You are on page 1of 30

Ekonomik Yaklam, Cilt : 20, Say : 70, ss.

31-60

KEYNES DEVRM VE KEYNESYEN KTSAT


Mahir FSUNOLU 1 Bilge KKSEL TAN 2
zet J.M.Keynes, geleneksel iktisadn kendiliinden tam istihdamda denge kavramna kar km ve iktisatta bir devrim yaratmtr. Keynesin Genel Teorisinin baars, bir lde dnemin hem ekonomik ve sosyal artlarna, hem de ne srd yeni teorinin bilimsel karakteristiine baldr. Geleneksel (ortodoks) iktisadn ngrleri yaanan gereklerle uyumuyordu. 1930lu yllarda ngiltere ve batnn sanayiilemi dier lkeleri, ortodoks iktisadn aklayamad endstriyel durgunlukla birlikte uzun sre devam eden youn isizlik deneyimini yayordu. te byle bir ortamda Keynes, belirsizliin iktisadi analizlerdeki nemi, parann ekonomide deien rol ve eksik istihdam varsaym ile Klasik iktisad temelinden sarsmtr. Keynes, ne srd yeni fikirler ile iktisatta gerek bir devrim yaratmtr. Bu devrim, kar devrimlerin ortaya kmasna yol amtr. Keynesyen ktisat, temelde Keynesin argmanlarna dayanmakla birlikte zaman ierisinde Keynesyen ktisatlarn Keynesin zgn grlerinden uzaklaarak Neo-Klasik Sentez ats altnda toplandklar grlmtr. NeoKlasik Sentez, Keynesin devrim nitelii tayan grlerini geri plana itmitir. almada Keynesin ktisad ile Keynesyen ktisat, paylatklar temel argmanlar ve ayrldklar temel varsaymlar asndan incelenmeye allacaktr. Anahtar Szckler: Keynesin ktisad, Keynesyen ktisat KEYNESS REVOLUTION AND KEYNESIAN ECONOMICS Absract J.M.Keynes opposed to full employment equilibrium of traditional economics and made a revolution in economics. The success of Keyness General Theory

1 2

Prof. Dr., ukurova niversitesi, ..B.F. ktisat Blm, Adana. (fisunogl@cu.edu.tr) Yrd. Do. Dr., Gaziantep niversitesi, ..B.F. ktisat Blm, Gaziantep. (bkoksel@gantep.edu.tr)

32

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

partially depends on the economic and social conditions of those period and also depends on the scientific characteristics of the new theory which he has alleged. The foresights of the traditional (orthodox) economics conflicted with experience of reality. U.K. and other industrialized countries of the Western world had faced an experience of massive unemoployment with industrial stagnation which cannot be explained by orthodox economics in the 1930s. Therefore, Keynes had critized the Classical economy with the importance of the uncertainity in economic analysis, the different role of money in economics and underemployment assumptions. Keynes had a real revolution in economics whith his suggestions. This revolution leads to counter revolutions. Although Keynesian economics based on the arguments of Keynes, by the time some Keynesian economists differed from Keyness original opinions and that they are grouped under Neo- Classical Synthesis. Neo- Classical Synthesis has drawn back the revolutionist suggestions of Keynes. In this study, economics of Keynes and Keynesian economics are tried to investigate with common basic arguments and basic assumptions that they difffer from each other. Key Words: Economics of Keynes, Keynesian Economics, Different Interpretations of Keynes. GR ktisadi dalgalanmalarn geici bir olgu olduu, ekonominin her zaman kendiliinden tam istihdamda dengede olaca, dolaysyla devletin ekonomiye mdahale etmemesi gerektii varsaym zerine kurulu olan Klasik ktisat teorisi, 1929 bunalmn aklamakta yetersiz kalmtr. 1929 bunalm sonrasnda ise Keynesyen Makro ktisat ortaya kmtr. Keynesyen Makro ktisat, temelde J.M.Keynesin argmanlarna dayanmaktadr. Keynes, serbest piyasa ekonomisinin her zaman tam istihdam salayamayaca ampirik gzleminden yola kmtr. Byk Bunalm, bu gzlemi teyid etmitir. Keynesin iktisat teorisine esas katks, stihdam, Faiz ve Parann Genel Teorisi ya da ksaca Genel Teori ile olmutur. Keynesin Genel Teorisinin baars, bir lde dnemin hem ekonomik ve sosyal artlarna, hem de ne srd yeni teorinin bilimsel karakteristiine baldr. Geleneksel (ortodoks) iktisadn ngrleri yaanan gereklerle uyumuyordu. Aslnda Genel Teori, sadece 20 yzyl kapitalist ekonomilerinin yapsn incelememekte, ortodoks 19 yzyl rekabeti piyasa varsaymlarndan o dneme bir deerlendirme yapmaktadr (Bleaney, 1985:2). 1930lu yllarda ngiltere ve batnn sanayiilemi dier lkeleri, ortodoks iktisadn

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

33

aklayamad endstriyel durgunlukla birlikte uzun sre devam eden youn isizlik deneyimini yayordu. te byle bir ortamda Keynes, belirsizliin iktisadi analizlerdeki nemi, parann ekonomide deien rol ve eksik istihdam varsaym ile Klasik iktisad temelinden sarsmtr. Keynes, ne srd yeni fikirler ile iktisatta gerek bir devrim yaratmtr. Bu devrim, kar devrimlerin ortaya kmasna yol amtr. Keynesin Genel Teorisi ok deiik yorumlara konu olmutur. Bu deiik yorumlarda ne srlen grlerin ne lde Keynese ve Keynesyen iktisatlara ait olduu tartma konusudur. Keynesyen teori, temelde Keynesin argmanlarna dayal olmasna ramen Keynesin iktisad ile Keynesyen iktisat arasnda farkllk bulunmaktadr. Ancak btn Keynesyenler, ekonomik faaliyetlerin dalgalanmalar gsterdii ve parann nemli olduu konusunda ayn gre sahip olup, devlet mdahalesinin ekonomik faaliyetlerde istikrar salamas hususunda ortak paydada birlemektedirler. Keynesin bir ok yorumu bulunmasna ramen tanesi ok nemlidir. Bunlar; Keynesyen Teori, Post Keynesyen Teori ve Neo-Keynesyen Teori kapsamnda ele alnmtr. Neo-Keynesyen Teorinin geliim srecinde nemli giriimin olduu grlmektedir. Birincisi, Clower ve Leijonhufvudun Keynesi tekrar yorumlamas kapsamndadr. kincisi, genel denge teorisinde rekabeti olmayan (imperfectionist) gelimelerdir. Neo-Keynesyen Teorinin geliim srecindeki nc gelime ise, makro iktisadn mikro temelleri kapsamndadr. almann amac; Keynesin iktisad ile Keynesyen ktisat, paylatklar temel argmanlar ve ayrldklar temel varsaymlar asndan incelemeye almaktr. alma, iki blmden olumaktadr. Birinci blmde Keynesin iktisada getirdii yeni bak asnn bir deerlendirilmesinin yaplmasna; ikinci blmde ise Keynesyen iktisadn temel ilkelerinin ve Keynes ktisadnn farkl yorumlarnn zetlenmesine allacaktr. 1. Keynes Devriminin erii 1929 bunalmn aklamakta yetersiz kalan Klasik ktisat Teorisi; iktisadi dalgalanmalarn geici bir olgu olduu, ekonominin her zaman kendiliinden tam istihdamda dengede olaca, dolaysyla ekonomiye devletin mdahale etmemesi gerektii varsaym zerine kuruluydu. 1929 bunalm sonrasnda ise Keynesyen Makro ktisat ortaya kmtr. Keynesyen Makro ktisat, temelde J.M.Keynesin argmanlarna dayanmaktadr. Keynesin balca eserleri, Hint Paras ve Maliyesi (Indian Currecy and Finance) (1913), Barn Ekonomik Sonular (The Economic Consequences Of The Peace) (1919), Para Reformu zerine (A Tract On

34

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

Monetary Reform) (1923), Para zerine Bir nceleme (A Treatise On Money) (1930), Refaha Gtren Yol (The Means To Prosperity) (1933) ve stihdam, Faiz ve Parann Genel Teorisi (The General Theory Of Employment, Interest and Money) (1936) olmakla beraber iktisat teorisine esas katks, stihdam, Faiz ve Parann Genel Teorisi ya da ksaca Genel Teori ile olmutur. Genel Teori, Byk Bunalmn ya da Bunalmn yaratt iktisat teorisindeki krizin bir rndr. Keynesin baars, pratik fikirlerle pr Neo-Klasik Teori arasndaki uurumda kpr kurmas ve bunu yeni bir ekonomik teoriye- Genel Teori-, yerletirmesidir. Genel Teori, makro ekonomik teoride devrimcidir (Bleaney, 1985:2). Genel Teori ile birlikte, Neo-Klasik iktisadn unutturduu makro ekonomik analiz yeniden gndeme gelmitir. Neo- Klasik Teori, kaynak dalm sorunlar ile ilgilenirken, Keynesin ilgilendii alan, istihdam sorunlar olmutur. Bylece de temel sorun, kt kaynaklarn alternatif kullanmlar deil, kt kaynaklarn zellikle de emein eksik istihdam olmutur (Felderer ve Homburg,1987:17). Dolaysyla Keynes ile birlikte daha nce irdelenmeyen dengesizlik kavram, iktisatlarn gndemine girmi olmaktadr. Keynes, ampirik bir gzlemden yola kmtr. Bu da serbest piyasa ekonomisinin her zaman tam istihdam salayamayaca gereidir. Byk Bunalm, bu olguyu ampirik olarak teyid etmitir (Erol,1997:59). Keynese gre Klasik Teori, zel bir durumdur. Keynesin sorunu, tam istihdamdan geici sapmalar deil, aksine tam istihdamn nadir olarak rastlanan ve ksa dnemli bir olgu olduunu aklamaktr (Meltzer,1988:121). Genel Teorinin temel konusu, cari cretlerden almaya raz olduu halde i bulamama durumu olarak tanmlayabileceimiz istek d isizlik kavramn Klasik Teorinin aklayamamasdr. 1930larda makro teoriyi klasik ortodoksiden ayran iki gr vard. Birincisi; geni apl istek d isizlikti. Birok kii, cari cretten almak istedii halde i bulamyordu. kincisi ise, ekonomik faaliyetlerde ksa dnemli deimelerin temel kaynan oluturan toplam talepteki dalgalanmalard (Romer,1993:5). Keynes, Genel Teoriye klasik iktisadn iki varsaymna iaret ederek balamaktadr. Birincisi, Klasik Teorinin creti emein marjinal verimine eit varsaymasdr. Bu, emek piyasas sonularnn emek talebi erisi zerinde olduuna iaret etmektedir. kincisi ise Klasik Teorinin veri bir istihdam hacminde cretin faydasn istihdam hacminin marjinal zahmetine eit olduunu varsaymasdr. Bunun anlam, Keynesin reddettii emek piyasas sonularnn emek arz erisi zerinde olduu eklindedir. Bunun reddi ise, istek d isizlik olasln gndeme getireceidir (Snowdon ve Vane,1997:163).

