Professional Documents
Culture Documents
YÖNELİK ÖNERİLER
İÇİNDEKİLER
6. HİZMET SEKTÖRÜ 17
6.1 REKLAM HİZMETLERİ 17
6.2 BİLGİ TEKNOLOJİLERİ İLE İLGİLİ HİZMETLER 19
6.3 İNŞAAT VE İLGİLİ MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ 22
6.4 SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER 28
6.5 TURİZM HİZMETLERİ 31
6.6 FİNANS HİZMETLERİ 38
6.7 ÇEVRE ÜRÜNLERİ VE HİZMETLERİ 43
6.8 MUHASEBE HİZMETLERİ 46
6.9 ULAŞTIRMA HİZMETLERİ 49
6.10 DİĞER HİZMETLER 52
7. HİZMETLERİN PAZARLANMASI 53
7.1 HİZMET İLE ÜRÜN PAZARLANMASI/İHRACATI ARASINDAKİ 53
FARKLILIK
7.2 FİRMANIZIN TANITIMI 55
7.3 FİRMANINIZIN KREDİBİLİTESİNİN OLUŞTURULMASI 55
7.3.1 Sahip Olduğunuz Becerileri Objektif Olarak Doğrulamak 56
7.3.2 Kişisel Garanti Verilmesi 59
7.3.3 Müşterilerinizden tanıklığı 59
7.3.4 Sektörel birliğe üyelik 59
7.3.5 Yarattığınız İmaj 59
7.3.6 Tanıtım materyalleriniz 59
7.3.7 Müşterilerinize sağladığınız fayda 62
7.3.8 Kültürel faktörlere duyarlılık 62
7.4 REKABET GÜCÜNÜZ 62
1
8. DÜNYA HİZMET TİCARETİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN YARATTIĞI 64
FIRSATLAR
KAYNAKLAR 83
2
1. ULUSLARARASI TİCARETTE VE AVRUPA BİRLİĞİ’NDE “HİZMET”
TANIMI
Hizmetler her türlü ekonomik faaliyetin yerine getirilmesinde hayati bir rol
taşımaktadır. Sektörün kapsadığı faaliyetler geniş bir alanı kapsamaktadır. Sektörün
içeriğinde danışmanlık, mühendislik, ulaştırma, yazılım, sağlık, eğitim gibi alan
sektörün içinde yer almaktadır. Taşımacılık, iletişim, finans gibi altyapı hizmetleri
herhangi bir işletme için destek sağlarken, eğitim, sağlık ve eğlence hizmetleri
firmalara kaliteli işgücü sağlanması açısından etkili olmaktadır. Kamu hizmetlerinin
kalitesi, firmaların faaliyette bulunduğu ticari çevrenin etkinliğini etkilerken,
profesyonel hizmetler ise firmaların rekabet gücünü artırıcı etki yaratmaktadır.
Dijital ekonomi sadece e-ticaret olanağı yarattığı için değil, aynı zamanda Internet
ortamının sınırı bulunmayan bir pazar yeri oluşturması nedeniyle de hizmet
firmalarına bir çok olanak sunmaktadır.
Hizmet ticaretinde bir çok durumda hizmeti sunan ile hizmetten yararlananın aynı
anda aynı yerde olması gerekmektedir. Bu nedenle hizmet ticaretinde 4 seçeneğin
bulunduğu söylenebilir. Bunlar;
3
hizmetler, hükümetlerin ticari amaç dışında ve herhangi bir başka hizmet sunucusuyla
rekabet etmeksizin sundukları hizmetler dışında kalan bütün sektörlerdeki hizmetler
olarak tanımlanmıştır.
kapsamaktadır.
4
ve ticaret kolaylığı sağlanmasındaki katkısı ile başlıca ekonomik faaliyetleri
oluşturmaktadırlar. Bunun yanı sıra yoksulluğun azaltılmasına da katkı sağlamaktadır.
Ülkeler ve bölgeler arasında hizmet sektörünün gelişmişliği açısından farklılık
bulunmaktadır. 2002 yılında sektörün gelişmiş ülke GSMH’lerindeki payı % 72 iken
aynı oran gelişmekte olan ülkelerde % 49 olarak gerçekleşmiştir. 2000-2003 dönemi
için gelişmekte olan ülkelerde hizmet ticareti toplam ticaretin % 16’sını
oluşturmuştur. Gelişmekte olan ülkelerde hizmet sektöründe çalışanların toplam
istihdamdaki payı yaklaşık % 30 iken bazı gelişmekte olan ülkelerde bu oran % 53’e
çıkmıştır. Söz konusu oran bir çok gelişmiş ülkede % 70 düzeyindedir.
UNCTAD’ a göre 2003 yılında gelişmekte olan ülkelerin toplam hizmet sektörü
ihracatındaki payı % 22, ithalattaki payı % 24’dür. Diğer yılların tersine dünya hizmet
ticareti, ürün ticaretinden daha az bir oranda artmıştır. Bununla birlikte 2003 yılındaki
% 13’lük artış oranı 1995’den beri yaşanan en yüksek artıştır. Gelişmekte olan ülkeler
genellikle ticari hizmetlerin net ithalatçısı konumundadır ve hizmet ticareti dünya
ortalamalarının altında seyretmektedir. 2000-2003 döneminde gelişmekte olan
ülkelerin hizmet ticareti % 7 oranında artmıştır.
Dünya hizmet ihracatı 2003 yılında 1.795 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
sektörel dağılımına bakıldığında hizmet ihracatının % 48’ini diğer ticari hizmetlerin,
% 29,4’ünü turizm ve seyahat hizmetlerinin, % 22,6’sını ulaştırma hizmetlerinin
oluşturulduğu görülmektedir. Diğer ticari hizmetler ihracatı bir önceki yıla göre % 15
oranında artarken, aynı oran turizm ve seyahat hizmetleri için % 10, ulaştırma
1
Dee and Hanslow, 2000
5
hizmetleri için % 13 olmuştur. Diğer ticari hizmetlerde 865 milyar dolarlık ihracat
gerçekleştirilirken, turizm ve seyahat hizmetleri 525 milyar dolar, ulaştırma hizmetleri
405 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir.
6
Dünya hizmet ihracatının ülkelere göre dağılımında ilk sırada 287,7 milyar dolar ve %
16’lık payı ile ABD yer almaktadır. Bir önceki yıla göre ihracatını % 11 oranında
artırarak 143,4 milyar dolara ulaşan İngiltere ikinci sırada yer alırken bu ülkeyi 115,6
milyar dolar ve % 6,4’lük payı ile Almanya ve 98,9 milyar dolar ihracat ile % 5,5
paya sahip olan Fransa takip etmektedir.
Dünya hizmet ithalatında ilk sırada 228,5 milyar dolar ve toplam ithalattaki %
12,8’lik payı ile ABD yer almaktadır. ABD’nin hizmet ithalatı bir önceki yıla göre %
12,8 oranında artmıştır. Sektördeki diğer önemli pazarlar ise; 170,8 milyar dolar ile
Almanya, 118,3 milyar dolar ile İngiltere, 110,3 milyar dolar ile Japonya’dır.
Dünya hizmet ithalatı diğer yıllar ile karşılaştırıldığında gelişmiş ülkelerde 2000-2003
yılları arasında hızla artmıştır. Bunun ağırlıklı olarak Avrupa, Avustralya ve Yeni
Zelanda’daki büyümeden kaynaklandığı düşünülmektedir. 1995-2002 yıları arasında
gelişmekte olan ülkelerin ithalat arayışı yaklaşık yıllık % 3 oranında sabit kalırken
2002-2003 arasında % 8 oranında artmıştır. Çin haricinde gelişmekte olan ülkelerin
hizmet ithalatında genel olarak bir yavaşlama gerçekleşmiştir. Bunun sonucunda söz
konusu ülkelerin dünya hizmet ithalatındaki payı 2000 yılında % 24 iken 2003 yılında
% 21’e düşmüştür.
Hizmet ticareti dengesinde ise Avrupa 2000-2003 arasında ticaret fazlasını yaklaşık
ikiye katlarken Kuzey Amerika’nın ticaret fazlası 2000 yılında 70 milyar dolar iken
2003 yılında 40 milyar dolar olmuştur. Sub-Saharan Afrika ülkelerinin ticaret açığı
yıllık 10 milyar dolar düzeyinde seyretmektedir. Latin Amerika ve Karayipler ile
Asya’da ticaret açıkları geçtiğimiz on yıl içerisinde azalma eğilimi gösterirken, Orta
Doğu ve geçiş ekonomisi ülkelerinde büyümüştür. Az gelişmiş ülkeler hem hizmet
hem de ürün ihracatındaki kapasitelerini artırmaya çalışmışlar ve 2000-2003 arasında
sırasıyla % 7 ve % 3 oranında artış sağlamışlardır. 2003 yılında az gelişmiş ülkeler
(AGÜ) toplam hizmet ticaretinin % 0,4’ünü oluşturmuş bunun önemli kısmı da
seyahat hizmetlerinden kaynaklanmıştır.
2003 yılında gelişmekte olan ülkelerin hizmet ihracatının yaklaşık % 71’ini Çin,
Hindistan, Tayland, Meksika, Mısır ve Brezilya gerçekleştirilmiştir ki bu oran 1998
yılı için % 68’dir.
7
Turizm ile ulaştırma hizmetlerinin dünya istatistikleri ilgili bölümlerde verildiğinden
bu bölümde diğer ticari hizmetlerin istatistiklerine yer verilmiştir.
Diğer ticari hizmetler sektörü 655 milyar dolar ile dünya hizmet ihracatının en büyük
kalemini oluşturmaktadır. Sektördeki önemli tedarikçiler 156 milyar dolar ile ABD
(%18,1), 99,5 milyar dolar ile İngiltere (% 11,5), 63,8 milyar dolar ile Almanya (%
7,4) ve 40,6 milyar dolar ile Japonya (% 7,9)’dır.
Dünya diğer ticari hizmetler ithalatında da ile sırada ABD yer almaktadır. Bu ülkenin
ithalatı bir önceki yıla göre % 12 artarak 103,1 milyar dolara ulaşmıştır. Dünya
ithalatında önemli pay sahibi olan diğer ülkeler 70,2 milyar dolar ile Almanya, 47,1
milyar dolar ile Japonya, 43,4 milyar dolar ile İrlanda’dır. Bu ülkelerin dünya
ithalatındaki payları sırasıyla % 8,8, % 5,9 ve % 5,4’tür.
8
stoğunda hizmetlerin payı % 55 iken, dış YDY’de % 85’dir. Gelişmekte olan ülkeler
arasındaki YDY akımı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındakinden daha hızlı
büyümektedir. 2010 yılı itibariyle gelişmekte olan ülkelerdeki yabancı yatırımların
1/3’ünün diğer gelişmekte olan ülkelerden gelmesi beklenmektedir.
Hizmetlerin dışarıdan tedarik (outsource) edilmesi gelişmekte olan ülkeler için yeni
ticaret fırsatları yaratmış ve hizmetler dünyadaki en dinamik sektörlerden biri haline
gelmiştir. 2008 yılında global dış tedarik harcamalarının 827 milyar dolara ulaşması
beklenmektedir.1 Bu fırsatlar dış tedarik veya üretilen hizmetlerin dış ülkede bir tüzel
kişilik kurarak sunulmasından kaynaklanabilecektir. Önümüzdeki 5 yılda dış tedariğin
yıl da % 30-40 arasında büyümesi beklenmektedir. Bu büyümede büyük milletlerarası
firmaların yanı sıra KOBİ’lerin de bu yöntemi tercih etmeye başlamasının etkili
olacağı tahmin edilmektedir.2 Hızla büyümekte olan pazardan pay almak isteyen
ülkeler altyapının, yasal düzenlemelerin, insan kaynaklarının, kalite standartlarının ve
ar-ge çalışmalarının geliştirilmesi yönünde çaba sarf etmelidir.
3.2 GATS
İmalat sanayinin gelişimi sonucunda ortaya çıkan refah artışı ve yüksek gelir düzeyi
hizmet sektörünün önemini artırmış ve sektörün parçası olan bankacılık, pazarlama,
dağıtım, iletişim, turizm gibi faaliyetlerin ekonomik gelişmeye olan etkileri daha da
ortaya çıkmıştır.
1
UNCTAD
2
UNCTAD
9
başlamaları nedeniyle görüşleri daha sonra yumuşamıştır ve görüşmeler sonucunda
GATS Anlaşması “Uruguay Round Nihai Senedi” nin ayrılmaz bir parçası olmuştur.
Hizmet sektöründe pazara giriş engellerine örnek olarak; yerel tüketim payı kotaları,
ithalat kotaları, tüketici hareketliliğini engelleyici önlemler, yabancı personelin
hareketliliği ve yerleşimi ile ilgili engeller, taşımacılıkla ilgili yasaklar vs. verilebilir.
GATS çok geniş bir alanı ve ticareti engelleyen tüm engelleri etkilemekle birlikte bazı
önemli konular kapsam dışında kalmıştır. Bunlar;
- Göç kuralları,
- Hükümet tarafından sunulan ticari olmayan hizmetler,
- Para politikaları ve vergiler ile ilgili önlemler,
- Gümrük sistemi,
- Sermayenin hareketliliğini ilgilendiren, yatırımcının korunmasının çeşitli
yönleri,
- Döviz kuru yönetimi,
- Özelleştirme
10
3.2.1 GATS Kapsamında Türkiye’nin Taahhüt listesi
Hizmet sektörü gerek GSMH’ de sahip olduğu pay gerekse yarattığı istihdam
olanakları nedeniyle ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır.Yarattığı ihracat
olanaklarındaki artışın etkisiyle de birleşince etkisiyle hizmet sektöründeki
serbestleşme ülkemiz açısından da çok önemli hale gelmiştir. Türkiye Dünya Ticaret
Örgütü verilerine göre hizmet sektöründeki önemli ihracatçılardandır. Ülkemiz GATS
anlaşmasına taraftır ve yapmış olduğu serbestleştirme taahhütlerinin kapsamı da
gelişmekte olan ülkelerce sunulmuş bulunan taahhütlerin en ileri düzeyde
olanlarındandır.
11
b. Hava taşımacılığı hizmetleri
c. Demiryolu taşımacılığı hizmetleri
d. Kara taşımacılığı hizmetleri
Hizmetler hem iç hem de dış pazarın altyapısını oluşturmada büyük öneme sahiptir,
Bu nedenle ticaret açısından da önem taşımaktadır. Bir ekonominin ticari performansı
hizmet sektörünün etkinliğine bağlıdır. Bunun yanı sıra istihdam, girişimcilik ve
yatırım konularında da fırsat yaratmakta ve ülkedeki yaşam standardının yükseltilmesi
açısından da belirleyici rol oynamaktadırlar. Bütün bunlara bağlı olarak son yıllarda
sektörün dünya ticareti ve yatırımlardaki payı artmıştır.
Hizmet sektörünün birçok ülkenin Gayri Safi Milli Hasılası’ndaki payı giderek
artmaktadır ayrıca sektör istihdam sağlama açısından da ilk sıralarda yer almaktadır.
Hizmet sektörünün büyümesi ürün özelleştirilmesi, gelirin artışı ve ekonomik
modernizasyonu da beraberinde getirmektedir.
Dünyada yaşanan başka bir gelişme ise bölgesel antlaşmalara da artık hizmet
sektörleri ile ilgili bölümlerin eklenmesidir. Ülkeler GATS’ın yanı sıra bu anlaşmalar
aracılığı ile sektörde serbestleşmeye gitmektedir. AB ile aramızda hizmetlerin serbest
dolaşımının sağlanmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir.
