Professional Documents
Culture Documents
com
TEŞEKKÜR
i
www.kimyamuhendisi.com
ÖZET
Kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıt rezervlerin azalması ve dünya genelinde enerjiye
olan talebin artması, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik araştırmalara olan
ilginin artmasına neden olmaktadır. Biyokütle ve şehirsel atıklar yenilenebilir enerji
kaynakları arasındadır. Bu kaynaklardan enerji eldesi için kullanılan ısıl prosesler yakma,
piroliz/gazlaştırma ve sıvılaştırmadır. Son yıllarda, gazlaştırma prosesi ile ilgili çalışmalar
giderek artış göstermektedir. Kullanılan yakıt cinsine göre en çok tercih edilen gazlaştırıcı
tipleri akışkan yataklı ya da sabit yataklı gazlaştırıcılardır. Bu çalışmada, akışkan yataklı ve
sabit yataklı gazlaştırıcıların performanslarının incelenmesi amaçlanmıştır.
ii
www.kimyamuhendisi.com
SUMMARY
Reducing of fossil origin fuel reserves like coal, petroleum, natural gas and growing of energy
demand all around the world has caused increase of concern about researchment of
renewable energy sources. Biomass and municipal solid wastes are known as renewable
energy sources. The thermal processes which are used for obtaining energy are combustion,
pyrolysis/gasification and liquefaction. In recent years, studies about gasification process have
been increased. Fluidised bed and fixed bed gasifiers are mostly preferred gasifiers according
to use of fuel in gasification. In this study, comparison of fixed bed and fluidised bed gasifiers
performance is examined.
iii
www.kimyamuhendisi.com
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
TEŞEKKÜR............................................................................................................................... i
ÖZET......................................................................................................................................... ii
SUMMARY.............................................................................................................................. iii
İÇİNDEKİLER..........................................................................................................................iv
TABLO LİSTESİ..................................................................................................................... vi
ŞEKİL LİSTESİ...................................................................................................................... vii
1. GİRİŞ .............................................................................................................................1
2. GAZLAŞTIRMA ...........................................................................................................5
2.1. Doğrudan Gazlaştırma ...................................................................................................5
2.2. Pirolitik (Dolaylı Gazlaştırma) ......................................................................................6
3. HAMMADDE ÖZELLİKLERİ .....................................................................................9
4. GAZLAŞTIRMA İÇİN HAMMADDE ÖNHAZIRLIĞI ............................................12
5. GAZLAŞTIRMA UYGULAMA ALANLARI .......................................................... 13
iv
www.kimyamuhendisi.com
9. KAYNAKLAR.............................................................................................................46
v
www.kimyamuhendisi.com
TABLO LİSTESİ
Sayfa No
Tablo 7.1 Akışkan yataklı gazlaştırıcı ile sabit yataklı gazlaştırıcı karşılaştırılması............... 43
vi
www.kimyamuhendisi.com
ŞEKİL LİSTESİ
Sayfa No
Şekil 6.5 Akışkan yataklı gazlaştırıcıda yatak yüksekliğinin gaz hızı ile ilişkisi......................25
vii
www.kimyamuhendisi.com 1
1. GİRİŞ
Enerji sorunlarının yaşamın bir parçası haline geldiği günümüzde yenilenebilir enerji
kaynaklarına yönelik araştırmalara olan ilgi gün geçtikçe artmaktadır. Aynı zamanda fosil
yakıtların çevre kirliliğine neden olması ve enerji ihtiyacının artmasına karşılık fosil
kökenli rezervlerin azalması, alternatif enerji kaynaklarına olan ilgiyi daha da önemli hale
getirmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının dağılımı açısından ise, modern biyokütle
enerjisinin yenilenebilir enerji kaynaklarının toplamının %45’i oranında önemli bir yer
tutacağı belirtilmektedir. Yenilenebilir biyokütle ve biyokütleden elde edilen yakıtlar
çevresel fayda sağlaması sebebiyle günümüz enerji kullanımında kolaylıkla fosil yakıtların
yerine geçebilecektir.
Dünyadaki enerji gereksiniminin % 80’i fosil yakıtlardan (doğal gaz, petrol, kömür)
karşılanmaktadır. Kömürün, su buharı, hava, oksijen ve hidrojen ile tepkimeye girmesiyle
gaz ürünler elde edilmektedir. Kömürlerin gazlaştırılmasıyla üretilen gazların bileşimi ve
miktarı, kömürün cinsine ve aktivitesine, kullanılan gazların türüne ve uygulanan
gazlaştırma işlemine (basınç, sıcaklık, v.b.) bağlıdır. Kömürün gazlaştırılması, ayrıca,
doğal gaz yerine kullanılabilecek şehir veya hava gazının ve hidrojen, amonyak, metan gibi
bazı kimyasalların elde edildiği sentez gazının üretilmesi için de önem taşımaktadır.
Biyokütlenin gazlaştırılması; katı yakıtların ısıl çevrim teknolojisiyle yanabilen bir gaza
dönüştürülmesi işlemidir. Sınırlandırılmış oksijen, hava, buhar veya bunların
kombinasyonları reaksiyonu başlatmaktadır. Üretilen gaz karbonmonoksit, karbondioksit,
hidrojen, metan, su ve azotun yanı sıra kömür parçacıkları, kül ve katran gibi artıkları da
içermektedir. Üretilen gaz temizlendikten sonra kaynatıcılarda, motorlarda, türbinlerde ısı
ve güç üretilmek üzere kullanılmaktadır. Gazlaştırma tekniği ile biyokütleden, yüksek bir
randımanla, petrolle çalışan güç ve ısı sağlayan türbinlerde kullanılacak bir gaz yakıt elde
edilebilir.
enerji ihtiyacının bir bölümünü karşılamak ve ayrıca çevre sağlığını korumak amacıyla
biyogaz üretimi önemli bir yere sahiptir. Biyokütlenin gazlaştırılması ile elde edilen gaz
yakıt, doğal gazın kullanıldığı yerlerde küçük modifikasyonlar yapılarak kullanımı
yaygınlaştırılabilir ve gelecekte kolaylıkla doğal gazın kullanıldığı yerlerde enerjinin
büyük bir kısmı bu yakıttan sağlanabilir.
Günümüzde pek çok şehir, yüksek miktarda belediyeye ait katı atıkların nasıl atılacağına
ilişkin sorunla karşı karşıyadır. Çöplerin boşaltma ücretlerinin artması ve bunların
kanıtlanmış olan çevreye olumsuz etkisi, belediyeye ait çöplerin daha temiz ve ucuz yolla
yok edilmesi için farklı arayışlara yol açmıştır [5]. Atıklardan yüksek sıcaklıkta enerji
eldesi bunlardan biridir. Atıklardan enerji eldesi daha az çöp oluşumunu sağlar. Bu sayede
hava ve su kirliliği önlenmekte, geri dönüşüm artmakta ve enerji jeneratörlerinde fosil
yakıta bağımlılığı azaltmaktadır. Ticari olarak atıklardan yüksek oranda enerji eldesi için
kullanılan yöntemler gazlaştırma ve yakmadır. Gazlaştırma ise yüksek kapasiteli ticari
endüstrilerde yeni yeni kullanılmaya başlanmıştır.
Gazlaştırıcıda üretilen gaz, elektrik üretimi veya ısı üretimi gibi çeşitli şekillerde
kullanılabilir. Sistemler, verim, maliyet ve ihtiyaca bağlı olarak gaz kalitesine göre
birbirinden ayrılır [4].
Fosil yakıtlar, nükleer enerji ve büyük ölçekli hidrolik projeleri gibi geleneksel enerji
kaynakları dünya enerji piyasasına hakim durumdadırlar. Petrol ve petrol ürünleri tüketimi
artmış ayrıca enerji kaynakları ithalatına taşkömürü ve doğal gaz gibi iki yeni kalem daha
eklenmiştir. Diğer taraftan ormanların tahribine dek ulaşan odun üretimi ve tezek
kullanımı, halen enerji üretimindeki temel iki kaynaktır. Diğer enerji kaynakları bu
geleneksel kaynaklarla rekabet edecek yeterlilikte değillerdir.