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

35

Keynese gre Klasik Teori, u varsaymlara dayaldr (Leijonhufvud, 1968:101). * Reel cret, istihdamn marjinal zahmetine eittir. * stek d isizlik yoktur. * Her arz, kendi talebini yaratr (Say Yasas). Say Yasas, gelirden gmleme yaplmad varsaym altnda alan, tam istihdamn srekli olacan kabul eden ve bilginin tam olduunu varsayan bir teoridir. sizlik, bireylerin cari cretlerle almay istememelerinden kaynaklanmaktadr. Yani isizlik, istee baldr (Tekeolu, 1993:93). Keynes, istek d isizliin tanm ve zellikle parann rolne ilikin grleri dolaysyla Say Yasasna ve dolaysyla da Klasik Teoriye iddetle kar kmaktadr. Say Yasas, mbadele (takas) ekonomisi artlarnda geerli olup, parasal ekonomi artlarnda geerliliini yitirmektedir. Keynes, Say Yasasnn geerliliini kabul etmemi, efektif talebin retim ve istihdam hacmini belirleyeceini ne srmtr. Klasik analize gre retim, hane halknn tercihleri ve sermaye stoku ile retimin dier teknik belirleyicileri tarafndan snrlandrlmtr. Emek piyasas retim hacmini belirledii iin stratejik bir piyasa olarak ele alnmtr. Yetersiz talep sz konusu deildir. Klasik bak asyla bir yanda bir ok kiinin almak istemesi karsnda evrensel bir ar tketim istei durumunu anlamak zor olmaktadr. Keynes, isizlik paradoksunu efektif talep ilkesi ile zmeye uramtr. Yetersiz talep, retim hacmini kstlayacak, bu faktr gelirlerinde azala yol aacak, bylece de efektif talep decektir. Bu bak as Genel Teorinin z olmutur. retim dzeyi efektif talep tarafndan belirlenmektedir. Talep, kendi arzn yaratmaktadr. Eer Keynes, Say Yasasna kar kmak istiyorsa Klasik iktisadn ncllerine kar ataa gemeli idi. Genel Teorinin Klasik ortodoksiden drt nemli farkll u ekilde belirtilmitir (Felderer ve Homburg, 1987:72-73). * Cari reel gelir ile cari tketim harcamas arasnda istikrarl bir ilikiyi kuran tketim fonksiyonu. * Sermayenin marjinal etkinlii kavramna dayal bir yatrm teorisi. * Parann miktar teorisine alternatif olarak likidite tercihi teorisi. * Muhtemel fiyat ve cret katlklar. Keynes, Harroda yazd bir mektupta Klasik mirastan kkl bir dnm salayabilmek iin u temel sorunun zmlenmesi gerektiini vurgulamtr. Birincisi, efektif talep teorisidir. kincisi, likidite tercihi teorisidir. ncs ise sermayenin marjinal etkinlii kavramnn tanmna ilikindir (Meltzer,1988:122).

36

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

Bylece Keynes, Genel Teorinin esas ieriinin; efektif talep, likidite tercihi ve sermayenin marjinal etkinlii kavramlarndan olutuunu belirtmitir. Keynese gre, ksa dnemde istihdam dzeyi retim hacmi tarafndan belirlenmektedir. retim hacmi ise efektif talebe baldr. Efektif talep, satn alma gcyle desteklenmi talep demektir. Toplam harcamalar ve toplam satlar farkl bak alaryla ayn ey demektir. Satlar da (stok deiiklikleri hari) retime eittir. O halde temel sorun, efektif talebi nelerin belirlediidir. Keynes, bu soruyu cevaplandrmak iin efektif talebi tketim ve yatrm olmak zere iki bileene ayrmtr. (Stewart,1986,s.68). Keynesin efektif talebe tketim+yatrm asndan bakan toplam talep teorisi, toplumda talebin yneldii iki temel mal grubunu ayr ayr gstermekte; bunlarn talebini belirleyen deikenlerin farkl olduunu ortaya koymaktadr. Tketim mallar talebi gelire, yatrm mallar talebi de karlla baldr. Tketicilerin psikolojik eilimleri ve toplumun zellikle firmalarn- davran yaps yledir ki, i) ok dk dzeylerin stndeki gelir dzeylerinde, gelirin bir ksm tasarruf edilmektedir. ii) Reel gelire her net ilavenin bir ksm tasarrufa gidecektir. Bundan dolay, toplumun tketmek istedii ve retmek gcne sahip olduu mal miktar arsndaki fark, gelir ykseldike mutlak olarak byyecektir. yleyse, toplumun retmek gcnde olduu mal miktar iin bulaca piyasa, tketim fonksiyonu veri iken yatrm hacmine bal olacaktr. Tketimi ve yatrm belirleyen etkenler, birbiriyle ilikili deildir; yle ki toplam talebin, sat haslatnn daima tam istihdam retimindeki toplam maliyeti veya arz fiyatn karlayacak dzeyde olmas beklenecek bir durum deildir (Kazgan,1991,s.270). Keynes, tketimin reel gelirin istikrarl bir fonksiyonu olduunu varsaymtr. Tketimin reel gelire bal olduunu ak bir biimde ilk kez ortaya koyan Keynes olmutur. Keynes tketim harcamalarnn para aldanmasndan etkilenmediini gstermek amacyla tketimin reel gelirin bir fonksiyonu olduunu belirtmitir. Keynes, tketimi etkileyen gelir dndaki, beklentiler, politika deiiklikleri, faiz oranndaki dalgalanmalar gibi deikenleri sabit varsaymtr. Keynes, bu deikenlerin dsal olduunu varsaymtr. Bu deikenler deitii takdirde tketim fonksiyonu kayacaktr. Keynes, tketim eilimini gelirin istikrarl bir fonksiyonu olarak ele almtr. Tketim fonksiyonunun eiminin (tketim eiliminin) istikrarl olmamas durumunda tketim fonksiyonunun konumu ve eimi deiecektir. Tketici davranlarn etkileyen gelir dalm ve gelir dalmn belirleyen toplumsal kurumlar ve yerleik uygulamalar ve psikolojik nitelikteki

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

37

etkenler gibi tketim fonksiyonunun konumunu ve eimini deitirecek etkenler genellikle ksa dnemde hemen deimeyecek niteliktedir. Dolaysyla tketim fonksiyonunun konumu ve eimi byk lde istikrarldr (Stewart,1986,s.69-72). Bu varsaymlar, Keynesin temel psikolojik yasas kapsamnda dnlebilir. nk Keynes, sermayenin marjinal etkinlii, likidite tercihi ve tketim eilimi kavramlarn psikolojik faktrler olarak ele almtr. Genel Teorinin esas ieriinin de bu kavramlardan olutuunu belirtmitir. Keynese gre insan tabiatnn psikolojik karakterinin devreye girdii iktisada ait bu motif, iktisadi hayatn ileyiine yn vermektedir. Yatrm karar alma durumunda olan bir yatrmcnn zihinsel durumu, elinde para m yoksa tahvil mi tutmann daha rasyonel olacan dnen bireylerin zihinsel hali ve yine gelirlerinin hangi orannda tasarruf, ne kadaryla da tketim yapacaklarn dnen tketici olarak bireylerin davranlar eklindeki psikolojik faktrler, Keynesin modelinde dsal kabul edilmitir (Alada,2000,s.78-79). Keynesin sisteminde yatrmlar nemli bir yer tutmaktadr. nk Keynese gre efektif talebin itici unsuru, yatrmlardr. Kahnn yatrm harcamalar artnn kendinden daha byk istihdam genilemesi yarattn gstermek iin kulland oaltan (arpan) kavramn, Keynes, yatrm artlarnn gelire etkisini gstermek iin kullanmtr. arpan kavram, Keynese kadar anlalmam iki noktay ortaya koymaktadr. Birincisi, para arzndaki genilemeyle finanse edilen yatrm artlarnn atl kaynaklar olan bir lkede yatrm harcamasndaki arttan daha byk bir gelir artna yol aaca dncesidir. kincisi, harcama akmnda meydana gelecek sznt ile ilgilidir. Buna gre arpan etkisiyle ortaya kacak gelir art bir sre sonra harcama akmnda meydana gelecek szntlar dolaysyla gittike azalacak, bir sre sonra yok olacaktr. Bu konu, Byk Bunalm dneminde para basarak ekonomiyi canlandrmak isteyenler arasnda ilgi ekiyordu. Ancak arpann ileyii nedeniyle gelirde meydana gelecek artlar belli bir zaman gemesini gerektirecekti. Keynes, arpann bu dinamik yn zerinde durmam, onu statik bir erevede ele almtr. Buna gre, yeni denge gelir seviyesi bir gecikme olmadan gerekleiyordu. Keynes, arpann statik yorumu ile, gelirin yeni denge seviyesinin arpana bal olacan varsaymtr (Kazgan,1991,s.272-73; Sava,1998,s.762; Niehans,1990,s.351). Keynese gre tketim harcamalarndaki art, gelirdeki bir artla mmkn olmaktadr. Gelir art ise yatrmlarn artmasna baldr. Yatrm kararlarnn verilmesinde ise iki faktr etkili olmaktadr. Faiz ve sermayenin marjinal etkinlii. Keyneste yatrm kararlarnn olumasnda piyasa faiz oranlar dikkate alnmakla birlikte yatrmlarn sonucunu, sermayenin marjinal etkinlii ile ilikili beklentiler belirlemektedir. nk Keynes, veri bir beklenti seti iin yatrmn temel

38

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

belirleyicisi olarak faiz oranlarn gstermektedir. Sermayenin marjinal etkinlii ile tanmlanan kar beklentisi ve cari faiz oranlar (finansman maliyetleri) arasnda fark olutuunda ve bu fark giriimci tarafndan tatmin edici olarak deerlendirildiinde yatrm karar alnmaktadr. Yani giriimcinin yatrma ynelmesi iin sadece kredinin ucuz olmas (faizin dk olmas) yeterli olmamaktadr. Ksacas, yatrm kararlar, karllk beklentisi boyutunda belirlenmektedir (Greenwald ve Stiglitz,1987,s.129; Paya,1998,s.232). Keynesin Klasik iktisatlardan ayrld temel nokta, yatrm kararlarnn sadece sermayenin cari marjinal verimliliine dayal olmayp, ayn zamanda sermayenin gelecekteki beklenen getirisine de bal olmasdr (Felderer ve Homburg,1987,s78). Yatrm kararlarnn verilmesinde gelecek ile ilgili beklentiler nemli bir rol oynamaktadr. Gelecein belirsizlii gz nnde bulundurulduunda Keynes, yatrm kararlarnn verilmesinde animal spirits (hayvani gdler) adn verdii davran eiliminin de rol oynayacan da belirtmitir. Belirsizlik, sermayenin marjinal etkinliinin faiz esnekliinin dk olmasna, speklatif amal para talebinin faiz esnekliinin ise yksek olmasna neden olmaktadr. Dolaysyla, belirsizlik hem sermayenin marjinal etkinliini, hem de elde bulunduracamz para miktarnn biimini etkilemektedir. Keynes dncesinde belirsizlik 3 olgusu nemli bir yer tutmaktadr. Keynesin endie, korku ya da gvensizlik dereceleri olarak ifade ettii, gelecein bugnden bilinmedii bir ortamda bireylerin para, tahvil, hisse senedine ynelik taleplerinde ve yatrm kararlarndaki sbjektif ve psikolojik durumlar, belirsizlik anlaynn zn oluturmaktadr (Alada,2000,s,78). Belirsizlik olgusu ile birlikte zaman unsuru da n plana kmtr. Keynes, Marshall ile birlikte iktisadi analizlere dahil olan zaman kavramn iktisat teorisine geri getirmitir. Keynesin analizinde zaman, yani tarihsel zaman, nemli bir ekilde girmitir. Genel Teorinin en nemli mesaj, zaman ve kesin olmayan beklentilerdir (Asimakopulus,1976,s.7- 8). Zaman kavramna tarihsel adan bak, ekonomik rasyonalite kavramnn anlamn da deitirmitir. Keynes, ekonomik kararlar gerek tarihsel zaman iinde ortaya ktklar biimde ele almaktadr. Bu anlaya gre, gemite alnan kararlarn geri dnlmez bir biimde gelecei etkiledikleri ve gelecein tam olarak bilinemeyecei (belirsizlik) gereinin vurgulanmas, ekonomik rasyonalite kavramna geleneksel iktisadn yaptndan ok farkl ve yeni bir anlam yklemitir. Baka bir deyile, ekonomide kiilerin kendi tercih sralamalarn tam olarak bildikleri durumlarda bile, iktisadn karar alma srecini basit bir ama-ara ilikisine indirgemek imkanszdr. Bu sre, her eyden nce kesin olarak bilinemeyen bir

3 Keynesde belirsizlik, saysal olarak llemeyen olasla ya da olas bilginin olmad duruma karlk gelmektedir (Alada,2000,s.11). Yani Keynesde belirsizlik, eksik bilgi kapsamndadr.

