You are on page 1of 18

Prof. Dr. Bask›n Oran, 1945 y›l›nda ‹zmir’de do¤du.

Saint Joseph ve ‹zmir Atatürk Lisesi’ndeki


ortaö¤reniminin ard›ndan 1964’te Siyasal Bilgiler
Fakültesi’ne girdi ve 1969’da ayn› fakültede uluslararas›
iliflkiler asistan› olarak göreve bafllad›.
12 Mart 1971 darbesiyle birlikte okuldan uzaklaflt›r›lan
Bask›n Oran, 1972 y›l›nda Dan›fltay karar›yla görevine
geri döndü ve 1974’te doktoras›n› tamamlad›. 12 Eylül
Yay›mlanm›fl Kitaplar›:
1980 darbesinin ard›ndan Kas›m 1982’de yard›mc›
doçentken YÖK karar›yla görevine son verildi. Temmuz
Azgeliflmifl Ülke Milliyetçili¤i - Kara Afrika Modeli
Türk-Yunan ‹liflkilerinde Bat› Trakya Sorunu 1983’te ‹dare Mahkemesi taraf›ndan görevine iade
Atatürk Milliyetçili¤i - Resmî ‹deoloji D›fl› Bir ‹nceleme edildiyse de ayn› gün S›k›yönetim taraf›ndan üniversiteden
Kenan Evren’in Yaz›lmam›fl An›lar› (‹ki Cilt) süresiz uzaklaflt›r›ld›. S›k›yönetimin sona ermesinden
Nerde O Eski Mapushaneler
sonra, ‹dare Mahkemesi’nin ve Dan›fltay’›n kararlarıyla
Devlet Devlete Karfl›
Kalk›k Horoz - Çekiç Güç ve Kürt Devleti Ekim 1990’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne geri döndü.
Yunanistan’›n Lozan ‹hlalleri 1991’de doçent, 1997 y›l›nda da uluslararas› iliflkiler
Küreselleflme ve Az›nl›klar profesörü unvanlar›n› ald›. A¤ustos 2006’da emekli olan
Türk D›fl Politikas› (Editör - ‹ki Cilt)
Bask›n Oran, Agos ve Radikal ‹ki’de haftal›k yaz›lar yaz›yor
Dalavera Memet’in Bodrum Tarihi
Eniflte Gözüyle Bodrum ve ayn› zamanda Avrupa Konseyi ECRI nezdinde ulusal
Türkiye’de Az›nl›klar irtibat üyeli¤i görevine devam ediyor.
A ZINLIKLAR:

“Egemen bir devletin kendi topraklar›nda


yaflayan az›nl›klara özel bir statü vermesi
Anayasa’n›n eflitlik ilkesine ayk›r›d›r.”