12
Finansal Hizmetler
İhracat 221 291 288
İthalat 621 374 377
İnşaat Hizmetleri
İhracat 832 682 724
İthalat 0 0 0
Diğer Ticari Hizmetler
İhracat 1 012 1 352 1 582
İthalat 1 080 1 377 1 451
Resmi Hizmetler
İhracat 61 97 241
İthalat 633 812 975
Diğer Hizmetler
İhracat 1 383 1 216 2 039
İthalat 756 1 137 1 597
Toplam
İhracat 14 783 19 025 24 028
İthalat 6 904 8 520 11 525
Kaynak: TCMB
Merkez Bankası verilerine göre ise 2003 yılında ise 19 milyar dolar olan hizmet
ihracatımız 2004 yılında % 26,3 oranında artarak 24 milyar dolara ulaşmıştır. Hizmet
sektörü ihracatında en önemli pay 15,8 milyar dolar ile turizm gelirlerine aittir. 2003
yılında aynı rakam 13,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiş ve dünyada 10. sırada yer
almıştır. Hizmet ihracatımızda inşaat hizmetleri 724 milyon dolar, taşımacılık 3,2
milyar dolar, finansal hizmetler 288 milyon dolar ve diğer ticari hizmetler 1,5 milyar
dolarlık ihracat gerçekleştirmiştir.
Türkiye’nin hizmet ithalatı tutarı ise 2004 yılı için 11,5 milyar dolar olmuştur.
İthalatımız bir önceki seneye göre % 35 oranında artmıştır. Hizmet ithalatımızda ilk
sırada taşımacılık hizmetleri yer almaktadır ve en fazla ithalat artışı bu sektörde
yaşanmıştır.
GATS, MFN ( Most Favoured Nation- En çok Kayrılan Ülke) kuralı uyarınca her üye
ülkenin, herhangi diğer bir üyenin hizmetlerine ve hizmet sunucularına, diğer bir
ülkenin benzer hizmetleri ve hizmet sunucularına uyguladığından daha az gözetici
olmayan bir muameleyi derhal ve şartsız olarak uygulayacağını ikinci madde ile
hükme bağlamıştır. Bu kuralın tek istisnası ise 5, maddede düzenlenen “Ekonomik
Bütünleşme” dir. Bu maddeye göre; taraf ülkelerin kendi aralarında ticareti
serbestleştirici bir anlaşma imzalaması veya bu tip mevcut bir anlaşmaya taraf
olmaları engellenmeyecektir1. Avrupa Birliği bu madde çerçevesinde hizmet
ticaretinin serbestleştirilmesini GATS’a uyumlu şekilde gerçekleştirmektedir.
1
Uluslararası Hizmet Ticareti ve Kamu Alımları Piyasaları, İktisadi Kalkınma Vakfı, Mart 2001
13
5.1 Tarihsel Gelişim
Avrupa Birliği’nin kuruluşuna yönelik çabaların en başından beri üye ülkeler nihai
hedef olan siyasi birliğin sağlanabilmesi için öncelikle ekonomik entegrasyonun
sağlanması yönünde yoğunlaşmışlardır. Üye ülkeler tek pazarın oluşturulabilmesi için
öncelikle dört temel serbestiyi hayata geçirmeye çalışmıştır. Bunlar; malların serbest
dolaşımı, kişilerin serbest dolaşımı, hizmetlerin serbest dolaşımı ve sermayenin
serbest dolaşımıdır.
Hizmet sektörü, Topluluğun iktisadi ve sınai kalkınması için temel alanlardan biri
olup, iç pazarın tamamlanması çerçevesindeki hedef sadece bu sektörlerdeki
gelişmeleri değil aynı zamanda sanayi için hizmetleri daha ucuz, daha etkin ve
ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde temin etmeyi kapsamaktadır. Dolayısıyla
topluluk mali hizmetlerin, ulaştırmanın, bilgi teknolojisinin, sermaye hareketlerinin ve
meslek sahiplerinin serbest dolaşımına yönelik kuralların benimsenmesi için bir
program başlatmıştır2.
2
Uluslararası Hizmet Ticareti, Hizmet Ticareti Genel Anlaşması ve Avrupa Birliği ile Türkiye
Arasında Hizmetlerin Serbest Dolaşımı, Leyla Akşin, T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Mart 1999
3
Roma Antlaşması 52-58. maddeler
14
Hizmetlerin serbest dolaşımında ana hedef Roma Antlaşmasının 59. maddesinde
belirtildiği üzere “hizmet sunumunda şirketlere ve farklı üye ülke vatandaşlarına
ilişkin tüm kısıtlamaların kaldırılmasıdır.”
Üye ülkeler 1968 yılında Gümrük Birliği’ni oluşturmuşlar fakat gerçek anlamda bir iç
pazarın oluşturulması yönündeki engeller kaldırılamamıştır. Hizmet sektörü ile ilgili
olarak Roma Antlaşmasındaki hükümlere rağmen engeller kaldırılamamıştır. 1985
tarihli iç pazarın tamamlanmasına yönelik yapılması gerekenleri içeren Beyaz Kitabın
yayınlanmasından sonra hizmet sektörünün serbestleşmesine yönelik çalışmalar da hız
kazanmıştır.
Beyaz Kitap’ta 282 yasa teklifi ve bunların üye ülkelerce kabulü ve uygulanması için
bir zamanlama getirilmiştir. Belgenin amacı iç pazarın tamamlanması ve bunu
engelleyen fiziki, teknik ve mali engellerin en kısa sürede kaldırılmasıdır.
Avrupa Topluluğu Adalet Divanı, 1974 yılında hizmetlerin serbest dolaşımına yönelik
hükümlerin doğrudan uygulanabilir olduğuna karar vermiştir. Aynı karar yerleşme
hakları ile ilgili olarak da alınmıştır.
1 Temmuz 1987 yılında yürürlüğe giren Avrupa Tek Senedi ile Topluluğun tek bir
pazardan oluşacağı, bu pazarda malların, bireylerin, hizmetlerin ve sermayenin
serbestçe dolaşacağı karara bağlanmıştır. Tek Senet ile 1992 yılına kadar iç pazarın
tamamlanmış hükme bağlanmış ve Beyaz Kitabın zaman konusundaki hedefi
kesinleştirilmiştir.
2000’li yılların başında Lizbon Avrupa Konseyi, AB’ni 2010 yılında dünyanın en
dinamik, rekabetçi ve bilgiye dayalı ekonomisi yapmak için bir ekonomik reform
programı başlatmıştır. Bu programın anahtar bölümlerinden bir tanesi de iç pazarın
hizmetler açısından da işler hale getirilmesidir. Komisyon bu amaçla hizmet sektörü
için iki bölümden oluşan bir iç pazar stratejisi belirlemiş ve konu ile ilgili bir rapor
yayınlamıştır. Rapora göre; modern ekonomilerde bir çok alanı etkileyen hizmet
sektörü iç pazardaki engeller nedeniyle AB içinde tam anlamıyla ve etkin bir şekilde
gelişememektedir. Hizmet ticareti, mal ticaretine nazaran bu engellere daha
dayanıksızdır. Tüketici açısından da bu engeller zarara neden olmakta ve tüketiciler
iç pazardan bu anlamda yararlanamamaktadır. Hizmet sektörü ile ilgili engelleri
aşağıda belirtilen başlıklar altında toplanmıştır.
15
- Hizmetin dağıtımı ile ilgili problemler,
Avrupa Birliği’nin nihai amacının siyasi birlik olduğu göz önüne alınırsa sadece mal
ve hizmetlerin serbest dolaşımı ile ilgili sınırlamaların değil AB üyesi ülke
vatandaşlarının yerleşme, iş kurabilme hakkının düzenlenmesinin önemi ortaya
çıkmaktadır. Bunun yanı sıra özellikle hizmet sektörünün sahip olduğu nitelikler
açısından kişilerin serbest dolaşımı ve iş kurabilme hakkının büyük önem taşıdığı
düşünülmektedir.
Daha önce de belirtildiği üzere yerleşme hakkı Roma Antlaşmasının 52 ila 58.
maddeleri arasında düzenlenmektedir. Yerleşme hakkı, hizmet verdikleri ülkenin
mevzuatına tabii olmak koşuluyla, Birliğin herhangi bir yerinde iş kurma hakkının
verilmesi anlamına gelmektedir. Bu hak şube, bayii açma gibi ikincil haklar için de
geçerlidir. Yerleşme hakkı ancak kamu düzeni, kamu güvenliği, halk sağlığı gibi
nedenlerle kısıtlanabilir.
Serbest dolaşımın başka bir amacı ise daha esnek bir Avrupa istihdam pazarının
yaratılmasıdır. Serbest dolaşımla ilgili olarak yaşanan dört temel sorun ise aşağıda
belirtilmektedir6.
16
hizmet sektörü açısından problem yaratmaktadır. Bugün diplomaların karşılıklı
olarak tanınması, eğitim politikalarının uyumlaştırılması ve mesleki akreditasyonun
sağlanması konusunda çalışmalar devam etmektedir.
AB, hizmetlerin serbest dolaşımı ve konu ile ilgili diğer alanlarda çok ciddi mesafe
kaydetmiştir; ancak bu süreç ulusal kimliklerini korumak isteyen üye ülkelerin
uygumalarının yanı sıra çeşitli ekonomik, sosyal ve demografik gerekçelerle henüz
tamamlanmamıştır.
Daha önce de belirtildiği üzere GATS, MFN kuralının tek istisnası olarak ekonomik
bütünleşmeyi kabul etmektedir. Burada dikkat edilen nokta ise ekonomik bütünleşme
anlaşmasının, kapsanan sektör sayısı ve hizmet sunumu biçimlerinden yana kapsamlı
olması ve herhangi bir hizmet şeklini dışarıda bırakmamasıdır. Ayrıca taraf ülkeler
ayrımcı niteliği olan yeni bir önlem getirmemelidir.
Türkiye ile Avrupa Toplulukları arasında hukuki ilişkinin dayanağı bilindiği üzere
1963 tarihli Ankara Anlaşmasıdır. Anlaşma Türkiye’nin tam üyeliğini hedeflemekte
ve Türkiye ile AB arasında dört temel serbestinin, ki bunlar mal, hizmet, sermaye ve
kişidir, sağlanmasına yönelik hükümler içermektedir.
Katma Protokol ise yerleşme hakkı ve hizmetlerin serbest dolaşımı ile ilgili
yöntemleri daha belirgin hale getirmiştir. Bu konu ile ilgili madde ise 41. ve 42.
maddelerdir.
Katma protokole göre taraflar bahse konu alanlarda yeni kısıtlamalar koyma yoluna
gitmeyeceklerdir. Kısıtlamaların kaldırılma süre ve usullerini ise Ortaklık Konseyi
belirleyecektir.
17
yapılmamıştır. Ancak 1992 yılında varılan Ortaklık Konseyi mutabakatı uyarınca
ilgili maddelerin işletilmesine yönelik temaslar başlamıştır. Bu konuda yapılan
istikşafi mahiyetteki görüşmeler sonucunda üzerinde anlaşma sağlanan bir metin
ortaya çıkarılmış ancak bazı üye ülkelerin ( Almanya, Yunanistan, Danimarka) itirazı
sonucunda Gümrük Birliğine ilişkin Ortaklık Konseyi kararında hizmetlerin
serbestleştirilmesine yönelik temasların başlatılması öngörülmüş ise de bu konu ile
ilgili hükümler metinde yer almamıştır. Konu ile ilgili olarak Almanya’nın itirazı
hizmetlerin serbestleşmesi neticesinde işgücü akımı endişesinden kaynaklanmaktadır.
1999 tarihli Helsinki Zirvesinde Türkiye’ye adaylık statüsü tanınmasını takiben 2000
yılında gerçekleştiren 39.Ortaklık Konseyi toplantısında hizmetlerin
serbestleştirilmesi ile ilgili görüşmeler tekrar başlatılmıştır.
18
6. HİZMET SEKTÖRÜ
Bir pazara girerken kullanılabilecek olan yasal ve kurumsal düzenler şube, ortaklık,
ortak yatırım, temsilcilik gibi çeşitli seçenekleri içermektedir. En çok tercih edilen
seçenek ise firmanın tamamına veya büyük kısmının sahip olduğu şubelerdir.
Uluslararası reklam şirketleri dünyanın çeşitli yerlerinde ofis açarak çalışmayı tercih
etmektedirler. Sektörün karşısına çıkan önemli ticari engeller genellikle yerel
düzenlemelerden kaynaklanmaktadır. Bir çok alanda reklamcılar ülkeye özel yasal
düzenlemelere ve pazar koşullarına uyum sağlamak durumunda kalmaktadırlar. Yasal
düzenlemelerin farklı olması reklam şirketleri açısından ek bilgi edinme ve uyum ile
ilgili maliyetlerin ortaya çıkmasına, firmaların stratejilerini pazarda
uygulayamamalarına ve standart ürünleri kullanamamalarına neden olmaktadır.
Sektörel birlikler, dernekler karmaşık yasal kısıtlamalar ( belirli mali, sağlık ve yasal
hizmetler için olan reklam yasaklarını da kapsamaktadır), katı ambalajlama ve
etiketleme kuralları ve uygun olmayan vergi uygulamaları konularında uluslararası
arenada çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadır. Ülkeler kullanılan kelimler, lisan,
karşılaştırıcı reklam, çocuklara yönelik içerik, çeşitli çizgi film karakterlerinin
kullanımı, pornografi gibi konularda farklı yasal düzenlemelere sahip olabilmektedir.
Sektördeki farklı düzenlemeler ülke duyarlılıklarının, değer yargılarının ve
tercihlerinin bir yansıması olarak da düşünülebilir. Bu değerler ülkeden ülkeye
farklılık taşıdığı sürece farklı yasal düzenlemelerin bulunması da kaçınılmaz olacaktır.
Initiative Media isimli bir özel kuruluş tarafından yapılmış olan ve dünya reklam
harcamaların % 80’ini gerçekleştiren 44 ülkeyi içeren bir araştırmaya göre 2004 yılı
itibariyle dünya reklam harcamaları % 5.8 oranında artarak 331.4 milyar dolara
ulaşmıştır. 2003 yılı için ise bu rakam 313.3 milyar dolardır. 2003 yılı dünya reklam
19
harcamalarının bölgelere göre dağılımı ise aşağıda verilmektedir. Buna göre Kuzey
Amerika % 48.7’lik payı ile dünya reklam harcamalarında ilk sırada yer almaktadır.
2004 yılı tahminlerine göre dünya reklam harcamalarının ülkelere göre dağılımına
bakıldığında ise ilk sırada % 46.6’lık payı ile ABD yer almaktadır. Bu ülkeyi
sırasıyla Japonya ( % 11.1), Çin (% 6.8), Almanya (% 5.7) ve İngiltere ( % 4.2)
izlemektedir. Çin son 4 yılda pazardaki payını % 3.8’den % 6.8’e çıkartarak 3. sıraya
yerleşmiştir. Rusya 2004 yılında 2.7 milyar dolar ile ilk 20 ülke arasına girmiştir.
Reklam harcamalarının araçlara göre dağılımı ise 2004 yılı tahminlerine göre aşağıda
verilmektedir.
20
Kaynak: Initiative Media
21
BM sınıflandırmasına göre bilgisayar ve ilgili hizmetler aşağıda belirtilen alanları
kapsamaktadır.
- Yazılım hizmetleri
o Sistem ve yazılım danışmanlık hizmetleri
o Sistem analiz hizmetleri
o Sistem tasarım hizmetleri
o Programlama hizmetleri
o Sistem bakım hizmetleri
22
2004 yılında sektörün 2.306 milyar dolarlık bir ciroya sahip olduğu, 2005 yılında
cironun 2.7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmesinin beklendiği belirtilmektedir.