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

39

gelecek hakknda alabildiince ok bilgi toplamak istei ile belirli bir sre ierisinde karar alp harekete geme gereklilii arasndaki elikiyi iermektedir. Bu konuda Keynes, iktisad anlamda optimal bir karar almak iin gerekli bilgiyi toplamak mantksal olarak imkan dahilinde olsa bile, bunun iin gerekli sre gze alnamayacak kadar byk maliyetler iereceinden iktisadi kararlarn pr rasyonellik ilkesi erevesinde alnamayacan sylemektedir. Dolaysyla maksimizasyona ynelik bir karar alma srecinin yerine byk lde alkanlklara, gemi tecrbelere ve sezgiye dayal bir karar sreci sz konusu olacaktr (Tekeolu, 1993, s.201). Karar srecine bu ekilde yaklaldnda standart yaklam iinde yatrmlar belirledii dnlen faiz oran gibi bir deikenin yatrmc tarafndan nasl deerlendirilecei, tek ynl bir faiz oran-yatrm ilikisi iinde anlalamaz duruma gelmektedir. Yani yksek bir faiz oran, bir yandan yatrm maliyetini ykselterek yatrmlar olumsuz ynde etkileyebilen bir deiken olarak, bir yandan da kredi talebindeki yani ekonomideki bir canlanmaya, dolaysyla gelecekteki kar orannda bir ykselmeye iaret ederek yatrmlarn artrlmasna yol aabilecek bir deiken olarak yorumlanabilmektedir. Sonuta da iki deiken arasndaki ak bir ilikiden yola kan tahminlerin baars konusunda ciddi kukularn ortaya kmas sz konusu olacaktr (Bura,1995,s.261). Keynesin zaman unsurunun nemini vurgulamasyla ekonomik rasyonalite kavramnda ortaya kan dier deiiklik ise, gemite alnan kararlarn balayc nitelii ile ilgilidir. Zaman iinde gelecei yeniden yaayarak alnan kararlar dzeltmek mmkn olmadna gre, karar srecinde kararlarn balaycln mmkn olduunca azaltan bir esnekliin salanmas nem kazanmaktadr. Bu konuda, para ekonomisi ile takas ekonomisi arasndaki farklln Keynes tarafndan vurgulanmas, iktisat teorisine nemli bir katk olarak deerlendirilmektedir. Bu alanda Keynesin ayrt ettii ey, parann mal ve hizmet alveriini kolaylatrma zellii deil, parann alverilerin ertelenebilmesini, retimle tketim, tasarrufla yatrm arasna belirli bir zaman konulabilmesini salama zellii olmutur. Parann belirtilen bu fonksiyonu, gelecein belirsizliinden doan maliyetleri drme anlamna gelmektedir (Tekeolu,1993,s.202). Keynesin yaklamnda parann konumu, belirsizlik kavramnn nemine baldr. Keynesin yaklamnda para, hem belirsizliin bir gstergesi, hem de onu amann bir yolu olarak karmza kmaktadr. Keynes, gerek bir para ekonomisinin ileyiini aklarken, bu tr bir ekonominin, Say Yasasnn geerli olduu bir mbadele ekonomisinden ne derece farkl olduunu ve anlalmasnn ne derece farkl yntemler gerektirdiini gstermitir. Ancak Keynes, para ekonomisinin hangi davranlar temelinde ilerlik kazand ile yani mikro iktisatla

40

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

fazla ilgilenmemitir. te pek ok tartmaya konu olan makro iktisadn mikro temelleri sorunu, Keynesin bu alanda brakt bolukla ilgili olarak ortaya kan nemli sorunlardan birisidir (Bura, 1995,s.256). Keynesin likidite tercihi mikro dzeyde, sfr opsiyonlu bir yaklam niteliindedir. Yani kiiler, faiz beklentilerine gre, varlklarn ya tm ile nakit olarak ya da tm ile para olarak yutmay tercih etmektedirler. Gerek yaamda ise bireylerin servetlerini eitli yatrm aralar arasnda bltrdkleri bir gerektir. Bu gereklii gz nnde bulunduran Tobin, Keynesin yaklamn bu yn dikkate alarak gelitirmeye almtr. Tobine gre bireyler deiik varlk eitleri arasnda seim yaparken getirileri yannda risklerini de dikkate almaktadrlar. Bylece bireyler, risk ve getiri hesab yaparak optimal bir portfy oluturmaktadrlar (Paya,1998,s.83). Tobinin yaklamnn temelini belirsizlik oluturmaktadr. Belirsizlik, faiz getirisi salayan aktifler yerine elde nakit tutulmasnn nedeni olmaktadr. Bylece Keynesin para talebine nemli katks olan speklatif amal para talebi tekrar karmza kmaktadr. Ancak burada speklasyon, gelecekteki faiz oranlar zerindeki belirsizlik bekleyilerine balanmtr (Parasz,1992,s.36869). Keynesde speklatif para talebi rasyonel bir davran olarak kabul edilmektedir. nk psikolojik bir ihtiyaca cevap vermektedir. Klasikler, faiz getirmedii iin bu talebi rasyonel bulmamlardr. Keynes, bu talebin rasyonel olduunu bireylerin para talebindeki otonom deimelerin istikrar bozabileceini gstererek aklamtr. Keynes, Wicksellin ticari bankalar iin ileri srd olguyu bireylere genelletirmitir. rnein, para miktar veri iken bireylerin tutumluluk eilimindeki bir art veya yatrm olanaklarndaki bir azal, faiz orann drmek ve tahvil fiyatlarn ykseltmek eilimindedir. Eer bireyler, bu ykselii geici olarak gryor ve ileride tahvil fiyatlarnn dmesini bekliyorlarsa, bugnk yksek fiyattan ellerindeki tahvilleri satarak kazan elde etmeleri, tahvil almay geciktirerek ellerinde para tutmalar aklc bir davrantr. Her ne kadar, elde para tutmak faizden vazgemeyi gerektiriyorsa da, bu, tahvil fiyatlarnda beklenen deimelerle fazlasyla telafi edilebilecektir. Bireylerin aklc saylabilecek bu davran, tutumluluk eiliminin ykseldii veya yatrm imkanlarnn azald bir dnemde, tahvil fiyatlarndaki ykselii veya faiz oranndaki d nleyecektir. yleyse, para miktar veri iken speklatif para talebi, faiz oranndaki deimelerin, tasarrufyatrm erilerindeki deimenin etkisini giderecek bir mekanizma olmasna izin vermeyecektir. Bu aklama, Keynesde faizin imsak deil de, paradan yani likiditeden vazgemenin bedeli olduunu gstermektedir. Sisteminin zellii de buradadr: Klasiklerde, tasarruf-yatrm teorisi ayn zamanda faiz orannn

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

41

belirlenmesi teorisi olduu halde, Keynesde efektif talep veya arpan teorisidir; retim veya istihdam teorisidir (Kazgan,1991,s.265-66). Tasarruf ve yatrmlar arasndaki ayrm, Keynesin nemli ngrlerinden birisidir. Keynese gre faiz oranndaki deimelerle yatrm-tasarruf dengesi salanamaz. nk tasarruf ve yatrm kararlar farkl kiiler tarafndan, farkl nedenlere bal olarak ele alnmaktadr. Tasarruflar belirleyen unsur, gelir dzeyidir. Yatrm kararlarnn verilmesinde ise, daha nce deinildii gibi faiz ve sermayenin marjinal etkinlii nemli olmaktadr. Keynes, geleneksel faiz teorisini ayn zamanda belirli olmamakla da sulamaktadr. nk gelir dzeyi bilinmeden tasarruf erisini (tasarruf, faiz ile birlikte gelirin de bir fonksiyonudur); yatrm bilinmeden de gelir dzeyini (gelir, yatrma baldr) bilmek mmkn deildir. Yatrm ise sermaye malnn marjdaki verimi ve faiz oranna baldr. Bundan dolay, yatrm talebi ve tasarruf arz erileri karsndaki karlkl bamllk, faiz orann belirsiz hale getirmektedir (Kazgan,1991,s.266). Para miktar ve mevcut sermaye donanmnn ksa dnemde deimedii varsayldnda bireylerin gelecekteki bekleyilerinin gven dereceleri azalrsa yani bireyler gelecee ktmser olarak bakarlarsa paray speklasyon ve gmleme eilimi artacaktr. Giriimcinin yapmay dnd yatrmn beklenen getirileri nasl gelecee dair gven yada gvensizlik derecelerine bal ise Keynesin tanmnda faiz orannn gelecekteki deerine dair sbjektif gven dereceleri de bireylerin ellerinde ne lde para tutacaklarn belirleyen en nemli unsurdur (Alada,2000,s.79). Keynese gre faiz parasal bir olgu olup, para arz ile para talebi tarafndan belirlenmektedir. Bu yeni gre gre, gelir ve istihdam teorisiyle para teorisini birletiren teori, Keynesin likidite tercihi teorisi ile efektif talep teorisidir. Likidite tercihi teorisi, faizin parasal bir olgu olduunu vurgularken, efektif talep teorisi ise gelir ve istihdam teorisini birletirmektedir. Keynesin geleneksel iktisad eletirisi, buraya kadar anlatlanlarla snrl deildir. Keynesin teorisinin temelde bir istihdam teorisi olduu dnldnde, nemli bir katksnn da geleneksel cret teorisini eletirisi balamnda olduu sylenebilir. Keynese gre Neo-Klasik teorinin cret ve fiyat esneklii nedeniyle ekonominin kendiliinden tam istihdama ulaacan ne sren gr yanltr. Neo-Klasik cret teorisi nermeye dayaldr. Birincisi, emein marjinal verimliliinin istihdam miktar arttka azalacan ifade eden, azalan marjinal verimlilik ilkesidir. kincisi, emein reel creti emein marjinal verimliliine eit