Üstelik, A’dan Z’ye cehalet. Yüksek yarg› organlar›n›n


böyle bir gerekçe ileri sürmesi, pozitif ayr›mc›l›k
ilkesini hiç duymam›fl olduklar› kuflkusunu uyand›r›yor.
Pozitif hak, ülkede yaln›zca dezavantajl› gruplara,
az›nl›klara verilen haklard›r. Ancak bu sayede
az›nl›klar, ço¤unlu¤un do¤al olarak sahip oldu¤u
haklara yaklaflabilirler. Kendi dinlerini yaflamak,
kendi dillerini ö¤retmek için bu haklara ihtiyaçlar›
vard›r. Ayr›ca, Lozan Antlaflmas› Türkiye’de
gayrimüslim az›nl›klara 37 ila 44. maddeler aras›nda
yer alan bir “özel statü” vermifltir. Bunu reddetmek,
Lozan’› yani Türkiye’nin kurucu antlaflmas›n›
reddetmek demektir. Türkiye’de yaflayan gayrimüslim
yurttafllar› “yerli yabanc›lar” veya “yabanc› yurttafllar”
olarak tan›mlayan baz› yarg› kararlar›n›n varl›¤›,
ülkemizde hukuk alan›nda yaflanan feci kafa
kar›fl›kl›¤›n›n en önemli göstergelerinden biridir. Bir
ülkenin demokratik olup olmad›¤›n›n turnusol k⤛d›,
etnik ve dinsel az›nl›klara pozitif haklar›n tan›n›p
tan›nmad›¤›d›r.
B A⁄IMSIZLIK: B A⁄IMSIZ M‹LLETVEK‹L‹:
“Tam ba¤›ms›zl›k en yüce d›fl politika “Meclis’te ba¤›ms›z milletvekili hiçbir fley
ilkesidir.” yapamaz.”
Uluslararas› anlaflmalar, karfl›l›kl› sorumluluklar› ve
Bugün milletvekillerini halk seçmiyor. “Parti Genel
yükümlülükleri getirir. Günümüzde uluslararas›
Baflkan›” diye an›lan firavunlar seçiyor. Bu
yükümlülükleri reddeden bir ba¤›ms›zl›k anlay›fl›,
içine kapanan, dünyadaki geliflmelere s›rt›n› çeviren milletvekilleri, firavunlar›n bir iflaretiyle el kald›r›p,
otoriter devletlere özgüdür. Birleflmifl Milletler, indiriyorlar. Birbirinin karbon kopyas› bu milletvekilleri
Uluslararas› Ceza Mahkemesi, Avrupa ‹nsan Haklar› halka de¤il, ona ba¤l›lar. Arkas›nda do¤rudan seçmen
Mahkemesi gibi kurulufllar, devletlerin insan haklar›na deste¤i olan, benimsedikleri aday› seçtirmek için
sayg›l› olmalar›n›, en büyük evrensel de¤er olan oluflan sivil giriflimlerin, derneklerin, sol partilerin,
insan haklar›na herkesin sahip olmas›n› sa¤lamak sendikalar›n deste¤ini alm›fl bir milletvekili bu firavuna
için varlar. Bu kurulufllara üye olmamak, bu de¤il, seçmenlerinin hakl› ve meflru taleplerine
kurulufllar›n kararlar›n› tan›mamak, Türkiye’yi insanl›k ba¤›ml›d›r. Arkas›nda bu seçmen deste¤i oldu¤u
ailesinden d›fllanm›fl lanetli bir ülke haline için, sesi herhangi bir milletvekilinden daha gür
dönüfltürmek demek. Ba¤›ms›zl›k, devletlerin ç›kar. Yerel ç›karlar›n temsilcisi olmad›¤› için asl›nda
yurttafllar›n› istedikleri gibi ezmeleri, diktatörlerin o bir Türkiye milletvekilidir. Türkiye’nin sorunlar›n›
kimseye hesap vermeden hükmetmesi demekse, kucaklar. O sorunlar›n s›k›nt›s›n› çekenlerin Meclis’te
fevkalade kötü bir fley. Ça¤dafl insani de¤erler sesi olur.
evrenseldir. Devletlerin bunlar› gözetmeleri bugün
medeni olman›n “olmazsa olmaz” koflulu. Aç›k
konuflal›m, bugün “tam ba¤›ms›zl›k” formülü resmen
yabanc› düflmanl›¤›na dönüfltü. Fanatik milliyetçili¤i
beslemeye ve toplumsal bar›fl›n köküne kibrit suyu
dökmeye bafllad›. Onurlu bir d›fl politikay›, ancak
insan haklar›na gerçekten sayg›l›, tüm yurttafllar›yla
bar›fl›k devletler hayata geçirebilir.
B ÜYÜME: C HP:
“Kifli bafl›na gelir 10.000 dolar olunca “CHP sol bir partidir.”
bu sorunlar çözülür.”
CHP, sol bir parti olarak kurulmad›. Kuruldu¤u
Ekonomik büyüme tek bafl›na sorunlar› çözmez. dönemde, yukar›dan devlet yoluyla ve devlet
Eflitsiz ve dengesiz bir büyüme sorunlar› ancak daha denetiminde de¤iflimi gerçeklefltirmek isteyen ilerici
katmerli hale sokar. Gelir da¤›l›m› eflitsizli¤ini, bir parti idi. 1965’te kendini ortan›n solu ilan edifli,
bölgeler aras› refah eflitsizli¤ini, çevre kirlili¤ini tamamen, o dönemde Meclis’e giren sosyalist
art›ran büyüme, toplum içinde çok daha büyük Türkiye ‹flçi Partisi’nin gündemi altüst ederek
gerginlikler yarat›r. Toplumun önemli bir kesimini kazand›¤› prestiji dizginlemek istemesinden
yol kenar›nda b›rakan, bunlar› bir fazlal›k, lüzumsuz kaynakland›. Bu çaba 1970’lerdeki “Ak Günler”
bir yük olarak gören büyüme anlay›fl›, insana de¤il, slogan›n› etkiledi. Ama bugün Baykal CHP’si devletçi,
mali piyasalara hizmet eder. Büyüme, ancak ve askerci, siyasal anlamda muhafazakâr, milliyetçili¤i
ancak insani geliflme amaçl› oldu¤unda, gelir da¤›l›m› yücelten ve k›flk›rtan, belkemi¤i yaln›zca ve yaln›zca
bozuklu¤una ve yoksullu¤a çözüm bulundu¤unda “toplumsal korku” üzerine dayanan bir partidir.
sorun çözer. Siyasal ve toplumsal tercihler büyümenin Türkiye’de siyasal yelpazenin sol taraf› bombofltur.
esiri de¤il, hâkimi olmal›d›r. Uzak bir tarihte de¤il, Bu dengesizlik, siyasetin afl›r› yalpalamas›na neden
bugün insan, emek ve çevre dostu bir büyüme olmaktad›r. Türkiye bugün tek kanatl› bir kufl gibidir.
mümkündür. Çünkü kaynak k›tl›¤› göreli bir kavramd›r.
Bu kaynaklar›n ne amaçla kullan›laca¤› bize ba¤l›d›r.
C UMHUR‹YET: Ç ‹MENTO:

“Laik cumhuriyet, demokrasiden daha “Milliyetçilik, bu toplumun tarihi harc›,


önemlidir.” çimentosudur.”

