Professional Documents
Culture Documents
Hazırlayan:
ŞEBNEM HASKINACI
Mayıs 2004
İÇİNDEKİLER
SAYFA NO:
1.ÜRÜNÜN ORİJİNİ, TANIMI VE YAYILIŞI 3
1.1.ÜRÜNÜN TARİHÇESİ, ORİJİNİ VE YAYILIŞI 3
1.2.ÜRÜNÜN TANIMI 3
1.3.GÜMRÜK TARİFE NUMARALARI 4
1.4.BESİN DEĞERİ 4
1.5.GIDA OLARAK KULLANLAN SOYANIN İNSAN SAĞLIĞI
AÇISINDAN ÖNEMİ 5
1.6.SOYANIN KULLANIM ALANLARI 6
2.SOYANIN TARIMI 7
2.1.TOPRAK İSTEĞİ VE ÜRÜN EKİMİ 7
2.2.TOHUM MİKTARI VE ÇEŞİT SEÇİMİ 7
2.3.BAKTERİ AŞILAMASI 8
2.4.SULAMA 8
2.5.GÜBRELEME 9
2.6.HASAT 9
2.7.HASTALIK VE ZARARLILAR 9
3.ÜRÜN POTANSİYELİ 10
3.1.ÜRETİM 10
3.1.1.DÜNYADA ÜRETİM 10
3.1.2.TÜRKİYE’DE ÜRETİM 12
3.2.TÜKETİM 13
3.2.1DÜNYADA SOYA TÜKETİMİ 13
3.2.2TÜRKİYE’DE SOYA TÜKETİMİ 14
4.DIŞ TİCARETİ 14
4.1.DÜNYADA 14
4.2.TÜRKİYE’DE 16
5.MEVZUAT VE UYGULAMALARI 17
5.1.ÜRÜN STANDARTLARI 17
5.2.TÜKETİCİ SAĞLIĞI AÇISINDAN YERİNE GETİRİLMESİ
ZORUNLU ŞARTLAR 17
5.3.AMBALAJ 18
5.4.ETİKETLEME VE ETİKET BİLGİLERİ 19
5.5.TAŞIMA VE DEPOLAMA 20
5.6.TESCİL VE DENETİM 21
5.7.NUMUNE ALMA VE ANALİZ METODLARI 21
5.8.DESTEK PRİM ÖDEMELERİ 21
6.SEKTÖRDEKİ MEVCUT DURUM, SORUNLAR VE ÇÖZÜM
ÖNERİLERİ 21
KAYNAKLAR 24
2
1.ÜRÜNÜN ORİJİNİ, TANIMI VE KAPSAMI
Soya fasulyesi (Glycine Max ( L.)Merill Family Leguminosae) 5000 yıl önce
Doğu Asya ovalarında keşfedilmiş, beş kutsal (çeltik, soya, buğday, arpa ve darı)
ekinden biri olarak kabul edilmiş ve o günden bugüne dek Doğu Asya Ülkelerinin en
önemli tarımsal ürünlerinden biri olarak bu bölge insanlarının besin kaynağı
olmuştur. Bugün Dünya üzerinde üretimi yapılan en önemli bitkisel ürünlerden biri
olmasına karşın soya 100 yıl öncesine kadar Uzakdoğu dışında pek fazla
bilinmiyordu.
Soyanın genetik orijin merkezi Çin ve Mançurya’dır. 11. ve 17. yüzyılda Çin’in
doğusunda gıda ürünü olarak yetiştirilmeye başlanan soya bitkisi, zamanla Japonya,
Vietnam, Filipinler, Tayland, Malezya, Nepal ve Hindistan’a yayılmıştır.
Batı’nın soya ile tanışması oldukça geç olmuştur.1740’larda Fransa,
1790’larda ise İngiltere soya ile tanışmıştır. 17. yüzyılın başında Avrupa’ya getirilen
soya, iklim ve toprak koşullarının yeterli olmaması sebebiyle verimli olarak
yetiştirilememiştir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde ise soya çalışmaları ilk kez 1804’de
başlamıştır.1919-1924 yıllarında 8 eyalette birden başlatılan soya ekimleri, çeşitlerin
ve tarımda makineleşmenin artmasıyla zenginleşmiş ,soya sanayinin kurulması ile
zamanla yaygınlaşmıştır.
