You are on page 1of 86

TÜRKİYE’NİN HİZMET SEKTÖRÜ İHRACATI VE GELİŞTİRİLMESİNE

YÖNELİK ÖNERİLER

İÇİNDEKİLER

1.ULUSLARARASI TİCARETTE VE AVRUPA BİRLİĞİ’NDE 1


“HİZMET” TANIMI

2. HİZMET SEKTÖRÜ SINIFLANDIRMASI 2

3. DÜNYA HİZMET TİCARETİ VE GATS 2


3.1 DÜNYA HİZMET TİCARETİ 2
3.2 GATS 7
3.2.1 GATS Kapsamında Türkiye’nin Taahhüt listesi 9

4. TÜRKİYE’NİN HİZMET TİCARETİ 10

5. AVRUPA BİRLİĞİ’NDE HİZMETLERİN SERBEST DOLAŞIMI 11


5.1 Tarihsel Gelişim 12
5.2 Yerleşme Hakkı ve İşçilerin Serbest Dolaşımı 14
5.3 Türkiye – AB Arasında Hizmetlerin Serbestleştirilmesi. 15

6. HİZMET SEKTÖRÜ 17
6.1 REKLAM HİZMETLERİ 17
6.2 BİLGİ TEKNOLOJİLERİ İLE İLGİLİ HİZMETLER 19
6.3 İNŞAAT VE İLGİLİ MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ 22
6.4 SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER 28
6.5 TURİZM HİZMETLERİ 31
6.6 FİNANS HİZMETLERİ 38
6.7 ÇEVRE ÜRÜNLERİ VE HİZMETLERİ 43
6.8 MUHASEBE HİZMETLERİ 46
6.9 ULAŞTIRMA HİZMETLERİ 49
6.10 DİĞER HİZMETLER 52

7. HİZMETLERİN PAZARLANMASI 53
7.1 HİZMET İLE ÜRÜN PAZARLANMASI/İHRACATI ARASINDAKİ 53
FARKLILIK
7.2 FİRMANIZIN TANITIMI 55
7.3 FİRMANINIZIN KREDİBİLİTESİNİN OLUŞTURULMASI 55
7.3.1 Sahip Olduğunuz Becerileri Objektif Olarak Doğrulamak 56
7.3.2 Kişisel Garanti Verilmesi 59
7.3.3 Müşterilerinizden tanıklığı 59
7.3.4 Sektörel birliğe üyelik 59
7.3.5 Yarattığınız İmaj 59
7.3.6 Tanıtım materyalleriniz 59
7.3.7 Müşterilerinize sağladığınız fayda 62
7.3.8 Kültürel faktörlere duyarlılık 62
7.4 REKABET GÜCÜNÜZ 62

1
8. DÜNYA HİZMET TİCARETİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN YARATTIĞI 64
FIRSATLAR

EK: 1 AVRUPA KOMİSYONU’NUN TÜRKİYE İLE BAŞLAMASI OLASI 70


"HİZMETLERİN SERBEST DOLAŞIMI MÜZAKERELERİ" İNE İLİŞKİN
OLARAK HAZIRLADIĞI BİR TASLAK RAPORDA YER ALAN HİZMET
SEKTÖRLERİ

EK:2 HİZMET SEKTÖRÜ SINIFLANDIRMASI 71

EK 3. TİCARİ HİZMETLERİN TANIMI 80

EK. 4 TÜRKİYE ÖDEMELER DENGESİ 81

KAYNAKLAR 83

2
1. ULUSLARARASI TİCARETTE VE AVRUPA BİRLİĞİ’NDE “HİZMET”
TANIMI

Hizmetler her türlü ekonomik faaliyetin yerine getirilmesinde hayati bir rol
taşımaktadır. Sektörün kapsadığı faaliyetler geniş bir alanı kapsamaktadır. Sektörün
içeriğinde danışmanlık, mühendislik, ulaştırma, yazılım, sağlık, eğitim gibi alan
sektörün içinde yer almaktadır. Taşımacılık, iletişim, finans gibi altyapı hizmetleri
herhangi bir işletme için destek sağlarken, eğitim, sağlık ve eğlence hizmetleri
firmalara kaliteli işgücü sağlanması açısından etkili olmaktadır. Kamu hizmetlerinin
kalitesi, firmaların faaliyette bulunduğu ticari çevrenin etkinliğini etkilerken,
profesyonel hizmetler ise firmaların rekabet gücünü artırıcı etki yaratmaktadır.

Dijital ekonomi sadece e-ticaret olanağı yarattığı için değil, aynı zamanda Internet
ortamının sınırı bulunmayan bir pazar yeri oluşturması nedeniyle de hizmet
firmalarına bir çok olanak sunmaktadır.

Hizmetleri mallardan ayıran temel özellikler; saklanamaz olmaları ve fiziksel


varlıklarının söz konusu olmamasıdır.

Hizmet ticaretinde bir çok durumda hizmeti sunan ile hizmetten yararlananın aynı
anda aynı yerde olması gerekmektedir. Bu nedenle hizmet ticaretinde 4 seçeneğin
bulunduğu söylenebilir. Bunlar;

ƒ Sınır Ötesi; hizmet tedarikçisinden bağımsız olarak sınırı geçmektedir.


(telekomünikasyon, posta hizmetleri vb.)
ƒ Yurtdışında Tüketim; burada tüketici sınırı geçmektedir yani hizmetin
tüketildiği ülkenin vatandaşı değildir ( otel, restaurant hizmetleri, yabancı
öğrencilere yönelik eğitim hizmetleri vb.)
ƒ Ticari kuruluş; hizmetin tedarikçisi, yatırımcı yabancı olmakla birlikte o
ülkede bir ofis, şube aracılığı ile faaliyet göstermektedir (altyapı hizmetleri
için ofis açılması, müteahhitlik hizmetleri, projeler vb).
ƒ Bireylerin dolaşımı; hizmetin tedarikçisi kısa bir süre için ülkede
bulunmaktadır (sağlık sektöründe çalışanlar, bireysel danışmanlar veya bir
hizmet şirketinin çalışanları gibi.)

Hizmetlerin fiziksel varlıklarının olmaması hizmeti tüketen açısından bilgi eksikliğine


neden olmaktadır. Hizmet tüketicileri ancak hizmeti tükettikten sonra hizmet ile ilgili
fikir sahibi olmaktadırlar; bu nedenle de kamu tüketiciyi korumak için sektöre
düzenlemeler getirirken hizmet üreticisi piyasada saygınlık kazanmaya öncelik
vermektedir.

Bazı durumlarda firmalar ihracat yaptıklarının farkına varmamaktadır bunda hizmetin


fiziksel bir niteliğinin olmamasının da payı büyüktür. Bu nedenle sektörel
istatistiklerin doğru tutulması da oldukça zorlaşmaktadır.

Uruguay Round esnasında oluşturulan GATS (General Agreement on Trade in


Services- Hizmet Ticareti Genel Anlaşması)’da hızla gelişen teknolojinin yeni
türeyecek hizmetlere yol açacağı düşüncesi ile genel bir hizmet tanımı yapılmamıştır,
Fakat hizmet ticaretine konu olan sektörler; Birleşmiş Milletler tarafından “belirlenen
sektörel sınıflandırma esasına göre üye ülkelerin bilgilerine sunulmuştur. GATS’da

3
hizmetler, hükümetlerin ticari amaç dışında ve herhangi bir başka hizmet sunucusuyla
rekabet etmeksizin sundukları hizmetler dışında kalan bütün sektörlerdeki hizmetler
olarak tanımlanmıştır.

Avrupa Birliği açısından hizmet tanımına bakıldığında Roma Antlaşmasının 60.


maddesinin hizmetleri “normal olarak bir ücret karşılığı yapılan ve malların,
sermayenin ve kişilerin serbest dolaşımı kapsamına girmeyen işler” olarak tanımladığı
görülmektedir. Bu maddeye göre hizmet tanımı;

ƒ Sınai nitelikteki faaliyetleri,


ƒ Ticari nitelikteki faaliyetleri,
ƒ Esnaf ve sanatkar faaliyetleri
ƒ Mesleki faaliyetleri

kapsamaktadır.

Antlaşmanın 61. maddesi de ulaştırma, bankacılık ve sigortacılık alanlarındaki hizmet


ticareti düzenlemelerinin Antlaşmanın ulaştırma ve sermayenin serbest dolaşımı
bölümlerinde ele alınmakta olduğunu vurgulamaktadır. Bu nedenle bu sektörler
Topluluğun kurucu antlaşması gereği hizmet tanımı kapsamında yer almaktadır.

Roma Antlaşmasının 60 ve 61. maddeleri Amsterdam Antlaşması ile 50 ve 51.


maddeler olmuştur.

Avrupa Komisyonun Türkiye ile “hizmetlerin serbest dolaşımı müzakereleri”’ne


yönelik olarak hazırladığı taslak raporda sıraladığı hizmet sektörleri Ek 1’de
verilmektedir.

2. HİZMET SEKTÖRÜ SINIFLANDIRMASI


Üye ülkeler Hizmet Ticareti Genel Anlaşması (General Agreement for Trade in
Services-GATS) kapsamında verdikleri taahhüt listelerinde genel olarak Birleşmiş
Milletler tarafından hazırlanan sınıflandırma listesini (Central Product Classification-
CPC) kullanmaktadırlar. Söz konusu sınıflandırmada, hizmet sektörleri 12 başlık
altında tanımlanmaktadır. Üye ülkeler arasında yerleşmiş uygulama, taahhüt listelerini
hazırlarken belirtilen sınıflandırmayı esas almak olsa bile, söz konusu sınıflandırma
esas alınarak taahhüt üstlenmek bir zorunluluk değildir. Üye ülkelerin, hizmetin
tanımını listelerinde ifade etmek şartı ile kendi belirledikleri bir sınıflandırmaya göre
taahhüt üstlenmeleri de mümkün bulunmaktadır. Bazı ülkeler 2000 yılında başlatılan
müzakere turlarında sınıflandırmanın uygulamalara ve ticari gerçeklere uymadığı
gerekçesiyle bazı sektörlerde kendi sınıflandırmalarını kullanmışlardır.

Ek 2 ‘de söz konusu sınıflandırma yer almaktadır.

3. DÜNYA HİZMET TİCARETİ VE GATS

3.1 DÜNYA HİZMET TİCARETİ

Son 20 yıldır bütün ülkelerdeki hizmetler ekonomisi önem kazanmış ve GSMH’daki


ve istihdamdaki payını artırmıştır. Hizmetler altyapı oluşturulmasında, rekabet gücü

4
ve ticaret kolaylığı sağlanmasındaki katkısı ile başlıca ekonomik faaliyetleri
oluşturmaktadırlar. Bunun yanı sıra yoksulluğun azaltılmasına da katkı sağlamaktadır.
Ülkeler ve bölgeler arasında hizmet sektörünün gelişmişliği açısından farklılık
bulunmaktadır. 2002 yılında sektörün gelişmiş ülke GSMH’lerindeki payı % 72 iken
aynı oran gelişmekte olan ülkelerde % 49 olarak gerçekleşmiştir. 2000-2003 dönemi
için gelişmekte olan ülkelerde hizmet ticareti toplam ticaretin % 16’sını
oluşturmuştur. Gelişmekte olan ülkelerde hizmet sektöründe çalışanların toplam
istihdamdaki payı yaklaşık % 30 iken bazı gelişmekte olan ülkelerde bu oran % 53’e
çıkmıştır. Söz konusu oran bir çok gelişmiş ülkede % 70 düzeyindedir.

Yapılan bir çalışma1 sonucunda dünya ticaretindeki kısıtlamaların kaldırılması sonucu


dünya ekonomisinin yılda 260 milyar dolar daha fazla büyüyeceği ortaya çıkmıştır.
Bu artışın 133 milyar doları hizmet ticareti, 83 milyar doları imalat sektörü, 51 milyar
doların ise tarım sektörünün serbestleştirilmesinden sağlanacağı belirtilmiştir. Bu
miktarlar serbestleşmenin gerçekleşmesinden ve kaynakların birleştirilmesinden 10
yıl sonra beklenen reel gelir artışı ile ilgili öngörülerdir. Belirtilen çalışmada
gelişmekte olan ülkelerin 130 milyar dolarlık bir iyileşme yaşayacağı; göreceli olarak
yüksek olan pazara giriş kısıtlamalarının kaldırılması halinde büyük ölçüde yabancı
sermaye tarafından da desteklenmekte olan hizmet sektörlerinin gelişeceği ve bu
ülkelerin dünyadaki başlıca hizmet sektörü ihracatçısı konumuna gelecekleri
belirtilmiştir.

Yaşanan serbestleşme sürecinde gelişmekte olan ülkeler göreceli olarak üstün


oldukları ve güçlü oldukları alanlarda pazara giriş hakkı elde ederek ihracat şanslarını
artıracaklardır. Global ekonomik entegrasyon ve teknolojik gelişmeler hizmet sektörü
ticaretini artıracak ve bir çok ihracat fırsatı yaratacaktır.

UNCTAD’ a göre 2003 yılında gelişmekte olan ülkelerin toplam hizmet sektörü
ihracatındaki payı % 22, ithalattaki payı % 24’dür. Diğer yılların tersine dünya hizmet
ticareti, ürün ticaretinden daha az bir oranda artmıştır. Bununla birlikte 2003 yılındaki
% 13’lük artış oranı 1995’den beri yaşanan en yüksek artıştır. Gelişmekte olan ülkeler
genellikle ticari hizmetlerin net ithalatçısı konumundadır ve hizmet ticareti dünya
ortalamalarının altında seyretmektedir. 2000-2003 döneminde gelişmekte olan
ülkelerin hizmet ticareti % 7 oranında artmıştır.

Tablo 1. Dünya Hizmet İhracatı (milyar dolar)


Hizmet Değer Pay Yıllık % Değişim
1995 2003 2000-03 2002 2003
Ulaştırma 405 25.5 22.6 5 5 13
Turizm ve Seyahat 525 33.7 29.4 4 4 10
Diğer Ticari Hiz. 865 40.7 48.0 9 10 15
Toplam 1.795 100 100 7 7 13
Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü

Dünya hizmet ihracatı 2003 yılında 1.795 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
sektörel dağılımına bakıldığında hizmet ihracatının % 48’ini diğer ticari hizmetlerin,
% 29,4’ünü turizm ve seyahat hizmetlerinin, % 22,6’sını ulaştırma hizmetlerinin
oluşturulduğu görülmektedir. Diğer ticari hizmetler ihracatı bir önceki yıla göre % 15
oranında artarken, aynı oran turizm ve seyahat hizmetleri için % 10, ulaştırma

1
Dee and Hanslow, 2000

5
hizmetleri için % 13 olmuştur. Diğer ticari hizmetlerde 865 milyar dolarlık ihracat
gerçekleştirilirken, turizm ve seyahat hizmetleri 525 milyar dolar, ulaştırma hizmetleri
405 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir.

Tablo 2. Dünya Hizmet Ticaretinin Bölgesel Gelişimi ( Yıllık % değişim)


Bölgeler Değer 1995-00 2002 2003
Kuzey Amerika İhracat 330 7 3 5
İthalat 279 9 3 9
Latin Amerika İhracat 61 6 -3 7
İthalat 68 6 -9 4
Batı Avrupa İhracat 916 4 9 19
İthalat 852 4 8 18
Doğu İhracat 69 2 10 16
Avrupa/Baltık İthalat 78 2 14 17
Ülkeleri/ B.D.T
Afrika İhracat 39 3 4 21
İthalat 48 2 5 16
Orta Doğu İhracat 30 11 -3 10
İthalat 56 6 1 23
Asya İhracat 352 3 7 8
İthalat 402 2 4 7
Dünya Toplam İhracat 1795 4 7 13
İthalat 1780 4 5 13
Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü

Dünya hizmet ihracatının bölgesel dağılımına bakıldığında 2003 yılında Batı


Avrupa’nın 916 milyar dolar ile ilk sırada yer aldığı görülmektedir. İkinci sırada 352
milyar dolar ile Asya, üçüncü sırada ise 330 milyar dolar ile Kuzey Amerika
bulunmaktadır. İthalatta ise sıralamanın değişmediği yine ilk sırada Batı Avrupa 852
milyar dolar ile yer aldığı, Asya ülkelerinin 402 milyar dolar ile ikinci sırada olduğu
ve üçüncü sırada Kuzey Amerika’nın 279 milyar dolar ile yer aldığı görülmektedir.
2003 yılında bir önceki yıla göre en yüksek artış % 21 ile Afrika’dan gelmiştir. Doğu
Avrupa/Baltık/B.D.T ülkeleri de hizmet ihracatını önemli oranda artırmıştır. İthalatta
ise en yüksek artış % 23 ile Orta Doğu’nundur. Batı Avrupa % 18’lik artış oranı ile
dünya hizmet ithalatı artış oranında ikinci sırada yer almaktadır.

Tablo 3. Dünya Hizmet İhracatının Ülkelere Göre Dağılımı,2003


Ülke Değer (milyar $) Pay (%) Yıllık Değişim ( %)
ABD 287.7 16 5
İngiltere 143.4 8 11
Almanya 115.6 6.4 18
Fransa 98.9 5.5 15
İspanya 76.3 4.2 23
İtalya 72.7 4 22
Japonya 70.6 3.9 9
Hollanda 63 3.5 15
Çin 46.4 2.6 18
Hong Kong 44.6 2.5 4
Diğer 775.8 43.4 ---
Toplam 1795 100 13
Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü

6
Dünya hizmet ihracatının ülkelere göre dağılımında ilk sırada 287,7 milyar dolar ve %
16’lık payı ile ABD yer almaktadır. Bir önceki yıla göre ihracatını % 11 oranında
artırarak 143,4 milyar dolara ulaşan İngiltere ikinci sırada yer alırken bu ülkeyi 115,6
milyar dolar ve % 6,4’lük payı ile Almanya ve 98,9 milyar dolar ihracat ile % 5,5
paya sahip olan Fransa takip etmektedir.

Tablo 4. Dünya Hizmet İthalatının Ülkelere Göre Dağılımı,2003


Ülke Değer (milyar $) Pay (%) Yıllık Değişim (%)
ABD 228.5 12.8 8
Almanya 170.8 9.6 17
İngiltere 118.3 6.6 13
Japonya 110.3 6.2 3
Fransa 83.7 4.7 22
İtalya 74 4.2 20
Hollanda 64.9 3.6 15
Çin 54.9 3.1 19
İrlanda 50.2 2.8 24
Kanada 50 2.8 12
Diğer 774.4 43.6
Toplam 1780 100 13
Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü

Dünya hizmet ithalatında ilk sırada 228,5 milyar dolar ve toplam ithalattaki %
12,8’lik payı ile ABD yer almaktadır. ABD’nin hizmet ithalatı bir önceki yıla göre %
12,8 oranında artmıştır. Sektördeki diğer önemli pazarlar ise; 170,8 milyar dolar ile
Almanya, 118,3 milyar dolar ile İngiltere, 110,3 milyar dolar ile Japonya’dır.

Dünya hizmet ithalatı diğer yıllar ile karşılaştırıldığında gelişmiş ülkelerde 2000-2003
yılları arasında hızla artmıştır. Bunun ağırlıklı olarak Avrupa, Avustralya ve Yeni
Zelanda’daki büyümeden kaynaklandığı düşünülmektedir. 1995-2002 yıları arasında
gelişmekte olan ülkelerin ithalat arayışı yaklaşık yıllık % 3 oranında sabit kalırken
2002-2003 arasında % 8 oranında artmıştır. Çin haricinde gelişmekte olan ülkelerin
hizmet ithalatında genel olarak bir yavaşlama gerçekleşmiştir. Bunun sonucunda söz
konusu ülkelerin dünya hizmet ithalatındaki payı 2000 yılında % 24 iken 2003 yılında
% 21’e düşmüştür.

Hizmet ticareti dengesinde ise Avrupa 2000-2003 arasında ticaret fazlasını yaklaşık
ikiye katlarken Kuzey Amerika’nın ticaret fazlası 2000 yılında 70 milyar dolar iken
2003 yılında 40 milyar dolar olmuştur. Sub-Saharan Afrika ülkelerinin ticaret açığı
yıllık 10 milyar dolar düzeyinde seyretmektedir. Latin Amerika ve Karayipler ile
Asya’da ticaret açıkları geçtiğimiz on yıl içerisinde azalma eğilimi gösterirken, Orta
Doğu ve geçiş ekonomisi ülkelerinde büyümüştür. Az gelişmiş ülkeler hem hizmet
hem de ürün ihracatındaki kapasitelerini artırmaya çalışmışlar ve 2000-2003 arasında
sırasıyla % 7 ve % 3 oranında artış sağlamışlardır. 2003 yılında az gelişmiş ülkeler
(AGÜ) toplam hizmet ticaretinin % 0,4’ünü oluşturmuş bunun önemli kısmı da
seyahat hizmetlerinden kaynaklanmıştır.

2003 yılında gelişmekte olan ülkelerin hizmet ihracatının yaklaşık % 71’ini Çin,
Hindistan, Tayland, Meksika, Mısır ve Brezilya gerçekleştirilmiştir ki bu oran 1998
yılı için % 68’dir.

7
Turizm ile ulaştırma hizmetlerinin dünya istatistikleri ilgili bölümlerde verildiğinden
bu bölümde diğer ticari hizmetlerin istatistiklerine yer verilmiştir.

Tablo 5. Dünya Diğer Ticari Hizmetler İhracatı, ( milyar dolar, %)


Ülke Dünya’daki payı Yıllık Değişim
Değer ( 2003)
1995 2003 2002 2003
ABD 156 16.3 18.1 8 9
İngiltere 99.5 8.3 11.5 13 10
Almanya 63.8 7.8 7.4 17 20
Japonya 40.6 7.9 4.7 3 9
Fransa 39.8 7.2 4.6 3 16
Hollanda 33.5 4.1 3.9 13 15
İtalya 31.5 4.5 3.6 2 35
İrlanda 29.8 -- 3.5 23 27
Belçika 24.8 --- 2.9 -- 20
Kanada 24 2.5 2.8 6 9
Diğer 111.7 41.4 37
Toplam 655 100 100
Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü

Diğer ticari hizmetler sektörü 655 milyar dolar ile dünya hizmet ihracatının en büyük
kalemini oluşturmaktadır. Sektördeki önemli tedarikçiler 156 milyar dolar ile ABD
(%18,1), 99,5 milyar dolar ile İngiltere (% 11,5), 63,8 milyar dolar ile Almanya (%
7,4) ve 40,6 milyar dolar ile Japonya (% 7,9)’dır.

Tablo 6. Dünya Diğer Ticari Hizmetler İthalatı, ( milyar dolar, %)


Ülke Dünya’daki payı Yıllık Değişim
Değer ( 2003)
1995 2003 2002 2003
ABD 103.1 9.0 12.9 12 12
Almanya 70.2 10.6 8.8 -3 14
Japonya 47.1 10.6 5.9 1 -3
İrlanda 43.4 --- 5.4 14 25
İngiltere 41.7 4.4 5.2 8 9
Fransa 38.5 5.9 4.8 17 25
İtalya 37.8 5.8 4.7 5 22
Hollanda 35.2 4.2 4.4 12 15
Avusturya 26.7 2.9 3.3 12 25
Kanada 26.6 3.2 3.3 7 11
Diğer 99.7 43.4 41.3
Toplam 570 100 100
Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü

Dünya diğer ticari hizmetler ithalatında da ile sırada ABD yer almaktadır. Bu ülkenin
ithalatı bir önceki yıla göre % 12 artarak 103,1 milyar dolara ulaşmıştır. Dünya
ithalatında önemli pay sahibi olan diğer ülkeler 70,2 milyar dolar ile Almanya, 47,1
milyar dolar ile Japonya, 43,4 milyar dolar ile İrlanda’dır. Bu ülkelerin dünya
ithalatındaki payları sırasıyla % 8,8, % 5,9 ve % 5,4’tür.

Hizmet sektöründe yabancı doğrudan yatırımlar (YDY) artmıştır. Hizmet sektöründe


içeriye doğru olan YDY miktarı 1990-2002 yılları arasında dörde katlanarak, dünya
yabancı yatırım stoklarındaki payını 2002 yılında % 60’a çıkarmıştır. Gelişmiş ülkeler
dışarıya yatırımın ana kaynağı durumunda iken gelişmekte olan ülkelerin payları da
büyümüştür. İçeriye doğru olan tarafta ise gelişmekte olan ülkelerin payları artmıştır
ve gelişmiş ülkeler başlıca alıcılardır. 2002 yılında gelişmekte olan ülkelerin iç YDY

8
stoğunda hizmetlerin payı % 55 iken, dış YDY’de % 85’dir. Gelişmekte olan ülkeler
arasındaki YDY akımı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındakinden daha hızlı
büyümektedir. 2010 yılı itibariyle gelişmekte olan ülkelerdeki yabancı yatırımların
1/3’ünün diğer gelişmekte olan ülkelerden gelmesi beklenmektedir.

Hizmet sektörüne yönelik yabancı yatırımların artması alıcı ülkeler hizmet


sektörlerinin sermaye, teknoloji, yönetim know-how’ı, firmaların tekrar
yapılandırılması ve becerilerin geliştirilmesi gibi konularda gelişmesini sağlanmıştır.

Hizmetlerin dışarıdan tedarik (outsource) edilmesi gelişmekte olan ülkeler için yeni
ticaret fırsatları yaratmış ve hizmetler dünyadaki en dinamik sektörlerden biri haline
gelmiştir. 2008 yılında global dış tedarik harcamalarının 827 milyar dolara ulaşması
beklenmektedir.1 Bu fırsatlar dış tedarik veya üretilen hizmetlerin dış ülkede bir tüzel
kişilik kurarak sunulmasından kaynaklanabilecektir. Önümüzdeki 5 yılda dış tedariğin
yıl da % 30-40 arasında büyümesi beklenmektedir. Bu büyümede büyük milletlerarası
firmaların yanı sıra KOBİ’lerin de bu yöntemi tercih etmeye başlamasının etkili
olacağı tahmin edilmektedir.2 Hızla büyümekte olan pazardan pay almak isteyen
ülkeler altyapının, yasal düzenlemelerin, insan kaynaklarının, kalite standartlarının ve
ar-ge çalışmalarının geliştirilmesi yönünde çaba sarf etmelidir.

Önemi gittikçe artan hizmet sektörünün önümüzdeki dönemde daha da gelişeceği


tahmin edilmektedir. Gerek teknolojik gelişmeler gerekse ülkelerin eğilimleri bu
sektörün önemini daha da artırmaktadır. Sektörde dünya çapında serbestisinin
sağlanması ve ticaretinin önündeki engellerin azaltılması yönündeki çalışmalar
sektörün gelişimine katkı sağlayacaktır. Bir çok faaliyet alanını kapsamakta olan
sektörün önümüzdeki dönemde ülkemiz açısından da önemli fırsatlar yaratacağı ve
ülkemiz ekonomisinin gelişimine katkıda bulunacağı düşünülmektedir.

3.2 GATS

İmalat sanayinin gelişimi sonucunda ortaya çıkan refah artışı ve yüksek gelir düzeyi
hizmet sektörünün önemini artırmış ve sektörün parçası olan bankacılık, pazarlama,
dağıtım, iletişim, turizm gibi faaliyetlerin ekonomik gelişmeye olan etkileri daha da
ortaya çıkmıştır.

Yaşanan gelişmelere rağmen hizmet sektörünün uluslararası ticaretin konusu olması


gecikmiştir. Bunun nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz;
- Hizmetler için ulaşım ve haberleşme maliyetlerinin yüksek olması,
- Telekomünikasyon ve ulaşım gibi temel konularda kamunun tekel statüsünde
bulunması,
- Rekabeti önleyici çeşitli idari kısıtlamaların bulunması,
- Hizmet sunucusu ve tüketicisinin bir arada bulunmasını engelleyen teknik
zorluklar.

Hizmetler ticaretinin serbestleştirilmesi önerisi başlangıçta gelişmekte olan ülkeler


tarafından desteklenmemekle beraber, bu ülkelerin emek-yoğun sektörlerde avantajlı
olduğunun anlaşılması ve ihracata yönelik geliştirme stratejileri benimsemeye

1
UNCTAD
2
UNCTAD

9
başlamaları nedeniyle görüşleri daha sonra yumuşamıştır ve görüşmeler sonucunda
GATS Anlaşması “Uruguay Round Nihai Senedi” nin ayrılmaz bir parçası olmuştur.

GATS, uluslararası hizmet ticaretini inanılır ve güvenilir kriterlere bağlı olarak


düzenleyen, taraflara eşit ve adil muamele yapan, yaptırım gücü bulunan ilk çokuluslu
anlaşmadır. Bu anlaşma ile hizmet ticareti ile ilgili olarak geniş ve çok taraflı bir
kurallar çerçevesi çizilmiştir.

Hizmet sektöründe pazara giriş engellerine örnek olarak; yerel tüketim payı kotaları,
ithalat kotaları, tüketici hareketliliğini engelleyici önlemler, yabancı personelin
hareketliliği ve yerleşimi ile ilgili engeller, taşımacılıkla ilgili yasaklar vs. verilebilir.

Sektörde devlet tarafından doğrudan sübvansiyon ile destek sağlanması ve yabancı


hizmet tedarikçilerine maliyet artırıcı, rekabet gücünü azaltıcı düzenlemeler
getirilmesi gibi engeller yine sektör ticaretini olumsuz yönde etkilemektedir. Yabancı
firmalara daha yüksek vergi uygulanması, fiyat kontrolleri, çalışma ve yerleşme ile
ilgili yasaklar, lisans ve diploma gerekliliği, dağıtım kanallarına ulaşımda ayrımcı
uygulamalar bu tip engellere örnek olarak gösterilebilir.

GATS kuralları tüm sektörlere uygulanırken, piyasaya giriş ve milli muameleyi


ilgilendiren hükümler ancak ülke belirli bir sektörde taahhütte bulunmuşsa
uygulanabilmektedir.

GATS çok geniş bir alanı ve ticareti engelleyen tüm engelleri etkilemekle birlikte bazı
önemli konular kapsam dışında kalmıştır. Bunlar;

- Göç kuralları,
- Hükümet tarafından sunulan ticari olmayan hizmetler,
- Para politikaları ve vergiler ile ilgili önlemler,
- Gümrük sistemi,
- Sermayenin hareketliliğini ilgilendiren, yatırımcının korunmasının çeşitli
yönleri,
- Döviz kuru yönetimi,
- Özelleştirme

Yukarıda belirtilen konular kapsanmamakla beraber bir ülkenin bu konularda aldığı


kararlar yükümlülüklerini etkilememelidir.

GATS’ın hedeflemekte olduğu en önemli fayda, hizmet sektöründeki ekonomik


etkinliğin artırılmasıdır. Bunun da yerel kaynak tahsisinin düzenlenmesi,
iyileştirilmesi ve düşük fiyatlı, yüksek kaliteli hizmetlerden toplumun yararlanmasının
sağlanması ile oluşacağı düşünülmektedir. Yurtiçi ekonomik etkinliğin artmasının
ihracatta firmalara yeni fırsatlar yaratacağı da dikkate alınmalıdır.

GATS giderek serbestleşmekte olan dünya ticaretinin hizmet tarafının da


serbestleşmesine yönelik olarak çok taraflı bir mekanizma yaratmıştır fakat
serbestleşmenin ne kadar gerçekleşeceği uluslararası ticarette yer alan taraflara
bağlıdır.

10
3.2.1 GATS Kapsamında Türkiye’nin Taahhüt listesi

Hizmet sektörü gerek GSMH’ de sahip olduğu pay gerekse yarattığı istihdam
olanakları nedeniyle ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır.Yarattığı ihracat
olanaklarındaki artışın etkisiyle de birleşince etkisiyle hizmet sektöründeki
serbestleşme ülkemiz açısından da çok önemli hale gelmiştir. Türkiye Dünya Ticaret
Örgütü verilerine göre hizmet sektöründeki önemli ihracatçılardandır. Ülkemiz GATS
anlaşmasına taraftır ve yapmış olduğu serbestleştirme taahhütlerinin kapsamı da
gelişmekte olan ülkelerce sunulmuş bulunan taahhütlerin en ileri düzeyde
olanlarındandır.

Türkiye’nin GATS kapsamında önerilmiş taahhüt listesinin başında Genel Taahhütler


yer almaktadır. Genel taahhütler bölümünde pazara giriş koşullarının yanı sıra hizmet
ticaretine ilişkin olarak gerçek kişilerin ülkeye girişte ve geçici bir süre kalışta serbest
olduğu da yer almaktadır. Taahhüt listemiz dört sütundan oluşmaktadır. Bu sütunlar
aşağıda belirtildiği şekildedir.