Gazlaştırma, gazlaştırıcı denen katı yakıtların oksidantlar (hava, oksijen, buhar, hidrojen,
karbondioksit veya bunların çeşitli karışımları) ile temas edebileceği yakıt yatağı şeklinde
hazırlanmış bir reaktör içinde meydana gelmektedir.
Hava girişi yönüne göre sabit yataklı gazlaştırıcılar dört tipe ayrılmaktadır:
Aşağı akışlı gazlaştırıcılarda biyokütle yakıt girişi yukarıdan olup hava ise yakıtın içinden
geçerek aşağıya doğru akar. Yukarı akışlı gazlaştırıcılarda biyokütle aşağıya doğru hareket
ederken gaz yukarıya doğru çıkar. Karşıt akışlı gazlaştırıcılarda biyokütle aşağıya doğru
ilerlerken gaz ve hava yan taraftan aynı yönde hareket eder. Son sabit yatak gazlaştırıcı
çeşidi olan açık akışlı gazlaştırıcıda ise aşağı akışlı prensibi kullanılan açık bir sistem
vardır.
Kabarcıklı akışkan yataklı gazlaştırıcılar, iyi bir sıcaklık kontrolü, yüksek dönüşüm oranı,
iyi bir ayrışma potansiyeli, katalitik işlemlerin mümkün olması, hammadde miktarı, nem
içeriği ve partikül boyutlandırılmasına toleranslı gazlaştırıcılardır. Kabarcıklı akışkan
www.kimyamuhendisi.com 4
yataklarda gaz hızı, yatak içindeki katı parçacıkların yükselmesi için yeterli hızda
olmalıdır. Böylece yatak genişler ve köpüren bir sıvı izlenimini bırakır.
Gaz hızı türbülanslı bir şekilde gazlaştırıcı içinde artarken katı maddelerden oluşan yatak
büyümeye devam eder ve sonunda gitgide artan miktarda parçanın yatağın dışına taşma
oranı artar. Sirkülasyonlu akışkan yataklı gazlaştırıcılar ısıl gücü 10MW'dan yüksek yakıt
üretimi için daha uygundurlar. Kabarcıklı akışkan yataklı gazlaştırıcılar ile
karşılaştırıldığında içerdiği ilave avantajlar sayesinde yüksek bir gaz kalitesi
sağlamaktadır.
Biyokütlenin yakılması küçükten büyüğe piyasada pek çok işletmede kendine yer
bulmaktadır. Buna karşılık biyokütlenin gazlaştırma teknolojisi hala kendine geniş
kullanım alanı bulamamıştır. Bu teknoloji iki kavramla açıklanabilir:
1. ısıl işlemlerde kullanılacak gaz üretimi. Örneğin çimento fırını veya buhar jeneratörü.
2. türbin, motor veya yakıt pillerinde kullanılan gazların üretimi. Bu teknoloji bazı önemli
avantajlar sunar. Yeterli verimlilikteki küçük ve orta kapasiteli fabrikalarda biyokütleden
güç üretimi, gerçek anlamda gazlaştırmayla sağlanır. Gaz motorlarıyla birlikte küçük
kapasiteli fabrikalarda verimin %25’e kadar çıkarılması mümkündür. Kombine gaz ve
buhar türbin sistemleriyle orta ve yüksek kapasiteli işletmelerde verimin %45 ve üzerine
çıkması mümkündür. Gelecekteki ortak düşünce, biyokütlenin gazlaştırılması ve yakıt
pillerinin kombinasyonunun yüksek oranda verimli güç üretimini sağlayacağıdır [4].
www.kimyamuhendisi.com 5
2. GAZLAŞTIRMA
Pirolitik gazlaştırma, hammadde yakılmadan gazlaştırılmanın yer aldığı bir prosestir. Dış
ısı kaynağı ile hammadde arasındaki ısı aktarımı için buhar kullanılır. Yanmayan bir
gazlaştırma ajanı olarak buhar, düşük miktarda azot içeren oksijensiz bir ortam yaratır.
Azotun bulunmaması, NOx emisyon seviyelerini düşürür ve yüksek enerji içerikli gaz
üretimini sağlar. İki tipte dolaylı gazlaştırıcı vardır: gaz dolaylı gazlaştırıcı ve gazı alınmış
katı dolaylı gaz1aştıncı.
Gaz dolaylı sistemde, hammaddeyi gazlaştırmak üzere ısı üretmek için, üretilen gazın
küçük bir kısmının gazı tutuşturan bir ocağa geri döndürüldüğü, kabarcıklı akışkan yatak
reaktörü kullanılır. Yataktaki yakıta ısı aktarmak amacıyla, yatak boyunca buhar geçirilir.
Gazı alınmış katı dolaylı sistemde iki ayrı reaktör, sirkülasyonlu akışkan gazlaştırıcılar
gibi çalışır, her biri siklondan uzaklaştırılan gazı alınmış katıyı birbirleriyle değiştirirler.
Yakıcıda, gazlaştırıcıdan alınan gazı alınmış katı (artık), siklondan tekrar gazlaştırıcıya
geçmeden önce ısı üretmek için sıcak kum ile yakılır. Burada, reaktörün hammaddesini
gazlaştırmak için gerekli ısıyı sıcak kum sağlar (Çınar ve Yardımcı, 2004).
Pirolitik gazlaştırmanın ana avantajları yüksek hızda çıktı alımı ve kararlı oksijen
beslemesi gerektirmeyen bir sistemden orta ısıl değerli gaz üretimidir. Bu prosesler, gaz
temizleme ve ısı geri kazanımı için uygun prosesler ile birleştirilirse, geniş çaplı biyokütle
güç üretimi için en ekonomik gazlaştırma sistemleri olarak görülmektedir. Dezavantajları
ise, önemli oranda katran üretimi ve dolaylı ısı ve kütle aktarımına gereksinimdir.
Pirolitik gazlaştırma, sadece geniş kapasiteler için elverişlidir ve teknolojisi oksijen veya
hava ile doğrudan gazlaştırma kadar iyi geliştirilmiş değildir.
İçinde % 35'den daha fazla su ihtiva eden biyokütle, termokimyasal dönüşüm için uygun
değildir. Direkt yakma için %8-15 arası nem oranı uygun olup, 50-100 cm arası parça
boyutu idealdir.
I.Safha: Kurutma
II.Safha:Oksidasyon
C + O2 CO2 + ısı
H + O2 H2O + ısı
Organik maddeler oksijensiz ortamda ısıtıldığında ortaya çıkan termal parçalanma sürecine
piroliz adı verilir. Oksijensiz ortamda 500-600°C'ye kadar yapılan ısıtmada; gaz
bileşenleri, uçucu maddeler ve çar açığa çıkar.
Orta sıcaklıkta yapılan kısa süreli piroliz reaksiyonu sonucu % 75 biyokütle, %12 kömür,
% 13 gaz elde edilir [1].
Bunun yanı sıra yüksek sıcaklıkta indirgenme reaksiyonundan bağımsız olarak ikinci bir
reaksiyon basamağı oluşur (yukarıdaki reaksiyonlar). Bu reaksiyon basamağı için gerekli
olan enerji oksidasyon basamağında açığa çıkan enerjiden sağlanır. Reaksiyon sonucu
yüksek moleküllü biyokütle daha düşük moleküllere ve karbonmonoksite ayrışır.
IV:Safha:İndirgeme(Gazlaştırma)
C + H2O + ısı CO + H2
Gazlaştırmada önemli olan biyokütlenin nem oranının % 30'u geçmemesidir. Nem oranı
arttıkça gazın kalorifik değeri düşmektedir. Ayrıca hacimsel olarak yanabilir gaz olan CO
miktarı düşerken CO2 miktarı da artmaktadır. Bitkisel atıklar yakılırsa kısmi yanmada
kalori değeri 4.5-6 MJ/m3 olan gaz üretilir [1].
Gazlaştırıcının içindeki kor halinde bulunan maddeye su buharı püskürtülürse su gazı elde
edilir. Bu gazın kalorifik değeri 10 MJ/m3 dür.
