You are on page 1of 181

ERICH FROMM NSANDAK YIKICILIIN KKENLER

CLT1

Tarayan Sleyman Yksel www.suleymanyuksel.com suleymanyuksel@suleymanyuksel.com suleymanyuksel6@gmail.com Bu e-kitap taslak halindedir. Okumay zorlatrc tarama hatalar ierebilir. Bu taslak srm okurken dzeltir ve dzeltilmi srm bizimle paylamak isterseniz memnun oluruz. WEB: http://ayrac.org letiim: ayrac.org@gmail.com

NSANDAK YIKICILIIN KKENLER ERCH FROMM Birinci Kitap 2. basm eviren: ukru Alpagut ERICH FROMM NSANDAK YIKICILIIN KKENLER I EVREN: KR ALPAGUT 2. BASIM PAYEL YAYINLARI : 69 Bilim Kitaplar : 22 ISBN (Cilt I): 975-388-050-2 ISBN (Takm): 975-388-049-9 Dizgi Bask Kapak filmleri Kapak basks Cilt Payel Yaynevi Teknografik Matbaas Ebru Grafik etin Ofset Esra Mcellithanesi Ruhbilimci, dnr ve yazar Dr. Erich Fromm, 1900 ylnda Frankfurt-am-Main'da dodu. Heidelberg, Frankfurt ve Mnih ni-versiteleri'nde toplumbilim ve ruhbilim renimi grd. 1922'de Heidelberg niversitesi'nde doktora renimini bitirdi. Mnih'te ruh hekimlii ve ruhbilim zerine ek incelemeler yaptktan sonra, Berlin Ruhzmleme Enstits'nde eitim grd ve 1931'de mezun oldu. Dr. Fromm, Chicago Ruhzmleme Enstits'nn ars zerine 1933'te Birleik Devletler'e gitti. 1934'te, 1938'e kadar kadrosunda bir uzman olarak grev ald Frankfurt Toplumsal Aratrma Ens-tits'yle birlikte New York'a tand. zel almalann srdrd ve Columbia niversitesi'nde retim grevlisi olarak alt. 1946'da, William Alonson Wliite Ruh Hekimlii, Ruhzmleme ve Ruhbilim Enstits'nn kurucular arasnda yer ald. Yale'de, New York Oniversitesi'nde Bennington Koleji'nde ve Michigan Eyalet niversitesi'nde de retim grevlisi olarak alt. 1949'da, Meksika Ulusal zerk ni-versitesi'nden gelen bir profesrlk nerisini kabul etti ve niversite Tp Fakltesi Lisansst Blm'nde Ruhzmleme ubesi'ni kurdu; buradan 1965'te emekli olduktan sonra kendisine Onursal Profesr payesi verildi. Sonra svire'de yaamaya balad. 1980'de orada ld. Dr. Fromm'un kitaplar, Trke de dahil birok dile evrilmitir. Bunlar arasnda en tannmlar, zgrlkten Ka, Kendini Savunan nsan, Unutulmu Dil, Salkl Toplum, Sevme Sanat, Umut Devrimi, Sevginin ve iddetin Kayna, Tanrlar Gibi Olacaksnz, Ruhzmle-meciliin Bunalm, Olmak ya da Sahip Olmak ve Psikanaliz ve Din'dir. Yaptn zgn ad : The Anatomy of Human Destructiveness ngilizce ilk basm : Austos 1973 (A.B.D.) Trke ilk basm : Aralk 1984 tkinci basm : Kasm 1993 . Kapak resmi: Jose Clemente Orozco "Trilogia" NSANDAK YIKICILIIN KKENLER KR ALPAGUT payel PAYEL YAYINEV stanbul ERICH FROMM'un Yaynlarmz arasnda kan teki kitaplar: SEVME SANATI (9. basm) SEVGNN VE DDETN KAYNAI (5. basm) SALIKLI TOPLUM (2. basm) ZGRLKTEN KAI (2. basm) UMUT DEVRM NDEKLER

nsz....................................................................................... 11 Terimler.................................................................................. 15 Giri: gdler ve nsan Tutkular............................... 19 BRNC BLM GDLK, DAVRANIILIK RUHZMLEME 1 IGDCLER....................................................................... 33 ESK IGDCLER..................................,.......................... 33 YEN-IGDCLER: SGMUND FREUD VE KONRAD LORENZ................................................................... 34 Freud'un Saldrganlk Anlay......................................... 34 Lorenz'in Saldrganlk Kuram......................................... 37 Freud ve Lorenz: Benzerlikleri ve Ayrlklar................... 41 2 EVRECLER VE DAVRANIILAR................................... 57 AYDINLANMA AI EVRECL................................... 57 DAVRANIILIK.................................................................... 57 B.F. SKlNNER'IN YENl-DAVRANIILII......................... 58 Erekler ve Deerler........................................................... 60 Skinner'cln ok Tutulmasnn Nedenleri..................... 66 DAVRANIILIK VE SALDIRGANLIK............................... 68 RUHBILIMSEL DENEYLER ZERNE................................. 72 ENGELLEME-SALDIRGANLIK KURAMI............................ 98 8 NDEKLER 3 GDCLK VE DAVRANIILIK: AYRILIKLARI VE BENZERLKLER................................... 102 ORTAK BR TEMEL................................................................102 DAHA YAKIN ZAMANDA ORTAYA ATILAN GRLER.............................................................................. 104 HER K KURAMIN SYASAL VE TOPLUMSAL GEM.......................................................... 107 4 SALDIRGANLIK ANLAYIINA RUHZMSEL YAKLAIM ......................................'........ 111 KNC BLM GDC TEZE RARKANITLAR 5 NROFZYOLOJ....................................................................123 RUHBILMINNROFZYOLOJYLE LKS.................. 123 SALDIRGAN DAVRANIIN BR TEMEL OLARAK BEYN.................................................................... 128 SALDIRGANLIIN SAVUNUCU LEV ........................... 130 Ka gds ............................................................ 131 YAMACILIK VE SALDIRGANLIK.................................... 133 6 HAYVAN DAVRANII.......................................................... 137 TUTSAKLIK KOULLARI ALTINDA SALDIRGANLIK ... 138 insan Saldrganl ve Kalabalklama........................... 143. YABAN ORTAMINDA SALDIRGANLIK............................. 146 BLGECLK VE EGEMENLK.............................................. 152 TEK MEMELLER ARASINDA SALDIRGANLIK........... 157 nsanda ldrmeye Kar Bir Kelleme Var mdr?.......... 159 7 FOSILBILIM............................................................................. 163 NSAN BlR TR MDR?......................'.............................. 163 NSAN YIRTICI BR HAYVAN MIDIR?............................... 164 8 INSANBILM.......................................................................... 168 AVCI NSAN" INSANBLMSEL ADEM Mi?.............. 168

Saldrganlk ve lkel Avclar........................................... 176 NDEKLER 9 LKEL AVCILAR BOLLUK TOPLU MU?............................ 186 LKEL SAVA......................................................................... 189 CLALI TA DEVR DEVRM............................................. 195 TARHNCES TOPLUMLAR VE "NSAN DOASI"....... 205 KENTSEL DEVRM................................................................ 207 LKEL KLTRDE SALDIRGANLIK.................................. 213 OTUZ LKEL BOYLA iLGLl ZMLEME...................... 214 Sistem. A: Yaam Olumlayc Toplumlar......................... 215 Sistem B: Ykc Olmayan-Saldrgan Toplumlar-.............. 216 Sistem C: Ykc Toplumlar.............................................. 216 Sistemle lgili rnekler........................:..................... 217 YIKICILIK VE ZALMLKLE iLGlLl KANITLAR............. 226 NC BLM SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER VE KENDLERNE AT KOULLARI 9 YUMUAK SALDIRGANLIK.............................................. 235 GR NTELNDE BlRKA SZ.................................... 235 YALANDAN-SALDIRGANLIK............................................ 238 Kaza Niteliindeki Saldrganlk..................................... 238 Oyunsal Saldrganlk...................................................... 239 Kendini Kabul Ettirmeye Ynelik Saldrganlk............... 240 SAVUNUCU SALDIRGANLIK............................................. 247 Hayvanlarla nsan Arasndaki Fark............................... 247 Saldrganlk ve zgrlk................................................ 251 Saldrganlk ve zseverlik.............................................. 253 Saldrganlk ve Diren.................................................... 259 Uyumcu Saldrganlk...................................................... 261 Arasal Saldrganlk....................................................... 262 Savan Nedenleri zerine...............................................265 Savunucu Saldrganl Azaltmann Koullan................ 272 10 KIYICI (ZALMCE) SALDIRGANLIK: TEMEL NERMELER........................................................... 275 GR NTELNDE BRKA SZ.................................... 275 10 NDEKLER NSANIN DOASI-.........................'.............................. 276 NSANIN VAROLUSAL GEREKSNMELER VE ETL KARAKTER-KKENL TUTKULAR........ 289 Bir Ynelim ve Adanmtk erevesi............................. 289 Kkllk.......................................................................... 292 Birlik..............................................................:................. 293 Etkililik........................................................................... 295 Heyecanlanma ve Uyarlma........................................... 298 Can Sknts-Sreen knt...................................... 304 Karakter Yaps............................................................... 316 KARAKTERDEN KAYNAKLANAN TUTKULARIN GELMES N GEREKL KOULLAR........................... 319 Nrofizyolojik Koullar................................................... 319 Toplumsal Koullar......................................................... 324 igdlerin ve Tutkularn Ussall zerine................... 330 Tutkularn Ruhsal levleri.............................................. 333 NSZ

BU NCELEME ruhzmsel kurama ilikin kapsaml bir almann birinci cildidir. e saldrganlk ve ykcln incelenmesiyle baladm, nk dnyay kaplayan ykclk dalgas nedeniyle bu konu, ruhzmlemenin temel kuramsal sorunlanndan birisi olmasnn yan sra, pratikte bizi en yakndan ilgilendiren konulardan da birisi olmaktadr. Alt yl akn bir sre nce bu kitaba baladmda, karlaacam glkleri ok hafife almtm. Ksa srede ortaya kt ki, eer kendi uzmanlk alanmn, yani ruhzmlemenin snrlan iinde kalrsam insann ykcl hakknda yeterli bir eyler yazmama olanak yoktu. Bu aratrma, bir yandan ncelikle ruhzmsel bir aratrma nitelii'tarken ok dar ve bundan dolay da arptc bir bilgilenme erevesinde almaktan kanmak iin teki alanlarda, zellikle sinir fizyolojisi, hayvan ruhbilimi, fosilbilim ve insanbilim alanlarnda bir lde bilgi sahibi olmay da gerektiriyordu. En azndan, vardm sonular, teki alanlarda elde edilen ana verilerle karlatrarak gzden geirebilmeliydim. Ancak bylelikle, varsaymlarmn o verilerle elimedii konusunda emin olabilir; sz konusu verilerin benim varsaymlarm dorulayp dorulamad ki ben dorulad umudundaym konusunda bir karara ancak bylelikle varabilirdim. Btn bu alanlarda saldrganlk konusunda elde edilen bulgulan aktaran ve btnletiren, hatta bu bulgulan herhangi bir zgl alanda zetleyen hibir yapt bulunmad iin bylesi bir giriimde benim bulunmam gerekiyordu. Dnceme gre, bu giriim, bir tek retinin bak asndan elde edilen bir gr deil, ykclk sorununa ilikin 12 NSZ evrensel gr benimle paylama olanan salayarak okurlarma da hizmet edecekti. Aktr ki, bylesi bir giriimin birok beklenmedik tehlikesi vardr. Akas, btn bu alanlarda zellikle de pek az bilgi ile yola ktm bir alanda: sinir bilimleri alannda uzmanlk kazanmama olanak yoktu. Bu alanda bir para bilgi kazanabildim; o da yalnzca kendim inceleme yaparak deil, sinirbilimcilerin incelii sayesinde. Bu bilim adamlarnn birou bana klavuzluk ettiler, birok sorumu yantladlar, bazlar elyazmasnn ilgili blmlerini gzden geirdiler. Her ne kadar uzmanlar, kendi zel alanlarnda onlara yeni eyler neremeyeceimi ok iyi bilseler de, bylesine temel nem tayan bir konuda teki alanlardan elde edilen verilerle daha yakndan karlama olanan da honutlukla karlayacaklardr Kanlmaz bir sorun da yinelemeler ve nceki almalarmla baz akmalarn olmasdr. Otuz yl akn bir sreden bu yana insanla ilikin sorunlar zerinde almaktaym ve sre iersinde, bir yandan eski alanlara ilikin anlaylarm derinletirir ve geniletirken te yandan da yeni alanlar zerinde dikkatimi younlatrmaktaym. Bu kitabn ele ald yeni kavramlar konusundaki dncelerimi sunmak-szn insann ykcl hakknda yazmama olanak yoktur. Bundan nceki yaynlarda yer alaa daha geni kapsaml tartmalara deinmekle yetinerek, yineleme yapmaktan elden geldiince kanmaya altm; ama yine de yinelemeler kanlmazd. Bu bakmdan zel bir sorun, lseverlik-canlseverlik (necrophiliabiophilia) konusunda daha ekirdek halinde bulunan yeni bulgularmdan bazlarn ieren Sevginin ve iddetin Kayna'a. Bu kitapta, bu bulgularm hem kuramsal adan hem de klinik aklama bakmndan byk lde genileterek sundum. Burada aklanan grlerle nceki yazlarda aklanan grler arasndaki belirli ayrlklar tartmadm; nk bylesi bir tartma olduka geni yer tutard ve ou okurlarn dikkatini yeterince ekmezdi. Geriye yalnzca, bu kitabn yazlmasnda bana yardm edenlere teekkrlerimi sunma grevi, bu zevkli grev, kalyor. Davranla ilikin sorunlarn kuramsal adan aydnlatlmasnda gsterdii yardmseverlie ve konuyla ilgili yaznn aratrlmas srasndaki yorulmak bilmez yardmlarna ok ey borlu olduum Dr. Jerome Brams'a teekkr etmek istiyorum. NSZ 13 Sinir fizyolojisi konusundaki incelememi yardmlaryla kolaylatrd iin Dr. Juan de Dios Hernndez'e minnet borcum var. Saatlerce sren tartmalarda birok sorunu o akla kavuturdu, geni kapsaml yazn konusunda beni aydnlatt ve elyazmasnn sinir fizyolojisine ilikin sorunlar ele alan ksmlar konusunda grlerini bildirdi.

Bazen uzun boylu kiisel konumalarla, bazen de mektuplarla bana yardmc olan aadaki inirbilimcilere teekkr ederim: Merhum Dr. Raul Hernandez Peon'a, Dr. B. Livingston, Dr. Robert G. Health, Dr. Heinz von Foerster ve elyazmasnn sinir fizyolojisine ilikin blmlerini de okuyan Dr. Theodore Melnechuk'a, Massachusetts Teknoloji Kurumu Sinirbilimleri Aratrma Program yeleriyle benim iin bir toplant dzenlediinden dolay Dr. Francis O. Schmitt'e de borcum var. Bu toplantda yeler benim kendilerine ynelttiim sorular tarttlar. Hitler konusundaki bilgilerimin zenginlemesine karlkl konumalarla ve yazmalarla en ok yardm dokunan Albert Speer'e teekkr ederim. Nrnberg durumalarna katlan Amerikal savclardan birisi olarak toplad bilgilerden dolay Robert M. W. Kempner'a da borluyum . Elyazmasn okuyarak ok deerli eletirel ve yapc nerilerde bulunduklar iin Dr. David Schecter'a, Dr. Michael Maccoby'ye ve Gertrud Hunziker-Fromm'a; felsefeye ilikin konularda bana yardm dokunan nerilerinden dolay Dr. Ivan Illich'e ve Dr. Ramon Xirau'ya; hayvan ruhbilimi alanndaki yorumlarndan dolay Dr. W. A. Ma-son'a; fosilbilime ilikin sorunlar konusundaki yararl yorumlarndan dolay Dr. Helmuth de Terra'ya; gerekstclkle ilgili yararl nerilerinden dolay Max Hunziker'a ve Naziler'in terr uygulamalan konusundaki aydnlatc bilgilendirmesinden ve nerilerinden dolay Heinz Brandt'a teekkr borluyum. Bu almaya kar gsterdii etkin ve yreklendirici ilgiden dolay Dr. Kalinkowitz'e teekkr ederim. Meksika'nn Cuernavaca kentinde bulunan Kltrleraras Belgelendirme Merkezi'nin kaynaka kolaylklarndan yararlanmama yardmc olduklar iin Dr. Illich'e ve Bayan Valentina Boresman'a da teekkr ederim. Son yirmi yl iersinde, elinizdeki kitap da dahil yazdm her elyazmasnn birok kopyasn defalarca daktiloya ekmekle kalmayp, dil konusunda byk duyarlk, anlay ve titizlik gstererek ve birok 14 NSZ deerli nerilerde bulunarak ayn zamanda yazdklarm dzelten Bayan Beatrice H. Mayer'a derin minnetimi sunmak iin bu olanaktan yararlanmak istiyorum. lke dnda bulunduum aylarda, Bayan Joan Hughes elyaz-masyla ustaca ve yapc bir biimde ilgilendi; bu ilgisini teekkrle anyorum. ok ustaca ve titiz yayma hazrlama almasndan ve yapc nerilerinden dolay, Holt, Rinehart ve Winston'm ba yaymcs Joseph Cunneen'a da teekkrlerimi sunarm. Aynca, piyasaya karlmasnn eitli aamalarnda elyazmas zerinde abalarn birletirmekte gsterdikleri beceri ve zenden dolay Holt, Rinehart ve Winston'm idar yaymcs Bayan Lorraine Hill'e ve yapm yaymclar Bay Wilson R. Gathings ile Bayan Cathie Fallin'e teekkr etmek istiyorum. Son olarak, titiz ve bilgili yaym almasnn kusursuzluundan dolay Marion Odomirok'a teekkr ederim. Bu aratrma, Ulusal Akl Sal Kurumu'na bal Kamu Sal Servisi'nin MH 13144-01, MH 13144-02 No.lu izniyle ksmen desteklenmitir. Bir yardmcdan ek yardm grmemi salayan Albert ve Mary Lasker Vakf'nn bu katksn da belirtirim. E.F. New York Mays 1973 TERMLER SALDIRGANLIK szcnn belirsiz anlamlarda kullanlmas, bu konudaki zengin yaznda byk karklklar yaratmtr. Saldrya kar kendini savunan insann davran iin, para almak amacyla kurbann ldren soyguncuyu anlatmak iin, bir hkmlye ikence eden bir sadisti anlatmak iin bu terime bavurulmutur. Karklk daha da ileriye gitmektedir: erkein diiye cinsel yaklam iin, bir dacy ya da satcy ileriye ynelten tepiler iin ve topra sren ifti iin bu terim kullanlmtr. Bu karklk belki de davran dnn ruhbilim ve ruhhekimlii alanndaki etkisinden kaynaklanmaktadr. Btn zararl haraketlerebir baka deyile, cansz bir eyi, bir bitkiyi, bir hayvan ya da bir insan zarara ya da ykma

uratc etkiye sahip hareketlere saldrganlk denecek olursa, o zaman elbette bu zararl hareketlerin ardnda yatan tepinin nitelii btnyle ilgi d kalr. Ykma uratma amac tayan hareketlerin, savunma amac tayan hareketlerin ve kurma amac tayan hareketlerin hepsi bir ve ayn szckle adlandnhrsa, o zaman gerekten bunlarn nedenini anlama umudu ortadan kalkar; bunlarn hibir ortak nedeni yoktur, nk hepsi de btnyle ayr olgulardr. Bu durumda birisi saldrganlkm nedenini bulmaya urarsa, kuramsal adan umutsuz bir konumda kalr.1 rnek olarak Lorenz'i ele alalm. Ondaki saldrganlk kavram, zgn biimiyle, bireyin ve trn varln srdrmesine yarayan, biyolojik bakmdan uyum salayabilir nitelikte ve evrim sreci iinde Bununla birlikte, Freud'un saldrganln farkllklar konusundan habersiz olmadn belirtmek gerekir (bkz. Ek). Dahas, Freud rneinde, temelde yatan gd. davran bir ynelimde bulunamaz. O, kendisine ait lm igds gibi kapsaml kategorilere uygun dsn diye, byk lde geleneksel kullanmdan ayrlmad ve aynca, en genel terimleri yeledi. TERMLER 16 TERMLER gelimi bir gdye ilikindir. Ama saldrganlk, ldrme arzusunu ve zalimlii anlatmak amacyla da kulland iin, vard sonu, bu akld tutkularn ayn zamanda doutan olduu yolundadr ve savalar, ldrmekten haz duymann yol at olgular olarak anlald iin, bundan kan sonu da savalara insann doasnda doutan var olan ykc bir eilimin neden olduu yolundadr. Saldrganlk szc, (kt nitelik tamayan) biyolojik bakmdan uyarlanabilir saldrganlk ile gerekten kt olan insan saldrganl arasnda balant kurmak iin uygun bir kpr grevi yapmaktadr. Bu tr akl yrtmenin z udur: Biyolojik bakmdan uyarlanabilir saldrganlk = doutan Ykclk ve zalimlik = saldrganlk Dolaysyla: Ykclk ve zalimlik = doutan. QED.* Bu kitapta, yumuak saldrganlk ad altnda topladm savunmaya dnk, tepkici saldrganlk iin saldrganlk terimini kullandm; ama insanlara zg bir eilim olan ykma uratma ve mutlak denetime ulama eilimini (kyc saldrganlk) ykclk ve zalimlik olarak adlandryorum. Savunmaya dnk saldrganlk anlamndan daha baka bir anlamda saldrganlk szcn kullanmak, belirli bir balamda daha yararl grnd iin her ne zaman bu szc kullandysam, yanl anlamaya yol amamak iin szcn anlamn snrlandrdm. Anlama ilikin bir baka sorunu da insanl ya da insan soyunu anlatan bir szck olarak man** szcnn kullanlmas yaratyordu. Ataerkil toplumda gelimi bir dilde hem erkei hem de kadn anlatmak iin man szcnn kullanlmas artc deildir. Ama inanyorum ki, yazarn bu szc ataerkil anlayla kullanmadn belirteceim diye szckten kanmak biraz kuralclk olurdu. Gerekte, kitabn ierii, bu konuyu hibir kukuya yer brakmayacak biimde akla kavuturacaktr. nsanlardan sz ederken genellikle he*** szcn kullandm, *Q.E.D. (Latince: quod erat demonstrandum) : klit teoremlerinin sonuna eklenen bu ksaltma u anlama gelmektedir: Kantlanmas gereken de buydu. (ev.) **Ingilizce'de man szc, hem insan, insanlk anlamnda, hem de cinsiyet olarak erkek anlamnda kullanlabilir. (ev.) ***tngilizce'de he ve she kii adllardr. He erkek yerine, she kadn yerine kullanlr. (ev.) 17 nk her defasnda he ya da she demek samalk olurdu. Szcklerin ok nemli olduklarna inanyorum ama una da inanyorum ki, szckler putlarlmamal ve szcklere, akladklar dncelerden daha byk ilgi gsterilmemeli. Belgelendirmenin zenli olmas amacyla, bu kitaptaki alntlar, yazarn ad ve basm yl ile birlikte verilmitir. Bu, okura, Kay-naka'da daha geni bilgi bulma olana verecektir. Bu

nedenle, tarihler, Spinoza (1927) alntsnda olduu gibi, her zaman yazl zama-nyla ilintili deildir. Kuaklar zaman getike ktye gidiyorlar. yle bir zaman gelecek ki, kuaklar iktidara tapacak kadar dknleecekler, kaba g onlara doru gelecek ve iyiye duyulan sayg ortadan kalkacak. Sonunda, hibir kimse artk yanllklara kzmaz olunca ya da hi kimse ktlklerin varlndan utan duymaz olunca Zeus onlar da yok edecek. Yine de, eer sradan halk kendisine bask yapan egemenlere kar ayaa kalkacak ve onlan alaa edecek olursa, o zaman bile bir eyler yaplabilecektir. Demir a'na ait Yunan Efsanesi Tarihe baktmda, ben ktmser bir kiiyim... ama tarihncesine baktmda iyimser birisiyim. J. C. Smuts hsan bir yandan kendi tryle kavga etmesi ynnden birok hayvan trnn akrabasdr. Ama te yandan da o, kavga eden binlerce tr arasnda, kavgasn ykcla ulatran tek trdr... tnsan, kitle katliamcs olan tek trdr, kendi toplumu iinde bir ban ba olan tek varlktr. N. Tinbergen GR: GDLER VE NSAN TUTKULARI ULUS ve dnya leinde iddet ve jjkcln artmas, bu ile uraanlarn ve btn kamuoyunun dikkatini, saldrganln doasnn ve nedenlerinin kuramsal adan aratrlmasna yneltmitir. Bu ilgi artc deildir. artc olan, bu uran ok yeni olmas gereidir. zellikle Freud gibi dev bir aratrcnn cinsel drt evresinde younlaan eski kuramn gzden geirerek, daha 1920'lerde ykma uratma tutkusu (lm igds) ile sevgi tutkusunu (yaam igdsn, cinselliki) eit gte gsteren yeni bir kuram belirlemesinden beri b.u ura srmektedir. Bununla birlikte, kamuoyu, Fre-ud'uluu, bir tek kendini koruma igdsnce denetlenen cinsel arzuyu (libido) insann asl tutkusu olarak gren bir kuramm gibi dnmeye byk lde devam etmitir. Bu durum ancak altml yllarn ortalarna doru deimitir. Bu deiikliin akla gelebilecek bir nedeni, iddetin ulat dzeyin ve sava korkusunun dnya leinde belli bir snra gelip dayanm olduu gerekliidir. Ama bu deiiklie katkda bulunan bir baka etken de insann saldrganl konusunu ele alan eitli kitaplarn, zellikle Korad Lorenz'in Saldrganlk zerine (1966) adl kitabnn yaymlanmasyd. Hayvan davran1 alannda, zellikle balklanl ve Lorenz, hayvan davranlarnn incelenmesine etoloji adn verdi; bu garip bir terimdir, nk etoloji szlk anlam bakmndan davran bilimi (Yunanca ethos davran, kalp szcnden alnma) demektir. Lorenz. hayvan davrannn incelenmesini anlatmak iin buna hayvan etolojisi demeliydi. Onun etolojisinin anlamn belirlemeye sememesi, elbette, insan davrannn hayvan davran snfna sokulmas gerektii yolundaki dncesini ortaya koymaktadr. John Stuart Mill'in Lorenz'den ok nce, kiilik bihmini adlandrmak iin etoloji terimini tretmi olmas ilgin bir gerektir. Bu kitabn ana dncesini ok ksa olarak anlatmak isteseydim, kitabn, Lorenz'in deil de Mill'in anlad anlamda etolojiyi ele aldn sylerdim. 20 GR GDLER VE NSAN TUTKULARI 21 kularn davran alannda sekin bir bilgin olan Lorenz, ok az deneyimi ya da uzmanl bulunan bir alana, insan davran alanna el atma yrekliliini gsterdi. ou ruhbilimcilerin ve sinir bilimcilerin bir kenara itmesine karn, Saldrganlk zerine bir best-seller (en ok satan kitap) oldu ve aydn topluluunun geni bir blmnn zihninde derin izler brakt.

Bunlarn birou Lorenz'in grn sorunun kesin yant olarak kabul ettiler. ok ayr trde bir yazarn, Robert Ardrey'nin daha nce yaymlanan yaptlarnn (African Genesis, 1961 ve The Territorial Imperative, 1967) Lorenz'in fikirlerinin halk arasnda tutulmasna byk katks olmutur. Bir bilim adam deil de yetenekli bir oyun yazan olan Ardrey, insanln balangcna ilikin birok veriyi, insann doutan saldrganln kantlama amac gden ustaca ama yanszlktan da ok uzak bir zet halinde dokumutur. Bu kitaplar, hayvan davranlarn inceleyen bakalannnkiler izledi; rnein Desmond Mor-ris'i plak Maymun'u (1967) ve Lorenz'in retilisi I. Eibl-Eibes-feldt'in Sevgi ve Nefret zerine'si (1972) bu kitaplardandr. Btn bu yaptlar temelde ayn sav iermektedir: savata, suta, kiisel tartmalarda ve her trden ykc ve sadiste harekette aa kan insann saldrgan davran, boalma yollan arayan ve kendini aa vurmak iin uygun bir durumun domasn bekleyen, kaltmsal olarak programlanm doutan bir igdden kaynaklanr. Belki de Lorenz'in yeni-igdcl, ne srd savlar ok salam olduu iin deil, halk bunlardan etkilenmeye ok ak olduu iin bu denli baarl olmutur. Korku iinde olan ve ykma doru ilerleyen gidii deitirme gcn kendinde bulamayan insanlar iin, iddetin hayvans doamzdan, denetlenemez bir saldrganlk drtsnden kaynakland konusunda bize gvence veren ve yapabileceimiz en iyi eyin, Lorenz'in ne srd gibi, bu drtnn gcn aklayan evrim yasasn anlamak olduunu syleyen bir kuramdan daha ekici ne olabilirdi? Doutan saldrganla ilikin bu kuram, kolayca, olacaklardan duyulan korkuyu yattrmaya ve gszlk duygusunu aklclatrmaya yarayan bir ideoloji haline gelir. Igdc bir kuramn bu basite kaan yantnn, ykcln nedenlerine ilikin ciddi incelemelere ye tutulmasnn baka gerekeleri de vardr, ikinci seenek, yrrlkteki ideolojinin temel nermelerinin aratnlmasn gerektirir; bizi, toplumsal dizgemizin akldln irdelemeye ve savunma, onur, yurtseverlik gibi sayg uyandnc szcklerin ardna saklanan tabular inemeye gtrr. Toplumsal dizgemize ilikin derinlemesine bir zmlemeden baka hibir ey ykcln artmasnn nedenlerini aa karamaz ya da ykcl azaltmann yollarn ve aralann gsteremez. Igdc kuram, zor bir grev olan bu zmlemeyi yapma grevine srt evirmemizi neriyor. Hep birlikte kendimizi paralasak bile doa mzn bu yazgy bize ykledii inancyla hi deilse byle davranabileceimizi ve niin her eyin kendi bildiince meydana gelmi olduunu anlayacamz belirtmek istiyor. v. Ruhbilimsel dncede gzlenen bugnk saflamaya baklrsa, Lorenz'in insan saldrganlna ilikin kuramn eletirme grevini, ruhbilim alanndaki br ar basan kuramn, yani davranln yklenmesi beklenir. Davran kuram, igdcln tersine, insan belli bir biimde davranmaya ynelten znel glerle uramaz; insann ne hissettiiyle deil, yalnzca onun davran biimiyle ve onun davrann biimlendiren toplumsal koullanmayla ilgilenir. Ruhbilimin odann kkl bir biimde duygudan davrana kaymas; ardndan da heyecan ve tutkularn, hi deilse bilimsel bir ba- k asndan, ilikisiz veriler gibi grlerek birok ruhbilimcinin gr alan dna karlmas ancak yirmili yllarda gerekleti. Ruhbilim alannda egemen olan okulun ana konusu, davranta bulunan insan deil, davran oldu: ruhu inceleyen bilim, hayvan ve insan davran mhendislii bilimine dnt. Bu gelime, bugn Birleik Devletler niversitelerinde en geni kabul gren ruhbilim kuram ' olan Skinner'n yeni-davranlnda doruuna ulat. Ruhbilimde meydana gelen bu dnmn nedenini bulmak kolaydr, insan inceleyen kii, kendi toplumunun iinde bulunduu ortamdan, baka herhangi bir bilim adamna oranla daha ok etkilenir. Bu byledir, nk onun dn biimleri, ilgileri, ortaya att sorunlar, tm, doa bilimlerinde olduu gibi ksmen toplumsal olarak belirlenmekle kalmaz; onun durumunda ana konunun kendisi, yani insan da bu yolla belirlenir. Bir ruhbilimci her ne zaman insandan sz ederse, onun modeli, evresindeki kiilerin en ok da kendisinin modelidir. ada sanayi toplumunda insanlar, zihinsel bakmdan ynlendirilirler, az

hissederler ve cokulan ruhbilimcilerin konu ald kiilerin cokular kadar ruhbilimcilerin kendi cokulann da yaGDLER VE NSAN TUTKULARI 23 GtR erer ^ ya da davran ekten, ya ? Lorenz de SU rarl bir gken birok etkenden dolay ykc bir gce dnen saldrganln bir sonucuymu gibi grmektedir. Ne var ki, pek ok gzle grnr veri bu varsaymn tersini sylemekte ve bu varsaym gerekten savunulamaz hale getirmektedir. Hayvanlarn incelenmesi, memelilerin -zellikle de primatlarn, her ne kadar olduka byk oranda savunucu saldrganla sahipseler de, katil ve ikenceci olmadklarn gstermektedir. Fosilbilim, insanbilim ve tarih igdc sava kar ok sayda kant sunmaktadr: (1) insan kmeleri, saldrganlk dzeyleri bakmndan o kadar kkl farkllklar gstermektedir ki, ykcln ve zalimliin doutan olduu varsaym bu gerekleri aklayamaz; (2) deiik saldrganlk dereceleri, baka ruhsal etkenlere ve toplumsal yaplarn farkllklarna balanabilir; (3) ykcln derecesi, uygarln gitgide gelimesiyle birlikte azalacak yerde artmaktadr. Gerekte, doutan ykclk tanm, tarihe ta-rihncesinden daha iyi uymaktadr. Eer insan, hayvan atalaryla paylat biyolojik olarak uyarlanabilir saldrganla doutan sahip olmakla kalsayd, nispeten barl bir varlk olurdu. Eer empanzelerin ruh doktorlar olsayd, bu doktorlar, saldrganl, hakknda kitap yazmalarn gerektirecek rahatsz edici bir sorun olarak grmezlerdi herhalde. Ne var ki, insan, bir katil olduu gereiyle hayvanlardan ayrlr. Biyolojik olsun, ekonomik olsun hibir nedene dayanmakszn kendi trnn yelerini ldren, onlara ikence eden ve bunu yapmaktan haz duyan tek primat insandr. Bir tr olarak insann var oluu asndan gerek bir sorun ve tehlike oluturan ey, ite bu biyolojik olarak uyarlanamayan ve kaltmsal olarak programlanmam kyc saldrganlktr. Bu ykc saldrganln maliyetini ve koullarn irdelemek de bu kitabn asl amacdr. Yumuak-savunucu saldrganlk ile kyc-ykc saldrganlk arasndaki ayrlk, daha ileri ve daha temelli bir ayrm yaplmasn, yani igd3 ile kiilik, ya da daha kesin deyimiyle, insann fizyolojik gereksinmelerinden (organik drtlerden) kaynaklanan drtlerle insann kiiliinden kaynaklanan ve yalnz ona zg olan insan tutkulan (kiilik-kkenli ya da insans tutkular) arasnda ayrm yaplmasn Burada igd terimi, biraz eski olmasna karn, geici olarak kullanlmtr. 'Bundan byle organik itkilen> terimini kullanacam. GDLER VE NSAN TUTKULARI GR 25 24 ___, gerekli klar. gd ile kiilik arasndaki aymm konu ierisinde yine enine boyuna tartlacaktr. Kiiliin insann ikinci doas olduunu ve onun yeterince gelimemi igdlerinin yerini tuttuunu; bundan baka, sevgi, efkat, zgrlk araynn yan sra ykm, sa-dizm, mazoizm arzusu, iktidar ve mlk al gibi insan tutkularnn sras geldiinde bizzat insan varoluunun koullarndan kaynaklanan varolusal gereksinmelere yant oluturduklarn gstermeye alacam. Ksaca zetlersek, igdler, insanlarn fizyolojik gereksinmelerine yant oluturur; insann kiiliiyle koullanm tutkular, onun varolusal gereksinmelerinin yantdr ve insanlara zgdr. Bu varolusal gereksinmeler btn insanlarda ortak olduu halde, insanlar ar basan tutkular bakmndan kendi aralarnda farkllk gsterirler. Bir rnek verirsek: insan sevgi ya da yok etme tutkularnca ynlendirilebilir; her bir durumda insan varolusal gereksinmelerinden birini, etkileme ya da bir eyi harekete geirme, oyuk ama gereksinimini doyurur, insann baat tutkusunun sevgi ya da ykclk olup olmamas, byk lde toplumsal koullara baldr. Bununla birlikte, bu koullar, evreci kuramn varsayd gibi, snrsz lde uysal, farkllamam bir ruha bal olarak deil, insann biyolojik olarak sahip olduu varolusal durumuna ve ondan

doan gereksinmelere bal olarak ilev grr. Ne var ki, insan varoluunun koullarnn neler olduunu renmek istediimizde, daha baka sorularla karlayoruz: nsann doas nedir? nsan insan yapan nedir? Sylemeye gerek yok, toplum bilimlerinin bugn iinde bulunduu ortam, bylesi sorunlarn tartlmasna pek ak deildir. Bu sorunlar genellikle felsefe ye dinin ana konulan olarak grlr. Olgucu dn, bu sorunlar, nesnel geerlilik gibi bir iddias olmayan katksz znel speklasyonlar olarak ele , alr. Sonradan ortaya konan verilere ilikin karmak savdan bu aamada sz etmek zamansz olaca iin, imdilik yalnzca birka noktay belirtmekle yetineceim. nsann zn belirlemeye abalarken, Heidegger ve Sartre'in ortaya koyduklar speklasyonlara benzer metafizik speklasyonlar yoluyla ulalan bir soyutlamaya bavurmuyoruz. Her bir bireyin z, trn varoluuyla zde olduu iin, insan olarak insanda genelgeer olan gerek varolu koullarna bavuruyoruz. Anatomik ve nrofizyolojik yapnn ve bu yapnn homo (insan) trn karakterize eden ruhsal bantlarnn gzleme dayal olar rak irdelenmesi yoluyla bu kavrama ulayoruz. Bylece, insan tutkularn aklama ilkesini, Freud'un fizyolojik ilkesinden sosyobiyolojik ve tarihsel bir ilkeye kaydryoruz. Homo sapiens tr, anatomi, sinir fizyolojisi ve fizyoloji terimleriyle belirlenebilecei iin, bir tr olarak onu ruhbilim terimleriyle de belirleyebilmeliyiz. Burada bu sorunlarn ele alnaca bak as varoluuluk olarak adlandrlabilir, ama varoluu felsefe anlamnda deil. Bu kuramsal temel, kiilik-kkenli kyc saldrganln, zellikle de adizmin bir baka duygulu varlk zerinde snrsz iktidar sahibi olma tutkusunun ve lseverliin yaam yok etme tutkusunun, l olan, ryen ve tam anlamyla mekanik olan her eye hayranln eitli biimlerini daha ayrntl olarak tartma olana yaratmaktadr. yle sanyorum ki, yakn gemite yaam birok tannm sadistin ve ykcnn, Stalin'in, Himmler'in, Hitler'in kiiliklerinin zmlenmesi, bu kiilik yaplarnn anlalmasn kolaylatracaktr. Bu incelemenin ataca admlan belirledikten sonra, okurun ileriki blmlerde karlaaca temel nermelerin ve varglarn bazlann ksaca belirtmekte yarar vardr: (1) Davran, davranta bulunan insandan ayn olarak dnmeyeceiz; dorudan doruya gzlenebilir davranlar olarak aa vurulup vurulmadklanna bakmakszn, insan drtlerini ele alacaz. Saldrganlk olgusuyla ilgisi bakmndan bunun anlam, kendisini ortaya karan gdden bamsz saldrgan davran deil, saldrganlk tepilerinin kkenini ve younluunu inceleyecek olmamzdr. (2) Bu tepiler bilinli olabilir, ama daha ok bilinsizdirler. (3) Bunlar, ounlukla, nispeten oturmu bir kiilik yaps iinde btnlemilerdir. (4) Daha genel bir belirlemeyle, bu inceleme, rulzmleme kuramn temel almaktadr. Bundan kan sonu udur: kullanacamz yntem gzlemlenebilir ve sk sk da nemsiz grnen verilerin aklanmas yoluyla, bilincine varlamayan i gerekliin kefedilmesi demek olan rulzmleme yntemidir. Bununla birlikte ruhzmleme terimi, klasik kuramla ilikili olarak deil, bu kuramn belli lde gzden geirilmi biimiyle ilikili olarak kullanlmaktadr. Bu gzden geirmenin belirleyici ynleri daha sonra tartlacaktr. Bu noktada, yalnzca, bunun libido'(cinsel gd) kuramna dayanmayan ve bu nedenle de, ou zaman Freud'un kuramnn asl z olarak grlen igdc kavramlardan kanan bir ruhzmleme olduunu sylemek isterim. 26 GR Ne var ki, Freud'u kuram ile igdclk arasndaki bu zdeletirme, son derecede kuku gtrr bir zdeletirmedir. Gerekten Freud, o zamanlar ar basan eilimin tersine, insan tutkular sevgi, nefret, hrs, agzllk, kskanlk, ekememezlik alann aratran ilk modern ruhbilimciydi. nceleri yalnzca oyun yazarlar ve roman-clarca ele alnm olan tutkular, Freud sayesinde, bilimsel aratrmann ana konular oldular.4 Onun almalarnn en azndan onun yntemi, artan ruhsal tedavi istemini karlamada bir ara haline gelinceye kadar neden ruh hekimleri ve ruhbilimcilerden ziyade sanatlar arasnda ok daha scak ve ok daha anlayl bir kabul grdn bu nokta aklayabilir. Sanatlar, kendi ana konularn, insann ruhunu, en gizli ve en ince davurmalaryla ele alan ilk bilim adamnn

o olduunu hissettiler. Freud'un sahatsal dn zerindeki bu etkisini, gerekstclk en ak biimiyle gstermitir. Gerekstclk, daha nceki sanat biimlerinin tersine, gerekliki konuyla ilgisiz olduu gerekesiyle bir yana brakt ve davranla ilgilenmedi nemli olan tek ey znel deneyimdi. Freud'un rya aklamalarnn bu sanat akmnn gelimesini salayan en nemli etkenlerden birisi haline gelmesi ok mantklyd. Freud, bulgularn, kendi zamannn kavramlar ve terimleriyle alglayp tanmlamaktan baka bir ey yapamazd. O, retmenlerinin maddeciliinden hi kopmakszm, insan tutkularn bir igdnn rnleriymi gibi sunarak bu tutkular maskelemenin bir yolunu bulmak zorundayd bir bakma. Kuramsal bir tour de force (olaanst g ya da beceri gsterisi ev.) ile bu ii ok zekice yapt. Cinsellik (libido) kavramn ylesine geniletti ki, (kendinikoruma bir yana braklrsa) tm insan tutkular bir tek igdnn rn olarak anlalabilirdi. Sevgi, nefret, agzllk, kendini beenmilik, hrs, tamah, kskanlk, zalimlik, efkat; hepsi bu tasarmn cenderesine zorla sokuldu ve kuramsal ynden de zseverlik, az, makat ve reme organlar libidosunun eitli davurumlarnn ycelmesi olarak ya da bu davurumlara kar tepkici oluumlar olarak ele alnd. Bununla birlikte, Freud, almalarnn ikinci dneminde, ykckonu olarak ele alp ilemilerdir. GDLER VE NSAN TUTKULARI 27 ln anlalmas asndan belirleyici bir. ileri adm olan yeni bir kuram getirerek, bu tasarmn erevesini krmaya alt. Yaam iki bencil itkinin, yiyecek ve cinsiyet itkilerinin deil, ruhsal varolua alk ve cinsellikten daha baka bir anlamda hizmet eden iki tutkunun sevgi ve ykmn ynettiini kabul etti. Ne var ki hl kendine ait kuramsal temel nermelerle snrlanm olduu iin, bu tutkular, yaam igds ve lm igds olarak adlandrd; bylelikle de insan ykclna, insandaki iki temel tutkudan birisi olarak nem verdi. Bu inceleme, sevme, zgr olma uralar olarak ve ykma, ikence etme, denetim altna alma ve boyuneme drts olarak bu tutkular igdlerle olan zoraki evliliklerinden boamaktadr. gdler katksz b" doal snflamadr; oysa kiilik-kkenli tutkular sosyobiyolo-jik, tarihsel bir snflamadr.5 Bu tutkular, her ne kadar dorudan doruya fizik varoluun hizmetinde deilseler de, igdler kadar hatta sk sk onlardan daha ok gldrler, insann yaama duyduu ilginin, onun cokusunun, heyecannn temelini bu tutkular oluturur. Yalnzca insann dleri deil, sanat, efsane, tiyatro yaam yaanmaya deer klan her ey bile bu kaynaktan doar, insan, fincanla atlan zar gibi, salt bir nesneymicesine yaayamaz. Yiyip ien ya da reyip oalan bir makine dzeyine indirgendiinde, gereksinme duyduu btn gvenceye kavumu olsa bile, ok ac eker, insan canl, hareketli bir yaam ve heyecan arar; daha st dzeyde bir doyuma ulaamadnda da ykmaya dayal canl, hareketli yaam kendisi iin kendi yaratr. ada dnce ortam, bir gdnn ancak organik bir gereksinmeye hizmet ettii zaman youn olabilecei bir baka deyile, yalnzca igdlerin youn gdleme {gcne sahip olduklar hakkndaki varsaym glendirmektedir. Bu mekanist, indirgeyici gr as bir yana braklacak ve holist* bir temel nermeden yola klacak olursa, insan tutkularnn, btn organizmarin yaam srecinde yklendikleri ilev asndan deerlendirilmeleri gerektii anlalmaya balanacaktr. Bunlarn younluu, zgl ruhsal gereksiriBfcz. bunlardan bazlarnn beynin yapsnda ne lde yer aldklar sorunu, Livingston (1967): Ksm 10'da tartlmtr. * Holizm, bir varln, kendisini oluturan paralarn toplamndan daha baka ve bu toplam aan bir kimlie sahip olduunu savunan bir felsefe kuramdr. (ev.) 28 GR melere deil, btn organizmann yaamn srdrme hem bedensel olarak, hem de zihinsel olarak gelime gereksinmesine baldr. Bu tutkular, ancak fizyolojik gereksinmeler doyurulduktan sonra gl olmazlar. Bunlar, insan varoluunun ta kknde bulunurlar; normal, daha alt dzeyde gereksinmeler

doyurulduktan sonra karlayabileceimiz bir tr lks deildirler, insanlar, sevgi, g, n, tutkularn gerekletiremedikleri iin kendi canlarna kymlardr. Cinsel doyumdan yoksunluun yol at intihar olaylarna gerekten hi rastlanmamaktadr. Bu igdselolmayan tutkular insan coturur, yakp tututurur, yaam yaanmaya deer klar. Fransz Aydmlan-mas'nn filozofu von Holbach'm bir zamanlar syledii gibi: Un homme sans passions et desires cesserait d'etre un homme (Tutkulardan ve arzulardan yoksun bir insan insan olmaktan kar, P.H.D. d'Holbach, 1822). Bu tutkular ve arzular, ite insan onlarsz insan olmayaca iin, bu denli youndur.6 nsan tutkular, insan yalnzca bir nesne olmaktan kararak bir kahramana, almas g engellere karn yaamna anlam kazandrmaya alan bir varla dntrr. nsan kendi kendisinin yaratcs olmak ister; tamamlanmam varln, belli bir btnlk dzeyine ulamasn salayacak birtakm ereklere ve amalara sahip olan bir varla dntrmek ister. nsann tutkular, ocukluktan kalma yaralarn yol at eyler olduklar sylenerek yeterli bir aklamaya kavuturulabilecek trden baya ruhsal karmaalar deildir. Bu tutkular ancak indirgemeci ruhbilimin alan dna klrsa ve bu tutkularn amacnn ne olduu insann, yaamna anlam kazandrma ve verili koullar altnda ulaabilecei (ya da ulaabileceini sand) en uygun younluu ve gc tatma giriimi olduklar iyice bilinirse, anlalabilir. Bu tutkular, insann, iinde yaad topluluka onaylanmad srece herkesten (hatta kendisinden bile) gizlemek zorunda Holbach'm bu deyii, elbette, ann felsef dn balamnda anlalmaldr. Budist ya da Spinoza'c felsefelerin btnyle farkl bir tutku anlay vardr. Bu felsefelerin bak asndan, Holbach'n tanm, insanlarn ounluu iin deneysel olarak doru olacaktr, ama Holbach'm tutumu, bu felsefelerin insan gelimesinin amac olarak grdkleri eyin tam kartdr. Bu farkll deerlendirebilmek iin, hrs ve agzllk gibi usd tutkular ile tm duygulu varlklara kar sevgi ve zen'gibi ussal tutkulara arasndaki ayrma deineceim (bu konu daha sonra tartlacaktr). Bununla birlikte, konuyla ilgisi olan ey, bu farkllk deil, esas olarak salt kendi varlm srdrmekle ilgilenen yaamn insanca olmad dncesidir. GDLER VE NSAN TUTKULARI 29 kald dinsel, mezhepsel tapnlardr. Kukusuz, insan, rvet ve antajla, yani ustaca koullandrmayla, dininden ayrlmaya ve ben-liksizlerin, robotlarn genel mezhebine dnmeye ikna edilebilir. Ama bu ruhsal tedavi, onu sahip olduu en iyi eylerden, bir nesne deil bir . insan olmaktan yoksun klar. Gerek odur ki, iyi olsun, kt olsun tm insan tutkular, bir kiinin yaamna anlam kazandrma ve baya, salt yaam srdrme amac tayan varoluu ama abas olarak anlalabilir ancak. Kiilik deiimi olanakldr; ancak bunun gereklemesi iin kii, yaamn gelitiren tutkular harekete geirerek, bylece de ncekinden daha stn bir canllk ve btnlk duygusu tadarak, yeni bir anlaml yaay yoluna kendi kendine dnecek durumda olmaldr. Bu koul salanmadka insan evcilletirilebilir ama tedavi edilemez. Ama yaam gelitiren tutkular, daha yksek bir g, nee, btnlk ve canllk duygusu kazanlmasna, ykclk ve zalimlikten daha fazla katkda bulunsalar bile, bu sonrakiler insann varoluu sorununa ncekiler lsnde bir yant olutururlar. En sadist ve en ykc insan bile bir insandr; azizler ne kadar insansa, o da o kadar insandr. O; insan olarak domu olmann yaratt g sorunlara daha iyi bir yant bulmay baaramam sapk ve hasta bir kii olarak adlandrlabilir ve bu dorudur da. O, kurtulu (salvation) araynda yanl yolu tutmu bir insan olarak da adlandrlabilir.7 Ne var ki, bu yorumlardan, hibir biimde, ykclk ve zalimliin kt olmadklar anlam karlmamaldr; bunlardan karlabilecek anlam, ancak ktln insanlara zg olduudur. Bu tutkular yaam, bedeni ve ruhu ykma uratrlar; yalnzca kurban deil, ykcnn kendisini de ykma uratrlar. Bu tutkular bir eliki olutururlar: kendine anlam kazandrma uranda yaamn kendisine kar ynelmesini ifade ederler. Bunlar tek gerek sapmadr. Onlar anlamak, onlara kar hogrl davranmak demek deildir. Ama onlar

anlamadmz srece, nasl azaltlabileceklerini ve hangi etkenlerin onlar glendirme eilimi gsterdiklerini bilmemize olanak yoktur. -Ykclk-zalimlik karsndaki duyarln hzla ortadan kalkt ve lseverliin, yani l, ryen, yaamsz, btnyle mekanik eylere Salvus (salus ile ilikili) = salkl, gven iinde, incinmemi, iyi durumda, salam. Bu anlamda, her insan kurtulua (ama tannbilimsel anlamda deil), bir baka deyile, iyi ve gvenli bir duruma getirilmeye gereksinme duyar. 30 GR hayranln, sibernetie dayal toplumumuz apnda artt gnmzde bylesi bir anlay zel bir nem tamaktadr. lseverliin z, yaznsal biimde ilk kez F.T. Marinetti'nin 1909'da yaymlanan Gelecelci Manifesto'sunda akland. rm, cansz, ykc ve mekanik olan her eye kar zel bir hayranlk sergileyen son onyillann^ ou sanat ve edebiyat yaptnda ayn eilim grlebilir. Doann makinelerle fethinin gerek ilerleme anlam tad ve yaayan insann makinenin bir eki haline geldii bir toplumda, Falanjistlerin Yaasn lm slogan, toplumun gizli ilkesi olma tehdidini savurmaktadr. Bu inceleme, bu lsever tutkunun mahiyetini ve bu tutkuyu glendirme eilimi gsteren toplumsal koullan akla kavuturmaya almaktadr. Ancak toplumsal ve siyasal yapmzda gerekletirilecek ve insan toplumdaki stn yerine yeniden oturtacak olan kkl deiiklikler araclyla geni anlamda bir yardm salanabilecei sonucuna ulalacaktr. Baz devrimciler arasnda yaygn olan iddet ve ykm saplants kadar, (yaam ve yapdan ziyade) yasa-dzen iin ve sulularn daha iddetle cezalandnlmas iin yaplan arlar da yalnzca ada dnyadaki gl lseverlik hayranlnn baka rnekleridir. nsann, doada bir ei daha olmayan bu bitmemi ve tamamlanmam varln gelimesini btn toplumsal dzenlemelerin en yksek amac haline getirecek koullan yaratmaya gereksinmemiz vardr. Gerek zgrlk ile gerek bamszln salanmas ve btn smrc denetim biimlerine son verilmesi, lm sevgisini yenebilecek tek g olan yaam sevgisini harekete geirmenin koullandr. I BRNC BLM GDCLK, DAVRANIILIK RUHZMLEME 1 GDCLER ESK GDCLER BURADA igd kuramnn tarihini anlatmaya girimeyeceim, nk okur bu tarihi birok ders kitabnda bulabilir.1 Bu tarih ta felsef dnceyle birlikte balad. Ama ada dnce sz konusu edildiinde, bu tarih Charles Danvin'in almalaryla balad. Darwin'den sonra igdler zerine yaplm btn aratmalai" onun evrim kuramn temel almtr. William James (1890), William McDougall (1913. 1932) ve tekiler, tek tek her bir igdnn ynlendirdii varsaylan davran trlerini ieren uzun listeler oluturmulardr. rnein, James'in yknme, rekabet, kavgaclk, duygudalk, avclk, korku, elde etme, hrszlk, yapclk, oyun, merak, toplumculuk, gizlemecilik. temizlik, alakgnlllk, sevgi ve kskanlk igdleri. evrensel insan nitelikleri ile toplumsal olaak koullandrlm zgl kiilik eilimlerinin garip bi- karm bu davran trlerindendir (J. J. McDermott, yaymc, 1967). Her ne kadar bugn bu igd listeleri biraz safa gibi grnyorsa da bu igdclerin yaptlar olduka gelikindir; kuramsal yaplar ynnden zengindir ve kuramsal dnce dzeyleri bakmndan hl etkileyicidir; bu yaptlar, hibir biimde eskimi deildir. Nitekim, rnein James, bir igdnn ilk ortaya knda bile bir renme esi olabileceinin pekl Mlicindeydi ve McDougall, deiik deneyimlerin ve kltrel kazanmlann biimlendiriri etkisinden habersiz deildi. Bu ikincinin igdcl Freud'un kuramna geite bir kpr oluturur. Fletcher'in vurgulad gibi, McDougall, igdy bir motor mekanizmayla ve deimez biimde gd kuramna ilikin derinlemesine tarihinden dolay R. Fletche' (1968) zellikle salk veririm.

34 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME sabitlemi bir motor karlkla zdeletirmemitir. Ona gre, bir igdnn z bir doal eilim, bir arzudur ve her bir igdnn bu duygusal-doutan z, toplam igd dzeninin hem renmeyle ilgili, hem de motor ksmlarndan greceli olarak bamsz hareket edebilme yeteneinde grnmektedir (W. McDougall, 1932). igd kuramnn en ok tannan iki ada temsilcisini, yeni-igdeler Sigmund Freud ve Konrad Lorenz'i tartmaya gemeden nce, onlarda ve eski igdclerde ortak olan bir zellie igdsel modelin mekanik-hidrolik terimlerle kavranmas zelliine bir gz atalm. McDougall enerjiyi, savak kapaklannca engellenen ve belli koullar altnda kabarp taan bir ey olarak gryordu (W. McDougall, 1913). Daha sonra, her bir igdy iindeki gazn srekli olarak serbest brakld bir oda olarak gren bir benzetme kulland (W. McDougall, 1923). Libido kuramna ilikin anlaynda Freud da hidrolik bir tasarm kulland. Cinsel arzu artar -> gerilim ykselir -* honutsuzluk artar: cinsel hareket, gerilimi ve honutsuzluu, gerilim yeniden ykselmeye balayncaya kadar azaltr. Buna benzer biimde, Lorenz, tepkiye zg enerjiyi, "bir kaba durmakszn pompalanan bir gaz"ya da bir depoda duran ve dipteki yayl bir supap araclyla boatabilecek bir sv olarak dnmtr (K. Lorenz, 1950). R.A. Hinde, aralarnda eitli ayrlklar olmasna karn, bunlarn ve baka igd modellerinin bir kapta tutularak daha sonra hareketi serbest baklan davranlara enerji verebilen bir maddenin bulunduu fikrinde birletiklerini belirtmitir (R. A. Hinde, 1960). YEN-GDCLER: SGMUND FREUD VE KONRAD LORENZ Freud'un Saldrganlk Anlay2 Freud'un eski igdcleri, zellikle de McDougall' aan byk ileri adm, btn igdleri cinsel igdler ve kendini-koruma I .GDCLER 35 Freud'un saldrganlk anlaynn ayrntl bir tarihi ve zmlemesi 2. cildin sonundaki Ek'te bulunabilir. igds olmak zere iki snfta birletirmi olmasdr. Bylece Freud'un kuram, igd kuramnn tarihsel geliimi iinde son adm olarak grlebilir. Daha sonra gstereceim gibi, igdlerin (benlik igds dta kalmak zere) bir snfta birletirilmesi, Freud bunun bilincinde olmasa bile, btn igd kuramnn yenilmesi ynnde de ilk admd. Freud'un cinsel arzu kuram birok okur tarafndan ok iyi bilindii iin ve baka yaptlarda, ej iyisi de Freud'un Ruhzmh-mesine Giri Konferanslan'nia (1915-16, 1916-17 ve 1933) okunabilecei iin burada bei\ yalnzca Freud'un saldrganlk anlayn ele alacam. Freud, cinsellii (libido) ve kendini-korumay insana egemen olan iki g olarak grd srece, saldrganlk olgusuna nispeten daha az nem vermitir. 1920'lerden sonra bu grnt batan aa deiti. Benlik ve lkel Benlik'te. (1923) ve daha sonraki yazlarnda, yeni bir ikilem, yaamla ilgili igd(ler) (eros) ve lmle ilgili igd(ler) ikilemini nerdi. Freud, yeni kuramsal evreyi u szlerle tanmlyordu: Yaamn balangcna ilikin yorumlardan ve biyolojik koutluklardan yola karak, yaayan maddeyi korumaya ynelik igdnn yan sra bu bilimleri paralamaya ve onlar yeniden ilkel, inorganik durumlarna dndrmeye abalayan, ncekine kart bir baka igdnn olmas gerektii sonucunu kardm. Bir baka deyile, bir Eros olduu kadar bir de lm igds vard (S. Freud, 1930). lm igds organizmann kendisine ynelmi ise kendini-ykc bir drtdr; ama da ynelmise, bu durumda kendinden ok bakalarn ykma uratma eilimindedir. lm igds, cinsellikle birletiinde, sadizmde, mazoizmde anlatmn bulan daha az zararl drtlere dnr. Her ne kadar Freud birok kez lm igdsnn gcnn azaltlabileceini ileri srmse de (S. Freud, 1927) temel varsaym deimeden kalmtr: nsan kendini ya da bakalarn ykma uratmaya ynelik bir drtnn hkm altndadr ve

bu trajik seenekten kurtulmak iin pek az ey yaplabilir. Buradan kan sonu, lm igdsnn konumu asndan, saldrganln esas olarak drtlere gsterilen bir tepki deil, insan organizmasnn yapsndan kaynaklanan kesintisiz bir uyarm olduu yolundadr. Ruhzmlemecilerin ounluu, baka bakmlardan Freud'u izledikleri halde, lm igds kuramn benimsemeyi reddetmilerdir. Bunun nedeni, belki de, bu kuramn eski mekanist bilgilenme erce36 GDCLK, DAVRANIILIK. RUHZMLEME vesini amas ve biyolojik olann igdlerin fizyolojisiyle zde olduunu dnen ou kimse asndan kabul edilmez nitelikteki biyolojik dn gerekli kumayd. Ne var ki yine de yeni tutumuna btnyle kar kmadlar. Cinsel igdnn teki kutbu olarak bir ykc igdnn varlm kabul ederek bir uzlamaya vardlar. Bylece de btnyle yeni bir dn biimine tab olmakszn, Fre-ud'un saldrganlk konusuna verdii nemi kabul ettiler. Freud, katksz bir fizyolojik-mekanik yaklamdan, organizmay bir btn olarak ele alan ve sevgiyle nefretin biyolojik kaynaklarn zmleyen biyolojik bir yaklama geerek ileriye doru nemli bir adm almtr. Bununla birlikte, kuramnn nemli eksiklikleri bulunmaktadr. Bu kuram, olduka soyut yorumlara dayanmakta ve yeter derecede inandrc gr gl kant ortaya koyamamaktadr. Dahas Freud, insan uyarmlarn, yeni kuramn bak asyla aklamak iin baarl bir aba gsterdii halde, varsaym hayvan davranlaryla uyumamaktadr. Ona gre, lm igds btn canl organizmalarda var olan biyolojik bir gtr: bunun anlam, hayvanlar da gerek kendilerine, gerekse bakalarna kar lm igdlerini aa vururlar, olmaldr. Bu adan bakldnda, da dnk saldrganl az olan hayvanlarda daha ok hastala ya da erken lme ve bunun tersi hayvanlarda da kart bir duruma rastlanmas gerekirdi: oysa bu gr destekleyen hibir veri yoktur. Saldrganlk ve ykcln biyolojik olarak kazanlmad ve kendiliinden gelien uyarmlar olmad bundan sonraki blmlerde gsterilecektir. Bu noktada yalnzca, Freud'un saldrganlk terimini btnyle farkl saldrganlk trleri iin kullanma geleneini srdrerek, bylelikle de btn saldrganlk trlerini bir tek igdyle aklama giriimine destek salayarak, saldrganlk olgusuna ilikin zmlemeyi byk lde bulandrdn eklemek istiyorum. Freud'un davran eilimde olmadn kesinlikle bildiimiz iin, iki temel gcn birbiriyle att ikinci bir anlaya ulama ynndeki genel eiliminin buna neden olduunu varsayabiliriz. Bu ikilem balangta kendini koruma ile cinsel arzu arasnda, daha sonra da yaam ve lm igdleri arasndayd. Freud, bu kavramlarn hatr iin her tutkuyu bu iki kutuptan birisine dahil etmenin, dolaysyla da gerekte birbirleriyle ilikili olmayan eilimleri bir araya getirmenin faturasn demek zorundayd. 1. GDCLER Lorenz'in Saldrganlk Kuram 37 Freud'un saldrganlk kuram gemite ve hl ok etkili olmasna karn karmakt, zordu ve geni bir okur kitlesince okunup onlar zerinde etki brakma anlamnda hibir zaman yaygnlk kazanmad. Konrad Lorenz'in Saldrganlk zerine (K. Lorenz, 1966). adl yapt ise, bunun tersine, yaymlanmasndan ksa bir sre sonra, toplumsal ruhbilim alannda en ok okunan kitaplardan birisi oldu. Bu byk ilginin nedenini zmlemek zor deildir. Her eyden nce. Saldrganlk zerine, tpk Lorenz'in daha nce yazd Sultan Sleyman'n Yz (1952) adl arpc kitab gibi, okunmas son derecede kolay ve zevkli bir kitapt; bu ynden de Freud'un lm igdsne ilikin ar bilimsel incelemelerinden, hatla Lorenz'in uzmanlar iin yazd kendi bilimsel yazlarndan ve kitaplarndan ok farklyd. Bundan da teye, daha nce Giri'te belirtildii gibi, gzlerini ap iddete ve nkleer savaa doru srkleniimizin kendi eserimiz olan toplumsal, siyasal ve ekonomik koullardan ileri geldiini grecek yerde, bu srkleniin bizim denetimimiz dndaki biyolojik etkenlerden dolay olduuna inanmay ye tutan birok insann dnne bu kitap uygun dmektedir.

Lorenz'e gre,3 Freud'a gre olduu gibi, insan saldrganl, srekli akan bir enerji pnarnn besledii bir igddr ve d uyaranlara kar bir tepki'nin sonucu olmas gerekmez. Lorenz, igdsel bir harekete zg enerjinin, o davran kalbyla ilikili sinir merkezlerinde srekli olarak biriktiini ve eer yeterince enerji birikin ise, bir uyaran olmasa bile, bir patlama'nn meydana gelmesi olasl bulunduunu savunmaktadr. Bununla birlikte, hayvanlar ve insanlar depolanm hareket enerjisini serbest brakacak uyaranlar ounlukla bulurlar, uygun uyaranlar ortaya kncaya kadar elleri kollan bal beklemeleri gerekmez. Uyaran ararlar, hatta yaratrlar. Lorenz, W. Craig'i izleyerek, bu davran itah davran olarak adlandrr. "Lorenz'in (ve N. Tinbergen'in) igd anlaylarna ilikin ayrntl ve imdiden, klasiklemi bir deerlendirme iin ve Lorenz'in tutumunun toplu bir eletirisi iin bkz. D. S. Lehman (1953). Ayrca, Saldrganlk zerine'nin eletirisi iin L. Berkowitz'in ' (1967) ve K. E. Boulding'in (1967) deerlendirme yazlarna baknz. N. Tinbergen'in Lorenz'in kuramna ilikin eletirel deerlendirmesine (1968) ve L. Eisenberg'in ksa ve derinlemesine eletirisine (1972) de baknz. 38 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME insanlar, der, saldrganlk nedeni olduklar iin deil de depolanm enerjiyi serbest brakacak uyaranlar bulmak iin siyasal partileri yaratrlar. Ama hibir d uyarann bulunmad ya da yaratlamad durumlarda, depolanm saldrganlk itkisi enerjisi o denli byktr ki, deyim yerindeyse, patlayacak ve in vacua harekete geirilecektir, bir baka deyile, gzle grlr bir d uyarm yokken... bir hedef olmakszn ortaya konan vakum etkinlii sz konusu motor hareketlerin olaan biimde ortaya konmasyla gerekten fotorafik bir benzerlik sergiler... Bu gsteriyor ki, igdsel davran kalbnn motor egdm kalplar, en ince ayrntsna dek kaltmsal olarak belirlenmitir (K. Lorenz, 1970; asl metin Almanca, 1931-42).4 O halde, Lorenz'e gre, saldrganlk esas olarak d uyaranlara kar bur tepki deil, insann iinde gml, serbest kalmaya abalayan ve d drtlerin yeterli olup olmamasna bakmakszn anlatmn bulacak olan bir uyarlmadr: gdy bu denli tehlikeli hale getiren onun kendiliinde/iliidir (K. Lorenz, 1966; italikler bana ait). Lorenz'in saldrganlk modeli, tpk Freud'un cinsel arzu modeli gibi, kapal bir kapta depolanm suyun ya da buharn uygulad basnca benzediinden dolay, hakl bir deyile, hidrolik bir model olarak adlandrlmtr. Bu hidrolik saldrganlk anlay, denebilir ki, Lorenz'in kuramnn dayanaklarndan birisidir; bu anlay, saldrganln retilmesinde kullanlan mekanizma'ya ilikindir. teki dayanak ise, saldrganln yaamn hizmetinde olduu, bireyin ve trn varln srdrmesine hizmet ettii dncesidir. Genel bir deyile, Lorenz, tr-ii saldrganln (ayn trn yeleri arasmdaki saldrganln) trn varln srdrme gcn artrma ilevi grdn varsayar. Lorenz'in ne srdne gre, saldrganlk bu ilevini, bir trn bireylerini elde bulunan doal evreye eit biimde datarak, diinin savunulmasna bal olarak daha iyi insan ayklayarak ve bir toplumsal kademelerime dzeni kurarak yerine getirir (K. Lorenz, 1964). Saldrganlk bu koruyucu ileve ok daha etkili bir biimde sahip olabilir; nk evrim sreci iersinde, ldrc saldrganlk, ayn ilevi tre zarar vermeksizin yerine getiren simgesel ve trensi tehditlerden olumu bir davrana dntrlmtr. T)aha sonra, birok Amerikal ruhbilimcinin ve N. Tinbergen'in eletirilerinin etkisiyle Lorenz, bu tmceyi, renmenin etkisine de yer verecek biimde deitirdi (K. Lorenz, 1965). 1. GDCLER 39 Ama, diye srdryor tartmay Lorenz, hayvann varln srdrmesine hizmet eden igd, insanda "garip bir biimde abartlm" hale gelmi ve "yabanllam"r. Saldrganlk, yaamn srdrlmesine hizmet eden bir ey olmaktan ok, onu tehdit eden bir eye dnmtr. yle grnyor ki, insan saldrganlna ilikin bu aklamalar Lorenz'in kendisini de tatmin etmemi ve Lorenz, bir baka aklama daha ekleme gereini duymutur: ne var ki, bu ek aklama, etolojinin alan dna kmaktadr. yle yazyor Lorenz:

Her eyden nce, insan soyunun kaltmsal bir ktl olma zelliini srdren saldrganlk drtsnn ykc younluu, ok byk bir olaslkla, kabaca krk bin yl sresince, yani ilk Ta Devri (Lorenz, Son Ta Devri demek istiyor herhalde) boyunca ilk atalarmz etkileyen tr-ii bir ayklanma srecinin sonucudur, insan silaha, giyecee ve toplumsal rgtlenmeye sahip olma, bylece de alk, donma ve yaban hayvanlarna yem olma tehlikelerini yenebilme aamasna ulatnda ve bu tehlikeler, ayklanmay etkileyen temel etkenler olmaktan ktnda, kt bir tr-ii ayklanma srecinin balam olmas gerektir. Ayklanmay etkileyen etken artk birbirine dman komu kabileler arasnda srdrlen savalard. Bu savalar, ne yazk ki birok insann hl arzu edilir lkler olarak grd btn bu savalk erdemleri denen an bir biime doru evrim-lemi olmal (K. Lorenz, 1966). Aa yukar .. 40.000 ya da 50.000 yllarnda Homo sapiens'in tam olarak ortaya kmasndan beri, vahi avc-yiyecek toplayclar arasnda srekli savalarn olduu gr, bunu dorulayacak hibir kantn bulunmadn gsterme eilimi tayan aratrmalar gz nne almakszn Lorenz'in de benimsedii ok tutulan bir kliedir.5 Lorenz'in krk bin yl boyunca rgtl bir savan srdrld yolundaki varsaym, insan, saldrganlnn doutan olduunu kantlayacak ( bir sav olarak sunulan ve savan insann doal durumu olduunu savunan eski Hobbes'u klieden baka bir ey deildir. Lorenz'in varsaymnn mant yledir: insan saldrgan'fjr, nk nceden de saldrgan 'di ve insan saldrgan' di, nk bugn de saldrgan' dr. Yiyecek toplayclar ve avclar arasndaki saldrganlk sorunu 8. Ksm'da enine boyuna tartlmaktadr. 40 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME Lorenz'in Son Yontma Ta a'nda srekli savalarn olduuna ilikin tezi doru olsa bile, kaltmla ilgili akl yrtmesi tartmaya aktr. Belirli bir zellik ayklanma asndan bir stnle sahipse, bu szkonusu zellii tayanlarn retken dllerinin ok sayda remesi temeline dayandrlmaldr. Ama savalarda daha ok saldrgan bireyin yitirilmesi olasl gz nne alndnda, ayklanmann, bu zelliin etkisini byk apta srdrmesi olgusunu aklayp aklayamayaca kuku gtrr. Gerekte, eer bylesi bir kayp olumsuz ayklanma olarak grlrse, gen sklnn azalmas gerekir.6 Aslna baklrsa, o ada nfus younluu son derecede azd ve Homo sapi-ens'in tam olarak ortaya kmasndan sonra oluan insan boylarnn birou asndan, yiyecek ve yer iin birbirleriyle yarmaya ve savamaya pek gerek yoktu. Lorenz. kuramnda iki eyi birletirmitir. Birincisi, insanlar kadar hayvanlarn da bireyin ve trn varln srdrmesine yarayan doutan bir saldrganlk zelliine sahip olduklar yolundadr. Daha sonra da ortaya koyacam gibi, nrofizyolojik bulgular, savunucu saldrganln, hayvann yaamsal karlarna ynelik tehditlere bir tepki olduunu, kendiliinden ortaya kmadn ve srekli olmadn gstermektedir. teki e, yani depolanm saldrganln hidrolik nitelii ise, insann katillik ve zalimlik drtlerini aklamakta kullanlmaktadr, ama bunu destekleyecek pek az kant sunulmaktadr. Hem yaama hizmet eden saldrganlk hem de ykc saldrganlk bir tek snfta toplanmtr; bunlar birbirine balayan ey de esas olarak bir szcktr: saldrganlk. Tinbergen, Lorenz'in tersine, sorunu tam bir aklkla ortaya koymutur: nsan, bir yandan, kendi tryle kavga etmesi ynnden birok hayvan trnn akrabasdr. Ama te yandan da o, kavga eden binlerce tr arasnda, kavgay ykcla ulatran tek trdr... nsan, kitle katliamcs olan tek trdr, kendi toplumu iinde bir ban ba olan tek varlktr. Bu niye byle olmal ki? (N. Tinbergen, 1968). kaptmz kiisel bir grmede, yukarda sz konusu edilen grn ierdii kaltmla ilgili sorunun anahatlann izen Profesr Kurt Hirschhom'a teekkr ederim. 1. GDCLER Freud ve Lorenz: Benzerlikleri ve Ayrlklar 41 Lorenz'in ve Freud'un kuramlar arasndaki iliki karmak bir ilikidir. Her ne kadar

drtnn kkenini farkl biimde aklasalar da, hidrolik saldrganlk anlay ikisinde de ortaktr. Ne var ki, bir baka , bakmdan, birbirlerinin tam karsnda yer alm grnmektedirler. Freud. ykc bir igdnn varln savunuyordu; Lorenz'e gre bu varsaym, biyoloji bilimi asndan savunulamaz nitelikteydi. Onun savunduu saldrganlk drts, yaama hizmet eder; Freud'un lm igds ise lmn hizmetisidir. Bununla birlikte, aslnda savunucu ve yaama hizmet edici nitelikte olan saldrganln gsterdii deiikliklere ilikin olarak Lorenz'in yapt aklamann altnda, bu ayrlk nemini byk lde yitirmektedir. Karmak ve ou zaman da tartma gtrr birok yorum yaplarak, savunucu saldrganln insanda kendiliinden ortaya kp kendi kendini glendiren bir drtye dnt varsaylmtr. Bu kanya gre, sz konusu drt, saldrganln davurumunu kolaylatracak koullar yaratmaya abalamaktadr ya da hibir uyaran bulunamazsa ve yaratlamazsa patlamaktadr bile. Buna gre, sosyoekonomik adan, byk apl saldrganln hibir uygun uyaran bulamayaca biimde rgtlenmi bir toplumda bile, ite bu saldrganlk igdsnn ars, toplumun yelerini toplumu deitirmeye zorlayacak ya da byle olmasa bile, saldrganlk herhangi bir uyaran olmadan da patlayacakt. Bylece, Lorenz'in ulat ve insan doutan gelen bir ykma gcnn ynlendirdiini savunan sonu, pratik amalar ynnden, Freud'un ulat sonucun aynsdr. Bununla birlikte, Freud, ykc drtnn karsnda ona eit Eros (yaam, cinsiyet) gcnn bulunduunu savunur; oysa Lorenz'e gre, sevgi de saldrganlk igdsnn bir rndr. Hem Freud, hem Lorenz, saldrganln eylem olarak davurula-mamasmn salksz olduunu kabul etmektedirler. Freud, almalarnn ilk dneminde, cinselliin bastrlmasnn akl hastalna yol aabileceini ileri srmtr. Daha sonra, ayn ilkeyi lm igdsne uygulam ve da dnk saldrganln bastrlmasnn salksz olduunu retmitir. Lorenz, bugnk uygar insann saldrganlk drtsn yeterince boaltamamann sancsn ektiini belirtmektedir. Her ikisi de farkl yollardan giderek, uzun erimde denetlenmesi * olanaksz deilse bile ok zor olan saldrganlk-ykclk enerjisini kesintisiz biimde reten bir insan grne ulamaktadrlar. Hayvanlar42 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME daki szde ktlk, her ne kadar, Lorenz'e gre, kkeni kt deilse bile, insanda gerek bir ktlk durumuna gelmektedir. rnekseme yoluyla Kantlama. Ne var ki, Freud'un ve Lorenz'in saldrganla ilikin kuramlar arasndaki benzerlikler, bunlarn temel farklln gzlerden gizlememelidir. Freud bir insan aratrmacsyd, insanlarn grnr davranlar ve bilinaltlannn eitli davurumlar konusunda yetenekli bir gzlemciydi. Onun lm igds kuram yanl ya da eksik olabilir veya yetersiz kantlar zerine kurulmu olabilir. Ama yine de bu kuram, insann srekli olarak gzlenmesi srecinde oluturulmutur. Oysa ki Lorenz, hayvanlar, zellikle de alt gelime basamandaki hayvanlar ile ilgilenen bir gzlemcidir ve kukusuz, ok usta birisidir. Ama onun insan hakkndaki bilgisi, ortalama insan hakkndaki bilgiden teye gidemez. O, sistemli gzlemler yaparak ya da konuya ilikin yazn yeterince tanyarak bu bilgiyi ilememitir.7 O, kendisi ve tandklar hakkndaki gzlemlerin btn insanlara uygulanabilecei gibi bnce bir inan iindedir. Bununla birlikte, onun ana yntemi, zgzlem bile deil; belli hayvanlarn davranlar ile insan davranlar arasnda yaplan rnekse-melerdir. Bilimsel olarak konuursak, bylesi rneksemeler hibir eyi kantlamaz; yalnzca hayvanseverleri esinlendirip honut eder. Bu rneksemelere, Lorenz'in ok dkn olduu ar bir insanlatrma tutumu elik eder. ite bir kiinin, hayvann ne hissettiini anlad gibi ho bir yanlgya kaplmasn saladklar iindir ki bu rneksemeler ok tutulur. Sultan Sleyman'n yzne sahip olmay kim istemez ki? Lorenz, saldrganln hidrolik mahiyetine ilikin kuramn, hayvanlarla balca da zgrlklerinden yoksun braklm balklar ve kularla yapt deneylere dayandryor. Tartt sorun udur; Yeniden ynlendirilmemesi durumunda ldrmeye gtren Lorenz'in belli balklarda ve kularda gzlemledii ayn saldrganlk drts insanda da ilerlikte midir?

insana ve insan olmayan pirimatlara ilikin bu varsaym destekleyecek hibir dolaysz kant bulunmadndan, Lorenz, grn kantlamak iin birok sav ne srmektedir. Onun asl yaklam rnekse7 Lorenz, en azndan Saldrganlk zerine'yi yazarken, Freud'un almalar konusunda hibir dorudan bilgiye sahip deilmi gibi grnmektedir. Freud'un yazlarna bir tek dorudan gnderme yaplmamtr. Yaplan gndermeler de rahzmc arkadalarnn ona Freud'un tutumu hakknda sylediklerinden ibarettir. Ne yazk ki, bunlar da her zaman doru deildir ya da tam olarak anlalmamtr. .GDCLER 43 me yoluyladr; insan davran ile inceledii hayvanlarn davran arasnda benzerlikler kefeder ve her iki davran trnn ayn nedenden kaynakland sonucunu karr. Bu yntemi birok ruhbilimci eletirmitir. Daha 1948'de, Lorenz'in sekin meslekda N. Tnbergen, daha aa evrim dzeylerinden, daim aa sinirsel oluum dzeylerinden ve daha basit davran biimlerinden salanan ruhbi-limsel kantlan, daha yksek ve daha karmak dzeylerdeki davran mekanizmalarna ilikin ruhbilim kuramlarn destekleyecek rneksemeler olarak kullanma ynteminin tad tehlikelerin bilincindeydi. (N. Tinbergen, 1948; italikler bana ait.) Birka rnek, Lorenz'in rnekseme yoluyla kantlama anlayn gzler nne serecektir.8 Lorenz, sihlid balklar ve Brezilya sedef balklar .hakknda konuurken, u gzlemi aktaryor: eer her bir balk salkl kzgnln ayn cinsiyetten bir komusuyla giderebilirse, kendi arkadana saldrmaz (yeniden-ynlendirilmi saldrganlk).9 Daha sonra u yorumu yapyor; Benzer davranlar insanlarda da gzlenebilir. Hl bir Habsburg monarisinin srd ve hl uaklarn olduu eski gzel gnlerde, dul halamn dzenli olarak yineledii aadaki davrann gzlerdim. Hibir hizmetiyi sekiz-on aydan daha fazla tutmazd. Her zaman yeni bir hizmetiden holanr, onu ve ve gklere karr ve sonunda tam aradn bulduuna yemin ederdi. Ondan sonra geen birka ay iinde yargs deimeye balar, nce kk halalar, ondan sonra da byk hatalar bulur ve belirtilen dnemin sonuna doru da, sonuta iddetli bir tartmann ardndan referans bile verilmeden kovulacak olan zavall kzda nefret uyandrc nitelikler kefederdi. Bu patlamadan sonra, yal hanmefendi, altraca kusursuz bir melek bulmaya bir kez daha hazrlanrd. oktan lm olan sadk halamla alay etmek deil niyetim. Bir zamanlar sava tutuklusuyken, kendim dahil cidd, kendine hakim insanlarda da tpatp ayn olguyu gzlemleme olana bulmu, ya da daha Biyolojik olgularla toplumsal olgular arasnda olduka sama benzetmeler yapma eilimini Lorenz daha 1940'ta yazd talihsiz bir makalede gstermitir (K. Lorenz, 1940). Bu makalede Lorenz, doal ayklanma ilkelerinin rkn gereksinmelerini dzenli bir biimde karlayamad durumlarda bu ilkelerin yerine devlet yasalarnn konmas gerektiini savunuyordu. N. Tinbergen'in terimi. 44 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME ok buna zorunlu kalmtm. Yolculuk fkesi olarak da bilinen, kutup hastal denilen hastalk, birbirlerine btnyle baml olan ve bu yzden yabanclarla ya da kendi arkada evrelen dndaki insanlarla tartma olanandan yoksun bulunan kk insan kmelerine musallat olur. Bundan da aka anlalaca gibi, kme yeleri birbirlerini daha iyi tanyp anladka ve daha ok sevdike, saldrganln depolanmas da o lde daha tehlikeli olacaktr. Kendi kiisel deneyimlerime dayanarak syleyebilirim ki, bylesi bir durumda, btn saldrganln ve tr-ii kavga davrannn snr deerleri an lde azalr. Bu durum, znel olarak, insann en iyi arkadalarnn ufak tefek alkanlklarna rnein, boazlarn temizleyi ya da hapr biimlerine, ancak bir sarhotan tokat yemesi durumunda normal karlanabilecek bir tarzda tepki gstermesi gereiyle anlatmn bulmaktadr (K. Lorenz,

1966). Lorenz, halasyla, sava tutuklusu arkadalaryla ve kendisiyle ilgili kiisel deneyimlerin, bylesi tepkilerin evrensellii konusunda ille de birey kantlamas gerekmediini anlamam grnmektedir. Ayrca, halasnn davran konusunda, onun saldrganlk gizilgcnn, her sekiz ya da on ayda bir patlamasn gerektirecek bir dzeye ulatn ne sren hidrolik aklama yerine konabilecek daha karmak bir ruhbilim-sel aklama getirilebileceinden de habersiz grnmektedir. Ruhzmsel bir bak asndan, halasnn zsever ve ok smrc bir kadn olduu varsaylabilir. Halas, hizmetinin kendine btnyle bal olmasn kendine ait hibir kar gzetmemesini ve ona hizmet etmekten mutlu olan bir yaratk roln honutlukla benimsemesini istiyordu. Her yeni hizmetiye, bu yeni hizmeti bayann kendi beklentilerini gerekletirecek kii olduu kuruntusuyla yaklayordu. Halann kuruntusunun henz hizmetinin "arad" hizmeti olmad gereini grmesini nleyecek kadar etkili olduu belki hizmetinin balangta yeni iverenini honut etmek iin her abay gstermesi gerei de bu kuruntunun srmesine yardmc olabilir ksa bir balayndan sonra hala, hizmetinin kendine verilen rol yerine getirmeye pek istekli olmadn kavramaya balyordu. Bylesi bir uyan sreci, sonuca ulancaya dek belli bir sre devam eder elbette. Bu noktada hala, herhangi bir zsever-smrc kiinin dleri boa ktnda duyaca youn bir d krkl ve fke hali yaamaktadr. Bu fkeye, yerine getirilmesine olanak bulunmayan .GDCLER 45 kendi isteklerinin neden olduundan habersiz bulunan hala, hizmetiyi sulayarak kendi d krklna kendince hakl bir gereke bulmaktadr. Kendi arzularndan vazgeemedii iin, hizmetiyi kovmakta ve yeni bir hizmetinin arad kii olacan ummaktadr. Ayn mekanizma, o lnceye ya da artk hizmeti altramayacak duruma gelinceye dek kendini yineler. Bylesi bir gelime, yalnzca iverenlerle uaklar arasndaki ilikilerde ortaya kar diye bir kural yoktur. Evlilik atmalarnn tarihi de ou zaman buna zdetir. Bununla birlikte, boanmak hizmetiyi kovmaktan daha zor olduu iin, burada ortaya kan sonu, ou zaman, her bir ein giderek biriken yanllardan dolay dierini cezalandrmaya alt, yaam boyu sren bir savatr. Burada karmza kan sorun, biriktirilmi bir igdsel enerji deil, zgl bir insan karakteridir; adn koyarsak, zsever^smrc karakterdir. Lorenz, Ahlka ilikin Davransal rneksemeler hakkndaki bir blmde, unlar belirtmektedir: Bununla birlikte, tartlmakta olan olgular hakkyla deerlendiren hibir kimse hayvanlarda topluluun iyiliine ynelik kar gzetmeyen davran glendiren, insanlarda da ahlk yasas olarak ayn biimde ilerliini srdren fizyolojik mekanizmalar karsnda, kendini durmakszn yenileyen bir hayranlk duygusuna kaplmaktan kendini alkoyamaz (K. Lorenz, 1966.) Hayvanlardaki kar gzetmeyen davran nasl anlalr? Lo-renz'in tanmlad ey. igdsel olarak belirlenmi bir eylem kalbdr. kar gzetmeyen terimi insan ruhbiliminden alnmtr ve bir insann tekilere yardm etmek arzusuyla kendi nefsini (daha dorusunu sylemek gerekirse, benliini) unutabilecei gereiyle ilikilidir. Ama bir kazn ya da bir baln ya da bir kpein unutabilecei bir nefsi (ya da bir benlii) var mdr? kar gzetmezlik, insann kendi varlnn bilincinde olmas gereine ve bu bilincin dayand nrofizyolojik yapya baml deil midir? Lorenz'in hayvan davrann tanmlamakta kulland zalimlik, zgnlk, sknt, gibi baka birok szce bal olarak da hep ayn soru ortaya kmaktadr. Lorenz'in etolojik verilerinin en nemli ve ilgin blmlerinden birisi, hayvanlar arasnda (onun gsterdii balca rnek kazlardr,) fov GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME dardan gruba ynelmi tehditlere bir tepki olarak oluan badr. Ama Lorenz'in insan davrann aklamak iin yapt benzetmeler bazen artcdr: Yabanclara ynelik ayrm gzetici saldrganlk ve bir grubun yeleri arasndaki ba birbirini

glendirir. Biz ve onlar arasndaki kartlk, birbirlerinin iddetle karsnda yer alan baz birimleri birletirebilir. Bugnk in'le kar karya kalnca, Birleik Devletler ve Sovyetler Birlii zaman zaman biz gibi hissediyor grnyorlar. Rastlant sonucu baz sava belirtilerini tayan ayn olgu, yaban kazlarnn hep bir azdan yksek sesle barma trenlerinde incelenebilir (K. Lorenz, 1966). Amerikan-Sovyet tutumunu, yaban kazndan bize kaltmla geen igd kalplar m belirlemektedir? Yazar bir para komik olmaya m alyor, yoksa gerekten kazlarla Amerikan ve Sovyet siyasal nderleri arasndaki iliki konusunda bize bir eyler sylemeye mi niyetleniyor? Lorenz, hayvan davran (ya da buna dayal aklamalar) ile insan davranna ilikin safa inanlar arasnda benzetmeler yapmakta daha da ileri gidiyor; insan sevgisi ve nefreti hakkndaki u tmcesi de bu inanlarndan birisidir: Kiisel ba, bireysel arkadalk, yalnzca ok gelimi bir tr-ii saldrganla- sahip hayvanlarda grlr; gerekte, belli bir hayvan ya da tr ne denli saldrgansa, bu ba da o denli skdr (K. Lorenz, 1966). Buraya kadar her ey yolunda; gelin Lorenz'in gzlemlerinin doru olduunu kabul edelim. Ama bu noktada o, insan ruhbilimi alanna atlamaktadr. Tr-ii saldrganln kiisel arkadalk ve sevgiden milyonlarca yl daha eski olduunu belirttikten sonra, saldrganlk olmakszn sevginin de olmayaca sonucuna ulamaktadr (K. Lorenz, 1966; italikler bana ait). nsanlarn sevgisi sz konusu edildiinde hibir kanta dayanmayan, ama gzlemlenebilir pek ok gerekle elien bu tmel aklamaya, tr-ii saldrganl deil de, sevginin irkin, kk kardeini, nefreti ele alan bir baka tmce eklenmektedir. Sradan saldrganln tersine, bu (nefret), tpk sevgi gibi, bir tek bireye ynelmitir ve belki de nefret sevginin varln ngrr: kii, ancak sevmesi durumunda gerekten nefret edebilir; kendisi yadssa bile, yine de byle davranr (K. Lorenz, 1966; italikler bana ait). Sevginin bazen nefrete dn1. GDCLER 47 t sk sk sylenmitir; bu dnme urayann sevgi deil, seven kiinin yaralanm zseverlii olduunu sylemek bir baka deyile, nefrete yol aan eyin sevgisizlik olduunu sylemek daha doru olacaktr. Ne var ki, kiinin ancak sevdii durumlarda nefret ettiini ne srmek, tmcenin ierdii doruluk esini dpedz samala dntrr. Baskya urayan bask yapandan, ocuun annesi ocuunu ldrenden, ikenceye urayan ikenceciden, onu bir zamanlar sevdii ya da hl sevmekte olduu iin mi nefret eder? Bir baka rnekseme de militanca coku olgusuna baklarak yaplmaktadr. Bu, daha ilkel sradan bireysel saldrganlk biimlerinden kesinlikle farkl ama yine de ilev ynnden onlarla ilikili olan zellemi bir topluluksal saldrganlk biimidir (K. Lorenz, 1966). Ynlendirici gcn kaltmsal olarak evrimlemi davran kalplarna borlu olan bir kutsal gelenektir bu. Lorenz, insana zg militanca cokunun, insan-ncesi alalarmzn savunmaya dnk topluluksal tepkisinden evrimleip gelitii konusunda en kk bir kukunun olamayacan ileri srmektedir (K. Lorenz, 1966). Bu, grubun ortak bir dmana kar kendini savulurken paylat cokudur. Normal gte heyecanlara sahip olan her insan, militanca coku tepkisiyle elele giden znel olgular kendi deneyimlerinden bilir. Srttan aa doru, ve daha kesin gzlemlerin ortaya koyduu gibi, her iki kolun yanlarna doru bir rperti belirir. Kii sevinten uarak, gnlk yaamn btn balarnn zerine kar; bu zgl heyecan annda, kutsal bir grev gibi grnen eyin ars uruna her eyi terk etmeye hazrdr. Bu yoldaki btn engeller nemsizdir; kiinin kendi hemcinslerini incitmesini ya da ldrmesini nlemeye ynelik igdsel ketlemeler, ne yazk ki glerini byk lde yitirir. Btn deerler artc biimde tersine dnerek militanca cokunun zorunlu kld davrana kar kan ussal yorumlar, eletirileri ve btn mantkl savlan susturur; bunlarn yalnzca savunulamaz deil, alaka ve onur krc gibi grnmelerine yol aar. nsanlar, mezalim yaparken bile mutlak bir hakllk duygusuna kaplabilirler. Manta dayal dnce ve ahlk sorumluluk en alt dzeyindedir. Bir Ukrayna atasznn dedii gibi: Sancak bir kez aldnda btn mantk borazandadr (K. Lorenz, 1966).

48 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME Lorenz, Ahlk sorumluluumuzun ilkel drty denetim altna alaca konusunda mantkl bir umut besledii ni aklamaktadr. Ama bunun byle olaca yolundaki tek umudumuz u gerein alakgnlllkle kabul edilmesine dayanmaktadr: militanca coku kaltmsal olarak belirlenmi-bir salverme mekanizmasna sahip igdsel bir tepkidir ve akllca, sorumluca bir denetimi gerekletirmenin tek yolu da bu tepkiyi, kavramsal sorunun enine boyuna irdelenmesi sonucunda gerek bir "deer olduu kantlanan bir hedefe koullandrmaktr (K. Lorenz, 1966). Lorenz'in normal insann davranna ilikin tanmlamas, olduka artcdr. Birok insann, mezalim yaparken bile mutlak bir hakllk duygusuna kapldklarna ya da daha uygun ruhbilimsel terimlerle belirtirsek, biroklarnn herhangi bir ahlaksal ketlemeye aldrmakszn ve sululuk duygusuna kaplmakszn mezalim yapmaktan haz duyduklarna kuku yoktur. Ne var ki, gerekli kantlar toplama zahmetine bile girmeksizin, bunun evrensel bir insan tepkisi olduunu ya da sava srasnda mezalim yapmann insann doas olduunu ileri srmek ve savn balklarla, kularla yaplan tartma gtrr rneksemeyi temel alan szde bir igdye dayandrmak savunulmas olanaksz bir bilimsel ilemdir. Gerek udur ki, bir baka gruba kar ilerinde nefret uyan-drldnda mezalim yapma eilimi ynnden bireyler ve gruplar arasnda ok byk farkllklar vardr. Birinci Dnya Sava'nda ingiliz propagandas, Alman askerlerinin Belika'da bebekleri sngle-dikleri masaln uydurmak zorunda kalmt; nk dmana kar nefreti artracak gerek canavarlklar son derecede azd. Buna benzer biimde, Almanlar, dmanlarnca dzenlenen birka mezalimden sz etmilerdi; bunun nedeni ok basittir, nk o denli az sayda mezalim vard ki. ikinci Dnya Sava'nda bile, insanln gittike acmasz-lamasna karn, canavarca uygulamalar genellikle Naziler'e zg zel biimlerle snrl kalmtr. Genelde, her iki yann dzenli birlikleri de, Lorenz'in tanm uyarnca olmas beklenen lekte sava suu ilememilerdir. Mezalimler sz konusu edildiinde, Lorenz'in tanmlad ey, sadist ya da kana susam kiilik tipleridir; Lorenz'in milil.IGDCLER 49 tanca cokusu sadece ulusu ve duygu ynnden biraz ilkel bir tepkidir. Bayrak bir kez aldnda kyclk yapmaya hazr olmann, insan doasnn igdsel olarak kazanlm bir paras olduunu ileri srmek, Cenevre Uzlamas'nn ilkelerinin inendiine ilikin sulamalara kar klasik bir savunma olacaktr. Lorenz'in kycl savunmak niyetinde olmadndan emin bulunmama karn, ileri srd sav, gerekte bu kapya kmaktadr. Lorenz'in yaklam, bu kyclk eiliminin kaynakland kiilik dizgelerinin ve bu eilimin gelimesine neden olan bireysel ve toplumsal koullarn anlalmasna engel olmaktadr. Lorenz, askeri coku (bu gerek anlamda zerk igd) olmasayd, ne sanat, ne bilim, ne de insanln byk uralarndan herhangi birisi ortaya kmazd diyerek, daha da ileri gitmektedir (K. Lorenz, 1966). Bu igdnn aa kmasnn ilk koulu, znenin kendisini zdeletirdii toplumsal bir birimin dtan gelen bir tehlikenin tehdidiyle kar karya kalmas olduuna gre, bu nasl olur? (K. Lorenz, 1966.) Sanat ve bilimin ancak bir d tehlikenin var olmas durumunda alp gelitiini gsteren herhangi bir kant yar mdr? Lorenz, kiinin, kendi yaamn komusu uruna tehlikeye atma isteinde anlatmn bulan komu sevgisinin, eer o sizin en iyi arka-danzsa ve birka kez yaamnz kurtarmsa bunu hi* dnmeden yapmanzn doal bir ey olduunu belirtmektedir (K. Lorenz, 1966). ok g durumlarda gsterilen bylesi drste davran rnekleri kolaylkla ortaya kar, yalnz bu davranlarn, (sz konusu) durumla karlaldnda uygulanacak, kaltmsal olarak uyarlanm toplumsal kalplar retmek zere Yontma Ta dneminde yeterince sk olarak ortaya km olan trden davranlar olmas gerekir (K. Lorenz, 1966). Komu sevgisine ilikin bylesi bir gr, igdclkle yararcln karmndan ibarettir. Arkadanz kurtarrsnz, nk o da sizin yaamnz birka kez kurtarmtr. Ya yaamnz

bir kez kurtarmsa ya da hi kurtarmamsa durum ne olacaktr? O zaman da sadece Yontma Ta dneminde yeterince sk olarak meydana geldii iin bylesi bir davranta bulunursunuz! Savaa likin Varglar. Lorenz, insandaki igdsel saldrganlkla ilgili zmlemesinin sonu blmnde, Freud'un Einstein'a yazd 50 fGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME Neden Sava? (1933) konulu mektubunda benimsedii tutuma benzer bir tutum iersinde bulur kendini. Her ikisi de, bir igdnn sonucu olmas dolaysyla savan yok edilemeyeceini ortaya koyar grnen sonulara ulam olmaktan mutluluk duymamaktadrlar. Ne var ki, Freud kendisini, ok geni anlamda, bir pasifist olarak adlandrrken, Lorenz, her ne kadar nkleer savan grlmemi bir ykm olacan ok iyi biliyorsa da, bu snflandrmaya pek uymaz. Lorenz, ykc igdnn korkun etkilerinden toplumun kanabilmesine yardmc olacak yollar bulmaya almaktadr. Aslna baklrsa o, nkleer ada, insann doutan gelen saldrganlna ilikin kuramn kabul ettirebilmek iin bar olanaklar aramak-zorunda kalmtr bir bakma. nerilerinden bazlar Freud'unklere benzemektedir, ama aralarnda nemli bir fark vardr. Freud'un nerileri kukucu bir tutumla ve alakgnlllkle yaplm nerilerdir; oysa Lorenz, unu kabul etmekte saknca grmyorum ki... sanrm, insanla, daha iyi hale gelmelerine yardm edecek bir eyler retebilirim. Bu inan, grnd kadar kendini beenmilik deildir... diye aklamaktadr grn (K. Lorenz, 1966). Gerekten, Lorenz'in retecek nemli bir eyleri varsa bu kendini beenmilik olmayacaktr. Ne yazk ki, nerileri, toplumsal davran kalplarnn yanl ileyii yznden toplumun btnyle dalm hale gelmesi tehlikesine kar ne srlm bayat klielerden, basit varglardan teye gitmemektedir pek: 1. En nemli varg 'kendini tan'...dr. Lorenz'in bununla demek istedii, kendi davranmz yneten nedensel zincirlemeler yani, evrim yasalar hakkndaki bilgimizi derinletirmemiz gerektiidir (K. Lorenz, 1966). Lorenz, bu bilgiyi oluturan ve kendisinin zel nem verdii bir e olarak, saldrganln asl biimiyle asl hedefin yerini alacak nesneler zerinde boaltlmasn salayacak btn olanaklarn nesnel, etolojik olarak aratrlmasndan sz etmektedir (K. Lorenz, 1966). 2. Yceltme denen olgunun ruhzmsel ynden incelenmesi. 3. Deiik retilere ya da uluslara bal bireyler arasnda kiisel tankln ve olanak varsa, arkadaln ilerletilmesi. 4. Hemen alnmas gereken drdnc ve belki de en nemli nlem de militanca cokunun akllca ve sorumluca ynlendirilmesidir, .GDCLER 51 yani. ada dnyada uruna aba gstermeye deecek gerek davalar bulmalarnda gen kuaa..: yardmc olunmasdr. Gelin bu program madde madde ele alalm. Lorenz, klasik "kendini tan" kavramn yalnzca Yunanllar'a ait olan kavram deil: btn bilimi ve ruhzmleme tedavisi kendi-ni-bilme zerine kurulu olan Freud'unkini de arptarak kullanmaktadr. Freud'a gre kendini-blme, insann, bilindndaki eylerden haberdar hale gelmesi demektir. Bu son derecede zor bir sretir, nk bilindn bilin' hale getirme giriimine kar bilindn savunan dieni enerjisiyle kar karya gelinir. Freud'un anlad anlamda kendini-bilme, tek bana bir zihinsel sre deil, Spinoza'da da olduu gibi, ayn zamanda duygusal bir sretir de. Yalnz beyinle bilmek deil, ayn zamanda da yrekle bilmektir. Kendini-bilmek, kiinin, ruhunun o ana dek gizli kalmi ksmlar konusunda zihinsel ve duygusal olarak gitgide bilgisini artrmas demektir. Bu, gsterdii belirtilerden ledaviyle kurtulmak isteyen bir hastann yllarn, cidd biimde kendini bulmak isteyen bir kiinin de btn yaamn alabilecek bi- sretir. Bu sre, younlatrlm enerjinin etkisi gibi bir etki yapar; nk bilindndaki bastrlm an ve istekleri orada tutma grevi sona eren enerji serbest kalr.. Bylece kii, kendi i gerek-liiyle ne kadar

ilikide olursa o kadar da bilinli ve zgr hale gelir. Oysa Lorenz'in kendini tan kavramyla anlatmak istedii bambaka bir eydir. Onun anlatmak istedii, evrim gereklerinin ve zgl olarak da saldrganln igdsel niteliinin kuramsal olarak bilinmesidir. Lorenz'in kendinitanma anlay. Freud'un lm igds kuramnn kuramsal olarak bilinmesine benzemektedir. Gerekte, Lorenz'in akl yrtme yntemi izlenirse, bir tedavi biimi olarak ruhzmleme, Freud'un toplu yaptlarnn okunmasndan baka bir eyi iermezdi. Marx'in bir sz geliyor insann aklna: Yerekimi yasalarn bilen birisi kendini derin bir suda bulur ve yzmeyi de bilmezse, bilgisi onu boulmaktan kurtarmayacaktr. Bir inli bilgenin dedii gibi, Reeteleri okumak insan sala kavuturmaz. Lorenz, varglarndan ikincisini, yceltmeyi enine boyuna ilememektedir. ncsn, deiik retilere ve uluslara bal bireyler arasndaki kiisel tankln ve olanak varsa, arkadaln ilerletilme52 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME sini ise kendisi ak-seik bir plan olarak kabul etmektedir, havayolu irketleri bile uluslararas yolculuun bar davasna hizmet ettii yolunda reklm yapyorlar; ama ne yazk ki, kiisel tankln saldrganl azaltc ilevine ilikin bu anlay gereklik kazanmyor. Bu konuda bol bol kant vardr, ingilizler ve Almanlar 1914'ten nce birbirlerini ok yakndan tanyorlard; ama yine de sava patladnda, karlkl nefretleri kudurmuluk lsndeydi. Daha ak kantlar da vardr. Savaan iki taraf arasnda tanklktan yoksunluk diye bir sorunun olmad i savata sergilenen nefret ve zalimliin, hibir lkeleraras savata sergilenmedii ok iyi bilinir. Birbirlerini karlkl olarak yakndan biliyor olmalar gerei, bir ailenin yeleri arasndaki nefretin younluunu ortadan kaldrr m? Tanklk ve arkadalkn saldrganl azaltmalar beklenemez: nk bunlar, bir baka kii hakknda edinilen yarm yamalak bir bilgiden, dtan baktm bir nesneye ilikin bir bilgiden baka bir ey deildir. teki kiinin deneyimlerini, onunkilerin ayns olmasa bile benzeri olan kendi iimdeki deneyimleri harekete geirerek anlamam salayan derinlemesine, dikkatli bilgiden olduka farkl bir eydir bu. Bu tr bilgi, kiinin iindeki bastrlm an ve isteklerden ounun, younluk bakmndan, o kiinin bilinaltnn yeni ynlerini tanmasna az diren gsterecek bir noktaya kadar azaltlm olmasn gerektirir. Yarglayc olmayan bir anlayn kazanlmas, saldrganl azaltabilir ya da tmyle ortadan kaldrabilir. Bu, kiinin tekiler hakknda sahip olduu bilgi dzeyine deil, kendi gvensizliini, agzlln ve zseverliini yenme derecesine bamldr.10 savalarn niye gerekten daha iddetli olduu ve niye i savalarda uluslararas savalardakinden daha fazla ykc drtnn ortaya kt sorusu ilgin bir sorudur. Bunun nedenini, uluslararas savalarn ounlukla, en azndan ada uluslararas savalar sz konusu edildiinde, dmann mahvedilmesini ya da yok edilmesini amalamamalarnda aramak akla yatkn grnmektedir. Bu (uluslararas) savalarn amac snrldr: kar taraf, zarar verici nitelikte olmasna karn hibir biimde yenilen lke nfusunun varln tehdit edici nitelikte olmayan ban koullarm kabul etmeye zorlamak. (Bunu en iyi aklayabilecek rnek, iki dnya savanda da yenilen lke durumunda bulunan Almanya'nn her yenilgiden sonra ncekine oranla daha zengin hale gelmesidir.) Romallarn yrttkleri baz savalarda ama kesinlikle hepsinde deil olduu gibi, toplam dman nfusunu fizik olarak ortadan kaldrmay ya da kleletirmeyi amalayan savalar bu kuraln dnda kalan savalardr, i savata, iki tarafn da amac, birbirlerini fiziksel olarak yok etmek olmasa bile, ekonomik, toplumsal ve siyasal bakmlardan yok etmektir. Eer bu varsaym doruysa, ykcln derecesi, byk lde, tehdidin iddetine baml demektir. .GDCLER 53 Lorenz'in drt vargsndan sonuncusu, militanca cokunun yn-lendirilmesidir. Salk verdii zel yollardan birisi de atletizmdir. Ama gerek udur ki, ekimeli sporlar byk lde saldrganla yol aarlar. Yakn zamanlarda, uluslararas bir futbol mann uyandrd

derin duygulanmann Latin Amerika'da kk bir savaa yol am olmas, bu uyarmn ne denli youn olduunu gzler nne sermitir. Nasl sporun saldrganl azalttn belgeleyen hibir kant yoksa, sporu saldrganln gdlediini belgeleyen hibir kantn bulunmadn da ayn zamanda belirtmek gerekir. Sporda sk sk saldrganla yol aan ey, baarnn verdii gururun deil de parann ve tannmhn en ekici amalar haline geldii spor olaynn yarmaya , dayal niteliidir; bu nitelii, toplumsal bir yarma ortam beslemekte ve genel bir ticarlerr.e glendirmektedir. Talihsiz 1972 Mnih Olimpiyat oyunlarn izleyen dnce sahibi birok gzlemci, bu oyunlarn iyiniyet ve bar ilerletmek yerine, yarmaya dayal saldrganl ve ulusu gururu artrdklarn kabul etmitir.11 Lorenz'in sava ve bar zerine birka baka szn de aktarmaya deer; nk bu szler, onun bu alanda sergiledii anlam belirsizliine iyi birer rnektir. Anayurdunu ok seven bir kii olarak (ki yleyim), bir baka lkeye kar mutlak bir dmanlk beslediimi (ki, byle bir ey olmadn nemle belirtirim) varsaysak bile, eer o lkede de, benim gibi, tmevarml doa bilimi konusunda cokuyla alan ya da Charles Darwin e sayg duyup onun bulularnn ortaya kard hakikati cokuyla yayan insanlarn veya Michelangelo nun sanatna ilikin deerlendirmemi ya da Goethe'nin Faust'w, bir mercan kayalnn gzellii ya da yaban yaamnn korunmas konusunda duyduum cokuyu veya sayabileceim daha birok sradan cokuyu benimle paylaan daha baka insanlarn yaadn kavradysam, bu lkenin ykmn tm kalbimle istemezdim. Eer benimsediim kltrel ve ahlaksal deerlerden birisini olsun paylayorsa, herhangi bir dmandan ayrm gzetmeksizin nefret etmeyi olanaksz bulurdum (K. Lorenz, 1966; vurgular bana ait). 11 insan, William James'in klasik makalesi Savan Ahlk Karlklar m (1911) okuyunca, militanca cokunun ynlendirilmesi konusunda Lorenz'in syleyecei eylerin yetersizlii zellikle ak seik hale geliyor. 54 IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME Lorenz, bir lkeyi ykma uratma arzusunun yadsnmasn tm kalbimle szcn kullanarak ve nefreti aynn gzetmeksizin szcyle nitelendirerek snrlandryor. Ama yarm gnll bir ykm arzusu ya da ayrm gzeten bir nefret ne demektir? Daha da nemlisi, bir baka lkenin ykma uratlmasn istememek iin Lorenz'in ileri srd koul, o lkede kendi zel beenilerini ve cokularn paylaan insanlarn bulunmasdr (Darwin'e sayg duyanlarn, ancak onun bulularn da cokuyla yayarlarsa bu koulu yerine getirecekleri anlalyor): onlarn insan olmalar yeterli deildir. Bir baka deyile, bir dmann toptan yok edilmesi, ancak o dman Lorenz'in kltrne, hatta daha da zele inerek, ilgilerine ve deerlerine yaknsa ve ancak bu yzden arzu edilmez bir eydir. Lorenz'in insanc eitim, yani bireyin zdeleebilecei ortak lklerin en gzelini veren bir eitim iin yapt ar bu szerin niteliini deitirmez. Birinci Dnya Sava'ndan nce Alman liselerinde yrrlkte olan eitim tr buydu; ama bu insancln retmenlerinin ounluu, belki de ortalama bir Alman'dan daha fazla sava yanlsyd. Yalnzca ok deiik ve kktenci bir insanclk, birincil zdelemenin yaamla ve insanlkla olduu bir insanclk, savaa kar bir etkiye sahip olabilir. Evrim Putperestlii. Darwin'cilik karsndaki yan-dinsel tutumu gz nne alnmadka Lorenz'in konumunu tam olarak anlamaya olanak yoktur. Onun bu konudaki tutumu ayrks (istisnai) bir ey deildir ve ada kltre zg nemli bir toplumsal-ruhbilimsel olgu olarak daha yakndan incelenmeye deer. nsann dnyada yitmilik ve yalnzlk duygusuna kaplmamak iin duyduu derin gereksinmeyi, nceleri, bu dnyay yaratm olan ve her yaratkla ayr ayr ilgilenen bir Tanr kavram gideriyordu elbette. Evrim kuram, en byk Yaratc olarak Tanr'nn grntsn ykt zaman, her ne kadar biroklan, Tanr inancyla Darwin'ci kuram birletirmeyi baarabildilerse de, insann her eye gc yeten Babas olarak Tanr'ya duyulan gven de onunla birlikte ykld. Ama Tanr'nn tahtndan indirildiine inananlardan birou iin, Tanr benzeri bir imgeye duyulan gereksinme ortadan kalkmad. Bazlan yeni bir Tanr ilan ettiler: Evrim. Darwin'e de bu Tannnm peygamberi olarak taptlar.