1. Sütün : Üstlenilen taahhütlerin hangi sektör ve alt sektörlerde yer aldığı


2. Sütun: Pazara giriş kısıtlamaları
3. Sütun: Milli muamele koşulları
4. Sütun: Birkaç sektör için açılmıştır ve bu sektörlerdeki ek taahhütleri
belirtmektedir.

Türkiye’nin taahhütlerde bulunduğu sektörler aşağıda verilmektedir.


1. Mesleki Hizmetler
a. Uzmanlık gerektiren hizmetler
b. Bilgisayar ile ilgili hizmetler
c. Diğer mesleki hizmetler
2. Haberleşme Hizmetleri
a. Posta hizmetleri
b. Kurye hizmetleri
c. Telekomünikasyon hizmetleri
3. Müteahhitlik ve İlgili Mühendislik-Mimarlık Hizmetleri
4. Eğitim Hizmetleri
a. İlk, orta ve diğer öğretim hizmetleri
b. Yüksek öğretim hizmetleri
5. Çevre Hizmetleri
a. Kanalizasyon hizmetleri
b. Çöplerin kaldırılması hizmetleri
c. Sağlık – çevre ve benzeri hizmetler
6. Mali Hizmetler
a. Sigortacılık ve sigortacılık ile ilgili hizmetler
b. Bankacılık ve diğer mali hizmetler
7. Sağlık ile ilgili ve sosyal hizmetler
a. Hastahane hizmetleri
8. Turizm ve seyahat ile ilgili hizmetler
a. Oteller ve lokantalar
b. Seyahat acentaları ve tur operatörü hizmetleri
9. Ulaştırma hizmetleri
a. Deniz taşımacılığı hizmetleri

11
b. Hava taşımacılığı hizmetleri
c. Demiryolu taşımacılığı hizmetleri
d. Kara taşımacılığı hizmetleri

Türkiye’nin taahhütte bulunmadığı sektörlerin doktorluk ve diş hekimliği gibi Türk


vatandaşlarına bırakılan sektörler olduğu görülmektedir. Bazı sektörlerde ise
mevzuatın olmaması (iç su taşımacılığı) veya uygulama olmaması ( uzay
taşımacılığı) nedeniyle taahhütte bulunulmamıştır.

4.TÜRKİYE’NİN HİZMET TİCARETİ

Hizmetler hem iç hem de dış pazarın altyapısını oluşturmada büyük öneme sahiptir,
Bu nedenle ticaret açısından da önem taşımaktadır. Bir ekonominin ticari performansı
hizmet sektörünün etkinliğine bağlıdır. Bunun yanı sıra istihdam, girişimcilik ve
yatırım konularında da fırsat yaratmakta ve ülkedeki yaşam standardının yükseltilmesi
açısından da belirleyici rol oynamaktadırlar. Bütün bunlara bağlı olarak son yıllarda
sektörün dünya ticareti ve yatırımlardaki payı artmıştır.

Hizmet sektörünün birçok ülkenin Gayri Safi Milli Hasılası’ndaki payı giderek
artmaktadır ayrıca sektör istihdam sağlama açısından da ilk sıralarda yer almaktadır.
Hizmet sektörünün büyümesi ürün özelleştirilmesi, gelirin artışı ve ekonomik
modernizasyonu da beraberinde getirmektedir.

Ülkemizin kalkınmasına en önemli katkılardan birinin hizmet sektöründen gelmekte


olduğu görülmektedir. Sektörün GSMH içindeki payı 2003 yılı için % 68,2’dir.

Dünyada sektörde yaşanan serbestleşmenin ülkemiz firmaları açısından da önemli


fırsatlar yaratacağı düşünülmektedir. Türkiye GATS’a taraf olmuş ve sektörün
serbestleştirilmesi yönündeki yükümlülüklerini belirlemiştir. Sektörün gelişimi
serbestleştirmenin yanı sıra gerekli mevzuat düzenlemelerinin yapılması ve
uluslararası arenadaki gelişmelerin yakından takip edilerek dinamik bir şekilde ilgili
kurum, kuruluş ve özel sektör firmalarına iletilmesine de bağlıdır.

Dünyada yaşanan başka bir gelişme ise bölgesel antlaşmalara da artık hizmet
sektörleri ile ilgili bölümlerin eklenmesidir. Ülkeler GATS’ın yanı sıra bu anlaşmalar
aracılığı ile sektörde serbestleşmeye gitmektedir. AB ile aramızda hizmetlerin serbest
dolaşımının sağlanmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir.

Hizmet ticaretinin serbestleştirilmesi, DTÖ verilerine göre dünya hizmet sektörü


ihracatında 18,6 milyar dolar ile 26. sırada yer alan Türkiye açısından da önem arz
etmektedir. Ülkemizin hizmet ihracatı 2003 yılında bir önceki yıla göre % 29
oranında artmıştır.

Tablo 7. Türkiye’nin Hizmet Ticareti (milyon dolar)


2002 2003 2004
Taşıma Hizmetleri
İhracat 2 795 2 184 3 266
İthalat 1 934 2 707 4 331
Turizm
İhracat 8 479 13 203 15 888
İthalat 1 880 2 113 2 524

12
Finansal Hizmetler
İhracat 221 291 288
İthalat 621 374 377
İnşaat Hizmetleri
İhracat 832 682 724
İthalat 0 0 0
Diğer Ticari Hizmetler
İhracat 1 012 1 352 1 582
İthalat 1 080 1 377 1 451
Resmi Hizmetler
İhracat 61 97 241
İthalat 633 812 975
Diğer Hizmetler
İhracat 1 383 1 216 2 039
İthalat 756 1 137 1 597
Toplam
İhracat 14 783 19 025 24 028
İthalat 6 904 8 520 11 525
Kaynak: TCMB

Merkez Bankası verilerine göre ise 2003 yılında ise 19 milyar dolar olan hizmet
ihracatımız 2004 yılında % 26,3 oranında artarak 24 milyar dolara ulaşmıştır. Hizmet
sektörü ihracatında en önemli pay 15,8 milyar dolar ile turizm gelirlerine aittir. 2003
yılında aynı rakam 13,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiş ve dünyada 10. sırada yer
almıştır. Hizmet ihracatımızda inşaat hizmetleri 724 milyon dolar, taşımacılık 3,2
milyar dolar, finansal hizmetler 288 milyon dolar ve diğer ticari hizmetler 1,5 milyar
dolarlık ihracat gerçekleştirmiştir.

Türkiye’nin hizmet ithalatı tutarı ise 2004 yılı için 11,5 milyar dolar olmuştur.
İthalatımız bir önceki seneye göre % 35 oranında artmıştır. Hizmet ithalatımızda ilk
sırada taşımacılık hizmetleri yer almaktadır ve en fazla ithalat artışı bu sektörde
yaşanmıştır.

5. AVRUPA BİRLİĞİ’NDE HİZMETLERİN SERBEST DOLAŞIMI

Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci hizmet sektörünü ve ticaretini doğrudan etkileyecek


faktörlerden biridir.

GATS, MFN ( Most Favoured Nation- En çok Kayrılan Ülke) kuralı uyarınca her üye
ülkenin, herhangi diğer bir üyenin hizmetlerine ve hizmet sunucularına, diğer bir
ülkenin benzer hizmetleri ve hizmet sunucularına uyguladığından daha az gözetici
olmayan bir muameleyi derhal ve şartsız olarak uygulayacağını ikinci madde ile
hükme bağlamıştır. Bu kuralın tek istisnası ise 5, maddede düzenlenen “Ekonomik
Bütünleşme” dir. Bu maddeye göre; taraf ülkelerin kendi aralarında ticareti
serbestleştirici bir anlaşma imzalaması veya bu tip mevcut bir anlaşmaya taraf
olmaları engellenmeyecektir1. Avrupa Birliği bu madde çerçevesinde hizmet
ticaretinin serbestleştirilmesini GATS’a uyumlu şekilde gerçekleştirmektedir.

1
Uluslararası Hizmet Ticareti ve Kamu Alımları Piyasaları, İktisadi Kalkınma Vakfı, Mart 2001

13
5.1 Tarihsel Gelişim

Avrupa Birliği’nin kuruluşuna yönelik çabaların en başından beri üye ülkeler nihai
hedef olan siyasi birliğin sağlanabilmesi için öncelikle ekonomik entegrasyonun
sağlanması yönünde yoğunlaşmışlardır. Üye ülkeler tek pazarın oluşturulabilmesi için
öncelikle dört temel serbestiyi hayata geçirmeye çalışmıştır. Bunlar; malların serbest
dolaşımı, kişilerin serbest dolaşımı, hizmetlerin serbest dolaşımı ve sermayenin
serbest dolaşımıdır.

Hizmet sektörü, Topluluğun iktisadi ve sınai kalkınması için temel alanlardan biri
olup, iç pazarın tamamlanması çerçevesindeki hedef sadece bu sektörlerdeki
gelişmeleri değil aynı zamanda sanayi için hizmetleri daha ucuz, daha etkin ve
ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde temin etmeyi kapsamaktadır. Dolayısıyla
topluluk mali hizmetlerin, ulaştırmanın, bilgi teknolojisinin, sermaye hareketlerinin ve
meslek sahiplerinin serbest dolaşımına yönelik kuralların benimsenmesi için bir
program başlatmıştır2.

Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun kurucu antlaşması olan Roma Antlaşmasında yer


alan “ bir ortak pazar kurulması” amacına hitaben malların ve hizmetlerin serbest
dolaşımının sağlanması, engellerin kaldırılması, ulusal mevzuatların yakınlaştırılması
yolunda gerekli düzenlemeler yapılmıştır.

Hizmetlerin serbest dolaşımı ile ilgili maddeler Roma Antlaşmasının 59-66.


maddeleridir. Daha öncede belirtildiği üzere 60 ve 61. maddelerde hizmetin tanımı
yer almaktadır. Ayrıca, üye ülkeler arasında mevcut farklı uygulamaların kademeli
olarak kaldırılması, hizmet sunmakta olan kişilerin faaliyetlerini bir süre için üye
ülkelerde sürdürebilecekleri ve bu süre içinde de ev sahibi ülke vatandaşları ile aynı
haklara sahip olacakları belirtilmiştir. Bu antlaşma ile AB’de hizmetlerin hangi
şartlarla serbestleşeceği ve takvim ile ülkelerin şartlarının elvermesi halinde
uygulamalarını mevcut takvimin ilerisinde de devam ettirebilecekleri de hükme
bağlanmıştır. Hizmetlerin serbest dolaşımı ayrıca Antlaşmanın yerleşme hakkı ile
ilgili hükümlerine 3 de tabidir.

Roma Antlaşmasında hizmetler ile diğer maddeler şu şekildedir;


- 61. madde ulaştırma, bankacılık, sigortacılık alanlarındaki düzenlemelerin
Antlaşmanın ulaştırma ve sermayenin serbest dolaşımı bölümlerinde ele
alındığını belirtmektedir,
- Sermayenin serbest dolaşımı 73b ve 73g
- Ulaştırma hizmetlerinin serbest dolaşımı 74. ve 84. maddeler

Roma Antlaşması ayrıca üye ülkelerin birbirine uyguladığı serbesti düzeyini


antlaşmanın yürürlüğe giriş tarihinden itibaren korumasını da hükme bağlamıştır.
Böylece ülkelerin hizmet sektörüne yönelik mevcut düzenlemelerini daha kısıtlayıcı
hale getirmeleri de önlenmiştir.

2
Uluslararası Hizmet Ticareti, Hizmet Ticareti Genel Anlaşması ve Avrupa Birliği ile Türkiye
Arasında Hizmetlerin Serbest Dolaşımı, Leyla Akşin, T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Mart 1999
3
Roma Antlaşması 52-58. maddeler

14
Hizmetlerin serbest dolaşımında ana hedef Roma Antlaşmasının 59. maddesinde
belirtildiği üzere “hizmet sunumunda şirketlere ve farklı üye ülke vatandaşlarına
ilişkin tüm kısıtlamaların kaldırılmasıdır.”

Üye ülkeler 1968 yılında Gümrük Birliği’ni oluşturmuşlar fakat gerçek anlamda bir iç
pazarın oluşturulması yönündeki engeller kaldırılamamıştır. Hizmet sektörü ile ilgili
olarak Roma Antlaşmasındaki hükümlere rağmen engeller kaldırılamamıştır. 1985
tarihli iç pazarın tamamlanmasına yönelik yapılması gerekenleri içeren Beyaz Kitabın
yayınlanmasından sonra hizmet sektörünün serbestleşmesine yönelik çalışmalar da hız
kazanmıştır.

Beyaz Kitap’ta 282 yasa teklifi ve bunların üye ülkelerce kabulü ve uygulanması için
bir zamanlama getirilmiştir. Belgenin amacı iç pazarın tamamlanması ve bunu
engelleyen fiziki, teknik ve mali engellerin en kısa sürede kaldırılmasıdır.

Avrupa Topluluğu Adalet Divanı, 1974 yılında hizmetlerin serbest dolaşımına yönelik
hükümlerin doğrudan uygulanabilir olduğuna karar vermiştir. Aynı karar yerleşme
hakları ile ilgili olarak da alınmıştır.

1 Temmuz 1987 yılında yürürlüğe giren Avrupa Tek Senedi ile Topluluğun tek bir
pazardan oluşacağı, bu pazarda malların, bireylerin, hizmetlerin ve sermayenin
serbestçe dolaşacağı karara bağlanmıştır. Tek Senet ile 1992 yılına kadar iç pazarın
tamamlanmış hükme bağlanmış ve Beyaz Kitabın zaman konusundaki hedefi
kesinleştirilmiştir.

İç pazar sürecinde Topluluk içinde hizmetler “karşılıklı tanıma” esasına göre


serbestleştirilmektedir. Herhangi bir hizmetin sunumu bir üye ülkede yasal olarak
onaylanmış ise, diğer üye devletlerin bu hizmetin verilmesi için kendi mevzuatına
uyulması koşulunu aramayacaktır. Bunun tek istisnası üye devletlerin “tüketicinin
korunması” alanındaki mevzuatıdır4.

2000’li yılların başında Lizbon Avrupa Konseyi, AB’ni 2010 yılında dünyanın en
dinamik, rekabetçi ve bilgiye dayalı ekonomisi yapmak için bir ekonomik reform
programı başlatmıştır. Bu programın anahtar bölümlerinden bir tanesi de iç pazarın
hizmetler açısından da işler hale getirilmesidir. Komisyon bu amaçla hizmet sektörü
için iki bölümden oluşan bir iç pazar stratejisi belirlemiş ve konu ile ilgili bir rapor
yayınlamıştır. Rapora göre; modern ekonomilerde bir çok alanı etkileyen hizmet
sektörü iç pazardaki engeller nedeniyle AB içinde tam anlamıyla ve etkin bir şekilde
gelişememektedir. Hizmet ticareti, mal ticaretine nazaran bu engellere daha
dayanıksızdır. Tüketici açısından da bu engeller zarara neden olmakta ve tüketiciler
iç pazardan bu anlamda yararlanamamaktadır. Hizmet sektörü ile ilgili engelleri
aşağıda belirtilen başlıklar altında toplanmıştır.

- Yasal Engeller ( şirket kuruluşu, miktar kısıtlamaları, monopoller,


bürokrasi),
- Hizmet sunumu ile ilgili girdilerin temininde yaşanan problemler (
yerleşme hakkı, sınır ötesi ticari servis kullanımı)
- Hizmetin tanıtımı ile ilgili problemler,
4
DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Hizmetlerin Ticaretinin Serbestleştirmesi Özel İhtisas
Komisyon Raporu

15
- Hizmetin dağıtımı ile ilgili problemler,

5.2 Yerleşme Hakkı ve İşçilerin Serbest Dolaşımı

Avrupa Birliği’nin nihai amacının siyasi birlik olduğu göz önüne alınırsa sadece mal
ve hizmetlerin serbest dolaşımı ile ilgili sınırlamaların değil AB üyesi ülke
vatandaşlarının yerleşme, iş kurabilme hakkının düzenlenmesinin önemi ortaya
çıkmaktadır. Bunun yanı sıra özellikle hizmet sektörünün sahip olduğu nitelikler
açısından kişilerin serbest dolaşımı ve iş kurabilme hakkının büyük önem taşıdığı
düşünülmektedir.

Daha önce de belirtildiği üzere yerleşme hakkı Roma Antlaşmasının 52 ila 58.
maddeleri arasında düzenlenmektedir. Yerleşme hakkı, hizmet verdikleri ülkenin
mevzuatına tabii olmak koşuluyla, Birliğin herhangi bir yerinde iş kurma hakkının
verilmesi anlamına gelmektedir. Bu hak şube, bayii açma gibi ikincil haklar için de
geçerlidir. Yerleşme hakkı ancak kamu düzeni, kamu güvenliği, halk sağlığı gibi
nedenlerle kısıtlanabilir.

Roma Antlaşmasının 48-51. maddelerinde ise; İşçilerin Toplulukta Serbest Dolaşımı


düzenlenmektedir. İşçilerin serbest dolaşım hakkı ile ilgili olarak 12 yıllık bir geçiş
süreci öngörülmüştür. Bu süre artık dolmuştur. Serbest dolaşım hakkı aşağıda
belirtilen hakları kapsamaktadır5

1 Açık işlere başvurmak,


2 Bu amaçla üye devletler arasında özgür biçimde yer değiştirmek,
3 İşin yapılması amacı ile ulusal işçilerin çalışmasını düzenleyen yasa, tüzük
ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak o ülkede ikamet etmek,
4 İşin sona ermesinden ya da emekli olunduktan sonra istenirse işin yapıldığı
ülkede oturmak.

İç pazarın tamamlanabilmesi için üretim faktörlerinin serbest dolaşımı gerektiğinden


işçilerin serbest dolaşımı ve yerleşme hakkına ekonomik açıdan yaklaşılmıştır.
Kişilerin serbest dolaşımı ise hizmetlerin serbestleştirilmesi açısından belirleyici
olmaktadır.

Serbest dolaşımın başka bir amacı ise daha esnek bir Avrupa istihdam pazarının
yaratılmasıdır. Serbest dolaşımla ilgili olarak yaşanan dört temel sorun ise aşağıda
belirtilmektedir6.

1 Çalışanların ve ailelerin sorunları; işe ulaşma, dil, eşit muamele, oturma


izinleri, vergi gibi.
2 Sosyal güvenlik,
3 Yaşanan yer ile çalışılan yerin ayrı olması,
4 Mesleki deneyimlerin tanınması sorunları ve meslek standartları

Üye ülkelerde farklı eğitim politikalarının, programlarının olması sonucunda mesleki


deneyim ve diplomanın tanınması açısından sorunlar yaşanmaktadır. Bu durum
5
Doç. Dr. Berrin Ataman, ATAUM 4. Dönem Avrupa Birliği Uzmanlık Programı Ders Notları
6
Doç. Dr. Berrin Ataman, ATAUM 4. Dönem Avrupa Birliği Uzmanlık Programı Ders Notları

16
hizmet sektörü açısından problem yaratmaktadır. Bugün diplomaların karşılıklı
olarak tanınması, eğitim politikalarının uyumlaştırılması ve mesleki akreditasyonun
sağlanması konusunda çalışmalar devam etmektedir.

AB, hizmetlerin serbest dolaşımı ve konu ile ilgili diğer alanlarda çok ciddi mesafe
kaydetmiştir; ancak bu süreç ulusal kimliklerini korumak isteyen üye ülkelerin
uygumalarının yanı sıra çeşitli ekonomik, sosyal ve demografik gerekçelerle henüz
tamamlanmamıştır.

5.3 Türkiye – AB Arasında Hizmetlerin Serbestleştirilmesi.

Daha önce de belirtildiği üzere GATS, MFN kuralının tek istisnası olarak ekonomik
bütünleşmeyi kabul etmektedir. Burada dikkat edilen nokta ise ekonomik bütünleşme
anlaşmasının, kapsanan sektör sayısı ve hizmet sunumu biçimlerinden yana kapsamlı
olması ve herhangi bir hizmet şeklini dışarıda bırakmamasıdır. Ayrıca taraf ülkeler
ayrımcı niteliği olan yeni bir önlem getirmemelidir.

AB ile Türkiye arasındaki bu konudaki görüşmelerin yasal zemini GATS Anlaşması


5. madde olacaktır.

Türkiye ile Avrupa Toplulukları arasında hukuki ilişkinin dayanağı bilindiği üzere
1963 tarihli Ankara Anlaşmasıdır. Anlaşma Türkiye’nin tam üyeliğini hedeflemekte
ve Türkiye ile AB arasında dört temel serbestinin, ki bunlar mal, hizmet, sermaye ve
kişidir, sağlanmasına yönelik hükümler içermektedir.

Taraflar Ankara Anlaşmasında öngörülen hazırlık dönemini bitirip geçiş dönemine


başlamak için 1973 yılında yürürlüğe giren Katma Protokolü imzalamışlardır. Katma
Protokolde malların serbest dolaşımının sağlanmasının (Gümrük Birliği) yanı sıra
hizmetler, sermaye ve kişilerin serbest dolaşımı ile ilgili hükümler de bulunmaktadır.

Ankara Anlaşmasının 14. maddesi “Akit taraflar hizmet edimi serbestliği


kısıtlamalarını aralarında kaldırmak için Topluluğu kuran Antlaşmanın 55,56 ve 58 ila
65’ nci maddelerinden esinlenmekte uyuşmuşlardır” hükmü getirmektedir7.

Böylece taraflar hizmet serbestliğini sağlama konusunda prensip anlaşmasına


vardıklarını ve bu konuda da Roma Antlaşmasının ilgili maddelerinden
esinleneceklerini kabul etmişlerdir.

Katma Protokol ise yerleşme hakkı ve hizmetlerin serbest dolaşımı ile ilgili
yöntemleri daha belirgin hale getirmiştir. Bu konu ile ilgili madde ise 41. ve 42.
maddelerdir.

Katma protokole göre taraflar bahse konu alanlarda yeni kısıtlamalar koyma yoluna
gitmeyeceklerdir. Kısıtlamaların kaldırılma süre ve usullerini ise Ortaklık Konseyi
belirleyecektir.

Ortaklık anlaşmasında kısıtlamaların kaldırılmasına yönelik hükümler bulunmasına


rağmen hizmet ticareti geri planda kaldığı için uzun süre bu konuda bir çalışma
7
DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Hizmetlerin Ticaretinin Serbestleştirmesi Özel İhtisas
Komisyon Raporu

17
yapılmamıştır. Ancak 1992 yılında varılan Ortaklık Konseyi mutabakatı uyarınca
ilgili maddelerin işletilmesine yönelik temaslar başlamıştır. Bu konuda yapılan
istikşafi mahiyetteki görüşmeler sonucunda üzerinde anlaşma sağlanan bir metin
ortaya çıkarılmış ancak bazı üye ülkelerin ( Almanya, Yunanistan, Danimarka) itirazı
sonucunda Gümrük Birliğine ilişkin Ortaklık Konseyi kararında hizmetlerin
serbestleştirilmesine yönelik temasların başlatılması öngörülmüş ise de bu konu ile
ilgili hükümler metinde yer almamıştır. Konu ile ilgili olarak Almanya’nın itirazı
hizmetlerin serbestleşmesi neticesinde işgücü akımı endişesinden kaynaklanmaktadır.

Hizmetlerin serbestleştirilmesi ve yerleşme hakkı konusu 1998 tarihli “ Türkiye için


Avrupa Stratejisi” başlıklı metinde tekrar gündeme gelmiştir. 1999 yılında Brüksel’de
konu ile ilgili yapılan ilk görüşmeler neticesinde taraflar ortaklık anlaşmalarına sadık
kalarak aşamalı bir serbestleşmeye gitme konusunda görüş birliğine varmıştır.

1999 tarihli Helsinki Zirvesinde Türkiye’ye adaylık statüsü tanınmasını takiben 2000
yılında gerçekleştiren 39.Ortaklık Konseyi toplantısında hizmetlerin
serbestleştirilmesi ile ilgili görüşmeler tekrar başlatılmıştır.

18
6. HİZMET SEKTÖRÜ

6.1 REKLAM HİZMETLERİ

Pazarlarda sürekli bir değişim yaşanması, ürünlerin çeşitlenmesi sonucunda reklam


sektörü de devamlı surette değişmekte ve gelişmektedir. Firmaların marka bağımlılığı
yaratma isteği, tanıtımın öneminin artması ve reklam araçlarının çeşitlenmesi de
sektörün gelişimine katkıda bulunan faktörlerdir. Pazarlarda yaşanan olumlu
gelişmeler reklam sektörünü de etkilemektedir.

Çokuluslu firmalar, uluslararası arenada marka kimliklerini yaratabilmek için, dünya


genelinde temsil edilmekte olan uluslararası reklam acentaları ile çalışma yoluna
gitmektedirler. Bu nedenle reklam piyasasının büyük kısmı uluslararası bağlantıları ve
ortaklıkları bulunan büyük acentaların elindedir.

Reklam sektörü CPC sınıflandırmasına göre aşağıda belirtilen faaliyetleri


kapsamaktadır:

- Reklam yeri ve zamanı satışı ve kiralanması,


- Reklam planlanması, yaratılması ve yayınlanması hizmetleri
- Diğer reklam hizmetleri

Bir pazara girerken kullanılabilecek olan yasal ve kurumsal düzenler şube, ortaklık,
ortak yatırım, temsilcilik gibi çeşitli seçenekleri içermektedir. En çok tercih edilen
seçenek ise firmanın tamamına veya büyük kısmının sahip olduğu şubelerdir.
Uluslararası reklam şirketleri dünyanın çeşitli yerlerinde ofis açarak çalışmayı tercih
etmektedirler. Sektörün karşısına çıkan önemli ticari engeller genellikle yerel
düzenlemelerden kaynaklanmaktadır. Bir çok alanda reklamcılar ülkeye özel yasal
düzenlemelere ve pazar koşullarına uyum sağlamak durumunda kalmaktadırlar. Yasal
düzenlemelerin farklı olması reklam şirketleri açısından ek bilgi edinme ve uyum ile
ilgili maliyetlerin ortaya çıkmasına, firmaların stratejilerini pazarda
uygulayamamalarına ve standart ürünleri kullanamamalarına neden olmaktadır.

Sektörel birlikler, dernekler karmaşık yasal kısıtlamalar ( belirli mali, sağlık ve yasal
hizmetler için olan reklam yasaklarını da kapsamaktadır), katı ambalajlama ve
etiketleme kuralları ve uygun olmayan vergi uygulamaları konularında uluslararası
arenada çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadır. Ülkeler kullanılan kelimler, lisan,
karşılaştırıcı reklam, çocuklara yönelik içerik, çeşitli çizgi film karakterlerinin
kullanımı, pornografi gibi konularda farklı yasal düzenlemelere sahip olabilmektedir.
Sektördeki farklı düzenlemeler ülke duyarlılıklarının, değer yargılarının ve
tercihlerinin bir yansıması olarak da düşünülebilir. Bu değerler ülkeden ülkeye
farklılık taşıdığı sürece farklı yasal düzenlemelerin bulunması da kaçınılmaz olacaktır.

Initiative Media isimli bir özel kuruluş tarafından yapılmış olan ve dünya reklam
harcamaların % 80’ini gerçekleştiren 44 ülkeyi içeren bir araştırmaya göre 2004 yılı
itibariyle dünya reklam harcamaları % 5.8 oranında artarak 331.4 milyar dolara
ulaşmıştır. 2003 yılı için ise bu rakam 313.3 milyar dolardır. 2003 yılı dünya reklam

19
harcamalarının bölgelere göre dağılımı ise aşağıda verilmektedir. Buna göre Kuzey
Amerika % 48.7’lik payı ile dünya reklam harcamalarında ilk sırada yer almaktadır.

Tablo 8. Dünya Reklam Harcamalarının Dağılımı


Bölge Pay (%)
Kuzey Amerika 48.7
Batı Avrupa 23.3
Asya (Avustralya, Japonya ve Çin’i kapsamaktadır) 22.2
Latin Amerika 2.3
Merkezi ve Doğu Avrupa 1.7
Diğer ( Orta Doğu ve Afrika’yı kapsamaktadır) 1.7
Kaynak: Initiative Media

2004 yılı tahminlerine göre dünya reklam harcamalarının ülkelere göre dağılımına
bakıldığında ise ilk sırada % 46.6’lık payı ile ABD yer almaktadır. Bu ülkeyi
sırasıyla Japonya ( % 11.1), Çin (% 6.8), Almanya (% 5.7) ve İngiltere ( % 4.2)
izlemektedir. Çin son 4 yılda pazardaki payını % 3.8’den % 6.8’e çıkartarak 3. sıraya
yerleşmiştir. Rusya 2004 yılında 2.7 milyar dolar ile ilk 20 ülke arasına girmiştir.

Tablo 9. Dünya Reklam Harcamalarında İlk 20 Ülke ( milyar dolar )


Ülke Miktar ( milyar dolar)
ABD 154.6
Japonya 36.8
Çin 22.7
Almanya 19.1
İngiltere 14.2
Fransa 11.3
İtalya 8.2
İspanya 6.2
Kanada 5.5
Avustralya 5.0
Brezilya 3.8
Arabistan 3.3
Rusya 2.7
Hindistan 2.6
Arjantin 2.6
Endonezya 2.6
Tayvan 2.3
İsviçre 2.2
İsveç 2.1
Kaynak: Initiative Media

Reklam harcamalarının araçlara göre dağılımı ise 2004 yılı tahminlerine göre aşağıda
verilmektedir.

Tablo 10. Reklam Harcamalarının Araçlara göre Dağılımı


Araç Miktar (milyar Pay ( Büyüme ( 2003’e göre)
dolar) %)
Televizyon 152.0 45,9 7.0
Radyo 29.5 8,9 3.8
Basın 127.5 38,5 4.0
Outdoor 12.2 3,7 4.3
Sinema 1.1 0,3 12.9
Internet 9.1 2,7 19.3
Toplam 331.4 100 5.8

20
Kaynak: Initiative Media

Tablo’da da görüldüğü üzere reklam harcamalarının önemli kısmını televizyon ve


basın reklamları oluşturmaktadır. Diğer taraftan bir önceki yıla en fazla büyümeyi
İnternet (% 19,3) ve sinema ( % 12.9) reklamları gerçekleştirmiştir.

Reklamcılık Derneği rakamlarına göre ulusal televizyon kanalları, ulusal gazete ve


dergiler, ulusal ve bazı bölgesel radyolar, tüm sinemalar ve tüm açıkhava mecra
kuruluşlarına ödenen yayın ücretleri baz alındığında Türkiye reklam pazarının
büyüklüğü 2003 yılı itibariyle 879 milyon dolar, 2004 için 1,308 milyon dolardır. Bu
büyüklüğe reklam yapımı, basılı malzeme giderleri ile reklam ajansı komisyonları ve
ölçülemeyen yerel medya gelirleri eklendiğinde sektör büyüklüğünün 2003 ve 2004
yılları için 1,173 milyon dolar ve 2,441 milyon dolar olduğu tahmin edilmektedir.
Sektörde müşterilerine tüm mecralarda hizmet verebilecek olan 100 dolayında ajans
ve 3000 çalışan olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca medya planlama ve satın alma
hizmeti veren 12 medya şirketi de bulunmaktadır. Reklamcılık Derneği bünyesinde
bulunan 76 ajansın 20’si yabancı şirketlerle ortaklık halindedir. Sektör iletişim
stratejisi hazırlanmasından başlayıp entegre reklam hizmeti sunabilmektedir. Grafik
tasarım bölümlerini bünyelerinde bulunduran ajanslar, fotoğraf ve film çekimleri ile
multimedya hizmetlerini dışarıdan sağlamaktadır.

6.2 BİLGİ TEKNOLOJİLERİ İLE İLGİLİ HİZMETLER

Bilişim teknolojileri sektörünün temelinde donanım, yazılım ve bilgi işlem merkezleri


gibi bilgisayar sanayi yer almaktadır. Yazılım, kutulanmış veya müşteriye özel
ürünleri kapsarken, bilgisayar hizmetleri genel olarak bilgisayar ile ilgili danışmanlık
hizmetleri olarak tanımlanabilir. Donanım ve yazılım firmaları sektördeki başlıca
tedarikçiler olmakla birlikte, bilişim teknolojileri (BT) sanayi bileşenlerinin
arasındaki bağlılığının artması nedeniyle bağımsız hizmet firmaları ile rekabet
halindedirler. Buna bağlı olarak; BT sanayi elektronik ve telekomünikasyon
hizmetlerini, yayın ve yeni multimedya teknolojilerini kullanan bilgi hizmetlerini de
kapsamaktadır. Ekipman, yazılım ve bilgi teknolojisinin telekomünikasyon bileşenleri
pazarı ile bilgisayar hizmetlerindeki gelişmeler birbiri ile bağlantılıdır. Sektörün
sunmakta olduğu hizmetlere olan talep, firmaların uluslararası pazarlarda rekabet
güçlerini artırabilmek için daha etkin elektronik işlem süreci kullanmak, yüksek
verimlilikte çalışabilmek, gelişmiş müşteri hizmeti sunmak ve gerekli olan mali ve
diğer ticari bilgilere anında ulaşabilmek yönündeki isteklerinden ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca gerek firmalara gerekse bireylere uygun fiyatlarla bilgisayar (PC) ve ağ
bağlantısı sağlanması da sektör ürünlerine yönelik talebi etkilemektedir. Bilişim
ürünlerinin önemi giderek artmakta ve ürünler günlük yaşamın bir çok aşamasına
girmiş bulunmaktadır.