2,5-3 kg odun 1 litre petrolün yerine, 3-3.5 kg odun ise 1 litre dizel yakıtın yerine geçer.
www.kimyamuhendisi.com 9
Nem içeriği: Yakıttaki nem içeriği %30'un üzerinde olduğu zaman tutuşma zorlaşır ve
ürünün ısıl değeri azalma gösterir. Bu nedenle yanma ve gazlaştırma öncesinde fazla
nemin giderilmesi gerekir. Yüksek nem içeriği, oksidasyon bölgesinde ulaşılması
gereken ısıyı düşürür ve kısmi olarak parçalanan hidrokarbonların piroliz bölgesini terk
etmesiyle sonuçlanır. Nem içeriğinin arttırılması CO varlığında suyla yer değiştirme
reaksiyonu sonucu H2 oluşturur ve H2 miktarı artışı ile daha fazla CH4 oluşur. Ancak, gaz
ürünün CH4 ve H2'deki kazancı gazın CO miktarının azalmasıyla oluşan enerji kaybını
karşılamamakta ve daha düşük kalorifik değerde bir gaz ürün vermektedir.
Katran, kömür ve kül, üretilen gazdan arta kalan atıklar olarak bilinen yan ürünlerdir.
Üretilen gazın içten yanmalı motorlarda yanabilmesi için katran ve partiküllerin
temizlenmesi gerekir. Üretilen gazın yanabilen içeriği başlıca karbonmonoksit, hidrojen,
hidrokarbon gazlar (hammaddeye bağlı) ve azotun değişik oranlarda karışımıdır.
Gazlaştırma reaksiyonu ile üretilen gaz bileşimindeki diğer gazlara nazaran azot içerikli
gazın ısıl değeri daha düşüktür (4 - 6 MJ/m3).
www.kimyamuhendisi.com 10
Üretilen gazın enerji içeriği içten yanmalı motorlarda, kazanlarda ve fırınlarda kullanıma
uygundur fakat azot içeren gaz, orta ve uzun taşımacılık için tavsiye edilmez. Biyokütlenin
gazlaştırılmasında tam kapasiteli yanmanın sağlanabilmesi için havanın yerine oksidant
olarak saf oksijen veya buhar kullanıldığında, yüksek enerji yoğunluğuna sahip gaz elde
edilir.
Isıl değeri düşük olmasına rağmen gaz motorları ve türbinlerinde, elektrik üretiminde veya
içten yanmalı motorlarda katı biyokütle gazlaştırılarak enerji kaynağı olarak kullanılmaya
başlanmıştır. Bu metotla kullanılabilir ve modernize edilen gaz yakıtlar daha az zararlı
emisyon salınımı ile geleneksel yakıtlar gibi kullanılabilir. Gazlaştırma katı biyokütle
enerjisini değerlendirmenin bir yolu olarak bilinir [1].
Biyokütle gazlaştırma prosesinde katı yakıt deposu, yanabilen tozlar, yakıtın kurutulması
ve üretilen gaz, temel risk faktörlerini oluştururlar. Renksiz ve kokusuz olan
karbonmonoksit gazı solunduğunda tehlikeli bir toksik etki yaratır.
Gazlaştırıcı bir sistem başlıca; bir gazlaştırıcı ünite, temizleme sistemi ve enerji dönüşüm
sisteminden (yakma veya içten yanmalı motor) oluşur.
Gazlaştırmada en önemli problem gaz üretmek değildir. Üretilen gazın içten yanmalı
motorların kullanabileceği şekilde fiziksel ve kimyasal özelliklerini sağlamaktır.
www.kimyamuhendisi.com 11
Gazlaştırıcıda üretilen yanabilir gazlarda homojen bir karışım yoktur ve zamana bağlı
olarak da gazın fiziksel ve kimyasal özellikleri (bileşimi, enerji miktarı, kirliliği)
değişebilir.
Gazlaştırıcı ile içten yanmalı makina arasında bir depolama tankı yoktur. Bu nedenle
depolama problem oluşturmaktadır. Üretilen gaz motorda yakılmadan önce ise çok iyi
temizlenmelidir [1].
Buna istinaden, gazlaştırmanın uzun zamandır kullanılan yakma prosesine göre pek çok
avantajı vardır. Bu proses, oksijence fakir bölgede gerçekleşir ki bu sayede dioksinlerin,
SOx, NOx oluşumu kısıtlanır. Bunların yanında gazlaştırma için gerekli oksijen miktarı,
yakma için gerekli olan oksijen miktarından daha azdır. Sonuç olarak proses için gerekli
gaz hacmi düşüktür ve bu sayede daha küçük ve ucuz gaz temizleme araçları kullanılır.
Düşük gaz hacmi, çıkan gaz akımındaki kontaminantların (Kirletici, bulaşıcı maddelerin)
daha yüksek kısmi basınca sahip olması anlamına da gelmektedir. Bu gazlar daha fazla
adsorpsiyon ve termodinamik kurala göre parçacıklı maddelerin tutulmasını tercih ederler:
∆G=-RTln(P1/P0) [5].
Kömür ve biyokütlenin gazlaştırılması çok eski zamandan beri bilinen bir teknolojidir.
İşlem sonucu elde edilen yanabilir gaz karışımı, benzin ve dizel yakıtı gibi içten yanmalı
motorlarda kullanılabilir. Biyokütleden üretilen bu gaz, benzin ve motorin ile
karşılaştırıldığında ucuz ve güvenilir bir yakıt olduğu görülmesine karşılık uzun bir süre
motorlarda kullanılmamıştır. Bu işlem sırasında denetimli bir şekilde yakıt hücresine
verilen hava ile biyokütle yakılır.
Gazlaştırmada genel olarak, odun, kömür ve antrasit kullanılmakla beraber, son yıllarda
plastikçe zengin atıkları kullanan teknikler de geliştirilmiş durumdadır. Örneğin;
Almanya’daki bir tesiste, plastik atıklar metanole dönüştürülmektedir. Bu tesisteki
gazlaştırma süreci, 700°C’yi aşan yüksek sıcaklıklarda gerçekleştirilmekte ve
hidrokarbonların gaza dönüştürülmesi; hidrokarbonların yüksek sıcaklıklara kadar
ısıtılması sırasında, ortamda var olan oksijen düzeyinin özenli kontrolüyle yapılmaktadır.
www.kimyamuhendisi.com 14
5.1.Biyokütlenin Gazlaştırılması
Dünya nüfusunun hızlı bir şekilde artmaya devam etmesi, sanayileşmenin yeni boyutlar
kazanması ve insanoğlunun geleneksel yaşam şartlarından kurtularak yaşam standardını
yükseltmek istemesi, enerji ihtiyacının hızlı bir şekilde artması, fosil kaynaklarının hızla
tükenmesine ve dolayısı ile çevre kirliliğine yol açmıştır. Bütün bunların sonucu olarak,
gerek enerji açığını karşılamak gerekse çevre kirliliğini azaltmak için dünyada biyokütle
çalışmalarına büyük hız verilmiştir. Birçok gelişmekte olan ülke biyoenerjiyi geleceğin
temel enerji kaynağı olarak görmektedir.
Biyokütle gazlaştırmasının çevreye ciddi bir zararı yoktur. Biyokütle içindeki kükürt
miktarı göz ardı edilebilecek kadar azdır. Ancak, bu ürün kullanılmadan önce öğütülüp
küçük parçacıklara ayrıldığında, akışkan yataklı sistemi içinde kullanılmaktadır. Kum ve
yatağa beslenecek öğütülmüş biyokütle karışımı yanma odası içine yukarı doğru verilen
hava akımı ile itilir. Hava akımı bu karışımı kolaylıkla hareket eden bir akışkan olacak
şekilde ayarlar. Biyokütle parçalarının bir kısmının yakılması ile kumun homojen bir
şekilde 6500C ile 8500C arasında ısınması sağlanır. Bu kimyasal tepkime sonucu oluşan
gaz yukarı doğru çıkarken, siklon ayrıştırıcı içinden geçilerek istenmeyen parçacıklar,
katran ve diğer zararlı maddeler elenir. Elde edilen son ürüne odun gazı, gen gaz veya
jeneratör gazı adı verilir. Bu gazın birim hacmindeki ısıl değer 4 ile 11 MJ/m3 (1000-2600
kcal/m3) arasında değişmekte olup, doğal gaza göre daha az enerji verirler.
