Professional Documents
Culture Documents
ELEŞTİRİDE SINIR
Yapılacak eleştiride oluşturulacak sınırlar, öncelikle kendi sınırlarımız olmalıdır. Buna bir
çeşit “Haddini Bilme” denilebilir. Sonra eleştirinin sınırları çizilmelidir. Kelime ve
cümlelerin vurgusu doğru saptanmalıdır.
Uzmanlık alanımız dışındaki bir konuda eleştiriler yapmamız, bize hiçbir fayda
sağlamayacağı gibi, uzmanlık alanımızda sahip olduğumuz itibarın da zedelenmesine neden
olur.
ELEŞTİRİDE SINIR
Eleştirinin:
1. Anlaşılabilirliğine;
2. Genel anlayış doğrularına;
3. Aynı dalın uzmanları tarafından kabul edilebilirliğine;
4. Yanlışlarının ve olması gereken doğrularının inandırıcılığına;
5. Evrensel boyutlarda ele alınıp alınmadığına;
6. Sağlayacağı yarara;
7. Etki alanına,
Eleştirmenin:
1. Birikimine;
2. Farklı bakış açılarını görebilmesine;
3. Bilgilerinin doğruluğuna;
4. Daha önceki eleştirilerinin doğruluğuna;
5. Kişisel ve duygusal yaklaşımlarını aşabilmesine;
6. Teknik ayrıntılara özen göstermesine;
7. Yanlışları doğru açıklayabilme gücüne;
8. Kıyaslama gücüne;
9. Okuyucuyu ikna etme yeteneğine;
10. Deneyiminin sağlamlığına;
11. Eleştirisinin eleştirilebileceğini hesaplama gücüne.
ELEŞTİRİNİN YAN ETKİLERİ
Eleştiriler:
Eleştirilen şeyi gündemde tutar.
Eleştirilen şeyin, istense de istenmese de reklamı yapılmış olur.
Eleştirilen şeyin taraf bulmasını sağlar.
Olumsuz eleştiri alanlar kabul etmese bile, eleştirilen şeyi bazen güçlendirir
EDEBİ ELEŞTİRİLER
SİNEMA ELEŞTİRİLERİ
TİYATRO ELEŞTİRİLERİ
MÜZİK ELEŞTİRİLERİ
TARİH ELEŞTİRİLERİ
EDEBİ ELEŞTİRİLER
TARİHSEL ELEŞTİRİ
OKURA YÖNELİK ELEŞTİRİ
SANATÇIYA YÖNELİK ELEŞTİRİ
ESERE YÖNELİK ELEŞTİRİ
TARİHSEL ELEŞTİRİ
Sanatsal eser yaratıldığı dönemin koşulları içinde görülür, o günün değer ölçütleriyle
değerlendirilir. Örneğin bir Fuzuli, bir Namık Kemal ancak Osmanlı’nin toplumsal düzeni göz
önünde bulundurularak kavranabilir. Tarihsel eleştiride, eleştirmen biraz da edebiyat tarihçisi
gibi davranır. Edebiyat tarihinin sunduğu verilerden, o dönemin başka ürünlerinden yararlanır.
Sanatçının yaşamöyküsü de ona ipuçları olur.
OKURA YÖNELİK ELEŞTİRİ
Eleştirmenin esere, okura verdiği haz veya onda uyandırdığı estetik duygu yönünden
yaklaşmasıdır. Okura dönük olan bu eleştiri türünde eleştirmenin işi eseri açıklamak,
değerlendirmek değil, kendisini nasıl etkilediğini, onu beğenip beğenmediğini, kendisinde
uyandırdığı duyguları anlatmaktır. Burada eleştirmen işin içine kendi benliğini katar. Bu tür
eleştiriye öznel eleştiri denişi de bundandır.
ÖRNEK:
Peyami Safa’nın bu romanını içim burkula,acı bir lezzetle okudum.bu roman değil,başından
sonuna kadar bir ıstırap levhası.
o kadar tabii ve canlı ki kendimi ıstırabın içine gömüyorum.hayatta böyle facialara kim bilir
ne kadar sürünüp geçmişizdir de farkına bile varmamışızdır.fakat Peyami Safa hem farkına
varmış,hem de bu acının tarihini hayattan daha büyük bir muvaffakiyetle anlatmaya kadir
olmuştur...(Hüseyin Cahit)
SANATÇIYA YÖNELİK ELEŞTİRİ
sanatçının eserini açıklamak için onun kişiliğini, ruhsal yaşantısını ve bilinçaltı dünyasını
ölçüt olarak alır. Burada Freud`un psikanaliz yönteminden yararlanılır. Yaşamöyküsel
eleştiride, sanatçının yaşamı ile eseri arasındaki etkileşimleri bulunup ortaya konmaya
çalışılır. Bunun için ya eserden sanatçıya, ya da sanatçıdan kalkarak eseri açıklamaya gidilir.
