You are on page 1of 209

In demeti, karanlk projeksiyon odasnda, sessizce perdeye yansd an, sanki patlayverdi ve ben, onu tanmadm, evet, kartamadm!

Grnt karmakt, buuluydu ve ilk bakta benim iin hibir anlam tamyordu, nk ben, kk bir ey greceimi sanmtm; ne bileyim, belki bir kafatas, bir mlek, ya da ufak, altn bir ss eyas, ite onun gibi bir ey... Herhalde u perdeye yansyan kurunili, beyazl, siyahl gerekst bir tabloyu andran izgileri hi mi hi beklemiyordum..." Louren'in heyecandan kslm sesi, bana beklediim ipucunu vermekte gecikmedi: Eylln drdnde, saat alty krk yedi gee, otuz alt binde, 35 milimetrelik bir Layka makineyle ekilmi. Demek, bir hafta nce... Uaktan ekilmi bir fotoraft bu. Neden sonra gzlerim de, beynim de fotorafla uyum salayabildi ve yreim heyecanla arpmaya balad, bu arada Louren anlatyordu: Corafi durumu saptamak iin, benim madenlerin uaktan fotorafn ektiriyorum. Bu da blgenin yz binlerce fotorafndan sadece bir tanesi ve herhalde eken, neyi ektiinin farknda bile olmamtr. Ama inceleyenlerin dikkatini ekmi, bana verdiler. Bak, gryorsun, deil mi? Ben? Sada, stte... Cevap vermek zere azm atm zaman, sesim boazma tkand, kald, hafife ksrr gibi yaptm. Tirtir titrediimi far- kedince de ok ardm. Louren konuuyordu: Klasik bir rnek! Akropol, ifte duvar ve fallus biimli kuleleriyle. Geri biraz abartyordu, izgiler belli belirsizdi, iyi seilmiyordu, hatta yer yer tamamen siliniyordu, ama genel grnyle, sylediklerine yine de uyuyordu. Kuzey, kuzey neresi? diye sordum. Resmin st kesimi, doruymu, Ben. Kuzeye bakyor ite. Acaba kuleler de gnee ynelik olabilir mi? Bir ey demedim. Kafam durmadan alyordu imdi, mrmde hibir ey bu denli kolay olmamt, o halde bu iin iinde bir i vard, bir apanolu kacakt. Toprak katmanlardr bunlar. Belki de granit ile kireta karm olabilir. Byle, birtakm ekiller meydana getirmitir, diyebildim. Louren bararak szm kesti: Yok, canm! Sonra yerinden frlad, masann zerinden kapt bir kt keseciinin ucunu, perdeye yaklatrp ana duvarlar olarak tanmlada izgilerin zerinde yrtt: Sylesene bana, hi bylesine dzenli jeolojik izgiler grdn m sen? Ama ben kabullenmek istemiyordum bir trl, bo umutlara kaplp da sonra yine d krklna dmeyi hi istemiyordum. Neden olmasn? Dayanamad gld:

Biliyordum zaten, kolay kolay teslim olmayacan, direteceini biliyordum. Hi kukusuz Afrika'nn en karamsar kiisi sensin! Ama herhangi bir ey olabilir bu, Lo. Bir k oyunu, ne bileyim, bir glge oyunu, her ey olabilir. Kul yaps olduunu kabullensek bile, yine de herhangi bir bahe veya tarla olabilir... Ne? En yakn su kaynandan yzlerce mil tede bir bahe, bir tarla, yle mi? Brak bunlar Ben. Sen de benim kadar biliyorsun ki bu... Birden frlayp koluna yaptm: Syleme... Ne olursun, syleme... Uursuzluk getirirsin. Heyecanlandm zaman hep byle kekelerim, ama artk aldr etmez oldum. Louren gld, ama byle hzla frlayp koluna yapmam da onu rktmt, her zaman rktrd zaten. Usulca elimi kolundan ektim: Bala, cann m yaktm yoksa? Hayr, dedi, ama kolunu ovuturuyordu. Gitti, gstericinin n sndrd, sonra tavandaki lambay yakt. Gzlerimiz kamamt. Glmsedi: Seni kk Yahudi seni! Beni aldatmazsn, heyecandan yerinde duramyorsun, gryorum ite... Nerede buldun onu, Lou? Nerede? nce kabul et bakalm... Diz k de yalvar, mrnde bir tek kez... Pekl, ilk bakta gerekten de ilgi ekici grnyor... O altn sal kafasn geriye att, bir kahkaha koyverdi: Hah yle, yola gel bakalm. Hadi, bir daha... Yani, galiba, onu bulmusun... Onu yllardr byle grmemitim. O ciddi iadam maskesini syrp atm, Sturvesant imparatorluunun tm kayglarndan syrlm gibiydi. Yalvardm: Ne olur, syle hadi. Nerede buldun onu? Birden ciddileti. Gel, dedi. Duvara dayal uzun bir masann bana gittik. Yeil uha zerine bir harita yaylm, drt kesinden inelenmiti. Yksek bir masayd, hemen bir iskemleye trmandm, masann zerine eildim, imdi yan bamda ayakta duran Louren ile hemen hemen ayn hizadaydk. Bak ite, Gney Afrika, 5 numaral harita. Botswana ve Bat Rodezya. Haritay dikkatle inceliyor, bir iaret, ne bileyim, kurunkalemle izilmi bir arp iareti veya bir daire aryordum.

Nerede? Hani, nerede, gster?.. Biliyorsun, burada, yirmi be bin hektarlk bir blgede maden arama imtiyazna sahibim... Aman Lo, brak bunlar. Bana hisse senedi satacak deilsin nasl olsa... Nerede, sen onu syle? uraya, jet uann inebilecei bir yer hazrladk. Henz tamamlanmad. Ama altn madenlerinden bu kadar gneyde olamaz ki!.. Deil. yi bak bakalm... Anlalan bana eziyet etmekten mutluluk duyuyordu. Parman harita zerinde gezdirdi, derken birden durdu, yreim de birlikte, duracak gibi olmutu. Enlem tam uyuyordu, yllar boyu binbir zahmetle toplayabildiim ipularnn tm de bu blgeyi gsteriyordu zaten. te burada, dedi. Maun'un iki yz on iki mil gneydousunda, Wanki doal parknn elli alt mil gneybatsnda, alak tepelerin girintisine sokulmu, kayalarn, allarn arasnda yitip gitmi. Ne zaman yola kabiliriz? diye sordum. Vay canna be! Demek gerekten inanyorsun ha! Baka biri bizden nce davranabilir. Bin yldr orada durup duruyor, bir hafta daha... Ne? Bir hafta daha m? Olamaz... Benim, daha nce buradan ayrlmam olanaksz. Cuma gn Anglo - Sturvesant irketinin yllk Genel Kurulu var, Cumartesi ise Zrih'de bulunmam gerekiyor, ama salt senin hatrn iin ksa kesmeye alacam... Ksa kesme, iptal et. O parlak, gen yardmclarndan birini gnderiver, bitsin gitsin. yi ama evlt, biri sana yirmi be milyon bor verdii zaman gidip eki kendi elinle alman nezaket gereidir, birini gndermek olur mu hi? Ama Lo, bu sadece para ii deil ki... ok nemli bu... Bir an Louren, o soluk mazi gzleriyle, iimi okumak istermiesine beni szd, sonra ban sallad: Demek senin iin yirmi be milyon sadece para ii oluyor, yle mi? Ama galiba haklsn. Yine de zgnm Ben. Ancak Sal gn. Evet, gne doar domaz uarz, sana sz veriyorum. nce havadan inceler, sonra Maun'a ineriz. Peter Larkin'i tanyorsun, deil mi? Evet, ok iyi tanrm. Peter, Maun'da safari dzenlerdi. Onunla iki kez Kalahari'ye gitmitik.

yi. Onunla anlatm. Bizimle gelecek. Fazla yklenmeyeceiz, hzl gitmek iin. Bir cip, iki de er tonluk kamyonet, o kadar. Ancak be gn kalabilirim ki bu da ok ksa bir sre. Ama helikopter kiralarm, gelir beni alr, siz de keyfinizce aratrr, kazarsnz. Louren bir yandan konuurken, koluma girip beni projeksiyon odasndan darya, koridora karmt. Yksek pencerelerden ieriye dolan gne galeriyi ssleyen tablolar, heykelleri aydnlatyordu. Burada Gney Afrika'nn en nde gelen sanatlarn yaayan ve lm, uluslararas apta teki sanatlarla pek gzel bir kaynama iindeydi. Louren Sturvesant da, atalar da, paralarn akllca harcamlard. u anda, u heyecanmn arasnda bile, gzlerim bir Renbir tablosundaki plak kadnn teninin scak rengine taklmadan edemiyordu. Louren ayak seslerini boan deerli Dou hallarnn zerinde geni admlarla ilerliyor, ben de admlarm ona uydurmaya abalyordum. Benim bacaklarm da onunkiler kadar uzun, onunkiler kadar gldr. Eer ikimizin de umduu eyi bulursan, sana izin, dilediin gibi genilet almalar. Srekli bir kamp yerletir, hava kprs kur, dilediin yardmclar se al, istediin donanm getirt. Usulca: Tanrm, ne olursun, umduum gibi ksn, demiim. Merdiven bana gelince durduk, gizli -bir i kotaryormuuz gibi birbirimize baktk, srttm. Sordum: Bunun neye patlayabileceini biliyorsun, deil mi? Belki de be, alt yl kazmak zorunda kalrz! Umarm... Birka yz bin harcayabilirim Sadece para ii, ne olacak? Bir dostum byle demiti. Yine bir kahkaha koyverdi. Merdivenleri paldr kldr, itie kaka indik. Pazartesi akam saat yedi buukta dnerim. Beni havaalannda karla. Zrih'ten Alitalia uayla geleceim. Bu arada sen de kendi hazrlklarn yaparsn. O fotorafn bir kopyasn isterim. Enstit""ye bir tane gnderdim, bytlmn. nnde bir hafta var, dilediince, bol bol incele dur artk. Vay canna be! Ge kaldm." Tam Hilary Sturvesant ieri girerken kapya yneldi. Kadn ksack, beyaz bir tenis elbisesi giymiti ve bacaklar upuzun, insann yreini burkacak gzellikteydi. Gidiyor musun, sevgilim? Bala Hill. Yemee kalamayacam sana sylemeyi unutmuum, ama Ben'i alkoyacak biri gerek. Ona gsterdin mi?

Dnd, bana doru yrd, eilip ok doal bir ey yapyormuasna ve hi tiksinmeden dudaklarmdan pt, geri ekilip glmseyerek ta gzlerimin iine bakt, dimdik. Bunu ne zaman yapsa, ona yz yl kle olacam dnrm. Ne diyorsun ha, Ben? Olabilir mi? Ama ben daha azm amaya zaman bulamadan Louren geldi, kolunu onun beline dolad, birlikte bana glmsediler. Akl bandan gitti. Az kpryor, yerinde duramyor. Hemen imdi, u dakikada le atlmaya, yollara dmeye kalkyor. Sonra Hilary'ye sarlarak uzun uzun pt. Bir sre sanki benim varlm unutmu gibi, yle kucaklatlar. Bu ikisi benim iin kadn ve erkek gzelliinin doruudur. kisi de uzun boylu, salam yapl, yakkldr. Hilary kocasndan on iki ya gentir, onun drdnc ei ve yedi ocuundan sadece en knn anasdr. Otuzuna merdiven dayam olmakla birlikte, yandan olgun ve alml durur. Ben'i le yemeine alkoyuver sevgilim, karnn doyur. Ben ge dneceim. Louren karsnn kollarndan glkle syrlabildi. Hilary: Seni zleyeceim, dedi. Ben de seni canm. Pazartesiye grrz Ben. zellikle ihtiya duyacamz bir ey aklna gelecek olursa Larkin'e tel ekersin. Hadi hoa kal, ortak. Ve kt gitti. Hilary beni elimden tutarak darya, ta deli, geni avluya kard. Be hektar geniliinde im alan ve gz alc iek tarhlar, ta aaya, dereye ve yapay gle kadar iniyordu. Tenis( kortlarnn ikisinde de oynayanlar vard ve kck, yar plak bir kalabalk, yzme havuzunda bata ka oynayordu. niformal iki uak, uzun bahe masasna souk bir bfe hazrlamaktaydlar ve tenis klnda yarm dzine kadar gen kadnn barn nndeki ezlonglara uzanm olduunu grnce yreim skntyla burkuldu. Yzleri yorgunluktan kzarm, tertemiz elbiseleri terden burumu, upuzun bardaklardaki buzlu meyve sularn yudumluyorlard. Hilary: Gel, diyerek beni onlara doru srkledi. yice kasldm, boyumu birazck olsun uzun gstermeye abalayarak bayanlara yaklatm. Kzlar, ite size bir kavalye. Size Doktor Benjamin Kazin'i tantraym. Kendisi Afrika Antropoloji ve Tarihncesi Enstitsnn Mdrdr. Sonra bayanlar teker teker bana tantrd, ben de her birini ayr ayr selamladm. Gz alc zelliklerimi, yani gzlerimle sesimi elimden geldiince iyi kullanmaya abalyordum. Bu, onlar iin de, benim iin de ok g bir tanma treniydi aslnda. yle ya, ev sahibeniz, le yemeinden nce ikinizi yudumlarken birdenbire karnza bir kamburla kverirse, armaz da ne yaparsnz? Neyse ki ocuklar imdadma kotular. Bobby beni grr grmez avaz kt kadar barmaya balad: Ben Amca! Ben Amca! Sonra buz gibi, slak kollarn boynuma dolarken srlsklam mayosunu yeni elbiseme yaptrd, beni srkledi,- kardelerinin, arkadalarnn oluturduu srye soktu. ocuklar arasnda daima daha rahat ederim, ya

farkna varmam grnrler, ya da uluorta soruverirler: Niin byle iki bklm yryorsunuz? Ama bu kez benden bekleneni veremedim onlara, aklm baka yerdeydi; ok gemeden ekip gittiler, yalnz Bobby kald, nk o, her zaman bana sadktr. Sonra Hilary vey kznn yerini ald ve gen anneler topluluuna geri dnmek zorunda kaldm, bu kez onlar zerinde daha iyi bir etki braktm sanyorum. lk sklganlm atlattktan sonra, gzel kadnlara hi dayanamam. Enstitye gitmek zere oradan ayrldmda saat bulmutu. Biraz da akrkeyiftim, nk Bobby Sturvesant viskiyi de bardaa Coca Cola doldurur gibi dolduruyordu." Zarf masamn zerinde buldum, zerinde zel ve ok Gizlidir yazyordu, kesine de ineyle bir not tutturulmutu. leyin geldi. lgin grnyor. Sal. Zarf inceledim, neyse, almamt. Demek ki Sally kendini tutmay baarmt, nk hastalk derecesinde merakldr ve buna, 'Bilimsel aratrma merak,' der. Hi kukum yok, be dakikaya kadar damlayacakt. Onun iin hemen ekmecemdeki naneli ikletlerden bir tane azma attm, viski kokusunu duymasn diye. Sonra zarf ap prl prl, bytlm fotoraf kardm, masa lambasn yaktm. Bytecimi elime aldm. Sonra odamn duvarlarna bir gz gezdirdim. Raflar, ta yerden tavana kadar deil de benim omuz hizama kadar kitap doludur. Bunlar hep, mesleimle ilgili kitaplardr, kahverengi ve yeil deri kapl, altn yaldzl kitaplar. Odam byktr, onun iin binlerce kitap vardr burada. Kitaplarn zerindeki raflarda ise; sra sra, insandan nceki yaratklarn aldan bstleri dizilmitir. Yalnzca ba ve omuzlar. Neandertal insannn eitli evreleri, sonra Kromanyon, homo sapiens sapiens tm grkemi ve rezilliiyle yer alr. Masamn sandaki raflarda ise, Afrika'da rastlanan tipik etnik rneklerin bstleri dizilmitir: Hamitler, Araplar, Pigmeler, Negrovidler, Boskoplar, Buimanlar, Grikalar, Hotantolar ve tm tekiler. Onlara dedim ki: Baylar, sanyorum ok ilgi ekici bir iz zerindeyiz. Heyecanl veya sarho olduum zaman onlarla byle yksek sesle konuurum ben. Bu kez her ikisinden de biraz vard zerimde. O anda Sally'nin sesiyle yerimden sradm: Kiminle konuuyorsun byle? Oysaki pekl biliyordu. Ellerini beyaz nlnn ceplerine daldrm, srtn kapya vermi, yle duruyordu. Simsiyah salarn geriye doru iyice gerip bir kordelyla balam, frlak aln, iri, yeil gzlen, kk elmack kemikleriyle artc bir gzellikteydi. Smsk blucininin iinden, kasl bacaklar belli olan, upuzun boylu bir kz ite. Ne diye hep uzun boylu kzlardan holanrm sanki? Usulca masama yaklarken sordu: Yemek iyi geti mi bari? nadma, fotorafn zerine zarf kapatrken karlk verdim: Nefisti dorusu. Sv hindi, Istakoz salatas, ttslenmi alabalk, mantarl rdek kzartmas. ' Seni hain seni! diye mrldand. Midesine ok dkndr. Fotoraf rttm de gznden kamamt. Benimle byle konumana izin vermem, ama ona engel olmak da elimden gelmez. Be adm temde durdu, havay koklad:

Amann, nane kokulu malt viskisi imisin ha? Azm suland! Kzardm, elimde deil bu da, tpk kekelemem gibi. Sally ise bir kahkaha att, geldi, masamn kesine tnedi. Artk zarf ak seik szyordu: Hadi Ben, nazlanma. Geldiinden beri merakmdan atlyorum. Subuharna tutup aacaktm, ama ne yazk ki elektrik oca bozulmu. Doktor Sally Benator iki yldr benim yardmcmdr, ben de tam iki yldr kendisine abay yakm bulunmaktaym. Biraz yana - ekilerek masamn banda ona da yer aarken zarf kaldrdm: Pekl, una bir gz atalm hele, dedim. Yanma iyice sokuldu, kolunun st kesimi omzuma dedi, sanki tm gvdem elektriklendi. ki ylda Sally de ocuklar gibi kamburumu fark etmez olmutu. Rahat ve doal davranyordu, ben de programn yapmtm, iki yla kalmayacak, ilikimiz daha da olgunlaacakt. Onu rktmemek iin yava, ok yava admlarla ilerlemeliydim. Ama iki yl iinde ona kendimi hem sevgili, hem de koca olarak benimsetecektim. iki yl daha sabretmeye kalyordu ki bu da hi kolay deildi. Masamn zerine eildi, byteten bakt, uzun sre hi kprdamad, sesi de kmad. Sonunda ban kaldrd zaman yeil gzleri parlyordu. Ben, ah Ben, senin hesabna yle seviniyorum ki! Dur bakalm, ay grmeden paalar svama hemen. Belki de baka bir eydir! Hayr, bouna kmsemeye urama. Ta kendisi Ben, sonunda... yle uzun zamandr altn, ylesine yrekten inandn ki... Korkma artk. Rahata kabullen. Kitap raflarna gitti, K harfine bakt, orada yazarn adn tayan bir dzine kadar cilt vardr: Benjamin Kazin. Bir tanesini ekip ald, at. Yksek sesle okudu: Ofir, yazan Dr. Benjamin Kazin. Orta Afrika tarihncesi altn iilii zerine, zellikle Zimbabwe kentini ve Kalahari'deki eski, yitik Sitenin efsanesini ele alan bir kiisel aratrma. Sonra glmseyerek yaklat: Okumu muydun bunu? ok ilgi ekicidir. Evet Sail, bir olaslk var, bunu kabul ediyorum, ama sadece bir olaslk... Szm kesti: Neredeymi? Tahmin ettiin gibi, minerallemi kuaklarda m? Evet, altn kuanda. Ama Langebeli'den de, Ruwane'den de ok daha fazla ey verebilir, sadece bir olaslk bu... Sally gld, yeniden bytece eildi, parmayla fotorafn kuzey kesimine rastlayan kesinde mrekkeple izilmi oka dokundu.

Tm bir site... Eer bir siteyse. Evet, tm site kuzeye bakyor, gnee. Akropol arkasnda, gne ve ay, iki tanr. Fallus biimli kulelerden drt, be, alt tane, belki de yedi tane var. Sal, onlar kule deil ki, sadece otuz alt bin ayak ykseklikten ekilmi bir fotoraftaki koyu renk lekelerden ibaret. Ne? Otuz alt bin ayak m, dedin? yleyse ok byk bir yer olmal. Ana duvarlar iine on iki tane Zimbabwe girer, baksana. Yava gel kzm, Tanr akna telalanma... Ya duvarlarn d, sitenin aas? Millerce uzanyor, baksana. Koskocaman bir yer Ben, ama acaba neden byle, yarm ay biiminde yaplm, merak ettim dorusu? Doruldu ve ilk kez, evet ilk kez, kendiliinden boynuma sarld: Ah, yle heyecanlym ki, yerimde duramyorum, lebilirim. Ne zaman gidiyoruz? Sesimi karmadm, hatta belki sorusunu duymadm bile. Sadece kocaman, scack gslerinin beni sktrdn hissediyordum, biraz geri ekilip yzme bakt, sorusunu yineledi: Ne zaman gidiyoruz, ha? Ne? Ne dedin? Ne zaman gidiyoruz. Ben? Senin u yitik kenti bulmaya ne zaman gidiyoruz? eyy! Nasl syleyeceimi bilemiyorum, ama nce Louren Sturvesant ile ikimiz gidiyoruz. Sal gn. Bouren yardmcm alabileceimden hi sz etmedi. Bu yzden, senin de gelebileceini sanmyorum. Sally bir, iki adm geri ekilip yumruklarn kalalarna dayad, beni hain hain szd, sonra aldatc bir yumuak sesle sordu: Bahse girmeye var msn? Bu hi iime gelmezdi, Sally'ye aresiz, hazrlanmasn syledim. Ama bu i iin bir hafta ok uzun bir zamand, nk meslekten olduu iin yola karken yanna pek az bir ey alrd, bloknotlarmz filan ortaklaa kullanrdk, ancak benim fotoraf takmlarm ok yer tutard. Bu yzden, yirmi drt saatte hazrlandk ve geri kalan alt gn, zamanmz tartarak, fotoraf inceleyerek, zerinde konuarak ldrmeye altk. Sally arasra, heyecandan patlayacak durumlara gelince odasna kapanyor, alyordu. Uzmanlk alan, kayalara izilen resimler, yazlar ve eski yazlarn zlmesiydi. Ben ise bo zamanm mze odalarnda gezinerek, yeni bulgular nasl sergileyeceimizi tasarlayarak, ziyaretiler defterindeki isimleri sayarak, rencilere mzeyi gezdirerek filan ldryor, almaktan baka her ey yapyordum. Sonunda dayanamayp yukarya, Sally'nin odasna kyor, kapy vuruyordum. Bazen, Gir, Ben,

diyor, bazen de, im var, ne istiyorsun? demekle yetiniyordu. O zaman da benim dev Timothy Mageba ile Afrika dilleri blmne geiyordum. Timothy, on iki yl kadar nce Enstitde sprgeci ve temizliki olarak ie balamt. Anadili olan Sotho'dan baka on alt diyelek konutuunu alt ay iinde rendim. Ona on sekiz ayda ngilizce konumay, iki ylda da yazmay rettim. ki yl sonra diploma ald, yl sonra niversite mezunu, iki yl daha sonra da uzman oldu. imdi ise Afrika dilleri konusunda doktora almas yapyor. ngilizceyle birlikte on dokuz dil konuuyor ki, bu, benim konutuklarmdan bir tane fazladr. Ne var ki bir dil uzman iin alacak derecede sessiz bir adamdr. Sesi ok kalndr, kocaman gvdesine pek yarar, derinden gelir. Bir metre doksan be santim boyunda olmasna karn bir dans gibi kvrak hareket eder. Beni hem byler, hem de biraz korkutur. Ba tamamen dazlaktr, iyice tra eder, kapkara bir glle gibi parlasn diye de gzelce yalar. Burnu gepgeni, yass, burun delikleri kocaman, kaln dudaklar morumtrak karadr ve salam dilen bembeyaz parlar. Bu etkileyici maskenin ardnda, ksk Gzkapaklarnn arasnda bir zincire vurulmu hayvan parlts arasra olanca vahiliiyle akar ve insan rktr. Giydii koyu renk kostmlere ve bey&z gmleklere karn bir eytan grnm tar ve on iki yldr birlikte olduumuz halde, o kapkara derinin, o kapkara gzlerin ardndaki o kapkara derinliklere bir trl inememiimdir. Szde benim gzetimim altnda Enstitnn Afrika dilleri blmn ynetir. Emrinde biri kz, be gen Afrikal alr ve imdiye dek, Gney Afrika'da konuulan yedi anadilin szln yaynlamlardr. Ayrca eitli aratrmalar iin de veriler toplamaktadrlar. Bundan baka, biraz da benden yardm ve destek grerek, ama tamamen kendi giriimiyle bir de iki ciltlik Afrika tarihi yaymlam ve beyaz derili tarihiler, arkeologlar, gazeteciler arasnda frtnalar koparmtr. ocukken Timothy, kabilenin bycs olan dedesine raklk edermi. Dedesi, Timothy'yi hipnotize ederek uyutmu ve kabilenin tm tarihini bu uyku halindeyken onun beynine ilemi. imdi bile, otuz yl getii halde Timothy, istedii zaman kendi kendine esrime haline girebilir ve o efsaneleri, folkloru, yazlmam tarihi ve by retisini olduu gibi, anmsayabilir. Ne yazk ki Timothy, eitimini tamamlayp byc olmadan bir yl nce, dedesi bir beyaz derili yarg tarafndan yarglanp adam ldrmek suundan aslm. Ben de Ofir kitabm iin Timothy'nin bu yazlmam malzemesinden geni lde yararlandm: zellikle eskiler dediimiz o ak renk derili, sar sal savalara ilikin blmlerinden... Bu savalar denizin tesinden gelmiler, topraktan altn karmlar, yerli kabileleri zincire vurup kle diye altrmlar, surlarla kuatlm kentler kurduktan sonra artlarndan hibir iz brakp silinmeden nce, yzyllar boyu byk bir rahatlk iinde yaamlar. Sylenceler byle diyor. Ama bilimsel dayana yok. Timothy'nin bana aktard bilgileri yaynladna hi kukum yok. Ne var ki bunlarn bazlar ok, ok gizli, tabu saylyor, byc olmayanlarn renmesi doru bulunmuyor. Yine hi kukum yok ki, bu aklanmayan bilgilerin de ounluu o eskilerin efsanelerine ilikin. Ama ben bu konuda onu hibir zaman sktrmadm, zorlamadm.

Louren'in svire'den dnecei Pazartesi gnnn sabah, Sally'yi bir telatr ald, yle ya, ya Louren onun bizimle gelmesini veto edecek olursa? Bamn etini yemesine dayanamadn iin yanndan kap Timothy'ye snmaktan baka are bulamadm. " Timothy kck bir odada alr, Enstitde yer sknts ekiyoruz nk. Onun edas da tavana kadar kitap, dosya, kt dolu; ama yine de oturabileceim bir iskemle buldum ite. Timothy beni byk bir saygyla karlamt, her zamanki gibi. nk Bantu inancna gre, beyazlardan yumru ayakl, akl, a gzl olanlar ve kambur olanlar ruhlarn zellikle sevdii kiilerdir ve zel glere sahiptirler. Ben de Timothy'nin bu inancndan gizli bir zevk almaz deilim dorusu. Evet, ne diyordum, iskemleme tnedim ve uradan buradan konumaya baladk, bir yandan da dilden dile adyordum. nk Timothy de, ben de bu zel yeteneimizle vnr ve sanyorum biraz da gsteri yapmaktan holanrz. Hi kukum yok ki onunla konumamz batan sonuna dek rahata izleyebilecek tek kii bulunmaz u koskocaman dnyada." Sonunda, bilmem hangi dilden, dedim ki: Timothy, on yldr ilk kez bir yolculua sensiz kyorum, beni ok yadrgatacak.* Birden sustu, sz yine o kayp siteye getireceimi biliyordu. Be gn nce ona fotoraf gstermitim ve durmadan, herhangi bir yorumda bulunsun diye tkp dolduruyordum, ama bouna. ngilizceye dnerek: Neyse, herhalde pek bir kaybn olmayacak, dedim. Yine bulank suda balk avlayacaz demektir. Kimbilir bunlardan ka tane var? Hangisinden balayacam bir bilseydim! Birden sustum, kulak kesildim. Timothy'nin baklar donuklamt, fiziki bir olaydr bu. Mavimtrak, donuk bir katman sanki gzlerini rter, ba der, dudaklar kvrlr, benim de tylerim diken diken oluverir. Bekledim. ok tank olmama karn yine de Timothy'nin byle, esrime haline girmesi beni her zaman ok etkiler, kimi zaman bu durum, iradesi dnda olur. Kimi zaman da bilerek, esrime haline girer, ama bunun iin bir hazrlk dnemi gerekir. Bu kez kendiliinden olmutu, merakla bekledim. Yal bir adamn, titrek, tiz sesiyle konumaya balad. Dedesinin sesiydi bu: Bel, dedi, kaln, mor dudaklar kprmt. nsanlarn zihninden de, yeryznden de, bir daha dnmemek zere temizlenmesi gereken bir bel. Esrime hali ok ksa srmt, kendine gelir gelmez karsnda beni grd, ngilizce mrldand: Balayn doktor, kahve ier miydiniz? Neyse, sonunda oca onardlar da... O gn Timothy'nin azndan baka bir ey alamazdm artk. imi ektim: Hayr Timothy, saol. im var. Salcakla gidin, efendim. yi ruhlar yolunuzu aydnlatsn.

El sktk. Sen de salcakla kal Timothy, ruhlar izin verirse seni de yanma aldrrm. ** Jan Smuts Havaalannn bekleme salonu barnda evreme gz gezdiriyordum. Birden: Hay Allah kahretsin! deyivermiim. Sally sordu: Kimi? P.G.A'lar. Ne demekmi o? Parlak gen adamlar demek. Sturvesant firmasnda alanlar. Bak ite, drt tanesi orada. Peki, onlar olduunu nereden anladn? Sa biimlerinden; ense ve yanlar iyice alnm. niformalarndan; koyu renk kamir kostmler, desensiz, dz boyun- balar. Yz ifadelerinden; gergin, eki ama yine de byk patron grnr grnmez srtmaya hazr. stelik ikisini zaten tanyorum. Enstitye tuvalet kd almam bile gerekse onlardan istemek zorundaym. te patron da geliyor." Louren Sturvesant terminalin kapsndan giriyordu, iki P.G.A' s iki yannda, birer adm gerisinden geliyorlard. Alan mdr ise yan banda, admlarn ona uydurmaya abalyor, koturuyordu. Herhalde bir nc adam da valizleriyle ilgileniyor olmalyd. Bekleyen drt kii, hemen srtarak kdem srasna doru ilerlediler, patronla el sktktan sonra, evresini sardlar, bilgi vermeye koyuldular. Bylece Anglo - Sturvesant irketi, kalabal bir Panzer birlii gibi yararak ilerledi. Sally'nin eline yaptm gibi ben de kalabaln iine daldm. Bu ilerde ok becerikliyimdir, nk bacak hizasnda ilerlerim ve bu hizada bask yapnca kalabalk, Kzldeniz'in sular gibi iki yana alverir kolayca. Anglo - Sturvesant irketine tam cam k kaplarnn nnde yetiebildik. Louren neredeyse bana arpp dyordu. O anda ne kadar yorgun olduunu grdm. Ben, ok zgnm, gelmemeni haber veremedim. Bir terslik olmu,,imdi hemen toplantya yetimek zorundaym. ok bozulmu olduumu anlam olmal ki, hemen omzumu tutarak ekledi: Yok, yok, hemen olmadk sonular karmaya kalkma. Yolculuk ertelenmi deil. Yarn sabah bete havaalannda ol. Orada buluuruz, imdi gitmem gerek, bala. El skp ayrldk, Johannesburg'a dnerken Sally sordu: Benim iin sordun mu? Tamam m?

Frsat bulamadm ki, Sal! Sen de gzlerinle grdn ite. ok acelesi vard. Ben Mercedes'i Enstitnn nnde park edinceye kadar bir daha ikimiz de hi konumadk. Sordum: Bir kahve ier misin? Geri epey ge oldu, ama nasl olsa bu gece gzne uyku girmeyecektir, biliyorum. Bir satran partisi yaparz. eri girdik, cameknlarla, balmumu heykelciklerle dolup taan bombo mze salonlarndan geip, benim alma odamn ve dairemin bulunduu kata kan zel merdivene yneldik. Ben kahve yaparken Sal de mineyi yakt, satran tahtasn hazrlad. Mutfaktan dndmde deri kapl kanepeye bada kurup oturmu, fildii ve abanozdan satran takmnn zerine eilmiti. O kadar gzeldi ki soluum kesildi sandm. Neredeyse kalbim duracakt. O kocaman, yumuack gzlerini kaldrd: Hadi gel, oynayalm, dedi. Ama besbelli kendini oyuna veremiyordu. Bir sre sonra kalkt, odada bir aa bir yukar gezinmeye koyuldu. Sonra birden geldi, yumruklarn kalalarna dayayp karma dikildi. Bouk bir sesle: O pis heriften ireniyorum. Kendini beenmi. Kuzum ille de bizimle gelmesi art m, anlayamyorum? Eer deerli bir eyler bulup kartacak olursak, anlalan onuru ona ait olacak, buluumuzun zerine oturacak. Louren'den sz ettiini hemen anladm, ama sesindeki o kini, fkeyi o anda zmleyememitim, nedenini ok sonra kefettim. imdilik sadece arm, kzmtm. Sen ne demek istiyorsun kuzum? Kimden sz ediyorsun? O kck adamlar grmedin mi? O kstah herifin evresinde korkudan nasl da yaprak gibi Tirtir titreiyorlard? Sally, onun hakknda byle konuamazsn. En azndan benim yanmda. Ah, bir de kendi halini grebilseydin! Tandm insanlarn en sevimlisi, en drst, en iyi yreklisi olan, yannda almaktan byk vn duyduum seni... o byk bilgini! Nasl kuyruk salladn, yaltaklandn grseydin keke! Senden de rendim o anda, ondan da. kinizden de! Seni alaltyor, be paralk ediyordu ellemin gz nnde... Bir ey sylemedim. aknlktan donakalm gibiydim. Sally ise fkesinden alyor, gzyalar ip gibi yanaklarndan aa yuvarlanyordu. Neden sonra kendini toparlayabildi, eliyle azn kapad, fsldad: Delirdim mi ben? Neler sylyorum? Ben, ah, Ben. Bala beni, ok, ok zgnm, ne olursun bala... Geldi, nmde diz kt, bana sarld, ben ise heykel gibi, kprtsz duruyordum. Olacaklar sezinlemi, korkumdan ta kesilmitim. Geri nice zamandr gece gndz bunun iin dua ediyordum, ama yle anszn oluvermiti ki, hazrlkl deildim. Ama ite,

dn olmayan noktaya da birdenbire gelivermi bulunuyordum. Sally hep yle bana smsk sarlm, ban kaldrd, yzme bakt: Ne olur, ne olursun, bala beni. Onu ptm, az gzyalaryla tuzlu ve scackt. O anda korkum siliniverdi: Sev beni, Ben, ne olursun... gdsyle, ekingen davrandm, nclk etmenin kendisine dtn anlamt. Beni kanepeye srkledi. Bouk bir sesle fsldadm: Ik. Ltfen sndr. Peki, sndreyim. Biliyorum sevgilim. Karanlkta iki kez bard: Ah Ben, ne olur, ok glsn! Beni ldryorsun! Kollarn... Ksa bir sre sonra da bard, anlamsz, tutarsz bir lk ve benim bouk lm onunkine kart. Sonra karanlkta sadece dzensiz soluklarmz iitilir oldu. Aklm sanki gvdemden kopmu, scak, karanlk bir ortamda kendi kendine, zgrce yzyordu. mrmde ilk kez tam huzura kavumutum, gvenlikteydim, doymutum. Sally beni kendime getirdi: Benim iin ark syler misin, Ben? Ve byle diyerek kanepenin yanndaki kk masann zerinde duran lambay yakt. Gzlerimiz kamaarak birbirimize baktk. Yz pembe pembe olmu, simsiyah salar dalm, omuzlarna dklmt. Evet, benim de canm ark sylemek istiyor zaten. eriye, yatak odama geip dolaptan gitarm alrken boy aynasna gzm iliti. Dikkatle baktm, nk karmdaki bir yabancyd. Dz, simsiyah salar, kara gzl, kz gibi upuzun kirpikli, geni eneli ve ak alnl, drt ke bir surat ereveliyordu. Bu yabanc bana, yar utanga, yan gururlu, glmsyordu. ocukluumdan beri beni lesiye zen o garip vcuda baktm bu kez. Kollar ve bacaklar ar gelimiti, kalnd, yumru yumru kaslyd, bir devin kollan, bacaklar gibi. Gzlerim ister istemez kede duran haltere kayd, sonra yeniden aynaya takld. Evet, kollarm, bacaklarm kusursuzdu ancak gvdem, tkz, kambur, kurbaa gvdesini andryordu. stelik kvrck, kapkara tylerle rtlyd. Bu ilgi ekici gvdeye baktm ve yine mrmde ilk kez, ondan nefret etmedim. Sally'nin yanna dndm, maymun derisi kapl kanepeye uzanmt, kucamda gitarm, yanbana bada kurdum. Fsldad: Ackl bir ark syle, Ben. Ama ben mutluyum, Sal. Olsun, sen yine o ackl arklarndan birini syle. Ve ben gitarn tellerine dokunur dokunmaz gzlerini kapad. mrmde ilk kez bir kadn, byle her eyiyle sere serpe nmde alyordu. Bir yandan tellere dokunurken, ne doru eildim ve uzun, biimli bacaklarn, solgun dzlklerini, yuvarlaklarn, gizli glgelerini gzlerimle okadm. Ah, bu vcudu nasl da seviyordum. arkma baladm:

Ruhumun ssz lnde Geceler ok uzundur, Benden baka kimse gemez oralardan. Zihnimin ssz okyanuslarnda Frtnalar eser... Ve ok gemeden gzkapaklarnn arasndan birka damla ya szldn grdm, nk benim sesimde yle bir by vardr ki, alatr da, gldrr de. Sesim kslncaya, parmaklarm acyncaya dek aldm, syledim. Sonra gitar braktm, yanna yaklatm. Gzlerini amadan ban hafife benden yana evirdi: Seninle Louren Sturvesant' anlat bana, anlamak istiyorum, dedi. armtm, bir an sustum, gzlerini at: Bala Ben... Anlatmak zorunda deilsin, eer... Hayr, hayr. Anlatmak isterim. Bak galiba onun hakknda aldanyorsun. Sturvesantlar olaan llerle deerlendiremezsin. Yani Louren ile babasn, imdi ld ya! Babam onlarn yannda alrd. Annemin lm zerine, acsna dayanamad, bir yl sonra gt, gitti. Bay Sturvesant benim baarl bir renci olduumu duymu, babam da onun sadk bir memuruydu zaten. Biz Sturvesant yetimleri birka kiiyiz. Hep en iyi eyler bizlere layk grlmtr. Ben de Louren ile ayn okula gittim. Dn bir kez, benim gibi bir Yahudi, stelik de kambur, bir kilise okuluna gidiyor... Kk ocuklar ok acmasz birer canavardr, bilirsin. Louren beni ka kez onlarn elinden kurtarmtr. O zamandan beri de hep zerime kanat gerer, beni korur. Enstity son kuruuna dek o finanse eder. Balangta bunu salt benim hatrm iin yapyordu ancak zamanla, yava yava o da bu ie merak sard. Bu lkeyi senin, benim gibi o da seviyor. stelik tarihiyle de, geleceiyle de senden, benden ok daha yakndan ilgili... Onu seviyorsun Ben, deil mi? Evet, onu ok severim. Benim iin bir baba, bir koruyucu, bir yardmc ve bir dosttur. Tek dostumdur. Evet, onu ok severim. O halde ben de sevmeye alacam. Senin hatrn iin. Havaalanna girdiimizde henz karanlkt. Sal paltosuna sk sk sarlm, bir keye bzlm konumuyordu. Ben ise, uykusuz, ama sevierek, konuarak geen bir geceden sonra kendimi ok hafif hissediyordum, kafamn ii de apaydnlkt. zel hangara yaklarken Louren'in Ferrarisini grdm. Yannda da yarm dzine son model otomobil. nledim: Aman Tanrm, herkesi getirmi!... Arabam Ferrari'nin yannda park ettim. Sal ile birlikte bagajdan eyamz karmaya koyulduk. O, sehpasn kapt gibi omzuna vurdu, bir elinde parmen kd dolu

kocaman bir dosya, teki elinde boya kutular olduu halde hangara dald. Geri onu yalnz brakmamam gerekiyordu, ama ben de kendi eyalarm indirmekte olduum iin , drt dakika sonra gide- bildim, ge kalmm. Prl prl aydnlatlm hangara daldmda.yreim azma geldi. Jet uann kpekbal gvdesini andran prl prl silueti bu gergin tabloya dorusu ok uygun bir fon oluturmaktayd. Louren'in parlak gen adamlarndan yedisi, safari giysileri iinde, iki dmann evresinde daire olmulard. Louren Sturvesant pek seyrek fkelenir ve ancak ok kkrtlrsa fkelenir. Ne var ki iki dakika gemeden Sally Benator kendinden nce birok uzmann nice zamanda baaramad ii baarm, onu fkesinden ileden kartabilmiti. Louren yz kpkrmz kesilmi, tirtir titriyor, Sally ise elindekileri yere brakm, ellerini kalalarna dayam, ona meydan okuyordu: Ama Doktor Kazin gelebileceimi sylemiti! Kim sylediyse sylesin, umurumda deil. Size uakta yer yok, diyorum. stelik alt aydr ilk kez tatile karken peimde bir kadn srklemeye de hi mi hi niyetli deilim, anlald m? Ben bunun tatil olduunu bilememitim... Louren avaz avaz bard: u ll atn buradan. Bunun zerine P.G.A.'lar hemen toparlanp iki adm atacak gibi oldular, Sally de ar tahta sehpasn kapt, iki eliyle silah gibi smsk kavrad. te o anda dalp Louren'in koluna yaptm. Onu deta srkleyerek bir kenara ektim: Ltfen Lo, ltfen, ok zgnm, sana aklayacak frsat bulamadm. Be dakika sonra, ortalk yatmt. Louren, Sal'a da, donmu kalm P.CA.'lara da hi bakmadan yrd, jet uana binip pilot kabinine yerleti, kulaklklarn takt. Ben ise P.G. A.'larn en kdemsizinin yanna gidip karar ilettim. Bay Sturvesant Gaberones'e bir carter ua bulup gitmenizi sylememi istedi. Sonra tekilere dndm: Ltfen u bagaja yardm eder misiniz? Afrika'nn en yksek cret alan irket yneticileri Sally'nin bagajn uaa tarlarken Sally de bir zafer kazanm olmann utansz gururunu sergiliyordu. Usulca uyardm onu: En arkada oturacaksn. Grnmemeye al. Az kalsn her- eyi berbat ediyordun. Neredeyse iten atlacaktn, haberin olsun. Havalanal henz on dakika olmutu ki pilot yanmza geldi, durdu. Sal hayran hayran szd: Dorusu bayan, bu sahneyi karmamak iin bir aylm seve seve verirdim. Mthisiniz! Sonra bana dnd: erideki sizinle konumak istiyor, Doktor. Yer deielim.

Louren telsizle uu kontrol kulesiyle konuuyordu, bana yardmc pilot koltuunu iaret etti. Darack koltua binbir glkle sktm, bekledim. Louren konumasn bitirdi, bana dnd: Kahvalt? Yedim. Cevabm duymazlktan gelip bana s bir hindi budu ve kocaman bir pilili, yumurtal sandv uzatt. Kahve termosta. Doldur, i. Azm dolu, sordum: Yirmi be milyonluk borcu alabildin mi bari? Evet, son dakikada epeyce korktum, ama neyse, baardm. Bor almak zorunda kalacan bilmiyordum, Lo, iler kt m yoksa? Petrol aryoruz ya... Param tehlikeye atacak yerde bakalarnn parasyla kumar oynamay yelerim ben. Yolumuzu biraz uzatacaz, ama kusura bakma, ocuklar Gaberones'e brakmam gerekiyor. Botswana Hkmetiyle bir dizi grme yapacaklar. Petrol arama imtiyaznn ayrntlarn saptamak zere. Zaten yolumuzu pek uzatacaz saylmaz, sonra biz bize devam ederiz. Meteoroloji raporu da hi iac deil, Ben. Kuzey blgesi youn bulutlarla kaplym. ylda bir l byle bulutlanr, biz de tam gnne dmz. Ama korkma, atlatrz. Sanki az nce fkesinden kendinden geen o deildi. Konuup glyorduk. Biliyordum, kendini tatile km sayyordu. Keyfi yerindeydi. Kayp site olsun olmasn, onca sevdii o insan aya basmam yrelere gitmek iin bir bahane bulmutu ya, bu ona yetiyordu. Tpk eski gnler gibi, Ben. Birlikte byle kaamak yap- mayal ka yl oldu yahu? En azndan on yl. Oranj Irmandan kanoyla iniimizi hatrlyor musun? Ne zamandr, dur bakaym... 1956 m, 57 mi? Sonra, yabani buimanlar bulmak zere ktmz o seferi? Byle kaamaklar daha sk yapmalyz, Lo. Sanki elindeymi gibi: Evet, haklsn. yle az zamanmz kald ki zaten. Gelecek yl krk yamda oluyorum, yllar nasl da abuk geiyor! Ah, u zaman da parayla satn alnabilseydi... Yine uradan buradan konutuk, aradan yarm saat geti: u senin yardmcn, u grei kadn, ad neydi bakaym? Syledim. Onunla iini gryor musun bari?

Bunu ylesine doal bir tavrla, rastgele sylemiti ki, bir an dediini kavrayamadm. Sonra fkeden gzlerim karard, akaklarm atmaya balad, o anda onun grtlan skp ldrebilirdim, kendimi tuttum, titrek, bouk bir sesle, yalan syledim: Hayr. yi, iyi. Yabani bir ey anlalan. Neyse, gezimizi berbat etmesin de... Ah, keke o anda ona sylemi olsaydm, ama ok zel bir eydi bu, szcklerle, hele onun seecei szcklerle ifade edilemeyecek kadar deerli, incecik, krlgan bir ey. Sonra o an geti, nmzdeki be gnn planlarn yaparken, sessizce onu dinledim, fkemi bastrmaya altm. Utuka altmzda bulutlar younlat, deta katlap, kirli kuruni bir battaniye gibi her yan rtt. Gney Afrika ile bamsz Botswana devleti arasndaki snr atk. Gaberones'e g bel inebildik. Louren yolcularmz brakp hemen havalanacamz sylemiti, ama olmad. Havaalannn zel yemek salonunda bir lenle arlandk. Hava ok scakt. Ancak saat sonra havalandk, biz drdmz. Bir sre kuzeye doru yol aldktan sonra alalmaya baladk. Pilot tm dikkatini toplamt. Durmadan alalyor, alalyorduk. Pilotun korkusunun giderek arttn hissediyordum, bu, bulac bir ey olmalyd ki, ben de korkmaya baladm. Sonunda tam araya girmeye hazrlanrken Louren homurdand: Galiba getim, Rog. Ykselebilirsin artk. ok zgnm ama patron, bir ey gremiyorum ki, balayn. Ben de rahat bir soluk alr gibi olmutum: Zarar yok Lo, Maun'a doru yolumuzu srdrelim biz. Louren bana bakmak iin arkasn dnd, ama bana deil de Sally'nin yzne bakt. Kz tam onun arkasnda, ayaktayd. fadesini gremiyordum, ama huzurum kamt. nk Louren imdi srtyordu ve ben onun byle srttn daha nce de ok grmtm. imden Sally'yi dizime yatrp bir gzel pataklamak geliverdi birden. Sonra Louren kumanday ald. Ua geri dndrd. dakika kadar byle gittik. Sally'ye bir gz attm. Yz heyecandan kzarm, parlyordu. Louren ua yeniden dndrd ve bu kez, rastgele, alaltmaya koyuldu. Sally korkudan smsk elime yapmt. Bense hem korkuyor, hem de her ikisine de kzyordum. Bu gibi ocuk oyunlar oynayacak yam gemiti, ama yine de kzn elini sktm, belki rahatlar diye. Sonra dayanamadm, patladm: Biraz yava olsana yahu, Lo! Ama kimsenin bana aldr ettii yoktu. Roger smsk koltuuna yapm, ileri bakyordu, korkudan ylece donmu kalm gibiydi. Louren ise bizi tehlikenin kucana atarken hi oral deildi sanki. Sally ise kahrolas hem srtyor, hem de buz kesmi elimi, smsk tutmu, brakmyordu. Birdenbire iddetli bir yamura giriverdik. Yine bir eyler syleyecek oldum, ama hi sesim kmad. imdi rzgr da balamt ve jet uann kanatlarn sallyordu. imden

alamak geldi, u anda lmek istemiyordum. Dn olsayd, hadi neyse, ama dn geceden sonra, asla lmek istemiyordum ite. Neyse Louren tam zamannda, inecei yeri grm, ua iyice alaltmt, ne var ki bu, bolukta krkrne dten de daha korkun bir giditi. Alak aalarn tepeleri, imdi kanatlarmzn ucuna deta dokunarak geiyor, arasra tam karmza kocaman bir baobab aac knca Louren ua hafife ykseltmek zorunda kalyordu. Bir mr kadar uzun gelen saniyeler birbirini kovalad. Sonunda yamur ve bulutlarn oluturduu o pis perde anszn ald, nmz grebildik. Tam karmzda, yolumuzun zerinde, krmz talardan bir duvar dimdik ykseliyordu. Louren birden ua havalandrd, kayalar sanki karnmza deip geti, tepeyi atk, yukardaki gn na daldk. Louren bize bakmak zere arkasn dnerken Sally de usulca elini elimden ekti, kurtard. Onun da, Sally'nin de korkudan yemyeil kesildiini grnce mutlulukla srttm. Bir an baktlar, sonra Louren bir kahkaha koyverdi. u Ben'in suratna bakn hele! diye grledi. Sally de bunu pek gln bulmu olmal ki onun kahkahasna katld. Glmeleri bitince Sally merakla sordu: Harabeleri gren var m iinizde? Ben sadece tepeleri yle bir grebildim, ama harabeleri greniniz var m? Roger mrldand: Aman benim bir ey grecek halim mi vard ki? Ben de tpk onun gibi dnyordum. Maun'a vardmzda bulutlar iyice dalmt. Roger bizi rahata indirdi. Peter Larkin'i bekler bulduk. Peter gibileri u dnyada pek az kalmtr. Ceketinin stne apraz geirdii tombul fieklikleriyle, diz boyu izmelerinin iine soktuu pantolonuyla sanki tarihn sayfalarndan km gibidir. Ancak bara ara konuabilir. Sesi viskiden kslmtr nk. Onda duygu diye bir ey yoktur, akl ise son derece kt olduundan hibir eyden korkmaz. mrn Afrika'da geirdii halde hibir yerli dilini renmek iin aba gstermemitir. Sadece Gney Afrika'nn Franszcas diyebileceimiz Fanagolo dilinde konuur ve szlerini hep ya izmesiyle, ya yumruuyla pekitirir. Avlad hayvanlar konusundaki bilgisi ise onlar nasl bulaca ve nerede nian alp drecei konularyla snrlanmtr. Bundan tesini bilmez. Yine de u fil gibi davranlarnda ekici bir yn bulmak olanaksz deildir. Yardmclar eyamz kamyonlara yklerken Louren ile bana bara ara hogeldiniz, diyordu. Keke ben de sizinle gelebilseydim, ama ne yazk ki yarn u yere batas Amerikallar karlamak zorundaym. Heriflerin cepleri para dolu. Bana ok ge haber verdiniz, bay Sturvesant, ama size yine de en iyi yardmclarm veriyorum ite. Gneyde yamur bol,

av da bol olacaktr. Bu mevsimde herhalde ceylan filan da bulursunuz. Fil bile vursanz hi amam dorusu... Bu szlerden hi holanmamtm, hayvanlar ldrmesini hi sevmem. Sally'nin yanna gittim, eyalarn yklenmesini seyrediyordu: Yahu saat biri geti, ne zaman kyoruz yola? diye sordu. Bu gece herhalde Makarikari tuz lnn ucuna varrz. Yol fena deildir, 200 mil kadar gideceiz. Yarn da balta girmemi ormanlara dalarz. Sally tiksintiyle Peter Larkin'e bakarak: Ernest Hemingway de bizimle geliyor mu yoksa? Ne yazk ki hayr. ansmz yokmu. Bir yandan da bizimle gelecek olanlar gzden geiriyordum. er tonluk iki kamyonun her birinin birer ofr vard ki klklarndan, yle sradan srcler olmad belli oluyordu. Sonra iyi beslenmekten yanaklar krmz krmz olmu, bir a. riyar, salar aarm iki avc. Bunlar, Louren'in av tfeklerini byk bir saygyla klflarndan karm, deta okuyorlard. Bunlar en sekin nianclar olmalyd. Matabele kabilesindendiler, srcler ise angaan'd. yi, demek ki bu yolculukta tm konuulanlar anlayacaktm, nk bu dilleri biliyordum. Sally'ye usulca dedim ki: Ha, aklma gelmiken, sakn dillerini bildiimi bu adamlara belli etme, olur mu? armt, merakla sordu: Neden? Neler olup bittiini renmek, dizginleri elimde tutmak isterim de ondan. Dillerini bildiimi akarlarsa susarlar. Gidip pilot Roger'le el sktk, vedalatk. Sally'ye dedi ki: Aman sakn aslanlar rkteyim demeyin ha... Besbelli, bizim kz bunun da akimi elmiti. Roger uana bindi, gneye doru ykselir giderken bir sre arkasndan baktk. Sonra Louren sordu: Ne bekliyoruz? yle ya, ne bekliyoruz? dedim ben de. Louren, Land-Rover cipin direksiyonuna geti, ben de yanna trmandm, Sally arkada oturuyordu, tfekleri tayan avclar da kenarlara ilimilerdi. Sizin ikinizle, ayam yerde olduka kendimi daha gvenlikte hissedeceim, dedim. Yol, aklkta, baobab aalarnn arasnda ilerliyordu. Kupkuru, gneten kavrulmu yerlerdi buralar. Land-Rover bir tozbulutu kartyor ve bizi izleyen kamyonlar bu buluta dalmamak iin epeyce geriden geliyorlard. Arasra dimdik, kayalarla dolu, kuru rmak yataklarndan ayor ve kimi zaman da amurdan yaplm, saz daml kulbelerin oluturduu kylerden geiyorduk. i karnl, rlplak ocuklar yolun iki yanma diziliyor, ark syleyerek bize el sallyorlard. Sally cebindeki tm bozuk paralar onlara frlatyor, sonra paralar kapmak iin nasl

tklerini grdke sevinle et rpyordu. Ama yemeimizi de pencereden frlatmaya balaynca, aresiz, onu oyalamak iin gitarm klfndan karmak zorunda kaldm. Sally emir verdi: Mutlu bir eyler al, Ben. Louren de ekledi: Biraz da ak sak olsun. Galiba bunu Sally'yi inelemek veya belki de snamak iin sylemiti. Beriki oral olmad: Evet, evet, hem hafif hem de mutlu bir ey olsun. Ben de Yabanrdeinin yks'n sylemeye baladm. Sal ile Louren de arada bana elik ediyorlard. O gn sanki piknie km ocuklardk ve bundan olabildiince yararlandk. Tepeye vardmzda gne, ufukta kocaman bir ate topuna benziyordu, arabadan indik, arkadan gelen kamyonlar beklerken, gzalabildiine giden karanlk, tuzdan parl parl dzl sessiz bir dehetle bir sre seyrettik. Kamyonetler tepeye vardnda, daha durmadan kara derili hizmetkrlar yere atladlar ve saat tuttum, tam on yedi buuk dakikada adrlar kurulmu, portatif yataklar hazrlanm, kamp atei yaklm bulunuyordu, biz de mz atein karsna oturmu, buzlu viskilerimizi yudumluyorduk. Az tede, tencerenin kaynamakta olduu ocaktan ise, sarmsak ve kekik kokular, mis gibi av eti kokusuna karyordu. Larkin'in bize verdii hizmetkrlar gerekten hem iinin ustas, hem de neeli ocuklard. Yemeimizi bitirince, elli metre tedeki kendi atelerinin bana toplanp geceye, eski av arklaryla ayr bir tat verdiler. Ben oturmu, bir kulam onlara, bir kulam da Sal ile Louren arasndaki hararetli tartmaya vermitim. Sally'yi uyarabilir, adamn onu inadna kkrttn haber verebilirdim, ama bu iki zeki kiinin birbiriyle bylesine atmas houma gitmiyor deildi. Sally, Ofir adl kitabmda ne srdm fikirleri savunuyordu. Orada sa'nn doumundan yaklak 200 yl kadar nce Fenikelilerle Kartacallarn Gney Afrika'ya inip bir koloni kurduklarn ve bu koloninin Milattan sonra 450 yllarna kadar geliip serpildiini, soma birdenbire yok oluverdiini ne sryordum. Louren ona meydan okuyordu: Yok canm, olur mu yle ey? O dnemde Fenikeliler de, Kartacallar da bylesine uzun bir yolculuk yapmak iin gereken donanma sahip deillerdi ki... Nerede kald ki bir de yerleip koloni kurabilsinler? Bay Sturvesant. Herodot'un da daha Kral Necho zamannda Afrika'y denizden epeevre dolat bilinir. Milattan nce 600 yllan dolaylarnda bu geziye alt Fenikeli gemici nclk etmitir. Kzldeniz'in ucundan balayp Afrika'y dolam, yl sonra da o zamann deyimiyle Herkl Stunlar'ndan, yani bugnk Cebelitark Boazndan girmiler.

Ne olacak canm? Tek bir yolculuktan da ne kar? Hayr, Bay Sturvesant yalnz bu kadarla kalnmad. Hanno da Cebelitark'tan yelken ap, M.. 460 yllarnda, Bat Afrika kylarnn epeyce gneyine kadar indi ve oradan tm serven dkn tacirlerin aznn suyunu aktacak kadar bol fildii ve altnla geri dnd. Louren bu kez de tarihlere taklyordu: yi ama, Zimbabwe temellerinde karbon Yntemiyle saptanan en eski tarihler M.S. V. yzyln ortalarna, hatta daha sonralarna dayanrken siz nasl da kalkp M.. 200'lerden sz edebiliyorsunuz? Canm bizi ilgilendiren Zimbabwe deil ki... Ondan nce buralarda gelimi kltr. Zimbabwe belki de eskilerin iktidarnn sonlarna doru kurulmu olabilir ki, bu da M.S. 450 tarihlerine rastlar ite. ala ve lnswezwe'deki eski madenlerde karbonla saptanan tarihler M.S. 250 ve M.S. 300'Ieri gsteriyor. stelik karbonla tarih saptama yntemi sanld kadar amaz bir yntem de deildir, yzlerce yl fark yapabilir, unutmayn. Ama o madenleri Bantular iletiyordu. Sonra Caton Thompson sonra Summers, daha sonra da... Sally birdenbire onun szn kesti: Evet ama, yreye herhalde ancak M.S. 300 dolaylarnda gelmi olan Bantular nasl oldu da birdenbire buralarda bakr ve altn madenlerinin bulunduunu reniverdiler, hi dndnz m? Nasl oldu da ta derinlerden 250 milyon kaya kartabilecek mhendislik bilgisine ve yeteneine birdenbire sahip oluverdi- ler? Unutmayn nceden byle bir yetenekleri yoktu! ey, belki de Arap tacirleri filan... Peki ne diye bunca tehlikeyi gze alarak, bunca aba harcayarak madenleri altrdlar? Biliyorsunuz altn, Bantularca hi deerli saylmaz. Onlarn zenginlik ls srdr, peki giyinmesini, ev yapmnda kaya kullanmasn nereden rendiler diyorsunuz? Bantular o zamana dein byle eyleri hi bilmezlerdi. Birdenbire sanat gelitiriverdiler, byk yetenekler ortaya kardlar ve sonra da, bunu daha da ileriye gtrecekleri yerde sanat, hzla geriledi, yokoldu, gitti. Louren aresiz adm adm gerilemekteydi, ancak doudan deil de batdan geldikleri konusundaki teorim sz konusu olduunda son bir kez direnmeye kalkt. Besbelli Louren beni eletirenlerin tmnn de savlarn, tezlerini dikkatle okumutu, imdi onlar bir bir ortaya dkyordu. O gne dein benimsenmi olan teori, giri noktasnn Sofala kys, Zambezi rma az olduuydu. Ben ise, eski metinlere ve kendi yaptm geni ldeki kazlara dayanarak bir Akdeniz kavminin Herkl Stunlarndan kp, Afrika'nn bat kys boyunca aalara indiini, byk bir olaslkla Altn, Fildii ve Nijer kylarnda ticaret merkezleri kurarak sonunda kimsenin yaamad bir bo lkeye ulatklarn ne sryordum. Bu, o

zamandanberi oktan kurumu veya yeri deimi bir rman az olabilirdi. O alarda ok byk olmas gereken Makarikari, Ngami ve benzeri gllerin suyunu denize aktan bir rmak. Ama bu gller, Gney Afrika'nn giderek kuraklamas sonucu klm veya tamamen yokolmulard. Oraya dek inmi olan Akdeniz halk bu rmaktan ieri girmiler, kaynana kadar kmlar ve oradan madencilerini araziyi kefe gndermilerdi. Kimbilir, belki de gllerin ve rmaklarn akllarnda elmas bulmular ve hi kukusuz evrede dolaan koskocaman fil srlerini de bol bol avlamlard. Bylece, bir site, koskocaman surlarla kuatlm bir kale, bir ticaret merkezi kurabilecek kadar servet sahibi olmulard. Peki ama bu siteyi nereye kuracaklard? Herhalde ulam yolu olan rman varabilecei bir yere, belki de en uzaktaki gln kysna. Belki de Makarikari glne? Ya da imdiki byk tuz lnn yerindeki gln kysna. Sally ile Louren'in tartmas giderek sertleiyordu. Sally ona, Laf anlamaz biri, diyor, o da, Bayan her eyi bilir, karln veriyordu. Sonra birden Louren pes etti ve mz birden yitik Makarikari sitesini nasl bulacamz heyecanla konumaya baladk. Louren diyordu ki: Gl, imdiki dzln en az elli mil kadar tesine tam olmalyd. ok deil, daha yz yl nce, Burchell Ngami Gln bir i deniz olarak tanmlyor, gnmzde ise, bir kysndan tekine rahata atlayabileceiniz bir su birikintisine dnm durumda. Eski gln, bizim harabelerin bulunduu tepelerin eteklerine kadar uzanm olmas pek akla yakn geliyor. Gney Afrika'nn giderek kuraklatn belirtir kant elimizde bol bol var. Birden Sally koluma yapt: Ben, hatrlyor musun? Site ne diye yarm ay biiminde diye dnp duruyordum. Belki de eski limann biimiydi bu. Kent ky izgisini izliyordu. Louren fsldad: Aman Tanrm bir an nce yarn olsa... Louren ile Sally adrlarna ekildiklerinde vakit geceyarsn oktan gemi ve viski ieleri dibini bulmutu. Uyku tutmayacan bildiimden kamptan ayrlp biraz yrdm. Yldzlar tuz glne pis bir kuruni grnm veriyor ve ayamn altnda tuzlar, her admda atrdyordu. Uzun sre yrdm, yalnz bir kez durarak uzaktan gelen bir aslan kkremesine kulak verdim. Kampa dndmde Sally'nin adrnda lamba hl yanyordu, portatif yatann zerinde bada kurmu, okuduu dardan ak seik grnyordu. Ben byle seyrederken uzanp lambasn sndrd. Biraz bekledim, sonra tm cesaretimi toplayarak adrna yneldim, yreim, biimsiz gs kafesimi patlatacak- m gibi atyordu. Sal? eri gelebilir miyim? Biraz duraksad, sonra fsldad: Gir, ama sadece bir dakikack.

adra girdim, karanlkta gecelii soluk maviydi. El yordamyla yanan buldum, okadm. Seni sevdiimi sylemeye geldim sadece. Ah, Ben, sevgili, tatl Ben. Bu gece seninle kalmak istiyorum. Sesinde pimanlk var gibiydi: Olmaz Ben, sonra herkes renir, ben ise bunu hi istemiyorum. ** Sabah, bir nceki gecenin sona ermesi gibi, neeyle balad. Kahvalt sofrasnda herkes keyifliydi, herkes glyordu. Hizmetkrlar gz ap kapayncaya dek adrlar skp kamp toparladlar, kamyonetlere yklediler. Saat yedide yola kmtk bile, tuz lnn kycnda ilerliyorduk. Bir saat kadar yol almtk ki birdenbire, ilerimizdeki aalktan tane iri ceylan, kverdi. iman midilliler gibi, ar ar gidiyorlard. Louren hemen fren yapt, yal Matabele kocaman av tfeini efendinin eline tututurdu. Louren koarak gzden kayboldu. Sally kk bir kz gibi rkek, sordu: ldrecek mi bunlar? Bam salladm. yi ama neden, neden? Sevdii ilerden biridir de ondan. Ama bu hayvanlar yle gzel ki, ok yazk! Sesimi karmadm, alt yz metre kadar temizde ceylanlar durmutu. Balarn dikmi, dikkatle bizi seyrediyorlard. Sally hl ln kysnda koan Louren'i gstererek sordu: Ne yapyor imdi? Kurallara gre oynuyor. Bir tatn 500 metre yaknnda ate etmek yasaktr. Sally dudaklarn srd: Ama ne spor ya! diye sylendi. Bir Louren'e, bir de hayvancklara bakt, sonra cipin kaputuna trmanverdi, iki elini aznn yanna boru gibi koyarak seslendi: Kosanza aptallar. Kan, Allah kahretsin! apkasn karm sallyor, kaputun zerinde zplyor, baryordu, hayvanlar rktmeye abalyordu. Ceylanlar kamaya baladlar, Louren'e bir gz attm, diz ktn, drbnl tfeini kaldrp nian aldn ak seik grdm. Tfek zplad, namlunun azndan duman fkrd, ama sesi bize bir, iki saniye sonra ulaabildi. leride, dzlkte, en nde giden ceylan tkezledi, bembeyaz bir toz bulutu kaldrarak yuvarland.

Louren bir daha ate etti, hayvanlarn ikincisi de bacaklaryla havay dverek srtst dikildi kald. Son ceylan tek bana kousunu srdrd. Arkamda yal avc, yanndaki Simbele'ye, Vy be! Ne adamm! dedi. Sally kaputtan indi. Sessizce yanma oturdu, ben arabay Louren'in bulunduu yere srdm, sonra direksiyonu yine ona braktm. Binerken Sally'ye yle bir gz att: Teekkrler, koan vurmay her zaman yelerim zaten. Niin n de ldrmediniz? Lisans sadece iki hayvan iin verildi de ondan. Aman Tanrm, ne kadar da dokunakl! Gerek bir centilmensiniz. Louren bizi l hayvanlarn yatt yere gtrd. Hizmetkrlar leleri yzer, paralarken Sally arkada, grmemek iin ban evirmi, apkasn gzlerine dek indirmi, szde kitabn okuyordu. Bense, tuzlu beyaz zeminin daha da abartt parlak gnete, Louren'in yannda dikilmi, ocuklarn ceylanlar usta birer cerrahm gibi kesip paralamasn seyrediyordum. Louren bana sitem etti: Bunun da ylelerinden olduunu bana nceden sylemeliydin. Gerekten de sana boyun eip u yolculua onu da aldmza imdi ok pimanm. Dorusu kamyonetlerden birine bindirip onu Maun'a geri gndermeyi de dnmyor deilim... Bu, ylesine olmayacak bir eydi ki, klm bile kprdamad. Louren hemen szlerini tamamlad: Deilim ama, ne de olsa senin yardmcn. Ltfen ona gz kulak ol, byle lgnlklar yapmasn nle, olmaz m? Hiddeti gesin diye yanndan ayrldm, gittim, harita antasndan haritay alp Land Rover'in kaputuna yaydm, incelemeye koyuldum, iki dakika sonra Louren de yanma geldi. Rota izmeye filan baylr, bu konuda kendini de ok usta sayar. te urada tuz lnden ayrlp pusulayla gideceiz. Sanrm oras kumluktur, daha nce hi gitmemitim, bilmiyorum. Hele bir ofrlere soralm. Louren iki ofr yanna ard, ilerini bitirmi olan avclar da yaklatlar. Louren haritada bir noktay iaret ederek: te gitmek istediimiz yer buras. u tepeler. Adlar yok, ama ln kysna paralel uzanyorlar, ite byle, dedi. ofrlerin haritadaki iaretleri merakla zmeleri bir, iki dakika ald, ama birden yzleri deiiverdi, sanki birer anlayszlk maskesi takmlarda Louren bu deimenin farknda deTuz lyle tepelerin arasndaki arazi nasldr?

ofrler, gizlice baktlar, sonra yals karlk verdi: Orasn ben de bilmem. Ama ok kum vardr, stelik rmak yataklarndan da amak olanaksz. teki ofr David de onu destekledi: Su bulunmaz. Ben de oraya hi gitmedim, o tepeleri de hi bilmem. Yal avc Sindebele sordu: Beyaz adamlarn arad nedir? ofr abuk abuk aklad: Katuba Ngazi'ye gitmek istiyorlar. Louren'in de benim de dillerini anlamadmza iyice inanm olduklarndan aralarnda rahata konuabiliyorlard. Katuba Ngazi adn ilk kez duyuyordum, yerli dilinde 'Kanl Tepeler' demekti. Avc sordu: Ne syledin onlara? Orasn bilmediimizi syledim. yi demisin. Syle, oralarda fil yoktur, vahi hayvanlar ln gneyinde yaarlar. ofr syleneni yapt, ama bizim hi de istifimizi bozmadmz, bu habere zlmediimizi grnce d krklna uradlar. Louren glerek haritay toplarken dedi ki: yi ya ite, demek bugn yeni bir ey reneceksiniz, mrnzde ilk kez o tepeleri grm olacaksnz. Hadi bakalm, u etleri ykleyin de hemen yola koyulalm imdi. Be dakikack iinde gezimizin tm nitelii deiivermiti. Sally'nin de, adamlarn hepsinin de suratlar iyice aslmt. ok isteksiz alyorlard, yle ki, paralanm ceylanlarn kamyonetlere yklenmesi neredeyse yarm saat s'rd. Adamlar bir yandan da aralarnda fsldayorlard. Bu arada ben de Louren'i bir keye ekip duyduklarm aktardm. Louren ok heyecanlanmt: Kanl Tepeler, demek! Aman ne gzel! Anlalan bunlarn hepsi o harabelerin varln biliyor, ancak herhalde oralara gitmek tabu olsa gerek! Evet ama imdi gzmz drt amalyz. Bunlar bizi baltalamak iin ellerinden geleni ardlarna koymayacaklar. Baksana imdiden nasl yavaladlar! Herhalde Kanl Tepelere umduumuzdan ok daha ge varabileceiz, yle sanyorum. Sonunda hareket ettik, yirmi dakika kadar yol almtk ki kamyonetlerimizin arkadan gelmediini anladk. Sabrszlmzdan deta tepinerek on dakika daha bekledik, sonra gerisin geriye, dndk. Baktk kamyonetin biri, n ve arka tekerleklerinden birer tanesi havada asl, hendee dm, kalm. teki kamyonet de az beride park etmi ve tam on drt kii, kamyoneti kurtarmak iin en ufak bir aba gstermeksizin, kimi ayakta, kimi melmi, konuuyor, dinleniyorlar.

Elbirliiyle, isteksiz adamlar da zorla ie koarak kamyoneti kurtarmaya altk, ama bouna. Sonunda Louren ceketini karrken bana bir gz att: Tamam m, Ben? Tamam, Lo, dedim. Louren dorusu kendine ok iyi bakmt. Gvdesi hi ya balamam, kaslar elik gibi sertti. Ben gmleimi karmadm, geri benim gvdem de en azndan Lou- ren'inki kadar ie yarar, ama grnm hi de ho deildir. Louren: nden balayalm, dedi. Kamyonetin yk boaltlm, benzin deposu yarya dek doluydu. Herhalde n kesimi bin kilo kadar ekiyor olmalyd. Kollarm sallayarak kaslarm gevettim. Hizmetkrlar akn, bizi seyrediyorlard, ilerinden biri gld bile. Sally de kitabn bir yana brakp seyretmek iin cipten indi. Louren ile ben kamyonetin nne gittik, bacaklarmz biraz gerdik, dizlerimizi hafife bktk, ellerimizi dikkatle yerletirerek kaldrmaya baladk. Bana msn demiyordu, yerinden bile kprdamyordu. Kaslarm armaya, soluum boazm yakmaya balamt. Louren yanbamda: Hadi, dedi. Gzlerim karard, olanca gcmle yklendim, kamyonet usulca kprdad, seyredenler aknlktan soluklarn tutmulard, n kesimini kurtardk, sonra arkaya giderek onu da kurtardk. Sonra kahkahayla glmeye baladk. Louren kolunu omzuma dolad. Birlikte biraz utanm ve huzursuz, bizi seyreden adamlarn karsna dikildik. Siz hepiniz, be para etmez, clz, ihtiyar karlarsnz, kkr kkr glen kzlardan hi farknz da yok. Bunlar evir, aynen syle Joseph. Baktm Joseph, patronun sylediklerini onlara aynen evirdi. Sana gelince, Joseph, sen de aptaln tekisin. Louren byle diyerek Joseph'e yaklat, yanana bir amar indirdi. Joseph bu amarn iddetinden yere ykld. Dorulduunda aznn kycndan kan szyordu. yice sersemlemiti. Louren bu kez tekilere dnd: Bakn gryorsunuz ya, hl glyorum. Daha kzm deilim. Beni kzdracak olann bana neler gelebileceini varn siz dnn artk. Kamyonet arabuk yklendi, yeniden yola koyulduk. Sally dedi ki: Artk yol boyunca adamlar bize her trl yardmda bulunurlar, besbelli. Ama ulu beyaz efendi, ellerini kirletecek yerde bir sopa kullansayd daha iyi etmez miydi? Louren ikimize de bakmadan bana: Anlat ona, Ben, dedi. Ben de Sally'ye adamlarn bizi niin baltalamaya kalktklarn ksaca akladm. Joseph'e vurmak Louren'in yapaca i deildi Sal, ama baka aresi yoktu, nk hi kukusuz adam kamyoneti bile bile hendee srd. O Kanl Tepelere ulamak iin nmzde sadece buuk gnmz var, oyalanmaya gelemeyiz.

Sally, Joseph'i filan unutmutu bile: Kanl Tepeler ha! Gzmn nne insanlarn kurban edilmesi filan gibi eyler geliyor. Aman Tanrm!.. Belki de tepeler krmz olduu iin bu ad almtr! diyecek oldum. Peki, ya o tabu sorunu? Harabeler yznden olacak! Ah Tanrm, kanmda duyuyorum sanki. Tkabasa altnla, hazineyle, gemi bir uygarln yazl kantlaryla, mezarlaryla, silahlaryla dolu tapnaklar... Yardmcm ne kadar da duygusallktan uzak, ak ve bilimsel bir yaklam ierisinde, grdnz, deil mi? dedim. Evet, grdm, ama bu kez onu sulamayacam, nk ben de tpk onun duyduu eyleri duymaktaym... Sally, Louren'i tersledi: Neyse, mrnzde bir kez akllca bir laf ettiniz bari... ** Tuz lnden ayrlp tepelere doru sapacamz yere vardmzda saat ikiyi bulmutu ve o gn tepelere ulaamayacamz anlalmt. Kum, ilerlemeyi gletiriyordu. Kamyonetler ikide birde kuma saplanyor, ancak drt tekerlei de motre bal, hem nden, hem arkadan ekiil Land - Rover'in yardmyla kurtulabiliyorlard. Ama her defasnda da, src olsun, adamlar olsun, tekrar tekrar zr dilemekten geri durmuyorlar, bunda hi sular olmadn gstermek istiyorlard. Yakn bir gemite yaan yamurlar her taraf yeertmi, yaban iekleri drt bir yanmza hal gibi serilmiti. Tohumlar, soanlar tam yl sren kuraklk dneminde uykuya dalm, u bolluk gnlerini kollamlard. imdi ise istediklerine, beklediklerine kavutuklar, parlak renklerinden anlalyordu. Canl krmzlar, sarlar, mavileriyle, biraz olsun skntmz, sabrszlmz bastrmamza yardmc oluyorlard. Gne battnda tepelerden daha on be mil uzaktaydk ve altnda kamp kurduumuz akasya aacnn en st dalna trmandm zaman dou ufkunda tepelerin alak izgisini seebiliyordum. Gne batncaya kadar orada yle tnedim, kaldm. O uzak tepeleri seyrederken iime garip bir duygu dolmutu. Gizem dolu bir nsezi bana bir tr huzursuzluk, gizli bir hzn veriyordu. Aaya indiimde Louren'i atein karsnda viski ier buldum. Sally nerede? diye sordum. Surat ediyor, yatt. Kanl sporlar ve karaderilileri dvmek konusunda biraz tarttk da. Louren byle diyerek iinde lamba yanan adra kaamak bir gz att. Louren le ben kzarm ceylan karacieri yerken adamlarn topland atein oradan ark filan duyulmuyordu. Yemekten sonra bir sre konumadan oturup arabmz bitirdik. Sonunda Louren kalkt:

" Gidip u Larkn'i arayaym. Gnar arayacama sz vermitim. Sabah grrz, Ben. Land - Rover'e gidip radyoyu kurcaladn grdm. Larkin'in czrtl sesi az sonra ykseldi. Birka dakika Louren'in verdii raporu dinledim, sonra ben de kalktm. imdeki o huzursuzluu hl atabilmi deildim. Karanla daldm, ceylanlarn kemikleri; bir srtlan srsn kampa ekmiti, bunun iin kamptan pek uzaklamak istemedim. Usulca adamlarn topland atee yaklatm. Avclardan biri konuuyordu, tekiler de melmi, dikkatle onu dinliyorlard. Szckleri ak seik kulama geliyor, anlarm kurcalyordu. Sanki omuriliimden aa indiklerini, hortlak parmaklarnn kollarm ve boynumu okadn, tylerimi diken diken kabarttn hissediyor gibiydim." Bu bel dnyadan da, insanlarn aklndan da temizlenmeli} sonsuzlua dek. te Timothy Mageba da bunlar sylemiti, aynen, ama baka bir dilde. Yal Matabele'nin kr kr yzne dikkatle baktm, o da ban kaldrd, gzgze geldik. Yeniden konutu, tekileri uyarmak iin: Ayanz denk aln, rmcek buralarda, dedi. Ksack boyum ve upuzun kollarmla bacaklarmdan tr bana rmcek adn takmlard. Bu szler adamlar iine dtkleri bynn etkisinden kurtarm olmal ki, bana bakarak ksrdler, kprdandlar. Dndm, uzaklarken yal Matabele'nin szleri hl kulaklarmda nlyor, huzursuzluumu bsbtn arttryordu. Sally'nin lambas snmt, Louren'in adr da karanlkt. Gidip ben de yattm, ama uzun sre gzme uyku girmedi. Bir yandan srtlanlarn ulumalarn bir yandan da yarnn neler getireceini dnyordum. Kesin olan bir ey vard, yarn leyin, fotorafta grlen ekiller doann eseri mi, yoksa insan elinden mi km, anlayacaktk. Uyumu gitmiim. ** Ertesi sabah saat onda tepeleri cipten grebiliyorduk. En uzun akasyalarn tesinde, turuncu - krmz uzanyorlard. Ortada daha yksek, yanlara doru giderek alalan tepelerdi bunlar. Direksiyona ben getim, Louren haritaya ve fotoraflara bakarak beni tepelerin en yksek noktasna yneltti. Burada dev stleenler bir amdan gibi biraraya toplanmt. Louren onlara bakarak yn buluyordu, nk bu aalar elimizdeki fotorafta da ak seik belirgindi. Tepeler 600-900 metre kadar ykseklikte olmalyd, sonradan bunlarn mineral oksitlerle boyanm, sertlemi kumtalar olduunu renecektim. Tepelerin altnda bir tutam aa, orada tutsak edilmi toprakalt sularnn bu dev bitkileri beslediini kantlyordu. Aalarn akta kalm kkleri kvrla bkle kayalara yapyor ve sk yapraklar, dikenlerin ve akasyalarn yeilimtrak kuruni renginden sonra insann iini ayordu. Yarm mil kadar eninde bir erit ise plakt, sadece sar otlar ve allarla rtlyd.