42

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

olma eilimindedir ve istihdamn psikolojik zahmetini yanstr diye ifade edilen neridir. nc neri ise, ii ile iveren arasnda yaplan cret pazarlnn ayn zamanda reel cretleri de belirleyeceini ne sren grtr. Neo-Klasik iktisatlara gre, isizliin sebebi, iilerin marjinal verimliliklerine eit bir creti kabul etmemeleridir. Dolaysyla istihdamda bir art, ancak parasal cretlerin, emein marjinal verimliliine eit oluncaya kadar azaltlmas ile mmkndr (Sava,1998, s.755-56). Keynes, Klasik Teoriye cret pazarln yanl alglad iin itiraz etmitir. Geleneksel teoride cret szlemeleri ile reel cretler belirlenmektedir (Leijonhufvud,1968:97). Keynesin tartmasnn ilk aamas, parasal cret ve reel cret ayrmna ilikindir (Stewart,1986:110). Keynes, iilerin marjinal verimliliklerine eit bir creti kabul etmeme dncesini reddederek, isizliin yetersiz toplam talep nedeniyle ortaya kacan iddia etmitir. Yetersiz talep, retim hacmini kstlayacak, bu faktr gelirlerinde azala yol aacak, bylece de efektif talep decektir (Felderer ve Homburg,1987:73). Emein marjinal verimliliini ve reel creti belirleyen faktr, istihdam ve retim seviyesidir. Keynes, reel cretlerin istihdam seviyesinden ayr olarak belirlenmesinin mmkn olamayacan belirtmitir. Ayrca parasal cretlerin azaltlmasnn reel cretleri drmede etkili bir yntem olmadn iddia etmitir. nk tketim mallarna olan talep, byk lde crete baldr. Keynese gre cret pazarl ile sadece parasal cretler belirlenmekte, reel cretler belirlenmemektedir. Neo-Klasik iktisatlara gre ise parasal cretler reel cretlere eit olma eilimindedir. Reel cret, istihdamn marjinal zahmetine eittir. iler bu cretten daha dk parasal cretlerden almay kabul etmemektedirler. Dolaysyla, Neo-Klasik iktisatlar isizliin istee bal (iradi) olacan savunmulardr (Stewart,1986:113-120; Gerrad,1995:447-449). Aslnda Keynes ve Klasikler, bir temel noktada ayn grtedirler. sizlikte nemli bir azalma, reel cretlerde de bir azalmay gerektirecektir. stihdam arttnda azalan verimlerin bir sonucu olarak emein marjinal rnnde azalma olacaktr. Ancak bu balang nermesi haricinde Klasikler ve Keynes arasnda gr birlii yoktur. Keynese gre reel cretler, toplam talep tarafndan belirlenmektedir. Reel cretler, istihdam hacminin nedeni deil, sonucudur. Parasal cretlerdeki bir dme, isizlii daha da iddetlendirecektir. nk cret indirimleri, toplam talepte bir azalmaya yol aacaktr. Her eyden nce byle bir politika, gelir dalmnda cret geliri elde edenlerden dier gelir sahiplerine doru bir gelir transferine yol aacaktr. te yandan ise cretlerin azaltlmas ynndeki bir politika, organize olmu emein direnci ile karlaacaktr. Artan sosyal huzursuzluklar, grevler ve belirsizlik ortamnn faiz oranlar ve yatrmlar zerinde olumsuz etkileri olacaktr. Ayrca cret indirimlerinin gelecekte de srecei

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

43

beklentisi, yatrm kararlarnn ertelenmesine yol aarak cari yatrm harcamalarnda bir azala yol aabilecektir (Shaw,1997:65). Neo-Klasiklerin, cret esnekliinin varln kabul etmeleri nemlidir. nk istihdamn artrabilmesi iin reel cretlerin dmesi gerekecektir. ilerin mevcut ileri elde edebilmek iin aralarnda rekabete girimesi, parasal cretlerin dmesine neden olacaktr. Ekonominin baz sektrlerinde cretlerin bu ekilde dmesi, maliyetin azalmasna ve baz rnlerin fiyatnn dmesine neden olacaktr. Oysa Neo-Klasik teoriye egemen olan beklenti, genel fiyat seviyesinin deimeyecei yolundadr. nk Neo-Klasik iktisatlar, genel fiyat seviyesinin para miktar ile ilem hacmi arasndaki iliki tarafndan belirleneceini dnmekteydi. Bu nedenle isizlik nedeniyle ortaya kacak parasal cretteki azalmalar, reel cretleri drerek ekonomini kendiliinden tam istihdama gelmesini salamada gvenilir bir mekanizma oluturacaktr. Dolaysyla ekonomideki isizlik, istee bal olacaktr. Oysa Keynese gre, parasal cret indirimleri, tam istihdam salayacak gte deildir (Staley,1993:227). Keynese gre ise iiler parasal cretlerinin azaltlmasna kar koymalarna ramen genel fiyat seviyesindeki bir art nedeniyle reel cretleri dt halde, mevcut parasal cretten almay da srdrmektedirler. Keynese gre isizlik, istee bal deildir, istek ddr. nk bireyler, dk de olsa cari cret dzeyinden almalarn srdrmektedirler. Bu ekildeki bir durum, eksik istihdam durumu olarak tanmlanabilir. Byle bir dengesizlik halinin temel nedeni, iilerin para aldanmasna kaplmalardr (Meltzer,1988:117; Leijonhufvud, 1968:95). Keynes, parasal cretlerin belirlenmesinde sendikalar, kurumsal ve yasal dzenlemeler ile gelenekler gibi dsal glerin etkili olabileceini belirtmitir. Klasik gr ise bu etkenlerin isel olduunu belirtmi, emek piyasasnda emek talebi ve arz eitliinden hareketle parasal cretlerin belirlediini ne srmtr. Bu nedenle Keynesin parasal cretlerin dsal etkenler tarafndan belirlendiini ne srmesi, geleneksel iktisada kar kmasnda nemli olmutur. Ancak Keynesi izleyen iktisatlar, istek d isizlik kavramn aklamakta zorlanmlar ve Klasik grn ileri srd sendikalar ve asgari cret dzenlemeleri gibi unsurlar kabul etmek durumunda kalmlardr (Leijonhufvud, 1968:93). Keynesin parasal cret yapkanl teorisi, sadece para aldanmasna dayanmamaktadr. Keynes, hem igc hem de mal piyasalar iin eksik rekabet veya tekelci rekabet piyasalarn varsaymaktadr. Bu tr piyasalarda normal fiyatlar, satclar veya alclar iin karar deikenlerdir, ya da aralarndaki grmelerle belirlenmektedir (Tobin,1993:48).

44

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

alanlarn mevcut durumlarnn ktlemesine diren gstermeleri ve cretlerin aaya doru kat (rijit) olmas; hem dengenin hem de eksik istihdamn eanl olarak gereklemesinin mmkn olmasna neden olmaktadr. Eer eksik istihdam varken dengede olmak mmkn ise, para arz arttrlarak efektif talep uyarlabilir ve retim arttrlabilir; bu nedenle de para teorisi, eksik istihdam varsaymnn doal bir sonucudur (Toprak,1997:27). Keynesin getirdii yenilik, parasal cret katln varsaym olmas ve para aldanmas kavramna dikkat ekmi olmas deildir. Keynes, tam rekabet artlar altndaki bir ekonomide de isizliin bulunabileceini iddia etmi, piyasalarn kendiliinden tam istihdam dengesini salamaya yetemeyeceine iaret etmitir. Her ne kadar fiyat ve cret katlklar Keynes ve Keynesyen iktisatlar arasnda tartmal bir konu olsa da Keynesin sisteminde cret katl, ekonominin eksik istihdamda da dengeye gelmesini aklayc bir unsurdur. 2. Keynes ktisadnn Farkl Yorumlar Temelde J.M.Keynesin argmanlarna dayal olan Keynesyen Makro ktisat, Keynesden gnmze uzanan bir sreci kapsamaktadr. Keynesyen bal olduka geni bir anlam ifade etmektedir. Ekonomik dalgalanmalar Walrasyan paradigma erevesinde aklamaya alan makro iktisatlar karsnda, bir ok iktisat da Keynesin Genel Teoride gelitirdii Walrasyan olmayan yaklam erevesinde alyordu. Bir yaklamn Keynesyen olabilmesi iin, hereyden nce bu yaklamn Walrasyan olmayan zellikler tamas ve klasik dikotomiyi dlamas gerekir (Greenwald ve Stiglitz,1993:42). Keynesyen iktisatlar birletiren tek tema, byk apl piyasa baarszlklardr. Keynesyen teorilerde sklkla tekrarlanan piyasa aksaklklar, fiyatlarn ve cretlerin arz ve talebi eitleyecek ekilde ayarlanmada baarsz olmalardr. Fiyatlarn ve cretlerin ksa dnemli yava ayarlanmalar, 1960lardaki uzlann temel varsaym idi (Mankiw,1990:1654). Eski ya da yeni btn Keynesyenler, u nermede hem fikirdirler (Greenwald ve Stiglitz,1993:23). * Baz dnemlerde mevcut reel cretlerden ar bir emek arz sz konusudur. * Kapasite kullanm, GSYH veya isizlikle llen toplam ekonomik faaliyetlerde ciddi dalgalanmalar grlmektedir. * Para politikas, byk bunalm dnemi gibi dnemlerde etkili olmasa da para ounlukla nemlidir. Bu neri ile de u sonulara ulamlardr:

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

45

Eski ve yeni btn Keynesyenler, politika nerilerinde anlamasalar da, en azndan devlet mdahalesinin ekonomik faaliyetlerde istikrar salamas iin gerekli olduu konusunda ayn grtedirler. Keynesyen iktisatlar, Keynes terminolojisini kullanarak yeni almlar yaratma abasnda olan iktisatlar grubundan olumaktadr. Keynes, geleneksel iktisadn kendiliinden tam istihdamda denge kavramna kar km ve iktisatta bir devrim yaratmtr. Ancak Keynesin Genel Teorisinin baars, bir lde dnemin hem ekonomik ve sosyal artlarna, hem de ne srd yeni teorinin bilimsel karakteristiine baldr. nk geleneksel (ortodoks) iktisadn ngrleri yaanan gereklerle uyumuyordu. 1930lu yllarda ngiltere ve batnn sanayiilemi dier lkeleri, ortodoks iktisadn aklayamad endstriyel durgunlukla birlikte uzun sre devam eden youn isizlik deneyimini yayordu (Johnson,1971:3). te byle bir ortamda Keynes, belirsizliin iktisadi analizlerdeki nemi, parann ekonomide deien rol ve de en nemlisi eksik istihdam varsaym ile Klasik iktisad temelinden sarsmtr. Keynes, ne srd yeni fikirler ile iktisatta gerek bir devrim yaratmtr. Bu devrim de sonuta kar devrimlerin Parac (Monetarist) Kar Devrim ortaya kmasna yol amtr. Keynesin Genel Teoride ne srd fikirler, 1920 ve 1930lu yllarn somut gerekleriyle uyuuyordu. Bu yllarda cretlerin ayarlanmasndaki atalet, gzard edilmiti. Keynes, bu dnemde cret katln isizliin bir aklamas olarak kullanmtr. Lernera gre Keynes, cret esnekliine iki adan kar kmaktadr. Birincisi, parasal cretlerde bir azalma, orta ya da uzun vadede fiyatlar drecektir. kincisi, parasal cretlerde bir azalma, cret ve fiyatlarn gelecekte de decei beklentisini getirecektir. Keynes, Barn Ekonomik Sonular ve Para Reformu zerine adl eserlerinde esnek cret politikasnn, otoriter toplumlar haricinde istikrara bir katkda bulunamayacan belirtmitir (Meltzer,1988:257260). cret katl; Para zerine Bir ncelemede Keynesin sisteminde fiyat istikrarna katkda bulunan yeterli bir art olarak gsterilmesine ve Genel Teoride de nemli bir kavram olmasna ramen, Keynes, parasal cretlerdeki bir azalmann istihdam artrp artrmayacandan phe duymaktadr. P.Howitt (1986), Genel Teorinin temel mesajnn blmden olutuunu belirtmitir. Birincisi, piyasa sisteminin ileyiindeki bozukluklar dolaysyla devlet mdahalesinin gereklilii hususundadr. kincisi, kat ya da yapkan cretlerin isizliin nedeni olarak grlemeyeceine ilikindir. ncs ise yatrmlarn toplam talebin en nemli bileeni olarak istihdamdaki dalgalanmalarn sorumlusu saylabilecei ile ilgilidir (Howitt,1986:631). Keynes, Genel Teoride ilk on sekiz blm iin yapt sabit parasal cret varsaymn on dokuzuncu blmden itibaren gevetmitir. Keynesin

