Professional Documents
Culture Documents
4.1. Mevzuat 14
4.2. Tesis Kurulması ve Çalışma İzni Alınması İşlemleri 14
4.3. Ambalajlama, Etiketleme ve Diğer Önemli Koşullar Açısından 15
Mevzuat
4.4. Ürün Standartları 15
7. KAYNAKLAR 22
1
TABLOLAR
GRAFİKLER
2
1. TAVUK ETİ VE TAVUKÇULUK SEKTÖRÜ
Tavuk; uluslararası terminolojide “Kanatlı Eti” kavramı içinde geçmekte olup, bu kavramın
içinde piliç, hindi, bıldırcın, ördek, kaz gibi hayvanların etleri de yer almaktadır. Tavuk eti,
hayvansal protein kaynağı olarak gıda sektörü ile iç içe olduğu gibi, tavukların
yetiştirilmesinde ve insan sağlığına etkilerinde sağlık sektörü ile, tesislerin inşasında inşaat
sektörü ile de ilişki içinde olup her açıdan istihdam yaratıcı bir sektördür.
Tavukçuluk; Gelir elde etmek amacıyla uygun barınaklarda, uygun tekniklerle bilinçli bir
yetiştiricilik olarak tanımlanabilir. “Yumurtacı Tavuk Yetiştiriciliği” ve “Etçi Tavuk
Yetiştiriciliği (Broiler)” olarak iki şekilde yapılır.
Ülke genelinde tarım üretiminde az bir paya sahip olan hayvancılığın bir alt kolu olan
tavukçuluk sektörü; girdiği gerileme sürecinden uzun süredir kurtulamayan kırmızı et
sektörünün yeterince üretim yapamamasından dolayı ortaya çıkan hayvansal protein açığını,
ithalata ihtiyaç duyulmadan zamanla artan üretimiyle karşılamakta olup, ülke ekonomisinde
önemi giderek artmaktadır.
Tavuk, yediği yemi çok kısa sürede ete ve yumurtaya dönüştürebilmekle beraber 1,8 kg yem
ile 1 kg canlı ağırlığa ulaşırken, sığır eti üretiminde 8 kg yem, domuz etinde ise 4 kg yeme
ihtiyaç vardır. Tavukçulukta canlı ağırlık artışı yönündeki iyileştirme çalışmalarının yoğun
olarak devam etmesi ve çevre şartlarının daha uygun hale getirilmesi koşullarıyla, türler
arasında yemden yararlanma bakımından görülmekte olan bu farklılığın tavukçuluk lehine
giderek artacağı ortadadır. Bilimin ve teknolojinin ilerlemesinin beraberinde vitaminlerin ve
amino asitlerin öneminin anlaşılması ile yumurta; biyolojik değerliliği tam, insan sağlığı için
besin maddelerince en zengin ve koruyucu maddesi olarak tanımlanmıştır.
Tavuk eti ise diğer etlere göre proteini yüksek, yağı az ve kalorisi düşüktür. Ayrıca kırmızı ete
oranla daha fazla yağ asidi içerir (oleik, linoleik, palmitikasit gibi). Göğüs etinde kalori
düzeyi 114 kcal, but etinde ise 125 kcal’dir. Vitamin olarak ise B ve B6 vitaminlerine sahiptir.
Ayrıca B vitamini içinde bulunan “niasin”in vücuttaki eksikliği DNA yapısını bozulmasıyla
kansere yol açar. Tavuk etinde DNA’nın yapısını tamir eden ve kanseri önleyici etkisi
kanıtlanmış selenyum da bulunmaktadır.
Tavuk eti ve yumurtanın yanında, kesimhane artıkları da rendering tesislerinde tüy unu, et
unu gibi ürünler olarak yem fabrikalarında değerlendirilmektedir. Ayrıca Uzakdoğu ülkelerine
ihraç edilen tavuk ayakları da ekonomik bir potansiyel oluşturmaktadır.
3
Tavuğun bütün bu özellikleri tavukçuluk sektörünün ve ilişki içinde olduğu diğer sektörlerin
de gelişmesi için büyük bir etken oluşturmaktadır ki dünya üzerinde 50’den fazla ülkede
kanatlı eti üretimi ekonomik açıdan büyük bir öneme sahiptir.
