni olusrurulan ulusal dilin kurallanm yazrnaya baslayacak ve "Yaym BolumD." bu arastmnalann basim ve dagItlmlyla ilgilenecekti, Daha sonra cia gOnllecegi gibi, Halkevleri agl ve ' onlarm Dil ve Edebiyat Subelerinin yerel dii orneklerinin toplanrnasi yonundekt Iaaliyetleri de Turk Dil Kurumu'nun arasnrmalarrna katkida bulunacakn_

tiro 26 Eylul 1932'de toplanan ilk kurultaymda

ar as nrmalarmda

dogr udan

Kay Enstituleri muessesest olmasalar da, Koy Ensrituleri, ayhafizada edindikleri yer, son doriern Osmanh entellektii.ellerinin ba~lattlgl Koyculuk hareketine kadar uzanan kokleri, ve kay duyarhhgrrn "rnesrulasnrrna" islevlenyle, "halk bilgisine" dolayh yoldan da olsa katklSl olmus olan egitim kurumlandlr. Erken Cumhuriyet
nen Halkevleri gibi, toplumsal
65

Bir arasnrma

Do neminde, Toprak Reformuyla paralel olarak uygulamaya konmasi planlanan Kay Enstituleri yasasi 1940 yihnda cikn. "Sebeb-i mevcudiyetlerine'' clair anlasmazhklar ve tarnsmalar 1946'dan itibaren basladi, 194 Tde bir yasayla isleyisleri degi~tirilirken, 1954 yilmda da resmen kapatrldrlar. Koylerden, koyluleri egitecek "key ogretmeni" yetistirmek amaciyla Iormule .edilen egiti.m prograrnlannda Turkce, tarih, cografya, yurttashk bilgisi, tabiat ve okul saghgl bilgisi, yabanci dil, ulusal oyunlar, muzik, askerlik, ev idaresi, <;:0cuk bakirm, egretrnenlik bilgisi, tanm isletme ekonomisi ve kooperatifcilik gibi konulan kapsayan "kultur dersleri," ziraat, kumescilik, ancihk, bahkcihk gibi konulara egilen "tanm dersleri," ve demircilik, nalbanthk, rnarangozluk, betonculuk, dulgercilik ve bicki-dikis konularrru kapsayan "uygulamah teknik dersler" vardi."? Yanh olarak duzenlenen Key Enstitulerindeki egitimden gecen "enstitululerden" bir kisrm ogretmen olarak cahsirken, onemli bir kisrm da edebiyat alanmda urun vererek "kay rornarn" akumrun onde gelen isimleri oldular." Koyu ve keylUlugu yucelten ve key yasarmnm Iarkli gerccklerine dikkat ceken soylemiyle koy edebiyati, koyde halk yasammin tur lu cephelerini konu alan folklor derlernelerinden Iarkh, ama "kaye" dair bir se.sin, okuyucusuna folk lor derlemelerinden co k daha yaygm olarak iletildigi bit yazlll tun} olrnustur, Dogrudan folklorla clan ilgisi, 'Koy Enstitu lule rin hatiralarmda, yOgunlukla bir tur sabah egzersizi olarak yaprlan toplu halk oyunu icralaridir. Key Enstitulu yazarlardan Mahrnut Makal bu konuda soyle bir tasvir yapar:

r
r

"Key Enstitulerinde gunluk yasarn, kalk kampanaxj., run ala safak vurffiaSlyla ba~lardl. Sogugu, slcagl, kist yazr hep aymydi, Yatakhklarda canlanma, alanlarda kaynasrna, derken halaya ve tOrkuye donusordu. Mandolin ve akordion sesleri karst tepeleri cmlarrnaya, bi.n kistden olusan bir halka, hey heylerle birlikte rek bir ayak, tek bir kol gibi halay c;ekmeye coktan ba$laml$Ur. Ruhun ve bedenin gercek egitirni olan bu coskulu surede Sivas aglTtamasmdan tutun Tavas ' kirrnasmj, kadar akhmza gelebilecek ne kadar oyun varsa, HarmandaiIslyla, Bengisiyle oynamrdi. Sonra buyu k a1anda toplamltr, is ve ders yer ierine gidis baslardi.v'" .
Koy Enstinl1erinin kapanlma tartl-$malanndaki ger k _ iler e ce. Ier, 1 enid e e 1e ahnacak olan Halkevleri ve Ank .. ara U-, rnversjtest Dl1 ve Tarih-Cografya Fakultesinde acilan Folklor Ku _ SiiSii~u~. k.apanl~a.lanmn ardmda yatan nedenlerle yakl~dan llgdld~r. Bu iki kurum gibi, Key Enstituler: de, 1946 sonrasi cok parrili. h~yata gecis surecinde yasanan kutuplas~a~ar arasinda, nulli degerlere onem verrneyen bir nesil yetistirrnek, solculara yuva olrnak gibi su~lamalara hedef 01dular, ve 1954 yihnda DP hukumeti tarafmdan kapatlldllaf.

70 Bkz, M.akal , Mahrn ut. 1990. Kay Enstitii lcri ve Glesi. Istanbul: Cagda$ yay inIan. 71 K6y edebiyau lie ilgili daha detayh bi[gi icm bkz. Bayrak, Mehmet. 1978. Kay Enstitiilii. yazarlar ve Ozan]ar: Incdeme-Antoloji, Ankara: Doruk Matbaacihk. 72 Bkz. Makal, a.g,e., s.56.

66 67

',:\

.HALKEVLERi VE FOLKLORUN MiLLiLESMESt

Cumhuriyet donerni kurumlan arasmda Halkevlerinin taplurnsal hahzarmzda ozel bir yeri vardir, Kimileri icin "aYIP11kvardi, gitrnezdik" diye arulan bir resmi mekan;" kimileri icinse, 6zel ve kamusal alan arasi "hayat degistiren" bir kurumdur" Halkevleri uzerine yazrlmis olan litera tur, bugune kadar daha ziyade bu kurumun faaliyetlerini yakindan tamyan, onlara bizzat kanlrms alan kisiler, hatta resmi gbrevliler tarafindan. yaztldi, Halkevlerine kisisel hatiralan ile bagh olmaktan cok tarihsel bir merakla bu kuruma yaklasan arastirmacilar icin de bugun en temel kaynaklan kuskusuz hem Halkevlerinin hem de Cumhuriyet Halk Partisi'nin kendi yayinlan olustururlar. Bu tabla icinde, Halkevled rarihceleri bugune kadar hep bu kururnun bizzat yorie73 Sahure Serdaroglu'yla soylesi, Agustos 1996, Tirebolu, 74 Halkevlerl hakkmda romantik izlenimier icin bkz. Kansu, Ceyhun AWJ. 1974. "Halkevlerinin Kaynagi," AtaWrll ve Haflll:vleri. Ankara: TTK Basrrnevi, s.8487; Ege, lskender Cenap, 1966. "lkinci Birlesirn, Besinci Ot ururn, ~ Toplum Kalhlnmasl Hamlemizdc HallU'vleri Semineri. Ankara: Halkevleri Genel MakeZi,5.91.

69

ticileri ya da "kanhmcilan"

tarafmdan

hikayelenmi:;;tir.

Ne

ge~irecek sanatsal

ve kulrurel

faaliyetleri

baslatrnak

ve yu-

var ki, yazih kaynaklarla kendisini bugune ileten bu resmin dismda, Halkevleriyle organik bir bag kurarnarms olan genis bir kitlenin varligrrn da unutmamak gerekir. Bugun yavas yava~ birikmeye baslayan sozlu tarih anlatilari ve yaymlanan bazi haural.ardan da anl.a~llacagl uzere, yerel halkin Halkevleri faaliyetlerine katihrru oraya tavmle gelmi:;; burokrat ve memurlara oranla oldukca du~uktu.75 Bu durum, esasen, Halkevleri rarihcesini yazarken cok onemli bir noktaya do. isaret eder: Halkevlerine

rOtmekti. Bu ikinci misyonun lemi Banh kulrur formlanm

kendi icindeki

en oriernli iki-

tamtrna ve yaygmlasnrma cabalanni, bir milli kultur repertuan olusturmak icin yerel derlernelere olan bagrmlihkla uzlasurrna zoruriluluguydu. Bu baglamda, Halkevlerinin kulturel reforrna yonelik Iaaliyerleri Ziya Gokalp'in "hars' ve "medeniyet" kavrarnlarmm yo.$arna gec;irilmeye cahsildigi bir proje olarak da gorulebilir. Halkevlerinin Kurulu~ Sureci ve Yaprtanrnast
Halkevlerinin belirrilir. altmda gutlenmenin resmi Turk 1931'de kuru lus tarihi yonelik Ocaklan'nm olarak 19 Subat anlanlarda 1932 o larak bu yeni orsonra, onlara Kurulus surecine

kaynh olmayanlann

ya da
iliski biz-

Iaaliyetlerine kaulmayanlarm bu kurumla kurduklan de ozunde bir "tamrna" iltskisidir. Yani, Halkevlerinde zat gorev almmasa veya yeni rejimi ternsil eden

bu kuru-

mun Iaaliyet alanlanna dogrudan kanhm olmasa do. genelde Halkevlermin bulundugu kasaba veva sehir halki tarafmdan bu kuruma dair b ir bilgi birikimi Halkevlerinin kesiminden "duyma" veya topl adt"gozlemleme"

biraz da belli bit bask! vurgulamr.

fesih karan verrnelerinden o lustugu hayata gecirilmesi Turk Ocaklan'nm

bir tur alternatif

Buna gore,
ve kulturun yeter'siz kalbu
Si5-

yoluyla olusuyordu"

Dclayisiyla. bir "Hal-

kevleri bilgistnin"

keridi bunyesinde

Cumhuriyet reformlannm millilestiri lmesi surecinde mast, daha iyi denetlenebilir rolleri ustlenmesini yetin henuz ve kendi politikasi kendi

gl

izleyict-kaulrmci

daha geni-? bir ago. ulasngi-

m dU$unmek pek de vamluci olrnaz. Haikevien iki onemli misyonla faaliyete ge<;tiler. Bunlardan ilki Turk Ocaklan ve Koyculer Cemiyeti gibi kokleri Jon Turk Devrimine kadar uzanan bir sosyal reform misyonuydu. Digeri ise yeni devletm Batlhla-?ma projesini pratige

zorunlu

yeni bir kururnsal yapmm kilrrusn. Aynca, cok partili basarisizhk tam olarak edernedigine "Curnhuriyet'in

terne gecisin daha ilk denernesindeki kurumlarmi konsolide deyisiyle.

Cumhuriediyorcikari-

oturtarnadigma de isaret 1930 sonrasi

yaplsml
buyuk

duo Kernal Karpat'in

olcude Serb est Ftrka deneyiminden

75 Bkz. Beysanoglw, Sevket. 1996. "Amlanmda Diyarbaklr Halkevi," l<cbiJu(, )'II 2, sayt 3,5.161-167: Yuksel, Ahrnet. 1996. "Merz ifcn Halkevi ve Tasan Dergisi," Kebike" y,l 2, say' 3.5.169-188; Varhk, Bulenr, 1996, "BDzoh: Yozgat Halkevi Dergisi Bibliyografyas,," Kebilu~, yll 2, sayt 3. s.193-198. Benzer bilgiler Sahure Serdaroglu ve Nezihe Karahasanoglu He yapllan soalu tarih arasnrrnasmda da ortaya Clkml$ur (AguslOs 1996, Tirebolu). 76 Bu konuya clair degisik gozlemler icin bkz. Yuksel, Ahrnet. 1996. HMerz,fon Halkevi ve. Tasan Dergisi," l<ebihe~, yrl 2, say' 3, 5.169-188; Varhk, Bulent 1996. "Bozol!: Yozgat Halkevi Dergisi BibliyografYa5I," Kebihec )'II 2, say) 3, s.193-198. 70

Ian dersle belirlendi: Buna gore, daha derin sosyal ve ekenornik onlernlerle desteklenmeyen siyasal bir reforrnun yasarna sansi yoktu."?' Esasen, ozellikler 1930'lar Avrupasi icin, zarnan arnaciyla zarnan pararniliter bir kalkmde tasiyan, arna daha ziyade roplumsal orgutlenmesi

rna hamlesinin

kuru lmus olan bir

77 Karpat, a.g.e., s.58-59. 71

teskilatlanma modeli oldukca .revactaydi. Bu nokta, Halkevled tarihcesi uzerine calismalarryla tan man AmI Cecen'in Halkevlerinin kurulus surecmi ele alan anlatisrmn kurgusunda onemli bir husus oIarak belirir. Buna gore, Avrupa'daki bu tur orgutlerin yerinde incelenmesi amacryla Curnhuriyet hukumeti yurt disma yolladigi burslu ogrencilerin gozlemlerinden faydalanryordu. Cecen, ozellikle Vildan Asir Savasir'm Cek sokollan uzerine olan gozlemlerinm ve bu konudaki bir radyo konusmasmm bizzat Ataturk'un dikkatini cekmesi ni Halkevlerinin kurulus asamasrnda bir do nu m noktasi olarak belirtir. Savasir'la bizzat gorusen Ataturk'un onerisiyle , Turkiye'de benzeri bir orgutun causmi rartisrnak uzere bir komite kurulur ve bu komite bir tuzuk onergesini CHP'nin 1931'de duzenlenen Ucuncu Umurni Kongresi'ne sunar, Onergenin onaylanrnasr, devlet kaynaklannm da hizla harekete gecirilmesiyle yururluge konan, ve "Halkevleri" ismini alan bu yeni orgur resmen 19 Subat 1932'de kurulur. . Orhan Ozacun'a gore ise, Halkevlerinin kurulus hikayesi bu tur saptamalardan daha oricelere gider. Her seyden once; yaygm yetiskin egitimi 1932'den evvel de yeni rejirnin gundernindedir. Ozacun burada Ataturk'un 1923 yihnda Medis Reisi sifanyla verdigi bir derneci ornek gosterir, Bunun yamSlU, Halkevlerin in kuruluslarirnn resrnilesme surecinin CHP'nin Urnumi Kongresi'nden ziyade bir dizi "talimatname" sonueu gerceklestiginin de alnm <;ize.r.78 1932 yilmda ilk kez CHF Halkevleri Ta1imatnamesi 01arak basihp dagmrm yapilan bu yaylllln isrninin 1935 baskismda CHP Halkevleri Ogrenegi olarak degistigtru g6ruruz. 1940'Iarda yeniden Halkevleri Idare ve Te$kilat Talimatnamesi olarak yaymlanrms, bu sefer ilk 7 yihn tecrubesi de gozonCmde bulundurularak, talimatnarnenin dili yarunda,
78 Ozacun, 72 Orhan, 1996. "Halkevlerinin Draim," Kebillc<;, yrl 2, sayi 3, $.87-96.

bazt icerik degi-?iklikleri de yaptlrmstrr, Ilk talimatnarne ya da ogrenek, "Halkevleririin Orgut, Yorietim ve Cahsma Ogrenegi" isirnli bit giri-? yazisryia baslar.?? Bu yazrmn daha ilk curnlesi CHP'nin "krlavuz luguvla" vataru kurtardrgi ifadesiyle baslar; bundan so nra yapilacak tum siyasal, sosyal ve ekonomik reformlarm "yeni bir savas ruhu" ile kuvvetlendirtlrnes! geregini vurgular. Buna gore, "son iki u<; asirhk siyasal ve sosyal du~ukluk ve gerileme" gozo nune ahrursa, rnaddi imkan bakirnmdan daha zengin o lan devler orgutlerinin yarusira, daha geni~ tabanh bir halk kultur orgiitune duyulan ihtiyac aciknr. Yazida, ayrica, Macaristan, Cekoslovakya, Italya, Almanya "ve hatta" Ingiltere'de benzer kururnlarrn daha onceden bu maksatla faaliyete girismis olrnalari da ornek olarak gosterilir: "Bu birkac ornek bu alanlarda her ulustan daha cok cahsmak yukumunde bulundugu halde rnaddig ve tinel (rnanevi) araclari cok eksik olan mernleketirnizde ulusal, resmig ve 6zel kuvvetlerin aym erge (rnaksat) uzerinde toplanrnasi luzurnunun degerini belirtebilir. Biz bu alanda baska ulkelere gore fazIa olarak sirndi tarihe gecmis kururnlarin cerniyet yapisuun en derin tabakalanna kadar islernis koklerini sokrnek, curnuriyer ve devrim esaslanm butun ruhlara ve Iikirlere egemen kutsal irian sart.lar i halinde perci.n lernek odev ve yukumu karstsmdayiz. "so Halkevleri agmm ilk subeleri, Ankara, Istanbul, lzrnir,

79 Dilde "rurkcelesrnc" cabalarmm bir ornegi olrnasr bakirnmdan 1940'a kadar yaytn lanan talimat narneler arasmda 1935 bask lSI esas ahnmisur, ve tersi belir[i1medigi rnuddetce ahnular "6grenek" adi verilen bu talimatnameden yapilml$or 80 Bkz. CHP Halkcvleri Ogrenegi, 1935, Ankara: Ulus Basunavi, s.3-4. Vurgu bana aitnr. 73

Bursa, Samsun, rindeki

Adana, Konya, Aydin, Afyon, Eskisehir, hukurnet yetkilileri

Di-

yarbakir, Denizli, Canakkale


konusrnalarda,

ve Van'da acihr. Acihs torenleve CHP uyeleri

r
f

Halkevlerinin siyasi degil de kulturel kurumlar oldugu fikrini ozellikle vurgularlar. Halkevlermin parti uyeligine dayanan bir aynrncihk yapmaksizm her vatandasa acik oldugunun alnm cizen bu soylerr uzun yillar da devam eder, Ba~bakan lsmet Inonu'nun 1935 yihnda Halkevleri'nin ucuncu yildonurnunde,

I I
t

fi

rin roplanrnalarma acik oldugunu belirtir, miligi'nden parti teskilatlarma gonderilen

CHF Katibiumu1 Mart 1932 ta-

rihli ve 23 sayih genelgede


"Halkevi

halkm tam katihrmmn saglanmast yo lunda belli bir ozen gosterilmesi istenrnektedir: acan her orguturnuz acihs zamamndaki
SI-

cakhk ve hareketi

devamh

bir surette

rnuhafaza

et-

Iu'nun bunlara ornek gosterilebihr."


karsm, Halkevlerinin nern talirnatnamelerinin

ya da CHP Genel Sekreteri Cevat Dursunogonyedinci yildonurnunde halka yaptlgl konusmalar Yine de butun bu soyleme kultur ve siyaset arasmda yapuklan bu

megi ve halkm Halkevleri yana olan ilgisini besleyip kuvvetlendirmeyi en onemli odev saymalrdrr ... Butun

yalrnz memlekette tarunrms belli arkadaslarm i~ ve odev almalan ve diger kapasireli. yetisebilecek unsurlarm seyirci kalmalan olrnaz. HalkevHalkevlerinde le ri butun va ta ndas larr birbirine kaynastirarak ve gencleri yetistirerek ulusu kuvvetli bir kutle haline getirmek odevini aldigina gore imkan oldugu kadar cok vatandasa odev vermek ve kapasueli zekalan is-

aymm pek de gercekci sayilamaz.

Her seyden once, ilk doKuru lrnasmda Ge-

"Halkevlerinin

nel Esaslar" adh bolurnunun birinci maddesi Halkevlerini Cumhuriyet Halk Partisinin bir kurumu olarak tammlar: "Halkevinin butun kapilan Partiye yazi h olan veya olmayan aciknr.

basma surrnek oriemli bir yukumdur. Bu genelgede, aynca, Dye devam edilmesi iste nir. Diger nin cahsmasmi arnracak ve olarak bilginler, ogretmenler,

"83

Ancak Halkevi Yo ne tirn Kurulu ile sugbe yonetirn kornitelerinde uye olabilmek icin C.H.Partisine yazrh clmak sartnr. (lsyarlarm bu yonetirn kurullarina kmca yoktur) ." 82 girmelerinde kanunsal sa-

yurddaslara

yazrrmna hie ara verilmeden ilginc bir· nokta ise, "Halkevikuvvetlendirecek vatandaslar mernurlar, doktorlar, avukat-

lar, sanatcilar, [en adamlan ve sporcu genclerin sayilmasi," ve bu nla rm "Hal kevler ini n memlekete yapacagi hizrnet
noktasmdan uygun ve yurnusak izahlarla sevklendinlmeleri"nin tavsiye edilmesidir. Ne var ki, bu noktanm bir aytnrncihk yaratmasi

"Mernurlarm yonetirnde olmalannda sakmca yoktur" ifadesi, Halkevlerinin yerel kauhmcilardan cok tayin yoluyla oraya gelmis olan devlet burokratlan , mernurlar ve ogretayakta rutuldugu dusunulecek olursa neredeyse ironik bir hal alu. Onbesinci madde de Halkevleri salonlannm parti prensiplerine aykiri olmayan veya baska siyasal partilerle ilgili bulunmayan butun

menler tarafindan

ihtirnaline

karst da hemen

soyle bir ekle-

me yapilrmsur:
"Okumasi ve bilgi derecesi ne olursa oIsun butun vatandaslar Halkevi bakirrundan ayni derecede degerli mernleket cocuklaridir. Halkevleri bunlarm hepsini kendi canst altrnda toplarnaya

ulusal cemiyetle-

81 Cecen, a.g.e" 5.6, 226. 82 Bkz. CHP Halkcvleri Ogrenegi, 1935, Ankara: Ulus Bastrnevi, s.5. "lsyar" cugu ozturkcede "rnernur" kelimesinin yerine dusunulen bir alternanfn. 74
SQz.

cahsmahdir.

Halkevi

83 Bkz. a,g.t.,

s.20.

7S

gercekten (halkm evidir) bu ruh her zaman egemen olmalidir, Bu sebeple Halkevlerinde bir kisim vatandaslan otekilerine ustun tutmak fikri yer bulmamak icin yakmda ayn bir baskanhk divarn karan bildirilecektir.v'" Bu konuyla ilgiIi olarak ilk doriem talimatnamelerinde, Halkevleri nezdinde kimsenin "imtiyazh" olamayacagi vurgulamr. Talimatnamenin ondokuzuncu maddesine gore, "Halkevleri toplannlarmda bulunacaklar icin ozel yerler aynlmaz ...Toplannya gee gelenler yer bulamazlarsa ayakta duru rlar" denir. Bunun en onemli istisnasi Cumhurbaskarn, Meclis Baskam, Basbakan ve yerel ida renin basmda bulunan devlet yoneticileri He 0 yerin "en buyuk kornutaru'tdir." Vatandaslar arasi sosyal statu bakimmdan bir aylnm yaprnamaya duyarh gibi gorunen b\l ifadelerm hernen pesi sira ozellikle kadmlarm kanlurum temelinden etkileyecek soyle bir madde gelir: "Halkevleri toplanmalarmda. ve g6steritlerde kucuk yasta cocuklar bulunrmyacaklardir, Halkevleri cahsmasimn eglence ergesine degil yetisme ve yetistirrne gibi yuksek bir ideale yurumesine gore baysalhgl ve duzerii bozacak, gurultu yapacak cocuk unsu runa Evlerimizde yer verilrnemelidir, Bu fikir sert ve kmci bir yolla taptanmaktan ziyade sefkatle ve sebepleri anlaularak halkrrmz bu sekle ahstrnlmahdrr.t'" Aym genelge Halkevlerinin merkezle olan iliskisine de acikhk getirmeye calisir. "Ankara Halkevi yalmz Ankaranm
84 Bkz. a_g.c., s_2i. 85 Bkz, «.g.e.. 5_7. 86 Ag_t'., s.22. Erge, "rnaksat ," baysalhk "sukunet," rnek" anlarnmda kullarnlrmsur. Vurgu bana ait tir. 76 ve taptanrnak "tatbik edil-

,
! i
1

!
i ,
I

I-

Halkevidir" ve "Halkevlerin in genel merkezi ycktur, Her Halkevi kendi bulundugu yerde cahsir" seklinde ifadeler 01sa da, 1930'lu yillarda cikan tum talirnatnamelerde Ankara Halkeviyle ilgili ozel bir madde g6ze carpar. Orriegin, "Esaslar" bolumunun ucuncu maddesinde Ankara Halkevi ba~kamnm ve butcesinin nasil belirlenecegi ozellikle aciklamr ve Ankara Halkevinin dogrudan dogruya Genel Sekreter He yazrsarak raporlanrn oraya gonderecegi de eklenir. Bu anlarnda, Ankara Halkevinin resrni bir merkez olmasa da diger $U beler icin bir model islevi oldugu aciknr Ayru dururn, yaym organlannm politikasmda da gozlernlenebilir. Ankara Halkevi dergisi V1ku'nun belli bir standart oturtma51, hatta baska Halkevi dergileri ve faaliyetleri hakkmda gorus bildiren yazilar yaymlamasi da Ankara Halkevinin bu gayn-resmi denetlerne rolune ornek olarak gostertlebilir." Ilk talimatname, her Halkevi icin bina bulrna, doserne, giderleri saptama ve hatta Halkevi butcesini kontrol etrne yukumluluklerini CHP'nin 0 yerlesim yerindeki yonetim kuruluna verir, Bu talimatnamede belirtildigi gibi, her Halkevinin kendi icinde dokuz faaliyet alam esas almarak yapilanmast ongorulur; ne var ki uyelere bu Iaaliyetlerden yalmzca ucune kanlma imkam verilir, Talimatname, ayrica, kent deg1$tirenlerin yeni bir Halkevinden digerine nasil gecis yapacaklan gibi bir detayi da duzene koyar. Her subenin kendi talirnatnamesi olmakla birlikte faaliyetler 0 Halkevinin yonetim kurulunun onaymdan gecme zorunlulugundadir. Subeler, aynca, faaliyetleri hakkinda duzenli "defterTer tutarlar, Talimatnarnede yeni bir Halkevinin ancak en az uc subeye sahipse acilabilecegi, ve bu subeleri barrndiracak clan bina, para ve maddi araclardan olusan altyapuun da temin edilrnis olrnasi gerektigi yazrhr,
87 Ozacun, a.g.e.; Varhk, Bulent. 1996. ~Bozoh: Yozgat Halkevi Dergisi Bibliyografyasi," Kebike(., yil 2, sayi 3,5.193-198.

77

11k doriern talimatnamelerinde ucuncu bo lum "Halkevi Subeleri "rie ayrilrmsnr. _194~ yihndaki yeni duzenlemeye kadar dokuz sube ve faaliyet alanlari soyle be lirlenrnistir: (1) Dil, Tarih ve Edebiyat Subesi, (2) Guzel Sanatlar Subesi, (3) .Iernsil Subesi, (4) Spor Subesi, (5) Ictirnai Yardim $ubesi, (6) Halk Dershaneleri ve Kurslar Subesi, (7) Kutuphane ve Nesriyat Subesi, (8) Koyculuk Subesl, ve (9) Muze ve Sergi $ubesi. lsimlerinden de anlasilacag: gibi, Halkevlerinin Iaaliyetleri iki ana bolumde toplarnyordu: yetiskin egitimiyle sosyal reformu ongoren subeler ve sanatsal ve kulturel canlanrnaya katkt yapmasl dusunulen subelcr." Omegin, Ictirnai Yardim, Halk Dersaneleri ve Kurslar He Koyculuk subeleri bu ilk kategoride yer ahyorlardi. lctirnai Yardirn Subesi, bolgesinde yardirna mu htac olanlan bulacak, yoksullara ubbi yardim ulasuracak ve saghk konulannda halki egitmeye. yaIisacaku. Bolge .insanlanru bu yoride cahsrnalar yapmaya
tesvik etrnek, onlan orgutlernek ve issizlere i~ bulmak gibi

r ,
n .

Kulturel alanda faaliyet gosteren subelerin

basmda

ise Dil,

Tarih ve Edebiyat subesi geli.yordu. Ayrn yil kurulacak

olan

Turk Dili Tetkik Cerniyeti ile birlikte Dil Reformu'nu gercek-

I
I
I

!
t

I
I

I
1

l~tirme hedefine yardrmci olrnak uzere planlanan bu sube, temelde yerel dialektler uzerine arasnrrnalan destekleyerek, _ vetenekli arasurmacilan ve sanatcilan bu tur cahsmalara kanlrnaya tesvik ederek, bu bilgileri konferans ve yaymlarla yaygmla$tmnaya cahsacakn. Dil reformu, 0 yillarda, devletin 6nemleuzerinde durdugu bir konuydu. Milli Egitim Bakam Dr. Resit Galip'in deyisiyle, Turk dili, edebiyan ve tarihi "yabanci unsurlann tesir ve istilasmdan en fazla masun bulunrnak lazim gelirken, en- surekli taarruzlara ugrarrus, ve en derin yaralar almis milli kultur muesseseleri" olarak g6n}Imekteydi." Bu dogrultuda. Halkevleri talimatnamelerinde de belirtildigi gibi yerel derlernelere baslarnlrnasi esasu:
"Dil, tarih, edebiyat sugbesi ana turk dilinin halk arasmda yasayan kelimeleri, terirnleri, eski ulusal masallan, atasczlerini arasnrip toplar. Ulusal tari hin yersel evrelerine, en cok -eger varsa- cevendeki gocebe turk oymaklan aras mda o lrnak uzre bu tu n eski ulusal anane ve gorenekleri inceler, "90

koriu lar da subenin gorevleri arasmdaydi, Halk Dershaneleri ve Kurslar Subesmin en onemli gorevi ise yetiskin eginmine yonelik okuma yazma kurslan ile yerel ihtiyaclara gore saptanrms mesleki kurslar acrnakti. Koyculuk Subesi ise , koylere, iht iyaclart olan nbbi ve sosyal yardirm ulastrrip boylelikle koylu ile sehirli aydm arasinda bir kaynasma saglarnayi hedeflernekteydi. Sube, koylere sosyal ve nbbi yardim ulastrrrnak uzere duz en lenen seyahatlerin yarusira,

Halkevlerinin sanatsal faahyetlerini de koylerde sergilemeyi arnachyordu. "HIZh ge lisrne" gosteren koyler de, aynca, Koyculuk Subesi tarafmdan taltif edilmekteydi.

dogrudan Iolklor derlemelerinin yapilrnasi bakimindan Hal kevle rini n en o nernli bir imlcriydi. Bu der le mele rin buyuk bir bolurnu Halkevleri dergilerinde yaym lan di la r, yaymlanmayan kisirnlarrysa dosyalar halinde arsivle ndiler. Bu de rlerne ler "tur-merkezcil" bir anlayisla yapihp derlenen kisilere yer
89 Bkz. Soyle-v!er 1932-1941, C.H.P. Gene! Sekreterligi Halkevleri VI: Halkodalanrun Onuncu Yildonumu Yaymlanndan, 1942, Ankara: Recep Ulusoglu Bastmevi,s.76.

Dil , rarih, edebiyat subeleri bir bakima

88 Halkevleri subelerinin faaliyet alanlanmn nasi! tammlandrgi ilk doncrn talimatnamderinde bulunabilir. Bkz. CHP Ha!hevle-ri Ogrenegi, 1935, Ankara: Ulus Basuuevi, s.10-19. 78

i
t

90 Bkz. CHP Halluvleri 6grenegi, 19J5, Ankara: Ulus Basrmevi, 5.11. Ceven "muhit" anlammda kullarulrrusnr.

79

verrnemis o lmakla birlikte yine de yerel 56z1u edebiyata karsi belli bir ilgi ve bu soz lu malzernenin tespitine yorielik bir bilinclenme yaranlmasmda etkili oldular. Kutuphane ve nesriyat subesinin t-ilimatnamelerdeki ·tarurm daha co k Halkevlerinin kutuphanecilik islevine yer verir, Buna gore, hangi yaymlann izlenecegi Gen-yonkurulca belirlenir, Ulusal kulturu besleyecek yaymlan c;ogaltmak ve okumayi sevdirmek icin turlu tedbirler almmasi ongoruIur, Bunlann arasmda, mahalle kahvelerinde ve uzak koylerde sesli okurna gunlerintn duzenlenrnesi, yuklu bir yaym bagismda bulunanlann istmlerimn kutuphanenin gorunen bir yerine asilmasi gibi maddeler vardir. Resit Galip'in deyirniyle, her Halkevi'nde paraslZ olarak hizrnet veren bir okurna salonu bulunmasi "Halkevlerinin ilk tesis sartlarmdan" sayihr.?' Bu subelerin zamanla daha buyuk onern kazanan islevi kuskusuz yerel Ha lkevi dergilerinin cikrnasmdaki katkilan olrnustur. CHP'nin Halkevleri Burosunun basmda bulunan Necip Ali Kucuka 1933 yilmda bu koriudaki g6zlemlerini soyle ifade etmistir: "Vilayetlerde cikarilacak mecrnualarrn muhitlerinin ictirnai ve iktisadi ihtiyaclanru tetkik etmeIeri ve muhire mahsus dil edebiyat tetkikleri nde bulunmalan luzurnu kendilerine bi ldir ilmis tiro Bundan baska muhtelif istikametlerde yapilan tetkikaun monografi veya bul ten halinde nesrinin daha ameli o lacagirn dusunrnekteyiz. ,,92

Halkevlerinde bilgi derlemeye ve yaymaya yonelik diger bir sube de: Muze ve sergi subesiydi. Turk Ocakiari'ndan beri hep gundernde olan yerel etnografi muzelerinin alryapisim olusturrnaya yonelik bu faaliyetler de folklorun rnateryel kultur alaruna iliskin derlemeler yapmaYl planlarnaktaydilar, Halkevleri talimatnamesine gore muze grubunun amaclanrnn bir kismi soyle belirlenmi..?tir: "Verit veya para imkam varsa sattn alma sure tile tarihig degeri ohm eski yazilar, kitap 'kaplan, tezhipler, divanlar, rninyaturler, <.;iniler, hahlar ve nakislar gibi ulusai ku ltur belgelerile eski ulusal krliklar, oyah yazrnalar, cevreler, eski krliclar, yataganlar, tufenkler, tabancalar ve her turlu stlahlar, sedef, altun, gurnus vs. kakmalar ve oymalar gibi turk e:tnografya belgeler ini to~lamaya calrsrnak yolu il e yersel m uz.e lerj n genislemesme ve kuru lrnasma hizmet eder.,,93 Subenin diger faaliyetleri arasmda yoredeki eski eserleri tesbit etrnek ve forograflamak da vardi, Resit Galip'e gore, "Eski medeniyet eserlerin! korurnak, orilarm kryrnerlerim bilmek medenilik $iarlanndan"dl ve bu subenin en o nemli hiz meti "iz brrakmadan kaybolup giden mi lli etnografya vesikalanm araYlp toplarnak'tdi. Resit Galip, aynca, pcpuler resimlerin sanatsal olarak zayif kaldiklarmi da vurgulamaktaydi: "Bir tarafran hakiki sanatkarlanmlzm eserleri ve krymetleriyle tamtmak muskulatr icinde bulunurken diger taraftan Hayber Kalesi ve kesik bCl.$hihayesi res-

91 Halkevlertnin Kutuphane ve nesriyar subesi hakkmda daha detayh bir bilgi icin bkz , Hasan 5. Keseroglu, 1989. Halh Kutuphanesi Politiha51 ve Tiirkiye Cumhuriyeti'nde Durum, Istanbul: Edebiyat Fakulrest Basrrnevi, 5.111-133. 92 Bkz. Soylevler 1932-J941, run Onuncu Yildonumu
mevi, s.103-104.

C.H.P. Gene! Sekrererligi Halkevleri ve HalkodalanYaymlanndan, 1942, Ankara: Recep Ulusoglu Bast-

93 Bkz, CHP HalJuvleri ogrencgi. 1935, Ankara: Ulus Bas1mevi, s.19. Veri! sozcugO "ieberru'' anlammda kullantlml~ur. 81

80

samlannrn bu kadar geni$ ve haksiz revac bulmasi artik daha fazla surrnernelidir. Halkevleri sergileri grupunun guzel sanatlar kolu ... rnilli zevki inh~tato. ugratan ve inhitatta gosteren sanat kalpazanhgma karst mucadele acacaktir, 1>94 Folklorun dogal bir pan;asl clan halk hikayelerine ve hatto. halk ressamhgma pek de sempatiyle yaklasrnayan bu bakis acisi, esasen, Halkevlerinin yerel kulturu topl~ma ~e Ban'mn kulturel formlanrn yayma hususundaki ikilernine de iyi bir ornek teskil eder, BaulI kulturel.[ormlan_yaygmla$tlrrna amacmi on planda tutan uc onernli sube Guzel Sa~tlar, Ternsil ve Spor subelerinin ilk donern talirnatnarneleriude nasil Hade buldugu anlarnhdir, Buna gare, Guzel Sanatl~r subesi, muzik, resirn, heykel ve mirnari alanlarma halkin 11gisini cekrnek ve yetenekli insanlari ustalasrnaya ve bu alanlarda sanat eserleri uretrneye tesvik etmek arnacmdaydi. Bununla beraber, bu subenin ternel arnaci, kitleler arasmda bir "yuksek sanat anlayisi" olusturrnaku. 1932 _Yllmdaki bir konusrnasmda, Resit Galip, Turkiye'de heykelin mezar taslan ile simrh kalrrus olmasmi, muzigin de ancak dini ilahilerde tesvik gorurken baska baglarnlarda gunah sayilmasim elestirrnisu." Aym baglarnda, Necip Ali Ku~u~o., .~~b~nin arnaclarmdan birinin ulusal yasantirmztn ve kimligimizin melodilerini uluslararasi muzik teknikleri ile ifade etmeye cahsrnak oldugunu belirtir, Bu yuzden Guzel Sa~atlar subesi, insanlann muzikal zevkini duzenli olarak muzik ge-

(
! ~
i I

celeri duzenleyerek, ulusal sarkilarr yayarak ve yerel haIk $arkllanm toplayarak gelistirip gu~Iendinneyi umuyordu. Ilk donern talimatnamelerinde bu konuda yer alan iki madde de oldukca onemlidir, Bunlara gore, Guzel Sanatlar ~ubesinin en basta gelen odevlerinden biri "butun halkin ulusal rnarslan ve sarkrlarr ogrenmesine yardnn etrnek ve bunlarm ulusal gosteri gunlerile Halkevleri kamusal musamerelerinde beraberca bir agizdan saylenmelerini saglarnaya cahsmak'ltir, Digeri ise folkIor derlemecihgtm tesvik eder nitelikte bir isleve dairdir: "$ugbe halk arasmd.a hele koyJerde oymaklarda soylenen halk turkulerinin no talarr ve sozlerile ulusal oyunlarr saptar, "96 Ternsil Subesi, geleneksel golge ve kukla tiyatrosunu tesvik etrnesinin yarusrra aS11onerni "rnilli piyes"lere veriyordu, 11k dan em talimatnameleri oynanacal; piyeslerin "merkezce" onayianmasl sartma dikkat ceker, Kadin karihrmm da tesvik eden bu talimatnameye ragmen, 1933 yihndakt bir konu$masmda Necip Ali Ku<;.uka'nm kadmlann bu $Ubeye pek az katkida bulunrnalanm ele~tirdlgi ve boyle milli bir vazifeyi yerine gecirmede tereddur etmemelerini istedigi gor1l1ur. Resmi kaynakiarda yer alrnasalar da, Temsil subelerinin onernli bit katkilarr, kuskusuz, kapah salorida seyirlik oyun seyretme yo. da kisacasr belli bir "tiyatroya gitme" gelenegmi yerlestirmek olmustur, faaliyetlere yc nelik subelerin yanmda Spor Subesine de Bauh formlan yerlestirme baglarmnda onem Ii roller bicilmisn. Bunlann arasmda ha!ka spor sevgisi asilamak, ulusal spor kurumlanna yardim etrnek, jimnastik ve beden hareketlerini yaygmla$urmak, spor bayramlan ve konferanslan tertip etmek ve yurdun degi-?ik yerlerine geziler duzenlemek vardi. Resir Galip, bu subeye dair, Halkev96 Bkz. CHP HalltcvJeri Ogrenegi, 1935. Anbra: Ulus Baslmevi, s.11.

r, t, ,
!