Lorenz ve baka biroklan iin evrim dncesi, btnsel bir ynelim ve ballk sisteminin ekirdei haline geldi. Darwin, insann kkenine ilikin temel hakikati ortaya .GDCLER 55 karmt; ekonomik, dinsel, aktresel ya da siyasal yorumlarla ele alnp aklanabilecek btn insan olgular evrim asndan anlalacakt. Darwin'cilik konusundaki bu yan-dinsel tutum, Lorenz'in ayklanma ve bakalama ilikin olarak byk kurucular terimini kullanmasnda ak seik ortaya kmaktadr. Lorenz, byk kurucularn yntem ve amalarndan sz ederken, bir Hristiyan'n Tanr'nn eylemlerinden sz ederken kullanabilecei dile ok yakn bir dil kullanmaktadr. Hatta tekil byk kurucu terimini kullanmakta ve bylelikle Tann benzetmesine daha da yaknlamaktadr. Lorenz'in dnnn puta tapc niteliini, belki de hibir ey. Saldrganlk zerine'nin sonu,paragraf kadar aklkla ortaya koyamaz: Biliyoruz ki, omurgallarn evriminde, kiisel sevgi ve arkadalk ba, saldrgan bir tre bal iki ya da daha ok bireyin bir arada bar iinde yaamas ve ortak bir ama uruna almas zorunlu olduu zaman, byk kurucularn yaratt a ac yenilikti. Biliyoruz ki, insan toplumu, bu ban temeli zerine kuruludur. Ama bu ban snrlarnn, kapsamas gereken her eyi kapsayamayacak lde darald gereini kabul etmemiz gerek: bu ba ancak birbirini tanyan ve arkada olan kiiler arasnda saldrganl nler; oysa engellenmesi gereken eyin, btn uluslardan ya da ideolojilerden btn insanlar arasnda geerliliini srdren dmanlk olduu apaktr. Ortaya kan ak seik sonu, sevgi ve arkadaln tm insanl kucaklamas, btn insan kardelerimizi ayrm gzetmeksizin sevmemiz gerektiidir. Bu buyruk yeni deildir. Duygumuz butum gzelliini deerlendirebilecek gte olduu gibi, mantmz da bunun gerektiini anlayabilecek gtedir pekl. Ama yine de yapmz gerei buna uyamyoruz. Eksiksiz, scak sevgi ve arkadalk duygusunu yalnzca bireylere gsterebiliyoruz; irade gcnn sonuna dek ortaya konmas bile bu gerei deitiremez. Ama byk kurucular deitirebilir ve inanyorum, deitireceklerdir. Nasl doal ayklanmann gcne inanyorsam, insann mantnn gcne de inanyorum, inanyorum ki mantk, ayklanma zerinde doru ynde bir etkide bulunabilir ve bulunacaktr da. nanyorum ki, pek uzak olmayan bir gelecekte, bu etki, btn buyruklarn en byn ve en gzelini yerine getirme yeteneini torunlarmza kazandracaktr (K. Lorenz, 1966; vurgular bana ait). 56 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME Tann'nn ve insann baarszla urad yerde byk kurucular utkuya ulaacaktr. Kardee sevgi buyruu etkisiz kalacaktr, ama byk kurucular bu buyrua hayat vereceklerdir. Yaznn son blm gerek bir iman itirafyla son bulmaktadr: inanyorum, inanyorum, inanyorum... Lorenz'in salk verdii toplumsal ve ahlaksal Danvin'cilik, insan saldrganlnn sorumlusu olan biyolojik, ruhsal ve toplumsal etkenlerin doru olarak anlalmasn engelleme eilimi gsteren romantik, ulusu bir dinsizliktir. Saldrganla ilikin grlerindeki benzerliklere karn, Lorenz ile Freud arasndaki temel ayrlk burada yatar. Fre-ud. Aydnlanma felsefesinin son temsilcilerinden biriydi. O, mantn insanda var olan ve onu karklktan, kten kurtarabilecek tek g olduuna itenlikle inanyordu. nsann bilinsiz abalarn ortaya karma yoluyla z-bilgiye ulama gereini itenlikle ne srd. Manta ynelerek Tanr'y yitirmi olmann stesinden geldi, ve kendini son derecede zayf hissetti. Ama yeni putlara ynelmedi. 2 EVRECLER VE DAVRANIILAR AYDINLANMA AI EVRECL GDCLERlN tutumuna taban tabana zt tutumun evrecilerce savunulduu grlr. evrecilerin dnne gre. insann davrann yalnzca evrenin etkisi, yani doutan etkenlerin kart olan toplumsal ve kltrel etkenler biimlendiril-. Bu durum, insanln ilerlemesinin nndeki ana engellerden birisi olan saldrganlk sz konusu olduunda zellikle dorudur.

Bu gr en kktenci biimiyle Aydnlanma dnrleri ortaya koymulard, insann iyi ve ussal olarak doduu varsaylyordu; onun kt uralar gelitirmesi, kt kurumlardan, kt eitimden ve kt rneklerden dolayyd. Bu dnrlerden bazlar, cinsler arasnda fiziksel farkllklarn bulunduunu kabul etmiyorlard {l'me n'a pas de sexe) ve anatomik olanlar dnda herhangi bir farkllk varsa bunlarn yalnzca eitimden ve toplumsal dzenlemelerden ileri geldiini varsayyorlard. Ne var ki, bu dnrler, davranln tersine, insan mhendislii ve ynetimi yntemleriyle deil, toplumsal ve siyasal deiiklikle ilgileniyorlard. Onlar, iyi toplumun iyi insan yaratacana ya da daha doru bir deyimle, insann doal iyiliinin kendini aa vurmasna olanak salayacana inanyorlard. DAVRANIILIK Davranl, J.B. Watson kurdu (1914). Bu kuram, insan ruhbili-minin ana konusunu insann davran ya da etkinlikleri'ma olutur58 tGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME duu temel nermesine dayanyordu. Tpk mantksal olguculuk gibi bu kuram da duygu, alg, imge, arzu, hatta dnme ve heyecan gibi dolaysz olarak gzlenemeyer btn znel kavramlar znel olarak belirlendikleri iin (J. B. Watson, 1958) dta brakyordu. Davranlk, Watson'in yeterince gelikin olmayan belirlemelerinden Skinner'n parlak yenidavranhma doru dikkate deer bir gelime gsterdi. Ne var ki, bu gelime, esas olarak, daha byk bir derinlik ya da zgnlkten ziyade, zgn tezin artlmasndan ibarettir. B.F. SKNNER'IN YEN-DAVRANIILII Skinner'c yeni-davranlk1 Watson'in kavramlaryla ayn ilkeye dayanr: Bir bilim olarak ruhbilimin duygulara ya da uyarmlara ya da baka znel uyarmlara gereksinmesi yoktur ve bunlarla uramamas gerekir;2 yeni-davranlk, insann doasndan sz etmeye ya da bir insan modeli oluturmaya veya insan davrann gdleyen eitli insan tutkularn zmlemeye ynelik herhangi bir giriimi hor grr. nsan davrann niyetlerin, amalarn, hedeflerin ya da ereklerin ynlendirdiini dnmek, bu davrana bilimsellikten uzak ve yaSkinner'c kuramn zelliklerini enine boyuna ele almak bizi asl sorunumuzdan ok uzaklara gtrecei iin, burada kendimi yeni-davranln genel ilkelerini sunmakla ve tartmamzla ilikili grnen baz noktalarn daha ayrntl olarak irdelenme-siyle snrlandracam. Skinner'n sisteminin incelenmesi iin B. F. Skinner'n okunmas gerekir (1958). Ksa bir zet iin bkz. B. F Skinner (1963). Skinner, en sn kitabnda (1971), sisteminin genel ilkelerini zellikle de bu ilkelerin kltrle olan ilikisini tartyor. Aynca Carl R. Rogers ve B. F. Skinner (1956, 1961) arasndaki ksa grmeye de baknz. Skinner'n tutumuna ilikin bir eletiri iin bkz. Noam Chomsky (1959). Ayrca K. MacCorquodale'in (1970) ve N. Chomsky'nin (1971) kars-savna baknz. Chomsky'nin deerlendirmeleri kusursuz ve uzun erimlidir, bu yorumlarda grler ylesine aklkla ortaya konmutur ki bunlar yinelemeye hi gerek yoktur. Bununla birlikte, Chomsky'nin ve benim ruhbilimsel tutumlarmz birbirinden ylesine uzaktr ki, eletirilerimin bir ksmn bu blmde sunmam gerekiyor. Birok davrannn tersine Skinner, zel olaylarn btnyle bilimsel yorumlamalarn dnda tutulmasna gerek bulunmadn da kabul etmekte ve eklemektedir: davran bir bilgi kuram, btnyle bilinemez olmasa bile en azndan ok iyi bilinmesine pek olanak bulunmayan zel dnyay ngrr (B. F. Skinner, 1963). Bu belirleme, Skinner'n dnn, ruhbilimin ana konusu olan can-ruh karsnda nazik bir reveranstan daha te bir ey haline getirmektedir. 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 59 rarsz bir yntemle bakmak olacaktr. Ruhbilim, hangi pekitirmelerin insan davrann biimlendirme eilimi tadn ve pekitirmelerin en etkili biinde nasl uygulanmas gerektiini incelemelidir. Skinner'n ruhbilimi, davran mhendislii bilimidir; amac da arzulanan bir davran retmek iin gerekli olan doru pekitirmeleri bulmaktr. Skinner, Pavlov modelindeki basit koullandrma yerine uyanm-sz koullandrmadan sz

etmektedir. Ksaca sylemek gerekirse bu, deneycinin bak asndan arzulanr olmas kouluyla, koullandrlmam davrann dllendirilecei, yani sevinle karlanaca anlamna gelir. (Skinner, dl pekitirmesinin cezadan ok daha etkili olduuna inanmaktadr.) Sonu olarak, zne arzulanan biimde davranmay srdrecektir. rnein. Johnny spana pek sevmemektedir: Johnny spana yer, annesi onu vc bir szle, sevgi dolu bir bakla ya da fazladan bir dilim pastayla, duruma gre Johnny'yi en ok ne zendiriyorsa onunla, dllendirir bir baka deyile, olumlu pekitirmeler uygular. zellikle pekitirmeler tasarlandklar biimde etkinlikle uygulanrsa, Johnny sonunda spanak yemeyi sevecektir. Skinner ve bakalar, yzlerce deneyle, bu uyarmsz koullandrmann tekniklerini gelitirmilerdir. Skinner, olumlu pekitirmenin uygun biimde kullanlmasyla hayvanlarn ve insanlarn davrannn, bazlarnca genel bir deyimle doutan eilimler olarak adlandrlan eilimlere bile kart olarak, antc bir lde deitirilebileceini gstermitir. Bunu gstermi olmas, kukusuz Skinner'n deneysel' almalarnn en deerli yandr. Bu sonu, toplumsal yapnn (ya da ou Amerikal insanbilimcinin deyiiyle kltrn), ille de uyarmsz koullandrma yoluyla olmasa bile, insan biimlendirebileceine inananlarn grlerini de desteklemektedir. Skinner'n kaltmsal yetenei bir yana itmediini eklemek nemlidir. Skinner'n tutumunu doru olarak deerlendirebilmek iin, davran, kaltmsal yetenekten ayr olarak, btnyle pekitirmenin belirlediini sylemek gerekir. Pekitirme iki biimde olabilir: olaan kltrel sre iersinde meydana gelir ya da Sikinner'c retiye gre, planlanabilir ve bylelikle bir kltr tasarm>>na yol aar (B. F. Skinner, 1961). 60 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME Erekler ve Deerler Skinner'in deneyleri, koullandrmann erekler'iyle uramaz. Hayvan ya da insan denek, belli bir biimde, davranmaya koullandrlr. Denein neye koullandrldm, koullandrmann ereklerini, deneycinin karar belirler. Laboratuvarda yaratlan bu durumlarda deneyci, ou kez bir hayvan ya da insan denei ne iin koullandrdyla deil de daha ok bu denekleri setii eree gre koullandrabilecei gerei ve bu ii nasl en iyi yapabileceiyle ilgilenir. Ne var ki, labo-ratuvardan gerek yaama, bireysel ya da toplumsal yaantya dndmzde cidd sorunlar unlardr: nsanlar neye koullandrlyor ve bu erekleri kim belirlemektedir? yle grnyor ki, Skinner kltrden sz ettii zaman kafasnda hl laboratuvan vardr; hibir deer yargsna dayanmakszn yola kan ruhbilimcinin, koullandrmann erei pek bir nem tamad iin, kolaylkla byle davranabilecei bir laboratuvardr bu. En zndan, Skinner'in neden erekler ve deerler sorunuyla cebelleme-diinin bir aklamas belki de budur. rnein, zgn ya da ayrks biimlerde davranan insanlara, bylesi davran kendi bana hayranlk uyandrc olduu iin deil, zgn ya da ayrks davrann baka bir biimde nasl zendirilebileceini bilmediimiz iin hayranlk duyarz, diye yazyor Skinner (C. R. Rogers ve B. F. Skinner, 1956). Dolambal akl yrtmeden baka bir ey deildir bu: zgnle hayranlk duyarz, nk ancak hayranlk duyarak koullanabiliriz bu davrana. Ama kendi bana arzu edilir bir erek deilse niin koullanmak isteyelim bu davrana? Basit bir toplumbilimsel zmlemeyle bile bir yant verilebilecek olan bu soruyu Skinner gz nne almyor. Belli bir toplumdaki eitli snflar ve meslek kmeleri asndan arzulanabilir olan zgrlk ve yaratclk derecesi deiir. rnein, bilim adamlar ve st dzey yneticiler, bizimki gibi teknolojik-brokratik bir toplumda bu niteliklere ok gereksinme duyarlar. Mavi yakal iiler iin ayn lde yaratcla sahip olmak bir lks ya da tm sistemin przsz ileyiine bir tehdit olur. Bu zmlemenin, zgnlk ve yaratcln deeri sorununa ye2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 61 terli bir yant oluturduuna inanmyorum. Yaratclk ve zgnlk urann insann ta znde kk salm tepiler olduunu gsteren pek ok ruhbilimsel kantlar vardr ve yaratclk ve zgnlk urann beyin sistemi iinde gml olduu varsaymn destekleyen baz

nrofizyolojik kantlar bulunmaktadr (R. B. Livingston, 1967). Yalnzca unu vurgulamak istiyorum, Skinner'in tutumunun zmszl, bylesi, yorumlara hi nem vermemesi ve bunun sonucu olarak da eer davranlk tarafndan yantlanamamlarsa sorularn yantlanamayacana inanmas gereinden ileri gelmektedir. ite Skinner'in deerler konusuna ilikin belirsiz dncelerine bir baka rnek: ou kii, bir atom bombasnn nasl yaplacana karar vermenin hibir deer yargsyla ilikili olmad nermesine katlacak, ama bir atom bombas yapmaya karar vermenin hibir deer yargsyla ilikili olmad nermesini reddedecektir. Buradaki en nemli farkllk, bombay planlayan kiiye yol gsteren bilimsel uygulamalar ak seik olduu halde, bombay yapan, kltr planlayan kiiye yol gsteren uygulamalarn ak seik olmamas olabilir. Kltrel bir buluun baarsn ya da baarszln, fizik bir buluun ayns bir kesinlikle nceden bilemeyiz, ite bundan dolaydr ki, ikinci durumda deer yarglarna snmamz sylenir. Snacamz ey tahmindir, tte yalnzca bu anlamda, bilimin etkinliini durdurduu yerde deer yarglar grevi devralr. Kk apl toplumsal karlk! -etkileimleri ve belki de btn kltrleri, fiziksel teknolojiye-kazandrdmz gvenilirlikle tasarmlayabildiimiz zaman, deer sorunu ortaya kmayacaktr (B.F'. Skinner, 1961). Skinner'in ana dncesi, teknik bir sorun olan bombay planlama sorununun deer yargsndan yoksunluu ile bir bomba yapma karan arasnda gerekten hibir nemli farklln bulunmad yolundadr. Tek fark, bombay yapmaya gtren gdlerin ak seik olmamasdr. Bu gdler Profesr Skinner iin ak seik olmayabilir belki, ama tarih zerine alan biroklar iin ak seiktir. Gerekte, atom bombasn yapmaya karar vermek iin (ve benzer bir biimde hidrojen bombas iin) birden ok gereke vard: Hitler'in de bomba yapabilecei korkusu; daha sonra ortaya kabilecek anlamazlklara 62 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME hazrlk olmak zere Sovyetler Birlii'ne kar stn bir silala sahip olma arzusu (bu, zellikle hidrojen bombas iin dorudur); yanan sistemlerle olan savamn desteklemek iin silahlanmasn artrmaya zorlanan bir sistemin mantdr bu. Bu asker, stratejik ve siyasal gerekeler bir yana, ayn lde nemli olan bir baka gerekenin daha olduuna inanyorum. Sibernetik toplumun genel geer kurallarndan birisi olan u zdeyie deineceim: herhangi bir eyi yapmak teknik bakmdan olanakl ise, bundan dolay o eyin yaplmas gerekir. Nkleer silahlar yapma olana varsa, hepimizi mahvedebilecek olsalar bile bu silahlarn yaplmas gerekir. Eer aya ya da gezeenlere gitme olana varsa, burada, yeryznde yerine getirilmemi birok gereksinme pahasna olsa bile bu yolculuk yaplmaldr. Bu ilke, btn insancl deerlerin yadsnmas anlamna gelir; ama yine de bir deeri, belki de stn teknotronik toplum kuraln ifade eder.3 Skinner, bombay yapmann gerekelerini aratrma iini umursamyor ve gizin zlmesi iin davranln daha da gelimesini beklememizi rica ediyor. Ruhsal sreleri ele alrken yapt gibi, toplumsal srelere ilikin grlerinde de, sakl, sze dklmemi gdleri anlama yetersizliinin aynsn sergiliyor. nsanlarn gerek kiisel, gerekse siyasal yaamdaki gdleri hakknda sylediklerinin ou son derecede uydurma olduu iin, sze dklm eylerin temel alnmas, toplumsal ve ruhsal srelerin anlalmasna engel olur. Baka durumlarda Skinner, grnte bilincinde olmakszn deerlere snyor. rnein, ayn makalede yle yazyor: Eminim hi kimse, yeni efendi-kle ilikileri gelitirmeyi ya da halkn istencini yeni yollarla despot yneticilerin egemenlii altna sokmay arzulamaz. Bu dnceyi, Umut Devrin'nde (E. Fromm, 1968) irdeledim. H. zbekhan, Teknolojinin Utkusu: 'Olabilirlik', 'Gerekirlii' ma Edeo> (H. zbekhan, 1966) balkl makalesinde, ayn ilkeyi bamsz olarak belirlemitir. Dr. Michael Maccoby, ok gelimi sanayilerin sevk ve idaresine ilikin incelemesinden edindii baz sonulara dikkatimi ekmiti. Bu sonular olabilirlik gerekirlii ima eder ilkesinin, asker kurulular iin retim yapan sanayilerde, geriye kalan daha rekabeti sanayiye oranla daha geerli olduunu gstermektedir. Ama bu sav doru olsa bile, iki etken gz nne alnmaldr: lk olarak, dorudan ya da dolayl biimde silahl kuvvetler iin alan sanayinin

lei; ikinci olarak, bu ilkenin, snai retimle dorudan ilikisi bulunmayan birok insann zihnine yerlemi olmas. Uzay uular iin balangta duyulan coku buna iyi bir rnekti; bir baka rnek de tp alannda, zgl bir tbb durum asndan tadklar gerek neme hi baklmakszn eitli aygtlarn yaplmas ve kullanlmasdr. 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 63 Bunlar, bilimsiz bir dnyaya uygun den denetim kalplandr (B. F. Skinner, 1961). Profesr Skinner hangi ylda yayor? Halkn istencini diktatrlerin egemenlii altna sokmay gerekten isteyen hibir sistem yok mu? Bu sistemler yalnzca bilimsiz kltrlerde mi bulunur? Skinner hl modas gemi bir ilerleme ideolojisine inanyor grnmektedir: Ortaa karanlkt, nk bilimden yoksundu ve bilim, zorunlu bir biimde, insann zgrlne yol aar. Artk hibir nderin ya da hkmetin halkn istencini egemenlik altna alma niyetlerini ak ak belirtmedikleri bir gerektir; bunlar, eskilerin kart gibi grnen yeni szckler kullanma eilimindedirler. Hibir diktatr kendisini diktatr olarak adlandnnaz ve her sistem halkn istencini dile getirdiini ne srer. te yandan, hr dnya lkelerinde, eitim, alma yaam ve politika alanlannda ak otoritenin yerini anonim otorite ve ynetim almtr. Skinner'n savunduu deerler aadaki szlerde de ortaya kmaktadr: Eer demokratik mirasmza layk kiilersek, elbette ksa dnemli ya da bencil amalar uruna bilimin despota kullanlmasna kar direnmeye hazr olacaz. Ama eer demokrasinin baarlarna ve ereine deer veriyorsak, bilimin kltrel kalplan tasarlama ve olu- turma iine koulmasn, her ne kadar o zaman kendimizi bir bakma denetimcilerin konumunda bulabileceksek de, reddetmemeliyiz (B. F. Skinner, 1961; vurgular bana ait). Yeni-davran kuramda bu deerin temeli nedir? Denetimciler hakknda ne sylenebilir? Skinner'n yant, btn insanlar denetler ve btn insanlar denetlenirdir (C. R. Rogers ve B. F. Skinner, 1956). Bu sz. demokratik zihniyetli bir kiiye gven verici gelebilir; ama hemen sonra aka ortaya kt gibi, belirsiz ve olduka anlamsz bir belirlemedir: Efendinin kleyi ya da iverenin iiyi nasl denetlediine bakarak genellikle hepimiz karlkl etkileri grmezlikten geliriz ve hareketi yalnzca bir ynde dnerek, denetimi smr olarak ya da en azndan tek yanl kar salama olarak grme durumuna deriz; oysa denetim gerekten karlkldr. Efendinin uygulad cezalandrma 64 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME tekniklerini, klenin bu tekniklere boyun emede gsterdii davrann belirlemesi anlamnda, nasl efendi kleyi denetliyorsa kle de ayn ekilde efendiyi denetler (vurgular bana ait). Bu, smr kavramnn anlamsz olduu ya da hakl olarak, cui bono?* diye soramayacamz anlamna gelmez. Bununla birlikte, byle davranrsak, bizzat iinde yaanlan toplumsal dnemin (vurgular bana ait) ortaya koyduu gerei aarz ve deer yarglan sorunuyla ilikili olduklar apak grlen belli uzun dnemli etkileri gz nne alrz. Kltrel bir uygulaym deitiren herhangi bir davrann zmlenmesinde de bununla kyaslanabilir bir yorum ortaya kmaktadr (B. F. Skinner, 1961). Bu szleri son derecede artc buluyorum; her ne kadar smr kavram anlamsz deilse de efendi ile kle arasndaki ilikinin karlkl bir iliki olduuna inanmamz isteniyor. Skinner'a gre, smr bizzat* iinde yaanlan toplumsal dnemin bir paras deildir, yalnzca denetim teknikleri yledir. Toplumsal yaam, laboratu-varndaki bir dnemmi gibi gren bir adamn grdr bu; o labora-tuvarda deneyciyi ilgilendiren tek ey, bizzat dnemler deil, kendi tekniidir, nk farenin barl ya da saldrgan olmas bu yapay dnyada hi nem tamaz. Bu da yetmezmi gibi, Skinner, efendinin uygulad smrnn aka deer yarglan sorunuyla ilikili olduunu belirtmektedir. Skinner, smrnn ya da yeri geldiinde, soygun, ikence ve cinayetin, aka deer yarglaryla ilikili bulunduklar iin gerek olaylar olmadklarna m inanmaktadr? Gerekte bundan kan anlam udur: Btn toplumsal ve ruhsal olgular, eer ayn zamanda tadklar deerler asndan da

yarglanabilirlerse, bilimsel olarak incelenebilir gerekler olmaktan karlar.4 Skinner'n kle ile kle sahibinin karlkl bir iliki iinde bulunduklar yolundaki sz, ancak denetim szcnn, onun yapt gibi, belirsiz bir anlamda kullanlmasyla aklanabilir. Bu szck gerek yaamdaki anlamnda kullanldnda, kle sahibinin kleyi deCui bono? (Latince) : Kimin yaran iin? Ne amala? (ev.) Ayn manta gre, ikence grenle ikenceci arasndaki iliki de karlkldr; nk ikence gren, ektii acy aa vurarak, ikenceciyi en etkili ikence aralarn! kullanmaya koullandrr. 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 65 netledii ve klenin rnein bakaldrma tehdidiyle ok az bir kar-denetime sahip olmas dnda, denetimde karlkllk diye bir eyin sz konusu olmad su gtrmez. Ama Skinner'n szn ettii ey bu deildir. O, gerek yaamn kapsndan ieri girmedii ok soyut laboratuvar deneyi anlamnda denetimden sz etmektedir. Bir fkra olarak sk sk anlatlan bir yky gerekten byk bir itenlikle yinelemektedir; bir san hakkndaki bu yk yledir: Bu san, bir baka sana, deneycisini ne denli iyi koullandrdn anlatr. San her ne zaman belli bir manivelay iterse, deneycinin yiyecek vermesi gerekmektedir. Yeni-davramhk bir insan kuramna sahip olmad iin, davranta bulunan insan deil, yalnzca davran grebilir. Birisinin, dmanln gizlemek istedii iin bana glmseyip glmsemedii ya da (iyi bir maazada alan) bir satc kzn ona glmsemesi em-redildii iin glmseyip glmsemedii veya bir arkadan beni grmekten duyduu honutluu belirtmek iin bana glmseyip glmsemedii; btn bunlar yeni-davranhk iin hi fark etmez, nk glmseme glmsemedir. Artk kiilerin sergiledii gereklii hi umursamayacak kadar yabanclamamsa, kii olarak Profesr Skinner iin bunun fark etmediine inanmak gtr. Ama eer bu fark bir anlam tayorsa, bu fark hor gren bir kuram nasl geerli olabilir? Yeni-davranhk, zalim ve ikenceci olmaya koullandrlm ok az sayda kiinin, olumlu desteklemeler srdrld halde, neden kafay ttn de aklayamaz. Baka biroklar, tm koullandrma kart ynde iledii halde, mantk glerini, bilinlerini ya da sevgilerini yitirerek bakaldrmaktadrlar: olumlu pekitirme neden buna engel olmaz? Ve koullandrmann baarsnn bata gelen tanklar olmalar gereken, en iyi biimde uyum salam kiilerin birou neden ounlukla son derecede mutsuz ve huzursuzdur ya da nevroza yakalanr? nsann doasnda, koullandrmann gcne snr koyan tepiler olsa gerektir; koullandrmann baarszln incelemek, bilimsel bakmdan, baary incelemek kadar nemli grnmektedir. Gerekte, insan hemen hemen her istenilen biimde davranmaya ko-ullandrlabilir, ama yalnzca hemen hemen. Temel insanlk nitelikleriyle elien koullandrmalara deiik ve anlalabilir biimlerde tepki gsterir, insan kle olmaya koullandrlabilir; ama buna, saldrganlkla ya da yaam glerinde bir azalmayla tepki gsterecektir. Ya 66 tGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME da insan kendini bir makinenin parasym gibi hissetmeye koullai-dnlabilir; buna da sknt, saldrganlk ve mutsuzlukla tepki gsterir. Esas olarak Skinner, insann tutkularn hor gren saf bir usudur. Freud'un tersine, tutkularn gc onu etkilmez; ama insann her zaman z karlarnn gerektirdii biimde davrandna inanr. Gerekte, yeni-davranln btn ilkesi udur: z kar ylesine gldr ki, esas olarak evrenin, kendisinden istenildii gibi davrand iin bireyi dllendirmesi biiminde doyurulmas durumunda, insann davran tam olarak belirlenebilir. Son zmlemede, yeni-davranlk, burjuva deneyiminin z zerine kurulmutur: btn teki insan tutkular karsnda bencillik ve z karn ncelik tamas zerine kurulmutur. Skinner'ctln ok Tutulmasnn Nedenleri Skinner'n geleneksel, iyimser, liberal dnce eleri ile sibernetik toplumun toplumsal ve zihinsel gerekliini kaynatrmay baarm olmas gerei, onun olaanst biimde

tutulmasn aklayabilir. Skinner, insann her ekiye geldiine, toplumsal etkilere ak olduuna ve insann doasnda. barl ve adil bir topluma doru gelimeyi nleyecek kesin bir engelin bulunamayacana inanmaktadr. Bylelikle, Skinner'n sistemi, bu sistemde siyasal iyimserliklerini savunacak bir sav bulan liberal ruhbilimcileri ekmektedir. Skinner, bar ve eitlik gibi arzu edilir toplumsal ereklerin salt dayanaksz lkler olmayp gerekletirilebilecek eyler olduuna inananlara seslenmektedir. Bilimsel bir temele dayanlarak daha iyi bir toplum kurma olana bulunduu dncesi, nceleri belki de toplumcu olan birok kiiye ho gelmektedir. Marx da daha iyi bir toplum kurmak istememi miydi? Savunduu toplumculuk trn, topyac toplumculuun tersine, bilimsel olarak adlandrmam myd? Siyasal zmn baanszla uram grnd ve devrimci umutlarn en dk dzeyde bulunduu tarihin bu annda, Skinner'n yolu zellikle ekici deil midir? Ama eer geleneksel liberal grleri bizzat bunlarn yadsnma-syla birletirmemi olsayd, Skinner'n st rtl iyimserlii onun dncelerini tek bana bu denli ekici klamazd. 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 67 Sibernetik ada birey gitgide ynetilmeye ak hale gelmektedir. Onun almas, tketimi ve bo zaman reklamlar, ideolojiler, Skinner'n olumlu pekitirmeler olarak adlandrd eyler tarafndan ynetilmektedir. Birey, toplumsal sreteki etkin, sorumlu roln yitirmektedir; btnyle uyarlanm hale gelmekte ve genel dzene uymayan herhangi bir davran, hareket, dnce ya da duygunun karlarn fena halde zedeleyeceini renmektedir; gerekte o, kendisinden nasl olmas bekleniyorsa yledir. Eer kendisi olmakta diretirse, polis devletlerinde zgrln, hatta yaamn tehlikeye atar; baz demokrasilerde iinde ilerleyememe ya da daha seyrek olarak, iini yitirme tehlikesiyle kar karya kalr ve belki de en nemlisi, hi kimseyle iletiimde bulunamama, kendini soyutlanm hissetme tehlikesine girer. ou insan, ak olarak huzursuzluklarn bilincinde olmadklar halde, yaptklar eylerin tekdzeliinin ve anlamszlnn yol at yaam, gelecek ve sknt korkularn yine de belli belirsiz bir biimde alglarlar. nanmak isledikleri lklerin bile, toplumsal gereklik iersindeki dayanaklarn yitirdiklerini hissederler. Koullandrmann en iyi, en ilerici ve en etkili zm olduunu renmek onlara ne gibi bir ferahlk salar ki. Skinner, sibernetik an soyutlanm, ynetilen insannn cehennemini, ilerleme cenneti olarak salk vermektedir. Bize korkmamza gerek bulunmadn; snai'sistemimizin yneldii dorultunun, bilimsel temeller zerine oturtulmas dnda, byk insanclarn dledii dorultunun ayns olduunu anlatarak, gidiimizden duyduumuz korkular kreltmektedir. Dahas, Skinner'n kuram doru gibi grnmektedir, nk sibernetik toplumun yabanclam insan iin (hemen hemen) dorudur bu kuram. zet olarak,, Skinner'clk, yeni bir insanclk klna brnm bir oportnizmin ruhbilimidir. Skinner'n teknotronik* an savunuculuu roln oynamak istediini sylemiyorum. Tersine, onun siyasal ve toplumsal safl, bazen, bizi neye koullandrmaya altnn bilincinde olmas duru-^rnunda yapabileceinden dala inandrc olarak (ve dala byk bir kafa karklyla) yazmasn salayabilmektedir. Teknotronik: Teknolojik - Elektronik. {ev.) 68 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME DAVRANIILIK VE SALDIRGANLIK Davran yntem, saldrganlk sorunu asndan son derecede nemlidir, nk Birleik Devletler'de saldrganlk zerine aratrma yapanlarn ou, yazlarn davran bir eilimle yazmlardr. Ksaca belirtirsek, bunlarn akl yrtmesi yledir: Johnny, saldrgan davrandnda kk kardeinin (ya da annesinin ve tekilerin) ona istedii eyi vereceklerini anlarsa, saldrgan biimde davranma eilimi gsteren bir kii haline gelecektir; ayn ey, uysal, atak ya da sevecen davran iin de dorudur. Forml, kiinin istedii eyi elde etmede' baarl bir yntem olduu kantlanan biimde hareket edecei, hissedecei ve dnecei

yolundadr. Btn teki davranlar gibi saldrganlk da, tamamen, kiinin karna en uygun den biimde hareket etmesi temelinde renilir. Saldrganl, zararl uyaranlar bir baka organizmaya aktaran bir tepki olarak belirleyen A.H. Buss, saldrganla ilikin davran gr zl bir biimde dile getirmitir. yle yazar Buss: Niyet kavramm saldrganlk tanmnn dnda brakmay gerektiren iki neden vardr. Birinci olarak, bu kavram erekbilimi, gelecekteki bir hedefe ynelik amal bir hareketi ima eder. Bu gr ise, bu kitapta benimsenen davran yaklamla uyumamaktadr, ikinci ve daha nemli neden bu terimi davransal olaylara uygulamada ortaya kan glktr. Niyet, sze dklmesine olanak bulunan ya da bulunmayan, szel bir deyite doru olarak yanstlabilen ya da yanst -lamayan zel bir olaydr. Niyet, organizmann pekitirme tarihinin bir sonucu olarak kabul edilebilir. Saldrgan bir tepki, kurbann kamas gibi zgl bir sonu tarafndan sistemli biimde pekitirilmise, ,bu saldrgan tepkinin yinelenmesinin, kamaya yol aan bir niyet ierdii sylenebilir. Ne var ki, davrann zmlenmesine bu trden eyleri kartrmak gereksizdir; dorudan doruya saldrgan bir tepkinin pekitirme tarihiyle bu tepkiyi ortaya karan gncel durum arasndaki ilikiyi incelemek daha verimli olacaktr. zet olarak, saldrgan davrann zmlenmesinde, niyet hem sama hem de gereksizdir; en nemli sorun, saldrgan tepkilerin olumasn ve gcn etkileyen pekitirici sonularn mahiyetidir. Bir baka deyile, saldrgan davran etkileyen pekitirici snflar nelerdir? (A. H. Buss, 1961). I 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 69 Buss'n niyetten anlad bilinli niyettir. Bununla birlikte Buss, ruhzmlemeci yaklama btnyle duyarsz deildir: Eer fke saldrganlk drts deilse, onu bir drt olarak grmek verimli bir tutum mudur? Burada benimsenen tutum, bunun verimli olmad yolundadr (A. H. Buss, 1961).5 A. H. Buss ve L. Berkowitz gibi sekin davran ruhbilimciler, insann duygulan olgusuna Skinner'dan ok daha fazl duyarldrlar; ama Skinner'n, hareketi yapann deil, hareketin bilimsel gzlem konusu olduu yolundaki temel ilkesi onlarn tutumu iin de dorudur. Bundan dolay onlar, davran belirleyen ruhsal gler konusunda, bu glerin byk lde bilinsiz karakteri konusunda ve bu glerin enerji boaltmnda ve ynnde deiiklikler meydana getirebilecek bir etken olarak ayrdetme (kavray) konusunda Freud'un elde ettii bulgulara gereken arl vermemektedirler. Davranlar, grnr olanla, yani ak davranla ilgilendikleri iin yntemlerinin bilimsel olduunu ileri srerler. Ama davranta bulunan insandan ayrlm davrann bir bana yeterince tanm-lanamayacan kabul etmezler. Bir adam silah ateler ve bir baka kiiyi ldrr: kendi bana davransal hareket sz konusu kiiyi ldren silahn atelenmesi, eer saldrgandan soyutlanrsa, ruh-bilimsel adan ok az ey ifade eder. Gerekte, davran bir ifade, yalnzca silah konusunda yeterli olacaktr; o (silah) sz konusu olduunda tetii eken adamn gds ilintisizdir. Ama onun (adamn) davran, ancak onu tetii ekmeye gtren bilinli ve bilinsiz gdy bilirsek, eksiksiz olarak anlalabilir. Onun davrann aklayacak bir tek neden bulamayz: ama bu adamn iindeki ruhsal yapy karakterini ve belli bir noktada onu silah atelemeye gtren bilinli bilinsiz birok etkeni ortaya karabiliriz. Silah ateleten lepiyi, adamn karakter sistemindeki birok etkence belirlenen bir tepi olarak aklayabileceimizi, ama onun ate etme hareketinin teki etkenler arasnda en rastlantsal ve nceden kestirilmesi en g olan etken olduunu grrz. Bu hareket, durumun ierdii L. Berkowitz, birok bakmdan A. H. Buss'nkine benzeyen bir tutum benimsemitir, gdleyici heyecanlar dncesini o da kabul etmez, ama esas olarak davran kuram erevesinde kalr, engeUeme-saldrganlk kuramn deitirir, ama reddetmez (L. Berkowitz, 1962 ve 1969). . 70

GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME birok rastlantsal eye bamldr; rnein, silahn kolay ulalabilecek bir yerde bulunmas, baka insanlarn bulunmamas, gerilim derecesi ve ate eden adamn tm ruhsal-fziksel sisteminin o anda iinde bulunduu koullar bu eler arasndadr. Gzlemlenebilir davrann bilimsel bakmdan gvenilir bir veri olduu yolundaki davran zdeyi doru deildir. Gdleyici tepiye baml olarak bizzat davrann da farkllk gsterdii bir gerektir; her ne kadar yzeysel bir incelemeyle bu farkllk grlemezse de dorudur bu. Basit bir rnek bunu ortaya koyar: Farkl karakter yaplarna sahip iki babadan her biri, ocuun, salkl geliimi asndan bu tr cezalandrmaya gereksinme duyduuna inand iin olunu kna aplak vurarak dver. Babalar, zde gibi grnen bir tutumla davranrlar. ocuklara elleriyle vururlar. Yine de, eer sevecen ve zenli bir babann davrann sadist bir babann davranyla karlatrrsak, gerekte davrann hi de ayn olmadn grrz. Bu babalarn ocuklar tutu biimleri, cezadan nce ve sonra ocuklarla konuu biimleri, yzlerindeki anlatm, birinin davrann tekinden olduka farkl bir hale getirir. Buna bal olarak, ocuklarn her bir davrana gsterdikleri tepkiler deiir. ocuklardan birisi cezann ykc ya da sadiste niteliini sezinler; tekinin babasnn sevgisinden kukuya dmek iin hibir nedeni yoktur. Bunun byle olmas doaldr, nk babasnn davrannn bu bir tek rnei, ocuun daha nce karlat ve ocuun babas hakkndaki dncesi ile ona kar tepkisini oluturan saysz davranlardan yalnzca bir tanesidir. Her iki babann da ocuu kendi iyilii iin cezalandrdklar inancna sahip olmalar gerei pek bir ey deitirmez; yalnzca bu ahlk inan, sadist babann bir baka durumda sahip olabilecei kstlamalar ortadan kaldrabilir. te yandan, eer sadist baba, belki karsndan korktuu iin ya da eitime ilikin ilerici dncelerine aykr olduu iin, ocuunu hi dvmyorsa, onun zorbaca olmayan davran yine de ayn tepkiyi yaratacaktr; nk gzleri, ocuu dverken ellerinin iletecei ayn sadiste tepiyi ocua iletmektedir. Gene1 de ocuklar yetikinlerden dala duyarl olduklar iin, yaltlm bir davran birimine deil, babann tepiine tepkide bulunurlar. 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 71 Ya da bir baka rnei ele alalm: barp aran ve yz kpkrmz bir adam gryoruz. Onun davrann kzgnlk olarak tanmlarz. Adamn niin kzgn olduunu sorarsak, yant, korktuu iin olabilir. Niin korkuyor? nk kendini son derecede aciz hissediyor. Neden acaba? nk annesiyle olan balarn hibir zaman koparamam ve duygusal ynden hl kk bir ocuk. (Elbette bu dizili, olabilecek tek dizili deildir.) Bu yantlanl her biri dorudur. Bunlar arasndaki fark. ok daha derin (ve ounlukla daha az bilinli) deneyim dzeylerine ilikin olmalarnda yatar. Yantn ilikin olduu dzey ne denli derinse. yant da adamn davrannn anlalmasna o denli yakndr; stelik yalnzca adamn gdlerinin anlalmasna deil, davrann her ayrntsyla bilinmesine de o denli yakndr. rnein, bylesi bir durumda duyarl bir gzlemci, adamn yznde yalnzca fkeden ziyade korku dolu umarszln anlatmn grecektir. Bir baka durumda, bir adamn ak olarak grlen davran ayn olabilir: ama yznn duyarl bir biimde bilinmesi, acmaszl ve youn ykcl ortaya koyacaktr. Adamn kzgn davran, yalnzca ykc tepilerin denetim altna alnm anlatmdr. Bu iki benzer davran gerekte birbirinden olduka farkldr ve bu farkllklar, sezgisel duyarlktan, bilimsel anlay biiminden ayr olarak, gdnn bir baka deyile, sz konusu iki karakter yapsnn anlalmasn gerektirir. Adam gururu incindii ya da yle hissettii iin kzgn trnden allm bir yant vermedim. Bylesi bir aklama btn arl, harekete geirici uyarana verir: ama sz konusu uyarann uyarc gcnn, uyarlm kiinin karakter yapsna da baml olduunu grmezlikten gelir. Ayn uyaranla kar karya kalan bir grup insan, karakterlerine uygun olarak bu uyarana deiik biimlerde tepki gstereceklerdir. A uyarann ekiciliine kaplabilir; B geriye ekilebilir: C korkabilir; D uyaran umursamayabilir. Ebette Buss, niyetin, sze dklmesine olanak bulunan ya da bulunmayan zel bir olay

olduunu belirtmekte btnyle hakldr. Ne var ki, ite tam da bu. davranln ikilemidir: davranlk, sze dklmemi verileri inceleme yntemine sahip olmad iin, aratrmalarn, ele alp ileyebilecei ve ounlukla yetkin kuramsal zmlemeye elvermeyecek kadar kaba verilerle snrlandrmak zorundadr. 72 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME RUHBLMSEL DENEYLER ZERNE Eer bir ruhbilimci, insan davrann anlama grevini yklenirse, insanlar in vivo* incelemeye yeterli aratrma yntemleri belirlemek zorundadr; oysa hemen hemen btn davran incelemeler in vitro** yaplmaktadr. (Bu szcn ruhbilim laboratuvarndaki anlamnda deil; ona eit bir anlamda, yani znenin gerek yaam srecinde deil, denetlenmi, yapay olarak dzenlenmi koullar altnda gzlemlenmesi anlamnda.) Doa bilimlerinin uygulad ynteme yknlerek, her ne kadar bu, en ileri doa bilimlerinde bugn geerli olan bilimsel yntem deil, elli yl ncesinin yntemleri olsa da, ruhbilime saygnlk kazandrlmak isteniyormu gibi bir hava yaratlmtr.6 Dahas, kuramsal nemden yoksunluk, verilerle ilgisi bulunmayan ve bu verilerin deerine hibir ey katmayan etkileyici grnml matematik tanmlamalarla kapatlmtr ou kez. nsan davrann laboratuvar dnda gzlemlemek ve zmlemek iin bir yntem belirlemek g bir grevdir, ama insan anlamann zorunlu bir kouludur bu. ilke olarak, insann incelenmesinde iki gzlemleme alan vardr: 1. B- baka kiinin dorudan ve ayrntl biimde gzlemlenmesi yntemlerden birisidir. Bu trden en zenli ve verimli durum, ruh-zmsel durumdur. Freud'un belirledii gibi ruhzmsel laboratu-vardr. Bu durum, hastann bilinsizlik tepilerinin aa kmasna ve bu tepilerin onun ak olaan, ve nevrotik7 davranyla olan balantsnn irdelenmesine olanak salar. Daha az youn, ama yine de olduka verimli bir durum da karlkl grmedir ya da daha iyi bir deyile, bir karlkl grmeler dizisidir. Bu grmeler, eer olanak varsa, baz dlerin incelenmesini ve belli yanstc testleri de In vivo (Latince): Canl organizmada olduu biimiyle. (ev.) tn vitro (Latince): Canl organizma dnda ve yapay bir evrede olduu gibi. (ev.) Bkz. J. Robert Oppenheimer'in sylevi (1955) ve sekin doabilimcilerin benzer birok szleri. Bu iki terimi trnak iine aldm, nk bu terimler ou kez rasgele kullanlm ve bazen de, srasyla, toplumsal bakmdan uyarlanm ve uyarlanmam terimleriyle zde hale gelmitir. 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 73 kapsamaldr. Becerikli bir gzlemcinin, bir kiiyi bir sre iin inceden inceye gzlemlemekle (bu gzlem, o kiinin el-kol hareketlerini, sesini, duruunu, yz anlatmn, ellerini, vb. de kapsar elbette) bile elde edebilecei derinlemesine bilginin kmsenmemesi gerekir. Bu tr gzlem kiisel bilgi, gnlkler, mektuplar ve kiinin ayrntl yaam yks olmadan bile, onun karakterinin derinlemesine anlalmas iin nemli bir kaynak olacaktr. 2. nsan in vivo incelemenin bir baka yntemi, yaam ruhbilim laboratuvarna tamak yerine, yaamdaki belli durumlar bir doal laboratuvara dntrmektir. Deneycinin ruhbilim laboratuvannda yapt gibi, yapay bir toplumsal durum oluturmak yerine, bizzat yaamn sunduu deneyler incelenir burada; birbiriyle karlatr-labilen belli toplumsal durumlar seilir ve bu durumlar, bunlar inceleme yntemiyle, deneylerin edeerlisine dntrlr. Bu doal laboratuvar, baz etkenleri deimez, bakalarn da deiken klarak, eitli varsaymlarn lmlenmesine de izin verir. Birbiriyle kar-latnlabilir birok durum vardr ve bir varsaymn btn durumlar iin geerli olup olmad; eer deilse, varsaym deitirmeksizin ayrks durumlarn yeterince aklanp aklanamayaca denenebilir. Bylesi doal deneylerin en yaln biimlerinden birisi, ya ya da meslek kmeleri, hkmller, hastanede yatanlar, vb. gibi belli gruplar arasndan seilmi temsilcilere uygulanan enauetes'lir (uzun ve boluklarn doldurulmasn gerektiren anketlerden ve/veya kiisel grmelerden yararlanlmasdr). (Grme gre, geleneksel rulbi-limsel lm aralarnn kullanlmas, daha derin karakter katmanlarnn anlalmas iin yeterli deildir.) Kukusuz, doal deneylerden yararlanlmas, laboratuvar deneylerinin kesinlikine

ulamamza izin vermez; nk iki toplumsal oluum hibir zaman birbirine zde deildir. Ama denekler deil insanlar, yapay durumlar deil yaam gzlemlenirse, szde (ve ou kez de kukulu) bir kesinliin faturasn, deney sonularnn nemsiz-liiyle deme zorunluluu ortaya kmaz, inanyorum ki, sz konusu olan davran zmlemesi ise, saldrganln ya ruhzmsel grme laboratuvannda ya da toplumun sunduu bir laboratuvar da aratrlmas, bilimsel bak asndan, ruhbilim laboratuvar yntemlerine ye tutulmaldr. Ne var ki bu, ok zekice laboratuvar deneyle74 GDCLK. DAVRANIILIK, RUHZMLEME rinden bile daha yksek dzeyde bir karmak kuramsal dn gerektirir.8 imdi sylediim eyi iyice aklamak iin gelin, Stanley mil-gram'n Yale niversitesi karlkh-etkileim laboratuvarnda yrtt ok ilgin ve saldrganlk alannda en ok deer verilen deneylerden birisi olan bir deneyi, Boyun Emenin Davransal Ynden ncelenmesini ele alalm (S. Milgram, 1963).9 Deneye katlan denekler, New Haven ve komu topluluklardan gelme, yirmi ile elli yalar arasnda krk erkekti. Denekler gazete ilan ve dorudan posta arsyla saland. arya karlk verenler, Yale niversitesinde bellek ve renmeyle ilgili bir incelemeye katlacaklarna inanyorlard. rnek kmede ok sayda meslek temsil edilmiti. Tipik denekler, posta memurlar, lise retmenleri, satclar, mhendisler ve iilerdi. Denekler, eitim dzeyi ynnden, ilkokul i1 bitirmemi birisinden doktora yapm ve baka mesleki derecelere ulam olanlara kadar deiiyordu. Deneye katldklar iin deneklere 4.50 dolar dendi. Bununla birlikte, deneklere, bu demenin yalnzca laboratuvara geldikleri iin yapld ve gelilerinden sonra ne olursa olsun parann kendilerinin olduu sylendi. Her bir deneyde hibir eyden haberi olmayan bir denek ile bir kurban (deneycinin bir yardmcs) yer ald. Hibir eyden haberi olmayan denein elektrik oku uygulamasn hakl gsterecek bir geKmelerin temelde yatan ve byk lde bilinsiz gdlerinin incelenmesinde, yorumlayc anketlerin deerli bir ara olduunu kefettim. Bir yorumlayc anket, (ak bir soruya verilmi) bir yantn amalanmam anlamn zmler ve yantlar yzeydeki anlamlaryla almaktan ziyade karakteristik bir anlamda yorumlar. Bu yntemi ilk kez 1932'de Frankfurt niversitesi Toplumsal Aratrma Enstits'nde yaptm bir incelemede uyguladm ve 1960larda, kk bir Meksika kynn toplumsal karakterine ilikin bir incelemede yeniden kullandm. Birinci incelemede alma arkadalarm arasnda Emest Schachte, rahmetli Anna Hartoch-Schachtel ve (saylama danman olarak) Paul Lazarsfeld vard. Bu inceleme otuzlarn ortalarnda bitirildi, ama yalnzca anket ve mek yantlar yaymland (M. Horkheimer, yay., 1936). kinci inceleme yaymlanmtr (E. Fromm ve M. Maccoby, 1970). Maccoby ve ben, lsever karakteri ortaya koyan etkenleri belirlemek iin bir anket daha dzenledik; Maccoby bu anketi eitli kmelere uygulad ve doyurucu sonular elde etti (M. Maccoby, 1972a). n Aadaki btn alntlar S. Milgram'dan (1963) yaplmtr. 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR ,75 reke uydurulmas gerekiyordu.10 Uydurma yk ile bu i en iyi biimde baarld. Ceza ile renme arasnda olduu varsaylan iliki zerine genel bir giriten sonra, deneklere unlar anlatld: Ama gerekte, cezalandrmann renmeye olan etkileri hakknda ok az ey biliyoruz, nk bu konutla insanlar zerinde gerekten bilimsel hibir deney yaplmamtr denebilir. rnein, ne kadar cezann renme asndan en yararl olduunu bilmiyoruz ve cezay verenin kim olduunu, ne lde bir deiiklik yarattn, bir yetikinin kendisinden daha gen birinden mi, yoksa daha yal birisinden mi daha iyi rendiini, ya da bu trden birok eyi bilmiyoruz,

Bu yzden, deiik mesleklerden ve yalardan birok yetikini bu incelemede bir araya getiriyoruz. Ve bunlarn bazlarna retmen, bazlarna da renci olmalarn rica ediyoruz. Yalnzca deiik insanlarn, retmen ve renci olarak, birbirleri zerinde ne gibi etkilere sahip olduklarn; ayrca da bu durumda cezann renme zerinde ne gibi bir etkiye sahip olacan ortaya karmak istiyoruz. Bu nedenle, birinizden bu gece burada retmen olmasn, tekinden de renci olmasn isteyeceim. ikinizden biriniz bir seimde bulunmak ister misiniz? Ondan sonra, denekler, deneyde kimin retmen ve kimin renci olacan saptamak iin bir apkadan kk ktlar ektiler. Kura hileliydi; bu yzden hibir eyden haberi olmayan denek her zaman retmen, yardmc da her zaman renci oluyordu. (Her iki ktta da retmen szc yer alyordu.) Kura ekiminin hemen ardndan, retmen ve renci bitiikteki bir odaya alnd ve renci bir elektrikli sandalye aygtna baland. Balarn, renciye ok verilirken ar harekete engel olmak amac tad sylendi. Ama onun bu durumdan kanmasn olanaksz hale getirmekti. rencinin bilei?e bir elektrot baland; bir x de kabarmalar ve yanklardan kanmak iin elektrot macunu 'srld. Deneklere, elektrotun bitiik odadaki ok retecine baland sylendi. o lard. Gerekten elektrik oku uygulanmad, ama bunu retinen-denekler bilmiyor76 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME ...Deneer her yanl karlk veriinde renciye bir ok uygulamas sylenir. Dahas ve anahtar buyruk da budur, denee, rencinin her yanl yant veriinde ok retecini bir basamak ykseltmesi tembihlenir. ok vermeden nce gerilim dzeyini bildirmesi de tembihlenir. Bunun amac, renciye uygulanan oklarn giderek artan younluunu srekli olarak deneklere anmsatmaktr... Btn koullarda renci, yaklak olarak yanl yanta bir doru yanttan oluan bir izelgeye dayal szck ifti testine nceden saptanm karlklar verir. Bu deneyde, ok Dzeyi 300'e ulancaya dek renciden hibir szl tepki ya da hibir baka kar kma belirtisi iitilmez ve grlmez. 300 voltluk ok uygulandnda renci, elektrikli sandalyeye bal bulunduu odann duvarlarna hzla vurur. Vurma seslerini denek iitebilir. Bu noktadan sonra, rencinin yantlar artk drt blmeli panoda grlmez olur... Eer denek devam etmek istemediini belli ederse, deneyci ard arda bir dizi drtle buna kar kyor ve denei hizaya getirmeye yetecek sayda kullanyordu bunlardan. Drt 1 : Ltfen srdrn, ya da ltfen devam edin. Drt 2 : Deney sizin devam etmenizi gerektiriyor. Drt 3 : Devam etmeniz mutlak nem tayor. Drt 4 : Baka seeneiniz yok, devam etmek zorundasnz. Drtler her zaman srayla yaplyordu: Ancak Drt 1 baarsz olursa.Drt 2 kullanlabilirdi. Eer denek, Drt 4'ten sonra deneycinin szn dinlemeyi reddederse deney sona eriyordu. Deneycinin ses tonu hep kararlyd, ama kaba deildi. Denein duraksad ya da emirleri uygulamada isteksizlik gsterdii her durumda bu ilem sras yeni batan balyordu. zel drtler. Eer denek, rencinin srekli fiziksel sakatla urama olaslnn bulunup bulunmadn sorarsa, deneyci yle diyordu: Her ne kadar oklar ac verici olabiliyorsa da kalc doku incinmesi olmaz, bu yzden devam edin ltfen. (Gerekirse 2. 3. ve 4'nc Drtler bunu izler.) Eer denek, rencinin devam etmek istemediini sylerse, deneyci yle yantlyordu: renci beensin ya da beenmesin, btn szck iftlerini 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 77 doru olarak reninceye dek devam etmelisiniz. Bu yzden, ltfen devam edin. (Gerekirse 2. 3. ve 4'nc Drtler bunu izler.) Bu deneyin sonulan nelerdi? Birok denek, deney srasnda ve zellikle daha gl ok uygulamalar zerine, sinirlilik belirtileri gsterdi. Pek ok durumda, gerilimin derecesi,

toplumsal-ruhbilimsel laboratuvar incelemelerinde seyrek grlen arlklara ulat. (italikler bana ait.) Deneklerin terledikleri, titredikleri, kekeledikleri, dudaklarn srdklar, kvrandklar ve trnaklarn etlerine batrdklar gzlemlendi. Bunlar, deneye gsterilen istisnai tepkiler olmaktan ziya-1 de karakteristik tepkilerdi. Bir gerilim belirtisi de dzenli sinirsel glme nbetlerinin meydana' gelmesiydi. Krk denekten on drd, belirli sinirsel glme ve glmseme belirtileri gsterdi: Glmeler, btnyle yersiz, hatta garip grnyordu. denekte ok etkili, denetlenmesi olanaksz nbetler gzlemlendi. Bir keresinde o denli iddetli bir nbet gzlemledik ki, deneyin durdurulmas gerekti. Krk alt yanda bir ansiklopedi satcs olan denek, yersiz ve denetlenemez davranndan dolay ciddi biimde rahatsz olup utand. Deney sonrasnda yaplan grmelerde denekler, sadist tipler olmadklarn ve glmenin, kurbana ok vermekten holandklar anlamna gelmediini belirtmek iin byk aba harcadlar. Deneycinin balangtaki umudunun biraz tersine, krk denekten hibirisi, kurbann duvar tekmelemeye ve retmenin ok seenekli sorularna artk yant vermemeye balad 300 voltluk ok Dzeyi'ne kadar durmad. Krk denein yalnzca be tanesi, 300 volt dzeyinin tesinde deneycinin emirlerine uymay reddetti; drt tanesi bir ileri ok daha uygulad; iki tanesi 330 volt dzeyinde, birer kii de srayla 345, 360 ve 375 volt dzeylerinde vazgetiler. Bylece toplam olarak on drt denek (=yzde 35) deneyciye kar kt. Boyun een ^denekler, ou kez ar bask altnda byle davrandlar... ve deneyciye kar kanlarnkine benzer bir korku ortaya koydular; ama yine de sz dinlediler. 78 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME En gl oklar verildikten ve deneyci ilemlerin durdurulmasn istedikten sonra, birok sz dinleyen denek, byk bir rahatlamayla oh ektiler, alnlanndaki teri sildiler, gzlerini ovuturdular ya da sinirli ve beceriksiz hareketlerle sigara itiler. Bazlar pimanlklarn belirtmek iin balarn salladlar. Baz denekler deney boyunca sakin kaldlar ve balangtan sonuna dek yalnzca ok az gerilim belirtisi gsterdiler. Yazar deneyi deerlendirirken, deneyin artc nitelikte iki bulguyu ortaya koyduunu belirtiyor: Birinci bulgu, bu durumda aa vurulan boyuneici eilimlerin mutlak gcne ilikindir. Denekler ocukluklarndan balayarak, bir kiiyi istemedii halde incitmenin, temel nemde bir ahlaksal davrana kar gelmek olduunu renmilerdi. Yine de, yirmi alt denek, verdii emirleri daha buyurucu klacak hibir zel gce sahip olmayan bir yetkenin talimatlarn uygularken bu ilkeyi terk ettiler... kinci umulmadk sonu, ilemlerin yaratt olaanst gerilimdi. Bir denein, bilincinin dayatt biimde durabilecei ya da devam edebilecei dnlebilir. Ancak bu olan bitenden ok uzaktr. artc gerginlik ve duygusal gerilim tepkileri ortaya kt. Bir gzlemci unlar anlatt: Olgun ve dengeli bir iadamnn glmseyerek ve kendine gvenli bir biimde laboratuvara giriini gzlemledim. Yirmi dakika iersinde, hzla bir sinir knts nokrasna yaklaan sarsak, kekeme bir ykntya dnmt. Durmadan ku'ak memesini ekitiriyor ve ellerini bkyordu. Bir sre sonra yumruunu alnna dayad ve unlar mrldand: 'Oh Tanrm, durduralm unu.1 Yine de deneycinin her szne karlk vermeye devam etti ve sonuna kadar sz dinledi. Deney gerekten ok ilgintir yalnzca bir boyun eme ve uyma snav olarak deil, ayn zamanda bir zalimlik ve ykclk snav olarak da ilgintir. Bu deney, gerek yaamda olan bir durumun, yani stlerinden gelen ve sorgusuz-sualsiz yerine getirdikleri emirler (ya da emir olduuna inandklar eyler) uyarnca son derecede zalim ve ykc bir biimde davranan askerlerin iledikleri sularn, yaklak bir benzerini yaratm gibi grnmektedir. Nrnberg'de sava sulusu ola2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 79 rak mahkm edilen Alman generallerinin ya da Temen Calley ve baz astlarnn Vietnam'daki

yks de bu mudur? Bu deneyin, gerek yaamdaki ou durumlar konusunda herhangi bir sonu karmaya elverdiini sanmyorum. Bu deneyi yapan ruhbilimci, kiinin boyun emek durumunda bulunduu bir yetke olmakla kalmyordu, ayn zamanda Bilim'in ve Birleik Devletler'deki en saygn yksek retim kurumlarndan birinin de temsilcisiydi. ada sanayi toplumunda bilimin en yksek deer olarak geni bir kabul grd gz nne alnrsa, sradan birisi iin, bilimin buyurduu eylerin yanl ya da ahlk d olduuna inanmak ok gtr. Eer Tanr ibrahim'e olunu ldrmemesini sylememi olsayd, tarihte ocuunu kurban eden milyonlarca ana-baba gibi brahim de olunu ldrm olacakt, inanan birisi iin, ne Tanr ne de onun ada karl olan Bilim yanl bir ey buyurabilir. Bu nedenle ve Mil-gram'n szn ettii teki nedenleri de buna eklersek, yksek boyun eme derecesi, kmenin yzde 35'inin belli bir noktada boyun emeyi reddetmesinden daha artc deildir. Gerekte, te biri aan bu sz dinlemezlik, pekl daha artc ve yreklendirici grlebilir. teki beklenmedik sonu da ayn lde haksz grnmektedir: bu, ok fazla gerilimin olmasdr. Deneyci, bir denein, vicdannn dayatt biimde duracan ya da devam edeceini ummutur. Gerekten, insanlarn gerek yaamdaki atmalar zme biimi bu mudur? insann kendi atmalanyla yz yze gelmemeye almas, bir baka deyile, insann agzllk ya da korkudan dolay yapmay ok istedii eyler ile vicdannn ona yapmay yasaklad eyler arasnda bilinli bir seme yapmamas, tam anlamyla insan ileyiinin kendine zgl ve trajedisi deil midir? Gerek udur ki, o, atmaya ilikin bilinci ussallatrma yoluyla ortadan kaldrr ve atma kendini, yalnzca younlam bask, nevroz belirtileri ya da yanl gerekelerle sululuk duygusuna kaplma biiminde bilinsiz olarak aa vurur. Milgram'n denekleri bu bakmdan ok normal davranmaktadrlar. Bu noktada birka ilgin soru daha kendini duyurmaktadr. Mil-gram, deneklerinin bir atma durumunda olduklarn, nk yetkeye boyun eme ile ocukluktan beri renile gelen davran kalplan 80 IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME 1 baka insanlara zarar vermeme arasnda skp kaldklarm varsayyor. Ama durum gerekten byle midir? Baka insanlara zarar vermeme yi renmi miyizdir? Belki bu, ocuklara Pazar okulunda anlatlm olabilir. Ne var ki, gereki yaam okulunda, ocuklar, baka insanlar bundan zarar grse bile, kendi karlarn gzetmeleri gerektiini renirler. Bu adan bakldnda, atma Milgram'n sand kadar keskin deilmi gibi grnmektedir. nanyorum ki, Milgram'n incelemelerinin ortaya koyduu en nemli bulgu, zalimce davrana kar gsterilen tepkilerin gcdr. Kukusuz, deneklerin yzde 65'ini zalimce davranmaya koullandrma olana vard; ama deneklerin ounda, bu sadiste davrana kar fke ya da dehet biiminde kendini ortaya koyan bir tepki aka grlyordu. Ne yazk ki yazar, deney boyunca sakin kalan deneklerin says konusunda kesin verileri belirtmiyor, insan davrann anlamak asndan, onlar hakknda daha ok ey bilmek en ilginci olurdu. Grnte bunlar, sergilemekte olduklar zalimce hareketler karsnda ok az bir kar kma duygusu gsterdiler ya da hi gstermediler. Bundan sonraki soru, bunun niin byle olduudur. Buna verilebilecek bir yant, bunlarn, bakalarnn ac ekmesinden holandklar ve yetkili onlarn davrann onaylad zaman hi .vicdan azab duymamalardr. Bir baka olaslk da bunlarn baka insanlara olanlardan hi etkilenmeyecek lde yabanclam ya da zsever kiiler olmalardr; ya da her trl ahlaksal tepkiden yoksun ruh hastalan olabilir bunlar. atmann kendisini eitli bask ve kayg belirtileri biiminde aa vurduu kiilere gelince, bunlarn sadist ya da ykc bir karaktere sahip olmayan insanlar olduklar varsaylmalyd. (Derinlemesine bir karlkl grme yaplm olsayd, karakter farkllklar grlrd ve hatta insanlarn nasl davranacaklar konusunda akl banda bir tahmin yaplabilirdi.) Milgram'n yapt incelemenin ana sonucu onun vurgulamad bir sonumu gibi

grnmektedir: ou deneklerde vicdann var olmas ve boyun eme onlar vicdanlarna kart olarak davranmak zorunda braktnda ac duymalar. Bylece, deney, insann kolayca insanlktan kmasnn bir baka kant olarak aklanabildii halde, deneklerin tepkileri daha ok bunun tersini deneklerin iinde, zalim2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 81 ce davran hogryle karlamayan youn glerin varln ortaya koymaktadr. Bu, gerek yaamdaki zalimliin incelenmesi konusunda nemli bir yaklam beraberinde getirmektedir: bu yaklam, yalnzca zalimce davrann deil, yetkeye boyun eenlerin ou kez bilinsizce sulu vicdanlarnn da gz nne alnmasdr. (Naziler, ortalama insann vicdanyla ba edebilmek iin, yaptklar ktlkleri gzlerden gizlenlede ok gelimi bir sistem kullanmak zorunda kalmlard.) Milgram'n deneyi, davrann bilinli ve bilinsiz yanlan, arasndaki farkll, her ne kadar bu farklln ortaya karlmas iin bu deneyden hi yararlanlmamsa da, ok iyi gstermektedir. Bir baka deney daha bu konuyla zellikle ilikilidir, nk bu deney dorudan doruya zalimliin nedenleri sorununu ele almaktadr. Bu deneye ilikin ilk rapor ksa bir makalede yaymland (P. G. Zimbardo. 1972); bu rapor, yazarn bana yazd gibi. Tutukevlerinin iyiletirilmesiyle ilgili Bir Kongre lt-Kurul'una sunulan szl bir rapordan alnmayd. Dr. Zimbardo. ksa olmasndan dolay bu makaleyi, almasnn eletirisi iin yeterli bir dayanak olarak grmemektedir. Dr. Zimbardo'nun isteine uyuyorum; ama bunu zlerek yapyorum, nk o makale ile daha sonraki makale (C. Haney, C. Banks ve P. Zimbardo. baskda)11 arasnda belirtmek istediim belirli uyumazlklar bulunmaktadr. Dr. Zimbardo'nun ilk makalesine, ok nemli iki noktayla ilikili olarak yalnz ksaca deineceim. Bu noktala', (a) gardiyanlarn tutumu ve (b) yazarlarn ana tezidir. Deneyin amac, -normal insanlarn belirli bir durum altndaki, yani bir taklit tutukevinde tutuklu ve gardiyan rollerini oynarkenki davranlarn incelemekti. Deneyi yapanlarn deneyle kantlandna inandklar genel tez, ahlklar, kiisel inanlar ve deerleri ne olursa olsun, insanlarn birouna, belki de ounluuna, iine itildikleri durumun gcnn hemen hemen her eyi yaptrabilecei ve (P.H.G. Zimbardo, 1972) daha zgl olarak da, bu deneyde tutukevi koullarnn, gardiyan roln oynayan deneklerin ounu acmasz sadistlere .ve tutuklu roln oynayan deneklerin ounu da, biroklar birka gn sonra salverilmelerini gerektirecek lde iddetli akl belirtiler Aksi belirtilmedike, aadaki alntlar. Dr. Zimbardo'nun. elyazmas metnini bana gnderme inceliini gsterdii ortak makaleden yaplmtr. 82 tGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME gsteren zavall, rkek ve uysal insanlara dntrddr. Gerekten, her iki kmenin de tepkileri o denli youndu ki, iki hafta srecek olan deney al gn sonra durduruldu. Deneyin bu davran tezi kantladndan kukuluyum ve kukularmn nedenlerini ortaya koyacam. Ama ilk nce, ikinci makalede tanmlanan biimiyle deneyin ayrntlar konusunda okuru bilgilendirmem gerek. Gnde 15 dolarlk bir deme karlnda tutukevi yaamna ilikin bir ruhbilimsel incelemeye katlacak erkek gnlller arayan bir gazete ilan zerine istekliler bavurdular. Yant veren gnlller, (sua katlmalar da dahi!) ruh hastal kaynaklaryla ilgili olarak ailelerinin gemiine, dnden bugne bedensel ve zihinsel salk durumlarna, nceki deneyimlerine ve davransal zelliklerine ilikin geni kapsaml bir anket doldurdular. Gemie ilikin anketi dolduranlarn her biri, iki deneyciden birisi tarafndan grmeye alnd. Sonunda, (bedensel ve zihinsel ynden) en tutarl, en olgun ve topluma aykr davranlara en az katlm olduklarna karar verilen yirmi drt denek, incelemeye katlmak zere seildi. Rastgele bir semeyle, deneklerin yansna gardiyan rol, yarsna da tutuklu rol verildi. Elemeden sonra seilen rnek denekler kmesine, taklit lutukevi-nin balamasndan bir gn nce bir dizi ruhbilimsel test uyguland; ama deneyci-gzlemcilerin herhangi bir yeleme

nyargsna kaplmalarna engel olmak iin sonular, inceleme tamamlanncaya dek izelgelere geirilmedi. Deneyi yapanlara baklrsa, olaan insan yelpazesinin dna kmayan ve hibir sadiste ya da mazoiste eilim gstermeyen bireylerden olumu bir rnek kme semilerdi. Tutukevi, Stanford niversitesi'ndeki ruhbilim binasnn bir zemin kat koridorunda yaklak on buuk metrelik bir blmede kuruldu. Btn deneklere, kendilerine tamamen rastgele bir semeyle ya gardiyan ya da tutuklu rol verilecei anlatld, ve hepsi, iki hafta kadar gnde 15 dolar karlnda iki rolden birisini oynamay gnll olarak kabul ettiler, inceleme sresince kendilerine verilen rol yerine getirme konusunda belirttikleri niyet karlnda denecek parasal hak yannda e naz 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 83 dzeyde yeterli bir beslenme, giyinme, barnma ve salk bakmn da gvence altna alan bir szleme imzaladlar. Tutuklu rol verilenlerin gzetim altnda tutulacaklarn gz nne almalar gerektii (ok az gizlilik hakkna sahip olduklar ya da hibir gizlilik hakkna sahip olmadklar) . ve bedensel zarar dnda, baz temel yurttalk haklarnn tutukluluk sresince askya alnacan gz nnde bulundurmalar gerektii szlemede aka belirtildi. Ne karlaabilecekleri eyler konusunda baka bilgi, ne de tutukluluk rolne uygun davran konusunda herhangi bir talimat verildi. Bu ilem iin gereklen belirlenen kiilere, deneyi balatacamz belli bir Pazar gn kaldklar yerlerde hazr bulunmalar konusunda telefonla bilgi verildi. Gardiyan olarak belirlenen denekler, tutukevinin Mdr (niversitede renim gren bir aratrma yardmcs) ve Badenetisi (baaratrc) ile bir toplantya katldlar. Bunlara, grevlerinin, tutukevinin etkin biimde ileyii iin gerekli olan akla yatkn lde dzenin salanp srdrlmesi olduu anlatld. Deneyi yapanlarn tutukevinden ne anladklarna deinmek nemlidir. Onlar, bu szc, yasay ineyenlerin gzetim altnda tu-' tulduu bir yer demek olan genel anlamnda deil, belirli Amerikan tutukevlerinde var olan koullan betimleyen zgl bir anlam da kullanyorlar. , Niyetimiz, bir Amerikan tutukevinin tam bir benzerini yaratmak deil, daha ok herhangi birinin ilevsel bir temsilini yaratmakt. Tinsel, ahlaksal ve uygulamaya ilikin nedenlerden dolay, deneklerimizi uzun ya da belirsiz zaman dnemleri sresince alkoyamazdk; iddetli bedensel ceza tehdidine asla bavuramazdk; ecinsel ya da rk uygulamalarn boy vermesine izin veremezdik; ne de tutukevi yaamnn belirli baka zgl yanlarn aynen yaratabilirdik. Yine de yeterince somut gerekilie sahip bir durum yaratabildiimize inanyorduk; bylelikle rol-yapma katlm, deneklerin yklendikleri grevlerin yzeysel gereklerini aarak, onlarn canlandrdklar karakterlerin derindeki yapsna kadar inebildi. Bu ii baarmak iin, gerek tutukevi yaamndaki etkinliklere ve deneyimlere ilevsel karlklar oluturduk; deneklerimizde nitelik ynnden benzer tepki84 IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME ler g ve gszlk, denetim ve bask, doyum ve engelleme, keyf ynetim ve yetkeye kar direni, mevki ve sradanlk, erkeksilik ve kadmslk duy gdan yarataca umulan karlklard bunlar. Okurun tutukevinde uygulanan yntemlere ilikin tanmlamadan aka anlayaca gibi, bu tanmlama, deneyde uygulanan (ve yalnzca son szcklerde belli belirsiz ima edilen) ilemi byk lde hafife almaktadr. Gerek yntemler, yalnzca gardiyanlarn davranndan ileri gelmeyip, deneycilerin dzenledii tutukevi kurallarnn da araclk ettii iddetli ve sistemli aalama ve kmseme yntemleriydi. Tutukevi terimi kullanlarak, en azndan Birleik Devletler'deki ve gerekte baka herhangi bir lkedeki btn tutukevlerinin bu trden olduu anlatlmak istenmitir. Bu ima, Birleik Devletler'deki baz Federal tutukevleri ve bunlarn teki lkelerdeki benzerleri gibi, deneyi gerekletirenlerin taklit tutukevi lsnde kt olmayan baka tutukevlerinin de bulunduu gereini gzard etmektedir.

Tutuklulara nasl davranld? Tutuklulara, deneyin balangc iin kendilerini hazr bulundurmalar sylenmiti. Tutuklu ilemi uygulanmak zere belirlenen deneklerin tm, Pah Alto City Polis Mdrlnn ibirlii ile, oturduklar yerlerde beklenmedik bir anda tutuklandklar. Bir polis memuru, onlar hrszlk ya da silahl soygun kukusuyla sulad, yasal haklarn bildirdi, bileklerini kelepeledi, (ou kez komularn merakl baklar altnda) batan aa arad ve bir polis arabasnn arkasnda karakola gtrd. Karakolda, parmak izi alnmas, kimlik dosyas hazrlanmas ve daha sonra bir gzalt hcresine yerletirilme gibi allm ilemlerden getiler. Her bir tutuklunun gzleri baland ve daha sonra deneycilerden birisi ve bir gardiyan tarafndan arabayla taklit tutukevimize getirildi. Btn tutuklama ilemi boyunca, ilgili polis grevlileri, bu tutuklamann taklit tutukevi deneyiyle ilikisini akla kavuturmak iin sorulan sorular yantlamaktan kanarak resm, cidd bir tutumla hareket ettiler. Deneysel tutukevimize gelindikten sonra her bir tutuklu soyunduruldu, bitten arndrc bir ila (bir deodorant sprey) ile ilaland ve bir sre iin hcre avlusunda tek bana plak olarak ayakta bekletil2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 85 di. Daha nce tanmlanan niforma verildikten ve bir kimlik resmi (vesikalk resim) ekildikten sonra tutuklu hcresine kondu ve sessiz durmas emredildi. Tutuklamalar gerek polis yerine getirdii iin (polislerin bu ileme katlmasnn yasall merak konusu olabilir,) denekler bunlarn gerek sulamalar olduunu bildikleri srece, zellikle memurlar, tutuklama ile deney arasndaki balantya ilikin sorulan yantlamadklar iin, denekler ne dnebilirlerdi ki? Tutuklamann tutuklama olmadn, polisin bu uydurma sulamalar yapmakla ve yalnzca deneye daha ok renk katmak amacyla zor kullanmakla grevli olduunu nereden bilebilirlerdi? Tutuklularn giysileri garipti. Giysileri, nnde ve arkasnda bir numaras bulunan bol muslin tulumlardan oluuyordu. Bu giysilerin altna hi i amar giyilmiyordu. Ayak bileine hafif bir zincir ve bir kilit taklmt. Ayaklarna lastik terlikler giyiyorlard ve salar, balk biimine sokulmu bir naylon kadn orabyla rtlyd... tutuklularn niformalar, yalnzca tutuklular bireylikten karacak biimde deil, ayn zamanda onlar aalayacak ve onlarn bamllklarnn, boyun emi-liklerinin simgeleri olarak da ilev grecek bir biimde dzenlenmiti. Ayak bileindeki zincir, srekli olarak (hatta teki ayak bileine arptnda uykularnda bile) onlara evrenin eziciliini anmsatan bir eydi. oraptan yaplma balk, sa uzunluu, rengi ve biimiyle ilgili herhangi bir ayrt etme esini ortadan kaldryordu (baz gerek tutukevlerinde ve askeriyede salarn tra edilmesi de ayn ilevi grr). Bedene iyi oturmayan niformalar, tutuklularn hareket ederken kendilerini bir garip hissetmelerine yol ayordu. Bu giysiler, i amar olmakszn giyildii iin, tutuklular, bir erkeinkinden ok bir kadnnkine benzeyen allmadk durular almaya zorluyordu tutukluluun ortaya kard, erkeke gcn azalmas srecinin bir baka yandr bu. Deneyin alt gn boyunca tutuklularn ve gardiyanlarn bu duruma kar tepkileri nelerdi? 86 IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME Bu durumun katlanlar zerindeki etkisinin en canl kant, ar duygusal knt, alama, fke ve iddetli kayg yznden serbest braklmas gereken be tutuklunun ar tepkilerinde grld. Deneklerin drdnde belirtilerin biimi birbirine ok yaknd ve hemen tutuklanmann ikinci gnnde balad. Beinci denek, bedeninin baz blmlerini kaplayan ruhsal kkenli kzarklk ve beneklerden dolay tedavi edildikten sonra serbest brakld. Geriye kalan tutuklulardan yalnzca ikisi, kamama sz vermeleri karlnda kazandklar parann geri alnmasn istemediklerini sylediler. Deney yalnzca alt gn sonra, zaman gelmeden sona erdiinde, geriye kalan tutuklularn hepsi, beklenmedik iyi anslarndan dolay ok sevinliydiler.

Tutuklularn tepkileri birbirine olduka yakn ve yalnzca younluk ynnden farkl olduu halde, gardiyanlarn tepkisi daha karmak bir grnm ortaya koymaktadr: Buna karlk, gardiyanlarn ou, deneyin durdurulmas kararndan rahatsz olmu gibi grndler ve bize yle geldi ki, bunlar kendilerini rollerine yeterli derecede kaptrmlard; bu yzden, uyguladklar ar denetim ve gten o anda honuttular ye bundan vazgemeye istekli deildiler. Yazarlar gardiyanlarn tutumunu yle tanmlyorlar: Gardiyanlarn hibirisi, nbetlerini yerine getirmek zere ie zamannda gelmekten asla geri kalmadlar ve gerekte, baz kereler, fazladan birka saat iin gnll olarak ve hi yaknmadan ek deme almakszn grev banda kaldlar. Her iki denek kmesinde de ortaya kan ar sinirsel tepkiler, ilerlikteki toplumsal glerin etkinliine tanklk etmektedir; ama yine de, bu yepyeni deneyle baa kma biimlerinde ve bu deneye baaryla uyum salama derecelerinde bireysel farkllklarn olduu grld. Tutuklularn yars baskc ortama dayanabildi ve gardiyanlarn tm dmanca bir davrana bavurmad. Baz gardiyanlar sert ama drstt (kurallara gre oynad;) bazlar, yaratc zalimlik ve 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 87 eziyetle megul olmakta rollerinin ok ilerisine gittiler; te yandan birka tanesi de edilgen kald ve tutuklular zerinde zoraki bir denetim kurmaya pek aba gstermedi. Ne yazk ki, baz, biraz, birkatan daha kesin bir bilgi verilmiyor bize. Bu, kesin saylardan sz etmek ok kolay olduu halde, gereksiz bir kesinlikten yoksunlukmu gibi grnmektedir. Trans-Ac7/'o'daki ilk yaynda biraz daha kesin ve temelden farkl szler edildii iin, bu durum daha da artcdr. Tutuklularn moralini bozma tekniklerinde epeyce yaratc olan etken biimde sadist gardiyanlarn yzdesi, o yaynda yaklak te-bir olarak hesaplanmtr. Geriye kalanlar, srayla (1) sert ama drst olanlar ya da (2) kendilerine ufak tefek iyiliklerde bulunduklar ve arkadaa davrandklar iin tutuklularn bak asyla iyi gardiyanlar olarak tanmlanan iki snfa ayrlmtr. Bu belirleme, daha sonraki raporda aklanan edilgen kalma ve zoraki denetimi pek arzulamama belirlemesinden ok farkldr. Bylesi tanmlamalar, verilerin deerlendirilmesinde kesinliin bulunmadn ortaya koymaktadr; deneyin en nemli teziyle balantl olarak bu durumun meydana gelmesi daha da zcdr. Yazarlar, bir tek yaratlan durumun bile, normal insanlar birka gn iersinde zavall, uysal bireylere ya da acmasz sadistlere dntrebildiini deneyin kantladna inanmaktadrlar. Deneyin kantlad bir ey varsa o da daha ok bunun tersiymi gibi geliyor bana. Deneyin ana dncesi uyarnca, kltc ve aalayc olmas amalanan bu taklit tutukevinin btn havasna karn (akas gardiyanlar hemen bu havaya kendilerini kaptrm olsalar gerektir), eer gardiyanlarn te-ikisi,kiisel zevkleri iin sadiste hareketlere bavurmadlarsa. deney, daha ok, uygun durumlar salanarak insanlarn kolayca sadist kiilere dntrlemeyeceini kantlyormu gibi grnmektedir. Davran ile karakter arasndaki fark bu balamda byk nem tamaktadr. Sadiste kurallara gre davranmak baka ey, insanlara kar zalim olmay isteyip bundan haz duymak baka eydir. Bu ayrmn yaplmamas, tpk Milgram'n deneyini zedeledii gibi, bu deneyin de deerinden ok ey alp gtrmektedir. Bu aynm, tezin teki yz iin de geerlidir; yani denekler GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 89 arasnda sadiste ya da mazoiste davran eiliminin bulunmadn uygulanan bir dizi testin kantlamas, bir baka deyile, testlerin hibir sadist ya da mazoist karakter zellii ortaya kamamas da bu ayrmla ilintilidir. Aa vurulmu davran ana veri olarak gren ruhbilimciler sz konusu edildiinde, bu varg olduka doru olabilir. Ama ruhzmsel deneyim temel alnrsa, ok inandrc deildir. Karakter zellikleri, ou kez btnyle

bilinsizdir ve dahas, geleneksel ruhbilim testleriyle bu zellikler ortaya karlamaz, konusal Alglama Testi (TAT) ya da Rorschach Testi gibi yanstc testler sz konusu edilirse, ancak bilinsiz srelerin incelenmesi alannda epeyce deneyimi olan aratrclar ok sayda bilinsiz veriyi ortaya karacaklardr. Gardiyanlara ilikin veriler, bir baka nedenden dolay da kuku gtrr niteliktedir. Bu denekler, aa-yukan ortalama, normal insanlar temsil ettikleri ve sadiste eilimlere sahip olmadklar anlald iin seildiler. Bu sonu ortalama bir insan topluluu iersinde bilinsiz sadistlerin yzdesinin sfr olmadn gsteren grgl kantlarla elimektedir. Baz incelemeler (E. Fromm, 1936; E. Fromm ve M. Maccoby, 1970) bunu ortaya koymutur ve usta bir gzlemci, anketlere ya da testlere bavurmadan da bunu saptayabilir. A,ma normal bir insan topluluu iersinde sadist karakterlerin yzdesi ne olursa olsun, bu snfn btn btne bulunmay, bu sorunla ilgili testlerin amaca uygunluunun kant deildir. Deneyin ortaya kard artc sonulardan bazlarnn, belki de bir baka etkenle aklanmas gerekir. Deneyciler, deneklerin gereklik ile oynadklar rol arasnda ayrm yapmakta glk ektiklerini belirtiyor ve bunun, durumun bir sonucu olduunu kabul ediyorlar. Bu gerekten dorudur, ama deneyciler bu sonucu deneye maletmilerdir. ncelikle, birok olgu tutuklularin kafasn kartrmt. Onlara anlatlan ve bylelikle szlemeye temel olan koullar, karlatklar koullardan ok ama ok farklyd. Kendilerini kltc ve aalayc bir ortamda bulmay ummamlard herhalde. Kafa karkln yaratan daha nemli bir etken de polisin ibirlii yapmasdr. Polis yetkililerinin bylesi bir deneysel oyuna katlmay kabul etmeleri son derecede allmam olduu iin, gereklik ile rol-yapma arasndaki fark deerlendirmek, tutuklular asndan ok zordu. Tutuklularn, tutuklanmalarnn deneyle bir ilikisi olup olmadn bile bilmediklerini ve bu balant hakknda sorduklar sorular memurlann yantlamay reddettiklerini rapor ortaya koyuyor. Hangi ortalama insan kafa karklna kaplmaz ve deneye bir aknlk, oyuna getirilmilik, umarszlk duygusuyla girmez bu durumda? Tutuklular niin hemen ya da bir-iki gn sonra ii brakmadlar? Yazarlar, taklit tutukevinden salverilme koullan hakknda tutuklulara neler anlatldn gsteren ak bir bilgi vermiyorlar. En azndan eer daha fazla kalmay dayanlmaz bulurlarsa ekilme hakkna sahip olduklar konusunda tutuklulara bilgi verildiine ilikin bir sze rastlamadm. Gerekte, baz tutuklular kamaya kalktklarnda, gardiyanlar bunlara zor kullanarak engel oldular. yle grnyor ki, gardiyanlarda, yalnzca salverme kurulunun, onlara aynlma izni verebilecei izlenimi uyandrlmt. Bununla birlikte, yazarlar yle sylyorlar: ncelemenin en dikkate deer olaylarndan birisi, salverme kurulunun bir oturumu srasnda meydana geldi. Bu oturumda, ba deneyci, koullu salverilmeye uygun be tutukludan her birisine, koullu olarak salverilirse, bir tutuklu olarak kazand tm paray geri vermek isteyip istemeyeceini sordu. Be tutukludan evet dediler, bunu yapmaya istekliydiler. ncelemeye katlmay salayan asl zendiricinin para vaad olduuna ve bu tutuklularn yalnzca drt gn sonra, bundan btnyle vazgemeye hazr olduklarna dikkat ediniz. Daha artc olarak da, bir karara varlmazdan nce, bu olanan kurul yeleriyle grlmesi gerekecei sylendiinde her bir tutuklu sessizce kalkt ve bir gardiyan eliinde hcresine gtrld. Eer bunlar, kendilerini, salt para iin deneye katlan denekler olarak grselerdi, artk incelemeye katlmay srdrmek iin herhangi bir zendirici kalmamt ve kendileri iin ekilmez hale geldii aka belli olan bu durumdan istifa ederek kolayca kurtulabilirlerdi. Ancak durumun onlar zerinde salad denetim o denli glyd, bu taklit evrenin ulat gereklik o denli inandrcyd ki, kalmalarn salayan asl ve tek gdnn artk geerli olmadn anlayamayacak haldeydiler ve kendilerini alkoyanlarn verecekleri bir koullu salverilme kararn beklemek zere hcrelerine dndler. 90 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME Bu durumdan bu denli kolaylkla kaabilirler miydi? Bu toplantda tutuklulara neden istifa etmek isteyenler hemen ayrlabilir, ayrlanlar yalnzca ceza olarak paray geri verecekler, denmemitir? Tutuklular bu duyurudan sonra da kalmaya devam etmi olsalard, deneycilerin

onlarn yumuak ball hakkndaki szleri gerekten hakllk kazanrd. Ama bir karara varlmazdan nce bu olanan kurul yeleriyle grlmesi gerekecei dile getirilerek, tutuklulara tipik brokratik yasak savc yant verilmitir; bu yantla, tutuklularn ayrlma haklarnn bulunmad st kapal olarak belirtilmitir. Tutuklular btn bunlarn bir deney olduunu gerekten biliyorlar myd? Eer tutuklular ta bandan beri amal olarak aurtl-dlarsa ve artk neyin ne, kimin kim olduunu biliniyorlarsa, bu sorunun yant, burada bilmenin ne anlama geldiine ve tutuklularn dnme srelerini nelerin etkilediine baldr. Deneyin kesinlikten ve sonularn zeletirel deerlendirmeden yoksun olmalarnn yan sra, bir baka baarszlk daha deneye zarar vermektedir: Deney sonularnn ayn tip tutukevi durumlaryla karlatrlarak denetlenmemi olmas. En kt trden Amerikan tutukevindeki tutuklularn ou klecesine uysal mdr ve gardiyanlarn ou acmasz birer sadist midir? Yazarlar, taklit tutukevinde elde edilen sonulanl gerek tutukevlerinde bulunan sonulara uygun olduu yolundaki tezin kant olarak yalnzca bir tek eski hkmlnn ve bir tutukevi papaznn szlerini rnek gsteriyorlar. Bu, deneylerin ana tezi asndan son derece nemli bir sorun olduu iin, karlatrma yapmakta ok daha ileri gitmeleri gerekirdi rnein, birok eski tutukluyla sistemli grmeler yaplmalyd. Buna ek olarak, basite tutukevlerinden sz etmek yerine, Birleik Devletler'de, bir rneini' yaratmaya abaladktan kltc tutukevi tipine uyan tutukevlerinin yzdesine ilikin daha kesin veriler sunmalar gerekirdi. Yazarlann, varglarn gereki bir durumla karlatrarak denetlememi olmalan zellikle zcdr; nk en kt Amerikan tutukev-lerindeki durumdan daha acmasz olan bir tutukevi durumuyla Hit-ler'in toplama kamplaryla ilgili bol miktarda veri vardr elde. SS gardiyanlannm kendiliinden zalimlii sz konusu edilirse, sorun sistemli bir biimde incelenmemitir. Gardiyanlann kendiliinden sadistliinin bir baka deyile, saptanm program aan ve bireysel 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 91 sadistlik tutkusunun gdledii sadiste davrann oran hakknda veri toplamak iin gsterdiim snrl abalarm sonucu, eski tutuklulardan yzde 10 ile yzde 90 arasnda deien tahminler elde ettim; dk tahminler daha ok eski siyasal tutuklulardan geldi.12 Gerekleri saptamak iin, Nazi toplama kamplan sisteminde gardiyanlarn sergiledikleri sadistlie ilikin kapsaml bir incelemeye girimek gereklidir. Bylesi bir incelemede birok yaklam kullanlabilir. rnein: , 1. Eskiden toplama kampnda kalm olanlarla yaplan ve onlarn yalarna, tutuklanma nedenlerine, tutukluluk srelerine ve baka ilgili verilere ilikin szlerini aktaran sistemli grmeler ve eski toplama kamp gardiyanlanyla yaplan benzer grmeler.13 2. Aada sayacaklarma benzer dolayl veriler: toplama kampna doru uzun tren yolculuu srasnda yeni tutuklular kertmek iin en azndan 1939'da kullanlan, iddetli bedensel ac verme (dvmeler, sng yaralan), alk, ar aalamalar gibi sistemler. SS gardiyanlar, hibir acma duygusu gstermeksizin bu sadiste emirleri yerine getirdiler. Bununla birlikte, daha sonra, tutuklular bir kamptan tekine tanrken, artk eski tutuklu olan bu tutuklulara hi kimse ilimezdi (B. Bettelheim, 1960). Eer gardiyanlar sadiste davranta bulunarak kendilerini elendirmek isterlerse, elbette herhangi bir ceza korkusu olmadan istediklerini yapabiliyorlard.14 Bunun sk sk meydana gelmemi olmas, gardiyanlarn bireysel sadistlii hakknda belli sonulara gtrebilir. Eer tutuklularn tutumu gz nne alnrsa, toplama kamplanndan elde edilen veriler, evrenin zorlayc etkisi szkonusu olunca bireysel deerlerin, aktrenin, inanlarn hi fark e'mediini ileri sren Haney, Banks ve Zimbar-do'nun ana tezini pek dorulamyor. Tersine, siyasal gr olmayan orta snf tutuklulann (ounlukla Yahudiler) ve gerek bir siyasal inanca ya da dinsel inanca veya her ikisine birden sahip olan tutuklu'~H. Brandt ile Profesr H. Simonson'un her ikisi de siyasal tutuklu olarak toplama kamplarnda yllarca kaldlar ve adlarndan sz edilmemesini yeleyen baka kiilerin kiisel

aklamalar. Ayrca bkz. H. Brandt (1970). 13rendiime gre, Dr. J. M. Steiner, bylesi grmelere dayal bir inceleme hazrlyor. Bu inceleme nemli bir katk olacaa benziyor. 14O zamanlar bir gardiyan, ancak bir tutukluyu ldrd zaman yazl rapor vermek zorundayd. 92 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 93 lann tutumlar arasndaki farkllklar ortaya koyuyor ki, tutuklularn deerleri ve inanlar, hepsi iin aynen geerli olan toplama kamp koullarna gsterilen tepkide son derece nemli bir fark yaratmaktadr, Bruno Bettelheim, bu farkn son derece canl ve derin bir zmlemesini yapmtr: Siyasal olmayan orta snf tutuklular (toplama kamplarnda bir aznlk grup), balangtaki oka kar koymada en gsz kalanlard. Balarna ne geldiini ve niin geldiini anlama yeteneinden btnyle uzakt bunlar. ou kez, o ana kadar kendilerine zsayg kazandrm olan eye sarldlar. En ar hakaretlere urarken bile SS'lere, Nazizme hi kar kmadklar konusunda gvence veriyorlard. Her zaman sorgusuz-sualsiz yasaya uyduklar halde, kendilerine neden eziyet edildiini anlayamyorlard. imdi bile, haksz yere ierde tutulduklar halde, kendilerine bask yapanlara dnceleriyle olsun kar kmay gze alamyorlar di; oysa byle bir davran, onlara, ok byk gereksinme duyduklar bir zsayg kazandracakt. Ellerinden gelebilen tek ey, yalvarmakt ve birou yerlerde srklendi. Yasa ve polisin her trl eletirinin dnda tutulmas gerektii iin, Gestapo'nun yapt her eyi olduu gibi kabul ettiler. Kar ktklar tek ey, yetkililerce uyguland iin kendi iinde adil olmas gereken bir eziyete kendilerinin hedef olmu olmalaryd. Btn bunlarn bir yanllk olduunda direterek, iinde bulunduklar glkleri ussal-' latrdlar. SS, onlara en kt ilemleri uygulayarak, bir yandan da stnlklerini vurgulayan sahnelerin tadna vararak onlarla alay etti. Bir btn olarak bu tutuklular kmesi, orta snf konumuna u ya da bu biimde sayg gsterilmesi gerektii konusunda zel bir titizlik gsteriyordu. Onlar en ok zen, kendilerine sradan sulular gibi davranlmasyd. Bunlarn davran, siyasal gr olmayan Alman orta snfnn kendine ait olan eyleri Nasyonal Sosyalizm'e kar savunma gc ve yeteneinin ne denli az olduunu gsterdi. Ahlaksal olsun, siyasal olsun ya da toplumsal olsun, hibir tutarl felsefe onlarn btnln korumuyordu ya da Nazizm'e kar isel bir direnme gc vermiyordu onlara. Tutukluluun okuyla karlatklar zaman srtlarn verecek ok az dayanaklar vard ya da hi dayanaklar yoktu. Bunlarn zsaygs, mevkilerinin getirdii ilerine, bir ailenin bakan olmalarna ya da benzer d etkenlere baml olan bir konuma ve saygya dayandrlmt... Bunlarn hemen hemen hepsi, edep ve kendine sayg gibi arzu edilir, orta snfa zg ayrc zelliklerini yitirdiler. Beceriksizletiler, umarszlatlar ve gruplarnn arzu edilmez ayrc zelliklerini bayal, huysuzluu, kendine acmay an lde gelitirdiler. Birou dolandrcla ve baka tutuklularn teberisini almaya balad. (Tutuklularn teberisini almak ne denli alaka bir davran say lyorsa, SS'lerden almak ya da onlar aldatmak da ou kez o lde onur verici bir davran olarak grlyordu.) Bu tutuklular, artk kendilerine zg bir yaam biimi srdremeyecekmi gibi grnyorlard; bunun yerine, teki tutuklu gruplarnn gelitirdii yaam, biimlerini kopya ediyorlard. Bazlar, sulularn belirledii davran kalbn izledi. Yalnzca ok az, kuku gtrr olmasna karn ounlukla btn kalplar iersinde en arzu edilir olan siyasal tutuklularn yntemlerini benimsedi. tekiler, tutukevi dnda ne yapmay yeliyorlarsa tutukevinde de bunu yapmaya, yani sorgusuzsualsiz ynetici gruba boyun emeye altlar. Birka tanesi, st snftan tutuklulara yamanmaya ve onlarn davrann kopya etmeye aba gsterdi. Birou da SS'lere klece boyun emeye abalad; hatta bunlarn bazlar SS'lerin hizmetinde casuslua balad (ayn eyi, bu birka kiinin dnda, yalnzca baz sulular yapt). Bunun da yarar olmad onlara,

nk Gestapo ihaneti seviyordu ama hainlerden de nefret ediyordu (B. Bettelheim, 1960). Bettelheim, orta snfn ortalama yesinin kimlik ve zsayg duygusuna ilikin derinlemesine bir zmleme yapmaktadr burada: onun toplumsal konumu, saygnl, buyurma gc, zsaygnn dayand direklerdir. Eer bu direkler ekilip alnrsa, moral ynnden patlam bir balon gibi sner o. Bettelheim, bu insanlarn glerini, gvenlerini niin yitirdiklerini ve bunlarn birounun neden SS'lerin zavall kleleri, hatta casuslar haline geldiklerini ortaya koyuyor. Bu dnmn nedenleri arasnda yer alan nemli bir enin vurgulanmas gerekir; bu siyasal olmayan tutuklular, durumun anlamn kavra-yamyorlard; niin toplama kampnda olduklarn anlayamyorlard; 94 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME nk onlar, yalnzca sulularn ve onlar sulu deillerdi cezalandrlaca yolundaki geleneksel inanlarna iyice kaplmlard. Bu anlay yoksunluu ve bunun sonucunda ortaya kan kafa karkl, onlarn kn byk lde kolaylatrd. Siyasal ve dinsel tutuklular, ayn koullara btnyle deiik bir biimde tepki gsterdiler. SS'Ierden eziyet grmeyi bekleyen siyasal tutuklular iin tutukluluk pek bir ok olmad, nk onlar buna bedensel olarak hazrdlar. Yazglarna ierlediler; ama bunu, olaylarn akna ilikin anlaylarna uygun bir ey olarak kabul ettiler sonunda. Yerinde ve doru olarak kendi geleceklerinden ve ailelerinin, arkadalarnn karlaabilecekleri eylerden kayg duyduklar halde ve kamp koullar altnda teki tutuklular kadar act ekmelerine karn, tutuklanm olmalar gereinin kendilerini kk drd gibi bir duyguya kaplmak iin kesinlikle hibir neden grmediler. Vicdanlarna uymad iin Naziler'e katlmayan Yehova'nn Tanklar'mn tm, kamplara gnderildi. Bunlar, tutukluluktan daha da az etkilendiler ve kat dinsel inanlar sayesinde btnlklerini korudular. SS'lerin gznde bunlarn tek suu silah tamay reddetmeleri olduu iin, bunlara sk sk askerlik hizmeti karlnda zgrlk nerildi. Ama onlar srarla reddettiler. insanlar iyi yola dndrmek isteyen bu grubun yeleri genellikle dar grl ve deneyimsizdi; ama te yandan da rnek yoldalardlar, yardmsever, drst, gvenilirdiler. Yalnzca birisi dinsel inanlarn sz konusu ettiinde tartkan, hatta kavgac oluyorlard. zenli ve drst alma alkanlklarndan dolay, bunlar ou kez ustaba olarak seiliyorlard. Ama bir kez ustaba olduktan ve SS'lerin bir emrini kabul ettikten sonra, tutuklularn ii en iyi biimde ve belirlenen zamanda yapmalar konusunda diretiyorlard. teki tutuklulara hi ktlk etmeyen ya da li kt davranmayan tek tutuklu grubu olmalarna karn (tersine, teki tutuklulara kar ou kez olduka naziktiler), alma alkanlklar, becerileri ve alakgnll tutumlarndan dolay, SS subaylar emirber olarak onlar yeliyorlard. teki tutuklu gruplar arasnda sregiden kyasya savan tam tersine, Yehova'nn Tanklar, kampta ayrcalkl bir konum elde etmek iin SS subaylarna olan yaknlklarndan yararlanmaya hibir zaman kalkmadlar (B,. Bettelheim, 1960). 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 95 Her ne kadar Bettelheim'n siyasal tutuklulara ilikin tanmlamas ok yzeyselse de,15 bir inana sahip olan ve buna sarlan toplama kamp tutuklularnn, ayn koullara, bylesi inanlara sahip olmayan tutuklulardan btnyle deiik bir biimde tepki gsterdiklerini yine de olduka ak olarak ortaya koyuyor. Bu gerek, Haney ve tekilerin yaptklar deneyle kantlamaya abaladklar davran tezle elimektedir. Doal deneylere uygun bu denli ok gere varken, bylesi yapay deneylerin deeri hakkndaki soruyu sormamak elden gelmiyor. Bu tip deneyler, yalnzca, doal deneyler karsnda ye tutulmalarm salad varsaylan szde kesinlikten yoksun olduklar iin deil; yapay dzenlemeler, gerek yaamdaki bir dzenlemeye oranla, btn deneysel durumu arptma eilimi de tadklar iin, bu soru kendisini daha bir kesinlikle ortaya koymaktadn\ Burada gerek yaam szyle ne anlatlmak isteniyor? Bu terimi birka rnekle aklamak, tartlmas bizi ana dnce izgimizden ok

uzaklatracak olan felsef ve bilgibilimsel sorulara yol aacak biimsel bir tanmlamayla aklamaktan daha iyi olacaktr belki de. Sava oyunlarinda belirli sayda askerin ldrld ve belirli sayda silahn yok edildii, duyurulur. Oyunun kurallarna gre, yledir. Ama bu, aklanan kiilerle ya da eylerle ilgili hibir sonu yaratmaz; l asker ksa dinlenmesinin tadn karr, imha edilen top amacna hizmet etmeye devam eder. Kaybeden taraf iin en kt yazg, bu tarafa kumanda eden generalin sonraki meslek yaamnda engellerle karlamas olaslnn bulunmas olacaktr. Bir baka deyile, sava oyununda olanlar, ilgili kiilerin ounun gerek durumuna herhangi bir etkide bulunmaz. Para iin oynanan oyunlar, tartlmas gereken bir baka olaydr. Oyun ktlar, rulet ya da atlar zerine iddiaya girien ou insan, oyun ile gereklik arasndaki snr izgisinin iyice ayrddadr. Ancak yitirilmesi halinde ekonomik durumlarn cidd olarak etkilemeyecek, yani cidd sonular dourmayacak miktarlarla oynarlar. 15 ok daha ayrntl bir betimleme iin H. Brand'a baknz (1970). 96 IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 97 Bir aznlk oluturan gerek kumarbazlar, yitirilmesi gerekten ekonomik durumlarn kme noktasna kadar etkileyecek miktarlan tehlikeye atacaklardr. Ne var ki, kumarbaz gerekte oyun oynamaz, ok gereki, sk sk da canl, hareketli bir yaam biimine kaplmtr. Ayn oyun-gereklik kavram, eskrim gibi bir spor dal iin de geerlidir: katlan iki kiiden hibirisi yaamn tehlikeye atmaz. Eer durum, yaamlarn tehlikeye drecek bir biimde dzenlenirse, o zaman bir oyundan deil, bir dellodan sz ederiz.16 Ruhbilimsel deneylerde denekler btn durumun yalnzca bir oyun olduunu ak seik olarak kavrayabilselerdi, her ey kolay olurdu. Ne var ki, birok deneyde, Tpk Milgram'n deneyinde olduu gibi, deneklere yanl bilgi verilir ve yalan sylenir. Tutukevi deneyine gelince, bu deney, her eyin yalnzca bir deney olduunun fark edilmesi olasln enaza indirecek ya da ortadan kaldracak bir biimde dzenlenmiti. Bu deneylerden birounun, ta ie balarken, yalan dolanla birlikte yrtlmesi gerektii bir gerektir. ite bu olgu bu garip gerekdl ortaya koymaktadr. Deneye katlanlarn gereklik duyumu bulandrlmakta ve eletirel yarglama yetenekleri byk lde azaltlmaktadr.17 Gerek yaam da kii, davrannn sonular olacan bilir. Bir kii herhangi birisini ldrmek isteme dlemine sahip olabilir; ama bu dlem ancak ok seyrek olarak eyleme dnr. Biroklar bu dlemleri dlerinde aa vururlar, nk uyku durumundayken dlemler hibir sonu yaratmaz. Deneklerin eksiksiz bir gereklik duygusundan yoksun olduklan deneyler, denein gerek bir durumda nasl Amerikallarn toplumsal karakterlerinde oyun tutumunun tad nem konusunda M. Maccoby'nin yapt incelemeler, oyun tutumunun dinamiklerine ilikin kavraym derinletirmitir. (M. Maccoby. yaknda yaymlanacak. Aynca bkz. M. Maccoby, 1972.) Bu deneyler, TV reklamlarnn bir temel zelliini anmsatyor insana. Bu zellik, dleme ile gereklik arasndaki fark bulandran ve mesajn uyarc etkisine hizmet eden bir havann yaratlmasdr. zleyici, belirli bir sabunu kullanmasnn yaamnda mucize trnden bir deiiklik yaratmayacan bilir, ama ayn zamanda bir yanyla da buna inanr. Neyin gerek, neyin kurgu olduuna karar verecek yerde, gereklik ile yanlsama arasndaki aynm belirsiz klan bir alaca karanlkta dnmeye devam eder. davranacan gstermekten ok, bilinsiz eilimleri temsil eden tepkilere neden olabilir.18 Bir olayn gerek mi, yoksa bir oyun mu olduu, bir baka nedenden dolay da belirleyici nem tar. Gerek bir tehlikenin, bu tehlikeye kar koyacak olaanst durum enerjisini harekete geirme eilimi tad ok iyi bilinir, ou kez bu enerji, ilgili kiinin gerekli bedensel gce, beceriye ya da dayanklla sahip olup olmadn dnmeyecei bir lde harekete geer. Ama bu olaanst durum enerjisi, ancak btn organizma gerek bir

tehlikeyle kar karya kaldnda ve hakl nrofizyolojik gerekelerle harekete geirilir: kiinin zihninde kurduu tehlikeler, organizmay bu biimde uyarmaz. yalnzca korku ve zntye yol aar. Ayn ilke, yalnzca, tehlike karsnda ortaya kan olaanst durum tepkileri iin deil, dleme il gereklik arasnda baka birok bakmlardan var olan farkllk iin de geerlidir: rnein durumun btnyle gerek olduu hissedilmeyince ortaya kmayacak olan ahlaksal kstlamalarn ve vicdan tepkilerin harekete geirilmesi bu balamda saylabilir. Ayrca, bu tip laboratuvar deneylerinde deneycinin oynad rol de gz nne alnmaldr. Deneyci, kendisinin kurduu ve denetledii uydurma bir gereklie bakanlk eder. Belirli bir anlamda, o denek iin gereklii temsil eder ve bu nedenle, onun etkisi, bir uyutucunun denei karsndaki etkisine benzer hipnotik bir etkidir. Deneyci, denein sorumluluunu ve istencini bir lye kadar devralr: bylece de onu, hipnotik bir durumda bulunmayan bir denee oranla, kurallara uymaya ok daha yatkn hale getirir. Sonu olarak, taklit tutukevleri ile gerek tutukevleri arasndaki fark o denli byktr ki, taklit tutukevlerine ilikin gzlemlerden geerli rneksemeler karmak gerekten olanakszdr. Belirli bir eylemden dolay tutukevine gnderilmi bir tutuklu iin, durum ok gerektir; bu tutuklu nedenleri bilir (cezasnn adil olup olmamas ayr bir sorundur); umarszln ve sahip olduu birka hakk bilir; erken 18r Bu nedenle ara sra grlen ldrmeyle ilgili bir d, ancak bylesi tepilerin var olduuna ilikin niteliksel bir aklamaya olanak tanr, ama bu tepilerin younluu hakknda hibir niceliksel aklamaya elvermez. Yalnzca bunlarn sk sk yinelenmesi, niceliksel zmlemeye de olanak tanyacaktr. 98 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 99 salverilme ansnn ne olduunu bilir. Kukusuz, bir insann, (en kt koullar altnda bile olsa) iki hafta, iki ay. iki yl ya da yirmi yl sreyle tutukevinde kalacan bilip bilmemesi, tutumunu etkileyen belirleyici bir etkendir. Tek bana bu etken, onun umutsuzluu, moral knts ve bazen (ok seyrek de olsa) iyi ya da kt amalarla yeni enerjileri harekete geirmesi asndan son derecede nemlidir. Dahas, bir tutuklu herhangi bir tutuklu deildir. Tutuklular birer bireydirler ve karakter yaplarndaki farkllklara uygun olarak bireysel bir biimde tepkide bulunurlar. Ama bu, onlarn tepkisinin, iinde bulunduklar evrenin bir ilevi olmayp, yalnzca karakterlerinin bir ilevi olduu anlamna gelmez. Bu tepkinin ille de ya u ya da bu olmas gerektiini varsaymak safdillikten baka bir ey deildir. Her bir birey ve grup iin geerli olan karmak ve zm g sorun, belli bir karakter yaps ile belli bir toplumsal yap arasndaki karlkl etkileimi ortaya karmaktr. Gerek aratrma bu noktada balamaktadr ve durumun, insan davrann aklayan tek etken olduu varsaym aratrmay felce uratmaktan baka bir eye yaramaz. ENGELLEME-SALDIRGANLIK KURAMI Saldrganlk zerine yaplm baka birok davran ynelimli inceleme vardr.19 Ama bunlarn hibirisi, saldrganlk ve iddetin kkenine ilikin genel bir kuram gelitirmemektedir; J. Dollard ve tekilerin (1939) gelitirdikleri ve btn saldrganlk trlerinin nedenini bulduunu ne sren engelleme-saldrganlk kuram bunun dndadr. Daha zgl olarak, bu kuram unu savunur: Saldrgan davrann meydana gelmesi her zaman engellemenin varln ngrr ve buna kart olarak, engellemenin var olmas her zaman bir saldrganlk biimine yol aar (J. Dollard ve tekiler, 1939). iki yl sonra yazarlardan birisi, N. E. Miller, engellemenin deiik tipte birok tepkilere yol aabileceini ve bunlardan yalnzca birinin saldrganlk olduunu kabul ederek, varsaymn ikinci blmn kard (N. E. Miller, 1941). Bkz. iddet zerine rohbilimsel incelemelere ilikin ok gzel bir aratrma (E. I. Megargee, 1969).