BT sanayi telekomünikasyon, bilgisayar teknolojisi ve yazılımın yanısıra görsel ve


basılı yayın gibi daha içeriğe dayalı sanayilere bağlı olarak da büyümüştür. Bazı BT
hizmetleri elektronik posta, elektronik fon transferi ve veri değişimi, elektronik bilgi
hizmetleri, online veri bankaları, CD-Rom veri bankaları ile yazılım geliştirilmesi ve
sistemin entegrasyonu gibi bilgisayar danışmanlık hizmetlerini de kapsamaktadır.
Bilgisayar ve telekomünikasyon hizmetleri müşterilerine çok çeşitli ürünler
sunabilmektedir. BT sanayi sadece kullanıcıları değil, elektronik ticaret yapılarını
tasarlayan, kuran ve tedarik eden firmaları da kapsamaktadır.

21
BM sınıflandırmasına göre bilgisayar ve ilgili hizmetler aşağıda belirtilen alanları
kapsamaktadır.

- Bilgisayar donanımının kurulmasına yönelik danışmanlık hizmetleri

- Yazılım hizmetleri
o Sistem ve yazılım danışmanlık hizmetleri
o Sistem analiz hizmetleri
o Sistem tasarım hizmetleri
o Programlama hizmetleri
o Sistem bakım hizmetleri

- Veri işleme hizmetleri


o Veri işleme ve düzenleme hizmetleri
o Zaman paylaşımı hizmetleri
o Diğer veri işleme hizmetleri

- Veri tabanı hizmetleri

- Diğer bilgisayar hizmetleri


o Veri hazırlama hizmetleri
o Diğer bilgisayar hizmetleri
Sektörün uluslararası ticaretini engelleyen başlıca engeller ise;

- Ülkelerin işgücü politikaları ( çalışma izni/vizeler, eğitim vb.)


- Devletin Ar-ge destekleri,
- Telif haklarının korunması ile ilgili yasalar,
- Korsan yazılımlar
- Teknik standartlar,
- Bilgisayar ekipmanı üzerindeki vergiler,
- Devlet ihale süreçleri olarak sayılabilir.

European Information Observatory (EITO)’e göre dünya bilgi ve iletişim teknolojileri


pazarı 2005’de bir önceki yıla göre % 4.3 oranında büyüyerek 2,044 milyar euro’ya
ulaşacaktır. 2006 yılında ise pazarın % 4.8 oranında büyümesi beklenmektedir.
Avrupa, ABD ve Japonya BT pazarlarının 2005 yılında sırasıyla % 4.1, % 3.9 ve %
2.7 oranında büyümesi beklenirken, 2006 yılı tahminleri % 3.9, % 4.5 ve % 2.6’dır.
Dünyanın geri kalanının ise 2005 yılında % 6.2 ve 2006’da % 7.7 oranında büyümesi
beklenmektedir. 2005 yılı için Avrupa’nın pazardaki payının % 32.1, ABD’nin %
29.3 ve Japonya’nın % 14.5 olacağı tahmin edilmektedir. Pazarda bilgi
teknolojilerinin payı 917 milyar euro ile % 44’dür. Dünya bilgi teknolojileri pazarının
2005 yılında % 4.2 oranında büyümesi beklenmektedir. Bölgesel paylar ise şu
şekildedir: Avrupa % 33.8, ABD % 38.7 ve Japonya % 14.4.

Türkiye Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) rakamlarına göre 2003 yılı


itibariyle Türkiye Bilgi Teknolojileri pazarının büyüklüğü 2,87 milyon dolar olarak
gerçekleşmiştir. pazar bir önceki yıla göre % 9.0 oranında bir büyüme kaydetmiştir.
Pazarda yazılımın payı % 13.6 iken, hizmetlerin payı ise % 29.5’dir. Bilişim
Teknolojileri sektörüne yönelik olarak Dünya Gazetesi tarafından hazırlanan ekte ise

22
2004 yılında sektörün 2.306 milyar dolarlık bir ciroya sahip olduğu, 2005 yılında
cironun 2.7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmesinin beklendiği belirtilmektedir.
Sektörün 2004 yılı cirosunun 1.488 milyar dolarının donanım, 316.4 milyon dolarının
paket yazılım ve 501.4 milyon dolarının ise BT hizmetlerinden oluştuğu
belirtilmektedir. Ayrıca 2005 yılında sektörün ortalama bir büyüme gerçekleştirmesi
esas büyümenin 2006 yılında beklendiği de belirtilmiştir.

Tablo 11. Türkiye Bilgi Teknolojileri Pazarı (Bin $)


ÜRÜN 2002 (Bin $) 2003 (Bin $) DEĞİŞİM 2002 - 2003(%)
Donanım 1.193.900 1.540.000 % 10,0
Yazılım 354.500 393.000 % 17,0
Hizmet 755.270 847.000 % 9,2
Tüketim Malzemeleri 117.300 90.000 - % 26,2
TOPLAM 2.420.970 2.870.000 % 9,0
Kaynak: TESİD

Yazılım ürünlerinin teslim yöntemlerindeki çeşitlilik sebebiyle ihracat hacminin


ölçülmesinde sıkıntı yaşanmaktadır. Diğer taraftan CD-Rom ve benzeri ürünlerin
ticaret rakamları gerek ithalat gerekse ihracat konusunda fikir verebilmektedir. Buna
göre; Türkiye’nin yazılım ihracatı 2004 senesi için bir önceki seneye göre % 68,1
oranında artarak 2,5 milyon dolara ulaşmıştır. İhracatın yöneldiği başlıca ülkeler
Kazakistan, Yunanistan, Gürcistan, Moldovya ve Özbekistan’dır. Bu ülkelerin
ihracatımızdaki payları sırası ile % 18,5, % 17,9, % 13,8, % 7,2, % 4,8’dir.

Tablo 12. Türkiye’nin Yazılım İhracatı (dolar)


2002 2003 2004
Kazakistan 4.079 28.108 467.914
Yunanistan 180 61.642 452.198
Gürcistan 1.420 15.323 348.005
Moldovya 181.607
Özbekistan 1.230 105.552 120.914
Cezayir 115.973
Almanya 14,094 339.543 113.457
İngiltere 70.332 53.925 46.240
A.B.D. 263.632 8.922 45.509
Hollanda 215.495 27.253 39.118
Diğer 370.009 860.735 706.306
Toplam 940.477 1.501.003 2.523.784
Kaynak:Dış Ticaret Müsteşarlığı

Türkiye’nin yazılım ithalatı ise 2004 yılında bir önceki yıla göre % 27 oranında
azalarak 56,2 milyon dolara gerilemiştir. İthalatımızın önemli kısmı İsveç (% 61,1),
Almanya (% 11,9), ABD (%6,2) ve İrlanda (%5,9)’dan gerçekleştirilmiştir.

23
Tablo 13. Türkiye’nin Yazılım İthalatı
2002 2003 2004
İsveç 34.954.723 60.824.433 34.413.035
Almanya 2.329.840 4.598.303 6.707.519
A.B.D. 3.013.497 1.970.423 3.503.126
İrlanda 485.380 583.672 3.330.859
Hollanda 781.375 423.423 1.024.367
İngiltere 1.969.990 3.458.331 916.517
İsrail 167.956 250.532 697.267
İtalya 542.501 449.952 642.959
Fransa 368.339 550.615 528.343
Güney Kore Cum. 606 42.765 458.910
Diğer 3.052.472 3.946.067 4.039.035
Toplam 47.666.679 77.098.516 56.261.937
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı

İhracat rakamları düşük görünmekle birlikte ülkemiz yazılım sektörü farklı ürünleri
üretebilme kapasitesine sahiptir. Sektörde yurtdışında ofisi bulunan ve cirosunun
önemli kısmını yurtdışı satışlardan elde etmekte olan firmalar da vardır. Son
dönemlerde sektör yurtdışı pazarlara yönelmiştir. Ülkemizde sektöre yönelik olarak
kaliteli işgücü bulunmasına rağmen yeterli sayıda olmaması ve ülkemizin teknoloji
alanındaki imajının yetersizliği sektörün önündeki engellerden ikisini oluşturmaktadır.
Ülkemiz hizmet ihracatında yazılım sektörünün öneminin daha da artacağı
düşünülmektedir.

6.3 İNŞAAT VE İLGİLİ MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ

İnşaat en eski ve temel ekonomik faaliyetlerden biri olma özelliğini korumaktadır.


Sektör diğer tüm sanayi dalları için altyapıyı sağlamakla kalmamakta ayrıca tek
başına ülke ekonomilerinde önemli bir paya sahip olmaktadır. İstihdam sağlanması ve
büyümenin korunması açılarından da büyük öneme sahiptir. Özellikle gelişmekte olan
ülkeler açısından temel altyapının oluşturulması, yerel işgücünün eğitilmesi, teknoloji
transferi sağlanması ve bilgi kanallarına erişimin sağlanması açılarından da önem
taşımaktadır.

İnşaat hizmetleri genellikle inşaat alanında veya yakınında bulunan yerel veya
bölgesel hizmet tedarikçileri tarafından sağlanmaktadır. Bölgesel veya yerel temsil
firmanın sürekliliğinin olması veya birkaç projenin bulunmasına bağlı olarak ortaya
çıkmaktadır. Yabancı firmalar ile yerel firmalar arasında ortak yatırım ise genellikle
mali gereklilik, teknoloji ve know how transferi ve yabancı firmaya yerel yasalar,
düzenlemeler konusunda kolaylık sağlaması gibi nedenlerle tercih edilebilmektedir.

İnşaat hizmetleri işin tamamını yapan müteahhitlik firmaları veya inşaatın bir
bölümünü üstlenen uzmanlaşmış taşeron firmalar tarafından verilmektedir. Ülkeleri
incelediğimizde sektörün genellikle az sayıda büyük inşaat firması, göreceli olarak
önemli miktarda orta ölçekli firma ve bir alanda uzmanlaşmış veya küçük bir coğrafik
alanda faaliyet gösteren büyük miktarda küçük firmadan oluştuğu görülmektedir.
Uluslararası inşaat hizmetleri genellikle büyük projelerden oluşmaktadır ve çok
sayıda işçinin hareketini içermektedir. Kamu sektörü de inşaat hizmetleri açısından
önem taşımaktadır.

24
BM’in geçici CPC sınıflandırmasına göre sektörün kapsamakta olduğu faaliyetler
aşağıda verilmektedir.

- Binalara yönelik genel inşaat işleri (yeni işler, eklemeler, renovasyon vb.
içermektedir)
- Binalar haricinde kalan inşaat işleri (otoyol, yol, tren yolu, köprü, tünel, boru
hattı, liman, baraj, enerji hatları vb. inşaatları kapsamaktadır)
- Tesisat ve montaj işleri (prefabrik inşaatlar, havalandırma, ısıtma sistemi,
elektrik tesisatı vb.),
- Binanın bitirilmesine yönelik inşaatlar (boyama, yer kaplamaları, bina içi
tesisatı ve dekorasyon vb.).

İnşaat sektörü farklı bir çok yerel düzenleme ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu
düzenlemeler arasında arsa kullanımı, bina ile ilgili teknik gerekler, inşaat izinleri ve
gözetimi, mülklerin kayıt altına alınması, müteahhitler ve profesyoneller, düzenleme
ücretleri, çevre düzenlemeleri vb. bulunmaktadır. Bu tip düzenlemeler sadece ulusal
düzeyde uygulanmamakta bazen federal veya yerel yönetimlere göre farklılık da
gösterebilmektedir. Standartlar devlet, standart kuruluşları veya özel sektör birlikleri
tarafından belirlenebilmektedir.

Bu tip düzenlemeler genellikle inşa edilen yapıların güvenli olması, işçilerin ve


kullanıcıların sağlığının ve güvenliğinin sağlanması, çevre kalitesinin korunması gibi
toplum yararına çeşitli amaçlar taşımaktadır. Bunların ayırım yapmadan uygulanması
gerekirken bazen sadece yabancı firmalara uygulandığı da görülmektedir. İnşaat
malzemelerinin, ekipmanının taşınması ile ilgili düzenlemeler de tedarikçileri
olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Yabancı firmalara sadece yukarıda belirtilen düzenlemeler değil gerekli izinlerin
alınması ile ilgili konularda engel yaratabilmektedir. Alınması gereken izinlerin
çokluğu veya ödenecek ücretler konusunda sıkıntı yaşanabilmektedir. Yabancı
firmaların pazarda bir tüzel kişilik oluşturması ve faaliyete geçmesi bazı ülkelerde
çeşitli sınırlamalara tabii tutulabilmektedir. Firma bu gibi durumlarda bir ortak
bulmak, istediği tüzel kişiliği oluşturamamak, şube açamamak, kurulan şirkette
payının düşük kalması gibi çeşitli durumlar ile karşı karşıya kalabilmekte; firmanın
pazara girişini etkilemektedir.
Müteahhitlik sektörünün uluslararası ticaretini etkileyen diğer bir önemli konu ise
kişilerin ülkeler arasında hareketlerine getirilen sınırlamalardır. Kalifiye personelde
sıkıntı olması durumunda firmalar daha zor durumda kalmaktadır. Vize, oturma izni
alınması, yabancı firma çalışanlarına yönelik olarak istihdam ile ilgili çeşitli
düzenlemeler getirilmesi firmaların pazara girişi açısından zorluk yaratmaktadır.
Hükümetler tarafından yerel firmalara verilen vergi indirimi vb. destekler de pazarda
rekabet edebilme açısından yabancı firmaları zorlayan bir etken olarak ortaya
çıkmaktadır. Kamu ihale süreçlerinin şeffaf olmaması ve ayrımcılık yapılması da yine
yabancı firmaları engelleyen bir faktördür.
Geçtiğimiz birkaç sene boyunca yaşanan ekonomik krizler, terörist saldırılar ve savaş
nedeniyle olumsuz yönde etkilenen dünya inşaat pazarı 2004 yılında tekrar yükselişe
geçmiştir. Davis Langdon tarafından yapılan bir araştırmaya göre 2004 yılında dünya

25
inşaat pazarı % 4.6’lık bir artış ile 4.2 trilyon dolar’a ulaşmıştır. Önümüzdeki 4 sene
için yılda yaklaşık % 5’lik bir büyüme yaşanması beklenmektedir. Bu büyümenin
altyapı ve konut yapımı dışındaki inşaatlara yönelik harcamaların artmasından
kaynaklanması beklenmektedir. Halen dünyadaki en büyük pazar ABD’dir. Japonya
ikinci sırada yer almakla birlikte önümüzdeki dönemde pazarda beklenen büyümenin
diğer Asya ülkelerine göre daha düşük kalması öngörülmektedir.
Global Insight tarafından dünya inşaat harcamaları açısından en büyük 55 ülke baz
alınarak yapılan bir araştırmaya göre 2004 yılında dünya inşaat pazarının büyüklüğü
3.9 trilyon dolardır. Araştırmaya göre pazar 2005 yılında % 2.6 oranında büyüyecek
ve 2008 yılında kadar yıllık % 2.6 oranında büyümeye devam edecektir.
Tablo 14. İnşaat Harcamalarında İlk 15 Ülke ( milyar dolar)
ÜLKE 2003 2004 2005 2006 2007 2008

ABD 1039.3 1159.1 1210.1 1218 1244 1288.6

Japonya 464.5 506.8 543.8 571.5 587.4 609.5

Çin 241.9 269.1 299.6 338.1 388.4 440

Almanya 220.6 246.8 258.2 267 282.2 292.1

Fransa 173 196.8 208.2 218.3 234 245.2

İtalya 160 182.1 193.4 203.1 218.4 229.3

İngiltere 151.2 177.5 183.4 190 201.4 210.8

İspanya 144 165.9 178.7 189.6 204.4 215.4

Kanada 105.9 123.3 132.2 141 151.5 160.1

Hollanda 70 78.5 82.6 86.4 92.5 96.9

Hindistan 65 73.9 78.5 84.9 92.2 100

Meksika 62.6 65.5 69.1 71.4 72.8 75.1

Brezilya 42.3 54.3 56.7 59.4 61.4 65.3

Avustralya 48.5 49.3 51.3 53.8 55.9 58.7

Rusya 33.9 42.3 47 51.5 56.2 61

Diğer 466,8 522,3 558,7 591,6 634,5 669,7


Toplam 3489.5 3913.5 4151.5 4335.6 4577.2 4817.7

Kaynak: Global Insight

2004 yılında ABD dünya inşaat harcamalarındaki % 29.6’lık payı ile ilk sırada yer
almaktadır. Bu ülkeyi sırasıyla % 12.9, % 6.8 ve % 6.3’lük payları ile Japonya, Çin,
Almanya ve Fransa takip etmektedir. İnşaat harcamalarının bölgesel bazda artış
oranları ise aşağıda verilmektedir.

26
Tablo 15. Dünya İnşaat Harcamalarının Bölgesel Artış Oranları ( Yıllık %)
BÖLGE 1998-2003 2003-2008

Asya -0.8 3.3

Japonya Hariç Asya 3.2 5.1

Doğu Avrupa 2.1 3.5

Orta Doğu ve Afrika 0.0 3.2

Kuzey Amerika 3.8 2.7

Güney Amerika -4.3 2.9

Batı Avrupa 1.3 1.8

Dünya 1.2 2.6

Kaynak: Global Insight

Dünya inşaat pazarını gelişmesini sağlayan en önemli faktörlerden biri konut


pazarıdır. Global Insight’ın araştırmasına göre 2004 yılında konut inşaatlarının % 6.6
büyümesi beklenirken 2005 yılı için bu büyüme % 0.9 oranında olacaktır.
Tablo 16. İnşaat Alanlarına göre Büyüme Oranları ( Yıllık %)
1998-2003 2003-2008 2003-2013

TOPLAM 1.2 2.6 2.6

Konut 2.7 1.5 1.6

Altyapı 2.7 1.5 1.6

Konut harici -1.2 3.6 3.8

Ofis -1.1 3.8 4.1

Ticari -1.8 3.2 3.6

Kurumsal -2.4 1.8 2.2

Sanayi - 0.3 4.5 4.5

Kaynak: Global Insight

Avrupa Uluslararası Müteahhitler Birliği (EIC) tarafından açıklanan verilere göre


dünya uluslar arası müteahhitlik sektörünün büyüklüğü 2003 yılında 139.8 milyar
dolar olarak gerçekleşmiştir. Pazarda ilk sırada % 19,3’lük payı ile Kuzey Amerika,
ikinci sırada % 14.9’luk payı ile Fransa bulunmaktadır. Sektördeki diğer önemli
ülkeler ise Almanya ( % 10.3), Japonya ( % 8,9) ve İngiltere ( % 6.5)’dir.
Uluslararası müteahhitlik pazarının bölgelere göre dağılımı ve pazardaki önemli
tedarikçiler aşağıda verilmektedir.

27
Tablo 17. Bölgelere göre Müteahhitlik Hizmetleri Dağılımı ( milyar dolar)
ABD AVRUPA ORTA DOĞU

Almanya % 28 Fransa % 22.6 ABD % 33.4

İsveç % 24.7 ABD % 19.9 İtalya % 13.8

İngiltere % 16 İsveç % 11.1 Japonya % 10.7

Fransa % 14 Avusturya % 9.8 Fransa % 9.7

Japonya % 6.6 Hollanda % 7.9 Yunanistan % 7.4

Toplam 22.8 Toplam 46.7 Toplam 16.5

ASYA LATİN AMERİKA / KAR. AFRİKA

Japonya % 24.7 ABD % 35.2 Fransa % 20.5

Çin % 20.8 İtalya % 21.9 ABD % 15.9

Almanya % 17.8 İspanya % 18.7 Çin % 11.8

ABD % 11.9 Brezilya % 5.5 Japonya % 10.3

İngiltere % 6.1 Fransa % 5.5 İtalya % 6.9

Toplam 26 Toplam 9.9 Toplam 12.7

Kaynak:EIC

Uluslararası Müteahhitlik firmaları tarafından yapılan işler açısından ilk sırada %


27,5 ile ulaşım inşaatları yer almaktadır. Diğer önemli alanlar ise konut inşaatı, petrol
sektörü ile ilgili inşaatlar, enerji inşaatları ve sanayi inşaatları yer almaktadır. Bu
alanların payları ise sırasıyla % 25.4, % 18.7, % 6.8, % 6.2’dir.
Ülke ekonomisine istihdam, ödemeler dengesi, teknoloji transferi, ihracat açısından
önemli katkılar sağlayan yurt dışı müteahhitlik hizmetleri 1970’lerin ilk yarısında
yurtdışına açılmış ve bugüne kadar 60’dan fazla ülkede yaklaşık 61 milyar dolarlık iş
hacmine ulaşmıştır. 2003 yılında 3,4 milyar dolarlık iş üstlenen sektör 2004 yılında bu
tutarı 5.4 milyar dolara yükseltmiştir. TMB/UMB’ne üye olan 139 firma
bulunmaktadır. Bu firmaların 2000-2003 yılları arasında üstlenmiş oldukları
projelerin türlere ve ülkelere göre dağılımı aşağıda verilmektedir.

28
Tablo 18. Projelerin türlere göre dağılımı
Tür Pay (%)

Endüstriyel Tesis 24.51

Yol/Köprü/Tünel 23.33

Petrokimya Tesisi 11.06

İdari Bina 6.86

İş Merkezi 5.40

Sos. Kült.Tesis 4.15

Havaalanı 3.19

Sağlık Tesisi 3.17

Baraj 2.72

Enerji Santralı 2.36

Diğer 13.25

Toplam 100
Kaynak:TMB/UMB

Tablo 19. Türkiye’nin 2000-2003 YILLARI ARASI Müteahhitlik işlerinin


ülkelere göre dağılımı
2000-2003 Pay
Rusya Fed. 867,906,829 19,28
Türkmenistan 684,337,116 15,20
Kazakistan 475,175,138 10,55
S.Arabistan 339,060,078 7,53
Afganistan 284,724,947 6,32
Libya 280,986,000 6,24
A.B.D. 192,248,602 4,27
Özbekistan 157,184,459 3,49
Azerbaycan 155,103,052 3,45
Ürdün 151,551,039 3,37
Diğer 913 80 5 800 20,3
Toplam 4,502,083,060 100
Kaynak: Türkiye Müteahhitler Birliği

2000-2003 arası döneme bakıldığında yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin ağırlıklı


olarak Rusya Federasyonu’nda gerçekleştirildiği görülmektedir. Söz konusu dönemde
bu ülkede gerçekleştirilen işlerin toplamı 867 milyon dolar düzeyindedir ve toplam
işlerin % 19,28’ini oluşturmaktadır. İkinci sırada gelen Türkmenistan’daki işlerin
miktarı ise 684 milyon dolardır. Diğer önemli pazarlar ise % 10,55’lik payı ile
Kazakistan, % 7,53’lük payı ile S. Arabistan ve % 6,32’lik payı ile Afganistan’dır.

29
6.4 SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER

Sağlık hizmetleri ve sosyal hizmetler bir çok farklı amaca hizmet etmektedir. Gelir,
yaş, teknoloji, ekonomik, sosyal amaçlar gibi bir çok değişkene bağlı olarak sektörün
kapsadığı hizmetlerin ağırlığı ve önemi zaman içinde ve/veya ülkeden ülkeye farklılık
göstermektedir. Bu hizmetler sosyal adaletin sağlanmasında bir araç olabileceği gibi
ekonomik gelişmede de önem kazanmaktadır.

Pazar esaslı reform stratejisinde dışa açıklık önemli rol oynamaktadır. Sağlık
hizmetleri uzun süredir ticareti yapılamayan ve kamu tarafından verilen hizmetler
olarak kabul edilmekte idi. Fakat son dönemlerde bu anlayışta değişiklikler
oluşmuştur. Daha etkin ulaşım ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi sonucunda hem
meslek personelinin hem de müşterilerin hareket edebilme kabiliyeti artmış, zaman ve
uzaklık gibi konuları geri plana atan yeni tedarik modelleri oluşmaya başlamıştır.
Özel sektördeki oluşumlar hem yerli hem de yabancı katılımcılar için boşluklar
oluşturmuştur. Gelişmiş ülkelerde sağlık hizmetlerinin maliyetlerinin yüksek olması
kişilerin daha uygun fiyata aynı kalitede hizmet alabileceği ülkelere yönelmesine
neden olmaktadır.

Uluslararası sağlık hizmetleri ticareti genellikle üç nedenle oluşmaktadır. Bunlar;

1 - Gelişmekte olan ülkelerden ekonomik durumu iyi olan kişilerin yüksek kaliteli
hizmet almak amacıyla gelişmiş ülkelere gitmesi,
2 – Gelişmiş ülke vatandaşlarının egzotik tedavi yöntemleri veya sigorta kapsamında
olmayan bazı sağlık hizmetleri için kendi ülkelerine göre daha ekonomik olan
ülkelere gitmesi,
3- Yerel tedarikçiler tarafından sağlanamayan sağlık hizmetleri için kişilerin başka
ülkelere yönelmesidir.

Buna ek olarak bazı ülkeler doğal kaynakları ve iklimlerinden sağlık hizmetleri


açısından yararlanmaktadır.

Sağlık hizmetleri ticaretini etkileyen başlıca üç faktör olduğu söylenebilir. Bunlar;


meslek personeline yönelik nitelik ve ruhsat gerekleri, hastahane ve kliniklere yönelik
uygunluk gerekleri ve sigorta şirketlerinin geri ödemeleri ile ilgili mevcut
yapılanmadır.

Dünya sağlık ve ilaç pazarının önümüzdeki beş yıl boyunca hem gelişmiş hem de
gelişmekte olan ülkelerdeki talebin artmasının etkisiyle büyümesi, ancak sağlık
harcamalarının GSMH’ye oranının makul bir düzeyde kalması beklenmektedir.
Ülkelerin kişi başına sağlık harcamalarına bakıldığında ilk sırada 5 500 dolar ile
İsviçre’nin geldiği görülmektedir. Bu ülkeyi 5 365 dolar ile ABD, 4 000 dolar ile
Norveç, 3 910 dolar ile izlemektedir. Sağlık harcamalarının GSMH’ye oranında ise
dünyada ile beş sırada yer alan ülkeler ABD ( % 13.5), İsviçre ( % 11,3), Almanya (
% 10.5), Fransa ( % 9.4) ve Avustralya ( % 9.4)’dır.

Tablo 20. Dünya Sağlık Sektörü


2003 2004 2005 2006 2007 2008

30
Yaşam 70.0 70.3 70.5 70.8 71 71.2
Süresi
Doktor 2.5 2.5 2.5 2.5 2.5 2.5
sayısı
(000 kişi
başına)
Kişi Başına 681.6 747.5 797.8 836.6 863.1 879.8
Harcama
($)
Sağlık 9.5 9.5 9.6 9.7 9.8 9.9
Harcaması
(%GSMH)
Kaynak : The Economist Intelligence Unit.

Dünya sağlık harcamaları açısından en büyük pazar olan ABD’nin 2008 yılına kadar
daha da büyümesi beklenmektedir. 2008’de sağlık harcamalarının GSMH’ye oranının
% 13.9 olacağı tahmin edilmektedir. Buna ek olarak, ABD’nin sağlık hizmetleri
ihracatı verilerine ulaşılamamakla birlikte en büyük tedarikçi olduğu söylenebilir.

Batı Avrupa’daki sağlık sistemi ağırlıklı olarak kamu hakimiyetinde kalmaya devam
edecektir. Günümüzde sağlık harcamalarının kamu harcamalarının bir çok Batı
Avrupa ülkesindeki oranı % 70-80 civarındadır. 2008 yılında bu bölge için sağlık
harcamalarının GSMH’ye oranının % 9.4 olacağı tahmin edilmektedir. Bölgede sağlık
sektöründe maliyetlerin kontrol altına alınması en önemli konulardan bir tanesidir.
Ülkeden ülkeye değişiklikler göstermekle birlikte önümüzdeki dönemde sistemde
çeşitli değişiklikler yapılması beklenmektedir. Merkezi sağlık kuruluşlarının
hastahanelere yapacakları ödemeleri, işlem gören hasta sayısı veya hastahanede
kalınan geceden çok, tedavi edilen hastalığın türüne göre yapması, hastadan alınacak
katkı payının artırılması beklenmektedir.

B.D.T ve Doğu Avrupa ülkelerinin sağlık harcamalarının artacağı tahmin edilmekte,


fakat pazarın hızlı büyümesi beklenmemektedir. Bu bölgelerde komünist dönemden
kalan sıkıntılar devam etmektedir.

Tablo 21. Türkiye Sağlık Sektörü

2002 2003* 2004* 2005* 2006* 2007* 2008*


Yaşam 71.5 71.8 72.1 72.4 72.6 72.9 73.1
Süresi
Sağlık 5.3 6.9 7.0 7.2 7.5 7.8 8.0
Harcamaları
( % GSMH)
Sağlık 9.6 16.5 20.2 21.9 23.5 25.3 27.2
Harcaması
(milyar $)
Kişi Başına 137 232 280 299 316 337 358
Sağlık Harc
( $)
Doktor 1.2 1.3 1.3 1.3 1.3 1.3 1.3
Sayısı (

31
1000 kişi
başına)
Kaynak: The Economist Intelligence Unit
* Tahmini rakamlardır

Türkiye’nin sağlık harcamalarının GSMH’ye oranı 2002 yılı için % 5.3’dür ve bu


rakam AB ile OECD ortalamalarının altındadır. Genel olarak değerlendirildiğinde
diğer ülkelere göre daha düşük değerlere sahip olan sağlık sektörü son yıllarda taşıdığı
nitelikler açısından hızla gelişmektedir. Bu gelişmede açılmakta olan özel
hastahanelerinde payı bulunmaktadır.1993 yılında ülkemizdeki özel hastahane sayısı
120 iken 2004 yılında bu rakam 270’e yükselmiştir. Özel hastahaneler çoğunlukla
büyük şehirlerde bulunmaktadır. Ülkemizde sağlık sistemine ayrılan kaynaklar kısıtlı
olmakla birlikte sektör dünya ile aynı kalitede tedavi uygulamakta ve sektöre
yenilikler katmakta, nitelikli hizmet sağlayabilmektedir.

Çevre ülkelere göre daha nitelikli hizmet sunmakta olan sağlık sektörümüz gerek bu
ülkelere gerekse kaliteli hizmeti daha uygun fiyata almak isteyen Avrupa ülkelerine
sağlık hizmeti ihracatı yapabilecek düzeydedir. Bunun için yurt dışında bulunan,
tanınmış doktorlarımızın da ülkemize geri kazandırılması hem sektörün tanıtımı hem
de sektörün gelişmesi açısından yararlı olacaktır. Aşağıda çevre ülkeler ve bazı
Avrupa ülkelerinin kişi başına sağlık harcamaları ile ilgili bilgi verilmektedir.

Tablo 22. Kişi Başına Sağlık Harcamaları


Ülke Kişi Başına Sağlık Harcaması ( $)
Avusturya 2773
Bulgaristan 148.8
Fransa 3141.5
Almanya 3413.8
İngiltere 2979.4
Polonya 398.8
Hollanda 3032
Rusya 185
Slovakya 426.3
İspanya 1867.3
Ukrayna 68.1
Cezayir 96.9
İran 137.7
İsrail 1483.1
Suudi Arabistan 631
Macaristan 682.5
Romanya 154.8

Son yıllarda ülkemize tedavi amaçlı gelenlerin sayısında artış olmuştur. Bu kişilerin
geliş amaçları plastik cerrahi operasyon, saç ekimi, göz cerrahisi, kronik böbrek
yetmezliği, açık kalp ameliyatı ve ortopedik rehabilitasyon gibi çeşitlidir. Almanya,
Avusturya,Gürcistan, Rusya, Romanya, İngiltere gibi çeşitli ülkelerden hastalar
Türkiye’ye tedavi amaçlı gelmektedirler.