Ne cumhuriyet demokrasiden daha önemlidir, ne Milliyetçilik, milli olanla olmayan ayr›m›na dayan›r.
de demokrasi cumhuriyetten önce gelir. Cumhuriyet; Bu öyle afaki bir fleydir ki, istedi¤ini milli, istedi¤ini
iktidar›n bir ailenin, bir zümrenin, bir sosyal s›n›f›n milli olmayan ilan edersin. Bugün milli olarak
veya bir cemaatin elinde olmamas› demektir. tan›mlanan, yar›n gayri milli ilan edilebilir. Milliyetçilik,
Cumhur’a dayanmas› demektir. Demokrasi ise eflitlik g›das›n› bu d›fllamadan al›r. Bu yüzden, bar›fl ve
ideali çerçevesinde halk›n egemenli¤ini öngörür. kardeflli¤in hâkim oldu¤u bir toplum yaratmaz.
Dolay›s›yla; demokrasisiz bir cumhuriyet, askerî Yap›flt›r›c› de¤il, ayr›flt›r›c›d›r. Demokrasilerde anlaml›
veya sivil diktatörlük demektir. Otoriter hatta totaliter olan yurttafllar toplulu¤udur. Demokrasinin milleti
bir rejim demektir. Unutmayal›m ki Libya, ‹ran veya budur. Bu topluluk ise farkl› dini, mezhepsel, etnik
herhangi bir tek partili devlet de cumhuriyettir. ve siyasal aidiyetleri olan insanlar›n birlikte yaflama
Buna karfl›l›k, cumhuriyetsiz bir demokrasi krallar›n, arzusuyla oluflur. Demokratik bir toplumun harc›,
padiflahlar›n, aristokratlar›n, feodallerin, mülk milliyetçilik de¤il, yurttafll›k bilincidir.
sahiplerinin iki duda¤›na ba¤l›, onlar›n himmetine
ba¤l› bir rejimdir. Demokrasinin güçlenmesi,
cumhuriyeti de güçlendirir. Aflmam›z gereken
uçurumu bize afl›rtacak ipten köprünün bir aya¤›
laik cumhuriyete, di¤er aya¤› demokrasiye
dü¤ümlenmifltir. Türkiye’de bu köprünün demokrasi
aya¤› zay›ft›r.
D EMOKRAS‹: D EVLET:

“Demokraside herkes kendi ç›karlar›n›, “Türkiye demokratik, laik, sosyal hukuk


kendi kimli¤ini savunur.” devletidir.”

Anayasada bu ilkeler yer al›yor; ama Türkiye’de devlet


Demokrasi sadece kendisi için hak talep eden insan ne gerçekten laiktir, ne demokratiktir, ne sosyaldir.
ve gruplarla kurulamaz. Kendisi için hak talep etmekle Hukuk devleti de de¤ildir. Bütün bunlar devletin
yetinmek, baflkalar›n›n sorunlar›yla ilgilenmemek, olmas› gereken özelliklerdir. Bugün Türkiye’de böyle
ayr›cal›k talep etmek demektir. Demokrasi, kendisi bir devlet yoktur. Bunun k›r›nt›lar› vard›r. Hedef;
gerçekten demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti
kadar, baflkalar›n›n haklar›n› da savunmaya dayan›r. kurmakt›r. Bunun ilk ad›m› yeni bir sivil anayasan›n
Ancak bu sayede yurttafllar toplulu¤u, birbirine tüm toplumsal katmanlar›n kat›l›m›yla Meclis’te
güven içinde bir beraberlik kurarlar. Haklar›m›z›n haz›rlanmas› ve halkoyuyla yürürlü¤e girmesidir.
güvencesi, baflkalar›n›n hakk›n› savunmam›zda yatar.
Bu nedenle Türk Türk’ü, Kürt Kürt’ü savunmayacak.
Türk Kürt’ü, Kürt Ermeni’yi, Ermeni Roman’›, Roman
Çerkes’i, Çerkes Alevi’yi, Alevi iflsizi, iflsiz eflcinseli
D ÜfiMANLAR:

vs. vs. savunacak. Hedefimiz budur. “‹ç ve d›fl düflmanlar›n sürekli tehdidi
alt›nday›z.”

fiuradan hesaplay›n›z ki, “düflman” dedi¤imiz fley bir


zamanlar komünizm idi. O batt›, baflkas›n› bulmak
gerekti ve bulundu: Dinciler ve bölücüler. Bu gidifl,
gidifl de¤il. Milliyetçilik sürekli olarak iç ve d›fl
düflmanlar yaratmal›d›r ki, nefes almaya devam
edebilsin. “D›fl Mihraklar” edebiyat›n› duydu¤umuz
zaman arkam›za bakmadan kaçmal›y›z. Çünkü bunu,
“Hep o yapt›; hep o yapt›. Ben sütten ç›km›fl ak
kafl›¤›m; beni cami kap›s›ndan getirdiler” diyerek,
kendi kusurunu kapatmak isteyenler söylüyor. Hep
söylediler.
E MPERYAL‹ZM: E RMEN‹LER:
“ABD ve AB, emperyalist ülkelerdir ve “Ermenilere her zaman iyi davrand›k,
amaçlar› bizi bölmektir.” onlar› yabanc› devletler savafl ortam›nda
bize karfl› k›flk›rtt›lar, biz de yerlerini
ABD, Kuzey Irak’a sald›rarak emperyalist güç olmaya de¤ifltirdik.”
devam etti¤ini bir kez daha gösterdi. ABD
emperyalizmi bugün tek kutuplu bir dünyan›n merkezi O ortam çok feci bir ortamd›; iyi falan davranamad›k.
olarak kap›m›zda kaos yarat›yor. Bar›fl ve demokrasi Sar›kam›fl’ta 90.000 askerimizin donmas›.
bahanesiyle her ay Irak’ta binlerce insan›n ölmesine Çanakkale’de 250.000 askerimizin ölmesi. Bu savafl
yol aç›yor. Filistin sorununun çözümü yönünde ortam›nda tehcir olay› bir katliam halini ald›; çünkü
çal›flmayarak, Ortado¤u’da ac›, fliddet ve ölümün Anadolu insan› giyecek çula muhtaçt›. Anadolu’nun
kol gezmesine göz yumuyor. Buna karfl›l›k AB bir dört bir yan›ndan tehcir edilen Ermeniler,
devlet kurma de¤il, bir bütünleflme projesi. ‹çinde öldürüldüler, soyuldular, kalan mallar› ya¤maland›.
çok farkl› ç›karlar›n yer ald›¤›, küresel planda orta Bunu saklamayal›m. Saklamak yarars›z. Bütün dünya
boy devletlerden oluflan, esnek bir ülkeler toplulu¤u. biliyor, bir biz bilmiyoruz veya kabul etmiyoruz.
Böyle bir toplulu¤un ortaklafla emperyalist bir d›fl Di¤er yandan, “jenosit” terimi de kabul edilemez.
politika izleyebilmesi mümkün de¤il. Bugün AB üyesi Ermeni diasporas› bu terimi bu olay›n Yahudi
devletlerin ortak ç›kar›, Türkiye’de istikrar›n hâkim jenosidiyle ayn› fley oldu¤unu söylemek için
olmas›d›r. Çünkü ABD’den farkl› olarak, biz sadece propaganda amac›yla ortaya att›. Ama, bu durum
AB’ye aday olan bir ülke de¤il, AB’nin s›n›r bizi 1915’teki felaketi inkâr etmeye asla
komflusuyuz. Türkiye’de boy verecek bir siyasal götürmemeli. Yüz binlerce insan›n ölümüne yol
istikrars›zl›¤›n do¤rudan AB’ye s›çrayaca¤›n› önce açm›fl bir olayla yüzleflmeliyiz.
AB devletleri bilir.
E ZEN ULUS - EZ‹LEN ULUS M‹LL‹YETÇ‹L‹⁄‹: I MF:
“Ezen ulus milliyetçili¤i kötü, ezilen ulus “IMF politikalar›n› devam ettirmekten
milliyetçili¤i iyidir.” baflka çözüm yok.”