Sınıflandırma Numarası
GTIP: Kümes hayvanlarının etleri ve yenilen sakatatları 02.07-01.05
ISIC: Başka yerde sınıflandırılmamış hayvanlar ve hayvansal ürünler 10122
ISTC: Kümes hayvanları, eti parçalanmamış (t/s) 01231
Kümes hayvanları, eti parçalanmamış (d) 01232
Kaz ve ördeklerin yağlı karaciğeri (t/s) 01233
Kümes hayvanları, parça halinde eti (t/s) 01234
Kümes hayvanları, parça halinde eti (d) 01234
Kümes hayvanları, karaciğeri (d) 0136
Türkiye’de tavukçuluk sektörü için ilk adım 1930 yılında Ankara’da Merkez Tavukçuluk
Araştırma Enstitüsünün kurulması ile atılmıştır. 1952 yılına kadar sektörde ilerleme
olmamasına karşın 1952 yılında saf kültür ırklarının ithali gerçekleştirilmiş ve ABD’den
Plymouth Rock, New Hampshire ve Leghorn gibi günlük civcivler olarak gelen ırklar Tarım
Bakanlığı’na bağlı kuruluşlara ve halka dağıtılmıştır. 1956 yılında Yem Sanayi T.A.Ş.’nin
kurulması rasyonel beslenme koşullarını sağlamıştır. Sonraki yıllarda tavukçuluk sektörü daha
hızlı gelişme göstermiştir. 1963 yılında hibrit ebeveynlerin ithal edilmesinin özel sektörün de
ilgisini çekmesiyle 1968 yılında başlatılan yerli hibrit soylarını geliştirilmesi çalışmalarına
ağırlık verilmiş, daha sonra tavukçuluk ıslah çalışmaları 1979 yılında ülkesel proje kapsamına
alınmıştır. Çalışmalar, Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Merkezi’nin kapsamında ülke çapında
sektörde beyaz ve kahverengi yumurtacı ve etçi ebeveyn hatları üretimi olarak geliştirilmeye
devam edilmiştir. Ancak, verim düzeyi açısından üretilen hatlar, bazı özellikleri bakımından
yabancı genetik materyal ile karşılaştırıldığında rekabet güçlerinin zayıflığından dolayı
hedeflenen amaca ulaşıldığı söylenemez.
1986 yılında uygulamaya alınan Kaynak Kullanımı Destekleme Primi (KKDP) sisteminin
tavuk eti ve yumurta üretiminde yeni kapasiteler yaratılmış ve sektördeki gelişmeler; yem
sanayi, inşaat, sağlık, aşı-ilaç sektörü gibi diğer sektörlere de yansımış ve gelişmelerini
hızlandırmıştır.
4
2. SEKTÖRÜN DÜNYADAKİ YERİ
Tavuk eti, kırmızı ete oranla daha az yağlı, protein değeri yüksek, vitamin ve mineral
açısından zengin olmakla beraber fiyatının da daha ucuz olması nedenleriyle dünya tüketimi
giderek artmaktadır.
FAO verilerine göre, dünyada tavuk eti üretim rakamları 2002 ve 2003 yılları itibariyle
sırasıyla 64.006.383 ve 65.157.125 tondur. 2003 yılında bir önceki yıla göre dünya tavuk eti
üretimi % 1,8 oranında artmış bulunmaktadır.
2003 yılı itibariyle ABD, dünya tavuk üretiminin % 23.0’nı gerçekleştirmekte olup,
sıralamayı Çin Halk Cumhuriyeti % 15,0, Brezilya % 11.0 pay ile izlemektedir Diğer önemli
üretici ülkeler ise Meksika, Tayland, Hindistan ve Avrupa Birliği ülkeleridir. Ülkemiz dünya
beyaz et üretiminde 176 ülke içinde 18. sırada yer alırken tüm dünya üretiminden aldığı pay
ise % 0,9 dur.