32
6.5 TURİZM HİZMETLERİ

Turizm dünyanın en büyük sektörlerinden biri olarak kabul edilmekte ve dünya


hizmet ticaretinin yaklaşık % 30’unu oluşturmaktadır. İşgücü yoğun bir sektördür, bu
nedenle özellikle kırsal alanlarda önemli istihdam kaynaklarından bir tanesidir.
Sektöre olan talep gelir seviyesi ile doğru orantılıdır. Dünyadaki gelir düzeyi arttıkça
sektöre olan talep de artmaktadır. düşük maliyetli havayolu ile ulaşımın sağlanması
sektörün gelişimine olumlu katkıda bulunmuştur.

Turizm hizmetlerinin tedariki diğer hizmet sektörlerinin çoğunluğunun tersine temel


olarak kişilerin sınır ötesi hareketi ile sağlanmaktadır. Turizm aslında bir çok hizmet
sektöründen oluşmaktadır bu nedenle ülke ekonomisine katkısı tam olarak
hesaplanamamaktadır. Sektör büyük oranda altyapıya ve müşterilere çeşitli ulaşım
olanaklarının sağlanmasına bağlıdır. Göç ve giriş/çıkış kontrol prosedürleri
uluslararası turizm hizmetinin tedarikine doğrudan etki etmektedir. Sektörün
gelişimini etkileyen önemli etkenler ise çevre, altyapı sorunları ile teknolojide
yaşanan hızlı değişim olarak sayılabilir.

Turizm ve seyahat sanayi, istihdam yaratılması açısından dünya ekonomisinde büyük


öneme sahip sektörlerden biridir. Dünya Turizm Konseyi ( World Tourism Council –
WTTC) verilerine göre 2004 yılında sektördeki toplam istihdamın 73.692.500 olarak
gerçekleştiği tahmin edilmektedir bu sayı toplam istihdamın % 2.8’ini
oluşturmaktadır. Diğer taraftan sektörün bir çok ekonomik alanı etkilediği
düşünülürse gerçek etkisinin daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Dolaylı olarak
etkilediği alanlar eklendiğinde sektördeki istihdamın 214.697.000 olduğu, bu rakamın
toplam dünya istihdamın yaklaşık % 8.1’ini temsil ettiği tahmin edilmektedir.
WTTC’nin açıkladığı rakamlara göre sektörün 2004 yılı dünya GSMH’si içindeki
payı 1.521,1 milyar dolar ile % 3,8’dir. Dolaylı olarak etkilediği alanlar eklendiğinde
bu rakam 4.217,7 milyar dolara ve dünya GSMH’sinin % 10.4’üne yükselmektedir.
2004 yılında sektörde yapılan sermaye yatırımın 802,3 milyar dolar (toplam yatırımın
% 9,4’ü) olduğu tahmin edilmektedir.

Seyahat ve turizm sanayi zor geçmiş olan birkaç seneden sonra 2004 yılında tekrar
toparlanmaya başlamıştır. Buna rağmen sektör halen dış şoklara karşı duyarlıdır.
Özellikle havacılık alanında birleşmeler olmakla birlikte bu süreç yasal düzenlemeler
nedeniyle yavaş ilerlemektedir. Sektörün global bazda büyümesinin özellikle Çin gibi
yeni pazarlar tarafından sürdürüleceği tahmin edilmektedir. Sektördeki büyüme
fiyatların aşağı çekilmesi ve karların azalması ile sağlanacaktır. Düşük fiyatlı taşıma
sektörün büyümesinde büyük rol oynayacaktır, ancak doyma noktasına ulaşmış olan
bazı pazarlarda ticari başarısızlıklar yaşanabilir.

Tablo 23. Dünya Seyahat ve Turizm Sanayia


2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008
Uluslararası 586,6 576,1 619,4 648,5 675,2 701,9 730,1
Turizm
(varış-milyon)
Gelen 417 473,5 526,1 564,4 590 597,8 617,2
turistlerin
harcamaları
(milyar$)

33
Otel ve 1.358 1.529,4 1.687,4 1.800,9 1.882,6 1.924,8 1.993,4
restoranlarda
tüketici
harcamaları
(milyar $)
Kaynak: The Economist Intelligence Unit
a
Economist Intelligence Unit tarafından kapsanmakta olan 60 ülkenin toplamıdır.

ABD’de gerçekleşen 11 Eylül saldırıları, Mombasa ve Bali’deki terörist ataklar ve


Güney Asya’yı etkileyen SARS hastalığından sonra dünya turizmi 2004 yılında biraz
daha normale dönmeye başlamıştır. 2004 yılı için uluslararası turist sayısının % 7
artışla 619.4 milyon olduğu tahmin edilmektedir. Bu artışın; göreceli olarak daha
durağan jeopolitik ortam, Çin gibi anahtar pazarlardaki büyüme, düşük maliyetli
taşıma şirketlerinde arza bağlı büyüme, fiyatlar üzerindeki baskı, geçmiş yıllardan
kalan gizli talepten kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Uluslararası geliş sayısının
2008 yılına kadar yılda ortalama % 3.3 oranında büyüyerek 730.1 milyona ulaşması
beklenmektedir. Fakat turizm sektörünün her şeyden önce durağan bir global çevreye
bağlı olduğu unutulmamalıdır. EIU tarafından yapılmış olan tahminlerin 2004 yılın
sonunda yaşanan Tsunami faciasından önce yapıldığı ve yaşanan bu olayın da sektörü
etkileyeceği tahmin edilmektedir.

2004 yılında turistler tarafından yapılmış olan harcamaların bir önceki yıla göre % 11
oranında artarak 526,1 milyar dolara yükselmiş olduğu tahmin edilmektedir. Bu
yükselişin ABD dolarının yaşamış olduğu düşüşten kaynaklandığı tahmin edilmekte
ve döviz kuru etkisi kaldırıldığında harcama toplamının turist sayısındaki artış ile aynı
hızda olmadığı düşünülmektedir.

Tablo 24. Uluslararası Varış Sayısının Bölgesel Dağılımı (milyon)


2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008
Kuzey 62,1 59,1 62,4 65,2 67,8 70,4 73,1
Amerika
Japonya 5,2 5,4 5,7 5,9 6,2 6,4 6,7
Batı Avrupa 304,2 304,1 316 327,3 339,4 351 363,5
Geçiş 56,5 57,8 61,7 64,4 67 69,7 72,4
Ekonomileri
Asya ve 109 98,8 118,8 128,2 134,8 141,8 149,2
Avustralya
(Japonya
hariç)
Latin 28,7 28,6 30,8 32,2 33,5 35 36,4
Amerika
Orta Doğu 21 22,5 24 25,3 26,5 27,7 28,9
ve Afrika
Toplam 586,6 576,1 619,4 648,5 675,2 701,9 730,1
Kaynak: The Economist Intelligence Unit

EIU’nın tahminlerine göre 2004 yılında en fazla turisti 316 milyon kişi ile Batı
Avrupa çekmiştir. Bu durum 2008 yılına kadar devam edecektir. İkinci sırada ise
118,8 milyon kişi ile Asya ve Avustralya bulunmaktadır. Bu bölgenin çektiği turistin
de 2008 yılında kadar artması beklenmektedir, fakat daha önce de belirtildiği üzere bu

34
tahminler Tsunami felaketinden önce yapılmıştır bu nedenle bu rakamlarda değişiklik
olması muhtemeldir.

Kuzey Amerika turizmde yaşanan global düşüşten en sert etkilenen bölge olmuştur.
11 Eylül saldırısı, Irak savaşı ve SARS virüsü (Asya’dan gelen turist sayısını
etkilemiştir ve Kanada’da sağlık sorunları yaşanmıştır) gibi sorunlarla ilgili olarak
yaşanan güvenlik problemleri nedeniyle 2003 yılı sektör açısından çok zor geçmiştir.
2004 yılında iyileşme yaşayan bölgenin 2000 yılında çektiği turist sayısına 2007’den
önce ulaşması beklenmemektedir.

Japon turizmi ülkedeki fazla kapasite nedeniyle sorun yaşamaktadır buna ek olarak
önemli zincir otellerin pazara girmesi ile Tokyo’daki otel kapasitesi 2007 yılında %
10 artacaktır.

Uluslararası geliş sayısının yarısından fazlasının gerçekleştiği Batı Avrupa, dünyanın


en büyük iç pazarı konumundadır. Bu sayı 2004 yılında % 3,9 oranında artarak 316
milyona ulaşmıştır. 2008 yılına kadar yılda % 3,6 artması beklenmektedir. Avrupa
turizmi büyük oranda Avrupa içi turizme bağlıdır. Dünyanın en önemli turizm
merkezlerinden biri olan İspanya sahip olduğu gelişmiş altyapı ile Avrupa’da kişilerin
boş zamanlarını geçirmesine yönelik hizmetlere olan artan talepten yararlanmak
isteyecektir. Bu süreçte düşük maliyetli ülkeler olan Türkiye, Hırvatistan ve
Bulgaristan’dan artan bir rekabet gelecektir. Avrupa pazarı için önem taşımakta olan
diğer bir konu ise Alman dış pazarıdır. Bu pazar özellikle İspanya, İtalya ve
Avusturya için önem taşımaktadır. Toplam dış pazarın 2008 yılına kadar % 1,4
oranında büyümesi beklenmektedir. Bununla birlikte terörizm korkusu ve diğer
tehditler turizme yönelik talebi durgunlaştırabilir. Bu da Avrupa pazarına yönelme
anlamına gelecektir. Bunun yanı sıra yaşlanmakta olan nüfus ( Alman emeklilerin
gelir düzeyi yüksektir ve seyahat etmeyi severler) ve sayıları artmakta olan düşük
maliyetli havayolları daha sık ve kısa süreli seyahatlerin artmasına yol açabilir.

Geçiş ekonomisindeki ülkelerin uluslararası geliş sayılarının ise yılda % 4,6 oranında
artması beklenmektedir. Bu grupta en büyük pazar olan Rusya’daki büyümenin
kapasite eksikliği nedeniyle sabit kalması beklenebilir. Rusya problemi çözmek için
orta sınıfa yönelik otellerin açılmasına önem verebilir. Macaristan ve Polonya gibi
yeni AB üyelerindeki büyüme geçiş ekonomisindeki ülkelere yardımcı olacaktır.

2008 yılı yaz olimpiyatlarına ev sahipliği yapacak olan Çin’e yönelik uluslararası
gelişlerin 2008 yılında 49,2 milyon olması beklenmektedir. Bu rakam 2004 için 37,6
milyondur. Çin’in uluslararası turizm sahnesine çıkışını etkileyen başlıca faktörleri:
gelir seviyesinin artması, yasal düzenlemelerin ülke vatandaşlarının yurtdışına
seyahatini kolaylaştırması, tahmin süresi içinde Çin’e yapılacak olan yolculukların
hava taşımacılığı sektörünün yerli ve yabancı taşıma şirketlerine açılması nedeniyle
kolaylaşmasıdır. Ülkenin Dünya Ticaret Örgütü’ne üyeliği ile pazarın büyük otel
zincirlerine fırsatlar sunacak olması da yine pazarın büyümesini sağlayacak
etkenlerden biridir.

Tablo 25. Uluslararası Varış Sayısında İlk On Ülke ( milyon)


Ülke 1990 1995 2000 2004
Fransa 52,5 60 77,2 80,9
İspanya 34,1 34,9 47,9 56

35
İtalya 26,7 31,1 41,2 43,5
Çin 10,5 20 31,3 42,4
ABD 39,4 43,3 51 41,5
İngiltere 18,1 23,5 25,2 22,4
Kanada 15,2 16,9 19,6 20,6
Meksika 17,2 20,2 20,6 20,2
Avusturya 19 17,2 18 19,2
Almanya 17 14,8 19 19,2
Diğer 179,1 249,8 311,4 355,6
Toplam 428,8 526,7 662,7 721,8
Kaynak: WTTC

Uluslararası varış istatistiklerine göre 2004 yılında Fransa 80,9 milyon kişi ile ilk
sırada yer almaktadır. Fransa’nın toplam içindeki payı % 11,2’dir. İkinci sırada %
7,8’lik payı ve 56 milyon varış sayısı ile İspanya gelmektedir. Türkiye ise 14,4
milyon varış sayısı ile 14. sırada yer almaktadır.

Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre 2003 yılı dünya turizm ihracatı 525 milyar dolar
olarak gerçekleşmiştir. Turizm hizmetleri bir önceki yıla göre % 10 oranında
artmıştır. Sektörün toplam hizmet ticareti içindeki payı % 29,4’tür.

Tablo 26. Dünya Hizmet İhracatında İlk On Ülke (milyar dolar,%)


Ülke Değer Dünya’daki Payı Yıllık Artış Oranı
(2003) 1995 2003 2002 2003
ABD 84,1 18,7 16 -4 -1
İspanya 41,8 6,4 7,9 3 24
Fransa 37 6,9 7 8 13
İtalya 31,2 7,2 5,9 4 16
Almanya 23 4,5 4,4 6 21
İngiltere 22,8 5,1 4,3 9 -11
Çin 17,4 2,2 3,3 15 -15
Avusturya 13,7 3,4 2,6 8 23
Yunanistan 13,4 1,2 2,5 5 56
Türkiye 13,2 1,2 2,5 5 56
Diğer 227,4 43,2 43,6 --- ---
Toplam 525 100 100 4 10
Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü

Dünya turizm hizmetleri ihracatında ilk sırada son yıllarda yaşadığı düşüşe rağmen
84,1 milyar dolar ve % 16’lık payı ile ABD yer almaktadır. Bu ülkeyi sırasıyla 41,8
milyar dolar ile İspanya (%7,9), 37 milyar dolar ile Fransa (% 7), 31,2 milyar dolar ile
İtalya (%5,9) takip etmektedir. 13,2 milyar dolar ile dünya ihracatında 10. sırada olan
ülkemizin toplam içindeki payı ise % 2,5’dir.

Tablo 27. Dünya Turizm Hizmetleri İthalatında İlk On Ülke (milyar dolar,%)
Ülke Değer Dünya’daki Payı Yıllık Artış Oranı
(2003) 1995 2003 2002 2003
Almanya 63,7 15,8 12,8 2 21
ABD 59,7 12,1 12 -3 -2
İngiltere 48,5 6,5 9,8 10 16

36
Japonya 29 9,6 5,8 0 9
Fransa 23,6 4,3 4,8 9 20
İtalya 20,5 3,9 4,1 14 21
Çin 15,2 1 3,1 11 -1
Hollanda 14,6 3,1 2,9 8 12
Kanada 13,3 2,7 2,7 -3 13
Rusya 12,9 3 2,6 22 14
Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü

Dünya turizm hizmetleri ithalatında ise ilk sırada 63,7 milyar dolar ve % 12,8’lik payı
ile Almanya bulunmaktadır. ABD % 12’lik payı ile ikinci sırada yer alırken, dünya
turim hizmetleri ithalatındaki diğer başlıca ülkeler İngiltere (% 6,5), Japonya ( % 9,6),
Fransa (%4,3) ve İtalya (%3,9)’dır.

Türkiye’nin turizm hizmetleri ihracatı 2004 yılında bir önceki yıla göre % 20,3
oranında artarak 15,8 milyar dolar düzeyine yükselmiştir. Sektörün ithalatı ise 2004
yılında % 19,4 oranında artarak 2,5 milyar olarak gerçekleşmiştir.

Tablo 28. Türkiye’nin Turizm Hizmetleri Ticareti (milyar dolar)


2002 2003 2004
İhracat 8 479 13 203 15 888
İthalat 1 880 2 113 2 524
Kaynak: TCMB

Türkiye’nin sahip olduğu uzun Akdeniz sahil şeridi, kültürel, tarihi ve dini
zenginlikler ile göreceli olarak düşük fiyatlar gittikçe artan sayıda turisti kendine
çekmektedir. Buna rağmen turizmdeki artış ucuz paket tatillere ağırlıklı olarak bağlı
olunması ve görece kısa süren yaz sezonu nedeniyle sınırlı kalabilir. 2003 yılında
paket tur ile ülkemize gelen turistlerin toplamın % 64,5’ini oluşturduğu tahmin
edilmektedir. Bu nedenle sektörün çeşitlendirmeye gitmesi ve diğer turizm çeşitlerini
de pazarlaması ve geliştirmesi gereklidir. Ülkemizde sadece yaz sezonunda değil yılın
12 ayı turist çekebilecek çeşitli olanaklar mevcuttur.

Tablo 29. Türkiye'ye Gelen Yabancı Ziyaretçilerin Seyahati Organize Etme Biçimi, (%)
Yıllar Paket Tur Bireysel
1985 24 76
1990 51,8 48,2
1996 60,2 39,8
2000* 62,5 37,5
2003* 64,5 35,5
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı

Türkiye’ye gelen yabancıların genellikle Batı Avrupalı oldukları görülmekle birlikte


son yıllarda Merkezi ve Doğu Avrupa ülkeleri ile Orta Doğu’dan gelen turistlerin
sayısında da artış yaşanmıştır. 2004 Ocak-Aralık aylarında ülkemizi ziyaret eden
yabancı sayısı geçen yılın aynı aylarına göre % 24,86 ‘lık bir artışla 17 517 610
olmuştur. OECD ülkelerinden gelen ziyaretçi sayısında % 24,57 ’lik artış olmuş,
Doğu Avrupa’dan gelen ziyaretçi sayısında ise % 27,40’lık artış kaydedilirken,
ülkemize gelen yabancıların % 61,19 ’ u (10 806 760) OECD, % 27,61 ‘i (4 836

37
286) Doğu Avrupa ülkelerindendir. 2004 rakamlarına göre ülkemizi ziyaret eden
yabancıların milliyetlerine göre dağılımına bakıldığında ilk sırada % 22,74’lük payı
ile Almanya’nın geldiği görülmektedir. Sıralamadaki diğer önemli ülkeler Rusya
(%9,16), İngiltere ( %7,92), Bulgaristan ( %7,48) ve Hollanda ( % 6,80)’dır. Bir
önceki yıl ile kıyaslandığında en büyük artış % 70,64 ile Azerbaycan vatandaşlarında
yaşanmıştır.

Tablo 30. Gelen Yabancıların Milliyetlere göre Dağılımı


DEĞİŞİM
ORANI
ÜLKELER 2004(*) 2003 2002
MİLLİYET MİLLİYET MİLLİYET (%)
PAYI (%) PAYI (%) PAYI (%) 2004/03
Almanya 3 983 939 22.74 3 332 451 23.75 3 481 671 26.26 19.55
Rusya Fed. 1 605 259 9.16 1 281 407 9.13 946 511 7.14 25.27
İngiltere 1 387 817 7.92 1 091 404 7.78 1 037 507 7.83 27.16
Bulgaristan 1 309 885 7.48 1 006 612 7.17 834 073 6.29 30.13
Hollanda 1 191 382 6.80 940 098 6.70 873 278 6.59 26.73
İran 628 726 3.59 497 282 3.54 432 282 3.26 26.43
Fransa 548 858 3.13 470 582 3.35 522 740 3.94 16.63
Yunanistan 485 417 2.77 393 517 2.80 280 033 2.11 23.35
Avusturya 455 863 2.60 379 830 2.71 377 036 2.84 20.02
Belçika 426 971 2.44 308 118 2.20 313 585 2.37 38.57
Azerbaycan 330 042 1.88 193 410 1.38 163 133 1.23 70.64
İtalya 318 097 1.82 236 931 1.69 210 657 1.59 34.26
İsrail 299 172 1.71 321 152 2.29 270 263 2.04 -6.84
Ukrayna 294 157 1.68 238 962 1.70 192 661 1.45 23.10
A.B.D. 291 102 1.66 222 918 1.59 247 629 1.87 30.59
Diğer 3 960 923 22.61 3 114 884 22.20 3 072 969 23.18 27.16
T oplam 17 517 610 100.00 14 029 558 100.00 13 256 028 100.00 24.86
* Veriler geçicidir.
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın web sayfasından alınan bilgilere göre yabancı


ziyeretçilerin ülkemize geliş amacı olarak ilk sırada % 32,4 ile gezi, eğlence
gelmektedir. Görev amaçlı gelişler toplamın % 11,9’unu oluştururken, alışveriş %
10,9 ve yakınları ziyaret % 10,7’lik paya sahiptir.

Tablo 31. Yabancı Ziyaretçilerin Türkiye'ye Geliş Amacı (%)


Gezi, Eğlence 32,4
Görev 11,9
Alışveriş 10,9
Yakınları ziyaret 10,7
Ticari ilişkiler, Fuar 9,9
Kültür 8,2
Diğer 4,4
Toplantı, konferans, kurs, seminer 3,7

38
Eğitim 3,3
Transit 2,1
Sportif ilişkiler 1,5
Sağlık 0,6
Dini 0,5
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanığı

2004 yılında ülkemize gelen yabancıların sınır kapılarının bağlı olduğu bölgelere göre
dağılımında ise ilk sırada Akdeniz Bölgesi bulunmaktadır. Bu bölgenin toplam
içindeki payı % 36,26 iken % 33,28’lik paya sahip olan Marmara Bölgesi 5 934 859
ile ikinci sırada yer almaktadır.

Tablo 32. Yabancı Ziyaretçilerin Bölgelere Göre Dağılımı


Bölge Gelen Yabancılar Pay (%)
Marmara Bölgesi 5 934 859 33,88
Ege Bölgesi 3 548 839 20,26
Akdeniz Bölgesi 6 352 710 36,26
İç Anadolu Bölgesi 372 614 2,13
Karadeniz Bölgesi 254 973 1,46
Doğu Anadolu Bölgesi 636 603 3,63
G.Doğu Anadolu Bölgesi 417 012 2,38
TOPLAM 17 517 610 100,00
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı

Son yıllarda hızla gelişen turizm sektörü Türkiye’nin dünyada seyahat edilen yerler
arasında ilk ona girmesini sağlamıştır. 2004 yılında da bu büyüme devam etmiştir.

Sektördeki büyümenin artarak devam edebilmesi için çözülmesi gereken çeşitli


problemler bulunmaktadır. Bunların başlıcaları; konaklama olanaklarına yönelik yeni
yatırımlar yapılması gerekliliği, düşük fiyatlı paket programların ağırlığının
azaltılması, pazarlama ve çevre sorunları ile ziyaretçilerin çoğunun kısa süren yaz
mevsimine odaklanmış olmasıdır. Turizmi etkileyen en önemli unsurlardan brii olan
altyapıya yönelik yatırımlar ülkemizde devam etmektedir. Ülkemizde otel sanayi
gelişmekte ve uluslararası zincirler yeni oteller açmaktadır. Ülkemizde halihazırda
termal turizm, kongre turizmi, golf turizmi, yat turizmi, av turizmi, gençlik turizmi,
kış turizmi, inanç turizmi, botanik turizmi, mağara turizmi, kruvaziyer turizmi,
ekoturizm, dağ turizmi, yayla turizmi, rafting, su sporları ve kuş gözlemciliği
yapılabilmektedir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı istatistiklerine göre Türkiye’deki konaklama tesisi sayısı


7 637, yatak sayısı ise 399 369’dur. 2002 yılı itibariyle sektörün istihdamı 2 milyon
kişi’dir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye’nin 2010 turizm
vizyonunda her alanda gerekli yatırımlar yapılarak 2010 yılında turist sayısının 30
milyon, turizm gelirinin 30 milyar dolar, istihdamın ise 3 milyon kişi olması
hedeflenmektedir. 2010 vizyonunun önceliği kültürel mirasımızın korunmasıdır.

Vizyon 2023 çalışmaları sırasında toplanan turizmin panelinde önümüzdeki 20 yılın


temel eğilimleri ve tüketici profillerini şu şekilde belirlenmiştir:3

3
Ulaştırma ve Turizm Paneli, Vizyon 2023, TÜBİTAK

39
• 2000’li yıllarda uzun mesafeli ve deniz aşırı seyahatler artacak ve bu yörelerde yeni
destinasyonlar önem kazanacaktır.
• Destinasyon seçimi ve rezervasyon süreçlerinde elektronik teknolojinin (CD-Rom
atlası, internet, web siteleri vb.) önemi giderek artacaktır.
• Bireylerin eğitim ve refah düzeyindeki yükselme artarak devam edecek, deneyimli
seyyah grubu büyüyecektir.
• Turist tercihleri kutuplaşacak, yenilik ve çeşitlilik talebi artacak, konfor ve macera
motifleri ağırlıklı olacaktır. Ürün geliştirmede 3 S’nin, yani deniz-kum-güneş’in (sun-
sand-sea) yerini 3E, heyecaneğlence-
eğitim (exciting-educational-entertainment) temel unsurları alacaktır.
• Ortalama insan ömrünün artmasına paralel olarak emeklilik süresi uzayacak, tatile
daha çok
zaman ayrılacaktır.
• Bekar ve çocuksuz çiftler ile üçüncü yaş denilen 65 ve üzeri yaş grubunun dünya
nüfusu içerisinde ağırlık kazanması ve seyahate ve eğlenceye daha fazla kaynak
ayırmaları beklenmektedir. 2023 yılında 350 milyon Avrupalının 100 milyonu 65
yaşın üzerinde olacaktır.
• Ortalama çalışma süreleri kısalarak, tatile ayrılan süreler artacaktır.
• Tüketicinin bilgilendirilmesi ve korunması evrensel sistemlere bağlanacak, kalıcı ve
dengeli bir turizm gelişimi için tüketicilerin sürdürdüğü kampanyaların etkisi
artacaktır.

Panelde Türkiye’nin 20 yıllık turizm vizyonu; “Türkiye turizm sektörünün, Akdeniz’


in dördüncü büyük destinasyonu olma noktasını aşmış, ürün çeşitliliğini artırarak
yılın tamamına yayılmış, seyahat özgürlüğünün önündeki yasal ve fiziki engellerin
olmadığı, sürdürülebilirlik ilkesini benimsemiş bir sektör olarak, eğitilmiş nitelikli
işgücüyle, düzeyi gittikçe yükselen teknik altyapı, tesis ve servisleriyle, öncelikle
ülke halkının yaşam düzeyini yükseltici, kendi kaynağını yaratabilen, öz denetim
yapabilen, rakip destinasyonlarla yarışabilen, iç verimliliği yüksek bir sektör haline
gelmesi ve Türkiye’nin “kitle” turizminin yanı sıra bireysel turizmin de önemli
cazibe merkezlerinden birisi olması” olarak belirlenmiştir

6.6 FİNANS HİZMETLERİ

Son yıllarda tüm dünyada finans sektörünün yapısında önemli değişiklikler meydana
gelmiştir. Pazarlar sadece geleneksel ürünler açısından hem yurtiçinde hem de uluslar
arası alanda entegre olmakla kalmamış aynı zamanda globalleşmiştir. Finans sektörü
ülkelerin GSMH’lerinde ve istihdamda önemli yer tutmaktadır. Sektörde yer alan
büyük kuruluşların yanı sıra diğer farklı tipteki finans kurumları arasındaki rekabet
yoğun olarak yaşanmaktadır. Farklı ülkelerdeki kurumlar arası birleşmeler sektörü
biçimlendirmektedir.

Yaşanan teknolojik gelişmelerin finans sektöründe önemli etkileri olmaktadır. Bilişim


teknolojisinde yaşanan gelişmeler pazara yeni rakiplerin girmesini sağlamıştır.
Telekomünikasyon sağlayıcıları ile büyük perakendeciler müşteriye doğrudan
ulaşarak pazara girmektedirler. Bunun yanı sıra menkul kıymet firmaları, sigorta
şirketleri ve karşılıklı fonlar gibi banka dışı finans kuruluşlarının önemi de artmıştır.
ATM, POS makinaları, evden bankacılık, internet bankacılığı, smart kartlar sanal
finans hizmetlerinin başlıcalarıdır. Menkul kıymetler piyasaları açısından da önemli

40
gelişmeler yaşanmaktadır. Dünyanın başlıca menkul kıymet şirketleri elektronik
ortamda çeşitli hizmetler sunabilmektedir.

Teknolojik gelişmeler neticesinde finans sektörü ticaretinde sınır ötesi ticaretin, ticari
temsilcilik yerine daha çok kullanılması beklenebilir. Diğer taraftan varlık yönetimi,
özel bankacılık ve hayat sigortası gibi uzun dönemli sözleşme ve kişisel ilgi
gerektiren bazı ürünlerde müşteri ile tedarikçi arasında doğrudan bağlantı olması
gerekecektir. Gelişmekte olan ülkelerde ticari temsilciliğin bulunması ihtiyacı olabilir.

Finans sektörünün ülke ekonomilerinin temel altyapısını oluşturması nedeniyle kamu


bu sektörde önemli rol oynamaktadır. Bankacılık sektöründe özelleştirme yolunda
önemli atılmasına rağmen halen kamu kuruluşlarının önemli paylarının bulunduğu
görülmektedir.

Finans sektörleri diğer hizmet sektörlerine göre en fazla düzenlemenin yapıldığı


sektörlerdendir. Sektörün ülke ekonomisinde temel altyapılardan bir olması ve gelişim
açısından taşıdığı önem neticesinde hükümetler sektöre çeşitli şekillerde
müdahalelerde bulunmaktadır. Bu kısıtlamalar sermaye yeterlilik oranları, risk
yönetim istemi gerekleri, likidite gerekleri, şeffaflık ve açıklama yapmak ile ilgili
düzenlemeler, belirli sektörlere veya coğrafik bölgelere kredi kullandırılması vb. gibi
çeşitli şekillerde olabilmektedir. Ayrıca devletler pazar giriş ile ilgili olarak çeşitli
sınırlandırmalar getirebilmektedir. Bunlara örnek olarak; yerel bir kurumda yabancı
sermaye oranının sınırlandırılması, verilecek lisans sayısında sınırlama verilebilir.
Sektörde yaşanan gelişmeler ve küreselleşme olgusu nedeniyle sınırlamaların
yapısında da çeşitli yumuşamalar ve değişiklikler olmaktadır.

Küreselleşme sürecinin dünya üzerinde eşit olarak gelişmemesi nedeniyle genellikle


bu sürece hızlı uyum sağlayabilen ülkeler diğerlerine nazaran daha kazançlı
çıkmaktadır. Küreselleşmenin finans sektöründe neden olduğu sorunlardan bir tanesi
yaşanan krizlerden etkilenen kısımların artmasıdır yani herhangi bir yerde çıkan bir
kriz sadece o ülkede değil daha geniş bir alanda etkisini göstermektedir.

2003 yılının ikinci çeyreğinde itibaren uluslararası finans piyasalarında yaşanan


istikrar neticesinde hız kazanan bankacılık faaliyetleri 2004 yılının ilk 3 çeyreğinde
geçen yılın aynı dönemine göre artış göstermiştir. 3. çeyrekte yaşanan büyüme
uluslararası borç senetlerinden kaynaklanmıştır. Bu araçların alımı özellikle İngiltere
ve euro bölgesindeki bankalar tarafından gerçekleştirilirken, Japon bankaları ABD ve
euro bölgesindeki devlet tahvillerine yatırım yapmıştır. Buna karşıt olarak banka dışı
alıcılara krediler pozitif fakat zayıftır ve çoğunlukla offshore merkezlerine yeni
borçları yansıtmaktadır.

Tablo 33. Bankaların Sınır Ötesi Alacakları (milyar dolar)


2003 2004
2002 2003 Stok
Q3 Q4 Q1 Q2 Q3
Toplam Alacaklar 740,1 1 075,1 - 110,1 315,8 1 231,7 240,2 236,1 17 706,8
Bankalardan 425 530,1 -229,5 277,1 827,1 187,4 36,6 11 352,8
Banka dışı kurumlardan 315,2 545 119,5 38,7 404,6 52,8 199,5 6 354
Araçlar İtibariyle
Krediler ve Mevduatlar
Bankalardan 395,1 452 -263,8 249,3 728,6 118,1 -5,3 9 605,4
Banka dışı kurumlardan 103,8 276,6 92,3 18,1 197,3 -20,2 50 3 238,1
Menkul Kıymetler

41
Bankalardan 36,3 75,8 22,5 35,1 75,5 56,5 23,9 1 236,3
Banka dışı kurumlardan 202,2 208,3 8,3 6,5 190,1 32,1 136,8 2 740,6
Para Cinsi İtibariyle
ABD Doları 320,4 500 -68,3 210,9 562,7 37,9 21,4 6 949,9
Euro 453,3 502,6 -8 53,9 400,4 83,7 201,6 6 725,6
Yen -42,3 -50,6 0,7 -15,0 -1,9 49,3 26,9 827
Diğer Para Birimleri 8,7 123,1 -34,4 66 270,5 69,3 -12,8 3 201,4
Banka Dış Borçlanıcılar
İtibariyle
Gelişmiş ekonomiler 315,1 458,7 103,3 47 343,8 20,9 134,8 4 959,3
Euro Alanı 117,4 157,4 50,5 -17,7 150,5 33,6 7,9 2 222
Japonya 4,1 38,4 6,5 -5,2 0,1 20,5 14,7 212
ABD 153,1 179,6 40,9 53 87,3 -32,9 62 767,4
Off shore merkezler 18,8 100 10,2 -10,1 41,6 33,6 62 767,4
Gelişmekte olan Piyasalar -16,5 5 4,9 3,1 23,9 1,6 -2,4 574,9
Dağıtılamayan -2,2 -18,7 1,1 -1,3 -4,7 -3,3 5,1 52,4
Bilgi için: Yerel Alacaklar 44,5 415 51,7 94,1 187 34,8 -0,6 2 541,8
Kaynak: BIS

Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS)’na raporlama yapan bankaların toplam sınır


ötesi alacakları 2004’ün üçüncü çeyreğinde 236 milyar dolardan 17,7 trilyon dolara
yükselmiştir. Üçüncü çeyrekteki artış kamu senetleri veya diğer menkul kıymet
alımlarından kaynaklanmıştır.