Bu sanatsal

94 ekz. Soylcvler 1932-1941, C.H.P Gene! Sekrererllgi Halkevleri ve Halkodalannrn Onuncu Yildonumu Yaymlarmdan, 1942. Ankara: Recep Ulusoglu Bastmevi, 5.83-64. Vurgu bana aut ir. 9S Bkz. S6y!.:vler 1932-1941, C.H.P Genel Sekrererltgi Halkcvleri ve Halkodalarrrun Onuncu Yrldcnarnu Yaymlarmdan, 1942, Ankara: Recep Ulusoglu Basrmevi, s.77.

82

83

leri'nin amacimn yalmzca sporeu degil, ahlaki, Iikirleri ve gucu vucutlan kadar saghkh olan vatandaslar yetistirrnek oldugunu soyler, Sporun genclerle simrh kalrnamasi gerektigini de aynca vurgular,

donemin ba$bakam Sukru Saracoglu da bir kOnU$hlaSmda dile getirmistir: "Halkevlerinin 13. Ylldonumunde, Halkevlerinin gelisrneleri bolgelere gore degi~iklikler gostermi$tir. Ba21 Halkevleri b61geseI ko~uIlann elveri$liligi nedeniyle ileriiere gitm~ler) boylesme kO$ullann bulunmadrgl yerlerde ise Halkevleri bireysel cabalarla savaslanm surdurmu$lerdir. »$9 Ayrn konuda Ahrnet Kutsi Tecer, bir degerIendirme topianusmda "her <;evreye gore bazi uygulama 6zelliklen" ciktlgmdan ve bu tur farkhhklann "birbirini tarnarnlar mahiyette" oldugundan bahseder.l00 Halkevleri, kurulu$lanm takip eden ilk bes yil sonunda, kururnsal bir ag olarak yerle$ikle$tile.r, faaliyet alanianrn genisleniler ve bircok durumda da kendilerine tahsis edilen kucuk binalarin artik yetersiz kalmaslyia tiyatro, [OPlann ve spor salonlan gibi ihtiya<;lanna y6nehk yapilan yeni binalanna gectilei. Her yil artan sayilari ile Halkevlerinin yerel idarecileri kendilerini rnerkezi pastadan daha buyuk pay alma yan$lllda buldular. Her Halke.vi i~in Ankara tarafmdan "farkedilmek," ozellikle Dlka dergisinde bir faaliyetIerinden dolayi methedilmek onern kazandi. Bu, ayrn zamanda, yeni yeni tammlanan ulusal duzlemde yerel birimlerin kendilerine has 6zellikleriyle yerlerini alma rnucadelesiydi de. Bir yandan yerel kirnligin "pazarlanabilir" unsurlan onplana pkanhrken, diger yandan bunlar "zenginIesen" bir rrulli kulwrun parcasi o larak da sunuluyorlardL Sonuc:;:ta,bu yaris ya da seferberlikten herkes yeni formula

Geli~me Donemlerinde Halkevleri: C;ogalan ve Farkhla~an ~ubeler i~in Yeni Bir Yapllanma
Halkevlerinin 14 olan sube sayisi 1940'da Halkodalarrmn acildigi donerne kadar hizla artti. Tarhan Erdern v~ LSelcuk Erez'in 1963 yilmda hazrrladiklan bir dokurne gore, 1933 yilmda 41, 1934'de 25, 1935'de 23, 193~'da. 33: 1.937'de 31, 1938'de 43 ve 1939'da 163 yeni Halkevi subesinin acrlmasi so nucu 1939 yilmda to plam saYI 373'e ulasn.?" Bu sayi, 1940'dan itibaren azalarak 1950'de 478 Halkevine ve ~32_2 Halkodasma kadar artu.?" 1940'a kadar olan donern icerisinde Halkevi ve Halkodalan, sayilan hrzla artarken merkez tarafmdan gelen talirnatnameler!e yorilendir ilmeye deva~ ettiler. Ancak, yine de Iarkh bolgelerde farkh uygulamalann on plana <;Iktlgl da olurdu. Bircok Halkevi, merkezden gelen ternel <;en;eveye uysa da, farkh alanlarda daha yog~~ f~aliyet gosterir, hatta turlu yenilik~e~in _6nci.i.~U ~.l~blhrdl. Orncgin, Afyon Halkevi muhtarlar l<;l~ oz~i bir eglt1~ kUTsu hazirlarms, Bahkesir, Konya ve Tekudag Halkevleri ~e.ndi cevrelerinde Turkce isimler uzerinde bir cahsrnaya g~r~mis, Maras Halkeviyse yerel halk sarkilanru toplamak rem ozel bir proje haztrlarmsn. Bunlann yamndays.a,. Ankara Halkevi daha z.iyade sanatcilar ve dusunurl er rem anrna toplannlan duzenlemesiyle dikkati cekiyordu, Bu konuyu,

I
I

I
,

97 Erdem, Tarhan ve 1.5e1c;·uk Erez, 1963. Halhcvlcri, Genc;lik 1<01 Yay!nI:4, s.14. u

Istanbul: CHP Istanbul

I
t

----_.,-99 Cecen, a.g.e., 5.208.


100 Bkz. Toplwn Kalhmmasl

98 Orhan Ozacun, 1996, "Halkevlerinin Drarm," Kebihct;, sa)'! 3, )'112, 5.87-95.

84

Hamlcmizde kevleri Genel Merkezi, 5.80.

Halhevleri Semincri, 1966, Ankara: Hal-

85

edilen milli kulturun farkh ama ortak bir parcast olarak "kazanch" cikryor, ancak milli kU'ltUTunsurlan arasmda olusan hiyerarsideki yeri de merkezle olan iliskileriyle belirleniyordu. Karadeniz'm fmdigi, Bergarna'rnn kalesi, Bursa'nm Kihc-Kalkan oyunlari bu farkhhgm ve ortakhgm kucuk parcalarrydilar. 1940 senesi Halkevlertnin kurumsal tarihi acis mdan onernli bir donurn noktasi oldu. Kendi kay veya kasabalannda Halkevi acrnak icin merkeze yapilan basvurularm yogunlugu yeni bir yapilanrnaya gidilmesini zor unlu kildi. 1939'da yapilan CHP'nin Besinci Kongresinde Halkodalarinm acilrnasi karan almdi, Bu karara giden yolda Halkevleri bu nyesinde aci lan Okuma Odalanna g6sterilen ilginin onernli bir rolu oldugu soylenir, Halkodalannm islevler i, esasmda , Halkevler ininkine benzer bir sekilde dusunulmus, yalmzca kurulus icin daha evvelce sart kosulan bir dizi uygularnamn sadelestirilmesi yo luna gidilmisu. Buna gore, elli kismin uye oldugu, bir tcplanu salonu ile okuma odasi bulunan, ve yilhk faaliyetlerini surdurebilecek Iinansroam saglayabilen her yerlesim birirni Halkodasi acrnak icin basvurabilecekti. Bu, acilmalan icin en az 0\= ternel faaliyet subesmi aktif olarak isletebilmesi sart kosulan Halkevlerinin kurulusuna nazaran cok daha kolay bir yoldu. Bu kolayhk urununu cabuk verdi: 1940 yilmda 141 yerde acilan Halkodalanmn saYIS1 1945'de 2688'e, 1949'da ise 4306'ya ulasmisu. Buna ek olarak 1941-1949 yillari arasrnda 65 Halkodasi da faaliyetlerini gelistirerek Halkevi statusurie gecis yaptilar.'?' Kernal Karpat'm degerlendirmesme gore, Halkevleri ve Halkodalan arasmda ternel bir hiyerarsik fark gozlemlenebihrdi. Buna gore, sanat ve folklor Iaaliyetlert
101 Bkz , Erdern , Tarhan Vi: l.Sel~uk Erez (der.). 1963. Halhevleri, Istanbul: eRP Istanbul [[ Gendik Kolu YaYJn.:4. $,14.

,
,I
I

buyuk olcude Halkevlerinin tekelinde olup Halkevlerinin Dye profili de koylu ve iscilerden ziyade 0 yorenin onde ge.lenleri tarafmdan olusuyordu. 102 Karpar, farkh Halkevleri tarafmdan yllrutiilen faaliyetlerin <;e~itliligiyarnnda Halkodalarmm cahsmalanmn hemen her koyde benzer bir gorunum arzettigini ve "uslup ve islevlerinin belli bir standarr ve duzen" icinde oldugunu da ekler. 1940 YIlt HaIkevlerinin yeniden yapIlanmasl icin bir donum noktasi oldu. CHP'nin kendi yaymlanl1da belirtiIdigine gore, 20 Nisan 1940 tarihinde Genel Baskanhk Divarnnca "Yen! Halkevleri TaIimatnameleri" iki kitap halinde hazir lanrms ve bastlnlml~tlr. Bunlardan ilki 65 maddelik Holhevleri ldare ve Teshilat TalimalnameSi olup digeri de 121 maddeden olusan Halhevleyi Cai/sma Talimatnamesi'dir.103 Yeni Talimatname CHP'nin bakis acismdan iki onemli degisiklik getirmistir: (1) Eskiden Halkevi Reislerinin Parti Idare Heyeti icinden secilrnesj ong6nllurken. aym kisilere cok i$ yuklenrnesmij-, belli bir verirnsiz lik yaratngl tecrubeyle . gazlemlenmi~tir, bu sartin artrk aranmamasma karar veriierek "muhitte davaya sarrlrp is basaracak unsurlarm is basina getirilmeleri esasi kabul edilrrnstn. "104 (2) Yeni bir duzenleme ile, "Dil, Tarih ve Edebiyat" subesi "Dil ve Edebiyar" subesi, "Sergi ve Muze" subesi "Tarih ve Muze" subesi olarak degi$tirilerek "sergilerin" her ~ubenin kendi ilgi alaru cercevesinde deger1endirilip Halkevinin Idare Heyecinin de bu konuyu takip etmesi ang6rulmu~tur. Bu arada, folklorun yeniden duzenlenen "Tarih ve Muze' subesinm bir

[
!

102 Kemal .~arpa(. ayrica, 1940 yilmda yaklasik olarak 100,000 Iialkevi uyesinin 1 ~,O?O111m devlet rnernuru, to,OOO'inin 6grconen, ve ya!t\lzca 27.000'inin koylu ve lSCI oldugunu belirtir. Bkz. Karpar, a.g.e .. s.65.
104 A

l03 Bkz. C.H.P Hall:evleri vc Halkodalan'nm s«. s.8. ,

1940 Columatan,

Ankara: I 941.

86

87

cahsma alarn olarak da g6ruldugu g6z1emlenir.1os Bu husus, Halkevlerinin 1940 Talimatnamesinin 116. ve 117. maddeleriyle soyle Hade edilir: "1l6-Halkevleri teberru'lan te~vik veya para imkanIan nisbetinde satmalarak Iolklor ve ernoloji malzemesi toplamaya cahsirlar. Bu malzerne arasmda: Tarihi degeri olan eski yazilar, kitap kapaklari, tezhipl~r~ divanlar, minyaturler, ciniler, hahlar ve nakislar gibi milli kultur belgeleriyle eski milli kihklar, oyah yazmalar, cevreler, eski kihclar, yataganlar, tufekler, tabancalar ve her rurlu silahlar, seder, altm, gurnus vs .. kakmalar, oymalar vs. Turk etnoloji belgeleri sayilabilir. B~ gibi eserlerden baska Iolklor sahasma giren butun malzemeleri toplamaya, korurnaya ve bunlar uzerinde tetkiklerde bulunarak nesriyatta bulunrnaya c;:ah;;lrlar. 117- Halkevlerinde toplanacak folklor (Halk bilgisi) malzemesinin duzgun bir envanterinin tutulmasi mecburidir. Bu envanterin Halkevi Idare Heyetimnce tasdikli bir ornegi her YJ.I ikinci aln ayhk raporlarla birlikte eHP Gene! Sekreterligine g6nderilir."'05

,
t

I
I ,

I
I

I
I I

Yeni Talimatnamede bu iki yapisal degi~ikligin yamsira ~ubelerin Iaaliyet kapsamlari hakkmda cia detayh bilgi y~r ahyordu. \07"Asgari Cahsma Plarn" adi altmda derlenen bir senelik plan da 1940 yilryla birlikte gel en bir diger yenilik-

isler" ay ay bir senelik plan cercevesinde belirleniyor, parti tarafindan Halkevlerine gondenliyor, ve bu- bilgi baz almarak yilhk faaliyetlerin bir dokumu yaymlamyordu."'" Asgari Cahsma Planlannda yer alan faaliyetler oldukca ayrmn hydi. Bunlar arasmda, k6y-Ierde acik hava temsilleri verilrnesi, yerli mali sergileri ve cesitli geziler duzenlenmesi, Halkevlerinde sihhat, terbiye inkilap, ekonorni, ziraat gibi konularda konferanslar verilmesi, Lozan gunu, Zafer ve Cumhuriyet Bayramlan gibi ozel gunlerin kutlanmasi, aile toplanulan duzenlenrnesi ve Turkce okuma yazma kurslan acilrnasi gibi faaliyetler yer ahyor, ve Asgari Plan her ay ne yapilmasi beklendigini ayrmtih olarak belirtiyordu. Yillik faaliyet raporlarmda ise bu bilgileri kac Halkevinin rapora doktugu, kacmm bu beklenrileri gerceklestirebildigi mukayeseli olarak bchrtihyordu.l'" 1940 reformu ile Halkevlerinde baslaulan bir yeni uygularna da Halkevleri ve Halkodalanna yapilrnasi cngorulen teftislerdi. Eu teftisler, "islerin talimatlara, prensiplere uygun olup olmadigt keyfiyetini tetkikle birlikte ve daha muhim olarak bu muesseseleri n ih ti yaclan ru, eks ik gedikler ini, muhit sartlanru, imkan ve vasualanrn, ve mahallindeki hakiki kabiliyetleri ... yakalamak gibi, esash mevzular uzerinde" yogunla~acaktl.110 1940 reformu Halkevleri agmm genisledigi ilk sekiz yilhk tecrubenin uzerine "degnek ve havuc" politikasryla yeniden bir kontrol uygulama girisimi olarak da g6rulebilir. Bu doisterien

ti. Buna g6re, "yaprlmasi

105 Bkz. Ank Rernz i Oguz (der.) 1947. Mii"". Tarih ve FolMor Call~malaT! YUZIl. Ankara: CHP Halkevleri Yaytnlanndan Krlavuz Kit.aplan XXl.

Klla-

106 Almu icin bkz. Ank, Rernai Oguz (der.) 1947. Miize, Tarih ve Folklo~ Cah~· malan K,lavIlZI<. Ankara: CHP Halkevleri Yaymlanndan Kilavuz Kltap.lan XXI, s.Ll+, Aym kaynak "Di] ve Edebiyat subesinin folklor konusunu llgl' lendiren 5. ve 6. maddelerine de yer verir, 107 Sube [aalivetlerinin bir dokurnu icin bkz. Cecen, ag.e., s.188-190.

108 Omekler icin bkz. CH. P. l-:lalhevleri ve Hal hoaalan 'nrn 1940 Calt~ma lan, Ankara, 1941; CHp, Halkevlcri vc Hal" Oaalan, 1943 Ankara, 1944; CHp, 1945 Yllmda Halkevleri ve Halh Odalan, Ankara, 1946; CHp, 1946 Y,llI1da HalllC"Vle'ri ve Hall? Oaalan, Ankara, 1947. 109 Bkz. C H.P. Hal1uvlen 5.17-19. 110 Bkz. a.g.e., s.23.
ve Halhoaalan'nm

1940 (:al,smalaTl,

Ankara,

1941,

88

89

..

....--

nerndeki

talirnatnarne

ve yilhk raporlarm kararhhkta

soylemi bir tarafdiger yandan ise

tan bu kontrolu vurgulayan

tesis edecek

kutlamalan

aruk

karnksanmis

ve daha oriceleri

"Iaal"

ola-

ters tepme kaygisim tasiyan ve yanhs anlasilmarna gayretini

ifadelerle yukludur'!'

rak one cikan bazi subelerin eski enerjilerinin kalmadigi g6z1emlenmeye baslanrmsti. Bu degistmde, kuskusuz Ikinci Dunya baslayan Savasi muhalif

He birlikte
gecis gorusler

geleri sikmtih surecinde

eko no rnik dug6stermeye

rum ve .demokrasiye

etkisini

Halkevlerinin Kapatilmasl
Sayilarmdaki rma merkezden liyordu, kizrsnrrrken, da rakamlar vurgulanmasma hizh arns, kuskusuz, degisik Halkevleri ve Halkodalagelen mali ve ayni destegin Halkevleri

dagihrnrm
arasindaki

etkiyan~l

Bu, bir yandan

diger yandan, Halkevlerinin yilhk raporlarinve oranlar gibi istatistiksel bilgilerin daha cok

I
I

buyuk orierni vardi. Bir kesirne gore, Halkevleri projesi millilesme sureci ndeki islevleririi zaten tamamlarmslardi. Degisik yerel ku lrur leri derleyen Halkevleri arasmdaki bu Iarkhlrklar zamanla ortak bir dilin ve yeni bir kulturel repertuann olusve particiligin Ne var ki, Halkevlerinin cnp hayata gecilmesi ile birl ikte teolusturumillilesbu ayristi1946-1950 ko nugelen DP

yol acn. Halkevleri yaymlari, bu tur sayisal dokumlerle yukludur: ya;; gruplan, kadm ve erkek kanhrm ve uyelerin mesleki dagihrnlarina dair istatistiklerin yamnda Halkevleri cansmda verilen rurlu konusmalarda da saYlbuyuk onern ta~;}yor, 112 aynca, ko nferanslara,

masina katkida bulunrnustu. ile organik bagl, co k partili

I l

mel bir kaynak ve iletisirn agl paylasrrm sorunu yordu. Demokrat Parti bir yandan Halkevlerinin me surecine nlmasmm sunda yapngi katkryi takdir ederken, kururnlasrnanm CHP'nin siyasi kurumlasrnasmdan savunuyordu.

ote yandan,

sal referans

sergi ve kuruphane ziyaretlerine, tiyatro gosterileri ve koy ziyaretlerine kac kisinin kanldigi da belirtiliyordu, Bu sayisal ilginin dogal bir sonucu "kutuphaneye oLarak Halkevleri giden" acilan

I
!
I

da cok gu~ olacagmi Halkevlerinin yapilan rurlu

yillan arasmda
Meclis'te

bagimsrz lasnrtlmasr
tartisma 1950'de kapatrna iktidara kararmi kadrolan halk

raporlanrnn ka ulan lar da


sayilaanrna

soylernlerinde saYlsl olarak, "egitilmi$"

kisi saYlsl "okuyucu"

hapishanede

bir kursa

olarak tarnmlanabiliyordu.I'? ve Halkodalarmm "Buyuk Turk'Teri

1940'11 yillar suresince Halkevi nrnn toplami binlere yaklasukca, ve milli gunleri kutlama de her Ev ve Odada

gibi faaliyetlerin

be nzer bir sekilYildonu mu

I
\ 1

i!

ve degerlendirmeler Meclis'ten ve iz leyiciile Halkevler mesafe i .

yaplcl bir so nuc veremeyince


Halkevleri ve Halkodalarrm ge<;irdi. Kernal Karpat'm dogal bir olurndu. leri, tekduzelesen uyeleri misri."!" arasinda

da belirttigi

gibi, bu son belki de

Artik kayitsizlasan faaliyetleri hicbir zarnan , ve yerel

tam da kapanamayan coskusunu

yer aldigi goz lernlenmtsti.

ile Halkevleri

zaten

ilk yillardaki

fii.len yitir-

!
111 Buna en guz el ornek "Asgari Cahsma Plam=m taruucr iladeler olsa gerek. Buna gore, bir rur "beklenriler listesi" SUMn bu planm "tahdit edici bir UnSl\T olarak" telakki edilrnemesi gerekligi vurgulamyordu. Bkz. C.H.P. J-lalluv!eri ve HalllOdala.rt'11.111. 19'10 Call~malan, Ankara, 1941,5.17. 112 Bkz. Ceccn. a g.e .. 5.184-185, 193. 197. 113 Bu ornekler icin bkz. Cecen, a.g.e., s.162-166.
i

I
I

t I

_____

.--

114 Bkz. Karpat, a..g.c. Halkevler inin kapaulrnasma ve yeni ve bagunsiz bir "resis" kur ulmasina clair daha dctayh bilgi icin bkz. Cecen , a.g.c., 5.231-256, ve Halllevieri. 1963. Istanbul: CHP Isianbul Il Gericl ik Kolu YayJnl:4, 5.42127. 91

90

[.

f.

Millile~me

Surecinin-Ara~lan

Olarak Halkevleri

Hayali Cemaatler isimli kitabmda Benedict Anderson milliyetciligin Avrupa'da belli bir tarihsel cerceve icinde dogup gelistigini ve bu gelisim tamamlandiktan sonra "moduler" bir yapt kazamp tasinabilir bir ideoloji haline geldigini belirtir, lIS "Millet" olabilmenin ancak milliyetcrligi yayarak
murnkun olabilecegi, kisaca, milletin yapilanmasi icin belli

terneller uzerinde, yukselmesi icin bu cahsma birlig! . ve onu temm e d ece k tes k·l at 1 1 anma sart t rr, ,,118 .Adnan Menderes'in 1932 yilmda CHP mebusu olarak 'Aydm Halkevinin acihsmda yapugi koriusma da benzer bir uslup tasir. Menderes'in Hal kevl er in in kapau lmas md a 6nemli bit .rolu oldugu dusunulecek olursa bu koriusmamn inanch soylemi bugunden bakildrgmda neredeyse ironik bir hal ahr: "Arkadaslar; insan kalabaliklarma millet derniyorlar; Falan cografi hudutlar icinde ya$lyor olrnak, insan kalabahklanna millet vasfirn verrnek icin kafi degildir; ve bugu nku manada millet, sadece bir hukurnet kurrnus insanlann heyeti me cmuas ma -da verilen
isirn degildir,

konulmasi gerekliligi, Halkevi yoneticilerinin soylemlerinde adeta dogal bir yer ahyordu, 11k )'11larda verilen cogu dernec, Halkevlerinin rolunu "vatandasIan kaynastirrna," "Curnhuriyet ve devrirn ilkelerini vatandaslarm dusuncelerine islerne," "devrimleri halkm ruhuna sindirme," veya " ulus ve vatanseverlik duygulannm asilandIgl kutsal ocaklar olrna" seklinde ifade ediyorlardi, 116 Ornegin, CHP Genet Sekreteri Recep Peker, Halkevlerinin ilk a<;111$ t6reninde "rnil letlesmek icin , milletce ku tlelesmek icin mektep rahsilinin yanmda ve ondan sonra mutlaka bir halk terbiyesi yapmak ve halki bir arada ve birlikte <;ah$ur.-, mak esasmm kurulmasr" lazrm geldigim vurgular." " Donemin Milli Eginm Bakam Dr. Resit Galip'in yine aym gunku derneci de "milleti olusturrna" kavrarm konusundaki "bibir insan erneginin lincliligi" vurgulamasi acismdan ilginctir:

Milli mefkurenin,
birine percinlendigi riliyor,

dil, dilek ve duygu birliginin birinsan kutlelerine millet narm ve-

"Bilhassa her isin yeni baslanrms sayilabilecegi bugunku sartlar icinde dilcileriri, edebiyatcilarrn v e tarihcilerin en siki bir cahsma btrligi gu tmeleri elzerndir, Milli dilin, milli edebiyatm, milli tarihin saglam

Insanlari millet zumrelerine ayiran, mil letleri yapan, kultur ve mefkure ve vahdettir ...Bugun Halkevlerini acmakla anlan bu adirn, ictirnai ve milli bunyemizi kuracak ve kuvvetlendirecek bir teskilatlanma ve uzuvlanma hareketinin baslangicidrr ve hars hareketinin teskila tlanmasidir." I 19 Halkevlerinin millilesmeyi percinleyici bir misyonu olduguna kuvvetle isaret eden bu derneclerdeki soylem dolayh yollarla da dile geliyordu. Ornegin, tiyatronun mi llilesme surecinde tilsimh bir rolu oldugu inaner yaygmdi. Ah!n, (0118 Bkz. a g_e .. 5_76_ 119 Bkz. CHP lstanbul Il Genclik Kolu Yayrru, 1963, "Aydrn Halkevinin Acilismda Aydin Mehusu Adnan Bey'in (Enekin sonra Menderes) Nurku ," Halhcvlcri, Istanbul: CHP Istanbul tJ Genclik Kolu Yaynu:4, 5,24-25_

115 Anderson, Benedict. 1983. IrnagH1fd Communities: Reflectiolls on the Origins and Spread of Nellionalism. Londra, New York: Verso, 5_13-14. 116 Cecen, a_g.e., $.120-121,153,205_ 117 Bkz. CHP Genel Sekrererbgi. mevi,s.42. 1942_ S6ylevler. Ankara: Recep Ulusoglu Basi-

92

93

ban, Mete gibi yeni yazrlrnakta olan Turk tarihini konu alan milliyetci piyesler Halkevleri arasmda turnelere cikiyordu. Bu turnelerde kac kisinin bu piyesleri seyre ttigi ise daha sonra patti ve Halkevi yonetlcileri icin bir "basan" olarak sunuluyordu. Ornegin, Resit Galip'in Akm piyesi hakkmdaki dusunceleri soyleydi: "Ankara'da bes gUn zarfmda (6000) kisinin dinledigi Akin temsili verilmesinden edindigimiz tecrube, gostermistir ki, her zarnan icin ve her halde daha bircok zarnan icin, fakat bilhassa bugun icin mernleketimizde en iyi, en guzel ve en Iaydah nesir vasitasi ternsildir, "120 Sikca tekrarlanan bir diger tema ise Anadolu'ya "rnedeniyet" tasmmasi, ve buna bagh olarak da "halk terbiyesi" ve "koylu . egitimi" idi. Kokleri Tanzirnat'a kadar dayanan bu aydinlanmaci yaklasim esasen Turk Ocaklari'ndan bert uygulanmasma cahsilrms bir projeydi, Turk Ocaklarr, yabanci dil, daktilo , ticaret ve muhasebe alanlannda egitim kurslan acrms, Koyculer Cerniyeti'nin de koylerde saghk hizrne ti ni arttirmaya yo ne lik cahsmalari olrnustu. Bu bakirndan, Halkevlerinin Halk Dershaneleri ve Kurslar Subesi ile Koyculuk Subelerinin yetiskin egitiminde ustleridikleri rol esasmda daha onceden olusrnus bir altyapiyla belirlenrnisti. Yine de onemli bir farkhhk, bu subelerin, yeniden yapilanan milli egitim sistemiyle gene; nesile iletilen Cumhuriyet reforrnlariru, gene;liklerini Osmanh duzeninde ge<;irmi~ yet iski n kesim e iletecek bir alan acrnalarrydi. Kurslar ve koyculuk projelerinin hedefi reformlara adapte olmayi bekleyen ve bu konuda hala bir potansiyel vaadeden yetiskin kesimdi, 1963'de bastian bir CHP yaymmda
120 Acacurn ve Ha!Juvlcri.

yetiskin

egitimi ile demokrasi

arasmdaki

iliski soyle vurgu-

lanrnaktaydi:
"Dernokrasinin

kaynagi ve ayrn zamanda,

en onernli

terninati, halkm, toplumlanmn sorunlanyla ilgilenme leri, bu nlara kanlmalan ve kendi islerm e karsi egilim duyup bu isleri bizzat yoneltme gucunu

dilerinde gorebilmeleridir, Su halde, sananyla, miyle ve siyaseti ile butun cagdas yurt sorunlan kmda dogru bilgiye sahip olan, dogru dusunebilen ve olaylar karsismda kanism: belirtebilen vatandas saYlsrm n ~ogaImasl demokrasinin en o nemli dayanagi
olacaktir."
121

kenb ilihak-

Halkevi faaliyetierinin yeni vatandashk bilincini yetiskinlere astlarnada onernli bir arac oldugu ve bu konuda ozellikle ogretmenlere ve "yetismis" veya "okurnus" sahislara

buyuk gorevler du~[ugu CHP'nin oride gelen buro kratlan tarahndan da defalarea vurgularnyordu.!" Bu vurgu bazen neredeyse baskici bit uslup rasiyo r, hatta Ordu valisiriin Halkevlerine kayu yapnrmayan devlet memurlanrun Iistesini istetrnesi gibi durumlarla karsilasildrgi da oluyordu. In Esasmda, Halkevlerindeki bu seferberlik yalmzca "yetiskin nufusu egitme" meselesiyle degil, "koyculuk" idealiyle de iliskiliydi. Turk Oeaklan ve Koyculer Cemiyeti gibi k6kleri son donern Osmanh kurumlanna dek uzanan bu koyculuk ideali, koylulerin z iraat, saghk, okuma-yazma gibt alanlarda koylulere "modern" bilgilerm aktartlmasim origoren
121 Zevedel BARBUya gore Alexis de TOCQUEVILLE: Democracy and Dicuuars, hip. Grove-Press New-York, 1959, s_13'dcll ahnuiarums. Bkz. "Halkevlcri," Halkevleri. 1963. lstanbu liCl-lj> Istanbul II Gcnclik Kolu Y:ayml:4, 5.4. 122 Bkz, CHP Genel Sekrercrhgi. mevi. 123 Karpar, a.g.e., $.65. 9S 19+2. 56ylevler. Ankara: Rccep Ulusoglu Bast-

Dil~iince Uzerine Denernelez Turk Tarih Kurumu Basunevi, s.21-22.


Alaliirh~a

1974. Ankara:

94

bir projeydi. Burada, koyluluk bir kavram olarak yuceltiise de, varolan "koylu bilgisine" pek de guven duyulmuyor, ve koylulerin turlu reformlarla bir degisim ve "gelisim" yasamalan cngoruluyordu. Halkevleri yoneticilerinin soylerninde sik sik vurgulanan bir nokta yeni ulkenin strnrlan icinde halkm buyuk cogunlugunun koylu olmasi, ve bunun gene! nufusa olan oranrydi. Buna gore, koyluye yapilacak yatmrn, bir anlamda, ulke gelisimine dogrudan etkisi olacak bir yanrimdi, DIke uretiminde ziraatin onemi ve bu uretim icinde koylunun merkezi konumu da koyculuk idealinin yalmzca romantik bir "iyi vatandas yetistirme" projesinden ibaret 01madigmi ve ekonornik olarak da belli bir rasyoneli oldugunu goster iyordu. Mustafa Kernal'in 1 Mart 1922'de Millet Meclisi'nde yapngl konusmadaki "Bu rnilletin gercek efendisi kimdir?" sorusuna dinleyenlerin "Koyluler" seklmde ce:yap vermis olmasi ve konusrnanm devarm bu konunun romantik boyutunu israrla disa vuran bir retorige sahiptir: "Turkiye'nin gen;:ek sahibi kimdir? Turkiye'nin asil sahibi ve efendisi gerce k uretici olan koyludur, 0 halde, herkester; daha cok refah ve mutluluk ve servete hak kazanan ve layik alan koyludur. Onun icin Turkiye Buyuk Millet Meclisi'ni n politikasi bu asi] arnaca ulasma amacim guder. Efendiler, diyebi lirirn ki, bugu nku .yoksulluk ve felaketin tek nede nt bu gercegin far kina varamamarruzdir. Ge rcekten yedi yuzyildan bu yana dunyanin dort bir kosesine sevkederek kanlariru akltttglmlz, kerniklerini topraklarmda birakugmuz ve emeklerini ellerinden alarak israf enigimiz, buna karsrhk surekli olarak kotu tutum takmdigirmz, burica fedakarhk ve ihsanlarma karsihk nankorluk, kustahhk, cabbarltkla usak yerine indirmek istedigirniz ve a5\1 sahibin huzurunda bugiin
96

utanc;la ve saygl ile kendimizi toplayahrn." Milliye Ruhu - Samet Agaoglu, s.218)124

(Kuvayt

Koyculuk idealinin kendi kendisiyle ce liskrli rornantik soylerni ve yeniden yapilanan ekonornide tuttugu rnerkezi konumun yanmda ifade ettigi baska bir nokta da yeni kurulan rejimde bir "Anadolu" rnitinin olusmasmdaki ro luvduo Emperyal sirurlarm daralrnasiyla "misak-i milh" icine cekilen, ve boylelikle, geleneksel tiearet bolgelerinden ve ~ult~rel bu tunluklermdsr, soyu tlanrnis yeni bir cografya uzerinde yapilanrnakta olan Cumhuriyet rejirninm, bu cogralyayr "anlarnlr" kilmak icin hizh bir biIgilenmeye ihtiyaci vardi. Bu nedenle, Halkevlerin in "Koycu!uk" subelerirrin temel islevlerinden biri cevre koyleri rarnmak ve topladiklan bilgileri "koy monografiIeri" olarak rapor etrnekti. Bu arnacla yapilan koy ziyaretleri de ayrica aynnnh bir sekilde merkez buroya rapor edilir, ve 0.$1 alan veya tedavi edilen hasta sayisr gibi k6ylulere "goturulen yardirnlarm" sayisal dokurnleri yapihrdi. Yetiskin egitiminin de koyculuk projesinin de ortak olarak hcdef aldrk larr "ideal vatandas" tipolojisi neredeyse "Helen" bir karaktere sahipti lyi vatandas portresi, bilim ve sanata duskun, sporcu ruhlu ve sosyal olarak sorumluluk sahibi bir sahsiyet olarak cizilmisti. Isrnet Inonu'nan Halkevle rin in bir inci a~111~ yiidonumu ndeki konusmasi bu portrenin resmi dilde ifade edilisini belgelemesi acismdan kayda degerdir: "Cemiyetimiz ilim ve fenne, istinat eden, guzel sanatlara rneclup clan, milliyet<;.i, ilerleyici bir Cerniyettir, boyle olrnahdir, "125
124 Ahnn Cecen, a.g.e., s.66'dan ahnmlstlr.

! I !
(

125 Bkz.

HalhevTcri.

1963. Istanbul: 11 Genclik Kolu YaYlnl:4, 5.16. 97

Bu baglamda sikca Ban'ya referans veril iyor, Loridra'da bir Halkevinin acihsr ve bir Ingiliz' bakanm buraya sernbolik olarak uye olmasi oriemli bir haber olarak addediliyorduo Bau'ya ve Banlilara referans, Iolklor sozkonusu oldugunda daha da 6nem kazamyor, ve yabanci bilim adarnlarimn Turk folkloruna duyduklan ilgi ve bu konudaki arastirmalan Turk folklorunun mcsruiyetine 6rnek olarak gosteriliyordu.I" Halkevi dergilerinde, ozelhkle de OIhii.'de yer alan bircok yazrda da, Avrupa'da kurulmus Halkevi benzeri 6rgutler taruuhyordu, Bunlar arasmda, "Italya'da Halk ve Genclik Teskilan," "Garp Mernleketlerinde Halk Terbiyesi," "Meksika'da K6y Terbiyesi ," "Danirnar ka Koylusu Nasil Uyandi" ve "Alsas-Loren Halk Universitesi Nasil Cahsiyor" gibi makalcler vardi. 127 Bu yazrlarda , bir yandan benzer orgutlenmelerin Avrupa'da daha o nceden baslarms oldugu, ayrn zamarida da Turkiye'nin de Halkevleri kanahyla artik bu gelisimin bir parcasi oldugu vurgulamyordu. Bu baglarnda, Halkevleri dergilerinin Halkevlerinm, hem Batihlasrna hem de yerel olam arasurma bicirninde ortaya cikan "iki bash" misyonunu yaymadaki rolune dikkat cekmek gerekir. Bu dergiler, Kutuphane ve Nesriyat Subesinin bir Iaaliyeti olarak basihyor, ve sayilari 70'i buluyordu. Bir kisrm Halkevi dergisinin ornru birkac y111 gecmese de (:ogu 1933-1950 arasi duzenli olarak cikrnaya gayret gosterrnis, ne var ki bunlann bir bolumu digerlerine nazaran daha etkin olmustur.'?" Buyuk sehirlerde cikan OIha, Fihirler; Yeni
126 Bkz. Toplum. l<a!/llnma.sl Ha.llIlemizdc Halhevleri kevleri Gene! Merkezj, s.93. Semincri. 1966. Ankara: HaL-

I
f

daha genel meselelere dair mo.kalelere ag1rhk verirken, diger Halkevi dergileri de yerel arasnrmaIan belgelemeleri ve btr anlamda merkeze iletrneleri bakimmdan onemli bir konuma sahiptiler. Yerel yonu daha baskm olan Halkevi dergilerinin bazi yazatlann teke linde 01dugu da gorulurdu. Bu yazar kadrosu, genellikle, 6gretmenler, ycrenin 6nde gelen burokratlan, veya "yetismis" yerlilerinden oIu~uyor, ve herbirinin en ternel ortak ozelligini reforrnlara ve yeni rejime olan inanclan teski! ediyorduo Halkevi dergilerinin ilk sayIlanndaki soylem, bu inaner ve inanch olmaya daveti vurgulamas, bakirrundan dikkat cekicidir, Ornegin, Ankara Halkevt dergisi UIkii. ilk so.Yl51Oda cikis gerekcesint soyle aciklar: "ULKO, karanlik devirleri arkada birakarak serefli ve aydmlik bir istikbale giden yeni neslin heyecanrrn beslemek, cemiyetin kanmdaki inkIlap unsurlanm isitmak, ileri adimlari siklasnrmak icin ... ULKU, bu buyuk yola kattlanlar arasmda kafa birligi, gonu! birligi yapmak icin ... ULKO, milli dile, rnilli tarihe, rnilli sanatlere ve kulture hizmer ic;in.,. ULKU, butun bu gayelere hizmet yolunda calisan Halkevlerinin ruhundaki harareri yazi vasltalariyle yaymak icin ... cikryor,"
Olku'nun daha sonraki bir sayismda yazarlann dikkat etrneleri gereken noktalar 6zellikle belirtilir. "Muharnrlerden Rica" adh bu yazrda, dil hususunda "Yazmm rnumkun 01dugu kadar sade, ahsilrms konu$ma diliyle ve oz TDrk~e kelimelerle, kisa curnleh, acik ve sarih bir ifade ile yazrlrrns olmasi" istenir, I~lenecek konulara dair ise soyle bir acrklarna yapihr:

Turk gibi dergiler

II

127 Sirasryla bkz. D!/,u. Nisan 1933, sayi 3, 5.241; Mayis 1933, sayl 4. s.295; Nisan 1934. Sayl 14, s.149; Agusros 1934, sayt 18, s.467; Ekirn 1934, sayi 20.5.113. 128 Halkevi dergileri hakkmda daha detayh bilgi i<;in bkz. Sakiroglu, Mahmut. 1996. "Halkevi Dergileri ve N esriyau," l<ebihec yil: 2, sayl:3, 5.131-142: G iiz, N. 1995. Tell PClrli ideolojlsinin Yayrn Orxanlan, HalJuvl Dcrgilai (I 932j 950). Ankara.

