You are on page 1of 63

Tarih idraki oluumunda metodolojinin rol:

Ahmet DAVUTOLU

Medeniyetleraras etkileim asndan dnya tarihi ve Osmanl


I. Osmanl Aratrmalarnda Metodolojik Meseleler 1. zne-Nesne likisi ve Tarih 2. Zaman draki ve Tarih Metodolojisi 3. Mukayeseli Yntem Problemi II. Osmanl ve Dnya Tarihi 1. Bat-eksenli Tarih'in Sreklilik Problematii ve Osmanl (i) stisna Bir Olgu Olarak Osmanl: Toynbee (ii) Bir Siyasal Aktarm Olarak Osmanl: Gibbons (iii) Bat-eksenli Tarihe Eklemlenme ve Osmanl: Wallerstein (iv) Batnn Kar-kutbu Olarak Osmanl: Jacques Pirenne

fro-avrasya dnya anaktasnn merkez hattnda doan ve bu anaktann gei ve balant yollarnn byk bir blmn son derece uzun bir tarih dilimi iinde elinde tutan Osmanl Devleti'nin insanlk tarihi iindeki yerini tesbit meselesi, hereyden nce, tarih metodolojisinin temel problem alanlar ile ilgilenmeyi ve bu problem alanlarnn Osmanl Devleti'nin anlalmasn gletiren ynlerini tartmay gerekli klmaktadr.

Bu erevede yazmzda ncelikle zne-nesne problematii, zaman idraki ve mukaye2. Osmanl Havzas Toplumlar in Tarih Sreklilik seli yntem meselelerini OsProblematii: Ulusal Tarih Yazm ve Osmanl'dan Arnma ya da "Tarihsizleme" manl'nn anlalmasn ilgiIII. Osmanl Tarihi'nin Yeniden Yorumlanmas: lendiren ynleriyle ele alacaKanun Kadimden Yedi klime Medeniyetleraras Etkileim z. Daha sonra bu yntem 1. Osmanl ve Zaman-Mekan draki problemlerini de barndran 2. Tarih Derinlik ve Sreklilik: Medeniyetleraras drt yaklam biimini, ArEtkileim ve Kltrel Kuatclk nold Toynbee, Herbert 3. Coraf Derinlik: Osmanl Dzeni ve Stratejik Adams Gibbons, Immanuel Kuatclk IV. Sonu: Yeni Tarih draki ve ok Boyutlu Osmanl Wallerstein ve Jacques PirenTarihi ne rneklerini esas alarak, genel insanlk tarihi ve Osmanl'nn bu tarih iindeki konumu asndan eletirel bir incelemeye tbi tutacaz. Bat-eksenli tarih yazm ile ulusal tarih yazmnn Osmanl'nn anlalmasnda yol at tarih sreklilik problematii bu eletirel yaklamn temel kriteri olacaktr. Son olarak Osmanl Devleti'nin insanlk tarihi iindeki yeri; tarih ve coraf srekli-

1
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

lik, zaman ve mekan idraki, medeniyetleraras etkileim ve kltrel/stratejik kapsayclk erevesinde ortaya konmaya allacaktr. I. Osmanl Aratrmalarnda Metodolojik Meseleler Medeniyetler tarihi iinde bir olgunun balbana zgn bir gelenek oluturabilmesi iin iki temel art vardr: sreklilik ve tutarllk. Sreklilik art tarih olgunun oluum ncesindeki kaynaklar ile oluum sreci ve olgunlama dnemindeki yaplar arasnda varolan kesintisiz bir devamll; tutarllk art ise bu olgunun ayn dnemde yaayan dier olgulardan farkl bir i doku ile kendi iinde tutarl bir btnl gerekli klar. Bir medeniyet olgusunun zgnl meselesi bu tarih olguya yaklaan modern znenin bak asn, sreklilii meselesi bu tarih olgu ile ilgili zaman idrakinden kaynaklanan alglama problemlerini, tutarll meselesi ise mukayeseli yntemin uygulama ilkelerini tartmay kanlmaz bir ekilde gndeme getirir. 1. zne-Nesne likisi ve Tarih Genel bir insanlk tarihinin yazm meselesi ister istemez zne-nesne ilikisinin yol aabilecei epistemolojik ve metodolojik problematikleri1 beraberinde getirmektedir. nsanlk tarihini yazma abasna giren her tarihi kendisinin de iinde bulunduu bir st kmeyi btn olarak anlayabilme, tanmlayabilme ve yorumlayabilme iddiasn tamaktadr. Bylesi bir abada boyutlu bir ilikiden bahsetmek gerekmektedir: Tarihi, tarihinin zihin dnyasnn olumasn ekillendiren kltrel havza ve medeniyet aidiyeti ve bu havza ile son derece farkl biimlerde iliki iinde bulunagelmi, biribirinden farkl tarih tecrbelerine dayanan kltr havzalarndan oluan genel insanlk birikimi. Tarihi, iinde yetitii ve zihin dnyasnn ana parametrelerinin olutuu kltr havzas ile olan iliki asndan, yetime sreci iinde edilgen, yorumlama srecinde ise etken bir konumdadr. Bir batl tarihinin bat medeniyet tarihini, bir mslman tarihinin slam medeniyeti tarihini, bir Hintlinin Hint medeniyeti tarihini anlama ve genel insanlk tarihi iinde yorumlama abas ister istemez J. Huxley'in tanmlamasyla "kendi test tb iinde yaayan sosyal bilimci"2 paradoksunu beraberinde getirmektedir. J. H. Plumb tarih objectivitenin mmkn olmamasna ramen bir bilim adam gibi davranmak zorunda olmasnn, modern tarihinin en ciddi ikilemi olduunu vurgulamaktadr.3 Ait olduu ve kendisinin zihin parametrelerini byk lde belirleyen kltr evresinin etkisinde yetitikten sonDVAN 1999/2

1 Bu problematikleri tarih metodolojisi asndan ilk defa kapsaml bir ekilde ele alan ve bir yntem sapmas olarak yol aabilecei sonular tartan bn Haldun'dur. Bknz. bn Haldun, Mukaddime, ter. Sleyman Uluda, stanbul:Dergah, 1982, c.1, s.200-267. 2 J. Huxley, Man in the World, Londra, 1947, s.112-131. 3 J. H. Plumb, "The Historian's Dilemma", J. H. Plumb (ed.) Crisis in the Humanities, Londra: Penguin, 1964, s.30.

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

ra bir tarihi olarak tekrar ayn evrenin tarihini yazmaya almak, aratrma srecindeki zne-nesne ilikisini zdeleme asndan etkilemektedir. Bu durum, zellikle tarih ak iinde egemen konumda bulunan ve bu adan kendisini bir btn olarak insanlk tarihinin znesi olarak gren medeniyet havzalar ve bu havzalarn tarihileri iin kanlmaz bir psikometodolojik mesele olarak grlmelidir. Bu tr bir zdeleme, aratrma srecinin znesi olan tarihiyi, insanlk tarihinin znesi olarak grd kendi medeniyet havzasn eksen alacak bir tarih paradigmasn mutlak, objektif ve deimez bir veri olarak benimsemeye sevkeder. Egemen medeniyet havzasnn tarihisinin egosunu, bu havzann kollektif egosu ile btnletiren bu psikolojik sre, tarih iinde egemen olmu dier medeniyet havzalarn tarihin edilgen nesneleri olarak gren bir dlama ile anlamaya ve yeniden yorumlamaya yneltir. Bu ynelite bat insan tarihin znesi, bat tarihisi de bu zneyi merkez alan tarihin yazcsdr. Bu bak as baz batl tarihileri ylesine etkisi altna almtr ki, tarih idrakinin ancak bat medeniyetine ait olduu, bat-d medeniyetlerin bylesi bir idrak gelitiremedikleri gibi aslnda tarihsiz de olduklar iddia edilmitir: "Vurgulanmas gereken iki nokta vardr: (1) bizim tarih idrakimiz, biraz gevek bir ekilde de olsa, bat medeniyeti diye isimlendirdiimiz olgunun en ayrdedici niteliklerinden birisidir; (2) mmtaz bir istisna olmak zere antik yahudiler dndaki bat-d kltrler tarih bilinci maluldrler. (...) tarihsiz (historyless) medeniyetlerden oluan bir dnyada ilk defa yahudiler tarihi kefetti."4 Kendisini bat medeniyetinin zne-tarihisi olarak gren batl bir tarihinin, dier medeniyet havzalarna yaklamnda bu psikolojik arkaplan kanlmaz olarak devreye girer. Dier medeniyetlerin tarihsiz veya en azndan tarih bilincinden yoksun grlmesi bylesi bir ego-centric (benmerkezci) psikolojinin rndr. Arnold Toynbee'nin bat-eksenli tarih anlay iin kulland egocentric illusion (ben-merkezci yanlsama) ve bu yanlsamnn anahtar kavramlarndan birisi olarak dlayc bir kategori eklinde kullanlan native (yerli) kavramna yapt atf bu zne zdelemesinin yol at dlamay ak bir tarzda ortaya koymaktadr: "Bat medeniyetinin madd alanda eritii alemmul baardan kaynaklanan yanlsamann tesinde- medeniyetin sadece bizim iinde olduumuz tek bir ak vardr ve dierleri ya ona bamldrlar ya da l kumlar arasnda kaybolmaya mahkumdurlar- varsaymn ieren tarihin birlii temelli yanl kavramsallatrma temelde kaynaa indirgenebilir: benmerkezci yanlsama, deimeyen Dou yanlsamas ve dz bir izgi zerinde seyreden ilerleme yanlsamas."5 Toynbee'nin Londra niversitesindeki halefi olan ve tarih bilimini "in4 Page Smith, The Historian and History, (New York: Alfred A. Knopf, 1964), s. 4-5. 5 Arnold. J.Toynbee, A Study of History, abrd. vols. D. C. Somervell, Oxford University Press, N.Y., 1981, c.1, s. 55.

3
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

sanln btn alardaki ve btn lkelerdeki tecrbesini inceleyen bir alan" olarak takdim etmesi dolaysyla tarih biliminin Avrupa-d alanlara almasnn nclerinden kabul edilen Geoffrey Barraclough "Yunanllar, Msrllar, inlileri ve Hintlileri bizim baardklarmz baaramadklar iin sulamak hem gayriadil hem de hi bir faydas olmayan bir tavrdr" derken6 aslnda bugnk baarnn oluturduu psikolojinin rn olan zne-tarihinin amazn ortaya koymaktadr. Yine de baar gibi bir kriterin ortaya konmas dahi, zne psikolojisinin tipik bir yansmas olarak grlebilir. Bugnn baars esas alndnda, gemi medeniyet havzalarnn baarlar bugnk baarya eklemlenebildikleri lde tarih yazmnn konusu olabilirler. Mesela bir ok dnce tarihi almasnda slam medeniyetinin dnce tarihine yaplan atf Yunan kaynaklarnn batya intikalinde oynad rol ile snrldr. in medeniyetine yaplan atflar ise, bu medeniyetin bir btn olarak insanlk tarihi iindeki yerinden ve bugnk dnya nfusunun en az drtte birini ilgilendiren bir medeniyet birikiminden ok barut ve kat gibi baz bulularn bugnk baarnn olumasnda yapt katk lsnde yer almaktadr. zne-nesne ilikisinin yol at bu dlama, zellikle egemen medeniyet ile cephe ilikisini srdregelmi medeniyetler, kltr havzalar ve toplumlar iin sadece bir dlama olarak kalmayp, nkabullere dayal bir kar-ego ve "teki" kimliine brnebilmektedir. Bu erevede, bir batl tarihinin in medeniyetine bak ile, slam medeniyeti ya da Osmanl'ya bak arasnda ciddi farklar olabileceini kabul etmek gerekir. Andre Gunder Frank'n tabiriyle Osmanl'nn batl tarihilerce "amura saplanp kalm, ilerleyemeyen bir askeri brokrasi" olarak grlmesi7 OsmanlAvrupa ilikilerinin tarih arkaplan ile zel bir anlam kazanmaktadr. Asker bir mcadele ile srdrlen cephe ilikisi, tanmlamalarn da bu ereveye indirgenmesi sonucunu dourmaktadr. Egemen medeniyet havzasnn tarihisi iin szkonusu olan bu problemler temelde bir anlama meselesinde odaklanmakta, dolaysyla da znde bir tarih bilinci problemi dourmamaktadr. Aksine, belki de anlama meselesinin metodolojik bir engel haline dnmesi tek-eksenli ve kklemi bir tarih bilincinin doal sonucu olarak gndeme gelmektedir. Kendi medeniyet aidiyetini eksen alan gl bir tarih bilinci dier havzalarn, zellikle de "teki" olarak grlen medeniyet havzasnn, anlalmasnn nnde bir psikolojik perde oluturmaktadr.

4
DVAN 1999/2

Egemen medeniyet havzas dndaki havzalarn tarihileri iin ise, znenesne ilikisi sadece bir anlama meselesi olarak deil, bir tarih bilinci bunalm olarak da kendini gstermektedir. Daha eitim srecinin ilk safha6 Geoffrey Barraclough, History in a Changing World, Oxford: Basil Blackwell, 1957, s. 231. 7 Andre Gunder Frank, ReOrient:Global Economy in the Asian Age, Berkeley:University of California Press, 1998, s.78.

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

larndan itibaren kendi medeniyet birikimini tarihin edilgen nesnesi olarak gren ve dlayan bir tarih paradigmasnn tesirinde yetien bir tarihi, zamanla ya ciddi bir tarihsizleme, dolaysyla da tarih bilincini tmyle kaybetmekte ve kendi tarihini tek-akl ve tek-eksenli tarih paradigmasnn getirdii erevelere uygun decek bir yorumlamaya tbi tutmaya almaktadr. Birinci tavr benimseyen tarihi bir aratrmac-zne olarak kendi medeniyet tarihine sreklilik ihtiva eden ve yaanan gereklik iinde de hayatiyet ifade eden bir olgu olarak deil, tarih-d ve arkaik bir aratrma nesnesi olarak bakmaktadr. lerleyen satrlarda da ele alacamz gibi ilerlemeci tarih felsefesi bu yaklamn zaman boyutunu oluturmaktadr. Mesela Comtevari bir kategorik ilerleme doktrini erevesinde insanlk tarihinin "teolojik-metafizik-bilimsel" safhalardan geen tek-ynl bir aka sahip olduu varsaymndan hareket eden bir tarihi iin, youn bir din ve metafizik referans barndran Osmanl toplumu, bugne birey syleme iddas tamayan, ancak ve ancak dnemsel geerlilii itibaryla arkeolojik bir olguymuasna incelenebilecek tarih bir entite haline dnmektedir. Bu yaklamn daha da kts ise, bu tarih entitenin bugnk siyas, ekonomik ve sosyal dzenin kar-tezi olarak alglanmasdr ki, bu alglama tarihiyi, tarih nesneyi daha da dlayarak okumaya ve batan reddetmeye yneltmektedir. Benzer bir bak as bat-eksenli aydnlanma doktrinini in'e tayan kltr devriminin yetitirdii Maocu aydnlarn Konfyanizmi in medeniyetinin ruhu haline dntren tarih pratie baknda da gzlenebilir. Bat-d medeniyet havzalarnn tarihileri kimi zaman kendi medeniyet havzalarna bir nesne olarak bat tarihilerinden daha dlayac bir tavr ile yaklamaktadr. Bunda tarihin siyas ve ideolojik ierikli modernleme projelerine bir tr merulatrc destek alan olarak grlmesinin nemli bir pay vardr. Trk tarih tezi oluturma abalarnda Seluklu ve Osmanl dneminin atlanarak yeni bir tarihin slam-ncesi Trk ve Anadolu kltrlerine dayal olarak kurulma abas, Msr'daki devrimden sonra Msr'n Afrikal kimliini Firavunlarn altn alar ile btnletirerek ne karan tarih tezlerinin gelitirilmesi, Irak'ta Mezopotamya tarihinin yine zellikle Osmanl, genelde de slam tarihi atlanarak Babile referansla tekrar kurulma abas, modern Hindistan'n oluma srecinde smrge-ncesi Babur ve Hint sultanlklar dnemi atlanarak ortak r kken dolaysyla Avrupa ile daha kolay uyum salayabilecek antik Hint deerleri etrafnda bir tarih bilincinin gelitirilmeye allmas bu erevede zikredilebilecek rneklerin banda gelmektedir. Bu dlayc yorumlama abasndan en youn bir ekilde etkilenenlerin banda Osmanl ile ilgili yaplan almalar gelmitir. lerleyen blmlerde de zerinde duracamz gibi, Osmanl miras zerinde yeni ulus-devlet kurmaya alan her ulusalc-siyas hareket yeni bir tarih anlayn tarih almalarnn merkezine oturtmutur. Osmanl Devleti'nin ok kl-

5
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

trl yapsndan koparak daha monolitik siyas birlikler oluturmaya alan her bir ulusal topluluun mstakbel tarihilerine daha eitim srecinin banda Osmanl'y mahkum eden ya da en azndan dlayan bir tarih anlaynn verilmesi, yeni entitenin siyas bilinci iin bir zaruret olarak grlmtr. Osmanl dneminde daha ehir nitelii bile kazanmam olan Kuveyt benzeri lkelerin ders kitaplarnda Osmanl'ya ayaklanan ulusal kahramanlardan bahsedilmesi buna ilgin bir misal tekil etmektedir. Benzer rnekler Balkan ve Ortadou lkelerinin tarih anlaylarnda belirgin bir ekilde ortaya kmtr. Konjonktrel siyas bilincin daha byk lekli tarih bilincini esir almas dou tarihileri, zellikle de Osmanl eksenindeki ulusal tarih yazclar, nezdinde bat tarihilerinin aksine tam bir zne-nesne yabanclamasnn yaanmasna yol amtr. Bu yabanclama ve bu yabanclamadan kaynaklanan anlama problematii tarihe yaklam tarzndaki duru zaafnn bir sonucudur. kinci tavr benimseyen, yani kendi tarihini tek-akl ve tek-eksenli tarih paradigmasnn getirdii erevelere uygun decek bir yorumlamaya tbi tutmaya alan tarihiler ise, kavramsal ve kronolojik kategorileri baka tarih tecrbelere dayal olarak gelitirilmi byk lekli tarih teorilerini temel kriter ve k noktas olarak benimsedikten sonra kendi tarihlerine bu snrlar iinde yaklamaktadr. Bat Avrupa'daki tarih pratiin incelenmesi ile elde edilen kavramlar, ideal tipler, soyutlamalar, kategoriler, dnemletirmeler ve teorilerden hareketle gelitirilen ve evrensellik iddias tayan tarih tezlerinin mutlaklatrlarak benimsenmesi, bat-d tarihileri teoriolgu uyumu salama amaz ile kar karya brakmaktadr. Evrensel nitelikli tarih tezlerinin etki alannn dnda kaldnda bilimsellikten uzaklama basks ile karlaan, bu tezlerin kavramlarn, kategorilerini ve dnemletirmelerini ne kardnda da tarih olgunun uyumsuzluu ile karlaan tarihiler kimi zaman zgn araylara kimi zaman da ciddi zorlamalara ynelmektedir. Marksist tarih emalarnn Osmanl tarihini bir btn olarak anlamlandrma, Webergil yaklamlarn kurumsal ereveleri yorumlama abalarnda gzlenen metodolojik problemler baka bir zne-tarihin verilerini temel kriter olarak alan Osmanl tarihisinin kendi tarih birikimine yaklamndaki zne-nesne ikilemini ve bu ikileme bal yabanclama amazn ortaya koymaktadr.

6
DVAN 1999/2

Tarih olaylar kronolojik veriler olarak ortaya koymak ve bu olaylar dkmanter belgeler ile desteklemek, aratrlan nesnenin anlamn ortaya koymaya alan bir zne-tarihi olmay gerektirmez. Modern aralar kullanabilen bir vakanvis ya da sistematik bir arivci olmak bylesi bir aba iin yeterli olabilir. Aratrlan tarih olgularla ilgili verileri baka medeniyet havzalarnn tarih tecrbelerine dayal teorik erevelere ve geni lekli tarih tezlerine uyarlamaya almak da bir tr aktarm ve trev uygulama alan olarak ikincil bir zne stats ile gerekletirilebilir.

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

Gerek aratrmann, gerekse tarih akn znesi olmak hereyden nce bir duruu gerektirir. Bir ok dilde anlama fiilinin duru ile ilgilendirilmesi (mesela ngilizce under-stand, Almanca ver-stehen, Arapa vakafa, vakf olmak gibi) anlama ve kavrayn istikrarl bir durua sahip bir zne tarafndan gerekletirilebileceinin linguistik boyutunu gstermektedir. Bata Osmanl tarih tecrbesi olmak zere bat-d medeniyet havzalarnn insanlk tarihi iinde yeni bir yorumlamaya tbi tutulmas hereyden nce bu zne-nesne elikisinin giderilmesine baldr. 2. Zaman draki ve Tarih Metodolojisi Antik dnemin poetika/historia ve theoria/historia ayrmlarnda tarih, iirin ve felsefenin kart olarak alglanmaktayd. Aristoteles tekil olaylar incelemeye ynelen tarihin aksine evrensel hakikatleri dile getirdii iin iirin stnlne inanmaktayd. Thucydides ise tarih ile iir arasndaki ayrm erevesinde liada yazar Homer'i deerlendirirken, onun bir air olarak nceliinin, daha az romantik olmakla birlikte daha kalc eserler ortaya koymaya alan tarihilerin aksine, yaanan ann (bugnn) bysne kaplmak olduunu vurgulamaktayd.8 Theoria-historia ayrm ise hakikat bilgisi yani episteme ile tarih bilgisi arasndaki farktan hareketle, tarihi belli ilkelere dayal evrensel bir gereklik araynn dnda grmt. Tarih iirden ayrtrlarak subjektiviteden, felsefeden ayrtrlarak da evrensellik iddiasndan uzaklatrlyordu. Modern tarih anlay bu ayrmlar iki farkl ynden ciddi krlmaya uratan bir srecin sonunda ekillendi. Aydnlanma felsefesinin rasyonel z theoria/historia ayrmn anlamszlatrrken, Aydnlanma felsefesinin hem kart hem de ikizi olarak gelien XIX. yzyl romantizminin rettii tarih felsefeleri ilk anda farkedilmeyen bir iirsellii tarihte bir tr dzenlilik araynn merkezine yerletirdi. Rasyonel kurgular tarihte evrensellii, dolaysyla da theoria'y tanmlamaya alrken, romantizmin tesirinde gelien tarih felsefeleri bu evrenselliin znesini (genelde bat, zelde Germen), dolaysyla da subjektiviteyi ve iirsellii, merkez alan bir dnce biimini ekillendirdi. lerleme felsefesi ile btnleen bu yeni tarih anlay tek-zneli, tekmerkezli bir ak sadece evrensel bir gereklik deil, ayn zamanda mutlak bir hakikat olarak da benimsemitir. Bylece tarih, subjektif bir romantizmin oluturduu mitler ile kurgulandrlm bir rasyonellik arasnda gidip gelen youn bir gerilim dnemi yaamtr. Kant'n tarih bilgi ile akl bilgi arasnda yapt kategorik ayrma ve tarihte rasyonel bilginin temeli olan a priori'den bahsetmenin mmkn olamayaca grne ramen, zamanla hem romantik, hem de rasyonel alglamalarn ynlendirdii nemli bir varsaymlar alan olutuunu kabul etmek gerekir. Kltrbaml mekan ve zaman tasavvurlarnn oluturduu bu varsaymlar dnyas tarih olgularn soyut bir anlamllk alan iinde yeniden ina edilme8 Thucydides, The Peloponnesian War II/VI, 41.; Great Books of the Western World, Chicago:The University of Chicago, c.5, s.397.

7
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

sine zemin hazrlamtr. Kant ve sonrasnda tarih anlayn ynlendiren tarihin amac, ilerleme, insanlk ve zgrlk gibi kavramlarn muhtevalar ve birlikte oluturduklar anlam dnyas belli bir teorik varsaymlar dnyasn ekillendirmitir. Mesela gerek Herder'in Ideen zur Philosophie der Geschichte der Menschheit, gerekse Kant'n eserlerinde temel kavramlar olarak yer alan Idee zu einer allgemeinen Geschichte in Weltbrgerlicher Absicht eserlerinde sz konusu olan insanlk tarihi ve evrensel tarih kavramlar9, teorik kapsaycln tesinde gerek ve olgusal nitelikte bir kapsaycl benimseyebilmi midir? Hegel'in insanlk tarihinin ak seyri ile ilgili dnemlendirmesi rasyonel kurgu, zne-merkezli subjektivite ve ilerleme felsefesinin son derece zgn bir sentezini oluturmaktadr. nsanlk tarihinin douda ocukluunu, Orta Asya'da delikanlln, Yunan'da genliini, Roma'da erkekliini, Germen rklar nezdinde de Avrupa'da olgunluunu yaad iddiasna dayal tez bu etkileimin izlerini tamaktadr.10 nsanln ve tarihin gelimesinin doudan batya doru seyrettiini ve Avrupa'da sona ereceini vurgulayan bu yaklamdan hareketle insanln drtte birini barndran in tarihini, kadim medeniyetlerin merkezinde alt asr yaayabilen Osmanl tarihini, bat teknolojisini batllardan daha etkin bir ekilde ticar meta haline dntrebilen Japon tarihini anlaml bir ereveye oturtabilmek mmkn mdr? XIX. Yzyl felsefesinin rn olan tarih emalar, modern dnemin Avrupa-eksenli g temerkznn sihrine kaplan bir romantizmi, ilerleme dncesi erevesinde, evrensel bir tarih paradigmas haline dntrmtr.11 Bylece farkl insanlk tecrbelerinden oluan farkl medeniyetlerin birarada olabilecei varsaymn barndran medeniyetler tarihi kavramnn yerini btn medeniyetlerin bir ak iinde tek bir nehre akarak ileriye doru seyrettii varsaymna dayal medeniyet tarihi kavram almtr. Medeniyet tarihi kavram tek ynl ve tek eksenli bir medeniyet akn
9 Bu kavramlar ve ilgili teorik ereve iin bknz. Johann Gottfried Herder, Ideen zur Philosophie der Geschichte der Menschheit, Immanuel Kant, Schriften zur Anthropologie, Geschichtsphilosophie, Politik und Padagogik 2, Frankfurt 1988, s.781-807. Immanuel Kant, Idee zu einer allgemeinen Geschichte in Weltbrgerlicher Absicht, Berlin 1912, ayrca bknz. Idea for a Universal History from a Cosmopolitan Point of View, ter. L. W. Beck, Kant on History, New York: 1963. 10 G. W. Friedrich Hegel, The Philosophy of History, (ed.)Great Books of the Western World, Chicago: Encylopedia Brittanica, 1990, c.43, s.213-216. 11 Bu tarih felsefesinin ilerleme dncesi ile olan dorudan ilgisi iin bknz. Robert Nisbet, History of the Idea of Progress, New York: Basic Books, 1980, s. 280-296. 12 Medeniyetler tarihi kavramndan medeniyet tarihi kavramna gei ve kavramsal farklar iin bknz. Fernand Braudel, A History of Civilizations, Londra: Penguin, 1993, s.5-7. Bilimsel gelimelerin zellikle Comte ile birlikte medeniyet tarihinin anlalmas zerindeki tesirleri iin bknz. G.P. Gooch, History and Historians in the Nineteenth Century, Londra: Longmans, 2nd ed. 1961, s.534-535.

