Professional Documents
Culture Documents
com
Beyhan KILIÇ
01051020
2005
İÇİNDEKİLER
Sayfa
İÇİNDEKİLER...........................................................................................................................ii
ÖNSÖZ vi
ÖZET vii
ABSTRACT ............................................................................................................................viii
1. GİRİŞ....................................................................................................................... 1
1.1 Tarihçe ..................................................................................................................... 1
1.2 Bor Elementi............................................................................................................ 2
1.3 Borun kimyasal özellikleri....................................................................................... 3
1.4 Borun şiziksel özellikleri ......................................................................................... 4
1.5 Borun Doğadaki Dağılımı ....................................................................................... 4
1.6 Bor mineralleri......................................................................................................... 5
1.7 Cevher Zenginleştirme ............................................................................................ 7
2. BOR BİLEŞİKLERİ................................................................................................ 8
2.1 Ham Bor Ürünleri .................................................................................................... 8
2.2 Rafine Bor Bileşikleri ............................................................................................ 10
2.2.1 Boraks Dekahidrat ................................................................................................. 11
2.2.2 Boraks Penhidrat.................................................................................................... 11
2.2.3 Susuz Boraks ......................................................................................................... 11
2.2.4 Borik Asit .............................................................................................................. 12
2.2.5 Susuz Borik Asit .................................................................................................... 12
2.2.6 Sodyum perborat.................................................................................................... 12
2.3 Uç Ürünler ............................................................................................................. 12
2.4 Bor Kullanım Alanları ........................................................................................... 14
2.4.1 Cam Sanayi............................................................................................................ 15
2.4.2 Temizleme ve Beyazlatma Sanayi......................................................................... 15
2.4.3 Seramik ve Emaye Sanayi ..................................................................................... 16
2.4.4 Tekstil Sanayi ........................................................................................................ 16
2.4.5 Metalurji Sanayi .................................................................................................... 16
2.4.6 Tarım ..................................................................................................................... 17
2.4.7 Nükleer Sanayi ...................................................................................................... 17
2.4.8 Diğer Kullanım Alanları ........................................................................................ 17
3. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DEKİ BOR REZERVLERİ..................................... 20
8. KAYNAKLAR ...................................................................................................... 79
9. EKLER .................................................................................................................. 81
9.1 Kolemanit Mineralinden Borik Asit üretim Kat Planı –(1) ................................... 81
9.2 Bor Türevleri ve Kullanım Alanları –(TMMOB Kimya Mühendisleri Odası-
İstanbul) ................................................................................................................. 82
9.3 Kil Kınıyla Çevrelenmiş Jedolu Kolemanit -(5).................................................... 83
9.4 Değişik Şekillerde Kolemanit Kristalleri -(5) ....................................................... 84
9.5 Jips kristal yapısı ve Değişik Formlarda jips kristalleri -(5) ................................. 85
9.6 Değişik Formlarda jips kristalleri -(5) ................................................................... 86
9.7 Doymuş çözeltide Na2O/B2O3 -(5) ........................................................................ 87
9.8 ÖZGEÇMİŞ........................................................................................................... 88
iv
KISALTMA LİSTESİ
M. S. Milattan Sonra
v
ŞEKİL LİSTESİ
Sayfa
ÖNSÖZ
Türkiye’miz bor rezervi açısından dünya rezervlerine göre açık ara öndedir. Yeryüzünde bor
yatakları birkaç yerde yoğunlaşmıştır ve bunların yaklaşık % 66’sı Türkiye’dedir.
Türkiye bor yatakları 1865 yılında bulunmasından sonra yabancılar tarafından işlenmiş,
1950’lerden itibaren Türk özel sektörü ve Etibank da işletmeye başlamıştır. 1978’de
devletleştirme sonucu sadece Etibank tarafından işletilmeye devam edilmiştir. Eski adı Eti
Holding olan Eti Bor AŞ., borik asit, boraks, sodyum perborat gibi çeşitli sanayi dallarında
kullanılan bor ürünlerini üretmektedir. Fakat burada asıl önemli olan, uç ürün üretmektir ki,
dış ülkeler bizlerden aldıkları boru işleyerek, satın aldıkları borun fiyatının kat kat fazlasıyla
bize geri satmaktadırlar.
Şu anda görülmektedir ki, şimdi de çok kullanılan bor, gelecekte de yeni sanayi dalları ile
daha fazla kullanılacaktır. Türkiye’de bu konu hakkında geleceğe yönelik birçok Ar-Ge
çalışması ile, hem uç ürün, hem de üretim kapasitesinin arttırılmasını ümit ediyoruz.
vii
ÖZET
Borik Asit [B(OH)3 ya da H3BO3], sayısız sanayi dalında kullanılan bir bor ara ürünüdür.
Tekstil, kozmetik, cam, sır sanayi dalları başta olmak üzere dünyada yaygın bir kullanım
alanına sahiptir. Türkiye’de Eti Bor AŞ. tarafından üretilen borik asit üretimi için birçok
metot vardır.
Burada ham ve rafine bor ürünlerinin genel özellikleri dışında, borik asit üretimi için beş
yöntem ele alınmıştır. Bu yöntemler; Uleksit mineralinden HCl kullanılarak, Tinkalden
H2SO4 kullanılarak, Kolemanitten H2SO4 ile, yine Tinkalden nitrik asit (HNO3 ) kullanılarak
ve Elektroliz metodu ile Borik Asit üretim metotlarıdır.
Türkye’de kullanılan borik asit üretim yönetmi ise, kolemanit yöntemi olduğu için, bu yöntem
üzerine durulmuştur. Önceleri Tinkalden üretim yapılmakta olmasına karşın, bu yöntemden,
pek ekonomik bulunmadığı için vazgeçilmiştir.
viii
ABSTRACT
Boric acid, i.e. B(OH)3 or, H3BO3 , is one of the main inter-products of bor that is used in
many industries and which has a common usage area of ,initially ,textile, cosmetic, glass,
porcelain and other industries in the world. In Turkey, for production of the Boric Acid that
has been producing by The Eti Bor Joint-Stock Company, there are several poducing methods
of H3BO3 .
Here in addition to general raw and rafined bor species, five methods of Boric acid producing
are taked up. These procedures are; from Ulexite mineral using HCl, from Borax using
H2SO4, from Colemanit, from Borax using HNO3 and via Electrolize Producing Boric acid
methods are considered.
For producing Boric Acid, from these methods , the Colemanite procedure are used in Turkey
by Eti Bor. Previously for the production of H3BO3 are used but, later on this method is
founded to expensive comparsion with colemanite method and this procedure is not used now.
ix
www.kimyamuhendisi.com
1
1. GİRİŞ
Yediden yetmişe birçok alanda kullanılan bor ve bor bileşikleri, hayatımızda büyük önem
taşımaktadırlar. İlk kullanımı binlerce yıl öncesine dayanan borun dünyadaki en büyük rezervi
Türkiye’de bulunmaktadır. Bor içinden, boraksın gerek doğada yaygın bulunuşu, gerekse
endüstriyel kullanım alanının en çok oluşu nedeniyle, bor bileşikleri ile ilgili endüstri boraks
endüstrisi; madenciliği de boraks madenciliği olarak bilinir. Boraks madenciliği ve endüstrisi,
katı boratlar kadar tuzlu göl sularından ve volkan bacalarından çıkan gazlardan elde edilen bor
ürünlerini de kapsar.
1.1 Tarihçe
Bor ayrı bir element olarak ilk deşa 1808’de Şransa’da Gay – Lussac, İngilteri’de Sir
Humprey Davy taraşından aynı sıralarda varlığı ortaya konduğunda, bor bileşikleri birçok
uygarlıklar taraşından asırlardır kullanılıyordu. Örneğin, Mısırlıların ve Mezopotamya
uygarlıklarının, bazı hastalıkların tedavisinde ve ölülerin mumyalanmasında boraks
kullandıkları biliniyordu. M.Ö. 800 yıllarında Çinliler porselen cilası olarak, Himalayalar’da
Babilonlar kıymetli metallerin eritilmesinde boraks kullanmışlardır. 2000 yıllık Arapca ve
Şarsca yazıtlarda boraktan söz edildiği, Sanskritce yazıtlarda ise tinkale eş anlamda “tincana”
kelimesinin kullanıldığı görülmüştür.
Modern boraks endüstrisi ise 13. Yüzyılda boraksın Tibet’ten Avrupa’ya getirilmesi ile
başlar. Her ne kadar kesinlikle bilinmese de birçok kaynak boraksı Avrupa’ya getirenin
Marko Polo olduğunu belirtir.
Borik asitin Tuscany (İtalya) yakınlarındaki sıcak kaynak suları içinde Şranceska Lardoret
taraşından varlığının saptanması 1828’de olmuştur. Daha sonra 1852’de endüstriyel anlamda
ilk boraks madenciliği Şili’de başlar, ve hemen hemen tüm dünya tüketimi bu kaynaktan
karşılanır. 1964’de Kalişorniya’daki tuzlu göllerde borun varlığı saptanır ve aralıklı üretime
geçilir. Her ne kadar Türkiye’deki özellikle Susurluk (Balıkesir) civarındaki, bor yataklarının
ilkel olarak işletildiğini kanıtlayan veriler varsa da, ilk madenciliğin 1965’de bir şransız
kuruluşunun Osmalı Devleti’nden “imtiyaz” almasıyla başladığı görülür. 1927 yılına kadar
dünyanın çeşitli ülkelerinde dağınık ve küçük işletmeler şeklinde sürdürülen boraks
madenciliği, Kalişorniya’daki boraks ve kernit yataklarının bulunmasıyla birden değişir ve
dünya tüketiminin büyük bir kısmı yataklardan karşılanarak üretim denetimi ABD’nin eline
www.kimyamuhendisi.com
2
Bugün bor ürünleri birçok endüstri dalının ana ham maddesidir. Kullanılan alanlarında
tüketimin hızla artışı kadar, yeni kullanım alanlarının da günden güne artışı ve borun yakın
gelecekte enerji üretim kaynağı olarak kullanılabilme olasılığı bu hammaddeye diğerleri
arasında bir ayrıcalık kazandırır. Bilinen dünya bor rezervlerinin %70’inden daha şazlasının
Türkiye’de bulunuşu, bu hammaddenin önemini bizim açımızdan daha da arttırır.
Tarihte ilk olarak 4000 yıl önce Babiller Uzak Doğu'dan boraks ithal etmiş ve bunu altın
işletmeciliğindede kullanmışlardır. Mısırlıların da boru, mumyalamada, tıpta ve metalurji
uygulamalarında kullandıkları bilinmektedir. İlk boraks kaynağının Tibet Göllerinden elde
edilmiştir. Boraks; koyunlara bağlanan torbalarda Himalayalar'dan Hindistan'a getirilmiştir.
Eski Yunanlılar ve Romalılar boratları temizlik maddesi olarak kullanmıştır. İlaç olarak ilk
kez Arap doktorlar taraşından M.S. 875 yılında kullanılmıştır. Borik Asit 1700'lü yılların
başında borakstan yapılmış, 1800'lü yılların başında ise elementer bor elde edilmiştir
(Moseman, 1994).
Elementel bor 1808 yılında Şransız Kimyacı Gay-Lussac ile Baron Louis Thenard ve
bağımsız olarak İngiliz kimyacı Sir Humpry Davy taraşından bulunmuştur. Bor, biri amorş ve
altısı kristalin polimorş olmak üzere, çeşitli allotropik şormlarda bulunur. Alfa ve beta
rombohedral formlar en çok çalışılmış olan kristalin polimorflarıdır. Alfa rombohedral
www.kimyamuhendisi.com
3
strüktür 1200 °C'nin üzerinde bozulur ve 1500 °C'de beta rombohedral form oluşur. Amorf
form yaklaşık 1000 °C'nin üzerinde beta rombohedrale dönüşür ve her türlü saf bor ergime
noktasının üzerinde ısıtılıp tekrar kristalleştirildiğinde beta rombohedral forma dönüşür.
Üç değerli bor, iyonik yarıçapının dört değerli silisten daha küçük olması, ve belki de daha
önemlisi yük değerinin silikat kristalleri yapısında dengesizlik yaratması nedeniyle,
magmanın ilk kristallenmesi sırasında oluşan minerallrin kristal kafeslerinde yer alamaz. Bu
nedenle de magmanın kristallenmesinden sonraki kalıntı sıvı ve gazlar içinde zenginleşir.
Böylece biz, turmalin, danburit, dumortiyerit gibi borosilikatların, granit pegmatitleri içinde
ve granit dokanaklarında oluşan pnömatolitik cevherleşmelerde buluruz. Yine Is-
kandinavya'daki alkali magmatiklerle ilgili pegmetitler içinde de borosilikatların varlığı,
borun alkali magmanın ilkel kristallerinin kafes yapısında da yer alamadığını kanıtlar.