"Inkilapcihk, halkcihk, halk rehberligi, rnernleket ve millet sevgisi, nese ve umit, ph~ma ve basarrna he99

98

yecam vermek mihverierinden aynlmamak ve baskalanm dU$unme ve ba~kaianyle elbir ligi yapma, milli tesanut duygusunu teHlln hedeflerini daima gbz6nunde bulundurmak, okuyucunun "rriutahassrs" olmadigim hatirda tutarak yazlyl herkes icin cazip olabilecek ve h er kes tarafmdan zevk ve alaka He okunabilecek bir tarzda yazmak. ..Telkinleri vakalar, mecaz 1 rein e bu ruyerek yapmak ' ve bu ~ekilde bile ar .'
telkin edilmesi iste nen ana Iikir uzerine nerek fikri banci bir hale getirmemek, Iazla yukle-

rmde, onun evindeki ve arkadas lari yanmdaki kiinde araymlZ.",30

mev-

tedrici bir sindirrne usulu rakip etmek; telkinleri nasi hat kihkh ve co k sbylenmi~ ve yaztlrms sekillerde yap~a~tan bilhassa sakmmak; geni~ umumi esaslar har ici nde kat i hukumlere varmakta cok teenni He hareket ederek hur dusunceye dairna yer hrrakrnak ; tetkiklerde mu~ahadelere isti nat ederek iridi mu lahaz alara yer vermemek. ,,129

lzmir Halkevi dergisi Flhirler'd.e de benzer bir yazl "Muallim Arkadaslara" seslenir ve egitim isine soyunanlan sabirh ve bilincli olmaya davet eder:

«~ocuklanmzm hatalan, yanhslrklart siz~ kl:zdln~or, sinirlendiriyorsa henuz tam ve olgun bir muallim, tam ve olgun bir anne baba olmadlgmlzl anlayimz. Bu hatanm, kusurun sebebini eyice aTa$t1nmZ, bula~ caksmiz ve a zaman C;ocugunuzu terbiye icin en eyl usulu kendiniz bulacaksmlz ... ~ocugunuz inatci mi. yalanci rm, tenbel mi, kavgaci rm, kirli mi~ va~i[esi~i yapnnyor rnu , Ylh~lk mi, eli uzu~ ~u, kuskun mu, butun bunlann sebebini <;ocugun iciride ya$adlgl hayatta sizin ve etrafmdaki insanlann ana muamelele129 ~Muharrir\erden Rica," Olhu, Mart 1934, cilt

Halkevlerinin ozellikle ilk yillarmda cikan bu tur yazilarm cnemli gerekcelerinden biri de Halkevlerinin "itici" bir g6nlntu cizrnernesine ozen gosterilmesiydi. Daha once de belirtildigi gibi, Halkevlerinin kapsayici mekanlar olmalan gerektigi, CHF Katibiumumthgi'nden parti teskilatlarma g6nderilen 1 Mart 1932 tarih li ve 23 sayih genelgede de at;lk~'a belirtilrnisti: "Halkevi acan her orguturnuz acihs zamarundaki srcaklik ve. hareketi devamlr bir surette rnuhafaza etrnegi ve halkin Halkevleri yana olan ilgrsini besleyip kuvvetleridirrneyi en onemli odev saymahdrr, "131 Giresun'da cikan Aksu dergisinde de sehirde Iaaliyet gosteren diger kulupler Halkevi causr altmda toplanmaya c;aglnhyor, hatta kulup baskanlanna Halkevinde sube $efiigi dahi oner iliyordu.F" Yine Aksu'nun bir baska sayisinda ise yerli halkin halo. kahvehanelere gitmesi elestiriliyor ve "Bugunku Turk'un kahvesi Halkevleridir" deniliyordu.P! Halkevi dergilerinin ele aldiklan konular da o ldukca genis bir yelpazeye yayihyordu. En genel hatlanyla, bunlar, "milli" ve "yerel" ternalar olarak gruplandmlabilirdi. "Milli" ternalarm basmda yeni rejimin alu ternel ilkesi o nernli bir yere sahipti.P" Ozellikle "milliyetcilik" ternasma dair hem ceviri hem de ozgun yazilara sikca rastlamak murnkundu. Bunlann arasmda; Ernest Renan'm u nju makalesi "What Is a Nation ?"m cevirisi, Fichte, Voltaire, Rousseau, Kant ve
130 "Muallim Arkadaslara," fihirler, 1934. say' Ill, s.14. 131 Bkz. CHP Halkcvleri Ogrencgi. 1935. Ankara: Ulus Basunevi, s.20. 132 Bkz. "Kulupler,' Ailsu, Haz iran 1934, say, 9,5.3-4. 133 Bkz. "Kahveler-Halkevleri." Aksu, Ekim 1934, sayi 10.5.16-17. 134 Tipik bir ornek kin bkz, Sad; Sunarn, 14, s.11-15.
U

AIII 0 k," Allsu, Man 1937, cilt I, say' 101

3, S3)'l

13, s.86. Vurgu bana ail.

100

Hegel'e gcnderrneler yaparak milliyetciligin Ielsefi temelle- rini inceleyen bir makale ve CHP'nin bakis acismdan "millet" ve "millryet" kavramlarirn inceleyen turden yazilar vardl.135 Daha cok Olku ve Fihirler gibi buyuk se hirlerde cikan dergilerde gorulen milliyetcilik hakkmdaki bu teorik yazilarm yamnda, yerel Halkevi dergilerinde de milliyetci nesilIer yetistirmeye yonelik yazrlar yer ahyor, hemen her kominun rnilliyetcilikle bir baglantist yapihyordu. Ornegin, agac:; sevgisi uzerine baslayan bir rnakale kolayhkla va tan mudafaasi ternasma kayabiliyordu: "Agac bir rnemleketin tabii susudur, Vatan deyince gozurnuzun onune sonsuz bir yesi llik gelmez mi? Agac:; ve orman guz el sanatlann ilham kayn agi . dir ... Aga<; bir memleketin serveti, susu, sihhati 01duktan baska, vatanm tahii bir mudafa vasitasidir. Askerlikte agac:;, yalmz barutta ve techizau harbiyede kullarulmakla kalmaz. Bilhassa gelecek harplcrde, havadan olacak tarassut ve taaruzlara karst, zirhh silahlann cevelanma karst bizi koruyacak olan agac:;tir... Vatamm seven her turkun esash vatan vazifelerinden b iri de agaci sevrne k v e sevdirmek, yurdu agaclarnak olmahdir, Cunku ancak bu suretle; vatarn zenginlestirecek, vatam susliyecek, vatanm sihhanni koruyacak ve yann vatanm mudafasi mevzubahs olunca hepimiz. dusrnanla, onun siperi altmda cenklesecegiz. "136

Yine benzer bit makale kayak ve diger dag sporlanyla milli savunma arasmda iliski kurmaktaydL.m Ahsu dergisi, okuyucularmi "bayrak sevgisini" koylere tasimaya, devlet hizrnetlerinde gonullu olarak gorev almaya ve yerii rnallarirn kullanmaya ~agmyordu.H8 Dergi, aynr zarnanda, sair ve yazarlara rornantik ternalardan ziyade "vatani" ve "mi lli" parcalar ile "irikrlap heyecanlan" duyuracak bir edebiyat vucuda getirmeIerini oneriyordu.139 Halkevi dergilerinin onemle uzerinde durduklan bir baska milli terna da yildonurnu kutlamalanydl. Haikevleri, daha sonraki yillarda "mill! bayramlar" olarak yerle$ikl~ecek bu kutlamalann esasen ilk rnodellenni kurguladdar ve uygulamaya koydular. Halkevi dergilerinde de hem bu onernh gunlerin tarih<;:elerine hem de 0 ycrlesim merkezinde kutlamarun nasrl yaptlacagma clair detayh dokumler yer ahrdi."? 1933 yihnda yazdlgl bir makaleyle, Nusret Kernal dini bayramlarin eski kutlamalanyla yeni milli bayrarn kutlamalannr kar~Iia~tmyor ve bunlann millile~medeki rolD. uzertnde ozellikle duruyordu: "Goruluyor ki heyecan verrne sat bakumndan ahskm degildir, rnilli bayramlar yalmz his terbiyesi, baklmmdan degil fikri terb:iye ve iktida faydahdir. Turkiye haiki seyahata Butun ornr'urrda kasabasma gitmerms

137 Bkz. "Kayak Sporn," Altsu, Ekim 1934, cilt 1, sayi Io, 5.32-33. 138 Bkz. Aksu 5.30 cilt I, sayi I; 5.18 cth 2. sayl23; ve 5_9 cilt I, sayt 11.

135 Bkz. Renan, Ernest. 1939. "Millet Nedir?" cev Peyarni Erman, O1hu, Ternrnuz 1939, cilt 13, 5a}'l 77,5.391-396; Mehmet Sillel, "Millryetciligin Felsefi Esaslart," 01hl1, Ocak 1934. cilt 2, sa)'! 12, s-408-415; Aydoslu Sail, "Millet ve: MilIiyet: Olku, Kasirn 1933, cilr 2, sayi 10.5.281·284. 136 Bkz. Orman Muhendisi Muhtar, "Aga<;ve Hayat," Ahsll, May-Is 1934, cilt 1. sa)') 7-8, s.5. 102

I.

1]9 Bkz. Semahar, "Edebi Tenkiz." Ahsll, Haz iran 1934, COl I, 5ay-I9, 5.7-11, "Bir HaykIO~." Aksll, Aralik 1934, cih 1., sa}'l 12, s.17-19, "lnkllap Edebiyan .. AhSIl, Ekim 1933, cilt 1, sayi 2, 5.10-11. ' 140 Ornek olarak bkz. Balaban, Rahrni. 1937. "Zafer Bayramlmlz ~ Fiuirter Eylul 19~7, cilr 7, sayi 154. s.l; Balaban, Rahmi. 1937, "Cumhuriy~( Bayt"arr:,mIZ," FIlmier, Kasun 1937, cilr 7. sayi 158,5.1; "19 Mayrs," Kayna.h, May1.51937, cih 5, say; 52. s.97; "'30 oguslos,",Kaynall, EyluJ 1937. citt 5, say! 56,5.210' Aren, YMazhar. 1936. "23 Nisan'm Mariasr," TQ$plnar, Nisan 1936, cilt +, say: 42; Akyol, Sarni. 1936_ "]9 Mayis," TQ.$ptnar. Mayts 1936, cilt 4. sayi 43,5.1. 103

koyluler gbrmek kab ildir. Bilhassa Cu mhurtyetin oriuricu yilmda her merkezde yapilan buyuk merasim en vurdumduymaz insana bile bir gorme meraki verecektir. Gorrnek icin gidecegi yerde bircok seyler de isitecektir. Disarrdaki tesirlerin ruha girm.e ve onu harekete getirme kapisi g6z ve kulaknr, Buyuk bayrarnm heyecan tasrnasi ve fikir kaynarnasi en kapah gozden, en pash kulaktan sizmak, en ucra koyun hareketsiz havasmda g61lenmi$ bir ruhda bir urperrne vucude getirmek i.mkamm bulacaknr ... Koylere gitmek, muhitlerindeki halkla kaynasip kendilerinden ona bir sey verrnek munevverler icin bayram gunleriride yapilabilecek en zevkli is olacaktir. ,,141 Hal kevi dergileri "rnil.li bayramlarm" yarnsrra bir diz i di ger kurlamayi da lanse ediyordu. Bunlar arasrrida, DH Bayrarm, Toprak Bayrarru, Kabotaj Bayrarm gibi yeni rejimin reformlari ve ideolojisiyle dogrudan ilis ki li o lanlan oldugu gibi, bir de yerel ur unlerin tanmrnasma araci ola~ rak Karadeniz'de "Fmdlk Bayrarru" gibi yerel kutlamalar da vardi. 142 Cumhuriyet reformlan da Halkevleri dergilerinde ayneahkh yeri olan konulardan biriydi. "Inkilapcihk" ilkesi dogrultusunda yapilan her reform hakkmda okuyucu bilgilendirilrneye <;ah~lhyor ve konular kadmlann secrne ve secilme hakkmdan Hicri ve Miladi takvimlerin kar~lla~nnlmasma)

Metre sisteminin faydalanndan alfabe reformuna kadar uzamyordu.143 Bu arada, kimi zaman, reformlann uygulamaya konuslari sirasmda yasanrlan guclukler baz i yerel Halkevi dergilerinde kisisel deneyirnler olarak aktarilryorlardi. Ornegm, Olku'de yer alan bir makalede, bir koy 6gretmeni koylulerin kiyafet ve sapka reformuna adapte olamarnasi hakkmdaki sikayetini dile getiriyordu.':" Reformlara dair Halkevi dergilerinde cikan yaztlarm bir ~ogunda "laiklik' ilkesiyle kadm haklan arasinda kuvvetli .bir iliski kuruldugu gozlenebtlirdi. Din ve devlet aynmml vurgulayan makalelerin yamsira, Islam dini, modernite ve kadrn meselesi arasmdaki iliskiyi de alan makale.lere de sikca rastlanmaktaydr.''" Ornegin, Aksu dergisinde cikan bir yazida Islamdaki kaderci dusuncenin gelismenin onunde bir engel teskil ettigi vurgulamrken bir digerinde de Turkluk kavrarm on plana cikartrlarak "Ne kazandi isek Turklugumuzden, ne kaybetti isek dinle idare edilmernizden kaybettik" denrnekteydi.v" Din ve rnodernite arasma oturtulan "kadm meselesi" ise rnillilesmede 6nemIi bir mihenk tasi olarak goruluyordu, Flhirler dergisinde yer alan bir makalede "rnilli Turk zevkinin" kadm modasmdan ~lkacagi belirtiliyor, baska bir dizi makale de geleneksel g6143 H.E. "Secme Ve.Secilme Haklan Kabul Edi\en Yabanci Mernlekcrlerde KadinJar, Bu I laklanm Nasrl Kullaniyorlar," FihirJer. 1937, sa)'l 145,5.15; Bilger, II•. harni. 1937. "Takvirn Tarihlerinin Menset-I," fildrler, Temrnuz 1937, cilt 7, sayi 151. 5.13-14; "Hicri Tarihleri Miladi Tarihe Gecirrne Ktiavuzu," Uludag, 1940, sayl 27,5.138; Selim Nllzhet, "Metre Sistemi," 011<11, Aralik 1933, cilt 2, sayi 11, s.422-425; Kopiulu, Fuad. 1938. "Alfabe Inkilabr," OJ]!!J., Eylul 1938. cilt 2, sayi 67,5.1-2. 144 Kmmlioglu Rifar, "Koyde Yensurme ve lmar," Olhli. Kasirn 1933, cilt 2, sayi 10.5.344-350. 145 Bkz. Necmettin Sadik, -Ui[k Ne Demektir? ," OHlIl, Arahk 1933, cilt 2, sayi 11, s.370-377. 146 Bkz. Salih Cemal, "Yasamak Askr." Abu, Mavis 1934, cilt 1, sayr 7-8,5.3-4 vc Sadi Sunam, "Aln Ok," Al!su, Marc 1937, cilt 1,53.)'114,5.11-15. 105

141 Bkz. Nusret Kemal, uMilIi Bayram ve Ha.lk Terbiyesi,n Olhll, Ekim 1933, cilt 2, say! 9, 5.250-251. 142 Bkz. "Ankara'da Toprak Bayrarni." OU1I1,Nisan 1935 ctlt 5. sayi 26,5'.158160; Daghoglu, HikmCL Turhan. 1936. -ou Bayrarru," Uludag. 1936, sayl 8, 5.23-24; "Halkcvimizin Spor Bayraml," Filrirler, 1938, savi 172,5.11-12; "Fmdtk Bayraml," Ahslt, Eylu11933, cHI 1, say' 1, s.31; Muzaffer, "Denizciler Bayrarnt ve Turk Denizciligi." Ahsu, Temmuz 1945, cilt 3. sayi 35,5.14. 104

usu lu evlilil<Ieri elestiriyor, kadmlarm evli liklerdeki zayif konumlanm istatistiklerle vutguluyor, kadm tarihinden ornekler veriyor, koylu kadm ve cocuklarmm kotu kosullanrn ve kay erkeklerinin kiz cocuklanrn okula yollamamalanm elestiriyor, kadm-erkek esitligini -tartisryor, kadinIan yasal haklan konusunda bilgilendiriyor ve Halkevlerini bir "erkek kulubu" olarak gorenlere canyordu.':" Bu ternalara ek olarak, Orta Asya geleneginde kadmlarm tcplumdaki konumlannm erkeklerle ~itligi vurgulanarak bu modelin kadm konusunda Islam ve modernite arasmdaki celiskiye bir cozum olabilecegi belirtiliyordu. 148 Yine de kadm meselelerini ele alan yazilarda tutucu bir soylern de yok degildi. Ozellikle kadmm ozel hayattaki rolune deginen makaleler kadmm disarida cahsmasmm aile butunlugune kotu etkilerini vurguluyordu."? Millryetcilik , inkrlapcih k ve laiklik ilkelerinin yanmda "devletcilik" ve "halkcihk" ilkeler-ine dair makalelere de Halkevi dergilerinde yer veriliyordu, Bunlarm yaninda "dernokrasi," "sosyalizrn" ve "milli misak" gibi baska bazr kavramlan inceleyen yazilar ozellikle O1ku'de yaymlamyordu.P?
rucu
147 Sirasryla bkz. Cancar, Hamdi Nuzhet, 1938. "Kadm Modalannda Turk Zevki," Fikir!er, .1938, sayi 166-167-168,5.73-75; Kultur, lsmet. 1943. "Dugun Alayi." Fikirler, 1943, sayi 242-243,5.15; Dr. Nazrf, "Bugunku Hayat Mucadelesinde Kadm," Akw, Man 1934, cilt 1, sayi 3-4-5-6, 5.13-15; Yucelt, Nazrrn. 1936. "Onaluncr Asirda lstanbul'da Kadmlar Hakkmdaki Bagmlar," Uludag, 1936, sayt 7; A_ Sureyya, "Bir K6y Tetkiki," Aksu, Man 1934, cilt 1, sayi 3-4-5-6, s.29-32; Reyhan, "Akyorna," Aksu, Haziran 1934, cilt 1. sayl 9, 5.17-21; Necip Ali, "Turk lnkilabmda Yeni Bir Adim Daha," O1hll., Kasrm 1933, cilt 2, sayt 10, 5.273-276; Velidedeoglu, Hlfzl Veldct. 1935. "Turk Hukukunda Kadrmn Yeti," Ulhu, Haziran 1935, cilt 5. sa}'l 28, 5_268-276; "Halkevleri ve Kan," Aksu, Mayis 1934, cilt L sayl 7-8, s.20-21. 148 Bkz. "Turk Kadim Saylav" Fikirler, Ocak 1935, cilt 5, sayi 120,5.1-3. 149 Bkz. Ulkealan, 210,5.8-9. Z. 1940. "Ekonomi Hayatmda Kadm," Fihirler, 1940. sayi

Ancak, de alman konular arasmda en temel yeri ulke ekonomisine dair yazrlar ahyordu, -Devlet butcesi veya dunya pazannda Turk mallarmm basansi gibi konulardaki ya~llar "rnil1i iktisat" fikrini yerlestirrneyi amachyordu."!' Tunzm, demiryollan, tabii kaynaklar ve iletisim teknolojileri gibi konulara olan ilgi de, bir yerde, yeni giri~irnlerin "millilesmesine" ve uluslararasi ekoriomide konumlanmn pekismesini origoren bir uslup tasiyordu. Turizrn konusundaki yazllarm vurguladlgl temel nokta, "rnilli varhklari" yabancrlara sunarak yeni bir ge1ir kaptsmm a<;llacagma dairdi. Bazi Halkevleri "kultur hazinelerinden istifade edilmesi" icin profesyonel rehberler yetistirmeye ve bolgelerinde turizmi gelistirmek icin yeni projeler uretrneye giri~tiler.1S2Ne var ki, bu tur yazrlarm bir kisrm egzotik ve oryantalist dogu imajiill yeniden uretrne kaygisiru da tasiyordu. Yasar Nabi'nin 1938 yilrnda O1ka'de yazdigi bir makale bu konunun alum cizrnesi baktmmdan onern tasir: "Eskiden rnemlekerimizin pitoresk bakrrmndan daha zengin oldugunu inkar ederneyiz. Ahsap binalan,

ldeolojisinde Halk~\hk," Ulkll., Mart 1934, cilt 3, sayi 13. 5.41-45; S~d'k. Necmeddin. 1935. "Buhrarun Sebepleri ve Tur kiye'de Devletcrlrk," UlJell, Agustos 1935, cilr 5, sayi 30, s.401-402; Avcoglu, "Demokrasi ve lkrisadiyat," Aksu, Eylul 1933, cilt 1, sa)'1 1.5.16-19; Ahmcr Nesimi, "Islahatci lctimaiyar Bakimmdan Sosyalizrn," O1kll., Haziran 1934, dlt 3, sayl 16, s.241252; Ziyaeddin Pahr i, "Bibliyografya-Alrnan Sosyalizrni," Ulhti. Ternrnuz 1935, cilt 5, sayi 29,5.398; Agaoglu Ahmet, "Milli Misakm Tarihi Kiyrneti," U!kii. Subat 1933. cilt 1, sayi l , 5,41-43; Beige, Burhan. 1940. "Diplornasi Aleminde Bugun(m Turkiyesi," Aksu, EyLul1940, cilt 2, sayt 24, 5.4-9. 151 Unal, Kernal, 1935. ~1935 Devlet Budcesi," 01 kt'l , Ternrnuz 1935, cilt 5, sayi 29, s_334-338; Ertugrul, Tahir. 1936. "Tabi·i Ipek; Dunya Ekonomisindeki Yeri, ve Biz-5," Uluda.g, 1936, say' 7,5.24_ 152 Bkz. Kuhur, Asim lsmet. 1938. ~Kuhur Hazinelerinden lsufade Edelim," Fileirl er, Agustos 1938, cilt 8, sayt 174,5.10-11 ve Guneysu. Alaeuin. 1946. "Turizm Bakrmmdan Sarki Karadeniz Sahillerimiz ," Aksu, Ternmuz 1946, cilt 4. S3}'l40, 5.18-19. 107

150 Bkz. Nusret Kernal, "Halkcrhk": ve K. Naci "Turk Devlerinde Halkcihk," O!kii, Nisan 1933, cilt 1, sayl 3, 5.185-190; 191-193; Nusret Kernal, "Inkilap 106

acaip serpuslu ve kihkh erkekleri, carsalh kadinlari, garip renkli carsrlan ile, sark pitoreskinin her cesidine memleketimizde rastlarnak murnkundur. Fakat inkilap Turkiyesi, ustunde kurne kume kopekler yafan dar ve tozlu sokaklan, gulunc kiyafetleriyle bir sefalet manzarasim ticari metag o larak satrnaya tenezzul etmeyecek kadar medeni haysiyet sahibi bir millet sifatiyle, mazinin butun acaip taraflarrm ararmzdan sokup atrrusnr, "153 Bir diger makale de yerli turizrnin gelisrnesinin rnillilesme surecine katkida bulunacagim vurgularnaktaydi. Buna gore, ic rurizrn, yeni bir rnemleket duygusunu olusturmada ve bu yeni milli smrrlar icinde vatandaslarm belli bir sahiplenrne duygusu gelistirrneierinde etkili o lacakti: "Tarihten baska, vatandaslarrrmza memleketlerini fazla sevdirmek icin en kolay ve tesirli care memleketlerinin tabi i guzell iklertn i tarutma ku r. Anadolu'nun, dunyanm en guzelruevkileriyle kiyas kabul eder yerleri, daglari, ormanlan, golleri vardir ki, buralan gorup de sevmernek, bu topraga gonul baglamamak kabil degildir. Dunyada en imrenilebilecek tabiat guzelhklertnin rnuadilini mernleketimizde buluruz. Vatandaslarumzi mernlekete fazla baglamak icin kendilerine bu nlari tamtmakla mukellefiz. ,,154 Bu yazilarda do. ifade edildigi gibi, Halkevlerinin bir gorevi de yeni bir memleket duygusunun clusurnuna katkida bulunmakti. Osrnanh Irnparatorlugu'nun son donemlerinde de olsa daha farkh ve daha genis bir vatan anlayisma sa-

hip bir nesil icin Anadolu'ya sikisrms yeni vatan tamrmm yapmak belli bir emek gerektirtyordu, Bu bakimdan, Anadolu'nun tarihi ve doga] degerlerini tespit etrnek, bunlan bir tur "yeniden kesfetmek," hatta "yuceltmek" ilk donern Cumhuriyet aydmlarmm sikca kullandiklan bir yo ntem 01duo Selanik, Kahire, Sam gibi Osmanh dorierninde Anadolu kentlerinden cok daha fazla gelismis tcpraklarm hanrasi ne denli kuvvetli olursa olsun, Cumhuriyetdo nemi Anadolu'yu yeniden tamrna, tammlama ve bu bilgileri yayma donerni olacakn. Bircok Cumhuriyet aydmi icin, bilgi derlerne misyonu dogal kaynaklarm saptanmasmdan, belli yerlerin urunlerine ve ulasim ve iletisirn alanlarmdaki durumlarma uzanan bir yelpazeye yayihyordu.l'" Bu tur yazrlarda, bazen, "Anadolu topragimn kalitesi" vatan ve memleket kavramlanyla icice gecebiliyordu: "Biz Turkiye Turkleri zernin arizalari, iklimi, topragi, ve suyu itibariyle cok degisiklikler gosteren bir yerde ya$lYoruz ... Anadolu'nun bunye degisikligi hasebiyledir ki yurdumuzda diyebilmz ki yine dunyanm en mutenevvi topraklarina rastlryoruz. Bu topragm degeri buyukdur ve butun tar ih in seyr ince Anadolu'nun Dogu ile Bati arasmda bit savas alam olmasmdaki hikrneti bir tarafdan bunun cografi mevkiinde ararken diger tarafdan zengin topragimn krymetinde de bulmahdir.t'P"
155 Derniryollan He ilgili yaZllar ornek reskil etrnesi bakrrmndan bkz. Ali Sureyya, "Derniryolu Siyasetimiz," U1)IU. Subat 1933. cilt 1, sayi 1. s.56-62 ve AU Cennkaya, "Aydin Derniryolunun Sann Almrnasr," OlI:u. Temrnuz 1935, cilt 5. sayi 29, 5.324-327; iletisbn teknolojisine dair bkz. Nivazi HU5nu. "Cumhuriyet Munakaieciliginin Mi\li Cerniyetlesmedeki RoID," ou«, Ekirn 1933. cilt 2, sayi 9, 5_241-244; madencilik konusunda bkz. Cemil Sadik, "Bizde Madericilik Nasil lnkisaf Edebllir?~ Aksu, Lkirn 1933. cilt 1. sayi 2, s.27-28.
156 Caglar, 17,
5a)'l,

153 "Tunzrn Meselesi ve Turkiye," Olku.. Eyhil1938. 154 Re$it $arret. "Turizm:' 108

ctlt 2. sayi 67, s.57.

Kerim

Orner.

1941.

"Turkiye

Topraklarr,"

Olld;. Haziran

1941. ell! 109

Olhu, Subat 1933. cilr 1. $3.}'lI. s_65.

100,5_355-356_

Anadolu'yu kezdeki yordu.

yeniden

tarurnlama kadrolarmda

misyonu bulunan

yalrnzca

mer-

OZkil.'nUn "K6y Ankeri'inde


hakkmda ziyeti," umurni "Iktisadi malumat," vaziyet,"

yer alan ust bashklar.t'Koy


"Ictimai vaziyet," "Maarif vagibi konulan

siyasetcilerin Yerel Halkevi

ve aydmlarm- gundemlni

olusturrnu6gretmenler,

ve "Sihhi vaziyet"

doktor ve muhendis gibi "yetisrnis'' erkan ve memurlar da bu kurgunun yapilmasmda roller ustleniyorlardi. Halkevi dergilermde yer alan bu "koy monografileri," kucuk yerlesim birirnleri hakkmda oldukca detayh bilgiler derleyerek neredeyse bir "memleket haritasi" ciziyor ve bunu tasvir

kapsryordu,
gelenekleri,

ediyorlardi.
sayismda

Ulha dergisinin 1933 yilmda basilrms olan 6.


bu tur koy monografileri

alnna, koyun nufusu, tarihi, tabii kaynaklan, en cok rastlanan hastahk turleri, temizlik aderleri gibi bircck konu da giriyordu. Anketin giri~ bolumunde, bu koy arastrrrnasim yapacak kisinin adi, adresi, egitimi, rneslegi, ve 0 gune kadar Turkiye'de ve yabanci mernleketlerde nerelerde bulungecim kaynaklan, duguna dair bilgileri kapsayacak aciklamalara da yer verilmesi isteniyordu.

Bu anabashklann

yer alan "Key Anketi"

icin onernli bir yol gosterici olmustur. Bu ankette, "mernleket rnunevverleri" mernleketlerini asil cephesinden gormeye davet ediliyor ve "gorduklerini ve gorduklerinin durdugu" noktalari yazmalan isteniyordu:

Bu anketten yola cikarak yazilan key monografilerine


kildigmda bu arasnrmayi verilen yDrutenlerin soylemleri

ba-

dusun-

de en az Anketin icin kide yon-

koyler hakkmda
ana bashklanrun tedbirler . Iendirmesiyle,

bilgiler kadar onernlidir,


ne yapmah)," vaztlarm.da bolurnunun

"Muallim veya talebe iseniz uc ay tatiliniz var, memur veya serbest rneslek adarm iseniz bir dinlenme zarnarumz var. Dinlenmek icin gidilecek en iyi yaz-

her birinin altmda arastrrrnacilar

yer alan "Inkisafi

(ne yapihyor,

kay hakkmdaki

a<;:lkhgl, adamlannm safhgl, yiyeceginin temizligi bakimlarmdan, keylerdir. Koyde gecireceginiz birkac hafta ile, aym zamanda, memleketmizi asil cephesinden garmu-?, tammrs olacaksimz. Bu tarumayi daha Iaydah yapmak
icin gorduklerinizt ve gcrdukletinizin size dusundurdugu seyleri DLKUnun anketine yazrmz ...Anket bir musabaka da degildir, kimseye verilecek bir hediye de yoktur; kazamlacak sey bu buyuk ulku isine ortak olrnak zevkidir, Kagit uzerine koyacagmiz bir musa-

hk, ucuzlugu,

sehirden

farkhhgi,

sisel izlenimlerine

, cozurn orierilerine de yer verirler. Onerilen cozumlerin <;ogu oldukca pragrnatiktir: gubre ytgmlanrnn duvarlarla cevrilmesi, koylere saghk hizmeti g6turulmesi, tugla yaplmm nm baslatrlmasi, tesviki, yollann geni$letilmesi, daha sulama-

gibi oneriler
de yaymlanan dlgm yamslra
6nerir.159

geliyordu.158

fazla yun saglanmasi Bunlarm yanmda, Aksu dergisinbir makale, 0 yorenin temel urunu olan Imdokurnacilara ekilmesine c;ogunda baslanmasim

ikinci bir mahsulun 6nerilerin

Bu tur pragmatik

pozi tivist , hatta

hede veya tetkik, bir kroki, bir karakalern resirn, bir fotograf, ileri sureceginiz bir Iikir, [elkin edeceginiz bir heyecan yapilacak buyuk yapmm bir tuglasi, bir
civisi, belki de bir diregi, bir ternel tasi --.----157 ~Koy Anketi,ft 1933, Olku, Haziran 1933, yil 1. sayi 6, s.362-364. 110
0

lacaktir."

1 57

158 Bl<z."Kutahya'da Alayund Koyu," Ollnl, Eylul 1933, cilt 2, say' 8, s151-158; Kernal Turan, "Anralya'nm Solak Koyu," Olkll, Agusros 1934, cilt 3, sayi 18, s.474-477; Kara1.3.1,Turgut. 1945. "Bursa Koylerinden: Murseller," Uiudag, Kasim-Arahk 1945, sayi 74, S.D. ' 159 Yusuf Ziya. 1934. "Giresun'a 1934, cilt 1. sayt 1,5.12. Baska Bir Mahsul Daha Lazrm," Aksu, Ekim
111

kendi deyimleriyle, "ilmi" bir yaklasim olrnast onernliydi. Halkevi dergilerinde, "bilirn" ve. "teknoloji'iye dair aydmlanmaci bir uslupla yazrlmis bircok makaleye rastlamr. Biyoloji, vitaminler, zehirli gazlar, frengi hastahgmm tedavisi gibi konularda kaleme alman yazilar, kuskusuz, merakhsi icin ilk el bilgilenme kaynagi oluyordu.l'" BaZI makalelerde . ise , teknolojik ilerlerne nin Anadolu'da kullamlmasi hayal edilebiliyor, ve ornegin, sis ve <;ig uzerine bir rnakale, urunleri tehdit eden bu durum icin, telefon aglyla yakm koylerm birbirini uyarmasl halinde bir o nlem almabtlecegim soyluyordu.l'" "Ili m ve fen"e clan inane, rnillilesme surecinde karsilasilacak zorluklari asmak icin en ideal rehber, her turlu problerni cozecek bir anahtardi. Ornegin, okumayazma seferber ligi gerekiyorsa hizla "millet mekteplert" acrlmaliydi.l'" Koylere kadar gidilip belli tespi tier yapihrsa problernler teshis olur ve hal careleri dusunulurdu. Halkevi dergileri, hem bu tur problemlerin teshisinin, hem de katedilen yola dair raporlarm yer aldlgl yazilan yaymlamakta, hatta bu nlara, "modernlesrnis" veya "aydmlanmis" Turk imajirun portresini eklernekteydi. Bu baglamda, Halkevi dergilerinde, "modern bir Turk=un gundelik ozel hayatma dair bircok yorilendirici yazrya rastlamak murnkundu. Bu tur yazilar "medeni" bir ozel hayan cesitli detaylanyla tammhyor, dis saghgmdan, cicek yetistirrne, yabanci dil ogrenmenin faydalanndan jirnnastigin saglikh yasarn icin ge----------_.

rekliligine kadar bircok konuya degimyordu."" Ne var ki, Halkevi dergilerinin genel soylerni icinde. iktidar ihskilerinin yeniden tamrnlanma surecini de yansitan bir suphecihk ve guvensizlik de g6ze ~arpmaktaydl. Aksu'nun ilk sayilannda "56z Kirmnlan" adi verilen 6zel bo lum bu tur yakla$lmlara tipik bir ornek olustu rur: "En tehlikeli insan "eski"den tamamiyle kurtulamayan , "yeni"nin icaplanna baglamm$ gib: gorunendir!"

"Herkese sorarsanrz gene herkesten "ben cok sarnirni bit insamm" teranesini isitirsiniz. Allahnn; sarnimiligi neye bu kadar bol yarattm!Hl64 uHakiki$6hretlere
dir." "Bir adam tamrim:

catmak, sohret kazanrnak .icininkilaptan

evvel "es ktye" dosttur, sirndi yepyeni oldu, Gomlek degistirdt ama kafa degistiremedi. "165 hakim soylemin bir ayagi bilime olan inane ise, digeri de kuskusuz guzel sanatlara olan baghhkn. Dergiler, du nya edebiyaundan cevir ile re , resirn ve muzik alanindan orneklere ve haberlere gems bir yer aymHal kevi dergilerindeki

__

--

160 Bkz. wohereck, "Biyoloji," O!],ii, Agustos 1933, cilt 2, sa)'! 7.5.46-48: Turan, "Vuarnin," Aksu, Kasun 1934, cill 1, sa}'! 11, s.16-17; Hikmet RI Cat , "Zehirli Gaz lar," O!kii, Man 1934, ctlt 3, sayl 13, 5.57-60; Gencsoy, Saim. 1940. "Frengi Bulasma Yollan ve Bundan Korunrna Careler i," Aksu, Ekim 1940, cilt 2, say' 25-26, s.47-49. 161 Bkz. Yusuf Ziya, "Sun'i Sis," Allsu, Man 1934, cilt 1. sa)'! 3-4-5-6,5.33-34. 162 Halkevlerinin okurna-yazrna kurslannm cezaevlertne kadar ul~lIgl da 01uyordu. Bkz, "Halkevimizin Mayis Ayl lcindeki Cahsmalarr," Fillirler, 1939, sa)'! 188,5.14. 112

163 Bkz. Dr. Zeki Nasir, "Dislerin Ehemmiyeti ve Cururnekrcn Korunrnasi," O!llii. Agusros 1934, cilt 3, sa)'! 18,5.438-441; Husnu, Bahriyar, 1937. "Oi$lerio Luzum ve Ehemrmyeu Hlfzlslhhasl," Aksu. Subai 1937, cilt 2. say.. 13,5.2425; Ekrnen, Rastm, 1940. "Herkes Creek Yeristirrnehdtr," Ahsu Mayis 1940, cilt 2, say' 20, s.4-5; Orman Muheridisi Muhtar, "Agac ve Hayat," Ahsu, Mayzs 1934, cilt 1, say! 7-8,55; Mustafa Sekip "Yabanci Oil Meselesi ," un.«. Mayis 1934. cilt 7, sayl 15, s.181-183; OZ, M. 1938. "Sporun Dogusu ve YaylllSl-l," Fillir!er, 1938, sayi 169, 5.13-14; VSzukovathy, ~Gendigin Bedcni Terbiyesinde Sporun RoIG" (cevMehmzr Tolun) Fihirlcr, 1938, sayl 17. s.1013; Burhan Asaf, "Spor Telakkimiz," Olllli, Subar 1933, cilt 1, say! 1. s.71-72. 164 Alm~, Eylu11933,
cih 1, sayi l , 5.10.

165 Ahsu. Ekirn 1933, cilt 1, sayl 1, s. 26.

113

h tta belli Halkevi icralari hakkmda elesttri-yorum yayor, a '." d zrlari yaaryorlardi.I'" Sanat bilgis i, tasarlanan ~o e~n Turk" irnajmm onemli bir parcasiydi. Sanatm te~V1~ edll~ mesinin halkm sanat zevkinin "yukseltilmesryle" one~h bir iliskisi vardi. 1937'de cikan bir rnakale bunu soyle dile
getirir:

mn , karakterinin, i$ kapaSitesinin yukselmesi m~gul olmak mecburiyetindedir. "168

ile

"San'at terbiyesinde 0 kadar geriyiz ki onu telafi etmek ici n ne yapsak azdir, Bir taraftan hal~l.mIz.lU san'at terbiyesini yukseltrnek icin cezri ve s~n ted~l~ler alirken diger taraftan sari'atkar m yetrsrnesrru, yukselrnesini kolaylasnracak vasitalara muracaattan "167 da gen , durrnarna 1 l}'1Z. 1937 yilmda Fihirler'de cikan bir yazi muzik. v.e ti)'~~ro gibi sanat dallariyla ugrasmamn aym zamanda rnilliyetcilikIe baglannsim kurar:
"Guzel sanatlann bilhassa musiki ve tiyatroriun ha-

Bazr yazllardaysa Turkiye'de sanata gosterilen ilgi Avrupa'yla ktyaslamyor, ve Turkiye'deki sanaz anlayt$l, elitist 01mad1gl ve key okulIarmda bile resirn dersleri verme yaklasrmmda oldugu icin yuceltiliyordu. 169 Sanati gelisrirme yonternleri uzerine Aksu'da cikan bir makalede ise Halkevlerinin gene; yeteneklert kesfetrne misyonundan bo.hsediliyordU.170 Ger<:ekten de Halkevlerinin "Guzel Sana day subesi" konser -ve sergi organizasyonl.an yaplyor, bunlann buyuk bir klsml da ele$tiri-yorum yazllanna konu oluyordu. Bu yazrlari elestiriden cok "'hararetli tesvik yazrlan" olarak gorrnek de mumkundur. 1943 yilmdr, Izrnir Halkevi'nde verilen bir klasik rnuzik konseri hakkmda cikan yorum yazisi bu yaklasrma iyi bir ornek teskil eder:
o

yattaki rolu: insanlara, sanat heyecaru v~sltas~le en~r~ ji vererek insanlann maddi ve man evi _ve~ll~l~r~m yukseltrnektir. Bu gunku dunyada en buyuk l~. insanlarin kiyrnet ve kuvvetlerini her gun biraz daha yukseltebilrnektir, Ve butun milletler, bu .a~anslz yaris icindedir, Her millet; her gUn: bedeninin, kafasi166 Bkz, Pushkin, "T~put~u" (cev Saip Nazrm) Aksu, Ekim 1933, cilt 1, sayi 1. 5.29-32; CoJpan, Lutfiye. 1941. "Garp Klasikleri," Ahs«, ~:zuan 1941, cilt 3~ 29· .Il-IS· Uzei, Celal, 1937. ~Yelli Sanat Harekerleri, Filmier, 1937, sa sayt 5,57, U '[ Ce'-l 1938. "Leonardo da Vin<;i," FiMrler, 1938, sayi 169, Y' 15 s. ze , "" . . 33 il 2 9· Sa~i uTurk lnkilabrrun Bekledigi Sanat," Ulka, Kasim 19 ,CI t ,sa· s. l' 0 305306· Epikman Refik. 1939. "Turk Plastik San'at Hayatma Toplu yl , s. -, '. Bir Bakis," 01kl1, Agustos 1939, CII! 13, sayi 78, s. 525 - 528'. 0 -nu ral , Faik. 1941. ~ .. ~Opera." Fikirler, 1941, saY' 222-223, s.8-9; Tanju, Nermin, 1940. Musiki Tarihlnden: Piyano-Chopin," Aksu, EyJo.11940, cilr 2, sayi 24, s.28-29.