Sektörün 2004 yılı cirosunun 1.488 milyar dolarının donanım, 316.4 milyon dolarının
paket yazılım ve 501.4 milyon dolarının ise BT hizmetlerinden oluştuğu
belirtilmektedir. Ayrıca 2005 yılında sektörün ortalama bir büyüme gerçekleştirmesi
esas büyümenin 2006 yılında beklendiği de belirtilmiştir.
Türkiye’nin yazılım ithalatı ise 2004 yılında bir önceki yıla göre % 27 oranında
azalarak 56,2 milyon dolara gerilemiştir. İthalatımızın önemli kısmı İsveç (% 61,1),
Almanya (% 11,9), ABD (%6,2) ve İrlanda (%5,9)’dan gerçekleştirilmiştir.
23
Tablo 13. Türkiye’nin Yazılım İthalatı
2002 2003 2004
İsveç 34.954.723 60.824.433 34.413.035
Almanya 2.329.840 4.598.303 6.707.519
A.B.D. 3.013.497 1.970.423 3.503.126
İrlanda 485.380 583.672 3.330.859
Hollanda 781.375 423.423 1.024.367
İngiltere 1.969.990 3.458.331 916.517
İsrail 167.956 250.532 697.267
İtalya 542.501 449.952 642.959
Fransa 368.339 550.615 528.343
Güney Kore Cum. 606 42.765 458.910
Diğer 3.052.472 3.946.067 4.039.035
Toplam 47.666.679 77.098.516 56.261.937
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı
İhracat rakamları düşük görünmekle birlikte ülkemiz yazılım sektörü farklı ürünleri
üretebilme kapasitesine sahiptir. Sektörde yurtdışında ofisi bulunan ve cirosunun
önemli kısmını yurtdışı satışlardan elde etmekte olan firmalar da vardır. Son
dönemlerde sektör yurtdışı pazarlara yönelmiştir. Ülkemizde sektöre yönelik olarak
kaliteli işgücü bulunmasına rağmen yeterli sayıda olmaması ve ülkemizin teknoloji
alanındaki imajının yetersizliği sektörün önündeki engellerden ikisini oluşturmaktadır.
Ülkemiz hizmet ihracatında yazılım sektörünün öneminin daha da artacağı
düşünülmektedir.
İnşaat hizmetleri genellikle inşaat alanında veya yakınında bulunan yerel veya
bölgesel hizmet tedarikçileri tarafından sağlanmaktadır. Bölgesel veya yerel temsil
firmanın sürekliliğinin olması veya birkaç projenin bulunmasına bağlı olarak ortaya
çıkmaktadır. Yabancı firmalar ile yerel firmalar arasında ortak yatırım ise genellikle
mali gereklilik, teknoloji ve know how transferi ve yabancı firmaya yerel yasalar,
düzenlemeler konusunda kolaylık sağlaması gibi nedenlerle tercih edilebilmektedir.
İnşaat hizmetleri işin tamamını yapan müteahhitlik firmaları veya inşaatın bir
bölümünü üstlenen uzmanlaşmış taşeron firmalar tarafından verilmektedir. Ülkeleri
incelediğimizde sektörün genellikle az sayıda büyük inşaat firması, göreceli olarak
önemli miktarda orta ölçekli firma ve bir alanda uzmanlaşmış veya küçük bir coğrafik
alanda faaliyet gösteren büyük miktarda küçük firmadan oluştuğu görülmektedir.
Uluslararası inşaat hizmetleri genellikle büyük projelerden oluşmaktadır ve çok
sayıda işçinin hareketini içermektedir. Kamu sektörü de inşaat hizmetleri açısından
önem taşımaktadır.
24
BM’in geçici CPC sınıflandırmasına göre sektörün kapsamakta olduğu faaliyetler
aşağıda verilmektedir.
- Binalara yönelik genel inşaat işleri (yeni işler, eklemeler, renovasyon vb.
içermektedir)
- Binalar haricinde kalan inşaat işleri (otoyol, yol, tren yolu, köprü, tünel, boru
hattı, liman, baraj, enerji hatları vb. inşaatları kapsamaktadır)
- Tesisat ve montaj işleri (prefabrik inşaatlar, havalandırma, ısıtma sistemi,
elektrik tesisatı vb.),
- Binanın bitirilmesine yönelik inşaatlar (boyama, yer kaplamaları, bina içi
tesisatı ve dekorasyon vb.).
İnşaat sektörü farklı bir çok yerel düzenleme ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu
düzenlemeler arasında arsa kullanımı, bina ile ilgili teknik gerekler, inşaat izinleri ve
gözetimi, mülklerin kayıt altına alınması, müteahhitler ve profesyoneller, düzenleme
ücretleri, çevre düzenlemeleri vb. bulunmaktadır. Bu tip düzenlemeler sadece ulusal
düzeyde uygulanmamakta bazen federal veya yerel yönetimlere göre farklılık da
gösterebilmektedir. Standartlar devlet, standart kuruluşları veya özel sektör birlikleri
tarafından belirlenebilmektedir.
25
inşaat pazarı % 4.6’lık bir artış ile 4.2 trilyon dolar’a ulaşmıştır. Önümüzdeki 4 sene
için yılda yaklaşık % 5’lik bir büyüme yaşanması beklenmektedir. Bu büyümenin
altyapı ve konut yapımı dışındaki inşaatlara yönelik harcamaların artmasından
kaynaklanması beklenmektedir. Halen dünyadaki en büyük pazar ABD’dir. Japonya
ikinci sırada yer almakla birlikte önümüzdeki dönemde pazarda beklenen büyümenin
diğer Asya ülkelerine göre daha düşük kalması öngörülmektedir.
Global Insight tarafından dünya inşaat harcamaları açısından en büyük 55 ülke baz
alınarak yapılan bir araştırmaya göre 2004 yılında dünya inşaat pazarının büyüklüğü
3.9 trilyon dolardır. Araştırmaya göre pazar 2005 yılında % 2.6 oranında büyüyecek
ve 2008 yılında kadar yıllık % 2.6 oranında büyümeye devam edecektir.
Tablo 14. İnşaat Harcamalarında İlk 15 Ülke ( milyar dolar)
ÜLKE 2003 2004 2005 2006 2007 2008
2004 yılında ABD dünya inşaat harcamalarındaki % 29.6’lık payı ile ilk sırada yer
almaktadır. Bu ülkeyi sırasıyla % 12.9, % 6.8 ve % 6.3’lük payları ile Japonya, Çin,
Almanya ve Fransa takip etmektedir. İnşaat harcamalarının bölgesel bazda artış
oranları ise aşağıda verilmektedir.
26
Tablo 15. Dünya İnşaat Harcamalarının Bölgesel Artış Oranları ( Yıllık %)
BÖLGE 1998-2003 2003-2008
27
Tablo 17. Bölgelere göre Müteahhitlik Hizmetleri Dağılımı ( milyar dolar)
ABD AVRUPA ORTA DOĞU
Kaynak:EIC
28
Tablo 18. Projelerin türlere göre dağılımı
Tür Pay (%)
Yol/Köprü/Tünel 23.33
İş Merkezi 5.40
Havaalanı 3.19
Baraj 2.72
Diğer 13.25
Toplam 100
Kaynak:TMB/UMB
29
6.4 SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER
Sağlık hizmetleri ve sosyal hizmetler bir çok farklı amaca hizmet etmektedir. Gelir,
yaş, teknoloji, ekonomik, sosyal amaçlar gibi bir çok değişkene bağlı olarak sektörün
kapsadığı hizmetlerin ağırlığı ve önemi zaman içinde ve/veya ülkeden ülkeye farklılık
göstermektedir. Bu hizmetler sosyal adaletin sağlanmasında bir araç olabileceği gibi
ekonomik gelişmede de önem kazanmaktadır.
Pazar esaslı reform stratejisinde dışa açıklık önemli rol oynamaktadır. Sağlık
hizmetleri uzun süredir ticareti yapılamayan ve kamu tarafından verilen hizmetler
olarak kabul edilmekte idi. Fakat son dönemlerde bu anlayışta değişiklikler
oluşmuştur. Daha etkin ulaşım ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi sonucunda hem
meslek personelinin hem de müşterilerin hareket edebilme kabiliyeti artmış, zaman ve
uzaklık gibi konuları geri plana atan yeni tedarik modelleri oluşmaya başlamıştır.
Özel sektördeki oluşumlar hem yerli hem de yabancı katılımcılar için boşluklar
oluşturmuştur. Gelişmiş ülkelerde sağlık hizmetlerinin maliyetlerinin yüksek olması
kişilerin daha uygun fiyata aynı kalitede hizmet alabileceği ülkelere yönelmesine
neden olmaktadır.
1 - Gelişmekte olan ülkelerden ekonomik durumu iyi olan kişilerin yüksek kaliteli
hizmet almak amacıyla gelişmiş ülkelere gitmesi,
2 – Gelişmiş ülke vatandaşlarının egzotik tedavi yöntemleri veya sigorta kapsamında
olmayan bazı sağlık hizmetleri için kendi ülkelerine göre daha ekonomik olan
ülkelere gitmesi,
3- Yerel tedarikçiler tarafından sağlanamayan sağlık hizmetleri için kişilerin başka
ülkelere yönelmesidir.
Dünya sağlık ve ilaç pazarının önümüzdeki beş yıl boyunca hem gelişmiş hem de
gelişmekte olan ülkelerdeki talebin artmasının etkisiyle büyümesi, ancak sağlık
harcamalarının GSMH’ye oranının makul bir düzeyde kalması beklenmektedir.
Ülkelerin kişi başına sağlık harcamalarına bakıldığında ilk sırada 5 500 dolar ile
İsviçre’nin geldiği görülmektedir. Bu ülkeyi 5 365 dolar ile ABD, 4 000 dolar ile
Norveç, 3 910 dolar ile izlemektedir. Sağlık harcamalarının GSMH’ye oranında ise
dünyada ile beş sırada yer alan ülkeler ABD ( % 13.5), İsviçre ( % 11,3), Almanya (
% 10.5), Fransa ( % 9.4) ve Avustralya ( % 9.4)’dır.
30
Yaşam 70.0 70.3 70.5 70.8 71 71.2
Süresi
Doktor 2.5 2.5 2.5 2.5 2.5 2.5
sayısı
(000 kişi
başına)
Kişi Başına 681.6 747.5 797.8 836.6 863.1 879.8
Harcama
($)
Sağlık 9.5 9.5 9.6 9.7 9.8 9.9
Harcaması
(%GSMH)
Kaynak : The Economist Intelligence Unit.
Dünya sağlık harcamaları açısından en büyük pazar olan ABD’nin 2008 yılına kadar
daha da büyümesi beklenmektedir. 2008’de sağlık harcamalarının GSMH’ye oranının
% 13.9 olacağı tahmin edilmektedir. Buna ek olarak, ABD’nin sağlık hizmetleri
ihracatı verilerine ulaşılamamakla birlikte en büyük tedarikçi olduğu söylenebilir.
Batı Avrupa’daki sağlık sistemi ağırlıklı olarak kamu hakimiyetinde kalmaya devam
edecektir. Günümüzde sağlık harcamalarının kamu harcamalarının bir çok Batı
Avrupa ülkesindeki oranı % 70-80 civarındadır. 2008 yılında bu bölge için sağlık
harcamalarının GSMH’ye oranının % 9.4 olacağı tahmin edilmektedir. Bölgede sağlık
sektöründe maliyetlerin kontrol altına alınması en önemli konulardan bir tanesidir.
Ülkeden ülkeye değişiklikler göstermekle birlikte önümüzdeki dönemde sistemde
çeşitli değişiklikler yapılması beklenmektedir. Merkezi sağlık kuruluşlarının
hastahanelere yapacakları ödemeleri, işlem gören hasta sayısı veya hastahanede
kalınan geceden çok, tedavi edilen hastalığın türüne göre yapması, hastadan alınacak
katkı payının artırılması beklenmektedir.
31
1000 kişi
başına)
Kaynak: The Economist Intelligence Unit
* Tahmini rakamlardır
Çevre ülkelere göre daha nitelikli hizmet sunmakta olan sağlık sektörümüz gerek bu
ülkelere gerekse kaliteli hizmeti daha uygun fiyata almak isteyen Avrupa ülkelerine
sağlık hizmeti ihracatı yapabilecek düzeydedir. Bunun için yurt dışında bulunan,
tanınmış doktorlarımızın da ülkemize geri kazandırılması hem sektörün tanıtımı hem
de sektörün gelişmesi açısından yararlı olacaktır. Aşağıda çevre ülkeler ve bazı
Avrupa ülkelerinin kişi başına sağlık harcamaları ile ilgili bilgi verilmektedir.
Son yıllarda ülkemize tedavi amaçlı gelenlerin sayısında artış olmuştur. Bu kişilerin
geliş amaçları plastik cerrahi operasyon, saç ekimi, göz cerrahisi, kronik böbrek
yetmezliği, açık kalp ameliyatı ve ortopedik rehabilitasyon gibi çeşitlidir. Almanya,
Avusturya,Gürcistan, Rusya, Romanya, İngiltere gibi çeşitli ülkelerden hastalar
Türkiye’ye tedavi amaçlı gelmektedirler.
32
6.5 TURİZM HİZMETLERİ
Seyahat ve turizm sanayi zor geçmiş olan birkaç seneden sonra 2004 yılında tekrar
toparlanmaya başlamıştır. Buna rağmen sektör halen dış şoklara karşı duyarlıdır.
Özellikle havacılık alanında birleşmeler olmakla birlikte bu süreç yasal düzenlemeler
nedeniyle yavaş ilerlemektedir. Sektörün global bazda büyümesinin özellikle Çin gibi
yeni pazarlar tarafından sürdürüleceği tahmin edilmektedir. Sektördeki büyüme
fiyatların aşağı çekilmesi ve karların azalması ile sağlanacaktır. Düşük fiyatlı taşıma
sektörün büyümesinde büyük rol oynayacaktır, ancak doyma noktasına ulaşmış olan
bazı pazarlarda ticari başarısızlıklar yaşanabilir.
33
Otel ve 1.358 1.529,4 1.687,4 1.800,9 1.882,6 1.924,8 1.993,4
restoranlarda
tüketici
harcamaları
(milyar $)
Kaynak: The Economist Intelligence Unit
a
Economist Intelligence Unit tarafından kapsanmakta olan 60 ülkenin toplamıdır.
2004 yılında turistler tarafından yapılmış olan harcamaların bir önceki yıla göre % 11
oranında artarak 526,1 milyar dolara yükselmiş olduğu tahmin edilmektedir. Bu
yükselişin ABD dolarının yaşamış olduğu düşüşten kaynaklandığı tahmin edilmekte
ve döviz kuru etkisi kaldırıldığında harcama toplamının turist sayısındaki artış ile aynı
hızda olmadığı düşünülmektedir.
EIU’nın tahminlerine göre 2004 yılında en fazla turisti 316 milyon kişi ile Batı
Avrupa çekmiştir. Bu durum 2008 yılına kadar devam edecektir. İkinci sırada ise
118,8 milyon kişi ile Asya ve Avustralya bulunmaktadır. Bu bölgenin çektiği turistin
de 2008 yılında kadar artması beklenmektedir, fakat daha önce de belirtildiği üzere bu
34
tahminler Tsunami felaketinden önce yapılmıştır bu nedenle bu rakamlarda değişiklik
olması muhtemeldir.
Kuzey Amerika turizmde yaşanan global düşüşten en sert etkilenen bölge olmuştur.
11 Eylül saldırısı, Irak savaşı ve SARS virüsü (Asya’dan gelen turist sayısını
etkilemiştir ve Kanada’da sağlık sorunları yaşanmıştır) gibi sorunlarla ilgili olarak
yaşanan güvenlik problemleri nedeniyle 2003 yılı sektör açısından çok zor geçmiştir.
