You are on page 1of 37

KAYISI

SEKTÖR ARAŞTIRMASI

HAZIRLAYAN
Tülay SOBUTAY

İSTANBUL TİCARET ODASI


DIŞ TİCARET ŞUBESİ
ARAŞTIRMA SERVİSİ
ŞUBAT 2003
İÇİNDEKİLER

Sayfa No.
1- ÜRÜN TANIMI VE KAPSAMI ……………................... 1
1.1. Tanım ………………………………………………. 1
1.2. Gümrük Tarife İstatistik Pozisyon (GTİP)
Numaraları………………………………………… 1
1.3. Bileşim .............................................................. 1
1.4. Besin Değeri....................................................... 2
1.5. Tüketim Alanları .............................................. 2
1.6. Kayısıdan Elde Edilen Ürünler…………………. 3
1.7. İnsan Sağlığı Bakımından Önemi …………….. 4
2- ÜRÜN GELİŞİMİ VE POTANSİYELİ .......................... 5
2.1. Tarihçe……………………………………………… 5
2.2 Üretim Bölgeleri…………………………………... 5
2.3. Çeşitleri …………………………………………… 7
2.3.1. Yerli Kayısı Çeşitleri………………………. 7
2.3.2. Yabancı Kayısı Çeşitleri………………… 10
2.4. Kayısı Yetiştiriciliği……………………………… 11
2.4.1. İklim ve Toprak ……………………........... 11
2.4.2. Yetiştirme Teknikleri……………………… 12
2.4.3. Bahçe Tesisi……………………………….. 12
2.4.4. Yıllık Bakım İşleri………………………….. 12
2.4.5. Hasat ve Kurutma…………………..………… 12
2.4.6. Depolama…………………………………... 13
2.5. Kayısı Pazarlama Kanalları……………………… 14

2
3- SEKTÖRÜN GÜNCEL DURUMU VE
PERFORMANSI………………………………………… 14
3.1. Üretim …………………………………………….. 14
3.1.1.Türkiye’de Üretim.................................... 14
3.1.2. Dünyada Üretim…………………………. 16
3.2. Türkiye'nin Dış Ticareti………………………… 17
3.3. Sektördeki Kuruluşlar …………………………… 21

4- SEKTÖRDE YAPISAL VE GÜNCEL SORUNLAR


BEKLENTİLER………………………………………….. 22
4.1.Üretim Ve Hasat Aşamalarında Karşılaşılan
Sorunlar……………………………………………. 22
4.2. İhracatta Karşılaşılan Sorunlar………………… 25

5- MEVZUAT………………………………………………... 28
5.1. Ürün Standartları…………………………………. 28
5.2. Tüketici Sağlığı Açısından Yerine Getirilmesi
Zorunlu Şartlar………………………………… 28

5.3. Ambalaj…………………………………………….
29
5.4. Etiketleme…………………………………………. 30
5.5. Etiket Bilgileri …………………………………….. 31
6- SONUÇ VE DEĞERLENDİRME……………………… 33

EK : 1 BİLGİ ALINABİLECEK WEB


SAYFALARI……….

3
1-ÜRÜN TANIMI VE KAPSAMI
1.1. Tanım
Dünyada üretilen meyveler arasında sınıf olarak, sert ya da taş çekirdekli
meyveler grubu içinde incelenen yaş kayısı TSE 791’e göre gülgiller ailesinden bir
ağacın (Prunus armeniaca L.) etli, sarı tomurcuk renkli, güzel kokulu, tek çekirdekli
meyvesidir. Kuru kayısı ise, yaş kayısının kurutulmuş şekli olup, ülkemizin geleneksel
ihraç ürünleri arasındadır.

1.2. Gümrük Tarife İstatistik Pozisyon (GTİP) Numaraları


Armonize Sistem Nomenklatürü ‘ne göre kayısının sınıflandırılması
aşağıda verilmektedir.
Tarife ve alt açılım poz İstatistik Malın tanımı
pozisyonları
0813.10 Kayısı (zerdali dahil)
0813.10.00.00.11 Ekstra kayısı
0813.10.00.00.12 Birinci sınıf kayısı
0813.10.00.00.13 İkinci sınıf kayısı
0813.10.00.00.14 Endüstriyel kayısı
0813.10.00.00.15 Zerdali

1.3. Bileşim
Kayısı yüksek miktarda şeker, nişasta, protein, pektin, pektoz selüloz, organik
maddeler, vitamin A.B.B2, C,E,P, PP, Folik asit, az miktarda K20, C03, P205, CO,
daha az miktarda Na20, Ca0, mg0, Fe03, C1 ve eseri miktarda Zn, A1 ve eseri
miktarda Zn, A1 ve Cu içermektedir. Kayısı minerallerden potasyum ve vitaminlerden
B karoten yönünden çok zengindir.

4
1.4. Besin Değeri
100 gr. yaş ve kuru kayısının besin değerleri aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

İçerik Yaş Kayısı Kuru Kayısı


Su (%) 86,3 31,1
Enerji (Kcal) 48,0 48,0
Protein (%) 1,4 3,65
Lipid (%) 0,39 0,46
Yağ(g) 0,2 0,5
Karbonhidrat(g) 11,12 61,75
Vitamin A (I.U) 2,612 7,420
Vitamin B1(mg) 0,3 0,1
Vitamin B2 (mg) 0,04 0.16
Vitamin C 10 12
Kalsiyum (mg) 17 67
Demir(mg) 0,54 4,7
Sodyum (mg) 1,0 26
Potasyum(mg) 296 1378
Fosfor(mg) 23 108

Ayrıca yapılan araştırmalarda; kuru kayısının sağlıklı beslenmede büyük önem


taşıyan selüloz yönünden de zengin bir besin olduğu gözlenmiştir . B grubu
vitaminleri düşük düzeylerde içeren kuru kayısı önemli bir karoten kaynağıdır . Kuru
kayısının mineral madde bileşiminin ise çok zengin olduğu dikkati çekmiştir . Düşük
sodyum düzeyine karşılık , yüksek oranlarda potasyum içermektedir.
1.5.Tüketim Alanları
Dünyada üretilen kayısının önemli bölümü sofralık olarak tüketilmektedir. Ancak
kayısıda hasat döneminin kısa olması ve yaş kayısının çabuk bozulması nedeniyle
kayısı daha çok kurutularak veya işlenerek değerlendirilmektedir. Dünya yaş kayısı
üretiminin yaklaşık % 20-25’lik kısmı kurutulmaktadır. Sofralık ve kurutmalık olarak
değerlendirilen kayısıdan geriye kalan kısmı ise işlenerek değerlendirilmektedir.

5
Kayısı çekirdeklerin tatlı olanları çerez olarak tüketilmekte, acı olanlar ise
kozmetik ve ilaç sanayiinde hammadde olarak kullanılmaktadır. Ayrıca kayısı
çekirdeğinin tohum ve kabuğundan badem yağı, yemeklik yağ, benzaldehit (aroma
esansı), furfural, aktif karbon, amigdalin ve hidrosiyanik asit elde edilmektedir.
Kayısının gövde, dal ve çekirdek kabukları yakacak olarak kullanılmasının yanı sıra
kayısı ağacının yaş ve kuru yaprakları hayvan yemi olarak değerlendirilmektedir.

1.6. Kayısıdan Elde Edilen Ürünler

Sağlıklı beslenmede önemli fonksiyonları olan kayısının kullanım alanları ve


tüketim düzeyinin arttırılması, yurt içinde olduğu kadar ihraç ürünü olarak da önem
taşımaktadır. Bu çerçevede kayısı ürünlerinin çeşitlendirilmesi yararlı görülmektedir.
Halen iç piyasada mevcut kayısı ürünleri bilindiği gibi meyve suyu meyve
konsantreleri, reçel-marmelat, jöle, dondurma, lokum, bisküvi dolgu maddesi, ciklet,
pestil ve benzeri ürünlerdir.

Kayısı bazlı yeni ürünler :

1. Besin değeri doğal ürünlerle yükseltilmiş kayısı bazlı kahvaltılık ürünler,

2. Kayısı ile çeşitlendirilmiş lifli ürünler,

3. Pastacılık ve sektörüne yönelik olarak ;

-Krema ve benzeri ürünler ,

-Bisküvi ve benzeri ürünlerde hammaddeye ilaveler,

-Sos (kurabiye ve keklerin üzerine) ,

4. Kayısı helvası,

5. Kayısı cezeryesi,

6. Kayısı cipsi (çerez),

7. Çikolata kaplı kayısı ürünleri,

8. Yarı kurutulmuş şurupsuz veya şeker şuruplu kayısı,

9. Kayısı konservesi ,

10. Kayısı çayı ,

11. Dondurulmuş kayısı (şeker şuruplu),

6
12. Musli tipi ürünler ,

13. Ballı kayısılı enerji içecekleri (sporcular, askerler gibi yüksek aktiviteli bireyler

için ),

14. Toz kayısı içeceği,

15. Alkollü içecekler (likör, brendi).

Kayısı meyvesinin yanı sıra çekirdeği de , yağ , kozmetik ve ilaç sanayilerinde


ve pastacılık sektöründe (toz, kıyılmış ve dilimlenmiş olarak ) değerlendirilmektedir.

Son yıllarda dünyada ve ülkemizde mamul ürünler yanında diyabetik özel


amaçlı ürünlere de talep artmıştır. Bu kapsamda kayısının diyabetik ürünlere
işlenmesi de söz konusu olabilecektir.