Krmz tepelere giderek yaklatk, yaklatk, sonunda bamz kaldrmadan onlar gremez olduk. Sally hepimizin d krkln ve zntsn dile getirdi: Eee, ne oldu? imdiye dein siteyi kuatan surlardan girmi olmamz gerekmez miydi? Tepenin eteinde arabay brakp evreye bir gz atmak iin trmandk, birbirimize bakmaktan ekiniyor gibiydik. Grnrlerde siteden ne en ufak bir iz, ne tek bir dikili ta, ne en kk bir toprak yn, ne de en belirsiz bir duvar kalnts vard. Buras balta girmemi, ayak basmam Afrika allyd, baka bir ey deil. Sally son bir umutla sordu: Buras olduuna eminsiniz, deil mi? kimiz de karlk vermedik. Kamyonetler arkamzdan yetiti, durdu. Adamlar indiler, aralarnda fsldaarak rkek rkek tepelere bakyorlard. Onlar kamp kurma hazrlklarna giritiklerinde Louren dedi ki: Pekl, biz evreye yle bir gz atalm. Ben uradan trmanyorum, siz ikiniz de buradan gidin. Ben, u tfeimi de al yanna... yi ya, ya o fotoraf? O nedir peki? Sessiz aalarn arasna daldk. Bir ara, yksek dallardaki bir maymun srsn rktm olmalyz ki, tiz lklar kopararak katlar. Arasra durup evremizi gzden geiriyor, ama umut verici herhangi bir ize rastlamyorduk. Kamptan , drt mil uzaklanca biraz soluk almak iin durduk, oturduk. Sal dedi ki: Aman, iimden alamak geliyor. Biliyorum, benim de yle. Peki ama, ya o fotoraf? Allah kahretsin, o fotorafta bir eyler grnyordu, hi kukusuz. Herif aka filan yapm olamaz, deil mi? Hayr, Lo bunu yapacak adam deildir. O da bizim kadar hevesliydi, grmedin mi? Bilmiyorum. Herhalde bir tr gz yanlmas olmal. Belki de tepenin glgesi dt, ya da bir bulut filand. yi ama, ya o ekiller, o izgiler? Geometrik ve simetrik izgilerdi onlar. Ik garip oyunlar oynayabilir, Sal. Unutma, o fotoraf akam saat altda ekilmi, yani neredeyse gn batarken. Gne alalrken glgeler uzar, gz yanlabilir ite. mrmde bylesine d krklna uradm anmsamyorum dorusu. Gerekten de, neredeyse alayacak gibiydi, yanna yaklatm, ekinerek upuzun kolumu boynuna doladm. ok zgnm, dedim. Dudaklarn, bana uzatt, ptm. Aman Doktor Kazin! Ne hzl adamsn sen!

Dur bakalm, daha bir ey grmedin ki! Grdklerim yeter bana. Hadi Ben, kalkalm. Kampa yle bir tur atarak dnelim, biraz uzaklaalm u tepeden, belki orada bir ey buluruz. Kavurucu scakta ar ar yrdk. Burada da iekler amt, arlar, iekten iee kouyor, iektozu tayorlard. Yamurlarn am olduu s bir yataa vardk, ama sudan iz kalmamt. Aaya inip akta kalan ta ve toprak katmanlarn yakndan inceledim. Yzeyden bir metre kadar aada akl- talar suyun anmasyla yusyuvarlak olmutu. Birka ta aldm, bu arada yar olumu kumtann iine gml, iki enetli b r deniz kabuu buldum. yi tahmin etmiiz, Sal. Bu hi olmazsa teorimizi ksmen kantlyor ite. Bir zamanlar buras bir gl yataym, bak. Bir tr Afrika tatlsu midyesi kabuu. Saliy, pek ilgilenmi grnmedi: Keke daha nemli bir ey bulmu olsaydk! dedi. aresiz yola koyulduk. Kendimi balatmam iin tek bir neden ne srebilirim: Byk bir d krklna uradm iin kafam pek iyi alamaz olmutu, stelik Sally'yi pmek de ben heyecanlandrm, uyarmt. Yoksa bilimsel ipularna bylesine kolayca srt evirmem ben. Bir saat iinde rastladm drt ayr anlaml iareti de bylesine kulak ard etmem. Arkamza bir kez bile bakmadan yrdk,, gittik ite. Sal ile ben toza, tere batm halde dnp le yemeine oturduumuz zaman kamp kurulmu, tkr tkr alyordu. Louren bir ey bulup bulmadmz sorduunda bamz sallamakla yetindik. Biramz ierken Saliy sylendi: Amma da scakm! Midemi bulandrd be! A buzdolabn altrd, akama sour. Sessizce yemeimizi yiyorduk, sonunda Louren konutu: Siz yokken Larkin'i aradm, yarn bir helikopter gnderecek. Havadan son bir aratrma yaparz. Bylece kesin bir sonu alm oluruz. Eer yapacak bir ey yoksa ben helikoptere biner dnerim. Johannesburg'da bir eyler oluyormu ve korkarm helikopter ancak bir yolcu alabilir. Siz ikiniz aresiz karadan dnmek zorunda kalacaksnz. te tam o srada, balarnda Joseph, drt kiilik bir temsilci grubu yanmza yaklaarak aptaln birinin drt su deposunun birden musluunu ak braktn bize haber verdi. Kimin yapt belli deilmi. Bylece yolculuun sonuna dein on yedi kii, sadece otuz be galon su ile idare etmek zorunda kalyorduk. Joseph aka belli olan bir rahatlkla ekledi: Bu yzden, yarndan tezi yok hemen dnmek ve Maun yolundaki en yakn suya varmak zorundayz.

Kzacak gcmz bile yoktu artk. Louren aresiz boyun edi: Pekl Joseph, yarn sabah kamp toplarsnz, le yemeinden nce yola karz. Bu szler adamlar pek sevindirmi olmalyd ki, yemek piirilen atein oradan kulama kahkahalar alnd. Louren yaprak sigarasn yakarken: Siz ikiniz ne yapacaksnz bilmem, ama ben bu sabah dolarken fil izine rastladm. Land - Rover'le avclar alp gidiyorum. Gece dnmezsem tasalanmayn, iz sryor olabiliriz. Saliy birden ban kaldrd, bir an onun yine o kanl spora kar kampanyasna girieceini sandm, ama yanlmm, sadece kalarn att bir ey sylemedi. Louren gidince Sally'ye dedim ki: Tepeye kan bir yol arayacam, gelmek ister misin? Beni bala, Ben. Bugn biraz izmek niyetindeyim. Bozulduumu elimden geldiince gizlemeye alarak yola dtm, yarm mil kadar sonra, vahi hayvanlarn at bir ize rastladm. Dik bir yoldu bu, gne srtm cayr cayr yakyordu, kan ter iinde trmandm. Krk dakika sonra tepeye vardmda kollarm dikenlerden izik iindeydi, gmleim de srlsklam tere batmt. Kendime iyi bir gzlem noktas bularak drbnme sarldm, evrede harabe izi filan var m diye bakyordum. Ama buralarda hi insan yaamad, topran ilenip ekilmedii ilk bakta hemen belli oluyordu. Geri pek fazla bir ey ummamtm, ama yine de bozuldum ite. Sonra kendimi topladm, drbnm ta aadaki kampa evirdim. Bir Bantu odun kesiyordu. Bir sre onu seyrederek elendim. Sonra Sally'nin pembe buluzunu aaln ucunda yakaladm. Herhalde tm umudunu kesmi olmalyd ve akl banda biri olarak kendini baka trl, resim yaparak oyalamaya bakyordu. Uzun bir sre de onu seyrederken bir yandan da ona nasl sahip kacam dnmekteydim. Evet, onunla bir gece geirmitim, ancak bunun son derece akll, gngrm ve ok iyi eitilmi ada bir gen kz iin soluk aldrmayan, lesiye bir tutku anlam tadn dnecek kadar da saf deildim dorusu. Evet, bir melekti, ama Sally'i- imin bu oyunu benden nce de baka erkeklerle oynam olduuna en ufak bir kukum yoktu. Herhalde benim koynuma girmesinin de asl nedeni, vcuduma deil, zekma duyduu sayg, biraz acma, biraz da merak duygusu olmalyd. Yine de bu denemeden holandn rahata syleyebilirdim, sayg ve acma duygularn biraz daha derin ve srekli bir duyguya dntrmem iin bu kzn zerinde biraz daha almam yetecekti. Orada, tepede otururken iimi bir huzur kaplad. Bu yolculuun hi de boa gitmediini anladm, keke u Kanl Tepelerde daha ok kalabilseydim, u gizemden, u sessiz gzellikten daha uzun sre yararlanabilseydim, diye dndm. Sally ile ikimiz bu vahi gzellikler iinde babaa olursak belki de, ona beni sevmesini retebilirdim. Birden gzmn ucunda bir ey akt. Ar ar bam evirdim, baktm. Oturduum yerin ancak bir buuk metre kadar tesinde alaca bir gnekuu, bir yabani sarsabr ieinin zn emiyor, maden yeili ba, uzun, kvrk gagasn ate krmzs ieklere

daldrrken, prl prl parlyor. Kuu byk bir zevkle seyrettim ve hzl kanat rplaryla uzaklatnda sanki bir eyi elden karmm duygusuna kapldm. Bu duygu giderek younlat, huzurumu kard, yerimde duramaz olmutum. Bir yerlerden bana ulamaya abalayan bir mesaj vard da ben onu alamyordum. Zihnimi toparlamaya abaladm, dncelerimi bir yana braktm, sanki elimi uzatsam, bir saniye sonra bulacaktm o mesaj. Byle, soluk aldrmayan scan etkisiyle uyumu gitmiken uzaktan gelen tfek sesleri dikkatimi datt. Dorulup kulak kabarttm, ite, bir daha, bum, bir daha, bir daha. Louren filini bulmutu. Drbnmle Sally'yi yakaladm. Silah seslerini o da duymutu, resim sehpasndan uzaklat, bum bumlarn geldii yere doru bakt. Ben de kalktm, o huzursuzluum hl sryordu. Tepeden aa inmeye koyuldum. Yine de o duyguyu bir trl zerimden silkip atamyordum. Burada bir ey var, diye dnyordum, garip, anlalmaz bir ey var. " Bir defasnda Timothy Mageba bana demiti ki;" Seninle ben, talihli kiileriz dostum. Ruhlara karmz, iimizde, bu lemin tesini gren bir gz, sessizliin sesini iitebilen bir kulak var. Aalarn glgesi serindi, gmleim de terden srlsklamd. Tylerim diken diken olmutu, ama sadece mekten deil. Admlarm sklatrdm, bir an nce kampa, Sally'nin yanna dnmek iin can atyordum. O akam yemekte zgarada kzarm, ac biber salah fil yrei yedik, yannda halanm patatesle. Bira, Louren'in va- dettii gibi, ok souktu ve patronun keyfi,yerindeydi. O gn ok iyi avlanm, urad teki d krkln bylece unutmutu. Atein tesinde yerde, drt tane sar, uzun fildii yatyordu. " Louren istedii zaman ok sevimli, ekici olabilir. Balangta Sally onu hi onaylamaz bir tavr taknmaya abaladysa"" da, ok gemeden Louren'in bysne kendini kaptrd. Louren kadehini kaldrmt:" Hibir zaman kurulmam siteye ve bulamadmz hazineye ielim. Yattmzda az buuk sarhotum, garip dler grdm. Ama sabahleyin uyandmda zihnim tamamen alm, aydnlanmt ve iimde bugn iyi bir eyler olacak gibi bir duygu vard, heyecandan yerimde duramyordum. *** Helikopter, leden bir saat kadar nce geldi, tozu dumana katarak kampn yaknna indi. Esmer, gen pilotla ksa bir konumadan sonra Louren onun yanna kp oturdu. Helikopter havaland, havada daireler izerek ykseldi, uzaklat, sonunda masmavi gkte ta uzaklarda bir kara noktack gibi kald. Hareketlerinden bir ey bulamad yle iyi anlalyordu ki, Sally ile ben, az sonra onunla ilgilenmez olduk, gidip yemek adrnn nne, glgeye oturduk.

Eee, anlalan bu i bu kadar! dedi. Karlk vermedim, gittim, buzdolabndan iki kutu bira kardm. Gnlerdenberi ilk kez o nl Kazin zeks tam yol almaya balamt. ki kiiye otuz galon, iki hafta sreyle adam ba bir galon ederdi. Su mu? Aklmn ucunda bir yerlerde, suyla ilgili bir eyler daha vard. Sally ile ve su ile. Helikopter bir kez daha indi, Louren pilot ile adra geldi. Hayr, hibir ey yok, bouna. ki lokma bir ey yer yemez yola kyoruz. Siz banzn aresine bakarsnz artk. Sonra, kendisine zerine hardal srd souk ceylan rostosuyla bir sandvi hazrlarken bana dedi ki: ey, Ben. ok zgnm, ama ben de bu iten bir ey anlayamadm. Neyse, yaam boyu bu gibi d krklklarn ok grdk biz, deil mi? Daha da greceimizden baka? Yirmi dakika sonra Louren'in eyas helikoptere yklenmi, pilot da motr altrmt. Vedalayorduk. Jo'burg'da grrz artk. u fildileri sana emanet ha... Glegle git, Lo. Yolun ak olsun. Sonra frfr dnen rotorun altndan, iki bklm geerek helikopterin yolcu koltuuna trmand. Helikopter, semiz bir ar gibi ykseldi, ykseldi, aalarn tepesini syrarak geti, uzaklat. Ar m? Ar ha? Ar! Aman Tanrm, zihnimi kurcalayan buymu ite! Arlar, kular ve maymunlar! Heyecanla Sally'nin koluna yaptm: Sally, kalyoruz. aknlktan az bir kar ald, bakakald: Ne? Ne diyorsun? Burada gzmzden kaan eyler oldu. Ne gibi? Kular ve arlar gibi! Seni kurnaz seni, dedi. *** Suyu bltk. On be ve yirmi galonluk kaplara ayrdk. Bylece hizmetkrlara iki gnde adam ba yarm galondan biraz fazla dyordu. Sally ile ben ise on gnlne her gn tam birer galon suya sahip oluyorduk. Land - Rover'in benzin deposunu kontrol ettim, doluydu. Alkoyduk. Ayrca yedek benzin de vard. Bir radyo, bir adr, yataklar da alkoydum. Kazma, krek, balta, ip, btan gaz lambalar ve yedek gaz tpleri, mealeler ve yedek pillerle konserve yiyecek de ayrdm. Louren'in av tfeini, yarm dzine paket mermi, Sally'n"" ve benim kiisel eyamz da aldm. Geri kalan eyann, donanmn

tmn iki kamyonete yklettim, hizmetkrlar binince yal Matabele' yi bir kenara ektim. Sindebele dilinde ona dedim k:" Yal ve saygdeer babacm, buralarda yaayan byk bir gizden sz ettiini duydum. imdi senden bir oul olarak, bir dost olarak tm bunlar anlatman rica ediyorum. Bir sre kendini toparlayamad, dilini konumam onu ok artmt. Bu arada ben, Timothy Mageba'dan rendiim bir cmleyi ona syledim. Bu, gizli bir ifredir ve birtakm gizemlere varm olan baz yksek dzeydeki kiilerin birbirini tanmasna yarar. Artk benden kukulanamazd, ricam da geri eviremezdi. Olum, madem ki bu szleri biliyorsun, o halde tm efsaneyi de bilmen gerekir. Kayalarn yumuak ve havann puslu olduu bir ada, buras atalarmz tarafndan lanetlenmitir. Bu tepeleri lesiye lanetlemiler ve bu ktln, bu belann yeryznden de, insanlarn aklndan da bsbtn silinip temizlenmesini emretmilerdir. Hepsi bu kadar m? diye sordum. Baka bir ey yok mu? Hayr, hibir ey yok, bundan baka. Yal adamn doruyu sylediini anlamtm. Onu kamyonetlere kadar geirdim, ofrlere de dikkatli olmalarn sk sk tembih ettim. Sonra dedim ki: rmcek size iyi yolculuklar diliyor, glegle gidiniz, diyor. Kendi takma adm kullanm olmam balangta onlar ok artt, dilleri tutuldu sanki. Ama sonra kendilerini topladlar, glmeye baladlar. Kamyonetler hareket etti, ksa zamandaaalarn arasna dalp gzden yitti. *** Tepede uygun bir yer buldum, kk bir elma aacna smsk sarlarak uurumun kysna doru iyice sarkp her iki yandaki kaya perdesini de, aadaki ak dzl de buradan iyice grebiliyordum. Sally aadayd. Gne dorudan doruya gzme giriyordu, ama onun gzn almyordu. Ufka doru on, on be derece kadar yaklamt, altn nlar kayalar da, yapraklar da yepyeni, yumuack renklere boyuyordu. Sally aadan bana seslendi ve iki elini dmdz ge kaldrd. Bu, aramzda kararlatrdmz iaretti. Dn, bana doru gel, demekti. yi, diye homurdandm. Onlar grm, yakalam olmalyd. Ona, gzlerini gneten nasl koruyacan ve nlarn incecik, altn izgisini nasl izleyeceini nceden gstermitim. Bu, ar avclarnn kovan bulmak iin bavurduklar ok eski bir numarayd, bana da bir Buiman retmiti. Uurumun kysndan geri ekilip dikenlerin, sk allarn arasndan kendime yol aarak inmeye baladm. Aratrmalara nereden balayacam aa yukar tahmin etmitim,

nk ar kovan ,byk bir olaslkla bu krmz kaya duvarnda bulunuyordu. Sally de aadan bana iaret ediyor, yol gsteriyordu. Seslendi: Tamam! Tam altnda. Yine kayann ucundan eildim, arlar kovana dnyorlard, grdm. Daha da eilince kovann giriini de seebildim. Bu, kenarlar balmumundan iyice sararm, uzun, apraz bir atlakt. Giriin evresindeki balmumunun okluuna ve vzr vzr uuan ii arlarn kalabalna baklrsa, ok kocaman bir kovan olmalyd. Bylesine ulalmaz bir yerde olduu iin de yzyllardr insan tarafndan da hayvanlar tarafndan da iliilmemiti. Baln pek deerli olduu bu yrede inanlmayacak bir durum! " Yeri bellemek iin beyaz mendilimi sarkan bir dala baladm ve hzla inmekte olan akam karanlnda, aada, Sally'yi buldum. Bu kk baarmz onu ok heyecanlandrmt; yemek srasnda durmadan konutuk." Gerekten de ok akll bir adamsn sen, Doktor Ben. Yok canm, tam tersine. Bu kez kafam pek ar alt. Tam iki gn bir ey bulamadm. Burada kular, hayvanlar, arlar pek bol, oysaki tm bu yaratklarn suya ihtiyac var. Ancak en yakn suyun ta iki yz mil tede olmas akl alacak ey deil. Mutlaka buralarda da su olmal. Nasl bulacaz bakalm o suyu? Bilemeyeceim, ama sana u kadarn syleyebilirim. Suyu bulduumuzda gerekten ok -gi ekici bir eyle karlaacaz, hi kukun olmasn. O gece darda soyunup pijamam giydim. adra girdiimde Sally yataa girmi, rtleri de ta enesine kadar ekmiti. ki kamp karyolas arasndaki bolukta bir an duraksadm, baktm, bana acd. Sinsi sinsi glmseyerek rty at. Hadi gel anacnn koynuna, dedi. *** afak skmeden ortala ken o buz gibi karanlkta deri ceketimi giyip, yine tepeye, kovann zerindeki yere trmandm, gnein domasn bekledim. Yine mutlu bir insandm. Kimi kukularm geceye karm, gitmiti. Gne, inanlmaz bir gzellikte douyordu. Ufkun zerinde belirir belirmez arlar uumaya baladlar. Tam yirmi dakika onlar seyrettim, nasl utuklarn, ne yne utuklarn saptamaya altm. i arlar yelpaze gibi dzle yaylyorlard. Bunlar iektozu toplayclaryd. nk iyice eilip drbnle baktmda, kovana dnerken arka ayaklarndaki tutam tutam sar iektozlarn grebiliyordum. Byle onlar izlerken bir baka grup da gzme iliti. i arlarn bir blm, hemen hemen dimdik denecek bir uula aaya, tam altmdaki o sessiz aala iniyorlard. Demek ki bunlar da su tayclard! Aaya, Sally'ye iaret ettim. Bu sabah gnein nlarnn yapt a nedeniyle rollerimiz deimiti. Bir sre sonra o da bana iaret etti, arlar bulmutu demek. Aaya indim, ama yeillik ylesine koyu glgeliydi ki, arlarm nereye girdiini bir trl bulamyorduk. leye kadar bouna uratk, aradk, yeilliin iindeki su kaynan

bir trl gremedik. Ama mutlaka buralarda bir yerlerde bu hayvanlarn yararland bir su olacakt. Tam umudumuzu yitirmek zereyken, baktk, bir ufak maymun srs, kuyruklar havada, drtnala dzl geiyorlar. Kk koruya vardklarnda, hemen, ilk aaca trmanverdiler. Bir ara yapraklarn arasndan kaygyla baktlar, ama hi kprdamadan oturduumuz iin Sally ile beni gremediler. imdi, nde iri yapl erkekler, arkada yavrular karnlarna sarlm analar ve en geride de yeni yetmeler olduu halde, daldan dala atlayarak kayala doru yneldiler. Dev gibi kocaman bir yaban inciri aacnn en st dallarna ulatlar. Bu aacn kkleri de, gvdesi de dikine ykselen krmz kayaya deta gmlm, dallar yerden yz elli metre yksekte, emsiye gibi almt. Hayvanlar birer birer gzden kaybolmaya baladlar. alacak bir durumdu bu, altm kadar maymun aaca kt ve hepsi de birer birer gzden yitip gitti. Galiba nereye gittiklerini bulmutum. Sally'ye, biraz daha sabrl olmasn iaret ettim. Yirmi dakika kadar sonra maymunlar birdenbire yabani incir aacnn dallarnda belirdiler. Hi acele etmeden, salna salna indiler, uzaklatlar. Bu kez biz trmanmaya baladk. Yaban incirinin birbirine dolam kocaman, kklerini basamak gibi kullanarak aacn gvdesinin kayadan kt yere kadar trmandk, gvdeyi incelemeye baladk. evresi belki dokuz metreyi bulan, kocaman bir aat bu. Yine de bir ey bulamayacaktk. Tam vazgemek zereydik ki, binlerce yldr buradan geen ayaklarn, penelerin ve toynaklarn cilalad, at bir yol dikkatimizi ekti. Burada kaya iyice anmt ve yol, yaban incirinin kocaman sar gvdesiyle kaya duvarnn arasna skm durumdayd. ok zaman nasl bir alayan ardnda bir maaray gizlerse bizim yabani incir aac da 4byle, bir maara giriini rtyordu demek. Sally ile ben aacn gvdesi ardnda kalan o karanlk girintiye bir gz attk, sonra baktk. Hadi gel, deyip elele tututuk, ieri daldk. Giri, kayada alm upuzun, dikey bir yarktan ibaretti ve ok ykseklerden ieriye k giriyordu. ki yanmzda alt metre kadar ykselen kaya duvar bamzn zerinde deta bir dam oluturuyordu. Buraya giren ilk insanlarn biz olmadmz hemen anlalyordu. Duvarlar gzalc, grkemli Boiman resim- leriyle batan aaya kaplyd. mrmde hi bylesine iyi korunmu, bylesine gzel maara resimleri grmemitim diyebilirim. Sally'nn uzmanlk dallarndan biri de Boiman sanatdr, o da kendinden gemi gibiydi: Ah Ben! unlara bak hele, bir bak! Buras bir hazine yahu! Ah sen, ne akll, bulunmaz bir adamsn! Gzleri karanlkta lamba gibi parlyordu. Gel, sonra bakarz bunlara. Darack geitte ar ar ilerliyorduk. Yol, otuz metre kadar aaya doru indi, indi. Bamzn zerindeki dam da giderek ykseldi, ykseldi, sonunda karanlklarda kayboldu. Yarasalarn kanat rpmalar duyuluyordu imdi. leride k var, dedim. imdi belki de doksan metre apnda, duvarlar altm metreye kadar ykselen yuvarlak, ak bir odaya varmtk. Bu duvarlar bir koninin i duvarlar gibi,

giderek daralyor ve tepedeki kk delikten, bulutsuz, masmavi gk grnyordu. Burasnn krmz kumta iine girmi kire- tandan olutuunu ve Rodezya'daki Uyuyan Glce ok benzediini hemen anladm. Maarann taban burada da bir su birikintisine giden bir havzadan ibaretti Su, billur gibi dupduru ve herhalde ok derin olmalyd. Yeilimtrak renkteydi nk ve ap belki krk be metre vard. Yzeyi ayna gibi dmdz, przszd. Sally ile ben, durup hayran hayran evremizi seyret tik. Bu maarann gzellii bizi kendimizden geirmiti. Altm metre yukarmzdaki o kck delikten gne nlar ieriye bir ldak gibi giriyor, prl prl kireta duvarlara vuruyor, tm maaray inanlmaz bir kla aydnlatyordu. Bu yuvarlak odann duvarlar da drt buuk metre ykseklie kadar, o gzel Boiman sanatyla sslenmiti. Yer yer, kayalardan szan su, figrleri ve ekilleri biraz bozmu olmakla birlikte yine de genellikle iyi korunmu saylabilirdi. Sally ile ben bu inanlmaz yerde iki yl alsak iimizi bitiremezdik, yle hesapladm. Sonra Sally ar ar doruldu, soyundu, rlplak, o suya dald Derine indi, indi, sonra ar ar yzeye kt. Upuzun, simsiyah salar, gvdesini, omuzlarn sarmt. Kolunu kaldrp sallad. Dald o derinlerden bir daha su yzne kmayacan sanm olmalym ki, onu grr grmez bir sevin l atmm. Gidip sudan kmasna yardm ettim. imdi yava yava maaray dolanyor, resimleri inceliyorduk. ' Burada tam 2.000 yllk i var, Ben. Buras o kck, sar adamlar iin yani o Boimanlar iin herhalde kutsal bir yer sayl yordu. " Biz daha maara turumuzun yarsna gelmeden ortalk karard, karanlk geitten korkuyla ilerleyerek dar ktk. te ancak o zaman leyin hibir ey yememi olduumuz aklma geldi. Sally konserve et strken ben telsizle Peter Larkin'i buldum Neyse iki kamyonet de kazasz belasz, Maun'a dnmlerdi. Louren'e bir mesaj vermesini istedim ondan:" Syle ona ok ilgin maara resimleri bulduk, burada temelli kalyoruz. Peki, su durumunuz nasl? ok iyi, burada su kayna da bulduk. Kayalar arasndaki bir ukura geen yamurlardan su birikmi, bize yeter. Anlyorum. Pekl yine ara. ansnz ak olsun. *** Maaradaki duvar resimlerini inceliyor, bunlarn canllna hayran kalyorduk. Bir av sahnesinin resmini ekmeye urayordum, yaral fil de, evresini sarm bir dzine kadar Boiman avcs da o denli canlyd ki, sanki ben de o ava katlm gibiydim. Ama k yetersizdi, aresiz fla kullanacaktm. Oysaki, fla kullanmay hi sevmem, ne de olsa, renkleri deitirir, resimlere, gerekte olmayan bir k kazandrr. Tam sehpam kurmak zereydim ki Sally seslendi, beni ard. O, zmrt gln orada, asl byk maarada

alyordu. Duvarn alak bir girinti yapt lo bir yere cep fenerini tutmu, kaya yzn aydnlatmt. Bak, uraya bak, Ben! Karmda koskocaman bir insan resmi duruyordu. Soluum kesildi: Aman Tanrm! Brandberg'in Beyaz Kadn! Tpatp ei onun! Resim, bir metre seksen santim boyundayd, sar gs zrh giymi, bana ssl bir mifer takmt. Sol omzunda ta.- d yuvarlak kalkann sar ssleme rozetleri bir daire biiminde dizilmiti. br elinde bir yay ile bir ok klf tayor, beline de bir klla bir sava baltas asm bulunuyordu. Bacaklar, ayn sar madenden yaplm zrhlarla korunuyordu. Ayanda da ak sandallar vard. in ilgin yn bu resmin tpksnn Afrika'nn baka bir yerinde bulunmu olmasyd. Oradaki, eitli yorumlara yol am, bunun bir kadn olmadn, iki yz yl kadar bir sreyle Fenikelilerin Afrika'da kurmu olduklar Ma-iti mparatorluunu yneten alacak derecede yakkl bir gen adam olduunu ileri srenler kmt. Figrn derisi l gibi bembeyazd, ama kpkzl sakal gsne kadar iniyordu. Cinsel organlarnn iyice belirgin olmas hi de irkin kamyor, tam tersine, figre erkeksi bir onur, bir cret kazandryordu. Beyaz bir adam, zrhyla, yuvarlak kalkanyla, yayyla, sava baltasyla, diye fsldadm. Acaba bir Fenikeli kral m bu? Ama Fenikeliler siyah sal, gaga burunlu olmal. Bu adam ise, eskiler arasnda bile, en azndan, az bulunur bi : i olmalym. Belki de ok eski bir kuzey Akdenizli atadan gelmedir. Ka yllk dersin, Sal? Emin deilim, ama 2.000 yllk diyebilirim. Bu duvardaki resimler, tm maaradaki resimlerin en eskileri. Bak, Sal, uraya bak! Ortadaki figrn ardnda, besbelli kraln maiyetini canlandran birok figr daha vard, bunlar pek ayrntlaryla izilmemi olmakla birlikte, yine de kllar ve miferleri hibir yanlgya yer brakmayacak derecede, belirgindi. Bu kez Sally fenerini kraln ayaklar dibinde duran bir sra beyaz cbbeli figre evirdi. Belki yirmi santim boyunda, minicik figrlerdi bunlar. Belki de din adamlar, Ben. Ah, bak, uraya bak! Fenerini duvarlarda dolatrd, bir an yreim azma geldi sandm, gzlerime inanamyordum. Koskocaman bir ta kale duvar resmedilmiti. Kale, blok talardan yaplm, tepesinde de Zimbabwe harabelerindek ana tapmak duvarn ssleyen sslerin tpatp ei resmedilmiti. Duvarn ardndan, bulmay umduumuz o fallos biimindeki kuleler ykseliyordu. Bizim sitemiz bu, Ben. Bizim kayp sitemiz! Ve bizim kayp kralmz, Sally, din adamlaryla, sava- laryla. Aman Tanrm, uraya bak!

Filler! Srtlarna okular binmi sava filleri, tpk Ani- bal'in Romallara kar gnderdii filler gibi. Kartacal, Fenikeli! yle oktu ki, dnn bir kez, otuz metre uzunlukta, ile drt buuk metre aras ykseklikte yuvarlak bir duvar, her santimetre karesi Boiman resimleriyle tkabasa doldurulmu. Figrler ve ekiller birbirinin iine girmi, daha eski resimlerden bazlarnn, zerine yenileri yaplm, silinmilerdi. Kimi de bizim gururlu kral gibi, hi iliilmemi, hi bozulmam, ylece duruyordu. Bizim kayp uygarlmza ilikin resimleri, geleneksel maara duvar resimlerinden seip ayrabilmek bal bana byk bir giriim olacakt. Bu, Sally'nin uzmanlk alanna giriyordu, benim fotoraf makinem ise sadece Bu karmakark sahneyi kda geirebilirdi. Sonra Sally, byk bir sabrla, urap didinerek, zel nem tayan bir figr veya bir grubu onlardan ayrdedecek, yeniden yaratp restore edecek, kendi balmumlu ktlarna geirecekti. Ama imdilik byle bir ie balamak niyetinde bile deildik. Sally ile ben gnn geri kalan blmn sadece arka duvara trmanarak, resimleri byk bir hayranlkla, merakla seyrederek geirdik. O gece kampa dndmzde yorgunluktan parmamz kprdatacak gcmz kalmamt. Peter Larkin, Louren'in bize bir mesajn iletti: Size iyi anslar diliyor, petrol helikopterlerinden bir tanesi, birka gne kadar bulunduunuz blgeye gelecekmi. htiyalarnz varsa, bana liste vermenizi syledi. Havadan size getireceklermi. Bunu izleyen on gn, yaammn en mutlu gnleri oldu. Louren'in vadettii helikopter gelmi, bizim iin pek ok ihtiya maddesi ve lks eyas getirmiti: Bir adr daha, alr kapanr koltuklar, ezlonglar, lambalara gaz, yiyecek, ikimiz iin de giyim eyas, Sally'ye daha kt ve boya, birka ie viski. Ayrca Louren'den bir de not vard. Baladm ii srdrmemi sylyordu. Bana her trl destei salayacakt, karlnda da sadece onu aydnlatmam istiyordu. nk 'merakndan lyormu!' Ona teekkrlerimi gnderdim. Ayrca resimlerden, iinde eski Fenikeliler olmayanlarn kapsayan bir fotoraf filmi ve karbon 14 sistemiyle tarih saptanmas iin maara resimlerinden aldmz boya rneklerini gnderdim. Sonra helikopter bizi yine bu yepyeni ve akl almaz servenimizle babaa brakarak ekti, gitti. Sabah erkenden akam karanl ininceye dek alyor, maarann plann karyor, yksekliini saptyor, duvar resimlerinin fotoraflarn ekip bizim kral figryle olan ilikilerini saptamaya abalyorduk. Sally ile tam bir anlay iinde alyorduk. Arada srada ii brakp zmrt gln kysnda yemeimizi yiyor veya buz gibi, dupduru suda rlplak yzyorduk. Kimi zaman da yle, kayalara uzanp ene alyorduk. Balangta bizim maarada almamz yre hayvanlarnn huzurunu enikonu karmt, ama umduumuz gibi, ksa zamanda buna altlar. Artk kular maarann damndaki delikten ieri dalp glde ykanyor, su iiyorlard. Maymunlar bile, susuztua dayanamam, kayalk geitten ieri dalp bir avu su kaptktan sonra ok gibi frlar gider olmulard. ok gemeden onlar da bize altlar, hatta fazlasyla alp canmz skmaya

bile baladlar. Yemeimizi yiyor, ne bulurlarsa alyorlard. Ama biz onlar balyorduk, nk bizi ok elendiriyorlard ayn zamanda. Orada yle, ok verimli alarak, iyi bir arkadalk kurarak, derin bir huzur iinde pek tatl gnler geiriyorduk. Ancak bir gn, o sonsuz mutluluumun zerinde bulutlar dolar gibi olmutu. Sally ile ikimiz o gzel, beyaz kraln portresinin altnda oturuyorken dedim ki: Ah Sal, artk bunu da reddedemezler ya! O darack grl kafalarndaki o saplantlarndan vazgemek zorunda kalacaklar ite. Yok canm, ben hi de yle dnmyorum, Ben. Bunu kabul etmeyeceklerdir. imdiden o crlak seslerini duyar gibiyim. Unutma, Boimanlarn bakalarndan iittiklerine gre yaptklar resimler, diyorlard, her trl yoruma ak diyorlard ya! Brandberg'de bulunan resimler zerinde oynandn bile ne srecek kadar ileri gitmemiler miydi? Evet, haklsn, asl acnacak yan da bu ya! Gerekten de birinci elden gremeyecekler ki... Onlara u kale duvarlar resimlerini gsterdiimiz zaman bize: 'yi ama duvarlarn kendileri nerede bakalm?' diyeceklerdir. Ve kralmz, u yakkl, sapna kadar erkek sava kralmz da kadnlatracaklar, ona bir baka 'Beyaz Kadn' gzyle bakacaklar. Sava kalkan birdenbire bir buket iee, st gibi beyaz teni tren iin srnm alya, alev alev yanan kzl sakal ise bir atkya veya gerdanla dnecek. Portresini yaynladklar zaman tm bu alardan deiime uratlm olacak, sinsice... Encyclopedia Britannica da yine 'ada bilimsel inanca gre harabeler bir Bantu grubunun, byk bir olaslkla Sona veya Makalanglarn eseridir', diye yazacaktr. Ah keke, keke kuku gtrmez, kesin bir kant bulabileydik! lk kez olarak bu buluumuzu nl bilgin arkadalarma nasl sunacam dnmeye balamtm ki bu, kara zehirli ylanlarla dolu bir kuyuya inmekten hi de fark olmayan bir tehlikeyle karlamak demekti. Ayaa kalktm: Hadi yzelim, Sal, dedim. Biraz yzdk. Yeniden kyya ktmzda konu deitirerek iine dtmz mutsuzluu unutmay denedim. Sally'nin koluna dokundum ve yaral bir gergedann olanca inceliiyle, birden iimi dkverdim: Benimle evlenir misin, Sally? ok armt, on saniye sonra glmeye balad: Ah Ben, seni gln, eski kafal ey! Hangi yzylda yayoruz yahu? Yirminci yzyldayz. Bana el srdnse ille de benimle evlenmen gerekmez ki! Ve azm amama meydan vermeden kalkt, yeniden gle atlad. Gnn geri kalan blmnde iine gcne ylesine dalmt ki, deil benimle konumaya, benden yana bakmaya bile zaman bulamad. Ama mesajn apak almtm kimi tartma konular vardr ki Sally onlar tabu ilan ermiti! Evlilik de onlardan biriydi ite. ok kt bir gnd, ama ben yine de dersimi almtm. Elimdeki mutlulukla yetinmeye abalayacak, fazlasna gz dikmeyecektim. O akam Larkin, Louren'in bir mesajn iletti: Gnderdiiniz rneklerin Carbon 14 aratrmalar sonucu: 1620 yl + 100. Kutlarm. yi grnyor. Ben ne zaman geliyorum? Louren.

Bu haber beni ok sevindirmiti. Bizim eski Boiman ressamnn, izdii sahnelerin grg tan olduunu kabul edersek, M.. 200 ile M.S. 400'le>- arasnda bir zaman silahl bir Fenikeli savann ordularn ve sava fillerini u pek sevgili lkeye getirdii anlalyordu. Maarann gizlerini Louren'e amadm iin sululuk duygusuna kapldmsa da henz ok erkendi. Biraz daha bunu sadece kendime saklamal, biraz daha dnmeli, vnmeliydim. Gzelliini, huzurunu, baka hibir gz kirletmemeli, salt benim olmalyd, bir sre daha. stelik buras Sally'ye duyduum akn da tapnayd artk. Eski Boimanlar gibi buras benim iin de kutsal bir yerdi." Ertesi gn Sally sanki beni mutsuz ettiine piman olmu gibiydi. Bana taklyor, akalayor, hep sevgi gsterilerinde bulunuyordu. leyin tepedeki delikten tam zerimize den n demetinin altnda, glcn kysndaki kayalarn zerinde uzun uzun sevitik. Sally'nin bylesine zerime dmesi, ruhumdaki mutsuzluu tamamyla silip gtrm, beni yeniden dnyann en mutlu erkei yapvermiti. Birbirimize sarlm, yle yatarken, birdenbire maarada birinin varln sezdim. Byk bir tela iinde bir dirseime dayanarak doruldum, maaraya giri tneline bir gz attm. Tnelin lo aznda, altna alar esmer renkte bir insan silueti grdm. Sadece, edep yerlerini rten bir deri paras takmt o kadar. Baka giysisi yoktu. Ama omzuna bir ok klfyla ksa bir yay asmt, boynuna da kara fasulye ve devekuu yumurtas kabuundan yaplma bir gerdanlk takmt. Kck biriydi, ancak on yanda kadar gibi grnyordu, ama surat, erikin bir erkek suratyd. ekik gzleri, kk elmack kemikleri ona Asyal bir grnm vermekle birlikte burnu yamyass, dudaklar ok kaln, izgileri belirgindi. Tepesi kubbeli, kck kafas ise ksack, kvr kvr siyah salarla rtlmt Bir an gzgze baktk, sonra o, kala gz arasnda tnele dalp gzden yitiverdi. Sally yanbamda kprdand: Ne oluyor? Ne var? Boiman, dedim. Burada, maarada, bizi seyrediyormu. Birden dorulup oturup, korkuyla evresine baknd: Hani, nerede? Gitti imdi. abuk giyin. Tehlikeli midir, Ben? Sesi bouktu. Evet. Hem de ok! Bir yandan arabuk giyinirken bir yandan da nasl bir tavr taknmam gerektiini tasarlyor, kafamn iinde syleyeceim szckleri hazrlyordum. Neyse, Timothy Mageba le konutuum iin, biraz zorlukla da olsa, bu adamlarn dillerini hl anmsayabiliyordum. Bunlar Kalahari Boimanlar deil, kuzeyli Boimanlar olmalyd, ama dilleri yine de benzerdi. Sally de giyinmiti: Bize saldrmazlar, deil mi?

imdi yanl bir davranta bulunacak olursak evet, saldrrlar. Burasnn onlar iin ne derece kutsal bir yer olduunu bilmiyoruz ki! Onlar rktmemeliyiz. Zaten iki bin yldr hep ezilmi, ac ekmi, kyma uramlar. Ah Ben! Bizi ldrmezler, deil mi? Bana iyice sokulmu, benden yardm bekliyordu. u tehlikeli durumda bile bana byle gvenmesine ok sevinmitim. Bunlar vahi Boimanlar, Sally. Vahi bir yarat korkutur veya tedirgin edersen sana saldrr. Onlar usulca gzlemenin bir yolunu bulmalym. evreme bakndm, kalkan gibi ardna snabileceim, ucu zehirli kamtan bir okun delemeyecei kadar salam bir ey aradm. O zehir, insan yava yava, ama anlatlmaz aclar iinde kvrandrarak ldrrd, biliyordum. Oradaki deri bir alet antasn setim, yrtp aarak genilettim. Arkamdan gel Sally. ama ok yaknmdan. Tnele daldk, kuvvetli cep fenerimizle her yan aydnlatyor, yarasalar rktp karyorduk. Sally'nin eli, omzumu actacak kadar skyordu. Maarann giriini kapatan o kocaman aa gvdesine vardk. Aala kaya arasndaki darack yara meldik, gn gzlerimi yakyordu. Korudaki her aac teker teker, dikkatle gzden geirdim, her yere bakndm, bir eycikler gremedim. Ama oradalard, biliyordum. Dnyann en usta avclar, kendilerine zg o sonsuz sabr ve dikkatle bizi bekliyorlard. Onlarn av bizdik, bu, kanlmaz bir gerekti. Benimsene- gelmi davran kurallar, burada, Kalahari lnn kycnda geerli deildi nk. On yl kadar nce le zorunlu ini yapan Gney Afrika Havayollarna ait bir Dakota uann mrettebatnn bana gelenleri anmsadm. Onlar korkun ikencelerle ldren Boiman ailesini yakalamlard da, ben, mahkemede evirmenlik yapmak zere Gagerones'e umutum. Mahkemeye parat ipine brnm, yle kmlard. Yzleri ocuk gibi, hibir sululuk belirtisi tamyordu. Sorularma rahat rahat karlk vermilerdi. Evet, ldrdk onlar, demilerdi. Ve kafese kapatlm zgr kular gibi, atldklar o modern cezaevinde, bir yla kalmadan lmlerdi, hepsi. Bu anlarla rperdim. Sally'ye dndm: imdi beni iyi dinle, Sally. Sen burada kalacaksn. Ne olursa olsun. Ben kp onlar bulacam, konuacam, eer, eer bana ok atacak olurlarsa yine de yarm saat kadar daha yaayabilirim, bu da cipe atlayp dnp seni almama yetecek bir zamandr. Sen cipi srersin. Makarikari lne kadar da, gelirken alm izlerden rahata dnebilirsin. Ben, gitme. Aman Tanrm, ne olur, gitme Ben. Yanmdan ayrlma. Bekleyeceklerdir Sally, hava kararncaya dek. imdi, gndz gzyle gidip bulmalym onlar. Sen burada bekle, ne olursa olsun, bekle burada. Sally'nin ellerinden kolumu zorla kurtararak akla ktm, kendimi gsterdim ve onlarn dilinde seslendim:

Bar, kavga etmeye gelmedik biz! Ben dostunuzum. Usulca bir adm attm, bir adm, bir adm daha. Paralanm deri antay da kalkan gibi gsmde tutuyordum. Yine seslendim: Dostunuzum ben. Sizlerdenim. Sizin kabilenizden. Ar ar, sessiz, dman koruda ilerledim* Ama seslenilerime hi karlk alamadm. evrede tek bir kprt yoktu. Tam karmda yerde devrilmi bir aa kt yatyordu. Ona doru yrrken yreim azma gelmiti. Silahszm, diye seslendim yeniden. Ama t yok! Devrik aa ktne henz varmtm ki, gerilmi yayn boaltlrken kard sesi iittim, hemen kendimi yere attm. Ok kulamn dibinden vzldayarak geti, bylesine korkun bir lmden kl pay kurtulmu olmann korkusuyla yere yapm, donup kalm gibiydim. Arkamdan koan ayak sesleri duydum, kendimi savunmak iin srtst dndm. Sally, sylediklerime kulak asmam, yabani incirin gvdesinin arkasndan km, surat kire gibi bembeyaz, bana doru kouyordu. Benim dp yle kprtsz kaldm grnce ldm sanm, panie kaplp hereyi unutmu. Ama ben kprdaynca yapt hatay anlad, anszn kendisi de ne yapacan ard. Geri dn Sally! Hemen geri dn! Birden yle oportalk yerde, tereddt iinde kalakalmt. Ben ise gz ucuyla, kk, sar Bosimann kurumu bir ot yn ardndan dorulduunu grebiliyordum. Yayna yine bir ok takm, yanana dayam, geriyordu. Sally'den ancak elli adm berideydi. Tam Boiman yay gevettii anda Sally'ye doru atldm. Ama ona yetiebilmeme olanak yoktu. Son bir atlmla belime sardm deri parasn Sally'ye doru frlattm, ok, deriye arpt. kisi birden Sally'nin ayaklarnn dibine dt. Onu kucakladm gibi, arl altnda iki bklm, yerde yatan aa ktne doru kotum. Boiman hl ot ynnn ardnda diz kmt. Omzuna uzand, okluktan bir ok daha kard, artk kaamazdk. Ben yine de kostm, yay gerildi, gevedi, ok frlad ve enseme vurdu, Sally ile birlikte l aacn yanbana dt. Galiba vuruldum ben, Sal. Sen u oku kr da kar, sakn ucunu ekmeye kalkma. imdi yzyze uzanmtk, gzlerimiz arasnda ancak birka santim vard. Garip ey, artk bir lydm, hi korkmuyordum. Sally okun ucunu byk bir dikkatle etimden uzak tutmaya abalarken, ben ince haki ceketimi usulca kardm attm. Bir an okun dvme demirden ucunda bulanm o yap yap, amurumsu maddeye tiksintiyle baktm, sonra ceketi de, oku da bir yana frlattm. Amann, kl pay kurtulmuum meer! diye fsldadm. Dinle bak, Sal. Galiba bu adam yalnz. Arkada yok imdilik. stelik gen biri, en azndan bizim kadar korkuyor olmal, tecrbesiz. Onunla yine konumay deneyeceim. Aa gvdesini siper alarak biraz doruldum, yumuak bir sesle bardm: Senin dostunum. Beni ok yamuruna tutuyorsun, ama ben seninle savamayacam. Seninkilerle birlikte yaadm, ben de sendenim. Yoksa dilini nasl konuabilirdim ki?

Bir sre t kmad. Sonunda Boiman crlak bir sesle konutu: Ormandaki eytanlar her dili konuur. Senin aldatmacalarna kulak asacak deilim. Ama ben eytan deilim, seninkilerle, sizden biri olarak yaadm. Hi Gnekuu adnda birini duydun mu sen? Boiman dilindeki adm buydu. Xhai'nin halkyla yaayan, onlarla karde olan birini? Uzun bir sessizlik oldu. Kk Boiman'n kararszlk iinde kvrandn, ardn, ama artk eskisi gibi korkmadn seziyordum. Evet, biliyorum, deyince rahat bir soluk aldm. te Gnekuu benim! Bu kez sessizlik en az on dakika srd. Boiman sylediklerimi dnyor, tartyor olmalyd. Sonunda yine konutu: Bu mevsim Xhai ile ben birlikte avlanyoruz. Karanlk basmadan burada olacak. Onu bekleyelim. Peki, bekleyelim onu, dedim. Ama kprdayacak olursan seni ldrrm. Bu tehdidin boa savrulmadn da ok iyi biliyordum. *** Yal Boiman Xhai, benim ancak omzuma geliyordu. Oysa ben de dev yapl deilimdir, bildiiniz gibi. O da kk elmack kemikleri, ekik gzleriyle, yass burnuyla tipik bir Boiman'd,ancak derisi kurumu, krmt. Tm gvdesi kr krt. Kafasndaki ksack, kvr kvr salar iyice aarm olmasna karlk, dileri insan artacak derecede kusursuz, bembeyaz ve gzleri de prl prl, kapkarayd. Arkadann bizi nasl ldrmeye kalktn ona sylediim zaman buna pek gld. Gen Boiman'n ad Ghal'm ve Xhai'nin kzlarndan biriyle evliymi, bunun iin Xhai ona rahat rahat taklabiliyordu: Gnekuu beyaz bir hortlaktr, abuk vur onu Ghal, abuk! Ghal, ok utanmt, nne bakyor, gzlerini bir trl kaldramyordu. Ben de isteksizce gldm. Kulamn dibinde vzldayan oklarn sesi henz belleimde pek tazeydi. Xhai birden glmesini kesti, merakla sordu: Ttnn var m, Gnekuu? ngilizce: Aman Tanrm, ok yazk. Ttnmz yok, dedim. Sally hatrlatt: Louren cipte bir kutu yaprak sigaras brakmt, ie yarar m? Xhai ile Ghal'e, yaprak sigaralarn ap ttn dkmeyi gsterince pek sevindiler. Oturup mutlu mutlu inemeye koyuldular. Onlara acdm, ylesine ufack bir eyle mutlu

olabiliyorlard ki! O gece bizimle kaldlar, bizim ateimizde, ormanda yakaladklar fareleri kebap yapp, ylece barsaklaryla, dertleriyle yediler. Ortal ylesine pis bir koku sarmt ki, Sally: Aman, kusacam geliyor, dediyse de, neyse ki kendini tuttu, kusmad. Sonra sordu: Sana niin Gnekuu diyorlar? Ben de bu soruyu Xhai'ye aktardm. Srayarak ayaa kalkt, kollarn rparak, ban oynatarak bir gnekuunu taklit etti. Boimanlar ok usta birer doa gzlemcisidirler. Akladm: Ben heyecanlannca byle yapyormuum da ondan. Hep birden gltk. Ertesi sabah birlikte maaraya gittik, drdmz. Orada kk adamlar evlerindeymi gibi ok rahat hareket ediyorlard, fotoraflarn ektim. Sally de onlarn resimlerini yapt. Kck elleriyle ayaklar ve tpk devenin su depo ettii gibi, besin depoladklar geni kabaetleri Sally'nin ok ilgisini ekmiti. Ghal, Xhai'ye bir gn nce bizleri su banda nasl bir durumda yakaladn tlatnca mz ok gldk. Sally neden gldmz sordu, syledim, yz kzard. Bu da ok houma gitti, nk genellikle ikimizden, yz sk sk kzaran o deil, ben oluyordum. Bu arada sz maara duvarlarndaki resimlere getirdim. Xhai vnyordu: Bunlar bizim halkmz izmitir. Buras ta balangtan beri bizim olan bir yerdir. Bu da beyaz perilerin kraldr. Nerede yayormu? Periler ordusuyla ayda yaar. Bu konuda biraz lafladk, bylelikle perilerin ay ile dnya arasnda nasl utuklarn, Boimanlara kar nasl iyi davrandklarn, ama orman eytanlar da bazen beyaz perilerin klna girdikleri iin ok dikkatli olunmas gerektiini rendim. Sordum: Beyaz periler insan da oluyorlar mym? Hayr, olamazlar. Onlar her zaman peridir ve hep ayda ve bu tepelerde yaamlardr. Sen onlar hi grdn m, Xhai? Dedem onlarn kraln grm. Peki Xha, ya bu, bu kuleli yer neresiymi? Bu, Ay Sitesi. Nerede? Ayda m? Hayr, burada. Ne? Yani bu tepelerde mi diyorsun? Nerede Xhai? Bana gstersene. Ben senin kardein deil miyim?'Senin kabilenden deil miyim? Senin srlarn, benim srlarm demek deil mi?

Evet sen benim kardeimsin, ama sana Ay Sitesini gsteremem. Oras bir peri sitesidir. Ancak dolunay kp da beyaz periler yeryzne indii zaman site, tepelerin altndaki dzlkte dikilir. Sabahleyin de silinir gider. Dedem grm onu, bir kez, yllar nce. Ben hi grmedim. Peki Xhai, mrnde hi, byle bir site grdn m? Yksek yksek ta duvarlarla donatlm, yuvarlak ta kuleleri olan, byle bir yer? Yani buralarda, bu tepelerde demiyorum, ama baka herhangi bir yerde, szgelimi, kuzeyde, byk rman orada veya batdaki lde? Hayr, byle bir site hi grmedim ben. Demek ki byk tuz lnn kuzeyinde de, Zambezi rmann gneyinde de byle kayp bir site yoktu, nk eer olsayd yetmi yldr hi durmadan dolaan Xhai mutlaka ona rastlard. O gece atein banda oturmu, yal Boiman'n anlattklarn tartrken Sally'ye dedim ki: Herhalde buradan ta 270 mil douya kadar gitmi yal bir Boiman, Zimbabwe tapnan grp ok etkilenmi ve dnnde de maara duvarna o resmi izmi olacak. yi ama ya beyaz kral, onu nasl aklayacaksn? Dorusunu bilemiyorum Sal.,Belki de elinde bir demet iek tutan gerek bir beyaz kadnd o da. te byle, Zek Testlerinde 100 zerinden 156 puan toplamama, ksacas tam bir dahi olmama karlk kimi zaman kafam almaz oluveriyor ite. Ertesi sabah iki Boiman, Tuz lnde braktklar ailelerine dnerken, kendilerine armaan ettiimiz deerli hazineleri de birlikte gtrdler: Bunlar, bir kk el baltas, Sally'nin antasndaki ayna, iki bak ve yarm kutu yaprak sigarasyd. Arkalarna bile dnp bakmadan, Kalahari lnn sonsuzluuna dalp uzaklarken bizleri gerekten de boynu bkk braktlar. *** Helikopter ertesi hafta bol kumanya ve Louren'den istemi olduum zel donanm getirdi. Sally ile ikimiz lastik botu yukarya, maaraya tadk, gl kysnda srayla fleyerek iirdik. Sonra suya indirdik. Bunun yannda ksa bir olta kam, bir uzun kam, bol balk tutma malzemesi de gelmiti. Bir de Louren'den not vard: Kuzum, ne peindesin sen? Kum bal m yoksa l alabal m tutacaksn? Bota binip suya aldk. Sally krek ekiyor, ben de oltay sarktyordum. Ucuna kiloluk bir kurun arlk balamtm. Olta iniyor, iniyor, bir trl dibi bulamyordu. Burann yz yirmi metre kadar derinlikte olacan tahmin etmitim, yani Sinoia' daki Uyuyan Gl kadar. Ama ok daha derindi, iki yz elli metreyi biraz geiyordu. Hi kimse bu kadar derine dalamayaca- na gre, bu gln dibinde ne var idiyse sonsuza dek yle kalacakt anlalan.

Sally o sonsuz, yemyeil derinliklere bakt, gzlerinin altnda koyu glgeler vard. Birden iddetle rperdi, tepeden trnaa sarsld, gzlerini yemyeil sulardan glkle ekip alrken: Aman, bir tuhaf oldum, sanki biri mezarmn zerinde yrd! dedi. Ben misinay sararken Sally botun dibine srtst uzanm, ta yksekteki tavan seyrediyordu. Birden: Ben, uraya bak! Yukarya. u kaya parasna, bak, drt- ke. Doal olamaz, deil mi? Mutlaka insan elinden km bu! Belki de. Bak bu maarann tepede nereye aldn hi aratrmadk, deil mi Ben? Hadi gidip bakalm, o drtke kaya paras neyin nesiymi. Hadi hemen gidelim. Aman Sally, saat ikiye geldi bile. Oraya gidinceye dein karanlk basar. Olsun, biz de cep fenerlerimizle bakarz. Tepelerde bitki rts ok sk ve dikenliydi. Neyseki yanmda ksa baltam vard da, kendimize yol aabiliyorduk. Deliin aa yukar konumunu aadan, dzlkten saptamtk,ama yine de tam iki saat dolandktan sonra ancak bulabildik onu. Birdenbire ayamn altnda yer alverdi. Sally'le birlikte korkuyla geri ekildik. Deliin kysna varmtk. Tirtir titriyordum. Ucuz kurtulmutuk. Yine de ne olur ne olmaz diye oraya yaklamamaya abalayarak o drtke kayay aradk. Bolua sarkm gibi, delikten ieri bakyordu. Eildim ben de baktm, ta aalarda zmrt gln yzeyi karanlklar iinde parlyordu. Bam dnerek eildim, drtke tan yzeyine dokundum, yokladm. Evet, dzgn bir ta bu, Sal. Ama keski izine rastlayamadm, belki de rzgrlardan byle anmtr. Doruldum kalktm, dehet iinde donakaldm. Sally sanki bir atlama tahtasndaym gibi, tan zerinde yryordu. imdi ayak parmaklar ta uca gelmiti, ar ar kollarn kaldrd, tpk zmrt gl ilk grd zaman yapt gibi yle, kalakald. Sally! diye barmamla birden ban evirdi, hafife salland. Dizlerimin ba zlmt. Yapma Sally, sakn yapma! Biliyordum, o tan azndan ieriye, zmrt gle dalmak niyetinde olduunu gryordum. Tam son anda yetitim, onu tan kysndan, deliin azndan deta zorla ekip aldm. Birden titremeye, alamaya balad. Ona smsk sarldm, nk ben de ok korkmutum. Anlayamadm bir eyler olmutu, gizem dolu, tedirgin edici bir eyler! Sonunda Sally'nin hkrklar diner gibi oldu, yavaa sordum: Ne oldu Sally? Neden yaptn bunu? Bilmiyorum, bam dnd ite. Kafamn ii uuldamaya balad. Bilmiyorum Ben, bilemiyorum.

Sally ancak yirmi dakika sonra kendini toparlayabildi, tepeden inmeye baladk, kampa varmadan hava iyice kararacakt. Ay neredeyse doacak, Sal. Karanlkta aa inmek istemiyorum. Nasl olsa ortalk aydnlanr. Bekleyelim biraz. Az nce geirdiimiz sarsntdan mdr nedir, birbirimize iyice sokulup, uurumun kysna oturduk. Ay, ufkun altnda koskocaman, gmi bir parltdan ibaretken aalarn zerinden iman, sapsar ve yusyuvarlak, ykseldi, ortal solgun, yumuak bir a bouverdi. Sally'ye baktm. Ay aydnlnda yz glm kurunisi renk alm ve son derece hznl bir ifadeye brnmt. Hadi gidelim, Sal. Dur bir dakika, yle gzel ki! Dndm, ben de ay nn gmi rengine boulmu dzle baktm. Afrika byledir ite, pek ok yz, pek ok huyu vardr ve ben hepsini de severim. imdi urada, en byleyici grnmlerinden birini gzlerimizin nne sermekteydi. kimiz de bir sre bylenmi gibi sustuk. Sonra birden Sally doruldu: Ben! Bak, Ben, uraya bak! Sesi heyecandan boulacak gibiydi. Koluma yapm, alacak bir gle beni sarsyordu! teki eliyle de aay altmzdaki dzl gsteriyordu. Bak, Ben. te orada... Baktm, ama bir ey gremedim. Sonra, bir bulmaca zer gibi, yava yava gzlerimin nnde belirdi. Oradayd evet, ta balangtan beri de orada olmalyd da biz grememitik. Grebiliyor musun? Syle bana, gryorum de, Ben. Ay Sitesi ite. Boimanlarn periler sitesi. Bizim kayp sitemiz, Ben. Mutlaka o olmal. Belli belirsizdi, pusluydu, gzlerimi sk sk kapatp bir daha atm, hl oradayd. Sessiz koruyu kuatan ifte duvar, gm dzlkte geni simetrik izgiler, karanlk, glgeli izgiler. Fallos kulelerinin bulunduu yeri belirleyen koyu renk daireler de oradayd ite. Duvarlarn tesinde ise, eski, imdi yok olmu gln kylarna yaylm yarm ay biimindeki aa sitenin balpetei hcreleri. Ay, diye fsldadm. Dar a. Temellerin ana izgilerini belirliyor. ylesine yerle bir olmular ki! Bir ay boyunca zerlerinde gezinmiiz, yaamz da farkna bile varmamz. Dolunayn harabelerin biraz ykselebildii yerlerin glgesini vurmas iin tam gereken k. Fotoraf? Evet. O kadar yksekten, k, dolunay etkisini yaratacak kadar yetersiz ve yumuak olduu iin bu izgiler fotorafta belirmi. Herhalde pek alaktan gremezdik. Helikopter de ok ykselemediine gre!

Evet Sally, haklsn. Hem le vaktiydi. Geni a, gne, glgeler tamamen silinmi olduu iin Louren helikopterden bir ey gremedi. O kadar basit bir aklamayd ki bu, imdiye dek nasl aklma gelmemiti, anlalr ey deil. Deha filan da bo laf canm. O zek testlerini pe atmal. Ama duvarlar yok Ben. Kuleler de yok, hibir ey yok. Sadece temelleri kalm. Peki ama, ya siteye ne oldu? Sitemize ne oldu? reniriz Sal, meraklanma. imdi yine silinip gitmeden hele bir iaretleyelim de. Srt antamdan cep fenerimi karp uzattm. Aramzda arabuk basit bir ifre yaptk. Bir kez yakma, bana doru gel, iki kez, benden uzakla, kez, sola kay, drt kez, saa kay, daire izmek, tam zerindesin demek olacakt. Ben aaya dzle inecektim. Sally de bana tepeden kla iaret verip yol gsterecekti. nce byk kuleyi belirleyecektim, sonra d duvarlar izecektim. Ama elimizi abuk tutmalydk, nk bu n ne kadar sreceini kestiremezdik. Aaya, dzle indim, bir saat kadar Sally'nin tepeden cep ambasyla verdii iaretlere uyarak oraya buraya koturdum. Bir saat sonra site silindi ve ay ykseldike yava yava kayboldu. Gidip Sally'yi yukardan indirdim. Belime kadar soyunmu, gmleimi karp yrtm, allara, ot kmelerine iaret olarak balamtm. Kampa dnnce kocaman bir ate yaktk, bu olay kutlamak zere bir viski atk. ylesine sevinmitik ki ve tartlacak, zerinde konuulacak yie ok konumuz vard ki, ge vakitlere kadar uyuyamadk. Ik fenomenini yeniden btn ayrntlaryla ele aldk, inceledik. lk gn, gne nlarnn tatlsu midye kabuklar zerinde yansmasn konuurken bu sonuca ne denli yaklatmz aklmza geldi. imdi kabuklar da yeni bir anlam kazanyorlard. Hemen orackta bir and itim: Bir daha hayati bir bilimsel nem tayan bir kant asla frlatp atmayacam. Sonra yal Boimann yksne dndk. Sally dedi ki: Bu da, her efsanenin, her halkbilim sylencesinin bir geree dayandn kantlyor ite. Biz de gerekleri grmezlikten gelmeyelim. Kan kardeim Xhai, buraya Ay Sitesi demiti, deil mi? Aman Tanrm, dnebiliyor musun, Sal. Bir Fnike sitesini kazp gn na kartacaz, tamamen bizim olacak! Ama ayaklarmzn suya ermesi geceyarsn buldu. Sally birden sormutu: Ne yapacaz Ben? Louren Sturvesant'a syleyecek miyiz? Acaba nce temelde bir kk kaz yapsak m, Sal? Kendimizi aldatmadmza emin olmak iin

yi ama Ben, ilk ve en nemli kural ne de abuk unuttun? Rastgele kazya balamak olur mu hi? Pek deerli bir eye zarar verilebilir. Dzenli, rgtl bir biimde balamalyz. Biliyorum Sal, ama elimde deil ite. Minicik bir delikten ne kar sanki? Pekl, dediin gibi olsun, ama sadece minicik bir delik. *** Ben de, ilk i, d duvarda kazya balamay uygun grdm. Burada herhangi bir eye zarar verme olaslmz ok daha azd. Kazacamz yerin ana izgilerini belirledikten sonra, gmleimi karp ie baladm. Kazacamz yer adrlarmzdan ancak otuz metre tedeydi, hemen hemen eski duvarn tam stne kurmuuz kampmz. Kazmam sallamaya baladm. Artk plak gvdemi Sally'ye gstermekten utanmyordum, ondan ekinecek bir eyim kalmamt. Kazma krekle rahata alyordum. Zemin kumlu, yumuakt. kardm topra bir muambann zerine alyordum. Sally de zenle elekten geiriyor, bir yandan da durmadan konuuyordu. leyin bir metre derinlikte, alt metre boyunda bir hendek kazmtm bile. Kumlu toprak, elli santim kadar inince yerini yamurlarn nemini hl koruyan koyu krmzmtrak bir amura brakmt. Biraz dinlenip yemeimizi yedik. Sally bana uzun uzun bakt, sonra dedi ki: Biliyor musun, insan bir kez alnca senin u gvden hi de irkin gelmiyor. Salarmn dibine kadar kzardm, gzlerimin yaardn hissettim. Bir saat kadar daha altm, birden kazmamn ucuna kara bir ey bulat. Hendee meldim, baktm. Kmr klyd bu. Demek ki burada eskiden bir ocak vard. Ama yine de kesin bir ey sylenemezdi. Tarih saptanmas iin buradan biraz rnek aldk. imdi daha dikkatli alyor, kl tabakasn bozmadan ortaya karmaya urayordum. Bu katman tm hendek boyunca yaylmt. Bir yandan da durmadan not alyordum. Sally dedi ki: Buras bir ocak olamaz, fazla geni. Byle rastgele, kazma krekle daha derine inmemiz doru olmayacak. Ben. Bir eyler krabiliriz. Pekl hendein yarsnda, kl katmanna dokunmayacaz, ama teki yarsna yani kaya yatana bir bakalm. Bu ynden almaya baladk. Kl katmannn hemen altnda sert kilden bir zemin vard. Buras doal deil, insan elinden km bir temel olabilirdi. Bu arada Sally, Ay Sitesi kalntlarnda ilk kez bir ey bulmu oldu. Defteri hl nmde: Hendek 1. Derinlik, 1 metre yirmi be santim. Bulunan eya: Bir cam boncuk. Oval. Mavi. evresi 2,5 mm. Delik. sdan hafife bozulmu. Not: Birinci dzeyde kl katmannda bulundu.

Bu ksa bildiri, sevincimizin sonsuzluunu dile getiremiyor ki! Birbirimize nasl sarldmz, nasl kahkahalar attmz! Bulduumuz ey, tipik bir mavi Fenike boncuuydu, alverite para yerine kullanlrd. Bunu alp o heriflerin gzlerine sokacam, diyordum. Kk kazmay elime aldm, bir eyrek saat sonra, bir kemik paras bulduk. Sally sordu: nsan kemii mi? Herhalde... Bir kadnn uyluk kemiinin ba. Gerisi yanm. Acaba yamyamlk m? Yoksa lleri yakyorlar mym? Hayalin amma da geni! Bence bu dzeyde Ay Sitesi yamaya uram, halk ldrlm, duvarlar yklm, yerle bir edilmi olmal. Vay canna, bir tek boncuk ve bir kemik parasyla bu sonuca varrsan, gerisini dnmeli artk. *** O akam Peter bizi telsizle aradnda: Teekkrler Peter, ok iyiyiz, herey yolunda. Hayr hibir eye ihtiyacmz yok. Ltfen Bay Sturvesant'a syle, burada kendisine bildirilecek herhangi bir ey olmad, diyerek telsizi kapattm. Utancmdan Sally'nin yzne bakamyordum. Ama iki gn sonra akam st artk durum gizlenemeyecek hale gelmiti, nk hendekte iki buuk metreye kadar indiim zaman, tatan rlm duvar kalntlaryla karlatm. Hem de ok ustalkla, dQzenli yontulmu talard bunlar. Birbirine yle sk yaptrlmt ki, aralarna bir bak srt giremezdi. Talar, Zimbabwe'deki talardan daha bykt, besbelli byk bir binann temeline konulmutu. Krmz kumtandan kesilmilerdi ve iilik, gl ve zengin bir uygarln yetitirdii duvarclarn elinden ktklarn belli ediyordu. O gece yine Larkin ile konutum. Bay Sturvesant'a mesajm ne zaman iletebilirsin, Peter? Bugn New York'tan dnmesi gerekiyordu. Akam telefonla ararm. Ltfen hemen gelmesini syle. Yani hereyi olduu gibi yzst brakp sana m kosun? Gldrme yahu! *** Helikopter ertesi gn leden sonra e doru geldi, gmleimi giyerek onu karlamaya kotum. riyar ve sarn Louren, kabinden karken soruyordu. Ne gstereceksin bana, Ben? Houna gidecek bir ey.

Be saat sonra atein banda oturuyorduk. Louren bardandaki ikisini yudumlarken bana glmsedi: Haklymsn arkada, gsterdiklerin ok houma gitti dorusu. Bu, geldiinden beri belirtmi olduu ilk dncesiydi. Gn boyu Sally ile benim peimde dolam, gsterdiklerimize dikkatle bakm, anlattklarmz dinlemi, ancak arasra ve ca- nalc sorular sormakla yetinmiti. Sally konuurken ona iyice yaklam, kzn apak yzne bakm, hatta bir kez SaNy de onun kolunu tutmu, birbirlerine glmsemilerdi. Onlarn sonunda byle dost olmalar beni mutlu etmiti, nk dnyada bunlardan baka sevdiim kimsem yoktu. Sonra Louren benimle birlikte hendein dibine diz km, ilenmi temel talarn elleriyle okam, kavrulmu kemik ucunu ve erimi boncuu eline alp incelemi, sanki gizemini zmeye almt. Gn- batmndan biraz nce, Louren'in sraryla, yeniden maaraya girip arka duvara yneldik, bir gaz lambas yakp beyaz kral seyretmeye baladk. Sonra mz yere oturup onu en ince ayrntsna varncaya dek inceledik. Kraln ba profilden izilmiti, Sally uzun, dmdz burunu ve yksek alnn gstererek: Byle bir surat Afrika'da bulunmaz. Bir kez de una bakn. Bu, bir Bantu figr. Ne kadar farkl, deil mi? Byle derken duvarn az tesindeki bir baka izimi gsteriyordu. Ama Louren gzlerini kraldan bir trl ayramyordu. Sanki gizemlerini zorla kopartp almak istiyor, ama kral da hi oral olmuyor gibiydi. Sonunda Louren dayanamad, kalkt. Tam dnp uzaklaacakken gz, kraln altndaki, beyaz cbbeli din adamlarna takld. Sordu: Nedir bunlar? Ben onlara din adamlar diyorum, ama Sally bunlarn Arap tacirler olabileceini sylyor, ya da... Szm kesti: Tam ortadaki figr, o ne yapyor? Kraln nnde eiliyor. Eildii halde boyu tekilerden daha uzun. Nasl olur? Boiman sanatnda boy, irilik nem derecesini belirten bir edir. Bakn kral da onlara oranla ne kadar iri... Ortadaki din adamnn byk olmas, onun barahip olduuna veya eer Sally' nin dedii doruysa, Arap tacirlerinin ba olduuna iarettir. Louren yine de bu aklamayla yetinmemi gibiydi: Eili- yorsa da, gvdesinin ancak te biriyle eiliyor ve yalnz o eiliyor. tekiler dimdik. Sanki, sanki ey gibi... Louren ban sallad, sustu. Sonra birden rperdi, baktm, kollarnn tyleri diken diken olmu. Buras iyice soumu yahu! dedi. Hadi kampa dnelim. te kampta, atein banda ikilerimizi yudumlarken, ayrntlar da grmeye balamtk. Louren diyordu ki:

Botswana Hkmetiyle pazarla giriirim. Onlar biraz da zorlarm. Resmi bir anlama imzalamak zorundayz, belki de bulacaklarmz yar yarya paylamak zorunda*kalabiliriz. Ama burada kaz yapma hakkn da yalnzca bize tanrlar, baka kimseye deil. imdi, Benjamin, ben seni iyi tanrm, herhalde gereksinme duyacan eylerin, istediin adamlarn, donanmn filan listesini hazrlamsndr, deil mi? Glerek st cebimin dmesini zdm. inden aldn e katlanm ktlar ona uzattm. Beni kutlad: Ama siz daha rahat koullar altnda almalsnz. Ben. En azndan bir Dakota uann inebilecei bir yer hazrlamalyz burada. Scaklar neredeyse basacak. adrda yaayamazsnz. Havalandrma aygtlaryla soutulacak doru drst birka yapya gereksinmeniz olacaktr. Ayrca, aydnlanma iin bir jeneratr ve yukardan, glden su ekmek iin bir de su motr gerekli. O akam gerekten ok mutluydum. Sally durmadan bardama iki koyuyor, ben de durmadan kafay ekiyordum. Zaten ok viski ierdim her zaman. Bu, benim iin baz eyleri unutmann, bazlarn da daha kolay kabullenmenin bir yoluydu. Sonra, alt yl kadar nce, bir yldr tek bir kitap yazmadmn, kafamn iyice bulandnn, sabahlar ellerimin titrediinin farkna vardm. kiyi azalttm. imdi ancak mutlu veya dertli olduum zamanlar ok iiyordum. te o gece de ok mutlu olduum iin itim, itim, iyice sarho oldum. Louren geldiinden beri Sally ile ayr adrlarda yatyorduk. adrma g bela gidip soyunmadan yatama uzandm. Kendimden gemiim. Louren ieri girip teki yataa yatarken yar uyandm sanyorum, bir gzm atm. Darda, ayn solan n setim, yoksa doan gnein ilk aydnl myd bu, bilemiyorum. O zaman iin bana hi de nemli gelmemiti zaten. * Tasar iin en nemli olan, alma arkadalarmn iyi seilmesiydi. Bu konuda da ansm yaver gitti. Cape Town niversitesinden nl Peter Wilcox ile kendisi gibi arkeolog olan ei Heather'i birlikte almaya raz ettim. Peter yeni mezun olmu rencilerinden yirmi bir yanda bir delikanly, Rai Davidson'u ve yine yeni mezun nianls Leslie Johns'u salk verdi, onlar da aldk. Peter Larkin ise gneyden, Botswana'dan krk alt Afrikal ii buldu, bu adamlar Kanl Tepeleri ve zerindeki laneti hi iitmediklerinden, rahata alabileceklerdi. Timothy Mageba'y kandramadm. Bana diyordu ki: Efendi, buradaki iimi brakamam. Benden baka kimse yapamaz nk. Bu szlerini sonradan hatrlayacaktm. Gittiin yerde yetenekli alma arkadalarn var, hepsi uzman, bana gereksinmen olmayacak. Ne olur, gel Timothy. ancak alt ay kadar srecek zaten. Buradaki iin bekleyebilir. stelik ancak senin aklayabilecein eyler var orada. Kayalarn zerinde metrekarelerce resim izilmi, ou birer simge. Onlar ancak sen zebilirsin...