IMF, dünyada faiz rant›ndan yararlananlar›n ç›karlar›n›


Bütün milliyetçilikler insanl›k için tehlikelidir. ‹srail
toplumun di¤er kesimlerinin ç›karlar›ndan üstün
bu konuda en aç›k örnektir. Filistin’e yerleflen tutan bir dünyan›n örgütü. Günümüzde bizzat kendisi
Yahudilerin milliyetçili¤i ‹srail devletinin kuruldu¤u sorgulan›r hale geldi. ‹stihdam (emek) a¤›rl›kl›, sosyal
14 May›s 1948’e kadar “ezilen” türdendi. Ama 15 devlet harcamalar›n› öne ç›karan büyüme politikalar›
May›s’tan itibaren “ezen” türe dönüfltü; çünkü olmadan geliflmek, hem insan dostu bir geliflme
Filistinlilere eziyete bafllad›. Ezilmeye karfl› ç›kma de¤il, hem art›k “mümkün” de¤il. Neoliberal
bahanesiyle milliyetçili¤e teslim olmak, ezen politikalar›n, kamu hizmeti olmas› gereken e¤itim
ve sa¤l›k konular›n› paras› olana tahsis etmesi, art›k
milliyetçili¤in tohumlar›n›n ruhlarda yeflermesine
çok büyük tepkiler do¤uruyor.
yol açar. Unutmayal›m ki, niteli¤i ne olursa olsun
milliyetçilik milliyetçili¤i do¤urur.
I RAK KÜRT FEDERE DEVLET‹:
“Kuzey Irak’ta kurulacak bir federe Kürt
devleti bizim için en büyük tehlikedir.”

1923’ten beri do¤umuzda ve güneyimizde bir düzine


devlet kuruldu, korkmad›k. fiimdi korkuyoruz. Çünkü
bu ülkede Kürtleri memnun edemedi¤imizi biliyoruz
ve kurulan yeni devlete meyletmelerinden
endifleleniyoruz. O zaman Irak’ta bir federe Kürt
devleti kurulmas›na karfl› mücadele etmeye de¤il,
oturup Türkiyeli Kürtleri mutlu etmeye çal›flmal›y›z.
Kürtçe türkü söylenmesine engel olan devlet adam›
zihniyetini bir daha ortaya ç›kamayacak hale
getirmeye çal›flmal›y›z.
K AMU: K IBRIS:

“Kamu harcamalar› ekonominin s›rt›nda “K›br›s’ta çözüm, iki ba¤›ms›z devlettir.


bir yüktür.” KKTC üzerinde Türkiye’nin haklar› vard›r.”