8
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

varsaymaktadr. Bu yaklam XIX. yzyl ortalarnda yaanan bilimsel gelimeler nda benimsenmi ve zellikle Comte, Marks, Buckle gibi dnrlerle tarih aratrmalarn ynlendiren teorik bir temel kazanmtr.12 Yaanan g ilikilerini hem yanstan hem de merulatran bu tarih anlay Avrupa-d dnyay iirsel ve romantik bir tepkiyle yaanan gerekliin ncesine ve kimi zaman da tarihin dna itmitir. Bu anlamda modern tarihilik zne-nesne ilikisi asndan Thucydides'in objektif ve kalc tarih anlay kadar Homer'in subjektif ve romantik yaklamn da bnyesinde barndrmtr. Hegel'in tarih felsefesi ve bu felsefeye dayal dnemlendirme abalar, kimi zaman mit niteliine de brnen bir subjektiviteyi, genel bir insanlk tarihi iddiasnn merkezine oturtmutur. lerleme felsefesinin tabii sonucu olarak bugnn deer yarglarn esas alan mutlak kategoriler, tarih olgularn kendi dnemleri iinde anlaml bir btn olarak idrak edilebilmesini engellemektedir. Tarihin toplumlara gre greceli yorumu tesinde bir de zamanla ilgili olan yanlsama ve mitleen yorum etkisi vardr. Arthur Marwick, hakl olarak, XIX. yzylda yazlan Ortaa tarihlerinin gerek Ortaa tarihini mi, yoksa Ortaa ile ilgili XIX. yzyl varsaymlarn m yansttn sorar.13 Bu durum sradan bir anakronizmin tesinde, zihniyet parametrelerinin tarihin alglan biimi zerindeki tesirlerini vurgulamas bakmndan zel bir nem tamaktadr. Bylesi bir metodolojik amaz, Osmanl Devleti gibi tarih farkllamas dnda kltr ve medeniyet farkllamas da yanstan tarih olgular iin daha da temel yanlsamalara yol aabilmektedir. Dolaysyla, Thucydides'in iir ile tarih arasnda yapt ayrm esas alndnda modern tarihiliin bugnn bys ile bezenmi romantizmin etkisinden kurtulup kurtulamad hala geerliliini srdren temel bir sorudur. Bugn esas alan mutlak tavr destekleyen dier nemli bir olgu da bugnn siyas yapsnn gerektirdii meruiyyet temelinin geriye dnk tarih okumalarna duyduu ihtiyatr. Her toplumun kendi ihtiyalarna ve o toplumu idare edenlerin meruiyyet araylarna cevap tekil eden bir tr tarih gelitirmesinin tarih ile mitlerin karmasna yol amas kanlmazdr.14 Ulusal tarih yazmnn Osmanl-kartlna dayal modern iirsellii de, Osmanl Devleti'nin baarlarn efsaneletiren nostaljik iirsellik de Osmanl tecrbesinin bugne de konuan bir gereklik olarak alglanmasna engel olmutur. Aydnlanma felsefesinin pozitivist ve ilerlemeci kalplarn, antik dnemin mitlerine benzeyen sabit zihniyet parametreleri olarak, tarih tasavvurunun merkezine yerletiren yaklam Osmanl tarihini kar13 Arthur Marwick, The Nature of History, Londra:Macmillan, 1989, s.20 14 Bu srecin tahlili iin bknz. Marc Ferro, The Use and Abuse of History, or How the Past is Thaught, Londra:Routledge and Kegan Paul, 1984.

9
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

mitolojik kalplar iinde dikotomik bir tarzda ele almtr.15 Bu yaklama tepki olarak gelien geleneki tavr da, tarih gereklie nfuz etmektense yine mitolojik unsurlar ihtiva eden bir savunma retorii gelitirmitir. Tarihi iirsellikten ve mitolojiden ayran temel unsur belli zaman idrakine dayanma zaruretidir. Zaman idrakini sorgulamadan ve temel bir zihniyet parametresi olarak yeniden ina etmeden zgr bir tarih idraki oluturabilmek mmkn deildir. Mesela Osmanl tecrbesinin hi bir tefrik ngrmeksizin "geriyi ve geri kalml" temsil ettiini varsayan bir yaklam, zaman boyutu ihtiva etmemesi itibaryla, tarih olmaktan ok ilerlemeci sylemin rtt mitolojik bir tavr yanstmaktadr. Yerel bir g olma niteliinden eklektik bir kresel g haline dnmenin dinamizmini tayan XV. yzyl Osmanl'sn, ktaya yaylan son derece karmak bir insan ve sosyal yap mozayiini bir dzen iinde tutma becerisini gsterme yannda an en gl siyas, ekonomik ve asker gc olma nitelii tayan XVI. yzyl Osmanl'sn, bir taraftan i yapsndaki skntlar amaya alrken dier taraftan brokratik ve estetik alanda son derece sofistike almlar yapan XVII. ve XVIII. yzyl Osmanl'sn ve smrgecilik karsnda hem ayakta durmaya hem de yeni yaplara ayak uydurmaya alan XIX. yzyl Osmanl'sn hi bir tefrik yapmakszn bugnn karsna oturtmak bir tarih idrakinden ok, siyas boyut ihtiva eden mitolojik bir basitletirmenin rndr. Bu tavrn kart olarak gelien ve bugn deil de dn mitolojik bir dzleme iterek anlamaya alan geleneki tepkinin Osmanl'y kk bir beylik olduu dnemde de, bat karsnda yar-smrge ekonomisine dnt zl dnemlerinde de bir dnya gc olarak grme temayl de bu tr bir zaafn rndr. Bu yanl alglama biimlerine yol aan metodik sapmalar temelde mutlak (absolutist) ve imdici yaklam biimlerinden kaynaklanmaktadr. Kendi dnemlerinin deer yarglar ile tarih olgular yarglamaya alan mutlak yaklamlar ile tarih olgular imdiki duruma nisbet edilebildii lde deerli gren imdici (presentist) yaklamlar zellikle siyas, ekonomik ve sosyal sistemlerin mekanik yaplanmalarnn arka planlarn gre15"lerlemeci" tarih anlaynn Osmanl tarih yazcl zerindeki etkisini sorgulayan zgn bir alma iin bknz. Baki Tezcan, "II. Osman rneinde 'lerlemeci' Tarih ve Osmanl Tarih Yazcl", Osmanl/Dnce, c.7, 658-669. H. Butterfield The Whig Interpretation of History balkl eserinde bugnk kavram ve alglamalarla tarihi geriye dnk okumann yol at yntem sapmasna arpc bir rnek olarak Avrupa tarihinde Protestanlara ve Luther'e bak vermektedir: "Bunun sonucu olarak biroumuz iin onaltnc yzyl Protestanlar ve 1800lerin Whigleri bize olduklarndan daha modern grnrler ve bu alglamay dzeltmeye alsak bile bizim dnyamz ile onlarn dnyas arasndaki farklar zihnimize yerletirmekte glk ekeriz. Daha da kts bazlar Luther'in Roma'nn dn fanatizmine kar liberal bir teoloji kurmak iin savatna inanr; halbuki Tanr da ahittir ki, Luther'i isyana tevik eden unsurlar arasnda Rnesans papalarnn dn fanatizmi dnda herey vard." H. Butterfield, The Whig Interpretation of History, London: G.Bell and Sons, 1959, s.34-35.

10
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

bilme yeteneini yok etmektedirler. Mesela Osmanl siyas sisteminin meruiyyeti bugnk formel mekanizmalara bal meruiyyet anlaylar ile test edilemezler. Her siyas dzenin dnemsel meruiyyeti o dnemin artlar ve zellikle de o dnemde geerli bilgi-deer temeli ile llebilir. Bugnk formel ve kurumsal meruiyyet anlaylarn gemie ynelik olarak uygulamak suretiyle Osmanl meruiyyet zemini konusunda yarglarda bulunmak da, baka toplumlarn siyas meruiyyet zeminlerindeki kurumsal zellikleri Osmanl'da arama abalar da, Osmanl siyas sisteminin ileyiini anlamlandrmak bakmndan yeterli bir altyap oluturamazlar. XV ve XVI. yzylda i kargaalarla sarslan Avrupa'da dzen aray iindeki bir ok dnrn gelimi bir siyas yap olarak Osmanl modeline yaptklar atflar tarih metodolojisindeki mutlak ve imdici yaklamlarn yol at yzeysel mukayeselerin amazn gstermesi bakmndan ok arpcdr. Geree ulamay hedef edinen tarih aratrmalar doru suallerle ie balamak zorundadr. "Osmanl Devleti idarecileri XVII. yzylda neden batya ynelmediler? "ya da" Osmanl Devleti niin kapitalist sisteme daha nceki bir dnemde entegre olamad?" gibi bugnden gemii yarglayan mutlak sorularda ciddi bir yntem problemi vardr ve bu tr suallerle balayan tarih aratrmalarnn tarih olguyu anlaml bir btn iinde ortaya koyabilmeleri ok gtr. Bu konularda dlen metodik yanlsamalarn ou, zaman boyutu ile ilgili alglama yanllklarndan kaynaklanmaktadr. Tarih metodolojisinde anakronizm diye adlandrlan zaman boyutu ile ilgili alglama yanllklar kimi zaman prochronism -yani tarihe olgunun olduundan ok nce gereklemi gibi olarak alglanmas -ya da metachronism- yani tarih olgunun olduundan sonra gereklemi gibi alglanm olmas- eklinde kendisini gsterir. Zaman alglamas ile ilgili bu tr zihn ve metodik problemler Osmanl Devleti gibi alt yzyllk bir siyas yap iin ok daha yaygn bir ekilde sz konusu olmaktadr. Barraclough'un Avrupa eksenli olarak da vurgulad gibi16 her a, tarihi, kendi varsaymlarn esas alarak yeniden yorumlamann tesinde, tekrar ina etmektedir. nsanlk tarihini tmyle kuatt iddia edilen byk lekli tarih teorilerinin zihinsel altyap olarak bilimlerin evrensellii iddialarnn, siyas altyap olarak da endstri devriminden hz alan smrgeci yaylmann tartlmaz gereklikler olarak grld XIX. yzylda ortaya km olmalar, Avrupa-d toplumlarn tarihsel gerekliinin an16 "Her a kendi tarih grn gelitirme zorunluluu ile kar karyadr; bugn de Avrupa mazisi ile ilgili olarak eski Avrupa'nn yeni kresel politika ve medeniyet perspektiflerine uyum gsterecek yeni bir gr gelitirmek zorundayz. "Geoffrey Barraclough, History in a Changing World, Oxford:Basil Blackwell, 1957, s.12) Barraclough'un bu grleri Avrupa'nn greceli olarak nemini kaybettii ve smrge devrimleri ile bat-d havzalarda ciddi bir siyas uyann yaand gnlerde dile getirmi olmas dikkat ekicidir.
DVAN 1999/2

11

Ahmet DAVUTOLU

lalmasna ciddi bir engel tekil etmitir. lerlemeci tarih anlay geriyi temsil ettii dnlen Avrupa-d kltrleri, sanayi-ncesi retim biimlerini, koloni-ncesi siyasi yaplar, aydnlanma-ncesi zihniyet parametrelerini bugne konuamayan arkaik entiteler haline dntrmtr. Bundan da en fazla etkilenen tarih birikimlerin banda Osmanl birikimi gelmektedir. XIX. yzyln bu tek-eksenli tarih anlaynn aksine zellikle XX. yzyln son eyreinde ykselen ve en ciddi eletirel kar alternatifini Edward Said'in Orientalism eseri17 ile bulan bat-d toplumlar yeniden anlama abas ve abay daha da anlaml klan bat-d medeniyet havzalarndaki canlanma, gelecekteki kresel insanlk kltrnn XIX. yzyln postulalarnn ok tesinde unsurlar ihtiva edeceinin iaretleri saylmaldr. Bu nedenledir ki, Osmanl'nn otantik tecrbesi anlalarak bugnk tarih pratie konuacak ekilde yeniden yorumlanmas sadece Osmanl'nn tarih mirasn devralan Trkiye ve tarih hakimiyet snrlar iinde kalan dier toplumlar iin deil, evrensel insanlk birikimi iin de byk bir nem tamaktadr. 3. Mukayeseli Yntem Problemi Osmanl tarih ile ilgili almalarda temel mesele, Osmanl tarihini genel tarih iinde anlaml bir ekilde yorumlayabilecek tutarl bir tarih anlay ve metodolojisinin gelitirilememi olmasdr. Genel tarihe bak biimindeki yaklam yanllklar, byk lde, mukayeseli bir yntemin kuatc bir ekilde tarihe uyarlanamamasndan kaynaklanmaktadr. Herhangi bir toplumun ya da devletin genel tarih iindeki yerini anlamlandrmak dikey (deiik zaman dilimleri arasndaki mukayese) ve yatay (e-zamanl toplumlar ve medeniyetler arasndaki mukayese) mukayeselerin tutarl bir erevede yaplmasna baldr. Deiik zaman dilimleri arasndaki mukayeseler bir toplumdaki deiim srecini anlamlandrmak asndan, e-zamanl toplumlar ve medeniyetleraras mukayeseler bu medeniyetlerin genel insanlk tarihine yaptklar katklar ortaya koyabilmek asndan byk nem tamaktadr. Dolaysyla bir gelenein varln ve geerliliini lmek de, Osmanl Devleti gibi alt asra yaylan bir byk birikimin tarih tahlilini yapabilmek de en azndan drtl bir matris iinde mukayese yapabilmeyi gerektirmektedir. Burada dlen temel hata yatay ve dikey mukayeselerin geliigzel kullanm ile bir toplumda yaanan belli bir vetireyi evrensel klp, dier toplumdaki bir tarih olgu ile irtibatlandrma yanlldr.

12
DVAN 1999/2

Oswald Spengler'in de hakl olarak vurgulad gibi, tarih dncesi iin bir ltuf ve inayet gibi grlen kyas yntemi, yanl uygulandnda byk bir engel ve bir tr gazab halini almaktadr.18 Bat tarihi ile ilgili kyaslardan misaller vererek bu yntemin bugne kadar salkl uygulan17 Edward W. Said, Orientalism, New York: Pantheon Books, 1978. 18 Oswald Spengler, Der Untergang des Abendlandes: Umrisse einer Morphologie der Weltgeshichte, Mnih: Verlag C.H.Beck, 1959, s. 2-3

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

mak bir yana yeterince anlalamadn bile iddia eden Spengler'in bu gr Osmanl tarihi iin daha da geni kapsaml olarak geerlidir. Osmanl Devleti'nin alt asra yaylan tarih birikimi ok ynl bir mukayese yaklamn gerektirmektedir. Bu mukayeselerde Osmanl Devleti'nin hangi dneminin (dikey boyut) hangi farkl tarih yaplarla (yatay boyut) mukayese edildii aka ortaya konmakszn yaplacak genellemeler ciddi bir yntem ve tarih sapmasna yol aabilir. Osmanl Devleti'nin tarih mevcudiyetini XIII. yzyl sonlarndan XX. yzyl balarna kadar uzanan bir tarih dilimi olarak grdmzde bu dilim iinde mesela bat Avrupa'da siyas sistem olarak aristokrasiden mutlakla ve ulus-devlete; ekonomik sistem olarak feodalizmden merkantalizme ve endstri kapitalizmine, uluslararas dzen olarak feodal paralanmadan Westphalia dzenine, Napolyon dzeninden Viyana Kongresinin gler dengesine, XVI. yzyln ilk smrgecliinden XIX. yzyln smrgeci yaplanmasna ve XX. yzyln Wilson prensiplerine; din ve entellektel seyir olarak skolastik dnceden, reformasyona ve aydnlanmaya; sava teknolojisi olarak meydan savalarndan top tekniine, ulusal ordu oluumlarndan Clausewitz'in modern stratejisine, ak deniz smrge savalarndan hava sava teknolojisine kadar uzanan son derece farkl zihniyet ve yaplar gerektiren olgular yaanmtr. Kendi i sistemi ile zgnln korumakla birlikte kendisini btn bu deiime bir ekilde tepki gstermek, bu deiimlerin oluturduu konjunktre gre gerekli dzenlemeleri yapmak zorunda hisseden Osmanl da yeni niteliklerle tarihteki varln srdrmtr. Osmanl Devleti'nin deiik dnemlerini ayn vukufiyetle inceleyen Halil nalck'n XVII. yzyldan itibaren Osmanl Devleti'nde yaanan deiimlerden hareketle 600 yllk mrnde tek bir Osmanl Devleti'nden sz edilemez gr temelde bu olguya iaret etmektedir.19 Bu adan bakldnda hangi Osmanl'nn hangi Avrupa ile mukayese edilmekte olduu akla kavuturulmaldr. Avrupa'da siyas aktrler ve yaplar deiirken Osmanl'nn siyas entite olarak varln srdrmesi biri dinamik dieri statik iki olgunun mukayesesi gibi alglanmamaldr. Osmanl'y istisna bir tarihi olgu olarak bir tarih kesine hapsetmek isteyen yaklamlarn benimsediinin aksine, Osmanl tarihi deimeyen/statik dounun etken/dinamik bat karsndaki gerileyiinin tarihi deildir. Osmanl'nin ykseli ve hakimiyet dnemleri kadimin srekliliini bir siyasal dzen haline dntrme gayreti, bat karsnda gerileme dnemi olarak adlandrlan son asrlar ise kadimin sreklilik arzeden unsurlarn koruyarak deien dinamik konjunktre intibak etme abas olarak grlmelidir. Ayrca Osmanl bu uzun tarih dilimi iinde sadece bat ile deil, Asya'nn daha statik grnml siyasal yaplar ile de deiik dzlemlerde mukayese edilmek zorundadr. Osmanl Devleti tarihi Hindistan'da Delhi Sultanlarndan Babur Devleti'ne oradan da ngiliz smrge sistemine
19 Halil nalck, Ottoman Empire: The Classical Age, Londra:Weidenfeld and Nicholson, 1973, s.52.
DVAN 1999/2

13

Ahmet DAVUTOLU

uzanan farkl tarih olgulara denk derken, ran'da Akkoyunlu, Safev, Kaar hanedanlklar ve ngiliz-Rus yar smrge yaplanmasna, in'de Yuan, Ming ve Manu 'ing hanedanlklarndan smrgeci ve milliyeti yaplara, Japonya'da Shogun dneminden izolasyona kadar uzanan farkl tarih olgulara tekabl etmektedir. Btn bu farkl yaplarn farkl dnemlerdeki zellikleri, farkl Osmanl dnemleriyle, tarih ve yntem tutarll iinde mukayese edilmek zorundadr. Osmanl Devleti'nin genel dnya tarihi iindeki konumu ile ilgili yorumlar, tarihin ana akndaki yerini tesbit etmenin tesinde, farkl zaman dilimlerindeki farkl Osmanl uygulamalarnn dier medeniyet havzalar ile tutarl bir mukayese ile anlalmasn gerektirmektedir. Dikey ve yatay yndeki tek-eksenli mukayeseler doru sonular ihtiva etse de, tablonun btn ile ilgili bir ereve olumakszn yaplan bu mukayeseler tek-ynl ve tek-dnemli nitelikleri ile snrl kalrlar. Mesela Toynbee'nin dikey bir mukayese rnei olarak Osmanl Devleti'ni etkilendii miras asndan Roma, Abbasi ve Mool imparatorluklar ile mukayese etmesi de20, McNeill'in ateli silahlarn etkisini temel alarak Hint, in ve Latin-spanyol impatorluk yaplar ile mukayese etmesi de21, mukayese kriterleri ve perspektifi asndan nemli ve doru unsurlar ihtiva edebilir. Ancak, bu perspektifin mukayeselerin karlkl geerlilii asndan test edilmesi ve daha kapsaml bir btn iinde deerlendirilmeye tbi tutulmas Osmanl'nn dnya tarihi iindeki konumunun deiik vechelerini ortaya koyabilmek asndan byk bir nem tamaktadr. Mukayeseli almalarn dier nemli bir art da, mukayese edilen tarih ve kurumlar arasndaki korelasyonlarn ortaya konabilmesi ve saltanatlar aras mukayese yerine toplumsal ve bireysel alan mukayesesinin yaygnlatrlabilmesidir. Osmanl dnya dzenini sultanlarn ini ve k tarihleri ile asker baar ya da yenilgilerin kronolojisine indirgemek bugnk yaklam biiminin en nemli zaaflarndan birisidir. Tnel tarihilii olarak adlandrlan ve tarih olgunun siyas, ekonomik, kltrel, sosyal boyutlarn birbirinden kopuk alanlar olarak inceleyen parac tarih anlayna dayal metodik sapma, Osmanl birikiminin bir byk sistem btn olarak anlalmasn engellemektedir. Parac tarih anlay tnel tarihilii diye adlandrlan ve tarih gerekliin anlalmasn gletiren bir tr yntem sapmasna yol aar. Deiik ekillerde tezahr eden tnel tarihilii historiografinin en kritik yntem problemlerinden birini oluturur. Siyas tarih, ekonomik tarih, dnce tarih, asker tarih, diplomatik tarih, hukuk tarihi, sanat tarihi, sosyal tarih gibi tarih gerekliin ve bu gereklik iinde oluan geleneklerin parac bir ekilde ayrtrlarak incelenmesine yol aan bu yaklam tr, olaylar
20 Arnold J. Toynbee, "The Ottoman Empire's Place in World History", Kemal Karpat (ed.), The Ottoman State and Its Place in World History, (Leiden: Brill, 1974), s.21. 21 William H. McNeill, "The Ottoman Empire in World History", Kemal Karpat (ed.) The Ottoman State and Its Place in World History, (Leiden:Brill, 1974), s. 45.

14
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

arasndaki korelasyonun ortaya konmasnn da, geleneklerin bir btn eklinde anlalmasnn da nndeki en nemli engellerden birini oluturur. Bizde bunun en yaygn grlen tr Osmanl tarihini bir saltanatlar ve saray tarih eklinde alglama biimidir. Osmanl Devleti'nin d ve klar bu erevede ele alnd iin tarih gereklii anlamak glemektedir. Yanl tarih tasnifler de bu amazn yansmalardr. Her alanda tek tek ele alnan olgulardan hareketle yaplan genellemeler Osmanl dzeninin kronolojik tahliline de damgasn vurmaktadr. Mesela Osmanl Devleti'nin asker yaylmasnn seyrine gre oluturulan ykselme, duraklama, gerileme gibi dnemsel tasnifler ekonomik, kltr ve sanat tarihi asndan gerekten geerli midirler? Tarihi "gemi ile bugn arasndaki bitmeyen bir diyalog" eklinde tanmlayan E. H. Carr'n bu tanmn22 kullanarak diyebiliriz ki, bu metodolojik engeller Osmanl tarihinin sreklilik unsurlaryla gnmze konumasn da bu diyaloun alternatif bak alar eklinde kendini ifade edebilmesini de nlemitir. II. Osmanl ve Dnya Tarihi Moses Finley The Use and Abuse of History balkl eserinde modern tarih biliminin kurucusu olan Ranke'nin tarihin temel sorusu olarak ne kard wie es eigentlich gewesen ([incelenen] eyin gerekte nasl olmu olduu) sorusu ile ilgili olarak son derece nemli bir baka n soruyu gndeme getirir: hangi eyler gerekte nasl olmu olduklar sorusu iin incelemeye deecek unsurlar ihtiva etmektedir?23 Gerekten de bir eyin nasl olmu olduunun incelenmesi hereyden nce hangi eylerin inceleme nesnesi olarak ele alnacaklarnn tesbitini gerektirir. Mazinin anlaml ve anlalabilir bir ereveye oturtulmas onun sreklilik, geerlilik ve evrensel nem tayan czlerine odaklanmay beraberinde getirir. Bu da kanlmaz bir ekilde seicilii, dolaysyla da bu seimi yapan znenin zihniyet parametrelerini belirleyici klar. Mazinin belli czlerini ne karan seiciliin metodolojik ve teorik sonular en arpc ekliyle insanlk birikiminin tmn kapsama iddias tayan dnya tarihi yazmlarnda sz konusu olmaktadr. Bir medeniyetin tekil tarihi paradigma-ii bir seicilii gerektirirken, insanlk tarihi yazm paradigmalar-aras ve daha tmel bir seicilii ne karmaktadr. Spengler'in de vurgulad gibi tarih, mazinin dzenli bir takdimidir ve bu takdim aray hereyin zerine bina edildii bir i postula haline dnmektedir.24 Bu dzenlilik aray ve bu araytan kaynaklanan seicilik, makalemi22 E. H. Carr, What is History, New York, 1964, s.30 23 Moses I. Finley, The Use and Abuse of History, (Londra:The Hogart Press, 1986), s.13. 24 Spengler, a.g.e., s. 10.
DVAN 1999/2

15

Ahmet DAVUTOLU

zin banda zikrettiimiz zne-nesne diyalektiini kanlmaz bir ekilde devreye sokmaktadr. Spengler'in fr wen gibt es geschichte? (tarih kimin iindir?)25 sorusu znenin tarih idraki zerindeki etkisini ortaya koymas bakmndan son derece nemli bir sorudur. Kendi i postulalar zerine tarih bir tahayylat gelitiren zne, aslnda, insanlk tarihini de kendini merkez alan bir i postula zerine dzenli bir ak takdimi ile ina etmektedir. Bu erevede bir dnya tarihi yazmnda ncelikli soru, bu dnya tarihinin znesi olan insanlk kavramnn ne anlam ifade ettiidir. Genel insanlk tarihi yazmlar ile ilgili en temel sorunsal insanlk kavramnn iine giren inceleme konularnn snrlar ile ilgilidir. nsanlk kavram ile ilgili taknlan her greceli tavr kuatcl ortadan kaldrmakta ve zneyi ve znenin seimini ne karan bir subjektiviteyi tarih idrakin merkezine yerletirmektedir. nsanl barbarlar dnda kalan Helen dnyas ile snrl gren Yunan dncesi ile insanl ok daha genel ifadelerle btn insanlar kuatacak ekilde kullanan Herder, Kant ve Hegel gibi modern dnrler arasnda ben-merkezci yanlsama ve bu yanlsamann rettii tarih emalar asndan byk farklar bulunmamaktadr. Tarih akn "antik", "ortaa", ve "modern" gibi blnmelerle ilerleyen bir dzen halinde idrak edilmesinin coraf olarak Bat Avrupa topraklar ile, tarih olarak da Roma-Germen birikimi ile snrl bat tarihinin insanlk tarihi iindeki yerinin anlamlandrlmasn imkansz kldn ifade eden Spengler bu bak asn irdelerken Nietzsche rneinde son derece hakl ve nemli sorular sormaktadr: "Nietzsche'nin tarih ufkunu dnnz. Onun gelitirdii d, deerlerin dnmesi, iktidar arzusu gibi kavramlar, Bat medeniyetinin znde yer alr ve bu medeniyetin anlalmasnda byk nem tar. Ancak, yaratt eseri hangi temeller zerine kurmaktadr? Hint medeniyetine sath bir bak dnda Romallar, Yunanllar, Rnesans ve ada Avrupa. Ksaca antik a-ortaa-modern a. Kesin bir ekilde vurgularsak ne o ne de dneminin dier dnrleri bu tarih emasnn dna kabilmilerdir... Shopenhauer, Comte, Feuerbach, Hebbel ve Strindberg'in dnce ufuklar daha m geniti? Btn dnya iin geerli olma iddialarna ramen, onlarn psikolojileri sadece bat Avrupa ile snrl bir nem tamyor muydu?"26 Andre Gunder Frank ve Barry K.Gills'in bat-eksenli tarih emalarna ve dier insanlk tecrbelerini bu eksene eklemleme abalarna ynelik eletirileri Osmanl'nn da iinde bulunduu bat-d havzalarn insanlk tarihi iindeki konumlarn anlayabilmek asndan nemli unsurlar ihtiva etmektedir: "Dnya tarihi Bat'nn gnmzdeki snrlanm ve snrlayc kapsamnn ok tesinde insanlk tecrbe ve gelimelerinin btn farkllklarn temsil etmesi ve yanstmas gerekir. Aslnda, idrak edilemez, es25 Spengler, a.g.e., s.5 26 Spengler, a.g.e., s. 18.