1.7. İnsan Sağlığı Bakımından Önemi


İhtiva ettiği organik ve inorganik maddeler vasıtasıyla insan sağlığına olumlu
etkilere sahiptir. A vitaminin öncül maddesi olan B-karoten vücudu ve organları saran
epitel doku, göz sağlığı, kemik, diş gelişmesi ve endokrin bezlerinin çalışması için
gereklidir. Bu görevlerinden başka A vitamini üreme ve büyümede, enfeksiyonlara
karşı vücut direncinin artmasında önemli rol oynar. Diğer taraftan A vitamini normal
vücut hücrelerinin kanserli hücreye dönüşmesinin başlıca sorumlusu olan aktif
kanserojenlerden tekli oksijenin oluşmasını önlemekte veya oluştuktan sonra etkisiz
hale getirmektedir. Ayrıca A vitamini organizmanın ve sağlıklı hücrelerin direncini
artırarak kansere karşı koruyucu görevi yapmaktadır. Bu koruyucu aktivite sigara ve
alkol kullananlar için daha da önemlidir. Serbest radikallerin oluşumuna ve hücre
ölümüne neden olan protein ve yağ asitlerinin bozulma tepkimelerini önlemektedir.
Kayısının sodyumca fakir potasyumca zengin olması nedeniyle kalp yetmezliği,
böbrek hastalıkları, hepatit siroz tedavisinde olumlu etkileri olduğu bildirilmektedir.
Kuru kayısının beslenme ve sağlık açısından en önemli bileşiklerinden birisi de
diyet lifidir. Kuru kayısının 100 g’da yaklaşık olarak 24 g diyet lifi bulunur. Yetişkin bir
insanın günlük diyet lifi gereksinimi ise 25 gramdır. Diyet lifi sindirim sistemimizde
salgılanan enzimler tarafından hidrolizlenemeyen polisakkarit ve lignin gibi
bileşiklerden oluşmaktadır. Diyet lifi kabızlık, irritabl kolon sendromu, apandisit,
hemoroid, diş hastalıkları, şişmanlık, şeker hastalığı, kroner kalp hastalıkları ve klon

7
kanseri gibi hastalıkların oluşum riskini azaltmakta, bağırsakların düzenli çalışmasını
sağlamaktadır.

2-ÜRÜN GELİŞİMİ VE POTANSİYELİ


2.1. Tarihçe
Bilimsel adına ( Prumus armeniaca L. veya Armeniaca vulgaris Lam. )
bakılarak başlangıçta anavatanının Ermenistan olduğu zannedilen kayısı, daha sonra
yapılan araştırmalarda bu meyve türünün yayılma alanının Orta Asya'dan Batı Çin'e
kadar uzandığını ortaya koymuştur. Bugün Çin'in kuzey ve kuzeydoğu dağlık alanları,
Hinjiang bölgesindeki Tiyan-Şan ve Altay dağları ile Orta Asya ve Mançurya'yı içine
alan çok geniş bir bölgenin kayısının anavatanı olduğu bilinmektedir.
Kayısı, anavatanı olan Çin'de Milattan üç bin sene öncesinden beri
bilinmekteydi. Büyük İskender'in Asya Seferleri sırasında (M.Ö.330-323) İran ve
Transkafkaslar üzerinden kayısı önce Anadolu'ya getirilmiştir. Yukarıdaki tarihi
bilgiler kayısının Anadolu'da yaklaşık iki bin yıldan fazla bir geçmişinin olduğunu
göstermektedir. Anadolu'dan Batıya yayılışı M.Ö. 1. yüzyılda olan kayısı, Romalıların
Anadolu'yu istilası sırasında Ermeni tacirleri tarafından önce İtalya’ya , sonra
Yunanistan'a götürülmüş, bu ülkelerde "Altın Elma" da denilen kayısının tarımına
önem verilmiştir. Kayısının İtalya ve Yunanistan dan diğer Avrupa devletlerine geçişi
çok eskiye dayanmamaktadır. Kayısı 13. yüzyılda İspanya ve İngiltere'ye, 17.
yüzyılda ise Fransa ve Amerika'ya götürülmüştür.
Kayısı, coğrafik olarak dünyanın hemen hemen her yerine dağılmış olsa da
daha çok Akdeniz’e yakın olan ülkelerde Avrupa, Orta Asya, Amerika ve Afrika
kıtalarına yayılmış ve burada yetişme alanları bulmuştur.

2.2.Üretim Bölgeleri
Bir ılıman iklim bitkisi olan kayısının anavatanı Orta Asya’nın dağlık kesimleridir.
Bundan en az 2000 yıl önce Anadolu’ya getirildiği tahmin edilen kayısının gerek
tohumla üretilmesi ve gerekse farklı ekolojik alanlarda yetiştirilmesi nedeniyle genetik
açılmalar olmuş ve kendi içinde geniş bir tip zenginliği meydana gelmiştir.

8
Derin,geçirgen,iyi havalanan,sıcak ve besin maddelerince zengin olan ince
dokulu, tınlı veya tınlı-kireçli toprakların kayısı yetiştiriciliği için uygun olduğu
belirtilmektedir.7-10 metre yüksekliğine kadar ulaşan ağaçlarda yetişen ürünün rengi
açık sarıdan koyu portakal rengine kadar değişmektedir.
Dünya yaş kayısı üretiminin yaklaşık % 20-25-’inin yapıldığı Türkiye’de 7 kayısı
bölgesi bulunmaktadır. Bu bölgeler;
1. Malatya
Türkiye yaş kayısı üretiminin yarısını gerçekleştiren bu bölgede üretimin
tamamına yakını kurutmalıktır . Hacıhaliloğlu , Çöloğlu , İsmailağa , Hasanbey,
Şekerpare , Alyanak, Kabaaşı, Yeğen, Tokaloğlu, Çataloğlu, Hacıkız, Soğancı, Paşa
mişmişi, Mahmudun eriği, Kurukabuk ve Turfanda bölgenin önemli çeşitleridir.
2. Elazığ-Erzincan
İhracata yönelik üretim yapılır. Tokaloğlu, Mahmud’un Eriği bölgenin önemli
çeşididir.
3. Kars-Iğdır
İç tüketime yönelik üretim çeşitleri sulu ve etlidir .Üretimin % 80’ini Aprikoz
(Şalak ) ve Erken ağerik bölgenin önemli çeşitleridir.
4. Mut-İskenderun( Akdeniz)
İç pazar ve kısmen de ihracata yönelik kayısı üretimi yapılmaktadır.
Tokaloğlu, Sahıt, Septik, Lutgani, Hırmanlıdırağı ve Tekeler bölgenin önemli
çeşitleridir.
5.Sakarya-Bilecik ( Marmara )
İç pazara yönelik sofralık-kısmen sanayi tipi kayısı yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Karacabey, Mektep, Ethembey, İmrahor, Tokaloğlu (Yalova ) ve Çekirge bölgenin
önemli çeşitleridir.
6.Ege
Bu bölgede turfanda sofralık kayısı üretimi yapılmaktadır. Yerli İzmir, Proyma,
Çiğli, Tokaloğlu (İzmir ), Malatya ve Şam üretilen çeşitlerdir.
7.İç Anadolu
Sofralık ve sanayi tipi kayısı üretimi yapılmaktadır .Ürgüp, Konya ve Gürün’de
çok az miktarlarda kükürtleme yapılmaktadır. Ayrıca bölgede meyve suyu sanayiinde
kullanılmakta olan zerdali üretimi yapılmaktadır. Boğaz, İri bitirgen, Şekerpare altız ve
Tokaloğlu üretilen çeşitlerdir.

9
Bu bölgeler içerisinde Malatya, Elazığ, Erzincan bölgesi dışındaki bölgelerin
üretimleri sofralık tüketime yöneliktir.Kuru kayısı ,ülkemizin geleneksel tarımsal ihraç
ürünleri arasında yer almakta ve kuru meyve ihraç kalemlerimiz içinde fındık ve kuru
üzümden sonra üçüncü önemli ürün konumunda bulunmaktadır.

2.2.Kayısı Çeşitleri

Bugün dünyada 1750’nin üzerinde kayısı çeşidi ve melezi bulunmakla birlikte


her ülkede ekonomik anlamda yetiştiriciliği yapılan kayısı çeşidi sayısı 5-10’u
geçmemektedir. Bu bölümde ülkemizde ve yurtdışında yetiştirilen önemli bazı kayısı
çeşitlerinin özellikleri verilmiştir.

2.3.1.Yerli Kayısı Çeşitleri

• Hacıhaliloğlu
Malatya’nın en önemli kurutmalık kayısı çeşididir. Malatya’daki kayısı ağacı
varlığının yaklaşık % 73’nü oluşturur. Ağaçları yüksek boylu, dik, dalları yayvan, çok
kuvvetli ve çabuk büyür. Kuvvetli ve sulanan topraklarda her yıl ürün verir. Beyaz
renkli çiçeklere sahiptir.
• Hasanbey

Malatya’nın en önemli sofralık kayısı çeşididir. Ağaç şekli yayvan olup kuvvetli
büyür. Dalları sarkıktır.

• Kabaaşı

Malatya ve çevresinde geniş miktarda yetiştirilen kurutmalık bir kayısı çeşididir.


Ağaçları orta büyüklükte, dik ve kuvvetli gelişir.

• Çataloğlu

Malatya’nın kurutmalık kayısı çeşididir. Çataloğlu çeşidinin dalları aşağı doğru


sarkıktır. Ağaç gövdesi gri, dalları açık kahve rengindedir.

• Çöloğlu

Malatya’nın sofralık ve kurutmalık kayısı çeşididir. Orta büyüklükteki ağaçların


dalları yayvan ve açık olup kuvvetli gelişir.

10
• Alyanak

İzmir’in sofralık kayısı çeşididir. Ağaç şekli yayvan olup, kuvvetli büyür.

• Şalak (Aprikoz)

Iğdır ve Kağızman bölgesinin sofralık kayısı çeşididir. Yayvan taçlı fakat çok
kuvvetli büyüyen ağaçlar meydana getirir.