Ekonomik yaflam›n uyumunu kamu harcamalar› K›br›sl› Türklerin ço¤unlu¤u, eflitlik içinde federal
sa¤lar. Yollar, limanlar, havaalanlar› kadar ekonominin bir devlet talep ediyor. Annan Plan›’na büyük bir
okullara, hastanelere, sa¤l›kl› istatistik bilgilere, iyi ço¤unlukla “evet” derken, bunu ifade ettiler. Bizim
çal›flan mahkemelere ihtiyac› vard›r. Bunlar amac›m›z K›br›s’›n bir bölümünde hâkimiyet kurmak
ekonominin görünmeyen; ama olmazsa olmaz alt olamaz; bunun emperyalizmden ne fark› kal›r? Bu
yap›lar›d›r. Kamu harcamalar› yolsuzlu¤a, adam hem K›br›sl› Türklerin talebi de¤ildir, hem de bölgede
kay›rmaya, belli bir çevrenin kâr amac›na peflkefl bizim iflgalci güç olarak izole olmam›za neden olur.
çekildi¤inde, sadece ekonominin de¤il, toplumun da Türkiye, on y›llar boyunca, K›br›sl› Türklerin can ve
s›rt›na yük olur. Do¤ru ve yerinde kullan›lan kamu mal güvenli¤inin sa¤land›¤›, federal bir K›br›s
kaynaklar› ise hem insanlar›n iktisadi büyümeden Cumhuriyeti’nde eflitlik içinde K›br›sl› Rumlarla
daha eflit pay almalar›n› sa¤lar, hem de ekonomiyi yaflayabildikleri bir çözüm önerdi. Biz 1974 K›br›s
güçlendirir. Bugün geliflmifl ülkelerin hepsinde kamu ç›kartmas›n› K›br›s’› almak için de¤il, Samson’un
harcamalar› Türkiye’dekinden daha büyük. Bu bir “Enosis”çi faflist darbesini engellemek için yapt›k.
rastlant› de¤ildir. K›br›sl› Türkleri savunmak ve 1960 Anayasas› ile
kurulmufl K›br›s Cumhuriyeti’ni korumak için yapt›k.
Ba¤›ms›z ve demokratik bir K›br›s federe devleti,
aynen K›br›sl› Türkler gibi, bizim de hedefimiz
olmal›d›r. K›br›s’›n, Türkiye’nin iç politikas›na alet
edilmesi de art›k yetti. Ayr›ca, koyu bir milliyetçili¤e
kendini teslim etmifl K›br›sl› Rumlara AB üyesi bir
K›br›s’› hediye mi edece¤iz?
K ÜRTLER: L A‹K:
“Laiklik elden gidiyor. Böyle giderse fleriat
“Kürtler Türklerle birlikte bu ülkenin kurucu gelecek.”
asli unsurudur.”
Sorun laiklik de¤il, kasaba sermayesinin yeni burjuvazi
“Kürtler az›nl›k de¤il, asli ve kurucu unsurdur” demek, biçiminde afla¤›dan bast›rmas›. Bu kesimi kendi
statülerine, ayr›cal›klar›na ve iktidarlar›na ortak etmek
“Türkler ve Kürtler d›fl›ndakiler ikincil unsurdur” istemeyenler, fleriat korkusunu kullan›yorlar. ‹nsanlar›
demektir. Böyle eflitlikçilik olmaz. Biz laik-Hanefi- korkutarak özel konumlar›na destek bulmaya
Sunni-Müslüman Türklerin kurucu unsurlu¤unu çal›fl›yorlar. Bu kavga, temelinde “laikçi-dinci” kavgas›
de¤ildir. Küçük burjuvazinin s›rt›n› devlete yaslayan
reddetmifliz; baflka hiçbir kimseninkini kabul etmemiz k›sm›yla, palazlanan taflra muhafazakâr› bölümü
beklenmesin. Kürtler de “asli ve kurucu unsurdur” aras›ndaki bir iktidar paylafl›m› kavgas›d›r.
deyince, Kurtulufl Savafl›’nda hem cephede hem
Meclis’te mücadele veren Çerkesler ne olacak peki?
Varl›k Vergisi gibi uygulamalarla periflan edilmeden
L OZAN:
önce Osmanl›’n›n ve Cumhuriyet’in tek giriflimci “Bugün Lozan’da elde etti¤imiz hak ve
grubu olarak ekonomiyi ayakta tutan gayrimüslimler güvenceleri elimizden almak istiyorlar.”
ne olacak? Lazlar ne olacak?
Üstelik, durum tam tersine: TC kendi kurucu
antlaflmas› olan Lozan’› ciddi biçimde ve fevkalade
ihlal ediyor. Örne¤in 40. madde diyor ki: Bütün
gayrimüslimler kendi okullar›n› kurarlar ve orada
kendi dillerinde e¤itim yaparlar. Oysa bu hak, örne¤in
Süryanilere tan›nm›yor. Baflka bir örnek: 42. madde
diyor ki: Gayrimüslimlerin mevcut vak›flar› korunacak,
yenileri için her türlü yard›m yap›lacak. Oysa bu
insanlar›n vak›flar›n›n mallar›n› 1960’lar›n sonundan
beri gasp etmekle meflgulüz. Bu yüzden Strasbourg
Mahkemesi birbiri ard›na tazminatlara hükmetmeye
bafllad›. Bu mu milliyetçilik? Bu mu Türkiye’ye hizmet?
Bu mu “birlik ve beraberli¤i” korumak?
M ‹LL‹YETÇ‹L‹K: O RDU:

“Milliyetçilik milletini sevmek ve korumak “TSK’n›n siyasal müdahaleleri gereklidir.”


demektir.”
Fark›nda de¤il miyiz ki, ordunun siyasal alana yapt›¤›
Milletini sevmek, onu di¤erlerinden üstün görmeyi her müdahale, müdahalenin resmi amac›n›n tersine
gerektirmez. Baflka milletlere hâkim olmakla övünmek sonuçlar verdi. Asker mant›¤› ile siyaset mühendisli¤i
üzerine kurulan bir milliyetçilik, kendini di¤erlerinden yapman›n en aç›k örne¤i, 12 Eylül darbesi ve onun
üstün görmeye yol açar. Bu da karfl› taraf›n dayatt›¤› anayasa, kurumlar ve kanunlard›r.
milliyetçili¤ini besler. Nas›l fliddet fliddeti do¤urursa, Cumhuriyet’in kurulmas›ndan seksen y›l sonra bile
milliyetçilik de milliyetçili¤i do¤urur. Milliyetçilikten vesayetçi bir tahakkümle yönetilirse, Türkiye’de
çat›flma, fliddet ve ayr›mc›l›k ürer. Yaflad›¤› vatan›
siyaset alan› geniflleyemez. Kat›l›m güçlenemez.
ve o vatanda yaflayanlar› sevmek milliyetçilikle de¤il,
demokrat ve insanc›l olmakla mümkündür. Siyasal partilerin gözünün yurttaflta de¤il TSK’da
olmas›, siyasete olan güveni kal›c› biçimde zedeler.