16
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

rarl dou'ya referansn dnda bir bat da yoktur. Aslnda onlarn tarih varolular da bat tahayylatnn bir uydurmasdr. Avrupamerkezlilik ve benzeri merkezci yaklamlar dier paralarn dnya (sistemi) btnl ile nasl bir ilikiye sahip olduunu grmeyi, hatta bunu sormay bile engellemektedir. Bunun iindir ki, Avrupamerkezlilik dnya tarihinin analitik bir prangasdr."27 1. Bat-eksenli Tarih'in Sreklilik Problematii ve Osmanl Osmanl'nn dnya tarihi iindeki yerinin ve etkisinin anlalmasnn nndeki en nemli metodolojik engel, evrenselleen bat-eksenli tarih paradigmasnn zihnimizde oluturduu tarih ak emasdr. Her tr tarih almasn eski Yunanla balayp, Roma ile devam eden, Hristiyan Ortaandan geerek modern dneme ulaan izgisel bir doru anlayna dayandran bat-eksenli tarih anlay, Osmanl Devleti'nin gerek kendine zg yapsn gerekse bat medeniyeti ile olan ilikisini anlayabilmeyi gletirmektedir. Bu durum sadece Osmanl iin deil, bat-d btn medeniyet havzalar iin geerlidir. Tarih tahayylatn bylesi bir anlaya oturtan bat-eksenli bir zihin iin Osmanl'nn tarih iindeki yerinin tesbiti mmkn deildir. nsanlk tarihini bat medeniyeti tarihi ile zdeletiren bir ok tarihi iin Osmanl Devleti bu medeniyet havzas ile olan ilikisine bal ve baml olarak incelenegelmitir. Bat tarih paradigmas, ki ou zaman dou aydnlarnn bilincini de esir almtr, yaklak iki yzyldr Osmanl'sz bir dnya tarihi zerine oturmaya alt. Marks'n ekonomi eksenli diyalektik tarih anlay, Toynbee'nin medeniyet teorileri, Wallerstein'in dnya-ekonomi tezi, Modelski'nin hegemonik dnya liderlii tezi, Mc Neill'in batnn ykseliini esas alan dnya tarihi yaklam gibi byk lekli tarih teorileri Avrasya'nn kalbinde ve btn byk medeniyetlerin kesiim havzasnda duran Osmanl'nn beyz yllk hakimiyeti karsnda bir anlamlandrma aczi yaamlardr. Osmanl, tabir caizse hakim bat medeniyetinin ben-merkezci tarih anlay ve yazcl iin bir tr oyunbozan ya da kurgubozan bir rol oynamtr. Bu anlamlandrma aczi nedeniyledir ki, Osmanl Devleti'nin dnya tarihi iindeki konumu ve bu konumun kaynaklar ve sonular belki de tarih aratrmalarnn en ok ihmal edilen konular arasnda yer almtr. Kemal Karpat'n zl deyiiyle "Osmanl tarihi, tarih aratrmalarnn vey ocucuudur".28 William McNeill'e gre ise Osmanl aratrmalarna ynelik ilgisizliin kkeninde basit bir sebep vardr: bat insannn zihninde
27 Andre Gunder Frank ve Barry K. Gills, "The 5000-Year World System: An Interdisciplinary Introduction", A. G. Frank ve B.K. Gills (ed.) The World System: Five Hundred Years or Five Thousand?, Londra: Routledge, 1993, s.11. 28 Kemal Karpat, kendisinin derledii The Ottoman State and Its World History balkl eserin giriinde bu ihmalin arkaplan ile ilgili nemli tesbitlerde bulunmaktadr. bknz. The Ottoman State and Its Place in World History, (Leiden: E.J. Brill, 1974, s. 1-15.
DVAN 1999/2

17

Ahmet DAVUTOLU

asrlar boyu yer edinen ve eytanla zdeletirilen korkun Trk imaj. O'na gre bu imaj Osmanl gerekliinin anlalmasn engellemitir.29 Olumu zihn imajlarn tarih gerekliin anlalmasnn nnde bir tr perde tekil etmesi, zne-nesne ilikisindeki sapmann psikolojik temellerini de gstermektedir. Bu ihmali aan almalarda ise Osmanl Devleti dnya tarihinin btncl ak iindeki yeri ve nemi dolaysyla deil, tekil artlara indirgenebilen zellikleri asndan ele alnmtr. Bu ele aln biimlerini, temel varsaymlar asndan, drt ana balk altnda toplayarak drt rnek teori erevesinde inceleyebiliriz: (i) Osmanl Devleti bat medeniyetinin tecrbesine dayal olarak gelitirilen tarih tezleri ile uyumsuzluk gsteren istisna bir olgudur; (ii) Osmanl Devleti, Ortadou ve Akdeniz merkezli emperyal dzenlerin bir devam, bu erevede de Roma'nn bir kopyasdr; (iii) Osmanl Devleti'nin dnya tarihi iindeki yeri ada tarihin znesi olan bat medeniyetinin tarihine eklemlenebildii lde bir nem ifade eder; (iv) Osmanl Devleti bat medeniyetinin kar kutbunu ve teki tanmlamasn belirleyen askeri-brokratik bir yaplanmadr. (i) stisna Bir Olgu Olarak Osmanl: Toynbee Osmanl Devleti'nin bir ok batl tarihi tarafndan kendine has ve istisna bir olgu olarak grlmesi nemli lde bu anlamlandrma aczi ile izah edilebilir. Bat-eksenli tarih aknn genel zaaflarna dmemekle birlikte Osmanl'y durdurulan/hapsedilen (arrested ) medeniyetler kategorisinde kendine has bir olgu olarak ele alan Toynbee'nin teorisi bu istisna olgu yaklamnn arpc bir rneini tekil etmektedir. Bu kategorinin bizatih tanm ve dier rnekleri Osmanl'y dnya tarihi iinde anlaml bir yoruma tbi tutmak asndan ciddi problemler tamaktadr. Gelimi ve dk yapm (abortive)30 medeniyetler dnda nc kategori olarak ele alnan hapsedilen medeniyetler kategorisi gelimi medeniyetler gibi dou ve ilk gelime (bebeklik) dnemlerini getikten sonra, gelimenin belli bir safhasnda dondurularak statik bir yap haline dnm medeniyetleri kapsamaktadr. Yayor olmakla birlikte olgunlama srecine geemeyen bu medeniyetler, gelimi medeniyetlerden gelime evrelerinin tmn tamamlamamalar; dk medeniyetlerden de doutan sonra bebeklik srecini tamamlamalar ve yayor olmalar bakmndan ayrlmaktadr. Toynbee bu kategorideki medeniyetleri de fizik ve insan meydan okumalara tepki olarak gelien iki alt kategoride ele almakta ve birinci kategoride Eskimo, Gebe ve Polinez medeniyetlerini, ikinci kategoride de IsDVAN 1999/2

18

29 William H. McNeill, "The Ottoman Empire in World History", Kemal Karpat (ed.) The Ottoman State and Its Place in World History, s. 34.

30 Toynbee bu medeniyetler arasnda doduktan sonra d meydan okumalara dayanma dinamizmi gsteremeyen Uzak Bat Kelt medeniyetini ve Uzak Kuzey Viking medeniyetini zikretmektedir. Toynbee, A Study of History, c.1, s. 185186.

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

parta ve Osmanl medeniyetlerini zikretmektedir. Bu medeniyetler fizik ve insan meydan okumalara olaanst bir beceri (tour de force) ile tepki gstermekte ve bu tepkinin sonucunda oluan zmlere dayal medeniyet tarzn dondurmaktadr.31 Bu erevede Osmanl'nn muhatap olduu meydan okuma, gebe bir topluluun coraf bir transferle, yani gle, yeni bir tbi evreye ulamas ve bu tbi evredeki insan unsurunu idare problemi ile kar karya kalmasdr. Toynbee'ye gre Osmanl, bu meydan okumay, kurucu gebe toplumun fethedilen yerleik toplumlar, gebe kltrn hayvanlar kullanmasna benzer bir yntemle, siyas yapnn emrinde etkin bir ekilde kullanma becerisinin rn olan devirme sistemi ile amtr.32 Osmanl'y tek bir kuruma indirgenebilecek istisna bir olgu olarak takdim eden bu yaklam medeniyetler tarihi asndan ciddi yntem problemleri ile kar karyadr. Hereyden nce Osmanl'nn kendi becerisi ile kendini mahpus eden ve dou ve ilk gelime srecinden sonra gelimesi duran ve gelimi medeniyetler kategorisine ulaamayan bir medeniyet olarak takdim edilmesi, Toynbee'nin, kendisinin de, batl tarihilerde ciddi bir yntem sapmas olarak grd statik dou (ya da daha zel ekliyle statik Osmanl) alglamasnn33 izlerini tamaktadr. Statikleen ve gelimesi duran Osmanl alglamas bir ynyle ilerlemeci tarih anlaynn, dier ynyle de statik dou anlaynn karmak bir sentezinin rndr. Bylesi bir yarg, gelimenin kriterleri sorusunu beraberinde getirmektedir. Osmanl Devleti'nin Eskimo, Polinez, Gebe ve Isparta medeniyetleri ile birlikte bir kmede toplanmas da bu kategorinin ne lde tutarl bir btn oluturduu sorusunu beraberinde getirmektedir. Toynbee'nin meydan okuma ve meydan okumaya ynelik tepki sarkac iinde anlaml gibi grnen bu kategorik tanmlama tek-boyutlu bir mukayesenin zaaflarn bnyesinde tamaktadr. Osmanl mekan ve insan unsuru itibaryla bahsi geen dier drt medeniyetten ayrmakta ve deiik dnemlerinin zellikleri asndan da tek bir boyuta indirgenemeyecek unsurlar tamaktadr. Eskimo ve Polinez medeniyetleri, biri buzullarla, dieri okyanusla dier medeniyet havzalarndan ayrm bir yap arzederken, gebeler yerleik bir mekan tanmlamasna tbi klnamayacak zelliklere sahiptir. Sparta ise mekan olarak Osmanl ile kyas dahi edilemeyecek derecede snrl Mora yarmadasnn merkezindeki bir kara corafyasnn rndr. Bu rneklerin aksine, Osmanlnn ortaya kt, gelitii ve olgunlat mekan okyanus, buzul ve step gibi fizik snrlarla kuatlm deildir. Aksine, lman iklimin btn deiik trlerini kuatan bir eitlilie sahiptir. Akdeniz ve Karadeniz Osmanl's bir deniz, Dou Avrupa ve Krm-Don-Volga Osmanl's bir step, Msr ve Mezopotomya
31 A. Toynbee, a.g.e., c.1, s.196-197. 32 A. Toynbee, a.g.e., c.1, s.205-213. 33 A. Toynbee, a.g.e., c.1, s.55.

19
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

Osmanl's bir nehir, Kuzey Afrika ve Arabistan Osmanl's bir l, nihayet Anadolu ve Balkanlar Osmanls bir ova ve yayla mekann barndrr. Tek bir iklim ve fizik arta mahkum edilebilen Eskimo, Polinez ve Gebe medeniyetleri nin aksine, Osmanl medeniyet birikimini herhangi bir mekana hapsedebilmek mmkn deildir. u veya bu ekilde bir mekana indirgenemeyen bir medeniyet olgusunun btn de tek bir meydan okuma ve bu meydan okumaya cevap tekil eden tek boyutlu bir zmleme ile anlalamaz. Osmanl Devleti'nin farkl corafyalardaki deiik uygulamalar bunun en ak delilidir. nsan unsuru olarak da Osmanl Devleti'nin yeknesak bir deerlendirmeye tbi tutulabilmesi mmkn deildir. Toynbee'nin tahlilinde fizik artlarn meydan okumasna tepki olarak doan Eskimo, Polinez ve Gebe medeniyetleri de, Osmanl Devleti gibi insan unsurlarn meydan okumasna tepki olarak gelitii vurgulanan Isparta medeniyeti de, medeniyetin kaynakland ve daha sonra dayand insan unsuru asndan bir ya da birka temel toplulua (Dorlar, Grek Messenianlar gibi) indirgenebilir. Bunun aksine, Osmanl medeniyeti kadim kltrleri oluturan veya bu kltrlerin dnmesini salayan btn temel insan unsurlarn bnyesinde barndrmtr. Toynbee'nin tahlili Trkler dndaki Osmanl unsurlarnn tmn Ortodoks kategorisi altnda tek ve yeknesak bir nitede toplamakta ve devirme usulunun bu meydan okumaya cevap tekil ettiini vurgulamaktadr. Byk lde sadece Balkanlar iin geerli olabilecek olan bu ikili kategorik ayrma ve tahlilin, Kuzey Afrika berberilerinden Kafkas kavimlerine, Ulahlardan Yemenlilere kadar uzanan son derece geni bir corafyadaki son derece karmak bir insan unsuru iin ne derece geerli olabilecei tartma konusudur. lerleyen blmlerde de zerinde duracamz gibi, Osmanl'nn baars geleneksel kltrleri kendi bnyelerinde yaatan bu farkl insan unsurlarn kendi i btnlklerini koruyan ve yeniden retebilen bir st sistemik btnde birarada tutabilmesidir. Bu da tarih iinde istisna tekil eden bir tr hapsolma deil, kapsaml bir kuatclk sergilemektir. Bu anlamda Osmanl, gebe zihniyetin bir uzants olarak, tekdze bir sr-insan topluluu oluturmad; aksine farkllaan medeniyet birikimlerini kendi bnyesinde barndran bir eitlilik dourdu ki, Osmanl'nn belki de en nemli nitelii bu medeniyetleraras etkileim alann ortaya karm olmasdr. Osmanl'nn medeniyet tarihi iinde bir istisna olarak takdim edilmesi medeniyetler tarihi iindeki dikey (asrlar aras) ve yatay (ayn asrda toplumlar aras) mukayeseleri imkanszlatran ve Osmanl'y bu anlamda kendi asrlarna ve kendi mekanna hapseden bir sonu dourmaktadr. Osmanl'nn zgn zelliklerini ne kararak onu bir anlamda istisna bir olgu olarak tarihten soyutlamak ile Jacques Pirenne ve Gibbons rneklerinde olduu gibi Osmanl'nn zgn niteliklerini gzard eden yzeysel bir aktarm erevesi oluturmaya almak arasnda Osmanl'nn dnya tarihi iindeki konumunu anlamlandrma gl asndan byk bir

20
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

fark yoktur. Osmanl'y tarih bir istisna olarak gren bir baka rnekten hareketle ortaya koymak gerekirse, Braudel'in Osmanl mparatorluunu balbana bir dnya ve gerekte byk lekli kapal bir kale gibi grmesi,34 Osmanl sisteminin i ileyiini ve yaplanmasn d faktrlere direnerek srdrebilme kabiliyetini gstermesi bakmndan doru unsurlar ihtiva etse de, gerekte Osmanl'nn dikey olarak kendinden nceki ve sonraki tarih yaplarla, yatay olarak da varln srdrd asrlar boyunca ilikiye girdii toplumlarla olan etkileimini anlama abalarn temelsiz brakmaktadr. (ii) Bir Siyasal Aktarm Olarak Osmanl: Gibbons Yntemle ilgili tartmalarda vurguladmz gibi medeniyetler tarihi iinde bir olgunun balbana bir gelenek oluturabilmesi iin iki temel art vardr: sreklilik ve tutarllk. Sreklilik art tarih olgunun oluum ncesindeki kaynaklar ile oluum sreci ve olgunlama dnemindeki yaplar arasnda varolan kesintisiz bir devamll; tutarllk art ise bu olgunun ayn dnemde yaayan dier olgularla farkl bir i doku ile kendi iinde tutarl bir btnl gerekli klar. Bu adan bakldnda Osmanl Devleti'nin medeniyetler tarihi iindeki konumunu ve bu konumun bir taraftan dikey mukayese itibaryla sreklilik, dier taraftan yatay mukayese itibaryla tutarllk ihtiva eden zelliklerinin anlalmasn gletiren dier bir yaklam biimi de, Osmanl Devleti'nin daha nceki tek bir siyas yapnn, yani Bizans'n, sradan bir uzants olarak incelenmesidir. Bizantistlerin genel bir tavr olarak benimsedii bu yaklam biiminin modern Osmanl tarihileri arasndaki en tipik temsilcisi Herbert Adam Gibbons'dur.35 Osmanl kaynaklarn stanbul'un fethinden sonraki ge dnemin rnleri olarak gren, bu kaynaklar kullanan Hammer gibi tarihilerin yntemini yanl bulan, Bizans kaynaklarnn Osmanllarn menei ile ilgili hi bir bilgi vermediklerini, Avrupa tarihlerinin de Osmanl'nn kendilerine ciddi bir rakip olduklar dnemle ilgili kanaatler hakknda bilgi edinmek dnda nem tamadklarn iddia eden36 Gibbons'un aratrmasnn temel sorularn tanmlay biimi, bu yaklamn, Osmanl Devleti'nin tarih iindeki konumu ile ilgili ulaabilecei sonularn ipularn en banda vermektedir: "Reislerinin ismini alan ve Bizansllarla karlatklar ilk andan itibaren kendilerini baka reislerin etrafnda toplanan dier topluluklar34 Fernand Braudel, The Perspective of the World. c.3 Civilization and Capitalism 15th-18th Century, Los Angeles: University of California Press, 1992, s. 467. 35 Bizantistlerin ve Gibbons'un Osmanl Devleti'nin kuruluu ile ilgili grlerini sistematik bir zeti ve bu konudaki ilgili tartmalarn son derece zgn bir yorumu iin bknz. Cemal Kafadar, Between Two World: The Construction of the Ottoman State, (Berkeley: University of California Press, 1995), s.29-59. 36 Herbert Adam Gibbons, The Foundation of the Ottoman Empire: A History of the Osmanls up to the Death of Bayezid I (1300-1403), Oxford: Clarendon Press, 1916, s. 18.

21
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

dan ak bir ekilde ayrmak zorunda olduumuz bu topluluk kimlerdi? Bunlar, Osman'n siyas kariyerinin balangcndan itibaren herhangi farkl bir mill bilince sahip miydiler? Herhangi bir gemileri var myd? Kesin bir gaye ile mi devlet kurmaya yneldiler? Dmekte olan bir imparatorluun hayat alannn oluturduu uygun coraf konum dnda artc bir byme ve baar salamalarna zemin hazrlayacak baka herhangi bir sebep var myd?"37 Cevaplarnn da kendi iinde mndemi olduu bu sorular Gibbons'un teorik varsaymlarnn da ana hatlarn ortaya koymaktadr: (i) Osmanllar Anadolu'daki dier benzer gebe topluluklardan ayrd eden temel zellik Bizansla dorudan karlamalardr ve bu karlama olmasayd onlar da benzerleri gibi tarihte nemli bir rol oynamakszn kaybolur giderlerdi; (ii) bu topluluk mill bir bilince38 sahip olmad gibi din bir kimlie de sahip deildi; kendisi bir pagan olan Osman bey bile eyh Edebali ile karlatktan ve airetinin reisliini stlendikten sonra slam' kabullenmiti39 ve XIV. yzylda hzla ilerlemeleri dolaysyla Avrupa tarafndan bir millet gibi grlmekle birlikte Osmanllar kendilerini 1789 Fransz ihtilalinin tesirlerine kadar Trk olarak tanmlamamlard40; (iii) sadece 400 savadan oluan ve 1290 ylna kadar komular ile son derece barl ilikilere sahip olan Osman Bey'in41 bir devlet kurma amac ile ilgili bir belirti yoktur; (iv) ve nihayet "Osman ve halknn Bizansla temasa geene kadar hi bir tarihleri yoktu"42 ve (v) Osmanl Devleti, insan unsuru olarak, pagan Trklerle hristiyan Rumlarn sinkretik bir ortamda kaynamasnn rndr.43 Osmanl Devleti'nin kurulu srecini herhangi ortak bir topluluk ve tarih bilincine sahip olmayan pagan gebelerin yerleik Bizans ile temasa gemelerine indirgeyen bu varsaymlar Osmanl Devleti'nin medeniyetler tarihi iindeki konumu asndan iki nemli sonuca ulamaktadr. Birincisi, Osmanl Devleti zgn bir tarih tecrbenin rn deil, aksine Bizans'n sradan bir devamdr; ki bu sonu Osmanl'nn tarih srekliliini
37 Gibbons, a.g.e., s.19. 38 Gibbons'un mill bilinci (national conscioussness) bir kriter olarak kullanmas mill bilin ile devlet kurucu rol arasnda dorudan balant kuran ve XIX.yzyl Alman tarih yazmnda ne kan modern yaklam, mutlak bir yntemle geriye doru Osmanl'ya uygulamas bir yntem problemi olarak dikkat ekicidir. 39 "...Aka grlmektedir ki, Osman ve aireti St'e yerlemeden nce pagandlar. ...(Seluklularn aksine) sonraki glerle gelen Trkler bir ka nesil ran'da kalmakla birlikte, hi bir zaman slam'n tesiri altna girmemilerdi. (...) XII. yzyldan sonraki seyyahlarn rivayetleri bu airetlerin pagan zelliklerini desteklemektedir. (...) Bu Trkler her eyden nce derin din his ve kanaatlere sahip olmayan savalard.", Gibbons, a.g.e., s.25-28. 40 Gibbons, a.g.e., s.29. 41 Gibbons, a.g.e., s.28. 42 Gibbons, a.g.e., s.30. 43 Gibbons, a.g.e., s.50-53.

22
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

tek bir faktre indirgemekte ve alt asrlk bu birikimin kendine zg bir gelenek oluturma bakmndan hem sreklilik hem de tutarllk artn ortadan kaldrmaktadr. kincisi ise, Bat medeniyetinin sreklilik artnn salanmasdr ki, sradan bir taklit ve aktarm olarak Bizans'a eklemlenen Osmanl bylece bat medeniyetinin geleneksel medeniyet havzalar ile olan sreklilik irtibatn koparan bir unsur olma niteliini kaybetmektedir. Bu adan bakldnda Orhan Bey ile ilgili ikinci blmnn bal son derece ilgintir: "Yeni Bir Millet Oluuyor ve Bat Dnyas ile Temasa Geiyor"44. Gibbons'un Bizansllarla kararak yeni bir rk tekil eden ve daha sonra bat ile temasa geen Osmanl eklindeki yorumu, bat-eksenli tarihin en temel sreklilik problemlerinden birini zm oluyordu. Bat dnyas kavramnn Orhan Bey dneminde ne lde yeknesak ve kendi iinde tutarl bir kavram olduu meselesinin tartlmakszn bir veri olarak sunulmu olmas da, mutlak ve imdici yntem sapmalarnn bir baka tipik rneini oluturmaktadr. Osmanl'nn Bizans faktrne indirgenerek bat-eksenli tarihin sreklilik problematiinin almaya allmas bir baka nemli destek unsurunu da gerekli klyordu. Bu da Osmanl Devleti'ni oluturan insan unsurunun slam medeniyet birikiminden farkllatrlmasdr. Nitekim, Osman Bey ve evresinin yerleik slam kltrn benimsememi olan pagan gebeler olduunu iddia eden Gibbons, Osmanllarn hi bir zaman dn fanatik olmadklarn, onlarn meden dnyann yesi olamamalarnn temel nedeninin hristiyan kartlndan ok, yine dinlerinden kaynaklanan olumsuz unsurlar olduunu ifade etmektedir. Araplar klasik slam medeniyetinin kurucular, Trkleri de bu medeniyeti total barbarla dntren kan dkc bir millet olarak tanmlayan Jacques Pirenne benzeri batl tarihilerin aksine Gibbons'un Osmanl'nn kurucu unsuru olan pagan ve gebe Trkleri slam dininin olumsuzluklarndan45 ve Araplarn fanatizminden ayrtrmasna sebep tekil eden temel saik, Osmanl'y insan unsuru ve siyas gelenek olarak Bizans'n sradan bir devam olarak takdim etme abasdr. Bu yaklam bir taraftan Osmanl Devleti'ni bat ile eklemlenebildii lde tarih aratrmalarn nesnesi olarak ele alan yaklamlar beslerken, dier taraftan Osmanl Devleti'nin ncesi ve sonras ile olan sreklilik balarn son derece basit bir aktarm boyutuna indirgemektedir. Tek fak44 Gibbons, a.g.e., s.54 45 Gibbons mslmanlarn medeniyetten uzak kalmalarna sebep olan bu olumsuzluklarla ilgili olarak slam medeniyetinin insanlk tarihi iindeki yerini gzard eden son derece nyargl bir resim izmektedir: "Kuran'n ve slam retinin geneli ile ilgili soyut olarak ne sylenirse sylensin, onun pratik sonular cahillik, duraanlk, ahlakszlk, kadnlarn aalanmas, kaytszlk, irade felci ve diergamla tevik yetersizliidir. Btn mslman imparatorluklarn ve halklarn devasz bir d yaamalarnn sebepleri bunlardr" Gibbons, a.g.e., s.75.

23
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

tre indirgemekten kaynaklanan sreklilik problematiinin dier nemli bir yn de Babinger'in yaklamnda tezahr etmektedir. Osmanl'nn kurucu insan unsurundaki Trk-ran (aman-ii) sentezinin oluturduu harman46 temel faktr olarak ele alan Babinger, Seluklularn Maveraunnehir'deki kkenlerinden itibaren heretik ii ve Alev olduklarn, bu zelliklerinin ran'da pekierek Anadolu'ya tandn ve uzun sre geebe niteliini koruyan Osmanl'nn kurucu unsurunun da bu gemiten youn bir ekilde etkilendiini iddia etmektedir. Babinger'in tezi, slam medeniyetinin genel tarih aknn X. ve XI. yzyldaki baskn ii karakterinden zellikle XIV. yzyldan sonraki Snn karaktere geiindeki Seluklu-Eyyub konsolidasyonu gznne alndnda tarih gerekliklerle tam uyum gstermemektedir. Her iki yaklamn da ortak yn, Osmanl'y oluturan faktrler arasnda slam medeniyeti ile ilgili etkileri tal bir konuma indirgeyerek, dolayl bir ekilde slam medeniyetinin tarihlii ve sreklilii problematiini gndeme getirmesidir. Osmanl Devleti'nin Roma, Mool ve Abbasi emperyal geleneklerinin devam olarak gren Toynbee Osmanl'nn siyasal yap temelini tanmlamaya alrken kapsaml bir medeniyet etkileimi ve bu etkileimin zgn bir sentezinden ok pragmatik bir siyas tecrbe aktarmn n plana karmaktadr: "Osmanl imparatorluu farkl gelenei miras edindi. O, mslman Arap imparatorluunun, hristiyan Roma imparatorluunun mirassdr ve Avrasya steplerinden gelen oban gebe topluluklarn kk bir kolu tarafndan kurulmutur. (...) onlarn Mslman Arap imparatorluu miras bu gelenek iinde en az nemli olandr. (...) Osmanl Devleti'nin Roma miras ise ok daha nemlidir. (...) Romallarn kendi imparatorluklarn kurma ve tekrar tekrar canlandrma gc veren Roma pratiini devralma asndan Osmanl imparatorluu Roma imparatorluunun mirassdr."47 Otuzlu yllarda kaleme ald tarihinde Osmanl'y tarih kklerinden kopararak son derece soyut bir teorik erevede Eskimo, Polinez, Gebe ve Isparta medeniyetleri ile birlikte inceleyen Toynbee'nin yetmili yllarda sunduu bir teblide Osmanl'nn dnya tarihindeki yerini incelerken Roma balantsn ne karmas hem zerinde durulmas gereken nemli bir eliki, hem de bat-eksenli tarihin sreklilik problematiinin alabilecei deiik vechelerin arpc bir rneidir. Bu aktarmda Ortadou ve slam etkisinin aksine Roma mirasna yne-

24
DVAN 1999/2

46 Babinger'in bu grleri iin bknz. Franz Babinger, "Der Islam in Kleinasien: Neue Wege der Islamforschung", Zeitschrift der Deutschen Morgenlandischen Gesellshaft, 1922:1, s.126-152. Bu alma daha sonra Ragib Hulusi tarafndan Trke'ye evrilip Darulfnun Edebiyat Fakltesi Mecmuas'nda (1922:2, s. 18,221) "Anadolu'da slamiyat: slam tetkikatnn yeni yollar" balyla yaynlanmtr. 47 Arnold J. Toynbee, "The Ottoman Empire's Place in World History", Kemal, H. Karpat (ed.), The Ottoman State and Its Place in World History, (Leiden:Bill, 1974), s.21.