Volkanik gazlar içinde ve sıcak kaynak sularında bor miktarının yüksek olduğu, hatta bazı
yerlerde ekonomik derişmelere ulaştığı bilinir. Örneğin, Türkiye ve ABD'deki bor
yataktarının bulunduğu bölgelerdeki sıcak kaynak sularında bor miktarı 100 ppm’in
üzerindedir (Izdar ve Köktürk, 1975; shith, 1960).
www.kimyamuhendisi.com
4
dağılımına dikkat edilecek olursa, denizel tortulların bor içeriğinin, magmatik kayaçlar-
dakinden çok daha fazla olduğu görülür. Bundan çıkarılacak sonuç, denizel tortulların deniz
suyundan aldıkları bor miktarının, denize karalardan taşınandan daha fazla oldugudur Bu
çelişki, denizlere karalardan taşınanın dışında bol miktarda başka kaynaklardan borun
geldiğini kanıtlar. Bugün levha tektoniği ile ilgili çalışmalar, okyanus tabanları açılma
zonlarından okyanuslara sürekli gaz ve çözeltilerin katıldığını ortaya koymuştur. Bu veri
okyanuslara başka kaynaklardan gelen borun kaynağını açıklamada yardımcı olur.
www.kimyamuhendisi.com
5
Magmatik Kayaçlar
Granitler (14 örnek) 10.0 Goldschmidt (1958)
Gabro (11 örnek) 10.0 ”
Bazalt 5.0 ”
Bazalt 31.0 ”
Liparit 100.0 ”
Riyolit, dasit(116 örnek) 32.0 ”
Tortul Kayaçlar
Okyanus dibi çamurları 50-500 Goldschmidt (1958)
Siyah killer (14 örnek) 240 ”
Sahil çamurları (130 örnek) 450 ”
Feyller (359 örnek) 320 ”
Boksit (3 örnek) 5-10 ”
Ateşli kil 10 ”
Diğer killer 310 ”
Deniz organizma iskeletleri 50-1000 ”
Kara bitkilerinin külleri 100-5000 ”
Toprak (granit+bazalt kökenli) 5-10 ”
Toprak (denizel tortul kökenli) 100 ”
www.kimyamuhendisi.com
6
çökelmeye başlar. Ortamın uygun olduğu bazı yataklarda çözeltiler Na-Ca borat alanından,
Na borat alanına (Kırka örneği gibi), diğer yataklarda ise tersine dönerek tekrar Ca borat
çökelimi verirler. Buna göre, Türkiye’deki yatakların büyük bir kısmı eksik bir çökelim, buna
karşın, Kırka yatağı tam bir borat mineralleri dizilimi çökelmesini gösterir. Batı Anadolu
borat yataklarının çökelimi göz önüne alınarak genel olarak yataklar aşağıda belirtildiği gibi
kabaca, sınıflandırılabilir:
Ca boratları yatakları (Emet, Bigadiç, Kestelek, Sultançayırı).
Na borat yatağı (Kırka)
www.kimyamuhendisi.com
7
Şekil 1-4 Madenden Getirilen Boraks Cevheri Dev Eleklere Dökülüyor-Bilim ve Teknik Mayıs 2002
www.kimyamuhendisi.com
8
2. BOR BİLEŞİKLERİ
Geçmişte pek çok değişik uygarlık her ne kadar ağırlıklı olarak ham bor minerallerinden
(çoğunlukla da borakstan) yararlandıysa da bu son yüzyılda, sanayileşmenin ve teknolojideki
hızlı gelişilmelerin etkisiyle artan ürün yelpazesine paralel olarak değişime uğradı.
Günümüzde sanayinin pek çok dalında ham, rafine ve özel bor ürünleri kullanılıyor, çünkü
bor elementi kendine özgü özelliklerinden dolayı çok sayıda bileşik veya alaşım
oluşturabiliyor. Cevher zenginleştirme yöntemiyle ham bor; ham borun fiziksel ve kimyasal
işlemlerden geçirilmesiyleyse rafine bor ürünleri elde edilebilmektedir.
Ham bor ürünleri %90 dolayında borik asit, boraks penta ve dekahidrat gibi rafine
bor ürünleri üretiminde kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra, çeşitli amaçlara yönelik cam elyafı
(fiberglas), borosilikat cam, nükleer uygulamalar ve metalürjide kullanılmaktadır. Özellikle,
borlu çelik yapımında kolemanit, çelik üretiminde fluorit yerine üleksit ve kolemanit tercih
edilmeye başlanmıştır.
www.kimyamuhendisi.com
9
Şekil 2-2 En Çok kullanlan 3 bor cevheri - Bilim ve Teknik Mayıs 2002
Türkiye bu satışlar ile dünya konsantre satışlarının (387.000 B2O3) yaklaşık %80’ini
karşılamaktadır. Diğer bir ifadeyle, dünya üleksit ve kolemanit konsantresi talebinin hemen
hemen tamamını Türkiye karşılamaktadır ve bu satışlar ile 85-90 milyon US $ gelir elde
edilmektedir.
www.kimyamuhendisi.com
10
Rafine bor ürünleri borun en çok tüketilen türevlerini oluşturmaktadır. Rafine boraks
ürünleri (Boraks penta ve dekahidrat, susuz boraks) üretim tesislerinin toplam dünya kurulu
kapasitesi 1.600.000 ton dolayında olup, bunun 452.000 tonu Türkiye’de bulunmaktadır.
Türkiye’nin boraks penta ve dekahidrat üretimi ise yıllık 135.000 ton B2O3düzeyindedir; bu
üretim düzeyi dünya üretiminin %23’ünü oluşturmaktadır. Dünya borik asit üretim kapasitesi
ise 800.000 ton dolayındadır. Kurulu kapasitenin %25’i US boraks’a, %11’i Eti Holding
AŞ’ye aittir. Türkiye’nin borik asit üretimi 30.000 ton B2O3 dolayında olup, dünya üretiminin,
ancak, %11’ini oluşturmaktadır.
www.kimyamuhendisi.com
11
www.kimyamuhendisi.com
12
2.3 Uç Ürünler
Uç ürünler daha önce belirtilen ham rafine rafine ürünlerden üretilirler. En önemli
www.kimyamuhendisi.com
13
özelliklerini ileri teknoloji gerektiren yöntemler ile üretilmeleri oluşturmaktadır. Ham rafine
bor ürünlerine göre üretilen uç ürün sayısı daha fazladır. Burada, nispeten, daha büyük oranda
üretilip, tüketilen uç ürünlere yer verilmiştir. Belli başlı uç ürünler arasında elementer bor, bor
karbür, bor nitrür ve bor alaşımları sayılabilir.
Bor nitrür, hegzagonal ve kübik sistemde kristalleşen bir bileşiktir. Hegzagonal bor nitrür,
beyaz grafit olarak da tanımlanır. Oksidasyon direnci olan ve yüksek ısıya dayanan bir bor
türevidir. Toz halindeki hegzagonal bor nitrür yüksek sıcaklıklarda yağlama malzemesi olarak
geniş bir alanda kullanılmaktadır. Kübik bor nitrür ise elmas sertliğinde bir üründür. Suni
elmas diye tanımlanabilmektedir. 1320°C’ye kadar özelliklerini korur. Çeşitli tür
aşındırıcılarda elmasın yerini almaya başlamıştır.
Ferrobor, çeliği bor ile alaşımlandırma ve trafo çekirdeklerinde amorf malzeme olarak
kullanılması en önemli kullanım alanını oluşturmaktadır. Nikelli ve kobaltlı bor alaşımları da
yüksek frekanslı trafo çekirdeklerinde kullanılmaktadır. Bu alaşımlardan üretilen teller EKG
gibi cihazların sensörlerinin üretiminde tercih edilmektedir.
Sıcak presde üretilen TiB2, BN, B4C kompozitleri başka malzemelerin sert TiBCN
kompozitiyle kaplanmasında kullanılmaktadır.
www.kimyamuhendisi.com
14
Kalsiyum Borat cevheri Kalsiyum Sodyum Borat Sodyum Borat Borlu Göl Suları
Cevherleri
Cevherleri
www.kimyamuhendisi.com
15
alanı olmaya devam etmekte, Japonya’da ise tekstil fiberleri ilk sırada yer almaktadır.
Her türlü yalıtımdan bilişim sektörüne kadar çok çeşitli alanlarda, farklı amaçlar için
kullanılan cam elyafın (fiberglas) temel hammaddelerinden birini bor oluşturur. Cam elyafına
bor katıldığında yukarıda belirtilen özelliklere ilaveten;
Çeşitli metaller ile giydirilmiş fiberglas türleri; mikroçiplerde, fiber optik kablolarda, yarı
iletken elemanların üretiminde ve buna benzer birçok elektronik parçanın üretiminde
kullanıldığı gibi, diğer bor türevleri de elektronik sanayiinde kullanılmaktadır.
• Lekeleri çözer.
www.kimyamuhendisi.com
16
• Anti bakteriyeldir.
Bu özellikler sayesinde çok az yıpratır; renklerini soldurmaz. Düşük sıcaklıkta bile etkin
sonuç verir. Çamaşırın yıkanma süresini düşürür. Su tüketimini azaltır. Makinalardaki çeliğin
aşınmasını ve matlaşmasını azaltır. Deterjanların %20-25’ini sodyum perborat oluşturur
• Çeliği sertleştirir.
Bor türevlerinin kendisinin ya da çelik ile alaşımlarının yüksek sertliği nedeniyle aşındırıcı ve
kesici aletlerde kullanılır.
www.kimyamuhendisi.com
17
2.4.6 Tarım
Borun tarım ürünleri üzerinde zıt yönlü etkisi vardır. Çok az miktarda bor bitkilerin
gelişmesine yardım eder. Bu nedenle gübrelere katılır. Fakat, borun fazlası bitkiler üzerine
öldürücü etki yapar. Bu özellikten yararlanılarak, yabani otlar ile mücadelede
kullanılmaktadır.
www.kimyamuhendisi.com
18
- Bor triflorür (BF3),gaz halinde asitik bir katalisttir. Alkol,asit ve ketonların sudan
arındırılmasında,halojenasyonda,aromatik hidrokarbonların sülfürden
kurtarılmasında,karbonmonoksitin katıldığı reaksiyonlarda,polyesterin boyanmasında
kullanılır.
- Kübik bor nitrit elmastan sonraki en sert maddedir ve 1370 °C’ye kadar duyarlıdır.
Kesici aletlerde kullanılır. Amborit çok hızlı dönen makine parçalarında tercih edilir.
- Borlu elyaf kompositleri tekniğin en son harikaları olarak kabul edilir. Ti,Al ve Mg’un
bor lifleri ile güçlendirilmeleri sonucuna elde edilen komposit mm2 ‘de 360 kg’lik
basınca dayanır. Karbon lifi kompositten daha pahalıdır. Ti ve Tungsten tel üzerine
bor buharı deposite edilerek elde edilen bu liflerin fiyatı 400-570 USD/kg olup,F-16
savaş uçağında %2.1 oranında,F-18’de %10 kadar ve uzay araçlarında kullanılır.
- Lazer hücumunda ısıyı belirli bir noktadan uzaklaştırdığı için askeri amaçla kullanılır.
www.kimyamuhendisi.com
19
kullanılmaktadır.
- B10H14’in Lewis bazı içinde asetilen ile reaksiyona girmesi ile üretilen karboranlar
olan N-hekzil karboran’a geleceğin jet yakıtı gözü ile bakılmaktadır.
www.kimyamuhendisi.com
20
Dünya bor rezervlerinin dağılımı ve her bir ülkenin dünya tüketimini tek başına karşılama
süresi (rezerv ömrü) Şekil 3-2’de, ülkemizdeki görünür bor rezerv miktarı ve bu rezervin
cevher gruplarına göre dağılımı ise, Şekil 3-3’te verilmiştir. Bor minerallerinin % B2O3
içerikleri çok şarklı olduğundan, Şekil 3,1’teki veriler, ekonomik olarak kullanılabilecek
cevherlerin % 100 B2O3 bazındaki miktarlarına dayandırılmıştır.
D Ü N Y A B O R R E Z E R V D A Ğ IL IM I
R U S YA D İĞ E R L E R İ
14% 13%
A B D
10%
T Ü R K İY E
63%
Şekil 3-1 Dünya Bor Rezervleri - MADENCİLİK ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU 2000
T O P L A M B O R R E Z E R V Ö M R Ü ( Y IL )
S I R B İ S T A N
A R J A N T İ N
P E R U
B O L İ V Y A
Ş İ L İ
Ç İ N
R U S Y A
A B D
T Ü R K İ Y E
0 1 0 0 2 0 0 3 0 0 4 0 0 5 0 0
Şekil 3-2 Toplam Bor Rezervi - MADENCİLİK ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU 2000
www.kimyamuhendisi.com
21
REZERV TENÖR
ÜRETİM YERİ CEVHER
milyon ton % B2O3
TOPLAM 2. 074, 4
Rezerv ömürlerine baktığımızda durum çok daha çarpıcıdır. Görünür ekonomik rezerv
bazında dünya tüketimini tek başına karşılama süresi yönüyle ülkemizin bor yatakları şu anda
US Borax kontrolündeki rezervlerin yaklaşık 7 katı olup, analistlere göre son yıllardaki
tüketim artış hızı da dikkate alındığında 80 yıl sonra ülkemiz yataklarının dünyada tek bor
kaynağı olma olasılığı çok yüksektir. Bor ve bor ürünleri ile ilgili olarak günümüzde dünyada
www.kimyamuhendisi.com
22
bir rezerv sorunu bulunmamaktadır. Bu sebeple, büyük rezervlere sahip olmak kendi başına
bir anlam ifade etmemektedir. Bu rezervden sağlanacak faydanın en üst seviyeye
çıkarılabilmesinin şartlarını oluşturmak çok daha önem kazanmaktadır.