Tablo 34. Türkiye’nin Finans Hizmetleri Ticareti


2002 2003 2004
İhracat 221 291 288
İthalat 621 374 377
Kaynak:TCMB

Ödemeler dengesi istatistiklerine göre ülkemiz 2004 yılında 288 milyon dolarlık
finans hizmetleri ihracatı gerçekleştirirken, ithalat miktarımız 377 milyon dolardır.
2004 yılında 2002 yılına göre ihracatta yaklaşık % 30,3 oranında artış yaşanırken
ithalatımız ise aynı dönemde % 39,2 oranında azalmıştır.

Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu’nun raporuna göre Türkiye’nin


alacaklarının tutarı 2003 yılı sonunda 44,4 milyar dolar iken Mart 2004’te 48,1 milyar
dolara yükselmiştir. Ülkemizin yükümlülükleri ise 2003 için 20,5 iken Mart 2004 için
23, 1 milyar dolardır. Bu gelişmelerde özellikle, gelişmiş ülkelerdeki faiz artırımına
rağmen, Türkiye’nin ekonomik performansının diğer gelişmekte olan ülkelere göre
yüksek seviyesini korumasının temel belirleyici olduğu gözlenmektedir4.

Economist Intelligence Unit tarafından yapılan tahminlere göre bankacılık sektörünün


önümüzdeki dönemde sabit gelir işlerinden kar elde etmede zorlanacak olması
sektörde diğer bankacılık işlerinin gelişmesine neden olacaktır. Bunun yanı sıra global
bankacılık sektöründe birleşmelerin, kamu, şirket senetlerine ilginin artması ile özel
firmaların kredi taleplerinin güçlenmesi beklenmektedir. Basel II’nin 2006 ve 2007
sonunda yürürlüğe girmesi de bankacılık sektörünü etkileyecektir. EIU’in
tahminlerine göre dünya bankacılık sistemindeki mevduat toplamı 2008 yılında 35,40
trilyon dolara ulaşacaktır.

Tablo 35. Dünya Finans Hizmetleri Özet Bilgi

4
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Yıllık Raporu, 2004

42
2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008
Bankacılık sistemindeki 23,23 26,53 27,69 30,58 31,89 33,48 35,40
Mevduat
(trilyon $)
Geri Ödenmemiş 22,48 26,02 27,81 31,03 32,41 34,19 36,40
Krediler (trilyon $)
Banka Kredileri 53,6 54,4 55,1 56,6 57,3 58,2 59,2
(varlık %)
Banka Kredileri 96,8 98 100,4 101,5 101,6 102,1 102,8
(mevduat %)
Finans Sektörü Toplam 49,78 54,10 57,54 61,58 64,21 67,45 71,16
Kredi
(trilyon $)
Hane başına ($) 39 255 41 956 43 905 46 281 47 538 48 423 50 426
Toplam kişisel 20,64 22,96 24,88 26,86 28,10 28,92 30,04
harcanabilir gelir (trilyon
$)
Çok Zengin Kişi Sayısı 6 633 6 512 6 558 6 650 6 706 6 790 6 877
(bin)
Harcanabilir Yıllık geliri 393,1 408,4 424,3 438,5 450,5 461,6 475,4
10 000 $ üzerinde kişi
sayısı (milyon)
Kaynak: Economist Intelligence Unit

Dünya bankacılık sistemindeki mevduatın 2008 yılı itibariyle 35,40 trilyon dolara
ulaşması beklenirken, kredi toplamının 36,40 trilyon dolar ve toplam harcanabilir
gelirin 30,04 trilyon dolar olacağı tahmin edilmektedir. 2008 yılı itibariyle dünyada
yıllık harcanabilir geliri 10 000 $’ın üzerinde olan 475,4 milyon kişi olacağı tahmin
edilirken çok zengin kesiminin ise 6 877 000 kişi olması beklenmektedir.

Şubat 2001 yılında yaşanan krizden sonra bugüne kadar gerçekleştirilen reformlar
Türk bankacılık sektörünü güçlendirmiştir. 2000 yılından itibaren yaşanan banka
kapanmaları ülkemizde faaliyette bulunan banka sayısını azaltmıştır. 1999 sonunda 81
olan banka sayısı Haziran 2004 itibariyle 49’a düşmüştür. Özel bankalar genellikle
büyük holdinglere aittir. Bankalar sıklıkla sigorta şirketleri, karşılıklı fonlar, factoring,
leasing şirketleri gibi banka dışı finans kurumlarını da kontrol etmektedir. Pazarda
küçük bir paya sahip olan yabancı bankalar sektörün yenilikleri takip etmesi açısından
dinamik bir rol oynamıştır.

Tablo 36. Türkiye’deki Banka ve Personel Sayısı


Banka Sayısı Konsolide Şube Konsolide Personel Yurtdışı Şube Yurtdışı Personel
Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı
Aralık Haz. Aralık Haz. Aralık Haz. Aralı Haz. Aralık Haz.
2003 2004 2003 2004 2003 2004 k 2004 2003 2004
2003
Kamu 3 3 2 057 2 044 37 982 37 231 12 12 124 135
Bankaları
Özel 18 18 3 604 3 665 70 622 73 722 22 23 302 305
Bankalar
TSMF 2 2 175 175 4 518 4 277 1 1 3 3
Bankaları
Yabancı 13 12 209 208 5 451 5 553 4 4 29 35
Bankalar
Mevduat 36 35 6 045 6 092 118 573 120 783 39 40 458 478
B.
Toplamı
Kalkınma 14 14 33 34 5 457 5 491 --- --- --- ---
ve Yatırım

43
Bank.
Kamusal 3 3 21 21 4 698 4 702 --- --- --- ---
Ser. KYB
Genel 50 49 6 078 6 126 124 030 126 274 39 40 458 478
Toplam
Kaynak: BDDK

Haziran 2004 itibariyle 49 olan banka sayısı Türk Bankalar Birliği (TBB) kayıtlarına
göre Nisan 2005 itibariyle 48’e düşmüştür. Söz konusu tarih itibariyle yurtiçindeki
şube sayısı 5945 yurt dışı şube sayısı ise 50’dir. Yurtdışında şubesi bulunan banka
sayısı 15’dir. Yurtdışında bulunan şubeler Almanya, ABD, Bahreyn, Bulgaristan,
Rusya, Çin, Fransa, İngiltere gibi çeşitli ülkelerdedir. 2004 sonu itibariyle banka
başına düşen kişi sayısı yaklaşık 1 500 000, şube başına düşen ortalama kişi sayısı 11
800, banka çalışanı başına düşen kişi sayısı 570 civarındadır. Kişi başına düşen aktif
miktarı ise 3200$’dır.

Tablo 37.Türk Bankacılık Sektörü (milyon YTL)


Aktif Mevduat Kredi
2003 2004 2003 2004 2003 2004
Sektör 249.693 306.464 155.312 191.065 66.221 99.397
Ticaret 239.423 295.138 155.312 191.065 61.281 94.089
Bankaları
Kamu 83.423 106.932 56.862 81.086 12.100 20.926
sermayeli
Özel 142.270 175.910 88.180 105.195 45.763 68.487
Sermayeli
TMSF 7.075 1.940 4.133 69 707 11
bankaları
Yabancı 6.944 10.356 3.137 4.714 2.711 4.665
Banka
Mevduat 10.270 11.327 --- --- 4.940 5.308
Kabul
etmeyen
bankalar
Kaynak: TBB

2004 yılı itibariyle 306 milyar YTL (229 milyar dolar) aktif toplamına sahip olan
Türk Bankacılık sektörünün sahip olduğu aktiflerin GSYİH’ya oranı % 75’tir. Toplam
aktif içinde mevduat bankaları payı % 96’lık bir paya sahiptir.Yabancı bankaların
toplam aktif içinde % 3,3’lük bir payı bulunmaktadır. Toplam mevduatın dağılımında
ise kamu bankalarının payı % 42 iken özel bankaların payı % 55’dir. TBB’nin Mart
2005 tarihli “Türkiye’de Finansal Sektör ve Bankacılık Sistemi” raporuna göre Eylül
2004 itibariyle, toplam aktif büyüklüğüne göre, ilk beş banka arasında 1 kamu, 4 özel,
ilk on bank arasında ise 3 kamu, 7 özel banka bulunmaktadır.Aktif büyüklüğü 10-20
milyar dolar arası 4 banka, 20-30 milyar dolar arası 2 banka, 30 milyar dolar üzerinde
ise 1 kamu bankası vardır.

Son dönemde yapılan reformlar ile daha güçlü bir hale gelen sektörün temel
sorunlarının kapsamlı olarak tanımlanmasının ve piyasa denetiminin sağlanmasına
yönelik düzenlemelerin sektörün güçlenmesinde etkili olduğu düşünülmektedir.
Sektör risk yönetiminin geliştirilmesi ve kurumsallaşması yönünde önemli mesafeler
almıştır. Yapılan düzenlemelerde uluslararası standartlara önemli ölçüde
yaklaşılmıştır. Daha sağlam bir yapıya kavuşmakta olan sektörün büyüme potansiyeli
bulunmaktadır. Bankaların gelişmiş ürün ve hizmet yelpazesine sahip olması, insan

44
gücü kalitesi ve uzmanlaşma düzeyinin yüksekliği ve teknoloji alanında Türk
bankacılık sektörünün uluslararası rekabet düzeyini yakalamış olması sektörün
avantajlarıdır.

6.7 ÇEVRE ÜRÜNLERİ VE HİZMETLERİ

Çevre hizmetleri çevre sanayinin bir bölümünü oluşturmaktadır. Çevre sanayi oldukça
yeni bir sektördür ve tanım ile ölçüm sıkıntısı yaşamaktadır. OECD’ye göre “çevre
ürünleri ve hizmetleri, su, hava ve toprağa verilen zararların yanı sıra, atık, gürültü ve
eko-sistem ile ilgili problemleri de ölçen, koruma sağlayan, sınırlandıran, minimize
eden veya düzeltme sağlayan ürün ve hizmetler”dir. Bunlar çevre riskini azaltan,
kaynak kullanımını ve kirliliği minimize eden temizleyici teknolojileri kapsamaktadır.
Sektör yapı (özelleştime, birleşme), amaç (çevre düzenlemelerine uyum sağlamaktan
kaynak verimliliğine), çıktı açılarından değişiklikler yaşamaktadır. Çevre sanayi
teçhizatı ( su tedariki ve dağıtımı teçhizatı, su arıtımı, atık kaldırılması, hava kirliliği
kontrolü, laboratuvar test ve koruma teknolojileri), hizmetleri (tasarım mühendisliği,
şirketlerin yönetimi ve inşaatı, atık su toplanması ve arıtımı, atık toplanması ve
işlenmesi, zararlı atık yönetimi, yasal ve danışmanlık hizmetleri, düzeltme hizmetleri
ve stratejik çevre yönetimi) ile kaynakları (su, yenilenebilir enerji vb satılması)
kapsamaktadır.

Dünya nüfus yoğunluğunun yanı sıra enerji, kimyasallar ve diğer ürünlerin


üretimlerindeki artış kirlilik ve çevredeki bozulmanın önemli ölçüde ilerlemesine
neden olmuştur. Bugün en önemli sorunlardan biri yaratılmış olan bu durumun
ekonomik açıdan hızlı ve verimli bir şekilde çözülmesidir. Bu sorunun aşılmasında
çevre hizmetlerinin ticaretine yönelik engellerin kaldırılması katkı sağlayacaktır.

Çevre hizmetlerine yönelik ticaret fırsatları çöp artıma ve kanalizasyon gibi sektör
kapsamındaki hizmetlerin genellikle devlet tarafından sağlanması nedeniyle kısıtlı
kalmaktadır. Bunun başlıca iki nedeni vardır. Birincisi: yolların, parkların, göllerin
temizlenmesi gibi hizmetler genelde kamu tarafından yapılmaktadır. İkincisi ise çöp
arıtımı gibi çevre hizmetleri özel dağıtım ve toplama ağları gerektirmektedir. Bu tür
bir hizmet için gereken yatırımın yüksek olması pazara giriş için önemli engel
yaratmaktadır ve sektör doğal monopol oluşmasına eğilimlidir. Devletler genellikle
tüketicinin sömürülebileceği korkusuyla bu tarz doğal monopollerin oluşmasına sıcak
bakmamıştır. Bu nedenle yerel veya yabancı özel sektör firmaları çevre hizmetleri
pazarlarının birçoğuna girmemeyi tercih etmesi veya izin verilmeme durumu ile karşı
karşıya kalmıştır. Bununla birlikte son yıllarda çevre amaçlarına ekonomik açıdan
verimli ve etkin bir şekilde ulaşılması yönündeki baskı sonucunda bu süreçte
değişiklikler yaşanmaya başlamıştır. İlk olarak; çevre hizmetlerine yönelik olarak yeni
pazarlar yaratılmıştır. Hava, su ve toprak kirliliğinin önlenmesi yönünde gittikçe daha
sıkılaşan yasal düzenlemeler ve bu konuda tüketicinin bilincinin artışı özel sektörü
söz konusu hizmetleri satın almaya itmektedir. Pazarların henüz oluşmadığı yerlerde
hükümetler bu hizmetleri dışardan temin yoluna girmeye başlamıştır. Aynı zamanda
doğal monopollerin mümkün olduğunca dar bir şekilde tanımlanması ve monopollerin
kaçınılmaz olarak ortaya çıkması muhtemel sektörlerde rekabet yaratmak için çaba
sarf edilmiştir. Örnek olarak, kanalizasyon hizmetlerinde yeni boru döşenmesinin
maliyeti çok yüksek olacağından bölgesel monopoller kaçınılmaz olacaktır fakat pis
su arıtım tesisleri alanında rekabet şansı olabilir. Monopolcü pazar şartlarının ortadan
kaldırılamadığı durumlarda bile, kontrol edilebilir özel sektör sahipliği kamuya tercih

45
edilmeye başlanmıştır. Yaşanan değişiklikler ile daha fazla çevre hizmetinin yavaş
yavaş pazara girmesini sağlamıştır.

Uruguay Round esnasında geliştirilmiş olan hizmet sektörleri sınıflandırmasına göre


çevre hizmetleri aşağıda belirtilen faaliyetleri kapsamaktadır.

a) Kanalizasyon hizmetleri,
b) Çöplerin kaldırılması hizmetleri,
c) Sağlık koruma ve benzeri hizmetler,
d) Diğer.

Diğer kategorisi açık olarak sektörün sınıflandırılmasında esas alınan CPC’ye referans
göstermiyor olsa da, CPC sınıflandırmasında yer alan egzoz gazlarının temizlenmesi,
ses kirliliğin önlenmesi, doğanın korunması ve herhangi bir yerde sınıflandırılmamış
olan diğer çevre koruma hizmetlerini kapsadığı düşünülebilir.

Çevre hizmetleri genellikle olarak ticari bir kişiliğin pazarda yer alması yoluyla
tedarik edilmektedir. Bu nedenle pazarda yabancı firmaların şirket ve
temsilciliklerinde yabancı uyruklu personel çalıştırılmasını kısıtlayan düzenlemeler
ticareti etkilemektedir. Yabancı sermaye üzerinde şirket sahipliği, tüzel kişiliğin şekli,
belirli varlıkların yabancılar tarafından sahip olunmasının engellenmesi, faaliyet alanı
ile ilgili sınırlandırmalar sektörü etkilemektedir. Bunun yanı sıra kişilerin hareketini
engelleyen kısıtlamalar (göç politikası, yöneticilerden ikamet istenmesi, vize
sınırlamaları, sosyal güvenlik vergileri vs.) da etkili olmaktadır. Devletlerin çevre ile
ilgili bazı hizmetleri dışardan temin etme yoluna gitmesi durumunda kamu ihale
süreci de ticareti kısıtlayan unsurlar arasındadır. Devletlerin çevre konusu ile ilgili
yasal düzenlemeleri sektörü etkilemektedir. Tüm sektörlere uygulanan ve çevre
hizmetlerine yönelik talebi etkileyen yasal düzenlemelerin yanı sıra sadece çevre
hizmetleri sektörü ile ilgili düzenlemeler (arıtım tesisinin konumu vb) de
bulunmaktadır.

Teknolojik gelişmelerin çevre hizmetlerini karmaşık ve entegre hale getirmesi, küçük


firmaların gerekli yatırımları yapacak fonları bulmada sıkıntı çekmesi büyük
firmaların yararına olmaktadır. Diğer taraftan yerel yönetimler kontrol kolaylığı
nedeniyle büyük firmaları tercih etmektedirler. Bu nedenlerle sektörde birleşmeler
yaşanmaktadır ve hakimiyet genellikle büyük firmalardadır. Diğer taraftan taşeron
olarak çalışmakta olan ve belirli alanlarda uzmanlaşmış olan küçük ve orta ölçekli
firmalar sektörde önemli paya sahiptir. Örnek olarak sektörde çevre denetimi
konusunda uzmanlaşmış olan bir çok danışmanlık firması bulunmaktadır.

Ülkelerin çevre gerekleri ile ilgili yasal düzenlemeleri ve tüketicinin çevre


bilincindeki artış diğer ürünlerin ticaretini de doğrudan etkilemektedir. Bu da çevre
ürünleri ve hizmetleri sunan firmalar için yeni fırsatlar ve pazarlar yaratmaktadır.

Uluslararası Enerji Ajansı’na göre önümüzdeki 20 yılda maliyeti düşüren teknolojik


yenilikler ve büyümekte olan pazarlar nedeniyle ekonomik açıdan uygun olan
yenilenebilir enerji kaynaklarında artış olacaktır. Devletler toplam enerji tedarikinde
yenilenebilir kaynakların payını artırmak yönünde çalışmalar yapmaktadır.
büyümekte olan yenilenebilir enerji tüketimi, yenilenebilir enerji sistemleri üreticileri,
kurulması ve bakımı hizmeti verenler açısından yeni fırsatlar yaratmaktadır. Bu çeşit

46
fırsatlar yerel ihtiyaçlardan ortaya çıkıyor olsa da ihracat açısından da fırsatlar
doğuracaktır. Örnek olarak Hindistan, yenilenebilir enerji ile ilgili çeşitli programlar
yürütmektedir, yenilenebilir enerji sistemleri ve ürünleri ihracatı gerçekleştirmektedir.

Dünya çevre sektöründe son dönemlerde yaşanan önemli bir gelişme ise 16 Şubat
2005 tarihi itibariyle Kyoto Protokolünün yürürlülüğe girmiş olmasıdır. 140 ülkenin
imzaladığı anlaşma ile atmosferdeki sera gazı birikimlerini, insanın iklim sistemi
üzerindeki tehlikeli etkilerini önleyecek bir düzeyde tutulması amaçlanmaktadır.
Protokole göre, sanayileşmiş ülkelerin 2008-2012 yılları arasında, iklim dengesi
üzerinde tehdit oluşturan başta karbondioksit olmak üzere gaz salınımlarını 1990
seviyesinin yüzde 5.2 altına çekmeleri gerekmektedir. Sözleşmeye taraf olan ülkeler
iklim politikalarında değişiklikler yapmak durumundadırlar, bu durum hem gelişmiş
hem de gelişmekte olan ülkelerde yatırım ve ticaret açısından fırsatlar doğuracaktır.
Türkiye Kyoto Protokolüne taraf olmamakla birlikte BM’in İklim Değişikliği Çerçeve
sözleşmesini imzalamıştır. Gelişmekte olan ülkeler ilk taahhüt bölümünde herhangi
bir azaltmaya girmekle yükümlü değildir fakat 2005 yılında başlayacak olan
görüşmeler çerçevesinde gelişmekte olan ülkeler daha düşük emisyon politikalarını
üstlenebilirler.

Sektörün sınıflandırmasının ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor olması sektörün


büyüklüğünün tam olarak saptanmasını engellemektedir. Son 20 yılda çevre sanayi
hızla büyümüştür. 1990’ların ortalarında yapılan araştırmalar 1997 yılında 469 milyar
dolarlık bir büyüklüğe sahip olan sektörün 2010 yılında 600 milyar dolarlık bir
büyüklüğe ulaşacağını tahmin etmektedir. Sektörün bu dönemde yıllık % 5 oranında
büyümesi beklenmektedir. UNCTAD’a göre çevre ürünleri ve hizmetleri sektörünün
büyüklüğü 550 milyar dolardır5 ve çevre hizmetleri pazarın % 50- 75’ini
oluşturmaktadır.

Sektördeki büyümenin ağırlıklı olarak gelişmekte olan ve geçiş ekonomisi ülkelerinin


pazarlarındaki genişlemeden kaynaklanacağı düşünülmektedir. Bu pazarların yıllık %
8-12 arasında büyüyeceği tahmin edilmektedir. UNCTAD tarafından yapılmış olan bir
analize göre gelişmekte olan ülkeler sektörde önemli tedarikçiler olmaktan çok net
ithalatçılar konumundadır. Gelişmiş ülkelerde sektörün büyüme hızının düşmesinin
sebebi, bu pazarların mevcut düzenlemeler göz önüne alındığında yavaş yavaş belli
bir düzeye ulaşmış olmasıdır. Diğer taraftan pazarda küçük bir paya sahip olmakla
birlikte gelişmekte olan ülkelerin pazarları, ekonomik büyüme, nüfus artışı, artan
kentleşme oranı, yerel düzenlemelerin katılaşması ve tüketici baskısının artması
sebepleriyle hızla büyümektedir.

Pazarda AB, ABD ve Japonya önemli miktarda ticaret fazlasına sahiptir. AB en büyük
ihracatçı konumunda iken ABD ve Kanada, AB ürünleri için en büyük pazarlar
konumundadır. Finlandiya ve Norveç üretimlerinin yaklaşık yarısını ihraç etmektedir.
Avustralya ve Kanada ihracatlarını artırmakla birlikte global pazarda yüksek bir paya
sahip değildir. Gelişmekte olan ülkeler çevre ürünleri ve hizmetlerinin net ithalatçısı
konumundadır. Bu ülkelerin ihracatları çoğunlukla bölgesel azarlara yöneliktir.

Bununla birlikte gelişmiş ülkelerin ihracatlarının büyüme hızında azalma olduğu


UNCTAD 2003 Trade and Environment raporunda belirtilmektedir. Örnek olarak

5
UNCTAD, Trade and Environment Review 2003

47
ABD’nin ihracatı 1993-1997 döneminde ortalama % 17 oranında artmış iken 1998-
2002 döneminde yıllık ortalama % 6 oranında azalmıştır. Almanya ve Japonya gibi
diğer gelişmiş ülkelerin uluslararası faaliyetlerinde de azalma olduğu yine raporda
belirtilmektedir. Söz konusu dönemde ekonomik büyümede yaşanan yavaşlamanın
yanı sıra firmaların gelişmekte olan ülke pazarlarını riskli ve yeterli derecede karlı
bulmadıkları için ihracata yönelmemelerinin de gerilemede etkili olduğu
belirtilmektedir.

Teknik uzmanlık, fiyat, kalite ve güvenilirlik sektördeki rekabeti etkileyen başlıca


faktörlerdir. Bunların yanı sıra coğrafik yakınlık ile firmanın farklı alanlarda
hizmetleri içeren bir paket sunma kapasitesi de rekabet gücünde etkili olabilmektedir.
Çevre hizmetleri ihracatı gerçekleştirmek için firmalar kuracakları stratejide entegre
ürün ve hizmet paketi sunmak, bir hizmette uzmanlaşmak, bölgesel pazarları
hedeflemek, yabancı firmalar ile bağlantı kurmak yollarından birini veya birkaçını
seçebilirler.

Çevre ile ilgili 41 sözleşme ve 30’un üzerinde protokole taraf olan ve çok sayıda
deklarasyon ile karar metnini kabul ülkemizin gelecekte bu yükümlülüklerin daha da
artması beklenmektedir.

6.8 MUHASEBE HİZMETLERİ

Muhasebe hizmetleri hem ürün hem de hizmet üretimindeki önemli unsurlardan


biridir. Muhasebe firmaları tarafından verilmekte olan hizmetler genişlemektedir.
Yapılan işlemler sadece mali verilerin işlenmesi, analizi ve denetimi ile sınırlı
kalmamakta danışmanlık vb. hizmetler de verilmektedir.
GATS görüşmeleri çerçevesinde taahhüt listelerinde kullanılan ve Birleşmiş Milletler
tarafından hazırlanan geçici CPC sınıflandırmasında “Muhasebe, denetim ve defter
tutma hizmetleri” (CPC 862) başlığı aşağıda belirtilen hizmetleri kapsamaktadır.
- Muhasebe ve denetim hizmetleri;
o Finansal denetim hizmetleri
o Muhasebe inceleme hizmetleri
o Mali tabloların düzenlenmesi hizmetleri
o Diğer muhasebe hizmetleri
- Defter tutma hizmetleri, vergi beyannamesi hariç
Muhasebe hizmetleri geniş bir alanı içermektedir bu nedenle tanımında ülkeden
ülkeye farklılıklar olabilmektedir. Muhasebe hizmetlerinin temel faaliyetleri
muhasebe ve denetim olmakla birlikte muhasebe firmaları tarafından şirket
birleşmelerinin denetimi, iflas hizmetleri, vergi, yatırım ve yönetim alanlarında
danışmanlık hizmetleri de verilmektedir.
Uluslararası muhasebe faaliyetleri potansiyel olarak aşağıdaki uygulamaları
içermektedir,

48
• Yerli müşterilere yurt içinde yabancı uygulamalar hakkında hizmet sağlamak
(örneğin; yabancı vergi sistemi hakkında (bilgiler) tavsiyeler vermek)

• Yerli müşterilere yurt dışında yabancı uygulamalar hakkında hizmet sağlamak


(örneğin; yurt dışındaki potansiyel alımlara (kazanımlara) ilişkin araştırmalar
sağlamak)

• Yerli müşterilerin yurt dışındaki kuruluşlarına hizmet sağlamak (örneğin;


yabancı ülkelerdeki şubelerinin o ülkedeki yasal kurallara göre denetimini
yapmak)

• Yerli müşterilere yurt içinde sağladıkları hizmetleri yurt dışında da yerine


getirmek (örneğin; yurt içinde bulunan ana şirketin konsolide finansal tabloları
oluşturularak denetim raporunun çıkarılabilmesi amacıyla yabancı ülkelerdeki
şubesini denetlemek)

• Yurt içindeki yabancı firmalara yerel uygulamalara ilişkin hizmet sağlamak


(örneğin; yabancı firmalara bulundukları ülkenin vergi sistemi hakkında
(bilgiler) tavsiyeler vermek)

• Yabancı şirketlerin yurt içinde yerleşik kuruluşlarına yerel hizmetler


sağlamak. (örneğin; yabancı ülkedeki ana şirketin yurt içindeki şubesinin yasal
denetimini sağlamak)

• Yurt dışındaki müşterilere yurt dışında sağladıkları hizmetleri yurt içinde de


yerine getirmek (örneğin; yurt dışında bulunan ana şirketin konsolide finansal
tabloları oluşturularak denetim raporunun çıkarılabilmesi amacıyla yurt
içindeki şubesini denetlemek)

• Yabancı firmalara yurt dışında yabancı uygulamalara ilişkin hizmet sağlamak


( borcunu ödemesi için danışmanlık)
Sektörün serbestleştirilmesindeki en büyük sorunlardan birisi, muhasebecilik
mesleğinin ülkeler arasında (bazen ülke içinde bile) farklı şekillerde uygulanmasıdır.
Bu farklılıklar, hem hizmet sağlayıcılarında hem de hizmetin kendisinde, diğer bir
deyişle muhasebecilik mesleğine ilişkin eğitimden, firmaların yasal izinlerine ilişkin
gereksinimlerinde ve hizmetin yerine getirilmesinde uygulanması gereken yasal,
zorunlu standartlarda (örneğin, denetim satandartlarında) ve en sonunda ortaya çıkan
son ürün olan finansal tablolarda kendini göstermektedir.
Muhasebe uygulamaları ve kapsamı ülkeler arasında farklılık göstermektedir. Bazı
ülkelerde belli muhasebe faaliyetleri uygulanırken, diğer bir ükede uygulanmayabilir.
Diğer bir başka durum ise, bazı ülkelerdeki muhasebeciler vergi hizmeti ya da
yönetim danışmanlığı gibi faaliyetleri yerine getirirken, diğer ülkelerde bu gibi
faaliyetler tamamen ayrı bir meslek dalı gibi görünebilmektedir. Çoğu ülkelerde,
düzenleyici güç (yasal güç) devlet ve özel otoriteler (özellikle mesleğe ilişkin dernek
ve birlikler) arasında bölünmüştür. Ancak, bunlar arasında denge ülkeler arasında
değişmektedir.
Yasal reformlara ilişkin OECD’nin 1997’de çıkarttığı raporun “Düzenleyici yasal
Reformlar ve Serbest Meslek Hizmetleri” başlığı altındaki bölümünde, muhasebecilik
sektörüne ilişkin olarak bir çok öneride bulunulmaktadır. Bu öneriler, ekonomik

49
rekabeti arttırmaya yönelik uygulama ve kuralların incelemesi, mesleki alanlarda
rekabet kanununun uygulanabilirliliğinin sağlanması, tüketicinin korunmasını
sağlamak için çeşitli önlemlerin alınması, sektöre yurtdışından girişler de dahil olmak
üzere tüm girişlere yönelik sınırlamaları (ruhsat alma, sigortalama vs gibi) gözden
geçirecek yasal kurumların oluşturulması, hizmet ve faaliyetlere girişlerin
düzenlenmesi aşamasında, yerine getirilmesi gereken temel prensiplerin geliştirilmesi
için her açıdan değerlendirilmesidir.
Sektörde ülkelerin uluslararası ödemelerde çeşitli engeller koyması sorun
yaratmaktadır. Ülkeler, hem iç hem de dış olmak üzere farklı kategorilerdeki
uluslararası ödemeleri yasaklayabilir ya da sınırlandırabilir ya da avantajlı olmayan
başka kurlara ya da kurlardan çevrilmesini şart koşabilir. Sermaye transferlerinde,
karların kendi ülkelerine getirilmesinde, cari işlemlerdeki ödemelerde vs. farklı
kuralları uygulayabilir.
Kişilerin serbest dolaşımına ilişkin vize, çalışma izni ve göçmenlik izni gibi çeşitli
uygulamalar belli özelliklere sahip kişilerin daha etkili olabilecekleri alanlara
yayılmalarını yasaklanmakta veya kısıtlanmaktadır. Bu durumlar, yönetim veya
uzman olan personele de uzun dönemli ya da kısa dönemli olarak uygulanmaktadır.
Bir çok durumda, hareketlilik doğrudan müşteriye hizmet sağlayabilmek, teknoloji
transferi ve yurt dışında uzun süreli bir kalıcılığı sağlamak açısından önem
taşımaktadır, aksi takdirde, bir çok engel ortaya çıkmaktadır.
Bazı ülkelerin ya da alt ülkelerin yönetim otoriteleri ve kamu kurumları, sadece yerel
sağlayıcılardan mal ve hizmet satın almaktadır. Bazı durumlarda yabancı şirketlerin
yerel şubeleri, yan kuruluşları veya bağlı şirketleri kamu mallarını tedarik etmeye
izinli değillerdir. Minimum seviyede olmak üzere, bu durum sınır ötesi hizmet
tedarikini harici tutmakta ve yerel olarak varlık göstermeyi zorunlu kılmaktadır.
Açık ve kasti olarak yapılan vergi ayrımcılığı, yabancı ya da yabancı ortaklı hizmet
sağlayıcıları için yerel rakipleri karşısında dezavantaj sağlamaktadır ve bu konuda
gerekli desteğin olmaması aynı gelir, kar veya telif ödemelerine sahip olmalarına
rağmen, farklı yargı alanlarında (farklı ülkelerde) çifte vergilendirmeye tabi
tutulmalarına neden olmaktadır.
Belli hizmetlerin sadece tek bir şirket tarafından sağlandığı durumlarda, piyasaya
girmek yabancı şirketler için imkansız hale gelmektedir. Devletin belli başlı veya
sadece yerel şirketleri ödüllendirmesi, yabancı hizmet sağlayıcıları için başa çıkılmaz
ve önemli bir dezavantaj oluşturmaktadır.
Bazı muhasebecilik hizmetleri, farklı yargı alanlarında düzenlenmektedir. Kaldı ki bu
düzenlemeler sadece belli yetkiye sahip kişilerce yapılmakta ve vatandaşlık şart
koşulmaktadır, dolayısıyla yabancılar bu durumdan yararlanamamaktadır.
Her ne kadar vatandaşlık şartından daha az zorlayıcı bir şart olsa da, hizmetin
sağlandığı ülke içinde ikamet edilmesi ya da şirketin o ülke için kurulmuş olması
zorunluluğu, yabancıları muhasebecilik mesleğini kapsam dışı bırakmaktadır.
Vatandaşlık ve/veya ikamet etme/kuruluş şartlarının olmadığı durumlarda bile, yasal
düzenlemelerde muhasebecilik mesleğine giriş için sadece yetki belgesinin olması şart
koşulmuş olsa bile, uygulamada yabacıların, yeterli bilgi ve deneyime sahip
olmalarına rağmen, muhasebecilik mesleğine girmeleri engellenebilir. Karşılarına

50
nedensiz engeller çıkartılabilir ya da rekabet edebilmeleri ve gerekli tecrübeleri
kazanabilmeleri için yetersiz miktarda kredi verilebilir veya hiç kredi verilmeyebilir
Ülkeler arasındaki uygulama farklılıkları nedeniyle, muhasebeci ya da muhasebeci
firma, kendi ülkesinde sağladığı tüm hizmetleri, farklı ülkelerde sağlayamayabilir. Bir
ülkede düzenlenmemiş olan hizmetler, beraberinde başka düzenleyici yükler getirerek
diğer bir ülkede düzenlenebilir. Bir ülkede muhasebeciler tarafından sağlanan
hizmetler, diğer ülkede profesyonellerce sağlanmaktadır. Genel olarak veya özel
müşterilere yönelik olarak sağlanan belirli kombinasyondaki hizmetler, bazı ülkelerde
yasaklanırken, diğer ülkelerde bu hizmetlere izin verilmektedir. Aynı tarzdaki hizmet
alanları, sonuç olarak çoğu zaman çeşitli piyasalar arasında yerine getirilmemektedir
ve dar kapsamlı ülkelerdeki firmalar, geniş kapsamlı piyasalarda ve geniş kapsamlı
rakiplerine karşı dezavantajlı hale gelmektedir.
Yabancı firmalar, yeni piyasalara girmek için incelemelerde bulunurken, girecekleri
piyasada pazarlama yapamamaları ve dolayısıyla yeni müşterileri kendilerine
çekememeleri veya esas fiyattan rekabet etmelerinin yasaklanması gibi tüm engelleri
dikkate almaları gerekmektedir.