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

lik atflarn younluu ve ncelii48 bir taraftan Osmanl'nn tarih derinliini tek bir birikime yneltirken dier taraftan da bat-eksenli tek ynl medeniyet akna eklemlenebilecek bir Osmanl olgusunu mmkn klmaktadr. Bu adan bakldnda, yerli tarihilerin Osmanl'y Bizans geleneine indirgeme abasna ynelik tepkileri son derece hakl ve tutarl gerekelere dayanmaktadr. Osmanl'nn Bizans snr boylarnda ve Bitniya'da ortaya kan tek boyutlu bir kaynama ve aktarmla deil, Anadolu'daki btn Mslman ve Trk unsurlar kapsayan ok boyutlu bir sre ile anlalmas gerektiini vurgulayan Kprl Gibbons'un tezini salam delillerle rterek daha sonraki Osmanl aratrmalarnn yeni alanlara ynelmesinin nn amtr: "Yukardan beri izaha altmz vechile, Osmanl Devleti'nin kuruluu meselesenin imdiye kadar bir kmaz iinde kalmas, yalnz malzemenin azlndan, menbalarn kifayetsizliinden deil, hereyden evvel, tarih zihniyeti hi uygun olmayan hatal ve basit bir telakk neticesinde meselenin yanl vaz'edilmesinden kaynaklanyor. (...) Osmanl Devleti'nin kuruluunu, XIII. asrda Anadolu'nun imal-i garb mntehasnda Seluk-Bizans hudutlar zerinde yerletirilmi drtyz adrlk bir airete isnad ederek, bu hadisenin izah iin XIII ve XIV. asrlar Anadolu'sundaki siyas ve itima artlarn hi dnlmemesi, tarih bakmdan affedilmez bir hatadr. Osmanl Devleti'nin kurulduu coraf saha, Byk Okyanus ortasnda mnferit bir ada olmad gibi, burada yaayan insanlar da Seluklu Anadolu'sunun Trklerinden ayr bir unsur deildi. (...) Muhtelif vesilelerle sylediim gibi, Osmanl tarihi, umum Trk tarihinin erevesi iinde, yani sair Anadolu Beylikleri ile beraber Anadolu Seluk tarihinin bir devam gibi telakki ve tetkik olunursa, ancak o zaman, imdiye kadar karanlk kalan bir ok problemlerin anlalmas imkan hasl olur."49 Arnold Toynbee ve John Barker'in Osmanl'nn Roma birikimini nceleyen yaklam karsnda Halil nalck'n Osmanl'y Ortadou devlet tecrbesi ve birikimi erevesinde deerlendirerek otantik Ortadou gelenekleri ve zellikle de slam medeniyeti ile sreklilik vurgusunda bulunmas, Osmanl'y Roma miras asndan bat-eksenli tarihe eklemleme abalarna bir alternatif tekil etmektedir: "ncelikle vurgulamak gerekir ki, Osmanl Devleti tipik modelleri Avrasya steplerinde bulunabilecek olan bir gebe imparatorluu deildir. O, kkl idar ilkeleri ve kurumlaryla tipik bir Ortadou imparatorluudur. (...) Gebe unsurlar 13. yzyl
48 Bknz. Arnold Toynbee, a.g.m., s.21, 22, 23. Bizans aratrmacs John W. Barker'in A. Toynbee'nin makelesine yapt yorum ve kritikler de bu konuda ilgin ipular ihtiva etmektedir. Bknz. John W. Barker, "Comment", Kemal, H. Karpat (ed.), The Ottoman State and Its Place in World History, (Leiden:Bill, 1974), s.28-33. 49 Fuad Kprl, Osmanl Devleti'nin Kuruluu, Ankara:Trk Tarih Kurumu, 1959, s.22-23. Ayrca Osmanl zerindeki Bizans tesiri grlerine daha detayl tenkitleri iin Bknz. M. Fuad Kprl, Bizans Messeselerinin Osmanl Msesseselerine Tesiri, stanbul: tken, 1986.

25
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

Osmanl'nn u toplumunda nemli bir rol oynam olsalar da, Osmanl ksa bir sre iinde bir Ortadou devletinin temel yapsn tayan tipik bir slam sultanlna dnmtr."50 (iii) Bat-eksenli Tarihe Eklemlenme ve Osmanl: Wallerstein Tarihin olaylarn aktarmna dayal olaylar tarihi olmaktan karak tarih olgular sistematik ereveler iinde yorumlamaya ynelen bir bilim dal haline gelmesi, bu sistematik yorumlamay yapan znenin olaylar okuma biimi ile ilgili hermenetik bir problemi de beraberinde getirmitir. znenin iinde bulunduu medeniyetin tarih tecrbe birikiminden hareketle oluturduu aklayc modellerin dier medeniyet ve kltr havzalarna uyarlanmas, bu teorik modele uygun den kategorilerin oluturulmasn ve bu kategorileri anlaml klacak bir seiciliin benimsenmesini dourmutur. zellikle bu okuma biimlerinin ideolojik tutarllk problemi haline dnt byk lekli tarihselci ereveler bat-d havzalardaki tarihsel olgularn ynlendirici bir ekilde dizilmesini ve belli kurgular iinde anlaml olacak ekilde yeniden okunmasn gerekli klmtr. Bu teorik ereveler temelde bat medeniyetinin tarih servenini esas alan paradigma-ii modellerdir. Bu paradigma-ii modellerin btn insanlk tarihini kuatc idelojik/tarihselci kalplara dnmesi iin paradigmalar-aras uygulama alanlar oluturulmak istenmesi, paradigma-ii aklayc modellerin dnda kalan alanlar tek bir kategoriye indirgeyen yaklamlarn domas ile neticelenmitir. Bunun en arpc misali, bat kapitalizminin zelliklerinden hareketle bat medeniyetinin tarih servenine dayal geriye doru deterministik bir tarih erevesi oluturan ve bu tarih erevesine dayal olarak ileriye ynelik ideolojik nermelerde bulunan Marksist yntem ve bu ynteme dayal teorik erevedir. Bat kapitalizminin paradigma-ii seyrini ekonomi-politik diyalektik iinde aklayc bir modelle ortaya koyan bu yntem, bat-d havzalar da kapsayan byk lekli bir ideolojik/tarihselci modele dntnde bu modele uygun dmeyen btn gri uygulama alanlarn Asya Tipi retim Tarz kategorisi iinde incelemeye ynelmitir. Osmanl'dan in'e, Hind'den Japonya'ya kadar farkl dnemlerde farkl zellikler tayan bir ok farkl medeniyet olgusunu ok genel bir kategori iinde toparlama abas, aslnda bu olgularn sreklilik ve tutarllk arzeden unsurlarn gzard eden ar genellemeci bir tavr beraberinde getirmitir. Burada temel mesele bu olgularn anlalmas olmaktan karak bat-d toplumlarn bat-eksenli bir tarih modeline nasl eklemlenebilecei meselesi haline getirilmitir. Bu eklemleme abas kavramsallatrma, soyutlama ve genelleme gibi yntem problemlerinin tarih olguyu bir sre ve sreklilik iinde anlama abalarnn nne gemesi sonucunu dourmutur. Bat-d medeniyetler tarihini bat tecrbesine dayal modellere eklem50 Halil nalck, "The Turkish Impact on the Development of Modern Europe", Kemal, H. Karpat (ed.), The Ottoman State and Its Place in World History, (Leiden:Bill, 1974), s.53.

26
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

leyerek anlama abas gerek anlamda kapsayc bir insanlk tarihinin yazlmasn da engelleyen bir yntem amaz haline dnmtr. slam, Hint, in medeniyetleri gibi farkl medeniyetleri, iktisat tarihi asndan Marksist teorice bat kapitalizminin zdd ve ncl kabul edilen feodal ve Asya Tipi retim Tarz kategorilerine, siyaset sosyolojisi asndan Webergil teorice rasyonel brokrasinin zdd ve ncl kabul edilen patriarkal ve patrimonyal brokrasi kategorilerine, bilim tarihi asndan Comtecu teorice bilimsel dncenin zdd ve ncl kabul edilen teolojik ve metafizik dnce kategorilerine indirgeyerek anlayabilmek ve sistematik bir btnlk iinde yorumlayabilmek mmkn olabilir mi? Byle geni lekli kategoriler oluturarak, aslnda, medeniyetlerin tabii seyrini ve dnemsel ve blgesel farkllklarn yok eden, dolaysyla da insanlk tarihi iindeki konumlarn anlamszlatran bir yaklam bilimsel bir retorik ile evrenselletirilmektedir. Bu sreten belki de en olumsuz ekilde etkilenen medeniyet birikimlerinden birisi bat medeniyeti ile girdii cephe ilikisi dolaysyla btn bu kategorilerin kar kutbu gibi alglanan Osmanl olmaktadr. Bu eklemlenme problematiini byk lekli kategoriler oluturma bakmndan ok daha rafine ve titiz bir yaklamn rn olan Wallerstein'nn modern dnya sistemi teorisi erevesinde rneklendirebiliriz. nsanlk tarihindeki ekonomi-politik yaplar tek bir siyas sistemin kontrolndeki tek bir sosyal ekonomiye sahip olan dnya-imparatorluu ile bir ok devlet yapsn iinde barndrmakla birlikte tek bir sosyal ekonomiye dayanan dnya-ekonomi kategorileri iinde inceleyen Wallerstein, bat kapitalizminin rn olan modern dnya-sistemi ncesindeki ve dndaki yaplar dnya-imparatorluu iinde ele almaktadr.51 Farkl retim ve datm ekillerine sahip olan bu ikili modelin dnya-imparatorluu kategorisinde sermaye birikiminin maksimize edilmedii ve temel yeniden datmn siyas kararlarn bir ilevi olduu yeniden datc ve vergilendirici bir retim modeli hakimken, dnya-ekonomide sermaye birikiminin tek bana sosyal davrann bedelini kontrol ettii, dolaysyla da birleik bir siyas yap olmadan ileyebilen bir zellie sahiptir. Dnya-imparatorluu tarih seyir iinde yeniden datm srecinin siyas kontrolnn sosyo-teknik snrlarna doru geniledikten sonra klmeksizin ve dalmakszn statik bir yapya kavuurken, genileme ve daralmann tekrarlanan devirsel ritimleri ile ileyen kapitalist dnya-ekonomi sekuler ve izgisel bir ilerleme trendine sahiptir. Kapitalist dnya-eko51 Bu teorinin detay ve kavramsallatrmalar iin bknz. Immanuel Wallerstein, The Modern World-System, London:Academic Press, 1974, c 1. s.15-18. Ayrca bu kavramsallatrmann karlatrmal ok ksa bir zeti in bknz. Immanuel Wallerstein, "The Ottoman Empire and the Capitalist World-Economy: Some Questions for Research", Osman Okyar ve Halil nalck (ed.) Trkiye'nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi, Ankara:Hacettepe niversitesi, 1980, 117118. Bu makalenin tercmesi iin bknz. Osmanl mparatorluu ve Kapitalist Dnya-Ekonomi: Birka Aratrma Sorusu, (Ter. Ebru Afat), Bilim ve Sanat Vakf, Blten, 1999: 46, s. 16-22.

27
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

nomi ncesi yaplarda dnya-imparatorluklar etrafn saran dnya-ekonomilerini kendi iine ekerken, Avrupa-merkezli dnya ekonominin yaylmas ile birlikte yeni bir olgu ile karlalmtr: kapitalist dnya-ekonominin evresine eklemlenmi dnya-imparatorluklar. Teorinin z byle ortaya konunca tarih bir aratrma nesnesi olarak Osmanl ile ilgili aratrmann hedefleri ve snrlar da belirlenmi olmaktadr: Osmanl'nn genileyen bir dnya-ekonomi yapsna eklemlenme problematii. Immanuel Wallerstein bu problematii Osmanl ile ilgili sunduu bir tebliin giriinde son derece ak bir ekilde ortaya koymaktadr: "Benim problemim olduka basit. Zaman iindeki bir noktada Osmanl imparatorluu kapitalist dnya ekonominin dndayd. Zaman iinde ve daha sonraki bir noktada ise Osmanl imparatorluu kapitalist dnya-ekonomiye dahil edildi. Zaman iindeki bu noktalarn hangileri olduunu ve birinci zamandan (Z-1) ikinci zamana (Z-2) geiin hangi sre iinde yer aldn nasl bileceiz?"52 Wallerstein'n modern dnya sistemi teorisini ortaya koyduu eserinde Osmanl ile ilgili olarak yapt tahlil ve atflarn hemen hemen tm bu eklemlenme problematii ile ilgilidir.53 Osmanl ekonomisinin kapitalist ekonomik yaylma karsnda kar karya kald meydan okumalarn ve bu karlamann dourduu periferileme srecinin anlalmas bakmndan nemli kavramsal aralar salayan bu teori, Osmanl'nn medeniyetler tarihi balamnda genel dnya tarihi iindeki yerinin anlalmasn gletiren ve snrlayan dar bir eklemlenme problematiinin tesine geememitir. Bunda teorinin znde yatan zaaflar ve Osmanl olgusunun bu zaaflardan kaynaklanan nkabullerle incelenmesi etkili olmaktadr. Bir medeniyet birikiminin tmnn baka bir medeniyetin ekonomi-politik yapsndaki odaklamay eksen alan tek bir problematik asndan incelenmesi, ister istemez, o medeniyetin sreklilik ve tutarllk alanlarnn anlalmasnn nnde ciddi zihn engeller oluturmaktadr. Bu engellerin teorinin kendisi ile ilgili temel varsaymlarnn banda Avrupa'da kan bir ekonomi-politik yaplanmay merkez alarak bunun dnda kalan btn tarih olgularn tek ve son derece kapsaml bir dnya-imparatorluu st kategorisinde toplanmas ve bu kategorinin 5000 yllk bir imparatorluklar tarihi54 ile btnletirilmesidir. Teorinin Euro-centric (Avrupa-eksenli) karakterini eletiren Andre Gunder Frank ve Barry K.Gills'in55 bat-eksenli tarih emalarna ve dier insanlk tecrbelerini bu

28
DVAN 1999/2

52 Immanuel Wallerstein, "The Ottoman Empire and the Capitalist World Economy", s. 117; Blten, s. 16. 53 Deiik dnemlerle ilgili iki arpc rnek iin bknz. The Modern World System, c.1, s.68 ve 302; c.3, s.129. 54 Wallerstein, The Modern World System, c.1, s.15 55 Wallerstein'in bu eletirilere cevab iin bknz. Immanuel Wallerstein, World System Versus World-Systems", A. G. Frank ve B. K. Gills, The World System: Five Hundred Years or Five Thousand?, Londra: Routledge, 1993, s.292-297.

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

eksene eklemleme abalarna ynelik eletirilerinin biri teorinin kavramsal ve analitik aklaycl, dieri tarih olgularla tutarll asndan iki nemli boyutu vardr. Birinci boyut modern dnya sistemi tanmlamasnn mutlak bir soyutlama kalb ile daha nce benzeri grlmeyen bir tarih olgu olarak ele alnmas ve dier btn olgularn tek bir kmede toplanmasdr. Bylesi bir mutlak soyutlamaya kar kan Frank ve Gills, bata Wallerstein tarafndan modern dnya sisteminin differentia specificae (alamet-i farika)s olarak takdim edilen srekli kapital birikimi olmak zere, ortaya konan temel zelliklerin batya zg olmadn ve binlerce yllk bir gemie sahip olduunu vurgulamaktadrlar.56 kincisi ise bu soyutlamann tarih olgularla uyumudur ki, Frank son derece hakl olarak dnya iktisat tarihi verilerinin Avrupa'nn son beyz yl iinde mutlak egemen olduu varsaymlarn rttn sylemektedir: "Modern dnya sisteminde Avrupa hegemonyas denilen olgu gelimesi itibaryla ok ge bir dneme aittir ve hi bir zaman mutlak anlamda tamamlanamad gibi tek kutuplu da deildir. Gerekte, Avrupa yaylmaclnn ve gelimi kapitalizme ynelen basit birikimlerin dnemi olarak kabul edilen 1400-1800 yllar arasndaki dnemde dnya ekonomisi hala Asya etkisi altndadr. inli Ming/Qing, Trk Osmanl, Hint Mool ve ran Safev devletleri bu dnemde ekonomik olarak son derece gldrler. Bu devletlerin Avrupa karsndaki gerilemeleri bu dnemin sonlarnda ve daha sonraki dnemlerde gereklemitir."57 Abu Lughod'un XIII. yzyl dnya sistemi iinde iie gemi ekilde i ileyilerini srdren sekiz blgeye dayal tahlili de, tek eksenli siyas niteleri aan bir ekonomik aktivite alannn modern dnya sisteminin yaylmasndan nceki varln gstermesi bakmndan modern tarihin sadece Asya'nn Avrupa'ya eklemlenmesi eklinde sunulmasnn tarih verilerle uyumsuzluunu ortaya koymaktadr.58 Bu metodolojik ve olgusal problemler, bat tecrbesini esas alarak gelitirilmi teorik modeller kullanarak bat-d havzalarn tarihini bat-eksenli tarihe eklemleme abalarnn yol aabilecei anlama, okuma ve yorumlama amazlarn ortaya koymaktadr. Ayrca bylesi bir eklemleme abas ister istemez kendisine eklemlenen merkezi aktif, merkeze eklemlenen evreyi pasif grme varsaymn ve bu varsaym tarihin derinliklerine doru yayma abasn dourmaktadr. Yazmzn banda ele aldmz
56 A.G. Frank ve B. K. Gills, "The 5000-Year World System: An Interdisciplinary Introduction", The World System: Five Hundred years or Five Thousands?, s. 3. 57 A. G. Frank, ReOrient:Global Economy in the Asian Age, 166. 58 Janet L. Abu-Lughod, Before European Hegemony: The World System A.D. 1250-1350, Oxford:Oxford University Press, 1989 ve J. Abu Lughod, "The World System in the Thirteenth Century: Dead-End or Precursor", Islamic and European Expansion, (ed.) Michael Adas, Philadelphia: Temple University Press, 1993, s.75-103.

29
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

zne-nesne problematiini metodolojik bir amaz haline dntren bu varsaym ayn zamanda Toynbee'nin deien bat deimeyen dou denklemlerini de devreye sokmaktadr. (iv) Batnn Kar-kutbu Olarak Osmanl: Jacques Pirenne Sreklilik problematii ve Osmanl'nn bu problematik iinde almas g bir engel tekil etmesi Osmanl'y batnn kar kutbu olarak gren ve baty merkez aldka Osmanl'y tarihin dna iten yaklamlar beslemitir. Jacques Pirenne'nin insanlk tarihine bakn bu konuda tipik bir rnek olarak incelemek suretiyle bu sreklilik problematiini ve Osmanl'nn bu problematik iindeki roln arpc bir ekilde ortaya koyabiliriz. The Tides of History (Tarihin Gelgitleri) balkl eserinde antik medeniyetlerden bugne tarihin akn ve istikametini gstermeye alan Jacques Pirenne'nin bat kavramn kullan biiminde bu sreklilii antik dnemin derinliklerine doru indirme abas ok bariz bir ekilde, kimi zaman da zorlama hissi veren tanmlamalarla, kendini gsterir. Onun iin Fenikelilerin Akdeniz zerinde ticaret yollarn ve aralarn yaymalar Bat'nn kefidir;59 Sicilya-Yunan ve Kartaca-ran koalisyonlarnn karlamas bir tr dou-bat karlamasdr;60 ran karsnda Yunanllarn ve Sicilya'nn deniz ticaretindeki egemenlii batnn uluslararas ticarette neminin artdr;61 Msr bireycilii Yunan medeniyetinin (dolaysyla batnn) nn amtr;62 Byk skender Bat ve Avrupa ile dier ticaret yollarn birletirmitir63. Bu tarih yazmndaki gizli varsaym bugnk Avrupa ve Bat kavramsallatrmalarnn sanki tarihin derinliine doru giden objektif ve kalc tanmlamalar olduudur. Kimi zaman Avrupa, kimi zaman Akdeniz, kimi zaman Akdeniz'in sadece bats veya kuzeyi, kimi zaman da Yunan-Roma hatt olarak alglanan bat tanmlamalar, bir yn tasvirinden ok bir medeniyet sreklilii imajn uyandrmaya yneliktir. Etkin ticaretlerini yaymaya alan Fenikelilerin deniz yolunun tabii istikameti olarak batya ynelmelerinin baty ve Avrupa'y keif gibi bir gayret olup olmad, Sicilyallarn Kartaca karsnda Yunanllarn ran karsnda kendilerini batnn temsilcisi olarak grp grmedikleri, Akdeniz ticaretindeki Sicilya egemenliinin bir denizin merkezindeki adann tabii bir konumundan kaynaklandn ve batnn ykselii gibi bir kavramla nasl ilikilendirilebilecei gibi sorular bu sreklilik problematiinin glgesi altnda kaybolmaktadr.

30
DVAN 1999/2

59 Jacques Pirenne batnn kefi olarak grd bu ticar genilemeyi Amerika'nn XV. yzylda Avrupallar tarafndan kefedilmesi ile kyaslamaktadr. bknz. Jacques Pirenne, The Tides of History (ter. Lovette Edwards), Londra: George Allen and Unwin, 1962, c.1, s. 114. 60 Pirenne, a.g.e., c.1, s. 206-207 61 Pirenne, a.g.e., c.1, s.205-209. 62 Pirenne, a.g.e, c.1, s.216-223. 63 Pirenne, a.g.e., c.1, s. 235.

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

Genelde slam medeniyetinin zelde de Osmanl'nn, coraf ve tarih sreklilik unsurlarna ramen, bu emada mmkn olduunca gzard edilmesi bu problematiin ok arpc bir sonucudur. Abbas Devleti'nin Msr, Babil ve ran kkenlerine yaplan vurgu, slam medeniyetinin zgnln reddeden, dolaysyla da antik dnem ile modern bat arasndaki konumunu sradan bir aktarma indirgeyerek sreklilik problematini amaya alan tavr yanstmaktadr: "Araplar ondan sonra da Mslmanlar, meden dnyaya yeni hi bir ey getirmemilerdir. Dou medeniyetlerinin son yan rn olan slam hereyi onlarn kurduklarndan ald. Dini bile Yahudilik ve Hristiyanlktan kaynakland; sanatlar ise Bizans ve ran slubunun bir sentezinden ibaretti." slam medeniyetine ynelik bu tavr Trkler szkonusu olduunda daha da keskinlemektedir. Seluklu Trklerinin Ortadou'ya girilerinin Pirenne tarafndan klasik kltrlerin bir aktarm eklinde devam olan slam medeniyetinin byk ve lmcl bir yara alarak de gemesi ve batnn ykselmesi ile birlikte ele alnmas tek bir varsaym tarih bir gereklikmiesine takdim etmeye yneliktir: Genelde Trkler zelde de Seluklu-Osmanl izgisi, medeniyet akndaki bat istikametindeki sreklilii kesintiye uratan bir unsurdur.64 Bu erevede Pirenne'ye gre hi bir medeniyetle irtibat olmayan Trklerin oluturduu65 Osmanllar bir devlet deil askeri bir kland66 ve varoluu da sadece askeri gce balyd67. Pirenne'ye gre tahripkarlk ve siyas dzenin kiisellii bakmndan Moollarn devam68 olan Osmanllarn tarihteki en ciddi etkilerinden birisi de Avrupa ile Asya'nn balantlarn kesmesiydi ve bunu da Akdeniz'de seyreden Barbaros benzeri korsanlar araclyla yapmt69: "Constantinople'un 1453'de Trkler tarafndan, Granada'nn da 1492'de Amerika'nn kefedildii ylda spanyollar tarafndan aln Akdeniz ilikilerinin dou dnyasndan kopuunu beraberinde getirdi. Drtyz yldr doudan batya ynelen akm bylece XV. yzylda sona erdi. Osmanl mparatorluunun kltrsz ve kanl ilkellii Bat ile Asya arasnda almaz bir engel gibi ykseldi ve bir ok klasik medeniyetin Ortadou'da gerekletirdii refah ve kemali de tahrib ettii iin Avrupa'ya hi bir ey aktaramad. Oriental gelenein
64 Pirenne'nin Anadolu Seluklularn Konya'ya yerlemeleri ile ilgili yarglar Trklerin klasik dnemden batya uzanan sreklilii bozan bir barbar istilas olarak grdn ortaya koymaktadr: Onlar (Seluklular) gebeler olarak blgenin tarmn tahrip ettiler ve btn lkeyi bir stepe evirdiler. Yunan medeniyetince dnyann en meden blgelerinden birisi klnan Anadolu bir ka yl iinde tam bir kll barbarla dnt. Jacques Pirenne, a.g.e., c.2, s.108 65 Pirenne, a.g.e., c.2, s.392-3 66 Pirenne, a.g.e., c.2, s.310 67 Pirenne, a.g.e., c.2, s.393 68 Pirenne, a.g.e., c.2, s.390. 69 Pirenne, a.g.e, c.2, s.389-390

31
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

ar rasyonel bir bak asn yumuatan tefekkr hnerinden, hogrsnden ve huzurundan oluan muhteem, mkemmel ve ruhan zellikleri Trkler tarafndan yok edildii iin Avrupa'ya da ulaamad ve Avrupa dnyann btn okyanuslarn fethederken Asya ile btn ilikilerini fiilen kaybetti. Onu da bir daha anlayamad ve anlamak da istemedi. Onun teknik ve bilimsel stnl Asya'ya birey sormasna da engel oldu. Ak tersine dnd. Bat asrlarca dncelerini Dou'dan almt; ancak km ve uykuya dalm olan Dou'nun artk Bat'ya verecek bir eyi yoktu ve gelecekte ondan teknik stnln hnerlerini almak isteyecekti. Bu gerei farkedemeyen Bat, Dou'nun binlerce yllk medeniyetinden kopmak suretiyle byk bir zarar grd. Bat, Dou'nun fantazisini kaybetmekle demir bir materyalizme yneldi."70 Bat'nn materyalizme ynelii ve bunun dourduu olumsuz sonular iin bile Osmanl'y sorumlu tutan bu yaklam, bat-merkezli tarih anlaynn insanlk tarihine, dolaysyla da Osmanl tarihine, bakndaki zaaflar herhangi ek bir yoruma bile gerek kalmakszn ortaya koymaktadr. Bu yaklamn temel varsaymlarn tarih gereklik asndan sorgulamakszn Osmanl'nn bat tarihileri iin niin ihmal edilmesi, ya da insanlk tarihinin dna itilmesi gereken bir olgu olarak grldn anlamak gtr. Pirenne'nin en temel varsaym asndan ele alndnda u sorular kanlmaz olarak gndeme gelmektedir: Bat neresidir ve niin tarih batya doru ya da baty eksen alarak akmak zorundadr? Modern bat medeniyetinin Bat Avrupa ve Atlantik kylarnda olutuu gerei gznnde iken, Akdeniz ve onun evresinde oluan medeniyetleri batnn doal bir paras olarak grp Ortadou medeniyetlerini batnn esin kaynaklar olarak deerlendirirken, hem Ortadou hem de Akdeniz'de son ondrt asrn en hakim medeniyet havzalarndan birini oluturan slam medeniyeti ve onun son byk harmanlaycs olan Osmanl birikimi nasl ve hangi gereke ile bu coraf ve tarih srekliliin dna itilebilir? Modern bat medeniyetinin merkez oluum alann tekil eden Bat Avrupa'da, daha spesifik ifadelerle Londra-Paris-Berlin hattnda, modern dneme kadar bat medeniyeti olarak isimlendirilebilecek herhangi bir yerleik medeniyet olgusu var mdr? Bu sorular nicelik olarak artrlabilir; nitelik olarak da derinletirilebilir. Ancak, btn bu abalarda bat-merkezli bir tarih yazmnn kanlmaz bir ekilde kar karya kald sreklilik problemini her an gznnde bulundurmak gerekir. Bunu dnce tarihinden arpc bir baka kyasla gsterebiliriz. Modern bat dncesinin ve siyaset geleneinin ncs kabul edilen Makyavel'in dnce kaynaklar ve referanslar ile Osmanl'nn hakimiyet dneminin klasik dnrlerinden kabul edilen Knalzade'nin dnce kaynaklar ve referanslar arasndaki farklar bu yargmzla ilgili nemli ipular verebilir. Makyavel'in Prens'inde71 tarihi referanslar
70 Pirenne, a.g.e., c.2, s.393-4. 71 Niccolo Machiavelli, The Prince, ter. Luigi Ricci, Oxford: Oxford University Press, 1935.