• Şekerpare

Iğdır ve çevresinde sofralık ve kurutmalık olarak yetiştirilmektedir. Ağaç şekli


yayvan olup kuvvetli büyür.

• Tokaloğlu-Erzincan

Erzincan’ın sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları dik şekilli olup kuvvetli gelişir.

• Tokaloğlu-Yalova

Yalova’nın sofralık kayısı çeşididir. Dik-yayvan şekilli ağaçları kuvvetli gelişir.

• Tokaloğlu-Konya Ereğli

Konya’nın sofralık kayısı çeşididir. Dik şekilli ağaçları orta kuvvette büyür.

• Şam

Ege bölgesinin sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları dik şekilli olup zayıf gelişir.

• Turfanda İzmir

İzmir’in sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları dik şekilli ve kuvvetli gelişir.

• İri Bitirgen

Tekirdağ’ın sofralık ve kurutmalık kayısı çeşididir. Zayıf gelişen ağaçları dik-


yayvan şekillidir.

• İmrahor

11
Ege bölgesinin sofralık kayısı çeşididir. Dik şekilli zayıf büyüyen ağaçlara sahiptir.

• Karacabey

Bursa’nın sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları yayvan şekilli olup zayıf büyür.

• Çiğli

İzmir’in sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları yayvan şekilli ve orta kuvvette gelişir.

• Sakıt 2

Akdeniz bölgesinin sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları küçük, yayvan taçlı ve zayıf
gelişir.

• Mahmudun Eriği

Erzincan’ın sofralık ve kurutmalık kayısı çeşididir. Ağaçları dik şekilli olup kuvvetli
büyür.

• Adilcevaz-5

Bitlis’in sofralık ve kurutmalık kayısı çeşididir. Ağaçları dik şekilli olup kuvvetli
büyür.

• Turfanda Eski Malatya

Malatya’nın çok erkenci sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları dik şekilli olup kuvvetli
büyür.

• Çekirge 52

Bursa’nın sofralık kayısı çeşididir. Ağaçlar yayvan şekilli olup kuvvetli büyür.

• Hacıkız

Malatya’nın sofralık ve kurutmalık kayısı çeşididir. Ağaçları dik, dalları yayvan olup
kuvvetli büyür.

• İsmailağa

12
Malatya’nın sofralık ve kurutmalık kayısı çeşididir. Ağaçları dik olup kuvvetli büyür.

• Ethembey

Edirne’nin sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları dik olup orta kuvvetli büyür.

• Kuru Kabuk

Malatya’nın sofralık ve kurutmalık kayısı çeşididir. Malatya ve çevresinde “gavur


aşısı” da denmektedir. Meyveleri iri gösterişli ve kokuludur.

2.3.2.Yabancı Kayısı Çeşitleri


• Paviot
Fransa’nın sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları yayvan şekilli olup kuvvetli büyür.

• Canino

İspanya’nın sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları dik-yayvan şekilli ve orta kuvvettedir.

• Stark Early Orange

ABD’nin sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları çok dik şekilli ve kuvvetli büyür.

• Hungarian Best

Macaristan’ın sofralık kayısı çeşididir. Ağaç şekli yayvan olup kuvvetli gelişir.

• Cafona

İtalya’nın sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları dik-yayvan şekilli ve orta kuvvettedir.

• Precoce de Colomer

Fransa’nın sofralık kayısı çeşididir. Dik şekilli, orta kuvvette ve verimli ağaçlara
sahiptir.

• Polonais

Fransa’nın sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları dik-yayvan şekilli ve orta kuvvettedir.

• San Castrese

13
İtalya’nın sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları dik şekilli ve orta kuvvettedir.

• Boccuccia

İtalya’nın sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları dik şekilli ve orta kuvvettedir.

• Wilson Delicious

ABD’nin sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları dik-yayvan şekilli ve kuvvetli büyür.

• Luizet

Fransa’nın geçci sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları yayvan şekilli ve kuvvetlidir.

• Fracasso

• İtalya’nın sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları dik-yayvan şekilli ve orta kuvvettedir.

• Royal

Fransa’nın erkenci sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları yayvan şekilli ve orta


kuvvettedir.

• Perfection

ABD’nin sofralık kayısı çeşididir. Ağaçları dik şekilli ve orta kuvvettedir.

2.4.Kayısı Yetiştiriciliği

2.4.1. İklim ve Toprak

Kışları nispeten soğuk, yazları sıcak olan iklim bölgelerinde yetişen kaysı
meyvelerinin yüksek kalitede olgunlaşabilmesi için yaz aylarında havanın kuru olması
gerekmektedir. Havası nemli ve ilkbahar sisli geçen yerlerde çil hastalığına
(Sclerotinia) tutulur ve meyve kalitesi düşer. Bu nedenle bahçelerin iyi havalanır bir
şekilde kurulması gerekir. Bunun gibi ilkbaharın geç donları da bademden sonra
çiçek açan bu meyve türünün herhangi bir yerde yetiştirilmesini sınırlamaktadır.
Kayısı üretimini olumsuz etkileyen iklim faktörleri; aşırı kış soğukları, ilkbaharda
görülen geç donları, yaz aylarının serin ve yağışlı geçmesidir. .

14
Kayısı derin, geçirgen, iyi havalanan, sıcak ve besin maddelerince zengin olan
ince dokulu, tınlı veya tınlı kireçli topraklarda en iyi yetişir.
2.4.2. Yetiştirme Teknikleri
Kayısı çeşitleri aşı ile çoğaltılır. Kaysının çoğaltılmasında kullanılan en uygun aşı,
durgun göz aşısıdır.
Kayısıya anaç olarak zerdali, mirobolan eriği, badem ve şeftali kullanılır. Ancak,
anaç seçiminde toprak şartları, topraktaki zararlılar, ağacın gelecekte alması
beklenilen büyüklük ve meyvelerin kullanılma şekilleri ve kalitesi büyük rol oynar.
2.4.3. Bahçe Tesisi
Tesis sırasında zerdali anacı üzerindeki ağaçlar arasında 10 X 10 bırakılmalı,
erik anacı üzerinde bu 8 X 8 olabilir. Sulanmayan yerlerde bu mesafe ve aralıklar, 1,5
veya 2 katına çıkarılır.
Fidanlar, bahçeye kışı ılık geçen yerlerde sonbaharda, yaprak dökümünden
ilkbaharda gözlerin sürmesine kadar geçen periyotta dikilir. Bununla birlikte, bu
şartlarda, en iyisi, dikimin kış başında yani fidanlar kış dinlenmesine girdikleri zaman
yapılmasıdır.
2.4.4. Yıllık Bakım İşleri
Toprak işleme, Sulama, Gübreleme, Budama, Seyreltme, Herekleme, Hastalık
ve Zararlılarla Savaş(ilaçlama)’tır.

2.4.5. Hasat ve Kurutma

Hasat:

Hasat zamanı, kayısının cinsine ve rakım yüksekliğine göre, olgunlaşması,


renginin sararması, yumuşaması ve sulanıp tatlanmasına göre tespit edilir. Sofralık ve
uzak mesafeye nakledilecek olan kaysılar henüz sertken ve zemin rengi kısmen
sarardığı zaman toplanır. Konservelik kaysılarda meyveler yumuşamaya başlayınca ve
olgunluk rengini alıncaya kadar bırakılır. Kurutmalık kaysılarda meyveler ağaç üzerinde
tamamen olgunlaşıncaya kadar bırakılır. Bir ağaçtan hasat normal olarak 3 defa yapılır.
Daha fazlada tekrar edilebilir. Seçilen boylar (ekstra, 1. sınıf, II sınıf) ayrılan kaysılar bir
kiloluk sepetlere veya 4-6 kiloluk tablalara konur. Ekstra meyveler tek sıra olarak düz
veya çapraz istif edilir. Kaysı ambalajında da 30 x 40 x ve 30 x 50 cm boyundaki tablalar
en elverişlidir.

15
Kayısılar uzun süre saklamaya gelmez, pazarda yığınağı önlemek ve uzak
mesafelere sevk olgunluğunda toplanmış kaysıları sıfır derecede 7-10 gün saklamak
mümkün olmaktadır

Kayısı ağaçlarında en uygun hasat elle toplama şeklinde olup, meyvelerin zarar
görmemesini ve yeterli olgunlukta toplanmasını sağlar. Diğer hasat türleri silkeleyerek
ve çırparak yapılan hasattır.

Kurutma:
Kayısı, ‘’Gün Kurusu’’ ve ‘’Kükürtleme’’ olmak üzere halen iki metotla
kurutulmaktadır. Kuruma süresini kısaltmak, tabii rengi korumak, böceklenmeyi önlemek
ve muhafaza süresini artırmak amacıyla yapılan kükürtleyerek kurutma, toplam üretimin
% 80’inden daha fazlasını, geriye kalan bölümü ise güneşte kurutma oluşturmaktadır.
Doğrudan toprağa, betona ve bez sergilere serilerek tabii olarak kurutulan ürünler,
toplam üretimin yaklaşık % 10’u dur. Gün kurusunda, kalite düşüklüğü hasat sırasında
aldığı kir ve yaralar ile kurutmanın toprak üzerinde sergisiz yapılmasından dolayı daha
da artmaktadır. Kuruyan kayısılarda kısa zaman sonra kurtçuklar oluşmaktadır. Buna
rağmen lezzet açısından çok yüksektir.
Kükürtlemede en önemli sorun kükürt ve nem oranının ayarlanmasıdır.İdeal nem oranı
% 0.2’dir. Ancak Malatya kayısısının şeker oranının yüksek olması nedeniyle nem
oranını Avrupa standartlarına indirmek oldukça zordur. Rengi açılmadan 3-4 yıl ve daha
uzun süre saklayabilmek amacıyla kükürt oranı yüksek tutulmaktadır. Bu da kayısının
tat ve kalitesini olumsuz etkilemektedir.Kükürtlemede daha iyi bir sonuç almak için
kullanılan kükürdün kalitesi yüksek olmalıdır.