Soya fasulyesinin insan sağlığı açısından önemini ilk olarak Amerika Birleşik
Devletleri keşfetmiş olup, bu keşif ABD’li üreticiler tarafından hemen
değerlendirilmiştir.Ülke genelinde seri bir şekilde soya fasulyesi ekimi başlamıştır.
Batı ülkelerinde ve ABD’de soyanın önem kazanması 20. yüzyılda
başlamıştır.İkinci dünya savaşı sonrasında protein ve yağ teminindeki yetersizlikler,
soya fasulyesinin insan gıdası olarak tüketimini arttırmıştır.
Günümüzde soya tarımı en çok ABD’de gelişmiştir.
1.2.ÜRÜNÜN TANIMI
3
1.3.GÜMRÜK TARİFE NUMARALARI
1.4.BESİN DEĞERİ
4
100 gr. Soya Fasulyesinin Bileşenleri ve Besin Değeri:
Su 8.59 gr.
Besin enerjisi(Kcal) 416 kcal
Protein( gr) 36.5 gr.
Toplam yağ(gr) 19.9 gr
Toplam karbonhidrat(gr) 30.2 gr
Lif 9.3 gr.
Kül 4.9 gr.
İzoflavonlar 200 mg.
Yağ asitleri Doymuş 2,9 gr.
Mono-doymamış 4.4 gr.
Poli-doymamış 11.3 gr.
Kaynak:ABD Tarım Bakanlığı (USDA)
Nutrient Database for Standart Reference
Vitamin B6 0.38 mg
Folik asit 375µgr.
Vitamin A 2.0µgr.
Vitamin E 1.95 µgr
Kaynak:USDA Nutrient Database for Standart Reference
5
o Protein alımının büyük kısmını soya fasulyesinden sağlayan toplumlarda
kalp hastalığı, göğüs kanseri ve osteoporoz, protein ihtiyacının çoğunu
hayvansal gıdalardan sağlayan toplumlara göre çok daha az
görülmektedir.
o İnsan beslenmesinde önemli bir yere sahip olan soya, insan bünyesindeki
yağ ve lipid metabolizmasını düzenleyen yağ asitlerini içermesi sebebiyle
şeker hastalığı ve damar sertliği hastalıkları olan kişiler için de oldukça
faydalıdır. Soya proteininde bulunan lif kandaki kolestrol seviyesinin
azalmasına da yardımcı olur .
o Soya omega-3 yağ asidi olarak da bilinen linolenik asit yönünden de
oldukça zengindir.Kemik erimesine karşı mutlak alınması gereken omega-3
yağ asidi miktarı soyanın tanesinde %5-11 arasında değişmektedir.
o Soyanın kimyasal yapısı incelendiğinde içeriğinin vücut direncini arttırarak
birçok hastalığa yakalanma riskini azalttığı, özellikle birçok kanser riskine
karşı vücudu güçlü kıldığı gözlenmiştir.
o Soya proteini tüketimi fazla olan toplumlarda mide ve prostat kanserine
daha az rastlanılmıştır.
o Ek besin gereksinmelerimizden olan ve soyada en zengin ve istenilen
yapıda bulunan izoflavonların diğer bileşenler ve soyanın protein içeriği ile
birleşmesi, soya gücünü ve insan sağlığına faydalarını arttırmaktadır.
Soya kolestrol ihtiva etmeyen yapısı, içermiş olduğu yüksek kaliteli protein
içeriği ile çok yönlü olarak yararlanabilen bitkisel bir gıda maddesidir.
Soya başlıca 3 ana ürün çeşidi olarak kullanılmaktadır:
9 Yağ ürünleri (gliserol, rafine soya yağı , soya lestisini )
9 Tam soya ürünleri
9 Soya protein ürünleri (soya unu ve soya küspesi)
Türkiye’de gıda sektöründe yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan tüketiminin
dışında soya, ağırlıklı olarak yem sektöründe tüketilmektedir. Soya dünyada bitkisel
yağların ve yüksek proteinli hayvan yemlerinin başlıca kaynağıdır.