32
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

hemen hemen tmyle Roma ve Kilise tarihi ile snrldr. Roma imparatorluu gibi kadim kltrleri kendi sinkretik atmosferinde barndrm bir gelenein merkezinde bulunmak dahi Makyavel'in dnce ve siyaset referanslarn Roma ncesine ve tesine tayamamtr. Knalzade'nin Ahlak- Alai'sinde72 ise kadim Mezopotamya'dan ran geleneine, brahim gelenekten Yunan'a kadar son derece kapsayc ve iselletirici bir referans zenginlii vardr. Bugnk yaklamn aksine, Knalzade iin mesela Eflatun ve Aristo Avrupa'ya ait olmad gibi, kadim kltrn nemli kaynaklar olarak Osmanl'nn tabii tarih referanslar arasnda yer almaktadr. Hemen hemen ayn dnemlerde yazlan bu iki eserin referanslarndaki farkllama, her iki medeniyet havzasnn modernitenin balangcndaki tarih referanslar ile bu referanslardaki deiimi gstermesi bakmndan son derece ilgin bir kyas tekil etmektedir. Bat medeniyetinin ekonomipolitik egemenlii pekitike insanlk tarihinin bat-eksenli bir tarzda yeniden ina edilmesi sreci ivme kazanmtr. Bu ina faaliyeti ile, bata Yunan medeniyeti olmak zere antik kltr kkenleri ilerlemeci tarih felsefesi erevesinde modern batda sona erecek ekilde yeni bir tarih kurguya oturtulmutur. Bu yeni kurgu ile eski Yunan kaynaklar felsefe ve bilim tarihi zerinden, brahim Ortadou gelenei kutsal kitap literatr zerinden, Mezopotamya ve Msr gelenekleri gerek bilim tarihi gerekse arkeoloji zerinden Avrupa'ya eklemlenirken, bata Osmanl olmak zere bu birikimlerin tarih ve coraf srekliliini kendi bnyesinde barndran medeniyet olgular tarih ak seyrinin dna itilmilerdir. 2. Osmanl Havzas Toplumlar in Tarih Sreklilik Problematii: Ulusal Tarih Yazm ve Osmanl'dan Arnma ya da "Tarihsizleme" Ulusal tarih yazm bu dlama srecini daha da olumsuz bir ynde etkilemitir. Osmanl'ya kar Avrupa destei ile balatlan Yunan isyanndan Kbrs olaylarna kadar geen yaklak yzelli yllk srete ortaya kan ve gittike trmanarak keskin bir "teki" kalbnn gelimesine yol aan Trk-Yunan gerginlii, Fransz devrimi ile ortaya kan ulusal tarih yazmlarnn tarih idraklerini ne ekilde etkileyebileceini ve deitirebileceini gsteren en arpc rneklerden birini oluturmaktadr. Yunan isyan srasnda ortaya kan anti-Osmanl ve anti-Trk drtlerden kaynaklanan psikolojik atmosfer hem Yunan medeniyetini Avrupa medeniyetinin ncl sayan yaklamdan beslenmi hem de bu yaklam XIX. yzyl tarih emalarnn merkezine oturtan bir etki yapmtr.73
72 Knalzade Ali Efendi, Ahlk- Ala: Devlet ve Aile Ahlak, stanbul:Tercman 1001 Temel Eser, tarihsiz. 73 Bu atmosfer Yunan isyanna bata olumsuz bakan Goethe'yi bile etkilemitir. Bu konudaki ilgin bir deerlendirme iin bknz. William J. McGrath, "Freedom and Death: Goethe's Faust and the Greek War of Independence", Michael S. Roth (ed.), Rediscovering History: Culture, Politics and Psyche, (Stanford:Stanford University Press, 1994), s.102-121.

33
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

Siyasal alanda ortaya kan "teki" idraki, zamanla, medeniyet tarihi alglamalarna da egemen olmu ve Yunan medeniyeti Avrupa'ya eklemlendike kadim kltrlerin dou havzalarndan uzaklam ve bu havzalarn etkileim hattn oluturan Osmanl'nn kar kutbuna oturmaya balamtr. Msr ve Mezopotamya'dan beslendikten sonra Yunan'da doan, dier kltrleri etkileme alanlarna batya doru deil, Byk skender dneminde douya doru gerekletiren ve bata skenderiye ve skenderun olmak zere skender'e atfen kurulan sinkretik ehirlerde dou kltrnn harman ile yeni muhtevalara brnen, slam medeniyeti ve Osmanl asrlar ile yeni bir kadim kimlik kazanan Yunan medeniyet birikimi bateksenli tarih emas iinde neredeyse tarihin balangc olarak Avrupal bir nitelik kazandka, bu kopu sreci hzlanmtr. Bylece Yunan isyan ncesindeki Osmanl kimlikli Rum ile modern Yunan milliyetisinin74 kendi tarihini idraki arasnda ciddi bir fark domutur. te yandan, Yunan birikimini kadim kltrn paras olmak hasebiyle kendinden sayan Knalzade benzeri klasik Osmanl aydn ile Yunan' modern dnemdeki siyas kartln simgesi olarak gren Trk aydn arasnda da ciddi bir idrak farkllamas olumutur. Yunan klasiklerinin 1940lardaki tercme faaliyetleri ile tekrar kefedilmesi, bu tavrn deitiinin iareti olarak grlmemelidir. Hasan Ali Ycel dnemindeki yaklam, Knalzade'nin tavrndan, temelde ayrlmaktadr. Knalzade Yunan dnrlerini kendi tarih paradigmasnn tabii unsurlar olarak grp dnce ve zihniyet dzeyinde iselletirirken, 1940lardaki yaklam ayn klasikleri baka ve stn bir medeniyete, yani Bat ya da Avrupa medeniyetine, iltihakn ncelikli art olarak gryordu. Bat-eksenli tarih paradigmasnn aktarm bylesi bir medeniyet iltihaknn paras olarak grld iin, Osmanlnn tarihin dna itilmesi sreci Osmanl dnce mirasnn devam olan aydnlarca da benimsenmi oldu. Bu adan bakldnda, Eflatun ve Aristo bugn bir Trk aydn iin, Knalzade'nin yaklamnn aksine, dlayc bir kimlik ile okunmakta ve deerlendirilmektedir. Aslnda, kltrel sreklilik iinde ok daha iselletirilerek okunmas gereken Knalzade'nin kendisi de, bu dlayc okumaktan nasibini almaktadr. Dolaysyla, Osmanl Devleti'nin dnya tarihi iindeki yerinin anlaml bir ereveye oturtulamamas, bat tarih bilinci kadar yerli tarih bilincini de sarsan sonular dourmutur. Eitim mfredatnda tarihe nemli bir arlk vermekle birlikte talebelerin zihinlerinde gerek genel tarih gerekse Osmanl tarihi ile ilgili bir tarih bilinci kuramayamzn temel sebebi de budur. Hatta kimi zaman modernleme sreci ile ilgili tarih yazmnda "teki" tanmlamas Yunan ve Rus gibi srekli atma iinde olunagelen d unsurlardan ok Osmanl iin kullanlagelmitir. William McNeill Trklerin Osmanl mazisini ulusal mirasn bir paras olarak grmezken Yunanllarn Bizans gemiini tmyle kendilerine mal etmesini garip bir
74 Bu dnmn seyri iin bknz. Arnold Toynbee, A Study of History, c. 1. s.158162.

34
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

eliki olarak deerlendirmekte ve Trklerin ulusal kltr oluturabilmek iin Osmanl dneminin kalc izlerini silme abasna ynelik tavrlarnn Osmanl almalarn olumsuz ynde etkilediini vurgulamaktadr.75 2 Temmuz 1932 ylnda gerekletirilen Birinci Trk Tarih Kongresinde Trk Tarihi Tetkik Cemiyeti Reisi ve stanbul Mebusu Akuraolu Yusuf Bey'in Ali Reat Bey'in Tarih-i Umumsini tenkit ederken ortaya koyduu bak tarz batdan alnan metodolojik kalplarla Osmanl'ya yaklamann dourduu tarih bilinci sapmasn ak bir ekilde ortaya koymaktadr: "..Ali Reat Bey ve dier tarihi umum telif eden meslektalarmz, Fransz tarihi umumi kitaplarn pek czi tadillerle aynen tercme etmilerdir. Onlarn zikrettikleri vakalar, o vakalarn teselsl tarzn ve bu teselslden istihdaf ettikleri gayeleri iyice tetkik szgecinden geirip zerlerinde bir mddet dnmeye pek de lzum grmemilerdir. Bunun neticesi olarak, mekteplerimizin dne kadar resmi ders kitaplar olan bu kitaplarda Fransz tarihilerinin muayyen gayelerine gre yaplan inai tarih hakim ve nafiz bulunmaktadr. Daha ak bir ifade ile, Trk mekteplerinde dne kadar, dikkatsizlik eseri olarak, Avrupann ve bilhassa Fransann dnyaya nazar tedris ve telkin olunmutur. (...) Her tarafnda fikirce Fransz, ibarece Trk bir eser olduu tebarz etmektedir: Mesela Me'mun'u mukayese iin XIV nc Louis'den baka bir ahs bulamamtr! Halbuki XIV nc Louis Trklere Me'mun'dan ziyade malum deildir. Trklere Me'mun devrini anlatmak iin bir Trk hkmdarndan, mesela Kanuni Sleyman'dan bahsetmek lazmd. Ekser mverrihlerimiz gibi Ali Reat Bey de Arab mslmanlarla kartrp slam medeniyetine Arap medeniyeti diyor..."76 zetle, Osmanl'nn tarih d bir alana itilmesi, insanlk tarihini batdan ald metodolojik ve teorik kalplara gre okumaya alm dou aydnlar ve zellikle de Osmanl havzas iinde kalan Trk, Arap, Bonak, Arnavut v.b. uluslarn aydnlar iin bu tavr, niha anlamda tarihsizleme ile noktalanacak ekilde tarihi sreklilikten koparak tarih bilincini kaybetmek anlamna gelmektedir. Kendisini Osmanl tarihi ile ilikilendirdiinde modernite ile atan, Osmanl ile ilikilendirmediinde de tarih bir boluk iine den bu yaklam tarz iin Osmanl engeli daha da dayanlmaz boyutlardadr. Albert Hourani bu amazn Arap tarih bilinci zerindeki tarihsizleme etkisini arpc bir ekilde ortaya koymaktadr: "Arap tarihi ile ilgili eski kitaplarda bu dnemle (Osmanl dnemi 1516-1918) ilgili fazla bir ey bulamazsnz. Ben bir keresinde bu Arap tarihlerinden en nemlilerinden birinin yazarna bu dnemi niin kitabnn dnda braktn sorduum75 William McNeill,"The Ottoman Empire in World History", Kemal Karpat (ed.) The Ottoman State and Its Place in World History, s.35-36. 76 Birinci Trk Tarih Kongresi, Konferanslar Mnakaalar, Matbaaclk ve Tekilat Trk Anonim irketi, stanbul: 1932, s. 598-600. Alnt yaplan metinde imla aynen muhafaza edilmitir.
DVAN 1999/2

35

Ahmet DAVUTOLU

da bu asrlarda aslnda bir Arap tarihinin fiilen olmad gerekesini ileri srmt. (...) Ortadou'nun dn temelli eski dzeni yerine ulusal sadakate dayal yeni bir dzen kurmak isteyenler, btn dier devrimciler gibi, yakn gemii knamak iin uzak gemii kullanmay tercih etmilerdir: Araplar Osmanl'ya kar ilk dnem slam tarihine, Msrllar Firavunlara, Hristiyan Lbnanllar Fenikelilere, Trklerin kendileri Osmanl ve Arap dnemlerini aarak Hititlilere, ranllar emperyal gemilerine, Yahudiler diasporadan antik Filistin'e bavurdular."77 Balkanlarda da durum ok farkl deildir. slam ansiklopedisinin Osmanl maddesinde Balkan halklarn asrlarca tarihsiz kalm halklar olarak tanmlayan C.E. Bosworth'a Cemal Kafadar'n ynelttii soru son derece hakldr: Bu tanmlama erevesinde bir tarihi Mslman Slav ve Arnavutlar nereye koyabilecektir?78 Aslnda tarih gereklikler ak bir ekilde ortaya koymaktadr ki, Osmanl tarihi anlalmakszn ve Osmanl kaynaklar kullanlmakszn Avrupa, Ortadou ve Balkanlar tarihi de anlalamayaca gibi bu blgelerdeki uluslarn ulusal tarihi de yazlamaz.79 III. Osmanl Tarihi'nin Yeniden Yorumlanmas: Kanun Kadimden Yedi klime Medeniyetleraras Etkileim80 1. Osmanl ve Zaman-Mekan draki Bat-eksenli tarih inasnn belki de en iddial ve en nyargl varsaym
77 Albert Hourani'nin de hakl olarak belirttii gibi bu ulusal tarih yazmnda modern dnemdeki Osmanl kartlnn ciddi bir etkisi olmutur. Mesela Jean Jacque Rousseau Araplarn Trk barbarlarn egemenliinde olmasn esefle kaydederken, John Henry Newman Lectures on the History of the Turks isimli eserinde barbar Trklerin, gerek anlamda meden bir devlet olan ilk dnem slam hilafetini Araplardan gasbettiini iddia etmitir. Albert Hourani, "The Ottoman Background of the Modern Middle East", Kemal, H. Karpat (ed.), The Ottoman State and Its Place in World History, (Leiden:Bill, 1974), s.61. 78 Cemal Kafadar, Between Two World: The Construction of the Ottoman State, s.21; Ayrca Cemal Kafadar'n ulusal tarih erevesinde kimlik meselesi ile ilgili son derece nemli tahlilleri iin bknz., a.g.e., 19-28. 79 Osmanl arivlerinin deiik toplumlarn tarihinin anlalmas asndan nemi konusunda Bernard Lewis'in bir dizi makalesi iin bknz. B.Lewis, "The Ottoman Archives, a Source for European History, Supplement to Research Bibliography, Middle East Institute, 1956, s. 17-25; "The Ottoman Archives as a Sourcefor the History of the Arap Lands", JRAS, Londra:1951,s.139-155 ve "Notes and Documents from the Turkish Archives: A Contribution to the History of the Jews in the Ottoman Empire", Oriental Notes and Studies 3. Jerusalem 1952, s.1-52. Osmanl arivlerinin blgesel ve ulusal tarih yazmndaki nemlerini vurgulayan bu ilk rnek almalar daha sonra toplu bir ekilde Studies in Classical and Ottoman Islam (Londra:Variorum, 1976) balkl eserde yer almtr. 80 Bu erevede zet bir alma Trk Tarih Kurumu'nca tertip edilen 1999 ylnda Osmanl'nn 700. Yl mnasebetiyle tertip edilen XIII. Trk Tarih Kongresi'nde "Medeniyetleraras Etkileim ve Osmanl Sentezi" balkl bir tebli ile sunulmutur.

36
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

bat-d medeniyetlerin zaman ve mekan idrakinden, dolaysyla tarih ve corafya bilgisinden, yoksun olduklar kanaatidir. Bu varsaym ylesine yaygn ve ylesine etkili bir nitelik kazanmtr ki, bat-d medeniyet havzalarnn smrgecilikle mekanlarndan, smrgecilikle birlikte gelien zihniyet dnm ile de tarihlerinden kopuunu meru hale getirmitir, nk olmayan bir idrakten kopu meselesi de olmaz. Page Smith'in, tarih idrakini bat medeniyetinin ayrdedici vasf olarak grmenin de tesinde bat-d medeniyetleri tarihsiz olarak nitelemesi81, tarih idrakini batya has klmann en arpc misalini tekil etmektedir. Antik medeniyetleri ve Hind'i tarihsiz, Msr ve Bat medeniyetlerini tarih idrakine sahip medeniyetler olarak deerlendiren Spengler'in82 de yapt tarihli-tarihsiz medeniyetler tasnifi, Osmanl ile ilgili en ifrat eklini Gibbons'un yaklamnda bulmutur: "Osman ve halknn Bizansla temasa geene kadar hi bir tarihleri yoktu"83. XVI. Yzylda Kanuni'ye gnderilen Habsburg elisi Busbecq tarafndan da dile getirilen bu gr84 sadece Trklerin gemie dnk tarih idraklerinin ve sreklilik tasavvurlarnn yokluu anlamna gelmemektedir. Gemie dnk tasavvuru olmayan kltrlerin bugn varolan ve gelecee dnk sreklilik arzedebilecek kapasitede zleri, hayat formlar ve unsurlar da olamaz. Osmanl'nn kurucu unsuru olan Mslman Trklerin tarih idraklerinin olmamas demek, Bizans'n Osmanl formunda sreklilii demektir ki, bu varsaymlar Iorga tarafndan veciz bir formle indirgenmitir: Byzance apres Byzance (Bizans sonras Bizans)85. Tarih idrakinin bat medeniyetine has olduu varsaym ile btnlk arzeden dier bir varsaym da yerkreyi kuatan mekan ve corafya idrakinin de batya has olduu varsaymdr. Bir misal ile bu yaklam gstermek gerekirse, dnyann ktalar eklindeki coraf tasnifinin Yunan'a ait olduunu ve Yunan medeniyetinden modern batya intikal ederek modern mekan idrakini oluturduunu syleyen Bernard Lewis, Mslman tarihi ve corafyaclarn XIX. yzyla kadar batllarn kulland anlamda kta isimlerini bilmediklerini, mesela Asya'nn hi bilinmediini, Avrupa'nn Urufa eklinde yanl bir kullanma sahip olduunu, Ifrqiya eklinde kullanlan Afrika'nn Kuzey Afrika ile snrlandrldn vurgulamaktadr. Bu coraf tasnif yetersizlii yznden slam dnyasnda ortaya kan modern ulus-devletlerin isimlerinin kiminin Suriye, Filistin ve Libya
81 Page Smith, The Historian and History, s.4-5. 82 Oswald Spengler, Der Untergang des Abendlandes, s. 5-10. 83 Gibbons, The Foundation of the Ottoman Empire: A History of the Osmanls up to the Death of Bayezid I (1300-1403),, s.30. 84 "Trklerin kronoloji ve tarih tasavvuru yoktu ve tarihin btn dnemlerinden mkemmel bir karm yapyorlard", bknz. Cemal Kafadar, Between Two World: The Construction of the Ottoman State, s.29-59. 85 N. Iorga, Byzance apres Byzance: Continuation de l' Historie de la vie byzantine, Budapete:1935., zikrd.yer Cemal Kafadar, Between Two World: The Construction of the Ottoman State, s.14, 162.

37
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

gibi antik kullanmlardan, kiminin Irak ve Tunus gibi Ortaa eyalet ismi eklindeki kullanmlardan kiminin de Arabia ve Turkey gibi batdaki kullanmlarndan retildiini ifade eden Bernad Lewis86, aslnda, Avrupamerkezli mekan idrakini veri alarak geriye dnk bir ekilde bata Osmanl olmak zere slam medeniyetinin mekan idrakinin varln test etmektedir ki, bu da ciddi bir yntem problemi oluturmaktadr. Bu mekan idrakinde iki temel mesele, Osmanl medeniyet birikiminin anlalmas asndan, zel nem tamaktadr. Birincisi kta ya da lke isimlerinin farkllamas mekan idrakinin varl ya da yokluunu mu gstermektedir, yoksa farkl mekan idraklerini veya bir tr isimlendirme problemini mi ortaya koymaktadr? Bunun dorudan bir mekan idraki yetersizlii olduunu iddia etmek, Avrupa-merkezli mekan idrakini mutlak bir kriter olarak kabul edip dier mekan idraklerini yok saymak demektir. kinci tercih, yani meseleyi bir mekan idraki ya da isimlendirme farkllamas olarak ele almak ise tarih olguyu anlamay kolaylatrc ve daha kuatc bir bak asn getirmektedir. Bugn Avrupa-merkezli coraf tasniflerin ne lde objektif olduu sorusu daha sk sorulmakta ve mutlak kabul edilen kategorilerin kltr-baml zellikleri su yzne kmaktadr. Avrupa'nn tarih Hindistan ile hemen hemen ayn byklkte, ayn kltrel eitlilikte ve Asya'nn uzants olmak asndan ayn coraf zelliklere sahip olmakla birlikte ayr bir kta olarak isimlendirilirken niin Hind yarmadasnn bir kta gibi grlmediini sorgulayan Hodgson da87, Madagaskar adasnn coraf tasnif kriterleri asndan Avrupa kadar ayr kta zellii tayabileceini syleyen Martin Lewis ve Karen Wigen de88 zne-merkezli tasniflerin yol aabilecei genellemeler konusunda ciddi vurgulamalar yapmaktadr. Avrupa-merkezli zaman ve mekan idrakini esas alarak, iinde Osmanl'nn da merkez bir konumda bulunduu dier medeniyet havzalar ile ilgili genellemeci yarglarda bulunanlar, bu idraklerin kltr-baml niteliini gzard ederek birini zne-kriter dierini bu kritere gre deerlendirilen nesne olarak grmektedirler. Bu da tabii bir seyir iinde gelien idrak oluumlarn ve dnmlerini de anlamay engellemektedir. Bylece genelde slam medeniyeti zelde de Osmanl bu idrak dnyasna yabanc unsurlar olarak grlmektedir. Bu nemli metodolojik sapmay mekan idrakinin yansmas olan harita86 Bernard Lewis, The Muslim Discovery of Europe, New York: W. W. Norton and Company, 1982, s.59-61. B. Lewis, slam dnyasndaki blge ve lke isimlerinin kiminin antik dnemdeki, kiminin ortaa dnemindeki, kiminin batdaki kullanmlarndan etkilendiini sylerken bu zelliin hemen hemen aynen bat iinde geerli olduu gereini gzard etmektedir. 87 Marshall G. S. Hodgson, Rethinking World History: Essays on Europe, slam and World History, Cambridge: Cambridge University Press,1993 s.4 88 Martin W. Lewis and Karen E. Wigen, The Myth of Continents: A Critique of Metageography. Berkeley: University of California Press, 1997, s.34, 44.

38
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

larn ortaya k sreci rneinde daha mahhas bir ekilde ortaya koyabiliriz. Bu rnek ayn zamanda medeniyetler tarihi ile mekan idraki arasndaki yakn balanty da ortaya koyabilmemizi salayacaktr. Fernand Braudel Medeniyetler Tarihi balkl eserinde corafyann medeniyetlerin oluumundaki asl katksn slam medeniyeti rneinde gsterebilmek iin "haritalar gerek yky anlatr"89 diyor. Gerekten de gerek bireyler, gerek bu bireylerin oluturduu toplumlar gerekse daha byk lekli medeniyet birlikteliklerinin dayand en asl temel, medeniyetlerin ben idrakini90 oluturan varlk bilinci ile uyumlu olarak gelitirilen mekan-zaman alglamasdr. Gl medeniyet atlmlarna nclk eden ve bu medeniyet birikimi etrafnda bir tr dzen oluturan toplumlar tarih sahnesine ktklar an ile tarih sahnesini etken bir g olarak belirlemeye baladklar dnem arasnda kendi asl mekanlarndan hareketle bir dnya alglamas olutururlar. Daha yaln bir coraf evre idrakinden daha karmak bir dnya idrakine doru gelien bu alglama en mahhas eklini haritalarda bulur. Corafya objektif bir gerekliktir. Ancak, haritalar bu objektif gerekliin bir medeniyet idraki srecinden gemi subjektif eklidir. Medeniyetlerini astronomi ilminin merkezde yer ald bir varolu idraki ile kuran Babilliler yeryzndeki mekan alglamalarn gk cisimlerine bal olarak gelitirirken, ranllar dnyay birbirine eit yedi daireden oluan yedi blgeye (kiver) ayrdktan sonra kendi mekanlarn drdnc ve merkez daireye oturttuktan sonra dier alt daireyi birbirine deecek ekilde bu merkez dairenin etrafna yerletirmilerdi. Corafya ile ilgili ilk sistematik bilgileri bir yandan Msr zerinden dier yandan Babilli bilgin Berossus'un imdiki Bodrum krfezinin ucundaki Cos (Stnako veya Stanchio) adasnda M.. 640 ylnda kurduu okul araclyla elde eden Yunanllarn coraf idraki de kendi medeniyet havzalar geniledike daha kapsaml bir ekil alan Ege-merkezli bir idraktir. Dnyay etraf Oceanuslarla evrili dz bir disk gibi alglayan Homer'in dnyas Yunan mekan idrakinin snrlarn da iziyordu. Dnyay bir silindirin u yuvarlak ksm olarak izen Miletli Anaximander de, dnyay bir dikdrtgen eklinde haritaya yanstan Anaximenes de (M..500) ayn idraki Yunan ehir devletlerinin etki alannn yayld blgelere doru genileterek srdrmlerdir. Bu idrak Sicilya'dan Hazar denizine kadar uzanan bir dnya ngryordu. Makedonya'dan karak douya doru antik medeniyet havzalarn etkileim iine sokan sinkretik bir imparatorluk yaps kuran Byk skenderle birlikte mekan idraki ve bu idrake dayal haritalar da deimitir. Makedonya'dan Mezapotomya, Hint ve Msr'a uzanan imparatorluunu
89 Fernand Braudel, A History of Civilizations, New york: Penguin, 1993, s.55 90 Bu kavramn tanm ve farkl medeniyetlere mukayeseli bir uygulamas iin bknz. Ahmet Davutoglu, "Medeniyetlerin Ben draki", Dvan, 1997/1, s.3, s. 1-53.