2.4.6. Depolama

Kuru kayısının pazarlamasının daha etkin bir şekilde yapılabilmesi için depolama
fonksiyonu bir zorunluluktur. Kuru kayısı çeşitli ülkelere ihraç edilmektedir. Kuru kayısı
üretimi; mevsim şartlarına göre yıldan yıla miktar olarak büyük dalgalanmalar
göstermektedir. Ayrıca üretimin mevsimlik, tüketimin ise sürekli olması depolamanın
önemini arttırmaktadır. Genel olarak depolarda bulunması gereken özelliklerin yanında
depolarda kuru kayısıların iyi bir şekilde muhafazası için; kuru,serin ve havadar olması,
fare ve kuşların girmemesi için tellerle kaplanması, haşerelerin barınmaması ve yumurta

16
bırakmamamsı için ilaçlanması gerekir. Depoya kayısılar getirilmeden önce depo
temizlenmeli, badana edilip ilaçlanarak gereken dezenfeksiyon yapılmalıdır.

2. 5. Kayısı Pazarlama Kanalları

ÜRETİCİ

KAYISI
TÜCCAR BİRLİK

PERAKENDE SATIŞ NOKTASI

TÜKETİCİ

3-SEKTÖRÜN GÜNCEL DURUMU VE PERFORMANSI

3.1. Üretim
3.1.1 Türkiye’de Üretim
Dünya yaş ve kuru kayısı üretiminde birinci sırada yer alan Türkiye, gerek kayısı
gen kaynakları ve gerekse ekolojik şartlar nedeniyle büyük bir potansiyele sahiptir.
Ülkemizde ağaç sayısı ve üretim miktarı sürekli artış göstermektedir. İklim şartları
içerisinde Türkiye’nin yaş kayısı üretimini etkileyen en önemli faktör ilkbaharın geç

17
donlarıdır. Don olayı çok kısa süreli bile gerçekleşse üretimi önemli ölçüde
etkilemektedir.

Malatya ilimizin Türkiye’nin en önemli kayısı üretim merkezi olması itibariyle, kuru
kayısı ihracatımızda özel bir önemi bulunmaktadır. Türkiye yaş kayısı üretiminin
yaklaşık % 50’sinden fazlasını sağlayan bu ilimizde üretim yoğun olarak kuru
kayısıcılığa yönelik olup, üretilen kayısının çok önemli bir bölümü (% 90) kurutulmakta
ve kurutulan kayısının yaklaşık % 90-95’i ihraç edilmektedir. Bu açıdan
değerlendirildiğinde, gerek ağaç sayısı gerekse yaş ve kuru kayısı üretim miktarları ile
Malatya sadece ülkemizin değil bütün dünyanın kayısı üretim merkezi konumunda
bulunmaktadır.

Kayısı üretimi yapılan diğer iller ise Erzincan, Kahramanmaraş, Kayseri, Elazığ,
İçel, Konya, Ankara, Sivas ve Nevşehir’dir. Malatya, Erzincan, Elazığ, Nevşehir ve
Niğde’de kurutmalık, diğer illerde ise sofralık amaca yönelik üretim yapılmaktadır. Son
yıllarda Kahramanmaraş’ın Elbistan, Elazığ'ın Baskil, Sivas'ın Gürün ve Adıyaman'ın
Gölbaşı ilçelerinde kuru kayısı üretimine yönelik çok sayıda kapama kayısı bahçesi
kurulmuştur.

1980-2001 yılları arası Malatya İli Kayısı Üretimi


Yıllar Meyve Yaş Kuru Ağaç Başına
Veren Ağaç Üretim Üretim Ortalama
Verim
sayısı (Ad) (ton) (ton) (Kg/Ağaç)
1980 1.023.500 28.892 6.626 28
1981 1.054.900 28.510 7.793 27
1982 1.152.250 49.896 14.551 44
1989 3.194.950 216.798 49.267 68
1990 3.326.015 91.830 21.050 28
1991 3.790.815 153.880 37.660 41
1992 3.898.015 161.468 39.474 41
1993 4.131.300 93.525 23.023 23
1994 4.405.600 263.371 66.935 60
1995 4.711.400 132.201 30.652 28
1996 4.821.400 83.847 18.343 17
1997 4.986.760 144.297 34.599 29
1998 5.106.623 296.989 73.510 58
1999 5.355.448 165.664 39.879 31
2000 5.643.558 330.724 78.212 59
2001 5.812.584 268.434 58.980 46

Kaynak: Malatya Tarım İl Müdürlüğü

18
Türkiye’de Yıllar İtibariyle Yaş ve Kuru Kayısı Üretimi
(Ton)

Yıl Yaş Kayısı Üretimi Kuru Kayısı Üretimi

1993 280.000 23.023

1994 459.000 66.803

1995 281.000 30.652

1996 241.000 18.343

1997 306.000 34.599

1998 490.000 73.510

1999 378.000 71.422

2000 579.000 80.000

2001 517.000 78.000

2002* 580.000 82.000

*Tahmini
Kaynak: Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, FAO (http://www.fao.org)

3.1.2.Dünyada Üretim

Türkiye kayısı üretiminde dünyanın en önde gelen ülkesi durumundadır. Ülkemizi


İran, İtalya, Fransa ve İspanya, izlemektedir. Kuru kayısıda Pakistan ve Fas ta önemli
üretici ülkeler olup; ileride dünya kayısı ticaretinde rakibimiz olabilecek potansiyel
ülkeler konumundadır.

Dünya Kayısı Üretimi

19
(Bin ton)

1997 1998 1999 2000 2001 2002

Ülkeler
Türkiye 306 490 378 579 517 580
İspanya 128 152 149 126 159 122
İtalya 106 142 212 201 194 200
Fransa 157 160 181 146 109 186
İran 198 198 241 262 283 283
ABD 126 107 82 90 75 81
Pakistan 190 190 121 126 127 126
Fas 104 117 117 106 120 104
Çin 96 96 75 88 84 86
Yunanistan 40 38 85 82 68 80
Suriye 35 50 63 79 66 86
G.Afrika 72 65 53 57 52 62
Lübnan 64 62 62 65 66 66
Mısır 41 45 43 63 71 71
Cezayir 40 40 74 56 60 60
Romanya 28 37 32 28 28 25
Afganistan 38 38 38 - - 38
Irak 30 32 25 22 22 22
Arjantin 19 19 28 22 20 20
Şili 29 33 35 39 41 44
Avustralya 26 27 21 19 20 20
Bulgaristan 20 20 11 13 11 12
Macaristan 25 25 38 21 16 15
Tunus 26 32 31 32 26 25
DÜNYA 2.349 2.670 2.505 2.792 2.590 2.738

Kaynak: FAO (http://www.fao.org)

3.2.Türkiye'nin Dış Ticareti


Kuru kayısı, kuru meyve ihracatımızda, kuru üzümden sonra ikinci sırada yer
alan en önemli geleneksel ihraç ürünlerimizden birisidir. Ülkemiz, gerek kayısı
çeşitlerinin kalitesi, gerekse sahip olduğu ekolojik üstünlükler nedeniyle rakip ülkelere
kıyasla doğal bir rekabet avantajına sahiptir. 2000 yılında, 79 ülkeye 70.2 bin ton’luk
Kuru kayısı ihracatı gerçekleştirilmiş ve ülkemize 110,3 milyon Dolarlık bir döviz
girdisi sağlanmıştır. 2001 yılı verilerine bakıldığında toplam 75 ülkeye dağılan 85,6
bin ton’luk ihracat miktarına karşılık, 88,1 milyon Dolarlık bir gelir olarak ortaya
çıkmaktadır. Bu rakamlar, 2000 yılına göre miktar bazında yaklaşık % 17,9’luk bir
artışı ifade ederken, değer bazında ise % 20,1’lik bir düşüşü işaret etmektedir. Bu

20
durumun, iç ve dış piyasalarda kuru kayısı fiyatlarında görülen düşüşün önemli bir
göstergesi olduğu düşünülmektedir.

Kuru kayısı ihracatımızda dikkati çeken bir başka nokta ihracatımızın belirli
ülkelere yoğunlaşmasıdır. En önemli beş ihraç pazarımız olan ABD, İngiltere,
Almanya, Fransa ve Rusya Federasyonu toplam kuru kayısı ihracatımızdan %
59,1’lik bir pay almaktadır.

YILLAR İTİBARİYLE TÜRKİYENİN KAYISI İHRACATI


YILLAR MİKTAR(BİN TON) DEĞER (BİN ABD
$)
1989 28.962 56.003
1990 34.140 74.595
1991 30.054 69.231
1992 31.552 79.352
1993 33.941 83.666
1994 44.927 87.656
1995 50.835 99.146
1996 44.168 106.891
1997 40.509 111.617
1998 50.383 120.362
1999 55.403 126.169
2000 70.251 110.379
2001 85.670 88.105
2002* 42.712 57.058
*8 aylık
Kaynak : Devlet İstatistik Enstitüsü

BAŞLICA ÜLKELER İTİBARİYLE TÜRKİYE’NİN KAYISI İHRACATI


ÜLKELER MİKTAR(BİN TON) DEĞER (BİN ABD $)

2001 2002* 2001 2002*


ABD 15.901 11.512 18.578 17.929
İNGİLTERE 8.538 5.633 10.507 8.002
ALMANYA 8.457 3.983 9.167 5.899
FRANSA 6.529 2.949 8.552 4.703
RUSYA FED. 8.933 4.011 8.285 1.475
AVUSTRALYA 4.773 2.950 4.788 3.710
KANADA 2.597 1.210 3.234 1.937
HOLLANDA 2.627 1.096 2.834 1.546
İSRAİL 2.330 597 2.497 699
GENEL TOPLAM 85.670 42.712 88.105 57.058
*8 aylık
Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü
(Sıralama 2001 yılı değerleri bazında yapılmıştır.