KURULU KAPASİTE
İŞLETME ÜRÜN
HAM BOR RAFİNE BOR
Bin ton/yıl
Susuz Boraks 60
Sodyum Perborat 20
www.kimyamuhendisi.com
23
Bor talebi, diğer endüstriyel minerallerde olduğu gibi, üretim düzeyinin bir yansıması olarak
kabul edilmiştir.
Bazı sanayi dallarında konsantre, bazılarında ise rafine bor ürünleri kullanılmaktadır. Bazı
durumlarda ise uygunluk ve fiyata göre raşine ve konsantre bor ürünleri birbirlerinin yerini
alabilmektedir. Diğer bazı durumlarda ise tüketici farklı rafine bor ürünleri ile birbirinin
yerini alabilmektedirler. Bazı bor ürünleri; diğer bor ürünlerinin ham maddesi olabilmektedir.
Aşağıda bazı ürünlerle ilgili verilmektedir:
Kolemanit; borik asit ve boraks üretiminde kullanılırken, birçok uygulamada ise direk
kullanılmaktadır. Sodyumun tercih edilmediği tekstil kalite cam elyafı gibi cam sanayiinde
kolemanit direk kullanılabilmektedir. Tinkal’den boraks dekahidrat, boraks pentahidrat ve
susuz boraks üretilmektedir. Üleksit ve probertit; gibi mineraller ise kalite cam elyafı ve ve
borosilikat camlarında ve diğer boratların üretilmesinde kullanılmaktadırlar.
Boraks pentahidrat, boraks dekahidrat, susuz boraks, borik asit, bor oksit ve zenginleştirilmiş
kolemanit ile zenginleştirilmiş üleksit gibi Bulk Boraks ürünleri yüksek miktarda
kullanılmaktadırlar. Özel bor bileşikleri; perborat gibi bileşikler deterjan sanayiinde
kullanılmaktadır.
Dünya toplam borat tüketimi B2O3 içeriği olarak yaklaşık 1,5 milyon ton tahmin
edilmektedir. Tüketim değeri, üretim gibi 1970’den bu yana ikiye katlanmış olup, bu değere
www.kimyamuhendisi.com
24
sabit yıllık artışlarla değil, daha ziyade, çok sayıda aşırı talep dönemlerinin sonucu olarak
ulaşılmıştır.
1980’lerin başında Dünya’daki ekonomik durgunluk nedeniyle düşen bor talebi, 1988-91
arasında yılda 1,3 milyon ton’a yükselmiş, bu tarihten sonra durgunluk tekrar borat talebini
düşürdüyse de, büyük pazarların yeniden ele geçirilmesiyle 1994’den itibaren dünya talebi
artarak 1997’de yaklaşık 1,5 milyon ton’a ulaşmıştır. Asıl kullanıcılar Batı Avrupa ve Kuzey
Amerika’dır. Bu iki bölgede dünya tüketimin yaklaşık %72’si tüketilmektedir. Güney
Amerika ve Asya/Pasifik ülkeleri sırasıyla %12 ve %10’nu, Doğu Avrupa ise kalan miktarın
büyük kısmını tüketmektedir. Borun başlıca kullanım alanı cam endüstrisidir. Bu alandaki
kullanımın 1997’de B2O3 olarak 640.000 tonun üstünde olduğu tahmin edilmektedir. Bu da
dünya bor kullanımının %42’sidir. Bu alandaki kullanımın hemen hemen yarısı Amerika’nın
talebidir. 1998’de, Amerika’nın bor talebinin %71’i cam endüstrisine aittir.
Borun deterjan ve ağartıcılarda kullanımı Avrupa’da geniş ölçüde yaygındır. 1997’de perborat
olarak Avrupa’nın toplam bor talebinin yaklaşık 242.000 ton olduğu belirtilmektedir. Bu
değer dünya toplamının %86’sıdır.
Borun diğer önemli kullanım alanları tekstil cam elyafı, seramik, emaye ve tarımdır. Avrupa
pazarına ilişkin tahminler, deterjan ve ağartıcı pazarının Avrupa’ da ABD’ye göre çok daha
önemli olduğunu göstermektedir. Bu değer tüm bor tüketiminin yaklaşık %35’idir. Avrupa’da
seramikler için tüketilen bor minerali oranı, yine ABD’dekinden daha büyüktür(3). Avrupa’da
tüm borat tüketiminin %10’u seramiklerde kullanılırken bu sayı ABD’de %3,5’un altındadır.
Batı Avrupa’da camdaki uygulamalar, yalıtım ve tekstil cam elyafı ile borosilikat camlar
dahil, toplam tüketimin %23’ü olup, aşağı yukarı 159.000 tondur. Bağımsız Devletler
Topluluğu bor pazarı, InfoMine tarafından yılda yaklaşık 50.000 ton olarak ifade edilmiştir.
Başlıca kullanım alanı, cam, borosilikat cam, cam elyafı olup, bu alanlardaki tüketimler
toplam tüketimin yarısıdır. Seramik endüstrisindeki kullanım %15, deterjanlarda %10 olup,
geriye kalan miktar, metalurji, tıp, nükleer mühendislik ve makine dahil çok sayıda alanda
www.kimyamuhendisi.com
25
6-NACC ABD 60
7-QUİBORAX Şili 60
11-Diğer 57
Son yıllarda bor ve rafine bor piyasasına firmaların egemen olma istekleri doğrultusunda
hareketlenmeler izlenmektedir. Bunların karşısında bu kaynakları ellerinde tutan çok uluslu
oligopol şirmalar sahiplenilmemiş ya da ulusal nitelik arz eden bor üretici firmaları
globalleşme rüzgarları altında yürütülen özelleştirme programları çerçevesinde ele geçirme
konusunda büyük bir savaşın varlığından söz etmek mümkündür(4). Bu çerçevede Türkiye
borları ve maden sahaları ile çok uluslu Rio Tinto, Saint Gobain,Citigroup ve Solvay Grubu
ile Alman E.ON AG. Grubu çok yakından ilgilidirler.
www.kimyamuhendisi.com
26
4. BORİK ASİT
Birçok sanayi alanında kullanılan Borik asit [H3BO3- B(OH)3], dünyanın çeşitli yerlerinde
olduğu gibi Türkiye’de de üretilmektedir. Borik Asit; Antiseptikler, Bor Alaşımları, Nükleer,
Yangın Geciktirici, Naylon, Fotoğraşcılık, Tekstil, Gübre, Katalist, Cam, Cam Elyafı, Emaye,
Sır Sanayilerinde kullanılmaktadır.
Dünyadaki borik asit üretimine toplu olarak bakıldığında sodyum borat (tinkal, kernit)
mineraline sahip ülkelerin diğer mineralleri olsa bile, borik asit üretiminde sodyum boratları
kullandıkları görülmektedir. (ABD ve Arjantin gibi)
Rusya'da borik asit üretimi için magnezyumlu bor minerallerini kullanmaktadır, ürünleri
doğu bloğu ülkeleri taraşından tüketilmektedir.
Bandırma Borik asit ve boraks fabrikaları Türkiye'de tinkal yatakları bulunmadan önce
www.kimyamuhendisi.com
27
kurulmuş ve 1967 yılında kolemanitten boraks ve borik asit üretimine başlanmıştır. Tinkal
rezervlerinin bulunmasından sonra boraks üretimi için tinkal kullanılmağa başlanılmıştır.
Borik asit üretimi için kolemanit kullanılmağa devam edilmektedir.
Kolemanitin sülfürik asit ile reaksiyonundan aşağıdaki eşitlik gereğince borik asit üretimi
yapılmaktadır.
Borik asitin kolemanitten üretiminde cevher kırılmakta, kalsine edilmekte ince toz haline
getirilmektedir. Daha sonra seyreltilmiş ana çözelti ve sülfürik asit ile hızla karıştırılarak
reaksiyona sokulmaktadır. Yan ürün kalsiyum sülfat çökeltme ve filtrasyon ile ayrılır. Borik
asit filtratın soğutulması ile kristallendirilir.
Düşük kalitedeki kalsiyum sülfatın (jibs) ekonomik değeri yoktur. Kolemanit-ten ayrılan kil
ve ana çözeltiden çöktürülüp ayrılan B203 içeren jibs atığı çevre kirliliğine neden
olmaktadır.
Reaksiyon sonucu üretilen borik asit, ana çözeltiyi uygun sıcaklığa soğutarak
kristallendirilmektedir. Prosesin yan ürünü sodyum sülfat buharlaştırma ile
kristallendirilmekte ve pazarlanabilmektedir.
Türkiye'de borik asit üretimi tüketimin üzerindedir. Yurt içi borik asit tüketimi yılda 2000 ton
civarındadır. Borik asit üretimi ihracata dönüktür. Yılda yaklaşık 15.000 ton borik asit ihraç
edilmektedir. Borik asit çok özel amaçlar için az miktarlar dışında ithal edilmemektedir.
İhracatın ve üretim kapasitesinin artırılmasına çalışılmaktadır.
www.kimyamuhendisi.com
28
Ticari olarak önemi olan bor oksit B2O3 dür. Genellikle borik asitten uygun sıcaklıkta su
kaybettirilerek elde edilir. Renksiz cam görünüşlüdür(5). Oda sıcaklığında higroskopiktir.
Ticari olarak satılan bor oksit genellikle %1 su içermektedir.
ABD de iki ayrı kalitede bor oksit ticari olarak üretilmektedir. Yüksek kaliteli %99 luk
B2O3 rafine ve granüle borik asitin cam fırınlarında ergitılmesi sonucu elde edilir. Ergitilen
cam halindeki bor oksit soğuk merdaneler üzerinde soğutulur, kırılır, elenir, nem
geçirmeyen ambalajlara alınır. Saf ve pahalı bir üründür.
%96 - 97'lik ucuz borik oksit elde etmek için boraks ve sülfürik asit karışımı ergitme
fırınlarında 750 0C de ergitilir. B2O3 ve Na2SO4 İki ayrı tabaka halinde ayrılır. Pek
çok işlem için saflığı yeterlidir ve fiyatı da saf olanın yarısı kadardır.
www.kimyamuhendisi.com
29
Üleksit, yataklarda bulunan Na-Ca serisinin en önemli mineralidir. Üleksit, Emet yataklarında
üç düzeyde ve her zaman masif ve karnabahar gibi nodüller halinde bulunmaktadır.. Kırka
yatağında lifli, konik, gül şeklinde (rosette), “pamuk kozası” (cottonball) ve sütun şeklinde
gözlenmektedir. Bazen, masif ve karnabahar şeklindeki nodüllerinin tepesinde çok ince lifli
üleksit kristallerinin büyümesi gözlenmektedir. Başlıca, 1-5 cm uzunluğunda bağımsız
yönlenmiş kristallerden oluşan karnabahar şeklindeki nodüller birkaç metre kalınlığa kadar
erişen bağımsız düzeyler oluşturmaktadır.
Üleksit, genellikle, Kırka yatağındaki kil tabakalarında kurnakovit ve tunellit ile birlikte ve
borat tabakalarında da boraks, kolemanit ve inyoit ile birlikte bulunmaktadır. Üleksitin konik
ve gül şekilli agregatları, Kırka yatağında, boraks- kil arayüzeyindeki boraks tabakaları
üzerinde borakstan türeyen ikincil mineral (pseudomorph) halinde bulunmaktadır.(İnan ve
diğerleri, 1973). Lişimsi-optikal özellikleri gösteren uleksit Türkiye’deki yataklarda
gözlenmemiştir. Çünkü üleksit, genellikle kil kapsamı nedeniyle saf halde görülmektedir.
www.kimyamuhendisi.com
30
Bor bileşikleri sanayiinin iki ana hammaddesi olan tinkal (Na2B4O7.10H2O) ile kolemanit
(Ca2B6O11.5H2O) bakımından Türkiye dünyanın en büyük rezervlerine sahiptir.
Eskişehir(Kırka), Kütahya(Emet) ve Balıkesir (Bigadiç) bölgesinde toplanmış olan bu
kaynaklar bor bileşikleri sanayiinin Türkiye’de gelişmesini sağlayacaktır. Cam yünü,cam
elyaf ve borosilikat camları ile boraks ve borik asit üretimine ilaveten perborat sanayiimiz bu
durumun açık örnekleridir.