Soya fasulyesi ve soya küspesi yem hammadesi olarak çok önemli bir bitkisel
protein olup, özellikle kanatlı yem rasyonlarında yüksek oranda kullanılmaktadır.
Soya fasulyesinden doğal olarak yararlanıldığı gibi soya filizi, soya sütü, soya
eti, soya yağı ,soya unu ve tofu olarak da tüketimi vardır. Bunların dışında tempeh,
miso, soya kepeği ve soya sosu dünya mutfaklarında kullanılan diğer soya
ürünleridir.
Soya proteinlerinin kullanım yerleri şunlardır:
9 Hamur ürünleri,
9 Bebek mamaları,
9 Şekerleme ürünleri,
9 Kahvaltalıklar,
9 Hamur un karışımları,
9 Bisküvi ve çikolata ürünleri,
9 Alerji yapmayan süt,
9 Özel diyet ürünleri,
9 Makarnalar,
9 Et ürünleri katkı maddesi,
9 Kuru / soğuk hazır yemek karışımları
6
Türkiye’deki soya gıdaları ise ,unlu mamuller, ekmek, bisküvi, makarna, kekler,
mantı, baklava, et mamülleri, çikolata, helva ve yemeklerdir .
Soya gıda dışında birçok sektörde kullanımı olan ender tarla bitkilerinden
biridir. Soyadan sanayide de sayılmayacak kadar çok değişik şekilde
faydalanılmaktadır. Soya şekercilikte, inşaatlarda kullanılan macun bileşimlerinde,
funguist ve pestisitlerde, antibiyotiklerde, dizel yakıtında ve diğer birçok endüstriyel
ve ecza ürünlerinde de kullanımaktadır.
Günümüzde sanayide yaklaşık olarak 400 endüstriyel ürünün üretiminde
değerlendirilen soya tutkal, mürekkep, benzin, sabun, böcek ilacı, alkol, plastik ve
lastik maddeler ile yağ üretiminde de kullanılmakradır.
Özellikle Amerika’daki günlük gazetelerin %75’inde soya mürekkebi
kullanılmaktadır. Soya mürekkebinin daha parlak ve belirgin renkli baskılar
oluşturması ve petrol bazlı mürekkepler kadar da zararlı olmaması tercih sebepleridir.
Ayrıca ABD’de soyadan elde edilen kağıtlar da piyasada önemli bir yer tutmaya
başlamıştır.
2.SOYANIN TARIMI
2.1.TOPRAK İSTEĞİ VE ÜRÜN EKİMİ
Soya sıcağı seven tropik ve subtropik bölgelerde iyi gelişen bir bitkidir.
Gelişme süresince 2500-3000°C’lik ısı toplamına ihtiyaç duymaktadır.Soya, toprak
isteği açısından çok fazla seçici bir bitki değildir. Su geçirgenliği iyi olan, suyu
göllendirmeyen fakat su tutma kapasitesi olan , tınlı ve Ph’ı 5.5-7.0 arasındaki
topraklar soya tarımı için ideal topraklardır. Soya topraktaki tuzluluğa karşı hassastır.
Asit topraklarda manganez zehirlenmesi ve soya bakterisi faaliyetlerinde durma, Ph’ı
7.5’den yukarı topraklarda demir noksanlığı görülebilir.
İyi ve zamanında bir çimlenme ve ürün çıkışını sağlamak için toprak sıcaklığı
en az 10-12º C olmalıdır.
Soyanın yazlık bir baklagil bitkisi olması sebebiyle ekimi bahar aylarında
yapılır. Soyanın hem ana ürün hem de II.ürün olarak ekilebilmesi, ekim zamanlarında
farklılık olmasına sebep olur. Soya ana ürün olarak ekilecek ise, bölgelerimize göre
değişmekle birlikte, Nisan ayının son haftası ile Mayıs ayının ilk yarısında ekilmelidir.