Doktor Kazin, bana o resimlerin fotoraflarn gnderirsiniz, yorumlarm. Umarm u srada Enstitden ayrlmam iin srar etmezsiniz. Yardmclarm balarnda ben olmazsam alamazlar ki! Bir sre baktk, kmaza girmitim. Ona gelmesi iin emir verebilirdim, ama isteksiz bir yardmc kadar ie yaramaz bir ey dnlemez. Bir an ona, o eski lanet yznden mi Kanl Tepelere gelmek istemediini soracak gibi oldum, sonra caydm. yle ya, bylesine akll ve iyi yetimi bir bilim adamnn bo inanlarla ne gibi ilikisi olabilirdi ki? aresiz, boyun edim. Ertesi gn drt yeni yardmcmla birlikte uakla kaz yerine gittik. Oradan ayrlal hafta olmutu ve ben yokken epeyce yenilikler yapld anlalyordu. Uan ini pisti hazrlanmt bile, yaknnda birok prefabrike bina dikilmiti. Ortada uzun bir bungalovun evresinde, konut olarak kullanlacak evler toplanmt. Bir maden iskeletinden kurulmu kule, galvaniz su tanknn iinde 2 bin galon su topluyordu. Qnun ardnda da Afrikal iilerin yaayaca evler bulunuyordu. Sally bizi karlad. Louren'i de orada bulacam umuyordum, ama o, birka gn kaldktan sonra, ekip gitmimi. Sally bize kamp gezdirdi. Ortadaki byk bungalovun ii, kk bir yemek odas, bir alma odas ve bir ambara blnmt. Souk hava donanml drt bungalov pek az eyayla denmiti. Sally bunlardan birini Wilcoxlara vermi, birini kendisiyle Leslie iin ayrmt.'Birinde Rai ile ben, drdncsnde ise, Louren veya baka ziyaretiler, pilotlar filan kalacakt. Bu yatma dzeninden hi holanmadm belirttim. Sally hain hain gld: Zavall Ben, dedi, Uygarlk yakalad seni. Ha, aklma gelmiken soraym, mayomu getirmisindir umarm? Artk yukardaki gle rlplak dalamayz. Louren'e hakszlk ettim, tm bu yaptklarndan tr ona kzdm. yle ya, Kanl Tepeler artk doann kucanda, ssz, gizem dolu bir yer olmaktan uzak. Ar kovan gibi kaynayan, uaklarn indii, su motorunun alt bir ky olup kmt ite. arabuk yerletik. Sally, tek bir gen Afrikal yardmcyla maarada alyor, teki drt uzman da, her biri onar iiyle, kendilerine ayrlm blgede kazlara balyordu. Peter ile Heather bir kurnazlk yaptlar, aa sitenin duvarlar iinde almay yelediler. Burada daha bol incik boncuk, anak mlek, eski silah ve teberi bulacaklarn umuyorlard. Rai ile Leslie ise, altn ve define dlerine kaplarak, sarayn iinde alacaklarna ok sevindiler. Oysa ki burada ilgin bir eyler bulma olasl ok daha azd, nk bu sitenin eski sahipleri saray herhalde sk sk spryor, tertemiz tutuyor olmalydlar. te tecrbe ile tecrbesizlik arasndaki fark... Ben ise belirli bir grev yklenmemitim, serbesttim. Dilediim ekibi denetliyor, dilediim kimseye yardm ediyordum. Ksa zamanda tkr tkr almaya koyulduk. Ama i, g ilerleyen, etin ve ok yorucu bir iti. lk vardmz nemli sonu: Dzey l'in kl katmannn tm yaama blgesine hatta aa siteye bile yaylm olduuydu. Ancak kalnl deiiyordu. Karbonla tarih saptamas sonucu M.S. 450 dolaylarnda karar kldk. Boimanlarn maaraya bu tarihten hemen sonra, eski Akdenizlilerin siteden ayrln izleyen gnlerde yerletiine karar verdik. lk yerlemelere henz Fenikeliler diyemiyorduk, nk bunu kantlayamamtk, sadce Akdenizliler demekle yetiniyorduk. Kl katmannda insan kalntlar pek boldu. Bu gmlmemi kemiklerin okluu benim Ay

Sitesinin bir saldr sonucu yokedildii varsaymm destekliyordu. Duvarlar ile kuleler de alacak bir iddetle yerle bir edilmiti. Rai, dmann kinden gz dnm bir halde, nne kan hereyi yerie bir etmi olabilecei varsaymn ne srd. Bunu hepimiz kabullendik. Sally hepimiz adna bir soru ortaya att: yi ama, o binlerce tonluk ta duvarlar ne oldu peki? Herhalde yktlar, talar da dzle satlar. Bu arada Peter Wilcox eski bir sitenin, halk tarafndan ta ta, batdan tanp Zimbabwe'de yeniden kurulmu olduunu hatrlatt. Sally buna da kar kt: Ama buras krmz kumta. Zimbabwe ise granittendir ve burann 275 mil dousundadr. Evet, yap teknik ve becerilerinin * bir yerden bir yere aktarlabileceini kabul edebilirim, ama yap malzemesinin tanabileceini asla kabul edemem. Alt hafta sonra Louren bizi ziyarete geldiinde iki gn almalara ara verip, bir seminer dzenleyerek vardmz sonular Louren'e zetledik. 127 daktilo sayfasn dolduracak kadar ok eya bulunmutu. Hepsinin de belirli bir yerde km olmas, burann bir pazar yeri olduu varsaymn destekliyordu. Hepsi de bronz eyayd. ilii kabayd, ama Bantu yaps deildi yine de. Daha ok Fenike sanatn andryordu. Bundan sonra ounluu krmz ve mavi boncuklara geldi. Onlarda da Fenike etkisi ar basyordu. Peter byle aklamalarda bulunurken gzm Sally'ye iliti. Birdenbire deimi, u son alt haftadr iine ekilmi, ask suratla alan kadn gitmi, yerine prl prl, gleryzi biri gelmiti. Salar da, teni de parlyordu, stelik dudaklarn, gzlerini de boyamt. Gzellii yreimi burktu. Kendimi zorlayarak Peter'in anlattklarna dndm. Bronz eya ile incik boncuktan baka, bulunmu olan anak mlekler, bakr eya hepsi Fenikelilerin burada bir site kurmu olabilecekleri varsaymn glendirecek nitelikte olmakla birlikte, kesin kant saylamayacaklard. Bu arada demir eya arasnda silahlarn bolluu burada yaayanlarn pek sava bir topluluk olduunu ortaya koyuyordu. Demir eya blmnden benim fotoraflara getik, bunlar kazlarn her aamasn, aa siteden, tapnaktan, akropolden ve maaradan grntleri gzler nne seriyordu. En sonunda da fallos yani erkeklik organ biimindeki kulelere geldik. Bunlar taneydi, henz tamamlanmamt, ama bir buuk metre kadar ykseklikte, evreleri de yetmi be santim kadard. Bir tanesi hemen hemen hi zarar grmemi, teki ikisi ise tannmayacak hale getirilmiti. Her stunun tepesinde Zimbabwe'de bulunan kularn ei kazlmt. Ama Zimbabwe kular bunlardan kopyayd. Ayrca stun balndaki gne simgeleri, burallarn gne tanrs olarak Baal'e taptklarn gsteriyordu. Sally dedi ki: Biz bunlara 'Gnekuu' adn verdik. Ben, Ofir kuu adnn biraz fazla iddial olduu kansnda da. En son, ona altn gsterdim. Burada bulunan altn eyann toplam arl epey tutuyordu. On be tane ubuk, krk sekiz para ss eyas, tarak filan vard. Bir de on buuk santim byklnde, bir kadn heykelcii. Bu, ay ve toprak tanras Astarte olacakt. Sonra bir avu altn boncuk, dzinelerle gne kursu, dme, toka gibi eyler bulunuyordu. Bir de som altndan, ar bir kupa. Ezilmi, yasstlmt, ama taban zarar

grmemiti. zerinde, Msrllarn sonsuz yaam iareti kazlyd. Belki de Firavundan Ofir kralna bir armaand bu kupa. Ertesi gn Sally, maarada yapt izim ve resimleri sergiledi. ok beenildi. Hatta Louren beyaz kraln bir kopyasn zel koleksiyonu iin Sally'den istedi. Sonra Sally bir izim gsterdi: Bunlarn ne olduuna henz karar veremedim, dedi. Benzeri tam on yedi simge buldum. Ne olabilir dersiniz? Herkes bir neri ortaya att ise de, hibiri tutmuyordu. Sonunda Louren mrldand: Bunlar iki direkli, direkli gemiler. Haklsn yahu! diye barmm. Gemi bunlar. Demek ki glde, byle gemiler geziyormu! le yemeinden sonra da kazlar dolamaya kld. Louren burada da ok dikkatli oldu unu kantlad. Szgelimi, bizim belki de cezaevi olabileceini sandmz hcrelere fil ahr, dedi kt. Haklyd da. Akam yemeinden sonra bir saat karanlk odada altm, film banyo ettim. Louren ertesi sabah erkenden gidecekti, gitmeden nce bunlar da ona gstermek istiyordum. Ne var ki Louren'i kampta bulamadm. Sonunda Rai dedi ki: Galiba maaraya km olacak, nk benden el feneri istedi. Bu szleri zerine Leslie ona kalarn atarak, anlaml anlaml bakt. Bense bu baktan bir ey anlamamtm. Kendi el fenerimi alp yukarya ktm. Maarann ii karanlkt. Louren, orada msn? diye birka kez seslendim. Karlk alamaynca geide daldm. Tam tnelin azna geldiimde, gzlerimin iine bir fener yakld. Louren? Sen misin? Fenerin ardndaki karanlktan, biraz kzgn, sesi geldi: Ne istiyorsun, Ben? Seninle gelecek alma plann grmek istiyorum. Yarn konuuruz. Hayr, imdi konualm. u feneri gzmden eksene. Louren bard: Sar msn be? Yarna dedim. Hadi dn arkan, k dar. Durma, yarn sabah grrz. Bir eyler oluyordu, ama ne? Bir an durakladm, sonra dndm, ar ar yrdm, ktm. Ertesi sabah Louren'in keyfi yerindeydi. Bir akam ncesi iin benden zr bile diledi. Yalnz kalmak istemitim de Ben. zgnm sana yle davrandm iin. Ama bilirsin bazen byle tutaram tutar ite. stelemedim. Ben de sk sk yle olurdum nk. On dakika iinde bir karar aldk. Sitenin Fenikeliler tarafndan kurulmu olduu hemen hemen kesindi, ama kantlanmamt. Bu yzden imdilik herhangi bir resmi aklama yaplmayacakt. Ancak ben kazlar ve aratrmay dilediim gibi srdrmekte tamamen zgrdm. afak skerken Louren utu, gitti. Ertesi sabah kahvaltda Londra'da bulunmas gerekiyormu.

Louren'in ayrln izleyen haftalar, almalarmz hi de verimli olmad. Geri pek ok yeni eya bulduk, ama hibiri de burann Fenikeliler tarafndan kurulduunu kesinlikle kantlayacak nitelikte olmuyordu. te yandan, Sally de hep benden kayor, uzak duruyor, iine kapanyordu. Ne yaptm, ne ettimse onu yalnz ele geiremedim. Bir gn maarada kstrdmda sordum: Nen var, Sally? Ne oldu sana? Neden byle kayorsun benden? Suratn neden ask? Aldrma, Ben. Geer. yle bir iim sklyor ite. Yapabileceim bir ey varsa, ekinme, syle! Dme zerime, Ben. Geer dedim ya. ** * Ertesi hafta Johannesburg'a dndm. Enstitnn yllk toplants vard, ayrca bir iki de konferans verecektim. Uakta giderken birden aklma bir ey geldi. yle ya, sitenin yaknlarnda mutlaka bir taoca olmalyd. Dnte ilk i bunu aratrmalydm. O gezim ok olumlu geti, her yerden son derece iyi sonuiar, neriler aldm. Maam arttrld. Gezimin son gn Enstitde altm, Kalahari Salonundaki Boiman Sanat sergisi tamamlanmt. Halkn ziyaretine almt. ok da iyi dzenlenmiti. Bu arada, dostum Xhai'ye benzettiim biri, bir maarann duvarlarna resim yapyordu. Byle canlandrlmt. Herhalde bizim maaradaki sanat da tpk byle alm olacakt. Birden garip bir izlenime kapldm, sanki tam iki bin yl gerilere gittim. Bu izlenimimden Timothy'ye sz ettiimde hi a rmad. Evet Machane, size sylemitim ya. Siz de ben de, mimliyiz. Ruhlar bizi iaretlemi, ileriyi grebiliyoruz. Ne var ki siz bu yeteneinizi gelitirmemisiniz, o kadar. Ben sz deitirmek istedim, ama oral olmad, kapy kapatt. orabn, pabucunu kartp bana sa ayan gsterdi. Tpk devekuu aya gibi, baparma, teki parmaklarndan ok ayryd. Zambezi Vadisindeki Batongalar arasnda buna ok rastlanr. Ona, bunu syleyince karlk verdi: Evet, annem Batonga'yd. te bu iaret sayesinde ben de birtakm gizemleri renmek hakkn kazanm bulunmaktaym. Sonra arabuk orabn, pabucunu giydi. Bu konuda uzun sre tartmak isterdim, ama baktm houna gitmeyecek, sz deitirdim. *** O gece saat te Timothy beni uyandrd. ok heyecanlyd, nemli bir ey syleyecekmi. Dn bana uzun uzadya Ay Sitesinden, zemediiniz gizemlerinden sz ettiniz, Doktor. Mezarl bulamadnz filan anlattnz. Bu syledikleriniz zerinde ok

dndm. Halkmn tm efsanelerini teker teker aklmdan geirdim. Bir ey vard, bir trl yakalayamyordum. Sonunda dedemi grdm. Geldi, omzumu okad, bana dedi ki: 'Sen de o kutsal kiiyle Kanl Tepelere git, orada sana gizemleri aklayacam...' Birden tylerim rperdi. yle ya, Timothy, Kanl Tepeler demiti. Oysaki bu ad bilmiyor olmalyd. Sonunda dedi ki: Yarn ben de sizinle geliyorum. Belki de gerekten yararm dokunur. Aradnz bir eyi bulabilirim, belki de bulamam. Yalnz bir terslik vard, Timothy'nin pasaport sresi sona ermiti, ama bir snr gememiz gerekiyordu. Yeni pasaport kartmas en azndan iki, hafta srer, bu sre iinde de belki anm- sayabildiklerini unutur, giderdi. Yine de Sturvesant adna snarak onu pasaportsuz Botswana'ya geirebilirdim, nk, Louren'in ua zaten sk sk gidip geliyor, bu yzden de snr ve gmrk formaliteleri onlara pek uygulanmyordu. Yine de pek rahat saylmazdm. Acaba pasaportsuz ka ve girie yardmc olmann cezas nedir? diye iimden geirmeden edememitim. Ertesi sabah Timothy havaalanna geldiinde baktm, kolu askya alnmt. Bir gece ncesi kazayla krd bir pencere cam kesmimi, biraz ayormu, ama yolculuuna engel bir durum yokmu. Havaalannda polisten kazasz belsz getik. Uaa doru yrrken baktm, karaderili yer grevlisi nedense bana doru hzl hzl yryorlar. Ne olduunu anlayamadan arkamdan Timothy'nin seslendiini duydum: Doktor! Dnp baktm, elinde ksa namlulu in yaps bir makineli tabanca tutuyordu. Usulca: ok zgnm Doktor, ama bunu yapmak zorundaym. Ltfen inann, eer bana yardmc olmazsanz sizi gzm krpmadan, urackta ldrrm. Bu arada yer grevlisi de kollarma yapmlard. Hangarn d kapsndan be kii daha kt. kisini hemen tandm. Enstitden gen Bantu asistanlard bunlar. Biri de kzd. Hepsinin de ellerinde o kt burunlu, makineli tabancalardan vard ve ok fena yaralanm bir yabancy tayorlard Adamn ayaklar bolukta sallanyordu, gsndeki ve boynundaki sarglar kana bulanmt. Ben yle sersemlemi gibi dururken onlar yaraly uaa tayorlard. Birden silkindim, kollarmdan kskvrak yakalam zencilerin elinden kurtuldum. Pilota seslendim: Roger! Telsizi a! Yardm iste! Ne yazk ki motorun grlts sesimi bodu, adamlar yaraly yere brakp zerime geldiler. En ndekinin kasklarna bir tekme savurdum. tekinin de suratna dizimle vurdum. Timothy baryordu: Ate etmeyin, grlt istemez! Beni byle aldatt iin fkeden lgna dnm bir durumda bu kez yardmcmn zerine saldrdm. Kyasya bir dvtr balad. Tabancann kabzasn kafama yemitim, oluk oluk kan akyor, grmemi engelliyordu. Sonunda bunca adama tek bama kar koyamadm, yere yldm, tekme yamuruna tutulmutum. Timothy'nin sesi duyuldu: Yeter artk, brakn. Hemen uaa bindirin onu. Rehine almamz gerek, hemen bindirin. Beni srkleyerek uaa bindirdiler, kap kapand. Baktm, telsizci ve adamlar da kskvrak balanm, azlarnda tka, benim gibi yere uzatlmlar. Roger van Deventer ua kullanyordu. Birisi arkasnda dikilmi, tabancay ensesine dayamt. Timothy de pilota direktif veriyordu: nce Botsvvana'ya doru uarsn, snr geince sana yeni rotan veririm.

Bu arada baktm, ete, sivil giysilerini kartyor, niforma giyiyor. Omuzlarndaki kzl yldz grnce son kukularm da dald gitti. Timothy de beni gzlyormu. Evet, Doktor. zgrlk askerleriyiz biz. Sizin her zaman insanlktan yana olduunuza inanmmdr. Bizi anlayacanz umuyorum. Yok canm eli silahl gangsterlerin nesini anlayacam? O anda radyo, czrdad, haberleri vermeye balad. rendiimize gre bu adamlar o gece kent dndaki bir iftlii basmlar, polisle silahl atmaya girimiler. eteden sekiz kii lm, drd yaral olarak ele geirilmi, kaanlarn da ounun yaral olduu sanlyormu. Polisten de kii lm, ikisi ar yaralanm... etedekiler bu haberi duyunca bir alktr kopardlar. Bense Timothy'ye ters ters baktm. Bana dedi ki: Doktor, lm irkindir, ama klelik beterdir. Sesimi karmadm. *** Bu arada karmza Hava Kuvvetlerine bal bir Miraj jet ua km, bize kimlik soruyordu. Timothy'nin ngilizcesi onu hemen ele verebilirdi. Bu yzden telsizle konumas olanakszd. Yerde yatan zavall, beyaz telsizciyi aldlar, koltua oturtup grtlan atlar, keskin bir ba dayadlar. Adamcazn az tkalyd, gzleri korkudan evinden uram, boyfn damarlar kt kt atyordu. Timothy mikrofonu elime tututururken dedi ki: Hi akamz yok, Doktor. Onlara kimliinizi verin, peimizi braksnlar. Nereye gittiinizi de syleyin. Yoksa karmam, u adamn ii bitiktir. arem yoktu, mikrofonu alp istedikleri gibi konutum. Kimliimi verdim ve konutuka onlarn gevediini grdm. O an telsizciden zr dilemek istedim. ok zgn olduumu, onu kurtarmay ok arzuladm sylemek isterdim, ama onun canna karlk lkemin en tehlikeli on drt dmannn yaam sz konusuydu. Onlar ele vermem gerekiyordu. Bu yzden, yaptmz fedakrlk, boa gitmi saylmayacakt. Evet, kimliimi verdikten sonra, abuk abuk ekledim: Terristler bizi karyor, ate edin, ua drn, bize aldrmayn, hadi! Timothy'nin eli telsizin dmesine uzanrken rehineyi kurtarmaya zaman olmad veya istemedi. Bak, adamcazn gergin boazn kesiverdi. Fkran kan, Timothy'yi de beni de tepeden trnaa kzla boyad. Miraj ua durmadan baryordu: Geri dnn! Kimliinizi dorulayn, kimliinizi verin yoksa ate ediyorum. Ben iplerimden kurtulmak iin abalarken adamlardan biri tabancann kabzasyla suratma vurmak zereydi, Timothy ona engel oldu. Bu arada Roger'in sesi duyuldu: Uak saldrya geti! Timothy hemen mikrofonu kapt, bard: Atei kesin. Uakta rehinelerimiz var. Ben ise olduum yerden baryordum, avazm kt kadar:

Saldrn! Saldrn! Bizi nasl olsa ldrecekler. Ate an! Ama aresizdim. Durmadan rpmyor, debeleniyordum. Miraj da ate amyordu. Bu arada Timothy yine konutu: Demin sizinle konuan, Doktor Kazin'di. Drt rehinemiz daha var. Bir beyaz rehineyi idam ettik bile. Herhangi bir dmanca davran karsnda bir bakasn da ldrmekten ekinmeyiz. Sonunda be kii birden beni glkle zaptederken kzlardan biri de koluma morfin inesi yapt. Kendimden gemiim. Uyandmda azm kurumu, bam atlayacak gibi aryordu. ' Roger van Deventer ile kire badanal bir odadaydk. Kap sk sk kapalyd ve odada drt tahta ranza ile bir kovadan te hi bir ey yoktu. u, diye fsldadm. Roger ban sallad: zgnm, Doktor. Neredeyiz? Askeri uak ne oldu? Zambiya'dayz, bir saat nce indik. Buras da bir tr askeri kamp olacak. Zambezi rman anca Miraj ua geri dnd, yapaca hibir ey yoktu. Bizim de elimizden bir ey gelmiyordu. Tam be gn o havasz, frn gibi odada oturup, o dayanlmaz pislik kovasnn kokusunu ektik. Be gn sonra gelip beni aldlar, sille tokat, Bakan Mao'nun kocaman bir portresinden te hemen hemen hi eyas olmayan bir odaya gtrdler. Timothy Mageba masann bandan kalkt, adamlara kmalarn iaret etti. niformasnda in Halk Ordusunun albay rtbesi gze arpyordu. Bir kedeki masann zerinde duran, buz gibi olduu buusundan belli bira ielerinden birini at, bana uzatt. Bam salladm, katillerle bira imediimi syledim ona. Ama susuzluktan da yanyordum. O mhendisin ldrlmesi isteyerek olmad, bizi anlayn, Doktor. Evet anlyorum ya! Peki atee vereceiniz vatan topraklarnn duman gkleri karartrken ve llerimizin kokusu sizin o kapkara ruhlarnz bile tedirgin ederken de byle, 'steyerek olmad' diyecek misin? Timothy bu szleri duymazlktan geldi, gidip, pencerenin nnde dikildi. Darda, yakc gnein altnda niformal Bantu askerleri talim yapyordu: Sizin salverilmenizi salamay baardm, Doktor. Dakota uana binip gideceksiniz. Ama gitmenize ok zlyorum, nk ok yiit bir kii olduunuzu bilirim, bize katlacanz ummutum. Ben de, onun gibi, Venda dilinde karlk verdim: Evet, ben de ok zlyorum, bir zamanlar inandm, gvendiim., iyi niyetli olduunu sandm biri, bir dostu artk canilerin, ykclarn o karanlk dnyasna inmi gryorum. Benim iin o ld, ona alyorum. Doruydu da. O sonsuz kin ve fke duygusunun altnda ona acyordum, gerekten bir dost yitirmitim. Onun gibi bir adam, u bizim zavall, talihsiz kara ktamz iin bir umut olabilir, yurduna, halkna ok eyler kazandrabilirdi. Sadece: Glegle Doktor. Yolun ak olsun Machane. dedi.

Uaa binmek zere aralarndan geerken askerlerin 200 kadar olduklarn ve balarnda da inli eitmenler bulunduunu grmtm, ne var ki anavatana dnn sevincini tadamadan dosdoru gizli polis kararghna gtrldm. Drt tane ask suratl subay beni sorguya ektiler. Doktor Kazin, bu, sizin imzanz m? Timothy Mageba'ya pasaport verilmesi iin tavsiye mektubuydu bu. Doktor Kazin, bu adam hatrlyor musunuz? Londra niversitesinde Timothy'yi ziyarete gittiim zaman tantm bir inlinin fotorafyd bu da. Onun Komnist in Hkmetinin bir ajan olduundan haberiniz var m, Doktor? imdi de mz Thames rmann kysnda bira ierken ekilmi bir fotoraf... Ltfen neler konuuyordunuz, anlatr msnz? Bilimsel konulardan sz ediyorduk, Timothy bana adamn bir antropolog olduunu sylemiti. Sturvesant bursu iin Mageba'y siz mi aday gsterdiniz, Doktor? in'e gittiini, bir gerilla lideri olarak eitim grdn biliyor muydunuz? Hong Kong'dan getirilecek yirmi yedi varil kil iin bu sipari formlarn siz mi imzaladnz? Bu varillerin iinde plastik patlayc bulunduundan haberiniz yok muydu? Bunlar tanyor musunuz, Doktor? Bir dzine kadar Afrika dilinde yazlm bildiriler. yle bir gz attm: Terrist propagandas. ldrmeye, yakmaya, yoket- meye kkrtan szler. Bunlarn sizin Enstitnn basmevinde basldn biliyor muydunuz, Doktor? Sorularn ard arkas kesilmek bilmiyordu. Yorulmutum, armtm, kendi kendimle elikiye dmeye baladm. Basmdaki yaralar, iplerin bileklerimde brakt izleri, rkleri gsterdim, ama bouna. Bam atlyordu. Bunlar tandnz m, Doktor? Bu makineli tabancalarn Enstitnz adresine gnderilmi kitap sandklarnda geldiini biliyor muydunuz? Mageba'y gizlice yurt dna karmaya kalkan, siz deil misiniz? Onu on iki yldr tanyordunuz, kanadnzn altna almtnz, koruyordunuz, deil mi? Yani, size hi almad m demek istiyorsunuz? Onunla hi politik konulardan sz etmediniz mi? Ama benim onlarla ilikim yok, yemin ederim. Ne olur inann bana, inanmalsnz. Sonra birden gzlerim karard, kendimden gemi olmalym. Gzlerimi atmda hastanede, tertemiz araflarn arasn- daydm. Louren Sturvesant baucumda oturuyordu. Tanrya kr, o gelmiti ya, artk herey yoluna girecek demekti. Ama o ne? Buz gibi souk bir ifadeyle eildi: Senin de eteden olduunu sanyorlar. Bu ii senin dzenlediine, Enstity de terrist bir rgtn karargh olarak kullandna inanyorlar. Eer bana ve vatanna ihanet

ettiysen, dmanlarmzn safna getiysen benden en ufak bir acma bekleme. Syle, doru mu bunlar? Aman Lo, sen de mi onlar gibi dnyorsun yoksa? Yok yok bu kadarna dayanamam artk. Elbette doru deil. Neden bilmem, birdenbire, ocuk gibi, hkra hkra alamaya balamtm. Louren omzumu tuttu, sonsuz bir acma ve sevecenlikle: Pekl Ben, pekl ortak. Ben ileri yoluna koyarm, hadi alama, geti artk. * ** Tam on gn Louren'in evinde konuk oldum. ok iyi arlandm, bu sre iinde kendimi toparlayabilmem iin basndan uzak tutuldum. Sonra, bitmek bilmeyen bir gn boyu, bir basn toplantsnda, karlmzn yksn en ufak ayrntlarna dek anlattm. Ve sonunda, bir gn Louren beni alp Ay Sitesine geri gtrd. Giderken yolda ona, taocaklarn ve Akdenizlilerin mezarlarn arayacamdan sz etmitim. Ay Sitesinde bir kahraman gibi karlandm. Servenlerimi radyodan adm adm izlemilerdi. imdi, buz gibi biralarmz yudumlarken onlara yky bir kez de ben, batan sonuna dek anlattm. Sally dedi ki: Zaten o Timothy'ye hi gvenmemitim ben. Adamda bir sinsilik vard. Neyse, sen sa salam aramza dndn ya Ben. nemli olan da buydu. Kalkt, herkesin ortasnda beni alnmdan pt, kpkrmz kesildim. Sonra onca aradmz taocan bulduk. Rai ile ben. Sonra altmz babaa verip, hepimiz kendi bulgularmza dayanarak Ay Sitesinin hayali bir resmini izdik. Surlar ve kuleler yeniden ykseldi, gller duru sularla doldu, limanlar, iki evleri iki bin yl nce lm kiilerle doluptat. Savalar almla doland, kleler alat, soylu hanmefendiler tahtrevanlarda gezindi. Kervanlar doudan altn ve hazine ykl, ardarda kenti zenginlie bodu ve beyaz bir kral, omzunda rozetli bir kalkan, zrh gne gibi parldayarak kocaman ta kaplardan kt. Bu resmin tamamlanmas drt hafta srd ve hayal gcmz altrmaya yarad. Bu sayede Peter de sitenin altnda gemi yapm yerinin kalntlarn bulabildi. Tezghtaki tamamlanmam bir tekne, yar yarya yanmt. Bu kavrulmu tahtadan yaptmz tarih saptamas sonucu M.S. 300'leri bulduk ki bu, bizim 'byk yangm'n tarihi olmalyd. Bu proje sayesinde Sally'yle daha ok beraber olabiliyordum. le yemeimle mayomu yukarya, maaraya gtrmeye baladm. ok gemeden aramzdaki dostluk tazelendi. Ama yine de zerine fazla dmekten, onu rktmekten ekiniyordum. Bazen le yemeinde tekiler de bize katlyorlard, nk dars ne denli scak olursa olsun maarann ii her zaman serindi dinlendiriciydi. Arada gle girip yzyor, eleniyorduk. Be hafta sonra Louren'i karlamaya gittim. Uaktan indiinde onu grnce ardm. ok zayflamt. Gzlerinin alt morarm, salarna kr dmt. ok alyordu, belli. Kendini ldreceksin, dikkat et, demek zorunluunu duydum. Deer miydi bunca alp didinmeye? Evet, deermi meer. Gneybat Afrika'da byk bir demir ve bakr madeni sz konusuymu. Japonlarla anlam, onlar

liman yapacaklarm. Bylece yeni yeni ufuklar alacak- m irketin nnde. Para nemli deil de bu yeni i olanaklar ok nemliymi. Biliyorum Time dergisi seni dnyann en zengin otuz adam arasnda saym geen saysnda, ama bu, i deil Lo, kendini ldreceksin bu gidile. Haklsn Ben, biraz yoruldum. Bu yzden de tam bir hafta tatil yapmaya karar verdim. Bilirim, bilirim ben senin o tatillerini. O P.CA.'larn her yarm saatte bir bana ekir, sana rapor stne rapor getirirler. Geri kalan zamann da telsizinin banda geirirsin. Ama bu kez yle olmayacak, uzaklara gideceim, sen de benimle geleceksin. Ne demek istiyorsun sen, Lo? Sonra anlatrm. stei zerine dosdoru maaraya ktk. Sally, k bir pantolon, yeil bir ipek bluz giymi, alyordu. Louren'i karlamak zere dorulduu zaman, haftalardr ilk kez dudan boyam olduunu grdm ve ardm. Louren'in bitkin halini grnce zntsn belli etmemeye alt, ama ben o saat anladm. Sonra yine resim sehpasna dnd. Louren de hemen beyaz kraln portresinin nne dikildi. Yanna gittim. Sordu: Bir eyler sylemek istiyor gibi, deil mi Ben? Bir ey var burada, senin de, bizim de farkna varamadmz bir ey, burann anahtar, tm bu maarann gizemi. Bu duygu beni bir an bile brakmyor. Issz Vadideki madeni hatrlyor musun, Ben? Benim jeologlar buradan bir ey kmaz, demilerdi de ben, diretmitim ve sonunda hakl ktm. Hatrladn m? Bam salladm. ssz Vadiden imdi ayda yirmi bin kratlk elmas kartlyordu. Burada bir ey var, bir yerlerde gizli, ama nerelerde? Yerde mi, duvarlarda m, yoksa tavanda m? Glde, dedim. Pekl, glde olsun. Oradan balarz biz de. Ama ok derin, Lo. Hibir dalg... Aman Tanrm, Ben! Sen dalglar konusunda ne bilirsin ki? Kalp ameliyat olmam gerektii zaman dosdoru Chris Bernard'a giderim ben, daha aas kurtarmaz. Dnyann en usta dalgc kim, syle? Herhalde Cousteau olmal. Tamam, onu getirtiriz yleyse. Bylece gl ii zmlendi. imdi, gelelim zemine. Bylece bir saat iinde, maarann iyiden iyiye aratrlmas iin bir plan tasarlam kmt. Sonra dedi ki: Pekl Ben, hadi sen imdi kampa in. Bir saat kadar yalnz kalmak istiyorum da.

Onun yanndan bir dakika bile ayrlmak iime gelmiyordu, ama hemen kalktm. Geliyor musun, Sal? Zarar yok, Ben. O alyor, kalabilir. Beni rahatsz etmez. Maaradan ktm. Gidip Louren'in yataca yer hazr m, diye son bir kez gzden geirdim. Tam salona dnp bir ie viski amtm ki, Rai ile nianls, bitiik ofise geldiler. Konutuklarna kulak misafiri olmak istemezdim, ama blmeler ok inceydi. Duydum: Tam be haftadr deli gibiydim. Bir trl gelmeyecek sanmtm, bu geceyi iple ekiyorum, diyordu gen adam. Nianls da: Aman yava konu, duyacaklar, karln veriyordu. Daha fazlasn iitmemek iin ktm. Ama zihnime taklmt, be haftadr beklenen, Louren olmalyd. Konserve yemekten hepimizin midesi bozulmutu. Louren yannda bol taze et, sebze ve meyva getirmiti. O gece nefis bir len oldu. Yemekten sonra viskimizi yudumlarken Lo'ya nce taocain anlattk, sonra da sra, izdiimiz hayali resimlere geldi. Glp geeceini sanmtm, tam tersine, ok ilgilendi, heyecanland. Sally, beyaz kraln portresini en sona saklamt. Onu grr grmez Louren'in beti benzi att. Yakndan baktm. Sally, altn renkli sakaln ardnda, kraln yzn izerken Louren'i model almt. Ayn geni aln, ayrk, derine gml, soluk mavi gzler, ayn dmdz burun, ayn kk burun delikleri, ayn kaln dudaklar... Louren de gzlerini portreden ekip alamyordu. Fsldad: Ben, mthi bir ey bu, akama kadar ne anlama geldiini ben de karamamtm. Benim iin sadece bir ta yn, bir avu boncuk, birka para da altndan ibaretti buras. nsanlar hi, ama hi dnmemitim. Asl nemli olan onlarm meer, Ben. Dnyann bir ucundan kalkp ta buralara dek gelmiler, u vahi topraklarda, u yksek uygarl kurabilmiler... Ben, ne olursa olsun bu insanlarn akibetini renmek zorundayz. Ne kadar srerse srsn, kaa malolursa olsun, umrumda deil. Mutlaka bilmeliyim. renmeliyim. Artk bunu dnyaya ilan etmenin de zaman geldi sanyorum, Ben. Bu insanlarn varln herkes renmeli. Yreim oynad. Aman Lo, sakn ha! Bunu yapamayz, daha zaman deil, ne olursun, Lo! Elimizde yeterli kant yok. Derimizi yzerler inan olsun. Bir yanmz brakmazlar o hnzr eletirmenler. Onlara bu resimlen gsteririz biz de. * Ama Lo, bunlar sadece birer hayal rn. rnein u kral resminde modelini gsterebileceimiz tek ey, u altn kupa. tesi hep uydurma. Haklsn Ben, galiba haklsn. ok yorulmu olmalym.

Ertesi gn, zmrt gln banda le yemeimizi yerken Lo bana ikimizin nereye gideceimizi syledi. Sally'nin kara kalemini alarak kayaya iziyordu: Bak, biz buradayz, urada altm be mil kuzeybatmzda ise, Dombosaba harabeleri bulunuyor. Eer varsaymlarn doruysa, iki site arasnda eski bir kervan yolu olmas gerekir. te seninle ikimiz cipe binip o yolu bulmaya alacaz. Olduka etin arazidir oras. nsan aya basmam diyebilirim. Yol yoktur, su yoktur. Ama P.G.A.'lar da yok, deil mi? Yarn sabah gn doarken yola kyoruz hazrlan. Uyandmda ortaliK aarmamt, saat drt buuktu. Yeniden uyumaya demezdi. Kalksam m, kalkmasam m diye dnrken kap usulca ald. Rai girdi. Birden korkmuum, bardm: Ne yapyorsun? Rai benden de ok korkmutu anlalan. Kendini glkle toparlayabildi, kekeledi: ey, tuvalete gitmitim de... Herhalde Leslie'nin yanndan geliyordu. Ama bana neydi bundan? Kalktm, giyindim. Ertesi sabah erkenden yola ktk, gerekten de insan aya basmam yerlerde ilerliyorduk, ama mutluyduk, genliimize dnm gibiydik. gn iinde Louren'in gzlerinin altndaki siyah halkalar silinmi, yzne renk gelmi, eski salna kavumutu. nc gnn akam dayanamad, radyoyu at. Rodezya'da bir baskn olmu, drt polis ldrlm, ikisi yaralanm. Baskn dzenleyen de Timothy Mageba'dan bakas deilmi. Radyo onun, Afrika'daki terristlerin elebas olduunu sylyordu. l veya dirisini getiren ya da bulunduu yeri bildirene 10.000 Rodezya dolar dl verilecekti. Louren homurdand: Demek 100 mil kadar kuzeyimizde dolanyor. Ahh, bir elime geirebilseydim!.. Gerekten de, Timothy'den haber almak ok canm skmt. O gece gzme uyku girmedi desem yeridir. Ertesi gn leye doru kuzey ynnde, havada daireler izen akbabalar grdk. Bu gln grnl le yiyenlerin uuunu izlemek, Afrika'nn en ilgi ekici ynlerinden biridir, nk sizi mutlaka anlatlmaz bir facia sahnesine gtrrler. Gerekten de bir eyrek mil kadar ilerledikten sonra, o kambur kularn aalarda kmelendiini grdk. Herhalde bir ey, onlarn yere inmesini engelliyor olmalyd. Silahlarmz alp, indik. Adm adm, byk bir heyecan ve gerilim iinde ilerledik. Yksek otlarn arasnda bir aslan ailesine rastlayacamz umuyorduk. Louren birdenbire, ta kesilmi gibi durdu. Ben de durdum, baktm. inenmi otlarn ortasnda bir buffalo ls yatyordu. Karn imi, iri yeil sinekler gzlerine dolumu. Kaln deride pene izi gremedim, yere baknca, kck, ocuk ayana benzer izleri setim. Tylerim diken diken oldu. Aslan ininden de ok daha tehlikeli bir yere dmtk biz. Bantularn arasna. nk hayvann boynunda, zehirli ok hl duruyordu. evresi imiti. Lo, abuk kaalm buradan. Boimanlar... Nereden anladn?

Yerdeki ayak izlerinden, buffalonun boynundaki oktan, Yava ol imdi, Lo. ok yava. Arkan dnme sakn, ani hareket de yapma. Bizi gzlyorlardr. Herhalde burada olmallar. Terlemi avularmzla silahlarmza smsk sarlarak geri geri yrmeye baladk. Bir yandan da evremizi kolluyorduk. Louren fsldad: Tanr akna, konu onlarla, Ben. O anda anladm ki, zehir korkusu, Louren gibi bir adam bile korkak yapabiliyormu. Sesi titriyordu. Hayvandan elli adm kadar uzaklanca, seslendim: Bar! Size zarar vermeyeceiz, dman deiliz! Karlk hemen geldi. O kocaman, ak kafalya syle silahn yere braksn. Onu tanmyoruz! Rahat bir soluk aldm. Bardm: Xhai! Kardeim benim! * ** imdi atein karsnda melmi, el rparak buffalo arksn sylyorduk. Kadnlar da dmzda bir ember kurmu, dansediyorlard. Hayvann etleri kurusun diye aalara aslmt. Ben, Louren ile Xhai'nin arasna oturmu, biri sigarasn ier, tekisi de ttnn inerken, onlara evirmenlik yapyordum. kisinin de ortak tutkusu olan avdan sz ediliyordu. Xhai bir fil av nerisinde bulundu. O an Louren'in yznn aydnlanmasndan kervan yollarnn da, harabelerin de suya dtn anlamtm. Ama Xhai, cipi burda brakmamz gerektiini sylyor, dedim. Bu fil yal ve kurnaz bir hayvanm. imdi hemen yatp dinlenelim bari. Anlalan yarn ok yorucu bir gn geireceiz. Gne doduunda saattir yrmekteydik. O iki kck insana yetimek hi de kolay olmuyordu nk. Otlarn, allarn arasndan hi tnmadan szlyorlard. Louren sordu: Naslsn Ben? u kck herifler gerekten de yrrler- mi meer! Homurdanarak tfeimi bir omzumdan tekine geirirken dedim ki: Dur bakalm daha yeni balad. Bu bir ey mi? lerlediimiz arazi ok etin, dikenlerle kapl, ini klyd. Scak da dayanlr gibi deildi. Tam kurnaz, yal bir filin yaam boyu insanlardan kamak zorunda kalm bir hayvann snaca trden bir yerdi. leyin yarm saatik dinlendik. Ancak birka yudum lk su itikten sonra yeniden yola koyulduk. Xhai birden yere eildi, okunun zehirli ucuyla bir eyler gsterdi: Bakn ite, urada ve burada, ayak izleri var. Grdnz m?

Bir ey grmemitik dorusu, nk toprak ta gibi sertti. Louren sylendi: Eer bu bir fil aya iziyse ben de inli bir dnrm. Ama Xhai oral deildi, admlarn sklatrd, gremediimiz bir izin peinde dikenleri, allar atk, da bayr trmandk. Tepeye yaklatmzda bir yn fil gbresiyle karlatk. Kavurucu scaa karn, hl kurumamt ve sarl, turunculu bir kelebek srs bulut gibi ynn zerinde uuyor, neminden yararlanmaya abalyordu. Louren ban sallad, tfeini omzundan indirip koltuuna sktrrken sylendi: Bu kck adam bycnn tekiymi yahu! Artk daha yava ilerliyor, ikide bir duruyorduk. Xhai ile Ghal fil izlerini sryorlard. Gel, deyince yryor, Dur deyince duruyorduk. Yine byle, sert bir el hareketiyle durdurulduumuzda baktk, ilerideki dikenli al perdesinin tesinde fil, salna salna gitmiyor mu? Kuruni derisi yallktan kr kr, karn, arka bacaklarnn aras sarkm, kuyruk ucundaki pskl yokolmu, srtnda, omurlar ak seik saylabiliyordu. Yal bir fildi. Ama koskocaman, da gibi. Xhai, Ghal ile bana olduumuz yerde kalmamz iaret etti, sonra Louren'i yanna ald. Dikenlere daldlar. Fil durmu, hortumunun ucuyla yemyeil srgnleri usulca alyor, azna tkyordu. Kendisini bekleyen tehlikeden tmyle habersizdi. Bu arada Louren de, bacaklarn germi, ar tfein geri tepmesine kar biraz ne doru eilmi, hayvann tam brne nian almaktayd. Silah, scaktan uyumu sessizlikte inanlmaz bir grlt kard. Kurunun ete vurduunu duydum. Fil dnd, upuzun, sar dilerini kaldrarak, koskocaman kulaklarn arkaya yatrarak bakt ve Louren'i grr grmez de bir lk att. Sonra yan yan, dikenli allarn ardna gizlenerek ona doru yaklat. Louren'in dnp, gras olan bir yer aramak iin komaya baladn grdm. Ne var ki aya bir karnca yuvas tmseine arpt, tkezlendi, boylu boyunca yere uzanrken tfei elinden deta utu. imdi tam hayvann yolu zerindeydi. Ben de komaya balamtm, bir yandan da avazm kt kadar, Louren! diye baryordum. Ama elimdeki ifteyle yaral bir file kar ne yapabilirdim ki? Ancak filin dikkatini zerime ekebilirdim, o kadar. Bunun iin de vargcmle, Yy! Yay! diye haykryordum. Fil ban evirdi, domuz gz gibi kck gzleriyle beni arad. iftemi kaldrdm ve otuz metre kadar teden, gzlerine nian aldm, belki onu kr edebilirdim. Bum! Bum! Bir saa, bir sola, suratna ate ettim, baktm hayvan bu kez bana doru saldryor, derin bir soluk aldm. Louren'i kurtarmtm ya, nemli olan buydu ite. Beceriksiz parmaklarmla fieklikten yeni mermi ararken, ben daha tfeimi dolduramadan zerimde olacan ok iyi biliyordum. Bu kez barma sras Louren'e gelmiti. Ko! Ben, ka! diyordu, ama dizlerim tutmuyordu ki! Olduum yere aklp kalmtm sanki. Louren'in silah patlad, gmbrts beynimde yankland, iki kez. Ve bir gibi o koskocaman kuruni da, bana doru dt. lmt bile, beyni, olgun bir meyva gibi dalvermiti. Benim ayaklarm ise hl topraa aklyd. Kprdayamyordum, kaamyordum ve o koskocaman gvde yere ylrken, akl almaz bir iddetle vurdu bana. Havaya frladm, sonra yere derken beynimde imekler akt, kendimden gemiim.

Seni budala seni! Ah seni kk yiit budala! Yzme serin serin sular iniyor, dudaklarm slatlyordu. Gzlerimi atm, Louren yere oturmu, bam dizlerine alm, iedeki suyu yzme serpiyordu. Her yanm arlar iinde, kaskatyd, ama gzlerimi amamla yz ylesine aydnland ki, mrmde bunca gzel bir ey grmedim diyebilirim. Yryebilecek misin? Denerim. Neyse ki basmdaki kocaman ie, her yanmn armasna karn yrmek o kadar g gelmedi. Hatta o koskocaman, dua eder gibi diz km, ban kvrk, sar dilerine dayam l hayvann fotorafn bile ektim. Louren ile Boiman da hayvann bana oturdular. O geceyi yaknda bir yerde geirecek, ertesi gn dnp dileri alacaktk, Xhai bizi Sulukaya'ya gtryordu ite. Louren' in koluna girdim, topallaya topallaya bir bayr atk, geni, granit bir dzle ktk. Buras hafif eimli kocaman bir kubbeydi ve bir bakta, tm yzeyini kaplayan dizi dizi s, yuvarlak delii grebilmitik. Birden sevinle bardm, artk nedense Louren'in desteine gereksinmem kalmamt. kimiz birden kotuk, zamanla anm o dizi dizi delikleri incelemeye koyulduk. ok bykt herhalde. Ka delik var dersin? Bin mi? Daha ok. Belki de iki bin. Durdum, plak klelerin uzun diziler halinde kaya zemine diz kp, birbirlerine demir kle zincirleriyle bal olarak, her birinin elinde ar demir tokmak, dizlerinin arasna sktrd ta havanda altn cevherini dvmesini gzlerimin nnde canlandrdm. Hayalimde, ellerinde deri krbalar, diziler arasnda dolaan ve ince toz haline getirilen altn sk sk eilip kontrol eden kle balarn grdm. Ard arkas gelmeyen, upuzun kle dizilerinin, altn cevheri dolu sepetleri balarnn zerinde tayarak madenden dnlerini grdm. Tm bunlar 2.000 yl nce oluyordu. Louren de benim gibi dnyor olmalyd ki, sordu: Acaba maden neredeymi? Peki, ya su? dedim. Altn ykamak iin su gerekiyordu. Suyu bover sen. Ben madenin kendisini istiyorum. u adamlar su dzeyinde dururlar, madenin pek azn ilerlermi zaten. Kimbilir buralarda bir yerlerde nasl tkenmez bir altn cevheri gizlidir? te hep eski madenler bylesine yokedilmiti. Eski meta- lrjistler 2.000 yl nce, Orta Afrika'daki hemen hemen tm madenlerin yerini kefetmilerdi. Ama amz madencileri terkedilmi cevheri ortaya karmak tela iinde eskilerin yapt almalarn tm izlerini dinamit patlatarak, topra rastgele delerek yokediyorlard. Bu madeni ise nce ben kefedecektim. Varsn onlar sonradan gelip kalntlar darmadan etsinler. Su, on be metrelik bir kuyunun dibindeydi. Kuyu ok muntazam alm, duvarlar tulalarla rlmt. Grdm eski kuyularn en gzellerinden bir tanesiydi. Besbelli Boimanlar da her zaman onarp bakmlard. Bu yzden Xhai'yi kutladm, kayalarn

arasnda gizledii bir yerden ham deriden bir ipin ucuna bal deri bir kova getirdi. Kovay az dolusu duru suyla doldurdu. Suyun zerinde birka kurbaa lsyle bir de boulmu san lei yzyordu. Dudaklarma dedirmeden suyu kaynatmaya karar verdim. Louren bir sre kuyuyu seyrettikten sonra iki granit tepe arasndaki dar vadiye indi, yirmi dakika sonra da bana seslendi: Ben! Buraya gel! abuk ol! Kendimi kuyunun bandan zorla kopartarak yanna gittim. Louren ok heyecanlyd, deta dili dolayordu. Altnn en zengin, en soukkanl bir kiiyi bile ne denli etkileyebileceini bir kez daha ite gzlerimle gryordum demek. Yan yana durup, eski Akdenizlilerin madenini seyre daldk. Pek etkileyici bir grnt saylmazd geri. S bir knt, evreyi kuatan toprak dzeyinden ancak bir, bir buuk metre kadar inen bir hendek, aalarn arasnda kvrla kvrla uzanyordu. Ak kaz. Kayala kadar damar izlemi olacaklar. Kazdklar yerleri de doldurmay unutmamlar, dedim. Eskiler nedense her kazdklar madeni, terketmeden nce doldurmak gibi garip bir alkanla sahiptiler. Bu s hendek ise, doldurduklar yumuak topran akp gitmesiyle ortaya km. Bir buuk mil kadar hendei izledik, ormana dalnca kayboldu gitti. Louren hl unutulmu altn cevheri filan kalm m diye aratryordu. Ben ise yorulmutum, srtm da aryordu. Yere oturup dnmeye baladm. Kuyudaki suyun derinlii on be metreydi, herhalde eskiler de hendekte bu kadar derine inmi olmalydlar. nk hendee dolacak suyu boaltmak iin tulumba gibi donanmdan yoksundular ve on be metrenin aasna inince de mutlaka su dolacakt. Bu maden ak bir hendekti, bir buuk mil uzunlukta ve on be metre derinlikteydi. ki metre kadar da genilii vard. Toprak, demir kazmalarla ve kayaya ta ekilerle vurulmu demir ivilerle kazlm olacakt. Bu yntemle paralanmayacak kadar sert kayaya gelindii zaman da, zerine ate yakar, sonra kayann snm yzeyine ekimi arak dkerek atlatrlard. Bu, Anibal'in fillerini Alplerden geirirken karsna kan kayalar paralamakta kulland yntemdi, buna bir Kartaca yntemi de diyebilirdiniz. Sonra kaya katmanlarndan aldklar altnl kumtan sepetlere doldurup ham deriden iplerle yeryzne kartyor olmalydlar. Bu yntemle Gney ve Orta Afrika'da, 300.000 mil karelik araziye yaylm madenlerden aa yukar 700 ton altn karmlard. Ayrca da ok miktarda demir, bakr ve kalay elde etmilerdi. Louren sesleniyordu: Ben, neredesin Ben? Bir kaya paras buldum. Ne dersin buna? Mavi eker kumta, dedim, yalayarak slattm. Gne n yanstt Altn, deta suratma srtyordu imdi. Kumta- nm minicik yarklarn ve atlaklarn, ekmee srlm tereya rnei doldurmutu. Vay canna be! yi kaliteymi! Benim ocuklar gndereyim de tm blgeyi bir tarasnlar. Aman Lo, beni de unutma sakn. *

Elbette sen de payn alacaksn. Hi hakszlk ettim mi? Yok Lo, onu demek istemedim, senin ocuklar urasn altst etmeden iyice bir aratrmak, ne var ne yok grmek istiyorum. Onu demitim. Pekl Ben, dilediin gibi olsun. Biz madenleri aarken sen de burada olacaksn, tasalanma. imdi bir an nce dnelim de unun deerine bir bakaym, ok merak ediyorum. Granit kubbedeki ta havanlardan birine koyduu kaya parasn bir baka tala iyice dverek Louren onu bembeyaz bir toza dntrd. Bu tozu yemek piirdiimiz tasa koydu, kuyu suyuyla gzelce ykad. Kartra kartra suyu aktrken, on be dakika iinde altn ayrd. Yal, parlak sar renkte, kabn dibinde birikmiti. u dakikaya kadar iten yanmal motorun ne denli yararl olduunu meer bilmezmiim! Artk eve gidelim, Ceymis. Xhai ile kk kabilesini bitmez tkenmez gebeliklerine terkederek ayrldmzdan sekiz gn sonra Ay Sitesine dndk. Bu sre iinde Louren'e gelen mesajlar byk bir yn oluturmutu. Daha ykanmaya, tra olmaya bile zaman bulamadan tam bir saat telsizin bandan ayrlamad, yokluunda ortaya km olan sorunlarn en nemlilerini zmlemeye alt. O gece bana, hatrlatt: Beyaz Kral'n resimlerinden ekilmi fotoraflar verecektin bana, Ben. Kalktm, resimleri dosyamdan karp getirdim. In altnda onlar teker teker gzden geirirken birden bir tanesini uzatt bana: Ne var bunda, Ben? Ne olmu? Bak, yznde bir iaret var. yice baktm, evet, kraln l beyaz yznde belli belirsiz, glge gibi bir ha iareti vard. ardm, daha nce hi dikkatimi ekmemiti. Herhalde fotoraf baslrken olacak, Lo. tekilerde de var m? Hayr, sadece bunda. Belki de haklsn. Evet, itiraf etmeliyim ki, o gece beyaz kraln yzndeki iarete hi nem vermemitim. Tek zrm u olabilir: epey sarhotum. *** Aradan iki ay daha geti. Rai ile ben bu kez maarann zemininde kazlara, aratrmalara girimitik, ama pek bir sonu alamadk. Burada insan yaamamt, sadece ta aalara, kaya yatana kadar inen hayvan kalntlar bulabildik. Ta yatakta ise, tek bir drtke yontulmu ta bulabildik, hepsi o. Kazlarmzla maaray halla pamuuna evirmitik. Yeniden ukurlar doldurduk, dzelttirdik. Sonra gln evresine eskilerin yonttuu ta bloklardan dettik, ileride maaray gezmeye gelecek ziyaretiler rahata dolaabilsinler diye. Louren sz verdii gibi, fil av srasnda kefettiimiz altn

madenini aaca zaman beni de helikopterle aldrd. Orada hafta kaldm, mhendislerin yanbanda ben de altm. Damar orada tahmin ettiimiz gibi, suyun hemen altndayd, deeri de ortalama ok yksekti. Buradan alacamz yzde on kazan payyla baya zengin olacaktm anlalan. Her ne kadar maddi eylere pek nem vermiyor idiysem de bu, yine de beni sevindiriyordu dorusu. Birka yz para ara gere bulduk, ou maden karma aletleriydi. Bu arada elimize geen liften rlm sepetler sayesinde tarih saptamas yaptrabildik. Sonu, byk yangndan biraz ncesini gsteriyor ve fil madenini Ay Sitesi ile balyordu. Yine de fil madenindeki en ilgi ekici bulu, hendein en derin yerinde yan yana boncuk gibi sralanm on be insan iskeleti oldu. lerinden bei kadn, onu erkekti. Hepsi de yalca saylabilirdi ve bir tanesinde romatizma belirtileri vard, bir ba7 kasnn kolunun dirsekten aasnn koptuu anlalyordu. ounun dii de yoktu. Bir tanesinde demir zincir izlerine rastladm ve gzmn nnde, hendek yeniden doldurulmadan, bile bile dibine yan yana uzatlm on be tane gekin ve sakat ii grnm canland. Buradaki iim bitince Ay Sitesine dndm. Sally maarada alyordu. Beni grnce gerekten sevindiini anladm. Ona baktka ne denli sevdiimi biliyordum, yreim burkuluyordu. Sonra birden, yaknda buradan, Ay Sitesinden ayrlacamz aklma geldi. yle ya, i bitmek zereydi, Johannesburg'a Enstitnn sessiz salonlarna dnmek acaba Sally'yi nasl etkileyecekti? Yksek sesle dncelerimi sylemiim: Yaknda buradan gidiyoruz, Sal. yle, ben de zlyorum. Burada yle mutlu oldum ki, ok arayacam. Burada ok ey rendik, ama pek ok eyin de gizemini zemedik. Sanki bulutlar kovalyor gibiydik. ok zaman tam yakalayacakken elimden katn sezmiimdir. Bilmediimiz yle ok ey var ki, Ben. stelik elimizde hi kant da yok. Burada ne bulduksa, o her zamanki, eski savlarla rtlebilir. mlek paras zerindeki iareti gstereceiz, dardan getirtilmi, diyecekler. Altn kupay gstereceiz, yerli kuyumcular rastlant sonucu bu motifi ilemi diyecekler. Duvar resimlerini gstereceiz, kulak dolgunluuyla izilen resimler kant saylmaz, diyecekler. te byle Ben, elimizde onlarn azn kapatabilecek en ufak bir kant yok. u bizim Ay Sitemiz, u esiz site onlar iin sadece kkeni tarihin bilinmezliklerinde yitip gitmi bir baka Bantu kltrnn yapt saylacak. O koca koca surlara, o kulelere ne olduunu hibir zaman renemeyeceiz, beyaz kralmzn mezarnn da yerini. * ** Kazy austosun birinde kapatmay tasarlyordum. Temmuzun son haftalarn ortal derleyip toparlamakla, ardmzdan geleceklerin incelemesi iin temelleri akta brakmakla, bulduumuz teberiyi byk bir zenle paketlemekle, yn yn defterlere son notlarmz almakla, uzun uzun listeler, kataloglar hazrlamakla ve yzlerce ufak ayrntyla uramakla geirdik. Aratrma ii bitmiti, ama nmde aylar srecek i vard daha. Bulduumuz herey incelenecek, birbiriyle ilikisi saptanacak, her gerek yerli yerine oturtulacak, bakalarnn baka yerleme blgelerinden edindii kantlarla karlatrlacak ve en sonunda da kitab yazlacakt. Aylar nce kitabma, Gney

Afrika'da Fenikeliler adn vermeyi tasarlyordum, ne yazk ki imdi baka bir ad bulmak zorundaydm artk. Siteden ilk ayrlanlar, Peter ve Heather Wilcox oldu, Av rupa'ya, iki, aylk bir tatile gidiyorlard. O akam Louren beni telsizle arad. Sonunda Cousteau'y yakalayabildik, Ben. Pasifik Okyanusunda geziyormu, ama San Francisco'daki ofisim onunla iliki kurmu. Belki yardm edebileceini sylemi, ancak gelecek yldan nce gelemezmi. Sekiz ay tamamen doluymu. O akam Sally ile birlikte, son dosyalar topluyor, binlerce fotoraftan ie yarayacak olanlar ayryorduk. Sra, beyaz kraln resimlerine gelmiti. Sally iini ekti: Benim gzel, esrarl kralm. Bize syleyebilecein baka bir ey kalmad m? Nereden geliyorsun? Kimleri sevdin? Kalkann hangi savalara gtrdn, seni sava alanndan evine tadklarnda yaralarn kimler gzyayla sulad? Birden, fotoraflardan biri, ilk kez gryormuum gibi, ilgimi ekti. Sanki bilinaltm beni drtmt. Sal. Ik. Hatrlyor musun, siteyi aynda nasl bulduumuzu? In asnn ve iddetinin nemini? Bak, Sal. Lo'ya verdiim fotoraf dn bir. zerinde bir iaret vard, hatrladn m? Fotorafa o da dikkatle bakt, geri Louren'e verdiimiz fotorafa oranla buradaki iaret daha belirsizdi, ama yine de l beyaz yzn zerinde o glge gibi ha, seiliyordu ite. Ne olabilir ki bu? Hadi gidip bakalm. Hemen gl cep fenerini aldm, bir tanesini de Sally'ye uzatrken: Bunu al ve peimden gel, Watson, dedim. Sally de homurdand: Anlalan hep geceleri almalyz biz. Maaraya trmandk, resmi inceledik. Sally iini ekti: Suratnda iaret filan yok bunun, dedi. * Dur bir dakika, hele u feneri mendille rtp azaltaym, sen de kendininkini sndr. Ve bylece solgun kta resmi incelemeye koyulduk. Sonra ikimiz birden barmz: te, orada! Evet, belirsiz ha iareti, o solgun yzde birden ortaya - kvermiti. Yakndan inceledik. Bir glge bu, Sal. Herhalde boyann altnda iki oluk olacak, Ha gibi kesien. Acaba kaya atla m? Ama pek dzgn, baksana. Tam da dik a yapyor. Mendilimi fenerden ektim, Sally'den boazndaki ipek earb istedim. Bana uzatrken merakla sordu: Ne yapacaksn? Aman gerek Cardin markadr, sakn kirleteyim filan deme.

Hi tasalanma, bir ey yapmayacam. Sen sadece k tut bana. Byle diyerek earb kraln suratna yaydm, sol elimle tuttum, sa elimle de parmak ularmla yoklamaya baladm. pek, parmaklarmn kaya zerinde kolayca kaymasn salyordu. Sonunda belirsiz bir ukur yakaladm, izledim. Parmak ularm, aa yukar yirmiye on be santim en ve boyunda beyzi bir biim izmiti. Yreim azma geliyor sandm, gm gm atyordu. Ona hibir ey sylemeden zerine km olduum iskeleden aaya atladm, elini yakaladm: Hadi gel, bir makine bulup fotoraf ekeceiz. Rolleifleks makinemi bir sehpann zerine yerletirdim ve yirmi kadar resim ektim. Sally merakndan atlayacak derecelere gelmiti. Karanlk odada bir saat kadar altktan sonra ektiim slaytlar perdeye yansttm. Renkler deiik kmt, nk poz sresini ve objektif akln durmadan deitirmitim. Szgelimi kraln surat yemyeil, sakal da mordu. nceden hi grmediimiz garip benekler, iller, lekelerle bezenmiti. Bunlar gerekte, yzeydeki przlerden, boyadaki yabanc maddelerden, liken kolonilerinden ve teki kusurlardan baka bir ey deildi. Mcevher gibi prl prl parlyorlard. Ama ben onlara dikkat bile etmedim. Tm dikkatimi resmin altnda beliren dzenli, beyzi grntlere toplamtm. Ak mavi renkte izgiler, dzensiz bir satran tahtas izlenimi brakyordu. Derhal Louren'i buraya armalyz. nk bizim beyaz kraln arkasnda, kayadan duvarda bir kap var. Duvarc ustalar tarafndan kumta bloklaryla kusursuz biimde rlm. Ve kraln resmi de bu kapnn zerine yaplm. *** Louren Sturvesant, maarada, beyaz kraln karsnda dikilmiti. Bir trl bir karara varamyor gibiydi. Bizler, Sally, ben, Ra! ve Leslie evresini sarm, bekleiyorduk. Louren diyordu ki: Bu ey, bu resim dnyann en byk sanat yaptlarndan bir tanesi. Tam iki bin yanda. Yerine konulamaz, deer biilemez. Bizim malmz deil. Bizim mirasmz, bizden sonraki kuaklarn mal, ocuklarmzn, henz domam gelecek kuaklarn. imdi tutmu onu bozmam istiyorsunuz benden. Nedenini bilemiyordum, ama bu portrenin Louren iin bir trl zemediim byk bir nemi vard. Ona kar bambaka duygular besliyordu. Bu arada Leslie ekingen bir sesle konutu: eyy, acaba diyorum, resmi hi bozmadan arkasna geemez miydik? Yani duvardan bir geit ap oradan kraln arkasn bulamaz mydk? O anda kzn boynuna sarlp yanaklarndan pesim geldi. are bulunmutu ite. Louren maden mhendislerinden bir tanesini, be adamyla ve gerekli malzemeyle getirtti. Mhendis kayay inceledi, sonra kolayca deiebileceklerini umduunu syledi.

Aman dikkat edin, olabildiince kk bir delik an, resimlere zarar gelsin istemiyorum. Ne denli uralsa da, yine gzel bir zrafa srsyle, kulaklarn dikmi, evresini dinleyen zarif bir karacay ksmen bozacaklard. Ayrca alt tane de havalandrma delii istiyorduk. Louren bunun nedenini sorunca aklamada bulunmak zorunda kaldm: Resmin arkasnda bir tr geit veya bir maara bulmay umuyoruz, deil mi? Mezar aryoruz demeye dilim varmamt, kimbilir belki de tanrlar gazaba getirmek istemediimden! Oysaki bu maara, eer varsa, iki bin yl nce smsk kapatlm, bu yzden tehlikeli olabilir. Firavunlarn lanetini unutma- / malyz. Tutankhamon'un mezarna ilk girenlerin bana ne gelmiti, hatrlayn. Burada zellikle tehlikeli bir akcier hastal sz konusu olabilir. Lanet filan bunlar bo inan elbette. Leslie de beni dorulad: Evet, bir tr mantar hastal, biliyorum. zninizle szlerimi bitireyim. Buradaki koullar, havada uan sporlar ldrc bir hastala neden olan bir mantarn gelimesi iin ideal koullardr. Bu sporlar akcierlere solunum yoluyla girerler ve oradaki nemli, lk koullarda hemen rer, youn koloniler oluturur. Bylece akcier dokularn zedelerler. Kanamalara yol aarlar, sonra soluk almak gleir, o mantar kolonilerinin kard dklar kana karr, kan yoluyla beyine ve sinir sistemine ular. Beyin hcreleri iltihaplanr, insan hayal grmeye balar. Yani yar yarya ldrr. Yzde yetmi be lm tehlikesi atlatlacak olsa bile cierlerde verem geirmi gibi iz kalr. Ama beyin tamamen iyileebilir. Bu yzden, eer bir maara varsa da alabilirse, ieri giren ilk ekip gaz maskeleri tak- mal. Sonra hava ve tozdan rnekler alr mikroskop incelemesinden geirtirim. Mhendis bu sylediklerimden baya rkm gibi grnyordu. *** Kayay delme ii bitince, tm adamlar dar kardm, alt ayr yerden toz rnekleri aldm. Mikroskop hazrd, beni bekliyordu. Sonunda gaz maskemi syrp attm, sonucu bildirdim: Bir boluk bulmuuz. Temiz, diye bardm. Bu haberim sevin lklaryla karland. Artk rahat allabilirdi. Louren, almalar srdrmek iin benden bakasn istemiyordu. Bu yzden, ikimiz gn omuz omuza, duvar delme iini srdrdk. Sonunda arkasnda bulunduunu sandmz oday kapatan koskocaman, tek para ta pek byk glklerle devirebildik. ki bin yldr ieride tklp hapsolmu olan hava, pis bir kokuyla dar frlad. nce kendini toparlayan Louren oldu. Maaraya almak iin getirilmi olan uzun kordonun ucundaki elektrik lambasn kapt gibi ieri dald, ben de arkasndan. Darack delikten srnerek getik. Arkadaki odack bir metre kadar aada kalyordu, atladk. Yan yana dikilip evremize gz gezdirdik. Ta bir duvarla son bulan upuzun bir geitteydik. Bu geidin ykseklii metre, genilii de buuk metre kadard, dmdz uzanyordu. Tavan duvardan duvara enine yerletirilmi kumtan- dan lentolarla tutturulmutu. Duvarlar da girerken delmek zorunda kaldmz kocaman talarla deliydi. Yerde de drtke kumtalar denmiti. Geidin her iki yannda

duvarda ta ereveli dolaplar oyulmutu. Yerden tavana kadar ykselen bu girintilerin eni bir buuk metre, derinlii bir metre kadard. Her birinin iinde raflar vard ve raflara yzlerce mlek sralanmt. Louren elektrik lambasn yksekte tutup ilerlerken: Bir tr kiler olacak buras, dedi. Evet, bu mleklerde de herhalde ya arap, ya tahl vardr. Geidin her iki yannda onardan yirmi girinti ve girintiler- deki raflarda herhalde iki, bin kadar mlek olmalyd. Louren sabrszlanyordu: Hadi aalm bir tanesini. Olmaz Lo. Doru drst almaya hazr oluncaya dek aamayz. Her yer yumuack bir toz bulutuyla rtlyd. Yrdke bulut bulut evremizi saryordu. Bunlar temizlemeden bir ey yapamazdk zaten. Aksrdm. Louren dedi ki: Yava yr, toz kaldrma. Sonra bir adm daha att, znk diye durdu. O da ne? Geidin zeminine bir dzine kadar ekilsiz bir eyler ylmt, zerlerine yl tozdan, ne olduklar anlalamyordu. Raflardaki dzenli mlek dizilerine oranla bunlar karmakark yere atlm gibiydi. Bana bir eyi anmsatmt, ama ne? Louren'e lambay yaklatrmasn syleyerek meldim, usulca dokundum, tozlar temizledim. Sonra ne olduunu anladm, elimde olmadan barmm. O yumuack toz katmannn altnda yzyllar tesinden bir surat belirmi, bana bakyordu. zerine ttn rengi kupkuru bir deri gerilmi, mumyalanm gibi bir surat. Gzler bombo, kara ukurlardan ibaretti. Dudaklar kurumu, bzlm, sapsar diler srtrcasna ortaya kmt. ller. Dzinelerce, diye fsldad Louren. Kurbanlar m? Hayr, baka birey olmal. Savarken mi ldler acaba? Byle karmakark yattklarna baklrsa! imdi onlarn ne olduunu anladmza gre, cesetlerin birbiri zerine bir kasrgann etkisiyle veya rastgele oraya frlatlm gibi yldn grdk. Kuruni tozdan bir pelerine brnm bir ceset, srtn duvara vermi oturuyordu. Ba gsne sarkm ve uzatt kolu raflardaki mleklerden drt tanesini yere drmt. Mthi bir atmayd herhalde, dedim. Evet, yleydi. Hey, ne demek istiyorsun? Nerden biliyorsun sen? Bilmem. Yani mthi bir kavgayd herhalde demek istemitim. Ar ar yrd, llerin zerinden atlayarak, her girintiye dikkatle bakarak, ben de peinden gittim. Zihnimde birtakm lgnca dnceler birbirini kovalyordu, ama bir trl derleyip toparlayamyor, onlar bir yola, dzene sokamyordum. Kesin olan bir ey vard, ok byk bir keifte bulunmutuk. Tarihte belki de yepyeni bir kap aacak bir keifte. Arkeoloji dnyas altst olacakt, bu kesindi. Yirmi yldr durmadan yineleye- geldiim dualarm kabul oluyor, hayallerim gerekleiyordu ite. Geidin sonuna varmtk. Dipteki duvar da kumtandan bir bloktu, ama zeri deiik bir gne figryle sslenmiti. Louren ile bir sre onu seyrettik.

Sonra bana dnd, sordu: Hepsi bu kadarck m? Sadece bu geit, mlekler ve rm kemiklerden mi ibaret... Dahas olmal, daha bir eyler. D krklna uramas benim iin deta bir souk du etkisi yapt. Bana gre u yaadm an, dnyada hibir eyle deiemeyeceim, en byk dln verildii and. O ise, d krklna uruyordu demek! Kuzum ne istiyorsun sen? Altnl, elmasl, fildiilerle bezenmi lahitler filan m? Evet, aa yukar, onun gibi bir ey. Burada neler bulduumuzu bile bilmiyorsun yine de yetmiyor sana demek? Senin nen var biliyor musun, Louren Sturvesant? Korkun mark bir adamsn. Hereye sahipsin, onun iin seni hibir ey memnun edemiyor, mutlu klamyor. mrm boyu bunu bekledim, bu an bekledim, bunun iin altm, didindim. imdi amacma vardm u srada sen tutmu bana ne diyorsun... Yok canm, Ben. Onu demek istememitim. Biliyorum, Afrika'da imdiyedein bylesine byk, bylesine inanlmaz bir keifte bulunulmad, ben sadece... Biliyorum, biliyorum. mrm boyu hep birileri kt benim bulularm, benim varsaymlarm kmsemeye, yere almaya abalad, sen de balama imdi. Hadi gel. Ben. u mleklere bir gz atalm. Baksana birka tanesi raflardan yere yuvarlanm. Binlerce var nasl olsa. Bir tanesini asak ne kar sanki, Ben? Ne zarar olur ki? zin istemiyordu ki! Louren Sturvesant izin ister mi hi? Sadece olabildiince ho grnmeye alarak bir emir veriyordu, o kadar. Peinden seirttim. Grn szde kurtarmak iin: Pekl dediin gibi olsun, ama yalnz bir tanesini aacaz, dedim. Ben de en azndan onun kadar sabrszlanyordum. *** mlek salonda, masann ortasnda duruyordu, Rai, Sally, ben ve Leslie evresinde toplanmtk. Mhendis ise bu kez nbeti olarak maarada kalmt. Louren bitiik ofiste, telsizden bara ara iki tane fabrika tipi, byk elektrik sprgesi ve gerekli personel istiyordu. Ama hibirimiz onun sesine kulak vermiyorduk. u toprak kap bizi bylemiti sanki. Rai diyordu ki: Herhalde iindeki altn deil. nk ar olurdu o zaman. Leslie de ekledi: Sv bir ey de deil, arap gibi, zeytinya gibi. Yine sustuk. mlein boyu 45 santim kadard, turu kavanozuna benziyordu. zerinde iaret, ss filan yoktu, kapa, amsakz veya balmumu gibi kara bir eyle mhrlenmiti.

Birden korktum. Bilmek istemiyordum, mlein iinde ne olduunu bilmek istemiyordum. Ya Afrika dansyla veya buna benzer, yresel bir tahlla doluysa? O zaman eletirmenlerim neler etmezdi ki? Sonunda Louren ieri geldi, mlei ama onuru bana veriliyordu, elime ince ba aldm, zerindeki katman balmumuydu, yanlmamtm. Usulca kazdm, sonra ba braktm, kapa usulca oynattm, alacak derecede kolay ald. Hepimiz merakla uzanp baktk. Ama ilk bakta, zamanla pis san-boz bir renk alm ekilsiz bir madde vard. Sevineyim mi, zleyim mi, bilemedim, nk kesinlikle tahl deildi bu. Sally koklad: Tabakhane kokusu gibi, dedi. Hepimiz onu doruladk. Acaba deri miydi? Usulca mlei salladm. Silindir biiminde, sert, prtkl bir maddeydi bu. mlein iine yapm gibiydi, ama hafife yan devirdim, oynattm, kverdi. Her kafadan bir ses kyordu: Uzun, yuvarlak bir nesne bu! ri bir sucua benziyor. Bir beze sarlm. Umarm ketendir. Her neyse, dokunmu bir bez ite. O halde Bantu kltr varsaym rtlecek demektir. Bez rm, yer yer dklyor, baksanza. Nesneyi masann zerine koydum ve ona bakarken tm dlerimin gerekleiverdiini anladm. Ne olduunu biliyordum nk. Louren'in umduu tm altnlardan, elmaslardan da deerli bir hazineydi bu. Sally'e baktm, gzlerimdeki sevinten o da ne dndm anlad: Ah Ben, sakn? Olamaz ama, olamaz. Hadi a, ne duruyorsun, asana! Cmbz aldm, ellerim titriyordu. Silindiri saran sar bezi usulca ayklamaya baladm. Artk kukum kalmamt. Sally fsldad: Ah Ben. Senin adna yle seviniyorum ki! Baktm alyor, iri iri yalar yanaklarndan aa yuvarlanyor. te o an ben de dayanamadm. Benim de gzlerim yaard, kendimi tutamamtm. Yanaklarma akan damlalar elimin tersiyle sildim. Mendilimi kardm, sesli sesli smkrdm. Szde heyecanm bastrmaya savayordum. mlein iinden kan, smsk sarlm bir deri parasyd. Ular anmt, ama ortas alacak derecede, bozulmadan kalmt. Boylu boyunca, kck karnca dizileri gibi yazlar sralanmt. Simgeleri hemen tandm. Pn alfabesinin harfleriydi bunlar. Dilini anlamyordum, yeniden bam kaldrdm. Sally'ye baktm. Bunda uzman, oydu. Oxford niversitesinde Hamilton ile almt: Sal, okuyabiliyor musun? Nedir bu?

Kartaca dili bu. Pnce. Emin misin? Karlk vermek yerine hl alamaktan ksk bir sesle, okudu: Bugn Opet'e, burasn okuyamadm, eyden kervanlar yz yirmi yedi tane parmak kalnlnda altn ubuk getirdiler, bunlardan onda biri... Louren araya girdi: Ne oluyor yahu? Ne demek oluyor bu? u demek oluyor ki sitemiz arivini bulduk. Tamamen el dememi ve okunabilir yazlar. Sitemizin, lm uygarlmzn tm yazl tarihi artk elimizde, hem de halk tarafndan, kendi dillerinde yazlm. Kendi szleriyle. Bu, Lo, arkeologlarn en byk dileklerinin gereklemesi demektir, hep bunun iin dua ederler. Bu, hi kuku, tartma gtrmez, ayrnt, kesin bir kant demektir. Bir satrda, baksana, Kartacallarn eski Pnce dilini konuan kiilerin varln, bu kiilerin altn ticareti yaptklarn, siteye Opet adn verdiklerini, hepsini kantladk ite. stelik bunlar sadece bir satrdan kan sonular. Oysaki binlerce mlek var, hepsinin iindeki yazl derileri dnrseniz, krallarnn adlarn, neler yaptklarn, dinlerini, trelerini, savalarn, hereylerini, nereye gittiklerini, niin gittiklerini, hepsini reneceiz demektir. Sonunda Lo da anlamt, iin ne denli akl almaz, ne denli byk olduunu. Ne var ki bu zaferi kazandktan ancak bir saat sonra, meslek yaantmn tam doruuna erimiken, nmde n, servet ve parlak bir baardan te bir ey yok gibi grnyorken Doktor Sally Benator, hepsini ykvermeyi baard ite. Masann bana toplanm, bir yandan viski iesi dibini bulurken bir yandan da konuuyor, konuuyorduk. Sabaha dek de konuabilirdik. nk kafalar iyice dumanlanmt. Sally, derinin zerindeki okunabilir yazlarn hepsini okumutu. Siteye gelen ticaret kervanlarndan, mallarn cinsinden ve deerinden sz ediliyordu ki, bu bile balbana, insanlar ve yerler konusunda geni bilgi ve ipular vermeye yeterdi. Zeng krmz araplarndan yirmiiki byk amfora, Habbakuk-Lal tarafndan getirilmi, onda biri Ulu - Aslann. Ulu-Aslan ya krala verilen bir unvan, ya da sitenin yneticisi olmal. Gneyin otluk denizlerinden yz doksan tane iri fildii. Toplam iki yz yirmi bir talent arlnda. Onda biri Ulu-Aslann, Al Muab Adem gemisine yklenecek. Bir talent ne kadar ediyor? diye sordu Louren. Otuz kiloya yakn. Aman Tanrm, pek usta avclard herhalde. 5.000 ton kadar fildii demek bu. Vay canna!.. Yahu hadi deriyi biraz daha ap okuyalm.

Olmaz Lo, uzman ii bu. Deri yuvarlanal 2.000 yl oluyor. Doru drst, yordamnca almazsa paralanr, unufak olur sonra. Sally atld: Evet, her birini ap okumam haftalar alacaktr. Bu creti beni artmt. Eski yazlar konusundaki pratik bilgisi yl Hamilton'un yannda almaktan edindiklerinden ibaretti. Bu, yeterli miydi? Deri veya papirs zerine ne kadar uzmand, bilemiyordum. Bunlar amak apayr bilgi gerektiren bir iti nk. Pn dilini geri byk bir kolaylkla anlyordu, ama imdiye dek bulunmu olan en byk yaz arivini okumay tek bana stlenebileceini sanmas da gerekten byk cretti dorusu. Yzmdeki ifadeyi anlam olmal ki, sordu: i bana vereceksin, deil mi, Ben? Onu krmak istemiyordum, kimseyi incitmekten holanmam, hele sevdiim kz... Bu ok byk ve etin bir i, Sal. Gerekten de Hamilton gibi, veya Tel-Aviv'den Levy, ya da Chicago'dan Rogers gibi birini getirtsek ok daha iyi olur diye dnmekteyim. Ama kim gelirse gelsin, bayardmcs sen olacaksn. Tasalanma. Be saniye bir lm sessizlii oldu. Bu sre iinde de Sally'nin yzndeki umutsuz ifade birdenbire korkun bir fkeye dnt. Sesinde olaand bir yumuaklkla sze balad: Benjamin Kazin, mrmde senin gibi sinsi? alak bir herif grmedim ben. Tam yldr sana olanca benliimle balanaym, sadakat gstereyim de... Sonra kendisini kaybetti. Szleri ruhumu kanatrcasna krbalarken bile kzaran yanaklarna ve alev alev yanan gzlerine hayran hayran bakmamak elimde deildi. Sen vcuta olduu kadar aklca da kk bir adamsn. Senden nefret ediyorum, tiksiniyorum, seni kk adam seni! Beni can damarmdan vurmutu. Kk sfatna dayanasm olmadn pek iyi biliyordu. Sonra Louren'e dnd: Syleyin ii bana versin! Emredin ona! Kendi aresizliim, aknlm iinde bile Sally adna telalandm. nk imdi karsna ald zavall, sakat, yufka yrekli bir arkeoloji doktoru deildi ki! nsan yiyen bir aslana ta atmak gibi bir eydi bu yapt. Sally'nin bu denli aptal olabileceini, Louren'in kendisine gsterdii dostluu bylesine yanl yorumlayabileceini dorusu hi sanmazdm, dnemezdim. Louren ile bu sesle, byle konuabileceini aklmn ucundan bile geiremezdim. Sanki kendinde bir hak gryor gibiydi, aralarnda duygusal bir ba var gibiydi, nk ancak o zaman byle konuabilirdi. Ben ki kendimde byle bir hak grebilirdim, byle balarla balydm, yine de bu hakkm bylesine ktye kullanmaya cesaret edemezdim. Louren'in gzlerinde bir imek akt, burun delikleri ksld, benzi sarard: Kadn! Dilini tut! dedi. O anda bu iki sevdiim insann birbirine deceini, ikisinin de inadndan caymayacan anlamtm. Tam araya girecek, Sally'e: Sally, yapma, ne olursun yapma. Ne istersen yapacam. Tek buna engel olaym, diyecektim ki, alacak

bir ey oldu. Sally anszn psverdi. Patlam bir balon gibi snd. Louren fkeyle buyurdu: Hemen odana git ve terbiyeli olmay reninceye kadar da oradan kma. Gzlerime inanamyordum. Sally sklm pklm, cezalandrlm bir ocuk gibi kp gitmiti. Leslie ile Rai da iyi geceler dileyerek odalarna ekildiler. Louren ile babaa kaldk. Louren hafife omzumu okad. zgnm Ben. Ama aldrma sakn, zerinde durma, yarn sabah grrz. Ve o da kt, karanla dald. Birdenbire tm deerini yitiriveren zeri yazl deri parasyla baabaa kalvermitim. Sally'nin sesi kulaklarmdan gitmiyordu. Oturdum viskiyi bitirdim, kafay iyice bulunca kararm verdim. Gidip Sally'den zr dileyecektim, ii de ona verecektim, her eyden nemlisi onun mutlu olmasyd benim iin. Sally'nin imdi yalnz yatt kulbeye gittim. Leslie, Peter ile Heather'in odasna tanmt. Kapy usulca tklattm, ses gelmedi. Tam ap girecekken vazgetim. Kendi kulbeme yneldim. Kendimi yatama attm, elbiselerimle, yle, uyuyakalmm. Ben! Ben! Uyan! Sally'nin sesi ve usulca beni sarsan eli. Bam evirdim, alev alev yanan gzlerimi atm. Sabah olmutu. Gne prl prld. Sally yatamn ayakucuna oturmu, bana doru eiliyordu. Giyinmi, salarn krmz bir kordeleyle balamt. Ama gzleri geceyi uykusuz geirmi veya ok alam gibi iti. Dn gece iin zr dilemeye geldim, Ben. Sylediim o pis, iren eylerden dolay, o kt davranmdan dolay zr dilerim, bala beni. O konuurken, darmadan olmu moralim dzeliyor, yerli yerini buluyor, bamn ve yreimin ars diniyordu. Herhalde fikrini deitirmisindir, zaten hak ettiim bir i de deil, ama yine de Hamilton ile veya ii kime verirsen onunla, bayardmcs olarak almaktan onur duyacam. Srttm: Tamam. senindir! *** Yaplacak ilk i, tozu temizlemekti. Bylesine smsk kapal bir yerde bunca tozun nasl biriktiine nce ayordum, ama sonradan, tavan lentolannn balantlarnn duvarlar kadar sk olmadn anladm, toz yzyllar boyu buradan ieri girip birikmi olmalyd. Louren'in istedii aralar ile tivenlik polisi gelince ie koyulduk. Polis, tnelin giriine bir kulbe koydu, orada srekli nbeti bekliyordu. Ancak biz beimiz ieri girebiliyorduk. Baka kimsenin girmesine izin yoktu. Elektrik sprgeleri tozlar temizledike saym yapabiliyorduk. Girintilerdeki raflarda tam 1.142 tane smsk kapal mlek vard. Bunlardan 148 tanesi raflardan dm, 127'si de krlm veya atlam, deri paralar da havayla temas etmiti. Onlara parafin ya pskrterek dalmalarn nledik, sonra

kaldrdk, etiketledik. Bundan sonra dikkatimizi, arivde yer alm ve bunca mlein krlmasna neden olmu o kyasya sava sahnesine ynelttik. Geitte raflar arasnda aniden ld belli olan tam otuz sekiz tane ceset vard. Birka tanesi lmek iin girintilere doru srnmt, son nefeslerini verirken de mumyalam gvdelerinde alm yaralarn elleriyle bastryorlard. lrken ektikleri suratlarnda ak seik okunabiliyordu. Bazlar birden lmt, can ekimeden. Bunlarn kafataslar ta omuzlarna dek yarlm veya gvdeden kopup yuvarlanm ya da ok ar yara almlar, kollar, bacaklar kopmutu. Burada insanst denecek bir kyc gcn, akl almaz, eytans bir fkenin izleri okunuyordu. Kurbanlarn hepsi de negroyit rktand, tabaklanm deriden nlkleri vard, kemikten veya boncuktan ssler taknmlard. Ayaklarnda hafif deri sandallar, balarnda ise yine boncuk, deniz kabuu veya kemik gibi eylerle ssl, deriden, kutynden veya dokunmu liften balklar vard. Silahlar da drt bir yana salmt. Cilal tahtadan sopalara balanm kabasaba dvlm demirden mzrak ular. Bu mzraklardan birou krlm veya jilet keskinliinde bir silahla ikiye blnmt. Ayrca, ucuna yaban kaz ty taklm, elde dvlm demirden dikenli balar olan yzlerce kam ok da vard. Oklar yumuak kumtandan duvarlar yer yer delmiti ve geidin azndan atldklar belliydi. Herhalde geidin az bundan sonra rlm olacakt. Bu oklardan bir tanesi bile bir insan vcuduna girmemi olduundan, geit boyunca lleri dalm bu adamlarn saldrdan nce oklarla bir baraj kurduu sonucuna vardk. Geidin rlm azndan drt, be metre ieride bir ate yaklm, duvarlar, tavan kararmt. Tnelin aznn grlmesiyle havaszlktan snen atein yanmam odunlarn bazlar hala duruyordu. Bu ate bizi ok dndrd. Sonunda Louren savan nasl olabileceini tasarlad, aklad: Bizim Opetlilerden son hayatta kalanlar, dmanlar buraya ekmi olmallar. Dman da bu son kalan yiitlerin iini bitirmek iin en gl askerlerini ieri gndermiler, ama Opetliler onlar karm. Sonra dman okularn geidin azna dikip ieriyi ok yamuruna tutmu. Yine ieri dalmlar, ama Opetliler onlar bekliyormu, dzinelercesi lm. Opetlilerin de her biri birok yerinden yaralanm, oluyorlarm. Gleri tkenmi, yaamda olduu gibi, lmde de omuz omuza vermi bu can yoldalar. Silahlarna dayanp dman beklemiler, ama dman gelmemi. Sadece dumandan onlar karmak iin geidin azna byk bir ate yakm. erdekiler kmaynca da saldrmaktan vazgeip geidin azn rmler, ieridekileri, lleriyle birlikte, diri diri gmmler. Hepimiz susmu, Louren'in anlattklarn gzlerimizin nnde canlandrmaya abalyorduk. Akla yakn geliyordu, kantlara da uyuyordu. Ama Sally yine oyunbozanlk etti: Eer bu anlattklarnz doruysa o halde sizin o yiitlere ne oldu? Uup gitmediler ya? Gerekten de o' ok eski faciann kahramanlarndan geriye en ufak bir iz kalmamt. Sadece geidin banda, Baal'in gne simgesinin altndaki kanttan baka. Bu, arivde bulduumuz son eya oluyordu. alacak gzellikte, ok kullanl bir sava bal- tasyd.