"Renkli carnlar ardmdan bol bir isrkla aydmlanlan bezelye yesili sahnede ilk o larak Abdi Aksunar g6rundu. OJ Viyola'sile Hendle'in bit sonat'ma baslaymca piyano tU$lan usrundr, Saiahatun Gektepe'nin parmaklan bir kus kanadi gibi C;:ltpmmaga basladi. Yavas, vakarh ve guven ver ici bir r itrn i~indeydik. Her ikt arnator iyi an1a$ml$lardl. Bu anla$ffia yalruz kendi aralannda degil, kendilerile kompozit6run kavrayt$l, dUYU$u arasinda da mevcutmus hissini verebiliyordu. ,,171
168 Rahmi Balaban, u-Ankara Tiyatro Okulu" 157,5.1. in Fihirler; Ekim 1937, cilt 7, sayi

All

169 Ali Sami, "Turk !nktlabtnlO Bekledigi Sanat ," Olhu. Kasun 1933, cilt 2. sayr 10, s.304; Ali Sarni, "Koy Mekteplerinde Resim Derslen," O1ku, Ocak 1934, cilt 2, sayi 12, s.463-466, 170 "Sanatkari Koruma," Aksu. Man 1934, cih I, sayi 3-4-5-6, s.7-8. 171 Bilge Isrldak, "Halkevinde 246-247, s.32. Gene Eleman[ann Konseri,"
Flkirlcr,

167 Harndi Nuzhet Cancar, "Halknmzm


148,5.4.

Sanat Terbiye si," Fillider,

1937, sayi

1943, saYI

114 115

Halkevi dergilerinde bolca yer alan ve Batrh kult urel formlan Turkiye'de geli~tirmeye ve yaygmla!?tlrmaya yonelik bu yazilann yamnda, yerel kulrurel formlar da tam~lhyor, dolayisiyla da baglmslz bir cahsma alam olarak po puler dozlemde belli bir mesruiyet kazamyordu. Halkevlerinde FOlk.or Faaliyetleri ve Halkevi Dergilerinde Folklora Dair Yazi ve Haberler K6yculuk ve yerel kulturun merkezi konumuna ragmen, mil li kulturu Halkevlerinde olu~tuTma~aki folklorla llglh

faaliyetler tek bir sube altmda 6Tgutlenmemi~, ,,~~~, Ede~i,~ yat ve Tarih ," "Muze ve Sergi," "Guzel Sanat.lar,,, Temsll,. "S or," "Koyculuk" ve "Ko.tuphane ve Nesriyat subeleri172 ni~ catisi altmda yapllmaktayd1. Bu subeler altmda yur~tulen folklor <;ah$malan, derlerneleri ve halk sanatma dair turlu icralarm onak 6zelligi, ·bunlann tarnarnen 0 yore.de cahsan devlet hizmethleri veya yere] ara§tlfmaCllarm am.a.tor bir ruhla ve el vordarmyla yapuklan Iaaliyetler olmasiydi, Akademik folklor standartlanndan uzak da olsalar, bu ilk Iolklor <;ah~malannm uzun vadede onemli katkilan da ~ldu. Bir yandan, yerel tarih ve kultur birikiminin d~gerli ve korunmasl gereken bir alan oldugu bilincini yerle$tl~m~leri folklor derlemeciligine po puler bir anlamda beth bir me;ruiyet sagladl. Ote yandan, ulkenin degi~ik. y~rl~rin~n Iolkloruna dair bir bilgi akisi saglayarak. ve bu bliglien milli smirlar icinde yayarak, zarnan i<;erisinde belli bir "rnilli Iolklor repertuari" olusmasma zemin hazrrladi. Bugun her ne kadar TD."rkiye folkloru bu repertuann srrnr lart i<;~ne hapsolrnus olsa da belli..bir milli kultur repertuannm gelisi-

mi 1930'Iu ve 40'h yillarda millilesrne surecinin elzern bir pan;aslydL Bu yiliarda, Karagoz ve Ortaoyunu gibi geleneksel drama formlan "Ternsil" subelerinde oynandi; yerel dialektler, atasozleri, hikayeler "Dil , Edebiyat ve Tarih" subelerinde tesvik gordu. Halk muzigine dair derlerneler "Guzel Sanatlar" subesi canst alnnda yapihrken, "Spor" subeleri drit ve gure~ gibi geleneksel sporlarm icrasma alan actilar, Daha sonralan "milli kryafet" adryla smiflandmlacak yerel giysiler ve esyalarm toplanmasi, muhafaza edilrnesi yonun- . de Halkevlerinin uyarici onernli bir rolu oldu. Aynca Halkevi dergilerinde yerel tarihe oriern atfedilerek, bazi Halkevlerinde "Kutuphane ve Nesriyat" subeleriyle ortaklasa bir lolklor arsivi kurma girisimleri oldu, "Koyculuk" kolu.nun onculuk yapugi key monografisi hazirlama girisunleri oldukca naif ve pozitivist bir yaklasirnla da yazrlsalar kendi donernlerinin retorigini bugune aktarmada hala oriernli bir kaynak teskil ediyorlar, Halkevlerinin 1940 yihnda gecirdigi reforrnu takiben, yeni talirnarname folklor Iaaliyetlerinin "Tarih ve Muzecilik" . subesinde odaklanmasi ongoruluyordu. 1943 yilmdaki baska bir gelisme de Ankara Radyosu'nda baslayan Halkevleri, Sanat ve Folklor adh bir programdi, Iki haftada bir, bir saat yaymlanan bu programda Halkevleri cansi altinda derlenmis halk sarkilarmm daha genis bir dinleyici kirlesine ulasnrrna gibi bir islevi de oluyordu. Yine 1943 yilinda, Halkevlerinden Ankara'daki merkez buroya yollanan yerel giysilerin sunuldugu bir sergi acildr."? Ancak, radyo yaymlan ya da merkezi sergiler gibi faaliyetlerden daha cok folklor alamnda gercek katki yerel Halkevi dergilerindekl yaymlardan geliyordu. Bu dergilerin ulke icindeki dolasirm ve yerel kutuphanelerde toplanmasi, aym zamanda, benzer folklor c;a173 Cecen, a.g.e., s.190-203. 117

172 Halkevlerinin

kapaulmasmdan

soma, 1963'de yeniden

acildrklart donernde,

"FolkloT," ayrt bir sube olarak do.~Unulmu~tu.

116

hsmalarma ilgi duyan arastirmacilarin birbirlerinin faaliyetlermdenhaberdar olma imkamm da saghyordu. Halkevi dergileri milli simrlar icindeki yerel folklorun yamsira, Orta Asya kulturune dair yazilara da yer verrnekteydi. Ozellikle, modern Turk kirnliginin ozgun dilinin, dinle mesafesinin ve kadin meselesiyle barisikhgirun vurgulanmak istendigi yazrlarda Orta Asya Turk kulturu ne sikca gonderme yapihyordu. Bu baglarnda, Orta Asya'nm tarihi, gelenekleri, Ielsefesi, inane; sistemleri ve sanatma dair cesitli makalelere rastlarnak mumkundu.'?" Bu makalelerde temel nokta yeni rejime mesruiyet kazandiracak or neklerin eskt Turk geleneklerinde zaten var olduguydu. Ornegin, 1935'de 'Fikirler'de yayrnlanan bir makalede eski Turk kadmlarmm pe<;;eveya harerni bilmedikleri ve erkeklerle aym sosyal statuyu paylasnklari vurgulamyor, Ahsu'da cikan baska b ir yazi da ise cumhu riyet Iikr in in esasmda eski Turkler arasmda da bilindigi one suruluyordu.F" Ona Asya kadar, Eski Anadolu Uygarbklanna dair yazilara da rastlamak mumkundu.!" Daha az olmakla birl ikte Turkce konu-

174 Bkz.~Aga<; ve Bayat,~ AI!Su, Mayis 1934, cilt 1. say! 7-8,5.5-6; Muzailer, "Turk Soyu ve Turk Tarihi," Olku, Arahk 1934, cilt 4, sayr 22, s.249-254, "Turk tarihi- lslarnhk," Uh.,dng, Nisan 1935, cilt 1, sayi 2; Ozkaya, Dr. Nuri Ali. 1937. "Eski Turk Medeniyeti ve Tip Tarihi," Aksu, Subat 1937, die 2, say. 13; "Eski Atalanmiza Gore Hayaun Mense ve Maadi ve Gayesi ," Fillirler, Ternrnuz 1937, cilt 7, say! 151,5.1-2; Pittard, Eugene. 1938. "Tacar lar ve Mogollar-r (<;ev. Nurettin Ardic) Fikirler, 1938, say) 170, s.13-14; Caferoglu, Ahrnet. 1939. "Turk Teamul Hukukuna Gore Turklerde Evlat hk Edinme Meselesi," Fikirler, 1939, sayt 188,5.5-9; Anahin, A.V. 1941."Altay $amanltglTla Aid Maddeler" (cev Ahdulkadir Irian) O1ku, Haziran 1941, cilt 17, say. 100, s.337-343; Ankan, M. Baha. 1941. "Turklerde Ahlak Felsefesi," fihirkr, 1941, sayi 214, 5.3-7. 175 "Turk Kadrm Saylav," Fihirlcr, Ocak 1935, cilt 5, sayt no, s.l; Selcuk, Orhan. 1934. "Bayrarnlar Bayrarru," Aksu, Kasrrn 1934, cilr l , sayt2, 5.3-4. 176 Mehmet Saffer, "Anadolu'da En Eski Turk Medeniyeri," UllI11, aziran 1934, H eilt 3, sayl 16, 5.263-267; Naztrn , "Etiler Nasrl Yasarlardi," Vrudag, Nisan 1935, cilt 1. say. 2,5.38-40. 118

~an gayn-rnuslim topluluklara, Selcu klu ve Osmanh tarihine clair de yazrlar m yaymlandrgi oluyordu .'?" Orta Asya Turk folkloruna dair ilgi genelde sozlu edebiyat turlertni, gelenekseI sporlan ve dinsel inanclarim konu aliyordu. Bu vazrlar la tarnnan Orta Asya Turk edebiyan orrieklerlnm, ozellikle de Ergenekon destamnm, zamanla Cumhuriyet veya Kurtulus Savasi tasvirlerinde bir me tafor olarak da kullanildigi gorulmekteydi.?" Vine de gerek Orta Asya kulturu gerekse Eski Anadolu Uygarhklanna dair ilgi ne kadar ynkselirse yukselsin, Halkevi dergilerinde esas vurgu Anadolu kulturu uzerine olmus, ve yerel cesttliliklerin. hatta farkhhklarm, milli kulturun bir tur "zenginligini" simgeleyen bir cerceve icinde sunuldugu gorCtlmU~tur. Bu baglarn- . da, yerel arastirrnalar yeni bit "bclgesel bilinc' tarumlarken, millilige karsi degil, tam tersine milliligin vazgeC;ilmez bir parcasi olduklan noktasma gonderme yapiyordu."? Bu, aym zarnanda, yeni bir yerel tarih anlayisrrnn kurgulanma asamasma isaret ediyordu. Osmanh so nrasi , savaslar, gocler vs: tehcirler yasarms ve yeniden yapilanrnaya cahsan bir toplumsal yapida yerel tarihin nereden ve nasil baslatilacagmm onerni buyuktu. Bunun icin, yerel tanh uzerine Halkevi dergilerinde cikan bircok yazrmn 0 yorenin basm veya

177 Bkz. Hasan Fehrni, "Anadolu'da Gregoriyen ve Onodoks Turkler, Olhu, Eki m 1934, cilt 4, sayi 21, 5.173-182; Selcuk, Orhan, 1934. "Turkler ve Sau'at Hayau ," Aksu, Man 1934, cilt 1. sayt 3-4-5-6, s.16-17; Yener, Cerna!. 1942. "Bir Sunnet Dugunu,~ Uh4dag, 1942, sayr 47-48,5.22-26.
M

178 Ali Arif, "29 Tesrinievelde Cumhuriyerc Selarn," Aksu, Kasrm 1934, eilt I, s.Ls ; "Necip Ali Beyin Nurku," 07hu, Mart 1933, cilt 1, sayt 2,5.106. 179 Esasmda bolgcdlih ve yerellik kavramlarrmn Turkiye baglammda daha delayII olarak arastmlmasi gerekmektedtr, Halkevi dergileri arasrnda, Fihirler, Vludag ve Allsu gibi crkuklan sehirle birlikte cevre yerlesim merkalerine dair de yazrlara yer veren ve bir rur "bolge" bilincinin oiusrnasmda etkih olan dergiler gibi, Corult, Kaynah ve Un gibi sadece kendi sehirlerine odaklananlan cia vardr. 119

, spor tariht, eski sosyal ve ekonomik yasannsi, yer isirnleri ve turistik kaynaklarma egildikleri goruldu."? Yerel bilinci percinleyici diger bir yaklasun do. yorenin onde gelen kisilerinm hayat hikayelerinin yaymlanrnasrydi. Bunlar arasmda, ozellikle Kurtulus Savasi'm bizzat yasarms olanlann kisisel anlanlan 6nemli bir yer tutuyordu.P' Orta Asya kulturu ve yerel tarih gibi dolayh olarak folklora deginen konularin yamsira, Halkevi dergilerinde, folklorn dogrudan ele alan bircok makale de yaymlanrmsu, Bu tur makaleleri, dart ana grupta toplamak rnumkundur: (1) folklorun teorisi ve metodu, (2) koy mo nografiler i, (3) halk siiri, bilmece, masal, Iikra ve halk sarkilari derlerneleri, ve (4) halk tiyatrosu He halk danslan uzerine olan makaleler, (1) Folklorun teorisi ve metoduna dair makaleler Onemi, zaten son donem Osmanh entellektuelleri tarafmdan tescil edilmis olan folklorun l Ialkevleri dorieminde daha do. baskm bir soylemle on plana cikarildiguu gorrnek mumkundur. Bu doriernde, folklora "bilimsel metodlarla" yuruyen bir disiplin, ve bu baglamda cia, milli devleti kurmada mesru bir temel olusturacak zengin bir kaynak olarak

.'

180 Cimsid, Nuriahrned. 1940. "Giresonda 20 Yilhk Basin Hayau," Aksu. Mart 1940. cih 2, sayl 18, s.32-33; Turgut , S- 1940. "Gireson Sporunun Gecrnis Zamanlarma Bir Bakis," Aksu, Nisan 1940, cilt 2, sayt 19, s.28-30; Yucer, R. R. 1940_ "Bozhane, Meyhane ve Kahvehane Yasaklari," Uludag, 1940, say' 28. s.38-43; "Eski Tarthlerde Garhi Anadolu'dan lstanbula Uzum Nakline Dair BiT Vesika," KaYl1ak, Ekim 1937, savt 57,5.248-249; Alpaslan, Kaznn. 1945. "Bursa Kay Adlanrnn Tarihi Menscleri," Uluaag, 1945. sayi 68-69, s.59; Nopp, Adolf Ernst. 1937. "Bergama Kurban Mabedi" (cev M.Rauf Inan) Fihirler, 1937, sayt150, s.7-12_ 181 Bkz. Salih Cemal, "Iradenin Kuvvcri," Alesu, Ekim 1933, cilt.L, sayi 2, 5.3: Alper, C. 1938. "Havva BaCI," Cor!!h, Haziran 1938, cilr.L, 5ayt 3.5.11-12; "Babairun Albumu," AJISu,Man 1934, cilt 1, saY13-4-5-6, s.48-49. 120

yaklasilrmsn, Halkevi dergilerinde folklora dair cikan makalelerin bir kismi, bu bakirndan, folklorun bilimselligmi ve vaadettigi potansiyel bilgilerin smlrlanm anlaur, Bu yazrlarin bir kisrm, Arnold Van Gennep ve Ruth Benedict gibi uluslararasi alanda iyi tanman folklorcu ve antropologlann yazrlarmm cevirileridir.t'" Bunlann yarunda, Journal of the International Association for Folklore and Ethnology gibi onernli bir folklor dergisinde yer alan rnakaleler He Almanya, Isvec, Danimarka ve Norvec'teki folklor arsivlertni tamtan bir makale bulmak da mumkundur.183 Folklorun tamrm uze rinde dogrudan duran bir rnakale ise Enver Behnan Sapolyo'nun On dergismde cikan "Etnografya" isirnli makalesidir, Burada Sapclyo, etriografya kavrammm tamrm ve tarihcesi uzerinde dururken foIklor ve etnografya terimlerini karsilasrmr ve folkloru daha ziyade sozlu iletisirnle icra edilen turlerle, etnografyayi ise materyel kultur formlanyla slDlrlandlnr.l84 1939 yihnda Olhu'de yaymlanan Pertev Naili Boratav'm bir makalesi ise Halkevlerinde folklor arasnrmalarirnn nasil yapilmasi gerektigi konusunu isler, Burada, Boratav'm dikkatle alum cizdigi husus derlernelerde izlenecek yonte min ne olacagidrr, Halkevlerinin ulke butunune yayilrms o lmasimn avantajlanm do. vurgulayan Boratav bu agm daha etkin ve dogru yonternlerle, ve ogretmenlenn de katihrnryla kullamlmasi halinde, Iolklor derlemelerinde yeterli olacagr gorusunu savunur.

182 Van Germep, Arnold. 1939. "Folklor" (cev Perrev Nai\i Borarav), 011111, Ocak 1939. cilr 12, sap 71, $,409 ve Subat 1939, cilt 12, say' 72, 5.499 ; Berkes, Mediha. 1941. Ruth Benedicr'in kuap elesririsi, Patterns of Culture. Ol/Iii. Mart 1941. cilt 17, sayl 97, s-84-90. 183 Abdullah, Fevziye. 1937_ "folll, The Journal of the International Association for Folklore and Ethnology (Musrerck Folklor ve Ernoloji Cemiyeu Mecmuasi), Agustos, 1937," Olhu, Nisan 1938, cilt 11, saY162, s.189-192. 184 Sapolyo, Enver Behnan. 1935. "Emogralya," On, 1935, cilt 2, s.273-275_ 121

Boratav'm makalesinde vurguladigi bir diger nokta da milli bir folklor arsivinin olust uru lrnasr-ve bunun Avrupa'daki orneklerine dairdir.18S Olku ve On dergilerinin yamslra Ahsu ve Fikirler'de de dogiudan folklor t~orisi ve metodunu de alan makale.lere rastlamr. Osman Turgut Parnirli'nin 1940 yilmda bir seri halinde _Aksu'da yaymladigi "Folklor" adh uzun yazl dizisi bunlar arasmdadlr. Bu yazi dizisinin ilk bclumunde, Pamirli, diger ulkelerden ornekler vererek folklor disiplininin tarihse l geh!?imi uzerinde durur. Pamirli'ye gore, folklora olan ilgi dunyanm dort bir yanmda geli§me gosterirken, baskici Abdulhamit rejimi yuzunden Turk folkloru zarnanmda arastmlmaya baslanamarrustrr:
"Mazi hakrrmnd.an

mesaisini folklore verrnesi dernek hayatim mekle birdi, »1M

feda et-

eskihgiyle mukayese kabul edilemeyecek tek millet gosterilemeyen Turklerdir, Folklor bahsmda duriyarun en zengin milletleri oldugu su
getirmez hakikatlardandit. Avrupa ortalanndan As-

ya'nm obur basma kadar uzanan geni$ sahada adrm adrm Turk Halkiyanrnn zenginligi gOrO.lur. Folklorumuzla ugra$an nice garbh mustesrikler bunu en acik ve selahiyetli bir dille itiraf etrnislerdir. Buyuk harba kadar olan zarnanlarda bir iki ilimadarmrrnz mustesna folklorumuzun belli bash elamanlan garbh alimler olrnustur. Yerli klymetlerin bu sahadaki serbest faaliyederine Osmanh padisahlanmn istibdada susuyan zihniyetleri mani teskil ediyordu. Garbda folklorun revac buldugu tarihler ise bizi.m saltanat taassup ve

Makalenin ikinci bolurnu daha ziyade yerel arasnrrnacilara derlerne yapma yoriternleri hakkmda bilgi verir. Pamirli, folklorcunun "objektif" olmasi gerektigine inamr, ve saha arasnrmacilarmm "melez lesmemis" olam bulup <;1karmada dikkatli o lmalarrm orier ir. Bu na ek olarak da, folklorculann koyluye saygili olmalan konusunda da uyartda bulunur.l'" Pamirli'nin makale dizisinin diger bolurnleri saha arasnrmalarmda yoritem, folklorun turleri (kadrolari), folklor arasnrrnalarimn zamana yayilarak yaprlma51 gerekliligi gibi konulara egil ir.188Son bolurn ise fo lklorun sahnelenmesi ve 6zellikle Halkevlerindeki uygulamalar uzerrnedir.l'" 1943 yilmda Fihirler dergisinde cikan Z.S. irnzah daha kisa bir yazl da yine folklorun bilimsel ternelleri uzermde durur, Pertev Naili Boratav'm Ankara Universitesi'nde verdigi ders notlanru temel alan bu makale, hem Turkiye'de ki folklor kurumlannm kisa bir ozetini verir, hem de folklorun, toplurnlarm belli bir tarihsel ve cografi bolge icinde olusan sembolik karakte risti kler ini disa vurdugu uz eri nde durur.190 1945 yilmda yine Fihirler'de cikan bir diger makale

186 Pamirli, Osman 'Iurgut. 1940. "Folklor-I," Abu, Nisan 1940, cilt 2, sayi 19, 5.10-11. IS7 Pamirli, Osman Turgui. 1940, "Fclklor-Il," Aksu, Mavis 1940. cilt 2, sayl 20, 5.6-8. ' t8B Pamirli, Osman Turgut, 1940. "Folklor-3: Kadrolari," Aksu, Haziran 1940, cilt 2. sayi 21, 5.9-11: "Folklorde, Zaman Meselesi," Ahsu, Temmuz 1940, cilt 2', sa)'! 22,5,21-23. 189 Pamirli, Osman Turgur. 1941. "Folklor ve Sahne," Abu, Haziran 1941, cilt 3, sayi 29, 5.3-5. 190 Z.S., "Fol klor Calismalarmda sa}') 246-247,5.10-11. [lrnin Direktifi ve
BaZI

rahakkumunun gittik<;e artugl yillara rastlar. Bu serait altmda bir Turk aliminin serbest mu hit bularak
185 'Bkz. Boratav, Pertev Naili, 1939. "Halkevlerirnn Folklor Cah.smalan l<;in Yapuklan ve Yapabilecekleri Isler Hakkrnda Norlar,' Villi', Subat 1939, ctlt 13, .sa)'l 73, s.195-211 ve Haziran 1939, cilt 13, say) 76, s.295-298. 122

Esaslar," Fikirler,

1943,

123

de Grimm Kardesler'in halk masallan uzerine olup, rnasal derlerneciliginde kadmlann ve yashlarm kaynak kisi olarak oriernini vurgular.191 Bu tur teorik makalelerin yamstra, Halkevi dergilerinin kendi Halkevi bo lgeleriride yaprlan derlerne cahsmalarmm d.a sik sik rapor edildigi g6rDiur. Otnegin, Bahkesir Halkevi Kaynah dergisi bu derlerneler hakkmda soyle bir bilgi verir: "Cevremizdcki folklor malzememiz hernen hemen tamamen derlenrnek uzeredir, Bir kisrmm brosurler halinde gecen yrllar ortaya kcymustu k. Bu yllda (2515) dane atalar sozunu bir brosur halinde ortaya koyduk, aynca (845) danede Kaynahta nesre tti k, (2000) dancde elimizde vardir, Yuze yakm halk ~arkismi no talariyla beraber derledik. Halkm agzmdan cikngi gibi notalanyla beraber basnrdik. Bunlardan baska, (156) dane bilrnece , (60) rnasal, (25) kosma, (5) inanma, (16) tekerlerneyi Kaynahta nesrettik. Elimizde sira bekleyen (2000) kosrna, (500) gorenek ve inanrna, (26) rnasal, (50) Nasrettin Ho ca hikayesi, (l000) mani, (900) b il rne ce varduo ..192

(2) Kay Monografileri

. Bu tur yerel folklor derlernelerinden orneklerin yamnda, turizrn veya k6y egitimi gibi konu larda da sik sik Iolklora gondermeler yapildigi oluyordu. \93

Halkevlerinin Koyculuk subeleri alnnda gelisen ve kokleri son do nem Osmanh entellektuellerine kadar uzanan "k6ycllluk" ideasi, bircok amator saha arastirrnasma ternel bir motivasyon oldu. Tayinle gittikleri bolgelerde, bircok doktor, ogretmen, muhendis ve cesi tli devlet mernurlari, 1933 yilmda Olku'de yaymlanan anket dogrultusunda yakin koylere giderek gczlemler yaparak, bun Ian daha sonra mono grafiler halinde Halkevi dergilerinde yaymladilar.l'" O1ha'nun anketini model alan bu tur monografilerin yanmda, daha serbest bir uslupta yazrlmis koy tasvirlerine de rastlamak mumkundur.l'" Her iki sekilde de, monografilerin halk rnimarisi, giysi cesitleri, yemek adetleri, kadm ve cocuk folkloru, gecis torenleri, ve eglence turlerine dair derayh bilgiler iyerdigi gorulur. Halkevi dergilerinin, sozlu Iolklor turleri, kurlamalar, halk oyunlan ve halk muzigine ayn koselerde yer verdigi dusunulurse, monografilerin asil katkisinm daha cok adetler, inamslar, ve maddi kultur alanlannda sunduklan bilgiler oldugu soylenebilir, Ne var ki, koy monografilerinin hemen hie birinde bilgilerin kimden toplandrgi bilgisi yer almaz. Hatta kimisinde "koylunun sesi" yerine "koycunun sesi'tnin daha baskin oldugu soylenebilir, Uludagda Zeki Akpmar tarafindan yaymlanan bir koy tasviri, yazanrun izlenimci sesini tasrmasi bakrrmndan ilgi cekicidir: "Yuvarn arkamda, gurber sirurnda, yaglz anrnla "Keles Camhgi''m aglr agir nrrnamyoruz. Bulutlar, arza

191 Akyol, Hamil. 1945. "Folklor,~ Fihlrler, 1945, say' 296-97,5.3. 192 Bkz, "Folklor lsleri," Kaynah, Ekun 1937, cilt 5, sayt 57, s.27l. 193 Resit Saffer, "Tutizrn," im«, Subat 1933, cilt 1, say' 1,5.69; Mehrnet Saffer, "Koyculuk Nedir," Vlku, Ternrnuz 1933, cilt 1, say' 6. 5.430 ve Nusret Kcmal, "Bit Koycuto.k Projesi Tccrubesi," Ulhii, Eylul 1933, cilt 2, say' 8, s.123. 124 194 A. Sureyya, "Alucra Kazasi Gicora Koyu," Aksu, Mart 1934, cilt I, sayi 3-4-56, s.29-32; "Kutahya'da Alayund Koyu," !JlJlU, Eylul 1933, cilt 2, sayi 8, 5.151-158. 195 Yalgm, R\Z3. 1942. "(:cki Koy," U1udag, 1941, dlt 42,43, yucak," Eski~el1irHalkevi, 1934. sayt 21. s.28-32. $.7-11; H.C., "Ku125

yer yeT serptikleri beyaz cocuklarma dokunmasm diye gunesi ortmege cahsiyorlar. Sumler, sen coban ve pmarlar huznume guluyorlar, Ardima bakamadan iste "Kavacik'ta geldim. Koyu ikiye belen yolu cabucak bitirdirn. "Alpagot" sagrmda kaldi. Bacalarmdan tuten dumanlanndan baska hayat izi g6stermeyen kanksiz Turk koyler .. Ogretmensiz o ldugunu dusundum, yine huzunlendim."!" Yasadigi deneyimi paylasmayan "sehirli genclere" serzeniste bulunan Akpmar, Koy Odasmda gecirdigi zarnam tum duygusalligryla soyle tasvir eder: yedik. Sogut odunlannm crkardigi donuk ve muphern rsrkta muhabbete daldik. Buyuklerimize baghhglmlzl tazeledik, idaremizi ve durumumuzu 6gduk. Dusman zulrnunu ve cetelerin ellerinden cektiklerirnizi andik, bu gune eristigimize sukrertik, Allaha ve buyuklerirnize dualarda bulunduk." 197
"Sessiz sessiz yernegirnizi

falarmi isletrnek Halkevi genclerimn guze] seylerdendir." 198

yapabilecegi en

Esasen, OIku anketini model alarak kalerne ahnrms monografilerde, bu rornantik tonun, kimi zaman, yerini neredeyse "ihbarci'' bir rnesafelilige biraktigr da gorulur, Ozellikle, koylulerin dini ve batil inanclan, veya Cumhuriyete ve reformlarma baghhklan soz konusu oldugunda "halkm milli duygulan yerinde ve saglamdir" ya da "koylu esas itibanyle acik gozludur" gibi ifadelerle, yazarlarm koylulerden Iarkh bir konumdan konustuklari izlenebihr.l'"
(3)

seaa

folklor t(jrlerinin derlenmesi

O1ku. anketinin yaymlanmasmdan bes yil kadar bir sure sonra bile bu tur rornantik yaklasirnlara rastlamak mumkundu, Yine Olhu'de yaymlanan benzer bir yazrda, koyculuge davet soyle yapilmaktaydi: "Koylu kalabahklarim harrnanlanrnn basrnda yakalamak, harman turk ulerrni onlarla birlikte soylernek, bir harman siirrni ve bir harman sa rktstru onlann agialarma tam zamanmda goturrnek, harman yerinde kurulmus bir sahnede koyluye ternsiller vermek, ahn terlerini silen koylulerin yuzlerini guldurrnek ve ka196 Akpmar, Zeki. 1945. "Kay Odalan,"

Gerek dil devriminin bir uzantisr o larak gerekse yerel derlemecilerin en cabuk ve en kolay bir se kilde ulasabildikleri turler olrnasi bakirmndan sozlu folklor turleri Halkevi dergilerinde en cok yer verilen rolklor yazrlarmdan 01dular, Turk Dil Kurumu'nun onculugunde sekillenen gramer ve dilde sadelestirrne cabalari, milli egitime paralel olarak Halkevleri aracrhgiyla da yaygtnlastmlmaya cahsihyordu. Esasen, Halkevleri dergilerinin ilk sayilari, dil referrnunun gecirdigi evreleri belgelemeleri acismdan oldukca ilginctir. Osrnanlica telaffuzlarin yeni alfabede nasil tel;tfuz edilecegine dair oldukca karmasik bir donern atlanldigml, bugun "t" sesiyle telaffuz etrigimiz "tane" kelimesinin 1930'larda "dane" olarak, "d" sesiyle telaffuz ettigirniz "dismda" kelimesinin de "nsmda" olar~k yaz ilmasi gibi 6rneklerden anlayabiltriz.i'" 1935 yihnda, Turk Dil Kurumu,
198 "Halkevieri Postasr,"

Olhu, Temrnuz 1939, cill 13, sayt 77, 5.462.


Kazasmm

199 Bkz, Erenel, Ibrahim. 1940. "Bulancak I Iaziran 1940, cilt 2, sayi 21. s.s- 7.

(Seyhrnusa)

K6yu,"' Alesu,

UJudag,

1945, sayi 68·69.

s.lO-Il.

200

"Icirri susliyemeyen s.lO; "Hukumlerinde

usrm tezyine

197 A.g.e., 5.11 126

cahsir," Aksu, Eylul 1933, cilt I, sayl I, isabetsizlik, kararlarinda getup gecicilik varsa: bunlann

127

200,000 kisinin yenisozcuk uretmede kurumla isbtrligi yapt1g1111 aciklamisnr, 201 1934 yihnda Ataturk'un Meclis'in acihsmda yapugi konusmanm tam metnini yaymlayan O1hit dergisi konusmada gecen yeni sozcuklerin anlammi ayn bir "sozluk" -halinde yaymlaml~tlr.202 Uludag'da 1940'larm sonuna dogru yaymlanan b ir makalede Osmanlica ve OZ Turkce arasmdaki fark, Arapca ve Farsca agtrhkh divan edebiyan ile halk dilinin sadeliginde soylenrnis asik edcbiyan karsilastrrilarak suriulur.203 Halk edebiyanm, halka yakmhgi bakrmmdan divan edebiyatmdan daha ·onemli bir yere koyan bu bakis 0.<;151run Halkevi dergilerinde yeserdigi dusunulebihr, Yerel kutuphanelerin bircogunda yapilan arasnrrnalarda ortaya <;1kan co nkler ve elyazmalannda yerel halk sairlerinin eserlerini gun l-$lgma cikarmak mumkun oluyordu. Bunlar Halkevi dergilerinde yeni alfabeyle yaymlarnyor, bazilari daha sonra orta ve lise egitiminde yer edecek alan "Turk halk edebiyau" dersine temel oluyorlardi. Karacaoglan, Koroglu, Yunus Emre ve Dadaloglu gibibugun "Turk halk edebiyaumn" temel taslan olarak sunulan halk ozanlannm tarnnlrnalarmda Halkevi dergilerinin de payl oldugu soylenebilir.204 Bunlara ek clarak, Namdar Kayadar'm Orhan kusebeplerini, gundelik hayaua, hissiyaun her zaman galip olrnasmda ararnalidir," Ak5U, Ekim 1933, cilt 1, sa}'l 2, s.l.
201

U1hil'de yapt1g1 bir duyuruyla

tuphanesinde bularak Uludagda yaymladigi bir 17. yuzyil halk siiri antolojisi, ve Katibi isirnli bir halk ozamrun eserled yerel kutuphanelerden cikan halk edebiyati orneklerjndendir,205 Ayrn sekilde, Vahit Lutfu Salci, Bektasi ozam Emrah'in bir risalesini bir Alevi koyunde bulup ortaya cikarrrnsnr.P" Ziyaeddin Fahri'nin 18. yuzyilda Erzurum'da yasarms olan Serifi, ve Orhan Saik Gokyay He Abdulkadir Inan'in Dede Korkut kitabesi uzerine yazdIgl rnakaleler de Halkevi dergilerinde yaymlanrmsnr. 207 1941 yilma gelindiginde, bu halk sairlerinin bircogunun acilis konusmalarmda gonderrne yapilacak kadar -tanrndrgt ve ortak bir repertuarm parcasi haline geldigini g6rmek murnkundur, Nafi Atuf Kansu'riun Halkevlerinin 9. yildo numunde yaptlgl konusma halk sairlerinin bir tur "millile;;tirilmesine" iyi bir ornek reskil eder: "Osrnanh Imparatorlugu'nun ilk devirlerinde ve kanunlannda, idare ve tesk ilatlarrrrda eski Turk turelerinin te'sirleri vardir. Ancak hududlar genisledikce ve kulturel mubadeleler bilhassa te'sirini gosterdikce eski Turk an'ane ve akiydeleri yavas yavas saraylardan ve buyuk merkezlerden cekildi; halk arasma iltica etdi. Halk, Oguznarne, Harnzaname, Battalgazr, K6rogl_u desrarn gibi hikaye ler le ve Karacaoglan, A~Ik Orner, Emrah gibi sairlerinin eserleri He ruhunu tat-

Bkz. "TD. Arasurma Kurumunun 26, s.85-87.

Bildirigi," OJJ~u, Nisan 1935, eilt 5, sayi 205 Karatay, Namdar. 1940. ~Halk Edebiyan Ornekierr," 5.11-12-. 206 Salci, Vahit Lutfu, 41, s.266-272. Uludag, 1940, sayi 35,

202 ~Gazi'nin BUyUkMillet Meclismi Aetna Nutku," OIha, Arahk 1934, cilt 4, sa_ Yl 22,5_241-245. 203 Akbulut, R 1947_ "Osmanlicadan 14. Turkce'ye,"
UJudag, 1947, sayi 85, s.11-

1936. "Asik Emrah ve Sanau," Yeni Tiirh. Mayts 1936, sayi

204 Ishak Refet, "Karacaoglan," UUnl, Nisan 1933, eilt 1, sayi 3, s_222-229; Elcin, S. Murat. 1939_ "Koroglu Hakkmda Notlar," Ulku, cilt 10, s.271 &' 326; Gurkaynak. Murtaza. 1939. "Yunus Ernre: Hayau, Sahsiyeu ve Siirleri." fil1frler, 1939. sayi 188, s.4-5; Bayn, M.Halit. 1941. "Dadaloglu Hakkmda Notlar," OJ JtU, Mayis 1941, cilt 17, say! 99, s.2 25- 234. 128

207 Bkz. Prof. Ziyae.ddin Fahri, "Erzurum Sairlerinden Serin," U!hu, Haz iran 1941, cilt 17, sayi 100, 5.309-315; G6kyay, Orhan $aik. 1938. uDede Korkut Hikayelerinden," Uludag, 1938, saYl 14; lnan, Abdulkadir, 1938_ "Dede KOTkUI Kirabmdaki Bazr MotiOere ve Kelimelere Ait Norlar," Ulhii, Subat 1938, cilt 10, sayl 60, s.545-547. 129

veya bir ptre intisab ederek ru~i gldasmi te'rnine cahsiyordu. Saray etrafinda bir rnuzik, bir edeb~y~t~ bir hay~t idraki ve rnedrese ile temsil edilen b ir 111m teessus ederken, halk kendi turkusiyle, kendi saziyle, keridi siiriyle, Nasreddin Boca gibi hakimleriy~e onda~ ~y.nhyordu; siyasi, idari, iktisadi bircok amiller~e birlikde dunyayi ve hayan hasis bir nesne telkiyninde bulu~anlann elmde hakiykaten rehbersiz kalan halk, gitdikce fakir, besgin hale gelmisdi.; ~u~nk~ toren programlmlZ1 zenginlesdlren halk ~urkulen, halk rakslari bircok Halkevlerirniz'in uze rinde sevkle cahsdiklan bir mevzu olmusdur, Umariz ki milli ruhdan dogan bu guzel eserler, dar canlarm altmdan C;1karak genis meydanlarda binlerce halkm nes'e, hareket kaynagi o 1sun. ,,208
Eski yazmalardan ve coriklerden Halkevi d~rgilerine_ a~tanlan metinlerin yamsrra, Halkevi dergilen yerel sozlu

mine ugrasiyordu

Mugla, Kozak, Diyarbakir, ve lzmir'de, hatta hapishanelerde derlenen manileri ve masal derlemelerinin nasil yapilacagma dair detayh bir rehberi yayinladi. 212
Folklor turlerini derlerne yontemlei-, hakkinda derleyicilerin bilgilenmesi, iyi niyetli olrnakla birlikte eksik ve hatta

arsivcilik acismdan hatah yapilan bircok derlernenm selameti acisindan oriern ta$lmaktaydl. Halkevi dergilerindeki c;ogu derleme, etnografi bilgisi acisindan, derlenen ki~ilerin, mekanm belirtilmemesi, ve derlemelerde icra boyutunun goz onunda ahnmarnasi acrsmdan eksiklikler .icenyordu.213Aneak bazi istisnalara rastlamak da mumkundu.214 Bunlar arasmda, bir atasozu ve deyi$ derIemesinde adi gecen Fatrna Nine'nin derlemeci tarafmdan tamulmasr ve Fatrna Nine'nin kisisel sozlu kulturunun dil reformuna nasil bir kaynak teskil edeceginin anlaulmasr ilgi c;ekicidir. Derlemeci Malik Adalan kendi sesini de anlausma katarak derIernesi hakkmda sunlan sayler: "Ben, Fatrna Ninenin sozleri arasinda 6ylelerine rastladim ki, onlar, hem ince kinayeleri, der in anlamli mecazlan, sanat guzelliklerini an d rrtyo r, hem de adetlerirnizt, geleneklerimizi aydmlatacak bir takim ruhsal anlarnlar tasiyor, Ben bunlari Fatrna Nineden dinledikc;e, co k sevindim, sirasmda heyecan do. duy-

de yer vermeye cahsiyordu. Halk deyisleri, atasozleri , maniler, bilrneceler, h~lk m~s~llan ve halk sarkilan derlemeleri bircok Halkevi dergisinde
edebiyatm
0

gunku

orneklerine

nlandi, Bunlar arasmda Aksu, Giresun civarmda derleya)'1 09 .. k VI d ~ nen mani bilmece, turku ve fikralarr,? Ul ii. ve u ag kosmalari '210 ve Kaynak dergisi de bilmece, mani, atasoz.u: ..,. , masal, turku ve efsaneleri yaymladilar, 211 F'k' [r 1er d ergl s 1 I
208 "Halk Terbiyesi ve Halkevleri," Olhil, Mart 1941, cilt. 17, sayi 97, s.3·6. 209 Mani. d er Ierne I' I.,.' n bkz . A'·· .. 59- J _, 3-4-5-6 5.63; 5aYl13, s.19; . 23:13: saY' en ici ''"''~, • 26, s.30; bilrneceler icin, sayi 31, s.7 ve saY' 33, s.7; ve turkuler rem sa}'! 17,
VI

212 Maniler icm bkz. Fihirla, sayi 49, s.14; sayi 175, 5.11; sayi 176, s.10; sayi 252-253, s.4,15, Masal derlerneleri hakktnda bkz. Fihirhr, sayl 41, 5.16. 213 Bu konudaki kaygilara Pert ev Naili Boratav'm "Halkevlerinin Folklor Calismalan Icin Yap1lk!an ve Yapabilecekleri Isler Hakkmda Notiar" ad" rnakalesinde yeT verilmi~(ir_ Bkz. Ulhu, SUMr 1939, cilt 13, sayi 73, 5.295-211 ve Haziran 1939, cilt 13, S3}'J 76,5.295-298. 214 Bkz. Bayarn, Osman. 1941. "Coban Pehhvan," Fihidcr 1941, sayi 224, s.1415; F. Kokel, "Izrnir Folkloruna Ait Marerveller," Fikirler 1943, sayi 250-251, 5.12-13; Akyol, Hadi. 1943. "Folklor 2nceleme!eri," Fi hi rle r 19'!3, sa)'! 254255,5.17. 131

s.31.