II.ürün olarak ekilecekse Trakya Bölgesi’nde Haziran ayının sonunda,
güneyde ise Temmuz’da ekilebilmektedir.Ancak II.ürün olarak ekilecek soyanın tam
vaktinde ekilmesi gerekir, aksi takdirde hasat yağışlı döneme denk gelir ve ürün kaybı
oluşur.
Soya ekimi sıra arası mesafesi ülkeye hatta bazen aynı ülkedeki farklı
bölgelere göre farklılık gösterebilmektedir. Ekim sıra arasının genel olarak 60 cm.den
fazla olması pek fazla tercih edilmez. Dar sıra aralıklarla ekim yapıldığı takdirde
yabancı otları soya bitkisi doğal ortamında bastıracak olup, yabancı ot mücadelesi
gerekmeyecek, dolayısıyla ek bir maliyet oluşmayacaktır. Sıra ekiminin dar olması
hem tohum verimini arttıracak hem de hasat kayıplarını azaltacaktır.
Mibzer ile ekimi yapılacak olan soya tohumunun en uygun ekim derinliği 2.5-
5.0 cm arasıdır.
7
diğerlerinden daha iyi uyum sağladığı gözlendiği için çeşit seçimi yapılırken tek
başına verimden çok o çeşidin diğer özellikler bakımından çevreye ve üretim
şekline uyumu da göz önüne alınmalıdır.
Soya çeşitleri, 13 olgunluk grubuna ayrılmaktadır. Bunlar 000, 00, 0, I,
II,…….X gruplarıdır. Farklı soya grupları farklı özelliklere uyum sağlamaktadırlar.
Dünyanın kuzeyinden güneyine doğru gidildikçe I,II ve III grubundaki çeşitlerin
daha iyi uyum sağladığı gözlenmiştir.
Ülkemizde ise O grubu ile V grup arasındaki olgunluk grubuna dahil soya
çeşitleri rahatlıkla yetiştirilebilmektedir. Soyanın çeşidinin seçiminde, o bölgenin
soya yetiştirmeye elverişli toplam gün sayısının bilinmesi son derece önemlidir.Bir
çeşidin bölgede yanlış seçilmesi, o çeşidin o bölgede olgunlaşmasını
tamamlayamamasına neden olabilir.
Ekilen tohum miktarı soyanın verimliliğini etkileyen en önemli faktörlerden
biridir. Kullanılacak tohum miktarı ekim sıra aralığına ve seçilen çeşidin ağırlığına
göre farklılık gösterebilmektedir. 25-40 cm sıra aralığı kullanılacaksa, çeşidin bin
tane ağırlığına göre 6-12 kg. tohumluk, 60-70 cm sıra aralığı kullanılacaksa gene
çeşidin bin tane ağırlığına bağlı olarak 3.5- 6 kg. tohumluk miktarı yeterli olacaktır.
2.3.BAKTERİ AŞILAMASI
2.4.SULAMA
8
9 4.Dönem: Baklaların dolum dönemi (Bu dönem yaklaşık olarak 3.ncü sulama
döneminden 10-15 gün sonrasına denk gelmektedir.)
2.5.GÜBRELEME
2.6.HASAT
2.7.HASTALIK VE ZARARLILAR
9
yapılamalıdır. Ancak toprak neminin fazla olması çapalama sırasında bitkiye zarar
verebilir. Bu sebeple kimyasal ilaçlarla mücadele yapılması tercih edilebilir.
Soya ekiminden önce herbisitler ile yabancı otların çıkımı da
önlenebilmektedir. Yetiştirme ve kültürün seçimi ile de yabancı otlar kontrol altına
alınabilir.
Başta toprak nematodları olmak üzere bakteriler, mantarlar ve virüsler soya
hastalıkların başlıca sebepleridir. Bazı ciddi soya hastalıkları şunlardır:
Tarla içerisinde virüs bulaşan bitki tespit edilir edilmez, yayılmayı önlemek
üzere bu bitki hemen sökülmeli, yakılmalı ya da derine gömülerek imha edilmelidir.