Gazlaştırmada kullanılan biyokütle kaynaklarını mısır sapları, buğday, pirinç, ayçiçeği vb.
bitkilerin samanları; tarım atıkları, ceviz kabuğu, erik, kaysı çekirdekleri vb. gıda işleme
sonrası atıklar ve orman ürünleri ile atıkları gibi çeşitli şekillerde incelemek mümkündür.
Gazlaştırma işleminde sabit veya oynar yatak yöntemleri ile son yıllarda daha çok
kullanılan akışkan yataklı sistemler kullanılmaktadır. Akışkan yataklı sistemlerin sürekli
besleme olanağı diğerlerine göre büyük üstünlük taşımaktadır. Oldukça basit sistemlerde
bile çevrim verimi %85-90 dolayındadır [2].
www.kimyamuhendisi.com 15
Tablo 5.1 Enerji Kaynağı Olarak Kullanılabilen Biyokütleler (Çınar ve Yardımcı, 2004)
Talaş
Pirinç sapı
Küspe
Bitkisel atıklar
Kağıt Hamuru ve Kağıt Hamur sıvısı
Çöp
5.2.Kömürün Gazlaştırılması
Bir kömür gazlaştırma sistemi, yakıt gazı üretimi yanı sıra, bileşik gaz türbini ve buhar
santralı uygulamasını içeren temiz elektrik üretimi alanında da kullanılabilir. Temiz kızgın
ürün gazının temizlenmesi, atık ısı geri kazanımı ve ince tanelerin geri döndürülmesi,
akışkanlaşma gazının oksijence zenginleştirilmesi, kömür besleme yöntemlerinin
iyileştirilmesi gibi prosesler ile verimin yükseltilmesi, sürekli gelişme aşamasındadır.
Türkiye'de düşük kaliteli linyitlerin elektrik üretiminde kullanılması istendiği gibi, bir
bölümü ithal olmakla birlikte kömüre dayalı önemli santral planlamaları vardır. Kömürden
ve diğer katı yakıtlar ile atıklardan, temiz enerji üretimi amacıyla yapılan Ar-Ge
çalışmaları sonucu ortaya konulan ve uygulamaya aktarılan, ancak Türkiye'de
yaygınlaştırılamayan bir teknoloji, akışkan yatak teknolojisidir. Akışkan yatak teknolojisi
hem çevre kirliliğini azaltmakta ve hem de yanma verimini yükselterek, birim miktar
yakıttan enerji üretimini artırmaktadır.
Türkiye'de elektrik üretiminde akışkan yatak teknolojisinin ilk uygulaması 2x150 MW'lık
Çan Termik Santralı'nda olacaktır. Burada kullanılacak akışkan yatak dolaşımlı tiptir.
Bunu diğerlerinin izlemesi gerekir. Ancak, 1997 yılında ihalesi yapılan 4x360 MW'lık
Elbistan B santralının ihale değerlendirmesinde, akışkan yatak teknolojisinin kriter olarak
alınmaması çok büyük hata olmuştur. Bu santral 3 980-6300 kJ/kg ısıl değerli % 15-28 kül
ve % 45-55 kükürt içeren bir yakıtı kullanacaktır. Söz konusu yakıtın akışkan yataklı
kazan dışında, direkt veya indirekt ateşlemeli pulvarize tip kazanlarda yüksek verimlilikle
yakılması ve çevre kirliliğinin azaltılması olanağı yoktur. Planlama aşamasındaki Elbistan-
C ihaleye çıkarılırken, akışkan yataklı olması koşulu getirilmelidir.
Avrupa Ortak Pazar Komisyonu, 1982 yılından itibaren gazlaştırma konusunda yedi projeyi
finanse etmeyi kararlaştırmıştır.
Bir diğer çalışma, Bonn yakınlarındaki Union Rheinische Braunkohlen Kraftstoff A.G.
rafinerisinde, Loyi firmasınca yürütülmektedir. Metan elde etmek için geliştirilen pilot
tesisin saatte 20-30 kg alan kapasitesi 1982 yılında 10 tona çıkarılmıştır [9].
www.kimyamuhendisi.com 19
6. GAZLAŞTIRICI TİPLERİ
Sabit yataklı gazlaştırıcılarda, tipik olarak, beslenen maddeyi desteklemek ve belirli bir
reaksiyon bölgesi yaratmak amacıyla bir metal ızgara bulunur [5]. Yakıt, gazlaştırma
reaksiyonlarının gerçekleştirildiği farklı bölgelere doğru hareket eder (kurutma, piroliz,
oksidasyon, indirgenme). Böylece sabit yataklı gazlaştırıcılar arasında akışa bağlı olarak
bir fark oluşur [4]. Sabit yataklı gazlaştırıcılar oldukça kolay tasarlanır ve çalıştırılır. Bu
yüzden küçük ve orta ölçekli güç ve termal enerji kullanımları için uygundurlar. Fakat
çalışma sıcaklıklarını her bölgede aynı tutmak ve reaksiyon bölgesindeki gaz fazını yeterli
oranda karıştırmak zordur. Sonuç olarak ortaya çıkan gaz ürün miktarı önceden tahmin
edilemez ve bu yüzden büyük ölçekli güç kullanma maksatlı tercih edilmez [5]. Farklı sabit
yataklı gazlaştırıcı tipleri genelde hava akımının yönüne göre karakterize edilirler.
besleme
Gaz
Kurutma bölgesi
Destilasyon bölges
İndirgenme bölgesi
Ocak bölgesi
ızgara
hava
kül
Yukarı akışlı gazlaştırıcılarda yakıt, tepeden verilirken hava akımı aşağıdan yukarı doğru
verilir. Yakıt, aşağı doğru inerken kurur; pirolize uğrar; gazlaşır ve yanar [5]. Kuruma
bölgesinde biyokütle kurutulur. Destilasyon veya piroliz bölgesinde biyokütle, uçucu
gazlara ve katı çara dekompoze olur. Piroliz ve kuruma için gereken ısı, üretilen gazın
yukarı doğru çıkışıyla ve ocak kısmından gelen ısının iletimiyle sağlanır. İndirgenme
www.kimyamuhendisi.com 20
Bu gazlaştırıcı tipinin başlıca avantajları basitliği, gaz çıkış sıcaklığının düşük olmasına
bağlı olarak internal ısı değişimi ve yüksek gazlaştırma verimidir. İnternal ısı değişimi
sayesinde yakıt, gazlaştırıcının tepesinde kurur ve buna bağlı olarak da yüksek nem
miktarına sahip yakıtlar da kullanılabilir. Yani hiçbir ön kurutma işlemine gerek
olmaksızın gazlaştırma yapılabilir. Dahası, bu tip gazlaştırıcılar küçük boyutlardaki yakıt
parçacıklarıyla da çalışabilir. Bu da, çok geniş bir boyut aralığına sahip olan biyokütlenin,
farklı parçacık boyutları ve nem miktarlarıyla gazlaştırılmaya uygun olduğunu gösterir.
Yukarı akışlı sabit yataklı gazlaştırıcının dezavantajları ise yüksek miktardaki katran
miktarı ve piroliz gazı yakılmadığı için piroliz ürünleridir. Bununla beraber, yüksek katran
miktarı, enerji uygulamaları açısından istenmeyen bir durumdur çünkü büyük ölçüde
katran temizliği gerektirir.
Üretilen gaz reaktörün alt kısmından çıkar. Yukarı akışlı gazlaştırıcının tersine, aşağı akışlı
gazlaştırıcıda, biyokütle ile gaz arasındaki ısı transferi çok düşüktür. Bu yüzden çıkış gaz
sıcaklığı oldukça yüksek olur [4]. Ayrıca aşağı akışlı gazlaştırıcılarda cüruf oluşumu
eğilimi yukarı akışlı gazlaştırıcılara oranla oksidasyon bölgesindeki yüksek sıcaklıktan
ötürü daha fazladır.