2.000 yldr durduu yerden onu aldm zaman, tam bana gre yaplm sandm, elime tpatp uyuyordu. Sapnn ucundan, kopmu bir deriden Bilek band sarkyordu. Balta, gergedan boynuzundan yaplmt. Son derece keskindi. Sap fildiiydi. Gl bir silah olduu ilk bakta anlalyordu. ki yanl da kullanlabilirdi. Baltann ba pek ince ilenmi, kanatlarn am, drt akbaba kuu, iki yanna kazlmt. Kular ylesine ayrntlaryla ilenmiti ki, neredeyse tyleri tek tek saylacakt. Bu kurumu kanlar hl zerinde olan baltay elimde tutarken birdenbire anlamsz bir lgnla kaptrdm kendimi. Baltay bamn zerinde savurdum savurdum, Korkun bir sava lyla frlatmak zereyken kendimi zor tuttum. evremde alan arkadalarma bakndm. ey, deniyordum da. Balayn, demekle yetindim. *** O gece Louren ile ksa bir yrye kmtk. Yarn dnmek zorundaym, Ben. Geleli iki hafta oldu bile. Burasnn yznden tm sorumluluklarm nasl unuttuumu dndke dorusu kendim de kendime ayorum. Burada ne var ki, bizi bylesine balyor, deta bylyor? Ha, ne dersin, Ben? Demin o baltay eline aldnda sen de bambaka biri olmutun. Bir an nce u deri paralarnda neler yazldn renmeli, u sitenin gizemini zmeliyiz. Aman Lo, ne diyorsun sen? Burada en az on yllk i olduunu bilmiyor musun sanki? Ama ben sabr denen eyi bilmem ki, Ben. Dn gece Tu- tankhamon'un mezarnn kefedilmesinin yksn okudum. Lord Carnarvon mezar bulmu, ama l Firavunun lhdini grmeye mr yetmemi. Bouna zaman yitirmeyelim. Biliyorum, ille de Hamilton'u istiyorsun. Cuma gn Londra'daym, onunla bizzat grecek, mutlaka buraya getirteceim, ama bu arada sen de burada bir eyler bulursan bana hemen haber ver, olmaz m? Burada daha bulacamz bir eyler var, biliyorum nk. *** Biz maarada bulduumuz arivde alrken, bir baka ekip Siteye geldi, yazl deri tomarlarnn gereince korunabilmesi iin gerekli, uygun atmosfer ve havay ieren nemi, ayar, kaplar hava geirmez bir prefabrike depo binas kurdular, evresini de dikenli tellerle kuattlar. Bylece yazl derilerin bozulmas nlenmi olacakt. Bu arada Botswana Hkmetinin yetkilileri de gelmiti, nk hkmet bu yazlarn yurt dna kmasn yasaklamt. Yine de onlardan, imdilik sitenin bulunuunun gizli tutulaca konusunda sz alabildim. Ancak ben olur deyince kamuoyuna aklanacakt. Bu arada Louren, Hamilton'un gelmeyecei haberini verdi. Bu, kt bir haberdi. Adamn bana gveni olmadn gsteriyor, bundan sonraki nme de glge drme tehlikesi yaratyordu. aresiz, Sally ile kalktk, ta Oxfordlara gittik, Hamilton'u bulduk. Sally ile herhalde gemite bir ilikisi olmutu, yle anlalyordu. Sonunda onu, bizimle almaya raz ettik. Dnmzden bir hafta sonra geldi. Hemen kollar svayp ie koyuldu. Eski yazlar okuyup yorumlama konusunda hi kukusuz dnyada birinci gelen bir bilgindi.

Ayrca, bu yazl deri paralarn okuyabilmek, tam anlamyla bir bilim olmaktan ok, bir sanat saylabilirdi, nk her birinin derisinin niteliine gre, iyi veya kt korunmu olmasna gre yaplacak ilem deiik oluyordu. Sally bir aralk bana, bu iin altndan gerekten de kendisinin kalkamayacan itiraf etmek zorunda bile kalmt. nk henz sahip olmad bir deneyim birikimine de gerek gsteren, ok byk bir iti. Eldridge Hamilton tpk bir Ortaa simyacs gibi alyor, alma odasna kimyasal madde kokusundan girilmiyordu. Onun da, Sally'nin de parmaklar lekelerle bezenmiti artk. Durmadan bir eyler kartryor, pskrtyor, Doyuyorlard. Her bir deri paras aldka, ayrntl bir evirisine giriiliyordu. Bunlar ya sitenin ticaretini zetleyen hesaplar, ya da Ulu - Aslan ile dokuz aileden kurulu konsey yelerinin bildirileriydi. Kaleme alanlar ise ad bilinmedik yazmanlard ve gerekten de ok kuru bir dille yazmlard. Besbelli fazla ayrntlara girmeye zamanlar da, istekleri de yoktu." Hamilton diyordu ki: Bu, Pn halknn bir zelliidir. Grsel sanatlardan pek holanmazlard, mlekilik de bu yzden pek gelimemiti. Kanmca heykelcikleri de, eer var idiyse bile, pek deersiz ve irkin olmalyd. Ama sanat yaratabilmek iin zenginlik ve bo zaman gereklidir. Haklsnz. Roma ve eski Yunan buna rnektir. Kartaca ve daha nce Fenike, sk sk tehlikelerle karlatklarndan, onlar iin yaam srdrebilme kaygsnn hereyden nce gelmesi de olaan karlanmaldr. Onlar gzel eylerden ok, servet ve g sahibi olmakla urayorlard anlalan. Sally sze kart: Biz beyaz Afrikallarn da onlardan pek aa kalr yanmz yok. Tpk eski Kartacallar gibi altn olan yere kouyoruz, sanata filan boveriyoruz. Yazlar okunduka bu varsaym da dorulanmaktayd. Ha- milton'a bir neride bulundum: Arivin genel nitelii aa yukar renildiine gre, artk sistemli bir almay, batan sonuna dek kronolojik bir sra izlemeyi bir yana brakp aradan rastgele setiklerini okuyarak sitenin tarihine genel adan bir gz atmak mmkn myd acaba? Bu nerimi olumlu karlad ve yapt almalardan ortaya, sava ve enerjik bir kavmin, orta ve Gney Afrika'da geni bir alana yaylm smrgecilik akm kt. Bu kavmin merkezi Opet sitesiydi ve Ulu-Aslan dedikleri bir hkmdar ile dokuz soylu ailenin oluturduu bir oligari tarafndan ynetiliyordu. Bu Kurulun kararlar, gln kanallarn szge takarak su yosunlarnn birikmesini nlemekten, Baal ve Astarte gibi tanrlarla gnderilecek habercilerin seimine varncaya dek ok eitli ve geni konular kapsyordu. Burada Astarte, Kartacallarn tanrs Tanith'e oranla ncelik sahibi gibiydi. 'Haberciler'in de kurban edilen insanlar olmasndan kukulanyorduk. Ayrca, tpk Yahudi sistemi gibi anaerkil kkene dayandrlan, zenle hazrlanm soyaalar bulduk. Her soylu erkek veya kadn soyunu, ta sitenin kuruluuna dek geriye doru izleyebiliyordu, ailesinin kimler olduunu bilebiliyordu. ok tanrl bir dine balydlar

ve bu dinin onlarn yaam biiminde de nemli rol oynad belliydi. En nemli tanrlar, Baal ile Astarte idi. Zaman asndan ilerledike yeni yeni etkenlerin hkmdarn dikkatini ekmeye baladn da farkettik. Opet glnn sularnn hzla azalmas, gl yzeyinin klmesi sitenin yaam izgisini tehdit etmeye balamt. 296 ylnda Ulu-Aslan, 7.000 kleyi, kanallar denize ak tutma iine komutu. Ayrca komutan Ramose komutasnda 1.000 askerini de douya, doan gnein ynne gndermiti, hi durmadan gidecekler, doudaki denizi ve kaptan, gemici Habbakuk - Lal'in varln bildirmi olduu, kuzey lkelerine giden yolu bulacakt, komutan Ramose ite bu ile grevlendirilmiti. Bir yl sonra Ramose dnyor, yannda ancak yetmi adam kalmtr. tekiler bataklklarda ateli hastalklara yakalanm, lm gitmilerdir. Ama Ramose douda denizi bulmutur. Ayrca 'esmer tenli, sakall, ince ve gzel kumalara brnm, yaylarn da ayn kumalarla balayan' denizci ve tacir kiilerin yaad bir de site bulmutur. Bu insanlar doudan, deniztesi bir lkeden gelip oraya yerlemiler, Ramose'ye yirmi ubuk altn ile yirmi kle armaan etmilerdir. Bylelikle bizim Opetlilerimiz Sofala kysnda yerlemeye balayan Araplarla ilk ilikiyi kurmu oluyorlar ve onlara 'Dravtor' adn veriyorlar. Ulu-Aslan'n yeni bir kle igc kayna aramalar boa kmtr. Madenlerde kle altranlara buyruklar gnderiliyor, klelerin yaamnn olabildiince uzatlmas emrediliyor. Klelere verilen et ve tahl arttrlyor, bylelikle geri fiyatlar artyor, ama klelerin de mr uzatlm oluyor. Ayrca kle sahiplerinden, tm dii klelerin hi bo braklmamas, srekli olarak dourmalarnn salanmas da isteniyor. Bu arada yeni kle arama almalar da srdrlmektedir. Sonunda Yuye kabilesinin peine dlyor. Bu sar derili Yuyelerin tarifinden, onlarn Mottantolarn atalar olduklar sonucunu kardk. Sonra anszn Ulu - Aslan, kuzeye giden bir birliin 500 vahi Nbyal ile dnmesine pek seviniyor. Bunlar hem uzun boylu, hem gl yapl klelerdir, birlik komutanna dl olarak on ubuk altn veriliyor. Ama bu sevin, bu dnemi izleyen yzyl boyunca yava yava snyor, nk ulu rman kuzeyinde ka- raderili bir topluluk yerlemektedir. Byk Bantu gleri balamtr ve artk Ulu-Aslan'n ba kaygs, bu glerin gneye doru akmasn engellemektir ve bu amala, lejyonlar kuzey snrnda durmadan devriye geziyor. te arivden rastgele seerek okuduumuz yazlar gemie byle bir gz atmamz salyordu, ama hepsi de kiisel grten tmyle uzak, sadece olaylar yanstan kuru yazlard. Biriktirilen bu servetin u titiz kaytlarna biraz canllk, biraz soluk verebilecek bir Titus veya bir Plinus'un eksikliini nasl da duyuyorduk! Ayrca rendiimiz her olay aklmza yzlerce soru getiriyordu. Bu sorulardan en ok sorduumuz uydu: bu Opetliler nereden gelmilerdi ve ne zaman gelmilerdi? Nereye gitmilerdi ve niin gitmilerdi? Bu sorularn karlnn u yzlerce yaz iinde bulunacan umuyorduk ve bu yzden imdilik kendimizi daha nemsiz sorulara karlk arayp bulmakla oyalyorduk aresiz. Kaytlarda sz geen yerleri saptamak olduka kolayd. Zmbao ve Punt amz Rodezya'snn gneyinde ve kuzeyinde kalan topraklard, ulu rmak, Zambezi rmayd, gller yokolmutu, Zeng baheleri ise yine Dou Rodezya'da, yzbinlerce hektar

geniliinde uzanan, teras haline getirilmi yamalar olacakt. Kuya tepeleri ise, Sinoia'nn zerindeki, bakr ynnden zengin lke olmalyd. Adm adm, bizim Opetlilerin nerelerde yaadklarn kefettik, o sonsuz serveti nasl biriktirdiklerine de tank olduk. nk bu edinilen servetin byk blm dar gnderiliyordu, ama yine de her zaman 'onda biri Ulu - Aslan'a kalyordu'. Peki bu hazine neredeydi? Siteyle birlikte yokolup gitmi miydi, yoksa hl burada, Kanl Tepelerin kz! kayalarna oyulmu gizli bir mahzende miydi? Aklmdan aa yukar bir hesap yaptm, madenlerden karlan altnn 4.000 tondan aa olma d sonucuna vardm. Onda biri Ulu-Aslan'n payyd. Bu 400 tonun yarsn ordusunun bakmna, tapnan yaplmasna ve teki kamu ilerine harcadn dnsek bile, yine de geriye 200 ton kadar altn kalyordu. Bu da gnmz parasyla akla hayale smayan bir servet demekti, ama nerede gizliydi? Louren'in geliinde bu hesaplarm ona da atm zaman, o soluk mavi gzlerinin altn hrsyla parladn grdm. Bana dedi ki: Bak Ben, bana kalrsa Rai ile ikiniz evreyi biraz daha ara- trsanz hi de fena olmayacak. Bu sitenin ocuklar bir eyleri gizlemekte pek usta imiler anlalan. Baksana, mezarlklarn bile hl bulamadk! Srttm: Yaa, demek sadece mezarlar aramaya kmam istiyorsun, yle mi? eyy, tabii yolda tesadfen hazineye de rastlayacak olursan seni knamam, Ben. Ne de olsa 200 ton altn hi de fena servet saylmaz. imdilik Sally ile Hamilton'un en az iki, aylk ii hazrd, bu yzden ben de bir deiiklik olsun diye, Louren'in nerisini kabul ettim. Aylardan, Afrika'da 'intihar ay' diye adlandrdmz Kasmdaydk. Gne, insann beynine balyoz gibi iniyordu, toprak da onun dvd bir rst sanki. Ama biz yine de yimadk, altk, aratrdk. Ancak gn ortas scak dayanlmaz bir hal ald zaman iki saatlik dinleniyor, kendimizi zmrt gln serin sularna atyorduk. Eski Opetlilerin numaralarn, kurnazlklarn da renmitik artk, her an tetikteydik. zlerini nasl ustaca rttklerini, duvarclarnn duvar rerken talarn arasn nasl gizlediklerini biliyorduk. Ama ne denli aradk, ta- radksa da, hibir gizli geide, kapya filan rastlayamadk. Sonra site surlarnn dna ktk. Her gn 100 metrelik bir alan iaretliyordum ve oray adm adm aratryorduk. Her gn de kendine gre, ufak tefek servenlerini birlikte getiriyordu. Bir gn ben, zehirli bir kara ylann saldrsndan klpay kurtuluyordum, bir gn Ral'n suratn yirmi eekars birden soktu. Tam be gn zavall Rai hi iime yaramad. Kasm ay bylece geldi, geti. Aralk ortasnda bir santimcik kadar yamur yad ki bu, Afrika'nn bu kesimi iin yeter de artar bile. Bir saatik kadar tozu yattrd ve bylece yamur mevsimi sona erdi. Herhalde eski Opet gl blgenin daha bol ve sk yamur almasn salyor olmalyd. nk yeryz suyu, hem buharlamasyla, hem de havay serinletmesiyle yamura yol aar. Rai ile ben hibir sonu almadan almalarmz srdrdk. Ama yine de heyecanmzdan bir ey yitirmemitik dorusu. ldrc gne altnda kan-ter iinde altktan sonra, akamlarmz yine de sitenin temellerini gsteren haritann zerine eilmi olarak geiriyorduk. Tahmin, tmevarm ve ayklama yntemiyle, eskilerin mezarlarnn nerede

olabileceini bulmaya abalyorduk. Bu Rai' den ok holanyordum, ileride gerekten byk bir arkeolog olacana hi kukum yoktu. Kaz biter bitmez onu Enstitye almaya da niyetliydim. Biz bir sonuca varamamtk, ama Hamilton, Sally ve Leslie'nin yardmyla, durmadan yeni yeni bilgiler derleyebiliyordu, ariv sayesinde. Bylece bir yl geti. Yeni yln balarnda Hilary Sturvesant, Louren'i, ailesini de siteye getirmeye raz edebilmiti. ocuklarn da getiriyorlard, bu yzden tam bir hafta bu ziyarete hazrlanmak zorunda kaldk. Ne var ki, onlar gelir gelmez souk bir hava esti, Sally Benator bir baars bahane ederek benim kendi ellerimle hazrladm le yemeine gelmedi. Ama elinde havlusu, srtnda mayosu, gizlice zmrt gle kt da gzmden kamamt. te yandan, Hamilton ile Sturvesant arasndaki ilikiler de hi dosta saylmazd. Son grmelerinde epeyce ekitikleri belli oluyordu. Ak ak kavgaya girimelerini zorlukla nleyebildim desem yeridir. Bu yetmezmi gibi, Sturvesant ile karsnn da arasnn iyice ak olduu anlald. Birbirleriyle hi konumuyorlar, bir ey sylemek gerektiinde, kk Bobby Sturvesant'a bavuruyor, Ltfen vey annene sorar msn? veya Babana sor bakalm istiyor mu? gibi samalklarda bulunuyorlard. Rai ile Leslie de bylesine nl bir ailenin huzurunda konumaktan ekindikleri iin yemekte sadece ben ile kk Bobby konutuk desem yeridir. Neyse, yemek bitince herkes bir yana dald, ben de Hilary ve ocuklarla babaa kaldm. Onu sitenin mzesine gtrdm. Sonra yukarya, arive ktk. Sally, bayan Sturvesant'a souk davrand, ama Hamilton iin ayn eyi syleyemeyeceim. Bir saat sonra oradan ayrldmzda Hilary yeni bir hayran kazanmt. Sonra maaraya getik, ocuklar zmrt glde baryor, oynuyorlard. Biz de iki eski dost gibi, Hilary ile oturduk, konutuk. Kadncaz sonunda iini bana dkt: Ben, Lo'ya ne oldu kuzum? Hi byle deildi. ok alyor da ondan, Hilary. Evet, haklsn, bu otel ii aylardr onu ok uratryor. Biliyorsun, Hind Okyanusu Adalarnda bir lks oteller zinciri kurmakla megul. Komor Adalarnda, Madagaskar'da, tam on tane otel aacak. Sonra, akama doru aaya kampa inerken, birden sordu: Sakn baka bir kadn olmasn, Ben? Bunu da nereden kardn, Hilary? Bilmem, ite yle, aklma geliverdi. Neyse, o akam yemekte korktuum bama gelmedi, her naslsa, dosta bir hava esiyordu. Herkes birbiriyle barm, badam gibiydi. Sally zenle giyinmi, ar sslenmiti diyebilirim. Besbelli leyinki baarsndan eser bile kalmam olacakt. ok da gzellii stndeydi. te yandan, Hamilton ile Louren de ok iyi anlar olmulard. Louren diyordu ki:

Profesr Hamilton dorusu byk bir is baarm burada. Byle bir meslekda setiin iin seni de kutlarm Ben. Ancak, bir ey var, bu ii daha uzun sre rtbas edemeyeceiz, bir aklama yapmak zorundayz. Evet, ben de yle dnyorum. Biraz tuzluya patlayacak, ama eer Krallk Corafya Cemiyetinin Tarihncesi Afrika konulu zel bir sempozyum dzenlemesini salayabilirsek, o zaman belki Sturvesant irketi de ev sahiplii yapar, Cemiyet yelerinin yol ve otel giderlerini karlar. Bylelikle yeler gelmezlik edemezler. Louren bir kahkaha att: Ne demek istediini anladm. Ben. Tm eletirmenlerini ve dmanlarn, burada toplayp azlarnn payn vereceksin, deil mi? Pekl, onlara birinci snf uak bileti gnderir. Dorchester Oteline yerletirir, bir de ampanyal le yemei verip pohpohladktan sonra, Ben ile Hamlton'u a kurt gibi aralarna salveririz. Ne kadar srer bunun hazrlanmas? Eedridge Hamilton karlk verdi: nce Cemiyet Konseyinin onayna sunulacak. . Onun iin bilemem, ama giderlerini karlamamz elbette ii geni lde kolaylatracaktr. Herhalde Nisana filan toplayabiliriz sanyorum. Nisann biri olsun, deyiverdim. Byk bir heyecanla bu toplanty tasarlamaya koyulduk. Bizi en ok eletirenler, ba dmanlarmz listenin de banda yer alacaklard. O akam yemekte dmanlarmz nasl pes ettireceimizi dnerek pek elendik. Birden Sally, benim yanmda oturan Hilary'ye dnd: Bizi balayn, Bayan Sturvesant, tm bu konutuklarmzdan tek szck anlamyor olmalsnz. Sonra, burann sca ve ilkel koullar da size dayanlmaz gelmitir. Tenis oynamaya hi de elverili bir hava deil, deil mi? Bunlar ok tatl bir sesle, dnceli bir ev sahibesi gibi sylemiti. Ama Hilary de bo biri deildi. zellikle tenisten sz etmesi, onun, zamann bo geiren, bir salon bebei, yararsz bir kii olduunu ima ediyordu. Hilary hemen karln yaptrd: Haklsnz, Doktor Benator, bu gne gerekten sala zararl olabilir, insann cildini yakar kavurur. Baarnzn henz tamamen gemedii de belli oluyor, umarm abuk iyileirsiniz. Sally bakt, Hilary kolay kolay di geirilebilecek bir dman deil, bu kez taktik deitirdi, tm ilgisini Louren'e yneltti. Onun her szne itenlikle glyor, gzlerini onun yznden ayrmyordu. Sonunda Hilary, kozunu oynad: Louren, sevgilim, bugn gerekten ok yorulduk, ltfen artk yatalm.

Kocasnn koluna girerek uzaklarken, istemeye istemeye, Sally'nin hak ettii muameleyi grd kansna varmtm. Uyandm, odamda biri vard. Kendimi savunmaya hazrlanrken, baktm kap ak, dardaki ay, Sally'nin incecik geceliinin iinde tm vcut izgilerini, plakm gibi ortaya koyuyor. Yanma yaklat, beni tutkuyla pt, sarld: Benimle sevi, Ben. Haydi. Neden Sally? Neden imdi? nk buna ihtiyacm var. Hayr Sally, yanlyorsun. u anda hi ihtiyacm yok, biliyorum. Birden alamaya balad, kollarmn arasnda alad, alad, sonunda onu usulca yatrdm, zerini rttm. Ben kancn biriyim, deil mi? diye fsldad ve uyuyakald. Ben ise gece boyu gzm krpmadm, oturup onu seyrettim. Sanyorum neler olduunu o zaman anlyordum da kendi kendime bile aklamaktan ekiniyordum. Sabah kahvaltsnda Louren birdenbire, ailenin hemen o gn Johannesburg'a dneceini haber verdi. Oysa ki, bir gn daha kalmalar kararlatrlmt. Louren ile yalnz kaldmzda bunun nedenini sorduum zaman dostum gzlerini benden kararak omuz silkti: Evlenmediin iin ok talihlisin, Ben. Anjan Tanrm, u kadnlar yok mu, u kadnlar? Bylece Ay Sitesinde yaam yine eski, olaan akna dnd. Bir gn Rai i[e ben mezarlar aratrrken, birden bire sanki ayamn dibindeki otlarn arasndan kck, telal bir yaratk doruluverdi. Xhai fsldad: Gnekuu, varlnn sat a kavuabilmek iin gn lerdir yoldaym. Bu en gzel bir vgyd, yreim kalkt. Rai, ltfen ttn keseni verir misin? Gn boyu devedikenlerinin altnda oturduk, konutuk, konutuk. lkel Afrika konumas sorularyla, cevaplaryla kendine zg bir sanat biimidir, Xhai, asl konuya neden sonra gelebildi. Gnekuu, fili vurduumuz yerdeki Sulu Kayay hatrlyor mu? Ak cinlerin kayaya at kck delikleri de hatrlyor mu' acaba? Bu delikler Gnekuuyla o iri altn adam ok sevindirmiti, deil mi? O gndenberi avlanrken evreme hep yeni gzlerle baktm. Acaba Gnekuu byle birok delii olan baka bir yeri de grmek ister mi? Eer istiyorsa onu gtrebilirim. Aman, istemek de ne demekti? Ben de ona bir sz verdim: Sen beni gtrrsen ben de sana tayabilecein kadar bol ttn veririm. Bu yer ne kadar uzakta acaba?

Anlatmaya balad, 'byk tel'in tesindeymi. Byk tel, Rodezya snr boyunca vahi hayvanlarn bu yana gemesini ve eitli hastalklar tamasn nlemek iin dikilmi 300 mil uzunluktaki dikenli teldi. te yana gemek iin Rodezya hkmetinden izin almamz gerekiyordu. stelik Xhai'nin anlattklarna baklrsa, arazi, Zambiya ile Zambezi Irma snrna da ok yaknd ve oralar terristlerin kol gezdii blgeydi, bu yzden Louren'e haber vermem gerekiyordu, bir sefer dzenlerr.3iydi. Xhai benimle kampa geleneksel dmanlar Bantularla dolu olduu iin gelmek istemedi. gn sonra devedikeninin altnda bulu"" may kararlatrdk. Neyse ki Louren'i telsizle yakalayabildim. Madagaskar'dan bir saaat nce dnm." Senin kk Boiman dostun eski bir altn madeni daha bulmu, Lo. Beni oraya gtrecek, ama bir sorun var. Rodezya'da kapal blgedeymi. Sen tasalanma. Ben. O ii hemen zmlerim. teki madenden iyi verim alyoruz. Fil madeninden. Ertesi akam Louren beni arad: Pazartesiye gidiyoruz, Rodezyal polisler bize elik edecek. Biz ne demek, Lo? Ben de seninle geliyorum, dayanamadm, Ben. Bulavvayo' dan helikopterle iner, sizi orada bulurum. Sen Boiman dostunla Panda Matenga'dan geer gidersin. Oldu mu? *** Polis mfrezesinin komutan ok terbiyeli ve iini bilen gen bir Rodezyalyd. Ondan hemen holanmtm. Mfetti yardm- csym, emrinde bir komiser, be de polis vard. Demek ki Louren yksek katlarla iliki kurmutu. yi silahlanm iki ciple gidiyorduk. Mfettiin ad Alistair MacDonald'd, emrindeki polislerin hepsi de Matabele'ydi. Sindebele dilinde konuunca hepsi de pek sevindi. Ama Xhai huzursuzdu. Kk bir kpek gibi, peimden bir adm bile ayrlmyordu. Mfettiten rendiime gre, Gney Afrika polisine bir emir verilmi, Boimanlar grld yerde vurulacakm. Bu emir hl yrrlkteydi, ama neyse ki pek uygulanmyordu. Tek ilgi ekici yan, geen yzyln tutumunu yanstmasyd. O dnemde yz atl bir araya gelir, bir ete kurar, bu kck adamlar tehlikeli birer hayvanm gibi acmaszca vururlarm. Beyaz da, karaderilisi de onlar bylesine avlarlarm. Ayrca eitli ikenceler de yaparlarm. 1869 ylnda Kral Khama, Boimanlardan tm bir kabileyi, bir barma lenine arm. Silahlarn bir keye brakp da sofraya oturur oturmaz, savalarna kskvrak yakalatmf. Onlara yaplan ikenceyi bizzat kral ynetmi ve son Boiman ancak drdnc gnde lebilmi. Bunlar hatrlaynca Xhai'nin benim peimden hi ayrlmamasna ve bu dev yapl yabanclara o rkek inli gzleriyle kukuyla bakmasna hi de amamak gerekirdi. MacDonald'a gideceimiz yeri harita zerinde anlatnca, yz asld. Gitti adamlaryla konutu. leyin helikopter indi, Louren'i karladk. MacDonald elini kasketine gtrerek onu selamlarken dedi ki:

Hogeldiniz efendim. Babakan size sayglarn iletmemi syledi, Bay Sturvesant, emrinizdeyim. Yola koyulduk, kuzeye, Zambezi rmana doru ilerlemeye baladk. Xhai bizi fil yolundan, bu dev hayvanlarn rmaktan gneydeki VVankie ormanna doru gide gele am olduklar yoldan gtryordu. Bu kurnaz yaratklar, gerekten de inii k pek az bir yol semilerdi, her zamanki gibi. O gece kurumu bir dere yatann banda konakladk. Mfetti her trl korunma nlemini almt. Kuzeye yaklatka bir arpma olasl oa- lrm. Bizden tfek kullanmasn bilip bilmediimi sordu. Olumlu karlk alnca ii rahatlad. Sonra ertesi gn ne kadar yol alacamz sordu. Ben de bu soruyu Xhai'ye aktardm: Gne tepeye vurmadan orada oluruz. nce kayalardaki deliklerin yaknnda su banda kamp kurmu olan halkmn yanma gitmeliyim, nk oktandr beni bekliyorlar. Gerekten de bu kck adamn dostluk anlay beni artyordu, Louren'e dndm: Biliyor musun ki Lo, u kck eytan bize houmuza gidecek bir haber vermek iin tam 150 millik yolu yaya tepmi? Dnebiliyor musun? Eski madeni bulur bulmaz kabilesinden ayrlm, beni grmeye gelmi. O gece Xhai, Louren ile benim aramzda yatt, hl o kocaman Matabelelere hi gvenmedii belliydi. Ertesi sabah saat onbire doru, kuzey ynnde, gkte akbabalar grdk. Dikkatli olmamz gerekiyordu. Xhai bana dedi ki: Halkm byk bir hayvan ldrm olmal. Belki de bir buffalodur, nk kular tam bizimkilerin konaklad yerin zerinde. Korkacak bir ey yok, ilerleyelim. Boimanlar bir pis su ve amur birikintisinin yanbanda be tane stnkr kulbe yapmlard. Ama duman filan ttmedii gibi ortalkta kimsecikler de grnmyordu. Xhai, dilerinin arasndan usulca slk alyor, sk allklarn arasna gz atyordu. Biraz daha yaklanca yirmi, otuz irkin, pis akbaba kulbelerin arasndan kanat rparak havaland. Xhai uzun, ackl bir lk koyverdi. Anlayamamtm, sadece akbabalarn kulbelerin arasna inmi olmas bana garip gelmiti, ama Xhai hemen anlamt ite. Alar gibi, durmadan inliyordu. MacDonald nde ilerleyen cipten atlad, yere eildi, bakt, sonra doruldu, adamlarn ard. Onlar da elde silah, atlayp evreye yayld- 1 !ar. Louren ile biz de indik, ama Xhai inmedi, hep yle, ne arkaya sallanarak inliyor, alyordu. Bantular neden bilmem, belki altn sars renklerinden tr, belki de bebek gibi, ufak tefek olduklarndan tr, Boiman kzlarna zellikle merakldrlar. Xhai'nin kadnlarnn hepsinin, henz erikin aa gelmemi, kck kzlarn bile rzna gemiler, sonra sngleyip, yerlerde, yle sere serpe brakm, ekip gitmilerdi. Ghal ile iki erkei daha silahla vurmulard. Her yana kocaman, madeni yeil renkte sinekler mler, ar gibi vzldayarak dudaklarma, gzlerime konuyorlard. Onlar fkeyle kovdum. Akbabalar, cesetleri ziyaret etmilerdi, iin en korkun yan da buydu ite, akbabalar... Louren: Aman Tanrm! Neden yapmlar bunu? diye sylendi. -MacDonald karlk verdi:

Bu adamlar byledir ite. Frelimonlar da, Mau - Maular da en byk vaheti kendi rkdalarna gstermilerdir. Silahlar var, kullanmak istediler. Polislerden ikisi, cipten aldklar bir muambayla cesetleri sarmaya balamlard. Dndm, bizim tatm kapsna srtm verdim, midem bulanmt, rerek kusmaya baladm. Sonra azm sildim, baktm, Xhai anlamsz gzlerini bana dikmiti. Sadece soluk alan biriydi o artk. O kopkoyu gzlerinde ylesine derin bir keder vard ki, yreim paraland. Sonra fsldad: Bunu kimin yaptn renelim, Gnekuu, dedi ve kampn evresinde dolanarak bir av kpei gibi iz srmeye balad. evreye yaylm bo mermi kovanlarnn zerinde ince yazlar vard. Kovanlarn bolluundan, ate edenlerin salt ocuksu bir tutkuyla ate atklar, kamp kurun yamuruna tuttuklar anlalyordu. izmeleri de ok belirgin izler brakmt, yzlerce kiiydiler sanki, her yanda otlar inenmi, toprak altst olmutu. Xhai anlatyordu: Gece gelmiler. Bak, ite burada beklemiler. ok kalabalk. ki elinin de parmaklarn ap kez sallad. Otuz kii. Sonra afakta saldrmlar. Dn afak skerken. Otuz iki saat nce. imdi oktan uzaklap gitmilerdir diye dndm. Dndmzde dokuz ceset, gzelce sarlp sarmalanm, postalanmaya hazr paketler gibi yan yana dizilmiti. Polislerden drd s bir ortak mezar kazmaya urayordu. Xhai gitti, llerin bana meldi. Susuyordu ve bu susmay, o yrek paralayc alamasndan da daha etkiliydi. Bir defasnda eilip yeil muambaya sarl o llerden birine usulca dokundu. Bu kk adamlar imdiye dek nice nice defalar byle, gnete melip llerine yas tutmulardr acaba, diye dndm. u bizim Afrika'nn vahiliinden ite byle anlarda bsbtn nefret ederim ben. Xhai'nin acsn daha fazla seyretmeye dayanamadm, Louren ile MacDonald'n yanna gittim. Louren dedi ki: Mfettie gre geri dnsek iyi edermiiz. Ben de onun gibi dnyorum. MacDonald da anlatt: Onlarla karlaacak olursak, bizden sayca ok stnler Doktor, baksanza, otuz kiiymiler, diyorsunuz. Bu domuzlar iyi eitilmi, stelik ellerinde de en modern silahlar var. Eskiden byle deillerdi, yar plaktlar, imdi ok tehlikeli oldular. Biz ise saldr iin eitilmi deiliz. Hemen dnmeli ve helikopterleri armalyz. Helikopterler adamlarn yerini bulunca Avc jetleri gelir, napalm ile yokediverir onlar. Peki, dedim. Artk eski madenin bu dehet manzaras karsnda hi mi hi nemi kalmamt. Baktm polisler cesetleri mezara indiriyor, Xhai de onlar seyrediyor. Mezar toprakla rtlnce gittim, kolumu Xhai'nin omzuna doladm. Onu usulca cipe gtrdm. Dndk, gerisin geriye, gneye yneldik. Dn yolunda hepimiz suskunduk, sinirlerimiz gergindi. Ciplerin grlts geliimizi ta uzaklardan haber veriyordu, stelik sk sk tuzak kurmaya elverili allarn ortasndan gemek zorunda kalyorduk. Bu yoldan dneceimizi biliyor olmalydlar, kolayca bize pusu kurabilirlerdi. Belki yola mayn bile demilerdi. Louren birden sordu:

Farknda msn Ben? evrede hi hayvan yok! Bu hi houma gitmiyor. Neyse ki MacDonald, Louren ile bana da birer tfek vermiti. Sonunda, bize saatler srm gibi gelen bir sre sonra, evvelki gece kamp kurduumuz yere geldik. Burada depolara benzin doldurulurken biz de aadaki glckten su alyorduk. Birden, suyun kysnda, talarn zerinde gzme beyaz bir leke iliti. Yreim azma geldi. Louren'e seslenip cipe doru koacakken kendimi zor tuttum, eildim, yerden kk bir ta alp glce attm. O grdm beyaz leke, bir sabun paracyd, zerinde hl kpk vard, kayalarn zerinde de garip slak ayak izleri. Hayvanla ku aras izler. Biliyordum, Timothy Mageba elinde otomatik silah, bir yerlerden beni gzlemekteydi. Tylerim korkudan diken diken oldu. Usulca Louren'in yanna gittim, fsldadm: Lo, sakn ani bir hareket yapma. Buradalar, bizi gzlyorlar. Nerede olduklarn tam bilemeyeceim, ama ok yaknmz- dalar. Mac hazr oluncaya dek burada kendimizi gstermek zorundayz. u polislere syleyeyim hele. Polisler suyu doldurmu, bidonlar kapatyorlard. Yanlarna gittim. Usulca yryn, komayn sakn. Arkanza da bakmayn. Hainler burada. Mfettie syleyin, motorlar hemen altrsn, duyar duymaz koarz biz. Hemen anlamlard, hi oral olmam gibi balaryla evet dediler. Sakin sakin, su bidonlarn tayarak ciplerin oraya trmandlar. Srtmaya alarak dedim ki: Kendimi at talim yerindeki makine rdekler gibi hissediyorum. Daha ne bekliyorlar yahu? Herhalde mevzilenecek zaman bulamamlardr. Sonra hepimizin bir araya toplanmamz bekleyecekler. Byle dank olmamz ilerine gelmez! Neden kukulandn sen kuzum? Kayalardaki sabun parasndan, bir de slak ayak izlerinden. Herhalde yaklatmz duyduklar zaman burada ykanyorlard. O srada yukarda, ciplerin motorlar alt, neyse, bekleyi sona ermiti artk. Koarak tatlara yaklamaya altk, sanki bayr bitmek bilmiyordu. Sonunda tatlara vardk, tam hareket ederken atladk. te o anda ate atlar. Binlerce kurun, yamur gibi yayordu sanki. MacDonald'n cipi en nde gidiyordu, o da ate amt. Ama ate eden polisin vurulduunu, bann dtn, koltua yldn grdm. Ben de durmakszn ate ediyordum imdi. O anda ate kesildi, ne olduunu anlayamadan baktm, MacDonald'n bulunduu cip, taze rtlm bir toprak ynna doru ilerliyor, azm amaya zaman bulamadan mayna arpt, kr edici bir kla patlad, tersyz oldu. Arkadan giden cip saatte krk be kilometre hzla ona bindirdi. Louren, Dikkat et! diye barnca bizim cipi kullanan komiser, aniden direksiyonu krd, yan devrildik, iki tekerlek zerinde kaldk, biz de ta gibi sert topraa dtk. , drt saniye sren bir sessizlik oldu. Dman bile yaratt bu kargaann aknl iinde olmalyd. Aramzda herhalde elli metre kadar bir aklk vard. stelik devrilmi cipler bir de seyrek aalar bizi koruyordu. Louren bana alt, yedi metre kadar tede, yerde yatan MacDonald' gsterdi. Cip, olanca arlyla

adamcazn kalalarna binmiti, inleyerek bu maden ynn kaldrmaya abalyordu. Kalktm, ona doru yrrken yeniden ate ald. Louren beni yere ekti, ykt. Birden baktm kk Xhai yanbamda huzursuz bir ocuk gibi vzldyor. Onu yattrmak iin elimi uzattm. Ama her nedense, dokunmamla deta elektriklendi, ayaa frlad, peinden yetiemedim, dosdoru dman ateinin iine att kendini. Hi saknmadan, gizlenmeye gerek duymadan, uluorta kouyor, atei zerine ekiyordu. Araba farlarna yakalanm bir tavan gibiydi. Onu kurtarmak iin koacaktm, ama Louren demir gibi elleriyle beni yakalam, koyvermiyordu. Hayr! Brakn onu! Hayr! Hayr! diye bar- dmsa da bouna, vuruldu. Kk, esmer bir top gibi tal zemine yuvarland, sonra yine ayaa frlad. Kouyordu, ama sol kolunun dirsekten aas yoktu. Bir kez daha vuruldu, bu defa iki omzu arasndan ve yzkoyun yere kapakland. Kprtsz kalakald. Bu arada cann kurtarm olan polisler de dman ateine karlk vermek zere mevzi alyorlard. Louren beni koyverdi. O da atee balad. Zavall MacDonald hl inliyordu. Kurunlarn tarad alan ap da hibirimiz ona ulaamyorduk. Ben ise, Xhai'nin kck cesedini grdke sonsuz bir fkeye kaplyordum. Kalkp mayna arpm cipe kotum, ar makineliyi kaldrdm, drt kuak fieklii de omzuma vurdum. lgn gibi bara bara adamlarn peine dtm. Kurunlar vzldayarak samdan, solumdan geiyorlard, ama benim aldr ettiim yoktu. Bir yandan kouyor, bir yandan durmadan ate ediyordum ben de. lerinden bir, ikisini vurmutum, tekiler de panik iinde kayorlard, bu kez makineliyi onlara dorulttum. Teker teker yere yuvarlanrken bembeyaz kumlar havaya bulut gibi kalkyordu. Sonunda mermi tkendi. e yaramaz silahm pelerinden frlattm attm. fkemden ve zntmden, ok ileri gitmi, mantk ve korku snrlarn oktan amtm. Silahsz ve korkusuz yle dikilmi dururken baktm glcn kar kysnda Timothy Mageba bana dnd, sa elindeki tabancay kaldrd nian ald. Kurunun bam syrarak getiini duydum. Katil! diye bardm. kinci kez ate etti, ama herhalde lm melekleri beni kanatlaryla sarm, koruyor olmalydlar ki, vurulmadm. Sonra birden Louren yanbamda belirdi, tfeini kaldrp Timothy'ye ate etti, ama nian m almad, yoksa alamad m, bilemeyeceim, adam sadece hafife sendeledi, sonra allarn arasna dald. Polisler yanmzdan geip biraz ate ettiler, Louren onlar geri ard. Sonra dnd, inanmaz gzlerle bana bakt: sabet almadn ha? Tek bir kurun bile demedi sana. Beni rktyorsun, lgn herif. Nasl da korkuttun beni, aman Tanrm! Arabann yanna dndk. MacDonald hl inliyordu. Louren le ikimiz cipi tutup kaldrdk, adamlar mfettii arabann altndan ekip aldlar. Bas bas baryordu imdi. Gvdesi garip bir biimde bklmt, surat bembeyazd, boyuna terliyordu. Gittim ona bir morfin yaptm, paralanm kemii de elimden geldiince sardm. Sonra Xhai'nin kprtsz yatt yere vardm. Yzkoyundu, ama kurun tam gsnden km olmalyd. lmt. Bu yzden, srtst evirmeye kalkmadm bile. Ama ba hafife bana doru dnkt... Yanbana diz ktm, gzlerini kapadm. Rahat uyu, kardeim, diye fsldadm. Louren sesleniyordu: Hadi Ben, abuk olalm, neredeyse dnerler.

ki polis lmt, komiser onlar battaniyelerine sard. Bo- iman da, dedim. Bir an duraksad, ama yzmdeki ifadeyi grnce hemen seyirtti. nc cipi dzelttik, lastiklerden ikisi patlamt, petrol tank da delik deikti. arabuk lastikleri deitirdik. Yeniden ate ald, ama artk ders alm olmalydlar ki, uzaktan ate ediyorlar, pek yaklamyorlard. Biz ise Louren ile durmadan alyor, cipi onarmaya, yola kacak duruma getirmeye urayorduk. Ama bir trl altramyorduk. Dmann atei iddetlenmiti, gnein batmasna ise ancak yarm saat vard. Bizimkilerin atei bu arada hafifledi. Ne oluyor, Komiser? diye seslendim. Cephane tkenmek zereymi. Sonunda cipi iterek altrdk, hep birlikte trmandk. Son anda, delinmi depolardan yere yaylm olan petrol atee vermeyi akl edebildim. Btn gece gneye doru durmadan ilerledik. Paralanm n cammzdan buz gibi Afrika gecesi ieri doluyor, bizi ilikleri mize kadar rpertiyordu. Sabahleyin durduk, bir mezar kazp zavall Xhai'yi gmdk. Yeniden yola koyulduumuzda arkam dnp baktm, bir buffalo srs aalarn arasndan km, ot- layarak, kuyruklarn sallayarak Xhai'nin mezarna yaklayorlard. te kardeimin yeri orasyd, onca sevdii doann kuca. *** Polis bakomiser yardmcs dedi ki: Bu adamn gizlice yeniden snr gemi olmasndan ok korkuyorum. Ah u Mageba denilen herifi bir elimize geirebil- sek, baka bir ey istemem. ki gn nce yaral MacDonald ile birlikte, polis helikopterine binip, Bulavvayo'ya dnmtk. Louren beni orada brakp Johannesburg'a iinin bana gitmiti. Bakomiser yardmcs souk baklarn yzme dikti: Siz onu herkesten iyi tanyor olmalsnz. Nasl bir adamd? ok aklldr. stediini elde eden biri. stelik tekileri de kolaylkla kandrabilir, peine takabilir. Ah bu kez onu yakalasaydk ne iyi olacakt? Ha, aklma gelmiken Doktor, MacDonald'n durumu iyileiyor, iki bacan da kurtarmlar, ama bu olayn evreye yaylmasn istemiyoruz, nk bu, onlarn iine gelir, onlara bouna reklam yapm oluruz. Onun iin sizden bu konuda susmanz rica edeceim. Dnerken dnyordum. evremde hep gleryzl kiiler vard. Niin sanki bu toplumu yoketmeye alyorlard? Yoke- debilirlerse, yerine neyi koyacaklard ki? Sonra aklma Ay Sitesi geldi. Byk bir uygarlkt. Avrupa yzlmnde bir lkeyi egemenlii altnda tutan bir ulus, kocaman kocaman siteler kurmu, gemilerini, bilinen dnyann drt bir yanna yollayabilmi bir halk, geriye ne kalmt peki? Sadece amas birka kalnt. Baka hibir kta, insanlara yardmda Afrika kadar hevesli, ama onlar yere alp ardlarndan iz braktrmamacasna silmeye de bu kadar merakl deildir. Acmasz bir topraktr buras. Neden acaba Afrika'ya bylesine yrekten balanrz?

*** Ay Sitesine dnmde hi de kahraman gibi karlanmadm. Herkes eskisi gibi iinde gcndeydi, benimle pek ilgilenen olmad. Birdenbire ve mrmde ilk kez tm bunlarn ok eskilerde kaldnn, nemini yitirdiinin farkna vardm. yle ya, birka gn nce bylesine cmerte, oluk gibi aktlan kpkrmz kann yannda bu samalklarn ne nemi olabilirdi ki? Bu arada Rai ile Leslie de evlenmek istediklerinden, ama bunun aresiz buradan ayrlp, kazanl bir i bulmalar gerekeceinden sz ettiler. Telsizle Louren'i aradm, onlara Enstit'de i verilecek, bir de kat tahsis edilecekti. Dn armaan olarak da o kat ben deyecektim. ok sevindiler. Rai yepyeni bir hevesle aratrmalara koyuldu, ben ise onu yalnz brakyor, daha ok, Corafya Cemiyeti yelerine yapacam konumay hazrlyorum. Ama nedense istekli deildim. Arivde yle ok ayrnt vard ki, yine de baz sorulara karlk veremiyorduk: nereden gelmilerdi bu adamlar, ne zaman gelmilerdi ve nereye gitmilerdi, neden gitmilerdi? te bu yzden, bir trl konumam yazamyordum. Dnyada bombo bir kt kadar insana yalnzlk duygusu veren bir ey dnlemez. Byle kafam toparlayamadm zaman oturup ya sava baltasn parlatyor, ya da gitarmda yeni yeni havalar besteliyordum, hepsi de ackl arklar. Veya gidip beyaz kral uzun uzun seyrediyor, gnee filan aldr etmeksizin darda dolayor, ya da arivde oturuyor, Timothy'nin baklarndaki o sonsuz kini, fkeyi anmsyordum. Sonra kck Boiman cesetleri, gzlerimin nnde canlanyor, aklm karacak gibi oluyordum. Neyse ki, sitemizi hl sarmakta olan o gizem perdesinin aralanmasna yardm eden byk bir bulu, kendim! toparlamama yol at. Benim durgunluumla, isteksizliimle yar edercesine, Eldridge ve yardmclar almalarn hzlandrmlard. Sally ile Leslie artk yazlar ok kolay okuyabilir hale gelmilerdi. Bir gn Eldridge, arivdeki byk mlekleri karmamz nerdi. Dorusunu sylemek gerekirse, yaz makineme takl bembeyaz kdn bandan beni kaldracak bu bahaneye drt elle sarldm. Arivde almaya baladk. Rai da bizimleydi, mleklerden bir tanesini daha kaldrdk, ardnda bir baka dolapk daha ortaya kt, orada da ayn topraktan yaplm kk mlekler- diziliydi, ama bunlarn biimi biraz deiikti. Birden yepyeni bir ey bulacakmz duygusuna kapldm. Rai, ark lambasn yaklatrd, mleklerden her biri mhrlyd. Altn kaplama bir zincir, kapakla mlei birbirine balyordu ve mhrn zerinde bir ku figr bulunuyordu. Bu, km akbabayd, Zimbabwe kltrnn klasik simgesi. Oysa ki, modern Rodezya'nn bu amblemini 2.000 yllk bir Pn mhrnn zerinde bulmak gerekten ok artcyd. Bu mlekler be taneydi ve yerinden kprdamyordu. nce onlar, zerinde durduu ta rafa akl sandm, ama sonradan anladm ki ok ar olduklar iin yerlerinden kalkmyorlar. Rai bana yardm etti, binbir glkle indirebildik, sonradan tarttmzda bu, byk bir ampanya iesi iriliindeki mlein tam altm kilo geldiini grecektik. Rai ile onu

usulca, mlekleri tamak iin kullandmz fiberglasdan sedyeye koyup aa indirdiimizde karanlk basmt. Geri boylarmz arasndaki byk eitsizlik yznden sedyeyi ikimizin tamas gln oluyordu, ama yine de kampa getirdiimizde ilerine glerine dalm olan tekiler balarn kaldrp bize bakmadlar bile. Sonunda onu masann zerine braktk. Hamilton da grr grmez benim gsterdiim tepkiyi gstermi, ok ilgilenmiti. Nereden buldun onu? Ka tane var bunlardan? Mhrl m? diye soru yamuruna tuttu beni. Bu arada kzlar da ilgilenmi, gelmilerdi. Hamilton ile ikimiz nce altn kaplama tefi krptk, sonra mhr gevettik, kapa atk. inden tekiler gibi, beze sarlm silindir kt, ama burada o naho deri kokusu yoktu. mlei glkle yana devirdim, silindiri saran bez, paralanmt, kolayca ald, hepimiz bakakaldk. Bu da zeri yazl bir belgeydi, ama deriden deil, altndan yaplmt. Tek bir para, 15 mm. kalnlnda, 45 santim geniliinde ve metreye yakn uzunlukta bir altn varak. Deeri ise akl almayacak kadar yksekti: 85.000 ngiliz Sterlini kadar ediyor olmalyd. Bunlardan be mlek olduu dnlnce... 425.000 Sterlin ederdi, ama bu bile yazlarn deerinin yannda hi kalrd diyebilirim. O gzelce sarlp sarmalanm prl prl maden levha, gizemlerini bize amaya hevesliymice- sine kolayca alp yaylverdi. Yazlar, keskin bir kazc aracyla ve ok ustaca kaznmt, ama altnn prlts gz alyor, okumay gletiriyordu. Eldridge altn levhann zerine kurum dkt, sonra siyah zemin zerinde prl prl parlayan yazlar okumaya balad. Bunlar da Pn dilinde yazlmt. Okuduklarndan, dizinin birinci levhasn semi olduumuz anlalyordu: Benim ambara git, en saf Opet altnndan be yz ubuk al. Sonra zamanla bozulmayacak bir levha yap ki bu arklar sonsuza dek yaayabilsin. Ulusumuzun zaferleri sevgili Huy'umu- zun, Amon'un olunun, Baal Ba Rahibinin, Astarte'nin sevgili kulunun, yaam kadehinin taycs, btn tanrlarn baltacba- snn szlerinde sonsuza dek varolsun. nsanlar onun szlerini okusun ve sevinsin, insanlar onun arklarn dinlesin ve onun alad gibi alasnlar, kahkahas yllar sonra da yanklansn ve zeks sonsuza dek parldasn. 'te Lannon Hycanus, Opet'in krkyedinci Ulu-Aslan', Punt'un ve drt deldenin kral, gne denizlerinin hkmdar ve su yollarnn sahibi, sularn tesindeki ayrlarn ve dalarn efendisi Lannon Hycanus byle konutu.' Hepimiz susmu, dinliyorduk. Bu, o kupkuru belgelerden, o eya listelerinden, o Konsey kararlarndan bambaka bir eydi. Bu altn yaprak, bir halkn, bir lkenin soluunu, zn tayordu ite. Eldridge okudu, biz dinledik, saatlerin nasl getiinin farkna bile varmadk. Huy Ben - Amon'un iirlerini 2.000 yl sonra dinleyebilmek biz talihli kiilere ksmet olmutu ite. Opet ilk tarihisi ve bilgesini yetitirmiti. Bu oktan lm ozann szlerini dinlerken kendimi ona garip bir biimde yakn buldum. Onun gururunu, sama kavramlarn anlyor, geni grlln takdir ediyor, hayalini alabildiine kapp koyverme- sini balyor, arlklara kamasn hogryor ve evremde rd masal ana tutsak oluyordum.

yks, Kartaca'nn Romal kurtlar tarafndan kuatlmasyla, Scipio Aeimilianus'un Kartaca lmeli diyerek duvarlara saldran lejyonlarnn kanl eylemleriyle balyordu. Sonra bize Hasdrubal'in Akdeniz kylar boyunca hzl bir gemi yollayn, Barkalarn son kahraman Hamilkar' armasn anlatyordu. Uzun zaman nce iktidardan da, politikadan da uzaklatrlm bu nl Barka ailesinin son bireyi, elli yedi byk gemisiyle Afrika kysnn kuzeyinde beklemekteymi. Sonra Scipio siteye girmi, yardmdan yoksun kalan Has- drubal ise tepenin zerindeki byk Amum tapnann hemen nnde Romal lejyonerler tarafndan para para edilerek ldrlm. Eldridge soluk almak zere durduunda, yarm saattir ilk kez azm atm: Demek ki, ilk tarihimizi bylece elde ettik. nc Pn sava ve Kartaca'nn tamamen yokedilmesi, yani M.. 146 yl. Kartaca'nn bu feci lmnden sadece iki gemi kaabilmi. Hamilkar'n frtnann dinmesini bekledii, sabrszlndan yerinde duramad Hippo koyuna giderek Hasdiubal'in nasl ldn, Scipio'nun siteyi nasl cehennem tanrlarna teslim ettiini, cann kurtarm 50.000 kiiyi, nasl kle yaparak tarlalara tuz serptirdiini, ykntlarn arasnda da yaamay kesinlikle yasakladn anlatmlar. Ozan baryordu: Bylesine byk bir kin, bylesine bir vahet ancak bir Romalnn yreinde yer edebilirdi. Sonra Barka Hamilkar yirmi gn yirmi gece Kartaca iin yas tutmu ve sonra da kaptanlarn artm. Dokuz kaptan da koarak gelmiler. Ozan Huy onlar sayyordu, Zedal, Hanis, Filo, Habbakuk Lal ve tekiler diye. Bunlardan birka savamay gze alm, ama ou da kamay ye tutmu, nk amas durumda bir avu Kartacal, Roma lejyonlarna ve o korkun donanmasna kafa tutabilir miymi ki? Kartaca'dan geriye hibir ey kalmam, Roma onu yerle bir etmi. Sonra eski deniz kurdu Habbakuk Lal onlara Hanno' nun 300 yl nce Herkl kaplarndan karak mevsimlerin tersyz olduu, altnn iekler rnei kayalarn zerinde bittii ve fillerin dzlklerde kalabalk srler halinde yaad bir yere gittiini hatrlatm. Hepsi de o zaman Hannon'un Kartaca'daki byk Baal Hammon tapmandaki levhalara yazm olduu, bu yolculuun yksn okumular, biliyorlarm. Onun bir glden ve bir rmaktan sz ettiini, yumuak huylu, sar derili insanlar tarafndan karlanndan sz ettiini, boncuk ve kuma vererek karlnda altn ve fildii aldndan sz ettiini hep hatrlamlar. Hanon orada bir sre kalp gemilerini onarm, buday bile ekip hasat derlemimi. ok iyi bir lke diye yazyormu, Topra da ok zengin. Bylece gn birinci ylnda Barka Hamilkar her birinde 150 kreki ve subay bulunan elli dokuz gemisinin banda, batya, kocaman Herkl kaplarna ynelip km, gnee, bilinmedik denize doru alm. Yannda 9.000 erkek, kadn ve ocuk varm. Yolculuk tam iki yl srm, nk Afrika'nn bat kys boyunca ar ar ilerliyorlarm. Yolda binbir glkle, inanlmaz tehlikelerle karlam, hepsinin de stesinden gelmiler. Karaya ktklarnda vahi karaderililer, hayvanlar ve hastalk, denizde ise slklar, akntlar, rzgrlar ve durgun havayla mcadele etmek zorunda kalmlar,

Yola ktktan iki yl sonra, geni, sakin bir rman azna ulamlar ve tam on alt gn rmaktan ieriye girmiler, sonunda Hanno'nun yazm olduu gl bulmular. Gln en uzak kysnda, yksek, krmz bir kayann dibinde karaya ayak bastklarnda Barka Hamilkar, kuzeyin sala aykr ikliminden tad bir ateli hastalktan lp gitmi. Kk oul Lannon Hamilkar yeni kral seilmi, dokuz amiral de onun danmanlar olmular. Yeni lkeye o efsanevi altn lkesine izafeten Opet adn vermi ve derin bir su birikintisinin kayalardan fkrd bir yerde ilk siteyi kurmular. Bu gl de, bu site de tanra Astarte' ye adanm. Biz byle dinlerken saat sabahn drd olmutu, ok yorgunduk, ama heyecanmzdan zamann nasl getiinin farkna bile varmamtk ite. Sonunda aradm Plinus'u bulmutum, Londra'ya yzm ak gidebilecektim. Artk gnler inanlmaz derecede abuk geiyordu. Gn domadan kalkyor, makinemin bana oturuyor durmadan yazyor, yazyor, sayfalar dolduruyordum. Her gn byle leye kadar altktan sonra leden sonralar ve akamlar da ozan Huyun altn kitaplarndaki ykleri, arklar dinlemekle geiriyordum. eviri nisan birden nce tamamlanamazd. Hatta be levhadan ikisi o zamana dek evirilebilirse kendimizi mutlu saymalydk. Sempozyumu da geciktirmemiz olanakszd, nk Kraliyet Corafya Cemiyeti bu tarihi onaylamt. Herey hazrd. Bana kalan ksack zamanda olabildiince ok kalt bu nl kiilerin huzuruna gtrmek iin kendimle yar halindeydim diyebilirim. Hepimiz ozan Huy'un ani att klarnn bysne kendimizi kaptrmtk. Bir Afrikal olmayan Hamilton bile onun ustalna hayran kalmt. Biz Afrika kkenliler iin ise, bu arklar bambaka bir anlam tayordu. Aradan 2.000 yl gemi olmasna karn, imdiki tarihimiz de bu Opetlilerin servenlerine sk skya balyd ite. lk be yl, gl kysndaki site hzla gelimi, bym, zenginlemi. Opetliler Yuyelerle alverie balamlar. Bunlar, Hanno'nun 300 yl nce anlatt sar derili uzun, boylu, ekik gzl, zayf yapl insanlarm. Besbelli Hottantolarn atalarym. obanlkla geiniyorlarm. Ama ava kar, tuzak da kurarlarm, ayrca rmak yataklarndan altn da topluyorlarm. ocuk kraln adna Habbakuk Lal, Yuyelerin kral Yuye ile bir andlama yapm. Bu anlama uyarnca ulu rmakla Tuya tepeleri arasnda kalan arazinin tm, yirmi demir kl ve be top kuma karlnda Opetlilere braklyormu. Ne var ki denizi kanndan bir trl silip atamayan Habbakuk Lal, altn ve fildii ykledii en hzl gemilerinden beini alarak Opet'ten orta denize dnm. Dn yolunu tam dokuz ayda tamamlam. Bu arada Afrika'nn bat kys boyunca eitli urak yerleri kurmu, Opet'e dndnde gemileri boncuk, kuma ve eitli lks uygarlk eyasyla doluymu. Opet'e yerlemek isteyen yeni yeni insanlar da getirmi gelirken. Madenciler, duvarclar, gemi yapm ustalar ve serven dkn soylular akn akn gelmi. Ama Yuyelerin altn ve fildii tkenmeye yz tutuyormu. Habbakuk Lal yanna 100 adamn alarak Yuye sitesine gitmi. Oralarda maden arama ve avlanma hakk istemi, kral da hemen kabul etmi. Sonra bir len vermi. Bira iilmi, kzler kzartlm ve zarif Yuye kzlar sar gvdeleri gnete srdkleri yala prl prl parlayarak rlplak dansetmiler. lenin en kzt bir anda Yuye yerinden kalkm ve konuklarna doru yumruk

sallayarak, Bu eytanlar hemen ldrn, buyurmu. Sitenin balk surlar dnda hazr bekleyen savalar da Habbakuk Lal ile adamlarnn zerine saldrmlar. Habbakuk Lal sava baltasn savura savura kap kurtulabilmi. Adamlarndan ancak onunla kamay baarm. tekilerin hepsi de Yuyelerin topuzlar altnda can vermiler. Habbakuk Lal ile yiidi, rman kysna, gemilerini balam olduklar yere ulamlar. Yelken aarak haberi Opet'e yetitirmisler. Bu yzden 40.000 Yuye kzl kayalara saldrd zaman 5.000 Opetliyi kendilerini bekler bulmu. Sava gn boyu srm, oklar yamur gibi yam. Sonunda Yuyeler geri ekilirken Habbakuk Lal de baltaclarn ardlarndan yollam. Kral Yuye, alev alev yanan sitesinde can vermi, halk kle alnm. Afrika'nn yasas budur ite, gller daima stn gelir, aslan her zaman ba yukarda, gururla dolar. Opet birdenbire gelimeye, ycelmeye balam. Madencileri, maden aramaya koyulmu, avclar evreye yaylm, obanlar Habbakuk Lal'in kuzeyden getirmi olduu boalar retmiler, iftileri buday ekip gl suyuyla sulamlar. Opet sitesi vatandalarn ve tanrlarn korumak zere surlarla evrilmi. Toprak dokuz kaptann, dokuz soylu ailesi arasnda paylalm. Bu kaptanlar imdi kraln danma kurulunu oluturuyorlarm. Sonunda Habbakuk Lal, kocaman gvdesi romatizmadan erilip brlm, alev krmzs sa ve sakal kl rengine dnm bir halde, kocayp lm. Ama en byk olu, Opet filosunun komutan babasnn adn alm. Bylece bir baka Habbakuk Lal, Opet donanmasnn bana gemi. Gemileri imdi hem kuzeye, hem gneye gidiyormu. Kap dolaylarnda bir gn iddetli bir frtnaya yakalanmlar, donanmann yars kayalara vurup paralanm. Rahipler bunu Tanrlarn bir uyars saydklar iin bir daha Opet gemileri hi gneye inmemi. Aradan yzyllar gemi, krallar birbirini izlemi. Yeni yeni treler, gelenekler domu. Opet ve Yuyelerin birbirlerine karan kanndan yeni bir soy tremeye balam. Bu soyun insanlar vatandam, ama ancak soylu aileler ynetebiliyormu siteyi. Vatanda ise vatandaln tm haklarndan yararlanyor, tm sorumluluklarn tayormu. Ancak devlet ilerine karamyormu. Bu soylu ynetici ailelerden bir sava rahipler snf da tremi. Bunlar Amon'un oullarym. Bu klann kkenini eski krallktan almas, yani Sur ve Kenan kylarnda Sur ve Savda krallna dayanmas ok houma gitmiti. Bu rahipler de herhalde Yahudi kkenli olacakt. Biz Yahudiler parlak bir neriye hayr diyemeyiz, deil mi? Yeni yeni kahramanlar yetimi, snrlarda arpmlar, kle ayaklanmalarn bastrmlar, vahi hayvanlar avlamlar. Fil eitimi sanat yeniden canlandrlm, kraln filleri orduda yer alm, ta tama, madencilik gibi ar ilere koulmular. Huy bu arada, gemiten de sz ediyor, duvarlarn ykseliini, Baal kulelerinin dikiliini anlatyordu. Bunlar bizim ortaya kardmz temellere tpatp uyuyorlard. Ama bunca byk, salam yaplarn nasl yokolduunu henz anlayamamtk. Bir baka yerde de Kadiz'den gelen Msrl temsilcilerin Ulu -Aslan'a bir hazine armaan ettiklerini yazyordu... Krala artk byle deniyordu: Ulu-Aslan. Bu hazinede, bir de son derece gzel ilenmi bir altn kupa varm. te bizim tapnan kalntlar arasnda bulduumuz kupa, oydu.

Huy'un anlattklarnda bizi en ok elendiren bir ey de szn ettii hayvanlarn ve yerlerin ada adlarn bulmak oluyordu. Bu, deta bir bulmaca zmeye benziyordu. Bu arada Opetliler hep ba ve zeytin yetitirebilecekleri toprak aryorlard, beinci Habbakuk Lal'in gemilerinin kuzeyden getirdii zeytinya ve arap arlnca altn ediyordu artk. Bylelikle Ulu-Aslan'n bahvanlar ve baclar, douda yksek bir srada bulup, onbinlerce kleyi altrarak dalarn yamalarna teraslar yaptrdlar. Canl bitkileri toprak mleklere koyarak en hzl gemilerle gnee, oradan da fil srtnda Zeng dalarna gnderdiler, bylece gnmze dek Inyanga dalarnn yamalarn ssleyen teraslarn gizemi de zlm oluyordu. Kularn, hayvanlarn ounu da tanmlamalarndan kartabiliyorduk. Bulutsuz ge dimdik ykselerek sonunda gzden yi- ten kutsal gnekuu, Tanr Baal'e sunulan etleri tayan ku, hi kukusuz akbaba olacakt. Bylelikle altnlarn bulunduu mleklerin mhrndeki kuun gizemini de zdk. Akbaba, sava rahiplerin, Ammon'un oullarnn amblemi olmutu. Huy da yazdklarn iine koyduu mlekleri kendi, akbabal mhryle mhrlemiti. Ozann anlatt teki hayvanlar arasnda, 2000 yldan beri soyu oktan tkenmi olanlar vard. Bunlarn en banda ulu aslan geliyordu. nk kraln unvann gerek bir hayvandan aldn da renmitik. Bu, gln gney kylar boyunca, orada yetien kzl kamlarn arasnda yaayan byk, yrtc bir kedigildi. Opet'in 216'nc ylnda bu hayvann avlanmas yasaklandna gre, daha o zamandan soyu tkenmeye yz tutmu olacakt. Oysa ki hayvan, yeni bir kraln ta giyme treninde byk rol oynuyor, buna Ulu-Aslan almak deniyordu. Huy'un aklamalarna dayanarak ulu aslann iri dili bir tr dev vaak olduu sonucuna vardm. Bu hayvann iskeletine Sterkfontein maaralarnda rastlanmt. Huy, canl hayvan alveriinin de nasl baladn anlatyordu. Eski dmanlar Roma, sirklerde kullanmak zere, kuzey Afrika'nn aslanlarn, gergedanlarn, fillerini durmadan kendi lkesine tayordu. Gneydeki ayrlarda yaayan bir avc, Hanis bu hayvanlar canl yakalama yntemi bulmutu. Yabani kendirotu yedirerek uyuturuluyor, sonra gemilere ykleniyor, ky boyunca uraktan uraa, kuzeye gnderiliyorlard. Sonra da Roma'ya akl almaz derecede yksek fiyata satlyorlard. Ne yazk ki Huy Ben-Amon'un ikinci altn kitabnn sonunu bulmutuk, jet ua bizi bekliyordu. stemeyerek almalarmz yarda kestik, Rai ile Leslie'yi kazlarn banda brakarak Eldridge, Sally ve ben, uaa bindik. *** Londra'da yalnz bir bo gnmz vard, sabahtan akama dek Sally'ye her yan gezdirdim, gece tiyatrodan sonra Dorchester oteline dndmzde ikimiz de ok yorgun olmamza karn, alt aydan beri ilk kez, sevitik. Sally elindeki iki bardan bana uzatrken: Bunu neden yaptm, bilmiyorum, diyordu. Piman msn yoksa? Seni sevdiimi biliyorsun, deil mi? Ne olursa olsun, her zaman da seveceim.

Pekl Ben, sana inanyorum, teekkr ederim. Ama imdilik sabrl ol, ne olursun, biraz sabret. *** Ertesi gn Sally'yi gzellik salonuna brakp havaalanna, Louren ile ailesini karlamaya gittim. Louren'in acele ii varm, Dorchester'de bulumak zere karsn bana emanet edip ayrld. Arabada giderken Hilary'nin gzlerinin ii mutluluktan parlyordu. Sevsel adalarndan on gnlk bir tatilden geliyorlarm. Evlenme yldnmleriymi. Parman gsterdi, en azndan yirmi be kratlk bir prlanta armaan etmiti kocas. Neden bilmem iimden: Su ne denli byk olursa armaan da o denli deerli olur, diye geirmiim. Ama Hilary'nin sylediine gre kocasyla arasndaki, sadece geici bir tatszlkm. Hepsi unutulmu bile. Louren dndnde keyfi yerindeydi, hemen kollar svad, oturduk. Ona altn kitaplar anlatmaya koyuldum, daha ilk cmleye takld: Benim ambara git ne demek Ben? Altnn ambarda ne ii var? Hazineme demek olacak. Sonra, dnsene bir kez, site birdenbire yokedilirken arivler olduu gibi kalm, bak! Herhalde hazine de kurtulmu olmal. , yerini bulmaya kalyor. Mutlaka orada olacak. yi ama nerede Lo? Nerede? Tam alt aydr aramadk yer brakmadk ki? Sen yine aramaktan vazgeme. Yaknlarda bir yerdedir. Bulunca kendin de daha nce nasl olup da dnmediine aacaksn, biliyorum. leden sonra Eldridge ile buluup, Kraliyet Corafya Cemiyetine gittik. Bana taklyordu: Bak u nllerin portreleri arasnda seninki de aslacak Ben. Kime yaptracaksn resmini? diye. imden geenleri okumu muydu acaba? Aslnda kendi halinde, alak gnll bir insandm, ama bir tek tutkum vard ite: Buraya ilk geldiim gn, u nl kiilerin portrelerini grr grmez onlara imrenmi, kendi suratm da onlarn arasna koyuvermitim. Hatta nasl poz vereceimi bile tasarlamtm. Kamburum grnmesin diye oturduum yerde bam dnk poz verecektim. akaklarma kr dm olacakt, yakamda da bir yabanc nian, artk Lejyon Donr m olur, ne olur bilemem, derin dncelere dalm bir yz ifadesi, kalar hafife atk... Sonra Eldridge ile Bakann bir avu Ynetim Kurulu yesiyle bizi bekledii odaya girdik. Birka dakika nceki dlerimin gereklemesi bu beyefendilerin elindeydi, biliyordum. Onun iin elimden geldiince sevimli grnmeye abaladm. Sempozyumun aln grt. Bakan diyordu ki: Prens hazretleri al konumasn yapacak, krk be dakikay gemesin diye rica ettik ve eer mmknse orkide yetitiriciliinden veya srek avclndan sz etmemesini... Sonra ben bildirimi okuyacaktm. Bu, alt yl nce okuduum ve Wilfred Snell'in imeklerini zerime eken Hristiyanlk ncesi Dnemde Orta ve Gney Afrika'da

Akdeniz Etkisi konulu bildirimin bir devam olacakt. Bana drt saat zaman vermilerdi. Eldridge, Gneybat Afrika Kkenli Baz Eski Yaz ve Semboller bildirisini daha ertesi sabah okuyacakt. Sonra Eldridge ile gittik, Afrika'dan sergilemek zere getirmi olduumuz eyann Cemiyetin Kasalarnda gvenlikte olduunu gzlerimizle grdk, trafik skkln g bel atlatarak otele dndk. Sally asansrden kyordu, Gzellik Salonu dorusu ok iyi bir i yapmt. Ayrca, gzlerinin yeilini bsbtn belirten uzun, ipekli bir yeil gece elbisesi giymiti. Yanma geldi: Ah Ben, bu akam iin ok zgnm, ama seninle gelemeyeceim. Eski arkadalarm buldum, onlara sz verdim. Atlatamadm, beni grmek iin ta Brighton'dan kalkp buralara dek gelmiler, ne yapaym? Zarar yok canm, zlme, zaten kesin szlememitik kil derken d krklm gizlemeye abalyordum. Sonra Louren' in dairesine ktm. Hilary ve ocuklarla oturup onun dnmesini beklerken saat yedi buukta telefon etti, o da gelemeyecek- mi. Benden, Hilary'yi yemee karmam istedi, ama Hilary de yorgunluunu bahane etti. O akam yemeimi yalnz yedim, dnte Sally'nin odasn aradm, cevap vermedi. Sabahleyin Louren beni uyandrd, kahvalt iin dairesine ard. O gn bizim iin byk gnd. Kahvaltdan sonra zenle giyindim, kokular srdm. Cemiyete gittik. Orada can dmanm Wilfred Snell'i bulacaktm ve buldum da. Avna yaklaan bir avc gibi sinsi sinsi yaklatm. Bu adam kendini arkeolojinin tartma gtrmez, biricik tanrs sayyordu. Yarm dzine kadar kitap yazm, 500.000 tane satmt. Hepsi de halkn zevkine uygun eylerdi. Gerekleri arptmasn ok gzel beceriyordu dorusu. Ona baktka damarlarmda kanmn donduunu hissediyordum. Szde yanna gidiimi grmemiti. Oysa ki odadaki herkes durumun farkndayd ve merakla bu karlamay bekliyorlard. Wilfred hl konuuyor, konuuyordu, sonunda gzlerini yere indirdi, sz yarda kald. Beni grnce, bu eski dostunu, deerli meslekda Doktor Benjamin Kazin'i birdenbire karsnda gr- verince ne kadar da sevinmiti, deil mi? Sonra bir hata iledi, koskocaman elini skmam iin bana uzatt, bunu yapmayacakt. Tam son anda, alt yl nceki son e! skmamz hatrlam olacakt ki, cayd, elini ekmek istedi, ama ben daha atik davranmtm, elini yakaladm: Wilfred, sevgili dostum, naslsnz? Geldiinize ne kadar sevindik, bilemezsiniz. Ama elini brakmyordum bir trl. Var- gcmle skyordum. Adam boncuk boncuk ter dkmeye balamt. Ben hl: Yolculuunuz iyi gemitir umarm? Sempozyumdan nce sizinle biraz grsek iyi olurdu, filan diyordum. Sonunda elini braktm. Bozuntuya vermedi, ama can ok yanmt, belli. Yine de kolay kolay pes edecek adam deildi. Yemekte Sally ile yan yana oturuyorduk, Sturvesantlar da karmzdayd. Hilary'nin yeni prlantas Sally nin gzne arpt, zaten grmemek mmkn deildi ki! Oday aydnlatyordu deta. Sally susuyor, gzleri ikide birde o yze kayyordu. Birden ne doru eildi, dedi ki:

Ne gzel bir yzk bu? Byle iri mcevherleri tayabildiiniz iin talihlisiniz, canm. Benim kemiklerim yle ince ki bana yakmaz. Yapacan yapmt ite. Louren'in kzd baklarndan belli oluyordu. Hilary dudaklarn bzd, bir ey demedi, sadece gzleriyle imekler yadrd, o kadar. Yemek bittiinde kapya doru giderken Wilfred Snell avanesiyle yanma yaklat: Yemek srasnda u sizin kitaba bir gz atyordum da, dostum. Ne kadar elenceli olduunu unutmuum. Bir imza rica etsem? Elbette, elbette. Bugnk bildirinizi sabrszlkla bekliyorum, aziz meslekda- m. Umarm onu da elenceli bulursunuz. Hi kukusuz Benjamin, hi kukusuz! Sonunda prensin yirmi dakika uzayan ve orkide yetitiriciliini de, srek avn da kapsayan konumas bitmi, krsye kmtm. Wilfred tam ortada oturuyordu, tm yz ifadelerini rahata izleyebiliyordum. Konumama baladm. nce gemiin donuk bir zetini yaptm, sonra birdenbire deiiverdim. Louren' in uaktan ekilen fotoraflar gstermesinden balayarak, hibir eyi atlamadan, teker teker anlatmaya koyuldum. Birden, klar sndrld, arkamdaki perdeye ilk grnt yanstld, bu, altn zrh iinde gz kamatrc, gururlu beyaz kraln ta kendisiydi. Dinleyiciler bylenmiesine, hi ses karmadan, deta soluk almadan oturuyorlard, kulak kesilmilerdi. Ben ise anlatyor, anlatyordum. ki yz kii iinde bir tek Prens hazretlerini etkileyememitim, nk klar yandnda baktm, uykuya dalm, gitmi. Anlalan le yemeinde arab fazlaca karmt. Wilfred Snell seviniyordu, yle ya, varsaym dorulanmt, herkesin duyabilecei bir sesle yanndakilere dedi ki: Onnc yzyldan kalma tipik Bantu sanat. Ama ok ilgin, glerin tarihi konusundaki varsaymlarm dorulayc nitelikte. nce aresiz kalmm gibi yaptm, dinleyicilerimi yeni kant bulamadma deta inandrdm, sanki bir tiyatro sahnesinde, rol yapyordum. Sonra tneli buluumuzu, arivi ortaya karmz anlatrken birdenbire bu can dmanma acr gibi oldum. Sanki Tanrlarn Baltacbas Huy'un ta kendisiydim, onu lime lime doruyordum imdi. Yazlarn zlmesini, akbabal baltay, be altn kitab anlatrken ikenceyle ldryordum. Ben konuurken yardmclardan biri, ieriye, zeri yeil kadifeyle rtl bir el arabasyla girmiti. Bir iaretimle rty at, altndan prl prl parlayan kocaman sava baltas ve be altn kitap ortaya kt. Wilfred Snell koltuuna iyice gmlm, ba nne sarkm, dili tutulmutu. Altn kitaplarn evirisini okumaya baladm. Herkes soluunu kesmi, dinliyordu. Baktm saat yedi buuk olmu, ardm. Bana ayrlan zaman tam bir saat amm. Yanbamda oturan Bakan beni hi uyarmamt.