210 Bkz. O! nil sayi 17, 5.352; Ulu.dag saY' 72-73, s.12.
211

. soz Ien...l<;,n, saY' 50 , 52 , 53 , 66', rnasallar icin saY' 52; turkuler 130

Bilmeceler icin bkz. Kaynah sayt 50; rnaniler icin, say' 5~-5~, 60,. ~2, 67; alarem sayl 56, 61,69; efsancler icin, sa)'l60.

dum. Belki benirn de bu sevincimi ve bu heyecamml yerinde bulmlyanlar olaeaknr; Halkevi dergisinde bu yazllanmm yer aldigma §a§uaeaklardlr. Yazaeaklanmm zaten belli §eyler oldugu iddia edileeektir. Fakat ben, bu fikirde degilim. Belli olan s6z1erin derlenip toplanmasl, herkesin dikkat g6zune <;arpmasl gerektiro Bu ve buna benzer i.~ler yapllmadlk~a, dile bagh birlik nlkumuzun ger<;ekle~emiyecegine inananlardanlm.,,2IS
Uludag dergisi, "Fatrna Nine Konu$uyor" serisini bir yil boyunca surdurdu. Yine de, Halkevi dergilerinde yaymlanan derlemelerde bu ve benzeri yazilar hep azmhkta kaldi.lar, ve Pertev Naili Boratav'm isaret ettigi derlerne vo ntemlerinin yurt c;:apmda uygulamaya koriulrnasi Halkevleri do-

sel bir oyun kahramarn olmasmdan ziyade, metin, rnuzik, materyel donamrn, giysi ve perde boyutlanyla butunsel bir sanat o~dugunu vurgulamaktaydi.I" Bazi dergiler ise kendi Halkevi bunyelerinde yapilan Karagoz gosterilerinden haberler veriy~r ve bu turun yasanlmasi gerektigini savunuyorlardi."? Ornegin, Aksu dergisinde, B.S. Kaya irnzah bir yazida, Karagoz'un cocuk egitiminde etkin bir arac olacagi one suruluyordu.i'! . G.~steri sana~lan arasl~da halk muzigi derlernelerine ayn bir onem atfedilmekteydi, Muzigin - ve yine aym baglarnda daha sonralan halk danslartm n - yeni mil li-devleti ternsil etrne ozelligi Avrupa modeliyle paralellikler kuru larak kesfedilmis ve yerel muzik derlernelerinin "miili muzik" ~aratmada oriernli bir kaynak oldugu anlasilmisn. Ne var ki ~alk ~u~i~i alanmda yapilan derlemelerin cogu ve Halkevi dergilerinin bu alandaki yaymlan, genellikle "tUT~u. sozlerrni" yazlya gectrmekle simrh kalrms, aneak birkac istisnayla t~r~~ melodileri notasyon olarak yaymlanrmstir, Coruh dergisinin Artvin halk oyunlarimn melcdilerini yaymladigi saytsl bu yaklasima ornek olarak gosterilebilir.F" Yine aym sekilde, Fihirler dergisi Tire ve Kozak yakmlar cl 2M In an, Uludag Bahkesir ve Bursa'dan turku derlemelerini yaymlarmsur.P' .

nemi icinde pek de murnkun olmadl.


(4) Ha/k M(jzigi~ Ha/k Tiyatrosu ve Ha/k Dans/an Uzerine Ara~f1rmala! ve Gosteriler

Halkevi dergikrinde geleneksel gosteri sanatlanna dair de oldukca cok yaym vaprldt. Bunlar arasmda, Osrnanh kulturiinden ·Cumhuriyete "devredilebilen" 'turler oldugu kadar, Cumhuriyetin modernist yakla~lmlannm sonueu olarak ortaya cikan turler de vardi. Halkevlerinin 1930'lu ve 40'11Yillardaki uygulamalan her iki tururi sahnelenmesine de zernin saglayarak bir yerde "rnilli Turk kulturu'' olarak tammlanmaya baslayan repertuann g6steri sanatlan eephesini belirledi. Uludag ve Fihirler dergilerinde Karagoz golge tiyatrosunun tarihc;:esini anlatan yazrlar arasmda, ozellikle Enver Behnan Sapolyo'nun makalesi, Karagozun oneminin birey-

216 Bkz. Sapolyo, Enver Behnan. 1936. ,.Karagoz Efsancsi "U1l1dag- 1936 5 s 42 43 6 ' , ,saY', .ve .saY' . ,5.30-31; Aktas, Kernal Kamil. 1946. "Mernleketirruz in TIyatro Tarihine Bir Bakis," F~kirter, 1946, 5aY'304-305, 5.7-8. 217 Bkz. "Halkevi Haberleri." Fihirler, 1938, sayi 165,5.16. 218 Bkz. uB.5. Kayamn Davamizt Tesrih Eden Nutku .. Aks M 1937 5.3-10. ' u, an ,53.)'\14, 219 Bkz. "Coruh'un Milli Oyunlanndan San Cicek ~ ve "Deli Horen." C !. N' 1938 i] 1 " orun, ,san , CI t ,sayl 2, $.8-9; ~Ala Ban," AgUS{OS 1938, cilt 1, sayi 4, s.37. 220 Bkz. fikirler 1939, saY1182, s.12 ve 1942, saY' 234, s.6. 221 Bkz. Ull1dag 1940, say: 27, s.35 ve sayi 28, 5.25.

215 Adalan, Malik. 1943. ~Fatlna Nine Konu~uyor,"' Uludag, 132

1943, say' 55,5.14.

133

Halkevi dergileri, derlemelerin yamsua, Turkiye'de rnuzigm tarihcesi ve teorik yaklasirnlar konulannda da makalelere yer verirdi. Ulhu'de Bela Bartok'un ziyareti ve yaptigl konusmalarla ilgili yorum yaztlari, ve milli muzigin na511 yaranlacagma iliskin belli o neriler de yer alryordu.F" Ulhu, aym zarnanda, Halkevlerinin , ud, tarnbur ve kanunla icra edilen klasik Turk musikisi yerine, halk rnuzigi He klasik Batt muz igirie agHhk verilmesini on er iyord u.V? Mahrnut Ragrp Kosemihal'm Yeni Turh dergisinde cikan yazilan yerel muzik geleneklerine deginerek Turkiye'de muz ik alanmdaki uygulamalan diger ulkelerdekilerle kar-511a.$tlnyordu. Kosernihal, Halkevlerini birer yerel konservatuar o larak gbruyor, ve gerek radyo yaymlan gerekse rmrzik yartsmalarmm rnuzigin gelisiminde o nemli rol oynayacagrm vurguluyordu.J" Bunlann yanmda, Hal kevi dergilerinin muz isyen portrelerine de yer verdigi gorulur. Ornegin, Un'de yaymlanan bir yazida Copur Ali adh bir sanatcmm hayat hikayesi ve eserleri arasmdaki iliski aktarihr, Ta$pmar'da ise halk muzigi derlerne komitelerinin fotograflan yaymlamr+" Halkevi dergtleri, kirni zarnan halk muzig! baglamrnda, kimi zarnansa bagimsiz yazrlar olarak halk oyunlan hakkmda da onernli yaymlar yaprmslardir,

Bu yazrlar kitabm altrnci bolumunde nacaknr,

detayh olarak de a11-

Gosteri sanatlan basligt altmda toplayabilecegimiz baska bir grup yazi da, geleneksel sporlar ve cocuk oyunlan uze~ rineydi. Co k sik olmarnakla beraber, deve guresinden, degisik cocuk oyunlanna kadar bir dizi yazrya, Fihirler; Ahsu ve Eshi~ehir Halhevi gibi dergilerde rast1amak mumkundur.t" Geleneksel sporlardan da, kirni zarnan Spor subesinin bir faaliyeti olarak, kimi zarnansa ayn yazilar halinde bahsediliyordu.?" Halkevi dergilerinde ele ahnan bir diger folkIor turu de materyel kulturdur, Halk rnirnarisi, ya da 0 doriernde daha 51k kullamlan terirniyle "koy rnimarisi" uzerine bircok yazi O1hu, Uludag ve Ahsu gibi dergilerde yeT almistir, Bunlar arasmda, Abdullah Ziya'nm Ulhii'de yaymlanan yazisr bir "koy mirnan" tarnmi yaprnasi bakirnmdan onemiidir: "Koyun rnirnari isimsizdir. Fakat buyuk bir kumandanIa kahramanhk yolunda boy olcusebilen Mec;:hul
Asker kadar unlu ve alkrslarrmaya sanatkar deger bir sanatkar-

dir ... Koylunun mektebi tecrubesidir ... Koy mirnarr, koylu hem mimar hem usta, hem amele, hem de malzerne yapicisidir. Koyluye baska diyarlardan yapl malzemesi getirtemezsiniz, o na Ankarada
oturup Erzurum icin ciz ilen bir plam tatbik ettire-

222 Bkz, Tarcan, Selim SITl'l. 1935. "Milli Muzik Nasrl Dogdu? ,M Olhil, Mayis 1935, cilt 5, say:t27, $.200-205; Salcr, Vahid Lutfl. 1938. "Gizli Ha.lk Musikisi ," Ollnt, Nisan, 1938, cilt II, saY! 62, s.113-123. 223 Bkz. uFasl1 Musikisi Hakkmda s.468-469. Bir Cevap," Ulkil, Temmuz 1941, say! 101,

mezsiniz, ona kasabadaki


lerini taklit ettiremezsiniz.

evleri, Cermen ve Rus koy-

224 Bkz Kosernihal, Mahrnut Ragip. 1938. "Onbes Yilhk Muzik Cahsmalanrntz," Yeni Turh, 1938, sa)'l 71, s.452-455. Aym yazann yerel muzjk hakkmdaki y.hsmast kin bkz. "Artvin ve Kars Havalisi Muzik Folkloru Hakkmda," Yenl Turk, 1938, sayl 67, s.253-255 225 Bkz. Dernirdal, Sail. 1943. "Copur Ali," On, 1943, 5ayt 106, s.1479-1481. Ayrica, bkz. "Mahalli halk rurkulermi tcplarna korriitem iz cahsirken," T~plnar, Subat 1937, cilt 5, sayt.52. 134

226 Bkz, Ozay, Mahmut. 1944. "Deve Guresi," Fikirler, 1944, sa}'l266-267, s.1819; Bayduhan, N. 1943. "Milli Halk ve C:ocuk Oyunlan,~ Fihirler, Ocak 1943, sa}'l 240-241,5.6-7; Turgut, s. 1940. "Giresun Sporunun Ge(mi$ zsmanlanna Bir Bakis," Aksu, Hazlran 1940, cilt 2, sayi 21,5.22-24; Durn, Gultekin. 1944. "Kibidik," Eskisehi,. Halkevi, 1944, sayl 72, s.19-20. 227 Bkz. "Koyde Bayrarn," U!ku, Arahk 1933,'saYI 11, s.430; Kepecioglu, 1935. "Turklerde Spor," Uludag, Nisan 1935, cilt 1, sayt 2,5.41-44. Karnil.

135

K6y11n mirnarisi ve miman koyun icinden, koyun ihtiyacmdan dogar, Yaptsi koyun tasi, topragi ve agaciyle yapilir, ,,228 Abdullah Ziya'nm makalesi, degisik bolgelerden halk mimarisi 6rneklerini cizirnlerle verrnesi acismdan da onern tastr, U1hu., aym zarnanda, Ernst Egli adh bir arastirmacirun Zurih'te Turk evleri hakkmda verdigi bir konusmarnn metnini de yaymlar.229 Bunlann yamnda, U1u.dag dergisinde eski konak gelenegi ve bunlann korunrnasi uzerine bir yaym yaplhrYo Bircok kay monografilerinde de yerel mimarinin, mahalle dagihrnlanrun ve ev ici esya duzenlerinin detayh 131 tasvirleri yer alIr. K6y monografileri, aym zamanda, rnateryel kulturun bir diger turu olan halk .grysileri hakkmda da detayh bilgiler verir, Bunlar, daha cok, yaz ve kis giysilerinin nasil farkhlasngmdan, nasil bir malzerneyle yapilrp ne kadar kullamldigindan bahsederler, m Halk giysileri ile ilgili bilgi derlemek, etnografi muzesi acrnakla ilgilenen bolgelerde ayn bir 6nem kazandtgt soylenebilir, Halk muzigi ve halk danslarinm milli devleti ternsil etrne ozellikleri gibi halk giysilerinin ve kay gezilerinde toplanan arac ve gereclerin etnografi rnuzelerinde sergilenrnelerinin de benzer bir islevi g6rd-o.gu dusunuluyor, ve bunlarm milli kulturu canlandirmadaki

rolleri uzerinde duran yaymlar yapihyordu.?" Bunun yamnda, Halkevlerinde zarnan zarnan duzenlenen "kiyafet balolarmda" yerel giysiler stil ize edilerek bir "milli kiyafet" kavrarm icinde sergilenrnekteydi.P" Halkevlerinin gosteri sanatlari alanmdakifaaliyetleri, yerel cesitliligi de yansltarak kuskusuz daha gents bir repertuara sahipti, Halkevlerinin 30'lu ve 40'h yillardaki misyonu bu faaliyetlerin ilk kez arasnnlmasma, sahnelenrnesine ve zamanla yerlesiklesrnesine zemin olusturdu. 1948 yihnda CHP Sekreteri Cevat Dursunoglu'nun Halkevlerinin 16. yildoriumu nedeniyle yaptlgl ko nusma Halkevler ini n son gunlerine yaklasildigi bir donemde katkilarim resmi dilden ifade etrnesi ve rnisyonlanrn tarnamladiklarma dair bir ipucu vermesi bakimmdan ilgi cekicidir: "Turk ulusunun dilinin ozlesmesinde ve gelisrnesinde Halkevleri onemli hizrnetler gorrnuslerdir. Muzik, resim, halkoyunlari ve temsil alanlarrnda Halkevleri ulusal sanat z evklerrmn o lgunlasmasmda su re k li olumlu rehber olrnuslardir, B6lgesel tarih ve folklor arasnrrnalarmda Halkevlerinin cabalan ulke biliminekatkilar getirdigi gibi ulusal bilincin geh~mesine de katkida bulunmustur. ,,235

228 Abdullah

Ziya, ~K6y Mimarisi," A/mI., 1933, cih I, sayl 5,5,370-374,

229 Bkz. EgU, Ernst, '1941. "Turk Evi" (cev Cernal Koprulu), Olkii, MaYJ,51941, cih 17, sa)'199, 5.195-209. 230 Bkz. Egilmez, Mumtaz Sukru. 1943, "Mecalisi Erbabr Medaris ceddin Konagi," Uludag, 1943, sayi 56-57, 5.15-16_ ve Seyh Ta233 Bkx.Enver Behnan, ~Muzeciligin Tarihi," O1hu, Agusros 1934, cilt 3, sayi 18, 5.428-431; "Halkevimizin Bes Yilhk Calisrnasr," Kaynak. Ekim 1935, tilt 5, sayi 69,5,491-500. 234 Bkz , "Kadm Modalannda Turk Zevki," FikirJer. 1938, sayi 166-167-168, $.73-75; "Curnhuriyettn Ondorduncu Yihnda Balrkesir Halkevinin Yapngi lsIer," Kaynak, Ekim 1937, cilt 5, sayt 57, $,272_ 235 Allot! icin bkz. Cecen, a,g.c , $,223. 137

231 Bkz. 6gut~u, Rahrni K. 1940. "Duzkoy" Aksu, Mayis 1940, cilt 2, sayi 20, 5,10-12; ve Temmuz 1940, say! 22.5,11-16; Ibrahim Erenel, "Seyhrnusakoyu" Aksu, Haziran 1940, cill 2, sayl 21. 5.3-7, 232 Bkz. Nun, "Kurahya'da Alayund Kcyu," Olku, Eylul 1933, cilt 2, say' 8, 5_156; ve Ali Arif, "Giresun Koyluler." Aksu, Arahk 1934,sa)'l12, 5.10. 136

FOLKl.ORU MiLLiYETCiLIKTEN AYRISTIRMA (ABASI: PERTEV NAiLi BORATAV VARASI

Turkiye'nin
Enstituleri

cok partili duzene gec;mesi, Halkevleri ve Koy gibi tek parti donerniyle ozdeslesmis kurumlann 1945 sonrasi durumlanm yakindan etkiledi. Bu surecin belki de en onernli boyutlanndan birisi lkinci Dunya Savasi'yla
dusunce akimlarmm Turkiye'deki yansi-

birlikte sekillenen

rna Ian oldu. Ozcllikle "rnil lilik," "millryetcilik" ve "rnil li kultur" gibi kavramlar, 1940'11yillarda yeni anlamlar yuklenerek belli ideolojik kutuplasmalan tarurnladilar. Turkiye'de folkloru bagimsiz bir disiplin olarak kurumsallasurma cabasiyla tamnan Pertev Naili Boratav'in da aralannda bulundugu, ve basma "Sol Ternayullu Profesorler" davasi olarak akseden clava, Cumhuriyet tarihinin boylesi bir kutuplasmadan gectigi donerne rastlar. Boratav'm, Ankara Universitesi docentlermden Niyazi Berkes ve Behice Baran ile birlikte yargilandigi bu dava, esasen, a donernin Turkculuk-Turancilik davalanna paralel olarak gelismistir. "Sol Ternayullu Profesorler" davasi, her ne kadar bir "ic c;:ausmalar" ve "dis tehditler" soylerni icinde populerlik kazanrms elsa da, Turkiye'deki folklor tarihcesi acismdan cok
139

daha farkh ve ozel bir anlama sahiptir. Pertev Naili Boratav 1938 yihnda Ankar~ Universitesi on. Tarih ve Cografya Fakultesi'nin (DTCF) Turk Dili ve Edebiyati Bolurnune docent olarak atanrms ve bu bclumde dort yilhk egitim icinde 2 yilhk -bir sureyi kapsayan halk edebiyau derslerini bir program halinde duzenlernisti. Bu programm baglmslz bir kursuye doriusturu lrnesi yo lu ndaki basvurusu, 1947-48 ders JIll basmda, yani bu davamn baslamasmdan cok kisa bir sure once, olumlu bir cevap alrmsn. Bu nedenle, davanm acilmasi ve bunun sonucunda gelisen olaylar soriucu Boratav'm DTCF'ye geri donernernesi, bir yerde, 1940'lo.rdan itibaren gelisebilecek bir akadernik folklor ortammm olusamamasma, dolayisiyla da Iolklor aianmdaki her turlu bilimsel tartisrna zemininin kaybohnasma yol acrmsur; Boratav'in kendi deyimiyle, "Cocuk dogmadan ohir."236 Buna ek olarak, 1941 yihnda yine Boratav onculuguride DTCF bunyesinde olusturulan Iolklor arsivinin gelismesi de 1947 yilmdan itibaren baslayan olaylar dizisirrin sonucunda durrnustur. Hem Halkevlerinin, hem de Pertev Naili Boratav'm onculugonde kurulrnasma cahsilan Folklor kursusunun kapanlrnasina neden o lan dinamikler aym tarihsel ko njcnktur icinde gehsirler. Gelisrneler, Ikinci Dunya Savasi yillarma rastlayan cok partili duzene gecis surecinin bir urunudur, Ugur Mumcu'nun "40'lann Cadi Kazaru" olarak adlandirdigl bu donemde hem CHP'nin yeni kurulan DP ile girdigi rekabet, hem de savas ideclojilermin Turkiye'deki disavurumlan belirleyici olurlar, Butun bunlann arasmda, Boratav davasi, kronolojik olarak durdugu nokta itibarryla, Turkiye'de Iolklor arastirrnalarrmn gelisim surecinde negatif an-

larnryla tam bir donum noktasi olusturur, Boratav'm onculUgunde daha da gelismesi beklenen bu folklor kursusunun ileride detaylanyla anlanlacagi gibi kapatilrnasi, T11rkiye:de Iolklor arastirmalarmm ge1i~imini bambaska yerlere sl~:rattl. Bunlardan ilki, daha cok devlet gudumunde alan folklor arasurrnacihgi, digeri ise folklorun halk oyunlan etrafmda geli;;en sahnelenmesi, "gosterimiydi." Pertev Naili Boratav'm acmaya ve yasatrnaya cahsngi fclklor kursusunun hikayesi, hem bir onceki Halkevleri deneyimini hem de daha sonraki devlet-rnerkezcil folklor arasnrmalarim ve halk .oyunlanmn hiz h ge lisrmirii anlamak bakrmrndan anahtar vazifesi gorur, Gelisen olaylar sonucu, hatta rnahkerne henuz bir karara baglanmarrusken, Boratav'm kursusune aynlan fon Meclis karanyla kesilir, kadrolar dondurulur, ve bu davadan beraat etrnis olrnasma ragmen yeniden herhangi bir devlet hiz rnetiride goreviendtrilmest yapilm 0 kadar ki, so nunda Boratav "yas haddinden" acikmaz. ra bekleyen bir devlet memuru olarak 1974 yihnda emekli bile 01uT.238 Bu olaylar zinciri sonunda, Boratav cahsmalart01 Fransa'da hem Centre National de Ia Recherche Scientifique canst altindaki cahsrnalanyla hem- de Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales'de verdigi seminerlerle surdurur, Bu anlamda, Boratav'm Turkiye folkloruna kisisel katkilan surrneye devarn eder, kitaplari, makalelerl duzenli olarak yaymlarnr. Boratav'm birco k ogreneisi de folklor arasnrrnalarma 'devam eder ve bu alanda yaymlar yaparlar, Ne var ki, 1938'den beri DTCF'de gehsnrilrneye cahsilan akademik Iolklor gelenegi bu kursunun tam acilmak uzereyken kapanmasiyla oldugundan do. geri bir noktaya gtder.
237 nTCF kadrolarmm ve "profesorlerirnn" tam~lldlgl burce gorusmeleri rein bkz. TB.M.M. Tutanak, B:82; 5.7.1948; 0:2 ve B:83; 6.7.1948; 0:1 ve 0:2, 5.753-813. 238 Perley Naill Boratav ile 18 Mart 1992'de Paris'te yapugrm gorusmeden,

236 Bkz. Boratav Pcrtev Naili, 1982_ FolkloTveEdebiyol-l. cihk. 140

Istanbul: Adam Yaym-

141

Kurumlar icinde uzun surelere yayilarak olu~~n, bir anl amcia "biriken" akademik gelenekler, 'eger siyasi mekanizrnaIarla yok olmuslarsa, aym siyasi mekanizmalann benzer sonuclar dogurabtlecegi bilgisi ve tehdidiyle bu gelenekleri kaldiklari yerden devralrnak veya, surdurebtlmek pek de murnkun olmuyor. Boratav'in sonradan "polttize" olacak olan folkloru "denasyonalize etrne" egilimi sonucu yasanan olaylar ve bunlarm steak po litik uzantilarmm hanralari, uzunca bir donern, folkloru ancak devletin onayladigt simrlar icinde mesru klldL239 Dogasi geregi "milli' olan folklor arastrrrnalarr, arastirmacilan ve kurumlan, bu sekilde, ancak "milliyetci" olabildikleri clcude devlet destegi gorduler, Bu bolumde, Pertev Naili Boratav'm akademik folkloru kururnsallastirma yonundeki cabasmm o nunu kesen siyasi <; ere eve , Boratav aleyhine acilan davamn icerigi, ve bu davanm folklor ile milliyetcilik arasmdaki iliskiyi sorgulayan cephesi, Boratav'la 1992 Mart'mda Paris'te yapngim g6ru$me, do nernin basin tararnasi, Boratav'm mahkerneye sundugu Mudafaa notlan ve TBMM'nin DTCF'ne aynlan bazi fonlan kesen karar tutanaklan l$lgmda incelenecektir. Boratav Davasrrun Tarihsel Arkapfaru Basmdaki adryla, "Sol Temayullu Profesorler" davasi, esasen, 0 do nernin Turkculuk- Turancilik davalanna paralel olarak geli~tiginden bu donerndeki siyasi cerceveyi cozumlemek davaya konu olan suclamalarm sernbolik anlamlarim anlayabilmek icin buyuk onern tasrr, Erken donem Cumhuriyet rejiminin Turkculuk ideolojisine olan yaklasirrn aslm-

da oldukca netti. Osmanlt Turkculugunun yayilmaci cephesine karst Misak-i Milli simrlarma bagli kalmanm dismda, Turkluk fikri arastmlabilir, hatta Cumhuriyet milliyet-. (:iligine, en az Anadolu kulturu kadar katkida bulunacak bir malzerne olarak kullamlabilirdi. Nitekim, bu alanda Turk Dil ve Turk Tarih Kurumlan yogun bir arasurrna surecine girmi;;ler ve urettikleri bilgileri de Halkevleri kanahyla yaymaya baslarmslardi, Ikinci Dunya Savasi doneminde bu dinamik o ldu kca o n em li b ir degi~im gos terd i. 1930'lu yillar ilerledikce, Turkculuk, Cumhuriyet rnilliyerc;iligini besleyen bir Iikir akirru olrnaktan cok, erken Cumhuriyet donerni icinde olusan ve daha ziyade tek parti donernini ternsil eden entellektuel elit ile, sesini yukseltrneye baslayan muhafazakar rnuhalefetin aynsrnasmda sembolik bir rol ustlendi. Ozellikle, Alrnanya'da yukselen irkci milliyetc;:iligin bir yansrmasi olarak gelisen Turkcu milliyetcilik cesitli vesilelerle gundeme geldi. En oriemli duyuru araci kuskusuz yaymlanan dergilerdi. Bunlar arasmda Curnhuriyetin ilk doriemlerinde yaymlanan Arsrz Mecmua (193132), Azarbeycan Yurt Bilgisi (1932-34), Birlih (1933-34), Dogu. (1933-34) ve Orhun (1933-34) gibi dergiler vardi."" Bu donemde cikan dergilerin Turkculugu, daha cok kulturel meselelerle smirh, sosyal ve siyasi rneselelere degmen yazilarm tonu da o ldukca dikkatli ve militan o lmaktan uzakti. Bunlardan, Ahmet Caferoglu'nun editorlugundeki Azarbeycan Yurt Bilgisi, Azarbeycan basta olrnak uzere Kinrn, Kazak ve Dogu Avrupa'daki Turk boylanyla ilgili yazllara yer verirdi. Dergide yer alan siyasi g6ndermeler ise daha cok ileride bagirnsiz bir Azarbeycan Cumhuriyeti kurul240 Bu donernde cikan dergilerle i1gili daha detayli bilgi [cin bkz. Ozdogan, Gunay Gcksu. 1990. The Case of Racinl1-Turanism: Turnism During Single Party Period. 1931-1944, A Radical Variant of Turkish Nationalism. Do krora Tezi Bogazici Universitesi, Istanbul. • 143

239 Ben-Amos, Dan. 1990~."Foreword," Folk Culture in a World of Technology, Hermann Bausinger. VII-X. Bloomington IS! Indianapolis: Indiana University

Press.
142

masma ili~kin olurdu. Turkler arasmda kullamlacak bir dilin (Lingua Turca) cnemi de bizzat Caferoglu tarafmdan savunulan konulardan biriydi. Arsrz Mecmua ise daha Iarkh bir yaklasima sahipti. Dergi, "Turk birligi," "bagrmsiz Anadolu Turk Curnhurryeti" gibi kavramlara yakm duruyor, hatta son sayisrnda, Sovyet idaresindeki Turkleri kurtanlma)'l bekleyen bolgeler olarak gosteren bir 'Turk dunyast haritasi bile yaymhyordu. Gunay Go ksu Ozdogan'm da altim <;izdigi gibi, dergi Osmanh ve islam kimliklerinin otesinde bir milli Turk kirnligi tasarhyor ve Anadolu'yu pek de bu kimligin tarumlayicist olarak gormuyoTdu. Dergi editoru Nihal Atslz'a gore, Turkiye'yi yonetrneye layik kesim en az 11<; nesil saf Turk olanlardl ve bunlar bugunku smrrlar du~unuldugunde Sivas'm batismda kalan bolgede bulunmaktaydilar. Bu soylern, Atsiz'm fakir Anadolu koylusune dikkat ceken yaztlanyla da <;eli~mekteydi. 1930'larda cikan Turkcu dergiler pek de uzun omurlu 01madtlar, CHP'nin kendi ycnetimini konsolide ettigi ve Halkevlerinin en guc;:luve yaymlannmda en yogun oldugu bu donemde , ya)'lnlan Istanbul'la smirh kalan Turkcu dergilerin pek de etkin olrnamasi normal saplabiliI-di. Bu durum 1930'lann sonuna dogru degi~meye bas ladr, Ataturk'un olumuyle baslayan Milli Sef donerni ve bununla kesisen lkinci Dunya Savasi Ylllannda CHP hukumeti 21 ilde siki yonetim ilan etti. Savas ytllannm ekonomik zorluklari icinde Turkiye savasa akuf olarak kanlmasa da, Almanya'mn Sovyet karsiti dis politikasl bakirrundan anahtar bir konum aldi. Iste 1930'lu yillar boyunca maceraci olarak gor1l1en, ve pek de onemsenmeyen Turkcu hareket, bu ko njonktur icinde yeniden canlandi. Bu hareketin Almanya tarafmdan desteklendigi yonunde goru~ler de ileri suruldu.?"
241 Bkz. Mumcu, Ugur. 1993. 401ann CadI Kazanl. Istanbul: Tekin Yaymevi. 144

1939 ile 1944 arasmdaki yillarda, Turkcu hareket Cumhuriyet tarihi iciride ki altm cagmi yasadr. 242 Bu durum Turkcu yaymlann hem sayilarmm artmasi, hem de 0 yillara kadar gelisen soylernlerinin militan. bir ton almasi seklinde kendini disa vurdu. Ergenehon 0938-39), Kopuz (193940), Bozkurt 0939-42), Goll-Bora' (1942-43), ve CmaraltL (1941-44; 1948) gibi dergiler Turkcu hareketin hararetli sesi oldular. Ne var ki dergilerin kendi iclerinde de kuvvetli bir rekabet vardi. Bu rekabet kirni zarnan dergi editorlerinin . saf kan Turk olup olrnadiklan tartismalarma bile yoi acabiliyordu.243 1941 ve 1942 yillari suresince, bu ror Turkcu yaymlar hukumet tarafmdan herhangi bir engelleme ile karstIasmadilar. Hatta Tanm ve Adalet bakanlanruri kisisel olarak Bozhurt, Gok-Bonl ve CLl1aralu gibi dergilere katkida bulunduklan goruldu. Karst durrnak bir yana, doriemin Basbakaru Sukru Saracoglu, kuracagi hukumer icm guvenoyu isternek uzere 5 Agustos 1942'de yaptig: koriusmada "Turk ve Turkcu" olduklanm ozell ik le vurgulama geregi gormu$tu. 1940'h yillarda yeniden canlanan Turkcu hareketin iki oriernli boyutu vardi, Bunlardan ilki, 40'lann Turkculugunun uzun vadeli bir politi k program ya da bir arastirma projesi olmaktan ziyade , daha cok "duygusal" bir hareket olmasrydi, Bu duygusallik, dergilere verilen rnitolojik isimlere de yanslyor, ve neredeyse Ziya Go kalp Turkculugunun rornantizrnini bile geride brrakiyordu.i'" Diger bir boyu t ise, Turkcu hareketin hukurnet karsin ve savas yanhsi bir tavir takmrnasiydt. 1940'b yillar boyunca, Turkculer, CHP huku-

242 Ozdogan, a.g.e. 243 Reha Oguz Turkkan ve Nihal AtsLZ arasmda ge<;en boyle bir tarnsmarun taylan icin, bkz.Murncu a.g.t., 5.79-83. ·244 Ozdogan, a.g.e., s.13.
. 145

de-

metini savasa girmeyerek Turk birligme dogru acilacak bit yayilrna sansim kacirdigt icin elestirdiler. Bu yaklasimlan, ayrica, CHP'nin 0 d6nemdeki Banhlasma yanlisi ve sekuler tandansim hedef alarak, muhafazakar bir grupla$maya 6nderlik etti. Nihal Atsiz'm, CHP'nin kentlesme po litikalari yuzunden kirsal kesirni ihrnal ettigi seklindeki elestirrleri de bu doneme rastlar, Halkevlerinin yurt icinde yaygmlastigr, ama aneak yerel eliti mobilize e debtldigi, ve Kay Enstituleri He crkmasi planlanan toprak reforrnunun tstenildigi kadar etkin bir sekilde koordm e edilernedigi bu ortarnda, ic meselelere cogu kez dis politika aracihgiyla yorum getiriliyordu. DigeT bir deyisie, savasm getirdigi genel tansiyonun ic meselelere anmda yansidrgi goruluyo rdu. Bu cer ceve ici nde, Turkcu yaymlann artmasi ve Cumhuriyet gibi bazr gazetelerin Alman yanhsi bir soylem tutturmalan entellektueller arasmda bir kesirnin Alman karsm , irkcihgin karsrsinda sol tandansh bir muhalefer geiistirmelertni de beraberinde getirdi. Savasm genel konumu itibariyle , Sovyetler Birligi ve Almanya arasindaki kutuplasmada, Alrnanya'run irkci tutumu karsismda yer alan her gorusun "Sovyet yanhsr," do layisryla "ko munist" olarak tammlanrnaya basladrgi gcz lenebihrdi. 1940'11 yillarda Turkiye'de kaynayan "cadi kaz amrun" temelinde yatan ku tup lasrna da ke nd is ini , "Turkculer" ve "solcular," hatta bu iki grup ve hukumet arasmda yapilanan bir gerginlik olarak disa vurdu. Bunlar arasmda, en az Turkculer kadar, hukumeti elestiri yagmuruna tutan Sertel'Ierin Tan gazetesi de, ozellikle savas ve irkcrlik karsrn soylernleriyle d ikkat cekiyo rdu. Almanya'mn 1942 Stalingrad hezirneti sonrasmda savasm icine girdigi yeni konum Turkc;uluge sernpatik bakan CHP hukumetinin de yeni bir tutuma yonelmesini getirdi. Ugur Mumeu'ya gore, devlet 0 donernde hem Turkculere hem
146

de solculara kars: ayn ayrz tavrr aldz: Turk<;ule'rin dergilerinin kapanmasmr, so lcular aleyhine acilan davalar iz le24s di. Il k etapta uc Tu rkcu derg in in, Turk Yurdu, Turk AmacI, ve Turl« SaZI'nm yayinlan durduruldu. Denge aneak Turanciligi elestiren bit brosurun de yasakianrnasiyla bulunacakn, 1943 yazrnda Faris Erkmen tara.fmdan yazrIan "En Buyu.k Tehlike" adh bu bro~alrun Istanbul Universitesi'nde elden ele dagrnrm yazanmn tutuklanmasiyla son buldu. Karsihkh olarak kapanlan dergi ve toplatrlan yayinIan takip eden gunlerde bir dizi clava da Tur kcu ve 5.01 tandansh entellektuelleri yeni platformlarda karst karsrya getirecekti.

Pertev Naili Boratav'ln

Davasrna 'Dogru

Turkculer, soleu entellektuelier ve CHP hukurneti arasmdaki ucgende asil [lrtma 1944 yilmda gelisen oIaylarla kopto. 1944 yihnda Orhun dergisinin Mart ve Nisan sayilarmda cikan iki acik rnektupra Nihal AtSlZ, hukurneti Turk<;:ulilkten odun vermek ve kornunizrr, tehlikesine kayitsiz kaImakla sucluyordu, Ikinci rnektupta, "kaymlan" kornunistlerin bizzat adlan veriliyor ve bunlann arasmda, 0 yillarda Ankara Devlet Konservatuan'nda gorevli Sabahattin Ali ile Ankara Universitest profesorlerinden Pertev Naili Boratav da gosterihyordu. AtsLZ aym zamanda donemin Milli Egitim Bakarn Hasan Ali Yucel'in de kornunistlarj himaye ettigini, ve bunlann gorevlerini ko tuye kullanmalanna g6z yurndugunu ileri suruyo rdu, Bu su.clarna lar sonunda Atsiz'm Bogaaici Lisesi'ndeki gorevine son verildi, Boratav, Atsrz'm suclamalanm cevaplayan bir rnektubu kaleme almakla birlikte Hasan Ali Yucel'in taraftar olrnamasi yuzunden
245 Mumcu, a.g.e., 5.61. 147

mektubu yaymlanrnadi.v" Nihal AtSlZ'} mahkerneye veren Sabahattin Ali oldu. Ne var ki, bu davanm kime daha faydah oldugu da belirsiz kaldi. Atstz ve yandaslan mahkeme salonu onunde yapnklan gosterilerle Turkcu fikirlerini ifade etmek icin daha gents bir duyuru alam bulmus oldular. 1944' yilmm Nisan ve Mayis aylarrnda gorOlen davalarda mahkerne salonunun 6nll sadece Turkculuk taraftan gosterilerie smrrh kalrnadi. Bunlar, aym zamanda , kornurnzrn karsin gosterilere de donusruler. Bu gcsteriler o ncesinde, bir yandan Nihal Atsiz'm cikardrgi AtS1Z Mecmua, diger yandan da Pertev Naili Boratav'm da editorleri arasmda 01dugu iki sol tandansli dergi, Yurt ve Dunya ve Adlmlar da kapanhyorlardi. Sabahattin Ali ve Nihal AlSIZ arasmdaki bu dava Atsiz'm 4 aya mahkurn olrnasiyla biterken rnahkeme oncesi duzenlenen gosteriler dolayisryla Atsiz ve arkadaslanmn bir kisrm 1944 Mayis'mda tutuklandilar, Nihal Atsiz ve arkadaslarimn davasi 18 Mayis 1944 yihndan 31 Mart 1947 tarihine kadar surdu. <::ogu kez "IrkcihkTurancihk" davasi olarak adlandirrlan bu davaya, gecen "Ii¢ yil suresince hukumetin aldigi tavir aym kalmadi. 19 MaYJ-S 1944'de Cumhurbaskam lsmet Inonu'nun yaptlgl TurkcuIuk karsiu koriusma genelde devletin Turkculere de sempatik bakrnadrgi anlarmna geliyordu. Sovyet ler Btr ligtnin 1945 Mart'mda Turkiye ile Dostluk Anlasmasmi yenilerneyecegini bildirdigi bir ortarnda hukurnet de Turancihk karsrn olmayi Sovyetlerle bir yakmlasrna olarak yorumlayabiliyordu.v" Irkciuk-Turancihk davasmda yargilanan 23 kisi-

nin arasmda 6gretni.enler, ogrenciler, mernurlar, gazeteciler, bir doktor hatta b ir de hakim yer ahyordu. Sue unsurlan ise, "rnilli cikarlara karsi gelmek" ve "kendi Turanci arnacIan icin hukumeti devirrnek uzere gizli orgut kurmak"dL248 Atsiz ve arkada~lanm savunan avukat Kenan Oner ve Milli egitim Bakam Hasan Ali Yucel arasindaki clava da daha sonraki yillarda bu kutupla.$mamn onernli dl~avurumlanndan biri olarak arnlacakn . Irkcihk- Turancihk; davasi samklan 17 ay suren mahkeme sonueu mahkum edildiler. Hapiste iskenceye maruz kaldikIan iddiasryla, Slklybnetimi de one surerek askeri mahkemede yeniden yargllanmak istediklerini. belirttiler. 1946 Agustos'unda baslayan bu ikinci yargrlarna sonunda 1947 Mart'mda beraat ettiler. Mahkeme kararmda, irkci dusuncenin anayasaya aykm blmadlgl ve Sabahattin Ali-Nihal AtSIZ davasi boyunca yapilan izirisiz g6sterilerin, esasmda, komuriizrn karsin milliyetC;:ilik ifadeleri o ldugu belirtildi. 24~ Hukumetin bu ani tavir degi~ikliginin altmda yatan temel neden kuskusuz Sovyetler Birligi'yle deg~en iliskilerdi. Gunay Go ksu OZdogan'm da belintigi gibi, 1944 yihnda Atsiz'in ortaya atngi "komOnistlik" suclamalan 1947 yilma geIindiginde adeta "gecerliltk" kazanml~t1.250 Tank Zafer Tunaya bu noktada CHP'nin tavrrna acikhk getirecek soyle bir saptama yapar: "CHP, ideolojisini acikhkla saptayamaml$ bir partidir. Yeni sorunlari kar~llayabilmek icin degtsik zaman dilimlerine ve akimlara uyrna ugra$lan ona farkh gorunumler kazandrrrmsnj- Ne var ki, her tek parti gibi,

246 Bkz. Pertev Naili Borarav, Mudafaa, s.4-5" Bundan sonra Mudafaa'dari cak olan ahnulann sayfa numaralan mernin icinde verilecekur. 247

yapila248 Ozdogan, «s«, s.112-113. 249 Ozdogan, a..g.t., s.116. 250 Ozdogan, a.g.e., s.118. 149

CHP hukurnerinin Tan gaaetesinin yakilrnasma kayusiz kalmasi ve bu konu hakkmda hie bir karnu davasi acilrnanus olrnast da devlerin sol basma IGlTS\ takmdrgi nuumu belirliyordu.