2004 yılında iyileşme yaşayan bölgenin 2000 yılında çektiği turist sayısına 2007’den
önce ulaşması beklenmemektedir.
Japon turizmi ülkedeki fazla kapasite nedeniyle sorun yaşamaktadır buna ek olarak
önemli zincir otellerin pazara girmesi ile Tokyo’daki otel kapasitesi 2007 yılında %
10 artacaktır.
Geçiş ekonomisindeki ülkelerin uluslararası geliş sayılarının ise yılda % 4,6 oranında
artması beklenmektedir. Bu grupta en büyük pazar olan Rusya’daki büyümenin
kapasite eksikliği nedeniyle sabit kalması beklenebilir. Rusya problemi çözmek için
orta sınıfa yönelik otellerin açılmasına önem verebilir. Macaristan ve Polonya gibi
yeni AB üyelerindeki büyüme geçiş ekonomisindeki ülkelere yardımcı olacaktır.
2008 yılı yaz olimpiyatlarına ev sahipliği yapacak olan Çin’e yönelik uluslararası
gelişlerin 2008 yılında 49,2 milyon olması beklenmektedir. Bu rakam 2004 için 37,6
milyondur. Çin’in uluslararası turizm sahnesine çıkışını etkileyen başlıca faktörleri:
gelir seviyesinin artması, yasal düzenlemelerin ülke vatandaşlarının yurtdışına
seyahatini kolaylaştırması, tahmin süresi içinde Çin’e yapılacak olan yolculukların
hava taşımacılığı sektörünün yerli ve yabancı taşıma şirketlerine açılması nedeniyle
kolaylaşmasıdır. Ülkenin Dünya Ticaret Örgütü’ne üyeliği ile pazarın büyük otel
zincirlerine fırsatlar sunacak olması da yine pazarın büyümesini sağlayacak
etkenlerden biridir.
35
İtalya 26,7 31,1 41,2 43,5
Çin 10,5 20 31,3 42,4
ABD 39,4 43,3 51 41,5
İngiltere 18,1 23,5 25,2 22,4
Kanada 15,2 16,9 19,6 20,6
Meksika 17,2 20,2 20,6 20,2
Avusturya 19 17,2 18 19,2
Almanya 17 14,8 19 19,2
Diğer 179,1 249,8 311,4 355,6
Toplam 428,8 526,7 662,7 721,8
Kaynak: WTTC
Uluslararası varış istatistiklerine göre 2004 yılında Fransa 80,9 milyon kişi ile ilk
sırada yer almaktadır. Fransa’nın toplam içindeki payı % 11,2’dir. İkinci sırada %
7,8’lik payı ve 56 milyon varış sayısı ile İspanya gelmektedir. Türkiye ise 14,4
milyon varış sayısı ile 14. sırada yer almaktadır.
Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre 2003 yılı dünya turizm ihracatı 525 milyar dolar
olarak gerçekleşmiştir. Turizm hizmetleri bir önceki yıla göre % 10 oranında
artmıştır. Sektörün toplam hizmet ticareti içindeki payı % 29,4’tür.
Dünya turizm hizmetleri ihracatında ilk sırada son yıllarda yaşadığı düşüşe rağmen
84,1 milyar dolar ve % 16’lık payı ile ABD yer almaktadır. Bu ülkeyi sırasıyla 41,8
milyar dolar ile İspanya (%7,9), 37 milyar dolar ile Fransa (% 7), 31,2 milyar dolar ile
İtalya (%5,9) takip etmektedir. 13,2 milyar dolar ile dünya ihracatında 10. sırada olan
ülkemizin toplam içindeki payı ise % 2,5’dir.
Tablo 27. Dünya Turizm Hizmetleri İthalatında İlk On Ülke (milyar dolar,%)
Ülke Değer Dünya’daki Payı Yıllık Artış Oranı
(2003) 1995 2003 2002 2003
Almanya 63,7 15,8 12,8 2 21
ABD 59,7 12,1 12 -3 -2
İngiltere 48,5 6,5 9,8 10 16
36
Japonya 29 9,6 5,8 0 9
Fransa 23,6 4,3 4,8 9 20
İtalya 20,5 3,9 4,1 14 21
Çin 15,2 1 3,1 11 -1
Hollanda 14,6 3,1 2,9 8 12
Kanada 13,3 2,7 2,7 -3 13
Rusya 12,9 3 2,6 22 14
Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü
Dünya turizm hizmetleri ithalatında ise ilk sırada 63,7 milyar dolar ve % 12,8’lik payı
ile Almanya bulunmaktadır. ABD % 12’lik payı ile ikinci sırada yer alırken, dünya
turim hizmetleri ithalatındaki diğer başlıca ülkeler İngiltere (% 6,5), Japonya ( % 9,6),
Fransa (%4,3) ve İtalya (%3,9)’dır.
Türkiye’nin turizm hizmetleri ihracatı 2004 yılında bir önceki yıla göre % 20,3
oranında artarak 15,8 milyar dolar düzeyine yükselmiştir. Sektörün ithalatı ise 2004
yılında % 19,4 oranında artarak 2,5 milyar olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye’nin sahip olduğu uzun Akdeniz sahil şeridi, kültürel, tarihi ve dini
zenginlikler ile göreceli olarak düşük fiyatlar gittikçe artan sayıda turisti kendine
çekmektedir. Buna rağmen turizmdeki artış ucuz paket tatillere ağırlıklı olarak bağlı
olunması ve görece kısa süren yaz sezonu nedeniyle sınırlı kalabilir. 2003 yılında
paket tur ile ülkemize gelen turistlerin toplamın % 64,5’ini oluşturduğu tahmin
edilmektedir. Bu nedenle sektörün çeşitlendirmeye gitmesi ve diğer turizm çeşitlerini
de pazarlaması ve geliştirmesi gereklidir. Ülkemizde sadece yaz sezonunda değil yılın
12 ayı turist çekebilecek çeşitli olanaklar mevcuttur.
Tablo 29. Türkiye'ye Gelen Yabancı Ziyaretçilerin Seyahati Organize Etme Biçimi, (%)
Yıllar Paket Tur Bireysel
1985 24 76
1990 51,8 48,2
1996 60,2 39,8
2000* 62,5 37,5
2003* 64,5 35,5
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı
37
286) Doğu Avrupa ülkelerindendir. 2004 rakamlarına göre ülkemizi ziyaret eden
yabancıların milliyetlerine göre dağılımına bakıldığında ilk sırada % 22,74’lük payı
ile Almanya’nın geldiği görülmektedir. Sıralamadaki diğer önemli ülkeler Rusya
(%9,16), İngiltere ( %7,92), Bulgaristan ( %7,48) ve Hollanda ( % 6,80)’dır. Bir
önceki yıl ile kıyaslandığında en büyük artış % 70,64 ile Azerbaycan vatandaşlarında
yaşanmıştır.
38
Eğitim 3,3
Transit 2,1
Sportif ilişkiler 1,5
Sağlık 0,6
Dini 0,5
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanığı
2004 yılında ülkemize gelen yabancıların sınır kapılarının bağlı olduğu bölgelere göre
dağılımında ise ilk sırada Akdeniz Bölgesi bulunmaktadır. Bu bölgenin toplam
içindeki payı % 36,26 iken % 33,28’lik paya sahip olan Marmara Bölgesi 5 934 859
ile ikinci sırada yer almaktadır.
Son yıllarda hızla gelişen turizm sektörü Türkiye’nin dünyada seyahat edilen yerler
arasında ilk ona girmesini sağlamıştır. 2004 yılında da bu büyüme devam etmiştir.
3
Ulaştırma ve Turizm Paneli, Vizyon 2023, TÜBİTAK
39
• 2000’li yıllarda uzun mesafeli ve deniz aşırı seyahatler artacak ve bu yörelerde yeni
destinasyonlar önem kazanacaktır.
• Destinasyon seçimi ve rezervasyon süreçlerinde elektronik teknolojinin (CD-Rom
atlası, internet, web siteleri vb.) önemi giderek artacaktır.
• Bireylerin eğitim ve refah düzeyindeki yükselme artarak devam edecek, deneyimli
seyyah grubu büyüyecektir.
• Turist tercihleri kutuplaşacak, yenilik ve çeşitlilik talebi artacak, konfor ve macera
motifleri ağırlıklı olacaktır. Ürün geliştirmede 3 S’nin, yani deniz-kum-güneş’in (sun-
sand-sea) yerini 3E, heyecaneğlence-
eğitim (exciting-educational-entertainment) temel unsurları alacaktır.
• Ortalama insan ömrünün artmasına paralel olarak emeklilik süresi uzayacak, tatile
daha çok
zaman ayrılacaktır.
• Bekar ve çocuksuz çiftler ile üçüncü yaş denilen 65 ve üzeri yaş grubunun dünya
nüfusu içerisinde ağırlık kazanması ve seyahate ve eğlenceye daha fazla kaynak
ayırmaları beklenmektedir. 2023 yılında 350 milyon Avrupalının 100 milyonu 65
yaşın üzerinde olacaktır.
• Ortalama çalışma süreleri kısalarak, tatile ayrılan süreler artacaktır.
• Tüketicinin bilgilendirilmesi ve korunması evrensel sistemlere bağlanacak, kalıcı ve
dengeli bir turizm gelişimi için tüketicilerin sürdürdüğü kampanyaların etkisi
artacaktır.
Son yıllarda tüm dünyada finans sektörünün yapısında önemli değişiklikler meydana
gelmiştir. Pazarlar sadece geleneksel ürünler açısından hem yurtiçinde hem de uluslar
arası alanda entegre olmakla kalmamış aynı zamanda globalleşmiştir. Finans sektörü
ülkelerin GSMH’lerinde ve istihdamda önemli yer tutmaktadır. Sektörde yer alan
büyük kuruluşların yanı sıra diğer farklı tipteki finans kurumları arasındaki rekabet
yoğun olarak yaşanmaktadır. Farklı ülkelerdeki kurumlar arası birleşmeler sektörü
biçimlendirmektedir.
40
gelişmeler yaşanmaktadır. Dünyanın başlıca menkul kıymet şirketleri elektronik
ortamda çeşitli hizmetler sunabilmektedir.
Teknolojik gelişmeler neticesinde finans sektörü ticaretinde sınır ötesi ticaretin, ticari
temsilcilik yerine daha çok kullanılması beklenebilir. Diğer taraftan varlık yönetimi,
özel bankacılık ve hayat sigortası gibi uzun dönemli sözleşme ve kişisel ilgi
gerektiren bazı ürünlerde müşteri ile tedarikçi arasında doğrudan bağlantı olması
gerekecektir. Gelişmekte olan ülkelerde ticari temsilciliğin bulunması ihtiyacı olabilir.
41
Bankalardan 36,3 75,8 22,5 35,1 75,5 56,5 23,9 1 236,3
Banka dışı kurumlardan 202,2 208,3 8,3 6,5 190,1 32,1 136,8 2 740,6
Para Cinsi İtibariyle
ABD Doları 320,4 500 -68,3 210,9 562,7 37,9 21,4 6 949,9
Euro 453,3 502,6 -8 53,9 400,4 83,7 201,6 6 725,6
Yen -42,3 -50,6 0,7 -15,0 -1,9 49,3 26,9 827
Diğer Para Birimleri 8,7 123,1 -34,4 66 270,5 69,3 -12,8 3 201,4
Banka Dış Borçlanıcılar
İtibariyle
Gelişmiş ekonomiler 315,1 458,7 103,3 47 343,8 20,9 134,8 4 959,3
Euro Alanı 117,4 157,4 50,5 -17,7 150,5 33,6 7,9 2 222
Japonya 4,1 38,4 6,5 -5,2 0,1 20,5 14,7 212
ABD 153,1 179,6 40,9 53 87,3 -32,9 62 767,4
Off shore merkezler 18,8 100 10,2 -10,1 41,6 33,6 62 767,4
Gelişmekte olan Piyasalar -16,5 5 4,9 3,1 23,9 1,6 -2,4 574,9
Dağıtılamayan -2,2 -18,7 1,1 -1,3 -4,7 -3,3 5,1 52,4
Bilgi için: Yerel Alacaklar 44,5 415 51,7 94,1 187 34,8 -0,6 2 541,8
Kaynak: BIS
Ödemeler dengesi istatistiklerine göre ülkemiz 2004 yılında 288 milyon dolarlık
finans hizmetleri ihracatı gerçekleştirirken, ithalat miktarımız 377 milyon dolardır.
2004 yılında 2002 yılına göre ihracatta yaklaşık % 30,3 oranında artış yaşanırken
ithalatımız ise aynı dönemde % 39,2 oranında azalmıştır.
4
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Yıllık Raporu, 2004
42
2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008
Bankacılık sistemindeki 23,23 26,53 27,69 30,58 31,89 33,48 35,40
Mevduat
(trilyon $)
Geri Ödenmemiş 22,48 26,02 27,81 31,03 32,41 34,19 36,40
Krediler (trilyon $)
Banka Kredileri 53,6 54,4 55,1 56,6 57,3 58,2 59,2
(varlık %)
Banka Kredileri 96,8 98 100,4 101,5 101,6 102,1 102,8
(mevduat %)
Finans Sektörü Toplam 49,78 54,10 57,54 61,58 64,21 67,45 71,16
Kredi
(trilyon $)
Hane başına ($) 39 255 41 956 43 905 46 281 47 538 48 423 50 426
Toplam kişisel 20,64 22,96 24,88 26,86 28,10 28,92 30,04
harcanabilir gelir (trilyon
$)
Çok Zengin Kişi Sayısı 6 633 6 512 6 558 6 650 6 706 6 790 6 877
(bin)
Harcanabilir Yıllık geliri 393,1 408,4 424,3 438,5 450,5 461,6 475,4
10 000 $ üzerinde kişi
sayısı (milyon)
Kaynak: Economist Intelligence Unit
Dünya bankacılık sistemindeki mevduatın 2008 yılı itibariyle 35,40 trilyon dolara
ulaşması beklenirken, kredi toplamının 36,40 trilyon dolar ve toplam harcanabilir
gelirin 30,04 trilyon dolar olacağı tahmin edilmektedir. 2008 yılı itibariyle dünyada
yıllık harcanabilir geliri 10 000 $’ın üzerinde olan 475,4 milyon kişi olacağı tahmin
edilirken çok zengin kesiminin ise 6 877 000 kişi olması beklenmektedir.
Şubat 2001 yılında yaşanan krizden sonra bugüne kadar gerçekleştirilen reformlar
Türk bankacılık sektörünü güçlendirmiştir. 2000 yılından itibaren yaşanan banka
kapanmaları ülkemizde faaliyette bulunan banka sayısını azaltmıştır. 1999 sonunda 81
olan banka sayısı Haziran 2004 itibariyle 49’a düşmüştür. Özel bankalar genellikle
büyük holdinglere aittir. Bankalar sıklıkla sigorta şirketleri, karşılıklı fonlar, factoring,
leasing şirketleri gibi banka dışı finans kurumlarını da kontrol etmektedir. Pazarda
küçük bir paya sahip olan yabancı bankalar sektörün yenilikleri takip etmesi açısından
dinamik bir rol oynamıştır.
43
Bank.
Kamusal 3 3 21 21 4 698 4 702 --- --- --- ---
Ser. KYB
Genel 50 49 6 078 6 126 124 030 126 274 39 40 458 478
Toplam
Kaynak: BDDK
Haziran 2004 itibariyle 49 olan banka sayısı Türk Bankalar Birliği (TBB) kayıtlarına
göre Nisan 2005 itibariyle 48’e düşmüştür. Söz konusu tarih itibariyle yurtiçindeki
şube sayısı 5945 yurt dışı şube sayısı ise 50’dir. Yurtdışında şubesi bulunan banka
sayısı 15’dir. Yurtdışında bulunan şubeler Almanya, ABD, Bahreyn, Bulgaristan,
Rusya, Çin, Fransa, İngiltere gibi çeşitli ülkelerdedir. 2004 sonu itibariyle banka
başına düşen kişi sayısı yaklaşık 1 500 000, şube başına düşen ortalama kişi sayısı 11
800, banka çalışanı başına düşen kişi sayısı 570 civarındadır. Kişi başına düşen aktif
miktarı ise 3200$’dır.