Buss'a gre, bu kuram, ok az dnda hemen btn ruhbilimciler-ce kabul edildi. Buss'n kendisi de u belirleyici vargya ulayor: engellemeye verilen nem ve arlk, arasal bir tepki olan saldrganln kmsenmesinin yan sra, teki byk nceller snfnn (zararl uyaranlarn) da talihsiz biimde kmsenmesine yol amtr. Engelleme, saldrganln ncellerinden yalnzca birisidir ve en gl olan da deildir (A. H. Buss, 1961). Ele alnmas gereken literatrn kapsamndan dolay, engelleme-saldrganlk kuramnn her ynyle tartlmas, bu kitabn erevesi iersinde olanakszdr.20 Burada birka temel noktaya deinmekle yetineceim. Engelleme deyince anlalan eyin belirsiz olmas, kuramn zgn formlasyonunun yalnln byk lde zedelemitir. Esas olarak, bu terim iki anlamda anlalmaktadr: (a) sregiden, hedefe ynelik bir etkinliin kesintiye uratlmas. (Annesi ieri girdii ve ona engel olduu zaman ellerini kurabiye kavanozuna sokmu olan bir ocuk ya da tam cinsel birlemede bulunaca srada harekeli yarda kesilen, cinsel ynden uyanm bir kii buna rnek olarak gsterilebilir.) (b) Bir arzunun ya da dilein yadsnmas olarak engelleme Buss'a gre yoksun kalma. (rnekler: Annesinden bir kurabiye vermesini isteyen ve annesince reddedilen ocuk, ya da bir kadna uygunsuz bir neride bulunan ve reddedilen bir erkek.) Engelleme teriminin gsterdii anlam belirsizliinin bir nedeni, Dollard ve tekilerin grlerini gereken aklkla ortaya koymam olmalarnda yatar. Belki bir baka neden de engelleme szcnn ikinci anlamda yaygn olarak kullanlmas ve rulzmsel dnn de bu kullanma katkda bulunmu olmasdr. (rnein, bir ocuun sevgi istei annesince engellenir.) Engellemenizi anlamna bal olarak, birbirinden btnyle ayr iki kuram ele alyoruz. Birinci anlamda engelleme nispeten seyrektir; nk bu anlamda engelleme, amal etkinliin o anda balam olmasn gerektirir. Bu tr engelleme, bti saldrganl, hatta saldrA. H. Buss'n almasndan baka. L. Berkovvitz'in Engelleme-Saldrganlk Varsaym Yeni Batan Ele Alnyoru (1969) da, engelleme-saldrganlk kuramna ilikin en nemli tartmalar arasnda saylmaldr. Berkowitz. eletirel ama genelde olumlu bir tutum iindedir ve son zamanlarda yaplm deneylerden birok rnek vermektedir. 100 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME ganhn nemli bir blmn aklamaya yetecek kadar sk deildir. Ayn zamanda, saldrganl, bir etkinliin yanda kesilmesinin sonucu olarak aklamak da kuramn tek salam ksm olabilir. Onaylayalm ya da onaylamayalm, yeni nrofizyolojik veriler belirleyici deere sahip olabilir. te yandan engellemenin ikinci anlamn temel alan kuram, grgl kantlarn arl karsnda tutunabilecek gibi grnmyor. Her eyden nce, yaamn temel bir gereini gz nne alabiliriz: bu gerek engellemeyi kabul etmeksizin nemli hibir eyin baarlamayacadr. Kiinin aba gstermeksizin, yani engellemeyle kar-lamakszn renebilecei dncesi, bir reklam slogan olarak iyi olabilir ama byk becerilerin kazanlmas konusunda doru olmad kukusuzdur. Engellenmeyi kabul etme yetenei olmasayd, insan pek geliemezdi. stelik, insanlarn sk sk saldrgan bir tepkide bulunmakszn engellemelere katlandn her gnk gzlemler ortaya koymuyor mu? Saldrganl retebilen ve sk sk da reten ey, engellemenin kii iin tad anlamdr ve engellemenin ruhbilimsel anlam, engellemenin ortaya kt btn durumlara uygun olarak farkllk gsterir. rnein, bir ocuun eker yemesi yasaklanrsa, ana-babann tutumunun gerekten sevecen ve denetleme hazzndan arnm olmas kouluyla, bu engelleme, saldrganl harekete geirmeyecektir; ama eer bu yasaklama, ana-babann denetleme arzusunun birok davurumundan yalnzca bir tanesiyse ya da eer, rnein, evltlardan bilisinin eker yemesine izin verilirse, sonucun byk bir kzgnlk olmas ok olasdr. Saldrganl reten pek de engelleme deil, durumun ierdii hakszlk ya da reddetme esidir. Engelleme duygusunun ortaya kn ve younluunu belirlemede en nemli etken, kiinin karakteridir. rnein, ok agzl bir kii, istedii btn yiyecei elde edemedii zaman ve

cimri bir kii, ucuz bir eyi satn alma istei engellendii zaman, kzgn bir biimde tepki gsterecektir. zsever kii, umduu vg ve kabul gremezse kendini engellenmi hisseder. Kiinin karakteri, ilk olarak o kiinin nelerden engellenmilik duygusuna kapldn, ikinci olarak da engellemeye kar gsterdii tepkinin younluunu belirler. 2. EVRECLER VE DAVRANIILAR 101 Saldrganlk zerine yaplm davran ynelimli ruhbilimsel incelemelerin birou, kendi amalan asndan deerli olmalarna karn, zorbaca saldrganla ilikin evrensel bir varsaymn belirlenmesi sonucunu dourmamlardr. Megargee, ruhbilimsel yazna ilikin sekin aratrmasnda, u sonucu kanyor: rdelediimiz incelemelerin ok az, insan zorbalna ilikin kuramlar snama iine girimitir. iddet zerine dikkatini younlatran grgl incelemeler, genellikle, kuramlar snayacak biimde dzenlenmiti. nemli kuramsal sorunlar zerinde younlaan aratrmalar, genellikle nispeten yumuak saldrgan davran irdelediler ya da insandan daha aa dzeyde denekleri kullandlar (E. I. .Megargee, 1969 italikler bana ait). Aratrmaclarn sekinlii, ellerindeki aratrma olanaklar ve ruhbilimsel alma alannda ykselme arzusuyla dolu incelemecilerin says gz nne alndnda, bu clz sonular, davran ruhbilimin, zorbaca saldrganln kaynaklarna ilikin sistemli bir kuramn gelitirilmesine hizmet etmedii varsaymn dorularm gibi grnmektedir. 1 GDCLK VE DAVRANIILIK: AYRILIKLARI VE BENZERLKLER ORTAK BR TEMEL NASIL davranlarn insan, kendi toplumsal sisteminin bugnn yayorsa, igdclerin insan da trn gemiini yaar. Birincisi, yalnzca bugnn toplumsal kalplarn retebilen bir makinedir:1 ikincisi de yalnzca gemiin kaltmla devralnm kalplarn retebilen bir makinedir. Igdclk ile davranln bir ortak temel nermesi vardr: insan, kendine zg yaps ve kendi yasalar olan bir ruha sahip deildir. Lorenz'in anlad anlamda igdclk iin de ayn ey geerlidir; bunu Lorenz'in eski rencilerinden birisi, Paul Lcyhausen, en kktenci biimiyle formle etmitir. Leyhausen, ruhsal nitelikteki herhangi bir eyin ancak ruhbilimsel bakmndan, yani ruhbilimsel temel nermelere dayanlarak aklanabileceini ne sren insan ruhbilimcilerini eletiriyor. (Ancak szc, bu ruhbilimcilerin tutumunun, daha iyi bir sav uruna birazck arptlmasdr.) Buna kart olarak Leyhausen unu ileri sryor: Ruhsal olaylarn ve deneyimlerin aklamasn kesinlikle bulamayacamz bir alan varsa, bu da bizzat ruh alandr; nasl ki sindirimin aklamasn sindirim srelerinde deil, yaklak bir milyar yl1 nce var olan evresel koullarda buJabiliyorsak, ayn nedenden dolay ruh iin de durum byledir. Bu koullar, birok organizmay, H. Von Foerster'n eften pften bir makine anlayna uygun olarak (1970). 3. GDCLK VE DAVRANIILIK 103 ayklayc basklara ak hale getirmitir ve bu basklar, bu organizmalarn yalnzca inorganik yiyecekleri deil organik nitelikteki yiyecekleri de zmlemesini salamtr. Ayn ekilde, ruhsal sreler de yaam ve tr koruyucu deere sahip ayklayc basklarn bir sonucu olarak ortaya km kazammlardr. Bunlarn aklamas, her bakmdan, ruhbilim-ncesi bir aklamadr... (K. Lorenz, P. Leyhausen, 1968; benim evirim). Daha yaln bir dille anlatrsak, Leyhausen, ruhbilimsel verilerin tek bana evrim sreciyle aklanabileceini savunuyor. Burada en nemli nokta, aklamak szcyle neyin anlatlmak istendiidir. Diyelim ki birisi, nasl oluyor da korku gereinin, en alt dzeyde hayvanlardan en st dzeyde hayvanlara kadar beynin geildii evrimin sonucu olabildiini renmek istiyorsa, o zaman bu, beynin evrimini aratran bilim adamlarna den bir grevdir. Oysa, bir kiinin niin korktuu aklanmak isteniyorsa, evrime ilikin veriler bu sorunun yantlanmasna pek katkda bulunmaz: aklamann, esas olarak, ruhbilimsel olmas gerekir. Belki kii, daha gl bir dmann tehdidi altndadr, ya da kendi bastrlm saldrganlyla cebelleiyordur, ya da bir gszlk duygusundan dolay ac ekiyordur, ya da

iindeki bir paranoya esi kendisine ac ektirildii duygusuna kaplmasna yol amaktadr ya da tek bana olsun, eitli bileimlerle olsun, baka birok etken onun korkusunu aklayabilir. Belirli bir kiinin korkusunu bir evrim sreciyle aklamay istemek akntya krek ekmektir. Leyhausen'n, insan olgularnn icelenmesinde tek yaklamn evrimci yaklam olduu yolundaki temel nermesinin anlam udur: bir insann iindeki ruhsal sreleri, ancak ve ancak, o insann evrim sreci iersinde nasl bugnk durumuna geldiini bilerek anlarz. Benzer biimde, sindirim srelerinin, milyonlarca yl nce var olan koullara gre aklanmasn neriyor. Sindirim yolu rahatszlklaryla uraan bir hekim, belirli bir hastadaki belirli belirtilerden ok, sindirimin evrimiyle ilgilemeydi, hastasna yardm edebilir miydi? Leyhausen iin, evrim tek bilim durumuna geliyor ve insan ele alan btn teki bilimleri yutuyor. Bildiim kadaryla, Lorenz, bu ilkeyi hibir zaman bylesine kktenci bir biimde belirlememitir; ama Lorenz'in kuram da ayn temel nerme zerine kurulmutur. Lorenz'in ne 104 tGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME srdne gre, insann kendisini yeterince anlamasnn tek yolu, onu imdiki durumuna getirmi olan evrim srecini anlamasdr.2 gdc ve davran kuramlar arasndaki byk ayrlklara karn, bu kuramlar ortak bir temel ynelime sahiptir. Her ikisi de kiiyi, davranlarda bulunan insan, gr alanlarnn dna karyorlar, nsan. ister koullandrmann rn, ister hayvan evriminin rn olsun, yalnzca kendi dndaki koullarca belirlenir; kendi yaamnda hibir role, hibir sorumlulua, hatta hibir zgrlk belirtisine sahip deildir, insan, iplerle gdyle ya da koullandrmayla denetlenen bir kukladr. DAHA YAKIN ZAMANDA ORTAYA ATILAN GRLER gdcleriri ve davranlarn, insana ilikin grleri ve felsef ynelimleri asndan belirli benzerlikleri paylatklar bir gerektir. Ama bu geree karn ya da belki de bundan dolay , dikkat ekici bir banazlkla birbirleriyle savamlardr. Doa m, yetitirme mi, igd m. evre mi, her bir yann, herhangi bir ortak temel grmeyi reddederek, evresinde saf tuttuklar bayraklar haline geldi. Son yllarda, igdc-davran savann keskin seeneklerini alt etme ynnde giderek glenen bir eilim ortaya kmtr. zmlerden birisi, terimleri deitirmekti; bazlar igd terimini daha alt dzeyde hayvanlar iin kullanma ve insan gdlerini tartrken bunun yerine organik drtlerden sz etme eilimi gsterdiler. Bu yolla bazlar, bir kuun davranlarnn ou renmeye dayanmazken, insan davranlarnn ou renmeye dayanr (W. C. Alee, H. W. Nissen, M. F. Nimkoff, 1953) trnden belirlemeler gelitirdiler. Bu son belirleme, eski ya-ya da belirlemesinin yerine, bir aa yukar belirlemesi koyma ve bylece de ilgili etkenlerin arlnda meydana gelen aamal deiiklii gz nne alma yolundaki yeni eilimin ayrc zelliidir. Bu grn modeli, bir ucunda (hemen hemen) tamamen doutan belirlenme, teki ucunda da (hemen hemen) tamamen renme bulunan btnsel bir sretir. ""Ruhznlemenin arptlm bir biimi olan ve u andaki ruhsal srecin dinamiklerini anlam_ya gerek duymakszn, hastann yaam yksn anlamay ruhzm-lemeyle zde tutan bir gr, Lorenz'in ve Leyhausen'm tutumuyla koutluk gstermektedir. 3. IGDCLK VE DAVRANIILIK 105 gd kuramnn nde gelen bir kart olan F. A. Beach yle yazyor: Gnmzde igdnn ruhbilimsel adan ele almnda ortaya kan daha cidd bir zayflk, belki de, iki snfl bir sistemin, karmak davrann snflandrlmas iin yeterli olduu varsaymnda yatmaktadr. Btn davranlarn ya renmeyle ya da kaltmla bunlarn her ikisi de ancak ksmen anlalmtr belirlenmesi gerektii yolundaki ima, btnyle hakszdr. Herhangi bir tepkinin kesin biimini ok sayda deiken etkiler; bunlardan yalnzca ikisi, kaltmsal ve de-neyimsel etkenlerdir. ste, ruhbilim, btn bu etkenleri tanma ve

zmleme iine girimelidir. Bu grev hakkyla kavrand ve yerine getirildii zaman, igdsel davrana ilikin belirsiz kavramlara ne gerek kalacaktr, ne de gereke (F. A. Beach, 1955). N. R. F. Maier ve T. C. Schneirla, buna benzer bir izgide unlar yazyorlar: renme, yksek dzeydeki trlerin davrannda, daha aa dzeydeki trlerin davrannda oynad rolden daha nemli bir rol oynad iin, yksek gelimilik dzeyindeki trlerin sahip olduklar doutan belirlenmi davran kalplan, aa dzeydeki trlerin davran kalplarna oranla, deneyim tarafndan ok daha kapsaml bir biimde deiime uratlr. ste bylesi bir deiim araclyla, hayvan, deiik evrelere uyum salayabilir ve en uygun koulun dayatt dar snrlardan kaabilir. Bu nedenle, yksek gelimilik dzeyindeki trler yaamlarn srdrebilmek iin, zgl d evre koullarna, alt gelimilik dzeyindeki trlere oranla, daha az bamldrlar. Davrann ierdii kazanlm ve doutan etkenlerin karlkl-etki leim iinde bulunmalarndan dolay, birok davran kalbn snflandrmak olanakszdr. Her bir davran tipi, ayr olarak aratrlmaldr (N. R. 'F. Maier ve T. C. Schneirla, 1964). Bu kitapta benimsenen tutum, imdi sz edilen yazarlarn ve birbirlerine kar igdler ya da renme bayraklar altnda sava srdrmeyi reddeden baka kiilerin tutumlarna baz bakmlardan 106 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME 3. GDCLK VE DAVRANIILIK 107 yakndr. Bununla birlikte. nc Blm'de gstereceim gibi, bu incelemenin bak asna gre, daha nemli sorun, bireyin ve trn hayatta kalmasn gvence altna alma ilevi gren organik drtler (nceleri igdler olarak adlandrlan yiyecek, kavga, kama, cinsellik drtleri) ile kaltmsal olarak programlanmayan ve btn insanlarda ortak olarak bulunmayan organik-olmayan drtler (ka-rakter-kkenli tutkular)3 sevgi ve zgrlk istei, ykclk, zseverlik, sadistlik, mazoistlik arasndaki ayrlktr. insann ikinci doasn oluturan bu organik-olmayan drtler, sk sk organik drtlerle kartrlr. Tarttmz konuyla ilgili bir durum, cinsel drtdr. Ruhzmsel gzlemler iyice ortaya koymutur ki, znel ynden, ilgili fizyolojik davurumlar da dahil, cinsel istek olarak hissedilen eyin younluu, ou kez, zseverlik, sadistlik, mazoistlik, iktidar arzusu ve hatta kayg, yalnzlk, sknt gibi cinsel olmayan tutkulardan ileri gelir. rnein, zsever bir erkek iin, bir kadn grmek, dinsel ynden heyecanlandrc olabilir, nk nasl ekici olduunu kendisine kantlama olana heyecanlandrmtr onu. Ya da sadist bir kii, bir kadn (ya da duruma gre, bir erkei) elde etme ve denetleme olana karsnda cinsel ynden heyecanlanabilir. te yalnzca bu gd, birok insan yllarca duygusal ynden birbirine balamtr; zellikle birinin sadistliiyle tekinin mazoistliin uyum iinde olduu durumlar iin dorudur bu. Pek iyi bilinir ki, n, g ve zenginlik, bunlara sahip olan kiiyi, eer belirli bedensel koullar da varsa, cinsel ynden ekici klar. Btn bu durumlarda fizik arzu, bylelikle doyuma ulaan cinsel-olmayan tutkular tarafndan, harekete geirilir. Gerekte, ka ocuun, bugn dnyada bulunmalarn, sevgiyi bir yana brakalm, gerek fiziksel ekicilikten ok, kendini beenmilie, sadistlie ve mazoistlie borlu olduunu herkes kestirebilir. Ne var ki insanlar, zellikle de erkekler, ar kendini beenmi olduklarn dnmekten ok, ar cinsel gce sahip olduklarn dnmeyi yelerler.4 "Elbette organik-olmayan deyii, bu drtlerin hibir nrofizyolojik dayanaa sahip olmad anlamna gelmez; bunun anlam, bu drtlerin organik dftlerce balatlmad ve onlara hizmet etmediidir. Bu erkekelik, erkeklik erdemi olgusunda byk bir aklkla grlr (A. Ara-moni, 1965; ayrca bkz. E. Fromm ve M. Maccoby, 1970). Ayn olgu, zoraki yemek yeme olaylarnda klinik olarak yakndan incelenmitir. Bu belirti, fizyolojik alk tarafndan deil; bunalm, kayg, boluk duygusunun dourduu ruhsal

alk tarafndan gdlenir. leriki ksmlarda ortaya koyacam bana ait tez, ykclk ve zalimliin, igdsel drtler olmayp, kkenleri insann tmel varoluunda bulunan tutkular olduklar yolundadr. Bu tutkular, yaama anlam kazandrma yollarndan birisidir; bunlar hayvanda bulunmaz ve bulunamaz, nk mahiyetleri gerei, bunlarn kkenleri insanlk duru-munda bulunur. Lorenz'in ve teki igdclerin asl hatas, iki tr drty, yani igdden kaynaklanan drtler ile karakterden kaynaklanan drtleri birbirine kartrm olmalardr. Sadistliini aa vurmak iin, deyim yerindeyse, uygun durumun domasn kollayan sadist bir kii, hidrolik bir model olan, nne set ekilmi igd modeline uygun dyormu gibi grnmektedir. Ne var ki, tpk sevecen karakterli insanlarn, sevgilerini aa vurmak iin frsat kollamalar gibi, ancak sadist karakterli insanlar sadiste davranma frsatn kollarlar. HER K KURAMIN SYASAL VE TOPLUMSAL GEM evrecilerle igdcler arasndaki savan toplumsal ve siyasal temelini biraz ayrntl olarak incelemek retici olacaktr. evreci kuram, orta snflanl onsekizinci yzylda derebeylik ayrcalklarna kar gelitirdikleri siyasal devrimin z karakterize eder. Derebeylik, kurduu dzenin doal bir dzen olduu varsaymna dayanyordu. Orta snfn devirmek istedii bu doal dzene kar savata, kiinin konumunun, kesinlikle herhangi bir doutan ya da doal etkene baml olmadn; btnyle, devrimin iyiletirmekle grevli bulunduu toplumsal dzenlemelere baml olduunu savunan kurama ulama eilimi ar basyordu. Hibir ktlk ya da ahmaklk, sanki insan doasndan ileri geliyormu gibi deil, kt ve soysuz toplumsal dzenlemelerin sonucu olarak aklanabilirdi; bundan dolay, insann gelecei konusunda mutlak bir iyimserlik beslemeyi nleyecek hibir engel yoktu. II 108 IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME evreci kuram, onsekizinci yzylda ykselen orta snflarn devrimci umutlaryla bylece yakndan ilgili olduu halde, Darwin'in retisine dayanan igdc hareket, ondokuzuncu yzyl kapitalizminin temel varsaymn yanstr. Eer en karmak ve en dikkate deer olgunun, yani insann, yaamn ortaya akndan bu yana btn canl varlklar arasnda sregiden acmasz yarmann bir rn olduu kantlanabilirse, uyumlu ileyii, btn bireyler arasndaki acmasz yarmann yaratt bir sistem olarak kapitalizm, doal bir dzenmi gibi grnr. Yaamn tekhcreli organizmalardan insana kadar olan gelimesi; yarma yoluyla en iyinin utkuya ulat ve ilerleyen ekonomik sistem iersinde hayatta kalmaya uygun dmeyenlerin ortadan kaldrld serbest giriimin en arpc rneiymi gibi grnr.5 1920'lerde K. Dunlap, Zing Yang Kuo ve L. Bernard nderliinde igdcle kar yrtlen utkulu devrimin nedenleri, yirminci yzyl kapitalizmi ile ondokuzuncu yzyl kapitalizmi arasndaki ayrlkta bulunabilir. Yalnzca konumuzla ilgili birka ayrla deineceim. Ondokuzuncu yzyl kapitalizmi, kapitalistler arasnda ok iddetli yanmaya dayal bir kapitalizmdi ve bu yarma, kapitalistler arasnda daha gsz ve daha az etkin olanlarn yok edilmesine yol at. Yirminci yzyl kapitalizminde, yarma esi, bir lye kadar, yerini byk giriimler arasndaki ibirliine brakmtr. Bundan dolay, iddetli yarmann, doann bir yasasyla ilikili olduunu kantlamaya artk gerek yoktu. Bir baka nemli ayrlk noktas da denetim ynteminin deimesinde yatar. Ondokuzuncu yzyl kapitalizminde denetim, ahlaksal ynden Tanr'nn ve kraln yetkesince desteklenen kat boyun edirme ilkelerinin uygulanmasna dayanyordu byk lde. ok byk merkezi giriimleriyle, iilere elence ve ekmek salama yeterliiyle sibernetik kapitalizm, ruhbilimsel ynetim ve insan mhendislii yoluyla denetim salayabilir. Bu kapitalizm, igdleri yetke korkusuyla denetlenen bir insandan ok, her yne ekilir ve kolayca etkilenir bir insana gereksinme duyar. Sonu Her ne kadar bu tarihsel akamann, belki, ibirlinin rol gibi baz gereklerin gzard

edilmesiyle ve Danvin'ci kuranm yaygmhyla ilikisi varsa da. bu kuramn geerliliiyle hibir ilikisi yoktur. 3. GDCLK VE DAVRANIILIK 109 olarak, ada sanayi toplumu, yaamn amac konusunda, geen yzyldakinden daha deiik bir gre sahiptir. O zamanlar, en azndan orta snflar iin ulalmak istenen lk, bamszlk, zel giriim, kendi gemisinin kaptan olmakt. Oysa ada gr, snrsz tketim ve doa zerinde snrsz denetimdir. Gnn birinde doay tmyle denetim altna alacaklar ve bylece Tanr gibi olacaklar d, insanlar yakp tututurmaktadr; insan doasnda denetlenemeyecek herhangi bir ey neden olsun ki? Ama yirminci yzyl sanayiciliinin tutumunu, davranlk anlatma kavuturuyorsa, igdcln Lorenz'in yazlarnda yeniden canlanmasn ve geni bir kesimce tutulmasn nasl aklayabiliriz? Belirttiim gibi, bunun bir nedeni, giderek artan tehlikelerden ve bu tehlikeleri defetmek iin hibir ey yaplmamasndan dolay birok insann iini kaplayan korku ve umutsuzluk duygusudur, ilerlemeye inanm ve insann yazgsnda temel deiiklikler meydana geleceini ummu olan biroklar, bu baarszlktan, insann doasnn sorumlu tutulmas gerektii yolundaki aklamaya snyorlar. Son olarak, bir de yeni-igdcln szcln stlenen yazarlan kiisel ve siyasal eilimleri vardr. Bu alandaki baz yazarlar, savunduklar kuramlarn siyasal ve felsef sonularndan ancak belli belirsiz haberdardrlar. Bu kuramlar zerinde yorumda bulunanlar da balantlara pek dikkat etmemilerdir. Ama istisnalar da vardr. N. Pastore (1949). 24 ruhbilimci, di-rimbilimci ve toplumbilimcinin doa m, yetitirme mi sorununa ilikin toplumsal-siyasal grlerini karlatrd. On iki liberalden ya da kktenciden on biri evreci, birisi de kaltmcyd; on iki tutucu dan on biri kaltma, birisi evreciydi. Karlatrmaya katlan az sayda kii gz nne alndnda bile, bu sonu olduka anlamldr. Baka yazarlar da duygusal sonularn, ama ou kez yalnzca kartlarnn varsaymlanndaki duygusal sonularn ayrdndadrlar. Kat ruhzmlemeciliin en sekin temsilcilerinden birisi olan R. Waelder'm u szleri, bu tek yanl bilince iyi bir rnektir: Ya dpedz Marksist olan ya da en azndan Batl liberal gelenein bizzat Marksizm'e de kaynaklk etmi bir dalna, yani insann doas gerei iyi olduuna ve insan hareketlerindeki btn hastalklarla ktlklerin, rm kurumlardan belki de zel mlkiyet 110 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME kurumundan ya da daha yeni ve daha lml bir deyile, szde bir nevrotik kltr den ileri geldiine canla bala inanan bir dnce okuluna bal bir grup eletirmenden sz ediyorum... Ama ister evrimci, ister devrimci olsun; ister lml, ister kktenci, isterse de kafasndan tek ynl akm geen birisi olsun, insann temelde iyi olduuna ve insann ac ekmesinden yalnzca d nedenlerin sorumlu olduuna inanan hibir kimse, ykm igdsne ya da lm igdsne ilikin bir kuramdan rahatszlk duymadan edemez. nk eer bu kuram doruysa, alma ve ac ekme gizilgleri, insan hareketlerinin doasnda vardr ve acy ortadan kaldrma ya da yattrma giriimlerinin, umutsuz ykmknmeler olmasalar bile, en azndan toplumsal devrimcilerin sanlarndan ok daha karmak giriimler olduklar grlr (R. Waelder. 1956). Her ne kadar Waelder'in szleri derinlie sahipse de. yalnzca igdlere kar olanlarn eilimlerini grmesi, ama kendi tutumunu paylaanlarn eilimlerini grmemesi yine de dikkat ekicidir. 4 SALDIRGANLIK ANLAYIINA RUHZMSEL YAKLAIM RUHZMSEL yaklam, saldrganln anlalmas konusunda, hem davran, hem de igdc yaklamlarn yetersizliklerinden kanan bir yntem nermekte midir? lk bakta, ruhzm-lemecilik. bunlarn eksikliklerinden kanmak yle dursun, gerekte bunlarn bir birleiminden kt ynde etkileniyormu gibi grnmektedir. Ruhzmlemeci kuram, hem

genel kuramsal kavramlar ynnden igdc1, hem de tedavi ynelimi asndan evrecidir. insan davrann, kendini-koruma igds ile cinsel igd arasndaki (ve daha sonraki kuramnda, yaam igds ile lm igds arasndaki) savamn sonucu olarak aklayan Freud'un kuramnn2 igdc olduu, hibir kant gerektirmeyecek kadar iyi bilinir. zmsel tedavinin, bir kiinin gelimesini, ocukluk ann zgl evre koullaryla, yani ailenin etkisiyle aklamaya kalkt gz nne alndnda, evreci at da kolaylkla alglanabilir. Bununla birlikte evrenin deiime uratc etkisinin, cinsel arzuya dayal yapnn etkisi araclyla meydana geldii yolundaki varsaym sayesinde, bu yn igdclkle uzlatrlmtr. Ama uygulamada, hastalar, kamuoyu ve sk sk da bizzat zmle-meciler, cinsel igdlerin zgl deiimlerine yalnzca szde bir ilgi Freud'un. ou kez igd olarak evrilen Tricb terimini kullan, btnleyici davrana srkleyen ama bu davran kesin bir biimde beliriemeyen. bedensel kkenli bir drt olarak, daha geni bir anlamda igdyle ilikilidir. "Freud'un saldrganlk kuramnn gelimesiyle ilgili ayrntl bir zmleme 2. cildin sonundaki Ek'te verilmitir. 112 IGDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME 4. SALDIRGANLIK ANLAYIINA RUHZMSEL YAKLAIM 113 gsteriyorlar (ou kez bu deiimler, sk sk kendisi de kuramsal beklentiler sistemine dayal bir yorum olan kantlar temel alnarak yeniden kurulur) ve btnyle evreci bir tutum benimsiyorlar. Onlarn beliti (aksiyomu), hastadaki her olumsuz gelimenin, ilk ocukluk andaki zarar verici etkilerin bir sonucu olarak anlalmas gerektii yolundadr. Bu durum, bazen, bir ocukta doumdan sonra ortaya kan her arzu edilmez ya da hastalk belirtisi zellikten dolay kendini sulu hisseden ana-babalarn kendilerini mantkszca mahkm etmelerine ve zmlemeye konu olan insanlarn, btn dertlerinin suunu ana-babalarma ykleme, bylece de kendi sorumluluklar sorunuyla kar karya kalmaktan kanma eilimi gstermelerine yol amtr. Btn bunlarn altnda, ruhzmlemecilii igdc kuramlar snfna dahil bir kuram saymak, ruhbilimcilere doal gelecektir ve bylelikle, bunlann Lorenz'e kar ne srdkleri sav, znde, ruh-zmlemecilie kar bir savdr. Ama burada biraz dikkatli davranmak zorunludur: sorun udur: Ruhzmlemeciliin nasl belirlenmesi gerekir? Ruhzmleme, Freud'un kuramlarnn toplamndan m olumaktadr, yoksa sistemin zgn ve yaratc ksmlar ile rastlantsal, zamana bal ksmlarn birbirinden ayrabilir miyiz, btn byk dnce nclerinin almalar konusunda yaplabilecek bu ayrm yapabilir miyiz? Eer bylesi bir ayrm hakl ve yerindeyse, u soruyu sormalyz: Cinsellik kuram. Freud'un almalarnn zne mi ilikindir, yoksa o zamanki felsefi ve bilimsel evresinde temel bulgularn dnp aklayaca baka bir yol bulunmad iin, yalnzca yeni kavraylarn toparlad biim midir? (E. Fromm, 1970a.) Cinsellik kuramnn bilimsel bir kesinlik olduunu, Freud'un kendisi hibir zaman ne srmemitir. Bu kuram, mitolojimiz olarak adlandrm; sonradan onun yerine Eros ve lm igdleri kuramn koymutur. uras da ayn lde nemlidir ki, Freud. ruhzmlemecilii, bir karma yaparak, cinsellik kuramna deil dirence ve aktarmaya dayal bir kuram olarak belirlemitir. Bununla birlikte, Freud'un bulularna esiz tarihsel nemlerini kazandran eyi aklda bulundurmak, belki de onun szlerinden daha nemlidir. Kukusuz bu ey, pek de igdc kuram olamazd; igd kuramlar, ondokuzncu yzyldan beri olduka tutulur olmutu. Onun (kendini-koruma igdsnden baka) cinsel igdy, tm tutkularn kayna olarak saptamas, hl Viktorya devri orta snf ahlknn egemen olduu bir zamanda, elbette yeni ve devrimciydi. Ama igd kuramnn bu zel yorumu bile, ylesine gl ve uzun erimli bir etki yaratmazd belki de. Bana yle geliyor ki, Freud'a tarihsel nemini kazandran ey, baz olay anlatlarnda ve hepsinden nce de byk yapt Dlerin Yorumu'nda (1900) ortaya koyduu

gibi, felsef ynden ya da akl yrtme yoluyla deil, deneysel bir biimde bilinsiz sreleri kefetmesiydi. rnein, bilinli biimde bar ve vicdanl insann, gl ldrme tepilerine sahip olduu ortaya konabi-lirse, bu tepilerin, kiinin babasna kar duyduu Oedipus nefretinden tremi tepiler olarak, sahip olduu lm igdsnn bir davurumu olarak, yaralanm zseverliinin bir sonucu olarak ya da baka nedenlerden dolay meydana gelmi eyler olarak aklanp aklanmamas, ikincil bir sorundur. Freud'un yapt devrim, insan zihninin bilinsiz yann ve istenmeyen arzulara ilikin bilincini bastrmada kulland enerjiyi tanmamz salad. Freud, bilinsiz arzularn rts olduu srece iyi niyetin hibir anlam tamadn gsterdi; bilinli olarak iyi olduunu kastetmenin yeterli olmadn ortaya koyarak, drst grnml drstlkten-yoksunluun maskesini indirdi. O, insann iindeki derinlii, yeralt dnyasn kefeden ilk bilim adamyd, ite bundan dolay, ou ruh hekiminin onun kuramlarn ciddiye almay hl reddettii bir zamanda, onun dnceleri, sanatlar ve yazarlar zerinde bylesine byk bir etki yaratt. Ama Freud daha da ileri gitti, insann iinde ilerlikte olan, ama insann ayrdmda olmad gleri gstermekle kalmad, gereke uydurmann insan durumun ayrdna varmaktan alkoyduunu gstermekle yetinmedi; ayn zamanda bu bilinsiz glerin, yeni ve dinamik bir anlamda karakter adn verdii bir sistem iersinde btnlemi olduklarn da aklad.3 " 1920'lerde gelimeye balayan ve dirimbilim, nrofizyoloji, toplumbilimin baz ynleri gibi baz doal bilimlerde bak asn byk lde ilerleten sistem kuram temel alnrsa, Freud'un karakter kuram daha kolaylkla anlalabilir. Toplumu bir sistem olarak grme temeline dayanan Marksist toplumbilim yannda, Freud'un karakter biliminin de anlalamamasnn nedeni, pekl sistemli dnn kavranlamamas olabilir. P. Weiss, hayvan davran konusunda genel bir kuram sistemi sunmutur 114 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME Freud, bu anlay, dkl karakter hakkndaki ilk bilimsel makalesinde gelitirmeye balad (S. Freud, 1908). inatlk, ar titizlik ve cimrilik gibi belli davran zellikleri, diye belirtiyordu, ok sk olarak, bir zellikler sendromu biiminde bir arada bulunur. Dahas, her nerede bu sendrom varsa, tuvalet eitimi alannda, ans bzc kas denetimi deiikliklerinde, barsak hareketleri ve dklama ile ilikili belli davran zelliklerinde zgllkler bulunabilir. Bylece Freud'un ilk adm, bir davran zellikleri sendromu bulmak ve bu zelikleri, ocuun barsak hareketleri alanndaki (ksmen, kendini eitenlerin isteklerine bir tepki olan) davran biimiyle birletirmekti. Freud'un bundan sonraki parlak ve yaratc adm, bu iki davran kalb dizgesini, cinsel arzunun evrimiyle ilikili daha nceki bir varsayma dayanan kuramsal bir yorumla birletirmekti. ocuk geliiminin erken bir evresinde, az asl arzu ve doyum organ olmaktan ktktan sonra, ansn nemli bir ksnl blge haline geldii ve cinsel istekle ilgili ou arzularn, dky tutma ve boaltma sreci evresinde merkezlendii yolundayd bu varsaym. Freud'un vard sonu, davran zellikleri sendromunu, cinsel arzu doyumunun yceltilmesi ya da bu doyuma kar tepki gelitirme olarak veya dkllm engellenmesi olarak aklamakt. Benimsenen varsayma gre, inatlk ve cimrilik, dky tutma hazzmdan vazgemek istemeyiin yceltilmesi; ar titizlik de ocuun, her istediinde i yapma ynnde balangta sahip olduu arzuya kar tepki gelitirmeydi. Freud, o zamana dek biri/iriyle ilikisizmi gibi grnen sendromun zgn zelliinin, bir yapnn ya da sistemin bir blmn oluturduklarn gsterdi; nk bunlarn hepsi, kendini ya dorudan, ya tepki gelitirme yoluyla ya da yceltmeyle bu zelliklerde aa vuran ayn dkl cinsellikten kaynaklanyordu. Bu yolla Freud. bu zelliklerin neden enerjiyle ykl ve gerekte neden deimeye kar ok direnli olduklarn aklayabiliyordu.4 (P. Weiss, 1925). Weiss, yakn zamanda yazd iki bilimsel makalede, sistemin nitelii konusundaki grlerinin ksa ve zl bir betimlemesini yapmtr, bu betimleme, benim bildiim bilim dalna en iyi giritir (P. Weiss, 1967, 1970). Ayrca bkz. L. von Ber-talanffy (1968) ve C. W. Churchman (1968). lk bataki sendroma daha sonra eklenen zellikler, an temizlik ve dakikliktir; bunlarn ayn zamanda zgn dkl tepilere kar tepki gelitirmeler olarak anlalmalar gerekir.

4. SALDIRGANLIK ANLAYIINA RUHZMSEL YAKLAIM 115 En nemli eklemelerden birisi, azcl-sadist karakter (benim deyiimle, smrc karakter) kavramyd. Vurgulanmak istenen ynlere bal olarak, baka karakter oluumu kavramlar da vardr: rnein. yetkeci5 (sadist-mazoist) karakter, bakaldrn ve devrimci karakter, zsever ve kandayla cinsel iliki (ensest) eilimi tayan karakter bunlardandr. ounluu klasik ruhzmsel dnn bir paras olmayan bu sonraki kavramlar, birbiriyle ilgilidir ve akrlar; bunlar birletirerek, belli bir karakterin daha da eksiksiz bir tanm yaplabilir. Freud'un karakter yapsna ilikin kuramsal aklamas, eitli karakter zelliklerine enerji veren kaynan, (azcl, dkl ve reme organlaryla ilgili) cinsel arzu olduu yolundaki dnceydi. Ama cinsellik kuram bir yana braklsa bile, onun buluu, sendromlarn klinik gzlemi asndan tad nemden hibir ey yitirmez ve bu send-romlan ortak bir enerji kaynann besledii gerei, ayn lde dorudur. Karakter sendromlannn. birey ile d dnya ve kendisi arasndaki belirli iliki biimlerinden kaynaklandn ve beslendiini gsterme griiminde bulunmutum. Dahas, toplumsal kme ortak bir karakter yapsn (toplumsal karakteri) paylat srece, bir kmenin btn yelerince paylalan toplumsalekonomik koullarn, toplumsal karakteri biimlendirdiini ortaya koymaya altm (E. Fromm, 1932, 1936, 1941, 1947. 1970: E. Fromm ve M. Maccoby, 1970).6 Karakter kavramnn olaanst nemi, eski ikilemi, igd-evre ikilemini amasdr. Freud'un sisteminde, cinsel igdnn ok uysal olduu ve byk lde evresel etkilerle biimlendirildii varsaylyordu. Bylece karakter, igd ile evre arasndaki etkileimin rn olarak anlalyordu. Yalnzca Freud, btn igdleri bir tek "Bu kavram. Alman iileri ve alanlar hakkndaki bir incelemede gelitirdim (E. Fromm. 1936); s. 74'deki dipnota baknz ve aynca bkz. E. Fromm (1932. 1941. 1970). T. W. Adomo ve tekiler (1950), iilerin ve alanlarn yetkeci karakterine ilikin daha nceki bir incelemede, baz bakmlardan bu konuyu ele almlardr, ama ruhzmsel yaklamdan ve dinamik karakter kavramndan yoksun olarak. Erik H. Erikson (1964). kuram zerinde yapt son gelitirmelerden sonra. Freud ile olan ayrl ok ak olarak vurgulamakszn. tavrlar konusunda benzer bir bak asna ulamtr. Erikson, Yurok Kzlderilileri'yle ilgili olarak, karakteri cinsel saplantlarn belirlemediini gstermitir ve toplumsal etkenlerin lehine, cinsellik kuramnn temel nem tayan bir blmn reddetmektedir. 116 GDCLK, DAVRANIILIK. RUHZMLEME igdye indirgedii, yani (kendini koruma igdsnden ayr olarak) cinsellie indirgedii iin, bu yeni tutumu savunma olana vard. Eski igdclerin listesinde grdmz pek ok igd, greceli olarak sabitti: nk her davran gds, zel bir doutan drt trne balanyordu. Ama Freud'un emasnda, eitli gdleyici gler arasndaki ayrlklar, evrenin cinsel arzu zerindeki etkisinin sonucu olarak aklanyordu. O zaman, elikili bir biimde, Freud'un cinsellik kavramn geniletmesi, onun, Freud-ncesi igd kuram asndan olanakl olann ok ilerisine geerek, evresel .etkilerin kabulne kapy amasn salad. Sevgi, sevecenlik, sadistlik, mazoist-lik, tutku, merak, kayg, yarma bunlar ve baka birok drt, artk tek tek zel bir igdye deil, evrenin (esas olarak da ilk ocukluktaki nemli kiilerin) cinsel arzu araclyla yapt etkiye balanyordu. Freud, bilinli olarak, retmenlerinin felsefesine bal kald; ama bir stn-igdye ilikin varsaymyla, kendi igdc bak asn at. Cinsel arzu kuramna ncelik tanyarak, dncesini ksteklemeyi srdrd dorudur ve bu igd ykn btnyle geride brakmann zaman artk gelmitir. Bu noktada vurgulamak istediim, Freud'un igdclknn geleneksel igdclkten ok ayr ve gerekte geleneksel igdcl alt etmenin balangc olduudur. Buraya kadar yaplan tanmlama, karakterin davran belirlediini; ister sevecen, ister ykc olsun, karakter zelliinin insan belli bir biimde davranmaya ittiini ve karakterine uygun olarak hareket eden insann kendini doyuma ulam hissettiini anlatmaktadr. Gerekte,

karakter zellii, bize, bir insann nasl davranmaktan holanacan anlatr. Ama buna nemli bir koul eklememiz gerekiyor: eer elinden gelirse. Bu eer elinden gelirse ne demektir? Burada, Freud'un en temel anlaylarndan birisine dnmemiz gerekiyor. Bu, cinsel igdye dayal haz ilkesinm karsnda yer alan, kendini-koruma igdsne dayal gereklik ilkesi kavramdr. Bizi ister cinsel igd, isterse de bir karakter zelliinin kkenlendii cinsel-olmayan bir tutku ynlendirmi olsun, yapmay arzuladmz ey ile z-karmzn gerekleri arasndaki atma, byk nemini korur. Her zaman tutkularmzn srkledii biimde davrananlayz; nk hayatta kalmak iin. davranmz bir lye kadar deiime urat4. SALDIRGANLIK ANLAYIINA RUHZMSEL YAKLAIM 117 mamz gerekir. Ortalama kii, karakterinin onu yapmak istemeye ynelttii eyler ile, yle ya da byle zararl sonulardan etkilenmemek iin yapmak zorunda olduu eyler arasnda bir uzlama bulmaya alr. Kukusuz, kendini-korumann (benlik karnn) dayatt eylere bir kiinin uyma derecesi deiiklikler gsterir. An ulardan birinde, benlik karlarnn arl sfrdr; ehitler ve belli bir banaz katil tipi iin geerlidir bu. teki ar uta oportnistler yer alr: onlar iin z-kar, kendilerini daha baarl, daha tannm ya da dala rahat klabilecek her eyi kapsar. z-karlaryla ve karakter-kkenli tutkularn zgl bileimiyle belirlenen insanlar, bu iki arln arasna yerletirilebilir. Bir kiinin tutkulu zlemlerini ne lde bastrd, yalnzca kiinin kendi iindeki etkenlere deil, duruma da bamldr. Eer durum deiirse, bastrlm zlemler bilinli duruma gelir ve eyleme dntrlr. rnein, sadist-mazoist karakterli bir kii iin dorudur bu. Patronu karsnda sklm pklm olan, ama kars ve ocuklar karsnda sadiste kral kesilen insan tipini herkes bilir. Deinilmesi gereken bir baka olgu da, toplumsal durum btnyle deitiinde karakterde meydana gelen deiikliktir. Zamannda uysal, hatta arkada canls bir kii havasna brnebilen sadist karakter, sadistliin zntyle karlanacak yerde el stnde tutulduu ylgc bir toplumda bir ba belas durumuna gelebilir. Bir bakas, btn grnr eylemlerinde, sadiste davran gizleyebilir; ama te yandan bu davran, ok zor seilir bir yz anlatmyla ya da grnte nemsiz ve zararsz szlerle ortaya koyar. Karakter zelliklerinin bastrlmas, en soylu tepilerle ilgili alarak da meydana gelir. Her ne kadar isa'nn retileri, ahlaksal dnmzn bir blmn oluturmaya devam ediyorsa da, bu retilere uygun eylemlerde bulunan bir insan, genellikle ahmak ya da nevrozlu saylr. Bu nedenle, birok insan, hl, iyiliksever tepilerini, z-karca gdleniyormu gibi gstermeye almaktadr. Bu dnceler ortaya koyuyor ki, karakter zelliklerinin gdleyici gcn, deien llerle, z-kar etkilemektedir. Bu dnceler, insan davrannn ana gdsn karakterin oluturduunu, ama deiik koullar altnda z-kann gereklerince kstlanp deiime uratldn ima etmektedir. Freud'un byk baars, yalnzca davrann altnda yatan karakter zelliklerini ortaya karm olmas 118 GDCLK, DAVRANIILIK, RUHZMLEME deil; bu zellikleri incelemeye yarayan, d yorumlamas, serbest arm ve dil srmeleri gibi aralar da belirlemi olmasdr. Davranlk ile ruhzmsel karakterbilimi arasndaki temel ayrlk burada yatar. Koullandrma, yiyecek istei, gvenlik, vg, acdan kanma biiminde, z-kara seslenerek ilerliini gerekletirir. Hayvanlarda z-kar o denli gldr ki, yinelenen ve uygun aralkl pekitirmeler yardmyla, z-karn, cinsel istek ya da saldrganlk gibi teki igdlerden daha gl olduu ortaya kar. Kukusuz insan da z-karma uygun olarak davranr, ama her zaman ve zorunlu biimde deil. Sk sk en aalk ve en soylu tutkularna gre hareket eder; sk sk da sevgi, hakikat ve drstlk yolunda ya da nefret, agzllk, sadistlik ve ykclk uruna z-kann, varn, zgrln ve yaamn tehlikeye atmaya isteklidir ve atabilir. Koullandrmann insan davran iin yeterli bir aklama olamamasnn nedeni, ite bu farkllkta yatar.

zel olarak Freud'un bulgularndaki a ac yan, insann karakter sistemini oluturan gler dizgesini kavramann ve sistem iersindeki elikilerin anahtarn bulmu olmasyd. Dinamik karakter kavramnn bilinsiz srelerinin ortaya karlmas, kkl bir bulutu; nk insan davrannn kkenlerine iniyordu. Bu bulu huzursuz ediciydi, nk artk hi kimse iyi niyetlerinin ardna saklanamazd; tehlikeliydi, nk eer herkes, kendisi ve bakalar hakknda bilebilecei eyleri bilmi olsayd, toplum temellerinden sarslrd. Ruhzmlemecilik, baarl ve saygn duruma geldike, kktenci znden arnd ve genel kabul gren eyleri vurgular oldu. Bi-lindnn Freud'a vurgulanan ksmn, cinsel uralar savunmay srdrd. Tketim toplumu, (ruhzmlemeciliin etkisinden dolay deil, kendi yapsnda var olan birok nedenden dolay) Victoria devrine ait yasaklarn birouna son verdi. Kiinin kandayla cinsel iliki (ensest) eilimi gsteren zlemlerini, hadmlk korkusunu, penis imrenmesini kefetmek, artk d krkl yaratmyordu. Ama zseverlik, sadistlik, erklilik, boyun eme, yabanclama, kaytszlk, kiinin kendi btnlne bilinsizce ihanet etmesi, kiinin gereklik kavramnn yanlgl nitelii gibi bastrlm karakter zelliklerini kefetmek, kiinin btn bunlar kendisinde, toplumsal dokuda, ardn4. SALDIRGANLIK ANLAYIINA RUHZMSEL YAKLAIM 119 dan gittii nderlerde kefetmesi ite bu, gerekten bir toplumsal dinamittir. Freud, igdsel bir ilkel benlii ele almakla yetindi. Onun, insan tutkularn igdler ynnden aklamaktan baka bir yol gremedii bir zamanda, bu tutum olduka doyurucuydu. Ama o zamanlar devrimci olan bir ey. bugn gelenekidir. gd kuram, belli bir dnemde gereksinme duyulan bir varsaym olarak grlecei yerde, banaz ruhzmlemecilie giydirilen bir deli gmlei durumuna geldi ve Freud'un ana ilgi merkezi olmu olan insan tutkularna ilikin anlayn daha da gelimesini yavalatt. ite bu nedenlerden dolay, ruhzmlemecilii igdc bir kuram olarak snflandrmak, her ne kadar biimsel bakmdan doruysa da, gerekte ruhzmlemenin zyle ilikili deildir. Ruhzmle-me, esas olarak, bilinsiz uralara, dirence, kiinin znel gereksinmelerine ve beklentilerine uygun olarak gereklii arptmasna (aktar-maya), karaktere ve karakter zelliklerinde somutlaan tutkulu uralar ile kendini korumann gerekleri arasndaki atmalara ilikin bir kuramdr. Bu kitabn insan saldrganl ve ykcl sorununa yaklam, (her ne kadar Freud'un bululannn zne dayanyorsa da) ite bu gzden geirilmi anlamda ruhzmlemeci bir yaklamdr ve ne igdc ne de davran bir yaklamdr. Giderek artan sayda ruhzmlemeci, Freud'un cinsellik kuramn bir yana brakm; ama ou kez bu kuramn yerine ayn lde yetkin ve sistemli bir kuramsal dizge koyamamtr. Bunlarn kullandklar drtler, ne fizyoloji, ne insan varoluu koullar, ne de yeterli bir toplum kavram temeline gereince dayandrlmamtr. Bu ruhzmlemeciler, ou kez. Amerikan isanbiliminin kltrel kalplarmdn pek deiik olmayan, bir lde yzeysel kavramlar kullanyorlar rnein Karen Horney'in yarma kavram gibi. Buna karlk, birok ruhzmlemeci de bunlarn ou. Adolf Meyer'n etkisi altnda kalmtr, Freud'un cinsellik kuramn terk etmiler ve bana, ruhzmleyici kuramda en umut verici ve yaratc gelimelerden birisi gibi gelen bir kuram oluturmulardr. Bunlar, en bata izofrenili hastalar zerindeki incelemelerini temel alarak, kiileraras ilikilerde sregiden bilinsiz sreler konusunda gitgide derinleen bir anlaya ulamlardr. Cinsellik kuramnn snrlayc etkisinden zellikle de ilkel benlik, benlik ve st benlik kavramlarndan kurtulmu olduklar iin, bu ruhzmlemeciler, iki kii 120 tGDCLK. DAVRANIILIK, RUHZMLEME arasndaki ilikide ve ilikiye katlanlardan birisi olarak roln yerine getirirken bu kiilerin her birisinin iinde olup biten eyleri tam olarak tanmlayabiliyorlar. Bu okulun en sekin temsilcileri arasnda, Adolf Meyer'dan bakaHarry Stack Sullivan, Frieda FrommReichmann ve Theodore Lidz vardr. Bence, R. D. Laing, en derinlemesine zmlemeleri yapmay baarmtr; bunun nedeni, yalnzca, Laing'in kiisel ve znel etkenlerin derinliklerine esasl biimde inmesi deil; toplumsal duruma ilikin zmlemesinin ayn lde kktenci

olmas ve gnmz toplumunu eletirmeksizin akl banda, salkl bir toplum olarak kabul etme tutumundan annm bulunmasdr. Buraya kadar deinilenlerden baka, tekiler arasnda, Winni-cot, Fairbairn, Balint ve Guntrip adlar da, ruhzmlemenin igdsel engelleme ve denetimle ilgili bir kuram ve tedavi olmaktan kp, gerek bir iliki iersinde gerek bir benliin yeniden douunu ve serpilmesini zendiren bir kuram ve tedaviye doru gelimesini temsil ederler (H. Guntrip, 1971). L. Binswanger gibi baz varoluularn almalar, bir karlatrma yaplrsa, kiileraras srelere ilikin kesin tanmlamalardan yoksundur; bu almalarda, kesin klinik verilerin yerine, bir lde belirsiz felsef kavramlar konmutur. KNC BLM GDC TEZE KARI KANITLAR NROFZYOLOJ BU KESMDEK blmlerin amac; nrofizyoloji, hayvan ruhbilimi, fosilbilim ve insanbilim alanlarnda elde edilen ilgili verilerin, insann kendiliinden ve kendi kendini srkleyen bir saldrganlk drtsyle doutan- donatldna ilikin varsaym desteklemediini gstermektir. RUHBLMN NROFZYOLOJYLE LKS Nrofizyolojik verileri tartmaya girmeden nce, ruhbilimin. zihin biliminin sinir bilimleriyle, beyin bilimleriyle olan ilikisi konusunda birka sz sylemek gereklidir. Her bilimin kendi inceleme konusu, kendi yntemleri vardr ve her bilimin yneldii dorultuyu, uygulad yntemlerin elde ettii verilere uygulanabilirlii belirler. Nrofizyolojinin, bir ruhbilimcinin bak asna gre en zlenir olan yolda ilerlemesini ya da bunun tam kartn kimse bekleyemez. Ama her iki bilimin de yakn balant iinde bulunmalar ve birbirlerine yardm etmeleri beklenebilir. Bunun gerekleebilmesi iin her iki yann da en azndan birbirlerinin dilini anlamalarna ve birbirlerinin en temel bulgularn deerlendirmelerine olanak veren birtakm temel bilgilere sahip olmalar gerekir. Eer bu iki bilim zerinde alan kiiler bylesine yakn bir balant iinde olsalard, birisinin elde ettii bulgularn tekinin elde ettii bulgularla birletirilebilecei baz alanlarn bulunduunu anlarlard. rnein, savunucu saldrganlk konusunda durum byledir. 124 GDC TEZE KARI KANITLAR 5. NROFZYOLOJI 125 Bununla birlikte, ou durumda, ruhbilimsel ve nrofizyolojik aratrmalar ve bunlarn her birinin ilgi ereveleri birbirinden ok ayrdr ve sinirbilimciler, ykclk, sadistlik, mazoistlik ya da zseverlik1 benzeri tutkularn nrofizyolojik karlklar gibi sorunlar konusunda ruhbilimcilerin bilgi zlemini u an iin gideremezler; ruhbilimciler de nrofizyologlara pek yardmc olamazlar. yle grnyor ki, her iki bilim de belki bir gn ayn sorunlara deiik yntemlerle yaklaabilecekleri ve elde ettikleri bulgular karlkl iliki iine sokabilecekleri bir noktaya kadar geliinceye dek, her bir bilim dalnn kendi yolunda ilerlemesi ve kendi sorunlarn zmesi gereklidir. Kukusuz, bu bilimlerden herhangi birisinin, tekisi kendi varsaymlar iin olumlu ya da olumsuz kantlar ortaya koyuncaya kadar beklemesi sama olur. Bir ruhbilim kuram, ak seik nrofizyolojik kantlarla elimedii srece, bir ruhbilimci kendi bulgular konusunda yalnzca normal bir bilimsel kukuya sahip olmaldr; ancak bunun iin de bu bulgular, verilerin yeterince gzlemlenmesine ve yorumlanmasna dayanmaldr. R. B. Livingston, bu iki bilim arasndaki iliki konusunda u gzlemlerde bulunuyor: Her iki bilim dalnda da ok sayda bilim adam tam anlamyla yetitirildii zaman, ruhbilim ile nrofizyoloji arasnda gerek bir birlik kurulacaktr. Ne lde gvenli ve yararl bir birlemenin gerekleecei daha belli deildir: yine de yeni aratrma alanlar ortaya kmtr; bu alanlarda davran incelemecileri, evreye ek olarak beyni de akllca kullanabilirler ve beyin incelemecileri, davransal kavramlardan ve tekniklerden yararlanabilirler. Bu iki alan arasnda yaplan geleneksel zdeletirmelerden birou ortadan kalkyor. Bu bilim dallan arasnda varln srdren her trl dargrll, yetkicilik anlayn ve rekabeti etkin

biimde bir yana atmalyz. Biz neyin karsndayz? Yalnz iimizdeki cahilliin. Merhum Raul Hernandez Peon'un d etkinliinin nrofizyolojik karln bulmaya ynelik giriimleri. R. G. Heath'in izofreni ve sknt zerine nrofizyolojik incelemeleri ve P. D. MacLean'n paranoyaya nrofizyolojik aklamalar getirme giriimlerine iaret edilerek bu genel deyiin belirlenmesi gerekir. Freud'un nrofizyolojiye olan katksn K. Pribram incelemitir (1962). Freud'un nrofizyolojik temelinin nemi konusunda P. Ammacher'a baknz (1962); ayrca kar. R. R. Holt (1965). Yakn zamanlarda salanan ilerlemeye karn, imdilik ruhbilimde ve nrofzyolojide temel aratrma yapmak iin dnyada ok az kaynak vardr. zm gerektiren sorunlar, akllara durgunluk verecek niteliktedir. Ancak bugnk kavramlarmz deiime uratmamz yoluyla anlay ilerletilebilir. Bu kavramlar da, sras gelince, yalnz ok akllca deneysel ve kuramsal abalar araclyla deiiklie tabidir (R. B. Livingston, 1962). Birok kii. ok tutulan raporlarda bazen ileri srld zere, nrofizyologlarn insan davran sorununa birok yant getirdikleri gibi yanl bir dnceye yneltiliyor. Buna karlk, sinir bilimleri alanndaki bilginlerin ou, ok deiik bir tutum iindedir. Omurgaszlarn, elektrik balnn ve deniz memelilerinin sinir sistemleri konusunda uzman olan T. H. Bullock, Nrofizyolojik Mekanizmann Evrimi adl bilimsel makalesinde, bugnk durumda gerek soruna esasl bir katkda bulunma gcmz yadsyarak diye szlerine balyor ve renmenin sinirsel mekanizmas, igd kalplarnn fizyolojik dayana ya da hemen hibir karmak davransal davurum konusunda aslna baklrsa doru drst bilgi sahibi olmadmz belirterek szlerini srdryor (T. H. Bullock, 1961).2 Benzer biimde, Birger Kaada'da unlar belirtiyor: Saldrgan davrann merkez sinirsel rgtlenmesi hakkndaki bilgimizi ve kavramlarmz, eldeki bilgilerden ounun hayvan deneylerinden salanm olduu gerei kstlamaktadr. Bu yzden, merkez sinir sistemi ile heyecanlarn "duygu" ya da "duygulanm" ynleri arasndaki iliki konusunda hemen hemen hibir ey bilmemekteyiz. Btn btne, anlatmsal ya da davransal olgularn ve nesnel biimde kaydedilmi somut evresel deiikliklerin gzlemlenmesi ve deneysel olarak zmlenmesiyle snrl kalmaktayz. "Ama daha yaknlarda Bullock, yine bu yargsyla bal olmakla birlikte, bunu daha iyimser bir notla snrlamtr: 1958'den bu yana sinir bilimi, kavrama ve heyecanlarn denetimi gibi baz daha st ilevlerin anlalmas ynnde uzun bir yol katetmi ve henz renmenin deilse bile. arm mekanizmasnn anlalmas ynnde nemli ilerlemeler salamtr, Artk ilgili kavraylara ulama, rnein, saldrganln biyolojik temelinin ne olabileceini, hidrolik bir mekanizmann sz konusu olup olmadn ve saldrganln doutan olup olmadn syleme yolundu yryoruz (bu konuda bana yazan Dr. T. Melnechuk'la kiisel yazma). 126 IGDC TEZE KARI KANITLAR Akas, bu ilemler bile btnyle gvenilir deildir ve yaygn aratrma abalarna karn, davran bir tek bu ipularn temel alarak yorumlamak zordur (B. Kaada, 1967). En nde gelen sinirbilimcilerden birisi olan W. Penfield da ayn sonulara ulamaktadr: Zihnin nrofizyolojisi sorununu zmeyi umanlar, bir dan ete-indeki insanlara benzerler. Dan eteklerindeki tepeliklerde atklar alanlarda durmakta ve trmanmay umduklar daa bakmaktadrlar. Ama dan doruu sonsuz bulutlar iinde sakldr ve birou, doruun asla ele geirilemeyeceine inanmaktadr. Hi kukusuz, insann kendi beyni ve zihni konusunda eksiksiz anlaya ulat gn gelirse, bu onun en byk fethi, nihai kazanm olabilir. Bir bilim adamnn bilimsel almalarnda uygulayabilecei bir tek yntem vardr. Bu da doa olgularnn gzlemlenmesi, ondan sonra bu gzlemin karlatrmal zmlemeden geirilmesi ve akla uygun varsaymlarn altnda deneyle desteklenmesi yntemidir. Bilimsel yntemin kurallarna btn drstlkleriyle uyan nrofizyolog-lar, bilimsel almalarnn kendilerine bu sorular yantlama yetkisini verdiini pek ne sremeyeceklerdir (W. Penfield, I960).3 Genelde sinir bilimi ile ruhbilimi arasndaki yeniden yaknlama konusunda, zellikle de gnmz nrofizyolojisinin insan davrannn aklanmasna katk salama asndan tad

deer konusunda birok sinirbilimci u ya da bu lde kkl bir ktmserlik dile getirmitir. H. von Foerster ve T. Melnechuk4 ile H. R. Maturana ve Yalnz sinir bilimleri ve ruhbilimi deil, baka birok alann da fosilbilim, in-sanbilim, tarih, dinler tarihi (efsaneler ve kuttren biimleri), dirimbilim, fizyoloji, kalitmbilim gibi alanlarn da bir insan bilimi yaratacak biimde btnletirilmesi gerekir. nsan biliminin ana konusu insandr, ancak btn ynleri arasndaki karlkl balanty kavrarsak, onu birok alt sistemi olan karmak bir sistem iersinde meydana gelen bir sre olarak grdmz zaman anlalabilen, dirimsel ve tarihsel bakmdan evrim iinde olan btnsel bir kii olarak insandr. Davran bilimleri (ruhbilim ve toplumbilim) ,bu, Rockefeller Vakf'nn programyla yaygnlaan bir terimdir, ncelikle insann ne yaptiyla. ve yapt eyi yapmasnn nasl salanabileceiyiz ilgilenir, niin yaptiyla ve kim olduuyla deil. Bu bilimler byk lde, btnsel bir insan biliminin geliimine engel olmu ve bu geliimin yerini tutmutur. H. von Foerster ve T. Melnechuk'tan kiisel yazmalar. 5. NROFZYOLOJt 127 F. C. Varela (yaknda yaymlanacak)5 bu ktmserlii dile getirmilerdir. F. G. Worden da eletirel bir tutumla yle yazyor: Aratrmaclar bilinli olgularla daha dolaysz olarak urar hale geldike, maddeci retinin yetersizliklerinin nasl gitgide daha ok soruna yol atn ve daha iyi kavramsal sistemler bulmaya ynelik araylara neden olduunu gstermek iin sinir bilimi aratrmalarndan alman rnekler veriliyor (F.G. Worden, yaknda yaymlanacak).5 Sinirbilimcilerle yaptm birok szl ve yazl gr alveriinden edindiim izlenime gre, giderek artan sayda aratrmac, bu temkinli gr paylamaktadr. Beyin, gitgide daha ok bir btn, tek bir sistem olarak anlalmaktadr; bu yzden beynin blmlerinden bazlarna deinilerek davran aklanamaz. E. Valenstein (1968), bu gr destekleyen etkileyici veriler sunmutur. Valenstein'n ortaya koyduuna gre, alk, susuzluk, cinsellik, vb. ile ilgili olarak var olduu ileri srlen hipotalamus merkezleri, eer gerekten varsa, nceleri sanld kadar katksz deildir bir merkezin belli bir davran iin uyarlmas, bir bakasna uygun bir davran dourabilir. Bunun iin evrenin bu ikinci merkeze uygun uyaranlar salamas yeterlidir. Dr. Ploog'un (1970) gsterdii zere bir sincap maymununda odaya karlan saldrganlk (gerekte, szel olmayan tebdil iletimi), eer tehdit ikinci maymunun toplumsal astndan geliyorsa, bu ikinci maymun tarafndan inandrc saylmayacaktr. Bu veriler, beynin, hangi davran buyuracan hesaplarken birden ok gelen-uyarm esini dikkate ald o andaki genel fiziksel durum ve toplumsal evrenin, belirli bir uyarann anlamn deiime uratt yolundaki holist* grle uygunluk iindedir. Ne var ki. nrofizyolojinin insan davranlarn yeterli biimde aklama gcne ilikin kukular, zellikle son onyllarda elde edilen birok deneysel bulgunun greceli geerliliinin yadsnmas anlamna gelmez. Bu bulgular, yeniden formle edilebilir ve daha kapsaml bir gr halinde btnletirilebilir nitelikte olmalarnn yan sra. bir saldrganlk trnn, yani savunucu saldrganln anlalmas bakmndan bize nemli ipular yerecek kadar geerlidir. Elyazmalarn yaymlanmadan nce okumama izin verdikleri iin yazarlara teekkr ederim. Holizm. bir varln, kendini oluturan paralarn toplamndan ya da btnnden baka ve onu aan bir kimlie sahip olduunu savunan felsefe kuramdr. (ev.) 128 tGDC TEZE KARI KANITLAR SALDIRGAN DAVRANIIN BR TEMEL OLARAK BEYN6 Beynin ileyii ile davran arasndaki ilikinin incelenmesine byk lde Danvin'in u nermesi yn verdi: Beynin yapsn ve ileyiini, bireyin ve trn varln srdrmesi ilkesi ynetir. Nrofizyologlar, o zamandan beri, varln srdrmek iin gerekli en temel tepilerin ve davranlarn dayanaklar olan beyin blgeleri bulma konusu zerinde abalarn younlatrmlardr. Bu temel beyin mekanizmalarn beslenme, kavga, kama ve cinsel

etkinlikleri yerine getirme (P. D. MacLean, 1958) olarak adlandran MacLean'n ulat sonula genel bir uyuma sz konusudur. Kolayca anlalabilecei gibi. bu etkinlikler, bireyin ve trn fiziksel varln srdrmesi iin yaamsal lde zorunludur, (insann, fiziksel varln srdrmekten baka ve gerekletirilmesi, btnsel bir varlk olarak onun ileyii bakmndan zorunlu olan temel gereksinmelere sahip olduu, daha sonra tartlacaktr.) Saldrganlk ve ka sz konusu olunca birok aratrmacnn W. R. Hess, J. Olds. R. G. Heath, J. M. R. Delgado ve bakalarnn almalar, bunlarn beyindeki deiik sinir blgelerince denetlendiini7 ima etmektedir. rnein, etkili fke tepkisinin ve buna uygun saldrgan davran kalbnn, amigdala, yan hipotalamus, mesensefalonun baz ksmlar ve merkezdeki gri madde gibi eitli blgelerin dorudan elektrikle uyarlmasyla harekele geiriiebildii; septum, singulumun katlar ve kuyruksu ekirdek gibi baka yaplarn uyarlmasyla da engellenebilecei ortaya konmutur.8 Baz aratrmaclar,9 beynin birok zgl blmne byk bir cerrahi ustalkla elekBu tartmada yalnz en nemli ve genel kabul gren verileri sunacam. Son yirmi ylda bu alanda yaplan almalar ylesine byktr ki, ortaya kan yzlerce ayrntl soruna girmek benim uzmanlm aar; benzer biimde, metinde deinilen birok yaptta bulunabilecek geni yazndan alntlar yapmak da yararl olmayacaktr. Yukarda anlan yazarlardan bazlarna gre, denetlenme terimi olduka yetersizdir. Bunlar, tepkiyi, beynin uyarlan belirli blgeyle karlkl etkileim iindeki baka blmlerinde devam eden srelerden birisi olarak gryorlar. SNeokorteks de fke davran zerinde arlkl bir kkrtc etki yapar. K. Ac-kert'n akak kutbunun neokorteksini alarak yapt deneylere bkz. (K. Ackert, 1967). 9Kar. W. R. Hess (1954). J. Olds ve P. Milner (1954). R. G. Heath (1962). J. M. R. Delgado (1967, kapsaml bir kaynakayla 1969). Ayrca. V. H. Mark ve F. R. Ervin'in (1970). iddetli davrana deinirken yaptklar, nrofizyolojiyle ilgili temel veriler konusundaki ak, zl ve bu alandaki sradan kiilerin bile kolayca anlayabilecekleri bir betimleme ieren kitaplarna baknz. 5. NROFZYOLOJt 129 trotlar yerletirmeyi baardlar. Gzlem iin iki hatl bir balant kurdular. Bir blgeyi dk gerilimli elektrikle uyararak, hayvanlardaki ve daha sonra da insanlardaki davran deiikliklerini incelemeyi baardlar: rnein belli blgelerin dorudan elektrikle uyarlmasyla youn saldrgan davrann ortaya kn ve belli baka blgelerin uyarlmasyla da saldrganln engelleniini gsterebildiler. te yandan, fke, korku, haz, vb. gibi heyecanlar evresel uyaranlarla ya-. ratld zaman: beynin bu eitli blgelerinde meydana gelen elektriksel etkinlii lmeyi baardlar. Beynin belli blgelerinin yok edilmesiyle ortaya kan kalc etkileri de gzlemleyebildiler. Saldrganlkla ilgili sinir katmanlarndan birisine yerletirilmi bir elektrottaki elektrik yknde gerekletirilen nispeten kk bir artn nasl beklenmedik bir. denetimsiz ldrc fke patlamasna yol aabildiine ve elektrikli uyarmn azaltlmasnn ya da saldrganl nleyici bir merkezin uyarlmasnn bu saldrganl nasl ayn lde birdenbire nleyebildiine tank olmak gerekten olduka etkileyicidir. Delgado'nun. engelleyici bir blgeyi (uzaktan denetimle) uyarma yntemiyle saldrgan bir boay durdurarak yapt gzalc deney, bu ileme olduka byk bir ilgi dourmutur (J. M. R. Delgado, 1969). Bir tepkinin baz beyin blgelerinde harekete geirilmesi ve baka blgelerde engellenmesi, kesinlikle yalnz saldrganla zg deildir: ayn ikilik baka tepilerle ilgili olarak da sz konusudur. Gerekte beyin, bir ikili sistem olarak rgtlenmitir. (D ya da i) zgl uyaranlar olmadka, saldrganlk denge durumunda bulunur; nk harekete geirici ve engelleyici blgeler, birbirini nispeten kararl bir denge durumunda tutar. Ya harekete geirici ya da engelleyici bir blge yok edildii zaman, bu durum zellikle ak bir biimde grlebilir. rnein, Hcinrich Klver ve P. C. Bucy'nin (1934) klasik deneyinden yola klarak ortaya konduu zere, amigdalann yok edilmesi hayvanlar (rhesus maymunlarn, porsuklar, yaban kedilerini, sanlar ve bakalarn) yle bir dnme uratr ki, bu hayvanlar en azndan

geici olarak gl kkrtma altnda bile saldrgan, iddetli tepki yeteneklerini yitirirler.10 te yandan, hipotalamusun ventromed-yal ekirdeinin kk blgeleri gibi, saldrganl nleyici blgelerin yok edilmesi, kedileri ve sanlar srekli saldrgan duruma sokar. o. Kars. V. H. Mark ve F. R. Ervin (1970). 130 GDC TEZE KARI KANITLAR Beynin ikili rgtlenmesi kabul edilince, ortaya u belirleyici soru kmaktadr: Dengeyi bozarak ak fkeye ve ilgili iddetli davrana yol aan etmenler nelerdir? Daha nce grdmz gibi, byle bir denge bozulmasnn ortaya kabilmesinin bir yolu, (hormon ve metabolizma deiikliklerinden baka) engelleyici blgelerden herhangi birinin elektrikle uyarlmas ya da yok edilmesidir. Mark ve Ervin, bylesi bir denge bozulmasnn, beynin olaan devreselliini deitiren eitli biimlerdeki beyin hastalklarndan ileri gelebileceini de vurguluyorlar. Ama birisi deneysel olarak gerekletirilen, teki de hastalkla ilgili olan bu iki durumdan baka, dengeyi deitiren ve saldrganl harekete geiren koullar nelerdir? Hayvanlardaki ve insanlardaki doutan saldrganln nedenleri nelerdir? SALDIRGANLIIN SAVUNUCU LEV Hayvan ve insan saldrganlna ilikin gerek nrofzyolojik, gerekse ruhbilimsel yazn gzden geirince u sonu kanlmaz grnmektedir: Hayvanlarn saldrgan davranlar, varoluun devamna ya da benim daha ok yelediim syleyile, gerek birey, gerekse kendi trnn bir yesi olarak hayvann yaamsal karlarna ynelik her trden tehdide verilen bir karlktr. Bu genel tanm, birok deiik durumu iine alr. Bu durumlar iinde en belirgin olanlar, bireyin yaamna ynelik dolaysz bir tehdit ya da onun cinsellik ve beslenme gereksinmelerine ynelik bir tehdittir; daha karmak bir biim de kalabalklama durumudur. Bu, fiziksel alan gereksinmesine ve/ ya da kmenin toplumsal yapsna ynelik bir tehdittir. Ama saldrgan davrann ortaya kmas iin gerekli btn koullarda ortak olan yn, bunlarn yaamsal karlara bir tehdit oluturmasdr. lgili beyin blgelerinde saldrganln harekete geirilmesi, yaama hizmet etmek amacyla, bireyin ya da trn varln srdrmesine ynelik tehditlere bir karlk olarak meydana gelir. Bir baka deyile, hayvanlarda ve insanlarda var olduu biimiyle, kaltmsal olarak programlanm saldrganlk, biyolojik olarak uyarlanabilir, savunucu bir tepkidir. Beynin evrimine ilikin Darwin'ci ilkeyi anmsarsak, bunun byle olmas artc deildir. Varoluun devamna gz kulak olmak beynin grevi olduu iin, beyin, varoluun devamna ynelik her tehdide dolaysz tepkiler salayacaktr. 5. NROFZYOLOJI 131 Saldrganlk, kesinlikle, tehditlere kar tek tepki biimi deildir. Hayvan, varoluuna ynelik tehditlere ya fke ve saldryla ya da korku ve kala tepki gsterir. Aslna baklrsa, ka, hayvann hi kama ans bulunmamas ve dolaysyla tek are olarak dvmek zorunda kalmas dnda, daha sk ortaya kan tepki biimiymi gibi grnmektedir. Bir kedinin hipotalamusundaki belli blgeler elektrikle uyanlnca, hayvann ya saldryla ya da kala tepkide bulunduunu ilk kez ortaya karan Hess'ti. Sonu olarak Hess, bu iki davran trn, her iki tepkinin de hayvann yaamn savunmaya ynelik olduunu gstermek amacyla, savunma tepkisi snfna sokmutur. Saldr ve kan temeli olan sinir blgeleri birbirine yakndr, ama birbirinden yine de ayrdr. W. R. Hess, H. W. Magoun ve bakalar, zellikle de Hunsperger ile onun Hess laboratuvanndaki ekibi ve Romaniuk, Levinson ile Flynn tarafndan yaplan nc niteliindeki incelemeleri, bu soruna ilikin ok kapsaml almalar izlemitir.11 Bu eitli aratrmaclarn ulatklar sonular arasnda ayrlklar bulunmasna karn, bunlar Hess'in temel bulgularn dorulamaktadr. Mark ve Ervin, bugnk bilgi dzeyini aadaki paragrafta zetliyorlar: Hangi trden olursa olsun her hayvan, yaamn tehdit eden bir saldrya, iki davran

kalbndan birisiyle tepki gsterir: ya kaarak ya da saldrganlk ve iddetle yani kavgayla. Beyin herhangi bir davran ynlendirirken her zaman bir birim olarak hareket eder; sonu olarak, birbirine benzemeyen bu iki kendini-koruma kalbn balatan ve snrlayan beyin mekanizmalar, beynin btn teki ksmlaryla olduu kadar, birbirleriyle de yakndan balantldr. Ve bunlarn uygun biimde ilev grmesi, birok karmak ve ok duyarl dengeli al sistem arasnda uyum bulunmasna baldr (V. H. Mark ve F. R. Ervin, 1970). Ka gds Savunma tepkileri olarak kavga ve kala ilgili veriler, igdc B. Kaada'nn bu incelemelerle ilgili ayrntl deerlendirmesine baknz (1967). 132 GDC TEZE KARI KANITLAR 5. NROFZYOLOJ 133 saldrganlk kuramnn deiik bir k altnda grnmesine neden olmaktadr. Kama tepii, hayvan davrannda nrofizyolojik ve davransal bakmdan kavga etme tepiinden daha byk olmasa da. onunla ayn dzeyde rol oynar. Nrofizyolojik bakmdan, her iki tepi de ayn biimde birletirilir; saldrganln katan daha doal olduunu sylemek iin hibir gereke yoktur. yleyse neden igd-cler, doutan gelme ka tepiinden ok doutan saldrganlk tepi-lerinin younluundan sz etmektedirler? Igdclerin kavga tepiine ilikin mant ka tepiine evril-seydi, u tr bir yargya varlrd: insana, doutan bir kama tepii yn verir; insan bu tepiyi mantyla denetlemeye alabilir, ama 'ka igds'nn gcn dizginlemeye yarayabilecek birtakm yollar bulunabilse bile. bu denetimin nispeten etkisiz olduu anlalacaktr. Dinsel grlerden tutun da Lorenz'in bilimsel almalarna kadar, toplumsal yaamn en ar sorunlarndan birisi olarak doutan insan saldrganlna verilmi olan arlk gz nne alnnca, insann denetlenemez ka igds evresinde odaklasan bir kuram garip grnebilir. Ama bu, nrofizyolojik bakmdan, denetlenemez saldrganlk kuram kadar tutarldr. Gerekte, biyolojik bir adan bakldnda, kan kendini-korumaya kavgadan daha iyi hizmet ettii grlr. Aslnda siyasal ve askeri nderlere bu o kadar garip deil, daha ok mantkl gelebilir. Onlar, insan doasnn kahramanla eilimli grnmediini, insan kavgaya yneltmek iin ve yaamn kurtarmak amacyla kap gitmekten alkoymak iin birok nlemin alnmas gerektiini deneyimleriyle bilirler. Tarih incelemecisi, ka igdsnn, en azndan kavga igds kadar gl bir etken olduunun kantlanp kantlanmad sorusunu ortaya atabilir. Tarihin, igdsel saldrganlktan ok, insann ka igdsn bastrma giriimleriyle belirlendii sonucuna ulaabilir, insann toplumsal dzenlemelerinden ve dnsel abalarndan byk bir ksmnn bu amaca balanm olduu yolunda bir yorum yapabilir, insanda, nderlerinin stn zeksna kar korkuyla kark bir sayg duygusu oluturmak ve onu onurun deerine inandrmak iin insann lmle tehdit edilmesi gerekliydi, insanlar, bir korkak ya da bir hain olarak damgalanma korkusuyla' rktlmeye allyordu ya da" yalnzca iki ile veya ganimet ve kadn umuduyla sarho ediliyordu. Ka tepiinin bastrlmasnn ve kavga tepiinin grnteki baatlnn, byk lde, biyolojik etkenlerden ok kltrel etkenlerden ileri geldiini tarih zmlemeleri ortaya koyabilir. Bu yorumlar. Homo aggressivus anlay lehine olan etolojik yanll belirtmek amacna yneliktir yalnzca; hayvan ve insan beyninin, bireyin ya da trn varln srdrmesine ynelik tehditlere karlk olarak saldrgan davran (ya da ka) harekele geiren yapsal sinir mekanizmalarna sahip olduu ve bu tip saldrganln biyolojik olarak uyum salayabilir nitelikte olup yaama hizmet ettii yolundaki temel gerek ortada durmaktadr. YAMACILIK VE SALDIRGANLIK ok byk kafa kanklma yol aan bir baka saldrganlk tr daha vardr: yamac (yrtc) kara hayvanlarnn saldrganl. Zoolojik bakmdan bu hayvanlar aka tanmlanmtr; bunlar kedi, srtlan, kurt ve ay12 familyalarndan oluur.