Soya bitkisinin bütün kısımları hastalığa maruz kalabilir ve hastalık derecesi
çevresel şartlara bağlı olarak bazı değişiklikler gösterebilir.
Islah çalışmaları ile hastalıklara karşılık dayanıklılık sağlanabilmektedir.
Hastalıklara dayanıklı ve dirençli çeşitler seçilerek, ürün rotasyonu ve ürün
artıklarına uygun işlemler yapılarak hastalıklarla mücadele edilebilir.
Soya tohumları ve fideleri kuş ve kemirgenler için uygun bir yem olduğu için,
ekimden hemen sonra bu hayvanlar büyük zararlar verirler. Özellikle soyanın
bütün kısımları ile beslenen böcekler ciddi zararlılardır.
Zararlılar olarak yeşil kurt , kırmızı örümcek, kokulu yeşil böcek ve özellikle
Akdeniz ve Ege sahil bölgelerinde beyaz sinek, pamuk yaprak kurdu, çizgili pamuk
yaprak kurdu soya bitkisine zarar veren böcekler arasında yer almaktadır.
Zararlılar ve hastalıklar ile mücadele kimyasal pestisitlerle yapılmaktadır.
3.ÜRÜN POTANSİYELİ
3.1.ÜRETİM
3.1.1.DÜNYADA ÜRETİM
10
Dünya Soya Ekim Alanı, Üretim ve Tohumluk Miktarları
11
Ülkeler İtibariyle Ekim Alanları (Ha)
3.1.2.TÜRKİYE’DE ÜRETİM
12
Yeterli potansiyele sahip olmamıza karşın ülkemizde soya üretimi istenilen
düzeyde değildir. Bunun en önemli sebebi, üreticinin yeterli desteği alamamasından
dolayı katma değeri yüksek ürünler yerine, buğday gibi düşük maliyetle üretilen
ürünlere yönelmesidir. Ayrıca soya üretimi ve değerlendirilmesine yönelik yeterli
altyapının bulunmaması ve araştırma faaliyetlerinin az olması potansiyelimizi
yeterince kullanamamızın diğer sebepleridir.
Soyanın bir tarla bitkisi olması sebebiyle, bu ürünün serada ve benzeri üretim
tesislerinde üretimine ihtiyaç duyulmamaktadır.
3.2.TÜKETİM
13
3.2.2.TÜRKİYE’DE SOYA TÜKETİMİ
4.DIŞ TİCARETİ
Dünya soya fasulyesi ihracatı yaklaşık olarak 40-56 milyon ton civarındadır.
Bu miktarın yaklaşık %50’sini ABD gerçekleştirmektedir. ABD’yi Brezilya ve Arjantin
takip etmektedir.
Dünya soya yağı ihracatının miktarı ise yaklaşık 7-9 milyon ton civarındadır.
Dünya soya yağı ihracatının yaklaşık %40’ını Arjantin gerçekleştirmektedir. Bunu AB
ve Brezilya takip etmektedir.
14
Dünya Soya Yağı İhracatı
(miktar: milyon metrik ton)
4.1.2.İTHALAT
AB dünya soya fasulyesi ithalatında ilk sırayı almaktadır. AB’yi Çin, Japonya
ve Meksika izlemektedir.
Dünya soya yağı ithalatında ise ilk sırayı Hindistan almaktadır. Hindistan’ı,
İran ve AB izlemektedir.
15
4.2.TÜRKİYE DIŞ TİCARETİ
İstatistiki veriler özellikle 2001 yılından sonra soya fasulyesi ithalatının sürekli
arttığını göstermektedir.2001 yılında 321.252 ton olan soya fasulyesi ithalatı 2002’de
% artarak 612.497 ton, 2003 yılında da bir önceki yıla göre % artarak 813.635 ton
olarak gerçekleşmiştir.
Soya yağı ithalatımızda da dönemsel artışlardan söz etmek mümkündür.