46

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

Genel Teorisinde cret katl, istek d isizlik iin gerekli bir varsaym olarak dnlmemitir (Asimakopulus,1978:7). Keynes Genel Teorinin ondokuzuncu blmnde parasal cretlerin azaltlarak istihdamn artrlmas politikas ile para arznn artrlarak istihdamn artrlmasn karlatrmtr. Keynese gre parasal cretlerin azaltlmas, cret birimi ile ifade edilen para miktarn artrarak faiz orannn dmesine ve yatrmlarn artmasna yol aacaktr. Keynes, parasal cretler drlmeden para arznn artrlarak da ayn sonuca ulalabileceini gstermitir. Ayrca parasal cretlerdeki d nemli miktarlarda deilse, uzun dnemli faiz oranlar zerinde fazla bir etkisi olmayacaktr. te yandan parasal cretlerdeki d byk olursa bu durum ekonomik yaamda gvensizlik ortam yaratabileceinden cretlerdeki dn olas olumlu etkileri ortadan kalkacaktr. Keynesin varmak istedii sonu, ekonomik sistemin kendi kendisini dzenleyemeyecei ynndedir. Bylece Keynes, iilerin dk parasal cretlerden alma isteinin isizlik sorununu zemeyecei ynndeki iddiasna teorik bir temel oluturmu oluyordu. Genel Teorinin on dokuzuncu blmnde Keynes, parasal cretlerin drlerek isizliin azaltlamayacan gstermitir (Meltzer,1988:258). cret ve fiyat katlklarna verilen nem, Keynesin teorisinde zamanla deierek, olmazsa olmaz bir n art olmaktan kmtr. Ancak isizlik kavramna Keynesyen yaklamlarda ise gerekli bir n art olarak kabul edilmeye devam edilmitir. Screpanti ve Zamagni (1995) almalarnda fiyat ve cret katlklarnn Keynesyen sonulara ulamak iin gerekli olduunu belirtmilerdir. Niehans (1990)a gre temel Keynesyen nerme, parasal cret katl iken, Tobine gre efektif talep ilkesidir. Ancak Tobin efektif talep analizinin sadece ksa ya da orta dnemde geerli olduuna inanmaktadr. Bu dnce, Keynesin analizi ile tutarldr. nk Keynesin analizi ksa dnemli bir analizdir. Keynesyen gre gre, retimdeki dalgalanmalarn kayna nominal toplam talepteki dalgalanmalardr. Toplam talebin nemli bileenlerinden birisi olan yatrm seviyesindeki deiiklikler, bu dalgalanmalarn en nemli nedenlerinden birisidir. Toplam talepteki dalgalanmalar da nominal fiyat ve cret katlklar dolaysyla reel etkilere sahiptir (Ball ve Dierleri,1988:1). Tobin ise Keynesyen makro iktisadn nominal fiyat ve/veya cret katln gerektirmediini, piyasalarn hemen ve srekli olarak dengelenebileceini ileri srmtr (Tobin,1993:46). Zaten Keynes, Genel Teoride ilk onsekiz blm iin yapt sabit parasal cret varsaymn on dokuzuncu blmden itibaren gevetmitir. Fiyat ve cret katlklar, bir yaklamn Keynesyen saylabilmesi iin gerekli, ancak yeterli deildir. Keynes, istek d isizlik ve eksik kapasite kullanm sorununun nominal fiyat ve cretlerdeki srekli esneklikle

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

47

azaltlabileceinden kuku duymaktadr. Keynesin dncesi, nominal cretlerin istikrarl olmas ynndedir. Ancak Keynesyen makro iktisad eletirenler, bu argman unutmulardr. Tobin fiyat katlklarnn neminin abartldn vurgulamaktadr. Tobine gre temel Keynesyen nerme; fiyat katl deil, efektif talep ilkesidir. Parasal cretler ve fiyatlar esnek olsa hatta ar bir emek arz parasal cretlerde hzl de neden olsa bile cret ve fiyat esneklii, isizlii ne nleyecek ne de tedavi edecektir. Piyasalarn abucak ve tam olarak dengeye gelmesinin yokluu halinde, retim ve istihdam, toplam talep tarafndan snrlandrlmtr (Tobin, 1993:48). Bunun dnda Genel Teoriye atfta bulunan yorumlara bakldnda; Hicks, Genel Teorinin temel mesajnn likidite tuzana dm bir ekonominin analizi olduunu iddia etmitir. Modigliani de yine likidite tuza ve cret katlnn olduu zel bir durumunu analiz etmitir. Schumpeter, Keynesin katlklara nemli bir rol vermeden temel sonular salama isteinde olduunu, eksik rekabet artlarnn nemli olduunu belirtmitir. Brunner, Genel Teoriyi uzun dnemli emek ve finansal varlk szlemelerini ieren bir teori olarak yorumlamtr. Johnson, Keynesin eksik istihdam dengesini kat cretlerin bir sonucu olarak yorumlamtr. Ancak Patinkin gibi fiyat dlerinin refah zerindeki etkisinin tam istihdam dengesini salayacann da farkndadr. Coddington, Hickse atfta bulunarak cret katlna Keynesin yaklamn, ksa dnemli isizlik teorisi olarak ele almtr. Keynes, 1920lerde cret katln istek d isizliin bir aklamas olarak kullanmtr (Meltzer,1988:255-56). Kat cretlerin ksa dnemli sonular, basit statik analizlerle uyumludur. Bu duruma Keynes ncesi literatrde de dikkat ekilmitir (Niehans,1990:355). cret katl, Thornton ve Pigou gibi Klasik iktisatlar tarafndan da isizliin bir aklamas olarak kullanlmtr. Samuelson ise yaymlanmasndan on yl sonra Genel Teoriyi, Keynesin gerekte ne syledii ve ne anlama geldii hususunda uzlama olmad iin eletirmitir. Keynesin bir ok yorumu bulunmasna ramen tanesi ok nemli kabul edilmektedir. Bunlar; Keynesyen Teori, Post Keynesyen Teori ve Neo-Keynesyen Teori kapsamnda ele alnabilir (Felderer ve Homburg,1987:70-71). Blinder (1988)e gre Keynesyen yaklamlarda alt temel ilke, ortak payday oluturmaktadr. lk ve en nemli ilke, Keynesyen iktisadn bir toplam talep teorisi olmas ve toplam talebin enflasyon ve reel retim zerindeki etkileri ile ilgilidir. lk ilke bu konuya aklama getirmitir. Bunlar, pozitif unsurlar olarak nitelendirilebilir. Dier ilke ise normatif unsurlarla ilgilidir (Blinder,1988:110114).

48

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

1) 1970lerin sonunda, para politikasnn etkin olmad gr ile para talebinin tamamen inelastik (esnek deil) olmas dolaysyla maliye politikasnn etkin olmad gr arasnda heyecanl tartmalar mevcuttu. Keynesyen Makro ktisatta fiyat ve cretler esnek olsa bile ekonominin kendiliinden tam istihdama ulamasn engelleyen durum Likidite Tuza olarak adlandrabileceimiz para talebinin faiz esnekliinin sonsuz olmas halidir. te yandan para talebi faize kar esnek deilse, LM erisi dik olacak ve Keynesyen Makro Teorinin ngrlerinden byk bir ksm geersiz olacaktr. Ancak 1980lerin sonunda artk her iki grn de l kavramlar olduu benimsendi. Aslnda Keynesyenlerin tm ve Monetaristlerin ounluu, hem para, hem de maliye politikasnn toplam talebi etkilediine inanmaktadrlar. 2) Keynesyen teoriye gre, toplam talepteki beklenen ya da beklenmeyen deiiklikler, en byk etkisini fiyatlar zerinde deil, reel retim ve istihdam zerinde gstermektedir. Ball, Mankiw ve Romer (1988)in vurgulad gibi Keynesyen gre gre retimdeki dalgalanmalarn kayna, nominal toplam talepteki byk dalgalanmalardr. Bu dalgalanmalarn reel etkileri vardr. nk nominal fiyat ve cretler katdr. Hem Keynes, hem de Keynesyen iktisatlar, gerek beklenen, gerekse beklenmeyen para politikalarnn reel etkilerinin olduunu kabul etmilerdir (Blinder,1987:133). 3) Keynesyen iktisatlar, mal piyasalarnn zellikle de emek piyasalarnn oklara yava cevap verdiine inanmaktadrlar. Yani fiyat ve cretler, piyasalar dengeye getirmek (temizlemek) iin abucak hareket etmemektedir. Keynes, srekli isizlii, cretlerin piyasalar dengeye getirmek iin yeterince hzl ayarlanmamasna balamaktadr. Yukarda saylan ilkeler, pozitif niteliktedir. Pozitif Keynesyen yaklam, bilimsel bir yarg sorunudur. Pozitif Keynesyen yaklam, hem para hem de maliye politikalarnn toplam talebi deitirebileceine inanmaktadr. Toplam talepteki dalgalanmalar da fiyat ve cretlerin piyasalar dengeye getirmede yava hareket etmeleri dolaysyla reel etkilere sahiptir. Blindera gre aadaki ilke normatif niteliktedir. Normatif Keynesyen yaklam, yukardaki ilkelere deer yarglarn ve politik grlerini de ekleyerek bir yaklam sergilemitir. Normatif Keynesyen yaklam, i evrimlerinin geniliini kstlamak iin hkmetin toplam talebi denetleyebilmek iin gcn kullanmas gerektiine inanmakta ve daha ok isizlik ile mcadele etmeyi amalamaktadr. Aadaki bu ilke ile normatif Keynesyen yaklam, Friedman ve dier Monetaristler iktisatlardan ve Keynesyen ktisatlarn ounluundan daha farkl bir yaklam sergilemitir. Normatif nitelikteki nermeleri, u yarglara dayanmaktadr.