6.9 ULAŞTIRMA HİZMETLERİ

Ulaştırma hizmetleri hava, kara, deniz, demiryolu taşımacılığını ile ilgili hizmetleri
kapsayan geniş bir sektördür. Taşımacılık sektörü ülkenin tüm ekonomisini etkileyen
hizmetleri sağlamaktadır. Kara yolu taşımacılığı geniş bir faaliyet alanını
kapsamaktadır fakat bu faaliyetlerin ortak noktası azdır. Örnek olarak; bazı taşıma
hizmetleri sermaye yoğun (demiryolu, boru hattı) iken bazıları daha az sermaye
(kamyon, yolcu otobüsü) gerektirmektedir. Bazı sektörlerde çalışan sayısı fazla iken
bazı sektörlerde çalışan maliyeti marjinal kalmaktadır. Bazı faaliyetler kamu veya
genel hizmet sağlamak için plan dahilinde uygulanırken bazıları tamamen pazar
faaliyeti olarak kabul edilmektedir. Sektördeki bazı faaliyetler monopol ve oligopoller
tarafından gerçekleştirilirken (boru hattı, demiryolu taşımacılığı) bazıları çeşitli
büyüklüklerdeki bir çok firma tarafından yerine getirilmektedir. Bununla birlikte bu
faaliyetlerin taşıdığı ortak noktalar da bulunmaktadır. Taşımacılık sektörünün
kapsadığı faaliyetler kendi içinde bir noktaya kadar rekabet halindedir. Sektörde
ekonomiklik, güvenlik, konfor her ulaşım türü için aranan özelliklerdir.

Her geçen yıl rekabetin daha da arttığı dünya pazarında taşımacılık hizmetlerinin
rekabette taşıdığı önem de artmaktadır. Dış ticarette maliyetlerin düşürülmesi,
zamanında teslimin öneminin artması taşımacılık sektörünün gelişimini de
tetiklemektedir. Ulaştırma sektörü bir çok sektör ile etkileşim içindedir. Örnek olarak
sektörün verdiği hizmetler göz önüne alındığında makina, otomotiv, inşaat ve
malzeme sanayi kollarındaki teknolojik gelişmelerden ve yeni ürünlerden
etkilenmekte diğer taraftan da bu sektörlerdeki gelişmeyi de harekete geçirmektedir.

Maliyetinin diğer taşıma türlerine göre daha düşük olması, büyük miktarlardaki
yüklerin bir defada taşınabilmesine imkan sağlaması gibi nedenlerle dünya ticaretinin
yaklaşık % 80’i deniz yolu ile yapılmaktadır. Sektörde yaşanan gelişmeler uzak
pazarlara daha kolay ulaşımı sağlamıştır. Son dönemlerde kara, hava, deniz, demir
yolu taşımacılığı taşıma sürecinde birbirini tamamlamayıcı rol oynamaya başlamış ve
“kombine taşımacılık” gelişmeye başlamıştır. Önümüzdeki dönemde kombine
taşımacılığın ağırlığını artırması beklenmektedir bu nedenle ülkemizin limanlarını ve

51
diğer ulaşım altyapılarını geliştirmesi sektörün dünya pazarından alacağı payın
artırılmasında büyük önem taşımaktadır.

Dünya Ticaret Örgütü istatistiklerine göre 2003 yılında dünya ulaştırma hizmetleri
ihracatı 280 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. ABD 47.5 milyar dolar ile ulaştırma
hizmeti ihracatında ilk sırda yer almaktadır. İhracattaki diğer önemli ülkeler Almanya
(28.8 milyar dolar), Japonya (26.5 milyar dolar) ve Fransa ( 22.1 milyar dolar)’dır.

Tablo 38. Dünya Ulaştırma Hizmetleri İhracatı (milyar $, %)


Ülke Dünya’daki payı Yıllık Değişim
Değer ( 2003)
1995 2003 2002 2003
ABD 47.5 14.8 11.7 0 3
Almanya 28.8 6.6 7.1 27 9
Japonya 26.5 7.4 6.5 0. 10
Fransa 22.1 6.8 5.4 4. 17
İngiltere 21.2 5.3 5.2 1 20
Hollanda 20.2 5.9 5.0 0 14
Danimarka 18.6 2.2 4.6 2 25
G. Kore 16.8 3.1 4.1 -1 29
Hong Kong 13.6 4.1 3.3 11 2
Norveç 12.3 2.8 3.0 -1 20
Diğer 52.4 41 44.1
Toplam 280 100 100
Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü

Dünya ulaştırma hizmetleri ithalatında da ihracatta olduğu gibi ABD ilk sırada yer
almaktadır. Bu ülkenin 2003 yılı için ithalat miktarı 65.7 milyar dolardır. Toplam
dünya ithalatı ise 2003 yılında 310 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. İthalatta
önemli paya sahip diğer ülkeler 36.9 milyar dolar ile Almanya, 34.2 milyar dolar ile
Japonya ve 28.1 milyar dolar ile İngiltere’dir.

Tablo 39. Dünya Ulaştırma Hizmetleri İthalatı ( milyar $, %)


Ülke Dünya’daki payı Yıllık Değişim
Değer ( 2003)
1995 2003 2002 2003
ABD 65.7 11.6 13.6 -5 13
Almanya 36.9 6.6 7.6 26 15
Japonya 34.2 9.9 7.1 -3 8
İngiltere 28.1 4.7 5.8 8 13
Fransa 21.6 5.9 4.5 4 20
Çin 18.2 2.6 3.8 20 34
İtalya 15.7 3.7 3.2 16 15
Hollanda 15.1 3.5 3.1 1 18
G. Kore 12.7 2.7 2.6 0 19
Danimarka 12.4 1.7 2.6 2 4
Diğer 49.4 47.1 46.1
Toplam 310 100 100
Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü

52
2003 yılında dünya denizyolu taşımacılığı ticaretinin büyüme hızı % 3,7 oranında
gerçekleşerek 6.117 milyar ton’a ulaşmıştır. 2004 yılı başında dünya ticaret filosu
857 milyon dwt’ye ulaşmıştır. Bu miktar % 1,5 oranında bir artışa karşılık
gelmektedir. Dünya filosunun yaş ortalaması 12,5 yıla düşmüştür filonun yaklaşık %
27,7’si 20 yaş ve üstündedir.

Türkiye sahip olduğu coğrafik konum ülkenin nakliye ve lojistik sektörüne özellikle
Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya verilen hizmette avantaj sağlamaktadır.
Türkiye bölgesinde en gelişmiş altyapıya sahip ülkelerden biridir. Son on yılda
sektörde ulaşım ve telekomünikasyon altyapısını geliştirecek yatırımların yapılmış ve
önemli aşamanın kaydedilmiş olmasına rağmen yatırımlar halen devam etmektedir ve
sektör devamlı bir gelişim içindedir. DİE tarafından 2002 yılında yapılan Genel
Sanayi ve Ticari İşyerleri Sayımı’na göre sektörde 103 428 firma bulunmaktadır.

Ulaşım altyapısındaki yatırımlar ağırlıklı olarak kara taşımacılığında yoğunlaşmıştır.


Türkiye Avrupa’nın en büyük kara taşımacılığı filolarından birine sahiptir.
Türkiye’deki karayollarının uzunluğu 63 383 km’ye ulaşmıştır bunun 1 892 km.si
otoyoldur. Asya ile Avrupa’yı bağlayan karayolları sistemi gerek ürünlerin gerekse
kişilerin bu iki kıta arasında taşınmasında önemli rol oynamaktadır. Uluslararası
karayolu taşımacılığı filosu yaklaşık 25 000 araç ve 1000 firmadan oluşmaktadır.

Üç tarafı denizler ile çevrili olan Türkiye limanların gelişimine ve deniz


taşımacılığına büyük önem vermektedir. Türkiye’nin kıyı şeridi 8 333 km
uzunluğundadır. 1970’lerin sonunda ve 1980’lerin başında deniz taşımacılığı hızla
gelişmiştir. 1980 yılında 2 milyon DWT kapasiteye sahip olan deniz filosu
kapasitesini 2003 itibariyle 8.2 milyon DWT’ye yükseltmiştir. Başlıca limanlar
İstanbul, İzmir, Samsun, Trabzon, Mersin ve İskenderun’da bulunmaktadır.

Türkiye’deki demiryolları devlet tarafından işletilmektedir. Sektördeki yatırımlar ile


demiryolu taşımacılığının hava ve kara taşımacılığı ile rekabet edebilecek seviyeye
çıkması planlanmaktadır. Firmalar ürünleri demiryolu aracılığı ile Türkiye’den
Avrupa’ya, Orta Doğu’ya ve BDT ülkelerine taşıyabilmektedirler. Türkiye’deki
demiryollarının uzunluğu 10 984 km.dir. 2003 yılında demiryolları aracılığı ile 15.9
milyon ton yük taşınmıştır.

Türkiye’de bulunan havaalanlarından hem yük hem de yolcu taşımacılığı


yapılabilmektedir. Farklı büyüklükte olan 34 adet havaalanı sivil havacılığa açık
durumdadır. Başlıca uluslararası havaalanları İstanbul (Atatürk), Ankara (Esenboğa)
ve İzmir (Adnan Menderes)’tir. 2004 yılında 1 126 107 ton yük taşınmıştır bunun 863
464 tonu dış hattır. Yük taşımacılığının yaklaşık % 50,9’u Atatürk Havaalanı’ndan
gerçekleştirilmiştir.

Ro-Ro taşımacılığının önemi ülkemizde gittikçe artmaktadır. 2003 yılında Türk Ro-
Ro taşımalarının sayısı 95 193 iken bu rakam 2004 yılında 102 661’e yükselmiştir.
Türk firmalarının hizmet vermekte olduğu Ro-Ro hatları ise Haydarpaşa (İstanbul) –
Trieste (İtalya), Ambarlı (İstanbul) – Trieste, Çeşme (İzmir) -Trieste, Zonguldak-
Evpatoria (Ukrayna), Zonguldak-Skadovsk (Ukrayna) , Samsun-Novorossisky (Rusya
Federasyonu), Trabzon-Sochi (Rusya Federasyonu), Rize-Poti (Gürcistan)’dır.

53
6.10 DİĞER HİZMETLER

Dünyada ekonomisinde küreselleşme sonucunda eğlence, eğitim vb. diğer hizmetlerde


de çok geniş pazar olanakları bulunmaktadır.ancak bu hizmetlere ilişkin verilere
ulaşılamadığından bu hizmetler araştırma içinde yer almamıştır.

54
7. HİZMETLERİN PAZARLANMASI

7.1 HİZMET İLE ÜRÜN PAZARLANMASI/İHRACATI ARASINDAKİ


FARKLILIK

Hizmetlerin pazarlanması, ürün pazarlanmasından farklı özellikler taşımaktadır. Bu


farklılık hizmetlerin fiziksel varlıklarının olmaması ile müşterilerinin ödemeyi
hizmetin alımından önce (hizmetin tamamını görmeden önce) yapmaları veya
yapmayı garanti etmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle müşteriler yeni bir
hizmeti satın almadan önce genellikle tanıdıkları insanların tavsiyelerini almayı tercih
etmektedirler. Bu nedenle firmanızın sunduğu hizmet ne kadar iyi olursa olsun eğer
bir pazarda tanınmıyor ise tavsiye edilmesi zor olacaktır.

Hizmet ticareti aşağıda belirtilen özellikleri taşımaktadır:

ƒ Yukarıda da belirtildiği üzere bir firmanın hizmet ihracatındaki en


önemli engel uluslararası pazarda tanınmaması bu nedenle de
kredibilitesinin bulunmamasıdır.
ƒ Birçok hizmet içim patent alınamamakta bu nedenle de rahatlıkla
kopyalanabilmektedir. Bugün için bir hizmet gelecek vadeden bir
yenilik iken çok kısa bir süre içinde pazar doymuş olabilir. Bu da
yapılan pazar araştırmalarının kısa süreler içinde
güncellenmemeleri halinde yararlı olmayacaklarını göstermektedir.
ƒ Hizmet pazarının değişken olması nedeniyle hizmet firmaları pazar
paylarını artırmak ve/veya elinde tutabilmek için devamlı yenilik
yapmak ve pazarlarındaki değişiklikleri takip etmek durumundadır.
Firmaların müşterinin sorununa çözümü tek bir seferde
bulabileceği hizmet paketi geliştirmesi pazarda avantaj
sağlayacaktır. Böyle bir paket geliştirmek sektörler arası bir
yaklaşımı gerektirmektedir.
ƒ Hizmet ticaretinin önemli kısmının büyük firmalar tarafından
gerçekleştiriliyor olması da küçük firmalar açısından pazarda
sıkıntı yaratmaktadır.

Hizmet ile ürün ihracatı arasındaki temel farkları aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.

ƒ İhraç edilen bir hizmeti satın almak yabancı alıcı açısından risk
taşımaktadır. Bir hizmetin alımı genellikle hizmetin üretiminden önce
gerçekleşmektedir. Bu nedenle alıcılar risklerini azaltmak için çoğunlukla
yerel veya iyi bilinen bir firma ile çalışmayı tercih etmektedirler. Riski
azaltmak için kullanılan diğer bir yöntem ise tanıdıklardan tavsiye
almaktır. Bu da geniş bir iletişim ağının kurulmasının potansiyel
müşterilere ulaşmak için oldukça önemli olduğunu göstermektedir.
ƒ Pazara girişin ilk aşamasını genellikle hizmetin tanıtımından çok firmanın
pazarda güvenilirliğinin yaratılması oluşturmaktadır.
ƒ Hizmet ihracatçısının başarısından emin olan potansiyel müşteriler
yaratılması firmanın başarısı açısından kritik önem taşımaktadır. Ürün
ihracatçıları yerel bir aracı/temsilci ile çalışabilirken, hizmetlerde
potansiyel müşteriler hizmeti sağlayan ile tanışmak istemektedir. Bu da
firma yöneticilerinin hizmetlerini kendilerinin pazarlaması ve kurdukları

55
kişisel ilişkilerde kültürel farklılıklara dikkat etmeleri gerektiği anlamına
gelmektedir. Unutulmamalıdır ki yaratılacak kötü bir izlenim firmanın
pazardaki başarısını olumsuz etkileyecektir.
ƒ Küçük firmaların pazarlama başarısı yöneticilerin becerilerine bağlıdır.
Birçok teknik ve profesyonel hizmet sağlayıcısının yöneticisi kendi
disiplininde iyi olmakla birlikte pazarlama konusunda daha az eğitimli
veya bu alana ilgisi az olabilir. Pazar geliştirmenin ilk aşamaları firma
yöneticileri tarafından gerçekleştirilmelidir.
ƒ Hizmet satışında iki aşamalı pazarlama yaklaşımına ihtiyaç duyulması ve
firmanın müşteride güven yaratma gereği, hizmet ihracatçılarının pazara
uzun süreli yatırım yapmaları ihtiyacını doğurmaktadır. Bu da küçük
firmalar açısından zorluk yaratmaktadır.

Potansiyel müşterilere istedikleri güvenin verilmesi ve pazara girişin hızlanması için


ihracatçılar yerel bir firma ile ortaklık kurabilirler. Buradaki ortaklık bir ürün üreticisi
ile yerel bir satış temsilcisi veya üretici firma arasındakinden daha farklıdır çünkü
yerel hizmet ortağı sizinle aynı işi yapmaktadır ve rakibiniz olabilir.

Ürün ile hizmet ihracatı arasındaki temel farklılık ürünün fiziksel bir varlığı
bulunurken hizmetlerin ise fiziksel varlılığa sahip bulunmamasırı. Bu farklılık
pazarlamayı, fiyatı ve dağıtım stratejinizi etkilemektedir. Aşağıda bu farklılıkların bir
karşılaştırması bulunmaktadır.

Ürün ile hizmet arasındaki farklılıklar:


Faktör Ürün Hizmet
Tanıtım Ürün örneği Becerilerinizin tanıtımı
İlk Pazarlama Satış Temsilcisi Firmanın yöneticileri
Pazarlama Aşamaları Ürününüzün pazarlaması Değer ve sonuçların
pazarlaması
Dağıtım Satış/dağıtım olanakları Ofis

Ürün ve hizmet ihracatında elde edilmesi gereken bilgiler arasındaki farklılıklar:


Faktör Ürün Hizmet
Kültürel Faktörler Ürün tasarımı ve ambalajı Kişilerarası dinamikler
Yerel kuruluşlar Dağıtımcılar/pazarlamacılar Hizmet sektörü
Yerel olaylar Ticari fuarlar Konferanslar (konuşmacı
olarak)
Medya Ürün reklamı Basının kullanımı, dergi
makaleleri
Yerel ortaklar Üretici/dağıtıcı firmalar Diğer hizmet firmaları
Devlet Ürün kazancı Hizmet sözleşmeleri

Göz önüne alınması gereken nokta pazara yatırım yapmadan önce potansiyel
müşteriler arasında firmanıza yönelik aşinalık yaratılmasıdır. Bu amaçla bir pazara
girerken aşağıdaki noktalara dikakat etmeniz yararlı olacaktır.

ƒ Pazara girmeden önce pazarda firmanıza yönelik güvenilirliliğin oluşturun,


ƒ Tanıtım araçlarınızın pazarda yaratmak istediğiniz imaja uygun ve bu
imajı yansıtmakta olduğundan emin olun,

56
ƒ Firmanızın üst düzey yetkilileri potansiyel müşteriler ile gerekli ilişkilerin
kurulması için seyahat etmeye hevesli olmalıdır,
ƒ Hizmetlerinizi tavsiye edebilecek olan kişilerle irtibat kurun,
ƒ Uluslararası konferans/seminerlerde yapacağınız sunuşlar ile yer alın,
ƒ Yerel kültürü öğrenin.
ƒ Hem iç pazarınıza hem de dış pazarınıza aynı kalitede hizmet verebilecek
kapasiteye sahip olduğunuzdan emin olun.

7.2 FİRMANIZIN TANITIMI

İhracat yapmak isteyen bir hizmet firması için en önemli engel dış pazardaki
irtibatlarının yetersiz olmasıdır. Başarılı bir hizmet pazarlaması için hem hizmetin
kendisine ilgi uyandırmak hem de müşterilerin firmanın o hizmeti sağlayacağına dair
güven ortamı oluşturmak gerekmektedir. Sunduğunuz hizmete yönelik ilgiyi
artırabilmek için müşterilerinize ulaşabileceğiniz yolları ve onları satın almaya nasıl
teşvik etmeniz gerektiğini bilmeniz gerekmektedir. Nasıl ulaşacağınız ile ilgili olarak
cevaplandırmanız gereken ilk soru “Potansiyel müşterilerim kendi yerel pazarlarında
bir hizmet firmasına nasıl ulaşıyorlar?” olmalıdır. Bu reklamlar ya da tavsiyeler
yoluyla olabilir. Hizmet satın almadaki riskler nedeniyle bir çok alıcı firmanın bahse
konu hizmeti sunmaya yeterli olduğu konusunda güvenebileceği bir kişinin/kurumun
onayına ihtiyaç duyacaktır.

Hizmet ihracatındaki önemli nokta pazara yatırım yapmadan önce potansiyel


müşterilerde firmanıza yönelik aşinalık yaratılmasıdır. Bu amaçla kullanabileceğiniz
bazı yöntemler aşağıda belirtilmektedir.

ƒ Halihazırda yerel pazarınızda hizmet sunmakta olduğunuz yabancı


müşterileriniz size referans olabilir.
ƒ Yerel pazarınıza girmeye çalışan bir firma ile onun pazarında da ortaklık
kurmanıza yardımcı olacak bir anlaşma yapabilirsiniz.
ƒ Sunmakta olduğunuz hizmeti tamamlayan bir hizmet sunan yabancı firmalar
ile birlikler aracılığıyla irtibat kurabilirsiniz.
ƒ Yabancı müşterilerinizin sizin hizmetlerinizi görebileceği portallarda
ulaşılabilir olun. Eğer müşteriniz bir sektörel bir derneğin/birliğin web
sayfasına bakmayı tercih ediyorsa o web sayfasında yer alın.

7.3 FİRMANINIZIN KREDİBİLİTESİNİN OLUŞTURULMASI


Bir hizmet firmasının yabancı pazarda karşılaştığı en büyük engel sunduğu hizmetin
güvenilir bir sağlayıcısı olduğunun kabul edilmesidir. Bir çok hizmet kolunda satış ile
ilgili bir anlaşmaya varana kadar hizmet üretilmemektedir ve hizmeti satın alma
anında karşılaştırma yaparak alışveriş yapmak genellikle mümkün olmamaktadır.
Bunun yerine müşteriler sizin becerilerinizi rakipleriniz ile karşılaştırmakta ve o an
sağlamakta olduğunuz hizmetin en az daha önceki kadar iyi olmasını ümit etmektedir.
Bu nedenle sunduğunuz hizmeti pazarlamadan önce firmanızın sahip olduğu
becerileri pazarlamanız gerekmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi hizmet
ihracatının önündeki en önemli engel sizin yabancı bir pazarda tanınmıyor olmanız ve
hizmet satışında tavsiye, müşteri tarafından tanınmanın önemli yerinin bulunmasıdır.
Bu bölümde pazara girmeden önce firmanız hakkında pazarda olumlu bir imaj

57
yaratmak (kredibilitesini artırmak) için neler yapabileceğiniz hakkında bilgi
bulunmaktadır.

Pazarda kredibilitenizi artırmak için kullanabileceğiniz 3 yol bulunmaktadır.


1- Sahip olduğunuz becerileri objektif olarak doğrulamak,
2- Performansınız hakkında kişisel garanti vermek,
3- Kendinizi tanıtırken müşterilerinizin size işinizi düzgün yaptığınıza
dair güvenini sağlayacak bir yöntem kullanmak.

7.3.1 Sahip Olduğunuz Becerileri Objektif Olarak Doğrulamak

Farklı müşteri grupları firmanızın sahip olduğu becerilerin dışarıdan doğrulanması


için farklı yöntemleri tercih edebilir. Örnek olarak, ABD pazarında medyanın pozitif
etkisi bulunurken, İngiltere’de ISO 9000 sahibi olmak daha anlamlıdır. Pazarınızdan
bağımsız olarak aşağıda belirtilen yöntemler firmanızın pazardaki imajının
oluşturulmasında size yardımcı olabilirler.

Kamuda yer alma

Eğer bir pazarda ihracat imkanlarını yeni araştırmaya başladıysanız ve iyi bir
konuşması/sunumcu iseniz işe uluslararası bir ticari olay veya konferansta sunuş
yaparak başlayabilirsiniz. Böylece müşterileriniz sizi faaliyet halinde görebilecek,
stiliniz hakkında fikir sahibi olabilecek ve konunuzdaki uzmanlığınızı fark etme
şansına sahip olacaklardır.

Böyle bir ortamda sizi diğerlerinden ayıran bir etiket taşıyor olmanızda size avantaj
sağlayacak ve sizi görünür hale getirecektir. Sizin ilk görüşmeleri talep etmeniz yerine
diğerlerinin size gelip görüşmesi olanağını da sağlayacak ve işinizi biraz daha
kolaylaştıracaktır. Ücretsiz sohbetlere ve sunumlara yatırım yapmanız pazara yönelik
ticari faaliyette bulunmanıza yardımcı olacaktır.

Web Sitesi

Eğer kişisel olarak iyi bir izlenim yaratabileceğinizi düşünmüyor iseniz Internet
ortamını deneyebilirsiniz. Fakat unutmayın ki bugün bu yolu tercih eden bir çok firma
bulunmaktadır ve sizin aralarından sıyrılmanız gereken önemli rakipleriniz de
muhtemelen bir web sayfasına sahiptir. Bu nedenle web sayfanızın mutlaka sizin
profesyonelliğinizi ve kalitenizi yansıtacak şekilde tasarlanmış olmasına dikkat
etmeniz gerekmektedir. Bunu sağlamak için de gerekli yatırımı yapmak
durumundasınız eğer bunu sağlayamıyor iseniz bazen web sayfasına sahip olmamak
da bir seçenek olarak olarak karşınıza çıkmaktadır. Web sayfanızın sadece
rakiplerinizden geri kalmamak ve firmamızın bir web sayfası var demek için değil
sizin amacınıza hizmet etmek için bulunması gerektiğini unutmayınız.

Profesyonel diplomalar/sertifikalar

Firmanızda çalışan personelin uygun diploma/sertifikalara sahip olması sizin bu


konuya önem verdiğinizin bilinmesi müşterilerinizin firmanıza olan güvenini
artırmada olumlu rol oynayacaktır.

58
ISO 9000 Sertifikası

Firma düzeyinde uluslararası bir kalite sertifikasına sahip olmak becerilerinizin


objektif olarak doğrulanmasına yardımcı olacaktır. ISO 9000 sertifikasının tek başına
müşterileriniz ile size bir sözleşme sağlanması beklenemez fakat size avantaj
yaratmada yardımcı olacaktır. Ayrıca firmanız kalite yönetim sistemi sertifikasına
sahip firmalar için oluşturulmuş olan online rehberlere üye de olabilir.
(www.worldpreferred.com)

Yayınlar

Potansiyel müşterilerinizin ilgili olduğu dergi/gazetelerde firmanız hakkında çıkan


haber veya makaleler ile siz veya çalışanız tarafından hazırlanan yazılar da güven
yaratmanıza yardımcı olacaktır. Hedef pazarınızdaki ticaret ve sanayi odaları ile
sektörel birliklerin yayınlarını da bu amaçla kullanabilirsiniz. Makaleniz basıldıktan
sonra kopyasını e-mail aracılığıyla bir tanıtım aracı olarak kullanabilirsiniz.

Ticari Rehberler

Potansiyel bir müşteri sizden bir hizmet satın almayı düşündüğünde sektörünüz ile
ilgili ticari rehberde bulunup bulunmadığınıza bakmak isteyebilir. Bu nedenle
potansiyel müşterilerinizin bakmak isteyebileceği rehberleri tespit edin ve onlarda yer
almaya çalışın. Online ticari rehberlerini de mutlaka gözönünde bulundurmanız
gerektirmektedir. Üye olduktan sonra bilgilerinizin güncel olmasına dikkat edin.

Medyanın Kullanımı

Hedeflediğiniz pazarın medyasında yer almak da potansiyel müşterilerinizin firmanız


hakkında bilgi edinmesine yardımcı olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken uygun
medya aracının kullanımı ve yapılan yayında firmanızın imajını olumsuz etkileyecek
bir faktörün bulunmamasıdır. Medyada yer almanızı sağlayacak herhangi bir etkinliğe
katıldığınızda firmanız ve etkinlik hakkında bilgi içeren bir basın bülteniniz gerekli
olacaktır. Unutmayın ki medyada yer alan firmalar her zaman işlerini en iyi yapanlar
değil, medyayı en iyi kullananlardır. Eğer firmanızda halka ilişkiler alanında çalışan
personeliniz yok ise, mevcut personelinizin bir kısmına konu ile ilgili bir eğitim
aldırmanız yararlı olacaktır.

Stratejik Ortaklıklar

Uluslararası bir firma için çalışmak, firmanızın tecrübesini artıracağı gibi pazardaki
güvenilirliğinizi de olumlu etkileyecektir. Stratejik ortağınız ortak pazarlama
yaptığınız, sözleşmenizin olduğu veya bir ortak yatırım kurduğunuz başka bir firma
olabilir. Ortaklık ilişkiniz tek bir kontratlık veya uzun süreli olabilir. Yurtdışında
kuracağınız bir ortaklık sizin pazara giriş sürenizi ve maliyetinizi azaltabilir.

Ortaklık kurmaya karar verdiğiniz zaman yapacağınızı ilk iş tabi ki adaylara


ulaşmaktır. Hedeflediğiniz pazarda ortaklık kurmak için çeşitli alternatifler
bulunacaktır:

ƒ Sizinle benzer müşteri kitlesine sahip olup firmalara özel işler yapanlar,

59
ƒ Müşteri kitlesini artırmak isteyen ve bunun için uzmanlığa ihtiyaç duyanlar,
ƒ Projesi ve/veya bir teklifi bulunan ve taşeron firmaya ihtiyaç duyanlar.

Bir pazarı hedeflemeden önce tecrübenizi artırmak için yurtdışına iş yapmakta olan
yerel veya bölgesel bir firmanın taşeronluk işlerini yapmayı düşünebilirsiniz.

Ortaklık kurmaya karar verdiğinizde yaşayacağınız en önemli sıkıntılardan biri sizin


için uygun olan firmalara ulaşmanız olacaktır. Pazarı ve pazardaki firmaları
tanımadığınız için hem firma adreslerine ulaşmak hem de firmalar hakkında bilgi
almakta sıkıntı yaşayabileceksiniz. Firma adreslerine ulaşmak için, sektörel rehberleri
kullanabilirsiniz, pazardaki bir danışmanlık firması ile size bir araştırma yapması için
anlaşabilirsiniz. Diğer bir alternatif ise potansiyel ortaklarınızın okuyacağını
düşündüğünüz yayınlara ilan verilmesidir. Çeşitli online kaynakları da yine potansiyel
ortaklarınızı belirlemek üzere kullanabilirsiniz.

Adaylarınızı belirledikten sonra en doğru seçimi yapabilmeniz için çeşitli kriterlere


ihtiyacınız bulunmaktadır. Bu amaçla aşağıda belirtilen kriterlerden
yararlanabilirsiniz.

İş felsefeniz: Yakın iş felsefesine sahip olmak ortağınız ile rahat anlaşabilmek için
yararlı olacaktır.

Karar mekanizması: Bir projeye başlandığı zaman kararların çabuk alınması


gerekecektir bu nedenle bu süreçte bir aksama olmaması için ortak olmayı
düşündüğünüz firmanın karar alma sürecini öğrenmeniz gereklidir. Eğer karar alma
süreçleriniz birbirine benzer ise daha rahat anlaşabilirsiniz.