Aşağı akışlı gazlaştırıcının en önemli avantajı, üretilen gazın oldukça düşük miktarda
katran içermesidir. Tüm bunların yanında yakıt gazlaştırıcıya beslenmeden önce nem
seviyesinin %20’lere düşürülmesi gerekir. Bu da bir kısım atık ısının kullanılmasıyla
gerçekleştirilebilir.
• gaz, yüksek oranda toz ve kül içerir ve bu yüzden oksidasyon bölgesini kül parçalarıyla
geçmek durumunda kalır.
• Yakıt konusunda nispeten katı kuralları vardır. Düzenli akışın sağlanabilmesi, dar
kısımlarda birbirlerini engellememeleri, piroliz gazlarının aşağı akışı için yeterli boş alanın
www.kimyamuhendisi.com 22
olması ve ocak bölgesinden yukarı ısı taşınımı olması için kullanılacak maddelerin boyutu
4-10 cm arası yaklaşık birbirinin aynı olmalıdır. Bu yüzden biyokütle boyutunun
ayarlanması gereklidir [11].
besleme
Kurutma bölgesi
Piroliz bölgesi
Ocak bölgesi
hava gaz
İndirgenme bölgesi
Yanan çar
ızgara
kül
Karşıt akışlı gazlaştırıcıda besleme aşağı doğru inerken hava yan taraftan verilir. Oluşan
gazlar ise karşı tarafta aynı seviyedeki noktadan çekilir ve çıkış sıcaklıkları 800-900°C
arasındadır. Ocak bölgesi gaz çıkışı ile hava girişinin gerçekleştiği bölgenin ortasında yer
almaktadır. Kül gazlaştırıcının alt kısmından alınır.
www.kimyamuhendisi.com 23
Bu tip gazlaştırıcılar düşük katran içerikli yakıtlar için uygundur. Çünkü çıkan katran
miktarı yüksektir. Sistemin avantajı düşük ölçülerde de üretim yapılabilmesidir.
Dezavantajı ise yüksek kalitedeki odun kömürü ihtiyacına karşılık düşük katran
dönüşümüdür.
besleme / hava
Kuruma bölgesi
Piroliz bölgesi
Ocak bölgesi
İndirgenme bölgesi
Dönen ızgara
gaz
kül
Su kilidi
Açık akışlı gazlaştırıcılar, özellikle düşük yoğunluğa sahip saf maddeler (örn. Pirinç
kabukları) için dizayn edilmiştir. Düşük yoğunluk yüzünden, yakıtın geçişinde tıkama ya
da akışı engelleme durumunu ortadan kaldırmak için darboğaz yapılmaz. Döner ızgaralar
gibi özel makinalar külün arındırılması ve yakıtın karıştırılması için sisteme eklenebilir.
Özellikle pirinç kabukları, yüksek kül içerikleri yüzünden sürekli kül giderici sisteme
ihtiyaç duyar. Gazlaştırıcının üstü açıktır ve hava buradan sisteme verilir alt kısımda külün
giderildiği bir su havuzu mevcuttur.
başlar ve akışkan hale gelir.Bu gazlaştırıcı tipi yatak alanı başına üretimin fazla olması ve
esnekliğiyle diğer gazlaştırıcı tiplerinden ayrılır.Akışkan yataklı gazlaştırıcılar rutubetin
%30 gibi ortalamanın üzerinde olduğu geniş bir biyokütle aralığında çalışabilirler.
Akışkan yatak prosesi yürütmek amacıyla, ısı üretimi için piroliz gazının bir kısmını
kullanmak veya dıştan ısıtmalı şekilde tasarlanabilir. Sabit yataklı gazlaştırıcılarda olduğu
gibi, yüksek basınçlarda proses uygulamaları ile ürün miktarı artırılır fakat bu da
gazlaştırıcıyı karmaşık hale getirir ve maliyetini artırır.
Şekil 6.5 Akışkan yataklı gazlaştırıcı yatak yüksekliğinin gaz hızı ile ilişkisi [12]
www.kimyamuhendisi.com 25
Bu sistemlerde inert yatak partikülü olarak kum kullanıldığında, odun parçaları, kum
tarafından şiddetli aşındırmaya maruz kalır. Bu aşındırma sayesinde yüzeydeki kül ve çar
temizlenir. Bunun sonucunda, bu sistemde reaktörde kalma zamanı birkaç dakika
olmaktadır. Diğer gazlaştırıcı tiplerinde bu işlem saatler almaktadır.
Sabit yatak gazlaştırıcıda yakıtı desteklemek için metal ızgara kullanılırken, akışkan yatak
gazlaştırıcılarda yukarı doğru akan gazlaştırma ajanının geçmesi ile hareketlenen ince
tanecikli katı yatağı bulunur. Yatak silis kumdan oluşturulur; fakat yüksek sıcaklıklarda bu
parçacıklar birleşebilir. Bu durum karışım içindeki akışkanlaşmayı düşürebilir. Bu
durumdan uzak durmak için bazen alüminyum oksitleri ve başka refrakter oksitleri eklenir.
Ürün gazın özelliklerini güçlendiren kimyasal katalizörler de akışkan yatakta kullanılabilir.
Akışkan yatak kaynatıcıda, beslenen inert madde ve katı yakıt yatağı, alttan verilen
besleme akımındaki hava sayesinde akışkanlaştırılır. Gaz akımı (hava veya buhar) katı
yakıt ve materyel (kum veya kireçtaşı) yatağı boyunca yukarı doğru geçirilir. Gaz
akışkanlaştırma ortamı gibi davranır ve akışkanların bazı fiziksel özelliklerine sahiptir.
Atık, yatağın tepesine bir besleme oluğu ile veya yatağın içine bir burgu tipi bantla beslenir
(Çınar ve Yardımcı, 2004).
Akışkan yataklı gazlaştırıcılar uzun dayanma süresi kadar daha iyi bir karışım
sağlanabilmesi, optimum kinetik, partikül/gaz etkileşimi ve ısı transferi bakımından
üstünlüklere sahiptir.
Akışkan yatak gazlaştırıcıların sabit yatak gazlaştırıcılara göre avantajları, yüksek ısı ve
kütle aktarımı ve yatak içindeki katı parçacıkların iyi karışmasıdır. Akışkan yatak
teknolojisi, kapasitesi 10MW’dan büyük jeneratörler için daha uygundur. Çünkü farklı
yakıtlarla kullanılabilir yekpare yanma odaları gerektirir ve iyi bir işlem kontrolü için
imkan verir. Akışkan yatak gazlaştırıcılar kayda değer araştırma ve geliştirmelerin
merkezinde olmuştur ve son 10 yılda birçok ticari proje uygulamaları vardır.
Yanma ile üretilen kül ergime sıcaklığı altında tutulurken, yatağın sıcaklığı tam yanma
www.kimyamuhendisi.com 27
için gerekli olan değere ayarlanır. Atık yatağa beslendiğinde,organik maddelerin çoğu
pirolizle buharlaşır ve yatakta kısmen yanar. Ekzotermik yanma, yatak sıcaklığını koruma
ve ilave atıkların buharlaşması için gerekli olan ısıyı sağlar. Yatak, tüm besleme
maddesinin oksidasyonu için gerekli olan teorik oksijen miktarından daha düşük miktarda
hava hızı olacak şekilde sağlanan havanın hızına oranla beslemenin hızı daha yüksek
tutularak tasarlanabilir ve işletilebilir.