Yıllar Miktar
1999 55.775.559
2000 58.991.683
2001 61.228.725
2002 64.006.383
2003 65.157.125
Kaynak: www.fao.org
5
2.2. Dünyada Tavuk Eti Tüketimi
Tavuğun diğer bazı hayvansal ürünlere göre daha ucuz olması ve besin değerlerinin daha
sağlıklı olması gibi nedenlerle tüketiminin ve üretiminin artacağı öngörülmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerde nüfus, kişi başına gelir ve kişi başına tüketimde beklenen artışa
bağlı olarak bu ülkelerde tavuk eti tüketiminde de gelişmiş ülkelere oranla daha fazla artış
beklenmektedir. Firmalarca potansiyel ihracat pazarlarının belirlenmesinde kişi başı yıllık
tüketim miktarları önemli göstergeler niteliğinde olup Türkiye’nin de içinde olduğu dünya
ülkelerinin yıllık kişi başı tüm tavuk tüketimi bir tablo olarak aşağıdaki gibi hazırlanmıştır.
2001 yılı kişi başı tüm tavuk eti tüketiminde önde yer alan ülkeler Hong Kong, ABD ve
Kuveyt olarak sıralanabilir. 1996-2001 yılları arasında tavuk eti tüketiminde en fazla artış
gösteren ülkeler % 45,0 ile Mısır, % 39,5 ile Türkiye, % 39,1 ile Brezilyadır.
6
Tablo 5 - Yıllık Kişi Başı Et Tavuğu (Broiler) Tüketimi (Kg)
2001 yılı kişi başı et tavuğu (broiler) tüketiminde en önde yer alan ülkeler Hong Kong,
Kuveyt ve ABD olarak sıralanabilir. 1996-2001 yılları arasında et tavuğu tüketiminde en fazla
artış gösteren ülkeler % 43,8 ile Polonya, % 39,3 ile Brezilya, % 35,8 ile Mısırdır.
I. İhracat:
Dünya ticaretine taze/soğutulmuş yüzde 65’lik tüm tavuk, but ve but parçaları, tüm tavuk
yüzde 70’lik, sakatat, hindi eti, kaz karaciğeri, diğer dondurulmuş formlar ile tavuk ayağı
konu olmaktadır. Dünya’nın en önemli ihracatçı ülkeleri; Amerika, Brezilya, Tayland, Fransa,
Hollanda ve Çin’dir.
7
Tablo 6 - Dünya İhracatında Önde Gelen Ülkeler ve İhracat Değerleri ( 1000 $ )
II. İthalat:
8
3. SEKTÖRÜN TÜRKİYE’DEKİ YERİ
Tavukçuluk 1970’li yıllarda ülkemiz hayvancılık sektörü içinde gelişmeye başlamış olup
özellikle 1980’li yıllardan sonra kendi üretim planlamasını yapabilen ve ülke ihtiyacını
karşılayabilen önemli bir üretim dalı haline gelmiştir. Ülkemizde üretilen beyaz etin yaklaşık
% 80,0’ı son derece modern tesislerde gerçekleştirilmesiyle birlikte tesislerin çoğu gelişmiş
ülkelerdeki benzerlerinden 20 yıl daha gençtir. Ülkemizdeki işletmelerin % 72.6’sı 5000
adet/devre kapasiteli işletmelerden oluşmaktadır.
Türkiye, 2004 yılı FAO verileri itibari ile Dünya piliç üretiminde 207 ülke arasında 17. sırada
yer almaktadır. Tavukçuluk sektöründe Tayland ve karma ortaklı yabancı sermaye yatırımları
mevcuttur.
Yurtiçi tavuk eti satışının % 75,0’i bütün tavuk, geri kalan % 25,0’ı ise parça tavuk etinden
oluşmaktadır. Parça tavuk eti satışının % 73,0’ünü but-göğüs, % 11,0’ini taşlık, % 6,0’sını
boyun, % 6,0’sını kanat, % 4,0’ünü ise flato şeklindeki parça etler oluşturmaktadır.
Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği’nin ( BESD-BİR) verilerine göre 2003 yılı piliç
üretimi 768 bin tona ulaştı. Buna 34 bin ton hindi eti ve 51 bin ton diğer kanatlılardan üretilen
toplam 85 bin ton et ile toplam kanatlı eti üretimi 853 bin tona ulaştı. 2004 yılında ise bu
rakamlar beyaz et üretiminde 855 bin tona, toplam kanatlı eti üretiminde ise 950 bin tona
ulaşmıştır.
9
Grafik 1
1000
900
800
700
600
500
400
300
200
100
0
1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004
Beyaz et olarak adlandırılan tavuk eti kırmızı et ürünleriyle karşılaştırıldığında hem daha
ucuz, hem de sağlık açısında daha az yağ ve kolesterol oranına sahiptir. Tavuk etinin bu
özelliklerine karşın Türkiye’de tavuk eti tüketimi beklenen seviyeye ulaşamamıştır.
Türkiye’de beyaz et tüketimi dalgalı bir seyir izlemektedir. Tüketimin yavaş artmasında nüfus
artışının etkilerinin olması ile birlikte bilim ve teknolojideki gelişmelerle tavuk etinin sağlık
açısından faydalarının keşfedilmesinin ve beslenme alışkanlıklarının sağlıklı beslenmek için
bilinçli tüketim yönünde değişmesinin de etkisi vardır. Özellikle 2000 yılında yaygınlaşan
deli dana hastalığı, tavuk etinin tercih oranının yükselmesinde etkili olmuştur.Kişi başı
tüketim miktarı 2000 yılında 11,09 kg’ a yükselmiştir. 2001 yılında yaşanan ekonomik krizin
de etkisi ile kişi başı tüketim miktarında düşüş olmuş, ardından tavuk eti tüketimi yeniden
artışa geçmiştir ve 2003 yılında tüketim miktarı kg’ a yükselmiştir.
10
Grafik 2
14
Tüketim Miktarı (kg)
13
12
11
10
9
8
7
6
5
4
3
2
1
0
1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004
Yıllar
Sektörde yaklaşık 10 bin adet broiler, 5 bin adet de yumurtacılık işletmesi mevcuttur.
Geçimini tavukçuluk sektöründen sağlayan (üretici çiftçi, sektörle ilgili esnaf, yem, ilaç, yan
sanayi, nakliye, pazarlama dahil) insan sayısı yaklaşık 2 milyondur. Sektörün yıllık cirosu 2,
5 - 3 milyar $ civarındadır. GSMH içindeki payı % 1,7’dir.
I. İthalat:
2004 yılı itibariyle ithalat 16.087 $ olarak gerçekleşmiş ve bu değer son 9 yılın en düşük
rakamı olmuştur. Türkiye ithalatına konu olan ürün grubu dondurulmuş tavuk olmuştur.
Ancak sektörün ithalat ile temel bağını girdi ithalatı oluşturmaktadır. Yumurta ve civciv
ithalatı, yem ve aşı sektörün temel ithal girdileridir.
Yem fiyatlarında görülen artış maliyet arttırıcı bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Üretim
maliyetinin % 70,0’nı yem bedeli oluşturmaktadır. Yem içinde yer alan soya, mısır ve balık
unu büyük oranda ithalat yoluyla temin edilen hammaddelerdir. Kanatlı yemlerinde bulunan
ithal hammadde oranı ise % 85,0 dolaylarındadır.
Kümes hayvanlarının etlerinin ve yenilen sakatatın ithalatı mevzuat açısından serbest olup,
Kalite ve sağlık açısından denetimi Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın kontrolüne tabidir.
11
Tablo 10 -
Kümes Hayvanları Etleri ile Sakatatları İthalatı (ABD $)
Yıllar İthalat
1996 160.196
1997 515.394
1998 74.695
1999 18.232
2000 824.989
2001 182.517
2002 32.267
2003 64.897
2004 16.087
II. İhracat:
Ağırlıklı olarak iç pazara yönelik üretim gerçekleştiren sektörün ortalama olarak üretiminin
% 3.0’ı ihraç edilmektedir. 2002 yılında düşüş gösteren Kümes Hayvanları Etleri ile
Sakatatları İhracatı 2003 yılında % 37,6 ve 2004 yılında bir önceki yıla göre % 20,0 artış
göstermiştir.