M ‹SYONERLER:
Vesayet rejimi kendi koflullar›n› üretiyor. Halbuki
Türkiye bugün darbe yap›lamayacak kadar geliflmifl
bir ülkedir. Gelece¤e güvenle bakmak için bu korkular›
“H›ristiyan misyoner faaliyetleri Türkiye’yi üzerimizden atmam›z›n, bizleri korkutarak ayr›cal›klar›n›
bölmek için çal›fl›yor.” koruyanlar› etkisiz b›rakmam›z›n zaman› geldi.

Son befl y›lda resmi istatistiklere göre 244 kifli


H›ristiyan oldu. 72 milyonda, 244 kifli. Bunun bölücü
faaliyet oldu¤unu söyleyenler yabanc› düflmanl›¤›
yapt›klar›n›n fark›nda bile de¤il. Üstelik, en ac›
mesele, bunu söylemeyi “antiemperyalizm” yapmak
zannetmeleri. Misyonerlik tehlikesi etraf›nda
propaganda yapanlar, Trabzon’da Katolik rahibi,
Malatya’da Protestanlar› öldürenleri suça teflvik
ediyor; onlar›n suç orta¤› oluyor.
P ATR‹KHANE: P ‹YASA:

“Fener Patrikhanesi’nin ekümenik oldu¤u “Piyasa ekonomisi ekonomik sorunlar› tek


iddias›n›n yasal dayana¤› yoktur.” bafl›na çözecektir.”

“Ekümenik” olma, Fener Patrikhanesi’nin dünyadaki Çözmez; çünkü çözemez. Piyasa ekonomisinin ufku
di¤er Ortodoks kiliseleri aras›nda dinsel protokolde k›sad›r. Akl›, maksimum kâr› minimum zamanda
önde gelmesi anlam›ndad›r. Türkiye Cumhuriyeti’nin elde etmektedir. Bunun için insan, do¤a, çevre, ne
hükümranl›k meselesiyle hiç mi hiç ilgisi yoktur. varsa h›zla tüketmeye haz›rd›r. Bafl›bofl b›rak›lm›fl
Bugün buna karfl› ç›kan iki kilise, bir de devlet var: bir piyasa düzeni, toplumu piyasa kurallar›n›n esiri
Atina Baflpiskoposlu¤u, Moskova Patrikli¤i ve Türkiye. k›lar. Ne do¤ay›, ne kültürel varl›klar› ne de insani
Laik Türkiye Cumhuriyeti, Ortodoks ilahiyat›na nas›l iliflkileri bafl›bofl piyasa mekanizmas›yla koruyabiliriz.
kar›fl›r? Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› ile Patrikhaneyi Bunlar› al›r, posas›n› ç›kar›r, bir kenara b›rak›r.
kar›flt›rmak demektir bu. Ayr›ca, 143 maddelik Lozan Piyasa baflkalar›n› düflünmez. Almak üzerine
Antlaflmas›’nda Fener’in hiç ad› geçmez. Tutanaklara kuruludur. Vermeyi bir yük addeder. Halbuki insan
bakmak laz›m. Lord Curzon, Patrikhane’nin dünyevi topluluklar›nda iliflkiler, karfl›l›kl› dayan›flma ve
nitelikten yoksun, s›rf dinsel bir kurum olarak paylaflma üzerine kurulu olunca insanileflir. Piyasa
kalmas›n› önermifl, ‹smet ‹nönü de bu sözü senet ekonomisine insani boyutu getirmek, onu düzenlemek,
sayd›¤›n› belirten bir aç›klama yapm›fl. Hepsi o hedeflerini ve araçlar›n› tart›flmak, gerekti¤inde
kadar. fiimdi, Ortodoks ilahiyat›n› kalk›p da “dünyevi” s›n›rlamak, piyasan›n yarataca¤› büyük sorunlar›
mi sayaca¤›z? 1930’larda solcu gençlere “Komünizm önceden engellemek için flartt›r. Bu nedenle, iktisadi
gerekirse biz yapar›z; sana ne oluyor?” demifl olan büyüme, insan dostu olmal›d›r; borsa ve IMF dostu
zihniyet, flimdi “Ortodoks ilahiyat›n› biz biliriz; sana de¤il.
ne oluyor?” mu diyecek Ortodokslara?
S EÇ‹M BARAJI: S END‹KALAR:

“Yönetimde istikrar, temsilde adaletten “Sendikalar emekçilerin s›rt›ndan geçinip,


daha önemlidir.” onlar› sömürüyor.”