Yamac saldrganln nrolojik temelinin savunucu saldrganln nrolojik temelinden ayr olduunu gsteren deneysel kantlar hzla oalmaktadr.13 Lorenz, etolojik bak asndan ayn noktay belirtmitir: Avcnn gds, esas olarak, kavgacnn gdsnden farkldr. Aslann yere serdii yaban sr, onun saldrganln kilerde asl durduunu yeni grdm itah ac hindinin benim saldrganlm kkrtt kadar az kkrtr. Bu isel drt/erdeki farkllklar, hayvann anlatmsal hareketlerinde aka grlebilir: avlanm bir tavan yakalamak zere olan bir kpek, efendisine kuyruk sallarken ya da zledii iyi bir davran beklerken gsterdii heyecanl, mutlu "Aylar bu snfa sokmak zordur. Baz aylar her eyi (hem ot. hem et) yer; bunlar, daha kk ya'da yaral hayvanlar ldrr ve etini yer ama rnein aslanlarn yapt gibi, bunlar sinsice avlamaz. te yandan, an iklim koullan altnda yaayan kutup ays, ldrmek amacyla ay baldanna gizlice yaklaarak onlan avlar ve yer: bu yzden de gerek bir yamac saylabilir. "Bu nokta. Mark ile Ervin (1970) tarafndan vurgulanm ve hipotalamusun yan ksmndaki zgl blgeyi uyararak, gzlemcilere, bir hayvann avna sinsice sokulmasn ya da avlamasn anmsatan davranlar elde eden Egger ve Flynn'm incelemeleriyle ortaya konmutur (M. D. Egger ve J. P. Flynn, 1963). 134 GDC TEZE KARI KANITLAR anlatm trnn aynsn gsterir. ok gzel birok fotorafta, ok gibi frlamadan nceki dramatik hareketini yapan aslann kesinlikle kzgn olmad grlebilir. Hrlama, kulaklar geriye ksma ve kavga davrannn ok iyi bilinen baka anlatmsal hareketleri, yrtc hayvanlarda, ancak bu hayvanlar vahice direnen bir avdan ok korktuklar zaman grlr ve o zaman bile, anlatlmak istenen eyler yalnzca ima edilir (K. Lorenz, 1966). K. E. Moyer, eitli saldrganlk trlerinin temellerine ilikin eldeki verileri esas alarak, yamac saldrganl teki saldrganlk tiplerinden ayrmtr ve u sonuca ulamaktadr: Bu (yamac) saldrganln nrolojik temelinin, teki trlerin nrolojik temelinden ayr olduunu gsteren deneysel kantlar hzla oalmaktadr (K. E. Moyer, 1968). Yamac davran, savunucu saldrganln dayanandan ayn, kendine ait nrofizyolojik dayanaa sahip olmakla kalmaz, davrann kendisi de farkldr. Bu davran fke gstermez ve ka davranyla yer deitiremez; ama amala belirlenmitir, kesin bir hedefe yneliktir ve erein gerekletirilmesiyle ^-yiyecein elde edilmesiyle gerilim sona erer. Yama igds, btn hayvanlarda ortak olan savunmaya zg deil, morfolojik olarak bu i iin donatlm belli hayvan trlerinde ortak olan. yiyecek-bulmaya zg bir igddr. Yamac davran saldrgandr elbette;14 ama bu saldrganln, bir tehditle kkrtlan fkeyle balantl saldrganlktan farkl olduu aynca belirtilmelidir; Bu tr saldrganlk, bazen arasal saldrganlk, bir baka deyile, zlenen bir eree ulamann hizmetindeki saldrganlk olarak adlandrlan saldrganla yakndr. Yamac olmayan hayvanlar bu tr saldrganlktan yoksundur. Savunucu ve yamac saldrganlk arasndaki ayrlk, insan saldrganl sorunu asndan nemlidir; nk insan kaltmsal bakmdan yamac olmayan bir hayvandr ve bu yzden onun saldrganl, nrofizyolojik kkenleri sz konusu edildiinde, yamac trden deBirok yamac hayvann rnein kurtlarn kendi trlerine kar saldrgan olmamalar nemli bir gerektir. Yalnzca birbirlerini ldrmemeleri anlamnda deil bu durum, Lorenz'in yapt gibi, bu hayvanlann yrtc silahlarn kullanmay trn varoluu yararyla snrlandrmak zorunda bulunmalarndan ileri geldii sylenerek yeterince aklanabilir, birbirleriyle olan toplumsal ilikilerinde ok dosta ve tatllkla davrandklar anlamnda da bu gerek geerlidir. 5. NROFIZYOLOJ 135 ildir. insandaki di sisteminin, meyve ve sebze yiyen atalarnn di biimini hl koruyan insann et yeme alkanlktan iin pek uygun olmad anmsanmaldr, insandaki sindirim sisteminin, bir etoburun deil bir otoburun btn fizyolojik damgalarn tadn belirtmek de ilgintir (J. Napier, 1970). ilkel avclarn ve yiyecek toplayclarn bile beslenme dzeni,

yzde 75 otul ve ancak yzde 25 ya da daha az oranda etildi.15 I. DeVore'a gre: Eski Dnya primatlarnn tm esas olarak otul bir beslenme dzenine sahiptir. Kuzey Kutbu yresindeki Eskimolar dnda, bugn de varln srdren en ilkel ekonomik rgtlenmeye sahip insanlarn tm dnyann arta kalan avc-yiyecek toplayclar iin de bu durum geerlidir. ada Bumanlar' (Gney Afrika'da yaayan avc-gebe bir halk ev.) inceleyen gelecein arkeologlar, her ne kadar Bumanlar'a ait ok balaryla birlikte bulunan krma talarnn ilii karmak iin kemikleri ezmekte kullanld sonucunu karabilirlerse de, gerekte bu talar, kadnlar tarafndan, Buman ekonomisinin yzde O'ini oluturan kabuklu yemileri krarak amakta kullanlyordu (I. DeVore, 1970). Bununla birlikte, hayvanlardaki ve dolayl olarak insandaki doutan saldrganln gcne ilikin varsayma, belki de hibir ey, yamac hayvan imgesinden daha byk katkda bulunmamtr. Bu yanlln nedenlerini bulmak iin ok uzaklara gitmemiz gerekmez. insan, binlerce yldan beri, kendini kpek ve kedi gibi evcil-letirilmi yrtc (yamac) hayvanlarla evirmitir. Gerekte, insann bunlar eitme nedenlerinden birisi udur: insan, kpei, baka hayvanlar avlamas ve tehdit edici insanlara saldrmas iin kullanr; kediyi, fareleri ve sanlar yakalamas iin kullanr. te yandan insan, koyun srlerinin balca dman olan kurdun ya da tavuklarn yiyip bitiren tilkinin saldrganlndan etkilendi.16 Nitekim, insann, gr alannn en yaknnda bulunmas iin setii hayvanlar yrtc hayvanlar olmutur ve insan, yamac saldrganlk ile savunucu saldrganlk arasnda pek bir ayrm yapamamtr; nk sonulan bakmndan her tr. insann ne srlen yamac zellikleri sorunu btnyle 7. Ksmda tartlacak Insan arkadalarna kar bir kurt olarak tanmlayan Hobbes'un koyun yetitiren bir lkede yaam olmas rastlant olmayabilir. Krmz Balkl Kk Kz gibi, tehlikeli kurtla ilgili masallarn kkenini ve yaygnln bu k altnda irdelemek ilgin olurdu. 136 IGD TEZE KARI KANITLAR I iki saldrganlk tr de ldrmeyle biter. nsah bu hayvanlar kendi yaam evrelerinde gzlemleme ve onlarn kendi aralarndaki toplumsal ve dosta tutumlarn deerlendirme olanana da sahip deildi. Nrofizyolojik kantlarn irdelenmesine dayal olarak ulatmz sonu, en sekin saldrganlk aratrmaclarndan ikisinin. J. P. Scott ve Leonard Berkowitz'in ileri srdkleri sonula temelde ayndr; ama bu aratrmaclarn kuramsal ilgi ereveleri benimkinden farkldr. Scott yle yazmaktadr: Kavga etme uyarmnn bulunmad bir evrede yaama ansna sahip olan bir kii, hi kavga etmedii iin, fizyolojik ya da sinirsel hasar grmeyecektir. Bu. isel metabolizma srelerinin belirli fizyolojik deiikliklere yol at ve bu deiikliklerin de sonunda, d evrede herhangi bir deiiklik olmakszn, al ve yemek yeme uyarmn ortaya kard beslenme fizyolojisinden ok farkl bir durumdur (J. P. Scott, 1958). Berkowitz, kaltmsal olarak iletilebilen saldrganlk enerjisinden ok, bir elektrik andan, belli uyaranlara saldrgan bir biimde tepki gstermeye hazr olutan sz eder (L. Berkowitz, 1967). Buraya kadar tarttm sinir bilimleriyle ilgili veriler, saldrganlk trlerinden birisine yaam koruyucu, biyolojik olarak uyarlanabilir, savunucu saldrganla ilikin anlayn oturmasna yardmc olmutur. Bu veriler, insann, yaamsal karlarna ynelik tehditlerce harekete geirilen gizil bir saldrganlkla donatldnn ortaya konmas asndan yararl olmutur. Bununla birlikte, bu nrofizyolojik verilerden hibiri, insann ayrc zellii olan ve teki memelilerle paylamad saldrganlk biimini ele almamaktadr: Bu saldrganlk biimi, insann, herhangi bir gereke olmakszn, kendi bana bir ama olarak: yaam savunma uruna gdlen bir ama deil, kendi bana zlenir ve haz verici bir ama olarak ldrme ve ac verme eilimi gstermesidir. Sinir bilimleri, (beyin hasarnn yol at tutkular hari) bu tutkular incelemeye girimemitir; ama Lorenz'in igdc-hidrolik yorumunun, beynin ileyii konusunda ou

sinirbilimcilerin kabul ettii modele pek uymad ve nrofizyolojik kantlarca desteklenmedii rahata belirtilebilir. HAYVAN DAVRANII DENEYSEL verilerin, igdc saldrganlk kuramnn geerliliinin salanmasna katkda bulunabilecei ikinci eletirel alan, hayvan davran alandr. Hayvan saldrganlnn farkl tipe ayrlmas gerekir: (1) yrtc saldrganlk, (2) tr-ii saldrganlk (ayn trden hayvanlara kar saldrganlk), (3) trleraras saldrganlk (farkl trden hayvanlara kar saldfganlk). Daha nce gsterildii gibi.- hayvan davran incelemecileri arasnda (Lorenz dahil) yrtc saldrganlktaki davransal kalplarn ve nrolojik srelerin teki hayvan saldrganl tiplerine benzemedii, bu yzden de ayr olarak ele alnmas gerektii konusunda gr birlii vardr. Tr-ii saldrganlk sz konusu edilince, hayvanlarn, savunma iinde olmalar, yani kendilerini tehdit altnda hissetmeleri ve kaa-mamalan hari, baka trlerin yelerini pek seyrek olarak yok ettiklerini ou gzlemciler kabul etmektedirler. Bu durum, hayvan saldrganl olgusunu, esas alarak tr-ii saldrganlkla, yani Lorenz'in nemle ele ald bir olgu olan, ayn trden hayvanlar arasndaki saldrganlkla snrlandrr. Tr-ii saldrganlk u ayrc zelliklere sahiptir: (a) Memelilerin ounda bu saldrganlk kanl deildir; ldrmeyi, yok etmeyi ya da ikence etmeyi amalamaz, esas olarak uyar grevi yapan tehdit edici bir durum altr. Genel olarak, memelilerin ounda bol bol da lama, ekime ya da tehdit etme davran gryoruz: ama insan davrannda rastladmz gibi. kanl kavgaya ve yok etmeye ok az rastlyoruz, (b) Yalnzca belli bceklerde, balklarda, kularda ve memeliler arasnda da sanlarda, ykc davran yaygn biimde rlr, (c) Tehdit edici davran, hayvann, yaamsal karlarna bir 138 GDC TEZE KARI KANITLAR I 6. HAYVAN DAVRANII 139 tehdit olarak grd eylere kar gsterdii bir tepkidir; bu yzden de savunucu saldrganlka ilikin nrofizyolojik anlay erevesinde savunmaya yneliktir, (d) ou memelilerde, boalmak iin az ok uygun bir ortam buluncaya kadar engellenmi durumda kalan kendiliinden bir saldrganlk tepii bulunduunu gsteren hibir kant yoktur. Hayvan saldrganl savunmaya ynelik olduu srece, kaltmsal olarak kalplanm belli sinir yaplarna dayanr; hidrolik modeli sa-vunmasayd ve insan ykclyla zalimliini, doutan ve kkeni savunucu saldrganlkta bulunan eyler olarak aklamasayd, Lorenz'in tutumu hibir ekilde tartma konusu olmazd. Bir kitle katliamcs ve sadist olan tek memeli hayvan insandr. Bunun neden byle olduu sorusunu yantlamak bundan sonraki ksmlarn amacdr. Hayvan davranna ilikin bu tartmada ben, birok hayvann kendi tryle kavga ettiini ama paralayc olmayan, ykc olmayan bir biimde kavga ettiini ve genelde memelilerin, zel olarak da insan-ncesi primatlarn yaamna ilikin verilerin, insann bunlardan kaltm yoluyla devrald varsaylan doutan bir ykclkn varln gstermediini ayrntlaryla ortaya koymak istiyorum. Gerekten, eer insan tr, kendi doal yaam evresinde yaayan empanzelerdeki doutan saldrganlkla hemen hemen ayn dzeyde bir doutan saldrganla sahip olmu olsayd, olduka barl bir dnyada yaardk. TUTSAKLIK KOULLARI ALTINDA SALDIRGANLIK Hayvanlar arasndaki, zellikle de primatlar arasndaki saldrganl incelerken, bunlarn kendi yaam evreleri iinde yaarken gsterdikleri davranlar ile tutsaklk koullan altndaki, yani esas olarak hayvanat bahelerindeki davranlar arasnda bir ayrm yaparak ie balamak nemlidir. Gzlemlerin ortaya koyduuna gre, yaban ortam iindeki primatlar ok az saldrganlk gsterirler, oysa hayvanat bahesindeki primatlar ar bir ykclk ortaya koyarlar. Bu ayrm, insan saldrganlnn anlalmas asndan temel nem tar; nk insan, bu

zamana kadarki tarihinde, t.. 5.000 ylna kadar olan avclarla yiyecek toplayclar ve ilk tarmclar hari, kendi doal yaam evresi iinde pek yaamamtr. Uygarlam insan, her zaman Hayvanat Bahesinde yani eitli dzeylerde tutsaklk ve zgrlkten yoksunluk altnda yaamtr ve bu, en ileri toplumlarda bile hl dorudur. Hayvanat bahesindeki primatlara ilikin ok iyi incelenmi birka rnekle balayacam. Belki de bunlann iinde en ok bilinenler, Solly Zuckerman'n 1929 - 30 yllannda Regents Park'taki Londra Hayvanat Bahesi'nde (Maymun Tepesi) inceledii hamadryas babunlardr. Bu maymunlann iinde bulunduklar alan 30 metre uzunluunda, 18 metre geniliindeydi ve hayvanat bahesi llerine gre geniti; arria yaam evrelerinin doal geniliiyle karlatnldnda an lde kkt. Zuckerman, bu hayvanlar arasnda ok byk gerilim ve saldrganlk gzlemledi. Gl olanlar, zalimce ve acmaszca zayf olanlar bask altnda tutuyordu ve anneleri bile yavrularnn elinden yiyecek anyordu. En ok madur olanlar, kavgalar srasnda zaman zaman yaralanan ya da kazayla ldrlen diiler ve yavrulard. Zuckerman, bir erkek zorbann, bir bebek maymuna kastl olarak iki kez saldrdn grd ve bu kk maymun akamleyin l bulundu. Altm bir erkekten sekizi kavgalarda lrken, baka birou da hastalktan ld (S. Zuckerman, 1932). Hayvanat bahesindeki primatlarn davranlarna ilikin baka gzlemler, Hans Kummer (1951)1 tarafndan Zrih'te ve Vernon Reynolds (1961)1 tarafndan ingiltere'nin Whipsnade kentinde yapld. Kummer, babunlan, alan 15x27 metre olan kapal bir yerde tuttu. Zrih'te ar yaralara yol aan ciddi srmalar ok yaygnd. Kummer, Zrih Hayvanat Bahesi'nde bulunan hayvanlar arasndaki saldrganlk ile daha nce Etiyopya'da inceledii yaban ortam iinde bulunan hayvanlar arasndaki saldrganl ayrntl bir karlatrmadan geirdi ve hayvanat bahesindeki saldrgan hareketlerin olu sklnn yaban topluluklanndakine oranla, diilerde dokuz kat, yetikin erkeklerde de on yedi buuk kat daha fazla olduunu ortaya kard. Vernon Reynolds, her bir kenar yalnz yaklak on metre olan sekizgen bir evrik alan iindeki yirmi drt rhesus maymununu inceledi. Hayvanlann kapatld alan, Maymun Tepesi'ndeki alandan daha kk olmakla birlikte, saldrganlk derecesi o kadar an deildi. Yine de yaban ortamnda olduundan daha ok iddet vard; birok hayvan yaraland 1C. ve W. M. S. Russe'n yaptklar alnt (1968). 140 IGDC TEZE KARI KANITLAR ve diilerden birisi yle kt sakatland ki bu hayvan vurulmak zorunda kalnd. Rhesus maymunlar (Maaca mulata) zerine yaplan eitli incelemeler, zellikle C.H. Southwick'in (1964), ayrca C. H. Southwick, M. Beg ve M. Siddiqi'nin (1965) yaptklar incelemeler, evresel koullarn saldrganlk zerindeki etkisi bakmndan son derecede ilgintir. Southwick, evresel ve toplumsal koullarn, tutsaklk iinde bulunan rhesus maymunlarndaki atmah davrann, (bir baka deyile, atmaya tepki olarak ortaya kan davrann) biimi ve skl zerinde her zaman byk bir etki yaptn ortaya karmtr. Southwick'in incelemeleri, evresel deiiklikler, yani belli bir alandaki hayvan says ile toplumsal deiiklikler, yani var olan bir kmeye yeni hayvanlarn katlmas arasnda ayrm yapma olana vermektedir. Southwick'in ulat sonuca gre, alann daralmas saldrganln artmasna neden olur; ama yeni hayvanlarn katlmasyla toplumsal yapda meydana gelen deiiklikler, karlkl saldrganlk eylemlerinde, evresel deiikliklerden ok daha byk artlara yol aar (C. H. Southwick, 1964). Alann daralmasyla artan saldrganlk, baka birok memeli tr arasnda daha saldrgan davranlara yol amtr. L. H. Matthews, bu konudaki yazn inceleyerek ve Londra Hayvanat Balesi'nde yapt kendi gzlemlerine dayal olarak, memeliler arasnda, kalabalklama koullar altnda bulunmalar hari, lmle biten hibir kavga olayna rastlayamadn belirtmektedir (L. H. Matthews, 1963). Sekin bir hayvan davran aratrmacs olan Paul Leyhausen, hep birlikte dar bir alana kapatldklar zaman kediler arasndaki greceli hiyerarinin bozulmasnn oynad rol vurgulamtr. Kafesler ne denli kala-balksa, greceli hiyerari de o denli dk dzeydedir. Sonunda bir despot ortaya kar, 'paryalar' belirir ve bunlar, btn tekilerin yaptklar srekli ve kaba saldrlarla lgnla ve her trden

doal-d davrana srklenir. Topluluk, kinci bir gruh haline gelir. Hayvanlarn hepsi de ok seyrek gever, asla huzur iinde grnmezler ve srekli tslama, hrlama, hatta kavga vardr (P. Leyhausen, 1956).2 Sabit beslenme merkezlerinde meydana gelen geici kalabalklama bile, saldrganln artmasna yol amtr. 1952 knda C. Ca-t "Ayrca kar. P. Leyhausen'm kalabalklamaya ilikin tartmas (1965), zellikle kalabalklamann insan zerindeki etkilerine ilikin tartmas. 6. HAYVAN DAVRANII 141 bot, N. Collias ve R. C. Guttinger adl Amerikal bilim adam (aktaranlar C. ve W. M. S. Russell, 1968), Wisconsin'deki Flag Nehri yaknlarnda geyikleri gzlemlediler ve ekime dzeyinin, sabit durak alanndaki geyik saysna, yani geyiklerin younluuna bal olduunu buldular. Blgede yalnz be ile yedi arasnda geyik bulununca, her saat geyik bana yalnz bir srtme grlyordu. Yirmi ile otuz arasnda geyik bulununca, bu oran her saat geyik bana 4,4 ekimeydi. Amerikal dirimbilimci J. B. Calhoun (1948), yaban sanlar konusunda benzer gzlemler yapmtr. Bol*bol yiyecek kayna bulunmasnn, kalabalklama koullar altnda, saldrganln artmasn nleyemediini kantlarn ortaya koyduunu belirtmek nemlidir. Londra Hayvanat Bahesi'ndeki hayvanlar iyi besleniyordu; yine de kalabalklama, saldrganln artmasna yol ayordu. Rhesus maymunlar arasnda, yzde 25'lik bir yiyecek azalmasnn bile, Southwick-'in gzlemlerine gre, atmah karlkl-etkileimlerde hibir deiiklie yol amadm ve yzde 50'lik bir azalmann, gerekte, atmah davranta nemli bir azalmaya neden olduunu3 belirtmek de nemlidir. yle grnyor ki. tutsaklk koullan altndaki primatlarda artan saldrganla ilikin incelemelerden kan sonu teki memeliler hakkndaki incelemeler de ayn sonucu ortaya koymutur. iddetin artmas iin ana koulun kalabalklama olduudur. Bununla birlikte, kalabalklama yalnzca bir yaftadr ve olduka yanltc bir yaftadr: nk kalabalklamadaki hangi etkenlerin saldrganlkta meydana gelen bu arttan sorumlu olduunu bize gstermez. Asgari dzeyde bir zel alan iin doal bir gereksinme mi vardr?4 Kalabalklama, hayvan, yeni eyler bulmaya ve zgr harekete duyduu doutan gereksinmeyi yerine getirmekten alkoyar m? Kalabalklama, hayvann vcuduna ynelik olan ve hayvann saldrganlkla tepki gsterdii bir tehd.it olarak m hissedilir? Bu sorular, ancak daha ileri incelemelere dayanlarak eksiksiz biimde yantlanabilmekle birlikte, Southwick'in bulgular, kalabalklamada, birbirinden ayr tutulmas gereken en az iki farkl "insanlar arasnda da alk koullarnn saldrganl artrmaktan ok azaltt benzer olgulara rastlanabilir. Kr. T. E. Hall'un insann alan gereksinmesine ilikin ilgin incelemeleri (1963, 1966). 142 GDC TEZE KARI KANITLAR enin bulunduunu ortaya koyuyor. Bunlardan birisi alann daralmas, teki de toplumsal yapnn' yklmas'a. Gruba yabanc bir hayvann katlmasnn, ounlukla, kalabalklamadan da daha byk saldrganla yol at konusunda Southwick'in daha nce deindiimiz gzlemi, ikinci etkenin nemini ak biimde kantlamaktadr. Elbette, sk sk iki etken birden varln srdrr ve bu ikisinden hangisinin saldrgan davrann sorumlusu olduunu belirlemek zordur. Hayvan kalabalklamasnda bu etkenlerin zgl bileimi nasl olursa olsun, bunlardan her birisi saldrganlk retebilir. Alann daralmas, nemli yaamsal ilevler olan ve ancak hayvan kendi yiyeceini bulmak zorunda olduu zaman geliebilen hareket, oyun ve yeteneklerini uygulama ilevlerinden hayvan yoksun brakr. Bu yzden, alandan yoksun braklm hayvan, yaamsal ilevlerindeki bu azalmann kendini tehdit ettiini hissedebilir ve

saldrganlkla tepki gsterebilir. Southwick'e gre, bir hayvan topluluunun toplumsal yapsnn bozulmas daha da byk bir tehdittir. Her hayvan tr, kendi trne zg bir toplumsal yap iersinde yaar. Hiyerarik olsun ya da olmasn, bu yap, hayvann davrannn uyarland balant erevesidir. Uygun bir toplumsal denge, hayvann var oluu iin zorunlu bir kouldur. Bu dengenin kalabalklama nedeniyle bozulmas, hayvann var oluuna ynelik ok byk bir tehdittir ve saldrganln savunucu rol kabul edildiine gre, beklenecek sonu, zellikle de ka olanaksz olduu zaman, youn saldrganlktr. Zuckerman'n babun maymunlar arasnda grld gibi, bir hayvanat bahesindeki yaam koullarnda kalabalklama meydana gelebilir. Ama genellikle, bir hayvanat bahesindeki hayvanlarn says pek kalabalk deildir; yine de bu hayvanlar alann kstl olmasndan rahatszlk duyarlar. Her ne kadar iyi beslenseler ve korunsalar da, tutsak hayvanlarn yapacak hibir eyleri yoktur. Btn fizyolojik gereksinmelerin giderilmesinin, bir hayvana (ve insana) rahatlk duygusu vermek iin yeterli olduuna inanlrsa, bu hayvanlarn hayvanat bahesindeki yaamlar onlar ok honut klmaldr. Ne var ki bu asalaka yaam, bedensel ve aklsal yeteneklerini etkin biimde aa vurmalarna olanak veren uyaranlardan onlar yoksun klar; bu yzden bu hayvanlar sk sk skntl, anlamsz ve duyarsz hale gelirler. A. Kortlandt'n bildirdiine gre yaban ortamnda yaayan empanzeler arasndaki yalca empanzeler, genellikle yllar getike gitgide daha 6. HAYVAN DAVRANII 143 anlamsz ve bo bir grne brnen hayvanat bahesi empanzelerinin tersine, daha canl, her eyle daha yakndan ilgili ve daha insans grnyorlard (A. Kortlandt, 1962).5 S. E. Glickman ve R. W. Sro-ges da (1966) hayvanat bahesi kafeslerinin getirdii hi deimeyen anlamsz uyaran dnyasndan ve bunun sonucu olan skntdan sz ederek ayn noktaya parmak basmaktadrlar. nsan Saldrganl ve Kalabalklama Kalabalklama, hayvan saldrganlnn nemli bir kouluysa, bunun insan saldrganlnn da nemli bir kayna olup olmad sorusu kendiliinden ortaya kmaktadr. Bu fikir geni lde savunulmaktadr ve bakaldr, iddet ile nevrozlar gidermenin, insan toplumlarnda say dengesini kurmaktan ve bu sayy en uygun dzeyde tutmak iin hzla etkili aralar bulmaktan baka bir yolu olmadn ne sren P. Leyhausen tarafndan dile getirilmitir (P. Ley-hausen, 1965).6 Kalabalklama ile nfus younluu arasnda yaplan ve ok tutulan bu zdeletirme byk karklk yaratmtr. Leyhausen, ar yalnlatrc ve tutucu yaklamyla, ada kalabalklama sorununun iki yne sahip olduu gereini gzard etmektedir. Bu ynler, (1) yaayabilir bir toplumsal yapnn (zellikle dnyann sanayilemi blgelerinde) yklmas ve (2) ncelikle dnyann sanayilememi blgelerinde, nfus bykl ile bu nfusun var oluu iin gerekli ekonomik ve toplumsal temel arasndaki oranszlktr. insan, iinde kendine ait bir yer kaplad ve bakalaryla olan ilikilerinin nispeten istikrarl durumda bulunduu, genel kabul gren deerler ve fikirlerle desteklendii bir toplumsal sisteme gereksinme duyar. Modern sanayi toplumunda meydana gelen gelime, geleneklerin, ortak deerlerin ve bakalaryla olan gerekten toplumsal nitelikli kiisel balarn byk lde ortadan kalkmasdr. Modem kitle insan, bir kalabaln paras olsa bile, yaltlanm ve yalnzdr; bakaBuna bir mek, bedensel ynden daha gen maymunlardan ok aa olmasna karn kmenin nderliini srdren gm-tyl bir yal empanzedir; akas, zgrlk iindeki yaam, ok eitli btn uyaranlanyla birlikte, bu empanzede, ona nder olma yeterlii kazandran bir tr bilgelik gelitirmiti. Ayn tez, C. ve W. M. S. Russell tarafndan da dile getirilmitir (1968; 1968a). 144 GDC TEZE KARI KANITLAR laryla paylaabilecei hibir inanc yoktur: iletiim aralarndan edindii yalnzca sloganlar ve ideolojilerdir. Bu insan, ou kez ayn zamanda uzlamaz nitelikte de olsa. yalnz ortak

karlarn ve czdan bann bir arada tuttuu bir atom (birey = blnmez'in Yunanca karl) haline gelmitir. Emile Durkheim (1897). bu olguyu ano-mie (toplumsal zlme) olarak adlandrm ve bunun, sanayilemenin artna kout olarak artan intiharlarn balca nedeni olduunu ortaya karmtr. Durkheim, toplumsal zlme terimiyle, gerekten ortaklamac btn rgtlenmelerin devlet karsnda ikincil duruma dmesi ve gerekten toplumsal nitelikteki yaamn btnyle ortadan kalkmas gereinden dolay, btn geleneksel toplumsal balarn kopuunu anlatmak istemitir. O, modern siyasal devlette yaayan insanlarn, darmadank bir bireyler yn olduklarna inanyordu.7 Bir baka toplumbilim ustas, F. Tnnies de (1926) modern toplumlara ilikin benzer bir zmleme gerekletirmi ve geleneksel topluluk (Gemeinschaft) ile gerekten toplumsal btn balarn ortadan silindii ada toplum (Gesellschaft) arasndaki . ayrm belirlemitir. insan saldrganlnn nedenlerinin, yle pek de nfus younluu deil, toplumsal yapdan, gerek yaam balarndan ve yaam ilgisinden yoksunluk olduu, birok rnekle ortaya konabilir. En arpc rneklerden birisi, israil'deki kibbutzlardr; bunlar ok kalabalktr, birey iin ok az alan ve ok az gizlilik vardr (yllar nce. kibbutzlar yoksulken, bu durum daha ok geerliydi). Yine de kibbutzlann yeleri arasnda saldrganlk olaand dzeyde dkt. Ayn ey, dnyann her yanndaki baka amal topluluklar iin de dorudur. Bir baka rnek de dnyann en youn nfuslu blgelerinden ikisi olan Belika ve Hollanda gibi lkelerdir; yine de bu nfusun ayrc zellii belirgin dzeyde saldrganlk deildir. Woodstock ya da isle of Wight genlik lenlerinden daha ok kalabalklamaya pek rastlanamaz; ama her iki len de saldrganlktan dikkat ekecek lde uzakt. Bir baka rnek verirsek, "otuz yl nce Manhattan Adas, dnyann en youn nfuslu yerlerinden birisiydi; ama o zamanlar burann ayrc zellii, bugn olduu gibi, an iddpt deildi. E. Mayo da buna benzer bir gr dile getirmitir (1933).; 6. HAYVAN DAVRANII 145 Birka yz ailenin bir arada yaad byk bir sitede oturan herkes bilir ki, bir kiinin, byle youn nfuslu bir binadaki kadar ok gizlilie sahip olduu ve kap komularnca bu kadar az rahatsz edildii ok az yer vardr. Buna karlk, evlerin ok daha dank ve nfus younluunun daha dk olduu kk bir kyde ok daha z gizlilik vardr. Burada insanlar, birbirinin daha ok ayrdndadrlar, birbirlerinin zel yaamn gzetler ve bu konuda dedikodu yaparlar. Srekli olarak birbirlerinin gr alan iindedirler. Ayn ey, ok daha dk bir dzeyde olmakla birlikte, kenar mahalle toplumu iin de dorudur. Anlald zere, bu rnekler, saldrganln sorumlusunun yle pek de kalabalklama deil, bu saldrganln meydana geldii toplumsal, ruhsal, kltrel ve ekonomik koullar olduunu ortaya koymaktadr. Ar nfusun, yani yoksulluk koullar altndaki youn nfusun gerilim ve saldrganla neden olduu aktr; Amerikan kentlerindeki yoksul kenar mahalleleri kadar, Hindistan'n byk kentleri de bunun birer rneidir. Uygun konutlarn bulunmamasndan dolay insanlar, bakalarnn dolaysz ve srekli olarak verdikleri huzursuzluktan korunmak iin gerekli en temel koullardan yoksun olduklar zaman, an nfus ve bunun sonucu olan nfus younluu ykc neteliktedir. An nfus, belli bir toplumdaki insan saysnn, bu insanlara yeterli besin, konut ve anlaml dinlenme salamak iin elde bulunan ekonomik olanaklar at anlamna gelir. Hi kukusuz, ar nfusun kt sonulan vardr ve nfusun ekonomik temelle orantl bir dzeye indirilmesi zorunludur. Ama youn bir nfusu geindirmeye yetecek ekonomik olanaklara sahip bir toplumda, bizzat younluk, yurtta gizliliinden yoksun brakmaz ve onu bakalarnn srekli huzursuzluk vermesine maruz brakmaz. Bununla birlikte, yeterli bir yaam dzeyi, ancak gizlilikten yoksunluu ve srekli bakalarnn huzursuzluk vermesini nler. Toplumsal zlme sorununu, Gemeinschaft'm bulunmamas sorununu, bireyin insanca ilikilere sahip, yeleri birbirini kii olarak tanyan bir dnyada yaama gereksinmesi sorununu zmez. Tm toplumsal ve tinsel yap kknden deitirilirse: yalnzca bireyin yeterince beslenip barmdnlmasyla kalnmayp, tm toplumun karlar tek tek bireylerin karlanyla zde duruma gelirse; tketicilik ve toplumdalara kar uzlamazlk

deil de, toplumdalarla iliki ve kiinin yetenekle146 IGDC TEZE KARI KANITLAR i 6. HAYVAN DAVRANII 147 rini da vurmas toplumsal ve bireysel yaam yneten ilkeler durumuna gelirse, ancak o zaman sanayi toplumundaki toplumsal zlme ortadan kaldrlabilir. Yksek nfus younluu koulu altnda bunu gerekletirmek olanakldr; ama tm temel nermelerimizi kkl biimde yeniden deerlendirmemizi ve kkl bir toplumsal deiiklik olmasn gerektirir. Bu dncelerden kan sonu, hayvan ve insan kalabalklamas arasnda yaplan tm rneksemelerin snrl bir deere sahip olduudur. Hayvan, gereksinme duyduu alan ve toplumsal rgtlenme konusunda igdsel bir bilgiye sahiptir. Alanna ve toplumsal yapsna ynelik bir mdahaleyi gidermek iin igdsel olarak saldrganlkla tepki gsterir. Bu bakmlardan yaamsal karlarna ynelen tehditlere karlk verecek baka hibir yolu yoktur. Ama insan baka birok yola sahiptir, insan toplumsal yapy deitirebilir, igdsel olarak sahip olduklarnn tesinde dayanma ve ortak deer balan gelitirebilir. Hayvann kalabalklamaya getirdii zm, biyolojik, igdsel bir zmdr; insann getirdii zm ise toplumsal ve siyasaldr. YABAN ORTAMINDA SALDIRGANLIK Yaban ortamnda yaayan hayvanlara ilikin birok yeni inceleme vardr ve bu incelemeler, tutsaklk koullan altnda gzlemlenen sal^ drganln, ayn hayvanlar kendi doal yaam evrelerinde yaadk-lan zaman sz konusu olmadn aka gstermektedir.8 Maymunlar arasnda babunlar, iddetli davranlanyla tannmtr ve S. L. Washburn ile I. DeVore (1971), bu maymunlan dikkatlice incelemilerdir. Yerin dar olmasndan dolay, yalnzca Washburn ve De-Vore'un ulatklan sonuca deineceim. Bu sonu udur: Genel toplumsal yap bozulmazsa, ok az saldrgan davran grlr; grlen nsan d primatlara ilikin alan incelemeleri, ilk kez, empanzeler hakkndaki incelemesiyle H. W. Nissen (1931), goriller hakkndaki incelemesiyle H. C. Bingham (1932) ve uluyan maymunlara ilikin incelemesiyle C. R. Carpenter (1934) tarafndan yrtld. Bu incelemelerden sonra hemen hemen yirmi yl boyunca, primatlara ilikin alan incelemeleri nerdeyse btnyle bir yana brakld. Arada geen srede birok ksa alan incelemesi yapldysa da, yeni bir uzun dnemli, dikkatli gzlemler dizisi, ellili yllarn ortalarna dek balamad. Bu yeni gzlemleri balatan gelimeler, Kyoto niversitesi Japonya Maymun Merkezi'nin kurulmas ve S. A. Altman'n Cayo Santiadavran ne olursa olsun, aslnda bu davranlarn tmnde bir saldrganlk havas vardr. Sz edilen aratrmaclar, su kayna banda karlaan babun srleri arasnda hibir kavga gzlemediklerini bildirmilerdir; kalabalklamaya ilikin nceki tartma gz nne alnrsa, bu gzlemi belirtmek dikkate deer bir eydir. Aratrmaclar, bir tek su kayna banda bir anda drt yz akn babun saymlar; yine de bunlar arasnda herhangi bir saldrgan davran gzleyememilerdir. Babunlann, baka hayvan trlerinin yelerine kar asla saldrgan olmadklarn da gzlemlemilerdir. K. R. L. Hall'un (1960) ebeklerle (Papio ursinus) ilgili incelemesi bu gr dorulam ve tamamlamtr. insana en ok benzeyen primatlar olan empanzeler arasndaki saldrgan davranlarn incelenmesi zellikle ilgintir. Yakn zamanlara kadar bunlarn Ekvator Afrikas'ndaki yaam biimleri konusunda hemen hibir ey bilinmiyordu. Ama bugn kendi doal yaam evrelerinde empanzeler zerinde ayr gzlem gerekletirilmitir ve bu gzlemler, saldrgan davran konusunda ok ilgin veriler salamtr. Bodongo Orman'ndaki empanzeleri inceleyen V. ve F. Reynolds, saldrganlk sklnn son derecede dk olduunu bildirmektedir. 300 saat sren gzlemimiz srasnda, gerek kavga olay ya da tehdit veya kzgnlk eylemleri ieren on yedi srtme grld ve bunlann hibirisi birka saniyeden daha uzun srmedi (V. ve F. Reynold, 1965). Bu on yedi srtmeden yalnz

drdne iki yetikin erkek-kart. Gmbe Suyu Rezervi'ndeki empanzeler zerinde Jane Good-all'ca yaplan gzlemler de temelde ayndr: Baml bir erkein egemen konumdaki birisinin nnden yiyecek almaya alt drt dugo'daki rhesus maymunu topluluunu incelemesiydi. Bugn bylesi incelemelerle uraan ellinin ok zerinde kii vardr. Primat davranna ilikin bilimsel makaleleri toplayan en iyi derleme, ok kapsaml bir kaynakayla birlikte, yaymc I. DeVore'un (1965) derlemesidir. Bu ciltte yer alan ve burada deinmek istediim makaleler, K.R.L. Hail ve I. DeVore'un makaleleri (1965); C. H. Southwick, M. Beg ve M. R. Siddiqi'ye ait Kuzey Hindistan'daki Rhesus Maymunlanna ilikin makale (1965); G. B. Schal-ler'n Da Gorillerinin Davran adl makalesi (1965); V. ve F. Reynold'm Bodongo Orman'ndaki empanzelen> balkl makaleleri (1965) ve Jane Goodall'un Gmbe Suyu Rezervi'ndeki empanzeler adl makalesidir (1965). Goodall, ayn aratrmay 1965'e kadar srdrd ve elde ettii yeni bulgular ncekilerle birletirerek evlilik ad olan Jane van Lawick-Goodall adyla yaymlad (1968). Bu ksmda A, Kortlandt (1962) ve K. R. L. Hall'dan da (1964) yararlandm. 148 IGDC TEZE KARI KANITLAR rumda tehdit edici davran grld. Saldr olaylar ok seyrek gzlendi ve olgun erkeklerin dvt yalnz bir kez grld (J. Goodall, 1965). te yandan, balca ilevi, aka, toplulua ye empanzeler arasnda iyi ilikiler kurup srdrmek olan birbirinin tylerini temizleme ve kur yapma davran gibi birok etkinlik ve an-latmsal hareket vardr. empanzelerin oluturduklar topluluklar ounlukla geicidir ve ana-yavru ilikisinden baka hibir tutarl ilikiye rastlanamaz (J. Goodall, 1965). Gzlemlenen yetmi iki hayvanda, karlkl ilikilerde ok ak bir egemenlik saptanmakla birlikte, bu empanzeler arasnda tam anlamyla bir egemenlik hiyerarisi gzlemlenemedi. Daha sonra greceimiz gibi, insann ikinci doasnn, karakterinin evriminin anlalmas asndan ok nemli bir olgu olan empanzelerin kararszl konusunda A. Kortlandt bir gzlemini aktarmaktadr. yle yazmaktadr Kortlandt: Gzlemlediim btn empanzeler sakngan, ikircikli yaratklard. Yaban ortamnda empanzeleri yakndan inceleyen birisinin edinecei en byk izlenimlerden birisi budur. empanzelerin yaam dolu, aratrc gzlerinin ardnda, durmakszn artc bir dnyaya bir anlam vermeye uraan, kukucu, tartp-dken bir kiilik seziliyor. Sanki empanzelerde, igd kesinliinin yerini zek ikirciklilii almtr ama insann ayrc zellii olan kararllk ve kesinlik sz konusu olmadan (A. Kortlandt, 1962). Kortlandt'n belirttiine gre, tutsaklk koullan altndaki hayvanlarla yaplan deneylerin ortaya koyduu gibi, empanzelerin davran kalplar, teki maymunlarn davran kalplarndan ok daha az doutan niteliktedir.9 Burada, van Lawick-Goodall'un yapt gzlemlerden zgl bir tanesini aktarmak istiyorum; nk bu gzlem, empanzelerin dav-ranlarndaki ikirciklilik ve kesinlikten yoksunluk hakknda- Kortlandt'n belirttii nemli yargya iyi bir rnek salamaktadr. Rapor udur: Florida, Orange Park'taki Yerkes Primat Biyolojisi Laboratuvarlan'nda alan ve evlerinde bir empanze yetitirerek onu sistemli biimde zorlama bir insanlatrma eitiminden geiren K. J. ve C. Hayes, iki yl sekiz aylkken bu empanzenin zek dzeyini (IQ) 125 olarak ltler (C. Hayes, 1951 ile K. J. Hayes ile C. Hayes, 1951). 6. HAYVAN DAVRANII 149 Bir gn Goliath, yokuun biraz yukarsnda, hemen arkasnda (iftleme devresindeki) bilmediimiz pembe bir diiyle birlikte belirdi. Hugo ve ben, her iki empanzenin grebilecei bir yerde arabuk bir muz yn yaptk ve gzetlemek iin adra saklandk. Dii, kampmz grnce bir aaca srad ve aaya bakt. Goliath da hemen durdu ve yukardaki diiye bakt. Ondan sonra muzlara bir gz att. Yoku aa biraz yrd, durdu ve geri dnp diisine bakt. Diisi yerinden kprdamamt. Goliath yava yava aa doru yoluna devam etti; bu kez de dii sessizce aatan indi ve allklar iinde onu gzden kaybettik. Goliath evresine

bakarak onun gittiini grnce hzla geri kotu. Biraz sonra dii yeniden bir aaca trmand; btn tyleri diken diken olmu olan Goliath da onu izledi. Bir sre diinin tylerini temizledi, ama bir gz de hep kamptayd. Artk muzlar grememekle birlikte, muzlarn olduklar yerde durduklarn biliyordu ve yaklak on gnden beri uzakta bulunduu iin belki de az sulanyordu. Bir sre sonra aatan indi ve diiyi grmek iin her birka admda durup geri bakarak bir kez daha bize doru yrd. Dii kmldamadan oturuyordu. Ama Hugo'da da bende de, diinin Goliath'm arkadalndan kap kurtulmak istedii yolunda gl bir izlenim vard. Goliath yoku aa biraz daha gelince, aka bitki rts diiyi grmesini engelliyordu; nk dnp geri bakt ve ondan sonra abucak bir aaca trmand. Dii hl orada oturuyordu. Goliath aatan indi, birka metre daha yrd ve ondan sonra bir baka aaca srad. Hl oradayd. Goliath muzlara doru ilerledike bu i birka dakika daha devam etti. Goliath kamp aklna ulanca, ek bir sorunla karlat trmanlacak hi aa yoktu ve yerden baknca diiyi gremiyordu. kez akla geldi, ondan sonra dnd ve alelacele en son aaca trmand. Dii kprdamamt. Sanki Goliath birdenbire karar verdi ve hzla muzlara doru kotu. Yalnz bir muz alarak geri dnd ve yeniden aacna kmak iin kotu. Dii hl ayn dalda oturuyordu. Goliath muzunu bitirdi ve sanki birazck kendine gven duymu gibi, hzla meyve ynna dnd, bir kucak dolusu meyve ald ve aceleyle aaca dnd. Bu kez dii gitmiti; Goliath muzlar toparlayp alrken dii sk sk omzunun zerinden ona gz atarak dalndan inmi ve sessizce toz olmutu. 150 GDC TEZE KARI KANITLAR Goliath'n aknln ve zntsn seyretmek elendiriciydi. Muzlarn yere drerek diiyi brakm olduu aaca arabuk kt, btn evreyi gzden geirdi ve daha sonra o da yerdeki otlar ve allklar iinde gzden kayboldu. Ondan sonraki yirmi dakika boyunca o diiyi arad. Her birka dakikada bir onun bir baka aaca trmanarak her yne baktn gryorduk; ama diiyi bir trl bulamad ve sonunda vazgeti, kampa dnd ve olduka bitkin bir grnle oturarak yava yava muzlar yedi. Yine de yoku yukar bakmak iin ban evirmeyi srdrd (J. van Lawick-Goodall, 1971). Erkek empanzenin, nce muzlar yeme ya da nce diiyle iftleme konusunda bir karara varmakta gsterdii yetersizlik ok arpcdr. Bu ayn davran bir insanda gzlemleseydik, bu insanda sap-lantsal kuku hastal bulunduunu sylerdik; nk normal insan, kendi karakter yapsndaki baat tepiye gre hareket etmekte glk ekmez. Azcl alc karakter ilkin muzu yer ve cinsel tepiinin giderilmesini erteler; retken karakter, cinsel bakmdan doyuma ulancaya kadar yiyecei beklemeye brakr. Her iki durumda da insan kukuya ya da duraksamaya dmeksizin hareket eder. Bu rnekteki erkek empanzede saplantsal sinir hastal bulunduunu pek var-sayamayacamz iin, bu empanzenin niin byle davrand sorusunun yant, grld kadaryla, van Lawick-Goodall'un ne yazk ki hi deinmedii Kortlandt'n yargsnda bulunmaktadr. Kortlandt, empanzelerin, artk bedensel gce sahip olmasalar bile yallara gsterdikleri sayg kadar, genlere gsterdikleri dikkate deer hogry de anlatmaktadr. Van Lawick-Goodall da ayn ayrc zellii vurgulamaktadr: Normal,olarak empanzeler, birbirlerine kar davranlarnda byk bir hogr gsterirler. Bu, diiler iin o kadar deilse bile, erkekler iin zellikle dorudur. Egemen konumdaki bir hayvann alt dzeydeki birisine gsterdii tipik bir hogr olay, bir ergen erkek, bir hurma aacndaki tek olmu meyve salkmn yerken meydana geldi. Olgun bir erkek yukar trmand, ama tekini kovmaya kalkmad; yalnzca daha gen olann yanna sokuldu ve ikisi yanyana yemeye koyuldular. Benzer koullar altnda, baml bir empanze egemen konumdaki birisine_ sokulabilir; ama yemeye kalkmadan nce, normal 6. HAYVAN DAVRANII 151 olarak tekinin dudaklarna, uyluuna ya da reme blgesine dokunmak iin uzanr. iftleme, mevsiminde erkekler arasndaki hogr zellikle dikkate deer niteliktedir;

rnein, yukarda anlattmz zere, yedi erkein aralarnda hibir saldrganlk belirtisi gstermeksizin bir tek diiyle iftleirken gzlendii olayda bu hogr aka grlr; bu erkeklerden birisi bir ergendi (J. van Lawick-Goodall, 1971). G. B. Schaller, yaban ortamnda gzlenen goriller konusunda, genel olarak kmeler arasndaki karlkh-etkileimin barl olduunu bildiriyor. Yukarda belirtildii gibi, yalnzca bir erkek yalandan saldrgan ataklarda bulundu ve bir kez, bir dii, bir gen ile bir yavru tarafndan, bir baka kmeden gelen ansz konuklara kar balang ataklar biiminde zayf bir saldrganlk gzlemledim. Kmeleraras saldrganlk, ounlukla, dik dik bakma ve srmayla snrlyd. Schaller, goriller arasnda ciddi saldrgan ataklara tank olmad. Bu daha da dikkat ekicidir; nk goril kmelerinin yaam blgeleri yalnz akmakla kalmaz, grne baklrsa, goril nfusu arasnda ortaklaa kullanlmaktadr. Bu yzden, srtme kmas iin bol bol frsat bulunmas gerekirdi (G. B. Schaller, 1963, 1965). Van Lawick-Goodall'un beslenme davranyla ilgili raporlarna zel bir dikkat gsterilmesi gerekir; nk onun gzlemleri, birok yazar tarafndan, empanzelerin etobur ya da yrtc karakterlerine bir kant olarak kullanlmtr. Van Lawick-Goodall, Gmbe Suyu Rezervindeki (ve belki de btn trn yaam alannn ou yerlerindeki) empanzelerin hem etil hem de otul olduklarn belirtmektedir. ... empanzeler esas olarak otoburdur; bir baka deyile, empanzelerin btn beslenme dzenlerini oluturan yiyeceklerin en byk blm ot trdr (J. van Lawick-Goodall, 1968). Bu kuraln baz istisnalar vardr. Alan incelemesinin ak iersinde van Lawick-Goodall ve yardmcs, yirmi sekiz durumda, empanzelerin baka memelilerin etini yediklerini gzlemlediler. Buna ek olarak, ilk iki buuk yl boyunca rastgele alnan dk rneklerinin ve son iki buuk ylda dzenli olarak alnan rneklerin incelenmesi sonucu, dkda, empanzelerin yerken gzlemlendii memelilerden baka toplam otuz al deiik memelinin kalntlar bulundu. Ayrca van Lawick-Goodall, bu yllar boyunca karlat drt durumu aktarmaktadr. Bu durumlarn nde, erkek bir empanze bir yavru babunu yakalayp 152 GDC TEZE KARI KANITLAR ldrd ve bir durumda da ldrlen, belki dii olan bir krmz kolo-bus maymunuydu. Dahas, Goodall, krk be ay iersinde (ounluu primat olmak zere) altm sekiz, ya da baka bir deyile, her ay bir buuk memelinin elli empanzeden oluan bir topluluk tarafndan yendiini gzlemledi. Bu saylar, yazarn daha nce dile getirdii, empanzelerin beslenme dzenlerinin genel olarak ota dayand ve dolaysyla et yemenin istisnai olduu yolundaki yargy doruluyordu. Yine de ok tutulan insann Glgesinde adl kitabnda yazar, kendisi ve kocasnn olduka sk olarak et yiyen empanzeler grdklerini akak belirtmektedir (J. van Lawick-Goodall,, 1971); ama et yemenin greceli seyrekliini ortaya koyan nceki almalarndaki nitelik belirleyici verileri aktarmamaktadr. Bu noktay vurguluyorum; nk bu incelemeden sonraki yaynlarda, van Lawick-Goodall'un verilerle ilgili 1971 yayn kitabn temel alarak empanzelerin yrtc karakterini nemle belirten bol bol yorum bulunmaktadr. Ama empanzeler, birok yazarn belirttii gibi, hem otul hem de etildir; esas olarak ota dayal bir beslenme dzeniyle yaarlar. empanzelerin ara sra (gerekte seyrek olarak) et yemeleri, onlar etobur ve yrtc hayvanlar yapmaz. Ama yrtc ve etobur szcklerinin kullanlmas, insann doutan bir ykclkla dnyaya geldiini tlatmay amalamaktadr. BLGECLK VE EGEMENLK Hayvan saldrganl konusunda ok tutulan anlay, blgecilik kavramndan byk lde etkilenmitir. Robert Ardrey'nin Territorial Imperative'^ (1967), genel kamuoyu zerinde, insann hayvan atalarndan kaltmla devrald, blgesini savunmaya ynelik bir igdnn gdm altnda olduu yolunda bir izlenim brakmtr. Bu igdnn, hayvan ve insan saldrganlnn ana kaynaklarndan birisi olduu varsaylmaktadr. Kolayca rneksemeler karlmakta ve savaa, bu ayn igdnn gcnn neden olduu yolundaki kolayc fikir birok kiiye ekici gelmektedir. Ne var ki, birok nedenden dolay bu fikir ok yanltr. lk olarak, blgesellik kavramnn

geerli olmad birok hayvan tr vardr. Blgesellik yalnzca omurgallar ve eklembacakllar gibi yksek hay. 6. HAYVAN DAVRANII 153 vanlarda hatta onlarda da ok dzensiz biimde grlr (J. P. Scott, 1968a). Zing Yang Kuo gibi baka davran incelemecileri daha ok, 'blge savunmas' denen eyi, son zmlemede, yabanclara kar 1 tepki kalplarn anlatmak iin kullanlan, insanbiimcilik ve on dokuzuncu yzyl Danvin'ciliiyle enilendirilmi ssl bir addan te bir ey olarak grmeme eilimindedirler. Bu sorun konusunda kesin karara varmak iin daha ileri ve daha sistemli deneysel aratrmalar zorunludur (Zing Yang Kuo, 1960). N. Tinbergen, trn blgecilii ile bireyin blgeciliini birbirinden ayrr: Blgelerin, en bata, hayvanlarn doutan gelme bir biimde tepki gsterdikleri zellikler temel alnarak seildii kesin gibi grnmektedir. Bu durum, ayn tre ye ya da hi deilse ayn toplulua ye btn hayvanlarn ayn genel yaam evresi tipini semelerine yol amaktadr. Bununla birlikte, bir erkein, trn yetime evresinin zgl bir temsilcisi olan kendi blgesine kiisel ball, bir renme srecinin sonucudur (N. Tinbergen, 1953). Primatlarn anlatld ksmda, blge akmasnn ne denli sk olduunu grmtk. Kuyruksuz-maymunlara (ape) ilikin gzlemlerin bize rettii bir ey varsa, o da eitli primat topluluklarnn blgeleri konusunda epeyce hogrl ve esnek olduklar; snrlarn gz gibi koruyan ve herhangi bir yabancnn girmesini zorla engelleyen bir topluma benzetilmelerine olanak verecek bir' grnty kesinlikle ortaya koymadklardr. Blgeciliin, insan saldrganlnn temeli olduu yolundaki varsaym bir baka nedenden dolay da yanltr. Blge savunmas, blgenin kalabalklamaya yol aacak lde istilaya uramas durumunda zorunlu hale gelecek ciddi kavgalardan kanma ilevine sahiptir. Gerekte, blgeci saldrganln kendini aa vurduu tehdit davran, alan dengesini ve bar korumann igdsel olarak programlanm yoludur. Hayvann igdsel donanm, yasal dzenlemelerin insan asndan sahip olduu ileve sahiptir. Bundan dolay, bir blgeyi iaretlemek ve girmek yasaktr uyarsn yapmak iin baka simgesel yollar kullanma olana dounca, bu igd geersiz hale gelir. Daha sonra greceimiz gibi, ou savalar, sava yapanlarn ideolojik amalar hari birisinin blgesine ynelik bir tehdide kar savunma amacyla deil, eitli trden yararlar elde etmek amacyla balatlr; bu noktay da aklda bulundurmaya deer. Egemenlik kavram konusunda da ayn lde yanl izlenimler 154 GDC TEZE KARI KANITLAR yaygn biimde yarln srdrmektedir. Birok trde -ama kesinlikle btn trlerde deil , grubun hiyerarik biimde rgtlendii grlr. En gl erkek, hiyerarinin daha alt basamaklanndaki teki erkekler karsnda, yiyecek, cinsellik ve oynama bakmlarndan ncelik hakkna sahiptir.10 Ama blgecilik gibi egemenlik de kesinlikle btn hayvanlarda bulunmaz ve yine dzensiz biimde omurgallarla memelilerde grlr. insan dnda kalan primatlar arasndaki egemenlik bakmndan, Olduka gelikin ve kat hiyerari sistemlerine sahip olduklar grlen babunlar ve makaklar gibi maymun trlerinden bazlar ile egemenlik kalplarnn ok daha gevek olduu kuyruksuz-maymunlar arasnda byk bir farkla karlayoruz. Schaller, da gorilleri konusunda unlar bildiriyor: 110 kez, belirgin bir egemenlik karlkl-etkileimi gzlemlendi. Egemenlik iddias, en sk olarak, dar patikalarda bir hayvan gei ncelii istedii zaman ya da oturma yerinin seimi konusunda, egemen hayvan baml birisinin yerini ald zaman meydana geliyordu. Goriller, egemenliklerini en az eylemle ortaya koyuyorlard. Aama sralamasnda aa dzeyde bulunan bir hayvan, ounlukla, yksek dzeydeki birisinin yalnzca yaklamas ya da ksa bir bakyla yoldan ekiliyordu. En sk grdmz bedensel temas ieren anlatmsal hareket, egemen bir bireyin baml birisinin gvdesine elinin ar-kasyla hafif bir aplak vurmasyd (G. B. Schaller, 1965). V. ve F. Reynolds, Bodongo Orman'nda yaayan empanzelere ilikin raporlarnda unlar

belirtiyorlar: Bireyler arasndaki konum farkllklarna ilikin birtakm kantlar bulunmakla birlikte, egemenlik karlkl-etkileimleri, gzlemlenen empanze davranlarnn ok kk bir ksmn oluturuyordu. Erkek-. ler ve diiler arasnda dzenli bir egemenlik hiyerarisinin bulunduunu gsteren hibir kant yoktu ve hibir srekli kme nderi bulunmuyordu (V. ve F. Reynolds, 1965). or Bu hiyerari ile diktatrln igdsel kkenleri arasnda blgecilikle yurtseverlik arasnda kurulandan daha seyrek olarak bir koutluk kurulmutur, oysa mantk ayndr. Bu farkl uygulamann nedeni, belki, diktatrlk iin bir igdsel temel kurmann, yurtseverlik iin bir igdsel temel kurmak kadar ok tutulnamasnda yatmaktadr. 6. HAYVAN DAVRANII 155 T. E. Rowell, babunlarla ilgili incelemesinde, egemenlik kavramna btnyle kar kyor ve unlar belirtiyor: Henz tam gereklik kazanmayan, ama ok iyi incelenmi kantlarn gsterdiine gre, hiyerarik davran eitli trden evresel zorlamalarla balantldr ve zorlanma altnda, fizyolojik belirtileri (rnein, hastala kar dirensizlii) ilk gsteren, hiyerarinin daha alt basamamdaki hayvandr. Hiyerari basaman belirleyen, (ounlukla varsay ildii zere, baat davrantan ok) baml dav-ransa, zorlanma etkeninin btn hayvanlar, yaplarna bal olarak, farkl dzeylerde dorudan etkiledii, ayn zamanda da fizyolojik ve davransal (boyun eme davran) deiikliklere yol at ve bu ikinci durumun da sras gelince hiyerarik bir toplumsal rgtlenme ortaya kard grlebilir (T. E. Rowell, 1966). Rowell u sonuca ulayor: Grld kadaryla, hiyerariyi srdren, en bata, bamllarn davran kalplar ve hiyerarinin st basamaklanndaki hayvanlardan ok alt basamaklardaki hayvanlardr (T. E. Rowell, 1966). W. A. Mason da empanzelere ilikin incelemelerine dayanan gl gzlemler dile getiriyor: Burada benimsenen gre gre, egemenlik ve bamllk, empanzelerin, birbirleriyle olan ilikilerinde ou kez rkten ve rktlen konumunda bulunmalar gereini anlatmaya ynelik geleneksel bir tanmlamadan baka bir ey deildir. Doal olarak, herhangi bir kme iindeki daha byk, daha gl, daha hain ve daha saldfrgan (hemen hemen baka herkesin gzn korkutan) hayvanlarn, bir tr genel egemenlik konumu sergilemelerini bekleriz. Belki de bu, yaban ortamnda olgun erkeklerin genellikle yetikin diilere egemen olmalar ve sras gelince ergenlerle genler zerinde egemenlik kurmalar gereini aklar. Ne, var ki, bu gzlemden baka, bir btn olarak empanze gruplarnn hiyerarik biimde rgtlendiklerini gsteren hibir belirti yoktur; zerk bir toplumsal stnlk drtsne ilikin hibir inandrc kant da yoktur. empanzeler inat, atak ve agzldr; kukusuz bu zellikler, zel toplumsal gdlerin ve gereksinmelerin katlm olmakszn, egemenlik ve bamlln gelimesi iin yeterli bir dayanaktr. 156 GDC TEZE KARI KANITLAR I Bu yzden, egemenlik ve bamllk, toplumsal alveriin doal yan rn olarak grlebilir; ama bu, iki birey arasndaki ilikinin yalnzca bir yndr... (W. A. Mason, 1970). Blgecilik konusunda yapm olduum yorum, var olduu kadaryla egemenlik iin de aynen geerlidir. Egemenliin ilevi, gruba huzur ve btnlk salamak, ciddi kavgalara yol aabilecek srtmeleri nlemektir, insan, kendisinde bulunmayan bu igdnn yerine, anlamalar, grenekleri ve yasalar koyar. Hayvan egemenlii, yaygn bir biimde, grubun geri kalan yeleri zerinde iktidara sahip olmann tadn karan nderin acmasz baskclk! olarak aklanmtr. rnein, maymunlar arasnda nderin yetkesinin ou kez tekilerde uyandrd korkuya dayand dorudur. Ama rnein empanze gibi kuyruksuz-maymunlar arasnda, en gl hayvann yetkesini kuran ey, ou kez, onun misillemede bulunma gcnden duyulan korku deil,

gruba nderlik etmede gsterdii yetkinliktir. Bunun bir rnei olarak, daha nce de deindiimiz gibi, Kortlandt (1962), bedensel ynden gsz olmasna karn deneyimi ve bilgeliinden dolay nderliini srdren yal bir empanzeden sz etmektedir. Hayvanlarda egemenliin rol ne olursa olsun, egemen hayvann her zaman grevine layk olmas bir baka deyile, daha stn bedensel gcn, bilgeliini, enerjisini ya da onun bir nder olarak benimsenmesini salayan her neyse onu her zaman ortaya koymas gerektii olduka ak grnmektedir. J. M. R. Delgado'nun (1967) aktard ok ustalkl bir maymun deneyinin de gsterdii gibi egemen hayvan ksa bir sre iin de olsa ayrc niteliklerini yitirirse buyurucu rolnn bittiini ortaya koymaktadr. Egemenliin kurumsal-lat ve birok ilkel toplumda hl geerli olduu zere, kiisel yetkinlikle ilgili bir ilev olmaktan artk kt insanlk talihinde, nderin, ayrc niteliklerini her zaman korumas zorunlu deildir; gerekte, byle niteliklere sahip olmas bile zorunlu deildir. Toplumsal sistem, insanlar, unvanda, niformada ya da bunlar gibi eylerde, nderin yetkin olduunun kantn grmeye koullandrr ve btn sistemin destekledii bu simgeler var olduu srece, ortalama insan, imparatorun elbise giyip giymediini kendi kendine sormay bile gze alamaz. 6. HAYVAN DAVRANII TEK MEMELLER ARASINDA SALDIRGANLIK 157 ok az saldrganlk gsteren yalnzca primatlar deildir; yrtc ve yrtc olmayan btn teki memeliler de Lorenz'in hidrolik kuramnn doru olmas halinde ortaya kabilecek olan duruma uygun bir saldrgan davran sergilemekten uzaktrlar. En saldrgan memeliler olan sanlar arasnda bile, saldrganln younluu, Lorenz'in rneklerinin ortaya koyduu kadar byk deildir. Sally Carrighar. Lorenz'in kendi varsaym lehine aktard sanlarla ilgili bir deney ile belirleyici noktann sandaki doutan saldrganlk deil, daha ok ya da daha az saldrganlktan sorumlu olan belli koullar olduunu aka gsteren bir baka deney arasndaki farklla dikkat ekmitir: Lorenz'e gre, Steiniger, deiik yerlerden getirilen kahverengi sanlar byk bir kapal yere koydu; burada doal yaam koullar eksiksiz olarak salanmt. Balangta her hayvan, tekinden korkar grnyordu; saldrgan bir tutumlar yoktu, ama ans eseri karlarlarsa, zellikle de kapal yerin bir kenar buy unca kovalanrlar ve bu yzden hzla arprlarsa birbirlerini sryorlard.n Steiniger'n sanlar, ksa sre sonra birbirlerine saldrmaya baladlar ve bir ift dnda btn sanlar lnceye kadar kavga ettiler. Bu iftten treyenler ondan sonra yaam evresine konulan her yabanc san katleden bir klan oluturdular. Bu incelemenin yrtld ayn yllarda, John B. Calhoun da Bal-timore'da sanlarn davrann aratryordu. Steiniger'n balangtaki topluluunda on be san vard; Calhoun unkinde iseyine birbirine yabanc olan on drt san vard. Ama Calhoun'un sanlar koyduu kapal yer Steiniger'n yerinden on alt kat daha bykt ve baka bakmlardan da daha elveriliydi: Dman sanlarca kovalanan sanlar iin snaklar salanmt (belki yaban ortamnda da byle barnaklar vardr) ve Calhoun'un btn sanlar iaretlerden tannyordu. Hayvan ruhbilimcilerinin ou, herhangi bir kapal yerde salanan koullan hele kapal yer. hayvanlarn itler boyunca koarken birbirlerine arpacaktan kadar kkse eksiksiz biimde doal saymazlar. 158 GDC TEZE KARI KANITLAR Yirmi yedi ay boyunca, geni alann ortasndaki bir kuleden, tek tek btn sanlarn hareketleri kaydedildi. Tanma dnemi srasndaki birka kavgadan sonra, sanlar iki klana ayrldlar; bu klanlardan hibiri tekini ortadan kaldrmaya kalkmad. Hibir engelleme olmadan blgeden blgeye geiler olduka yaygnd baz bireyler bylesi geileri yle sk yapyorlard ki, bunlara haberci ad verildi12 (S. Carrighar, 1968). En sekin hayvan saldrganl incelemecilerinden birisi olan J. P. Scott'un belirttii gibi,

omurgallarn ve alt dzeyde omurgaszlarn tersine, stakozlarn kran krana kavgalararnn ortaya koyduu zere eklembacakllar arasnda ve diinin erkee saldrarak erkei yedii baz eekars ve rmcek trleri gibi toplumsal bcekler arasnda saldrganlk ok yaygndr. Balklar ve srngenler arasnda da olduka ok saldrganla rastlanabilir. Scott yle yazmaktadr: Hayvanlardaki kavga davrannn karlatrmal fizyolojisi, son derecede nemli olan u sonucu ortaya karr: kavga davrannn asl uyarm dsaldr; yani, bir bireyin d evreye bakmakszn dvmesini zorunlu klan hibir kendiliinden isel uyarm yoktur. Bu yzden, atmak davran sisteminin ierdii fizyolojik ve heyecansal etmenler, cinsel ve beslenmeyle ilgili davrann ierdii etmenlerden epeyce farkldr. Ve Scott devamla unlar belirtmektedir: Doal koullar altnda, ykc ve uyumsuz (vurgular bana ait) atmak davran anlamnda dmanca tutum ve saldrganla hayvan topluluklarnda rastlamak zordur. Scott, Lorenz'in varsaym olarak ne srd kendiliinden isel uyanma ilikin zgl sorun zerinde younlaarak yle yazmaktadr: Bugn elimizde bulunan verilerin hepsi, insan dahil yksek memeliler arasndaki kavga davrannn d uyarmlardan kaynaklandn 12 Kars. S. A. Bamett ile M. M. Spencer (1951) ve S. A. Bamett (1958, 1958a). 6. HAYVAN DAVRANII 159 ve kendiliinden isel uyanma ilikin hibir kant bulunmadn ortaya koymaktadr. Heyecansal ve fizyolojik sreler, uyarmn etkilerini uzun sreli klar ve glendirir, ama uyarma kaynaklk etmez13 (J. P. Scott, 1968a). nsanda ldrmeye Kar Bir Ketleme Var mdr? Lorenz'in insan saldrganlna ilikin aklamalar dizisindeki en nemli noktalardan birisi, insanda, yrtc hayvanlarn tersine, trdelerini ldrmeye kar igdsel ketlemelerin gelimemi olduu varsaymdr. Lorenz bu noktay, insann btn yrtc olmayan hayvanlar gibi, pene, vb. trnden tehlikeli doal silahlara sahip olmad ve bu yzden bylesi ketlemelere gereksinme duymad varsaymyla aklamaktadr; insann igdsel ketlemelerden yoksun oluunun bu denli tehlikeli hale gelmesine tek neden, onun silahlara sahip olmasdr. Ama insann ldrmeye kar hibir ketlemeye sahip olmad gerekten doru mudur? ldrme, insann tarihsel sicilini ylesine sk olarak karakterize etmektedir ki, insanda herhangi bir ketlemeriin bulunmas, ilk bakta pek olas grlmez. Ne var ki, sorumuzu u ekilde yeniden formle edersek, bu yant kuku gtrr hale gelmektedir: insanda, az ya da ok kendisine zde sayd, yani kendine btnyle yabanc olmayan ve duygusal balarla bal olduu canl varlklar, insanlar ve hayvanlar ldrmeye kar herhangi bir ketleme var mdr? Bylesi ketlemelerin var olabileceini ve ldrme eyleminin ardndan bir sululuk duygusunun ortaya kabileceini gsteren baz kantlar vardr. Ili-dllk ve duygudalk esinin, hayvanlar ldrmeye kar ketlemelerin domasnda rol oynad, gnlk yaamda gzlemlenen tepkilerden kolayca anlalabilir. Birok insan, tandklar ya da tavan veya kei gibi ev hayvan olarak besledikleri bir hayvann ldrlmesine ve yenmesine kar belirgin bir irenme gsterirler. Zing Yang Kuo, memelilerdeki hayvan kavgasna ilikin deneysel incelemelerinde benzer sonulara ulamtr (1960). 160 IGDC TEZE KARI KANITLAR Byle bir hayvan ldrmeyen ve byle bir hayvan yeme dncesini dpedz iren bulan pek ok insan vardr. Ayn kiiler, ounlukla, bu duygudalk esinin bulunmad durumlarda, benzer bir hayvan yemekte hi duraksama gstermezler. Bununla birlikte, ldrmeye kar ketleme, yalnz kiisel olarak bilinen hayvanlarla ilgili olarak bulunmaz;

hayvana duyulan zdelik duygusu, ayn lde bir baka canl varla da duyulabilir. zellikle belli bir duygudaln bulunduu durumlarda, yaamn sona erdirilmesiyle balantl olarak bilinli ya da bilinsiz bir sululuk duygusu ortaya kabilir. Hayvana duyulan bu yaknlk duygusu ve kendini bu hayvan ldrmeye raz etme gereksinmesi, Ta Devri avclarnn ay kuttrenlerinde ok canl bir biimde aa kar (J. Mahringer, 1952).14 Yaam niteliini insanla paylaan btn canl varlklara duyulan zdelik duygusu, Hint dncesinde nemli bir ahlaksal ilke olarak ak seik ortaya konmutur ve Hindu inannda herhangi bir hayvann ldrlmesinin yasaklanmasna yol amtr. ldrmeye kar ketlemelerin, zdelik ve duygudaln bulunmas kouluyla, baka insanlar konusunda da var olmas hi de olaslk d deildir. lkel insann yabancy, ayn gruba ait olmayan kiiyi, ou kez bir trde olarak deil, kendisiyle zde tutmad bir ey olarak hissettii yolundaki yorumla ie balamamz gerekir. Genel olarak, ayn grubun bir yesini ldrme konusunda daha byk bir isteksizlik vardr; ilkel toplumda yanl davranlara verilen en ar ceza, ou kez, lmden ziyade dlamayd. (Kutsal Kitap'ta Kabil'e verilen cezada bu durum ak olarak grlr.) Ama yalnz ilkel toplumlarla ilgili bu rneklerle kstl deiliz. Eski Yunanllar gibi olduka uygar bir kltrde bile kleler, tam anlamyla insan deilmi gibi grlyordu. Ayn olguya modern toplumlarda da rastlyoruz. Sava durumunda btn hkmetler, kendi halklarnda, dmann insan olmad duygusunu uyandrmaya alrlar. Dman asl adyla deil, Birinci Dnya Sava'nda ngilizler'in Almanlar'a Barbarlarya da Franszlar'n Bocles demeleri gibi, deiik bir adla anlr. Dmann insanl zerinde gerekletirilen bu ykm, deiik renkten dmanlar sz koYahudiler'in eti stle birlikte yememe trelerinin temelinde benzer bir gerekenin yattna inanyorum. St ve st rnleri yaamn simgeleridir; canl hayvan simgelerler. Et ile sl rnlerini bir arada yemenin yasaklanmas, grnd kadaryla, canl hayvan ile bir yiyecek olarak l hayvan arasnda kesin bir aynm yapma konusundaki ayn eilimi ortaya koymaktadr. 6. HAYVAN DAVRANII 161 nusu olunca dorua ulamtr. Vietnam'daki sava, birok Amerikan askerinin Vietnaml muhaliflerine kar ok az duygudalk beslediklerini, onlar pislikler olarak adlandrdklarn ortaya koyan yeterince rnek salamtr. Harcamak szc kullanlarak, ldrmek szc bile ortadan kaldrlmtr. My Lai'da erkek, kadn ve ocuk birok Vietnaml sivili katletmekle sulanan ve hkm giyen Temen Calley, kendisine NLF (Viet Kong) askerlerini insan olarak deil, yalnzca dman olarak grmenin retildii gerekesini savunmasnda bir kant olarak kullanmtr. Burada sorun, bunun yeterli bir savunma olup olmad deildir. Elbette bu salam bir kanttr; nk dorudur ve Vietnaml kyllere kar taknlan tutumun zn sze dkmektedir. Hitler de yok etmek istedii siyasal dmanlarn Un-termenschen (alt-insanlar) olarak adlandrarak ayn eyi yapmtr. yle grnyor ki, birisi, kendi tarafnn kar taraftan canllar yok etmesini kolaylatrmak istedii zaman, kendi askerlerine katledilecek olanlarn insan olmadklar yolunda bir duygu alama tutumu hemen hemen kesin bir kuraldr.15 Tom Wicker, New York, Attica'daki hapishaneyi kasp kavuran glerin rehineleri ve tutuklular toptan katletmeleri olay zerinde yorumlamalarda bulunurken, ayri noktay belirten ok dnceli bir ke yazs yazmtr. Wicker. Attica'daki kymn ardndan New York Eyalet Valisi Nelson A. Rockefeller'n yaymlad bir demece deinmektedir. Bu deme u tmceyle balamaktadr: Yreklerimiz, Attica'da len rehinelerin aileleriyle birliktedir; ondan sonra Wicker yle yazmaktadr: Attica'da aksayan ve baka Amerikan hapishaneleriyle :slah evleri'nin ounda yanl olan yn, byk lde, u yaln gerekte bulunabilir: ne bu tmcede ne de baka bir tmcede, vali ya da herhangi bir yetkili, len mahkmlarn ailelerine bir basal dile-memilerdir. Dorudur, o zamanlar, rehinelerin lmne bugn bilindii zere eyalet yetkililerinden ate ederek duvarlar ama emri alanlarn mermileri ve samalarndan ziyade mahkmlarn

neden olduu dnlyordu. Rehineleri ldren polis deil de mahkmlar olmu olsa bile, onlar yine de birer insand; kukusuz anneleri, kanlan ve ocuklar yine insand. Ama New York eyaletinin ve eyalet grevlilerinin resmi yrei, onlarn hibirisiyle birlikte deildi. Konunun z budur, mahkmlar, zellikle zenci mahkmlar, pek ok durumda, ne insan olarak grlm ne de onlara insanm gibi davranlmtr. Ve bundan dolay, ailelerine kar da ayn tutum geerli olmutur. Wicker yle srdrmektedir: Attica'da grmelerle bir anlamaya varmaya alan zel gzlemci grubunun yeleri, kendilerinin de insan olduklan ve her eyden nce kendilerine byle davranlmasn istedikleri yolunda mahkmlarn ricada bulun-duklanm sk sk iittiler. Bir keresinde, mahkmlann elindeki ve yetkililerin elindeki blgeleri ayran elik parmaklkl bir kapda yaplan bir grme oturumunda, Islah Evleri Mdr Yardmcs Walter Dunbar, mahkmlann nderi Richard Clark'a yle dedi: 'Otuz yldan beri, hibir zaman bir tutukluya yalan sylemedim.' 'Ya bir insana? diye sordu Clark sakince (The New York Times, 18 Eyll 1971). 162 IGDC TEZE KARI KANITLAR Kardaki kiiyi insan d bir ey yapmann bir baka yolu, onunla btn duygusal balan kesmektir. Bu, baz ar hastalk durumlarnda kalc bir ruh hali olarak meydana gelir; ama hasta olmayan birisinde de geici olarak meydana gelebilir. Byle bir kiinin saldrganlk hedefinin bir yabanc, yakn bir akraba ya da bir arkada olmas hibir eyi deitirmez. Saldrgan, teki kiiyle btn duygusal balann koparr ve onu dondurur. teki kii artk insan olarak alglanmaz ve uradaki bir ey haline gelir. Bu koullar altnda, en ar ykclk biimlerine kar bile hibir ketleme yoktur. Ykc saldrganln, en azndan byk bir lde, geici ya da sreen he-yecansal uzaklamayla balantl olarak meydana geldiini gsteren birok klinik kant vardr. Her ne zaman bir baka varlk insan olarak alglanmazsa, ykclk ve zalimlik eylemi farkl bir nitelik kazanr. Basit bir rnek bunu ortaya koyacaktr. rnein bir Hindu ya da Budist, btn canl varlklara kar gerek ve derin bir duygudala sahip olmas kouluyla, sradan bir modern insann hi duraksama gstermeksizin bir sinei ldrdn grm olsa, bu eylemi olduka gl bir acmaszlk ve ykclk anlatm olarak yarglayabilir. Ama bu yargsnda yanlm olacaktr. Dikkat edilmesi gereken nokta, birok insan iin sinein duygulu bir varlk olarak grlmedii ve bundan dolay sinee rahatsz edici herhangi bir eye kar davranld gibi davranlmasdr. Bylesi insanlar, canl varlklar konusundaki alglan snrl olsa bile, zellikle zalim deildirler. 7 FOSLBLM NSAN BR TR MDR? LORENZN hayvanlarla ilgili verileri, farkl hayvan trleri arasndaki saldrganlkla deil, trii saldrganlkla balantl olarak kullandn anmsamak gerekir. Sorun udur: insanlarn, baka insanlarla olan ilikilerinde birbirlerini trde olarak algladklan ve bundan dolay trdelerine kar, kaltmsal olarak hazrlanm davran kahp-lanyla tepki gsterdikleri konusunda gerekten emin olabilr miyiz? te yandan, birok ilkel halk arasnda, bir baka oyman ya da birka mil tedeki komu kyde oturan bir adamn bile mutlak bir yabanc olarak grldn, hatta insan saylmadn ve bu yzden ona kar hibir duygudalk beslenmediini grmezden gelebilir miyiz? insan olarak kabul edilen kiilerin says, ancak toplumsal ve kltrel evrim srecinde artmtr. Grnd kadaryla, insann, baka bir insan ayn trn bir yesi olarak alglamadn; nk hayvanlar arasnda koku, biim, belli renkler ve bunlar gibi elerin tr kimlii konusunda dolaysz kantlar salamasna araclk eden igdsel ya da refleksimsi tepkilerin, insann bir baka insan tanmasna yardmc olmadn varsaymak iin yeterli neden vardr. Gerekten birok hayvan deneyinde, trdelerin hangileri olduu konusunda hayvann bile yanltlabilecei ya da kararszla drlebilecei ortaya konmutur. te insan, teki hayvanlara oranla daha az igdsel donanma sahip olduu iindir ki, trdelerini hayvanlar gibi kolayca tanmaz, ya da tehis

etmez. Onun asndan, kimin bir trde olduunu, kimin olmadn belirleyen ey, igdleri deil de daha ok zihnin alglad farkl bir dil, farkl gelenekler, farkl giyini ve baka ltlerdir ve birazck farkl herhangi bir grubun ayn insanl paylat kabul edilmez. Bundan kan elikili sonu, insann igdsel donanmdan 164 GDC TEZE KARI KANITLAR I yoksun olduu iindir ki trnn kimlii konusunda algdan da yoksun olduu ve yabanc birisini baka bir tre aitmi gibi algladdr; bir baka deyile, insan byle insanlk d yapan ey, onun insanldr. Eer bu yorumlar doruysa, Lorenz'in savunduu dava ker; nk onun btn zgn yorumlan ve ulat sonular, ayn trn yeleri arasndaki saldrganla ilikindir. Bu durumda btnyle farkl bir sorun ortaya kacaktr; bu da hayvanlarn baka trlerin yelerine ynelik doutan saldrganl sorunudur. Sz konusu edilen, bu trleraras saldrganlk olunca, hayvanlarla ilgili veriler, byle trleraras saldrganln, hayvann tehdit edilmesi ya da yrtc bir hayvan olmas durumlar hari, kaltmsal olarak programland konusunda hi yok denmese de ok az kant ortaya koymaktadr, insann yrtc bir hayvann soyundan geldii yolundaki varsaym savunulabilir mi? insan, bir baka insann kurdu olmamakla birlikte, bir baka insann kuzusu sayabilir miyiz? NSAN YIRTICI BR HAYVAN MIDIR? insann atalarnn yrtc olduunu ima eden herhangi bir kant var mdr? insann atalarndan birisi olmas olasl bulunan en eski hominid (modern insandan, onun atalarndan ve soyu tkenmi ilgili trlerden oluan Hominidea familyasnn bir yesi), yaklak n drt milyon yl nce Hindistan'da yaayan Ramapithecus'tm.1 Ramapithe-cus'taki dilerin dizili biimi, teki hominidlerinki gibiydi ve inRamaphhecus'un bir hominid ve insann dolaysz bir atas olup olmad hl tartmaldr. (Tartmann ayrntl sergilenmesi iin D. Pilbeam'abaknz, 1970.) Fosil-bilimsel verilerin hemen tm, byk lde yorumlamaya dayanr ve bundan dolay olduka tartmaldr. Bir yazar izlenerek ulalan kan, bir baka yazar izlenerek ulalan kamdan farkl olabilir. Bununla birlikte, gttmz ama asndan, insan evriminin birok tartmal ayrnts temel nem tamaz. En nemli gelime evreleri sz konusu olunca da. bu alandaki ancelemecilerden ounun gr birlii iindeymi gibi grndkleri noktalan sunmaya altm. Ama insan evriminin en byk aamalar konusunda bile, konuyu gereinden ok skc yapmamak iin baz uzlamazlk noktalann kapsam d braktm. Bu zmleme iin en bata u almalardan yararlandm: D. R. Pilbeam (1970), J. Napier (1970), J Young (1971), I. Schwidetzki (1971), S. Tax, yay. (1960), B. Rensch, yay. (1965), A. Roe ve G. C. Simpson (1958, 1967), A. Portman (1965), S. L. Washbum ve P. Jay. yay. (1968), B. G. Campbell (1966) ve bazlar metinde belirtilen birok bilimsel makale. 7. FOSILBLIM 165 sannkine, bugnk kuyruksuz-maymunlannkinden ok daha fazla benziyordu: bu hominid, esasnda ota dayal olan beslenme dzenine ek olarak et de yemi olsa bile, onu yrtc bir hayvan saymak sama olacaktr. Ramapithecus'lan sonra bildiimiz en eski hominid fosilleri, Raymond Dart tarafndan 1924'te Gney Afrika'da bulunan ve hemen hemen iki milyon yl ncesinden kaldna inanlan Australopithecus ro-bustus ve daha ileri olan Australopithecus africanus fosilleridir. Australopithecus ok byk tartma konusu olmutur. Bugn insan-fosilbilimcilerin byk ounluu, australopitekuslar hominid olduklar tezini benimsemektedirler; te yandan, D. R. Pilbeam ve E. L. Simons (1965) gibi birka aratrmac, A. africanus'un Homo'nun (insann) ilk ortaya k olarak grlmesi gerektiini savunmaktadrlar. Australopitekuslara ilikin tartmada, bunlarn insan, en azndan insann atalar olduklarn kantlamak iin, bunlarn alet kullanmalarna byk anlamlar verilmitir. Ne var ki, insan tehis etmeye yeterli bir ey olarak alet yapmaya verilen nemin yanltc olduunu ve bugn

yrrlkteki teknik anlaynn doasnda bulunan yanllktan kaynaklandn Lewis Mumford inandrc biimde belirtmitir (L. mumford, 1965). 1924'ten bu yana yeni fosiller bulunmutur; ama Australopithecus'un byk lde bir et yiyici mi, bir avc m, yoksa bir alet yapmcs m olduu sorunu ne kadar tartmalysa, bu yeni fosillerin snflandrlmas konusu da o kadar tartmaldr.2 Bununla birlikte, A. africanus'un, beslenme dzeninin esnekliiyle dikkati eken hem otul hem de etil bir hayvan olduu konusunda ou aratrmaclar gr birlii iindedirler. B. G. Campbell'm (1966) ulat sonuca gre, Australopithecus kk srngenleri, kular, kemiriciler gibi kk memelileri, kkleri ve meyveleri yiyordu. Silah kullanma"S. L. Washburn ve F. C. Howell (1960), esas olarak ota dayal olan beslenme dzenlerini etle destekleyen ilk ve kk yapl ustralopitekuslann byk ldrme eylemlerine girimelerinin pek olas olmadm, oysa belki de bunlarn yerini alan daha sonraki ve daha byk ustralopitekuslann kk ve/ya da henz bymemi hayvanlarla ba edebildiklerimi yazmaktadrlar. Bylesi yaratklann, Afrika Buzul a'nn aync zellii olan byk otul memelileri avlama gcne sahip olduklann gsteren hibir kant yoktur. Washburn, daha nceki bir bilimsel makalesinde (1957) ayn bak asn dile getirmiti; Washburn bu makalede yle yazyordu: Australopitekuslarn avc olmaktan ok kendilerinin av olmas olasdr. Ne var ki, Washburn daha sonra, hominidlerin, australopitekuslar da dahil, belki de 'avc' olabileceklerini ima etmitir (S. L. Washbum ve C. S. Lancaster, 1968). 166 GDC TEZE KARI KANITLAR dan ve tuzak kurmadan yakalayabildii kk hayvanlar yiyordu. Buna karlk avclk, ancak ok sonra ortaya kan ibirlii ile yeterli bir teknii gerektirir ve I.. 500.000 dolaynda Asya'da insann dousuyla birlikte meydana gelmitir. Australopithecus ister bir avc olsun, ister olmasn, hi kukusuz, hominidler, tpk maymunsu atalar gibi, aslanlar ve kurtlar gibi etobur yrtclarn zellii olan igdsel ve morfolojik aygtlarla donatlm yrtc hayvanlar deillerdi. Pek de ak olmayan bu kantlara karn, yalnzca oyun yazan ard-rey deil, D. Freeman gibi ciddi bir bilgin bile, australopithecus'u, insan soyuna ilk gnah, yani ykclk gnahn getiren fosilbilimsel Adem olarak tehis etmeye abalamtr. Freeman, australopitekus-tan yrtc, katilce ve yamyamca eilimleri olan bir etobur uyarlanma olarak sz eder. Nitekim, getiimiz on yl ierisinde insanfosil-bilimi, insan doasna ilikin ruhzmsel aratrmalarla ulalan insan saldrganl hakkndaki sonularn dayanaca kaltmbilimsel bir temel bulmutur. Freeman grn yle zetlemektedir: yle/se geni bir insanbilimsel adan bakldnda, insan doasyla becerilerinin ve sonu olarak da insan uygarlnn, varlklarn, ilk kez etobur Australopithecinae tarafndan Aa Buzul a'nda Gney Afrika otlaklarnda baarlan yrtc uyarlanma trne borlu olduklar savunulabilir (D. Freeman, 1964). Makalesinin sunu ksmn izleyen tartmada Freeman pek ikna olmu grnmemektedir: Bylece, yakn zamanlardaki insanfosilbilim-sel bulularn altnda, insan doasnn {belki saldrganlk ve zalimlii de kapsayan) baz ynlerinin, pekl, Buzul a dnemindeki hominid evriminde son derecede temel bir nitelik olan zel yrtc ve etobur uyarlanmalarla balantl olabilecei yolundaki varsaym ileri srlmektedir bugn. Benim dnceme gre, bu, bilimsel olarak ve yansz biimde aratrlmaya deer bir varsaymdr; nk u anda hakknda en az bilgiye sahip olduumuz sorunlara ilikindir (D. Freeman, 1964; altn ben izdim). Makalede sz edilen, insanfosilbilimin insan saldrganl hakknda sonular ortaya karm olmas gerei, tartma iinde, aratrlmaya deer bir varsaym haline gelmektedir. Yrtc, etobur ve avlanma terimleri konusunda Freeman'da -ve baka birok yazarn yaptlarnda da bulunan anlam karkl, bylesi aratrmalar glgelemektedir. Hayvanbilimsel bakmdan, 7. FOSLBILM 167 yrtc hayvanlar ak seik tanmlanmtr. Bunlar kedi, kpek, srtlan ve ay aileleridir;

bunlarn ayrc zellii, ayaklarnn peneli olmas ve ok sivri kpek dilerine sahip olmalardr. Yrtc hayvan, yiyeceini, baka hayvanlara saldrp onlar ldrerek elde eder. Bu davran kaltmsal olarak programlanmtr, bu konuda renme esi ok nemsizdir ve dahas, daha nce deinildii gibi, yrtc saldrganlk, nrolojik ynden, bir savunma tepkisi olarak saldrganlktan farkl bir temele dayanr. Yrtc hayvana, zellikle saldrgan bir hayvan bile denemez; nk yrtc hayvan, trdeleriyle olan ilikilerinde, rnein kurtlarn davrannda grdmz gibi, toplumcul, hatta sevecendir. Yrtc hayvanlar (esas olarak otla beslenen ve av peinde komak iin hi de uygun olmayan aylar dnda) yalnz et yerler. Ne var ki, et yiyen hayvanlarn hepsi yrtc deildir. Bu nedenle, hem ol hem de et yiyen hayvanlar Etoburlar snfna bal deildir. 'Etil' terimi, hominidgillerin davrann anlatmak iin kullanld zaman, Etoburlar snf ierisindeki trlere uyguland zaman tad anlamdan ok ayr bir anlam tar (J. D. Carthy, F. J. Ebling, 1964; italikler bana ait). Freeman bu gerein ayrdndadr. Ama yleyse, hem otul hem de etil olarak adlandrmak yerine, yalnzca etil olarak adlandrmak niye? Bunun sonucu olan karklk okuyucunun zihninde yle bir denklemin kurulmasndan baka bir eye yaramaz: et yiyici = etil = yrtc; demek ki insann hominid atas, teki insanlar da dahil, baka hayvanlara saldrma igdsyle donatlm bir yrtc hayvand; demek ki insann ykcl doutandr ve Freud hakldr. Quod erat demonstrandum}. A. africamts hakknda karabileceimiz tek sonu, bu hayvann, beslenme dzeninde et az ok nemli bir yer tutar ve eer yeterince kklerse bir yiyecek kayna olarak hayvanlar ldren hem otul hem de etil bir yaratk olduudur. Ete( dayal bir beslenme dzeni, hominidi yrtc bir hayvana dntrmez. Dahas, Sir Julian Huxley ve bakalarnca dile getirildii zere, ota ya da ete dayal beslenme dzeni ile saldrganln retilmesi arasnda hibir ilintinin bulunmad bugn geni kabul gren bir gerektir. Austraiopilhecus'la yrtc bir hayvann igdlerinin bulunduu ve, bu varln insann atas olmas kouluyla, insandaki yrtc genlerden bu igdlerin sorumlu tutulabilecei varsaymn hakl karacak hibir gereke yoktur. 8 NSANBLM BU KISIMDA ilkel avclarla yiyecek toplayclar, Cilal Ta Devri tarmclar ve yeni kent toplumlar hakknda ayrntl veriler sunacam. Bu yolla okuyucu, insan ne denli ilkelse o denli de saldrgandr biimindeki geleneksel tezi verilerin destekleyip desteklemedii konusunda kendi bana karar verebilecek bir duruma gelecektir. Birok durumda bu veriler, daha gen bir insanbilimciler kuann son on ylda elde ettikleri bulgulardr ve bunlarla elien daha eski grler, uzman olmayan ou kiinin zihninde henz dzeltilmeden durmaktadr. AVCI NSAN NSANBLMSEL ADEM M? insann doutan gelme ykclndan, onun hominid atalarnn yrtc nitelii sorumlu tutulamazsa, insann dnden sorumlu olan bir ihsan ata, bir tarihncesi Adem olabilir mi? Bu alandaki en byk yetkelerden birisi olan S. L. Washburn ile yazar arkadalar ite buna inanmaktadrlar ve bu Ademi avc insan olarak tehis etmektedirler. Washburn'un yola kt temel nerme udur: insann tarihinin yzde 99'luk ksmnda avc olarak yaam olduu gerei gz nne alnrsa, biyolojimizi, psikolojimizi ve geleneklerimizi gemi zaman avclarna borjuyuz: Zekmz, ilgilerimiz, heyecanlarmz ve temel toplumsal yaantmz, szcn gerek anlamnda, avclk uyarlanmasnn salad baarnn evrimsel rnleridir, insanbilimciler, insan soyunun birliinden sz ettikleri zaman, belirtmek istedikleri ey udur: Avcla ve toplaycla dayal yaam biiminin ayklayc basklar o denli 8. NSANBLM 169 birbirine benzerdi ve sonu o denli baarlyd ki, Homo sapiens topluluklar hl her yerde esas olarak ayndr1 (S. L. Washburn ve C. S. Lancaster, 1968.) yleyse belirleyici soru udur: Bu avc psikolojisi nedir? Washburn, buna, yaklak 500.000 yl, hatta daha da nce Orta Buzul ai'nda tam olarak gelimi etil psikoloji demektedir:

lk insan etoburun dnya gr, otul kuzenlerininkinden ok farkl olmaldr. kinci gruptakilerin ilgileri kk bir alanda doyuru-labiliyordu ve teki hayvanlar saldr tehdidinde bulunan birka dnda, pek nem tamyordu. Ne var ki et istei, hayvanlar daha geni bir blgeyi tanmaya ve birok hayvann alkanlklarn renmeye yneltir. nsanlarn blgesel alkanlklar ve psikolojileri, kuyruksuz maymunlar ve maymunlarnkinden temelli biimde farkldr. En azndan 300.000 yl (belki de bunun iki kat) sreyle, kuyruksuz maymunlarn merak ve egemenlik urama etil merak ve saldrganlk eklenmitir. Bu etil psikoloji, Orta Buzul a'na gelindiinde eksiksiz biimde olumutu ve bu psikolojinin kkeni, belki de australopite-kuslarn yamaclklarnda bulunmaktadr (S. L. Washburn ve V. Avis, 1958). Washburn, etil psikolojiyi bir ldrme drts ve hazzyla zdeletirmektedir. yle yazmaktadr: insan, teki hayvanlar avlamaktan haz duyar. Dikkatli eitim doal drtleri gizlemedike, insanlar avlamaktan ve ldrmekten holanrlar. ou kltrlerde ikence ve ac ektirme, herkesin elenmesi iin ak seyirlikler haline getirilmitir' (S. L. Washburn ve V. Avis, 1958 italikler bana ait). Washburn u konuda diretmektedir: insan etil bir psikolojiye sahiptir, insanlara ldrmeyi retmek kolaydr, ama ldrmeyi engelleyen gelenekler gelitirmek zordur. Birok insan, baka insanlarn ac ektiini grmekten ve hayvanlarn ldrlmesinden haz duyar... birok kltrde herkesin nnde dvme eylemleri ve ikence yaygndr (S. L. Washburn, 1959). Son iki yargda Washburn, yalnz ldrmeWashburn ve Lancaster da (1968), avclk yaamnn btn ynlerine ilikin zengin malzeme bulunmaktadr. Ayrca bkz. S. L. Washbum ve V. Avis (1958). 170 GDC TEZE KARI KANITLAR nin deil, ayn zamanda zalimliin de avclk pisikolojisinin paras olduunu ima etmektedir. Washburn'iin, ileri srd bu doutan ldrme ve zalimlik zevkini destekleyecek savlar nelerdir? Savlardan birisi, bir spor olarak ldrmedir (Washburn, daha doru bir terim olan avlanmadan ok, bir spor olarak ldrmeden sz etmektedir). yle yazmaktadr: Bir spor olarak ldrmenin srdrlmesine adanan abalarn boyutu, belki de bunu en ak biimde ortaya koyar. Eski zamanlarda krallar ve soylular, ldrme sporunun tadna varabilecekleri av alanlarna sahiptiler; bugn de Birleik Devletler hkmeti, avclara av hayvan salamak iin milyonlarca dolar harcamaktadr (S. L. Washburn ve C. S. Lancaster, 1968). Buna bal bir rnek de kiisel efendilik ve beceri duygusunu en st dzeye karmak amacyla, balklarn boa giden mcadelesini uzatacak en hafif olta takmn kullanan insanlardr (S. L. Washburn ve C. S. Lancester, 1968). Washburn savaa dnk genel eilime iaret etmektedir: Ve yakn zamana kadar, sava ve avclk hemen hemen ayn gzle grlyordu. teki insanlar, en tehlikeli avdan baka bir ey deildi. Sava, insanlk tarihinde yle byk bir neme sahip olmutur ki, savaa katlan erkeklere haz verdii dnlebilir ancak. Yakn zamanlarda savan nitelii ve koullarnn tmyle deimesinden sonradr ki, bu kuruma kar klmtr, sava ulusal siyasetin olaan bir paras olarak ya da kiisel toplumsal utkuya giden onaylanm bir yol olarak gren anlay tartlr olmutur (S. L. Washburn ve C. S. Lancaster, 1968). Bununla balantl olarak, Washburn unlar belirtmektedir: ldrmenin dayand biyolojik temellerin insann ruhsal yapsna ne lde yer ettii, erkek ocuklarn avcla, balk tutmaya, kavgaya ve sava oyunlarna duyabilecekleri ilginin byklyle llebilir. Bu davranlar kanlmaz nitelikte deildir, ama kolayca renilir, doyurucudur ve ou kltrlerde toplumsal bakmdan dllendirilmektedir. ldrme becerileri ve ldrmenin verdii hazlar, normal olarak oyunla geliir ve oyun kalplar, ocuklar, yetikinlikte yklenecekleri rollere hazrlar (S. L. Washburn ve C. S. Lancaster, 1968). 8. NSANBIM 171