Yıllar İhracat
1995 5.113.046
1996 8.849.291
1997 10.445.397
1998 11.178.191
1999 6.756.996
2000 6.215.375
2001 14.439.972
2002 12.156.207
2003 16.726.824
2004 20.072.931
2005(ocak-şubat) 3.556.147
12
Tablo 12 - Türkiye’nin Ülkeler İtibariyle
İhracatımızda büyük bir paya sahip olan Çin ve Hong-Kong’a ağırlıklı olarak tavuk ayağı
ihracatı yapılmaktadır. Azerbaycan, Irak ve Türkmenistan’a ise ağırlıklı olarak tavuk-horoz
eti ihracatı gerçekleştirilmiştir.
Bu önemli pazarlara çok kısa bir süre sonra ek olarak AB ülkeleri de dahil edilecektir. Tarım
ve Köyişleri Bakanlığının uyguladığı kontrolleri yeterli bulmayan AB denetçileri Türkiye’ye
geçer not vermiyorlardı. Fakat Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yoğun çalışmaları sonucu
15-26 Eylül 2003 tarihinde AB Gıda ve Veterinerlik Ofisi (SANCO) yetkilileri bazı tesisleri
yerinde incelemiştir. İncelemeler sonucu hazırlanan ön raporda 5 firmaya geçer not vermiştir.
Bugün itibariyle Türkiye AB ülkelerine ihracat yapabilir ülkeler listesine alınma noktasına
gelmiştir. AB ülkelerine ihracat izni çıkması durumunda toplam ihracatımızın 3 katına
çıkması tahmin edilmektedir.
Sektörün üretim sisteminin tamamına yakını iç talebe yönelik olup, sadece talep artışlarını
karşılama seviyesindedir. Bu nedenle, sadece çeşitli sebeplerden dolayı oluşan üretim
fazlasını ihraç etme çabasına girilmektedir. Bunun sonucu olarak da ihracatta istenen düzeye
ulaşılması neredeyse imkansız hale gelmektedir. İhracatın düşük olmasının diğer önemli
etkenleri de üretim maliyetlerinin yüksekliği, üretim ve ihracat teşviklerinin yetersizliğidir.
İhracatta uygulaması zorunlu standartlar ise TS 2490 tavuk gövde eti (karkas) ve TS 4018
hindi eti standartlarıdır.
13
4. SEKTÖRLE İLGİLİ MEVZUAT
4.1. Mevzuat:
Yem Kanunu
Hayvan Sağlı ve Zabıtası Kanunu
560 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde
Kararname
Kanatlı Hayvan Eti ve Et Ürünleri Üretim Tesislerinin Kuruluş, Açılış ve Denentleme
Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik
Türk Gıda Kodeksi Et Ürünleri Tebliği ( 2000 / 4 )
Türk Gıda Kodeksi Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden
Etiketleme Kuralları Tebliği ( 2002 / 58 )
Kasaplık Canlı Tavuk, Tavuk Eti, Sakatatı ve Yumurtalarının İthalatında Kontrol
Belgesi Düzenlenmesi İçin Gerekli Şartlar Hakkında Tebliğ ( 2000 / 3 )
Damızlık Harici Canlı Hayvanlar İle Hayvan Maddelerinin İthalinde Kontrol Belgesi
Düzenlenmesi İçin Aranacak Belgeler Hakkında Tebliğ ( 2000 / 32 )
İmar Kanunu
Kurulacak tesisin yer ve projeleri ile belgelerinin Sağlık Bakanlığı İl Sağlık Müdürlüğü’nce
uygun görüldüğü takdirde Bakanlıkça “Uygundur” görüşü verilir ve firma Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı’na başvurarak tesis kurma izni alır. Çalışma izninin alınması için aynı prosedür
uygulanır.