21
Dünyanın en önemli kuru kayısı üreticisi olan Türkiye aynı zamanda dünyanın en
büyük kuru kayısı ihracatı yapan ülkesidir.Ülkemiz dışında kuru kayısı ihracatı yapan
ülkeler İran, İtalya ,Fransa , Pakistan,İspanya, Fas ve Avustralya’dır. Bu ülkeler
içerisinde kuru kayısı ihracatında ülkemize rakip olan İran ve Pakistan’ın kuru kayısı
üretiminde artış olmasına rağmen kalite ve tercih edilme yönünden Türkiye’nin
gerisinde kalmaktadır.
Kayısı ihracatında dünyada lider konumunda olan ülkemizin kayısı ithalatı
oldukça düşük bir seviyededir.
YILLAR İTİBARİYLE TÜRKİYENİN KAYISI İTHALATI
YILLAR MİKTAR ( TON) DEĞER ( ABD $)
1989 60 188
1990 47.061 10.418
1991 3.600 9. 022
1992 254.577 21.888
1993 427.382 88.797
1994 13.076 37.736
1995 41.759 146.006
1996 2.859.645 2.217.234
1997 1.793.799 985.490
1998 673.423 1.370.054
1999 2.273.044 2.395.258
2000 1.324.241 1.793.566
2001 1.376.218 1.116.064
2002* 496.833 414.985
*8 aylık
Kaynak : Devlet İstatistik Enstitüsü
Dünya kuru kayısı üretiminde olduğu gibi ticaretin önemli bölümünü
(%85)Türkiye elinde tutmaktadır.Ancak Ülkemizden kuru kayısı ithal edip bunları
tekrar ihraç eden (reeksport) başta ABD, Almanya, İngiltere, İtalya, İspanya ve
Fransa gibi ülkeler tanıtım ve ambalaj konularında daha ileri bir teknolojiye sahip
olduklarından büyük kazançlar sağlamaktadırlar.Bu nedenle mevcut pazarlarda
varlığımızı arttırarak sürdürmek ve yeni pazarlar bulmak için tanıtım ve ambalaj
konularında kapsamlı araştırmalar yapılması gerekmektedir

22
BAŞLICA ÜLKELER İTİBARİYLE TÜRKİYE’NİN KAYISI İTHALATI
ÜLKELER MİKTAR( TON) DEĞER ( ABD $)

2001 2002* 2001 2002*


ALMANYA 189.862 43.463 160.828 39.462
DANİMARKA 50.000 - 121.000 -
ABD 80.469 38.101 117.456 43.600
YENİ ZELANDA 44.000 - 108.466 -
İSVİÇRE 42.362 - 60.177
İNGİLTERE 23.000 59.037 33.282 66.042
HOLLANDA 10.870 10.520 23.629 8.914
İTALYA 21.820 91.172 22.550 112.065
ÇİN - 160.000 - 48.737
MISIR. - 20.000 - 16.625
ARJANTİN - 20.000 - 26.550
İSPANYA - 20.000 - 17.388
SUUDİ ARABİSTAN - 2.000 - 5.650
GENEL TOPLAM 1.376.218 496.833 1.116.064 414.985
*8 aylık
Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü
(Sıralama 2001 yılı değerleri bazında yapılmıştır.

23
3.3 .Sektördeki Kuruluşlar
Kuru kayısı üretimi genellikle küçük ve orta boy işletmeler tarafından
gerçekleştirilmektedir.Malatya kayısı yetiştiriciliği yönünden ülkemizde ilk sırayı
almaktadır.

MALATYA KAYISI İŞLETMELERİ İSİM VE TELEFONLARI


İŞLETME ADI MERKEZ İŞLETME
ANADOLU KAYISI SAN. TİC. LTD. ŞTİ. 0(422) 321 87 32 0(422) 237 53 45

AMER GIDA SAN. TİC. A.Ş. 0(422) 324 43 63 0(422) 324 84 85

BORYAZ LTD. ŞTİ. 0(422) 323 90 14 0(422) 237 52 12

GÖÇMEZ TAR. ÜR. GIDA SAN.A.Ş. 0(422) 322 63 42

ENTEGRE GIDA SAN. A.Ş. 0(422) 325 50 84 0(422) 325 37 56

KIRICI DIŞ TİCARET A.Ş. 0(422) 321 35 01 0(422) 841 36 44

KAYISI BİRLİK A.Ş. 0(422) 325 64 49 0(422) 337 18 77

KANAT A.Ş. 0(422) 321 50 60


ÖZBEY COMPANY 0(422) 321 25 96 0(422) 324 14 81

KAYISICILAR GIDA SAN. VE TİC. ŞTİ. 0(422) 237 51 40 0(422) 237 50 95

SIDDIK ELMAS KAYISI İŞ. SAN. TİC. 0(422) 321 19 30

NİMEKS İHRACAT-İTHALAT SAN. TİC. 0(422) 324 32 47

KAYSTAR SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. 0(422)3221435 0(422)2375071

SÜTÇÜOĞLU TAR. ÜRÜN. SAN.TİC. LTD. 0(422)3211089 0(422)3222025

TÜRSAN TİC. LTD. ŞTİ. 0(422)2375276


YAMANLAR DIŞ TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ. 0(422)3212362 0(542)2330787
MERALLER LTD. ŞTİ. 0(422)3213501

ALTUNTAŞ TİC. 0(422)3221434


USTA GIDA LTD. ŞTİ. 0(4222)2375102
Kaynak: Kayısı Araştırma Geliştirme ve Tanıtma Vakfı

24
4-SEKTÖRDE YAPISAL VE GÜNCEL SORUNLAR
BEKLENTİLER
4.1.Üretim Ve Hasat Aşamalarında Karşılaşılan Sorunlar
Ülkemizde yıldan yıla değişmekle birlikte ortalama 250-300 bin ton kayısı
üretilmektedir. Üretilen bu yaş kayısının özellikle Malatya bölgesinde % 95’i
kurutulmaktadır.
Ülkemiz ihracatında kuru kayısının önemli bir yeri vardır. Ancak üretim
tekniklerinin geleneksel yöntemlere dayalı olması nedeniyle, dış satım sırasında
kalite ve fiyat açısından sorunlarla karşılaşılmaktadır.
Ülkemiz ekonomisine döviz girdisi sağlayan bu ürünün üretim teknikleri
geliştirilerek daha kaliteli ürün elde edilmesi, depolama ve ambalajlama işlerinin en
uygun koşullarda yapılarak ürünlerin dünya pazarlarına kalıcı ve daha yüksek fiyattan
satılması bu ürünlerin üretimi, işleme ve ticareti ile uğraşan kişi, kurum ve
kuruluşların devamlılığı açısından zorunludur. Ayrıca ülke düzeyinde etkin bir kalite
kontrol sisteminin bugüne kadar kurulmamış olması da sorunun boyutlarını
genişletmektedir.
Kuru kayısı vb. kurutulmuş meyveler genelde kalite kontrol sistemi yüksek olan
ülkelere ihraç edilmektedir. Bu çerçevede, ürünlerde gerekli araştırma geliştirme
çalışmaları yapılarak uygulamaya aktarılması ve özellikle bu sektörde çalışan
elemanların eğitimi ile yeni elemanların yetiştirilmesinin önemi gittikçe artmaktadır.
Dünyada kayısı ihraç eden ülkeler arasında Türkiye önemli bir konuma sahiptir.
Ancak kayısı işleme, depolama, ambalajlama ve yeni ürünlerin üretimine yönelik
yeterli düzeyde bilgi birikimi sağlanamamıştır.
*Kayısı yetiştiriciliğinin en önemli problemi ilkbahar geç donlarıdır.Kayısı ağaçları
ilkbahar geç donlarından önemli ölçüde zarar görmekte ve çoğu yıl rekolteyi geç
donlar tayin etmektedir. Özellikle son yıllarda kuru kayısının ekonomik getirisinin
artması ile birlikte Malatya'da kayısı bahçeleri uygun olmayan iklim bölgelerine
kaymıştır. Bu alanlarda kurulan bahçeler bazen üst üste, bazen de 2-3 yılda bir
meydana gelen ilkbahar geç donlarından zarar görmektedir. ilkbahar geç donlarından
korunmanın en etkili yolu, don tehlikesinin bulunduğu rutubetli, taban araziler ve
soğuk havanın biriktiği vadi içlerinde kayısı bahçesi tesis edilmemesidir. Fakat her