148

cogulculugu kendi icinde yaratngi icin, istikrarsizlik. lar ve celiskilerden kurtulamarmsnr; 251 Irkcihk- Turancihk davasi, 40'11yillarm dava silsilesi icinda daha sonra gelen davalara acilan bir kapi oldu. Savasm surekli degisen kosullarma ek olarak, cok partili rejime gecisin CHP uzerindeki etkisini de sayrnak gerekir. Savas yillarmm baskici rejimine, ve erken donem Cumhuriyet idaresinin eli':' tist ve Batici yaklasimlanna tepki olarak guclenen muhafazakar rnuhalefet aslmda CHP'nin tam da kendi bunyesinden dogmustu, Adnan Menderes, Celal Bayar, Fuad Koprulu ve Refik Koraltan'm 7 Haziran 1945'de verdikleri Dortlu Takrir, Demokrat Parti'nin kurulusunun ilk sinyaliydi. DP muhalefeti, ilk yillarmda, CHP karsin diger muhalif gruplarla iyi gec;inrnesine, hatta Sertel'lerin pkardlgl G6ru.~ler dergisine makale vaadetmesine karsm, solculukla itham edilme endisesiyle bu gruplarla arasma mesa f e koyma k ta geci·kme di 252 1. G6rU$!er dergisinin siyaset hayatmdaki konumu Boratav aleyhine acilan davaya giden yolun onemli mihenk taslarrndan biri dir. Serteller, G6ru$ler dergisine, Yurt ve Dunya ve Adrmlar dergileri cevresinde olusmus olan entellektuellerden de katki isternislerdi. Bu dergilerin editorlugunu yapan Pertev Naili Boratav'm yam sua, Behice Beran, Mediha ve Niyazi Berkes gibi akademisyenler de G6~ler'e yazl sozu vermislerdi. Sadece bu taahhut, Ankara Universitesi Dil ve Tanh-Cografya Fakultesi Dekam Enver Ziya Karal'i harekete gecirrneye yetti. 13 Arahk 1945'de, Karal, Milli Egitim Bakanhgi'na gizli bir mektupla basvurarak kendi Fakultesine bagli bu akade.misyenierin "politika egilimi ilmi dusunceyle uzlasma kabul
251 Tunaya, Tank Zafer, 1983. "Onsoz," Turkiye'de Teh Parti Yonelimi, Cerin Yetkin. Istanbul: Alun Kitaplar Yayinevi, 5.9. 252 Karakus, Ernin, 1977. 40 Yllllll Bir Gazeteei G6zu ile lsu: AnhaJ'll. Istanbul: Hurriyet Yaymlan; Mumcu, a.g.e. 150

etmeyecek karakterde clan" bir dergiye katkrda bulunmayr vaadetmelerini onaylamadigim bildirmisti.P? Karal'in girisimi donernin Milli Egitirn Bakaru Hasan Ali Yucel tarafindan degerlendirilm~ ve belki: de Yucel, bu sahislan himaye ettigi suclamasimn da baskisiyla Boratav ve arkadaslarrmn aciga almrnalan hususuna karst cikmarmsti. Davam adh arularmda, Yucel bu konuyu "isrni gecen 6gretim unsurlarmm, ihtilal dergisi cehresi gosteren bir siyasi hareket organiyle gorus birligi yapuklanrn dusunerek Pertev Boratav ile arkadaslarmi, usulune riayetle Bakanhk emrin e a ldrm" se klmde ifade eder.254 15 Aralik 1945'de universttedeki gorevlerrnden Bakanlik emrine ahnan Pertev Naill Boratav; Behice Boran ve Niyazi Berkes, Nisan 1946'da Damstay karanyla gorevlerine iade edildiler, Ne var ki, bu tatsrz baslangic daha so nraki gelismelerin sadece kucuk bir habercisi oldu, "So! Temayullu Profesorler"
Davasrrun Geli~imi

clava tutanaklan incelend igmde, 1940'lardaki donusumun, Turkiye'deki folklor ve milliyetcilik iliskisinin daha sonraki geli$iminde nasrl belirleyici 01dugn gozlemlenebihr. Boratav'rn kaleme aldlgl 130 sayfahk savunmasi bu iliskiyi dogrudan sorgular, ve kendi folklor anlayismi 1940'lann milliyetyiligi cercevesinde aciklamaya cahsrr. Aslmda, bu davaya gelene kadar gelisen olaylar zincirinin folklorla pek de bir alakasi yoktur. Bu davarnn ternel dinarniginm, tamsikhklan eskilere dayanan ve farkh dusuncelere sahip bir grup entellektuelm bir nevi iktidar rnucadelesi oldugu soylenebilir,
Pertev Naili Boratav'm
253 Mumcu, a.g.e" 5.99. 254 Bkz, Yucel, Hasan Ali. 1947. Davam, Ankara: Ulus Basnnevi. , S1

Yazrh basmda "Sol T~mayiilhl"-ya da "Solcu" Profesorler Davasi o larak gec;en 3 yilhk mahkeme surecmi baslatan ilk olay Bayrak dergisinde 67 6grencinin imzasryla cikan bir acik mektuptu, Bu .mektupta DrCF pro Ieso rlerinin , vazifeleri aracthgryla "kizil zehirlerini" ogrencllerine asiladiklan ifade ediliyor ve Hasan Ali Yucel'in bu hocalan hirnaye ettigi ve solcu yaymlara goz yumdugu do. ekleniyordu.P" ~u mektuba cevap, 108 DTCF 6grencisinin 24 Saat _gazetesmde yaymladlklan bir savunma metniyle geldi. Ogrenciler arasmda yazrh basmda baslayan bu ansmalar 5 Mart 1947 gun-u DTCF'de meydana gelen bir olayla ateslendi. 0 g~~ -Fak-ulte:nin halka acik konferans serisinin ilki Pertev Naili Boratav tarafmdan ger<;ekle~tirilecekti.256Ancak, Boratav'm konusma yapacagl salon protesto amaciyla oraya toplanan bir grup_ 6grenci tarafmdan doldurulmustu. 0 donemde Boratav'm 6grencisi olan llhan Ba~goz'un belirttigine gore de, Basgoz ve arkadaslan Boratav'm Iiztksel bir saldrnya ugrarna tehlikesine karsin en on siralarda saf tu tmuslardi.F" Universite Rektoru Sevket Aziz Kansu dururndan haberdar olarak, kendisinin taraftar olrnamasma ragmen Boratav'i ko nusrnasrm yapmaktan ahkoydu.P" Alpay Kabacali'run naklettigine gore, salorida bekleyen protestocu grup arasmdan Selahattin Erturk adh bir ogrenci cikarak kalabaliga hitaben, soyle bir konusma yapn:
255 Kabacah. Alpay 1992. Tiirhiyc'ae Gen~lik HarehetleYiYaymevi. Istanbul: Ainu Kiraplar

"Kendisini bekledigirniz kalpsiz bilgin hala ortalarda yak. Memleketin dort yanmi saran kIZIl atesi dusunrneden onlann fikrrlerini savunanlarm burada yeri yoktur. 108 imzah mektuba gelince, bu ne id-ug-u belirsiz kimseler tarafmdan yazrlrmsnr, Onlara 108 imzayla degil, bir tek milliyetci ruhla cevap verrnek yeter. Yalrnz dis dusrnanlarla degil, icirniz deki sinsi dusmanlarla da mucadele edecegiz. »259 Donernin tabiriyle, bu "numayisler" ertesi gun de surdu. Bu defa protestocular, Fakulte binasi dismda toplandilar, Polisin ve Rektorun ihtarina ragmen, once Ulus meydanma yUruyup oradan da 24 Saat gazetesinin ofisine saldirdilar, Olaylarm buyumesi uzerine, Ankara Universitesi Senatosu bir sorusturma baslatacagim aciklayarak buna yonelik bir kornisyon kurdu. Ancak, 27 Aralik 1947 gunu aralarmda Ankara Universitesi'ne mensup olmayan protestocularm da bulundugu daha kalabalik bit grup baska bir gosteri daha duzenlendi, Cebeci'de toplanan bu grup "Universtternizde kornunist profescrler isterniyoruz" ve "Kahrolsun kornunizrn" gibi sloganlarla DTCF orilerine yurudu, DTCF onune gelindiginde gostericiler daha do. ileri giderek rektor Sevket Aziz Kansu'yu rehin aldilar ve kendisine bit istifa mektubu imzala ttrlar. Rektor binayi ancak polis ve jandarrna yardinnyla terkedebildi. Gostericiler daha sonra Anttkabir'i ziyaret edip lstiklal Marsi'rn okuyup dagildilar, Gostericiler hakkmda hie bir sorusturma acilmarnasi ilgi cekiciydi. Donerni n gazetecilerinden Emin Karakus'a gore bu kistler CHP'nin 1946'da kuru Ian yeni kabinesinde Hasan Ali Yucel yeririe Milli Egitirn Bakaru olan Resad Semsettin Sirer'Ie iliski halindeydiler, ve hatta Sirer tarafindan provoke edilip

256 Niyazi Berkes. Unutulan YIl!ar adh amlarmda, Ankara Oni~ersitesi"nde bilirnse1 kaliteyi vukselune cabalarmm bir parcast olarak duunlenen bu konferans dizisinin arkaplanl hakkmda derayli bilgi verir. Bkz. Berkes. Niyazi.1997. Unurulun Yillar. Istanbul: lletisirn Yaymlan, 5.399-401. 257 llhan Ba~g6z'un Turkiye Ekonornik ve Toplumsai Projesi ~er~evesinde yapilan anlausmdan. Tanh Vakh S6ziu Tanh

258 Bu konudaki bilgiler, Pertev Naili Boratav'Ia 4 Ekirn 198B'de yapilan g6tU~me teyplerinde ifade edilrnisri. 152

259

Kabacali, a.g .c., s.112.

153

bizzat da korunrnaktaydilar.i'" Gercekten de Sirer'in DTCF profesorlerine hie; de sempatik bakrnadigi ileriki gunlerde mahkeme suresince gorulecekti, Gostericiler hakkmda herhangi bir ceza uygulanmadr, yalmzca 6grencilere gelecekte bu tur gosterilere izin verilmeyecegi duyuruldu. Behice Beran, Niyazi Berkes ve Pertev Naili Boratav'm durumlanm de alan Ankara Universitesi Senatosu, 10 Ocak 1948'de bu tic; hoca hakkmda Universiteler Kanununun 461D bendindeki "Un ivers ite bgretim mesleginden cikarma cezasmm uygulanmasma oybirligiyle karar" verdi.?" Bu karara itiraz eden Berkes, Beran ve Boratav konuyu Universitelerarasi Kuru la goturdu. Kurul 21 Subat 1948 tarihli karariyla Senate kararmi bozarak herhangi bit disiplin cezasma gerek gormedigtni acikladi. Kurulun bu karan basmdan degi~ik tepkiler alrmsnr. Bunlardan 11 Subat 1948 tarihli Ak$QJn Haberleri gazetesi bu gelismeyi, "Universiteler arasi kurulun firtma koparan karari: Basmda ve halk efkarrnda kotu bir tesir uyandiran karan aynen nesrediyoruz" sek linde duyurur. Benzer bir yaklasim Son Posta gazetesinin 23 Subat 1948 rarihli sayismda da yer alir: "Soleu Profes6rler meselesi cetin bir safhaya girdi/Profesorlerin vaz ifelerine iadeleri kararlastrn ldi/Evvelce verilen ihrac karanndan sonra bunlann tekrar ise iadeleri garip olacagiridan Universitenm lagvedilip tekrar kurulmasi dusurruluyor" denir. Buna karsm, aym konu Valan gazetesinin 27 Subar 1948 tarihli nushasmda MOmtaz Faik Fenik tarafmdan ele ahmr, ve ternyiz niteligi tasiyan kurul kararma saygih olunrnasi tavsiye edilir. "Her isde, her seyden evvel kanun hakimdir" adh makalesinde

Fe riik, kornunizm aleyhtan oldugunu hanrlatarak soze baslar, ancak koyu milliyetcihgin de karsismda durmaya
ozen gosterir:

"Bu mevzu etrafinda gazetelerde muhtelif tefsirlerde bulunuldugunu, ve koyu millryetcilik yaprnak isteyen bir takirn muhterem zevatm, bu karara siddetle itiraz ettiklerini go ruyoruz. Hatta soylendigine gore, Milh Egitirn Bakam dahi bu karari begenmemis, ve daha bazi yuksek sahsiyetler, bu karara istirak eden Istanbul Universitesi profesorlerinin bazilarrrn Moskova radyosu agzlyle konustuklarim soyleyecek kadar ileri gitrnislerdir. »262 Fenik'in yazisi, Kuru1 kararmm, kanuni bir mekanizmarun urunu olarak sorgulanamayacak bit karar olmasmi vurgular. 25 Subat 1948 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Nadir Nadi de "Yazik olacak," adh bir yaaiyla "ilim hurriyeti" ve "universite muhtariyeti" konuiarma dikkat ceker. Ankara Universitesi, Universitelerarasi Kurul'un bozrna kararma karsihk Fakulte Yonetim Kurulunu devreye sokarak bu u~ hocamn derslerini tatil eder.263Ankara Cumhuriyet Savel hgl da basmda cikan yazrlar uzerme 1948 Hazi-

260 Karakus, a.g.e. 261 Daha detayh bilgi i<;in bkz. Ceuk, Melc.1997. "Dil-Tarih Tasfiyesi ve Hukuka Aykmhk," Tarih VI: Toplum, Nisan 1997, sayt:l60, s.5-13. 154

262 Ahnu icin bkz. Fenik, Mumtaz Faik. 1948. "Her isde, her seyden evvel kanun hakirndir", Valalt, 27 Subat 1948,5.1,4. Ilhan Basgoz'un nakleuigine goreo bahsedilen olay Kurul uyeler inden Istanbul Universites i TJp Fakultesi Dekaru Tevflk Saglarn ile Bakan Resat Sernseuin Sirer arasmda gecrnisu, Saglam, Sirer'i, Kuru\'a uc ogrctim uyesi aleyhinde karar vermesi yonunde baski yapmakla elesrirmis, bunun uzerine Sirer kendisine "Moskova Radyosu gibi konusuyorsunuz" demisti, 1. Dunya Savasr srrasmda Rus cephesinde savasnus olan Saglam'm bu sozlere cevabmm "Bakan Bey, siz daha cocukken ben Ruslara kUT$Un auyordum" oldugu soylenir (Ilhan Basgoz'un Turkiye Ekonornik ve Toplurnsal Tanh Vakfl Sozlu Tarih Projesi cercevesinde yapilan anlausmdan). 263 Ccuk, Mere. 1997. "Oil-Tanh Tasfiyesi ve Hukuka lum, Nisan 1997, cilt 27, saY' 160,5.197-205. Aykmhk." Tarih vc Top1SS

ran'mda bir sorusturma baslanr, Buna gore, Pertev Naili Boratav 11 ayn suclamayla karst karsiyadir: He Ingiltere'yi Iasistlikle itham etmek (2) Turkculuk aleyhinde bulunmak, (3) Almanya'd; kornunist propagandasi yapngl icin geri almrnak, (4) Komunist oldugu soylenen Ruhi Su ile rnunasebeti bulunrnak, (5) Karacaoglan'm Turklukle alakasi 01rnadrgim soylernek, (6) Huseyin Rahmi'nin fikirlerini solculuk propagandasi icin kullanmak, (7) Narnrk Kemal'i milliyetci oldugu icin tenkid etrnek, (8) Komunist oldugu soylenen Jiro ve Bazen ile seyahate cikrnak, (9) Masallann halk, ve destanlarm aristokrasi sirnfmm mahsulu oldugunu soylemek, (10) Anadolu isyanlarma alaka gostermek, (11) Marksist diye isirnle.ndirilen Yurt-Dunya ve Adimlar dergilerryle ilgisi bulunmak suretiyle yabanci ideolojileri yayarak lurk gencligine zehir sacmak. Beran, Berkes ve Boratav Darustay'a basvururlar, ve bas .., vurulan 30 Ocak 1948 tarihinde kabul edilir. Ancak, Darnstay kararma bu kez de 3 Mart 1948 tarihli bir layiha ile Resat Semsettin Sirer itiraz eder, Sirer'in layihasi, bu hocalarm, "yetistirilmeleri kendilerine emanet edilen genc;ligi yabanci ideolojilerle hakikaten zehirleyip zehirlemedikleri" hususunda Damstay'm aldlgl karara itiraz niteligi tasir, 5irer'in ifadesine gore: ".:.samklann mesleklerinin her an bahsettigi imkanlara ragmen, Turk milletine, rejimine baghhk fikrini rnudafa ettiklerine vey~ hie olmazsa bunun karsismda sakin kaldiklarma dair tek bir kayda rastlanrnamisur. Bilakis gerek okul ici, gerekse okul disi butun
Iaaliyetlerde
156

(1) Amerika

nklan gorulmektedir. Samklarm daima dusup kalknklan kimseler, -temas muhitleri, bunlann zehirleyici fikir ve faaliyetlermi gosteren vesikalara ve asagidaki , ornekleri verilecek olan nesriyat ve propagandalara eklenince akidelerinin ve ideo lojik huviyetlerinin bir kat daha isiklanmasi icin krymetli bir delil teskil eder. Bunlarm, ternas rnuhitleri universitece yapilan tahkikat evrakmm gosterdigi gibi Ruhi Su'ya inhisar etrneyip, Sefik Husnu, Rifat llgaz, Sertel'ler, Muvaffak Seref, .. , ve Abidin Dino gibi komunistlikten hukum giymi~ veya zabitaca tescil olunmus kirnseleri de icine almaktaydi' ve bu sahislar, hukumet ve sikryonetim tarahndan komunistlik nesriyat ve takibati sebebiyle kapanlan YURT VE DUNYA, ADIMLAR, MARKO PA~A, AND, 5ES, TAN, GORUSLER ve saire gibi gazete ve mecmua etrafmda toplanrms ve bunlann sutunlarmdan ternayullerini ve siyasi huviyetlerini bu tun geni~ligiyle belirtrnis kimselerdir." , Sirer, ayrica, Amerika ve lngiltere gibi "kuvvetli bir bunyeye sahip" mernleketlerde kornunistlerin devlet hizmetlerinden cikarilmaya baslandigma da dikkat ceker. Sirer'in son argurnam ise sudur: "Marksci bir dunya gOr1l$une sahip o lanlarm , tasidiklan ideolojiyi hocahk gibi yaYlcl ve yetistirecegi unsurlarla da bu yayilmayi kolayhkla genisletici bir mevkide bulunmalan halmde, hele bunlar sosy oioji ve folh7oy gibf64 tarnamen sosyal ve ideolojik rnevzular uzerinde ders veriyorlarsa bundan faydalanrnayacaklanru dusunrnekte isabel olup olmayacagmm takdirini yuce heyete birakiyorurn."
264 Vurgu bana aitrir.

milliyetcileri

ve milliyetci

Iikirleri

Iasist,

Nazi, rnurteci diye vasiflandirarak

kotulerneye

cahs-

157

Sirer'in layihasi uzerine Damstay karanrn degistirir ve 30 Nisan 1948'de yeni bir sorusturma acihr. Buna gore, baslangicta saptanan 11 maddelik sue unsurundan yalmzca ikisi hakkmda dava acihr. Bunlar, "Turkculuk aleyhinde bulunmak" ve "Narmk Kemal'i rnilliyetci oldugu icin tenkid etmek'ttir, Mahkerne 1948 Haziran'mda baslayarak 1950 Subat'ma kadar devam eder.26SBu sure zarfmda, basin davaya onemli bir yer verir, Niyazi Berkes, arnlannda, bu donernde basmdan yarardan cok zarar gorduklerini ifade eder. Berkes'e gore basin, davamn baslamasmdan cok once bile "kiskiruci" bir soylerne sahiptir.j'" 16 Haziran 1948 tarihli gazeteler davayi "D~ ogretim uyesinin durusmasr" (Uius), "Sol ternayullu hocalann muhakernesi dun basladi" (Cumhuriyet), ve "Soleu profesorlerrn dun durusmasi basladi" (Vatan) seklinde duyurur. Ifadelerde "sarnk profesor" veya "suclu profesor" terirnleri kullamlmakta ve her durusma sonrast dinlenen tamklann ifadelerine gents yer verilmektedir. Bu ifadeler arasmda, Boratav'm "komunizrni ustaltkl! bir sekilde methetmis" oldugundan (UIttS, 3.7.1948), "[ena fikirli ogrenciler"den (Ulus, 10.7.1948) ve "kaliyen acik bir sekilde yapilrnayan propagandalar"dan (U1us, 13.11.1948) bahsedilir.P" Vatan gazetesinin 27 Ekirn tarihli nushasmdaki haberler ise cok ilgi cekicidir. "Soleu Profesorler" adh bashgin altmda "Dunku durusrnada Tass ajansi muhabiri de bulundu" yazrlir ve bu muhabirin "rnuhakerne sefahanru buyuk bir dikkat ve alaka ile takip etmekte" oldugu do. belirti lir. Ayru tarihli gazetede, Abdu lkadir Inan'm "Pertev milliyetci karakter sahibi bir gen<;ti... boyle sapik bir yolda
265 Behice Beran ve Niyazi Berkes'in Pertev Naili Boratav'la ayru davada yargllanrnalarma ragmen burada ozellikle davanm Boratav'i ilgilendiren seyri uzerinde durulacaknr, 266 Berkes, Niyazi. 1997. Vl1.ululan YIllar. Istanbul: lleusirn Yaymlan. 267 Vurgu bana ainir. 158

YUrO.dugune ihtimal vermernistim" seklindeki ifadesiyle, tamklardan Muarnmer Yula'run DTCF'ye yazilan bir arkadasirun "manevi mefhumlarla istifhamla bahseder" hale geldigi ve "gusul abdesti alanlarla alay" ettigi haberleri yer ahr. Bunlann yarunda, Falih Rifki Atay gibi bazr yazarlann uyancL yazilarina rastlamak da mumkundu, 13.7.1948 tarihli Cumhuriyet 'gazetesmde cikan yazisinda Atay, herkese kolayhkla "kizrl" yo. do. "Bolsevik" darngasiru vurrnamn sakincalarrm anlatrr. Basmm bu davaya genel yaklasimi ise sansasyonel bir tavir izlemekte devam eder, Pertev Naili Boratav'm Mudafaasl Pertev Naili Boratav, 1950 yilmda mahkemeye uc ana b6lumden olusan bir savunma metni sunar. "Mudafaa' adh bu metnin ilk bolumu, Hadiseler adirn tasir ve olaylarm Boratav'm kisisel tarihiyle olan baglannsim cizer. lkinci bolum olan Tahliller, Tahkikat Kornisyonu, Mahkerne Iezlekesi ve Milli Egumi Bakam Resat Semsettin Sirer'in itiraz layihast gibi degisik asamalarda kaleme ahnan rapor ve yaZl$malan karsilasnrarak, tamklarm Boratav'Ia olan iliskilerine ve ifadelerine yorum getirir. Son bolurn olan Fiillerm Mahiyeti'nde ise dogrudan "millet" ve "milliyetcilik" fikirleri tarnsihr, ve suclamalara konu olrnalan bakirnmdan hem Narmk Kernal'den hem de Ziya Gckalp'ten ornekler verilir, Bu son bolumde, Boratav'in cizdig! cerceve, Turkiye'de folklorun algilamsi acismdan gelinen donum noktasi uzerine bir degerlendirme ni teligi tasir, Hadiseler bolumu ne, Boratav, suclarnalara neden oIarak gosterilen olaylann 1943 senesine kadar uzandrgma dikkat cekerek baslar, "Gcrevini kotuye kullandigi" iddia edilen yillarda hakkmda hie bir sorusturmanm acilmarms o lmastna ragmen, don yil aradan sonra boyle bir sorusturrnaya
159

maruz kalrnasmm alnnda yatan nedenleri arastrnr. 19431947 yillan arasmda kendisi ve kendisine muhalif kisiler arasmda gelisen olaylarm bir dokumu yapildigmda, Nihal Atsiz'm 1944 yihnda Basbakan Sukru Saracoglu'na yazdigi acik rnektup olaylarm baslangic noktasirn olusturur. Orhun dergisinin 16. sayismda yaymlanan bu acik mektupta Milli Egitim Bakam Hasan Ali Yucel, iclerinde Pertev Naili Boratav'm da oldugu dort kornunisti cahsnrmak ve hirnaye etmekle suclanmaktadir. Mektupta dogrudan Boratav'i hedef alan unsurlar do. vardir: "Bugun Ankara'daki Dil Fakultesinde Folklor Docenti clan bir Pertev Naili Boratav vardi. Nasrl bir kornunist oldugunu bilhassa ben cok iyi bilirim. 1936'da Maarif Vekaleti tarafmdan Asur ve Sumer Dillerini ogrenmek icin Almanya'ya gonderilmisti. Fakat daha Turkiye'de iken basladigi kornunistligi orada aZlttlgl icin arkadaslari ... tarafmdan sucu sabit gorulerek kendisine ihtar yapilrms, aldirrnaymca resmen sikayet edilmis, ve MaarifVekaleti tarafmdan gonderilen muIetris Resat Sernsetrin (sirndi rnebus ve halen Milli Egitim Bakarn) tarafmdan sucu sabit gorulerek derhal Turkiye'ye dondurulmustur. Pertev Naili aln yil tahsil ettikten sonra docent olacakn. Fakat komunizmin faziletine bakmiz ki, yanda kalan iki yilhk bir tahsilden sonra Turkiye'ye donunce Maar if Vekaletinde bir ambar memuru tayin edilmisken bazi mebuslarm araya girmesiyle folklor docentligine getirildi1 ve d ort Y1 1 k azanrms 0 ld u. ,,268 -

Bu suclarnalara cevaben, Boratav saVUnmaSlUm bir bo lumunu Nihal Atstz'la talebelik yillanna dayanan gorus aynhklanna ve Almanya'da burslu olarak okudugu yillarda AtSlZ gib: dusunen don ogrencinin kendisini Bakanhga stkayet eden raporuna aymr. tahammulu olrnayan" ve dusunduklerini aynen tekrar eden "muritlerden" hoslanan bir kisilik yaplSma sahiptir, Atsrz'rn , Anadolu'nun 5ivas'rn dogusunda kalan bclgeleri Turk saymama egiltmini rnahkerneye hatrriatan Boratav, "Irikrlabrrmz bize, halkumzr bir kultur butunu icinde kaynastirmayi, bugunku siyasi 51rurlan dahilinde, nufusunun birkac misline ctkrms bit milleu beslerneye ve mesut etmeye yeter bir yurt icmde kalkmrna yo llarmi ararnayi emrediyo rdu " der. Almanya'da, Atsiz'm fikirlerinin etkisinde kalrms olan "Alman nazizmine hayran" don ogrenci tarafmdan,269 onlan terikid ettigi ve Almanya'ya "Alman ideolojisini degil, Alman ilmini" almaya geldiklerin i vu rgu ladigt icin sikayet edildigini belirti r. Almanya'da ogrenciler arasinda yasanan gerginligin sernbolleri ilgi cekicidir: Boratav'in ev sahibinin Yahudi olrnasindan, esinin giydigi ceketin kirrmzi rengine kadar gundelik hayatm turlu detaylan, Boratav hakkmda, kendi deyimiyle bir "kornunistlik efsanesi" icad edilmesine yol acrmsnr, Sikayetier uzerine Berlin'de talebe mufettisi olarak durumu degerlendiren Resat Sernsetrin Sirer, ogrencilerin ro.porundaki suclarnalan sorusturma geregi gorrneden, menfi kararirn Milli Egirim Bakanhgrna bildirir, ve Bakanhk da Boratav'i geri cagmr, Kendisini Sirer'e rapor eden dort ogrenci hakkmda Boratav, mahkeme heyetine "'Dc;:yrl Almanya'da kaldilar, mernlekete doneli 10 yil oluyor, memleket ir269 Bun!ar, Ziya Karamuk, idiler. lazrl Yinal, Sukru GuJluoglu ve Mecdur Mansuro,;!u . 0 161

Boratav'a gore, Atsiz, "rnunakasaya

268 Nihal AlSlZ, 1944, "Basvekil Saracoglu Sukru'ye Acik Mektup," Orhun, sayi 16. Atsiz'm "arnbar mernurlugu" olarak bahsetrigi gorey, esasmda Mulkiye kutuphaneslnde bir gorcvdi (Korkut Borarav'm Perrev Naili Boraiav'Ia 4 Ekirn 1988 tarihinde yapugt soylesiden). 1M

famna ihtisaslarile

ilgili ne vermi~lerdir"

seklinde

degerlen-

dirmeye acik bir soru sorar, Boratav yurda donunce Milli Egitirn Bakanhgl'yla ternasa gecer, Durumun biroprovokasyon sonueu ortaya <;lktlgma kariaat getirilir, ve telafisi icin de Boratav'a DTCFde Turk Dili ve Edebiyatl kursusunde docentlik kadrosuna ge<;IDesicnerilir. Almanya'ya dilbilim ihtisasi icin giden Boratav'in folklor ara~tmnalanna boylesi tatsiz bir tesadllfle yeniden vonelmesi oldukca rroniktir; Boratav bu dUIUmu soyle acrklar:
"Bana Dil Tarih Fakultesinde docentlik teklif edildi.

Beni, eski Onasya dilleri ihtisasmdan vazgec;meye, daha evvelden giri~m~ ve hatta eser verrneye baslamis oldugum sahaya yeniden dorimeye tesvik eden, halk edebryau <;ah~malanmla memleket icin daha verimli olacaglIDl ileri surerek halk edebiyau doc;entligini kabul etmemi tavsiye eden Cevat Dursunoglu,270 benirnle bu sekilde konusurkeri, ve daha sonralan da <;ah$malanm1 yakllldan takip ederken, her vesile ile, Almanya'daki tahsilirnin bu sekilde yanda kalrnis 01masma bir bakirna sevinmek gerektigini s6yIerken, samyorum ki, bu tayinle beni vekaletin cezalandnrrns oldugunu degil, bir yanh~hgl tamir etrnis oldugunu anlatrnak istemisti
I>

Savunmasmm daha sonraki bolumlerinde, Boratav, irkcihk ve turancrlik meselesine devletin de cok sernpatik bakmadl~lm vurgulamak icin, hem lsmet Inonu'nun 19 Ma)T1S 1944 de yapngi Turkculuk karsiti konusrnayi, hem de SukIii Saracoglu'nun Turkcu gcsterileri kmayan dernecini aktanr, ancak yine de, Turkculugun, 1944-1946 yillan arasmda~i ~onemde, devlet icinde belli bir destek buldugunu da belirtir. Boratav; bu noktada Hasan Ali Yucel'i de, "komunistl~r~ ~imaye ediyor" seklindeki baskilara boyun egerek kendisini universitedeki gorevinden Bakanhk emrine almasmdan dolayi da elestirir, Darustay karanyla gorevine iade edilen Boratav 1946 yilmda cia profesorluge atanacakur.!" Ne var ki, Yucel kadar Ankara Universitesinin tutumunu da sorgulamaktadir Boratav. Ona gore, Ankara Universitesi "bu hadiselerde gevsek davranmis, bir ilirn muessesesinden beklenen enerji ile hocalanrn rnudafaa edernernis, koruyamarms, talebenin disaridan gelen karistmci hareketlere alet olrnasina mani olamarms'tnr ($.14-15). Boratav bu konudaki kuskunlugunu de soyle Hade eder: "Bu Iakulte ve universite mensuplarrndan maalesef bir cogunun. muhtariyetlerinin suurunu v.e olgunlugunu idrak ederniyerek, korku veya menfaat hisleriyle , pclitikaci kuvvetlere koru korune itaat etmek suretiyle kendi muesseselerine ne olcude ihanet ettiklerini henuz butun surnulu ile 6grenmemi~tim. Bu hakikat tahkikciler fezlekeyi tanzirn edip bitirdikten sonra yavas yavas meydana ciku." (s.15) Universitenin kendisi ve arkadaslan hakkmdaki "kornunistlik" suclamalarma karst takmdrgi pasif tuturn da savunrna metninde elestirilen konular arasmdadir. Boratav, basi271 Pertev Naili Borarav'la 4 Ekim 1988 t.arihinde yapilan soylesi kayulanndan. 163

(s.7)

Boratav, Resat Semsettin Sirer'in kendisi hakkrodaki suelamalannm, yine suclamalara ko nu olan olaylann vuku buldugu doriernde degil de, Sirer'in Bakan olu~undan sonra ybneltmesini de ele$tirir. Burada dikkati ~eken nokta, gerek AtSIZ gerekse Sirer'in Boratav'Ia olan ili$kilerinde kisisel bir tahammulsuzluk i<;inde olduklan gen;egidir.
270 Cevat Dursunoglu. Saffet Ankan·m Maarif Mliduru oldugu sek Tedrisat urnurn MllduTu olarak gorev yaplyordu. donemde

vok-

162

:,/

nm universite hocalarma yonelik negatif soylernine dikkat ceker. Ona gore, bu dava basin tarafmdan kendi i<;inde bir vaka olarak de almrnarms, eHP ve DP arasmdaki tansiyonu tartl;;mak icm kullamlml~tu. Davanm Kenan Oner-Hasan Ali Yucel davasryla paralel bir zamaJ~da goriilmesi ise yeni ithamlann ortaya cikmasma yol ac;ar. Savunma metninde, Boratav aynca, Tahkikat Komisyonu raporuna dair bilgilerin de yer aldlgl fezleke ile Sirer'in Danistay'a verdigi layiha metnini detayh bir bi<;imde kar~Ila$nrir. Boratav'a gore, daha soriralari kendisine y6neltilecek su<;lamalann ilk kea Iormule edildigi metin Tahkikat Komisyonunun raporudur. Bu -metni yorumlayabHmek icin, dinlenen tanlklann kimlikleri ile bunlann Boratav'la clan ili$kilerinin incelenrnesi gerekmektedir. Dinlenen tamklar arasmda Bayrah gazetesinde <;lkan acik mektubu imzalayan 67 kisi de vardtr, Bunlann onemli bir kismi <;e~itli nederiler ileri surerek amklan imzaya sahip cikmazlar. Boratav bu tamklann <;ogunun kendisi hakkmdaki onyargllanm zaten boylesi bir~mektup yazrnakla disa vurmu~ olduklanm, dolayisryla tamkhklannm mesruiyetinin sorgulanmasl gerektigini vurgular. Buna 'ek olarak alu C;izilenbir husus da, o.niversite rekt6rlugo.nun tahkikat komisyonunun ara~t1rmaSml istedigi "yabanci ideolojiler yaymak" ve "Turk gencligine zehir sacmak" fiillerinin Senato uyeleri tarafmdan degil de 67 imzah acik mektupta Iorrnule edilrnis 'olmalandlr. Burada, Boratav'in sorguladlgl no kta kullamlan termtnolojideki kaypak ifadelerdir: "Yabanci ideolojilerden ne kastediliyor? Ideoloji kelimesi dogru durust t~rif bile edilmemi~ken, bir uni272 Grnegin, Kenan Oner, Hasan Ali Yuceli Pertev Naill Borarav'm araslnda bulundugu lise kitaplannda komunizm propagandasl tokre umekle suclarrusu. 164 da yazarlan yapllmasml '.
272

maddesi. Iorrnulun e "yabanci nasil koyar? Matbuatihurnanizm ile kornunizrn mefhumlannm kanstmldigma sahit oluyoruz; bir yandan solculuk soz.u altmda kornunizrnden ve anarsizmden, C.H.P.nin devletciligine kadar bir sira Ictimai ve siyasi g6rU~ler anlasihyor, o te yandan da solcu kelirnesini kominform ajaru, Rus casusu muteradifi olarak kullananlar oluyor; yerli ile yabanciyi, ideoloji ile san'at, felsefe , [ikir cereyanlanru kim tefrik etrnis hudutlandirrnis ki, adli bir islerne baslangic olacak bir madde bu kelirneler le ifadelenmistir?" (s.23-24)
SUe;:

versite senatosu

ideolojileri yaymak' sozunu mizda ve universuelerirnizde

Boratav, daha scnra, kendisine yoneltilen iki ternel sue; unsuru hakkmdaki goruslere gec:;er, ve burilari savunrna metninde ayn ayn ele ahr, Bunlardan "Turkculuk aleyhinde bulunrnak" suclamasma clair sunlan sayler: " ... Turkculuk aleyhinde bu lu nrnak, bu Ii ili islernis oldugum bir an icin kabul edilse bile, bir sue olamaz; turkculuk tarihirnizde, edebiyat, sanat, sosyoloji ve siyaset cepheleri olan bir fikir cereyamdir ki ancak bir zarnan icin bu harekete mensup fikir adamlannca turk milliyetciliginin unsurlanndan biri olarak sayilrmsti. Sonradan tenkide ugrarrus bir Iikir sisternidir, onu sabit ve degi~rnez bir prensip diye kabul edip tenkidini sue sayrnak nasil caiz olabilir ki onu tenkid edenler arasinda, basta Ataturk olmak uzere Anayasarmza son seklini veren ve Turk rnilliyetcihgmi bugunku seklile yeni bastan dusturlasnran Cumhuriyet rejiminin kuruculan vardir." (s.25) Boratav, Turkculuk karsin olmanm herhangi bir sue; te$kil etmeyecegini, Damstay da dahil soz konusu turn ku165

rumlar arasmda en iyi olarak Tahkikat Komisyoriunun bilrnesi gerektigine dikkat ceker, lkinci suclarna olan "Narmk Kemal'i rnilliyetci oldugu icin tenkid etrnek" fiili hakkmda ise, suclamalara konu olan "agrenci odevlerini Narmk Kemal'i anrna prograrmndan cikarmasi" fiilinin "vasifsiz hgina" dikkat ceker. Boratav, daha sonra, Resat Semsettin Sirer'in Darnstay'a yolladrgi itiraz layihasmdaki suclamalara da cevap getirir. Ele aldlgl ilk konu, Sirer'in, kendisinin "kornunistlikten hukum giyrnis' kisilerle arkadashk etugi 'lie bu sahislarm yaym yaptigi Yurt ve Dunya, Adlmlar, 'lie Gi5rU~ler gibi dergilerrn yine komunistlik nesriyau sebebiyle kapanldiklari yolundaki suclamalaridir, Boratav, Sirer'm suclamalarmm buyuk bir kisrmmn yanhs bilgilere dayandigmi 'lie bu nedenle "ifrira" olarak bile yorumlanabilecegini Hade eder. Kisacasi, Sirer'in itharnlan "sue" kategorisine girseler bile dogruluk teme lleri clmadigi icin gecersiz sayilmahdirlar. "Millet" ve "rnilliyet" kelirnelerinden 6zel bir itrnayla kactigi hususundaki suclamayi ise Boratav, "Ben milletin sade laflarmi etrnektense onun meseleleri ile mesgul olrnus olmayi (turk folkloru uzerindeki 20 yilhk cahsrnalanm bundan baska bir sey degildir) suphesiz tercih ederirn ve daha serefli bilirirn" diyerek cevaplar, Resat Semsettin Sirer'in, layihasmda, Boratav'm Kay Enstituler inde yetisenleri methede n bir yazrsiru "koyluleri kornunist ihtilal yapmaya tesvik ettig!" seklinde yorumlamasi uzerine Boratav, Sirer'in hem bir donemin Milli Egitim Bakam273 o lmasi, hem de layihadaki ifadesiyle "koylunun okuma yazma ogrenmesini luzurnsuz hana tehlikeli sayan bir zat' dururnuna dusrnus olrnasi arasmdaki tezata dikkat ceker. Itiraz layihasmda yer alan aym argumanlarm Osman Turan imzah bir brosurle disari sizdmldigmi one suren Bo273 Resat $emseuin Sirer'in Bakanhgt 1948 yilmda so na errnisti. 166

ratav, bu durumu kendisine yonelulen "gorevi kotuye kullanma" suclarnasmdan daha vahirn bir "gorev isnsrnari" olarak degerlendirir. Ornegin, her iki rnetinde de kullamlan bir argurnan, Boratav'm halk sairlerinden "rni lli duygular ve kahramanhk terennum edenlerini" bir tarafa brrakip "daizna devlete ve hukumete isyan terennum eden"Ierini _ ki burada oncelikle kastedilen Koroglu'dur - derslerine konu ettigidir. Hem Sirer'in layihasmda hem de Osman Turan'm brosurunde yer alan bir diger suclama da, Boratav'm, 0 donernde hemen kornunizrnle iltskilendirrlzn "mareryalizmi," ve "materyalist" olarak tamnan Tevfik Ftkret'i takdir etmesidir. Boratav'm da ifade ettigi gibi hem Sirer'in layihasr, hem de Osman Turan imzah bro~urdeki fo~ulasyonlar, daha sonra mahkerne tara{mdan dinlenecek olan tantklann buyuk bir kisrrum y6nlendinnede etkili oIacaknr. Tan.klann Boratav'Ja ili~k;leri Uc yil suren mahkemenin belki de en travmatik yo nu, DTCF hocalannm kendi ogrenci, is arkada~lan ve idari amirl~riy~e oldukca gerilimli bir ortarnda karst karsiya gelrneleriydt. Yakm bir zamana kadar belli ili$ki sisremleri icinde birbirleriyle rnuhatap kalan tamklar ve sarnklar degisik sorusturmalard., tekrar tekrar ifade verdiler. Bunlar arasm~a, savunma metninde Boratav, ozellikle kendisine yonelnlen suclamalara dogrudan deginen ifadelere yer verir, tamklan kendi lehinde ve aleyhinde o lmak uzere struflandinr ve ifadeleri aynnrrh bir bicimde yorumlar. Bu tamklar arasmda, Boratav'in kendi ogrencileri, is arkadaslan , DTCF Dekarn ve 6gretim uye.leri He Ankara Universitesi drsrridan gelenler de vardir, Boratav'm ele aldlgl ilk tamk grubu, onun "TurkC;:DIDk aleyhinde bulundugu" ve "Namik Kernal'i milljyet~i olrna-