Dolaşımlı akışkan yatak gazlaştırıcıda gazların hızı artarken, katıların yatağı genişlemeye
devam eder ve parçacıkların yatağın dışına taşınma oranı artar. Daha sonra yatağa
döndürülecek büyük parçacıkları yakalamak için düşük verimli parçacık toplayıcılar
kullanılabilir. Bu asılı halde yanma kavramının geçerli olduğu yatak, dolaşımlı akışkan
yatak olarak adlandırılır [5].
www.kimyamuhendisi.com 28
Yoğun katılar bölgesi ile seyreltik katılar bölgesi arasında farklı bir ayrılma bölgesinin
olmaması, dolaşımlı akışkan yatağı, kabarcıklı akışkan yataktan ayıran özelliktir. Yatak
yoğunluğu dolaşımlı akışkan yatakta 560 kg/m iken, kabarcıklı yatakta 720 kg/m
civarındadır. Düşük yatak yoğunluğu sağlamak için, kabarcıklı yatakta hava hızı 1,5-3,7
m/s’den, 9,1 m/s civarına yükseltilir. Parçacıkların dağılımı, katıların aşınma hızı ve
gazların akış hızı, dolaşımlı yatak katıların en uygun kalma süresini belirler.
Dolaşımlı akışkan yatak gazlaştırıcının en önemli bir avantajı, değişik bileşim ve nem
içerikli hammaddeleri işleme kapasitesidir. Ancak, kabarcıklı yataklarda olduğu gibi
topaklanma söz konusudur. Yüksek alkali içerikli yakıtlar parçacıkların yatak içinde
topaklanmasına sebep olur ve bunun sonucunda sistem akışkan özelliğini yitirir.
Sirkülasyonlu akışkan yataklı gazlaştırıcılar ısıl gücü 10MW'dan yüksek yakıt üretimi için
daha uygundurlar. Kabarcıklı akışkan yataklı gazlaştırıcılar ile karşılaştırıldığında içerdiği
ilave avantajlar sayesinde yüksek bir gaz kalitesi sağlamaktadır [1].
• Bu sistemlerde kapasitenin üst limiti yoktur. Kapasite tamamen biyokütle veya yerel
enerji ihtiyacının kullanımına göre tespit edilebilir.
• Düşük sıcaklıktan dolayı (850°C civarında) tam yanma olmaması ve az miktardaki kül
içeriği tehlikelidir.
Besleme Karakteri
Tablo 6.1 Besleme içeriği [13]
Nem İçeriği % 5
Elementel Analiz %
C 47.25
H 6.04
O 46.71
Kül % 2.46
Üst Isıl Değer kJ 18320.5
Partikül Boyutu(ortalama) mm 0.329
Yoğunluk kg/m³ 430
Akışkanlaşma başlama hızı m/s 0.12
www.kimyamuhendisi.com 29
Reaksiyon sıcaklığı, reaksiyon hızını, kompozisyonu, piroliz, yakma gibi diğer proseslerde
çıkan ürün çeşitliliğini etkileyen çok önemli bir parametredir. Dolaşımlı akışkan yatak
gazlaştırıcıda sıcaklık eşdeğerlik oranına göre kontrol edilir.
Şekil 6.8’de eşdeğerlik oranı 0,13-0,285 arasında değişim gösterdiğinde, yatak sıcaklığı da,
500-1050ºC arasında değişir. Bu değerler hava akış hızının veya katı besleme hızının
değiştirilmesi ile elde edilir. Proses sıcaklığının düzeltilebilme olanağı dolaşımlı akışkan
yatak gazlaştırıcının en önemli avantajıdır.
eğilim kimyasal denge reaksiyonlarına benzer. CO2 oranı için, eşdeğerlik oranında 0,2
dolaylarında dönüm noktası bulunmaktadır. Bunun altında ve üstünde CO2 miktarı
azalmaktadır. Alçak eşdeğerlik oranı az yakmayla az oksijen gazı kullanıldığını ve az CO2
üretildiğini gösterir.
Yüksek eşdeğerlik oranı ise, yüksek sıcaklığı temsil eder ki, bu da CO2’nin azaldığı
indirgenme reaksiyonlarını gösterir. Farklı şartlarda gazın kompozisyonu değiştirilmesine
rağmen, gazın ısıl değeri aynı olup 7000 kJ/m3 civarındadır. Bu da dolaşımlı akışkan yatak
gazlaştırıcının bir diğer avantajıdır. Gaza ait ısıl değer, sabit yataklı gazlaştırıcıdaki (5000
kJ/m3) ve akışkan yataklı gazlaştırıcıdaki (6000 kJ/m3) üretilen gazın ısıl değerinden daha
yüksektir.
Tablo 6.2 Gaz bileşimi, sıcaklık, eşdeğerlik oranı, alt ısıl değer ilişkisi [13]
No. Eşdeğerlik Sıcaklık Gaz Bileşimi Alt ısıl değer
Oranı °C CO2% CO% CH4% CnHm% H2% O2% N2% kJ/m3
1 0.171 630 14.9 16.8 9.43 1.3 5.5 1.1 47.71 7382.3
2 0.192 690 16.3 13.0 8.18 3.0 5.71 1.0 52.83 7424.5
3 0.192 685 18.9 14.4 8.35 2.1 5.34 0.9 50.02 7058.8
4 0.201 748 16.1 17.8 8.35 1.2 5.79 1.1 50.22 6972.7
5 0.203 760 20.4 12.2 7.42 2.1 10.78 3.9 46.26 6996.5
6 0.224 919 15.8 16.1 7.32 1.2 13.24 1.1 44.80 7190.4
7 0.257 974 15.6 16.7 6.90 1.0 16.32 0.7 43.25 7264.1
8 0.283 1042 13.1 17.6 5.34 1.3 16.57 0.6 45.42 6938.4
Imbert aşağı akışlı gazlaştırıcıda iç odanın üst silindirik kısmı biyokütle hammaddeleri
için bir depodur. Çalışma sırasında bu oda gerektiği kadar her birkaç saatte doldurulur.
Gazlaştırıcıya yüklemek için kapak açılır ve sonra gazlaştırma sonrasında kapatılır. Bir
yay, bir patlama durumunda basıncı azaltmak için kapağın açılmasına izin verir; böylece,
güvenlik vanası gibi görev yapar. Aşağıdan yüksekliğin 1/3'ü kadar bir seviyede, bir grup
hava nozülü vardır. Bunlar, gazlaştırılmak için aşağı taşınan küçük parçaların içlerine
hava çekilmesine izin verirler. Bir nozüldeki sıcak gazların karşı nozüle basınç
yapmaması için, nozüller karşılıklı değildir. Nozüller dağıtma kollektörüne bağlanır.
Yatak bu hava nozüllerinin birinden yakılır.
Çalışma sırasında giren hava, biyokütlenin bir kısmım, katran ve yağların çoğunu
nozüllerin altında gazlaştırıcıyı dolduran gazı alınmış katının bir kısmım yakar ve pirolize
uğratır. Biyokütle, %80' den fazla uçucu madde içerdiğinden, biyokütlenin çoğu bu alevli
yanma bölgesinde gaza dönüştürülür. Gazlaştırıcı birçok yönden kendi kendini düzenler.
Hava nozü1lerinde gazı alınmış katı yetersiz ise, daha fazla biyokütle yakılır ve pirolize
uğratılır. Yüksek yük koşullarında çok fazla gazı alınmış katı oluşuyorsa, seviyesi
nozü1lerin üzerine yükselir; bu nedenle giren hava gazı alınmış katıyı yakar; böylece
reaksiyon bölgesi nozüllerle korunur.
Gaz indirgenme bölgesi genellikle klasik bir ocaktan veya son yıllarda "V ocak"tan
www.kimyamuhendisi.com 32
oluşur; hava nozül bölgesi altında bulunur. Ocakta iyi izolasyon, daha geniş çalışma
koşulları aralıklarında daha düşük. katran üretimi ve daha yüksek dönüşüm verimi ile
sonuçlanır.
Nozüller arasındaki mesafeler piroliz olmayan biyokütlenin bir kısmının geçmesine izin
verir. Ocak kısıtlaması tüm gazların sıcak bölgeye geçmesine sebep olur; böylece
maksimum karışma ve minimum ısı kaybı olur. En yüksek sıcaklıklara bu bölgede ulaşılır;
bu yüzden, ocak daralması iptal edilebilmelidir. Gazlaştırıcıda katranlı gaz üretilirse, en
yaygın uygulama olarak düşük katranlı gaz üretilene kadar ocak daralma bölgesi
küçültülür. Ancak, ocak boyutlarının gaz üretim hızını etkilediği hatırlanmalıdır.