Borik ast üretimi kolemanitten sülfürik asit kullanılarak yapılmaktadır. Bu amaçla kolemanit
kırılıp döner fırından geçirilmekte ve buharla ısıtılan kazanlarda sülfürik asit ile karıştırılarak
jips (alçı taşı) ve borik asite dönüştürülmektedir. Meydana gelen jips çökeltisi sıcakta basınçlı
filtrelerden süzüldükten sonra , soğutulan çözeltiden borik asit kristalleri santrifüjlerle ayrılıp
kurutulmakta ve torbalanmaktadır. Ana çözelti ise yeniden devreye verilmektedir. Jips
çökeltisinin süzülmesindeki duraklamalar , işlem zorlukları ve kayıplar maliyeti büyük ölçüde
etkilemektedir. Ayrıca döner fırın işlemi ile de maliyet yükselmektedir.
Bu durumda , borik asit üretiminde , A.B.D. de uygulanmakta olan tinkalden sülfürik asit
kullanılarak , yan ürün olarak da sodyum sülfat’ı da değerlendiren sürekli proses,incelenmesi
gereken bir alternatif olarak gözükmektedir.
Türkiye sanayiine ait özel bir durum ise sodyum hidroksit üretiminde yan ürün olarak açığa
çıkan klor ve hidrojen’in(veya bunlardan oluşturulan hidroklorik asidin) değerlendirilmesidir.
Bu nedenle klor alkali tesisleri (Koruma-Tarım İlaçları A.Ş.) tam kapasite ile çalışamamakta,
tevsi edilememekte ve sodyum hidroksit ithalatı önemli mertebede artarken yeni tesisler
www.kimyamuhendisi.com
31
Arjantin’de üleksit mineralinden borik asit üretilmesi için Alman (Carl Eckelt) firması
hidroklorik asitin kullanılmasını öngörmüştür. Fakat Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra
sülfürik asitin fiyatının hidroklorik asitin yarısına düşmüş olması nedeniyle sülfürik asit tercih
edilmiştir. Böylece sarfolan asit de yarı yarıya azaldığından , maliyetteki değeri dörtte bir
oranına inmektedir.
Hidroklorik asit yan ürün olarak elde edildiği zaman ise , işlem kolaylıkları nedeniyle tercih
edilmesi gerekmektedir. Zira sülfürik asit reaksiyonunda meydana gelen bol miktardaki jipsin
sıcakta süzülmesi hem işlemlerde dar boğaz teşkil etmekte , hem de randımana ve maliyete
önemli etkide bulunmaktadır. Bu durum tinkal için bahis konusu değildir. Tinkalin sülfürik
asit ile reaksiyonu benzer kolaylıktadır. 1932 de Pacific Coast Borax Co. Nin aldığı patentte
bu durum belirtilmekte ve borik asitin tercihen soğukta boraks süspansiyonu-sülfürik asit
reaksiyonu ile üretilmesi önerilmektedir. Böylece sıcak filterpres zorluklarına ek olarak
www.kimyamuhendisi.com
32
1960 da Fransa’da alınan bir patent ise kalsiyum borat mineralinin , litrede 10 – 80 g HCl
ihtiva eden çözelti ile 75 – 90 ºC civarında reaksiyona girmesini öngörmekte ve erimeyen
gayri safiyetin sıcakta süzülmesinden sonra 18ºC’a soğutulan çözeltiden borik asit ayrıldıktan
sonra kalan çözeltinin bir kısmı atılmakta ve kalanı yeniden devreye verilmektedir. Böylece
kalsiyum klorür birikmesi önlenmektedir. Fransız patentinin örneklerinde organik kimyanın
yan ürünü olan ve içinde 20 ppm klor ve 35 ppm klorobenzen ihtiva eden %33 lük HCl
kullanılmıştır. Elde edilen H3BO3 ise %99.9 dan daha yüksek tenörde ve organik maddeden
tamamen arınmış olmaktadır. Randımnın ise yaklaşık %85 olduğu bildirilmektedir.
Uleksit minerali ile hidroklorik asit arasındaki reaksiyon sonunda meydana gelen karışım
(pulp) , su ile soğutulup süzülürse borik asit, mineraldeki bir miktar kil ile birlikte
çözeltiden kolayca ayrılır. Ham borik asit yaklaşık beş katı kaynar su ile karıştırılıp sıcakta
sürüldüğü zaman borik asit çözeltide, kil filtrede kalmaktadır. Bu çözeltinin soğutulması ile
borik asit saf olarak kristalleşmekte ve böylece elde edilen borik asit kristalleri santrifüj
filtrede ayrılarak kurutulmaktadır. Reaksiyon sonunda meydana gelen karışımın süzülmesi ile
elde edilen çözeltide NaCl ve CaCl2 yanında bir miktar borik asit (%3.8 oranında)
bulunmaktadır. Bu çözeltiye pH 10 un üstüne çıkıncaya kadar sönmüş kireç ilâve etmekle
Ca(B02)2.6H2 0 formülünde kalsiyum meta borat heksahidrat elde edilebilmektedir.(7)
5.1.4 Proses
Uleksit mineralinden hidroklorik asit kullanarak borik asit üretecek bir tesisin temel işlemleri
(unit operations) , şekil 5.1.1’de gösterilmiştir.
www.kimyamuhendisi.com
33
Soğutma işlemleri
kurutma işlemleri
Şekil 5-1 Uleksit Mineralinden Hidroklorik Asit İle H3BO3 Üretimindeki İşlemler (Kaynak; Tübitak)
www.kimyamuhendisi.com
34
Şekil 5-2 Uleksitten HCl İle Borik Asit Üretimi Akış Diyagramı-Tübitak
www.kimyamuhendisi.com
35
5.2 Tinkalden Sülfürik Asit Kullanılarak Borik Asit ve Sodyum Sülfat Üretimi
Boraks, Kırka yatağında en bol bulunan borat mineralidir ve bu nedenle Kırka genellikle
boraks yatağı olarak adlandırılmaktadır. Boraks, Türkiye’de yalnızca Kırka yatağında
gözlenmiştir. En yüksek konsantrasyonlu boraks söz konusu yatağın merkezindedir. Taze, saf
boraks renksiz ve saydamdır. Ancak ince taneli ve kil ile ara katmanlanmış olduğu bazı
yerlerde, yabancı metaryellerin ince bir şekilde birleşmesi nedeniyle, boraks açık pembe,
sarımsı turuncu ve gri renklerdedir. Boraks, genellikle, 1 mm-10mm boyutlarındaki yarı öz
biçimli ve biçimsiz kristaller halinde bulunmaktadır. Yarı öz biçimli boraaks kristallerinin
büyük kütleleri genellikle, gömülmeden sonra meydana gelen oyyuklar içinde bulunmaktadır.
Bazen, boraks kil matrisinde saçılmış olan bireysel kristaller ve boraks – kil breşi halinde
gözlenmektedir. Tabakalanmayı bir başından diğer başına kadar keserek 10m uzunluğa ve 2m
ene kadar ulaşan bazı çok büyük boraks damarları görülmüştür(9).
Boraks, başlıca kil ile arakatmanlanmış ve tinkankonit ve lifli ya da “pamuk yumağı” şekilli
üleksit ile bulunur ve hemen hemen tek mineralli zonlarda gözlenmektedir. Birçok yerlerde
boraks kristallerinin yüzlek verdiği kısımların üzerinde tinkalkonit ince bir şilm
oluşturmaktadır ve boraks, boraks–kil ara yüzeylerinde üleksite dönüşüm göstermektedir.
Almanya'da "Chemische Fabrik Grünau" ‘in 1929 da aldığı bir patente göre, magnezyum
www.kimyamuhendisi.com
36
sülfat birikmesi, kernitin şlam süzme işleminin yeteri kadar nötral ortamda yapılması ile
önlenmektedir. Kullanılan hammaddede ise %4 kadar magnezyum bileşikleri
bulunabilmektedir.
Ham kernit (%29-38 B2O3) bilyalı değirmende öğütülüp sıcak su ile karıştırma kazanına
verilmekte ve buhar verilerek ısıtılmaktadır. 600Be' lik sülfürik asit ile (beher ton borik
asit için 626kg asit) asitlendirilip, sonra asit fazlası torbalanmış kalker veya kernit tozu
ile nötralleştirilir. Demir iyonları da kireç kaymağı ile çöktürülür.
Basınçlı filitreden süzülen sıcak çözelti, soğutma ceketli karıştırıcı kazanda kristallehdirilir
(40°C) . Borik asit santrifüjde ılık su ile yıkanarak alınır.
Yıkama suları ve kısmen ana su tekrar eritiş için kullanılmak üzere üst depoya
pompalanır.
Ana suyun fazlası, aşağı kademedeki evaporaterlere yollanır ve borik asit 220 - 250kg/m3
oluncaya kadar buharlaştırılır. Bu sürede sodyum sülfat ayrışır ve çökme kabından sıcak ana
su borik asit üretim pompalanır. Sodyum sülfat santrişüjlenip sıcak su ile yıkanır ve
kurutulur. Prosesde buhar tüketiminin 6-13 ton/ton H3BO3 olusu aşırı bir masraf olmadığını
belirtmektedir. Böylece elde olunan ham borik asit %90 saşlıktadır. Satış malı olmak üzere
yeniden sıcak su ile eritilip kristallendirilir. (10)
Şekil 1. de basit akım şeması ile belirtilen Klaenhardt usulünde ham kernit'in konsantre asit
ile karıştırılması süresinde magnezyum bileşiklerinin çözünmesini önlemek olanaksız
gözükmektedir. Torbalanmış kernit (veya kalker) tozunun da sürekli sistem için uygun
olmayacağını belirtmekte yarar vardır. Ana su sirkülasyonu ve seyreltme ayrıntılı bir şekilde
belirtilmemiştir. Üzerinde çalışılarak bu usulü sürekli proses olarak geliştirmek faydalı
olacaktır.
A.B.D. de tinkal veya kernit'ten borik asit üretilişine ait patentler bulunmakla beraber, bu
üretimin tercihen granüle boraks veya boraks üretimi sırasında elde olunan boraks
çözeltisinden yapıldığı bildirilmektedir.
Sıcak doymuş boraks çözeltisi (veya granüle boraks) asitleme tankında sülfürik asit (veya
HCl) ile, 3 ton boraksa 12 ton su ve 1 ton konsantre sülfürik asit olacak şekilde, karıştırılır.
Sıcak çözelti vakum kristalizöründe soğutulur ve borik asit filitrede ayrılır.
www.kimyamuhendisi.com
37
Sodyum sülfatın ana sudan ayrılması ise daha alçak temperatüre soğutulması ile
yapılmaktadır. Bu usulde elde olunan Na2SO4 .10H2O da bir miktar da H3BO3
bulunacağından, bunların ayrılması ayrı bir işlem ve ek tesisi gerektirir. Ayrıca bu
soğutma 00C'a yakın olacağından oldukça masraflı olacaktır.
Granüle boraks ile çalışıldığı takdirde ısıtmaya gerek yoktur. Newrman patentinde daha
derişik çalışmayı tavsiye etmektedir, örneğin, 308kq boraks 418 litre su içerisinde
stokiyometrik miktarda sülfürik asit ile karıştırılıp ayrışan borik asit süzülmektedir.
Isıtmaya ve soğutmaya lüzum olmaması ve ayrıca ana suyun azlığı bu prosesi ilginç
kılmaktadır. Ana sudaki sodyum sülfat doymuşa yakın olduğundan bir evaporatör de
az masrafla alınabilecektir.
Santrifüjden alınan sıcak çözelti soğutma tankına gönderilir ve 40°C'a soğutulur. Borik
asit santrifüjlenip yıkanır ve kurutulur. Ana su I_0 tekrar tinkal eritiş devresine verilir.
Bu usulün sülfat çöktürme işleminde zorluk olduğu, ve bunun ana sudan ve tinkal
eritişinden gelen Fe3+ iyonlarının etkisi sonucu olduğu belirtilmektedir. Ferrik iyonlarının
etkisini önlemek için sülfat reaktörüne bir miktar S02 veya Na2SO3 verilmesi yararlı
olmaktadır. Fakat bu akış şemasında bir evaporasyon sistemi eksikliği vardır. Zira
reaksiyon sonucu açıkta kalan su ;
www.kimyamuhendisi.com
38
Ayrıca ana çözeltinin sodyum sülfat ile doymuş olması tinkalin çözünmesini
azaltacaktır.
Boraks çözeltilerine MgCl2 katılması ile, pH 6.5 ile 9.0 arasında ve temperatür 50°C'ın
üstünde Mg(BO2)2 çöktüğü bildirilmektedir. MgO ile ortamın pH'ına bağlı olarak,
2MgO.3B2O3.15H2O veya MgO.3B2O3.7.5H2O formüllerinde bileşimlerin 25°C da dengeli
halde kristallendiği tesbit edilmiştir. Bu bileşimlerden 2MgO li olanı pH 9 - 7.2 arasında ve
bir MgO li olanı pH 7.2 - 5.2 arasında oluşmakta ve daha düşük pH larda H3BO3
kristaİlenmektedir.