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

49

a) Makro ekonomik dalgalanmalar, sosyal refah byk lde azaltmaktadr. b) Hkmet, serbest piyasa ekonomisinin sonularn iyiletirebilmek iin hem yeterli bilgi sahibidir, hem de yeterli gce sahiptir. c) sizlik, enflasyondan daha nemli bir sorundur. Keynesyen ve Monetarist iktisatlar arasndaki gr ayrl, normatif ilkeler zerinde, zellikle de (b) ve (c) seeneklerinde younlamaktadr. Bylece Blindera gre Monetarist iktisatlarn grlerinin ounluu pozitif Keynesyen yaklamla benzerlikler gstermesine ramen normatif Keynesyen yaklamdan farkl bir yap sergilemektedir (Blinder,1988:112-113). 4) Keynesyen iktisatlarn retim ve istihdamn gerek deerlerinin optimal olmas gibi zel bir iddias bulunmamaktadr. nk isizlik ksmen toplam talepteki ani ve geici deiikliklere, ksmen de piyasalarn tedrici olarak ayarlanmasna baldr. Keynesyen iktisatlar, bu durumlar iin kesin teorik nedenler bulmann zor olduunu bilmelerine ramen, gerekte belirgin bir ekilde isizlii hem ortalama olarak ok yksek, hem de ok deiken grmektedirler. Btn bunlar istek d isizlik kavramyla zetlenmektedir. Bu prensipte Yeni Klasik iktisatlar, Keynesyen iktisatlardan belirgin bir ekilde ayrlmakta, Monetarist iktisatlar ise ikisinin arasnda yer almaktadr. 5) Keynesyen yaklamlar, nemli ekonomik sorunlar arasnda sraladklar i evrimlerinin geniliini kstlamak iin istikrar politikalarnn nermektedir. Bu noktada; istikrar politikasnn etkinliinden phe eden baz geleneksel Keynesyen iktisatlar gibi Monetarist iktisatlar, Yeni Klasik iktisatlara katlmaktadr. Monetarist yaklam (K.Brunner, A.Meltzer, M.Friedman), 1970lerde radikal olarak grlyordu. 1980lerde ise Yeni Klasik ktisat ile Keynesyen ktisat arasnda bir orta nokta olarak grlmtr (Stein,1981:139). 6) Keynesyen iktisatlar iin enflasyonla mcadeleden ok isizlikle mcadele daha nemlidir. Keynesyen iktisat, enflasyonun tam istihdam snr aldktan sonra sz konusu olabileceine inanmt. Ancak Keynesyen iktisatlarn bu varsaymlar, Keynesyen iktisadn geliim srecinde ok etkili olmutur. nk 1950li yllarla birlikte gzlemlenen tam istihdam ncesi enflasyonist gelimeler, Keynesyen teori asndan sorun oluturmaya balamtr. Keynesyen iktisat, bu sorunu Phillips Erisi yardmyla amaya almtr. Ancak 1970li yllarn ba ile birlikte gzlemlenen enflasyon ve isizliin e anl hareketi Phillips Erisinin nemini kaybetmesine yol am ve sonuta Keynesyen iktisat, Phillips Erisine verdii nem dolaysyla ciddi eletirilere maruz kalmtr. Keynesyen Teori, Keynesin yorumlarnn en nemlisidir. Temelinin bir aya, Klasik teoride, dier aya ise Genel Teoridedir. Bu nedenle Neo-Klasik

50

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

Sentez olarak da adlandrlmaktadr. Balca taraftarlar arasnda A.Hansen, J.Hicks, L.Klein, F.Modigliani, D.Patinkin, P.Samuelson ve J.Tobin saylabilir (Felderer ve Homburg,1987:71). Genel Teorinin yeniden yorumlanmas sonucu ortaya kan teoriler, Keynesin teorisinden farkldr. Keynesyen Makro Teori, esas itibari ile Keynesin Genel Teorisinden kaynaklanmakla beraber, akademik evrelerde tannp benimsenmesi ve ders kitaplarna yerlemesi, Hicksin 1937 ylnda Econometricada yaynlanan Mr.Keynes and The Classics balkl makalesi ile olmutur. Bu makalede Hicks, Keynesin grlerini Klasik Teorinin temel ilkeleriyle badatrm, adeta iki teorinin sentezini yapmtr. Bu nedenle de daha sonralar Neo-Klasik Sentez olarak anlmtr (Sava,1984:103). Bu yaklam, Samuelson ile birlikte de makro iktisadn temel ta haline gelmitir. Keynes, IS-LM analizini balangta onaylam olmasna ramen, daha sonralar ise kendi dncelerini tam olarak yanstmadn da ifade etmekten kanmamtr. Neo-Klasik Sentez, Keynesin teorisini Klasik iktisadn zel bir durumu olarak grmtr. Ancak Keynes, ne srd fikirlerin zgn olduunu savunmutur. Aslnda Neo-Klasik Sentez, Keynesin devrim nitelii tayan grlerini gz ard etmitir. J.Robinson, Neo-Klasik Sentezi bastard (gayrimeru) bir Keynesyen yaklam olarak adlandrmtr (Screpanti ve Zamagni,1995:297). Literatrde daha ok IS-LM Analizi veya Gelir-Harcama Teorisi olarak da adlandrlan Neo-Klasik Sentez, Keynesyen yorumlarn en bilinenidir. Coddington tarafndan Hidrolik Keynesyenism olarak da adlandrlmaktadr. Byle bir adlandrma, ekonomiyi bir btn olarak dnen temel ders kitaplarndaki Keynesyen akmlara bal olarak sade ve ak bir yaklam yanstmaktadr (Coddington,1976:1264). Yani Hidrolik Keynesyenler, Keynesyen iktisadn zaman, belirsizlik, olaslk, beklentiler gibi temel kavramlarn dlayarak, Keynesyen iktisad mekanik ya da hidrolik bir akma indirgemilerdir. Hicks tarafndan gelitirilen IS-LM modeli, Hidrolik Keynesyenism in geliiminde balang noktas olmutur. IS-LM modelinin temelinde, Keynesin Neo-Klasik faiz teorisine itiraz vardr. Neo-Klasik Sentez, hem geleneksel, hem de Keynesyen iktisadn zelliklerini iermekte, ikisinin arasnda yer almaktadr. Neo-Klasik Sentez, bir yandan Pigou etkisini ieren Keynesyen bir model, te yandan cretlerin sabit olduunu varsayan Neo-Klasik bir model olarak tanmlanabilir. Pigou etkisi (Reel Balans Etkisi veya Refah Etkisi), fiyatlarn ve cretlerin esnek olmas halinde ekonominin tekrar tam istihdama dnebileceini aklayan bir yaklamdr (Paya,1994:207). Pigou etkisi, Keynesin teorisine temel bir itiraz olarak alglanmtr. Ancak Keynesi izleyen bir ksm iktisat, fiyat ve cretlerin azalma ynnde esnek olmas halinde, reel balans

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

51

etkisinin hkmet mdahalesi olmakszn tam istihdam dengesini yeniden salayacan kabul etmilerdirler (Stewart,1986:116). Dolaysyla Neo-Klasik Sentez, parasal cret katln istek d isizliin nedeni olarak grmtr. Keynesyen iktisatlar iin isizlik, enflasyondan daha nemli bir sorun olarak grlmtr. nk Keynesyen iktisatlar, enflasyonun tam istihdam snr aldktan sonra ortaya kacan dnmlerdir. Dolaysyla Keynesyen iktisatlar fiyat hareketlerini inceleyecek bir teori gelitirmemilerdir. Neo-Klasik Sentezciler, tam istihdam ncesinde ortaya kan fiyat hareketlerini aklamak iin Phillips Erisini benimsemilerdir. Phillips Erisi ile birlikte Keynesyen model tamamlanm olmaktadr. nk enflasyon ve isizlik oranlar arasndaki ters ynl ilikiyi aklayan Phillips Erisi, Keynesyen teorinin talep ynetimi politikas iin uygun bir analitik temel oluturmutur. Ancak 1970li yllarn ba ile birlikte gzlemlenen enflasyon ve isizliin e-anl hareketi, Phillips Erisinin nemini kaybetmesine yol amtr (Paya,1994:215-216; Gerrad,1995:450, Coddington, 1979:975). Keynes yorumlarndan bir dieri, ayn zamanda Neo-Klasik Senteze tepki olarak ortaya kan Post-Keynesyen ktisattr. Post-Keynesyen iktisatlara gre, 1970-1980 dneminde iktisat teorisinde grlen bunalma, hatta gerilemeye, NeoKlasik Sentezi oluturan Keynesyen iktisatlar sebep olmutur. Samuelson, Economics adl nl kitabnda Keynesyen makro iktisad mevcut mikro iktisada alam ve bylelikle Marshallyan yaklamla Walrasyan Yaklam arasndaki fark da kaybolmutur. Bu birletirme ilemi; yatrm ve dier harcamalardaki deimeden doan gelir etkisine dayal Keynesyen makro ekonomik modelle, fiyat deimelerinden doan ikame etkisine dayal mikro iktisat teorisindeki uyumsuzlua ramen gerekletirilmitir. Bu birletirmeyi yapanlara gre, Keynesyen grler sadece ksa dnemde, eitli piyasa aksaklklar ortaya kp Neo-Klasik teorinin dzenleme mekanizmasnn ilemesini engelledii ve bir isizlie neden olduu zaman geerlidir. Uzun dnemde ise, Keynes ncesi teori yine geerliliini korur. Bu aklamalardan da anlalaca gibi Neo-Klasik ktisat, Post-Keynesyenlere gre zde yanltr. Neo-Klasik iktisat teorisi, genel dengenin fiyat deimeleri ile salanacan ne srerken Keynesyen Teori, yatrmdan ve dier harcamalardan doacak gelir etkisine (oaltan mekanizmas) nem vermitir. Keynesyen teoride makro dengenin tam istihdam dzeyinde kararl bir denge olup olmayaca Keynes Etkisine ve Pigou Etkisine baldr. Her iki teori birbirinden bylesine ayr iken Neo-Klasik Sentezin bu ikisini bir araya getirip, mikro iktisat Neo-Klasik Teoriye, makro iktisat ise Keynesyen Teoriye terk edip, arasndaki uyumsuzluu dikkate almamas, 1950lerde yaygnlaan ve gnmze kadar sren teorik ve politik karmaay yaratmtr. Bu nedenle Neo-

52

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

Klasik Sentez gerek bir sentez olmayp, sadece Neo-Klasik iktisadn baz makro Keynesyen terimlerle yeniden ifade edilmesidir. Keynese zg baz politika nerilerinin genel havas korunmu olmakla beraber, Keynesin teorisinin temel mant dlanmtr (Sava,1984:154-155). Beklentilere byk nem veren, ekonomiyi tarihsel bir sre iindeki oluum olarak ele alan Post Keynesyen Teorinin temel belirleyici unsuru yatrmlardr. Keynesyen ve Post-Keynesyen teorinin ortak zellii yatrma verilen nemdir. Yatrmn gelir yaratma ve kapasite artrm etkileri, yatrmlar makro ekonominin temel belirleyici unsuru haline getirmitir. Post -Keynesyen ktisatlar, bu zellikten dolay kapitalist sistemin istikrarsz olduu sonucuna varmlardr. 1960larn sonuna doru Keynesyen Teoriye yeni bir yorum getirerek NeoKlasik Senteze kar iddetli eletiri ynelten bir fikir akm daha ortaya kmtr. R.Clowern ncln yapt ve Kar Devrim adn verdii bu gr taraftarlarna gre Neo-Klasik Sentez, Neo-Klasik teorinin birey ve firma davranlarn belirleyen maksimizasyon ilkesine ters dyordu. Ayrca maksimizasyon ilkesine ters dt iin de bu ilkenin doal uzants olan ve btn piyasalarda dengeye ulalacan ne sren Walras Kuralna da ters dyordu. Bu nedenle Keynesin Genel Teorisinde ne srd ilkeleri Neo-Klasik teori ile badatrmak mmkn deildi. Clower, bu noktay 1965 ylnda yazd makalesinde yle aklamt: Ya Walras Yasas Keynesyen iktisatla badamaz ya da Keynes ortodoks ekonomik teoriye hibir katkda bulunmamtr. Bu durumda, bu iki ktan birini semek zorundayz. Bu nedenle Walras Yasasnn, piyasa dengesizlik hallerini de kapsayacak ekilde genelletirilmesini neren Clower, dengesizlik hallerini kapsamayan bir teorinin Keynesyen Devrimin znden uzak kalacan savunmutur (Sava,1998:799). Keynesin dengesizlik perspektifi R.Clower (1965) ve A.Leijonhufwud (1968) tarafndan benimsenmitir. Clower ve Leijonhufwud aslnda, Keynesin iktisada katksn yeniden deerlendirmektedirler. nk Keynesin ktisad ve Keynes ktisat tezat tekil etmektedir. Clower ve Leijonhufvud, Keynesyen yaklam iinde IS-LM tipi Keynesyen modelleri eletiren ilk iktisatlar olarak karmza kmlardr (Fontaine ve Jolink,1998:31). Clower ve Leijonhufwudun Keynesyen versiyonu, dengeye nasl ulalabileceini aratrmtr. Clower ve Leijonhufvudun Keynesi yeniden yorumlamas, NeoKeynesyen Teori kapsamnda ele alnabilir. Neo-Keynesyen Teori, Walrasyan zellikte olmasna ramen piyasalarn srekli dengede olmas hususunda diretmeyen, bylece de Keynesyen sonulara varan, bireysel maksimizasyon davran ilkesine dayal mikro veya makro bir yaklam olarak tanmlanabilir. Bu konuda temel almalar, R.Barro, J-P.Benassy, R.Clower, A.Lejonhufvud ve