En çok ithalat yaptığımız ülke başta ABD olmak üzere mahsul dönemlerinde
Brezilya, Arjantin’dir.
Soya fasulyesi ve soya yağı ihracatlarımız ise yok denecek azdır.2001 ve
2003 yıllarında soya fasulyesi ihracatımız olmamıştır.İhracatın büyük bir kısmı
Türkiye Cumhuriyeti Ülkelerine yapılmaktadır.
16
5.MEVZUAT VE UYGULAMALARI
5.1.ÜRÜN STANDARTLARI
Söz konusu standartlar ile ilgili detaylı mevzuat bilgileri Türk Standartları
Enstitüsü’nden (Adres:Necatibey Cad. No:112 PK:06100 Bakanlıklar-Ankara, tel:312-
4178330 (20 hat), faks:312-425 43 99, web:www.tse.org.tr) temin edilebilir.
17
(Yağda çözülür)
Diazinon 0,1
(Yağda çözülür)
Dicrotophos 0,02
Dimethoate 0,05
Endosülfan 0,2
(Yağda çözülür)
Fenitrothrin 0,1
Linuron 0,2
Malathion 0,2
Methamidophos 0,05
Methomyl 0,1
Metolachlor 0,05
Metribuzine 0,05
Monocrotophps 0,02
Phosfolan 0,1
Profenofus 0,02
Sethoxydim 0,05
Thiodicarb 0,1
Vamidothion 0,02
Metal ve Metaloidler
5.3.AMBALAJ
18
• Gazete ve gıda ambalaj materyali olarak üretilmemiş basılı ve yazılı
kağıtlar, yeniden işlenmiş kağıtlar ve plastik gıda ambalaj materyali
olarak kullanılamazlar.
• Ambalaj materyali, gıda maddesinin özelliğine bağlı olarak sıcaklık
değişimleri, nem, hava, ışık gibi olumsuz dış etkenlerden korumalıdır.
• Gıda maddelerinin bileşiminde istenmeyen değişikliklere ve
organoleptik özelliklerinde bozulmalara neden olmamalı ve gıda
maddesiyle etkileşim göstermemelidir.
• Ambalaj materyali üzerinde izin tarihi ve numarası ile üretici firmanın
adı ve bulunduğu il belirtilmelidir.
• Doldurma, taşıma ve depolama koşullarına dayanıklı ve istiflemeye
uygun olmalıdır.
19
9 Orijin ülke,
9 Gerektiğinde kullanım belgisi ve muhafaza şartları,
9 Üretim izin tarihi ve sayısı, sicil numarası veya ithalat kontrol belgesi
tarihi ve sayısı,
20
• Gıda maddelerinin taşınması ve depolanması ile ilgili gerekli iş güvenligi
önlemleri alınmalıdır.
• Depolar ve taşıma araçlarının denetim ve kontrolü Tarım ve Köyişleri
Bakanlığınca yapılır.
5.6.TESCİL VE DENETİM
Türk Gıda Kodeksi’nin 2001/29 no.lu ‘Bitki Adı ile Anılan Yemeklik Yağlar
Tebliği’ uyarınca, bitki adı ile anılan yemeklik yağları üreten ve satan işyerleri; tescil
ve izin, ithalat, kontrol ve denetim sırasında tebliğ şartlarına uymakla yükümlüdürler.
Bu hükümlere uymayanlar hakkında 560 sayılı Gıdaların Üretimi,Tüketimi ve
Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre yasal işlem
yapılır.
Denetim ise, 560 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından yapılır.
Dünyada en fazla soya üretimi yapılan ülkelerin başında ABD, Brezilya, Çin
ve Arjantin gelmektedir.Özellikle ABD’nin son yıllarda önemini daha iyi anladığı
soya, plansız tarım politikaları yüzünden ülkemiz ekonomisine yeteri kadar katkıda
bulunamamaktır. Gıdadan petrol türevlerine kadar sanayinin birçok dalında kullanım
alanının olmasına rağmen ülkemizde soya genel olarak yem sanayinde
kullanılmaktadır.