Becerilerin tamamlayıcılığı: Bir ortaklığa gitmenizin en önemli nedenlerinden biri


firmanızın sahip olduğu becerilerin desteklenmesi, tamamlanmasıdır. Bu nedenle
sahip olduğunuz becerileri, güçlü yanlarınızı iyi bilmeniz ve ortağınızın da güçlü
yanlarının sizinle aynı değil sizi tamamlayan alanlarda olmasına dikkat ediniz.

Birbirinizin uzmanlığına saygı: Ortaklık kurarken bir ortaktan çok rakip yaratma
korkusu korkusunun önüne geçmek için sahip olduğunuz uzmanlığa saygı duyan ve
sizi taklit etme niyeti olmayan firmaları seçmeye dikkat ediniz.

Takım üyelerinin özellikleri: Bir projenin başarısı projede çalışanlar ile bağlantılıdır.
Bu nedenle çalışmayı planladığınız ortağın sizinle yapacağı projelerde herhangi bir
çalışanını değil nitelikli ve işini iyi yapan personelini görevlendirip
görevlendirmeyeceği de önem taşımaktadır.

Proje yönetim becerisi: Finans ve çalışma saatlerinin dikkatli bir şekilde yönetimi
yurtdışında başarı sağlanması açısından önem taşımaktadır. Proje yönetiminde başarılı
ve sizin için zaman harcamaya istekli ortaklar ile çalışmak da size avantaj
sağlayacaktır.

Sizin için uygun olan ortağı bulabilmek için acele etmemeli ve gerekli olan zamanı
ayırmalısınız. Herhangi bir firmayı ortak olarak seçmek yerine bütün adaylar ile
görüşerek seçim yapmanız da sizin açınızdan önem taşımaktadır. Bu sürece gereken
özeni göstererek ileride yaşanacak olan sorunlar azaltma şansına sahip olacaksınız.

60
7.3.2 Kişisel Garanti Verilmesi

Eğer mümkün ise müşteriniz sunduğunuz hizmet ile ilgili olarak kişisel garanti
vermenizden memnun olacaktır. Bu tür bir garanti verebileceğiniz çeşitli alternatifler
aşağıda belirtilmektedir.

Güvenilir bir kaynaktan referans alınması

Halihazırda çalışmakta olduğunuz müşterilerinizi sizin için önemli referanslardır.


Mevcut müşterilerinizi aşağıda belirtilen şekilde ihracat pazarlamanıza yardımcı
olabilirler.

ƒ Mevcut ve eski müşterilerinize hizmetinizden memnun olup olmadıklarını


sorun. Eğer memnun değillerse nedenini ve neyi değiştirmeniz gerektiğini,
memnun iseler onunda nedenini tanıtımızda kullanmak amacıyla öğrenin

ƒ Müşterilerinize isimlerini tanıtım materyallerinizde kullanıp


kullanamayacaklarını sorun

ƒ Eğer müşterinizin hedeflediğiniz pazarda tanıdıkları var ise sizi onlara tavsiye
edip edemeyeceklerini öğrenin.

Kendisinin onayını almadan hiçbir müşterinizi referans olarak vermeyin.

7.3.3 Müşterilerinizden tanıklığı

Bazı durumlarda müşterileriniz size referans olmayabilir ama sizin için konferans
veya benzeri bir faaliyette sizin hakkınızda bir konuşan yapabilir, kendi açılarından
sizin sunduğunuz hizmeti anlatabilirler.

7.3.4 Sektörel birliğe üyelik

Birçok pazarda sektörel birliğe üyelik öenm taşımaktadır. Özellikle birliğin yönetim
kadrosunda bulunmak firmalara avantaj sağlamakta ve birliğe üyelik sektörünüzdeki
önemli firmalardan biri olduğunuzu göstermektedir.

7.3.5 Yarattığınız İmaj

Objektif doğrulama ve/veya referansların olmadığı durumlarda da sizin kendinizi


tanıtma şekliniz ve tanıtım araçlarınız nedeniyle potansiyel müşteriler firmanızı tercih
etme yoluna gidebilir.

7.3.6 Tanıtım materyalleriniz

Tanıtım amacıyla kullanabileceğiniz başlıca üç araç kartvizitiniz, web sayfanız ve


broşürünüzdür.

Kartvizitiniz: Müşterileriniz, firmanızın hakkında ilk bilgiyi kullanmakta olduğunuz


tanıtım materyallerinden, özellikle kartvizitinizden, sağlamaktadır. Şahsen yapmış
olduğunuz toplantılarda en önemli pazarlama aracınız kartvizitinizidir. Müşterileriniz

61
kartvizitinizi sizi hatırlamak üzere kullanacaklardır ve uzun süre onlarda kalacaktır.
Müşterileriz için firmanızın sunduğu hizmetin kalitesini yansıtan bir araç olarak da
algılanmaktadır. Bu nedenle kartvizitlerinizin profesyonel olarak hazırlanmış,
firmanızın kalitesini yansıtan şekilde hazırlanmış olması önemlidir. Kartvizitiniz
üzerinde irtibat numaralarınızın doğru ve açık şekilde belirtilmiş olması
gerekmektedir.

Web Sayfanız: Bir çok hizmet sektörü için potansiyel müşteriler firmanın web
sayfasını inceleyerek firmanın becerileri hakkında bilgi sahibi olmayı istemektedir.
Bu nedenle Internet üzerinden satış yapmak istemeseniz de bir web sayfanızın olması
önem kazanmıştır. Kendi web sayfanızın olması halinde müşterilerinizin istekleri
doğrultusunda sayfanızı düzenleme ve sektörünüzle ilgili web siteleri ile bağlantı
kurabilme şansına sahip olacaksınız. Diğer taraftan web sitesi kurmak, devam
ettirmek, müşterileriniz ile web sayfanız aracılığıyla iletişim kurmak, güncellemek
kaynak ve zaman gerektirmektedir.

Web sayfası kurmaya karar verdiğinizde sayfanızın düzgün bir şekilde işlediğinden,
kullanımın rahat olduğundan ve sizin amaçlarınıza ulaşmanıza yardımcı olacak
şekilde tasarlanmış olmasına dikkat edin.

Web sayfanızda aşağıda belirtilen bölümlerin bulunması sayfanızı ziyaret edenlerin


sizi daha yakından tanımasına yardımcı olacaktır.

ƒ Eski/Mevcut müşterilerinizin listesi: Eğer mevcut ve eski müşterilerinizin


listesinin potansiyel alıcılarınızı olumlu etkileyeceğini düşünüyorsanız
bunların bir listesini web sayfanıza koyabilirsiniz.
ƒ Eski Müşterilerinizin tavsiyeleri: Geçmiş performanslarınız hakkında
bilgiye ve müşterilerinizin düşüncelerine web sayfanızda yer verebilirsiniz.
ƒ Diğer destekleyici materyaller: Sertifikalarınız, almış olduğunuz ödüller,
tanınmış ortaklarınız, birliklerdeki üyelikleriniz hakkında bilgi koyabilirsiniz.
ƒ Medyada hakkınızda çıkan haberler: Eğer basında hakkınızda bir haber
çıktıysa veya herhangi bir yerde makaleniz yayınlandı ise onları web sayfanıza
koyabilir veya ilgili web sayfasına link verebilirsiniz.

Web sayfanızda ayrıca sektörünüzle ve firmanızın sektörünüzdeki konumuyla ilgili


bilgiye de yer verebilirsiniz.

Web sayfanızın tanıtımını yapmak için:

ƒ Siteyi kurmadan önce bir iletişim planı oluşturun,


ƒ Sitenizi arama motorlarına kayıt ettirin,
ƒ “Yenilikler” ile ilgili olan web sayfalarına kayıt olun,
ƒ diğer tanıtım araçlarınızda web sayfanızın adresini kullanın,
ƒ ilgili siteler ile bağlantılı olduğunuzdan emin olun,
ƒ verdiğiniz linkleri sayfanızın sonlarına doğru koyun böylece ziyaretçilerin
diğer linklere geçmeden sayfanızı görmesini sağlayın,
ƒ verdiğiniz linki o sayfaya bağlanıldıktan sonra “Geri” tuşuna basıldığında
tekrar sizin sayfanıza yapılacak şekilde kurgulayın.

62
Broşür: Eğer broşür bastıracak iseniz, bastırdığınız materyalin kartvizitiniz ve web
sayfanız ile yaratmak istediğiniz profesyonel imajınız ile uyumlu olması gereklidir.
Broşürünüz sizin güvenilirliliğinizi destekleyecek şekilde tasarlanmalıdır. Tanıtım
amacıyla kullandığınız broşür vb. araçların sağladığı ilk izlenimin olumlu olduğundan
emin olun. Araçlarınız sizin birinci sınıf bir hizmet sağlayıcısı olduğunuzu izlenimini
yaratmalıdır.

Broşür basım aşamasında aşağıdaki soruları göz önünde bulundurunuz.

ƒ Broşünürüz müşterinize 1.sınıf bir hizmet sağlayıcısı olduğunuz izlenimini


vermekte midir?
ƒ Broşürünüz yeni, temiz, parlak, yanlışsız, davet edici, kültürel açıdan uygun
mudur?
ƒ Broşünürüz firmanızın özelliklerinden çok sunduğunuz hizmetin müşterinize
sağladığı yararları mı öne çıkarmaktadır?

Aşağıda tanıtım araçlarınızın taşıması gereken özet bilgiler verilmektedir.

Pazarlama Aracı İstenen Etki Aracın Özellikleri


Kartvizit “ Mükemmel Kalite” - Kolay okunabilir
- Modern renkler
- Profesyonel tasarım
- Bilgi verici ( İrtibat
numaralarınız, e-mail, web
sayfanız)
- Tüm personelinizle
uyumlu
Web Sayfası “ Çok Tecrübeli” - Profesyonel tasarım
- Kolay kullanılan
- İnteraktif
- “Fayda” odaklı
- Uzmanlığınızın temsilcisi
- Güncel
- Her zaman ulaşılabilir
Broşür “World class” Profesyonel tasarlanmış
Offset/lazer basılmış
Bilgi verici
“ Fayda” odaklı
Medya kullanımı “ Tanınan Lider” - Web sayfanızda ve
broşürünüzde yer alan
- Ofiste sergilenmiş
- Dışarıya gönderilmiş

63
7.3.7 Müşterilerinize sağladığınız fayda

Potansiyel müşterileriniz sizin hakkınıza karar verebilmek için “ Ne yapmaktasınız?”


sorusunun tarafınızdan açık bir şekilde cevaplanmasını isteyecektir. Bu soruyu
cevaplarken müşterilerinize sağladınız faydaları ısrarla ve açıkça belirtmeniz de yarar
vardır. Soruyu cevaplarken ilk aşamada müşterileriniz firmanız hakkında personel
sayısı, nitelikleri vb. ayrıntılardan çok hizmeti almaları halinde kendilerine ne fayda
sağlanacağını duymak isteyeceklerdir. Yeni bir pazara girerken sizi diğerlerinden
ayıracak olan farklılığı bu soruyu cevaplarken belirtmeniz size avantaj sağlayacaktır.

Firmanızın tanıtım faaliyetleri sunduğunuz hizmetten çok sahip olduğunuz beceriler


üzerine yoğunlaşmalıdır. Hedef pazarınıza vermek istediğiniz mesajı düşünürken
müşteriler için önemli olan sizin hizmetinizi almaları sonucunda elde edecekleri
faydayı açık olarak öğrenmek isteyeceklerini unutmayın.

7.3.8 Kültürel faktörlere duyarlılık

Hizmet sektöründe yer alan firmalar için kurduğunuz kişisel ilişkiler başarınızı
etkileyen kritik unsurlardandır. Bu nedenle kültürel farklılıkların yönetimi hizmet
firmaları açısından büyük öneme sahiptir. Dış pazarda anlaşma yapılamamasının
nedenlerinden biri de kişilerin kendilerini rahatsız hissettikleri bireyler ile iş yapmaya
yanaşmamalarıdır. Eğer sizin pazarda herhangi bir tecrübeniz yok ise, tecrübeye sahip
birini bulup ondan kültürel ayrıntıları öğrenmeniz yararlı olacaktır.

Renkler, resimler ve kelimeler farklı kültürler arasında farklı anlamlar taşıyabilir. Bu


nedenle oluşturduğunuz mesajın farklı kültürler tarafından kolaylıkla anlaşılabilecek
ve farklı anlamlara yol açamayacak bir mesaj olmasına dikkat ediniz.

7.4 REKABET GÜCÜNÜZ

Sunmakta olduğunuz hizmetin dış pazarlarda da rekabet gücüne sahip olup olmadığını
anlayabilmek için öncelikle kendi ülkenizin farklı bir bölümünde sahip olduğunuz
rekabet gücüne bakın. Rekabet gücünüz muhtemelen aşağıda belirtilen faktörlere
bağlı olacaktır.

- Kalitenizi kontrol etme kabiliyetiniz en az rakipleriniz kadar iyi ya da daha


üstün olmalıdır.
- Rakiplerinizden daha uygun ürün/fiyat oranına sahip olmanız.
- Müşterinizin karşılanmamış bir ihtiyacını karşılayabilme kapasiteniz.
- Yerel kültüre uygun hizmet sunabilme beceriniz. Kültürel duyarlılığa dayalı
rekabet.

Bu faktörleri değerlendirebilmek için pazarınızda bir pazar araştırması yapmanız


gerekecektir. Bu araştırma kapsamında diğer konuların yanı sıra rakipleriniz,
potansiyel müşterilerinizin ihtiyaçları, satın alma davranışları, alışkanlıkları ile uyum
sağlamanız gereken kültürel farklılıkları da incelemeniz yararlı olacaktır.

64
Yeni bir hizmet pazarına giriş uzun dönemli planlama ve yatırım gerektirmektedir. Bu
nedenle karar vermeden önce zaman ve sermaye açısından gerekli yatırımı
gerçekleştirmek için firmanın iyi bir pozisyonda olduğundan emin olmanız büyük
önem taşımaktadır. Güçlü pazarlama araçlarına ve iletişim ağı oluşturma becerisine
sahip olmak her ticari işletme açısından önemli olmakla birlikte hizmetler açısından
daha büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle ihracata başlamadan önce firmanızda bu
iki becerinin gelişmiş olması temel zorunluluklardan bir tanesidir.

Herhangi bir ürünün ihracatında olduğu gibi hizmet ihracatında da önemli nokta
hizmet kapasitenizin pazarın isteklerini karşılayabilecek düzeyde olmasıdır. Bu
noktada dil, kültür, iş ortamı ve potansiyel müşterilerin isteklerinin mutlaka dikkate
alınması gerekmektedir.

Pazara girişte yerel bir ortak ile çalışılabilir veya bir ofis/şube açılabilir, müşteriler
yerel hizmet sağlayıcıları ile daha rahat hissedebilirler. Müşterileriniz ile e-mail
aracılığıyla veya online olanaklar ile daha sıkı bağlar kurulabilir.

65
8. DÜNYA HİZMET TİCARETİ VE TÜRKİYE AÇISINDAN YARATTIĞI
FIRSATLAR

İmalat sanayinin gelişimi sonucunda ortaya çıkan refah artışı ve yüksek gelir düzeyi
hizmet sektörünün önemini artırmış ve sektörün parçası olan bankacılık, pazarlama,
dağıtım, iletişim, turizm gibi faaliyetlerin ekonomik gelişmeye olan etkileri daha da
ortaya çıkmıştır. Bugün hizmet sektörü kapsamında yer alan faaliyetler dünyadaki bir
çok firma tarafından üretilmekte ve satılmaktadır. Hizmet sektörü, telekomünikasyon,
turizm, yazılım, mali hizmetler, danışmanlık, emlak hizmetleri, sağlık, eğitim,
müteahhitlik, lojistik, nakliye gibi çeşitli faaliyetleri kapsamaktadır.

Global ekonomik entegrasyon ve teknolojik gelişmeler, ticareti yapılan hizmetleri


artırmıştır. Artan bu ticaret kapsamında hem ülke vatandaşları hem başka ülkelerin
vatandaşları arasındaki, yani sınır ötesi ticareti de kapsanmaktadır. Daha önce
yapılması mümkün olmayan veya pahalı olan uluslararası işlemler, bireylerin
mobilitesinin ve iletişimin kolaylaşması sonucunda artık daha ucuz hale gelmiştir.

Düşük işçilik maliyetine sahip ülkeler işgücünün önemli bir faktör olduğu hizmet
alanlarında karşılaştırmalı avantaja sahiptir. Ekonomiden ekonomiye gelişmekle
beraber gelişmekte olan ülkelerin bir kısmı inşaat ve taşımacılık hizmetlerinde de
avantajlıdır. Gelişmekte olan ekonomiler için iletişim ve bilgisayar hizmetlerinde de
çeşitli ihracat fırsatları bulunmaktadır.

İstihdam, GSMH’deki önemli payının yanı sıra hem ülkemize kazandırdığı döviz
miktarı hem de ürün ihracatının sürdürülebilirliği ve rekabet gücümüzün artırılması
için gerekli altyapının oluşturulması açısından büyük önem taşıyan hizmet sektörü alt
kolları itibariyle bakıldığında ülkemiz açısından önemli fırsatlar yaratmaktadır.

Turizm, hizmetler içinde en büyük ve hızla gelişen sektörlerden biridir. Turizm


dünya hizmet ihracatının % 30’unu oluşturmaktadır. İşgücü yoğun bir sektördür ve
gelişmekte olan ekonomilerde en önemli istihdam yaratan faaliyetlerden biridir.

Ülkede mevcut doğal güzellikler ve pahalı olmayan yerlerin bulunması ülkelere


turizmde karşılaştırmalı üstünlük sağlamaktadır. Yabancılar doğal güzellikler,
kaynaklar ve kültürel farklılıklara bağlı olarak seyahatlerini gerçekleştirmektedir.
Türkiye % 1,8’lik payı ile dünya turizm ticaretinde 13. sırada yer almaktadır.

Bir ülkedeki turizme yönelik talebin artırılması için gerekli altyapının sağlanması o
ülkenin en önemli sorumluluklarından biridir. Bu konudaki en önemli faktörlerden
biri de yabancıların ülkeye girişinin kolaylaştırılmasıdır. Doğal güzelliklerin yanı sıra
turizmden elde edilen gelirin artırılması o ülkede gerekli altyapının bulunmasına da
bağlıdır. Turistler karar verirken uygun konaklama hizmetlerinin yanı sıra etkin olarak
çalışan ulaşım altyapısı, iletişim ve finansal hizmetlere de önem vermektedir.

Turizmde son dönemde gittikçe daha önem kazanan eko-turizm nedeniyle çevreye
verilen önemin pazardan pay alabilmek için, artırılması gerekmektedir. Tüketiciler
artık geçmiş yıllara göre daha çok “yeşil ülkelere” ve “doğal ürünlere” önem
vermektedir. Türkiye bu talebi karşılayacak kaynaklara sahiptir fakat bundan sonra

66
sektörün planlaması mutlaka eko-turizm göz önüne alınarak, doğal ve kültürel
çevreye zarar vermeden yapılmalıdır. Turizm açısından en büyük pazarımız olan
Avrupalıların son dönemde kültürel, ekolojik ve özgün turizme yönelmiş oldukları da
sektör açısından değerlendirilmesi gereken noktalardan biridir. Türkiye’nin turizm
açısından en önemli avantajlarından biri sahip olduğu kaynaklar ile çok farklı
isteklere sahip tüketicilere hizmet verebilme olanağıdır. Sadece deniz turizmi değil,
kültürel, doğa sporları, golf, yatçılık, sağlık ve kongre turizmi gibi bir çok alanda
tüketici isteklerini karşılama potansiyeline sahiptir. Bu nedenle pazarın yarattığı
fırsatlardan yararlanabilmek için tanıtımımızın etkili şekilde yapılması ve hem insan
gücü hem de tesislerimizin tüketici isteklerine uygun şekilde oluşturulması büyük
önem taşımaktadır.

Yazılım gibi bazı hizmet kollarında dünya çapında işgücü eksikliği bulunmaktadır.
Bu tip sektörlerde nitelikli eleman yetiştirilmesi nüfusu yüksek olan ülkeler açısından
hem istihdam hem de hizmet ihracatı açısından fırsat yaratacaktır. Çalışma izinlerinde
ve vizelerde yaşanan sıkıntılar hizmetin bu şekilde ihracını olumsuz yönde etkilese de,
gelişmiş ülkelerin işgücü hizmetleri açısından net ithalatçı konumunda olduğu
bilinmektedir. Burada önemli olan nokta sermaye yoğun olan gelişmiş ülkelerin
yüksek nitelikli işgücüne (sınırlı bir süre olsa bile) izin veriyor olmasıdır. Bu nedenle
dünyada eksiklik bulunan sektörlere yönelik olarak nitelikli işgücünün yetiştirilmesi
ülkemiz açısından da hizmet ihracatı konusunda fırsatlar yaratacaktır. Bunun yanı sıra
bu sektörlerde sadece işgücünün yurtdışına gönderimi değil diğer hizmet ihracatı
çeşitlerine uygun yöntemler de araştırmalıdır.

Altyapı hizmetleri ülke ekonomilerinde farklı bölümlerin arasında düşük maliyetle


bağlantı sağlanması açısından önem taşımaktadır. Bu hizmetler ülkenin gelişmesine
ve GSMH’ye katkı sağlamakta ve gelir ile istihdam yaratmada üretken bir rol
oynamaktadır. Ayrıca hizmetlerin uluslararası ticaretinde de anahtar konuma sahiptir.
Rekabetçi altyapı hizmetlerine sahip ülkeler bu durumun uluslararası pazarlarda
sağladığı karşılaştırmalı üstünlüğü hissetmektedirler. Bu nedenle gerek mal gerekse
hizmet sektörü ticaretinde global dünyada oluşan fırsatlardan yararlanabilmek için
altyapı hizmetlerinin rekabetçi düzeyde olması büyük önem taşımaktadır.

Telekomünikasyon hizmetleri kısa bir süreç içerisinde dünya çapında hem pazar
yapısı hem de davranışları açısından etkileyici bir değişim yaşamıştır. Hem gelişmiş
hem de gelişmekte olan ülkelerde pazardaki rekabet deregulasyon, bağımsız
düzenleyici kurumların kurulması, özelleştirme ve ticaretin serbestleşmesi ile
artmıştır. Ayrıca yeni teknolojilerin hızla artması ve gelişmesinden telekomünikasyon
pazarı da önemli ölçüde etkilenmiştir. Etkili telekomünikasyon hizmetleri diğer
hizmetlerin serbestleşmesinde ve ticaretinde önemli rol oynadığı gibi hizmetlerin
uluslararası arenada outsourcing yapılmasını desteklemekte ve mümkün kılmaktadır.
Bu nedenle telekomünikasyon sektörü GATS görüşmelerinde en çok üzerinde durulan
sektörlerden biri olmuştur. Sese ek olarak verilerin online bilgisayar mesajları
aracılığı ile iletilmekte olduğu; tıbbi, finansal veya bilimsel verilerin de bu yollarla
iletildiği düşünüldüğünde sektörün büyüklüğü ve önemi ortaya çıkmaktadır.

Telekomünikasyon firmalar açısından en az sermaye, personel ve pazarlama kadar


önem taşıyan bir ticari araç haline gelmiştir ve zaman rekabetteki en önemli
faktörlerden biri olduğu sürece de önemi artacaktır. Bu nedenle sektör devamlı
gelişmekte ve her an yeni fırsatlar yaratmaktadır. Özellikle bulunduğumuz coğrafya

67
da yer alan ülkelerin bu alandaki altyapısı ve ülkelerin mevcut altyapıyı
modernleştirme istekleri göz önüne alındığında Türkiye açısından önemli fırsatlar
olduğu düşünülmektedir. Sektörde büyük ölçekli firmaların yüksek miktarda
yatırımlarla faaliyette bulunmaları nedeniyle genellikle şirketlerin kurdukları
konsorsiyumlar ve ortak yatırımlar aracılığı ile yeni pazarlara yönelmekte oldukları
göz önünde bulundurulmalıdır. Lisans anlaşmaları da yine sektörde pazara giriş
aşamasında kullanılan yöntemlerden bir tanesidir.

Taşımacılık ve lojistik hizmetler sektöründe yaşanan gelişmeler sonucunda bu


hizmetlerin mevcudiyeti ve etkinliği ülkelerin coğrafi konumlarına göre daha önemli
hale gelmiştir. Lojistik hizmetleri ticaret maliyetini, ihracat kazançlarını doğrudan
etkilemekte hatta pazar kaybına bile neden olabilmektedir. Multimodal taşıma
biçimi ürünlerin dağıtımında baskın taşıma tipi haline gelmektedir ve kapıdan kapıya
nakliye de bu tip taşıma yapan operatörler pazardaki başlıca arzcılar haline gelmiştir.
Son yıllarda Avrupa Birliği’nde kısa yol deniz taşımacılığının artırılmasına yönelik
politikalar benimsenmiştir. Bunun neticesinde 90’lı yılların ikinci yarısında kısa yol
deniz taşımacılığının ortalama yıllık büyüme oranı, kara yolu ile taşımacılığa göre
daha yüksek olmuştur. Kapıdan kapıya nakliyeye olanak sağlaması, maliyetinin
karayoluna göre daha düşük olması, çevreye duyarlı ve gemilerin kalkış ve varış
zamanlarının belirli olması nedeniyle daha güvenilir olan kısa yol deniz
taşımacılığının önümüzdeki dönem taşımalarındaki ağırlığının artması
beklenmektedir. Avrupa Birliği’nin hem dünya hem de ülkemizin ticaretindeki
ağırlığı göz önüne alındığında konunun Türkiye’nin taşımacılık hizmetleri sektörü
önemi açısından ortaya çıkmaktadır. Ülkemiz kısa yol deniz taşımacılığının
desteklenmesi için gerekli yatırımları yaparak coğrafi açıdan sahip olduğu avantajı
kullanmalıdır.

Çevreye verilen önem, ulusal çevre standartlarının uyumlaştırılması, global çevre


hedeflerine uyum sağlama çabası ve çevrenin ticarette giderek artan oranda kazandığı
önem çevre ile ilgili hizmet ve ürün pazarının büyümesine neden olmaktadır. İçme
suyu, atık su değerlendirilmesi, hava kirliliğinin önlenmesi ve su yönetimi en
geleneksel çevre hizmetleridir. Gelişmiş olan ülkeler çevre hizmetleri pazarının %
85’ine hakim iken pazar paylarındaki yıllık büyüme oranı % 2- 3 arasında
seyretmektedir. İleriki yıllarda bu alandaki talebin daha çok gelişmekte olan
ülkelerden geleceği düşünülmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ürünlerini gelişmiş
ülke pazarlarına ihraç edebilmek için gittikçe katılaşan çevre ile ilgili koşulları yerine
getirmek durumunda kalacaklardır. Bu nedenle çevre ile ilgili ülkemiz koşullarının
iyileştirilmesinin yanı sıra gelişmekte olan ülkelere bu alanda teknik yardım sağlamak
firmalarımız açısından fırsat oluşturabilir. Özellikle ülkemizle benzer çevre
sorunlarına sahip pazarlara yönelik olarak yerel koşullara uygun teknoloji
adaptasyonu sağlanmış hizmetler pazarlanabilir.

Hizmet ihracatı açısından önem taşıyan bir diğer faaliyet alanı sağlık sektörüdür. Özel
sektörün bu alandaki rolünün artması sağlık hizmetleri ticaretindeki potansiyeli de
artırmıştır. Sağlık hizmetleri ticareti kamu sağlığı alanındaki politikaları destekleyici
olmalıdır, yani sağlık hizmetlerine ulaşımda eşitlik olmalı, kaynaklar etkin
kullanılmalı ve kaliteli hizmet verilmelidir. Gelişmekte olan bir çok ülke sağlık
hizmetleri ticaretine kazançlarının ve ulusal sağlık sektörlerinin gücünün artırılmasına
yönelik bir bakış açısı ile yaklaşmaktadır. Sağlık hizmetleri ticaretinin artırılması ile
sigorta gibi bağlantılı sektörlerin serbestleştirilmesi arasında bağlantı bulunmaktadır.

68
Sağlık hizmetlerinde bölgesel ticaretin oynadığı rol kültür ve dil benzerlikleri
nedeniyle ön plana çıkmaktadır. Sektördeki bölgesel ticareti desteklemek için vize
gibi kişilerin ülkeye girişini zorlaştıran kısıtlamaları hastalar ve sağlık hizmeti
sağlayıcıları için kolaylaştırma yoluna gidilebilir. Son yıllarda sağlık hizmetleri
ticaretinde online verilen hizmetler önem kazanmaya başlamıştır. Online sağlık
hizmeti sağlayabilmek için sektörde yer alan firmaların teknolojiye ulaşım ve
kullananların desteklenmesi gerekmektedir. Sağlık sektörü ticaretinde pay sahibi
olmak isteyen bir çok ülke fiziksel altyapı, mevcut ortam, yüksek nitelikli tıbbi
personel ve uzmanlaşmış tıbbi teknoloji alanlarında yatırımlar yapmaktadır.
Türkiye’nin hızla büyüyen ve modernleşen sağlık sektörü ile özellikle yer aldığı
bölgede mevcut fırsatlardan yararlanma şansına sahip olduğu düşünülmektedir.
Önemli bir jeotermal kuşak üzerinde yer alan ve kaynak zenginliği ve potansiyeli
açısından dünyada ilk yedi ülke arasında olan Türkiye’nin sağlık turizmi pazarında
mevcut potansiyelini değerlendirmesi gerekmektedir.

Ekonomik büyümenin artmasında, birey ve sosyal gelişimin sağlanmasında ve


eşitsizliğin azaltılmasında eğitimin önemi tüm dünyaca kabul edilmiştir. Ülkeler
nüfuslarının donanımının sağlanması, sosyal ve ekonomik gelişmeye katılımlarının
artırılması amacıyla eğitime büyük önem vermektedirler. Eğitim teknolojik gelişme
ve ekononomik entegrasyon sürecine uyum sağlama ve zorlukları aşma noktasında
ülkelere yardımcı olan en önemli faktörlerden biri olarak kabul edilmektedir. Eğitimin
artan önemi beraberinde eğitim hizmetlerinin ticaretinin artışını ve yeni eğitim
metotlarını da getirmiştir. Eğitim hizmeti ticareti denildiğinde akla çoğunlukla öğrenci
değişim programları, yurt dışında eğitim ve eğitimsel test programları gelmektedir.
Bunların yanı sıra artık okulda olmayan yetişkinlerin eğitimine yönelik programlar da
payını artırmaya başlamıştır. Son yıllarda ise özellikle teknolojide yaşana değişiklikler
nedeniyle uzaktan öğrenim kavramı da yükselmeye başlamıştır. Bu kavramla kablo ve
uydu aracılığı ile görsel eğitim, video konferans sistemleri, bilgisyarlarda CD-ROM
ve Internet aracılığı ile eğitim yer almaktadır. Eğitimin önemi arttığı sürece pazarında
giderek büyümesi beklenmektedir. Eğitim hizmeti ihracatının Türkiye’nin bulunduğu
bölge itibariyle potansiyel arz ettiği alanlardan biri olduğu düşünülmektedir.
Üniversitelerimize hali hazırda çeşitli ülkelerden öğrenciler gelmektedir bu sayının
artırılması yönünde çalışmalar yapılması halinde eğitimden elde edilen gelirin hizmet
ihracatımızdaki payını artıracağı düşünülmektedir. Ayrıca sektörde yaşanan
gelişmelerden geri kalmamak ve sadece ülkemize öğrenci gelişi değil, Internet ve
diğer araçlar aracılığı ile eğitim ihracatının artırılması yönünde çalışmalar
yapılmalıdır.

Finans hizmetleri hemen bütün ekonomilerde büyük ve devamlı büyüyen bir


sektördür. Özellikle hızlı bir şekilde modernleşen ekonomilerde sektörün büyüme hızı
daha fazladır. Gelişmekte ve geçiş sürecinde olan ülkelerde ortaya çıkan yeni ve
büyüyen pazarlar, finansman ve ticaret sektöründe yaşanan serbestleşme, teknolojide
yaşanan hızlı gelişme ve yeni finans araçları nedeniyle finans hizmetleri ticaretti de
hızla büyümektedir. Uluslararası finansal faaliyetlerde yaşanan büyüme yerel
pazarlara göre daha fazla olmaktadır. Her ne kadar uluslararası finans merkezleri
genellikle sanayileşmiş ülkelerde bulunmakta ise de gelişmekte olan ve geçiş süreci
yaşayan ülkeler de sektörde önemli rol oynamaya başlamışlardır. Finans hizmetleri
pazarında yaşanan büyümeye katkısı olan teknolojik etmenlerden bazıları ise;
verilerin elektronik ortamda işlenmesi ve iletilmesi, bilgisayar teknolojisinde yaşanan
gelişme, otomatik cevap makinaları ve telefon, televizyon aracılığı ile bankacılıktır.