Son yıllarda Rusya'da, magnezyum sulfatlı borik asit çözeltilerinin 95°C da, manyezit ile iki
saat karıştırılması ile, özel bir bor-magnezyum gübresi üretilmektedir. Bu işlemde m3 de 3 5-
50kg olan borik asitin %90' inin alındığı bildirilmektedir.
Yukarıdaki bilgiler bize, pH'ın nötral veya yüksek olduğu ortamda magnezyum iyonu
konsantrasyonunun, doymuş düzeydeki borat iyonları karşısında çok fazla artamayacağını
belirtmektedir. MgSO4' ın çözünürlüğü ise çok yüksektir.
www.kimyamuhendisi.com
39
Magnezyum iyonlarının bir miktar devrede birikmesi ise jips çökeltisine filitrasyon kolaylığı
sağlamaktadır. Böylece pH 3 civarındaki sıcak borik asit ve çökelti karışımının basınçlı filtre
yerine sürekli çalışan vakum filtresinde süzülmesi sağlanabilmektedir.
işlemin olumlu bir şekilde gerçekleştirilmesi ile, borik asit köpük ile alınarak, kendi devresine
gidecek ve Glauber Tuzu da santrifüjden daha temiz alınarak evaporatöre gönderilebilecektir.
Literatürde bu özel konuda bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bununla beraber, borik asidin
doğal yapısı gereği kolay flote ettiği bilinmektedir. Flotasyon için reaktif katkısına da
gerek yoktur. Borik asit - magnezyum sülfat karışımından (%6 borik asitli) flotasyon
yolu ile, borik asit, %78'lik konsantre halinde ve %90 randımanla ayrılmaktadır.
Rusya’da yapılmış olan bu çalışmaya ait ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Köpürtücü katkısı
www.kimyamuhendisi.com
40
ile, artık tenoru %1,3e düşmüş, randımanlı ve oldukça temiz bir konsantre alınabilmiştir.
Kuşkusuz köpürtücü katkısının, prosesin diğer işlemlerine etkisi hakkında şimdiden bir
yargıda bulunmak olanak dışıdır.Bu konuda bazı öneriler şöyle olabilir:
1. Borik Asit'in flotasyon yöntemi ile Glauber Tuzu'ndan ayrılması olumlu olarak
gerçekleşmektedir.
2. İşlemin oda sıcaklığında veya soğukta (10°C) yapılması arasında belirgin bir fark
yoktur.
3. pH'ın düşürülmesinin veya alkol, diol, köpürtücü (Flotanol-G) gibi organik katkıların
tenor ve randımana olumlu etkileri olmaktadır.
4. Laboratuvar çapında oluşturulan Borik Asit - Glauber Tuzu kristal karışımı mn,
endüstriyel üründen tane irilikleri bakımından farklı oluşu nedeni ile, gerçek sonuçların
pilot tesis çalışmaları süresince, yerinde yapılacak deneylerle alınması gerekli
görülmektedir. Laboratuvarda oluşturulan karışımda çok ince taneli Glauber Tuzu'nun
bulunuşu nedeni ile konsantre tenoru yeterince yükseltilememiştir.
Fakat, kristalizörde, Glauber Tuzu'nun tane irilikleri kontrol altına alınabilir ve çok
incelerden ayrılması sağlanırsa, flotasyon verileri daha seçkin olacaktır.
5. Proseste Glauber Tuzu yaklaşık olarak %10 Borik Asitli olarak kristalleri-mekte ve
ısıtıldığı zaman, çözeltide Borik Asit Glauber Tuzu'nun %60'ını da birlikte alarak tekrar
işleme girmektedir. Böylece devreye geri gönderilen Borik Asit - Glauber Tuzu karışımında,
Borik Asit %15'e ulaşmaktadır.
Borik Asidin flotasyonla, 10°C da, büyük bir kısmının %15'den çok daha yüksek bir
konsantrasyonda geri gönderilmesi olanağı deneylerimizde gözlenmiştir. Bu durumda ise,
elde olunan susuz Sodyum Sülfatın verimini arttırmak için buharlaştırıcı kristalizörün de
kullanılması gerekli olmaktadır. Buna karşılık, daha fazla ve daha saf Sodyum Sülfat
üretme olanağı, ortaya çıkmaktadır.
Na2B4O7’ın Çözünürlüğü:
Boraks çözeltileri 60ºC’a kadar Na2B4O7.10H2O katı fazı karşısında ve daha yüksek
temperatürde Na2B4O7.5H2O karşısında bulunur.
www.kimyamuhendisi.com
41
0ºC 10º 20º 30º 40º 50º 60º 70º 80º 90º 100º
H3BO3’in Çözünürlüğü:
0ºC 10º 20º 30º 40º 50º 60º 70º 80º 90º 100º
2.66 3.57 5.04 6.60 8.72 11.54 14.81 16.73 23.75 30.38 40.25
Na2SO4’ın Çözünürlüğü:
32.5ºC’a kadar katı faz Na2SO4.10H2O ve daha yüksek temperatürde Na2SO4 halindedir.
32.5ºC da çözünürlük en şazladır , temperatür arttıkça biraz azalır.
0ºC 10º 20º 30º 40º 50º 60º 70º 80º 90º 100º
Boraks çözeltisine borik asit katışması ile çözünürlük artmaktadır. Na2O/B2O3 oranı 0.2
civarında maksimum çözünürlüğe ulaşılır. Yaklaşık NaB5O8 (pentaborat) formülüne uyan bu
karışımın temperatürle çözünürlüğü büyük ölçüde artar.
Tinkali çözmek için en iyi ortam , Na2O/B2O3 oranının 0.2 ile 0.25 arasında tutulması ile sağlanır.
Sodyum sulfat katkısı borik asidin sudaki çözünürlüğünü biraz artırmaktadır. Önemli bir etki
görülmemektedir.
www.kimyamuhendisi.com
42
Boraks katkısı sodyum sulfatın çözünürlüğünü yüksek sıcaklıkta bir miktar azaltmaktadır.
50ºC’dan daha aşağı temperatürlerde önemli bir etki yoktur.Na2SO4 katkısının , boraks
dekahidrat – pentahidrat değişim noktasını 60ºC’dan
49.3ºC’a düşürmesidir. Genel olarak boraksın çözünürlüğü Na2SO4 lı ortamda daha düşüktür.
Bu sistem tinkal çözünürleştirmesi için , özellikle kapalı devre çalışılması sırasında en yararlı
olmasına rağmen , veriler yalnız 28.5ºC için mevcuttur. Bu temperatürde sodyum sulfat
,dekahidrat halinde stabildir. 35ºC da ise anhidr halde gözlenmiştir. Böylece sodyum sülfat’ın
durumunda önemli bir değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır. H3O5’i fazla çözeltiye karşıt katı
fazda NaB5O8.5H2O – H3BO3 karışımı bulunmakta ve boraksın artırılması ile boraks –
pentaborat karışımı meydana gelmektedir. Na2SO4 ile çözeltinin doyurulması ise toplam B2O3
miktarını yarıya yakın düşürmektedir.
www.kimyamuhendisi.com
43
www.kimyamuhendisi.com
44
5.3.1 Kolemanit
Kimyasal bileşimi Ca2B6O11.5H2O olan kolemanit monoklinal sistemde kristallenir. Sertliği
4-4.5, özgül ağırlığı 2,42’dir. Bor içeriği %15.7, B2O3 içeriği %50.8’dir. Başka bor
minerallerinin egemen olduğu yataklarda olduğu kadar, kolemanit yataklarında da killer
içinde ve cevher boşluklarında iri, parlak ve saydam kristal kümeleri şeklinde bulunur. Tıkız
yumrular şeklinde cevher oluşturduğunda, yumrular, çekirdekten dışa doğru yayılan ışınsal
kristallerden oluşabilir veya düzensiz mineral kümeleri şeklinde görülebilir. Suda çok yavaş,
fakat sıcak HCl içinde oldukça hızlı çözülür, soğuyan çözeltide bor, borik asit ( H 3 BO3 )
olarak ayrılır. Kolemanit ısıtıldığında suyunu kaybederek toz şekline dönüşür. Bu da
kolemanitin, ısıtılıp elenmesi ile içindeki ısıdan etkilenmeyen yabancı maddelerden (özellikle
killerden) temizlenmesine yardımcı olur. Klinopinakoit (010) yüzeyine göre dilinimli, renksiz,
cam parıltılıdır. Üfleçte kısmen erir. Ekonomi bakımından kısmen önemli olan yatağı
California’da Death Valley, Iryoeo) idi, bugün ise Anadolu’da Balıkesir, Kütahya, Eskişehir
ve Bursa illerinde birçok yerde bulunmaktadır. Burada neojen yaşlı kalker, marn, kil ve tüf
tabakaları içerisinde çoğunlukla 2-3 m kalınlığındaki damarlar şeklinde killerle karışık olarak
bulunur.
www.kimyamuhendisi.com
45
Bursa’nın Mustafa Kemal Paşa ilçesine bağlı Kestelek köyünde bilinen tek borat yatağı,
kolemanit patatesleri veya yumrularından oluşmaktadır ve siyah ve gri renkli killer ile ara
tabakalıdır. Kolemanit içinde dev kazanları andıran boşluklar olup, bu boşluklarda 5 — 6cm
uzunluğunda monoklinal kolemanit kristalleri meydana gelmiştir. Bazı kolemanit patatesleri
500-1000kg ağırlığa erişir.
Balıkesir’in Bigadiç ilçesi civarındaki borat yataklarında ana cevher kolemanit olmakla
beraber, yatakların bazılarında inyoit, uleksit, pandermit, havlit, hidroborasit, meyerhofferit ve
terçit bulunmaktadır. Kolemanit yataklarının çoğunda, içinde boşluk bulunan ve kil içine
gömülmüş yumru ve patateslerden ibaret bantlar halinde bulunur. Nadiren kompakt ve
sütunsal yapı gösterir.
Kütahya’nın Emet bölgesinde ana cevher kolemanit olup, bazı ocaklarda az miktarda uleksit,
sölestin (SrSO4), realgar (AsS), orpiman (As2S3) ve kalsit (CaCO3)’e rastlanmaktadır.
Kolemanit killer içinde yumru ve patatesler halinde bu1unmaktadır. Yumru ve patates
içindeki kolemanit genellikle beyaz, renksiz ve cam parlak1ığındadır. Bazı1arında ortadaki
boşlukta mavi renkli, uzun, ortorombik sölestin kristalleri bulunmaktadır. Orpiman ve realgar,
killerin boşluk ve çatlaklarında çok ufak kristal toplulukları şeklinde çökelmişlerdir.
Kolemanit kristalleri monoklinik şekillerde olup, genellikle kısa prizmalar halinde
bulunmaktadırlar.
Kolemanit görünüşte feldspara, kalsite ve diner bazı sparlara benzemektedir, fakat üfleme
borusu (blow-pipe) testi ile onlardan ayırt edilebilmektedır. Kolemanit ısıtıldığı zaman su
vermektedir, Üfleme borusu önünde ısıtıldığı zaman parçalahmakta ve alevi sarımsı yeşil
bir renge boyamaktadır. Kolemanit, odun kömürü üzerinde ısıtıldığı zaman
beyazlaşmaktadır.Kolemanitin sudaki çözünürlüğü 1100 kısım suda 1 kısım olarak verilmiştir
www.kimyamuhendisi.com
46
olmakta ve prosesin ekonomik olmaması sorunu ortaya çıkmaktadır. Ancak , CO2 gazı artık
ürün olarak elde edilebilirse , proses , diğer prosesler ile rekabet edebilecek hale gelebilir
denmektedir.
Su miktarı: 100-120ml/dakika
5.3.4 Prosesler
Kolemanit ten borik asit elde edilmesi
www.kimyamuhendisi.com
47
5.3.4.1 Kırma
Gelen cevher (kolemanit) önce ambarlarda depolanır. Yaz mevsimi için açık, kış mevsimi için
ise kapalı stok alanları kullanılır. Nemi % 3 ile 5 arasında olan cevherin tenörü ise yaklaşık %
40-43 civarındadır. Vinç vasıtası ile alınan cevher, sarsak besleyici tarafından 250 mm ve
daha büyük parçalar halinde çeneli kırıcıya beslenir.
40-70 mm arasındaki büyüklüklerde çeneli kırıcıdan çıkan cevher, konveyör bant vasıtası ile
çekiçli kırıcıya beslenir. Çekiçler orta sertlikteki cevheri rahatlıkla istenilen boyutlara
kırabilecek ve kapasite fazlasından etkilenmeyecek şekilde dizayn edilmelidir. Bu ünitede
kırılan cevherin çapı 6-10 mm’dir ve konveyör banttan çift yönlü banta, oradan da kolemanit
bunkerine beslenir.