39
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

kendi ismiyle kurduu ehirlerin oluturduu stratejik omurga zerine oturtan Byk skender, kendi medeniyet sentezinin mekan idrakini ve bu idrakin merkez anlayn da ekillendiriyordu. Artk dnya ve corafya idraki skender'in son derece stratejik bir kararla kadim Msr, Akdeniz ve Yunan havzalar geninde kurduu skenderiye'den balayarak skenderun zerinden Mezopotamya, ran ve Hind'e serpitirilmi skender-trevli ehirlerle dokunmaya balamtr. Bu idrakin ilm altyaps ve haritaclk anlamnda pratik uygulamas da skenderiye'de ekillenmitir. nsanolunun o gne kadar olan zihn birikiminin harmanland bu ehir, ilk coraf lmleri yapan Eratosthenes, coraf alglama ve haritaclkta nemli rlar aan Strabo ve en nemlisi klasik dnya idrakinin olumasnda merkez bir konuma sahip olan Batlamyus'un almalarna beiklik etmitir. Bu almalarla oluturulan haritalarn Byk skender'in hakimiyet alanlar ile rtmesi ve bunun neticesinde ran ve Hind'in de coraf mekan idraki iinde yer almalar corafya idraki, medeniyet havzas ve siyas hakimiyet arasndaki ak balanty ortaya koymaktadr. talya'nn ortalarnda bir ehir devleti idraki ile doan Roma da geniledike kendisini merkez alan bir mekan idrakini hakimiyet alanna yaymtr. Klasik haritalarda Mare Interum olarak isimlendirilen Akdeniz Romallar iin Mare Nostrum (bizim deniz)'dir. Bat Avrupa'dan Mezopotamya'ya, Karadeniz'den Akdeniz'e yaylan ve imparatorluun stratejik omurgasn oluturan yollar anda btn yollarn Roma'ya k aslnda bir mekan idrakinin merkez tanmlamasn mahhaslatrmaktadr.91 Hristiyanlkla birlikte deien mekan idraki ve coraf alglamann en arpc misali yine bir skenderiyeli olan ve VI. yzylda yaayan Cosmas (Indicopleustes)'dr. Bilinen klasik havzalarn tesinde Habeistan, Hint Okyanusu ve Seylan'a kadar seyahatlar yapan ve Hristiyanl kabul ettikten sonra Topographia Christiana isimli eseri yazan Cosmas'n temel hedefi kutsal metinlere ve kilise otoritelerinin grlerine uygun bir mekan idrakini coraf kalplar iinde ifade edebilmekti. Dnyann u anki ve Nuh Tufanndan nceki iki blmden olutuunu ve Akdeniz, ran, Arap ve Hazar denizleri ile krfezlerini barndrdn syleyen Cosmas yeryznn okyanuslarla evrili olduunu ve bu okyanuslarn tesinde de (Terra ultra Oceanum) insann Tufan'dan nce yaad blgelerle Hz. Adem'in cennetinin bulunduunu iddia etmekteydi.

40
DVAN 1999/2

Dnyann drt u noktasnn dousunda Hintlilerin, batsnda Keltlerin, kuzeyinde skitlerin gneyinde de Habelilerin yer aldn syleyen Cosmas bu tanmlamalar ile bir taraftan Hristiyan varlk bilincine uygun bir mekan idrakini dier taraftan da Hristiyan dnyasn merkez alan bir coraf tanmlamann snrlarn ortaya koyuyordu.92 Bu merkez al yle91 Antik dnem haritacln gelimesi in bknz. Lloyd A. Brown, The Story ofMaps, New York: Dover, 1977, s.12-81 92 a.g.e., s. 89-91

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

sine ileri gtrlmt ki, Asya'nn derinliklerinde mslmanlara kar baar kazanarak Hristiyan alemini koruyan Prester John isminde bir rahip-kraln liderliinde mitolojik bir krallk olduu dncesi gelitirilmiti. Papa III. Alexander 1177 ylnda bu mitolojik krala bir mektup yazarak doktoru ile gndermiti. Eli doktorun bir daha geri dnememesinden sonra, byle bir kralln olmad ancak ve ancak mslmanlara kar Mool han ile temasa gemek isteyen Papa IV. Innocent'in gnderdii Dominiken ve Fransisken rahiplerin Asya derinliine yaptklar seyahatlardan sonra anlald.93 Ayn dnemlerde Yecc ve Mecc kavimleri ile ilgili gelitirilen tezler mitoloji, tarih ve corafya alanlarnn nasl iie getiini gsteren misallerle ykldr. Ancak, btn bu iie geilerde grlen en cidd sreklilik unsuru antik Yunan'dan, Roma'ya ve Hristiyanla getikten sonra modern corafi alglamalara smrgeci kltr iinde yansyan ben ve teki (barbar) ayrmnn coraf alglama biimleri ile desteklenmesidir. slam Medeniyeti'nin tarih sahnesine k da, Braudel'in de vurgulad gibi, zel coraf artlarla dorudan ilgilidir. Kadim medeniyet havzalarnn kenar kuanda ortaya kan slam inanc ksa bir sre iinde Byk skender dneminde oluan ve zamanla pekien medeniyetler aras etkileim alanlarnn tmne hakim olmu ve spanya'dan Hind ve in medeniyet havzalarna kadar uzanan bir alanda yeni bir mekan idrakinin douuna zemin hazrlamtr. lk slam haritaclar, bir taraftan, Batlamyus gelenei iinde Halife Me'mun'a sunulan ilk dnya haritasnda olduu gibi Batlamyus geleneini daha ileri llere tarken, dier taraftan Belh ekol iinde slam dnyas eksenli yeni mekan idrakini yanstan tamamyla zgn bir alm gerekletirmilerdir. Akmn kurucusu Belh "memleket'l slam'n" blgelerini kapsayan haritalar retmi ve her bir blgeye iklim adn vermitir. Bu ekolun nemli temsilcilerinden Makdis Akdeniz-eksenli kadim haritacl aarak Hint Okyanusu'na ynelik nemli almalarda bulunmu ve daha nce bilinmeyen blgeler olarak geen alanlar gelitirdii haritalarn kapsam iine almtr. Belh ekoln Mekke-merkezli olarak yuvarlak dnya haritalar gelitirmi olmalar ve kuzey-gney ayrmlarn yeniden tanmlamalar medeniyetlerin kendi ben idraklerinden hareketle coraf alglamalar gelitirdiklerinin nemli misallerinden birisidir. Birun'nin ilk defa Atlas Okyanusu ile Hint Okyanusu arasnda bir balant olduunu gsterir haritalar gelitirmi olmas hem slam medeniyetinin yaylm blgeleri ile mekan idraki arasndaki ilikiyi gstermesi, hem de daha sonra Avrupal seyyahlarca gelitirilecek yeni corafya anlaynn ilk habercisi olmas asndan zel bir neme sahiptir.94 Toplumlarn kendi eksenleri etrafnda bir mekan alglamas gelitirdik93 a.g.e., s. 98-99. 94 slam haritacl iin bknz. S. Maqbul Ahmad, "Harita", slam Ansiklopedisi, stanbul:TDV, 1997, c.16, s. 205-210.

41
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

lerinin dier arpc bir misali Trk haritacl ile ilgilidir. 1072-1074 yllar arasnda kaleme alnan Divan-u Lugati't-Trk'n yazar Kagarl Mahmud'un Trk boylarnn dil ve lehe bakmndan tasnifini gsteren bir dnya haritas Balasagun ehri merkez alnarak yaplm ve yedi nehir blgesi Trk kabilelerinin yerleim alan olarak ayrlmtr. Avrasya derinliindeki Balasagun'dan btn kadim medeniyetlerin kesiim blgesi zerinde bulunan stanbul'daki Osmanl dnem haritaclna geite yaanan uzun sre mekan idrakindeki deiimin, medeniyet alm ve dnya dzeni kavram ile olan ilikisini ak bir ekilde ortaya koymaktadr. 1413 ylnda Ahmed b. Sleyman at-Tanc tarafndan yaplan ve Karadeniz'i, Atlas Okyanusu'nun dousundaki Avrupa ve Afrika sahillerini, ngiltere adasn gsteren deniz haritas ayn zamanda bir mekan ufkunun erken dnem yansmas olarak grlebilir. Osmanl haritaclnn mucizev zirvesi olan Pr Reis'in haritas ise, Byk skender'in medeniyet sentezinin skenderiye'de oluturduu ekim alannn kadim birikimlerin tmn kuatan bir benzerinin Osmanl Devleti'nin altn anda stanbul'da olumu olduunu gstermektedir. 1567 tarihli Ali Macar Reis'in Atlas' ile hemen hemen ayn dnemde gelitirilen Atlas- Humayun'un ihtiva ettii dokuz haritann kapsam da Osmanl dzeninin yaylm alanlar ile rtmekte ve kadim harita geleneine gre ok daha kapsaml bir zellik tamaktadr: Karadeniz ve Marmara; Dou Akdeniz ve Ege; Orta Akdeniz ve Adriyatik; Bat Akdeniz ve spanya; Bat Avrupa'nn Atlantik kylar, Britanya adalar; Ege denizi; Mora ve Gney talya; Dnya; Avrupa ve Kuzey Afrika.95 zetle vurgulamak gerekirse her medeniyet belli bir zaman-mekan idraki zerinde ykselir. Gerek slam medeniyeti, gerek Osmanl-ncesi Trkler gerekse btn bu birikimi harmanlayarak ykselen Osmanl Devleti doduu corafyaya dayal mekan idrakinden de, bu corafya bnyesinde ortaya kan medeniyet birikimlerini kuatan bir zaman idrakinden de yoksun olmad gibi, gerek toplumun eliti dzeyinde gerekse sosyal davran normlarn da etkileyecek ekilde halk dzeyinde tarih derinlii ve coraf kuatcl haiz bir zaman-mekan idrakine sahipti. Kadim kavram bu tarih derinliin, yedi iklim tabiri de coraf kuatcln sembolik ifade edili biimleridir. "Yedi iklime hakim, devlet-i ebed mddet" tanmlamasnn "zerinde gne batmayan Britanya imparatorluu" tanmlamasndan daha zayf bir zaman-mekan idraki barndrdn iddia edebilmek ok gtr.

42
DVAN 1999/2

2. Tarih Derinlik ve Sreklilik: Medeniyetleraras Etkileim ve Kltrel Kuatclk Osmanl'nn zaman ve mekan idrakinden yoksun bir ekilde takdim edilerek tarihin dna itilmesi abas bat medeniyetinin hegemonik dnya
95 Osmanl haritacal iin bknz. Fikret Sarcaolu, "Harita-Osmanl dnemi", slam Ansiklopedisi, stanbul:TDV, 1997, c.16, s. 210-216.

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

dzeninin meruiyyeti asndan anlalabilir bir tavrdr, nk Bat medeniyetinin kendine zg tarih serveni iinde ele alndnda, Osmanl zaman ve mekan idraki itibaryla tarih dna itildii, istisna bir olgu olarak grld veya bat ile eklemlenebilir Roma benzeri tarih olgularn sradan bir devam gibi algland zaman bat-eksenli tarih ak emasn rahatsz etmemektedir. Klasik medeniyet havzalarndan coraf olarak son derece uzak bir alanda doan modern bat medeniyetinin dnce atmosferi, bylesi bir tavr, kendi tarih derinliini oluturabilmek ve bir sreklilik iinde gnmze kadar getirebilmek iin, kimi zaman bilinli kimi zaman da bilinaltnda yer eden bir refleks olarak, tarih varoluun olmazsa olmaz art haline getirmitir. Aksi bir yaklam bat medeniyetinin tarih ve coraf sreklilii meselesini kanlmaz bir ekilde gndeme getirecektir. Bunda Osmanl ve Bat medeniyetinin dou ve ykselilerinin coraf ve tarih farkllklar da nemli bir rol oynamaktadr. Osmanl Devleti kadim insanlk birikiminin kkl medeniyetlerinin yer ald bir corafyada herhangi bir kesiklik olmakszn sregelen bir etkileim srecinin tabii uzants olarak tarih sahnesine kmtr. Mezopotamya, Msr, Yunan, skender, Roma ve slam medeniyet birikimleri Osmanl Devleti'nin doduu corafyada birbiri ardna gelen ve srekli aktarlan tarih olgular olarak tabii bir seyir ile Osmanl'ya intikal etmitir. Osmanl insan ve aydn kendi tarih ve coraf srekliliini oluturmaya alrken herhangi bir problemle karlamam ve kadim kavramn bu erevede anahtar bir kavram olarak zaman idrakinin merkezine yerletirmitir. Bat medeniyeti ise daha nce hi bir klasik medeniyet birikiminin domad Bat Avrupa'da, Ari-hint birikiminden koptuktan sonra Roma tarihi ve hristiyanlk ile yeni bir tarih bilinci kurmaya alan Anglo-Sakson ve Germen kavimler tarafndan oluturulmutur. Dolaysyla, modern bat medeniyetinin bizatih doduu corafya asndan bir mekan sreklilii, bu medeniyetin kurucu insan unsuru asndan da ciddi bir tarih sreklilii problemi ile yzlemek zorunda kalmtr. Bu da bat medeniyetinin tarih yazclarn, Avrupa'y eksen alan bir mekan ve batnn zel tarihini eksen alan bir zaman idrakini gelitirmeye yneltmitir. Osmanl'nn medeniyetler tarihi iindeki sreklilii meselesini, Toynbee'nin Ibn Haldun'un gebe kkenli devletlerin nesilden fazla hkm sremeyecekleri tezine atfla sorduu "hemen hemen btn gebe topluluklar iin geerli olan bu kuraln gebe kkenli Osmanl devleti iin niin bir istisna tekil ettii ve Osmanl Devleti'nin nasl tarihin en uzun dnemli siyas yaplarndan birisi haline dnebildii" sorusu erevesinde ele alabiliriz. Bu son derece nemli soruya Toynbee'nin cevab ok basittir: Kendilerine hayvanlar yardmc klan gebe topluluklarn aksine Osmanllar kapkulu sistemi ile devletin dayand temel unsuru insan kayna yapmlardr.96 Toynbee'ye gre Osmanl'dan nce bir ok
96 Arnold, J. Toynbee, a.g.e., s. 205-213.

43
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

devlet tarafndan kullanlan ve son misalini kurduu devlete de adn vererek Memluklerde grlen kullar uygulamas asrlar sren bu egemenliin temelini oluturmaktadr. Biz ancak asker yapnn dayankll iin izah edici olabilecek olan bu yargnn Osmanl Devleti'nin kltrel, sosyal, ekonomik ve estetik yapsndaki kuatcln ve srekliliini teorik bir ereveye oturtmakta yeterli olmad kanaatini tayoruz. Osmanl Devleti'ni sadece etkin ileyen bir brokratik yap olarak gren ve bu erevede tarih sreklilii bir ya da birka kurumun baarsna indirgeyen yaklamlar, ksm ve snrl alanlarda doru unsurlar barndrsalar da, tarih gerekliin bir btn olarak kavranmasn engellemektedirler. Osmanl Devleti'nin genel insanlk tarihi iindeki yerini anlamlandrma abalarnn nndeki metodolojik problem alanlarnn kaynanda bizatih bu yapnn hayatiyetini srdrd tarih diliminin zellikleri yatmaktadr. Osmanl'y tekelci medeniyet tarihi tezleri nnde bir engel klan en temel zellik insanlk tarihini belirleyen temel medeniyet havzalar (Mezopotamya, Msr, Yunan, Akdeniz, ran) zerindeki en uzun dnemli hakimiyetin kurucusu ve son temsilcisi olmasdr. nsanlk tarihi ile ilgili kapsayc tezler retmeye alan her yaklam modernite ncesi btn bu havzalar kuatan bu tarih devi ile hesaplamak zorunda kalmaktadr. Bu hesaplamada yetersiz kalndnda ya Toynbee gibi Osmanl'y kendine has bir medeniyet olgusu olarak gren bir yaklam benimsenmekte, ya da Marxist analizlerinde olduu gibi bir gzard etme tavr sz konusu olmaktadr. Kendi teorisinin Osmanl gereklii nda yeniden deerlendirilmesi gerektiini syleyen ve bu konuda eitli sorular soran Wallerstein ise, eklemlenme probleminin btn unsurlarn da barndran bir yaklamdan hareket etmekle birlikte, Osmanl dnda retilen tarih tezlerinin snrlarn, dolayl da olsa, ortaya koymutur.97 Bat-eksenli tarih anlayna dayal bu snrl teorik erevelerin tesinde, Toynbee'nin Osmanl Devleti'nin uzun dnemli varoluu ile ilgili sorusunun cevabn Afro-Avrasya dnya anaktas zerindeki kadim medeniyet havzalar ile Osmanl dzeni arasndaki ilikide aramak gerekmektedir. Klasik medeniyet havzalar zerindeki bu uzun dnemli hakimiyetin en temel srrnn Osmanl'nn medeniyet aidiyeti, ruhu ve formu konusundaki kuatcl ve stratejik/siyas yneli konusundaki kapsaycl olduu sylenebilir. Osmanl bir taraftan slam medeniyeti mirasn eksen alarak klasik medeniyet havzalarnn tmne kadim kavramnn kuatcl iinde bnyesinde yer veren bir kuatclk sergilerken, dier yandan dnya ana ktasnn grd en kapsaml stratejik ynelilerinden birini yedi ik97 Immanuel Wallerstein'n bu konudaki teorik yaklam ve sorular iin bknz. "The Otttoman Empire and the Capitalist World-economy: Some Questions for Research, Trkiye'nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi (1071-1920) (ed. Halil nalck ve Osman Okyar), Hacettepe niversitesi Ankara, 11-13 Temmuz 1977, s. 117-122.

44
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

lim dorultusunda gerekletirmitir. Bu ynyle kadim kavram ve bu kavramn deiik kullanl biimleri Osmanl zihniyeti ve dzeni ile o dneme kadar ulaan insanlk birikimi arasnda nemli bir kpr oluturmutur. nsanlk tarihinin derinliklerine uzanan kadim medeniyet havzalar, Afro-Avrasya anaktasnn uzun su yollar zerinde kurulan ve bu blgelerden evreye yaylan Mezopotamya, Msr, Hint, in ve Ege/Yunan medeniyet havzalardr. Nehir boylarnda kurulan Msr, Mezopotamya, Hint ve in medeniyetleri insanolunun varlk, bilgi ve deer problematikleri ile ilgili ilk dnce rnlerinin de, bu dnce rnlerinin sosyal, siyas ve ekonomik dzen haline dnme biimlerinin de ekillendii havzalar olurken, Ege-eksenli Yunan birikimi daha sonraki dnemlere etkide bulunan temel yazl kaynaklarn oluturulmasnda ve bu birikimlerin aktarlmasnda nemli bir rol oynamtr. Bu havzalarn etkileim alanlar ise farkl medeniyet havzalarnda ortaya kan birikimlerin aktarlmasnda ve belli sentezlerle yeni zihniyet ve sosyal yaplarn ortaya kmasnda belirleyici bir konuma sahip olmulardr. Bu etkileim ve aktarm alanlarnn banda (i) lk yerleim birimlerini bnyesinde barndrmak yannda daha yakn dnemlerde Ege ve Mezopotamya arasnda bir gei alan olan Anadolu; (ii) Mezopotamya ve Msr arasndaki kltr aktarmnda ne kan ve zellikle brahim gelenein olumasnda nemli bir rol oynayan Filistin ve Fenike; (iii) Mezopotamya ile Hint havzalarnn hem aktarld hem de yeni sentezlerle tekrar retildii bir gei corafyas oluturan ran; (iv) engin steplerle Hint, in ve Mezopotamya birikimlerinin aktarlmasn salayan ve ran ile birlikte Avrasya'y doudan batya birletiren en derinlikli etkileim ve aktarm alanlarnn biri olan Orta Asya; (v) Hint ile in'in gerek din ve felsef birikimlerinin gerekse sosyal formlarnn hem yzletii hem de yeni araylarla dnt Tibet ve Hind-i in; (vi) Msr, Mezopotamya ve Hint havzas arasnda deniz ticaret yolu zerinden nemli bir geikenlik salayan Aden-Basra-Hint hatt yer almaktadr. Bu kadim medeniyet havzalarnn ve etkileim blgelerinin byk bir ksmn siyas ve ekonomik dzen kurarak ortak bir otorite altnda birletiren eklektik siyas yaplar dnemlerine gre snrl bir kreselleme etkisi yapmlardr. Byk lekli eklektik siyas yaplar daha nce birbirlerinden bamsz olarak gelien medeniyet birikimlerinin tanmalarna, aktarlmalarna, yzlemelerine ve kimi zaman da hesaplamalarna zemin hazrlamlardr. Bu dnemlerde ortaya kan ve byk lekli eklektik siya-

45
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

s yaplarn kk modellerini oluturan eksen ehirler bir anlamda kadim medeniyet havzalarnn bulutuu ve harmanland kltr alanlar olmulardr. zellikleri itibaryla farkllamakla birlikte medeniyetler aras etkileim asndan benzer sonular douran bu eklektik yaplar arasnda zellikle skender mparatorluu, Roma mparatorluu, Emev-Abbas devleti, Mool hakimiyeti ve Osmanl dzeni kadim birikimin kklemesinde, sentezlenmesinde, harmanlanmasnda ve yeniden retilmesinde nemli dnm noktalar oluturmulardr.98 Makedonya'dan hareketle nce Yunan havzasn, daha sonra Anadolu etkileim blgesini getikten sonra Msr ve Mezopotamya havzalarn ve ran gei blgesini tmyle denetim altna alan ve Hint havzas ile dorudan temasa geen Byk skender'in oluturduu siyas dzen kalc etkiler yapan ilk byk etkileim alann oluturmutur. Bu anlamda daha kk lekli bir kreselleme etkisi yapan skender imparatorluu felsef, kltrel, siyas ve ekonomik unsurlarn Afro-Avrasya derinliinde temel medeniyet havzalar arasnda aktarlmasna zemin hazrlamtr. skender imparatorluunun sembol ehri olan skenderiye, skender'in lmnden sonra da kadim medeniyet birikimlerini aktarld bir ktphane ehri nitelii kazanrken, skender adna kurulan ve Anadolu'dan Hind'e kadar uzanan onlarca ehir, medeniyetleraras etkileimin aktarm istasyonlar haline dnmlerdir. Hint ve ran dnda kalan skender birikimini tek bir otorite altnda toplamay baaran Roma imparatorluu bu etkileimi Akdeniz-merkezli bir yapya kavuturmutur. Roma'nn paganizmden Hristiyanla uzanan zihniyet dnm de, Roma siyas dzeninin temelini oluturan hukuk anlay da, btn yollar Roma'ya ulatran ticar ve ekonomik ulam a da, bu eklektik yapnn izlerini tar. Pagan sembolleri hristiyanlkla, ran'n Mitra dinini Stoac dnce tarzyla buluturan Roma dzeni, sreklilik ve dzenlilik assndan, daha sonraki dnemler iin bir mihenk oluturmutur. Tevhid inancna dayanan, kolay idrak edilebilir, saf ve kuatc dnya grnn, Msr ve Mezopotamya kadim havzalarnn etkileim snrnda bulunmakla birlikte bunlarn dorudan etkisinde kalmam olan Hicaz blgesinde ortaya k ile balayan slam medeniyeti de, medeniyetleraras etkileim asndan en dinamik dnemini, Hz. mer zamannda ok ksa bir sre iinde Byk skender'in birletirdii alanlarn byk bir ks-

46
DVAN 1999/2

98 Mezopotomya ve Ege havzalar arasnda daha snrl ve ksa dnemli bir etki yapan Darius'un Pers imparatorluu, elimize yeterli kaynaklarla ulamam olmakla birlikte Afrika medeniyet birikimi ile Hind arasnda kpr oluturduu kabul edilen Dravid kltr, Budizm'i Gney ve Dou Asya'nn hakim dnya gr haline dntrerek Hint ve in havzalarn ortak etkileim alan zerinden hakimiyeti altna alan Asoka imparatorluu da daha snrl etkileim alanlar olarak zikredilebilir.

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

mn otoritesi altna almasyla yaamaya balamtr. slam inancnn bir medeniyet haline dnmesi bu hzl yaylmann tabii bir sonucu eklinde tecelli etmitir. Bir ka yl gibi ksa bir sre iinde Msr, Suriye, Mezopotamya ve ran' fethederek bir yandan Hint dier yandan Roma birikimine komu olan mslmanlar, youn bir medeniyet etkileiminin getirdii btn dinamik unsurlarla yzlemek zorunda kalmlardr. Bu yzlemenin rn olan varlk-bilgi-deer paradigmas slam medeniyetinin daha sonraki temsilcilerinin ve yeni sentezlerle oluan farkl versiyonlarnn da temel hareket noktas olmutur.99 Harun Reid dnemi Badad' da, Endls'n altn dnemindeki Kurtuba ve Granada da slam inanc ile bu medeniyet etkileimi arasndaki ok ynl ilikinin izlerini tar. Dou Akdeniz'den pek yolu ile in'e, deniz yolu ile Endonezya'ya ulaan ticaret yollar da bu medeniyet etkileimin atardamarlar ilevini grmlerdir. Avrasya step-merkezli hareketli gebe kltrnn tarih boyunca grlen en dinamik temsilcileri olan Moollar btn bu kadim medeniyet havzalar ve etkileim/aktarm merkezlerini ksa srede tasfiye ederek denetim altna alan bir kasrga etkisi yapmlardr. Cengiz'in sratli yaylmasndan sonra Kubilay hanl ile in'i, aatay ve Altnordu hanl ile Orta Asya ve kuzey Avrasya steplerini, Hulagu hanl ile de ran ve Mezopotamya'y etkisi altna alan Moollar kadim medeniyet havzalarn birbirinden ayran yerel otoriteleri zerek yeni bir youn etkileim dneminin nn amlardr. Mool tasfiyesinin izleri zerinde ykselen Timur ve Babr devletleri bu etkileim hattnn Hind'den Anadolu'ya kadar uzanmasna zemin hazrlamlardr. Medeniyetleraras etkileimin yeni merkezi olarak ykselen Semerkand altn dnemini bu zemin zerinde yaamtr. Semerkand'n etkisini kaybetmesinden sonra bu misyonun Dou'daki temsilciliini Babrller dneminde Delhi ve Agra stlenecektir. Osmanl ile Timur arasndaki rekabet bir anlamda Byk skender'den beri gelen, insanlk birikimini kuatan kadimi toparlayclk misyonu ile ilgilidir. Fatih'in bata Ali Ku olmak zere Semerkand'n byk bilginlerini stanbul'a ekme abas da bylesi bir misyon ile ilikilendirildiinde zel bir nem tamaktadr. Kadim medeniyet merkezleri ve etkileim hatlar zerindeki yerel otoriteleri zmekle birlikte kalc bir dzen kuramayan Moollarn ortaya kard boluun dourduu kaos ile Osmanl Devleti'nin douunun ayn dneme rastlamas kesinlikle bir tesadf deildir.100 Osmanl Dev99 Bu dinamik etkileim srecinde tevhid inancnn yeniden yorumlanmas ile zgn bir dnce birikimi oluturan slam medeniyetinin bir dnce gelenei oluturma sreci iin bknz. Ahmet Davutolu, "slam Dnce Geleneinin Temelleri, Oluum Sreci ve Yeniden Yorumlanmas", Dvan, 1996/I:1, s.140. 100 Albert Hourani, "The Ottoman Background of the Modern Middle East", Kemal, H. Karpat (ed.), The Ottoman State and Its Place in World History, (Leiden: Bill, 1974), s.64-66.