“Kanatlı Hayvan Eti ve Et ürünleri Üretim Tesislerinin Kuruluş, Açılış ve Denetleme Usul ve
Esaslarına Dair Yönetmelik” kapsamındaki tesislerin, tesis kurma ve çalışma izinlerinin
verilmesinde ve çalışma izni verilmesi öncesinde yapılacak denetlemelerinde; kombina ve
kesimhanelerde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü,
14
parçalama tesisi, mamul madde üretim tesisi ve soğuk depolarda ise Bakanlık İl Müdürlükleri
yetkilidir.
2000 / 4 sayılı Türk Gıda Kodeksi Et Ürünleri Tebliği’nde, et ürünlerinin tekniğine uygun ve
hijyenik olarak üretilmesi, hazırlanması, işlenmesi ile muhafaza, depolama, taşıma ve
pazarlamasını sağlamak üzere, ürünün özellikleri belirlenmiştir.
25.08.2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2002 / 58 sayılı Türk Gıda Kodeksi Gıda
Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliği
uyarınca, gıda maddelerinin etiketinde bulundurulması zorunlu bilgiler aşağıdaki gibidir:
Kanatlı etleri sektöründe TSE standartları uygulanmakta olup, sektörde yüksek miktarlarda
ihracat söz konusu olmadığı için ANFOR, DIN ve SAE gibi standartlarla ilgili bir çalışma
yapılmamaktadır.
15
Tablo 13 – Yürürlükte Olan Standartlar
Sektörde yer alan bir çok firma ISO 9001 ve ISO 14000 gibi Kalite Sistem Belgelerine
sahiptir. Ayrıca, HACCP* standartlarına uygun prensipler çerçevesinde üretim yapılmaktadır.
*HACCP: Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktalarına Göre Gıda Güvenliği Yönetimi-
Gıda Üreten Kuruluşlar ve Tedarikçileri İçin Yönetim Sistemine İlişkin Kurallar.
Sektörün en önemli sorunlarından biri olan damızlık hayvan ve yem hammaddelerinde dışa
bağımlı olmasıdır. Bu nedenle ithalat yaptığımız ülkelerde herhangi bir nedenden dolayı bir
sıkıntı yaşandığında sektörde damızlık hayvan ve yem hammaddesi temininde zorluk
yaşanmaktadır. Bu da sektörde çok kısa bir sürede kriz yaşanmasına neden olmaktadır.
% 90’ı ithal edilmektedir. Ülkemizde mısırın piyasa fiyatı 0.32 YTL/Kg’dir(248 $/ton).
Toprak Mahsülleri Ofisi’nin (TMO) mısır satış fiyatı ise yaklaşık 0.40 YTL/Kg’dır(300
$/ton). Buna karşın dış pazarda mısırın tonu 90-100 $olarak fiyatlandırılmıştır.
16
et ihracatı yapan firmalara teşvik olarak dağıtılmasıdır. Ayrıca TMO’nun uyguladığı fiyat
politikasında maliyet bazlı belirlemeler yaparak üreticiyi olduğu kadar tüketiciyi de koruyan
bir politika izlenmesi de çözüm önerileri içinde yer almaktadır.
Maliyetleri yükseltici etkiye sahip bir diğer konu ise yemlerdeki fire ve zaiyatlardır. Otomatik
yemlikler kullanılması bu maliyetleri en aza indirecek çözüm önerilerinin başında
gelmektedir.
T.C. Ziraat Bankasının uyguladığı faiz oranının yüksekliği ve son olarak uygulanan indirimli
faiz politikasından tavukçuluk sektörünün yararlanamaması sektörde finansman sorunu
yaşanmasına neden olmuştur.
Sektörün indirimli faiz politikası kapsamına alınması ve kapasite oranlarına göre iki yıl vadeli
rehabilitasyon kredisi verilmesi finansman sorununu ortadan kaldıracak önerilerin başında
gelmektedir.
Tüketimi artırmanın önemli yollarından biride süt, mercimek ve fındık tüketimini artırıcı
kampanyaların benzerlerini düzenleyerek üretici firmalarında bu kampanyaları destekleyici
promosyonlar yapmalarıdır.
2004 yılı Ekim ayında ortaya atılan iddialar sonucunda haftalık tavuk satışları 19.000 iken
14.000 rakamına kadar gerilemiştir. Satışların bir anda düşmesi sonucu sektör büyük
oranlarda stok oluşmuştur. İddiaların sektöre maliyeti 13.000.000 YTL olduğu açıklanmıştır.