2004 yılı itibariyle 306 milyar YTL (229 milyar dolar) aktif toplamına sahip olan
Türk Bankacılık sektörünün sahip olduğu aktiflerin GSYİH’ya oranı % 75’tir. Toplam
aktif içinde mevduat bankaları payı % 96’lık bir paya sahiptir.Yabancı bankaların
toplam aktif içinde % 3,3’lük bir payı bulunmaktadır. Toplam mevduatın dağılımında
ise kamu bankalarının payı % 42 iken özel bankaların payı % 55’dir. TBB’nin Mart
2005 tarihli “Türkiye’de Finansal Sektör ve Bankacılık Sistemi” raporuna göre Eylül
2004 itibariyle, toplam aktif büyüklüğüne göre, ilk beş banka arasında 1 kamu, 4 özel,
ilk on bank arasında ise 3 kamu, 7 özel banka bulunmaktadır.Aktif büyüklüğü 10-20
milyar dolar arası 4 banka, 20-30 milyar dolar arası 2 banka, 30 milyar dolar üzerinde
ise 1 kamu bankası vardır.
Son dönemde yapılan reformlar ile daha güçlü bir hale gelen sektörün temel
sorunlarının kapsamlı olarak tanımlanmasının ve piyasa denetiminin sağlanmasına
yönelik düzenlemelerin sektörün güçlenmesinde etkili olduğu düşünülmektedir.
Sektör risk yönetiminin geliştirilmesi ve kurumsallaşması yönünde önemli mesafeler
almıştır. Yapılan düzenlemelerde uluslararası standartlara önemli ölçüde
yaklaşılmıştır. Daha sağlam bir yapıya kavuşmakta olan sektörün büyüme potansiyeli
bulunmaktadır. Bankaların gelişmiş ürün ve hizmet yelpazesine sahip olması, insan
44
gücü kalitesi ve uzmanlaşma düzeyinin yüksekliği ve teknoloji alanında Türk
bankacılık sektörünün uluslararası rekabet düzeyini yakalamış olması sektörün
avantajlarıdır.
Çevre hizmetleri çevre sanayinin bir bölümünü oluşturmaktadır. Çevre sanayi oldukça
yeni bir sektördür ve tanım ile ölçüm sıkıntısı yaşamaktadır. OECD’ye göre “çevre
ürünleri ve hizmetleri, su, hava ve toprağa verilen zararların yanı sıra, atık, gürültü ve
eko-sistem ile ilgili problemleri de ölçen, koruma sağlayan, sınırlandıran, minimize
eden veya düzeltme sağlayan ürün ve hizmetler”dir. Bunlar çevre riskini azaltan,
kaynak kullanımını ve kirliliği minimize eden temizleyici teknolojileri kapsamaktadır.
Sektör yapı (özelleştime, birleşme), amaç (çevre düzenlemelerine uyum sağlamaktan
kaynak verimliliğine), çıktı açılarından değişiklikler yaşamaktadır. Çevre sanayi
teçhizatı ( su tedariki ve dağıtımı teçhizatı, su arıtımı, atık kaldırılması, hava kirliliği
kontrolü, laboratuvar test ve koruma teknolojileri), hizmetleri (tasarım mühendisliği,
şirketlerin yönetimi ve inşaatı, atık su toplanması ve arıtımı, atık toplanması ve
işlenmesi, zararlı atık yönetimi, yasal ve danışmanlık hizmetleri, düzeltme hizmetleri
ve stratejik çevre yönetimi) ile kaynakları (su, yenilenebilir enerji vb satılması)
kapsamaktadır.
Çevre hizmetlerine yönelik ticaret fırsatları çöp artıma ve kanalizasyon gibi sektör
kapsamındaki hizmetlerin genellikle devlet tarafından sağlanması nedeniyle kısıtlı
kalmaktadır. Bunun başlıca iki nedeni vardır. Birincisi: yolların, parkların, göllerin
temizlenmesi gibi hizmetler genelde kamu tarafından yapılmaktadır. İkincisi ise çöp
arıtımı gibi çevre hizmetleri özel dağıtım ve toplama ağları gerektirmektedir. Bu tür
bir hizmet için gereken yatırımın yüksek olması pazara giriş için önemli engel
yaratmaktadır ve sektör doğal monopol oluşmasına eğilimlidir. Devletler genellikle
tüketicinin sömürülebileceği korkusuyla bu tarz doğal monopollerin oluşmasına sıcak
bakmamıştır. Bu nedenle yerel veya yabancı özel sektör firmaları çevre hizmetleri
pazarlarının birçoğuna girmemeyi tercih etmesi veya izin verilmeme durumu ile karşı
karşıya kalmıştır. Bununla birlikte son yıllarda çevre amaçlarına ekonomik açıdan
verimli ve etkin bir şekilde ulaşılması yönündeki baskı sonucunda bu süreçte
değişiklikler yaşanmaya başlamıştır. İlk olarak; çevre hizmetlerine yönelik olarak yeni
pazarlar yaratılmıştır. Hava, su ve toprak kirliliğinin önlenmesi yönünde gittikçe daha
sıkılaşan yasal düzenlemeler ve bu konuda tüketicinin bilincinin artışı özel sektörü
söz konusu hizmetleri satın almaya itmektedir. Pazarların henüz oluşmadığı yerlerde
hükümetler bu hizmetleri dışardan temin yoluna girmeye başlamıştır. Aynı zamanda
doğal monopollerin mümkün olduğunca dar bir şekilde tanımlanması ve monopollerin
kaçınılmaz olarak ortaya çıkması muhtemel sektörlerde rekabet yaratmak için çaba
sarf edilmiştir. Örnek olarak, kanalizasyon hizmetlerinde yeni boru döşenmesinin
maliyeti çok yüksek olacağından bölgesel monopoller kaçınılmaz olacaktır fakat pis
su arıtım tesisleri alanında rekabet şansı olabilir. Monopolcü pazar şartlarının ortadan
kaldırılamadığı durumlarda bile, kontrol edilebilir özel sektör sahipliği kamuya tercih
45
edilmeye başlanmıştır. Yaşanan değişiklikler ile daha fazla çevre hizmetinin yavaş
yavaş pazara girmesini sağlamıştır.
a) Kanalizasyon hizmetleri,
b) Çöplerin kaldırılması hizmetleri,
c) Sağlık koruma ve benzeri hizmetler,
d) Diğer.
Diğer kategorisi açık olarak sektörün sınıflandırılmasında esas alınan CPC’ye referans
göstermiyor olsa da, CPC sınıflandırmasında yer alan egzoz gazlarının temizlenmesi,
ses kirliliğin önlenmesi, doğanın korunması ve herhangi bir yerde sınıflandırılmamış
olan diğer çevre koruma hizmetlerini kapsadığı düşünülebilir.
Çevre hizmetleri genellikle olarak ticari bir kişiliğin pazarda yer alması yoluyla
tedarik edilmektedir. Bu nedenle pazarda yabancı firmaların şirket ve
temsilciliklerinde yabancı uyruklu personel çalıştırılmasını kısıtlayan düzenlemeler
ticareti etkilemektedir. Yabancı sermaye üzerinde şirket sahipliği, tüzel kişiliğin şekli,
belirli varlıkların yabancılar tarafından sahip olunmasının engellenmesi, faaliyet alanı
ile ilgili sınırlandırmalar sektörü etkilemektedir. Bunun yanı sıra kişilerin hareketini
engelleyen kısıtlamalar (göç politikası, yöneticilerden ikamet istenmesi, vize
sınırlamaları, sosyal güvenlik vergileri vs.) da etkili olmaktadır. Devletlerin çevre ile
ilgili bazı hizmetleri dışardan temin etme yoluna gitmesi durumunda kamu ihale
süreci de ticareti kısıtlayan unsurlar arasındadır. Devletlerin çevre konusu ile ilgili
yasal düzenlemeleri sektörü etkilemektedir. Tüm sektörlere uygulanan ve çevre
hizmetlerine yönelik talebi etkileyen yasal düzenlemelerin yanı sıra sadece çevre
hizmetleri sektörü ile ilgili düzenlemeler (arıtım tesisinin konumu vb) de
bulunmaktadır.
46
fırsatlar yerel ihtiyaçlardan ortaya çıkıyor olsa da ihracat açısından da fırsatlar
doğuracaktır. Örnek olarak Hindistan, yenilenebilir enerji ile ilgili çeşitli programlar
yürütmektedir, yenilenebilir enerji sistemleri ve ürünleri ihracatı gerçekleştirmektedir.
Dünya çevre sektöründe son dönemlerde yaşanan önemli bir gelişme ise 16 Şubat
2005 tarihi itibariyle Kyoto Protokolünün yürürlülüğe girmiş olmasıdır. 140 ülkenin
imzaladığı anlaşma ile atmosferdeki sera gazı birikimlerini, insanın iklim sistemi
üzerindeki tehlikeli etkilerini önleyecek bir düzeyde tutulması amaçlanmaktadır.
Protokole göre, sanayileşmiş ülkelerin 2008-2012 yılları arasında, iklim dengesi
üzerinde tehdit oluşturan başta karbondioksit olmak üzere gaz salınımlarını 1990
seviyesinin yüzde 5.2 altına çekmeleri gerekmektedir. Sözleşmeye taraf olan ülkeler
iklim politikalarında değişiklikler yapmak durumundadırlar, bu durum hem gelişmiş
hem de gelişmekte olan ülkelerde yatırım ve ticaret açısından fırsatlar doğuracaktır.
Türkiye Kyoto Protokolüne taraf olmamakla birlikte BM’in İklim Değişikliği Çerçeve
sözleşmesini imzalamıştır. Gelişmekte olan ülkeler ilk taahhüt bölümünde herhangi
bir azaltmaya girmekle yükümlü değildir fakat 2005 yılında başlayacak olan
görüşmeler çerçevesinde gelişmekte olan ülkeler daha düşük emisyon politikalarını
üstlenebilirler.
Pazarda AB, ABD ve Japonya önemli miktarda ticaret fazlasına sahiptir. AB en büyük
ihracatçı konumunda iken ABD ve Kanada, AB ürünleri için en büyük pazarlar
konumundadır. Finlandiya ve Norveç üretimlerinin yaklaşık yarısını ihraç etmektedir.
Avustralya ve Kanada ihracatlarını artırmakla birlikte global pazarda yüksek bir paya
sahip değildir. Gelişmekte olan ülkeler çevre ürünleri ve hizmetlerinin net ithalatçısı
konumundadır. Bu ülkelerin ihracatları çoğunlukla bölgesel azarlara yöneliktir.
5
UNCTAD, Trade and Environment Review 2003
47
ABD’nin ihracatı 1993-1997 döneminde ortalama % 17 oranında artmış iken 1998-
2002 döneminde yıllık ortalama % 6 oranında azalmıştır. Almanya ve Japonya gibi
diğer gelişmiş ülkelerin uluslararası faaliyetlerinde de azalma olduğu yine raporda
belirtilmektedir. Söz konusu dönemde ekonomik büyümede yaşanan yavaşlamanın
yanı sıra firmaların gelişmekte olan ülke pazarlarını riskli ve yeterli derecede karlı
bulmadıkları için ihracata yönelmemelerinin de gerilemede etkili olduğu
belirtilmektedir.
Çevre ile ilgili 41 sözleşme ve 30’un üzerinde protokole taraf olan ve çok sayıda
deklarasyon ile karar metnini kabul ülkemizin gelecekte bu yükümlülüklerin daha da
artması beklenmektedir.
48
• Yerli müşterilere yurt içinde yabancı uygulamalar hakkında hizmet sağlamak
(örneğin; yabancı vergi sistemi hakkında (bilgiler) tavsiyeler vermek)
49
rekabeti arttırmaya yönelik uygulama ve kuralların incelemesi, mesleki alanlarda
rekabet kanununun uygulanabilirliliğinin sağlanması, tüketicinin korunmasını
sağlamak için çeşitli önlemlerin alınması, sektöre yurtdışından girişler de dahil olmak
üzere tüm girişlere yönelik sınırlamaları (ruhsat alma, sigortalama vs gibi) gözden
geçirecek yasal kurumların oluşturulması, hizmet ve faaliyetlere girişlerin
düzenlenmesi aşamasında, yerine getirilmesi gereken temel prensiplerin geliştirilmesi
için her açıdan değerlendirilmesidir.
Sektörde ülkelerin uluslararası ödemelerde çeşitli engeller koyması sorun
yaratmaktadır. Ülkeler, hem iç hem de dış olmak üzere farklı kategorilerdeki
uluslararası ödemeleri yasaklayabilir ya da sınırlandırabilir ya da avantajlı olmayan
başka kurlara ya da kurlardan çevrilmesini şart koşabilir. Sermaye transferlerinde,
karların kendi ülkelerine getirilmesinde, cari işlemlerdeki ödemelerde vs. farklı
kuralları uygulayabilir.
Kişilerin serbest dolaşımına ilişkin vize, çalışma izni ve göçmenlik izni gibi çeşitli
uygulamalar belli özelliklere sahip kişilerin daha etkili olabilecekleri alanlara
yayılmalarını yasaklanmakta veya kısıtlanmaktadır. Bu durumlar, yönetim veya
uzman olan personele de uzun dönemli ya da kısa dönemli olarak uygulanmaktadır.
Bir çok durumda, hareketlilik doğrudan müşteriye hizmet sağlayabilmek, teknoloji
transferi ve yurt dışında uzun süreli bir kalıcılığı sağlamak açısından önem
taşımaktadır, aksi takdirde, bir çok engel ortaya çıkmaktadır.
Bazı ülkelerin ya da alt ülkelerin yönetim otoriteleri ve kamu kurumları, sadece yerel
sağlayıcılardan mal ve hizmet satın almaktadır. Bazı durumlarda yabancı şirketlerin
yerel şubeleri, yan kuruluşları veya bağlı şirketleri kamu mallarını tedarik etmeye
izinli değillerdir. Minimum seviyede olmak üzere, bu durum sınır ötesi hizmet
tedarikini harici tutmakta ve yerel olarak varlık göstermeyi zorunlu kılmaktadır.
Açık ve kasti olarak yapılan vergi ayrımcılığı, yabancı ya da yabancı ortaklı hizmet
sağlayıcıları için yerel rakipleri karşısında dezavantaj sağlamaktadır ve bu konuda
gerekli desteğin olmaması aynı gelir, kar veya telif ödemelerine sahip olmalarına
rağmen, farklı yargı alanlarında (farklı ülkelerde) çifte vergilendirmeye tabi
tutulmalarına neden olmaktadır.
Belli hizmetlerin sadece tek bir şirket tarafından sağlandığı durumlarda, piyasaya
girmek yabancı şirketler için imkansız hale gelmektedir. Devletin belli başlı veya
sadece yerel şirketleri ödüllendirmesi, yabancı hizmet sağlayıcıları için başa çıkılmaz
ve önemli bir dezavantaj oluşturmaktadır.
Bazı muhasebecilik hizmetleri, farklı yargı alanlarında düzenlenmektedir. Kaldı ki bu
düzenlemeler sadece belli yetkiye sahip kişilerce yapılmakta ve vatandaşlık şart
koşulmaktadır, dolayısıyla yabancılar bu durumdan yararlanamamaktadır.