Nozüller arasındaki mesafeler piroliz olmayan biyokütlenin bir kısmının geçmesine izin
verir. Ocak kısıtlaması tüm gazların sıcak bölgeye geçmesine sebep olur; böylece
maksimum karışma ve minimum ısı kaybı olur. En yüksek sıcaklıklara bu bölümde
ulaşılır; bu yüzden, ocak daralması iptal edilebilmelidir. Gazlaştırıcıda katranlı gaz
üretilirse, en yaygın uygulama olarak düşük katranlı gaz Üretilene kadar ocak daralma
bölgesi . küçültülür. Ancak, ocak boyutlarının gaz üretim hızını etkilediği hatırlanmalıdır.
Gazı alınmış katı ve kül tozu, gazı alınmış katı yatağını tıkayabilir ve uzaklaştırılmadıkça
gaz akışını düşürür. Gazı alınmış katı, arada sırada titretilebilen taşınır bir ızgara üzerinde
tutulur. Kül, ızgaranın altında birikir ve temizleme çalışmaları sırasında uzaklaştırılır. Gazı
alınmış katı tüketildikçe, tüm biyokütlenin %2-10'unu temsil eden ve %10-50 kül içeren
tozlaşmış gazı alınmış katı ve kül oluşturmak için dağılır. Kül içeriği, biyokütlenin gazı
alınmış katı içeriğine ve karışma derecesine bağlıdır. Gazı alınmış katı indirgenme derecesi
www.kimyamuhendisi.com 33
ne kadar büyük ise oluşan parçacıklar o kadar küçük, kül ise o kadar yüksek olur.
Aşağı akışlı gazlaştırıcı başlama ve cevap süresi, hızlı çapraz akışlı gazlaştırıcı ile yavaş
yukarı akışlı gazlaştırıcı arasında bir seviyededir. Imbert tipi gazlaştırıcıda, daraltılmış
ocaktan kolay bir besleme işleminin sağlanması için, düşük nem içerikli « %20 nem) ve
düzenli şekilli 2 cm parça boyutunda kullanılmalıdır. Imbert tasarımı daha büyük
boyutlarda ölçeklendirilemez. Katran seviyesi düşük olmasına rağmen (500 ppm
civarında), kapsamlı sıyırma ve temizleme yöntemleri gerektirecek kadar yüksektir.
Ayrıca, Imbert gazlaştırıcıyı daha geniş boyutlara büyütme çabaları sonucunda, katran
oluşumunda korkunç bir yükselme gerçekleşmiştir. Ancak, gazlaştırıcı boyutlarıyla
birlikte yakıt parçacık boyutu da yükseldiği zaman, daha fazla başarı sağlanmıştır.
Tabakalı aşağı akışlı gazlaştırıcı, son birkaç yılda, bazı araştırmacılar arasındaki ortak
çalışma sonucu geliştirilmiştir. Tabakalı aşağı akışlı gazlaştırıcı, Imbert gazlaştırıcıdaki
birçok zorlukların üstesinden gelir ve gelişmiş gazlaştırıcı tasarımları için esas oluşturur;
ancak, halen yaygın şekilde ticarileşmemiş durumdadır. Tabakalı aşağı akışlı
gazlaştırıcı, tabanında ocak bulunan silindirik bir kaptan oluşur. Çalışma sırasında hava
ve biyoküt1e aşağı doğru düzenli şekilde dört bölgeden geçer. Bu nedenle, bu
gazlaştırıcı tabakalı olarak adlandırılır. Açık üst kısım, alevli piroliz bölgesine düzenli
www.kimyamuhendisi.com 34
hava veya oksijen girişini sağlar. En üst tabaka reaksiyona girmemiş ve havanın girip
geçtiği biyokütle yakıttan oluşur. İkinci tabakadaki gazı alınmış katıdan oluşan üçüncü
tabaka piroliz gazlarını indirgemektedir. bölgesi gibi görev yapar.
Tabakalı aşağı akışlı gazlaştırıcının üst bölgesi hava ile çalışma sırasında herhangi bir
derinliğe ayarlanabilir ve Imbert gazlaştırıcıdaki yakıt deposu ile aynı fonksiyonları sağlar.
Yakıt açık üst kısımdan beslenir ve ilerleyen piroliz hattı mevcut tüm yakıtı tüketmeden
önce yakıt yeniden doldurulur.
Oksijenli çalışma sırasında., ilerleyen piroliz hattı daha hızlı hareket eder ve ikinci
bölgenin yukarısında dengeye gelir; bu yüzden, yakıt deposunun ilk kısmı yoktur.
Böylece, biyokütle alevli piroliz bölgesinin tepesine düzenli olarak beslenir ve bir yakıcı
bölge oluşturarak ikinci bölge kapatılmalı ve izole edilmelidir.
Hava, piroliz olan biyokütle ile ikinci bölgede reaksiyona girer ve uçucu biyokütle yağının
büyük bir kısmı bu pirolize ısı sağlamak için yakılır. Bu piroliz "alevli piroliz" olarak
adlandırılır ve aşın hava veya oksijen ile katı yokluğunda gözlenen "alevli yanma"dan
ayrılır. İkinci bölgenin tabanında biyokütle, gazı alınmış katı ya dönüştürülür ve havadan
gelen oksijenin tümü reaksiyona girmiş olur. İkinci bölgeden ayrılan gaz , CO ile H2 ve
yanmanın daha önceki kademelerinde üretilen CO2 ve H2O içerir. Bu noktada., CO ve H2
www.kimyamuhendisi.com 35
Alevli piroliz bölgesinde üretilen sıcak gazlar, Boudouard ve su gazı reaksiyonları ile daha
fazla CO2 ve H2O'yu CO ve H2'ye dönüştürmek için, üçüncü bölgedeki (veya gazı alınmış
katı bölgesi) gazı alınmış katı ile reaksiyona girer. Bu proses, adyabatik gazı alınmış katı
gazlaştırması olarak adlandırılır. Bu reaksiyon sırasında., gazın duyulur ısısı yakıt gazının
kimyasal enerjisine dönüştürülür. Bunun sonucunda gaz, daha fazla reaksiyonun
gerçekleşmesinin mümkün olmadığı sıcaklığa soğutulur.
Son olarak, gazı alınmış katının gazlaştırma bölgesinin altında, reaksiyona girmeyen bir
gazı alınmış katı bölgesi olabilir. Bu son bölgenin bir dezavantajı, gazlaştırma
bölgesindeki gazı alınmış katının ve külün ızgaraya ulaşmak için bu bölgeden geçmek
zorunda kalmasıdır. Ancak, daha önce de belirtildiği gibi, bu bölge bir tampon bölgesidir
ve ızgaranın aşın ısınmasını engeller.
Tabakalı aşağı akışlı gazlaştırıcı, Imbert gazlaştırıcısına göre bir çok avantaja sahiptir.
Açık üst kısım yakıtın daha kolay beslenmesine izin verir ve yatak içindeki koşulları
ölçmek için aletlerin kolay girişine izin verir. Hava ve yakıtın gazlaştırıcıdan aşağı düzenli
geçişi, ortalama sıcaklıklar yüksek iken, bölgesel sıcaklıkları çok yüksek veya çok düşük
olmaktan korur. Silindirik yapının kurulması kolaydır ve sürekli akışa izin verir. Farklı
tabakalar bileşim ve sıcaklık ölçümleri için kolaylık sağlar; dolayısıyla modelleme
sonuçları deneysel bulgularla karşılaştırılabilir. Tabakalı aşağı akışlı
gazlaştırıcı sistemi hem kavramsal hem de matematiksel olarak daha kolay anlaşılır.