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

53

E.Malinvaud tarafndan yaplmtr. J.Hicks ve D.Patinkin da bu yaklamn geliiminde rol oynamlardr. Bu yaklam Neo-Walrasyan Teori olarak da adlandrabiliriz (Felderer ve Homburg,1987:209). Neo-Keynesyen Teorinin geliim srecinde nemli giriimin olduu grlmektedir. Birincisi, Clower ve Leijonhufvudun Keynesi tekrar yorumlamas kapsamndadr. kincisi, genel denge teorisinde rekabeti olmayan (imperfectionist) gelimelerdir. 1930larda olumaya balayan genel denge analizi ile ilgili almalar, iki grupta incelenebilir. Birinci grup, Walrastan Cassele uzanan ve A.Waldn (1936) ve J.Neumann (1938) almalar kapsamndadr. Wald ve Neuman almalarnda ekonomide rekabeti artlarn bulunduunu kantlayarak analizlerini yapmlardr. Hicks (1939) ise hem tketici, hem de firma asndan neo-klasik optimizasyon teorisi erevesinde analizini yapmtr. Wald ve Neumann almalarn K.J.Arrow, G.Debreu, L.McKenzie ve P.Samuelsonun almalar izlemitir. Bu almalar, mikro ekonomik karekterli olup, serbest piyasa mekanizmasna dayal bir ekonomide kaynak dalmnn etkin olduunu gsterme amacndadrlar. Daha sonralar, J.P.Benassy, J.Dreze, J.M.Grandmont, T.Negishi ve E.Malinvaud gibi iktisatlar, dengesizlik teorileri zerinde younlam, nontatonnemet srete kat fiyatlarn sonularn aratrmaya ynelmilerdir (Felderer ve Homburg,1987:210-211). Walrasyan modelin, piyasalarn rekabeti olmad durumlara genelletirilmesi, aslnda mikro ekonomi ile makro ekonomiyi uzlatrmada are olarak dnlmtr. Ancak bu mikro temelin zayf yn ise tatonnoment srece bal olmasdr. Neo-Keynesyen Teorinin geliim srecindeki nc gelime ise makro iktisadn mikro temelleri kapsamndadr. Bu balamda Yeni Keynesyen ktisatlarn makro iktisada tutarl mikro temeller kurma abasnda olduu grlmektedir. 1970li yllarn ba ile birlikte Keynesyen ktisadn etkinliini kaybetmesinin nedenlerinden birisi, makro bazl bir teori olup, mikro temelleri analiz d brakmasyd. Keynesyen ktisadn itibarn kaybetmeye balamas, iktisatlar yeni oluumlara sevk etmitir. Bir grup iktisat, rasyonel beklenti varsaymna dayal Yeni Klasik modelleri kullanarak makro iktisad aklamaya ynelmiken; dier bir grup iktisat da rasyonel beklentilerin hzl ykselii karsnda rahatszlk duyarak Keynesyen ktisadn bu varsaymla nasl uzlaaca abasnda olmulardr. Bu balamda Yeni Keynesyen ktisatta rasyonel beklenti varsaym, piyasa baarszlna mikro temelli aklamalar getirebilmek amacyla kullanlmtr. Howitt (1986), Genel Teorinin temel mesajnn piyasalarn nasl ilediine ilikin olduunu ne srmtr. Ancak ne Keynes, ne de onu izleyenler, piyasalarn nasl ilediine ilikin olarak ak bir kavram gelitirememilerdir (Howitt,1986:628). te

54

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

piyasalarn ileyiine ilikin bolukta braklan mikro temeller sorunu, Yeni Keynesyen ktisadn konusunu oluturacaktr. Keynesyenler, serbest piyasa dzeninin dengeden ok dengesizlie eimli olduunu dnmekteydi. Bu erevede isizlik ve durgunluk gibi ekonomik sorunlar serbest piyasa ekonomisinin zaaflar olarak grmlerdir. Keynesyen ktisatlar, piyasa ekonomisinin zaaflarn veri kabul ederek makro sorunlarn nasl alacan sorgulamlardr. Yeni Keynesyenler ise, ortaya kan makro sorunlarn hangi mikro davranlarn sonucu olduunu belirlemeye almlardr. Bu erevede geleneksel Keynesyen varsaymlar birok ynden deitirerek; mal, emek ve sermaye piyasalar asndan farkl yaklamlar gelitirmilerdir. Gerek dnyada var olan eksik rekabet, asimetrik bilgi, koordinasyon baarszlklar, fiyat ve cretlerin eanl ayarlanmamas gibi aksaklklarn da analize dahil edilmesinin gerekli olduunu savunmulardr. te, Yeni Keynesyen gr, tm bu yaklamlar kavrayan bir balk olmaktadr. Dolaysyla Yeni Keynesyenleri yeni mikro yaklamlardan hareket ederek dengesizlik sonularn ieren makro modelleri gelitiren iktisatlar olarak tanmlayabiliriz. Yeni Keynesyenler eklinde oul bir ifadenin kullanlmasnn nedeni, Yeni Keynesyen yaklamn Walrasyan Genel Denge yaklamna kar olan iktisatlar barndran bir kavram olmasdr (Paya,1998:356; Greenwald ve Stiglitz,1988:251). Balca temsilcileri G.Mankiw, M.Parkin, A.Okun, J.Stiglitz, A.Blinder, J.Yellen olan Yeni Keynesyen ktisat, hem Keynesyen ktisattan, hem de dier dnce okullarndan farkllklar gstermektedir. Yeni Keynesyen ktisat, belli bir niversite veya akademik topluluu iermemekte, heterojen bir grubu yanstmaktadr (Eren ve Bildirici,1997:77). Baz iktisatlara gre Keynesin yeni bir yorumu olarak alglanan Yeni Keynesyen ktisat, Mankiwe gre Humea ya da Monetarizme daha yakndr. Hume ve eski klasik iktisatlar, parann uzun dnemde de yansz (ntr) olacan, ksa dnemde ise yanl olacan iddia etmilerdi. Bu varsaym, Yeni Keynesyen ktisatlar tarafndan da kabul edilmektedir. Yeni Klasik iktisatlar ise parann ksa dnemde de yansz olacan iddia etmilerdi (Mankiw,1992:446-449). T.Mayer (1997) i evrimlerinin piyasa aksaklklarnn bir gstergesi olduuna inanan herkesin Keynesyen olarak nitelendirilebileceini, bu balamda M.Friedmann bile Keynesyen saylacan iddia etmitir (Mayer,1997:88). Mankiw ve Romer (1991) ise bir iktisatnn para arzndaki deiikliklerin toplam talepteki dalgalanmalarn temel kayna olduuna inandnda Monetarist, mikro ekonomik aksaklklarn makro ekonomik fiyat katlklarna yol atna inandnda ise Yeni Keynesyen olarak kabul edilebileceini belirtmilerdir. Monetaristler, para arzndaki dalgalanmalarn reel etkileri olduunu kabul etmiler, ancak fiyat katlklarna

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

55

aklama getirmemilerdir. Mankiw ve Romer (1991) Yeni Keynesyen iktisad Yeni Monetarist ktisat olarak da adlandrmlardr. SONU ktisadi dalgalanmalarn geici olduu, ekonominin her zaman tam istihdamda dengede olaca, dolaysyla devletin ekonomiye mdahale etmemesi gerektii varsaym zerine kurulu olan Klasik ktisat teorisi, 1929 bunalmn aklamakta yetersiz kalmtr. 1929 bunalm sonrasnda ise Keynesyen Makro ktisat ortaya kmtr. Temelde J.M.Keynesin argmanlarna dayal olan Keynesyen Makro ktisat, Keynesden gnmze olduka geni bir zaman dilimini kapsamaktadr. Keynesin dnce yaps ve iktisada getirdii yeni bak asnda yaad dnemin somut gereklerinin katks byk olmutur. Keynes, tam istihdam salayacak glerin olmadn syleyerek ekonomiye devletin mdahale etmesi gerektiini sylemitir. Keynesin Genel Teorisi ok deiik yorumlara konu olmutur. Bu deiik yorumlarda ne srlen grlerin ne lde Keynese ve Keynesyen iktisatlara ait olduu tartma konusudur. Keynesyen teori, temelde Keynesin argmanlarna dayal olmasna ramen Keynesin iktisad ile Keynesyen iktisat arasnda farkllk bulunmaktadr. Ancak btn Keynesyenler, ekonomik faaliyetlerin dalgalanmalar gsterdii ve parann nemli olduu konusunda ayn gre sahip olup devlet mdahalesinin ekonomik faaliyetlerde istikrar salamas hususunda ortak paydada birlemektedirler. Keynesin bir ok yorumu bulunmasna ramen tanesi ok nemlidir. Bunlar; Keynesyen Teori, Post Keynesyen Teori ve Neo-Keynesyen Teori kapsamnda ele alnmtr. Keynesyen Teori, Keynesin yorumlarnn en nemlisidir. Temelinin bir aya, Klasik teoride, dier aya Genel Teoridedir. Bu nedenle Neo-Klasik Sentez olarak da adlandrlmaktadr. Neo-Klasik Sentez, hem geleneksel, hem de Keynesyen iktisadn zelliklerini iermekte, ikisinin arasnda yer almaktadr. Keynesyen iktisatlar iin isizlik, enflasyondan daha nemli bir sorun olarak grlmtr. nk Keynesyen iktisatlar, enflasyonun tam istihdam snr aldktan sonra ortaya kacan dnmlerdir. Dolaysyla Keynesyen iktisatlar fiyat hareketlerini inceleyecek bir teori gelitirmemilerdir. Neo-Klasik Sentezciler, tam istihdam ncesinde ortaya kan fiyat hareketlerini aklamak iin Phillips Erisini benimsemilerdir. Ancak 1970li yllarn ba ile birlikte gzlemlenen enflasyon ve isizliin e-anl hareketi, Phillips Erisinin nemini