167

smdan oturu elestirdigi" $eklindeki suclarnalara dogrudan deginen Selahattin Erturk, Zeynep Dengi, Hikmet Tanyu, Osman Yuksel, Hamdi Atademir, Abdullah Savasci, ve Bahattin Ogel'den olusur. Bu tamklar arasmda yalmzca ikisi, Dengi ve Savasci, DTCF Turk Dili ve Edebiyan Bolumu ogrencilerinden olup digerleri, Tarih ve Felsefe bo lurnleririe kayith o'grencilerdir. Bunlardan yalmzca biri, Hamdi Atademir, Felsefe Bolumunde ogretim uyesidir. Savunma metnindeki kurgusunda, Boratav, bu tamklann hem Universite Tahkikatl'nda hem de .mahkemede verdiklen ifadeleri karsilastmr. Dengi, Tanyu, Atadernir ve Savasci'nm da aralannda bulundugu bazi tarnklarm Universite tahkikatmda verdikleri ifadelerin mahkernedeki ifadelerinden farkh oldugunu gorur, Burada, Boratav'm dikkat cektigi husus, tamklann ikinci kez verdikleri ifadelerinde, kendisine yorieltilen iki suclarnaya destek olacak turde degisiklikler yapml~ olmalaridir. Ornegin, Atadernir'in ikinci ifadeS1 Resat Semsettin Sirer'in layihasmdan izler tasimaktadir. Yine, Savasci, ilk ifadesinde Namlk"Kemal'den hie; bahset~· mernis olrnasina ragmen mahkemede birdenbire bu konuya dair bazi saptamalar yapar. Boratav, ayrica, Atadernir haric bu taniklarin herbirinin 1944 veya 1947 yilmdaki gosterilerden en az birisine katilmis olduklarina dikkat ceker. Buna ek olarak, tamklarm ifadelerindeki bilgi eksikliklerinin de alum cizen Boratav, bu kisilerin kendi <;:ah~malan hakkrnda herhangi bir yorum yapma selahiyerinde olrnadiklarirn ortaya koyar.274 Yedi tamk arasmda, Erturk, Dengi ve Tanyu, hocalanru Ziya Gokalp ve N amik Kernal'i anma gunleri icin haztrla-

diklari odevleri buyuk olcude degi~tirmek veya programdan cikarrnakla itham ederler, Ne var ki hie biri, uzerinde degi~iklik yapildigmi one surdukleri soz konusu odevleri mahkemeye delil olarak sunamazlar. Bunlar arasmda Erturk, Ziya Gokalp gunu icin hazirladrgi yazmm Turkculuk ve milliyetcilikle ilgili b61umle'rinin uzerini hocasmin "kl211 bir kalernle" cizdigtni ileri surer. Erturk, aynca, bu duruma itiraz etmek icin Boratav'i ziyaret ettiginde, hocasmm kendisine "turkculuk sacma ya, milliyetciligin de rnodasi ge<;mistir" dedigini belirtir, Boratav'a goreyse yazlyl kabul etmemesinin nedeni tam da kendisinin Ziya Gokalp'e duydugu saygidir. Zira, Erturk'un yazisi Gokalp'i "hayanmn bir safhasinda ileri surdugu fakat sonradan vazgectigi turancihgm, ve hie bir zaman benimsemedigi irkciligm bir ideologu gibi" gosterdig: icin tam anlarmyla "Ziya Gokalp'i tahrif etmektedir." Bahsi ge<;:en odev mahkemeye de lil olarak subu nulamaz, ancak Boratav yine de Tu rkcu luk konusundaki pozisyonuna acrklik getirrnek icin kendisinin bu ko nuda daha onceleri yazrms oldugu bir takrm yazrlari mahkerneye sunmaYI uygun gorur. Bunlardan birinde Boratav Turkcu ideolojinin folklorun bagimsiz bir disiplin olarak gelismesindeki oriemli rolu uzerinde durmaktadir: '
"1908 inkilabmdan

274

lfadelerdekl "bilgi el<sikliklerC oldukca vahimdir, Ornegin, Se.lahatlin Errurk Mondros ve Mudanya Anlasrnalarrm birbirine kansnnrusnr. Hamdi Atademir ise Celali isyanlan ve Dadaloglu·nu aym kategortye sokar.

lik ve turkculuk zikrederek (Ziya Gokalp bu kelirneyi "halkiyat" diye tercume eder) muhim bir yer verdi. "Turkculugun Esaslari" adh, eski makalelerinin bir araya toplanmasiyle rneydana gelmis eserinde folklora milli edebiyatm ve sosyolojinin kaynaklan olarak ehernrniyet verdigi gorulur. Keza onun "Alan Isik" adh masal kulliyau, ve Diyarbekir'de crkardigi "Kucuk Mecmua'ida masal toplamaya gen<; mu nevverleri tesvik eden, bu
169

sonra, liya Gokalp'in milliyetciideolojisi, Iolklora, hem de admi

168

ism yollanm ~e usullerini gosteren yaztsi bu ilirn subesine yapngi Iiili yardimlanrn gosterecek mahiyette kiymetli islerdir, "275 Burada Boratav'm vurguladigi bir diger husus da Turkculugun zarnan icinde degisen bir kavrarn oldugu gercegidir: turkculuk aleyhinde bulunmak ta bir SUI; degildir. Cu nku turkculuk, fikir tarihimizin bir merhalesindeki rnilliyetcilik anlayismm adrdir. Bugunku milliyer anlayisnmza turkculuk derniyoruz. Dahasi var, Ziya G6k Alp'm turkculuk anlayrsi da fikri tekamulun muhtelif safhalannda aym kalmarmstrr. 0, kendini zarnanla tenkit, tashih etmisti. Ziya Gokalp'a turkculuge karst bend en once ve benim Selahattin Erturk'le bu konusmarm yaptigim tarihlerde nice tenkitler yocc •••

hie; bir zaman bunlarm milli degeri oldugunu bize soylemernisti, milli sozunu ilk defa onun aglzmdan burada isitiyorurn ... suphesiz milli sairler bizatihi milli deger tasirlar arna hocam bize onlan hep beseri vasiflarile tarntrmstrr." (s.45)
"hocarmz

neltilrnistir."

(s.38)

Kisacasi Bo ra tav, Go kal p'tn Tur kcu lu k yorumunun Curnhur iyet donerni milliyerciligmden farklt olusunun altim cizer, Anma gunleri ile ilgili baska bir ifade de Zeynep Dengi'den gelir. Dengi'nin ifadesi, ayrn zamanda, Universi te Tahkikau'yla mahkeme ifadeler! arasmda Iarkhhklar arzeden ifadelere iyi bir orrick teskil eder. Ilk ifadesinde Boratav'm ideolojik propaganda yapngma sahit o lmadigiru ifade eden Dengi, mahkeme sirasmda fikrini degisttrir, ve Boratav'in Namik Kernal'i anrna yerine, halk sairl eri icin bir ozel gun duzenlenrnesini istedigini belirtir, Bu ifade karstsmda mahkemede Dengi'ye "halk sairleri de mil li dege n haiz degil midir" sorusunu yonelten Boratav'a verilen cevap ilginctir:
275 Borarav, Pertev Naili. 1942. Halh Edebiyatl Oersleri. Ankara: Oil ve TarihCografya Fakuhesi Turk Dih ve Edebiyan Enstitusu Nesriyau sayl 4, s.lS.
170

Boratav, Narrnk Kernal gibi "tarnnrms muellifler" icin her yil p~p~e anma torenleri duzenlenrnesine, bu sahislari kucumsedigi icin degil, aksine , onlar hakkmda daha az ama daha kaliteli programlar hazrrlama dusuncesiyle karst cikngml behrtir. Her yil aym tur toreriler aym kisiler icin duzenlenecek alursa bunlann zarnanla vasatlasacagi asikardrr, Dengi'nin ifadesinde Boratav'in ilgisini ceken bir diger nokta ise, oriun Universite tahkikatmda yazisrrun bashgim, Namik Kemal'in "vatanperverligi'' olarak belirtrnisken, mahkemedeki ifadesinde bunu Narmk Kernal'in "milltyetciligi" olarak Hade etmis olmasidir, Bu degisiklik, kuskusuz, Boratav'a yoneltilen suclarnalarm milliyetcilik kavrarm etrafmda odaklanmasmdan sonra clmustur. Boratav kendisinin Zeynep Dengi'nin Narmk Kernal hakkmdaki yo.zlsma getirdigi elest iris in in, Universite Tahk ikat Komisyanu tarafmdan Namik Kernal'in sahsma yapilrrns bir kritik olarak yorurnlanmasmi da elestirir, Namrk Kernal'le ilgili bir baska ifade ise Hikmet Tanyu adh tamktan gelir. Tanyu'ya gore, universite dismda yapugi ko nusmalarda, Boratav Turk destanlanrn yoksullann burjuva simfina bir baskaldmsi olarak gosterrrnstir. Bu argumana karst, Boratav bir Iolklor turu olarak "destanlarm" ve bir sosyal smif olarak "burjuva toplumunun" farkh tarihsel donernlerde ortaya cikngmi vurgular, Narmk Kernal'i "Garbin bit burjuva mutefekkrri" olarak gosterdigi yolundaki iddiayi ise Boratav clava sirasinda kendisine yoneltilen suelama lara uydurulmak uzere sonradan uretilrnis bir yorum olarak degerlendirir.
171

".;

tamklik edenler arasmda, ogrenci-hoca anlasmazhgi bakimmdan belki de en dramatik olaym bas akroru Osman Yuksel isirnli bit ogrencidir. Kendi siiririin Boratav tarafmdan bir anma programl kapsamma ahnmaBoratav aleyhinde masma sinirlenen

bunlan yazrnaya ne Iuzurn var" diyerek "turk


lerinin uzerini Boratav'm cizrnistir. yapngl Atadernir'in , daha onceleri Kars'ta

millen" ifadedo. Atadernir

bir diger suclarnasi

arasnrrnalara

dairdir.
Kars'ta

Kars'a bir seyahatinde

arasttrrnalar

Yuksel, bir gun okul cikisi kampus

dism-

do. Boratav'i "taslar." Bu davramsi nedeniyle okuldan uzaklastmlrms olmasma ragmen, Darnstay karanyla bir rnudder
sonra tekrar universiteye doner. Boratav aleyhine verdigi

yapml~ olan Boratav'm, Ruslar aleyhinde yazrlrms destanlan toplamak isternediginin halk arasmda konusuldugunu one surer. Kendi arasurmalarirun icerigi hakkmda yapilan bu degerlendirme Boratav'i oldukca sinirlendmr: "Ben Kars'ta askerligimi Bunlann

ifadede, Yuksel, Boratav'i, anma gunlerinde Narmk Kernal ve Ziya Gokalp gibi buyuklere "ikinci derecede" yer verrnek, bu anma gunlerde programlanm ogrencilere ge<;:saatlere koymak, ve bu etve rnilliyetci Boratav'in soz vermemekle altmda itham oldugu

yaptrgim bir yil zarfmda


malzernesi

bin-

lerce sahife tutan halk edebiyati

topladrm.

mektedir.

bu konudaki
kendi

cevabi ise bu anma gunselahiyetinde


o lrnadigi yode DTCF'de az ta.

lerirun yalmzca nunde docent nidigim milliyetci uygun olur.

iceriginin

kendi denetimi

buyuk bir kisrm nesredilrnemis olarak durmaktadir. Bu malzeme icinde 0 havalinin halk edebiyannda akisler bulan her turlu kulrur ve cemiyet hadiseleri gibi Turk-Rus savaslarim anlatanlar do. tabii malzerne sorne

yer ile zaman secirnlerinin


Onemli tamklardan

vardir, Hamdi Atadernir mi? Her gittigim topladigim kisileri

benimle adim adirn dolasrms


kendilerinden ve neler derledigirni

biri de kuskusuz kendisi b irlikte , Be tatav'm Ilhan Basgoz'u ve asistan olarak

yere gidip gormus

olan Hamdi Atadernir'dir,

Atadernir, Boratav'i
"kendi

ifade etrnekle
olarak tamdigi olarak"

da ha oriceden fikirlerine aldigmi

rnus mu? Yoksa evimdeki

dosyalanrrun

icine girip is-

soyler. Boratav ise bahsedilen donernde Basgoz'un asistan degil doktora 6greneisi oldugunu ve kendisinden baska bes ayn
yeti$tirdigini . hocanm daha denetiminde Boratav'in oldugunu hanrlanr.?" Atadernir,

tatistiklerini mi cikarmis? Benim ne derledigimi derlemedigimi nereden biliyor?" ($.59) Atadernir'in Boratav'in

folklorcu

kirnligine

dair baska daima

fiCe-

kirleri de vardir. Buna gore, Boratav

derslerrnde

aynca,
lukle"

duzeltme

yapugi

bazi ogrenci

yazrlan m
hep "turkmil le

kendisinin

de gordugunu
na

ve bu duzeltrnelerin
Boratav "hepirniz turk

ilgili bolumlerde

yaplldlgml soyler. Yine "ogrencilertiyiz

lali ve Dadaloglu gibi vaktiyle isyan etmis kimselerin destanlan uzerinde durrnakta ve bu suretle ogrencileri "rnerkezi otoriteye" baskaldirrnaya tesvik etrnektedi r. Boratav'm cevabi rnizaha kacar, Ona gore, "Eger bu gibi hareketlerden
veya bu gibi isyan vakalanm mek sue; olursa" hicbir anlatan destanlardan bahsettarih veya edebiyat, hele hele haik

den duydugu

gore,"

276 Benz er bit sekilde, Bahauin Ogel de ifadesinde Boratav'm ogTencilere kendi fikirlerini ~lladlglnl belirunisrir, Bu [ikirler arasmda, "gen<;ligi savasran sogutmayt" da sayar, Bu itharna Boratav, "Harbi, varan mudafaasr oldugu muddetce mesru, onun dismda menfur goren murefekkirlertmiz ve siyaset adamIarrrmz vatan haini midir ler?" diye sorarak cevap verir (s.63). 172

edebiyati hocasi suclu olmaktan yakasim kurtaramayacaknr." Atadernir, daha da iler i giderek, Boratav'm derledigi malzerne ve yaymladrgr siirlerin "mulkiyet aleyhtan" fikirler tasidigim ve Boratav'm sosyal kurumlara hucum etrigini
173

soyler. Boratav "folklorcu kimligini" bicirnde konusturrna geregini duyar:


"Benim

burada

daha acik bir

Kendisi aleyhinde n yaymlar ra sahne Rahmi

tarnkhk

yapanlann

uzerinde

durdukla-

ve derslerin olur, Bunlarm

icerigi konulan ifadelerine

da ilginc tartismala-

derledigim ve nesrettigirn rnalzerne, halkin hayatmm turlu safhalanm ifade eden siirler, hikayeler,

gore, Boratav, Huseyin

vs.dir, Bunlann icmde tenkit, 'hiciv, hucum rnahiyetinde olanlar do. suphesiz bulunur, arna, bunlann igneleri ve alaylan mulkiyet fikrine veya ictirnai mues.seselere karst degil, zulme, haksizhga, insanlarm giilunc ve adi karakterlerine, mesela

ve Ahrnet Mithat gibi bazi yazarlar hakkindaki yazilarmda, onlann edebi cepheleri uzerinde durmak yerine bu yazarlann sosyal meselelere bakisma aguhk
"Ilmi popularize etmek," "sanat ve edebiyat me-

Gurpmar

vermistir,

selelerinde
mak" prensibine

realizrni tutmak"
karst olmak,"

ve "pragmatist

bir gorusu

01-

riyaya, kalpazanh(s.60)

gibi ifadelerin

yarnsira , Bo ratav, yaztlarmda

"sanat

icin sanat

ga, bayag1hga ve yalancihga yorieltilmistir."

"asagi tabakadan,

gayn

Kendisi hakkmdaki suclarnalara dogrudan deginen bu yedi tamgin yamsira, Boratav mahkemede ifade veren diger tamklari dort ana grupta srmflandmr. Bunlann bir kisrm Bo ratav'a ifadelerinde hie yer verrnemislerd ir. Diger iki

bas sairler,

grup kendisi aleyhinde ifade vermis olan yetiskinler ve ogrencilerdir. Son grup ise Boratav lehinde ifade verenlerden o lusur. Boratav aleyhinde tamkhk yapanlann ozellikle iki
temel nokta uzeriride durduklan gozlenir, Bunlar, (1) Borarnilliyetci ve solcu ogrenciler arasmda bir ikilik yarattiklan, (2) Boratav'in yaptigi yaymlar ve verdigi derslerin icerikleridir, Ogrencilerarasmda ortaya cikan ikilikte, Boratav kendisinden cok, "rnilliyetci" olarak tamnan Sinasi Alnndag'm etkisinin clduguna inamr. Boratav'in solcu olarak tamnan kurrnarnasma ragmen, ogrenci dernegiyle

insanlardan bahsetrnek," "arastrrrnalarmda kizilPir Sultan ve Celali hareketleri uzerinde durmak"la da it ham edil.iyordu. Bazi taniklar, Boratav'm, Karacaoglan'in, kullandigi dil dismda turklukle alakasi olan bir yanmm bulunmadigmi dusundugune, ve yaztlarmda milliyetcilige yer verrneyip milli cepheden cok insani cepheyi tuttuguna dair ifadeler verirler, "Kizilbas" sair lere dair [ayapilan degerlendirmeleri milli orriekleri Boratav hassasibulu-

memnun

rnklar tarafmdan

tav ve arkadaslanrun

yetle cevaplama
yanmizin

geregini duyar. Boratav'a gore, "halk edebiAlevi kulturunde

en orijinal

nabilir. Aynca bu yaklasrm, Ziya Gokalp, Fuad Koprulu ve Besim Atalay gibi dusunurler tarafmdan do. vurgulanagelmistir. Karacaoglan'm Turk olmadrgi seklinde bir konusma

hie; bir organik bag

derneginde Alnndag fakulte idaresindeki

Altmdag, soriradan kurulan ogrenci fahri baskanhgi kabul etrnistir. Boratav'a gore,

yapn g; su c larnas ma karst da Bo ra t av, bu ko nu srnarun "CHP'ye bagh koca bir kultur rnuessesesiride," Ankara Halkevind e yaprldigrm hatirla nr, ve ko n usrnayr takip eden
gunlerde,

karar mekanizrnasmm

icinde

olrnasi sayesinde, 67 imzah acik mektubu koruma altma alabilmistir."?


277 Daha once de bellrtildigi gibi, DTCF'den

yazan ogrencileri

yonunun

koriusmarun "milli bunyeye sikayet konusu olmarnasmm

zararh" herhangi bir da alum <;izer.278 130-

ratav, Turk tarihi kursusu


278 Boratav, 19. yuzYll halk ettigi sevgisi'" seklinde hakkmda uze rinde

kurulmasi

hakkmda
dair

olumsuz
yazdiklanmn

du-

sairlerinden

Dadaloglu'na

bu acik mektubu

imzalayan

ciler ceza almazken, bu mektuba cevap veren 108 ogrenci hakkmda turma acilrmsn. 174

ogrensorus-

fikri rclkin cok "yurt

bir suclarnayla yaz diklarrmn, durdugunu

cia karsrlasir.
Dadaloglu'nun

Buna

Boratav, bu konu

isyan karsilik olarak protest ki:;iligindcn


bir yazr-

[fade eder ve bu baglarnda

175

sundugu ve duyarsiz oldugu yonundeki bir suc;lamaya da folklorun sozhi tarih anlarmna geldigini belirterek, ve kendisi nin bir "Turk folkloru hocasi" olarak ph~malannda Turk tarihi tetkiklerinden son derece faydalandlglm vurgulayarak cevap ver ir. Yurt ve Dunya adh dergiyi ~lkarmakta~ dolayi do. itham edilen Boratav, yaym yapmanm anayasal bu hak oldugu, ustelik bit ogretim uyesi olarak, yaym yapmanm en dogal gorevi olduguna inandlgml belirtir. "Zararh yaym" olarak gosterilen bu derginin Milli Egitim Ba.kanl~gl tarafmdan 300 adet satm almarak <;e-?iqilise ve umversite kutuphanelerine de dagltlldlglnl, ayrica bircok universite profesorunun, Bakanhkta gorevli mernurlarm ve banka mudurlerinm derginin aboneleri arasmda yer aldlgml da ekler. Boratav Yurt ve Dunya dergisine neden daha onceleri degil de simdi karst <;lklldlgma da bir anlam verernez. Borarav aleyhine Hade veren ogrenci grubunun c;:ogu 67 imzah acik mektubu imzalayanlar ve 1947 yihrun Mart ve. Arahk aylanndaki gosterilere kanlanlardlT. Boratav rnahkemeye bu ogreneilerin kimlikleri hakkrnda bazi bilgiler ver-· me geregini duyar. Boratav'a gore, bunlann b ir kisrm, turanci yaymlarlo., ve Turk<;o. siyaset adamlanyla organik bagIan olan ki;;ilerdir. Bo.yuk bir kismi ise Boratav'm bizzat 6grencisi olmayrp onun eserleri hakkmda smirh bir bilgiye sahiptirler. Bu nedenle, bu davada "o bjektif" davranamayaeaklan aciktir: "Benim vazdtk.larirn meydandadir, memlekete zararh bir sey bulamaz;
zrlarmm (Muammer

yazilarm hicbiri bana air degildir: bunlar esasen bana ait olsa do. bir ~ey ifade etmez. Nesriyatirmzi talebemize okutmus veya tavsiye etmis olmamizdan daha tabii ne olabilir ki; bir hoca elbette talebelesine yazilanm okutur; okutmuyacak olduktan sonra onlari ne diye yazsm? Zeki Sofuoglu ... bizim yalmz soIcu gazete ve mecrnualara yazl yazdigirmzi soyluyor. Haydi ona gore Yurt ve Dunya ve Insan dergileri gibi bazi dergiler solcudur diyelirn; arna benim yazl nesrettigim Ulus, O!hu, Dogu; (Kars Halkevi Dergisi), Kenya (Konya Halkevi Dergisi), Halk Bilgisi Haberleri (Erninonu Halkevi Degisi), Tiir]: Som (Adana), Yucel, Ar, OIu?, Dil Tarih Fahuues! dergisi, ... gibi gazete ve meemualar da rm solcudur? Bu suale onun hesabina evet diye eevap verecegirn. Cunku onun g6ru~u ile Ergenekon, BozJwrt, Gokborii. ve ernsali dergileri dismdaki nesriyaun hepsi solcudur, hepsi rnilliyet dusmarudir; milliyetcilik, orilan ve dergilerinin inhisannda olan bir metadrr," (s.73-74) Savunma rnetninde son olarak ele alman tamk grubu, Boratav'in savunmasiru hazirlarken yararlandigi turden ifadeler veren 6greneileri, ogretim uyeleri ve idarecilerin yarnsira Milli Egitim Bakanhginm mufertislerinden olusur, Bunlar arasmda DTCF Dekam Enver Ziya Karal'm, Boratav hakkinda cikan soylenrilerr, zaten "bir sikayet edebiyan olan halk edebiyan" ogretiyor olmasmdan kaynaklanrms olabilecegi seklinde degerlendinnesi 0 donemin folklora yonelik bir soylern ornegi olmasi bakimmdan ilginctir. Boratav lehine ifade veren savunrna tamklan, aralarinda halen devlet hizmetinde gorevli 18 'eski 6greneinin de bulundugu 4 7 kisidir, Bunlann bir kisrm ogretim uyesi, idareci ve Boratav'i universite icinden ve disindan tamyan kisi177

onlarda kirnse bu bu ~ahitlerden baKaya) umumi

Sah m, Mustafa

olarak "ne~riyanmlz"dan

bahsederken

zikrettikleri

smdan $oyle bir alrnu yapar: ~Dadaloglu bize memleketi bir butun ol.ar~k gorebilmenin ne kadar engin bir-duygu kaynagt olacagmi anlavmrs buyuk bIT ~irdir~ (s.125). 176

lerdir, trade veren ogrencilerin cogu, Nihal Atsiz'in Sukru Saracoglu'na .yazdig; acik mektubun olaylann gel~mesini haslatan nokta clarak belirtirle.r. Abdullah Savasci haricinde, Bor:atav'm hie bir ogrencisi kendilerine komunizm 3$1landigi yolunda bir suclama getirmemi$tir. Boratav, yine de, kornunizm propagandasl yapugi yolundaki suclamalara ceyap vermekten kacmmaz: "Ben, maddi imkanlar olsaydt ve mahkemeyi fuzuli yere i$gal etmek endisesim duymasa idirn Iakulteye doc;ent olarak girdigim 1938'den aynldigim 1948 yih arasmdaki 10 yil icmde karsrma gelip benden ders okumu$ talebelerimden daha yuzlercesirii gosterebilirdim. Onlann hepsi milliyet ve milhyet<;ilik aleyhine propaganda yaparak gbrevimi ko tuye kullamp kullanmadlglm hususunda kendilerine sorulacak suallere, ancak milE olan seylerin en muhirnleriru, rnilli anan€: ve rnilli kulture ait pek cok seyleri benden ogrendikleri yolunda cevap vereceklerdi." (s.78) Ogretim uyeleri ve idarecilerin bir kisrnirnn ifad elet i, eger garevlerini kotuye kullanan birileri varsa bunun Boratav ve arkada$lan olmaktan cok, 1947 Mart'mdaki olaylarda onlara herhangi bir uyanda bulunmayan ve arkada$lanm desteklemeyen universite camiasi oldugu y6nundedir. Savunma ramklarmdan Kadri- Yorukogl u , Sabaha ttin Eyuboglu ve Ismail Hakki. Tonguc;'un ifadeleri Boratav'm yaymlannm "memlekete zararh" olmadigirn ozellikle belirtir. Bilgi birikimi ve rarafsizhg, $upheli bir diz i tamkran so nra, Milli Egitim Bakanhgl'nda gorevli olan Eyuboglu ve Yorukoglu ile Kay Enstitulerinin oride gelen isimlerinden olan Tongue;'un tamkhklanmn daha mesru oldugu acrktir. Bu noktayi, Boratav, mahkemenin dikkatini, kendisi lehinde ve aleyhinde ifade veren tamklarm ifadelerini kar~lla~tlrarak
178

vurgulamaya ozen gosterir. Lehte tamkhk yapanlarm cok daha kalifiye, iyi yetismis, dolayisiyla daha guvenilir tamklar olduklarmi ima eder, aynca kendisi aleyhinde bulunan raruklarm bahsettikleri hie; bir yazih belgeyi (ogrenci odev -ve yazilanrn) delil olarak gosteremediklermi de ha nrlatir, Boratav*m uMiliet" ve "Milliyet" Uzerine Goru~leri Boratav'm savunrna merninin folklor acismdan belki de en onernli bolumu, millet ve milhyetcilikle ilgili goruslerine yer verdigi son bolumudur, Kendisine yoneltilen "Turkcu~ll.gu ten~it ermek" ve "Narruk Kernal'i milhyetci o ldugu wm tenkit etmek" suclamalan "Universiteler Kanununun ucuncu maddesini ihlal etrigi" gerekcesirie dayarur. Bu madde savunrna metnine "Ogrencileri .. Turk devrirninin ilkelerine bagh ve milli karakter sahibi vatandaslar olarak yetistirmek" olarak almulanrrusur.fs.Bfl) Boratav, kendisine yoneltilen suclamalari bilimsel bir cercevede cevaplarnak ister. Ne var ki, soz konusu kavrarnlar aydmlar arasmda bile hala kesin bir an lama sahip degildir, Bunlar arasinda "millet" ve "rnilliyetcilik" kavramlarma bir acikhk getirebilmek icin, Mehrnet Izzet'in Milliyet Nazariyeler[ ve'Mil1i Hayat adh kitabindan almnlar yapar, Mehmet l~zet'e gore, "millet" kavrarm tarihsel bir surec icinde degisim gostermistir: "Bir kelimenin eski olrnasi 0 kelimeye verilen mananm ve bilhassa ehernmiyerin de eski olrnasrru istilzam etrnez .. Millet kelimesi turkcede eskidir ama sirndiki rnanasi ve kiymeti pek yerridir." (5.89) , Ziya Gokalp'in "Simdiye kadar tesanut, hamiyyet ve Iedakarhk hisleri aile, koy ve kasaba muhitlerini asmadi" sapta179

masim ornek g6steren Mehmet Izzet, millet, vatan ve sosyal gen;eklere duyulan sevgi hissinin cok yeni oldugunu .sav:u~ rrur. Irk, toprak birligi. ekonomik cikarlar ve orta~ dil gl~l milleti olu~turan degisik unsurlardan ornekler venr ve millet sevgisinin "maziperestlikle" kan~tlnlmamasl ge~egini vurgular. Mehmet lzzet'e gore, yanhs bir anane ve .t~nh ~nlayisi milletleri ancak koruluklere goturar: "Eger ilim hurriyet demek ise, tarihin hakiki ilrni de bizi tarihe baglamaz, belki ondan rnustakil olmak c;:arelerinihaztrlar." (s.9~) Boratav, benzer gOrU~leri, daha sonralarl Ankara Unive.r~ sitesi Senatosunda Boratav aleyhirie crka n kararda etkili olan Zeki Mesut'un do. 1926 yihnda kaleme aldlgl bir yazlsmda ifade ettigini belirtir. Mehmet Izzet, Ziya Gokalp'in "hars" ve "medeniyet" arasmda yapngl aylnml do. soyle ele$tirir: "Milliyet icin beynelmileliyet sartur. Milletin en cok diger milletlerle kansugi yerdedir ki milli hissin kuvvetlenmesi seraiti ihzar edilmis olur. Beseriyet, yekdigerine ZIt ihilletlerin <;o.rpl$maSmdan <;lkan tenafuru esvattan ibaret degildir, Beseriyet bir ahenktir; vakide degilse bile bir ahenk olmasi va. t' Bir insan da , kendi milletini mudafaa ederek ClP lr... . bir be$eri mefkureyi himayeeyledigine inanmakla milletine olan muhabbeti kuvvetlenir. Milli olan mefkuremizle ve harstrniz la iftihar edebilmek icin ona beseri bir krymet verrneye mecburuz." (s.92) Boratav, su<;\andlgl konulann Ziya Gokalp ve Namik Kemal etrafmda odaklanmast nedeniyle, bu iki sahsiyetin sosyal problernlere yakla?lmlarmm ve siyasi goru~lerinin .~ir analizini yapma geregi duyar. Boratav'a gore, moder~ ~urk Cumhunyeti milltyetciligi bu iki fikir adaml~m ten~l~l yaprlara k meydana gelmistir. Mehmet Iz zetin analiz inde.
180

"millet" anlayisi hala Osmanh saltanauna bagll bir kitle olan Narmk Kernal, Turk rnilliyetcisi olmaktan cok OsmanIt rmlliyetcisidir, Buna karsm, "vatan" kavrarmrn ortaya atmasl, ve bu kavramrn Osmanh padisahimn mulku olarak degil, 0 topraklarda oturanlarm rnusterek yurdu olarak alg11anmasmm onerni bo.yuktur.(s.94-95) Yine de, Narmk Kemal'in milliyetciliginde Islamiyet onernli bir yer tutar, bu nedenle de "milliyetci" olmaktan cok "ummetci" olarak tammr, Namik Kernal elestirisirii Huseyi n Cahit, Ercument Ekrem, Peyarni Safa, ve Falih Rifki gibi yazarlarin gorusleriyle de destekleyen Boratav, Turkcu gruplarla daha yakm bir iliski icinde clan Peyami Safa'run Narmk Kemal kritigi uz erirrde ozellikle durur, Buna gore, Narmk Kemal Peyami Safa icin de milliyetperver degil "vatanct" ve "umrnetci" idi. Bu baglamda, rnilliyetcilik kavrarruru deride daha kapsamh olarak de alacak olan Gokalp gibi "suurlu bir milliyetci" sayrlarnaz.dt. (5.97 -98) Boratav; daha sonra, Sadettin Nuz het'in Narruk Kernal'e yaklasrrmna cevaben Milli Turk Talebe Bir ligi tarahndan yaztlmis bir brosure de degmir, Nuzhet'in "Gencligin Narmk Kemal'e luzumundan Iazla ehemmiyet verrnesini anlarmyorum. 0 muslumandi, biz bugun laikiz. 0 kralci idi, biz bugun cumhuriyetciyiz. 0 umrnetci idi, biz turkuz. Narmk Kemal'i fikir bakurundan tutrnak geriye irticaa gitmek demektir" saptamalari uzerine, MTTB ogrencilert "bugunun gencligi Narmk Kernal'i fikir bakrmmdan rutrnuyor ve tutamaz, ... Narmk Kemal'i biz bir istibdadm ... karsismda dimdik ve tek basma isyan eden bir kahrarnandir diye taniyor ve aruyoruz" ifadelerini mahkerneye sunar.(s.98) Bu orneklerle Boratav'm vurgulamak istedigi no kta Narmk Kemal mil liyetc iliginin gec:;:mi$te de elesr irild igidir. Kendisiyse 1940 yihnda kalerne aldlg1 "Narruk Kernal Hakkinda" adh bir makalede bir yandan bu Iikir adammm gazeteciliginde181

ki ilerici yaklasirm vurgular, diger _yandan ise Narmk Kemal'in dilde sadelesmenin onculerinden olrnasma ragmen, halk hikaye ve rnasallarma kiyrnet vermemesine de dikkat ceker, Celalettin Harzem$ah'm onsozunde, romanm bir edebi tur olarak, olaganustu motifler iceren halk hikayelerinden daha ustun cldugunu savunan Narmk Kemal'e genrdigi elestirinin bir degerleridirrnesini Boratav soyle yapar: "...goruluyor ki, ben, Kemah, onun, halk muhayyilesinin mahsulu olan menkibe ve efsaneleri halk edebiyatlnm eserleriolarak hikaye ve masallan kucumsedigi icin tenkid etmisim; yani o nun milli degerlere ehemmiyet verrnedigi noktasmda durmusum; halbuki milli sanat ve edebiyanrruzm gelistirilmesi yo lunda bunlardan faydalanmak mumkundur, Kemal bu hakikan gormemistir, demek isternisim: Bu hakikati Ziya G6k Alp gorrnustur." (s.101)
Namik Kemal hakkmdaki degerlendirme lertnden sonra Boratav, bu kez de Ziya Gckalp'in rnilliyetcilik anlayisirn de ahr. Boratav'a gore, Gokalp'in Turkc;:u.lugu zaman icinde gelisrnist ir; aldlgl en son sekliyle bile Go kalp Turkculugu Turkiye Cumhuriyeti ilkelerryle tam olarak bagdasrnaz. Irkcr-Turanci gruplann Gokalp'in dusuncesine romantik yaklasnnlarma cevap olabilecegi dusuncesiyle Boratav, G6kalp'in 1922 yihnda Kur,;uk Mecmua'da yaymladigi bir yazldan ahnti yapar:

Ie intikaI errnedigi, yalmz rerbiye ile in ti kal ettigi icin, irkiarrn milli seciye no ktai nazarrndan hie bir rolu yoktur," (5.102) Bir diger almu do. TurJu;ulugun Esaslan'ndan gelir: " ... Memleketimizde vakrile dedeleri Arnavu tluktan veya Arabistan'dan gelrnis millet da~lanmlz vardir, bunlan turk terbiyesi ile bo.yUmo.~ ve turk mefkuresine cahsmayi itirnat etrnis gorl1rsek sair milletdaslarirmzdan hie tefrik etmemeliyiz. Yalmz saadet zamanmda degil, felaket zamamnda da bizden aynImayanIan nasi l miUelimizden har ic telakki edebi lirtz ." (s.102) Boratav, IsIamiyet'in Gokalp'in millet tammmda da birlestirici bir faktor oldugunu haurlatlr. Bu anlarnda, G6kalp'in konumu Narmk Kernal'in yakla~lmmd.an pek de uzak sayilrnaz. Diger yazarlarm Gokalp elestirilertnden ornekler veren Borarav bunlar arasmda Hilmi Ziya Ulken'in Gokalp'in Arap alfabesini ve bilirn dih olarak Arapr;a')'1 savunan tutumu uzerine yazdiklarrrn hanrlaur. DIken, Gokalp'in bu yakIasmurun Cumhuriyet ilkeleriyle celiskistni vurgulamis ve Ziya Gokalp'in entelle ktuel gelisirninin, uyesi oldugu Ittihat ve Terakki'nin siyasi cizgisi dogrultusunda gelistigini belirtmi$tir. Gokalp TuranClhgml Osrnanli cmperyalizmtmn yeni bir forrnu olarak goren Ulken, lie; merhaleden olusan (Anadolu Turklerinin birlesmesi, Oguz To.rklerinin birlesmesi.ive Turan birIigi) Gokalp Turanclhgl ile L Dunya Savasiridaki Alman emperyalizmi arasmda bir bag kurar, Bu baglamda, Boratav, Ziya Gokalp hakkmdaki kendi goruslerini soyle ozer ler: "Gerek lttihat ve Terakkinin harp politikasma alet 01mus e5kLmufrit sekli ile, gerekse son yumusamis
183