Türkiye ekolojisinin yüksek miktarda soya yetiştirmeye elverişli olmasına
rağmen ülkemizde soya üretimi istenilen düzeyde değildir. Dünya genelinde birçok
ülke için soya, yağlı tohumlar içerisinde öncelikli ürün olmasına ve toplam yağlı
tohum üretiminin yaklaşık olarak %56 ‘sını oluşturmasına karşın ülkemizde ise ne
yazık ki %7 olan yağlı tohum üretiminin yalnızca %2’lik bir kısmını oluşturmaktadır.
Türkiye’de son yıllarda soya üretiminde önemli ölçüde düşüş
görülmüştür. Buna ana sebep olarak takip edilen fiyat ve pazar politikaları
gösterilmektedir. Soyaya uygulanan fiyat paritesinin üretim maliyetinin altında olması
sebebiyle çiftçi soya üretimine yanaşmamaktadır. Yeterli desteği alamadığı için üretici
katma değeri yüksek ürünler yerine düşük maliyetle üretilen ürünlere (buğday gibi)
21
yönelmektedir. Soyadan elde edilen yağların yeterince benimsenmemesi de çiftçimizi
zor duruma sokarak, bu bitkinin üretiminden vazgeçirmektedir.
Üretimdeki bu düşüşe karşılık artan iç piyasa talebi ise ithalat ile karşılanmaya
çalışılmakta, dolayısıyla ithalat çok hızlı bir artış göstermektedir. Sanayiciler için de
iç piyasadan soya temin etmek yerine yurt dışından ithal etmek daha cazip hale
gelmiştir.
Ham yağ açığının ithalat ile karşılanması önemli döviz kaybına neden olmakta,
ülkemizin sıfır gümrüklü, dış destekli , damping fiyatlı ham yağ, soya ve soya
ürünlerini ithal etmesi soya üretimini ve ülke ekonomisini olumsuz etkilemektedir.
Üreticiye yeterli desteğin sağlanması ile Türkiye soyayı ithalat etmek yerine
ihraç etmeye başlayacak ve dünya pazarlarındaki rekabet gücünü artıracaktır.Bu
nedenle, sanayide sayısız kullanım alanları ile ülke ekonomisine katkı sağlayan soya
üretiminde, üreticilere sağlanan teşvik primlerini doğru olarak işletilmeli, üretimleri
garanti altına alınmalıdır.Tüm tarımsal desteklerde soya ve diğer yağlı tohumlar
tercihli pay almalıdırlar.
Son yıllarda, genetiğiyle oynanmış soya fasulyesinin ülkemize serbestçe
girerek hayvan yemi ve insan gıdası olarak kullanılmaya başlanılması insan sağlığı
için ciddi bir tehdit unsuru olmaya başlamıştır. Türkiye kontrolsüz olarak her yıl
yaklaşık 1 milyon ton soya fasulyesi ithal etmektedir.İthal edilen bu gıdaların ve
hammaddelerin analiz edilmesini sağlayacak laboratuarlarımızın bulunmaması ve bu
sektörü düzenleyen herhangi bir mevzuatın olmaması son derece önemli bir
sorundur. Bu sebeple gerekli denetim mekanizması acilen kurulmalıdır.
Soya sektörü ile ilgili yetiştirme tekniğine yönelik Türkçe yayınların yeterli
seviyede olmasına karşın, soyanın işlenmesi ve değişik kullanım alanları ile ilgili
bilgiler yeterli değildir. Soyanın hasadı, depolanması ve işlenmesi ile ilgili eğitim
faaliyetleri günümüzde yok denecek kadar az seviyeye inmiştir. Soyanın
depolanması ile ilgili kurutma ve depo tesisleri ya bulunmamakta ya da bulunanlar
modern teknolojiden yoksun durumdadır. Soya yağlı tohum olması sebebiyle çabuk
bozulabilir. Bundan dolayı uygun şartlarda depolanması son derece önemlidir.