47
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

leti'nin kademeli ve istikrarl ykseliinde kadimin yeni temsilcisi ve toparlaycs misyonunu grmek gerekir. Kadim medeniyet havzalarnn ve etkileim alanlarnn Osmanl Devleti'nin kuruluu esnasndaki konumlarn deerlendirmek bu yeni devletin oluturduu sentezin tarih ve coraf temelini gzler nne sermektedir. Bu dnemdeki medeniyet havzalar kltrel, ekonomik ve siyas ekim alanlar ile doudan batya doru sekiz blgede incelenebilir:101 I. in havzas: Tarih boyunca kendini dnyann merkezi olarak alglayan in medeniyeti ilk defa Orta Asya kkenli bir siyas otoritenin tesiri altnda yeni bir etkiye alm bulunmaktadr. II. Hint havzas: Kadim medeniyet havzalarnn en kkllerinden biri olan bu havza bir yandan slam ve Hint medeniyetleri arasndaki youn etkileime, dier yandan dinamik Orta Asya gleri ile yerleik Hint toplumu arasnda ok ynl bir kaynamaya ahit olmaktadr. Ayn dnemde Hind-i in ve Malay blgelerine yaylan Hint havzas bu blgeye ynelecek smrgecilik faaliyetleri ile daha da karmak bir nitelik kazanacaktr. III. Bir yandan Msr, Hint ve Mezopotamya, dier yandan Kzldeniz, Basra ve Hint Okyanusu arasnda nemli bir ticar blge oluturan bu alan XIII. yzylda Asya ile Afrika arasnda geni bir etkileim havzas oluturmaktadr. Daha sonra dou ile batnn nemli yzleme alanlarndan birisi de bu blge olacaktr. IV. Orta Asya ve Avrasya step derinlii: Mezopotamya, ran, Hint ve in arasnda ticar ve kltrel aktarm hattn oluturan bu alan Cengiz dnemi ile bir ekim alan olarak ne km ve dier havzalar dinamik insan unsuru ile etki altna almtr. V. Mezopotamya havzas: Kadim kltrlerin beii olan bu havza Abbasilerin birletirici otoritesinin zayflamasndan sonra kadimin merkez ekim alan olma niteliini kaybetmeye balamtr. VI. Msr havzas: nsanolunun en kkl birikimlerinden birine sahip olan ve skender sonras dnemde medeniyetler aras harman nitelii tayan, daha sonra da slam medeniyetinin nemli merkezlerinden birisi olan bu havza kendi zgn nemi dnda Akdeniz-Hint, AsyaAfrika-Avrupa balantlarnn kesiim noktasnda bulunmaktadr. Bu dnemde Moollar durduran Memluklar idaresinde yeni bir ekim alan oluturmaya balamtr.

48
DVAN 1999/2

VII. Dou ve Orta Akdeniz: Byk skender'in ve Roma'nn egemenlik alan olan ve Hal savalar ile dou-bat yzlemesine sahne olan bu alan XIII. yzylda ciddi bir siyas otorite boluu iindedir.
101 Bu sekiz blgenin ticaret yollar asndan incelenmesi iin bknz. Janet L. Abu-Lughod, "The World System in the Thirteenth Century: Dead-End or Precursor", Islamic and European Expansion, (ed.) Michael Adas, (Philadelphia: Temple University Press, 1993), s.75-103.

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

VIII. Bat-Avrupa: Kutsal Roma-Germen imparatorluunun egemenlik alan iinde olan bu blge kadim medeniyet havzalar ile dorudan iletiimi ve etkileimi en az olan blgelerden birisidir. Bat medeniyetinin oluum srecinde yaanan ve tarih yazmn etkileyen coraf ve tarih sreklilik probleminin kkenlerinde modernitencesi dnemdeki bu iletiimsizlik yatmaktadr.102 Bu blgeler Osmanl Devleti'nin kadim kavram etrafnda yeni bir medeniyetler aras etkileim havzas oluturma sreci asndan ele alndnda Osmanl Devleti'nin varln uzun sre idame ettirebilmesinin gerek kkenlerine de inilebilecei kanaatindeyiz. Kurucu insan unsuru olarak IV. blgeden kaynaklanan (Orta Asya), 1040 Dandanakan savandan 1299'da Osmanl Devleti'nin kuruluuna kadar geen yaklak yz yl iinde sregelen glerle ran gei blgesinde olgunlatktan sonra kadim kltrlerin kaynan oluturan V. havzann (Mezopotamya) kltrel zenginlii ile beslenen, Byk skender ve Roma'y karan VII. havzada (Dou Akdeniz) temerkz eden bir hazrlk dneminden sonra yine asrlar alan bir sre iinde Dou Akdeniz, Msr ve Mezopotamya'y iine alan V.,VI. ve VII. havzalar hemen hemen tamamen, III (Hint-MsrMezopotomya havzalarnn gei blgelerini oluturan Hint-Basra-Aden hatt) ve IV. (Karadeniz'in dou ve kuzeyinde yer alan Asya stepleri) havzalar ksmen bnyesine katan, II. havza (Hint) ile dorudan I. havza (in ve Hind-i in) ile dolayl temasa geen Osmanl bir anlamda Byk skender'den beri sren bir ideali en kapsaml ve en uzun sreli bir ekilde gerekletirme baarsna ulamtr. Tarih skender ile bir ok ynden birlemekle birlikte skender'in bilinen hayatnn dnda efsanev zellikler de tayan ve hemen hemen btn kadim kltrlerde yer alan bu ideal Kuran- Kerim'deki douyu ve baty birletiren Zulkarneyn kssas103 ile din bir meruiyyet alan kaza102 Temelde Orta Amerika'da temerkz eden ve Afro-Avrasya medeniyet havzalar ile iletiim kopukluu yaayan Maya ve nka medeniyet havzalar ile Afrika'nn i blgeleri ve Pasifik'te yer alan otantik medeniyetler, youn medeniyet etkileiminin grld Afro-Avrasya anaktasnn merkez hattndan uzaklklar dolaysyla daha zerk medeniyet havzalar olarak grlebilir. Ancak Afrika'nn zellikle sahil kesimlerinin ve Pasifik'teki dank ekilde yer alan ada kltrlerinin slam, Hint ve in medeniyetleri ile youn etkileim iinde olduklar gzard edilmemelidir. Maya ve nka medeniyetlerinin AfroAvrasya anaktasndaki medeniyetler ile ilikileri konusu ise hala youn inceleme gerektiren bakir medeniyet aratrmalar alanlarndan biridir. 103 Kehf Suresi'nde (18/84-98) zikredilen bu kssadaki Zulkarneyn iin tefsirlerde farkl tarih ve ahsiyetlere atflar yaplmtr. Bunlar arasnda Byk skender, Kisra, Hz.brahim zamannda yaad rivayet edilen Afridun (Feridun) bn Esfiyan ibn Cemid, Himyer kral frika zikredilmitir. Bu konuda bknz. bn Kesr, Tefsir, stanbul:ar, 1985, c.10/s.5061-5089. Bir ok kavmin tarihi efsanelerindeki kahramanlarn bu kavimlerin mslmanlamalarndan sonra Zulkarneyn isimleriyle anlmasna skca rastlanlmtr. Trklerin slam'a geilerinden sonra Mete'yi Zulkarneyn olarak takdim eden efsaneler de tretilmitir.

49
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

narak Osmanl tarih bilincinin iirsel bir zihniyet parametresi kazanmasnda nemli bir rol oynamtr. Kuran- Kerim'in ifadeleriyle salam bir iktidar sahibi olan104, gnein batt ve doduu yere kadar olan btn alanlar fetheden105 (Osmanl coraf sembolleriyle ifade etmek gerekirse yedi iklimi), bozguncular cezalandran ve sedlerin arkasna hapseden106, ve adil bir dzen kuran Zulkarneyn'i hkmettikleri corafyann kltrne de uyum salayacak ekilde skender ile zdeletiren Osmanl siyas zihniyeti bir dnya dzeni fikrini, tarih ve din sembolleri kullanarak, sosyalletirmeyi bildi.107 Dou edebiyatnda skendername adyla anlan ve Osmanl'da da bir gelenek eklinde devam eden efsanev hikaye gelenei skender'in tarih serveninin Zulkarneyn kssas ile birletirilmesinden doan edebiyet tr btn bu kadim medeniyet havzalarn birletiren bir hkmdarn yksnde Osmanl ideallerinin bir hulasasn oluturmutur. Bu eserleri, tarih doruluu ya da yanllnn tesinde, sembollerin sosyal derinlik kazanmas asndan bir kltr sosyolojisi meselesi olarak ele almak gerekir. Adalet dairesi bata olmak zere Osmanl siyas zihniyetinin nemli unsurlar olan bir ok ilkeyi Aristo'nun skender'e yazd mektuba atfen Ahlk- Ala adl eserine katan Knalzade bu anlamda daha nce zikrettiimiz tarih derinlik kurma abasna felsef bir alt yap oluturmaya almtr. Babinger'in Fatih Sultan Mehmed'in kendisini Yeni skender olarak grd iddiasn bu ereve iinde ele almak gerekir: "Btn raviler gen sultann antik klasiklere olan ilgisi konusunda ittifak etmektedirler. Hayat ve kahramanlklar slam efsanelerle kendisine ulam olan Byk skender onun iin taklit edilmesi ve geilmesi gereken parlak bir misal olmutur. Doulular tarafndan ift boynuzlu (Zulkarneyn) olarak anlan skender sadece bir dnya fatihi olduu ve ehirler kurduu iin deil, yeryznn sonuna kadar ulaan bir kahramandr. (...) Bugn biz kesin olarak biliyoruz ki, o (Fatih) Byk skender'in kahramanlklarndan haberdard, nk Byk skender'in ilk nemli tarihini yazan Flavius Arrianus'un eseri Fatih'in stanbul'daki saraynda mevcuttu."108 stanbul kuatmas esnasnda kuatmann kaldrlmasn savunan andarl Halil Paa'ya kar kuatmann fethe kadar srdrlmesini savunan Zaanos Pa104 105 106 107 Kehf, 84. Kehf, 86-90 Kehf, 94-98 Bu gelenee gre ran asll Yunanl bir prens olan ve Aristo'dan felsefe eitimi alan skender douya doru bir ok lkeyi fethettikten sonra Dokuz Ouzlarla karlar, Azerbaycan'da Sedd-i skender'i ina eder, Kuds ve Kabe'yi ziyaret eder ve skenderiye ehrini kurar. skendername adyla ilk olarak Genceli Nizam tarafndan kaleme alnan, daha sonra da Husrev-i Dehlev, Cam, Ali ir Neva, Cemal, Hayat gibi airler tarafndan ilenerek yaygnlaan bu edebiyat trnn Osmanl'daki en zgn temsilcisi eserini takriben 1390'da yazan ve 8754 beyitten oluan eserinde zamann Osmanl tarihine de yer veren Ahmed'dir. 108 Franz Babinger, "Mehmed II, der Eroberer, und Italien", Byzantion 21

50
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

a'nn Byk skender'i misal vererek onun ok daha kk bir ordu ile btn Asya'y fethettiini sylemesi,109 Osmanl'nn erken dnemlerinde dahi douyu ve baty, yani btn medeniyetleri, tek bir otorite altnda birletirme idealine referans tekil etmesi bakmndan dikkat ekicidir. Kendisine kadar ulaan insanlk birikimini hi bir komplekse kaplmakszn kuattndan emin olan Osmanl kendi dzeninin tarih srekliliinden de emindir. Kadim ile devlet-i ebed mddet kavramlar arasnda bylesi bir tahayylat btnl vardr. Osmanl eitlilik ile btnl uzlatrabilen byk bir sentez kabiliyeti ile kadimi kuatabildii iin bnyesindeki unsurlar bir dzen iinde tutabilmitir. Osmanl ehircilii bylesi bir eitlilik ve btnlk sentezinin rndr. Medeniyet etkileimlerine yol aan dier byk lekli siyas yaplar gibi Osmanl da kendi eksen ehrini stanbul rneinde retmitir. Bylece, St'n pr Trkmen havasyla balayan Osmanl ehircilii belki de tarihin grd en renkli ve kuatc medeniyet formlarn retebilmitir. Bursa'dan Kahire'ye, Selanik'ten Badat'a, stanbul'dan Saraybosna'ya, Konya'dan skp'e, Edirne'den Bahesaray'a Osmanl ehirleri, kadim medeniyet havzalarnn renklerinin slam medeniyetinin emsiyesi altnda yaad kk tarih sitelerine dnmlerdir. Fetihten sonra stanbul'un bir ehir leinde yaad deiim, Osmanl'nn ulamaya yneldii tarih ve coraf derinliin iaretlerini tamtr. Bernard Lewis'in de vurgulad gibi110, fetihten sonra ehirde kalmay tercih eden Rumlar, buraya g eden Mslman Trkler, Yahudiler, ehre ticaret iin gelen deiik rklardan tccarlar ile son derece eitli ve aktif bir nfus barndran mreffeh ve byk bir ehir halini ald. Fatih'in bata Ali Ku olmak zere dounun byk bilginlerini stanbul'a getirmesi ile oluan ekim alan bu sosyo-ekonomik ve sosyo-politik gelime srecini kltrel zenginlik ile besledi. Bu kuatclk dolaysyla stanbul ksa zamanda btn byk ve kadim geleneklerin hayat alan haline dnt ve XVI. yzyl balarnda 700.000 civarnda nfus ile dnyann en byk ehri oldu. Ayn dnemde Pekin dnyann ikinci byk ehri iken, Kahire'nin 450.00 nfusu vard; Paris'in nfusu ise sadece 125.000 civarndayd.111 slam ehirlerinin deiik din, dil ve rklarn barnd blmlerden olutuunu syleyen Braudel, Paul Ricaut'un gzlemlerinden hareketle 1651 ylndaki bir is(1951), 136,142, zikr. yer. F. Babinger, Mehmed the Conqueror and His Time, R. Manheim (ter.), Princeton: Princeton University Press, 1978, s. 494, 499-500. 109 Selahattin Tansel, Osmanl Kaynaklarna Gre Fatih Sultan Mehmed'in Siyas ve Asker Faaliyeti, Ankara: Trk Tarih Kurumu, 1985, s.84. 110 Bernard Lewis, Istanbul and the Civilization of the Ottoman Empire, Norman: University of Oklohama Press, 1963, s.103. 111 Paul Bairoch, Victories et Deboires II. Histoire Economique et Sociale du Monde du XVIe Siecle a Nos Jours, Paris: Gallimard, c.2, s.517-537. zikr. yer,

51
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

yanda ortamn verdii heyecanla Osmanlca konumay terkederek anadilleri ile barmaya balayan Grc, Bonak, Trk, hatta talyan vb. unsurlardan oluan topluluu tarih Babil tecrbesi ile kyas etmektedir.112 stanbul, btn bu eitlilii bnyesinde barndrmasna ramen, Halil nalck'n da belirttii gibi, Fatih'in son derece planl politikas ile onun dneminde bir slam ehri hviyeti kazand; bu hviyetin gerektirdii sosyal kltr oluturdu ve muhafaza etti: "Sultan Mehmed, Rum, Ermeni ve Yahudilere hogrl davranmakla birlikte'slambol'un bir mslman ounlua ulamas iin gerekli btn tedbirleri ald. (...) slam dnya gr ehrin fizik ve sosyal alannn slam dininin kurallarnn btn kemaliyle ve uygun bir ekilde uygulanabilmesi iin dzenlenmesini gerekli klmtr. (...) Rahatlkla sylenebilir ki, Osmanl stanbul'unun tekrar kurulmas vakf ve emaret gibi slam kurumlara dayanmtr."113 zetle, Osmanl Devleti'nin kadim bilinci insanlk birikiminin slam medeniyetini eksen alacak ekilde kuatlmasdr.114 Osmanl Devleti'nin kulland semboller, nvanlar, kavramlar ve kurumlar bu kapsaycln izlerini tar. Osmanl sultanlar hem halife (slam), hem padiah (ran), hem Hakan (Turan), hem de Kayzer-i Rum (Roma)'dur. Mihr-i Sleyman Osmanl Devleti'nin brahim gelenek iindeki idealini, yani Hz. Sleyman'n tarihin derinliine ve corafyann enginliine ulaan metafizik temelli otoritesini; devlet kurumlarna eklenen humayun eki kadimin ulalmaz ufkunu; seyfiyye ve esnaf loncalarnn genellikle peygamberler tarihinden alnan sembol ahsiyetleri derinliine bir inan-tarih ve ahlak-i btnln bir zihniyet parametresi olarak toplumsal hafzaya yerletirir. Bu etkileimde eklektik bir kaostan ok, kendine gvenden ve tutarl bir seicilikten kaynaklanan bir dzen vardr. Bunun iindir ki, Rumcadan alnan efendi kavram din hiyerariyi gsteren bir nvan haline dnm; slam dnce tarihnin deiik ekolleri Osmanl kltr atmosferinde uyumlu bir btnlk oluturmu; Eflatun'dan Farabi'ye, ran devlet geleneinden Roma'ya uzanan siyas dnce ve tecrbe birikimi Osmanl dzeninde i uyumu bozmayan bir hayat alan bulabilmitir. Bu sebepledir ki, Osmanl dzeni iinde yer alan her medeniyet birikimi ve her kltrel topluluk kendisi ile siyas dzen ilikisi arasnda bir tr
A. G. Frank, Re-Orient, s. 12. Ayn dnemde ticaret yollar zerinde bulunan Bursa, Halep ve zmir de byk bir gelime kaydederek ok kltrl ehirler haline dnt. bknz. Frank, ReOrient, s.78. 112 Fernand Braudel, A History of Civilizations, London:Penguin, 1993, s.62. 113 stanbul'un bir slam ehri haline dnmesi srecinin son derece sistematik bir tahlili iin bknz. Halil nalck, "stanbul: An Islamic City", , Essays in Ottoman History,stanbul: Eren, 1998, s.249-271. ve Halil nalck, "Ottoman Methods of Conquest", Studia Islamica, II, (1954), 122-9. 114 Osmanl Devleti'nin slam zellikleri ve bu zelliklerin siyas yansmalar iin bknz. Halil nalck, "Islam in the Ottoman Empire", Essays in Ottoman History, stanbul: Eren, 1998, s. 229-239.

52
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

meruiyyet ilikisi bulmutur. En geni snrlarna M.S. 117 ylnda ulaan Roma'nn hemen bu dnemden itibaren karlat ve nce Stoaclk sonra da Hristiyanln kapsaycl ile zmeye alt ama baaramad meruiyyet bunalm ile Osmanl ancak ve ancak XIX. yzyl balarnda Fransz devriminin etkisi ile kar karya kalmtr. En geni snrlarna XVII. yzyl balarnda ulaan Osmanl Devleti'nin bu geni alanlardaki farkl medeniyet birikimlerinden gelen insan unsurlarn en az iki yzyl aan bir sre ortak meruiyyet zemini iinde birarada tutabilmesi ve bir d faktr olan Fransz devriminin kendi bnyesindeki topluluklar zmesine kadar bu i doku balarn muhafaza edebilmesi bir asker ya da brokratik mekanizma baars ile izah edilemez. Osmanl ile Bat arasndaki temel eliki de kadim medeniyet havzalarndan uzakta kklerini bulan ve kadim kltrleri zdke egemenliini pekitiren bat medeniyetinin Osmanl'y kadimin son diren noktas olarak grmesi; Osmanl'nn da ykselen bat tehlikesini kadim ile devlet-i ebed mddet arasnda kurduu ilikiyi tehdit eden bir unsur olarak alglamasndandr. XIX. yzyl tarih felsefesi ve byk lekli tarih tezleri ile insanlk birikimini kendi ekseni etrafnda yeniden yorumlayan bat medeniyeti, bu yolla kadim medeniyet temsilcilerinin zihinlerindeki zaman ve tarih alglamalarn da zmtr. Osmanl medeniyetinin bat karsndaki k smrgecilik ile tarih bilincini yok eden bu zihniyet zl ile sz konusu olmutur. 3. Coraf Derinlik: Osmanl Dzeni ve Stratejik Kuatclk Osmanl Devleti'nin bu kapsayc tavr stratejik yneliini de belirgin bir ekilde etkilemitir. Bu adan bakldnda Osmanl Devleti'nin Afro-Avrasya anaktasndaki stratejik ynelii tarih iinde zgn bir nitelik tamaktadr. Tarih boyunca dnya ana ktas kabul edilen Asya, Avrupa ve Afrika ktalarn bir btn halinde stratejik hakimiyeti iinde tutmaya alan gler coraf olarak drt ana yol takip etmilerdir. Dou-bat istikametindeki Asya meneili stratejik yaylma genellikle Asya meneili kavimlerin demografik basks ile gerekleen byk kavim gleri eklinde tezahr etmitir. Bu ynde bir stratejik yaylmann merkezini tekil eden gler iin temel mesele bu kavimler arasndaki elikileri birlie dntrme abas olmutur. Don-Volga arasndaki blgeyi kendisine merkez edinen Hazar Devleti'nin VII-X. yzyllar arasndaki hakimiyeti bu stratejik yaylmann daha yerel bir misalini tekil ederken, bu trn en tipik misali Moollardr. Mool hakimiyetinin devam nitelii tayan ve bu yndeki stratejik yaylmann XIII-XV. yzyldaki rneini tekil eden Altnordu Devleti hemen hemen Osmanl Devleti ile paralel bir gelime takip etmitir. Asya meneili kavimler zerindeki hakimiyete dayanan bu siyas/asker hakimiyet yine ayn i elikiler yznden inie gemi ve zayflamtr. Peenek, Bulgar ve Ouz boylarnn Hazar Devleti zerindeki, Timur'un Altnordu zerindeki zc tesirleri bu tarih gerein misallerini oluturur.

53
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

Bat-dou istikametindeki stratejik yaylma ise genelde Avrupa merkezli olarak ve Avrasya ile snrl kalarak gereklemitir. Bu stratejik yaylma temelde uluslararas siyas gcn Bat Avrupa'ya kayd modern dnemlerde yaanm ve genellikle kalc olmayan asker nitelikli ok igal biimleri eklinde tezahr etmitir. Napolyon'un dzenli svari ve piyade birlikleri, Hitler'in tank ve zrhl ara birlikleri ile giritikleri step harekatlar Avrupa-ii dengelerin deimesi ve iklim artlarnn zorlamas ile ksa dnemli asker g gsterilerinin tesine geememitir. Kuzey-gney istikametindeki hakimiyet ynelii ise Rusya ve SSCB'nin takip ettii geleneksel step gc politikasdr. Viking kkenli olduklar iddia edilen ve Bizans kaynaklarnca Rus olarak adlandrlan kuzey topluluklarnn gney dorultusundaki ilk tarih aknlar IX. yzylda Dinyeper zerinden Hazar istikametinde gereklemitir. Bu iki kol Ruslar dorudan Karadeniz'in gney ve batsn kontrol eden Bizans ve dousunu kontrol eden Hazar devletleri ile kar karya getirmitir. Ruslar bu dnemde Kiev'i ele geirdikten sonra 860 ylnda stanbul'u denizden kuatmlar; 912-13 yllarnda da Hazar denizinin gneyine kadar inerek blgedeki mslmanlar zerinde bask kurmulardr. Rusya'y Osmanl devleti ile stratejik olarak kar karya getiren ve zellikle XVIII. yzyldan sonra younlaan bu stratejik yaylma ilk safhada iki taktik hedefe dayandrlmtr: (i) Karadeniz'e inen su yollarn kontrol altnda tutmak; (ii) bu su yollar arasndaki kara paralarn demografik olarak Ruslatrmak. Ruslar Altnordu Devleti'nin knden sonra tekrar balattklar gney ve dou harekatnda da ncelikle bu hedeflere ynelmilerdir. XVII. yzylda Volga ve Don zerindeki glerini takviye eden Ruslar, XVIII. yzylda Don-Dinyeper arasndaki blgeden Krm'a ve Dinyeper-Dinyester arasndaki blgeden Beserabya'ya girerek Osmanl stratejik hattna dorudan mdahale eder hale gelmilerdir. Avrasya'nn engin step blgelerindeki hakimiyetini kuzey-gney dorultusundaki su yollar araclyla, dou-bat istikametinde de bu su yollar arasndaki kara gei blgelerini elinde tutarak pekitiren Rusya XIX. yzylda Kuzey Kafkasya zerinden Gney Kafkasya ve Dou Anadolu'ya, Tuna zerinden Balkanlara sarkarak Osmanl stratejik hayat alann gittike daraltan bir bask uygulamaya balamtr. Modern dnemde SSCB tarafndan da devralnan ve Avrasya derinliinde ve kuzey-gney istikametinde seyreden bu stratejik yaylmann en temel zaaf etkin bir su ve deniz staretjisi oluturacak aralardan ve ekonomi-politik altyapy destekleyecek lman iklime sahip uygun tarm alanlarndan yokusun olmasdr.
DVAN 1999/2

54

Osmanl'nn temel ald stratejik yneli ise btn bu yn unsurlarn barndran ok ynl bir zellik tamtr. Osmanl stratejik kuatcl, Afro-avrasya ana ktasnn merkezinde bulunan coraf konum gerei, Avrupa iine doru dou-bat eksenli, kuzey steplerine ynelik olarak gney-kuzey eksenli, ran ve Hind Okyanusu'na ynelik olarak bat-dou eksenli ve nihayet Msr ve Akdeniz zerinden kuzey-gney eksenli olarak

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

seyretmitir. Bu da Osmanl'y, hem kara hem de deniz kapasitesini kullanmay gerekli klan ok ynl bir strateji gelitirmeye zorlamtr. Benzer bir strateji blge dnda bir g olan ngiltere ve ABD tarafndan deniz-eksenli olarak yrtlmtr. Ancak, her iki g de Avrasya sathnda kara derinliine sahip olmakta zorlanm ve evreleme (containment) stratejisinin snrlarna bal kalmtr. Osmanl tarafndan dnya ana ktasnn merkezinden evresine doru takip edilen strateji ngiltere ve ABD tarafndan evreden merkeze doru izlenmitir. Osmanl'nn bu ok ynl stratejisi zamanla olgunlam ve slam-eksenli kapsayc medeniyet idraki ile btnleerek uzun dnemli hakimiyetin mayasn oluturmutur. Devletin kurulu dneminde Anadolu-Balkanlar omurgas zerinde ykselen bu stratejinin Anadolu aya Bursa'da, Balkanlar aya Edirne'de istikrar kazanmtr. stanbul'un fethi ile birlikte bir pergel gibi stratejinin odana yerleen stanbul'un ok ynl karakteri devletin stratejik yneliini de etkilemitir. Bundan sonra artk Osmanl devleti de stanbul gibi hem Asya hem Avrupa, hem Akdeniz hem Karadeniz, hem Balkanlar hem Anadolu, hem kara hem deniz devletidir. Pergelin odann stanbul'a konulanmasndan sonra pergelin ucu srekli genileyen daireler eklinde bir yz yl iinde Kuzey Kafkasya'dan Cezayir'e, Volga'dan Nil'e, Vistl'den Hind Okyanusuna ulaacak bir nitelie kavumutur. Bu stratejik kuatclk Afro-Avrasya anaktasnn ticar akn ynlendiren bir gei ekonomi-politii ile de desteklenmitir. zetle, Osmanl Devleti'nin uzun dnemli hakimiyeti de, endstri devriminin rzgar ile ivme kazanan smrgeciliin getirdii btn olumsuz artlara ramen hayatiyetini srdrebilmesi de iki temele istinat etmitir: (i) Kadim insanlk birikiminin tmn eitlilik iinde btnlk ile bnyesinde barndrmaya alan kltrel kuatclk ve bunun dayand tarih derinlik ve (ii) Afro-avrasya anaktasnn btn blgelerinde harekat alan salayan stratejik ve ekonomi politik kuatclk ve bunun dayand coraf derinlik. IV. Sonu: Yeni Tarih draki ve ok Boyutlu Osmanl Tarihi Osmanl Devleti'nin, gerek kendisini ortaya karan tarih faktrler, gerek insanlk birikiminin coraf ve tarih srekliliinin odak noktasn oluturan bir zeminde ykseliini ve kalc bir Osmanl Dzeni kurmasn salayan dinamikler, gerekse endstri devrimi ile smrgeciliin oluturduu modern dnya dzeni karsnda yaad dnmler asndan tutarl bir btn iinde incelenmesi, geerliliini srdren bir tarih meselesi olarak hala nemini korumaktadr. Osmanl tarihi ile ilgili almalar kimi zaman modern tarih metodolojisinin ve bat-eksenli tarih paradigmasnn rettii ikilemlerin etkisinde kalm; kimi zaman da Osmanl'y tek bir faktre indirgemeye alan yaklamlarla olmas gereken derinlik ve kapsaycla ulaamamtr. Arnold Toynbee, Immanuel Wallerstein ve