Her ne kadar vatandaşlık şartından daha az zorlayıcı bir şart olsa da, hizmetin
sağlandığı ülke içinde ikamet edilmesi ya da şirketin o ülke için kurulmuş olması
zorunluluğu, yabancıları muhasebecilik mesleğini kapsam dışı bırakmaktadır.
Vatandaşlık ve/veya ikamet etme/kuruluş şartlarının olmadığı durumlarda bile, yasal
düzenlemelerde muhasebecilik mesleğine giriş için sadece yetki belgesinin olması şart
koşulmuş olsa bile, uygulamada yabacıların, yeterli bilgi ve deneyime sahip
olmalarına rağmen, muhasebecilik mesleğine girmeleri engellenebilir. Karşılarına
50
nedensiz engeller çıkartılabilir ya da rekabet edebilmeleri ve gerekli tecrübeleri
kazanabilmeleri için yetersiz miktarda kredi verilebilir veya hiç kredi verilmeyebilir
Ülkeler arasındaki uygulama farklılıkları nedeniyle, muhasebeci ya da muhasebeci
firma, kendi ülkesinde sağladığı tüm hizmetleri, farklı ülkelerde sağlayamayabilir. Bir
ülkede düzenlenmemiş olan hizmetler, beraberinde başka düzenleyici yükler getirerek
diğer bir ülkede düzenlenebilir. Bir ülkede muhasebeciler tarafından sağlanan
hizmetler, diğer ülkede profesyonellerce sağlanmaktadır. Genel olarak veya özel
müşterilere yönelik olarak sağlanan belirli kombinasyondaki hizmetler, bazı ülkelerde
yasaklanırken, diğer ülkelerde bu hizmetlere izin verilmektedir. Aynı tarzdaki hizmet
alanları, sonuç olarak çoğu zaman çeşitli piyasalar arasında yerine getirilmemektedir
ve dar kapsamlı ülkelerdeki firmalar, geniş kapsamlı piyasalarda ve geniş kapsamlı
rakiplerine karşı dezavantajlı hale gelmektedir.
Yabancı firmalar, yeni piyasalara girmek için incelemelerde bulunurken, girecekleri
piyasada pazarlama yapamamaları ve dolayısıyla yeni müşterileri kendilerine
çekememeleri veya esas fiyattan rekabet etmelerinin yasaklanması gibi tüm engelleri
dikkate almaları gerekmektedir.
Ulaştırma hizmetleri hava, kara, deniz, demiryolu taşımacılığını ile ilgili hizmetleri
kapsayan geniş bir sektördür. Taşımacılık sektörü ülkenin tüm ekonomisini etkileyen
hizmetleri sağlamaktadır. Kara yolu taşımacılığı geniş bir faaliyet alanını
kapsamaktadır fakat bu faaliyetlerin ortak noktası azdır. Örnek olarak; bazı taşıma
hizmetleri sermaye yoğun (demiryolu, boru hattı) iken bazıları daha az sermaye
(kamyon, yolcu otobüsü) gerektirmektedir. Bazı sektörlerde çalışan sayısı fazla iken
bazı sektörlerde çalışan maliyeti marjinal kalmaktadır. Bazı faaliyetler kamu veya
genel hizmet sağlamak için plan dahilinde uygulanırken bazıları tamamen pazar
faaliyeti olarak kabul edilmektedir. Sektördeki bazı faaliyetler monopol ve oligopoller
tarafından gerçekleştirilirken (boru hattı, demiryolu taşımacılığı) bazıları çeşitli
büyüklüklerdeki bir çok firma tarafından yerine getirilmektedir. Bununla birlikte bu
faaliyetlerin taşıdığı ortak noktalar da bulunmaktadır. Taşımacılık sektörünün
kapsadığı faaliyetler kendi içinde bir noktaya kadar rekabet halindedir. Sektörde
ekonomiklik, güvenlik, konfor her ulaşım türü için aranan özelliklerdir.
Her geçen yıl rekabetin daha da arttığı dünya pazarında taşımacılık hizmetlerinin
rekabette taşıdığı önem de artmaktadır. Dış ticarette maliyetlerin düşürülmesi,
zamanında teslimin öneminin artması taşımacılık sektörünün gelişimini de
tetiklemektedir. Ulaştırma sektörü bir çok sektör ile etkileşim içindedir. Örnek olarak
sektörün verdiği hizmetler göz önüne alındığında makina, otomotiv, inşaat ve
malzeme sanayi kollarındaki teknolojik gelişmelerden ve yeni ürünlerden
etkilenmekte diğer taraftan da bu sektörlerdeki gelişmeyi de harekete geçirmektedir.
Maliyetinin diğer taşıma türlerine göre daha düşük olması, büyük miktarlardaki
yüklerin bir defada taşınabilmesine imkan sağlaması gibi nedenlerle dünya ticaretinin
yaklaşık % 80’i deniz yolu ile yapılmaktadır. Sektörde yaşanan gelişmeler uzak
pazarlara daha kolay ulaşımı sağlamıştır. Son dönemlerde kara, hava, deniz, demir
yolu taşımacılığı taşıma sürecinde birbirini tamamlamayıcı rol oynamaya başlamış ve
“kombine taşımacılık” gelişmeye başlamıştır. Önümüzdeki dönemde kombine
taşımacılığın ağırlığını artırması beklenmektedir bu nedenle ülkemizin limanlarını ve
51
diğer ulaşım altyapılarını geliştirmesi sektörün dünya pazarından alacağı payın
artırılmasında büyük önem taşımaktadır.
Dünya Ticaret Örgütü istatistiklerine göre 2003 yılında dünya ulaştırma hizmetleri
ihracatı 280 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. ABD 47.5 milyar dolar ile ulaştırma
hizmeti ihracatında ilk sırda yer almaktadır. İhracattaki diğer önemli ülkeler Almanya
(28.8 milyar dolar), Japonya (26.5 milyar dolar) ve Fransa ( 22.1 milyar dolar)’dır.
Dünya ulaştırma hizmetleri ithalatında da ihracatta olduğu gibi ABD ilk sırada yer
almaktadır. Bu ülkenin 2003 yılı için ithalat miktarı 65.7 milyar dolardır. Toplam
dünya ithalatı ise 2003 yılında 310 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. İthalatta
önemli paya sahip diğer ülkeler 36.9 milyar dolar ile Almanya, 34.2 milyar dolar ile
Japonya ve 28.1 milyar dolar ile İngiltere’dir.
52
2003 yılında dünya denizyolu taşımacılığı ticaretinin büyüme hızı % 3,7 oranında
gerçekleşerek 6.117 milyar ton’a ulaşmıştır. 2004 yılı başında dünya ticaret filosu
857 milyon dwt’ye ulaşmıştır. Bu miktar % 1,5 oranında bir artışa karşılık
gelmektedir. Dünya filosunun yaş ortalaması 12,5 yıla düşmüştür filonun yaklaşık %
27,7’si 20 yaş ve üstündedir.
Türkiye sahip olduğu coğrafik konum ülkenin nakliye ve lojistik sektörüne özellikle
Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya verilen hizmette avantaj sağlamaktadır.
Türkiye bölgesinde en gelişmiş altyapıya sahip ülkelerden biridir. Son on yılda
sektörde ulaşım ve telekomünikasyon altyapısını geliştirecek yatırımların yapılmış ve
önemli aşamanın kaydedilmiş olmasına rağmen yatırımlar halen devam etmektedir ve
sektör devamlı bir gelişim içindedir. DİE tarafından 2002 yılında yapılan Genel
Sanayi ve Ticari İşyerleri Sayımı’na göre sektörde 103 428 firma bulunmaktadır.
Ro-Ro taşımacılığının önemi ülkemizde gittikçe artmaktadır. 2003 yılında Türk Ro-
Ro taşımalarının sayısı 95 193 iken bu rakam 2004 yılında 102 661’e yükselmiştir.
Türk firmalarının hizmet vermekte olduğu Ro-Ro hatları ise Haydarpaşa (İstanbul) –
Trieste (İtalya), Ambarlı (İstanbul) – Trieste, Çeşme (İzmir) -Trieste, Zonguldak-
Evpatoria (Ukrayna), Zonguldak-Skadovsk (Ukrayna) , Samsun-Novorossisky (Rusya
Federasyonu), Trabzon-Sochi (Rusya Federasyonu), Rize-Poti (Gürcistan)’dır.
53
6.10 DİĞER HİZMETLER
54
7. HİZMETLERİN PAZARLANMASI
Hizmet ile ürün ihracatı arasındaki temel farkları aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.
İhraç edilen bir hizmeti satın almak yabancı alıcı açısından risk
taşımaktadır. Bir hizmetin alımı genellikle hizmetin üretiminden önce
gerçekleşmektedir. Bu nedenle alıcılar risklerini azaltmak için çoğunlukla
yerel veya iyi bilinen bir firma ile çalışmayı tercih etmektedirler. Riski
azaltmak için kullanılan diğer bir yöntem ise tanıdıklardan tavsiye
almaktır. Bu da geniş bir iletişim ağının kurulmasının potansiyel
müşterilere ulaşmak için oldukça önemli olduğunu göstermektedir.
Pazara girişin ilk aşamasını genellikle hizmetin tanıtımından çok firmanın
pazarda güvenilirliğinin yaratılması oluşturmaktadır.
Hizmet ihracatçısının başarısından emin olan potansiyel müşteriler
yaratılması firmanın başarısı açısından kritik önem taşımaktadır. Ürün
ihracatçıları yerel bir aracı/temsilci ile çalışabilirken, hizmetlerde
potansiyel müşteriler hizmeti sağlayan ile tanışmak istemektedir. Bu da
firma yöneticilerinin hizmetlerini kendilerinin pazarlaması ve kurdukları
55
kişisel ilişkilerde kültürel farklılıklara dikkat etmeleri gerektiği anlamına
gelmektedir. Unutulmamalıdır ki yaratılacak kötü bir izlenim firmanın
pazardaki başarısını olumsuz etkileyecektir.
Küçük firmaların pazarlama başarısı yöneticilerin becerilerine bağlıdır.
Birçok teknik ve profesyonel hizmet sağlayıcısının yöneticisi kendi
disiplininde iyi olmakla birlikte pazarlama konusunda daha az eğitimli
veya bu alana ilgisi az olabilir. Pazar geliştirmenin ilk aşamaları firma
yöneticileri tarafından gerçekleştirilmelidir.
Hizmet satışında iki aşamalı pazarlama yaklaşımına ihtiyaç duyulması ve
firmanın müşteride güven yaratma gereği, hizmet ihracatçılarının pazara
uzun süreli yatırım yapmaları ihtiyacını doğurmaktadır. Bu da küçük
firmalar açısından zorluk yaratmaktadır.
Ürün ile hizmet ihracatı arasındaki temel farklılık ürünün fiziksel bir varlığı
bulunurken hizmetlerin ise fiziksel varlılığa sahip bulunmamasırı. Bu farklılık
pazarlamayı, fiyatı ve dağıtım stratejinizi etkilemektedir. Aşağıda bu farklılıkların bir
karşılaştırması bulunmaktadır.
Göz önüne alınması gereken nokta pazara yatırım yapmadan önce potansiyel
müşteriler arasında firmanıza yönelik aşinalık yaratılmasıdır. Bu amaçla bir pazara
girerken aşağıdaki noktalara dikakat etmeniz yararlı olacaktır.
56
Firmanızın üst düzey yetkilileri potansiyel müşteriler ile gerekli ilişkilerin
kurulması için seyahat etmeye hevesli olmalıdır,
Hizmetlerinizi tavsiye edebilecek olan kişilerle irtibat kurun,
Uluslararası konferans/seminerlerde yapacağınız sunuşlar ile yer alın,
Yerel kültürü öğrenin.
Hem iç pazarınıza hem de dış pazarınıza aynı kalitede hizmet verebilecek
kapasiteye sahip olduğunuzdan emin olun.
İhracat yapmak isteyen bir hizmet firması için en önemli engel dış pazardaki
irtibatlarının yetersiz olmasıdır. Başarılı bir hizmet pazarlaması için hem hizmetin
kendisine ilgi uyandırmak hem de müşterilerin firmanın o hizmeti sağlayacağına dair
güven ortamı oluşturmak gerekmektedir. Sunduğunuz hizmete yönelik ilgiyi
artırabilmek için müşterilerinize ulaşabileceğiniz yolları ve onları satın almaya nasıl
teşvik etmeniz gerektiğini bilmeniz gerekmektedir. Nasıl ulaşacağınız ile ilgili olarak
cevaplandırmanız gereken ilk soru “Potansiyel müşterilerim kendi yerel pazarlarında
bir hizmet firmasına nasıl ulaşıyorlar?” olmalıdır. Bu reklamlar ya da tavsiyeler
yoluyla olabilir. Hizmet satın almadaki riskler nedeniyle bir çok alıcı firmanın bahse
konu hizmeti sunmaya yeterli olduğu konusunda güvenebileceği bir kişinin/kurumun
onayına ihtiyaç duyacaktır.
57
yaratmak (kredibilitesini artırmak) için neler yapabileceğiniz hakkında bilgi
bulunmaktadır.
Eğer bir pazarda ihracat imkanlarını yeni araştırmaya başladıysanız ve iyi bir
konuşması/sunumcu iseniz işe uluslararası bir ticari olay veya konferansta sunuş
yaparak başlayabilirsiniz. Böylece müşterileriniz sizi faaliyet halinde görebilecek,
stiliniz hakkında fikir sahibi olabilecek ve konunuzdaki uzmanlığınızı fark etme
şansına sahip olacaklardır.
Böyle bir ortamda sizi diğerlerinden ayıran bir etiket taşıyor olmanızda size avantaj
sağlayacak ve sizi görünür hale getirecektir. Sizin ilk görüşmeleri talep etmeniz yerine
diğerlerinin size gelip görüşmesi olanağını da sağlayacak ve işinizi biraz daha
kolaylaştıracaktır. Ücretsiz sohbetlere ve sunumlara yatırım yapmanız pazara yönelik
ticari faaliyette bulunmanıza yardımcı olacaktır.
Web Sitesi
Eğer kişisel olarak iyi bir izlenim yaratabileceğinizi düşünmüyor iseniz Internet
ortamını deneyebilirsiniz. Fakat unutmayın ki bugün bu yolu tercih eden bir çok firma
bulunmaktadır ve sizin aralarından sıyrılmanız gereken önemli rakipleriniz de
muhtemelen bir web sayfasına sahiptir. Bu nedenle web sayfanızın mutlaka sizin
profesyonelliğinizi ve kalitenizi yansıtacak şekilde tasarlanmış olmasına dikkat
etmeniz gerekmektedir. Bunu sağlamak için de gerekli yatırımı yapmak
durumundasınız eğer bunu sağlayamıyor iseniz bazen web sayfasına sahip olmamak
da bir seçenek olarak olarak karşınıza çıkmaktadır. Web sayfanızın sadece
rakiplerinizden geri kalmamak ve firmamızın bir web sayfası var demek için değil
sizin amacınıza hizmet etmek için bulunması gerektiğini unutmayınız.
Profesyonel diplomalar/sertifikalar
58
ISO 9000 Sertifikası
Yayınlar
Ticari Rehberler
Potansiyel bir müşteri sizden bir hizmet satın almayı düşündüğünde sektörünüz ile
ilgili ticari rehberde bulunup bulunmadığınıza bakmak isteyebilir. Bu nedenle
potansiyel müşterilerinizin bakmak isteyebileceği rehberleri tespit edin ve onlarda yer
almaya çalışın. Online ticari rehberlerini de mutlaka gözönünde bulundurmanız
gerektirmektedir. Üye olduktan sonra bilgilerinizin güncel olmasına dikkat edin.