Birok insann ldrmekten ve zalimlikten haz duyduu yolunda Washburn'un ne srd sav doruymu gibi grnmektedir; ama bunun tek anlam, sadist bireylerin ve sadist kltrlerin bulunduudur. Ancak sadist olmayanlar da vardr. Szgelimi, kendini gsz hisseden ve yaamdan ok az haz alan, d krkl iindeki bireyler ve toplumsal snflar arasnda sadistlie ok daha sk rastland grlecektir; maddi yoksulluu ve toplumsal gszl sadist gsterilerle doyurulan Roma alt snf ya da saflarnda Hitler'in en banaz izleyicilerini karan Alman orta snfnn alt tabakas bu duruma rnek gsterilebilir. Egemen konumlarn ve mlklerini2 tehdit altnda hisseden egemen snflarda ya da almak iin yanp tutuan bastnlm gruplarda da sadistlie rastlanr. Avcln ikenceden haz duymaya neden olduu dncesi dayanaksz ve kabul edilemez bir yargdr. Bir kural olarak avclar, hayvann ac ekmesinden haz duymazlar ve gerekte, iekenceden haz duyan bir sadist kt bir avc olacaktr; bir kural olarak balklar da Washburn'un szn ettii ilemi uygulamazlar, ilkel avclar sadist ya da ykc tepilerin gdledii yolundaki varsaym dorulayacak hibir kant da yoktur. Buna karlk, bu avclarn ldrlm hayvanlara sevecen bir duyguya ve belki de ldrmeden dolay sululuk duygusuna sahip olduklarn gsteren kantlar vardr. Kabata Devri avclar arasnda, ay ou kez bykbaba olarak anlyordu ya da insann efsanevi atas olarak grlyordu. Ay ldrld zaman, zrler dileniyordu; ay yenmeden nce, aynn onur konuu olarak bulunduu kutsal bir yemek dzenleniyordu; bu yemekte aynn nne en iyi yiyecekler konuyordu; en sonunda da ay trenlerle gmlyordu (J. Mahringer, 1952).3 Avcln psikolojisi, ada avcln psikolojisi de dahil, geni incelemeleri gerektirir; ama bu balamda bile birka gzlemde bulunulabilir. Her eyden nce, egemen sekinlerin (rnein, bir derebeylik sistemindeki soylularn) bir sporu olarak avclk ile ilkel avclarn, rnlerini ya da kmes hayvanlarn koruyan iftilerin ve avlanmay Fransz Komnclerin 1871'de utkulu Thiers ordusunca kitle halinde katledilmeleri ok arpc bir rnektir. Kars. Mahringer'm alntlar yapt yazarlar. Navajo Kzlderilileri'nin avlanma kuttrenlerinde de benzer bir tutum grlebilir; kar. R. Underhill (1953). 172 GDC TEZE KARI KANITLAR . ok seven bireylerin yaptklar avclk gibi btn teki avclk biimlerini birbirinden ayrmak gerekir. Sekin avcl, grne baklrsa, iktidardaki sekinlere zg olan, belli bir lde sadistlii de ieren g ve denetim arzusunu doyurmaktadr, Avclk psikolojisinden ok, derebeylik psikolojisi hakknda bize bir eyler anlatmaktadr. ilk profesyonel avcnn ve modern av meraklsnn gdleri arasnda, en azndan iki gdnn birbirinden ayrlmas gerekir. Birinci tr gdlerin kkenleri, insan deneyiminin derinliklerinde yatar, insan, avlanma eylemi srasnda, ne denli ksa srerse srsn, yeniden doann paras haline gelir. Doal duruma geri dner, hayvanla bir olur ve vrolusal atlan yknden kurtulur: doann bir paras olur ve bilinci araclyla onu aar. Hayvann izlenmesi srasnda, insan ve hayvan, sonunda insan silahlarn kullanarak stnln gsterse bile, eit duruma gelirler, ilkel insanda bu deneyim olduka bilinlidir, insan kendini hayvan klna sokarak ve bir hayvan atas sayarak, bu zdelii apak duruma getirir. Bu doayla bir olu deneyimini sze dkmek ve bu deneyimin ayrdna varmak, bugnk beyinsel ynelimiyle modern insan iin zordur; ama bu deneyim, birok insanda hl canlln korumaktadr. Avclk tutkunu bir kii iin, btnyle deiik bir baka gd becerisinden haz duyma gds de en azndan ayn lde nemlidir. Bu kadar ok modem yazarn bu avclk becerisi esini gzard etmeleri ve tm dikkatlerini ldrme eylemi zerinde toplamalar artcdr. Ne de olsa, avclk, bir silah kullanma becerisinin tesinde, birok baka becerinin ve geni bir bilginin bir arada bulunmasn gerektirir. Baka biroklar gibi, avcln, insan trnn egemen davran kalb olduu tezinden yola kan William S. Laughlin bu noktay ayrntl biimde tartmtr (W. S. Laughlin, 1968). Ne

var ki Laughlin, avclk davran kalbnn bir paras olarak ldrme ya da zalimlikten duyulan hazza deinmez bile; konuyu u genel terimlerle tanmlamakla yetinir; Avclk, yeni eyler bulma, sorun zme yeteneini zendirmi ve sorun zmekte gsterilen baarszla gerek bir ceza getirmitir. Bu nedenle avclk, insan trnn ilerlemesine, bu trn bir tek deiken soyun snrlar iinde bir arada tutulmasna yapt katk kadar ok katkda bulunmutur (W. S. Laughlin, 1968). 8. NSANBlLM 173 Laughlin u noktay belirtmektedir ve bu, aletlerle silahlara verilen geleneksel an arlk gz nne alnarak aklda bulundurulmas gereken ok nemli bir noktadr: Avclk, bir eylerin baarlmas, eitli dzenlenmi davranlarn yerine getirilmesi anlamnda, aka arasal bir sistemdir. Teknolojik ynler, mzraklar, sopalar, baltalar ve mzede sergilenmeye uygun btn teki nesneler, esas olarak, kullanldklar balamdan ayr tutulunca anlamszdr. Bunlar, zmlemeye balamak iin elverili bir k noktas oluturmaz; nk bunlarn sralama iindeki konumlar, daha nce gelen eitli karmaalardan uzaktr 4 (W. S. Laughlin, 1968). Avcln etkisi, teknik dayanaklarnda salanan ilerleme esas alnarak deil, avcnn becerisindeki artla anlalmaldr: ilkel insann doal dnya hakknda ok gelimi bilgilere sahip olduu yolundaki postlaya ilikin artc lde az sistemli inceleme bulunmakla birlikte, bu konuda bol bol belge vardr. Bu gelikinlik, memelilerden, keseli memelilerden, srngenlerden, kulardan, balklardan, bceklerden oluan btn byk hayvanlar dnyas ve bitkilerle ilgili gelikin bilgileri kapsamaktadr. Topluluklarn sahip olduklar bilginin gelikinlii ile dzeyine ve etkinlik gsterdikleri alanlara bal olarak, gel-git olaylar, genelde meteorolojik olgular, gkbilim ve doal dnyann baka ynlerine ilikin bilgiler de olduka ilerlemitir. Burada yalnzca bu gelikinlik ile avclk davran sistemi ve bu sistemin insan evrimi asndan tad nem arasndaki ilikiyi rneklendirmekle yetineceim... avc insan, kendi davran ve anato-misiyle birlikte hayvan davran ve anatomisini de reniyordu. nsan ilkin kendini evcilletirdi ve ondan sonra teki hayvanlarla bitkilere yneldi. Bu anlamda, avclk insan trnn kendi kendini eitmesini salayan renme okuluydu (W. S. Laughlin, 1968). Ksacas, ilkel avcnn gds, ldrmekten duyulan haz deil, Laughlin'in gzlemi, insan evriminde aletlerin oynad rol konusunda Lewis Mumford'n ileri srd ana tezleri tam olarak desteklemektedir. 174 GDC TEZE KARI KANITLAR eitli becerilerin renilmesi ve en uygun biimde uygulanmas, bir baka deyile bizzat insann gelimesiydi.5 Erkek ocuklarn avcla, kavgaya ve sava oyunlarna kolayca ilgi duyabilecekleri konusunda Washburn'un ileri srd sav, erkek ocuklarn kltrel bakmdan kabul edilebilir her tr kalba kolayca sokulabilecei gereini gzard etmektedir. Erkek ocuklarn yaygn kabul gren davran kalplarna duyduklar bu ilginin, ldrme eyleminden alnan hazzm doutan niteliini kantlad sonucunu karmak, toplumsal davran konularnda dikkat ekici lde bn bir tutumun gstergesidir. Bundan da te. Zen kl dvnden tutun da eskrim, judo ve kareteye kadar birok spor dal vardr ki, bunlarn uyandrd hayranln ldrme hazznda deil, sergilenmesine olanak saladklar beceride yatt ok aktr; bu noktay belirtmek gerekir. Hemen hemen her insan toplumunun, baka insan toplumlarna ye kiileri ldrmeyi arzu edilir bir ey saydklar (Washburn ve Lancaster, 1968) yolunda Washburn ve Lncaster'n dile getirdikleri yarg da ayn lde savunulamaz niteliktedir. Bu, ok tutulan basmakalp bir yargnn yinelenmesinden baka bir ey deildir ve bu konuda nerilen tek kaynak, D. Freeman'm daha nce tarttmz Fre-ud'u gr yanls makalesidir (1964). Gerekler, ileride de greceimiz gibi, ilkel avclar arasndaki savalarn, ayrc bir zellik olarak, kansz olduu ve ounlukla ldrmeyi hedeflemedii ynndedir. Sava kurumuna ancak yakn

zamanlarda kar kldn ileri srmek hi kukusuz, ok geni bir alana yaylan felsefi ve dinsel retilerin, zellikle de ibrani peygamberlerine ait retilerin tarihini hemen hemen tmyle gzard etmek olacaktr. Washburn'un akl yrtme yntemini izlemezsek, avlanma davHemen her eyin makinelerle yapld gnmzde, beceriden ok az haz duyulduu dikkatimizi ekiyor, belki insann marangozluk gibi uralardan tatt haz ya da sradan birisinin bir kuyumcuyu veya dokumacy i banda seyretme olana elde ettii zaman duyduu hayranlk bu yargnn dnda tutulabilir, bir kemancya duyulan byk hayranln nedeni, belki de yalnzca ortaya koyduu mziin gzellii deil, becerisini sergilemesidir. retimin en byk blmnn elle yapld ve beceriye dayand kltrlerde, almann, ierdii beceriden dolay ve bu becerinin geerlilik dzeyi lsnde haz verici olduu hi kukuya yer vermeyecek kadar aktr. Avclktan duyulan hazzn. beceriden duyulan haz olarak deil de daha ok ldrmekten duyulan haz olarak aklanmas, gnmz insannn zelliklerini ortaya koymaktadr; bu insan iin nemli olan tek ey bir abann sonucudur, meimizdeyse bizzat avlanma srecinden ok, ldrmedir. 8. NSANBLM 175 rannn kaynaklk ettii baka kalplarn da bulunup bulunmad sorusu ortada kalr. Gerekten, grnd kadaryla, avlanma davran yoluyla kaltmsal olarak programlanm olma olasl bulunan iki davran kalb vardr: ibirlii ve paylama. Ayn takmn yeleri arasnda ibirlii, ou avc toplumlar iin pratik bir gereklilikti; yiyecein paylalmas da yle. Et, kutup iklimi dndaki iklimlerin ounda kolayca bozulduu iin saklanamyordu. Av ans btn avclar iin eit deildi; bundan dolay, pratik sonu, bugn ansl olanlarn yarn ansl olacaklarla yiyeceklerini paylamalaryd. Avlanma davrannn kaltmsal deiikliklere yol at varsaylrsa ulalacak sonu, modern insanda doutan bir ldrme ve zalimlik tepiinden ok, doutan bir ibirlii ve paylama tepii bulunduu olacaktr. Ne yazk ki, insann ibirlii ve paylama gemii, uygarlk tarihinin ortaya koyduu zere, pek parlak deildir. Avclk yaantsnn kaltmsal deiiklikler yaratmad ya da paylama ve ibirlii tepile-rinin, rgtlenme dzenleri bu erdemleri caydran ve bunlarn yerine acmasz bencillii zendiren kltrlerde iyice bastrld gerei bu durumu aklayabilir. Ama yine de, modem sanayilemi dnyann dndaki birok toplumda bugn de grdmz ibirlii ve paylama eiliminin, bu tepilerin doutan niteliine iaret edip etmedii konusunda yorum yaplabilir. Gerekte, askerin dmanna kar genellikle ok byk nefret duymad ve ancak ayrks olarak zalimlik eylemlerine kart6 modern savata bile dikkate deer dzeyde bir ibirlii ve paylamayla karlayoruz. Sivil yaantda ou insan, bir baka insann yaamn kurtarmak iin kendi yaamn tehlikeye atmad ya da yiyeceini bakalaryla paylamad halde, savata bu her zaman grlen bir olaydr. Belki daha da ileri gidilerek, sava ekici klan etkenlerden birisinin de, ite, toplumumuzun bar durumundayken gerekte ideolojik ynden olmasa bile ahmaka eyler sayd derine gmlm insan tepilerini uygulama olana olduu ileri srlebilir. Washburn'un avlanma psikolojisine ilikin dncesi, insann doutan ykcln ve zalimliini savunan kuram yararna olan yanlln bir rneinden baka bir ey deildir. Btn toplumsal biYerli dmann insan olarak alglanmad Vietnam sava gibi savalarda bu durum bir dereceye kadar farkldr. Aynca sayfa 133-4'e baknz. 176 GDC TEZE KARI KANITLAR 8. NSANBLM 177 limler alannda, somut heyecansal ve siyasal sorunlarla dorudan ilikili sorulara sra gelince ok byk bir partizanlk gzlenebilir. Bir toplumun ideolojisi ve kar sz konusu olunca, nesnellik ounlukla yanlla boyun eer. Siyasal ve ekonomik hedefler uruna insanlarn yaamn kurban etmeye hemen hemen snrsz lde hazr olan modern toplum, byle

davranmaya hakk olup olmad yolundaki temel insanlk sorusuna kar kendini, en iyi ekilde, ykclk ve zalimliin toplumsal sistemimizden kaynaklanmad, insann doutan nitelikleri olduu varsaymyla savunabilir. Saldrganlk ve lkel Avclar stelik, avlanma davran konusundaki bilgilerimiz kuru yorumlarla snrl deildir. Bugn de varln srdren ilkel avclar ve yiyecek toplayclar hakknda olduka geni bilgi vardr ve bu bilgiler, avcln ykclk ve zalimlie neden olmadn, ilkel avclarn, uygar kardeleriyle karlatrldklarnda, nispeten saldrgan olmadklarn ortaya koymaktadr. Bu ilkel avclara ilikin bilgilerimizi tarihncesi avclara, hi deilse yaklak krk bin ile elli bin yl nce modern insann, Homo sapiens sapiensin douundan beri yaayan avclara uygulayp uygulayamayacamz sorusu ortaya kmaktadr. Gerekte, ortaya kndan bu yana insan hakknda ok az ey bilinmektedir; avlanma-yiyecek toplama aamasndaki H. sapiens sapiens hakknda bile pek ok ey bilinmemektedir. Bu yzden, birok yazar, modem ilkellere bakarak bunlarn tarihncesi atalar hakknda sonular karma konusunda, ok hakl olarak, uyarda bulunmulardr (J. Deetz, 1968).7 Bununla birlikte, G. P. Murdock'n dedii gibi, Buzul a insannn davranna k tutabilecekleri iin ada avclara ilgi duyulmaktadr; Avc insan (R. B. Lee ve.I. DeVore, yay., 1968) sempozyumuna katlan teki uzmanlarn ou da bu belirlemeyle gr birlii iinde grnmektedir. Tarihncesi avc-yiyecek toplayclarn ada ilkel avc ve yiyecek toplayclarn ouyla zde olmalarn bekleyemesek de u noktalar gz nne alnmaldr: (1) H. sapiens sapiens, anatomik ve nrofizyolojik bakmlardan, bugnk insandan farkl deildi ve (2) bugn varln srdren ilkel 7Aynca kar. G. P. Murdock (1968). avclara ilikin bilgiler, en azndan tarihncesi avclarla ilgili belirleyici bir sorunun avlanma davrannn kiilik ve toplumsal rgtlenme zerindeki etkisinin-- anlalmasna katkda bulunma eilimindedir. Bundan baka, ilkel avclarla ilgili veriler, sk sk insan doasna balanan ykclk, zalimlik, toplumdlk gibi niteliklerin ksacas, Hobbes'un doal insanna ait niteliklerin en az uy-garlam insanlarda ounlukla bulunmadn ortaya koymaktadr! Bugn de varln srdren ilkel avclar tartmaya girmeden nce, Kaba Ta Devri avcs hakknda birka noktann belirtilmesi gerekir. M. D. Sahlins yle yazmaktadr: insan toplumu, Ta Devri 'nin tehlikelerine ayklanma yoluyla u-yum salarken, bencillik, ayrm gzetmeyen cinsellik, egemenlik ve kaba yarma gibi primat zelliklerini yendi ya da denetim altna ald. atmann yerine akrabal ve ibirliini koydu; dayanmay cinsiyete, ahlk gce stn kld, ilk gnlerinde insan toplumu, tarihin en byk iyiletirme hareketini baard: insann primat doasn alaa etti, bylelikle de trn evrimsel geleceini gvence altna ald (M. D. Sahlins, 1960). Tarihncesi avcnn yaam konusunda, hayvan tapmlannda (klt) rastlanan birtakm dolaysz veriler vardr; bu veriler, insanda, ne srlen doutan ykcln bulunmad gereine iaret etmektedir. Mumford'n belirttii gibi, tarihncesi avclarn yaantlaryla ilgili maara resimleri, insanlar arasndaki herhangi bir kavgay betimleme-mitir.8 Her ne kadar rneksemelerde bulunurken dikkatli davranmak gerekliyse de, kukusuz en etkileyici veriler, yine de, hl varln srdren avclar/yiyecek toplayclarla ilgili verilerdir. Bu alanda bir inceleme uzman olan Colin Turnbull unlar bildirmitir: Tandm iki grupta, duygusal olsun, fiziksel olsun hemen hemen hi saldrganlk yoktur ve savan, aile kavgasnn, faln, bynn bulunmamas bunu dorulamaktadr. Kendi bana avcln saldrgan bir etkinlik olduu kansnda da deilim. Bu, sorunlar kavramak iin anlalmas gereken bir eydir; nsanbilimci Helmuth de Terra da ayn gr dile getirmitir (kiisel yazma). 178 GDC TEZE KARI KANITLAR avlanma eylemi, kesinlikle saldrgan bir anlayla yrtlmez. Doal kaynaklan tketme bilincinden dolay, gerekte canllar ldrmeye kar bir isteksizlik vardr. Baz durumlarda,

bu ldrme eylemi, bir efkat esi bile tayabilir. Avclarla geirdiim yaant, bunlarn ok duyarl insanlar olduklarn ortaya koydu ve bunlarn an lde . g bir yaam srdrdkleri kukusuz doru olmakla birlikte, bu, saldrgan olmakla ayn ey deildi/3 (C. M. Turnbull, 1965). Turnbull'la yaplan tartmaya katlan teki uzmanlardan hibiri onunla elimemitir. lkel avclara ve yiyecek toplayclara ilikin insanbilimsel bulgular konusunda en kapsaml betimlemeyi, Avclar adl yaptnda E. R. Service yapmtr (E. R. Service 1966). Service'in monografisi, Kuzey Amerika'nn kuzeybat kys boyunca zellikle verimli bir evrede yaayan yerleik gruplar hari, btn bylesi toplumlar ve uygarlkla ilikiye getikten hemen sonra ortadan kalkan teki avc-yiyecek toplayc toplumlar kapsamaktadr. Bu ikinci gruptaki toplumlar yle abuk ortadan kalkmtr ki, bunlar hakkndaki bilgimiz son derecede blk prktr.10 Avc-yiyecek toplayc toplumlarn en ak seik ve belki de en belirleyici zellii bunlarn gebe olmasdr; gevek aile btnlemelerini bir takm toplumu olmaya ynelten gerek yiyecek bulmaya dayal ekonomi bunu gerektirmektedir. B toplumlarn gereksinmelerine gelince, bir eve, bir otomobile, giyecee, elektrie, vb. gereksinme duyan modern insann tersine ilkel avc iin, yiyecek ve yiyecei elde etmekte kullanlan az sayda ara, karmak ekono-milerdekinden daha esasl bir anlamda ... ekonomik yaantnn odadr (E. R. Service, 1966). Herhangi bir ailede bulunan ya ve cinsiyet blmlerinden baka, hibir tam-gn alma uzmanlamas yoktur. Yiyecekler kk bir lde (belki yaklak yiizde 25 lsnde) etten oluur; oysa tohum, Bu genel yargnn canl bir betimlemesi iin bkz. Turnbull'un ilkel bir Afrika avc toplumu olan Mbutu Pigmeleri'nin toplumsal yaanlan konusundaki yazs (C. M. Tumbull, 1965). . Service'in ele ald toplumlar unlardr: Eskimolar, Kanada'daki Algonkin ve Ata-bask avclar, Byk Havza osonlar, Tierra del Fuego Kzlderililer'i, Avustralyallar, Malaya Yanmadas'nda yaayan Semanglar ve Andaman Adalan'nm yerlileri. 8. NSANBtLM 179 kk, meyve, kabuklu yemi ve brtlen toplama, beslenme dzeninin ana blmn meydana' getirir, bunlar da kadnlarn almasyla salanr. M. J. Meggitt'in syledii gibi: Grld kadaryla, otul beslenmenin tad arlk, avcla, balkla ve yiyecek toplamaya dayal ekonomilerin en bata gelen ayrc zelliklerinden biridir (M. J. Meggitt, 1964). Bir tek Eskimolar yalnzca avclk ve balklkla yaarlar; balk avnn ounu da Eskimo kadnlar gerekletirir. Av srasnda insanlar arasnda geni bir ibirlii vardr; bu, takm toplumundaki dk teknolojik gelime dzeyinin olaan bir sonucudur. Teknolojinin ok basit olmasyla ilgili eitli nedenlerden ve evre zerinde denetimin bulunmamasndan dolay, birok avc-yiyecek toplayc halk, tam anlamyla dnyadaki en isiz-gsz halklardr (E. R. Service, 1966). Ekonomik ilikiler zellikle reticidir. Service yle yazmaktadr: Kendi ekonomimizin niteliinden dolay, insanlarn doal bir dei-toku eilimime sahip olduklarn; bireyler ya da gruplar arasndaki ekonomik ilikileri tasarruf salamann, abann sonucunu en oa karmann, pahal satp ucuza almamn karakterize ettiini dnmeye almadr. Ne var ki, ilkel halklar bunlarn hibirini yapmazlar; gerekte, ounlukla tam tersini yaptklar grlr. Bu halklar herkese teberi verirler, eli akla baylrlar, konukseverlik beklerler, cimrilii bencillik sayarak cezalandrrlar. Ve hepsinden garibi, koullar ne denli rktcyse, mallar ne denli kt (ya da deerli) ise, bu halklar da o denli az tutumlu biimde davranrlar ve o denli ok cmert grnrler. Elbette, bir toplum ierisinde bulunan kiiler arasndaki alveri biimini gz nne alyoruz ve bu kiilerin tm, bir takm toplumunda, yle ya da byle akrabadrlar. Bir takmda, bizim toplumumuzda yakn toplumsal ilikileri gerekten srdren insanlardan ok daha fazla akraba vardr. Bununla birlikte, modern bir aile ekonomisiyle benzerlik kurulabilir, nk bu ekonomi de asl ekonomiye atfedilen ilkelerle dorudan kartlk iindedir. ocuklarmza

yiyecek veririz, deil mi? Kardelerimize yardm eder ve yal ana-babalanmza bakarz. tekiler de bizim iin ayn eyi yaparlar, yapmlardr ya da yapacaklardr. ' . . ' 180 IGDC TEZE KARI KANITLAR I 8. INSANBLM 181 Genel erevede, yakn toplumsal ilikiler hkm srd iin, sevgi duygular aile yaam kurallar, cmertlik ahlk mallarn kullanl biimini koullandrr ve bu koullandrmay yle bir gerekletirir ki, mallara kar ekonomik tutum ortadan kalkar. nsanbilimciler zaman zaman bu somut uygulamay katksz armaan ya da karlksz armaan gibi szcklerle tanmlamaya abalamlardr; bundan da amalar, bunun ticaret deil takas olduu ve bu uygulamada geerli olan duygunun dengeli bir alveri duygusu olmad gereini gstermekti. Ama bu szckler eylemin gerek niteliini yanstmaktan epeyce uzaktr; hatta bir lde yanltcdr. Bir keresinde Peter Freuchen'e bir Eskimo avc bir para et verdi ve Freuchen ona byk bir minnetle teekkr ederek karlkta bulundu. Avcnn keyfi kat ve yal bir adam hemen Freuchen'i aydnlatt: Etin iin teekkr etmemelisin: payn almak hakkndr. Bu lkede hi kimse bakalarna baml olmay istemez. Bu nedenle, armaan veren ya da alan hi kimse yoktur; nk bu yolla baml duruma gelirsin. Nasl kamyla kpek eitirsen, armaanlarla da kendine kle edinirsin.11 Armaan szcnde karlkllk, sadaka havas vardr. Hibir avc-yiyecek toplayc toplumda minnet dile getirilmez ve aslna baklrsa, bir adam kamp arkadalaryla avn blt zaman vmek bile yanl olacaktr. Bir baka durumda onun cmert olduu sylenebilir, ama belirli bir paylama olgusuna karlk olarak deil; nk o zaman bu sz, minnet anlatmyla ayn anlamabyle bir paylamann beklenmedii, paylaan kiinin salt doal bir tutum olarak cmert olmad anlamna gelecektir. Byle bir durumda bir kiiyi cmertliinden dolay deil, avclkta gsterdii ustalk ve gzpeklikten dolay vmek doru olacaktr (E. R. Service, 1966). Yoksulluk sorunu, gerek ekonomik, gerekse ruhsal bakmdan zel bir nem tar. Bugn en yaygn basmakalp yarglardan birisi, mlkiyet sevgisinin insanda doutan bir zellik olduudur. ounlukla, kiinin almak iin gereksinme duyduu aralar zerindeki ve ss eyalar vb. gibi birtakm zel mallar zerindeki mlkiyet ile retim Peter Freuchen (1961). aralarna, bir baka deyile yalnzca mlkiyetine sahip olunmasndan dolay baka insanlarn bir kii iin almalarna yol aabilen nesnelere sahip olma anlamnda mlkiyet birbirine kartrlmaktadr. Sermaye toplumunda bu retim aralar, esas olarak, makineler ya da makine retimine yatrlacak sermayedir, ilkel toplumda retim aralar toprak ve avlanma alanlardr. Hibir ilkel takmda, herhangi birisinin doa kaynaklarndan yararlanma hakk yadsnmaz- hibir birey bu kaynaklarn sahibi deildir... Takmlarn baml olduu doal kaynaklar, yabanclarn saldrsna kar blgenin tm topluluk tarafndan savunulabilecei anlamnda, ortaklaa ya da komnal mlkiyettir. Takm iersinde, btn aileler bu kaynaklardan yararlanma konusunda eit haklara sahiptirler. Dahas, komu takmlardaki akrabalarn istedikleri gibi, hi deilse istekte bulunarak avlanmalarna ve yiyecek toplamalarna izin verilir. Kaynaklar zerindeki haklara getirilen en yaygn grnr kstlama olgusu, kabuklu yemi ya da meyve aalar konusunda meydana gelir. Ne var ki bu uygulama, bir mlkiyet blm olmaktan ok, bir iblmdr; nk amac, grnd kadaryla, birka dank ailenin ayn alana ynelmesi durumunda meydana gelecek zaman ve aba kaybn nlemektir. Deiik korularn bllm biimde kullanlmasn gelenekselletirmek iindir yalnzca, nk aalar, av hayvanlarndan, hatta yaban sebzeleri ve otlarndan ok daha kalc bir yerleime sahiptir. Durum ne olursa olsun,

bir aile birok kabuklu yemi ya da meyve aac elde etse ve bir bakas bunu baaramasa bile, paylama kurallar yine geerli olur, bylece de hi kimse a kalmaz. zel mlkiyete en ok benzeyen eyler, tek tek kiilerce yaplan ve kullanlan eylerdir. Silahlar, baklar ve kazma aletleri, giyecek, ss eyalar, nazarlklar ve benzer eyalar, sk sk avclar ve yiyecek toplayclar arasnda zel mlkiyet saylr... Ne var ki, ilkel toplumda bu kiisel eyalarn bile gerek anlamda zel mlk olmad savunulabilir. Bylesi eylerin mlkiyeti kullanlmalarndan ileri geldii iin, bunlar, retim aralar sahipliine giren eyler olmaktan ok, iblmnn ilevleridir. Bylesi nesnelerin zel mlkiyeti, ancak bir ksm insanlar bunlara sahip olur, tekiler sahip olmazsa deyim yerindeyse, bir smr durumu olanakl hale geldii zaman bir anlam 182 GDC TEZE KARI KANITLAR tar. Ama bir rastlant sonucu hi silaha ya da giyecee sahip olmayan ve bylesi eyleri daha ansl akrabalarndan dn alamayan ya da edinemeyen bir kii ile ya da kiilerle ilgili bir durum hayal etmek zordur (ve byle bir duruma budunbetimsel aklamalar bulmak olanakszdr) (E. R. Service, 1966). Avc-yiyecek toplayc toplumun yeleri arasndaki toplumsal ilikilerin ayrc zellii, hayvanlar arasnda egemenlik olarak adlandrlan olgunun bu toplumda bulunmamasdr. Service unlar belirtmektedir: Avc-yiyecek toplayc takmlar, bu egemenlik konusu bakmndan, baka btn insan toplumu trlerine oranla, kuyruksuz-maymunlardan ok daha kesin biimde ayrlrlar. Kesinlikle fiziksel stnle dayal bir egemenlik dzeni yoktur; ne de zenginlik, kaltsal snflar, askeri ya da siyasal grev gibi baka g kaynaklarna dayal herhangi bir st-ast dzeni vardr. Var olan tek tutarl stnlk tr, bir treni ynetebilecek, ya ve bilgelik bakmndan yksek bir kiinin stnldr. Baz bireyler tekilerden daha stn bir konuma ya da saygnla sahip olduklar zaman bile, stn konumun'davurumu ve ayrcalklar, kuyruksuz-maymunlardakine benzer egemenliin kartdr, ilkel toplumda, yksek konumdaki kiilerin cmert ve alakgnll olmalar gerekir ve bunlarn aldklar dl yalnzca tekilerin sevgisi ya da say- gsdr. Szgelimi, bir kii, topluluun baka herhangi bir yesinden daha gl, daha hzl, daha gzpek ve daha zeki olabilir. Bu kii tekilerden daha stn bir konumda m bulunacaktr? Byle bir kural yoktur. Ancak bu niteliklerirnein avlanma srasndagrubun hizmetine koarsa, bu yzden de datmak iin daha ok av gerekletirirse ve bu datm iini de uygun biimde, alakgnlllkle yaparsa ona sayg gsterilecektir. Nitekim, birazck yalnlatnrsak, kuyruksuz-may-mun toplumunda daha byk g daha byk egemenlik dourur, bunun sonucu da daha ok yiyecek, daha ok e ve egemen hayvann arzulad baka eylerdir; ilkel insan toplumunda ise daha byk gcn topluluk yararna kullanlmas gerekir ve kii, saygnlk kazanmak iin, daim az yiyecek karlnda daha sk alarak kendini tam anlamyla 8. NSANBLM 183 bu amaca adamaldr. Elere gelince, daha gl kii, ounlukla, tpk teki erkekler gibi bir tek karya sahiptir. yle grnyor ki, en ilkel insan toplumlar ayn zamanda en eitliki toplumlardr da. Bu durum, teknolojinin ilkel durumda bulunmasndan dolay, bu tr toplumun ibirliine ounlukla baka herhangi bir toplumdan daha kesin biimde baml olduu gereiyle ilintili olmaldr. Kuyruksuz maymunlar dzenli bir biimde ibirlii etmez ve paylamaz, oysa insanlar dzenli olarak byle davranr ite temel fark budur (E. R. Service, 1966). Service, avc-yiyecek toplayc halklar arasnda grdmz yetke trnn bir tablosunu sunmaktadr. Kukusuz bu toplumlarda grup eyleminin ynetilmesine gerek duyulur: Ynetim, yetkenin, birleik grup eylemi sorunlar konusunda yklendii roldr. Bu ou kez nderlik szcyle anlatmak istediimiz eydir. Grup eyleminin ynetilmesine ve yakn ibirliine duyulan gereksinmeler, avc-yiyecek toplayc toplumlarda eitli ve ok saydadr.

Bu gereksinmeler, kamp hareketleri, gbirliine dayal bir avlanma drts ve zellikle de dmanlarla her trl atmalar gibi olaan eyleri kapsar. Bununla birlikte, bu gibi etkinliklerde nderliin tad nemin apak olmasna karn, avc-yiyecek toplayc bir toplum, baka konularda olduu gibi, kltrel gelimenin daha sonraki aamalarnda grdmz trden bir resmi nderlie sahip olmamas bakmndan da ayr bir nitelik tar. Srekli bir bakanlk makam yoktur; tasarlanan etkinlik trne bal olarak nderlik bir kiiden tekine geer. rnein, ok yal bir kii, byk kutttren bilgisinden dolay, bir trenin dzenlenmesi iin en uygun kii olabilir; ama daha gen ve avclkta daha usta bir baka kii, av partisinin normal nderi olabilir. Her eyden nce, ounlukla ef szcne balanan anlamda hibir nder ya da bakan yoktur12 (E. R. Service, 1966). 12M. J. Meggitt (1960; aktaran E. R. Service, 1966) Avustralyal yallar konusunda hemen hemen zde sonulara ulamtr. Ayrca, ussal ve usd yetke arasnda E. Fromm'un (1941) yapt ayrma baknz. 184 GDC TEZE KARI KANITLAR Bu hiyerariden ve eflerden yoksunluk son derecede dikkate deerdir, nk hemen btn uygar toplumlarda bulunanlar gibi denetim kurumlanln, hayvanlar aleminden devralnan kaltmsal bir veriye dayand geni kabul gren bir basmakalp yargdr. empanzeler arasnda egemenlik ilikilerinin epeyce yumuak olduunu, ama yine de byle ilikilerin bulunduunu grmtk. lkel insanlarn toplumsal ilikileri, insann bu tr egemenlik-boyun eme psikolojisine kaltmsal olarak hazrlanmadn ortaya koymaktadr. Be ya da alt bin yldan beri bir-egemen aznln ounluu smrd tarihsel topluma ilikin bir zmleme, egemenlik-boyun eme psikolojisinin, toplumsal dzene yol aan bir neden deil, toplumsal dzene bir uyarlanma olduunu ok ak biimde ortaya koyar. Bir sekin aznln denetimine dayal bir toplumsal dzeni ho gstermeye alanlar iin, toplumsal yapnn, insann doutan bir gereksinmesinin rn olduuna, bu yzden de doal ve kanlmaz nitelik tadna inanmak elbette ok yerindedir. lkel insanlarn eitliki toplumu bunun byle olmadn gstermektedir. Yetkeci ya da brokratik yetkeci bir dzen olmadan ilkel insann kendisini toplum d ve tehlikeli yelere kar nasl koruduu sorusu ortaya kmaktadr. Bu sorunun birka yant vardr. lknce, davran denetimi, byk lde, yalnzca gelenek ve tre ilkeleriyle gerekletirilir. Ama gelenek ve trenin bireyleri toplum d davranlardan uzak tutmadn varsayarsak, byle davranlara kar uygulanan yaptrmlar nelerdir? En allm yaptrm, suludan genel bir uzaklama ve ona kar inceliin azalmasdr; sylenti ve alaya alma, ar durumlarda da dlama sz konusudur. Bir kii srekli yanl davranlarda bulunur ve davranlar kendi grubundan baka gruplara da zarar verirse, bu kiinin kendi grubu onun ldrlmesine bile karar verebilir. Ne var ki, bu durumlar son derecede seyrek grlr ve ou sorunlar, gruptaki daha yal, daha bilgili erkeklerin yetkesiyle zlr. Bu veriler, insann doutan saldrganlna ilikin Hobbes'u grle aka elimektedir. Byle bir saldrganlk olsayd, devlet iddeti ve cezay tekelinde toplamad, bylelikle de yanl eylemlerde bulunanlara kar duyulan susuzluunu dolayl yoldan gidermedii srece, herkesin herkesle savamasna yol aard. Service'in iaret ettii gibi: 8. NSANBLM 185 tin gerei, hi kukusuz, takm toplumlarnn, bunlar bir arada tutacak hibir resmi hkm ve karar organ bulunmasa bile, para para olmadklardr... Ama takm toplumlarnda aile kavgalar ve savalar nispeten seyrek olmakla birlikte, bu olgular srekli bir tehdit esidir ve bunlar nlemenin ya da yaylmalarna engel olmann bir yolu olmas gerekir. ou kez bu olaylar, bireyler arasnda salt srtmeler olarak balar ve bu nedenle, bunlar erkenden durdurmak nemlidir. Belli bir topluluk iersinde iki kii arasndaki bir srtme konusunda karar ounlukla her ikisinin de ortak akrabas olan bir yal verir. Eer bu yal kii, srten adamlarn her ikisiyle de ayn iliki iinde bulunursa, en ideali bu

olur, nk o zaman yan tutmasnn pek olas olmad tamamen aklk kazanr. Ama ne her zaman durum byledir, ne de akrabalk konumunda bulunan kiinin hkm vermek istemesi her zaman olanakldr. Zaman zaman bir kiinin hakl, tekinin de hatal olduu ya da bir kiinin topluluka sevildii, tekinin ise sevilmedii yeterince aktr. Bu durumda kamuoyu hakem haline gelir ve bu ortak gr apak anlalr anlalmaz dava karara balanm olur. Srtmeler yukardaki yollardan herhangi birisiyle zme balanmazsa, o zaman dpedz bir arpmann yerini alan bir tr karlama, genellikle de bir oyun dzenlenir. Eskimo toplumunda gre ve tos vurma karlamalar, yapmack dellonun tipik biimleridir. Bu karlama herkesin gz nnde yaplr ve halk, yenen kiiyi davasn kazanm sayar. nl Eskimo ark dellosu zellikle ilgintir: kullanlan silahlar szcklerdir, baltamla yonttuum, aa kymklar gibi kk, keskin szckler dir. ark dellolar, her trden kinleri ve anlamazlklar gidermek, cinayete engel olmak iin kullanlr. Bununla birlikte, bir Dou Grnlandl, bedensel ynden amacn gerekletiremeyecek kadar gszse ya da ark syleme konusunda, zaferi antada keklik grecek kadar becerikliyse, bir akrabay ldrmekle ulaaca doyuma, bir ark yarmas araclyla ular. Dou Grnlandllar, ark sylemenin salt sanatsal ynne, lan nedenini unutacak kadar daldklar iin, bu anlalabilir bir eydir. Bu eskimolar arasnda ark syleme becerili, byk bedensel stnl dengeler ya da aar. ark syleme slubu olduka gelenekselletirilmitir. Baarl arkc, dinleyicileri honut edip kendini cokunca alklattracak kadar byk bir ustalkla sunmaya alt geleneksel beste kalplarn 186 GDC TEZE KARI KANITLAR kullanr. En candan yrekten alklanan kii, kazanan kiidir. Bir ark yarmasn kazanmak, beraberinde hibir dnleme getirmez. Elde edilen tek yarar saygnlk konusundadr (E. A. Hoebel, 1954). Uzun boylu srdrlen ark dellosunun yararlarndan birisi, kimin hakl olduu ya da anlamazlkta suu kimin kabul etmesi gerektii konusunda gr birliine varmas iin kamuoyuna zaman kazandr-masdr. Genellikle insanlar, kimin yannda olduklar konusunda bir lde gr sahibidirler, ama ou ilkel topluluklarda olduu gibi, bir btn olarak topluluun oybirlii iinde bulunmas yle zlenir bir ey olarak hissedilir ki, insanlarn, ounluk grnn ne yanda olduunu anlamalar biraz zaman alr. Gitgide daha ok insan, delloculardan birisinin kouklarna tekininkilerden biraz daha glkle gler. Topluluun ne yana eilim gsterdii apak ortaya kncaya kadar bu byle srer ve ondan sonra abucak gr birlii oluur; kaybeden kii bozguna urayarak geri ekilir (E. R. Service, 1966). Baka avc toplumlarda zel srtmeler, Eskimolar'mki kadar cana yakn biimde deil de bir mzrak atma dellosuyla zme balanr: Anlamazlk, ou kez olduu gibi bir ikayeti ile bir daval arasnda olduu zaman, davac trensel olarak, belirlenmi uzaklktan mzraklar atar, daval ise bunlardan baaryla kurtulmaya alr. Halk, davacnn mzraklarn atarken gsterdii hz, gc ve amaz-l alklayabilir ya da davalnn mzraklardan kurtulmada gsterdii ustal alklayabilir. Bir sre sonra birisinin ya da tekinin becerisi konusundaki onay gitgide ar basar hale geldike, oybirlii salanr. Daval, sonunda topluluun kendini sulu saydn kavrad zaman, mzraklarn birisinden ka am amas ve vcudunun kaba etli bir blgesinden yaralanmasna olanak salamas beklenir. Buna karlk, davac, kamuoyunun kendisine kar gelitiini ayrt ettii zaman, mzrak atmaktan vazgeer (C. W. M. Hail ve A. R. Pilling, 1960). LKEL AVCILAR BOLLUK TOPLUMU MU? Konumuzla ok yakndan ilgili ve ada sanayi toplumunun zmlenmesi asndan da ilgin olan bir noktay, ilkel avclar 8. NSANBLM 187 arasndaki ekonomik ktlk sorunuyla ve yoksulluu neyin oluturduuna ilikin sorun karsndaki modern tutumla ilgili verileri M. D. Sahlins ortaya koymutur. M. D. Sahlins, ilkel

avclarn saldrgan olduklar fikrine yol aan nermeye, yani Kaba Ta Devri'nde yaamn ar kthka ve srekli alk tehlikesiyle belirlenen bir yaam olduu nermesine kar kmaktadr. Buna karlk, ilkel avclarn oluturduklar toplumun zgn bolluk toplumu olduunu vurgulamaktadr. Yaygn anlaya gre, bolluk toplumu, btn insanlarn gereksinmelerinin kolayca karland bir toplumdur ve bu mutlu koulu sanayi uygarlnn esiz baars saymak bizim houmuza gitmekle birlikte, avclar ve yiyecek toplayclar iin, hatta budunbetime girmi en g koullar altndakilerdan birou iin bile, daha iyi bir durumdan sz edilebilir. nk ya ok retilerek ya da az istenerek gereksinmeler kolayca giderilmektendir ve buna uygun olarak, bollua gtren iki olas yol vardr... Zen stratejisini benimseyen bir kii, dk bir yaam, dzeyinde bulunsa bile, ei grlmemi bir maddi bolluk iinde yaayabilir. Benim dnceme gre, avclar tanmlayan durum budur13 (M. D. Sahlins, 1968). Sahlins, konuyla yakndan ilintili baz yarglarda daha bulunmaktadr: Ktlk, ticarete dayal bir ekonominin zgl saplantsdr, bu ekonomiye katlan herkesin iinde bulunduu durumdur. Piyasa, gz kamatrc eitlilikte rnn serbeste elde edilmesini salarbtn bu iyi eyler bir kiinin menzili iersindedir, ama asla elinin altnda deildir; nk hi kimsenin her eyi satn almaya yetecek kadar paras yoktur. Bir pazar ekonomisi iinde var olmak, yetersizlikle balayan ve yoksullukla sona eren ikili bir trajedi iinde yaamaktr... Ar almayla yaamaya mahkm edilmi durumdayz. Gemiteki avcya bu kaygl konumdan bakyoruz; ama modern insan, btn teknik R. B. Lee de (Avclarn Geinmek in yaptklar eyler: Ya da Kt Kaynaklarla Geinme Yollan) avcla ve yiyecek toplamaya dayal bir yaamn, genellikle, varolu mcadelesine dayanan kararsz bir yaam olduu varsaymna kukuyla bakmaktadr: (Avc - yiyecek toplayclar hakknda elde edilen yeni veriler temelden farkl bir tablo ortaya koymaktadr (R. B. Lee ve I. DeVore, 1968). 188 GDC TEZE KARI KANITLAR stnlkleriyle birlikte, hl maddi gce sahip deilse, bu plak vahi, pek bir eye yaramayan yay ve okuyla ne gibi bir ansa sahiptir? Avcy burjuva tepileriyle ve Kaba Ta Devri aletleriyle donattktan sonra onun iinde bulunduu durumu pein olarak umutsuz gryoruz. !4 Ktlk, teknik aralarn temel bir zellii deildir. Bu aralarla amalar arasndaki bir ilikidir. Avclarn snrl bir hedef olan salklar iin altklar ve okla yayn bu ama iin yeterli olduu yolundaki grglere dayal olasl kabul edebiliriz. Avclarn ou kez bizden ok daha az altklar, yiyecek araynn srekli bir aba olmaktan ok arasra yrtld, bo zamann bol olduu ve baka herhangi bir topluma oranla, kii bana daha ok gndz uykusu uyunduu rahata savunulabilir... Grnd kadaryla, avclarda, kaygdan ok bolluun, yani btn insanlarn gereksinmelerinin (olduklar kadaryla) genel olarak kolayca karlanmasn salayan bu koulun yaratt bir gven duygusu vardr. Bu gven, zor zamanlarda onlar terk etmez. (Borneo Penanlar'nm felsefesi bu tutumu dile getirmektedir: Bugn hi yiyecek yoksa yarn olur) (M. D. Sahlins, 1968). Sahlins'in szleri nemlidir; nk Sahlins, bugnk toplumun ilgi erevesini ve deer yarglarn mutlak olarak geerli saymayan birka insanbilimciden. birisidir. Sahlins, toplumbilimcilerin, gzlemledikleri toplumlar, kendilerine ekonominin doas gibi grnen eylere gre yarglayarak bu toplumlarn grnmlerini ne lye kadar arpttklarn gstermektedir; toplumbilimcilerin, modern insan hakknda olmasa bile, en azndan uygar tarihin byk blm sresince tandmz insan hakkndaki verilere bakarak insann doas konusunda sonulara ulamalar bu arptmaya rnek gsterilebilir. 14 14S. Piggott da benzer bir noktaya iaret etmitir, yle yazmaktadr: nl kazbilimciler, bazen tarihncesi topluluklar bugne kadar gelen maddi kltrleriyle lme anlaynn doasnda yatan yanlgy fark edememilerdir. rnein, bu topluluklarn snflanm bir mlek dizisindeki belli bir yeri anlatmak iin kullandklar soysuz szc gibi szckler

bunlardan alnm ve duygusal, hatta ahlaksal bir anlatmla, bu kaplan yapanlara atfedilmitir, kt ve az anak-mlei olan kiiler yoksulluun penesinde olarak damgalanmtr, bunlarn yoksulluu, aslnda, kazbilimcilere iyi rnlerini salayamam olmalarndan ileri gelse bile byle hareket edilmitir (S. Piggott, 1960). 8. NSANBLtM 189 LKEL SAVA Savunucu saldrganlk, ykclk ve zalimlik ounlukla savan nedeni olmamakla birlikte, bu tepiler kendilerini savata aa vurur. Bu yzden, ilkel savaa ilikin baz veriler, ilkel saldrganlk tablosunun tamamlanmasna katkda bulunacaktr. Meggitt, Avustralya'da yaayan Walbiriler'de savan nitelii konusunda bir zet sunmaktadr; Service'in belirttiine gre, bu zet, genel olarak avc-yiyecek toplayc toplumlardaki savan yerinde bir betimlemesi saylabilir: Walbiri toplumu askeri gce nem vermiyordu hibir srekli ya da meslekten sava snf yoktu; hibir askeri buyruk hiyerarisi yoktu ve gruplar fetih savalarna ok seyrek olarak giriiyorlard. Her erkek olas bir savayd (hl da yledir), her zaman silahl ve haklarn savunmaya hazrd. Ama ayn zamanda bamsz olarak dvmeyi yeleyen bir bireydi de. Baz anlamazlklarda, akrabalk balar erkekleri kart gruplara ayryordu ve byle bir grup, zaman zaman, bir topluluun btn erkeklerinden meydana gelebilmekteydi. Bununla birlikte, taktikler tasarlamak ve tekilerin bu tasarlar benimsemelerini salamak iin, seimle gelmi ya da kaltsal hibir askeri nder yoktu. Birtakm kiilere yetenekli ve gzpek savalar olarak sayg duyulmasna ve bunlarn tlerine deer verilmesine karn, teki kiilerin onlarn peinden gitmeleri zorunlu deildi. Dahas, dvlerin meydana geldii koullarn kapsam, gerekte yle kstlyd ki, erkekler en etkili teknikleri biliyor ve hi duruksamadan uygulayabiliyotlard. Bugn bu, gen bekrlar iin bile hl geerlidir. Her zaman iin, topluluklar arasnda topyekn savaa yol aacak ok az gereke vard. Klelik bilinmiyordu; tanr mallar azd ve bir savata ele geirilen toprak, manevi balar baka yerlerde olan utkulu savalar iin neredeyse tam anlamyla bir sknt konusu oluyordu. Ara sra baka boylara kar kk apl fetih savalar yaplyordu; ama boy-ii, hatta topluluk-ii kavgalarla bu savalar arasnda yalnzca derece fark bulunduundan hi kukum yok. Nitekim, Tanami'deki su kaynaklarnn ele geirilmesine yol aan Warin-gariler'e ynelik saldrya yalnz Waneiga erkekleri en ok elli altm kii katld ve topluluklarn, gerek teki Walbiri topluluk190 GDC TEZE KARI KANITLAR I 8. NSANBLM 191 larna, gerekse baka boylara kar askeri balamalar iine girdiklerini gsteren hibir kanta rastlamadm (M. J. Meggitt, 1960). Teknik adan bakldnda, ilkel avclar arasndaki bu tr atmalar sava olarak tanmlanabilir; bu anlamda, sava in insan tr iersinde her zaman var olduu ve bu yzden de doutan bir ldrme drtsnn davurumu olduu sonucu karlabilir. Ne var ki, bu mantk, uygar kltrlerde grlen savan yan sra, dk ve yksek ilkel kltrlerde grlen savalar arasndaki derin farkllklar15 gzard etmektedir, ilkel sava, zellikle alt dzeydeki ilkel insanlarda sava, ne merkezi olarak rgtleniyor ne de deimez eflerce ynetiliyordu; nispeten seyrekti; fetih sava deildi; elden geldii kadar ok dman ldrmeyi amalayan kanl sava da deildi. Oysa uygar dnyada grlen savalarn ou kurumlamtr, deimez eflerce rgtlenir, toprak fethini ve/ya da kle ve/veya ganimet elde etmeyi amalar. Buna ek olarak ve belki de hepsinden nemlisi, ilkel avc-yiyecek toplayclar arasnda topyekn sava iin hibir nemli ekonomik uyarann bulunmad sk sk gzard edilen bir gerektir.

Avc-yiyecek toplayc toplumlarda doum-lm orants yledir ki, nfus basks, nfusun bir ksmnn toprak elde etmek iin bakalaryla savamasna pek seyrek neden olur. Byle bir durum meydana gelse bile, pek savaa yol amaz. Avlanma haklar ya da bir yiyecek toplama noktas zerinde haklar talep edilirse olacak tek ey, daha gl, daha kalabalk grubun, belki sava bile olmakszn egemenlik salamasdr. kinci olarak, avc-yiyecek toplayc toplumda yamaclkla elde edilebilecek pek bir ey yoktur. Btn takmlar maddi eya bakmndan yoksuldur ve sermaye ya da deerli mal olarak kullanlabilecek hibir standart deiim maddesi yoktur. Son olarak, avclk-yiyecek toplayclk dzeyinde ekonomik amalarla kullanmak iin daha modern alarda bu, yaygn bir sava nedenidir kle elde etmek, ekonomideki retkenlik dkl nedeniyle, yararsz olur. Tutsaklar ve kleler, yaamlarn srdrmek iin gerekenden daha ok reterek ok zor gnler geirirler (E. R. Service, 1966). 15 Kars. Q, Wright (1965). ilkel avc-yiyecek toplayclar arasndaki sava konusunda Servi-' ce'in izdii genel tabloyu, bazlarndan ilerki paragraflarda alntlar yaptm birok baka aratrmac desteklemekte ve tamamlamaktadr.16 D. Pilbeam, ara sra grlen dmanlklara karn, avc bir toplumun, nderleri arasnda kaba gten ok rnek olmann oynad rol ve savan bulunmadn, karlkllk ve cmertlik ilkesi ile ibirliinin oynad ana rol vurgulamaktadr (D. Pilbeam, 1970). U. H. Stewart, blgecilik ve sava konusunda u sonuca ulamaktadr: tikel takmlarn kendilerine ait topraklara ya da kaynaklara sahip olduklar ve bunlar korumak iin dvtkleri konusunda birok sav ortaya atlmtr. Ben, durumun hibir zaman byle olmadn ileri sremeyeceim, ama byle bir ey belki de ok seyrek grlr. Birincisi, daha byk ana topluluu oluturan birincil gruplar birbirleriyle evlilikler yaparlar, gereinden ok kk iseler birleirler ya da gereinden ok bykseler blnrler, ikincisi, burada aktarlan durumlarda, birincil gruplarn zel alanlardan yararlanma eilimlerinden le bir ey yoktur. ncs, bylesi toplumlar arasnda sava olarak adlandrlan olgularn ou, byclk iddialarndan ileri gelen alma duygusundan ya da aileler arasnda sregiden kavgalardan baka bir ey deildir. Drdncs, ou blgelerde yiyecek toplama ana kaynaktr, ama tohum alanlarnn savunulmasyla ilgili hibir o-lay bana iletilmedi. Birincil topluluklar birbirleriyle dvmezler ve byk bir topluluun bir baka toplulua kar blgesini savunmak iin insan gcn nasl dzenleyebildiim ya da niin byle davrandn anlamak zordur. Uzun sre yaayan aalar, kartal yuvalar ve birka baka zgl kaynak zerinde bazen bireysel olarak hak iddi-a edildii dorudur; ne var ki kilometrelerce uzaktaki bir kiinin bu kaynaklar nasl savunduu aklk kazanmamtr (U. H. Stewart, 1968). H. H. Turney-High da (1971) benzer sonulara ulamaktadr. Tur-ney-High, korku, fke ve d krkl deneyimleri evrensel olduu halde, sava sanatnn ancak insan evriminin daha sonraki dnem16W. J. Perry (1917. 1923, 1923a) ve G. E. Smith (1924, 1924a) gibi eski yazarlar tartma dnda brakacam; nk modern aratrmaclar genellikle bunlar bir kenara itmilerdir ve bunlarn katklarnn deerini savunmak gereinden ok yer tutacaktr. 192 GDC TEZE KARI KANITLAR lerinde gelitiini vurguluyordu. lkel toplumlarn ou, sava yeteneine sahip deildi; nk sava ok gelikin bir kavramlatrma dzeyi gerektirir, ilkel toplumlarn ou, bir komuyu yenmek ya da topran ele geirmek iin gerekli bir rgtlenme dleyemiyorlad. ilkel savalarn ou silahl krdvlerinden baka bir ey deildir, kesinlikle sava deildir. Rapaport'a baklrsa, Turney-High'in yapt insanbilimciler arasnda ok dosta bir kabul grmedi; nk Turney-High, meslekten insanbilimcilerin yazd, savalarla ilgili ikinci elden yklerin onulmaz biimde yetersiz ve bazen de dpedz yanl yne sevkedici olduunu vurguluyordu; birinci elden kaynaklarn, kuaklar ncesinde yaayan amatr budunbilimcilerce braklsalar bile, daha gvenilir olduklarna inanyordu.17 Quincy Wright'm antsal yapt (geni bir kaynakayla birlikte 1.637 sayfa), alt yz elli

ilkel halkla ilgili olarak bulunan ana verilerin saysal ynden karlatrlmasna dayal olarak ilkel insanlar arasndaki savan eksiksiz bir zmlemesini sunmaktadu\ Wright'in zmlemesinin eksiklii, farkl sava trlerinin snflandrlmas konusunda olduu kadar, ilkel toplumlarn snflandrlmas konusunda da Wright'in zmleyici olmaktan ok tanmlayc olmas gereinde yatar. Bununla birlikte, ulat sonular olduka ilgintir. nk bu sonular, baka birok yazarn varglarna uygun bir saysal eilim gstermektedir: Yiyecek toplayclar, aa avclar ve aa tarmclar en az savasever insanlardr. Yksek avclar ve yksek tarmclar daha ok savaseverdirler. En st dzeydeki tarmclar ve obanlar ise, hepsinin iinde en ok savasever olanlardr (Q. Wright, 1965). Savaseverliin, en ilkel toplum biiminde kendini aa vuran insann doal drtlerinin bir ilevi olmayp, insann'uygarlk yolunda ilerlemesinin bir ilevi olduu dncesini bu yarg dorulamaktadr. Wright'in verilerinin ortaya koyduuna gre, bir toplumda iblm ne denli yksekse, o toplum o denli savasevedir ve snf sistemine dayal toplumlar btn halklar iersinde en savasever olanlardr. Son olarak, bu verilerin ortaya koyduuna gre, gruplar arasndaki ve grup ile fiziksel evresi D. C. Rapaport, Tumey-High'n kitabna yazd nsz'de (H. H. Tumey-High, 1971), Marathon savayla ilgili yorumunda Herodotos'un doru olarak verdii tek ayrntnn, yenenlerle yenilenlerin kimlikleri olduunu ortaya karan en sekin sava tarihisi Hans Delbrck'ten alntlar yapmaktadr. 8. NSANBLM 193 arasndaki denge ne denli kararlysa, o denli az savaseverlik grlmektedir; oysa dengenin sk sk bozulmas savaseverliin artmas sonucunu dourur. Wright drt tr sava savunucu, toplumsal, ekonomik ve siyasal savalar birbirinden ayrr. Wright'in savunmaya dnk savala anlatmak istedii, trelerinde sava diye bir ey olmayan ve ancak gerekten saldrya uradklar zaman dven insanlarn uygulamasdr; byle bir durumda bu insanlar, kendilerini savunmak iin, ellerindeki aletlerden ve av silahlarndan kendiliinden yararlanrlar, ama bu zorunluluu bir talihsizlik sayarlar. Wright'ni toplumsal savala anlatmak istedii, savalar ounlukla pek ykc olmayan insanlarn yapt uygulamadr. (Bu sava, Service'in avclar arasndaki savala ilgili tanmlamasna uygundur.) Ekonomik ve siyasal savalar, kadn, kle, hammadde ve toprak elde etmek iin ve/ya da buna ek olarak, egemen bir hanedann ya da snfn egemenliini srdrmek iin savaan insanlarla ilgilidir. Hemen hemen herkes yle akl yrtr: Uygar insan byle savasever olduktan sonra kimbilir ilkel insan ne denli savaseverdi!18 Ama Wright'in elde ettii sonular, ou ilkel insann en az savasever kiiler olduklar ve savaseverliin uygarlkla orantl olarak artt yolundaki tezi dorulamaktadr. Ykclk insanda doutan bulunsayd, eilimin bunun tam kart olmas gerekirdi. M. Ginsberg de benzer bir gr dile getirmitir. yle yazar Ginsberg: 3 s Ayrca kar. bu kitapta savunulana benzer bir tutum iinde olan S. Andreski (1964) ve metinde ad geen teki yazarlar. Andreski, yaklak I.. 5. yzylda yaam bir in filozofu olan Han Fei-tzu'nun ok ilgin bir szn aktarmaktadr: Eski zaman insanlar tarlalar ekip bimiyorlard, ama bitkilerin ve aalarn verdii meyveler beslenmek iin yeterliydi. Ne de kadnlar kuma dokuyorlard. nk kularn ve hayvanlarn krkleri giyinmek iin yeterliydi. almadan yaamaya yetecek kadar ey vard, insanlar az ve kaynaklar boldu. Bu nedenle insanlar birbirleriyle srtmyorlard. Bundan dolay, ne byk dller ne de ar cezalar uygulanyordu; ama insanlar kendi kendini ynetiyordu. Oysa bugnlerde insanlar, be ocuklu bir aileyi byk saymyorlar ve bykbaba lmeden nce her bir ocuk yine be ocuk sahibi oluyor, yirmi be torun olabiliyor. Sonu, insanlarn ok oalmas ve kaynaklarn azalmas, kiinin yetersiz bir gelir iin ok almak zorunda kalmasdr. Bylece insanlar birbirlerine dyorlar ve dller iki katna karlsa, cezalar kat kat artnlsa bile dzensizlikten kanlamyor (J. J. L. Duyvendak'tan alnmtr, 1928).

194 IGDC TEZE KARI KANITLAR Bu anlamda savan, gruplarn ve ekonomik kalknmann otur-masyla birlikte artt grlr. En basit halklar konusunda daha ok aile kavgalarndan sz etmemiz gerekir ve bu kavgalar, hi kukusuz, kadn karma, mlke tecavzden duyulan kzgnlklar ya da kiisel yaralama gerekeleriyle meydana gelir, tikel halklar daha ilerlemi olanlaryla karlatrldklarnda, bu toplumlarn barl olduklarn kabul etmek gerekir. Bununla birlikte, iddet ve iddet korkusu vardr; aka ve zorunlu olarak kk apta olmakla birlikte kavga meydana gelir. Gerekler, yeterince bilinmemektedir ve eer gerekler ho bir ilkel bara ilikin gr desteklemezse de, birincil ya da kkrtmaya dayal olmayan saldrganln insan doasnn doutan bir esi olmadn dnenlerin grne uygun olabilir (E. Glover ve M. Ginsberg, 1934). Ruth Benedict (1959), toplumsal bakmdan ldrc ve ldrc olmayan savalar arasnda ayrm yapmaktadr, ikinci snfa giren savalarda ama, baka boylara, efendiler ve vurguncular olarak yenenler nnde boyun edirmek deildir. Kuzey Amerika Kzlderilileri'nde ok sava olmakla birlikte, Kuzey Amerika yerlilerinde fetih dncesi hibir zaman domad ve bu durum, bu Kzlderili boylarnn hemen tmnn ok ar bir ey yapmalarna sava devletten ayrmalarna olanak verdi. Devlet, Bar efi'nde kiileiyordu; Bar efi, grubun iileri ve kendi greviyle ilgili her konuda kamuoyunun bir nderiydi. Bar efi srekliydi ve snrsz yetki sahibi bir ynetici olmamakla birlikte, ou kez ok nemli bir kiiydi. Ama savala hibir ii yoktu. Sava eflerinin atanmasn bile o yapmyor ya da sava gruplarnn ynetilmesiyle kendisi ilgilenmiyordu. Kendisine bir izleyici kitlesi ekebilen herhangi bir kii, gerektii zaman ve durumlarda bir sava grubunu ynetiyordu ve baz boylarda, sefer sresince tm denetimi elinde bulunduruyordu. Ne var ki bu denetim, ancak sava grubunun geri dnne kadar sryordu. Savala ilgili bir yoruma gre, devletin bu giriimlerde akla yatkn hibir kar yoktu. Bu servenler, alkantl bireyciliin bir d-gruba kar yneltilmi ok arzulanr 8. INSANBLM 195 gsterilerinden baka bir ey deildi; bylesi gsteriler, siyasal yapya zarar vermiyordu (R. Benedict, 1959). Benedict'in belirttii nokta nemlidir; nk sava, devlet ve zel mlkiyet arasndaki ilikiye dokunmaktadr. Toplumsal bakmdan ldrc olmayan sava, byk lde, servenciliin ve sava andalarna sahip olma, hayranlk uyandrma arzusunun bir anlatmdr; ama bu sava, insan ya da toprak ele geirme, insanlara boyun edirme ya da insanlarn yaam dayanan ykma tepii dourmuyordu. Benedict'in vard sonuca gre, savan ortadan kaldrlmas, savan tarihncesiyle ilgilenen siyasal kuramclarn yazlarna baklarak sanlaca kadar olaand bir ey deildir... Bu ykm [sava], insann sava karmaya duyduu biyolojik bir gereksinmeye balamak mutlak bir yanl anlamadr. Bu ykm insan yapsdr (R. Benedict, 1959). Bir baka sekin insanbilimci, E. A. Hoebel da (1958) eski Kuzey Amerika Kzlderilileri arasndaki savalar u szlerle tanmlamaktadr: Bunlar, William James'in Savan Ahlaksal Karlklar' na yaknlarlar. Saldrganlklar zararsz biimde serbest brakrlar: ykma yol amadan idman, spor ve elence salarlar ve bir grubun tekine isteklerini u ya da bu ekilde dayatmas ancak yumuak bir biimde sz konusudur (E. A. Hoebel, 1958). Hoebel u genel sonucu karmaktadr: insann sava eiliminin bir igd olmad apaktr, nk sava ok gelitirilmi bir kltrel karmaadr. Hoebel, ilgin bir rnek olarak, 1600'de kltrel bakmdan ve rksal bakmdan hl bir btn olan barl oonlar' ve hain Komaniler'i gstermektedir. CLALI TA DEVR DEVRlMl19 ilkel avc ve yiyecek toplayclarn yaantlanna ilikin ayrntl tanmlamann ortaya koyduu zere, insan en azndan, elli bin yl 19r Bu zmlemede en bata V. G. Childe'i (1936), G. Clark' (1969), S. Cole'u (1967), J, Mellaart'

(1968) ve G. Smolla'nm Childe'm bak asna ilikin tartmasn izledim. C. O. Sauer (1952) farkl bir varsaym ileri srmtr. Mumford'n konuyla ilgili irdelemesinden de (1961, 1967) byk lde yararlandm. 196 tGDC TEZE KARI KANITLAR nce tam olarak ortaya kndan beri byk olaslkla acmasz, ykc, zalim varlk deildi ve bundan dolay da evriminin daha ileri aamalarnda rastladmz katil insann ilk rnei deildi. Ama orada durup kalamayz. Smrc ve ykc insann aamal gelimesini anlamak iin, insann ilk tarm dnemindeki gelimesini ve sonu olarak, insann kentler kuran insana, bir savaya ve bir tica-fetiye dnmesini ele almak zorunludur. Yaklak yarm milyon yl nce insann ortaya kndan aa yukar 1. . 9000 ylna kadar, insan bir ynden hi deimedi: topladklar ya da avladklanyla yaad, ama yeni hibir ey yaratmad. Doaya kesin biimde bamlyd ve kendisi doay etkilemedi ya da dntrmedi. Doayla olan bu iliki, tarmn (ve hayvancln) kefedilmesiyle kkl biimde deiti. Bu keif, kabaca Cilal Ta dneminin balangcyla, daha kesin bir deyimle bugn kazbilimcilerin n-Cilah Ta dnemi dedikleri dnemin I. . 9000-7000 aras balangcyla birlikte, Bat ran'dan Yunanistan'a kadar uzunluu bin mili akn ve Irak, Suriye, Lbnan, rdn, israil ile Trkiye'de Anadolu Yaylas'nn baz blgelerini kaplayan bir alanda meydana geldi. (Orta ve Kuzey Avrupa'da daha sonra balad.) insan, doann o zamana kadar, kendisine vermi olduu eylerin tesinde bir eyler retmek iin buluuluunu ve becerisini kullanarak, kendisini ilk kez olarak, belli snrlar iersinde, doadan bamszlatrd. Nfus artka daha ok tohum ekmek, daha ok topra ekip bimek ve daha ok hayvan beslemek artk olanaklyd. Zamanlarnn ounu alet, anak-mlek ve giyecek retimine adayan zanaatkarlar geindirecek yiyecek fazlas yava yava biriktirilebiliyordu. Bu dnemde yaplan ilk byk keif, bu blgelerde yabani olarak yetien buday ve arpann ekilmesiydi. Bu otlarn tohumlan topran iine konulunca yeni bitkilerin yetitii ekmek iin en iyi tohumun seilebilecei kefedildi ve en sonunda da eitlerin rastlantsal biimde apraz dllendikleri gzlendi; bu olgu, yabani otlarn tohumlarndan ok daha byk taneler oluturuyordu. Yaban otlarndan yksek verimli modern budaya kadar olan gelime sreci henz tam olarak bilinmemektedir. Bu sre gen deiimleri, melezletirme ve kromozomlarn iki katna kmasn ieriyordu ve insann, gnmz tarm dzeyinde yapay ayklamay baarmas binlerce yl almtr. Sanayilemem i tarma, ilkel ve olduka ak bir retim biimi olarak tepeden bakmaya alm olan sanayi a insan iin, Cilal Ta Devri 8. INSANBLM 197 keifleri, kendisine byk gurur veren gnmzn byk teknik keifleriyle boy lebilecek nitelikte grnmeyebilir. Yine de tohumun byyecei beklentisinin sonularca dorulanmas, btnyle yeni bir kavramn domasna yol at: insan, eylerin salt kendiliinden meydana gelmesi yerine, istedii eyin meydana gelmesini salamak iin isten ve niyetinden yararlanabileceini kavrad. Tarmn kefedilmesi, tm bilimsel dncenin ve daha sonra da teknolojik gelimenin temeliydi, dersek abartma yapm saylmayz. ikinci keif, ayn dnemde gerekletirilen hayvan yetitiriciliiydi. Koyun Kuzey Irak'ta dokuzuncu bin ylda, sr ve domuz ise .O. 6000 dolaynda evcilletirilmiti bile. Koyun ve sr yetitiricilii ek bir yiyecek kayna st ve daha bol et salad. Yiyecek kaynaklarnn artmas ve daha istikrarl hale gelmesi, gebe bir yaam biimi yerine yerleik bir yaam biimine olanak salad ve kalc kylerle kasabalarn kurulmasna yol at20 n-Cilah Ta dneminde avc boylar, bitkilerin ve hayvanlarn evcilletirilmesine dayal yeni bir yerleik ekonomi kefedip gelitirdiler. En eski evcil bitki kalntlar imdilik I. . 7000'den ok ncesine dayanmamakla birlikte, ulalan evcilletirme dzeyi ve yetitirilen bitkilerin eitlilii, ilk tarmn uzun bir tarihncesine sahip olmasn gerektirir ve bu tarihncesi, yaklak I. . 9000'de n-Cilal Ta Devri'nin balangcna kadar gtrlebilir21 (J. Mellaart, 1967). Yiyecekleri depolama gereksinmesinin zorunlu kld yeni bir kefin yaplmas iin yaklak

2000 ile 3000 yl gemesi gerekti: Bu yeni keif mlekilik sanatyd (sepet daha nceden yaplyordu). mlekiliin icadyla birlikte, kimyasal srelerin kavranmasna yol aan ilk teknik icat yaplm oldu. Gerekten, mlek yapm, insann Bunun anlam, tm avclarn gebe ve tm tarmclarn yerleik olduu deildir. Childe, bu kuraln birok istisnasndan sz etmektedir. Cilal Ta Devriminden sz ederek Cilal Ta dnemindeki gelimenin karmakln hakkyla deerlendirmedii gerekesiyle Childe eletirilmitir. Bu eletiri dikkate deer olsa bile, te yandan unu da unutmamak gerekir: insann retim biiminde meydana gelen deime yle kkldr ki, devrim szc yerine oturmu grnmektedir. Mumford'n iaret ettiine gre, byk tarmsal ilerlemenin tarihini 1. . 9000 ile 7000 aras olarak belirlemek, drt, belki de be aamal olarak ok daha uzun bir dnemde meydana gelen aamal bir sreci ele almakta olduumuz gereini hakkyla gz nne almamak olur; Mumford'n bu szlerine de baknz (L. Mumford, 1967). Mumford, zellikle O. Ames (1939) ve E. Anderson'dan (1952) alntlar yapmaktadr. Daha ayrntl ve ok derinlemesine bir tabloya ilgi duyanlara Mumford'n Cilal Ta dnemi kltrne ilikin zmlemesini salk veririm. 198 GDC TEZE KARI KANITLAR gerekletirdii stn bir yaratma olayyd (V. G. Childe, 1936).22 Bu yzden, bizzat Cilal Ta dnemi iersinde bir seramiksiz aama, bir baka deyile mlekiliin icat edilmedii bir dnem ve seramik aamas ayrt edilebilir. Haclar'n daha eski dzeyleri gibi Anadolu'daki daha eski baz kyler seramiksizdi; oysa atal Hyk zengin anak mlee sahip bir kasabayd. atal Hyk, Anadolu'daki en yksek gelime dzeyine ulam Cilal Ta dnemi kasabalarndan birisiydi. 1961'den beri ancak nispeten kk bir blge kazlm olmakla birlikte, bu kaz bile, Cilal Ta dnemi toplumunun ekonomik, toplumsal ve dinsel ynleriyle anlalmas iin en nemli verileri salamtr.23 Kazlarn balamasndan beri on yer ortaya karlmtr; en eskisinin tarihi yaklak I.. 6500'dr. /. . 5600'den sonra, iungi nedenlerle olduu bilinmez, eski atal Hyk tepesi terk edildi ve nehrin karsnda Bat atal Hyk adyla yeni bir yerleim yeri kuruldu. Buradaki yerleim, buras da terk edilinceye kadar en azndan 700 yl srm gibi grnmektedir; ama terkle ilgili hibir ak seik iddet ya da kastl ykm belirtisi yoktur (J. Mellaart, 1967). atal Hyk'n en artc ynlerinden birisi ulat uygarlk dzeyidir: atal Hyk, bilinen adalarndan ounun olanaklar tesinde olan doal cam aynalar, tren hanerleri ve metal ss taklan gibi lkslere sahip olabilecek gteydi. Bakr ve kurun ergitiyor ve ilenerek boncuk, boru, belki de kk aletler haline getiriliyordu; Childe, ilgin bir deyile bu konunun ayrntlarna inmektedir: amur topa son derecede yorulabilir nitelikteydi; insan amur topana istedii biimi verebilirdi. nsan, tatan ya da kemikten bir alet yaparken, her zaman elindeki malzemenin biimi ve byklyle snrlyd; bu malzemeden ancak kk paralar koparabiliyordu. mlekinin almasn, buna benzer hibir snrlama kstlamaz. Elindeki topa istedii gibi biimlendirebilir; eklemelerin salaml konusunda hibir kukuya dmeksizin amura eklemeler yapabilir. 'Yaratma"nm tasarlanmas srasnda, mlekinin 'hibir biimi bulunmayan eylerden biim oluturur'ken gsterdii serbest etkinlik, srekli olarak insan zihnine ynelir, Kutsal Kitap'ta mlekilik zanaatndan alnm benzetmeler bu noktay aka gstermektedir (V. G. Childe, 1936). atal Hyk'n en ayrntl betimlemesini, kazlan yneten kazbilimci, J. Mellaart yapmtr (1967). 8. INSANBIM 199 bylece metalbilimin kkeni yedinci bin yla gtrlm oluyordu. atal Hyk'n yredeki doal cama ve dalmla salanan akmak-tana dayal ta ileme sanayii, dnemin en ince

sanayisiydi; burada yaplan aa kaplar eitli ve ok gelikindi, ynl dokuma sanayii tam olarak gelimiti (J. Mellaart, 1967). Mezarlk alanlarnda kadnlar iin makyaj takmlaryla erkekler ve kadnlar iin ok ekici bilezikler bulundu. atal Hykller, bakn ve kurunu ergitme sanatn biliyorlard. Mellaart'a gre, ok eitli kayalarn ve minerallerin kullanlmas, madencilik ve ticaretin kent ekonomisinin son derecede nemli bir blmn oluturduunu burada ak ak ortaya koymaktadr. Bu gelimi uygarla karn, grnd kadaryla, toplumsal yapda, ok daha sonraki evrim aamalarna zg olan belli eler bulunmamaktadr. Akas, varlkllarla yoksullar arasnda ok az snfsal ayrlk vard. Mellaart'a gre, binalarn bykl, ara-gere ve mezar eyalar toplumsal eitsizliin belirtisi olmakla birlikte, kesinlikle belirgin bir eitsizlik yoktur. Gerekten, kentin kazlan blmnn planlarna baklnca, binalardaki byklk farknn ok kk olduu ve daha sonraki kent toplumlarnda karlalan faikla karlatnldnda pek nem tamad grlr. Childe, ilk Cilal Ta dnemi kylerinde eflikle ilgili belirgin bir kant bulunmadn belirtmektedir ve Mellaart da atal Hyk konusunda bununla ilgili bir kanttan sz etmemektedir. Akas birok kadn din grevlisi (belki ayn zamanda erkek din grevlisi de) vard, ama hiyerarik bir rgtlenmeyle ilgili hibir kant yoktur. atal Hyk'te yeni tanm yntemleriyle retilen fazlalk, lks madde retimini ve ticareti olanakl klacak kadar byk olmaldr; oysa, Childe'a gre, daha eski ve daha az gelimi Cilal Ta dnemi kylerinde ancak kk bir fazlalk retiliyordu ve bundan dolay, buralarda atal Hyk'ten ok daha byk bir ekonomik eitlik vard. Childe, Cilal Ta dnemi zanaat-lannn ev sanayileri olmas gerektiine ve zanaat geleneklerinin bireysel deil, ortaklaa olduuna iaret etmektedir. Tm topluluk yelerinin deneyim ve bilgileri srekli olarak bir araya getirilir; meslekler kamusaldr; meslek kurallar topluluk deneyiminin sonulandr. Belli bir Cilal Ta dnemi kyne ait mlekler, bireysellikten ok, gl bir ortaklamac gelenein damgasn tar. Bunun yan sra, henz arazi yetmezlii sz konusu deildir; nfus artnca genler kyden 200 GDC TEZE KARI KANITLAR ayrlabilir ve kendilerine ait bir ky kurabilirler. Bu ekonomik ortam iinde, toplumun farkl snflar halinde ayrmlamas ya da ilevi tm ekonomiyi dzenlemek olacak ve bunun bedelini halkn srtna ykletecek srekli bir nderliin olumas iin koullar uygun deildir. Bu durum ancak daha sonra, baka birok keif ve icat yapld zaman, fazlaln ok daha byk olduu ve sermayeye dn-trlebildii, bu sermayeye sahip olanlarn bakalarn kendileri hesabna altrarak kr elde edebildikleri zaman meydana gelebilirdi. iki gzlem, saldrganlk asndan zel nem tar: atal Hyk'n kazlarda bu zamana kadar kefedilen sekiz yz yllk varlnda, herhangi bir yama ya da katliam ortaya koyan hibir kant yoktur. Bundan baka ve iddetin bulunmamas bakmndan ok daha etkileyici bir kant olarak, topraktan karlan yzlerce iskelet arasnda, iddete dayal lm belirtileri tayan bir tek iskelet bile bulunmamtr (J. Mellaart; 1967). atal Hyk dahil Cilal Ta dnemi kylerinin en ayrc zelliklerinden birisi, bunlarn toplumsal yaplarnda olduu kadar dinlerinde de annenin oynad temel ro/'dr. Erkeklerin avclk yapt, kadnlarn kk ve meyve toplad eski iblmne baklrsa, tarm ok byk olaslkla kadnlarn buluuydu, hayvanclk ise erkeklerin buluuydu. (Uygarln gelimesinde tarmn oynad ana rol gz nne alnrsa, modern uygarln kadnlar tarafndan kurulduunu belirtmek belki de abartma olmaz.) Topran ve kadnn dourma yetenei erkeklerin yoksun olduu bir yetenektir bu, ok doal olarak, ilk tarmclarn dnyasnda anneye stn bir yer salad. (Erkekler, ancak zekalaryla, bir baka deyile by ve teknik yoluyla maddi eyler yaratabildikleri zaman stnlk iddiasnda bulunabildiler.) Anne, (ou kez toprak anayla zdeletirilen) Tanra olarak, dinsel dnyann en byk tanras oldu; te yandan dnyasal anne ailenin ve toplumsal yaamn merkezi haline geldi. atal Hyk'te annelerin oynad barolle ilgili en etkileyici dolaysz kant, ocuklarn

kesinlikle babalaryla deil, her zaman anneleriyle gmlmeleri gereinde yatar, iskeletler, babannkinden daha byk olan ve evin iinde her zaman ayn yerde bulunan annenin divannn (ana odada bulunan bir tr kmann) altna gmlyordu. ocuklarn yalnzca anneleriyle birlikte gmlmeleri aync bir anaer8. NSANBLM 201 kil zelliktir: ocuklarn asl akrabalnn, ataerkil toplumlarda olduu gibi baba tarafndan deil, anne tarafndan olduu kabul edilir. Bu gmme sistemi, Cilal Ta dnemi toplumunun anaerkil yapya sahip olduu yolundaki varsaym destekleyen etkileyici bir veri olmakla birlikte, bu tez, atal Hyk'n ve Anadolu'daki baka kazlm Cilal Ta dnemi kylerinin dinleri konusunda elimizde bulunan verilerle eksiksiz biimde dorulanmaktadr.24 Bu kazlar, ilk dinsel gelime konusundaki anlaylarmzda devrim yapmtr. En belirgin zellik, bu dinin ana-tanna figr evresinde odaklanmas gereidir. Mellaart u sonuca ulamaktadr: atal Hyk ve Haclar bir balant kurmulardr... bu balant sayesinde, arkaik ve klasik zamanlarn byk 'ana tanralar'na, Kibele, Artemis ve Afrodit olarak bilinen belli-belirsiz figrlere gelinceye kadar atal Hyk'ten Haclar'a vb. dinde bir kesintisizlik olduu ortaya konabilir (J. Mellaart, 1967). Kazlarak ortaya karlan saysz kutsal mezardaki figrlerde, duvar resimlerinde ve kabartmalarda, ana-tannann oynad temel rol aka grlebilir. Baka Cilal Ta dnemi yerlemelerinden salanan bulgularn tersine, atal Hyk'te elde edilen bulgular btnyle ana-tannalardan olumamakta, ayn zamanda bir boayla ya da daha sk olarak bir boa ba veya boynuzlarla simgelenen erkek bir tanrnn bulunduunu da ortaya koymaktadr. Ne var ki bu gerek, temel tanr olarak byk anann stnln kkl biimde deitirmez. Kazda karlan krk bir heykelden otuz yalnzca tanralara aitti, ilerinde erkek bir tanrnn da bulunduu sekiz heykelin hemen hemen tm, tanrayla balantl olarak, ksmen tanrann oullar, ksmen de eleri olarak anlalmaldr. (Daha eski katmanlarn birisinde yalnzca tanra heykelcikleri bulundu.) Ana-tanrann yalnz bana, bir erkekle birlikte, gebe olarak, doum halinde gsterilmesi, ama kesinlikle bir erkee baml olarak gsterilmemesi de anatannann oynad temel rol ortaya koymaktadr. Tanrann bir boa ya da ko ban douruunu gsteren baz kutsal mezarlar vardr. (Bunu, erkek tarafndan dourulan diiye Havva ve Athena'ya ilikin tipik ataerkil ykyle karlatnn.) Bundan sonraki ksmda bazen anaerkil teriminden ok ana-merkezcil terimini kullanacam, nk anaerkil terimi kadnlarn erkeklere egemen olduklarn ima etmektedir: geri bu baz durumlarda szgelimi, Mellaart'a gre, Haclarda doru gibi grnmektedir, ama kadnn (anann) aka baat bir rol oynad, ancak kesinlikle egemenlik rol oynamad atal Hyk'te bu durum belki de geerli deildir. 202 GDC TEZE KARI KANITLAR 8. NSANBlLlM 203 Ana-tanna ou kez, bir zamanlar bu blgenin en yrtc ve ldrc hayvan olan bir leoparla birlikte, leopar derisi giymi olarak ya da simgesel biimde leoparlarla temsil edilmi olarak grlr. Bu, ana-tannay yaban hayvanlarnn efendisi yapar ve ayn zamanda da pek ok baka tanra gibi, yaam ve lm tanras olarak oynad ikili rol ortaya koyar. ocuklarn douran ve her birisinin mr sona erdikten sonra onlar geri alan toprak ananm ille de ykc bir ana olmas gerekmez. Ama bazen (Hindu tanras Kali gibi) ykcdr; bu gelimenin meydana geli nedenlerini bulmak, burada kanmak durumunda olduum uzun uzadya yorumlar gerektirir. Cilal Ta dnemi dininin ana-tannas yalnzca valisi hayvanlarn efendisi olmakla kalmaz. Avcln da koruyucusu, tarmn da koruyucusu, ve bitki yaamnn da efendisidir. atal Hyk' de iine alan Cilal Ta dnemi toplumunda kadnlarn rol konusunda Mellaart

u zetleyici szleri dile getirmektedir: Anadolu'nun Cilal Ta dnemi dininde zellikle dikkate deer olan yn, heykelciklerin, bstlerin, plastik kabartmalarn ya da duvar resimlerinin hibirisinde cinsiyet esinin kesinlikle bulunmamasdr ve bu, Haclar iin olduu kadar atal Hyk iin de geerlidir. reme organlar hibir zaman gsterilmemitir, erkek ve kadn birleme organlarnn tasvirleri bilinmemektedir; bu daha da dikkat ekicidir, nk Anadolu dnda kalan Yukar Kaba Ta dnemi kltrlerinde de, Cilal Ta ve son Cilal Ta dnemi kltrlerinde de bu organlar sk sk betimlenmitir.25 ilk bakta ok artc grnen bu sorunun yant ok basittir; nk sanatta cinsiyete verilen arlk, her zaman erkek tepii ve arzusuyla balantldr. Eer Cilal Ta dnemi dininin yaratcs Cilal Ta dnemi kadnysa, bu enin bulunmamas kolayca aklanr. Burada deiik bir simgecilik yaratlmtr; bu simgecilikte gs, gbek ve gebelik diilik ilkesinin, boynuzlar ve boynuzlu hayvan balar da erkekliin yerini tutar. Kars. kadn heykelciklerinin birounda cinsiyet esinin tad nemi L. Mumford (1967) vurgulamtr, Mumford, bu konuya arlk vemekte kukusuz hakldr. Grnd kadaryla, cinsiyet esi yalnzca Cilal Ta dnemi Anadolu kltrnde bulunmuyordu. teki Cilal Ta dnemi kltrlerinde cinsiyete verilen arln, btn Cilal Ta dnemi kltrlerinin anaerkil olduu fikrini zorunlu olarak hakl karp karmad, daha ok aratrlmas gereken bir sorun olarak ortada durmaktadr. atal Hyk gibi bir ilk Cilal Ta dnemi toplumunda, biyolojik adan, kadnlarn orannn erkeklerden daha byk olmas beklenebilir ve gerekten gmme trenleri de bunu yanstmaktadr. Dahas, yeni ekonomide pek ok grevi kadnlar yklenmilerdi; bu uygulama Anadolu kylerinde bugne kadar deimemitir ve kadnn toplumsal stnln belki de bu durum aklar. Kadn, yaamn tek kayna olarak, tarm ilemleriyle, evcilletirilmi hayvanlarn yetitirilmesi ve beslenmesiyle, artma, bolluk ve verimlilik fikirleriyle balantl hale geldi. Bundan dolay, yaamn btn biimleriyle aynen olduu gibi korunmasn amalayan bir din, bu dinin gelimesi, bu dinin yaam ve lmle, doum ve yeniden dirilile balantl trenlerinin gizleri, aka, erkek dnyasndan ok kadnlarn dnyasnn bir parasyd. Erkek din adamlarnn varl kesinlikle dtalanmamakla birlikte, tanra dininin en bata kadnlarca ynetilmesi son derecede olas grnmektedir...26 (J. Mellaart, 1967). Cilal Ta dnemi toplumunun nispeten eitliki olduu, bu toplumda hiyerarinin, smrnn ya da belirgin saldrganln bulunmad yolundaki gr destekleyen veriler anlamldr. Bununla birlikte, Anadolu'daki bu Cilal Ta dnemi kylerinde anaerkil (anamerkezcil) bir yapnn bulunmas gerei, Cilal Ta dnemi toplumunun, en azndan Anadolu'da, esas olarak saldrganlktan uzak ve barl bir toplum olduu yolundaki varsayma birok kant daha salamaktadr. Bunun nedeni, yaamn olumlanmas anlaynda ve ykcln bulunmamasnda yatar; J. J. Bachofen, bunu, btn anaerkil toplumlarn temel bir zellii saymaktadr. Gerekten, Anadolu'daki Cilal Ta dnemi kylerinde yaplan kazlarn gnna kard bulgular, ilk kez 1861'de yaymlanan Das Mutterrecht adl yaptnda J. J. Bachofen'in postla olarak ne srd anaerkil kltrlerin ve dinlerin varl konusunda en eksiksiz Anaerkil toplumlar Sovyet bilginleri Batl meslektalarndan daha ok incelemilerdir. Denebilir ki, bunun nedeni, Bachofen'in (ilk basks 1891) ve Morgan'n (1870) bulgularndan Engels'n (1891) ok etkilenmesi gereidir. Ayrca, evle ocan hanm ve hayvanlarn, zellikle de av hayvanlarnn egemen hanm olarak oynad ikili rol iinde ana-tannay tartan Z. A. Abramova'ya (1967) baknz. Anaerkillik ile lme tapnma arasndaki balantya iaret eden Sovyet insanbilimcisi A. P. Okladni-kov'a da baknz. Ek olarak, tanralarla ay ve ay takvimi arasnda iliki kuran A. Mars-hack'n (1972) Kaba Ta dnemi Tannalanyla ilgili ilgin tartmasna baknz. 204 GDC TEZE KARI KANITLAR 8. NSANBlLM 205

somut kantlar salamaktadr. Bachofen, yunan ve Roma efsanelerini, dinsel trenlerini, simgelerini ve dlerini zmleyerek, ancak bir dhinin baarabilecei bir ey baard: derinlemesine zmleme yeteneiyle, hakknda pek bir somut kanta sahip olmad bir toplumsal rgtlenme ve din evresini yeniden canlandrd. [Amerikal bir budun-bilimci olan L. H. Morgan (1870, 1877) Kuzey Amerika Kzlderili-leri'yle ilgili incelemesine dayanarak, kendi bana ok benzer sonulara ulamtr.] Birka dikkate deer ayrklk dnda, hemen btn insanbilimciler, Bachofen'in bulgularnn hibir bilimsel deer tamadn akladlar; gerekten, Bachofen'in yazlarndan yaplan bir semenin ingilizce evirisi ancak 1967'de yaymland (J. J. Bachofen, 1967). Bachofen'in kuramnn reddedilmesinin belki de iki nedeni vard: Birincisi, ataerkil bir toplumda yaayan insanbilimciler iin, toplumsal ve zihinsel ilgi erevelerini amak ve erkek egemenliinin doal olmadn dnmek hemen hemen olanakszd. (Freud, ayn nedenle, kadnlarn hadm edilmi erkekler olduklar yolundaki grne ulat.) ikincisi, insanbilimciler, yalnzca iskeletler, aletler, silahlar, vb. gibi maddi kantlara inanmaya ylesine almlard ki, efsanelerin ya da tiyatro oyunlarnn insan yaps eylerden daha az gerek olmadklarna inanmak onlara zor geliyordu. Bu tutum, derinlemesine kavramann, kuramsal dnn gcnn ve kesinliinin deerlen-dirilememesine de neden oldu. Bachofen'in Mutterrechfindcn (Ana Hukuku'ndan) alnan aadaki paragraflar, bu anaerkil anlay kavram konusunda bir fikir verir: Btn kltrn, her erdemin, her soylu varolu zelliinin kkeninde yatan iliki, anne ile ocuk arasndaki ilikidir. Bu iliki, iddetle dolu bir dnyada, kutsal sevgi, birlik, bar ilkesi olarak ilev grr. Kadn, yavrusunu yetitirirken, sevecen zenim benliin snrlar tesine tayarak bir baka yarata ulatrmay ve sahip olduu her trl bulu yeteneini tekinin varlnn korunup gelitirilmesine yneltmeyi erkekten daha nce renir. Bu aamada kadn, btn kltrn, btn iyilikseverliin, btn balln, canllara duyulan btn zenin ve llere duyulan btn zntnn hazinesidir. Bununla birlikte analktan kaynaklanan sevgi yalnzca daha yaun olmakla kalmaz, ayn zamanda daha evrenseldir de... Babalk ilkesi, doas gerei, kstlayc olduu halde, analk ilkesi evrenseldir; babalk ilkesi belirli gruplara snrlama getirir, ama analk ilkesi, tpk doa yaam gibi, hibir engel tanmaz. Analk dncesi, btn insanlar arasnda, babaerkilliin gelimesiyle birlikte ortadan kalkan bir evrensel kardelik duygusu yaratr. Baba lakkna dayal aile kapal bir bireysel organizmadr; oysa anaerkil aile, btn gelimenin balangcnda bulunan ve maddi yaam yksek manevi yaamdan ayran tipik evrensel karakteri tar. Toprak ana Demeter'in lml imgesi olan her kadnn dl yata, baka her kadnn ocuklarna erkek ve kz kardeler verecektir; babaerkil sistemin gelimesiyle, ayrmlamam kitle birliinin dald ve ayrmlama ilkesinin yrrle girdii gne kadar anayurt yalnzca erkek ve kz kardeler tanyacaktr. Anaerkil kltrler, analk ilkesinin bu ynne ilikin birok anlatm ve hatta yargsal belirlemeler sunmaktadr. Bu ilke, anaerkil Iralklar arasnda ok sk rastlanan evrensel zgrlk ve eitliin, bu halklarn konukseverliinin ve her trden kstlamadan duyduklar irenmenin temelidir... Ve hibir engel ya da ayrm izgisi tanmayan ve bir ulusun btn yelerini ayn ekilde kucaklayan hayranlk uyandrc akrabalk anlaynn ve dostluk duygusunun kkeni bu ilkededir. Anaerkil devletler, birbirini krp geirici dalama ve atmalardan arnm olmalaryla zellikle nlydler... Anaerkil halklar, insanlarn,' hatta hayvanlarn bedensel bakmdan yaralanmalar karsnda zel bir sululuk duyuyorlarda ve bu da nemsiz bir ayrc zellik deildir.,. Msr heykellerinin yz anlatmnda bile sezinlenebilen sevecen bir insancllk havas, anaerkil dnyann kltrnn zne sinmitir1 (J. J. Bachofen, 1967). TARHNCES TOPLUMLAR VE NSAN DOASI Avclarn ve Cilal Ta dnemi tarmclarnn retim biimini ve toplumsal rgtlenmesini betimleyen bu tablo, genellikle insan doa27 Ayrca kar. E. Fromm (1934, 1970e).

206 GDC TEZE KARI KANITLAR snn isel bir paras saylan belli ruhsal zellikler bakmndan ok anlamldr. Tarihncesi avclar ve tarmclar, tutkulu bir mlkiyet ura ya da varlkllara kar bir kskanlk gelitirmek iin hibir olanaa sahip deillerdi; nk ne drt elle sanlnacak zel mlkiyet ne de kskanla neden olacak kadar nemli ekonomik farkllklar vard. Buna karlk, yaam biimleri, ibirliinin ve barl yaantnn gelimesine uygundu. Baka insanlar smrme arzusunun olumas iin hibir dayanak yoktu. Bir baka kiinin bedensel ya da ruhsal gcn kendi amalan uruna smrme dncesi, smrnn ekonomik ve toplumsal temelinin kesinlikle bulunmad bir toplumda samadr. Bakalarn denetleme tepiinin gelime ans da ok azd. Yaklak elli bin yl ncesinden beri gelen ilkel takm toplumu ve belki de tarihncesi avclar, uygar toplumdan kkl biimde ayrlyordu; bunun tek nedeni ise, insan ilikilerini denetim ve iktidar ilkelerinin ynetmemesi, bunlarn ileyiinin karlklla dayanmasyd. Doutan denetim tutkusuyla donatlm bir birey, toplumsal bakmdan baarszla urar ve etkisiz kalrd. Son olarak, agzlln gelimesi iin ok az zendirici vard, nk retim ve tketim belli bir dzeyde dengelenmiti.28 Avc-yiyecek toplayclar ve ilk tarmclar konusundaki veriler, mlk edinme, smr, agzllk, kskanlk tutkularnn o zamanlar bulunmadn ve yalnzca uygarln rnleri olduklarn m ima etmektedir? Bylesi genelleyici bir yarg bana pek olanakl grnmemektedir. Bunu dorulayacak yeterli veri yok elimizde; bunun kuramsal gerekelerle doru olmas da olas deil; nk bireysel etkenler, en elverili toplumsal koullar altnda bile bu ktlkleri baz bireylerde douracaktr. Ne var ki, toplumsal yaplar gerei agzll, kskanl ve smrcl besleyip zendiren kltrler ile bunun 28 Burada unu belirtmek gerekir ki, Ortaa'daki derebeylik toplumu gibi olduka gelimi birok toplumda, rnein loncalar gibi bir meslek grubunun yeleri, maddi kazanlarm artrmak iin deil, geleneksel yaam dzeyini srdrmeye yetecek kadar kazanmak iin urarlard. Kendi stlerinde bulunan toplumsal snflarn yelerinin tketecek daha ok lkse sahip olduklann bilmeleri bile, bu fazladan tketim karsnda bir agzllk yaratmyordu. Yaama sreci doyurucuydu; bundan dolay da daha ok tketim zlenir grnmyordu. Ayn ey kyller iin de geerlidir. Kyllerin onal-tnc yzylda giritikleri ayaklanmalar, kendilerinden yukardaki snf kadar tketimde bulunmak istedikleri iin deil, onurlu bir insanca yaamn salanmasn ve toprak sahiplerinin kendilerine kar olan geleneksel ykmllklerini yerine getirmelerini istedikleri iindi. 8. INSANBLIM 207 kartn yapan kltrler arasnda byk bir ayrlk vardr. Birinci tr kltrlerde, bu ktlkler, toplumsal karakterin, bir baka deyile, halkn ounluunda rastlanan bir sendromun bir blmn oluturacaktr; ikinci tr kltrlerde ise bunlar, tm toplumu etkileme ans pek bulunmayan bireysel sapmalar olacaktr. Yalnz yeni uygarlk trleri getirmekle kalmayp, genellikle insann doal yapsna balanan tutkular da getirdii anlalan bir sonraki tarihsel aamay, yani kentsel gelimeyi imdiden gz nne alacak olursak bu varsaym daha da g kazanr. KENTSEL DEVRM29 I.. drdnc ve nc bin ylda yeni tr bir toplum geliti; Mum-ford'm, parlak belirlemesi bu toplumun ayrc zelliklerini en iyi biimde ortaya koymaktadr: lk Cilal Ta dnemi karmaasndan, farkl bir toplumsal rgtlenme tr dodu: Bu rgtlenme artk kk birimler halinde dalmam; byk bir birim halinde birlemiti; artk demokratik deildi, bir baka deyile komuca yaknla, greneklere ve rzaya dayal deil, egemen bir aznln denetimi altndayd, yetkeciydi, merkezi olarak ynlendiriliyordu; artk bu rgtlenme snrl bir blgeye kapal deildi, hammadde ele geirmek ve umarsz insanlar kleletirmek, denetim uygulamak, vergiye balamak iin bile bile snrlarn dna

kyordu. Bu yeni kltr, yaamn gelitirilmesine deil, ortaklaa iktidarn yaylmasna adanmt. Bu toplumun yneticileri, yeni bask aralarn yetkinletirerek, t.. 3. bin yla gelindiinde, zamanmza kadar kesinlikle alamayacak olan bir lekte snai ve askeri iktidar rgtlemilerdi (L. Mumford, 1967). Bu nasl olmutu? Tarihsel adan ksa bir dnem iersinde insan, kzlerin fiziksel enerjisini ve rzgarlarn enerjisini ie komay rendi. Karasaban, tekerlekli kany, yelkenli kay icat etti; (daha nce bir lde bili29 Bu terim Childe tarafndan tretilmitir (1936) ve bu terimin kullanlmas Mumford tarafndan eletirilmitir (1967). 208 GDC TEZE KARI KANITLAR nen) bakr filizlerinin ergitilmesi srasnda olan kimyasal sreleri ve metallerin fiziksel zelliklerini rendi ve bir gne takvimi belirlemeye balad. Sonu olarak, yaz sanat, lme ve tartma iin yol hazrd. Galileo'nun zamanna kadar tarihin hibir dneminde, diye yazar Childe, bilgi alannda ilerleme bu kadar hzl olmad gibi keifler de bu kadar sk olmad (V. G. Childe, 1936). Ama toplumsal deime de daha az devrimsel deildi. Kendine yeterli iftilerin kk kyleri, ikincil sanayilerin ve d ticaretin besledii kalabalk kentlere dnt ve bu yeni kentler kent devletleri olarak rgtlendi, insan, tam anlamyla yeni lkeler yaratt. Babil lke-si'nin byk kentleri, bir tr sazlk taban zerinde ykseldi, alvyonlu amur zerinde apraz biimde kuruldu. Babilliler tarlalar sulamak ve bataklklar kurutmak iin kanallar atlar; insanlar ve hayvanlar sulardan korumak ve sel dzeyinin zerine ykseltmek iin setler ve tepeler kurdular. Bylece yaratlan ekilebilir toprak, byk bir emek gc gerektiriyordu ve bu insan emei biimindeki sermaye toprakta yatmaktayd (V. G. Childe, 1936). Bu srecin bir baka sonucu, bu tr almada ve zanaat, kamu ileri, ticaret alanlarnda uzmanlaan baka insanlara yiyecek yetitirmek iin zorunlu olan topran ekilip biilmesinde uzmanlam bir igcnn kullanmasyd. Bunlarn topluluk tarafndan dzenlenmesi ve planlamay, korumay, denetimi gerekletiren bir sekin aznlk tarafndan ynlendirilmesi gerekiyordu. Bunun anlam, ilk Cilal Ta dnemi kylerinde gerekli olandan ok daha byk bir fazlalk birikimine gerek duyulmas ve bu fazlaln salt ktlk zamanlar ya da artan nfus iin yiyecek yedei olarak deil, retimin geniletilmesine yatrlacak sermaye olarak kullanlmasdr. Childe, nehir vadilerindeki bu yaam koullarnn doasnda var olan bir baka etkene iaret etmitir bu etken, toplumun, yelerini zor altnda tutmak iin sahip olduu olaanst gtr. Topluluk, dikbal bir yenin sudan yararlanmasn nleyebilir; bunu da suyu onun tarlasna gtren kanallar kapatarak yapar. Bu zorlama olana, bir kez toplumsal istencin yerini almay ya da ideolojik bir syleyile, bu istenci temsil etmeyi baardktan sonra, krallarn, papazlarn ve egemen sekinlerin iktidarlarnn dayand temellerden birisiydi. Yeni retim biimleriyle birlikte, insann tarihinde en belirleyici 8. NSANBlLtM 209 deiikliklerden birisi meydana geldi. Artk insann retimi, avc toplumlarda ve ilk tarmc toplumlarda olduu gibi, yalnz kendi almasyla retebildii eylerle snrl deildi. Cilal Ta dnemi tarmnn balamasyla birlikte insann kk bir art-deer retmeyi daha o zaman baard dorudur, ama bu fazlalk yalnzca onun yaamnn istikrar kazanmasna katkda bulunuyordu. Bununla birlikte, bu fazlalk oald zaman, btn btne yeni bir ama iin kullanlabilirdi. Dorudan doruya yiyecek retmeyip bataklklar temizleyen, evler, kentler ve piramitler kuran ya da asker olarak hizmet gren kiileri beslemek olanakl duruma geldi. Elbette bylesi bir kullanm, ancak teknik ve iblm, insan emeinin bu biimde kullanlmasn- olanakl klacak bir dzeye ulat zaman meydana gelebilirdi. Bu noktada fazlalk son derecede byd. Daha ok tarla ekilip biildike, daha ok bataklk kurutulduka,

o kadar ok da art-deer retilebiliyordu. Bu yeni olanak, insanlk tarihinde en temel deiikliklerden birisine yol at. insann ekonomik bir ara olarak kullanlabilecei, smrlebilecei, kle haline getirilebilecei anlald. Gelin, bu sreci ekonomik, toplumsal, dinsel ve ruhsal sonularyla daha ayrntl olarak izleyelim. Yeni toplumun temel ekonomik gerekleri, yukarda ortaya konduu gibi, almann daha ok uzmanlamas, art-deerin sermayeye dntrlmesi ve merkezi bir retim biimine duyulan gereksinme idi. Bunun ilk sonucu farkl snflarn ortaya kyd. Yneltme ve rgtlenme ilerini ayrcalkl snflar yapyordu; bu snflar, retimin orantsz biimde byk bir blmn, bir baka deyile nfusun ounluunun elde edemedii bir yaam dzeyini istiyor ve elde ediyorlard. Onlarn aasnda alt snflar, kyller ve zanaatkarlar bulunuyordu. Bunlarn da aasnda kleler, sava sonucu ele geirilmi tutsaklar vard. Ayrcalkl snflar, ilk balarda srekli eflerce en sonunda da tanrlarn temsilcileri olarak krallarca ynetilen, kendi hiyerarilerini rgtlediler; bu efler, daha sonra da krallar, tm sistemin bayd. Yeni retim biiminin bir baka sonucunun, kentsel devrimin baarlmas iin gerekli topluluksal sermayenin birikimi iin temel bir koul olarak/eft'/ olduu kabul edilmektedir. Ama bir kurum olarak savan icad iin bir temel neden daha vard: en st verimlilii salamak iin birlemeyi gerektiren bir ekonomik sistem ile bu ekonomik gerek210 GDC TEZE KARI KANITLAR sinmeyle atan siyasal ve hanedansal ayrlma arasndaki elime. Bir kurum olarak sava, tpk krallk ya da brokrasi gibi l.. 3000 yllan dolaynda yaplan yeni bir icatt. Bugn olduu gibi o zaman da savaa, insan saldrganl gibi ruhsal etkenler neden olmad; sava krallarn ve onlara bal brokrasilerin iktidar ve zafer zlemlerinden baka, sava yararl klan, sonu olarak da insan ykcl ve zalimliini dourup artrma eilimi gsteren nesnel koullarn sonucuydu. ^ Bu toplumsal ve siyasal deiikliklere, kadnlarn toplumda ve ana figrnn dinde oynad rolde meydana gelen derin bir deiiklik elik etti. Artk tm yaamn ve yaratcln kayna topran retkenlii deil, yeni icatlar, teknikler yaratan zihin, soyut dnme yetenei ve yasalaryla birlikte devletti. Ondan sonra dlyata deil zihin yaratc g haline geldi ve ayn anda da topluma kadnlar deil, erkekler egemen oldu. Bu deiiklik, Babilliler'e ait yaradl ilahisi Enuma Eli'te iirsel biimde dile getirilmitir. Bu efsane bize, evrenin hakimi olan Byk Ana Tiamat'a kar erkek tanrlarn giritikleri baarl bir ayaklanmay anlatr. Erkek tanrlar, ona kar bir balama oluturur ve Marduk'u kendilerine nder seerler. Zorlu bir savatan sonra Tiamat ldrlr, bedeninden gkyzyle yeryz oluur ve Marduk en byk Tanr olarak egemenlik kurar. Bununla birlikte, nder seilmeden nce Marduk'un bir snavdan gemesi gerekir; bu snav modem insana anlamsz ya da artc grnebilir, ama efsanenin anlalmasnn anahtar bu snavdr: Ondan sonra bir esvap koydular ortalarna: Dediler ki ilk doanlar olan Marduk'a: Dorusu, Ey efendi, en yksektir senin ksmetin tanrlar arasnda, 'ykmak ve yaratmak iin' emret (ve) dediin olacaktr! ; 30Childe'n ne srdne gre, daha ok arazi gereksinmesi ortaya kt zaman arazinin eski sahiplerinin bir fetihi grup tarafndan ya srlmeleri, yerlerinin alnmas ya da egemenlik altna sokulmalar gerekiyordu; bundan dolay da kentsel devrim tamamlanmadan nce u ya da bu tr bir savan yrtlm olmas gerekir. Ama Childe, bunun kazbilimsel kantlarla ortaya konamayacan kabul etmektedir. Bu nedenle de l.. 6000'den sonra, kentsel devrimin balang evresinde yalnzca kk bir lekte ve gelip geici bir trde olsa bile savan var olduunun kabul edilmesi gerektii grn savunmaktadr. (V. G. Childe, 1936). Bu olabilse bile, krallar ve hiye-farisiyle birlikte kent devleti gelimeden nce, kanl fetih savalar kalc bir kurum haline gelmemitir. 8. NSANBLM

211 Azndan kacak szle esvab para para et; Emret yeniden ve esvab btn et! O azyla buyruk verdi, . ve esvap paraland. Buyurdu yeniden ve esvap eski haline geldi. Tanrlar, onun babalar, tank olunca onun sznn gcne Sevindiler (ve) ballk and itiler, (dediler ki) Marduk kraldr! A. Heidel, 1942 Bu snavn anlam, erkein, yeni bir yaratma biimiyle, yani szle (dnceyle) yalnzca topraa ve diiye ait bir nitelik olan doal yaratmada bulunma konusundaki yeteneksizliinin stesinden geldiini gstermektir. Bu yolla yaratabilen Marduk, anann doal stnln alt etmitir ve bundan dolay da onun yerini alabilir. Babil efsanesinin bittii yerde Kutsal Kitap'taki yk balar: Erkek tanr dnyay szle yaratr (E. Fromm, 1951). Yeni kent toplumunun en nemli ynlerinden birisi, bu toplumun ataerkil egemenlik ilkesine dayal olmasdr; bu egemenlikte denetim ilkesi doann denetimi, klelerin, kadnlarn ve ocuklarn denetimi yapdan kaynaklanr. Yeni ataerkil insan yeryzn tam anlamyla yapar. Onun teknii yalnzca doal sreleri deiime uratmak deil, bu sreleri insann egemenlii ve denetimi altna almakt; bundan kan sonu, doada bulunmayan yeni rnlerdi. Erkeklerin kendileri de toplulukta almay rgtleyenlerin denetimi altna girdiler ve bundan dolay nderlerin, denetim altnda tuttuklar kiiler zerinde iktidara sahip olmalar gerekliydi. Bu yeni toplumun amalarnn gerekletirilmesi iin her eyin, doann ve insann, denetim altnda tutulmas ve, ya kaba g uygulanmas ya da kaba gten korkulmas gerekiyordu. nsann, denetlenebilir duruma gelmesi iin, sz dinlemeyi ve boyun emeyi renmesi gerekliydi; insanlarn boyun emeleri iin de yneticilerinin bedensel ve/ya da byl stn gcne inanmalar zorunluydu, ilkel avclar arasnda olduu kadar, Cilal Ta dnemi kylerinde, de nderler halka klavuzluk ve danmanlk ettikleri, halk smrmedikleri halde ve onlarn nderlii gnll olarak kabul edildii, ya da baka bir terim kullanrsak, tarihncesi yetke yetkinlie dayanan ussal yetke olduu halde, yeni ataerkil sistemin yetkesi kaba gce ve iktidara dayalyd; 212 GDC TEZE KARI KANITLAR 8. NSANBLM 213 smrcyd; ruhsal bir mekanizma olan korku, dehet ve boyun eme mekanizmas araclyla yrtlyordu. Bu yetke usd yetke ydi. Lewis Mumford, kentin yaamn yneten yeni ilkeyi ok zl biimde dile getirmitir: Her biimde iktidar uygulamak uygarln zyd; kent mcadeleyi, saldrganl, egemenlii, fethi ve uakl da vurmann pek ok yolunu buldu. Mumford'n belirttiine gre, kentlerin bulduklar yeni yollar zorlu etkili, ou kez sert, hatta sadisteydi ve Msrl hkmdarlar ile bunlarn Mezopotamyah denkleri, yaptrdklar antlarda ve kiisel kahramanlklaryla ilgili yazl tabletlerde, ba tutsaklarn kendi elleriyle ktrm etmek, ikenceden geirmek ve ldrmekle vnyorlard (L. Mumford, 1961). Ruhzmsel tedavi konusunda hazandm klinik deneyimin br sonucu olarak, sadistliin znn insanlar ve nesneler zerinde snrsz, tanr gibi denetim tutkusu olduu kansna ok nceleri varmtm31 (E. Fromm, 1941). Mumford'n bu toplumlarn sadist karakterine ilikin gr, benim grmn nemli bir dorulamasdr.32 Sadistlie ek olarak, yaam ykma tutkusu ve l olan her eye yaknlama (lseverlik) yeni kent uygarlnda gelimi gibi grnmektedir. Mumford, yeni toplumsal dzende rastlanabilecek ykc, lme ynelik efsaneden de sz etmektedir ve her uygarln canl, kentsel bir zle, polisle (Eski Yunanistan'da kent devleti) baladn ve kemiklerle tozlardan oluan bir toplu mezarlkla, yani bir Nekropo-lis'le ya da yanp yklm ykntlardan, dalm binalardan, bo iliklerden, anlamsz p ynlarndan, toptan krlm ya da klelie srklenmi insanlardan oluan bir ller kentiyle bittiini syleyen Patrick Geddes'in bu szn aktarmaktadr (L. Mumford, 1961). ister Ibraniler'in Kenan diyarn fethetmeleriyle

ilgili yky, isterse Babilliler'in savalaryla ilgili yky okuyalm, ayn snrsz ve insanlk d ykclk ruhu grlr. yi bir rnek, Sanherib'in Babil'in toptan yok edilmesiyle ilgili ta yaztdr: 31 32,, Bu gr Ksm 1 l'de ayrntl olarak tartlacaktr. Bu uyuma pek rastlant deildir; temeldeki ortak tutumumuzdan gelmektedir. Her ikimiz de yaama hizmet eden ve yaam boan eyler arasndaki temel ayrm vurguluyoruz. Kenti ve evlerini, temelden atya kadar yktm., yok ettim, atele yaktm. Ne kadar duvar, sur, tapnak ve tanr, tula ve topraktan yaplma tapnak kulesi varsa hepsini yerle bir ettim ve Araktu Kanal 'na attm. O kentin ortasna doru kanallar atm, kenti sele verdim ve bylece de ta temellerini yktm. Kentin ykmn, bir selin yapacandan daha eksiksiz olarak yerine getirdim (Aktaran L. Mumford, 1961). Kartaca ve Kuds'n yklmasndan Dresden'in, Hiroima'nn ve ta topra ile aalaryla tm Vietnam'n ve ulusunun ykmna kadar olan uygarlk tarihi trajik bir sadistlik ve ykclk tutanadr. LKEL KLTRLERDE SALDIRGANLIK Buraya kadar yalnzca tarihncesi toplumlarda ve hl varln srdren ilkel avc-yiyecek toplayclarda rastlanan saldrganl ele aldk. Daha ileri olan ama ilkelliini hl srdren baka kltrlerden neler renebiliriz. Toplanm bulunan geni insanbilimsel verilere dayal olarak saldrganl ele alan bir almaya bavurularak bu soruyu irdelemek kolay olurdu. Ama byle hibir almann bulunmamas artc ve biraz da arpc bir gerektir. Akas bugne kadar insanbilimciler, saldrganlk olgusunu, kendilerini elde ettikleri verileri bu adan zetlemeye yneltecek kadar nemli saymamlardr. Yalnzca Derek Free-man'n ksa makalesi vardr; bu makalede Freeman, Freud'u tezi desteklemek amacyla saldrganlkla ilgili insanbilimsel verilerin bir zetini vermeye giriir (D. Freeman, 1964). Bir baka insanbilimcinin, H. Helmuth'un zetleyici bir makalesi de (1967) ayn lde ksadr. Hel-muth insanbilimsel verileri sunar ve kart bak asn, yani ilkel toplumlar arasnda saldrganln nispeten bulunmad grn vurgular. Bundan sonraki sayfalarda, en kolay bulunabilen insanbilimsel yaynlardan elde ettiim verilerin zmlemesiyle ie balayarak, ilkel toplumlardaki saldrganlkla ilgili baka birok incelemeyi sunacam. Bu yaynlardaki incelemeler, saldrganlk lehindeki ya da aleyhindeki bak as konusunda bir yan tutmak amacyla yaplmad iin szI 214 GDC TEZE KARI KANITLAR cn en genel anlamnda bir tr rastgele rnek saylabilir. Bununla birlikte, genelde ilkel kltrler arasnda saldrganln dalm asndan, bu zmlemede ulalan sonularn saysal olarak yle ya da byle geerli olduunu ima etmek istemiyorum. Asl amacm, kukusuz, saysal bir sonuca ulamak deil; saldrgan olmayan toplumlarn Freeman ve teki Freud'u kuram yanllarnn gsterdikleri kadar ender ya da nemsiz olmadklarn ortaya koymaktr. Saldrganln salt bir tek zellik deil, bir sendrom'un paras olduunu; saldrganla, kat hiyerari, egemenlik, snf ayrm vb. gibi sistemin teki zellikleriyle birlikte dzenli olarak rastladmz da gstermek istedim. Bir baka deyile, saldrganlk, yaltlm bir davran zellii olarak deil, toplumsal karakter'in br paras olarak anlalmaldr.33 OTUZ LKEL BOYLA LGL ZMLEME Saldrganlkla barllk arasndaki kartlk asndan otuz ilkel kltr zmledim. Bunlarn Ruth Benedict tarafndan (1934);34 on Margaret Mead tarafndan (1961);35 on bei G. P. Murdock tarafndan (1934)36 ve birisi de C. M. Turnbull tarafndan tanmlanmt.37 Bu otuz toplumun zmlenmesi, birbirinden farkl ve aka belirlenmi sistemi (A, B, C) birbirinden ayrmamza olanak vermektedir. Bu toplumlar yalnzca aa yukar saldrganlk ya da aa yukar saldrgan olmay bakmndan deil; sistemi

oluturan ve bazlar saldrganlkla ak bir balant iinde bulunmayan birok 1948 ve 1949'da Yale niversitesi'nde kendisiyle birlikte ilkel toplumlarn karakter yapsna ilikin bir seminer verdiimiz merhum Ralph Linton'a, bu seminerlerde ve birok zel grmede kendisinden rendiim eylerden dolay kranlarm aklamak istiyorum. Grlerimiz ok ayn olmaya devam etse bile, bu seminerlere katlan George P. Murdock'tan grdm destee de takdirlerimi aklamak istiyorum. 34 Zuni, Dobu, Kwakiutl kltrleri. Arape, Grnland Eskimolan, Baiga, Ifugao, Kwakiutl, Manus, Irkua, Ojibwa, Samoa, Zuni,Bathonga, Dakota, Maori kltrleri. Tasmanyallar, Arandalar, Samoallar, Semanglar, Todalar, Kazaklar, Ainular, Kutup Eskimolan, Haidalar, Krowlar, Irokualar, Hopiler, Aztekler, nkalar, Witotolar, Nama Hotentotlan ve Gandalar. (Ama yazann Aztekler ve nkalar'la ilgili tanmlamasn bu balamda grmyorum, nk bunlar ok gelimi ve karmak toplumlard, dolaysyla da bu ksa zmleme iin uygun deillerdir.) 37Mbutular. 8. NSANBLlM 215 zellikle birbirinden ayrlan farkl karakter sistemleri bakmndan da birbirine benzememektedir.38 Sistem A: Yaam Olumlayc Toplumlar Bu sistemde lklerin, greneklerin ve kurumlarn asl nemi, yaamn btn biimleriyle korunmasna ve gelitirilmesine hizmet etmeleridir, insanlar arasnda dmanlk, iddet ya da zalimlik en alt dzeydedir; sert ceza yoktur; su yok denecek kadar azdr ve sava kurumu bulunmaz ya da son derecede kk bir rol oynar. ocuklara efkatle davranhr, ar bedensel ceza kesinlikle yoktur; genel olarak kadnlar erkeklere eit saylr, en azndan smrlmez veya aalanmaz; cinsellie kar genel olarak hogrl ve olumlu bir tutum taknlr. ok az kskanlk, tamah, agzllk ve smrclk vardr. Yarma ve bireycilik de ok azdr, ibirlii ise ok yaygndr; kiisel mlkiyet yalnzca kullanlan eylerde sz konusudur. Yalnzca bakalar karsnda deil, zellikle doa karsnda da genel bir inan ve gven tutumu vardr; iyi huyluluk genel bir arlk tar ve skntl davranlar nispeten bulunmaz. Zuni Pueblo Kzlderilileri'ni, Da Arapelerini ve Da Batonga-lan'n, Arandalar', Semanglar', Todalar', Kutup Kzlderilileri'ni, ve Mbutular', bu yaam olumlayc snf kapsamna giren toplumlar arasnda sayyorum. Sistem A grubu iinde hem avclara (rnein Mbutular), hem de tarmclara / koyun sahiplerine (rnein Zuniler) rastlanmaktadr. Bu grupta, nispeten bol yiyecek kaynana sahip toplumlar ve byk ktlkla belirlenen baka toplumlar vardr. Bununla birlikte, bu yargnn anlam kesinlikle, karakter ayrlklarnn, bu toplumlardaki 38 Zuniler'i ve Kwakiutlar'i hem R. Benedict hem de M. Mead tanmlamlardr; Irokualar' ve Samoallar' da hem M. Mead hem de G.P. Murdock tanmlamlardr, elbette bu toplumlar yalnz bir kez zmlenmitir. E.R. Service'in (1966) tanmlad ilkel avclar arasnda Semanglar, Eskimolar ve Avustralyallar bu mek kapsamna girer. Semanglar ve Eskimolar sistem A, Avustralyallar ise sistem B kapsamna girer. Hopiler'i snflandrmadm, nk bunlarn toplumunun yaps snflandrmaya elvermeyecek kadar elikili grnmektedir. Bunlar, kendilerini sistem A'ya sokacak birok zellie sahiptirler, ama bunlann saldrganl, sistem B'ye ait olup olmadktan konusunda baz kukular dourmaktadr (kar. D. Eggan, 1943). 216 GDC TEZE KARI KANITLAR toplumsal-ekonomik yapda var olan farkllklara baml olmad ve bu farkllklardan byk lde etkilenmedii deildir. Bu yargnn ortaya koyduu tek ey, yoksulluk ya da zenginlik, avclk ya da tarm, vb. gibi apak ekonomik etkenlerin, karakterin gelimesi asndan belirleyici nem tayan tek etkenler olmadklardr. Ekonomi ile toplumsal karakter arasndaki balantnn anlalmas iin, her bir toplumun btn toplumsal-ekonomik yapsnn incelenmesi gerekir.