Yatak boyunca gaz akışlarının nicel tanımlamaları ve matematiksel modelleri bu yüzden
kolaylaşır
Yukarı akışlı gazı alınmış katı gazlaştırıcılar, taşıt yakıtı eldesi için geliştirilen ilk
gazlaştırıcıdır. Bu gazlaştırıcılar sadece gazı alınmış katı ve kok gibi düşük katran1ı
yakıtlar için uygundur. Yanabilir bir gaz üretmek için hava ızgaranın altından girer ve
yatak boyunca yukarı çıkar. Hava girişindeki yüksek sıcaklıklar cüruflaşmaya veya
ızgaranın tahribine neden olabilir; ızgara sıcaklığını azaltmak için biraz buhar veya CO2
eklenir. Gazı alınmış katı gazlaştırıcılarda nispeten uzun başlama zamanları ve zayıf tepki
görülür.
www.kimyamuhendisi.com 36
Akışkan yataklı gazlaştırıcılar aslında, yüksek kül içeriğine sahip sabit yataklı gazlaştırıcı
yakıtlarından kaynaklanan işletme problemlerinin üstesinden gelebilmek için
geliştirilmiştir. Bunun yanında akışkan yataklı gazlaştırıcılar yüksek kapasiteli (10 MW’tan
fazla) işletmeler için uygundurlar. Sabit yataklı gazlaştırıcıya kıyasla, gazlaştırma sıcaklığı
(750-900ºC) daha düşüktür [11].
Gaz - katı tepkimelerini gerçekleştirmek için endüstride kullanılan pek çok çeşitli reaktör
tiplerinden yalnızca biri olan akışkan yatak reaktör diğer tipteki reaktörlere göre, bazı
avantajlara sahiptir. En önemli avantajı, içerdiği katı parçacıklarının sürekli hareket
halinde ve doğal olarak çok iyi karışmış durumda olmasıdır. Bunun sonucunda "sıcak
noktalar" hızla dağılır. Dolayısıyla, sıcaklık dağılımının yatak boyunca aynı olduğu kabul
edilebilir. Ayrıca yine parçacık hareketinin bir sonucu olarak sağlanan yüksek ısı aktarımı
nedeniyle, sıcaklık kontrolü nadiren bir problem olur. Bir başka önemli avantajı, gaz-katı
karışımının akışkana benzer özellikleri sayesinde katının kolayca taşınabilir olmasıdır.
Katının prosesin iki farklı tepkimesinde yer alması gereken durumlarda bu işlem özelliği
çok kullanışlı olur (Bolat, E., 1999).
Akışkan yatak gazlaştırıcıları, üniform sıcaklık dağılımı ve verimde fazla bir düşüş
göstermeden besleme yükünü değiştirebilme avantajlarına sahiptir. Bu tipteki
gazlaştırıcılar, çevre koruma sınırlamalarına uyacak kadar düşük kükürt içerikli gaz
üretiminde kullanılabilir.
www.kimyamuhendisi.com 37
Karbonun sonuna kadar yanıp bitmesi hususunda, kabarcıklı akışkan yataklara göre,
dolaşımlı akışkan yatakların performansı daha yüksektir.
www.kimyamuhendisi.com 38
Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi, buhar veya saf oksijen hava yerine gazlaştırma aracı
olarak kullanılabilmektedir. Eğer gazlaştırma işlemi saf oksijenle yapılırsa, üretilen gazın
kalorifik değeri azot (havadan gelen) noksanlığı sebebiyle yüksek olur. Fakat, oksijen
üretimi yüksek maliyet sahiptir ve ancak yüksek ölçekli uygulamalarda kullanılır. Örnek
verilecek olursa, saf oksijen Hollanda’daki yüksek ölçekli kömür gazlaştırma enerji
sanayisinde kullanılmaktadır. Biyokütle uygulamaları için oksijen üretimi yapan
fabrikaların ekonomik olması beklenmemektedir.
Aşağıdaki tablo, farklı sistemlerin önemli teknik ve işletmeye ait parametre değerlerini
özetlemektedir.
www.kimyamuhendisi.com 41
Tablo 7.1 Akışkan yataklı gazlaştırıcı ile sabit yatak gazlaştırıcı karşılaştırılması [14]
8. SONUÇ ve YORUM
Gazlaştırma; katı yakıtların ısıl çevrim teknolojisiyle yanabilen bir gaza dönüştürülmesi
işlemidir. Gazlaştırma genel olarak sabit ve akışkan yataklı gazlaştırıcılarda
gerçekleştirilmektedir. Akışkan yataklı gazlaştırıcılar aslında, yüksek kül içeriğine sahip
sabit yataklı gazlaştırıcı yakıtlarından kaynaklanan işletme problemlerinin üstesinden
gelebilmek için geliştirilmiştir. Bu gazlaştırıcıların kullanım alanları gazlaştırılacak
yakıtlardan elde edilen gaz özellikleri, endüstriyel potansiyel, verimlilik ve besleme
özellikleri bakımından gösterdikleri performansa göre değişmektedir
Gazlaştırma teknolojilerinin yakın gelecekte enerji üretiminde önemli bir paya sahip
olması beklenmektedir. Yapılacak çalışmaların, teknolojik olarak geliştirilmeye muhtaç
gazlaştırma ve gaz temizleme üniteleri üzerine yoğunlaşacağı düşünülmektedir. Kömürün
gazlaştırılması, doğal gaz yerine kullanılabilecek şehir veya havagazının ve hidrojen,
amonyak, metan gibi bazı kimyasalların elde edildiği sentez gazının üretilmesi için önem
taşımaktadır. Bu alanda önümüzdeki 10 yılda, temel araştırmaların yapılması, kömür
türlerinin gazlaşma karakteristiklerinin belirlenmesine yönelik olarak laboratuar ve sanayi
ölçeğinde pilot tesislerin kurulması desteklenmelidir. Ayrıca 2015 yılına kadar, yerüstü
pilot tesislerine ilave olarak yeraltında da gaz elde edilmesini sağlayacak pilot birimlerin
kurulması ve bunlara ilişkin teknolojinin geliştirilmesi önem taşımaktadır.
Biyokütle yenilenebilir bir kaynak olmasıyla tükenmekte olan fosil yakıtların yanında
sürdürülebilir küresel enerjinin önemli bir unsurudur. Buna ilaveten, sera gazları emisyonu
ve karbon döngüsünü azaltıp kırsal ekonominin gelişimiyle yeşil endüstriyi
desteklemektedir. Biyokütlenin gazlaştırılmasıyla elde edilen gaz yakıt doğal gazın
kullanıldığı yerlerde küçük modifikasyonlar yapılarak kullanımı yaygınlaştırılabilir ve
gelecekte kolaylıkla doğalgazın kullanıldığı yerlerde enerjinin büyük kısmı bu yakıttan
sağlanabilir. Biyokütleden, tarımsal ve endüstriyel atıklardan enerji elde edilmesi de
ülkemiz için önemli bir alandır. Bu alanda, kömür çalışmalarına paralel ve eşzamanlı
olarak, biyokütleyi tek başına ya da kömür ile birlikte akışkan yatakta yakacak pilot
tesislerin geliştirilmesi; yine biyokütlenin tek başına ya da belirli oranlarda kömür ile
karıştırılarak gazlaşma karakteristiklerinin belirlenmesi çalışmaları desteklenmelidir.
www.kimyamuhendisi.com 46
9. KAYNAKLAR
İnternet Kaynakları
[1] www.eie.gov.tr
[2] www.youthforhab.org.tr
[3] www.kimyamuhendisi.com
[4] www.journal.ifrf.net/library/november2001/200109spliethoff.pdf
[5] www.seas.columbia.edu/earth/kleinthesis.pdf
[6] www.sciencedirect.com
[7] www.fe.doe.gov
[8] www.ekoses.com
[9] http://www.geocities.com/SiliconValley/Campus/4400/komur.htm
[10] http://www.tusiad.org/turkish/rapor/enerji/html/sec13.html#Heading1
[11] www.gasnet.uk.net
[12] http://www.antaresgroupinc.com
[13] http://www.fao.org/docrep/T4470E/t4470e0m.htm
[14] http://www.mrac.ca/files/pdfs/2004_Bibeau_mrac.pdf
[15] www.igcc.uni-essen.de/introduction/gasification/powerplanttech.html
www.kimyamuhendisi.com 47