25
şeye rağmen don riski bulunan bir bölgede kayısı bahçesi tesis edilmişse donlardan
korunma yöntemlerinin dikkatlice uygulanması gerekir.
*Ülkemizde kaliteli ve yeterli sayıda kayısı fidanı bulmak oldukça zordur. Bazı
fidancılar kaynağı belli olmayan aşı kalemleri kullanmakta veya aşısız fidan satışı
yapmaktadır. Devlet ve özel fidanlıkların sertifikalı fidan üretimine ağırlık vermesi
gerekir.
*Kuru kayısı üretiminin yapıldığı Malatya’da meyve hasadı dalların uzun
sopalarla çırpılması veya silkelenmesi suretiyle direkt toprak yüzeyine yapılmaktadır.
Hasat sırasında olgun meyvelerin yanı sıra ham meyveler de dökülmekte, bir sonraki
yılda meyve verecek gözler zarar görmekte, yaralanan dallar hastalıkların girişi için
uygun ortam hazırlanmaktadır. Ayrıca yere düşen meyveler parçalanmakta, içerisine
taş ve toprak parçacıkları girmektedir. Bu şekilde hasat edilmiş kayısıların kalitesi
düşmekte, işleme ve ihracat sırasında problemlere neden olmaktadır. Bu yüzden en
ideal hasat el ile yapılan hasattır. Fakat büyük kayısı bahçelerinde el ile hasadın
pahalı ve hasat döneminin kısa olması nedeniyle el ile yapılan hasat her zaman
mümkün olmadığından makineli hasat imkanlarının araştırılması gerekir. Diğer
taraftan mevcut hasat yöntemi ise ağaçların altına süngerli bez serilmesi gibi basit
uygulamalar ile iyileştirilebilir.
*Kayısının doğal sarı renginin korunması ve depoda fumigant özelliği
göstererek fermantasyon ve böcek zararının önlenmesi için yaş kayısılar
kurutulmadan önce kükürtlenmektedir. Kuru kayısı ithal eden ülkelerin ithalatına izin
verdikleri kükürt miktarı Almanya ve İngiltere'de 2000 ppm, Fransa ve Danimarka'da
1000 ppm, İtalya'da 600 ppm, Avusturya'da 300 ppm'dir. ABD, Kanada, Yeni Zelanda
ve Avustralya kesin bir limit uygulamamakla birlikte 3000 ppm’e kadar kükürt içeren
kuru kayısıların ithalatına izin vermektedir. Öte yandan 1.8.1993 tarihinden itibaren
ihracatta uygulaması zorunlu hale getirilen TS 485 kuru kayısı standardında
müsaade edilen kükürt miktarı 2500 ppm olarak belirlenmiş, daha sonra kuru kayısı
standardında yapılan bir değişiklik ile kükürt standardı “Alıcı isteğinin belgelenmesi
durumunda kuru kayısılardaki kükürt miktarı serbest bırakılmıştır ” şeklinde
değiştirilmiştir. Fakat 16.11.1997 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe
giren Türk Gıda Kodeksine göre kuru kayısıda maksimum kükürt miktarı 2000 ppm
olarak belirlenmiştir.
*Kuru kayısıdaki kükürt miktarı son yıllarda en çok tartışılan konular arasında
yer almaktadır. Rengin muhafaza edilmesi ve çeşitli mikroorganizma zararının

26
önlenmesinde kuru kayısı için vazgeçilmez katkı maddesi olan kükürdün belirli
miktarda alınması halinde insan vücudunda tehlike oluşturduğu konusunda herhangi
bir kanıt bulunmamaktadır. 60 Kg ağırlığında ergin bir insanın günlük 42 mg kükürt
alması halinde sağlık açısından herhangi bir sorunun ortaya çıkmadığı araştırmalar
sonucu ortaya konmuştur. Bu kükürt miktarı 2000 ppm kükürt içeriğine sahip 3-5
kayısı tarafından doldurulmaktadır. Ayrıca meyvede bulunan toplam 2000 ppm
kükürdün önemli bölümü bağlı durumda ve sülfata dönüştüğü düşünülecek olursa 42
mg kükürdü karşılayacak kayısı sayısının en az 6-8 adet olduğu açıkça görülür.
*İnsan vücudu için müsaade edilen sınırın üzerinde kükürt alınması durumunda
boğaz ve mide yanması, baş ağrısı ve hatta kusma gibi yan etkiler görülmektedir.
Kükürtten en fazla astım hastaları etkilenir. Yapılan araştırmalarda astım hastalarının
% 8'nin sülfide hassas olduğu saptanmıştır. Ancak kuru kayısıdaki toplam kükürdün
çok küçük kısmının serbest formda olması, astım hastaları için de tehlike riskini
azaltmaktadır.
*Kuru kayısı üreticilerinin kayısı meyvesine fazla kükürt uygulamasının iki temel
nedeni bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, kuru kayısı rekoltesinin yüksek olduğu
yıllarda üretici ürününü istediği fiyattan satamama konusunda endişe duymaktadır.
Bu yüzden üretici satamadığı kuru kayısının depoda bozulmasını önlemek amacıyla
aşırı kükürt kullanmaktadır. Yapılan araştırmalar adi depolarda altı ay bekletilen kuru
kayısılardaki kükürt miktarının % 30-50 oranında azaldığını ortaya koymuştur. Kuru
kayısıdaki kükürt miktarı 1500 ppm’in altına düştüğünde kayısının altın sarısı rengi
esmerleşmekte ve ürün depo zararlılarının hücumuna uğramaktadır. İkincisi ise,
üretici kısa sürede daha fazla kayısı kükürtlemek için kükürtleme işlemini kerevetler
yerine kasalarda yapmaktadır. Yakılan ilk ocakta kasaların ortasında bulunan
meyveler yeterince kükürt almadığından ikinci bir kükürtleme daha yapılmaktadır.
Böylece kasanın alt ve üst kısımlarında bulunan kayısılar aşırı miktarda kükürt
absorbe etmektedir. Kükürt probleminin çözüm olarak; çiftçinin kısa sürede
pazarlayacağı kayısıya 2.000 ppm, depoda uzun süre bekleteceği kayısıya 3.000-
3.500 ppm kükürt uygulaması ve kükürtlemenin mutlaka kerevetlerde yapılması
önerilebilir.
*Son yıllarda sodyum meta bi sülfite bandırarak kükürtleme yöntemi kükürtleme
süresinin kısaltılması bakımından avantajlı görünmekle birlikte bu şekilde
kükürtlenmiş kayısılar yeterli miktarda kükürt absorbe edemedikleri için kısa bir süre

27
sonra sarı rengini kaybederek esmerleşmektedir. Sodyum meta bi sülfide bandırma
usulü kükürtleme ile ilgili ayrıntılı çalışmalara ihtiyaç vardır.
Sorunların giderilmesi için,
™ Optimum kurutma tekniklerinin tespit edilmesi,
™ Geleneksel kükürtleme odalarının modern hale getirme imkanlarının araştırılması
(hava sirkülasyonu, kükürt dioksit gazının kullanılması) Kükürtleme tekniklerinin
geliştirilmesi,
™ Yeni kükürtleme odalarının dizaynı,
™ Her bir kayısı çeşidi için* kükürtleme süre ve miktarlarının belirlenmesi,
™ Kuru kayısının yığın veya çuvallarda depolanması yerine meyve kasalarında
depolanmasının sağlanması,
™ Düşük kükürt içeriğine sahip kuru kayısıların düşük bağıl nemli (% 60-65) soğuk
hava depolarında muhafaza edilmesi,
™ Klasik kurutma sistemlerinin yanı sıra güneş kollektörleri yardımıyla hijyenik ve
hızlı kurutma yöntemlerinin kullanılması,
™ Üreticilerin kayısı yetiştirme, kurutma ve muhafaza yöntemleri konusunda
eğitilmesi,
™ Kükürtlenmiş kayısılarda çekirdeğin çıkarılması konusunda yoğun işgücüne
ihtiyaç olduğundan bu işlemin mekanizasyonu konusunda çalışmalara ağırlık
verilmesi,
™ Zirai mücadele konusunda mevcut sorunların çözümü için kayısı hastalık ve
zararlıları üzerine detaylı çalışmalar yapılması,
™ Ambalaj malzemeleri ve ambalajlama tekniklerinin AT standartlarına
kavuşturulması,
™ Taşıma esaslarının tespiti,
™ Mevcut dış pazar payımızın korunması ve daha da arttırılması için
uygulanması gerekli pazarlama yöntem ve tekniklerinin geliştirilmesi
gerekmektedir.

4.2. İhracatta Karşılaşılan Sorunlar


* Kuru kayısının yurt içi ve yurtdışında yüksek fiyattan alıcı bulması ve yeni pazarların
geliştirilmesi için kayısının beslenme ve insan sağlığı açısından önemi geniş kitlelere
doğru bir şekilde tanıtılması gerekir. Nitekim ülkemizde üretilen kuru kayısının