8. NSANBLM 217 Her bir toplumu bu kategoriler iinde snflandnmm tartmaya ak olmadn ileri srmyorum. Ne var ki, birka toplumla ilgili snflandrmann benimsenmesi ya da benimsenmemesi pek fark etmez, nk benim asl amacm saysal deil nitelikseldir. Ana kartlk, her ikisi de yaam olumlayc sistemler olan sistem A ve B ile temelde zalim ya da ykc, bir baka deyile sadist ya da lsever olan sistem C arasndadr. Sistem B: Ykc Olmayan-Saldrgan Toplumlar Bu sistem, temel bir e olan ykc olmama esini birinci sistemle paylar; ama saldrganlk ve savan, temel nemde olmasalar da, olaan olaylar olmalar bakmndan ve yarma, hiyerari ile bireyciliin bulunmas bakmndan farkllk gsterir. Ykclk veya zalimlik, ya da abartlm kukuculuk kesinlikle bu toplumlarn iine ilememitir; ama bu toplumlarda, sistem A toplumlarnn ayrc zellii olan trden nezaket ve gven bulunmaz. Belki de sistem B'yi en iyi belirleyebilmek iin, bir erkek saldrganl, bireycilik, te-beri elde etme ve grev baarma arzusu ruhunun bu sistemin zne sindiini belirtmek gerekir. Benim zmlememde, aadaki on drt boy (trib) bu snf kapsamna girmektedir: Grnland Eskimolar, Baigalar, Ojibwa-lar, Ifugaolar, Manuslar, Samoallar, Dakotalar, Maoriler, Tasman-yallar. Kazaklar. Ainular, Krowlar, Inkalar ve Hotentotlar. Sistem C: Ykc Toplumlar Sistem C toplumlarnn yaps bambakadr. Bu yapnn ayrc zellikleri, gerek boy iersinde, gerek bakalarna kar kiileraras byk iddet, ykclk, saldrganlk ve zalimlik, savatan zevk alma. ktlk ve gvenilmezliktir. Tm yaam ortam, dmanlk, gerilim ve korku ortamdr. ounlukla ok byk yarma vardr, (maddi eyler zerinde deilse bile simgeler zerinde) zel mlkiyete byk nem verilir, kat hiyerariler ve nemli dzeyde savalk vardr. Bu sistemin rnekleri unlardr: Dobulular ve Kwakiutllar, Haidalar, Aztekler, Witotolar ve Gandalar. Sistemle lgili rnekler sistemin nitelii konusunda daha iyi bir kavraya ulamasnda okuyucuya yardmc olmak iin, burada her bir sistemin zgn bir toplumunu daha ayrntl bir rnek olarak sunacam. Zuni Kzlderilileri (Sistem A): Zuni Kzlderilileri, Margaret Mead, Irving Goldman, Ruth Bunzel ve bakalarnca olduu kadar Ruth Benedict tarafndan da (1934) enine boyuna incelenmitir. Bunlar Gneybat Birleik Devletler'de tarmla ve koyun obanlyla geinirler. teki Pueblo Kzlderili toplumlar gibi bunlar da on ikinci ve on nc yzyllarda ok sayda kent oluturmulardr; ama Zuniler'in tarihi, ok daha gerilere gidilerek tek odal ta evlerdeki basit balangcna kadar izlenebilir; bu evlerin her birisine bir yeralt tren odas eklenmiti. Ekonomik bakmdan, Zuniler'in, maddi eyalara verdikleri deer ok yksek olmamakla birlikte, bolluk iinde yaadklar sylenebilir. Sulanabilir arazi snrl olsa bile, Zuniler'in toplumsal tutumlarnda ok az yarma vardr. Papazlar ve sivil grevliler erkek olmasna karn, Zuniler ana-merkezcil ilkelere gre rgtlenmilerdir. Saldrgan, yarmac ve ibirliinden kanan bireyler sapk tipler olarak grlr. Yalnzca erkeklerin ura olan koyun yetitiricilii dnda kalan btn almalar esas olarak ibirliiyle yaplr. Ekonomik etkinliklerde rekabet bulunmaz, yine koyun yetitiricilii bu kuraln dndadr: koyun yetitiricilii alannda birtakm uyumazlklar grlr, ama derin rekabet yoktur. Genelde, bir srtme varsa, bunun ana nedeni cinsel kskanlktr; byle bir srtme ekonomik etkinliklerle ya da mal mlkle ilikili deildir. 218 GDC TEZE KARI KANITLAR Biriktirmecilik hemen hemen hi bilinmemektedir. Zengince ve yoksulca bireyler bulunmakla birlikte, zenginlik ok deiken niteliktedir ve bir adam, yalnzca arkadalarna deil, toplumun istekte bulunan herhangi bir yesine de mcevherlerini seve seve dn verir; bu Zuniler'in maddi eyler karsndaki tutumlarnn bir zelliidir. Bir miktar cinsel kskanlk bulunmasna karn, boanma kolay olduu . halde genelde evlilikler sreklidir. Ana-merkezcil bir toplumda beklenecei gibi, kadnlar hibir ynden erkeklere baml deildir. Armaan

verme ok yaygndr; birok yarmac toplumun tersine, bu eylemin, birisinin zenginliini vurgulama ya da armaan verilen kiiyi aalama gibi bir ilevi yoktur ve karlkll srdrmek iin hi aba gsterilmez. Zenginlik, bireysel aba ve alkanlkla kazanld, bakalarn smrme de bilinmedii iin, bir aile iinde uzun zaman devam etmez. Arazi zerinde zel mlkiyet bulunmakla birlikte, uyumazlk ok seyrektir ve abucak zme balanr. Maddi eylerin deeri nispeten kktr ve yaama duyulan ana ilgi dinseldir; Zuni sistemi ancak bu gereklerle anlalabilir. Bir baka ekilde anlatrsak, baat deer nesneler ve bunlarn sahiplenil-mesi deil, yaam ve bizzat yaamadr. arklar, dualar, kuttrenler ve danslar, bu sistemde ana ve en nemli elerdir. Bunlar, herhangi bir yasaklama ya da yarg erki uygulamamakla birlikte byk sayg gren papazlar ynetir. Dinsel yaamn sahiplik ve ekonomik baar karsnda sahip olduu deer, maddi uyumazlk davalarnda yarglk grevi yapan grevlilere, papazlarn tam tersine, byk sayg gsteril-memesinden anlalr. Kiisel yetke, belki de Zuniler arasnda en iddetle ayplanan zelliktir. yi insan denilince anlalan ey, ho.bir konuma biimine, yumuak bir huya ve engin bir gnle sahip olan insandr. Erkekler, eleri sadk olmasa bile, kesinlikle iddetli davranlarda bulunmazlar ve iddeti akllarndan geirmezler. Topluma kabul etme dneminde erkek ocuklar krbalanr ve kamalarla korkutulur; ama birok baka kltrn tersine, bu topluma kabul treni bile hibir bakmdan lmcl bir snav deildir. Cinayet pek bulunmaz; Benedict'in kendi gzlemlerine dayanarak bildirdiine gre, insan ldrmeyle ilgili hibir an yoktur. ntihar yasaktr. Efsanelerinde ya da masal lannda dehet ve tehlike konulan ilenmez. zellikle cinsellikle balantl olarak gnah duygusu yoktur ve cinsel iffete genellikle pek deer ve8. NSANBILIM 219 rilmez. Cinsellik mutlu bir yaamda bir olay olarak grlr; ama baka baz olduka saldrgan toplumlarda olduu gibi, kesinlikle tek haz kayna saylmaz. Grnd kadaryla, cinsellikle balantl bir korku sz konusudur; ama byle bir korku olduu srece, erkekler kadnlardan ve onlarla cinsel ilikiden korkarlar. Goldman, anaerkil toplumda hadm edilme korkusu konusunun ok yaygn olduundan sz etmektedir. Bu, Freud'un anlaynda olduu gibi, ceza veren bir baba karsnda duyulan korkudan ok erkein kadnlardan duyduu korkuyu gstermektedir. Kskanlklara ve tartmalara da rastlanmas gerei, saldrganlktan ve idetten uzakln, ibirliinin ve yaam hazznm karakterize ettii bir sistemin bu grnn deitirir mi? Dmanln ya da herhangi bir tartmann kesinkes bulunmamas yolunda mutlak bir lkyle yaama koulu konursa, hibir toplum iddetten uzak ve barl olarak nitelenemez. Ne var ki, byle bir bak as ok safadr. Temelde saldrgan ve hain olmayan insanlar bile, zellikle sinirli bir yapya sahip olan insanlar, belli koullar altnda zaman zaman kzgnlkla tepkide bulunacaklardr. Ne var ki bu, onlarn karakter yapsnn saldrgan, iddetli ya da ykc olduu anlamna gelmez. Hatta daha da ileri gidilerek, fke anlatmlarnn Zuni kltrnde olduu kadar yasak olduu bir kltrde, bazen nispeten az miktarda bir fkenin birikip bir tartmada anlatma kavuaca sylenebilir; ama ancak insann doutan saldrganl grne banazca sarlm birisi, ara sra grlen bu tartmalar, bastrlm saldrganln derinlik ve younluunun gstergesi olarak aklayacaktr. Bylesi bir aklama, bilinsiz gdye ilikin Freud'u buluun yanl kullanlmasna dayanr. Bu akl yrtme ynteminin mant udur: Kukulanlan bir zellik apak meydandaysa, bunun varl apak ve yadsnamazdr; ama bu zellik btn btne yoksa, bizzat bu yokluk onun varln kantlar; bu zellik bastrlm olmaldr ve ak seik olarak ne denli az ortaya karsa, byle kesin bir bastrmay gerektirmek iin o denli youn olmaldr. Bu yntemle hibir ey kantlanamaz ve Freud'un buluu ii bo dogmacln bir aracna dntrlmtr. Belli bir drtnn bastrld varsaym, dlerden, dlemlerden, kastsz davranlardan vb. bu bastrmann grgl kantlarm elde etmemizi gerektirir. Her ruhzmc bu gerei ilke olarak 220

GDC TEZE KARI KANITLAR kabul eder. Ne var ki bu kuramsal ilke, kiilere ve kltrlere ilikin zmlemelerde sk sk gzard edilir. Belli bir drtnn var olduu yolundaki kuramn gerektirdii temel nermenin geerliliine o kadar inanlr ki bu drtnn grgl davurumunu ortaya karma zahmetine hi girilmez. Bu yolu tutan zmleyici inanla hareket eder; nk kuramn ileri srd eyi baka hibir eyi deil bulmay umduu gereinin ayrdnda deildir. nsanbilimsel kantlarn tartlp dklmesinde, bir eilimin bilinli biimde alglanmakszn var olabilecei yolundaki ruhzmsel diyalektik ilkesini gzden kaybetmeden, bu yanllktan kanmak iin dikkat gsterilmesi gerekir. Zuniler rneinde, ak dmanln bulunmaynn, saldrganln youn biimde bastrlmasndan ileri geldiini gsteren hibir kant yoktur; bundan dolay da saldrgan olmayan, yaamsever, ibirliine dayal bir sistemin bu grnnden kuku duymak iin hibir geerli gereke yoktur. Saldrgan olmayan bir toplumun sunduu verileri nemsememenin bir baka yntemi ya bu verileri btnyle bir yana brakmak ya da hibir nem tamadklarn savunmaktr. Nitekim Freud, rnein Einstein'a yazd nl mektupta, barl ilkel toplumlar sorununu u ekilde ele almtr: nsann gereksinme duyduu her eyi doann bol bol salad, yeryznn belli mutlu blgelerinde, yaam dinginlik iinde geen ve zorlamay da, saldrganl da bilmeyen rklarn bulunduu anlatlyor bize. Buna pek inanamam ve bu ansl varlklar hakknda daha ok ey duymak beni mutlu edecektir (S. Freud, 1933). Bu ansl varlklar hakknda daha ok ey bilmi olsayd Freud'un tutumu nasl olurdu, bilmiyorum. yle grnyor ki, kendini bunlar hakknda bilgilendirmek iin hibir zaman ciddi bir giriimde bulunmamtr. Manuslar (Sistem B): Manuslar (M. Mead, 1961), yaamn temel amac yaama ve elence, sanat ve kuttren deil, ekonomik etkinlikler araclyla kiisel baanya ulama olduu iin sistem A'dan ak biimde ayrlan bir sistemin rneidir. te yandan, Manus sitemi, Dobulular'n rnek olarak gsterilecei sistem C'den de ok farkldr. Manuslar temelde hain, ykc ya da sadist deillerdir; kt niyetli ya da gvenilmez de deillerdir. 8. NSANBLM 221 Manuslar, Byk Amirallik Adas'nn gney kys boyunca deniz kulaklarnda kazklar zerinde kurulmu kylerde yaayan denizci, balk insanlardr. Avladklarnn fazlasn komu tarmclara satarlar ve onlardan, Takmadalar'n daha uzak blgelerinden getirilen ilenmi mallar alrlar. Manuslar btn enerjilerini tamamen maddi baarya adamlardr ve kendilerini yle zorlarlar ki, birok erkek daha orta yalara gelince lr; gerekten, bir erkein ilk torununu grecek kadar yaamas seyrek rastlanan bir durumdur. Bu amansz alma saplants, yalnzca baarnn ana deer olmas gereinden dolay deil, baarszln getirdii utantan dolay da srdrlr. Borcunu deyememek, bu durumda kalan bireyin aalanmasna yol aan bir sorundur. Belli miktarda bir sermaye birikimi salayan bir ekonomik baar gsterememek, kiiyi, toplumsal saygnl olmayan kiiler snfna sokar. Ne var ki, bir adam artk ekonomik bakmdan etkinlik d kald zaman, sk almayla kazand tm toplumsal saygnlk ortadan kalkar. Genlerin eitiminde en byk arlk, mlkiyet saygsna, utanca ve bedensel verimlilie verilir. ocuun ball iin akrabalarn birbirleriyle yarmalar gerei bireycilii glendirir ve ocuk, kendini deerli saymay renir. Bu kltrde evlilik tresi ok katdr; on dokuzuncu yzyl orta snfnn ahlkna benzer. Bata gelen ktlkler cinsel sular, rezalet karma, ak-saklk, borlarn deyememe, akrabalara yardmdan geri kalma ve evini iyi durumda tutamamadr. Ar alma ve yarma eitimi, genlerin evlenmeden nceki yaamlarnda geirdikleri bir evreyle eliir grnmektedir. Bekar gen erkekler bir tr topluluk oluturarak ortak bir topluluk binasnda yaarlar, (ounlukla sava tutsa olan) bir kadn ortaklaa kullanrlar ve ttnleriyle Hint fndklarn paylarlar. Toplumun yaknnda olduka neeli, cmbl bir yaam srerler. Belki de bu ara, bir erkein yaamnn bir dneminde birazck zevk ve doygunluk salamak iin zorunludun Ne var ki evlilik eylemi, bu ho yaanty kesinlikle sona erdirir. Gen erkein evlenmek iin bor para almas gerekir ve

evliliinin ilk birka ylnda bu erkek iin bir tek ama vardr: parasal destekisine olan borcunu geri demek. Bir ksmn destekleyicisine borlu olduu srece karsndan bile ok fazla tat almamas gerekir. Bu ilk ykmllk yerine getirilince, baarszla uramak isteme222 GDC TEZE KARI KANITLAR yenler bu kez de yaamlarn zenginlik ymaya adarlar; bu zenginlik de onlan baka evliliklerin destekleyicisi yapar. Bu, onlarn toplulukta nder olmalarn salayan bir kouldur. Evlilik de byk lde ekonomik bir olaydr; bu olayda kiisel yaknlk ve dinsel ilgiler pek az rol oynar. Kocayla kars arasndaki iliki, en azndan evliliin yaklak ilk on be yl sresince, uzlamaz niteliini srdrr; bu koullar altnda byle bir durum hi de artc deildir. Ancak kan-koca kendi ocuklarn ve kendilerine baml olanlar evlendirmeye baladklar zaman, iftlerin ilikisi bir lde ibirlii nitelii kazanr. alma gc, her eye baskn kan basan amacna yle eksiksiz biimde adanr ki, btn kiisel yaknlk, ballk, yeleme, holanmay ve nefret gdleri bir yana itilir. Yaknlk ve sevgi az olmakla birlikte, ayn zamanda ykclk ya da zalimliin de az olduunun bilinmesi, bu sistemin anlalmas asndan belirleyici nem tar. Btn sahneye arln koyan iddetli yarma iersinde bile, ama bakalarn aalamak deil, yalnzca kendi konumunu srdrmektir. Zalimlik nispeten yoktur. Gerekten, hi baar gsteremeyenler, baarszlar, bir bana braklr, saldrganlk hedefi haline getirilmez. Sava dtalanmaz; ama genelde, genleri kt davranlardan uzak tutmann bir yolu olmas dnda, onay grmez. Sava bazen orospu olarak kullanlacak kadnlan elde etme amacna ynelik olmakla birlikte, genelde ticareti ykc bir ey olarak grlmtr ve bir basan yolu saylmamtr. Manus kltrnde ideal kii kesinlikle bir kahraman deil, ok yarkan, baarl, alkan ve tutkusuz bir kiidir. Manuslar'n dinsel fikirleri, bu sistemi ak olarak yanstr. Manus-lar'n dini, kendinden geme ya da doayla bir olma giriimine dayal deildir, katksz biimde pratik amalara yneliktir: kk resmi sunularla hortlaklan yattrmak; hastalkla ansszln nedenlerini ortaya karmak ve bu nedenleri gidermek iin yntemler oluturmak gibi. Bu sistemde yaamn merkezi mlk ve baardr, balca saplant almadr ve en byk korku baarszlktr. Bylesi bir sistemde yksek dzeyde bir kaygnn domas hemen hemen zorunludur. Ne var ki, bu kaygya karn bu toplumun toplumsal karakterinde nemli lde bir saldrganlk ve dmanln bulunmamas nemlidir. 8. NSANBLM 223 Sistem B grubu iinde, Manuslar'dan daha az yankan ve daha az sahiplenmeci olan baka birok toplum vardr; ama ben Manuslar' semeyi yeledim, nk bu rnek bireyci-saldrgan bir karakter yapsyla sistem C'deki zalim ve sadist karakter yaps arasndaki ayn-ln daha ak olarak tanmlanmasna olanak vermektedir. Dobulular (Sistem C): Dobu Adalar'nda yaayan insanlar (R. Benedict, 1934), sistem C iin iyi bir rnek olutururlar. Malinowski'nin yaynlan sayesinde ok yakndan tandmz Trobriand Adallar'n yakn komulan olmalanna karn, bunlarn evresi ve karakteri btnyle deiiktir. Trobriandllar kolay ve bolluk iinde bir yaam salayan bitek (verimli, mmbit) adalarda yaadklar halde, Dobu Adalan volkanik niteliktedir; ekilebilir topraklar kk yamalar halindedir ve balklk olanaklar kstldr. Bununla birlikte, Dobulular komulan arasnda yoksulluklanyla deil, tehlikeli olularyla tannrlar. Bunlar, hibir bakanlar olmamakla birlikte, emerkezli daireler biiminde dzenlenmi, olduka iyi rgtl bir gruptur; bu emerkezli rgtlenme dairelerinden her birisinde belirgin geleneksel dmanlk biimlerine izin verilir. Belli miktarda ibirliine ve gvene rastlanan anaso'ylu bir gruplama, susu (ana st) dnda, Dobulular'n birbirleriyle olan ilikileri, olas bir dman olarak herkesten kukulanma ilkesine dayanr. ki aile arasndaki dmanl evlilik bile azaltmaz. Evli iftin dnml olarak bir yl kocann kynde, ertesi yl da karnn kynde oturmalan gerei bir lde bar salar. Koca ile kan arasndaki iliki kuku ve dmanlkla doludur. Ballk beklenmez ve bir erkekle bir kadnn, cinsel amalar dnda, en ksa sre iin bile bir arada bulunmalann hibir Dobulu kabul

etmeyecektir. iki yn bu sistemin bata gelen aync zellikleridir: zel mlkiyetin tad nem ve zalimce bycln nemi. Bu insanlar arasnda mlkiyetin baka her eye baskn kan niteliini iddetli oluu ve acmaszl belirtir; Benedict bu konuda birok rnek vermektedir. Bir bahenin mlkiyetine ve gizliliine yle byk sayg duyulur ki, grenek gerei, erkek ve kans bu bahe iinde birleirler. Birisinin ne kadar mlke sahip olduunu hi kimse bilmemelidir. Bu konu, sanki 224 IGDC TEZE KARI KANITLAR alnmasna gizlidir. Ayn mlkiyet duygusu, muska ve by sahiplii konusunda da varln srdrr. Dobulular, hastalklar ortaya karan ve iyiletiren rahatszlk bylerine sahiptirler; her hastaln zel bir bys vardr. Hastalk, yalnzca, bir bynn dmanca amalarla kullanlmasnn sonucu olarak aklanr. Baz bireyler, belli bir hastaln ortaya kn ve iyilemesini btnyle denetim altnda tutan bir byye sahiptirler. Bir hastalk zerindeki bu rahatszlk ve iyiletirme tekeli, doal olarak, buna sahip olan bireylere nemli bir g kazandrr. Dobulular'n btn yaamn sihir ynetir, nk sihir olmakszn hibir alanda bir sonuca ulalamaz ve hastalkla balantl olanlarn ok dnda kalan sihirli formller de en nemli zel mlkiyet konulan arasndadr. , Btn yaam grtlak grtlaa bir yarmadr ve yenilen rakibin harcanmas pahasna her trl yarar elde edilir. Ne var ki yarma, baka sistemlerde olduu gibi ak ve drst deil, gizli ve haymcadr. ideal saylan iyi ve baarl bir kii, yalan-dolanla bir bakasnn yerini elinden alan kiidir. En ok hayranlk uyandran erdem ve en byk baar, bir bakasnn kayb pahasna kiinin kendi kazanmlanna ncelik veren bir keskin uygulamalar sistemi olan wabuwabu'dar. En byk sanat, bakalarnn kurban edildii bir durumdan kiisel yarar elde etmektir. (Bu sistem, en azndan ilke olarak, her iki yann da kazan elde etmelerini salayaca varsaylan drst bir alverie dayanan pazar sisteminden ok ayrdr.) Bu sistemdeki anlayn daha da ayrc bir zellii bu insanlarn gvenilmezliidir. Sradan ilikilerde Dobulu yapmack bir incelik iindedir. Bir Dobulu'nun belirttii gibi: Bir adam ldrmek istersek ona yaklarz; onunla yer, ier, uyur, alr ve dinleniriz; bu birka ay srebilir. Frsat kollarz. Ona arkada deriz (R. Benedict, 1934). Sonu olarak, pek de seyrek olmayan cinayet olaylarnda, kukular, kurbanla arkada olmaya alanlar zerinde toplanr. Maddi servet dnda, en tutkulu istekler cinsellik alanndadr. Dobulular'n genel neesizliini gz nne alacak olursak, cinsellik sorunu karmaktr. Dobulular'n gelenekleri glmeyi dtalar ve eki su-ratll bir erdem haline getirir. Dobulular'dan birisinin syledii gibi, 8. NSANBLIM 225 'Biz bahelerde oyun oynamayz, ark sylemeyiz, trk rmayz, masallar anlatmayz (R. Benedict, 1934). Gerekten Benedict, insanlarn dans ettii bir baka boya ait bir kyn evresinde korkudan yere melmi bir adam anlatr. Bu adam, dansa katlabilecei yolundaki neriyi kzgnlkla reddetmitir: Karm mutlu olduumu syler (R. Benedict, 1934). Bu insanlar iin mutluluk en byk yasaktr. Yine de bu ask yzllk ve mutlulua ya da haz verici etkinliklere getirilen bu yasak cinsel ayrm gzetmezlikle, cinsel tutkuya ve cinsel tekniklere verilen yksek deerle el ele gider. Gerekten, kzlarn evlilie hazrlanmasnda uygulanan temel cinsel eitim, kocalarm kendilerine bal klma yolunun onlar cinsel bakmdan bitkin durumda tutmak olduudur. yle grnyor ki cinsel doygunluk, Zuniler'in tersine, Dobulular'n kendilerine izin verdikleri hemen hemen tek haz verici ve nee-lendirici yaantdr. Bununla birlikte, tahmin edeceimiz gibi, Dobulular'n cinsel yaam kendi karakter yaplarna zg bir renk tar ve grld kadanyla, bu insanlarn cinsel doygunluu ancak ok az nee getirir ve kadnla erkek arasnda scak, dosta ilikiler kurulmas iin kesinlikle bir temel oluturmaz. elikili biimde, Dobulular iffete ok dkndrler ve bu bakmdan, Benedict'in belirttii gibi, Pritenler* kadar andrlar. yle grnyor ki, tam da mutluluk ve haz yasakland iin, cinselliin, ok

arzulanr olmakla birlikte kt bir ey nitelii kazanmas gerekir. Gerekten, cinsel tutku, bir nee anlatm olduu kadar neesizliin bir dn olarak da ilev grebilir. Dobulular'da bu, aka, neesizliin bir dn olarak grnmekte-dir.39 Pritenler: ngiltere'de Kralie Elizabeth dneminde ortaya kan ve zellikle din ile ahlk konularnda ok sofu olan bir mezhebin yeleridir. (ev.) Baka trl sevinsiz olan insanlarn cinsellie verdikleri saplantl arlk, gnmz Bat toplumunda kaygszlan> arasnda gzlemlenebilir, bunlar toplu seks uygularlar, srekli sknt ve yalnzlktan kurtulmann tek yolu olarak cinsel doygunlua sarlan an lde skntl, mutsuz ve sradan insanlardr. Dobulular'n durumu, tketim toplumunun, gen kuan birok yesini de kapsayan belli kesimlerindeki durumdan ok farkl olmayabilir, bu kesimler iin de cinsel tketim tm kstlamalardan kurtulmutur ve seks (uyuturucular gibi), baka trl skntl ve bunalml olan bir ruhsal durumdan tek kurtulutur. 226 GDC TEZE KARI KANITLAR Benedict zetleyerek unlar belirtmektedir: Dobu'da yaam, ou toplumlarn kurumlar araclyla en aza indirdikleri ar dmanlk ve zalimlik biimlerini besler. te yandan Dobulular'n kurumlar bunlar en st dzeye karr. Dobulu, evrenin ktlye ilgili olarak insann yaad en korkun karabasanlar bastrmakszn yaar ve onun yaam grne gre, erdem, hi ayrm gzetmeksizin insan toplumuna ve doann glerine balad acmaszl iterine salverecei bir kurban semektir. Ona gre tm varolu, grtlak grtlaa bir mcadeledir; bu mcadelede, lmne kar karya gelenler, yaamn her bir nimeti iin giriilen bir karlamada birbirleriyle kyasya kaprlar. Kuku ve acmaszlk, bu mcadelede Dobulu nun gvendii silahlardr ve o, acma istemedii gibi acma da gstermez (R. Benedict, 1934). YIKICILIK VE ZALMLKLE LGL KANITLAR Insanbilimsel kantlar, insan ykclna ilikin igdc aklamann dayanakszln ortaya koymutur.40 nsanlarn yaamsal tehditlere kar kendilerini kavga ederek (ya da kaarak) savunmalarna btn kltrlerde rastlamamza karn, ykclk ve zalimlik o kadar ok toplumda en alt dzeydedir ki, doutan bir tutkuyu sz konusu edersek bu byk farkllklar aklanamaz. Dahas, avc-yiyecek toplayclar ve ilk tarmclar gibi en az uygarlam toplumlarn daha gelimi toplumlardan daha az ykclk ortaya koyduklar gerei, ykcln insan doasnn bir paras olduu grn yalanlamakOkuma-yazma bilmeyen krk toplumdaki cinayet ve intihar oranm inceleyerek ilkel halklar arasndaki saldrganl ele alan bir inceleme S. Palmer (1955) tarafndan gerekletirildi. Palmer, cinayet ve intihar hareketlerini ykc hareketler olarak birletirmi ve bunlarn krk toplumdaki skln karlatrmtr. Palmer'n inceledii toplumlar arasnda, ykclk gstergesi dk olan bir grup vardr (0-5); bu grupta sekiz kltr gryoruz. Bir grupta ykclk orta derecededir (6-15); bu grupta on drt topluluk vardr. Bir grupta ykclk derecesi ok yksektir (16-42); bu grupta on sekiz topluluk vardr. Dk ve orta saldrganl birletirirsek, yirmi iki dk ve orta saldrganla karlk on sekiz yksek saldrganlk gryoruz. Bu, otuz ilkel kltre ilikin zmlememde benim bulduumdan daha yksek bir ok-saldrgan topluluk yzdesi olmakla birlikte, Palmer'n zmlemesi, ilkel halklarn an saldrgan olduklar yolundaki tezi yine de dorulamamaktadr. 8. NSANBLM 227tadr. Son olarak, ykcln yaltlm bir etken olmayp, grdmz gibi, bir sendromun bir paras olduu gerei, igdc tezi yalanlamaktadr. Ne var ki, ykclk ve zalimliin insan doasnn bir paras olmamalar gerei, bunlarn yaygn ve youn olmadklar anlamna gelmez. Bu gerein kantlanmas gerekmez. Bu verilerin daha gelimi ya da bozulmu ilkel toplumlarla ilgili olduunu akldan karmamak nemli olmakla birlikte, birok ilkel toplum incelemecisi bu yaygnlk ve younluu gzler nne sermitir.41 Ne yazk ki, kendimiz de bylesi olaan d ykm ve zalimlik eylemlerine tank olmuuzdur ve hl olmaktayz; bu yzden tarihsel kaytlara bakmamz bile gerekmez.

Bunu gz nne alarak, insan ykcl konusundaki herkese bilinen zengin veriler aktarrriayacam; ama avc-yiyecek toplayclar ve ilk Cilal Ta dnemi tarmclar hakkndaki yeni bulgularn geni biimde aktarlmas gerekir, nk bu bulgular, uzmanlar dnda nispeten az bilinmektedir. Okuyucuyu iki bakmdan uyarmak istiyorum. Birincisi, ok farkl trde uygarhk-ncesi kltr anlatmak iin ilkel szcnn kullanlmasndan dolay ok byk karklk domaktadr. Bu kltrlerde ortak olan yn yazl bir dilin, gelikin bir tekniin, para kullanmnn bulunmamasdr; ama ekonomik, toplumsal ve siyasal yaplan bakmndan ilkel toplumlar, birbirlerinden kkl biimde ayrlrlar. Gerekte, bir soyutlama olmas dnda ilkel toplumlar diye bir ey yoktur, yalnzca ilkel toplumlarn eitli tipleri vardr. Ykcln bulunmamas avc-yiyecek toplayclarn ayrc zelliidir ve daha yksek gelime dzeyindeki baz ilkel toplumlarda da ykcla rastlanmaz; te yandan birok baka ilkel toplumda ve uygar toplumlarda arln ortaya koyan zellik banlhk deil, ykclktr. Uyanda bulunmak istediim bir baka yanl, gerekten ykc ve zalimce hareketlerin manevi ve dinsel anlamyla gdsnn gzard edilmesidir. Gelin, ok arpc bir rnei, brani istilas zamannda Kenan Diyan'nda ve .. tmc yzylda Romallar'ca yokedilinceye kadar Kartaca'da uyguland biimiyle ocuklann kurban edilmesi olgusunu gz nne alalm. 41-.. Szgelimi, M. R. Davie (1929), ilkel ykclk ve ikence konusunda bol bol veri sunmaktadr. Ayrca, uygar toplumdaki sava konusunda Q. Wright'a (1965) baknz. 228 GDC TEZE KARI KANITLAR Bu anne-babalan, kendi ocuklarn ldrmeye ykclk ve zalimlik tutkusu mu yneltiyordu? Hi kukusuz, bu olas deildir. brahim'in Ishak' kurban etme giriimiyle ilgili yk, ocuklarn kurban edilmesine kar kma anlam tayan bu yk, ibrahim'in Ishak'a olan sevgisini duygulandnc biimde vurgular; yine de ibrahim, olunu ldrme kararnda duraksama gstermez. Burada aka, ocua duyulan sevgiden bile daha gl olan bir dinsel gdyle karlayoruz. Bylesi bir kltrde insan, dinsel sistemine kendini btnyle adamtr ve bu sistemin dndaki bir kiiye zalim gibi grnse de zalim deildir. ocuklarn kurban edilmesiyle karlatrlabilecek ada bir olguyu sava olgusunu gz nne alacak olursak bu noktay daha ak olarak grebiliriz. Birinci Dnya Sava'n alalm. nderlerin ekonomik karlar, tutkular ve kendini beenmilikleri ile btn taraflarn yaptklar pek ok aptalca yanl bir araya gelince sava ortaya kt. Ama sava bir kez patlak verince (hatta biraz daha nce), dinsel bir olgu halini ald. Devlet, ulus, ulusal gurur taplan putlar haline geldi ve her iki taraf da ocuklarn bu putlara gnll olarak kurban ettiler. Savan sorumlusu olan ingiliz ve Alman st snflarndan genlerin nemli bir blm kavgann ilk gnlerinde ortadan kaldrld. Hi kukusuz, anne-babalan onlar seviyordu. Yine de, zellikle geleneksel kavramlarla en derinlemesine yourulmu olanlar iin, ocuklarna duyduklar sevgi, onlar lme gndermekte duraksama gstermelerine yol amad; lme giden genler de bir duraksama gstermediler. ocuklarn kurban edilmesi olaynda baba ocuunu dorudan doruya ldrd halde, sava olaynda her iki tarafn da birbirlerinin ocuklarn ldrmek iin bir dzenee sahip olmalar gerei pek fark etmez. Sava olaynda, savatan sorumlu olanlar ne gibi sonularn ortaya kacan bilirler; ama putlarn gc, ocuklarna duyduklar sevginin gcnden daha byktr. insann doutan ykclnn bir kant olarak sk sk anlan bir olgu yamyamlk olgusudur, insann doutan ykc olduu tezini savunanlar en ilkel insan biiminin, Pekin Insan'nn (yaklak I.. 500.000) bile bir yamyam olduunu ortaya koyar grnen bulgulardan ok yararlanmlardr. Gerekler nedir? Bilinen en ilkel Homo'ya, Pekin Insan'na ait olduu varsaylan 8. NSANBLM 229 krk kafatasnn paralan u-ku-tien'de bulundu. Hemen hemen baka hi kemik bulunmad.

Kafataslarnn arkas kesilmiti; bu da beynin karldn gsteriyordu. Buradan yola klarak, beynin yendii ve bundan dolay da u-ku-tien bulgulannn, bilinen en eski insann bir yamyam olduunu kantlad sonucuna ulald. Ne var ki, bu varglarn hibirisi kantlanmamtr. Kafataslan bulunan insanlan kimin, ne amala ldrdn ve bunun bir aynklk m yoksa tipik bir durum mu olduunu bile bilmiyoruz. Bu sanlann kuru yorumdan baka bir ey olmadn K. J. Narr (1961) gibi Mumford da (1967) vurgulamtr. Pekin nsan'yla ilgili gerekler ne olursa olsun, L. Mumford'n belirttii gibi, daha sonra zellikle Afrika'da ve Yeni Gine'de yaygn olarak grlen yamyamlk, daha alt aamada bulunan insanlar arasndaki yamyamln bir kant olarak gsterilemez. [Bu, ou ilkel insanlarn daha gelimi insanlardan daha az ykc olmalar ve rastlantsal olarak, ayn zamanda birok daha gelimi ilkelden daha ileri bir din biimine sahip olmalar olgusunda karmza kan sorunun aynsdr (K. J. Narr, 1961).] Pekin Insan'nda olas beyin karma olgusunun anlam konusunda yaplan birok yorumdan birisi zel dikkat gstermeye deer; bu yorum, burada, beynin beslenme amacyla deil, kutsal bir yiyecek olarak yendii kuttrensel bir eylemle kar karya olduumuz varsaymdr, ilk insandaki dnce yaplarna ilikin incelemesinde A. C. Blanc, daha nce deindiimiz yazarlar gibi, Pekin tnsan'nn dinsel fikirleri konusunda hemen hemen hibir ey bilmediimizi, ama Pekin Insan'nn kuttrensel yamyaml ilk uygulayan insan olarak grebileceimizi belirtmiti (A. C. Blanc, 1961).42 Blanc, Cu-ku-tien'de elde edilen bulgularla, kafatasnn gerisinde beyni karmaya yarayan bir kesiin grld Neandertal kafataslaryla ilgili olarak Monte Circe-o'da elde edilen bulgular arasnda bir balant olabileceini belirtmektedir. Blanc, artk elimizde, kuttrensel bir eylemle kar karya olduumuz sonucuna ulamamza yetecek kadar kant bulunduuna Blanc eski Yunanistan'n Dionysos trenlerine deinir ve yle yazar: Son olarak, Aziz Paulus'un Korintliler'e Sesleni'inde, arap-ekmek yeme kuttreninde sa'nn kan ve etinin gerekten var olduu konusunu zel bir nemle vurguladn belirtmek bir anlam tayabilir: arap-ekmek yeme kuttreni, simgesel Dionysos kuttren yemei geleneinin zellikle gl olduu ve derinden hissedildii Yunanistan'a Hristiyanlk'n ve en nemli treninin daha iyi girmesi ve kabul grmesi iin gl bir aratm> (A. C. Blanc, 1961). 230 GDC TEZE KARI KANITLAR inanmaktadr. Kafa avclnn aka kuttrensel bir anlam tad Borneo ve Melanezya'daki kafa avclar'nn yaptklar kesiklerle bu kesiklerin zde olduunu belirtmektedir. Blanc'n belirttii zere, bu boylarn zellikle kana susam ya da saldrgan olmamalar ve olduka yksek bir ahlka sahip olmalar ilgintir (A. C. Blanc, 1961). Btn bu veriler, Pekin Insan'nn yamyamlna ilikin bilgimizin mantkl grnen bir kurgudan baka bir ey olmad ve eer byle bir ey varsa, byk olaslkla, Afrika, Gney Amerika ve Yeni Gine'deki ykc ve kuttrensel olmayan yamyamlk olgularnn oundan btnyle farkl bir trensel olguyla kar karya olduumuz sonucuna gtrmektedir bizi (M. R. Davie, 1929). E. Vollhard, Kanni-balismus adl monografisinde, ilk yamyamln varlna ilikin hibir geerli kantn henz gzlenmediini belirtmitir ve ancak 1942'de, Blanc, Monte Circeo kafatasyla ilgili kantlan kendisine gsterdii zaman fikrini deitirmitir (aktaran A. C. Blanc, 1961); bu gerek tarihncesi yamyamln seyrekliini aka ortaya koymaktadr. Kafa avclnda da kuttrensel yamyamlkta karlatmz gdlere benzer kuttrensel gdlerle karlayoruz. Kafa avclnn ne lye kadar dinsel anlam tayan bir kuttrenden sadistlik ve ykcln dourduu bir davrana dnt, bu sorun konusunda imdiye kadar yaplanlardan ok daha kapsaml aratrmalar gerektirir. Belki ikence, ister ilkel bir boyda, isterse bugn bir lin kalabalnda meydana gelsin, pek kuttrensel bir uygulama deil, daha ok sadiste tepilerin bir anlatmdr. Btn bu ykclk ve zalimlik olgularnn anlalmas iin, ykc ya da zalimce gdlenmeden daha ok geerli olabilecek dinsel gdlenmenin deerlendirilmesi gerekir. Ne var ki, uygulamaya dnk olmayan, maddi olmayan ereklere ynelik uralarn younluunun ve manevi, ahlaksal gdlenmenin gcnn ok az ayrdna varld bir kltrde bu ayrm pek

anlay grmemektedir. Bununla birlikte, ykc ve zalimce davran olgular konusunda daha iyi bir anlay, ruhsal gdlenmeler olarak ykclk ve zalimliin skln azaltacak olsa bile, hemen btn memelilerin tersine insann, ldrmekten ve ikence etmekten youn haz duyabilen tek primat olduunu anmsatmaya yetecek kadar ykclk ve zalimlik olgusunun varln srdrd gerei ortada durmaktadr. Bu ksmda, bu 8. NSANBLM 231 saldrganln doutan olmad gibi, insan doasnn bir parasn da oluturmadn ve btn insanlarda ortak olarak bulunmadn ortaya koyduuma inanyorum, insann bu gizil ktlnden, baka ve yalnzca insana zg hangi koullann sorumlu olduu sorusu bundan sonraki ksmlarda tartlacak ve yle umuyorum ki, en azndan bir lye kadar yantlanacaktr. NC BOLM SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER VE KENDLERNE AT KOULLARI YUMUAK SALDIRGANLIK GR NTELNDE BRKA SZ NCEK ksmda sunulan kantlar, savunucu saldrganln hayvan ve insan beyninde gml olduu ve yaamsal karlara ynelik tehditlere kar savunma ilevi grd sonucuna ulatrmtr bizi. nsan saldrganl, teki memelilerle zellikle de en yakn akrabamz olan empanzeyle aa yukar ayn dzeyde olsayd, insan toplumu olduka barl ve iddetten uzak olurdu. Ama durum byle deildir. nsann tarihi bir olaand ykclk ve zalimlik tutanadr ve grnd kadaryla, insan saldrganl, insann hayvan atalarnn saldrganln kat kat aar; insan da, ou memelilerin tersine, gerek bir katildir. insandaki bu yksek saldrganlk nasl aklayacaz? Bu saldrganln kayna hayvan saldrganlyla ayn mdr, yoksa insan, yalnzca insana zg baka bir ykclk gizilgcyle mi donatlmtr? evresel ve toplumsal denge bozulduu zaman hayvanlarn da, her ne kadar yalnzca bir ayrklk olarak rnein, kalabalklama koullar altnda geerli olsa bile, ar ve kt ykclk sergilediklerine iaret edilerek ilk varsayma bir savunma getirilebilir. nsann, tarihinde ayrks olmaktan ok olaan hale gelen kalabalklama ya da baka saldrganlk dourucu karmaalar gibi koullan yaratt iin bu denli ok saldrgan olduu sonucuna varlabilir. Bundan dolay, insann yksek saldrganl daha byk bir saldrgan gizilg'ten ileri gelmez; saldrganlk dourucu koullarn, insanlar iin, kendi doal yaam evrelerinde yaayan hayvanlar iin olduundan daha ok geerli olmasndan ileri gelir.1 'Bu gr C. ve W. M. S. Russell tarafndan dile getirilmitir (1968a). 236 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Bu sav buraya kadar geerlidir. Ayn zamanda nemlidir de, nk insann tarihteki durumuna ilikin eletirel bir zmlemeye gtrmektedir bizi. Bu sav, insann, tarihinin byk blm boyunca, yaban ortamnda bir baka deyile, insann gelimesi ve iyilii iin zorunlu olan zgrlk koulu altnda deil, bir hayvanat bahesinde yaadn ima etmektedir. Gerekten, insann doasyla ilgili verilerin ou, Zuckerman'n Londra Hayvanat Bahesi'ndeki Maymun Tepesi babunlar hakknda elde ettii zgn verilerle temelde ayn zellii tamaktadr (S. Zuckerman, 1932). Ne var ki, insann sk sk kalabalklamay iermeyen durumlarda bile zalimce ve ykc biimde hareket ettii gerei ortada durmaktadr. Ykclk ve zalimlik, insann youn doyum hissetmesine neden olabilmektedir; insan kitleleri birdenbire kan susuzluuna yakalanabilmektedir. Bireyler ve gruplar, ykclk anlatmna olanak veren durumlar drt gzle beklemelerine ya da yaratmalarna yol aan bir karakter yapsna sahip olabilirler. te yandan hayvanlar, teki hayvanlara ac ve sanc vermekten haz duymazlar; ne de bou bouna ldrme eylemine giriirler. Zaman zaman bir hayvan sadist davranlar

sergiliyormu gibi grnr szgelimi, fareyle oynayan bir kedi; ama kedinin, farenin duyduu acdan haz aldn varsaymak insanbiimci (antropomorfik) bir aklama olur. ister bir fare olsun, ister bir yn yuma olsun, hzl hareket eden her ey kedi iin bir oyuncak olabilir. Ya da bir baka rnek ele alrsak: Lorenz, birbirine ok yakn olarak birlikte bir kafese kapatlan iki gvercinle ilgili bir olay aktarr. Daha gl olan gvercin, Lorenz gelip onlar ayrncaya kadar, tekinin tylerini tek tek yolmutur. Ama yine burada, kstlanmam bir zalimlik davurumu olarak grlebilecek olan olay, gerekte alandan yoksun kalmaya gsterilen bir tepkidir ve savunucu saldrganlk kapsamna girer. Salt ykm olsun diye ykma istei ayrdr. Ykma uratma dnda baka hibir gereke veya ama olmakszn yaam ykmaktan haz almak, yalnzca insana zgym gibi grnmektedir. Daha genel bir deyile dile getirirsek, yalnzca insan, savunma ya da gereksinme duyduu eyi elde etme amac tesinde ykc grnmektedir. Bu ksmda gelitirilecek tez, insan ykcl ve zalimliinin hayvan soyaekimi ya da ykc bir igd asndan aklanamayaca, 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 237 insann hayvan atalarndan ayrlmasna yol aan etkenlere dayanlarak anlalmas gerektii tezidir. Sorun, insan varoluunun zgl koullarnn, insandaki ldrme ve ikence etme susuzluunun niteliinden ve younluundan ne ekilde ve ne lye kadar sorumlu olduunu irdelemektir.2 insann saldrganl, hayvan saldrganlyla ayn savunucu nitelie sahip olduu lde bile, insan olma durumunda yatan nedenlerden dolay, ok daha sktr. Bu ksmda ilk olarak insann savunucu saldrganl, ondan sonra da insann benzersiz yn ele alnacaktr. Bir baka insana, hayvana, ya da cansz nesneye zarar veren ya da zarar vermeyi amalayan btn hareketleri saldrganlk olarak adlandrmay kabul edersek, saldrganlk snfna sokulan her trden te-piler arasnda en temel ayrm, biyolojik olarak uyarlanabilir, yaama hizmet eden, yumuak saldrganlk ile biyolojik olarak uyarlanama-yan, zalimce saldrganlk arasndaki ayrmdr. Saldrganln nrofizyolojik ynleriyle ilgili tartmada bu ayrma deinmitik. Ksaca zetlersek: biyolojik olarak uyarlanabilir saldrganlk, yaamsal karlara ynelik tehditlere verilen bir karlktr; kaltmsal olarak programlanmtr; btn hayvanlarda ve insanlarda ortak olarak bulunur; kendiliinden ya da kendi kendini artrc deil, tepkisel ve savunucudur; ya yok ederek ya da kaynan kurutarak tehdidi ortadan kaldrmay amalar. Biyolojik bakmdan uyarlanamayan, zalimce saldrganlk, bir baka deyile, ykclk ve zalimlik, tehdide kar bir savunma deildir; kaltmsal olarak programlanmamtr; yalnzca insana zgdr, toplumsal bakmdan ykc olduu iin biyolojik ynden zarar vericidir; balca davurumlar ldrme ve zalimlik baka herhangi bir amaca gerek duymakszn haz vericidir; yalnzca saldrya urayan kiiye deil saldrana da zarar verir. Zalimce saldrganlk, bir igd olmamakla birlikte, kkeni insan varoluunun somut koullarnda bulunan bir insan gizilgdidr. -L. von Bertalanffy, ilke olarak burada sunulan tutuma benzeyen bir tutum taknmtr. yle yazar Bertalanffy: "insan ruhunda, biyolojik drt nitelii tayan saldrgan ve ykc eilimlerin bulunduu konusunda hi kuku yoktur. Bununla birlikte, kendini korumay ve kendini ykma uratmay aan en tehlikeli saldrganlk olgular, insann biyolojik dzeyin zerindeki bir ayrc ynne, yani insann dncede, dilde ve davranta simgesel evrenler yaratma yeteneine dayanr." (L. von Bertalanffy, 1956). 238 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Biyolojik bakmdan uyarlanabilir saldrganlk ile biyolojik bakmdan uyarlanamayan saldrganlk, insan saldrganlna ilikin tm tartmalarda grlen bir karkln akla kavuturulmasna katkda bulunmaldr, insan saldrganlnn skln ve younluunu, insan doasnn doutan bir zelliinden ileri geliyormu gibi aklayanlar, barl bir dnya umudundan vazgemeyi reddeden muhaliflerini, sk sk insandaki ykclk ve zalimlik

derecesini enaza indirmeye zorlamaktadrlar. Bylelikle, umudun savunucular, ou kez, insan hakknda savunucu ve an iyimser bir gr benimsemeye itilmilerdir. Savunucu ve zalimce saldrganlk arasndaki aynm bunu gereksiz klmaktadr. Bu aynm, yalnzca, insan saldrganlnn zalimlik blmnn doutan olmadn, dolaysyla da giderilemez olmadn belirtmektedir; ama zalimce saldrganln bir insan gizilgc olduunu ve yeni kalplar kazandrldnda kolayca ortadan kalkan renilmi bir davran kalbndan te bir ey olduunu da kabul etmektedir. nc Blm'de gerek yumuak, gerekse zalimce saldrganln nitelii ve koullan irdelenecektir, ama zalimce saldrganlk ok daha geni olarak ele alnacaktr. Balamadan nce, okuyucuya anmsatmak isterim ki, btn saldrganlk tiplerine ilikin bu zmlemenin ana konusu, davran kuramn tersine, saldrgan davran iinde aa vurulup vurulmadklarna baklmakszn, saldrganlk tepilen Air. YALANDAN-SALDIRGANLIK Yalandan-saldrganlk deyince, zarar verebilen, ama byle bir ama tamayan saldrgan hareketleri anlatmak istiyorum. Kaza Niteliindeki Saldrganlk Yalandan-saldrganln en ak rnei kaza nitelii tayan, kastsz saldrganlk, bir baka deyile, bir baka kiiyi inciten, ama hibir zarar verme amac gtmemi olan saldrgan harekettir. Bu tip saldrganln genel geer bir rnei, bir silahn atelenmesi sonucunda yaknda bulunan birisinin kazayla yaralanmas ya da lmesidir. Ruh-zmleme, bilinsiz gdlenme kavramn kullanma sokarak, kaza eylemlerinin yasal tanmnn sahip olduu yalnl bir lde ortadan 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 239 kaldrmtr; bu kavram nedeniyle, kaza gibi grnen bir eyin, saldrgan tarafndan bilinsiz olarak amalanp amalanmad sorusu ortaya atlabilir. Bu yorum, kastsz saldrganlk snfna giren olaylarn saysn azaltr; ama her kaza saldnsnn bilinsiz gdlerden ileri geldiini varsaymak, katksz biimde dogmatik bir ar basitletirme olacaktr. Oyunsal Saldrganlk Oyunsal saldrganln amac beceri sergilemesidir. Ykma uratmay ya da zarar vermeyi amalamaz ve nefrete gdlenmez. Eskrim, kl karlamas ve okuluk, savunma ya da saldnda bir dman ldrme gereksiniminden doup gelimekle birlikte, bunlann balangtaki ilevi hemen hemen btnyle ortadan kalkmtr ve bunlar bir sanat haline gelmitir. Szgelimi, byk beceri, tm beden zerinde kesin denetim, mutlak younlama ay treni gibi grnte btnyle farkl bir sanatla paylalan nitelikler gerektiren Zen Budist kl dvnde bu sanat uygulanr. Kl dv yapan bir Zen papaz ldrme ya da yok etme arzusu beslemez, herhangi bir nefrete de sahip deildir. O uygun hareketi yapar ve eer rakip lrse, bunun nedeni, lenin yanl yerde durmasdr.3 Klasik bir ruhzmlemeci, kl dvsnn bilinsiz olarak rakibine duyduu nefrete ve onu yok etme arzusunca gdlendiini ileri srebilir; bu onun hakkdr, ama Zen Budizm'in ruhu hakknda ok az bir kavray sergilemi olacaktr. Bir zamanlar yay ve ok da yok etme amac tayan saldn ve savunma silahlanyd; ama bugn okuluk sanat, E. Herrigel'in Okuluk Sanatnda Zen (1953) adl kk kitabnda son derecede retici biimde ortaya koyduu gibi, katksz bir beceri sergilemesidir. Bat kltrnde de ayn olguyla, yani eskrim ve kl dvnn spor haline gelmesi olgusuyla karlamaktayz. Bat'daki bu sporlar, Zen sanatnn manevi yanlann iermeseler bile, yine de zarar vermeyi amalamayan bir tr kavgay temsil ederler. Benzer biimde, byk lde bir beceri sergilemesi olarak ve ancak ok kk lde bir ykclk anlatm olarak grnen kavgalara ilkel boylarda da sk sk rastlyoruz. 3Merhum Dr. D. T. Suzuki'yle kiisel yazma. 240 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Kendini Kabul Ettirmeye Ynelik Saldrganlk En nemli yalandan-saldrganlk olay, kendini kabul ettirme tutumunun yaklak karl olan saldrganlktr. Bu, saldrganlk szcnn ingilizce karl olan aggression

szcnn kknn szlk anlamndaki saldrganlktr; bu ingilizce szcn kk, ad gradi'den (gradus adm ve ad doru demektir) gelme aggredi'dk; anlam ise ileriye doru hareket etmek (gitmek, adm atmak)tr; geri ekilme szcnn ingilizce karl olan ve regredi'den, gelme regressionda ayn ekilde geri doru hareket etme anlamna gelir. Aggredi ya da imdi kullanlmayan ingilizce biimiyle to aggress geisiz, yani dolaysz tmleci olmayan bir fiildir. Bir kii aggress eyleminde bulunabilir, yani ileri doru gidebilir; ama birisine saldrmak anlamnda, birisine aggress edemez. Aggress szc saldn anlamn ok nceleri kazanm olmaldr; nk savata, ileri hareket ounlukla bir saldrnn balangcyd. Balangtaki anlam olan aggress eyleminde bulunma anlamnda, byle bir eylem, gereksiz duraksama, kuku ya da korku olmakszn bir hedefe doru ileri harekette bulunma olarak tanmlanabilir. Grnd kadaryla, erkeklik hormonu ile saldrganlk arasndaki balant konusunda yaplan gzlemler, kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganlk kavramn baz bakmlardan dorulamaktadr. Birok deneyin ortaya koyduuna gre, erkeklik hormonlar saldrgan davran retme eilimi gstermektedir. Bunun niin byle olduu sorusuna bir yant vermek iin, erkek ile dii arasndaki en temel ayrlklardan birisinin, cinsel eylem srasndaki ilev farkll olduunu gz nne almamz gerekir. Erkee ait cinsel ilevin anatomik ve fizyolojik koullan, erkein bakirenin kzlk zarn yrtacak gce sahip olmasn ve diinin gsterebilecei korku, duraksama, hatta diren karsnda ylgnla kaplmamasn gerektirir; hayvanlarda erkek, iftleme eylemi srasnda diiyi uygun durumda tutmak zorundadr. Erkee ait bir zellik olan cinsel ilevde bulunma zellii, trn yaamn srdrmesinin temel bir gerei olduu iin, doann erkei zel bir saldrgan gizilgle donatm olmas beklenebilir. Birok veri bu beklentiyi dorulam gibi grnmektedir. Saldrganlk ile erkein idi edilmesi ya da idi edilmi bir erkee erkeklik hormonlar verilince ortaya kan sonular arasndaki ilikiyi incelemek iin birok deney yaplmtr. Bu alandaki asl ince9. YUMUAK SALDIRGANLIK 241 lemeler krkl yllarda gerekletirilmitir.4 Klasik deneylerden birisi, Beeman tarafndan anlatlan deneydir. Beeman'n ortaya koyduuna gre, yetikin (yirmi be gnlk) erkek fareler idi edildikleri zaman, ameliyattan bir sre sonra, artk idi edilmeden nceki kadar dvmemiler, tersine barl biimde davranmlardr. Ama ondan sonra ayn hayvanlara erkeklik hormonlar verilince yeniden kavga etmeye balamlardr; erkeklik hormonu verilmez olunca yeniden yatmlardr. Ama Beeman, farelerin ameliyattan sonra dinlendirilmezler de kesintisiz bir gnlk kavga alkanlna koullandrlrlarsa kavgadan vazgemediklerini de gsterebilmitir (E. A. Beeman, 1947). Bu da gsteriyor ki, erekeklik hormonu, kavga davrannn meydana gelebilmesi iin mutlak zorunlu olan bir koul deil, kavga davran iin bir uyarim'dr. G. Clark ve H. G. Bird de (1946) empanzelerle benzer deneyler yapmlardr. Sonuta, erkeklik hormonunun saldrganlk (egemenlik) dzeyini ykselttii, diilik hormonunun ise drd grlmtr. Daha sonraki deneyler.szgelimi, E. B. Sigg'in aktard deneyler Beeman ve tekilerin nceki almalarn dorulamaktadr. Sigg u sonuca ulamaktadr: Yaltlm farelerdeki saldrgan davran younlamasnn, belki de, saldrganlk douran tetik uyarann eiini alaltan ok sayda hormon dengesizliine dayal olduu belirtilebilir. Erkek cinsel salg bez-Ierince salglanan hormonlar, bu tepkide belirleyici biimde etkilidir; teki isalg deiiklikleri (bbrekst bezi zar, bbrekst bezi z ve tiroid bezi salglarndaki deiiklikler) ise bu tepkiye katkda bulunabilir ya da bu tepkinin sonucu olabilir (S. Grattini ve E. B. SS2 yay., 1969). ^ Cinsellik hormonlar ile saldrganlk arasndaki iliki sorununu ele alan bu ayn ciltteki teki makaleler arasnda yalnz bir incelemeye daha deinmek istiyorum; bu, K. M. J. Lagerspetz'in incelemesidir. Lagerspetz, ok saldrgan olmaya koullandrlm farelerde hem srta kmann hem de iftlemenin btnyle ketlendiini, oysa saldrgan olmamaya koullandrlm

farelerde cinsel davrann ketlenmediini ortaya koyma eilimi tayan deneyleri aktarmaktadr. Yazarn ulat vargya gre, bu sonular, bu iki tip davrann, semeli biimde 4Kar. F. A. Beach (1945). 242 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ketlenebilen ve pekitirilebilen almak davranlar olduunu gstermektedir (ve bu sonular) saldrgan ve cinsel davranlarn, evresel uyaranlarca daha ileri ynlendirilen ortak bir uyantan ileri geldikleri yolundaki inanc desteklememektedir (K. M. J. Lagerspetz, 1969). Byle bir varg, saldrganlk tepilerinin erkek cinsel tepilerine katkda bulunduu yolundaki varsaymla eliir. Bu grnr elikiyi deerlendirmek benim uzmanlm dndadr: Bununla birlikte, biraz ileride varsaymsal bir neri sunacam. Erkeklik ile saldrganlk arasnda bir balant bulunduu yolundaki varsaym iin bir baka olas dayanak, Y kromozomunun niteliiyle ilgili bulgular ve yorumlardr. Dii iki cinsiyet kromozomu tar (XX); erkekteki cinsiyet koromozomu ifti bir X ve bir Y'den oluur (XY). Ama hcre blnmesi srecinde olaand gelimeler meydana gelebilir; saldrganlk asndan en nemli olaandhk, bir X ve iki Y kromozomuna sahip olan (XYY) bir erkektir. (Fazladan bir cinsiyet koromozomuna sahip olan baka ilgin rnekler vardr, ama burada bunlar bizi ilgilendirmiyor.) Grnd kadaryla, XYY bireyler, belli bedensel anormallikler ortaya koymaktadrlar. Bunlar ounlukla ortalamann stnde bir boya sahiptirler, olduka dk zekldrlar, bunlarda epilepsi (sara) ve epileptiform rahatszlklarnn grlme skl nispeten yksektir. Burada bizi ilgilendiren yn, bylesi kiilerin ayn zamanda olaanst bir saldrganlk da gsterebilmeleridir. Bu varsaym ilk kez, Edinburgh'daki zel bir gvenlik kurumunda yatan aklsal bakmdan anormal (saldrgan ve tehlikeli) kiilerle ilgili bir incelemeye dayanlarak ortaya atlmtr (P. A. Jacobs ve tekiler, 1965). Yz doksan yedi erkekten yedisi XYY yapsndayd (100 kiide 3,5); belki de bu, enel nfus iinde rastlanandan nemli lde yksek bir orandr. Bu almann yaymlanmasndan sonra, yaklak bir dzine daha inceleme gerekletirildi; bunlarda elde edilen sonular, ilk almada elde edilen sonular dorulama ve geniletme eilimi tamaktadr.6 Ne var ki, bu incelemeler herhangi bir kesin sonuca ulamaya elverili deildir ve bunlara" dayal varsaymlar, daha geni apl rnekler zerinde yaplan ve daha inceltilmi yntemler kullanan aratrmalar tarafndan dorulanmay beklemek durumundadr.7 *Ama bu rakamlar tartlabilir, nk genel nfus iindeki XYY oranna ilikin tahminler. 1.000 kiide 0,5 ile 3,5 arasnda deimektedir. 6Kar. M. F. A. Montagu (1968 ve J. Nielsen (1968). zellikle de oralarda alntlar yaplan kaynaklar. ^Bu sorunla ilgili en son aratrma, saldrganlk ile XYY koromozomlar arasndaki ban henz kantlanmad sonucuna ulamaktadr. yle yazmaktadr yazar: Konfe9. YUMUAK SALDIRGANLIK 243 Yazl metinlerde, erkek saldrganl ounlukla, genel olarak saldrganlk ad verilen olgudan yani, bir baka kiiye zarar vermeyi amalayan saldrma davranndan farkl deilmi gibi anlalmtr. Ama erkek saldrganlnn nitelii byle olsayd, bu, biyolojik bak asndan ok artc olurdu. Diiye ynelik bir dmanca, zarar verici erkek tutumunun biyolojik ilevi ne olabilirdi? Bu tutum, erkek-dii ilikisinin temel ban koparrd ve biyolojik adan daha da nemlisi, ocuklar dourup yetitirme sorumluluunu srtnda tayan diiye zarar verme eilimi gsterirdi.8 Belli koul karmaalar altnda, zellikle de ataerkil egemenlik ve kadn smrs koullan altnda, cinsler arasnda derin bir uzlamaz kartln gelitii doru olmakla birlikte, bylesi uzlamaz kartln biyolojik adan niin arzu edilir olmas gerektii anlalamaz ve evrim srecinin bir sonucu olarak gelitii kavranamaz. te yandan, daha nce de belirttiim gibi erkein ileri harekette bulunma ve engelleri yenme yeteneine sahip olmas biyolojik bakmdan zorunludur. Ne var ki bu, kendi iinde dmanca ya da saldrc bir davran

deildir; bu, kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganlktr. Erkek saldrganlnn ykclk ya da zalimlikten temelli biimde farkl olduunu, kadnlarn erkeklerden daha az ykc ya da zalim olduklar varsaymna gtrecek hi ama hibir kantn bulunmamas gerei dorulamaktadr. yle grnyor ki, bu gr, yksek dzeyde bir kavga davran gsteren farelerin iftlemeye hi ilgi duymadklarn bulan Lagers-petz'in (K. M. J. Lagerspetz, 1969) daha nce deindiimiz deneyinin ransa katlanlar arasnda ar basan kan, bu zamana kadar ima edilen ya da belgelenen davran sapmalarnn, XYY kromozom yapsyla dolaysz bir neden-sonu ilikisi ortaya koymad yolundayd. Bu yzden, XYY yapsnn kesin olarak ya da mutlak olarak davransal anormalliklerle balantl olduunu sylemek bugn iin olanakszd... Dahas, bu konudaki yaygn inana karn, XYY kuralszlna sahip bireylerin, normal kromozom yapsna sahip benzer sululardan daha ok saldrgan olduklar ortaya konmamtr. Bu bakmdan, grld kadaryla, XYY kiilerin yanl olarak, baka sulularla karlatrldklarnda allmam lde saldrgan ve hain kiiler olarak damgalanmalarna, ham ve dayanaksz yorumlara yol am olabilD> (S. A. Shah, 1970). sHayvanlar arasndaki iftleme, zaman zaman, erkekten gelen yrtc saldrganlk izlenimi vermektedir. Uzman gzlemcilerin yaptklar gzlemler, gerekliin grnlerle balantl olmadn ve en azndan memeliler arasnda, erkein diiye hibir zarar vermediini ortaya koymaktadr. 244 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER getirdii glklerden bazlarn da aklar. Eer genel olarak kullanld anlamda saldrganlk, erkek cinselliinin bir paras olsayd, hatta bu cinsellii uyaryor olsayd, bununla taban tabana zt bir sonu beklememiz gerekirdi. Lagerspetz'in deneyleri ile teki yazarlarn deneyleri arasndaki grnr eliki, dmanca saldrganlk ile ileri harekette bulunma anlamnda saldrganl birbirinden ayrrsak, basit bir zme kavuabilir. Kavgac farelerin, cinsel uyarm dta brakan dmanca, saldrc bir ruh hali iinde bulunduklarn varsayabiliriz. te yandan, teki deneylerde erkeklik hormonlar verilmesi dman-hk dourmamakta, ileri harekette bulunma eilimi ve dolaysyla da normal kavga davrannn ketlemelerini azaltma eilimi yaratmaktadr. Normal insan davranna ilikin gzlemler Lagerspetz'in tezini dorulamtr. fke ve dmanlk durumundaki kiiler az cinsel istek duyarlar ve cinsel uyaranlar onlar byk lde etkilemez. Burada, cinsel tepilere gerekten uygun den ve ou kez bu tepilerle kaynaan sadizmden deil, dmanca kzgnlk ve saldrma eilimlerinden sz ediyorum. Ksacasa kzgnlk, bir baka deyile, temelde savunucu nitelik tayan saldrganlk cinsel ilgiyi zayflatr; sadist ve mazoist tepiler, cinsel davran tarafndan retilmemekle birlikte, bu davrana uygundur, ya da bu davran uyarr. Kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganlk, cinsel davranla snrl deildir. Bu, bir cerrahn, bir dacnn davrannda ve ou sporlarda olduu gibi, birok yaam durumunda gereklrolan temel bir niteliktir; ayn zamanda avc iin de zorunlu olan bir niteliktir. Baarl bir satc da bu tip saldrganla gereksinme duyar; bir saldrgan satcdan sz edilirken dile getirilen durum budur. Btn bu durumlarda, ancak ilgili kii engellenmemi bir kendini kabul ettirme yeteneiyle donatlmsa bir baka deyile, kararllkla ve engellerden ylmadan amacna doru yryebiliyorsa baarl i yapma olanana sahip olur. Elbette, dmanna saldran bir kiide de bu niteliin bulunmas gerekir. Bu anlamdaki saldrganlktan genel olarak yoksun bulunan bir subay kararsz ve zavall bir subay olur; bu tip saldrganlktan yoksun bir saldn askeri kolayca geri ekilir. Ne var ki, zarar verme amac gden saldrganlk ile ister ykmaya ister yaratmaya ynelik olsun bir erein izlenmesini kolaylatrmaktan baka bir ilevi olmayan kendini kabul ettirmeye dnk saldrganl birbirinden ayrmak gerekir. 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 245 Erkeklik hormonu verilmesiyle hayvann kavga etme yeteneinin yenilendii ya da artt

hayvan deneylerinde, iki olas aklama arasnda dikkatli bir ayrm yapmak gerekir. Bu aklamalar unlardr: (1) Hormonlar fke ve saldrganlk dourmaktadr; (2) Hormonlar, halihazrda var olan ve baka kaynaklarla birletirilmi bulunan dmanca amalarn gtmesi iin, hayvann kendini kabul ettirme tepiini artrr. Erkeklik hormonlarnn saldrganlk zerindeki etkisini inceleyen deneyleri deerlendirirken edindiim izlenime gre, her iki aklama da olanakldr, ama biyolojik nedenlerden dolay ikincisi daha uygun grnmektedir. Bu farkllk zerinde younlaan daha baka deneyler, belki de bir ya da teki varsaym hakknda inandrc kantlar salayacaktr. Kendini kabul ettirme, saldrganlk, erkeklik hormonlar ve bir olaslk Y kromozomlar arasndaki balant, erkeklerin kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganlkla kadnlardan daha ok donatlm olabilecekleri ve erkeklerden daha iyi general, cerrah ya da avc olabilecei, te yandan kadnlarn daha koruyucu ve zenli davranabilecekleri ve kadnlardan daha iyi hekim ve retmen olabilecei olasln ima etmektedir. Elbette, gnmz kadnlarnn davranndan hibir sonu karlamaz; nk gnmz kadnlar, byk lde, var olan ataerkil dzenin sonucudurlar. Dahas, btn sorun bireysel deil, katkste biimde saysal bir anlam tayacaktr. Birok erkek, kendini kabul ettirme saldrganlndan yoksundur; oysa birok kadn, bylesi saldrganl gerektiren grevleri kusursuz biimde yerine getirmektedir. Akas, erkeklikle kendini kabul ettirme saldrganl arasndaki iliki basit bir iliki deil, ayrntlar hakknda hemen hemen hibir ey bilmediimiz ok karmak bir ilikidir. Bu, bir gensel kuruluun belli bir davran tipine evrilebileceini ama ancak baka gensel kurulularla ve bir kiinin iinde doduu ve yaamak durumunda olduu btn yaam ortamyla olan karlkl balants asndan anlalabileceini bilen kaltmbilimciler iin artc deildir. Dahas, kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganln, yalnzca yukarda deinilen belirli etkinliklerin yerine getirilmesi bakmndan deil, varoluu srdrme bakmndan da gerekli bir nitelik olduunu gz nne almak gerekir. Dolaysyla, yalnzca erkeklerin deil btn insanlarn bu tip saldrganlkla donatldklar varsaym, biyolojik bakmdan akla 246 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER yatkn varsaymdr. zgl erkek saldrganlnn yalnzca cinsel davran etkileyip etkilemedii, ya da te yandan, erkeklerin ve kadnlarn doasnda var olan ift cinsiyetlilik olgusunun diilerdeki kendini kabul ettirme saldrganlyla yeterince ilgili olup olmad, erkeklik hormonlarnn ve kromozomlarnn etkisi konusunda daha pek ok grgl veri elde edilinceye kadar kuru yorum olarak kalmak durumundadr. Ama klinik bakmdan epeyce kesinlik kazanan nemli bir gerek vardr. Engellenmemi kendini kabul ettirme saldrganlna sahip kii, genelde, kendini kabul ettirme zellii kusurlu olan kiiden, savunucu anlamda, daha az dmanca olma eilimi gsterir. Bu, hem savunucu saldrganlk, hem de sadizm gibi zalimce saldrganlk iin geerlidir. Bunun nedenlerini kavramak kolaydr. Birinci tip saldrganl ele alrsak, savunucu saldrganlk, bir tehdide verilen bir karlktr. Engellenmemi kendini kabul ettirme saldrganlna sahip kii, kendini kolay kolay tehdit altnda hissetmez, dolaysyla da saldrganlkla tepki gstermeyi gerektiren bir durumda kolay kolay bulunmaz. Sadist kiinin sadist olmasnn nedeni, yrek yetersizlii ekmesidir; bakalarn harekete geirme, karlk vermelerini salama, kendini sevilen bir kii yapma yeteneksizlii ekmesidir. Sadist kii, bu yetersizlii, bakalar zerinde g sahibi olma tutkusuyla dnler. Kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganlk, kiinin amalarn gerekletirme yeteneini glendirdii iin, bu saldrganlk trne sahip olunmas, sadiste denetim gereksinmesini byk lde ortadan kaldrr. 9 Kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganlkla ilgili son bir gzlem olarak, bu saldrganln belli bir kiideki gelime dzeyinin, bu kiideki tm karakter yaps ve baz nevroz belirtisi biimleri asndan byk nem tadn gstereceim. Zorlayc saplantsal eilimlere sahip kii kadar, ekingen ya da ketlenmi kii de bu tip saldrganln engellenmi olmasndan ac eker. Tedaviyle ilgili grev, ilk olarak, bu engellenmenin ayrdna varmasnda kiiye yardmc olmak, ondan sonra bunun nasl gelitiini kavramak, en nemlisi de bu kiinin karakter

yapsndaki ve evresindeki hangi etkenlerin bu engellenmeye destek ve enerji saladn anlamaktr. 9Kar. 2. ciltte 11. Ksm'daki sadizmle ilgili tartma. 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 247 Kendini kabul ettirmeye ynelik saldrganln gszlemesine yol aan en nemli etken, belki de, aile ve toplumdaki yetkeci bir ortamdr; bu ortamda kendini kabul ettirme, sz dinlemezlikle, saldryla, gnahla bir tutulur. Btn usd ve smrc yetke biimleri iin, kendini kabul ettirme bir kiinin kendi gerek ereklerinin peinden gitmesi en byk sutur; nk yetkenin gcne ynelik bir tehdittir; bu yetkenin egemenlii altndaki kii, yetkenin amalarnn ayn zamanda kendi amalar olduuna ve sz dinlemenin, kendini gerekletirme bakmndan en elverili olanaklar saladna inanmas iin alanmtr. SAVUNUCU SALDIRGANLIK Hayvanlarla nsan Arasndaki Fark Saldrganln nrofizyolojik temeliyle ilgili tartmalarda deindiimiz nedenlerden dolay, savunucu saldrganlk biyolojik bakmdan uyarlanabilir niteliktedir. Bunlar ksaca yinelersek: Hayvanlarn bey-; ni, hayvann yiyecek, alan, yavru, diileri elde etme gibi yaamsal karlar tehdit edildii zaman saldr ya da ka tepilerini harekete geirecek biimde kaltmsal olarak programlanmtr. Temel ama tehlikeyi gidermektir; bu i kala yaplabilir (ve sk sk yaplan da budur) ya da kama olana yoksa kavgayla veya etkili tehdit durular alarak gerekletirilir. Savunucu saldrganln amac ykm susuzluu deil, yaamn korunmasdr. Ama bir kez gerekletirilince, saldrganlk ve heyecansal karlklar ortadan kalkar. insan da yaamsal karlar tehdit edildii zaman saldryla ya da kala tepki gstermek zere kaltmsal olarak programlanmtr. Bu doutan eilimin ileyii, insanda aa memelilerdeki kadar kat deilse de, insann, sal, yaam, zgrl ya da (zel mlkiyetin var olduu ve ok deerli sayld toplumlarda) mlk tehdit edildii zaman kaltmsal olarak hazrlanm savunucu saldrganlk eilimi tarafndan gdlenmeye yatkn olduunu gsteren kantlar eksik deildir. Hi kukusuz, ahlaksal ya da dinsel inanlar bu tepkiyi alt edebi248 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER lir; ama uygulamada, ou bireylerin ve gruplarn tepkisi budur. Gerekte, insann saldrganlk tepilerinin ounluunu belki de savunucu saldrganlk aklar. Savunucu saldrganlkla ilgili sinir donanmnn hayvanlarda ve insanda ayn olduu sylenebilir; ne var ki, bu yarg, yalnzca snrl bir anlamda dorudur. Bunun balca nedeni, bu saldrganlk-btnleyici alanlarn tm beynin paralan olmalar ve geni neokorteksiyle, ok byk sayda sinir balantsyla insan beyninin hayvan beyninden farkl olmasdr. Ama savunucu saldrganln nrofizyolojik temeli hayvanlarda-kiyle ayn olmasa bile, u yargya olanak verecek kadar benzerlik iindedir: Bu ayn nrofizyolojik donanm, insanda savunucu saldrganlk sklnn Imyvanlardakinden kat kat yksek olmasna yol aar. Bu olgunun nedeni, insan varoluunun zgl koullarnda yatar. Bu koullar esas olrak unlardr: 1. Hayvan, ancak ak seik ve onda var olan tehlikeyi bir tehdit olarak alglar. Hi kukusuz, hayvann igdsel donanm ile bireysel olarak kazand ve kaltmla devrald anlar, ou kez, tehlikeleri ve tehditleri, insann algladndan daha kesin ve doru olarak fark etmesini salar. Ama nceden kavrama ve imgelem yeteneiyle donatlm olan insan, yalnzca o anda var olan tehlikelere ve tehditlere ya da tehlike ve tehdit anlarna deil, gelecekte meydana gelebileceini dleye-bildii tehlikelere ve tehditlere de tepki gsterir. Szgelimi, kendi boyu, iyi sava eitimi grm bir komu boydan daha zengin olduu iin, bu komu boyun bir sre sonra kendi boyuna saldrabilecei sonucuna ulaabilir. Ya da zarara uram bir komunun, uygun bir zamanda alaca yolunda akl yrtebilir. Siyaset alannda, gelecekteki tehditlerin hesaplanmas, siyasetilerin ve genarallerin ana uralarndan birisidir. Bir birey ya da grup kendini tehdit altnda hissederse, bu tehdit ivedi olmasa bile, savunucu saldrganlk mekanizmas harekete geirilir. Bu yzden, insann gelecekteki tehditleri nceden grme

yetenei, onun saldrgan tepkilerinin skln artrr. 2. insan, gelecekteki gerek tehlikeleri nceden grme yeteneine sahip olmakla kalmaz; nderleri tarafndan gerekte var olmayan tehlikeler grmeye ikna edilebilme ve koullandnlabilme zelliine de 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 249 sahiptir. rnein modern savalarn ou, bu tip sistemli propagandayla hazrlanmtr; halk nderleri tarafndan saldrya urama ve yok edilme tehlikesiyle kar karya olduuna inandrlm, bylece de tehdit eden uluslara kar nefret tepkileri kkrtmtr. ou kez hibir tehdit var olmamtr. zellikle Fransz Devrimi'nden beri, meslekten askerlerden oluan nispeten kk ordulardan ziyade byk yurtta ordularnn ortaya kmasyla birlikte, sanayi daha ucuz hammadde, daha ucuz emek ya da yeni pazarlar istedii iin halka ldrmesini ve lmesini sylemek bir ulusun nderi iin kolay deildir. Sava, bylesi amalar dile getirilerek hakl karlmaya allsayd, savaa katlmaya yalnzca bir aznlk istekli olurdu. te yandan, bir hkmet, halk tehdit edilmekte olduuna inandrabilirse, tehdide kar olaan biyolojik tepki harekete geer. Buna ek olarak, dtan tehdit geldiine ilikin bu tahminler ou kez kendi kendini gerekletirir niteliktedir: saldrgan devlet, savaa hazrlanarak, saldrlmak zere olan devleti de hazrlk yapmaya zorlar, bylelikle de ne srd tehdidin kant salanm olur. Savunucu saldrganln beyin ykama araclyla uyandrlmas, yalnzca insanlarda meydana gelebilir. nsanlar tehdit edildiklerine inandrmak iin, her eyden nce dil aracna gerek vardr; dil olmakszn ou telkinler olanaksz hale gelir. Ek olarak, beyin ykama iin yeterli bir temel oluturacak bir toplumsal yapya gerek vardr. Szgelimi, ormanda durumundan honut biimde yaayan ve hibir kalc yetkesi bulunmayan Afrikal pigme avclar olan Mbutular arasnda bu tr bir telkinin ie yarayacan varsaymak zordur. Mbu-tular'n toplumunda, inanlmaz inanlr klmaya yetecek gce sahip hibir insan yoktur. te yandan, bycler ya da siyasal ve dinsel nderler gibi byk yetke sahibi kiilerin bulunduu bu toplumda, bylesi telkinler iin koullar hazrdr. Genelde, egemen bir grubun alama gc, bu grubun ynetilenler zerindeki iktidaryla ve/ya da egemenlerin eletirel ve bamsz dnme yeteneini azaltmak iin ok iyi ilenmi bir ideolojik sistem kullanma becerileriyle orantldr. 3. Btnyle insana zg nc bir varolu koulu, insanlardaki savunucu saldrganln, hayvan saldrganlna oranla, daha ok artmasna katkda bulunur. Hayvan gibi, insan da yaamsal karlarna ynelik tehditlere kar kendini savunur. Ama insann yaamsal kar250 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER larnn kapsam, hayvannkinden ok daha genitir, insan, yalnzca bedensel olarak deil, ruhsal olarak da varln srdrmek zorundadr, insann, ilevde bulunma yeteneini yitirmemek iin belli bir ruhsal dengeyi srdrmesi gerekir; insan iin, ruhsal dengesinin korunmas bakmndan gerekli olan her ey, aynen bedensel dengesinin srdrlmesine yarayan her ey kadar yaamsal kar niteliine sahiptir. Her eyden nce, insann ynelim erevesini srdrmekte yaamsal kan vardr, insann eylemde bulunma yetenei ve son zmlemede, kimlik duygusu bu ereveye bamldr. Bakalar onu, kendi ynelim erevesini sorgu konusu yapan fikirlerle tehdit ederse, bu fikirlere, tpk yaamsal bir tehdide tepkide bulunduu gibi tepkide bulunacaktr, insan bu tepkiyi eitli biimlerde ussallatirabilir. Yeni fikirlerin z gerei ahlk d, uygarlk d, lgnca olduunu ya da dmanln dile getirmek iin dnebilecei her eyi syler; ama gerekte bu uzlamaz kartlk, kii kendini tehdit altnda hissettii iin uyanmtr. insan, bir ynelim erevesine gereksinme duymakla kalmaz, duygusal dengesi iin yaamsal bir zorunluluk haline'gelen ballk nesnelerine de gereksinme duyar. Bu nesneler ne olursa olsun deerler, lkler, atalar, baba, anne, toprak, lke, snf, din ve yzlerce baka olgu-, hepsi de kutsal eyler olarak alglanr. Gelenekler bile kutsal duruma gelebilir, nk bunlar var olan deerleri simgelerler.10 Birey ya da grup,kutsal eylere ynelik bir saldrya,

yaama ynelik bir saldrya gsterdii fke ve saldrganlkla tepki gsterir. Yaamsal karlara ynelik tehditlere gsterilen tepkiler hakknda sylenen her ey, korkunun ya saldrganl ya da kama eilimini harekete geirme ynelimi gsterdii belirtilerek de farkl ve daha genel bir syleyile dile getirilebilir. Bir kii bir miktar gururu kurtaracak bir k yoluna hl sahip olduu zaman grlen tepki ou kez ka tepkisidir; ama kii keye sktrlmsa ve hibir kanma olana kalmamsa saldrgan tepkinin ortaya kmas daha olasdr. Ne var ki, bir etkenin gzden rak tutulmamas gerekir: Ka tepkisi iki etkenin 0Tpk (balangta bir marangoz aletini anlatan szck olan) nofmun (l) normal olan ve kurala uygun olan anlatmak iin ikili bir anlamda kullanlmas gibi, szlk anlam davran olan Yunanca ethos sznn etikal (ahlka uygun) anlamn kazanmas da bu olguya zg bir durumdur. 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 251 karlkl etkileimine bamldr: birincisi gereki tehdidin bykldr; ikincisi tehdit edilen kiinin bedensel ve ruhsal gc ile kendine gveninin dzeyidir. Kesintisiz srecin bir ucunda, hemen hemen herkesi korkutacak olaylar bulunacaktr; teki uta ise yle bir umarszlk ve gszlk duygusu bulunacaktr ki, kaygl kiiyi hemen hemen her ey korkutacaktr. Bundan dolay, korku, gerek tehditlerle koulland kadar, ok az d uyarm olmas durumunda bile korku douran bir isel evreyle de ayn lde koullanr. Ar gibi, korku da son derecede rahatszlk verici bir duygudur ve insan, bu duyguyu bandan atmak iin hemen her eyi yapacaktr. Korkuyu ve kaygy bandan savmak iin birok yol vardr: uyuturucu ila kullanma, cinsel uyan, uyku ve bakalaryla birlikte olma gibi. Kaygy batan savmann en etkili yollarndan birisi, saldrgan olmaktr. Bir kii, edilgin korku durumundan kmay baarabildii ve saldrmaya balayabildii zaman, korkunun ac verici nitelii ortadan kalkar.11 Saldrganlk ve zgrlk insann yaamsal karlarna ynelik btn tehditler arasnda, zgrlne ynelik tehdit, bireysel ve toplumsal bakmdan olaanst nem tar. Bu zgrlk arzusunun kltrden ve daha belirgin olarak da renme-koullanmadan doan bir rn olduu yolundaki yaygn biimde savunulan kannn tersine, zgrlk arzusunun, insan organizmasnn biyolojik bir tepkisi olduunu ortaya koyan bol bol kant vardr. Bu gr destekleyen bir olgu, btn tarih boyunca uluslarn ve snflarn, baarya ulama olana varsa, hatta hibir basan olana yoksa bile, kendilerini ezenlerle mcadele etmi olmalandn Gerekten, Ibraniler'in Msrllar'a kar yaptklar kurtulu savandan, Roma imparatorluuma kar ulusal ayaklanmalardan, on altnc Nrofizyolojik dzey konusundaki tevik edici nerilerinden dolay Dr. Juan de Dios Hemandez'e teekkr borluyum. Uzun boylu bir teknik tartma gerektirdikleri iin bu nerileri buraya almyorum. 252 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER yzyldaki Alman kyl ayaklanmalarndan Amerikan, Fransz, Alman, Rus, in, Cezayir ve Vietnam devrimlerine kadar btn insanlk tarihi bir zgrlk kavgas tarihi, bir devrimler tarihidir.12 nderler, ok sk olarak, gerekte amalan halklarn kleletirmek olduu zaman, bir zgrlk savanda halklarna nderlik ediyor olduklar slogann kullanmlardr. Baka hibir vaadin insan yreini daha gl biimde etkilemeyeceine, zgrl bastrmak isteyen nderlerin bile zgrlk sz vermeyi zorunlu bulmalar olgusu tanklk etmektedir. nsanda doutan bir zgrlk iin mcadele etme tepii bulunduunu varsaymamza yol aan bir baka neden, zgrn, bir kiinin eksiksiz geliimi iin, akl sal ve huzuru iin zorunlu koul olmas; zgrlkten yoksunluun insan sakatlad ve salksz olduu gereinde yatar. zgrlk, skntnn bulunmamas anlamna gelmez; nk her trl gelime ancak bir yap iersinde meydana gelir ve her trl gelime sknty gerektirir (H. von Foerster, 1970). nemli olan, skntnn esas olarak bir baka kii ya da kurumun yararna m ilev grd, yoksa zerk mi olduudur bir baka deyile, kiinin yapsnda var olan

gereksinmelerden mi kaynaklanddr. zgrlk, insan organizmasnn eksiksiz gelimesinin bir koulu olarak, insann yaamsal bir biyolojik kardr13 ve bu zgrle ynelik tehditler, yaamsal karlara ynelik btn teki tehditler gibi, '^Tarihte meydana gelmi olan devrimler, bebeklerin ve ocuklarn da devrim yaptklar gereini gzlerden gizlememelidir; ama ocuklar ve bebekler gsz olduklar iin, kendi yntemlerini, deyim yerindeyse gerilla sava yntemlerini kullanmak zorundadrlar. zgrlklerinin bastrlmasna kar, inat olumsuzluk, yemek yemeyi reddetme, gsterilen tuvalet eitimini reddetme, altn slatma gibi eitli bireysel yntemlerle mcadele ederler, bu yntemler, gerek dnyadan uzaklap ie dnme ve yalandan aklsal gszlk gibi daha ciddi yntemlere kadar varabilir. Yetikinler, gcne kimsenin kar kamad sekinler gibi davranrlar. Konumlarn korumak iin, ou kez rvetle birlikte bedensel kabag kullanrlar. Sonu olarak, ou ocuklar teslim olurlar ve srekli eziyete boyun emeyi yelerler. Bu savata utkuya ulalncaya kadar hi acma gsterilmez; hastanelerimiz, bu savan kurbanlanyla doludur. Bununla birlikte, btn insanlarn gszlerin ocuklar kadar gllerin ocuklarnn dabir zamanlar gsz olma ve zgrlkleri iin mcadele etme deneyimi ortak olarak paylamalar dikkate deer bir gerektir. te bu yzden, her insann, ocukluunda, sahip olduu biyolojik donanmdan bakauzun bir sre uyku halinde kalsa da zel koullar altnda harekete geebilecek bir devrimci gizilg kazand varsaylabilir. "Yalnz insann da deil. Hayvanat bahelerindeki yaamn hayvanlar zerindeki bozucu etkisine nceden deinilmitir ve bu etki Hediger gibi (H. Hediger, 1942) byk bir yetkenin bile kart grlerine ar basar grnmektedir. 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 253 savunucu saldrganl uyandrr. yleyse, ounluun, zellikle de az gelimi lkeler denen lkelerdeki insanlarn zgrlkten yoksun olduu bir dnyada saldrganlk ve iddetin srekli olarak ortaya kmas artc mdr? ktidarda olanlar yani beyazlar sanlar, kahverengileri ve siyahlar insan d varlklar olarak, dolaysyla da insan gibi tepki gstermesi beklenmeyen varlklar olarak grmeye almam olsalard belki daha az aknla ve kzgnla derlerdi.14 Ama bu krln bir baka nedeni daha vardr. Beyazlar bile, gl olmakla birlikte, kendi sistemleri onlar zgrlklerinden vazgemeye zorlad iin, daha az keskin ve daha az ak bir biimde de olsa, zgrlklerinden vazgemilerdir. Belki de bugn zgrlk iin savaanlardan, yalnzca onlara kendi teslim olulanm anmsattklar iin nefret etmektedirler. Kiinin yaamn, zgrln ya da onurunu savunma tepiinin yaratt btn saldrganlk trleri gibi gerek devrimci saldrganlk da biyolojik bakmdan ussaldr ve insan ilevselliinin bir parasdr; ama bu gerek, yaama getirilen ykmn, biyolojik bakmdan hakl gerekelere dayand zaman bile, yine de ykm olduunu unutma yanlgsna drmemelidir bizi. Bunun insanlk bakmndan hakl gerekelere dayanp dayanmadna inanmak, kiinin dinsel, ahlaksal ya da siyasal ilkeleriyle ilgili bir sorundur. Bununla birlikte, kiinin bu bakmdan ilkeleri ne olursa olsun, katksz biimde savunucu saldrganln, (savunucu olmayan) saldrganlkla ve denetlenmek yerine bakalarn denetleyerek durumu tersine evirmeye ynelik sadiste arzuyla nasl kolayca kaynatnn ayrdnda olmak nemlidir. Byle bir ey olursa ve olduu zaman, devrimci saldrganlk yozlar ve ortadan kaldrmaya urat koullan yenileme eilimi gsterir. Saldrganlk ve zseverlik15 Buraya kadar tartlan etkenlere ek olarak, savunucu saldrganln en nemli kaynaklanndan birisi de zseverlik (narsisizm) yaralanmasdr. '"*Deri rengi, ancak gszlkle birletii zaman bu etkiyi gsterir. Japonlar kii saylr olmulardr, nk bu yzyln banda g kazanmlardr, inli imgesi de ayn nedenden dolay ancak birka yl nce deimitir. leri teknolojiye sahip olma, insan olmann lt haline gelmitir.