Medyanın Kullanımı
Stratejik Ortaklıklar
Uluslararası bir firma için çalışmak, firmanızın tecrübesini artıracağı gibi pazardaki
güvenilirliğinizi de olumlu etkileyecektir. Stratejik ortağınız ortak pazarlama
yaptığınız, sözleşmenizin olduğu veya bir ortak yatırım kurduğunuz başka bir firma
olabilir. Ortaklık ilişkiniz tek bir kontratlık veya uzun süreli olabilir. Yurtdışında
kuracağınız bir ortaklık sizin pazara giriş sürenizi ve maliyetinizi azaltabilir.
Sizinle benzer müşteri kitlesine sahip olup firmalara özel işler yapanlar,
59
Müşteri kitlesini artırmak isteyen ve bunun için uzmanlığa ihtiyaç duyanlar,
Projesi ve/veya bir teklifi bulunan ve taşeron firmaya ihtiyaç duyanlar.
Bir pazarı hedeflemeden önce tecrübenizi artırmak için yurtdışına iş yapmakta olan
yerel veya bölgesel bir firmanın taşeronluk işlerini yapmayı düşünebilirsiniz.
İş felsefeniz: Yakın iş felsefesine sahip olmak ortağınız ile rahat anlaşabilmek için
yararlı olacaktır.
Birbirinizin uzmanlığına saygı: Ortaklık kurarken bir ortaktan çok rakip yaratma
korkusu korkusunun önüne geçmek için sahip olduğunuz uzmanlığa saygı duyan ve
sizi taklit etme niyeti olmayan firmaları seçmeye dikkat ediniz.
Takım üyelerinin özellikleri: Bir projenin başarısı projede çalışanlar ile bağlantılıdır.
Bu nedenle çalışmayı planladığınız ortağın sizinle yapacağı projelerde herhangi bir
çalışanını değil nitelikli ve işini iyi yapan personelini görevlendirip
görevlendirmeyeceği de önem taşımaktadır.
Proje yönetim becerisi: Finans ve çalışma saatlerinin dikkatli bir şekilde yönetimi
yurtdışında başarı sağlanması açısından önem taşımaktadır. Proje yönetiminde başarılı
ve sizin için zaman harcamaya istekli ortaklar ile çalışmak da size avantaj
sağlayacaktır.
Sizin için uygun olan ortağı bulabilmek için acele etmemeli ve gerekli olan zamanı
ayırmalısınız. Herhangi bir firmayı ortak olarak seçmek yerine bütün adaylar ile
görüşerek seçim yapmanız da sizin açınızdan önem taşımaktadır. Bu sürece gereken
özeni göstererek ileride yaşanacak olan sorunlar azaltma şansına sahip olacaksınız.
60
7.3.2 Kişisel Garanti Verilmesi
Eğer mümkün ise müşteriniz sunduğunuz hizmet ile ilgili olarak kişisel garanti
vermenizden memnun olacaktır. Bu tür bir garanti verebileceğiniz çeşitli alternatifler
aşağıda belirtilmektedir.
Eğer müşterinizin hedeflediğiniz pazarda tanıdıkları var ise sizi onlara tavsiye
edip edemeyeceklerini öğrenin.
Bazı durumlarda müşterileriniz size referans olmayabilir ama sizin için konferans
veya benzeri bir faaliyette sizin hakkınızda bir konuşan yapabilir, kendi açılarından
sizin sunduğunuz hizmeti anlatabilirler.
Birçok pazarda sektörel birliğe üyelik öenm taşımaktadır. Özellikle birliğin yönetim
kadrosunda bulunmak firmalara avantaj sağlamakta ve birliğe üyelik sektörünüzdeki
önemli firmalardan biri olduğunuzu göstermektedir.
61
kartvizitinizi sizi hatırlamak üzere kullanacaklardır ve uzun süre onlarda kalacaktır.
Müşterileriz için firmanızın sunduğu hizmetin kalitesini yansıtan bir araç olarak da
algılanmaktadır. Bu nedenle kartvizitlerinizin profesyonel olarak hazırlanmış,
firmanızın kalitesini yansıtan şekilde hazırlanmış olması önemlidir. Kartvizitiniz
üzerinde irtibat numaralarınızın doğru ve açık şekilde belirtilmiş olması
gerekmektedir.
Web Sayfanız: Bir çok hizmet sektörü için potansiyel müşteriler firmanın web
sayfasını inceleyerek firmanın becerileri hakkında bilgi sahibi olmayı istemektedir.
Bu nedenle Internet üzerinden satış yapmak istemeseniz de bir web sayfanızın olması
önem kazanmıştır. Kendi web sayfanızın olması halinde müşterilerinizin istekleri
doğrultusunda sayfanızı düzenleme ve sektörünüzle ilgili web siteleri ile bağlantı
kurabilme şansına sahip olacaksınız. Diğer taraftan web sitesi kurmak, devam
ettirmek, müşterileriniz ile web sayfanız aracılığıyla iletişim kurmak, güncellemek
kaynak ve zaman gerektirmektedir.
Web sayfası kurmaya karar verdiğinizde sayfanızın düzgün bir şekilde işlediğinden,
kullanımın rahat olduğundan ve sizin amaçlarınıza ulaşmanıza yardımcı olacak
şekilde tasarlanmış olmasına dikkat edin.
62
Broşür: Eğer broşür bastıracak iseniz, bastırdığınız materyalin kartvizitiniz ve web
sayfanız ile yaratmak istediğiniz profesyonel imajınız ile uyumlu olması gereklidir.
Broşürünüz sizin güvenilirliliğinizi destekleyecek şekilde tasarlanmalıdır. Tanıtım
amacıyla kullandığınız broşür vb. araçların sağladığı ilk izlenimin olumlu olduğundan
emin olun. Araçlarınız sizin birinci sınıf bir hizmet sağlayıcısı olduğunuzu izlenimini
yaratmalıdır.
63
7.3.7 Müşterilerinize sağladığınız fayda
Hizmet sektöründe yer alan firmalar için kurduğunuz kişisel ilişkiler başarınızı
etkileyen kritik unsurlardandır. Bu nedenle kültürel farklılıkların yönetimi hizmet
firmaları açısından büyük öneme sahiptir. Dış pazarda anlaşma yapılamamasının
nedenlerinden biri de kişilerin kendilerini rahatsız hissettikleri bireyler ile iş yapmaya
yanaşmamalarıdır. Eğer sizin pazarda herhangi bir tecrübeniz yok ise, tecrübeye sahip
birini bulup ondan kültürel ayrıntıları öğrenmeniz yararlı olacaktır.
Sunmakta olduğunuz hizmetin dış pazarlarda da rekabet gücüne sahip olup olmadığını
anlayabilmek için öncelikle kendi ülkenizin farklı bir bölümünde sahip olduğunuz
rekabet gücüne bakın. Rekabet gücünüz muhtemelen aşağıda belirtilen faktörlere
bağlı olacaktır.
64
Yeni bir hizmet pazarına giriş uzun dönemli planlama ve yatırım gerektirmektedir. Bu
nedenle karar vermeden önce zaman ve sermaye açısından gerekli yatırımı
gerçekleştirmek için firmanın iyi bir pozisyonda olduğundan emin olmanız büyük
önem taşımaktadır. Güçlü pazarlama araçlarına ve iletişim ağı oluşturma becerisine
sahip olmak her ticari işletme açısından önemli olmakla birlikte hizmetler açısından
daha büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle ihracata başlamadan önce firmanızda bu
iki becerinin gelişmiş olması temel zorunluluklardan bir tanesidir.
Herhangi bir ürünün ihracatında olduğu gibi hizmet ihracatında da önemli nokta
hizmet kapasitenizin pazarın isteklerini karşılayabilecek düzeyde olmasıdır. Bu
noktada dil, kültür, iş ortamı ve potansiyel müşterilerin isteklerinin mutlaka dikkate
alınması gerekmektedir.
Pazara girişte yerel bir ortak ile çalışılabilir veya bir ofis/şube açılabilir, müşteriler
yerel hizmet sağlayıcıları ile daha rahat hissedebilirler. Müşterileriniz ile e-mail
aracılığıyla veya online olanaklar ile daha sıkı bağlar kurulabilir.
65
8. DÜNYA HİZMET TİCARETİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN YARATTIĞI
FIRSATLAR
İmalat sanayinin gelişimi sonucunda ortaya çıkan refah artışı ve yüksek gelir düzeyi
hizmet sektörünün önemini artırmış ve sektörün parçası olan bankacılık, pazarlama,
dağıtım, iletişim, turizm gibi faaliyetlerin ekonomik gelişmeye olan etkileri daha da
ortaya çıkmıştır. Bugün hizmet sektörü kapsamında yer alan faaliyetler dünyadaki bir
çok firma tarafından üretilmekte ve satılmaktadır. Hizmet sektörü, telekomünikasyon,
turizm, yazılım, mali hizmetler, danışmanlık, emlak hizmetleri, sağlık, eğitim,
müteahhitlik, lojistik, nakliye gibi çeşitli faaliyetleri kapsamaktadır.
Düşük işçilik maliyetine sahip ülkeler işgücünün önemli bir faktör olduğu hizmet
alanlarında karşılaştırmalı avantaja sahiptir. Ekonomiden ekonomiye gelişmekle
beraber gelişmekte olan ülkelerin bir kısmı inşaat ve taşımacılık hizmetlerinde de
avantajlıdır. Gelişmekte olan ekonomiler için iletişim ve bilgisayar hizmetlerinde de
çeşitli ihracat fırsatları bulunmaktadır.
İstihdam, GSMH’deki önemli payının yanı sıra hem ülkemize kazandırdığı döviz
miktarı hem de ürün ihracatının sürdürülebilirliği ve rekabet gücümüzün artırılması
için gerekli altyapının oluşturulması açısından büyük önem taşıyan hizmet sektörü alt
kolları itibariyle bakıldığında ülkemiz açısından önemli fırsatlar yaratmaktadır.
Bir ülkedeki turizme yönelik talebin artırılması için gerekli altyapının sağlanması o
ülkenin en önemli sorumluluklarından biridir. Bu konudaki en önemli faktörlerden
biri de yabancıların ülkeye girişinin kolaylaştırılmasıdır. Doğal güzelliklerin yanı sıra
turizmden elde edilen gelirin artırılması o ülkede gerekli altyapının bulunmasına da
bağlıdır. Turistler karar verirken uygun konaklama hizmetlerinin yanı sıra etkin olarak
çalışan ulaşım altyapısı, iletişim ve finansal hizmetlere de önem vermektedir.
Turizmde son dönemde gittikçe daha önem kazanan eko-turizm nedeniyle çevreye
verilen önemin pazardan pay alabilmek için, artırılması gerekmektedir. Tüketiciler
artık geçmiş yıllara göre daha çok “yeşil ülkelere” ve “doğal ürünlere” önem
vermektedir. Türkiye bu talebi karşılayacak kaynaklara sahiptir fakat bundan sonra
66
sektörün planlaması mutlaka eko-turizm göz önüne alınarak, doğal ve kültürel
çevreye zarar vermeden yapılmalıdır. Turizm açısından en büyük pazarımız olan
Avrupalıların son dönemde kültürel, ekolojik ve özgün turizme yönelmiş oldukları da
sektör açısından değerlendirilmesi gereken noktalardan biridir. Türkiye’nin turizm
açısından en önemli avantajlarından biri sahip olduğu kaynaklar ile çok farklı
isteklere sahip tüketicilere hizmet verebilme olanağıdır. Sadece deniz turizmi değil,
kültürel, doğa sporları, golf, yatçılık, sağlık ve kongre turizmi gibi bir çok alanda
tüketici isteklerini karşılama potansiyeline sahiptir. Bu nedenle pazarın yarattığı
fırsatlardan yararlanabilmek için tanıtımımızın etkili şekilde yapılması ve hem insan
gücü hem de tesislerimizin tüketici isteklerine uygun şekilde oluşturulması büyük
önem taşımaktadır.
Yazılım gibi bazı hizmet kollarında dünya çapında işgücü eksikliği bulunmaktadır.
Bu tip sektörlerde nitelikli eleman yetiştirilmesi nüfusu yüksek olan ülkeler açısından
hem istihdam hem de hizmet ihracatı açısından fırsat yaratacaktır. Çalışma izinlerinde
ve vizelerde yaşanan sıkıntılar hizmetin bu şekilde ihracını olumsuz yönde etkilese de,
gelişmiş ülkelerin işgücü hizmetleri açısından net ithalatçı konumunda olduğu
bilinmektedir. Burada önemli olan nokta sermaye yoğun olan gelişmiş ülkelerin
yüksek nitelikli işgücüne (sınırlı bir süre olsa bile) izin veriyor olmasıdır. Bu nedenle
dünyada eksiklik bulunan sektörlere yönelik olarak nitelikli işgücünün yetiştirilmesi
ülkemiz açısından da hizmet ihracatı konusunda fırsatlar yaratacaktır. Bunun yanı sıra
bu sektörlerde sadece işgücünün yurtdışına gönderimi değil diğer hizmet ihracatı
çeşitlerine uygun yöntemler de araştırmalıdır.
Telekomünikasyon hizmetleri kısa bir süreç içerisinde dünya çapında hem pazar
yapısı hem de davranışları açısından etkileyici bir değişim yaşamıştır. Hem gelişmiş
hem de gelişmekte olan ülkelerde pazardaki rekabet deregulasyon, bağımsız
düzenleyici kurumların kurulması, özelleştirme ve ticaretin serbestleşmesi ile
artmıştır. Ayrıca yeni teknolojilerin hızla artması ve gelişmesinden telekomünikasyon
pazarı da önemli ölçüde etkilenmiştir. Etkili telekomünikasyon hizmetleri diğer
hizmetlerin serbestleşmesinde ve ticaretinde önemli rol oynadığı gibi hizmetlerin
uluslararası arenada outsourcing yapılmasını desteklemekte ve mümkün kılmaktadır.
Bu nedenle telekomünikasyon sektörü GATS görüşmelerinde en çok üzerinde durulan
sektörlerden biri olmuştur. Sese ek olarak verilerin online bilgisayar mesajları
aracılığı ile iletilmekte olduğu; tıbbi, finansal veya bilimsel verilerin de bu yollarla
iletildiği düşünüldüğünde sektörün büyüklüğü ve önemi ortaya çıkmaktadır.
67
da yer alan ülkelerin bu alandaki altyapısı ve ülkelerin mevcut altyapıyı
modernleştirme istekleri göz önüne alındığında Türkiye açısından önemli fırsatlar
olduğu düşünülmektedir. Sektörde büyük ölçekli firmaların yüksek miktarda
yatırımlarla faaliyette bulunmaları nedeniyle genellikle şirketlerin kurdukları
konsorsiyumlar ve ortak yatırımlar aracılığı ile yeni pazarlara yönelmekte oldukları
göz önünde bulundurulmalıdır. Lisans anlaşmaları da yine sektörde pazara giriş
aşamasında kullanılan yöntemlerden bir tanesidir.
Hizmet ihracatı açısından önem taşıyan bir diğer faaliyet alanı sağlık sektörüdür. Özel
sektörün bu alandaki rolünün artması sağlık hizmetleri ticaretindeki potansiyeli de
artırmıştır. Sağlık hizmetleri ticareti kamu sağlığı alanındaki politikaları destekleyici
olmalıdır, yani sağlık hizmetlerine ulaşımda eşitlik olmalı, kaynaklar etkin
kullanılmalı ve kaliteli hizmet verilmelidir. Gelişmekte olan bir çok ülke sağlık
hizmetleri ticaretine kazançlarının ve ulusal sağlık sektörlerinin gücünün artırılmasına
yönelik bir bakış açısı ile yaklaşmaktadır. Sağlık hizmetleri ticaretinin artırılması ile
sigorta gibi bağlantılı sektörlerin serbestleştirilmesi arasında bağlantı bulunmaktadır.