Zamanmz doldu, ama hikyemiz bitmedi. Yarn sabah Profesr Eldridge Hamilton yazlar ve ierii konusundaki bildirisini okuyacak. Umarm hepiniz burada bulunabilirsiniz. imdilik iyi akamlar. On saniye tam bir sessizlik oldu, kimse konumad, kimse yerinden kprdamad. Sonra birdenbire ayaa frlayp lgnca alklamaya baladlar. 1830 ylnda Cemiyetin kuruluundan beri ilk kez okunan bir bildiri, bir sahne gsterisiymicesine alklanyordu. Sonra yerlerinden kalktlar, evremi sardlar, elimi skyor, bana sorular yadryorlard. Wilfred Snell'in kalktn, sendeleyerek kapya yneldiini grdm. Yalnz gidiyordu, avanesi onu brakm, bana komutu. Ona seslenmek, onun hesabna zldm sylemek istedim, ama sylenecek bir ey yoktu ki! Ertesi sabah tm gazetelerde Kartaca Hazinesinin BuIunuundan sz ediliyordu. Tutankhamon'un mezarnn bulunuundan beri arkeolojide en byk anlam tayan bir bulu bu, deniyordu. Kahvaltda gazeteleri gzden geiriyorduk. Derken Louren sol eilimli gazetelerden birini alp at, okurken yz deiti, rengi att. Ne yazyor, Lo? Al, kendin oku, diyerek yatak odasna geti, ardndan kapy arpt. Neye kzdn hemen grdm. zgrlk Askerleri diye bir balk atlmt, altnda sayfa boyu bir fotoraf: Dizi dizi yryen karaderili askerlerden sonu gelmez bir ordu. Ama nemlisi, sayfann tam ortasndaki, geni omuzlu, uzun boylu adamd. Srtan iki inlinin arasnda ask suratl yryordu. Altnda da yle yazlyd: Hal ordularnn Karaderili Komutan: Yarbay Timothy Mageba, Halk Kurtulu Ordusunun yeni atanan kumandan, askeri danmanlarndan ikisiyle grlyor. Sanki birden tm sevincim snverdi. u surattaki korkun kinde, u geni omuzlarda, u kararl admlarda gerekten de insann iini rperten, rktc bir eyler vard. Artk, 2.000 yl nce olup bitenlerin hi nemi kalmamt, kimbilir vatanm ne bellar bekliyordu? Ama sonradan dndm ki bu adam gibiler Afrika'da pek oktur. Timothy Mageba, kk tarihin derinliklerinde kaybolmu, yzlerce karaderili savadan sadece bir tanesiydi. Louren yatak odasndan kt, dedi ki: zgnm, ama bu sabah dostun Eldridge'i dinlemeye gelemeyeceim. ok nemli bir iim kt, sep ltfen Hilary'ye gz-kulak olur musun? Onu gzel bir yemee gtr, olmaz m Ben? Eldridge tam buuk saat dinleyicilerin kafasn tlemekten baka bir ey yapmad denebilir. Neyse ki arasra kendi anlattklarna kendisi glyordu da uykuya dalanlar uyandryordu. Salon yava yava boalmaya balamt, herkes esniyordu. Derken arkamda oturan Sally de bana bir kt uzatt: ok skldm, dayanamayacam, alverie kyorum. S.

Eldridge szlerini bitirdii zaman herkes derin bir oh ekerek kaplara t. Sonra onunla Hlary ve ben, mz yemee ktk. Takside giderken Hilary yzn oteldeki odasnda braktn farketti. Temizleyiciler girmeden gidip yz almak gerekiyordu, ne olur ne olmaz. Eldridge'e onu lokantaya gtrmesini syledim, ben de otelden yz alp onlara katlacaktm. Hilary bana dairenin anahtarn verdi. Bir taksiye atlayp gittim, tarif ettii yerde yz bulunca bir oh ektim. Sonra dayanamadm, pencerenin nne giderek bu doa harikasn bir sre hayran hayran seyrettim.. Ne yazk ki, mrmde hi bylesine gzel bir eye sahip olamayacaktm! Derken silkindim, tam daireden kmak zereydim ki, yatak odasnn kapsnn aralk kalm olduunu farkettim, ekip kapatmak zere uzandm. eriden sesler geldi: Bir kadn sesi, heyecandan, zevkten kslm, soluk solua: Oh, evet, evet sevgilim! Ne olur, ne olur brakma beni!.. Hadi! Hadi! Sevgilim! Bir tanem! Sesler birbirine karyor, ykseliyor, o korkun zevk frtnasna kaplm, bir kyor, bir iniyordu. Elim kapnn tokmana uzanm, orada donup kalmtm. Derken ierideki frtna yatt, artk sadece yorgun i ekiler, iniltiler duyulmaya balad. Bir uyurgezer gibi dndm, kp kapy usulca kapadm. Kapnn ardnda duyduum sesler Sally Benator ve Louren Sturvesant'nd. le yemeinde neler yediimi, neler konutuumu hi hatrlamyorum. Kraliyet Corafya Cemiyetine nasl dndm, n sradaki yerimi nasl aldm, onlar da blk prk anmsayabiliyorum ancak. Gizlenmi bir kuu arayan bir av kpei gibi zihnim durmadan gemii kartryor, eski ipularn teker teker bulup kartyordu. Ay Sitesinde Sally'nin ardarda doldurduu viskilerle kendimden geercesine sarho olduum, sonra Luren'in afak skerken adra dnd geceyi hatrladm. Gece maaraya Louren'i aramaya gidiimi, onun cep fenerini tam gzme tutmasn, beni oradan alelacele kartmasn hatrladm. Rai ile Leslie arasnda kulak misafiri olduum konumay hatrladm. Sally'nin Brighton'dan gelen dostlarn, durup dururken Hilary' ye saldrmasn, birden neelenip birden suratn asmasn, tam hereyi anlatacakken vazgemesini, geceyars yatama gelmesini hatrladm, daha birok eyler hatrladm ve kendi grmezliime kendim de atm. Nasl olmu da hibir ey sezmemi, anlamamtm, hayret dorusu! Adm geiyordu, glkle kendimi toparlamaya, neler sylendiini dinleyip anlamaya abaladm. Cemiyetin Bakan bana glmsyor, konuuyordu. evremde dosta baklar hep zerime dikilmiti. Bakan diyordu ki: Cemiyetin Onur Niannn verilmesi kararlatrlmtr. Ayrca Kurul, aratrma fonu iin bir para ayrlmasna da karar vermitir. Tannm bir sanatya, Doktor Kazin'in portresi yaptrlacak ve bir trenle yerine aslacaktr... Bam salladm, sanki iindekileri toparlamak istiyordum. ok aptallam, sersemlemitim. Bakasnn sesini duyamaz olmutum. Sonra beni ayaa kaldrdlar,

krsye kardlar. Ama konuamyordum ki, sesim grtlamdan kmyor, soluum tkanyordu. Herkes susmu, neler syleyeceimi merakla bekliyordu. Bir yardm beklercesine evreme bakndm, yan kapnn nnde Sally Benator'u grdm, kimbilir ne zamandr oradayd? Glyordu, gzlerinin iine kadar, yanaklar kzarmt, sevgilisinin yatandan henz kalkm bir kz nasl olursa yleydi ite. Yreime bir sanc sapland, sanki biri gs kafesimi paralyordu. akn, braklm, amasz, Sally'e baktm. Gzlerime yalarn dolduunu hissediyor, bunlar kimseye gstermek istemiyordum. Sadece, Teekkr ederim, dyebilmi- im. Paldr kldr krsden inerek kapya kotum, dar ktm. ncecik bir yamur yayor ben ise deli gibi kouyordum. Bu acy dindirmek iin yalnz kalmam gerekiyordu. Souk damlalar neyse ki yanan gzlerimin acsn hafifletmiti. * Aradm yalnzl ancak Ay Sitesinde bulabildim. Orada aclarm dindirmeye, yaralarm sarmaya uratm. Sally ortadan kaybolmutu. O geceden beri onunla konumamtm, ancak laf arasnda Louren bana, onun iki haftalk iznini talya'da geirdiinden sz etmiti. Ay Sitesinde Sally'den bir mektup aldm, Padova'dan atmt. Londra'dan ayrlmadan nce beni grmeye ok uratn, bunu baaramadn yazyordu. Gerekten de, Dorchester oteline bir daha dnmemi, eyalarm baka bir otele aldrtp, hemen ertesi sabah Afrika'ya dnmtm. Sally beni kutluyor ve ay sonu Johannesburg'a dneceini, ilk uakla da Ay Sitesine geleceini haber veriyordu. Bu mektup bana mezar tesinden gnderilmi bir mesaj gibi geldi, nk Sally benim iin lmt artk. Mektubu yaktm. Louren bir gnlne siteye geldi, hemen hemen hi konumadk, nedense iki yabanc gibi, konuacak ey bulamadk. ardn biliyordum, ama elimden bir ey gelmiyordu. stelik onu sulayamyor, ondan nefret de edemiyordum. Eldridge Hamilton bir ay daha ngiltere'de kalp konferanslar verecekti. Rai ile Leslie ise yalnzlma hi ilimiyor, glge gibi dolayorlard. te buras, Huy Ben-Amon'un dnyasyd. Kederin ve acnn tesinde bir yerdi. Eldridge levhalar zerinde alrken ben de on gnde Pn dilini renmitim. Bylelikle de Huy'un altn renmitim. Dil renmeye byk yeteneim vardr zaten. Casus Lavvrence'in drt gnde Arapa rendiini sylerler, ben de onun evirisini yakndan ve dikkatle izlediim iin Pn dilini kitaplarnn yaratt peri masallarn okuyabiliyordum. nc kitap, Opet tarihinin ozann doduu dneme dein anlatlmasn ieriyordu. Ama benim iin asl by, son iki altn kitaptayd. Bunlar Huyun iirleri ve arklarn ieriyordu, hem de modern anlamda iir ve arklar. Burada sava Huy, btn Tanrlarn Baltacbas sava baltas gne kuunun parlak kanadna bir vg yazyordu. Altn cevherinin gneydeki madenlerden getiriliini, cevherin karn biimindeki frnda eritilmesini, yanan kmrlerin kokusunu, eriyen metalin tprtsn hep anlatyordu. Nasl artlm, nasl alam yaplm, nasl dvlp biim verilmi, nasl bilenmi, zeri nasl

kazlm, hepsi birer birer dile getiriliyor, sonra da drt akbaba ve drt gne figr tanmlanyordu. Huy ile birlikte savrulan baltann nasl parladn, kemie saplandnda kard sesi, canl etten ekilirken nasl yapr gibi olduunu, hepsini rendim. Bu baltann cann ald dmanlarn listesini dehetle okudum. Sonra Huy'un slubu deiiverdi, kahkahalar atmaya, krmz Zeng arabn ekip arklar sylemeye balad. imdi de beyaz giysilere brnm, kokular srnm, sakaln kvrtp iplerle rm bir zppe oup kmt ite. imdi ise bir rahipti, tanrlarla birlikte yryordu. Onlarn gizemini zyor, onlara kurbanlar veriyordu. Huy tek bana dua etmek iin diz kyor, Huy afakta kollarn kaldrarak gne-tanr Baal'i selamlyor. Huy dinsel bir esrime haline giriyordu. " Sonra Huy yine bir dost oluyordu, gerek bir arkada, kiiliklerin birbiriyle kaynap badamasn, paylalan zevklerin tadn, birlikte gs gerilip, birlikte atlatlm tehlikeleri dile getiriyordu. Bu iirde yle anlalyordu ki * Huy, kahramanna tapan bir kiiydi, dostunun kusurlarn hi grmyor, onun fizik gzelliini kadnca bir grle, ballandrarak anlatyordu. Ve onu uzun uzun vdkten sonra iirini yle tamamlyordu: Lannon Hycanus, sen Opet Kralndan da tesin, sen benim dostum- sun. Bunlar okurken, Huy'un dostluunu kazanmann"" deerli bir ey olduunu seziyordum." imdi air yine slup deitiriyor, doa gzlemcisi, avc oluyor, hibir ayrnty karmakszn avn nasl kovaladn, anlatyor, fildiinin tatl eiminden bir dii aslann karnnn yumuaklna kadar, hereyi dile getiriyordu. Sonra sevgilisinin gzelliiyle kendinden gemi bir sevdal olup kyordu. Sonra sevgilisi gzel, yeil gzl Tanith lyor ve bu kez ozan, acsn haykryor, onun lmn bir kuun uuuna benzetiyordu. Fildii kollarn ku kanatlar gibi aarak, son l, tanrlarn yreini kaldracak biimde, cennetin kubbesinde yanklanarak uup gidiyordu. Huy'un yaknmas benim yaknmam- d, onun sesi benim sesimdi, onun korkular ve zaferleri benim oldu ve ben sanki Huy oldum, Huy da ben. Erken kalkyor, ge yatyordum. ok az yiyordum, zayflamtm, sararp solmutum. Sonra birdenbire gerek, bir grz gibi kafama indi, iinde yaadm peri masalnn incecik kristal duvarlarn parampara etti. Louren ile Sally ayn uakla Ay Sitesine geldiler. Bunca zaman unutmay, uzak kalmay baardm ikence yeniden balyordu. Yine saklanmay denedim. Arive snyor, orada Sally ile Louren'den uzak kalmaya abalyordum. Ama onca korktuum o akam yemei saati gelip atnca, glmseyerek sofraya oturmak, tartmalara katlmak, Louren ile Sally'nin gizlice bakmalarn grmezlikten gelmek zorunda kalyordum. Louren iki kez bana geldi: Nen var senin, Ben? Bir eyim yok Louren, yemin ederim. Yanlyorsun. Ve yine arive kap sndm. Bir yandan da almalarmz sryordu. Bu arada kendime yeni bir elence bulmutum. Arivin bulunduu maara tam 2.000 yldr kapal olduundan, iinde hibir

canl yaamyordu. Ama imdi yava yava canllar buraya yerlemeye balamlard. nce minicik sinekler, pireler, karncalar, rmcekler, g veler ve kk, esmer kertenkeleler, boy gsteriyordu. Ben de arivlere yerleen bu hayvanlarn filmini ekmeye baladm. Ve Ay Sitesindeki son byk buluumu da byle gerekletirdim. Yine bir gn kameram kurmu gne resminin bulunduu duvarn dibinde koan bir kertenkelenin filmini ekmeye hazrlanyordum. Tam byk sava baltasn bulduumuz yere gelince kertenkele durdu, Gne resminin zerinde kanatlarn germi, beyaz bir gveye nian ald. Hemen makinemi kaptm, fotoraf ekmeye hazrlandm. Soluumu kesmi, tam kertenkelenin gveyi kapaca an bekliyordum ve o anda flam patlattm. Kertenkele, gveyi kapt gibi duvarla yerin birletii yara girip kat. yi ama, nereye gitmiti? Hemen ark lambasn yaklatrdm, kaybolduu yara bam sokmaya abaladm, bak girdi. Bu yark ok gzel gizlenmiti, demek ki hayat nem tayan bir ey saklyordu. Yerimde duramaz olmu, deta eski benliimi bulmutum. Hemen Louren'i armalydm. ardm da. Geldii zaman gne resminin altnda, drt ayak zerindeydim. Lo, yakla, sana bir ey gstereceim. Hey Ben, ne oldu sana? ki haftadr ilk kez gldn gryorum. Ah, ne kadar zlyordum bilemezsin! Lo, una bak! Yanma diz kt. On dakika sonra glmyordu artk, derin dncelere dalm gibiydi. O soluk mavi gzlerini duvara dikmi, sanki kayann tesini grmeye alyordu. Benim duyamadm bir sese kulak veriyordu. imde, doast bir eyler olacakm gibi bir nsezi vard. Louren ar ar, adm adm gne resmine yaklat. Elini uzatt, kocaman diskin tam ortasna dokundu, parmaklarn at. Duvara bastrd. Birka saniye hibir ey olmad, sonra duvar ar ar kprdamaya koyuldu. Hibir ses, hibir gcrt duyulmakszn, gizli bir eksen evresinde, duvar dnmeye balamt. Ardnda, karanlk bir geit grnd. Nasl yaptn bunu Lo? Nereden bildin? diye fsldadm. Biliyordum, sadece biliyordum, o kadar. Birdenbire byk bir korkuya kapldm, orada ne bulacamzdan korkuyordum. Louren gzlerini karanlk geitten ayrmayarak benden k istedi, ark lambasn kaptm, ona uzattm. Sonra ardndan yrdm. Geit, krk be derecelik bir eimle aaya doru iniyordu. ki buuk metre kadar ykseklii, metre genilii vard. Yerde ta basamaklar oyulmutu. Basamaklar iyice anmt ve tnelin duvarlarnda da, tavannda da ssleme filan yoktu, uzayp gidiyor, karanlklara dalyordu. Birden Louren, merdiven banda duran iki yuvarlak nesneyi gsterdi. zerlerindeki bronz gl iaretlerinin parltsn grdm. Nedir bunlar? Kalkan. Sava kalkanlar.

Birileri kaarken telatan drm olmal. zerlerinden atlayarak merdiveni inmeye baladk. Tam 106 basamak indik. Her biri on be santim kadard. Louren dikkatimi ekti: Buras tozlanmam. Hayr. Demek1 kap toz geirmeyecek kadar sk kapaly- m. Szleri benim iin bir uyar olmalyd, ama bu yeni bulu beni ylesine artm, sersemletmiti ki! Gerekten de basamaklar yeni sprlm gibi, tertemizdi. Merdivenin dibinde T biimli bir kavaa geldik. Samzda geit, kapal, srgl bir demir parmaklkla son buluyordu. Solumuzda ise, kayann barn? delen, kvrla kvrla inen bir baka merdiven uzuyordu. Louren sordu: Nereden gidelim? Hele u kapnn ardna bir gzatalm da. Srglerin acunda kilit yoktu, sadece ar, kil bir mhr vard. Mhrn zerinde kabasaba kazlm bir hayvan, bir de Lannon Hycanus, Opet Ulu-Aslan, Punt ve drt kralln hkmdar yazs. Louren: Ban ver, dedi. Los yapamayz bunu. Sen ver hele, tesine karma. Bunun ne olduunu biliyor musun? Buras hazine, Opet'in altn mahzeni. Dur bakalm, yordamnca yapalm u ii, diye yalvardm- sa da, dinletemedim. plak elleriyle mhr yakalad, kopard, srgleri at, kapya olanca arlyla yklendi. Kap araland, ieri szld, kotu, ben de ardndan. Tnel yine dik a yaparak dnyor ve dosdoru geni bir odaya giriyordu. Louren bard: Aman Tanrm! Ben, unlara bir bak hele, Ben! Opet hazinesi, dokunulmam, olanca grkemiyle ayaklarmzn dibindeydi. Sonradan sayp lecektik, ama o anda sadece durup baktk. Duvarlardan birinin n, tavana kadar fildii ylyd. 1.016 tane byk fildii. Ne var ki rmt, tebeir gibi ufalanyordu, ama zamannda herhalde byk bir servetti. BaN mumuyla mhrlenmi 900 byk amfora vard. indeki deerli yalar oktan umu, pis, kara bir bulak kalmt. Top top keten ve ipekli de rmt, dokunur dokunmaz toz oluyordu. Madenler kubbenin teki duvarna ylyd. Bakr, kalay, gm, kurun, antimuan. Sonra ortaya doru yrdk, evremize hakindik. Louren mrldand: Peki, altn? Altn nerede?

Abanozdan yaplm sandklar stste ylyd. Kapaklar fildii ve sedef kakmal sandklar. Louren bunlardan birinin kapan amaya davrandnda yine nlemeye altm: Hayr Lo, yapma. Yine dinletemedim. i ametist, beril, kaplangz, yeimta ve malait gibi yar deerli talarla t- kabasa doluydu. Bunlardan bazlar altn bilezjk, gerdanlk gibi eylere taklmt. Louren yrd, bir baka girinti buldu, baka bir demir kapnn ardnda dzenli altn kleleri ynlar halinde sralanmt. Her zamanki gibi parmak ubuklar halinde. Grnte pek byk grnmyordu, ama aylar sonra tartldnda altm tonu getii anlald. Deeri 60 milyon ngiliz Lirasn ayordu. Ayn girintideki tahta sandklardan da 20 bin kratlk yon tulmam veya kaba yontulmu elmas kmt, akla gelebilecek her renk ve biimde. Ama en k, bir buuk krattan az deildi ve en by de otuz sekiz kratlk, sapsar, iri bir canavard, bal bana bu ta, hazinenin deerine 2 milyon ngiliz liras ekliyordu. te Opet'in krk yedi kralnn 400 yl akn bir srede bn- bir glkle biriktiregeldii servet burada yatyordu. Eskia' dan kalma bunun kadar zengin bir hazine daha yoktu. Son derece dikkatli olmalyz, Ben. Bu hazineden hi bir bilgi dar szmamal. Szarsa ne olur, anlyorsun, deil mi? Bu hazine, urunda cinayet ilemeye, sava karmaya yeterli. Peki ama ne yapabilirim ki, Lo? Burada yardmcya gereksinmem olacak, Ral'e, hatta Sally'ye. Hayr, buraya baka kimse girmeyecek, anlald m? Senle benden baka kimsenin girmemesi iin nbetilere emir vereceim. Ama yardmc isterim Lo. Kendi bama yapamam ki! Haftalar srer. Sana ben yardm ederim. Baka kimse deil. Kimseye tek sz sylemeyeceksin. O akam saat altya kadar Louren ile Hazine odasn aratrdk. Ben tnelin de nereye gittiini aratrmay nerdimse de Louren bunu kabul etmedi, tam saatinde aa, kampa inmeli, kukular uyandrmamalymz. Ge vakitlere kadar orada kalacak olursak berikiler anormal bir eylerin olduunu anlayabilirlermi. Ta kapy ardmzdan kapadk, bylece gizli geit yine grnmez olmutu. Sonra Louren kapdaki nbetiye kesin emir verdi. Tnele girmelerine izin verilenler listesinden Rai ile Sally'nin adlar karld. Sonradan yemekte bunu onlara, ikimizin giritii bir deney olarak aklad. Benim kendimi tutmam ise gerekten ok g oldu, nk o gn ar heyecanlanmtm. imdi ise bir ey belli etmemek gerekiyordu. Ama baktm kahkahalar atyorum, fazla iiyorum, stelik kskanlk atei de iimi yakp kavuruyor. Sally ile Louren birbirlerine bylesine baktklarnda iimden: Biliyorum, hereyi biliyorum. Allah kahretsin, bu yzden sizden de nefret ediyorum, diye haykrmak geliyordu. Ama bu, doru deildi. Onlardan nefret etmiyor, stelik ikisini

de seviyordum ve b, durumu bsbtn zorlatryor, kmaza sokuyordu. O gece gzme uyku girmedi. Byle gergin olduum zamanlar ardarda iki, gece hi uyumadan oturabilirim. Sally'yi gzetlemek deildi maksadm. Sadece kulbemin penceresinden ayna boulmu geceyi seyrediyorken onu grdm. Uzun bir sabahlk giymi, salarn da omuzlarna dkmt. Bir su i- liyormu gibi, telala Louren'in yatt kulbeye gitti, kapy at, hi ekinmeden, duraksamadan dald ieriye. Benim iin bitmek tkenmek bilmeyen upuzun bir bekleyi balamt ite. Tam iki saat penceremden ayrlmadm, geceyi, yldzlar seyrettim. Ama bu gece o gzellikleri grecek halde deildim. Aklm Louren'in kulbesindeydi, oradaym gibi, her syleneni iitiyor, her davran zihnimde canlandryor ve kendimden de, onlardan da tiksiniyordum. Hilary'yi ve ocuklar dndm, bir erkein birka saatlik geici bir zevk iin varyla youyla byle, kumar oynamasnn nasl bir lgnlk olduunu dndm, o karanlk kulbede, o iki kiinin nice nice gveni inediini, ka kiinin mutluluunu tehlikeye attn dndm. Sonra birden aklma bir ey geldi: Ya bu iliki, Louren iin sadece gelge bir hevesten ibaret deilse? Ya niyeti ciddiyse? Belki de Hilary'yi brakr, Sally'yi alrd, neden olmasn? Bu dnceye daynamadm artk. Bir eyler bulmal, oyalanmalydm. abucak giyindim, arive kotum. Gece bekisi uykulu uykulu selamlad beni. Anahtarmla kapy ap altn kitaplarn bulunduu maaraya girdim. Huy'un drdnc kitabn aldm, alma odama gtrdm, bir ie de viski atm. Levhay nme serip rastgele okumaya baladm. Huy'un sava baltasna, gne kuunun parlak kanadna vgsyd okuduum. Bitirince birden, iimden baltay seyretmek geldi, gittim, yerinden aldm, okadm, yeniden ve byk bir dikkatle inceledim. iirdeki silahn bu olduuna hi kukum yoktu. Neden acaba bylesine sevilen bir silah, bylesine dikkatsizce yere frlatlp atlmt? Baltac- ba Huy'un akbeti ne olmutu? Ya kralnn ve sitesinin? Byle okuyup dncelere daldka Sally ile Louren'i unutabiliyordum. Yine de arasra yreime kskanlk atei dmyor deildi. imdiki zaman ile ok uzak gemi arasnda kalmtm sanki. Viski iesi ise yava yava boalmaktayd. Gn domasna yakn, bende yepyeni duygular uyandran bir yazya takld gzm. Huy birdenbire ruhunun derinliklerinden bir lk kopartyordu. Uzun zamandr bastrageldii bir heyecan artk zaptedemiyormu gibi, manevi deeri bilindikten sonra, grnr biiminin hi nemi olmadn kendisi de anlam gibi. Kupkuru topraktan en saf altn ieklenir, diye haykryordu Huy, kendi zavall, sakat bedeninde de ne hazineler saklyd, byle diyordu. Bu blm belki de alt, yedi kez bir daha, bir daha okudum, sonra u sonuca vardm: Huy Ben-Amon da tpk benim gibi, sakatt. *** Altn kitab yerine brakp ar ar kulbeme dnerken afak skyordu. Sally, Louren'in kapsndan kt, karanlkta bana doru yrd. Yrmyor da, topran zerinde uuyor gibiydi. Ayaklar yere demiyordu sanki. Kprdamadan durdum, belki de beni grmezdi. Grmesini istemiyordum, ama yaklat, yaklat, nce beni grd de tanmad, yz korkudan sarard, ellerini azna gtrd, barmamak iin, aresiz: Korkma Sally, benim! demek zorunda kaldm.

imdi kokusunu duyuyordum. ln tertemiz gece havasnda ezilmi gl yapraklarn andran bir koku, terin ve sevimenin lk kokusuna karm... Yreim gsm atlatacak gibi atyordu. Ben? Ne kadar zamandr burada, kapmn nndesin? Yeterince uzun zamandr. O halde biliyorsun demek? Bak Ben, aklamak istiyorum sana. Hayr, buna zorunlu deilsin. Hi nemi yok, Sal. nemi var ve aklamaya zorunluyum. Benim, benim bunca hain, korkun bir kadn olduumu sanman istemiyorum. Sana yemin ederim Ben, ok abaladm, kurtulmak iin, ama olmad. imdi usul usul alyor, hkrklar omuzlarn sarsyordu. Onu usulca odasna soktum, yatana yatrdm, lambann nda dudaklarnn pcklerden imi, kzarm olduunu grdm. Ah Ben, byle olmamas iin hereyimi vermeye razydm. ok abaladm, ama kar koyamadm. Onu ilk grdm anda beni deta bylemiti. Havaalanna karlamaya gittiimiz akam, yle mi? Elimde olmadan sormutum bunu. Demek ki bana ilk gelii de baka bir adamn alevlendirdii bir atei sndrmek iindi. nkr etmeye alt, ama baaramad. Gerekten seni zmek istemezdim. Ondan ylesine baka, ylesine iyi, ylesine yumuaksn ki! Gzlerinin alt uykusuzluktan morarmt, yanann eftali rengi kadifesi de Louren'in sakal uzam cildinden tahri olmu, kzarmt. Yreim paralanyordu. Ah Ben! Ne yapacam imdi? Yakalandm bir kez, kaamyorum. Lo, ne yapmak niyetinde olduunu syledi mi sana? Hilary'yi brakacandan, seninle evleneceinden filan sz etti mi bari? Hayr Ben, hayr. Ben onun iin sadece geici bir servenim, ite o kadar. Benimle sadece gnl elendiriyor. Bir ey sylemedim, o gzel, acl yzn seyrettim. Neyse, Louren'i anlamt ya, bu da bir eydi. Onun bir avc, kendisinin de rkek bir av olduunu biliyordu demek. Louren'in yaamndan nice Sally'ler gelip gemiti, daha da niceleri geecekti. Aslan, hep durmadan avlanmak zorundadr. Yapabileceim bir ey var m, Sally? Eer olursa ekinme, syle. Hayr Ben, sanmyorum. Ama, beni hl seviyor musun? Hi duraksamadan: Evet, dedim.

ini ekti: Teekkr ederim, Ben. Benden yz evirseydin dayanamazdm. Senden asla yz eviremem Sally, diyerek darya, doan gnei karlamaya ktm. Louren ile merdivenlerden indik, nce hazine odasna gittik. Louren altnlar seyrederken ben de onu seyrediyor, ondan nefret ediyor muyum diye kendimi yokluyordum, ama bouna. Bana glmsedii zaman, elimde olmakszn ben de ona glyordum ite, bu kadar. Hadi gidip br tarafa da bir gzatalm, Ben, dedi. Orada ne bulacamz az ok tahmin etmitim. Bu geit bir baka ta duvarla son buluyordu, ama burada bir gizleme abas yoktu, nk tan zerine bir yaz kazlmt. Louren ark lambasn yaklatrd. Ben ar ar okudum. Alkn olmama karn yine de yava okuyabiliyordum, nk Pn yazsnda sesli harf yoktur, szcn geliinden anlam karmak gerekir. Buraya gelip, Opet krallarnn uykusunu bozan, mezarna sataan sizler, byk bir tehlike iindesiniz. Astarte'nin laneti ve byk Baal'in laneti mezarnza dek peinizi brakmayacaktr. Bir daha oku, Ben. Bir daha okudum. Ban sallad, sonra mekanizmay harekete geirecek noktay aramaya balad. Burada gne resimli kapda olduu kadar talihli deildik, iki saat uratk yine de ta kapnn gizemini zemedik. Bu da tekin- deki gibi basit bir sistem olacakt, ama btn i, baslacak noktay ve hareket asn bulmaktan ibaretti. Bulduumuzda kendi aptallma svdm. lk giriimde aklma gelmesi gerekirdi. Gne Tanr Baal'in adnn yaz simgesi, aradmz noktayd. "Kap ar ar ald, ieriye, Opet krallarnn mezarna girdik. Bu havay ancak bir yerde daha bulabilmitim, ngiltere krallarnn pek ounun mezarnn bulunduu, Westminster Kilisesinin njahzeninde. Orada da insan ayn gemi zaman duygusuna, tarihi yeniden yayormu duygusuna kaplyordu. kimiz de konumuyorduk. Korkun, deta uursuz ve tehlikeli bir sessizlik, kulaklarma basn yapyordu: Burada da hava kf kokuyordu, hafif bir mantar ve toz kokusu da burnuma gelmedi deil. Duvarlara paralel olarak Opet krallarnn lhitleri dizilmiti. Masif granitten oyulmu lhitlerdi bunlar. Salam, kunt, kuruni renkte. Kapaklar kendi korkun arlyla kapal duruyordu ve st dzeyleri, cilalanm iinde yatan cesedin ad ve biimi kazlmt. Huy'un altn kitaplarndan bize kadar yanklanan gl adlard bunlar. Hamilkar, Hannibal, Hyconus. Krk yedi kocaman tabut, ama sonuncusu botu, kapa yanbanda, duvara dayanm duruyordu. i ise Opet'in son kraln yutmaya hazr, insan biiminde oyulmutu. Bu byk ta tabutun dibinde, mezarn zemininde bir adam srtst uzanm yatyordu. Miferi yoktu, altn krmzs sa ve sakal mumyalam suratna yumuak bir ereve oluturuyordu. Gs zrh kartlm, iskeletlemi gs kafesine gerili kuru, parmen derisi ortaya kmt. Bir okun krk ucu, uzun sre nce lm bu gste saplanm

duruyordu. Silahlar yanbandayd. Topuklar birletirilmiti, bu l, dikkatle ve besbelli byk bir sevgiyle yatrlmt buraya. Kollar da yanna uzatlmt. zerine eilmi biri daha vard, dua eder gibi diz km biri. Onun zrh zerindeydi, sadece miferi've gsl bo lahdin nne, yere atlmt. Uzun, siyah salar ne sarkm, yzn gizliyordu. ki eliyle gsn kavramt ve oradan bir klcn ucu grnyordu, kabzas da yere dayanmt. Bu, yenilginin utancndan kamak iin kendi klcnn zerine kapanarak lm yelemi biriydi. Kl, bunca yzyl, onun arln ta-*' sm, bu durumda, bylece dizst kalmasn salamt. . Bu ok eski tragedya sahnesine yaklarken Louren de ben de azmz aamadk. Onlarn kim olduunu ok iyi biliyordum. Opet'in son kral Lannon Hycanus talarn zerinde uzanm yatyordu, zerine eilmi olan ise dostu Barahip Huy Ben-Amon' dan bakas deildi. Birden garip bir kader duyusuyla, buz gibi bir rpertiyle boulur gibi oldum, nk BenAmon, Tanrlarn Baltacs, kamburdu. Yzn grecektim, grmeliydim, kotum, yanna diz ktm. ncecik, kemikli omzuna dokundum. ok hafif, soluk gibi, ama bu dokunu, glkle dengesini bulan mumyay datmaya yetti. Huy Ben-Amon'un ls kayd, lm kraln cesedinin zerine yld. elik ve bronz, ta zeminde korkun yanklar yaratarak dald. Opet'in mezarn inletti. ki ceset de bu dokunula, bu sarsntyla unufak, toz olup dald. Yumuak, hardal sars bir toz bulutu ark lambasnn nda duman gibi tterek ykseldi. Onlardan geriye zrhn ve klcn madeniyle talk gibi yumuak toz ynnda iki tutam altn sar satan te bir ey kalmamt. Sapsar tozdan boulur gibi, kalktm, gzlerim yanyordu. Toz, mantar kokuyordu. Louren Sturvesant ile baktk, bir mucizeye tank olmutuk konuam- yorduk. *** Grdm karabasandan bararak uyandm. Kan, alevler, duman, prl prl parlayan kapkara suratlar, tere batm vcutlar, grleyen alevlerin aydnlnda dehetle kvranyor, lenlerin l kana susam homurtulara, kkremelere karyordu. Uyandmda soluk soluaydm, kendimi o karabasann dehetinden kurtarmak iin baucumdaki lambay yaktm. Saat daha on bire gelmemiti. Kalktm, bacaklarm titriyor, gsm hrdyordu. Soluk alrken sanki cierlerim aryordu. Gzlerim de pek iyi gremiyordu. Her yanm ate gibi yanyordu. Gittim aspirin aldm, yuttum, ama su ierken cierlerimdeki ar bsbtn artt. Altm sigara imiim gibi ksrdm ve bu ksrkten ok sarsldm, ter iinde kaldm. Her yanm titriyor, tenim alev alev yanyordu. Nedenini pek bilemeden rob d ambrm giydim, dar ktm Aalarn glgeleri ok irkin ve karanlkt, hl grdm karabasann etkisindeydim. alma odama doru hzla giderken sinirli sinirli evreme bakmyordum, hl soluk aldka cierlerim aryordu. Baktm karma kapkaranlk, yuvarlak, ekilsiz ve sessiz bir ey kverdi. Dehetten

dizlerimin ba zld, barmak istedim, baramadm, o ey silindi gitti. Hayal grmtm demek, ama imdi de bam atlayacak gib aryordu. Odamn kapsn atm ieri daldm, hemen kapadm. Korkudan soluk solua kilitledim. Dardan bir ey kapy trmalad, bu ses sinirlerimi param para etti. Kapdan masama doru geri geri gittim, oraya meldim, sindim. Tirtir titriyordum, her yanm sarslyordu, duramyordum. O trmalama sesini yine duydum, ama bu kez yanbamdaki duvardan. O yana dndm, inliyordum. Bir silah bulmalydm. Baktm Huyun kocaman sava baltas duvarda asl, onu kaptm, smsk kavrayp bekledim. ksrdm. Bu kez masamn zerindeki ktlar kprdamaya balad, kvrld, bkld, ekil deitirdi, yarasa kanad gibi ald. Birden umaya balad, geldi, yzme arpt, azn atn, sipsivri dilerini etime geirmeye hazrlandn grnce bir lk atarak baltam indirdim. imdi deli gibi baltay savuruyor, o beyaz eyle savayordum. ksr- yor, ksryordum. Sonunda ksrkten gzleniri yaard, grmez oldu. Diz ktm, srtm duvara verdim, azma lk, slak bir eyler dolmutu, yere tukurdum, baktm, kan. Ne oluyordu bana, anlayamyordum. Elimin tersiyle azm sildim, elim kana buland. te o anda kafamn iinde bir imek akt. Louren ile ben, 2.000 yldr smsk kapal duran bir mezarn derinliklerine inmek iin smsk mhrlenmi iki kapy gemitik ve o ldrc mantarn sporlaryla ykl bir havay koklamtk, ksacas Firavunlarn lanetine uramtk. Artk gereken nlemleri almadm iin kendi kendimi sulamann zaman oktan gemiti. Arivde tehlike olmad iin, te tarafta da tehlike olmadna inanmtm. O heyecanm iinde Louren ile kaplarn mhrn amay tartrken bile, krallarn mezarnda burnuma mantar kokusu arpt zaman bile, mantar tehlikesini aklma getirememitim. imdi akcierime o canl mantarlar mt ite, yerlemilerdi, iimde giderek byyen bu koloni, vcudumun yumuak dokularyla besleniyor, zehirini de kanma boaltyordu, beynime tanmak zere. Tedavi, gidip tedavisini bulmalym, diye glkle soluk almaya abaladm. Sendeleyerek kitap rafma yaklatm, kitaplarn srtnda yazlar okumaya altm, birden en st raftan bir ylan, kara dilini suratma doru uzatt, geri geri ekildim, dar katm. evremi koyu bir duman sarm, beni bouyordu. Deli gibi ksryordum imdi. Her yanm alevler sarmt. Louren! Louren! diye haykrarak kulbesine doru kotum. I yanyordu. Sally, Louren'in yatanda yalnzd. Kalkt, oturdu, uykulu uykulu, rlplak bana bakt. Bardm: Nerede o? Ben? Ne oluyor? Kan iindesin sen! Lo'yu bulmalydm, bir an nce bulmalydm onu. O da mantar hastalna yakalanmt, bulmalydm.

Bilmiyorum, buradayd, km herhalde. ksryordum, boulurcasna ksrrken de azmdan kan geliyordu. Ben, ne oluyor? Ne var? Glkle: Cryptococcus neuromves, mantar hastal, diyebildim. Louren ile arivdeki gne resminin ardnda gizli bir geit bulduk. Mantar sporlar varm, dnemedim. nlem filan da almadk. ylece girdik. Biliyorum, imdi oradadr. Onu bulmalym. Sen hemen Rai Davidson'u uyandr, oksijen tplerini kartn, tm nlemleri aln, ardmzdan gelin. Maskeleri takmay unutmayn. Ben kaplar ak tutarm. Merdivenden aa, dipte sola dneceksiniz, gelin bulun bizi. Louren de yakalanm olmal, insan ldrtyor. Korkun, delice eyler gryorsun. abuk gelin, anladn m? Dndm, dumana, alevlerin arasna, karanla daldm, tepeye, maaraya doru kotum. Tapnan koskoca duvarlar zerime devrilecek gibiydi, oktan yklm duvarlar. Sonra Baal'in fallos biimli kuleleri ay gsteriyordu. Bunca yl sonra yine dikilmilerdi ite. ocuklaryla birlikte diri diri yanan kadnlar, lk la baryorlard. Yoluma serilmi llerin zerinden atlayarak koarken bir yandan da, Louren! diye haykryordum. Maaraya ulatm, onu 2.000 yl nceki haliyle grdm, dizi dizi ta kanapeler, zmrt gln yeilini epeevre kuatyordu. Kendimi zorlayarak bu hayalleri zihnimden kovaladm, geree dnmeye altm. Tahtadan beki kulbesine doru sendeleyerek gittim. Beki, masann bana oturmu okuyordu. Beni grnce ard: Aman Tanrm, bir eyiniz yok ya, Doktor? Bay Sturvesant, tnelde mi? Ne zaman girdi? Bir saat nce. Ama neyimiz var? Azmzdan kan geliyor! Buradan ayrlma, tekiler imdi gelecek, ne yaplmas gerektiini onlar biliyor. Arive daldm, duman kokusu hl burnumda, alevler arasnda yokolan sitenin lklar hl kulaklarmdayd. Gne tanrsnn resmi nnde sava baltam yere braktm, ta kapy itip atm, ardmdan kapanmasn diye kalkanlardan birini kapya dayadm, merdivenleri koarak indim. Daha yar yoldayken aadan, mezardan gelen grmtm. zerindeki lnetiyle kap, ak duruyordu. Ark lambasnn teli, menteesine sktrlmt. Ark lambasn Louren mezarn ortasna drmt, ama hl yanyor, mezar aydnlatyordu." Louren ise Opet'in son kral Lannon Hycanus'un granit (ahdinin yanbanda srtst yatyordu. Beline kadar soyunmutu. Yz l gibi sararm, parlak krmz kan, aznn kycndan yanaklarna, oradan da kulaklarna ve salarna szyordu.

Son gcm toparlayarak sendeleye sendeleye yanna gittim, diz ktm, zerine eilip kolumu omuzlarna dolayarak dorultmaya altm. Teni yap yapt, ate gibi de yanyordu. Ba arkaya dverdi. Azndan yeniden fkran kan, ellerimi slatt. Onu gsme bastrarak bardm: Louren! Ah, ne olur, ne olur yardm edin bana; mdat!" Can hl ekilmemiti. Son yaam kvlcmlar da tkenmek, snmek zereydi. Gzlerini at, o soluk mavi gzler lmn ilk glgeleriyle koyulamt bile. Kendi kanyla boularak fsldad: Ben! Sonra ksrd, prl prl kan damlacklar azndan sald, glkle duyuyordum onu. Ben! Sonuna kadar, deil mi? Uyumak zere olan bir ocuk gibi onu barma bastrarak ben de fsldadm: Sonuna kadar, Lo. Altn sal ba omuzuma yaslanmt. Bir sre kprtsz kald, sonra yine kmldad, bu kez sesi ak seik duyuluyordu, glyd: U! dedi. Benim iin u, Gnein Kuu. Ve can ekildi, kollarmn arasnda bir hi oluverdi. O yce, vahi ruhu utu, gitti. Diz ktm, eildim, benim de duyularm yava yava si- liniyordu. Ayamn altndan yer kayyor, dnya frl frl dnyordu. Ben de o dnyann ucundan aa kaydm, zamann karanlklarna doru hzla dnerek indim. Bir tr lme, bir tr yaama doru indim. nk lrken bir d grdm. Bir an ve milyonlarca yl sren o zehirli uykumda ok, ok zaman nce yaam ve ok, ok zaman nce lm insanlar dledim!..

2. Blm
Lannon Hycanus ile maiyeti byk gln gneyde, en uzaktaki kysnda bulunan Kk Balk Koyuna vard zaman hava kararmt. Donanmann on gemisi koyun s sularnda demir att, mealeleri karanl aydnlatt. Lannon gneye, papirs tarlalarna ve gizli su yollarna doru bakt. Kendisinin ve ulusunun yazgsnn oralarda yazl olduunu biliyordu. Tam yirmi sekiz gn boyunca durmadan avlanmt, imdi de allmadk bir korkuyla rperiyordu. Bu korku, bulmaya geldii korkun hayvanla karlama korkusu deil, onu yine elinden karrsa ne olur korkusuydu." Ardndan hafif ayak sesleri duyunca hemen elini hanerine gtrd, dnd, bakt. Mealelerin nda grd adam bi- imsiz grnnden hemen tand: Huy, geldiler mi? diye sordu. Efendimiz bir eyler yemeli, sonra uyumalsnz. Henz gelmediler, ama sabaha varmadan burada olurlar. Hadi yatn biraz, yarn elinizin titrememesi, gzlerinizin de ok iyi grmesi gerekiyor, unutmayn. Lannon, kambur dostuna sevecenlikle bakt: Kimi zaman dokuz deil de on karm var, diyorum. Beni ok martyorsun, stme ok dnyorsun, dostum. Ama yle sanyorum ki bu gece gzme pek uyku girmeyecek. Babamn cenazesinden beri tam yirmi sekiz gndr, ulu aslann peine dtm yirmi sekiz gndr nasl uyuyamadmsa, bu gece de uyuyamayaca m." Sonra dnd, dokuz gemiye bakt. Opet ve drt kralln tahtna layk m deil mi diye bakmaya gelenlerle, ulu aslan yakalamasn seyre gelmi olan dokuz ailenin gemilerine. unlara bak, Huy. Ka tanesi benim baarszla uramam iin tanrlara kurban verdi acaba? Biliyorsunuz, tanesi. Belki de dahas vardr. Peki, ya Barka hanedanna bal olanlar, ya gz kapal gvenebileceklerimiz? Onlar da bilirsiniz, efendimiz. Habbakuk Lal sonuna dek sizinledir, sonra Amon... Evet, evet hepsini tanyorum Huy, benimle olanlar da, bana kar olanlar da, hepsini teker teker tanyorum. Sadece bir kez de senden duymak istemitim, o kadar. yi ama, dn hele, bu kehanette bulunanlar, tahta gemek iin otuz gn iinde ulu aslann yakalanmasn art koanlar byle bir durumu hi dnmler miydi acaba? Bir prensin tam yirmi sekiz gn boyunca ulu aslann en ufak bir izine bile rastlayamadan dolanp durabilecei hi akllarna gelmi miydi? Evet, babam ancak yirmi beinci gnde ldrebilmi, ama bu, krk alt yl nceymi. O zaman bile ulu aslann soyunun tkendiinden sz ediliyormu. u son 200 yl boyunca ulu aslan grld her yerde avlayagelmiiz. Be lejyon kuzey bataklklarn silmi sprm, tanesi de rmak boyunca avlanm.

Gvertede bir aa, bir yukar gidip gelmeye balad. Arada durup aaya, sra sra plak klelerin krekleri banda uykuya daldklar yere gzatyordu. Bu kleler sonunda, yine byle krek banda zincire vurulmu leceklerdi. Bataklklarn bu ucu, krallmda, bir ulu aslann saklanabilecei son yer. Burada da bulamazsak ne olacak Huy? Hakkm kantlayabileceim baka hibir yol yok mu? Ne yazk ki yok efendimiz. O halde hanedanmz son bulacak, yle mi? Bir ulu aslan vurulmadka Opet'in bana hibir kral geemez. Kral olmaynca da sadece Dokuzlar Kurulu lkeyi ynetir. Peki ya krallk hanedan? Barka hanedan ne olacak o zaman? Hadi imdi bunlar konumayalm da gelin bir eyler yiyin. Kleniz size scak baharatl arap ile balk halamas hazrlad. arap uyumanza yardmc olur. Lannon birdenbire sordu: Benim Baal rahibim, yarn iin falma bakar msn? Fal olumsuz karsa uyuyabilir misiniz? Herzamanki gibi, sen haklsn. Hadi gel, acktm. Lannon rlplak, post rtl yatana oturup yemeini yedi. Omuzlarna kvr kvr koyverdii salar, tepeden sarkan lambann aydnlnda garip bir altn rengiyle parlyordu. Kara sal halknn arasnda tanrya benzeyen bir adamd o. Lannon yemeini byk bir itahla yiyip bitirdi, sonra Huy'a dedi ki: Bana ark syle, Gnekuum benim. Huy Ben-Amon, prensin yatann ayakucuna bada kurmutu. Kucandaki algsnn zerine eilince kamburu bsbtn ortaya kyordu. Upuzun, siyah salar nne dyor, yzn rtyordu. Kollar ok kasl, glyd ve algy tutan ince, zarif parmaklarla eliki yaratyordu. O, algsna dokunur dokunmaz evrede sesler kesildi, herkes dinlemeye hazrland. Evet, herkes soluunu kesmi, geceye dalga dalga yaylan Huy' un arksn dinliyordu imdi. Sonra ark bitti. Lannon, yatann ayakucunda diz km iki gzel kle kzdan birini koynuna ald, tekiler ktlar. O slada, karanlkta bir boru tt, biri seslendi: Bir dosta kaplarnz an. Mursil geliyor. Barka hanedannn avcba. Lannon bir srayta yataktan frlad, telala pelerinini omuzlarna att, yukarya kotu, Huy da peinden. O srada gemiye yanaan kk bir kayktan da Mursil merdiveni trmanyordu. Kocaman biriydi bu, yusyuvarlak surat maymuna ben- ziyordu. Gneten ve araptan kzarmt. Gemide herkes uyanm, harekete gemiti imdi. Mursil'in ardndan, kck, cce bir insanck geliyordu. Bu pigme, ekik gzleriyle evresine rkek rkek baknarak, korkuyla yryordu.

Efendimiz, size iyi haberlerim var. u, u adam, aradmz eyi bulmu. Byle diyerek Boiman tutup ekti. Sen onu grdn m? Sadece pene izlerini, ama bu, hayvann kendisini grm. Eer doruysa ikiniz de dlnz bol bol alacaksnz. Demek Tanrlar Barka hanedannn bu kez de hkm srmesine karar vermiler. *** Buffalo srs, gne domadan bir an nce yksek papirslerin arasna dalmaya can atyordu. Tam 200 iri hayvan. Srnn banda giden iri boa, birden papirslere girmeden elli adm tede durdu. Burnunu havaya kaldrd, kulaklarn at, domuz gz gibi kck gzleri evreyi taramaya balad. Ardndan koca sr de durmu, bekliyordu. Ulu aslan papirs kamlar arasndan son hzla frlayver- di, ok gibi. Bu; buffalo kadar iri denebilecek bir hayvand, ama ondan ok daha evikti. Birden boann zerine atld, penelerini boynuna geirdi, sonra bir penesini uzatp onun burnunu yakalad, ban kanrtt. !mdi boa, belkeimi krlm, yere yklmt. Saldrgan onu brakr brakmaz yanndakine atlad, bu yal, kara diinin de iini orackta bitiriverdi. Sonra bir daha, bir daha, bylece birbiri ardndan tam alt kez ldrd. Sr henz 300 adm bile gidememiti. Sonra koyverdi onlar, papirslerin arasna dalp gzden yittiler. imdi ulu aslan doan gnein pembemsi nda durmu, dinleniyordu. Ucu kara pskll kuyruu hl avn heyecan iinde, bir oray, bir buray dvmekteydi. Kaslar gerilmi, imiti. Hayvan imdi var km, yass, ylan ban andrr ban neredeyse gsne deecek kadar upuzun ve kvrk, sivri dilerinin arln tayabilsin diye, kaldrmt. Surat siyah beyaz izgilerle gzalc bir maskeyi andryordu. Birbirinden iyice ayrk gzlerindeki vahi parlt uzun, dik ve bemoeyaz byklarla yumuuyor gibiydi Ama ayaa kalktnda kocaman, grkemli yelesi, bu yumuak ifadeyi tmyle silmeye yetiyordu. Bir insan boyunda, bir at arlnda olan bu kedigil, o korkun peneleri ve sivri dileriyle, doadaki kedigillerin en tehlikelisiydi. Dnd, son kurbannn yanna gitti, ban kaldrd, kocaman, gl enelerini at, upuzun pembe dili, o inanlmaz gl ve uzun sivri dilerinin arasndan kvrld, hayvan kkredi. Bu kkremesiyle sanki yeri, g inletti. afak skerken, gln kysnda, Huy Ben-Amon da tanrsn selamlyordu. Av giysisi giyinmi, ama silahlarn bir yana brakmt. nk Tanrlara haberci gndermek, bir kurban kesmek zereydi. Huy tanrlarn yakndan tanrd, onlarn huylarn bilirdi. Hepsinde de insanlara zg zaaflar olduunu da biliyordu. Kendini beenmi, alngan, agzl ve bazen de son derece tembeldiler. Durmadan pohpohlanmak yeterliydi ve ilgilerini ekmek iin de kurban vermek gerekirdi. Huy bu kana susamlklarn hi beenmiyordu ve elinden geldii kadar, klelerin yerine hayvanlarn kurban edilmesine abalyordu. O gn de beyaz bir boa kurban edilecekti. Huy ne yapm ne etmi Lannon'u imdilik bir boa kurban verilmesine raz etmiti, oysaki Tanrlar her zaman insan kann ye tutarlard. Ama Huy, lme mahkm bir klenin gzlerindeki yalvaran baka hi dayanamyordu. Bu yzden be yldr Opet'in dinsel yaantsn ynettii halde

tanrlara ancak 100 kadar insan haberci gndermiti. Oysaki sitenin gemiinde sadece bir tek trende bu kadar insann kurban edildii zamanlar ok olmutu. Size haberci olarak gzel bir ak boa gnderiyoruz. Huy dnd, hayvana yaklat. Opet cinsiydi bu hayvan, tknaz, ksa boylu, kuruni benekli. Boynuzlar dzd, srtnda da kamburu vard. Huy, rahiplerinden birinin elindeki akbabal baltasn alrken hayvan sakin sakin duruyordu. evresini kuatan, trende hazr bulunan soylular, baltay savuracak yer brakmak zere biraz geri ekildiler. Huy bard: Ulu Baal, habercimizi kabul et! Ve balta havaya kalkt, fkeyle hrdayarak indi, boann boynunu kesiverdi. Ba frlad gitti, kan fkrd. Huy baltasna dayanarak eildi: Bir iaret, ulu Baal, ocuklarna bir iaret gnder! Ama ses seda kmyordu. Huyun sabr tkenmeye balamt. Oysaki kurban tam gerektii gibi verilmi, kafas bir vuruta ko- partlmt. Yoksa tanrnn dikkati yine baka yerde miydi? nad m tutmutu? Balarnn zerinden bir yabani kaz srs geti. Huy, arn ikinci kez yineledi. Bu kez sanki yakarmyor, talep ediyor, bekliyordu, ama yine ses yok. Yalnzca bir suaygr, kulaklarn sallayarak paldr kldr suya girdi. nc kez yinelediinde cevabn hemen ald. Papirs tarlasnn tesinden bir ses geldi, kular rkten, papirsleri dalgalandran, gkg- rlts gibi homurdanarak ykselen bir ses. Hibirinin imdiye dek duymad bir ses. Ulu aslan kkremesi. Huy, mutlu mutlu glerek hkmdara dnd: Tanrlar sana karlk verdiler Lannon Hycanus. Hadi git ulu aslann al. *** Kck Boiman onlara yol gsteriyor, buffalolarn izini -sryordu. Papirslerin altndan yemyeil bir tnelden ilerliyor gibiydiler. Sonunda akla ktlar. Drt, be yz kii vardiar. nk dokuz soylu, karaya okularyla, baltaclaryla kmlard. Lannon ise nden, yannda avcba Mursil, Boiman, Huy ve iki silah taycs olduu halde yryordu. Tanrlar anlalan bu .sabah ondan yanaydlar, nk Boiman'n onlar gtrd dz lkte, yerde alt buffalo ls yatyordu. Peki, hayvann kendisi neredeydi? Boiman parmayla gsterdi. Mursil dedi ki: urada, ikinci buffalo leinin ardnda. Bizi grd, gizleniyor. ok uzaktayz, ama Boiman onu ak seik grebiliyor- mu. Kulaklarn dikmi, bize bakyormu. Bu kck adamlarn gzleri kartal gz gibi keskindi. Yanlyorsa su senin, bilesin, Mursil. Su benim olsun efendimiz. Prensi ava hazrlarken arkadakiler de yetimilerdi. Soylulardan kimi yallar tahtrevanla gelmilerdi. Bunlardan Asmun, Lannon'un yanna yaklat:

Bir vuruta cann alman dilerim, babann yapt gibi, dedi. Tahtrevann, av sahnesini iyice grebilecei bir yere tadlar. Kalabalk, silahlar ve zrhlar gnete prl prl, morlu, beyazl, krmzl giysileriyle kamlarn arasna daldlar. Herkes sustu, Lannon'u bekledi. Lannon plakt, ancak edep yerini rten bir bez sarkyordu nnden. Derisi alacak derecede beyazd, sadece kollar, bacaklar ve yz gneten yanmt. ok yakkl, uzun boylu, geni omuzlu, ince belli bir genti. Salarn mor bir bala skmt, altn krmzs sakal gsne iniyordu. Bekleen adamlara dnd: Opet sitesi zerinde ve drt krallk zerinde hak iddia ediyorum, dedi. Huy ona silahlarn verdi. Kalkan, buffalo derisinden, oval biimli, bir adam boyunda, eni de iki omzu birden kapatacak kadar geni. Tam ortasnda gzler vard... beyaz ve sar renklerle izilmi, keskin bakl iki g*z Bu gzler hayvana baknca, onun saldrmasn salayacakt. Huy sonra ona aslan mzran verdi. ylesine ard ki, ancak gl bir adam onu kullanabilirdi. Lannon'un bilei kalnlnda, boyunun iki kat uzunluundayd. Buna karlk kl, daha geni ve ard, ucu ok sivriydi. Lannon, kalkan ardna saklayarak, gzleri gstermemek iin, bekleyen hayvana doru yaklat. Huy ardndan dua ediyordu. Lannon yrrken avcbann tlerini iinden tekrarlyordu: Ona gzleri gstermeden, homurdanmasn bekle. Sana bir keden yaklamasn sala. Ban indirerek saldrr, gsn bir boydan bir boya yrtmalsn. Kafatas demir gibidir, omuz kemikleri de en iyi madeni bile bkecek gtedir. Yalnz bir yerden vurabilirsin, boynun dibinden, srt kemii ile omuz arasndan. Sonra ilerinden bir ulu aslanla kar karya gelmi olan tek kiinin, eski Opet kral krk altnc Hemilkar Barka'nn szlerini hatrlad: Mzra saplaynca, vargcnle sarl, dayan olum. nk ulu aslan henz lmemitir ve lnceye dek onu kendinden uzakta tutabilecei ntek ey, bu mzrak sapdr. Lannon yryordu, ama buffalonun karn imi leinden baka bir ey grmyordu: Yanlmlar. Burada hibir ey yok! diye iinden geirdi. Sessizlikte kendi yrek vurularn, kendi adm seslerini, kendi soluunun hrtsn duyuyordu. Burada hibir ey yok. Ulu aslan gitmi, diye dnd. Sonra anszn karsnda bir ey kprdad. Hayvan kulaklarn dikmi, hemen indirmiti. Pusuda, onu bekliyordu ite. Korkudan ayaklar geri geri gidiyordu, ama kendisini korkmamaya zor'ad, yrd, derken ulu aslan birden, karsna kverdi. Lannon'un soluu kesildi, onun bu kadar byk olacan hi tahmin etmemiti. nanlmayacak kadar iri bir eydi, bir karabasan yaratyordu. Hiddetle kuyruunu sallyordu. Yelesi yava yava dikildi, yere sindi, aralarnda ancak elli adm kald zaman, homurdand. Lannon olduu yerde mhlanp kald. Sonra birden kalkan srtndan ekip gzleri hayvana gsterdi. Bu, ulu aslann fkesini bsbtn kamlad. Saldrd. O anda Lannon da saldrmt. Hayvana yandan yaklamaya, ensesiyle brne doru gitmeye abalyordu. Son anda Lannon, mzran kaldrd, tam ense kkndeki can alc noktay nian ald, ulu aslan da olanca arlyla mzraa yklendi. Lannon ise vargcyle mzraa sarlm, dileri kenetlenmi, brakmyordu. Ayaklan yerden kesildi,

ulu aslan gerilerken onu da mzran ucunda havaya kaldrm, gtryordu. Sonra yeniden yere dt. Omuz ve kol kaslarnn yrtldn hissetti. Mzran sap brn bereliyordu, neredeyse kaburgalarn kracakt. Ulu aslann peneleri ise kalkann derisini yrtmt. Hayvan bir kez daha homurdand, kkredi, arka ayaklar zerinde kalkt. Lannon da yine havaya doru savruldu. Mzrak hl elindeydi. Bir sre ku gibi utu, soluu kesilir gibi oldu, sonra kendisini yerde buldu, glkle dorulup oturduu zaman evresine baknd. Mzran krk sap hl smsk avularndayd. On adm tesinde ulu aslan otlarn arasndan srnerek ona doru geliyordu. Mzran krk ucu tam ense kkne saplanmt. Alan koskocaman yaradan kan, oiuk oluk akyordu, ama sar gzleri hl avcya dikilmiti ve o upuzun, korkun diler de onun etine batmaya hazrlanyordu. Lannon bylenmi gibi, kmldayamyor, gzlerini de ondan ayramyordu. Sadece, l, ne olursun, l! diye geiriyordu iinden. Ve o anda dev kedi, son bir sarsntya tutuldu. Srt kamburlat, bacaklar gerildi, peneleri topra kazd, paralad, az geni ve pespembe ald, inledi, homurdand. Son bir ackl iniltiyle, ld. Yarm daire olmu seyredenlerden bir alktr ykseldi. Otlarla kapl dzlkte minicik krala doru ar ar geldiler. Ama Huy kouyordu. Kambur gvdesine fazla uzun gelen bacaklarnn stnde, uzun, kara salarn savura savura, omzunda ak- babal baltas, kouyordu. Tam yar yola geldiinde ikinci ulu aslan, en yakn buffalonun ardnda gizlendii yerden ayaa kalkmt, Huy onu grd, bard: Lannon! Kolla kendini! Arkanda! Lannon arkasna bakt ve grd. Diisiydi bu, rengi daha ak, daha ince yapl, ama erkekten ok daha yrtc. Lannon'a doru ar ar yaklayordu imdi. Huy ise prense doru koarken: Aman Baal, beni hzl kotur! diye yakaryordu. Lannon ayaa kalkmaya abalarken hayvan, hzla yaklamaktayd. Lannon imdi kalkm, geri geri uzaklamaya bakyordu, ama bu hareketi hayvan bsbtn kzdrm olmalyd. Huy bard: Hey! Buraya! Buraya! diye hayvann dikkatini zerine ekmeye alt ve onun gzne ilk kez arpt. Gelsene buraya! Bana gelsene! Bu arada gz ucuyla Lannon'un sendeleyip yere dtn,, otlarn arasnda yittiini grmt. Ulu aslan, Huy'a saldrd. Hayvan yaklarken Huy, baltasn omzuna vurmu, bacaklarn germi, onu bekliyordu. Sonunda, Baal adna, diye haykrarak tam aralarnda birka adm kalmken baltay savurdu. Balta, kafatasna sapland, ikiye bld, hayvann beynine gmld. Ama kocaman yaratn ls de olanca arlyla kck kamburun zerine yklenmiti. Huy kendinden geti. Gzlerini at zaman, Opet'in krk yedinci Ulu-Aslan Lannon Hycanus zerine doru eilmiti. Ah seni budala, seni kk yiit budala! diyordu. Onun da surat bere iindeydi, imiti, kanamt. Huy glkle fsldad: Yiit evet, ama budala, asla efendimiz. Lannon'un iinin rahatlad gzlerinden anlalyordu.

*** ki ulu aslann henz slak postunu geminin bayrak direine ektiler, Lannon Hycanus b:r divana uzanm, dokuz soylu ailenin ballk and imesini bekliyordu. Huy ise hayat kupasn tutuyordu. lk and ien Asmun oldu. Oullarnn yardmyla tahtrevandan indi, sonra yaklat diz kt. Huy hayat kupasn onun dudaklarna tuttu. Asmun birka yudum ald, sonra Huy, kupay krala gtrd, o da iti, Huy'a uzatt. Sen de i, rahibim. Ama trende yoktur ki bu! Opet'in ve drt beldenin kral treyi yaratyor. ! Huy bir an duraksad, sonra kupay kaldrp bir yudum ald. Dokuzlarn sonuncusu Habbakuk Lal'e sra geldiinde kupa, koyu, tatl Zeng arabyla tam be kez doldurulmu, boaltlm bulunuyordu. Tren bittiinde Lannon Hycanus kral olmutu. Habbakuk Lal'i yanna ard. Hemen Opet'e doru yola kmalarn istedi. Demir alnd, krekler suya dalp kmaya balad, davulun eliinde, hzl, iki yava, hzl. Gece yolculuu yapyorlard. Ertesi gn leden nce Opet'te olacaklard. Herkes yemi, imi, szm, yalnz kral ile Huy ayk kalmlard. Sonunda onlar da uykuya, ikiye yenik dtler, kamaralarnda szdlar. Ertesi sabah hepsi akamn sarholuunu stnden atamam gibiydi. Yalnz Huy, hi imemi gibi, itahla kahvaltsn etti ve herkesi kskandrd. Sonunda Opet'e yaklayorlard. Kral, Avcbayla Boiman' artt. Onlara birer dl vaadetmiti ya, ne istediklerini sordu. Mursii altn istedi. kars varm, de birbirinden agzlym. Ona be ubuk altn baland. Sra Boiman'a gelmiti. Lannon onun adn sordu: Xhai'ymi efendimiz. Bizim dilimizi bilmiyor, sadece kendi ilkel dilini konuuyor. Sor bakalm o ne istiyor? Belki de zgrln ister! O, zgrlk kavramn bilmez ki, efendimiz. Kpek gibidir, bir efendiden yoksun olursa yaam da anlamn yitirir. Onun istedii size garip gelecektir, ama ulu aslan ldrenle birlikte avlanmak istermi. Sizi Tanr sanyor, efendimiz. Size ait olmak istiyormu. Lannon bir kahkaha koyverdi, sonra dedi ki: Pekl, varsn istedii gibi olsun, onu avcbala terfi ettirdim, creti, ayrcalklar da ona gre olatak elbet. Al onu Huy. Bizim dilimizi ret, renemezse sen onunkini ren. Huy bu iten hi holanmamt. Nerede aknlar, sakatlar varsa, hepsi onun bana derdi zaten. Evi bunlarla doluydu. yle gzel, ekici bir kle satn alnacak paray biriktirdii zaman, para her zaman yediini hak edemeyecek kadar yal, > hasta bir kleye harcanrd. O kle de Astarte glne beki

olurdu. Neyse hi olmazsa u ccenin paras olacakt da efendisinin kesesine yk olmayacakt, o da bir eydi. Site, ufukta yava yava beliriyordu imdi. Tapnan duvarlar, doan gnete pembe pembe parlyordu, aa site ise parlak beyazd, evlerin duvarlar gln kabuklu hayvanlarnn kl- leriyle beyaza boyanmt. Opet sava donanmas onlar karlamak zere limandan kyordu. Lejyonerlerin kalkanlar, miferleri gnete prl prl parlyordu. Barka sancann altnda dalgalanan postlar grnce bir alktr koptu. Halk kyya inmi, yeni kral alklyordu, tam 100.000 kii. Lannon'u ilk karlayanlar karlar oldu, dokuz tane. Her biri bir soylu aileden, gururlu, gzel kadnlar. Huy onlara imrenerek bakt. Kendisi, beyinsiz kle kzlardan te kadn tanmyordu ne yazk ki! Bunlar ise szcn tam anlamyla kadndlar. Yaamn paylaacak byle birini bulmay ylesine isterdi k, ama olmamt ite. Kimi istediyse geri evirmilerdi. Srtndaki kamburdan baka bir eyi grmyordu gzleri, haksz da deillerdi. Huy kalabalktan syrlp tapnaa yneldi, yolda birinden bir pili satn ald. Bu pilici kurban ettikten sonra, tapnan i ve d duvarlar arasndaki kendi evine gitti. Ev halk oradayd, kr salar, disiz azlaryla onu karlam, evresinde pervane oluyorlard imdi. Sonra prenslerin en byk drt tanesi, on ile alt yalarnda drt ocuk ieri deta zorla girdiler, ondan ark sylemesini istediler. ini ekti, algsn eline ald, o sylerken kleler de birer ikier usulca girip bir keye sinmi, onu dinliyorlard. Huy BenAmon evine dnmt. * ** Opet'in kuruluunun 533'nc ylnda, tahta getikten alt ay sonra Lannon Hycanus, Opet'ten ayrlp snrlarn dolamaya kt. Bylece krall zerindeki haklarna tamamen sahip olacakt. O tarihte yirmi dokuz yandayd, ba rahibinden bir ya bykt." Karlarndan ocuksuz olan drdn almt. ki yl sren bu yolculuk srasnda onlar da ocuk sahibi yapmay umuyordu. Ayrca 6.000'er kiilik, baltaclardan, hafif piyade ve okulardan oluan iki de lejyonu yanndayd. Bunlar azad edilmi Yuyeler- den oluuyordu, subaylar ise Opet'in soylu ailelerindendi. Roma tarz eitilmilerdi Her lejyon on kohorta blnyordu ve her kohortun da banda alt sentryon bulunuyordu. Deri zrhlar, koni biimi miferler giyerlerdi, yuvarlak kalkanlar vard. Yrrken mar sylerlerdi. Svari yoktu, 500 ylda kuzeyden at getirtip yetitirme giriimleri hep baarszlkla sonulanmt. Atlarn yerini filler almt. Bu kocaman, huysuz hayvanlar, srtlarnda okularla saldrdklar zaman Opet'in dmanlar dehet iinde kalrlard. Ama sava kargaasnda dmana olduu kadar kendi ordularna da zarar verebiliyorlard. Lannon bu kez yirmi be de fi! almt yanma. Ayrca barahibi, on iki kadar rahip, mhendisler, hekimler, silahbalar, alar, kleler ve ordunun peinden her zaman giden o kalabalk tacirler, kumarbazlar, falclar, iki satclar, maden arayclar ve fahieler. Bu kalabalk, kuzeye ynelip de rman tesindeki bilinmedik dmana grnnce ne olacakt acaba? Ama bu kez Lannon, bu gezintisinden kazan salamay da dnyordu. Kazan szc ise Opet'te soylu olsun olmasn, din adam olsun, kral olsun, herkesin gzn parlatan bir sihirli szckt. Kral, Huy'a anlatyordu.

Gney beldemde avlanacaz. Etleri ttsleyeceiz, kurutacaz, kleleri beslemek zere evlere, madenlere satacaz. Fil de avlayacaz. Demin hatrlattn ya, kuzeyden gelebilecek tehlikelere kar ordumda en az 200 fil olmasn istiyorum. Sonra, Zeng balarndan geerken, garnizonlar deitireceim, bu adamlar orada brakp oradakileri yanma alacam, nk ayn yerde uzun sre kalan asker, pas tutar, tembelleir. Zeng'de doudaki Dravlardan gelen habercileri kabul edecek, onlarla an'amamz tazeleyeceim. Sonra sava dzeni iinde kuzeye yneleceiz. Kadnlarla tekiler orta krallktan Opet'e geri gnderilecekler. ki lejyonla rmaa vardmzda oradaki iki lejyonu destekleyeceiz, yakp ykarak, halk kle alarak rma aacaz, bylece rmak tesindeki kabileler, Opet'te yeni bir kraln hkm srdn renecekler. Yzyllardr bizi rahat brakmayan bu adamlara kar imdiye dek fazla yumuak davranmz. Her yl hem saylar, hem cretleri artyor bunlarn. Onlara demir yumruumu gstermeliyim, Gnekuu. Huy usulca sordu: Nereden geliyor acaba bu adamlar? Ka kiiler? Karanlklardan km olmallar. Bizim gibi gne - tanr Baal'in soyundan gelmedikleri iin renkleri de kapkara. Saylar ise ekirge srs kadar kalabalk olmal. Yoksa korkuyor musun, Lannon? 'Nedensiz nefret, korkuya dayanr,' derler. Lannon bir an fkelenir gibi oldu, sonra yatverdi, klcnn kabzasyla oynarken, mrldand: Korkmam iin yeterince neden var ama... * ** Elli gnde onuncu byk ava kmlard. Tam 10.000 kii, bir kumsal yalayan dalgalar gibi, dzle yaylm on binlerce otlayan hayvann zerine gidiyordu. Huy'un bu kymdan biraz midesi bulanmaya balamt bile. Hayvanlar huzursuzlanmaya balamlard. Belki de bir ey seziyorlard. Derken kalabalk, ar ar harekete geti. leride, eni ancak 500 adm kadar olan boazdan geip kamay amalyorlard. Huy herhalde av tarihinde bundan ok kalabalk hayvan imdiye dek avlanmamtr, diye dnd. Belki elli, belki de yz bin ba vard, saymas olanakszd. Zrafalar, zebralar, eit eit geyikler, gergedanlar, domuzlar bir arada ekiliyorlard imdi. Toz bulutlar ykseliyordu. Ama avclar pelerini brakmyordu ki! Yer sarslmaya balad. Korkun bir grnmd bu. Oklardan, mzraklardan kaabilen z- rafa, gergedan veya buffalo gibi iri ve kaln derili hayvanlar, gerilmi alara taklyor, yle yakalanyorlard. Yaralanm hayvanlar korkudan lgn gibi, insanlarn zerine saldryorlard. Lan- non ile Huy da bu kanl kyma katlmlar, kendilerinden gemilerdi. Hayvanlar ldryor, ldryorlard. Tere, toza bulanmlard. Bu gzdnm canalma cokusu yattnda yerler lm ve can

ekien hayvanlarla doluydu. Toz bulutu gnei karartmt. Sessizlii ancak zavall hayvanlarn l yrtyordu. Lannon ok mutluydu: Bunlarn etlerini ttsledikten sonra yeniden ava karz, diyordu. *** O gn ve gece ordu, ldrlen hayvanlar paralamakla urat durdu. Binlerce ate yaklmt. Etler para para kesiliyor, duman tten atein zerine aslyordu. Huy, adrnda, ya kandilinin titrek nda alyorken Lannon hl yle kana, tere bulanm kageldi Tam 1.700 l var, dedi. Ka insan? On be kii lm. Birka da yaral. Ama buna demez miydi? Sonra, bir haberim daha var. Benim attklarm da boa gitmemi. Annel bu ay kirlenmemi. Demek ki gney havas iyi geldi. ki ay iinde kadnlarnn drd de gebe kald. Lannon glerek arap testisini dikerken: Yok canm, sadece gney havas deil. Ama senin, benm sllemi srdrmeme filan aldr ettiin yok, biliyorum.. Sen martacak ocuk istiyorsun, o kadar. Ne yazyorsun bakaym yle? Bir iir. Bugnk av anlatan bir iir. Hadi. oku bakaym. Huy, algsn eline aide, hasra diz kerek iirini ark gibi okudu. Bitirdiinde Lannon bir sre yle kald, sonra dedi ki: Ama ben av bu adan grmemitim. Benim iin bu, sadece bir avd ite, bir et derlemesiydi, o kadar. Gerekten de bugn yaptmzn, birtakm eyleri yerine bir daha gelmemek zere yokettiine inanyor musun sen? Bilmiyorum, belki de yanlyorum, ama her gn byle av- lansaydk, hatta her gn deil de on gnde bir byle avlansay- dk, ok gemeden buralar bombo kalmaz, kupkuru le dnmez miydi? Haklsn galiba. Bugn yeterince et topladk. Bu yl bir daha avlanmayacaz, ancak fildii avna karz. O gn ge vakitlere kadar itiler, Huy arklar syledi, sylerken de alamaya koyuldu. Bir aralk Lannon bard: Bylesine gzel yazlarn hayvan derilerine yazlmasna raz olamam. ncecik altn bir levha yaptracam, iirlerini ona yazarsn. Gnekuum. O zaman ocuklarm da ocuklarmn ocuklar da iirleri zevkle okuyabilirler. Huy alamasn kesti. indeki sanat yn ar basmt. Lannon'un bu sylediklerini ertesi sabah hatrlamayacan da ok iyi biliyordu. Hemen hazine emrini imzalar msnz, efendim? Yaz Huy, hemen yaz, imzalayaym.

Opet sitesinden ayrldktan alt ay sonra gneyde, rman (bugnk Limpopo) azndan getiler, 100 mil kadar daha gittiler. Buras, gney krallnn snr oluyordu. Artk dalarda yol; alyorlard. Ama daha gneye inemezlerdi. nk oras, lanetlenmiti. Tanrlara meydan okumak hide doru deildi, tehlikeliydi. Onlar kolay kolay unutmazlard nk. Orada kaldk'ar on gn boyunca pars avna ktlar. Bu i iin zel eitilmi;" kpekler ve aslanlarla avlanyorlard. ki avc ld, bir ianesi yal soylu Asmun'un torunuydu. Hepsi yasn tuttular. Sonra lsn yaktlar ve Huy, onun gnee kolayca kmas iin bir kurban kesti. On birinci gn gne doarken Huy, Xai'nin heyecandan yerinde duramadn farketti. Sorduunda: Kabilem gelmi, karln ald. Lannon bu habere sevinmiti. Boimanlarla dalarn eteinde, sk ormann birdenbire son bulduu yerde buluacaklard. Alveri burada yaplacakt. Boimanlar eitli talar getirmilerdi. Bunlara karlk kendilerine cam boncuklar veriliyordu. Bu alveri tam drt gn srd gitti. Bu arada Huy da tabilim konusundaki bilgilerini geniletiyordu. Kraln ta bulucusu Aziru'ya, bir kilo cam boncuk karl aldklar bir mee palamudu iriliindeki sar elmas incelerken, sordu: Bu gne talar nereden geliyor? Ay ile gne gkte birlikte grndkleri zaman nlar birbirine karr, snr ve arlaabilir. O zaman yere derler ve eer suya arparlarsa byle donar, bu gne talarn olutururlar. Bu aklamaya Huy'un akl yatmt, fsldad: Demek ki Baal ile Astarte'nin akndan bir damla. Bunun iin bu kadar gze! duruyor. Peki, cce adamlar nereden buluyor bunlar? Dere yataklarn, gl yataklarn arar bulurlarm. Ama gerek gne tan ayrdetmeyi bilmiyor, ok zaman adi talarla kartryorlar. Boimanlar getirdikleri tm elmaslar satp bitirince bu kez kabilenin istenmeyen ocuklarn satmaya kalktlar. Bu kck, sar yaratklar kle bakclar tarafndan inceden inceye yokland, sonra alverie geildi. Pigmeler kle olarak pek geerli akeydi, nk sadk, dayankl yaratklard. ok iyi avc, yol- gsterici, elendirici oluyor, hatta gariptir ok iyi de ocuk dadl yapyorlard. Xhai de ocukken byle satlmt ite. Drdnc gnn sonunda Opet hazinesi drt byk mlek dolusu elmasla zenginlemiti. Bu talarn alm satm sadece hkmdarlk sllesinin tekelindeydi. Ayrca be ile on be ya arasnda elli alt da Boiman ocuk alnmt. Bunlar henz yabani birer kleydi, eitilmeleri, evcilletirilmeleri gerekiyordu. Huy dn yolunda Xha'nin de yardmyla hep bu ocuklarla ilgilendi, onlar kollad, ounun cann kurtard. Bu kk yaratklardan bir dzinesi, ana kamptaki kle kadnlara teslim edilemeden, korkudan ve zntden lp gittiler. Sonra ordu, kuzeye yneldi, yeniden rma geip ufuktaki dalara vurdu. imdi kalabalk dou krallndan geiyordu. Burada Yuye kylleri Aslan Irma boyunca iftilik yapyor, topra ekiyorlard. Bunlar neeli insanlard, kral sevinle karlyorlard. Klelerine de iyi bakyorlard, nk ancak

iyi baklan bir kle verimli olabilir, sahibine faydas dokunabilir. Klelerin ou, kuzeyde yakalanm, karaderililerdi, ama kendi efendilerinin tohumundan gelme, veya seilmi damzlk klelerin tohumundan gelme melezleri de yok deildi. Bunlar zincire vurulmamt, giyimleri, ssler iefendilerininkinden pek de farkl deildi. Yol boyunca grev sresini tamamlam olan lejyonerler kylerine dnerken yeni genler orduya katlyordu. imdi orta krall boydan boya aarak douya giden geni kua geiyorlard. Opet'in zenginlik kayna ite bu kuakt ve krallarn ta bulucular, altn olan yerleri grmekte hemen hemen doast bir yetenek kazanmlard. Bylece birok altn madeni, kara kleler tarafndan altrlyordu. Huy, bir yandan mhendislerin altn karma konusundaki ustalna hayranlk duyarken bir yandan da bu deerli madeni elde etmek iin nice nice cana kyldn, nice eziyetlere katlanldn gryor, ii burkuluyordu. Madenlerden birinde, toprakalt sularn dzeyinde cevher tkenmiti, daha aaya da inmenin olana yoktu, nk henz yeralt sularn boaltmann bir yolu bulunamamt. aresiz o maden kapatlacak, yani ay ve toprak tanras Astarte'ye geri verilecekti. Bu i iin Lannon kendi eliyle en ie yaramazlarndan on be kleyi kurban olarak seti. Zavallcklar, iki bklm, romatizmadan her yanlar erilmi, ksre tksra son kez yeraltna inerken Huy'un yrei burkuldu. Sonra toprak, bu insanlarn zerine ylmaya, maden yeniden doldurulmaya baland. nk Astarte'yi fkelendirmemek, toprak anay kzdrmamak gerekiyordu. Yoksa yeni altn yetitirmezdi. Azim bunun da aklamasn yapt. Bu topraklar altnn yetitirilmesi iin ok elveriliydi. Eer madeni yeniden kapatr, kazdmz topraa kayalar yarsak gne zamanla bu deerli madeni yeniden yetitirebilir ve gnn birinde torunlarmz buraya altn tohumu ektik diye bizi sevgiyle anarlar, diyordu. Opet sitesinden ayrldktan tam yz gn sonra ordu, Zeng Dalarnn eteklerine varmt. Burada hava serindi. Hatta geceleri tyordu. Bu tepeler Opet ""in baheleriydi, on binlerce hektar toprak, teras haline getirilmi, zeytin aalar dikilmi, ba yetitirilmiti. Oradan Huy ile Lannon gnlne douya geip Dravlarla konutular. Dravlarla Opet Krallar tam iki yz yl sren savalardan sonra bir antlamaya varmlard. Dravlar, uzun boylu, esmer derili, kara gzl adamlard, giyinileri de deiikti. Grmeler tam be gn srd. Huy onlarn dilini konuuyor, Lannon'a evirmenlik yapyordu. Dravlar asla iki imiyorlard, hkmdarlar Prens Hasan'd. Kar tarafa da hi gvenmedikleri belliydi. Yine de karaderili gebe kavimlerin istilsna kar kuzey snrlarn birlikte korumak ve birbirlerinin yardmna komak konusunda anlamaya vardlar." Beinci gn grmeler tamamlanmt, iki ordu da birbirini etkilemek zere gsteriler yaptlar. Bu arada Lannon onlar inceliyordu. Okular beceriksiz. Evet efendimiz, yay fazla ksa, eneye deil bele dayyorlar, bu yzden isabet olasl azalyor. Piyadeleri de daha hafif silahl ve zrhl. Baltaclar yok, u gs zrhlarn oklar kolayca deler sanyorum.