ÖRNEK:
9.Hariciye Koğuşu,bir ruh çözümlemesi romanıdır.yazar,gözlemlerini bilinenden
bilinmeyene,bilinçten bilinçaltına doğru uzatarak,insan ruhunun en karanlık köşe bucaklarını
bilinç üstüne çıkarmaya çalışmış,bunda da gerçekten üstün bir başarıya ulaşmıştır...(Cevdet
Kudret)
ESERE YÖNELİK ELEŞTİRİ
Bunlara göre bir eseri sanatsal kılan onun biçimidir. Sanatçı o biçimi kurmak için hangi yola
başvurmuştur, nelerden yararlanmıştır? Eleştirmen bu soruların cevabını esere bağlı kalarak
açıklamaya çalışır. ”Sanatçı, ele aldığı konuyu içerik haline getirir, bunun için de belli bir
teknik kullanır. Sanat eserinin anlamı ancak o biçimin taşıdığı anlam olduğu için teknikten söz
etmek her şeyden söz etmektir. Eserin konusu, kişileri ve bunların arasındaki çatışma, anlatım
tekniği, olay örgüsü, imajlar, ton, semboller, bunların hepsi teknikle ilgili şeylerdir ve eserin
kendine özgü anlamını meydana getirir.
ÖRNEK:
Bu kitap bugünkü Türkçenin,sanatkarı elinde ne harikalar verebileceğini ispata kafidir.bir
hastalığın destanı olan bu kitapta bir mısra dolusu güzel cümleler var.”şimşek”le başlayan ruh
tahlillerini bu kitapta daha olgunlaşmış buluyoruz...(Cahit Sıtkı)
TÜRKİYE’DE ELEŞTİRMENLER
Tanzimat dönemi : Şinasi, Namık Kemal, Recaizade Ekrem, Abdülhak Hamid;
Samipaşazade Sezai, Beşir Fuad, Nabizade Nazım, Mizancı Murad'tır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında eleştiri Yahya Kemal ve Ahmet Haşim'le başlar. Nurullah Ataç,
Suut Kemal Yetkin'le devam eder.İsmail Habip Sevük ve Ahmet Hamdi Tanpınar ise eleştiriyi
edebiyat tarihi içinde ele alırlar.
TÜRLERİNE GÖRE ELEŞTİRMENLR
Romantikler:Şinasi, Namık Kemal, Recaizade Ekrem, Abdülhak Hamid
Realistler: Samipaşazade Sezai, Beşir Fuad, Nabizade Nazım, Mizancı Murad'tır.
Öznelci eleştirmenler:Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin
Sistematik eleştirmenler :Asım Bezirci, Fethi Naci, Hüseyin Cöntürk
Hümanist eleştirmenler:Sabahattin Eyüboğlu ile Vedat Günyol
Çağdaş eleştirmenler :Mehmet Kaplan, Tahsin Yücel, Akşit Göktürk, Şara Sayın, Ünsal
Oskay, Murat Belge, Orhan Burian, Tahir Alangu, Memet Fuat, Mehmet Doğan, Bedrettin
Cömert, Enis Batur, Nihat Sami Banarlı, Cemil Meriç, Kenan Akyüz, Melih Cevdet, Konur
Ertop, Orhan Şaik Gökyay, Alpay Kabacalı, Cevdet Kudret, Agah Sırrı, Berna Moran, Rauf
Mutluay, Yaşar Nabi, Ahmet Oktay, Atilla Özkırımlı, Nermi Uygur ve Fuat Köprülü
ELEŞTİRMEN TİPLERİ
Bilgisiz-Deneyimsiz-Taraflı-Ön yargılı;
Bilgili-Deneyimsiz-Taraflı-Ön yargılı;
Bilgili-Deneyimli-Taraflı-Ön yargılı;
Bilgili-Deneyimli-Tarafsız-Ön yargılı;
Bilgili-Deneyimli-Tarafsız-Ön yargısız eleştirmen gibi...
SİNEMA ELEŞTİRİSİ
Sinema eleştirisi Türkiye’de 1918-1920 yılları arasında temaşa dergisinde birçoğu Muhsin
Ertuğrul tarafından yazılan yazılarla başladı.sanat dergilerinin sinemaya önem vermesi ikinci
dünya savaşı döneminde başladı.başlıca sinema eleştirmenleri arasında Nejat Özön,Atillia
İlhan,Metin Erkasan,Tunç Yalman,Halit Refiğ,Atilla Dorsay sayılabilir
TARİHİ ELEŞTİRİ
Tarihi eleştiri kapsadığı doğru unsurları ortaya koymak için kaynakların metotlu olarak
incelenmesidir.kaynaklar,anıtsal,yazılı veya sözlü’dür.Eleştiri bunların
gerçekliklerini,doğruluklarını ve yetkilerini ortaya koymak zorundadır.Bu şekilde ortaya
konan meseleleri çözmek için tarihçi tarihin yardımcı bilimlerine başvurmak zorundadır.
Tarihi Eleştiri,iyi ve gerektiği gibi yazıldığı zaman,tarih bilimsellik kazanır;eleştiriye
dayanan derin bilimsel eser olayların doğruluğunu belirler ve tarihi sentezin tek geçerli temeli
olur.