. " ..Millet, Irk ve kavmiyyet demek degildir, cerniyetler kablettarih zamanlarda bile irken saf ve kavmiye tce halis degildiler. Kablettarih zarnanlarda bile saf bir irk mevcut bu lunmazsa, tarihi devirlerdeki kavmi hercurnerclerden sonra, artik saf bir kavrniyyet arama abes olmaz mi? Esasen ictimai hasletler UZVI veraset182

seklile Gok Alp turk<;ul-ugu epey hupa1anml$nr. lrikilablffitzdan sonraki milliyet anlayisimiza oriun halkci prensiplerine, Turk sosyolojisine ve sosyoloji ile ilgili Him subelerine, folklora, tarihe ... ila, yeni kazanclar getirmi!? ve harnleler yaptlnn)~ olmasina ragmen epey tazyike ugraml$ur. Biz rnilliyet anlayisi ve bunu nla yakmdan ilgisi olan fikirleri uzerinde durahm: Cumhuriyet devri millet ve milli.yet anlayisi artik hakanhk, hanlik ve halifelik unsurlanndan da (yani hukurndar hanedanmi ve dini otoriteye baghhk ve sadakat ananesinden) tamarnen kurtulrnustur; uzak veya yakm mefkure olarak, Turan-Turk birligi-utopilerinden vazge<;mi$tir; ve b in ne tice boyle b ir uto pinin ~artlandlrdlgl millet tarifi yerini basks bir millet tarifi alrnisur. Gok Alpi tenkit ettikten sonra bu anlayis merhalesine nasil gelindigmi gozde n ge<;irmek faydah olacaknr; boylece son zamanlarda ban <;:evrelerde uyanan Gok Alp'm dokunulmazhgl hakkmdaki mist ik kanaatm ne kadar yersiZ'· oldugunu da gormu~' olacagiz." (s.106) Boratav, savunmasmda, Ziya G6kalp'in milliyet<;ilik teorilerini ele$tiren diger yazarlara da yer verir. Bunlardan Nuzhet Sabit, Gokalp'i hars ve medeniyet kavrarnlarmt aynstirmast ve dini milliyetcilik tarurnmda merkezi bir yere koymast bakrrru nd an ele~tirir. Ahmet Agaoglu, Sadri Etern ve Hasan Ali de Gokalp'in hars ve medeniyet dualizmini elestirenlerdendir. Boratav, bu dualizme en guzel cevabi Cumhuriyet inkilaplarmm verdigini dusunur: "Bu inkliaplarla hars ve medeniyet aynhgmm esasslzhgl Iiilen isbat edilmis oldu, bu, bizim milliyet anlaYI;;lmlzda yeni bir geli!?me safhasidir; Gok Alp'in milletmde degi~medigine mamlan hars unsurunun
184

~edeniyet gibi zamana ve sartlara bagh, degi~ebilir birer unsur oldugu nu kabul eden bir anlayis ... "
(s.107)

Ismail Hakki Baltacioglu ve Resit Galip de, Boratav'm Turk milliyetciliginin Gokalp Turkculugunden nasil farkh~ la~t1gml vurgulamak icin almuladigi yazarlardandir. Boratav, aynca, tum ~ynmcl yapisma ragmen, Anado luculuk akrmmdan da Gokalp Turkculugunu elestiren bir yaklasim olarak bahseder."? Cumhuriyet milliyetciliginin temellerini hatirlarmak bakirnmdan, Boratav, "millet" ve "rn.il liye t" kavram1a~~n~nNatuk'ta Ataturk tarafmdan nasil ele ahndigina da de~~mr. Esasmda, Ataturk de, halefi Inonu de yayil~Cl politikalardansa iktisadi kalkmmaya onem verrnislerdir, Boratav'a gore, "Milliyetcilik, milletini muspet sekilde sevrnek, y.ani .maddi ve manevi sefaletten kurtarmaya, insanhk sevryesme eristirrneye cahsrnaktrr" ve Inonu'nun de belirttigi gibi, "Milletler arasmda kardesce bir insanhk hay~tl, Atatu~k'un en kiyrnetli ideal"i"dir.(s.llS-1l6) Go kalp Turkculugu ve Cumhuriyet milliyetciligine dair, Boratav su karsilasurrnayi yapar: "CHP urndeleri G6k Alp turkculugunden (yani mille~ ve milliyet anlayismdan) farkhdir, 0 milliyetcilik laik degildi: rnilletin, din baglanyla birbirine bagh 01mast sartmi ileri suruyordu; yeni rnilliyetcilik laikti l~ _ . ~ Zi~a. G6k Alp milliyetciligi, kultur-medeniyet dualizrmm kabul eder ve milliyeti kultur unsuruna daya-

2.79 Anadoluculuk . alorrunm onculcrinden Mchmet Halit Bayn 'ya gore, C urnhuri. T ki . yet ur lyesmdekller "Turk soyundan" ancak "A na d 0 Iu rnt e un d en diir" 'II' (s.110), Bu hareket Anadoluyu asrl vatan, diger bolgeleri ise Osmanh musternlekeleri olarak kabul eder. Anadoluculuk harekeri hakkinda dah d I b'l ' .. bkz tu U<l <.Ld a etay 1 1 ~l )Cl~, . USlel, Fusun. 1993. uTurk Milliyetciliginde Anadolu Metaforu, Tanh ve Toplu./tI, Ocak 1993, cilt 19, sayi 109,5.51-55. 185

nan birlik olarak kabul eder, Turk millerini, daha cok sark medeniyetine bagh, ona 'bagh kalmak zorunda ve ancak medeniyerin teknik hususlarmda Avrupa'ya uymasi Iazrm gelir telakki eder, Yeni milhyetcilik milletin hususiyetlerini muhafaza etmeyi prensip olarak kabul errnekle beraber, bu hususiyetleri, ancak, bir butun olarak anladrgi garp rnederriyetinin muesseseleri dismda kalan unsurlar olarak, ve bu mederiiyete kanlrnaga engel olrnamak sarnyla kabul eder, Bunun neticesinde, kiyafet, harf, vs. inkilaplarma bizi goturur ... Ziya Gokalp rmlliyetciligi Anadolu hudutlan dismdaki Turk aslmdan milletlerle - son sekliyle, siyasi gayeleri bertaraf etmis olsa dahi - istikbalin bir rnefkuresi olarak, Tu rk-Turan b irligmi dusunur: yeni Turk milhyetciligi icin yakm ve uzak bir tek millet
mefkuresi icindeki vardir: Turkiye'nin kendi milli hudu tlan ve onu urisur

"Firka esaslannda

millet,

ancak vatandaslarm icindeki

teskil yurt

ettigi siyasi ve ictirnai heyet olmasma rmzda vatan bugunku siyasi srmrlanrmz

ve programl-

olarak tarif edilmesine gore hrkarmzm anladigr rnilliyetciltgin, siyasi rnukadderan bizden ayn alan kitlelerle munasebeti yoktur, Ayn ayn dillere sahip alan, ve vatarnrruzm hudutlan harieinde yer yer mustakil devletler kurrnus veya baska devletlerin subesi vaziyetinde bulunrnus olan Turkler hakkmda steak bir sevgiyle mesbu alakarmzi muhafaza ederiz. Aneak, gittikce inkisaf eden tarihi hakikatlara gore mikdarlan buyuk yekunlar dolduran bu kitlelerle ararmzdaki kan karabetini ve tarih karabetini bugunku siyasi i$tigalimizin dismda bir ilim mevzuu telakki ederiz."
(5.119)

halki bir millet halinde kaynastirmak

Boratav, dil birligi yamnda


olan kultur birligmi, zengin ve musterek zarnanlarm Taber beslemis,

millet tarnrmnda
"maziye beraber

onernli bir
bagh olmak,

medeni milletleri.n seviyesine yukseltm ek, maddi, manevi refaha, saadete kavusturmak." (5.116-117)

bir hanrat rnirasma

sahip olrnak, gec;mi$

Cumhuriyetin milhyetcilik kavrarrn uzeriride dururken Bo ra tav iki bnemli kaynaga basvu rur: anayasa ve CHP programL Anayasamn ikinci rnaddesine gore, "Turkiye'de din ve Irk ayird edilmeksizin vatandaslik bakrmmdan herkese Turk denir." (s.118) Yine aym sekilde , CHP, "millet" kavramuu "dil, kultur ve mefkure birligiyle birbirine bagh vatandaslarin teskil ettigi siyasi ve ictimai bir butun," "vatan" kavrarmmysa "Turk rnilletinin eski ve yuksek tarihi ve topraklarmm derinliklerinde rrievcudiyetler ini muhafaza eden eserleriyle yasadig; bugunku siyasi smirlanrmz icindeki kudsi yurt" olarak tamrnlar. (s.118) Boratav, CHP'nin dis Turk.lere dair politikasim da Parti prograrnmdan aldigi bir pasajda ozellikle vurgular. Buna gore:
186

aci ve tath hayanru beraber ya~aml$) urnitleri

be-

buyuk eserleri beraber yaprms, buyuk muskulleri beraber yenrnis olmak" seklinde aciklar. (s.119) Boratav'm ozellikle vurguladigi bir diger nok.ta ise , bugunku Turk milleti icinde Hristiyan ya da Musevi olmak veya Kurt, Cerkes, Laz ya da Pornak orijininden gelmenm her hangi bir aymrncihga yol acmamasi gerektigidir Boratav, Demokrat
Parti ve Millet Partisinin de Irk ve din ayinmcihgi gozetme .. digmin de alum cizer. Bu, tabii irkci- Turanci gruplann

yakmilli-

lasrmlarmdan oldukca Iarkhdir, Borarav savunmasmi yetcilik hakkmdaki kendi gorusleriyle noktalar:
ler uzerinde

"Ben ne siyasi bir muharririm, ne de ictirnai doktri nders yapml~ bir hocayim; milliyet nazariyeleri uzerinde fikir ve munakasa yurutrnernis 01187

rnam pek tabiidir, Fakat ben senelerce liselerde turk edebiyati, ve bir Turk universitesinde Turk folkloru ve halk edebiyati okutturn, Bu mevzu larda kitaplar yayinladirn, cesitli dergi ve gazetelerde yazrlar yazdim. Bir politika mevzuu olarak milliyetcilikten bahsetrnemis olsarn, ve bir politika olarak kendimi milliyetci diye Han etmernis olsarn bile, "rnillet'tin ne demek oldugunu anlamis, ve anlarugi sosyal varhgin degerleri uzerinde, yani "rnilli" clan seylerin uzerinde durmarms olabilir miyim? Benirn bu degerleri inkar ettigim ve yikngim iddia olunuyor. Burada boyle olmadtgirn sadece soylernekten ne cikar? Bu iftirayi firlatanlar, tahrife, uydurmaya ve dupeduz sahtekarhgaOdusmeden soylediklermin dogrulugunu ispat edeeek bir tek satrrirm bile gosteremernislerdir. Ben yazllanmdan bazi parcalarla onlann yalanlanm yuzlerme
vuracagim." (5.125)

Boratav'a yoneltilen suclamalardan birkaci cia dogrudan . onun Iolklor uzerine yazdiklanyla ilgilidir. Bunlardan Yurt ve Diinya'da yaymlanan iki makalesi suclarnalara ozellikle konu olur, "Milli Sanatm Kaynagi Olarak Folklor" ve "Halk Kahramanlan, Sanat Eseri ve Halk Terbiyesi" isimli bu iki makalede Boratav, Turk folklorunda rastlanan bazr karakterlerden, milli bir edebiyat vucuda getirilmek icin nasrl yararlamlabilecegine deginir. Boratav'a gore, bu makale ler, esasmda, kendisinin "rnilli" terirnini kullanrnaktan kacindigl seklindeki suclarnalara da bir cevapnr; kendisi, "milli" terirninden ziyade "milliyet bezirganhgmdan" kacmmtstrr, Bu koriuda daha evvelce yazilrms bir rnakalesini mahkemeye sunar: "Fizik, kozrnografya botanik konulan uzertnde konusurken ko nularm veya bunlan arasnrrna metotla188

nmn milli veya gayn milli olup o lmadigrru dusunmek kims~nin akhndan gecmedigi halde, Ielsefe. sosyoloji, edebiyat konulan uzerinde konusan ve yazanlar stk sik bu terimleri dillerine dolarlar; cok defa manasi iyi anlasilmayan bu "rnilli" kelimesi uzerine uzun uzun dil ve kalem savaslan ahp yurur, Milli kelimesinin "millet" isminde n arapca kaideye gore yapilrms ve milletle ilgili seyler hakkmda bir sifat olrna·Sl pek tabiidir; Iakat, cokluk, ondaki bu elle tutulur anlarrun yerini pek kaypak, sirurlari belirsiz bir anlam ahyor. Edebiyat eserlerini sadeee boyle asil anlarrnni kaybetrnis yahut bunu bulamarms bir "milli" 'vasfi ile kryrnetlendirrnek herhangi bir guzel sanat kolunda bu turlu millihgi deger kazandmci ve yasatiCl vasiflardan ayn, onlarla kayriasarnryan bir vasif gibi gorrnek, bir eserin degersizligine hukrnetmek istenildi mi onda bu millilik vasfmm bulunrnadigim soylemekle 1$1. kestirip atrnak. ..gibi yanlis ilirn ve tenkit sonuclarma goturen anlayisin sakat ve carpik taraflanm gorrnerniz , gercek ibm ve renkidin faydalanna inamyorsak kelimeleri ve terirnleri onlann dogru anlamlanm bilerek kullanrnarmz gerektir." (s.126) Pertev Naili Boratav uc yil suren bu davadan beraat eder. Ne var ki, Milli Egitim Bakaru Resat Sernsettin Sirer'in gi.risiml eri so nu cu , baska m o ldugu kursu ye aynlan Io nlar TBMM'nde alman bir kararla henuz dava tamamlanmadan kesilir, ve Universiredeki gorevi bu sekilde de jure olmasa da de facto bitrnis olur. Boylelikle Ankara Universitesi'nde kendi gayretleri sonueu kurulrnus ilk baglmslz Folklor kursusu de huku met ve me clis in mudahales iyle kapatrlrms olur, Meclis'tekt tarnsmalara Adnan Adivar, Fahri Kurtulus, Behcet Kemal Caglar, Resat Sernsertin Sirer, Emin Soysal,
189

Suut Kemal Yetkin, Hulusi Oral ve Tahsin Banguoglu gibi milletvekilleri kanhrlar. lki gun boyunca Ankara Universitesi vakasi etrafmda "urriversite muhtariyeti" meselesi.

"rnilhyetci olmayan" bir muhtariyetin olup olarnayacagr, Yurt ve Dunya. dergisinin dini mukaddesata hucurn edip etrnedigi gibi konular gorusulur ve Adnan Adivar'm rnuhalefeline ragmen Halk brlimi kursusune aynlan fon kesilir. Boylelikle, Pertev Naili Boratav'm deyirniyle "adli" olarak ulasilarnayan noktaya, "idari" manevralarla ula!;>lhr.280 Boratav davasi, kisisel, sosyal ve siyasi olmak uzere tum cepheleriyle, Turkiye'deki folklor tarihcesinde o l dukca travrnatik bir donerne isaret eder, Boratav'm Fransa'ya gidisiyle, Turkiye'de yavas yavas gelisen akadernik folklor pek de geriye sanlamayacak bir bicimde "genclik enerjisini" yitirir, 1950 yilmda Halkevlerinin de kapanlrnasiyla birlikte, Iolklor arasnrmalan, 1966 yilmda Kultur Bakanligi bunyesinde kurulan, ve yaplsl ozerk akademik cahsmalardan co k farkh olacak olan "Milli Folklor Enstitusu+nun faaliyetlerine kadar buyuk olcude kisisel folklor arastirrnalariyla simrh kahr, Boratav'm kendi anlanrmyla, koparulan butun firtina, esasen, "halk bil imirrin, ku lturunu n , geleneginin bir ogunme honusu yapdmadan ar~tmlmasL" meselesine farkh yaklasimlara isaret etmektedir.P' 1993 senesinde Kultur Bakanhgi coktandir ihmal ettigi bir girrsimde bulunarak Pertev Naili Boratav'a Turk Iolklorona katkilarmdan dolayi ozel bir onur od ulu verrnistir, Kultur Bakanmm odul toreni dolayisiyla yapug; koriusma, "Boratav'm devletle olan iliskisinin bir ozelestirisini yapmasl bakirnmdan oriem tasir:

"1993 yih Kultur Bakanhgl Buyuk Od-ol-o, Turk halkbilimine ve Turk edebiyatina katkilan evrensel boyutlara ulasrnis bulunan degerli insamrmz Pertev Naili Boratav'a verilrnistir C-..) Saym Boratav, tarihsel surec icinde, Turkiye'nin siyasal dalgalanmalanna kosut olarak, buyuk sikmtrlar da cekrnis bir biltmadarmdir. Ne var ki, bu sikmnlar onun verirnini hie etk ilernernis, tam tersi ne arran uretimi onu toplumunun ozgun kulturune buyuk hizrnetler veren bir arasnrmaci kirnligine kavusturrnustur. Bu odul ile, bir aniarnda toplumumuzun kendisine olan borcunu da simgelerni;; olrnayi urnu t e diyorum.,,282

280 Pertev Naili Boratav'la 18 Man 1992'de Paris'te yapnglm

gorusmeden,

281 Pertev Naili Boratav'la 18 Mart 1992 yihnda Paris'te yapugim gorusmeden, Vurgu bana aittir, 190

282 Kuhur Bakammn

toren sirasmda basma daglll1gl merinden. 191

1950'LER TURKiYE'SiNDE FOLKLOR (ALISMALARI

1950'lere gelindiginde Turkiye'deki folklor cahsmalarmm seyrinde iki onernli gelisme olmustu. Bunlardan ilki, onceleri Halk Bilgisi Dernegi ve daha sonra da Halkevleri doneminde, cesitli fo lklor turlerinin arasunlmaya baslanrms 01mast ve bu turlerin "rnilli folklor turleri" olarak yerlesiklesmesiydi. lkinci ve daha sonraki yillardaki Iolklor calismalarim daha yakmdan ilgilendiren gelisme ise, folklor arastrrmalannm akadernik bir cerceveye oturtulamarms olrnasiydi, Halkevleri do neminin amatorlugu akademik bir yapida kurumsallasarnarms, bu yondeki en oriernli cabayi sarfeden Pertev Naili Boratav'in da onu kesilmisti. Esaseri, Halkevlerinin kapatilmasi, Halkevleri geleneginin hemen kesintiye ugramasr anlarruna gelmiyordu. Curnhuriyet idaresiyle ilk iliskilerini Halkevlermde kuran yetiskin bir neslin yanmda, milli egitim kurumlarmda egitirn goren yeni bir nesil de vardi. 1950'Iere gelindiginde "milli egitim" kurumlannm mufredan, Cumhuriyetin ilk yirrni yihnda Halkevlerinin de karkisiyla olusturulan bir birikirni hayata gecirrneye baslarmslardi. Tarih, halk edebiyan, hatta cografya konulannda
193

devletin resmi ve yan-resrni kurumlan tarafmdan biriktirilen bilgi burunu artik bir "rnilli repertuar" cercevesinde yeniden tasnif edilrnis ve de.vlet kurumlan aracihgryla yayglh olarak iletilrneye baslanrmsti. Folklor arasnrmalan konusunda 1950'lerde.n itibaren ortaya cikan oriemli bir gelisme folklor faaliyetlerinln artik bir yol aynmma gelmi~ o lmasiydi. En belirgin degistrn halk oyunlan alanmda yasandi. 1950'ye kadar, Halkevlerinin c;:ansi altinda derlenen ve sunulan halkoyunlan, Halkevleri doneminin kapanmasiyla, resrni himayeden cikarak ozel kururnlarm destegiyle hizla gelisriler. Buna karsm, yine Halkevleri catisi altmda derlenen ve yazih kulture kazandmlan halk edebiyan, halk sarkilan, halk tiyatrosu gibi diger folklor turleri, ancak devlet destegindeki arastrrrna kurumlan tarahndan ele ahrur oldular, Bu turlerin "populerligi'' halk oyunlanyla kryaslamnca oldukca sirnrhydi. Yine de, millt egitim kurumlanndaki sureklilikleri itibanyla en az halk oyunlan kadar yaygm bir kitlenin bilgisi dahilindeydiler. Folklorun ku ru ms a l las ma p ro Ii l in e b aki ld ig m da. 1950'lerden itibaren tecrube edilen bir diger gelisrne artik "turizrnin" folklorun yanmda onemli b:ir terna olarak ortaya cikiyo r o lmasrydi. Cumhuriyet doriernin in idari olarak Anadolu'da yeniden ele aldlgl yerlesim birirnleri cercevesinde ozellikle bir derneklesme faaliyeti gozle gorulur bir hale geldi. Bunlar, Van Turizrn ve Folklor Derncgi (1952), Kars Turizm ve Tarutrna Derriegi (1954), Kenya Kultur ve Turizm Derriegi ve Tekirdag Sarkoy Turizm ve Tarntma Dernegi (1959) gibi derneklerdir.F" Esasmda, bu dernekler dogrudan "turistik" bir kitleye seslenmekten cok, ulusal simrlar icinde yerel taruum islevi goruyorlardi. Cogunun isrnin283 Tan, Nail. 1981. A!allirk ve Turl: Folhlont. Folklor Arasurmalan ymlarr, sayi 7.
194

den de anla~llacagl gibi, folklorun sozlu turlerinden ziyade daha cok halk oyunlan ve elsanatlanna yogunla$maktaydllar, Bu acidan, tarutim amach folklor dernekleri daha sonraki ylllarda sayilan hizia artacak clan "gosterim'' arnach halk oyunlan derneklerinin de bir habercisiydiler. Ozer ve Devlet Destekli Kurumlarda GeJi~en Sozlu Kultiir Ar_a~tlrmalarr 1932 yihnda kapanarak Halkevlerine katIla;n Halk Bilgisi Dernegi 1946 yihnda Istanbul'da yeniden acildr. Ilk donemindeki (1927-1932) canh ligrm tekrar yakala ya rnasa da, b u kururn, 19S0'lerde folklorun "sahnelendigi" degil de "arasn, nldlgl" nadir kurum1.ardan biri oldu. Dernek, Halk Bilgisi Haberleri'nin yaymma yeniden ba~lasa cia, bu caba 125. saYldan 6teye gidemedi. Haik Bilgisi Dernegi'nin yeniden canlandigi d6nemdeki en 6nemli geli?melerden bin 1955 yilm. da "Isti~ari Turk Folklor Kongresi" adt altmda bir konferans 284 Aralannda Mahmut Raglp Gaztmihal, duzenlenmesi oldu. Ahrnet Kutsi Tecer, Ziyaeddin Fahri Fmdlkoglu, Abdiilkadir Irian, Vedat Nedirn T6r, Behget Kernal Caglar, Serif Baykurt, , Cahit Oztelli, Ihsan Hmcer, Sadi Yaver Atarnan, Halil Cernal Ogulturk, ve Sevgi Babaoglu'nuh da bulundugu biryok folkloreu bu konferansa kanldilar ve bazi kararlar aldilar. Bu kararlardan en onemhsi rnilli bir Folklor Enstitusunun kurulmas} icin Milli Egitim Bakanhgl ve Universite Sena.tolanna ba$vurulmaslydr. Aynca, bir folklor kutuphanesi oiusturu], masi ve halk oyunlanmn filme alrnrnasj g ibi konular da
, kon[eransta

gorusnlen ternalar arasmdayd1.28S

Kurumu Ya·

284 Tan, Nail. 1988. Folklor (Halkbilimi) lBS Evliyaoglu, Sair, &: Serif Baykun. rodaksiyon MatbaaClhk.

Gend Bilgiler. Istanbul: Halk Kalturu. Ankara: Ofset Rep-

1988. Tu.yh Hafltbilimi.

195

Dernegin yeniden canlandullmasmda oncu rolu olan ki~ilerden bir isi de Ihsan Hmcer'di Edebiyata ve folklora olan tutkusu ve kisisel kararhhgi He Hmcer, Turk Folklor Ar~tm")1Qlan Dergist adiyla yeni ve uzun amurlu bit yaYlnm kurucusu ve yD.riitucusu oldu. Dergi, Ihsan Hmcer'in 1979 plmda vefatma kadar Balk Bilgisi Dernegi'nin yanresmi yaym orgam olarak <;lkmaya devam etti. Turk Folhlor ArCl?tmnalan Dergisi'nde 1950'lerde cikan makalelere bakildlgmda bunlann konulan itibarryla geni~ bir alana yaYlldlgl gazlemlenebilirdi. Bunlann bir kisrm, Turkiye'de ve yurt dl~lDda Iolklor ara~t1rmalannm tanhcesi ve onde gelen folklorculann biyografilerini konu ahyordu. Bazi makaleler ise muze sergileri ve ·konferanslara dair bi.lgiler veriyordu. Kay monografilerinin yam sua, halk mimarisi, giysi, yemek, halk hekimligi. ge~i~ t6renleri, bayramlar, inane; sistemleri, diyalektler, halk edebiyau, 2.$lk gelenegi, destan, masal , [ikra ve atasoz le ri, bilmece, tekerleme ve agnlar. halk tiyatrosu, halk sarkilan, halk oyunlan, geleneksel muzik enstrumanlan, ~ocuk oyu nlariv e isirn folkloru gibi halk y~aml ve maddi kulturu dogrudan ilgilendiren turler 286 uzerinde de vazilar bulmak mumkundu. 1955 Ylhnda olusan bir diger kurum da Ankara'da acrlan Turk Halk Sanatlanlll ve Ananelerini Tetktk Cemiyeti'ydi. Admi 1959 yilmda Turk Etnografya ve Folklor Dernegi'ne ve 1973 yilmda Folklor Ara$urmalan Kurumu'na ceviren bu dernek287 Fuat Koprulu'nun 6nculugunde kurulmu~ olup Aydin Orhan, Hamit Zubeyr Kosay, Abdulkadir Irian, Adnan Saygun, M. Sakir (Ilkutastr, Suut Kernal Yetkin ve
286 Bkz. Baraz , Dr. Turhan, Serora Terik ve: Nazmrye Qzsan (der.) 1986. Turk Folhlor Ara~tll"1nalarl Dergisi Konu-YazaY KaynaJ«Qsl. Esk~ehir. T.e. Anadolu Univcrsilesi YaYlnlan. sayr 129. 287 Toygar, Kii.miL. 1983. "Folklor Derneklerine Toplu Bakis: 1,~ Turk Halk Nliizi· gi VI; Oyunlan, cilt 1. sayi 6, Nis;tn-MaYls-Haziran. s.256. 196

Halil Bedii Yonetken gibi folklorculardan rneydana geliyordu. Turk Etnografya ve Polklor Dernegt'nin tUzugunde dernegin amaci, "Turk Etnografya ve Folklorunu bilirnsel yollarla arastrnr ve degerlendirir. Bu alanda cahsan kurullar ve kisilerle isbirlig; yapar, yayinlarda bulunur, ko nferanslar duzenler, sergiler acar" seklinde belirtilmekteydi. Dernegin, asli, muhabir ve onursal uyelik olrnak uzere uc degi;;ik uyeligi vardir, Yine tuzuge gore, dernek gelirleri, uyelik aidan, yaym ve musarnere gelirleri, Milli Egitim Bakanhgi'ndan gelen yardim ve bagislardan o lusmaktaydi.i'" 30 yilhk bir sure icinde yalmzca 12 kadar kitap yaYllll yapabilmis olsa da, dernek rnutevazi sergiler acrrus ve uluslararasi birkac konferans da duzenlemisnr.P" Bu iki kurumun yamsrra, Ankara Devlet Koriservatuan da, 1930'lann sonundan 1957'ye kadar halk muzigi derlemeleri ve bunlan notaya gecirrne cahsrnalari yaptl.290 Benzer bir sekilde, Istanbul Devlet Konservatuan da halk muzigi derlerne cahsmalari yapm~tlr. "Folklor lnceleme ve DerIerne Heyeti" tarafmdan yapilan bu cahsmalarm yarusira, Konservatuar bunyesinde, "Folklor Tatbikat Toplulugu" adi altmda, bir de derlenen parcalan seslendirecek bir topluluk kurulrnustu. Ne var ki, bu topluluk bu projeyi 1950'li yillarda gerceklestirecek Iirsan bulamadi.?" Ko nservatuarlarm faaliyetleri yanmda sozlu folklor turlerine clair bir hareketlenrne de Milli Kutuphane'de Kultur Bakanlrgi hirnayesinde

288 Bkz. TurrI Etnografya hasmdan, 289 Tan, a.g.e

ve Fol11!or Demegi

TCiztigll, Milli Kutnphane'deki

nus-

290 Ankara Devlet Konservatuarrrun duzenledigi saha gezileri hakkinda daha detayli btlgi icin bkz. Yonetken, Halil Bedii . 1966. Derleme Not/an-I. Istanbul: Celtu t Matbaacihk Kollekuf $irketi. 291 Bkz. Tongur, Hikrnet. 1967. "Konservatuar lustra, 1967, say, 50, s.7-10. Folklor Tarbikat Toplulugu." Or197

T
.
kurulan folklor arsivi ile ya~andl. Burada, a;;lk edebiya n, Karag6z'le ilgili c;:e~'itlimateryeller ve geleneksel muzik enstrumanlan degerlendirildi. Bu donernde "maddi kultur" alanrndaki arasttrrna projelerini ise yine Kultur Bakanhgl'nca desteklenen "Eski Eserler ve Muzeler Genel Mudurlugu" yuruttu. Mudurlugun 1958 YJ-hndayurt c;apmda giri~tigi rnaddi kultur derlerne c:;ah$malan sonueu toplanan halk giysileri ve el sanatlanna ait ornekler Ankara'daki Etnografya Muzesi'nde sergilenmeye baslandi. 1950'ler boyunca folklorun sozlu turlerine y6nelik cahsmalar Turk Dil Kurumu (TDK) canst alnnda toplanml~tn. Cesitl i yerel d ialektler, atasoz ler i ve deyimleri derleyen TDK gibi, Istanbul Universitesi'ne bagh ve 1924'den beri faaliyet gosteren Turkiyat Enstitusu de sozlu halk kulturCme dair c;ah$malar yaparak bunlan Tu.rkiyat Mecmuasl'nda yavrnladi. Perrev Naili Boratav'm universiteden aynlmasm1 takip eden doriernde, eski hiziyla ve planlandlgl sekliyle 01masa da, folklor uzerine tezler vazrlrnasma devam edildi ve Dil ve Tarih-Cogr-afya Fahiiltesi Dergisi'nde folklora dair yaymlara da yer verildi.292 Sayilart 50'yi asmasa da DTCFde yazrlan folklor tezlerinin yerel dialektler, Dede Korkut, Nasreddin Hoca, halk hikayeciligi, isim verme ve yemek kultl1nl gibi geni~ bir alana yayilan Iolklor temalanndan ornekler verdigi gOnlh.i.r.293 Bu yaymlarm yanmda, 1956 yilmdan itibaren ylkrnaya baslayan Turh Etnografya Dergisi de maddi kultur ara~tlnnalanna dair <;e~itliyaymlar yapm1;mr. Mahir Saul'un 1970'lerde gbzlemledigi gibi, 1950'lerin yazili folklor urunleri genellikle derlemeeilik yo nu agu ba292 Saul, Mahir. 1974. "Halkbilimi Dergileri,~ Folhlora DogY"U, sayi 33, 5.3-7; Tan, Yap,lan Ankara

san, analitik olmaktan cok betimsel yaymlardi, Bu folklor dergileri Halkevleri dergilerinin geleneginden oldukca farkhydi. Her seyden once, yerel arnator cahsmalar olrnaktan z iyade , bu dergiler, sehir kururnlarmda cahsan ye tismis arasnrmacrlarrn urunleriydi. Gerekli yontern ve analizden . yoksun olsalar cia, bu dergilerin c;ogu 1960'larda milli bir arsiv kurulana kadar folklor arastrrrnacilan icin derlernelerin yapildigi ve toplandigi oncmli kurumlar oldular.P" Ancak bu dagmik kurumlasmalarin, cok sayida folklorcu ve Io lklor derlemelerini b iraraya getirseler de, 1940'larda DTCF'de olusturulrnaya cahstlan akadernik folklor geleneginin yerini tutrnasi o ldukca zordu, Bu kurumlar, fol klor alarunda teorik bir birikim yaratmak, ve bu birikirnle icinde yasadiklari toplumun problemarikleririe isrk tutabilece k arastirrnalar yapabilen folkloreular yetistirebilecek dinarnik bir yapidan yoksundular. Aynca, bunlann cogu, dagrmk yapilan ve uye profilleriyle, dcgalan geregi, herhangi bir akademik tarrisma ortarm uretecek potansiyele sahip degildiler, Belki daha da onemlisi, cogunun belli bir "milli folklor" repertuarma angaje olmalari, ve Iolklor disiplirrinin gereginde protest soylernleri de barmdiran urunleri karsismda zarnan zarnan tutuculasma egilimi gostermeleriydi, Halk Oyunlan Kurumlan 1950'lerde gelisen halk oyunlan kururnlarmrn dinamigini anlamak icin yuksek ogre tim kurumlannm 1950'1er sonra-

a.g.e. 293 Bkz. (.etin, Gulen (der.) 1986. Dil VI! Tarih-Cograjya Fal:uJus;'nde Folhlorlu I1gili Lisans Tezleri Bibliyografya.sl-I (1940-1980). Ankara: Universitesi 198 Bas\JTlcvi.

294 Bkz. _$aul.Q:K'. Aynca, 1950·ler boyun~a cikrms clan folklor kitap, rnakale ve brosurleri rem bkz ..Eralp, P ve S.N. Ozerdirn, "1956 Yilmda Etnogralya ve Folklor Yaymlan," "1957 Yilmda Etnografya ve Folklor Yaymlan,~ "1958 Yilinda Etnografya ve Folklor Yaymlari." ve "1959 Yihnda Emografya ve Folklor Yaymlari,' Turh Etnograjya Dergisi, say!' 2, 5.87-95; sayi 3, s.I11-117; sayi 4,5.43-47; sayi 5, s.100-106. . 199

_l

smdaki gelisimlerine bir goz atmak gerekir. Bu donem, her seyden once yeni universitelerin kuruldugu ve geieneksel yapidaki yuksek ogrenim kurumlannm da modernize edilmeye cahsildig: bir donemdir.29S 1946'da cok parrili rejirne gec;i1digi donernde gundeme gelen ,universiteler Kanununa kadar CHP hukumedertnin siyasi ve idari kontrolunde alan vukse.k ogretim, 1950'lerde yeni bir hukuksal cerceveye oturtularak yeniden yapilamyordu. Ne var ki, bu bir tur yan-ozerklikti, zira universiteler hala Milli Egitim Bakanhgi-

no. baghydllar.
Oniversitelerdeki bu canlanma bircok ogrenciyi 1950'li )'11lardan itibaren buyuk kentlere cekrneye basladi. Ayru bolgelerden gelen ogrenciler genellikle ke ndi yorelerini.n adiyla amlan yurtlarda kahyar ve boylece yerel kirnliklerini buyuk olcude muhafaza ediyorlardi. Bazi ogrenciler icin, kendi yorelerinin halk oyunlanm oynamak zamanla bir dayam!?ma araci olrnustu.i'" Farkh goru~leri de benimseseler, zamanla bircok ogrenci grubunun halk oyunlan etrahnda orgutlendikleri goruldu. Bunlardan "Turkiye Milli Talebe Federasyo-: nu," "Turk Halk Oyunlan Federasyonu," "Turk Devrim Ocaklan," "Istanbul Oniversitesi Talebe Birligi" ve "Milli Turk Talebe Birligi" kisa zamanda halk oyunlan alanmda soz sahibi clan kurumlar haline geldiler. Bu kurumlarda halk oyunlanyla ugrasan pek cok gen<;bildikleri oyunlari zaman1ailk ve orta dereceli okullarda da ogretmeye ba~ladllar.297

Ogrenci dernekleri arasmda "Turkiye Milli Talebe Federasyonu" halk oyunlan aktivitelerine bir "Fo lklor Kornisyonu" kurarak 1952 gibi erken bir doriemde basladi. Esasen, bu tur ogrenci kurumlannda folklor Iaaliyetlerinin <;0galmasl ve yaygrnlasmasi 1950'lerin sonunu, hatta 1960'lari buldu. Turkiye Milli Talebe Federasyoriu'nun on plana cikis; 1955 yihnda duzenlediklen uluslararasi bir festival ile 01du.298 Ogrenciierm kurdugu folklor kurumlan arasmda, 1959 yihnda acilan "Bogaz ici Universitesi Folklor Kulubu"nu de Iarkh tur lere bunyesinde yer verrnesi, halk oyunu ve haIk muzigi gosterileri duzenlernesi ve Pa!nlora Dogr« adli duzenli bir yaymi surdurrnesi bakrmmdan an299 mak gerekir. 1950'li yillarda halk oyunlan Iaaliyetleri iie oriplana <;1kan diger kurumlar aras mda An karada kurulan "Turk Fo lklor Oyunlan ve Estetik Danslar Kulubu" adli bir kurum do. vardir, Memur, avukat, is adami, ernekli asker ve berber gi b i far kh meslek lerden gelen 12 kisi t arafmdan 1952'de kurulan bu kulup, tuzugunde amacim "milli oyunIan modern rnuz ik enstrurnanlan esligmde ogretmek ve sunrnak, ve bunlan yurt sathina yaymak" o larak belirtir.300 Sonraki yillara pek iz birakrnarrus olmasma ragmen bu kulup, 1950'lerde popularize olmaya baslayan halk oyunlarina duyulan ilginin sornu t bir gcstergesi olrnasi bakimmdan
oriem tasir.

295 Bu donernde Ankara (1956) ve lzrnirin (1955) yamsira, 'Trab2on (1955) ve Erzururn (1957) gibi Anadolu sehir lerinde de yeni universite~er a':;lhyordu. Bkz , Tekelt , llhan.1980. ToplulI1sal Dom)$um ve Egitim Tarihi Uzerine I<onu~malar. Ankara: TMMOB_ 296 Oktay Cengizay'la 1991 Temmuz'unda yapilan s6yle~iden. 297 Bkz. Babaoglu, Sevgi, Ok13Y Guzelbey ve Mete Akmci (der.) 1964_ "Yuksek Tahsrl Gen~ligi Turk Folklor Ensutusu Kurma Demegi," Gaye ve Program,
s.2-3.

298 Bkz. Uluslararasl Kulwr Sfl1!igi dolayisiyla 11,1966 (Gundag Kayaoglu arsivinden),

basilan,

TMTF bulteni,

August

299 Robert Kolej Turk Folklor Kulubu adryla kurulan bu ogrenci kulubu, 1971 yihnda adim "Bogaaici Universite si Turk Folklor Kulubu" olarak, 1974 ythnda da "Turk" sozcugunun kisulayrci cephesini gozonune alarak "Bogazic! Universiresi folklor Kulubu" olarak degi?lirmi~ti'-, 300 Bkz. nirJl Fol!l1or Oyunlan Emel Marbaast. ve Estrtill Dal1s1ar Kulubu Tuzugu, 1952. Ankara: 201

200

You might also like