Soyanın günümüzde yetiştirilmesi ile ilgili altyapı Karadeniz ve Akdeniz
Bölgelerinde mevcuttur. Yeni sulamalı tarıma açılan GAP bölgesindeki çiftçiler
neredeyse böyle bir ürünün varlığından habersizdir. Soya üretimi ve değerlendirilmesi
ile ilgili araştırma faaliyetleri de oldukça azdır. Karadeniz Tarımsal Araştırma
Enstitüsü, Çukurova Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Ege Tarımsal Araştırma
Enstitülerinde yeni soya çeşitlerini geliştirmeye yönelik araştırma faaliyetleri devam
etmektedir.
Soya üretiminin arttırılması ile üllkemizin belki de en önemli sorunlarının
başında gelen işsizlik sorununa da çözüm getirilmiş olacaktır.Çünkü üretilen her 100
ton soya bir kişiye doğrudan, 3 kişiye dolaylı iş alanının açılmasını sağlayacak,
yaklaşık olarak 300 bin aile için işsizlik sorunu çözülmüş olacaktır.
Soya tohumu işleyecek entegre tesislerin kurulması ile bu tesislerden kozmetik
ve diğer ilaç sanayileri için gerekli bir takım kimyasalların üretilmesi de mümkün
olabilir.
Türkiye et ihraç eden bir ülke konumuna gelmek istemektedir. Bunun dışa
bağımlı yem sanayi ile gerçekleşmesi imkansızdır.
Türkiye’de soya üretimini arttırmak için yapılması gerekenler kısaca şu
şekilde özetlenebilir.
22
• Yağ sanayicileri soyayı sadece yağı ve küspesi için değil mürekkep, kağıt,
çocuk maması gibi ürünleri de üretecek şekilde kullanmaları için teşvik
edilmeli, entegre tesislerin kurulması teşvik edilerek soya, sanayiciler için
daha cazip bir ürün haline getirilmelidir.
• Uzun vadede ülkemizin iç kesimlerinde sulanabilir alanlarda yetiştirilebileck
soya çeşitlerinin geliştirilmesi hedeflenmelidir. Özellikle GAP bölgesinde
soya ekimi teşvik edilmelidir.
• Kurutma ve depolama ilgili tesisler teşvik edilmeli, istikrarlı bir fiyat ve pazar
politikası takip edilmelidir.
• Soyanın üretimi ve değerlendirilmesine yönelik üreticileri ve sanayicileri
bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır.
• Altyapı eksiklikleri giderilmelidir.
Çok yönlü yararları ve ülkemizdeki yağ açığı göz önüne alınarak soyaya
öncelik verilmelidir. Soyaya verilecek araştırma ve üretim önceliği Türkiye’nin yağ
açığını kapaması açısından son derece önemlidir. Soya üreticilerimize üretim
maliyetleri, fiyat desteklemesi ve depolama gibi konularda yardım edilmesi,
Türkiye’nin soya üretiminde dünya ülkeleriyle rekabet edecek konuma gelmesini
sağlayabilir.
23
KAYNAKLAR
• Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları:12 , 2000
‘Soya- Gıda Olarak Kullanımı’ Avi Van Nostrand Reinhold
• DPT Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı- Bitkisel Üretim Özel İhtisas
Komisyonu Raporu, 2001
• T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon
Kurulu Başkanlığı, Soya Fasulyesi Raporu Aralık 2002, Mehlika
Yosmaoğlu
• ‘The Power of Soy’ Soyfoods Guide 2003
• Gıda Dergisi, s:48-53,Mart 2004
• Makaleler:
o ‘İşsizlik Sorununun Çözümü ve Soya’ İbrahim Tütüncüoğlu , Dünya
Gazetesi Nisan 2004
o ‘Soya ve Tarımı’ Dr. Metin Babaoğlu, 2003 (Trakya Tarımsal Araştırma
Enstitüsü)
• Linkler
o Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (www.ktae.org)
o T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı (www.tarim.gov.tr)
o Devlet İstatistik Enstitüsü (www.die.gov.tr)
o ABD Tarım Bakanlığı (www.usda.gov)
o Dünya Tarım ve Gıda Örgütü (www.fao.org)
o Soyafood.info (www.soya.be)
24