17
Bu iddiaların etkisini azaltmak amacıyla yetkili kuruluş ve merciler tarafından açıklamalar
yapılmış, bu açılamalarda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın araştırmalarına yer verilmiştir.
Bakanlığın araştırmalarına göre son dört yılda yapılan 1.176 hormon araştırma analizinde
hiçbir hormon kalıntısına rastlanmadığı, 2003 ve 2004 yılında yapılan toplam 941 antibiyotik
testinden sadece birinde limit aşımı saptandığı belirtilmiştir.
Türk ihracatçısının en önemli sorunları, maliyetlerin yüksek olması ve ihracat iadesinin çok
düşük olmasıdır. Bu durum önde gelen kanatlı eti ihracatı yapan ülkelerle fiyat konusunda
rekabet etmemizi imkansız hale getirmektedir.
Bütün piliç eti maliyeti ülkemizde 1.600 $/ton iken, ABD,Brezilya ve AB ülkeleri 900 $/ton
fiyatla Rusya,Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerine ihracat yapmaktadır. Ayrıca Türk
ihracatçısı ihracat iadesi olarak 26 $/ton alırken, ABD’de 600 $/ton, AB ülkelerinde 310 $/ton
ihracat iadesi uygulanmaktadır.
Aradaki bu büyük farkı kaldırmak ve belirtilen ülkelerle rekabet edebilmemiz için mevcut
ihracat iadesine ek olarak; piliç etine 300 $/ton,25 $/1000 adet, kuluçkalık ve damızlık
yumurtaya 20 $/1000 adet ve sofralık yumurtaya10 $/1000 adet ihracat iadesi verilmesi
çözüm önerilerinin başında gelmektedir. Böyle bir ihracat desteği sağlanması halinde 2004
yılında ayak hariç 12.000 ton olan piliç eti ihracatımız 30.000 tona çıkacağı beklenmektedir.
İthalatçının önemli bir sorunu da yem hammadde fiyatlarının dış pazara göre yüksek
olmasıdır. Böylece maliyetlerin, buna bağlı olarak ta diğer ülkelere göre ürün fiyatları daha
yüksek olmakta, bu ise diğer ülkelerle rekabet etmemizi zorlaştırmaktadır.
Bugüne kadar ülkemizde tavukçuluk sektöründe kuş gribi veya benzeri hastalıklara
rastlanmamıştır. Fakat bunun devamı için gümrüklerdeki denetimlerin artırılması ve enfekte
ülkelerden kesinlikle ithalat yapılmaması gerekmektedir.
Halk arasında merdiven altı olarak tabir edilen kayıtsız, açıkta satılan ve menşei belli olmayan
kalitesiz ve sağlıksız ürünler nedeniyle hem iç piyasada hem de dış ticarette sektör için büyük
bir tehdit olarak görülmektedir.
Bu üretim yerlerinin daha sıkı denetlenmesi ve halkın üretim tarihi, izin ve sicil numarası
olmayan ürünleri almaması yönünde bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
18
6. SEKTÖRDE FAALİYET GÖSTEREN BAŞICA ÜRETİCİ VE / VEYA
İHRACATÇI FİRMALAR
Türkiye’de kanatlı sektörü genelde yetiştirme kümeslerinin yoğun olduğu bölgeler ile önemli
ve büyük pazarlara yakın yerlerde yoğunlaşmıştır. Etlik piliç yetiştiriciliğinin yoğun olarak
yapıldığı başlıca bölgeler:
Bolu-Sakarya-İstanbul Bölgesi
Bandırma-Eskişehir Bölgesi
İzmir Bölgesi
Çukurova Bölgesi
Ankara Bölgesi
19
Mudurnu Tavukçuluk A.Ş.
20
Ak Piliç Bolu Hayvancılık Tic. Ltd. Şti
21
7. KAYNAKALAR
1. BESD-BİR Kayıtları
7. www.kanatli.net
6. www.fao.org
7. www.keskinoglu.net
22