Şekil 5-7 Stoklardan alınan cevherler, çift yönlü bantlar vasıtasıyla kırıcılara beslenir-ww.buckeyfabricating.com
www.kimyamuhendisi.com
48
5.3.4.2 Öğütme
Kolemanit bunkerinden alınan 6-10 mm çapındaki cevher, ana çözelti adı verilen proses suyu
ile birlikte değirmenlerde öğütülür. Çeşitli değirmen tipleri vardır. ETİ Bor’un kullanmış
olduğu bilyalı değirmenlerde kolemanit, süspansiyon haline getirilir.
Öğütme işlemi genellikle ardı ardına seri bağlı değirmenlerde gerçekleştirilir. Ocaklardan
genellikle -20cm olarak gelen mineral -200 mikrona 2 kademede indirilmektedir. Birinci
kademede çeneli kırıcı -25mm'e kırmakta ve daha sonra bilyalı değirmen -0.2mm'e
öğütmektedir, öğütücü devresinin kapasitesi 5 ton/saat olarak alınmış ve günde 8 saat
çalışması öngörülmüştür. Tevsi halinde öğütme devresinin çalışması uzatılabilir. Ayırıcı
olarak elek yerine havalı ayırıcı sistemi tercih edilmiştir. Bu değirmenlerden, kolemanit önce
küçük değirmenlerde öğütülür ve daha sonra büyük değirmenlerde bir kez daha öğütülerek
tanecik boyutu iyice küçültülmüş olur.
Son yıllarda karıştırmalı bilyeli değirmenlerin çeşitli sanayi kollarındaki kullanımı giderek
yaygınlaşmaktadır. Madencilik sektöründe ise ince öğütmeye olan ihtiyacın artmasına ve
donanım boyutlarının büyümesine paralel olarak karıştırmalı bilyalı değirmenler tesislerde
kullanılan geleneksel boyut küçültme ekipmanlarına bir alternatif oluşturmaktadırlar. Bu
durumun en önemli nedeni; ekipman içerisinde birim hacimde açığa çıkan enerji miktarının
geleneksel boyut küçültme ekipmanları ile karşılaştırıldığında çok yüksek olması ve ince
boyutlara öğütmenin ekonomik olarak gerçekleştirilebilmesidir. Değirmen içinde gerçekleşen
öğütme, stres yoğunluğu ve stres sayısı olarak adlandırılan iki parametre ile tanımlanmaktadır.
Her stres yoğunluğu için ürün inceliği ile özgül enerji tüketimi arasında belirli bir ilişki
bulunmaktadır. Karıştırmalı bilyeli değirmenlerde öğütme performansını etkileyen
değişkenler, geometrik ve işlem değişkenleri olarak iki ana grup altında toplanmaktadır.
www.kimyamuhendisi.com
49
Değirmenlerde elde edilen kolemanit çamuru (süspansiyon), önce çamur tanklarına verilir.
Çamur tanklarından da kesikli tip bir reaktöre beslenir. Bu ünitede süspansiyon halindeki
kolemanit ile sülfürik ast aşağıdaki denkleme göre reaksiyona sokulur.
Reaksiyon yaklaşık 80-1000C arasında gerçekleşir ve Borik asit (H3BO3) ile Gibbs (Jips)
çamuru (CaSO42H2O) oluşur. Reaksiyon endotermik (ısı alan) bir reaksiyondur.
Reaktörlerin özellikleri
Eti Bor’dan alınan bilgilere göre; reaksiyon ünitesinde müstakil olarak çalışan 12 adet reaktör
bulunmaktadır. Reaktörlerin her biri 35 m3 hacminde olup, çapları 3000 mm’dir. 8’lik saçtan
dik silindir biçiminde imal edilmiş, iç cidarları kurşun ve tuğla ile kaplanmıştır. Tek
karıştırıcısı bulunmakta olup, daha önce de belirtildiği gibi BATCH (kesikli) tip reaktörlerdir.
Bu 12 reaktörün her üçünün çıkışı bir kolektörde toplanmıştır.
www.kimyamuhendisi.com
50
Saf Çözeltilerden Jips Kristallenmesi Ve Buna İlave Edilen Bazı Maddelerin Etkileri
Burada
∆C : aşırı doygunluk
2) Nükleasyonu etkileyebilirler,
www.kimyamuhendisi.com
51
Bir çözeltinin, aşırı .doygunluğa ulaştığı andan itibaren ilk kristal nüvelerinin görüldüğü ana
kadar geçen zaman, o çözeltinin indüksiyon periyodudur (to).
Kalsiyum sülfat ile aynı anyonu veya katyonu bulunan tuzların kristallenmeyi hızlandırıcı
etkileri olduğu, indüksiyon periyodunu kısalttıkları ve hız sabitini artırdıkları görülmüştür.
Bu tuzlar dovnunluk konsantrasyonunu da azaltmaktadır.
Elektrokinetik potansiyel ölçmeler sıfır nokta şarj ölçmeleri aktif izleme deneyleri ve pH-
ölçmeleri sonucunda Ca+2, SO4-2 HSO4- , H+ , 0H- ve Sr+2 iyonlarının jips üzerine
adsorplandıkları öğrenilmiştir. Diğer iyonlar için data bulunamamıştır. X-ışını verileri, çö-
kelti üzerinde Na - Ca kompleksi oluştuğunu göstermektedir.
Çözeltide bulunan iyonların kristal büyümesine etkisi, jips kristalinin değişik yönlerdeki
yüzey yapıları ile açıklanabilir. (111) yüzeyi Ca+2 iyonlarından oluşmuş olup, NO3 ve HSO4-
için tercihli adsorpsiyon yeri sağlanabilmektedir. Na+ iyonunun Na - Ca kompleks sülfat
tuzları oluşturduğu X - radyografiksel ve mikroskopik olarak gözlenmiştir. Na+, çözeltide
NaSO4 iyonu halinde bulunmaktadır ve tercihli olarak yüzeyine adsorplanabilmektedir. Bu
iyonlar, dolayısı ile yüzeyinin büyüme hızım azaltırlar.
Bir Doğu Alman patentinde MgSO4 ve H3BO3 içeren ana çözeltiye, gerekli H2SO4'ün
www.kimyamuhendisi.com
52
büyük bir kısmı ilave ediliyor. Karışım buhar ile ısıtılırken, aynı anda içine kolemanit ilave
ediliyor. Reaksiyon sırasında pH yükseliyor ve H2S04 Un geri kalan kısmı ilave edilip 30
dakika bekleniyor. Bu zaman sonunda reaksiyon tamamlanıyor ve pH 3'e düşüyor. Bu
proseste elde edilen jips, büyük kristaller halinde olup, kolay süzülebilmektedir. Burada en
= +2
önemli etken, ortamda bol SO4 iyonu bulunmasıdır. Ortamda bulunan Mg iyonları
+
Na iyonlarına oranla jips kristallerinin süzülebiliriğini daha kolaylaştırıcı yönde
.etkilemektedir. Dolayısı ile kolemanit (2Ca0.3B203.5H20) veya pandermıt
.(4Ca0.5B203.7H20) gibi kalsiyum borat içeren minerallerden borik asit üretiminde,
magnezyum içeren bir bor minerali (hidroborasit, Ca0.MgO.3B203.6H20) ilavesi, daha kolay
süzülebilir jips oluşumu bakımından yararlı görülmüştür
Bir araştırmada (58), içinde safsızlık olarak jips, kireç, dolomit, metal oksitler ve silis
bulunan afaritten H2SO4 ilavesi ile borik asit üretimi incelenmiştir. Cevherde bulunan
MgO 'in tamamı , MgSO4 'a, B203 'ün tamamı ise H3BO3'e dönüşmekte ve çözünmeyen
jipsli borat tortusu ise değişik tip filtrelerden süzülerek, bu filtrelerin süzme verimlilikleri
mukayese edilmiştir. Nuçe, filter-press, silindir vakum filtre ve band filtre kullanılmıştır.
Süzülecek lapa şu şekilde hazırlanmıştır :
Hesaplanan miktarda su ve filtrat, reaktöre konup üzerine öğütülmüş borat ilave edilerek
karıştırılmakta ve buhar ile 45 - 50°C ye kadar ısıtılmaktadır Sonra, 30 - 60 dakika boyunca
H2SO4 ilave edilmekte, bu sırada lapa sıcaklık 80 - 90°C'ye yükselmektedir. Lapa 1 - 3
saatte tamamen karışmaktadır. Laf içinde 25 - 75y uzunluğunda iğne şeklinde jips kristalleri
oluşmakta; eğer lapa reaktörde, eski kalıntılar ile karışırsa jips kristalleri eni 25µ, boyu 120µ
olan geniş levhalara dönüşmektedir. Bu kristaller yanında kırık kristaller, de görülmektedir.
Şlamın fazla olduğu bazı deneylerde jips kristallerinin etrafı çamur ile. kaplanmakta, dolayısı
ile bu kristaller büyüyememektedir.
www.kimyamuhendisi.com
53
Filtre keki optimum kalınlığı bühner hunisinde yapılan deneyler ile 2 -3mm olarak
bulunmuştur. Kek kalınlığı arttıkça, akıma karşı rezistans artmakta ve lapakısmen
soğuyarak H3B03 kristalleri oluşmaktadır. Dolayısı ile filtrenin süzme verimi azalmaktadır.
Yapılan deneyler sonucunda band filtrenin süzme verimi diğer tiplere oranla daha yüksek
bulunmuştur.
Reaksiyon Kinetiği
Sınai kimya uygulamalarında kolemanitin sülfürik asit ile bozundurulup borik asit ve
kalsiyum sülfat elde edilmesi, kimyasal reaksiyon ile, çeşitli fazlar arasında kütle transferi
olaylarını içeren bir işlemdir. Bu olaylar iki grupta incelenebilir.
1. Kolemanitin sülfürik asit ile reaksiyona girerek ortama borik asit, borat, kalsiyum sülfat
iyonları vermesi ve borat iyonlarının nötralizasyonu.
Bu iki olay birbirinden bağımsız olmayıp, her biri diğerini çeşitli yönlerden
etkileyebilmektedir, öncelikle herbirinin öz dinamikleri incelenecek, sonra etkileşim
dinamikleri üzerinde durulacaktır.
Kolemanitin sudaki çözünürlüğü 1 g/1100 g olarak verilmiştir. Aktivite katsayıları 1' e yakın
olduğu için, yaklaşık olarak 1 kabul edilirse,
www.kimyamuhendisi.com
54
Burada
Ksp = 2,31*10-18
H3BO3 ↔ H2BO3 + H+
Çözünme sonunda oluşan çözeltinin ph’ı, zayıf bir asit olan H3BO3 ‘ün tampon noktasına çok
yakın olması (pH=PKa) dolayısı ile kolemanit çözeltisinin kuvvetli bir tampon özelliği
olduğunu göstermeketdir.
olup, kolemanitin saf suda çözüldüğü takdirde 10-2 M mertebesinde borat iyonları ve borik
asit toplamına eşdeğer boratın çözeltiye geçebileceğini, bu değere ulaşınca çözünmenin
duracağını göstermektedir. Analitik, kimya açısından ihmal edilemiyecek bir konsantrasyon
olan 10-2M 'in endüstriyel uygulama açısından ihmal edilecek kadar az olduğu, diğer bir
www.kimyamuhendisi.com
55
ifade ile, kolemanitin saf suda çözeltiye alınmasının olanaksız olduğu söylenebilir.
Reaksiyon (4.1) ‘de de görüldüğü gibi, dengenin sağ tarafa kaymasının sağlanması için,
oluşan borat anyonunun hidrolizinin geriletilmesi yeterli olacaktır. Borat anyonunun hidrolizi
ise, bilindiği gibi, borik asidin disosiasyon derecesi 1 iken (%100 disosiasyon) tam olup, a
= 0 iken en az seviyededir. Dolayısı ile, borat anyonu hidrolizini geriletmek için, borik
asit disosiasyon derecesini azaltmak, bunun için de ortamdaki serbest eşbaz bileşenini (borat
anyonunu) borik aside dönüştürmek gerekmektedir.
H+ → H3B03
Asitli ortamda çözeltinin borik asit çözeltilerindeki pH değerinde olması, borik asit
disosiasyon derecesinin en az değerde olmasını, dolayısı ile tüm kolemanitin çözünmesini
sağlayacağı görülmektedir.Bu pH değeri, çözünme işleminin tamamlanabileceği en yüksek
pH değeridir.
Borik asidin disosiasyon sabitinin çözeltideki borik asit konsantrasyonuna bağımlı olduğu
bilinmektedir. Borik asit çözeltilerinin konsantrasyonu 0.1 M olana kadar pH'sı 5.2 iken,
konsantrasyon 0.75 M olunca, pH değeri 3.7 olmaktadır. Derişik çözeltilerde borik asidin pH
değerinin asetik aside yaklaştığı bildirilmiştir, fakat nümerik bir değer verilmemiştir. Bu
nedenle, endüstriyel uygulama için kullanılması öngörülen çözücü (su) miktarları içinde
kolemanitin tüm olarak çözünebildiği pH değeri deneysel olarak saptanmalıdır.
