Professional Documents
Culture Documents
UYGULAMA SERVİSİ
TURUNÇGİLLER
SEKTÖR PROFİLİ
CEM AKGÜN
TEMMUZ 2006
TURUNÇGİLLER ( NARENCİYE ):
Ülkemizde kişi başına yıllık 30 kg. olan tüketimin alternatif kullanım şekilleriyle
birlikte gelişmiş ülkelerde olduğu gibi 40 kg.’a çıkartılması mümkündür.Kişi başı tüketim 40
kg’a çıktığında ülkemizin tahmini yıllık tüketim kapasitesi de 2.8 milyon ton’a ulaşmış
olacaktır.
TURUNÇGİL YETİŞTİRİCİLİĞİ:
2
koşnil, yıldız koşnili, Akdeniz meyve sineği, pas böcüsü, turunçgil tomurcuk akarı gibi bir
çok zararlılara karşı da önlem alınması zorunludur.
Kaynak: TÜİK
3
NARENCİYE ÜRÜNLERİNİN PAZARLANMASI:
Narenciye ürünleri, dalından koparıldığı anda tüketime hazır ürünlerdir. Çabuk bozulabilir
nitelikteki bu ürünleri, tüketicinin istediği tazelik, biçim ve zamanda, istediği yerde hazır
bulundurmak gerekir. Bu tür ürünlerin tüketiciye ulaştırılmasında ambalajlama, depolama
faaliyetleri ile ürünün pazarlanması oldukça önemlidir.
Narenciye ürünlerinin taşınması son derece hassas bir konudur. Ambalajlama ve ürünün
taşınması itina gerektirir. Yurt içinde, söz konusu ürünler genellikle üzeri açık kamyonlar ile
taşınmaktadır. Ürünler bozulmayı önlemek için genellikle gece toptancı hallerine ya da diğer
satış yerlerine gönderilmektedir. Soğuk hava tertibatlı taşıyıcılar yalnızca diğer ülkelere
yapılan dış satımlar için kullanılmaktadır.
Meyve pazarlamasında toptancı hallerinin önemli bir yeri vardır. Toptancı hallerinde
hizmet verenler çoğunlukla komisyoncular, nadiren de üretici birlikleri ya da
kooperatiflerdir. Alıcılar ise, genellikle perakendeciler ve toplu tüketime yönelik hizmet veren
kişi ya da kuruluşlardır.
Üreticilerin genel anlamda tüketiciye direkt satışı tercih ettiği söylenebilir, fakat pratikte
bu durum çoğunlukla gerçekleşmez.Üreticiler genellikle iş güçlerini üretime yönlendirdikleri
için pazarlama fonksiyonuna yeterli zaman ayıramamaktadırlar.
"Depolama" faaliyetinde soğuk depolar ancak belirli bir kaç meyve türünde hizmet
verebilmektedir. Fiyatların yıl içindeki dağılımı yanında, tüketim periyodunu da ayarlamada
yararı bilinen soğuk depoların kayıpları azaltarak, milli ekonomiye daha fazla katkı sağlaması
için ülkemizde yaygınlaştırılmaları gereklidir. Soğuk depoların toptancı hallerinde de
bulunması bir ihtiyaçtır. Depolanması gereken meyvelerin, hasat edildiği gün en kısa sürede
depoya ulaştırılmasına özen gösterilmelidir. Depolanamayacak meyveler ise hasat edildiği
gün satış yerine ulaştırılmalı ve tüketicilere satılmalıdır.
4
NARENCİYE DIŞ TİCARETİ:
Ülkemizin yenilen meyve ihracatı 2005 yılında bir önceki yıla göre % 29.8 oranında
artarak 2.469.892.000.- ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. Miktar açısından baktığımızda
yaklaşık 2 milyon ton olan yaş meyve ve sebze ihracatımızın yarısını narenciye ürünlerinin
oluşturduğunu söylemek mümkündür.
Ülkemizin 2005 yılı toplam taze meyve ve sebze ihracatının miktar bazında % 49’u, değer
( ABD $ ) bazında % 42’si narenciye ürünlerinden oluşmaktadır.
Değer bazında baktığımızda 2005 yılında ülkemizin narenciye ihracatının bir önceki yıla
göre % 36 oranında arttığı gözlemlenmektedir. Bununla birlikte, zaten çok düşük kar
marjlarıyla çalışan ihracatçılar, Yeni Türk Lirası’nın aşırı değerli oluşu nedeniyle oransal
artışın gerçek durumu yansıtmadığından yakınmışlardır.