68
Sağlık hizmetlerinde bölgesel ticaretin oynadığı rol kültür ve dil benzerlikleri
nedeniyle ön plana çıkmaktadır. Sektördeki bölgesel ticareti desteklemek için vize
gibi kişilerin ülkeye girişini zorlaştıran kısıtlamaları hastalar ve sağlık hizmeti
sağlayıcıları için kolaylaştırma yoluna gidilebilir. Son yıllarda sağlık hizmetleri
ticaretinde online verilen hizmetler önem kazanmaya başlamıştır. Online sağlık
hizmeti sağlayabilmek için sektörde yer alan firmaların teknolojiye ulaşım ve
kullananların desteklenmesi gerekmektedir. Sağlık sektörü ticaretinde pay sahibi
olmak isteyen bir çok ülke fiziksel altyapı, mevcut ortam, yüksek nitelikli tıbbi
personel ve uzmanlaşmış tıbbi teknoloji alanlarında yatırımlar yapmaktadır.
Türkiye’nin hızla büyüyen ve modernleşen sağlık sektörü ile özellikle yer aldığı
bölgede mevcut fırsatlardan yararlanma şansına sahip olduğu düşünülmektedir.
Önemli bir jeotermal kuşak üzerinde yer alan ve kaynak zenginliği ve potansiyeli
açısından dünyada ilk yedi ülke arasında olan Türkiye’nin sağlık turizmi pazarında
mevcut potansiyelini değerlendirmesi gerekmektedir.
69
Bunlara ek olarak İnternet bankacılığı da hızla büyümektedir. Devletlerin GATS
çerçevesinde ticareti liberalleştirme çabalarından bağımsız olarak yukarıda bahsedilen
teknolojik gelişmeler bu sürece katkıda bulunmaktadır. Yaşanan gelişmeler sektörün
etkinliğine katkı yapmaktadır ayrıca yeni düzenlemeler yapılmasını da zorunlu
kılmaktadır. Yeni teknolojilerin ortaya çıkardığı fırsatlardan yaralanabilmek için
ülkeler daha serbest finans politikalarına ihtiyaç duymaktadırlar. Ayrıca geçiş
sürecindeki ve gelişmekte olan ülkeler ve dünya ticaret hacminde yaşanan artış
nedeniyle büyüyen pazarlar, hem yerel hem de uluslararası işlemler için finans
hizmetlerine olan talebi de artırmaktadır. Bunun yanı sıra, küreselleşme nedeniyle
artan rekabet nedeniyle firmalar daha uygun maliyetli ve etkili finans hizmetleri
aramaya başlamışlardır. Ülkemizde bankacılık sektörü özellikle 80li yıllardan sonra
hızla gelişmiş ve sunduğu hizmetler ile dünya standartlarını yakalamıştır. Yaşanan
krizden olumsuz yönde etkilenen sektör, uluslararası normlara uygun olarak yapılan
reformlar ile yeniden yapılandırılmaktadır. Bankacılık sisteminin düzenlenmesi ve
denetiminin sağlanması amacıyla bağımsız bir otorite kurulmuştur. Bu süreçten daha
güçlü yapıya sahip olarak çıkacak olan bankalarımız, hizmetlerinin ihracatı
aşamasında da daha rekabetçi olabileceklerdir. Dış ticaretimizdeki artış göz önüne
alındığında yaşanan büyüme ve yeni pazarlara ihracat yapılması bankalarımız
açısından da fırsat yaratmaktadır. Ayrıca bölgemizde Batılı bankaların iş yapmakta
zorlandığı ülkeler yine bankalarımız tarafından değerlendirilmesi gereken pazarlardır.
70
Hizmet sektörü açısından önem taşıyan faktörlerden biri de ülkeler arasındaki kültürel
farklılıklardır. İhracat yapılan sektörde ülkenin öncelikle kendi altyapısının sağlam
olması da ihracatı kolaylaştırmaktadır.
Hizmet ihracatında önce komşu veya bölgede bulunan bir ülkeye başarılı bir şekilde
ihracat yapılması ve pazarın keşfedilmesi sonucunda firmalar elde ettikleri tecrübeler
neticesinde diğer pazarlara daha rahat yönelebilmektedir. Bu nedenle tüm dünyaya
açılmadan önce bölgemizde bulunan ülkelerin hizmet sektörlerinin incelenerek
Türkiye açısından potansiyel bulunan sektörlerde öncelikle bu ülkelere ihracat
yapılması hizmet ihracatımızın gelişimi ve tecrübelerimizin artırılması açısından
rahatlıkla kullanılabilecek bir yöntemdir.
Hizmet ihracatında göz önünde bulundurulması gereken diğer bir nokta ise
hizmetlerin fiziksel varlıklarının olmamasının hizmeti tüketen açısından bilgi
eksikliğine neden olmasıdır. Hizmet tüketicileri ancak hizmeti tükettikten sonra fikir
sahibi olmaktadırlar bu nedenle de hizmet üreticileri piyasada saygınlık kazanmaya
öncelik vermektedir. Bu nedenle ihracat sırasında yarattığımız imaj sektörün
pazardaki geleceğini de doğrudan etkileyecektir. Firmalarımızın bu yönde
bilinçlendirilmesi sektörün ihracatının artırılması açısından büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, hizmet sektörü hem GSMH’deki payı, hem de yarattığı istihdam ve
ülkeye döviz kazandırma potansiyeli açısından Türkiye açısından büyük önem
taşımaktadır. Sektörün içerdiği faaliyetler göz önüne alındığında ülke kalkınması
açısından taşıdığı önemi de ortaya çıkmaktadır. Globalleşen dünyada devamlı gelişen
sektörün serbestleştirilmesi çalışmaları devam etmektedir. Bu serbestleşme sonucunda
sektörün hem daha da gelişmesi hem de ticaretinin artması beklenmektedir. Bu
ortamın yaratacağı fırsatlardan geri kalmamak için Türkiye’nin nitelikli işgücü
yetiştirilmesi, teknolojinin geliştirilmesi ve Ar-Ge’nin sürekli hale getirilmesinin yanı
sıra pazarların devamlı takip edilmesi de önem kazanmaktadır. Türkiye açısından
önemli olan diğer bir nokta ise turizmin haricinde diğer sektör kollarına da gelişmeleri
için gereken desteğin verilmesidir. Bu şekilde hizmet ihracatımız ağırlıklı olarak
turizme bağlı olmaktan kurtarılarak geliştirilebilir.
71
EK: 1 Avrupa Komisyonunun Türkiye ile Başlaması Olası "Hizmetlerin Serbest
Dolaşımı Müzakereleri" ine İlişkin Olarak Hazırladığı Bir Taslak Raporda Yer
Alan Hizmet Sektörleri
1. Mesleki Hizmetler
2. Sağlık Hizmetleri (doktorlar, eczacılar, hemşireler, veterinerler, ilaç üreten
fabrikaların direktörleri, özel hastanelerin direktörleri, dişçiler, gözlükçüler,
laboratuvar hizmetleri ile uğraşan eczacılar ve veterinerler)
3. Hukuk Hizmetleri (noterler, Türk mahkemelerinde görev yapan avukatlar,mali
müşavirler ve yeminli mali müşavirler)
4. Turizm Hizmetleri (rehberler, seyahat acentalarının direktörleri)
5. Diğer Meslekler (yöneticiler ve diğer kaliteli personel dışında serbest
bölgelerde çalışan personel, kıyı ticareti ve bağlantılı falliyetlerde bulunan
personel, gazetelerin direktörleri)
6. Posta ve Kurye Hizmetleri
7. Telekomünikasyon Hizmetleri
8. Görsel-İşitsel Hizmetler
9. İnşaat Hizmetleri
10. Dağıtım Hizmetleri
11. Çevre Hizmetleri
12. Sigorta Hizmetleri
13. Bankacılık Hizmetleri
14. Turizm Hizmetleri
15. Ulaştırma Hizmetleri
72
EK:2 HİZMET SEKTÖRÜ SINIFLANDIRMASI
1.MESLEKİ HİZMETLER
hizmetler 93191
k.Diğer hizmetler
73
D.Emlakçılık Hizmetleri
e.Diğerleri 832
74
q.Paketleme hizmetleri 876
2.HABERLEŞME HİZMETLERİ
C.Telekomünikasyon Hizmetleri
* Belirtilen hizmet CPC altında yer alan birden fazla hizmet ile ilgilidir.
** Belirtilen hizmet CPC tanımında yer alan aktivitelerin bir parçasını oluşturmaktadır.
o.Diğerleri
75
D.Audiovisual Hizmetler
f.Diğerleri
E.Diğer
E.Diğer 511+515+518
4.DAĞITIM HİZMETLERİ
D.Franchising 8929
E.Diğer
5.EĞİTİM HİZMETLERİ
76
D.Yetişkin eğitimi 924
6.ÇEVRE HİZMETLERİ
D.Diğer
7.MALİ HİZMETLER
b.Her çeşit kredi, tüm bunların yanında tüketici kredisi, gayri menkul rehni,
f. İster kendi hesabına ister başkası hesabına olsun, tezgah üstü piyasada
77
-Kambiyo 81333
h.Tefecilik 81339**
C.Diğerleri
D.Diğer
78
C.Turist rehberliği hizmetleri 7472
D.Diğer
E.Diğer
11.ULAŞTIRMA HİZMETLERİ
79
C.Havayolu Taşımacılığı Hizmetleri
80
c.Yük taşımacılığındaki aracılık hizmetleri 748
d.Diğer 749
81
EK 3. TİCARİ HİZMETLERİN TANIMI
Dünya Ticaret Örgütü tarafından verilmekte olan dünya hizmet sektörü istatistikleri
ülkelerin Ödemeler Dengesi göstergelerine göre derlenmektedir. Ülkeler IMF
Ödemeler Dengesi Kılavuzu’nun dördüncü (1977) ve beşinci (1993) basımlarındaki
kavramları kullanabilmektedirler.
Ulaşım; ülkede yerleşik olanlar tarafından başka bir ülkede olanlar için
gerçekleştirilen bütün nakliye hizmetlerini ( hava, deniz, kara, boru hattı, iç su yolları,
uzay taşımacılığı) kapsamaktadır. Bu hizmetler dahilinde yolcu, ürünlerin taşınması ,
ekibiyle birlikte taşıma araçlarının kiralanması ile ilgili destekleyici ve yardımcı
hizmetler bulunmaktadır.
82
EK. 4 TÜRKİYE ÖDEMELER DENGESİ
Yine söz konusu el kitabına göre, temel olarak ödemeler dengesi tablosunda iki
önemli sınıflandırma, cari işlemler ile sermaye ve finans hesaplarıdır. Özetle, cari
işlemler hesabı; reel kaynaklarla (mal, hizmet, gelir) ilgili işlemleri ve cari transferleri
(karşılıksız transferleri); sermaye ve finans hesapları da reel kaynak akımlarının
finansmanını (genellikle sermaye transferi ya da finansal araçlara ilişkin işlemler
aracılığıyla) gösterir.
1) CARİ İŞLEMLER HESABI
Cari işlemler hesabındaki önemli sınıflandırmalar aşağıdaki gibidir:
A) Genel Mal Hesabı
B) Hizmetler
C) Gelirler
D) Transferler
Hizmetler hesabı, hizmet ihraç ve ithaline ilişkin gelir ve giderlerin kaydedildiği ana
hesaptır. Kapsamını, Ulaştırma (navlun, yolcu ve diğer taşımacılık), Turizm,
Haberleşme, İnşaat, Sigorta, Mali, Bilgisayar ve bilgi hizmetleri, Patent ve lisans
komisyonları, Ticari ve ticaret bağlantılı diğer hizmetler, Finansal kiralama
hizmetleri, Çeşitli teknik hizmetler, Kişisel, kültürel ve eğitsel hizmetler ile Resmi
(Hükümet) hizmetler oluşturur.
83
B. HİZMETLER DENGESİ
Gelir
Gider
1. Taşımacılık
Gelir
Gider
1.1. Navlun Dış ticarete ilişkin taşıma gelir ve giderleri
Gelir
Gider
1.2. Diğer Taşımacılık Dış ticaret hariç, diğer taşıma gelir ve giderleri (yolcu, bavul vb. taşımacılık)
Gelir
Gider
2. Turizm DİE tarafından yürütülen turizm gelir ve gider anket sonuçları
Gelir
Gider
3. İnşaat Hizmetleri İnşaat hizmet gelirleri
Gelir
Gider
4. Finansal Hizmetler Banka ve özel finans kurumlarının her türlü finansal hizmet gelir ve giderleri
Gelir
Gider
5. Diğer Ticari Hizmetler Finansal sektör dışında kalan firma ve kişilere ait komisyonculuk, transit ticaret vb. ticari hizmet gelir ve giderleri
Gelir
Gider
6. Resmi Hizmetler Genel hükümet ve çeşitli kamu kurum ve kuruluşlar ile elçiliklere ait resmi hizmet gelir ve giderleri
Gelir
Gider
7. Diğer Hizmetler Yukarıdaki sınıflandırmalara girmeyen, gayri ticari sigorta, diğer görünmeyen işlemler, fikri ve sınai telif hakları vb. Diğer hizmet gelir ve
Gelir giderleri
Gider
84
KAYNAKLAR
85
28. Industry Forecast: Travel and Tourism, World, May 2004, The Economist
Intelligence Unit
29. Industry Forecast: Travel and Tourism, Europe, May 2004, The Economist
Intelligence Unit
30. Industry Forecast: Financial Services, Europe, May 2004, The Economist
Intelligence Unit
31. World Construction Review/Outlook 2004/5, Davis Langdon
32. Global Advertising Expenditure 2004, Special Report , The Initiative
33. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı web sayfası, (www.turizm.gov.tr)
34. Devlet İstatistik Enstitüsü (www.die.gov.tr)
35. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (www.tursab.org.tr)
36. Bankacılık Sektörü Değerlendirme Raporu, Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurulu (www.bddk.org.tr)
37. Türkiye Bankalar Birliği web sayfası(www.tbb.org.tr)
38. Türkiye Bilişim Derneği (www.tbd.org.tr)
39. World Travel and Tourism Council (www.wttc.org)
40. T.C. Ulaştırma Bakanlığı web sayfası (www.ubak.gov.tr)
41. Institute of International Finance Annual Report 2004, (www.iif.com)
42. Bilgi ve Iletişim Teknolojileri Stratejisi, Vizyon 2023 Projesi Bilgi Ve
Iletişim Teknolojileri Strateji Grubu, Ağustos 2004
43. Environmental Goods: Trade Statistics of Developing Countries, Expert
Meeting on Definitions and Dimensions of Environmental Goods and
Services in Trade and Development, July 2003, UNCTAD
44. Trade and Environment Review 2003, UNCTAD
45. Enerji ve Çevre Teknolojileri Stratejisi, Vizyon 2023 Projesi, Enerji ve Çevre
Teknolojileri Strateji Grubu
46. The Global Environmental Goods And Services Industry, OECD
47. Healthcare Market Profiles, Frost And Sullivan, 2003
48. The Digital Divide: ICT Development Indices 2004, United Nations
49. UNCTAD’s Work On Environmental Goods And Services: Briefing Note,
Ekim 2004, UNCTAD
50. Promoting And Supporting The Environmental Goods & Services Sector,
EIU/RDA Workshop, DTİ
51. Trade policies and export of health services: a development perspective, David
Díaz Benavides,
52. Vizyon 2003, Ulaştırma ve Turizm Paneli
53. Dünya Ticaret Örgütü Sektörel Bilgi Notları (www.wto.org)
54. Doç. Dr. Berrin Ataman, ATAUM 4. Dönem Avrupa Birliği Uzmanlık
Programı Ders Notları
55. European Information Observatory
56. TESİD
86