Sanayide, kolemanitin çözünmesi sonucunda oluşan borik asidin tümünün çözeltide tutulması,
çökeltide ise, sadece, çözünürlüğü az olan jipsin kalması istenir.. Ekonomik açıdan bu
işlemin mümkün olan en az çözücü kullanılarak yapılması gerektiğinden, yüksek sıcaklıkta
yüksek olan H3B03 'ün çözünürlüğünden yararlanabilmesi için işlem sıcakta yürütülür.
Sıcaklık artması, reaksiyon dengesinin sağa kaymasına yardım eden diğer bir faktördür.
Katı kolemanit fazından çözelti fazına iyon transferi bir difüzyon olayı olup, transfer hızı
www.kimyamuhendisi.com
56
difüzyon hızının yüksek seviyede tutulması ile artacaktır. Sıvı faza geçen borat iyonlarının
borik aside dönüşmesi ise, difüzyona nazaran çok hızlı olup, sistemin toplam kinetiği
üzerine bir etkisi olmayacaktır. Dolayısı ile, kolemanitin asitli çözeltilerde çözünmesi,
katı fazdan sıvı faza kütle transferi ve sıvı fazda hızlı bir kimyasal reaksiyondan ibaret
olup, toplanı reaksiyon hızı difüzyon olayının kontrolü altında olacaktır. Kütle transferinde
yüzey alanın önemi göz önüne alınacak olursa, reaksiyon hızının, kolemanitin yüzey alanı
(A) ve difüzyon için sürücü kuvvet olan katı yüzeyi ve sıvı fazlar arasındaki konsantrasyon
farkının (∆c) bir fonksiyonu olduğu ortaya çıkar ve şu şekilde ifade edilebilir;
=
-dC/dt f (A , ∆C)
Kalsiyum ve sülfat iyonlarının çözelti fazından katı faza transferi ise, tamamen bir kinetik
olaydır. Birinci kademe reaksiyonu sonucunda ortama fazla miktarda gelen kalsiyum ve
sülfat iyonları, başlangıçta nükleasyon olayı ile aktif yüzeyler oluşturacaklardır. Ortama
hızlı bir şekilde devamlı transfer olan kalsiyum ve sülfat iyonları, ya yeniden nüve
oluşturacaklar, veya eski aktif yüzeylere (nüve veya aşı kristal) difüzyon bariyerini aşarak
iltihak edeceklerdir. Bu son olay ise, CaS04.2H20 kristallerinin büyüme hızı olarak ifade
edilebilir. Bu durumda, çözelti içindeki aktif yüzeyin arttırılması, nükleasyonu azaltacak ve
kristal büyümesini sağlayacaktır. Fosforik asit tesislerinde, çözme kazanına, önceden
oluşmuş CaSO4.2H2O kristallerinin büyük bir kısmının geri verilmesinin nedeni budur.
Bazı bor minerallerinin mineral asit çöze!tilerindeki çözünme kinetiği, seri halde yapılan
araştırmalar ile incelenmiştir. Bu araştırmalarda üleksit, hidroborasit, inyoit ve kolemanitin,
25°C, 50°C, 75°C ve 95°C' lerde, H2SO4, HCI, HN03 ve H3PO4 çözeltilerinde
çözünme hızları ve mekanizmaları araştırılmıştır. Çözünme sırasında mineral yüzeyinde
oluşan film tabakası mikroskop altında incelenmiş, termogramları (dta eğrileri,
Differansiyel Termal Analiz eğrileri), reaksiyon ürünlerinin literatürde verilen termogramlan
ile karşılaştırılarak, çözünme ortamında, çözünürlüğü daha az olan reaksiyon ürününden
oluştukları bulunmuştur. Şekil 5-9 ve Şekil 5-10' da reaksiyon ürünlerinin HN03 ve
H2SO4 çözeltilerindeki çözünürlükleri örnek olarak verilmiştir. Görülüyor ki, asit olarak
HCl ve HNO3 kullanıldığında film tabakası H3BO3'den, H2SO4 kullanıldığında ise,
kalsiyum sülfattan oluşmaktadır. Bu nedenle mineralin çözünme hızı, yüzeyinde oluşan
www.kimyamuhendisi.com
57
İncelenen bor minerallerinin çözünme hızlarının asit konsantrasyonu ile değişim eğrileri,
bütün mineral asitler için aynı tip olup, her birinde sıcaklığa bağlı olarak, düşük asit
konsantrasyonlarında bir maksimum çözünme hızı bulunmaktadır. Bu maksimum nokta,
mineralin çözünebileceği optimum koşulları vermektedir. Şekil 5-10’da örnek olarak,
kolemanitin değişik sıcaklıklarda ve değişik asitler içindeki çözünme hızları qörülmektedir.
Sıcaklık arttıkça, maksimum çözünme hızı noktası, daha yüksek asit konsantrasyonuna
doğru kaymaktadır (%1 - 20 asit). Şekil 5-11’de, 95°C de, kolemanitin değişik asitler
içindeki çözünme hızlarının kıyaslanması görülmektedir.
Bu şekilde, kolemanitin HCl veya HNO3 içinde çözünme hızının H2SO4, içindeki çözünme
hızına göre çok daha fazla olduğu görülmektedir. Mineralin çözünme hızının, yüzeyde
oluşan film tabakasının çözünme hızına bağlı olduğu gözönüne alınacak olursa, HCI veya
HNO3 çözeltileri içinde H3B03 film tabakasının H2SO4 çözeltilerinde oluşan
kalsiyum sülfat tabakasına göre daha yüksek çözünürlüğü olması ile izah edilebilir.
www.kimyamuhendisi.com
58
Şekil 5-10 Kolemanitin, değişik sıcaklıklarda, mineral asit çözeltilerindeki çözünme hızları.-Tübitak
Bor minerallerinin H2SO4 çözeltilerindeki ürünleri borik asit ve kalsiyum sülfattır, şekil
5.3.7' de, 25°C'de, borik asit ve kalsiyum sülfatın H2SO4 çözeltilerindeki çözünürlükleri
görülmektedir. Görüldüğü gibi, kalsiyum sülfatın çözünürlüğü, borik aside nazaran çok
düşüktür.
www.kimyamuhendisi.com
59
1) H2SO4 ve 98;
2) HC1 ve 95;
3) HNO3 ve 96
Endüstride, mineral yüzeyinin kalsiyum sülfat filmi ile kaplanmasının önlenmesi için
turbo karıştırıcılar kullanılmakta, bu şekilde mineralin çözünme hızının arttırılmasına
çalışılmaktadır.
Reaksiyon Dengesi
www.kimyamuhendisi.com
60
∆FR0= - RTlnK
= -1.364log K (5.3.1)
Reaksiyon ısısı, reaksiyon ürünlerinin oluşum entalpileri ile reaktanlann oluşum entalpileri
arasındaki farktır. Literatürde sadece 2Ca0.3B203 'ün entalpisi verilmiştir. Reaksiyon
ısısı kalorimetrede deneysel olarak hesaplanabilir. Bu değerden, kolemanitin oluşum
entalpisi hesapla bulunabilir.
www.kimyamuhendisi.com
61
Diğer bir yol da, kolemanitin "Differansiyel Termal Analız" tekniğinden yararlanarak
DSC (Differantiall Scanning Calorimeiry) eğrilerinin çizilmesi ye bu eğrilerden hesapla, 5
mol kristal suyunun ayrılması için gerekli enerjinin bulunarak, 2Ca0.3B2O3'ün oluşum
entalpisine ilavesi ile kolemanitin (2Ca0.3B203.5H20) oluşum entalpisi bulunabilir.
Reaktörde şarj hazırlanmasında kullanılan kolemanit çamurunun yoğunluğu 1,2 ile 1,3 kg/liter
arasında olamalıdır.
Buna göre; 11-12 m3 çamur, tanklardan reaktör(ler)e alınır. Üzerinde 15-16 m3 ana çözelti
(50-60 g/litre borik asit içeren 50-60 0C’taki çözelti) ve 800 liter H2SO4 alınarak salma buhar
ile 80-100 0C arsında kaynatılır. Reaksiyon yaklaşık 20 dakikada gerçekleştirilir. Şarj çözeltisi
reaktörde karıştırılarak 20-25 dakika kaynatılır. Şarj çözeltisinin kimyasal analizleri yapılır.
Bu kimyasal analizde standart değerler, çözeltide 1-1,5 g/l serbest H2SO4 ve 165-170 g/l
H3BO3 şeklindedir. Yapılan kimyasal analizde çözeltinin konsantrasyon değerleri standart
değerlerden şarklı ise standart hale getirilir.
Şarjın Analizi
50 ml2lik bir erlene 100 ml saf su alınır. Analizi yapılacak şarj çözeltisinden 10 ml ilave
edilip 4 damla % 0,1’lik metil oranj ilave edilir. Ortamda H2SO4 var ise çözeltinin rengi
kırmızı olur. Çözeltinin rengi kırmızıdan sarıya dönene kadar 1 N NaOh ile titre edilerek
birinci S1 sarfiyatı bulunur. Daha sonra çözeltiye 3 damla % 1’lik fenol ftalein damlatılıp
120-130 cm3 nötr gliserin ilave edilerek 1 N NaOH ile titre edilip S2 sarfiyatı bulunur.
Bulunan S1 ve S2 değerleri aşağıdaki denklikte yerlerine konularak H2SO4 ve H3BO3
miktarları g/l olarak bulunur.
H3BO3(g/l)=S2*6,18
www.kimyamuhendisi.com
62
5.3.4.4 Filtrasyon
Süzme işlemi iki kademede yapılmaktadır. Birinci kademede çözeltideki Ca2S04.2H20 vakum
bant filtrede kuru kek olarak alınır. Filtrat ise sıcaklığı 80°C den aşağı düşmeyecek
şekilde ısıtılan ara depoya beslenir. İkinci kademede berraklaştırma filtresi olarak basınçlı
filtre (filitrepres) kullanılır. Çözelti kristalizörü besleyen tanka alınmadan önce Ca++,
Mg++ vb. iyonlarını tutmak için bir iyon değiştiriciden geçirilir. Her iki filtrede de yıkama
suyu olarak takriben 80°C'deki kondensat suyu kullanılmaktadır.
Filitrasyon işlemi basınçlı filitreler yardımı ile gerçekleştirilir. Daha önceleri döner vakumlu
filitreler kullanılmış, fakat vakum sbebiyle sıcaklık düşüşüne bağlı olarak filtre yüzeyinde
kristallenme ile tıknma dolayısıyla daha yüksek verim sağlayan filitrepresler kullanılmıştır.
Şarj çözeltisinde borik asit çözeltisi ve Gibs Çamuru bulunmaktadır. Filitrasyon işlemi, şarj
çözeltisinden maksimum verim alınması için 2 kademede gerçekleştirilir. Birinci kademede
şarj çözeltisi 15 dakika boyunda süzülür. İkinci kademede ise çözelti, önceden perlit ile
kaplanmış başka bir basınçlı filtreden geçirilir. İkinci kademe yaklaşık 3 saat surer.
Filitrasyon ünitesinden çıkan çözelti (filitrat), toplama tanklarına gönderilirken gibs çamuru
(şlam) ise, şlam toplama sahasına gönderilir
www.kimyamuhendisi.com
63
5.3.4.5 Kristalizasyon
Bu ünitede 80-90 0C civarındaki sıcak borik asit çözeltisi kristalizatörde yaklaşık 400C’a
soğutularak krisallendirilir. Filitrasyon ünitesinde elde edilen borik asit çözeltisini aktarma
aparatıyla kristalizatöre sabit akış hızıyla beslenerek vakum ile soğutulması sağlanır.
Kristalizatörde çözelti seviyesi sabit olamalıdır. Beslenen borik asit çözeltisi püskürtülerek
kristalizatör içinde geniş bir alana yayılMASI SAĞLANIR. Vakum sayesinde soğutularak
kristallerin oluşumu sağlanır.
Vakumlayıcı olarak iki sistem bir arada kullanılır; ki bunlar soğuk su ve buhar akışlarıdır.
Vakumlayıcıdan soğuk suyun geçirilmesi ile gerekli olan - 650 mmHg’lık bir vakumun
yaklaşık 430-450 mmHg’sı tedarik edilmiş olur. İhtiyaç olunan vakumu 650’ye tamamlamak
için ise buhar akışından şaydalanılır.
Verimi arttırmak amacı ile kristalizatörde geri besleme ile bir sikülasyon sağlanır.
www.kimyamuhendisi.com
64
Sirkülasyon ile hem verim artırılmış olur, hem de oluşacak kristallerin sayısı da artar.