69
Bunlara ek olarak İnternet bankacılığı da hızla büyümektedir. Devletlerin GATS
çerçevesinde ticareti liberalleştirme çabalarından bağımsız olarak yukarıda bahsedilen
teknolojik gelişmeler bu sürece katkıda bulunmaktadır. Yaşanan gelişmeler sektörün
etkinliğine katkı yapmaktadır ayrıca yeni düzenlemeler yapılmasını da zorunlu
kılmaktadır. Yeni teknolojilerin ortaya çıkardığı fırsatlardan yaralanabilmek için
ülkeler daha serbest finans politikalarına ihtiyaç duymaktadırlar. Ayrıca geçiş
sürecindeki ve gelişmekte olan ülkeler ve dünya ticaret hacminde yaşanan artış
nedeniyle büyüyen pazarlar, hem yerel hem de uluslararası işlemler için finans
hizmetlerine olan talebi de artırmaktadır. Bunun yanı sıra, küreselleşme nedeniyle
artan rekabet nedeniyle firmalar daha uygun maliyetli ve etkili finans hizmetleri
aramaya başlamışlardır. Ülkemizde bankacılık sektörü özellikle 80li yıllardan sonra
hızla gelişmiş ve sunduğu hizmetler ile dünya standartlarını yakalamıştır. Yaşanan
krizden olumsuz yönde etkilenen sektör, uluslararası normlara uygun olarak yapılan
reformlar ile yeniden yapılandırılmaktadır. Bankacılık sisteminin düzenlenmesi ve
denetiminin sağlanması amacıyla bağımsız bir otorite kurulmuştur. Bu süreçten daha
güçlü yapıya sahip olarak çıkacak olan bankalarımız, hizmetlerinin ihracatı
aşamasında da daha rekabetçi olabileceklerdir. Dış ticaretimizdeki artış göz önüne
alındığında yaşanan büyüme ve yeni pazarlara ihracat yapılması bankalarımız
açısından da fırsat yaratmaktadır. Ayrıca bölgemizde Batılı bankaların iş yapmakta
zorlandığı ülkeler yine bankalarımız tarafından değerlendirilmesi gereken pazarlardır.

Mesleki ve profesyonel hizmetlerin dünyada üretim miktarının 2001 yılında 3


trilyon dolar, ihracatın ise 733,6 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir.
Gelişmekte olan ülkeler pazarın yaklaşık üçte birine hakimdir. Sektöre yönelik talep,
mesleki ve profesyonel hizmetler ister kamu ister özel olsun tüm firmaların ve
kuruluşların işleyişleri ve rekabet güçleri açısından kritik öneme sahip olduğundan
oldukça yüksektir. Dünyada e-ticarete yönelik eğilim nedeniyle artık hizmet ticareti
daha az maliyetle yapılabilmektedir ve bu durum yeni ihracat fırsatları da
yaratmaktadır. Sektörde yer alan firmalar için pazarlama ve mevcut altyapı
fırsatlardan yararlanma ihracat açısından önem kazanmaktadır. Sektörde global
pazarda rekabet gücünü belirleyen faktörlerin başında kalite gelmektedir. İhracat
yapmak isteyen firmalarımız göz önünde bulundurması gereken nokta ürettikleri
hizmetin hem ürün hem de hizmet firmaları için rekabet güçlerini etkileyen girdi
konumda olması dolayısıyla ihraç etmek istedikleri hizmetin alıcılarının rekabet
güçlerini artırmalarını sağlayacak kalitede olmasıdır. Meslek ve profesyonel hizmet
sektörü işgücü yoğun sektörlerden biridir bu nedenle firmalarımızda nitelikli
işgücünün istihdamı da ihracat açısından önem taşımaktadır. Gelişmekte olan
ekonomilerin potansiyel karşılaştırmalı üstünlüğünün bulunduğu mesleki ve
profesyonel hizmetler ise şu şekildedir:

- Bilgisayar hizmetleri; yazılım, veri tabanı yönetimi, online destek hizmetleri,


web sitesi tasarımı ve yönetimi,
- Profesyonel hizmetler; düşük maliyetli mimarlık, danışmanlık mühendisliği,
yasal araştırma ve pazar araştırması hizmetleri,
- Gelişmekte olan ülkelere teknik yardım; düşük ve orta teknoloji üretim
prosedürleri, endüstriyel mühendislik, endüstriyel tasarım, araştırma ve
geliştirme
- Kültürel ve dilbilimsel hizmetler, çok lisanlı offshore arama merkezi
hizmetleri.

70
Hizmet sektörü açısından önem taşıyan faktörlerden biri de ülkeler arasındaki kültürel
farklılıklardır. İhracat yapılan sektörde ülkenin öncelikle kendi altyapısının sağlam
olması da ihracatı kolaylaştırmaktadır.

Hizmet ihracatında önce komşu veya bölgede bulunan bir ülkeye başarılı bir şekilde
ihracat yapılması ve pazarın keşfedilmesi sonucunda firmalar elde ettikleri tecrübeler
neticesinde diğer pazarlara daha rahat yönelebilmektedir. Bu nedenle tüm dünyaya
açılmadan önce bölgemizde bulunan ülkelerin hizmet sektörlerinin incelenerek
Türkiye açısından potansiyel bulunan sektörlerde öncelikle bu ülkelere ihracat
yapılması hizmet ihracatımızın gelişimi ve tecrübelerimizin artırılması açısından
rahatlıkla kullanılabilecek bir yöntemdir.

Hizmet ihracatında göz önünde bulundurulması gereken diğer bir nokta ise
hizmetlerin fiziksel varlıklarının olmamasının hizmeti tüketen açısından bilgi
eksikliğine neden olmasıdır. Hizmet tüketicileri ancak hizmeti tükettikten sonra fikir
sahibi olmaktadırlar bu nedenle de hizmet üreticileri piyasada saygınlık kazanmaya
öncelik vermektedir. Bu nedenle ihracat sırasında yarattığımız imaj sektörün
pazardaki geleceğini de doğrudan etkileyecektir. Firmalarımızın bu yönde
bilinçlendirilmesi sektörün ihracatının artırılması açısından büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, hizmet sektörü hem GSMH’deki payı, hem de yarattığı istihdam ve
ülkeye döviz kazandırma potansiyeli açısından Türkiye açısından büyük önem
taşımaktadır. Sektörün içerdiği faaliyetler göz önüne alındığında ülke kalkınması
açısından taşıdığı önemi de ortaya çıkmaktadır. Globalleşen dünyada devamlı gelişen
sektörün serbestleştirilmesi çalışmaları devam etmektedir. Bu serbestleşme sonucunda
sektörün hem daha da gelişmesi hem de ticaretinin artması beklenmektedir. Bu
ortamın yaratacağı fırsatlardan geri kalmamak için Türkiye’nin nitelikli işgücü
yetiştirilmesi, teknolojinin geliştirilmesi ve Ar-Ge’nin sürekli hale getirilmesinin yanı
sıra pazarların devamlı takip edilmesi de önem kazanmaktadır. Türkiye açısından
önemli olan diğer bir nokta ise turizmin haricinde diğer sektör kollarına da gelişmeleri
için gereken desteğin verilmesidir. Bu şekilde hizmet ihracatımız ağırlıklı olarak
turizme bağlı olmaktan kurtarılarak geliştirilebilir.

71
EK: 1 Avrupa Komisyonunun Türkiye ile Başlaması Olası "Hizmetlerin Serbest
Dolaşımı Müzakereleri" ine İlişkin Olarak Hazırladığı Bir Taslak Raporda Yer
Alan Hizmet Sektörleri

1. Mesleki Hizmetler
2. Sağlık Hizmetleri (doktorlar, eczacılar, hemşireler, veterinerler, ilaç üreten
fabrikaların direktörleri, özel hastanelerin direktörleri, dişçiler, gözlükçüler,
laboratuvar hizmetleri ile uğraşan eczacılar ve veterinerler)
3. Hukuk Hizmetleri (noterler, Türk mahkemelerinde görev yapan avukatlar,mali
müşavirler ve yeminli mali müşavirler)
4. Turizm Hizmetleri (rehberler, seyahat acentalarının direktörleri)
5. Diğer Meslekler (yöneticiler ve diğer kaliteli personel dışında serbest
bölgelerde çalışan personel, kıyı ticareti ve bağlantılı falliyetlerde bulunan
personel, gazetelerin direktörleri)
6. Posta ve Kurye Hizmetleri
7. Telekomünikasyon Hizmetleri
8. Görsel-İşitsel Hizmetler
9. İnşaat Hizmetleri
10. Dağıtım Hizmetleri
11. Çevre Hizmetleri
12. Sigorta Hizmetleri
13. Bankacılık Hizmetleri
14. Turizm Hizmetleri
15. Ulaştırma Hizmetleri

72
EK:2 HİZMET SEKTÖRÜ SINIFLANDIRMASI

SEKTÖRLER VE ALT SEKTÖRLER CPC No.

1.MESLEKİ HİZMETLER

A.Uzmanlık Gerektiren Hizmetler

a.Hukuk hizmetleri 861

b.Muhasebecilik, danışmanlık ve defter tutma hizmetleri 862

c.Vergi ile ilgili hizmetler 863

d.Mimarlık hizmetleri 8671

e.Mühendislik hizmetleri 8672

f. Entegre mühendislik hizmetleri 8673

g.Şehir planlama ve peyzaj mimarlığı hizmetleri 8674

h.Tıbbi ve diş hekimliği hizmetleri 9312

i.Veterinerlik Hizmetleri 932

j.Ebeler, hemşireler, fizyoterapistler ve sağlık görevlileri tarafından sunulan

hizmetler 93191

k.Diğer hizmetler

B.Bilgisayar ve ilgili hizmetler

a.Bilgisayar donanımının yerleştirilmesiyle ilgili danışmanlık hizmetleri 841

b.Yazılım uygulama hizmetleri 842

c.Veri işleme hizmetleri 843

d.Veri tabanı hizmetleri 844

e.Diğer hizmetler 845+849

C.Araştırma Ve Geliştirme Hizmetleri

a.Tabii bilimlerle ilgili AR-GE hizmetleri 851

b.Sosyal ve beşeri bilimlerle ilgili AR-GE hizmetleri 852

c.Disiplinlerarası AR-GE hizmetleri 853

73
D.Emlakçılık Hizmetleri

a.Mülkiyet ve kiralamaya konu olan mülkler 821

b.Ücret veya sözleşme karşılığı gayrimenkul hizmetleri 822

E.Kiralama Ve Leasing Hizmetleri

a.Gemilerle ilgili 83103

b.Hava taşıtları ile ilgili 83104

c.Diğer taşımacılık ekipmanına ilişkin 83101+83102+83105

d.Diğer makina ve ekipmanla ilgili 83106-83109

e.Diğerleri 832

F.Diğer Mesleki Hizmetler

a.Reklam hizmetleri 871

b.Piyasa araştırması ve kamuoyu yoklaması hizmetleri 864

c.Yönetim danışmanlığı hizmetleri 865

d.Yönetim danışmanlığına bağlı hizmetler 866

e.Teknik inceleme ve analiz hizmetleri 8676

f.Tarım, ormancılık ve avcılığa ilişkin hizmetler 881

g.Balıkçılığa ilişkin hizmetler 882

h.Madenciliğe ilişkin hizmetler 883+5115

i.İmalat sektörüne ilişkin hizmetler 884+885 (88442 hariç)

j.Enerji dağıtımına yönelik hizmetler 887

k.Personel istihdam hizmetleri 872

l.Soruşturma ve güvenlik hizmetleri 873

m. İlgili bilimsel ve teknik müşavirlik hizmetleri 8675

n.Ekipman bakım ve onarım hizmetleri 633+8861-8866

(deniz, hava yolu ve diğer ulaştırma araçlarını hariç)

o.Bina temizlik hizmetleri 874

p.Fotoğrafçılık hizmetleri 875

74
q.Paketleme hizmetleri 876

r.Basın, yayın hizmetleri 88442

s.Toplantı hizmetleri 87909*

t.Diğer hizmetler 8790

2.HABERLEŞME HİZMETLERİ

A.Posta Hizmetleri 7511

B.Kurye Hizmetleri 7512

C.Telekomünikasyon Hizmetleri

a.Telefon Hizmetleri 7521

b.Paket anahtarlamalı veri iletişim hizmetleri 7523**

* Belirtilen hizmet CPC altında yer alan birden fazla hizmet ile ilgilidir.
** Belirtilen hizmet CPC tanımında yer alan aktivitelerin bir parçasını oluşturmaktadır.

c. Devre anahtarlamalı veri iletişim hizmetleri 7523**

d.Teleks hizmetleri 7523**

e.Telgraf hizmetleri 7522

f.Faksimile hizmetleri 7521**+7529**

g.Özel kiralık devre hizmetleri 7522**+7523**

h.Elektronik posta 7523**

i.Sesli posta 7523**

j.On-line bilgi ve veri tabanı yeniden temini 7523**

k.Elektronik veri değişimi (EDI) 7523**

l.Katma değeri bulunan faksimile hizmetleri 7523**

(Depolama ve yollama, depolama ve yeniden temin)

m.Kod ve protokol dönüşümü (mevcut değil)

n.On-line bilgi ve/veya veri işleme (işlemlerin kaydı dahil) 843**

o.Diğerleri

75
D.Audiovisual Hizmetler

a.Hareketli görüntü, videoteyp üretimi ve dağıtımı hizmetleri 9611

b.Hareketli görüntü projeksiyon hizmeti 9612

c.Radyo ve televizyon hizmetleri 9613

d.Radyo ve televizyon aktarım hizmetleri 7524

e.Ses Kayıt (mevcut değil)

f.Diğerleri

E.Diğer

3.MÜTEAHHİTLİK ve İLGİLİ MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ

A.Binalar için genel müteahhitlik işleri 512

B.İnşaat mühendisliği için genel müteahhitlik işleri 513

C.Tesisat ve montaj işleri 514+516

D.Bina tamamlama ve bitirme işleri 517

E.Diğer 511+515+518

4.DAĞITIM HİZMETLERİ

A.Komisyonculuk hizmetleri 621

B.Toptan ticaret hizmetleri 622

C.Perakende ticaret hizmetleri 631+632+6111+6113+6121

D.Franchising 8929

E.Diğer

5.EĞİTİM HİZMETLERİ

A.İlk öğretim hizmetleri 921

B.Orta öğretim hizmetleri 922

C.Yüksek öğretim hizmetleri 923

76
D.Yetişkin eğitimi 924

E.Diğer eğitim hizmetleri 929

6.ÇEVRE HİZMETLERİ

A.Kanalizasyon hizmetleri 9401

B.Çöplerin kaldırılması hizmetleri 9402

C.Sağlık koruma ve benzeri hizmetler 9403

D.Diğer

7.MALİ HİZMETLER

A.Tüm sigortacılık ve sigortacılığa bağlı hizmetler 812**

a.Hayat, Kaza ve Sağlık Sigortası hizmetleri 8121

b.Hayat dışı sigortacılık hizmetleri 8129

c.Reasürans ve Retrosesyon hizmetleri 81299*

d.Sigortacılığa yardımcı hizmetler 8140

(komisyonculuk ve acenta hizmetleri)

B.Bankacılık ve Diğer Mali Hizmetler (sigortacılık hariç)

a.Halktan mevduat ve diğer geri ödenecek fonların kabulü 81115-81119

b.Her çeşit kredi, tüm bunların yanında tüketici kredisi, gayri menkul rehni,

factoring ve ticari işlemlerin finansmanı 8113

c.Finansal kiralama 8112

d.Bütün ödeme ve para transfer hizmetleri 81339**

e.Garanti ve Taahhütler 81199**

f. İster kendi hesabına ister başkası hesabına olsun, tezgah üstü piyasada

veya diğerinde olsun aşağıda belirtilen araçları,

-Para piyasası araçları (çekler, bono, mevduat sertifikaları vs..) 81339**

77
-Kambiyo 81333

-Türev ürünler, (future ve opsiyon dahil) 81339**

-Döviz kuru ve faiz araçları 81339**

-Devredilebilir menkul kıymetler 81321*

-Altın dahil diğer ciro edilebilir araçlar ve finansal kıymetler 81339**

g.Satın alma taahhüdü ve plasman aracılık hizmetleri ve benzeri 8132

h.Tefecilik 81339**

i.Aktif ve portföy işletmeciliği 8119+** 81323*

-Kollektif yatırım yöneticiliği

-Emeklilik fonu işletmeciliği

-Emanet ve saklama hizmetleri

j.Mali varlıklar için saklama ve takas hizmetleri 81339** veya 81319**

(menkul kıymetler, türev ürünler ve diğer ciro edilebilir araçları içermektedir.)

k. MTN.TNC/W/50’nin 1B maddesinde listelenen tüm faaliyetlerle ilgili

danışmanlık ve diğer yan hizmetler 8131 veya 8133

l.Mali bilgilerin elde edilmesi ve transferi 8131

C.Diğerleri

8.SAĞLIKLA İLGİLİ VE SOSYAL HİZMETLER

A.Hastane Hizmetleri 9311

B.Diğer İnsan Sağlığı Hizmetleri 9319 (93191 hariç)

C.Sosyal Hizmetler 933

D.Diğer

9. TURİZM VE SEYAHAT İLE İLGİLİ HİZMETLER

A.Otel ve lokantalar (yemek hizmetleri dahil) 641-643

B.Seyahat acentaları ve tur operatörlüğü hizmetleri 7471

78
C.Turist rehberliği hizmetleri 7472

D.Diğer

10.EĞLENCE, KÜLTÜR VE SPOR HİZMETLERİ

(Görsel-işitsel hizmetler dışındakiler)

A.Eğlence hizmetleri (tiyatro, müzik konserleri ve sirk hizmetleri dahil) 9619

B.Haber Ajansı hizmetleri 962

C.Kütüphane , arşiv, müze ve diğer kültürel hizmetler 963

D.Sportif ve rekreasyonel hizmetler 964

E.Diğer

11.ULAŞTIRMA HİZMETLERİ

A.Deniz Taşımacılığı Hizmetleri

a.Yolcu taşımacılığı 7211

b.Yük taşımacılığı 7212

c.Gemilerin mürettebatıyla birlikte kiralanması 7213

d.Gemilerin bakım ve onarımı 8868**

e.Çekme ve kurtarma hizmetleri 7214

f.Deniz taşımacılığı için destek hizmetleri 745**

B.İç Suyolları Taşımacılığı Hizmetleri

a.Yolcu taşımacılığı 7221

b.Yük taşımacılığı 7222

c.Gemilerin mürettebatıyla birlikte kiralanması 7223

d.Gemilerin bakım ve onarımı 8868**

e.Çekme ve kurtarma hizmetleri 7224

f.İç Suyollarındaki taşımacılığa yönelik destek hizmetleri 745**

79
C.Havayolu Taşımacılığı Hizmetleri

a.Yolcu Taşımacılığı 731

b.Yük Taşımacılığı 732

c.Hava taşıtlarının mürettebatıyla birlikte kiralanması 734

d.Hava taşıtlarının bakım ve onarımı 8868**

e.Hava taşımacılığına yönelik destek hizmetleri 746

D.Uzay Taşımacılığı Hizmetleri 733

E.Demiryolu Taşımacılığı Hizmetleri

a.Yolcu taşımacılığı 7111

b.Yük taşımacılığı 7112

c.Çekme ve kurtarma hizmetleri 7113

d.Demiryolu taşıtlarının bakım ve onarımı 8868**

e.Demiryolu taşımacılığı destek hizmetleri 743

F.Karayolu Taşımacılığı Hizmetleri

a.Yolcu taşımacılığı 7121+7122

b.Yük taşımacılığı 7123

c.Ticari araçların kullanıcısıyla birlikte kiralanması 7124

d.Karayolu ekipmanlarının bakım ve onarımı 6112+8867

e.Karayolu taşımacılığı destek hizmetleri 744

G.Boru Hattı Taşımacılığı

a.Yakıt taşımacılığı 7131

b.Diğer malların taşınması 7139

H.Tüm Taşımacılık Sektörlerine Yönelik Yardımcı Hizmetler

a.Kargo teslim hizmetleri 741

b.Ambar hizmetleri 742

80
c.Yük taşımacılığındaki aracılık hizmetleri 748

d.Diğer 749

I.Diğer Taşımacılık Hizmetleri

12.BAŞKA YERE DAHİL EDİLMEMİŞ DİĞER HİZMETLER 95+97+98+99

81
EK 3. TİCARİ HİZMETLERİN TANIMI

Dünya Ticaret Örgütü tarafından verilmekte olan dünya hizmet sektörü istatistikleri
ülkelerin Ödemeler Dengesi göstergelerine göre derlenmektedir. Ülkeler IMF
Ödemeler Dengesi Kılavuzu’nun dördüncü (1977) ve beşinci (1993) basımlarındaki
kavramları kullanabilmektedirler.

5. IMF Ödemeler Dengesi Kılavuzu’nda cari hesap; ürünler, hizmetler ( hükümet


hizmetlerini de içermektedir), gelir ve cari transferler bölümlerine ayrılmıştır. Ticari
hizmetler; hizmet toplamından hükümet hizmetlerinin çıkarılması şeklinde
tanımlanmıştır. Buna ek olarak ticari hizmetler ulaşım, seyahat ve diğer ticari
hizmetler olarak bölümlendirilmiştir.

Ulaşım; ülkede yerleşik olanlar tarafından başka bir ülkede olanlar için
gerçekleştirilen bütün nakliye hizmetlerini ( hava, deniz, kara, boru hattı, iç su yolları,
uzay taşımacılığı) kapsamaktadır. Bu hizmetler dahilinde yolcu, ürünlerin taşınması ,
ekibiyle birlikte taşıma araçlarının kiralanması ile ilgili destekleyici ve yardımcı
hizmetler bulunmaktadır.

Seyahat hizmetleri, turizm, sağlık, eğitim vb. amaçları kişisel seyahat


gerçekleştirenler ile iş seyahati gerçekleştirenler tarafından talep edilen ürün ve
hizmetleri kapsamaktadır. Diğer hizmetlerden farklı olarak tek tip değil, seyahat
edenler tarafından talep edilen mal ve hizmetlerin karışımıdır. Kapsadığı ürün ve
hizmetler arasından çoğunlukla konaklama, yiyecek ve içecekler, eğlence, ulaşım
(ziyaret edilen ülke içinde), hediyeler ile hediyelik eşyaları kapsamaktadır.

Diğer ticari hizmetler ise aşağıda belirtilen kalemleri kapsamaktadır.

1- Haberleşme hizmetleri (telekomünikasyon, posta ve kurye hizmetlerini


içermektedir),
2- Müteahhitlik ve mühendislik hizmetleri,
3- Sigorta hizmetleri,
4- Bilgisayar ve ilgili hizmetler,
5- Mali hizmetler,
6- Telif hakkı ve lisans ödemeleri,
7- Diğer ticari hizmetler, ticaret ile ilgili hizmetler, leasing, ve yasal danışmanlık,
muhasebe, yönetim danışmanlığı, halkla ilişkiler, anket, araştırma ve geliştirme
hizmetleri, mimarlık, mühendislik ve diğer teknik, mesleki hizmetler vs.
8- Kişisel, kültürel ve eğlence hizmetleri

82
EK. 4 TÜRKİYE ÖDEMELER DENGESİ

Ülkemiz Ödemeler Dengesi İstatistikleri, Uluslararası Para Fonu'nun "Beşinci


Ödemeler Dengesi El Kitabı" esas alınarak hazırlanmakta ve Fon'a üye ülkelerin
yaptığı gibi ülke ekonomisinin özelliklerini de yansıtacak şekilde çeşitli sunumlar
halinde yayımlanmaktadır. Dolayısıyla ödemeler dengesi istatistikleri ile ilgili en
detaylı bilgiyi söz konusu el kitabında bulabilirsiniz. Beşinci Ödemeler Dengesi El
Kitabını http://wwwimf.org/external/pubs/ft/bopman/bopman.pdf linki üzerinden
ücretsiz olarak indirebilir veya basılı kopyasını ve CD’sini
http://www.imf.org/external/pubs/cat/longres.cfm?sk=157.0 linkini kullanarak ücreti
karşılığında temin edebilirsiniz.

Yine söz konusu el kitabına göre, temel olarak ödemeler dengesi tablosunda iki
önemli sınıflandırma, cari işlemler ile sermaye ve finans hesaplarıdır. Özetle, cari
işlemler hesabı; reel kaynaklarla (mal, hizmet, gelir) ilgili işlemleri ve cari transferleri
(karşılıksız transferleri); sermaye ve finans hesapları da reel kaynak akımlarının
finansmanını (genellikle sermaye transferi ya da finansal araçlara ilişkin işlemler
aracılığıyla) gösterir.
1) CARİ İŞLEMLER HESABI
Cari işlemler hesabındaki önemli sınıflandırmalar aşağıdaki gibidir:
A) Genel Mal Hesabı
B) Hizmetler
C) Gelirler
D) Transferler
Hizmetler hesabı, hizmet ihraç ve ithaline ilişkin gelir ve giderlerin kaydedildiği ana
hesaptır. Kapsamını, Ulaştırma (navlun, yolcu ve diğer taşımacılık), Turizm,
Haberleşme, İnşaat, Sigorta, Mali, Bilgisayar ve bilgi hizmetleri, Patent ve lisans
komisyonları, Ticari ve ticaret bağlantılı diğer hizmetler, Finansal kiralama
hizmetleri, Çeşitli teknik hizmetler, Kişisel, kültürel ve eğitsel hizmetler ile Resmi
(Hükümet) hizmetler oluşturur.

Aşağıdaki tabloda hizmetler dengesi kalemlerine ilişkin kısa açıklamalar


sunulmaktadır.

83
B. HİZMETLER DENGESİ
Gelir
Gider
1. Taşımacılık
Gelir
Gider
1.1. Navlun Dış ticarete ilişkin taşıma gelir ve giderleri
Gelir
Gider
1.2. Diğer Taşımacılık Dış ticaret hariç, diğer taşıma gelir ve giderleri (yolcu, bavul vb. taşımacılık)
Gelir
Gider
2. Turizm DİE tarafından yürütülen turizm gelir ve gider anket sonuçları
Gelir
Gider
3. İnşaat Hizmetleri İnşaat hizmet gelirleri
Gelir
Gider
4. Finansal Hizmetler Banka ve özel finans kurumlarının her türlü finansal hizmet gelir ve giderleri
Gelir
Gider
5. Diğer Ticari Hizmetler Finansal sektör dışında kalan firma ve kişilere ait komisyonculuk, transit ticaret vb. ticari hizmet gelir ve giderleri
Gelir
Gider
6. Resmi Hizmetler Genel hükümet ve çeşitli kamu kurum ve kuruluşlar ile elçiliklere ait resmi hizmet gelir ve giderleri
Gelir
Gider
7. Diğer Hizmetler Yukarıdaki sınıflandırmalara girmeyen, gayri ticari sigorta, diğer görünmeyen işlemler, fikri ve sınai telif hakları vb. Diğer hizmet gelir ve
Gelir giderleri
Gider

84
KAYNAKLAR

1. Trade in Services, International Trade Center (ITC),


2. Innovating For Success in the Export of Services, (ITC)
3. Successul Services Exporting, ITC, 2001
4. GATS: The Case for Open Service Markets, OECD, 2002
5. Uluslararası Hizmet Ticareti, Hizmet Ticareti genel Anlaşması ve Avrupa
Birliği ile Türkiye Arasında Hizmetlerin Serbest Dolaşımı, Leyla AKŞİN, T.c.
Snaayi ve Ticaret Bakanlığı, Mart 1999
6. World Trade Statistics, World Trade Organization (WTO) web sitesi,
(www.wto.org)
7. WTO Services Gateway web sayfası
(http://www.wto.org/english/tratop_e/serv_e/serv_e.htm)
8. Türkiye Müteaahhitler Birliği İnşaat Sektörü 2004 Değerlendirmesi- 2005
Beklentiler ve AB Süreci, Basın Bildirisi, 22 Aralık 2004
9. Türkiye Müteahhitler Birliği İstatistikleri, (http://www.tmb.org.tr)
10. Dış Ticaret Müsteşarlığı Yurt Dışı Müteaahitlik Hizmetleri Bilgi Bankası
(http://ydmh.foreigntrade.gov.tr/)
11. Engineering News Record, (www.enr.com)
12. The Service Economy, STI Business and Industry Policy Forum Series,
OECD,2000
13. European International Contractors (EIC) General Assembly, The Market
Situation in International Contracting, Ekim 2004,
(http://www.eicontractors.de/index.php)
14. Report of the Commisison on Trade in Goods and services, and Commodities,
on Its Ninth Session, 1 Nisan 2005, UNCTAD.
15. Trade in Services and Development Implications, 20 Ocak 2005, UNCTAD
16. Trade in Services and Development Implications, 20 Aralık 2002, UNCTAD
17. The Environmental Services Business Big and Growing, International Trade
Forum 2/2001, ITC
18. Gelişmekte Olan Ülkelerin hizmet Ticaretindeki Yeri ve Türkiye; Hizmet
Ticaretinde Türkiye’nin Stratejik Sektörlerine İlişkin Değerlendirmeler, Dr.
Mehmet Behzat Ekinci, Dış Ticaret Dergisi, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Sayı 32,
Temmuz 2004
19. Trade In Services – Market Access Opportunities And The Benefits Of
Liberalization For Developing Economies, Greg McGuire, UNCTAD, 2002
20. World Trade Report 2004, WTO
21. Bilişim Teknolojileri Sektörel Araştırma, Dünya Gazetesi Eki, 7 Şubat 2005
22. Hizmet Ticaretinin Serbestleştirilmesi, 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel
İhtisas Komisyon Raporu, DPT, 2000
23. Business Guide to the General Agreement on Trade in Services, ITC,2000
24. Avrupa Birliği’nin Hizmetlerin Serbest Dolaşımı ve Bankacılık Müktesebatı
ve Türkiye’nin Uyumu, İktisadi Kalkınma Vakfı, Kasım 2004
25. Shaping Future Gats Rules For Trade In Services, Aaditya Mattoo,
Haziran 2000, Dünya Bankası
26. Barriers to Trade in Business Services, Ocak 2001, European Commission
27. Industry Forecast: Financial Services, World, May 2004, The Economist
Intelligence Unit

85
28. Industry Forecast: Travel and Tourism, World, May 2004, The Economist
Intelligence Unit
29. Industry Forecast: Travel and Tourism, Europe, May 2004, The Economist
Intelligence Unit
30. Industry Forecast: Financial Services, Europe, May 2004, The Economist
Intelligence Unit
31. World Construction Review/Outlook 2004/5, Davis Langdon
32. Global Advertising Expenditure 2004, Special Report , The Initiative
33. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı web sayfası, (www.turizm.gov.tr)
34. Devlet İstatistik Enstitüsü (www.die.gov.tr)
35. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (www.tursab.org.tr)
36. Bankacılık Sektörü Değerlendirme Raporu, Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurulu (www.bddk.org.tr)
37. Türkiye Bankalar Birliği web sayfası(www.tbb.org.tr)
38. Türkiye Bilişim Derneği (www.tbd.org.tr)
39. World Travel and Tourism Council (www.wttc.org)
40. T.C. Ulaştırma Bakanlığı web sayfası (www.ubak.gov.tr)
41. Institute of International Finance Annual Report 2004, (www.iif.com)
42. Bilgi ve Iletişim Teknolojileri Stratejisi, Vizyon 2023 Projesi Bilgi Ve
Iletişim Teknolojileri Strateji Grubu, Ağustos 2004
43. Environmental Goods: Trade Statistics of Developing Countries, Expert
Meeting on Definitions and Dimensions of Environmental Goods and
Services in Trade and Development, July 2003, UNCTAD
44. Trade and Environment Review 2003, UNCTAD
45. Enerji ve Çevre Teknolojileri Stratejisi, Vizyon 2023 Projesi, Enerji ve Çevre
Teknolojileri Strateji Grubu
46. The Global Environmental Goods And Services Industry, OECD
47. Healthcare Market Profiles, Frost And Sullivan, 2003
48. The Digital Divide: ICT Development Indices 2004, United Nations
49. UNCTAD’s Work On Environmental Goods And Services: Briefing Note,
Ekim 2004, UNCTAD
50. Promoting And Supporting The Environmental Goods & Services Sector,
EIU/RDA Workshop, DTİ
51. Trade policies and export of health services: a development perspective, David
Díaz Benavides,
52. Vizyon 2003, Ulaştırma ve Turizm Paneli
53. Dünya Ticaret Örgütü Sektörel Bilgi Notları (www.wto.org)
54. Doç. Dr. Berrin Ataman, ATAUM 4. Dönem Avrupa Birliği Uzmanlık
Programı Ders Notları
55. European Information Observatory
56. TESİD

86

You might also like