Ama ok evik, abuk hareket ediyorlar. ok da ateli savalar, onlar hafife almamalsn. Gnekuum. Sonra sra fillerin gsterilerine gelince Dravlar suspus oldular. nk onlarn fili yoktu ve fil eitme sanatn da bilmiyorlard. Ayrldklarnda Lannon ile Huy arkalarna dnp baktlar, Drav ordusunun douya doru uzaklatn grdler. Lannon;" Dou snrmz be yl daha gvenlikte saylr, dedi. *** imdi sra kuzeye, ulu rmaa ynelmeye gelmiti. Orduyu hazrlamak iin Zeng dalarndaki byk site Zeng - Hanno'ya dndler. Burada rahibelerin de bulunduu bir tapnak vard. lerinden gen bir tanesinin gelecei haber verdii syleniyordu. Lannon onu hemen huzuruna artt. Kuzey seferinin nasl sonulanacan merak ediyordu. Kz ieri girdiinde herkes sustu, onu seyretti. Uzun boylu, ince bilekli bir kzd bu. Salar siyah, yumuack, bulut gibi omuzlarna dklyordu. Alnnda As- tarte'nin amblemi olan altn hilli tayordu. Yeil gzleri Huy'a, Opet tapnandaki maarada, Astarte glnn sularn hatrlatt. Heyecanlyd, ama heyecann belli etmemeyi baaryordu. Geldi, barahibi ve kral selamlad. Huy sordu: Adn ne senin? Tanith. Eski Kartaca sitesi zamanndan, Astarte'ye verilen add bu. ok gzel bir adn varm. Kz glmsedi ve o anda Huy Ben - Amon kza vuruldu. inden sanki bir eyler kopmu, can ekilmiti, dili tutulmutu. Tanith'e bakyor, ama konuamyordu. Bu arada Lannon bir yastk getirtti, kz oturttu, sonra emir verdi: Hadi bakalm, gelecei anlat bize. Elimde olsayd anlatrdm efendimiz, ama bedelini demek gerekir. Neymi bedeli? Ulu Barahibimz, bedeli siz saptar msnz, ltfen? Huy, ne dediinin farknda bile deildi: Yz altn parmak, deyiverdi. ok byk bir bedeldi bu. Lannon'a deta meydan okumakt, ya vazgeecek, ya deyecekti. Huy birdenbire, kz ok zor bir durumda brakm olduunu farketti, ama i iten gemiti bir kez, geri dnlemezdi. Hemen onarmaya alt: Bu bedel karlnda Ulu - Aslan elindeki parmaklar kadar soru sorabilecektir. Lannon bir an duraksad, ama bozuntuya vermedi:

Bu kn bu kadar ettiini hi sanmam, ama yine de unu bir denemek isterim. Syle bakalm, bir grevle kuzeye gidiyorum. Neler olacan haydi anlat. Tanith yerdeki yastna yerleti, yeil elbisesinin eteklerini yayd, ban hafife edi, sanki yeil gzlerini kendi ruhuna evirmiti. Herkes susmu, merakla bekliyordu. Tanith bouk bir sesle konumaya balad: Bol hasat devireceksiniz. Ulu - Aslan'n umduundan, dndnden ok daha fazla. Lannon sordu: ok can m alacaz demek istedin? lm de birlikte gtreceiz, ama lm de gizlice sizinle birlikte dnecek. Bu, olumsuz bir kehanetti, gen subaylarn huzuru kamt. Huy araya girmek istedi, tm bunlara ok pimand imdi. Kraln tanyordu o, kolay kolay unutmayacan da, balamayacan da ok iyi biliyordu. Lannon yine sordu: Korkmam gereken ey nedir? Karanlk. Peki nasl leceim ben? Bir dostun elinde. Benden sonra Opete kim hkmdar olacak? Ulu-Aslan' ldren kimse. Lannon fkeyle arap testisini yere vurdu, paralad. Ulu aslan bitti artk. Sonuncusunu ben ldrdm. Yani Barka hanedan da son bulacak m demek istiyorsun sen? Tanith ban kaldrd: Bu altnc sorunuz, efendimiz. Karln gremiyorum. Aln, gtrn unu buradan, gzm grmesin. Huy hemen bir iaret akt, barahibe kz alp gtrrken bir kle de Lannon'un krlm arap testisinin yerine bir yenisini getirdi. Huy bir bakasndan da algsn istedi. Lannon ancak Huy'un nc arksndan sonra glebildi. Aradan be gn gemi, Huy, Tanith'i grmemek iin zor dayanabilmiti, sonunda dayanamad, barahibeyi artt. Geldiinde onun eskisinden de gzel olduunu grd. Barahibe glgede otururken Huy, Tanith ile surlarn zerinde bir aa bir yukar gezinmeye koyuldu: Barahibeye talimat verdim, Opet'e giden konvoya katlacaksn. Kraln kanlaryla yolculuk yapacaksn ve Opet'e dnmzde Astarte rahibelerine katlacak, benim dnm bekleyeceksin. Syle bakaym imdi, gerekten gelecei okuyabiliyor musun? Krala sylediklerin ne anlama geliyordu?

Bilemiyorum efendim. aklayamayacam.

yle,

birdenbire

dilimin

ucuna

geliveren

szlerdi,

Tanrlar sever misin, Tanith? Beni onlarn setiine inanr msn? nanyorum, kutsal babamz. Peki, ya senin alnyazn neymi, Tanith? Bilemiyorum, gremiyorum. Yalnz u kadarn syleyebilirim ki, sizinle u karlamamz, benim almyazmn bir paras. Dikkatli ol, ocuum. Sen bir rahibesin, kendini tanraya adamsn, bir erkekte byle konumaman gerektiini bilmelisin. Tanith ban ne edi, yanaklar kzard. Huy umutsuzluk iinde kzaryordu, kzn vari dayanlmaz bir ikenceydi onun iin. Ama o, tanrlarn malyd, dokunulmazd, yasakt. Ama, efendim, beni yanl anladnz, ben kadn ile erkek anlamna sylemedim ki! Peki, ne demek istedin? Huy bu kez de derin bir d krklna uramt. Bunu ancak Opet'te karlatmzda renebileceiz, efendim. Bu aylar Huy'a, gemek bilmiyor gibi gelecekti. *** Lannon, haritaya eilmi, evresini saran yirmi kadar subaya emirlerini bildiriyordu: Casuslarmz, bellibal kentleri belirtmiler. ou yksekte, rmaktan bir gnlk yolda. Btn kabilelere ayn gnde saldrmamz gerekiyor. Bu, ok nemli. lk gnden adamlar dize getirirsek dn yolunda saldr tehlikesiyle karlamayz demektir. Kabileler birbiriyle sava halinde, onun iin birbirlerinin yardmna komazlar. Ancak biz saldrmadan nce geleceimizi haber alrlarsa dalp kamalar tehlikesi var. On iki gn sonra harekete geiyoruz. Bylelikle her biriniz lejyonlarnz belirtilen yerlere gtrebilirsiniz. Vadininyama ndaki kamptan Kuy Ben-Amon da kendisine verilen lejyonu byk rmaa indirdi. Orada konakladlar, ama kar yakadan grlmemek iin her trl nlemi alyorlard. Bir yandan da harl harl rma gemek zere sallar yaplyordu. nk rmak yamurlardan kabarmt, yryerek, yzerek gemek olanakszd. Sonra lejyonlar ellier ellier sallara bindi, rmak kazasz beisz ald ve barbarlarn kasabasna doru yrye geildi. Yoida rastladklar birka yz oban ve avcnn arabuk hakkndan gelindi, ileriye ordunun yaklatn haber vermemeleri iin. Huy, bunlarn mavimsi kara derili, yakkl, hayvan derileri giymi, yanaklarn, gslerini boyam kiiler olduklarna dikkat etmiti. Akam olurken mola verildi. Asker ler souk et ve msr ekmeiyle karn doyururlarken Huy da Lannon'un omzuna dokundu, ilerisini gsterdi. Binlerce atein aydnlatt g kzla boyuyordu.

Evet, o bycnn kehanetinde syledii gibi, 'zengin bir hasat'. Szleri benim canm skt. Geceler boyu dndm durdum. lmden, karanlktan, bir dostun ihanetinden sz etti. Onun kt biri olduuna inanyorum. Aman efendimiz, yanlyor olmayasnz? Gzel bir yz seni aldatmasn, Huy. Bu byc senin iin ok mu nemli, Gnekuum? Ondan uzak durman salk veririm. Seni seven birinin szlerine kulak ver. O kzdan sana hayr gelmez, yalnz dert gelir. Huy sz deitirmek iin yerinden kalkt: Yeterince dinlendik artk. Yola kalm. Sonunda kasaba grnd, olduka geniti, herhalde 50.000 \ kadar nfusu olmalyd. Huy lejyonunu iyice yaklatrd. Kasaba derin bir uykuya dalm, ateler snmeye yztutmutu. Huy, Hadi, dedi. Subaylardan birine emir verdi, o da bir meale yakarak havaya frlatt, bylece harekete geilmi oldu, ama kasaba besbelli nbeti filan dikmemiti. Bu barbarlar kieii hakediyorlard demek. Huy diyordu ki: Bunlara zgrlk deil, klelik gerek. O zaman rahat ederler. Lannon da onaylyordu: yle ya, onlar giydireceiz, yedireceiz, tanrlar reteceiz, daha ne isterler? Onlar karanlktan alp gnee gtreceiz. Birden savalar, derin uykuya dalm Vendilerin kasabasn basverdiler, kulbelerini yaktlar, ounun balarna vurarak sersemlettiler. Huy, bulunduu yerden bir iniltinin ge ykseldiini duyuyordu. Bu, dehete dm binlerce insann sesiydi. Gece birdenbire hareketlenmi, lklarla, alevlerle dolmutu. Zavall Vendiler aknlktan oraya buraya kouyor, nereye kaacaklarn bilemiyorlard. Kafalarna yedikleri topuzlarla yle, kapkara ve rlplak, yerlere serilip kal kalveriyorlard. Bir kadn, kucanda bebeiyle, zerine gelen askerleri grnce dnd, kendini alevlerin iine att, canl bir meale gibi yanarken yalnz bir kez bard. Bu grnm, Huyun heyecann birdenbire sndrvermiti. iine bir tiksinti dolmutu. Durun! Vurmayn artk! diye bard. Ortalk biraz yatr gibi oldu. Bir dzene girildi. Klebalar, kleleri sraya dizdiler, piyadeler kenti batanbaa temizledi, ateler de yand bitti, ardndan sadece kller kald. afak skerken Huy, Baal'i selamlamak zere dua ediyor ve klelerin barlar, iniltileri, lejyon askerlerinin seslerine karyordu. Huy geri ekilmeye balamt. 20.000 ba hayvan alnmt. Onlar ger; gtrmek kolayd da kleler nasl gidecekti? Herhalde dn en az iki, gn srerdi. nk kleler, askerler gibi hzl ve istekli yrmeyeceklerdi. Zincire vurulacaklar, bu da yrmelerini bsbtn zorlatracakt. Ancak geen her saat, kar bir saldr olasln ve tehlikesini arttryordu." O srada gen bir subay Huy'un yanna yaklat: Efendimiz. Kleterin arasnda gen adam pek az. Huy da yaklat, bakt. Doruydu, ou ya sakal bitmedik yeni yetmeler, ya da .""kadnlard. Klebalar yallarla sakafar ayklamlard, geriye sava

olabilecek pek az erkek kalyordu. Bu arada Huy, gzne kestirdii bir gence yaklat, onun dilinde sordu:" Savalar nerede? Gen adam kendi dilinde konuulmasna ok amt, karlk vermek stemedi, ama bakt in akas yok, ba gidecek, konutu: Kuzeye, buffalo avlamaya gittiler. Ne zaman dneceklerini bilmiyorum. Demek ki Huy'un acele etmesi gerekiyordu. Bir an nce buralardan uzaklamalyd. Vendllerln sava birlikleri bu duman grr grmez pelerine deceklerdi. O srada Lannon kageldi, burnundan soluyordu: Klebalarna aykladklar adamlarn cann balamalarn sen mi emrettin? Ne hakla? Sefer halindeki bir lejyonun komutanna verilen hakla, evet / o emri ben verdim. Huy birden hkmdarn bu fke nbetlerinden bkp usandn anlad. imdi bunlarla uramann srasmyd?" Ama ben hereyin yaklmasn buyurmutum. Yallarla sakatlar ve hastalarn boazlanmasn deil. Kabilelerin bilmesini istiyorum ki Lannon Hycanus buradan gemitir. Merak etmeyin geride tank brakyoruz ya! Bu yallar bize yk olacaklar gibi kendi kabilelerine de yk olmayacaklar m? Efendimiz, imdi benim size syleyeceim ok nemli bir ey var. Vendilerin askerleri elimizden kam, herhalde u anda sava dzenine girmekteler. Ne kadar yaknda olduklarn da bilmiyorum, ama biz burada konuarak oyalandka, yaklatklarndan hi kukum yok. *** Kleler harekete getiinde vakit leyi bulmutu. Kleba- lannn yapt sayma gre, 22.000 kii tutsak alnmt. Vendi- ler birbirine zincirle balanm, drt mili akn bir dizi meydana getiriyor ve son derece yava yryorlard. lk saldrya ilk gece, geceyarsna doru uradlar; bu, Huyun hi ummad kadar dzenli, disiplinli bir ordunun saldryd. Ancak kendi lejyonlarnn disiplini, saldry rahata atlatabilmiti, hem de pek az kayp vererek. Buna karlk dmann kayplar epey ar olmu ve ay doarken geri ekilmilerdi. Bu arada birbirine zincirli tutsaklarn da pek ou kam, yine de geriye dehetten, alktan, susuzluktan barp inleyen en az 16.000 tutsak kalmt. Lejyon atelerini tututurarak lleri yakt. Ertesi gn, yol boyunca Vendiler durmadan uradan, buradan saldryor, ordunun yryn geciktiriyor, oyalyordu. Byle bir ey grlmemiti. Kabileler genellikle bir saldrdan sonra dalr giderlerdi, bunlar ise dzenli bir ordu gibi davranyorlard. Birden" karlarna, yere aklm on alt mzrak ve mzraklara geirilmi on alt lejyoner ba kverdi. Tam rma gemeye elverili s bir yerin balangcyd buras. Aslnda bin iki yz kiilik bir lejyondan on alt kiinin eksilmesi bir ey ifade fctmezdi, ama bu kanl, kesik balar, askerlerin moralini iyice sarsmt. Irma geecekleri slk yer ise, Huy'un kuvvetlerinin en az bir kat bir g tarafndan tutuluyordu. stelik hava ok scakt ve

zaten morali bozulmu olan lejyonerler yorulmulard da. Lannon yzne bir mzrak yemi, yana ta kemiine kadar yarlmt. Gerekte ar bir yara deildi, ama ok irkin grnyordu, sakal kana, toza bulanmt. Bir hekim yaray dikti. Ama izi kalacakt. Bu arada Huy, Lannon'un yanna gelmiti. Kral ona dedi kiBak, ben bu iin gizemini zdm. uraya bak, Huy! Gerekten de, ancak 500 adm telerinde, alak bir tepenin zerinde birka kii duruyordu. Aralarnda ok iri, kapkara derili biri vard, bandaki mavi balkl tyleri rzgrda savruluyordu. ok gsterili, grkemli bir adamd, krald besbelli ve ordusunu oradan ynetiyordu. Demek ki kabileler kendilerine bir lider bulmulard sonunda. Onun iin byle derlenip toparlanmlar, bylesine direnebiliyorlard. Lannon emir verdi: Onu yakala, bana getir, mutlaka istiyorum. Bundan baka hibir eyin nemi yok. O adam bana getireceksin. Arkadann sesinde bir gariplik olduunun farkna varan Huy, dikkatle yzne bakt ve anlad. Lanon belki mrnde ilk kez, korkuyordu. Huy, adamlarndan elli tanesini seip yzlerini, kollarn, bacaklarn tencere isiyle, amurla siyaha boyatt, sonra szde zincire vurdu, birbirlerine balad. Dmann elinden kam tutsaklar gibi tepeye trmandlar, kral ile yanndakiler gafil avland. Kral, yakndan gerekten de korkun grnl bir adamd. Sonunda Huy ile kar karya kaldlar, ama Huy, ondan daha ufak tefek, daha evikti. Krai yendi, yaralad. Kraln tutsak edilmesi kabilelerin, ordunun bozguna uramasna yetti, o gn ge- ceyarsndan sonraya dein dman yoketmekle, tutsak almakla uratlar. Zafer kazanlmt. Dnte herhangi bir direnile karlamadlar, rma rahata atlar. Vendilerin ordusu dalm, eflerinin tm de ya ldrlm, ya da tutsak alnmt. Lannon ok sevinliydi: Benim Gnekuum. stediimden de fazlasn yaptn. Ben bile snrlarmda by'esine tehlikeli bir dmann glendiinden habersizdim. Bir yl daha onu brakm olsaydk, tanrlar bilir bizi ne hale getirirlerdi. Eee, syle bakalm, sonu nedir? Rb - Addi hesab yapt m? ar gelsin. Rib-Addi belgeleriyle, mrekkebe bulanm parmaklaryla ve kimseye gvenmeyen kck gzleriyle kageldi. Ele geirilen hayvanlarn ve her kategoriden klelerin listesini okuJu. Sonra karamsar bir gr ortaya att: Fiyatlar ok decek, efendimiz. Opet pazarnn bunca zenginlii sindirmesi iin en az iki, yl gemesi gerekecek. Ama bu arada Ben - Amon lejyonunun elde ettii ganimet en azndan 250 bin parmak altn eder. Lannon, Huy'e dnd: Bunun binde biri senindir* yani 250 parmak altn. Sonunda zengin oldun demektir Huy. Neler hissediyorsun bakalm. Sen de, Rib-Addi kalemini al da yaz. Lannon Hycanus

ganimetten yar payn savataki baarlar karlnda lejyon kumandan Huy Ben Amon'a dl olarak veriyor, byle yaz. Aman efendimiz, bu, yirmide bir eder, yani 1.000 parmak altn akn bir dl, ok fazla deil mi? Sen dediimi yap, tesine karma, hadi, yaz.> Bundan sonra Lannon teki subaylar da ard. Her birine dllerini datt. Huy ise dnemiyordu bir trl, zengin olmutu demek! Hemen bugn tanrlara bir kurban kesmeliydi, en azndan bir ak boa kurban etmeliydi. Rib-Addi'nin dedii | gibi, pazarda fiyatlar iyice derdi artk. Ucuz bir hayvan bul- 1 mak hi de zor olmayacakt. Sonra aklna geldi ki, artk pint lik etmek, hereyin ucuzunu aramak zorunda deil. stedii herey elde edebilirdi. Zeng teraslarndan toprak alabilir, Habbakuk Lal'in ticaret gemilerinden birine ortak olabilir, altn madenlerinden pay alabilir, mr boyunca geimini salayabilirdi. A'tk yamal tunikle gezmeyecek, evde et giderleri kslsn diye kavga karmayacak, liman meyhanelerinde ucuz, eki araplar imek zorunda kalmayacakt. Sonra, sonra da, artk Lannon'un konukseverliine de yle ihtiyac kalmayacak, onun kle kzlarndan geinmeyecekti. Kendisine gzel kzlar alacakt, hem de bir deil, iki, hatta tane. Gzel, sevimli, uysal kzlar. Kannn kaynadn hissediyordu. yle ya, evlenebilirdi artk, soylu ailelerin kzlar bile, bylesine altn sahibi birinin kamburunu grmezlikten gelebilirlerdi. Sonra birden Tanith gzlerinin nnde canlanverdi. O hayal eler, o kle kzlar silindi gitti. me I bir kasvettir kt. Astarto rahibeleri tanraya adanmlard, evlenemezlerdi. Birdenbire Huy, kendini az nceki kadar zengin bulamad. Lannon konuuyordu: Kraln konuuyor, duymuyor musun? Efendimiz, hayallere dalmm, balayn. Ne buyurmutunuz? Barbar artsak da lejyon hazrln temam'amadan iini bitirsek diyordum. Kral el ve ayak bileklerinden ve boazndan zincire vurmulard. Klebalar tehlikeli birini ilk bakta anlarlard. kisi, boazndaki demirden sarkan zincirlere yapm, smsk tutuyorlard. Adam, Huy'un anmsad kadar iri yaplyd, derisi daha bile karayd, ama genli. Oysaki Huy onu olgun ada biri olarak dnmt. Demek ki iri yaps ve gururlu tavrlar yan byk gsteriyordu. Huy onun zincirlerinden kurtulmak iin rpnm, etlerini yrtm olduunu grd. Kasndaki yara, yaprak ve aa kabuuyla stnkr sarlm, besbelli iltihaplan- mt, nk evresi imi, sar sar cerahat akyordu. Topallamasna, klebalarnn zincirlerinden vahi bir hayvan gibi smsk tutmalarna karn, hereye karn hkmdar olduu yine de ilk bakta anlalyordu. Baklar ok vahiydi, gzlerinin ak bile sarmtrakt. Kandamarlar belli oluyordu ve dmanlarna deta elle tutulur bir nefretle gzlerini dikmiti. Lannon gzlerine inanamyor gibiydi: Bu kocaman, kara canavar demek sen yakaladn, yle mi, Huy? Hi kimseden yardm grmeksizin, kendi bana?

Huy, gzlerini barbar kraldan ayramyordu, usulca sordu: Adn ne senin? Vendi dilini nereden biliyorsun? Ben birok dil bilirim. Kimsen sen? Manatassi. Vendilerin Kral. Lannon bu karln kendisine evrilmesi zerine: Syle ona, artk kral filan deil. Elli bin Vendi savas bana hl kral diyor. Kle bir halkn kle kral. Ne dersin Huy? Tehlikeli bir dman deil mi bu? Yaamasna izin verebilir miyiz? Huy derin dncelere dald. Manatassi'ye kar bir ilgi duyuyordu, adamn gcnden, varlndan, gsterdii askeri beceriden etkilenmiti. Onu kendisi yakalamt. Lannon'dan bile isteyebilir, zerinde hak iddia edebilirdi. Bu, belki de olaanst bir frsatt. Bu adam almak, eitmek, uygarlatrmak, neler yaplmazd ki! Lannon bu arada kendi sorusuna kendi karlk veriyordu: Bence doru olmaz bu. Onu tepenin orada ilk grdm andan, tehlikeli olduunu anlamtm zaten. ldresiye tehlikeli. Onu yaatamayz, Huy. Tanrlara gnderebileceimiz pek iyi bir haberci olur. Onu Baal'r adar ve u savatan zaferle kmamzn bir kran belirtisi oiarak gndeririz. Huy sesini alaltt: Efendimiz, u adam aydnlatabileceimi hissediyorum. Ona gerek tanrlar retebilirim. Henz gen, efendimiz. zerinde alr, eitirim onu, hazr olduu zaman da yeniden halknn bana gnderebiliriz. Yahu senin beynini kular m gagalad yoksa? Ne diye halknn bana geri gnderecekmiiz, yakalamak iin bunca zahmete girdikten sonra? O zaman bizim mttefikimiz olur da ondan. Bu adamdan yararlanrz, bunun araclyla teki kabilelerle anlamalar yapabiliriz. Onu kazanrsak kuzey snrmzn gvenlii salanm olabilir. Lannon kzmt: Barbarlarla anlamak da ne demekmi? Kuzey snrlarmz gvenlie alabilecek bir ey vardr, tek bir ey: gl bir ein tuttuu salam bir kl. Hayr, Huy, fazla laf istemem, bu adam lecek, hem de bir an nce. Bu gece, gn batarken. Onu haberci gndermeye hazrlan. Huy, klebalarna tutsa gtrmelerini iaret etti, ama Manatassi bir adm ne att\ klebalarn da zincirlerinin ucunda, srkledi.

Yce soylu. Huy, armt, dnd, bakt: Ne var? lm m? Evet, lm. Ama benden yana ktn, benim iin konutun? Neden? kinci kez yapyorsun bunu. Birincisinde tam ""baltann keskin tarafn indirip bam uuracakken kt tarafyla vurup beni baylttn, ldrmedin. imdi de benim adma konutan. Neden?" Bilmiyorum, aklayamayacam. Aramzdaki balanty sen de hissettin de ondan. Ruhlarn ban. Sen de sezdin. Huy ban sallad, uzaklat. adrnda akama kadar yazd durdu. Sava anlatt, zaferleri bir bir anlatt, alnan tutsaklar anlatt, ganimeti aniatt!, ama bir trl Manatassi'yi anlatmaya dili varmad. Adam akam lecekti nasl olsa, varsn ans da onunla birlikte lp gitsin, yaayanlar tedirgin etmesin. Lannon u zavall, lme mahkm tutsak kral iin ne demiti? Kara Canavar. Hepsi buydu ite. leden sonra baltasyla urat, gzelce biledi, yalad, parlatt, sonra kurban treni iin stn deitirdi, temiz giyinip Lannon'un adrna vard. Gel, otur yanma Gnekuum. u iimi bitireyim seninle birer arap ieriz. Byle diyerek subaylaryla, danmanlaryla devlet ilerini grmeye devam etti. Huy'un, zerinde gnlerce kafa patlataca sorunlar arabuk zmleyiveriyordu. Sonra adamlar ekildiler. Huya dnd: Yarn sabah Opet'e gidiyorum. abuk dnmem gerekiyor. Artk klelerle, srlerle sen urar, baedersin uradan buradan konuarak, iki dost gibi araplarn itiler. Huy sz tutsak krala getirmek istiyor, Lannon da bu konudan uzak duru/ordu. Sonunda Huy, ak ak konutu: ey, efendimiz, u Vendi kral. Ama daha fazla konuamad, nk Lannon arap ksesini vurduu gibi krd. Sen dostluu ktye kullanyorsun, onun lmn emret- lim. Bu i kapanmtr artk. Onu yaatmak byk bir hata olacaktr. Yeter artk Huy, bir szck daha istemem. Hadi git de onu gnder buraya. Gn batarken Vendi kraln bir akla getirdiler. Baain 'nmbolleri ilenmi bir deri harmaniye brnm, sembolik kur- l'.n /incirlerini tayordu. Huy, rahipler ve soylularla durmu, ""m bkyordu. Gzgze geldiler, adam sanki Huy'un ruhunu ti"" li'iiulon ekip alacakt. ylesine srarla bak'yordu. Sonra i"". ifuono ba.lad, ama o gzleri hep zerinde hissediyordu. . H <!m< lm ona akbabal baltay uzattlar, Huy, Manatassi'nin "">"",., uu! Kulobalar yaklatlar, harmaniyi kurbann omuzla- MI nidtln Aynndaki ham

deriden sandallar da karmlard. Klebalan ellerinde zincirler bekliyorlard, Huy'un bir iaretiyle kurban yakalayp yare atacaklar, ensesini gerip, baltaya hazrlayacaklard. Huy bir trl iareti veremiyordu, nk o vahi, aklar sararm gzlerin etkisinden Kendini kurtaramyordu. Sonunda zorla gzlerini ondan ayrp y*re indirdi. Manatassi'nin ayaklama bakt. evresindekiler kprdandlar. Gne batmak zereydi, ge kalnyordu. Ama Huy hl Manatassi'nin ayaklarn seyre dalmt. Lannon'un grleyen sesi, onu kendine getirdi: Gne batyor, rahip. Vur hadi! Efendimiz, burada grmeniz gereken bir ey var. Ama gne gidiyor! Hayr, mutlaka grmelisiniz. Gelin, bakn. Lannon yaklat, kara tutsan ayaklarna bakar bakmaz, aknln belirtir bir ses kard. Manatassi'nin ayaklar ekilsizdi, baparmaklar ok akt, tpk doad bir ku ayaklar gibi. Lannon elinde olmakszn bir adm geri ekildi. Huy dedi ki: Bu adam ku ayakl. Baal'in gnekuunun ayaklar var bunda. Bu adam tanrlar mimlemi. Tanrlarn sevgilisi olacak, haberci olarak gnderilemeyeceini ilan ediyorum. O, konuurken gne batt, hava karard, serinledi. *** Lannon son derece fkeliydi, fkeden yz sararmt. Bana meydan okudun sen. Tanrlarn ardna gizlenmeye alma, rahip. Sen de, ben de ikimiz de pekl biliyoruz ki Baal'in kararlarnn birounu Huy Ben - Amon ,yine Huy Ben - Amon iin verir. Sen bana meydan okudun. Bu barbar benim eriemeyeceim bir yere koymay tasarlyorsun, benimle iktidar ve politika oyunlarna girmeyi amalyorsun sen. Efendimiz ben sizin en sadk, en gvenilir... Dikkat et rahip ayan denk al. Seni uyaryorum. Drt krallkta da ykseklerde uuyorsun, ama unutma ki sadece ve sadece benim hogrmle... Seni byle ykselten benim, ayn kolaylkla yere de alabilirim, unutma. Biliyorum efendimiz, hepsini biliyorum. yleyse o barbar ve: bana. Ne yazk ki veremem, efendimiz. O benim deil ki, tanrlarn mal. Lannon bir arap amforasn kapt gibi Huyun kafasna savurdu. Huy hemen yana kat, amfora adrn derisine arpt, yere dt, krlmad, ama iindeki arap grl grl akt, topra slatt. Lannon imdi ayaa kalkm, Huy'un bana di Ki 1- mit, yumruklar skiyd. Soluk mavi gzleri hain hain parlyordu, bouk bir sesle:

k buradan, k, yoksa... Huy daha fazla beklemedi. * ** Lannon Hycanus 200 kiilik bir muhafz birliiyle Opet'e doru yola kt, Huy onun arkasndan bakt, birden kendini yapayalnz buluverdi. Kraln koruyucu eli stnden ekilmiti. Geride kalanlar kral uurlamak iin barr, alklarken kral glerek dnd, Huy'u grnce yzndeki glmseme dondu, yrd gitti. Boiman Xhai de peinden gidiyor, kraln glgesi gibi, yanndan ayrlmamaya zen gsteriyordu. Huy dnd, gitti, tutsak kral, Huy'un adrnn bir kesinde, lm deinde yatyordu. Yaras ok pis kokuyordu. Yal kle kadnlardan biri, adamn ateini drmek iin vcudunu souk sularla ovuyordu. Huy meldi, krala dokundu. Alev alev yanyordu. Gerekten de atein bu koskocaman, kapkara bedeni deta gz gre gre yiyip bitirmesi alacak bir eydi. Deri bile renk deitiriyor, parlak morumsu karadan kuru, tozlu kursuniye dnyordu. Kasndaki yara iyice imi, pis kokulu bir kabuk balamt. Kabuktan yeilimtrak san bir sv akyordu. Kral saatten saate yaamla olan balarndan kopuyor gibiydi. Ertesi gn le zeri, Huy yalnz bana kamptan ayrlarak tanrsyla babaa kalabilecei bir ykseklie kt. Burada, ulu rman vadisinde gne - tanrnn varl hereyi kaplyor, scayla herkesi bastryor gibiydi. Huy nce duasn etti, ama tanrlarna biraz ksknd dorusu, dedi ki: Ulu Baal, senin isteklerine uydum, iaretlerini tayan u adamn cann kurtardm. Yaknmak istemem, isteklerini tartmak da istemem, ama bunun hi de kolay olmadm biliyorsun- dur herhalde. Ben de kendime gre byk fedakrlklarda bulundum. Kraln hogrsn yitirdim, Baal Barahibi olarak durumumu tehlikeye attm. Kendimi dnmyorum, senin hizmetkrn olarak bakalarnn zerindeki etkimi dnyorum. Beni zayf dren ey, tanrlara tapnmay da zayf drr. Bilirsin, emredersen yerine getiririm, bana ne yk yklersen seve seve tarm, nk hep senin aklna snm, sana gvenmiimdir. Huy soluk almak iin sustu, dnd. Bunlar sylemenin zaman gelmi de gemiti bile. Gerekten Tanrlarn da baz eyleri bilmesi, renmesi gerekiyordu artk. Yine de, kral kzdrmt, bari tanrlar kzdrmasayd. Ama u senin iaretini alm barbar konusunda pek emin deilim. Onu kurtarmam nelere maloldu, ama ne amala? imdi lmesini mi istiyorsun? Sana yalvaryorum, diz kp yaka- ryorum, ne olursun, her zaman sana sadk, ana kar dikkatli u hizmetkrna niyetini akla. Huy daha fazla konuup tanry kzdrmaktan ekindi, sadece Baal'i ven arksn son derece dokunakl bir sesle syledi. Sonra aaya indi. Bronz bir ustura alp, tutsak kraln kasndaki kocaman ii yard. Zehir youn, yap yap sapsar bir sv olarak akp gitti. Huy ak yaraya halanm msr lapas koydu. Akama ate dmt. Manatassi bu kez

derin, rahat bir uykuya dalmt. Huy bu devi kazandna, onu dua gcyle, lmn kara penesinden ekip aldna inanyor, seviniyorau. Tanrlar seni bana verdiler. Sen benimsin. *** Kral Manatassi henz gcn toparlayamamt ve vcuduna, onu byle halsiz brakt iin kzyordu. Ban evirdi, adrn te yannda, o garip kk adam, hasrn zerine bada kurmu, pr! prl parldayan incecik bir maden levhas zerine ucu sivri bir bakla durmadan bir eyler, bir iaretler kazyordu. Her gn birka saat bu ile urayordu, her nedense. Manatassi onun srtndan aa inen kara sa rglerine, kamburuna, ksa, evik hareketlerine bakt, savata nasl usta olduunu anmsad. Huy onun uyandn grm hemen baucu- na komutu, yiyecek getirtti. Manatassi byk bir itahla yemeini yerken, Huy'un anlattklarna pek kulak asmyordu. Adam yine ayn beyaz yzl bir kadn olduundan sz ediyordu. Bylesine usta bir sava nasl byle saf olabilir, alacak ey dorusu! Baksana, ayn kocaman bir msr rei olduundan habersizdi. Ulu tanr Mitasi - Mitasi onu ucundan kemirdike azalr, azalr, yokolurdu. Bunu bilmeyecek ne vard? Bu arada Huy sordu: Anladn m? Anladm, yce soylu. nanyorsun, deil mi?* nanyorum. Manatassi onu memnun edecek karl bildii iin byle sylyordu. Kuy tutsak kral eitmek iin harcad abalarn boa gitmediini grnce naSil da seviniyordu! Sembolleri ona byk bir dikkatle anlatm, Manatassi'ye ayn Astarte olmadn, sadece tanrann sembol olduunu sylemiti. imdi, ulu tanr Baai,> diye sze giriince Manatassi iini ekti. Ardndan neier geieoeini ok iyi biliyordu nk. u garip adamck bu kez de gi yzndeki, Mitasi - Mitasi'nin girip kt o delikten sz edecekti. Manatassi'ye onun, alev alev yanan kzl sakall bir adam olduuna inandrmaya alacakt. u soluk benizliler de ne anlalmaz adamlard yahu? Bir yandan silahlar, giysileri ve by denebilecek becerileri vard, te yandan kabilesindeki ufack bir ocuun bile bildii, anlad gereklere bir trl akl erdiremiyorlard. Manatassi, hastal atlatp kendine gelirken ilk dncesi kamak olmutu. Ama imdi, u zayf halinde sadece gzlemci olarak, plan yapmas, hazrlanmas gerekiyordu. Bol bol zaman vard nasl olsa. Burada gvenlikteydi. u kambur ccecik anlalmaz bir gce sahipti ve onu kanad altna almt. Yani eren- disi onun zerine kanat gerdike Manatassi'ye hi kimse dokunamazd, bunu biliyordu. Bildii bir ey daha, burada renecek pek ok eyin olduuydu. Bu adamlarn becerisine, bilgisme sahip olabilirse bin kez silahlanm saylrd. Kabilelerin gelmi gemi en byk sava komutan

olabilirdi. Bu becerileri kullanarak onu yenilgiye uratmlard ya, Manatassi de onlardan renecei becerilerle bu adamlar yenecekti. Huy, soruyordu: Anlyor musun? Baal'in yerin de, gn de, hereyin efendisi olduunu anlyor musun? Astarte ile ulu Baal'i tanr olarak: kabul ediyor musun? Anlyorum ve kabui ed'yorum. Onlar seni mimlemiler, onlarn hizmetine adanman gerekir. Siteye vardmzda ulu Baal'in tapnanda gereken treni yapacam. Senin iin bir tanr - ad da buldum. Bundan sonra, senin adn Timon olacaktr. Timon, beinci Ulu Aslan'n hkmdarl zamannda *-ahip - savaym. Byk bir adamm. Nasl istersen, yce soylu. Adm Timon olsun. Ama bir ey soracam, u sar madenin zerine kazdn iaretler, onlar ne? Huy hemen frlad, altn levhalar yatan yanna getirdi. Biz szckleri, masallar, dnceleri byle saklarz ite.Sonra yazy anlatmaya koyuldu, Timon da fonetik alfabenin ilkelerini abucak kavrayiverdi. Sonra bir deri parasna kara is mrekkebiyle Timon adn yazd, birlikte, yksek sesle okudular. Timon bu ilk baarsna pek sevinmiti, gld, iinden de: Evet, burada renecek ok ey var, ama zamanm o kadar az ki! diyordu. ** * ki yl iinde limon, Pn dilini de pek gzel renmiti. Huy ona tarih, zellikle sava tarihi dersi veriyor, Hannibal'in savalarn, Pn savalarn tek tek anlatyor, rencisinin arabuk kavradn grnce de seviniyordu. Artk Timon onun gvendii bir kleydi. Bir kdm arkasndan yryor, beline de ince bir zincirle hanerini ve para kesesini asyordu ki bu, ancak gvenilen kleiere tannan bir ayrcalkt. Efendisinin kl tutan kolunu rtmemek iin sol tarafndan, bir adm gerisinden yrrken de eli hep hanerinin kabzasnda oluyordu. Bu arada iki sava, sava taktiini, stratejisini filan da sk sk tartyorlard. Bu dev karaclerili kleyle kck, cce boylu efendisi gerekten de pek ilgi ekici bir grnm olutururdu. Halk onlar tanr Huy'u alklar, evresini sarar ve belki de Timon un kuandaki keseden bir sadaka umarlard. Huy sevildiini birdi. Baarl bir general, sevilen bir rahip, akll bir kii, usta bir arkc ve zengin, nsansever bir kii olarak sitede herkes tarafndan e! stnde tutulduunu bilir, bundan ok holanrd. Pazar yerinden geerlerken, bir kle satcs onlara seslendi. Melez Yuye kan tayan, ak renk bir kz gsterdi: Efendimiz, sizin iin bir sanat eseri. Sar fildiinden bir heykel. Huy gld, elini sallad. Limana indiler, te yanda soylu ailelerin ve zengin tacirlerin evlerinin bulunduu mahalleye getiler. Bu evlerin evresi yksek, balk bir d duvarla kuatlmt, kaplar da ar, oymal tahtadand. Huy'un evi de buradayd, gle bakyordu. eri girince klcn, harmanisini kard, rahat bir soluk ald. On drt prensle prenses onu bekliyorlard. nk

hanedan ailesi ocuklarnn dinsel eitimini de Huy stlenmiti. Kral, barahiple arasnn almasna karn buna ses karmamt. Avluda kral hanedannn dadlarndan biri, ocuklarn dersinin bitmesini bekliyordu. Bu, ok alml, uzun boylu, zayf yapl bir kzd. Tinon un kabilesinden, bir Vendi kzyd ve soylu bir aileden gelmeydi. Timonun tutsak edildii savata o da tutsak alnm, saraya girmiti. Ad Sellene'ydi, gizli gizli Timon'un odasnda buluup seviiyorlard. O gn de Timon, kzn yanma uzanrken dedi ki: Sana sarldm zaman bir tutsak kpek deil, yine Vendi kral gibi hissediyorum kendimi. Birinci karm sen olacaksn, hepsinden nde gelecek, oullarm douracak, benim kraliem olacaksn. Ne zaman, ne zaman? Yaknda, hem de pek yaknda. stediklerimi e'de ettim, seni rman tesine gtreceim. Kabilelerin gelmi gemi en byk kral olacam, sen de benim kraliem olacaksn. Sellene fsldad: Sana inanyorum. *** Aradan geen sre iinde Huy, Tanith'i de khin olarak yetitirmiti, kz henz yirmisine gelmedii halde bu rol pek gzel baanyordu. Geri bulunduu kehanetler hep Huy'un eseriydi, onun syledikleriydi, ama ne nemi var? Bu sayede Huy, Lannon'a eskisi gibi ak! hocal yapabiliyor? devlet ilerini yrtyordu. Lannon da iin farkndayd, hatta zaman zaman, khine neler soracan nceden tlatyor, bylece Huy'un dnp hazrlanmasna frsat veriyordu. Alverile uraanlar, tacirler de hep khine dantklarndan, Huy onlar da diledii gibi ynetebiliyordu, Tanith araclyla. Lannon sk SIK khini ziyaret ediyor, maarada, Astarte'nin sessiz glnn banda, syledii kehanetleri dinliyordu. Ama Huy ile aras akt, hi konumuyor, hi yz vermiyor, bu da Huy'u kahrediyordu. Ne yapsa, ne etse bounayd. Ya gnlerinde, tahta k gnlerinde gnderdii armaanlar geri geliyor, kral vmek iin yazd irler, arklar okunmuyordu. 'J da arlmad trenlerin, lenlerin hikyesini, aznn suyu aka aka, bakalarndan dinlemek zorunda kalyordu. te yandan, Tanith'e de ulamas, sahip olmas olanakszd, nk Tanith, tanraya adanmt, bir lmlnn olamazd. O gn Huy, lanith'i ocuklara Astarte ile Baal'in yksn anlatmas iin armt. Kzn azndan sanki bal akyordu. ocuklar byk Di' zevkle dinlediler. Sonra Huy, dadlar ard, aralarndaki o uzun boylu, ask suratl kadn her nedense onun hep huzurunj karyordu. O kapkara gzlerinde anlayamad bir eyler okunuyordu. Ona dedi ki: Sellene, Timon'a syle de bir fener alp sizi saray kapsna kadar gtrsn. ocuklar gittikten sonra Tanith, Huy ve yal rahibe Aina yemei birlikte yediler. Huy onu Tanith'e elik etsin diye semiti ve bunun iki nedeni vard. Bir kez kadncaz yar kr ve kt sard. Tam Huy'un istedii bir refakatiydi Tanith iin. Yemek bitince Huy, Tanith'i yukarya, dama kard, hasrlara oturdular. Huy algsn almaya balad. alarken bir

yandan da tekdze bir sesle ark syler gibi konuuyor, konuuyor, Tanith de yar ipnotize edilmi bir durumda, onu iinden, cankuagyla dinliyordu. Huy ben-Amon ne yapp edip kraln hogrsn yeniden kazanmak zorundavd. Bunun tek bir aresi vard. Timon'u ona armaan etmek. Yanldn sylemek. yle de yapt. Timon ile nceden konumu, kraln onu tanrlara kurban etmeyeceine dair gvence vermiti. Sonra, Verimli Toprak Bayramnn son gnnde, herkes kral saraynda yiyip iip elenirken, Lannon da kafay iyice bulmuken, anszn huzura kt, klesini ona armaan verdi. Kral da bu eski dostunu kramad. Yeniden bartlar, Lannon dedi ki: ylesine ok zaman kaybettik ki, bu zaman kazanmak iin ilk i ne yapacaz? eceiz, efendimiz. Peki sonra? Sonra da avlanacaz. Dediin gibi oisun. abuk avclarm arn, yarn fil avna kyoruz. * ** O akam Huy da iyice sarho olmutu, evine dnerken yerde szm kalm sarholar inememeye gayret ediyordu. Hatta karanlktan yararlanarak, uluorta sokakta sevienler bile vard. Ama peine harmanli kukuletal birinin takldn farketmemiti bile. Tam kapsna vard zaman, elini klcnn kabzasndan ekip de kapy aarken ardndan gelen, zerine saldrd, neye uradn anlayamadan yumuack dudaklar dudaklarna yapt. Kadn gslerinin, bacaklarnn scakln duydu. Uzand, yakalamaya alt, ama kadn elinden kaym, kam gitmiti bile. Peinden kotu, kadn Huy'un evine girdi, o da ardndan. Kadn onun odasna girdi, yatann baucunda durdu, ama yz hep rtlyd. Sonra eilip yanan kandili sndrd. Byle uzun sre karanlkta kekapmaca oynadlar, kadn kat, Huy kovalad, bir yandan da ikisi de rlplak soyunmulard. Sonunda kadn yakaland, kurtulu yoklu. Huy, uyandnda byk bir huzur, sonsuz'bir mutluluk iindeydi. Dirseine dayanarak doruldu, yambamda uyuyan kza bakt. ok gzel bir vcudu vard, teni ak zeytin rengindeydi. Ama koluyla yzn rtmt. Huy onun kolunu yznden ekince, solunu kesilir gibi oidu. Dehet iinde ka'd, byk bir korkuya kapld. Kz gzlerini at, ona glmsedi: Baa! seni kutsasn, kutsal babamz. Tanith, sendin demek? Ama bunu nasl yaparsn? Tanraya saygszlk bu! Byk fak gnah iledik. Ama size olan akm? bilmezlikten gelmek daha da byk bir gnah olurdu efendimiz, doaya kar; ilenmi bir gnah. Tanith imdi yatan iinde dorulup oturmu, onu pyor, pyor, hi de vicdan azab ekiyora benzemiyordu." yi ama sen, sen beni sevemezsin ki! Nasl olur bu?

Neden sevemez misim, efendim? Ya kamburum? Srtmdaki kambur? Kamburunuzu da seviyorum, sizin bir paranz olduu iin, sizin iyiliinizin, aklllnzn bir paras olduu iin. Bir an kza bakt, sonra onu kucaklad, yzn salarna gmd: Ah Tanith, ne yapacaz imdi? *** Huy Ben - Amon, tepeye km, afan skmesini, tanrsn bekliyordu. Kral ve 6.000 kiiyle fil avndaydiar. Verimli Toprak Bayramnn zerinden iki hafta gemiti ve bu iki hafta sresince Huy hep dnm durmutu: kutsal kitaplar kartrm, rahiplerin ve rahibelerin grevlerini, tanrlarla ve birbirleriyle olan ilikilerini incelemiti. Sonunda da yapt iin gnah olmad sonucuna varmt. imdi ie tanrsna kar kendisini savunmaya ve onun verecei hkme boyun emeye gelmiti. Gne dodu, Huy nce onu karlamak iin arksn syledi, sonra da durumunu aklad, savunmasn, Baal ile ei Astarte arasnda geerli olanlarn onlarn yeryzndeki temsilcileri arasnda da geerli olmasna dayandryordu. Sonunda dedi ki: Bununla birlikte, ulu Baal ve ulu Astarte, belki de ben bu dncelerimde yanlyorumdur. Belki de gnah iledim. Eer yleyse sizin gazabnz zerime olsun ve mr boyu kendimi sizin hizmetinize adam olmama karn beni yine de en ar "cezayla cezalancrn! imdi fil avna kyorum. Kendimi tehlikelere atmaktan bir an bile geri durmayacama and ierim. Eer gnah iledimse filler beni yere alsn. Gnahm yok ise, canm kurtulsun, rahibenizin canna, koynuna dnebileyim. Eer canm ve akm bana balarsanz lnceye dein size hizmetten bir an bile geri durmayacama ve beni baladnz kimselere sylemeyeceime and iiyorum. Sizle? ki sevdiniz, benim gibi seven birine de acyn." Huy tepeden, kendinden memnun indi. Tanrlar alabildiine zgr brakmt' jte. Bugn rahata onun canm alabilirlerdi. Zaten Huy, kendisini Tanith'ten ancak lmn uzaklatra- bileceini de ok iyi biliyordu. Bu tatt meyva ylesine nefisti ki, bir daha asla vazgeemezdi. Lannon seslendi: Huy, nerelerdesin? Hadi bakalm gne ykseliyor. Srler yaklayormu, gzcler haber verdi. Kraln avclar hzrd, Mursil, fil izi srmekte usta olduunu oktan kantlam olan Boiman Xhai, bu arada, Titnon da oradayd. Huy, Lannon ile ayn file binecekti. Mursil, Huy'a bir fil yay uzatt. Bu, ancak ok gl bir insann kullanabilecei, bir buuk metre uzunlukta ok atan, ar bir eydi. Sonuna dek gerilip koyverilince oku 100 adm teye atabiliyor ve ok ta dibine dek filin derisine saplanabiliyordu. Gs kafesini geip yree saplanrsa, kocaman, pespembe cierleri delerse veya kulak deliinden kocaman kafatasn yarp beyni bulursa hayvan orackta lrd. Mursil dedi ki :

Kutsal babamz, yay mzraa ye tuttuunu bilirim. Bana gelince, kocam kollarm artk yay geremez""oldu. Okluklar dolu. Oklar da teker teker gzden geirdim." Huy, Lannon'un peinden diz km filin yanna gitti, filin srtndaki st rtl oturmalkta kiilik yer vard. Okluklar ve mzraklar da dna taklmt. Lannon bir mzrak seli. Sonra aaya, avclarna bakti. Hepsi de efendinin yannda yer almak onuruna kavumak iin can atyorlard. Lannon, Xhai'yi ard, kck adarn, hemen file trmand. Yola ktlar. Yirmi sava fili, tek sra halinde ilerliyordu. Huy sordu: Ne avlayacaz, efendimiz? Yavru mu, fildii mi? nce yavru. Fil eiticileri be ile on ya arasnda iki dzine yavru istediler. Onlar bu sabah yakalarz, nk vadiden nce yavrulam srler kar. Sonra fildii iin avlanrz. Bir korulukta pusu kurup uzun sre beklediler, yemek yediler. Sonra Xhai fsldad : Geliyorlar! Gerekten de, aalarn arasna nce yal bir fil dald, kukulanm olmal ki, havay koklad, ama rzgr arkadan estii iin insan kokusunu alamad, yrd, arkasndan teki filler, en arkadan da yavrular, dar boazdan girdiler. Boylar tam erikin filden hemen hemen iri bir domuza kadar deiiyordu. En kkleri en yaramaz ve grltcleriydi. Analarnn bacaklarnn arasnda bararak kouyorlard, hele bir tanesi pek sevimliydi, yryen anasnn memesini emmeye alyordu, sonunda annesi hortumuyla onu bir gzel pataklaynca yavru, ac ac bard, k ks anasnn peinden yrd. imdi bulunduklar ukurluk, fillerle dolmutu. epeevre, sava filleri srtlarnda silahl adamlarla, ktkleri yerden kalktlar. Ar ar srye yaklatlar, ama yavrularn barp armas onlarn yaklatn analara duyurmad. Lannon yar bym-bir yavrunun anasn seip mzran frlatt. Hayvann tam ensesine saplanan mzrak kan fkrtt, fil bararak yere ykld. O anda teki avclar da silahlarn frlattlar, orman, kamaya abalayan zavall fillerin tepinmeleriyle sarsld, inledi. Tanrlara verdii sze karn Huy, yayn germedi, sadece bu zavall, aresiz hayvanlarn byle acmaszca ldrlmesine, dehet iinde, bylenmicesine seyirci kald. Her yanna oklar, mzraklar saplanm yal bir diinin bir sava filine saldrdn, onu yere devirdiini, zerinden sapr sapr dklen adamlar ineyerek ldrdn, sonra kendisinin de gidip az tede ldn grd. Yanllkla isabet alm bir yavrunun brndeki oku karmaya abalamasn ve dikenler derisine bsbtn battka acyla barmasn seyretti. Baka bir yavrunun, kck hortumuyla drterek lm anasn bouna kaldrmaya uramasn seyretti. Lannon heyecanla baryor, mzraklarn enseye, srt kemiine, mthi bir isabetle frlatyordu. Srdeki analardan biri onlara yandan saldrd. Lannon dnd, mzra frlatt, mzrak filin tam gznn altna sapland. Hayvan acyla bard, ama durmad, kotu, Huy da aresiz, yayn gerdi, fili ancak lmn durdurabileceini biliyordu. Tam can alc yerinden vurmak zorundayd. Vurdu da, tam azndan. Hayvann beynine saplanmt oku. Fil, yzkoyun kapakland, kald.

Tam krk bir dii fil ldrdler, bunlardan otuz tanesi yavruluydu. Ama fil eiticileri yavrulardan dokuzunun da anasz yaayamayacak kadar kk olduuna karar verdikleri iin bu zavall kklerin de ii birer okla bitirildi. tekiler ise zel yetitirilmi stnine filler tarafndan kuatlp analarnn kanayan lelerinden ayrld, gtrldler. leyin bu i bitmi, kleler fillerin lsn paralamaya, etleri tts atelerine tamaya balamlard bile. imdi meydan neredeyse gnei karartacak kadar kalabalk bir akbaba srsne kalmt. Lannon le yemeini soylularyla ve avcbalaryla yedi. Scak biber salal, zgarada pimi taze fil cieri, yaban pirinci ve zeytinle doldurulmu halanm fil yrei, tabak tabak msr rei ve tabii testi testi Zeng arab, tam avclara gre bir len oldu. Lannon'un keyfi pek yerindeydi, glyor, adamlaryla akalayordu, av heyecann henz zerinden atamamt. Huyun yanna vardnda, onu knadn belirtmek istedi : Benim zavall Gnekuum, tm av sresince yalnz bir tek ok attn. Tam Huy karlk verecekti ki, avcba Zadal sze kart : Kutsal babamz, acaba yay m ok sert geldi, yoksa av m ok vahi grnd? Ortal derin bir sessizlik kaplad. Zadal bir pot krdnn farkndayd, ama ge kalmt. Yanbanda bir soylu dncesini syledi: in bitti senin. Zadal, rahibin nn ancak imdi hatrlayabilmiti. Hi kimsenin onun srtyla, boynuyla veya cesaretiyle alay edip de hayatta kald imdiye kadar grlmemi, yle syleniyordu. Ama rahibin glmsediini grnce rahat bir soluk ald. Huy diyordu ki : Sana krler olsun, ulu Baal, bana verdiin sz hatrlattn, ok da iyi ettin. Ava katlmadm. Beni bala, ulu Baal. imdi szm yerine getireceim. Zadal zamansz sevinmiti. nk Huy artk glmyordu, gzlerini bu kstah avcnn gzlerine dikti, sordu: Zadal, benimle birlikte frtnann kanatlarna biner, uar msn? Zadal'in benzi kirli sar bir renk almt. Lannon araya girdi: Buna izin veremem. Byle bir ey iin cann tehlikeye atmana gz yumamam, benim iin fazlasyla deerlisin. Ama efendimiz, bu bir onur sorunu. Bu adam bana korkak dedi. Ama elli yldr kimse byle avlanmad ki! Elli yl ok uzun bir zaman, yle deil mi, Zadal? Seninle ben, bu gelenei yeniden canlandracaz, fena m? Zadal iinden, sylediklerine bin kez pimanlk duyuyordu, nasl olmutu da u kopasca dilini tutamamt. Huydu, devam etti:

Yoksa bu oyun sana ok mu vahi gelecek? Zadal uzun bir sre sustu, reddecek sandlar, ama : Nasl isterseniz, kutsal babamz, dedi. inin bittiini kendisi de anlamt. Kleler fil lelerinden aldklar kaln barsaklar iki byk sepete doldurdular. Huy ile Zadal rlplak soyundu, bu sar fil gbresini gvdelerine srmeye baladlar. O srada Mursil de baka bir avcyla tartyordu : Erikin bir erkek filin bir sava baltasyla ldrlebilece- ini gzmle grsem inanmam ben. Hi de ho olmayan bir intihar gibi geliyor bana. te bu yzden, frtnann kanatlarna binip umak diyorlar ya!.. Fil gbresi insan kokusunu bastracak kadar gl bir koku salyordu. Avclarn tek korunma yolu buydu. Kendilerini belli etmeksizin kocaman hayvanlara yaklamann da tek aresiydi. Filin keskin koku alma duyusu balca savunma aracdr. nk grme duyusu pek iyi deildir, stelik uza da iyi gremez. Timon geldi, Huy'un srtna gbre srmesine yardm etti. Bavuracaklar yntemi arabuk kavramt. Usulca : Yce soylu, senin iin korkuyorum, dedi. Haklsn, ben de yle. Gbreyi bol sr, iyice yay, Timon. imektense pis pis kokmay yelerim. Huy, bulunduklar dzlkten aaya, vadiye uzanan ve dimdik inen fil yoluna bakt. Zikzaklar izerek seyrek ormann iinde ilerliyordu. Dzlkteki kan kokusunu almadan fii srsn orada bastracaklard. Huy, evresine baknd, avclar olan biteni iyi grebilmek iin evreye yaylmlard, sonra Zadal ile gz- gze geldi. Avcba tepeden trnaa sar fil gbresine bulanmt ve baltasnn sapn smsk kavramt. O karanlk gzlerde de, o kendini zorlad dimdik duruta da korku, ak seik okunmaktayd. Dudaklar titriyordu. Huy sordu: Hazr msn, avcba? Hadi gel. Tam bayr aa inmeye davrand srada Lannon nn kesti : Vazge bu iten. O budala Zadal dnmeden konutu. Burada hi kimse senin cesaretinden kukulanamaz, Huy. Kendinden baka. Yiitliini kendi kendine kantlamaya alma bouna. Gnekuum olmazsa yaamn benim iin ne tad, ne anlam kalr ki? Unutma, ilk yara en tehlikelisidir, derken zerine dmemesine ok dikkat et. Lannon'un bu szleri Huy'u ok etkilemitir. Unutmam, efendimiz. Bu akam benimle yemek yemeden nce bir gzel ykanp paklanmay da unutma sakn.

Lannon glmseyerek vana ekildi. O gn iki kez kk fil srleri nlerinden geip yoku yukar, aalarn arasna daldlar, ama ikisinde de Huy, Zadal'a ban sallad, gemelerine engel olmadlar. nk bunlar, yavrulu analar veya henz tam bymemi ok gen erkeklerdi. Akam iniyordu, Huy'un ii rahatlar gibi oldu. Belki de tanrlar onun lehine bir karar vermilerdi, cesaretini snamaktan vazgemilerdi. Bir saat sonra gne batacakt. Huy ile Zadal, aalardan sarkan sarmaklar siper alm, yolun kycnda sessiz sedasz oturuyorlard. Vcutlarna srdkleri gbre kurumutu. Huy, baltas kucanda oturuyor, karanlk basmadan baka sr gememesi ve bu lgnca servenden onuru krlmadan kurtulabilmesi iin dua ediyordu. Derken ta bayr aadan bir kprt grd, tyleri diken diken oluverdi. Zadal da grm, ta kesilmiti. Beklediler, anszn aalarn arasndan iki fil birden kverdi. ki kocaman, byk d'li, yal erkek fil, bayr trmanyorlard. Biraz huzursuz gibiyd.ler, belki de vadideki avclar tarafndan yaralanm olabilirlerdi. Huy fsldad: Bu ikisini ala* caz. Se birini. Zadal bir an sustu, tecrbeli gzyle iki erkek fili inceledi. nden giden erkek daha yalyd, tek dii kalm, o da tam du* dann oradan krlmt. Arkadana oranla daha sska, daha atik grnlyd, stelik nden yrmesi de onun tecrbeli olduunu, krk dii ise, daha fkeli olacan gsteriyordu. Za= dal hemen : Arkadaki benim, dedi. Huy da bunu bekliyordu zaten. imdi ben geri ekiliyorum. Ayn anda saldracaz. ki fil onlara doru yryordu. ndeki fil Zadal'n gizlendii yeri geip yrd. Huy ikisinin arasndaki mesafenin azaldn grmt. Avclardan biri zamanndan nce saldracak; olursa, teki fil uyarlm olacak ve tehlike bir kat artacakt." Huy, Zadal'a gvenemeyeceini biliyordu. Adam elbette ki yalnzca ve yalnzca kendi karn kollayacakt. Byle dnrken bakt Zadal gizlendii yerden km, ikinci filin ardndan sessizce kouyor. Huy'un fili ise daha elli adm uzaktayd ve tam ona doru geliyordu. Zadal kendi filinin peinden, ok yakndan kouyordu. Sonra avcba baltasn kaldrd, savurdu. Huy da dikkatini ndeki file yneltti. Zadal'n baltasnn inmesiyle bir lk koptu. Huy'un fili komaya balad. Tam zerine doru geldi, geldi, tm gr alann kaplad, dnya kadar kocaman bir hayvand bu. Huy birka saniye zamannn olduunu biliyordu, yoksa fil geip gidecekti. Filin yannda komaya balad. Koarken filin arka bacana baltasn indirdi. Fil, sendeledi. Huy, Baal adna! diye haykrd gibi, baltasn savurdu, teki bacak da bkld, hayvan bir toz bulutu kaldrarak yzkoyun kapakland. Sonra Huy, daha hayvan aknlndan toparlanmaya zaman bulamadan, vuraca yeri aramaya balad. Fil, sindi n ayaklar zerinde dorulmaya abalyordu, arka bacaklarnn tendonlar kesilmiti, kalkamyordu. Ama korkun hortumunu oradan oraya savuruyor, tek diiyle de yeri dvyordu. Arkas Huya dnkt. Henz kendisine saldran grmemiti. Huy, krba gibi saklayan hortumdan uzak durmaya gayret ederek kotu, filin geni srtna trmand, diz kp baltasn kaldrd, dm dm sert kemii, krk, kupkuru deriden ak seik belli oluyordu. Huy baltay indirdi, kemii geip omuriliin yumuak, sapsar zne sapland. Hayvan bir lk att, lm rpnlar

iinde, can ekierek yere yuvarland. Huy da filin srtndan atlayp havay dven tekmelerden, hortumdan uzaa kat. Ac bir zafer duygusuna kaptrmt kendisini. Bitmiti ite, frtnann kanatlarna binip umu ve sa kalabilmiti. Bu arada teki filin vahi ln duydu, dnd bakt. Demek ki yanlyordu, i henz bitmemiti, tanrlar hl onu snyorlard. Zadal baaramamt, ikinci vuruu filin tendonuna isabet etmemi, hayvan baca zerinde kalm, adam byk bir hzla kovalamaya balamt. Zadal baltasn bir yana frlatmis, bayr yukar kouyordu imdi. Fil de arkasndan koarken fkeyle - baryor ve ona giderek yaklayordu. Huy tam atlacakken fil, Zadal' yakalad. Hortumunu gvdesine sard, havaya kaldrd, sonra olanca gcyle yere, kayalarn zerine arpt. Bir ayan onun srtna dayad, hortumuyla tpk bir iftinin pili kesmesi gibi, onun ban gvdesinden kopartp bir yana frlatt. Ba, zplaya zplaya, top gibi bayr aa yuvarland. Huy, file doru kotu. Fil, diz km, hortumunu Zadal'n gsne daldryordu imdi. Zadal'n gvdesini paralamaya ylesine dalmt ki, Huy ona kolayca arkadan yaklaabildi. Akbabal balta slk ald. Huy bu hayvann da iini bitirmiti. *** O akam Lannon, Huy'a yeni bir unvan verdi: Frtnann kanatlarna binip uan adama bir sava unvan vermem gerek. Huy Ben Amon, seni Tanrlarn Baltacba yapyorum. Hadi i, Huy, i benim Gnekuum. Ve byle diyerek kendi arap tasn Huy'a uzatt. Huy, artk ksenin ta derinlerine bakmak istemiyordu, bu sevinci hibir eyin glgelemesini istemiyordu. Tanrlar ona karlk vermilerdi, imdi de bu kalabaln ortasnda sessizce otururken kahkahalar, konumalar duymuyor, yalnzca iinden gelen bir arkya kulak veriyordu: Tanith! Tanith! zin isteyerek kalkt zaman Lannon ok kzd, onu eteinden ekip yeniden yanma oturttu: Bu akam buradan yryerek kamazsn, Baltacba. Seni yatana tasnlar. Hadi gei, var msn benimle arap ime yarma? Huy, sonunda Lannon'den kurtulabildi, darya, sessiz geceye ktnda hava seriniemiti, yldzlar prl prld. Tanra Astarte, vadiden usulca ykselmekteydi. Astarte, topran anasi, sana krler olsun! derken gzleri mutluluktan yaaryordu. adrna doru yrd. Bakt, bir atein banda bir kle kadn melmi, msr tyor. Alevlerin aydnlnda bu kadn tand, Sellene'nin ta kendisiydi. Huy tam yryp geecekken kadn ban kaldrd, birini bekliyor gibi. O srada karanlktan biri knca kzn yz ylesine sonsuz bir sevgiyle aydnlanverdi ki, Huy ona acd. Bir bakta adamn kim olduunu tanmt. Timon'du bu. Sellene hemen kalkt, Timon'a kotu, kucaklatlar. Sonra Timon usul usul kza bir eyler syledi, ama Huy, onun neler dediini duyamamt. Timon kz brakp adrlarn arasna dald, Sellene de deirmen tana gitti,

bir deri torbay; tlm msrla doldurdu, evresine kaamak bir gzattktan sonra Timon'un peinden karanla dald. Huy onun ardndan bakt, glmsedi:" Lannon ile konuaym bari! u ikisini birletiriversin. Sonra adrna girdi, tank olduu sahneyi unutmu gitmiti bile. afak skerken birileri onu sarsarak uyandrdlar. Avcba Mursil'di bu. Ulu - Aslan sizi istiyor, rahip hazretleri. Kpekler hazrland, klebalar topland. Kraln tutsaklarndan ikisi kam da, kral sizin de kovalamaya katlmanz istiyor. Huy u yar uykulu haliyle bile kaanlarn kim olduunu anlamt, yrei erir gibi oidu : Aptallar, ah aptallar, diye sylendi. Sonra Mursil'e dnd: Hayr ben katlamam, syleyin krala, hastaym, gelemem. Sellene karanlkta sessizce Timon'u bekledi, yanna geldii zaman, srtna bir harmani attn, beline ksa bir demir kl, arkasna da yay ile ok asm olduunu grd ki bunlar bir tutsan tamas yasak olan silahlard, tamann cezas ise lmd. Kampn kndaki iki nbetiyi Sellene lafa tutarken Timon arkadan gelip plak elleriyle ikisinin de boynunu krverd, gk bile diyemediler. Fillerin ldrld dzlkten geerken le yiyen hayvanlarn iren homurtusu onlar iliklerine kadar rpertti. Ay yollarn aydnlatyordu. abuk abuk kuzey ynnde ilerlediler. Bir kez karlarna bir aslan kt, ama karn toktu, bu iki insan onu hi ilgilendirmedi, brakt gesinler. Ay battnda yldzlar yolu aydnlatyordu. Bir yokuta Sellene dayanamad, dt. Timon hemen dnd, yanbanda diz kt: Ne oldu? Ne var? Bileim, ayak bileim. Timon kzn bacan yoklad. Bilek ate gibi yanyordu, imeye balamt bile. Klcyla harmanisinden bir para kesip, Huy'dan rendii gibi, bilei smsk sard. Tela iindeydi, pelerine her an debilirlerdi. < Yryebilecek misin? Kz ayann zerine basmak istemi, baaramamt. Umutsuzca ban sallad. Ben gidemeyeceim, brak beni burada, sen git. Timon, onu yere brakt, silahlarn kard, sadece ksa klc alakoydu. Sonra ikisinin deri harmanisini birbirine balad, Sellene'yi oturttu, boynuna ast, bylece kzn yar arl Ti- mon'un boynundaki salncakta kald. Yeniden yola koyuldular. Ertesi gn leye doru, boynu yara iinde kalmt. Scak iyice bastrmt. Gc tkenmek zereydi, admlar yavalamt. Kz yere brakmaktan korkuyor, bir daha kaldracak gc bulamayacandan ekiniyordu. Dudaklar kprm, gzleri kanlan- mt. Sellene fsldad: Brak beni Timon, yoksa ikimiz de leceiz. Timon onu susturdu, kulak kabartt, uzaktan kpek havlamalar iitiliyordu. Olmaz, artk ok ge kaldk. evresine baknd, kpeklerden kurtulu yoktu.

Hayr, sen kaabilirsin, rmak ok uzakta deil ki! Timon onu usulca yere, kayalarn arasna yatrd, harmanisini de katlayp bann altna yastk yapt, sonra meldi, yzn okad. Sellene: Bizi ldrecekler. Kaanlar her zaman ldrrler, dedi. Hem de en feci ikencelerle kvranarak leceiz. imdiden, kpekler gelmeden lsek daha iyi olmaz m? Klcn var Timon, onu kullansana. Eer kk rahip nlerin yanndaysa belki kurtulabiliriz. O, krala sz geirir. kimiz arasnda gizemli bir ba vardr, o bizi kurtarr. imdi kpekler iyice yaklamt. Kokuyu almlard. Timon ayaa kalkt, klcn knndan ekti. Otuz kadar taz, koarak onlara doru geliyordu. Ardndan da srcleri. Sonra be tane sava fili. Timon fillerin zerindeki oturmalklara iyice bakt, henz ok uzaktaydlar, kk rahibi seemezdi. Bu arada kpekler saldrd. Birkann iini bitirdi, ama hepsiyle baa kamazd ki! Saylar oktu. Derken arkadakiler yetiti, sonra da filler. Bakt avclarn arasnda Huy Ben - Amon'u gremeyince son umudu da suya dt. Lannon Hycanus, Opet'in Ulu - Aslan' oradayd ve glyordu. yi komusun kle, rmaa vardn sanyordum. Demek ki avclarm doru sylemi. Kadnn bacandan yaralandn ve senin onu tamak zorunda Kaldn haber vermilerdi. Bir puta- taparden hi beklenmeyecek soylu bir davran kle. Ama sana yine de ok pahalya patlayacak. Sonra klebalarndan birine dnd. Bunlar geri gtrmenin hi gerei yok, burackta ilerini bitirin! Timon ban kaldrp krala bakt, ak seik konutu: Ben o sevginin yaayan simgesiyim. Lannon bu szleri hatrlamt. Huy bu kleyi kendisine armaan ederken aynen byle sylemiti nk. Pekl yleyse. Bana, bir dosta kar olan grevimi hatrlattn. Bu grevi yerine getireceim, ama bu szler isyledi- ne de seni piman edeceime urackta and iiyorum. Yaayacaksn, ama yaarken lm zleyeceksin. Kleba, bu adam ldrlmeyecek, ama 'uslanmaz' saylacak, iki talent arlnda zincire vurulacak. Gece gndz o arlkla yryecek, uyuyacak. Onu Hlya madenine gnderin, ustabaya da syleyin en derin katmanlarda altrsn. Kadn korumak zorunda deilim, ama onu yine de geri gtrelim. Sava fillerinden birinin oturmalna zincirle balayn, yrsn. Timon ilk kez heyecann belli etti. Kpeklerin para para etlerini kopard kolunu kaldrarak yakard: Efendimiz, kadnn baca sakat. Yryemez. Yrr, ya da srnr. Sen de file biner, onu yreklendirirsin, fena m? Bylece seni hemen urackta ldrmem mi daha iyi, yoksa yaamana izin vermem mi daha iyi, bunu anlayacak zaman da bulmu olursun.

Sellene'yi ellerinin bileklerinden, yirmi adm kadar uzunlukta hafif bir yry zincirine vurdular. Zincirin teki ucu filin oturmalnn arkasna baland. Timon da boynundaki ve ayak bileklerindeki ar zincirleriyle bu oturmala oturtuldu. Yz geriye dnk oturtulmutu ki, Sellene'yi grebilsin. Kzn benzi kl rengiydi, ama yine de Timon'a glmseyecek gc buldu. Fil yrmeye balaynca elli adm kadar srklendi. Sonra ayaa kalkabildi. Hzl hzl giden filin ardndan tek aya zerinde seke seke yrmeye abalad. En az on iki kez byle dt kalkt, her yan yara bere iinde kalm, dirsekleri, dizleri paralanmt. Timon, zincirlere vurulmu, oturmalkta otururken iinden bir arid iti. O sonsuz fkesi, kederi ve acsnn etkisiyle, Sellene'nin cansz gvdesinin Afrika'nn krmz topra zerinde slak, esmer bir iz brakarak hoplaya zplaya srndn seyrederken, bir alma and iti. Sonra Timon alad, mrnde son kez gzyalarna yenik dt. Yalar yanaklarndan aa yuvarlanyor, enesinden damla damla szlerek gvdesindeki kurumu kanlara karyordu. ** * Huy pek keyifliydi, bir ark mrldanyor, bir keye ayrd en iyi arabn kartp hazrlyordu. Opet khinini bekliyordu nk, onu artmt ve bu bekleyiin heyecan iinde, u son haftalarn tm heyecann, dertlerini unutmu gitmiti. Evet, sava filinin ardndan kampa srklenerek getirilen Selle- ne'nin tannmaz hale gelmi cesedini, Timon'un zincirlerin ve onulmaz kederinin altnda ikibklm olmu o iri gvdesini, klebalar tarafndan madene gtrlrken o korkun, sulayc gzlerle Huy'a bakn, bu gzlerde tehdit mi, yakar m olduunu kestiremeyiini, sonra klebamn krbacnn o mor siyah omuzlarda aklamasn, hepsini, hepsini unutmutu. lk kez bu akam, sevgilisine kavumann heyecan iinde tm bunlar aklndan silebilmiti ite. Bu arada bir mavi cam ieden arabn iine drt damla damlatt. Afyon kokusunu gidermek iin biraz da bal katt, sonra oraya, bir tabaktaki kurabiyelerin yanna brakt. Hazrlklarna yle bir gz gezdirdi, algsn alp dama kt, tngrdatmaya koyuldu. O srada, rahibelerin giydii o kabasaba, kukuletal harmanilere sarlm iki kiinin evin kapsna yneldiklerini grnce kalbi duracak gibi oldu. ndeki telal telal yryor, arkadaki ona yetimekte glk ekiyordu. Bu arada Huy, Tanith iin yazd, sonra da altn kitaba geirdii o ak arksn sylemeye balamt. Kz, kukuletasn arkasna atarak iri, yeil gzleriyle yukarya, dama bakt. Huy'u grd, dudaklar titredi, yanaklar kzard. Huy aaya inip onlar karlad. Onlar ieri ald, yal rahibeyi hazrlad keye, yastklarn zerine yerletirdiler. Sonra Huy, onun iin hazrlad arap ksesini-uzatt, bir yandan da Tanith'e soruyordu: Dayankl mdr bu kadn? Hem de nasl! Nice nice erkekleri cebinden kartr. Gsndeki arlardan, nefes darlndan filan ikyeti yoktur umarm?