Kristal büyüklüğü;
• Eğer sirkülasyon miktarı çok yüksek ve süspansiyon yoğunluğu çok düşük ise, serbest
süper süspansiyon sebebiyle kristaller arasında birçok başlık ihtiva edilecektir. Bunu
gidermek için süspansiyon yoğunluğunu artırmak gerekir.
Vakumda ısınan oğutma suyu önce soğutma havuzuna, oradan da soğutma kulelerine
gönderilir, tekrar kullanılır.
www.kimyamuhendisi.com
65
5.3.4.6 Santrfüj
Bu kısımda, itici merkezkaç gücünden yararlanılarak kristalizatörden gelen kristali ana
çözeltiden ayırma işlemi gerçekleştirilir.
Kristalizatöre yaklaşık 80 0C’de gelen çözeltiden elde edilen, 40-45 0C’deki kristal-ana çözelti
süspansiyonu kristalizatörden çıkar ve santrfüj makinelarına verilir. Sürekli sistemle çalışan
santrfüj cihazına besleme yapılmada önce seperatöre besleme verilir. Seperatörde debisi
ayarlandıktan sonra, santrfüjde ana çözelti ile krstaller ayrılır.
www.kimyamuhendisi.com
66
5.3.4.7 Kurutma
Santrifüjde ayrılan ana çözelti ile kristalizatörden sonra seperatörden gelen ana çözelti
birleştirilerek, ana çözelti (zayıf çözelti-proses suyu) toplama tanklarına gönderilir.
Santrfüjden gelen kristaller ise yaklaşık % 4-5 oranında nemlidirler. Birçok kurutucu tipi
vardı. Fakat son zamanlarda döner tepsili kurutuculardan, akışkan yataklı kurutuculara geçiş
yapılmıştır.
Akışkan yataklı kurutucularda, dışarıdan alınan hava ısıtılarak, yatak şeklinde belli bir
kalınlıkta döşenmiş kristallerin altından besleme ile akışkanlaştırılasında ve dolayısıyla
kurutulmasında kullanılır. Akışkan yataklı kurutucularda daha iyi bir kuruma sağlanmaktadır.
Nemli borik asit kristallerinin nemi alınır. (Yaklaşık % 56,3 B2O3 tenör içeren ürün) Buradan
çıkan ürün ise elevatör yardımıyla sarsak bir eleğe taşınır. Sarsak elekte elenen ürün, bunkere
alınır. Daha sonra ise ürün torbalanır.
www.kimyamuhendisi.com
67
www.kimyamuhendisi.com
68
www.kimyamuhendisi.com
69
www.kimyamuhendisi.com
70
Ana suların nötralleştirilmesinden sonra geri kalan boraksın HNO3 ile reaksiyonu :
olarak gösterilebilir.
Bu reaksiyonun sonucu oluşan borik asit kristalleştirilir ve santrifüjden süzülür. Çözelti ile
NaNO3 devresine geçen borik asit, tinkal ile nötralleştirilir. NaNO3 kristalizöründe 20°C’ye
soğutulan çözeltide borik asidin kristalleştirilmesini önlemek için çözünürlüğünü arttırmak
gereklidir. Toplam reaksiyon denklemi, kısaca,
olarak gösterilmiştir. Görüldüğü gibi proses sırasında reaksiyon suyu açığa çıkmaktadır.
www.kimyamuhendisi.com
71
Elektroliz prosesinde iki esas ürünün yanında hidrojen ve oksijen gazlarında yan ürün olarak
çıkmaktadır. Bu gazlar sanayide değerlendirilebileceği gibi çevre kirliliği yaratmadığı için
havaya da atılabilmektedir. Yeni geliştirilen bu proses Bandırma Boraks ve Borik asit tesisleri
bünyesinde kurulan pilot tesiste ETİBANK - TÜBİTAK işbirliği ile denenmektedir.
www.kimyamuhendisi.com
72
Bor ürünlerinin çevreye olumsuz etkileri diğer sanayi sektörlerine oranla çok daha düşük
düzeydedir. Hatta, kemoterapi sonrası radyoaktif maddelerin etkisini azaltmak üzere
kullanım, insan ve canlılara gerekliliği nedeniyle çevre dostu sayılabilecek elementlerdendir.
Birçok ülkede mineral takviyesi amacıyla insanlar için bor tabletleri üretilmeye başlanmıştır.
Tarımda kullanımı da aynı şekilde gelişime açık görülmektedir.
Maden ve proses tesislerinde çalışan işçilerde yapılan testlere göre bu tür işlerde çalışmayan
işçilere nazaran aşağıdaki oranlarda akut etki görülmüştür.
Öksürük RR=1,7
Ancak, devam ettirilen gözlemler sonucunda, bu etkilerin ilgili işyerlerinden ayrıldıktan sonra
herhangi bir sekel bırakmadan düzeldiği görülmüştür. İşçiler için kabul edilebilir eşik değer
limiti ise, TLV=10 mg borat/m3 olarak verilmekte ve bunun toz standartlarına da uyduğu
belirtilmektedir.
B.S.Şaylı tarafından yapılan araştırmalarda borun insan sağlığına olumsuz etkisi kesin olarak
tespit edilmiştir.
www.kimyamuhendisi.com
73
sahiptir. Borların canlılara etkisi konusundaki araştırmalar yetersiz olmakla birlikte, birçok
canlının boru tolere edebilme kapasitesinin yüksek olduğu görülmektedir.
Borun çevreye olumsuz etkisini azaltmak için: Bor ürünlerinin nakliyesinde kullanılan tüm
vasıtalar, sızdırmaz, tozlaşmaya ve dökülme gibi kirlenmeye ve zayiata neden olmayacak
şekilde seçilmelidir.
Cevher zenginleştirme ve rafinasyon işlemleri esnasında oluşan bor içeren sıvı atıkların
sızdırmaz gölet veya barajlarda depolanması, katı atıkların ise yine çevreyi kirletmeyecek
şekilde muhafaza edilmesine özen gösterilmeli.
Eti Holding A.Ş.’nin borun gerek insan sağlığı, gerek bitki üzerindeki etkilerini incelemek
üzere bilimsel kuruluşlar ve üniversitelerle işbirliği sürdürülmektedir. Bor’un çevreye olan
etkilerini araştıran projelerin desteklenmesine devam edilmelidir.
Sulu bor gübre ve tarım sektöründe kullanılan en önemli bor ürünü olup borik asit ve
borakstan üretilmektedir. Tarım ülkesi ve borik asit-boraks üreticisi durumunda olduğumuz
göz önünde bulundurularak katma değeri yüksek bu ürünün üretilebilmesi için girişimlerde
bulunulmalıdır.
Atık barajlarında toplanan bor atıklarının sanayide kullanımı için gerekli araştırmalar
yapılmalı ve ilgili endüstri dalları ile ortak projeler geliştirilmelidir.
Cevher zenginleştirme tesislerinden çıkan atıklar genellikle ince boyutlu katı ve pülp
halindedir. Çevre bilinci gelişmeden önce bu atıklar maden alanlarının yakınındaki sahalara,
atık barajlarına, denizlere, gölere ve nehirlere boşalmaktaydı. Günümüzde ise zenginleştirme
tesis atıklarından yararlanmak veya eğer bu mümkün değilse uygun biçimde bertaraf etme
yoluna gidilmektedir. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, Dünyanın bir çok ülkesinde
araştırmacılar ve işletmeler bu konuda yoğun çaba harcamaktadır. Yapılan araştırmalar daha
çok yapı malzemeleri üretimine, cam ve seramik endüstrilerine ham madde hazırlamaya
yöneliktir.
Teknolojik gelişmelere bağlı olarak yeni yöntem ve ekipmanların geliştirilmesi ile cevherlerin
ekonomik tenörleri aşağılara çekilmekte, artık konumundaki bir çok depolanmış yığın da bu
www.kimyamuhendisi.com
74
Atıkların uygun bir şekilde değerlendirilmesinde elde edilecek avantajları aşağıdaki gibi
sıralamak mümkündür.
Ülkemizde her yıl boron mineralleri üretimi sırasında 600 000 ton at5ık ortaya
çıkmaktadır.(Yaman 1998) Bu atıkların düzenli bir şekilde depolanması ile ileride
kullanılabilme imkanı vardır. Bor atıklarının değerlendirilmesi ile aşağıdaki avantajlar
sağlanmış olacaktır.
• Hali hazırda büyük bir potansiyel olan stoklar ülke ekonomisine kazandırılacaktır.
www.kimyamuhendisi.com
75
BOR ATIKLARI
www.kimyamuhendisi.com
76
Flotasyonla yapılan bor zenginleşmede mekanik dağıtma ve sınıflandırma ile kil içerikli
şlamın atılması ve doygun bor çözeltilerinde çalışılması gereği üzerinde durulmamaktadır.
Şlam halinde bulunan kilin bor mineralleri üzerine şlam kaplama mekanizması nedenliyle
flatasyon verimini düşürdüğü kanıtlanmıştır. %5 oranında kil varlığında bile flatasyon verimi
büyük ölçüde düşmektedir. Kilin kolemanit yüzeyine elektrostatik çekim vasıtasıyla yapıştığı
tespit edilmiştir.
İster ham cevher olsun ister konsantre olsun boratların çok ince boyutta (-0,5 mm) satışının
mümkün olmaması, bunların briketleme ile boyut kazandırılmasını zorunlu hale getirmiştir.
Bu amaca yönelik olarak çalışmalar yapılmış ve bu çalışmalardan çıkan ortak sonuç, tanelerin
suyla veya borik asitle nemlendirilmesi ile istenen özellikte birikenler elde etmek mümkün
olduğu yönündedir.
www.kimyamuhendisi.com
77
Atıkların göletlere verilmeden önce uygun flokülasyon ve koagülasyon yöntemleriyle katı sıvı
ayırımına tabi tutulur. Susuzlaştırma ile göletlerin hızlı bir şekilde dolması engellenebileceği
gibi elde edilen sıvı tekrar kullanılmak üzere tesise de beslenebilecektir. Atıkların diğer
sektörlerde kullanılabilmesi için de susuzlaştırma işleminin gerekliliği göz ardı edilmemelidir.
www.kimyamuhendisi.com
78
7. SONUÇ
Borik asit, diğer rafine bor ürünleri (boraks, sodyum perborat) gibi önemli bir kullanım
alanına sahiptir. Burada beş üretim metodu ile borik asit üretimi anlatılmıştır.
Bu üretim teknikler içerisinde Türkiye, borik asit eldesinde kolemanit yöntemini seçmiştir.
(Önceleri Tinkal’den üretim yapılmaktaydı, fakat, bu yöntem pahalı olduğu için
terkedilmiştir.)
Ülkemiz açık bir farkla dünyanın en zengin bor yataklarına sahip. Dünyadaki toplam bor
rezervinin yaklaşık %64’ü Türkiye’de, %11’i Rusya ve %9’u ABD’de. Bu da, rezerv ömrü
hesaplandığında, Türkiye’nin en uzun rezerv ömrüne sahip ülke olduğunu gösteriyor. Fakat
tüm bunlara rağmen, ülkemiz aynı oranda pazar payına sahip değildir. Kısacası pazarlama
değil satış yapılmaktadır.
Borun geniş kullanım yelpazesine ve bu elementle ilgili son yıllarda yapılan ileri teknolojilere
yönelik araştırmalara ve yakıt malzemesi gibi yeni potansiyel kullanım alanlarına
bakıldığında, bir bor hazinesine sahip olmamızın, ülke sanayisini canlandıran politikalar
uygulandığında, ülkemize yeni kuşaklar açacağı kesin. Burada önemli olan teknolojiyi izleyen
konumundan sıyrılıp teknoloji üreten, yani yenilikler yaratan konumuna geçilmesi. Bu
nedenle bilimsel araştırmalara ağırlık verilmesi büyük önem kazanıyor.
www.kimyamuhendisi.com
79
8. KAYNAKLAR
2) AKOĞLU K., TOLUN R., EMİR B., “ Tinkal Konsantresinden Borik Asit Ve
Sodyum Sulfat Üretimi”, TÜBİTAK
4) AYOK Y., TOLUN R., Borik “Asit- Sodyum Sülfat Dekafidrat Karışımının
Flotasyonla Ayrılması”, TÜBİTAK
6) EMİR B., TOLUN R., “Tinkal Konsantresinden Sülfürik Asit İle Borik Asit
Üretimi” , TÜBİTAK
9) OĞUZ A., “Hafif, Dirençli ve Dayanıklı Bor Cevheri”, Bilim ve Teknik, sh 38-42
10) YILMAZ A., “Her Derde Deva Bor Hazinemiz”, Bilim ve Teknik Mayıs 2002, sh
38-48
80
İnernet kaynkları
[1] www.boraxtr.com
[2] www.etimineusa.com
[3] www.goindustry.com
[4] www.odevsitesi.com
[5] www.ps.uci.edu
81
9. EKLER
9.8 ÖZGEÇMİŞ