Yönetimde istikrar önemlidir; ama bunu sa¤lamak Baz› sendikac›lar›n emekçilerin ç›karlar›n› savunmak
için getirilen % 10 seçim baraj› hem temsilde adaleti yerine, kendi ç›karlar›n› savunmas› örne¤inden
son derece a¤›r biçimde zedeliyor, hem de siyasal hareket edip, bunu tüm sendikalar için geçerli bir
istikrar› bozuyor. Cumhurbaflkan› seçimi s›ras›nda olgu kabul etmek feci bir yan›lg›d›r. Sendikalar,
yaflanan gerginli¤in bir kayna¤› seçim baraj› nedeniyle emekçilerin iflveren karfl›s›nda güçsüz kalmamas›
çarp›k oluflan Meclis aritmeti¤i idi. Temsilde adaleti için vard›r. Sendikalardan baflka, emekçileri toplu
ve siyasal istikrar› birlikte sa¤lamak için, farklı seçim olarak koruyacak bir kurum henüz icat edilmedi.
sistemleri düflünülebilir. Ama dünyada olmayan bu Sendikalar›n bugün etkisiz olmas›n›n nedeni, çal›flma
% 10 baraj›, seçimleri Rus ruletine çeviriyor; siyasal yaflam› ile ilgili kanunlardaki a¤›r k›s›tlamalard›r. 12
istikrars›zl›¤› kat be kat art›r›yor. Eylül cuntas›n›n aynen üniversiteler, dernekler ve
sivil toplum kurulufllar› gibi, sendikalar› da ezip
geçmifl olmas›d›r. Bugün Türkiye’de sendikal yasalar
ve barajlar yoluyla iflçiler ya sendikas›zlaflt›r›l›yor ya
da iflverene uyumlu göstermelik sendikalara üyeli¤e
zorlan›yor. Emekçiler, iflveren karfl›s›nda dilsiz ve
korumas›z b›rakt›r›l›yor. Demokratik bir toplum,
sendikal hak ve özgürlüklerin gerçekten kullan›ld›¤›
bir toplumdur. Bu toplumlarda sendikalar, emekçilerin
en de¤erli örgütleridir.
S S OL - A⁄: S OSYAL‹ZM:

“Sol ve sa¤ ayr›m› art›k anlam›n› kaybetti. “Sosyalizm çöktü, dünyada sol tarihe
CHP sa¤, AKP sol parti oldu.” kar›flt›.”

Sol ve sa¤ ayr›m›n›n anlam›n› kaybetti¤ini söylemek, Çöken, merkezden yönetilen planl› ekonomi ile tek
siyasetin teknik konular› bilen uzmanlara terk edilmesi parti rejimine ve SSCB’nin hâkimiyetine dayanan
gerekti¤ini ima etmektir. Solun toplumsal idealleri devletler sisteminden ibaret. Sosyalizmin eflitlik,
ile sa¤›n de¤erleri aras›ndaki fark hâlâ geçerli. dayan›flma ve özgürlük talepleri aynen devam ediyor.
Örne¤in sol, eflitli¤i savunur; sa¤ ise en fazla eflitlik Üstelik, çok dikkat: Bu taleplerin 21. yüzy›l›n flartlar›na
kavram›ndan rahats›zl›k duyar. Sa¤, milliyetçili¤i özgü bir sol anlay›flla hayata geçirilmekte oldu¤u
genel olarak iyi bir fley olarak görür; sol ise evrensel günleri yafl›yoruz. Türkiye’de sol, 1960’larda iflçi
insan haklar›n› ve evrensel ilkeleri savunur. Sa¤, s›n›f›n› ve 1970’lerde de Kürtleri ezilmifl ve d›fllanm›fl
piyasa ekonomisini yüceltir; sol ise siyasal ve ilan etti. 1971 ve 1980’deki solun askerî darbelerle
toplumsal hedefler do¤rultusunda piyasan›n ezildi¤i dönemlerde, önemli de¤ifliklikler bafllad›.
düzenlenmesini ve dizginlenmesini savunur. Ortaya yeni toplumsal talepler ç›kt›: Feministler,
Bugün AKP ve CHP farkl› türlerde sa¤ partilerdir. Aleviler, Çevreciler vs. “Klasik” sol, bu ezilmifllik ve
da¤›t›lm›fll›k ortam›nda bunlar› göremezdi, göremedi.
fiimdi, bu yeni gruplar› ve talepleri yeni koflullara
uygun biçimde dile getirip, hayata geçirenlere
önümüzdeki dönemde “Ça¤dafl Sol” ad› verilecek.
Bu sol, bütün bu yeni hareketleri kucaklad›¤› ölçüde,
12 Eylül’ün kendisini hapsetti¤i gettodan kurtulacak;
emek hareketleriyle yeni toplumsal hareketleri
birlefltirerek, yeni yüzy›l›n insanl›k idealini dile
getirebilecektir. Umut buradad›r.
fi ‹DDET: T ERÖR:

“Verilmeyen haklar› almak için fliddet “Terörü bitirmek için Kuzey Irak’a girmek
gerekir.”
kullan›labilir.”
Kuzey Irak’a 1983’ten beri 27 kez girdik. Hem de,
Güvenlik güçlerinin afl›r› fliddet kullan›m›n› elefltiriyoruz her seferinde, oradaki Kürtlerin ve ABD’nin deste¤iyle.
ama bu yetmez. fiiddet konusunda, taraflardan Bir sonuç alamad›k. fiimdi bu tür destekler olmadan
sadece birini elefltirmekle yetinemeyiz. Kim kullan›rsa girince mi sonuç alaca¤›z? PKK sorunu, bir d›fl
kullans›n, kim bafllatm›fl olursa olsun, fliddet politika de¤il, iç politika sorunudur. Askerî yöntemlerle
kullan›m›na A’dan Z’ye karfl› olmal›y›z. Çünkü fliddet, çözülemez. Türkiye’de Kürtlerin eflit yurttafllar olarak
yeni fliddetlerin tohumudur. fiiddeti reddetmek, kültürel tan›nma, bölgesel kalk›nma ve her fleyden
medeni olmak, insan olmak demektir. Türkiye’de önce adam yerine konma talepleri karfl›lanmad›kça,
demokrasinin yerleflmesinin önkoflulu, nereden bu sorun öldür Allah çözülmez. “Terör sorunu vard›r”
gelirse gelsin, kim taraf›ndan kullan›l›rsa kullan›ls›n, deyip durmak ezberdir. Türkiye’de Kürt sorunu vard›r;
toplumsal sorunlar›n çözümünde fliddete terör bu sorundan beslenmektedir.
baflvurman›n toplumun bütünü taraf›ndan gayri
meflru kabul edilmesidir. Bu arada ilave edelim ki;
fliddet kullananlar kadar, meflru yollar› yasaklamak
suretiyle, hak arayan insanlar› fliddet kullanmaya
teflvik edenler de suçludur.
T ÜRBAN: T ÜRK:
“K›z ö¤rencilerin üniversiteye türbanla “‘Türk’ terimi birlik ve beraberli¤imizin
girebilmesi laikli¤e ayk›r›d›r.” temel harc›d›r.”