28
yaklaşık % 90-95’lik kısmı ihraç edilmesine karşılık sadece % 5-10’luk gibi çok az
bölümü yurt içinde tüketilmektedir. Bilindiği gibi meyve seçimi ve tüketimi ile ilgili
davranışlar öğrenilmiş davranışlar olup, bu davranışların değiştirilmesi güç ve yavaş
işleyen bir süreçtir. Bu bakımdan bireylerde kayısı tüketim alışkanlığının
kazandırılması için beslenme eğitim programları düzenlenmeli, televizyon,radyo
gazete ve internet gibi çeşitli iletişim araçlarında kayısının faydalarını anlatan reklam
çalışmalarına ağırlık verilmelidir.
* Kuru kayısı başta ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Hollanda olmak üzere yaklaşık
70 ülkeye ihraç edilmektedir. Özellikle İspanya ve Portekiz’in Avrupa Topluluğuna
katılması ile birlikte Avrupa Birliği ülkelerinin kuru kayısı ithalatlarını bu iki ülkeden
yapma eğilimi ağırlık kazanmaktadır.Önümüzdeki yıllarda Avrupa Birliği ülkeleri ile
ABD’ye yapılan kuru kayısı ihracatının sınırlı artış göstereceği düşünülerek yeni
pazarların aranmasına ağırlık verilmelidir. Yeni pazarlar olarak özellikle Uzakdoğu
ülkeleri gelecek vaat etmektedir. Bu amaçla yurtdışında yapılan gıda fuarlarına
katılarak hem tanıtım hem de promosyon çalışmalarına ağırlık verilmelidir.
* Kuru kayısı ihracatçılarını bir çatı altında toplayarak ihraç fiyatının belirlenmesinde
rekabet yerine ortak bir tavır alınmasını sağlayacak, dış pazardaki gelişmeleri düzenli
olarak takip edecek, reklam ve tanıtım faaliyetlerini etkin şekilde yürütecek bir
kuruluşa ihtiyaç vardır. Ayrıca son yıllarda gündemde olan kayısının hasattan önce
satılması (alivre satış) işleminden vazgeçilmelidir.
* Hollanda, İspanya, Fransa ve İsrail gibi ülkeler Türkiye'den 12.5 kg’lık paketler
halinde ithal ettikleri kuru kayısı 100, 250, 500 ve 1000 g gibi daha küçük paketler
halinde ambalajlayıp başka ülkelere ihraç etmektedirler. Dökme tabir edilen 10-12.5
kg'lık paketler yerine, kuru kayısının daha küçük ambalajlarda direkt tüketiciye
ulaştırılması için güçlü bir organizasyona ihtiyaç vardır. Kuru kayısının küçük
ambalajlarda ihraç edilmesi durumunda hem kayısı daha yüksek fiyattan pazarlanmış
olacak hem de kayısının paketlenmesi sırasında katma değer ve istihdam
sağlanacaktır.
* Kuru kayısı üretimi ve ihracatında tekel olmamıza rağmen 1 kg kuru kayısının
ihracat fiyatı olan 1.8-3.3 $’ın üzerinden fiyat bulması çok zordur. Bu bakımdan fiyat
artışından ziyade çalışmaların birim alandan kayısı verim ve kalitenin yükseltilmesi
yoğunlaştırılması gerekir.

29
* Kuru kayısının hammadde şeklinde satışı yerine kayısıdan yeni ihraç ürünleri
geliştirilmesi (konserve, pulp ve dondurulmuş kayısı) ve ürün çeşitlendirilmesine
ağırlık verilmelidir.
* Kayısının insan sağlığı açısından faydalarını ortaya koyan ayrıntılı araştırmaların
yapıldığını söylemek pek mümkün değildir. Kayısının insan sağlığına etkileri
konusunda yapılacak çalışmaların iletişim araçları vasıtasıyla insanlara duyurulması
kayısının tanıtımına önemli katkılar sağlayacaktır.
* 1992 Yılında kurulan Kayısı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’nin (Kayısı Birlik) kuru
kayısı pazarında etkin hale gelebilmesi için üreticiden aldığı kuru kayısıyı küçük
paketler halinde yurtiçi ve yurtdışına pazarlayacak temsilci veya bayilik ağılarını vakit
geçirmeden güçlü bir şekilde kurması gerekir.
* Ülkemizin yaş kayısı ihracatı 1.000 ton gibi çok düşük düzeydedir.Akdeniz ve Ege
bölgesi erkenci kayısı yetiştiriciliği için son derece uygun ekolojiye sahiptir. İspanya,
İtalya, Fransa ve Yunanistan yaş kayısı ihracatından önemli miktarda gelir elde
etmektedir. Ülkemiz sahip olduğu ekolojik potansiyel nedeniyle yukarıda bahsedilen
ülkelere göre daha fazla avantaja sahiptir. Ülkemizin kuru kayısı ticaretinde olduğu
gibi yaş kayısı ticaretinde de lider ülke olma şansının iyi değerlendirilmesi gerekir.
Bunların yanı sıra;
™ Ülkemizden ihraç edilen kuru kayısının genel olarak renk bakımından tüketiciyi
cezbetmesine karşın, küçük taneli olması ve yüksek rutubet nedeniyle de çabuk
bozulduğu,
™ Ürünün kurutulması safhasında yeteri kadar titiz davranılmadığından, karton
kutuların ortasında kalan üründe yine yüksek oranda rutubet oluştuğu, dolayısıyla bu
durumun ürünün kalitesini düşürdüğü,
™ Kayısı tanesinin büyüklüğüne göre tasnifi işlemine yeterince önem
verilmediği, yani aynı partide değişik kalibreli ürün bulunduğu, ayrıca belirgin renk
farklılıklarının da olduğu,
™ Kayısı yetiştiriciliğinde kullanılan zirai mücadele ilaçları kalıntılarının tolere
edilebilir sınırlar içinde olmadığı ve yapılan kontrollerde kuru kayısı ambalajları
içerisinde haşere yada haşere kalıntıları ile birlikte toz, toprak, taş vb. kalıntıların da
tespit edildiği,
™ Özellikle büyük tonajlı bağlantılarda, malın tamamının cari yıl mahsulünden
olması hususunda anlaşma sağlandığı halde, sevkiyatlara bir önceki yılın

30
mahsulünün karıştırıldığı, çok büyük firmaların dahi zaman zaman bu yola
başvurdukları,
™ Ambalaj olarak eski karton kutuların kullanıldığı veya kullanılan ambalaj
malzemeleri zayıf olduğu için içindeki ürünün zarar gördüğü,
™ Sezon başında daha ürün ortaya çıkmadan düşük fiyatlarla bağlantı yapan
birçok firmanın fiyatlar yükseldikçe taahhütlerini yerine getirmedikleri hususları
ihracatta karşılaşılan sorunlar olarak belirtilebilir.

5.MEVZUAT
5.1. Ürün Standartları
Kuru kayısı serbest ihracat kapsamında olup ihracatı zorunlu standarda tabi

olan ürünlerimiz arasında yer almaktadır. TSE 485 nolu kuru kayısı standardı

1.8.1993 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş ve yalnızca ihracatta zorunlu

uygulamaya konulmuştur. Kuru kayısıda standardı belirleyen iki kalite özelliği vardır:

Bunlar kükürt dioksit (SO2) kalıntı miktarı ve nem oranıdır. 16.11.1997 tarihinde

Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Türk Gıda Kodeksine göre kuru

kayısıda maksimum kükürt miktarı 2000 ppm ve nem oranı % 25 olarak belirlenmiştir.

5.2. Tüketici sağlığı açısından yerine getirilmesi zorunlu şartlar

Kuru kayısı ve kayısı ürünlerine olan talep, ürünlerin fiyatına, kalitesine,


çeşitliliğine ve bulunabilirliğine bağlı olarak değişmektedir.
Tüm kayısı ürünlerinde, taşıma, dağıtım ve satışı da dahil olmak üzere tüm
aşamalarda uygun sağlık şartlarının yerine getirilmesi zorunludur.
Kayısı ürünlerinde bulunma ihtimali olan, kalıntı bırakabilen ve tüketici sağlığının
testlerle güvence altına alınması zorunlu olan maddeler şunlardır:
1-Mikrotoksinler
23.9.2002 tarih ve 24885 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2002/63 No.lu
‘’Türk Gıda Kodeksi Gıda Maddelerinde Belirli Bulaşanların Maksimum Seviyelerinin
Belirlenmesi Hakkındaki Tebliğ’’e göre kabul edilebilir en yüksek değerler; Aflatoksin
B1 için 0,005 mg/kg, Aflotoksin B1+B2+G1+G2 için 0,010 mg/kg ‘dır.
2-Pestisit ve Hormon Kalıntıları

31
Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği Ek:3’ te“Alüminium Phosphide” benomyl,
bitertanol, captan, carrbendazim, dithiocarbamates(DTC), dodine, fenitrothien,
hexacoonazle, procymidone ve diğer kalıntılar için kabul edilebilir en yüksek değerler
verilmiştir.
Tarımsal ürünlerde 8/9/1995 tarih ve 22398 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
‘Zirai Mücadelede Kullanılan Pestisit ve Benzeri Maddeleri Ruhsatlandırma Usul ve
Esasları Hakkında Yönetmelik’e göre ruhsatlandırılmış pestisitlerin kabul edilebilir en
yüksek kalıntı limitleri bu Yönetmelik’e Ek-17’de verilmiştir.
Ürünler için Ek-17’de verilen kabul edilebilir en yüksek limitler ürünlerin piyasaya
arzında dikkate alınacak ve uygulanacaktır. Dökme şeklinde piyasaya sunulan
ürünlerde etiket üzerinde, ürünün hasat edildiği bölge ve üreticisinin adı ve adresi
bulunacaktır. Üründeki pestisit kalıntılarının Ek-17 deki limitlere uygun olmaması
halinde üretici sorumludur. Ürün etiketi üzerinde yukarıdaki
bilgilerin bulunmaması halinde pestisit kalıntı limitleri uygun olmayan ürünleri
tüketime sunan satıcı sorumludur.
3-Kükürt dioksit
Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine göre kabul edilebilir en yüksek değer
2000 mg/kg dir.
5.3. Ambalaj
Kuru kayısı ülkemiz için ekonomik değeri yüksek bir üründür. Bu yüzden gerek
iç pazarda, gerekse dış pazarda uygun bir ambalaj gerekmektedir. Günümüzde artık
ürünün kalitesi kadar ambalaj şekli, ürüne uygunluğu, dayanıklılığı ve imajı da
aranılan özellikler arasında yer almaktadır.
16.11.1997 tarih ve 25172 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe giren
Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği Madde 17’ de belirtildiği üzere; Türk Gıda
Kodeksinde yer alan tüm gıda maddelerinin ambalajlanması zorunludur.
Ambalajlarda aranılan genel özellikler:
• Ambalajlanmış gıda maddesi, ambalajı değiştirilmediği veya açılmadığı sürece
gıda maddesine erişilemez durumda olmalıdır.
• Gazete ve gıda ambalaj materyali olarak üretilmemiş basılı ve yazılı kağıtlar,
yeniden işlenmiş kağıtlar ve plastik gıda ambalaj materyali olarak kullanılamazlar.
• Ambalaj materyali, gıda maddesini özelliğine bağlı olarak sıcaklık değişimleri,
nem, hava, ışık gibi olumsuz dış etkenlerden korumalıdır.