'^zseverlie ilikin daha ayrntl bir tartma iin, bkz. E. Fromm (1964). 254 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 255 zseverlik kavram Freud tarafndan libido kuram asndan tanmlanmtr. izofrenili hasta, nesnelere kar (gerek gereklikte, gerekse dlemde) libido tr bir ilikiye sahip grnmedii iin Freud u soruyla kar karya kalmtr: izofrenide dsal nesnelerden geri ekilen libidoya ne olmaktadr? Freud'un yant udur: D dnyadan geri ekilen libido benlie yneltilmektedir ve bylelikle, zseverlik olarak adlandrlabilecek bir tutum ortaya karmaktadr. Buna ek olarak Freud'un varsaymna gre, insann ilk bebeklik dnemindeki zgn durumu zseverliktir (birincil zseverlik); bu dnemde henz d dnyayla hibir iliki yoktur; olaan geliimin ak iinde ocuk, d dnyayla olan libido tr ilikilerini kapsam ve younluk bakmndan artrr, ama zel koullar altnda (bu koullarn en keskini deliliktir) libido, nesnelerden geri ekilir ve yeniden benlie yneltilir (ikincil zseverlik); ama olaan gelime durumunda bile, bir insan btn yaam boyunca bir lde zseverliini srdrr (S. Freud, 1914). Bu szlere karn, zseverlik kavram, ruhzmlemecilerin klinik aratrmalarnda hak ettii nemli rol oynamamtr. En bata ilk bebeklie ve psikozlara16 uygulanmtr; ama bu kavramn uzun erimli nemi, kesinlikle, normal kiilik ya da nevrotik denen kiilik asndan oynad rolde yatar. Bu rol, ancak zseverlik libido kuramnn kstlayc ilgi erevesinden kurtarlrsa tam olarak anlalabilir. O zaman zseverlik, yalnzca kiinin kendisinin, onun bedeninin, onun duygularnn, onun dncelerinin, onun mal-mlknn, onunla ilgili her ey ve herkesin tamamen gerek eyler olarak algland, bu kiinin bir paras olmayan ya da gereksinmelerinin nesnesi olmayan herkesin ve her eyin ise tam anlamyla gerek olmad, duygusal bakmdan arlksz ve renksiz olarak yalnzca zihinsel tanmayla algland bir deneyim durumu olarak tanmlanabilir. Bir kii, zseverlii lsnde, ikili bir alg lsne sahiptir. Yalnz bu kiinin kendisi ve onunla ilgili olan eyler nem tar, dnyann geri kalan ise az ok arlksz 6Son yllarda birok zmlemeci bebeklikteki birincil zseverlik kavramn sorgu konusu yapmakta ve nesne ilikilerinin, Freud'un sandndan ok daha nceki bir dnemde var olduunu kabul etmektedirler. Psikozlarn btn btne zsever nitelik tad yolunda Freud'un sahip olduu fikir de ou ruhzmlemeci tarafndan terk edilmitir. ya da renksizdir ve. bu ikili lden dolay, zsever kii ar yarg kusurlar gsterir ve nesnellik yeteneinden yoksudur.17 ou kez zsever kii, bakalaryla ilikisinden dolay ya da herhangi bir gerek yapttan veya kendine ait bir basandan dolay deil, kendi kusursuzluu, bakalarna olan stnl, olaanst nitelikleri konusunda sahip olduu btnyle znel kans araclyla bir gvenlik duygusuna kavuur. Kendi zsever imgesine drt elle sarlmaya gereksinme duyar, nk onun kimlik duygusu kadar deerlilik duygusu da bu imgeye dayanr. Bu kiinin zseverlii tehdit edilirse, o, yaamsal nem tayan bir alanda tehdit edilmi olur. Bakalar, onu hafife alarak, eletirerek, yanl bir ey sylediinde yzne vurarak, bir oyunda ya da saysz baka durumda onu yenilgiye uratarak onun zseverliini yaraladklar zaman, zsever bir kii, ounlukla, ortaya koysun ya da koymasn, hatta ayrdnda olsun ya da olmasn, youn bir kzgnlk ya da fkeyle tepki gsterir. Byle bir kiinin, zseverliini yaralayan kiiyi hibir zaman balamamas ve ou kez bir alma arzusu bedenine ya da mlkne saldrlm olsayd bu arzu daha az youn olurdu duymas gerei, bu saldrganlk tepkisinin younluunu ou kez gzler nne sermektedir. ou kii kendi zseverliinin ayrdnda deildir; yalnzca bu zseverlii ak olarak ortaya koymayan davurumlarnn ayrdn-dadr. Nitekim, rnein bu kiiler, ana-babalanna ya da ocuklarna ar bir hayranlk duyarlar ve bu duygularn dile getirmekte hibir glk, ekmezler, nk bylesi bir davran ounlukla evlat saygs, ana-baba sevecenlii ya da ballk olarak olumlu biimde deerlendirilir; ama eer kendi kiilikleri hakkndaki

duygularn dile getirmi olsalard, szgelimi Dnyann en harika insan benim, Herkesten daha iyiyim vb. deselerdi, bunlardan yalnzca olaanst kendini beenmi kiiler olarak deil, belki pek akl banda olmayan m\ '^Burada yalnzca, byklenme duygusunda aa kan zseverlii ele alacam. zseverliin bir baka biimi daha vardr ki, tam kart gibi grnmesine karn, ayn eyin bir baka davurumundan te bir ey deildir; bir kiinin srekli ve kaygl olarak, hastalk hastas derecesinde salyla urat olumsuz zseverlii anlatmak istiyorum. Bu davurumun bu balamda hi nemi yoktur. Ama bu iki davurumun ou kez birbiriyle kaynatn belirtmek gerekir, Himmler'in sal konusunda duyduu hastalk hastas derecesindeki kaygy gz nne almamz yeter. 256 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER kiiler olarak da kuku duyulurdu. te yandan, eer bir kii, sanat, bilim, spor, i ya da siyaset alannda kabul gren bir eyler baarmsa, bu kiinin zsever tutumu yalnz gereki ve ussal grnmekle kalmaz, bakalarnn hayranlyla da srekli olarak beslenir. Bu durumlarda byle bir kii, zseverlii toplum tarafndan uygun grld ve onayland iin, zseverliinin dizginlerini btnyle salverebilir.18 Gnmz Bat toplumunda, nllerin zseverlii ile kamuoyunun gereksinmeleri arasnda ilgin bir balant vardr. Kamuoyu, nl kiilerle iliki iinde olmak ister, nk ortalama kiinin yaam bombo ve skcdr. Kitle iletiim aralar n satarak geinirler ve bylece herkes zsever kii, kamuoyu ve n tccarlar doyuma ular. Siyasal nderlerde ok sk olarak yksek dzeyde bir zseverlik grlr; bu, zellikle glerini kitleler zerindeki etkilerine borlu olanlar iin, bir meslek hastal ya da zellii saylabilir. Eer nder, kendi olaanst yeteneklerine ve grevine inanmsa, mutlak biimde kendinden emin grnen insanlardan etkilenen geni izleyici kitlelerini inandrmak daha kolay olacaktr. Ne var ki zsever nder, zsever byleyiciliini yalnzca bir siyasal basan arac olarak kullanmaz; kendi aklsal dengesi iin de baarya ve alka gereksinme duyar. Bu nderin ycelik ve yanlmazlk fikri, esasnda, bir insan olarak elde ettii gerek baarlara deil, zsever byklenmeciliine dayanr.19 '^zseverlik ve yaratclk sorunu ok karmak bir sorundur ve burada olanakl olandan ok daha uzun bir tartmay gerektirir. '"Bunun anlam, onun balondan baka bir ey olmad deildir, bu ok sk olarak dorudur, ama her zaman deil. rnein, Woodrow Wilson, Franklin D. Roosevelt ve Winston Churchill ok zsever kiilerdi, ama nemli siyasal baarlar kazanmaktan geri kalmadlar. Ama bu basanlar, onlarn, ou kez kendini beenmilik biiminde aa kan zgven ve tartmasz hakllk duygularn hakl karacak lde byk deildi; ayn zamanda, bunlarn zseverlii, Hitler gibi bir adamn zseverliiyle karlatrldnda snrlyd. 1948 seimlerini yitirdiinde Churchill'in neden ar aklsal sonularla karlamadn bu durum aklar ve bana kalrsa, yenilgiyi yaam olsayd Roosevelt iin de ayn durum geerli olurdu; ama te yandan, bu kiilerin siyasal yenilgiden sonra bile ok sayda hayrana sahip olmaya devam edecekleri gzden rak tutulmamaldr. Wilson iin durum biraz deiik olabilir. Wilson'un siyasal yenilgisinin, bedensel hastaln etkileyen ciddi ruhsal sorunlar yaratp yaratmad bir inceleme konusu olabilir. Hitler ve Stalin konusunda durum ak gibi grnmektedir. Hitler, yenilgiyle karlamaktansa lmeyi yeledi. Stalin, 1941'deki Alman saldrsnn ilk haftalarnda ruhsal bunalm belirtileri sergiledi ve artk ynetimi altndakilerin sevilen babas olmadn alglam olabilmesine yol aacak kadar ok dman kazandktan sonra, yaamnn son yllarnda paranoya eilimlerine dmesi olas grnmektedir. 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 257 Ama yine de zsever iinme olmadan edemez, nk onun insan z kans, bilinci, sevgisi ve inanc ok gelimemitir. An derecede zsever kiiler, ou kez nl olmaya neredeyse zorlanrlar, nk baka trl bunalma debilir ve akl salklarn yitirebilirler. Ama

bakalarn, vgleri bu zsever dleri geerli klacak lde etkilemek, byk yetenek ve uygun frsatlar gerektirir. Bylesi kiiler baarya ulatklar zaman bile, daha ok basan peinde komaya srklenirler; nk onlara gre, baarszlk k tehlikesini getirir. Halk iinde basan kazanmak, bir bakma, bunlarn bunalma ve ldnnaya ka yaptklar ztedavidir. Bu kiiler, amalar uruna mcadele ederken, gerekte akl salklar iin mcadele etmektedirler. Kme zseverliinde, nesne birey deil de bireyin bal olduu kme olduu zaman, birey bunun btnyle ayrdnda olabilir ve hibir kstlama getirmeksizin bunu dile getirebilir. Benim lkem (ya da ulusum ya da dinim) en harika, en kltrl, en gl, en barsever vb. lkedir (ya da ulustur ya da dindir) sav kesinlikle lgnca grnmez; tam tersine, yurtseverlik, inan ve ballk anlatm gibi bir izlenim uyandrr. Ayn zamanda gereki ve ussal bir deer yargs olarak da grnr, nk bu yargy ayn kmenin birok yesi paylar. Bu gr birlii, dlemi gereklie dntrmeyi baanr; nk ou insan iin, gereklii genel gr birlii oluturur; gereklik manta ya da eletirel irdelemeye dayanmaz.20 Kme zseverliinin nemli ilevleri vardr, ilk olarak, kmenin dayanmasn ve birliini ilerletir ve zsever nyarglara seslenerek ynlendirmeyi kolaylatmr. ikinci olarak, kmenin yelerine, zellikle de kendilerini kvanl ve deerli hissetmek iin baka birka gerekesi dala olanlara doyum salayan bir e olarak son derecede byk nem tar. Bir kii, kmenin en berbat durumda, en yoksul, en az sayg duyulan yesi olsa bile, Ben dnyadaki en harika kmenin bir parasym. Gerekte bir solucan olan ben, bu kmeye ait olmakla bir dev haline geliyorum duygusu, o kiinin bu aalk durumunu dnler. Sonu olarak, kme zseverliinin dzeyi, yaamda gerek 20Bazen kk bir kme iindeki gr birlii bile en an durumlarda da iki kiinin gr birlii (folie a deux) bile gereklik duygusunu oluturmaya yeterlidir. 258 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 259 doyumun bulunmamasyla doru orantldr. Yaamn daha ok haz iinde geirebilen toplumsal snflar, btn maddi ve kltrel alanlarda ktlk eken ve doludizgin can sknts iinde bir yaant srdren aa orta snflar gibi toplumsal snflardan daha az banazdrlar (banazlk, kme zseverliinin ayrc bir niteliidir.) Ayn zamanda, kme zseverliinin glendirilmesi, toplumsal bte asndan ok ucuza malolur; gerekte, yaam dzeyini ykseltmek iin gerekli toplumsal harcamayla karatnldnda nerdeyse hibir maliyet yk getirmez. Toplumun, yalnzca, toplumsal zseverlii yaratan sloganlar gelitirecek ideologlara deme yapmas gerekir; gerekte, retmenler, gazeteciler, bakanlar ve profesrler gibi, toplumsal ilevi olan birok kii, en azndan para olarak hibir karlk almakszn bile bu uraa katlr. Bu kiiler, bylesine deerli bir davaya hizmet etmekle kendilerini kvanl ve doygun hissederek ve saygnlklarnn artmasyla, ilerlemeyle dllerini alrlar. zseverlikleri birey olarak kendileriyle ilgili olmaktan ok kme-leriyle ilgili olan kiiler bireysel zseverler kadar duyarldrlar ve kmelerinde alan herhangi bir yaraya, gerek olsun, imgesel olsun, fkeyle tepki gsterirler. En azndan, daha youn olarak ve kukusuz daha bilinli olarak tepki gsterirler. Bir birey, akl ynnden ok hasta olmad srece, kendi kiisel zseverlik imgesi hakknda en azndan birtakm kukulara sahip olabilir. Kme yesinde byle kukular yoktur, nk onun zseverlii ounluka paylalr. Birbirlerinin toplu zseverliine meydan okuyan kmeler arasndaki atma durumunda, bizzat bu meydan okuma, bu kmelerin her birinde youn dmanlk uyandnr. Kiinin kendi kmesinin zseverlik imgesi en yksek noktaya karlrken, kart kmenin deersizletirilmesi en alt dzeye indirilir. Kiinin kendi kmesi, insanlk onurunun, drstln, ahlkn ve haklan savunucusu durumuna gelir. teki kmeye eytanca nitelikler verilir; o kme hayndr, acmaszdr, zalimdir ve temelde insanlk ddr. Kme zseverliinin simgelerinden birisinin szgelimi, bayran ya da imparatorun, bakann veya bir byk elinin kiiliinin

inenmesine halk ylesine youn bir kprme ve saldrganlkla tepki gsterir ki, nderler gttkleri sava siyasetinde bile seve seve desteklenir. Kme zseverlii, insan saldrganlnn en nemli kaynaklarndan birisidir; ama btn teki savunucu saldrganlk biimleri gibi bu da yaamsal karlara ynelik bir saldrya gsterilen bir tepkidir. Kme zseverlii, teki savunucu saldrganlk biimlerinden ayrlr; nk youn zseverlik, kendi bana, yan maraz bir olgudur. Hindistan'n blnmesi srasnda Hindular'la Mslmanlar arasnda ya da daha yaknlarda Bengalli Mslmanlarla bunlann Pakistanl yneticileri arasnda meydana geldii biimiyle kanl ve zalimce kitle kmmlarnn nedenleri ve ilevleri gz nne alnrsa, kme zseverliinin hatn saylr bir rol oynadna kuku yoktur; burada dnyann hemen hemen en yoksul ve en kt koullar altndaki halklanm ele almakta olduumuz gereini deerlendirirsek, bu durum artc deildir. Ama hi kukusuz, bu olgularn tek nedeni zseverlik deildir; bu olgulann teki ynlerini daha sonra tartacaz. Saldrganlk ve Diren Savunucu saldrganln bir baka nemli kayna, bastrlm abalar ya da dlemleri bilince karmaya ynelik herhangi bir giriime kar gsterilen bir tepki olarak saldrganlktr. Bu tip tepki, Freud'un diren olarak adlandrd olgunun ynlerinden birisidir ve ruhzm-leme yntemiyle sistemli biimde aa karlmtr. Freud, zm-lemeci bastrlm veriye dokunursa hastann onun tedavi yaklamna direneceini ortaya kard. Bu, hastann bilinli isteksizliiyle, sahtekarlkla ya da giz saklama eilimiyle ilgili bir konu deildir; hasta, bilind verinin de, gsterdii direncin de ayrdnda olmakszn, bu bilind verinin ortaya karlmasna kar kendini savunmaktadr. Bir kiinin belli abalan, ou kez mr boyunca, bastra-bilmesinin birok gerekesi vardr. Belki bastrlm tepileri bakalar tarafndan (ya da zsaygs ve zsevgisi sz konusu olunca kendisi tarafndan) bilinirse cezalandrlmaktan, sevilmemekten ya da aalanmaktan korkuyordur. Ruhzmsel tedavi, direncin yaratabilecei birok farkl tepkiyi ortaya koymutur. Hasta duyarl konudan kanarak bir baka eyden konuabilir; kendini uykusuz ve yorgun duyabilir, grmeye gelmemek iin bir gereke bulabilir ya da zmlemeciye ok kzabilir m 260 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ve zmlemeden vazgemek iin herhangi bir gereke bulabilir. te ksa bir rnek: Kendisinde frsatln bulunmamasndan kvan duyan bir yazan zmlyordum. Bu yazar bir oturumda bana, bir elyaz-masn deitirdiini, nk bu deiikliin, iletmek istedii mesaj daha iyi ileteceini dndn syledi. Doru karar verdiini dnmt ve daha sonra kendini biraz bunalm hissedince ve bana ar girince armt. Kendisine yn veren gerek gdnn, deitirilmi kopyann ilk kopyadan daha ok tutulmasn ve kendisine daha ok n, daha ok para getirmesini beklemesi olabileceini; dahas, bu bunaltn ruh halinin ve ba ansnn, belki de bu kendine ihanet hareketiyle bir ilikisi olabileceini ileri srdm. Daha bu szlerimi bitirmemitim ki, yazar ayaa frlayarak, youn bir fke iinde bana barmaya, bir sadist olduumu, umduu hazz kursanda brakmaktan zevk aldm, gelecekteki baansmda gz olan kskan bir adam olduumu, onun yazn alan hakknda hibir ey bilmeyen cahil bir adam olduumu haykrmaya balad ve daha da svd sayd. (Hastann normalde ok nazik bir adam olduunu, gerek bu patlamadan nce, gerekse sonra bana saygyla davrandn belirtmem gerekir.) Benim yorumumu dorulamak iin herhalde bundan daha ok ey yapamazd. Bilind gdsne deinilmesi, onun asndan; zimgesine ve kimlik duygusuna ynelik bir tehditti. Bu tehdide, bedenine ya da malna-mlkne ynelmi bir tehditmi gibi, youn saldrganlkla tepki gsterdi. Bylesi durumlarda saldrganln bir tek amac vardr: kant elinde bulunduran tan mahvetmek. Ruhzmsel tedavide, bastrlm verilere dokunulduu zaman direncin artmakta olduu dzenli biimde gzlenebilir. Ama bu olguyu gzlemlemek iin kesinlikle ruhzmsel durumla snrl deiliz. Gnlk yaamda bunun rnekleri ok bol bulunur. ocuklarn, ok sevdii iin deil de onlara sahip olmak ve denetlemek istedii iin yaknnda tutmay

arzulad bir anneye sylendii zaman bu annenin fkeyle tepki gsterdiini kim grmemitir ki? Ya da kznn bakireliine gsterdii titizlii, kendisinin ona duyduu cinsel ilginin gdledii sylendii zaman bir babann gsterdii tepkiyi? Ya da siyasal inanlarnn ardnda yatan kazan kan kendisine anmsatlan belli bir yurtsever tipinin tepkisini? Ya da ideolojisinin ardnda yatan kiisel ykc tepiler kendisine anmsatlan belli bir devrimci tipinin 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 261 tepkisini? Gerekten, bir bakasnn gdsn tartma konusu yapmak, en ok sayg duyulan nezaket yasaklarndan birisini hem de ok gerekli birisini, nk nezaket, saldrganln uyann enaza indirme ilevine sahiptir inemek demektir. Tarihsel bakmdan da ayn ey geerlidir. Belli bir dzen hakkndaki gerekleri dile getirenler, fkeleri kabam i olan iktidardakiler tarafndan srlm, zindana atlm ya da ldrlmtr. Hi kukusuz, bunun apak aklamas, bu kiilerin iinde yaadklar kurulu dzenler bakmndan tehlikeli olduklar ve bunlar ldrmenin yrrlkteki durumu korumann en iyi yolu gibi grnddr. Bu yeterince dorudur; ama kurulu dzen asndan gerek' bir tehdit oluturmadklan zaman bile gerei syleyenlere ok derin bir nefret duyulduu gereini aklamaz. Bana kalrsa, bunun temelinde yatan neden, bu kiilerin, gerei syleyerek, bu gerei bastrm olanlarn direncini harekete geirmeleridir. kinciler bakmndan gerek, yalnzca iktidarlarn tehdit edebilecei iin tehlikeli olmakla kalmaz: iktidardakilerin btn bilinli ynelim sistemlerini sarsaca, onlar yaptklar ussallatrmalardan yoksun brakaca ve hatta farkl biimde hareket etmeye zorlayabilecei iin de tehlikelidir. Ancak bastrlm olan nemli tepilerin ayrdna varma srecini yaam olanlar, bu srecin sonucunda meydana gelen zelzele gibi sarsc sersemlik ve aknlk duygusunu bilebilirler. Bu serveni gze almay herkes istemez, en azndan o an iin kr olmaktan kazan salayanlar ise hemen hi istemezler. Uyumcu Saldrganlk Uyumcu saldrganlk, saldrgan kii ykma arzusuyla ynlendirildii iin deil de ona yle yapmas sylendii ve buyruklara uymay grevi sayd iin ortaya konan eitli saldrganlk eylemlerinden oluur. Hiyerarik yapl btn toplumlarda, sz dinleme, belki de en derinlemesine kk salm zelliktir. Sz dinleme erdemle, dikballk sululukla e tutulur. Dikbal olmak, btn teki sulan peinden getiren ba sutur, ibrahim, sz dinledii iin olunu kurban etmek isti262 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER yordu. Antigone, devletin yasalarna boyun emedii iin Kreon tarafndan ldrld. zellikle ordular boyun emeyi gelitirir; nk bunlarn bizzat z, emirlerin hi tartmakszn, mutlak olarak refleks gibi kabul edilmesi zerine kurulmutur. nsanlar ldren ve sakat brakan askeri, bir anda yzlerce yaam ortadan kaldran bombardman pilotunu zorunlu olarak bir ykclk ya da zalimlik tepiinin ynlendirmesi gerekmez, tartmakszn sz dinleme ilkesi de ynlendirir. Uyumcu saldrganlk, ciddi biimde dikkate alnmaya deecek kadar yaygndr. Bir genlik etesindeki olanlarn davranndan bir ordudaki askerlerin davranna kadar birok ykc harekete korkak grnmemek iin ve emirleri dinlemi olmak iin giriilir. ou kez yanllkla doutan saldrganlk tepilerinin gcn gsteren bir olgu olarak aklanan bu tip saldrgan davrann kkeni, insan saldrganl deil, bu gdlerdir. Uyumcu saldrganlk, yalandan saldrganlk olarak da pekl snflandrlabilir; byle smflandnlmamasnn nedeni, uygun olma gereksinmesinin bir sonucu olarak sz dinlemenin, birok durumda, baka trl aa kmayabilecek olan saldrganlk tepilerini harekete geirmesidir. Dahas, sz dinlememe ya da uyumcu olmama tepii, biroklar iin, isel bir tehdit oluturur; bu kiiler bu tehdide kar kendilerini, gerekli saldrgan eylemi uygulayarak savunmu olurlar. Arasal Saldrganlk Biyolojik olarak uyarlanabilir bir baka saldrganlk tipi arasal saldrganlktr; bu tip saldrganln amac gerekli ya da arzulanr olan elde etmektir. Ama pek de ykm deildir.

Bu saldrganlk, yalnzca, gerek amaca ulamakta bir ara ilevi grr. Bu bakmdan, savunucu saldrganla benzer, ama baka nemli ynlerden farkldr. Bu saldrganlk, savunucu saldrganl programlayana benzeyen, kaltmsal olarak programlanm bir sinir temeline dayanr gibi grnmemektedir. Memeliler arasnda, yalnzca, saldrganlktan besin elde etmenin arac olan yrtc (baka hayvanlar avlayarak yaayan) hayvanlar, onlar avlarna saldrmaya iten doutan bir sinir kalbyla donatlm9. YUMUAK SALDIRGANLIK 263 lardr. Hominidlerin ve Homo'nun avlanma davran, renmeye ve deneyime dayanr ve kaltmsal olarak programlanm gibi grnmemektedir. Arasal saldrganln yaratt glk, gerekli ve arzulanr terimlerinin anlamlarnn belirsiz olmasnda yatar. Gerekli terimini, szgelimi alk tehlikesini nleme gibi tartmasz bir fizyolojik gereksinme asndan tanmlamak kolaydr. Eer bir adam, kendisi ve ailesi gereksinme duyduklar en az miktardaki yiyecee bile sahip olmadktan iin alarsa ya da soygun yaparsa, bu saldrganlk aka fizyolojik gerekliliin gdledii bir eylemdir. Aln snmna dayanm olan ve daha iyi durumdaki bir baka toplulua saldran ilkel bir topluluk iin de ayn ey dorudur. Ama bu ak seik gereklilik rnekleri gnmzde olduka seyrektir. Baka, daha karmak durumlar ok daha sklkla grlr. Bir ulusun nderleri, gereksinme duyduklar hammaddeleri reten topraklan ele geirmedike ya da kendileriyle yaran bir ulusu yenilgiye uratmadka, uzun erimde ekonomik durumlarnn ciddi biimde tehlikeye gireceini kavrarlar. Sk sk bylesi gerekeler, gcn artrma arzusunun ya da nderlerin kiisel hrslarnn ideolojik bir rtsnden baka bir ey deilse de, en azndan geni, greceli bir anlamda tarihsel bir gereklilie karlk oluturan savalar vardr. Ya arzulanr olan nedir? Szcn dar anlamyla yle yant verilebilir: Arzulanr olan, gerekli olandr. Bu durumda, arzulanr, nesnel duruma dayandnlmtr. Ne var ki, arzulanr terimi, daha sk olarak, arzu edilen ey olarak tanmlanr. Terimi bu anlamda kullanrsak, arasal saldrganlk sorunu baka bir grn kazanr ve gerekte, bu grn, saldrganln gdlenmesinde en byk nemi tar. Gerek odur ki, insanlar, yalnzca yaamlarn srdrmek iin gerekli olan eyleri, yalnzca iyi bir yaamn maddi temelini salayan eyleri arzulamazlar; kltrmzde ve tarihin benzer dnemlerinde insan-lann ou agzl'dr. daha ok yiyecek, iecek, ses, mal-mlk, g ve n al iindedir. nsanlann agzll, bu nesnelerden birisiyle tekinden daha ok ilgili olabilir; btn insanlarda ortak olarak bulunan yn, doymak bilmez olmalan, bu yzden de hibir zaman kendilerini doymu hissetmemeleridir. Agzllk, insandaki igdsel ol264 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER mayan tutkularn en gllerinden birisidir ve aka, bedensel ilev bozukluunun, isel boluun, kiinin iinde bir merkezin bulunmamasnn bir belirtisidir. Agzllk, Budist, Yahudi ve Hristiyan ahlknda temel gnahlardan birisi olmasnn yan sra, tam olarak geliememi olmann da hastalkl bir da vurumudur. Birka rnek, agzlln hastalkl niteliini gzler nne serecektir: k iyi bilindii gibi, agzlln bir biimi olan ar yemek yemenin nedeni ou kez, knt durumlandr; ya da elinde olmadan bir eyler satn alma, kntl bir ruhsal durumdan kamaya ynelik bir giriimdir. Yemek yeme ya da satn alma eylemi, iteki boluu doldurmay ve bylece de knt yaratan duyguyu o an iin alt etmeyi simgeleyen bir eylemdir. Agzllk bir tutkudur bir baka deyile, enerji ykldr ve dur durak bilmeden, kiiyi ereklerine ulamaya doru srkler. Kltrmzde, herkesi bir tketiciye dntrme eilimi gsteren btn nlemler, agzll byk lde pekitirmektedir. Kukusuz agzl kiinin, arzulad eyleri satn almak iin yeterli paraya sahip olmas kouluyla, saldrgan olmas gerekmez. Ama gerekli aralara sahip olmayan agzl kii, arzularn doyurmak istiyorsa, saldrda bulunmak zorundadr. En arpc rnek, uyuturucuya duyduu aln (her ne kadar onun durumunda

bu al fizyolojik kaynaklar gitgide pekitirse de) egemenlii altna girmi uyuturucu tutkunudur. Uyuturucu satn almak iin paras olmayan biroklar gerekli arac elde etmek iin soygun yaparlar, saldrlar dzenlerler, hatta adam ldrrler. Bunlarn davran ykc olmakla birlikte, saldrganlktan ara-saldr, amalar deildir. Tarihsel lekte, agzllk, en sk grlen saldrganlk nedenlerinden birisidir ve belki de nesnel olarak gereksinilen bir eye duyulan arzu kadar gl bir arasal saldrganlk gd-sdr. Agzlln zkarla zdeletirilmesi, bu gdnn anlalmasn gletirmitir. zkar, biyolojik temeli olan, kendini-korumaya ynelik bir drtnn olaan bir anlatmdr; amac, yaamn ya da allm geleneksel bir yaam dzeyinin korunmas iin gerekli eyleri elde etmektir. Max Weber, Tawney, von Brentano, Sombart ve bakalarnn ortaya koyduklar gibi, Ortaa'da insana, bir kyl olarak olsun, bir zanaatkar olarak olsun, sahip olduu geleneksel yaam 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 265 dzeyini koruma arzusu yn veriyordu. Onaltnc yzyldaki devrimci kyllerin istekleri, kentlerde zanaatkarlarn sahip olduklan eylere sahip olmak deildi; ne de zanaatkarlar feodal bir baronun ya da zengin bir tccann zenginliine ulamak iin didiniyorlard. Ta onseki-zinci yzylda bile, bir tccann, maazasn daha ekici bir grnme sokarak ya da bir baka tccann mallar aleyhine kendi mallarn verek bir rakibinden mteri almaya kalkmasn yasaklayan yasalarla karlayoruz. Ancak kapitalizmin tam olarak gelimesiyle birlikte daha nce, Roma imparatorluu toplumu gibi karlatrlabi-lir toplumlarda olduu zere agzllk, durmakszn artan sayda yurtta iin kilit gd haline geldi. Bununla birlikte, agzllk, belki de hl varln srdren bir dinsel gelenekten dolay, hemen hi kimsenin itiraf etmeyi gze alamad bir gddr. Bu amaz, agzllk zkar olarak ussallatnlarak zlmtr. Burada izlenen mantk udur: zkar, insan doasna yerlemi, biyolojik temele dayal bir uratr; zkar agzlle eittir; yleyse: agzlln kkeni insan doasndadr ve agzllk kiiliklerin koullandrd bir insan tutkusu deildir. QED.* Savan Nedenleri zerine En nemli arasal saldrganlk olgusu sava't. Savaa, insandaki ykclk igdsnn gcnn neden olduunu dnmek moda haline gelmitir. gdcler ve ruhzmlemeciler21 sava hakknda bu aklamay yapmlardr. Nitekim, rnein kat ruhzmlemeciliin nemli bir temsilcisi olan E. Glover, sava bilmecesi, bilindmn derinliklerinde... yatar diyerek M. Ginsberg'e kar kmakta ve sava bir uygunsuz igd uyarlanmas biimiyle karlatrmaktadr (E. Glover ve M. Ginsberg, 1934).22 *Q.E.D. (Latince: quod erat demonstrandum): klit teoremlerinin sonuna eklenen bu ksaltma u anlama gelmektedir: Kantlanmas gereken de buydu. (ev.) 2Bkz. A. Strachey (1957); kart bir tutumla, barl ibirliinin insan ilikilerinde kavga kadar doal ve temel bir eilim olduunu byk bir beceriyle savunan, ama yine de sava temelde ruhsal bir sorun olarak gren E. F. M. Durbin ve J. Bowlby'a di baknz (1939). 22Elyazmasnn bu blmnn gzden geirilmesi srasnda, 1971'de Viyana'da 266 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Freud'un kendisi, izleyicilerinden ok daha gereki bir gr savunmutur. Einstein'a gnderdii nl mektubu Niin Sava'ta (S. Fre-ud, 1933), savaa insan ykclnn neden olduu'nu savunmam; savan nedenini, atmalarn yurttalar hukukunda olduu gibi barl biimde zmlenebilmesine temel olacak hibir yaptrml uluslararas hukuk bulunmad iin her zaman iddetle zmlenmi plan, gruplar arasndaki gerek atmalarda grmtr. nsan ykcl etkenine, hkmet bir kez savaa girimeye karar verince insanlarn savaa girmeye hazr olmalarn kolaylatran bir ey olarak, yalnzca yardmc bir rol atfetmitir. Savaa doutan insan ykclnn neden olduu tezi, tarih hakknda en az bilgili olan birisine bile dpedz sama gelecektir. Babilli-ler'den, Yunanllar'dan23 tutun da zamanmzn devlet adamlarna kadar btn yetkililer, sava, ok gereki gerekeler saydklar nedenlerden

dolay planlamlar ve her ne kadar yaptklar hesaplamalar, doal olarak ou kez hatal olsa da, olumlu ve olumsuz ynleri eksiksiz biimde tartp dkmlerdir. Bunlarn gdleri katmerliydi: ekilecek toprak, zenginlik, kleler, hammaddeler, pazarlar, genileme ve savunma. zel koullar altnda, alma istei ya da kk bir boy iindeki ykm tutkusu, sava gdleyen etkenler arasnda olmutur, ama bylesi durumlar tipik deildir. Savaa insan saldrganlnn neden olduu yolundaki bu gr, yalnzca gerekilikten uzak deil, zararldr da. ilgiyi gerek nedenlerden saptrr, bylece de bu nedenler karsndaki muhalefeti zayflatr. yaplan Uluslararas Ruhzmleme Dernei 27. Kuraltay'ndan gelen raporlar, sava konusunda bir tutum deiikliini ortaya koyar grnmektedir. Dr. A. Mitscherlich. ruhzmleme toplumsal soranlara uygulanmadka tarih btn kurumlarmz silip sprecektir demitir ve dahas, unlar belirtmitir: Savan, babalar oullarndan nefret ettikleri ve onlan ldrmek istedikleri iin meydana geldiini, savan evlat krm olduunu ileri srmeye devam edersek, korkarm, hi kimse bizi pek ciddiye almayacaktr. Bunun yerine, kme davrann aklayan bir kuram, bu davran bireysel drtleri eyleme geiren toplumii atmalara kadar izleyen bir kuram bulma amacna ynelmeliyiz. Otuzlu yllarn balarndan beri ruhzmlemeciler gerekten byle giriimlerde bulunmulardr, ama bu giriimler, onlarn, u ya da bu gerekeyle Uluslararas Ruhzmleme Deraei'nden kovulmalarna yol amtr. Anna Freud, Kuraltay'm sonunda, bu yeni abaya resmi izin vermitir, ama unu da ihtiyatla eklemitir: Saldrganl gerekten oluturan eler hakkndaki klinik incelemelerimizden ^ok daha aklayc bilgiler elde edinceye kadar, saldrganla ilikin bir kuram belirleme iini ertelememiz gerekir. (Her iki alnt da Herald Tribune'na 29 ve 31 Temmuz 1971 tarihli Paris basmndan yaplmtr.) 23ok anlaml bir rnek olarak, Thukydides'in Peloponnesos Sava'yla ilgili anlatsna baknz. 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 267 Doutan sava eilimi hakkndaki tezi, yalnzca tarihsel kaytlar deil, ayn zamanda ve ok nemli olarak, ilkel sava tarihi de rtmektedir. Daha nce, ilkel halklar arasndaki saldrganlk balamnda ortaya koyduumuz gibi, bu halklar zellikle de avclar ve yiyecek toplayclar en az savasever insanlardr ve bunlarn kavgalarnn ayrc zellii, ykclktan ve kana susamlktan greceli olarak yoksun olmalardr. Bundan da teye, uygarln gelimesiyle birlikte, savalarn sklnn ve kan dkclnn arttn grdk. Savaa doutan ykclk tepileri neden olsayd, bunun tersinin doru olmas gerekirdi. On sekizinci, on dokuzuncu ve yirminci yzyllarda grlen insancl eilimler, savataki ykclk ve zalimlikte baz azalmalar salamtr ve bu eilimler, eitli uluslararas antlamalarla yasalatrlmtr ve Birinci Dnya Sava'na kadar olan sreyle bu sava srasnda bu antlamalara uyulmutur. Bu ileriye dnk adan baklnca, uygar insan ilkel insandan daha az saldrgan grnmtr ve varln hl srdren sava olgusu, uygarln yararl etkisine boyun emeyi reddeden saldrganlk igdlerinin inatlndan ileri gelen bir olgu olarak aklanmtr. Oysa gerekte, uygar insann ykcl insann doasna yanstlm, bylece de tarih biyolojiyle kartrlmtr. Savan nedenlerinin ksa bir zmlemesini olsun sunmaya kal-ksaydm, bu ksa zmleme bile bu kitabn erevesini kat kat aard; bu yzden kendimi, yalnz bir rnek, Birinci Dnya Sava rneini vermekle snrlandrmak zorundaym.24 Birinci Dnya Sava'n, eitli ilgili uluslarn engellenerek birikmi saldrganlklarna bir k yolu salama gereksinmeleri deil, her iki yandaki siyasal, askeri ve snai nderlerin ekonomik karlar ve hrslar harekete geirdi. Bu gdler ok iyi bilinmektedir ve burada ayrntl biimde anlatlmalar gereksizdir. Genelde, 1914-1918 savanda Almanlar'n gttkleri amalarn ayn zamanda ana gdleri olduu sylenebilir. Bu amalar, Bat ile Orta Avrupa'da ekonomik egemenlik ve Dou'da toprakt. (Gerekte bunlar, temelde imparator241914-1918 savann askeri, siyasal ve ekonomik ynleriyle ilgili yazl kaynaklar ylesine genitir ki, ksaltlm bir kaynaka bile sayfalar doldurur. Bence, Birinci Dnya Sava'nn

nedenlerine ilikin en derinlemesine ve en aydnlatc yaptlar iki sekin tarihinin yapttandr: G. W. F. Hallgarten (1963) ve F. Fischer (1967). 268 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER luk hkmetinin d politikasnn devam niteliinde bir d politika izleyen Hitler'in de amalaryd.) Batl Balaklar'n amalan ve gdleri de benzer nitelikteydi. Fransa AlsasLoren'i, Rusya anakkale Boaz'm, ngiltere baz Alman smrgelerini, italya da hi deilse ganimetten kk bir pay istiyordu. Bazlar gizli antlamalarda koula balanan bu amalar olmasayd, yllarca nce bara varlr ve her iki yandan milyonlarca insann yaam esirgenmi olurdu. Birinci Dnya Sava'nda her iki yan da zsavunma ve zgrlk duygusuna seslenmek zorundayd. Almanlar, kuatma ve tehdit altnda olduklarn; dahas, ar'la mcadele etmekle zgrlk iin mcadele etmekte olduklarn ileri sryorlard. Almanlar'n dmanlar ise Alman Junkerleri'nin saldrgan militarizmince tehdit edildiklerini ve Kay-zer'le mcadele etmekle zgrlk iin mcadele etmekte olduklarn ne sryorlard. Bu savan, Fransz, Alman, ingiliz ve Rus halklarnn saldrganlklarn boaltma isteklerinden kaynaklandn dnmek yanltr ve yalnzca bir tek ilevi vardr: tarihteki byk krmlardan birisinin sorumlusu olan kiilerden ve toplumsal koullardan dikkatleri saptrmak. Bu savaa duyulan coku sz konusu olduu srece, balangtaki coku ile ilgili halklarn kavgay srdrme gdlerini birbirinden ayrmak gerekir. Alman taraf sz konusu olunca, halk iindeki iki grubu birbirinden ayrmak zorunludur. Kk bir ulusular grubu btn halkn kk bir aznl 1914'ten nce de yllardan beri bir fetih sava rtkanl yapyordu. Bu grup, en bata, Alman Deniz Kuvvetleri'nin baz nderlerince ve ar sanayinin baz kesimlerince desteklenen yksekokul retmenlerinden, birka niversite profesrnden, gazetecilerden ve politikaclardan oluuyordu. Bunlarn gds, kme zseverliinin, arasal saldrganln ve bu ulusu hareket iinde ve bu yolla kendine bir yer edinme ve g kazanma isteinin bir karm olarak tanmlanabilir. Halkn geni ounluu, ancak savan patlak vermesinden ksa sre nce ve sonra byk bir coku gsterdi. Burada da eitli toplumsal snflar arasnda nemli ayrlklar ve farkl tepkiler grlmektedir; rnein aydnlar ve renciler, ii snfndan daha byk bir cokuyla davrandlar. (Bu soruna bir lde k tutan ilgin bir veri, savatan sonra yaymlanan Alman Dileri Bakanl belgelerinin ortaya koyduuna gre, Alman hkmeti bakan Reichschancellor von Bethman-Hollweg'in, nce 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 269 Rusya'ya sava ap bylece de iilerde otokrasiye kar ve zgrlk iin mcadele ediyormu duygusu vermedike Reichstag'daki en gl parti olan Sosyal Demokrat Parti'nin rzasn almann olanaksz olduunu ok iyi bilmesidir.) Savan balamasndan birka gn nce ve sava baladktan sonra btn halk hkmetin ve basnn sistemli alama etkisinin altndayd; bu alama abasnn amac, halk Almanya'nn aalandna ve saldrya uradna inandrmak, bu yolla da savunucu saldrganlk tepilerini harekete geirmekti. Ne var ki, gl arasal saldrganlk tepileri, bir baka deyile yabanc toprak fethetme istei, halk bir btn olarak harekete geirmedi. Hkmet propagandasnn daha savan banda bile herhangi bir fetih amacn ya yadsmas ya da daha sonra, d politikay generaller dayatyorken, fetih amalarn, Alman tmparatorluu'nun gelecekteki gvenlii bakmn1 dan zorunlu amalar olarak tanmlamas gerei, bunu dorulamaktadr. Ama balangtaki coku, birka ay sonra, bir daha geri dnmemek zere ortadan kalkt. Hitler Polonya'ya kar saldrsn balatt, bylece de, bir sonu olarak ikinci Dnya Sava'nn tetiini ektii zaman, halkn savaa duyduu cokunun hemen hemen sfr olmas son derecede dikkate deer bir olgudur. Yllarca sren youn militarist alamaya karn halk, bu sava srdrmeye ok istekli olmadn aka ortaya koydu. (Hitler, saldrya kar savunma duygusunu uyandrmak iin, Silez-ya'daki bir radyo istasyonuna szde Polonyal askerlerce gerekte, klk deitirmi Naziler'ce uydurma bir saldr sahnelemek zorunda bile kald.)

Ama her ne kadar Alman halk bu sava kesinlikle istemiyorsa da (generaller de isteksizdiler), hi direnmeksizin savaa girdi ve sonuna kadar kahramanca savat. Ruhbilimsel sorun burada yatar; savan nedensellii'nfe deil, u soruda yatar: Hangi kutsal etkenler, savaa neden olmadklar halde sava olanakl klar? Bu soruya yant verilirken gz nne alnacak birok ilgili etken vardr. Birinci Dnya Sav'nda (baz deiikliklerle ikinci Dnya Sava'nda da), sava bir kez balaynca Alman (ya da Fransz, Rus, ingiliz) askerleri dvmeye devam ettiler, nk sava kaybetmenin btn ulus iin felaket anlamna geleceini hissediyorlard. Tek tek 270 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER askerleri, yaanlan iin dvtkleri ve bunun bir ldrme ya da lme sorunu olduu duygusu gdlyordu. Ama bu duygular bile, devam etme isteinin srdrlmesi iin yeterli olmazd. Kaacak olsalar vurulacaklarn da biliyorlard; yine de bu gdler bile btn ordularda geni lekli ayaklanmalarn olmasn nleyemedi. Rusya'da ve Almanya'da bu ayaklanmalar, en sonunda 1917 ve 1918'deki devrimlere yol at. 1917'de Fransa'da, askerlerin ayaklanma yapmadklar hemen hibir ordu birlii yoktu ve ancak Fransz generallerinin, bir ordu biriminin teki ordu birimlerinde olan bitenleri bilmesine engel olmada gsterdikleri beceri sayesinde, bu ayaklanmalar, gerek toplu idamlar, gerekse askerlerin gnlk yaam koullarnda yaplan baz iyiletirmelerle bastrld. Savan olanakllyla ilgili bir baka nemli etken, yetkeye duyulan ok derine yerlemi sayg ve huu duygusudur. Askerler, geleneksel olarak, yle eitilmilerdi ki, nderlerinin szn dinlemeyi, yerine getirmek iin yaamlarn vermeleri gereken ahlaksal ve dinsel bir ykmllk olarak hissediyorlard. Bu sz dinleme tutumunun, en azndan ordunun nemlice bir blmnde ve lke iindeki halk arasnda ortadan kakmas, ancak siperlerde geen yaklak ile drt yllk bir dehet yaamndan ve askerlerle halk, savunmayla hibir ilgisi olmayan sava amalar uruna nderlerinin kendilerini kullan-, makta olduklar gereini iyice kavradktan sonra gerekleti. Sava olanakl klan ve saldrganlkla hibir ilgisi bulunmayan baka, daha karmak duygusal gdler de vardr. Sava, beraberinde kiinin yaamyla ilgili tehlikeler ve pek ok ac getirse bile, heyecan vericidir. Sradan kiinin yaamnn skc, tekdze ve servenden yoksun olduu gz nne alnrsa, savaa girmeye hazr olu, gnlk yaamn skc tekdzeliine bir son verme ve kendini bir servene, gerekte sradan kiinin yaamnda geirmeyi umabilecei tek servene atma arzusu olarak anlalmaldr.25 Sava, bir lye kadar, btn deerleri tersine evirir. Sava, aa vurulmas gereken zgecilik ve dayanma gibi derine yerlemi 25Ama bu etkenin abartlmamas gerekir, isvire, skandinavya lkeleri, Belika ve Hollanda gibi lkelerin oluturduu rnek, servencilik etkeninin, lke saldrya uramadka ve hkmetlerin sava karmak iin hibir gerekeleri olmadka, bir halkn sava istemesine neden olamayacan aka gstermektedir. 9. YUMUAK SALDIRGANLIK 271 insan tepilerini bar zamanndaki yaamn modern insanda yaratt bencillik ve yarma ilkelerinin dumura uratt tepileri zendirir. Snfsal farkllklar, eer varsa, nemli lde ortadan kalkar. Sava iinde, insan yeniden insandr ve sahip olduu toplumsal konumun bir yurtta olarak ona verdii ayrcalklara bakmakszn kendini sekinletirme ans elindedir. ok belirgin bir biimde dile getirirsek: sava, bans zamannda yaam yneten adaletsizlik, eitsizlik ve can skntsna kar dolayl bir bakaldmdr ve bir askerin yaam iin dmanla dvrken, yiyecek, salk bakm, barnak, giyecek iin kendi kmesinin yeleriyle dvmek zorunda olmad gereinin gzden rak tutulmamas gerekir; btn bunlar, bir tr kart biimde toplumsallam sistem iinde salanr. Savan bu olumlu ynlere sahip olmas gerei, uygarlmz zerine zc bir yorumdur. Sivil yaam, servencilik, dayanma, eitlik ve lkclk elerini salasayd, diyebiliriz ki, insanlarn bir savata dvmelerini salamak ok zor olabilirdi. Savata hkmetlerin sorunu, bu bakaldry sava amacna koarak, bu

bakaldrdan yararlanmaktr; ayn zamanda kat disiplin uygulanarak ve halklarn ykmdan koruyan kar gzetmez, bilge, yrekli kiiler biiminde tanmlanan nderlere boyun eme ruhu gelitirilerek, bu bakaldrnn ynetim iin bir tehdit haline gelmesine engel olunmas gerekir26 Sonu olarak, modern adaki byk savalara ve eskia devletleri arasndaki ou savalara engellenerek biriktirilmi saldrganlk deil, askeri ve siyasal sekinlerin arasal saldrganl neden olmutur. En ilkel kltrlerden en gelimi kltrlere kadar sava sklnda grlen farkllk hakkndaki veriler bunu ortaya koymaktadr. Bir uygarlk ne denli ilkelse, o denli de az savala karlayoruz (Q. Wright, 1965).27 Sava says ve younluunun teknik uygarln gelimesiyle birlikte artt gereinde de ayn eilim grlebilir; sava, gl bir ynetime sahip gl devletler arasnda en yksek, srekli efliin bu26Sava tutuklularna uygulanacak ilemleri dzenleyen uluslararas antlamalarda, btn glerin, bir hkmetin kendilerine ait sava tutuklularn ynetimlerine kar alamasn yasaklayan madde zerinde gr birliine varmalar bu amazn ayrc bir zelliidir. Ksacas, her bir hkmetin dman askerlerini ldrme hakkna sahip olduu, ama bu askerlerin lkelerine olan ballklarna son vermeye girimemesi gerektii konusunda gr birliine varlmtr. 2'Kar. Ksm 8'deki lkel Sava. 272 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER lunmad ilkel insanlar arasnda en dktr. Aadaki izelgede ortaya konduu gibi, modern ada bata gelen Avrupal glerin katldklar arpmalarn says da ayn eilimi sergilemektedir. Bu izelge, 1480'den bu yana her yzylda olan arpmalarn saysn bildirmektedir. (Q. Wright, 1965): YILLAR ARPIMA SAYISI 1480-99 1500-99 1600-99 1700-99 1800-99 1900-40 87 239 781 651 892 Savaa insann doutan saldrganlnn neden olduunu aklayan yazarlarn yaptklar ey, savaa insann ykc doasnn yol am olmas gerektiini varsayarak, modern sava normal bir ey saymaktr. Bu yazarlar, bu varsaymn dorulamasn, hayvanlar ve tarihncesi atalanmz hakknda elde edilen ve bu amaca hizmet etmesi iin arptlmas gereken verilerde bulmaya uramlardr. Bu tutum, gnmz uygarlnn teknik-ncesi kltrlere ola stnl hakkndaki sarslmaz inantan kaynaklanmtr. u mantk uygulanmtr: uygar insan bu kadar ok savatan ve bu kadar ok ykclktan bunca ac ektiine gre, ilerlemeye ynelik gelimenin ok ok gerisinde olan ilkel insann durumu kim bilir ne kadar ktymtr. Saldrganln suunun uygarlmza ykletilmemesi gerektii iin, saldrganlk, igdlerimizin sonucu olarak aklanmak zorundadr. Ama gerekler bunun tersini sylemektedir. Savunucu Saldrganl Azaltmann Koullan Savunucu saldrganlk, yaamsal karlara ynelik tehditlere gsterilen, kaltmsal olarak hazrlanm bir tepki olduu iin, teki ig9. YUMUAK SALDIRGANLIK 273 dsel oluumlardan kaynaklanan tepiler gibi denetim altna alnabilmekle ve deiime uratlabilmekle birlikte, bu saldrganln biyolojik temelini deitirmek olanakszdr. Ne var ki, savunucu saldrganl azaltmann ba koulu, bu saldrganl harekete geiren gereki etkenleri azaltmaktr. Bunu baaracak bir toplumsal deiiklikler program belirlemek, akas bu kitabn erevesi iersinde ykle-nilmesine olanak bulunmayan bir grevdir.28 Yalnzca birka noktay belirtmekle yetineceim. Hi kukusuz, ana koul, gerek bireylerin, gerekse kmelerin bakalarnca tehdit edilmemesidir. Bu, btn insanlar iin onurlu bir yaam salayabilen ve bir kmenin bir baka

kmece bask altnda tutulmasn olanakl da, ekici de klmayan maddi temellerin var olmasna baldr. Bugnknden deiik bir retim, mlkiyet ve tketim sistemi araclyla, bu koul yakn gelecekte gerekletirilebilir; ama bu durumun baarlabileceini sylemek, elbette, bunun baan-laca ya da bunu baarmann kolay olaca anlamna gelmez. Gerekte, bu ylesine byk zorluklar olan bir grevdir ki, yalnz bu nedenden dolay, iyi niyetli birok kii hibir ey yapmamay yeler; ilerlemeyi ven sarklan, hep bir azdan, trensel biimde syleyerek bir felaketi defetmeyi umarlar. Herkesin temel gereksinmelerinin karlanmasn gvence altna alan bir sistemin kurulmas, egemen snflarn ortadan kalkmas anlamna gelir. nsan, hayvanat bahesi koullar altnda yaamaya ' son vermek durumunda kalacaktr bir baka deyile, insann kesin zgrlnn yeniden salanmas ve btn smrc denetim biimlerinin ortadan kaldnimas gerekecektir, insann kendisini denetleyen nderler olmakszn edemeyecei, hibir hiyerariye dayanmakszn pekl ilerliini srdren btn toplumlarn yanlln kantladklar bir masaldr. Elbette, bylesi bir deiiklik, aile yapsn, eitim, din yapsn, alma ve dinlenme srasnda bireyler arasndaki ilikileri de iine alan btn insan ilikilerini dnme uratacak kkl siyasal ve toplumsal deiiklikleri kapsayacaktr. Savunucu saldrganlk, gerek tehditlere deil de kitle alamasnn ve beyin ykamann yaratt szde tehditlere gsterilen bir tepki 28Bu sorunlardan bazlarn Salkl Toplum'da (1955) ve Umut Devriminde (1968a) tarttm. 274 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER olduu srece, ayn temel toplumsal deiiklikler, bu tr ruhsal gcn kullanlmasn salayan temeli de ortadan kaldracaktr. Alana-bilirlik, bireyin gszlne ve nderlere duyduu huuya dayand iin, yukarda deinilen toplumsal ve siyasal deiiklikler, bu eilimin ortadan kalkmasna ve buna uygun olarak da bamsz eletirel dnmenin gelimesine yol aacaktr. Son olarak, kme zseverliinin azaltlmas iin, nfusun geni kesimlerinde varln srdren yoksulluk, tekdzelik, anlamszlk ve gszln giderilmesi gerekecektir. Bu, maddi koullarn iyiletirilmesiyle kolayca baarlamaz. Toplumsal rgtlenmede yaplacak ve toplumsal rgtlenmeyi denetim-mlkiyet-iktidar yneliminden bir yaam ynelimine, sahip olma ve biriktirme'zn varla ve payla-mfl'ya dndrecek ok kkl deiikliklerin sonucu olabilir ancak. Bunun baarlmas, her bir kiinin, herhangi bir giriimdeki bir ii ya da alan olarak oynad role, bir o kadar da yurtta olarak oynad role, en st dzeyde etkin biimde katlmasn ve sorumluluk yklenmesini gerektirecektir. Babozukluk toplumuna, milyonlarca atomdan oluan kitle toplumuna bir son verecek yeni toplumsal ve siyasal yaplarn yan sra, btnyle yeni, yerinden ynetim biimlerinin gelitirilmesi gerekecektir. Bu koullarn hibirisi tekinden bamsz deildir. Bunlar bir sistemin paralardr; bundan dolay, ancak tarihin son alt bin yl boyunca varln srdren tm sistemin yerine temelden farkl bir sistem konabilirse, tepkici saldrganlk enaz dzeye indirilebilir. Eer bu olursa, Buda'da, Peygamberlerde, isa'da ve Yenidendou'un insanc topyaclannda d olan grler, insann temel biyolojik programna hem bireyin hem de insan trnn korunmasna ve gelimesine hizmet eden ussal ve gereki zmler olarak kavranacaktr. 10 KIYICI (ZALMCE) SALDIRGANLIK: TEMEL NERMELER GR NTELNDE BRKA SZ BYOLOJK olarak uyarlanabilir saldrganlk yaama hizmet eder. Hl ok daha ayrntl bilgilere gereksinme duyulmakla birlikte, bu, biyolojik ve nrofizyolojik bakmlardan, ilke olarak anlalmtr. Bu saldrganlk, yukarda tarttmz belli deiikliklerle de olsa, insann btn teki hayvanlarla paylat bir drtdr. insanda benzersiz olan yn, ldrme ve ikence etme teperiyle ynlendirilebilmesi, byle yapmaktan da byk haz duymasdr; insan, biyolojik olsun, ekonomik olsun, hibir akla yatar kazanc olmakszn kendi trn ldren ve ykan bir varlk olabilen tek hayvandr. Bu

biyolojik olarak uyarlanamayan, kyc ykcln niteliini ortaya karmak, bundan sonraki sayfalarn hedefidir. Anmsayacak olursak, kyc saldrganlk yalnzca insana zgdr ve hayvan igdsnden trememitir. insann fizyolojik ynden yaamn srdrmesine hizmet etmez, yine de onun zihinsel ileyiinin nemli bir parasdr. Baz bireylerde ve kltrlerde arlk tamamakla birlikte, baz kltrlerde de baat ve gl olan tutkulardan birisidir. Ykcln, insann varoluundan kaynaklanan ruhsal gereksinmelere verilebilecek olas yantlardan birisi olduunu ve daha nce belirtildii gibi, eitli toplumsal koullar ile insann varolusal gereksinmeleri arasndaki karlkl etkileimin sonucunda ortaya ktn gstermey alacam. Bu varsaym, u sorulan irdeleme giriimimize dayanak olabilecek bir kuramsal temelin kurulmasn gerektirmektedir: insan varoluunun zgl koullan nelerdir? insann doas ya da z nedir? 276 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Her ne kadar gnmz dncesi, zellikle de ruhbilimsel dnce, ounlukla felsefe ve teki katksz biimde znel yorumlar alanna giren sorular olarak kabul edilen bylesi sorulara pek ak deilse de, aadaki tartmada, deneysel irdelemeye gerekten uygun alanlar bulunduunu ortaya koyacam umudundaym. NSANIN DOASI Yunan filozoflarndan bu yana dnrlerin ou iin, insan doas denen bir eylerin, insann zn oluturan bir eylerin bulunduu aka belliydi. Bu z oluturan ey konusunda eitli grler vard, ama byle bir zn bulunduu bir baka deyile, insann insan olmasn salayan bir eylerin bulunduu genel kabul gryordu. Nitekim insan, mantkl bir varlk, toplumsal bir hayvan, alet yapabilen bir hayvan (Homofaber) ya da simge yapan bir hayvan olarak tanmanyordu. Yakn zamanlarda, bu geleneksel gr tartma konusu yaplmaya balanmtr. Bu deiikliin bir nedeni, insan konusundaki tarihsel yaklama gitgide daha ok nem verilmesiydi, insanlk tarihine ilikin bir aratrmada ileri srldne gre, amzda insan, nceki alardaki insandan ylesine farkldr ki, her dnemde insanlarn, insan doas olarak adlandrlabilecek ortak bir eylere sahip olduunu varsaymak gereki grnmemektedir. Kltrel insanbilim alannda yaplan incelemeler, zellikle Birleik Devletler'de, bu tarihsel yaklam pekitirmitir. lkel halklarn incelenmesi sonucunda yle eitli gelenekler, deerler, duygular ve dnceler kefedilmitir ki, birok insanbilimci, insann bir tabaka yazsz kt halinde doduu ve her bir kltrn bu kda kendi metnini yazd anlayna ulamlardr. Deimez bir insan doasyla ilgili varsaymn yadsnmas eilimine katkda bulunan bir baka etken, bu kavramn, ok sk olarak, ardnda en insanlkd eylemlerin dzenlendii bir kalkan olarak ktye kullanlmasdr. rnein, Aristo ve on sekizinci yzyla kadar yaayan dnrlerin ou, insan doas adna, klelii savunmulardr.1 'Yunanllar arasnda, btn insanlarn eitliinin savunucular olan Stoaclar, Yenidendou'ta Erasmus, Thomas More ve Juan Luis Vives gibi insanclar bu kapsam dnda tutulabilir. 10. KIYICI SALDIRGANLIK 277 Ya da bilginler, kapitalist toplum biiminin ussalln ve gerekliliini kantlamak iin, edinmecilii, yarmach ve bencillii doutan insan nitelikleri olarak savunmaya abalamlardr. Yaygn olarak, agzllk, cinayet, aldatma ve yalanclk gibi istenmeyen insan davranlarnn kanlmazl kabul edilirken, hor grr bir tutumla insan doasna bavurulur. nsan doas kavram konusundaki kukuculuun bir baka nedeni, belki de, evrimci dnn etkisinde yatmaktadr, insan, evrim sreci iinde gelien bir varlk olarak grlmeye balandktan sonra, insann znn ierdii bir madde dncesi savunulamaz grnmtr. Ama benim inancma gre, insann doas sorunu konusunda yeni kavraylar,

yine de ancak evrimci bir bak asndan bekleyebiliriz. Karl Marx, R. M. Bucke,2 Teilhard de Chardin, T. Dobzhansky gibi yazarlar bu ynde yeni katklarda bulunmulardr. Bu ksmda da benzer bir yaklam nerilmitir. Bir insan doasnn var olduu varsaymn destekleyen ana kant. Homo sapiens'in zn biimbilimsel, anatomik, fizyolojik ve sinirbi-limsel terimlerle tanmlayabilmemizdir. Gerekten, durula, beynin oluumuyla, dilerle, beslenme dzeniyle ve insan en gelimi insan-olmaya primatlardan aka ayran baka birok etkenle ilgili verileri kullanarak insan trnn kesin ve genel kabul gren bir tanmn yapmaktayz. Hi kukusuz, beden ve zihni ayr ayr alanlar olarak gren bir gre doru gerilemediimiz srece, insan trnn, bedensel olduu kadar zihinsel ynden de tanmlanabilir olmas gerektiini kabul etmek durumundayz. nsan olarak insan, yalnzca zgl bedensel zelliklerin deil, zgl ruhsal zelliklerin de karakterize ettii gereinin Darwin'in kendisi de tamamen ayrdndayd. Darwin'in nsann Treyii'nde, deindii en nemli zellikler unlardr (G. G. Simpson tarafndan ksaltlm ve zetlenmitir): Daha yksek zeksyla orantl olarak, insann davran daha esnek, daha az tepkesel (refleks) ya da daha az igdseldir. ^Emerson'n bir dostu, atlgan ve yaratc zihniyet sahibi bir kii ve iinde yaad dnemde Kuzey Amerika ruh hekimliinin nde gelen bir kiisi olan Richard M. Bucke Kanadal bir ruh hekimiydi. Ruh hekimleri onu btnyle unutmularsa bile. Evrensel Bilin adl kitab (gzden ge. bas. 1946) hemen hemen yz yl boyunca meslekten olmayan kiilerce okunmutur. 278 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 10. KIYICI SALDIRGANLIK 279 insan, merak, yknme, dikkat, belleme ve imgeleme gibi karmak etkenleri, greceli olarak teki gelimi hayvanlarla paylar; insan bu etkenlere daha st dzeyde sahiptir ve bunlar daha kark biimlerde uygular. insan, davrannn uyum salayc niteliini ussal biimlerde yarglamay ve gelitirmeyi, en azndan teki hayvanlardan daha iyi baarr. tnsan, dzenli olarak, ok eitli aralar hem kullanr, hem de yapar. nsan kendi kendisinin bilincindedir; gemii, gelecei, yaam, lm, vb. hakknda dnr. tnsan zihinsel soyutlamalar yapar ve ilgili bir simgecilik gelitirir; bu yeteneklerin en temel ve en karmak biimde gelimi rn dildir. Baz insanlarda gzellik duyumu vardr. ou insan, din terimini, huuyu, bo eylere inanmay, ruhsal, doast ya da manevi eylere inanmay da kapsayacak biimde geni bir anlamda kullanrsak, din duygusuna sahiptir. Normal insanda ahlk duygusu vardr; daha sonraki terimlerle sylersek, insan ahlksallatrr. tnsan kltrel ve toplumsal bir hayvandr; eidi ve karmakl bakmndan benzersiz olan kltrler ve toplumlar gelitirmitir (G. G. Simpson, 1949). Darwin'in verdii ruhsal zellikler listesi incelenecek olursa, birka e belirginlik kazanr. Darwin, bazlar yalnzca insana zg olan, zbilin, simge ve kltr yapm, estetik, ahlaksal ve dinsel duyum gibi birbirinden farkl birok tekil eye deinmektedir. zgl insan niteliklerine ilikin bu listenin eksiklii, katksz biimde tanmlayc ve sralayc bir liste olmas, sistemsiz olmas ve bu niteliklerin ortak koullarn zmlemek iin hibir giriimde bulunmamasdr. Darwin, listesinde, sevecenlik, sevgi, nefret, zalimlik, zseverlik, sadistlik, mazoistlik, vb. gibi yalnzca insana zg olan insan tutkularna ve heyecanlarna deinmemektedir. Baka tutku ve heyecanlan da igdler olarak ele almaktadr. Darwin iin, btn insanlar ve hayvanlar, zellikle de primatlar, birka ortak igdye sahiptirler. Hepsinde ayn duyumlar, sezgiler ve duyum yetenekleri, benzer tutkular, yaknlklar ve heyecanlar, hatta kskanlk, kuku,

yarma, minnet ve yce ruhluluk gibi daha karmak duyumlar vardr: hepsi de yalan-dolana bavurur ve kincidir; bazen alaya alnmaya kar duyarldrlar, hatta glmece duyumuna sahiptirler; aknlk ve merak gsterirler; yknme, fikir birlii ve ok farkl dzeylerde olsa da, akl yrtme konularnda ayn yeteneklere sahiptirler (C. Darwin, 1946). Aka grld gibi, en nemli insan tutkularn, hayvan atalarmzdan kaltmla devralnm tutkular olarak deil, yalnzca insana zg tutkular olarak kabul etme giriimimiz, Darwin'in grnden hibir destek gremez. Darwin'den beri evrim incelemecileri arasnda grlen dnce ilerlemesi, en sekin ada aratrmaclardan birisi olan G. G. Simp-son'n grlerinde aka grlr. Simpson, insann hayvanlarnkin-den ayr temel niteliklere sahip olduunda srar etmektedir, insann bir hayvan olduunu kavramak, diye yazmaktadr, nemlidir, ama onun benzersiz doasnn znn, tam da baka hibir hayvanla paylalmayan ayrc zelliklerde yattn kavramak daha da nemlidir, insann doadaki yerini ve stn nemini, onun hayvanl deil, insanl belirler (G. G. Simpson, 1949). Simpson, Homo sapiens'in temel tanm olarak, birbiriyle karlkl balant iindeki zek,, esneklik, bireyselleme ve toplumsallama etkenlerini ileri srmektedir. Simpson'n yant btnyle doyurucu olmasa bile, insann temel zelliklerini, birbiriyle karlkl balant iinde ve bir tek temel etkenden kaynaklanan eyler olarak anlamaya ynelik giriimi ve niceliksel deiimin niteliksel deiime dnmn kabul etmesi, Darwin'in tesinde nemli bir adm oluturur (G. G. Simpson, 1944; 1953). Ruhbilim cephesinde, insann zgl gereksinmelerini tanmlamaya ynelik en tannm giriimlerden birisi Abraham Maslow'un yapt giriimdir; Maslow, insann temel gereksinrnelerine fizyolojik ve estetik gereksinmelere, gvenlik, ait olma, sevgi, saygnlk, kendini gerekletirme, bilgi ve anlay gereksinmelerine ilikin bir liste belirlemitir (A. Maslow, 1954). Bu liste biraz sistemsiz bir sralamadr ve ne yazk ki, Maslow insann doasmdaki bylesi gereksinmelerin ortak kkenini zmlemeye uramamtr. 280 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER insann doasn, insan trnn biyolojik ve zihinsel zgl koullar asndan tanmlama giriimi, bizi ilknce, insann douuna ilikin baz yorumlara gtrmektedir. Bir insan bireyin ne zaman var olmaya baladn bilmek kolay grnr, ama gerekte bu, grnd kadar kolay deildir. Yant yle olabilir: gebe kalnd zaman, dlt belirgin insan biimi ald zaman, doum eyleminde, memeden kesme zamannda; hatta ou insann ldkleri zaman bile henz tam olarak domadklar ne srlebilir. Bi- bireyin douu iin bir gn ya da bir saat belirlemekten kanmamz; bunun yerine, ak iersinde bir kiinin var olmaya balad bir sre'ten sz etmemiz en iyisi olacaktr. Bir tr olarak insann ne zaman doduunu soracak olursak, yant ok daha zordur. Evrim sreci hakknda ok daha az ey bilmekteyiz. Burada milyonlarca yl ele almaktayz; bilgimiz, nemleri hl byk lde tartlan rastlantsal iskelet ve alet bulgularna dayanmaktadr. Yine de, bilgimizin yetersizliine karn, ayrntl biimde deiime uratlmalar gerekse bile, bize, insann douu olarak adlandrabileceimiz srecin genel bir tablosunu sunan birka veri vardr. nsann ana rahmine d 'n, yaklak bir buuk milyar yl nce tekhcreli yaamn balangcna ya da yaklak iki yz milyon yl nce ilkel memelilerin ortaya kmaya balamasna kadar geri gtrebiliriz; insan geliiminin, insann yaklak on drt milyon yl nce, belki de daha nce yaam olan hominid atalaryla birlikte baladn syleyebiliriz, insann doum tarihini, Asya'da bulunan eitli rnekleri, yaklak bir milyon ile yaklak be yz bin yl ncesine ait bir dnemi kapsayan ilk insann, Homo erectus'un (Pekin Insan'nn) ortaya k olarak saptayabiliriz; ya da btn temel biyolojik ynlerden bugnk insanla zde olan modern insann (Homo sapiens sapiens'iri) ortaya kt yaklak krk bin yl ncesi olarak belirleyebiliriz.3 Gerekten, tarihsel zaman asndan insann geliimine baktmzda, tam anlamyla insann ancak birka dakika nce doduunu syleyebiliriz. Hatta insann hl doum srecinde olduunu, gbek bann henz kesilmediini, insann canl m, yoksa l m doacann kukulu grnmesine yol aan yan hastalklarn ortaya kt bile

dnlebilir. 3Kar. D. Pilbeam'daki (1970) tartma; ayrca, M. F. A. Montagu (1967) ve G. Smolla (1967). 10. KIYICI SALDIRGANLIK 281 insan evrimi incelemecilerinin ou, insann douunu bir zel olayla tarihlendirmektedirler: Benjamin Franklin'in insan Homo fa-ber, alet yapan insan olarak tanmlamasna uyarak, alet yapm'yla. Marx, Yankeelik'in ayrc zellii sayd bu tanm iddetle eletirmitir.4 ada yazarlar arasnda da Mumford, alet yapmna dayal bu ynelimi son derecede inandrc biimde eletirmitir (L. Mumford, 1967). insann doasna ilikin bir kavram, ok ak olarak retimle ilgili ada saplantnn damgasn tayan alet yapm gibi yaltlm ynlerden ok, insan evrimi srecinde aramak gerekir, insann doas konusunda bir anlaya, insann ortaya kn belirleyen iki temel biyolojik koulun bileimini temel alarak ulamamz gerekir. Bu koullardan birisi, davranlarn belirlenmesinde igdlerin oynad roln gitgide azalmas'da.5 igdlerin nitelii hakkndaki birok kar gr gz nne aldmzda bile, bir hayvann ulat evrim aamas ne denli yksekse, kesin biim de saptanm ve kaltmsal olarak beyinde programlanm birrnek davran kalplanln arlnn da o denli az olduu genellikle kabul edilmektedir. Davrann belirlenmesinde igdlerin oynad roln gitgide azalmas sreci kesintisiz bir sre olarak tasarmlanabilir; bu srecin sfr ucunda, hayvan evriminin, igdsel belirlenme dzeyi en yksek olan en aa biimlerini grrz; bu dzey hayvan evrimiyle birlikte der ve memelilerde belli bir dzeye ular; primatlara doru ykselen gelime iinde daha da der ve burada bile, Yerkes ve Yer-kes'in klasik aratrmalarnda ortaya koyduklar gibi, kuyruklu ve kuyruksuz maymunlar arasnda byk bir uurumla karlarz (R. M. ve A. V. Yerkes, 1929). igdsel belirlenme, Homo trnde en byk de ulamtr. Hayvan evriminde rastlanan teki eilim, beynin ve zellikle de neokorteksin bymesi'ir. Yine burada da evrimi kesintisiz bir sre olarak tasarmlayabiliriz bir uta, en ilkel sinir yapsna ve greceli olarak az sayda sinir hcresine sahip en aa hayvanlar; teki uta, 4Marx'm insan doas konusundaki anlayn kavramak iin bkz. E. Fromn (1961, 1968). 5Burada igdler terimi, tartmay yalnlatmak iin gevek bir biimde kullanlmtr. lgdy renmeyi dta brakan bir ey olarak anlayan eskimi anlamda deil, organik drtler anlamnda kullandk. 282 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER daha byk ve daha karmak bir beyin yapsna, zellikle de kendi hominid atalannnkinden bile kat daha byk bir neokortekse ve gerekten akl almaz sayda sinir hcreleriaras balantya sahip insan bulunur.6 Bu verileri gz nne alrsak, insan, igdsel belirlenmenin en alt dzeye, beynin gelimesinin ise en st dzeye ulat evrim noktasnda ortaya km primat olarak tanmlanabilir. Bu enaz igdsel belirlenme ve en yksek beyin geliimi birleimi hayvan evriminde hibir zaman meydana gelmemitir ve biyolojik adan konuursak, btnyle yeni bir olgudur.. insan ortaya kt zaman, insann davrann, sahip olduu igdsel donanm ok az ynlendiriyordu. Tehlikeye ya da cinsel uyaranlara gsterilen tepkiler gibi baz temel tepkileri saymazsak, insana, yaamnn doru bir karara bal olabilecei ou durumda nasl karar vermesi gerektiini syleyen, kaltmla devralnm hibir program yoktur. Bu yzden insan, biyolojik bakmdan, btn hayvanlarn en umarsz ve gsz gibi grnr. nsan beyninin olaanst gelimesi, onun igdsel eksikliini karlar m? Bir lye kadar karlar, insan, doru seimlerde bulunmak iin zihni tarafndan ynlendirilir. Ama bu aracn ne denli gsz ve gve6C. Judson Herrick, sinir hcresi devrelerinin gizilgleri hakknda yaklak bir fikir vermeye almtr: Beyin zanndaki her sinir hcresi, bazlar ok uzak ksmlardan gelen son derecede karmak ok ince liflerden olumu zlmez bir ala iyice rlmtr. Korteks sinir

hcrelerinden ounluunun, dorudan doruya ya da dolayl olarak her korteks alanyla balantl olduunu rahata syleyebiliriz. Korteksteki arm srelerinin anatomik temeli budur. Bu arm liflerinin karlkl balantlar, kortekste birbiri ardna gelen armlar srasnda, yldzlarn uzaklklarn lerken gkbilimcilerin ortaya attklar rakamlan kat kat aan sayda farkl ilevsel korteks sinir hcresi birleimine olanak veren bir anatomik mekanizma oluturur... Sistemin uygulama deerini belirleyen, sinir elerinin bu trden birletirmeleri ve yeniden birletirmeleri gerekletirme yeteneidir... Bir milyon korteks sinir hcresi, btn olas birleimlerde her birinde yalnzca iki nron bulunan gruplar halinde birbiriyle birletirilmi olsayd, bu yolla salanan farkl nronlararas balant kalplarnn says 102.783.ooo rakamyla anlatlrd... Korteksin bilinen yapsn temel alarak diyebiliriz ki... Atabakaya den imgenin ayn anda uyard gme blgesindeki ksa bir korteks nronlar dizisinde anatomik olarak var olan ve kullanma hazr bulunan hcreleraras balantlarn says... yalnzca iki nronluk gruplar halinde kuramsal bakmdan olanakl birleimler olarak daha nce verdiimiz 102-783.000 saysn kat kat aar (C. J. Herrick, 1928). Karlatrma yapmak amacyla, Livingston unlar eklemektedir: Evrendeki atomlarn saysnn yaklak 1066 olarak hesaplandn anmsayalm. 10. KIYICI SALDIRGANLIK 283 nilmez olduunu da biliyoruz. Zihin, insann arzularndan ve tutkularndan kolayca etkilenir ve bunlarn etkisine teslim olur. insann beyni, gszlemi igdlerin yerini alacak bir ey olarak yetersiz olmakla kalmaz, ayn zamanda yaama devini de son derecede karmak duruma getirir. Byle demekle arasal zek'y, kiinin gereksinmelerini gidermek amacyla nesnelerden yararlanmakta bir ara olarak dnceyi kullanmasn anlatmak istemiyorum; ne de olsa, insan bu yetenei hayvanlarla, zellikle de primatlarla paylar, insann dnnn btnyle yeni bir nitelik, kendinin ayrdnda olma nitelii kazand yn anlatmak istiyorum, insan, yalnzca nesneleri bilmekle kalmayan, bildiinin de ayrdnda olan tek hayvandr. Yalnzca arasal zekya deil, usa da, yani nesnel biimde anlamak bir baka deyile, eylerin niteliini, yalnz kendi doyumunu salayan aralar olarak deil, kendi balarna olduklar gibi bilmek iin dnme gcnden yararlanma yeteneine de sahip olan tek hayvan insandr. Kendinin ayrdnda olma ve us yeteneklerine doutan sahip olan insan, doadan ve bakalarndan ayr bir varlk olarak kendisinin ayrdndadr; gszlnn, bilgisizliinin ayrdndadr; varaca sonun lmn ayrdndadr. Kendinin ayrdnda olma, us ve imgelem gc, hayvan varoluunun ayrc zellii olan uyumu bozmutur. Bu niteliklerin ortaya k, insan, bir kurald, evrenin garabeti haline getirmitir, insan doann bir parasdr, doann fiziksel yasalarnn egemenlii altndadr ve bunlar deitirme gcnden yoksundur; ama yine de doay aar. Bir para olduu halde bir kenara konmutur; yurtsuz-yuvaszdr, yine de btn yaratklarla paylat yuvaya zincirlerle balanmtr, Rastgele bir yer ve zamanda bu dnyaya atlan insan, rastlantsal olarak ve istencine kart biimde, bu dnyann dna kmaya zorlanr. Kendi kendisinin ayrdnda olduu iin, gszln ve varoluunun getirdii snrlamalar kavrar. Varoluunun yaratt ikilemden hibir zaman kurtulamaz: istese bile kendisini kafasndan atamaz; canl olduu srece ve bedeni, canl olmay istemesini salar kendisini bedeninden atamaz. insann yaam, trnn yaam kalb yinelenerek yaanamaz; o yaamak zorundadr, insan, doada kendisini evinde hissetmeyen, cennetten kovulmu gibi hissedebilen tek hayvandr; kendi varoluu, 284 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER kendisi iin, zmesi gereken ve kaamad bir sorun olan tek hayvandr, nsanlk-ncesinde geerli olan doayla uyum durumuna geri dnemez ve ileri doru giderse nereye ulaacan bilmez. nsann var-olusal elikisinin dourduu sonu srekli bir denge bozukluu durumudur. Bu denge bozukluu, insan, bir bakma doayla uyum iinde yaayan hayvandan ayrr. Kukusuz bu, hayvanlarn ille de ban iinde ve mutlu bir yaam srdrdkleri anlamna gelmez; bunun anlam, hayvann, evrim sreci yoluyla bedensel ve zihinsel

niteliklerinin uyarland kendine zg uygun yaam evresine sahip olduudur, insann varolusal, bundan dolay da kanlmaz denge bozukluu, insan, kltrnn de desteiyle, varolusal sorunlaryla baa kmann az-ok yeterli bir yolunu bulduu zaman greceli olarak dengeye kavuabilir. Ne var ki bu greceli istikrar, ikilemin ortadan kalkt anlamna gelmez; ikilem yalnzca edilgin durumda kalr ve bu greceli istikrarn koullar deiir deimez aka ortaya kar. Gerekten, insann kendini yaratma srecinde bu greceli istikrar yine bozulmutur. nsan, tarihi boyunca, evresini deitirir ve bu srete kendisini de deitirir. Bilgisi artar, ama bilgisizliine ilikin bilinci de artar; kendisini, salt toplumun bir yesi olarak deil, bir birey olarak duyumsar ve bylelikle, ayrlmlk ve yaltlanma duyumu artar. Gl nderlerin yn verdii daha byk ve daha etkili toplumsal birimler yaratr ve kendisi korkak ve boyun eici hale gelir. Bir miktar zgrle ular ve bizzat bu zgrlkten korkar hale gelir. Maddi retim yetenei artar; ama sre iinde agzl ve bencil birisi haline gelir, kendi yaratt eylerin klesi olur. Her yeni denge bozukluu durumu, insan yeni bir denge aramaya zorlar. Gerekte, ou kez insann ilerleme ynndeki doutan drts olarak grlen ey, onun yeni ve olanak varsa daha iyi bir denge bulmaya ynelik giriimidir. Yeni denge biimleri, kesinlikle dmdz bir insan ilerlemesi izgisi oluturmaz. Tarihte sk sk, yeni baarlar geriye dnk gelimelere yol amtr. nsan ou kez, yeni bir zm bulmaya zorland zaman, kendini kurtarmak zorunda kald bir kmaz sokaa girer ve bu zamana kadarki tarihte bunu baarabilmi olmas gerekten dikkate deerdir. Bu dnceler, insann znn ya da doasnn nasl tanmlanaca 10. KIYICI SALDIRGANLIK 285 konusunda bir varsaym ortaya koymaktadr, insann doasnn, sevgi, nefret, us, iyi ya da kt gibi zgl bir nitelik bakmndan deil, ancak insan varoluunu karakterize eden ve kkenleri, kayp igdlerle kendinin ayrdnda olma arasndaki biyolojik ikilemde bulunan ternel elikiler bakmndan tanmlanabileceini neriyorum. nsann varolusal atmas, btn insanlarda ortak olan belli ruhsal gereksinmeler retir, insan, ayrlmln, gszln ve yitikliin dehetini alt etmeye, kendisini dnyaya balayacak ve kendini yuvasnda hissetmesini salayacak yeni biimler bulmaya zorlanr. Bu ruhsal gereksinmeleri vaolusal gereksinmeler olarak adlandrdm, nk bunlarn kkeni bizzat insan varoluunda bulunmaktadr. Bu gereksinmeler btn insanlarca paylalr ve organik drtlerin yerine getirilmesi, insann canl kalmas bakmndan ne denli zorunluysa, bunlarn yerine getirilmesi de insann akl saln korumas bakmndan o denli zorunludur. Ama bu gereksinmelerin her birisi, insann iinde bulunduu toplumsal koul farkllklarna gre deien farkl biimlerde giderilebilir. Varolusal gereksinmeleri gidermenin bu farkl biimleri, sevgi, sevecenlik, adalet ura, bamszlk, hakikat, nefret, sadistlik, mazoistlik, ykclk, zseverlik gibi tutkularda aa kar. Bunlar karakter-kkenli tutkular ya da yalnzca insan tutkular olarak adlandryorum, nk bunlar insann karakter'ine btnlemitir. Daha ilerde karakter kavram enine boyuna tartlaca iin, burada unu sylemek yeterli olacaktr: karakter, insann kendisini insan ve doa dnyasna balamasna araclk eden ve btn igdsel olmayan uralardan olumu greceli olarak srekli sistemdir. Karakter, insann kendinde bulunmayan hayvan igdlerinin yerine koyduu bir sistem olarak anlalabilir; karakter insann ikinci doasdr. Btn insanlarda ortak olarak bulunan ynler, (deneyim araclyla byk lde deitirilebilir olmakla birlikte) organik drtleri ve varolusal gereksinmeleridir, insanlarda ortak olarak bulunmayan ynler, her birisinin karakterinde baat durumda bulunan tutku trleridir karakter-kkenli tutkulardr. Karakter farkll, (kaltmsal olarak kazanlm yaplanmalar da karakterin oluumunu etkilemekle birlikte) byk lde toplumsal koullardaki farkllktan ileri gelir. Bu nedenle, karakterkkenli tutkular tarihsel bir snflama olarak, igdler ise doal bir snflama olarak adlandrlabilir. Bununla birlikte, karakter-kkenli tutkular katksz biimde tarihsel bir snflama da deildir;

286 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER nk toplumsal etki, ancak insan varoluunun biyolojik olarak verili koullan araclyla ilerlik gsterebilir.7 Artk insann varolusal gereksinmelerini ye sras gelince bu var-olusal gereksinmelere farkl yantlar oluturan karakter-kkenli tutkularn eitlerini tartmaya hazrz. Bu tartmaya balamadan nce, geriye dnp yntemle ilgili bir sorun ortaya atalm. Tarihncesinin balangcnda olabilecei biimiyle insan zihninin yeniden kurul-masn nermitim. Bu ynteme yneltilen ak itiraz, bunun, ne trden olursa olsun hibir kantn gsterilemeyecei ya da yle grnen kuramsal bir yeniden-kurma olduudur. Ne var ki, daha sonraki bulgularla dorulanabilecek ya da yanll kantlanabilecek deneme niteliinde bir varsaym iin kanttan btn btne de yoksun deiliz. Bu kantlar, esas olarak, belki de insann ta yarm milyon yl nce (Pekin insan) tapmlara ve kuttrenlere sahip olduklarn ortaya koyan bulgulardr; szn ettiimiz tapmlar ve kuttrenler, insann ilgilerinin, maddi gereksinmelerini gidermenin tesine getiini gzler nne sermektedir. (O zamanlar birbirinden ayrlamayan) tarihncesi din ve sanatn tarihi, ilkel insann zihniyetinin incelenmesi iin ana kaynaktr. Aktr ki, bu incelemenin balam iersinde bu ok geni ve henz tartmal blgeye giremem. Vurgulamak istediim, ilkel tapmlar ve kuttrenler konusunda henz bulunmam veriler kadar, bugn elimizde bulunan veriler de tarihncesi insann zihniyetlerinin niteliini aa karmayacaktr; bu zihniyetleri zebilmemizi salayan bir anahtara sahip olmadka buna olanak yoktur. Benim inancma gre, bu anahtar bizim kendi zihniyetimizdir. Bilinli dncelerimiz deil, bilinaltmza gmlen ama yine de her kltrden btn insanlarn sahip olduklar deneysel bir z olan dnce ve duygu eleridir; ksacas bu, insann birincil insan deneyimi olarak adlandrmak istediim eydir. Bu birincil insan deneyiminin kendisi de insann varo7lki tr drt arasndaki bu aynm, esas olarak. Marx'in yapt ayrmla balantldr. Marx, iki tr insan drts ve isteinden sz etmitir: nsan doasnn btnleyici paralan olan ve eitli kltrlerde ancak biimleri ve ynelileri deitirilebilen alk ya da cinsel drt gibi srekli ya da sabit drtlerle istekler ve kkenlerini belli toplumsal yaplarla belli retim ve iletiim koullarna borlu olan greceli isteklen> (K. Marx ve F. Engels, MEGA. cilt 5; benim evirim). Marx, bu isteklerin bazlarndan insanlk d, sapka, doal olmayan ve imgesel eyler olarak sz etmitir. 10. KIYICI SALDIRGANLIK 287 lusal durumundan kaynaklanr. Bu yzden btn insanlarda ortaktr ve rksal olarak devralnm bir ey gibi aklanmas gerekmez. Elbette ilk soru, bu anahtar bulup bulamayacamz; normal zihniyet erevemizi aarak kendimizi zgn insann zihniyetine aktarp aktaramayacamzdr. Tiyatro, iir, sanat, efsane bunu yapmtr; ama ruhzmleme dnda, ruhbilim yapamamtr. eitli ruhzmleme okullar bunu farkl yollarla gerekletirmilerdir; Freud'un zgn insan, ataerkil biimde rgtlenmi bir erkek takm yesinin tarihsel bir alglanyd; bu takm, kendisine kar oullarnn ayakland ve st benlik ile yeni bir toplumsal rgtlenmenin oluumunun onun isel-letirilmesine dayand bir baba-zorba tarafndan ynetiliyor ve sm-rlyordu. Freud'un amac, hastaya, onun ilk atas olduuna inand kiinin deneyimini paylama olana vermek, bylece de kendi bilinaltn kefetmesinde ada hastaya yardmc olmakt. Bu zgn insan modeli uydurma olsa bile ve bu modelle balantl Oidipus karmaas en derin insan deneyimi dzeyi olmasa bile, Freud'un varsaym btnyle yeni bir olaslk ortaya karmtr. Bu olaslk, her dnemde ve kltrde btn insanlarn ortak atalaryla temel bir deneyimi paylam olmalar olasldr. Bylelikle Freud, btn insanlarn ortak insanlk zn paylatklar yolundaki insanc inanca bir baka tarihsel kant daha eklemitir. C. G. Jung, farkl ve birok bakmdan Freud'unkinden daha gelimi bir yolla ayn giriimde bulunmutur. Jung, zellikle efsanelerin, kuttrenlerin ve dinlerin eitliliiyle ilgilenmitir.

Bilindnn anlalmasnda bir anahtar olarak efsanelerden ustaca ve zekice yararlanm, bylelikle de ncllerinden daha sistemli ve daha kapsaml biimde mitolojiyle ruhbilim arasnda bir kpr kurmutur. Burada nerdiim ey, yalnzca bugnn, bilindmzn anlalmas iin gemiten yararlanmak deil, ayn zamanda da bilindmz-dan, tarihncesinin anlalmasnda bir anahtar olarak yararlanmaktr. Bu, ruhzmsel anlamda kendini-bilme uygulamasn - bilindmzn bilince kmasna kar gsterdiimiz direncin nemli bir blmnn ortadan kaldrlmasn, bylece de bilinli zihniyetimizden geerek zmzn derinliklerine ilemenin yaratt gln azaltlmasn gerektirir. 288 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Bunu yapabilmemiz kouluyla, bizimle ayn kltrde yaayan toplumdalarmz, ayrca btnyle ayr bir kltre bal insanlar, hatta bir deliyi anlayabiliriz. zgn insann neler yaam olabileceini, ne gibi varolusal gereksinmelere sahip olduunu ve (kendimiz de dahil) insanlarn bu gereksinmelere hangi yollarla karlk verebileceini de duyumsayabiliriz. Otuz bin yl ncesinin maara resimlerine kadar inen ilkel sanat ya da Afrika, Yunan ya da Ortaa kltr gibi btnyle farkl kltrlerin sanatn grdmzde, bu kltrlerin bizim kltrmzden kkl biimde ayr olmas gereine karn, bunlar anladmz hi kukusuz kabul ederiz. Binlerce yl nce bu insanlarn uyankken kavradklarna benzer simgeleri ve efsaneleri dleriz. Bunlar, bilinli algda grlen derin farkllklar ne olursa olsun, btn insanln ortak dili deil midir? (E. Fromm, 1951). insan evrimi alanndaki ada dnn, son derecede tek yanl bir tutumla, balca tanklar iskeletler ve aletler olan insann bedensel gelimesini ve maddi kltrn izleyen bir ynelime sahip olduu gz nne alnrsa, ilk insann zihniyetiyle birka aratrmacnn ilgilenmesi artc deildir. Bununla birlikte, burada sunmu olduum gr, tm felsefi bak alar ounluunkinden ayr olan birok sekin bilim adam tarafndan paylalmaktadr; zellikle, fosilbilimci F. M. Bergounioux ile hayvanbilimci ve kaltmbilimci T. Dobzhans-ky'nin benimkine ok yakn olan grlerini anlatmak istiyorum. Bergounioux yle yazmaktadr: O (insan), hakl olarak, primatlarn btn anatomik ve fizyolojik ayrc zelliklerine sahip olan bir primat saylabilse bile, o yalnz basna, zgnln hi kimsenin tartmayaca biyolojik bir grup oluturur... tnsan, kendisini, acmasz biimde evresinden ekilip koparlm, llerini ve yasalarn bilmedii bir dnyann ortasnda yalnz bana braklm hissetti; bu yzden, srekli youn aba gstererek ve kendi yapt yanllar araclyla, varln srdrmek iin bilmek zorunda olduu her eyi renmek zorunda hissetti kendini. evresindeki hayvanlar bir araya geliyor, su aryor, iftleiyor ya da saysz dmanlara kar kendilerini savunmak iin kayorlard; onlar iin, dinlenme ve etkinlik dnemleri, beslenme ya da uyku, re10. KIYICI SALDIRGANLIK 289 me ya da korunma gereksinmelerinin saptad deimez bir yinelenme iinde birbiri ardna geliyordu. nsan kendisini evresinden koparyor; kendini yalnz, terk edilmi, hibir ey bilmediini bilmesi dnda her konuda bilgisiz hissediyordu... Bu yzden, insann ilk duygusu, kendisini belki umutsuzluun ta kysna bile gtrm olabilen varolusal kaygyd (F. M. Bergounioux, 1964). Dobzhansky de buna ok benzer bir gr dile getirmitir: Bununla birlikte, kendinin ayrdtnda olma ve sezgi, korku verici yetenekler olan zgrlk ve sorumluluk yeteneklerini getirmitir. nsan, tasarlarndan bazlarn yrrle koyma, tekilerini ise askya alma konusunda kendini zgr hisseder. Dnyann ve kendisinin bir klesi olmaktan ok, efendisi olmann sevincini duyar. Ama bu sevin, sorumluluk duygusuyla yorulmutur. nsan, eylemlerinden sorumlu olduunu bilir: iyi ve kt konusunda bilgi kazanmtr. Bu, tanmas son derecede ar bir yktr. Baka hibir hayvan, bu yke benzer bir eye katlanmak zorunda deildir. nsann ruhunda trajik bir uyumsuzluk vardr. nsan

doasmdaki atlaklar arasnda, bu sylediimiz, doum sancsndan ok dala ciddidir (T. Dobzhansky, 1962). NSANIN VAROLUSAL GEREKSNMELER VE ETL KARAKTER-KKENL TUTKULAR8 Bir Ynelim Ve Adanmtk erevesi insann kendinin ayrdnda olma, us ve imgelem yetenei en akll hayvanlarn arasal dn yeteneklerini bile aan yeni nitelikler, dnya ve insann dnyadaki yeri konusunda, belli bir yapya sahip ve isel tutarll bulunan bir anlay gerektirir, insan, doal ve toplumsal dnyasnn bir haritasna gereksinme duyar; bu harita olmakszn, ynn arr, amal ve tutarl biimde hareket edemez. Kendini 8Bu sayfalarda verilen bilgiler, ayn konuya ilikin tartmann geniletilmi biimidir (E. Fromm, 1947 ve 1955); yineleme yapmaktan elimden geldii kadar kanmak iin, nceki bilgilerin yalnzca ksa bir zetini verdim. 290 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 10. KIYICI SALDIRGANLIK 291 ynlendirme ve kendine, zerinde kalan btn izlenimleri dzenlemesine olanak veren sabit bir nokta bulma yollarndan yoksun kalr. nsan ister btn olaylarn kesin aklamalar olarak bycle ve byye inansn, ister kendi yaamnn ve yazgsnn klavuzlar olarak atalarnn ruhuna inansn, ister kendisini dllendiren ya da cezalandran her eye kadir bir tanrya inansn, isterse de btn insanlk sorunlarna yantlar vermesi iin bilimin gcne inansn, insann bir ynelim erevesine duyduu gereksinme asndan bu hi fark etmez. nsann dnyas ona anlaml gelir ve insan, evresindekilerle kendisi arasndaki gr birlii araclyla fikirlerinden hi kuku duymaz. Harita, yanl olsa bile, ruhsal ilevini yerine getirir. Ne var ki, harita hibir zaman btnyle yanl olmamtr btnyle doru da olmamtr. Olgulara ilikin yaklak bir aklama, yaama amacna hizmet etmek iin her zaman yeterli olmutur. Yaama uygulama's, elikilerinden ve usdlndan ne lde kurtulmusa, bu kuramsal anlay da gereklikle ancak o lde uyum iinde olabilir. Byle bir ynelim erevesinin bulunmad hibir kltre rastlamamamz etkileyici bir gerektir. Bir ynelim erevesi olmayan hibir bireye de rastlayanlayz. ou kez bir birey, bylesi bir top-yekn anlaya sahip olduunu reddedebilir ve eitli olgularla yaam olaylarna durumun gerektirdii gibi, yarglarnn kendisini ynlendirdii gibi karlk verdiine inanabilir. Ne var ki, bu bireyin kendi felsefesini tartmasz kabul ettii, nk ona gre tek saduyunun bu felsefe olduu ve btn kavramlarnn ortak olarak kabul edilmi bir ilgi erevesine dayandnn ayrdnda olmad kolayca ortaya konabilir. Bylesi bir kii, temelden farkl birgenel yaam gryle karlat zaman, bu gr lgnca, usd ya da ocuka olarak yarglad halde, tek mantkl kii olarak kendisini grr. Bir ilgi erevesi oluturma gereksinmesi, ocuklarda zellikle ak seiktir. ocuklar, belli bir yata, bir ynelim erevesine derin bir gereksinme duyarlar ve ou kez, ellerinin altndaki ok az veriyi kullanarak, bu ereveyi ustalkla kendi kendilerine kurarlar. Bir ynelim erevesine duyulan gereksinmenin younluu, birok insan incelemecisini akna evirmi olan bir gerei aklar; bu gerek, gerek siyasal, gerek dinsel, gerekse baka nitelikte retilerin, bunlarn etkisi altnda olmayan birisine gre bunlar aka deersiz yorumlar olarak grnd halde, insanlar kolaylkla bys altna almasdr. Bunun yant, ksmen, nderlerin alama gcnde ve insann alanabilirliinde yatar. Ama yknn tamam byle deilmi gibi grnmektedir. Tutarl bir ynelim erevesine duyduu gereksinme bylesine yaamsal nem tamasayd, insan belki de bu denli kolay alanmazd. Bir ideoloji, btn sorulara yant verdiini ne denli ok ileri srerse, o denli de ekicidir; usd, hatta dpedz delice dnce sistemlerinin bu denli kolayca insanlarn zihinlerini elebil-me nedeni burada bulunabilir. Ne var ki, bir eylem klavuzu olarak harita yeterli deildir; insan, kendisine nereye gideceini syleyen bir eree de gereksinme duyar. Hayvann bylesi sorunlar yoktur. gdleri ona

ereklerin yan sra bir harita da salar. Oysa igdsel belirlenmeden yoksun olan ve gidebilecei birok yn tartp dkmesine olanak veren bir beyne sahip olan insan, bir kesin adanmlk hedefine gereksinme duyar; btn uralarnn odak noktas ve btn etkin deerlerinin yalnz aka dile getirilmi deerlerinin de deil temeli olacak bir adanmlk hedefine gereksinme duyar. Bylesi bir adanmlk hedefine, birok nedenden dolay gereksinmesi vardr. Bu hedef, insann glerini bir ynde toplar. nsan, her trl kukuyu ve gvensizlii iinde, barndran yaltlm varlnn tesine ykseltir ve yaama anlam kazandrr. nsan, yaltlm benliinin tesindeki bir eree kendini adamakla, kendisini aar ve mutlak benmerkezcilik hapishanesinden kar.9 insann kendini adad hedefler deiir: ocuklarn ldrmesini gerektiren bir puta ya da ocuklar korumasn gerektiren bir lkye adanm olabilir; yaamn gelitirilmesine ya da yklmasna adanm olabilir. Servet yma, g kazanma, ykm ereine ya da sevme, retken ve yrekli olma ereine adanm olabilir. En birbirine benzemez 9Ama terimi geleneksel olarak tanrbilimsel bir ilgi erevesinde kullanlr. Hristiyan dnnn tartmasz kabul ettiine gre, insann amas, kendini aarak Tann'ya ulamas anlamna gelir; bylelikle tannbilim, insann ama gereksinmesine iaret ederek, Tann'ya inanmann gerekli olduunu kantlamaya alr. Ne var ki, Tanr kavram, ben olnayann yerini tutan katksz biimde simgesel bir anlamda kullanlmad srece, bu mantk hataldr. Kiinin benmerkezli. zsever. yaltlm konumunu aarak bakalaryla balantl, dnyaya ak bir konuma gemeye, benmerkezlilik ve dolaysyla da z-mahpusluk cehenneminden kamaya gereksinmesi vardr. Bu-da'clk gibi dinsel sistemler, bir tanrya ya da insanst bir gce hi deinmeksizin bu tr ama eylemini ileri srmlerdir, son derecede gzpek belirlemelerinde Meister Eckhart da ayn eyi yapmtr. , 292 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ereklere ve putlara adanm olabilir; ama adanmtk hedeflerindeki farkllk ok byk nem tasa bile, bizzat kendini adama gereksinmesi, bu gereksinmenin nasl yerine getirildiine bakmakszn giderilmek istenen birincil, varolusal bir gereksinmedir. Kkllk Bebek doduu zaman, dlyatann gvenliini, iindeyken hl doann bir paras olduu annesinin bedeni araclyla yaad durumu terk eder. Bebek, doum annda hl ortakyaamsal olarak anneye baldr ve doumdan sonra bile, baka hayvanlarn oundan daha uzun sre bu durumda kalr. Ama gbek ba kesildii zaman bile, ayrl ortadan kaldrmak, dlyatana geri dnmek ya da mutlak korunma ve gvenlik salayan yeni bir durum bulmak iin derin bir lgnlkla varln srdrr.10 Ne var ki, cennete giden yol, insann biyolojik, zellikle de nrofiz-yolojik yaps tarafndan kapatlmtr, insann yalnz bir tek seenei vardr: geri dnmek iin duyduu youn istekte diretmek ve bunu anneye (ve toprak, doa, tanr, ulus, brokrasi gibi simgesel karlklara) olan simgesel bamllkla karlamak ya da ileriye ynelmek ve kendi abalaryla, insanlarn kardeliini duyumsayarak, kendisini gemiin gcnden kurtararak dnyada yeni kkler bulmak. 10. KIYICI SALDIRGANLIK 0Normal ve hastalkl gelimenin ana sorunu olarak anneye duyulan saplantnn (Oidipus karmaasnn) derinliklerini ortaya karm olmas, Freud'un baarlarndan birisidir. Ama kendi felsefi temel nermeleri, Freud'u, bu saplanty cinsel bir saplant olarak yorumlamaya itti; bylelikle de Freud, buluunun nemini daraltt. Anneye dnk Oedipal ncesi bir balln da bulunduunu, ancak yaamnn sonuna doru kavramaya balad. Ama daha yzeysel nitelikteki bu yorumlarn tesine geemedi ve eski kandayla cinsel iliki kavramn gzden geirmedi. Birka zmlemeci, zellikle S. Ferenczi ve rencileri ile daha yakn zamanlarda da J. Bowlby (1958 ve 1969), anneye olan saplantnn gerek niteliini kavramlardr. Primatlarla (H. R. Har-low, J. L. Mc Gaugh ve R. F. Thompson, 1971) ve bebeklerle (R. Spitz ve G. Cobliner, 1965) yaplan son deneyler, anneyle olan ban stn

nemini aka ortaya koymutur. Gnna karlan zmsel veriler, cinsel nitelik tamayan yakn akraba tutkunluu trnden abalarn gerek normal, gerekse nevrozlu kiinin yaamnda ne gibi bir rol oynadn ortaya koymaktadr. Yllardan beri almalarmda bu noktay vurguladm iin, burada yalnzca. Salkl Toplum'a. (1955) ve Sevginin ve iddetin Kayna'nda (1964) bu noktayla ilgili olarak yaptm son irdelemeden aktarmalar yapacam. Ortak-yaam konusunda bkz. E. Fromm (1941, 1955, 1964); ayrca bkz. 1951'den beri yazd daha nceki bilimsel makalelere dayal olarak, M. S. Mahler (1968). 293 Ayrlmlnn ayrdnda olan insan, teki insanlarla yeni balar kurmaya gereksinme duyar; bizzat akl sal buna baldr, insan, dnyayla gl duygusal balar kurmakszn, mutlak yaltlanmln ve yitikliin acsn ekecektir. Ama insan, farkl ve kavranabilir yollarla, kendisi ile bakalar arasnda balant kurabilir. Bakalarm sevebilir, bu ise bamszlk ve retkenliin var olmasn gerektirir ya da eer zgrlk duygusu gelimemise, ortak-yaamsal olarakbir baka deyile, onlarn bir paras olarak veya onlar kendisinin bir paras yaparak bakalar ile kendisi arasnda balant kurabilir. Kii, bu ortak-yaamsal ilikide, ya bakalarn denetlemek (sadistlik) ya da onlar tarafndan denetlenmek (mazoistlik) iin urar. Gerek sevgi, gerekse ortak-yaam yolunu seemezse, sorunu yalnzca kendisiyle iliki kurarak (zseverlik) zebilir; o zaman kiinin kendisi dnya haline gelir ve kendisini sevmekle dnyay sevmi olur. Bu, balantllk gereksinmesine yant vermenin (ounlukla sadistlikle kaynam olarak) sk grlen bir biimidir, ama tehlikeli bir yoldur; bunun an biimi, deliliin baz trlerine yol aar. Sorunu zmenin son ve kyc bir biimi, (ounlukla an zseverlikle kaynam olarak) bakalarn mahvetmeye duyulan byk istektir. evremde hi kimse bulunmazsa, bakalarndan korkmam gerekmez, kendimle onlar arasnda balant kurmak da gerekmez. Dnyay mahvederek, dnya tarafndan ezilmekten kurtulmu olurum. Birlik nsan kendi iinde ve dardaki doal ve insan dnyasyla bir birlik duygusu oluturamasayd, insandaki varolusal atlak dayanlmaz olurdu. Ama birlii yeniden kurmann birok yolu vardr. insan, uyuturucu ilalar, cinsel arlklar, oru tutma, dans etme ve eitli kltrlerde bol bol bulunan baka kuttrenler gibi aralarn araclk ettii kendinden geme ya da youn doyum durumlan yaratarak bilincini uyuturabilir. Yitik uyumu yeniden elde etmek iin kendini hayvanlarla zdeletirmeye de uraabilir; birlik araynn bu biimi, birok ilkel dinin zn oluturur; bu dinlerde,*boyun atas bir totem hayvandr ya da insan, bir hayvan gibi hareketler yaparak (szgelimi, kendilerini ayyla zdeletiren Toton berserkler gibi) ve294 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ya bir hayvan mask giyerek hayvanla zdeleir. Btn enerjileri ykm, g, n ya da malmlk tutkusu gibi yiyip bitirici bir tutkuya balayarak da birlik kurulabilir. Kiinin kendi iinde birlii yeniden salamaya ynelik btn bu giriimlerinin amac, kiinin usunu uyuturmas anlamnda, kendini unutmaktr. Bu trajik bir giriimdir; u anlamda ki, ya (kendinden gemede veya sarholukta olduu gibi) ancak ksa bir sre baarya ular ya da (nefret ya da g tutkusunda olduu gibi) kalc olsa bile, insann insanlndan gtrr, onu bakalarndan yabanclatrr, yarg gcn arptr, bir bakas kt ilalara ne kadar bamhysa onu da bu belirli tutkuya o kadar baml hale getirir. nsann insanln sakatlamakszm baarya ulaabilecek bir tek birlik yaklam vardr. Byle bir giriim, insann bir uygarlk gelitirdii dnyann btn blgelerinde in'de, Hindistan'da, Msr'da, Filistin'de, Yunanistan'da I.. birinci bin ylda yapld. Bu kltrlerin topraklarndan fkran byk dinler, insann, bir gerek olan atla ortadan kaldrmaya ynelik trajik bir abayla, usu ortadan kaldrmakla deil, insan usunu ve sevgisini eksiksiz biimde gelitirerek birlii gerekletirebileceini retiyordu. Tao'culuk, Buda'clk, peygamber-li Yahudi dini ve ncil Hristiyanl arasndaki ayrlklar byk olmakla birlikte, bu dinlerin bir tek ortak erei vard: hayvan varoluuna geri dnerek deil, eksiksiz biimde insan olarak birolu kendi iinde birolu, insan ile doa arasndaki birolu ve insan ile teki

insanlar arasndaki birolu deneyimine ulamak. Yirmi be yzyllk ksa tarihsel dnemde, insan, bu dinlerin ortaya attklar erei gerekletirme yolunda byk ilerleme kaydetmi gibi grnmemektedir. Grnd kadaryla, insann ekonomik ve toplumsal gelimesinin kanlmaz yaval ile toplumsal ilevi insanlar egemenlik altnda tutmak ve kullanmak olanlarn bu dinleri kendi amalar iin kullanmalar gerei bir araya gelince bunun nedeni aklk kazanmaktadr. Yine de, tarmn ve sanayinin icad insann ekonomik kalknmas asndan ne denli devrimci bir olaysa, yeni birlik kavram da insann ruhsal gelimesi bakmndan o denli devrimci bir olayd. Bu kavram btn btne ortadan da kalkmad; btn dinlerin gizemcileri arasnda Hristiyan tarikatleri, Yenidendou insanclar arasnda Joachim de Fiore'nin dnceleri ve laik bir biimde de Marx'm felsefesi bu kavrama yeniden yaam verdi. 10. KIYICI SALDIRGANLIK 295 Kurtuluu gerekletirmenin geriye ve ileriye dnk yollar konusundaki seenek, yalnzca toplumsal-tarihsel bir seenek deildir. Her birey ayn seenekle kar karya kalr; geriye dnk zm semi olan bir toplumda bu zm sememe konusunda bireyin sahip olduu zgrlk gerekten azdr ama yine de vardr. Ne var ki bunun iin byk aba, ak seik dn ve byk insanclarn retilerinin klavuzluu zorunludur. (Nevroz, bir bireyin iindeki iki eilim arasnda sren atma olarak kabul edilirse en iyi biimde anlalabilir; derin bir kiilik zmlemesi, eer baarl olursa, ileriye dnk zme gtrr.) nsann varolusal atla sorununun bir baka zm, ada sibernetik toplumuna zgdr: kendi toplumsal rolyle zdelemek; ok az hissetmek, benini bir nesneye indirgeyerek kendini yitirmek; bylelikle varolusal atlan zeri rtlr, nk insan toplumsal rgtlenmesiyle zdeleir ve bir kii olduunu unutur; Heidegger'in terimini kullanrsak, bir bilisi, bir kii-d haline gelir. Diyebiliriz ki, o insan bir olumsuz kendinden gei iindedir; insan olmaktan, bir kii olmaktan kp bir nesne haline gelerek kendini unutur. Etkililik nsann yabanc ve ezici bir dnyada bulunduunun ayrdmda olmas ve bunun sonucunda sahip olduu gszlk duygusu, onu kolayca arl altna alabilirdi, insan kendisini btnyle edilgin bir kii, salt bir nesne olarak alglasayd, kendi istenci, kimlii konusunda duygudan yoksun olurdu. nsann bunu dnlemesi iin, bir eyler yapabilme, birisini harekete geirebilme, vurduu yerden ses getirme ya da baka bir deyile etkili olabilme duygusu kazanmas gerekir. Bugn etkili szcn, sonu almay baaran birisi anlamnda, etkili bir konumacy ya da satcy anlatmakta kullanrz. Etkili bir kii, bir eyler yapma, etkileme, baarma yeteneine sahip olan kiidir. Bir eyleri etkileyebilmek, kiinin gsz olmadn, canl, ileyen bir insan olduunu belirtir. Etkileyebilmek demek, yalnzca etki altnda kalmak deil, etkin olmak; yalnzca edilgen deil, etkin olmak demektir. Son zmlemede bu, kiinin varlk kant 'dr. lke ylece belirlenebilir: Varm, nk etkide bulunuyorum. 296 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Birok aratrmac bu noktay vurgulamtr. Bu yzyln banda, klasik oyun yorumcusu K. Groos, ocuun oyunundaki temel bir gdnn, bir eye neden olmaktan duyulan sevin olduunu yazmtr; ocuun patrt-grlt yapmaktan, eyalar oraya-buraya gtrmekten, amurlu sularla oynamaktan ve benzer etkinliklerden ald hazza Groos'un getirdii aklama buydu. Groos u sonuca ulayordu; Etkiler konusunda bilgi edinmek ve kendimiz bu etkilerin yaratclar olmak isteriz (K. Goos, 1901). Elli yl sonra, ocuun kendi hareketleriyle etkide bulunduu nesnelere duyduu zel ilgiyi gzlemleyen J. Piagel de benzer bir gr dile getirmitir (J. Piaget, 1952). insandaki temel gdlenmelerden birisini ustalk gdlenmesi olarak tanmlarken R. W. White da benzer bir kavram kullanm ve ustaln gdsel yn iin etkileme szcn nermitir (R. W. White, 1959). Yalan yaklak on be ay ile on sekiz ay arasnda olan baz ocuklarn ilk gerek tmcesinin,

baz deiikliklerle ard arda yinelenen Yapyorum-Yapyorum tmcesi olmas ve ayn zamanda beni, bana szcnn ilk kullanlnn ou kez benim szcnn kullanlndan nce gelmesi gereinde de ayn gereksinme aka ortaya kmaktadr (D. E. Schecter, 1968).11 ocuk, iinde bulunduu biyolojik durumdan dolay, zorunlu olarak, on sekiz aylk oluncaya kadar olaanst bir umarszlk iindedir; hatta daha sonra bile, bakalarnn yardmlarna ve iyi niyetine byk lde bamldr. ocuun doal gszlk derecesi gnden gne deiir; oysa genelde yetikinler, ocuk karsndaki tutumlarn deitirmekte ok daha yava kalrlar. ocuun huysuzluk nbetleri, alamas, inatl, yetikinlerle mcadele ederken izledii farkl yntemler, onun bir etki yaratma, hareket ettirme, deitirme, istencini dile getirme ynnde yapt giriimin en gzle grlr davurumlar arasndadr. Yetikinin stn gc ounlukla ocuu yenilgiye uratr; ama bu yenilgi sonusuz kalmaz; grnd kadaryla, bu yenilgi, ocuun edilgin biimde katlanmaya zorland eyi etkin biimde yaparak yenilginin stesinden gelme boyun emek zorunda olduu zaman buyurma, dvld zaman dvme, ksacas ekmek zorunda brakld eyi yapma ya da yapmas yasaklanan eyi yapma eilimini ha11 Ayrca, D. E. Schecter, kiisel grme. 10. KIYICI SALDIRGANLIK 297 rekete geirir. Nevrotik eilimlerin ve dikizcilik, zorlayc kendini tatmin ya da cinsel ilikiye duyulan zorlayc bir gereksinme gibi cinsel tuhaflklarn, ou kez, ilk yalardaki bylesi yasaklamalarn rn olduunu ruhzmsel veriler aka gstermektedir. Edilgin rolden etkin role bu zorlayc dnm, sanki, baarsz bile olsa, hl ak olan yaralan sarmaya ynelik bir giriimmi gibi grnmektedir. Belki gnahn, yasaklanm eyleri yapmann, insanlar genellikle ekmesi de aklamasn burada bulur.12 insanlar yalnzca izin verilmeyen eyler ekmez, olanakl olmayan da eker. yle grnyor ki, insan, iinde var olmaya zorland dar erevenin tesine bakmaya srkleniyormu gibi, varoluunun kiisel, toplumsal ve doal snrlarna ulama ynnde derin bir ekim gcnn etkisi altndadr. Bu tepi, byk sularn yan sra byk bululara da yol aan nemli bir etken olabilir. Yetikin de, varlk olarak etkide bulunabildii konusunda emin olma gereksinmesi duyar. Etki yaratma duygusu kazanmann yollan biroktur: bakmn yapt bebein yznde bir doyum anlatm, sevilen kiinin yznde bir glmseme, sevgiliden cinsel karlk, konutuu kiiden ilgi grerek; maddi, zihinsel, sanatsal almayla. Ama ayn gereksinme, bakalar zerinde g sahibi olun-masyla, onlarn korkularnn alglanmasyla, katilin kurbannn yzndeki derin acy izlemesiyle, bir lkenin fethedilmesiyle, insanlara ikence etmekle, yaplm eylerin yerle bir edilmesiyle de doyu-rulabilir. Etkide bulunma gereksinmesi, hayvanlarla, cansz doayla ve fikirlerle olan ilikinin yan sra, kiileraras ilikilerde de kendini aa vurur. Bakalaryla olan ilikide temel seenek, ya sevgi etkisi yaratma gcn ya da korku ve ac etkisi yaratma gcn hissetmektir. Nesnelerle olan ilikide seenek, yapma ile ykma arasndadr. Bu seenekler birbirine kart olmakla birlikte, ayn varolusal gereksinmeye etkide bulunma gereksinmesine verilen karlklardr. kntler ve can sknts incelenirse, etkisizlie bir baka deyile, mutlak yaamsal gszle (cinsel gszlk bunun yalnz 2Yanl anlamadan kanmak iin, tek bir etkenin (bir yasaklamann), bir parasn oluturduu tmel kiileraras durumdan yaltlamayacan vurgulamak istiyorum. Yasaklama, baskc olmayan bir durumda meydana gelirse, ocuun istencini krma ilevi grd bir koullar karmaasnda ortaya kard sonulan ortaya karmayacaktr. i 298 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER kk bir parasdr) mahkm edilmilik duygusunun en ac verici ve nerdeyse dayanlamaz deneyimlerden birisi olduunu ve insann bu duygudan kurtulmak iin, uyuturucu ve alma tutkunluundan tutun da zalimlik ve cinayete kadar hemen her eyi yapacan ortaya koyan zengin veriler bulunabilir.