‹lk ve ortaö¤retimde ö¤rencilerin dini semboller Türk terimi aslen anadili Türkçe olan bir etnik kimli¤i
tafl›malar›n›n k›s›tlanmas› ola¤and›r. Zira çocuklar, tan›mlar. Bu terimin ayn› zamanda Türkiye’de
dini cemaatlerin bask›lar›na karfl› savunmas›zd›r. vatandafllar›n üst kimli¤i olarak kabul görmesi mümkün
de¤ildir. Bu ülkede kendini Türk olarak nitelemeyen
Bunun d›fl›nda ise kamu kurumlar›nda, hizmet alan milyonlarca vatandafl›m›z var; onlar› zorla m› Türk
ve hizmet veren fark› vard›r. Kamu hizmeti verenler yapaca¤›z? Nereye kadar zorlayabiliriz? Asl›nda Türk
her türlü inanca ve onun simgesine (türban, haç, terimi, laik olmak flart›yla, Hanefi-Sünni-Müslüman
vs.) eflit mesafede olmal›d›rlar ki, hizmetin Türk’ü ifade ediyor; fark›nda bile de¤iliz. Bugün bu
terim toplumu bölüyor. Toplumsal gerginliklerin önemli
tarafs›zl›¤›na gölge düflmesin. Buna karfl›l›k, bu kural bir kayna¤›n› oluflturuyor
hizmet alanlar için geçerli de¤ildir. Üniversite,
postane, hastane veya vergi dairesine isteyen
baflörtülü, isteyen mini etekli girer. Esas laiklik,
devletin her türlü inanca eflit mesafede olmas› ve
T ÜRK‹YEL‹:
bu nedenle kamu hizmetlerinde herhangi bir inanç “‘Türkiyeli’ terimini kullanmak devleti ve
simgesine yer vermemesidir. milleti böler.”

“Ne Mutlu Türküm Diyene anlay›fl›na karfl› ç›kan herkes


düflmand›r ve düflman kalacakt›r” cümlesi as›l
bölücülü¤ün dik âlâs›d›r. Türkiyeli olmak, ad› Türkiye
Cumhuriyeti olan devletin yurttafllar›n›n ortak kimli¤idir.
Etnik veya dinsel vurgudan uzak, ülke ve toplum olarak
beraberli¤imizin simgesi herkesi kapsayan bir üst
kimlik, ancak “Türkiyeli” olabilir. Türk, Kürt, Çerkes,
Arap, Ermeni, Rum, Yahudi, bu topraklarda birlikte
yaflayan, tasada ve k›vançta ortak Türkiyelilerdir.
Türkiyelilik bizi bölmez bölücü e¤ilimleri etkisizlefltirir;
“mecburi vatandafl”› “gönüllü vatandafl”a dönüfltürür.
Y ABANCILAR: Y OKSULLAR:
“Yabanc›lar topraklar›m›za el koyuyor, “Yoksullar›n devletten yard›m hakk›na
parsel parsel sat›l›yoruz.”
sahip olmas›, onlar› tembelli¤e teflvik
eder.”
Türkiye Cumhuriyeti vatandafl› olmayanlara tatil evi
sat›lmas›ndan siyasi sonuçlar ç›kartmak çok ilginç. Yoksullar yoksulluklar›n›n sorumlusu de¤ildir.
Bu insanlar bu evleri ceplerine koyup gidecekler mi? Yoksullu¤un birinci sorumlusu eflitsizliktir. Bölgesel
Acaba, TC vatandafl› olarak herhangi birimizin mesela eflitsizlikler kadar, sosyal eflitsizlikler de yoksullu¤u
Irak veya Afganistan’da evi veya topra¤› olsa, bu besler. Bugün yoksul ailelerin çok önemli bir bölümü,
ülkelerde istikrar m› isteriz, kaos mu? Üstelik, belli anne-baba-çocuk hepsi birden çal›fl›p çabalamalar›na
bir miktardan fazla toprak sat›fl› söz konusu oldu¤u ra¤men yoksullar. Kaliteli bir sa¤l›k ve e¤itim hakk›n›n
zaman Bakanlar Kurulu karar› gerek. Art›k itiraf yan›nda, yoksullar›n belli bir parasal destek hakk›na
etsek iyi olacak: Bu mesele Türkiye’de yabanc› sahip olmalar›, onlar›n yar›na daha güvenle
düflmanl›¤›n›n temel aleti haline geldi. bakmalar›n›, yurttafl olduklar›n›n bilincine somut
olarak varmalar›n› ve gelecek kuflaklara yoksulluk
riskini devretmemelerini sa¤layacakt›r. ‹nsanlar›
açl›kla, çok büyük bir yar›n endiflesiyle “terbiye
ederek”, onlar›n çal›flmalar›n› bu yolla sa¤layarak,
ça¤dafl toplum olunmaz. Cang›l toplumu olunur.
Toplumun bir üyesi olarak herkesin ortak refahtan
insanca yaflayacak asgari bir pay almas›; iflte
toplumun as›l çimentosu budur.

You might also like