55
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

Jacques Pirenne gibi Osmanl Devleti'ni kendi oluturduklar genel medeniyet ve iktisat tarihi teorileri erevesinde ele alanlar, Osmanl birikimini kendi bat-eksenli tarih emalarna eklemleme problematii ile karlarken; almalarn zellikle Osmanl'nn dou artlarna odaklandran Gibbons ve Babinger gibi tarihiler tek faktrl tahlillerin snrl kalplarn genel Osmanl tecrbesinin merkezine oturtmaya almlardr. Bu yaklamlarn ounda en temel yntem problemi, Osmanl'nn nasl bir aratrma nitesi olarak incelenebilecei ve bu aratrma nitesinin dou artlar meselesidir. Babinger'in tezine cevaben kaleme ald makalesinde115 Babinger'in Anadolu'yu tek ve bamsz bir aratrma nitesi olarak ele almasn nemli bir hata olarak gren ve Anadolu'daki gelimelerin, mutlaka Suriye, Irak, Azerbaycan ve Horasan gibi evre blgelerdeki gelimelerle birlikte deerlendirilmesi gerektiini vurgulayan Kprl, statik bir resim tasviri yaparcasna gelitirilen ve dar bir aratrma nitesini esas alan bu tek faktrl tahlillerin dinamik sreleri incelemekte ne derece yetersiz kalabileceini gstermitir. Marmara blgesinin ekonomik yapsn i btnl olan bir aratrma nitesi olarak alp Osmanl Devleti'nin kuruluunu bu nitedeki ekonomik faktrlere indirgeyen Mustafa Akda'n tezini116 metodolojik olarak ciddi bir eletiriye tbi tutan Halil nalck'n117 tesbitleri de dar aratrma nitelerinin olguyu anlamlandrma konusunda kar karya kalabilecei eliki ve ikilemlerin en zl rneklerini yanstmaktadr: "Netice itibaryla diyeceiz ki, Akda'n Marmara iktisad nitesi dedii ey, gerek unsurlar, gerekse esas mefhum bakmndan hakikatla temas olmayan bir faraziyeden ibarettir. Bu faraziyeyi ilham eden esas telakkiye, yani Osmanl Devletini muayyen iktisad amillerin dourduu telakkisine gelince, iktisad inkiafn, bu devletin kuruluunda rol oynayan o kadar eitli ve kark amiller arasnda ne yegane, ne de en mhim bir amil tekil etmediini anlamak iin, u son yirmi, yirmi be sene iindeki neriyata bir gz atmak yeter.(...) Bize gre, Osmanl beylii iktisad inkiafn, herhalde esas itibaryle, gebe-yerleik mbadele sistemine borlu olmamaldr. Orhan zamannda beylik olduka geni
115 Mehmed Fuad Kprl, "Anadolu'da slamiyet: Trk stilasndan sonra Anadolu Tarih-i Dnsine Bir Nazar ve Bu Tarihin Menbalar", Darulfnn Edebiyat Fakltesi Mecmuas 1922/2: 281-311,385-420, 457-486. Bu makale getiimiz yllarda toplu olarak ngilizceye evrilmitir. Bknz. Islam in Anatolia after the Turkish Invasion (Prolegomena), ter. Gary Leiser, Salt Lake: University of Utah Press, 1993. 116 Mustafa Akda, "Osmanl mparatorluu'nun Kurulu ve nkiaf Devrinde Trkiye'nin ktisad Vaziyeti", Belleten, 1949/c.XIII, say 51, s.497-571 ve 1950/c.XIV:say 55, s.319-418. 117 Halil nalck, "Osmanl mparatorluu'nun Kurulu ve nkiaf Devrinde Trkiye'nin ktisad Vaziyeti zerinde Bir Tetkik Mnasebetiyle", Belleten, 1951/c. XV, s.629-690. Bu alma ayrca Halil nalck'n toplum ve ekonomi ile ilgili almalarnn derlendii Osmanl mparatorluu: Toplum ve Ekonomi zerinde Ariv almalar, ncelemeler (stanbul:Eren, 1993; s.139187)'de tekrar yaynlanmtr.

56
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

bir blgeye yaylarak Bizans' istihlaf ettii ve arkla Garp arasndaki ticaret yollar zerinde yerletii zamandr ki, bu iktisad gelime kendini gstermitir."118 Aratrma nitesi problemi, Osmanl tarih aratrmalarnn hemen hemen btn alanlarnda ciddi bir yntem meselesi olmutur. Oluturulan nitelerin i tutarllklar yannda, mikro ve makro niteler arasndaki uyum ve gei meselesi, Osmanl'nn genel tarih iindeki konumunun anlalmasn perdeleyen bir alglama engeli oluturmutur. Toynbee, J. Pirenne, Braudel, Wallerstein ve McNeill'in yaklamlarnda gzlenen ve son derece byk lekli aratrma nitelerini ngren bat-eksenli makro tarih yazm Osmanl'nn bu tarih alglamasna gre mikro ya da periferi kalan konumunu anlamszlatrrken, rneklerini Gibbons, Babinger, ve Akdada grdmz Osmanl'nn dou artlarna odaklanan ve bu odakta mikro nitelerin rollerini ne karan tek-eksenli ve dar-niteli almalar bu mikro nitenin i tutarlln gsterme ve bu mikro niteden makro niteye geii izah edebilme sknts ekmilerdir. Bu yntem problemlerini de gznne alarak, bir taraftan Osmanl'nn genel insanlk ve medeniyetler tarihi iindeki konumunun, bat-eksenli emalarn dnda, Osmanl'nn hakimiyet dnemlerini de kendi paradigma-ii unsurlaryla izah edecek ekilde anlalmas, dier taraftan da Osmanl'y tarih sahnesine karan insan unsurunun mikro nitelerden makro yaplara geerken yaad dnm bir tasvir deil, bir sre mant iinde ve tarih/coraf derinlik boyutlaryla ortaya konabilmesi gerekir. Bylesi bir yaklam sadece Osmanl tarihinin deil ayn zamanda dnya ve blge tarihinin de daha iyi anlalabilmesini salayacaktr. Bu da, Osmanl'nn ok ynl ve ok faktrl bir sre alglamas iinde ele alnmasn gerekli klmaktadr. Detaylarn bir baka almada ele almak zere, Osmanl tarihinin genel insanlk tarihi, bat medeniyeti tarihi, slam medeniyeti tarihi ve Trk tarihi alarn kapsayan deiik boyutlarnn aadaki ereveler iinde ele alnmasnn bu ok boyutlu srecin kavranmasn kolaylatraca kanaatini tayoruz. nsanlk tarihi asndan ele alndnda Osmanl, insanolunun bilinen en nemli medeniyet havzalarnn barnd ve nesilden nesile aktarld bir corafyada harmanlanan kadim kltrn ve nizamn byk lekli son temsilcisidir. Bu durum; din, bilim, kltr, iktisat ve siyaset yaplar asndan son derece kapsaml ve renkli bir sreci beraberinde getirmitir. Bylece, daha yaln grnen kurucu Trkmen gebe unsurlarnn dnya grlerinden son derece karmak hermetik birikimin detay unsurlarna kadar nemli btn kadim kltr unsurlar, Osmanl dzeni iinde kendilerini yeniden retebilecek bir hayat alan bulmulardr. Osmanl'nn zellikle klasik alarndan herhangi bir yatay kesit alndnda, kadimden moderniteye uzanan tarihin btn kltr renkleri bir mozaik b118 Halil nalck, Osmanl mparatorluu: Toplum ve Ekonomi zerinde Ariv almalar, ncelemeler, stanbul: Eren, 1993, s. 147-149.

57
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

tnl iinde hayatiyet ihtiva edecek ekilde yanyana bulunmulardr ki119, bu durum Osmanl'y yakn zamana kadar yaayan bir kadim kltrler mzesi yapsnda tutmutur. Bu anlamda Osmanl kadim medeniyetlerin tanma, etkileme ve harmanlanma alan hviyetini korumutur. Osmanl'nn varln hereye ramen uzun dnemli bir ekilde srdrebilmesinin srrn, Toynbee'nin iddia ettii gibi tek bir kurumun etkinliinde deil, insan tabiatnn tabii unsurlarn ihtiva eden bu kadim kltr hviyetinde aramak gerekir. Gibbons'un mikro niteli tahlilinde iddia ettii gibi Osmanl'nn kuruluunu drt yz adrl bir airetin znel servenine indirgesek dahi, bu kk airetin kadim kltrleri iselletirebilme ve bu iselleen unsurlardan byk lekli bir dzen kurabilme becerisi zerinde durmak gerekir. Bu baarnn srlarnn anlalmas sadece tarih bir olgunun anlalmasn salamakla kalmayacak, kreselleme ile birlikte monolitik bir kltr yaps iinde ciddi bir kltr oulculuu problemi ile kar karya kalnan gnmz artlarna da k tutacaktr. Kadimin tarihi sreklilii iinde bilinen ilk medeniyet havzas ile smrgeciligin getirdii mekanizmalar araclyla evrensel bir nitelik kazanarak son hakim medeniyet havzas haline dnen bat medeniyeti arasndaki geiin yks de ancak ve ancak Osmanl'nn anlalmas ile mmkn olabilir. Bu anlamda Osmanl, kadimin izgisel tarih anlayna son direniidir ve bu direniin gcn ald tarih ve coraf sreklilik unsurlar anlalmakszn genel bir insanlk tarih yazabilmek de ok gtr. Bat medeniyet tarihi asndan bakldnda, bat medeniyetini oluturan kltrel, ekonomik ve siyas faktrlerin tarih sahnesine kmaya balad kabul edilen ve XIII. yzyldan XIX. yzyla kadar uzanan zaman dilimi temelde Osmanl asrlardr. Bu ilk modernitenin en youn ve dinamik dnm srecinin yaand XV-XVII. yzyllar ise Afro-avrasya anaktasnn arlkl olarak Osmanl hakimiyetinde olduu dnemlerdir ki, bat tarihinin bu en kritik dnemleri Osmanl olgusu anlalmakszn yazlamaz. Bu yzyllarda Karadeniz'in tmnde, Akdeniz'in byk bir blmnde, Dou Avrupa steplerinden ran'a, Don-Volga hattndan Yemen'e, Kafkasya'dan Cezayir'e kadar uzanan alanlarda mutlak bir egemenlik kuran Osmanl'nn oluturduu kltrel ve ekonomi-politik dzen anlalmakszn ne Avrupallar yeni ticaret yollarna sevkeden aray, ne Protestanlkla ivme kazanan reform hareketleri, ne Avrupa-ii diplomatik dengeler ne de West-

58
DVAN 1999/2

119 Jean Bodin bu kltrel oulculuu Six Books of the Republic (1576)balkl eserinde u ekilde tasvir etmektedir: "Avrupa'nn byk bir blmne hkmeden Trklerin kral dini merasimleri himayesi altnda bulundurmaktadr. O hi kimseyi snrlamad gibi, herkesin kendi vicdannn emrettii ekilde yaamasna izin vermektedir. Daha da fazlas, Pera'daki kendi saraynda dahi Yahudilik, Roma Hristiyanl, Yunan Hristiyanl ve slam dinlerini kapsayan drt farkl dinin ibadetine izin vermektedir". Bu dnemdeki Osmanl imaj iin bknz. Paul Coles, The Ottoman Impact on Europe, Londra: Thames and Hudson, 1968, s.151

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

falya dzenine yol aan siyasal paralanma anlalabilir. Lord Acton'un "Modern tarih Osmanl fetihlerinin oluturduu bask altnda balamtr."120 eklindeki yargs dikkate alndnda, Osmanl bat tarihi asndan ilk modernitenin kar cephesidir ve bu kar cephenin dinamikleri anlalmakszn ilk modernite dneminin zellikleri de ortaya konamaz. Bu kar cephe zelliinin de tesinde bat tarihi asndan Osmanl'y farkllatran en temel zellik smrgeci dnem ncesi dzen anlaynn en somut eklini, kendi bnyesinde barndrmasdr. Bu erevede, Osmanl millet sistemi Westfalya sisteminin hem siyas deerler ve ilkeler, hem de mekanizmalar asndan bir alternatifini tekil etmektedir. Bat medeniyetinin tarih serveninin rn olan Westfalya sistemi ve bu sistemle zdeleen merkantilist ekonomik yaplar, Osmanl millet sistemi ve bu sistemin dayand ekonomi-politik yapnn zdddr. Bu sebepledir ki, ikincisi egemen olduunda birincisini Avrupa'nn bir kesine mahkum etmitir; birincisi egemen olduunda ise ikincisini zen bir sreci balatmtr. Bu tarih olgularn kendi i dinamikleri anlalmakszn gelitirilecek byk lekli ve bat-eksenli tarih emalar iin Osmanl, tarihin problematik alan olmaya devam edecektir. 2 Temmuz 1932 ylnda gerekletirilen Birinci Trk Tarih Kongresinde Trk Tarihi Tetkik Cemiyeti Reisi ve stanbul Mebusu Akuraolu Yusuf Bey'in Ali Reat Bey'in Tarih-i Umumisini tenkit ederken yapt "ekser mverrihlerimiz gibi Ali Reat Bey de Arab mslmanlarla kartrp slam medeniyetine Arap medeniyeti diyor..."121 eklindeki tesbit, ayn zamanda Osmanl'nn slam medeniyeti iindeki yerini anlamlandrma konusundaki temel amaz da ortaya koymaktadr. Osmanl'nn slam medeniyeti iindeki yerinin ortaya konmasndaki en nemli engel, oryantalist almalarn ortaya koyduu kategorik ayrmlar erevesinde slam medeniyetinin Hicretle ykselmeye balayan, X. yzylda zirveye ulaan ve 1258 Mool istilas ile mutlak de geen bir tarih ak iinde ele alnm olmasdr. Sekuler Arap milliyetileri tarafndan da hararetle kabul gren bylesi bir kategorik ayrm bir taraftan slam medeniyetini sadece merkez Arap ekseni ile zdeletirirken, dier taraftan da Mool istilas sonras dnemde mslmanlarn Balkanlarda, Orta Asya'da, Hint ve Hind-i in'de ve Afrika'da gerekletirdii medeniyet atlmlarn gzard etmektedir. slam medeniyet tarihine bylesi bir tarih emas iinde bakan bir zihin iin, Mool istilas sonrasnda ortaya kan ve aslnda byk lde de bu istilann klleri stnden yeni bir medeniyet alm salayan Osmanl dnemi, kanlmaz bir d dneminin despotik bir idare ile uzatlmasndan baka bir ey deildir ve slam kltr ve dnce tarihine ciddi bir katkda bulunmamtr. Oryantalistler tarafndan retilen ve Osmanl te120 Paul Coles, The Ottoman Impact on Europe, s.7 121 Birinci Trk Tarih Kongresi, Konferanslar Mnakaalar, Matbaaclk ve Tekilat Trk Anonim irketi, stanbul: 1932, s.600.

59
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

bas mslman unsurlarn Osmanl birikimi ile yabanclamasna yol aan bu yaklam, ayn zamanda zellikle sekuler Arap devletlerinin resm ideolojilerinin bir paras olagelmitir. Gibbons ve Babinger'de ak bir ekilde tezahr eden yaklamlarn ortak yn, Osmanl'y oluturan faktrler arasnda slam medeniyeti ile ilgili etkileri tal bir konuma indirgeyerek, dolayl bir ekilde slam medeniyetinin tarihlii ve sreklilii problematiini gndeme getirmesidir. Bu yorumlarda biri slam medeniyeti ile kadim kltrler, dieri de Osmanl ile slam medeniyeti arasnda sz konusu olan ift ynl bir tarih sreksizlik ngrlmektedir. Her iki sreksizlik ve kopu fikri de yntem ve sonular itibariyle tarih gerekliklere uygun dmemektedir. Her eyden nce slam medeniyeti, tevhid inancna dayal olarak yeni bir varlkbilgi-deer paradigmasnn122 ve bu paradigmann dayand zihniyet ve ben idrakinin rndr. Gelitii alandaki kadim kltrlerin tarih derinliine sahip olan ve zellikle Hz. mer zamannda ok ksa bir dnemde gerekleen futuhat ile bu kadim kltrlerin hayat alanlarna egemen olan mslmanlarn youn bir ekilde yaadklar medeniyet hesaplamalarndan ve etkileimlerinden beslenen slam medeniyeti, bir tarihi kopuun deil, bir tarih srekliliin eseridir. Byk skender ve Roma'dan sonra ilk defa ve her ikisinden de ok daha yaygn bir alanda egemenlik kuran mslmanlarn karlatklar medeniyet birikimlerini anlama, yorumlama, szme ve iselletirme srelerinden geerek kendi zihniyet, dnce, iktisat ve siyaset parametrelerini kuran slam medeniyeti bu anlamda belki de tarihin en youn medeniyet etkileimi dnemlerinden birinin gereklemesinin nn amtr. nsan zihninin ve doasnn rn olan btn yaklam biimleri kendilerini yeni inan sisteminin esaslar ile tekrar kurmaya almlar; bu da slam dncesinin ilk drt asrna yaylan son derece velud bir dnce atmosferinin douuna zemin hazrlamtr. Dolaysyla slam medeniyetinin tarih ak iinde bir kopu gibi gsterme abalar tarih gerekliklere uygun dmemektedir. Osmanl'nn slam medeniyet birikimi ile olan irtibatnn yok saylmas ise daha da vahim bir hatadr. Osmanl tecrbesi, slam medeniyet birikimi asndan incelendiinde hereyden nce Mool istilasnn yaralarn saran bir olgunluk dnemi, yukarda bahsettiimiz zihniyet paradigmasnn sosyal ve dnsel alanda pekierek gl kurumsal bir zemin kazanmas, slam medeniyetinin ilk asrlarndan grlen fikr canlln bir siyas hakimiyet ve bir dnya dzeni haline dnmesidir. Bunun iindir ki, Osmanl dnce hayat Gazzal ortayolunu benimsemekle birlikte Gazzal-sonras btn slam dnce ekollerini bnyesinde barndrm ve en merkez ekollerle en u ekolleri ayn dzen iinde ve ortak bir toplumsal
122 Bu paradigmann ana unsurlar ve oluum seyri iin bknz. Ahmet Davutolu, Alternative Paradigms, (Lanham:University Preess of America, 1994, s. 4-87 ve Ahmet Davutolu, slam Dnce Geleneinin Temelleri, Oluum Sreci ve Yeniden Yorumlanmas, Dvan, 1996/I:1, s.1-40.

60
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

maya ile birarada tutabilmitir. te yandan, ilk basit formlar Hz. mer zamanna kadar gtrlebilecek olan ve zamanla olgunlaarak hukuk bir zemin kazanan toprak ve ticaret dzenlemeleri en kapsaml uygulama alanlarn ve karmak kurumsallama yaplarn Osmanl'da kazanmlardr. Siyas kurumsallamada da benzer bir sre yaanmtr. Osmanl'da slam medeniyet tarihi iinde hukuk ve dnsel bir donukluk yaand fikri mutlak bir yorum olup medeniyetlerin tbi geliim seyrini gzard etmektedir. Dogu dnemlerinde youn hesaplamalarla ve meydan okumalarla yzyze kalan medeniyetler bu meydan okumalar u veya bu ekilde zdke medeniyetin ben-idrakinden, yani kurucu znden, kurumsal ve yapsal formuna seyreden bir sre yaamaya balarlar. Yeni meydanokumalarla karlaana kadar da varolan paradigmann gittike daha sofistike bir nitelik kazanarak daha sonraki dnemlerde donukluk gibi alglanabilecek bir oturmulua kavuurlar. Osmanl slam medeniyeti tarihi asndan bylesi bir oturmuluk dneminin rndr. Bir kyas ile ortaya koymak gerekirse, XX. yzyln ikinci yarsndan itibaren Atlantik eksenine dayanarak ykselen Pax Americana 'nn dnsel zgnl XIX. yzyln Avrupa eksenine gre ok zayftr; ancak bu bir statikliin gstergesi olarak kabul edilemez. Amerikan dncesi temelde XIX. Avrupa dncesine yaplan erhlere ve haiyelere dayanr. Yani, XX. yzyl Amerikan dncesinde bir Kant, Hegel veya Marks yoktur; ama yeni-Kantlar, yeni-Hegelciler, yeni-Marksistler vardr. XIX. Yzylda batda oluan paradigma Amerikan dncesi ile olgunlam ve ksmen de zgnln kaybederek kendini tekrara balamtr. Ama, ayn Pax Americana bat-eksenli dnya dzeninin siyas ve ekonomik btn byk lekli kurumsallamalarna nclk etmitir. Bu ereveden bakldnda Osmanl dzeni, slam medeniyetinin dzen-kurucu bir tarzda btncl bir sisteme dnerek ksm bir kreselleme yaamasdr. Bu durum en arpc bir ekilde kendini Osmanl ehirciliinde gsterir. Medine ile balayan slam medeniyetinin ehir formunun kemale ulamas stanbul (Dersaadet) ile mmkn olmu ve bu modelin btn Osmanl sathna yaylmas bir z-form btnlnn douuna zemin hazrlamtr. zetle, Osmanl'y bir tarih sreksizlik alglamas ile dlayarak slam medeniyeti tarihinin bugne uzanan ve hayatiyetini srdren bir medeniyet birkimi olarak anlalabilmesi mmkn olamaz. Bu sreklilikler erevesinden ele alndnda, Osmanl, Trk tarihi asndan, Gibbons ve Babinger'in tezlerinde arlk tayan gebe Trklerin basit ve heretik dnce ve davran kalplaryla Bizans ve ran gelenekleri iinde erimesi deildir. Aksine, dinamik gebe kltr ile kadim kltr havzalarna giren hareketli Trk unsurlarn asrlar sren yerleik medeniyet formlar retebilme abalarnnn belki de zirve noktasdr. Bu ayn zamanda gebe unsurlarn kalc medeniyet formlar retebilmeleri asndan nadir ve baarl bir rnei temsil etmektedir. Germenlerin Ro-

61
DVAN 1999/2

Ahmet DAVUTOLU

ma hattna girerek Hristiyanl benimsemeleri ile oluturmaya altklar ve asrlarca bir gel-git eklinde blnme-btnleme sarkacnda bir trl bir dzen haline dnemeyen Kutsal-Roma-Germen idealinin123 douda bambaka zihniyet ve eksenle gereklemi halidir. Kadim medeniyet havalarna girerken slamlaan gebe Trk unsurlar, yerleik ran ve Bizans geleneklerini harmanlayarak asrlarca blnmeden varln srdrebilen bir yap kurmay baarmlardr. Bu baar, Trklerin Uygur ve Babr oluumlar ile Hint ve Hind-i in ekseninde, Altnordu ile Asya steplerinde, Safev ile ran'da kurmaya alt yerleik medeniyet yaplar kyas edildiinde de en kalc ve uzun dnemli olan olmutur. Bu adan bakldnda, Seluklu tecrbesinden geerek kurulan Osmanl dzeni gebe kurucu insan unsurunun yerleik dzene geerek kalc bir sistem kurmalarnn en baarl, en uzun mrl ve en kapsayc misalini tekil etmitir. Hristiyanln evrensel zn ve Roma tecrbesinin btn birikimini almakla birlikte hala ksr gebe kltrnn asabiyyesinden kurtulamayarak tarihin en kkten-asabiyyeci akmlarndan birine ahit olan Germen bilinci ile kyas edildiinde Anadolu'ya asabiyyesi gl gebe gruplar halinde giren Trkmenlerin tarihin en uzun mrl siyas yapsn btn kadim kltrleri ve etnik unsurlar bnyesine katarak kurabilmeleri, Trkleri medeniyet-ykc unsurlar olarak tantan oryantalist yaklama nemli bir tarih cevap tekil etmektedir. te yandan, ideolojik bir refleksle Seluklu-Osmanl medeniyet yaplanmasn aarak Trklerin tarihini antik dnemden modern dneme atlayan bir erevede tekrar kurmaya alan yaklamlarn baarszlnn temel sebebi, bir tarih sreksizlik varsaymndan hareket etmi olmasdr. Bugn Seluklu-Osmanl birikimi ihmal edilerek ne bir Trk tarihi yazabilmek, ne sosyalleebilen bir medeniyet kimlii ve tarih bilinci oluturabilmek, ne de kurumsal dzeyde sosyal, iktisad ve siyas sreklilik kurabilmek mmkn olabilir. Osmanl tarihi, bir btn olarak ele alndnda, sadece medeniyetler tarihi iindeki yeri asndan deil, son derece zengin bir tarih sosyolojisi laboratuar niteliiyle de nem tamaktadr. Osmanl'nn btn ynleriyle anlalmasyla kltr, din ve bilim sosyolojisi asndan yaln ve kolayca idrak edilebilir bir dnya grnden sofistike bir tefekkr dnyasna, iktisat sosyolojisi asndan basit retim-tketim kalplarnn hakim olduu yerel ekonomik aktivitelerden dou-bat ticaret yollarn denetim altna alan ve kadim ticaret kltrn btn renklilii ile barndran bir ekonomik ekim havzas niteliine, siyaset sosyolojisi asndan da basit hiyerarik formlara indirgenebilen hareketli gebe siyaset yapsndan son derece detayl ve dakik bir brokrasi kltrne geiin izleri srlebilir.
123 Bu zihniyet parametresinin tarih kkenleri ve modern dneme yansmalar iin bknz. Ahmet Davutolu, "Zihniyet-strateji likisi ve Tarih Sreklilik: Souk Sava Sonras Dnemde Alman Stratejsi", der. Erhan Yarar, karlar, atmalar, zmler: Tarihten Gelecee Trk-Alman likileri, Ankara:Ajans Trk, 1998, s.141-201

62
DVAN 1999/2

Tarih draki Oluumunda Metodolojinin Rol: Medeniyetleraras Etkileim Asndan Dnya Tarihi ve Osmanl

zetle, Braudel'in de vurgulad gibi, "uzun bir sre Bat tarafndan reddedilen Trkiye'nin gerek bykl arivlerin almasndan sonra yaplan tarih almalar ile anlalmaya baland".124 Ancak, gerek bu bykln btn vusatyla ortaya karlmas ve dnya tarihi iinde tutarllk ve sreklilik arzeden bir btn iinde anlalabilmesi, gerekse bu zengin ariv kaynaklarnn bu erevede deerlendirilebilmesi, ncelikle cari tarih paradigmasnn yntem zaaflarn aarak, zaman ve mekan idrakini yeniden kurabilen bir tarih anlaynn benimsenmesi ile mmkn olabilir.

63
DVAN 1999/2

124 Fernand Braudel, A History of Civilizations, Londra: Penguin, 1993, s.91.

You might also like