Heyecanlanma ve Uyarlma Sinir sisteminin idman yapmaya bir baka deyile, belli bir enaz heyecan dzeyi yaamaya gereksinme duyduunu, Beynin Tepkeleri adl kitabnda ilk kez Rus sinirbilimcisi van Sechenov ortaya koydu (Sechenov, 1863). R. B. Livingston da ayn ilkeyi belirtmektedir: Sinir sistemi, bir btnletirme kayna olduu kadar bir etkinlik kaynadr da. Beyin salt d uyaranlara kar tepkici deildir; kendisi de kendiliinden etkindir... Beyin hcresi etkinlii oulcuk (embriyon) dneminde balar ve byk olaslkla, bnyesel gelimeye katkda bulunur. Beyin gelimesi, doum ncesinde ve doumdan sonraki birka ay iinde en hzl biimde meydana gelir. Bu hzl byme dneminin ardndan, gelime hm belirgin biimde azalr; ama yetikinlerde bile, gelimenin durduu, latta hastalk ya da yaralanmadan sonra yeniden dzenleme yeteneklerinin ortadan kalkt hibir nokta yoktur. Ve yle srdrmektedir: Beyin etkin kasn tkettiiyle karlatrlabilir miktarda oksijen tketir. Etkin kas, bu miktarda oksijen tketimini yalnz ksa bir dnem iin srdrebilir; oysa sinir sistemi, bir yaam boyu, uyank ya da uykudayken, doumdan lme kadar, yksek miktardaki oksijen tketimini devam ettirir (R. B. Livingston, 1967). Doku kltrnde bile, sinir hcreleri, biyolojik ve elektriksel bakmdan etkin olmay srdrr. 10. KIYICI SALDIRGANLIK 299 Beynin srekli uyarlma gereksinmesinin kavranabilecei bir alan, d grme olgusudur. Uyku sremizin nemlice bir blmnn (yaklak yzde 25) d grmekle getii (bireyler arasndaki fark, d grp grmedikleri deil, dlerini anmsayp anmsamadklardr) ve bireylerin, d grmeleri engellenirse yar hastalkl tepkiler ortaya koyar grndkleri iyice kesinlik kazanmtr (W. Dement, 1960). Uyku srasnda, vcudun geri kalan blm dinlenme durumunda bulunduu halde, vcut arlnn yalnz yzde 2'sini oluturan beynin nederr (yrek ve akcierlerden baka) etkin durumda kalan tek organ olduu, ya da nrofizyolojik terimlerle anlatrsak, gndz ve gece vcudun toplam oksijen almnn yzde 20'sini neden beynin kulland sorusu, konumuzla ilgili bir sorudur. Grnd kadaryla, bunun anlam, nronlarn (sinir hcrelerinin) vcudun baka blmlerindeki hcrelerden daha byk bir etkinlik iinde bulunmak zorunda olmalardr. Bunun nedenlerine gelince, yle bir yorumda bulunulabilir: beyne yeterli oksijen salanmas yaamak iin ylesine belirleyici bir nem tar ki, beyne fazladan bir etkinlik ve uyarlma olana kazandrlr. Bebein uyarlmaya duyduu gereksinmeyi, birok aratrmac ortaya koymutur. R. Spitz, uyarlmadan yoksunluun bebekler zerinde yapt hastalkl etkileri gstermitir; Harlowlar ve bakalar, anneyle ilikiden erken yoksun kaln, maymunlarda ar ruhsal hasara neden olduunu ortaya koymulardr.13 Toplumsal uyarlmann ocuun gelimesi iin bir temel oluturduu yolundaki tezi dorultusunda D. E. Schecter da ayn sorunu incelemitir. Schecter'n ulat sonuca gre, szgelimi, krlerde ve kurumlarda bym bebeklerde olduu gibi, yeterli toplumsal uyarlma (algsal uyarlma da dahil) bulunmadka, duygusal ve toplumsal ilikilerde, dilde, soyut dnme yeteneinde ve isel denetimde kusurlar meydana gelir (D. E. Schecter, 1973). Uyarlmaya ve heyecanlanmaya duyulan gereksinmeyi deneysel incelemeler de ortaya koymutur. E. Tauber ve F. Koffler (1966), yeni domu bebeklerin harekete kar gsterdikleri, gzbebeinin kendi3Lousiana, New Orleans,Tulane niversitesi Ruh Hekimlii Blm'nde bulunan bu donuk maymunlardan bazlarn bana gsterdii iin Dr. R. G. Heath'e teekkr ederim. 300 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER liginden kaymas biimindeki k-hareket tepkisini ortaya koymulardr. Wolff ve White (1965). -drt gnlk bebeklerin birleik gz hareketleriyle nesneleri izlediklerini gzlemlediler; Fantz (1958), bebekliin ilk haftalarnda, basit grsel kalplarn tersine, daha karmak grsel kalplara gzn daha uzun sre takldn tanmlad (D. E. Schecter,

1973).14 Schecter unlar eklemektedir: Elbette, bebein znel alg deneyiminin niteliini bilemeyiz, ama bildiimiz tek gerek, ayrm gzetici bir grsel motor karln bulunduudur. Bebeklerin karmak uyaran kalplarn yeledikleri sonucuna ancak genel bir syleyile ulaabiliriz (D. E. Schecter, 1973). McGill niver-sitesi'nde duygusal yoksunluk zerine yaplan deneylerin ortaya koyduuna gre,15 d uyaranlardan ounun ortadan kaldrlmas, bu arada (seks dndaki) btn fizyolojik gereksinmeler karland ve ortalamann stnde bir demeyle dllendirme saland zaman bile, belli alg rahatszlklarna neden olmutur; denekler ylesine bir tedirginlik, huzursuzluk ve duygusal dengesizlik gstermilerdir ki, birou, daha birka saat gemeden, parasal kayba uramalarna karn, deneye katlmaktan vazgemilerdir.16 Gnlk yaamla ilgili gzlemlerin ortaya koyduuna gre, gerek insan organizmas, gerekse hayvan organizmas, tpk belli bir enaz dinlenme dzeyine gereksinme duyduklar gibi, belli bir enaz dzeyde heyecanlanma ve uyarlmaya da gereksinme duyarlar. nsanlarn heyecanlanmaya byk bir istekle karlk verdiklerini ve heyecan aradklarn grrz. Heyecan reten uyaranlarn says sonsuzdur, insanlar ve kltrler arasndaki fark, yalnzca ana heyecan uyaranlarnn brnd biimde yatar. Kazalar, bir cinayet, bir yangn, bir sava, seks heyecanlanma kaynaklardr; sevgi ve yaratc alma da yle; hi kukusuz, Yunan tiyatrosu seyirciler iin ne kadar heyecan vericiyse, Roma Kolezyumu'ndaki sadist gsteriler de o kadar heyecan vericiydi, ama farkl bir biimde. Bu fark ok nemlidir; ama bu konuya ok az dikkat gsterilmitir. Her ne kadar bu biraz konu dna !4Elyazmasndaki makalesini okumama izin verdii iin Dr. D. E. Schecter'a teekkr ederim. 5Kar. W. H. Bexton ve bakalarnn (1954), W. Heron ve bakalarnn (1956), T. H. Scott ve bakalarnn (1959) ve B. K. Doane ve bakalarnn (1959) dizi makaleleri. 6Bana kalrsa, deneklerin yalandan-psikoz tepkileri gsterdikleri dncesi verilerin yanl olarak yorumlanmasna dayanmaktadr. 10. KIYICI SALDIRGANLIK 301 tamak anlamna geliyorsa da, yle grnyor ki, bu fark ksaca olsun tartmaya deer. Ruhbilimsel ve nrofizyolojik yaznda, uyaran terimi, hemen hemen yalnzca, benim burada basit uyaran olarak adlandrdm eyi anlatmak iin kullanlmtr. Bir insan, yaamna ynelik bir tehlikeyle tehdit edilirse, verdii karlk basit ve dolayszdr, hemen hemen tepke trndendir; nk bu karlk, o insann nrofizyolojik yapsndan kaynaklanr. Alk ve bir lye kadar da seks gibi baka fizyolojik gereksinmeler iin de ayn ey geerlidir. Karlk veren kii tepki gsterir, ama o eylemde bulunmaz bununla demek istediim, bu kiinin, kamak, saldrmak ya da cinsel bakmdan uyarlm hale gelmek iin gerekli enaz etkinliin tesinde, etkin biimde herhangi bir karlk btnletirmesi yapmaddr. Bu tr karlkta beynin ve btn fizyolojik aygtn insan iin eylemde bulunduu da sylenebilir. ounlukla gzard edilen ey, farkl bir uyaran trnn, kiiyi etkin olmas iin kkrtan bir uyarann bulunduu gereidir. Bylesi bir harekete geirici uyaran, bir roman, bir iir, bir fikir, bir manzara, mzik, ya da sevilen bir kii olabilir. Bu uyaranlardan hibirisi basit bir karlk retmez; bunlar sizi, bir bakma, etkin ve duygusal biimde onlarla aranzda bir ba kurarak, etkin biimde ilgi duyarak, (artk salt bir nesne olmaktan kan) nesnenizdeki yepyeni ynleri grp kefederek, daha ok uyanarak ve daha ok ayrdna vararak karlk vermeye arr. Uyarann eylemine dayanak olan, bir bakma, vcudunuzun onun ald ezgiye gre dans etmek zorunda olduu edilgin nesne olarak kalmazsnz; bunun yerine, dnyayla aranzda balant kurarak kendi yetilerinizi davurursunuz; etkin ve retken hale gelirsiniz. Basit uyaran bir drt retir bir baka deyile, kii bu uyaran tarafndan ynlendirilir; harekete geirici uyaran bir urala sonulanr bir baka deyile, kii bir erek iin etkin biimde ura verir. Bu iki tr uyaran ve karlk arasndaki farkn ok nemli sonulan vardr. Birinci, basit trden uyaranlar, belli bir eiin tesinde yinelenirlerse, artk kaydedilmezler ve uyarc etkilerini yitirirler: (Bu, sk sk yinelenmekle nemsiz olduklarn ortaya koyan uyaranlara ilikin bilinci ortadan kaldran bir nrofizyolojik ekonomi ilkesinden

302 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ileri gelir.) Srekli uyarlma, ya uyarann younluunun artmasn ya da ieriinin deimesini gerektirir; belli bir yenilik esi gereklidir. Harekete geirici uyaranlarn farkl bir etkisi vardr. Bu uyaranlar ayn kalmazlar; bunlara verilen retken karlktan dolay, her zaman yenidirler, her zaman deikendirler: uyarlan kii (uyarlan) uyaranlara canllk kazandrr ve her zaman bunlardaki yeni ynleri kefederek onlar deitirir. Uyaranla uyarlan arasndaki, tek-yanl mekanik U -* K ilikileri deil, karlkl bir iliki vardr. Herkesin deneyimleri bu farkll kolayca dorular. Kii, hi ama hi sklmadan, bir Yunan tiyatro yapt, Goethe'den bir iir, Kafka'dan bir roman, Meister Eckhart'tan bir vaaz, Paracelsus'tan bir deneme, Sokrat-ncesi filozoflardan paralar, ya da Spinoza veya Manc'n yazlarn okuyabilir kukusuz, bu rnekler kiiseldir ve herkes bunlarn yerine kendine daha yakn olanlar koymaldr; bu uyaranlar her zaman canldr; bunlar okuyucuyu uyandrr ve bilinliliini artrr. te yandan, ucuz bir roman ikinci kez okumak skcdr ve insann uykusunu getirir. Harekete geirici ve basit uyaranlarn nemi, renme sorunu asndan belirleyicidir. Eer renme, olgularn yzeyinden kkenlerine, bir baka deyile, nedenlerine, aldatc ideolojilerden plak gereklere inmek, bylece de hakikate yaklamak demekse, coku verici etkin bir sretir ve insan gelimesinin bir kouludur. (Burada yalnzca kitaba dayal renmeyi deil, bir ocuun ya da okuma-yazmas olmayan bir ilkel topluluk yesinin doal ya da kiisel olaylar konusunda yapt bulular da anlatmak istiyorum.) te yandan, renme, koullanmann araclk ettii salt bir bilgi edinmeyse, basit bir uyaranla kar karyayz demektir; burada kiinin vgye, gvenlie, baarya vb. duyduu gereksinmenin yaratt uyarm kii zerinde etkide bulunur. Sanayi toplumlarndaki ada yaam, hemen hemen btnyle bylesi basit uyaranlarla ilerliini srdrr. Uyarlan eyler, cinsel arzu, agzllk, sadistlik, ykclk, zseverlik gibi drtlerdir; filmler, televizyon, radyo, gazeteler, dergiler ve meta pazar bu uyaranlara araclk eder. Genelde, reklamclk, toplumsal olarak retilen arzularn uyarlmasna dayanr. Mekanizma her zaman ayndr: basit uyanl10. KIYICI SALDIRGANLIK 303 ma -> dolaysz ve edilgin karlk. Etkisiz hale gelmemeleri iin, uyaranlarn srekli olarak deitirilmeleri gereinin nedeni burada yatar. Bugn heyecanlandnc olan bir araba, bir-iki yl iinde skc hale gelecektir bu yzden, heyecanlanma aray iinde arabann deitirilmesi gerekir. Birisinin iyi bildii bir yer otomatik olarak skc duruma gelir; bu yzden heyecan, ancak bir tek yolculukta elden geldii kadar ok sayda farkl yer gezilip grlerek elde edilebilir. Bylesi bir ereve iinde, cinsel ilikiye katlan elerin de, heyecan salamak iin, deiiklie gereksinmeleri vardr. nemli olan tek eyin uyaran olmad vurgulanarak, buraya kadar anlatlanlarn nitelendirilmesi gerekir. Kendi korkusundan, ketleme-sinden, tembelliinden, edilginliinden dolay karlk verme yeteneinden yoksun olan birisi karsnda, en uyarc iir ya da kii bile kesin baarszla urayacaktr. Harekete geirici uyarann bir etki yaratabilmesi iin ulalabilir eitimli olma anlamnda deil, insanca karlk verme anlamnda ulalabilir bir uyarlana gerek vardr. te yandan, tam anlamyla canl bir kii, etkin hale gelmek iin ille de belirli bir d uyarana gereksinme duymaz; gerekte o, kendi uyaranlarn kendisi yaratr. Bu fark ocuklarda aka grlebilir. ocuklar, belli bir yaa (be ya dolaylarna) kadar yle etken ve retkendirler ki, kendi uyaranlarn kendileri yaparlar. Kt paralarndan, tahtalardan, talardan, sandalyelerden hemen hemen bulabildikleri her eyden eksiksiz bir dnya yaratrlar. Ne var ki, alt yandan sonra uysal, kendi kendine harekete gemez ve edilgen hale geldikleri zaman, edilgen kalabilecekleri ve yalnzca tepki gsterebilecekleri bir biimde uyarlmak isterler. Gelitirilmi oyuncaklar isterler ve ksa bir sre sonra bunlardan sklrlar; ksacas, arabalar, giysiler, gezilecek yerler ve sevgililer konusunda byklerinin

davrandklar gibi davranmaya balarlar. Basit ve harekete geirici uyaranlar arasnda bir baka nemli fark. daha vardr. Basit uyarann ynlendirdii kii, boalma, heyecan doyumunun bir bileimini yaar doyuma ulat zaman, bu onun iin yeterlidir. Buna karlk, harekete geirici uyarlmann bir doyum noktas yoktur bir baka deyile, hibir zaman kiide yeterince doyuma ulat duygusu uyandrmaz; elbette, normal bedensel yorgunluun bastrmas bunun dndadr. 304 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Bana kalrsa, iki uyaran tr arasndaki farka ilikin nrofizyolojik ve ruhbilimsel verilere dayanlarak bir yasa belirlenebilir: bir uyaran ne denli edilgenletiriciyse, younluunun ve/ya da trnn de o denli sk deitirilmesi gerekir; uyaran ne denli harekete geiriciyse, uyarc niteliini de o denli uzun sre korur ve younlukta ve ierikte deiiklik yapmay o denli az gerektirir. Organizmann uyarlmaya ve heyecanlanmaya duyduu gereksinmeyi byle enine boyuna ele aldm, nk bu gereksinme, ykclk ve zalimlik reten birok etkenden birisidir. Kzgnlk, fke, zalimlik ya da ykma tutkusu tarafndan heyecanlandrlmak, sevgi ve retken, etken ilgi tarafndan heyecanlandrlmaktan ok daha kolaydr; bu birinci tr heyecanlanma bireyin bir aba gstermesini gerektirmez birey sabra ve disipline, renmeye, younlamaya, d krklna katlanmaya, eletirel dne bavurmaya, zseverliini ve agzlln yenmeye gerek duymaz. Kii bymeyi baaramamsa, basit uyaranlar her zaman hazrdr ya da gazetelerden okunabilir, radyo haberlerinde veya televizyonda ve filmlerde seyredilebilir, insanlar, nefret etme, ykma ve bakalarn denetleme gerekeleri bularak, bu uyaranlar kendi kafalarnda da yaratabilirler. (Kitle iletiim aralarnn bu tr heyecan satarak kazandklar milyonlarca dolar, bu aln gcn ortaya koymaktadr.) Gerekte, birok evli ift u nedenden dolay birlikte oturur: evlilik onlara, nefreti, tartmalar, sadistlii ve boyun emeyi yaama frsat verir. Kavgalarna kargn deil, kavgalarndan dolay bir arada otururlar. Mazoist davrann, yani ac ekmekten ve boyun emekten haz duymann kkenlerinden birisi, bu heyecan gereksinmesinde yatar. Mazoist kiiler, heyecanlanmay balatabilmekte ve normal uyaranlara kolayca tepki gstermekte glk ekerler; ama uyaran onlar ezdii zaman, bir bakma kendilerine dayatlan kkrtmaya teslim olabildikleri zaman, tepki gsterebilirler. Can Sknts - Sreen knt Uyarlma sorunu, saldrganlk ve ykcln retilmesinde hi de kk bir rol oynamayan bir olguyla can skntsyla yakndan balantldr. Mantksal adan bakldnda, can skntsn nceki ksmda, saldrganln teki nedenleriyle birlikte tartmamz daha 10. KIYICI SALDIRGANLIK 305 yerinde olurdu; ama buna olanak yoktu, nk uyarlmayla ilgili tartma, can skntsnn anlalmas iin zorunlu bir kouldur. Uyarlma ve can skntsyla ilgili olarak, tip kiiyi birbirinden ayrabiliriz: (1) Harekete geirici uyaranlara retken biimde karlk verme yeteneine sahip kii skntl deildir. (2) Durmadan deien, apak uyaranlara srekli gereksinme duyan kii sreen biimde skntldr, ama can skntsn dnledii iin, bunun ayrdnda deildir. (3) Herhangi- bir normal uyarlma tryle heyecan elde etme giriiminde baarl olamayan kii, ok hasta bir bireydir; bazen iinde bulunduu ruhsal durumun keskin biimde ayrdma vanr; bazen de ac ektii gereinin bilincinde deildir. Bu tip can sknts, can skntsnn davransal bir anlamda geerli olduu, bir baka deyile, kiinin yetersiz bir uyarlma sz konusu olduu zaman skld, ama skntsn dnledii zaman karlk verme yeteneine sahip olduu ikinci tip can skntsndan temelli biimde farkldr. nc durumda, can sknts dnlenemez. Burada, dinamik, karakterbilimsel bir anlamda can skntsndan sz etmekteyiz ve bu durum, sreen bir knt durumu olarak tanmlanabilir. Ama dnlenen ve dnlenmeyen sreen can sknts arasndaki fark yalnzca nicelikseldir. Her iki can sknts tipinde de kii retkenlikten yoksundur; birinci tipte, kii, uygun uyaranlarla nedenini deilse bile

belirtiyi iyileti-rebilir; ikinci tipte belirti bile iyiletirilemez. Fark, skntl teriminin kullanlnda da grlebilir. Eer birisi, Bunalyorum derse, ounlukla bir ruhsal durumu anlatm olur. Eer baka birisi Sklyorum derse, ounlukla d dnya hakknda bir eyler sylemek ister; dardaki dnyann kendisine ilgin ya da elendirici uyaranlar salamadn anlatmak ister. Ama bir skc kiiden sz ettiimiz zaman, kiinin kendisini, karakterini anlatrz. Bize ilgin bir yk anlatmad iin bugih skc olduunu kastetmeyiz; onun skc bir kii olduunu sylediimiz zaman, onun bir kii olarak skc olduunu anlatmak isteriz. Onda l, cansz, ilgin olmayan bir eyler vardr. Birok insan skldn kolayca kabul eder; ama ok az kii skc olduunu kabul edecektir. dnlensin ya da dnlenmesin, sreen can sknts, her ne kadar ancak yakn zamanlarda bir lde kabul grdyse de, ada tek306 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER notronik toplumunda byk ruhsal hastalk olgularndan birini oluturur.17 (Dinamik anlamda) kntl can skntsn tartmaya girmeden nce, davransal anlamda can sknts zerine birka sz sylemek sanrm yerinde olur. Harekete geirici uyaranlara retken biimde karlk verme yeteneine sahip olan kiiler hemen hibir zaman sklmazlar ama sibernetik toplumda bunlara ok az rastlanr. Byk ounluk, ar bir hastalk ekmedii halde, yine de yumuak bir hastalk biimi yetersiz isel retkenlik ekiyor saylabilir. Bu kiiler, kendilerine durmakszn deien, basit harekete geirici deil uyaranlar salayamadka sklrlar. Sreen, dnlenen can skntsnn genellikle hastalkl saylmamasnn birka olas nedeni vardr. Belki ana neden, ada sanayi toplumunda ou insann cannn sklmas ve paylalan bir hastaln hastalk ya da normallikin hastalk olarak alglanmamasdr. Dahas, normal can sknts ounlukla bilinli deildir. ou insan, kendilerini bilinli olarak sklm hissetmelerini nleyen ok sayda etkinlie katlarak, bunu dnlemeyi baarrlar. Gnn sekiz saatinde yaamlarn kazanmak iin urarlar; i saatlerinden sonra, can skntsnn bilince kma tahlikesi belirdii zaman, can skntsnn aa kmasn nleyen ok sayda arala iki ierek, televizyon izleyerek, ata binerek, toplantlara giderek, cinsel etkinliklere katlarak ve daha yaknlarda da moda haline gelen uyuturucu ilalar alarak bu tehlikeden kanrlar. En sonunda da uykuya duyduklar doal gereksinme ar basar ve herhangi bir anda can sknts bilinli olarak alglanmamsa gn baaryla sona erer. Gnmz insannn ana ereklerinden birisinin can skntsndan kamak olduu belirtilebilir. Ancak rahatlatlmam can skntsnn neden olduu tepkilerin younluu deerlendirilecek olursa, bu ruhsal durumun dourduu te-pilerin gc konusunda bir fikir sahibi olunabilir. l^Kar. knty toplumumuzun hastal olarak adlandran A. Burton (1967) ve W. Heron (1957). Daha nceki yazlarmda olduu gibi Umut Devriminde de (1968a) toplumumuzu kasip kavuran bir olgu olarak can skntsnn tad neme ve saldrganlk retici ilevine iaret etmitim. 10. KIYICI SALDIRGANLIK 307 Toplu szleme grmelerinde iilerin ileri srdkleri isteklerin aka ortaya koyduu gibi, ii snf iinde can sknts, orta ve yukar snflarda olduundan ok daha bilinlidir, iiler, daha yksek bir toplumsal dzeyde bulunan birok kiinin tatt gerek doyumdan yoksundurlar. Daha yksek bir toplumsal dzeyde bulunan bu kiilerin ii, en azndan bir lye kadar, yaratc tasarlamaya katlmalarna, imgesel, zihinsel ve rgtsel yetilerini uygulamalarna olanak verir. Son yllarda bol bol rnekle ortaya kan bir gerek bugn mavi yakal iilerin, yetersiz cretler konusundaki daha geleneksel yaknmalarnn yan sra, artan yaknmalarnn, alma saatlerinde hissettikleri ac verici can sknts olduu gerei bunu son derecede ak biimde kantlamaktadr. Sanayi, baz durumlarda, ou kez i zenginletirmesi ad verilen nlemle bunu gidermeye almaktadr; bu nlem, iinin birden

ok ilem yapmasndan, kendi iini diledii gibi tasarlayp dzenlemesinden ve genellikle daha byk sorumluluk yklenmesinden oluur. Bu, doru ynde bir yant gibi grnmektedir; ne var ki, kltrmzn tm ruhu gz nne alnrsa ok snrl bir yanttr. Sorunun, almay daha ilgin duruma getirmekte deil, alma sresini, insann bo zamannda yetilerini ve ilgilerini gelitirebilmesine olanak verecek lde ksaltlmasnda yatt da ou kez ileri srlmtr. Ama bu grn savunucular, bizzat bo zaman da sanayi tketiminin ynettiini ve bo zamann esasnda alma kadar skc olduunu, ancak daha az bilincine varldn unutmu grnmektedirler, insann doayla alverii olan alma, insan varoluunun ylesine temel bir parasdr ki, ancak alma yabanclam durumdan ktnda bo zaman retken hale gelebilir. Ne var ki bu, yalnzca almann niteliini deitirmekle ilgili bir sorun deil, ekonomiyi insann gerek gereksinmelerinin buyruuna verme ynnde topyekn bir toplumsal ve siyasal deiiklik sorunudur. kntl olmayan can skntsnn iki eidi konusunda buraya kadar yaplan tanmlamaya baklnca, farkn yalnzca deiik uyaran trleri arasnda olduu grlecektir; bu uyaranlar harekete geirici olsun ya da olmasn, her iki tr de can skntsn giderir. Ne var ki bu tanmlama bir ar yalnlatrmadr; fark ok daha derine inmekte ve drt ba mamur gibi grnen bu belirlemeyi nemli lde kar-maklatrmaktadr. Harekete geirici uyaranlarca alt edilen can 308 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER sknts gerekten sona erer, hatta hi var olmamtr; nk retken kii, lksel bir deyile, hibir zaman sklmaz ve uygun uyaranlar bulmakta hi glk ekmez. Oysa retken olmayan, isel bakmdan edilgen kii, apak, bilinli can sknts o an iin ortadan kalkt zaman bile skkn olarak kalr. Bu niin byledir? Grnd kadaryla bunun nedeni, can skntsndan yzeysel olarak kurtuluta tm kiinin, zellikle de derinlerdeki duygusunun, imgeleminin, usunun, ksacas kiinin btn temel olanaklarnn ve ruhsal gizilglerinin dokunulmadan kalmasnda; bunlara yaam kazandmlmamasnda yatar. Can skntsn dnleyici aralar, hibir besleyici deeri olmayan bir yn yiyecek gibidir. Kii, daha derin bir dzeyde kendini bo ve uyanmam hissetmeye devam eder. Bu rahatszlk verici duyguyu anlk heyecanla, rpertiyle, elentiyle, ikiyle ve cinsel etkinlikle uyuturur ama bilincinde olmadan sklmaya devam eder. ou kez gnde on iki saat, hatta daha uzun sre alan ve iinin . btn zamann aldn, kendini hi sklm hissetmediini syleyen ok megul bir avukat u d grmtr: Kendimi, Georgia'da prangal mahkmlardan olumu bir takmn yesi olarak gryorum; bilmediim bir sutan dolay Dou'daki memleketimden alnp buraya gnderilmiim. Beni artan, prangay kolayca karabilmem, ama belirlenen ie devam etmek zorundaym; bu i, bir kamyondan kum torbalarn alp biraz uzaktaki bir baka kamyona tamaktan ve ondan sonra ayn torbalar ilk kamyona geri gtrmekten oluuyor. D sresince youn bir zihinsel ac ve knt duygusu yaadm ve bir karabasandan uyanyormu gibi korku iinde uyandm; bunun yalnzca bir d olduunu anlaynca rahatladm. Bu avukat, zmleme almasnn ilk haftalarnda olduka neeli olduu, yaamda kendisini nasl doymu hissettiini syledii halde, bu dten olduka sarslm ve ii hakknda birok farkl fikirler yrtmeye balamt. Ayrntlara girmeden belirtmek istediim tek ey, avukatn, yapmakta olduu eylerin gerekte anlamsz olduu, temelde her zaman ayn olduu, ve para kazanma dnda hibir amaca hizmet etmedii gereinden sz etmeye balamasdr ve ona gre pa10. KIYICI SALDIRGANLIK 309 ra, urunda yaamaya yeterli bir ey deildi. Avukat, zmek durumunda kald sorunlarn ok eitli olmakla birlikte, temelde hepsinin ayn olduu ya da durmakszn yinelenen birka yntemle zlebilecei gereinden sz ediyordu. ki hafta sonra u d grd: Kendimi bromdaki alma masasnda otururken grdm ve

ruhu alnm bir robot gibi hissettim. Olan biteni iitiyor ve insanlarn neler yaptklarn gryordum, ama l olduumu ve beni hibir eyin ilgilendirmediini hissediyordum. Bu dn armlar, kendini cansz ve bunalml hissetme duygusu konusunda daha ok bilgi salad. nc bir d konusunda avukat unlar aktard: Bromun bulunduu bina alevler iinde yanyor; ama bunun nasl olduunu hi kimse bilmiyor. Kendimde yardm edecek g bulamyorum. Avukatn bakan bulunduu hukuk kuruluuna duyduu derin nefreti bu son dn aa kardn, ama bir anlam olmad iin avukatn kesinlikle bunun bilincine varmadn sylemeye gerek bile yoktur.18 Bilinsiz can skntsnn bir baka rneini de H. D. Esler vermektedir. Esler, birok kz arkadayla ilikisini srdren ve yaamnn bu kesiminde ok baarl olan bir hastay, iyi grnl bir renciyi aktarmaktadr; bu renci, yaamn her eye dediini srarla belirtmesine karn, zaman zaman kendini biraz bunalm hissediyordu. Tedavi srasnda hipnotize edildii zaman, birok maske bulunan kara, kra bir yer grd. Kara kra yerin nerede olduu sorulduu zaman, kendi iinde olduunu syledi. Her eyin donuk, donuk, donuk olduunu, maskelerin, kendisini iyi hissettii konusunda insanlar kandrmak iin oynad farkl rolleri temsil ettiklerini syledi. Yaam hakkndaki duygularn dile getirmeye balad: Bu bir hilik duygusu. Tedavi uzman kendisine seksin de anlamsz olup olmadn sorduu zaman, Evet, ama teki eyler kadar anlamsz deil, dedi. nceki bir evlilikten olan ocuunun, her ne kadar kendisini onlara ou insandan daha yakn hissediyorsa da, kendini sktn; dokuz yl sren evliliinde batan savma ve drstlkten 18Bu d ve yorumlan, bana, yllar nce almalarn denetlediim bir renci aktard. 310 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 10. KIYICI SALDIRGANLIK 311 uzak biimde yaadn ve ara sra iki ierek rahatladn belirtti. Babasndan mrnde bir tek arkada olmayan hrsl, anlamsz, yalnz bir adam olarak sz etti. Tedavi uzman, onun, oluyla birlikteyken de yalnz olup olmadn sordu, yant yle oldu: Onunla aramda bir ba kurmak iin ok aba gsterdim, ama baaramadm. lmek isteyip istemedii sorulduunda, hasta, Evet, neden olmasn? dedi; ama yaamak isteyip istemedii sorulduunda da evet yant verdi. En sonunda, gne nn bulunduu, havann lk olduu ve imenlerin bulunduu bir d grd. Dnde insanlarn bulunup bulunmad sorulduunda, Hayr, hi insan yoktu, ama insanlarn geleceine ilikin belirtiler vard dedi. Uyandrld zaman, syledii eylere at.19 knt ve sknt duygusu ara sra bilince kmakla birlikte, ancak uyutum (hipnotizma) durumunda tam olarak bilinli hale gelmiti. Hasta, etkin ve durmakszn yinelenen cinsel servenleriyle, tpk avukatn almayla yapt gibi, skntl durumunu dnlemeyi baarmt; ama bu dnleme esas olarak bilinte meydana gelmiti. Hastann can skntsn bastrmasna olanak vermiti ve hasta, dnleme aksaksz iledii srece bu bastrmay srdrebilirdi. Ne var ki dn-lemeler, isel gerekliin daha derin bir dzeyinde can skntsnn ortadan kalkmad, hatta azalmad gereini deitirmez. yle grnyor ki, kltrmzn normal kanallarnn salad can skntsn dnleyici tketim, ilevini aksaksz biimde yerine getirmemektedir; bundan dolay da can skntsn gidermek iin baka aralar aranmaktadr. Alkol tketimi, insann can skntsn unutmasn kolaylatrmak iin kulland aralardan birisidir. Getiimiz birka yl iinde, yeni bir olgu, orta snf yeleri arasndaki can skntsnn younluunu ortaya koymutur. Haz delileri arasndaki grup seksi uygulamasndan sz ediyorum. Yaplan hesaplamalara gre. Birleik Devletler'de, yaama duyduklar ana ilgi, kar ve koca olmamalar kouluyla birka ift arasnda yaplan cinsel etkinlik olan bir ya da iki milyon kii bulunmaktadr; bunlar ncelikle orta snftan insanlardr, siyasal ve dinsel grleri bakmndan ounlukla tutucudurlar. Ana koul, hibir duygusal ban gelimemesi ve bu tr etkinr. H. D. Esler, kiisel grme.

lige katlanlarn srekli olarak deimesidir. Bu insanlar incelemi olan aratrmaclarn anlattklarna gre (G. T. Bartell, 1971), bu kiiler, bylesi etkinliklere balamadan nce, ylesine skldklarn, saatlerce televizyon izlemenin bile kendilerine yarar salamadn aklamaktadrlar. Koca ile kan arasndaki kiisel iliki o hale gelmitir ki, artk konuulacak hibir ey kalmamtr. Bu can sknts, srekli olarak deien cinsel uyaranlarla rahatlatlr ve hatta, kendilerinin dedii zere, bu kiilerin evlilikleri ilerlemi olur nk artk hi deilse hakknda konuabilecekleri bireyler bir baka deyile, birbirlerinin baka erkekler ve kadnlarla olan cinsel deneyimleri vardr. Haz delilii, evlilikte bakalaryla ayrm gzetmeyen iliki olarak bilinen ve pek de yeni olmayan bir olgunun biraz daha karmak bir eitlemesidir; yeni olan yn, belki de, duygulanl sistemli biimde dtalanmas ve bugn grup seksinin, yorulmu bir evlilii kurtarmann bir arac olarak nerilmesidir. Can skntsn rahatlatmann daha ciddi bir baka arac, ruhsal uyuturucularn kullanlmasdr; bu alkanlk onlu yalarda balar ve ileri ya gruplarna doru, zellikle de toplumsal bakmdan oturmam ve yapacak* hibir ilgin ileri olmayan kiiler arasnda yaylr. Uyuturucu kullananlardan birou, zellikle de daha derin ve daha iten bir yaam deneyimine gerek bir zlem duyan genler gerekten, bunlarn birou, yaam olumlamalar, drstlkleri, servencilikleri ve bamszlklaryla dikkati eker, uyuturucu kullanmann kendilerine byk heyecan verdii ni ve deneyim ufuklann genilettiini ne srerler. Bu iddiay tartma konusu yapmyorum. Ne var ki, uyuturucu almak onlarn karakterini deitinnez; dolaysyla da ektikleri can skntsnn kalc kklerini ortadan kaldrmaz. Kiiyi daha yksek bir gelime durumuna ykseltmez; bunu baarmann tek yolu, kendi benlii iinde sabrl, gayretli alma yolunu tutmak, nasl younlamak ve eitim grmek gerektii konusunda kavray ve bilgi kazanmaktr. Uyuturucular, hibir biimde, birdenbire aydnlanmaya yol amaz. iddet ve ykclk, yetersiz biimde dnlenen can skntsnn en tehlikeli sonularndandr. Bu sonu, en sk olarak, basn, radyo ve televizyonun kamuoyuna verdii deimez gdalar olan sulara, lmle biten kazalara, baka kan dkcle ve zalimlik olaylanna ilikin haI1,11 :V. 312 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER berlere byk ilgi duyma biiminde edilgen bir grnm alr. insanlar bylesi haberlere byk bir istekle karlk verirler; nk bunlar, heyecan retmenin ve dolaysyla da herhangi bir isel etkinlik gstermeden can skntsn yattrmann en kestirme yoludur. iddet betimlemesinin bir etki yaratmas iin, can skntsnn zorunlu bir koul olduu gerei, iddet betimlemesinin etkisine ilikin tartmalarda ounlukla gzard edilmektedir. Oysa, iddetten ve zalimlikten alnan edilgen haz ve sadist ya da ykc davran araclyla etkin biimde heyecan retmenin birok yolu arasnda yalnzca kk bir adm vardr; birisini utandrmaktan ya da alaya almaktan duyulan masum zevk ile bir lin kalabalna katlma arasndaki fark yalnzca nicelikseldir. Her iki durumda da, heyecan kayna hazr olarak bulunmuyorsa, can sklan kii bu kayna kendisi yaratr. Can sklan kii ou kez, bir mini Kolezyum dzenler; burada, Kolezyum'da sahnelenen geni apl zalimliin kendi apnda kk benzerlerini yaratr. Bylesi kiiler hibir eye ilgi duymazlar; en yzeysel trden ilikiler dnda, baka birisiyle ilikileri de yoktur. Herkes ve her ey onlara souk gelir. Bu kiiler duygusal ynden donmutur, hibir sevin duymazlar ama hibir znt ya da ac da duymazlar. Hibir ey hissetmezler. Dnya gri renktedir, gkyz mavi deildir; bu kiiler hibir yaama istei duymazlar ve ou kez canl olmaktan ziyade ldrler. Bazen keskin ve ac verici biimde bu ruhsal durumun ayrdna varrlar, ou kez de hi ayrdna varmazlar. Bu hastalk tipi, tanda sorunlar yaratr. Birok ruh hekimi, en ar durumlarda, psikoz tr bir isel knt tans koyabilir. Ama bu tan kuku gtrr grnmektedir, nk isel kntnn baz ayrc zellikleri bu hastalk durumlarnda bulunmamaktadr. Bu kiiler, kendilerini sulama, sululuk duygusuna kaplma, baarszlklarna kafalarn takma eilimi gstermezler; melankolik hastalarda grlen tipik yz anlatmna da sahip deillerdir.20

Bu en ar knt-can sknts tipinden baka, ok daha sk grlen bir klinik tablo vardr ki, bunun en ak tans sreen nevrotik knt olacaktr (E. Bleuler, 1969). Bugn ok sk grlen 20Am lde can sknts eken hastalara ilikin ok zendirici kiisel grmelerden dolay, ayn zamanda da bana bu hastalarn ikisiyle karlkl grme olana salad iin Dr. R. G. Heath'e teekkr ederim. Aynca bkz. R. G. Heath (1964). 10. KIYICI SALDIRGANLIK 313 klinik tabloda, yalnzca kntnn nedenleri deil, kendisi de bilinsizdir; bylesi kiiler, ou kez, kendilerini kntl hissettiklerinin ayrdnda deillerdir, ama bunlarn knt iinde olduklar kolayca ortaya konabilir. Daha yakn zamanlarda kullanlmaya balanan maskelenmi knt ya da glmseme kntleri terimleri, grld kadaryla, bu tabloyu olduka iyi tanmlamaktadr. Klinik tabloda, iekapank karakter tans konmasna olanak veren zellikler vardr ve bu zellikler, tan sorununu daha da karmaklatnr. Bu tan sorununu daha ileriye gtrmeyeceim; nk grnd kadaryla, bylesi kiilerin daha iyi anlalmas asndan bunun pek byk yarar yoktur. Doru bir tan koymann glkleri daha sonra tartlacaktr. Belki, sreen, dnlenmemi can sknts eken kiilerde, deien kyclk derecelerinde kntl ve izofrenik elerin zel bir bileimiyle karlarz. Amacmz asndan nemli olan, konulan tan deil, bylesi kiilerde an ykclk biimleriyle karlatmz gereidir. Bu kiiler, sk sk, hi de skntl ya da kntl grnmezler. Kendilerini evrelerine uydurabilirler ve ou kez mutlu grnrler; bu kiilerden bazlar grnte yle iyi uyum salamtr ki, ana-babalar, retmenler, rahipler bunlar rnek kiiler olarak verler. Bazlar da eitli su eylemlerinden dolay yetkililerin dikkatini eker ve skntl ya da kntl kiiler olarak deilse de toplum d ya da sulu kiiler olarak kabul edilir. Bunlar ounlukla sknt duygusuna ilikin bilinci bastrma eilimi gsterirler, pek ok kez, baka herkese tam anlamyla normal kiiler olarak grnmek isterler. Bir ruhsal tedavi uzmanna geldikleri zaman, bir meslek semenin ya da renim grmenin kendilerine zor geldiini sylerler; ama genel olarak, ellerinden geldii kadar normal bir grnm ortaya koyma eilimi gsterirler, Przsz, aldatc yzeyin ardnda sakl hastal kefetmek iin dikkatli ve becerikli bir gzlemci olmak gerekir. H. D. Esler tam da bunu yapm ve bir erkek eitim okulunda okuyan birok ergende, bilinsiz knt olarak adlandrd durumu kefetmitir.21 Aadaki paralarda, bu tablonun, birok durumda tek 21 Bu paragraflarda deindiklerim, ounlukla, Dr. H. D. Esler'la yaptm kiisel gr alverilerine dayanmaktadr; Esler, elde ettii verileri yaknda kacak olan bir kitapta yaymlayacaktr. 314 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 10. KIYICI SALDIRGANLIK 315 rahatlama biimi gibi grnen eylemlerin ve ykcln kaynaklarndan birisi olduunu da gzler nne seren birka rnek vereceim. Devlete ait bir akl hastanesinde tedavi altna alnan bir kz bileklerini kesmi ve bu eylemini, kannn olup olmadn grmek istediini syleyerek aklamt. Bu kz, kendini insan gibi hissetmeyen, hi kimseye karlk vermeyen bir kzd; kendini aklayabileceine ya da herhangi bir duygu hissedebileceine inanmyordu. (Eksiksiz bir klinik muayene izofreni olasln dta brakmt.) Bu kz, ilgiden ve karlk verme gcnden ylesine yoksundu ki, kendi kann grmesi, yaadna ve insan olduuna kendisini inandrabilmesinin tek yoluydu. rnein, eitim okulundaki erkeklerden birisi, garajnn atsna ta atp yuvarlanmalarn salyor ve her bir ta kafasyla yakalamaya urayordu. Yapt aklamaya gre, bir eyler hissedebilmesinin tek yolu buydu. Bu gen, be kez kendini ldrmeye kalkmt. Vcudunun ac verebilecek blgelerini kesmi ve her keresinde, cannn kurtarlabilmesi iin, yapt eylemi bekilerin bilmesini salamt. Bu erkek, ac duymann en azndan bir eyler

hissetmesini saladn bildiriyordu. Bir baka delikanl, giysisinin yeninde bir bakla kent caddelerinde yrdnden sz ediyor ve yanmdan geen kiilere ba batrrdm diyordu. Kurbannn yzndeki acy izlemekten haz duyuyordu. Ayn zamanda, ara sokaklara kpekleri gtryor ve orada kpekleri bayla srf zevk olsun diye ldryordu. Bir keresinde zerine basura bastra, imdi dnyorum da, o kpekler ba sapladm zaman bunu hissediyorlard, dedi. Ayn ocuun itiraf ettiine gre, bir retmen ve karsyla birlikte koruluklara yaptklar bir gezi srasnda odun keserken, retmenin karsnn orada yalnz bana durduunu grm ve baltay kadnn kafasna indirmek iin dayanlmaz bir istek duymu. Sonunda kadn, ocuun yznde garip bir bak grerek davranm ve baltay istemi. Bu on yedi yandaki olanda bir bebek yz' vard; mesleki danmanlk amacyla bu ocuu gren bir gzetim grevlisi ocuun ok sevimli olduunu dnyordu ve bu ocuun neden bu kurumda olduunu anlayamyordu. Geree baklrsa, ocuun yzndeki bu sevimlilik tamamiyle aldatcyd ve ok yzeyseldi. Bugn btn Bat dnyasnda benzer olaylar grlr ve zaman zaman gazetelere yansr. UPI ve AP haber kurulularnn 1972'de Arizona, Bisbee'den verdikleri u haber tipik bir rnektir: On yedi yanda baarl bir yksekokul rencisi ve koro yesi olan bir gen, ne srldne gre polise, anne-babasm vurarak ldrdn, nk birisini ldrmenin nasl bir duygu yarattn renmek istediini syledikten sonra, bugn bir ocuk slahevinde gzaltna alnd. Altm yandaki Joseph Roth ve elli yedi yandaki kars Gertru-de'un cesetleri, erif yardmclar tarafndan kran Gnnde Douglas yaknlarndaki evlerinde bulundu. Yetkililer, her ikisinin de, aramba gecesi gslerine bir av tfeiyle bir kez ate edilerek ldrldklerini sylediler. Roth bir yksekokulda grsel-iitsel eitim grevlisi, Bayan Roth da lise retmeniydi. Cochise le Savcs Richard Riley'nin sylediine gre, gen,karlaabileceiniz en nazik gen Bernard J. Roth Perembe gn polise geldi; sorgusu yaplrken sakin ve sayglyd. Riley, ocuun, Adamlar (anne-babas) yalanyorlar, dediini syledi. Onlara ok kzm deilim. Hibir dmanlm yok. Riley, ocuk, anne-babasn ldrmeyi uzun zamandan beri dndn syledi. Birisini ldrmenin nasl bir duygu olduunu bilmek istiyormu, dedi.22 Bu ldrme olaynn gds, grnd kadaryla nefret deil, daha nce deindiimiz olaylarda olduu gibi, dayanlmaz bir can sknts ve gszlk duygusu ve tepki gsterecek birilerinin, vurunca ses getirebilecei birilerinin, gnlk yaantnn tekdzeliine son verecek bir eylemin bulunduunu alglama gereksinmesidir. ldrme, kiinin var olduunu ve bir baka varlk zerinde bir etki yaratabileceini alglamasnn bir yoludur. knt-can skntsna ilikin bu tartmada, yalnzca, can skntsnn ruhsal ynleri ele alnmtr. Bu, nrofizyolojik anormalliklerin de ie karmayaca anlamna gelmez; ama Bleuler'n da vurgulad 22Beklenmedik iddet patlamalarna, urlar gibi bir beyin rahatszl neden olabilir ve kukusuz, bylesi durumlarn, kntl-skntl durumlarla hibir ilikisi yoktur. 316 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER gibi, bu anormallikler ancak ikincil bir rol aynayabilir, oysa belirleyici koullar tmel evresel durumda bulunabilir. Benim dnceme gre, umut ve yaam sevgisi havasnn ar bast bir toplumda, ayn aile yaps geerli olsa da, ar knt-can sknts olaylarnn bile daha seyrek ve daha az youn olmas ok olasdr. Ama son onyllarda, gitgide bunun kart geerli olmakta ve bylelikle de bireysel kntl durumlarn gelimesi iin ok uygun bir ortam salanmaktadr. Karakter Yaps Deiik trden, yalnzca insan olma durumundan kaynaklanan bir gereksinme bir karakter yaps gelitirme gereksinmesi vardr. Bu gereksinme, daha nce ele alnan bir olguyla,

insanda igdsel donanmn tad nemin azalmas olgusuyla ilikilidir. Etkili davran, kiinin bir an iinde yani, gereinden ok kukuyla ertelemeye meydan vermeksizin ve greceli olarak btnsel bir biimde hareket edebilmesini gerektirir. Kortlandt'n, empanzelerin kararllktan yoksun olularna, ikircikli ve bir lde etkisiz davranlarna deindii zaman empanzeler konusunda dile getirdii amaz (Ksm 6'ya baknz) ite budur (A. Kortlandt, 1962). empanzelere oranla igdlerle ok daha az ynlendirilen insann, yoksun olduu igdlerin yerini tutacak bir karlk gelitirmesi sayesinde biyolojik baarszlktan kurtulduunu dnmek akla yatkn grnmektedir. Bu karlk ayn zamanda igdlerin ilevine de sahip olmak zorundadr: insann igdlerce gdleniyormu gibi eylemde bulunmasn salamak zorundadr. Bu karlk insan karakteridir. Karakter, insan enerjisinin kiinin erekleri dorultusunda dzenlendii zgl yapdr; davran, baat ereklerine gre gdler: bir kii, karakterine uygun olarak, igdsel biimde hareket eder, deriz. Herakleitos'un deyiini kullanrsak, karakter insann yazgsdr. Agzl kii, artrmas m, yoksa harcamas m gerektii konusunda kafa yormaz; artrmaya ve biriktirmeye itilir; smrc-sadist karakteri smrme tutkusu ynlendirir; sevecen-retken karakter, sevgi ve paylama uruna aba gstermekten kendini alamaz. Karakterin koullandrd bu drtler ve uralar her bir kii iin ylesine gl 10. KIYICI SALDIRGANLIK 317 ve tartmaszdr ki, kiiler kendi drt ve uralarn tamamen doal bir tepki olarak hissederler ve doalar ok farkl baka kiilerin bulunduuna gerekten inanmak onlara zor gelir. Bunun ayrdna varmaktan kanamadklar zaman, bu bakalarn bir tr sakatlk eken ve insan doasna aykr kiiler olarak grmeyi yelerler. Baka insanlar yarglamakta duyarlk gsteren birisi (elbette, bu yarglama ii, kiinin kendisi sz konusu olunca ok daha zordur), bir kiinin sadist bir karaktere mi, ykc bir karaktere mi, yoksa sevecen bir karaktere mi sahip olduunu sezer; ak davrann gerisindeki kalml zellikleri grr ve sevecen bir kiiymi gibi davranan ykc bir karakterin drst olmadn sezme yeteneine sahiptir.23 Soru udur: insan tr, empanzelerin tam tersine, neden bir karakter gelitirebildi? Bu sorunun yant, birtakm biyolojik nedenlerde yatabilir. nsan kmeleri, ta bandan beri, gerek dnyann farkl blgeleri bakmndan, gerek ayn blge iersindeki iklim ve bitki rts deiiklikleri bakmndan, ok deiik evre koullar altnda yaamlardr. Homo'nvn ortaya kndan bu yana, kaltsal deiiklikle aktarlan farkllklara bir lde uyarlanma olmakla birlikte, bu uyarlanma greceli olarak az olmutur. Ama Homo gelitike, uyarlanma da kaltsal deiikliklerin bir sonucu olmaktan o lde uzaklamtr ve son utuz bin ylda bylesi deiiklikler hemen hemen sfr olmutur. Yine de bu farkl evresel durumlar, her bir kmenin, yalnzca renerek deil, bir toplumsal karakter de gelitirerek, davrann bu durumlara uyarlamasn zorunlu klmtr. Toplumsal karakter kavram, her toplum biiminin (ya da toplumsal snfn), o belirli toplumun ileyii iin zorunlu olan zgl biimde insan enerjisi kullanmaya gereksinme duyduu dncesine dayanr. Toplumun aksaksz biimde ilemesi isteniyorsa, bu toplumun yeleri, yapmalar gereken 23Hayvanlann hi karaktere sahip olmadklarn ima etmek istemiyorum. Hi kukusuz, hayvanlarn da kendi bireysellikleri vardr, bir hayvan trn epeyce tanyan bir kii bunu iyi bilir. Ama bu bireyselliin, bir lye kadar, bir yaradl kaltmsal olarak verilmi bir yap olduu, kazanlm bir zellik olmad gz nnde bulundurulmaldr. Dahas, Hayvanlann karakteri var mdr, yok.mudur? sorusu, eskiden tartlan, Hayvanlann zeks var mdr, yok mudur? sorusu kadar ksr bir sorudur. Bir hayvan ne denli igdsel olarak ynlendiriyorsa, o denli az da karakter esine rastlayabileceimiz ve bunun tersi kabul edilmelidir. 318 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER eyi yapmay istemek durumundadrlar. Genel ruhsal enerjinin zgl ruhsal toplumsal enerjiye dnt bu srece toplumsal karakter araclk eder (E. Fromm, 1932, 1941, 1947, 1970). Toplumsal karakterin olumasn salayan aralar temelde kltreldir. Toplum, anne-

babalar araclyla, deerlerim, kurallarn, buyruklarn vb. genlere aktarr. Ama empanzelerin dili olmad iin, simgeleri, deerleri ve fikirleri iletemezler; baka biimde sylersek, karakter oluumu iin gerekli koullardan yoksundurlar. Kesinlikle syleyebiliriz ki, karakter insana zg bir olgudur; yalnzca insan, kaybettii igdsel uyarlanmann yerine bir karlk yaratabilmitir. Karakterin elde edilmesi, insann varln srdrmesi srecinde ok nemli ve zorunlu bir eydi; ama bu kazanm birok sakncaya, hatta tehlikeye de sahipti. Karakter, geleneklerce oluturulduu ve insan usuna seslenmeksizin gdledii srece, yeni koullara ou kez uyum salamaz ya da bazen bu koullara taban tabana kart bile olabilir. rnein, devletin mutlak egemenlii gibi kavramlar eski bir toplumsal karakter tipinden kaynaklanr ve atom anda insann varln srdrmesi bakmndan tehlikelidir. Karakter kavram, kyc saldrganlk davurumlarnn anlalmas asndan belirleyici nem tar. Bir kiideki ykc ve sadiste tutkular, ounlukla onun karakter sistemi iinde dzenlenmitir. Szgelimi, sadist bir kiide, sadistlik drts, onun karakter yapsnn baat bir parasdr ve bu kiiyi sadiste davranmaya yneltir; bu drty ancak kiinin kendini koruma konusunda duyduu kayg snrlandrr. Sadist karakterli bir kiide, bir sadistlik tepii srekli olarak etkin durumdadr; eyleme gemek iin yalnzca uygun bir durum ve yerinde bir gereke bekler. Karakterden kaynaklanan sadistlik, kendini anlatma kavuturmak iin frsat kollayan ve bylesi frsatlar kolayca ele gemiyorsa bunlar istek davramyla yaratan, kendiliinden akan bir tepi olduu iin, bylesi bir kii, Lorenz'in hidrolik modeline (Ksm l'e bakyz) hemen hemen tamamen uymaktadr. Belirleyici fark, sadiste tutkunun kaynann kaltmsal olarak programlanm sinir blgesinde deil, karakterde yatmasdr; bundan dolay, bu tutku btn insanlarda deil, yalnzca ayn karakteri paylaan insanlarda ortak olarak bulunur. Daha sonra sadist ve ykc karakterin baz rnekleriyle bunlarn olumas iin gerekli koullan greceiz. 10. KIYICI SALDIRGANLIK 319 KARAKTERDEN KAYNAKLANAN TUTKULARIN GELMES N GEREKL KOULLAR insann varolusal gereksinmelerine ilikin tartma, bu gereksinmelerin farkl biimlerde giderilebileceini ortaya koymutur. Bir adan-mlk nesnesine duyulan gereksinmenin yant, kendini Tanr'ya, sevgiye ve hakikate adama ya da ykc putlara tapma olabilir. Balantllk gereksinmesinin yant, sevgi ve incelik ya da bamllk, sadistlik, mazoistlik, ykclk olabilir. Birlik ve kkllk gereksinmesinin yant, dayanma, kardeelik, sevgi ve gizemsel deneyim ya da ayyalk, uyuturucu tutkunluu, kiilikten uzaklama olabilir. Etkililik gereksinmesinin yant, sevgi retici alma ya da sadistlik ve ykclk olabilir. Uyarlma ve heyecanlanma gereksinmesinin yant, insana, doaya, sanata, fikirlere retken ilgi duyma ya da doymak bilmez biimde durmakszn deien zevklerin peinde koma olabilir. Karakter-kkenli tutkularn gelimesi iin gerekli koullar nelerdir? ilk olarak, bu tutkularn tekil birimler olarak deil, sendromlar olarak ortaya ktklarn gz nne almamz gerekir. Sevgi, dayanma, adalet, mantk birbiriyle karlkl balant iindedir; bunlarn hepsi de yaam ilerletici sendrom olarak adlandracam ayn retken ynelimin davurumlardr. te yandan, sadistlik-mazoistlik, ykclk, agzllk, zseverlik, kandayla cinsel iliki eilimi de birbiriyle ilikilidir ve ayn temel ynelimden yaam kstekleyici sendromdan kaynaklanrlar. Sendromun bir esinin bulunduu yerde teki eler de eitli derecelerde vardr; ama bu, bir kiiye ya bu ya da teki sendromun egemen olduu anlamna gelmez. Gerekte, bu durumdaki kiiler ayrksdr: ortalama kii, her iki sendromun bileiminden oluur; kiinin davran ve deime olasl asndan nemli olan, her bir sendromun gcdr. Nrofizyolojik Koullar Bu iki tr tutkudan her birinin gelimesi iin gerekli nrofizyolojik koullara gelince, insann bitmemi-ve tamamlanmam olduu ger320

SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER einden yola kmamz gerekir (L. Eiseley, 1971). Yalnzca doduunda insann beyni tam olarak gelimemi olmakla kalmaz, insann kendini iinde bulduu dengesizlik durumu da onu hibir kesin zm olmayan, gerisi tamamlanacak bir sre olarak brakr. Ama igdlerin yardmndan yoksun kalan ve yalnzca, kendini byk kolaylkla aldatmasn salayan, us dediimiz clz bastonla donatlan insan, nrofizyolojik donanmndan da hi yardm grmez durumda m kalmtr? Bu varsaym, nemli bir noktay gzden karm gibi grnmektedir. Yalnzca byklk bakmndan deil, sinir hcrelerinin nitelii ve yaps bakmndan da primatlarn beyninden ok stn olan insan beyni, bedensel ynden olduu kadar ruhsal ynden de insann salna ve gelimesine ne tr ereklerin katkda bulunduunu kavrama yeteneine sahiptir, insan beyni, insann gerek, ussal gereksinmelerinin gerekletirilmesine gtren erekler belirleyebilir ve insan, toplumunu, bu gerekletirme amacna katkda bulunacak biimlerde rgtleyebilir. insan yalnzca bitmemi, tamamlanmam, elikilerin yk altnda bir varlk deildir; en uygun biimde gelimek iin etkin bir aray iinde olan bir varlk olarak da tanmlanabilir; d koullar haddinden ok elverisiz olduu iin bu aray sk sk baarszla urasa bile, insan bundan ylmaz. insann, en uygun biimde gelimek iin etkin aray iinde bulunan bir varlk olduu varsaym, nrofizyolojik verilerin desteinden uzak deildir. C. J. Herrick gibi sz edilir bir aratrmac yle yazmaktadr: insann zekyla ynlendirilen zgeliim yetenei, ona kendi kltr kalbn belirleme ve dolaysyla da insan evriminin akn kendi seimi dorultusunda biimlendirme becerisi kazandrr. Baka hibir hayvann sahip olmad bu beceri, insann en belirgin ayrc zelliidir ve belki de bilimin bildii en nemli gerektir (C. J. Herrick, 1928). Livingston, ayn sorun konusunda ok ilintili baz noktalara deinmektedir: eitli sinir sistemi rgtlenmesi dzeylerinin, karlkl bamllk 10. KIYICI SALDIRGANLIK 321 iinde, birbirleriyle balantl olduklar, kukuyu aan bir kesinlik kazanmamtr. Her naslsa, bu farkl btnleyici ilev dzeylerinin her birisinde rgtlenen amasal davran, nitelii hl bilinmeyen aralarla, birbiriyle mcadele eden ilevler arasnda bir tr nihai mantksal hesaplamay temsil eden tmel amalardan olumu balantl bir dizi halinde anlatma kavuturulur. Tm organizmann amalar, btnletirilmi bir isel bak asna uygun olarak ak seik biimde davurulur ve srekli olarak bu amalara hizmet edilir. (R. B. Livingston, 1967a; vurgular bana ait). Birincil fizyolojik gereksinmeleri aan gereksinmeler sorununu tartrken, Livingston unlar belirtmektedir: Fiziksel-kimyasal teknikler araclyla, molekl sel dzeyde baz eree-ynelik sistemler tannabilir. Beyin devresellii dzeyindeki teki eree-ynelik sistemler, nrofizyolojik teknikler kullanlarak tannabilir. Her bir dzeyde, bu sistemin paralar, davran yneten isteklerle ve doyumlarla ilgilidir. Bu eree-ynelik sistemlerin hepsi protoplazma maddelerinden kaynaklanr ve protoplazma maddelerine zgdr. Bylesi sistemlerin birou zel biimde uzmanlamtr ve belirli sinir sistemleri ile salg sistemlerinde yerlemitir. Evrim iinde geliip yetkinlemi organizmalar, yalnzca byme ve beslenme gereksinmelerini yerine getirmek iin deil; sadece cinsel birleme, ocuklarn yetitirilmesi ve yiyecek, aile ile topraa koruyuculuk edilmesi iin gereken zorunlu ibirlii eylemleri iin deil; salt evresel deiikliklere baaryla yant vermek bakmndan zorunlu olan uyarlanma davranlar iin deil; ayn zamanda fazladan enerjiler, uralar ve ulama abalar salt varln srdrmenin tesine geen arlklar iin de isteklere ve doyumlara sahiptirler (R. B. Livingston, 1967; vurgular bana ait). yle srdrmektedir Livingston: Tpk diler ve peneler gibi beyin de evrimin bir rndr; ama yapc uyarlanma konusunda sahip olduu yeteneklerden dolay beyinden daha ok ey bekleyebiliriz. Sinirbilimciler, daha eksiksiz ola-

322 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER rak kendi kendisinin ayrdna varmasnda insanla yardm etmek ve insann daha soylu seeneklerine k tutmak iin insan soyunun btn gizil glerini anlamay, kendilerine uzun erimli hedef olarak alabilirler. Her eyden nce, sz konusu olan, belleme, renme, iletiimde bulunma, imgelem, yaratclk yetenekleri ve zbilin gleriyle insanl sekinletiren insan beynidir (R. B. Livingston, 1967). Livingston, ibirlii, inan, karlkl gven ve zgeciliin sinir sisteminin dokusuna ilendiini ve bunlarla balantl isel doyumlarca sevk edildiini savunmaktadr.24 isel doyumlar, hibir ynden, isteklerle snrl deildir. Livingston'a gre: Honutluklar, salk, gllk ve dinlenmilikten; hem kaltsal olarak verilmi, hem de toplumsal olarak kazanlm deerlerle birlikte bulunan keyiften; yepyeni eylerle karlanca ve yepyeni eyler bulmaya ynelik aray srasnda ortaya kan sevinlerden, bir bana ve paylalan ho heyecan duygularndan kaynaklanan olumlu doyumlarla da balantldr. Honutluklar, merakn doyurulmas ve aratrma hazz sonucunda, gitgide genileyen dzeylerde bireysel ve ortaklaa zgrlk kazanlmas sonucunda ortaya kar. Doyumun olumlu ynleri, insanlarn inanlmaz yoksunluklar ektikleri halde yine de yaama drt elle sarlabilmelerine ve bundan da teye, bizzat yaam deerlerini geride brakabilen inanlara nem verebilmelerine olanak verir (R. B. Livingston, 1967). Aada deineceimiz baka yazarlar kadar Livingston'n da vurgulad belirleyici nokta, eski igdc dnle temelli bir kartlk iindedir. Bu yazarlar, dayanma, zgecilik, karlkl gven ve hakikat uralar gibi yce uralar beynin hangi zel blgesinin rettii konusunda kuru yorumlar yapmamakta; bunun yerine, beyin sistemini, evrim asndan, varln srdrlmesine hizmet eden bir btn olarak grmektedirler. ^Livingston, yapya yerleik ibirlii davran olmakszn memelilerin ve baka birok yaam biiminin bir tek kuann bile varlm srdremeyeceini szlerine eklemekte ve bylece de P. Kropotkin'in Karlkl Yardmlama adl nl kitabnda (1955) ortaya koyduu bulgular dorulamaktadr. 10. KIYICI SALDIRGANLIK 323 C. von Monakow ok ilgin bir neride bulunmutur. Von Monakow, ilevi en uygun gvenlik doyumunu, uyarlanmay ve kusursuzluk uralarn gvence altna almak olan bir biyolojik vicdann (syne-idesis) var olduunu ileri srmtr. Von Monakow'un savunduuna gre, organizmann, kendi gelimesine hizmet eden bir dorultuda ilerlik gstermesi, Klisis (sevin, byk arzu, mutluluk) dourur bu yzden de bu tr davran yinelemeye ynelik bir istek ortaya karr; te yandan, organizmann en uygun biimde gelimesine zarar veren davran ise Ekklesis'le (neesizlikle, kt duyguyla) sonulanr ve kiiyi, ac douran davrantan kanmaya iter (C. von Monakow, 1950). H. von Foerster, duygu sezgisi ve sevginin beyin sisteminin znde bulunan nitelikler olduunu savunmutur. Von Foerster'n k noktas kavrama kuramdu- ve von Foerster, iki kiinin birbiriyle iletiimde bulunmasnn nasl olanakl olduu sorusunu ortaya atmaktadr, nk dil paylalm bir yaanty ngrr. Kendi bana evre, insan iin deil de insan gzlemciyle olan ilikisi iinde var olduu iin, diye akl yrtr von Foerster, iletiim, teni eriyle birbirinden ayrlan, ama yaplar bakmndan birbirine benzeyen iki ede evrenin benzer temsilini grmemizi gerektirir. Bu iki e kavray edindikleri ve bundan yararlandklar zaman, A, A*nn bildii eyleri bilir, nk A, kendisini A* ile zdeletirir ve Ben-Sen eitliini elde ederiz... Aktr ki, zdeleme en gl balamadr ve bu balamann en karmak davurumu sevgidir (H. von Foerster, 1963).25 Ne var ki, btn bu yorumlar, insann, kesin doumundan bu yana geen krk bin ylda bu yce uralar daha eksiksiz biimde gelitirmeyi baaramadn, ama en bata agzll ve ykcl tarafndan ynetilmi gibi grndn ortaya koyan olduka somut gerekle eliir grnmektedir, insann yapsna biyolojik olarak yer25Paylalm yaant, zellikle, btn ruhsal anlayn temelidir, bir baka kiinin bilindn

anlamak, kendi bilindmza ulaabildiimiz iin teki kiiyi anlamamz ve bylelikle de onun yaantsn paylaabilmemizi ngrr. Bkz. E. Fromn, D. T. Suzuki ve R. de Matino (I960). 324 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 10. KIYICI SALDIRGANLIK 325 letirilmi uralar niin baskn durumda kalmad ya da niin baskn duruma gelmedi? Bu soruyla ilgili bir tartmaya girmeden nce, sorunun snrlarn izelim. Cilal Ta dneminden nceki insann ruhu konusunda pek fazla dolaysz bilgiye sahip olmadmz kabul etmekle birlikte, daha nce grdmz gibi, avc-yiyecek toplayclardan ilk tarmclara kadar en ilkel insanlar ykclk ve sadistliin karakterize etmediini kabul etmek iin hakl gerekeler vardr. Gerekten, ounlukla insan doasna maledilen olumsuz nitelikler, uygarlk gelitike daha gl ve yaygn duruma gelmitir. Dahas, tarihin ok nceki dnemlerinde, iinde yaadklar kltrlerin ilkelerine kar karak yeni erekleri savunan byk retmenlerin, yce ereklerin eitli biimlerini dile getirdiklerini ve gerek dinsel, gerekse laik nitelikteki bu amalarn, toplumlar tarafndan bunlarn kartna inanmaya koullandrlm insanlarn yreklerine tekrar tekrar derinden seslendiini hi akldan karmamak gerekir. Gerekten, insann zgrlk, onur, dayanma ve doruluk ura, tarihsel deiiklii ortaya karan en gl gdlerden birisi olmutur. Ne var ki, btn bu nitelemeleri gz nne alsak bile, insann yapsnda bulunan yce eilimlerin bugne kadar byk lde yenilgiye urad ve gnmzde yaayan kiilerin bunu zel bir kaygyla hissettikleri gerei ortada durmaktadr. Toplumsal Koullar Bu yenilginin nedenleri nelerdir? Grnd kadaryla, bu soruya verilebilecek tek doyurucu yant, insann iinde yaad toplumsal koullarda bulunmaktadr, insanlk tarihinin byk ksm boyunca, bu koullar, insann zihinsel ve teknik gelimesini ilerletmekle birlikte, yukarda deindiimiz yazarlarn szn ettikleri yapsal gizilglerin eksiksiz biimde gelimesine engel olmutur. evresel etmenlerin kiilik zerindeki etkisini ortaya koyan en temel olgular, evrenin beynin gelimesi zerindek dolaysz etkisiyle ilgili olgulardr. Kt beslenmenin, bebein beyninin normal gelimesini nleyebildii bugn kesinlik kazanm bir gerektir. Yalnzca beslenmenin deil, hareket ve oyun zgrl gibi baka etmenlerin de beynin gelimesi zerinde dolaysz bir etkiye sahip olabilecei de hayvan deneyleriyle ortaya konmutur. Aratrmaclar sanlar iki kmeye ayrmlar ve bunlar srasyla "zenginletirilmi" ve "kstlanm" evrelere yerletirmilerdir. Birinci kmedekiler, zgrce hareket edebilecekleri, eitli nesnelerle ve birbirleriyle oynayabilecekleri byk bir kafeste brakldklar halde "kstlanm" hayvanlar tek tek kk yaltma kafeslerinde yetitirilmitir. Bir baka deyile "zenginletirilmi" hayvanlar, "kstlanm" hayvanlara oranla, ok daha byk bir uyarlma ve devimsel uygulama olanana sahip olmutur. Aratrmaclar, ilk kmedeki sanlarn vcut arl ikinci kmedekilerden daha az olmakla birlikte ilk kmedeki sanlarda gri beyin zar maddesinin kstlanm kmede yer alan sanlar-dakinden daha kaln olduunu bulmulardr (E. L. Bennett ve tekiler, 1964). Buna benzer bir incelemede Altman, zenginletirilmi hayvanlardaki beyin zarnn alannda bir artma olduunu gsteren dokubilimsel kantlar ve zenginletirilmi ortamdaki olgun hayvanlarda hcre yenilenme ve oalma hznn arttn gsteren otoradyografik kantlar elde etmitir (J. Altman ve G. D. Das, 1964). Altman'n laboratuvarn-da elde edilen ilk sonular, bebeklik srasnda sanlara uygulanan ilem gibi baka davransal deikenlerin, beyin gelimesini, zellikle de beyincik zar, taraks hipokampus kvrm ve neokorteks gibi yaplarda hcre yenilenmesini kkl biimde deitirebileceini ortaya koymaktadr (J Altman, 1967a). Bu deneylerden elde edilen sonular insana uygulanacak olursa, beynin gelimesinin yalnzca

yiyecek gibi d etkenlere deil, bir bebek baklr ve tutulurken gsterilen scakla, bebein elde ettii uyarm derecesine ve hareket etme, oyun oynama, kendini anlatma kavuturma konusunda sahip olduu zgrlk dzeyine de baml olduu grlecektir. Ama beyin gelimesi bebeklikte durmaz, hatta ergenlik ya da yetikinlikte de durmaz. R. B. Livingston'in iaret ettii gibi: Gelimenin durduu, hatt hastalk ya da yaralanmadan sonra yeniden dzenleme yeteneklerinin ortadan kalkt hibir nokta yoktur (R. B. Livingston, 1967). Grnd kadaryla, uyarma, zen326 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER i, dirme ve sevgi gibi evre etkenleri, yaam boyunca, beyin maddesi zerinde karmak ve anlalmas g bir etkide bulunmaya devam edebilir. Bugn iin, evrenin beynin gelimesi zerindeki dolaysz etkisi hakknda ok az, ey biliyoruz. Hele ki, (btn duygusal sreler, hi kukusuz, beyin srelerinde bir dayanaa sahip olmakla birlikte) toplumsal etkenlerin karakterin gelimesinde oynad rol hakknda ok daha fazla ey biliyoruz. Bu noktada, toplum bilimlerindeki ana dnce izgisine insann karakterini iinde yaad toplumun, ya da davran terimlerle sylersek, maruz brakld toplumsal koullanmann oluturduu tezine katlyormuuz gibi bir izlenim doacaktr. Ne var ki, bu gr ile burada nerilen gr arasnda temel bir fark vardr. Toplum bilimleri konusundaki evreci gr esas olarak grececidir; bu gre gre, insan, zerine her kltrn kendi metnini yazd tertemiz bir sayfa kttr. nsan, toplumu tarafndan iyi ya da kt ynde yourulur; burada iyi ya da kt, ahlaksal ya da dinsel bir bak asndan, deer yarglan olarak grlmektedir.26 Bu kitapta taknlan tutumun varsaydna gre, insan bir znel eree sahiptir, insann biyolojik yaps yaama kalplarnn kaynadr, insan, eksiksiz ilerleme ve gelime olanana sahiptir, yeter ki verili bulunan d koullar bu amaca hizmet etsin. Bunun anlam, insann en uygun biimde gelimesine ve eer nceki varsaymlarmz doruysa, yaam ilerletici sendromun yol kat-etmesine hizmet eden zgl evre koullarnn bulunduudur. te yandan, bu koullarn bulunmamas lsnde, insan ktrm, gelimesi engellenmi bir kii olacak ve onu, yaam kstekleyici sendromun varl karakterize edecektir. Bedensel gelime ve salk bakmndan yap ile yaam kalplar arasnda var olan ilikiyi tartma konusu yapmay usuna bile getirmeyen pek ok kiinin, bu gr idealist ya da bilimsellikten uzak saymas gerekten artcdr. Bu noktay rtmeye pek gerek yok2"Geleneksel evreci grn sekin bir istisnas, Marx'in grdr; Stalin'ci ya da reformcu yorumlaryla kaba Marx'lk. bunu gzlerden gizlemek iin her eyi yapm olsa bile bu bir gerektir. Marx, her tarihsel devirde deitii biimiyle insan doas"ndan ayr olarak, bir "genel olarak insan doas kavram nermitir (K. Marx, 1906). Marx'a gre, kapitalizm gibi belli toplumsal koullar ktrm bir insan yaratr. Onun anlad biimiyle sosyalizm, insann eksiksiz biimde kendini gerekletirmesine hizmet edecektir. 10. KIYICI SALDIRGANLIK 327 tur. zellikle beslenme alannda, baz besin eitleri vcudun gelimesine ve salna katkda bulunduu halde, baz besinlerin de organik ilev bozukluundan, hastalktan ve erken lmden sorumlu olduunu ortaya koyan bol bol veri vardr. Salk zerinde yalnzca beslenmenin deil, bedensel hareket ya da gerilim gibi baka etkenlerin de bylesi bir etkide bulunabilecei ok iyi bilinmektedir, insan, bu bakmdan, baka organizmalardan farkl deildir. Her ifti ya da bahvann bildii gibi, tohumun iyi filizlenmesi ve bitkinin bymesi iin belli bir nem dzeyine, scakla ve toprak trne gerek vardr. Bu koullar yerine getirilmezse, tohum rr ve toprakta lr; bitki l domu olur. Koullar elveriliyse, meyve aac, olabilecei kadar uygun biimde byr ve bu belirli aacn retebilecei kadar kusursuz meyve tar. Koullar en uygun dzeyden daha az elveriliyse, aa ve meyvesi, kusurlu ya da sakat olur.

yleyse, kar karya olduumuz soru udur: nsandaki gi-zilglerin eksiksiz biimde gelimesine hizmet eden evre koullar nelerdir? Bu soru hakknda binlerce kitap yazlm ve yzlerce farkl yant verilmitir. Hi kukusuz, bu kitabn balam iersinde bir yant vermeye girimeyeceim.27 Bununla birlikte, ksaca da olsa baz genel yarglarda bulunulabilir: Bireylerin incelenmesi kadar tarihsel kaytlarn da ortaya koyduuna gre, zgrln, hareket geirici uyaranlarn varl, smrc denetimin bulunmay ve ve insan merkez alan retim biimlerinin varl insann gelimesi iin elverilidir; kart koullarn varl ise elverisizdir. Dahas, bir ya da iki koulun varlnn deil, btn bir etkenler sisteminin varlnn etki yaratt gereini giderek artan sayda insan kavramaktadr. Bunun anlam, insann en eksiksiz biimde gelimesine hizmet eden genel koullarn ve elbette, bireysel gelimenin her bir evresi kendine zg koullara sahiptir ancak, eitli elverili koullarn en uygun ortam salayacak biimde birletii bir toplumsal sistemde bulunabileceidir. Toplum bilimcilerinin, insann gelimesi iin en elverili toplumsal koullar sorununu en byk dikkati gerektiren bir sorun olarak grmemelerinin nedenleri, eer birka sekin ayrklk dnda, toplum bilimcilerinin esas olarak var olan toplumsal sistemin eletiricileri 27Kar. E. Fromm (1955). 328 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER deil, savunucular olduklarn belgeleyen zc gerek kavranrsa, kolayca sezilebilir. Bunun nedeni, bunlarn ulatklar sonularn, doa bilimlerinin tersine, toplumun ileyii bakmndan ok az deer tamas olabilir. Buna karlk, hatal sonular ve yzeysel irdeleme, ideolojik har olarak yararl bir ileve sahiptir; oysa hakikat, her zaman olduu gibi, yrrlkteki duruma ynelik bir tehdittir.28 Buna ek olarak, insanlarn istei onlarn yararnadr varsaym, sorunun yeterince incelenmesi grevini daha da gletirmitir. nsanlarn isteklerinin ou kez insanlar iin zararl olduu ve bizzat bu isteklerin, bozuk ileyiin ya da alamann veya her ikisinin birden belirtileri olabilecei gerei gzard edilmektedir. rnein, birok insan uyuturucu kullanmak istese bile, uyuturucu tutkunluunun arzu edilir bir ey olmadn bugn herkes bilmektedir. Btn ekonomik sistemimiz, piyasadaki mallarn krl biimde giderecei istekler yaratmaya dayand iin, isteklerin usdlna ilikin eletirel bir zmlemenin tutulmas pek beklenemez. Ama burada durup kalamayz. nsanlarn ounluu, insan-varlklar olarak gerek karlarn kavramak iin niin mantklarn kullanmazlar? diye sormamz gerekir. Bunun nedeni, yalnzca, insanlarn beyninin ykanm olmas ve boyun emeye zorlanmalar mdr? Dahas, ynetimleri altnda bulunan sistemin, insan varlklar olarak kendi karlarna hizmet etmediini niin daha ok sayda nder kavramamtr? Aydnlanma dnrlerinin yatkn olduklar gibi, her eyi nderlerin agzll ve yalancl asndan aklamak, sorunun zne inanmayan bir aklama olur. Tarihsel gelimeye ilikin kuramnda Marx'in ortaya koyduu gibi, insan, toplumsal koullar deitirmeye ve iyiletirmeye ynelik uranda, evresinde bulunan evrebilimsel koullar, iklim, teknik, corafi durum ve kltrel gelenekler gibi maddi etkenlerce srekli olarak kstlanr. Daha nce grdmz gibi, ilkel avc-yiyecek toplayclar ve ilk tarmclar, ykc tutkulardan ok yapc tutkularn ortaya kmasna uygun olan nispeten dengeli bir evrede yayorlard. Ama gelime sreci iinde, insan deiir ve kendi evresini deitirir. Zihinsel ve teknolojik bakmlardan ilerler; ne var ki bu ilerleme, yaam 28Bkz. S. Andreski'nin toplum bilimleri konusunda yapt ok zekice eletiri (1972). / h s v 10. KIYICI SALDIRGANLIK 329 kstekleyici karakter sendromunun gelimesine katkda bulunan durumlar yaratr. Toplumun, ilk avc-yiyecek toplayclarn toplumundan kentsel devrim e kadar gsterdii dnm anlatrken ana izgileriyle de olsa bu gelimeyi izlemitik, insanlarn dnr ve bilgin olmalarna olanak salayan gerekli bo zaman yaratmak, Msr piramitleri gibi sanat yaptlar kurmak ksacas kltr yaratmak iin, insan klelere sahip olmak, sava yapmak ve

toprak fethetmek zorundayd. Baz bakmlardan, zellikle de zihinsel, sanatsal ve bilimsel ynlerden salanan bizzat bu gelimeden dolay, insan kendini ktrm brakan ve baka bakmlardan, zellikle de duygusal bakmdan gelimesini engelleyen koullar yaratmak zorunda kald. Bunun byle olmasnn nedeni, retici glerin, teknik ve kltrel ilerleme ile zgrln bir arada var olmasna ve bunun yan sra, hepsinin yara almadan gelimelerine olanak verecek kadar gelimemi olmasyd. Maddi koullarn kendi yasalar vardr ve bu koullar deitirme istei kendi bana yeterli deildir. Gerekten, eer yeryz, maddi gerekliin inatlnn insan balamad bir cennet olarak yaratlm olsayd, insann usu, engellenmeden gelimesi iin gerekli evreyi, herkesin kendine yetecek kadar yiyecee ve ayn anda da zgrlk olanana sahip olduu evreyi yaratmak iin yeterli koul olabilirdi. Ama Kutsal Kitap'taki efsanenin diliyle konuursak, insan Cennet'ten kovulmutur ve oraya geri dnemez. Kendisi ile doa arasndaki atmann laneti omuzlarna ykletilmitir. Dnya insan iin yaplmamtr; insan dnyaya atlmtr ve kendi eksiksiz gelimesine hizmet eden, kendi insanca yuvas olan bir dnyay ancak kendi etkinlii ve aklyla yaratabilir, insann yneticileri de, ou kez kendi hrslarnn peinde giden ve tarihsel grevlerini yerine getirmeyi baaramayan kt kiiler olmu olsalar bile, tarihsel gereklilii uygulayan kiilerdir. Usdhk ve kiisel ktlk, ancak d koullarn insan ilerlemesine olanak verecek durumda olduu ve ynetenlerdeki ve ynetilenlerdeki karakter yozlamasnn bu ilerlemeyi engelledii dnemlerde belirleyici etken haline gelmitir. Bununla birlikte, insann toplumsal ve bireysel evriminin ereklerini ak olarak kavrayan hayalciler her zaman bulunmutur. Ama bunlarn topyalar, gerekletirilmesine olanak bulunmayan kuruntu-ar anlamnda topik (hayal rn) deildi. Bunlar hibir yerde (Utopia) meydana gelmemiti. Ama hibir yerde hibir zaman an330 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER lamna gelmez. Bununla demek istediim, bu hayallerin, o anda belli bir yerde var olmadklar ve belki de var olamayacaklar iin topyac olduklardr; ama topyac demek, bunlar zaman iinde bir baka zamanda gerekletirilemez, demek deildir. Bugne kadar dnyann hibir yerinde (ve kukusuz Sosyalist lkelerde de) gereklememi olan Marx'm sosyalizm anlay, kendisi tarafndan bir topya olarak grlmyordu; nk o, tarihsel evrimin bu noktasnda, bu anlayn gereklemesi iin gerekli maddi koullarn halihazrda var olduuna inanyordu.29 gdlerin ve Tutkularn Ussall zerine igdlerin, mantksal dnceye kart olduklar iin usd olduklar geni kabul gren bir anlaytr. Bu doru mudur? Dahas, karakterden kaynaklanan tutkular, gerek ussal, gerekse usd olarak snflandrlabilir mi? Us ve ussal terimleri, geleneksel olarak yalnzca dnce srelerine uygulanr; ussal bir dncenin mantk yasalarna uyduu ve duygusal, ou kez de marazi etkenlerce aptlmad kabul edilir. Ama ussal usd terimleri, eylemler ve duygular iin de kullanlr. Nitekim, bir ekonomi uzman, usta iiden yoksun olan ve niteliksiz iinin bol bol bulunduu bir lkede, emekten tasarruf salayan pahal makinelerin kullanlmaya balanmasn usd bir giriim olarak adlandrabilir. Ya da her yl dnyada silahlanmaya (yzde 80'i sperglerce olmak zere) 180 milyar dolar harcanmasn, bar zamanlarnda hibir deeri olmayan eylerin retimine hizmet ettii iin, usd olarak niteleyebilir. Ya da bir ruf> hekimi, temizlik zor-lanm ya da dayanaksz kayglar gibi nevroz belirtilerini, zihindeki bir ilev bozukluunun rn olduklar ve zihnin aksaksz ileyiini daha ok bozma eilimi tadklar iin usd olarak adlandrlabilir. Bir paras olduu btnn yeterli ileyiini ve gelimesini ilerleten her dnce, duygu veya hareketin ussal, btn gszletirme ^"Temelde iradeci nitelik tayan kuramla Manc'n tarih kuramn birletirmeye alrken Sartre'n, Marx'm dncesinde hibir zaman gerekten anlamad ya da btn iinde kavrayamad belirleyici nokta budur. Kars. R. Dunayevskaya'nn Sart-re'a ilikin kusursuz eletirisi (1973).

10. KIYICI SALDIRGANLIK 331 ya da ykma eilimi gsteren her dnce, duygu veya hareketin ise usd olarak nitelendirilmesini neriyorum. Aktr ki, neyin ussal, neyin usd kabul edilmesi gerektiini, ancak bir sistemin grgl (empirical) olarak zmlenmesi ortaya koyabilir.30 Bu ussallk kavramn igdlere (organik drtlere) uygularsak, kanlmaz sonu, bunlarn ussal olduudur. Darwinci bir adan baklrsa, yaam yeterince korumak, bireyin ve trn varln srdrmesini gven altna almak kesinlikle igdlerin ilevidir. Hayvan ussal biimde davranr, nk hayvan hemen hemen btnyle igdler ynlendirir; en bata igdlerce ynlendirilmi olsayd insan da ussal biimde davranrd. nsann besin aray, savunucu saldrganl (ya da ka) ve cinsel arzular, organik olarak uyarldklar srece, usd davrana katkda bulunmazlar, insann usdhna, insanda igdlerin bulunmas deil, insann igdlerden yoksun olmas gerei neden olur. insann karakter-kkenli tutkularnn ussall konusunda ne sylenebilir? Ussalla ilikin ltmz uygulanrsa, bu tutkularn blmlere ayrlmas gerekir. Yaam ilerletici tutkularn ussal saylmas gerekir, nk bunlar organizmann gelimesine ve iyiliine katkda bulunur; yaam boucu tutkularn usd saylmas gerekir, nk bunlar gelimeye ve iyilie kstek olur. Ama bir nitelendirme yapmak gereklidir. Ykc ya da zalim kiinin byle olmasnn nedeni, daha ileri gelime iin gerekli koullardan yoksun olmasdr. VeriH koullar altnda, bir bakma, daha iyisini yapamaz. Bu kiinin tutkular insan olanaklar asndan usddr; ama bu tutkularn usdl, bir kiinin iinde yaad belirli bireysel ve toplumsal durum bak^Ussal teriminin bu kullanl, bugn allm bir felsefi kullan deilse de, bu kullann temeli Bat geleneinde bulunmaktadr. Herakleitos iin logos (Ltince ratio bunun bir evirisidir), evrenin temel bir rgtsel ilkesidir ve onun zamannda logos'un orant anlamnda yaygn olarak kullanlmasyla balantldr (W. K. Guthrie, 1962). Yine Herakleitos'ta, logos'u izlemek uyank olmaktr. Aristo, logos'u aktresel bir balamda (Ethica Nicomachea, V. 1134a) ve sk sk da doru usla birlikte us olarak kullanr. Thomas Aquinas ussal istekten (appetitus raonalis) sz eder ve eylem ve davranla ilgili us ile yalnzca bilgiyle ilgili us arasnda aynm yapar. Spinoza ussal ve usd duygulardan, Pascal heyecansal uslamlamadan sz eder. Kant'a gre, pratik us (Vermmft), yaplmas gerekeni kavrama ilevine sahip olduu halde, kuramsal us insann var olan kavramasn salar. Hegel'in heyecanlarla balantl olarak ussallk terimini kullann da karlatrn. Son olarak, bu ksa irdelemede Whitehead'in u szne deinmek istiyorum: Usun ilevi, yaama sanatn ilerletmektir (A. N. Whitehead, 1967). 332 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER mndan sz konusudur. Ayn ey tarihsel sre iin de geerlidir. Eski an byk makineleri (L. Mumford, 1967) bu anlamda ussald; hatta, verili koullar altnda tarihsel bakmdan olanakl tek ey iseler Faizm ve Stalinizm bile ussal saylabilir. Elbette, bu sistemlerin savunucularnn ileri srdkleri de budur. Ama bunlarn, baka ve tarihsel bakmdan daha yeterli hibir seenein bulunmadn kantlamalar gerekir; ama ben, bylesi seeneklerin bulunduuna inanyorum.31 Yaam ilerletici tutkular kadar yaam kstekleyici tutkularn da insann varolusal gereksinmelerine verilen bir yant olduunu her ikisinin de kkl bir biimde insana zg olduunu yinelemek gerekir. kinci tr tutkular, zorunlu olarak, birinci tr tutkularn gerekletirilmesi iin gerekli koullar bulunmad zaman geliir. Ykc insan, ykclk bir ktlk olduu iin kt olarak adlandrlabilir; ama o insandr. Hayvan varoluuna geri dnm deildir ve hayvan igdleriyle gdlenmemitir; o, beyninin yapsn deitiremez. Bu insan, varolusal bir fiyasko olarak, varlnn sahip olduu olanaklara gre olabilecei hale gelmeyi baaramam bir insan olarak grlebilir. Her durumda, bir insan iin, gelime yolunda engellenmek ve kt hale gelmek, eksiksiz biimde gelimek ve retken olmak kadar gerek bir olaslktr; bu ya da u sonu, en bata, gelimeye hizmet eden toplumsal koullarn

varlna ya da yokluuna bamldr. Ayn zamanda, toplumsal koullardan, insann gelimesinden sorumlu olan olgular olarak sz ederken, insann koullarn umarsz nesnesi olduunu ima etmek istemediimi de eklemem gerekir. evresel etkenler, belli zelliklerin gelimesini hzlandrr ya da engeller ve insann iinde hareket ettii snrlan koyar. Bununla birlikte, insann usu ve istenci, bireysel ve toplumsal bakmdan, onun gelime srecinde gl etkenlerdir. nsan yapan tarih deildir; tarihin ak iinde insan kendisini yaratr. Gerek bir anlayn nn tkayan ya u-ya bu 31Freud'u lkel Benlik (id) Benlik st-Benlik emas bu sorunu byk lde bulandrmtr. Bu blmleme, ruhzmleme kuramn, ilkel ya da st benlie ait olmayan her eyi benlie aitmi gibi kabul etmeye zorlamtr ve bu (ou kez ok gelikin olmakla birlikte) yalnlatnc yaklam, ussallk sorununun zmlenmesine engel olmutur. 10. KIYICI SALDIRGANLIK 333 trden yalnlatrc emalar kurmaya, ancak zihin ve yrek tembelliinin sonucu olan dogmatik dn aba gsterir.32 Tutkularn Ruhsal levleri nsan, varln srdrmek iin, bedensel gereksinmelerini gidermek zorundadr ve insann igdleri, onu, varln srdrmesinin yararna hareket edecek biimde ynlendirir. Eer insann davrann byk lde igdleri belirleseydi, insan hibir zel yaama sorunuyla karlamaz ve bol bol yiyecee sahip olmas kouluyla, honut bir inek olurdu.33 Ama insan asndan, tek bana organik drtlerinin doyurulmas onu mutlu klmaz, ne de akl saln gvence altna alr. nsann sorunu, ilknce fiziksel gereksinmelerini gidermek, ondan sonra da bir tr lks olarak, karakterinden kaynaklanan tutkularn gelitirmek de deildir. Karakter-kkenli tutkular, insann varoluunun ta bandan beri vardr ve zaman zaman, insann organik drtlerinden bile daha. gldr. Bireysel ve kitlesel davrana gz attmz zaman, al ve cinsel istei doyurma arzusunun, insan gdlenmesinin yalnzca nemsiz bir ksmn oluturduunu grrz. nsann en nemli gdleri, onun ussal ve usd tutkulardr: sevgi,34 sevecenlik, dayanma zgrlk ve 32lnsan, hibir zaman, yaamnn bir dneminde, birok olas olay ya da deneyimin uyard temel bir deiikliin olanakl olamayaca biimde belirlenmemitir, insandaki yaam olumlama gizilgc, hibir zaman tam olarak l durumda deildir ve bu gizilgcn ortaya kmayaca hibir zaman ileri srlemez. Itenlikli deiimin (pimanln) meydana gelebilmesinin nedeni budur. Bu tezi kantlamak iin bal bana bir kitap gerekir. Burada yalnzca, ruhzmsel tedaviyle meydana gelebilen kkl deiikliklere ve kendi kendine meydana gelen birok deiiklie ilikin zengin verilere deineceim. evrenin eilim yaratt, ama belirlemedii gereinin en etkileyici kantn tarih sunmaktadr. En kt huylu toplumlarda bile, insan varoluunun en yksek biimini cisimletiren sekin kiiler her zaman vardr. Bunlardan bazlar, insanln szcleri, kurtarclar olmulardr; bu kiiler olmasayd, insan ereini gzden kaybedebilirdi, baka erekleri ise hi bilmezdi. Bunlar, Yahudi efsanesinin her kuaktaki otuz alt doru insan olarak adlandrd ve varlklaryla insan soyunun varln srdrmesini gvence altna alan kiilerdi. ''Fizyolojik bakmdan varlklarn srdrmenin tesinde gereksinmeleri rnein oyun gereksinmesi olan hayvanlarla ilgili olarak da bu tablonun snrlarnn izilmesi gerekir. ^Hi kukusuz, hayvan yavrular da sevgiye gereksinme duyar ve bu sevginin nitelii, insan yavrulannn gereksinme duyduu sevgiden ok az deiik olabilir. Ama bu sevgi, burada anlatlmak istenen zsever olmayan insan sevgisinden farkldr. 334 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER doruluk uralarnn yan sra denetkrne, boyun edirme, ykma drts; zseverlik, agzllk, kskanlk ve hrstr. Bu tutkular insan harekete getirir'jlfgrheyecanlandrr; bu tutkular, yalnzca dlerin deil, btn dinle^n, efsanelerin, tiyatronun, sanatn da ksacas, yaam anlaml v yaanmaya deer klan her e\in de kaynadr. Bu tutkularn gdledii insanlar, yaamlarn temikeye atarlar. Tutkularnn gerektirdii eree ulamay

baaramadklar zaman intihar edebilirler; ama cinsel doyumdan yoksun olduklara iin, hatta alk ektikleri iin intihar etmezler. Ne var ki, insan ister nefret, isterse sevgi tarafndan ynlendirilsin, insan tutkusunun gc ndr. Bunun byle olduundan pek kuku duyulamaz. Niin byle olduu sorusunu yantlamak daha zordur. Yine de baz varsaymsal yorumlar ortaya konabilir. \ Bunlardan birincisi, ancak nrofizyologlann irdeleyebilecekleri bir neridir. Daha nce tarttmz bir gerek olan, beynin srekli uyarlmaya gereksirime^duyduu gereini gz nne alrsak, np gereksinmenin tutkulu uraklarn varln gerektirdii, nk yalnzca bylesi uralarn srekli uyarrfn salad dnlebilir. Bar baka varsayirrngdwi-fetapta daha nce ele aldmz b" alanda insan denevjflpSn^benzersizliindes yatar. Sylediimi gibi, insann kend83efrccKzlg<inn ve yaltlanmlnn ayrdnaa olak yaamay onun iin katlanlmaz kukusuz, btn tarih boyunca dpu manclar btn bunlar ok iyi bilivor-n, Oidipus'un annesine duyduu cirkel ellenmesi olduu gerekten dnlebilir mi? Ya da S a-ke^peare'iri7"~Dyndki"tsa kiinin cinsel d krkl evresin le younlaan bir Hamlet yazm olabilecei varsaylabilir mi? Ama k -sik ruhzmclerin ve onlarla birlikte, teki ada indirgemecile in varsayar grndkleri ey tam da budur. insann igdsel drtleri gereklidir ama nemsizdir; insanin enerjisini kendi erekleri dorultusunda birletiren insan tutkula tapnsal ya da kutsal eyler lemine aittir. nemsiz eyler sistem!, yaamn kazanma sistemidir; kutsal eyler alan, fiziksel bakmdan varln srdrmenin tesinde yaama alandr insann yazgsn, ou kez de yaamn ortaya koyduu alandr, insann en 10. KIYICI SAL^RGANlc'/f / / krlan 335 derin gdlerinin, yaam yaanmaya de^krlan gdlerin kaynakland alandr.35 I nsan, yaamnn anlamszlm amaya ynelik giriiminde, serven aramaya, insan varoluunu kstlayan snrn tesine bakmaya, hatta bu snn gemeye srklenir. Byk erdemleri ve byk ktlkleri, yaratma kadar ykmay da, bylesine heyecan verici ve ekici klan budur. Kahraman, korkuya ve kukuya yenik dmeksizin snra gidecek yreklilie sahip kiidir. Ortalama insan, kahraman olmaya ynelik baarsz giriimiyle bile bir kahramandr; ona, yaamna bir anlam kazandrma istei ve yaamnn snrlarna doru gidebildii kadar gitme tutkusu yn verir. Bu tablo, nemli bir nitelendirme yapmay gerektirir. Bireyler, yaamlarna anlam kazandrma iddiasnda bulunan hazr kalplan kendilerine salayan bir toplumda yaarlar. Szgelimi, toplurtaumuzda, kiilere, baarl olmann, ekmeini kazanmann, bir aileye bakmann, iyi bir yurtta olmann, te-beri tketmenin ve haz akmann yaama anlam kazandrd sylenir. Ne var ki, ou kii iin %u telkin bilinli dzeyde ie yaramakla birlikte, bu kiiler gerek br anlamllk duygusu kazanmazlar, kendi ilerindeki kayp merkezi karlayamazlar. Alanan kalplar iyice anr ve giderek artan W sklkla, baarszla urar. Uyuturucu alkanlndaki art, hibir eye iten bir ilgi duyulmamas, zihinsel ve sanatsal yaratclktaki dme, iddet ve ykclktaki art, bugn geni bir lekte bunun meydana gelmekte olduunu belgelemektedir. BRNC CLDN SONU "Bu ayrmn uygun biimde deerlendirilebilmesi iin, bir kiinin kutsal olarak adlandrd eyin ille de yle olmas gerekmedii anmsanmaldr. Szgelimi gnmzde, Hristiyanlk kavramlar ve simgeleri, kiliseye gidenlerin oundan tutkulu bir katlm grmemekle birlikte, kutsal saylr; te yandan, gerek adanmlik nesneleri olan doay fethetme, n, g ve para uralar, kutsal olarak adlandrlmaz, nk bunlar ak bir dinsel sistem halinde btnletirilmemitir. Modern ada, ancak ayrks olarak, (ulusal bir anlamda) kutsal benciEikten ya da kutsal den sz edildii zaman bu farkl olmutur. PA YEL YAYINEV Caalolu Yokuu Evren Han Kat 3, No: 51 34440 Caalolu - istanbul

Tel: 528 44 09-511 82 33 Fax: 528 44 09 Yzylmzn ndegelen sorunlarndan biri giderek artan iddet, ykclk ve saldrganlk olaylardr. Gn gemiyor ki dnyann herhangi bir blgesinde bylesine bir olay olmasn. Nedir bu ykclk ve iddet olaylarnn nedeni? nsanolu aslnda acmasz, iddete yatkn bir canl mdr, yoksa toplumsal koullarn itelemesiyle mi bu yola girmektedir? Erich Fromm bu kitabnda bir toplumbilimci, ruhbilimci ve dnr olarak insandaki ykcln kkenlerini aratryor, ilk insanlardan gnmze dek gelen geni bir tarihsel sreci kapsayan aratrmalaryla gnmzn bu en canalc sorununu derinlemesine irdeliyor. Sevginin ve iddetin Kayna kitabnda ulaamad noktalar bu yaptnda ok daha kapsaml bir ekilde ele alarak insanolunun gerek toplumsal ve doal yapsn bulmaya alyor. stelik alt yl alarak yazd bu kitabnda salt toplumbilim ve ruhbilim alanlarnda aratrmalar yapmakla kalmam, insandaki ykclk olgusunu tm ynleriyle ortaya karabilmek iin insanbilim, kazbilim, sinir fizyolojisi, hayvan ruhbilimi, fosilbilim, vb. alanlarnda da incele- meler yapmak zorunda kalmtr. Ve btn bunlarn sonucunda yazar, hemen herkesin rahatlkla okuyup anlayabilecei ve ilgi duyabilecei bir yapt karm ortaya. ki cilt olarak yaynladmz nsandaki Ykcln Kkenlerlrim bu konuda byk bir boluu dolduracan ve ilgi greceini umuyoruz.

1. KTABIN SONU

You might also like