56

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

kaybetmesine yol amtr. Sonuta da, Keynesyen iktisat, Phillips Erisine verdii nem dolaysyla ciddi eletirilere maruz kalmtr. Keynes, IS-LM analizini balangta onaylam olmasna ramen daha sonralar ise kendi dncelerini tam olarak yanstmadn da ifade etmekten kanmamtr. Neo-Klasik Sentez, Keynesin teorisini Klasik iktisadn zel bir durumu olarak grmtr. Ancak Keynes, ne srd fikirlerin zgn olduunu savunmutur. Aslnda Neo-Klasik Sentez, Keynesin devrim nitelii tayan grlerini gz ard etmitir. Post-Keynesyen iktisatlardan J.Robinson, Neo-Klasik Sentezi bastard (gayrimeru) bir Keynesyen yaklam olarak adlandrmtr Keynes yorumlarndan bir dieri, ayn zamanda Neo-Klasik Senteze tepki olarak ortaya kan Post-Keynesyen ktisattr. Beklentilere byk nem veren, ekonomiyi tarihsel bir sre iindeki oluum olarak ele alan Post Keynesyen Teorinin temel belirleyici unsuru yatrmlardr. Keynesyen ve Post-Keynesyen teorinin ortak zellii yatrma verilen nemdir. Yatrmn gelir yaratma ve kapasite artrm etkileri, yatrmlar makro ekonominin temel belirleyici unsuru haline getirmitir. Post -Keynesyen ktisatlar, bu zellikten dolay kapitalist sistemin istikrarsz olduu sonucuna varmlardr. 1960larn sonuna doru Keynesyen Teoriye yeni bir yorum getirerek NeoKlasik Senteze kar iddetli eletiri ynelten bir fikir akm daha ortaya kmtr. R.Clowern nclk ettii bu yaklama gre Walras Yasas, piyasalarn dengesizlik hallerini de kapsayacak ekilde geniletilmelidir. nk Clowera gre dengesizlik hallerini kapsamayan bir teori, Keynesyen Devrimin znden uzaklaacaktr. Clower ve rencisi Leijonhufvud, Keynesyen yaklam iinde ISLM tipi Keynesyen modelleri eletiren ilk iktisatlar olarak karmza kmlardr. Clower ve Leijonhufvudun Keynesi yeniden yorumlamas, NeoKeynesyen Teori kapsamnda ele alnabilir. Neo-Keynesyen Teorinin geliim srecinde nemli giriimin olduu grlmektedir. Birincisi, Clower ve Leijonhufvudun Keynesi tekrar yorumlamas kapsamndadr. kincisi, genel denge teorisinde rekabeti olmayan (imperfectionist) gelimelerdir. Neo-Keynesyen Teorinin geliim srecindeki nc gelime ise makro iktisadn mikro temelleri kapsamndadr. Bu balamda Yeni Keynesyen ktisatlarn makro iktisada tutarl mikro temeller kurma abasnda olduu grlmektedir. 1970li yllarn ba ile birlikte Keynesyen iktisadn etkinliini kaybetmesinin nedenlerinden birisi, makro bazl bir teori olup, mikro temelleri analiz d brakmasyd. Keynesyenler ile Yeni Keynesyenler arasndaki temel fark, makro yaklamlarn mikro ilikilerinde ortaya kmaktadr. Yeni Keynesyen iktisat, piyasa baarszlnn mikro iktisad olarak kabul edilmektedir. Yeni Keynesyen iktisatlar, Keynesyen iktisadn ortaya

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

57

koyduu makro sorunlarn hangi mikro davranlarn sonucu ortaya ktn aratrma abasnda olmulardr. Mankiw (1992), iktisadi dnce tarihini ekonominin iki farkl gr arasnda salnan bir sarkaca benzetmitir. Sarkacn sa yn, Klasik dnce, sol yn de Keynesyen gr olarak dnldnde, 1930larda sarka sadan sola hzla savrulmutur. 1970lerde Yeni Klasikler, sarkac saa geri ekmiler ve Lucas bu durumu Keynesyen ktisadn lm olarak nitelendirmitir. 1980lerde Yeni Keynesyenler sarkac sola geri evirmiler ve Mankiw tarafndan bu durum Keynesyen ktisadn Re-enkarnasyonuolarak adlandrlmtr. Mankiwin bu durumu, Keynesyen iktisadn yeniden ortaya k (re-emergence) ya da yeniden dirilii (re-surrection) olarak deil de, baka bir vcutta tekrar dnyaya gelme olarak ifade edilen re-enkarnasyon (re-incarnation) olarak nitelendirmesinin nedeni, 1990lardaki Keynesyen iktisad daha iyi tanmlamak iindir. Gerekten de 1990larn Keynesyen iktisad, 1930lardakinden, hatta 1960lardakinden bile ok farkldr. 1930lardan 1970lerin bana kadar iktisat teorisine hakim olan Keynesyen ktisat, 1970li yllarda itibar kaybna urasa da 1980li yllarda iktisat teorisine tekrar gl bir dn yapmtr. Keynesyen ktisat, halen iktisat teorisinde temel bir ekol olarak, kart ekollerle rekabet ierisinde varln srdrmektedir. KAYNAKA ALADA, Din (2000), ktisat Felsefesi ve Belirsizlik, Balam Yaynclk, stanbul. ASIMAKOPULUS, A.(1978), Keynesian Economics, Equilibrium and Time, The Canadian Journal Of Economics, Vol.11, Issue Supplement: The Harry G.Johnson Memorial Symposium (November 1978). BALL, Laurence, MANKIW, N. Gregory, ROMER, David (1988), The New Keynesian Economics and The Output- Inflaton Trade-Off, Brookings Papers On Economic Activity, No.1 (1988). BLEANEY, Michael (1985), The Rise and Fall Of Keynesian Economics, An investigationof its contribution to capitalist development, St. Martins Press, New York. BLINDER, Alan S.(1987), Keynes, Lucas, and Scientific Progress, Journal Of Economics, Vol.19, Issue 1 (November 1986). BLINDER, Alan S.(1988), The Fall and Rise Of Keynesian Economics A Macroeconomics Reader iinde (der.Brian Snowdon ve Howard R.Vane), Routledge, London and New York.

58

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

BURA, Aye (1995), ktisatlar ve nsanlar, Bir Yntem almas, 1.Bask, letiim Yaynlar, stanbul. CODDINGTON, Alan (1979), Hickss Contribution To Keynesian Economics Journal Of Economic Literature, Vol.XVII (September 1979). EREN, Ercan, BLDRC, Melike (1997), ktisat Teorilerinde Son Gelimeler, ktisat Dergisi, Say: 365, Mart 1997. EROL, mit (1997), Eletirel Bir Gzle Serbest Piyasa, Balam Yaynclk, stanbul. FELDERER, Bernard, HOMBURG, Stefan (1987), Macroeconomics and New Macroecomonics, Springer-Verlag, Berlin Heidelberg. FONTAINE, Philippe, JOLINK, Albert (1998), Historical Perspectives On Macroeconomics, Sixty Years After The General Theory, Routledge, London and New York. GERRAD, Bill (1995), Keynes, The Keynesians and The Classics: A Suggested Interpretation, The Economic Journal, Vol.105, (March, 1995). GREENWALD, Bruce, STIGLITZ, Joseph E. (1993), New and Old Keynesians Journal of Economic Perspectives, Vol.7, Number 1., Winter 1993. HOWITT, Peter (1986), The Keynesian Recovery, The Canadion Journal of Economics, Vol.19, Issue 4 (November 1986). JOHNSON, Harry J.(1971), The Keynesian Revolution and the Monetarist Counter-Revolution, The American EC.Rview. Vol.61, ssue2, Papers and Proceedings Of The Ninety-Sixth Annual Meeting Of The American Economic Association (May 1971). KAZGAN, Glten (1991), ktisadi Dnce veya Politik ktisadn Evrimi, Remzi Kitabevi, stanbul. LEIJONHUFVUD, Axel (1968), On Keynesian Economics and the Economics of Keynes, A Study in Monetary Theory, Oxford University Press, London. MANKIW, Gregory N.(1990) A Quick Refresher Course in Macroeconomics, Journal Of Economic Literature, Vol.XXXVIII (December, 1990). MANKIW, Gregory N. (1992), The Reincarnation of Keynesian Economics, A Macroeconomies Reader iinde (der. Brian Snowdon ve Howard R.Vane (1997)) , Routledge, Newyork. MAYER, Thomas (1987), What remains of the monetarist counter-revolution?, Reflections On The Development Of Modern Macroeconomics iinde

Keynes Devrimi ve Keynesyen ktisat

59

(der.Brian Snowdon ve Howard R.Vane), Edward Elgar Publishers, Cheltenham, UK. MELTZER, Alan H.(1988), Keyness Monetary Theory A Different nterpretation, Cambridge University Press, Cambridge. NIEHANS, Jrg (1990), A History Of Economic Theory, Classic Contributions, 1720-1980, The Johns Hopkins University Press, Baltimore and London. PARASIZ, lker (1992), Para Banka ve Finansal Piyasalar, 4.Bask, Ezgi Kitabevi, Bursa. PAYA, Merih (1994), Para Teorisi ve Para Politikas, 1.Bask, Filiz Kitabevi, stanbul. SAVA, Vural (1984), Keynezyen ktisat Yklrken, Fatih Yaynevi, stanbul. SAVA, Vural, F.(1998), ktisatn Tarihi, 2.Bask, Avcol Basm-Yayn, stanbul. SCREPANTI, Ernesto, ZAMAGNI, Stefano (1995), An Outline Of The History OfEconomic Thought (Translated by David Field), Clarendan Press, Oxford. SHAW, G.K.(1997), How Relevant Is Keynesian Economics Today?, Reflections On The Development Of Modern Macroeconomics iinde (der. Brian Snowdon ve Howard R.Vane), Edward Elgar Publishers, Cheltenham, UK. STALEY, Charles E.(1993), A History Of Economic Thought, From Aristotle to Arrow, Blackwell, Cambridge MA & Oxford UK. STEIN, Jerome (1981), Monetorist, Keynesian and New Classical Economics, The American Economic Review, Vol.71, Issue 2. Papers and Proceedings Of The Ninety-Sixth Annual Meeting Of The American Economic Association (May 1981). STEWART, Michael (1986), Keynes and After, Third Edition, Penguin Books, Snowdon, Brion ve Vane, Howard, R. (1997) To Stabilize Or Not To Stabilize: Is That The Question?, Reflections On the Development of Moden Macroeconomics (Edited by Brian Snowdon ve Howard R. Vane), Edward Elgar Publishers, Cheltenham, UK. SNOWDON, Brian, VANE, Howard R. (1997), Reflections on the Development of Modern Macroeconomics iinde (der. Snowdon, Brian ve Vane, Howard R.), EdwarElgar,U.K. TEKEOLU, Muammer (1993), ktisadi Dnceler Tarihi, ukurova niversitesi Basmevi, Adana.

60

Mahir FSUNOLU-Bilge KKSEL TAN

TOBIN, James (1993), Price Flexibility and Output Stability An Old Keynesian View, Journal Of Economic Perspectives, Vol.7, Number 1, Winter 1993. TOPRAK, Metin (1999), Yeni ktisat, z Yaynclk, stanbul.

You might also like