Hayr, hi duymadm, neden sordun? arabna yldz damlalar kattm da ondan. Ama yine de bir daha uyanmamacasna uyuyup gitmesini istemem. Tanith'in yz birden aydnland: Ah kutsal babamz! Ne kadar da akllsn! Ka damla verdin? Drt. Yoksa birka damla daha m koysaydn diyorum? Seni haftalardr grmedim. Tartacak, konuacak eyimiz ok. Bu konuma srasnda yal rahibe sanki iitiyormu gibi srtyor, ban sallyordu. Huy ona bir bakt: Yok yok, drt damla yeter, ne olur, ne olmaz, dedi. Sonra kadnn karsna oturup konumaya baladlar. Huy diyordu ki: Ayr kaldmzdan beri hep aramzda geenleri dndm. Yaamn tanrlarn hizmetine adam bir adam olarak onlara kar gnah ilediimize inanyor, kahroluyordum. Tanrlardan beni bir snamadan geirmelerini istedim. Snamay baaryla verdim de. Tanrlar aldatmadm. Bir daha byle sama eyler yapman asla istemiyorum, kutsal efendimiz. Kimbilir ne lgn ilere kalkmsndr? Ben bir kahraman deil, bir sevgili isterim, bunu unutma. Ama Tanith, beni diniemiyorsun ki! Tanrlar gazaba gelmediler, tam tersine bana olumlu bir cevap verdiler. Demek ki ilediimiz onlarn katnda gnah saylmyormu! imiz rahat etmeli. Oh, Tanith, ben sensiz ne yaparm bilemiyorum! Bunu hi dnme, nk bensiz kalmayacaksn. O srada yal rahibenin elindeki bo arap ksesi yere yuvarland, kendisi de derin bir uykuya dalmt. Huy onu bir gzel yatrd, Sonra doruldu. Tanith'in yanna geldi, kucaklatlar. El- ele tutuup odadan ktlar. Bunu izleyen aylarda Tanith'e refakat etmekle grevli yal rahibe nedense Huy'un arabna merak sard. Tapnaktaki lenlerde verilen arab hi beenmiyor, hep sz Kutsal Rahibe getiriyor, onu vyordu, verken de aznn sular akyordu: mek onda, savamak onda, mthi, mthi bir erkek ite canm! deyip duruyordu. Deriden yaplm hava borusundan aaya, topran yirmi metre altna taze hava pek az szabiliyordu. Timon srtn kayaya dayad, borunun ucunu azna alp u cehennem scanda, u kkrtl atmosferde biraz temiz hava solumaya abalad. ok zayflamt, kaslar kaburgalar teker teker saylabiliyordu. Durup dinlenmeden almak ve scak, onu eritmi, yiyip bitirmiti. Srt, kollar, bacaklar her yan yara bere izleri iindeydi. Kimi eskimi, kapanm, kimi daha taze yara izleri. Boynundan, kol ve ayak bileklerinden zincirler sarkyordu, ama bollamt, nk ok sskalamt. Boynunda, bileklerinde

nasr yapmt, bu kle iaretlerini lene dek tayacak, mezara gtrecekti, tm kleler gibi. Tam be gndr altn damarn tkayan u sert, yeil kayay paralamaya urayorlard. Bu uurda on alt kii lmt. Ya buhar ve dumandan boularak, ya patlayan kayann paralar yla isabet alarak, ya da sadece scaktan baylp yere derek ve scak kayann zerinde czr czr yanarak canlarn vermilerdi. Yukardaki borudan, bir su tulumu iple aaya sarktld. Bu tulumun iinde arapla kark su vard. Bu, kocaman, btn bir kz derisinden yaplm tulumdu. Su szdrmayacak biimde, iyice dikilmiti. Timon onu yklendi, yukarya balayan ipi zd, tnelden sendeleye sendeleye ilerlemeye koyuldu. Kaya duvarlarnn sca bana vuruyordu. Scak yzft, kollarn kavuruyordu. Su tulumunu yere indirdi, kayann zerine frlatt gibi koarak kat. te en tehlikeli an, bu and. Kaya, su tulumun- daki suyu fazla abuk ekip patlaynca kaacak zaman bulamadklar iin lyorlard. Timon'un arkasndan tulum patlad, krk galon sv, scak kayaya yayld. Kaya param para oldu, bir sivri paras Timon'u ensesinden vurdu, ta kemiine kadar kafasn yard. Bu ate gibi scak zemine dmenin lm olduunu bildii iin zorla, sendeleyerek ilerledi. ksryor, ryor, hava borusunu azna dayam, bir para temiz hava almaya abalyordu. Gcn toparlamas birka dakika srd. Sonra yukardaki katmana giden merdivene yrd, trmand. Kle- ba onu grr grmez bard: Niye ayrldn iinin bandan? Sonra kafasnn arkasndaki yar grnce, Pekl, dinlen biraz, demek zorunda kald. Sonra orada melmi on kadar kleye dnd. Bunlarn hepsi de 'uslanmaz' klelerdi. Timon gibi, ayn ar zincirlere vurulmulard ve onlarn da her yanlar yara bere iindeydi. Kleba ilerinden bir tanesini seti. Hadi bakalm, sra sende, abuk ol. Kle ayaa kalkt, aaya inen delie doru yrd. Madenin rutubeti hepsinin de kemiklerini kemirdii iin zorlukla kprdayabiliyordu. Deliin bana gelince, aada, duman tten korkun kuyuya dehetle bakt. Kleba krbacn srtna indirince aresiz kendini delikten aa koyverdi. Timon ise srnerek, duvara dayal alak sraya kt. Dirseklerini dizlerine dayad, ban ellerinin arasna ald. Dumandan cierleri aryor, kafasndaki yark ise hem yanyor, hem ok acyordu. teki klelerin hibiri ona bakmadlar bile. Her biri kendi cehennemine gmlmt, bakalarn umursadklar yoktu., sessizce oturuyorlard, limon'un yanndaki ksrmeye balad, dudaklarndan kan szd. Madencilere zg o akcier hastalndan lmek zereydi. Unufak paralanan kayann tozu cierlerini doldurmu, orada betonlam, talam. Kimse kprdamyor, kimse konumuyordu. Klebalar iki taneydi ve bu 'uslanmazlar yola getirmek zere en acmaszlardan seilmilerdi. Bu arada be kez, yukardan sv dolu tulum indirilmi ve be kez bu tulumlar kuyudan aaya sarktlmt. Be kez de snmkaya slandka, karanlk kuyudan bir buhar duman ykselmiti. Sonunda kle- balarndan gen olan aaya, Yeter! diye seslendi. Kle,

kuyunun aznda grnd, rerek, ksrerek boylu boyunca yere uzand. Kle, tere, amura batmt ve azndan sapsar bir safra geliyordu. Klebann buyruu zerine iki kle onu da tahta sraya ekip aldlar. imdi klebann gzleri oturanlar teker teker taryor, her biri de kendisi seilecek korkusuyla titriyordu. Sonunda krbacn sivri ucu Timon'un kaburgalarna batt. Sen! Nbetini tamamlamamtn. Hadi. Karkoymann delilik olduunu Timon oktan renmiti. Kalkt, ayan sryerek kuyunun bana gitti. Aa inmeye hazrland, ama ok gecikmiti, suaygr derisinden krba koltuunun altndaki beyaz deriyi yrtt. Ve herey bu dayanlmaz acya bir tepki olarak balad. Timon kendini korumak iin kollarn kaldrnca zincirler savruldu. Birden fkeden, acdan lgna dnen, kendinden geen Timon, tam kleba krbac bir kez daha indirecekken ar zincirleri savurdu, zincir adamn koluna geldi, kemiin at diye krld duyuldu. Adam aknlkla bararak geri ekildi, kolu yannda bo bo sallanyordu imdi. Arkasndaki daha yalca kleba klcn ekti, elli adm kadar tedeydi. imdi ikisi de davranmlard, nk gen kleba da sol eliyle klcn kavramt. Klelerin o donuk ruhunun ta dibinde bir yerlerden, hayvandan farksz kle bilincinin ta karanlklarndan, derinlerinden, bir kvlcm parlad. Timon bir anda Huy Ben Amon'dan rendiklerini anmsad: iki dmanla karlanca nce birbirinden ayr, sonra en zayfna saldr. Zinciri savurarak kolu krk olana saldrd, adam amura yuvarland. Timon onun zerinden atlayp ikinci adamn kl darbesini bileindeki demir bilezikle savuturdu. Sonra bir yolunu bulup, klcn bir daha kaldrmasna frsat brakmadan zinciri onun boynuna dolad, skt. imdi adam kvranyor, debeleniyor, ama bir ey yapamyordu. Birden kollar dt, dili sarkt ve kaslar geveyince altna ediverdi. Timon onu yere brakt, amura dm klcn ald Dizleri zerinde dorulmaya aba-"" lyan teki, gen klebana dnd. Adamn miferi dmt." Timon bana dikildi, bir vuruta kafatasn yard, kleba yzkoyun yere uzand. Timon bir adm geri ekilip evresine gz att. Birinci vurula ikincisi arasnda ancak on saniye gemi, gk bile kmamt. Timon'un kan kaynamaya balad, iindeki kvlcm byd, ate oldu, klelikten syrlp eski benliini bulduunu anlad. Srann zerinde oturan teki klelere bakt, hibiri kprdamamt. Baklar donuktu, meraktan eser bile yoktu. Bunlar insan deildi, Timon onlara baknca rperdi, onun insanlara gereksinmesi vard, erkeklere. lerinden Zama adnda, Timon'un yanda bir gen, zincire vurulal henz bir yl olmamt. Timon ona baknca gzlerinde bir ilgi nn parladn, adamn bann kalktn grd. Timon buyurdu: eki, hemen bir eki getir. Zama kprdad, klelik emberini krp atmak aba isteyen bir iti. Timon: abuk ol, zamanmz yok, deyince Zama yerdeki ksa sapl, demir bal bir madenci baltasn ald, oturduu yerden kalkt. Timon sonunda bir erkek bulmutu, elinde kanl kl, bileklerini uzatt.

Kr u zincirleri, dedi. *** Lannon Hycanus memnundu, ama belli etmemeye alyordu. O gn gemiler yine limana ganimet ykl olarak gelmilerdi, zenginlii gnden gne artmaktayd. Mutluluuna glge dren tek bir ey vard. Huy ile aralarndaki dostluk glgelenir gibi olmutu. Huy ona kar deimiti, nedenini bir trl bulamyordu. Huy iine kapank bir adam olmu kmt. Saraya pek seyrek geliyor, Lannon'un sofrasna pek seyrek oturuyordu. ok zaman onu armaya gnderdii kle eli bo dnyor, Huy ya baarsn bahane ediyor, ya uykusu olduunu, ya ii olduunu sylyordu. Bu arada Rib - Addi o tekdze sesiyle o gnk raporu okumaktayd. Birden Lannon, Ne? diye dnd. Rib - Addi rakamlar verirken, orta krallktaki bir dzine kadar kck maden, den birinin veriminde yzde onluk bir azalma olduunu belirtmi, bu da kraln dikkatinden kamamt. Nedenmi o? diye sordu. Efendimiz, madenin gney ucunda kaya knts olmu da. Dikkatsizlik bu. O madenin khyas kim? Hemen deitirilsin. Hem verim dm, hem deerli kleler ziyan olup gitmi. Byle giderse maden iletmektense kerestecilik yapmak daha ucuza malolacak. Lannon dnd, yine Huy'u dnmeye balad. i burkuldu. Huy varken zaferlerin tad baka oluyor, d krkl, felketler de daha kolay atlatlyordu. Hi kukusuz hayatta gerek tek dostu oydu. nk kral olmak onu bakalarndan uzakla- trmt. kimseye dostluk elini uzatamyordu. Karlar, ocuklar ondan korkuyorlar, yannda huzursuz oluyorlard. Ona ihtiyacm var benim, onu byle brakamam, benden uzaklamasna izin veremem. Aramza giren ne olursa olsun, yok ederim, diye dnyordu. Huy Ben - Amon'un son kt seferi dnd. Sanki ille de gerekiyor muydu, Barahibin yanna iki lejyon bir de Opet khinini alp 400 mil yol tepmesi? Hem de neden? Ta kuzey krallnda sapa bir yerlerde, bir kk tapnan tanra Astarte'ye adanma treninin yaplmas iin. Lannon, Huyun kendine zg bir nedenle Opet'den ayrlmak iin bu bahaneyi uydurduunun farkndayd, ama ite sonu, Lannon sklyordu, yapayalnz kalmt. Birden silah akrtlar Lannon'un bu dncelerini yarda kesti. Pencereden bakt, o srada emir subay odaya girdiler. Yanlarnda harmanisi toz iinde, zrh parlatlmam bir de sentryon vard. Sakalna kadar toza bulanmt. Efendimiz ok kt bir haber. Bir kle ayaklanmas olmu. Nerede? Hulya'da. Ayaklananlar ka kii? ok kalabalkm. Bilemiyorum. Bu adam, bu senttiryon, olanlar grm.

Lannon yorgun subaya dnd, grledi: Anlat! Devriye kmtk, efendimiz. Elli askerimle kuzeyi taryorduk. Duman grdk, madene dndmzde herey bitmiti. Askerlerin tmn kltan geirmilerdi. Sonra da hastalar, sakatlar brakp ekip gitmilerdi. Geride braklanlar ka kiiydi? 200 kadar. Ne yaptnz onlar? Biz de onlar kltan geirdik. yi devam et. Pelerine dtk. Hulya'dan ayrldklarnda saylar be bini aknm, kuzeye, rmaa doru gidiyorlar, ama yava, ok yava ilerliyorlar, yolda rastladklar her yeri yama ediyor, yakp ykyorlar. Onlarn izini yangn dumanlarndan ve akbabalardan kolayca bulabiliyorduk. Halk hereyini brakp kayor. Tarlalar ekirge srs gibi mahvediyorlar. Hulya'daki, Tye' deki daha bir dzine kadar madendeki kleleri de salvermiler, hepsi de onlara katlm. Tarlalarda alan kleler de birleip onlarn yanna gidiyormu. Herhalde 30.000 kii kadar olmallar. Lannon dehet iinde kalm: Baal adna, demek bu kadar kalabalklar ha? Peki onlara kar karacak kuvvetimiz nedir? Ka lejyonumuz var? Subaylardan biri atld: Zeng'de iki lejyonumuz var. Ama zamannda yetiemezler. Bir tane de burada, Opet'de var. Buras da ok uzak. ki lejyon da gneyde, ulu rman gney kysnda garnizonlar halinde dalm durumda. Lannon sordu: Yeniden orduyu toplamak ne kadar srer? On gn. ok uzun bir zaman. Bu ayaklanmay hemen ve en acmasz bir biimde bastrmak zorundayz. Ayaklanma bir bulac hastalk gibidir, tpk kuru papirs yataklarn kasp kavuran bir ate rnei, kolayca yaylr. En son kvlcmna dek bu atei bastrp sndrmek zorundayz. Baka ne kuvvetimiz var?

Barahip Hazretlerinin lejyonlar var, efendimiz. Sinal'de bulunuyor. Klelerin kuzeye doru yry yolunun tam zerinde. Ama yannda sadece 1.200 askeri var, 30.000 kiilik bir orduyla baedemez ki! Lannon terslendi: Ordu demeyin, sadece bir kle srs. Yine de tam 30.000 kii. Barahibe zamannda yardmc kuvvet yetitiremeyiz. O da savamaz. Lannon glmsedi: Siz hi tasalanmayn, Ben - Amon savar. Kendi setii bir zamanda ve bir yerde Barahip savar. Drt saat iinde toplayabildiimiz tm kuvvetle Ben - Amon'u desteklemeye gideceim. Dalm lejyonlarn hepsine seferberlik emirleri kartlsn. Hemen Zeng'e haberci iletilsin. ** * Huy, Sett'teki garnizon kumandanna emirlerini yazyla bildiriyordu: Blgenizdeki btn kuvvetleri garnizonda toplayn, bana mzrak, ok ve teki silah mevcudunuzu hemen bildirin. Ka tane filiniz var? Irmak devriyesinin gemileri duvarlarnzn dibinde demir atp, benim emirlerimi beklesin. Irmak seviyesini bana bildirin. Geilebilir yerleri var m? Alt gn iinde gelip komutay alacam. Dmana. . Tanith onun szn kesti: Ne olur syle bana, sava olacak m? Evet, evet olacak. Aman ne iyi! Hi gerek bir sava seyretmemitim. Yine de edemeyeceksin. Yarn sabah elli askerle birlikte, bir sava filine binip gidiyorsun. u kargaalk bitinceye dein Opet'e dnyorsun. Huy, Sinal'e bu geziyi, Opet'ten uzaklamak, sevgilisiyle bir anlamda babaa kalmak iin dzenlemiti. adrlar da yan- yana kurulmutu. Her gn kampa akn akn gelip snanlar, klelerin iledikleri cinayetleri anlata anlata bitiremiyorlard. Bu vahilere kar Huy Ben - Amon ile askerleri, yirmiye bir kalyorlard. Ama Tanith hi korkmuyordu, masallarda, efsanelerde kahraman hep stn gelir, dman yenerdi ya. Ama o gece ge vakit Barahibin adrna girdiinde tirtir titriyordu. Huy da tepeden trnaa rperdi, nk Tanith gerekten de gelecei grme yeteneine sahipti. Ah efendimiz, ok kt bir d grdm. Cenaze atelerinin aydnlatt bir alanda, gece yryormuum. Bir yandan da a- lyormuum, efendimiz. Neden bilmem, ama ok nemli bir eyi yitirmiim. Bir sava olmutu. Her yer silahlar, krk kalkanlarla doluydu. Sonra baktm, sizin altnc lejyonun sanca. Gneku- u da krlm amura bulanm.

Sonra tanramz Astarte yanma geldi, o da alyordu. Bembeyaz yanaklarndan gm gzyalar iniyordu. Bana dedi ki: 'Onun yanndan ayrlmamalydn, Tanith. Eer onun yannda kalsaydn tm bular olmazd.' te byle dedi. Huy kzn anlattklarndan dehete kaplmken, gerekten uursuz bir eyler olacan dnrken birden kukulanverdi. stelik Tanith bir eyi kafasna koyduu zaman mutlaka yapard onu da biliyordu. Tanith, tanrlarn szlerini yanl yorumlamann ne ciatli bir i olduunu bilirsin. Bir khin olarak kutsal bir grevin var. Pekl, madem tanramz byle istiyor, yanmda kalacaksn. Tam be gn Huy, koskocaman, kapkara bir denizanas gibi ulu rmaa doru durmadan akan o insan ynn kollam, ama hep geri ekilmi, kck kuvvetiyle onlara kar kmaya kal- kmamt. Beinci gn Sett garnizonuyla iliki kurdu, kumandan Mago, 1.800 okusu ve hafif piyadesi, 12 sava fili, 2 dev riye kalyonu ve epeyce cephanesiyle Huy Ben - Amon'un emrine girmiti. Huy onu ald, kara yn grebilecei bir yere gtrd. Kle ordusu koskocaman bir karnca srs gibi ilerliyor, tozu dumana katyordu. te buradalar. Ne diyorsun Yzba? Buradan, yry halinde bir ordu gibi grnyorlar. Bu sana garip gelmiyor mu, Mago? Bu bir ordu deil ki, sadece kaak kle kalabal, ama ordu gibi dzenli ilerliyor, baksana. Irman durumu nasl? Sular alalm m? Geilebilecek mi? Geilecek yer ne kadar derin? Evet efendimiz, yryerek geilebilir. En derin yer insan boyu, ama sular ok hzl akyor. Evet, anlamtm zaten. Sett'teki sla doru gidiyorlar, oradan geecekler. Ben de onlar Lulule geidine kstrp, yok- edeceim. Mago ona yan yan bakt. Gerekten de, 3.000 kiilik bir ordunun generalinin 30.000 kiilik bir orduyu yoketmekten sz etmesi biraz garip kayordu. Derken Huy'un ordusundan 500 kiilik bir hafif svari birlii, kle ordusunun yiyecek arabalarna saldrd. Kadnlar bararak karken tahl sepetleri atee verildi. Bu arada, kol halinde ilerleyen ordunun bandan ve ucundan kopan iki oku mfrezesi, klasik kuatma hareket.ne getiler. Geri eitim grm askerler gibi yordamnca baara- myorlard, ama yine de bir kuatma giriimiydi bu. Mago dayanamad, bard: alacak ey. Bunlara bir asker kumanda ediyor olmal. En azndan kurallar renmi birisi. Aman subaynz dikkat etsin! Gerekten de 500 kiiye komuta eden Bakmc-r, askerlerini ustaca geri ekmeyi baarmt. imdi kle ordusu alk tehlikesiyle kar karya kalmt.

O akam Mago ve subaylaryla birlikte yemek yerlerken, Huyun aklna birdenbire, Timon'a rettikleri geldi. Pn savalar, Hannibal'in ordusu... Evet, evet, kle ordusuna kumanda eden Timon'du hi kukusuz. Timon'un ordusu tam iki gndr at. Ateler yalnz snmak iin yaklyordu, kotarmak iin deil. Alk, adamlar tyordu. Mrldanmaya, sylenmeye balamlard bile. Timon onlardan nefret ediyordu. Bunlar kleydiler, zayf yaratklard. Ancak elli tanesinden biri insan, yz tanesinden de biri gerek bir savayd. Oysa neler ummu, neler beklemiti? Bunlardan elli tanesi karlarna kan savalardan bir tanesiyle baedemezdi, yava, hantal eyler... Kendi kabilesinin savalarn zledi, rendiklerini onlara da aktarmay, amacna onlarla birlikte ynelebilmeyi zledi. rma bir gnde gemeye alacaklard. Aa kabuundan rlm iplere pek gven olmazd. stelik adamlar zayf da dmt, alktan. Aknt da ok hzlyd. Herhalde ar kayplar vereceklerdi. Suyun zerinde dmann iki devriye kalyonu hafif hafif sallanyordu. Timon imdi Huy'un anlatt deniz savalarna yeterince ilgi gstermediine ok pimand, nk suda savamann ne olduunu, gemilerin neler yapabileceklerini hi bilmiyordu. Bildii tek bir ey vard, u Pn dilini konuan, soluk benizli, gln insanlardan nefret ediyordu, onlarn becerilerinden de, gcnden de garip tanrlarndan da. akl almaz vahetinden de nefret ediyor, tek bir tanesini yeryznde brakmamacasna, tm anlaryla birlikte silip yoketmek ateiyle yanp tutuuyordu. Onlarn lkesini batanbaa yerle bir edecekti. Sevdii kadnn yerde zplayarak srnen cesedi gzlerinin nnden gitmiyordu. Klelerin o kokusu hl burnunda, krbacn aklarken kard ses hl kulaklarnda, madendeki kayalarn kavurucu sca hl tenindeydi. Tm bunlar unutabilir miydi hi? Bileklerindeki zincirlerin yapt nasrlar ovalad. fkeden gzleri kararyordu. Bakt, tepeden trnaa tirtir titriyor, korkun bir aba harcayarak kendini toparlad. Tanith, Huy'un giyinmesine, zrhn, silahlarn kuanmasna yardm ediyordu. Huy onu sevgiyle kucaklad, dudaklarndan perken yal rahibe adr rten kam perdeyi kaldrp ieri giriyordu, onlar yle sarma dola grnce sadece srtt, sonra usulca geri ekildi, perdeyi indirdi. Tanith kendini sevgilisinin kollarndan kurtarnca gitti, duvarda asl olan sava baltasn ald, knndan kard, perek Huy'a uzatt. Darda askerler byk bir tela iinde savaa hazrlanyorlard, ama sanki lme deil de oyuna gidiyor gibi umursamazdlar. Huy da hemen onlardan biri olup kvermiti. Tanith sevgilisindeki bu ani deiiklie ok ayordu. Yal bir asker, o gn Tanith'i korumakla grevlendirilmiti. Huy onu kenara ekti, sordu: Grevinin ne olduunu biliyorsun, deil mi? Rahibeyi bir an iin bile gzden uzak tutmayacaksn ve eer dman kazanr da onlarn eline decek gibi olursa, buna frsat vermeden tek bir kl darbesiyle... Bastne efendimiz, anladm.

Huy, Tanith'in yzne bakamyordu, arabuk dnd, kyya indi, kk bir kaya binerek kalyona gitti. Gne iyice ykselmi evreyi rten sis dalmt. Kle ordusu rma gemeye hazrlanyordu. Gney kysndan akntnn tam ortasna,, den kk adaya yirmi tane halat gerilmiti. imdi de kuzey kysna halatlar ekiyorlard. Kara kara adamlar, yalnz balar suyun zerinde, halatlara tutunarak karya geliyorlard. Suyun iinde on be, yirmi bin kadar kle vard. Ve bu say durmadan artyordu. Olaylar tam Huy'un umduu, bekledii gibi gelimekteydi. Gney kysndakiler iyice azalnca Bakmor'un sabrszlktan yerinde duramayan savalarna i decekti. lk kleler kk adaca kmaya balamlard bile. Ama kuzey yakasna varmak iin yeniden rmaa girmeleri gerektiini unutuyorlard galiba? imdi ada, karnca gibi kaynayan klelerle tkabasa dolmu, sanki kprdayacak yer kalmamt. Bu ordunun kumandan gerekten Timon idiyse, en iyi adamlarn geride art kuvvet olarak brakmay dnm olacakt. Bakmor'un kck gcn onlara saldrtmadan nce daha da azalmalarn beklemek zorundayd. imdi kleler kar kyya gemeye balyorlard. Bir seim yapmak zorundayd. Saldrya gemeyi daha da geciktirecek olursa, kaaklarn ou kuzeydeki sk ormanlara dalp cann kurtaracakt. Ama onlar kamadan hemen saldracak olursa bu kez de Bakmor'u kendinden sayca ok stn glerle savamak zorunda brakacakt. Sonunda kararn verdi. Kalyonun kaptanna dnd: Sanca ek! dedi. Hemen sava sanca ekildi. Demirleri tutan ipler kesildi ve kalyonlar ak yukar kaymaya baladlar. Huy, emir verdi: Halatn tam ortasna ynelin. Kara derili adamlarn, kara inciler gibi dizildii halatlarn tam ortasna doru olanca hzlaryla yol aldlar. imdi bir yndan da gemilerdeki okular onlar ok yamuruna tutuyordu. Adamlar dehet inde baryorlard. Kalyon, ar ykl halatlara tam ortadan bindirdi, adamlar akntya kaplp srklendiler. Suyun zerinde kalanlarn iini de kpda pusuda bekleyen, Huy'un okular bitirdi. imdi rmak bir yakadan tekine lk la baran, boulan insanlarla dolmutu. Bazlar suya sarkm aalarn dallarna tutunuyor, bazlar kayalarn kaygan kntlarna trmanmaya savayor, kimi de suyun zerindeki tahta paralarna veya paprsten hasrlara tutunup boulmamaya urayordu. Ada, srlsklam, tirtir titreen insanlardan bir halyla tamamen rtlmt, yeni yeni gelenler de ayak basacak bir yer bulma abasm- daydlar. Saylar o kadar oktu ki Huy'a insanlardan ok, bcek srlerini anmsatt. On binlerce karnca gibiydiler. Bir sonraki emri verirken bu dncesine smsk sarld. Ezecek olduklar, insan deil, karncayd, evet. Pekl Kaptan! Bu kez gemi, akntya yan dnd. teki gemi de ayn eyi yapt ve Opet'n gzli silah, Baal atei balad. Bu silah, rman yzne usulca yaylan, pis kokulu bir svyd. Ne var ki birden ate ald, rman yzn turuncu bir alev kaplayverdi. Huy, scaktan geri ekilmek zorunda kald, neredeyse sakal tutaacakt. Ulu tanr Baal'in adna yaklm bu atei seyrederken fsldad : Baal'in kutsal adna! imdi alevler kydan tm rma Kaplam, kara duman bulut gibi ge ykseliyordu. Kalabalk aday yalayp geti ve getii yerde, kavrulmu,

hl tten ceset ynlarndan te hibir ey brakmad. Bu ate duvar ak aa ilerledi, kalenin duvarlarn at, iki kydaki bitkileri yoketti, rmaktaki yaam kavurdu. On dakika kadar ksa bir zaman iinde 20.000 kii lmt ve kavrulmu cesetleri aa, denize doru srkledi gitti. *** Alevler yatnca Timon geride kalan korkun manzaray akn akn seyretti. Az nce tank olduu o korkun, mahvedici gce bir trl inanas gelmiyordu, ordusunun yardan ounun bir an iinde yok oluverdiine de inanamyordu. Geride kalanlar en iyi adamlaryd. Ama yine de onlarn, karsndaki dmanla asla ba edemeyeceklerini ok iyi biliyordu. Belki de artk karya, kendi anavatanna bir daha hi geemeyecekti. Ama imdi hemen saldry karlamak zere hazrlanmas gerekiyordu. Korktuu saldrya uramakta da gecikmedi. Timon birdenbire fkenin, iinden bir dalga gibi kabardn, bydn hissetti, fkesiyle birlikte nefreti de coup tayordu. Tm yaantsnn zerine dayand iki g, fke ve nefret. Bylesine stnkr silahlarla byle savalara kar kmak zorunda olmann yaratt fke. Yzlerce kez itii bir and bir daha ierek saldrd: Kendi halkmdan yle bir ordu kuracam ki bu, soluk benizli eytanlarla baedebilsin. Saldr, adamlarn adm adm geriletiyordu, rmakla ky arasnda sktryor, dnecek, silahlarn kullanacak yer brakmyordu. Bu dalgalanan kara gvdelerin arasndan geebilmek, bin karabasana bedeldi. Timon bara bara emirler yadryor, adamlarnn geri ekilmesini nlemeye abalyordu, ama sesi savan grltsnde kaynayp gidiyor ve o korkun kol gc bile, bu kara insan ynn tutmaya yetmiyordu. imdi iki ate arasnda kalmlard. nk kalyonlar da yaklam, rmaktan Timon'un ordusunu ok yamuruna tutmutu. ls, dirisi karmakark sulara gmlyordu imdi. Suyun rengi ksa zamanda yeilden boza, sonra da parlak krmzya dnt. Kan rma olmutu artk. Huy, kalyondan sava dikkatle izliyordu, baltaclar yorulmaya balamlard. ok gemeden, dman zerindeki basky azaltacaklar, bu kez dman da bir patlama yapacakt. Biraz daha gayret, klelerin tmn de suya dkmeye yetecekti, ama hemen, vakit geirmeden bu gayreti gstermek gerekiyordu. Huy sabrszlkla mrldand: Hadi Bakmor, gelsene, ne bekliyorsun? Yoksa kan gzlerini kr m etti? Sava sarholuu akln bandan m ald? Zaman geiyor. Neyse, Bakmor tam zamannda yetiti, sava fillerini Timon' un ordusundan geriye kalanlarn zerine srd. Kocaman hayvanlar, nlerine kanlar ezip geerek, kimini de hortumlaryla havaya kaldrp yere alarak ortal kasp kavurmaya baladlar. 10.000 grtlaktan ge korkun bir umutsuzluk l ykseldi, sonra Timon'un ordusu dnp kendini suya atmak zere komaya balad. Bu srada kalyonlardan da tam 400 baltac, balarnda Huy Ben - Amon, dmann zerine saldrd. Huy bu kargaann ortasnda Timon'u grd. zerine zerine gitmeye balad. Timon da rmaa doru geri ekiliyordu. Timon! diye bard. Sana meydan okuyorum, gel karlkl dvelim! Ama Timon

oral olmad, admda rma buldu, kendini kanl sulara brakt, sonra Huy'dan rendii gibi geni kulalar atarak yzmeye koyuldu. Huy da rmaa indi, soyundu, zerinde yalnz baltas kald. Timon bu arada adayla olan mesafenin yarsn almt. Huy da suya atlad, o yzerken adaya kan Timon yerden ald bir mzra Huy'a savurdu, ama tutturamad. Timon bir daha, bir daha frlatt, yine tutturamad. Huy hep bal- tasyla nlyordu. Sonunda Timon eildi, yerden kocaman bir ta ald, Huy'a frlatt. Bir insan ba byklndeki bu ta, Huy'un srtna arpt, baltas elinden kayd. Timon imdi nefretten, fkeden gz dnm, ona saldryordu. Huy onun tam karnna mthi bir kafa att. Timon'un soluu kesildi. ki eliyle gsn tutarak yere diz kt. Huy bu kez Timon'un tam kulak tozuna mthi bir yumruk patlatt, karaderili kayalarn zerine baygn yuvarland. Huy'un sesi imdi ta uzaklardan geliyor gibiydi: Seni ldremem, Timon. Geri lm hi kimsenin haket- medii kadar hakettin, benim gvenimi ktye kullandn, bana ve kralma kar ktn, lmeyi hakettin. Timon kendinden gemiti. Ayldmda, kollar iki yana gerili, srtst yatyordu. Kprdamaya alt, ama balyd, parmaklarna geirilmi deriden kaylar, topraa aklyd, onu smsk balyordu. Ban evirdi, adann kuzey kesimindeydi, gney kesiminde bulunanlarn gremeyecei bir,yerde ve Huy ile yalnzd. Yanbanda kayalarn zerinde kk bir te yanyordu. Atete sap krlm, geni bir mzrak ucu kzdrlmaktayd. Huy anlatyordu: Zamanmz ok az. Birazdan adamlarm beni aramaya, buraya gelirler, seni de elimden alrlar. Tanrlarma and imi oldm iin sana hakettiin cezay ne yazk ki veremeyeceim. Ama kralma ve halkma kar da bir grevim var, onu unutamam. Bize kar kl kaldrmana bir daha asla izin veremem. Romallar bunun bir aresini bulmulard. Geri onlarn here- yinden nefret ederim, ama imdi ne yazk ki ben de onlarn yntemini kullanmak zorundaym. Sana kar yanl davranmm. Hi kimsenin bir pars eitemeyeceini, yola getiremeyeceini, evcilletiremeyeceini dnmemitim. Akbabal baltasn imdi sa eline almt. Sen hibir zaman Timon olmadn, hep Manatassi kaldn. Derilerimizin rengi ne kadar farklysa seninle ikimiz de o derece farklyz birbirimizden. Aramzda hibir zaman hibir ba olmad. Ben yle sandm, nk ayn dili konuuyoruz, ama kulaklarmz ayn sesleri alamyor. Senin yazgn, benim sevdiim, saydm hereyi yoketmek. Benim yazgm ise halkmn kurduu, sevdii, koruduu eyleri, canm bahasna da olsa savunmak. Seni ldrmeyeceim, ama bir daha asla kl tutmayacana emin olmam gerekiyor. Akbabal balta bir slk ald, Timon tek bir lk att, sonra kopartlm sa eli adann kavruk topra zerinde caneki- en bir hayvan gibi bklr, titrerken sadece usul usul inledi. Huy, ateteki mzrak ucunu ald, Timon'un kol ucuna, elin koptuu yerden oluk gibi fkran kana bastrd, pis kokulu bir duman kt, o kadar. Sonra Huy, Timon'u hl balayan kaylar kesti.

Hadi git, artk rmaktan baka kurtulu yolun yok, adamlarm neredeyse aday aratrmaya kar, seni bulurlar. Timon srne srne kyya indi, tam suya girecekken dnd, Huy'a bakt. Gzleri korkuntu, kocaman, kapkara gvdesi ise yara bere iindeydi. Eli kopmu kolunu gsne bastrarak ar ar suya girdi, kendini akntya kapp koyverdi. Huy gzden yitinceye kadar onun arkasndan bakt, sonra eildi, yerden kopuk eli alp atee att, zerine al rp yd. *** Savata yitirdiklerini, bu arada Mago'yu basit bir trenle yaktktan sonra kampa dndklerinde Huy, Tanith'i adrda buldu. Alamt belli: Senin iin ok korktum, efendimiz. Onca zaman kendimi tuttum, alamadm da ancak savatan sa salam kurtulduunu haber verdiklerinde aladm, ne garip, deil mi? Ama savan bunca korkun bir ey olduunu bilmezdim. Siz ozanlar hibir zaman o akan kanlardan, o yarallarn lklarndan, tm bu dehetten sz etmezsiniz. O gece Huy bir aralk uyandnda bakt Tanith yanbanda oturmu, kapkara gzlerini yzne dikmi onu seyrediyor. Ne var? Derdin ne Tanith? diye sordu. Kutsal babamz, senin kadar iyi yrekli, sevecen, nazik bir insan bugn yaplanlara nasl katlabildi ona ayorum. Benim grevimdi bu. Yasa, bakaldran klelerin ldrlmesini ngrr. yleyse yasalar yanl. Hayr, yasalar hibir zaman yanl olmaz. Onlar bizi boluktan kurtarr. Tanith. Yasalara ve tanrlarn sylediklerine uyarsan hibir eyden korkun olmaz. Ama yasalar deitirilmeli. Eh, istersen deiir, ama deiinceye kadar herhalde onlarn dediini yap. Ertesi sabah afak skerken Lannon Hycanus sava donanml iki lejyonu ve elli sava filiyle birlikte Sett'e vard. Huy onu karlarken: Korkarm agzllk ettim, efendimiz, size tek bir dman bile brakmadm, diyordu. Kral kolunu onun omuzlarna dolad, adamlarna sordu: Hanginiz sylemitiniz bakaym, Ben - Amon savamaz diye? O gece henz sarho olup szmadan Huy, Kanl Irmak Savann ansna yazd iiri okudu, Lannon dinlerken alad. Sonra adamlarna bard : 30.000'e kar sadece 3.000 kii! Dn Sett'te Huy Ben - Amon'un yanbamda savamadmz iin her zaman utan duymalyz. imdi size, Opet lejyonlarnn yeni

Bakumandann tantyorum. Tanrlarn Baltacba Huy Ben - Amon. O gece kral ile rahip birlikte iip iip szdlar. Gondvveni, Vendilere bal 200 kabile reisinden bir tanesiydi. iman ve zengin bir adamd, ok da ihtiyatl olduu iin tepelerde, kaak kleler gelip yesin diye, belirli yerlere hep tuz ve et brakrd. Yine ihtiyatl bir adam olduu iin de tepelere giden veya tepelerden dnen yolculara yiyecek ve barnacak yer salar, sonra da onlar unutur giderdi. te bu gece de kulbesinde, ocan banda oturan uzun boylu, iri yapl, ama sska yabanc yemeini yiyor, ikisini iiyordu. Gondweni bu vahi bakl adamn yara izleriyle bezenmi yznde byk bir g okuyordu. Bu adama kar nedense ir yaknlk duydu ve gereinden ok konutu. Yabanc Vendi dilini konuuyordu, ama kabilenin politikasndan da, ticaretinden de habersiz gibiydi, rman karsndan gelen beyaz eytanlarn tutsak edip gtrd Manatass'nin yerine geen yce kraln adn bile bilmiyordu, baksana! Gondweni de yabancya durmadan anlatyordu: Manatass'nin alt erkek kardeinden be tanesi, ortanca karde haninin hazrlad bir ikiyi itikten sonra, esrarl bir lmle lp gittiler. Bu lenden ancak Khan sa olarak kur- tu'abildi. imdi kralmz odur, Koca Kara Boa, haracmz ona dyoruz. 500 kars ve 50 oluyla Vendileri imdi o ya tulumu ynetiyor ite. Sonra Gondvveni nefretle atee tkrd, tastan bir yudum iki alp tas yabancya uzatt. Bakt yabancnn sa eli yok. Yabanc sordu: Peki, ya Manatass'nin danmanlar, komutanlar, kan kardeleri, onlar nerede imdi? ou akbabalarn midesinde. Bazlar Khani'ye yanatlar, onun tuzunu yediler, bazlar da kanatlarn atlar, uup gittiler. Bazlar benim komularmdr, kimseye hara demezler, tepelerde bilmem neyi beklerler. Kimdir onlar? Zingala. Demirci Zingala m? Gondweni'nin yz birden deiti, yabancya dnd: Galiba sen gereinden ok ey biliyorsun? Hadi imdi yatalm. Sana bir hasr serdik, yanna bir de kz yollarm seni rahat ettirir. Yabanc, zavall kza yle bir saldr saldrd ki, Gondweni kzn acyla ve korkuyla bardn kulbesinden iitti. Gzne uyku girmedi, ama afak skerken yabancnn kulbesine gittiinde kz yorgunluktan bitkin bir halde derin bir uykuya dalm, yabanc ise ekip gitmiti. *** Dalar derin bir boaz ayryordu. Manatassi o dalara trmanrken souk bir yel yzne arpyor, eli kopartlm kolunun ucu fena halde aryordu, ama o ary unutmaya

abalyordu. Derken ta tepelerde, birtakm kiiler belirdi. Bunlar giderek oald, onun trmann seyrediyorlard. Manatassi ilerinden uzun boylu, geni omuzlu bir tanesini tand. Eskiden ordusun- daki subaylardan biriydi bu. Ama adam onu tanmamt. nk onun bildii kral, bu bir deri bir kemik kalm, yara bere iindeki adamdan ok farklyd. Manatassi ac ab dnd: Bu kadar m deimiim? Yoksa beni kimse tanmayacak m? Birka saniye adamla birbirlerine baktlar. Sonra Manatassi konutu: Demirci ZIngala'y aryorum. Biliyordu ki Zingala haydutlarn safna gemi bile olsa, bylesine nl bir demirciyi arayan mteri hl vardr. stelik kendisi de yalnz ve silahsz olduuna gre, gemesine izin verirlerdi. Karsndaki nbeti ban evirdi, enesiyle ilerisini iaret etti. Manatassi yrd. Tepeye vardnda silahl, sessiz adamlarla karlat. Peine dtler, dan doruunu rten sk ormana daldlar. Ocaklarn kokusu Manatassi'ye yol gsteriyordu, sonunda kayalardan doal bir amfiteatra ulat, Zingala ite burada alyordu. Ocan bandayd, zenle setii demir yumrularn dvyordu. raklar evresini kuatm saygyla bek'eiyorlar, ocaa sk sk kmr atyorlard. Zingala bir ara doruldu, srtnn aryan adalelerini ovalarken, gelen yabancya bakt. Adamn yry bildik birini andryordu. Ban dik tutmas, omuzlarn germesi hep, bildik biri gibiydi. Zingala kalarn att, dnd, evet evet, bildii biriydi, ama kimdi acaba? Belleini byle zorluyorken yabanc, geldi karsna dikildi. O zaman o sapsar gz aklarndan, o vahi baklardan onun kim olduunu kard, hemen ayaklarna bakt, parmaklar arasndaki derin yar grd. Zingala haykrarak yzkoyun yere kapand. Manatassi'nin ekilsiz ayan tutup kr dm salarna koydu. Emret, emret bana, Manatassi. Koca Kara Canavar. Gklerin Yldrm! tekiler de bu ad duyar duymaz yldrmla vurulmu gibi yere ktler. Emret, emret bize, bin inein kara boas, diye bardlar. Manatassi evresinde baran bu haydut srsne bakt, sonra her birinin ta yreinin derinlerine ileyen yumuak bir sesle konutu: Size sadece itaat etmenizi emrediyorum. Usta demirci Zingala, Manatassi iin be kocaman aslan trnakl bir aslan penesi dvmt, demirden. Onu bir gzel cilalad. Deri ustalarndan biri de fil derisinden bir klf yapt, Manatassi'nin sa koluna geirdiler, demir peneyi de bu deri klfa yerletirip skca baladlar. Bylece Manatassi korkun bir el kazanmt. Bu aslan penesi, kafatasn yrtt zaman Vendi'nin yce hkmdar ve Manatass'nin zppe yarmkan kardei Khani, kadnlaryla birlikteydi. O srada altnda olan kz korkudan bayld.

*** Bhutelezilerin kral Sondala, iki ate arasnda kalm, aresiz bir adamd. Geri halk kalabalkt, sr da oktu, ama bir yanda gl Vendi kabilesiyle te yanda ak giysili, uzun sakall, esmer tenli Dravlar arasnda ne edeceini aryordu. Kim ne neride bulunursa dinlemeye hazrd. imdi de karsndaki tanrya benzer, surat yara bere izi iinde, ku ayakl, demir peneli kral gizlice szyordu. Manatassi diyordu ki: Senin her biri 2.000'er kiilik 12 alayn var. En azndan 127.000 ba sr, boa, inek, dana ve kzn var. stelik haremin de 5.000 kiiden az deil. Bylesine bir kalabal besleyecek yiyecei, otu ve suyu nereden .bulacaksn? Sana otlak vereceim, toprak vereceim. Hem de yle zengin, verimli topraklar vereceim ki, halkn on kuak boyu yrse, sonunu bulamaz. Buna karlk senden alaylarn emrime vermeni istiyorum. Mzran benim emrimde olsun, kalkann yanbamda yrsn. Sondala sordu : Reddedersem? O zaman seni ldrrm, askerlerini de, kadnlarn da, a- flrn da elinden alrm. Ancak on tane kz mezarnn banda, onln ruhuna sayg gsterisi olarak kurban ederim, o kndor. 8onra Manatassi srtt, ama bu, o harap olmu suratta ylesi ne korkun bir srtt ki, Sondala rperdi. Diz kt, bouk bir sesle : Senin kpein olaym, emret, dedi. Tek bir ey emredeceim, itaat etmeni. *** Bir ylda Manatassi birok kabileyle anlama yapt. Sonra Xhotalar!a savamak zorunda kald, o kadar allmadk taktiklere bavurdu ki, sava baladktan yirmi dakika sonra Xhota kral kanlaryla, ocuklaryla ele gemiti bile. Manatassi det olduu zere erkekleri kltan geirip, kadnlarla sr alacak yerde, sadece kral ile ailesini bodurdu, sonra yenilgiye uram alaylar toplad, kendisine ballk and iirdi. Ertesi yl yamur mevsimi geince Manatassi batya, kyya kadar yrd. Drt byk sava verdi, drt kral bodurdu, iki kralla anlama yapt ve alaylarna yz bin sava daha katt. Bu kocaman kara canavarn yaknnda olanlar onun pek az uyuduunu biliyorlard. Sanki iinden ykselen bir g onu dinlenmekten de, elenmekten de alakoyuyordu. Yedii yemein tadn almyordu, atei snmesin diye odun atar gibi yemek yiyordu. Hi glmyor, ancak bir eyden memnun olduu zaman srtyordu. Kadnlarla olan ilikisi de sert ve ksa sryordu. Onlar hep titrer, alar bir durumda brakyor, erkeklerle hi arkadalk kurmuyordu. Subaylar yalnz bir kez onun bir insan gibi heyecan duyduuna tank oldular. lkenin bat snrnda, yksek, sar kumullarn zerinde duruyorlard. Manatassi onlardan ayr,

krallara zg pars derisine brnm, balnn mavi balkl tyleri denizden esen serin rzgrla dalgalanarak, dikiliyordu. Birdenbire subaylardan biri bard. Yemyeil sularda bir noktay gsterdi. Gm denizin zerinde, sisler arasnda bir hayalet gemi gibi ilerleyen Opet kalyonlarndan biri grnmt. Tek drtgen yelkeni imi, krekleri dzenli vurularla su yu dverek sessizce kuzeye, Kadiz'e doru yol almaktayd. Baka bir subayn barmas zerine bu kez balar, krala dnd. Yz terden parlyordu, enelerini skm, dilerini gcrdatmaktayd. Kalyonun geiini seyrederken gzlerinde bir lgnlk parlts yanyor, tepeden trnaa nefretle tirtir titriyordu. Subay hemen yanna kotu, birden hastaland sanmt. Yce soylu, derken Manatassi fkeyle ona dnd gibi, demir penesiyle suratnn yarsn yrtverdi. Sonra penesiyle gzden yiten kalyonu gstererek: te, ite dmannz orada. yi bakn, dedi. Her gn kendine zg heyecann, gizli zevklerini, servenlerini birlikte getiriyordu. Sanki Huy ile birbirlerinin olal be yl gememiti, yllar ylesine hzla akp gidiyordu. Ama ite be yl olmu, be ylda bir kutlanan Verimli Toprak Bayram yine gelmi atmt. Tanith, Huy'u nasl batan kardn anmsaynca yksek sesle gld, bu bayramda da ayn eyi yinelemek niyetindeydi. Yanbanda Aina sordu : Niin glyorsun, ocuum? Mutluyum da onun iin glyorum, kutsal anamz. Ah ben de yine gen olabilseydim. Sen kocamn ne olduunu bilemezsin. Aina yine konumaya balamt, bir kez balaynca bir trl susmazd. Tanith, Aina'yla birlikte limana indi, skeledeki halkalardan birine balanm kk bir tekneye bindi. Kaba balk giysileri giymi Huy, kamaradan kp onun binmesine yardmc olabilmekte ge bile kalmt. Sonra Aina'y da bindirdiler. Yelken ald, Huy dmendeydi. Kamlarn arasnda gze grnmeyen bir kanaldan, tekneyi yzeyi nilferlerle bezenmi bir gizli koya soktu. Burada rzgr yoktu. Tekneyi kyya yanatrdlar. Huy, kumsala atlad, sonra Aina'nn inmesi ne yardm etti, onu bir kayann dibine, yerletirdiler, zerine de yelken bezinden gnelik yaptlar, Huy eline bir kse de arap tututurdu. Dorusu yal rahibenin keyfine diyecek yoktu artk. Onu orackta, glgede hafif hafif horlar brakarak elele kumsalda yrdler. Koyun ucunu kvrldlar, Huy palmiyelerin dU bine, temiz kumun zerine harmanisini serdi. rlplak soyun* dular, konuarak, glerek uzandlar, sevitiler. Sonra birlikte gln temiz, lk sularnda ykandlar ve slkta, suyun'iinde yatarken, sr sr gm renkli balk gelip plak derilerini drtyor, gdklanan Tanith de kahkahayla glyordu.

Sonra gidip gnee uzandlar, kurundular, derken Huy ba< n kaldrp bakt, zerine eilmi olan Tanith! grd, kz ayaktayd, sa kaln, kara halatlar gibi srtna, gsne dklyordu, kirpiklerinde su damlacklar parlyordu. Gslerini avularna alarak sordu : Bende bir deiiklik gryor musun, kutsal babamz? Huy ban sallaynca, steledi: Daha dikkatli baksana! Evet gsleri biraz bym, sivrilmi gibiydi, stelik beyaz cildin altnda mavi mavi damarlar da belli oluyordu. Sonra Tanith, ellerini, aaya indirdi, karnna koydu : Ya burada? Burada bir deiiklik grmyor musun? Sonra midesini iirdi, gld. Huy da bir kahkaha kopard, szde onu azarlad: Dikkat et km, imanlyorsun sen. ok yiyor olmalsn. Tanith ban sallad : Hayr Kutsal Babamz, buradaki herhalde azmdan girmi; deil. Huy'un kahkahas boaznda dmlendi, az ak, baka-, kald. Huy karanlkta yatyordu, hl aknd, ne yapaean kestiremez durumdayd. Bylesine dikkatsizce serptii tohumlardan birinin kk salmas ona hl inanlmayacak bir ey gibi geliyordu. Oysaki, Astarte rahibelerinin byle bir durumu nleyecek srlar bilmeleri gerekmiyor muydu? Bu, gerekten de deprem kadar, frtna kadar, savata yenilgi kadar nemli biri olayd, Bir aresi mutlaka bulunmalyd, hem de bir an nce. Huy'un aklna bir an, limanda yaayan o ihtiyar kocakarlar geldi, onlarn ii bu gibi durumlar dzeltmekti, ama hemen bu dnceyi kafasndan kovdu. Tanith'in yaamn tehlikeye atamazd. Belki de bylesine kkl bir nlem alnmas gerekmeyecekti, yle ya! Belki de kralln cra bir kesinde yeni bir tapnak kurdura- bilir ve Tanith orada, merakl gzlerden, konukan dillerden uzak- oiunu rahat rahat dnyaya getirebilirdi. Gvenebilecei bir analk, bir stnine nasl olsa kolayca bulunurdu, az sk biri. Lejyonundaki askerlerden, savata sakatlanm, imdi Huy'un topraklarnda sade bir yaam srenler oktu. Bu adamlar onun uruna yalan da syler, hrszlk da yapar, seve seve de lrlerdi. Hu/'a o denli balydlar. Bu adamlarn dourgan karlar, bol stleriyle pekl Tanith'in bebeini doyururlard. Sonra frsat bulduka o cra tapnaa gider, oullaryla birlikte olabilirlerdi. imdiden, tombul olunun gnete rlplak uzanm, glckler datarak tekmeler atmas gzlerinin nnde canlanyor gibiydi. Huy, elini usulca rtnn altndan uzatt, Tanith'in plak karnn buldu, okamaya balad. Tanith: Henz bir ey gelmez eline, diye fsldad. Dnd, onu kucaklad: Rahibelerin bana rettiklerinden hibirini yapmadm, ne hnzrlk etmiim, deil mi? Bana kzdnz m, efendimiz? Hayr, senden ok memnunum. Tanith kkr kkr glerek ona bsbtn sokuldu: Tahmin ediyordum zaten. Yani, bir kez bu fikre kendini altrdktan sonra...

O srada kap yumrukland, ikisi birden sradlar. Darda barmalar oluyordu. Huy hemen yatann baucunda duran akbabal baltasn kapt, uyku sersemliini zerinden atnca d- ardakilerin kraln muhafzlar olduunu, hizmetkrlarn konu malarndan kard. Klelerden birisi kapy vurdu: Kutsal Babamz, Kraln muhafzlar gelmi. Ulu - Aslan'n gzne uyku girmiyormu, hemen algnz alp yanna gitmenizi emretmiler. Hemen giyinip gidecekmisiniz, zr filan dinle- mezmi, muhafzlar bekliyor. Pekl, pekl, duydum, geliyorum! Tam tuniine uzanmt ki, Tanith'e gz iliti. Kz, gzlerini kocaman kocaman am, rkek bir ocuk gibi onu seyrediyordu. Huy, fikrinden cayd, kzn yanna uzanrken dar seslendi: Krala syleyin, parmam acyor, alg alamayacam. Boazm da aryor, ark syleyemem, algmn da telleri kopmu, stelik sarhoum da. Ve Tanith'i kucaklad. eyh Hasan kardei mer ile yal bir incir aacnn dibinde oturuyordu. Buradan, ulu rman kuzey kys rahat rahat grlmekteydi. Kuzey kyda ince bir bitki eridinin tesi tamamen plakt. Ama iki eyh bu plak kyy seyrederken grnm birden deiiverdi, tepelere sanki gnei rten kara bir bulut iniyormu gibi, kapkara bir glge yayld. mer mrldand: Anlalan bu gsteri bize gzda vermek iin dzenlenmi. eyh Hasan sinirliydi. Byle bir eyi asla beklemiyordu. Buraya rman tesindeki o pek bilinmedik, esrarl lkede birdenbire beliriveren o karaderili imparator ile ticaret konusunda ve ortak snrlar konusunda gr alveriinde bulunmaya gelmiti. Ama ite, karsna dnyann eri kalabalk ordularndan bir tanesi kyordu. Acaba Byk skender bile,bylesine byk bir orduya kumanda etmi miydi? Hasan, kardeini tersledi: Eer niyeti bizi etkilemek idiyse, baard demektir, nk gerekten etkilendim, bu ne kalabalk byle? Askerler hl birbiri ardndan dalga dalga iniyordu. Son derece dzenli ilerliyorlard, besbelli bu orduyu yneten komutan, iinin ehliydi. Sanki bireylerden oluan bir topluluk deil de, tek bir organizma gibi yaylyorlard. Hasan onlar seyrederken vadinin u kavurucu le scanda bile korkuyla rperdi. Birden bu kocaman ordu, durdu, evreye derin bir sessizlik kt. Bu sessizlik, daha da korkuntu. Sanki herey, herkes, bir felket bekliyor gibi gerilim iindeydi. Hasan kalkacak gibi yapt : Bir vahinin oyunlarna boyun eemem ben. Bu bir hakarettir. Gidelim, bizimle konumak isterse kalkar kendisi gelir. Ama sylediini yapamad, yeniden yastklarn zerine yld, kardei mer onu yattryordu:

Anlalan bizim tandmz, bildiimiz dnya deiiyor, aabey. Dn gerek olan bugn artk gerek olmaktan kyor. Sen ne diyorsun? Ne yapalm? Biz de bu yeni gerekleri renelim, inceleyelim derim. Belki de karmza kullanabileceimiz bir eyler bulabiliriz? Kardaki karaderili kalabalk, sarsld, dalgaland, onca grtlaktan kan tek bir ses, kral selamlad. Sonra byk bir sava kay, elli krekisiyle birlikte, kumsaldan suya indirildi, yemyeil sularn zerinden ok gibi adaya doru ilerledi. Bir adam bembeyaz kumsala karak tek bana eyhlerin incir aacnn dibinde bekledikleri yere doru ilerledi. Yanna kimseyi almam olmas, tek bana gelmesi bile, karsndakini kmseme, gcne ve yenilmezliine olan sonsuz gvenin belirtisiydi. Adamn srtnda pars derisinden bir harmani, ayaklarnda da sandallar vard , ama silah yoktu, ss eyas filan da takma- mt. eyhlerin karsnda upuzun boyuyla dikildi. O yrtc ku gzleriyle onlara bakarken sanki ruhlarn okuyordu. Kaln bir sesle : Ben Manatassi'yim. Kara Canavarm ben, dedi. Onun kendi dillerini byle rahata konumasna eyhler hi amadlar, nk bu adam konusunda geni bilgiyi zaten edinmi bulunuyorlard. Ben de Hasan, Sofala eyhi, Monomatapa Prensi ve mparator an'in Genel Valisi. Manatassi birden, bir sulamada bulunur gibi: Sar madeni seviyorsunuz, deyiverdi. Evet, severiz. yleyse sizi tkabasa doyuracak kadar veririm. Byle birdenbire ticari ilere girivermek dorusu hi de ho deildi. Bu adam yabaninin tekiydi, diplomasinin inceliklerinden filan hi mi hi haberi yoktu, besbelli. Hasan sordu: Sizde ok altn olmal. Nereden buluyorsunuz? Opet Ulu - Aslan ve drt beldenin kral Lannon Hycanus' un hazinesinden. Ne dediniz? Anlayamadm? yleyse budalasnz. Hasan sarard, bu ar bir aalamayd, tam ters bir sz sylemek zereyken kardei mer kolunu smsk tuttu, ona engel oldu. Ne demek oluyor bu? Aklar msnz ltfen? Yoksa Opet' !e savamak niyetinde misiniz? Onlar yokedeceim, insanlarn da, sitelerini de, tanrlarn da. Hepsini yerle bir edeceim, ardndan tek bir fz kalmamacasna. Tek bir canl brakmamacasna.

Dev zenci titremeye balamt, kaln, mor dudaklar kp- ryor, surat terliyordu. mer ona hatrlatmak istedi: Sett adnda bir yerde arpmsnz, duyduk. Manatassi, yaral bir hayvan gibi kkredi, eyhe doru atld, harmanisinin altndan kard demir peneli elini onun suratna uzatt. mer geri ekilerek kardeine tutundu. Benimle alay etme, kk esmer adam, benimle alay etme, yoksa senin cierini sker alrm. mer korkuyla inledi, ter sakalndan akyordu. Hasan hemen araya girdi: Durun, sakin olun, aabeyim sadece Opet lejyonlarn yenmenin pek kolay olmayacan hatrlatmak istemiti. Manatassi fkeden hl titriyordu, glkle yutkundu, sonra dnd, adann ucuna yrd, suya bakt. Yava yava sakin- leti, yine yanlarna geldi. Tepelere kara bir bulut gibi km ordusunu gsterdi: Bunlar gryor musunuz, bunlar? yi ama sadece sayca stnlk ne ifade eder ki? Karnzdaki dman ok gl, unutmayn. imdi grrsnz. Manatassi byle diyerek demir penesini havaya kaldrd, kayktaki subaylarndan biri hemen yanna kotu, nnde diz kt, kral ona Vendi dilinde bir eyler syledi. Subay sevinle srad, kalkt. Selam verip kotu, kaya atlad, kar kyya ulat. eyhler akn ve merakla olan biteni izliyorlard. Derken kardaki kara ordu bir dalgaland. Silahlar yoktu. rlplaktlar. ki kaln stun halinde suya indiler, bir buffalonun boynuzlar gibi, s bir kumluu kuattlar, birdenbire orada uykuya dalm olan yal erkek suaygr, kendisini kuatlm buluverdi. Glkle ayaa kalkt, domuz gz gibi pembe gzleriyle evresine baknd. Be ton et, kaln, kuruni bir deriyle rtlm, karn pembe lekeli! Bacaklar ksa, kaln ve glyd, brmek iin azn atnda bir sava kayn kolayca ikiye blebilecek gteki kocaman, sapsar, sivri dileri grnyordu. Beceriksizce komaya balad, rmaa giden yolu kesen kara gvdelerden duvara olanca gcyle saldrd. Bembeyaz kpkler saarak s sulara dalarken karsndaki kara insan duvar pekiti, kalnlat, onun saldrsn bekledi. Suaygr drtnala zerlerine gitti, bu duvar ap derin sulara, gvenlie kavumak zorundayd. Ama bir ey yapamyordu, onlar sryor, korkun brtler savuruyordu. Sonunda yoruldu, kum gibi kaynaan plak vcutlarn altnda kald, gzden yitti. Tpk karncalarn saldrsna uram bir akrep gibiydi. Kck yaratklar, saylaryla onun iri cssesiyle baediyorlard ite. Derken suaygrnn evresinde su, kanla renk deitirdi, yaralanan, lenler hayvandan uzaa frlatlyor, akntya kaplp gidiyorlard. Ama yerleri hemen dolduruluyordu.

te cevabm bu, dedi. Peki, bizden istediiniz nedir? ki ey. Ordularmn topraklarnzdan rma rahata gemeleri iin izin. Opet ile ortak savunma anlamanz inemeniz, unutmanz gerekecek. Sonra, demir silah istiyorum. Demircilerimin bunca kalabal silahlandrmas en azndan on yl srer. Sizden silah istiyorum. Karlnda da bize Opet'in altnlarn ve orta kralln madenlerini vereceksiniz, yle mi? Hayr, altn alabilirsiniz. Benim altnla iim yok. Lnetli bir madendir .altn, hem yumuak, hem yararsz. Opet'in nesi var, nesi yoksa alabilirsiniz, ama orta krallktaki madenler bir daha hi iletilmeyecek, anlald m? nsanlar bir daha zorla yerin altnda altrlarak doal olmayan bir lme asla s rklenmeyecek. Hasan karkoymak istedi. yle ya, orta kralln altn olmazsa, ona da bu dnyada yer kalmaz demekti. mparator an' n bu duruma ok kzacan biliyordu. Ama mer'in parmaklan onu yine uyard. Usulca: Bunlar bir daha sefere tartrz, dedi. Hasan da kardeinin uyarsna uydu, dilini tuttu, sadece Manatassi'ye glmsedi: Pekl silahlarnz alacaksnz. imdi nedense, hayvan da, insanlar da, bir dm halinde adaya yaklamaya baladlar, ardlarnda ller brakarak adaya ktlar. Bin, belki de iki bin kii. Yorgunluktan bitmi, ama hl debelenen suaygrn rmaktan kyya kardlar, tadlar. Suaygr saa sola saldryor ve dileri kime rastlarsa hemen, orackta ldryordu. Hayvann kafas da, aznn ii de kurbanlarnn kanna bulanmt imdi. Ardlarnda llerden ve korkun derecede sakatlanm, kolu, baca kopmu insanlardan bir kaim iz brakarak suaygrn Manatassi'nin bulunduu yere kadar sasdlar. Demin komutu alan subay da geldi, bir kolu dirsei altndan koptuu iin kan kaybndan zayf dm, ayakta sallanyordu. Krala bir mzrak uzatt, Manatassi yrd, adamlar dehet iinde debelenen canavar smsk tutarken mzra onun boazna saplad. Bir vuruta ahdamarn bulmutu, suaygr yeri g inleten bir lk atarak fkran kapkara kan glnn iinde ld. Manatassi bir, iki adm geri ekildi, adamlar yaral arkadalarnn iini hemen, abucak bitirirken ilgisiz, seyretti. Sonra subay geldi, kopuk kolunu gsne bastrarak kralndan, onun eliyle lmek onurunu kendisine balamasn rica etti. Mana- tassi'nin gzlerinde bir an bir gurur akt. Sonra demir penesiyle subayn bana bir kez vurdu, adam aclarndan kurtard, eyhlerin yanna dnd. Ne zaman? Yaknda. Gemilerim dou denizlerinin tesindeki lkelerden dner dnmez.

Huy, Lannon'un u son yllarda yalandn dnd. Ama daha da yakkl olmutu. Daha olgun bir ilinle .t. yzne." Vcudu ise hep eskisi kadar gen ve . s a j l a m 11 rlplak geminin provasnda dururken, Huy m u m n cudunu seyrediyor, sonra kendi vcudunu diiMini| kaplyordu. Zihninde szckler belirmeye, olumay bir ark, gzelliine bir vg! Bugn foill<. t uzun zamandr ilk kez. Kocaman bir c a n . n > arap kselerini dikerken her zamanl * i diler: U benim iin, Gnein Kuu Kkre benim iin, Ulu - Aslan'' m *** Bu ii daha sk yapmalyz, Huy. Baksana abucak yalanyoruz, yllar nasl da hzla birbirini kovalyor! Sonra kendi rdmz bir an esiri oluyor, kendimizi grevlerimize, iimize gcmze kaptrp gidiyoruz. u son birka gndr, gerekten, yllardr olamadm kadar mutlu oldum. en ok iyi bir dostsun, benim iin. Sensiz ne yapardm, bilemiyorum. Beni hi brakma, olur mu? Bu, Lannon'da hi de alk olmad bir davrant. Huy, salarnn dibine kadar kzard, kekeledi: Hayr efendimiz, her zaman yannzda olacam. Lannon gld: Baal adna, kzlar gibi duygusal olmaya baladk, ite, yalanyoruz diyorum da inanmyorsun. Gldeki balklar henz bitmi deil, stelik gn batncaya dek daha iki saat zamanmz var, hadi, ne duruyoruz? Hava kararrken kay kumsala ektikleri yere dndklerinde baktlar, kalyon, koyda demirlemi. Fenerlerini yakm. Bir sre gemiyi seyrettiler, sonra Lannon dedi ki: Bizi bulmular, Huy. Yerimizi kefetmiler. Hadi seslen onlara. Kamarada toplandklar zaman hepsinin de yz askt, kuzeyden gelen haberciyi dinliyorlard. u son haftalarda kuzey snrnda bir huzursuzluk varm, ufak tefek kprdanmalar oluyormu, kar kyda kalabalklarn dolat, geni kamp atelerinin yakld gzlerden kamyormu. Casuslar garip olaylarn haberlerini getiriyorlarm. Kartal mahmuzlu, aslan peneli yeni bir tanrnn, kabileleri yemyeil otlarn bulunduu sulak bir lkeye gtreceinden sz ediliyormu. Gzcler birok Drav gemisinin ulu rmaa girdiini grmler, allmn dnda bir gidi geliten, kimbilir kimler arasnda gizli toplantlardan sz ediliyormu. Frtna bulutlar toplanmaktaym. Sezilen, ama ak seik anlalamayan iler, bilinmeyeni gsteren iaretler...

Lannon, enesini yumruuna dayam, kalar atk, bir sre ses karmadan dinledi. Sonunda haberci gen, masann zerine bir deri torba koydu. plerini zd, iindeki maden paralarn masaya dkt: rmakta devriye gezenler, gece rma gemeye kalkan putperestleri yakalam. zerlerinde bu silahlar varm. Lannon ar mzrak ularndan birini ald, dikkatle inceledi, hi kuku yoktu, Drav yapsaldayd bunlar. Ama o dinsizlerin elinde ii neydi? Huy dedi ki: Belki de llerden almlardr veya almlardr! Olabilir. Lannon bir sre daha dnd, sonra ban kaldrd, gen haberciye: Aferin, iyi i basardn, dedi. Delikanl zevkten kzard. Lannon sonra Habbakuk Lal'e dnd: Bizi bir gecede Opet'e gtrebilir misin? Bastne efendimiz. imdi Lannon ile Huy yan yana kpetede dikilmi, sevgili adalarnn uzaklap, karanlklara dalmasn izliyorlard. Lannon usulca: Kimbilir buraya bir daha ne zaman dnebiliriz, Huy? Burada bir eyler brakyormu gibiyim. Bir daha asla bulamayacam deerli bir ey. Sen de byle hissediyor musun, Huy? dedi. Belki de genliini brakyorsun, Lannon. Belki de u son birka gn genliinin de sonuydu. Lannon bir sre daha kaybolan aday seyretti, sonra: Seni snra gnderiyorum, Huy. Benim gzm, kulam olacaksn, aziz dostum. Tanith suratn asyor, mor zmleri itahla yerken hi sesin.' karmyor, Huy ise durmadan dil dkyordu: Uzun srmeyecek ki, sevgilim. Sen daha gittiimin farkna bile varmadan bakmsn dnp gelmiim. Tanith uzun uzun parmaklarn yalad, sonra ilgiyle elini in-* celemeye koyuldu: Kral bu greve senden bakasn gnderemiyor, demek ki kimseye gvenemiyor. ok ciddi bir i olmal. Tpk balk tutmaya da senden bakasn gtremedii gibi. Bak Tanith, biz Lannon ile birlikte bydk, eskiden o adalara sk sk giderdik. Bu kez de sanki genliimize veda etmeye gittik oraya. Ben de burada tek bama, karnm senin ocuunla dolu, bekleyip durdum ama. Canm, ancak be gn srd, geldim ite. Ancak be gn srmm! Seni anlayamyorum dorusu. Bir yandan beni sevdiini sylyorsun, te yandan Lannon Hycanus sana bir iaret akar akmaz, kpek yavrusu gibi soluk solua kouyor, kamn gdklasn diye srtst yuvarlanveriyor- sun, deil mi? Tanith, yemin ederim ki kskanyorsun sen.

Kskanyorum, yle mi? Ben imdi sana kskanmay gsteririm. Ve elinin altna ne geerse frlatmaya balad. Huy ile orackta terasta uyuyakalm olan yal Aina kendilerini duvarn kesine dar atp kurtuldular. Sonra sesler kesildi. Tanith ieri girmi alyordu. Aina: Hadi yanna gidin, dedi. Ya bana yine saldracak olursa? Bir gzel pataklarsnz, sonra da persiniz. Tanith, gzlerinde parlayan yalarla fsldyordu: Bala beni, kutsal babamz. ocukluk ettim, biliyorum, ama senden uzakta geirdiim her an yaanmam sayyorum. Bu kez de seninle gelemez miyim, ne olur, ne olursun? Kutsal babamz, sevgilim. Hayr, ne yazk ki gelemezsin. ok hzl gitmek zorundaym, etin bir yolculuk olacak, sen ise gebeliinin nc ayn- dasn. Tanith boynunu bkt, kuzu kuzu oturdu, sonra glmsedi: Hadi bana yine anlat, bebek iin neler tasarladn? Sonra gzlerini drt ap dinledi. Huy da anlatt. Zeng'deki topraklarndan, dalarn serin ve salkl havasndan, bulduu stanneyi, ocuunun nasl salkl, gl byteceini, onu sk sik grmeye gideceklerini hep anlatt. ocuk olan olacakt! Hayr efendim, kz olacak ite. Sonra gltler, ama Ta- nith'in ii glmyordu. nk biliyordu, ocuu gremeyecek, o mutlulua eremeyecekti, onu kucana alp sevemeyecek, kahkahasn duyamayacakt. Bir an iin gzlerinin nnde zamann karanlk perdeleri araland ve arasra olduu gibi, gelecee bir an iin gzatt ve orada sadece karanlk birtakm ekiller, onu dehet iinde brakan insanlar ve eyler grd. Huy'a smsk sarld. Usulca sordu: algn getirirsem bana ark syler misin? Ve Huy, yeni iiri Tanith'e okudu. Her defasnda yeni yeni dizeler ekliyordu, her syleyiinde yeni dizler vard. ** * Marmon, kuzey krallnn valisi ve Huy'un eski bir dostuydu, geri ondan otuz ya bykt, ama iyi anlarlard. Marmon bir asker tarihiydi. Huy da onun Roma ile nc Pn sava konusunda yazd bir kitaba yardm ediyordu. Marmon mparatorluunun en gvenilir generallerinden biriydi. Huy ile birlikte tam iki gn snr boyundaki durumun tartmasn yaptlar, ikinci gnn sonunda birlikte akam

yemei yediler. Marmon, stmal olduu iin arap iemiyordu. Huy hep dnrd: Hastalk sanki niin bazlarn ldrr, bazlarn sakat brakr, bazlarna da hi ilimez? Niin hep alak araziye, ovaya musallat olur da serin ykseklerde grlmez? diye. Bu sorular zerinde daha dnmeli, karln bulmaya almalyd. Marmon o srada diyordu ki: Sonunda iyi bir casus a kurabildim, onlara gveniyorum.. Birka gne kadar kabilelerin oraya gnderdiim birini bekliyorum. En gvenilir haber kaynamdr. Eskiden kle olan, Stor adnda bir Vendi. Onun araclyla rman karsnda bir sr casus ve bilgi toplayabilmekteyim. Aman, gelince ben de konuaym onunla. Sonra kararghtaki subaylarn istei zerine Huy, algsn adrndan getirtti, askerlere arklar syledi. Vaktin ok ge olduu bir srada Marmon'a, bekledii adamn geldiini haber verdiler. Huy algsn bir yana brakt. Casusla grmek zere Marmon'un adrna gittiler. Stor uzun boylu, zarif yapl bir adamd. Srt ve omuzlar kleyken yedii krbalarn izlerini hl tayordu. Huy'un baktn grnce hemen harmanisine brnd. Nedense barahibin bu adama ii snamamt. Stor bir sre Huy'u szdkten sonra, Marmon'a dnd: Seninle anlamtk, hani senden baka kimse yzm grmeyecekti? dedi. Ama bu, kimse deil kl, alelade biri deil yani. Opet'in Barahibi, stelik kraln ordularnn da bakumandan. Huy Ben - Amon. Casus ban sallad, yznde hibir ifade okunmuyordu. Huy'un Vendi dilini konumasna bile am deildi. Bir saat kadar konutular, sonunda Huy, Marmot'a dnd: Bu adam senin bana sylediklerini dorulamyor ki! Aslan peneli bir tanrdan sz edildiini hi duymam. Drav si- iahlaryla kuatlm savailarn eitildiinden de haberi yok, baksana. Ama rman bu kesimi sakin, biz o raporlar daha doudan almtk. Orada da casuslarmz var. O halde ben de yarn douya giderim, afakta yola karm. Yalnz gidersem hem daha abuk gidebilirim hem de dikkatleri ekmemi olurum. Onun iin yanma kimseyi verme. Ama bu adam senin dediin gibi gvenilir biriyse bana yol gsterebilir sanyorum. Marmot, Huyun sylediklerini adama iletti. O ktktan sonra, Huy sordu: Byle birine hizmetleri karl ne veriyorsun? ok az ey. Tuz, boncuk, birka bakr ss eyas, o kadar

Peki yleyse neden yapyor bunu acaba? Gvdesindeki krba izleri henz tazeyken ne diye bizim iin alyor, anlayamadm? Ben ise insanlarn yapt hibir eye amyorum artk yle inanlmaz davranlara tank oldum ki, hibir eyi olmayacak eymi gibi karlayamyorum. Huv bunu izleyen drt gn boyunca Stor konusunda yeni bir eyler renemedi. Adam az konuuyordu, Huy'un gzlerinin iine de asla bakmyordu. Ama rma ok yi tanyordu dorusu. Gney kysndaki drt kaleden ikisine uradlar, Huy birok bilgi edinebildi. ki kez de kalabaln rma getii yerlerde brakt izleri grdler, ama bu insanlar niin gemiti, ne yapyorlard? Huy bunlar renemeyince bsbtn huzuru kat. nk bu belirtiler Stor'un sylediklerine hi uymuyordu. Bu adama baklrsa ortalk gllk glistanlkt. Irman tesi de ok sakindi. Sessizce ve hzl yol alyor, sk vadi bitki rtsnn arasnda orman perileri gibi usulca kayyorlard. ounlukla gece yol alp gndz scanda dinleniyorlard. Az yiyor, avlanmayla da vakit geirmiyorlard. Drdnc gn bir tepeye vardlar, rmak olduu gibi ayaklarnn dibine seriliverdi. Burada byk bir kvrm yapyordu. Huy sordu: Stor, rma aabilir miyiz? Burada kabileler var mdr? Adamn yz ifadesi hi deimedi. Huy yine: u kvrm kardan geersek daha kestirme olur. Ama tehlikesiz midir? Bilmiyorum, hele bir gidip bakaym. Sen burada bekle. Hava kararmadan bir saat nce dnd, Huy'u aaya, rmak kysna indirdi. Kamlarn arasna darack aa ktnden oyulmu bir kayk gizlemiti. Balk kokuyordu. Huy kukudand: Nereden buldun bunu? Aada konaklayan bir balk ailesinden. Ka kii? Drt. Vendiler mi? Sava m? Hayr hepsi de Sofya, sava deil, balk. Kr sal, yal bal adamlar. Onlara senden sz etmedim zaten. Huy bir sre casusun gzlerinin iine bakt, orada neler getiini okumaya alyor gibiydi. Sonra onu denemek istedi: Hayr, vazgetim, rma gemeyeceiz. Uzun yoldan gideceiz, zarar yok. Stor'un kar kmasn, tartmasn bekliyordu, ama beriki oral olmad:

Karar senin, nasl istersen yle yaparz. Pekl yleyse, hadi geir beni karya. Kar ky amurdu, buradan su ien hayvanlarn ayak izleri grlyordu, Stor kay gizledi. Kamlarn arasndan yryor- ken, ikide birde durup evreyi dinliyorlard. Derken birden, yz adm nde yryen Stor, durdu. Yznde ilk kez bir ey, bir sevin ifadesi okundu. Sa kolunu kaldrd, Huy'u gsterirken bard: te getirdim. Yakalayn onu! Otlar birden hrdad, araland, Vendi savalar Huy'u ku- atverdiler. Grtla gittike skan demir bir yumruk gibi, emberi giderek daralttlar. Huy evresine bakmyor, bir ka yolu aryordu. Ama kamak olanakszd. Akbabal baltasnn deri klifini syrp atarken yldrm gibi kara savalara doru kotu: Baal adnai diye hay krarak baltasn savurdu. *** Lannon syleniyordu: Burann havas da pek pis. Yukarya havalandrma delii aamaz mydk? Rib - Addi dehet iinde kalmt: Aman efendimiz, buraya ii getirirsek sonra ne olur? Hazneyi grr grmez daha bir yana haber salarlar, drt krallkta da ne kadar hrsz, uursuz varsa buraya koar. Bu nedenledir ki krallk hazinesinin yeri ve iindekiler bylesine gizli tutuluyordu. Buray sadece kral, barahip, barahibe, Rb - Addi ve drt de hazine grevlisinden te kimse bilmiyordu. Ne olacak canm, iiler ii tamamlar tamamlamaz hemen tanrlara gnderirim, olur biter. Rib - Addi arp kalmt. Bir sre sakaln kad, sonra: Ama havalandrma yolu aarsak hrszlar, uursuzlar buraya girerler, rutubet de girer. Tm bunlar zarar grr sonra. Lannon, Rib - Addi'nin her trl deiiklie her zaman kar ktn bildiinden fazla stelemedi. yle ya, iki yz yldr nasl geldiyse, iki yz yl daha yle gidebilirdi. Lannon orta krallk madenlerinden son geien aitniarn istiflenmesini seyretti, saym bitti. Sonra ktlar. Rib - Addi demir kapy mhrledi, kil levhaya Ulu - Aslan'n iaretini bast, merdivenlerden ktlar, gneli kapdan arive getiler. Raflar kralln kaytlaryla doluydu pek Sz bo yer kalmt. Yaknda buray geniletmenin de bir aresini dnmek gerekecekti. Astarte glne vardklarnda Rib Addi yanndan ayrld. Lannon da drt rahibenin yardmyla soyundu, glde ykand, giyindi, kehanet odasna yneldi. Verimli Toprak Bayramna iki hafta kalmt, ne yazk ki

Huy, bu bayrama yetiemeyecekti. Bu yzden kehanet odasna girdiinde Lannon'un surat iyice aslmt. Hrsn alacak birini arad, gz yukarya, tahtna kurulmu khine iliti. Bu byc onu her zaman huzursuz etmi hep cann skacak eyler sylemiti zaten. 3u kehanet oturumlarn hi mi hi sevmiyor, yine de gelmeden, khine danmadan yapamyordu ite. Sylediklerinin ounu politik ynden hi de bo durmayan din adamlar snfnn etkisiyle sylediini bile bile hem de. Tanith de Ulu - Aslan ile bu oturumlardan hi holanmyor, ondan korkuyordu. Gzel, ama vahi bir yrtc kula bir kafese kapatlmak gibi bir eydi bu. Adamn ne yapaca, ne syleyecei nceden kestirilemezdi ki! ok zaman Huy perdelerin arkasnda gizlenmi olur, varlyla onu desteklerdi, ama bu sabah yalnzd ite, stelik hastayd. Gece ok scakt, karnndaki ocuk da ta gibi ar geliyordu artk. Yatandan ter iinde kalkm, sabah yediklerini de ksmt. Yine oluk oluk terliyordu, safrann acl da hl azndan gitmemiti. Ayrca buras boucu scakt, kral da durmadan bir eyler soruyordu. Tanith hazrlkszd, bo bo karlklar veriyor, kendisi de sylediklerine inanmyor, zihnini toparlamaya, Huy'un rettiklerini hatrlamaya abalyordu. Kral ise gittike huzursuzlanyor, nnde bir aaya, bir yukar dolayor, onu yoruyordu. Hadi byc, hadi. Gelecei gren kadn. Basit bir soru bu: Cevap versene. Kral imdi karsnda durmu, bir ayan Tanith'in oturduu tahtn ta basamana dayam, alayc bir sesle soruyordu. Tanith ise soruyu duymamt bile. Birden midesi buland, ba dnd, kendinden geer gibi oldu. Sonra kendi sesini bile glkle duydu. Ama syledikleri kendisini de artt: Lannon Hycanus, Opet'in son Ulu-Aslan, gelecei sorma nk senin iin gelecek, karanlk ve lm demektir. Lannon'un da aknlktan donakaldn grd, yznn sarardn, dudaklarnn mermer gibi bembeyaz kesildiini grd. Yine de kendini tutamyor, konuuyordu: Lannon Hycanus, zamann tutsa, kafesinin demirlerini arnlayp durma bouna. Seni karanlk bekliyor. Lannon ban sallyor, bu szleri unutmak istiyor gibiydi. Lannon Hycanus, tanrlarn geip gidiyor, yukarya doru uuyorlar, seni karanla terkediyorlar. Lannon, elleriyle yzn gizlemeye alarak tahttan geri geri uzaklayor, ama szler acmaszca onu izliyordu: Lannon Hycanus, sen ki gelecei bilmeye abalyorsun, unu bil yleyse, gelecek tpk bir aslann tedbirsiz yolcuyu gzledii gibi pusuya yatm, seni beklemektedir.