Değer ($) bazında baktığımızda Türkiye’nin 2005 yılı narenciye ihracatında % 42 ile
en yüksek pay limonundur.Türkiye’nin toplam narenciye ihracatında mandalinanın payı % 27,
portakalın payı % 18, greyfurtun payı ise % 13’dür.
5
Narenciye ihracatımızda en önemli ülkeler; Rusya Federasyonu, Ukrayna, Suudi
Arabistan, Romanya, Almanya, Polonya, Yunanistan, Hollanda, Birleşik Krallık ( İngiltere ),
Makedonya, Macaristan, Bulgaristan ve Çek Cumhuriyeti olarak sayılabilir.
2004 ve 2005 yılları itibariyle Türkiye’nin narenciye ihracatında ilk beş ülkenin ve
ürün bazında ülkelere yapılan ihracatın miktar ve değer yönünden görünümü aşağıdaki
tabloda gösterilmektedir:
2005
ÜLKELER / ÇEŞİTLER 2004 2005
PAYI (%)
MANDALİNA MİKTAR (KG) DEĞER ($) MİKTAR (KG) DEĞER ($) MİKTAR (KG) DEĞER ($)
PORTAKAL MİKTAR (KG) DEĞER ($) MİKTAR (KG) DEĞER ($) MİKTAR (KG) DEĞER ($)
GREYFURT MİKTAR (KG) DEĞER ($) MİKTAR (KG) DEĞER ($) MİKTAR (KG) DEĞER ($)
6
Not: Ülkeler, 2005 yılı FOB $ değerlerine göre sıralanmıştır.
Kaynak: Akdeniz İhracatçı Birlikleri, Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Değerlendirme
Raporu
Türkiye’nin narenciye ithalatı yok denecek kadar az olup, 2005 yılı itibariyle 15.137.145.-
ABD $’dır. En fazla ithal edilen ürün taze portakaldır ve 2005 yılı itibariyle ithalatın hemen hemen
tamamının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden yapıldığı söylenebilir.
Greyfurt ve Pomelo ithalatı 2005 yılı itibariyle 2.945.992.- ABD $’dır. İthalatın yaklaşık %
94’lük kısmı gene Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden gerçekleştirilmiştir.
Kurutulmuş portakal ile taze / kurutulmuş limon ithalatına baktığımızda 2005 yılında yaklaşık
1.1 milyon ABD $’lık ithalat yapıldığı görülmektedir.
Narenciye sektöründe yaşanan sorunlar, üretim ve pazarlama sorunları olarak başlıca iki ana
başlık altında toplanabilir:
Î Gübre, ilaç, sulama, mazot gibi girdi maliyetlerinin her geçen gün artması ve verilen
desteklerin yetersiz kalması,
Î Üreticiyi her türlü riske karşı koruyacak etkin bir sigorta sisteminin olmaması,
7
Î Ürünün ambalajlanmasında / paketlenmesinde arzu edilen seviyeye halen ulaşılamaması,
Î İhraç edilen ürünler için pazar yapısına uygun yeni ve etkin stratejiler geliştirilememesi,
3) Çözüm Önerileri:
Î Kooperatif, üretici birlikleri, çok ortaklı dış ticaret şirketleri gibi organizasyonlar devlet
tarafından özendirilmeli ve desteklenmelidir.
Î Düşük olan yurt içi üretimin artırılması için narenciye ürünlerinin faydalarını anlatan
kampanyalara ağırlık verilmelidir.
Î İhracatımızda çok önemli bir sorun olan Akdeniz Meyve Sineği’nin kontrolü için acil
önlemler alınmalıdır.
8
Î Ülkemizde işletme büyüklükleri verimli bir üretim için yeterli değildir. Narenciye
üretimi ülkemizde daha çok küçük işletmelerde yapılmakta olup, çok az sayıda büyük işletme
bulunmaktadır. İşletme başına ortalama ekim alanı 50 dekar civarındadır. Avrupa Birliği ile
müzakerelerde karşımıza çıkacak en önemli sorunlardan biri ekonomik olmayan işletme
büyüklükleridir. Bu sorunun çözüm için ele alınmasında yarar vardır.
Î Ürünün uygun bir şekilde depolanarak piyasaya arz edilmesi için depolama imkanları ve
şartlarının daha da iyileştirilmesi gereklidir. Ülkemizde lisanslı depoculuğun geliştirilmesine
ihtiyaç bulunmaktadır ve bu konuda AB standardlarına ulaşılması gerekmektedir.
9
KAYNAKÇA:
10