32
• Gıda maddelerinin bileşiminde istenmeyen değişikliklere ve organoleptik
özelliklerinde bozulmalara neden olmamalı ve gıda maddesiyle etkileşim
göstermemelidir.
• Ambalaj materyali üzerinde izin tarihi ve numarası ile üretici firmanın adı ve
bulunduğu il belirtilmelidir.
• Doldurma, taşıma ve depolama koşullarına dayanıklı ve istiflemeye uygun
olmalıdır.

Ambalajlarda aranılan genel özelliklerin yanı sıra;

*Kükürtlenmiş ve natürel kuru kayısılarda ambalaj ağırlığı net 25 Kg’ı


geçmemelidir.

*Endüstriyel kuru kayısılarda istek halinde 100 Kg ‘a kadar, temiz çuval ve torba
ambalajlar kullanılabilir.

*Kuru kayısılarda mümkün olduğunca karton ve mukavva ambalajlar


kullanılmalıdır.

*Ahşap ambalajlar kullanılması halinde, başları en az iki çivi ile çakılmalı, çevresi
tel veya plastik bant ile sarılmalıdır.

*Ambalajların içine ambalajla ürünün temasını önleyecek uygun örtü


kullanılmalıdır.

*Ambalaj üzerindeki işaretlenmeler silinmez mürekkeple yazılmalı, kullanılan


yapıştırıcılar sağlığa zarar vermemelidir
5.4.Etiketleme
25.8.2002 tarih ve 24857 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2002/58 No.lu Türk
Gıda Kodeksi Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden
Etiketleme Kuralları Tebliği’nde yer aldığı üzere etiketleme ile ilgili kurallar şu
şekildedir:
a-Satışa sunulan her gıda maddesinin ambalajında etiket bulundurulması
zorunludur.
b-Gıda maddesinin etiket bilgileri tam , doğru ve anlaşılabilir olarak ifade
edilmelidir.

33
c-Etiketleme dili Türkçe olmalıdır. Türkçe’nin yanı sıra uluslararası kabul görmüş
diğer resmi diller de kullanılabilir.
d-Tüm yazılar fonla kontras teşkil edecek şekilde, silinmez karakterde okunabilir
renk ve boyutta olmalı, ambalaja sağlam bir şekilde basılmış, yapıştırılmış veya
tutturulmuş olmalıdır. Ayrıca etiket üzerinde bulunması zorunlu bilgiler başka yazılar
ya da resimlerle örtülmemeli veya kesilmemelidir.
e-Gıda maddesinin etiketi,ambalajı ve biçimi sahte, yanıltıcı veya gıdanın
karakterine , yapısına , özelliklerine , bileşimine ,kalitesine, orijinine ve üretim
metotlarına göre hatalı bir izlenim yaratacak, tüketiciyi yanıltacak resim, şekil ve
benzerlerini içermemelidir.
f-Gıda maddesinin etiketinde ,o gıda maddesinin hastalıkları önleme ,iyileştirme
ve tedavi özelliği olduğunu bildiren veya ima eden ifadeler yer alamaz.
5.5.Etiket Bilgileri
25.8.2002 tarih ve 24857 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2002/58 No.lu Türk
Gıda Kodeksi Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden
Etiketleme Kuralları Tebliği’nde yer aldığı üzere gıda maddelerinin etiketinde
bulundurulması zorunlu bilgiler aşağıdadır :
a-Gıda maddesinin adı,
b-İçindekiler,
c-Net miktarı,
d- Üretici ve paketleyici firmanın adı, tescilli markası, adresi ve üretildiği yer,
e- Son tüketim tarihi
f-Parti numarası ve / veya seri numarası,
g-Üretim izin tarihi ve sayısı, sicil numarası veya ithalat kontrol belgesi tarihi ve
sayısı
h-Orijin ülke,
ı-Gerektiğinde kullanım belgisi ve / veya muhafaza şartları.

Gıda maddelerinin etiketlerinde ( a ), ( c ), ( e ) bentlerinde yer alan bilgiler


ambalajın aynı yüzünde bulunmalıdır.

Etiketlemede aranılan genel özellikler çerçevesinde; mukavva kutu ve kayısı


kolilerinin herhangi bir yüzüne okunaklı, silinmeyecek ve bozulmayacak biçimde

34
aşağıdaki işaretlerin yazılması gerekmektedir.İstenildiğinde bu işaretler yabancı dilde
de olabilir.

• Sevkıyatı yapan firmanın tanımı ;

-Firmanın ticaret unvanı veya kısa adı,

-Var ise tescilli markası,

-Özel amblemi, adresi, telefon ve faksı.

• Ürünün Cinsi :

-Kutu veya ambalaj üzerine “kuru kayısı” ibaresinin yazılması,

-Grubunun ( kükürtlenmiş veya natürel ) yazılması,

-Sınıfının ( ekstra,1.sınıf, 2. sınıf ve endüstriyel ) yazılması,

-Tipinin ( çekirdekleri çıkarılmış, çekirdekleri çıkarılmamış ve yarma )

yazılması,

-Boyunun ( 1,2,3,4,5,6,7,8 ) yazılması.

• Ürünün Orijini :

-Türk malı olduğu (TM) yazılması,

-Yetiştiği yörenin (Malatya Kayısısı, Ürgüp Kayısısı ) yazılması.

• Resmi Kontrol Damgası :

-Standart numarasının ( T.S. 485) yazılması,

-Parti numarasının yazılması.

• Ürün Yılının Yazılması :

- Yeni veya eski ürünün belirlenmesi.

• Miktar veya Ağırlığı :

-Büyük paketlerde net ağırlığının ( 12.500 gram veya 12. 700 gram )

yazılması,

-Büyük paketler içindeki küçük ambalajların ve ağırlığının belirlenmesi

“ 20×500 GR = 10. Kg” şeklinde yazılması

35
6.SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Kayısının rekoltesi ile ihracat miktarı arasında fiyat bakımından homojen bir
dağılım görülmemektedir. Başlıca sebepleri ihracat stratejisinin olmayışı ve
ihracatçılar arasında bir birliğin sağlanamamasından kaynaklanmaktadır. Yeni Pazar
alanlarının bulunmaması, iç tüketimin bir şekilde sağlanamaması ve mevcut
rekoltenin piyasa şartlarına göre dengelenmemesi arz talep dengesini menfi yönde
etkilemektedir . Kuru kayısının yeterince tanınmadığı, özellikle ne şekillerde
tüketilebileceği ve faydaları konusunda tüketicilerin bilgili olmadıkları
düşünülmektedir.Bu nedenle , kuru kayısının besin değerinin vurgulanarak ,sağlığa
yararlı yönüne ağırlık veren sloganlarla mevcut pazarlarımızda kampanyalar
başlatılması yararlı görülmektedir.
Kuru kayısının özellikle son yıllarda önemli bir büyüme ve gelişme gösteren sağlıklı
gıda pazarı için önem taşıyan ürünlerden biri olduğu unutulmamalıdır.Hedeflenen
pazara yönelik olarak güneşte kurutulmuş kuru kayısının tanıtım ve pazarlanmasına
önem verilmelidir.
Renk düzgünlüğü, standart, kalibrasyon, temizlik ve lekesizlik tüketicinin beğenisini
kazanmak açısından büyük önem taşımaktadır.
Mevcut pazarlarda ürünün satış potansiyeli yüksek süper marketlerin çoğuna girmiş
olduğu göz önüne alınarak,özellikle ürünün kullanıldığı tatlı ve yemeklerin tüketiciye
öğretilmesi yoluyla kullanım alışkanlığının geliştirilmesi gerekmektedir.Bu amaçla
broşürler hazırlanarak tüketiciye ürünle beraber ücretsiz olarak sunulmalıdır.
Ürün için süper marketlerde özel bir bölüm tespit edilmelidir. Kuru yemiş ve kuru
meyvelerin satıldığı bölümün yanında ayrı küçük bir stand ya da yaş meyva standının
yanında bir standın uygun olacağı düşünülmektedir.
Kullanılan ambalaj malzeme ve tasarımına, paket üzerinde yapılan
işaretleme/etiketlemenin ithalatçı ülke şartlarına göre yapılmasına dikkat edilmeli, kaliteli
ürün ihtiva ettiği imajını yarattığı göz ardı edilmemelidir.
Tüketici ambalajı şeklindeki paketlemelerde malın dışarıdan görünmesine imkan
verecek şeffaf ambalaj malzemesi kullanılmasına özen gösterilmesi gerekmektedir.
Ayrıca tüketicinin ilgisini çekebilecek değişik paketleme yöntemleri de gündeme
getirilmelidir. Değişik ebatlar ve dizaynlı sepetler içinde sunulması gibi.
Yine doğrudan tüketiciye sunulacak paketlerde, ürünün adı, ağırlığı, menşei,
paketlemeyi yapan firmanın adı, içerdiği vitamin ve mineraller, malın işlenmesi ve

36
hazırlanmasında kullanılan koruyucu maddeler ve diğer katkı maddelerini gösteren
etiketlerin yapılması büyük önem arzetmektedir.
Karton kutular içine yerleştirilen her paket sırasının üzerine bir sıra ince kağıt
konulması gerekmektedir.
İhracatçılarımızın, alıcı pazarlara, pazardan pay alma, pazar payını arttırma ve
sürekliliği sağlama anlayışıyla yaklaşmaları, yaptıkları temaslarda güven verici olmaları
ve taahhütlerini her bakımdan titizlikle yerine getirmeleri gerekmektedir.

37

You might also like