Lannon bard ve deheti sonsuz bir iddete dnt: Hain! Tahtn basamaklarn bir srayta trmanarak khini yakalad, yzne iki amar indirdi, kiziri ba duvara vurdu. Kukuletas dt, salar dald. Tanith hi ses karmad. imdi tokatlar yamur gibi iniyor, etine vurduka saklyordu. Onun bu sessizlii Lannon'un fkesini bsbtn arttrd. Kz yakalad gibi tahtn merdivenlerinden aa srkledi. Seni byc! diyerek yere ald. Tanith yuvarlanarak dt, dorulmaya abalad. Lannon'un tekmesini tam karnna yedi, kraln ayaklar her yanna tekmeler yadrrken iki bklm kalakald. Lannon bir yandan onu tekmeliyor bir yandan da evresine bakmyor, bir silah aryordu. Sonra birden kehanet odasna rahibeler dolutu, Lannon soluk solua ekildi. lgnl geiverdi., ama hl tepeden.trnaa tirtir titremekteydi. Sonra dnd, Tanth'i yle talarn zerinde inilder brakarak,kt, gitti. Astarte Kutsal Kurulu Barahibe'nin odasnda topland ve Ulu - Aslan'n dilei okunurken hepsi de kendi dncelerine dalm, sessizce dinlediler. Kurul Barahibeyle iki yal danmartndan oluuyordu. Ufak tefek, maymuna benzer suratl Rahibe Alma dedi ki: yi ama rahibelerimizden birini Ulu - Aslan'n dnyasal benliine nasl teslim edebiliriz ki? Byle bir rnek yaratabilir miyiz? ocuk neyle sulanyormu? Eer doru yoldan ktysa onu yarglamak ve cezalandrmak bize der. Krala meydan okumak pahasna bile olsa iimizden birini savunmak zorundayz. Krk yalarnda olan ve barahibelie en yakn aday Rahibe Haka sze kart. u khin kz Opet'e geleli o ikinci plana d mt: stelik tarihte btn khin rahibeler zamanla barahibe oluyorlard. Bu yzden Rahibe Haka, stelik Barahibin de gzdesi olan Tanith'i hi ekemiyordu. Ayrca sapk emellerini belli etmi, kzdan yz bulamamt. Bunun iin de ona di biliyordu: yi ama krain isteklerine kar gelecek kadar gl myz biz? Evet, gerekten hepsi de pek iyi bilirlerdi ki, Opet kralna soylu olsun, rahip olsun, dost olsun, dman olsun kimse kar gelemez. Sonunda Barahibe konutu: Belki de kzn herhangi bir gnah iledii, bir sua kart kantlanacak olursa? En iyisi onu artp sorguya ekelim. Tanth, Ainann yardmyla ve glkle yryerek odaya girdi. Aina, Kurul yelerine bard: Bu ocuk hasta, can yanyor. Hi acmanz yok mu sizin? Onu ne diye byle hasta yatandan kaldrp aryorsunuz? Rahibe Haka onu susturdu, Tanith'in yzne bakt. Yara bere iindeydi, bir gz morarm, kapanm, duda rm, imiti. Aina: zin verin de otursun bari, ayakta duracak hali yok. dedi.

Kurulun huzurunda hi kimse oturamaz. Tanramz adna. Tanrann adn azna alma, kocakar. Hadi sen k, kz burada brak bakaym. Aina karkoyacak gibi oldu, ama Rahibe Haka ayaa kalknca korktu, ayan srye srye dar kt. Tanith de ayakta ""adanyordu. Haka pek mutluydu imdi, u kza diledii gibi ikence edebilirdi artk. Tanith ancak irade gcyle ayakta durabiliyordu, bacaklar, karnnn alt kurun balanm gibi ard, sorulan sorular da pek anlamyordu. Rahibe Haka kral bylesine kzdrmak iin neler sylediini soruyor, rahibelerin tmn de. krala kar kmakla, tehlikeye attndan sz ediyordu. Sonra hep ayn eyi soruyordu:" Ne syledin krala? Bilemiyorum Rahibe. Hatrlamyorum. O szler benim szlerim deildi. Bilmiyorum, sanki bir bakas sylyordu. Kim sylyordu? Tanrann kendisi mi yoksa? Tanith artk dayanamad, dizlerinin ba zld, karnna mthi bir sanc saplanmt. Birden kan stn, ban, bacaklarnn arasn ve yerdeki talar kzla boyayverdi. Tanith iki bklm, yzkoyun yere kapakland. nlemeye balad. Rahibe Haka hemen yanna kotu, eildi. Tanith'in eteklerini kaldrd, sapka bir merakla dizlerini aralayp bakt. Dorulurken bir zafer kazanm gibi glyordu: te aradnz gnah, kutsal anamz. te gnahn kant. Tanraya kar ilenmi byk bir gnah bu. Balanamaz! *** Tanith usulca, Hayr sylemeyeceim, dedi. rkler gemi, iler biraz iner gibi olmutu, on gndr yataktayd, ok zayf dmt. Benim iin onca deerli olan bir eyi szlerle kirletemem, size onun adn veremem. Barahibe diyordu ki: ocuum biliyorsun, byk bir gnah ilemisin, burada senin cann sz konusu, unutma. Tanith bir Rahibe Haka'ya, bir de Lennon Hycanus'a bakt: Benden nasl olsa bir can aldnz, tekini de aln, olsun bitsin. Nasl olsa beni ldrmeye kararlsnz. Ne sylesem bu kararnzdan caymayacaksnz. yi ya, ben de ocuumun babasnn adn vermeyeceim. Bu gnah ona kar da kullanmanza izin vermeyeceim ite. Rahibe Haka dedi ki:

Aptalca inat ediyorsun. Nasl olsa eninde sonunda reniriz. Bu neden bunca nemli, anlamyorum? nemli olan sizinle, ulamak istediiniz yerin arasna dikilmem, deil miydi? nemli olan, benim kehanette bulunmam, deil miydi? Siz bu kehaneti yoketmeye kalkyorsunuz. Tanrlarn hakknzda verdikleri hkm geri almalarn salamaya alyorsunuz. Ama bouna urayorsunuz. Lannon Hycanus, kader rzgrlar esmeye balad bile, onlar durduramazsnz ki!.. Lannon onun szn kesti: Yeter artk, bouna yitirecek zamanm yok benim. Bu samalklar da daha fazla dinleyemem. u bycnn yan:ndak; o yal kadn getirin bakaym." Aina gzlerini krptrarak karsna dikildiinde kral, uluorta sordu: Grevlerini inedin, u tanrann ineine binen boann adn ver bakalm. Aina alad, bir eyler bilmediini syledi, diz kt, yalvard, kraln tuniinin eteklerini pt. Lannon onu ayayla itiverdi, Rahibe Haka'ya dnd: Seni yanl tanmadmsa eer, bir erkein iini gzn krpmadan yapabilecek gtesin. Bunun da hakkndan gelebilir misin? Rahibe Haka, dudaklarn yalad, gzlerinde korkun bir prlt, ban sallad: nce kollarn kr, byc de yaknnda olsun da olan biteni iyice grsn. Rahibe Haka, Aina'y tutup ekti, ayaa kaldrd, sonra kolunu bkt, bkt, kracak gibi bkt. Tanith bard: Durun! Brakn onu! Size ocuun babasnn adn vereceim. Ama yalnz krala. Lannon buyurdu, Bizi yalnz brakn. Yalnz kaldklarnda, Tanith gururla, meydan okurcasna, babann adn verirken Lan- non'un bir tokat yemi gibi sarsldn grd. Sonunda sordu: Ne kadardr seviiyordunuz? Be yldr. Demek byle? Anlalan onun sevgisini paylayor muuz? Hayr efendimiz, paylamyorduk. O, yalnz beni seviyordu. Gemiten konuur gibi konuuyorsun, ok da doru yapyorsun. Sonra dnd, dar, gle bakarken iinden: Aramza hibir ey girmemeli, hi kimse. Ona ihtiyacm var benim, diye geirdi. Nasl olacak efendimiz? Zehirle mi, yoksa hanerle mi? Bir Astarte rahibesini nasl ldreceksiniz? Benim tanramn mal olduumu unuttunuz mu?

Hayr, unutmadm. Bunun iindir ki, Verimli Toprak Bayramnn onuncu gn, seni ona gndereceim. Opet'in tanrlara habercisi olarak sen gideceksin. Tanith dehetle fsldad: Huy buna izin vermez. Huy uzakta, Astarte glnden ok uzaklarda. Bu yzden sizden nefret edecektir. lnceye dek. Onu bsbtn yitireceksiniz. Ama bu emri benim verdiimi bilmeyecek ki! Onu ele verdiini, adn bana sylediini .hibir zaman renemeyecek. Hayr onu yitirecek olan sensin, kazanacak olan da ben. Gryorsun ya, ona ihtiyacm var ve benim ihtiyacm sennkinden ok daha nde gelir. * ** Onu nce sedyede tadlar, nereye gittiklerini ne kadar gittiklerini hi bilmiyordu, nk kendinde deildi. Sonradan zorla yrttkleri zaman bile gzlerini, ellerini balamlard, pis pis ter kokularn duyuyordu. Sorularna karlk alamyor, sadece itilip kaklyor, sendeleyecek olursa da mzrak ucuyla drtlyordu. ok fena dayak yemiti, her yan bere iindeydi, ama ciddi yara almam, kemikleri filan krlmamt. Baltasn savurduka birounu ldrmt, ama anlalan canl olarak yakalama emrini alm olmallar ki, onu ldrmekten kann.slard, hatta sakatlamaktan bile. O gece bir yerde konakladlar. Ertesi gn yine yrdler, hep yle, gzleri balyd. Grltlerden kalabalk bir yere geldiini anlyordu. Sonunda onu durdurdular. Deri balar bileklerini kesiyor, her yan acyordu, mthi de susamt. Bir ses, grledi. Vendi dilinde sordu: Demir peneliyi arayan kimmi? Ku ayakly kim aryormu? Huy sustu, ne diyeceini, nasl davranacan kestiremiyor- du. Sonra bileklerindeki balar kesildi, parmaklarn ovuturdu, gzlerini balayan sargy at, gzleri kamaarak bakt. Grd manzara karsnda yrei hop etti. Geni bir dzln ortasndayd, epeevre dalarla kuatlm bu dzlk, silme ka- raderili savalarla doluydu. Sadece Huy'un evresinde yz admlk kadar bir yer bo braklmt. Huy bu kalabal dehetle tahmine altysa ela bouna. Kimbilir ka kiiydiler. nanlr gibi deil, sanki karabasan gryordu. Scaktan ve u kalabaln basksndan boulacak gibi oldu. Bir ka yolu arar gibi umutsuzca evresine baknd. Stor yaknnda duruyordu, omzuna da akbabal baltay vurmutu. Huy adamn ihaneti karsnda kzar gibi oldu, ama her nedense bu yeni durumun akl almaz deheti karsnda bu ihanet nemsiz kalyordu. O ses yeniden grledi: Ulu Kara Canavar arayan kimdir? Aslan avlamaya kalkan kimdir? Ve birden kalabalk dalgaland, ileride duran, alak, plak tmsee bir adam trmand. Bandaki upuzun balkl tylerinden tac ve stne kt tmsek onun boyunu bsbtn uzatyor, tanr gibi bir yarata dntryordu. Pars derisinden harmanisi

yerlere dek iniyordu. Stor akbabsl baltay gtrp kraln ayaklarnn dibine braktktan sonra geri geri ekildi, kral ortada dikili duran Huy'a bakt. Huy, arlarn, szlarn unutmaya, topailamamaya abalayarak kendini toparlad. Tmsee yaklat, ban kaldrp Mana- tassi'ye bakt. Pn dilinde: Bunu tahmin etmeliydim, dedi. Beni ldrmen gerekirdi, diyen Manatassi, harmanisinin kvrmlar arasndan demir peneyi kaldrarak: Beni bununla silahlandracak yerde, ldrmen gerekirdi. Ama anlamyorsun ki! Senin cann almak bana dmezdi. Bir and imitim ben. Dernek hl sznde duran birisin! derken Manatassi'nin sesinde bir alay belirtisi yoktu. Huy usanmt artk, ok yorgundu, hi kukusuz lecekti, ama ite lme de boyun eiyordu. lme kar direnecek, savaacak gc bile kendinde bulamyordu. Baka trl yaanmaz ki! Manatassi penesiyle, kalabal gsterdi: Nasl bir mzrak hazrladm gryorsun, deil mi? Bana kim kafa tutabilir? Pek ou kafa tutmaya kalkr. Sen de mi? Byle bir frsatn elime geeceini hi sanmyorum. Manatassi bulunduu ykseklikten, ufak tefek kambura bakt, onun paralanm tuniine, ktk olmu sakalna, suratndaki, kollarndaki yara berelere bakt, ama o bitkin ve yenik dm haliyle bile kendi yazgsn tartrken yine de boyun emeyii onu dndrd. Huy'a dedi ki: Adamlarmdan hibiri konutuumuz dili anlamaz. Rahata konuabiliriz. Huy armt, ama bu ani deiiklik ilgisini uyandrmam - da deildi: Senin cann balayaym, Huy Ben - Amon. Bana gel, Opet'in Ulu - Aslan'na verdiin sevgi ve hizmeti bana ver, ko- cayncaya dek yaarsn. Peki, niye beni seiyorsun? Seni bekledim. Geleceini biliyordum. Casuslarm seni kolluyordu, ama seni byle arabuk ellerime teslim eden, kaderin oldu. Sana ihtiyacm var, senin bilgine, senin anlayna, senin insanlna ihtiyacm var, onun iin seni seiyorum. Elini kestiim iin beni balyor musun? Canm da alabilirdin, almadn. Peki, Hlya madenlerinde yediin krbalar da balyor musun?

Manatassi'nin yz burutu, gzleri parlad: Onu asla balamam, ama onda senin suun yoktu. Ya Sett'teki kym, onu balyor musun? Sen bir askersin, baka trl davranamazdn. Manatassi hl fkeden titriyordu ve Huy, uurumun ta kycnda dolatnn farkndayd, ama bu adamn gcn ve zayfln' lmek iin, iinde dayanlmaz bir istek duyuyordu ite. Peki, benden beklediin nedir? Yanmda yr. Opet'e kar, o akl almaz vahiliine kar, o mthi tanrlarna kar yanmda yr. Sen yanmda, u ordu da arkamda olduka dnyay ynetirim. Ne yazk ki yapamam bunu. Neden yapamazsn? Syle, neden? Opet kt bir yer, yok- edilmeli. Ama benim vatanm, benim topram, benim, yurttalarm, benim tanrlarm, onun iin kt olamazlar. Manatassi homurdand: Bense seni akll biri sanrdm. Akl insan ancak bir yere kadar gtrebilir. Sonras duygularna, yreine kalmtr. yleyse nerimi geri eviriyorsun demek? Bunu yapmakla lm setiini de biliyorsun, deil mi? Evet. Manatassi elini kaldrd, demir pene gnete parlad ve Huy, o elin indii zaman leceini anlad. lm tartt kadar sakin karlamak iin kendini hazrlad. Manatassi arkasn dnd. Sonra iini ekti. Sen benim canm balamtn, ben de seninkini balyorum, dedi. Huy, sevincinden baylacak gibi olmutu. lmek istemiyordu, artk olunu grebilecekti, yrei burkuldu. Git, dn Opet'e, kralna dn. Ona syle, de ki, Manatassi, Ulu Kara Canavar, kuzeyden yola kt, seni yeryznden silmeye geliyor, byle syle. Dmann uyarman doru mu? Sana byle mi retmitim ben? Manatassi gld: Uyarnn ona yarar olmaz ki! Burada grdklerini anlat ona. Bu orduyu anlat, anlat ki korkusundan eli aya boansn, aniat, onu bulmaya geleceim, hereyi verle bir edeceim, onun anlarna varncaya dek. Dnya onu tamamen unutacak. Ona syle geliyorum, hem de ok abuk geliyorum, haber ver.

Manatassi yerden ald akbabal baltay Huy'a uzatt. Hadi git artk! Birbirimize hi borcumuz kalmad. Bundan sonra ne sen benden bir ey isteyebilirsin, ne ben senden, detik. Bir daha karlatmzda seni ldreceim. Birbirlerine dokunacak kadar yakn, ama yine de araya okyanuslar girmi kadar uzak, durup baktlar. * Huy dnd, iki yana alveren, yoluna engel olmaya kalkmayan savalarn arasndan topallaya topallaya yrd, gitti. Tanith fsldad: Anacm, kendini bylesine kahretme. Senin suun yok k! Hayr, hayr, onlara sylemeliydim, sylemem gerekirdi. O rahibe Haka yok mu, beni ok korkutuyor. kiniz ylesine mutluydunuz ki, kyamadm ite, syleyemedim. Sizi yle grmek iimi ayordu. O zavall kamburuna karn ok iyi bir insan o, hem iyi yrekli, hem nazik, hem sevimli. Gel anacm, otur biraz yanma, yle yalnzm ki burada. Bu yalnzlk, beklemeyi ok ok daha zorlatryor. Aina korkuyla kapdan yana bir gzatt: Ama burada ok kalmamdan holanmyor onlar. Otur, ne olursun kal biraz daha. yle az zamanm kald ki! Haberci gnderebildin mi bari? Gnderecek birini bulabildin mi? Ben - Amon Lejyonundan iki gen asker gnderdim. Kutsal Babamza tanrnn ta kendisiymi gibi tapan iki gen. Senin lm tehlikesi iinde olduunu, Kutsal Babamzn bir an nce dnmesi gerektiini syledim onlara. Acaba onu bulabilirler mi dersin? Geebilecei yzlerce yol var, arazi ok geni. Sana yalan sylemek istemiyorum ocuum. Onu bulabilme olasl pek az. Biliyorum, zaten bulabilseler bile, zamannda yetiebilir mi? Yetise bile, Ulu - Aslan kararndan dndrebilir mi? Zamannda yetiebilirse kurtuldun demektir. Onu tanrm ben. Onu bekle, Aina. Gelecek olursa, gizlice git, bul onu, anlat. Kraln hereyi bildiini syle. Onu uyarmalsn, nk o da tehlikede saylr. Ah tanrlara yalvaryorum bir an nce Opet'e dnebilsin diye. lmek istemiyorum, anacm. Yaamdan alabileceim daha yle ok ey var ki, ama gnler hzla akp gi diyor ite. Bayramn altnc gnne geldik bile. Huy yetiemezse drt gnlk mrm kald demektir. Aina, Tanith'e sarld: zlme, ocuum, zlme. Metin ol. Sylemesi kolay, ama denerim. Hadi sen imdi git anacm, Haka yine dvmesin seni.

Ulu rman gneyindeki Zanat kalesine vardnda Huy Ben - Amon, tannmayacak bir haldeydi. Hemen Marmon'u artt. Marmon duyduklarna bir trl inanamyordu. Ama Ben - Amon'un sylediklerinden kimse kukulanamazd, nk o hi yaian sylemezdi. stelik bu ite kendisini de sulu buluyordu. yle ya, tarih kitaplarna dalacak yerde daha gz ak davranmas, bu hazrlanan ordudan Opet Ulu - Aslan'na onun haber vermesi gerekmez miydi? imdi kimbilir nasl cezalandrlacakt? Huy durmadan emirler yadryordu. Tm garnizonlar, tm birlikler alarma geirilecekti. Her bir yana haberciler gnderilecek, lke savaa hazrlanacakt. Marmon adamn bu yrekliliine hayran olmutu. yle ya, byle bir karar ancak ve ancak krai, o da soylular kuruluna danarak verebilirdi. Ulusun tm endstrisinin, ticaretinin byle askya alnmasndan doacak zararlarn tm pekl Huy Ben - Amon'un omuzlarna yklenebilirdi. Demek ki bylesine bir sorumluluk altna girmeyi gze alyordu! Kendi yaam da, Opet'in yaam gibi bu karara balyd. Marmon olsayd, hereyden nce Opet'e haberci gnderir, oradan emir beklerdi. Ama Huy'a baklrsa dman ylesine kalabalkt ki, kurtulmalar ancak tanrlara kalm bir i olacakt. Huy, son emri de imzalad, sonra iini ekti, ok yorgundu. Hafife sendeleyerek, yorgunluunun yk altnda sanki iki bklm olmu, bsbtn klmt. Bir masann ucuna tutunarak glkle dorulabildi: Hemen Opet'e gitmeliyim, bugn gnlerden ne, Marmon? Ben hesabm armm. Bayramn yedinci gnndeyiz, efendimiz. Bayram m? Ne bayram? Verimli Toprak Bayram ya, efendimiz! Ya! Demek zaman bunca abuk gemi? Beni gtrecek bir sava filin var m, Marmon? Ne yazk ki yok, efendimiz. Burada fil yok. Ne yapalm, yleyse yrmem gerekecek. Ama nce dinlenmelisiniz. Evet, dinlenmeliyim. Marmon'un kendisini yatak odasna gtrmesine hi ses karmad, yataa uzanp gzlerini kapatrken sordu: Buradan Opet'e gitmem ka gn srer, Marmon? Hzl giderseniz alt gn. Uarsanz, be. Uarm. Beni gn batarken uyandr.

Marmon, Opet'ten gelmi olan haberciyi Huy uykuya daldktan sonra hatrlad. Bir an dnd, uyandrsn m, uyandrmasn m diye, sonra uyandrmamaya karar verdi. Akam kalktnda sylerdi. Gn batarken Huy uyand, bir eyler yedi, yirmi dakika sonra, yanma on be asker alarak serin gece havasna km, gitmiti bile ve onlar karanla dalp gzden yittikten ok sonra Marmon gelen haberciyi ve getirdii haberi hatrlad. Huyun ardndan birini gndermeyi dndyse de, hi kimsenin ona yetiemeyeceini bildiinden, cayd. Nasl olsa bir an nce Opet'e varmak istiyordu ya, oraya gittiinde renir diye dnd ve bu unutkanlndan dolay kendini avuttu. *** Verimli Toprak enliinin dokuzuncu gn sabah, Kutsal Kurul yeleri Tanith'in hcresine geldiler. Barahibe dedi ki: Sana gzel bir haberimiz var ocuum. Tanith sevinle doruldu, oturdu. ocuunu kaybettiinden beti ok zayf dmt, en ufak bir ey onu alatmaya yetiyordu, imdi de gzleri yala doldu. Sakn Ulu - Aslan onu balam olmasn? Ama Barahibe aznda bir eyler geveliyor, Tanith'in yzne bakamyordu. Sonra Tanith'in gzne Rahibe Hakann hain hain srtmas iliiverince hereyi anlad. Dn yoktu. Bylece kralmz seni tanraya Opet'in habercisi olarak gndermeye karar verdi. Bu byk onuru sana balad. Haline kretmelisin, ocuum. Kral sana lmszlk balam oluyor. Tanrann yanbanda, sonsuza dek onun mal olarak, onunla birlikte yaayacaksn. Astarte ye kret. Baal'e kret. imdi kendini hazrlamaksn. Aina'y gndereyim, sana yardm etsin. O, habercinin izleyecei yolu ok iyi bilir, nk haberci olarak seilen pek ok kiiye yardm etmitir. Dua etmeyi unutma, ocuum. Dua et ki tanra seni yanna kabul buyursun! Tanith, yz kire gibi bembeyaz, korku iinde onlara bakakalmt. lmek istemiyordu. Barmak geliyordu iinden: Kurtarn beni, daha ok gencim, birazck daha mutluluk istiyorum hepsi o kadar. lmeden nce biraz daha sevilmek istiyorum. Ama Kutsal Kurul hcreden km, onu yalnz brakmlard. imdi hkra hkra alarken yksek sesle: Huy, gel artk! Ne olursun, yeti, kurtar beni! diye ya karyordu. Yolculuun ikinci gn sona erdiinde Huyun yanndaki on be kiiden ancak kii kalm, tekiler sapr sapr dklmlerdi. Huy, bir saatik uykudan sonra glkle ayaa kalkt. Korkun bir karabasan grmt, stelik Kral da, Opet de tehlikedeydi, daha fazla uyuyamazd. Uyuyan adamlara bakt, onlara acd. Kaldrmak istemedi, ama zorunluydu, yine de bir tanesi bir trl uyanmak bilemedi. teki ikisi ise yorgunluktan bitkin dm, bin glkle kalkp Huy'un ardna dtler. Sonunda akama doru yannda kalan tek

askerle, Opet'e girdi. Herkes onu grm, selamlyordu. Son anda, ardndan gelen son asker de tozlu yola ylp kalmt. Huy Ben - Amon tek bana kotu, kotu. Opet saraynn gzcleri onu ta uzaktan grmlerdi, kaplar ardna dek atlar. Tanith uyand, biri usulca sarsyordu. Aina zerine eilmiti. ocuum, uyandn m? Tanith, korkuyla doruldu, oturdu, sonra lgnca bir umuda kapld. Aina glyordu: Gelmi! dedi. Kutsal Babamz gelmi. Sokaklarda baryorlard, duydum. Yer yerinden oynam. Zanat'tan Opet'e tam gnde koarak geldii syleniyor. Biri kte komaya kalkan on be askerin on bei de dayanamam, yollarda lm, yle diyorlar. Oh, Aina, hu kadar abuk geldiine gre, biliyor demektir. Tabii ocuum, elbette biliyordur, bu kadar abuk gelmesinin nedeni baka ne olabilir ki? Demek saldm habercilerden birisi ona ulaabilmi, anlatm. Peki imdi neredeymi? Nerede olduunu biliyor musun? Kraln yanndaym. Dosdoru saraya gitmi. Tanraya da, tanrlara da krler olsun, demek ki Ulu- Aslan'n yanna gitmi onun zerinde etkili olmak, onu kararndan caydrmak iin. Acaba baarr m dersin, Aina? Kral onun szn dinle rmi? Elbette ocuum, kukun mu var? Huy Ben - Amon bir kez kafasna koymaya grsn, Baal'e bile szn geirebilir. Ah, o kadar mutluyum ki anacm. Ama imdi sen durma, hemen onun yanma ko, onu her eyden, herkesten, btn tanrlardan da daha ok sevdiimi syle. Aman ocuum, yava ol, duyacaklar seni. Huy burada ya, geldi ya, artk umurumda deil. Duyarlarsa duysunlar. Ondan baka hibir eyin nemi yok. Huyu byle geceyars tek bana, perian bir halde karsnda grnce Lannon'un aklna ilk, ertesi gnk trende verilecek kurban renmi olduu geldi. Huy'u kabul etmemeyi, ondan mmkn olduu kadar kamay kararlatrmt, ama Huy kimseyi dinlemeden Lannon'un yatak odasna dald. Balayn beni efendimiz, size korkun haberler getirdim. Dokuzlar Kurulu, Opet'in tm soylu aileleri hemen o gece toplandlar. Ben Amon'un verdii raporu sessiz bir dehet iinde dinlediler, ancak szlerini tamamlayp da bitkin bir halde koltuuna ylnca, sulama, kusur bulma, acnma ve kukular ortaya dkld. Onun Sett'te yokedildiini sylemilerdi?

Huy karlk verdi: Size sadece Sett'te 30 bin kiiyi ldrttm sylendi. Adlarn vermedim ya! Bilgimiz olmadan bylesine byk bir ordu nasl toplanabilmi? Su kimde? Ya madenler? Madenleri korumalyz. Niin snrda yalnz bir lejyon braklm? Huy, bu sulamay karlksz brakmad: nk daha ok lejyon gndermek iin istenilen paray vermeye yanamadnz. Bu kez sulamalarn hedefi, barahip oldu. Dman hatlarna kimseye farkettirmeden nasl geebildiniz? Bu Timon bir zamanlar sizin kanadnzn altnda deil miydi? Onu siz korumuyor muydunuz? Onu iyi tanrsnz, hereyi ona siz rettiniz, deil mi? Lannon dayanamad, bard: Yeter artk. Kutsal Babamz, tm ulusu savaa arm.. Ben de onu onaylyorum. Biraz daha bekleyemez miydik? Fazla aceleci davranmyor muyuz? Neyi bekleyeceksiniz? Mzraklaryla karnnz deip, bar- saklarnz sokaklara dkmelerini mi? Lannon, Dokuzlar Kurulunu datrken dedi ki: Yarn Verimli Toprak Bayramnn son treninden sonra, yine toplanrz, imdilik yapacak bir ey yok. Sonra Huy'a dnd: Sen de burada kal, uyu, dinlen. Huy masaya abanm, ban kollarna dayam, uyumu gitmiti bile Lannon onu kk bir ocukmu gibi kucana alp konuk odasna tad. Kapya da bir nbeti dikti. Kutsal Babamz kimse uyandrmayacak, anlald m, hi kimse. Neredeyse afak skyordu. Kurban treni birka saat sonra yaplacakt, Huy ise l gibi uyuyordu. Belki birka gn uyan- mazd. * ** Aina usulca yatandan kalkt, giyindi, yarn beklemeyecek, saraya gidip ne olursa olsun, Huy Ben - Amon'u bulmava alacakt. Ama ne yazk ki Rahibe Haka onun yolunu gzlyormu. Yakalad. Huy Ben - Amon'un Opet'e dndn duydun, deil mi? Bu saatte byle onu grmeye mi gidiyorsun yoksa?

Zavall yal kadnn direnmelerine, karkoymalarna aldr etmedi. Gtrd, yatanna yatrd. Azn, burnunu eliyle tkad, gsne de iyice bastrd. Aina bir sre rpnd, debelendi, Rahibe Haka'nn suratn trmalad, sonra birdenbire sakinleti, kalakald. Rahibe Haka daha uzun bir sre onun azn, burnunu smsk tutmay srdrd, sonra serbest eliyle kalbini yoklad, atmyordu. Hcreden ayrld. Bu i bitmiti. *** Lannon tanrlarn gazabn bsbtn zerine ekmemek iin, Verimli Toprak Bayramnn bu son treninin kuraliara tam uygun olarak yaplmasna zen gsteriyordu. yle ya, Opet belki de tarihinin en byk tehlikesiyle kar karyayd. Belki de tanrlarn gnl alnabilir, talihin Opet'ten yana dnmesi salanabilirdi. Bu yzden tanrlara gndermek zere bu derece nemli bir haberci setiine de iin iin sevinmiyor deildi. Artk kendi kiisel nedenleri unutulmu, Tanith'e duyduu kskanlk ve kinin hi nemi kalmamt. Tanrlara haberci olarak soylu bir rahibe gnderiyordu. Tanrnn eli demi bir khin, deerli, hatrl bir kii. Herhalde tanra Astarte bu haberciyi geri evirmez, onu yanna alr ve Opetlileri korumak zere bu tehlikeli gnlerde ulusun zerine kanat gererdi. Kral, Astarte glne girdi, ykand, kt. Kuruladlar, beyaz ipek giysisini giydirdiler. Boynuna iekler taktlar, birden bir ses maarada nn tt. Bu ses Lannon'u irkiltti. Ban evirdi, ilahiyi kim sylyor diye bakt. Hi kukusuz, bu ses bakasnn olamazd. Lannon az bir kar ak, Huy'a bakakalm- t. Huy, ilahi syleyerek krala yaklat. KoMarn at, gne iaretini yapt, sonra ilahi sona erdi. Huy, kraln yanbana dikildi. Gzlerinin alt hl mosmordu, yz gergin, solgundu. Doru drst dinlenememiti belli, ama yine de krala, sdk bir kulu olarak ve byk bir sevgiyle bakyordu. Lannon dehetle fsldad: Huy, ne iin var burada? Dinlenmeni emretmitim, kimse seni rahatsz etmeyecekti! Byle bir zamanda benim yerim, senin yanndadr. Ama gelmemeliydin. Bu durumu hi beklemiyordu dorusu. Planlar altst olmutu. Huy'un bycnn lmnde hazr bulunmasn istemezdi. Ona byle ikence ektirmeyi hi trzu etmezdi. Bir an Lannon, treni durdurmay, kurban geri ekmeyi, Huy'u tapnaktan uzaklatrmay dnd. Ama imparatorluun gvenlii u birka dakikaya bal olabilirdi. Kurban trenini durdurabilir miydi? O zaman belki tanraya kar km olmaz myd? Huy'a kar olan grevi Opet'e kar olan grevinden daha m nemliydi? Zaten i iten gememi miydi artk? Geri dnlmez noktaya gelinmemi miydi? Tanrlarla eytanlar imdi onunla alay m ediyorlard? akn, Huy'a bakakalmt, ona doru bir adm att, sonra anlay ve balanmasn beklermi gibi bir elini uzatt. Bouk bir sesle: Sana ihtiyacm var, dedi. Huy bir ey anlamadan kraln uzatt eli tuttu, tanraya kurban verilirken sylenen ilahiye balad. Sesi kartal kanatlarna binerek utu utu, ta yukarya, maarann tepesindeki dzle ulat. O srada tapnakdaki tm gzler de yukarya dnd, herkes gerginlik iinde beklemeye balad.

Tanith bunun bana gelebileceine hl inanmyordu. afak skerken onu almak zere hcresine girdiklerinde, nce Huy'un geldiini sanmt. Ama ne yazk ki gelen Huy deil, Rahibe Haka'yd. Onu buraya, Astarte glnn ta tepesindeki deliin banda bulunan bir kulbeye getirmiler, ilemeli, beyaz elbiseyi giydirmiler, kurban treni iin hazrlamlar, ar aitm zincirlerle sslemilerdi. yle ki, bunca altnn arlyla deta ezilmi, ayaa kalkamaz olmutu. Bu altnlarn hem tanrya armaan gnderildiini hem de suya den kurbann bir an nce dibi boylamasn saladn biliyordu. O dibi olmayan gln, o, kendisini tanrann barna iletecek olan yemyeil sularn ta derinlerine inmesini salayacan... Sessizce kk bir len masasna oturtulmu, en sekin yemekleri, ikileri bizzat rahibeler sunmutu. Bu, bir veda leniydi, bir yolculua kacak birini uurlamak iin dzenlenmi bir len. Tanith, biraz kendini toparlamasna yardm eder, belki iini str umuduyla araptan birka yudum alabilmiti. inden hep: Huy, neredesin sevgilim? diyordu. Sonra bir rahibe gelmi, tekilere bayla iaret etmiti. Hepsi on be gen, gl rahibeydi, bunca kiiye nasl karkoyabilirdi ki? Onu alp dar karmlard, gnee ve o an karsnda, yerdeki kapkaranlk deliin zerine doru uzanm o yontulmu ta platformu grvermiti. Bu taa giden yol tanrann kutsal iei sar mimozalarla deliydi. Tanith plak ayaklaryla yrrken ezdii ieklerden yaylan i gcklayc kokuyu duyuyordu. Anszn yldrmla vurulmu gibi durdu. Altndaki kuyudan ykselen sese kulak verdi... Bu ses bakasnn olamazd: Huy! Efendim benim! diye fsldad. Demek ki onu tanraya gnderen, Huy'un ta kendisiydi. Demek ki bir ihanet emberine kstrlmt, ama neden, nedenini anlayamyordu bir trl. Bildii, anlad tek ey vard, Huy ona srt evirmi, onu byle yzst brakvermiti ite. Tanraya onu Huy kurban veriyordu. u halde artk yaamann hibir anlam kalmam demekti. O son admlar atmak, bu yzden ok kolay oldu. Tan ucunda durdu, kollarn gnei selamlamak zere kaldrd, aaya, maarann o korkun karanlna bakt. Gln sulan durgun, kopkoyu, yanbanda da kral le barahip dikilmiti. Balarn kaldrm, ona bakyorlard. Ama ok uzaktaydlar. Tanith yzlerindeki ifadeyi gremiyor, okyamyordu. Bildii tek ey vard, Huy'un sesi hl onu tanraya kurban olarak sunan duay okumaktayd. Birden, aresizliinin, umutsuzluunun yerini nefrete, fkeye braktn hissetti. Yreindeki bu duygular tayarak lmek istemedi. Bir an nce kendini aaya atmak iin ne doru ? eildi ve tam dengesini yitirdii anda, Huy'un sesi birden, bir szcn orta yerinde bakla ayrlm gibi kesiliverdi. Tanith kendini havada buldu, aaya iniyor, iniyor, tad onca altnn arlyla hzla gle doru ekiliyordu. i bir tuhaf, boalr gibi oluyorken, Huy'un ln duydu: Tanith!

Havuza yle iddetle arpt ki, o anda can verdi ve ar altn sslemeler onu duru sularn dibine ylesine hzla ekti ald k, Huy sadece bir an, kocaman bir balk, beslenmek iin su yzne km gibi, havuzun ta derinlerinde parlayan altnn ltsn grebildi." * ** Manatassi kn ulu rma geti. ordusuyla geti, ordularndan 70 bin kiilik olan bir tanesi, batya ynelip oradaki garnizonlar ezdiler, Opet glnn bat kylarna, Opet kalyonlarnn okyanusa ald yere ulatlar. Yaam Irma ad verilen bu rmak, Opet'in yreini besleyen candamaryd. Manatassi'nin ordusu bu damar kesti, kleleri salverdi. Habbakuk Lal'in ou bakm iin karaya ekilmi gemilerini yakt, gemicileri diri diri atee att. Sonra ordu, kanal tkad. Yaam Irmann yanbanda bulunan kk granit tepeyi ta ta rmaa tayp yata doldurdular. Bylece Opet sitesi ve halk, d dnyadan tmyle kopartlm oluyordu. Bu arada daha byk ikinci bir ordu hibir engelle karlamadan douya ynelmi, Zeng tepelerine saldrmt. nc ordu, yaklak 750 bin kii, Sett'te rma geti. Bu orduya bizzat Manatassi kumanda ediyordu. Marmon hemen ona karkoymak iin yetiti, ama yannda alt bin kiilik tek bir lejyon vard. arabuk yenildi, ancak Marmon sava alanndan kamay baarm, kendi klcnn zerine derek kendi cann almt. Manatassi topraklar silip sprd, Opet'e doru yrd. Kadn, ocuk, kimsenin gznn yama bakmyor, hi tutsak almyor, herkesi, ama herkesi ldryor, ganimet de almyor; kumat, deriydi, kitapt, hepsini yakyor, anak - mlek kryor, hepsini bir ulusun llerini yakt atee yyordu. Binalar da yakyor, geriye kalan talar datyordu. Nefreti giderek byyor, geniliyordu. Opet'in tm gc dokuz lejyondan ibaretti. Bunlardan imdiden yokedilmiti, geriye kalan altsyla Lannon Hycanus, Manatassi'yi karlamak zere Opet'ten kt. 4.000 l verme pahasna bir gnlk bir zafer kazanabildi. imdi Barahip ortalarda olmadna gre, Ben-Amon lejyonuna Bakmor kumanda ediyordu. Ama o da yalanmt. Kraln adrna geldi: Onlardan 48 bin l var, demek her cana kar on iki can alabilmiiz, dedi. Lannon, sordu: Bir daha ne zaman savaabilirsin?" Ancak drt, be gn sonra. Adamlarm bitkin dtler. Ne yazk ki ertesi gn aresiz, savatlar. Hem de umutsuzca bir savat bu. Geri Lannon yine zafer kazand, ama sava alannda tutunamad, bin yaralsn srtlanlara, akallara brakarak tepelere doru ekilmek zorunda kald. Bunu izleyen yetmi gn boyunca, on kez daha savamak zorunda kaldlar. Dman artk Opet'e yirmi Roma mili kadar yaklamt ve Lannon'un alt lejyonu da sadece e inmiti. Geri sekiz byk sava kazanm, dmana da 200 bin kadar l verdirmilerdi, yine de bunun hi nemi yoktu, nk Zeng dm, ancak bir avu sava kurtulabilmi, onlar da gelip olan bitenleri anlatmlard. Kentler yaklp yklyor, ta ta stnde

braklmyordu, baheler, balar da yaklyordu. Orta krallktaki madenler kapatlm, toprakla v kayayla tkanm, kleleri salverilmi, Manatassi'nin ordusuna katlmt. Yaam Irma da tkandndan, Habbakuk Lal'in kalyonlarna ka yolu kalmamt. stelik doudan ve batdan ilerleyen yeni ordular Opet'i kuatmaya geliyorlard. Anlalan Manatassi bunca kayp vermesine karn pek sarslmamt. Durmadan yeni yeni karaderili savalar geliyordu. Yetmi birinci gn, tm bir lejyon, tam alt bin kii, gece subaylarn baklam, kk kk gruplar halinde dalp karanla dalmlard. Ancak Opet evresindeki kylerde yaayanlar karlarn, ocuklarn almak iin uram, sonra gneye doru yitip gitmilerdi. Bakmor onlar ksa bir sre kovalad, yz kadarn zincire vurarak srye geri getirdi. Lannon'un huzuruna kard. Hepsi de Yuye kan karm melezlerdi, yani azat edilmi klelerden ancak bir snf yukarda, kraln silahlarn tamas onuru verilmi kentlilerin en""alt snfyd. Ama besbelli bu ayrcaln nemini kavrayamamlard. lerinden bir tanesi nasl olsa yzde yz lmle kar karya olduklarn bildii iin krala kafa bile tuttu:" Bize urunda savaacak bir ey vermi olsaydnz, kpek muamelesi yapmasaydnz yannzdan ayrlmazdk. Lannon, adam bu kstahlndan tr diri diri halatm ve geri kalan iki lejyonuyla siteye ekilmiti. Site surlarnn hemen dnda, gl kysnda kamp kurdular, Lannon kuzey ynne baktka Manatassi ordusunun yakt atelerin tepelere yayldn grebiliyordu. Bakmor, gnlerdir krala ilk kez bir mjde getirmenin sevinciyle yaklat. Huy Ben Amon'dan haber var, efendimiz. Lannon birden umutland: Neredeymi? Yayor mu? Dnd m? Kk rahibi ne denli sevdiini ancak imdi kendi kendine itiraf edebiliyordu. Onu, Verimli Toprak Bayram treninin tam ortasnda Astarte maarasndan koarak ktndanberi grmemiti. Savata onu yanbanda ok aram, Baal adna! ln zlemiti. Bakmor dedi ki: Bir balk grm onu. Adadaym. Gnler bir sis iindeymicesine ve hzla akp gemi, Huy saysn bile armt, kederi ylesine derindi. Zamannn byk blmn levhalar zerinde alarak geiriyordu. Be altn kitabn beini de, buraya gelirken yannda getirmiti ve yalnz ea Tanith'i yazyordu, ona duyduu sonsuz ak, Tanith'n lmn.. . Balangta gece gndz alyordu, sonra kandilinde- ki ya tkenince geceleri alamaz olmutu. Kumsalda geziniyor, dalgalarn, rzgrn sesini dinliyordu. Karnn yalnzca tatl- su midyeleriyle ve slkta avlad balkla doyurduundan ok zayflamt, sa sakal birbirine karm bir durumdayd stelik. Duyduu keder, znt gzlerinden okunuyor, baklarna bir tr lgnlk getiriyordu. Kendi yitirdiinden te bir ey dnmez olmutu artk. Sonra yava yava iini fke

kemirmeye balad. Tanrlarn, vatann dnr oldu. kisi de agzl, acmaszd. Vatan, sadece zenginlii, servet birikimini dnyor, insan yaamna hi nem vermiyordu. Delifiek tanrlar ise durmadan kurban istiyorlard, evet ikisi de agzl, acmaszd gerekten. Tanrlar acaba ondan daha ne isteyeceklerdi? Nesi kalmt ki? En sevdii hereyi vermiti ite. Daha da istiyorlard. Ya onu sevgilisinden yoksun klmak iin ara olarak Lan- non'u semeleri, bu ne acmaszlkt! Lannon eer onlarn birbirlerini sevdiini bilseydi, Tanith'i korur, kurban ettirmezdi. Huy'un bundan hi kukusu yoktu. Balangta kurban vermek zere Tanith'i setii iin Lannon'a di biliyordu, ama sonradan akln bana toplad. Lannon'un iyi niyetle davrandn anlyordu imdi. Huy ile Tanith'in ilikisinden onun haberi yoktu !<! Sadece vatann tehlikede olduunu anlam, tanrlara deerli bir haberci gndermek istemiti, o kadar. Bu yzden de Tanith'i semesi doald. Huy, kendisi de Lannon'un yerinde olsayd ayn eyi yapacan dnd. Artk Lannon'dan nefret etmiyordu da, Lannon'u bu ie zorlayanlardan, tanrlardan, o acmasz tanrlardan nefret eder olmutu. Ulu Baal. gln zerinden olanca grkemiyle ykselirken , ufukta Opet'in pembeye alar tepeleri, kuleleri, yava yava gn na kyordu. Huy tm yaamboyu alageldii gibi ayaa kalkt, kollarn gnee uzatt. Baal'e vgy okumak zere azn at anda birden fkeyle titremeye balad. Kahrol sen. Benden daha ne istiyorsun? diye haykrd. Daha ne kadar zaman senin elinde oyuncak olacam? imdi yumruklann skm, meydan okurcasna gittike ykselen gnee sallyordu. Surat allak bullakt, gzyalar yanaklarndan aa szlyor, karmakark, kta dnm sakalna dyordu. Gle doru yrd: Seni katil, oburluunu bastrmak iin seni daha ne kadar zaman besleyeceim ben? O kana susamln bastrmak iin daha ne kadar susuzun kann aktmak gerekiyor? Seni reddediyorum, tanmyorum seni. Seni de, o kansz eini de, ikinizi de istemiyorum artk. Sizden nefret ediyorum, beni iitiyor musun? Nefret ediyorum sizden. Sonra sustu, dizst kt, ban nne edi. Bol bol suyla yzn ykad, kalkt, kumsaln yukarsndaki kulbeye yrd. Geri dnlmesi olanaksz bir karar aldktan sonra ii rahatlamt ite. Yreinden bir yk kalkmt. Artk din adam fiian deildi o. Bir para ttslenmi balk yedi, biraz gl suyu it;, sonra oturup yazmaya balad." Yine Tanith'i yazd, onun sesini, onun glmseyiini, ka atn, kahkahasn, ban tutuunu, hereyini, hereyini hatrlamaya alarak yazd, yazd, sanki szcklerle ona lmszlk balayabiiecekmi gibi, sanki bir altn levha zerine kazd szcklerle onun bin yl daha yaamasn salayable- cekmi gibi... Farkna varmadan bir aralk ban kaldrp baktnda, akam oluyordu. Kumda ayak sesleri iitti, karanlk bir siluet, kulbenin kapsna geldi, ieri dolan karartt. Huy yine ban kaldrd, bakt. Lannon Hycanus kapda dikilmiti. Sadece: Sana ihtiyacm var, dedi. Huy sesini karmad. Kamburu bsbtn km, altn levhann

zerine eilmi bir durumda gzlerini krptrarak Lannon'a bakyordu. Lannon szlerini srdrd: Sen, hem de bu adada, beni asla terketmeyeceine sz vermitin, hatrlyor musun? Huy sadece bakyordu ona. Gzlerinin nasl ukura katn, kederden, zntden yz izgilerinin nasl derinlemi olduunu grd. Cildinin kle alar renk aldn, sann, akak- lar-nn iyice aardn da grd. Her yannn sarglar iinde olduunu da grd. Savalarda birok yara almt, kimi iyilemeye yztutmu, kimi hl kanayan yaralar. Gcnn, kararllnn ta snrlarna gelip dayanm bir insan grd karsnda, yenilgiye uram bir insan. Evet, dedi Huy. Hatrlyorum. Kalkt, Lannon'a doru yrd. * ** Sabah erkenden Opet'e dndler. Gece boyu Huy'un kulbesinde atein banda oturup konumulard. Lannon ona savan gidiini, ulusun iinde bulunduu feci durumu anlatmt. Her arpmay, dmann bavurduu her stratejiyi ayr ayr aiklamt. Sava fillerine meer fazla gvenmiim, bu gvenim bo kt. Daha ilk atmada onlarn da ounu yitirdik. Arlardan alnm zehirlere batrlm oklar kullandlar, bu yaralarn acsndan fillerim lgna dnd, kendi askerlerimize saldrdlar, oniar mzraklamak zorunda kaldk. stelik fillerin srtna zplayabilecek atletler de eitmiler. Bunlar arkadalar tarafndan deta frlatlyor, havada taklalar atarak fil srclerinin tepesine biniyor, hayvan da boynundan baklayveriyorlar. Bunlar benim suum. Ona Romallarn Annibal'in fillerine kar kullandklar taktikleri reten bendim. Demek ki rettiklerimin tek szcn bile unutmam! Lannon ona, Opet'in bunca sava kazandktan sonra, nice zayf dtn, kara ordular karsnda nasl ar ar geri e-. kildiklerini, lejyonlarn nasl giderek umutsuzlua kapldn, asker kaaklarn, ayaklanmalar donanmann kumsala ekilmi oian teknelerinin yok edildiini, kanaln tkandn da anlatt. "Sadece dokuz gemimiz kald, birka da balk teknesi, diye szlerini bitirdi. Ama bunlar bizi gln karsna, gneye gtrmeye yetmez." Byle konutular, konutular ve Lannon dudaklarn yakan soruyu ancak afak skerken sorabildi. Huy'un da bunu beklediini biliyordu. Beni niin terkettin, Huy? yle ya, Huy, Lannon'un o bycyle olan ilikisinden habersiz olduunu sanmalyd, Lannon' un o kadn tesadfen kurban verdiine inanmalyd. Bu yzden bilmezlikten gelecekti." Huy, ban kaldrd, merakla sordu : Bilmiyor musun? Sadece o bycnn adn haykrdn, sonra da ekip gittiini biliyorum, o kadar.

Huy, alevlerin nda dikkatle Lannon'un yzn inceliyor, sululuunun, ihanetinin bir iaretini aryordu, soluk mavi gzler apak, dosdoru gzlerinin Ne oldu Huy? Hep dnr dururum, neden katn tapnaktan? Tanith, onu seviyordum ben. Ah dostum, meer sana ne byk ktlk etmiim de haberim yokmu, bilmiyordum Huy, bilemezdim. Baal'den beni balamas iin dua et, ne olursun. Seni zdm iin balasn beni. Hayr Lannon, bir daha hi dua etmeyeceim. Sevdiimi yitirdim, Tanrlarm da inkr ettim. Artk hibir eyim yok. Ama ben varm ya, aziz dostum. Evet, artk yalnz senin dostluun var. Altn levhalarla akbabal baltay kumsala tadlar, orada Bakmor bir balk teknesinde sabrla bekliyordu, sabah erkenden Opet'e dndler. *** Lejyonlar kral ile rahibi byk bir sevinle, lklar atarak karladlar. Huy'un gzleri doldu. Ben bunu haketmemitim, onlar yzst brakp kamtm. Oysaki onlarn yannda bulunmam gerekiyordu, dedi. imdi yalnz iki lejyon vard. tekilerin kalntlarndan toplanm lejyonlar. Ana ekirdeini yine Huy Ben - Amon'un lejyonu oluturuyor, Huy ne yana baksa tandk yzlerin ona sevgiyle srttn gryordu. Arasra durup birkayla konuuyor, sesinin neeli kmasna gayret ediyor, delinmi zrhlar, sargl yaralar szde grmezlikten geliyordu. Onlarn bedenen de, ruhen de ne derece bitkin olduklarn gryordu. Ama yine de daha savaabilirlerdi. Kamp kurmu ordular ok zaman krp geiren stmann bunlara dadanmamas gerekten alacak eydi, ancak bir yerde uzun sre kalamadklar iin sular kirletmeye de dklarnn iyice kokuup evreye hastalk samasna da zaman kalmyordu. Gl kysnda kamp kurmu sadece yirmi alt bin yiit vard imdi. Belki de bu kadarck bir gle de bir eyler baarlabilirdi, Huy umutlanr gibi oldu. Opet'in ambarlarna pek yakn olduklarndan yiyecek sknts yoktu, Lannon ile Huy subaylaryla birlikte le yemei yediler, bol bol da arap itiler. Lannon'un buyruuyla adamlara da ift tayn datld, bol arap verildi. leden sonra Lannon oniarn karlarnn da kampa gelmelerine izin verdi. Oysaki bu,* genellikle bir savatan nce deil, bir zaferden sonra tannan bir ayrcalkt. Binlerce kadn siteden akn akn geldiler, ou bir gnlk ve birka kocal kadnlar...

Lannon dedi ki: Brakalm elensinler biraz, belki de sondur bu. Ama kadnlardan hibiri gn batmndan sonra burada kalmasn. Bu toplu iftlemede umutsuz bir nitelik vard, sanki yaam, snmek zereyken canlanmaya abalyormu gibi. Sanki sevime hareketleri, yarnki kymn grntsn uzaklatrsbi- limi gibi. Lannon kamptan ayrld, yanndakilerle birlikte bir tepeye ktlar, buradan drt bir yan ta uzaklara dek grlyordu. Birka saat orada kaldlar, Manatassi'nin ordularnn tepeler arasndaki boazlardan geerek oluk oluk gi kysna akmasn seyrettiler. Sonu gelmeyen kollard bunlar, kapkara ylanlar gibi kvrla kvrla ilerliyorlard. Ama nne geilmez bir dalgayd, onun iin ses karmadan seyrettiler. aresizdiler. Manatassi, kyda, Lannon'un kampnn ancak be mil tesinde kamp kurdu. Henz ordusunun art gleri bile gelmemiti, askerleri bitmek bilmiyordu ki... Lannon ile Huy gn batarken tepeden indiler. Huy, gkyznde parlayan Astarte yldzn grmezlikten geldi. Limana gittiler, Habbakuk Lal'in kalan kalyonlarna kadnlarla ocuklarn bindirilmesini seyrettiler. Gece bu kalyonlar akta demirleyecek, ertesi gn de sava sona erinceye dek orada kalacaklard. Eer Opet yenilecek olursa ki Huy oundan emindi, o zaman gle alacak, Manatassi yetimeden gneye varmaya alacaklard. Hayatta kalabilen erkekler de onlann ardndan gitmenin yoluna bakacaklard. Kalyonlarda herkese yer olmad iin nce kraln karlar ve ocuklaryla soylular bindirildi, arkadan rahibeler, tacir aileleri geldi. Bu arada Yuye kadnlaryla snfsz kadnlar da gemilere binmek iin rpndlar, didindiler, ama HabbaKuk Lal'in gemicileri onlar kafalarna vura vura geri pskrtt, bu ok irkin bir manzarayd. Huy onlara ok acd. Kadncazlar, dayaktan korunmak iin balarn, yzlerini rtmeye abalyorlard, hele bir gen Yuye kz, ban emiti, kucandaki bebeinin zerine upuzun, kara sa rglerinden kan szyordu. Lannon, kanlar ve ocuklaryla Habbakuk Lal'in amiral gemisinde veda- lat. ocuklar gelip Huy'u da ptler, veda ettiler. Sonra Lannon ile Huy, karaya dndler. Kyda birikmi kalabalk onara yol vermek iin sessizce alrken Huy, ak ak dmanlk belirtileri sezer gibi oldu. Neyseki muhafzlar evrelerini sarp oniar arabuk sokaklardan geirdiler, kampa gtrdler. Bu arada sitede kalan aa tabakadan halk, lgn gibi elenmeye balamt. Son saatlerini sarho olarak, glerek geirmek isteyenlerin yannda, zenginlerin boalan evlerini yamalamaya balayanlar da vard. Birden Huy'un aklna, altn kitaplar geliverdi. Efendimiz, bana biraz izin verir misiniz? Gideyim evimin halkyla vedalaaym, klelerimi azad edeyim, deerli eyam, zellikle altn levhalar saklayaym. Yal kleler Huy'un onlar azad etmesini bir trl anlamyor, alayorlard: Ama bizim evimiz buras, ne olur efendimiz, bizi kovmayn. Huy onlara aklayamyordu ki, ylece mutfakta brakt, kt. Gen klelerden birinin yardmyla altn levhalar binbir glkle

tadlar. Baal tapnan geip, yarktan Astarte maarasna girdiler. Buras bombo, sessizdi. Rahibelerin tm de kalyonlara binip almlard. Huy bir an gln banda durdu, suyun derinliklerine bakt. Sonra: Beni bekle sevgilim, yaknda geliyorum, yannda yer a bana, diye fsldad. Gitti, arkadaki odada tapnak muhafzlarn buldu, onu sevinle karladlar. Bizi buradan kartn, biz de savaalm kutsal babamz, dediler. Sonra levhalar mleklere koymasna, altn mhrle mhrlemesine yardm ettiler. mlekleri ieriye, arivlere tayp ta raflara yerletirdiler, nlerine de iri mleklerden dizip gizlediler. Huy, drt subayla yz askeri de ya- nnda, ordu kampna gtrd, tapna bo brakt. Lannon onu grnce derin bir soluk ald. Dnmeyeceksin sanmtm, Huy, dedi. Sz vermitim ya, efendimiz. Hem bakn size ne getirdim. Ve byle diyerek Opet'in en sekin savalarndan yz askerini gsterdi, bunlar bir Yuye blne bedel savarlard. Lannon ok sevinmiti, adamlarn tertemiz, prl prl silahlarna, zrhlarna bakt, bunlar yorgun, bkkn deillerdi, henz sava- mamlard. Subaylarna dedi ki: Siz imdi benim muhafzlarmsmz. Benimle Huy Ben- Amon'un. Yanmzdan ayrlmayacaksnz. Huy ile Lannon ertesi gnk sava planlarken Rib - Addi ellerini ovuturarak ieri girdi: Efendimiz, hazineyi ne yapacaz? Daha gvenli bir yere tatsaydk, diyorum. Gvenli yer neresi, syler misin bana? Hrkimse gneli kapy bilmiyor ki! Hazineyi olduu yerde brak, biz gidip alncaya dek kimse ona iliemez. Zaten tm bu hazineyi oradan tamak on gn ve bin kii ister. Hadi imdi k, canm skma, nemli iim var benim. Rib - Addi aresiz kt. Bir trl kafas almyordu, altndan ve hazineden nemli ne gibi bir i olabilirdi ki? Epeyce altktan sonra Lannon ile Huy biraz hava almak zere dar ktklarnda baktlar adrn yanbanda kpek gibi kvrlm bir ey var. Bu, kk Boiman avcba Xhai'den bakas deildi. Her zamanki gibi sadk, efendisinin adrnn kapsnda uyuyordu. Lannon dedi ki: Onu uzaklatrmay, gndermeyi denedim, anlamyor, gitmiyor. Bou bouna lecek. Ama onu zorla nasl uzaklatrabilirim ki? Huy bir are buldu: Ona bir grev verip gnderin. Szgelimi, gney kylarnda ulu aslann izini bulmaya gnderin. Buna inanr. Evet, haklsn, sen syle ona, Huy. " Ve Huy kk, sar adama kendi dilinde; anlatt, kral bir kez daha ulu aslan avlamak stiyor, dedi. Hemen gidip iz bulmasn syledi. Xhai, nce Lannon'un dizlerine sarld, sonra zerinde uyuduu hasr toplad gibi karanlklara kart, gitti. Bir sre sustular, sonra Lannon sordu:

Kehaneti hatrlyor musun, Huy? Benden sonra Opet'te kim hkm srecekti? Ulu aslan ldren kimse. Peki, neden korkacaktm? Karanlktan. Ve Huy dnd, o kara canavarn sinmi bekledii yere, kuzeye bakt. Sonra Lannon: Bir dostun eliyle lecektim. Bakalm, greceiz, greceiz. Ama beni bala dostum, derdini depretirmek, yreinde kl- 'enmi olan alevi kurcalamak, kz sana hatrlatmak istememitim. Oysaki Huy'un Tanith'i hatrlamasna hi gerek yoktu, nk nasl olsa bir an bile aklndan kmyordu. Biraz dinlenmek zere adra ekildiler. Huy, barmaar- la, boru sesleriyle uyannca aklna ilk gelen kampa bir dman baskn oldu. Zrhn geirdi, baltasn kapt gibi dar frlad. Gece, afak skyormu gibi aydnlanmt, ama ters ynden geliyordu bu aydnlk, doudan deil de, glden geliyor, Opet'in kulelerini, surlarn a bouyordu. Lannon da hl uyku sersemi, Huy'un yanna gelmiti. Ne oluyor yahu? Ne var, Huy? Liman, donanma, kadnlar, diyebildi Huy. Birlikte kotular, Manatassi, gemileri atee vermemi, sadece gl tututurmutu. Baal ateiyle, tpk vaktiyle Huy'un rma tututurduu gibi. Habbakuk Lal'in kalyonlar imdi bir alev denizinin emberinde kalmlard. Kadnlarn, ocuklarn lklar ortal inim inim inletiyordu. Ama kydakilerin elinden bir ey gelmezdi, onlar kurtaramazlard. Bu arada gemilere bindirilmeyen aa snf ise kahkahadan ortal krp geiriyordu. Alevler ok gemeden teknelerin tahtalarn sard, kalabalk gvertelere doru hzla trmand. nsanlar, kadnlar, ocuklar karnca gibi oraya buraya kouuyorlard, ama kurtulu yoktu, hepsi de diri diri yanmaya mahkmdu ite. Kalyonlardan bir tanesinin demir ipi yanm, kyya doru srkleniyordu. Bylece Lannon, gelinlik ana gelmi ikiz kzlarnn gvertede birbirlerine sarlm, diri diri yandklarn yakndan grebildi. Manatassi de beride, kendi kysnda dkkatje seyrediyor, alevler o ak sar gzlerinde yansyordu. *** Artk bak kemie dayanmt. lm kalm savayd bu. Ye de son sava iin ideal bir yerdi, solda gln mavi sular uzanyor, sada kayalklar ykseliyordu. Ordunun iki yan buralara dayanr, gvencede olurdu. Karda, surlarn tesinde arazi akt, buradan beklenmedik bir saldr olamazd. Geride ise aa sitenin binalar, sokaklar ylmt, daha geride tapnan koskocaman ta duvarlar, onlarn zerinden grnen gne kulelerinin tepeleri. Lannon bir gecede yklmt, ailesinin gzlerinin nnde diri diri yandn gren ve hibir ey yapamayan, elinden hibir ey gelmeyen biri nasl yklrsa, yle. Bugn cann diine takp savaacakt. Lejyonlar da sava dzeninde, kusursuz dizilmilerdi. nde her birinde bir tomar mzrakla hafif piyadeler, arkada, baltal, kargl,

iryar ar piyadeler, lejyonlarn belkemiini bunlar oluturuyordu. Hafif piyade ok sktrlnca geri ekilip yerini bunlara brakrd. Dman da bu salam duvara arpnca sapr sapr dklrd. En geride de okular yer alyordu. Onlarn gerisinde ise yedek mzraklar, oku'ar, kumanyay, yedek miferleri, baltalar, kllar ve sava iin gereken teki malzemeleri tayanlar. Bu adamlarn yznde korkudan eser yoktu, hepsi de ka kez savaa girmi km, lmle burun buruna gelmi asker- 'erdi. Huy ile Lannon'u alklyor, hatta akalayorlard. Sonra ikisi ykseke bir yere ktlar, sancaklar ekilmiti, tapnaktan gelen yz muhafz da arkalarnda yer almlard. Huy, buradan miferleri gnete parlayan, bu dzenli asker kalabaln seyrettike, bu kiilerin, birlikte lmeye deer yiit insanlar olduklarn dnd. Sonra, arap getirtti. Kadehini kaldrd, Lannon ile baktlar. Lannon usulca : U benim iin, Gnein Kuu, dedi. Kkre benim iin bugn, Ulu - Aslan. kisi birlikte kadehleri diktiler, sonra yere arpp krdlar, son kez gldler. Sonra kuzeye baktlar. Manatassi sabah gneinde harekete gemiti, gln kysndan tepelerin eteklerine dein dzl batan baa kaplayan bir cephe oluturarak geliyordu. Be yz bin grtlak bir arada ark syleyerek, plak ayaklarn yere vura vura geliyordu. Blnmez, paralanmaz bir tek cephe, tek vcut halinde, dzenli sralarla geliyordu. Bitmek bilmiyordu. Huy mrnde byle bir ey grmemiti. Bylesine bir dmana yenilmek, onurunu yitirmek saylmazd. Aznn ii kuruyor, kan damarlarnda gmbr gmbr atyordu imdi. Sava baltasn yksee kaldrd, kara ordu yz elli adm yaklamt artk, hi tnmadan, yryor, yryordu. Yz adm kalnca Huy baltay indirdi, iareti verdi, ok yamuru balad. Karanlktan bir homurtudur duyuldu, ama hi tnmadan ilerlemesini srdrd. Oklar hi ie yaramyor gibiydi, nk biri dnce arkadan gelen hemen onun yerini alyor, yere den de ayaklar altnda inenip gidiyordu, o kadar. Huy'un hafif piyadesi bu ilerleme karsnda endi, gitti. Manatassi olanca arlyla Huy'un cephesine yklendi. Onu durduracak hibir g dnlemezdi, fazla geni, fazla derin, fazlasyla da glyd. Sonra birden, skt, geri ekilir gibi oldu, arkadan gelenler ndekilerin zerine ylm, kendi arkadalarn ezmilerdi. Bunun zerine Huy'un mzraklar lemeye balad. Manatassi geri ekildi, toparland, sonra birden yklendi. leyin Lannon ile Huy, sancaklaryla birlikte, bulunduklar tepeyi brakmak zorunda kalmlard. leden bir saat sonra Huy, son yedek kuvvetlerini de cepheye srd, sadece tapnak muhafzlar yannda kald. Kara dalgalarn ard arkas hl kesilmiyordu, sonra aa siteye girildi, sokak arpmalar palad. Huy, sava yksekten, bir bakta gremez, kestiremez oldu. Artk sadece darack bir sokakta, kara savalar geri pskrtmeye abalayan bir avu lejyoner gryordu. Huy mrnde ilk kez arpmann iinde kald. Artk sava kontrolnden kmt. Lannon ile ikisi, askerlerinden kk bir hcrenin ortasnda kalm, ordunun geri kalan kesimiyle ilikileri kopmutu. Dman akn akn surlardan ieri giriyor olmalyd.. Son sava da kaybedilmi, beklenen mucize gereklememiti. Lannon haykrd: Tapnaa ekilelim mi? Opet ordusu yoktu artk, srt srta, omuz omuza dvmek zorunda kalan birka yz askerden ibaret kalmt, bu dvn tek k vard, lm. Tapnak muhafzlarn evrelerinde

toplayarak tapnaa doru ekildiler. Manatassi'nin kara srleri pelerindeyd\ stelik tapnak ile aralarna girmiler, aa siteyi de atee vermilerdi. Alevler hzla yaylyordu. Huy sokaklardan glkle geebiliyordu, ylesine kalabalkt. Tapnan ana kaps ak, savunmaszd. Muhafzlar kam, ortalkta kimsecikler kalmamt. Huy ile on adam basamaklar tutarken Lannon kaplar kapad, Huy son anda ieri dald. Kanl silahlarna dayanp biraz soluk aldlar, terlerini sildiler. Ne var ki ak olan dou kapsndan ieri kara ordu giriyordu. Huy: Maaraya! diye bard. Yine kaplumbaa gibi, kalkanlar rtndler, kalkanlar epeevre kuandlar, evrelerinde dman kum gibi kaynarken yukarya trmandlar, yanan siteden ykselen duman, onlar bouyor, gzlerini kr ediyordu. Birdenbire, Huy'un yanbanda yryen sava bir lk atarak kasklarna yapt. zerinde ilerledikleri zemini kaplumbaann nde gidenlerinin kestii kara savalarn l'eri dolduruyor, onlarn zerine basarak gemek zorunda kalyorlard, ne var ki llerin ou birden canland, stlerinden yryen askerleri alttan baklamaya baladlar. Huy seslenmek, askerlerini uyarmak istediyse de artk ok geti. Dman, kaplumbaann iine de girmiti, ayaa frlam, Huy'un adamlarn dnp dvmeye zorluyor, bylece adamlarn srt dardaki dmana alyordu. Kaplumbaa dald, kara sr kovandan frlam arlar gibi zerine t. Huy, Lannon'u, Bakmor'u ve kalan birka kiiyi daha alarak, maarann yarna kotu. Baltasn sallayarak yol ayordu, maaraya ancak be kii ulaabildiler, ama Bakmor kaburgalarna bir karg yemiti. Huy baltasn teki eline ald. Bakmor'un basamaklar kmasna, yarktan ieri girmesine yardm etti, son basamakta Bakmor dizst dt. Huy onu zorla kaldrp ieri ald, srtn duvara dayad, oturttu. Soluk solua, Bakmor, diyerek yzn kaldrdnda, gzleri grmeden bakyordu, donuk- iamt. Huy bu gzel ba brakt, ayaa kalkt. O srada Lannon: Geliyorlar, diye bard. Drd, Huy, Lannon ve iki asker, maarann giriini uzun sre tutabildiler, kara derili askerlerin lleri yerde yld, yld, girii tkad. Sonra okular yetiti, geidi ok yamuruna tuttular. Bu oklardan biri kalan iki askerden birinin grtlana sapland. Bu kez geit boyu koarak gerilediler. Bundan sonraki ok yamurundan bir ok Huy'un miferine dedi, bir bakas son kalan askerin srtna sapland. Asker yzkoyun yere kapaklanrken Huy'un eteine yapt: Acyn bana efendimiz, vurun beni, onlara brakmayn, diye yalva'd. Huy koarken durdu, seslendi: Sen git Lannon, geliyorum. Geri dnd, askere yaklat, adamcaz: Baal sizi kutsasn efendimiz, diye barrken miferini ekip kard, ban edi, Huy da, Huzura kavu! diyerek baltasnn tek bir vuruuyla onun ban gvdesinden ayrd. Sonra yine dnd, kotu. Bir ok gznn altna geldi, yanan ta kulana dek yrtt, eti salland kald. Huy koarken getiler ayak sesleri duvarlarda yanklanyordu. Yeil gln evresini dolanarak tapnan kapsna vardklarnda ardlarndan bir ok yamuru daha yetimiti. Lannon hafife tkezledi, sonra tapnaa daldlar. Lannon soluk solua sordu: Onlar burada tutabilir miyiz? Hayr. Arive! Ama sana ne oldu efendimiz?

Ben de vuruldum, Huy. Ok sol koltuuna girmiti, yree ok yakn olmalyd. ldrc bir yarayd bu, hi kimse byle"" bir yara alp sa kalamazd. Lannon sordu:" Yara nasl Huy? Acmyor. ok kt olamaz. Huy da: Talihin varm, derken oku baltayla kesti, sadece yarann iindeki ucu kald. Sonra Lannon'u kolundan tutarak geriye, arive gtrd. Lannon sordu: Gneli kapdan m? Huy: Ancak en sonda. Ancak baka are kalmaynca, diyebildi. Sonra tuniinden yrtt bir parayla Lannon'un sol kolunu askya ald. Astarte tapnann iinde imdi ayak sesleri, fsltlar iitiliyordu. Geliyorlar. Bu geidi bulmalar uzun srmez, dedi. Byle derken de bir tanesi muhafzlar odasn geerek ban uzatt, arive bakt. Huy karanlktan aydnla kp Vendi dilinde adama meydan okudu. attlar, akbabal bata, kara derili savann iini bitiriverdi. Manatassi, Astarte tapnanda dikilmi duruyordu. Gece- yarsn gemiti, ama duvarlara takl mealeler yanyor, ortal gndz gibi aydnlatyordu. Her yan savalarla doluydu ve yle kalabalkt ki, Manatassi tnel azndan rahat girebilsinler diye i duvarlarn yklmasn emretmiti. Bunca adamn yutmu olan o kapkara, kt az hl lm kusuyordu, nk ieride Opet'in o iki sava eytan direnmekteydiler. imdi bile yarallar, ller, geidin azndan srklenerek kartlyordu. Bunlardan bir tanesinin kolu dirsekten kopmutu. Manatassi bunu yapan silah ok iyi tanyordu, fkesi bsbtn kabard. Yreini skan, o bo inanlara dayal korkusunu ezdi geti. Kleyken Opet tanrlarn yeterince renmiti, onlarn geni, sonsuz gcn, acmaszln iyi biliyor, onlardan korkuyordu. imdi de o korkun tanrlarn kutsal yerini, tapnan inediini ok iyi biliyordu. Buray bir lm laneti korumaktayd, bunu duymutu. Herhalde bu yzden o ikisi buraya, u karanlk delie snmlard. imdi fkesi yatt, tanrlardan korkusu ar bast. Beyaz tanrlarn gzlerinin zerinde olduunu biliyordu. urasn yoketmeyi, bir an nce ekip gitmeyi istiyordu, ama o iki inat, hl ona kafa tutuyorlard ite. Birden : Ate yaklsn, vahi kpekler gibi inlerinde boulup gebersinler, dedi. Tnelin giriine ate yaktlar, atei taze dallarla beslediler, youn, ac bir duman tapnan iini de, tneli de doldurdu. Tnelin aznda ksre tksra yer aidlar, silahlarm hazr tuttular, nk bu durumda hibir canl kalamazd. Mutlaka dar kacaklard. Ne var ki, bir saat geti, kimseler grnmedi. Ate snd, ieri baktlar, her yan llerle doluydu, ama hibir yaam belirtisi grlmyordu. Manatassi iini saran korkuyu yattrp girdi, llerin zerinden atlayarak yrd. Kan, plak ayaklarna yap yap bulayordu. Elindeki mealeyle ta girintilerin her birini teker teker yoklad. Manatassi bu toprak kaplar iinde neler olduunu biliyordu, Huy'a levhalarn yazlmasnda ok yardm etmiti. imdi de onu aryor, ama gremiyordu. Sadece kara cesetler, bo girintiler, o kadar. Geidin sonuna vardnda meale, gne resmini aydnlatt. Manatassi gne tanrsnn bu simgesini tanr tanmaz tm cesaretini yitirdi. Yerde, resmin tam nnde bir ey parlad. Akbabai baltayd bu, tanr simgesinin nne adak gibi brakImt. Onlar da ekip gitmi,

tanrlarna kavumu olmalydlar, nk buras botu. Manatassi'nin cn almasn engellemiler, doast glerle kar karya getirerek cann tehlikeye atmasna neden olmulard. Manatassi geri geri kt, Astarte tapnana kadar kotu. Sonra dnd, tnelin azna bakt. Azad edilmi klelerden duvarclar getirin bana. u girii rsnler, oras belal, kt, rsnler, kapatsnlar. Hemen kotular, Manatassi'nin cesareti, fkesi ve nefreti yerine gelmiti. Onun ktln yokedeceim ben. Buray lanetliyorum, bu tepeleri lanetliyorum. Sonsuza dek lanetliyorum. Yakn, hereyi yakn, yokedin, ykn. nsanlarn aklndan da, yeryznden de silinmesi gereken bir bel buras, sonsuza dek. Bylece duvarclar krallarn mezarna giren kapy rdler. Opetlilerden rendikleri beceriyle, ustalkla rdler, ilerini bitirdiklerinde kap tamamen silinmi, yokolmutu. Sonra Manatassi siteyi yerle bir etti. Tek bir canl brakmad, herkesi ldrd, sonra gnlerce aa siteyi kasp kavuran alevlere att. Sonra surlara, kulelere bakt, demir penesiyle iaret etti. Ta ta stnde kalmamacasna yktlar. Sur'ar da, gne kulelerini de, o gzelim Astarte tapnan da, hepsini. Ta temellerine dek indiler. Sokaklara denmi taiar skt'er, umann ta iskelelerini sktler, paraladlar. Milyonlarca karnca gibi alarak siteyi, tek bir iz brakmamacasna yerle bir ettiler. Kopardklar talar da teker teker yukarya, maaraya verdiler, ama gl ylesine derindi ki veya tanrann agzll ylesine sonsuzdu k', tm siteyi bir iz brakmayacak gibi yuttu, yine de duru, yeil sularn dzeyi bir parmak bile yksel- nedi. Manatassi, Opet'ten kp douya doru, imparatorluun yklmasn tamamlamak zere yrdnde, geride rzgrn bulut bulut datt kl ynlarndan te hibir ey brakmamt. Manatassi adamlarn bir a gibi drt kralla yayd. Opet- lilerin yapt tm siteleri, madenleri, baheleri, balar yoket- rnelerini emretti. Ama nefretinin atei giderek yatyordu. Yrei boalmt, kararmt. lyordu o kocaman gvdesi, i i - boalm bir kabua dnmt. O ak sar gzleri bile douk donuk bakyordu artk. Orta kralln o ulu, surlarla kuatlm sitesine, Zimbaoya geldi. Tek bir Opetli kalmam, hepsi de lm gitmiti. Site de kendi gvdesi gibi sahipsiz, bombo kalmt. Manatassi bir posta brnd, atein bana uzand, sabahleyin cesedi kasKat kesilmi, soumutu. Onu surlarn dna gmdler, sonra aralarnda kavga balad. nk Manatassi yerine geecek kimse brakmamt. Her komutan kendini orduya bakumandan atad ve Manatassi ordusu yz kabileye blnd.

Zamanla Manatassi de, Opet sitesi de insanlarn belleinden silindi, gitti. Boiman Xhai, iyice yalanp da leceini anlaynca Opet'e dnd. Gl kurumu, klmt. Kylar kzl tepelerden yimi mil uzakta kalmt ve sular bulank, s, lkt. Xhai, Baal tapnann bulunduu yerde yrd ve oray tanyamad, neden sonra gzne, Astarte maarasna giren yark iliti. Gln banda konaklad, kk bir ate yakp tm yallar gibi bir eyler mrldanarak bana kt. Anlar gzlerinin nnde canlann ca bydler, renklendiler, onlar alakoymak, lmsz klmak istedi. Kuandaki kk boya kaplarn ald, maarann gerisindeki duvara gitti. Figrn ana izgilerini duvarn en dzgn yerine kmrle izdi. Ar ar, dikkatle ve byk bir sevgiyle, tutkuyla alyordu. Sonra boyalarn kartrp o gururlu, beyaz yzl, tanrya benzer insann resmini, o krmz sakalyla, olanca erkekliiyle izmeye koyuldu ve alrken kayann ardndan ta derinlerden, krallarn mezarnn bulunduu yerden kulana sesler fsldanr gibi oldu. Huy, yorum, bana bir iyilik yap, dostum. Kehanetin ngrd o dostluk elini esirgeme benden. Yapamam Lannon, yapamam. yorum, ac ekiyorum, Huy. Beni seviyorsan yap. Seni severim. U benim iin, Gnein Kuu. Yal adam alrken rzgr kayalklar boyunca fsldyor, i geiriyordu ve bu i ekiler sevgilisini, vatann yitirmi, tanrlarn inkr etmi, sonunda da dostunun acil an na son vermek, onun cann almak zorunda kalm bir adamn i ekilerine benziyordu. Hl dostunun kan bulam klc, kabzasndan ta zemindeki bir ukura salamca yerletirip, keskin ucunu kaburgalarnn altna dayad, sonra da zerine aband zaman da herhalde bylesine i geirmi olmalyd. *** RAND DALY MAL Gazetesi, 26 Mays Mlti Milyoner Adamnn lm Louren Sturvesant Esrarl Bir Hastalktan ld BOTSWANA, CUMARTES. Tannm milyoner, iadam ve sporcu, Johannesburg'un Sandown, Kleine Schuur Mahallesinden Bay Louren Sturvesant, dn burada ksa bir hastalk sonucu lmtr. Bay Sturvesant, Botswana'da yakn bir zamanda kefed'ren eski Kartaca kentinin bulunduu yeri ziyaret ediyordu. Kazlar yneten Dr. Benjamin Kazin de bulac olduu sanlan hastala yakalanmtr. Dr. Kazin, uakla Jonnesburg'a getirilmitir. Hastanenin bir szcs, durumunun kritik olduunu sylemektedir. ** *

FNANCAL GAZETTE 28 Mays Son Haber Anglo - Sturvesant Hisse Senetleri Dyor, Borsada Panik. HOLLARD SOKAI, PAZARTES. Anglo - Sturvesant irketi Ynetim Kurulu bakan Bay Louren Sturvesant'n lm haberi zerine Sturvesant irketleri Grubu hisse senetleri bugn xo- hannesburg Borsasnda hzla dmeye balamtr. THE STAR 3 Haziran nl Arkeolog yileme Yolunda JOHANNESBURG, PAZAR. Doktor Benjamin Kazin'in on on komada kaldktan sonra bugn kendisine gelmi olduu hastane szcsnden renilmitir. Doktor Kazin, Antropoloji ve Tarihncesi Afrika Enstits' nn mdrdr, eski Kartaca sitesi Opet'i kefetmitir. Bu yeni bulduu silo zerinde alrken yakaland pek az grlen bir mantar hastlfjmdan komaya girmiti. Bugn Doktor Kazin'i ziyaret eden yardmcs Doktor Sally Senatr, Dr. K/in'ln ok daha iyi olduunu, fakat Bay Sturve- sant'n lmndn dolay byk sarsnt geirdiini sylemitir. THE STAR 6 Eyll Tannm Arkeologlar Evlendi CAPETOWN, CUMA. Opet sitesini bulan Doktor Benjamin Kazn.uzun sredir yardmcln yapan Doktor Sally Benator ile bugn, burada ksa bir nikah treniyle evlenmitir. Gelin balaym eski Opet sitesinde alarak geireceklerini sylemitir. *** THE TMES 20 Nisan Arkeologlar dllendiriliyor LONDRA, CUMARTES. Krallk Corafya Cemiyetinde bugn Cemiyetin Olaanst Genel Kurulu toplanm ve Dr. Benjamin Kazin'e Cemiyetin ok deerli Kurucu ve Patronunun Nian verilmitir. Toplantdan sonra ksa bir tren yaplm, bu trende, Dr. Kazin'in tannm ressam Pietro Annigoni tarafndan yaplm bir portresi, Cemiyete aslmtr. Dr. Kazin'in yannda ei, kendisi de arkeoloji dnyasrda tannm bir kii olan Dr. Sally Kazin, kzlk adyla Benator da bulunuyordu. ift, ngiltere'de ve kta Avrupa'snda iki haftalk bir tatilden sonra Afrika'ya dneceklerdir.

BTT

You might also like